561268
Seyrantepe ihalesinden beklenen oldu
TOKİ'de düzenlenen basın toplantısında ilk önce söz alan TOKİ Başkan Yardımcısı Ahmet Haluk Karabel, Varyap-Uzunlar İş Ortaklığının teklifini 179 milyon 661 bin 553 lira olarak revize ettiğini açıkladı. TOKİ Başkan Yardımcısı Tıraş da Galatasaray Spor Kulübü için İstanbul-Ayazağa'da yaptırılacak olan 52 bin seyirci kapasiteli Türk Telekom Arena (Seyrantepe Stadı) ikmal işini Varyap Varlıbaşlar Yapı Sanayi ve Turizm Yatırım Ticaret A.Ş Uzunlar İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş İş Ortaklığının aldığını belirtti. Söz konusu ortaklık daha önce 184 milyon 61 bin 53 liralık teklif sunmuştu.
561803
İlaç firmalarına ödenen para azaltılacak
Sağlıkta harcamalar kısılacak. Günlerdir aranan yöntem bulundu. Hükümet firmalarına ödediği parayı azaltacak, bunun için çetin pazarlık yapılıyor. Sağlık Bakanı Recep Akdağ CNN TÜRK'e anlattı. Akdağ, "Sağlık hizmetlerinde vatandaş açısından en ufak bir değişiklik olmayacak, vatandaş hissetmeyecek dedi. Sırada bir de akıllı kampanyası var. (Büşra Arslantaş CNN TÜRK) -- Tam da hükümet geçen yıla göre kat kat artan sağlık harcamalarını kısmanın yollarını ararken Başbakan, sağlıkta tasarrufa sıcak bakmadığı mesajını verdi. Zaten bürokratlar da tam olarak onun söylediği gibi bir tasarruf mekanizması üzerinde çalışıyordu. Sağlık harcamalarında tasarruf yapılacak ama vatandaş etkilenmeyecek. İşte tasarrufun yöntemini Sağlık Bakanı Recep Akdağ CNN TÜRK'e anlattı. Akdağ harcamaların mutlaka azaltılması gerektiğine dikkat çekti, özellikle de harcamalarının. Çünkü bu yıl Türkiye ilaca geçen yıla göre yaklaşık yüzde 20 fazla para ödedi. İşte bunun için iki aydır bürokratlar çalışıyor. Recep Akdağ bulunan yöntemi ilginç bir benzetmeyle anlattı: "Tıpkı alışverişte olduğu gibi. Nasıl istediğiniz bir ürünü alırken indirimi beklersiniz ve sonuçta aynı ürünü indirimli alırsınız, işte bu yöntemle tasarruf sağlanacak" Hükümet şirketleri ile masaya oturdu. Gündemde muadil ilaca ödenen yüzde 15'lik farkın kısılması var. En ucuz muadili 100 lira olan ilaca 115 liraya kadar ödeme yapan devlet bu farkı azaltmayı düşünüyor. Sadece bu değil gündemde akıllı kullanımını sağlamak amacıyla hem doktorlara hem de sigortalılara dönük yapılacak kampanya da var. Bir de hastanın daha tasarruflu kullanmasını sağlamak amacıyla doktorlara verilmesi.
561487
Topbaş: Acımasız olacağız can yanacak
"Kimse kusura bakmasın, kamulaştırma ise kamulaştırma, istimlaksa istimlak" yapılacak diyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, " ''Acımasız olacağız. Birilerinin canı yanacak'' dedi. Kadir Topbaş'ın açıklamasından satır başları şöyle: Belki biraz acımasız olacak ama kimse kusura bakmasın. Gereken soruşturmaların talimatını verdik. Bodrum katlarının etkileneceği noktalarında iptaline kadar bütün tedbirler yapılacak. Dere yataklarındaki bütün çalışmaları yürüteceğiz. Bu konuda basınımızdan ve yargımızdan destek bekliyorum. Çünkü aldığımız kararlarda yürütmeyi durdurma kararları alınmakta. Felaketle ilgili 'Ekipman konusunda yetersiz kalındı' gibi sözler söylenemez. Bölgede 1225 personelle ve 406 büyük araçlarla ciddi bir kurtarma çalışması yapıldı. 100 civarında araç denizden çıkarıldı. Personelemiz canı pahasına kurtarma operasyonları katıldı. Bir itfaiye aracımı devrildi. Basın Ekspres yolu yapılırken, bir mimar olarak söylüyorum, "Basın Ekspres Yolu bir dere yatağı üzerinden geçirilirken, niçin yağışları denize aktaracak sistemler düşünülmedi diye?" sesli düşünmek istiyorum. TIR GARAJININ CHP'DEN ALINMA RUHSATI VAR "Beklerdim ki Sayın Baykal ve diğer parti liderleri de beni arasınlar "Sayın başkan geçmiş olsun, ne yaparız desin. Biz de yasalarla ilgili düzenlemeleri beraber yaparız" ama bunun tam aksi oldu. Bizlerin de 16 yıldır yönetimde olduğu söyleniyor. Kendileri 44 yıldır yönetimdeydi. 44 yılın tahribatıyla 16 yıl karşılaştırılsın. Zaten halkımız da biliyor ve onlara bu yüzden yönetimi vermiyor. Sayın Baykal TIR parkından bahsediyor ve "ruhsatları var m"ı diyor? Evet bu parklardan tanesinin ruhsatı var, ama CHP döneminde Küçükçekmece’de verilmiş ruhsatlar. tane parkın ruhsatları maalesef CHP döneminde verilmiş ve bizim Osmanlı Parkı 19 Şubat’ta 2008’de mühürlemiş. "TIR garajı olmaz" diye. Ayrıntılar gelecek...
561746
"Türkiye, tehlikeli takım"
36. Avrupa Erkekler Basketbol Şampiyonası'nda yarın Türkiye ile karşılaşacak olan İspanya'da milli oyuncu Marc Gasol, tehlikeli bir rakibe karşı mücadele vereceklerini söyledi. NBA takımlarından Memphis Grizzlies'da forma giyen İspanyol oyuncu Marc Gasol, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, yarın karşı karşıya gelecekleri Türkiye'nin çok mücadeleci bir takım olduğunu ifade etti. Türkiye Milli Takımı'nın, kadrosunda Hidayet Türkoğlu gibi önemli bir oyuncu olmasına karşın, takım oyunu oynadığını kaydeden İspanyol pivot, ''Türkiye, tehlikeli bir takım. Uzunları genç ama tecrübeli. Nasıl oynayacaklarını biliyorlar. Bizim amacımız, önce bu gruptan çıkmak, daha sonra da şampiyonluğa doğru ilerlemek'' şeklinde konuştu.
561538
UAEK, Rusya'ya tehlikeli radyoaktif madde nakletti
UAEK'nin internet sitesindeki açıklamaya göre, her biri insanı birkaç dakikada öldürebilecek 36 adet kobalt-60 kaynağı, 30 Ağustosta Lübnan'dan Rusya'ya gönderildi ve güvenli bir bölgeye yerleştirildi. Rusya'ya nakledilen Kobalt-60 kaynaklarının eskiden bir tarım projesi için kurulan bir jeneratörden alındığı belirtildi. Maddenin nakledilmesi sürecinde gözlemcilik yapan UAEK yetkilisi Robin Heard, "Orta Doğu'daki siyasi durum göz önüne alındığında, bu kaynağın zararlı olabileceğini düşündük. Çalınsaydı, insanların hayatı tehdit altında olacaktı" dedi. Lübnan Atom Enerjisi Komisyonu yetkililerinden Muzna Assi de, kobaltın güvenle başka bir bölgeye nakledilmesinin Lübnan ve dünyanın güvenliği için iyi olduğunu söyledi.
561144
DTP'li yöneticiler KCK operasyonuna takıldı
DTP İl Genel Meclis Başkanı ve eski Lice Belediye Başkanı Şehmus Bayhan, Yenişehir Belediye Başkan Yardımcısı İhsan Uğur, Kayapınar Belediye Başkan Yardımcısı Sabahattin Dinç, Bağlar Belediyesi Başkan Yardımcısı Hacı Erdemir, Bismil eski Belediye Başkanı Şükran Aydın, Bağlar eski Belediye Başkanı Yurdusev Özsökmenler ve Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Bayrak'ın da aralarında bulunduğu 10 kişi Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatı ile gözaltına alındı. Zanlılar sorgulanmak üzere Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.
560860
Ankaraspor FIFA'ya Dupont ile gidiyor
Ankaraspor FIFA'ya Dupont ile gidiyor Ankaraspor, kulüp futbol şube sorumlusu Ahmet Gökçek'in Ankaragücü Başkanlığına seçilmesinin ardından Futbol Federasyonu tarafından başlatılan soruşturmayla ilgili FIFA'ya başvuruyor. TFF Hukuk Kurulu'nun verdiği karara itiraz etmek için FIFA'ya başvuran mavi-beyazlı ekip, konuyla ilgili kendilerini savunması için 'Bosman' kurallarının çıkmasını sağlayan ünlü Fransız avukat Jean Luis Dupont ile anlaştı. Dupont'un kendisiyle bağlantı kuran kulüp yetkililerinden bilgi aldıktan sonra avukatlık yapmayı kabul ettiği belirtildi. Öte yandan Futbol Federasyonu'nun aldığı karar gereği Ankaraspor'un yarınki Kayserispor maçına çıkamayacağı, Başkent ekibinin ligden düşürülmesinin gündemde olduğu iddia edildi. 11.09.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir.
561371
Cezaevinde işkence iddialarına inceleme
DENİZLİ Tipi 'nde cinayete karışmaktan hükümlü 24 yaşındaki Yunus Kalkan'ın doktor ve infaz koruma memurları tarafından dövülüp, yapıldığı iddiaları üzerine inceleme başlatılmasını istedi. Bakanlık, iddiaların acil olarak araştırılıp, Bürosu'na bilgi verilmesi için Honaz Cumhuriyet Başsavcılığı'na bir yazı gönderdi. 2005 yılında Aralık ayında, Murat Şenkur, 'de alacak meselesinden çıkan tartışmada iddiaya göre, Servet Saka tarafından tabancayla başından vurularak, öldürüldü. Şenkur'un cesedi bir süre sonra 'nın İlçesi yakınlarında gömülü bulundu. Olayın ardından zanlısı Servet Saka ve kendisine yardımcı oldukları ileri sürülen Yunus Kalkan, Mehmet Emin Mutlu gözaltına alındı. İzmir 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan sanıklardan Servet Saka, ömürboyu hapis, Yunus Kalkan ile Mehmet Emin Mutlu ise 14'er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezaevine gönderilen sanıklardan Yunus Kalkan, 2.5 yıl 'nde kaldıktan sonra, yer sorunu olduğu gerekçesiyle Denizli Tipi Cezaevi'ne sevkedildi. 1.5 yıldır Denizli Tipi Cezaevi'nde kalan oğulları Yunus Kalkan'ı 13 Ağustos'ta ziyarete giden baba Kemal ve anne Gülseren Kalkan, dövülüp, işkenceye uğradığı ileri sürülen oğullarını tanınmayacak halde bulunca şoke oldu. Kemal Kalkan, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü ile Denizli Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Denizli Savcılığı, ‘Yetkisizlik’ kararı vererek, dosyayı Honaz Başsavcılığı'na gönderdi. DÖVÜP, TAZYİKLİ SU TUTTULAR İDDİASI Hükümlü Yunus Kalkan, kapsamında Honaz Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği ifadesinde, “Koğuşta arkadaşım Kadir Yüce ile kavga ettim. Kavgayı, koğuştaki diğer arkadaşlarının zile basarak çağırdığı gardiyanlar ayırdı. Daha sonra, koğuşlarımız değiştirildi. Olaydan iki gün sonra, revire çıkarıldım. Üzerimde bir tek iç çamaşırımın alt kısmı kalana kadar soydular. Gardiyanlar, gülerek aniden üzerime saldırdılar. Yumruk atıp, tekmelemeye başladılar. Döverek gözetim odasına kadar götürdüler. Arada da bir süre dövdüler. İsmini bilmediğim bir da itfaiye hortumu ile üzerime tazyikli su tuttu. Sağlık görevlisi S.G., infaz koruma başmemuru Ö.E. ile infaz koruma memurları H.Ö., B.K., B.G., S.Ç. ve Ş.S.'den şikayetçiyim” dedi. İDDİALARIN ARAŞTIRILMASI İSTENDİ Cezaevindeki işkence iddialarının gazetelerde de yer alması üzerine harekete geçen Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, Honaz Cumhuriyet Başsavcılığı'na 07 Eylül 2009 tarihli bir yazı gönderdi. Gazetelerde çıkan haber küpürlerinin de eklendiği yazıda, Denizli Tipi Cezaevi'ndeki işkence iddiasının acil olarak araştırılarak İnsan Hakları Bürosu'na ivedilikle bildirilmesini istendi. Honaz Cumhuriyet Başsavcılığı'nda yürütülen soruşturma kapsamında işkence iddialarına adı karışan infaz koruma memurları ile hükümlülerin ifadelerine başvurdu. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü yetkilileri ise işkence ididalarıyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmazken, soruşturmanın sürdüğünü bildirdi. “ADALET İSTİYORUM” Yaşanan gelişmeler üzerine baba Kemal Kalkan, oğluna yapılan işkenceyi kınadığını, bu işin sonuna kadar takipçisi olacağını söyledi. Adalet varsa oğluna işkence yapanların, görevden el çektirilmesi gerektiğini savunan Kalkan, “Ziyarete gittiğimizde oğlum tanınmayacak haldeydi. Bunu çekilen fotoğraflar ve Adli Tabiplik'ten verilen raporlarla doğruladım. Gerisi adalete kaldı. Ancak, Denizli Devlet Hastanesi Adli Tabipliği'nce verilen raporda Üniversitesi Adli Tıp Uzmanlığı'nca konunun değerlendirilmesi istenmesine rağmen oğlumun bu hastaneye sevki yapılmadı” dedi.
561416
İstanbul alarm durumunda
İstanbul, gelmesi muhtemel yeni sele hazırlık yapıyor...Sel bölgesinde ise; İtfaiye 20 grup 51 ekip, Yol Bakım Onarım Müdürlüğü ekipleri 226 personel 99 araçla olarak sel bölgesinde çalışmalarını sürdürüyor. Cumartesi yağışa dikkat Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre cuma akşamı ve cumartesi günü yeni bir yağışlı havanın geleceğinin tahmin edildiği belirtildi. Yeni alınan raporlar doğrultusunda AKOM’un en üst düzeyde alarma geçtiği ifade edilen açıklamada, aşırı yağış durumunda kentin Anadolu ve Avrupa yakalarında bin 220 araç gereç ve bin 370 personelin kritik bölgelere konuşlandığı bildirildi.Açıklamada, daha önce su baskınına uğrayan bölgelerde ise itfaiyenin 20 grup, 51 ekip, Yol Bakım Onarım Müdürlüğünden 226 personel, 99 araçla çalışmalarını sürdürdüğü, selin etkili olduğu bölgelerde temizlik, hasar tespit ve kurtarma çalışmalarının devam ettiği, Basın Ekspres Yolunun her yöne trafiğe açıldığı kaydedildi. Binin üstünde personel çalışıyor Açıklamada, toplamda bin 225 personel, 406 araç, 104 motopomp, 34 botla sürdürülen kurtarma çalışmalarına, itfaiye ekipleri 556 personel, 117 araç, 104 motopomp, 30 botla, Zabıta Daire Başkanlığı 242 personel, 49 araçla, Yol Bakım Onarım Müdürlüğü 226 personel, 99 araçla, İSKİ 151 personel, 136 araçla, Belediye Arama Kurtarma Birliği 50 personel, bot ve adet 4x4 araçla katıldığı belirtildi. Sağlık ekipleri çalışmaya devam ediyor Sağlık ve Hıfzıssıhha Müdürlüğü’nün Çatalca merkezde doktor, hemşire, laborant, 10 psikolog şoför, temizlik personeli olmak üzere toplam 23 personeli görevlendirerek, bölgeye sağlık TIR’ı ve minibüsü tahsis ettiği edildiği belirtilen açıklamada, Çatalca merkezde okula yaklaşık olarak 200 vatandaşın toplandığı, psikologların yaptıkları değerlendirmeler neticesinde herhangi bir problemin tespit edilmediği, buna karşın bölgede süt, mama, bebek bezi, hijyenik ped, çorap, ayakkabı sabun, şeker ve tansiyon ilaçları gibi eksikliklerin tespit edildiği bildirildi.Açıklamada, hasar tespit kesin raporunun ilçe kaymakamlıklarının başkanlığında kurulacak ekipler tarafından yapılacağı ifade edildi. Çadırlar kuruldu Aynı açıklamada, Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı’nca Silivri Çatalca ve Selimpaşa bölgelerinde çadırın kurulduğu, 42 personel, 19 mobil ekip ile bölgeye sıcak yemek, kampet ve battaniye, 27 bin 315 adet kumanya, bin 600 adet iftarlık, 23 bin 80 adet bardak su, 25 bin 400 sıcak çorba, 400 kişilik sıcak yemek, 25 kampet, bin battaniye, gıda TIR’ı mobil mutfak, 25 bin 400 çay ve 40 ton mazotun gönderildiği kaydedildi. Açıklamada, sel felaketinden etkilenen vatandaşlar için İstanbul Büyükşehir Belediyesince barınma yeri ve yemek dağıtım çadırlarının kurulduğu bildirildi. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgilere göre, İstanbul bu akşamı ile 12 Eylül Cumartesi günü yeni bir yağışlı havanın geleceği tahmin ediliyor.Selin etkili olduğu bölgelerde temizlik hasar tespit ve kurtarma çalışmaları devam ediyor.
561679
Taliban Geri mi Dönüyor?
Taliban Geri mi Dönüyor? Merkezi Londra'da olan bir düşünce kuruluşunun raporuna göre, Taliban ülkenin yüzde 80'lik bölümünde kalıcı olarak geri döndü. 11.09.2009 15:02:32 Merkezi Londra'da bulunan bir düşünce kuruluşunun yayınladığı raporda Afganistan'ın büyük bölümünde Taliban'ın varlığının arttığı açıklandı. Rapora göre, Amerika Birleşik Devletleri tarafından iktidardan uzaklaştırılmasının üzerinden yıl geçmesinin ardından Taliban, ülkenin yüzde 80'lik bölümünde, kalıcı olarak geri döndü. Bu arada, Afganistan'da Taliban militanlarının düzenlediği saldırıda NATO askeri öldü. NATO tarafından yapılan açıklamada, bir Amerikan askerinin, devriye görevi yaptığı sırada düzenlenen saldırıda öldüğü, diğer bir askerin de açılan ateş sonucu hayatını kaybettiği belirtildi. Ölen ikinci askerin kimliği, milliyeti ve olayın ayrıntıları hakkında açıklamada bulunulmadı.
561389
Ankaraspor, A.Gücü PFDK'ya sevk edildi
Futbol Federasyonu, üç gün süre verdiği Ankaraspor ve Ankaragücü'nü Disiplin Kurulu'na sevk etti. Tedbirli olarak Disiplin Kurulu'na verilen Ankaraspor'un hafta sonunda ligde oynayacağı maçı da ertelendi. Federasyondan yapılan açıklamaya göre, TFF Hukuk Kurulu; Ankaraspor Kulübü ve Başkanı Ruhi Kurnaz'ı, Ankaragücü Kulübü ve Başkanı Ahmet Gökçek'i ve 30 Ağustos'ta yapılan Ankaragücü Genel Kurulu'nda yeni yönetim kurulu üyesi olarak görev alan 15 yöneticiyi PFDK'ya sevk etti. Hukuk Kurulu ayrıca, Ankaraspor'u, adil oyun düzeninin sağlanabilmesi amacıyla 11.09.2009 tarihinden itibaren başlamak üzere müsabakalarını oynamamasına ilişkin tedbirli olarak PFDK'ya sevk etti. TFF pazar günü yaptığı toplantıda Ahmet Gökçek'in Ankaragücü başkanlığına seçilmesini rekabet kurallarına aykırı bularak kongrenin yenilenmesi ve Ankaraspor'un satılması için üç gün süre vermişti.
561859
Vodafone, baz istasyonlarını onarıyor
Sıkıntıların aşılması için kriz yönetim ekibi, çalışanlar ve iş ortaklarıyla 24 saat kesintisiz çalışmaya devam ettiğini vurgulayan şirket, bu çerçevede kullanılamaz hale gelen İkitelli şebekesinin görevlerini, 24 saat içinde diğer santrallerine devrettiğini ve bu sayede şebekesini tekrar çalışır hale getirdiğini kaydetti. Sel felaketi yüzünden toplam abonelerinin yüzde 20'sinin geçici iletişim sıkıntısı yaşadığını belirten Vodafone, bu abonelerimizin iletişim kopukluğunun 10 Eylül Perşembe saat 13:00 itibariyle giderildiğini ifade etti. Şirket, çalışmalarıyla ilgili son durum hakkında şu bilgileri verdi: "Sel bölgesindeki İkitelli santralimiz üzerinden çalışan ve devre dışı kalan 1400 adet Baz istasyonumuzun %95'inin onarımı tamamlanmış ve devreye girmiştir. Geri kalan baz istasyonları da, onarımları da en kısa sürede tamamlanarak, hizmete girecektir. Kriz yönetimi, tüm çalışmalarına gün 24 saat kesintisiz devam etmektedir. Bu boyutta bir hasar sonrası iyileştirme sürecimizin başarıyla devam ettiğini tüm kamuoyu ile paylaşır, bu süreç içerisinde bize anlayış gösteren abonelerimize, bu çalışmalarda bize destek veren iş ortaklarımıza teşekkür ederiz.
560897
Güllü kaçmaya kararlı
kaçmaya kararlı Mehmet Aslantuğ ve Özgü Namal'ın başrollerini üstlendiği Hanımın Çiftliği'nde Muzaffer Bey'in fabrikada tesadüfen Güllü ile karşılaşması, onun için büyük bir şok olmuştur. Güllü, Muzaffer'in eski karısı Behiye'ye neredeyse tıpatıp benzemektedir. Zaloğlu'nun Kemal ile Güllü'yü birlikte görmesi, Cemşir ve Hamza'nın Güllü'ye yaptıkları baskıyı daha fazla arttırmıştır. Ve Güllü ile Kemal artık kararlarını verirler; Kaçacaklardır.
561008
CM 2010 ile tuttuğunuz takımı şampiyon yapmak artık sizin elinizde
Futbol menajerliğinin en başarılı oyunu olan Championship Manager (CM), 2010 versiyonu ile ve tamamen Türkçe olarak piyasaya çıkıyor. Yaklaşık iki senedir geliştirilen CM 2010; özel 3D maç motoru, ölü top düzeni yaratıcısı, alıştırma antrenmanları ve CM Season Live gibi yepyeni özelliklerle futbol menajerlik oyunlarının çehresini değiştirecek. En yeni verileri parmaklarınızın ucuna getiren devasa oyuncu veritabanı ile desteklenen oyunda gerçek futbol menajerliğinin tüm artı ve eksilerini bilgisayarınızda yaşayacaksınız. Roy Meredith ile yaptığımız özel röportaj Oyunun Türkiye Lansmanı için Türkiye'ye gelen Championship Manager 2010 Genel Müdürü Roy Meredith, Türkçe oyun konusuna çok önem verdiklerini belirterek, 'Championship Manager 2010 tamamen Türkçe olarak pazara sunulacak. Oyunun Türkçe olarak hazırlanmasında daha önceki oyunların veri tabanlarından ulaştığımız dikkat çekici bir veri etkili oldu. Oyunun tüm dünyadaki kullanıcılarının istatistiklerimi tuttuklarını belirten Meredith, Oyuna başlangıçta en çok tercih edilen 10 takım arasında Türk takımı olan Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın bulunması bizi çok etkiledi. Ayrıca oyunun hazırlık aşamasında bir dahaki yıllarda da oyunun Türkçe çıkabilmesi için alt yapısını hazırladık. Bu nedenle bu kararımızı şimdiden oyun severlerle paylaşmaktan gurur duyuyoruz' diye konuştu. Oyuna başlangıç için en çok tercih edilen 10 takım arasında, İngiliz, Türk, İspanyol, İtalyan takımı olduğunu vurgulayan Meredith, Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın, Manchester United, Real Madrid, Barcelona ve Milan gibi takımların arasında yer aldığını da vurguladı.
561129
İşte temizlikçi kadının cinayet planı...
İddiaya göre, 27 Mart'ta Akçay'da temizlikçi olarak çalıştığı eve gelen Z.A, bakımını ve evinin temizliğini üstlendiği Feride Firuzan Yeğen ile bir süre sohbet etti. Z.A, daha sonra, sevgilisi M.A. ve M.A'nın kardeşi S.A'yı eve aldı. İz kalmasın diye ellerine ameliyat eldivenleri takan Z.A. ve sevgilisi M.A, S.A. kapıda gözcülük yaparken yaşlı kadının boğazını sıktı. Feride Firuzan Yeğen'in öldüğünden emin olan M.A, kardeşi S.A ile birlikte cesedi oturma odasından yatak odasına taşıdı. Yaşlı kadının vücudundaki izleri yok etmek için alkolle temizleyerek, "vefat etmiş" süsü veren zanlılar, evdeki ziynet eşyalarıyla paraları alarak kaçtılar. Cinayetin ardından gün boyunca soğukkanlı bir şekilde hiçbir şey olmamış gibi çalıştığı evin kapısına gelip giden Z.A, şüphe çekmemek için kapının ziline basıp, komşulara "Firuzan teyze evde yok herhalde" dedi. Üç çocuk annesi olduğu öğrenilen Feride Firuzan Yeğen'in çocukları annelerinden yaklaşık bir hafta haber alamayınca, İzmir'deki kızı G.A, Akçay'a geldi. Kapıyı defalarca çalmasına rağmen içerden ses çıkmayınca, G.A. olayı polise bildirdi. Çilingir yardımıyla içeri giren polis ekipleri, Feride Firuzan Yeğen'in cesedini buldu. Yaşlı kadının cesedine, otopsi için gönderildiği Bursa Adli Tıp Kurumu'ndan cinayet raporu verildi. Soruşturmayı şüpheliler üzerinde yoğunlaştıran Edremit Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri, Z.A, M.A. ve S.A'yı gözaltına aldı. Zanlılardan S.A'nın polise verdiği ifadesinde, vicdan azabı duyduğunu, olayı ağabeyi ve ağabeyinin kız arkadaşının planladığını, kendisinin sadece gözcülük yaptığını ve cesedin yatak odasına taşınmasına yardım ettiğini söylediği öğrenildi. Adliye çıkarılan zanlılar, mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
562072
Sakarya Emniyet Müdürü ifade verdi
İfade vermek üzere soruşturmanın yürütüldüğü Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne avukatıyla gelen hakim ve savcıların kullandığı kapıdan giriş yaptı. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcıcı Mehmet Berk tarafından ''Çete üyelerine yardım ettiği'' iddiasıyla ''şüpheli'' olarak ifadesi alınan Ünsal, daha sonra adliyeden ayrıldı. Sakarya'nın Akyazı ilçesinde ''silahla yaralama ve ihaleye fesat karıştırma'' olaylarına ilişkin yürütülen bir soruşturma çerçevesinde Ünsal'ın ''çete üyelerine bilgi sızdırdığı'' iddia ediliyor.
560314
Konya'da 4,5 şiddetinde deprem
'da 4,5 şiddetinde deprem meydana geldi. Merkez üssü Konya'nın Selçuk ilçesine bağlı Sille beldesi olan 4,5 şiddetindeki deprem saat 21,29 sularında yerin km altında meydana geldi. Halkın teravih namazını kıldığı saatlere denk gelen orta şiddetli deprem kısa süreli paniğe sebep oldu.
560834
Reformlar lafta kalmıyor
Reformlar lafta kalmıyor VİYANA (İHA) Avusturya'nın Başkenti Viyana'da toplanan “Akil Adamlar Komisyonu”, “Avrupa'da Türkiye: Kısır Döngüyü Kırmak” başlıklı raporu açıkladılar. Viyana'da Concordia Presse salonunda yapılan basın toplantısında “Akil Adamlar Komisyonu” üyelerinden, eski Hollanda Dışişleri Bakanı Hans Van Den Broek, eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari, Avusturya Dışişleri Bakanlığı'nın eski müsteşarı Albert Rohan ve eski İspanya Dışişleri Bakanı Marcelino Oreje Aguirre, “Avrupa'da Türkiye: Kısır Döngüyü Kırmak” başlıklı raporu tanıttılar. Komisyonun sözcülüğünü yürüten Albert Rohan, “Türkiye'de Başbakan Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarı reformları sadece ilan etmekle kalmadı, birçoğunu uyguladı. Bunu görmezden gelemeyiz” dedi. Örnek olarak TRT 6'nın yayınlarını gösteren Rohan, “Örneğin, bir televizyon kanalı, günün 24 saati Kürtçe yayın yapıyor olmasını bundan önceki yıllarda hayal bile edemezdik” diye konuştu. Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki müzakerelerin 'ucu açık olduğunu' tarafların bildiğini belirten Rohan, bu müzakere sürecinin tüm aday ülkeler gibi Türkiye ile de dürüst ve adil sürdürülmesini savunduklarını belirtti. Rohan, Türkiye'nin bölgesel gücü, jeopolitik konumu ve Kafkaslar ile Orta Doğu'daki ağırlığının dikkate alınmasını isteyerek, “Buna karşın AB'nin de uzun vadeli çıkarlarını riske atmaması gerektiğine inanıyoruz” dedi.
561102
Basın Ekspres yolu ulaşıma açıldı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yol Bakım Onarım Müdürlüğü ekipleri, Başakşehir ve sanayi sitelerini TEM Otoyoluna bağlayan yolları yeniden ulaşıma açmak için iş makineleriyle çalışmalarını sürdürüyor. Sel suları nedeniyle tıkanan Taş ocağı Caddesi altgeçidi iş makineleriyle açılmaya çalışılıyor. Ayamama Deresi'nin İkitelli'deki TIR garajı bölgesinde ise iş makinesiyle dere yatağını temizleme işlemleri devam ediyor. Belediye ekipleri, dere yatağında selin sürüklediği araçları vinçlerle bulundukları yerden kaldırarak çekicilere yükleyip bölgeden götürüyor. TIR garajının çevresinde sel nedeniyle balçıkla dolan iş yerlerinin sahipleri ise sabahın erken saatlerinden itibaren iş yerlerini temizlemeye başladı. Dere yatağında selin getirdiği kum ve çakıl ise kepçelerle kamyonlara doldurularak Bankalar Caddesi'nin alt kısmındaki boş alana taşınıyor. Bu arada, devrilen çok sayıda elektrik direğinin de dere yatağında bulunduğu görüldü.
561084
Rijkaard'ın kanat planı!
Rijkaard'ın kanat planı! G.Saray’da yaklaşık haftadır derbisi üzerine çalışan teknik direktör rakibini çözdü. Siyah beyazlı takımı neredeyse ezberleyen Hollandalı teknik adam, derbiyi kazandıracak formülünü de belirledi. Buna göre sarı kırmızılıların teknik patronu, yarın gerçekleşecek sezonun ilk büyük kapışmasında Beşiktaş’ı kanatlardan devirme kararı aldı. Bekleri tecrübesiz Güçlü rakibini yardımcısı Neeskens ile birlikte masaya yatıran ünlü teknik adam, Beşiktaş’ın en zayıf bölgesi olarak, iki kanadında karar kıldı. Savunmanın göbeğinde ve orta alanın ortasında da Ernst ve Fink gibi mücadele gücü yüksek futbolcular bulunduğunu belirten Rijkaard, öğrencilerinden oyunu kanatlara yaymalarını isteyecek. Buna karşılık siyah beyazlı ekibin kanat savunucuları olan ve Erhan Güven’in derbi tecrübesizliklerini göz önüne alan G.Saray teknik ekibi, oyun planını bu bölge üzerine kurdu. Kendi kanatlarında oynayan Kewell ve Keita gibi usta ayaklara çok iş düşeceğini hesaplayan Cimbom’un kurmayları, bu ikiliye ortadan Arda’nın da vereceği destekle zafer planlarını yapıyor. Favori olma sıkıntısı Bu arada maç öncesi G.Saray’ın favori gösterilmesi, Rijkaard’ın da takımını uyarmasına neden oldu. Hollandalı teknik adam bu nedenle futbolcularını, “İyi bir takımız. Aldığınız sonuçlar da iyi yolda olduğumuzu ortaya koyuyor. Ancak henüz zorluk derecesi yüksek bir maça çıkmadık. Büyük maçların daha zor geçeceğini bilmelisiniz. Gerçek gücümüzü bu gibi karşılaşmalar ortaya koyar” diyerek derbiye motive etmeye çalışıyor.
561064
Moldova Devlet Başkanı görevinden ayrılacak
Voronin, Moldova gazetelerinde yayımlanan açıklamasında, devlet başkanlığı görevini bırakacağını, iktidarı Batı yanlısı muhaliflerine devredeceğini belirtti. Daha önce verilen haberlerde, 2001 yılından beri ülkedeki Komünist Partinin liderliğini yürüten Voronin'in devlet başkanlığı görevinden, parlamentoda görev almak amacıyla istifa edeceği ifade edilmişti. Moldova'da temmuz ayında yapılan seçimlerde, Batı eğilimli partiler parlamentoda çoğunluğu elde etmiş ve ülkedeki komünist iktidara son vermek amacıyla koalisyon kurmuştu.
561378
Otobüsle kamyon çarpıştı: ölü, 10 yaralı
Otobüsle kamyon çarpıştı: ölü, 10 yaralıMustafa SEZEK/EZİNE (Çanakkale), (DHA) 'nin Ezine İlçesi'nde, bir otobüsü ile kamyonun çarpışması sonucu biri bebek kişi öldü, 10 kişi yaralandı. Kaza, Çanakkale- Karayolu'nun 36'ncı kilometresindeki Derbent Rampaları'nda, bugün saat 10.00'da meydana geldi. Çanakkale'den Ezine yönüne giden 10 2005 plakalı yolcu otobüsü Derbent Rampaları'ndan inerken, yağmurun kayganlaştırdığı yolda kontrolden çıktı. Savrularak karşı şeride geçen 10 00268 plakalı kamyonla çarpıştı. Kazada otobüsteki yolcular arasındaki aylık Tuana Taşkıran ile kamyonun sürücüsü 60 yaşındaki Şeref Torgal ölürken, 10 kişi de yaralandı. Yaralılar Ezine Devlet Hastanesi'nde tedaviye alındı. Yaralılarda durumu ağır olan 6'sı Çanakkale Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Kaza nedeniyle yol trafiğe kapandı. sürüyor.
561094
Sel barınak hayvanlarını da vurdu
Boğulmaktan kurtulan, açlık ve susuzlukla mücadele eden hayvanlara hayvanseverler el uzattı. Kurtarma çalışmalarına katılan gönüllü hayvanseverler tamamen balçığa batmış barınakta bulunan ve etrafa dağılmış 150 kadar hayvanı tek tek aradı. Gönüllüler kendi tutukları kamyonla hayvanları güvenli barınmaklara taşıdı. Yaşam Hakkına Saygı Derneği Kurucu Başkanı Özgün Öztürk, "Başakşehir Belediyesi ile görüşen arkadaşlarımıza herşeyin yolunda olduğu barınağın tahliye edildiği söylenmiş" dedi. "Dün gece 10 gönüllü arkadaşımız geldi, birşeyler yapmaya çalışmışlar ama yapamamışlar. Biz bugün buraya saat 06.00 gibi geldik, bir kamyon ayarlandı, hayvanları bir kilometrelik balçıklı bir alandan tek tek taşıyacağız. 150'ye yakın hayvan var daha 15 tanesini taşıyabildik" diyen Öztürk, "Buraya geldiğimizde kapı açıktı, kimseler yoktu ve hayvanlar gördüğünüz gibi bu şekilde yatıyordu. Yaklaşık 280 hayvanın bulunduğu barınaktan geriye sadece 150 hayvan kalmış. Kedilerden şu ana kadar bir tanesine canlı ulaşabildik. Bulduğumuz köpekler arasında hiç bebek ve genç köpek yok, zaten yaşayanların hayatta kalmaları mucize çünkü burası barınağın çatısına kadar suyla doluymuş. Belediyeyi suçlamıyoruz. Sel kimsenin suçu değil; ama keşke belediye ekipleri de bugün bizle beraber çalışsaydı" diye konuştu. Kurtarma çalışmalarına katılan bir hayvansever de hayvan kafeslerinin bulunduğu odaya giremedikleri için barınakta can çekişen bir kedinin gözleri önünde ölümüne seyirci kaldıklarını anlattı. Hayvanseverler, barınaktaki hayvanları cuma günü beklenen selden korumak için kiraladıkları kamyonla Yedikule ve Zeytinburnu'ndaki hayvan barınaklarına taşıyacaklarını belirtti.
560266
Ağrı Doğubeyazıt'ta sel kişiyi yuttu
Alınan bilgiye göre, ilçe merkezinde saat 15.20 sıralarında başlayan ve 45 dakika süren yağmur, sele dönüştü. Hürriyet Mahallesi'nde taşan dereden geçmeye çalışan ve kimliği belirlenemeyen kişi sel sularına kapıldı. Yapılan arama çalışmaları sonucu ceset, düştüğü yerden yaklaşık 300 metre ilerde bir taşın altında bulundu. Devlet Hastanesi morguna kaldırılan ve üzerinde herhangi bir belge olmayan cesedin kimlik belirleme çalışmalarına başlandı. Kaymakamlık yetkilileri, ilçe merkezinde meydana gelen selde bazı ev ve iş yerlerinin hasar gördüğünü, hasar tespit çalışmalarının ise yarın başlanacağını bildirdi. Öte yandan, sel öncesinde Doğubayazıt Belediyesinden yapılan anonslarda ilçede yağış beklendiği ve sele dönüşebileceği vurgulanarak, vatandaşların sele karşı duyarlı ve tedbirli olmaları istendi.
561162
bin TL'ye karşılık 350 bin TL ödeyecek
Bursa'da yatalak annesini daha iyi bakım görebilmesi için özel bir huzurevine yerleştirmek isteyen 42 yaşındaki Ahmet Türk, tefeciden alıdğı bin TL için 350 bin TL ödeyecek. Çiftçilik yapan Türk, hasat mevsimi geldiğinde borcunu ödemeyi planlıyordu. Ancak Ahmet Türk'ün planları tutmadı; bin TL'ye karşılık imza attığı boş senet 275 bin TL olarak karşısına çıktı. İcra takibine giren senedin bugünkü borcu yasal faiziyle birlikte 350 bin TL'yi buluyor. Ahmet Türk, ablasının vefatından sonra yatalak olan annesinin bakımının daha iyi yapılabilmesi için onu özel bir huzurevine yerleştirmeye karar verdi. yıl önce kaybettiği babasından sonra tarım ilaçları satan işyerini kapatmak zorunda kaldığı için nakit sıkıntısı çeken Türk, huzurevine peşinat vermek için çevresinden borç para aramaya başladı. Aradığı parayı bir türlü bulamayan Ahmet Türk, bir arkadaşının önerisiyle tekstil işiyle uğraşan E.E.'ye gitti. Boş senet imzalaması karşılında istediği parayı alabileceği söylenen Türk, tarlasına ektiği ürünleri satınca borcunu ödemeyi planlayarak bu teklifi kabul etti. Borç para alacağı kişinin 'tefeci' olduğundan habersiz olan Ahmet Türk, kendisine verilen adrese gitti. Bir miktarını annesini huzurevine yerleştirmek bir bölümüyle de tarlasını ekmek için 15 bin TL isteyen Türk, E.E.'nin kendisine bin TL verdiğini geri kalanı sonra vereceğini belirterek boş senede imza attırdığını söyledi. İstediği miktarın tamamını alabilmek için defalarca E.E.'nin işyerine gittiğini ancak her seferinde bir bahaneyle geri çevrildiğini anlatan Türk, "Son gidişimde E.E. bana 'önce borcunu öde sonra paranın kalanını alırsın' dedi. Ben aldığım bin TL'yi geri verebileceğimi söyledim. bana 275 bin TL borcum olduğunu söyleyince şok oldum. Biraz tartıştık, senedimi istedim. Senedimin kullanıldığını, bu borcu ödemekten başka çaremin olmadığını söyledi. Bu parayı ödememin mümkün olmadığını söyleyip işyerinden ayrıldım." diye konuştu. Ahmet Türk'ün imzasının yer aldığı senet Ahmet F. isimli bir şahıs tarafından Bursa'nın önde gelen tekstil firmalarından birine borç karşılığı verildi. Firma senedi tahsil edemeyip icra takibi başlatınca Türk'ün tarlasına haciz kondu. İcra memurlarını karşısında gördüğünde nasıl bir batağa saplandığının farkına vardığını ifade eden Ahmet Türk, bin TL'lik borcun nasıl olup da 350 bin TL olduğunu anlamakta zorlandığını söyledi. Çözüm için çalmadık kapı bırakmadığını belirten Türk, senedi icraya veren firmadan da olumsuz cevap aldığını bildirdi. Ailesinin yaşananlardan haberi olmadığını dile getiren Ahmet Türk şunları söyledi: "2 çocuğum var. Yaşadığım sıkıntılardan dolayı eşimle aram açıldı. Borç batağına saplandığımdan onların haberi yok. Zaten annem duysa kahrından ölür. Ne yapacağımı şaşırdım Geceleri uyuyamıyorum. Artık intihar etmeyi düşünmeye başladım. Çıkış yolu bulamıyorum. Savcılığa başvurdum bir sonuç alamadım. Borcum makul bir miktar olsa çalışıp öderim. En azından tarlamın bir bölümünü satarım. Hangi faiz oranı işledi ki bin TL borcum 350 bin TL oldu. Anlamak mümkün değil." Türk avukata gittiğini, ancak 16 bin TL ücret istenince dava açamadığını, ayrıca telefon aracılığıyla tehdit edildiğini de söyledi.
561479
Genelkurmay: PKK büyük zayiat verdi
Genelkurmay: PKK büyük zayiat verdi Diğer GÜNCEL haberlerini okumak için ...
561280
Şahin, Davutoğlu'nu kabul etti
Şahin, Davutoğlu'nu kabul etti Başkanı Dışişleri Bakanı ’nu kabul etti. Başında kısa süre görüntü alınmasına izin verilen kabul, basına kapalı gerçekleşti. Kabulde, Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu da hazır bulundu. Alınan bilgiye göre, Davutoğlu, Protokolü" ve "Kafkaslar’daki gelişmeler" konusunda bilgi vermek üzere TBMM’de grubu bulanan ve seçimlerde yüzde oy oranını geçen siyasi parti liderlerinden dün itibarıyla randevu talep etti. Parti liderlerinden randevuya olumlu yanıt verenler olduğu belirtildi. Bu akşam ’a gidecek olan Davutoğlu’nun, kalan programlarının yoğunluğu nedeniyle partilerle görüşmeleri önümüzdeki hafta başında yapmayı planladığı öğrenildi.
560875
Şehit ailesini kahreden kuşku
Şehit ailesini kahreden kuşku Askerde intihar ettiği söylenen Volkan Kamalak'ın ailesi, resmi bir belge sunulmaması halinde kuşkulu ölüm için dava açacaklarını belirtti. Mediha Kamalak oğlu için gözyaşı döküyorADANA (İHA) Ağrı'nın Eleşkirt ilçesinde vatani görevini yaparken atış eğitiminde şehit olan piyade er Volkan Kamalak'ın babası, oğlunun ölümüyle ilgili kendisini tatmin edecek resmi bir belge sunulmadığı taktirde hukuk mücadelesi başlatacağını söyledi. ay önce 1989/2 tertip olarak davul zurna ile acemi birliği İstanbul'a uğurlanan ve ardında usta birliği görevi olarak Ağrı'nın Eleşkirt ilçesine giden piyade er Volkan Kamalak'ın (20), 90 gün sonra cenazesi geldi. İNTİHAR İÇİN NEDEN YOK Oğlunun Ağrı'dan gönderilen kıyafetlerini ve eşyalarını bağrına basıp koklayan baba Hayri Kamalak (45), “Benim oğlumun intihar etmesi için bir neden yok. Oğlumun psikolojisi düzgündü. Güya bir askerin silahı tutukluk yapmış bu sırada oğlum poligondan çıkıp intihar etmiş. Bu bana mantıklı gelmiyor. Üstelik şehitlik beratı veriyorlar. Oğlumun gerçek ölüm nedenini açıklasınlar. Aksi taktirde hukuki işlem başlatacağım" dedi.
561365
Greenpeace'den orkinos eylemi
'den orkinos eylemi Turan GÜLTEKİN/İZMİR, (DHA) GREENPAECE, mavi yüzgeçli orkinosların neslinin tükenmesine dikkati çekmek için 'in Çeşme İlçesi Gerence Körfezi'nde orkinos çiftliğinde yaptı. Eylemciler orkinos kafeslerin önüne üzerinde ‘suç mahalli’ yazan şamandralar bıraktı. Kampanyası için yaklaşık bir haftadır 'de bulunan uluslararası çerve örgütü 'in sancak gemisi ‘Rainbow Warrior’, nesli tükenmekte olan mavi yüzgeçli orkinos balıklarına dikkati çekmek amacıyla eylem yapmak için orkinos çiftliklerinin yoğun olarak bulunduğu Çeşme'deki Gerence Körfezi'ne geldi. 'nın 2007 yılında çıkarttığı ‘Denizlerde Çiftliklerinin Kurulamayacağı Hassas Alan Niteliğindeki Kapalı Koy ve Körfez Alanlarının Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’ şartlarına uymadığı gerekçesiyle Haziran ayında lisansı iptal edilen bir çiftliğin önüne kadar gelen Rainbow Warrior'dan denize indirilen üç bot üzerinde ‘Crime scene’ (suç mahalli) yazılı şamandraları orkinos çiftliğinin kafeslerinin önüne bıraktı. Botlarda bulunan yaklaşık on Greenpeace üyesi de ellerinde İngilizce ve olarak ‘Orkinoslar ve zaman tükeniyor’, ‘Orkinos ticaretine hayır’, ‘Deniz rezervleri hemen şimdi’ yazılı pankartlarla Akdeniz'de nesli tükenmekte olan mavi yüzgeçli orkinos balıklarının ticari sömürü aracı olarak kullanılmasını ve çiftlikler aracılığıyla aşırı avlanmasını etti. Eylemcilerden birinin elinde pankartla denize girdiği gözlendi. Greenpeace üyelerinin yaklaşık üç saat süren eylemleri boyunca orkinos çiftliği çalışanları ikisi büyük altı ile Greenpeace üyelerinin bulunduğu kafesin önüne geldi. Eylem boyunca sahipleriyle eylemcilerin botları arasında kovalamaca yaşandı. Greenpeace üyeleri kafeslere herhangi bir müdahalede bulunmazken çiftlik görevlileri de eylemcilere fiziki müdahalede bulunmadı. Eylemin tamamlanmasının ardından Rainbow Warrior Gerence Körfezi’nden ayrılırken bölgede görevli botu olay yerine geldi. Greenpeace'e ait bir de eylemi havadan görüntüledi. Eylemin ardından bir açıklama yapan Greenpeace Akdeniz Denizler Kampanyası Sorumlusu eylemin başarıya ulaştığını ifade ederek, Komisyonu, Kuzey Atlantik ve Akdeniz mavi yüzgeçli orkinoslarının uluslar arası ticaretinin yasaklanmasına dair bir öneriyi ortaya attı. Greenpeace olarak biz de bu bu öneriyi destekliyoruz. Mavi yüzgeçli orkinosların artık soyu tehlike altındaki türlerden biri, deniz ekosistemi için son derece önemli olan bu canlıların hala yalnızca kar uğruna, 'daki suşi pazarına hizmet etmek için yakalanarak kafeslere kapatılması ve semirtilerek öldürülmesi Akdeniz’e karşı işlenen kabul edilemez bir suçtur. Mavi yüzgeçli orkinosların aşırı avlanmasını teşvik eden en önemli unsur da bu çiftliklerdir. Burada öldürülen balıklar Akdeniz'in doğal stoklarından tüketiliyor. Çünkü orkinos çiftliklerinde yetiştirme yapılmaz, doğal ortamdan yakalanan yavru orkinoslar buralarda yağlandırılarak hasat edilir” dedi. Akdeniz'de orkinos çiftliğinin kapasitesinin arttırılması ve yeni çiftlik açılmasının yasaklandığına dikkati çeken Dökmecibaşı, “Yeni bir çiftlik açılması konusunda ya da kapasite arttımı konusunda bir talep olduğunda Türk Hükümeti’nin bunu kabul etmemesi, izin vermemesi gerekir. Bugün eylem yaptığımız çiftlik Haziran ayında lisansı iptal edilmesine rağmen kafeslerinde halen orkinosların bulunduğu bir çiftlik, bu çiftliğin normal olarak lisansı yenilenmeden yapamaması gerekiyor” diye konuştu. Gerence Körfezi'nin, balık çiftlikleri yüzünden öldüğünü sözlerine ekleyen Dökmecibaşı, “Buradaki balık çiftlikleri körfezin habitatını yoketti. Daha birkaç yıl öncesine kadar deniziçinde pek çok canlı türü varken şu an yaşayan canlı türü kalmadı. Buradaki balık çiftliklerinin kaldırılması yönünde bir karar olmasına karşın karar bir türlü uygulanmıyor. Türkiye’nin bütün denizlerde kurulacak yerler için düzenleme yapması yerine sürdürülebilir üretimin yapılabileceği alanları belirleyip balık çiftliklerine orada izin vermesi gerekiyor” dedi.
562358
ERMENİSTAN İLE AÇILIM
MHP Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Ermenistan açılımı ile ilgili görüş alışverişinde bulunmak üzere yaptığı randevu talebini reddetti. Bakan Davutoğlu, Ermenistan ile ilişkilerde gelinen noktay değerlendirmek üzere Meclis'te bulunan ve yüzde 1'in üzerinde oy alan siyasi partilerle görüşeceğini açıklamış ve CHP lideri Baykal, Davutoğlu'na Salı günü için randevu vermişti. MHP, hükümetin başlattığı 'demokratik açılım' sürecinde İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın randevu talebini de geri çevirmişti.
562077
Gölet yarıldı iddiasına Erdoğan'ın yanıtı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, askeri arazideki gölette yarılma olduğunu ancak afetin bundan kaynaklanmadığını söyledi. Erdoğan, "Kalkıp hemen faturayı askere kesmenin anlamı yok." dedi. Erdoğan ayrıca, "İstanbul afet bölgesi ilan edilsin" diyen Bahçeli'yi eleştirdi. Deniz Baykal'a da "Uyuyorsun" karşılığını verdi. Cuma namazını Sultanahmet Camii'nde kılan Erdoğan çıkışta basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Sel sonrası bilimsellikten uzak ideolojik yaklaşımlarla bazı açıklamalar yapıldığını belirten Erdoğan, gazetecilere bu siyasi oyunlara kanmamaları çağrısında bulundu. Bazı gazetelerde, "Askeri alanın içindeki gölet yarıldı, taştı. Bunun neticesinde akan sel suları TIR'ları sürükledi" şeklinde haberler yer aldığını anlatan Erdoğan bu iddialara katılmadığını belirtti. Erdoğan, "Ben oraları da gezdim. Orada mesela gölet böyle bir hasarı meydana getirebilecek bir gölet değil. Yarılma oldu doğru. Ama yarılma olduktan sonra karşısında doğal bir set var. doğal set orada olduğu müddetçe alıp da bu sürüklemeyi yapamaz. zaten hızını kesiyor. Burada dürüst olmak gerekir. Kalkıp hemen faturayı askere kesmenin anlamı yok." açıklamasını yaptı. CHP Genel Başkanı Baykal ve İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin'in açıklamalarını da hatırlatan Erdoğan şu karşılığı verdi: "Bakıyorsunuz bir tane il başkanı çıkıyor, CHP'li. 'İşte Başbakan nerede, belediye başkanı nerede?' diye konuşuyor. Ya belediye başkanı arazide, vali arazide. Başbakan gelmiş AKOM'da toplantısını yapıyor. Kalkmış, 'Nerede?' diye soruyor. Aynı şekilde bakıyorsunuz Ana Muhalefet Lideri geliyor, 'Başbakan nerede?' diye soruyor. Başbakan arazide, sen uyuyorsun. Gelmişiz, arazide dolaşıyoruz çalışmalarımızı yapıyoruz. Bu çalışmalarımızla birlikte nerede, nasıl müdahalede bulunacağız bunların tespitini yapıyoruz. Yani bu işe bu şekilde siyaseti bulaştırırsak yazık olur." Erdoğan son olarak Devlet Bahçeli'nin açıklamalarına değindi. Gelen bir soru üzerine İstanbul'un afet bölgesi ilan edilmeyeceğini açıklayan Erdoğan şu ifadeleri kullandı: "Afet Bölgesi nedir biliyor musunuz? Oradaki tüm yaşam koşullarının ortadan kaldırılması demektir. Artık orada yaşam olmayacak. Bizim böyle bir şeyi ilan etmemizin anlamı yok. Böyle bir şeyi ilan etmemiz gerektiren lokal bir durum varsa çalışmalardan sonra böyle bir tedbir alınabilir. Bazı engeller karşımıza çıkmasın diye böyle bir adım atabiliriz. Ama 'İstanbul afet bölgesi ilan edilmelidir' diye konuşuyor bir lider. Afet bölgesi tanımından haberi yok. Hele hele bu ülkede başbakan yardımcılığı yapmış bir insanın 'İstanbul afet bölgesi ilan edilmelidir' yaklaşımını anlamakta zorlandım. Nasıl böyle bir şey söyleyebilir? Önce bunun tanımını öğren bakalım. Nedir, afet bölgesi ilan edilirse ne olacak? Artık burada yaşam olmayacak demektir. Artık burada kimse yapılanmaya gidemez. Böyle bir şey söz konusu değil. Yapılacak mevzi müdahalelerin hepsi yapılıyor.
561079
Terim’le 2012’ye kadar devam
Terim’le 2012’ye kadar devam Bosna beraberliği sonrası eleştirilerin odağı olan Terim'in federasyonun önünü açmak için edeceği iddia edilirken bu söylentileri tamamen yalanladı.. Futbol Federasyonu Milli Takımlar Sorumlusu Levent Kızıl, ’na katılma şansımızın matematiksel olarak devam ettiğini söylerken, Terim’in istifasının sözkonusu olmadığını ifade etti. Kızıl, “Federasyon başkanımız konusundaki düşüncelerini iki ay önce açıkladı. Kendisiyle 2012 yılına kadar devam edeceğiz” diye konuştu.
560686
Zico gitti, Ramos geldi
’ın, ’ndeki rakiplerinden CSKA ’da başarısız sonuçlar yüzünden Arthur ’nun işine son verildi ’de iki sezon görev yapan Brezilyalı teknik adamın yerine ünlü İspanyol çalıştırıcı Juande Ramos göreve getirildi. Ramos, CSKA ile anlaştığını internetteki resmi sitesinden duyurdu. Daha önce ve ’i çalıştıran Ramos, “CSKA, ’nın tarihi bir kulübü. Gücünü göstermesine yardımcı olacağız. ’nde iyi bir sezon geçireceğine ikna olduk. Bunun için sert bir şekilde çalışacağız” ifadelerini kullandı.
561895
DTP'den operasyonlara sert tepki
Demirtaş, DTP'li bazı milletvekilleri ile birlikte Partinin Diyarbakır il binası önünde açıklama yaptı. Demirtaş, 14 nisan sabahı partilerine ve örgütlenmelerine karşı başlatılan operasyonun büyük bir hızla devam ettiğini öne sürdü. Daha önce üst düzey yöneticilerinden 54'ünün gözaltına alındıktan sonra tutuklandığını belirten Demirtaş, ''Aralıklarla devam eden operasyon daha sonra kadın meclisimize, gençlik meclisimize yönelmiş, bugün yapılan gözaltılarla birlikte sayı neredeyse 400'e ulaşmıştır'' dedi. Bugün İl Genel Meclis Başkanı, eski belediye başkanı, görevdeki belediye başkan yardımcılarının gözaltına alındığını ifade eden Demirtaş, şöyle dedi: ''Eğer bu kişiler bu kentte evlerinden apar topar gözaltına alınıyorsa, kimse bize açılımdan söz edemez. Bugün sabah saat 5'te Kürt halkının özgür iradesi, eve yapılan baskınla gözaltına alınmıştır. Şimdi bir yandan hükümet Kürtler için, açılım yapmaya çalışırken, öte yandan ne askeri operasyonlara son vermiş, ne de siyasi operasyonlara son vermiş. Bunun anlamı şudur (biz Kürtsüz, Kürt açılımı yapacağız) demeye getiriyor. DTP olarak bu bilim, siyasi ahlak, etik dışı, gerçekleşmesi imkansız açılım sürecinin biran önce rotaya girmesi için tepkimizi en üst düzeyde ortaya koyacağız... Özünde Kürt halkının örgütlü bütün yapılarını dağıtmayı hedefleyen hiçbir sürece biz açılım demeyeceğiz.'' Demirtaş, tavırlarının sonuna kadar, çözümden, demokrasiden ve barıştan yana olacağını vurgularken, ''Demokratik bir direniş göstereceğiz'' dedi. Demirtaş, tutuklu arkadaşlarının bir an önce serbest bırakılmasını da istedi
562269
Albay Temizöz beraatini istedi
Eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz davasında, sanık avukatlarının mahkemenin görevsizlik ve yetkisizlik kararı verip davayı askeri mahkemeye taşıması talebi reddedildi. Suçlamaları kubul etmeyen Temizöz, "Terörün yoğun olduğu bölgelerde cinayetler kaçınılmazdır, örgüt içi infazların yapıldığı bir gerçektir" dedi. Eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın da aralarında bulunduğu sanığın yargılanmasına bugün başlandı. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ce yapılan yargılama, duruşma salonunun dar oluşu nedeniyle 1. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda başladı. Duruşmada, tutuklu sanıklar Albay Temizöz, eski Cizre Belediye Başkanı Atağ, oğlu Tamer Atağ, itirafçılar Adem Yakin, Hıdır Altuğ ve Fırat hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan sanık Kukel Atağ ise, katılmadı. Sanıkların kimlik tespitinden sonra sanık avukatları mahkeme heyetinden iddianamenin tamamı yerine özetinin okunmasını talep etti. Mahkeme heyeti, avukatların bu talebini reddederken, hazırlanan 104 sayfalık iddianame okunmaya başlandı. İddianamenin bir bölümünün okunmasının ardından mahkeme heyeti duruşmaya öğle arası ara verdi. Duruşma, saat 13.15'de yeniden başlayacak. Duruşmaya, aralarında Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar'ın da bulunduğu 40'a yakın avukat müdahil olarak katıldı. Sanıkları savunmak üzere de avukat hazır bulundu. Duruşmayı milletvekilleri Aysel Tuğluk ve Sevahir Bayındır ile yakınlarını kaybetmiş bazı vatandaşlar da izledi. Duruşma nedeniyle Diyarbakır Adliye binasında geniş güvenlik önlemleri alındı. Adliye binası dışındaki araçlar güvenlik nedeniyle kaldırılırken, adliye binasının tamamı ve çevresindeki kaldırımlar dahil güvenlik çemberine alındı. Ana giriş kapısından bugünlük geçişlerine izin verilmeyen adliye personeli de aramadan geçirilerek binanın yan kapısından içeri alındı. Cezaevine ait araçlarla getirilen ve binanın arka kapısından içeri alınan sanıklar yargılamanın yapılacağı 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yerinin dar oluşu nedeniyle 1. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonuna getirildi. Sanıklar Albay Temizöz, eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ, oğlu Tamer Atağ, itirafçılar Adem Yakin, Hıdır Altuğ ve Fırat (Abdulhakim Güven) ile tutuksuz yargılanan sanık Kukel Atağ'ın yargılanmalarına başlandı. Yer darlığı nedeniyle her sanığın sadece iki yakınının duruşma salonuna girmelerine izin verildi. Temizöz suçlamaları kabul etmedi Duruşmada savunma yapan sanık Temizöz, suçlamaları kabul etmediğini belirtti. Bölgede 1993 ve 1995'li yıllarda görev yaptığı süre boyunca önemli operasyonlara katıldığını ve hep kanunsuzlukların karşısında durduğunu ileri süren Temizöz, "Bölgedeki tüm kanunsuzluklar üzerime fatura edilmeye çalışılıyor. Terör örgütü 'nın tehditi altında olan bir muvazzaf subay olarak tahliyemi talep ediyorum" dedi. 'nın 1990'lı yıllarda Şırnak'ın Cizre ilçesini temel üstlenme ve merkez olarak seçtiğini iddia eden Temizöz, bu dönemde teröre karşı hayatı pahasına mücadele ettiğini ifade ederek şöyle konuştu: ", kırsaldaki eylemlerinin yanı sıra şehirde de eylemlerini artırmıştı. Halkı sokağa dökmüş, ölümlere sebebiyet vermiştir. Cizre'de mülki idareye alternatif bir idare kurarak mahalle ve köy komiteleri oluşturmuş, silahlı milisler kullanmış, ilçede otoriteyi sağlamaya çalışmıştır. 1992-93 yıllarındaki Nevruz olaylarında 20'den fazla kişi hayatını kaybetmiştir. Örgüt, halktan silah temin etmelerini istemiş, temin edemeyenlere silah temin etmiş ve evlerinin altına sığınak yaptırmıştır. Sığınaklar, örgüt üyelerince kullanılmıştır. Cizre dönemde kovboy filmlerini anımsatan ölü şehre dönüşmüştür. Örgüt, ilçede halk mahkemeleri kurup yargılama yapmış, otoritesini kalıcı kılmak için geçici köy korucusu ve vatandaşı elektrik direğine asmış, korucuların ağzına para koymuştu. Devletin birçok kurumunun faaliyetini etkin olarak yürütemediği bir dönemde ben orada komutan olarak görev yaptım. Her an karakollardan gelecek kötü haberi beklemenin çaresizliği içerisindeydim. Kuşatmayı kıracak çıkış yolu aramaya başladım. Karakolları saldırılara karşı kendilerini savunacakları bir hale getirdim. Onları gece gündüz eğittim. Çünkü 'nın direncinin kırılması gerekiyordu. 'nın bölgedeki faaliyetlerini tanımaya çalıştım. İfade tutanaklarını inceledim. aşiretin köy korucusu olmasını sağlayarak korucuları ilçe merkezi ve köylerde görevlendirdim." cinayetler kaçınılmazdır" Sanık Albay Temizöz, savunmasında, yıllarda bölgede devletin var olduğunu her kesime hissettirmeye çalıştığını ve 1993 yılında Cizre'de yapılan "'yı telin mitingi"nin Türkiye'de bir ilk olduğunu vurguladı. Bu durumun güvenlik güçlerine moral verdiğini ve Mart 1994'te yapılan yerel seçimlerde Kamil Atağ'ın belediye başkanı seçildiğini, bunun da için prestij kaybı olduğunu belirten Temizöz, "Bir çobanın, bir köylünün belediye başkanı olması bazı kesimleri rahatsız etmiştir" dedi. dönemde terör örgütüne karşı yaptıkları çalışmalara da savunmasında yer veren Cemal Temizöz, onlarca 'lının, aileleriyle görüşmek suretiyle, teslim olmalarını sağladığını söyledi. Yaptıkları çalışmalarla Cizre'yi huzura kavuşturduğunu ileri süren Temizöz sözlerini şöyle sürdürdü: "O dönemde mayınlama olmasına rağmen atlıdan oluşan bir tim şeklinde karakollara gittik. Terör örgütüne baskılar yapılarak halk arasında bütünleşme sağlandı. dönemde ilçe merkezini ve köyleri terk etmek zorunda kalmıştır. 1994'de kaymakamlığa vekaleten baktım. Yardım kampanyaları düzenledim. Yakınları 'da olan kişilerin aileleri ile görüştüm. Onlarca 'lının teslim olmasını sağladım, ilçeyi huzura kavuşturdum. Terör örgütü hakkımda ölüm kararı alıp suikast timleri görevlendirdi. Terör örgütü, başarısızlığının sorumlusu olarak beni gördü. Terörün yoğun olduğu bölgelerde faili meçhul cinayetler kaçınılmazdır, örgüt içi infazların yapıldığı bir gerçektir." Temizöz, iddianamede adı geçen tanıklardan Mehmet Nuri Binzet'in ceza evinde 'li milletvekilleri ve İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı tarafından ziyaret edildiğini, bunun da davanın siyasi bir zemine çekilmek istenmesinin bir göstergesi olduğunu savundu. Cemal Temizöz, savunmasının sonunda, "Ben suçlamaları kabul etmiyorum. Adam öldürmeye azmettirmedim. Cizre'de teşekkül oluşturmadım" diye konuştu. Atağ: "İddialar dedikodudan ibarettir" Tutuklu sanıklardan Kamil Atağ, dava dosyasında somut delil bulunmadığını savunarak, "İddialar dedikodudan ibarettir. aydır tutukluyum. Tahliyemi talep ediyorum" dedi. Sanık Temizöz'ün avukatı, müvekkilinin atılı suçları işlemediğini, terörle mücadelede sembol olan bir kişi olduğunu belirtti. İddia makamı, tanık Mehmet Nuri Binzet'in bir sonraki duruşmada dinlenmesini, gizli tanıklar "Sokak Lambası" ve "Tükenmez Kalem"in de sanık ve taraflar olmadan ifadelerinin alınmasını talep etti. Mahkeme heyeti, duruşmayı 18 Eylül 2009 tarihine erteledi. İddianameden Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 104 sayfalık iddianame, sanıkların 765 sayılı TCK'nın "Adam öldürmek", "Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" ve "Adam öldürmeye azmettirmek" suçlarından cezalandırılmaları istenmişti. Sanıklardan Cemal Temizöz'ün 9, Kamil Atağ'ın 7, Temer Atağ'ın 2, Adem Yakin'in 7, Hıdır Altuğ'un 3, Fırat 'ın (Abdulhakim Güven) 6, Kukel Atağ'ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep edilmişti. İddianamede, sanık Albay Temizöz'ün 1993 yılında Cizre'de "terörle mücadele ediliyor" görüntüsü altında "korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan oluşan bir grup oluşturduğu" savunulmuştu. "Söz konusu grubun süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü 'ya yardım ettiğini değerlendirdiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı"na yer verilen iddianamede, bu sorgulanan kişilerden bir kısmını öldürdüğü öne sürülmüştü.
561493
Liglerde derbi haftasının programı
Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, profesyonel liglerde haftanın programı şöyle: -TURKCELL SÜPER LİG- Yarın: 21.00 Kayserispor-Ankaraspor (Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kadir Has) 21.00 Galatasaray-Beşiktaş (Ali Sami Yen) 21.00 Denizlispor-Diyarbakırspor (Denizli Atatürk) 21.00 Manisaspor-Sivasspor (Manisa 19 Mayıs) 13 Eylül Pazar: 17.00 İstanbul Büyükşehir Belediyespor-Trabzonspor (Atatürk Olimpiyat) 21.00 Bursaspor-Fenerbahçe (Bursa Atatürk) 21.00 Gaziantepspor-Kasımpaşa (Kamil Ocak) 21.00 Gençlerbirliği-Eskişehirspor (Ankara 19 Mayıs) 21.00 Antalyaspor-Ankaragücü (Antalya Atatürk) -BANK ASYA 1. LİG- Yarın: 16.00 Orduspor-Kayseri Erciyesspor (Ordu 19 Eylül) 20.30 Hacettepe-Boluspor (Ankara 19 Mayıs) 13 Eylül Pazar: 16.00 Mersin İdmanyurdu-Giresunspor (Tevfik Sırrı Gür) 16.00 Kartalspor-Dardanelspor (Kartal) 16.00 Çaykur Rizespor-Samsunspor (Yeni Rize) 20.30 Konyaspor-Bucaspor (Konya Büyükşehir Belediyesi Atatürk) 20.30 Kardemir Karabükspor-Gaziantep Büyükşehir Belediyespor (Dr. Necmettin Şeyhoğlu) 20.30 Karşıyaka-Altay (İzmir Atatürk-Seyircisiz) 14 Eylül Pazartesi: 20.30 Kocaelispor-Adanaspor (İsmetpaşa) -TFF 2. LİG- 1. Grup Yarın: 16.00 Gebzespor-Zeytinburnuspor (Gebze İlçe) 16.00 Yalovaspor-Güngören Belediyespor (Yalova Atatürk) 13 Eylül Pazar: 16.00 TKİ Tavşanlı Linyitspor-Körfez Belediyespor (Tavşanlı Ada İlçe) 16.00 Bozüyükspor-Türk Telekomspor (Bozüyük İlçe) 16.00 Beykoz 1908-Sakaryaspor (Beykoz) 2. Grup Yarın: 16.00 Denizli Belediyespor-Konya Şekerspor (Doğan Seyfi Atlı) 13 Eylül Pazar: 16.00 Eyüpspor-Akhisar Belediyesi Gençlikspor (Eyüp) 16.00 Turgutluspor-İstanbulspor (Turgutlu Eylül) 16.00 Alanyaspor-Göztepe (Alanya Milli Egemenlik) 20.30 Fethiyespor-Tepecikspor (Fethiye İlçe) 3. Grup 13 Eylül Pazar: 16.00 Erzurumspor-Karsspor (Erzincan 13 Şubat) 16.00 Akçaabat Sebatspor-BUGSAŞ Spor (Akçaabat Fatih) 16.00 Ofspor-Pursaklarspor (Of İlçe) 16.00 Tokatspor-Trabzon Karadenizspor (Tokat Gaziosmanpaşa) 16.00 Etimesgut Şekerspor-Çorumspor (Ankara OSTİM) 16.00 Çankırı Belediyespor-Kırşehirspor (Çankırı Atatürk) 4. Grup 13 Eylül Pazar: 16.00 Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi DİSKİ Spor-Adana Demirspor (Seyrantepe DİSKİ Spor Tesisleri) 16.00 Adıyamanspor-Malatyaspor (Adıyaman Atatürk) 16.00 Mardinspor-Tarsus İdmanyurdu (Mardin 21 Kasım) 20.30 Elazığspor-İskenderun Demir Çelikspor (Elazığ Atatürk) 20.30 Belediye Vanspor-Şanlıurfaspor (Diyarbakır Atatürk-Cezalı) -TFF 3. LİG- 1. Grup 13 Eylül Pazar: 16.00 İnegölspor-Alibeyköyspor (İnegöl İlçe) 16.00 Balıkesirspor-Küçükköyspor (Balıkesir Atatürk) 16.00 Bursa Nilüferspor-OYAK Renault (Veledrom Dış Saha) 16.00 Çerkezköy Belediyespor-Bandırmaspor (General Basri Saran) 16.00 Gaziosmanpaşaspor-Lüleburgazspor (Gaziosmanpaşa) 2. Grup 13 Eylül Pazar: 16.00 Ispartaspor-Muğlaspor (Isparta Atatürk) 16.00 Altınordu-Tekirova Belediyespor (Buca İlçe) 16.00 Torbalıspor-İzmirspor (Torbalı Eylül) 16.00 Nazilli Belediyespor-Afyonkarahisarspor (Nazilli İlçe) 3. Grup 13 Eylül Pazar: 16.00 Ankara Demirspor-Kartal Belediyespor (Cebeci İnönü) 16.00 Anadolu Üsküdar 1908-Orhangazispor (Vefa) 16.00 Kırıkkalespor-Keçiörengücü (Kırıkkale Fikret Karabudak) 16.00 Maltepespor-Beylerbeyi (Beylerbeyi 75. Yıl) 16.00 Gölcükspor-Darıca Gençlerbirliği (İhsaniye) 4. Grup 13 Eylül Pazar: 16.00 Kastamonuspor-Pazarspor (Kastamonu Gazi) 16.00 Arsinspor-Gümüşhanespor (Arsin İlçe) 16.00 Yalıspor-Sürmenespor (Yavuz Selim) 16.00 Bafra Belediyespor-Araklıspor (Bafra İlçe) 16.00 Ünyespor-Yimpaş Yozgatspor (Ünye İlçe) 5. Grup 13 Eylül Pazar: 16.00 Batman Belediyespor-Hatayspor (Batman 16 Mayıs) 16.00 Siirtspor-Malatya Belediyespor (Siirt Atatürk) 16.00 Belediye Bingölspor-Şanlıurfa Belediyespor (Bingöl Şehir) 16.00 Kırıkhanspor-Batman Petrolspor
560724
Biri Altın Portakal'ı gözetliyor!
Altın Portakal'ın bu yılki görsel konsepti İlyas Başsoy imzasını taşıyor. Bu yıl 46. kez yapılacak olan Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, 10-17 Ekim'de gerçekleşecek.
560716
Türkiye, bugün yeni bir yağışlı havanın etkisine giriyor
Yağışların neden olabileceği ani sel, su baskını, taşkın, toprak kayması, yıldırım ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı vatandaş ve ilgililerin tedbirli olmaları gerekiyor. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Mehmet Çağlar, bugün Marmara, Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu'nun batısı (Eskişehir, Konya, Ankara, Çankırı) ve Batı Karadeniz'in iç kesimlerinde (Bolu, Düzce, Karabük) yağış beklendiğini açıkladı. Sağanak ve gök gürültülü sağanak şeklinde görülecek yağışların Kıyı Ege (Muğla, Aydın, İzmir) ile Antalya'nın Kaş, Kalkan, Finike ve Kemer ilçelerinde etkili olacağını anlatan Çağlar, şunları kaydetti: "Cumartesi günü şiddetini artıracak yağışların Marmara ve Akdeniz başta olmak üzere ülkemizin güney, iç ve batı kesimlerinde kuvvetli olması bekleniyor. Yağışın İstanbul ve Tekirdağ başta olmak üzere bölge genelinde yeniden olumsuz şartların yaşanmasına neden olabileceği öngörülüyor. Orta ve Doğu Akdeniz'in iç kesimlerinde beklenen kuvvetli yağış, Seyhan, Ceyhan ve Göksu nehirleri ile Manavgat Çayı'nda taşkınlara ve ani sele neden olabilecek." Pazar günü, yağışların, kuzey ve iç bölgeler ile Doğu Akdeniz'de etkisini sürdüreceğini aktaran Çağlar, Marmara'nın doğusu (Kocaeli, Sakarya, Bursa, Bilecik), Karadeniz ile Doğu Anadolu'nun kuzeyinde kuvvetli olacağını sözlerine ekledi. Bu arada Sağlık Bakanlığı, Silivri ve Çatalca ile İkitelli Organize Sanayi Bölgesi'nde vatandaşların şebeke suyunu içmesinde sakınca bulunmadığını bildirdi.
561459
Topbaş: Kimse kusura bakmasın
Topbaş: Kimse kusura bakmasın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, sel felaketiyle ilgili AKOM'da bir konuşma yaptı. YENİ ŞAFAK İNTERNET-AJANSLAR İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, sel felaketiyle ilgili AKOM'da yaptığı konuşmada, "Belki biraz acımasız olacak ama kimse kusura bakmasın. Gereken soruşturmaların talimatını verdik. Bodrum katlarının etkileneceği noktalarında iptaline kadar bütün tedbirler yapılacak" dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul'da yaşanan sel felaketiyle ilgili olarak, "Demek ki bizim konuşlanmamızda eksiklikler var. Eksikliklerimizi mutlaka gidereceğiz. İstimlak gereken yerlerde istimlak, gerekli görülen bodrum katlarının iptaline kadar bütün tedbirler alınacak" dedi. "Sayın Baykal'ın eleştirmek yerine aramasını beklerdik" diyen Topbaş, İstanbul'un gece yarısından itibaren yeni bir yağış dalgasının etkisine girmesinin beklendiğini, vatandaşların mecbur kalmadıkça dışarıya çıkmaması gerektiğini açıkladı. Afet Koordinasyon Merkezi'nde basın toplantısı düzenleyen Topbaş, İstanbul'da iki gün üst üste sel felaketi yaşandığını ifade ederek, bugün geceden itibaren ve yarın için de uyarılar olduğunu söyledi. Topbaş, aynı sıkıntıların tekrar yaşanmaması temennisinde bulunarak, "İstanbul, bir ülke özelliği gösteren bir kent. 14 milyona yakın bir insanın barındığı bir kent. Böyle bir kentte yaşam alanlarının düzenlemelerinde bazı sıkıntı ve problemler olabilir. Suçluya da suçlular aranıyor. Bizde de sorumluluk var, bizden önce de vardı, bizden sonra da olacaktır. Yönetimde bulunan herkes bu özeleştiriyi yapmak zorundadır. Bizlerin, problemleri daha da dikkate almamız gerekiyor" dedi. Dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımıyla Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde toplantı yaptıklarını ifade eden Kadir Topbaş, toplantı sonucunda kısa, orta, uzun vadeli ve acil önlem planları alındığını söyledi. Topbaş, "Bazılarının canı yanacak ama kimse kusura bakmasın. Gereken soruşturmaların başlamasının talimatını verdik, istimlak gereken yerlerde istimlak, gerekli görülen bodrum katlarının iptaline kadar bütün tedbirler alınacak. Dere yataklarıyla ilgili gereken çalışmalar yapılacak. Basından destek bekliyorum. Bu boyuttaki bir doğal afet dünyanın neresinde olursa olsun her yerde var. Bizim, afetler öncesinde aldığımız, alabildiğimiz tedbirler önemli. Afet sonrası yapılan çalışmalar önemli" diye konuştu. Afet sonrası ciddi boyutta kurtarma çalışması yapıldığının altını çizen Kadir Topbaş, ekipman konusunda yetersiz kalındığı yönündeki açıklamalara tepki gösterdi. Topbaş, çatılardaki insanların kurtarılmadığı yönündeki söylemleri eleştirerek, "Ciddi bir kurtarma çalışması yapıldı. Selimpaşa'da 100 civarında araç denizden çıkarıldı. Böyle bir sıkıntı daha az nasıl atlatılabilirdi, bunu kendimize soruyoruz. Bunların yaşanmaması için neler yapılabilir. Özellikle bir gün önce Çatalca ve Silivri'de bu yaşandı, bir gün sonra maalesef İstanbul'daki yağış daha fazla can kaybına neden oldu. Demek ki bizim konuşlanmamızda eksiklikler var. Basın Ekspres yolu yapılırken Ayamama Deresi dikkate alınarak ve dere yatağı üzerinden geçirilirken niçin sağı ve solundaki Bağcılar, Bahçelievler ve Küçükçekmece'den gelecek yağmurları denize aktaracak kanallar düşünülmedi. Basın Ekspres yolu yapılırken, sağ ve solundan mutlaka ikinci bir dere yatağı da geçirilmesi lazımdı" ifadelerini kullandı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı eleştiren Topbaş, şunları söyledi: "Ülkemizdeki farklı sıkıntı da siyasilerimiz bu gibi olayları siyasi ranta çevirme yönünde adım attığını görüyorum. Sayın Baykal'ın eleştirmek yerine, bizi aramasını beklerdik. Diğer siyasi liderlerden de bunu beklerdik. Öyle yapılmadı. Sayın Baykal'ın bu olayları siyasi ranta çevirmede mahir olduğunu görüyoruz. Eksikliklerimizi mutlaka gidereceğiz. Sayın Baykal, İkitelli'deki TIR parkı için 'bu park kimlere ait, bu parkların ruhsatları var mı' diye soruyor. Bu parklardan tanesinin ruhsatı var ama CHP'li belediye döneminde Küçükçekmece'de verilmiş ruhsatlar. Söz konusu TIR parkını 19 Şubat'ta mühürledik. CHP döneminde yapılan işleri hatırlatmak istemem. Bu meselede herkesin sorumluluğu var. Sayın Baykal'a seslenmek istiyorum. Bilim adamlarına sorsun: Silivri'deki toplu konut alanının zemini nasıl. Doğrularda destek olmak, yanlışlarda uyarmak gerekir. Medeniyet bunu gerektirir. Tüm siyasi partiler artık bu tavırlarını geride bıraksınlar. Orada siyasi rant yok. Günahtır, yazıktır. Günahlı havayı beklemek hoş değil. Bölgenin afet bölgesi ilan edilsin diyorlar. Afet bölgesi, tamamen yaşamdan arındırmak anlamına geliyor. 'Islah edilsin, düzeltilsin' demiyorlar. Kim olursa olsun, dere yatağına yerleşim yeri yapan kişiler hatalarının karşılığını vermek zorunda." Topbaş, gerekli tüm önlemlerin alınacağının altını çizerek, "Bolluca Deresi'ndeki planımız iptal edilmeseydi, Silivri'de bunlar yaşanmayacaktı. İSKİ'nin talep ettiği taşkın alanını, fazladır metre olsun diyen bilim adamlarının fikirleri gözden geçirilmeli. Dere yataklarının mülkiyete geçmemesi lazım. İşaretlemek suretiyle fazlalıkları yıkacağız" dedi. İstanbul'un gece yarısından itibaren yeni bir yağışlı hava dalgasının etkisine gireceğini de hatırlatan Topbaş, vatandaşların mecbur kalmadıkça dışarıya çıkmamaları uyarısında bulundu. Topbaş, zarar tespitlerinin sürdüğünü de ifade etti.
561048
Ömer Şerif sinemaya döndü
Bir dönemin ünlü oyuncusu Ömer Şerif, Venedik Film Festivali'yle yeniden dünyasına döndü. 77 yaşındaki sanatçı, festivalde Aslan için yarışan "The Traveler" adlı filmde başrolü oynuyor. Ahmed Mahir'in yönetmenliğini yaptığı filmde Mısırlı sanatçının canlandırdığı 80 yaşındaki yaşlı bir adamın gençliğinde aşık olduğu kadınla yeniden karşılaşması anlatılıyor. Ömer Şerif'in oyuncu kadrosunda yer almasını bir rüya olarak tanımlayan filmin yönetmeni Mahir, film projesinin yıl önce oluşmaya başladığını kaydetti. Şerif'in oynadığı 80 yaşındaki Hasan'ın gününün anlatıldığı filmde, Hasan'ın geçmişindeki kadın Nura'yı Cyrine Abdülnur canlandırıyor. dünyasına ilk kez Mısır'da adım atan Şerif, festivalde düzenlenen basın toplantısında, yerleşik hayat sürmeyen dünyadaki tek aktör olduğunu, her zaman otellerde kaldığını ve restoranlarda yediğini gülerek, anlattı. "Arabistanlı Lawrence" filmiyle uluslararası sembol haline gelen Şerif, mutlu bir hayatı olduğunu söyledi. "Doktor Zhivago" filmiyle de adından söz ettiren sanatçı, kadınlarla maceraları olduğunu, ancak hayatındaki en büyük aşkı 1974'te sonlanan evliliğinde yaşadığını ifade etti.
560715
Arkadaşını kurtarmak isterken canından oldu
İki bekçinin cansız bedenleri uzun aramaların ardından TIR'ların arasında bulundu. Talihsiz bekçinin cenaze namazı Yenibosna Cemevi'nde kılındı. Cenazede Öztaş'ın 18 yaşındaki kızı ve annesi fenalaştı. Selman Öztaş, kılınan cenaze namazının ardından İstanbul Tepecik Mezarlığı'nda toprağa verildi.
562019
Kriz, zengin ülkelere pahalıya mal oldu
Kriz, zengin ülkelere pahalıya mal oldu Küresel dünyanın büyük ekonomilerine pahalıya mal oldu. Kişi başına en çok harcamayı 50 bin dolarla 10 bin dolarla yaptı. ’nin, ’nun G20 maliye bakanlarına sunduğu verilere dayanarak yaptığı hesaplamalara göre, büyük ekonomiler krizde toplam 10 trilyon dolar bir başka ifadeyle trilyon İngiliz sterlini harcadı. Veriler, özellikle ABD ve İngiltere gibi geniş mali sektörlere sahip zengin ülkelerin krizden ne kadar sert şekilde etkilendiğini ortaya koyuyor. Krizde, en çok harcamayı ABD ve İngiltere yaptı. İngiltere’nin yaptığı harcamalar gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 94’ünü, ABD’nin ise yüzde 25’ini teşkil ediyor. Bu da İngiltere’de kişi başına 30 bin (50 bin dolar), ABD’de ise 10 bin dolar harcama yapıldığı anlamını taşıyor. Özel mali sektörün varlık silmelerinin toplamının trilyon doları bulduğu, bunun, üçte ikisinin ve RBS gibi büyük bankalardaki kayıplardan kaynaklandığı tahmin ediliyor. Bu kayıpların yaklaşık yarısı (1,8 trilyon doları) yüksek riskli (subprime mortgage) kaynaklı menkul kıymet silmelerinden oluşsa da krizin yarattığı hasar diğer varlıklara hızla yayıldı. Bankacılık sektörünün 10 yıllık karını buharlaştıran bu büyük varlık silmeler, bankaların yapısını tekrar oluşturarak, borç verir hale gelmelerini de zorlaştırdı. Birçok uzman, bankaların kriz öncesindeki seviyede borç verir hale gelmesinin yıllar alacağını belirtirken, bu durum, ekonomik yavaşlamanın temel nedenini oluşturuyor. DÜNYA EKONOMİSİ DARALIYOR Dünya ekonomisinin bu yıl yüzde 2,3 (1 trilyon dolar) küçülmesi bekleniyor. Bu kaybı tüm vatandaşlar ortak paylaşsa da bundan özellikle sayıları artan işsizler etkilenecek. Dünya ekonomisinin normalde yüzde büyüdüğü düşünülürse, durgunluktan kaynaklanan kayıp trilyon doları buluyor. Öte yandan, hükümetler, büyümeyi artırmak için teşvik fonlarına milyarlarca dolar aktardılar. Önümüzdeki yıl içinde İngiltere’de kamu borcunun 600 milyar sterlinden 1,4 trilyon sterline, ABD’de ise borcun ikiye katlanacak 10 trilyon dolara yükselmesi bekleniyor. Bu kamu borçları gelecekte ödeyenlerden tahsil edilecek. HARCAMA PLANLARI ASKIYA ALINDISonuç olarak, birçok kişi, sahip oldukları varlıkların değerinin düşmesiyle kendilerini daha az varlıklı hissedecekler. Sadece sahip oldukları konutlar değil, hisse senetleri ve borsadaki paraları gibi mali varlıklar da son 12 ayda değerini kaybetti. Tahminlere göre, İngiltere’de kişilerin elindeki ulusal servet 2007 yılı sonu ile kıyaslandığında geçen yıl sonunda 815 milyar sterlin geriledi. Bunun yüzde 15’ini konutların değerinin düşmesi, yüzde 9’unu ise diğer mali varlıkların değerinin düşmesi oluşturdu. Servet eşitsiz dağılıyor... Her ne kadar iş bulmakta zorluk çekseler de ev sahibi olmayanlar ve maaşı olmayanlar krizin etkilerini bu kadar hissetmeyebilirler. Şüphe yok ki, kriz insanların tüm harcama planlarını askıya almalarına neden oluyor ve bu da durgunluğu kızıştırıyor.
560734
Bakan Çağlayan,şehit ailesine taziye ziyaretinde bulundu
Ankara Keçiören Ayva Sokak'ta bulunan şehit ailesinin evine gelen Bakan Çağlayan ziyaret sonrası yaptığı açıklamada son derece üzüntülü olduğunu ifade etti. Şehidi kendi evladı, kendi kardeşleri gibi hissettiğini dile getiren Bakan Çağlayan, Türkiye'nin birlik ve beraberliğini bozmak isteyenlere fırsat verilmeyeceğini belirtti. Çağlayan bu konuda her türlü tedbiri aldıklarını sözlerine ekledi. Çağlayan, açıklamasının ardından şehit ailesinin evinden ayrıldı.
561430
TSK: "Kadıköy'de bir muhabirle ilgili dava açıldı"
Sahte belgesiyle ilgili İstanbul'da bir muhabire dava açıldı. Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Gürel "Malum belgeyle ilgili takipteyiz. İstanbul'da bir muhabirle ilgili dava açıldığı bilgisini aldık" dedi. SİİRT'TEKİ ÇATIŞMA: Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Gürel, Siirt'in Eruh ilçesinde meydana gelen çatışma sonrasında bölücü terör örgütüne ait telsizlerin dinlenilmesinden elde edilen bilgilere göre, bu çatışmada teröristlerin çok sayıda ölü ve yaralıları olduğunun anlaşıldığını bildirdi. Tümgeneral Güler, Başkanlığı Karargahı'ndaki haftalık basın bilgilendirme toplantısında yaptığı açıklamada, Eylül 2009 günü Siirt'in Eruh ilçesinde yapılan arazi arama-tarama faaliyeti esnasında bölücü terör örgütü mensupları ile temasa girildiğini, beş erin şehit olduğunu, bir astsubay ile erin yaralandığını hatırlattı. Teröristlerle sağlanan ikinci temasta, astsubayın şehit olduğunu, bir üsteğmen ve iki uzman jandarma çavuşun yaralandığını belirten Tümgeneral Güler, "Bölücü terör örgütüne ait telsizlerin dinlenilmesinden elde edilen bilgilere göre, bu çatışmada teröristlerin çok sayıda ölü ve yaralıları olduğu anlaşılmaktadır" dedi. Aynı gün Çukurca'nın kuzeydoğusundaki Cevizli mevkisinde yapılan operasyonda, bölücü terör örgütü ile sağlanan temasta bir astsubayın şehit olduğunu, bir uzman jandarma çavuşun yaralandığını hatırlatan Tümgeneral Güler, aynı bölgede ve 10 Eylül 2009 tarihlerinde çıkan çatışmalar sonucu, üç bölücü terör örgütü mensubunun silahları ile birlikte etkisiz hale getirildiğini bildirdi. Tümgeneral Güler, Eylül 2009 tarihinde ise Van'ın Başkale ilçesine bağlı Albayrak Hudut Taburu bölgesinde, yapılmakta olan arama-tarama faaliyeti esnasında, bölücü terör örgütü tarafından döşenen mayının patlaması sonucu, bir astsubay ve iki uzman çavuşun şehit olduğunu, beş askeri personelin yaralandığını kaydetti. Tümgeneral Güler, "Şehit olan personelimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifa, değerli ailelerine ve yüce milletimize sabırlar diliyoruz" dedi. Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Tümgeneral Güler, Eruh'taki çatışmanın ardından teröristler arasındaki telsiz konuşmalarının içeriğinin sorulması üzerine, telsiz görüşmelerinde, Eruh'ta meydana gelen olayda ölülerin başka bir bölgeye götürülmesi ve yaralıların tedavi edilemeyecek durumda ise "gerekli işlemin yapılması" şeklinde konuşmaların bulunduğunu belirtti. Tümgeneral Güler, teröristlerin, daha önce yapılan operasyonlardan da genel hareket tarzlarının bilindiğini kaydetti. bölgede ne kadar büyük bir terörist grubu ve TSK personeli olduğunun sorulması üzerine Tümgeneral Güler, her operasyonun kendi içerisinde değişik özelliği bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: "Yapılan faaliyetler büyük bir arazi parçasında değerlendirildiği zaman, çatışmanın yaşandığı faaliyet ile yaşanan operasyonun büyüklüğünü değerlendirmek gerekir. Büyük bir bölgede birlikte yapılan faaliyette çatışma küçük bir alanda çıkmaktadır. Çatışmaya maruz kalan unsur andaki unsurdur ama sayı hakkında kesin bir bilgi vermek mümkün değildir." 'YE YANIT 'dan ayrıca "Teröristler bitene kadar operasyonlar sürecek" açıklaması da geldi.
561874
Felaketin sorumlusu CHP
YENİ ŞAFAK EKLER KURUMSAL ÇOKLUORTAM ARAÇLAR Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak İçerik Yönetimi: Teknik Destek, Tasarım ve Programlama:
561029
Stiglitz'den ekonomik kriz önerileri
Amerikalı ekonomist Stiglitz, BM Genel Kurul Başkanı Miguel D'escoto Brockmann ile birlikte BM'de düzenlediği basın toplantısında, BM Uzmanlar Komisyonunun ekonomik krizle mücadelede kısa, orta ve uzun dönemli çeşitli tavsiyelerini içeren ve 22 Eylülde yayımlanacak raporuyla ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Stiglitz, küresel ekonomik krizle ilgili olarak, ''bu sıhhi tesisat sorunu değil ki tesisatçıyı çağırıp, tıkalı boruları açıp her şeyin eski halini almasını beklemek mümkün olsun. Yaşanan ekonomik sorunlar çözülmesi gereken daha derin sistematik sorunları bize gösteriyor. Artık ekonomik kriz öncesindeki dünyaya dönemeyiz ve dönmemeliyiz. Küresel kriz küresel mali yapıdaki pek çok eksikliğin altını çizdi'' diye konuştu. Stiglitz bankacılık sektöründeki krizin çözülmesinin ardından bile yine de küresel ekonomiyi canlandıracak yeterli talebin muhtemelen oluşmayacağını, ABD'de tasarruf oranının arttığını söyledi. Joseph Stiglitz, yeni küresel ekonomik eşgüdüm konseyiyle ilgili olarak ise G20'den büyük ve temsili böyle bir konseyin kurulmasının küresel ekonomik yapıdaki sorunları teşhis etmeye yardımcı olacağını ve konseyin sorunların çözümünde alternatif yollar önereceğini belirtti. Küresel mali yapıda denetimin gereğinin altını çizen Stiglitz, küresel bir dünyada tek bir ülkenin para biriminin küresel ekonominin temeli olmasının da anlaşılmaz olduğunu, küresel rezerv sisteminin daha istikrarlı ve daha adil olması gerektiğini, bundan tüm dünyanın faydalanacağını belirtti. BM Uzmanlar Komisyonunun kurulmasına önayak olan ve Batılı ülkeler tarafından pek sevilmeyen BM Genel Kurul Başkanı Brockmann ise Stiglitz'e çok teşekkür ederek komisyonun raporunun BM Genel Kurulunda bu yılın haziran ayında yapılan ekonomik kriz zirvesinde tartışılanları özetleyen, analiz eden bir rapor olduğunu ve rapordan mutlaka yararlanılması gerektiğini söyledi.
561141
Polisin soğan ve pastırma yemesi yasak
Özdemir, son genelgesiyle personelin ağız ve nefeste uzun süreli kötü koku yaratan soğan, sucuk, pastırma, lahmacun gibi yiyeceklerin yenilmemesini istedi. Göreve başladığından bu yana çeşitli genelgeler yayımlayarak ''dinamik ve çağdaş polislik'' anlayışını geliştirmeye çalışan Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, önceki gün personele yönelik bir genelge yayımladı. Genelgede, polisin görev ve özel hayatının gereği toplum içerisinde yer aldığını hatırlatan Özdemir, vatandaşın personelle ilgili ilk izleniminin genellikle kılık kıyafeti, kişisel temizliği ve çalışma ortamına göre oluştuğunu vurguladı. ''Ütüsüz ve eski pantolon, boyasız ayakkabı, özensiz saçlar ve sakal, sert bakışlar, ter kokan kıyafet, sarımsak, soğan veya sigara kokan ağız, dağınık ve pis çalışma ortamı, muhatabımıza saygısızlık hakkımızda olumsuz imaj yaratılmasına sebep olan etkenlerdir. Görgü kuralları çerçevesinde de hoş karşılanmamakta, medeni insanlara yakıştırılmamaktadır'' denilen genelgede, şunlara yer verildi: ''Günümüzde çağdaş polislik, yakalanan suçlu oranının yanı sıra halkla geliştirilen ilişkilerin niteliği, halka verilen güven ve suçu önleme sorumluluğuna halkın katılmasını sağlama oranı ile değerlendirilmektedir. Dünyanın hiçbir yerinde halkın güvenmediği ve desteklemediği işleri gerçekleştirmek mümkün değildir. Suçların önlenmesi ve suçluların yakalanması büyük ölçüde halkın desteği ile sağlanmaktadır. Bu desteğin arttırılabilmesi karşılıklı etkileşime bağlıdır. Olumlu etkileşim için halkın benimsemediği tutum ve davranışların ortadan kaldırılması gerekmektedir. Vatandaşla olan ilişkilerimizin sağlam temellere oturtulabilmesi, teşkilatımıza olan güvenin artırılarak devamının sağlanması ve kamuoyu desteğinin devamının temini için polisin kamuoyu nazarında imajını bozacak, halkın ilgi, sevgi, saygı, güven ve desteğini azaltacak, ilişkileri ve işbirliğini engelleyecek her türlü olumsuz davranıştan kaçınılmalıdır.'' Özdemir, yaptığı denetlemeler sırasında resmi elbise ile dışarıda sigara içildiği, hizmet araçlarında sigara kullanıldığı, bazı personelin resmi kıyafetine ve kişisel bakımına gereken özeni göstermediği, bazı birimlerde lahmacun ve benzeri, etrafa koku yayan yiyecekler yenildiğini ve soğan, sucuk, pastırma gibi ağız ve nefeste uzun süreli kötü koku yayan yiyeceklerin yenildiğini tespit ettiğini vurguladı. Genelgesinde personelin bu tür konularda duyarlı davranmasını, mesleğin ve medeni ilişkilerin gerektirdiği bu mecburiyetlerin hayat tarzı haline getirilmesini isteyen Özdemir, amir ve müdürlerin denetlemeleri sırasında bu konuları hassasiyetle göz önünde bulundurması talimatını verdi. Özdemir, bu konuların disiplin suçu oluşturması nedeniyle kurallara aykırı davranan personel hakkında işlem yapılmasını da istedi. Ankara Emniyet Müdür Özdemir, daha önce yayımladığı bir genelgede personelin, boy ve kilosunun orantılı olması gerektiğini hatırlatarak ''göbekli polislerin'' tespit edilmesi ve tespit edilen polislerin durumunun sicillerine işlenmesi talimatını vermişti. Özdemir ayrıca, sigarayı yasaklayan yasanın da hassasiyetle uygulanması için bir başka genelge yayımlayarak aykırı davranan personel hakkında işlem yaptırtmıştı.
562039
TUZLA'DA BÜYÜK YANGIN
Tuzla Organize Deri Sanayi Bölgesi içerisindeki bir ambalaj fabrikasında büyük çapta yangın çıktı. Çok sayıda itfayie ekibi bölgeye sevk edildi. CİHAN
561675
Tekin'den Topbaş'a jet cevap
Tekin, ''Eğer dava varsa CHP İstanbul İl Başkanı olarak istifa etmeye hazırım. Eğer böyle bir dava yoksa sayın Topbaş gereğini yapacak mı? Sizi iddianızı ispatlamaya davet ediyorum'' dedi. ''Sayın Topbaş sizi aylarca uyardım. Bütün yazılar size resmi gelmiş. Vatandaşı suçluyorsunuz. Çok ayıptır'' diyen Tekin, AK Partili belediyeye de ''16 yıldır kenti yönetiyorsunuz. Bu şehri ranta bağlı yönetiyorsunuz'' suçlamasında da bulundu. GÖKÇEK'E CEVAP Gürsel Tekin, ''Dikmen Vadisi geçmiş dönemlerde sel felaketine uğradı. Burada yaptığımız kentsel dönüşüm projesi Çankaya Belediyesi tarafından mahkeme kararları ile engellenmek istenmiştir. Bu projeler CHP tarafından engellenerek, AK Partili belediyelerin halkın gönlünde yer etmesi engellenmek isteniyor. 55 tane kentsel dönüşüm projemizin hepsine dava açıldı'' diyen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e de yanıt verdi. Tekin, ''Ankara'da sayın Başkan'a seslenmek istiyorum. Sayın Başkan diyor ki CHP dava açmış. Sayın Başkan bunu ispatlayamazsanız size şerefsiz derim'' şeklinde konuştu.
560729
Bakanlıktan 'Askerlik' Duyurusu
Milli Savunma Bakanlığı, Ekim 2009 celp döneminde sevk edilecek dövizle askerlik hizmetine tabi yükümlülere ait bir duyuru yayımladı. Duyuru şöyle: 1- Ekim 2009 celp döneminde temel askerlik eğitimine sevk edilecek dövizle askerlik hizmetine tabi yükümlülerin isim listeleri, konsolosluklara ve askerlik şubelerine gönderilmiştir. 2- Yükümlüler, sevk evrakını almak üzere 1-3 Ekim tarihleri arasında, pasaport, nüfus cüzdanı, oturma veya çalışma izni ve dövizle askerlik başvuru belgesi ile birlikte Burdur Askerlik Şubesi Başkanlığı'na başvuracaklardır. 3- Yükümlülerin temel askerlik eğitimi, Burdur 58'inci Piyade Eğitim Alay Komutanlığı'nda yaptırılacaktır. 4- Yapılan bu duyuru, tebligat niteliğindedir.
561176
Sel, Koca Sinan'ı bir kez daha alkışlattı
İstanbul ve Trakya'yı vuran sel felaketi imar ve şehir planının iyi yapılmasının hayati önem taşıdığını bir kez daha ortaya koydu. Yaşananlardan herkese bir ders çıkarken, Mimar Sinan'ın eseri olan Çekmece köprüsü ders alırken tarihi de unutmamamız gerektiğini gösteriyordu. Sel suları, Mimar Sinan'ın Çekmece köprüsünün yerini ne kadar iyi hesaplayarak inşa ettiğini ortaya koydu. Sinan daha kısa mesafeli bir köprü yapmak varken zor olanı seçmişti. Mimar Sinan'ın yaptırdığı Büyükçekmece'deki köprü, açılan baraj kapaklarına rağmen suyun denize ulaşmasını engellemezken, tarihi daha onyıllara bile dayanmayan D-100 köprüsü ise suları engelledi. Çünkü Mimar Sinan'ın köpsünü inşa edeceği yer olarak boğazın daraldığı nokta yerine daha aşağıdaki geniş alanı tercih ettiği görülüyor. Nedeni ise açık... Gelecek yoğun bir su akışını engellememek, köprünün ayaklarıyla boğazı daraltmamak. Bu sayede köprünün uzun yıllar ayakta kalmasını sağlamak. Havadan çekilen bu fotoğraf bu dahice seçimi çok iyi gözler önüne sermektedir. MİMAR SİNAN KÖPRÜSÜ'NÜN TARİHİ Kanuni Sultan Süleyman, 1566 yılında Zigetvar Seferi'ne çıkarken, Büyükçekmece Gölü'nün olduğu yerden ordusunu sallarla karşıya geçirdi. Ancak, büyük bir ordunun sallarla karşıya geçirilmesi büyük güçlüklerle tamamlanabildi. Bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman, buraya bir köprünün yapılmasını emretti. Mimar Sinan, Kanuni'nin Mimarbaşı'sı olarak derhal emri yerine getirmeye koyuldu. Kanuni Sultan Süleyman'ın Zigetvar Seferi'nde ölümü, köprünün açılışını görmesini engelledi. Oğlu Sultan 2. Selim zamanında, 1567 yılında tamamlanan köprü, çevresinde yer alan, yine Mimar Sinan eseri olan Sokullu Mehmet Paşa Camii, Kanuni Sultan Süleyman Çeşmesi ve Kurşunlu Han ile bir bütün oluşturdu. 636 metre, ayrı bölüm ve 28 kemerli olarak inşa edilen köprü, sadece yaya trafiğine açıktır. Bir başka özelliği de ayrı köprünün birleşmesiyle meydana getirilmesidir. MİMAR SİNAN, SUYUN DEBİSİNİ HESAPLADI Mimar Sinan'ın eseri olarak 442 yıldır ayakta olan köprü, gölün denize açıldığı yerde bulunduğu için, ciddi matematik hesaplarını da gerektiriyor. Zira, yağmurlu mevsimlerde, suyun debisi yükseldiği için taşkınlara sebebiyet verebiliyor. Usta Mimar, 16.yy.da bu hesapları yaparak köprüyü selden etkilenmeyecek, taşan suyun denize ulaşmasını engellemeyecek bir şekilde inşa etmiş. Hatta, bu köprünün birleştikleri yerlerde selden etkilenmemesi için sel yaranlar yapılmıştır. Dünkü selde, Büyükçekmece Barajı'nın taşma tehlikesine karşı baraj kapaklarını açılması, Mimar Sinan'ın eseri ile modern köprüleri mukayese etme şansı verdi. Sonuçlar gerçekten ilginçti, zira Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü'nden takılmadan geçen sular, D-100 köprüsünde engelle karşılaştı ve denize ulaşamadı. Bunun sonucunda da Büyükçekmece'nin bazı mahallelerini su bastı. Uydu görüntülerinde de üstte Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü'nü, altta ise D-100 köprüsünü görüyoruz. D-100 KÖPRÜSÜ SUYU ENGELLİYOR Konu ile ilgili olarak NTV'ye açıklamalarda bulunan Büyükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Zafer Özsayın ise şunları söylüyor: "Baraj kapaklarını sabahtan doğal olarak açmak zorunda kaldılar, yüksek debide su geliyor. Fakat aradaki ufak göletten E-5'in kestiği bir güzergah var. Buradan denize ulaşım rahat olmadığı için bir şişme oluyor. Bu nedenle yağmur suyu kanalları doluyor ve bu kanallardan kente su gidiyor. Yıpranmış ve atıl durumdaki E-5 köprüsü ve kemerleri var. Bu, denize ulaşımı engelliyor eğer bu kaldırılsaydı sıkıntı yaşanmazdı. Birtakım setler oluşturarak minimize etmeye çalışıyoruz. Şu anda sadece iki sokakta 10-15 cm yüksekliğinde su var. Su bodrumları doldurdu. Diğer bölgelere nazaran burada afet var denemez. Fakat baraj kapakları sürekli açık kalır, yağmur da devam ederse bu tehlike artacaktır. Ortada atıl kalan, iptal edilen bir köprü var. Büyük temelleri, suyun denize ulaşımını engelliyor. Zaten betonarmesi ömrünü tamamlamış, yıllardır burada duruyor. E-5 köprüsüyle setler arasındaki su yükselme gösteriyor. Gidiş gelişin ortasında atıl kalan bir bölüm var. Eski yapılan köprünün -Mimar Sinan Köprüsü'nün- su debisi hasaplanmış, suyun denize ulaşımı sağlanmış ama yeni yapılan E-5 ve D-100 köprüsünde hiç dengelenmemiş. Eski köprü örnek alınsaydı bu sıkıntı asla yaşanmazdı.
561610
Reklam Kurulu'ndan ceza yağdı
Reklam Kurulu, Türkiye Vakıflar Bankası'na sitesindeki kredi tanıtımı reklamıyla ilgili durdurma ve ulusal düzeyde 67 bin 200 lira, Geleneksel Bayram Kredisi" reklamıyla ilgili de 134 bin 400 lira olmak üzere toplam 201 bin 600 lira para cezası verdi. Reklam Kurulu, 11 Ağustos tarihli 167'nci toplantısında aldığı kararları açıkladı. Buna göre kurul, Türkiye Vakıflar Bankası A.Ş'ye ait www.vakifbank.com.tr adresli sitesindeki tüketicilere yönelik kredi tanıtımlarında oranlarına yer verilmesine rağmen, kredi kullanımı sırasında aylık oranına ek olarak "komisyon", "dosya masrafı" gibi adlar altında alınan ilave masraflar ile beraber oluşan "kredinin tüketiciye aylık ve yıllık maliyet oranı"nın açıkça belirtilmemesi nedeniyle söz konusu tanıtımların Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik'e uygun olmadığına hükmederek, banka hakkında ulusal düzeyde 67 bin 200 lira idari para ve söz konusu reklamları durdurma cezası verdi. Kurul, Vakıflar Bankası'na ait 10 Eylül 2008 tarihinde muhtelif mecralarda yayınlanan Geleneksel Bayram Kredisi" başlıklı reklamların da tüketicileri yanıltıcı nitelikte olduğu ve söz konusu fiilin bir yıl içerisinde ikinci kez tekrar edilmiş olması nedeniyle para cezasını iki kata çıkararak 134 bin 400 lira olarak uyguladı. Böylece Vakıflar Bankası'na toplam 201 bin 600 lira idari para cezası kesilmiş oldu. Türk Ekonomi Bankası ve Turkish Bank'a 67 bin 200'er lira ceza Türk Ekonomi Bankası A.Ş'ye ait www.teb.com.tr, Turkish Bank A.Ş.'ye ait www.turkishbank.com adresli sitelerinde tüketicilere yönelik kredi tanıtımlarında oranlarına yer verilmesine rağmen, kredi kullanımı sırasında aylık oranına ek olarak "komisyon", "dosya masrafı" gibi adlar altında alınan ilave masraflar ile beraber oluşan "kredinin tüketiciye aylık ve yıllık maliyet oranı"nın açıkça belirtilmemesi nedeniyle söz konusu tanıtımların Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik'e uygun olmadığını belirten kurul, her iki banka hakkında ulusal düzeyde 67 bin 200'er lira idari para ve anılan reklamları durdurma cezaları verilmesini kararlaştırdı.
561291
aylık hamile kadın hastane kuyruğunda öldü
Sakarya Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Metin Duru, göğüs ağrısı şikayetiyle aylık hamile eşi Elif Duru'yu (24), saat 10.00'da Serdivan ilçesindeki özel bir hastaneye götürdü. Duru'yu muayene eden kadın hastalıkları ve doğum uzmanı doktor, anne karnındaki bebeğin kalp atışlarını duyamadığı gerekçesiyle kadını Göğüs Hastalıkları Uzmanı H.U.B'ye yönlendirdi. Muayenehane önünde bekleyen Elif Duru'nun durumunun acil olduğu uyarısına rağmen, H.U.B'nin, sırada başkalarının olduğunu öne sürerek, beklemelerini söylediği öne sürüldü. Bu sırada fenalaşan Duru, acil servise alındı. Duru, acil servisteki müdahaleye rağmen, saat 10.00'da girdiği hastanede 14.05'te hayatını kaybetti. Diğer yandan, eşi gözlerinin önünde ölen Duru, müdahale etmekte geç kaldığı iddiasıyla doktor H.U.B. ile tartıştı. Tartışmanın büyümesi üzerine doktor ve polis memuru arasında arbede yaşandı. Doktor H.U.B'nin, Duru'ya küfür ederek, tekme attığı iddia edildi. Duru'nun ceseti otopsi yapılmak üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Hastane müdürü Abdülkadir Aydın, Duru'nun ölümünde hastanenin ihmali olmadığını belirterek, şunları söyledi: "Göğüs ağrısı şikayetiyle hastanemize başvuran Duru'yu kadın hastalıkları ve doğum uzmanımız muayene etmiş. Karnındaki bebeğin kalp atışlarını alamayınca, konsültasyon için göğüs cerrahı uzmanına yönlendirmiş. Kadın burada beklerken fenalaşarak yaşamını yitirmiş. Anne karnındaki bebeğin hastaneye gelmeden önce öldüğünü düşünüyoruz. Kesin sonuç adli tıp kurumunda yapılacak otopsinin ardından belli olacak." Cumhuriyet Savcılığı'nca olayla ilgili soruşturma başlatıldığı belirtildi.
561523
Diziden neden ayrıldı?
'Kavak Yelleri'nin yeni bölümlerinde yer almayan Dağhan Külegeç açıklamalarıyla kafaları karıştırdı. Diziden kendisinin ayrıldığını ifade eden Külegeç, diğer yandan da diziyi çok özlediğini itiraf etti. Gençlik dizisi 'Kavak Yelleri'nde 'Efe' rolünde oynayan Dağhan Külegeç, geçen sezonun son bölümünde otomobiliyle denize uçmuştu. Yeni sezonda otomobilden çıkamayan tek kişi olan Külegeç'in bu ayrılığı ile ilgili türlü senaryolar yazılmıştı. Sette yaşanan bir tartışmadan sonra senaryonun bu şekilde değiştirildiği söylenirken; bir başka dedikodu ise; Külegeç'in uzun süredir sette mutsuz olduğu ve ayrılmak istediğiydi. SANKİ SENİ ATTILAR! televizyongazetesi.com'un haberine göre; Külegeç, annesi Ayşe Erbulak ve Erbulak Ailesi'nin kendisi gibi oyuncu olan diğer fertleri Sevinç ve Füsun Erbulak ile Berna Laçin'in atv'de yayınlanan programına konuk oldu. Genç oyuncu burada yaptığı açıklama ile kafaları daha da karıştırdı. Bu sezon herhangi bir işte yer almayan Külegeç, "Dizi güzel iş, niye devam etmeyeyim... 'Kavak Yelleri'nden de ayrılmak istemezdim ama öyle olmak zorunda oldu. Yoksa gül gibi işim var, severek yapıyordum. Devam etmek isterdim" açıklamasını yaptı. Genç oyuncunun bu imalı açıklaması üzerine Berna Laçin'in "Kendin ayrıldın. Sanki seni diziden attılar..." şeklindeki yorumuna Külegeç'in yanıtı ise şöyle oldu: "Komik değil mi? Çok acayip bir durum. Neyse, yeni işlere bakacağız. Oyunculuk güzel, eğlenceli.
561987
Tarladan kız kaçırmak isteyen kişi yakalandı
Tarladan kız kaçırmak isteyen kişi yakalandıKAYSERİ, (DHA) ’nin Akkışla İlçesi Gömürgen Beldesi'nde evlenme teklifini geri çeviren 20 yaşındaki Şenay A.'yı kaçırmak isteyen 25 yaşındaki Hüseyin A. ile arkadaşı gözaltına alındı. Gömürgen Beldesi'nde çiftçilik yapan Hüseyin A., evlenme isteğini daha önce geri çeviren Şenay A.’yı tarlada çalışırken, arkadaşları Emre T., Ömer E. ve Ali K.’nın yardımıyla 38 HU 468 plakalı otomobile bindirerek kaçırmak istedi. Tarladakilerin müdahalesi üzerine, zorla otomobile bindirilmek istenen kız kurtarılırken, jandarmaya haber verildi. İhbar üzerine hareket geçen jandarma, Hüseyin A. ile kendisine yardımcı olan Emre T., Ömer E. ve Ali K.’yı gözaltına aldı. Olayla ilğili soruşturmaya başlandı
561783
Lastik ayakkabılı şampiyon
Antrenörü Fadıl Kara ile köyüne gelen Alper Demir, aile fertleri tarafından alkışlarla karşılandı. Anne ve babasının elini öpen Alper, ardından kazandığı madalyayı ailesine göstererek sevincini onlarla paylaştı. Türkiye'yi temsil ederek dünya 3.'sü olduğu için çok mutlu olduğunu ifade eden Alper Demir, anne ve babasının büyük desteğini aldığını belirtti. Demir, başarı öyküsünü şöyle anlattı: "Yaz spor okullarına girdim, seçmelere katıldım ve birinci oldum. Orada keşfedildim ve Fadıl hocayla birlikte çalıştım. Anne ve babamın büyük destekleri oldu. Son yarışmaya ay önceden hazırlandım. Kayak evinde kampa girdik. İyi hazırlandık ve yarışmaya katılıp, dünya 3.'sü oldum. Geçen yıl İsviçre'de dünya 4.'sü olmuştum bu yıl daha iyi başarı istedim ve bunu başaracağımı inanıyordum." dedi. Alper Demir, bundan sonra Dünya Şampiyonası'nda birinci olmayı istediğini belirterek, "Dünya 3.'sü olmam büyük bir başarı. Ama bu sadece benim başarım değil. Hem ülkemin hem de burada beni yalnız bırakmayan ve destekleyen tüm Bitlislilerin başarısıdır. Orada bayrağımız göndere çekildiğinde çok duygulandım. anki duygu anlatılmaz, ancak yaşamak gerekir. Kazandığımda Allah'a şükrettim. Bundan sonraki hedeflerim olimpiyatlar ve dünya şampiyonasıdır. Bunu başaracak güçte olduğumu hissediyorum ve ona göre çalışacağız." şeklinde konuştu. Alper'in dünya 3.'sü olması nedeniyle oğullarından bir kez daha gururlandıklarını söyleyen baba Şahabettin Demir, "Bizlere yaşattığı bu sevinçten dolayı çok mutluyuz. Alper'in bugünlere getirmek çok kolay olmadı. Onun başarılı olabilmesi için ailece elimizden gelinceye kadar maddi ve manevi tüm desteğimizi ondan esirgemedik. Bugünden sonra da esirgemeyeceğiz." diye konuştu. KOŞUYA LASTİK AYAKKABI İLE BAŞLADI Alper'in lastik ayakkabı ile koşuya başladığını belirten baba Demir, "Alper, spora kara lastik ayakkabısı ile başladı. Bazen yırtık ayakkabı ile de antrenman yaptığı oldu. Maddi durumumuz iyi olmadığı için ona istediği malzemeleri alamıyorduk. da hiçbir zaman bunu sorun haline getirmedi. Sıkıntı çektiğimiz halde azimli olarak çalıştı ve bugünlere geldi." şeklinde konuştu. Demir, yaşadıkları köyde olumsuz tepkiler aldıklarını da sözlerine ekleyerek şunları söyledi: "Alper spor yaparken köyde olumsuz tepkileri çok aldık. 'Senin oğlun delirmiş. Dağlarda koşuyor, yağmurda, çamurda tek başına koşuyor' diye hep olumsuz tepkiler aldım. Fakat bu tepkilere hiçbir zaman aldırış etmedim. Hep oğluma destek oldum. Hiçbir zaman onun geleceğinin önüne geçmedim. Verdiğimiz destek karşılığında da bize dünya üçüncülüğünü getirdi. Bu nedenle kendisinden gurur duyuyorum." Anne Gülpaşa Demir ise, "Alper'in dünya üçüncüsü olması beni çok sevindirdi. Onun bu başarısı karşında oldukça duygulandım ve kendisiyle gurur duyuyorum. Oğlumun başarısı için elimden gelen tüm çabayı sarf ettim. Oğlum başarılı olsun diye her zaman kendisine destek verdik. Bizim verdiğimiz emeğin karşılığını şimdi aldık." ifadelerini kullandı.
561852
Türk gençleri Almanya'ya veda ediyor
'daki eğitimli Türk gençlerinin Türkiye'ye geri dönme eğilimi, der Spiegel dergisinin bir haberine de konu oldu. Üniversite mezunu Türk gençlerinin Türkiye'ye dönüşlerinin arttığını sayfalarına taşıyan dergi, Türk gençlerinin iş piyasasında şanslarının az olmasının, burayı ülkeleri gibi hissedememelerinin ve yaşadıkları ayrımcılığın buna sebep olduğunu belirtti. Birçok Türk'ün eğitimlerinden sonra Türkiye'ye döndüklerini dile getiren dergi, bu göçe Alman işverenlerin Türkleri ya da başka etnik kökenden gelen insanları işe almakta zorlanmalarının da sebep olduğunu ileri sürdü. ALMANYA'DA İŞSİZDİM TÜRKİYE'DE YÖNETİCİ OLDUM Haberde Volkan Çallar isimli bir gencin ifadeleri yer aldı. Üniversite eğitiminden sonra onlarca iş başvurusu yaptığını ama sonuç alamadığını söyleyen Çallar'ın "Benim Türk olmam burada problem oluşturuyor. Bunu birçok iş görüşmesinde hissettim." şeklindeki ifadeleri yer aldı. Burada iş bulamazken İstanbul'da Siemens firmasına ait bir şirkette yönetici olarak işe başladığını söyleyen Çallar, "Almanya'da böyle bir işe girmem mümkün değildi. Almanya'ya tekrar dönmeyi kesinlikle düşünmüyorum." dedi. Türkiye'de mutlu olduğunu söyleyen Volkan Çallar "Almanya bizi kaybediyor ama Türkiye kazanıyor." şeklinde konuştu. Dergide üniversite eğitimi alan Türk gençlerinin yüzde 40'ının Türkiye'ye dönmek istediğini ortaya koyan bir araştırmanın sonuçları da yer aldı. Kamuoyunda örnek göçmenlerin Almanya'yı terk etmelerinin öneminin kavranmadığının vurgulandığı haberde, bu göçün ülkenin geleceğini tehlikeye attığı dile getirildi. OECD raporuna göre Almanya'da göçmen akademisyen ve üniversite mezunları arasındaki işsizlik oranı göçmen olmayanlara göre üç kat daha fazla. Alman üniversite mezunları arasında işsizlik yüzde 4,4 olarak belirlenirken bu oran göçmenler arasında yüzde 12,5 olarak ortaya çıkıyor. ANNESİ MUTLU OLAN TÜRK GENCİ ALMANYA'DA KALIYOR "Türkiye'de ekonomik kalkınmanın ve iş imkanının Almanya'ya göre daha iyi olduğunu belirten der Spiegel, Avrupa'da üniversite okumuş Türkçe bilen gençlerin çok iyi iş imkanlarının olduğuna işaret etti. Uzun süre Almanya'da iş bulamayan ve işsiz olmaktan rahatsız olduğu için Türkiye'de giden mimar Emine Şahin ise krize rağmen Türkiye'de iş imkanının çok iyi olduğunu ve İstanbul'da iyi bir işi olduğunu söyledi. Türklerin sadece iyi bir kariyer yapmak için gitmediklerini ileri süren dergi, eğitimli Türklerin kendi kimlik arayışlarının da bu göçe neden olduğunu belirtti. Almanya'da birçok Türk'ün kendi köklerine yönelik değişik duygular taşıdığı dile getirildi ve Almanya'da vatan hissinin oluşmamasının göçü daha kolay hale getirdiği ifade edildi. Türk gençleri üzerinde annelerinin etkisinin olduğunu ileri süren Der Spiegel, "Almanya'da anne ne kadar mutluysa çocuklar da daha fazla burada kalmak istiyor." ifadelerine yer verdi. Özellikle annelere Almanca kursları ve mesleki eğitim imkanlarının verilmesinin önemine değinilen haberde, Alman işverenlere "İyi bir eğitimi olduğu halde sırf Türk ismi taşıdığı için iş imkanı verilmemesi ne fayda sağlıyor?" sorusu yöneltildi.
560428
01:23 Denizli’nin sürprizi var
Denizli’nin sürprizi varSERDAR SARIDAĞDerbilerde her zaman sürpriz kadrolar sahaya süren Beşiktaş’ın hocası, Galatasaray’a karşı da geleneğini sürdürecek. Maçtan günler önce antrenmanları medyaya kapatan Mustafa Denizli’nin, beklenen 11’de 1-2 önemli değişiklik yapacağı öğrenildi Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli’nin, derbi geleneğini yarın akşam Galatasaray ile yapacakları dev maçta da sürdüreceği bildirildi. Ali Sami Yen Stadı’nda oynanacak maçın hazırlıklarında sona yaklaşan Kartal’da, Denizli’nin ilk 11’de sürpriz yapma ihtimalinin çok yüksek olduğu kaydedildi. Hem geçen sezon hem de kariyerindeki derbi sınavlarında sahaya sürdüğü beklenmeyen kadrolarla tanınan tecrübeli hocanın yarınki maçta da farklı bir 11’e görev vereceği ifade edildi. Mustafa Denizli’nin, milli maçlar yüzünden eksik kadroyla gerçekleştirilen ilk etap çalışmalarında, savunmayı Ekrem Ferrari Sivok İbrahim Üzülmez dörtlüsünden oluşturduğu, ancak orta saha ve forvet konusunda henüz net bir karar vermediği vurgulandı. Şimdiye kadar sürekli 11’de denediği Nobre’yi bile yedeğe çekme olasılığı bulunan siyah-beyazlı teknik adamın, yeni transfer Rodrigo Tabata’ya maça başlayacak kadroda yer verebileceği öğrenildi. Ümraniye’deki antrenmanları alışılmışın dışında günler öncesinden medyaya kapatan Mustafa Denizli’nin, futbolcularına derbi maçın taktik çalışmalarını yaptırdığı ve özellikle gereksiz kartlar konusunda sert uyarılarda bulunduğu kaydedildi. Geçen sezon oynanan derbi maçlarda kırmızı kartlar yüzünden taktik anlayışını sahaya yansıtamayan Denizli oyuncularından bu sezon çok dikkatli olmalarını istedi.
560711
Olayı siyasi malzeme yapmayın
Toplantıda yaşanan felaketin analizini, yapılması gerekenleri, durum tespitlerini ve bundan sonra atılacak adımları görüştüklerini ifade eden Başbakan, ''Birinci derecede şu anda İSKİ ile ilgili olarak bu kanunda bir değişiklik yapılmasının uygun olacağına karar verdik. Zira gerek kanalizasyon alt yapısı, bütün bu derelerin ıslahına yönelik olarak bunlar Büyükşehir Belediyesi'nin kendi tasarrufundaydı. Bunları tamamıyla İSKİ'nin tasarrufu altına almak suretiyle bir adım atalım istedik. Yukarı havzaları ise DSİ'ye bırakacak bir adımı yasal düzenleme ile çözelim istiyoruz ki artık bu işin bir sahibi olsun.'' diye konuştu. YIKIMLAR YAPILACAK, BAŞKA ÇARE YOK İstanbul'da yapılmış olan dere ıslahlarıyla ilgili olarak önlerine 'yasal maniler ve bazı dirençlerin' çıktığını dile getiren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Bu dirençlerin aşılması lazım. Bakın şu anda helikopterle dolaşırken sizler de tespit ettiniz bütün dere yatakları nasıl değiştirilmiş. Bu dere yataklarının değiştirilmesi neticesinde meydana gelen sıkıntıları yaşıyoruz. Dün de söyledim, dere yatağını muhakkak bulur ve derenin intikamı ağır olur. Şu anda bunun bedelini ödüyoruz. Bakın Selimpaşa'ya gittik, Selimpaşa'da aynı sıkıntı var. Orada da dere yatağı ciddi manada değiştirilmiş. Aynı şekilde Silivri'de dere yatağına ciddi manada bir tecavüz var. Bütün bunların yanında Ayamama Deresi'nde yaşananlar ortada. Papaz Deresi'nde yaşananlar ortada. Aynı sıkıntılar burada da var. Şimdi bizler bir çalışmayı yürütüp ikili görüşmeler suretiyle bu işi çözüp buralardaki yıkımları da gerçekleştireceğiz. Bunun başka çıkışı yok. Çünkü daha farklı bir bedeli ne oralarda bu tasarrufu yapanlar, ne de vatandaşlarımıza ödetmek istiyoruz.'' Başbakan Erdoğan, İstanbul'da yaşanan su baskınlarının siyasi polemik malzemesi yapılmasını 'asla doğru bulmadığını' söyledi. Konuyu siyasi olarak kullananları eleştiren Erdoğan, "Çok ciddi manada yanlış bir yaklaşım. Bunu siyasi polemik malzemesi yapanlar lütfen aynaya baksınlar ve şu anda tasarrufları altında olan yerlerde neler olduğunu, neler yapıldığını geçmişten bugüne şöyle bir incelesinler. Bununla ilgili de Belediye Başkanım zaten gerekli açıklamaları tüm belgeleriyle yapacaktır.'' açıklamasında bulundu.
561387
ABD'de efemine şarkıcı "Sliimy" fırtınası
Fransız şarkıcı "Sliimy", "Womanizer" şarkısını söylerken Britney Spears'ı aratmıyor... (CNNTURK.COM) -- Ünlü şarkıcı Britney Spears'in "Womanizer" şarkısına yaptığı cover ile dikkatleri üzerine çeken Fransız erkek şarkıcı "Sliimy" ev yapımı videosuyla ve Perez Hilton sitelerinde başarıdan başarıya koşuyor. Kadınsı hareketleriyle dikkat çeken ve "efemine" dansıyla Britney Spears'i aratmayan Sliimy yeni bir yıldızı olma yolunda ilerliyor. 'da da bir anda parlayan Sliimy ilk olarak Lady Gaga'nın dikkati çekmiş. Ardından birçok ünlü kişi Sliimy'nin videosunu tweet'lemeye başlamış. Britney Spears bile Sliimy'yi artık tanıyor. Womanizer, Sliimy'nin ilk videosu değil. Daha önce de "Wake Up" single'ının videosunu internette yayan Sliimy, henüz 20 yaşında. İlk albümü Amerika'da 15 Eylül'de çıkacak. Lady Gaga ve Britney Spears'in özel desteğini alan şarkıcı Warner Bros ile anlaştı. Kendini Prince ile Pink arasında gören Sliimy'nin yeni bir müzik dehası olması hiç de uzak bir ihtimal değil...
561813
İnternette bedava gazete devrine son
İNTERNET devi Google, karşılığında tek sent ödemeden, Amerikan gazetelerinin haberlerine link verip, bir de üstüne reklamdan para kazandığı için medya kuruluşlarının yoğun eleştirisine hedef oluyor. Google ise web trafiğini bu gazetelere yöndendirerek “bedava hizmet” verdiğini iddia ediyor. Ancak baskı maliyetleri artarken, tirajları düşen gazeteler, Google’un bu iddiasını kabul etmiyor ve internet içeriğini ücretlendirmenin yollarını arıyor. Son olarak Rupert Murdoch’un sahibi olduğu News Corp.’un, New York Times, Washington Post ve Los Angeles Times gibi gazetelerle, internet haberlerini ücretlendirmek üzere ortak bir konsorsiyum kurmak için görüşmeler yürüttüğü biliniyor.BÜYÜK SÜRPRİZ İşte bu ortamda Google da devreye giriyor ve internet üzerinden yayınlanan gazeteleri okuyanların, gazetelere ödeme yapmasını sağlayacak bir sistem üzerinde çalışmaya başlıyor. Merkezi ABD’nin Harvard Üniversitesi kampusunda bulunan Nieman Journalism Lab kuruluşunun açıklamasına göre, ABD Gazeteler Birliği’nin (NAA) böyle bir ödeme sisteminin yapılabileceği konusunda bilgilendirilmesinden sonra Google, NAA’ya planını sundu. Bu olay sürpriz olarak değerlendirildi. Google, reklamın hâlâ basın kuruluşlarının en önemli gelir kaynağı olduğunu, ancak internet kullanıcılarının gazetelere ödeyeceği ücretin de “yabana atılmayacağını” belirtti. Plana göre, uygulamanın bir yıl içinde başlaması öngörülüyor. Sanal dağıtım Gazetelerin internet içeriğini ücretlendirmek üzere plan hazırlayan Google, yayıncılar için e-ticarat platformu oluşturabileceğini, Apple’ın online müzik indirme ortamı iTunes kanalıyla plak şirketleriyle kazancı paylaşması gibi, Google’un da gazetelerle birlikte kazancı paylaşabileceğini söylüyor. Bu durumda Google, bir anlamda online haberlerin sanal dağıtımcısı haline geliyor.
560476
Gül: Kronikleşmeden sorunu çözelim
Cumhurbaşkanı dün akşam iş ve meslek örgütlerinin temsilcilerine ’nde iftar yemeği verdi İftar yemeğine, Başkanı ’ın yanı sıra gibi kuruluşlardan 160 temsilci katıldı. Gül, yemekteki konuşmasında, Kürt sorununun çözümü için başlatılan demokratik çalışmalarına göndermede bulunarak, en doğru metodun sorunları kronik hale gelmeden çözmek olduğunu ve bu konuda ’nin özgüveninin bulunduğunu söyledi. Gül, iş ve meslek örgütlerinin raporlarını yakından izlediğini de vurguladı.
560426
Ankara'da şok gelişme!
'da şok gelişme! Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu, daha önce verdiği sürenin dolması üzerine 'un tedbirli, 'nün ise tedbirsiz olarak 'na sevk edildiği öğrenildi. Bilindiği üzere Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu, Ankaraspor'a, uyguladığı ve şartlarına uygun hareket etmediği gerekçesiyle gün içerisinde şirketi satışa çıkarmalarını istemişti. Bugün ise sürenin saat 17.00'de dolması üzerine Ankaraspor'un tedbirli olarak Disiplin Kurulu'na sevk edildiği bildirildi. TFF Yönetim Kurulu, Ankaragücü için ise kongresinde yaşanan usülsüzlük nedeniyle kongresini yenilemesini istemişti. Ancak bu da Sarı-lacivertli kulüp tarafından yapılmayınca, başkent temsilcisinin tedbirsiz olarak Disiplin Kurulu'na sevk edildiği ifade edildi. Öte yandan sürenin dolması nedeniyle tedbirsiz olarak Disiplin Kurulu'na sevk edilen Ankaraspor'un, bu hafta oynayacağı maçı ileri bir tarihe ertelendi. Bu arada Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu'nun salı günü toplanacağı öğrenildi. Ankaraspor Kulübü'nün satışı salı gününe kadar gerçekleşmezse, başkent temsilcisinin ligden düşürülmesi konusunda karar alınacağı öğrenildi.
562074
Tanrıya şükrü kilise sütununda arayınca...
Avusturya’da, mahsur kaldığı asansörden, ettiği duaların kabul edilmesiyle kurtulduğuna inanan bir Katolik, Tanrı’ya şükretmek için gittiği kilisede mihrap taşının üzerine düşmesiyle öldü. Polisin verdiği bilgiye göre, asansörde mahsur kalan ve kendisini buradan kurtarması için Tanrı’ya yakaran Gunther Link (45), kurtulur kurtulmaz kiliseye koştu. Dini bütün bir insan olan Link, kilisede, kendisini kurtardığı için Tanrı’ya şükretmek istiyordu, ancak Viyana’daki Weinhaus kilisesindeki antik mihrap taşının altında kalarak oracıkta hayata veda etti. Polis sözcüsü, “Taş mihrabı taşıyan sütunlardan birine sarıldığını ve mihrabın bu yüzden üzerine düştüğünü tahmin ediyoruz. Sütunda parmak izlerini bulduk. Olayı soruşturuyoruz” dedi.
561199
En garip otomobiller! Galeri
Galeri "> En garip otomobiller! Galeri Diğer OTOMOBiL haberlerini okumak için ...
560918
Üniversitelere kayıtlar bugün sona eriyor
Üniversitelere kayıt işlemleri bugün sona eriyor. 2009-ÖSS sonucunda üniversitelere kayıt hakkı kazanan adaylar, kazandıkları programlar için belirlenen günde kayıt için başvuracak. Kayıt için belirlenen gün adayların sınav sonuç belgesinde yer alıyor. Adaylar kendilerine bildirilen günde, gerekli belgelerle birlikte ilgili üniversiteye başvurarak kayıt yaptırabilecek. HAKLARINI KAYBEDERLER Bildirilen süre içinde kayıt için başvurmayan veya kayıt işlemlerini tamamlamayan adaylar haklarını kaybedecek. Anadolu Üniversitesi Merkezi Açıköğretim Programlarını kazanan adayların kayıt işlemleri ve kayıt tarihi için Anadolu Üniversitesi Rektörlüğüne başvurmaları gerekiyor. EK YERLEŞTİRME YAPILACAK Öte yandan, üniversitelere kayıtların tamamlanmasının ardından, merkezi yerleştirmede boş kalan kontenjanlar ile kayıtlar sonucunda boş kalan kontenjanlara ek yerleştirme yapılacak. Üniversiteler kayıtlardan sonra boş kalan kontenjanları ÖSYM'ye bildirecek. Buna göre, ek yerleştirme başvuru tarihleri ise ÖSYM tarafından duyurulacak. ÖSS merkezi yerleştirme sonucuna göre üniversitelerde lisans programlarında 26 bin 643, ön lisans programlarında 61 bin 959 kontenjan boş kaldı.
561600
Sele karşı hangi önlemleri almalısınız?
Alınması gereken önlemler Elektrikli cihazların zeminden yüksek yerlerde bulundurulması Değerli eşyaların zeminden yüksek yerlerde bulundurulması Önemli belgelerin su geçirmez yerlerde saklanması Meteroloji bilgileri takibi ve uyarıların dikkate alınması Yapıya selin girmesinin önlenmesi için kum torbalarının bulundurulması Yapı su akıntılarının çalışır halde tutulması Sel suları içinde yürünmemesi, araç kullanılmaması,yüzülmemesi. Yüzülmesi zorunlu ise yüzen bir cisme tutunulması daha avantajlı olacaktır. Araç içine su alıyorsa hemen aracın terk edilmesi gerekir. Su seviyesi araç kapı kolu seviyesine gelmişse, suyun basıncından dolayı kapı açılması güçleşecektir. Araç camları açılarak aracın içinin dolması sağlanmalı; belirli miktardan sonra içerideki su ile dışardaki su basınçları eşitlendiğinden dolayı kapıların açılması kolaylaşacaktır. Hemen araçdan çıkılıp, terk edilmesi Hızlı ve kuvvetli akan sularda köprü ve viyadük üstlerinde beklenmemesi Su ve sel yollarından uzak durulması Seldeki insanı kurtarmak için ip, sopa gibi maddeleri atarak çekilmesinin sağlanması. Seldeki şahsın sizi de sele çekebileceğinin unutulmaması gerekir. Tahliye Yaşam alanında ayak topuklarından üste su seviyesi çıkmış ise; elektrik tesisatı kapatılıp hemen tahliye edilmesi Suyun Tahliyesinde; bodrum ve zemin katı sel sularıyla doluysa, derece derece pompalayarak suyun boşaltılması gerekir. Çünkü çevredeki toprak hala su altındayken bodrum/zemin katındaki su boşaltılırsa duvarlar basınç dolayısıyla çökebilir.
561004
Sel telekominikasyon devi Vodafone'u da vurdu
Personelin çabaları ve sistem odasının suyla dolması selin ürkütcü boyutunu gözler önüne seriyor. Konuyla ilgili olarak Türkiye'den yapılan yazılı açıklamada ise şöyle denildi: "Son yılların en büyük sel felaketlerinden biri olan ve onlarca can kaybına ve büyük yıkıma sebebiyet veren, İkitelli Bölgesi'ndeki afette mağdur olan tüm yurttaşlarımıza başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletir, yakınlarını kaybedenlere Allah'tan sabır dileriz. Yaşanan bu felakette, Türkiye de mağdur olmuş, 80 çalışanımızın görev aldığı, İkitelli Basın Ekspres Yolu üzerinde bulunan veri santralimiz tamamen kullanılamaz hale gelmiştir. IT ve Telekomünikasyon sistemlerimizde geri döndürülemez tahribatlara sebep olan afet sonrasında, bu santralden hizmet verdiğimiz ve abonelerimizin yüzde 20'sini oluşturan İstanbul Kuzey Batı ve Trakya Bölgesi'ndeki toplam 3.8 milyon abonemizin iletişimleri etkilenmiştir. Bu vahim ve yıkıcı felaket sonrasında uygulanan iş sürekliliği programıö çerçevesinde, konularında uzman, yetkin ekiplerimiz ve iş ortaklarımızla, büyük bir özveri ve emekle çok başarılı bir çalışma sergileyerek, tüm şebekemizi çalışır hale getirmiş bulunmaktayız. Bu sabah saat 08.00 itibariyle milyon ve bugün saat 13:00 itibariyle de diğer 800 bin abonemizin konuşma problemleri çözülmüştür. Bu yoğun çalışmalar esnasında başta olmak üzere Network, Alcatel Lucent, Huawei, Telkom gibi iş ortaklarımızla ve tüm altyapı yüklenicilerimiz ile elele çalışılmıştır. Tüm iş ortaklarımıza ve değerli personelimize özverili destek ve çalışmalarından dolayı teşekkür ederiz. Böyle bir felaketin bir daha tekrarlanması dileğiyle, bu sürede bizlere sabır ve anlayış gösteren abonelerimize teşekkür ederiz"
561356
TÜSİAD: Yaşanan felaketin ardından sorunlar, popülist bir anlayışla tartışılmasın
Yaşanan felaketin ardından sorunlar, popülist bir anlayışla tartışılmasın Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), yaşanan felaketin ardından, yaşanan sel felaketin ardından, olayın nedenlerinin kamuoyu önünde yüzeysel ve popülist bir anlayışla tartışılması yerine, artık bu tür sorunların daha genel bir plan çerçevesinde, çağdaş şehir plancılığı ve yerel yönetimler anlayışına uygun bir biçimde ele alınması gerektiğini vurgulandı. sorunların çağdaş şehir plancılığı ve yerel yönetimler anlayışına uygun biçimde ele alınması gerektiğini açıkladı. Büyük riskler içeren ve diğer kentlerde, doğal felaketlere yönelik olarak ileriye dönük ve kolektif bir anlayışla çözüm aranması gerektiğine dikkat çeken zaruri gereksinimlerin dikkate alınarak açık bir çalışma platformu oluşturulmasına ihtiyaç duyulduğunu bildirdi. TÜSİAD, Bölgesi’nde meydana gelen sel felaketi ile ilgili bir açıklama yaptı. TÜSİAD açıklamasında, yaşanan sel felaketin ardından, olayın nedenlerinin kamuoyu önünde yüzeysel ve popülist bir anlayışla tartışılması yerine, artık bu tür sorunların daha genel bir plan çerçevesinde, çağdaş şehir plancılığı ve yerel yönetimler anlayışına uygun bir biçimde ele alınması gerektiğini vurgulandı. Açıklamada, büyük riskler içeren İstanbul ve diğer kentlerde, başta ve sel gibi doğal felaketlere yönelik olarak ileriye dönük ve kolektif bir anlayışla çözüm aranması gerektiği bildirildi. TÜSİAD, zaruri gereksinimlerin de dikkate alınarak, doğal riskleri konusunda, merkezi otorite, yerel idare ve ilgili sivil toplum örgütlerinin katılımıyla, açık bir çalışma platformu oluşturulmasına ihtiyaç duyulduğunu bildirdi. TÜSİAD’ın açıklamasında “Marmara Bölgesi’nde yaşanan sel felaketi neticesinde mevcut bilgiler ışığında 32 vatandaşın etmesi, vatandaşın da kaybolması son derece üzüntü vericidir. Sel felaketi, neden olduğu can kayıplarının yanı sıra şüphesiz büyük maddi zarara ve ekonomik kayıplara da yol açmıştır. Felaketten zarar gören tüm iş camiasının, esnafın ve işyerlerinin yaralarının bir an önce sarılmasını beklemekteyiz” denildi.
561040
Dolar Kapalıçarşı'da güne kaç TL'den başladı?..
Dolar 'da güne kaç TL'den başladı?.. serbest piyasada dolar 1,5000, avro 2,1860 liradan güne başladı. ’da 1,4930 liradan alınan dolar 1,5000 liradan satılıyor. 2,1800 liradan alınan avronun satış fiyatı ise 2,1860 lira olarak belirlendi. Serbest piyasada dünkü kapanışta doların satış fiyatı 1,5020 lira, avronun satış fiyatı ise 2,1820 lira olmuştu.
560863
Atalay: Trabzon'da en iyisini yapacağız
Atalay: Trabzon'da en iyisini yapacağız Uluslararası Organizasyonlardan Sorumlu Başkoordinatör Mehmet Atalay, Avrupa Gençlik Oyunları'nı Trabzon'da en iyi şekilde yapacaklarını söyledi. Organizasyon ile ilgili düzenlenen panelde konuşan Atalay, “Biz zaten Trabzon'u bir yerlere hazırlıyorduk. Karadeniz Oyunları'nı da bu kentte yaptık. Burada karınca gibi çalışan bir il müdürümüz var. Gençlik oyunlarını da en iyi şekilde yapacağız' dedi.
561822
Van'da şehit olan Akman son yolculuğunda
Van'ın Başkale ilçesinde meydana gelen patlamasında şehit olan uzman çavuş Ferdi Akman, merkeze bağlı Alaköy'de toprağa verildi. Şehit Akman'ın naaşı, Hazreti Ömer Camisinde kılınan cenaze namazının ardından, askeri ambulansla doğum yeri olan Alaköy'e getirildi. Duaların ardından Akman'ın cenazesi köy mezarlığında toprağa verildi. Bu sıra tabuta sarılmak isteyen şehidin eşi ve yakınları sinir krizi geçirdi. Cenazede zor anlar yaşayan Ferdi Akman'ın babası Yaşar Akman'ı ise 6. Hudut Alay Komutanı Albay Memduh Hakbilen teselli etti. Şehit Akman'ın, doğum yeri olan Van merkeze bağlı Alaköy'den ikinci şehit olduğu öğrenildi. Köyde yaşayan Çetin Aysan, 1998 yılında Şırnak'ta şehit olmuş, Alaköy halkı tarihte ilk şehidine ağlamıştı. Şehitlerin mezarını Türk Bayrağı ile donatan köy halkının, kendi imkanlarıyla köy yakınındaki bir tepeye yaptığı bayrak da cenaze törenine katılanların ilgisini çekti.
561869
Bahçeli, Davutoğlu'na randevu vermedi
MHP'den randevu talebine ilişkin yapılan yazılı açıklamada, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Türkiye-Ermenistan ilişkileri ve son olarak parafe edilen protokoller hakkındaki görüşlerini bütün açıklığı ile ortaya koyduğu ifade edilerek, "Dışişleri Bakanı'nın görüşme talebi ile ilgili olarak AK Parti hükümetinin bu konudaki görüşlerini Türk milleti ile paylaşması ve TBMM Genel Kurulu'nda ortaya koymasının daha yararlı olacağı düşünülmektedir" denildi.
561865
Vatikan'dan Müslümanlara Ramazan mesajı
Papalık Dinlerarası Diyalog Kurulu (PDDK) tarafından, "Ramazan'ın bitişi nedeniyle Müslümanlara mesaj" başlığıyla yayımlanan metinde, yoksullukla mücadele için birlikte çalışma çağrısında bulunuldu. Ramazan mesajlarında Müslümanlara belirli meselelerde görüşlerini aktarmayı yeğleyen Vatikan, bu kez tema olarak, yoksullukla mücadele konusunu seçti. Konunun daha önceki papalardan 6. Paul ve 2. Jean Paul ile halihazırdaki Papa 16. Benediktus'un sözlerine atıfla işlendiği mesajda, şu ifadelere de yer verildi: "Hepimiz biliyoruz ki yoksulluk, dayanılması güç acılar doğurabilmektedir. Tecrit edilmişlik, öfke ve kin, intikam arzusu duygularının kökeninde de çoğu kez yoksulluk vardır. Bu, her türlü araca başvurarak düşmanca eylemlere kalkışmaya, bunu dini gerekçelerle meşrulaştırmaya yol açabilmekte; 'ilahi adalet' iddiasıyla başkalarının zenginliklerine, barış ve güvenliğine musallat olmayı da beraberinde getirebilmektedir. Bu nedenledir ki aşırılık ve şiddete karşı olmak, yoksullukla mücadele etmeyi gerektirmektedir". PDDK Başkanı Kardinal Jean Louis Tauran'ın imzasıyla yayımlanan mesajda, "İnananlar olarak yoksulluk belasına hep birlikte adil ve kalıcı çözümler bulma arzusu, aynı zamanda çağımızın vahim sorunları üstüne düşünme, bunlara ortak yanıtlar arama anlamına gelmektedir" denildi. Kardinal Tauran, yayımlanan mesajın ilk cümlesinde, "Ramazan ayının sona ermesi vesilesiyle, hepinize barış ve mutluluk dileklerimi sunuyorum" ifadesini de kullandı. Vatikan, altmışlı yıllardan bu yana her Ramazan ayında PDKK aracılığıyla Müslümanlara hitaben Ramazan mesajı yayımlıyor. Bunlar, Ramazan vesilesiyle Katolik Kilisesi'nin perspektifinden belirli bir konunun irdelendiği uzun mesajlardan oluşuyor. Bu mesajlar, Müslümanlar tarafından çoğu kez bayram nedeniyle bir tür kutlama mesajı gibi algılanabiliyor. Vatikan ise Müslümanların dinsel bayramına kiliseden onay anlamına gelmemesi için bu mesajların yayın tarihinin asla bayrama rast gelmemesine özen gösteriyor.
561827
Otobüsün altında kalarak can verdi
Otobüsün altında kalarak can verdi Gaziantep'te, özel halk otobüsünün çarptığı 81 yaşındaki kadın hayatını kaybetti. YUSUF KILIÇ GAZİANTEP (AHT) Gaziantep'te, özel halk otobüsünün çarptığı 81 yaşındaki Emine Güvenç hayatını kaybetti. Özdemirbey Caddesi Dutlu yolu üzerinde, yolun karşısına geçmeye çalışan Emine Güvenç'e, Cemil Tabur(27) idaresindeki 27 SN 853 plakalı özel halk otobüsü çarptı. Çarpmanın etkisi ile savrulan yaşlı kadın yolun ortasına düştü. Düztepe Polis karakoluna çok yakın bir noktada meydana gelen kaza üzerine, karakolda görevli polisler hemen olay yerine gitti ve 112 sağlık ekiplerine haber verdiler. Sağlık ekipleri Emine Güvenç'in öldüğünü tespit ettiler. Yaşlı kadının cesedi cenaze aracıyla Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi morguna kaldırılırken, kazayı haber alan yakınları ise hastaneye akın ettiler ancak ölüm haberini alınca gözyaşlarına boğuldular. Emine Güvenç'in cenazesi yapılan otopsinin ardından toprağa verilmek üzere ailesine teslim edildi. Bu arada, halk otobüsü sürücüsü Cemil Tabur ise gözaltına alındı.
560659
Vergi indirimi gelince annelerin hediyesi bulaşık makinesi oldu
Hükümetin piyasaları canlandırmak için beyaz eşyada yaptığı ÖTV ve KDV indirimleri annelerine hediye alacakları mikser yerine bulaşık makinesine yönlendirdi. BSH Ev Aletleri İcra Kurulu Başkanı Norbert Klein, Anneler Günü nedeniyle mayıs ayında bulaşık makinesi satışlarının beklentilerin çok çok üzerinde gerçekleştiğini belirterek 50 bin adet sattıklarını söyledi. Klein, "Vergi indirimiyle annelere mikser yerine bulaşık makinesi sattık. Hayatımızda görmediğimiz satışlar oldu. Normalde aylık satışlarımız 30 bini geçmezken mayıs ayında 50 bine çıktık. Anneler Günü'nde hiçbir bayide bulaşık makinesi kalmadı. Ürün olsaydı 60-70 bin satardık." diye konuştu. Dünyanın en büyük tüketici elektroniği fuarı IFA kapsamında Berlin'de bir grup gazeteciyle bir araya gelen BSH Ev Aletleri İcra Kurulu Başkanı Norbert Klein ve BSH İcra Kurulu Üyesi Ronald Grünberg, Türkiye'de beyaz eşya pazarının geçen yıl aralık ayında yüzde 35 oranında çok sert bir küçülme yaşadığını anlatarak nisan ayına kadar bu seyrin devam ettiğini aktardı. Klein, kriz yılında ilk çeyreğin kötü, ikinci çeyreğin aynı 2008 gibi geçtiğini belirterek "İlk yedi ayda pazar yüzde 7-8 küçülürken biz yüzde 2,5 büyüdük." dedi. 2011 ve 2012 yıllarında pazarın daha hızlı büyüyeceğini öngören Klein, bugüne kadar her yıl 35 milyon Euro'luk yatırım yaptıklarını vurgulayarak 2010'da ise bu rakamı aşacaklarını bildirdi. Krize rağmen Almanya pazarının büyüdüğüne dikkat çeken Klein, ABD, İngiltere ve İspanya'da ise hâlâ işlerin güzel gitmediğini belirterek "Türkiye'de gösterdiğimiz performanstan çok memnunuz. Biz her segmentte, pazarın lider oyuncusundan, pay alarak büyüdük." diye konuştu. Klein, ÖTV indirimi ile beraber sektörün canlandığını ifade ederek, "Vergi indirimi başlamadan önce biz de 'ÖTV'si KDV'si bizden' kampanyası yaptık. Böylece iki kampanya birleşince tüketiciye faydası yüzde 32'ye vardı. Hareketlilikle birlilikte ikinci çeyrekte pazar 2008 gibi genişledi. Sonra teşvikin etkisi biraz hız kesti. İlk yedi ay sektör yüzde 7-8 küçüldü. Yıl sonuna kadar böyle giderse pazar yüzde 10'a kadar düşebilir." şeklinde konuştu. YENİ PROJELER VAR, 900 KİŞİYİ İŞE ALDIK 2009 yılında küçülen pazarın 2010 yılında büyüyeceği tahmininde bulunan Klein, büyüme oranının yüzde 2-3 aralığında olacağını söyledi. "Türkiye'de çok potansiyel var." diyen Klein, ankastre ürünler, solo kurutma makinesi gibi bazı segmentlerde gelişme potansiyelinin daha yüksek olduğunu vurguladı. Çerkezköy fabrikasında yapılan üretimin yüzde 60'ını ihraç ettikleri bilgisini veren Ronald Grünberg ise şunları söyledi: İhracatımız yüzde 30 arttı. gün 24 saat çalışıyoruz. 2008 son çeyrekte 600 kişi çıkarmıştık. 2009'un ilk ayında bu kişileri geri çağırdık. Ağustosta ise 300 kişi daha aldık. Türk kalitesi bütün Avrupalı müşterilerimiz tarafından kabul edildi. Artık Türkiye'de üretmemiz için birçok proje bize geliyor. Hemen hemen bütün ürünlerde yeni projeler var. Özellikle buzdolabında yeni yatırımlarımız olacak. IFA'ya yeşil teknoloji damga vurdu 4-9 Eylül tarihleri arasında Berlin'de düzenlenen IFA fuarına yeşil teknoloji damgasını vurdu. 6.000 metrekareyle fuarın en büyük beyaz eşya firması olan BSH'nın IFA'da görücüye çıkardığı bazı yenilikler şöyle: Dünyanın en az enerjisini tüketen bulaşık makinesi, 13 kişilik bulaşığı litre suyla yıkama özelliğiyle dünyanın en az suyunu tüketir hale getirildi. Küçük mutfaklar için kişilik setüstü bulaşık makinesi. Tava kullanımına gerek bırakmayan setüstü ocak Teppan Yaki ile yumurta, gözleme, et aynı anda pişirilebiliyor. Buzdolaplarındaki Vita Control özelliği sayesinde mutfak ısı şartları ne olursa olsun gıdalar uzun süre korunuyor. Türkiye'de 18 tane satılan 2500 Euro'luk Bosch'un nostalji serisine ait buzdolabı da fuarda sergileniyor.
561540
Havalimanlarını arılar işgal edecek!
ABD Savunmaya Yönelik Araştırma Geliştirme Projeleri Ajansı'nın desteklediği bir araştırma; siyah yaban arısının (microplitis croceipes) canlılar üzerinde olmayan sentetik kokuları bile algılayabildiğini gösterdi. Şekerli su verilerek algılanması istenen kokuya maruz bırakılan siyah yaban arıların, saniyeler içinde ilgili kokuyu hafızalarını kaydettikleri gözlendi. Georgia Üniversitesi araştırmacılarından Glen Rains ve Böcekbilimci Joe Lewis de kendi çalışmalarında yaban arılarının koku ve yiyecek arasında kurduğu bağlantıdan yola çıkarak hassas bir 'koku detektörü' geliştirdi. Detektörün içindeki yaban aralarının, algılanması istenen kokuyu kısa sürede tepki gösterdikleri belirlendi. İngiltere'de faaliyet gösteren Insceltinel şirketi de araştırmasını bal arıları üzerinde gerçekleştirdi. Çalışma sonunda minik yaratıkların eğitildiklerinde çok küçük miktardaki patlayıcı maddelere bile tepki verdikleri ortaya çıktı. MAYIN TARAYAN FARELER Öte yandan arıların yanı sıra farelerin de detektör köpeklere alternatif oluşturacak koku alma özellikleri araştırılıyor. Mozambik'te 2003 yılında yapılan bir çalışmada, toprak altındaki mayınların tespiti için keseli Afrika faresi kullanıldı. Keseli fare 100 metrekarelik bir alanı yarım saat içinde tarayıp mayınlı noktaları yüzde 86.5 doğruluk oranıyla buldu. Kimi uzmanlar, özellikle havalimanlarının güvenliğinde farelerin, köpeklerin yerine kullanmasının az maliyetle daha verimli olacağını savunuyor. Farelerin basınca duyarlı patlayıcılar üzerinde hareket edecek hafiflikte olduğu için mayın arama faaliyetlerinde de başarılı olacağı belirtildi.
560872
Cem'in parası tükendi bir haftada yakalanacak
Cem'in parası tükendi bir haftada yakalanacak Münevver Karabulut cinayetinde şok gelişme... İstanbul Emniyet Müdürü, bir numaralı zanlının etrafındaki çemberin daraldığını belirterek, ekledi: Cem'in "Yakalanması an meselesi. Bir hafta içinde mutlu sona ulaşacağız." İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun para kaynaklarının kesildiğini belirterek "Yakalanması an meselesi. Bir hafta içinde mutlu sona ulaşacağız" dedi. Sabah Gazetesi'ne açıklamalar yapan İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili ilginç ipuçları verdi. PARASI TÜKENDİ Yaklaşık aydır aranan katil zanlısı Cem Garipoğlu'nu yakalamak için kurdukları özel ekiplerin çalışmalarının yoğun bir şekilde devam ettiğini belirten Çapkın, Garipoğlu'nun "etrafındaki çemberin iyice daraldığını" söyledi. Cem Garipoğlu'nun maddi kaynaklarıyla bağlantısının kesildiğini ifade eden Çapkın, zanlının parasının tükendiğini kaydetti. Çapkın, şöyle konuştu: "Çemberin son halkasına geldik sayılır. Tüm bağlantılarını, operasyonlarla deşifre ettik. Teslim olması ya da yakalanması an meselesi. En geç bir hafta içinde mutlu sona ulaşacağız, Garipoğlu'nu adalete teslim edeceğiz" dedi. Öte yandan, bir emniyet yetkilisi, Garipoğlu'nun, yurt dışında olmadığını, İstanbul'a uzak mesafedeki ilçelerden birinde kalabalık bir sitede saklandığını öne sürdü. 'SİTEDE SAKLANIYOR' Münevver Karabulut Mart'ta başı kesilerek öldürülmüş, cesedi Etiler'de bir çöp konteynırına atılmıştı. Katil zanlısı Cem Garipoğlu, cinayetin ardından kayıplara karışmıştı. Garipoğlu'nun aralarında Rusya'nın da bulunduğu pek çok ülkede olduğuna dair ihbarlar gelmişti. Kaçma konusunda aile olarak ustalar Türkiye'nin yakından tanıdığı işadamı Hayyam Garipoğlu da, hakkında açılan 'Sümerbank'ın içini boşaltmak ve hayali ihracat' davaları nedeniyle uzun süre kaybolmayı başarmıştı. Sümerbank'ı zarara uğrattıkları gerekçesiyle 51 sanıkla birlikte yargılanan bankanın eski sahibi Garipoğlu 'Zimmet' ve 'Nitelikli dolandırıcılık' suçundan 27 yıl hapis ve 107 trilyon lira para cezasına çarptırılmıştı. Hakkında gıyabi tutuklama kararı ve kırmızı bülten çıkartılan Hayyam Garipoğlu, 28 ay boyunca polisi peşinden koşturmuştu. Kaçak olduğu süre içerisinde Hayyam Garipoğlu'nun Ümraniye'de bir apartman dairesini adeta hücre evi gibi kullanarak gizlenmeyi başardığı ortaya çıkmıştı. Bu süre içerisinde evden hiç dışarıya çıkmayan Hayyam Garipoğlu'na aileden bir kuryenin düzenli olarak erzak götürdüğü de belirlenmişti.
560597
Selde ölen ortağını gözyaşlarıyla uğurladı
Malatya'da iş görüşmesi yapacaktı ve uçağa binmek üzere İstanbul Atatürk Havalimanı'na gidiyordu. İkitelli Dereyolu'ndaki TIR garajının yanından geçerken aracı bozuldu ve eşini arayarak arabasıyla gelmesini istedi. Bu arada yağmurun bastırması üzerine tekrar eşini aradı ve "Yağmur bastırdı, önce itfaiyeyi ara." dedi. Bu cümle, eşiyle konuştuğu son sözler oldu. Bir daha telefonuna ulaşılamadı. TIR garajında yapılan arama çalışmalarında saat 15.00 sularında cesedi bulundu. Birinci, arkasında eşini, çocuğunu ve gözü yaşlı annesini bırakarak hayata veda etti. Cenazesine katılanlar arasında iş ortağı ve çocukluk arkadaşı, Aziz Babuşçu da vardı. Cenaze namazının ardından kısa bir konuşma yapan Babuşçu, "Burada benim can dostum yatıyor ve bana diyor ki; 'Dostum seninle uzun yıllar yaşadık artık ben gerçek dosta gidiyorum.' Ailesinin ve hepimizin başı sağ olsun." ifadelerini kullandı. Cenaze töreninde Birinci'nin annesi Emine Hanım ve Babuşçu birbirlerine sarılarak gözyaşı döktü. İl Başkanı, Emine Birinci'yi teselli ederek acılı aileye destek olmaya çalıştı.
561115
Konya'da deprem paniği
Konya'da 4.7 büyüklüğünde, orta şiddette bir deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü'nün verilerine göre, 04.58'de merkez üssü Selçuklu ilçesine bağlı Sille köyü olan deprem kaydedildi. Bu depremin sonrasında ise artçı sarsıntı meydana geldi. Deprem nedeniyle yurttaşlar, sokağa çıktı. Aynı bölgede, dün 21.29'da 4.5 büyüklüğünde bir deprem olmuştu. 100'e yakın yurttaş hastanede Konya Emniyet Müdürü Hüseyin Namal, şu ana kadar deprem nedeniyle hastanelere gelen yaralı olmadığını, ''ancak telaş, panik ve sinir rahatsızlığı'' nedeniyle hastanelere 100'e yakın kişinin geldiğini söyledi. Namal, Numune Hastanesi'ne giderek yetkililerden bilgi aldı. Burada gazetecilere açıklama yapan Namal, deprem nedeniyle yaralı olmadığını belirterek sinirsel rahatsızlıklar nedeniyle hastanelere 100'e yakın kişinin başvurduğunu ifade etti. Namal, yıkılan bir bina olmadığını ancak bazı binalarda ufak çaplı hasarlar meydana geldiğini de belirtti. Yurttaşlar sokakta Konyada yaklaşık 7.5 saat arayla meydana gelen ikinci deprem kent merkezinde endişeye neden oldu. Selçuklu'nun ilçesi Sille köyü merkezli olan ikinci depremin ardından paniğe kapılan çok sayıda yurttaş, tekrar sokaklara çıktı. Araç trafiğinin yoğunlaştığı gözlenen kent merkezinde, depremle birlikte yaklaşık 10 dakika elektrik kesintisi yaşandı. Bazı yurttaşlar battaniyeleri ile sokaklara çıkarken bazı yurttaşlar da araçlarında bekliyor. Minarelerden taş parçaları düştü Konya'da meydana gelen deprem nedeniyle bazı camilerin minarelerinden taş parçaları düştü. Konya'nın merkez Selçuklu ilçesine bağlı Sille Mahallesi'nde dün akşam ve bugün sabaha karşı meydana gelen orta şiddetli depremlerde, Büyükşehir Belediyesi'nin arkasında bulunan Belediye Cami'nin minaresinden taş parçaları düştü. Minarenin yıkılma ihtimaline karşı cami çevresine şeritler çekerek güvenlik önlemi alan yetkililer, cami önündeki yolu da trafiğe kapattı. Kent merkezindeki minarelerinden taş parçaları düşen diğer camilerin çevresinde de güvenlik önlemleri alındığı bildirildi.
561657
Diyarbakır ve Van'da 17 gözaltı
Diyarbakır ve Van'da 17 gözaltıCanan ALTINTAŞ- Serdar SUNAR/DİYARBAKIR, (DHA) DİYARBAKIR ve Van’da bu sabaha karşı PKK’nın Türkiye yapılanması olan, Kürdistan Topluluklar Birliği’ne (KCK) yönelik yapılan operasyonda aralarında DTP’li eski belediye başkanları ve DTP’nin yedek partisi olarak kurulan Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Demir Çelik’in de aralarında 17 kişi gözaltına alındı. DTP, gözaltıları protesto etmek amacıyla yarın Diyarbakır'da yürüyüş yapma kararı aldı. Diyarbakır Cumuhriyet Başsavcılığı’nın Kürdistan Topluluklar Birliği oluşumuna yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında Diyarbakır ve Van’da Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, bu sabah saat 05.30 sıralarında eş zamanlı operasyonlar düzenledi. Diyarbakır’da evlerde yapılan operasyonlarda Diyarbakır’ın merkez eski Bağlar Belediye Başkanı ve DTP Yerel Yönetimler Bürosu yöneticisi Yurdusev Özsökmenler, eski Bismil Belediye Başkanı DTP'li Şükran Aydın, Diyarbakır İl Genel Meclisi Başkanı DTP'li Şehmus Bayhan, Büyükşehir Belediye Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Bayrak, merkez Kayapınar Belediye Başkan Yardımcısı Sebahattin Dinç, Yenişehir Belediye Başkan Yardımcısı İhsan Uğur, Yenişehir Belediye Meclisi üyesi Kenan Kaya, DTP Kadın Meclisi üyeleri Azize Yağız, Gülistan Aksoy, Melike Karagöz, SELİS Kadın Merkezi Aktivisti Sosyolog Behice Ok, DTP çalışanı Hasan Hüseyin Eren’in de aralarında bulunduğu 15 kişi gözaltına alındı. Diyarbakır merkez Bağlar İlçesi’nin DTP’li Belediye Başkanı Yüksel Baran da polis tarafından gözaltına alındı ve poliste ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. VAN'DA GÖZALTI Van’da düzenlenen operasyonda ise DTP’nin kapatılması halinde yerini alacağı yedek partisi olarak belirtilen Barış ve Demokrasi Partisi’nin Genel Başkanı Veli Demir ile Demokratik Toplum Kongresi üyesi Alaattin Aktaş gözaltına alındı. Polis bu kişilerin evlerindeki bilgisayar hard diskleri, bazı evraka da el koydu. Diyarbakır’da gözaltına alınan 15 kişinin soruşturması sürerken, Van’daki kişi de Diyarbakır’a gönderildi. Diyarbakır’da geçen Nisan ayında KCK’ya yönelik ilk operasyonda DTP Genel Başkan Yardımcılarının da bulunuduğu 54 kişi, 17 Haziran’daki ikinci operasyonda kişi olmak üzere toplam 63 kişi gözaltına alınmış ve zanlıların büyük çoğunluğu tutuklanmıştı. DTP PROTESTO YÜRÜYÜŞÜ YAPACAK Operasyonun ardından DTP Grup Başkan Vekili ve Diyarbakır Milletvekili, Selahattin Demirtaş, milletvekilleri Aysel Tuğluk, Sevahir Bayındır, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, DTP Diyarbakır İl Başkanı Fırat Anlı ve yaklaşık 400 kişinin katıldığı bir açıklama yaptı. DTP Diyarbakır il binası önünde yapılan açıklamada sık sık, ‘Baskılar bizi yıldıramaz’ sloganları atıldı. Selahattin Demirtaş, partilerine yönelik operasyonların büyük bir hızla devam ettiğini ve gözaltına alınanların sayısını neredeyse 400’e yükseldiğini söyledi. Partililer apar topar evlerinden baskınla gözaltına alınırken ‘demokratik açılım’ sözü edilemeyeceğini belirten Demirtaş, “Eğer seçilmiş iradeye saygı buysa, yaklaşım buysa bütün Kürt halkına yaklaşım budur. Bugün saat 05.00’de Kürt halkının özgür iradesi eve yapılan operasyonla gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınan 15 arkadaşımız değil Kürt halkının özgür siyaset yapma iradesidir” dedi. Operasyonların devam etmesinin, siyasi iradenin ‘Biz Kürtsüz, Kürt açılımı yapacağız’ demesi olduğunu kaydeden demirtaş, “Buna tepkimizi en üst düzeyde ortaya koyacağız. Hükümete ve bu operasyonları gerçekleştirenlere şunu hatırlatmakta bir kez daha fayda varki, halkımız kendisine rağmen hiç bir açılım sürecini bugüne kadar sahiplenmemiştir. Bundan sonrada sahiplenmeyecektir” diye konuştu. Teröristlere karşı sürdürülen askeri operasyonların durmasını, gözaltına alınanların serbest bırakılmasını isteyen Demirtaş, “Görünen ki partimizin bu sürece olan desteği birileri tarafından ya yanlış anlaşılmıştır. Ya da bu süreci provoke etmek isteyenlere yönelik hükümetin, devletin gücü yetmemektedir” dedi. Selahattin Demirtaş, “Halkımız bu gidişatı durdurma kudretine ve iradesine sahiptir. Bundan sonra arkadaşlarımız ve kendi irademizi sahiplenme konusunda partimizin yapacağı tüm örgütlü çalışmalarda bütün demokratik direnişlerde halkımız dimdik ayakta olmalıdır. Önümüzdeki günlerde tüm arkadaşlarımızı sahiplenme, aslında bu süreci sahiplenme olacaktır. Barışı sahiplenme adına son operasyon ve gözaltılardan yola çıkarak, denmokratik bir direniş sergileyeceğiz” dedi. DTP Diyarbakır İl Başkanı Fırat Anlı, yarın gözaltıları protesto etmek için bir yürüyüş düzenleceklerini açıkladı.
561231
Koz Baros
Derbiye Nonda'yı hazırlayan Rijkaard Çek yıldız gol birden atınca çark etti. Hocam, ben Kral Baros Beşiktaş'a bilenen G.Saray'da teknik direktör Rijkaard'ın forvet seçiminde son kararı Milan Baros oldu. Hollandalı hoca, sezona formsuz giren Çek yıldızın yerine, bir haftadır Nonda'yı hazırlıyordu. Hatta idmanlarda Kongo'luya özel çalışma bile yaptırdı. Ancak Baros'un Çek Milli Takımı ile Slovakya'ya 1, San Marino'ya gol atması Rijkaard'a geri adım attırdı. Yarınki derbide Baros'un yine ilk onbirde çıkması kesinleşti. KONGOLU YİNE YEDEK Nonda ise ilk dört maçta olduğu gibi yedek soyunup, kulübede şans bekleyecek. Rijkaard'ın Beşiktaş karşısında Brezilya'dan yorgun dönen Elano'yu da kesip Kewell'a şans vermesi, sakat olan Gökhan Zan'ın yerine ise Emre Aşık'ı oynatması bekleniyor. Sarıkırmızılıların yarınki muhtemel onbiri şöyle: Leo Franco Sabri, Emre Aşık, Servet, Hakan Mehmet Topal, Mustafa Sarp Arda, Kewell, Keita Baros.
561573
"Pozitif büyümeye geçme ihtimali yüksek"
Şimşek, 'nın Plön kasabasında düzenlenen Küresel Ekonomi Sempozyumunda, AA muhabirinin son ekonomik büyümeye ilişkin sorusu üzerine, Türkiye'nin dünya ekonomisinin beklentilerinin üstünde bir ekonomik toparlanma içinde olduğunu belirterek, bu pozitif sürecin önümüzdeki dönemde daha da güçleneceğini ifade etti. Türkiye ve dünya ekonomisinde en kötü dönemin geri kaldığının altını çizen Şimşek, Türkiye'nin hane halkının diğer ülkelere göre daha güçlü konumda bulunduğunu, bu nedenle küresel krizden hızlı bir şekilde çıkma ihtimalinin de yüksek olduğunu kaydetti. Bakan Şimşek, bundan sonraki aylarda ekonomik toparlanmanın kendisini göstereceğini ve 4'üncü çeyrekte de pozitif büyüme olarak ortaya çıkacağını tahmin ettiklerini vurguladı.
561104
Öğretmenlik başvurularında son gün
MEB, bin 800'ü kadrolu, 11 bini sözleşmeli toplam 15 bin 800 öğretmen atayacak. Öğretmen atamaları 2008 ve 2009 KPSS10 puan üstünlüğü esasına göre yapılacak. Adaylar, "2009-2 Öğretmenlik İçin Başvuru ve Atama Kılavuzu"na bakanlığın "http://personel.meb.gov.tr" adresinden ulaşabilecek. Atamalar, 14 Eylül 2009 Pazartesi günü saat 10.00'da Bakanlık merkez binasında Milli Bakanı Nimet Çubukçu'nun katılımıyla yapılacak. Sonuçlar aynı gün Bakanlığın "http://personel.meb.gov.tr" adresinden duyurulacak. Kadrolu öğretmenliğe atananlardan kılavuzda belirtildiği üzere göreve başlama esnasında istenen belgeleri hazır olanlar 15 Eylül 2009 tarihinden itibaren atandıkları il milli eğitim müdürlüklerine başvurarak görevlerine başlayabilecek.
560330
Dizüstünde oyun oynanır mı? TEST
Piyasada ki dizüstü bilgisayarlara baktığımızda 10 inçten tutunda 20 inç ekran büyülüğüne kadar çeşitli boyutlarda ve özelliklerde yüzlerce bilgisayar bulunuyor. Bu bilgisayarlarları ayırmak için farklı kategoriler belirlenmiş durumda. Dizüstü seçiminde sizlere yardımcı olması için daha önce yazdığımız yazılardan (, faydalanabilirsiniz. Bugün sizlere yayınladığımız testimizde ise üç adet dizüstü bilgisayar bulunuyor. Bunlar Asus N60D, Samsung R620 ve MSI GT729. Bu üç bilgisayarın ortak yönü ekranlarının 15 inç'den büyük ve ekran kartlarının harici olması. Bu tarz dizüstü bilgisayarlar kullanıcılara hem daha performans hem de oyun oynama imkanı sunuyor. Testimizde ne yazık ki tüm markaların ürünleri yer almıyor. Sony, Dell ve Lenovo gibi firmalara ulaşmamıza rağmen ürün göndermediler. İsterseniz şimdi testimize katılan ürünleri tanımaya başlayalım ve daha sonra test sonuçlarımıza geçelim. Testimizin ilk katılımcısı Asus firmasının N60Dp modeli. Bu ürünün diğer ürünlerden farkı ise AMD işlemci kullanması. N60Dp üzerinde AMD'nin Turion X2 Ultra ZM-41 işlemcisi bulujnuyor. Bu işlemci 2.6 GHz hızında çalışıyor ve MB önbelleğe sahip. Windows Vista Home Premium işletim sistemiyle birlikte gelen ürünün 16 inç 1366 768 piksel çözünürlüğe sahip ekranı bulunuyor. Bu çözünürlük yeterli gibi gözükse de bu tarz monitöre sahip ürünlerde daha yüksek çözünürlük makbuldür. Asus bu dizüstü bilgisayar üzerinde AMD işlemcisinin tam performansını göstermesi için RS880M yongalı anakartını kullanmış. Bu anakart üzerinde iki adet maksimum DDR2 800 MHz bellekleri destekleyen soket bulunuyor. Bu soketlerin maksimum kapasitesi ise GB. Yazımızın başında da söylediğimiz gibi testimize katılan ürünlerin hepsinde harici ekran kartı bulunuyor. Asus N60Dp üzerinde GB kapasiteye sahip ATI Mobility Radeon HD 4670 ekran kartı yongası bulunuyor. Ürünün üzerinde 500 GB kapasiteye sahip 2,5 inç SATA sabit disk bulunuyor. Bellek ise GB DDR2 800 MHz. Şık bir tasarıma sahip ürün mültimedya ve oyun severler için üretilmiş gibi gözüküyor. 1,3 megapiksel web kamerasına sahip dizüstü bilgisayarın in kart okuyucusu ve HDMI çıkışı da bulunuyor. hücreli pille donatılmış üün 2,85 kg ağırlığında ve 380 265 41 mm boyutlarında. Ürün birlikte gelen yazılımlarıyla da kullanıcılara büyük bir avantaj sağlıyor. Yazılım çeşitliliği oldukça zengin. Testimize katılan bir diğer ürün ise Samsung firmasının R620 modeli. Bu üründe tıpkı Asus da olduğu gibi 16 inç genişliğinde ekranı üzerinde barındırıyor. Ekran çözünürlüğü ise 1366 768 piksel. Bu dizüstü üzerinde Samsung Intel Cantiga PM45 yongası üzerinde Intel Core Duo T7250 işlemci kullanmış. Ürünün üzerinde GB kapasiteye sahip DDR2 800 MHz bellek bulunuyor. Bilgisayarın grafik yongasına baktığımızda GB belleğe sahip ATI Mobility Radeon HD 4650 ekran kartının kullanıldığını görüyoruz. Ürünün depolama kapasitesi ise 160 GB. DVD yazıcıyla birlikte gelen ürünün üzerinde in kart okuyucu ve web kamera bulunuyor. Başarılı ve sade tasarımıyla dikkat çeken ürünün ağırlığı 2.75 kg ve boyutları 381 259 37 mm. Samsung da Asus gibi yazılım açısından zengin bir içerikle birlikte geliyor. Son üyemiz ise MSI'ın GT729 adını verdiği ve 17 inç ekran büyüklüğüne sahip modeli. Bu ürün testimizdeki en büyük ekrana sahip olma unvanını elinde bulunduruyor. Ürünün ekran çözünürlüğü ise 1680 1050 piksel. Ürünün içersinde Intel Cantiga PM45 yongası üzerinde güçlü bir işlemci olan Intel Core Duo P9500 kullanılmış. Bu işlemcinin performansı üst seviye sonuçlar elde ediyor. Ürünün en beğendiğimiz özelliklerinden biri ise üzerinde bulunan harici ekran kartı. GB belleğe sahip ATI Mobility Radeon HD 4850'nin performansı gerçekten tatmin edici. Ürün tam bir performans canavarı. Bunun kontrolü için MSI ürün üzerinde iki tuş konumlandırmış. Bu sayede ürün grafik kartına gerek duymadığı zamanlarda kullanıcı normal moda çalışıyor. Bu sayede ürün daha az güç tüketiyor. Kullanıcı Turbo moda geçtiği zaman ise ekran kartı tam performans ile çalışıyor. MSI bu ürün üzerinde GB bellek konumlandırmış. Rakiplerinin aksine bu bellekler DDR3 1066 MHz. 320 GB depolama kapasitesine sahip sabit diski bulunan cihazın 4+1 hoparlör desteği de bulunuyor. Bu sayede mültimedya uygulamalar ve oyunlardan alacağınız zevk bir kat daha artacak. in1 kart okuyucu ve megapiksel kameraya da sahip GT629 üzerinde Blu-Ray okuyucu ve DVD yazıcı da yer alıyor. Bu sayede HD görüntülere erişmeniz daha kolay. hücreli bataryasıyla ürünün ağırlığı 3,2 kg ve boyutları 395 278 35 mm. Nasıl test ettik? Performans Puanı (Yüzde 50) Performans puanını belirlemek için iki test yazılımı ve bir de oyundan faydalandık. Ofis ve multimedya performansını ölçmek için PC Mark Vantage yazılımından faydalandık. İkinci test programımız ise MobileMark 2007. Dizüstü bilgisayar pille çalışırken bu program ile çeşitli uygulamalar gerçekleştirdik ve çıkan Productivity puanını değerlendirmeye aldık. Son olarak dizüstü bilgisayarları COJ oyununun test uygulamasına maruz bıraktık ve çıkan fps değerlerini performans puanına ekledik. Bu dört testimizin sonuçları ışığında performans puanımızı oluşturduk. Performans puanı toplam puana yüzde 50 etki ediyor. Teknik Özellikler Puanı (Yüzde25) Toplam puana 1/4 etki eden bu puan cihazın üzerine entegre edilen ve kullanıcının işini kolaylaştıracak özelliklerin toplamından oluşuyor. İşlemci komut setleri, boş bellek yuvası, disk kapasitesi, ekran kartı belleği, ek ses teknolojisi, parlak ekran, dahili mikrofon, dijital çıkış, işlev tuşları, touchpad özellikleri, usb giriş sayısı, firewire bağlantıları, pcmcia yuvaları, wireless, bluetooth, infrared, kart okuyucu, DVD yazıcı, paralel veri seri port, geniş ekran, vga çıkışı, s-video, hdmi, dvi bağlantıları ve bunun gibi özellikler bu puanı oluşturmamızda etkili oldu. Teknik özellikler puanı toplam puana yüzde 25 etki ediyor. Taşınabilirlik Puanı (Yüzde 25) Taşınabilirlik puanını oluşturmak için MobileMark 2007 programını ve bir video DVD kullandık. Mobile Mark 2007 programıyla dizüstü bilgisayarın ofis ve multimedya uygulamalarındaki pil süresini ölçtük. Daha sonra tam dolu pil ile cihazlar üzerinde video DVD uygulamasını oynattık. Ve pil süresi tam bitene kadar geçen zamanı ölçtük. Bu iki uygulama ile çıkan sonuca cihazın boyut ve ağırlık değerlerini de ekledik. Sonuçta cihazımızın mobil kullanımdaki performansını ölçtük. Taşınabilirlik puanı toplam puana yüzde 25 etki ediyor.
561878
Afyonkarahisar tam bir hububat şehri
tam bir hububat şehri Afyonkarahisar'da'Hububat Üretimi ve Kalitesinin Araştırılması Çalıştayı' düzenlendi. Açılış konuşması yapan Tarım İl Müdürü Zekeriyya Erdurmuş, Afyonkarahisar'ın arazi ve iklimsel yapısı itibariyle tam hububat şehri olduğunu belirtti. AFYONKARAHİSAR (İHA)- Afyonkarahisar'da Tarım İl Müdürlüğü Konferans Salonu'nda 'Hububat Üretimi ve Kalitesinin Araştırılması Çalıştayı' düzenlendi. Çalıştaya Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'ndan yetkililer, Türkiye'nin çeşitli illerinden ziraat mühendisleri ve sektör temsilcileri katıldı.'Hububat Üretimi ve Kalitesinin Araştırılması Çalıştayı' Afyonkarahisar Tarım İl Müdürlüğü Konferans Salonu'nda düzenledi. Çalıştaya, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'ndan yetkililer, Türkiye'nin çeşitli illerinden ziraat mühendisleri ve sektör temsilcileri katıldı Çalıştayın açılış konuşması yapan Tarım İl Müdürü Zekeriyya Erdurmuş, Afyonkarahisar'ın arazi ve iklimsel yapısı itibariyle tam hububat şehri olduğunu belirtti. Afyonkarahisar'ın Türkiye'nin hububat depolarından birisi olduğunu kaydeden Erdurmuş, yaklaşık 616 bin hektarlık alanda tarımsal faaliyet yürütüldüğünü, bunun da 300 bin hektarlık alanında hububat üretimi yapıldığını söyledi. Türkiye'nin hububat deposu Afyonkarahisar'da son 10 yıllık süreçte ürün kalitesi düştüğü için un ve yem sanayi sektörünün buğdayı dışarıdan aldığı bildirildi. TOHUMLAR TEKNOLOJİYE UYGUN OLMALI Hububat alanının yoğun olduğu illerde hububat sektörünün gelişmiş, hububat sektöründe kullanılan tohumların modern teknolojiye uygun üretilmiş olması gerektiğinin anlatan Erdurmuş, yaptıkları tespitlerde Afyonkarahisar'da hububat üretimi konusunda ciddi sıkıntılar ortaya çıktığını dile getirdi. Sıkıntının birinci kaynağının tohumlukların bilinçsiz olarak kullanılması olduğunu vurgulayan Erdurmuş, bunu çiftçilerin toprağı işlemeye hazırlama konusunda ciddi sıkıntı yaşaması ve gübreleme noktasında da hatalı olmalarının takip ettiğini söyledi. Sertifikalı tohumluk kullanımında çok düşük olduğunu tespit ettiklerinin altını çizen Erdurmuş, 52 bin çiftçiden yaklaşık bin 500 çiftçinin sertifikalı tohum kullandığı kaydetti. BAKANLIKTAN DESTEK İSTENİYOR Bunlardan 30'unun da bakanlığın sertifikalı tohumluk desteklemesine başvurduğunu bildiren Erdurmuş, "Vatandaştan bu sorunların çözülmesi konusun talepler geliyor. Yani Afyon'da özellik buğdayın 10 yıl önceki kalitesi kalmamış. Türkiye'de 10 önce un ve yem sanayi sektörü Afyon'un buğdayı tercih edermiş ve buğday denince ilk Afyon akla gelirmiş. Ancak aradan geçen 10 yıllık süreç içerisinde Afyon'un kendi buğdayını, kendi un ve sanayi sektörü dahi kalite düştüğü için kullanmaz hale gelmiş. Sektör, kaliteli hammadde bulamadığını beyan ediyor. Buğdayı başka illerden getirdiklerini ifade ediyorlar ve soruna çözüm bulunmasını istiyorlar. Aynı şekilde tüccarda bu işin ticaretini yapan insanlarda kalitesizlikten şikayet ediyor. Çalıştayın ana amacı bu sıkıntıların giderilmesi için çözüm yolları bulmak ve çözüm yolları ile bu sıkıntıları çözmek" dedi.
560865
Polonya-Bulgaristan Rusya-Fransa
Polonya-Bulgaristan Rusya-Fransa Milli Voleybol Takımımızın grup maçlarında veda ettiği 26. Avrupa Şampiyonası play-off maçları dünkü karşılaşmalarla sona erdi. Dünkü sonuçların ardından yarın yarı finalde Polonya-Bulgaristan ve Rusya-Fransa eşleşmeleri oynanacak. Sonuçlar şöyle: Finlandiya-İtalya: 0-3, Fransa-İspanya: 3-1, Almanya-Slovakya: 3-1, Hollanda-Sırbistan: 1-3, Polonya-Yunanistan: 3-0.
560644
Atalay, valilere ‘açılım’ı anlattı
İçişleri Bakanı dün Konferans Salonu’nda düzenlenen kalkınma ajanslarının kuruluş çalışmaları ve işleyişinin görüşüldüğü toplantıya katılmak üzere ’ya gelen 81 ilin valisine ‘Kürt açılımını’ anlattı “Niyetimiz sorunun çözülmesidir. Bu konuda bilginiz olsun. Bize yardımcı olun” diyen Atalay, şöyle devam etti: “Kardeşlik olsun, birlik olsun. Biz sorunun çözülmesini istiyoruz memleket de istiyor. Bize yardımcı olun”. Valilerden, çalışmaların halka anlatılması konusunda da aktif olmalarını isteyen Atalay, çalışmaların halka anlatılmasını da istedi.
560656
Memur zammında son sözü Başbakan söyleyecek
Toplantıda sendikalar, kurulun önerdiği yüzde 4+4 zamma imza atmaya hazır olduklarını açıklarken hükümet, daha önce önerdiği yüzde 2,5+2,5 zammı yukarı çekmeyeceğini bildirdi. Bu aşamadan sonra memur maaşlarına gelecek yıl yapılacak zammı Bakanlar Kurulu belirleyecek. Ancak kurulun da masada önerilen rakamın üzerine çıkması beklenmiyor. Hükümetin önerisinde değişiklik olmazsa en düşük memur maaşı 2010 Ocak'ta 25, Temmuz'da 25 lira artışla toplamda 50 TL yükselecek. En düşük memur maaşı ise 1.044 lira olacak. Ağustos ayı başından beri devam eden toplu görüşme maratonu sona erdi. Zamda anlaşamayan taraflar, mutabakatsızlık zaptı da imzalayamadı. Tutanağa, ekleme yapma talepleri kabul edilmeyen Memur-Sen imza atmadı. Kamu-Sen ise şerh koyarak imzaladı. Zam konusunda anlaşılamamasına rağmen taraflar, sosyal haklarda iyileştirme öngören 42 maddede uzlaşmaya vardı. Hükümet, bu konularda yıl içinde düzenleme yapacak. KAMU-SEN EYLEM KARARI ALDI Toplantıdan sonra açıklama yapan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, mutabakatsızlık zaptı imzalanması konusunda dayatma ile karşılaştıklarını söyledi. Tutanağının önceden tek taraflı olarak hazırlanıp önlerine konulduğunu belirten Gündoğdu, tutanakta taleplerine yer verilmediğini kaydetti. Bundan sonraki aşamada memurların grevli toplu sözleşme hakkı için mücadele edeceklerini dile getiren Gündoğdu, "Maaşlarla ilgili ümidimiz, bugünkü toplantıyla bitmiştir. Yetkili kurullarımızda alacağımız planını devreye sokacağız. Başta toplu sözleşme talebimiz olmak üzere diğer konulardaki kararlılığımızı kamuoyuyla paylaşacağız." dedi. Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız ise anlaşmaya varılamaması üzerine eylem kararı aldıklarını açıkladı. Akyıldız, bu eylemler sırasında olaylar çıkabileceğini de belirterek, "Bunun sorumlusu hükümettir, siyasi iradedir." diye konuştu.
561889
İstanbul'da ne kadar yağış bekleniyor?
Meteoroloji İstanbul Bölge Müdürü Mustafa Yıldırım, bu akşam saatlerinde etkili olacak yağışın, metrekareye 50 kilogram civarında düşmesinin beklendiğini söyledi. Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu akşam saatlerinden itibaren İstanbul ve Tekirdağ genelinde çok bulutlu yağış beklendiğini belirtti. Yaptıkları ölçümlere göre, son 2-3 günde meydana gelen yağışın 1,5 katını beklemediklerini ifade eden Yıldırım, ''Geçtiğimiz günlerde metrekareye düşen yağış miktarı 200 kilogramın üzerindeydi. Bu akşam saatlerinde etkili olacak sağanak yağışın metrekareye 50 kilogram civarında düşmesi bekleniyor. Bu miktar bazı bölgelerde biraz daha az veya daha çok olabilir'' dedi. Yağışın hafta sonu, aralıklı gök gürültülü sağanak şeklinde devam edeceğini söyleyen Yıldırım, hava sıcaklığının Cumartesi günü 25, Pazar günü 23 derece hissedileceğini belirtti. Yıldırım, İstanbul'da Pazartesi günü yağış beklenmediğini dile getirdi. -DENİZLERDEKİ DURUM- Yıldırım, hafta sonu Çanakkale çevresinde ve Batı Karadeniz açıklarında kuvvetli fırtına beklendiğini belirtti. Rüzgarın saatteki hızının bu bölgelerde 50-60 kilometre hissedileceğini ifade eden Yıldırım, rüzgarın kuzeydoğu yönünden beklendiğini söyledi. Yıldırım, bu bölgelerde tekneleriyle denize açılanları, önümüzdeki 2-3 gün içinde dikkatli olmaları konusunda uyardı. ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ, YOĞUN YAĞIŞ İHTİMALİNE KARŞI KRİZ MASASI İLE ACİL MÜDAHALE MERKEZLERİ OLUŞTURDU Ankara Büyükşehir Belediyesi, yoğun yağış ihtimaline karşı kriz masası ile acil müdahale merkezleri oluşturdu. Belediyeden yapılan yazılı açıklamada, Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Altan Raşit Civan başkanlığında kriz masası oluşturulduğu bildirildi. İtfaiye Daire Başkanlığı ve ASKİ'nin desteğiyle ayrıca 11 acil müdahale merkezi kurulduğu ve ''riskli bölge'' olarak belirlenen ''Dikmen 1-2-3-4-5 etaplar, metro ve Ankaray, Mamak, Altındağ, Keçiören, Yenimahalle, Sincan, Etimesgut, Çayyolu, Çukurambar, Öveçler–Sokullu, bütün alt geçitler, Türközü–Şemsettin Günaltay Caddesi ve Gölbaşı''nda gerekli önlemlerin alındığı belirtildi. Ayrıca, ''Akay Kavşağı'nın muhtemel su baskını bakımından birinci derecede risk taşıdığı'' vurgulandı. Öte yandan, şiddetli yağış sonucu oluşabilecek sel felaketini önleyebilmek için bir haftadır kanal ve ızgara temizliği yapıldığı belirtilerek, ''ASKİ, EGO, Fen İşleri Daire Başkanlığı ve diğer birimler olmak üzere toplam yaklaşık bin personel ile 24 saat sel felaketine karşı mücadele edilecek. Kamyon, motopomp, ikmal araçları, hafif iş makineleri gibi ekipman ve jeneratörler de hazır bulunuyor'' denildi. Bu arada, Ankaralıların su baskını halinde Alo 153 numaralı Mavi Masa hattını arayabilecekleri kaydedildi. BÖLGE BÖLGE DURUM Marmara'da yağmur yeniden şiddetlendi. En şiddetli yağmur Çanakkale, Balıkesir, Tekirdağ ve Edirne Keşan arasında bekleniyor. Öğle saatlerinden itibaren Kırklareli, Edirne ve İstanbul'da da çok kuvvetlenecek. Türkiye'nin beş büyük kent merkezinin hava koşulları şöyle: İstanbul'da sabah saatlerinden itibaren yağmur Avrupa yakasında yeniden başladı, öğleden sonra ise kentin tamamında kuvvetlenecek ve gece boyunca yağacak. Ankara'lılarda dikkat: bu gece ve yarın yağmur kuvvetli yağabilir. İzmir'lilerde tedbirli olmalı, bugün özellikle Bergama, Dikili, Kınık gibi kuzeydeki ilçelerde yağmur kuvvetli yağıyor. Bursa'da yağış öğleden sonra hızını artıracak, Adana'da ise yarın kuvvetli yağmur var. Marmaralılar dikkat: dize kadar çıkan sulara, suya kapılma tehlikesi olduğundan girilmemeli. Gece Çanakkale-Balıkesir'de başlayan şiddetli yağmur, öğleden itibaren bölgenin tüm kentlerinde kuvvetlenecek. En şiddetli yağmur, Çanakkale ve Balıkesirin ilçelerinde beklensede, diğer kentlerdede 70-80 kilogram yağabilir. Yağış Pazar günü öğleye doğru batıdaki kentlerde hızını azaltacak, daha çok İstanbul, Sakarya, Bursa arasında sürecek. İç Anadolu'da bugün hafif yağmur var, yarın ise yağmur tüm kentlerde sağanak şeklinde gökgürültüsü ile yağacak, aynı gün sıcaklık 20 dereceye doğru inecek. Bugün Ege'de de yağmur kuvvetli. Özellikle İzmir, Manisa ve Kütühya'ya 60-70 kilogram yağmur düşebilir, su baskınlarına dikkat edilmeli. Yağmur Pazar günü de devam edecek, sıcaklık düşüyor. Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu: Akdeniz’de Isparta, Burdur ve Antalya arasında yağmur var. Yarına dikkat, Adana, Kahramanmaraş-İskenderun, Gaziantep ve Diyarbakır'da yağmur kuvvetli sağanak şeklinde yağabilir. Doğu Anadolu'da da yarın serinleme ile tüm kentlerde sağanak yağmur olacak. Yağış Pazar da sürecek. Sıcaklık hafta sonu Erzurum'da 18, Malatya'da 25 dereceye iniyor
560744
AVRUPA'DA ŞAMPİYON OLABİLİRİZ
Gücümüz var, bu iki kulvarda da şampiyon olabiliriz." ifadelerini kullandı. Sarı-Lacivertli kulüple yıl daha kontratının bulunduğuna dikkati çeken Alex, "Eğer kulübümüzün benimle devam etme kararı olursa, kariyerime Fenerbahçe'de son verme ihtimalim yüksek." açıklamasını yaptı. İmkan tanınması halinde seve seve Türk olacağına dikkati çeken yıldız futbolcu, "Eşim ve çocuklarımla Türkiye'de olmaktan çok mutluyum. Büyük kızım Maria, Türk milli marşını söylüyor, Türkçe anlıyor. Brezilyalıdan daha fazla Türk hissettiğini söyleyebilirim." şeklinde konuştu. Brezilya'da Fenerbahçe'nin popülaritesinin arttığını ifade eden Alex, Arthur Zico'nun ise Brezilya futbolundaki önemli isimden bir tanesi olduğunu kaydetti. Alex, "Futbolu bıraktıktan sonra Fenerbahçe'de görev almak ister misin?" sorusu üzerine de şu değerlendirmede bulundu: "Görev alır mıyım, almaz mıyım bilmiyorum, ama her zaman Fenerbahçe'nin içinde olacağım." Süper Lig'de bu sezon gol kralının Güiza olacağını iddia eden Alex, Gökhan'ın oynamadığı maçlar için sağ beke ihtiyaç duyduklarını dile getirdi. Alex, Beşiktaş'ın Brezilyalısı Tabata'nın ligdeki en iyi yabancılardan olduğunu sözlerine ekledi.
561443
13:14 Mehmet Topuz: Göreve hazırım...
Göreve hazırım... Fenerbahçeli futbolcu sezon başından itibaren yaşadığı sakatlıklardan kurtulduğunu, göreve hazır olduğunu bildirdi. Gazetesi’nin yeni sayısında yer alan röportajında, geçirdiği sakatlıkların ardından toparlandığını ifade eden Topuz, "Görev verildiği zaman Fenerbahçe forması için elimden gelen her şeyi yapacağım" dedi. Sezon başında talihsiz bir sakatlık geçirdiğini kaydeden sarı-lacivertli futbolcu, "Sakatlığım düzeldikten sonra Çaykur maçında oynadım. Ama sonra yeniden bir sakatlık yaşadım. Bu olay beni çok üzdü. Tekrar kendimi toparladım. maçında elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Bundan sonrası için de hazırım. Görev verildiği zaman Fenerbahçe forması için elimden gelen her şeyi yapacağım" diye konuştu. Sakatlığıyla ilgili medyada yer alan haberlerle ilgilenmediğini belirten Mehmet Topuz, "Ben işimi yapıyorum. Kimseyle uğraşmam. Sağlık ekibi benimle çok ilgilendi. Onlarla ortak çalışma sonucu tamamıyla sakatlıktan kurtuldum. Hoca ile hiç sorunum yok ve zaten olmaz da… İnşallah ben ve takım arkadaşlarım bundan sonra sakatlanmayız" dedi. "ORTA SAHADA DAHA FAYDALI OLURUM" Mehmet Topuz, takıma daha faydalı olabileceği mevkinin, orta alanda hücuma dönük pozisyon olduğunu ifade etti. ’da uzun yıllar bu bölgede görev yaptığını hatırlatan Fenerbahçeli futbolcu, şöyle devam etti: "Her şeyden önce, hocam nerede görev verirse en iyisini yapmaya çalışırım tabii ki. Kayserispor’da uzun yıllar orta sahada ve hücuma dönük oynadığım için burada daha faydalı olacağıma inanıyorum. Ancak profesyonel bir futbolcunun yer seçme lüksü olamaz. Hoca nerede görev verirse en iyisini yaparım." "YARIŞTIĞIMIZ BÜTÜN KUPALARI ALMAK İSTİYORUZ" Fenerbahçe’nin ’ndeki şansını değerlendiren Mehmet Topuz, yarıştıkları bütün kulvarlarda kupalara talip olduklarını anlatarak, şunları söyledi: "Son maçta biraz zorlanmış olsak da gruplara kalacağımıza inanıyorduk. Bu saatten sonra gruplarda nasıl başarılı oluruz, Fenerbahçe’yi nasıl daha yukarılara taşırız, işte şimdi onun çalışmalarını yapıyoruz. Hedeflerimiz büyük ve yarıştığımız bütün kupaları almak istiyoruz. Takımımız çok geniş bir kadroya sahip. Kim oynarsa oynasın, fark etmez ve her şeyin üstesinden gelebiliriz." "’A AYAK UYDURMADIM" Gece yaşantısının olmadığı hatırlatılarak, "Kendini böylesine soyutlaman, transferdeki yüksek maliyetin nedeniyle bütün gözlerin senin üstünde olmasından mı?" sorusu yöneltilen Fenerbahçeli futbolcu, şu yanıtı verdi: "Böyle bir şey asla söz konusu değil ve aslında sevmem de... Benim Kayserispor’daki yaşantım nasılsa, aynı yaşantıma burada da devam ediyorum. İstanbul çok farklı bir yer. Ben İstanbul’a ayak uydurmadan, kendi mütevazı yaşantıma devam ediyorum. nedenle evimden fazla dışarı çıkmıyorum. ’deyken ve maçlardan arda kalan boş zamanlarımı, mütevazı çiftliğimde ve çok sevdiğim tane özel Kangal cinsi köpeğimle geçirmekten keyif alırdım. Aynısını bir bahçeli evde burada da yapmayı tercih ederim." -" BANA BİR BABA GİBİ DAVRANDI"- Fenerbahçe ile ilgili düşünceleri sorulan Mehmet Topuz, "’nin en büyük spor kulübü ve çok büyük bir camia olduğunu biliyordum. Gelince de bunu daha net gördüm. Düşüncelerimde yanılmadım. Başta Başkan Aziz Yıldırım bana bir baba gibi davrandı, her şeyimle ilgilendi. Diğer yönetici ve idareciler de aynı şekilde yabancılık çekmememi sağladılar, nedenle doğru yerde olduğuma inanıyorum" şeklinde konuştu. İmzası için statta yapılan törenle ilgili düşünceleri sorulan Mehmet Topuz, şöyle devam etti: "Transferim biraz olaylı oldu. Başkanımız benim süreci nasıl yaşadığımı çok iyi biliyordu. Ben en büyük desteği Aziz Başkan’dan aldım. İstanbul’a gelirken Aziz Başkan ’Bizim senin hep arkanda olacak’ dedi. Bu da benim güvenimi çok arttırdı. Statta muhteşem bir tören yapıldı. Bu töreni, hayatım boyunca unutamam mümkün değil. Başkanıma, Yönetim Kuruluna ve tribünleri dolduran taraftarımıza çok teşekkür ediyorum. Benim için gerçekten çok iyi bir motivasyon olan bu törenin olumlu etkilerini bugün de hissediyorum." Çaykur Rizespor ile yaptıkları özel maçta taktığı kaptanlık pazubandının kendisini çok mutlu ettiğini kaydeden Fenerbahçeli futbolcu, "Hayli şaşırdım. Bir maçlık da olsa kaptan olmak bana çok mutluluk verdi. İlk hedefim Fenerbahçe’de istikrarlı olarak forma giyen bir futbolcu olmak. Tabii ki zamanla kaptan olmam da muhteşem bir onurdur" dedi. Mehmet Topuz, sezon başında yaşadığı sakatlığın milli takıma çağrılmamasında da etkili olduğuna dikkati çekerek, "Sanırım uzun süreli sakatlıklarım ve tam hazır olamadığım için Fatih hocam beni düşünmedi. Formumu yakaladıktan sonra milli takımda da oynamak isterim" diye konuştu.
561330
Ali Sami Yen'de ilk heyecan
ile arasında yapılacak sezonun ilk derbisi, pek çok oyuncu için Türkiye'deki ilk derbi olma özelliğini taşıyor. Ali Sami Yen'deki mücadele, ligin en çok gol atan ile en az gol yiyen takımlarını karşı karşıya getirecek. Ezeli rakiplerin bu sezonki kadrolarında bulunan birçok futbolcu, rekabetinde ilk kez forma giyebilme olasılığının heyecanını yaşıyor. Öncelikle her iki takımın teknik adamları Türkiye kariyerlerinde ilk kez birbirlerine rakip olarak takımlarının başında sahaya çıkacak. 'taki ikinci sezonunu geçiren Mustafa Denizli ile 'ın başında ilk sezonunu yaşayan Frank Rijkaard, ilk kez derbide karşı karşıya gelecek. 'ın bu sezonki kadrosunda yer alan 14 futbolcu, daha önce sarı-kırmızılı formayla 'a karşı oynamadı. Zan eski takımına karşı yok Leo Franco, Ufuk Ceylan, Elano, Keita, Mustafa Sarp, Caner Erkin, Murat Akça, Alparslan Erdem, Semih Kaya, Serkan Kurtuluş, Serdar Eylik ve Emre Güngör ile Serkan Çalık, görev verilmesi halinde ilk kez 'a karşı forması giyecek. Sezon başında sürpriz biçimde 'tan 'a geçen Gökhan Zan ise eski takımına karşı ilk derbide sakatlığı nedeniyle forma giyemeyecek. 'ın bu sezonki kadrosunda ise daha önce 'a karşı forma giymemiş 11 futbolcu bulunuyor. Matteo Michael Fink, Rodrigo Barbosa Tabata, Rıdvan Şimşek, Erhan Güven, İsmail Köybaşı, Onur Bayramoğlu, Necip Uysal, Korcan Çelik, Erkan Zengin ve Batuhan Karadeniz ilk derbi deneyimini yaşayabilir. Nihat Kahveci de yaklaşık sekiz yıl sonra 'a karşı sahaya çıkacak. hücumda sıkıntılı ile yapacağı sezonun ilk lig derbisini kazanarak, hem zirveden kopmamak, hem de sezon başından bu yana yaşadığı galibiyet ve gol sıkıntısına son vermek istiyor. Yenilenmiş kadrosuyla 2009-2010 sezonuna da iddialı giren geçen sezonun çifte kupalı şampiyonu henüz yolun başında ciddi biçimde gol sıkıntısı yaşamaya başladı. Siyah-beyazlılar, yeni sezonda şimdiye kadar oynadığı üçü özel, beşi resmi olmak üzere toplam sekiz maçta, rakip fileleri sadece beş kez havalandırabildi. Siyah-beyazlılar, yeni sezonda resmi ve özel sekiz maçında sadece bir kez galibiyet alırken, bir kez yenildi, altı maçta ise berabere kaldı. Az yiyenle çok atanın maçı 'de ile arasında yapılacak sezonun ilk derbisi, ligin en çok gol atan ile en az gol yiyen takımlarını karşı karşıya getirecek. Derbiye ev sahibi sıfatıyla çıkacak olan ilk dört maçını da kazanarak 12 puan ve gol averajıyla liderlik koltuğunda otururken, bir galibiyet ve üç beraberliği bulunan son şampiyon ise altı puanla 8. sırada yer alıyor. Sarı-kırmızılı ekip fileleri toplam 13 kez havalandırarak geride kalan dört haftanın en golcü takımı olurken, kalesinde tek gol gören ise Gençlerbirliği ile birlikte en az gol yiyen ekip oldu. 'ın golcüsü Kewell 'ın bu sezon ligde attığı toplam 13 gole altı farklı futbolcusu imza koydu. Sarı-kırmızlı ekipte Harry Kewell, ikisi penaltıdan olmak üzere üç golle öne çıkarken, geçen yılın gol kralı Milan Baros, Arda Turan ve Shabani Nonda ikişer, Elano ve Mustafa Sarp birer gol attı. hanesine yazılan diğer iki golü ise Denizlisporlu Burak Akyıldız ile Kayserisporlu Aziza Makukula kendi kalelerine gönderdi. Arjantinli kaleci Leo Franco'nun eldiven giydiği kalesinde ise dört gol gördü. Hakan Arıkan kaleyi kapattı 'ta, Rüştü Reçber'in yokluğunda ilk dört maçta da kaleyi koruyan Hakan Arıkan, bu süre içinde kalesinde sadece tek gol gördü. Rüştü'nün, TFF Süper Kupa'da ile yapılan maçta hakeme yönelik sözleri nedeniyle iki maç ceza almasının ardından, diğer iki maçta da sakatlığı ortaya çıkınca, Hakan Arıkan, ilk dört lig maçında da 'ın kalesini korudu. Hakan, sezonun açılış maçında İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile 1-1 berabere biten maçta İbrahim Akın'dan 31. dakikada yediği golün ardından meşin yuvarlağı bir daha kalesinden çıkarmadı. Hakan'ın kaleyi koruduğu tam 329 dakikadır kalesinde gol görmüyor. Siyah- beyazlılar buna karşın üç golle ligin az gol atan ekiplerinden ve son iki maçında gol kaydedemedi. Penaltılar sonucu tayin ediyor ile arasında son yıllarda yapılan lig derbilerine penaltı golleri damgasını vuruyor. Ezeli rakipler arasında ligde yapılan son 11 maçtan beşinde penaltı golleri sonuçlar üzerinde belirleyici etki yaptı. geçen sezonun ilk yarısında Ali Sami Yen Stadı'nda yapılan derbiyi 4-2 kazanırken, sarı-kırmızılı takımın golcüsü Milan Baros, üç golünden ikisini penaltıdan kaydetti. İki takım arasında son dönemde yapılan iki maçta penaltı atışlarından yararlanamadı. Bu sezon ligde geride kalan dört hafta sonunda hakemler 'ın lehine iki, aleyhine bir penaltı kararı verirken, 'ın ise lehine ve aleyhine henüz penaltı çalmadı. Başkanlar üçüncü kez karşı karşıya ile takımları arasında yapılacak sezonun ilk lig derbisi, Kulübü Başkanı Adnan Polat ile Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören'i "başkan" sıfatlarıyla üçüncü kez karşı karşıya getirecek. Demirören, başkan sıfatıyla 14. kez derbisi izleyecek. Demirören'in başkanlık koltuğunda izlediği 13 derbisinde dört galibiyet, üç beraberlik, altı yenilgi aldı. Polat ise başkan sıfatıyla daha önce iki kez derbisi izlerken, geçen sezon ligde yapılan bu maçları Ali Sam Yen Stadı'nda 4-2 kazandı, İnönü Stadı'ndaki maçta ise gülen taraf 2-1'lik skorla oldu. 323. randevu Ezeli rakipler ile 'de sezonun ilk derbisiyle birlikte 323. kez karşı karşıya gelecek. Taksim Stadı'nda 22 Ağustos 1924 tarihinde 'ın 2-0 galibiyetiyle başlayan 85 yıllık rekabette, bugüne kadar yapılan 322 maçın 112'sini 103'ünü kazanırken, 107 karşılaşma da beraberlikle sonuçlandı. Sarı-kırmızılıların toplam 451 golüne, siyah-beyazlılar 428 golle karşılık verdi. ile arasında ligde yapılan 100 karşılaşmada ise genel toplamda olduğu gibi sarı-kırmızılı takımın üstünlüğü bulunuyor. 35, ise 28 kez sahadan galip ayrıldı. Taraflar 37 maçta da eşitliği bozamazken, "Cim Bom"un 118 golüne, "Kara Kartallar" 105 golle karşılık verdi. Geçen sezon yapılan maçları Ali Sami Yen Stadı'nda 4-2, da İnönü Stadı'nda 2-1'lik skorlarla kazandı.
561059
10:00 İddaa tüyoları artık radyoda!
İddaa tüyoları artık radyoda! Nesine.com’un uzman iddaa editörleri Volkan Çalışkan ve Senih Yurga bu hafta sonundan itibaren iddaaseverlele NESINE SAATLERİ ile ve Lig Radyo’ da buluşuyor. İddaa oynamanın en kolay, en hızlı ve en güvenilir adresi nesine.com’un uzman iddaa ekibi artık tüm tüyoları Radyospor ve Lig Radyo’da yayınlanacak Nesine Saatleri’nde iddaaseverlerle paylaşacak. Nesine.com ile radyo dinlemek artık hem daha keyifli hem de kazançlı oluyor… Nesine Saatleri Radyospor’da Şanslı site nesine.com’un iddaa editörleri Volkan Çalışkan ve Senih Yurga’nın hazırlayıp sunacağı Nesine Saatleri Cumartesi günü 22.00-24.00 ve Pazar 19.00-21.00 saatleri arasında RadyoSpor’da başlıyor. Nesine Saatleri Lig Radyo’da Volkan Çalışkan ve Senih Yurga’nın hazırlayıp sunacağı Nesine Saatleri Cumartesi ve Pazar günleri yayınlanan İddaa Kuponu programı içinde 13.00–14.00 saatleri arasında Lig Radyo’da iddaaseverler ile buluşuyor. Hangi bahsin ne kadar kazandıracağından tüm iddaa tüyolarına kadar birçok konunun masa üzerine yatırılacağı Nesine Saatleri hafta sonlarının vazgeçilmez parçası olacak.
560278
L'Equipe 12 Dev Adam'a övdü!
Fransa'da yayınlanan L'Equipe gazetesi, ilk turda tüm rakiplerini açık farkla mağlup eden (A) Milli Basketbol Takımı'na övgüler yağdırdı. Ersan ve Hidayet'i üst düzey oyuncular olarak gösteren gazete, Ömer Aşık, Oğuz gibi mücadele gücü yüksek uzun oyuncular ve skora önemli katkı yapan oyun kurucu Ender ile Türkiye'nin 2. tura rahat bir şekilde çıktığını kaydetti. Gazete Türkiye'nin, diğer gruplardan gelen takımların 2. tura mağlubiyetle başlaması dolayısıyla büyük bir avantaj yakaladığı yorumunu yaptı.
561135
İşte 12 Eylül dönemi işkenceleri...
İşte 12 Eylül dönemi işkenceleri... İzmir 78'liler Dayanışma ve Araştırma Derneği "12 Eylül'ü sergiliyoruz" adlı sergisini Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi'nde açtı. İşte 12 Eylül döneminin işkence canlandırmaları...
561301
Beşiktaş galibiyet sıkıntısına derbide son vermek istiyor
galibiyet sıkıntısına derbide son vermek istiyor ile yarın yapacağı sezonun ilk lig derbisini kazanarak, hem zirveden kopmamak, hem de sezon başından bu yana yaşadığı galibiyet ve gol sıkıntısına son vermek istiyor. Yenilenmiş kadrosuyla 2009-2010 sezonuna da iddialı giren geçen sezonun çifte kupalı şampiyonu Beşiktaş, henüz yolun başında ciddi biçimde gol sıkıntısı yaşamaya başladı. Siyah-beyazlılar, yeni sezonda şimdiye dek oynadığı 3’ü özel, 5’i resmi olmak üzere toplam maçta, rakip fileleri sadece kez havalandırabildi. tarafından bu yıl 4. kez düzenlenen TFF Süper Kupa’yı, ’nda 2-0 yenilerek ezeli rakibi ’ye kaptıran Beşiktaş, ’de ise yeni sezonun açılış maçında İstanbul ile 1-1 berabere kaldı. Ligde ’u, cezası nedeniyle BJK ’nda seyircisiz oynadığı maçta 2-0’la geçen siyah-beyazlılar, son lig maçında ise başkentte Dolmabahçe’de de ile golsüz berabere kaldı. Bu sezonki resmi maçında gol atabilen Beşiktaş, ’da katıldığı ’nda ’nın Olympique takımıyla 1-1, ’in Porto takımıyla da 0-0 berabere kaldı. Beşiktaş, sezon öncesi ilk hazırlık maçında ise İstanbul’da Serie takımlarından Catania ile 1-1 berabere kalmıştı. Siyah-beyazlılar, yeni sezonda resmi ve özel maçında sadece kez galibiyet alırken, kez yenildi, tam maçta ise berabere kaldı. Beşiktaş’ın bu sezonki golüne (2), Fink ve imza koydu. Öte yandan, gol yollarında büyük sıkıntı yaşayan Beşiktaş, buna karşın kalesini de başarılı bir şekilde koruyor. Siyah-beyazlılar, bu sezonki resmi ve özel maçta kalesinde sadece gol gördü.
561847
Hastane dolandırıcısı yakalandı
İzmir'deki çeşitli hastanelerin bahçesinde gezip hasta yakını olduğunu söyleyerek vatandaşların cep telefonu kontörlerini dolandırdığı iddia edilen bir kişi, Huzur timleri tarafından yakalandı. Hasta yakını L.K. (32), anjiyo için hastanede bulunan V.K. (33) ve hastane personelinden M.Ş.'nin (33) şikayeti üzerine çalışma başlatan timler, zanlı E.E.'yi (33) Ege Üniversitesi Genel Cerrahi Bölümü'nde yakaladı. Daha önce de aynı suçtan 29 kaydı bulunduğu bildirilen E.E.'nin, güvenlik kamerasında da görüntüleri tespit edildi. Gözaltına alınan E.E., işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
561767
Devler İspanya Karşısında
36. Avrupa Erkekler Basketbol Şampiyonası'nda Milli Takımımız, ikinci tur (F) Grubu'ndaki ilk maçını yarın (12.09.2009) İspanya ile yapacak. Polonya'nın ev sahipliğinde süren organizasyonda, Grubu'nda ilk sırayı alan Slovenya, Sırbistan ve İspanya, Grubu'nun ilk takımı Türkiye, Polonya ve Litvanya ile Grubu'nu oluştururken, ''12 Dev Adam'' ilk maçını saat 16.45'te İspanya'ya karşı yapacak. Türkiye, 14 Eylül Pazartesi günü Sırbistan'ın, 16 Eylül Çarşamba günü de Slovenya'nın rakibi olacak. Aynı eleme grubundan gelen takımların tekrar karşılaşmadığı ve grupları son sırada bitiren ekiplerle yapılan karşılaşmalar dışındaki puanların taşındığı (F) Grubu'na Türkiye lider olarak başlayacak. (C) ve (D) Grubu'ndan yenilgisiz gelen tek takım olan Türkiye, bu gruba puan taşımayı başarırken, ilk takımın çeyrek finale çıkacağı bu bölümde önemli bir avantaja sahip.
560854
Bosna finallerde
Bosna finallerde FIFA, UEFA internet siteleri, İspanyol ve Macaristan basını Dünya Kupası'na Bosna'nın katılacağını yazdı. UEFA internet sitesi uefa.com'da, Bosna Hersek-Türkiye maçına ilişkin, "Salihoviç, Türkiye'yi elenmeye itti" yorumu yapıldı. FIFA internet sitesindeki haberde Bosna Hersek'in, Estonya'yı yenerse, ikinci sırayı garantileyeceği ve gruptan çıkacağı kaydedildi. İspanyol basını, Bosna'nın Türkiye ile berabere kalarak grup ikincisi olmayı hemen hemen garantilediğini yazdı. Macaristan basını ise Türkiye'nin Dünya Kupası finallerine gitmesinin mucizelere kaldığını, Balkan ülkesinin baraj maçı oynamasının muhtemel olduğunu yazdı.
561417
Topbaş CHP'yi suçladı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Afet Koordinasyon Merkezi'nde (AKOM) İstanbul'da yaşanan sel felaketiyle ilgili açıklama yaptı. Topbaş, siyasi partilerin felaketten "rant" sağlama peşinde olduğunu belirterek özellikle CHP Genel Başkanı Deniz Baykal hakkında çarpıcı iddialarda bulundu. Topbaş, "CHP döneminde yapılan işleri hatırlatmak istemem" ifadesini kullandı. Topbaş şunları kaydetti: "İstanbul 14 milyon insanın barındığı büyük bir kent. Böyle bir kentte yaşam alanlarının düzeninde birtakım eksiklikler olabilir. Bu olayda suçlu aramak doğru değil. Bizde de suç var, bizden önce de vardı, bizden sonra da olacak. Özeleştiri yapmak lazım. Sayın Başbakanımızın başkanlığında Bayındırlık, Çevre ve Tarım Bakanlarımızla toplantı yaptık. Bu toplantıda acil önlem planları tasarlandı. Çalışmalar başladı. Gereken soruşturmaların başlatılması için talimatlar verildi. Birilerinin tabii ki canı yanacak. Dere yataklarıyla ilgili ciddi tedbirler alınacak. Bodrum katların boşaltılması bilke söz konusu. Bu yataklardaki hat üzerinde ne varsa yıkıp geçeceğiz. Kimse kusura bakmasın. İstimlaklar olacak. Bu konuda medyadan ve adli mercilerden destek bekliyoruz. Çünkü istimlak kararı aldığımız bazı yerlerde yürütmeyi durdurma kararları alınıyor. Bu sıkıntının yaşanmaması için neler yapılabilirdi? Bir gün önce afet yaşandı bir gün sonra İstanbul'da bu olay yaşandı. Demek ki orada bizim hatamız var. Siyasilerimiz bu gibi olaylarda treselli vereceklerine olayı siyasi kazanç için kulllanıyorlar. Ben isterdim ki Sayın Baykal bizi arasın geçmiş olsun desin ve ne yapabileceğimizi konuşalım. Ama sayın Baykal bu tür olayları siyasi ranta çevirme konusunda ne kadar mahir olduğunu bir kez daha gösterdi. Bize 16 yıldır bu kenti yönettiğimizi söylüyorlar. Ama kendileri 44 yıl bu yönetime sahiptiler. Sayın Baykal TIR parkının ruhsatını soruyor. Evet bu parklardan tanesinin ruhsatı var. Ama bu ruhsatlar CHP döneminde Küçükçekmece Belediyesi tarafından verilmiş. 19 Şubat 2008'de söz konusu TIR parkını Büyükşehir Belediyesi mühürlemiş. Bir başka gerçekten de bahsetmek istiyorum. TEM otoyolu yapılırken bu vadinin getireceği suları engelleyecek menfezler dar yapılmış. Kesitler düşük. Malesef bunların, bu TIR garajlarının olmaması gerekir. 80 bin ton suyun bulunduğu göletin patlaması da buradaki faciayı tetiklemiş olabilir. İSKİ bu konuda çalışıyor. İSKİ skandalını hatırlatmak istemiyorum. Sayın Baykal'ın sorduğu bu müteahhitlerden bir tanesi dönemden kalma. CHP döneminde yapılan işleri hatırlatmak istemem. Bu meselede herkesin sorumluluğu var. Biz Silivri'de yerleşim yerinden geçen derenin ıslahı için çalışma yaptık. CHP'li üyeler buna itiraz etti. 1/5000'lik planları yargıya götürerek iptal ettirdiler ve koruma bantlarının yapılmasını engellediler. Eğer çalışmayı yapsaydık bugünn Silivri'de bu olaylar yaşanmayacaktı. İSKİ bu planları iptal ettirenlere dava açacak. Sayın Baykal Silivri'de 1000 konutluk toplu konutun temelini attı. Oranın zeminini bir sorsun bakalım bilim adamlarına. Gidip oranın temelini attı ama bugün dere yataklarındaki evlerden bahsediyor." 11 Eylül 2009 GÖK GÜRLESE CHP SUÇLU... Siz de az gurur olsa Bir kentin idare eden kişi olarak derhal istifa ederdiniz. Ama sizler AKP bu gibi kelimeleri sözlüğünüzden yedi yıldır sildiniz. Bakınız sayın Topbaş, CHP sizler gibi milyon Dolarları İMF'den almadı, sizler aldınız ve nereye gitti paralar...Laleler, süs havuzları, yap boz yap aynı yolları,ü alt ve üst geçitler, gerisi zimmete... ------------------ İçeriği hakkınd yorum yapmayacağım, sizleri tanıyan tanıyor, hem de yeterince tanıyor. Bir uyarıda bulunacağım, dikkatimi sürekli çeken hangi olay olduysa mikrofon uzatıldığında sizler ve partinizin başındaki abuk subuk saçmalar. Kaliteli konuşmaları an olmaz. Aradan iki gün geçince hazırlanan metni okuryunca bambaşka konuşma ortaya çıkar. Yani bu da demek oluyor ki, iki kelimeyi bir araya getiremeyenler bu ülkede hak etmedikleri koltukları İŞGAL etmekteler. Buna da öyle böyle inandırarak kandırdığınız milletin sayesinde sahipsiniz...
561942
Sivrisineğe karşı karbondioksit tuzağı
Ürgüp Belediyesi'nin TÜBİTAK ve Erciyes Üniversitesi'nin desteğiyle hazırladığı ''Vektör Sivrisinek'' projesi uygulamaya konuldu. Ürgüp Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, TÜBİTAK tarafından desteklenen ve Erciyes Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı araştırma ekibi tarafından yürütülen proje, Ürgüp ilçesinde bulunan Seylap Deresi'nde uygulanmaya başlandı. Araştırma ekibi tarafından derede çeşitli merkezlere ''ışık tuzağı'' adı verilen karbondioksit tuzakları yerleştirildi. Karbondioksidin cazibesine kapılarak bu tuzaklara hapsolan sivrisinekler, laboratuvar ortamında incelenecek. Ürgüp Belediye Başkanı Fahri Yıldız'ı ziyaret eden Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Bölüm Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdullah İnci ile Helmintoloji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Alparslan Yıldırım, projeye ilişkin bilgi verdi. Söz konusu proje ile Orta Kızılırmak havzasında yer alan yerleşim bölgelerinde sivrisineklerden örnekler topladıklarını belirten Prof. Dr. İnci, gece karanlığında sivrisineklerin toplanıp, daha sonra laboratuvarlarda teşhis yaptıklarını, ileri teknik moleküler teşhis yöntemleriyle hangi patojenleri taşıyıp taşımadığına baktıklarını anlattı. Kayseri'de 55 merkezde sivrisinek örneklemesi yaptıklarını ve bunun dışında Kayseri çevresinde, turistik bir bölge olan Ürgüp'te böyle bir örnekleme yapma gereği duyduklarını belirten İnci, şu bilgileri verdi: ''Sivrisinek örneklerini uygun tekniklerle sahadan toplayıp, özellikle insanlarda ve hayvanlarda müşterek seyreden zoonoz ismini verdiğimiz enfeksiyon yönünden kontrol ediyoruz. Çünkü bu sivrisineklerin dişileri kan emiyor, erkekleri bitki öz suyuyla besleniyor. Dişi sivrisineklerin kan ihtiyacı yumurtlama amaçlı. Yumurtalamak için kandan elde edeceği enerjiye ihtiyaç duyuyorlar. Kurduğumuz bu tuzaklarda sivrisineklerin ışığa olan afinitesini ve canlıların çıkarmış olduğu karbondioksit teafinitelerini kullanarak sivrisinekleri topluyoruz. TÜBİTAK tarafından desteklenen bu proje kapsamında, zoonotik enfeksiyonlar yönünden sivrisinekleri kontrol ediyoruz. Sonuçları da devletin çeşitli kurumlarına rapor halinde sunuyoruz.''
561587
Adliyedeki kavgada kadın avukatın üzerine düştü
Adliyedeki kavgada kadın avukatın üzerine düştüİsmail AKDUMAN/SAMSUN, (DHA) 'da, kendisini döven 25 yaşındaki Bilal Duman'ı tabancayla öldürdüğü gerekçesiyle tutuklu yargılanan 17 yaşındaki A.Y.'nin duruşması öncesinde, iki tarafın yakınları arasında arbade çıktı. Kavga edenleri ayırmaya çalışan bir kişi ayağı takılınca merdivenlerden yuvarlanıp, sırada merdivenlerden inen avukat Seniye Kılıçoğlu'na çarptı, ikisi de yuvarlandı. Yaklaşık dakika yerde kalan ve kendine gelmeye çalışan avukat Kılıçoğlu’nu çevredekiler kaldırdı. Merkez İlkadım İlçesi, Kökçüoğlu Mahallesi'nde geçen yıl Temmuz ayında, A.Y., kendisini döven Bilal Duman'la ertesi gün kavga etti. Kavga sırasında tabancayla ateş eden A.Y., Duman'ı vurup ağır yaraladı. Duman, kaldırıldığı ve Araştırma Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Olaydan sonra yakalanan ve tutuklanarak cezaevine gönderilen A.Y.'nin Samsun 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılamasına bugün devam edildi. Sanığın yaşı küçük olduğu için kapalı yapılan duruşma öncesinde hayatını kaybeden Bilal Duman'ın akrabaları olan Celil Akten (21) ve Emine Dursun (39) ile sanığın yakınları Onur Yalçın (19) ve Tuncay Tağan (21) arasında Adliye koridorunda tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine polis her iki tarafı Adliye Sarayı'ndan dışarıya çıkardı. Ancak iki grup arasındaki tartışma dışarıda arbadeye dönüşünce, eşi Emine Dursun’u sakinleştirmeye çalışan Süleyman Dursun'un (41) ayağı takılınca dengesini kaybetti. Düşmemek için dengesini sağlamaya çalışan Dursun, merdivenden inen avukat Seniye Kılıçoğlu'na çarptı. Çarpma sonucunda her ikisi de yuvarlandı. Yaklaşık dakika yerde kalan ve kendine gelmeye çalışan avukat Kılıçoğlu'nu çevredekiler kaldırdı. Daha sonra Adliye binasına götürülen avukatın durumunun iyi olduğu belirtildi. Öte yandan kavgaya karışan kişi polis tarafından gözaltına alındı. Gazi Polis Merkezi'ne götürülen her iki taraftakiler ifadelerinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı.
562106
Tekirdağ valiliği kriz masası oluşturdu
Valilikten yapılan yazılı açıklamada, Tekirdağ'ın bugün akşam saatlerinde Orta Akdeniz üzerinden gelecek yeni bir yağışlı havanın etkisi altına girmesinin beklendiği anımsatılarak, buna karşı kriz masası oluşturulduğu belirtildi. İl genelinde meydana gelebilecek sel felaketine karşı başta Emniyet ve Jandarma ekipleri olmak üzere ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarının hazırlıklı olacağı ifade edilen açıklamada, kaymakamlıklar ve belediye başkanlıkları aracılığıyla da vatandaşlara gerekli uyarıların yapılması, dere yatağı gibi su baskını oluşabilecek yerlerin tahliye edilmesi, ilçelerde kriz merkezleri oluşturularak 24 saat çalışma esasına geçilmesi gibi önlemlerin alındığı bildirildi. Açıklamada ayrıca, vatandaşların, 262 80 80-81-82-83 numaralı telefonları arayarak İl Kriz Merkezi ile irtibat halinde bulunması gerektiği kaydedildi. Olası sel felaketi esnasında, gerekli olabilecek araç, gereç ve malzemelerin temininde görevli kurumların önceden tedbir alacak ve meydana gelebilecek ani sel, su baskını, taşkın, toprak kayması, yıldırım düşmesi ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklar karşısında, gerekli tüm tedbirlerin alınması hususlarında tüm kamu kurum ve kuruluşlarına gereken uyarılarda bulunulduğu ifade edildi.
561649
DTP'den Genelkurmay'a yanıt gecikmedi
Genel Başkanı Ahmet Türk, Başkanlığı'nın bugünkü "Son terörist öldürülene kadar mücadeleye devam edilecek" mesajını yorumladı: "Türkiye'nin bir normalleşme sürecine girmesini istiyoruz" Türk, Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna ile parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Ahmet Türk, "Türkiye'nin bu sabah, darbesinin yıl dönümüne bir gün kala darbe günlerini andıran ev baskınları ve göz altı operasyonlarıyla uyandığını" ileri sürdü. Demokratik açılım tartışmalarının yaşandığı, her şeye rağmen çözüme dair umut ve beklentilerin güncelliğini koruduğu bir süreçte, "'yi siyaset dışına itmeye yönelik, baskı ve göz altı operasyonlarının yeniden hız kazandığını" öne süren Türk, Diyarbakır'daki göz altıları, "yerel yönetim birimlerine dönük haksız, hukuksuz ve demokratik anlayışa sığmayan bir eylem" olarak nitelendirdi. "Bu operasyonlar, demokratik siyaset kanallarını kapatan, halkın demokratik yol ve yöntemlerle örgütlü mücadele etmesinin önüne geçmesini amaçlayan demokrasi dışı bir uygulamadır" görüşünü savunan Türk, bu operasyonlarla aynı zamanda yerel yönetimlerin baskı altına alınması ve sindirilmesinin hedeflendiğini iddia etti. Kimlikleri, yerleri, görevleri belli olan insanların sabaha karşı evleri basılarak göz altına alınmasının yasal olmadığını savunan Türk, 14 Nisan'dan bu yana tutuklanan yönetici ve üyelerinin derhal serbest bırakılmasını istedi. Türk, şunları kaydetti: "Şu iyi bilinmelidir ki biz karşılaştığımız bunca baskıya rağmen demokratik siyaset kanallarının açılması, bu sürecin barış sürecine evrilebilmesi için mücadelemizi kararlı bir biçimde sürdüreceğiz. Hiçbir baskı, göz dağı ve sindirme operasyonu bize asla geri adım attıramayacaktır. bu ülkenin onurlu bir barışa kavuşabilmesi için üzerine düşen fedakarlığı yerine getirmeye her zamankinden daha fazla hazırdır. Buradan hükümete seslenmek istiyoruz: Çatışmalı ortam yeniden hız kazanmaktadır. Eğer bu sürecin önüne geçilemez, ölümler durdurulamaz ise Kürt sorununa sivil demokratik çözüm arayışları bundan büyük darbe alır. Bu nedenle hem askeri, hem de siyasi operasyonların derhal son bulması gerekir. Bu noktada hükümeti sorumlu davranmaya çağırıyoruz." "Türkiye'nin normalleşmesini bekliyoruz" Ahmet Türk, bir gazetecinin, Başkanlığı'nın bugünkü mesajını anımsatarak, bu konudaki değerlendirmesini sorması üzerine, Türkiye'nin bir normalleşme sürecine girmesini istediklerini söyledi. Bu konuda her kişiden, her kurumdan hassasiyet beklediklerini vurgulayan Türk, "Madem bir açılımdan söz ediliyorsa, operasyonların durması gerekiyor. Çünkü her operasyon, yeni bir acının yaşanmasına neden olmaktadır. Bizim söyleyip yaptıklarımız, bir duyarlılığa davettir" dedi. Türk, 'ten, "Bir siyasi iradenin, Dicle Üniversitesi'nde Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açılması yönünde talepte bulunduğu ancak bunun kabul edilmediği" yönünde açıklama yapıldığı anımsatılarak, "Bu siyasi irade mi acaba?" sorusu üzerine, kendilerinin böyle bir taleplerinin olmadığını bildirdi.
561611
CHP'li Tekin'den Topbaş'a yanıt
CHP'li Tekin'den Topbaş'a yanıt"Bizim dere ıslahlarıyla ilgili açtığımız bir dava varsa istifa ederim ama yoksa siz gereğini yapın" 11.09.2009 14:27CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, "Bizim dere ıslahlarıyla ilgili açtığımız bir dava varsa istifa ederim ama yoksa siz gereğini yapın" dedi. Partisinin İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenleyen Tekin, yaşanan sel felaketi nedeniyle sorumlu tuttuğu hükümeti eleştirdi. Tekin, CHP olarak felaket karşısında suskun kalmayı tercih ettiklerini belirterek, "Suskunluğumuzu koruduk ama ne yazık ki başbakan, belediye başkanı, da yetmedi Ankara'daki belediye başkanı toplumda kirlilik yaratacak açıklamalarda bulundu. Sayın Başbakan ne demiş, 'dere intikamını alır.' Kendisi 1994 yılında belediye başkanlığı yapmış birisi. Sayın Topbaş ne demiş '1983 yılında CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni yönetiyordu.' Sayın Topbaş'a danışmanları yanlış bilgi vermiş. zaman 1980 ihtilalini yapanlar belediye yönetiyordu" dedi. Gürsel Tekin, ilk sel felaketinin yaşandığı Silivri'ye hiçbir devlet yetkilisinin gitmediğini öne sürerek, duruma tepki gösterdi. Tekin, "Çaresizlik içinde olduğumuzu biliyoruz ama buna rağmen biz belediye başkanlarımızla, örgütlerimizle, bu felaketin üstesinden nasıl geliriz anlayışı içerisinde sükunetimizi korumaya çalışırken, sayın belediye başkanı CHP'yi suçluyor. 44 yıl Deniz Baykal İstanbul'u yönetmiş diyor. Yazık. Böyle bir adam bir kenti yönetebilir mi? İnsafınız kurusun. Silivri'ye bir yetkili gitmedi. Hepsi havada gezdi. Aşağıya inmediler. Niye inmediler. Ne korkunuz var?" diye konuştu. CHP'nin dere ıslahlarıyla ilgili açtığı herhangi bir dava olmadığını da sözlerine ekleyen Tekin, şunları söyledi: "CHP, sözde Silivri'de dava açmış, bu yüzden dönüşümü yapamamışlar. Sayın Başbakan, size çağrı yapıyorum. Bizim dere ıslahlarıyla ilgili açtığımız bir dava varsa onun gereğini getirin bana. Eğer böyle bir dava varsa istifa ederim ama eğer yoksa da siz gereğini yapın. İSKİ Genel Müdürü; '5 bin 700 tane dava açtık' diyor. Bunu kime açtı. Sayın AK Parti yetkilileriyle hangi kanalda istiyorlarsa orada hesaplaşmaya hazırım. 'Bu TIR parkı kimin. Bu ruhsatı nasıl verdiniz' diye sormak istiyoruz. Bunu sorunca da '16 yıl önce CHP bu ruhsatı vermişti' diyor. Bu süre içerisinde en az 10 yasa değişti. Niye bir şey yapmadınız. Böyle bir çaresizlik olur mu? Ruhsatları veren Türkiye Cumhuriyeti hükümeti katildir, ruhsatlarda Türkiye Cumhuriyeti damgası var. Katil de bu devleti yönetenlerdir.
561809
HABERTÜRK'TE BÜYÜK TARTIŞMA
HABERTÜRK TV ekranları büyük bir tartışmaya sahne oldu. İstanbul'da yaşanan sel felaketiyle ilgili "Hasar olan bölgeler afet bölgesi ilan edilmeli mi?" konusu masaya yatırıldı. Telefonla canlı yayına bağlanan Sorel Dağıstanlı ve Özlem Gürses'in yönettiği yayındaki tartışma anlarında iki taraf da büyük stres yaşadı. Gürsel Tekin: "Bunların vicdanları da kurumuş bu mübarek günde ne diyeyim ben de bilmiyorum. Sayın Başbakan'a saygısızlık yapmak istemiyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'dır. Hepsi yalan konuşuyor. Tamamen yalan konuşuyorlar. Ben burada sayın Başbakan Tayyip Erdoğan ve belediye başkanları da dahil bütün yetkililere çağrıda bulunmak istiyorum. Türkiye'nin bizi dinleyebilmesi ve anlayabilmesi için hangi kanalda istiyorlarsa karşılarına gelip İstanbul CHP olarak cevap vermeye hazırım. Çeyrek asır bir kenti yöneteceksiniz, 20 yıl önce şöyle olmuştur böyle olmuştur diye hesap vereceksiniz. Bugün basın toplantısında sayın Başbakan'ın bütün yandaşlarını su havzalarında ve dere havzalarında yapmış olduğu binaları belgelerle gösterdim. Şimdi böyle bir anlayış olabilir mi? gündür CHP İl Başkanı olarak beni birçok televizyon, gazete aradı bir tek kelime beyan vermedim. Biz sabrederken Başbakan çıktı vatandaşı suçladı. Kadir Topbaş çıktı CHP'yi suçladı. yetmedi Anakara'nın Belediye Başkanı çıktı da başka birşey söyledi. Şimdi bunlar çok ayıp. otoparkın ruhsatını kim verdi? Sayın Genel Başkanımız ile biz oraya gittiğimizde vatandaş geldi ağlayarak dedi ki 'Benim tane TIR'ım gitti, tane adamım öldü. Bu TIR Başbakan'ın ortağının TIR'ıdır dedi. Elbette ana muhalefet lideri genel başkanı bu soruyu sormayacak mı? vatandaşın yarasına melhem olmayacak mı? saate kadar devletin hiçbir yetkilisi oraya gelmemişti. Bakın sayın Kadir Topbaş hala oraya inebilmiş değildir. 36 saat Kadir Topbaş İstanbul'da yoktu. Başbakan aşağıya inmedi. Eğer CHP'nin Silivri'de açmış olduğu bir dava sonucu burası bu hale gelmişse CHP İl Başkanı olarak ben istifa etmeye hazırım. Eğer ispatlayamazlarsa onları hassiyetsizlikle ilan ediyorum. Çünklü istifa edecek yürekleri ve cesaretleri yok. İki günde Silivri ve Çatalca'da sedece bizler vardık. Sadece CHP İl Başkanı, milletvekilleri ve örgütlerilye vardı. Başbakan'ın kendisinden haberi yok. Başbakan sana soruyorum. 36 saat İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı neredeydi? Gürsel Tekin: Silivri'de CHP'nin dere ıslahı ile ilgili açtığı bir dava var mıdır Aziz Bey? Böyle alçakça bir üslupla bir meseleyi çözemezsiniz. Kendisi beni sorularımla ilgili yanıltmasın! Aziz Babuşçu: Ben şu anda yayını yöneten arkadaşla muhatabım. Gürsel Tekin: Benimle muhatap olmayacaksan niye yayına katıldın? Aziz Babuşçu: Şunun için muhattap olmuyorum Gürsel Bey. Şu ana kadar yaptığınız açıklamalar, söylediğiniz beyanlar efendime söyleyeyim böyle ne olduğu belirsiz tavır, bu sizin üslubunuz. Bu size çok yakışıyor. Ama ben üslubumu bu kötü üslup karşısında bile bozmuyorum. Size sadece şunu söylüyorum. Böyle alçakça bir üslupla bu meseleyi çözemezsiniz. Özlem Gürses: Sayın Babuşçu, Sayın Tekin lütfen. Kelimelerinize dikkat etmenizi rica edeceğim. Aziz Babuşçu: Ayıp denen birşey var. Siz bu üslupla nasıl konuşturuyorsunuz? Gürsel Bey'in soracağı her soruya cevap veririm. Sorel Dağıstanlı: Soru cevap şeklinde gidelim lütfen. Gürsel Tekin: CHP'nin açmış olduğu bir dava var mı? İkitelli'deki otoparkın ruhsatını kim verdi? Bu otopark kime ait? Dere ıslahını kimlere yaptırdınız? Bunları öğrenmek istiyoruz. Özlem Gürses: Çok güzel Sayın Tekin. Şimdi Sayın Babuşçu'ya söz verelim. Tü kamunun bizi izlediğini, sorumluluları bulmanın çok önemli olduğunu düşünerek Sayın Babuşçu'ya dönmek istiyoruz. Aziz Pabuççu: Konuşmayı becermesi lazım. Alçaltmakla neye varacaksınız? Biz şu anda acı yaşıyoruz. Acıyı paylaşmamız lazım. 31 kişinin arasında can dostum gitti. Dere yataklarının dere güzergahını değiştirmek suretiyle, gerek ruhsatsız bir garaj tahsis etmek suretiyle dere ıslahlarına yönelik plan çalışmalarını mahkemelere gitmek iptal ettirmek suretiyle her kim ne yaptıysa yanlıştır. Yanlışı yapan hesabını vermelidir. Yargıya hesap vermelidir. Özlem Gürses: Sayın Tekin diyor ki böyle bir dava yoktur. Varsa, ispat etsinler ben İl Başkanlığı görevimden istifa edeceğim. Doğru mu anlıyorum sayın Tekin? Gürsel Tekin: Doğru anlıyorsunuz. Bu işin sorumluları arasında CHP'li de varsa hesap soralım. Biz gündür basının karşısına çıkmıyoruz. Bugün belediye başkanı Başbakan suçladığı için konuşuyorum. Özür dilemezse kapatıyorum. Ben çocuk değilim. Özür dileyecek benden! Aziz Babuşçu: Söz aldığımda söyleyeceğim. Silivri'deki davanın açılması işçin.. Gürsel Tekin: Özür dileyeceksin! Aziz Babuşçu: Gürsel Tekin özür dilesin. Senden alacağım bir ders yok. Az bile konuşuyorum. Gürsel Tekin: Acizlik içindeler. Size yazıklar olsun! Ne kadar ayıp birşey! Ayıp size. Aziz Babuşçu: Gürsel Bey.. Gürsel Tekin bu dakikada yayından çıktı ve telefonu kapattı. Aziz Babuşçu: Gürsel Bey'in tarzını, üslübunu yeni tanımıyorum. Onunla ilgili bir kaygım yok. Çukur da diyebilirdim. Çukurun mesafesi yoktur. Biz bugün siyasi manevrayla birbirimize konuşur durumda olmamalıydık. Üslubu bizi zorluyor. Biz bugün acımızı konuşuyoruz. İster dava açılmış olsun ister başka birşey olsun kim dere yatağının değişmesine izin verdiyse, her kim ruhsatsız alana tır garajını koyduysa haksızdırç Hesabını verecektir. Somut nedir? Başbakan İstanbul'a gelmiş bölgeyi gezmiş. "Yıkım yapılması gerekiyorsa yıkım yapacağız. Sorunu çözeceğiz" demiş.
560695
Terim’e tam destek
Milli Takımlar Sorumlusu Bosna karşısında hiç de ummadıkları bir sonuç aldıklarını söyledi Kendilerini tamamen galibiyete odaklandıklarını, alınan sonucun büyük hayal kırıklığı yaşattığına dikkat çeken Kızıl, “Çok iyi oynamasak da galip gelecek pozisyonlara girdik, ancak şanssızdık. Son iki maçta az da olsa 2. olma ihtimalimiz var. Biz hâlâ inancımızı kaybetmedik. Sonuna kadar pes etmeyeceğiz” dedi. Bosna beraberliği sonrası yoğun eleştiriler alan Teknik Direktör ’e de sahip çıkan Kupası’na gidemesek bile biz hocamızla yola devam edeceğiz. Bunda çok kararlıyız. Fatih Terim bizlere büyük mutluluklar yaşattı. Bundan sonra da yaşatmaya devam edecektir. Hocamızın daima arkasındayız” dedi. Bu arada dönüşü Terim’in hemen ’a giderek dinlenmeye çekildiği ve bir hayli keyifsiz olduğu bildirildi.
560277
İtalya set vermedi!
İtalya set vermedi! 10/09/09 19:32 -FİNLANDİYA: – İTALYA: 3- Salon: Abdi İpekçi Hakemler: Gilles Gaupp (Fransa), Grzegorz Jacyna (Polonya) Finlandiya: Shumov, Esko, Sıltala, Matti Oıvanen, Ojansıvu, Sammelva (Hyvarınen, Olli, Sıvula, Mikko Oıvanen İtalya: Cernic, Bırarelli, Gavotto, Parodi, Sala, Vermiglio (Barı, Travica, Savani Setler: (25-27, 19-25, 25-27) Süre: 78 dakika (27, 24, 27)
560275
Opel'in satışına onay
Alman hükümeti tarafından mayıs ayı sonunda oluşturulan ve Opel şirketi hisselerinin yüzde 65'ini yöneten Opel-Treuhand adlı kurul, şirket hisselerinin yüzde 55'inin Magna şirketine ve bu şirketin Rus ortağı olan Sperbank'a satılmasını onayladı. Treuhand kurulunun Başkanı Fred Irwin bugün Berlin kentinde yaptığı açıklamada, Opel şirketinin çalışanlarının ekonomik çıkarına olacağını düşündükleri bir sonuca ulaştıklarına ve alınan kararın tüm tarafların çıkarına olacağına inandıklarını söyledi. Irwin ayrıca, Alman hükümetinin Opel'e destek garantisinin sadece Almanya'da oluşturulacak ''New Opel'' şirketi için geçerli olacağını, böylece Alman vergilerinin ülkede kalacağını ifade etti. Basın toplantısına katılan ve GM adına görüşmeleri sürdüren John Smith de, Alman hükümeti başta olmak üzere tüm müzakere muhataplarına gösterdikleri esnekli için teşekkür ederek, ayrıntılara açıklık getirilmesi için müzakerelerin daha süreceğini söyledi. Varılan anlaşmaya göre Magna ve Sperbank'a hisselerin yüzde 55'inin satılacağı, hisselerin yüzde 35'inin Opel'in bağlı olduğu Amerikan General Motors (GM) şirketinde kalacağı, hisselerin yüzde 10'unun da Opel çalışanlarına bildirildi. Bu konuda bir anlaşmanın bir kaç haftaya kadar imzalanmasının beklendiği, daha önce bazı önemli ayrıntılara açıklık getirilmesi gerektiği kaydedildi. Treuhand kurulu tarafından yapılan açıklamada da, Almanya'nın Rüsselsheim, Bochum, Kaiserslautern ve Eisenach kentlerinde bulunan toplam Opel fabrikasının kapatılmayacağı bildirildi. Alman hükümeti tarafından oluşturulan Opel-Treuhand kurulunda hükümet, eyalet yönetimi ve GM temsilcileri yer alıyor. Hükümet Opel'e buçuk milyar Avro'luk kredi yardımı yapmak için bu kurulun oluşturulmasını şart koşmuştu.
560919
İlkokulda boş kontenjana nakil imkanı
E-kayıtlar sonucunda fiziki kapasitesi dolmayan okullara nakil yoluyla öğrenci alınabilecek. İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 17. ve 18. maddelerinin (g) bendinde yer alan şehit ve muharip gazi çocukları ile özel eğitime ihtiyacı olan çocukların e-okul sistemiyle yerleştirildikleri ikametlerine en yakın okula kesin kayıtları yapıldıktan sonra gidecekleri okula nakillerinin gerçekleştirileceği belirtildi. Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, yazıda tanınan imkandan öğretmenlerin ve diğer çalışanların çocuklarının da yararlanacağını bildirdi.
561857
Fotoiz'den en iyi 500 kare GALERİ
Bu güne kadar gerçekleştirmiş olduğu ve büyük ilgi gören fotoğraf kamplarının ardından, üyeleri tarafından gönderilen ve yönetim tarafından seçimi yapılan 500 fotoğraf bir albüm halinde yayınlandı. Coşkun Aral, Erdal Kınacı, Doç.Dr. Özer Kamburoğlu, Ali Öz, Haluk Uygur ve Muammer Yanmaz gibi usta isimlerden amatör fotoğraf sanatçılarına kadar geniş bir yelpazede 300 fotoğrafçı bu albümde bir araya geldi. Katalog fikri nasıl doğdu? Türk fotoğrafçıların büyük bir kısmı yıllardır çektikleri fotoğrafları çeşitli paylaşım sitelerinde paylaşma imkanı bulabildi. Çok az bir bölümü ise fotoğraflarını kişisel yada kurumsal olarak açılan sergilerde görücüye çıkardı. Yıllarca verilen emeklerle elde edilen binlerce kare fotoğrafın sanal ortamlarda paylaşılmasının ötesinde bir değeri olduğu düşüncesinden hareketle Fotoiz Genel Yayın Yönetmeni Erdal Kınacı tarafından ortaya atılan katalog fikri, fotoğraf camiasından büyük bir heyecan uyandırdı. Yüzlerce fotoğraf sanatçısı bu albümde yer almak için binlerce fotoğrafı www.fotoiz.com’a gönderdi. ay süren fotoğraf toplama, değerlendirme ve baskı aşamalarının ardından “En İyi 500 Fotoğraf” albümü kitapçılardaki yerini almış oldu. Türk fotoğraf tarihinde bir ilk Fotoiz Genel Yayın Yönetmeni Erdal Kınacı yapmış olduğu açıklamada Türk Fotoğraf tarihinde bir ilkin gerçekleştiğini ifade etti. Kınacı, “Bu projeye başladığımız zaman birçok üyemiz büyük bir hevesle ve istekle katılım sağladı. Önemli sayıda fotoğrafçıdan da bu projenin gerçekleşmesinin çok zor olduğu yönünde ifadeler geldi. Ancak biz bu projeye inanmıştık ve başardık” şeklinde konuştu. Kınacı fotoğraf seçimlerinin de büyük bir titizlikle yapıldığını dile getirdiği konuşmasında şunları söyledi; “Üyelerimizden binlerce fotoğraf geldi. Gelen bu fotoğrafları tek tek büyük bir titizlikle inceledik ve albümde yayınlanmasını uygun bulduğumuz 500 fotoğrafı seçtik” Önemli bir girişim Gerçekleştirilen bu projenin önemine de değinen Erdal Kınacı; “Bu güne kadar fotoğraf paylaşım sitelerinde bu tür albüm ve katalog girişimleri gerçekleşmişti. Ancak bu girişimlerin tamamına yakını ya küçük çapta kaldı ya da başarısız oldu. Üyelerin site yönetimine güven duyması durumunda bu tür çalışmaların nasıl bir başarıyla sonuçlandığının en güzel örneği bizce bu katalog oldu. Sanal bir birliktelik gerçeğe dönüştü. Türk fotoğraf camiasına hayırlı olsun” dedi. Fotoiz Başardı Ünlü haber belgeselcisi Coşkun Aral ise albümde yer alan yazısında şu görüşlere yer verdi; “Bu albüm sanal ortamdaki sanatsal paylaşımın somut bir ürünüdür. Sanal yayıncılıktan doğan bu muhteşem fikir fotoğraf sanatını masaüstü yayıncılığa dönüştürmüş bulunmaktadır. Ülkemizin saygın ve tanınmış fotoğrafçılarından tutun da bu sanata yeni başlamış olan fotoğrafçılara kadar, geniş bir yelpazede 300 fotoğrafçı bu güne kadar böylesi bir çalışmada hiçbir zaman bir araya gelmemişti. Fotoiz bunu başardı”
561409
12:59 Economist’ten Doğan Grubu’na rekor cezası yorumu
’ten ’na rekor cezası yorumu Doğan grubuna getirilen rekor ceza, The ’in son sayısında da haber oldu. “Basını susturma girişimi midir yada basit bir kaçırma olayı mı? sorusunu soran İngiliz dergisi, “dev” ve “sersemletici” gibi ifadeleri kullandığı cezaya ilişkin ’nin vergi yasalarının “çok karmaşık” olduğu, “bir zıpkın veya bir kalkan” olarak kullanılabileceği” görüşlerine de dikkat çekti. son sayısında “Türkiye’nin en büyük grubuna dev başlığı ile yayınladığı haber analizinde “Basını susturma girişimi midir yada basit bir vergi kaçırma olayı mı? sorusunu sorarken “Kamuoyundaki bölünmüşlük sürerken Türkiye’nin ılımlı İslami hükümeti ve en büyük medya patronu arasındaki muharebe tüm hızla sürüyor” yorumunu yaptı. ile hükümet arasındaki tartışmaların, Doğan Yayın’a getirilen “sersemletici” 3.7 milyar liralık ceza ile “dramatik bir dönemece” girdiği görüşünü öne süren dergi, Türkiye’nin vergi yasalarının “çok karmaşık” olduğunu, “bir zıpkın veya bir kalkan” olarak kullanılabileceği”ni öne süren yabancı bir analistin değerlendirmesini de aktardı. Söz konusu analist, “Sayın Doğan’a karşı imtikam iddialarını doğrulayacak yeterli kanıtların bulunmadığını” da ifade etti. Buna karşın Başbakan ile Aydın Doğan arasının iyi olmadığının bilindiğini belirten dergi, Doğan grubu medya kuruluşlarının, Erdoğan’ın Türkiye’yi bir dini düzene doğru götürmeyi amaçladığı iddialarını yansıttıklarını, bu yöndeki haber ve yorumlarının hakkındaki kapatma davasında kanıt olarak gösterildiğini kaydetti. Erdoğan’ın “öfkelenerek” Doğan grubuna yönelik bir boykot çağrısında bulunduğunu da kaydeden dergi, “Sayın Erdoğan’ın, Sayın Doğan’dan, merhametin gösterilmesinin karşılığında birkaç karşıt köşe yazarını işten çıkartmasını istediği yolunda yoğun söylentiler dolaşıyor” diye yazdı. İngiliz dergisi, “Hükümetin ‘benimle uğraşırsan, seninle uğraşırım’ mesajını verdiği” savlarına da yer verdiği haberinde komplo teorisiyenlerinin, “Bunun diğer işadamlarının neden Doğan’a destek vermediğini açıkladığı” savlarına da yer verdi. “ERDOĞAN, AYDIN DOĞAN’I ÖZELLİKLE SEÇTİĞİNİ YALANLIYOR” Erdoğan’ın ise, Aydın Doğan’ı özellikle seçtiği iddialarını yalanladığını belirten dergi, AKP’nin iktidarına gelmesinden bu yana iki medya grubunun, sahipleri hakkındaki hile suçlamalarının nedeniyle el konulduğunu, bunlardan Sabah gazetesinin, Erdoğan’ın damadının yöneticilerinden biri olduğu Çalık grubuna geçtiğinde herhangi bir uygunsuzluk kanıtı bulunmamasına rağmen tepkilerin geldiğini de yazdı.
560482
MHP ‘açılımın’ hiçbir aşamasında olmayacak
lideri Bahçeli: Etnik bölücülüğün emellerine hizmet yarışına giren Başbakan, ve ’in kılavuzluğunda seferberlik başlattı Genel Başkanı Kürt açılımı konusunda ’den gelmesi muhtemel randevu ve ’de gizli oturum taleplerine kapıyı kapatarak, “Sürecin hiçbir aşamasında bulunmayız. Bu konuyu kimseyle görüşmeyiz” dedi. Bahçeli, Kürt açılımını TBMM’de açık oturumda tartışmaya hazır olduklarını kaydetti. Yazılı açıklama yapan Bahçeli, “Etnik bölücülüğün emellerine hizmet yarışına giren Başbakan’ın, ve ’in kılavuzluğunda, ile AB’nin himayesinde ihanet yolculuğunun yol haritasını topluma mal etmek için psikolojik hareket dahil kapsamlı seferberlik başlattığını” savundu. Başbakan Yardımcısı ’ın ’da konuşmasına örtülü eleştiri yönelten Bahçeli, karşısında hizaya gelenlerin, bölücü dayatmalar karşısında hazırola geçenlerin, Kürtçe ezber sözlerle hangi mihraklara şirinlik yapmaya çalıştıkları çok iyi bilinenlerin sadakat ve ihanet üzerinde fikir yürütmeleri milli vicdanda aklanmalarına yetmeyecektir” dedi. “Başbakan konunun gizli oturumda ele alınmasını isteyerek Türk milletinden neyi saklamaya çalışmakta, neden korkmakta ve utanmaktadır” diye soran Bahçeli, Erdoğan’ı dürüst ve namuslu olmaya davet ederek, şunları söyledi: PKK’nın haberi olacak “TBMM’nin kapalı oturumunda PKK’nın siyasi temsilcileri hazır bulunacak. Bu yolla PKK, İmralı ve Kandil ne konuşulduğundan haberdar olacak, buna karşılık yegane muhatap olduğu iddia edilen Türk milleti karanlıkta bırakılacaktır. MHP bunun dışında Başbakan’ın yönlendirdiği Kürt açılımı sürecinin hiçbir aşamasında bulunmayacak, bu konuyu hiçbir kimseyle görüşmeyecektir.”
561344
Mutu Abramovich'e gece kulübü teklif etti
Birinci Futbol Ligi Serie takımlarından ’da forma giyen Rumen futbolcu eski kulübü ’ye olan 17 Milyon Avro cezasına karşı Bükreş’te bulunan kendisine ait gece kulübünü vermeyi teklif etti. Rus life haber sitesinin verdiği habere göre daha önce ünlü Rus işadamı ’in sahibi olduğu Chelsea takımında oynayan ve skandallarla ün kazanan 30 yaşındaki Romen futbolcu Adrian Mutu’nun kendisinde bu kadar para olmadığını belirterek Abramovich’e, borcuna karşılık ’nın başkenti Bükreş’te bulunan kendisine ait gece kulübünü vermeyi teklif etti. Başka bir çıkış yolu bulamayan ve Abramovich’in sahibi olduğu Chelsea'ye 17 Milyon Avro ödemek zorunda olan futbolcu teklif ettiği gece kulübünün 17 Milyon Avro tutmasını ümit ediyor. Hatırlanacağı üzere Chelsea’nin, 2003 yılında Parma’dan ettiği Mutu, kullandığı ortaya çıkınca bir yıl sonra takımdan kovulmuş, daha sonra kulübüne transfer olmuştu. Olayı, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi’ne (CAS) götüren Chelsea davayı kazanmış, da Mutu’nun kulübüne 17,2 Milyon avro ödemesine karar vermişti. Öte yandan geçtiğimiz günlerde Mutu, Chelsea’ye para cezasını ödemeye imkânı bulunmadığını belirterek, alternatif çözüm yolu sunduğu bir mektup da yazmıştı.
561392
Elektrikle çalışan motorlu araçlar
'nın Poitou-Charentes bölgesindeki "Eco Mobilite" adlı yeni bir firma, elektrikle çalışan binek ve ticari araçlar imal edip pazarlıyor. "Eco Mobilite, Poitou-Charentes bolgesi yonetiminin, çevreci motorlu araçları teşvik projesi kapsamındaki firmasından biri. 10
561086
Gözyaşları içinde fuhuş itirafları..
Gözyaşları içinde itirafları..Eski geçmişte bulabilmek için yaptıklarını gözyaşları içinde itiraf etti. İki yıl önce kılık değiştiren bir muhabirle para karşılığı seks yaparken görüntüleri kameraya kaydedilen ve skandal yaratan eski Sophie Anderton, katıldığı programında geçmişine ilişkin açıklamalar yaptı. Anderton "2004 yılında bir günlük masrafım 250 sterlindi. Bu parayı bulabilmek için çok erkekle birlikte oldum. Öyle ki ertesi gün isimlerini bile hatırlamıyordum" dedi. Anderton "Elbette bütün bunlardan gurur duymuyorum şimdi" diye konuştu.
562050
Tuzla'da fabrika yangını
Yangına Tuzla, Kurtköy, Orhanlı,Tuzla OSB, Kartal, Kadıköy itfaiyesi müdahale ediyor.
561769
Fas'ta şiddetli yağışlar: ölü
Yerel yetkililer, birçok trafik kazasının meydana gelmesinin yanı sıra bazı evlerin de yıkıldığını aktardı.
561811
Sivrisineklere karşı karbondioksit tuzağı!
Ürgüp Belediyesi'nin TÜBİTAK ve Erciyes Üniversitesi'nin desteğiyle hazırladığı Ürgüp Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, TÜBİTAK tarafından desteklenen ve Erciyes Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı araştırma ekibi tarafından yürütülen proje, Ürgüp ilçesinde bulunan Seylap Deresi'nde uygulanmaya başlandı. Araştırma ekibi tarafından derede çeşitli merkezlere ''ışık tuzağı'' adı verilen karbondioksit tuzakları yerleştirildi. Karbondioksidin cazibesine kapılarak bu tuzaklara hapsolan sivrisinekler, laboratuvar ortamında incelenecek. Ürgüp Belediye Başkanı Fahri Yıldız'ı ziyaret eden Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Bölüm Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdullah İnci ile Helmintoloji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Alparslan Yıldırım, projeye ilişkin bilgi verdi. Söz konusu proje ile Orta Kızılırmak havzasında yer alan yerleşim bölgelerinde sivrisineklerden örnekler topladıklarını belirten Prof. Dr. İnci, gece karanlığında sivrisineklerin toplanıp, daha sonra laboratuvarlarda teşhis yaptıklarını, ileri teknik moleküler teşhis yöntemleriyle hangi patojenleri taşıyıp taşımadığına baktıklarını anlattı. Kayseri'de 55 merkezde sivrisinek örneklemesi yaptıklarını ve bunun dışında Kayseri çevresinde, turistik bir bölge olan Ürgüp'te böyle bir örnekleme yapma gereği duyduklarını belirten İnci, şu bilgileri verdi: ''Sivrisinek örneklerini uygun tekniklerle sahadan toplayıp, özellikle insanlarda ve hayvanlarda müşterek seyreden zoonoz ismini verdiğimiz enfeksiyon yönünden kontrol ediyoruz. Çünkü bu sivrisineklerin dişileri kan emiyor, erkekleri bitki öz suyuyla besleniyor. Dişi sivrisineklerin kan ihtiyacı yumurtlama amaçlı. Yumurtalamak için kandan elde edeceği enerjiye ihtiyaç duyuyorlar. Kurduğumuz bu tuzaklarda sivrisineklerin ışığa olan afinitesini ve canlıların çıkarmış olduğu karbondioksit teafinitelerini kullanarak sivrisinekleri topluyoruz. TÜBİTAK tarafından desteklenen bu proje kapsamında, zoonotik enfeksiyonlar yönünden sivrisinekleri kontrol ediyoruz. Sonuçları da devletin çeşitli kurumlarına rapor halinde sunuyoruz.
560762
Derbide az gol!
ile arasında oynanacak maçta iki takımın dezavantajları var. Cim-Bom sakatlıklarla, Beşiktaş ise baskısı ile boğuşuyor. Derbide 2,5 gol altı ilk seçenek 168 Hoffenheim- 1 Sezona iyi bir başlangıç yapamayan Hoffenheim, geçen yılki golcü kimliğini geride bıraktı ve rakipleri karşısında yaparak puan koparmaya çalışıyor. Bochum ise maçlarında 2’de sıfır yaptı ve kalesinde tam gol gördü. Ev sahibi üzerindeki kara bulutları dağıtmak için bu fırsatı kaçırmayacaktır. 170 Mainz-H. 1 Ligin üçüncü haftasında aldığı galibiyetiyle dikkatleri üzerine çeken Mainz, iç saha avantajını iyi kullanan bir takım. ise geçen sezonu mumla arıyor. Deplasmanda galibiyet hasretine son veremeyen konuk ekip, özellikle gol yollarında büyük sıkıntı yaşıyor. Büyük bir mücadeleye sahne olacak maçta, ev sahibi takımın galibiyeti sürpriz sayılmamalı. 172 Wolfsburg- Üst ve Bayern Münih mağlubiyetiyleriyle büyüyü bozan son şampiyon Wolfsburg kayıplarını telafi etmek için sahaya çıkıyor. Leverkusen ise ligin en golcü takımlarından biri olarak dikkat çekiyor ve Hamburg ile girdiği zirve yarışında sürpriz istemiyor. İki takımın da açık bir futbol oynamasını bekliyorum. Bu yüzden ağlar en az üç kez havalanır. 309 G.Saray-Beşiktaş Alt Milli maçlar nedeniyle lige verilen aranın ardından oynanan büyük derbide iki takımın da dezavantajları var. Galatasaray’da ’ın sakat dönmesinin ardından Arda ve ’nın da durumları belirsizliğini koruyor. Beşiktaş’ta ise akılların bir bölümü de hafta içi oynanacak maçında olacaktır. İki takımın arasındaki son maçlar bol gollü geçiyor. Fakat bu kez ekiplerin konsantrasyon eksikliği 2,5 gol altı öne çıkarıyor. 371 Ç.- 1 Hedefini Süper Lig olarak belirleyen Çaykur Rize, deplasmanında geriye düşmesine rağmen kazanmayı başardı ve zirveye bir adım daha yaklaştı. Ev sahibi takımın bu durumdayken puan kaybına tahammülü yok. Samsun ise oynadığı maçtan sadece bir puan çıkarabilidi. Ev sahibi haftanın favorileri arasında.
560921
İSMEK'e kayıtlar başlıyor
'e kayıtlar başlıyor İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitimi Kursları (İSMEK) 2009-2010 eğitim dönemi kayıtları bugün başlıyor. İSMEK'ten yapılan yazılı açıklamada, geçen yıl 123 branşta sanat ve meslek eğitim verilen kursların Ekimde açılacağı belirtildi. 2009-2010 eğitim dönemi kayıtlarının Eylül Pazartesi başlayacağı ifade edilen açıklamada, özellikle yoğun ilgi olan branşlara katılmak isteyenlerin kayıt için acele etmesi gerektiği bildirildi. Açıklamada, İSMEK'in eğitimlerinden faydalanmak isteyenlerin başvuru sırasında, kimlik fotokopilerini yanlarında bulundurmaları ve spor eğitimlerine katılacak olanlarında sağlık raporu getirmeleri gerektiği kaydedildi. Açıklamada, ayrıca kurslara geçen yıl 395 bin kişinin kayıt yaptırdığı, bunlardan 230 bini İSMEK'ten eğitim aldığı ve bugüne kadar eğitim alan toplam kursiyer sayısının 810 bine ulaştığı ifade edildi.
560673
Federer klasını gösterdi
Federer, Djokovic ile oynayacağı üst üste 22. Grand Slam yarı finali için “Benim kariyerimdeki en büyük rekorlardan birisi” dedi.İsviçreli yıldız tenisçi, bu sezon 3. kez karşılaştığı Robin Soderling’e çeyrek finalde 3-1 üstünlük sağladı, Açık’ta yarı finale yükseldi Teniste sezonun 4. ve son ’i olan Açık’ta tek erkeklerin favori ismi Roger Robin Soderling’i 3-1 mağlup ederek, adını yarı finale yazdırdı. Bu yıl ’a üst üste 6. şampiyonluk hedefiyle gelen İsviçreli raket, saat 33 dakika süren heyecan dolu karşılaşmada rakibini 6-0, 6-3, 6-7(6-8) ve 7-6(8-6)’lık setler sonunda yenmeyi başardı. Böylece bu sezonki üçüncü Federer-Soderling randevusundan da İsviçreli raket galip ayrılmış oldu. Federer, Soderling’i Roland Garros finalinde ve 4. turunda aynı skorla 3-0 mağlup etmişti. Arka arkaya 22. Grand Slam yarı finaline yükselme başarısı gösteren İsviçreli tenisçi, İspanyol Fernando ’yu 7-6 (7-2), 1-6, 7-5 ve 6-2’lik setlerle 3-1 yenen Novak ’in rakibi oldu. Federer, ABD Açık’ta hem 2007 finalinde hem de 2008 yarı finalinde rakibini korttan eli boş yollamıştı. Williams’lar tam gaz Tek bayanlarda Belçikalı Yanina Wickmayer, ’dan Kateryna Bondarenko’yu 7-5 ve 6-4’lük setler sonunda 2-0, Danimarkalı Caroline Wozniacki ise, ABD’li Melanie Oudin’i 6-2’lik iki setle 2-0 yenerek, yarı finalde birbirleriyle eşleşti. Öte yandan Serena- kardeşler, çift bayanlar yarı finalinde Rus Alisa -Ekaterina Makarova ikilisini 7-6(7-4), 3-6 ve 6-2’lik setlerle 2-1 mağlup ederek, finale çıktı.
560572
AK Parti ve CHP İstanbul'da darbeye karşı ittifak yaptı
İstanbul İl Genel Meclisi'nde CHP'li ve AK Partili üyeler darbelere karşı ittifak yaptı. Gündem dışı söz alan CHP İstanbul İl Genel Meclisi Üyesi Ali Demir, "Darbelerin sorgulanması için hep birlikte mücadele etmemiz gerekAskerî ihtilallerde halkın tepkisizliğinden yakınan Demir, "İnsanlar alınıp götürülüyor, yuvaları dağılıyor ve işlerinden oluyorlar. Biz diyoruz ki, eğer ihtilaller yanlış ise insanlar zaman sokağa dökülmeli. Cesur olmalılar. Eğer Başbakan Menderes'in Eskişehir mitingindeki halk tutuklandığında sokağa dökülseydi Menderes hak etmediği cezai müeyyidelerle karşılaşmayacaktı. Ama maalesef bunu yapmıyoruz, askerî darbeleri içimize sindiriyoruz. Asker hepimizin askeridir ama Allah'ın verdiği canı ancak Allah alır. Tanklar, tüfekler yanlış işlerdir." dedi.Toplantıda söz alan AK Parti Grup Sözcüsü Kamil Çakır da, "Bu ülkede her 10 yılda bir darbe yapıldı. Bu ülke nerelere geldi hep beraber gördük, çocuklarımız okullarda, insanlarımız sokaklarda ve işyerlerinde nelere maruz bırakıldı. Buna şahidiz ve onların şimdi hepsi, yaşayanlar Silivri'de hesaplarını veriyorlar ve verecekler de..." ifadesini kullandı.Çakır, CHP kanadına dönerek Demir'in yaptığı konuşmayla ilgili olarak, "O konuda sizinle beraberiz." dedi. Darbelere karşı duruşa başka üyelerden de destek geldi.CHP grubu, Eylül 2009 Pazartesi günü 12 Eylül 1980 darbesinin baş mimarı Kenan Evren'in adınıniyor." dedi. 27 Mayıs darbesi sonrası Başbakan Menderes'in idam edildiğini hatırlatan Demir, "Eğer halk dönemde tepkisini ortaya koyabilseydi Ergenekon tarzı yapılar ortaya çıkmayacaktı." ifadesini kullandı. AK Parti Grup Sözcüsü Kamil Çakır da, bu ülkede her on yılda bir darbe yapıldığını belirterek "Artık bunlar geride kaldı. Şimdi Silivri'de hesap veriyorlar." diye konuştu. İstanbul İl Genel Meclisi'nin eylül ayı üçüncü gün oturum toplantısında söz alan Ali Demir, askerî darbeleri destekleyenlerin tüylerini ürpettiğini anlatarak, şöyle konuştu: "12 Eylül döneminde bürokrattım, ne çektiğimi bir ben bir de Allah biliyor. dönemde tuttuklarını alıp götürdüler. Önce çay ısmarladılar. Baktılar, arkasından kimse tepki göstermiyor, içeri attılar. Kimisi faili meçhul olup gitti, kimileri idam edildi. Yaşı reşit olmayanlar Adlî Tıp'tan reşittir raporu alınıp idam edildi." kamu alanlarından silinmesine yönelik İl Genel Meclisi'ne önerge vermişti. AK Parti grubu ise sadece Kenan Evren'in adının değil, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerine katılanların isimlerinin desilinmesini teklif etti. Teklifler oybirliği ile kabul görmüştü.
561023
Diyarbakır'da Gözaltı
Diyarbakır'da Gözaltı Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Genel Sekteri ve Kayapınar Belediye Başkan Yardımcısı'nın da aralarında olduğu kişi gözaltına alındı. KCK operasyonu kapsamında, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Genel Sekteri ve Kayapınar Belediye Başkan Yardımcısı'nın da aralarında olduğu kişi gözaltına alındı.
561295
Piyasalarda güven sağlandı mı?
Hazine Bakanı Timothy Geithner, finansal piyasalarda güvenin sağlandığını, dolayısıyla hükümete daha az ihtiyaç olduğunu söyledi. Geithner, Hazine'nin 700 milyar dolarlık Sorunlu Varlıkları Kurtarma Programını (TARP) denetleyen Kongre İzleme Kurulu'nda yaptığı konuşmada, ekonominin halen sorunları bulunmasına rağmen, "çöküşün eşiğine" geldiği bir yıl önceye göre daha iyi durumda olduğunu belirtti. "Yeni bir safhaya girdiğimiz için finansal sistemde uygulamaya koyduğumuz olağanüstü desteklerin bir kısmını azaltmaya başlamalıyız" diyen Geithner, gerçek düzelme başlamadan önce halen önlerinde uzun bir yol olduğunu, büyümenin sağlam biçimde yoluna girmesi için teşvik önlemlerini uygulamayı sürdürmenin gerekli olabileceğini ifade etti. Ekonominin halen, "kabul edilemez yükseklikteki" oranı, zayıf mortgage piyasası, ticari gayrimenkul yatırımlarının finansındaki sıkıntı ve küçük işletmelere uygulanan sıkı kredi koşulları gibi tekrarlayan sorunları olduğuna işaret eden Geithner, "Bu koşullar gözönüne alındığında düzelmenin, inişli ve çıkışlı olmaktan çok kademe kademe olacağı tahmini gerçekçi. İnsanların klasik hatası çok erken zafer ilan etmek" diye konuştu. Geithner ayrıca, sermaye desteği alan ve şimdiye kadar 70 milyar dolardan fazla ödeme yapan bankaların, 12 ila 18 ayda 50 milyar daha ödeyeceğini sözlerine ekledi. Bu arada Beyaz Saray, Başkanı Barack Obama'nın pazartesi günü New York'ta finansal krizle ilgili bir konuşma yapacağını açıkladı. Pazartesi günü aynı zamanda 'li yatırım bankası Lehman Brothers'ın çökmesinin ve finansal krizin bütün dünyada hissedilmeye başlamasının yıldönümüne denk geliyor.
561864
'Genel hayata etkili afet' alanı ialn edildi
Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir yaptığı yazılı açıklamada, ''söz konusu kararla, kesin hasar tespit çalışmaları sonucunda vatandaşların konut ve iş yeri bazındaki yapısal hasarları ve belediye ile özel idare alt yapı hasarlarının devletçe karşılanacağını'' bildirdi. Demir, bu süre zarfından afetten etkilenen vatandaşların geçici barınma ve iskanları ile iaşelerinin de devletçe karşılanacağını belirtti. Kararın, 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirler ile Yapılacak Yardımlara Dair Kanun çerçevesinde alındığını kaydeden Demir, ''Can ve mal kaybının yaşanması, altyapı, konut ve iş yerlerinin bir kısmının hasar görmesi dolayısıyla böyle bir karar aldık. Teknik ekiplerin oluşturacağı hasar tespit raporları ve su taşkınlarından kalan alanlarla ilgili kurum ve kuruluşların yapacağı araştırma ve incelemeler sonrasında gerçek durum ortaya çıkacak'' diye konuştu. GÜLER DE AÇIKLADI İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul ve ilçelerinde etkili olan selin Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir'in onayı ile ''genel hayata etkili afetler'' kapsamında değerlendirilmesinin kararlaştırıldığını bildirdi
561628
Celalettin Kolot: Başkanlığa adayım...
Başkanlığa adayım... Kulübü’nün Ocak 2010’da yapılacak olağan seçimli genel kurulu öncesi eski yönetici "Eğer ile seçimlere girmezsem, başkan adayı olarak gireceğim" dedi. Kolot’un ’da katıldığı programda yaptığı açıklamalar, "www.radyospor.com" adresli web sitesinde de yayınlandı. Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören’in, kendisine yöneticilik teklif ettiğini bildiren Kolot’un açıklamalarında yer alan ifadeler şöyle: "Futbol şubesini vereceğini söyledi. Bu görevi kabul etmem için verilmesi gerekir. Bayramdan sonra oturup konuşacağız. Eskisi gibi olursa görevi kabul etmem. 1,5 yıl önce açıkladım (başkan adaylığını). Sözümün arkasındayım. Eğer Yıldırım Demirören ile seçimlere girmezsem, başkan adayı olarak gireceğim. Beşiktaş’a hizmet etmek istiyorum." Kolot, eski yöneticilerden Murat Aksu’nun gündeme gelen başkan adaylığı hakkında, "Seçimlere 4-5 ay kala birilerinin çıkıp adaylığını açıklamasını doğru bulmuyorum. Yıllarca sessiz sedasız dışarda durup, yanlışları ya da doğruları hiç dile getirmeden seçimlere başkan adayı olarak girmek doğru değil. Demek ki tek düşünce Beşiktaş’a başkan olmak" diye konuştu. Celalettin Kolot, ’nın Beşiktaş’a transferiyle ilgili ise "Tabata artık Beşiktaş’ın futbolcusu. Ben olsaydım bu transfere izin vermezdim. Bu kadar büyük paralara daha iyi oyuncular alınırdı" değerlendirmesini yaptı.
560767
Postmodern totalitarizm
Daktilonun başına geçtiğimde düşündüm; ’da yaşanan seli ve dünyada sel felaketlerinin yol açtığı ekonomik hasarları mı yazsam, yoksa doların aniden değer kaybetmeye başlamasını mı? Malum, birdenbire 1.38 düzeyinden 1.46 düzeyine geldi. Yahut da yılın ikinci çeyreğinde oluşan yüzde 7’lik daralmayı mı değerlendirsem?.. Hepsinden vazgeçtim. Bu hafta dünyada eşi benzeri olmayan olaylar oldu. Önce ’na yeni bir daha geldi. Böylece ’a gelen cezalar (5 milyar TL’ye yaklaşarak) servetini geçti. Düşünün bir kere; Maliye bir vergi rekortmenine vergi kaçırdın diyor ve servetinden fazla vergi cezası kesiyor! Şoke edici değil mi? Servetten büyük cezanın nedeni Peki bu haksızlık neden yapılıyor? Kimine göre ’nun mühendisliği yapması Başbakan’da rahatsızlık yaratmış. Fakat buna itirazlarım var. Birincisi, bu doğru olsa da hiçbir Başbakan duygusal davranamaz. Tarafsız ve hukuka uygun hareket etmek zorundadır. Kaldı ki, Doğan gazetelerinin köşe yazarlarının neredeyse yarısı sözde demokratlık kisvesi altında hükümet destekçiliği yapıyor. Üstelik güçlü bir iktidar medyadaki eleştirileri hoşgörüyle karşılar. Demokrasi bunu gerektirir. Kimine göre, Doğan’ın geçmişte iktidarlarla ilişkiye girmesi Başbakan’da rahatsızlık yaratmış. Peki, Başbakan Erdoğan işadamlarının hepsine mesafe koydu da biz mi görmedik? Yahut iktidarla ilişki içinde olmaya çalışmayan işadamı mı var? Neredeyse hepsi Başbakan’ın ya da Cumhurbaşkanı’nın uçağına binmek için kuyrukta bekliyor! Bunların kimi eski kodamanlar, kimisi de ’nin kendi yarattığı takkeli kodamanlar. Beni bu hafta ürperten bir başka gelişme de yargıya müdahale hazırlıkları. ’nda, AB’ye uyum adına, değişiklik yapılıyor. İşin doğrusu, bakan ile müsteşarın kuruldan çıkması. AB de bunu istiyor. Fakat hükümet onları tuttuğu gibi, kurulu genişletip yeni üyelerin Meclis tarafından atanmasını getiriyor. Yargıyı siyasallaştırma çabası Oysa, ’da meclisler hâkim atarken, siyasal kimliklerine bakmaz. Kaldı ki, bürokratların çoğu iktidar değişikliğiyle yerinden olmaz. Bizde bir parti iktidarı eline geçirdi mi, odacıları bile değiştirmeye kalkar. Kendinden olmayanları ülkenin ücra yerlerine sürer. Bu yeni düzenlemeyle Meclis’te çoğunluğu olan iktidar partisinin hâkimler üzerinde nasıl bir güce sahip olacağını herkes biliyor. Örneği de var. (Geçenlerde yayımlanan, Turan Güneş’in “Türk Demokrasinin Analizi” kitabında okudum.) 1961 Anayasası’ndan önce üyeleri Meclis tarafından seçildiği için hemen hepsi Meclis koridorlarına dökülürmüş. Bir hâkim için ne kırıcı, değil mi? 1961 Anayasası ise ’nin hâkimler üzerinde kurduğu bu baskıyı kaldırmaya çalışmış. Bugün ’de kimi hâkimlerin ne derece yetersiz (hatta kiminin taraflı) olduğunu gözlemlememe, son zamanlarda yazılarımda dile getirdiğim gibi, medyanın da çok sorunlu olmasına rağmen demokrasi açısından her ikisine de müdahale yanlıştır. Doğru, 24 Nisan demokrasiye karşı postmodern bir müdahaleydi. Fakat bunun karşılığında orduyu hırpalamak demokratlık olmadı. Kabahat olan müdahale, kurum değil. Üstelik yargıyı ve medyayı sindirmek tam anlamıyla postmodern totalitarizm oluyor. Bilmem yeşil manşetin altında yazanlar buna ne diyecek?
561805
Bu yollarda sel riski yok!
ABD’li astronomlar gezegen ve uydularının aralarındaki çekim alanlarının daha hızlı ve ucuz seyir sağlayacak koridorlar oluşturabileceğini belirledi. Uzay araçlarının bu manyetik koridorlarda yolculuğunu simüle eden ekip, kıvrımlı ve düşük anerjili bu patikaların haritasını çıkaracak. Başkayan proje çerçevesinde gezegen ve uyduları arasındaki çekim alanları tespit edilip enerji yoğunlukları ölçülmeye çalışılacak. Buna bağlı olarak bazı koridorlaraki çekim alanlarından faydalanarak uzay raçlarının daha hızlı ve az yakıt tüketerek seyretmesi sağlanabilecek. Bu koridorlar Lagrange noktası olarak bilinen ve iki cismin birbirine uyguladığı çekim kuvvetinin tam eşitlendiği noktaların birleşmesinden oluşuyor. Virginia Tech Üniversitesi’nden Prof. Shane Ross, bu denge noktalarında çekim enerjisinin çok düşük olduğunu, bu sayede oradan geçen biruzay aracının daha az yakıtla daha hızlı gidebileceğini söyledi. Ross şöyle devam etti: “Bu ‘düşük enerji alanlı tüpler’ oldukça dar başlıyor ancak ilerledikçe genişleyip çatallanabiliyor. Bu yolu takip ettiğinizde yakıt sarfiyatı 10’da birine düşebilir. Örneğin Jüpiter’in uyduları arasında bedavaya dolaşmak mümkün.”
560740
Baba inşaatta çalışıyor halterci kızı rekortmen
Şaziye Okur'un inşaatçı babası şimdilerde krizden etkilenmiş işsiz biri. 10 yaşında Ankara Keçiören'de haltere başlayan Şaziye Okur, okulunu bırakmak zorunda kaldı. Keçiören'de kirada oturan Okur ailesinin geçimini, inşaatlarda kalıpçı işçisi olarak çalışan baba ismet Okur sağlıyor. Kızının başarısı için çalıştığını belirten İsmet Okur, "Kızım için her şeyi yaparım. Bazen gündelikçi bazen de götürü usulü olarak inşaatlarda çalışarak evimizin geçimini sağlamaya çalışıyorum. Önemli olan ekmek paramazı kazanmak. Kızım hep ev alacağını söyler. Bu nedenle ödüllerini biriktiriyor. Bizim için önemli olan, onun sağlıklı spor yapmasıdır." diye konuştu. İlköğretim okulunu bitirdikten sonra liseye kayıt yaptıran Şaziye Okur, antrenman ve milli takım kampları nedeniyle lise birinci sınıfta okulu bırakmak zorunda kaldı. Lise bitirme sınavlarına dışarıdan giren Şaziye Okur'un hedefi liseyi bitirip üniversiteye girmek. Ailesinin kirada oturması nedeniyle kazandığı ödüllerden bir ev almayı düşünen milli halterci, "Ailem benim için her türlü fedakârlığa katlanıyor. Ben de kendilerini mahcup etmiyorum. Babam inşaatlarda çalışıyor. Bu, utanılacak bir durum değil. Hem kendimi hem de ailemi kurtaracağım." dedi.
561467
Şimşek, çeyrekte büyüme bekliyor
Şimşek, Almanya'nın Plön kasabasında düzenlenen Küresel Ekonomi Sempozyumunda, AA muhabirinin son ekonomik büyümeye ilişkin sorusu üzerine, Türkiye'nin dünya ekonomisinin beklentilerinin üstünde bir ekonomik toparlanma içinde olduğunu belirterek, bu pozitif sürecin önümüzdeki dönemde daha da güçleneceğini ifade etti. Türkiye ve dünya ekonomisinde en kötü dönemin geri kaldığının altını çizen Şimşek, Türkiye'nin hane halkının diğer ülkelere göre daha güçlü konumda bulunduğunu, bu nedenle küresel krizden hızlı bir şekilde çıkma ihtimalinin de yüksek olduğunu kaydetti. Bakan Şimşek, bundan sonraki aylarda ekonomik toparlanmanın kendisini göstereceğini ve 4. çeyrekte de pozitif büyüme olarak ortaya çıkacağını tahmin ettiklerini vurguladı.
560421
Bugün dikkat edin!
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü Türkiye'nin büyük bir bölümünde sağanak ve gökgürültülü sağanak şeklinde görülecek olan yağışların, Marmara'nın doğusu (İstanbul, Yalova, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ, Balıkesir, Kırklareli, Bursa ve Bilecik) ve Bolu, Düzce, Karabük, Zonguldak, Bartın çevreleri ile gece saatlerinden sonra Rize ve Hopa çevrelerinde kuvvetli olacağı tahmininde bulunuyor. Kızılay ikaz etti Türk Kızılay'dan yapılan açıklamada, yurttaşların sel öncesinde dere yataklarına otomobillerini park etmemesini, bir karış dahi olsa sel sularında yürünmemesi ve sel sonrası evlerin içindeki hasarı tespitinde, gaz kaçaklarını düşünerek da düşünerek çakmak ve mumla değil, pilli el feneri kullanılması, selin taşıdığı yiyecekler ve sel sularından uzak durulması ikazında bulundu. Bir karış su dahi sizi düşürebilir Sel sırasında ise yurttaşların hiçbir zaman akan sel sularına yürümemesini isteyen Kızılay, sel sularına otomobille girilmemesi, aniden sel suları ile karşılaşılması durumunda geri dönülmesi veya yüksek yerlere kaçmasında ikaz etti. Türk Kızalay, "Bir karış yükseklikteki sel suyu dahi ayaklarınızı yerden kesip sizi düşürebilir" dedi. Otomobil etrafında suların yükselmeye başladığında ise derhal otomobiin terk edilip, yüksek yerlere kaçılması gerektiğinin altını çizen Kızılay, şu uyarılarda bulundu: "Ani seller iri kayalar yuvarlayabilir, sel suları 3-6 metre yüksekliğe ulaşabilir, öldürücü çamur ve dağ kalıntılarını bebaresinde getirir. Ani sellerde, en küçük bir işaret ve uyarıda hızla yükser yerlere kaçın. Gereksiz yere telefon kullanmayın. Size bağımlı kişileri ve engellileri unutmayın. Dibi görünmeyen sel sularına girmeyin, su birikintilerinin çevresinde, mazgalların etrafnıda, kuru vadi gibi yerlerde durmayın. Kestirme yolları değil, önceden belirlenmiş kaçış yollarını kullanın. Kopmuş elektrik telleri ile temas halinde olabilecek su birikintilerinden, bahçe çitleriden, ağaçlardan ve diğir ıslak cisimlerden uzak durun." Gaz kaçaklarını fenerle kontrol edin Kızılay'ın sel sonrasında ise yurttaşları, zehirli madde içerme ihtimaline karşı, sel sularından uzak durulmasını istedi. Sel suları çekilmeden, tehlikenin geçmiş olmayacağını belirten Kızılay, merak etmek için afet bölgesine gidilmemesini vurgulayarak, yurttaşlardan şu uyarılara uymasını istedi: "Bina içlerini araştırırken, gaz kaçaklarına karşı, meşale, çakmak ve mum gibi aydınlatma araçları yerine ışıldak, veya pilli fener kullanın. Su altında kalmış elektrik kabloları ve elektrikli araçlar olup olmadığının kontrol edilmesini bekleyin. Kopmuş hiçbir kabloya dokunmayın. Suyun içinden gitmek zorundaysınız, durgun sudan yürüyün. Selden etkilenmiş yiyecekleri, sel suları ile taşınmış sebze ve meyveleri yemeyin. Sel suları ile evinize taşınabilecek olan kimyasal maddeler ve zehirli yılanlara dikkat edin." Derelerin durumu Tüm yurdu etkisi alan yağışlardan hiç şüphesiz en çok İstanbul etkilendi. İstanbul'da uzunluğu 603 kilometreyi bulan irili ufaklı tam 68 dere var. Bu derelerinin yarısının ıslahı tamamlandı. Ancak kalan yarısı kent sakinleri için özellikle de bu derelerin yataklarında oturanlar için ciddi risk oluşturuyor. İstanbul'daki derelerden 36'sı her yağmurda risk oluşturuyor. Bazıları neredeyse her yağmurda taşıyor. Bağcılar Tavukçu Deresi, Kadıköy Çamaşırcı Deresi ve Zeytinburnu Çırpıcı Deresi gibi. Bazıları ise her zaman taşmıyor ama taştığında hem ölümlere neden oluyor. Hem de ekonomiye ciddi zararlar veriyor. Ayamama Deresi en önemleri arasında. Başakşehir İkitelli, Halkalı, Çobançeşme ve Ataköy yolunu İzli Dere yatağındaki ve çevresindeki fabrika ve konutların pisliğini de taşıyor. Ayamama'nın yılda 200 milyon metreküp kirli suyu Marmara'yla buluşuyor. En son 15 yıl önce de taşan Ayamama, bu kez de 24 can aldı. Milyonlarca liralık zarar neden oldu. Belediye dere ıslahı için defa ihale yaptı. Ama her seferinde ihaleler iptal edildiği gerçeği ve belediyenin ve İSKİ'nin kendi imkanlarıyla yaptığı çalışmaların yetersizliği, Eylül sabahı gözler önüne serildi. Ayamama Deresi'nin ıslah maliyetinin 300 milyon lirayı bulabileceği tahmin ediliyor. Taşması muhtemel dereler Cendere Deresi de her zaman taşmıyor. Ama onlarca büyük fabrikanın yer aldığı dere taştığında Ayaağaköyü ve çevresinde can pazarı yaşanıyor. Fabrikalardaki işçileri kurtarmak kimi zaman mümkün olmuyor. İstanbul'da bir de her an taşma riski taşıyan dereler var. Beykoz Tokatköy Deresi, yıl önce taştı. Deredeki, Akbaba, Tokatköy ve Ortaçeşme'de dere yatağındaki çok sayıda ev, okul ve fabrika sular altında kaldı. Beykoz ormanlarından gelen su her zaman büyük risk oluşturuyor. Tuzla'yı çevreleyen dere de oturanların korkulu rüyası. Kayış Dağı'ndan başlayıp, Bostancı'ya uzanan Çamaşırcı deresinin ıslahı için çalışmalar sürüyor. Şiddetli yağışlarda her zaman su basan ev ve işyerleri kayda geçiyor. Uzun zamandır sessiz duran Ümraniye'den Anadolu Hisarı'na doğru akan Göksu Deresi'de ıslah edilen ancak ciddi risk oluşturan bir dere. Özelikle iç kesimlerindeki kaçak yerleşim yerleri dikkat çekiyor.
562079
ABD 11 Eylül kurbanları anıldı
Dünya Ticaret Merkezine yönelik terör saldırılarında yerle bir olan İkiz Kulelerden kalan ''Sıfır Noktası''nda inşaatın devam etmesi nedeniyle, bu yıl sekizincisi düzenlenen tören için, geçen yıl olduğu gibi yine, enkaz alanının hemen yanında bulunan Zuccoti Parkı seçildi. Tören, Dünya Ticaret Merkezinin 11 Eylül saldırılarında yer yer yırtılan Amerikan bayrağının New York polis bandosu tarafından sahne alanına getirilmesi, ardından Amerikan Marşının çalınmasıyla başladı. New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg, ilk uçağın Kuzey Kulesine çarptığı yerel saatle 08.46'da (TSİ 15.46) çalınan çanın ardından töreni izleyen herkesi bir dakikalık saygı duruşuna davet etti. İkinci uçağın Güney Kulesine çarptığı saat olan yerel saatle 09.03'te terör kurbanlarını anmak için yine çanlar çalındı ve saygı duruşunda bulunuldu. İkiz Kulelerin çöktüğü 09.59 ve 10.29 saatlerinde de çanlar bir kez daha çaldı ve yine bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Rüzgarlı, soğuk bir hava ve sağanak yağışın altında yapılan törene New York Belediye Başkanı Bloomberg, New York Valisi David A. Paterson, New Jersey Valisi Jon S. Corzine, New York'un eski belediye başkanı Rudolph W. Giuliani ve eski New York Valisi George Pataki katıldı. 11 Eylül saldırılarında sevdiklerini kaybeden New Yorklu aileler, çocuklarıyla birlikte ellerinde sevdiklerinin ve yakınlarının fotoğrafları ve terörü kınayan pankartlarla tören alanını doldurdular. Pek çoğu ellerinde şemsiyelerle gözleri yaşlı sessizce töreni izliyor. Tören, terör saldırılarında hayatlarını kaybeden 2.752 kişinin isimlerinin okunmasıyla devam ediyor. İsimler, aralarında yakınlarını kaybedenler, terör saldırısından kurtulanlar, gönüllü kuruluşların ve çeşitli ülkelerin temsilcilerinin bulunduğu ikişerli gruplar halinde alfabetik sırayla okunuyor. Törende isim okuyan yakınlar zaman zaman çok duygulu konuşmalar yapıyor ve terörü kınıyor. Törenin isimlerin okunmasıyla yaklaşık saat kadar daha devam etmesi bekleniyor. Bu arada kentte sabahın erken saatlerinden beri güvenlik önlemleri artırıldı ve tören alanının yapıldığı yerlerin bir bölümü trafiğe kapatıldı.
562109
Sel mağdurları 'afetzede' sayılacak
Sel mağdurları 'afetzede' sayılacakVali Güler sel felaketi, "Genel Hayata Etkili Afetler" kapsamına alındığını açıkladı İstanbul Valisi Muammer Güler, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir'in 10 Eylül tarihli onayı ile İstanbul ve ilçelerinde meydana gelen selin ''genel hayata etkili afetler'' kapsamında değerlendirilmesinin kararlaştırıldığını bildirdi. Güler, İstanbul Valiliği Afet Yönetim Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, kentteki hava durumu, alınan önlemler ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. İstanbul ve ilçelerinde hafta başından itibaren yoğun bir yağış dönemi yaşadığını, mevsim normallerinin çok daha üst düzeyinde, neredeyse bir yılda alınan yağışın 3'te biri kadar yağışın saatlik sürede düştüğünü belirten Güler, bir günde metrekareye Çatalca'da 205, Silivri'ye 200 ve İkitelli'ye 181 kilogram yağış düştüğünü, bunun da yaşananların ne denli doğal afet sınırları içinde olduğunu gösterdiğini anlattı. Küresel ısınmayı, dünyanın yaşadığı diğer sorunların yavaş yavaş su yüzene çıkması gibi değerlendirdiğini ifade eden Güler, Türkiye'nin ve benzeri ülkelerin bulunduğu konum itibarıyla önümüzdeki dönemde de böyle yağışların beklendiğini dile getirdi. Güler, meteorolojinden alınan bilgiler doğrultusunda, bu akşam saatlerinde başlayacak yağışın yarın da etkisini artırarak sürdüreceğini belirterek, kriz merkezinin 24 saat esasına göre çalışmalarını sürdürmeye devam edeceğini söyledi. ''Maalesef daha önce alınan yağış miktarına yakın yağış olacak, tedbirleri buna göre düzenledik'' diyen Güler, bu tip afetlerde idareye düşen görevin, afetin hangi sebepten meydana geldiğini belirlemek, acil müdahale ile can ve mal güvenliğini koruyacak tedbirleri almak olduğunu kaydetti. Güler, ''Devletin bütün kurumları bu sel afetinde etkin müdahaleyi gerçekleştirebilmişlerdir. Böylesine büyük bir afette daha büyük kayıpların yaşanması önlemmiştir. Ölüm olaylarında doğrudan selle ilgisi olmayabilecek ya da bu kadar sayı kapsamayacak sayılar gerçekleşti, bu da üzüntümüzü artıran bir neden'' diye konuştu. Çatalca merkez ve köylerinde gerekli tedbirlerin alındığını, 10 bin dekar tarım alanı ile 200 evin zarar gördüğünü, 30 evin yıkıldığını ve bazı vatandaşların da geçici barınma merkezlerinde kaldığını belirten Güler, Çatalca'da 240 küçükbaş hayvan ve 30 atın telef olduğunu bildirdi. Güler, hem Çatalca hem Silivri hem de merkezdeki hasar durumundan sonra oluşturulan 44 hasar tespit komisyonunun çalışmalarını sürdürdüğünü, faaliyetlerin Cumartesi ve Pazar günü de devam edeceğini kaydetti. İstanbul ve ilçelerinde meydana gelen afetin Bayındırlık ve İskan Bakanı'nın 10 Eylül tarihi onayı ile ''genel hayata etkili afetler'' kapsamında değerlendirilmesinin kararlaştırıldığını belirten Güler, ''Yani İstanbul'da yaşanan bu sel afeti genel hayata etkili bir afet olarak tanımlanmış ve onaylanmıştır. Bunun anlamı şudur: Hem 7269 sayılı Kanun hem de bununla ilgili afetlerin genel hayata etkilerine ilişkin yönetmelik gereğince yapılacak hasar tespit işlemleri sonucunda, afetten dolayı ağır ve orta derecede hasar gören konut ve iş yerleri ile bundan sonra yapılacak incelemelerde aynı oranda etkilendiği tespit edilenler de afetzede olarak tanımlanacak. Bu doğrultuda gerekli kanuni işlemler uygulanacak.'' Silivri'de 900, Selimpaşa'da yaklaşık 700 evin su altında kaldığını, binanın yıkıldığını, 150 otomobilin denize sürüklendiğini ve bazı küçük teknelerin battığını belirten Güler, şehir içinde 20'ye yakın otomobilin sel sularına kapıldığını anlattı. Bazı okulların, sağlık ocaklarının ve hastanelerin su altında kaldığını, D-100 karayolunun Selimpaşa-Edirne istikametinde de yer yer bozulmalar olduğunu kaydeden Güler, Çatalca'da bazı köprülerin yıkıldığını, zarar gördüğünü ifade etti. Güler, İstanbul Valiliği koordinesinde 1. Ordu Komutanlığı, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Karayollları 1. ve 17. Bölge Müdürlüğü, büyükşehir ve ilçe belediyeler, Kızılay ve özel sektörün bütün birimleriyle müdahale edildiğini, halen de temizleme, iş yerlerindeki araçların çekilmesi çalışmalarının yoğun bir şekilde devam ettiğini belirtti. İstanbul'da meydana gelen afette Basın Ekspres Yolu'nun devre dışı kaldığını ve gelen büyük taşkının ağırlıklı olarak TIR garajında ve iş yerlerinde taşkınları beraberinde getirdiğini vurgulayan Güler, bununla ilgili düzenleme çalışmalarının devam ettiğini söyledi. -''5 BİN KİŞİ ÇALIŞACAK''- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın İşsizlik Sigortası Fonu'ndan oluşturduğu Toplum Yararına Çalışma Programı desteği olduğunu anımsatan Güler, şöyle konuştu: ''Şimdiye kadar okullar ve diğer kurumlarda uyguluyorduk. Bu kapsamda 2009 yılı sonuna kadar bize tahsis edilen kaynaktan ayrılan 17 milyon liradan yaklaşık bin kişiyi, meydana gelen hasarları bir an önce giderebilmek, normal hayata dönüşü sağlamak amacıyla büyükşehir ve ilgili belediyelere alt yapı çalışmaları, çevre temizliği, vadi ve erozyon engelleme çalışmaları için hazırlayacakları projelerde kullanılmak üzere bin kişiyi yıl sonuna kadar çalıştıracağız. Belli bir ücret karşılığında İŞ-KUR'a kayıtlı kişilerden çalıştıracağımız kişilerle bu hasarın giderilmesi için de önemli bir kaynak yaratmış olacağız.'' -''BU ÖNEMLİ BİR AFETTİR''- Yaraların sarılması için elbirliği içinde çalışmaları sürdürdüklerine dikkati çeken Güler, ''Bu önemli bir afettir. Zamanla yaraları sarma, sabırla, anlayışla felaketin bir an önce zararlarının giderilmesi için el birliği ile çalışılmalı'' dedi. Afetin yol açtığı zararlarla ilgili alt yapı ve teknik destek gibi konularla ilgili değerlendirmelerin de yapılacağını ancak günün yaraların acilen sarılması günü olduğunu ifade eden Güler, valilik olarak acil müdahale anlamında her türlü tedbiri uygulamak zorunda olduklarını kaydetti. Olayın ardından havadan ve botlarla en üst düzeyde müdahale sağlandığını belirten Güler, selde kurtarılmayı bekleyen herkese ulaşıldığını, bütün vatandaşlara bizzat müdahale edilerek selin içinden alınmalarının sağlandığını söyledi. Müdahalede Türk Silahlı Kuvvetleri'nin acil müdahale ekiplerinden ve personelinden de yararlanıldığını dile getiren Güler, ''Bu sel durumunda yapılması gereken iş acilen bu müdahaleyi sağlamaktır, gerekli çalışmalar mümkün olan en azami oranda yapılmıştır'' diye konuştu. -YARIN ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER- İstanbul Valisi Muammer Güler, yarın alınması gereken önlemlere de değinerek, sözlerine şöyle devam etti: ''Sağanak ve gök gürültülü sağanak şeklinde görülecek yağış, cumartesi etki alanı ve şiddetini artıracağı bilindiğinden, taşkınlara karşı riskli durumda bulunan, daha önce de ev ve iş yerlerinde su baskınlarına maruz kalan vatandaşların duyarlı olmasını istiyoruz. İstanbul'un genelinde su tahliye kanalları ve derelere yakın yerlerde araç bulundurulmamalı, malzemelerini iş yerlerine dahi bırakmasınlar. Vatandaşlar, yağışlı havalarda zorunlu olmadıkça özel araçla yola çıkmasınlar. 'Ne yapalım' diyenlere de 'Hiç kimseye yola çıkmayın, evinizde bekleyin' demiyoruz. Azami olarak toplu taşım araçlarını kullanın. Yağışlı durumlarda, riskli olan yollarda alternatif olarak TEM yolunun kullanılması, mümkünse toplu taşım araçlarının kullanılmasını öneriyoruz.'' Basın Ekspres Yolu'nun bazen trafiğe kapalı olduğunu, bazen de trafiğin kontrollü olarak verildiğini belirten Güler, yola şu anda trafiğin kontrollü olarak verildiğini bildirdi. Herhangi bir taşkın tehlikesinde öncelikle Basın Ekspres Yolu'nun trafiğe kapatılacağını kaydeden Güler, ''Sürücülerin bu durumda alternatif yollar olan durumda TEM veya sahil veya E-5 karayolunu kullanmaları gerekmektedir. Atatürk Havalimanı'na gidecek olan sürücülerin de E-5 veya sahil yolunu kullanmaları gerekmektedir'' dedi. -''GÜVENLİK ŞERİDİNİ İHLAL EDİNE İHBAR EDİN''- Vali Güler, TEM otoyolu üzerindeki güvenlik şeritlerinin acil müdahale araçları için tahsis edildiğini anımsatarak, şöyle konuştu: ''Maalesef, vatandaşlarımız ilk iş olarak güvenlik şeritlerini işgal ediyor. Güvenlik şeridini işgal edilen araçların derhal trafikten men edilmesi lazım. İstanbul'da yaşayan vatandaşlara düşen en önemli görev, güvenlik şeridini kullanmamalarıdır. Vatandaşlar, güvenlik şeridini kullanan araçların plakalarını alsınlar, en yakın polise veya 155'e bildirsinler. Bu konuda İstanbullular'ın duyarlı olmasını istiyorum. Gerekli uyarının bizzat vatandaşlar tarafından verilmesi herkes açısından önemli bir konudur. Sadece bugün için değil, önümüzdeki bütün önemli dönemler için güvenlik şeritlerinin mutlaka açık tutulması lazım. Bir ülkenin gelişmişliği, vatandaşlarının duyarlılığı güvenlik şeritlerinin açık veya kapalı olmasına bağlıdır.'' -108 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI- İstanbul Valisi Güler, ''yağma'' ifadesinin ''amacını aşan bir tabir olduğunu'' dile getirerek, ''yağma''nın ''zorla, şiddet ve baskı kullanarak malın talan edilmesi'' anlamına geldiğini söyledi. Aşırı yağış sonucu yaşanan sel sonucunda Bağcılar, Bahçelievler, Küçükçekmece, Silivri, Başakşehir'de, hatta bir kısmı da dışarıdan geldiği tespit edilen bazı grupların saçılan malları ''açıktan hırsızlık yapmak'' suretiyle haksız mal edindiklerini anlatan Güler, bu kapsamda 108 kişinin gözaltına alındığını, Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri gereğince hırsızlık suçundan adli işlem başlatıldığını bildirdi. Bu kapsamında bir kişinin tutuklandığını ifade eden Güler, ele geçirilen çok sayıda ev ve mutfak eşyasının muhafaza edilerek zarar görenlere teslim edileceğini kaydetti. -26 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ- Basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Güler, sel felaketinde 3'ü Selimpaşa'da olmak üzere İstanbul'da 26 vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatarak, Çatalca'da sele kapılan kişilik aileyi arama çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Güler, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personele bugün saat 15.00'ten sonra idari izin verildiğini anımsatarak, önümüzdeki günlerde yoğun bir sel olursa 14 Eylül Pazartesi günü için de bir karar alınabileceğini söyledi. Hasar tespit çalışmalarının devam ettiğini anlatan Güler, Acil Yardım ve Destek Fonu'ndan milyon, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'ndan milyon, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'ndan milyon lira yardım sağlandığını bildirdi. Vali Güler, TIR garajının yanındaki göletin Osmanlı TIR garajındaki olayla doğrudan ilgisinin olmadığının tespit edildiğini vurgulayarak, incelemelerin sürdürüldüğünü kaydetti. Kriz merkezinin açık olacağını ve çalışmaların sürdürüleceğini ifade eden Güler, sözlerini şöyle tamamladı: ''Allah bizi ve bütün insanlığı korusun, memleketimizi ve bütün dünyayı korusun. Bu sadece bizimle değil, küresel ısınmanın etkileri nedeniyle bütün insanlıkla ilgili bir konu. Dünyamıza yaptığımız kötülüklerle, bütün insanlık olarak, yalnızca ülkemiz olarak değil yüzleşmeye herhalde başlamış durumdayız. Bu tür düzensiz yağışlar, buzların erimesi, bütün diğer olumsuzluklar insanoğlunun önümüzdeki yıllardan itibaren çok fazla yoracağı benziyor. Devletimize ve milletimize güç ve kuvvet versin.''
561117
Ölenleri suçladılar!
İstanbul’u cehenneme çeviren sel felaketinin en dramatik sahnelerinden olan işçi kadınının ölümü uzun süre belleklerden silinmeyecek. Pameks Tekstil çalışanı kadın, camsız ve tek kapılı minibüsten çıkamayıp içeriyi dolduran sularda boğularak can verdi. Haber Türk'ün haberine göre; olayın ardından gözaltına alınan şirket sahibi, idari müdürü ve servis şoförü gözaltına alındı. Polisteki sorgularının ardından Pameks Tekstil’in sahibi Cevdet Karahasanoğlu ile İdari Müdür Ferit Güncü tutuklandı, servis şoförü Mehmet Oğuz ise serbest bırakıldı. Karahasanoğlu ve Güncü’nün tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu birden fazla kişinin ölümüne neden olmak suçundan tutuklandıkları öğrenildi. ’İnsan taşımaya elverişli değil’ Tutuklamalardan önce Pameks Tekstil’den gelen yazılı açıklama ise şok etkisi yarattı. Açıklamada suç işçi kadına atıldı: “Araç bazı haberlerde belirtildiği gibi kapalı kasa kamyonet olmayıp yandan sürgülü kapısı olan, ayrıca arkadan iki yana açılan kapısı bulanan ve bu kapılarda da iki adet camı bulunan bir araçtır. Bununla birlikte insan taşımaya elverişli olmayan bu aracın kullanımına ilişkin şirketimiz içinde inceleme başlatılmıştır. Araç içerisinde 10 çalışan ve bir şoför olmak üzere toplam 11 kişi bulunmaktadır. Fabrikaya gelindiğinde yerde 20 cm seviyesinde su bulunduğundan ve bu su seviyesi herhangi bir tehlike arz etmediğinden araç içeri girmiştir. Çalışanların ıslanmaması için araç fabrika önündeki idari giriş kapısına yanaştırılmıştır. İçerdeki personel tarafından aracın yan sürgülü kapısı açılmıştır. Çalışanlar yerdeki suyu görerek ıslanmak istemediklerinden inmemişler ve araç kapılarını kapatmışlardır. Bu sırada fabrika alanı yanındaki Ayamama deresi taşarak duvarları patlatmıştır. dakika gibi kısa bir sürede taşan sel suları aracın üstünü kaplayacak şekilde park alanını doldurmuş ve araç sular altında kalmıştır. Şirket çalışanları ve özellikle araç şoförü canı pahasına sular altında kalan araçtakileri kurtarmaya çalışmış fakat ancak çalışanımız bu sırada can vermiştir.” Servis aracı tabutları oldu işçi kadından 4’ü dün son yolculuklarına da aynı camiden birlikte uğurlandı. Hüzünlü anların yaşandığı cenaze törenine katılanlar gözyaşlarını tutamadı. Özlem Ünal (19), Bircan Karataş (21), Güldane Çiftçi ve Naciye Karadeniz İstanbul’da toprağa verildi. Aynı serviste iş arkadaşlarıyla can veren Altun Yüksek Giresun’da, Nuriye Can Sinop’ta, Nebahat Salkım ise Zonguldak’ta defnedildi. Servis minibüsünün içinde boğularak can veren kadınların aileleri isyanlardaydı. Nuriye Can’ın eşi İsmail Can, “Genellikle şoförün yanındaki koltukta iki kişi oturur, diğerleri de taburelerde arka tarafta otururlardı. Yan kapı sürgülüydü. Servis minibüsü camlı olsaydı, kapalı olmasaydı; benim eşim de yaşacaktı. Şoför arkadaki insanları nasıl bırakıp kaçar anlamış değilim. Onları yargıya şikayet edeceğim” diyerek gözyaşı döktü. 15 yıla kadar hapisle yargılanacak Halkalı Mariott Oteli’nin de sahibi olan Pameks Tekstil’in patronu Cevdet Karahasanoğlu, tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermekten 15 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacak. Muşlu Cevdet Karahasanoğlu, iş hayatına 1983’te kardeşleri ile kurduğu Pagi Tekstil’le girdi. Özal’ın iktidarıyla büyüyen kardeşler 1986’da Pameks Giyim A.Ş.’yi kurdu. Halkalı’da, üretim yapan grup Cerutti, Karstad ve Boos gibi dünyaca ünlü markalara üretim yapıyor. Marriott Otelleri zincirinin ilk halkasını Halkalı’da kuran grup, Çeşme gibi tatil merkezlerinde yatırımlara hazırlanıyordu.
562366
Domuz gribinde ölü sayısı 3205 oldu
Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) bildirisinde, dünya çapında bildirilen yeni grip vakalarının ortalama yüzde 76.10'unun H1N1 virüsü kaynaklı olduğu belirtildi. Amerika kıtasındaki ölüm vakası sayısının 2467 olduğu, bu sayının Asya'da 527, Avrupa'da en az 125, Afrika'da 35, Orta Doğu'da 51 olduğu kaydedildi. Vaka sayısı ise 49 bini Avrupa'da olmak üzere 277 bin 607 olarak açıklandı.
562083
İstanbul'da elektrik kesintisi
Bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle Esenler'de elektrik kesintisi uygulanacak. Boğaziçi Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi'nden (BEDAŞ) yapılan açıklamaya göre kesinti programı şöyle: Esenler'de 14 Eylül Pazartesi 08.00-16.00 saatleri arasında; Kazım Karabekir Mahallesi Bahadır Sokak. 15 Eylül Salı günü 08.00-16.00 saatleri arasında; Kazım Karabekir Mahallesi 1025. Sokak, 16 Eylül Çarşamba günü yine aynı saatler arasında; Kazım Karabekir Mahallesi Şehit Abdurrahman Ay Sokak ve çevresi.
561232
Emre "Destek almalı"
Ünlü psikiyatrist ve psikoterapist Doçent Doktor Armağan Samancı: Emre Belözoğlu için 'Hastadır' diyemeyiz. Ama bir sorunu olduğu kesin. Kızgınlık ve öfke kontrolü konusunda danışman desteği almalı.... YİNE ÇOK ABARTTI F.Bahçe-Manisa karşılaşmasınra rakibine küfredip maç ceza alan Emre, vukuatlarına bir yenisini daha ekledi. Bosna sınavında hakeme tepkisini abartınca sarı kartı yiyen Emre, Milli Takım'da da cezalı duruma düştü. Peki, Emre neden öfkesini kontrol edemiyor? Ünlü psikiyatrist ve psikoterapist Doç. Dr. Armağan Samancı'ya sorduk. İşte Samancı'nın en özet şekliyle verdiği cevap: EGOYU ŞİŞİREBİLİR "Futbolcuların yaşamları kamp ve maçlarda geçiyor. Böyle ortamlarda kişilik özelliklerini dengeleme şansı yok. Bu anlamda futbol, kişisel gelişimini tamamlayamayan birini saldırgan yapabilir. Para faktörü de egoyu şişirebilir. Emre için 'Hastadır' diyemeyiz. Ama sorun olduğu kesin. Bu durum hastalık kadar yaşamını bozabilir. Öfke kontrolü konusunda danışman desteği almalı.
561460
Sözleşmeli sağlık çalışanları müjde!
Sözleşmeli sağlık çalışanları müjde! ŞIRNAK (İHA) Sağlık Sen'in kazanımlarına bir yenisini daha eklediğini belirten Sağlık-Sen Şırnak İl Temsilcisi Hakan Usal, eş durumu sebebiyle tayin bekleyen 4/B'lilerin başvurularının önümüzdeki günlerde alınmaya başlanacağını söyledi. Başkan Usal, Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Kaçar'ın Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile yaptığı görüşmede, becayiş ve sağlık mazereti tayininden sonra 2010 Haziran ayında yapılması öngörülen eş durumu tayini başvurularının da bu ay içinde alınmasını sağladıklarını söyledi. Başkan Usal, sözleşmeli personeli çakılı kadro konumundan kurtaracak önemli çalışmalar yürüttüklerini kaydetti. Usal, eş durumu tayini bekleyen 4/B'lilerin başvurularının Eylül ayı içinde, 4924 kapsamında çalışanların eş ve mazeret tayini başvurularının ise 2010 Ocak ayı içinde alınacağını açıkladı. Sağlık Sen'in Bakan Akdağ'a, bakanlığa personel alımı öncesinde sözleşmeli personele nakil hakkı tanınması talebiyle gittiğini belirten Başkan Usal, "Bu talebimiz üzerinde Sağlık Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı çalışmaktadır. Nakil hakkının önünde herhangi bir yasal engel bulunmuyor. Bakanlığın destek verdiği nakil hakkının gerçekleşmesi halinde sözleşmeli personeli çakılı kadro konumundan kurtarmaya dönük önemli bir adım atılmış olacaktır" dedi. Sağlık-Sen olarak sözleşmeli-kadrolu ayrımını ortadan kaldırma mücadelesi verdiklerinin altını çizen Usal, "Sözleşmeli personel sorunları toplu görüşme masasında da, hukuksal alanda da, eylemlerimizde de öncelikli konumuz olmuştur. Sözleşmeli personel mevzuatını tek çatı altında toplayan ve kadrolularla aynı hakları içeren yasa taslağı da önemsediğimiz ve yakın zamanda sonuç almayı beklediğimiz bir çalışmadır. Biz sorunlardan nemalanan değil çözüm arayan bir sendikayız. Eş ve sağlık mazereti tayin hakkı da, becayiş hakkı da nakil hakkı da bu arayışımızın yansımasıdır" diye konuştu.
560506
Kaçmaz’dan Teftiş Kurulu hakkında suç duyurusu
Cumhurbaşkanı ve Başbakan ’ın yargılanmasına karar veren Başkanı ’ın avukatı Baykal Doğan, Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın Kaçmaz hakkında yaptığı basın açıklamasına karşı dün bürosunda basın açıklaması yaptı. Doğan, müvekkili hakkında yürütülen sırasındaki tüm usule aykırı işlemler nedeniyle Teftiş Kurulu Başkanı ve üç hakkında gereğinin yapılması için 1. Başkanlar Kurulu’na suç duyurusunda bulunduklarını bildirdi.
561707
Selden kurtulma ve kurtarma taktikleri Video
Emekli SAT komandosu Namık Ekin, yardım için çok iyi yüzme bilmedikçe sel sularına girilmemesi gerektiğini vurguladı. Akıntıya kapılan kişilere uyarılarda bulunan Ekin, "Mümkün olduğu kadar kendinizi akıntıya bırakıp, kafanızı suyun üstünde tutmaya çalışın. Çok debelenip dik durursanız suyun dibine batarsınız. Otomobilde mahsur kalanlar selin geldiği yönden değil de ters taraftaki kapıyı açmaya çalışsın." dedi. Su altında birçok operasyona katılan ve İsviçre ile ABD'de arama-kurtarma kursları gören emekli SAT komandosu Namık Ekin, ani bir sel baskınında yapılması gerekenleri anlattı. Ekin, bir kişinin suda bir kazazedeyi görmesi esnasında, çok iyi yüzücü olmaması durumunda suya atlamaması gerektiğini söyledi. Kurtarma çalışmasında bulunan kişilerin yüzde 80'inin bilgisizlik nedeniyle boğulduğuna dikkat çeken Ekin, "Sudaki kişi bir iple, can yeleği atılarak, çok uzun bir sopayla veya eğer sandal varsa sandalla kurtarılmaya çalışılabilir. Ya da kendinizi sağlam bir kazığa bağladıktan sonra kazazedeye ulaşmaya çalışabilirsiniz. Tekrar ediyorum. Çok iyi yüzme bilmedikçe suya atlayıp kurtarma çalışmasına katılmayın. Siz de sele kapılıp, gidebilirsiniz." şeklinde konuştu. Dere yataklarında ikamet edip, bodrum katlarda oturmak zorunda bulunan vatandaşları üst katlara çıkması konusunda uyaran Ekin, boş pet şişelerin ağzını kapattıktan sonra, şişeleri yastık kılıfına sokup, can yeleği gibi kullanılabileceğini dile getirdi. "Bir pet şişe 90 kilograma kadar bir insanı taşıyabilir." diyen Ekin, bu sistemle Karadeniz'den Marmara'ya rahatlıkla yüzdüğünü söyledi. Olası bir felakette akıntıya karşı yüzülmemesi gerektiğini ve asla panik yapılmamasını tavsiye eden Ekin, "Mümkün olduğu kadar kendinizi akıntıya bırakıp, kafanızı suyun üstünde tutmaya çalışın. Çok debelenip dik durursanız Titanik gibi dibi boylarsın. Aslında su her zaman insanı yukarıda tutar. Suyun üzerine yatmak lazım. Suyla gitmeniz durumunda sürekli yan taraflara bakıp, düzgün bir yerde dala tutunup sudan çıkılmaya çalışılmalıdır. Akıntının içinde kalınması durumunda bir yere sürüklenmemek için bir yeri tutan eller zamanla kasılır ve kasılan eller zamanla nesneyi tutamaz hale gelir. Bunun için bir kişi felaket halinde enerjisini sınırlı kullanmalıdır." ifadelerini kullandı. Kesinlikle bağırmaktan ve yardım istemekten çekinilmemesi gerektiğini dile getiren Ekin, "Bağırmanız durumunda dikkat çekersiniz. Suya atlamak durumunda bile etrafınızdakilere atlayacağınızı söyleyin." dedi. Sel esnasında otomobilin içinde mahsur kalınabileceğinin altını çizen Ekin, suyun içerisinde akıntının geldiği tarafın değil, ters taraftaki kapının açılıp, dışarıya çıkılabileceğini söyledi. Otomobilden çıkılması durumunda sürücünün yanında koltuk süngerine benzer bir eşya ile çıkmasının kendisine büyük yarar sağlayacağını anlatan Ekin, sürücünün yanında aldığı nesneyle kendini suyun üzerinde tutabileceğini aktardı. Bir kişinin selde boğulması durumunda nasıl ilk yardım uygulanacağını uygulamalı olarak gösteren Ekin, sudaki kişinin sırt üstü yatırıldıktan sonra, koltuk altından tutulup rahatlıkla çıkarılabileceğini anlattı. Sudan çıkartılmış boğulan bir kişinin yüz üstü yatırıldıktan sonra kürek kemik kemiklerine baskı yapılıp, ellerinin kaldırılacağını ve bunun birkaç kez tekrarlanacağını dile getiren Ekin, böylece yaralının ciğerlerindeki suyu atacağını ifade etti. Çocuklarda kürek kemiğine daha az baskı yapılmasını aksi halde kaburganın kırılabileceğini hatırlatan Ekin, bu yardım metoduyla ciğerlerdeki suyun öksürülerek atılacağına dikkat çekti.
561616
AB'nin "yeşil sermaye"yi soruşturma yetkisi yok
Komisyonu, Türk kökenli vatandaşlarını dolandırdığı iddia edilen "yeşil sermaye"yi soruşturmaya yetkili olmadığını açıkladı. Avrupa Parlamentosunun (AP) Hollandalı sosyalist üyesi Emine Bozkurt'un yazılı soru önergesini cevaplandıran Komisyonun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, "'nin mali çıkarlarını ilgilendiren davaları dışında Komisyonunun üye ya da aday ülkelerdeki soruşturmalarına müdahale etme yetkisi bulunmuyor" dedi. Rehn, 'nin yargı işbirliği kurumu Eurojust'un da kendi başına soruşturma başlatma yetkisinin olmadığını, bu kurumun sadece farklı üye ülkelerde açılan soruşturmalarda koordinasyon ve işbirliğine yardımcı olabileceğini belirtti. Olli Rehn, 'de suç mağdurlarının zararlarının karşılanmasını öngören yönetmeliklerin Türkiye'de ancak üyelik halinde geçerli olabileceğini ifade etti. Emine Bozkurt, soru önergesinde Rehn'e, 'nin milyarlarca Avro'luk "yeşil sermaye" dolandırıcılığı için ne tür önlemler alacağını sormuştu.
561646
ALBAY TEMİZÖZ'ÜN TALEBİ REDDEDİLDİ
Cizre'de ortaya çıkan ölüm kuyularıyla ilgili yargılanan Eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz'ün askeri mahkemede yargılanma talebi reddedildi. Albay Temizöz, sivil mahkemede yargılanmaya devam edecek.
561870
DSÖ, domuz gribi önerisi: Okulları kapatın
DSÖ açıklamasında, nüfusun yüzde 1'i bile gribe yakalanmadan okulların kapatılmasına karar verilmesinin önemine işaret edildi.
560912
AK Parti, büyükelçilere iftar verecek
AK Parti Dış İlişkiler Başkan Vekili Mevlüt Çavuşoğlu'nun selamlama konuşmasının ardından Başbakan Erdoğan, davetlilere hitap edecek. Geçtiğimiz yıl verilen iftar yemeğinde, Hatay Medeniyetler Korusu tarafından farklı dillerde ilahiler seslendirilmişti.
561434
13:09 Otomotiv sanayinin aylık performansı
sanayinin aylık performansı Türk sanayinin yılın aylık döneminde toplam üretimi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39,2 oranında daralarak, 529 bin 744 adede geriledi. (OSD) verilerine göre, 2009 yılı Ocak-Ağustos döneminde ve toplam pazarda 2008 yılı aynı dönemine kıyasla daralma devam etti. Geçen ay otomobil satışları 2008 yılının aynı ayına göre yüzde 20,04 oranında azalarak 22 bin 537 adede, toplam satışlar da yüzde 13,7 oranında azalarak 37 bin 85 adede düştü. Ocak-ağustos döneminde ise satışlar toplamda yüzde gerileyerek 371 bin 998 adetten, 349 bin 755 adede indi. Aynı dönemde otomobil satışları ise yüzde 5,9 oranında artarak 228 bin 870 adede çıktı. ’nin değerlendirmesine göre, 2009 Mart-Haziran döneminde otomobil pazarındaki hareketlilik ağustos ayında etkisini kaybetti. Otomobil pazarı, haziran ayına göre yüzde 45 oranında geriledi. Ticari araçlarda oranlarının düşük olması nedeniyle ÖTV indirimi etkili olmazken, genel olarak geçen yıl son çeyrekte başlayan talep durgunluğu devam etti. Hafif ticari araç tarafında ise ağustosta pazar geçen yıla göre yüzde 26 oranında gerileme yaşanırken, ağır ticari araç pazarı yüzde 49 daraldı. İHRACATTAKİ GERİLEME DEVAM EDİYORBu yılın Ocak-Ağustos döneminde toplam ihracat, 2008 yılı aynı dönemine göre yüzde 47 oranında azalarak 8,8 milyar dolar oldu. Otomotiv sanayi, 2009 yılı Ocak-Ağustos döneminde sektör sıralamasında birinci sırada yer alırken toplam ihracattaki payı yüzde 17 düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemde toplam taşıt aracı ihracatı, 2008 yılı aynı dönemine göre yüzde 45,7 azalarak 375 bin 722 adet oldu. Yılın aylık döneminde otomobil ihracatı, yüzde 38,5 ile 241 bin 620 adede, ticari araç ihracatı ise yüzde 55 azalarak 134 bin adede geriledi. Traktör ihracatı, yüzde 21 azalarak 5,4 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde Oyak 138 bin 565 adet otomobil, 43 bin 966 adet otomobil ve 56 bin 645 adet hafif ticari araç olmak üzere toplam 100 bin 611 adet hafif araç, Ford 67 bin 986 adet hafif ticari araç, 42 bin 387 adet otomobil ihraç etti. ÜRETİM GEÇEN AY ARTTI, AYLIK DÖNEMDE GERİLEDİ OSD verilerine göre, geçen ay toplam üretim 2008 yılının aynı ayına göre yüzde 14,5 oranında artarak 49 bin 533 adede yükseldi. Aynı ayda otomobil üretimi de 11,5 artışla 23 bin 805 adede çıktı. Yılın toplamında ise üretim 2008 yılının gerisinde kaldı. aylık dönemde otomobil üretimi yüzde 30,8 oranında, toplam üretim 39,2 oranında azaldı. Ocak-ağustos döneminde 324 bin 607 adedi otomobil olmak üzere toplam 529 bin 744 adet araç üretildi. Geçen yıl bu rakam, 871 bin 592 adet olarak gerçekleşmişti. 2009 yılı Ocak-Ağustos döneminde üretim küçük kamyonda yüzde 94, midibüste ve büyük kamyonda yüzde 82, minibüste yüzde 54, kamyonette yüzde 46 ve otobüste yüzde 18 oranında azaldı. Traktör üretimi ise, yüzde 52 azalarak bin adede düştü. Özellikle ağır ticari araç üretimindeki keskin düşüş devam ederken, 2009 yılının ilk aylarında olduğu gibi aylık dönemde ticari araç üretimi yıl geriye giderek, 2004 yılı Ocak-Ağustos dönemi üretim değerlerinin altında gerçekleşti. Büyük kamyon üretimi de 3,5 bin adet ile 2001 yılının düzeyinde kaldı.
560723
[Haftanın Filmi] Filmekimi 10 güne çıktı
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen etkinlikte geçtiğimiz yıl 33 bin 500 kişilik bir seyirci sayısına ulaşılmıştı. Cannes, Berlin, Venedik ve Toronto gibi festivallerin hasadı niteliğindeki Filmekimi'nde bu yıl da sezonun merakla beklenen filmleri seyirciyle buluşacak. 30'a yakın filmin gösterilmesi planlanan Filmekimi'nde program tam netleşmese de, dünya festivallerinin gözdesi olan bazı filmler programdaki yerini aldı. Amerikalı usta yönetmen Woody Allen'ın son filmi Whatever Works, bunların başında geliyor. Dört filmlik Avrupa turundan sonra New York sokaklarına geri dönen Allen, Larry David ve Evan Rachel Wood'un oynadığı filmde seyirciyi Allen tarzı bir komedi bekliyor. Steven Soderbergh'in Benicio Del Toro'lu 'Che' filmi de bir diğer dikkat çekici yapım. Amerika'nın aykırı çocukları Coen Biraderler'in yeni filmi 'A Serious Man' de Filmekimi'nde galası yapılacak filmlerden. Yarın Toronto Film Festivali'nde ilk gösterimi yapılacak olan filmde, Coen Kardeşler, yine kara komedi yeteneklerini konuşturacak. Cannes'ın Altın Palmiyeli filmi 'The White Ribbon' (Beyaz Kurdele), şüphesiz sinemaseverlerin en çok görmeyi istedikleri filmlerden biri. Michael Haneke'ye ilk Altın Palmiye'sini kazandıran siyah-beyaz film, 1913'lerde bir Alman kasabasında geçiyor. Son İstanbul Film Festivali'nde programdan çıkarılan Angelopoulos'un filmi 'Dust of Time' (Zamanın Külleri) da -yine- bir aksilik olmazsa bu kez İstanbullu sinemaseverlerle buluşacak. Ağlayan Çayır'la başlayan üçlemenin ikincisi olan filmde, usta yönetmen izleyenleri yine epik bir yolculuğa çıkaracak. Jane Campion'un Cannes'da yarışan 'Bright Star' ve Stephen Frears'ın yönettiği Michelle Pfeiffer'lı 'Chéri' de Filmekimi'nin programında yer alan yapımlardan. Filmekimi'nin mekânı her zaman olduğu gibi yine Beyoğlu Emek Sineması olacak. Ekim'de satışa çıkacak olan biletlere Emek Sineması'ndan ve gişelerden ulaşılabilecek. Hafta içi gündüz seanslarındaki 3,50 TL'lik fiyatın devam etmesi beklenen etkinlikte akşam 21.30 seansındaki galalar da olacak.
561259
Sokak köpeği, havlayarak araç kundakçılarını kaçırdı
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Konyaaltı ilçesi Altınkum mahallesi 416. Sokakta meydana gelen kundaklamada, Mesut Keskin'e ait rent car şirketinin 07 VJ 390 plakalı jipi ile 07 CFR 02 plakalı binek tipi otomobili, sabaha karşı kimliği henüz belirlenemeyen kişilerce kundaklandı. Kundaklama sırasında, mahalleye yıl önce gelen ve Karabacak ailesinin koruyup gözettiği ve mahallenin ''Zülfü, Zülfikar, Zilli'' diye çeşitli isimlerle çağırdığı sokak köpeği havlayarak evlerdeki insanların uyanmasını sağladı. Evlerin ışıklarının yanması ve insanların dışarı çıkması üzerine kundaklama olayını gerçekleştiren kişi veya kişiler olay yerinden kaçtı. Mahalle sakinlerinden Serap Naktürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, belediye tarafından ''001'' numaralı küpe takılan ve altı yıldır Karabacak ailesi ve mahallelilerce beslenen sokak köpeğinin adeta ''mahallenin bekçisi'' olduğunu anlattı. Köpeğin mahalleyi ve mahalleliyi sahiplendiğini kaydeden Naktürk, köpeğin, halini beğenmediği insanları sokağa sokmadığını, çocuk ve kadınları sokağın sonuna kadar eşlik ederek korumaya çalıştığını söyledi. Köpeğin sabaha karşı havlayarak sokaktakileri uyandırdığını ve mahallenin belki de büyük bir faciadan kurtulduğunu belirten Naktürk, ''farklı bir köpek'' dedi. Mahalle sakinleri de, gece sokak köpeğinin havlama sesiyle uyandıklarını ve köpeğin kundakçıları kovaladığını söylediler. Hemen itfaiye ve polis ekiplerine durumu bildirdiklerini belirten mahalleliler, kundaklama olayında iki aracın zarar gördüğünü, 07 AJK 20 plakalı bir otomobilde de küçük bir hasar meydana geldiğini vurguladılar.
562102
Tekstilcilerin sel zararı tahmini: 60 milyon dolar
On milyonlarca zarara uğradığı tahmin edilen Basın Ekspres Yolu üzerindeki pek çok işyerinde hasarlarla ilgili çalışmalar devam ediyor. Bölgedeki tekstil işletmelerinden Sabri Özel, Venice, LC Waikiki ve Süvari'nin ilk tahminlere göre toplam zararının 60 milyon doları bulduğu belirtiliyor. Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, şu anda zararın büyüklüğünün belli olmadığını belirterek, "İşletmelerin içine girilmediği için hasar tespiti tam yapılmadı." dedi. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan bugün, selde büyük maddi kayba uğrayan firmaların temsilcileriyle bir araya geldi. Yenibosna'da bulunan Dış Ticaret Kompleksi'nde sel mağduru patronlarla buluşan Çağlayan, hükümetten beklentileri dinledi. Basına kapalı gerçekleşen toplantı öncesinde konuşan Sanayi Bakanı, büyük felaketin yaralarını sarmak için Dış Ticaret Müsteşarlığı, TİM, İTO, UND ve İSO ile birlikte çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Buralarda kurulan masalarda zarar gören işletmelerin başvurularını aldıklarını ifade eden Çağlayan, hafta sonu da ara verilmeden bu çalışmaların devam edeceğini kaydetti. Şu anda zararın büyüklüğünün belli olmadığını dile getiren Çağlayan, "Sıkıntı çok. İşletmelerin içine girilmediği için hasar tespiti yapılmadı. Önümüzdeki hafta sonuna kadar bir hasar tespiti yapılacak." bilgisini verdi. Hükümetin; üreticinin, ihracatçının yanında olduğunu belirterek, "Zarar gören üretimimiz, ihracatımız, istihdamımızdır. Böyle bir olayda herkes elini taşın altına koymalıdır." ifadelerini kullandı. Halkalı Gümrüğünde yaşanan sorunda ciddi mesafe alındığını aktaran Zafer Çağlayan, Ankara'dan getirilen jeneratörle elektrik sorununun çözüldüğünü, Türk Telekom'un da mobil santral kurma çalışmasına başladığını aktardı. SABRİ ÖZEL: 40-45 MİLYON TL ZARARIM VAR Bu arada selin vurduğu yol kenarındaki tekstil işletmelerinin tahmini olarak ilk zararları belli olmaya başladı. Kendi adını taşıyan fabrikasının selden büyük zarar gördüğünü ifade eden iş adamı Sabri Özel, bütün üretimin yapıldığı tesisteki zararın büyüklüğünün 40-45 milyon lirayı bulduğunu söyledi. Önde gelen çocuk giyim üreticilerinden Venice'in yönetim kurulu başkanı İdris Akdoğan da milyon doların üzerinde zararları olduğunu ifade etti. LC Waikiki'nin çatı kuruluşu olan Taha Grup'un yönetim kurulu üyesi Mustafa Gültepe, zararlarını 10-15 milyon lira olarak tahmin ederken, Süvari Giyim ise 2,5 milyon lira tutarında bir ziyan tahmininde bulunuyor. İşadamları, tahmini olarak hesapladıkları tutarın sadece mevcut ürün ve teçhizatın karşılığı olduğuna işaret ediyor. Uzmanlar, bayram ve okul alışveriş sezonunu selle karşılayan firmaların karşılaşacağı faturanın çok daha ağır olacağını belirtiyor.
560900
Geçmişin İntikamı
Geçmişin İntikamı Orj Adı: New Police Story Yönetmen: Benny Chan Oyuncular: Jackie Chan, Nicholas Tse, Mak Rau Türü: Aksiyon STAR 20.00 Hong Kong polis departmanının şefi Wing, bütün ekibini bir çete saldırısında kaybe-dince suçluluk duygusuyla kendini alkole verir. Geçmişinde problemler olan genç bir adam ise, kendini polis memuru olarak tanıtarak Wing'le çalışmaya başlamıştır. Amacı, onu eski haline döndürmeyi başarmaktır.
561239
Derbide Tabata'ya göre sistem!
GAZETE HABERTÜRK KARTAL YİĞİT'İN HABERİ Beşiktaş’ın Galatasaray derbisindeki taktiği büyük oranda şekillendi. Her ne kadar Kartal yaklaşık hafta boyunca milli oyunculardan yoksun çalışsa da yarınki mücadelenin kilit futbolcusu yeni transfer edilen Rodrigo Tabata olacak. Teknik direktör Mustafa Denizli, sistemini sambacıya göre yapacak. Daha önce ilk mücadelede tek forvetli sistemi eleştirilen tecrübeli teknik adamın, sahaya 4-2-1-3 düzeniyle çıkması bekleniyor. Tello’nun milli takımdan yorgun dönmesi ve Yusuf’un da daha yeni sakatlıktan çıkması nedeniyle Tabata’ya ilk resmi maçında önemli görev düşüyor. Denizli’nin geçen haftadan bu yana sambacıyla yakından ilgilendiği ve özel görüşmelerle derbiye hazırladığı ifade ediliyor. -‘HATAYA ZORLAYALIM’- Bu arada Mustafa Hoca, rakibin artıları ve eksileri konusundaki raporunu da çıkardı ve oyuncularına anlattı. İdmanlarda çift kale maç sırasında futbolcularından alan daraltmalarını isteyen Denizli’nin, “Galatasaray’ın yumuşak karnı savunması. Gökhan Zan da yok. Büyük ihtimal Emre ile Servet veya Hakan Balta yan yana oynayacak. Bu ikili arasında kopukluk olabilir. Bunu değerlendirmemiz gerek. Çünkü savunmalarının üstüne gidersek ve istediğimiz baskıyı kurarsak hataya zorlarız” dediği öğrenildi. Denizli’nin ayrıca, rakibin hücum gücündeki üstünlüğüne de dikkat çekip “G.Saray’a boş alan bırakmamalıyız. Kanatlardan çok iyi geliyorlar. Özellikle Kewell ve Keita her an skoru değiştirecek ve gollük ortalar yapabilecek isimler. Bu bölgelerde oynayacak arkadaşlara herkes yardım etmeli. Paylaşmayı iyi yaparak onların bu gücünün önüne geçmeliyiz” diye uyardığı belirtildi.
561504
Cehennemden uzak tutan özellik
Kötü bir şeyi yapmak isterken iradesine hakim olan; Nefsi istemediği halde, güzel bir şeyi yapan; Bir şeyi canı çekip, iştah duyduğunda nefsine engel olan; Öfkelendiğinde, öfkesini tutan... özellik daha vardır ki, kimde bulunursa, Allah rahmetini kimse üzerine yayar ve onu cennetine koyar: Bir yoksulu koruma altına alan; Zayıfa merhamet eden; Emri altındakilere (işçi ve hizmetçilerine) yumuşak davranan; Anne babasına bağış ve iyilikte bulunan...
560936
Osman Tanburacı: Nisyan ve isyan
Osman Tanburacı 11 Eylül 2009 CumaNisyan ve isyan insan beyni unutma özürlüdür. Bunu da biz 'insan beyni nisyan ile maluldür' diyerek özlü sözler arasına katmışız ama gel gör ki 'tarih tekerrürden ibarettir' de olduğu gibi her seferinde söyleyip unutmuşuz! Milli Takımımızın Afrika 2010'a gidemeyeceği gün gibi aşikardı ama biz hep 'bol palavralı' sözcüklerle eşeğin önüne ot koya koya gün geçirdik acı gerçekle yüz yüze gelince de suçu Portekizli hakeme attık! Oysa Bosna maçına gelene kadar zaten sıfırı tüketmiştik! Şimdi bütün dünya 2010 Haziran'ında aslan gibi takımları izlemek üzere Cape Town'a giderken biz de Afrika'da bir safari turuna katılır çeşit çeşit maymunu bir arada görürüz! MEDYA GÖREVİNİ YAPMIYOR Kısa bir özgeçmiş vereyim; 2002'deki Dünya 3.'lüğünden sonra baraj maçında Letonya'ya elendik, 2004'te Avrupa'da yokuz! 2006'da Almanya'da yapılan Dünya Şampiyonası'nda yine yokuz! Hem de bizim Almanya'da... 2006'daki İsviçre maçında Avrupa'ya rezil olduk ve beş maç ceza yedik. Grup maçlarında Malta'yı, Moldova'yı yenemedik! 2008'de İsviçre'ye zor zahmet gittik hiçbir futbol lezzeti veremeden Avrupa 3.'sü olduk. Avrupa bizim için şöyle dedi; 'kazanıyorlar ama nasıl?' Çünkü çağdaş futbol yerine 'sahada sonuca isyan eden futbolcularla' maçlar kazandık. 2010 yolunda Belçika'yı, Estonya'yı ilk maçlarda yenemedik. Hocamız Belçika'nın hocası Vandereycken'e saldırdı. İspanya'ya karşı iki maçı da kazanırız diyerek bu milleti uyuttuk ve kuru sıkı zafer nidaları atıp (0) puan çektik. Bunları hiçbir zaman geri dönüp öz eleştiri olarak kullanmadık. Ne acıdır ki; Bosna'dan puan aldık, sonuçta Bosna Hersek'in puan gerisinde kalıp Afrika 2010'a veda ettik. Bütün bu süreçte Medya hep goygoyculuk yaptı ve gerçekleri birkaç yazarın dışında kimse söylemedi. Unutma özürlü olup, göz göre göre uçurumdan yuvarlandık! Şimdi aklını başına alma zamanıdır. Türkiye Futbol Federasyonu; Ankaraspor-Ankaragücü birleşmesine soruşturma açıyor, bir milletin umudunu kalbine evlat acısı gibi çökertenlere, sağa sola küfredenlere, hakaretler yağdıranlara, milli maçlarda bizi yedi düvele rezil edenlere, Türk Milli Takımına Avrupa sahalarında beş maç ceza verdirenlere tek cümle etmiyor. Hatta maaşa zamla ödüllendiriyor... Milli Takımlar Teknik Direktörü görevdeyken; Hafta arası Beşiktaş'ı yenen Ümit Milli Takımımız Gürcistan'a 4-0 yeniliyor! Nasıl ayakta durur Türk futbolu? Bizi yıllardır ele güne mahcup edenlere, elimizi böğrümüzde bırakanlara yetkili makamlar tek laf söyleyemezken bir Portekizli hakem çıkıyor ve kimsenin yapamadığını yapıyor; Terk et bu koltuğu! Estonya ile Bosna farkı Arda, Tuncay, Emre, Estonya maçında kolbastı çektiler... Aynı üçlü Bosna maçında millete çektirdiler... İşte aradaki fark. Estonya gevrek, Bosna Hersek taş gibi, Sözüne söz Sercan'ın babası Kenan Yıldırım:"Benim de oğlumun da gönlü Galatasaray'da. Oğlumun Rijkaard ile çalışmasını isterim. Benim için Fenerbahçe bitmiştir. Trilyonlar da verseler bu transfere izin vermem. Akıllı futbolcu Sercan belli ki babasına çekmiş... Beşiktaş'ta Yıldırım Demirören'e alternatif bulundu. Siyah-beyazlı muhalefet, başkan adaylığı için Murat Aksu'da karar kıldı Aksu'nun, Ramazan Bayramı'nın ardından resmi açıklamayı yapacağı öğrenildi. Belli ki Beşiktaş oruç bozduktan sonra düğün bayram edecek... Alex: "Özer Hurmacı Arda'dan çok daha iyi bir futbolcu." Alex herhalde Arda'nın kendisinden de daha iyi olduğunun farkında değil. Alpay Özalan: "Beni tanıyan bir hoca geldiği için mutlu olmuştum. Ama tanıdığım Daum ile gördüğümün hiç ilgisi yoktu. Bana hep soğuk davrandı. Şimdi görsem selam vermem. Türkiye'de bizim ona verdiğimiz değeri, Almanya'da bize vermedi. Türk bayrağı sallaması, Atatürk'e saygı duyması, İstiklal Marşı'nı söylemesini çok samimi bulmuyorum. İnşallah Fenerbahçe'ye faydalı olur ama ben buna inanmıyorum." Şimdi Daum'a cevap hakkı doğdu. Buyurun Herr Christoph! Fatih Terim:'Hakem sistematik bir şekilde bizi sinirlendirmek ve sindirmek için sahaya çıkmış. Ne hakaret ne küfür ettim.' Yahu daha 25. dakika ne sistematiği... Geride uzatmalarla beraber 70 dakika daha var. Oyna kazan! Derbide ne olur? Milli heyecanın üzerini külledik şimdi gözler Süper Lig'deki Galatasaray-Beşiktaş maçına çevrildi. Yine yaşananlar unutulacak ve 'amansız rekabet' yurt içinde devam edecek. Kimse de 'Bosna'yı parçalarız' diyen Mustafa Denizli'ye çıkıp da; Bırak başkasının görevini üstlenmeyi sen kendi işine bak,i bu Beşiktaş nasıl yenecek Galatasaray'ı demiyor. Tahminde bu kadar yanılan Mustafa Denizli bu hafta Galatasaray karşısında ne yapacak merak ediyorum. Ancak, futbol kadar ilginç bir oyun ki cumartesiye Beşiktaş da kalkar Ali Sami Yen'de aslan kesilir Denizli de topu 26. haftaya atar biz de yine ekmeği helvaya katık eder gün sayarız! Galatasaray'a gelince; Milli takıma sadece İsmail'i veren Beşiktaş karşısında neredeyse tüm takımını milli formaya adayan Galatasaray eğer bu kadar iyi bir takımsa neden kazanmasın? Unutmayın bir de yabancı millileri var Galatasaray'ın. Bence cumartesi günü Beşiktaş son haftalarda sarsılan prestijini kurtarmak için çalışırken, Galatasaray kendinden emin oynayacak. Rijkaard'a güveniyorum. Ayrıca; Çek Cumhuriyeti'nin San Marino'yu 7-0 yendiği maçta Baros da gol kaydetmiş!... Mustafa Denizli için şunu söylüyorum; Galatasaray'a karşı kaybederse elinde sopa kargaları kovalar!
561845
İstanbul'un geneli afet bölgesi ilan edilemez
İstanbul'un geneli afet bölgesi ilan edilemez Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sel felaketiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "İstanbul'un geneli afet bölgesi ilan edilemez" dedi. İSTANBUL (İHA) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da sel felaketinden etkilenen bölgelerin gerekli görülmesi durumunda afet bölgesi ilan edilebileceğini belirterek, "Bu konu üzerinden siyaset yapmayı, 30'u aşkın kaybettiğimiz vatandaşımıza saygısızlık olarak görüyorum" dedi. Erdoğan, Cuma namazını Sultanahmet Camii'nde kıldı. Namaz sonrası Sultanahmet'teki kitap fuarını gezen Erdoğan, daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Erdoğan, İstanbul'da yaşanan sel felaketiyle ilgili dün toplantı yaptıklarını belirterek, "Bu felaket üzerinden siyaset yapmak çok çok yanlış. Bu felaket üzerinden siyaset yapacak değilim. Siyaset yapmayı da 30'u aşkın kaybettiğimiz vatandaşımıza saygısızlık olarak görüyorum. Halkımıza saygısızlık olarak görüyorum. Siyaset meydanlarına gelindiğinde 'bunlar evinizi yıktı, evlerinizi yıkacak' demek suretiyle çığırtkanlık yapanların 'buralar niye yıkılmadı' demesini anlamak mümkün değil. 1996'da belediye başkanlığı yaptım. Derelerimizle ilgili olarak Avrupa yakasında önem arz eden dereler üzerinde zamandan başlattığımız çalışmalar var. Kadir Bey döneminde Alibeyköy Deresi'ni bitirdik. Alibeyköy, Çırpıcı ve Tavukçuderesi'nde sıkıntı yaşamadık" dedi. Bazı sebeplerden dolayı Ayamama Deresi'nin ıslahının gerçekleştirilemediğini belirten Başbakan Erdoğan, "Dere yatağında akar. Derenin yatağında akmasına müsaade edilmez ve müdahaleler yapılırsa intikamı ağır olur. Bunu bir tespit olarak söylemenin siyasete alet edilmesini anlamak mümkün değil" diye konuştu. Büyükçekmece'deki Mimar Sinan Köprüsü'nün gözlerinin birkaç tanesinin kapatılmış durumda olduğuna dikkat çeken Erdoğan, buna rağmen köprünün sağlam olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, gözlerden sadece iki tanesinin şu anda açık olduğunu belirterek, "Diğerleri kapalı. Bolluca Deresi'nin devamında dereye tecavüz edilmiş. Dere yatağı ciddi manada daraltılmış. Burada bunlara müdahale ettiğiniz zaman karşınıza çıkan kim. Vatandaş çıkıyor, yargı çıkıyor. Bununla ilgili CHP yargıya gitti. Yargı burayla ilgili yürütmeyi durdurma verdi. Bunu neyle izah edeceğiz. Şimdi felaket ortada. Bu kararı verenler bunu nasıl değerlendirecek. Biz buna benzer sıkıntıları çok yaşadık ve yaşıyoruz. Vatandaşımızın bizi anlaması lazım" açıklamasında bulundu. İstanbul'da sel felaketinden etkilenen bölgelerin gerekli görülmesi durumunda afet bölgesi ilan edilebileceğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: "Bizler gerekirse buraları afet bölgesi ilan ederek her türlü yıkımı da yaparız, yasanın verdiği yetkiler var. Bu konular üzerinde çalışmaları yürütüyoruz. Bu çalışmalar neticesinde kararı vereceğiz. İşi bu noktaya getirmeden, bütün oralardaki yerleşimi yapmış olan vatandaşlarımızla anlaşalım. Diyalog içinde anlaşarak bunu çözelim. Afet bölgesi demek, oradaki bütün yaşam koşullarını ortadan kaldırmamız demek, bizim böyle bir şey ilan etmemizin anlamı yok. Önümüze bazı engeller çıkmasın diye böyle bir adım atabiliriz. Afet bölgesi tanımından haberi yok." Başbakan Erdoğan, belediye başkanlığı döneminde Ayamama Deresi'nin kıyı şeridinde yapılaşmaya bir müsaadenin söz konusu olmadığını söyledi. Ayamama Deresi üzerinde dönemlerde ciddi yapılanmalara karşı mücadele verdiğini hatırlatan Erdoğan, "Tayip Erdoğan'ın ağzından, 'gecekondu yapımına müsaadeye dair bir şey' bulamazsınız. Mimarlar Odası dürüst ve doğru davransın. İdeolojik yaklaşımdan vazgeçsinler. Bu ideolojik yaklaşımlarıyla, dürüst davrananların önünü kesmek için neler yaptıklarını iyi biliyoruz. Oynanan oyunun içinde onlar da var, bunu biliyoruz. İstanbul'da bir ulaşım sorunu var. Bu sorunla ilgili köprülü kavşağın yapılmasından daha bilimsel ne olabilir. Bu kişilerin hepsi bilimsellikten uzak, tamamen kendi ideolojik yaklaşımlarıyla siyasi oyun yapıyorlar. Bu siyasi oyunlara lütfen gelmeyelim" dedi. Beklenen yağış dalgasıyla ilgili gerekli uyarıları valilik ve belediyenin yaptığını da belirten Erdoğan, "Vatandaşlarımızı duyarlı olmaya davet ediyoruz" diye konuştu.
560948
Fransız tüccarı şaşırtan kese vakası
İstanbul’da yaşanan sel felakatindeki yağma görüntüleri 200 yıl öncesinin İstanbul’unda yaşanan ve kitaplara akseden bir tabloyu canlandırdı gözümün önünde. Ülkemizin şu an içinde bulunduğu halden bu nedenle utandım. Nerden nereye dedim. 1800’lü yılların başı... tarihlerde İstanbul’un Karaköy semti İstanbul’un en önemli ticaret merkezidir. Osmanlı Devleti’nin sadece Anadolu’ya açılan ticari kapısı değil, aynı zamanda ithalat ve ihracatın da merkezidir. Karaköy yıllarda yerli yabancı çok sayıda insan kaynamaktadır. tarihlerde henüz tren ulaşımı devreye girmediğinden, İstanbul’a gelen yabancı tüccarların kullandığı en önemli ulaşım aracı gemilerdir. Avrupa’dan gemilerle gelen yabancı tüccarlar ve seyyahlar Karaköy limanına ayak basarak İstanbul’a giriş yapmaktadırlar. Haliyle tarihlerde kağıt para, çek vb. mübadele araçları henüz kullanılmaya başlanmadığından, tüm alışverişler altın ve gümüş paralar üzerinden yapılmaktadır. Fransa’dan gelen bir gemiden inen ve Karaköy rıhtımına adımını atan bir Fransız tüccar, hem İstanbul’a ilk ayak basmanın şaşkınlığı, hem de kalabalığın itiş kakış etkisi ile üzerinde taşıdığı altın kesesini yere düşürür. Yere saçılan altınlar kalabalığın arasında ayaklar altında sağa sola yayılır gider. Fransız tüccar altınlardan bazılarının denize yuvarlandığını da görür. Olaya şahit olan kalabalıkların hemen altınlara saldırması, hatta denize yuvarlanan altınların peşinden suya atlayanlar olduğunu da görünce, “bittim ben” diye düşünür. Fransız tüccar panikten saçını başını yolmaya başlar. Yukarıda da anlattığımız gibi bankaların olmadığı, ‘ben paramı kaybettim, bana şu kadar havale edin’ demenin mümkün olmadığı dönemde yabancı bir ülkede beraberinde getirdiği altınları kaybetmek demek, herşeyini yitirmek anlamına gelmektedir. Fransız tüccarı perişan eden durum da yabancı bir ülkede içine düştüğü bu çaresizliktir. Çöküp kaldığı yerde başını ellerinin arasına almış kara kara düşünürken, insanların kendisine doğru geldiğini fark eder. Her gelen önüne altın koyar. Önüne altın koyanlar arasında, üstü başı su içinde gençler de vardır. Fransız tüccar fark eder ki, altın kesesini düşürdüğünde altınlara doğru hamle yapan, hatta denize düşen altınların peşinden suya atlayan insanlar, kendi altınlarını toparlayabilmek için mücadele veren insanlardır. Nitekim kalabalık dağıldığında ve altınlarını saydığında hiç eksik olmadığını fark eder. Bu nesli kim yetiştirdi? Çarşamba günü İstanbul’da yaşanan sel felaketinin hemen ardından bazı insanların yağma amacıyla afet bölgesinde cirit atması, üstelik bu rezaleti kameralar önünde pervasızca icra etmeleri birçok vatandaşın kanını dondurdu. Bazı vatandaşlarımız su ortasında can derdi ile boğuşurken, kendi canını riske etme pahasına suya atlayıp mal kapmak isteyenlerin hali vicdan sahibi insanları şoke etti. Spor camiasının yakından tanıdığı ve sevdiği işadamı Abdurrahim Albayrak’ın şirket binası da, sel felaketinin en dehşetli yaşandığı yerin tam ortasında kaldı. gün olan bitenleri dehşet içinde anlatan Abdurrahim Albayrak, afetin olduğu günün gecesinde sahur vakti şirketten dışarıya çıktığında, altında pahalı araba, yan koltukta modern giyimli genç bayanın da bulunduğu bir ailenin de yağma için ortada cirit attığını görünce gözlerine inanamadığını söyledi. Hali vakti yerinde olduğu anlaşılan kişilerin bile yağmacı birer çapulcu haline gelmesi herkesi şaşırttı. kadar ki, çeşitli vilayetlerden yağma amacıyla araç tutup gelenler olduğu İstanbul'da felakete neden olan selde yaşanan ölüm ve yağma olaylarıyla ilgili Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmış. Şimdi sormak lazım. Bu insanlar hangi iklimde, hangi şartlar altında, ne tür telkin ve öğretilerle yetişti, yetiştirildi. İçinde yaşadıkları çevrelerde ve aile ortamlarında günlük sohbet konuları nelerdi? Bu yağma duygusunu tetikleyen saikler neler oldu, nerden kaynaklandı? Atatürk’ün, “Muallimler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” şeklinde güzel bir sözü var. Şu an gelinen noktayı sadece öğretmenlere yıkmak işin kolayına kaçmak olur. Kimse suçu başkasında aramasın. Herkes suçlu... Öğretmenleri yetiştiren öğretmenler, şu an yaşayan neslin aileleri, ikliminde nefes aldıkları akraba ve toplumsal çevreleri, izledikleri programlar, okudukları kitapların muhteviyatı, en çok izlenen filmler, programlar, bakın bakalım her birinde verilen mesajlara... Ne öğretiyorlar, neyi telkin ediyorlar? Siyasete ilgi duyanların birçoğu neyi yağmalamaya talip oluyorlar? Üçbeş kuruş maaşı olan kamu görevlerine insanlar gerçekten neden iştiyakla saldırıyorlar? Osmanlı Devleti, yukarıda verilen örnekteki ruhu yitirdiği için yıkıldı. Diğer nedenler çok tali faktörler. İşin özü budur. Ah Fransız tüccar ah... Ne kadar şanslıymışsın. 200 yıl öncesinin İstanbul’unda değil de önceki günkü İstanbul’da yaşananlara şahit olsaydın, kendi derdini unutur bu milletin haline yanardın. Ama düzelecek... Az sabır... Bu da bir imtihan. Ali Kırca dün akşam Siyaset Meydanı’nda çok uğraştı ama, 200 aracını sele kaptıran Abdurrahim Albayrak’a “nerde bu devlet?” dedirtemedi. Asıl soru, “nerde bu millet” meselesidir. Bu toplum şu haliyle şu an ki idarecileri bile hak etmiyor. Bu ülkenin devleti şu haliyle bile şu anki milletten daha iyidir. Çünkü süt nasılsa kaymağı öyledir. Ne diyor ayette; “Şüphesiz ki, bir toplum kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu .” (Ra’d, 11) Dönüşüm alttan yukarıya doğru olursa sağlıklı olacaktır. Yani önce bizden.
560939
KADİR DİKBAŞ Krize reçete
Çünkü alınan tedbirler ve açıklanan paketler, krize yol açan sebepleri ortadan kaldırmıyor. ABD Federal Merkez Bankası'nın eski başkanı Alan Greenspan, önceki gün ilginç bir açıklamada bulunarak küresel ekonominin gelecekte yeniden, fakat daha farklı şekilde kriz yaşayacağını ileri sürdü. Greenspan, krizlerin temelinde "insan tabiatı"nın yattığını söylüyor ve "Birisi çıkıp insan tabiatını değiştirecek bir yol bulmadığı müddetçe, bu tür krizler yaşamaya devam edeceğiz. Hiçbiri bu yaşadığımıza benzemeyecek, çünkü iki kriz arasında insan tabiatı dışında bir ortak nokta yoktur." diyor. MÜSİAD'in önceki Genel Başkanı Dr. Ömer Bolat, ekonomi konusundaki birikimiyle iş dünyasının ve kamuoyunun yakından tanıdığı bir isim. Bolat'ın, "Liderlik Gönül İşidir" adlı yeni kitabı geçtiğimiz hafta piyasaya çıktı. Kitabın tanıtımı için düzenlenen iftara, Dr. Ömer Bolat, MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan ve Hayat Yayın Grubu Başkanı Hayati Bayrak'la birlikte çok sayıda gazeteci ve yazar katıldı. Dr. Bolat'ın, herkesin anlayabileceği dilde, kısa ve net tespitlerde bulunan, dolu dolu mesajler veren kitabı, girişimciler, yöneticiler, patronlar, gençler, liderler ve sivil toplum kuruluşları başkanları için bir başucu kitabı niteliğinde. Kitabın en ilginç bölümlerinden biri, bir yıldır dünyayı sallayan küresel krizin sebeplerine ilişkin tespitler ile çözüme dönük teklifler. Ömer Bolat, Hayat Yayınları arasında çıkan kitabında, krizi şöyle özetliyor: Paradan ve havadan para kazanma dönemi duvara çarptı. Sanal ekonomi çöktü. Vahşi kapitalizm ve Anglo-Sakson liberal ekonomi ağır yara aldı. Sınır tanımayan kâr hırsı, para aç gözlülüğü küresel finans sistemini çökertti. Dr. Bolat, iki önemli tespitte daha bulunuyor. Birincisi, "Finans krizinin olduğu yerde yolsuzluk vardır." Buna en çarpıcı örnek olarak da, 50 milyar dolarlık saadet zincirini koparan Bernard Madoff skandalını gösteriyor. İkinci örneği ise, Merill Lynch'in 2008'de 41 milyar dolar zarar etmesi ama bununla birlikte yöneticilere milyar dolarlık bonus prim verilmiş olması. Bolat'ın diğer tespiti de, "Baronların spekülasyonu." Bunun örneği de hepimizin bildiği, yaşadığı can yakan fiyatlar. 15 Temmuz 2008'deki zirve noktadan sonra, emtia, gıda ve enerji fiyatlarında olağanüstü düşüşler gerçekleşti. Mesela bir varil petrol 147 dolardan 32 dolara kadar düştü. Bolat, çözüm teklifi olarak da, şu üç noktaya dikkat çekiyor: Türev ürünlere, "hedge" fonlara denetim getirilmeli ve müeyyide uygulanmalı. Böylelikle trilyonlarca dolarlık akışkan paradaki kayıtdışılığın önüne geçilmiş olur. Bununla birlikte finans yöneticilerine verilen primlerde mutlaka kısıtlamaya gidilmeli. Finans sistemi, finans merkezi ve rezerv para birimini tekli (ABD- New York, ABD doları) bağımlılıktan kurtarıp, çok kutuplu yapıya (ABD ve Dolar, Avro bölgesi, Ortadoğu-Körfez, Japonya-Çin ekseni) kavuşturmak gerekir. Günümüzde faizsiz finansman sistemi ile İslam ekonomisinin önemi ve faydası anlaşılmış olup, bu konuda ilmi, pratik, idari ve hukuki çalışmaların çerçevesi acilen oluşturulup, uygun konjonktür değerlendirilmelidir. Greenspan'in altını çizdiği "insan tabiatı" faktörü doğru bir tespit. Ama bu "tabiat"ın farklı sistemler, düzenlemeler içinde farklı şekilde ortaya çıktığı bir gerçek. Bir sıvının döküldüğü kaba göre şekillenmesi gibi. Taşkınlığa açık "insan tabiatı"nı disipline edecek, dizginleyecek bir mekanizma kurulmadığı takdirde, bazı aşırıların, aşırılıkların milyonları, hatta milyarları mağdur etmesi muhtemel. Bolat'ın önerileri, işte bu bakımdan büyük dönem taşıyor.
561515
Ünlü şarkıcının şok görüntüleri
Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi Ünlü şarkıcının şok görüntüleri 10 Bakmadan geçmeyin...
560742
Türk dostlarım için üzülüyorum
Kendilerinin daha çok gol pozisyonuna girdiğine dikkat çeken Blazeviç, "Özellikle Dzeko'yu tanıyamadım. Çok gol kaçırdı. Eğer Türkiye bizim girdiğimiz pozisyonları yakalasaydı, farklı mağlup olabilirdik. Umarım Estonya maçında hem Dzeko hem de İbiseviç gününde olur." diye konuştu. 10 Ekim'de oynayacakları Estonya karşılaşmasını kazanarak 2010 Dünya Kupası baraj maçlarına kalmayı garantileyeceklerini ifade eden Blazeviç, "Türkiye gibi zor bir rakibi grupta saf dışı etmek büyük bir iş. Son maçımızda da İspanya'yı yenerek başarımızın tesadüf olmayacağını kanıtlayacağız." değerlendirmesinde bulundu. Deneyimli teknik adam, Portekizli hakem Bartolo Benkverensa'nın Türk Milli Takımı'nın hocası Fatih Terim'i haksız yere oyundan attığını dile getirdi. Terim'i uzun yıllardır tanıdığını ve kendisini son derece centilmen bulduğunu ifade eden Hırvat çalıştırıcı, "Bana göre atılmayı hak etmedi. Terim'in de sadece hakemin yanına gidip bir şeyler söylediğini gördüm. Ancak oyundan atılacak kadar hakem ile aralarında sert bir diyaloğun yaşandığını tahmin etmiyorum." şeklinde konuştu. Miroslav Blazeviç, maçtan sonra Terim'le vedalaştığına işaret etti. Öte yandan Bosna-Hersek'te Türkiye maçında sarı kart gören Miralem Pjaniç ve kaleci Nemanja Supiç cezalı duruma düştü. İki futbolcu Bosna'nın 10 Ekim'de deplasmanda yapacağı Estonya maçında yer alamayacak. Bosna basını ise Türkiye'nin bütün gücüyle galibiyet için sahaya çıktığını ancak Bosna kalecisi Nemanja Supiç'i geçemediğini yazdı.
560274
YÖK'ten Kürtçe bölüm talebine onay
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Mardin Artuklu Üniversitesinde ''Türkiye'de Yaşayan Diller'' adı altında bir enstitü kurulmasının kararlaştırıldığını belirterek, enstitüde sadece Kürtçe değil, Farsça, Arapça, Süryanice gibi programların da açılabileceğini bildirdi. Özcan, ''Bu sadece Kürtçe'yi değil, diğer dilleri de kucaklayan bir çözüm oldu'' dedi. YÖK Başkanı Özcan, YÖK Genel Kurulunun yaklaşık saat süren toplantısının ardından gazetecilere açıklama yaptı. Mardin Artuklu Üniversitesinin Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açılması talebi bulunduğunu anımsatan Özcan, konuyu Genel Kurul'da görüştüklerini ifade etti. Özcan, toplantıda, Mardin Artuklu Üniversitesinde ''Türkiye'de Yaşayan Diller Enstitüsü'' adı altında bir enstitü kurulması kararı alındığını belirtilerek, ''Üniversite, istediği taktirde bunun altını Kürtçe yüksek lisans ve doktora programıyla isterse Farsça, Arapça, Süryanice gibi programlarla doldurabilecek. Ben, biraz önce kendilerine de bunu duyurdum'' dedi. Enstitüdeki programların sadece Kürtçe'yi değil diğer dilleri de kapsayacağını vurgulayan Özcan, şunları söyledi: ''Bu, sadece Kürtçe'yi değil diğer dilleri de kucaklayan bir çözüm oldu. Zaten, geçen günkü toplantımızda rektörlerimizden birisinin fikriydi bu. Benim çok hoşuma gitmişti. Bugün Genel Kurulumuz da bu fikri çok iyi buldu. çerçevede yeni bir model geliştirdik. Bundan sonra bu türden, yani farklı dilleri konuşan vatandaşlarımıza hizmet edecek bölümlerin açılmasını istediklerinde başka üniversitelere de aynı şeyi yapacağız. Ona da mesela Şark Dilleri Enstitüsü diyebiliriz, Doğu Dilleri Enstitüsü diyebiliriz, ama bu modelde gerçekleştirilecek, altına sadece Kürtçe değil, diğer diller de gelebilsin diye.'' ''GERİ ADIM ATMADIK'' Bir gazetecinin, ''Lisans programı açmaktan neden geri adım attınız?'' sorusu üzerine Özcan, ''Geri adım atmadık. Buradaki esas amaç önce gerekli öğretim üyesini yetiştirmekti. Bu enstitünün asıl amacı lisans öğretimi açıldığı zaman ihtiyacımız olacak öğretim üyelerini yetiştirmek. Onun için yüksek lisans ve doktorayla başlayacak'' dedi. ''Öğrenci sayısı belli mi?'' sorusuna özcan, ''Hayır. Onlar üniversitenin problemi. Biz onlara karışmıyoruz'' karşılığını verdi. Özcan, soru üzerine başvuran başka bir üniversite olmadığını ifade etti. Enstitünün na zaman faaliyete geçeceğinin sorulması üzerine Özcan, ''Biz birkaç güne kadar kararımızı kendilerine bildiririz. Onlardan gelen yüksek lisans ve doktor taleplerini de hemen kabul ederiz'' diye konuştu. ''Kuzey Irak'tan öğretim üyesinin gelmesi söz konusu mu?'' sorusuna Özcan, ''Zannediyorum Türkiye'den karşılayabilecekler'' yanıtını verdi.
560903
Amazing Stories
Amazing Stories Orijinal Adı: Amazing Stories Yönetmenler: Steven Spielberg, Mick Garris, Burt Reynolds, Martin Scorsese CNBC-e 22.00 Steven Spielberg'in 1985-1987 yılları arasında yayınlanan bu televizyon dizisi, Clint Eastwood'dan Martin Scorsese'ye ünlü oyuncuları ve yönetmenleri toplamasıyla dikkat çekiyor. 1989 yılında video kaset formatında piyasaya sürülen “Amazing Stories: The Movie 2” serisi bu fantastik dizinin en iyi bölümlerini içeriyor.
561546
'12 Dev Adam' yarın 895. maçına çıkıyor
(A) Milliler, 73 yıllık tarihinde yaptığı 894 maçın 462'sini kazanırken, 430 maçtan yenilgiyle ayrıldı. Milliler, karşılaşmada da berabere kaldı. Ay-yıldızlılar, tarihindeki ilk maçını, Yunanistan ile 24 Haziran 1936'da yaptı. Beyoğlu Halkevi Salonu'nda yapılan maçı, Türkiye 49-12 kazandı. İlk resmi maçını ise 1936'da Berlin'de düzenlenen Olimpiyat Oyunları'nda Şili ile oynayan milliler, Ağustos 1936'da yapılan karşılaşmada rakibine 30-16 yenildi. -EN FARKLI SKORLAR- (A) Milli Erkek Basketbol Takımı, tarihinde en farklı skorlu galibiyetini Libya karşısında elde etti. İzmir'de yapılan İslam Ülkeleri Spor Oyunları'nda 29 Eylül 1980 tarihinde Türkiye, Libya'yı tam 97 sayı farkla, 142-45 yendi. Türkiye, tarihindeki en farklı skorlu yenilgisini ise Hırvatistan karşısında aldı. Milliler, Almanya'da yapılan 28. Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda, 24 Haziran 1993'de Hırvatistan'a 113-63'lük skorla, 50 sayı farkla yenildi.
560743
Trabzon hedeften bir santim geri gitmedi
Beklentilerinin lige verilen arayla birlikte tüm sıkıntılarının geride kalması olduğunu kaydeden Şener, "Futbolun ve büyük takımların bir gerçeği var. Kulüpler taraftar olmadan büyük olamıyor. Bizim büyük kulüp olmamızın birinci nedeni altı şampiyonluğumuzdan çok, büyük bir taraftar kitlesine sahip olmamızdır." ifadelerini kullandı. Bordo-Mavili takımın aldığı sonuçların ekonomik anlamda kulübe hemen yansıdığını anlatan Şener, "Ancak taraftarlık sadece sonuçlara bağlı olmamalı. İnsanlar tuttukları takımı gönülden sevmeli. Biz yönetim kurulu olarak bizden sonrakilere daha iyi şartlarda bir kulüp bırakmak için uğraş veriyoruz. Örneğin kulübe kazandırdığımız adet HES Projesi sabit gelir getirmek adına çok önemli bir atılımdır. Sahada ise pes ettiğimizi hiç kimse düşünmesin." dedi. Şener, Türkiye'nin en iyi kadrolarından birine sahip olduklarını dile getirdi. Öte yandan hafta sonunda Süper Lig'de deplasmanda İstanbul Bld. ile karşılaşacak Trabzon, İstanbul'daki sel felaketi sebebiyle maçın ertelenmesi ya da sahanın değiştirilmesi için Federasyon'a başvuruda bulundu.
561294
Kamu-Sen'den memurlara eylem çağrısı
Yokuş, yaptığı yazılı açıklamada, büyümeden pay verilmeyen memurlara, krizin faturasının ödetilmek istendiğini savundu. Hükümetin toplu görüşmelerdeki tavrını eleştiren Yokuş, hükümetin, kamu görevlilerinin sesini duyması gerektiğini belirtti. Tüm sendikaları ve memurları eylem birlikteliğini sağlamaya davet eden Yokuş, "Bugüne kadar kamu görevlilerini görmezden gelen siyasi iradeye sesimizi duyurmak için verdiğimiz mücadelede artık sözün bittiği yere gelinmiştir. Türkiye Kamu-Sen, eylemlilik sürecini başlatmıştır. Bundan sonra bütün kamu kurumlarının önü eylem alanıdır. Yaşanacakların tek sorumlusu, yıllardır kamu görevlilerini görmezden gelen, toplu görüşme masasını ciddiye almayan ve bizleri eylem yapmaya zorlayan siyasi iradedir" dedi.
561897
Eğitim Bir Sen'den üyelerine iftar
Bir Sen'den üyelerine iftar Eğitim-Bir-Sen Kütahya şubesi tarafından düzenlenen 13. Geleneksel iftar yemeği yoğun katılımla Çınar Otelde gerçekleştirildi. AHMET YILMAZ KÜTAHYA İftar programına Genel Basın Yayın Sekreteri Hıdır Yıldırım, siyasi parti temsilcileri ve kadın kolları, il müdürleri, il milli eğitim müdür yardımcıları ve şube müdürleri, Memur-Sen'e bağlı sendikaların il ve ilçe temsilcilerinin yanı sıra basın mensupları ve çok sayıda sendika üyesi katıldı.İftar programında konuşan Memur-Sen İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Kütahya Şube Başkanı Kamil Uçan her geçen gün güçlenerek üye sayısını artıran Eğitim-Bir-Sen'in daha önceki yıllarda öğretmen evinde düzenlediği iftar programını bu yıl daha büyük bir mekânda gerçekleştirmek durumunda kaldıklarını, öğretmen evinin artık üyelerine cevap veremediğini belirti. Uçan konuşmasında; “Eğitim-Bir-Sen olarak bizler tüm çalışanların derdini kendi derdimiz kabul edip çözüm üretmek için her türlü gayreti sarf ediyoruz. Sendika olarak yalnızca ücret sendikacılığı yapmıyor aynı zamanda çalışanların sosyal ve kültürel alandaki ihtiyaçlarının da karşılanması gerektiğini biliyoruz.” dedi.
560688
Federasyon takipte
Hafta sonu beklenen aşırı yüzünden G.Saray-, Büyükşehir-, -F.Bahçeve G.Birliği- maçları mercek altına alındı. Koşullar uygun olmazsa karşılaşmalar ertelenecek ve özellikle ’da can ve mal kaybına neden olan yağışlar, Futbol Federasyonu’nu da harekete geçirdi. Federasyon yarın oynanacak derbisi başta olmak üzere aşırı beklenen kentlerde yapılacak maçlar öncesi bölge müdürlüklerini uyardı. Karşılaşmaların oynanacağı statların zeminlerinde inceleme yapılması talimatını veren federasyon, kulüplerle de temasa geçerek koşulların uygun olmaması durumunda ertelemeye gidilebileceği bilgisini verdi. Yarınki Galatasaray- Beşiktaş maçının yanı sıra Olimpiyat Stadı’nda oynanacak maçını da mercek altına alan federasyonun, Bank ve diğer liglerde de aynı uygulamayı yaptığı bildirildi. Federasyon yönetim kurulu üyesi Ufuk Özerten koordinatörlüğünde oluşturulan çalışma grubunun İşleri Genel Müdürlüğü ile de temasta olduğu ve yağış alacak bölgelerle ilgili bilgi alış verişinde bulunulduğu ifade edildi. Süper Lig’de yağış nedeniyle erteleme riski bulunan maçlar ise şöyle belirlendi: Galatasaray- Beşiktaş, Büyükşehir Belediyespor- Trabzonspor, ’dan başvuru Bu arada Trabzonspor, maçının ertelenmesi ya da başka sahada oynanması için TFF’ye başvuruda bulundu.
561347
12 Dev Adam yine sahneye çıkıyor
12 Dev Adam yine sahneye çıkıyorİstanbul DHA 'da düzenlenen Şampiyonası'nda ilk turda Grubu'nda oynadığı üç maçı da kazanan 2. turda Grubu'ndaki ilk maçında Cumartesi günü ile karşı karşıya gelecek. Saat 16.45'teki maç öncesi milli takımda moraller üst seviyede. Menajer zorlu bir mücadele olacağını ancak ilk maçı kazanmak istediklerini söyledi. Milliler ikinci maçını 14 Eylül Pazartesi günü 22.00'de üçüncü maçını ise 16 Eylül Çarşamba günü yine saat 22.00'de ile oyanayacak. Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda ikinci tur gruplarında bugün ise maç oynanacak. Günün ilk karşılaşması saat 16.45'te arasında yapılacak Bu karşılaşmanın ardından saat 19.15'te ile karşı karşıya gelecek. Günün son karşılaşması ise saat 22.00'de arasında olacak.
560923
MEB'de şıklık kriteri yok
'de şıklık kriteri yok ANKARA Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nde çalışan bir kadın memuru 'şık giyinmediği'nden ötürü görevden aldığını iddiaları Milli Eğitim Bakanlığı'nca yalanladı. Açıklamada “Bu iddia Sayın Bakanımıza yapılabilecek en büyük hakarettir” denildi. MEB Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği'nden yapılan yazılı açıklamada, “İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü basın bölümünde çalışan söz konusu memurun görev yerinin değişmesi tamamen müdürlüğümüzün tasarrufudur. İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün kendi içindeki bir düzenlemesini Sayın Bakanımızla çirkin bir iftirayla ilişkilendirmek hiçbir ahlaki değerle bağdaşmamaktadır” denildi. 05.09.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. EĞİTİM
560771
Teşekkürler Çubukçu
Milli Bakanı ’yu önceki bakanlardan farklı kılan ne? Tek cümleyle özetleyebiliriz: Sorunları erteleyen değil, çözen biri. Koltuğa oturalı çok uzun bir süre olmadı. Ama kangrene dönüşen pek çok konuda çözüm üretti. Örneğin noktasına gelen borçlarında faiz oranları makul düzeylere çekildi, parçalanmış aileleri birleştirildi, ’ün önerdiği aşırı harç zamları yüzde 8’e indirildi ve şimdi de, yıllardır boş kalan anadolu liseleri kontenjanları için yeni bir kayıt dönemi açıldı. Daha önce, böylesi ufak(!) sorunlar, milyonlarca öğrenci, veli ve öğretmeni ilgilendirmesine rağmen bakanların hiç umurunda değildi. Şimdi en azından çözüm üretiliyor. Anadolu liselerinde, hemen her yıl, Bakan Çelik’in inadı yüzünden bine yakın kontenjan boş kalıyordu. Ne öğrenci ve velileri dinliyor ne de yöneticilerinin sesine kulak veriyordu. Bu yüzden Bakan Çubukçu’nun bu konuda atacağı adım çok önemliydi. da Çelik gibi kontenjanların boş kalmasına seyirci mi kalacak yoksa her biri binlerce öğrencinin hayalini süsleyen boş kontenjanların dolması için talimat mı verecekti?.. bin kontenjan boş Beklenen haber dün geldi. Bakan Hanım, kontenjanların dolması için bu yıla yönelik geçici bir çözüm üretilmesini, gelecek yıldan itibaren de bir daha böylesi bir kayıt kaosunun yaşanmaması için ne gerekiyorsa yapılması talimatını verdiği duyumu geldi. Resmi açıklama da gecikmedi. İsterseniz önce bu konudaki habere bir göz atalım: “Fen, sosyal bilimler, anadolu öğretmen ve anadolu liseleri ile sağlık meslek liselerinin boş kontenjanları için 4. yerleştirme yapılacak. Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, 2009-2010 öğretim yılında 9. sınıfta öğrenim görecek öğrencilerin seçme, yerleştirme ve kayıt işlemlerinin Eylül Pazartesi günü tamamlandığı hatırlatıldı. Bu işlemler sonucunda fen ve sosyal bilimler liselerinde 173, anadolu liselerinde bin 389, anadolu öğretmen liselerinde 162, sağlık meslek liselerinde 789 olmak üzere toplam bin 513 kontenjanın tespit edildiği ve bu kontenjanların değerlendirilmesi için 11-14 Eylül tarihleri arasında 4. yerleştirme başvurularının yapılacağı ifade edildi. Başvuruların ilgili ilköğretim okulu müdürlüklerinden ve doğrudan öğrenci velisi tarafından elektronik ortamda yapılacağı, sonuçların ise 16 Eylül Çarşamba günü bakanlığın sitesinden açıklanacağı belirtildi. Kayıtların 16-18 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirileceği bildirildi.” Sorun çözülür mü? Peki 4. kayıt döneminin koşulları ne? Bu konudaki ayrıntıların yarın açıklığa kavuşması bekleniyor. Tercihte yükselme şeklinde mi olacak? Yoksa herkese açık mı? Ya da her ne kadar kabul görmese de sadece açıkta kalan öğrencilere mi yönelik? Tüm bu ayrıntılar 4. kayıt dönemi kadar önemli. Eğer iyi organize edilmezse 5’inci, 6’ncı kayıt dönemlerine de gerek duyulur ki, zaman alınan bu kararın bir anlamı olmaz. Sınavları gerçekleştiren Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü ile kuralları belirleyen Orta Öğretim Genel Müdürlüğü, bu konuda fazlasıyla hata yaptı. Yine onların kılavuzluğunda gerçekleşecek yeni bir kayıt dönemi, daha öncekilerden hiç farklı olmaz. Bu yüzden, bakanlığın diğer birimlerinden isimlerin de devreye girmesinde sonsuz yarar var. Direkt okul müdürlerinden de bilgi alınabilir. Ama en olmaması gerekeni, bu işin yine onlara havale edilmesi olur ki, bu da bir yerler dolarken, öteki tarafların boşalması anlamına gelir!.. Özel Türk ve yabancı okulları da içine almayan yeni bir kayıt dönemi, sorunu çözmez, sadece öteler. nedenle, bu son kayıt döneminde, ya ortak tercih yapılmalı ya da kayıt dönemleri aynı tarihte başlayıp aynı tarihte bitmeli!.. Üniversitesi? Maltepe Üniversitesi’ndeki burslu kontenjanlara yanlış yerleştirmenin faturası öğrencilere çıkmayacakmış. Adaylara ek kontenjan kapısının açık bırakılması sevindirici. Adaylar isterse kazandıkları bölümü, belirlenen bursun yarısını ödeyerek de kayıt olabileceklermiş. Demek ki istendiğinde olabiliyor. Bu kararı alanlara da teşekkürler. Özetin özeti: Öğrencileri sevindirenleri alkışlamaya hazırız...
561750
Derbide favori Galatasaray
Milli maçlardan dolayı liglere verilen aranın ardından gözler sezonun ilk derbisine çevrildi. Cumartesi akşamı saat 21.00'da Ali Sami Yen Stadı'nda oynanacak "Galatasaray–Beşiktaş" derbisinde iddia oranlarına göre Galatasaray favori olarak gösterildi. Derbi için iddaa programında oranlar, Galatasaray'ın galibiyetine 1.50, beraberliğe 3.50, Beşiktaş'ın galibiyeti için ise 4.00 olarak yer aldı.
562151
Lastiği patlayan kamyon şarampole yuvarlandı: ölü
'da lastiğinin patlaması sonucu kontrolden çıkarak karşı şeride geçip şarampole yuvarlanan kamyonun sürücüsü öldü. Kaza sonrası çalan cep telefonunu açan astsubay, telefondaki kişiye sürücünün öldüğünü söyleyemeyerek jandarma karakoluna gelmesini istedi. Kaza, saat 18.00 sıralarında D-100 Karayolu Çaydurt Mevkii'nde meydana geldi. ’dan yönüne giden sürücüsünün kimliği henüz belirlenemeyen 41 FC 200 plakalı alçı yüklü kamyon, sol ön lastiğinin patlaması sonucu kontrolden çıktı, karşı şeride geçerek şarampole yuvarlandı. Kazada, hurdaya dönen araçta sıkışan sürücü yaşamını yitirdi. Bolu İtfaiye Müdürlüğü’ne bağlı kaza ekibi sürücüyü çıkarmaya çalışırken, bu sırada alçı dolu çuvalların arasında kalan çaldı. Bir jandarma astsubay cep telefonunu bularak telefonu açtı. Sürücünün öldüğünü söyleyemeyen astsubay, “Arkadaşınız kaza yaptı. Şu anda yaralı. Çaydurt Jandarma Karakolu’na gelin” dedi. Sürücünün çuvalların arasında kalan diğer telefonu da çaldı. Ancak bu kez telefona cevap verilmedi.
561484
FIFA 10'u ilk oynayanlar arasında olun Video
İçerğinde Chelsea, Barcelona, Juventus, Bayern Munich, Marseille ve Chicago Fire takımlarını karşı karşıya getiren 2.3 GB boyutundaki İki gündür EA'nin resmi İnternet adresinde "" uyarısı olmasına karşın, dosyanın indirilmeye açılması bir hayli şaşırtıcı. Görünen ki EA, web sitesini güncellemekte problem yaşıyor. Demonun yayınlanmasına karşın EA'nin İnternet adresindeki tablo bu şekilde ::
560575
Faciaya kıl payı
selden sonra havada yaşanacak bir felaketin de eşiğinden dönmüş!Havalimanı bölgesindekiBasın Ekspres Yolu çevresinde mahsur kalanları kurtaran helikopterlerin, uçaklarla çarpışmamaları için kule tarafından defalarca uyarıldığı öğrenildi. Akıllarda ise şu soru kaldı: Pist neden kapatılmadı? ’daki sel felaketinde Sefaköy’de bulunan fabrikalarda mahsur kalanlar askeri helikopterler tarafından kurtarılırken büyük bir facianın eşiğinden dönüldüğü öne sürüldü. ’ndan kalkan uçakların iniş kalkış hattında (course) kurtarma faaliyeti yapan helikopterlerin pilotları, kule tarafından hattan çıkmaları yönünde defalarca uyarıldı. Uzmanlar acil bir durum olduğu için pistin kurtarma sırasında uçuş trafiğine kapatılması gerektiğini bildirdi. Kule birçok kez uyardı ’ne bağlı helikopterler önceki gün İstanbul’da kurtarma faaliyetlerine katılmıştı. Basın Ekspres Yolu çevresindeki fabrikalarda mahsur kalarak çatıya çıkan vatandaşlar, helikopterlerden sarkıtılan halatlarla kurtarılmıştı. Helikopterler bölgeye birçok sorti yaparken, Atatürk Havalimanı’nın 1.8-3.6 olarak adlandırılan ana pistindeki uçaklar ise Sefaköy yönünden kalkış yapıyordu. Uçakların iniş kalkış hattında kurtarma faaliyetinde bulunan helikopterlerin pilotları kule görevlileri tarafından birçok kez uyarıldı. Pilotlar, kulenin “Tırmanma hattı içinde uçmayın” şeklindeki telsiz anonslarını dinlerken, can kurtarmak için çaba sarf etti. Pist kapatılabilirdi Havayolları Pilotları Derneği (TALPA) Başkan Yardımcısı kaptan pilot Mete Dane, “Burada öncelikler göz önüne alınmalı. Eğer ortada bir can söz konusu ise pist kapatılabilir; uçuşlar başka piste kaydırılabilir ya da başka meydana yönlendirilme yapılır” diye konuştu.
560937
MEHMET YILMAZ İsrail-İran hattında Rusya kavşağı
Örneğin... İsrail, İran'ın nükleer silah elde etmeye çalıştığını iddia ederek, bu ülkenin nükleer tesislerine her an saldırabileceğinin sinyallerini veriyor. İran da bu arada boş durmuyor tabii. Her vesileyle İsrail'in yok edilmesi gereken bir devlet olduğunu öne sürüyor. Kendini savunabileceğini göstermek için de sık sık geliştirdiği yeni silahları teşhir ediyor. Özetle... İran da, İsrail de teyakkuz halinde. Açık ya da gizli operasyonlarla birbirlerinin "zaaf" noktalarını bulmaya çalışıyorlar. İsrail, başta ABD olmak üzere uluslararası kamuoyunu ikna etmeye çalışıyor, İran'ın nükleer silah elde etmesini engellemek için. Eğer iş başa düşerse tek başına bu ülkeye saldırabileceğinin sinyallerini veriyor. İran da hem nükleer davasından vazgeçmiyor hem de muhtemel bir askerî harekâtı püskürtebilmek için hava savunmasını güçlendirmeye çalışıyor. İlginçtir hem İran hem de İsrail, bir ülkeyi kendi yanına çekmek için büyük çaba sarf ediyor. Hangi ülke o? Tabii ki Rusya... Rusya, İran'ın nükleer santrallerini inşa ediyor. Ayrıca... İran'la 2007 yılında bir anlaşma imzaladı, günümüzün en etkili hava savunma füzelerinden sayılan S-300'leri İran'a satmak için. Ancak füzeleri iki yıldır Tahran yönetimine teslim etmedi. Neden? Çünkü İsrail devrede... Rusya'nın S-300'leri İran'a vermemesi için büyük çaba harcıyor İsrail. Üst düzey temaslar yaparak S-300'lerin İran'a verilmeyeceği garantisini almaya çalışıyor Rus liderlerden. İşin doğrusu alıyorlar da... Ancak... Tedbiri de elden bırakmıyor. Anlaşılıyor ki... S-300'lerin "gayri resmî" yol ve yöntemler kullanılarak İran'ın eline geçmesini engelleme çabası içine de giriyor İsrail. Mesela... Temmuz ayının sonunda İsveç karasularında kaçırılan "Arctic Sea" isimli Rus gemisinin S-300 füzeleri taşıdığı, İsrail'in bunu haber alınca Rusya'nın harekete geçmesini beklediği, ardından "korsan" senaryosuyla meselenin kapatıldığına dair haberler onlardan biri. Mesela... Başbakan Netanyahu'nun gizlice Moskova'ya gittiği ve Rusya Başbakanı Putin'le görüştüğü iddialarının İsrail gazetelerinde yer alması da bir diğeri. Konunun muhatabı olan resmî makamlar söz konusu haberleri yarım ağızla yalanlamaya çalıştı. Ama dün Netanyahu'nun makamı, Başbakan'ın 14 saat ortadan kaybolmasıyla ilgili gerçeği gizlediğini kabul etti. Böylece ortaya çıkan bilgiler üzerindeki "şüphe" bulutları kısmen dağıldı. Netanyahu ne görüştü Putin'le peki? Muhtemelen S-300 füzelerini... Geçen ay Moskova'yı ziyaret eden İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e Kremlin benzer garantileri verdiği halde Netanyahu neden 14 saat ortadan kaybolma ihtiyacı duydu acaba? Bilmiyoruz. Kamuoyuna yansıyanlardan elde edebildiğimiz tek bilgi, Moskova'nın son dönemde İsrail için gizli ya da açık bir "ziyaretgâh" haline geldiği, Moskova'nın da bundan memnun göründüğü kanaatidir herhalde.r
560346
Başkent "Sel"e Hazırlanıyor
Başkent "Sel"e Hazırlanıyor gün boyunca yoğun yağış alacak olan Ankara'da olası sele karşı tedbirler artırıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek de önemli uyarılarda bulundu. İstanbul'u vuran ve megakentte hafızalardan silinmeyecek izler bırakan yüzyılın sel felaketi, diğer şehirlerde muhtemel sellere karşı alınan tedbirlerin arttırılmasına sebep oldu. Kuvvetli yağışların yarın (11.09.2009) ve özellikle de Cumartesi günü etkili olacağı yerler arasında bulunan Ankara'da da aynı görüntülerin yaşanmaması için yetkililer harekete geçti. Ankara Büyükşehir Belediyesi, tüm işçilerini yağışların etkili olması beklenen yarın akşam ve Cumartesi gününde 24 saat göreve çağırdı. Şehirdeki tıkanmış rögarlar da temizlenmeye başlandı. Büyükşehir Belediyesi gazete, radyo ve otobüslere vereceği ilanlarla vatandaşları uyaracak. İşte Ankara'nın Riskli Bölgeleri Ankara'nın riskli bölgeleri ise şöyle; Taceddin Dergahı, Gençlik Parkı, Opera, Sıhhiye, Adliye Arkası, Mamak, Dikimevi Kavşağı, Bent Deresi, Hacı Bayram Dolmuş Parkı, Dışkapı, Hasköy Kavşağı, Yenimahalle ve Harikalar Diyarı. Gökçek, Vatandaşları Uyardı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de olası sel ve su baskınlarına karşı vatandaşlara şu uyarıları yaptı: "Bodrum katta oturan vatandaşlarımızın bu konuda çok titiz olmalarını, bu iki gün süreyle istirham ediyorum. Tedbirlerini almalarını özellikle istirham ediyorum. Ayrıca herhangi bir yağışta sel sularının gelebileceği umulan yerlere araçlarını lütfen park etmesinler. Cuma ve Cumartesi günü araçlarını daha yüksek yerlere park etsinler. Dere yataklarına kesinlikle araçlarını koymasınlar."
561385
Topbaş kızgın: "Ruhsatları CHP vermiş!"
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, sel felaketiyle ilgili olarak bu sabah bir basın toplantısı düzenledi. Kızgın olduğu gözlenen Topbaş, CHP lideri Deniz Baykal başta olmak üzere siyasilere sitem etti ve "sesli düşündü". Topbaş'ın CHP'yle ilgili iddialarına CHP İstanbul'dan CNN TÜRK ekranında jet yanıt geldi: "Kanıtla, istifa edelim!" (CNNTURK.COM) -- Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi'nde (AKOM) AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen, İSKİ Genel Müdürü Mevlüt Vural ve diğer bürokratlarla birlikte düzenlediği basın toplantısında, kentin gün üst üste sele maruz kaldığını, bu akşam için de uyarılar yapıldığını belirterek, "Umudumuz, inşallah halkımız, bizler de tedbirli olarak bu sıkıntıları bir daha yaşamayız" dedi. Topbaş, belediyeleri suçlayan Baykal'a "44 yıl İstanbul'da ne yaptınız?" diye sordu. Topbaş, "Basın Ekspres yolu yapılırken Ayayama deresi neden dikkate alınmadı, neden sağındaki solundaki tepelerden gelecek yağmur sularını denize aktaracak kararlar alınmadı diye sesli düşünmek istiyorum" dedi. Siyasilerin bu gibi olayları siyasi ranta çevirmesine üzüldüğünü söyleyen Topbaş, dün İkitelli TIR garajını ziyaret eden CHP lideri Baykal'a sitem ederek, "Beklerdim ki Baykal ve diğer siyasiler arasın geçmiş olsun desin, ne yapabiliriz diye sorsun" dedi. Bölgedeki TIR parklarından tanesinin ruhsatının CHP döneminde verilmiş olduğunu söyleyen Topbaş, Osmanlı parkının ise 19 Şubat'ta 'burada TIR garajı olmaz' diye kendileri tarafından mühürlendiğini kaydetti. Topbaş, buradaki 80 bin ton suyu barındıran göletin de patladığını belirtti. Dere yataklarına yapılan konutların da CHP döneminden kaldığını belirten Topbaş, "İşin başında olan birisi olarak bizde de sorumluluk var, bizden önce de vardı, bizden sonra da olacaktır. Tüm yönetimde bulunan herkes bu öz eleştiriyi yapmak zorundadır" dedi. Yaraların sarılacağını vurgulayan Topbaş, İstanbul gibi bir kentte yaşam alanlarının geçmişten günümüze kadar gelen düzenlemelerinde bazı sıkıntı ve problemler olabileceğini belirtti. Topbaş, "Bu olayda suçlu ve suçlular arama gibi bir tabir kullanmak istemiyorum. İşin başında olan birisi olarak bizde de sorumluluk var, bizden önce de vardı, bizden sonra da olacaktır. Tüm yönetimde bulunan herkes bu öz eleştiriyi yapmak zorundadır. Çünkü halkın önünde yönetimde bulunanlar olarak bizler problemleri daha dikkate almamız gerekiyor" diye konuştu. Topbaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında dün Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde ilgili bakanlar ve bürokratlarla toplantı yapıldığını anımsatarak, "Toplantı sonucunda kısa, orta ve uzun vadede ve acil önlem planları yapıldı ve karara bağlandı. Bu çerçevede çalışmalar sürdürülmekte. Belki biraz acımasız olacağız, bazılarının canı yanacak, kimse kusura bakmasın. Gereken soruşturmaların başlatılması talimatını verdik. İstimlak gereken yerlerde istimlak, bodrum katlarının etkileneceği noktalarda bodrum katlarının iptaline kadar bütün tedbirler alınacak. Dere yatakları, etkilenme alanlarının üzerindeki bütün çalışmaları sürdüreceğiz ve istimlak gibi gereken çalışmaları yapacağız. Özellikle bu konuda ve yargıdan destek bekliyorum. Çünkü istimlak ile ilgili gittiğimiz kararlarda yürütmeyi durdurma kararları alınmakta. Bunu aşmanın yolu seri kararlar alabilmekte" diye konuştu. CHP lideri Deniz Baykal dün İkitelli TIR parkının bulunduğu araziyi incelemiş ve "Bu doğal felaket değil, belediyecilik ve imar rezaletidir" diyerek istifa CHP'den jet yanıt: "Kafasına taş düşse..." Topbaş'ın iddialarına CNN TÜRK ekranından cevap veren CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, "16 yıl önce burada birşey yoktu. Arkadaşlarına sorsun, rakamları göstersinler" dedi. Gürsel, Topbaş'ın "kafasına taş düşse CHP'den bileceğini" söyledi. CHP dere yatağını imara açmışsa istifa etmeye hazır olduklarını söyleyen Tekin, "Eğer böyle birşey yoksa kendisi gereğini yapacak mı" dedi. "16 yıl önce ruhsatı kim vermişse vermiş, isterse CHP isterse başka iktidar. Gelin; üniversitelere bağımsız kurul oluşturalım, sorumlu bulunsun. Hesabını vermeye razıyım, sen razı mısın?" diyen Tekin, "Yeni verdiğiniz ruhsatlar var. Bunları gözünüzün içine sokmak istiyorum" şeklinde konuştu. Tekin, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e de, "İstanbul'u ağzına alırsan sana Ankara'yı dar ederim. İddialarını kanıtlamayazsan seni şerefsiz ilan ederim" diye konuştu.
561340
Beşiktaş Manchester United maçı bilet fiyatları belli oldu...
maçı bilet fiyatları belli oldu... ’ın, ’nde ’nin takımıyla yapacağı maçın biletleri satışa çıkarılıyor. Siyah-beyazlı takımın, 15 Eylül Salı günü BJK ’nda yapacağı karşılaşmanın biletleri bugün saat 14.00’ten itibaren gişelerinden satışa sunulacak. Saat 21.45’te başlayacak karşılaşmanın bilet fiyatları şöyle: Üst ve E: 650 TL VIP Üst ve F: 450 TL VIP Alt ve F: 250 TL VIP Alt ve E: 320 TL VIP Alt ve D: 400 TL Numaralı Orta: 250 TL Numaralı Kenar: 225 TL Kapalı Üst: 200 TL Kapalı Alt: 175 TL Yeni Açık: 75 TL Eski Açık: 75 TL
561886
Selin Sabri Özel'e faturası ağır oldu
Özel, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından Dış Ticaret Kompleksinde Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın katılımıyla düzenlenen ve sel felaketinden etkilenen iş adamlarının sorunlarının görüşüleceği toplantı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. İstanbul'daki sel felaketinden fabrikasının büyük zarar aldığını belirten Özel, fabrikanın içine 21 ton suyun dolduğunu, şu anda boşaltma çalışmalarının sürdüğünü ve 1-2 saate kadar tamamlanacağını bildirdi. Sabri Özel, ''Zararımız kesin olmamakla beraber 45-50 milyon lira. Sigorta şirketinin aşağı yukarı dörtte birini ödeyeceği söyleniyor. Fabrikamızda 850 çalışanımız var. Fabrikanın beyni sular altında kaldı'' diye konuştu. Şu ana kadar devletten herhangi bir yardım almadıklarını belirten Özel, işçilerin maaşının ödenmesi için ellerinden geleni yapacaklarını, devletten destek beklediklerini, zararlarının karşılanmasını istediklerini söyledi. Bir soru üzerine Özel, çalıştıkları bankaların yetkililerinin, istedikleri zaman yeterli krediyi kendilerine sağlayabileceklerini söylediklerini kaydetti. Özel, kredi almayı düşünmediklerini ifade ederek, ''Meslektaşlarımız her türlü desteği vermeye hazır. Demek ki kendimizi sevdirmişiz. 'Ne kadar mal isterseniz hemen destek verelim' dediler. Şu ana kadar 2-3 aylık kaybımız var. Fabrikamız günde bin 500 adet mal üretiyordu'' diye konuştu.
560887
Bu kadar kötü orana bile sevinir hale geldik
Bu kadar kötü orana bile sevinir hale geldik Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Mustafa Koca, ikinci çeyrek büyüme rakamlarının, bir önceki çeyrek döneme göre en az yüzde 50 civarında bir iyileşme anlamına geldiğini belirtti. Koca, birinci çeyrek itibariyle ortaya çıkan manzaranın revize öncesi 13,8 olduğunu, ikinci çeyrek rakamları açıklanırken aynı zamanda revizyon rakamlarının da geldiğini ifade ederek, birinci çeyreğin gerçek rakamının 14,3 ve vehametin boyutlarının biraz daha yüksek olduğunu kaydetti. İkinci çeyrek rakamlarına baktıklarında eksi yüzde oranında bir küçülmenin gerçekleştiğini gördüklerini belirten Koca, şu görüşleri dile getirdi: 'Bu kadar kötü bir oranın bile iyi bir tarafının olduğunu görmek hayatın ilginç sürprizlerinden olsa gerektir.
561537
Sri Lanka'da 10 bin savaş mültecisi evlerine döndü
Hükümet Sözcüsü Senaka Ubesinghe, savaş sebebiyle yerlerinden olan 9920 sivilin evlerine yerleştirildiğini açıkladı. Sözcü bu kişilerin, hükümete ait kamplardan alınarak otobüslerle ülkenin doğusunda ve kuzeyindeki köylerine taşındığını kaydetti. Ülkede şu ana kadar 19 bin kişi evlerine yerleştirildi. Adada hükümet güçleri ile ayrılıkçı Tamiller arasında 26 yıl devam eden iç savaşın son döneminde hükümet güçlerinin başlattığı operasyon sırasında etnik Tamil siviller yer değiştirmek zorunda kalmıştı. dönemden beri, ülkenin kuzeyindeki askeri kamplarda 300 bin kişi gözaltında tutuluyor.
560968
Ankara’da ‘üst kata çıkın’ uyarısı yapıldı
’da ‘üst kata çıkın’ uyarısı yapıldı Ölümlere neden olan yağışların önümüzdeki günlerde ’nin batı bölgelerinde etkili olacağı açıklandı. ’da bugün de bekleniyor. Alt katlarda oturan Ankaralılar ise üst katlara taşınmaları için uyarıldı. Bölgesi’ni etkisi altına alıp ölümlere neden olan yağışlar önümüzdeki günlerde tüm Türkiye’de etkisini gösterecek. Devlet İşleri Genel Müdürü Mehmet Çağlar, Türkiye’nin batı bölgelerinin bugün yeni bir yağışlı havanın etkisine gireceğini belirterek, yetkililer ile vatandaşları olası su baskınlarına karşı uyardı. İstanbul Meteoroloji Bölge Müdürü Mustafa Yıldırım da İstanbullulara yağışların bugün öğle saatlerinden itibaren gök gürültülü ve sağanak şeklinde tekrar görüleceğini açıkladı. Yıldırım, Başkanı ’ın önceki gün yaptığı, “Beteri cuma günü gelecek. Önceki yağışlardan 1.5 kat fazla olacak” açıklaması içinse, “Böyle bir öngörümüz yok. Yarın geceki yağışın sel ve oluşturabilecek nitelikte olacağını tahmin ediyoruz” dedi. İstanbul Valisi de, sel felaketiyle ilgili Afet Koordinasyon Merkezi’nde (AKOM) yaptığı açıklamada, sel tehlikesinin henüz geçmediğini söylemiş, “Yağışlar tekrar artacak. Hafta sonu yoğun bir yağış İstanbul’u bekliyor. Allah bizi korusun diyorum” şeklinde konuşmuştu. İstanbul Meteoroloji Bölge Müdürü Mustafa Yıldırım, İstanbul açısından yağışların etkisini pazar günü kaybedeceğini söylerken, Büyükşehir Belediye Başkanı Ankaralılara ilginç bir uyarı yaptı. Gökçek, dün düzenlediği basın toplantısında, vatandaşları radyolara, gazetelere ilan vererek ve otobüslere duyurular asarak olası bir sel afetine karşı uyaracaklarını belirtti. Gökçek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle dere yataklarında oturanlar ve katlarında sık sık evini su basanlar bu gün çok dikkatli olmalı. Gece yarısı aniden sağanak halinde gelebilecek ciddi sıkıntılar yaratabilir. Sel sularının geçeceği yerlerde bulunanlar, araçlarını dere yataklarına değil, yüksek yerlere park etsin.” Ankaralılara sele uykuda yakalanmamalarını tavsiye eden Gökçek, “Eğer ciddi bir tehlike bekliyorlarsa bir üst katta komşuda falan kalmalarında fayda var” şeklinde konuştu.
561821
Putin, rublenin güçlenmesini istemiyor
Putin, rublenin güçlenmesini istemiyor 11 Eylül 2009 Cuma, 16:59 Rusya Başbakanı Vladimir Putin, güçlü para biriminin ülkenin ekonomik yapılanmasını zayıflatacağı gerekçesiyle Rus rublesinin küresel kriz öncesindeki seviyesine yükselmesine izin verilmemesi gerektiğini söyledi. Putin, Moskova yakınlarındaki konutunda Rus uzmanlarla yaptığı toplantıda, "Makro ekonomiyi yeniden canlandırmalı ve enflasyonu düşürmeliyiz. Ulusal para biriminin önceki yıllarda olduğu gibi güçlenmesine izin vermemeliyiz" diye konuştu. Faaliyette olan bazı bankaların kısa vadede küçülebileceği ancak daha istikrarlı kreditörler haline geleceğini kaydeden Putin, bunun insanların Rus mali kurumlarına yönelik güvenini artıracak olumlu bir gelişme olacağını söyledi. Rusya, gayrı safi milli hasılasında bu yılın ikinci yarısında yaşadığı yıllık yüzde 10,9'luk düşüşle son 10 yılda ilk kez resesyonla karşılaşırken, Rus rublesi geçen yaz ayından beri yüzde 25'ten fazla değer kaybetti. Bazı Rus politikacılar geçen ay rublenin dolar karşısındaki değerinin 30-40 ruble aralığında olması önerisinde bulunurken, analistler böylesi bir adıma rublenin uluslararası piyasalarda oldukça değerli olduğu gerekçesiyle karşı çıkıyor.
560974
Sevgilisinin yaşındaki oğlunu işkenceyle öldürdü
'nin California eyaletinde sevgilisinin yaşındaki oğlunu ederek öldüren Jose Maurice Castaneda, afsız ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. San Diego Yüksek Mahkemesi Yargıcı Joan Weber, kararı açıklarken, kanıtların Castaneda'yı kesinlikle suçlu gösterdiğini söyledi. Castaneda, sevgilisi Maria Razo'nun iki yaşındaki oğlu Cezar Razo'yu bir dolaba kapatarak elbise askısı, kemer ve kablo teliyle aylarca etmekle suçlanmıştı. Adli tıp 2005 yılının haziran ayında hastanede ölen 10 kilogram ağırlığındaki Cezar'ın cesedine yaptığı otopside tam 304 yara tespit etmişti. Maria Razo da çocuğa kötü muamele ve kasten adam öldürmeye yardım etme suçlarından yaklaşık 17 yıl hapis cezası aldı.
560596
Türker: AKP iktidarı faşist yaklaşım içinde
Genel Başkanı ’e verilen cezasının vergi hukukuna aykırı olduğunu belirterek, “Politik ve kişisel hesaplaşmalarını üzerinden yürüten iktidarı faşişt bir yaklaşım içindedir” dedi Yazılı açıklamasında, “Doğan grubuna yönelik uygulama, despotça bir yaklaşımdır” diyen Türker, ’nin yürütme ve yargıdan sonra basını sindirmeye çalıştığını söyledi. Türker, “Ceza siyasal yaklaşım. Çünkü kanunları ve ilgili mevzuat bir kenara bırakılmış, ceza keyfi bir şekilde kesilmiştir. Bu keyfilikle kesilen ceza sadece Doğan grubunu ve sahibini hedef almamaktadır. Kamuoyunun haber alma özgürlüğünü, demokrasiyi hedef almaktadır” dedi. ‘Sindirmeye çalışıyor’ Ak Parti’nin yasamayı, yargıyı, üniversiteleri ve çeşitli sivil toplum örgütlerini sindirmeye çalıştığını, basını, özgürlükleri ve demokrasiyi kıskaca aldığını belirten Türker şöyle devam etti: “Bu tehlikeli adımlarla vatandaşı, işadamlarını tedirgin etmektedir. bir kurumu hedef almak, malvarlığına el koymakla siyasi bir manevra yapmakla kalmamakta, ’yi demokrasi kazanımlarından da mahrum bırakmaktadır. Yaptıkları sadece Doğan grubuna yönelik bir işlem değil. Bu karar basın sektörünün tepesinde Demokles’in kılıcı gibi sallanacaktır.”
560852
Denizli derbiyi çıkış görüyor
Denizli derbiyi çıkış görüyor Beşiktaş Teknik Direktörü, yarınki derbi maçta takımına güvendiğini belirterek, “Bizi şimdiden devre dışı göstermeye çalışanlar hüsrana uğrayacak. Şu an istediğimiz yerde değiliz ama G.Saray maçıyla birlikte silkinip, çıkışa geçeceğiz” dedi. ENGİN ALBAYRAK ZAFERE BİZ YAKINIZ Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli, G.Saray derbisi öncesi iddialı. Geride kalan hafta sonunda bazı kesimlerin Beşiktaş'ı şampiyonluk yarışının dışında göstermeye çalıştığını belirten tecrübeli teknik adam, “Lige kötü başladığımız için bazı kesimler bizi devre dışı göstermeye çalışıyor. Şimdiden lig şampiyonu ve ikincisini belirlemeye çalışanlar hüsrana uğrayacak. Cumartesi günü Ali Sami Yen Stadı'ndan zaferle çıkacağımıza inanıyorum. Şu an istediğimiz yerde değiliz ama G.Saray maçıyla birlikte silkinip çıkışa geçeceğiz” diye konuştu. ÇIKIŞ MAÇIMIZ OLACAK Derbinin adına yakışır geçmesini dileyen tecrübeli teknik çalıştırıcı kazanan tarafın kendileri olacağını iddia etti. Tüm şanssızlıklara rağmen takımına güvendiğini belirten Denizli, “Ali Sami Yen Stadı'nın atmosferinden çekinmiyoruz. Rakibimiz formda ve favori olsa da çekinmiyoruz. Kazanan taraf biz olarak çıkışa geçeceğiz. Cumartesi gecesi sahadan alnı dik olarak ayrılacağız” şeklinde konuştu. Denizli maçın hakemi Bülent Yıldırım'a güvendiğini de belirtirken, “Biz tüm hakemlerden yardım değil, adalet istiyoruz” dedi.
561057
İddaa tüyoları artık radyoda!
İddaa tüyoları artık radyoda! Nesine.com’un uzman iddaa editörleri Volkan Çalışkan ve Senih Yurga bu hafta sonundan itibaren iddaaseverlele NESINE SAATLERİ ile RadyoSpor ve Lig Radyo’ da buluşuyor. İddaa oynamanın en kolay, en hızlı ve en güvenilir adresi nesine.com’un uzman iddaa ekibi artık tüm tüyoları Radyospor ve Lig Radyo’da yayınlanacak Nesine Saatleri’nde iddaaseverlerle paylaşacak. Nesine.com ile radyo dinlemek artık hem daha keyifli hem de kazançlı oluyor… Nesine Saatleri Radyospor’da Şanslı site nesine.com’un iddaa editörleri Volkan Çalışkan ve Senih Yurga’nın hazırlayıp sunacağı Nesine Saatleri Cumartesi günü 22.00-24.00 ve Pazar 19.00-21.00 saatleri arasında RadyoSpor’da başlıyor. Nesine Saatleri Lig Radyo’da Volkan Çalışkan ve Senih Yurga’nın hazırlayıp sunacağı Nesine Saatleri Cumartesi ve Pazar günleri yayınlanan İddaa Kuponu programı içinde 13.00–14.00 saatleri arasında Lig Radyo’da iddaaseverler ile buluşuyor. Hangi bahsin ne kadar kazandıracağından tüm iddaa tüyolarına kadar birçok konunun masa üzerine yatırılacağı Nesine Saatleri hafta sonlarının vazgeçilmez parçası olacak.
561674
100'lük Japonlar 40 bini aştı
'da yüz yaşını geçenlerin sayısı 40 bin 399'a ulaştı. Yapılan araştırmanın sonuçları, yüz yaşın üzerindeki nüfusun geçen yıla oranla bin kişi arttığını ortaya koydu. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada da, yüz yaşını geçenlerin 35 bin kadarının kadın olduğu ifade edildi. 'nın en yaşlı kadını 114 yaşında ve güneydeki Okinawa adasında yaşıyor. Ülkenin en yaşlı erkeği de 112 yaşında ve Kyoto'da oturuyor. Ülkenin nüfusu yaşlanırken, halen 1,37 olan kadın başına doğurganlık oranının nüfusun gençleşmesi için 2,07'e çıkarılması gerektiğine işaret ediliyor. Aksi halde 127 milyonluk ülke nüfusunun 2050'de 100 milyona düşmesi bekleniyor.
562047
Tarihin akışı bundan yıl önce değişmişti...
ABD'nin New York kentinde, 11 Eylül 2001 tarihindeki terör saldırılarında hayatını kaybedenler için anma töreni düzenleniyor. Dünya Ticaret Merkezi'ne yönelik terör saldırılarında yerle bir olan İkiz Kulelerden kalan ''Sıfır Noktası''nda inşaatın devam etmesi nedeniyle, bu yıl sekizincisi düzenlenen tören için, geçen yıl olduğu gibi yine, enkaz alanının hemen yanında bulunan Zuccoti Parkı seçildi. Tören, Dünya Ticaret Merkezi'nin 11 Eylül saldırılarında yer yer yırtılan Amerikan bayrağının New York polis bandosu tarafından sahne alanına getirilmesi, ardından Amerikan Marşı'nın çalınmasıyla başladı. New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg, ilk uçağın Kuzey Kulesine çarptığı yerel saatle 08.46'da (TSİ 15.46) çalınan çanın ardından töreni izleyen herkesi bir dakikalık saygı duruşuna davet etti. İkinci uçağın Güney Kulesine çarptığı saat olan yerel saatle 09.03'te terör kurbanlarını anmak için yine çanlar çalındı ve saygı duruşunda bulunuldu. İkiz Kulelerin çöktüğü 09.59 ve 10.29 saatlerinde de çanlar bir kez daha çaldı ve yine bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Rüzgarlı, soğuk bir hava ve sağanak yağışın altında yapılan törene New York Belediye Başkanı Bloomberg, New York Valisi David A. Paterson, New Jersey Valisi Jon S. Corzine, New York'un eski belediye başkanı Rudolph W. Giuliani ve eski New York Valisi George Pataki katıldı. 11 Eylül saldırılarında sevdiklerini kaybeden New Yorklu aileler, çocuklarıyla birlikte ellerinde sevdiklerinin ve yakınlarının fotoğrafları ve terörü kınayan pankartlarla tören alanını doldurdular. Pek çoğu ellerinde şemsiyelerle gözleri yaşlı sessizce töreni izliyor. Tören, terör saldırılarında hayatlarını kaybeden 2.752 kişinin isimlerinin okunmasıyla devam ediyor. İsimler, aralarında yakınlarını kaybedenler, terör saldırısından kurtulanlar, gönüllü kuruluşların ve çeşitli ülkelerin temsilcilerinin bulunduğu ikişerli gruplar halinde alfabetik sırayla okunuyor. Törende isim okuyan yakınlar zaman zaman çok duygulu konuşmalar yapıyor ve terörü kınıyor. Törenin isimlerin okunmasıyla yaklaşık saat kadar daha devam etmesi bekleniyor. Bu arada kentte sabahın erken saatlerinden beri güvenlik önlemleri artırıldı ve tören alanının yapıldığı yerlerin bir bölümü trafiğe kapatıldı. Obama'dan sert mesaj: El Kaide'nin peşini bırakmayacağız ABD Başkanı Barack Obama, 11 Eylül saldırılarının yıl dönümü dolayısıyla Pentagon'da düzenlenen törende, El Kaide ve müttefiklerinin peşini kovalamaktan asla vazgeçmeyeceklerini söyledi. Obama, "Bu barbarca eylemi yapanlara ve hala bize komplo kuranlara karşı kararlılığımızı tazeleyelim. Ulusumuzun savunmasında asla tereddüt etmeyeceğiz" diye konuştu. Saldırının kurbanları anısına çelenk bırakan Obama, teröristlere karşı en güçlü darbenin, ortak amacın sürekli tazelenmesi olduğunu kaydetti. Barack Obama, yağmur altındaki konuşmasında zamanın geçmesinin acıları ve kayıpları unutturamayacağını vurguladı. Obama ile karısı Michelle, Pentagon'daki törenden önce de Beyaz Saray'da, ikiz kulelere yapılan saldırı anında düzenlenen saygı duruşuna katılmışlardı. Pentagon'daki törene kurbanların aileleri ve saldırıdan kurtulanlar da dahil olmak üzere 500 kadar kişi katıldı. Barack Obama, ilk kez başkan olarak 11 Eylül'ün yıl dönümünde saldırıların kurbanlarını andı. Joe Biden'in açıklamaları ABD'nin New York kentinde, 11 Eylül 2001 tarihindeki terör saldırılarında hayatını kaybedenler için düzenlenen törene ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden da katıldı. Biden, törende yaptığı konuşmada, eşlerini ve çocuklarını kaybeden insanlar arasında özel bir kardeşlik bağı olduğunu belirterek, tüm Amerikalıların iyi ve kötü günlerinde her zaman birbirlerine bağlı olduğunu söyledi. İlk eşini ve kızını yıllar önce bir trafik kazasında kaybeden Joe Biden, ikinci eşi Jill Biden ile birlikte, tören başlamadan önce terör saldırılarında yakınlarını kaybeden ailelerle birlikte tören alanına çiçek koydu.
560448
Ermeni protokolü görüşmeleri başlıyor
Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden edinilen bilgiye göre Davutoğlu, Türk dış politikası gündeminde yer alan güncel konular hakkında görüş alışverişinde bulunmak üzere başta TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin olmak üzere siyasi parti liderleriyle de görüşmeyi planlıyor. Edinilen bilgiye göre, bu ay sonunda düzenlenecek BM Genel Kurulu ve hemen ardından başlayacak yeni yasama yılı öncesinde Davutoğlu, siyasi parti liderleriyle bir araya gelmeyi amaçlıyor. Görüşmelerde başta Türkiye-Ermenistan ilişikleri olmak üzere Kafkaslardaki son gelişmeler ve diğer güncel dış politika konularının ele alınacağı ve Davutoğlu'nun bu konularda bilgilendirmede bulunacağı kaydedildi. Davutoğlu bu bilgilendirme turunu yarın TBMM Başkanı Şahin ile başlatırken, siyasi parti liderlerinden randevu talep edildiği öğrenildi.
560577
Pameks de inceleme başlattı
Selde hayatını kaybeden işçilerle ilgili olarak Pameks Giyim Sanayi’nden de bir açıklama yapıldı Açıklamada şöyle denildi: “Şirketimiz dün evladını yitirmiştir. Bu canları geri getirebilmek mümkün değildir ama şirketimiz tüm yöneticileri ve çalışanları ile el ele vererek bu evlatlarımızın ailelerinin acılarını hafifletmek için ne gerekiyorsa yapacaktır. Araç bazı haberlerde belirtildiği gibi kapalı kasa kamyonet olmayıp yandan sürgülü kapısı, arkadan iki yana açılan kapısı olan ve bu kapılarda iki adet camı bulunan bir araçtır. Bununla birlikte insan taşımaya elverişli olmayan bu aracın kullanımına ilişkin şirket içinde inceleme başlatılmıştır.”
561099
Banliyö treninin önüne düşen kişi öldü
Salih Saltuk (46) adındaki şahıs, saat 08.20'de, Behiçbey istasyonunda dengesini kaybederek rayların üstüne düştü. Sincan'dan Kayaş yönüne giden banliyö trenin altında kalan Saltuk hayatını kaybetti. Kazanın ardından, Sincan-Kayaş arasında sefer yapan banliyö tren seferlerinde aksama oldu.
561120
Öğretmen adaylarına uyarı
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), bin 800'ü kadrolu, 11 bini sözleşmeli toplam 15 bin 800 öğretmen atayacak. Öğretmen atamaları 2008 ve 2009 KPSS10 puan üstünlüğü esasına göre yapılacak. Adaylar, ''2009-2 Öğretmenlik İçin Başvuru ve Atama Kılavuzu''na bakanlığın ''http://personel.meb.gov.tr'' adresinden ulaşabilecek. Atamalar, 14 Eylül 2009 Pazartesi günü saat 10.00'da Bakanlık merkez binasında Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun katılımıyla yapılacak. Sonuçlar aynı gün Bakanlığın ''http://personel.meb.gov.tr'' adresinden duyurulacak. Kadrolu öğretmenliğe atananlardan kılavuzda belirtildiği üzere göreve başlama esnasında istenen belgeleri hazır olanlar 15 Eylül 2009 tarihinden itibaren atandıkları il milli eğitim müdürlüklerine başvurarak görevlerine başlayabilecek
560891
Ulu Cami'nin 67 çinisi bulundu
Ulu Cami'nin 67 çinisi bulundu ERGÜN ÇOLAKOĞLU Adana'nın Seyhan İlçesi'nde Ramazanoğlulları Beyliği'nden kalma Ulu Camii'nde yıl önce çalınan 223 adet çininin 67 parçası Fatih'teki bir evde ele geçirildi. Adana bölgesine hakim olan Ramazanoğulları Beyliği döneminde 1545 yılında yapımı tamamlanan Ulu Camii içindeki 16. ve 17. yüzyıllara ait çini levhalar yıl önce çalınmıştı. Tarihi eser kaçakçıları tarafından bir bölümü satılan çinilerin bir bölümünün Fatih Kocamustafapaşa'daki bir evde saklandığı yönünde ihbarı değerlendiren polis, düzenlediği baskında kutu koliler içinde sarılmış vaziyette 67 çini levha ele geçirdi. Evde bulunan Murat M. ve Cengiz K. gözaltına alındı. Yapılan incelemede, çinilerin Seyhan'daki Ulu Camii'nin mihrap ve duvarlarından sökülen çiniler olduğu belirlendi.
560693
Salihoviç ateşledi
Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği’nin (FIFA) sitesinde yer alan haberde ise “5. Grup’ta lider ’nın hemen gerisinde, ikinci sırada yer alan ev sahibi takım, konuk ekip karşısında maça puan fark avantajıyla başladı” denildi “Eski Inter ve Unitedlı, şimdiki Fenerbahçeli ’ye mükemmel bir başlangıç verdi” denilen haberde, yine de bu üstünlüğün uzun sürmediği, Salihoviç’in takımını ateşlediği ifade edildi.
561150
Berberlerde havlu dönemi bitiyor
Berberlerde havlu dönemi bitiyor Dünyada önümüzdeki günlerde domuz gribinin çok hızlı bir şekilde yayılması beklenirken, berberler de salgına önlem amacıyla geçmişte yaygın olarak ve birkaç müşteri için kullanılan havlu yerine daha hijyenik olan tek kullanımlık 'kağıt havlu'yu tercih etmeye başladı. ADANA (A.A) Adana Berberler Odası Başkanı İlhami Uygunsözlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, berberliğin, insan sirkülasyonun yoğun olduğu yerlerden biri olması nedeniyle hijyen koşullarına en çok duyarlı olunması gereken meslek dallarından biri haline geldiğini belirtti. Berber koltuğuna bir günde çok sayıda kişinin oturduğuna dikkati çeken Uygunsözlü, müşterilere sunulan hizmette kullanılan eşyanın hijyenikliğine özel önem verilmesi gerektiğini kaydetti. Klasik berberlik anlayışının geride kaldığını anlatan Uygunsözlü, 'Eskiden berbere gelen müşterilere saç yıkama veya sakal kesim işlemi için dükkandaki pamuklu havlular tercih edilirdi. Bu havlular, birkaç kişide kullanılırdı' dedi. Bu durumun önüne geçmek için sektörün çeşitli yeniliklere imza attığını ifade eden Uygunsözlü, şöyle devam etti: 'Berberler, artık velinimeti olan müşterisinin güzelliği kadar sağlığını da düşünüyor. Uzun yıllardan beri ustura ağzını takılacak jilet her müşteri için zaten değiştiriliyordu. Buna ek olarak dükkanlara alınan sterilize makineleri sayesinde de makas ve taraklar hijyenik koşullarda muhafaza ediliyor. Bunun yanı sıra berberler, pamuklu havlu yerine tercih ettikleri tek kullanımlık 'kağıt havlu' ile de müşterilerine hijyenik hizmet sunmanın gayreti içindeler. Müşteriler de bu hizmetten gayet memnun kalıyor.' SALGIN HASTALIKLARA KARŞI TEDBİR Başta domuz gribi olmak üzere çeşitli salgın hastalık tehdidinin gündeme gelmesiyle bu durumdan etkilenen müşterilerin berberlere çekinerek geldiğini belirten Uygunsözlü, salgın hastalıkların yayılmasının önlenmesinde kendilerine de önemli görevler düştüğünü kaydetti. Aldıkları tedbirlerle bu kaygıyı ortadan kaldırmaya çalıştıklarını ifade eden Uygunsözlü, tek kullanımlık malzeme kullanımına yönelmelerinin de bunun en önemli göstergelerinden birini oluşturduğunu söyledi. BERBERLER DE MÜŞTERİLER DE MEMNUN Adana'da 17 yıldır berberlik yapan Burhan Zoriç ise 'kağıt havlu' uygulamasına kısa bir süre önce geçtiklerini belirterek, uygulamayı gören müşterilerinin önce kısa süreli şaşkınlık yaşadığını kaydetti. Kendilerine özel havlu kullanılmasının müşterileri memnun ettiğini anlatan Zoriç, şöyle konuştu: 'Bu uygulama berberlere ek maliyet getiriyor. Maliyete karşın bu hizmeti ek ücret talep etmeden müşterilerimize sunuyoruz. Amacımız müşterilerin içlerinin ferah bir şekilde tıraşlarını olmaları. Tek kullanımlık kağıt havlu sayesinde bunu sağladık. Ayrıca, havlunun yanı sıra saç kesimi sırasında kullanılan önlük yerine de şeffaf tek kullanımlık örtüleri tercih ediyoruz.'
561342
Daum'un Formula tutkusu
Daum'un tutkusu Teknik Direktörü ’e büyük ilgi duyduğunu, yarışları her zaman takip ettiğini bildirdi. -1’de F1 yayınları kapsamında hazırlanan "Limit Yok" programına katılan Alman çalıştırıcı, Park pistinde yapılan çekimlerde araç da kullandı. F1’in efsane ismi ile yakın dostluğu bulunan Daum, aynı zamanda bir taraftarı olduğunu kaydetti. Daum ve yardımcısı Ayhan Tumani, program için yapılan röportajın ardından bir spor otomobille İstanbul Park’ta tur attı. Programın, 13 Eylül Pazar günü saat 13.15’te yayınlanacağı bildirildi.
562097
Putin, 2012'de Medvedev ile seçim rekabeti yapmayacak
Rus haber ajansı RİA Novosti, Putin'in Valday Düşünce Kuruluşu üyeleriyle yaptığı toplantıda, kulübün üyelerinden Nikolay Zlobin'in sorusu üzerine yaptığı açıklamada, "Herhangi bir rekabet olmayacak. Bir anlaşmaya varacağız, çünkü aynı kana ve aynı siyasi görüşe sahibiz" dedi. Zlobin de toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, "Putin, başbakan olarak sahip olduğu yetki miktarından memnun olduğunu söyledi. Kendisi Başkan Medvedev ile bir yarış içinde değil" diye konuştu. Putin'in halefi olan Medvedev, mayıs 2008'de yemin ederek göreve başlamış ve Putin de ondan bir gün sonra Başbakan olarak atanmıştı. -SİLAHLANMA KONUSUNDA BATIYLA İŞBİRLİĞİ- Aynı toplantıda konuşan Putin, Batıyla yeni silahlanma sistemi geliştirilmesi konusunda işbirliğine hazır olduklarını belirterek, "Batıyla NATO standartlarına uygun ortak silah üretimine hazırız. Eğer bu işbirliği sağlanırsa Rusya bu silahları satın almaya hazır" dedi. Gürcistan ile geçen yılki çatışmalardan beri Avrupa'nın henüz çözüme kavuşturulamayan güvenlik sorunlarına da değinen Putin, "ABD ve Rusya ilişkilerini çok daha olumlu bir şekilde değerlendiriyoruz, ancak hala bazı olumlu sonuçlar görmeyi bekliyoruz" ifadesini kullandı. İran'ın nükleer programına da değinen Putin, bu sorunun güç kullanarak çözülmesinin mümkün olmadığını ve Rusya'nın İran'ın nükleer enerji programının barışçıl amaçlı olmadığına dair bir endişesinin bulunmadığını vurguladı.
561463
Aşırı yağış beklentisi AKOM'u alarma geçirdi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM), kentte su baskınlarına karşı 'en üst düzeyde' alarma geçti. AKOM'dan yapılan yazılı açıklamada, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre cuma akşamı ve cumartesi günü yeni bir yağışlı havanın geleceğinin tahmin edildiği belirtildi. BİN 370 PERSONEL GÖREVDE Yeni alınan raporlar doğrultusunda AKOM'un en üst düzeyde alarma geçtiği ifade edilen açıklamada, aşırı yağış durumunda kentin Anadolu ve Avrupa yakalarında bin 220 araç gereç ve bin 370 personelin kritik bölgelere konuşlandığı bildirildi. Açıklamada, daha önce su baskınına uğrayan bölgelerde ise itfaiyenin 20 grup, 51 ekip, Yol Bakım Onarım Müdürlüğünden 226 personel, 99 araçla çalışmalarını sürdürdüğü, selin etkili olduğu bölgelerde temizlik, hasar tespit ve kurtarma çalışmalarının devam ettiği, Basın Ekspres Yolunun her yöne trafiğe açıldığı kaydedildi. Açıklamada, toplamda 1225 personel, 406 araç, 104 motopomp, 34 botla sürdürülen kurtarma çalışmalarına, itfaiye ekipleri 556 personel, 117 araç, 104 motopomp, 30 botla, Zabıta Daire Başkanlığı 242 personel, 49 araçla, Yol Bakım Onarım Müdürlüğü 226 personel, 99 araçla, İSKİ 151 personel, 136 araçla, Belediye Arama Kurtarma Birliği 50 personel, bot ve adet 4x4 araçla katıldığı belirtildi. Sağlık ve Hıfzıssıhha Müdürlüğü'nün Çatalca merkezde doktor, hemşire, laborant, 10 psikolog, şoför, temizlik personeli olmak üzere toplam 23 personeli görevlendirerek, bölgeye sağlık TIR'ı ve minibüsü tahsis ettiği edildiği belirtilen açıklamada, Çatalca merkezde okula yaklaşık olarak 200 vatandaşın toplandığı, psikologların yaptıkları değerlendirmeler neticesinde herhangi bir problemin tespit edilmediği, buna karşın bölgede süt, mama, bebek bezi, hijyenik ped, çorap, ayakkabı, sabun, şeker ve tansiyon ilaçları gibi eksikliklerin tespit edildiği bildirildi. Açıklamada, hasar tespit kesin raporunun ilçe kaymakamlıklarının başkanlığında kurulacak ekipler tarafından yapılacağı ifade edildi. BARINMA VE YEMEK DAĞITIM ÇADIRLARI Aynı açıklamada, Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı'nca Silivri, Çatalca ve Selimpaşa bölgelerinde çadırın kurulduğu, 42 personel, 19 mobil ekip ile bölgeye sıcak yemek, kampet ve battaniye, 27 bin 315 adet kumanya, bin 600 adet iftarlık, 23 bin 80 adet bardak su, 25 bin 400 sıcak çorba, 400 kişilik sıcak yemek, 25 kampet, 1000 battaniye, gıda TIR'ı mobil mutfak, 25 bin 400 çay ve 40 ton mazotun gönderildiği kaydedildi. Açıklamada, sel felaketinden etkilenen vatandaşlar için İstanbul Büyükşehir Belediyesince barınma yeri ve yemek dağıtım çadırlarının kurulduğu bildirildi. Barınma ve yemek için Çatalca'da Endüstri Meslek Lisesi, Silivri'de Mehmet Piripaşa İlköğretim Okulu tahsis edilirken, Çatalca Kaymakamlığı arkası, Selimpaşa, Mimar Sinan Afet Bölgesi, Silivri İtfaiye arkasında çadırların kurulduğu vurgulanan açıklamada, sel nedeniyle zor durumda kalan vatandaşlara Haldun Alagaş Spor Kompleksi'nin tahsis edildiği belirtildi. Açıklamada, altyapısı hasar gören Çatalca'ya 14 tanker ile içme suyu gönderilirken sel bölgelerinde dolaşan 15 mobil büfe kumanya ve sıcak çorba dağıtıldığı ifade edildi.
561507
Rakamlarla G.Saray- Beşiktaş rekabeti
Taksim Stadı'nda 22 Ağustos 1924 tarihinde Beşiktaş'ın 2-0 galibiyetiyle başlayan 85 yıllık rekabette, bugüne kadar yapılan 322 maçın 112'sini Galatasaray, 103'ünü Beşiktaş kazanırken, 107 karşılaşma da beraberlikle sonuçlandı. Sarı-kırmızılıların toplam 451 golüne, siyah-beyazlılar 428 golle karşılık verdi. LİGDE DE GALATASARAY ÖNDE Galatasaray ile Beşiktaş arasında ligde yapılan 100 karşılaşmada ise genel toplamda olduğu gibi sarı-kırmızılı takımın üstünlüğü bulunuyor. Ezeli rakipler ligde şimdiye kadar 100 kez karşı karşıya gelirken, Galatasaray 35, Beşiktaş ise 28 kez sahadan galip ayrıldı. Taraflar 37 maçta da eşitliği bozamazken, ''Cim Bom''un 118 golüne, ''Kara Kartallar'' 105 golle karşılık verdi. Geçen sezon yapılan maçları Galatasaray, Ali Sami Yen Stadı'nda 4-2, Beşiktaş da BJK İnönü Stadı'nda 2-1'lik skorlarla kazandı. İLKLERİN DERBİSİ Turkcell Süper Lig'de Galatasaray ile Beşiktaş arasında yarın yapılacak sezonun ilk derbisi, iki takımda da pek çok oyuncu için Türkiye'deki ilk derbi olma özelliğini taşıyor. Ezeli rakiplerin bu sezonki kadrolarında bulunan birçok futbolcu, Galatasaray-Beşiktaş rekabetinde ilk kez forma giyebilme olasılığının heyecanını yaşıyor. Öncelikle her iki takımın teknik adamları Türkiye kariyerlerinde ilk kez birbirlerine rakip olarak takımlarının başında sahaya çıkacak. Beşiktaş'taki ikinci sezonunu geçiren Mustafa Denizli ile Galatasaray'ın başında ilk sezonunu yaşayan Frank Rijkaard, ilk kez derbide karşı karşıya gelecek. Galatasaray'ın bu sezonki kadrosunda yer alan 14 futbolcu, daha önce sarı-kırmızılı formayla Beşiktaş'a karşı oynamadı. Yeni transferler Leo Franco, Ufuk Ceylan, Gökhan Zan, Elano Blumer, Abdul Kader Keita, Mustafa Sarp ve Caner Erkin'in yanı sıra, genç oyuncular Murat Akça, Alparslan Erdem, Semih Kaya, Serkan Kurtuluş, Serdar Eylik ve geçmişteki maçlarda Beşiktaş'a karşı çeşitli nedenlerden dolayı forma şansı bulamayan Emre Güngör ile Serkan Çalık, görev verilmesi halinde ilk kez Beşiktaş'a karşı Galatasaray forması giyecek. Sezon başında sürpriz biçimde Beşiktaş'tan Galatasaray'a geçen Gökhan Zan ise eski takımına karşı ilk derbide sakatlığı nedeniyle forma giyemeyecek. Beşiktaş'ın bu sezonki kadrosunda ise daha önce Galatasaray'a karşı forma giymemiş 11 futbolcu bulunuyor. Yeni transferler Matteo Ferrari, Michael Fink, Rodrigo Barbosa Tabata, Rıdvan Şimşek, Erhan Güven, İsmail Köybaşı, Onur Bayramoğlu'nun yanı sıra, genç oyuncular Necip Uysal ve Korcan Çelik, geçmişte forma şansı bulamayan Erkan Zengin ve Batuhan Karadeniz görev verilmesi halinde ilk kez derbi heyecanı yaşayacak. Bu arada Nihat Kahveci de yaklaşık yıl sonra Galatasaray'a karşı sahaya çıkacak. BEŞİKTAŞ ŞEYTANIN BACAĞINI KIRMAK İSTİYOR Beşiktaş, Galatasaray ile yarın yapacağı sezonun ilk lig derbisini kazanarak, hem zirveden kopmamak, hem de sezon başından bu yana yaşadığı galibiyet ve gol sıkıntısına son vermek istiyor. Yenilenmiş kadrosuyla 2009-2010 sezonuna da iddialı giren geçen sezonun çifte kupalı şampiyonu Beşiktaş, henüz yolun başında ciddi biçimde gol sıkıntısı yaşamaya başladı. Siyah-beyazlılar, yeni sezonda şimdiye dek oynadığı 3'ü özel, 5'i resmi olmak üzere toplam maçta, rakip fileleri sadece kez havalandırabildi. Türkiye Futbol Federasyonu tarafından bu yıl 4. kez düzenlenen TFF Süper Kupa'yı, Atatürk Olimpiyat Stadı'nda 2-0 yenilerek ezeli rakibi Fenerbahçe'ye kaptıran Beşiktaş, Turkcell Süper Lig'de ise yeni sezonun açılış maçında İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile 1-1 berabere kaldı. Ligde Antalyaspor'u, cezası nedeniyle BJK İnönü Stadı'nda seyircisiz oynadığı maçta 2-0'la geçen siyah-beyazlılar, son lig maçında ise başkentte Gençlerbirliği, Dolmabahçe'de de Gaziantepspor ile golsüz berabere kaldı. Bu sezonki resmi maçında gol atabilen Beşiktaş, İspanya'da katıldığı Barış Kupası'nda Fransa'nın Olympique Lyon takımıyla 1-1, Portekiz'in Porto takımıyla da 0-0 berabere kaldı. Beşiktaş, sezon öncesi ilk hazırlık maçında ise İstanbul'da İtalya Serie takımlarından Catania ile 1-1 berabere kalmıştı. Siyah-beyazlılar, yeni sezonda resmi ve özel maçında sadece kez galibiyet alırken, kez yenildi, tam maçta ise berabere kaldı. Beşiktaş'ın bu sezonki golüne Tello (2), Nobre, Fink ve Holosko imza koydu. Öte yandan, gol yollarında büyük sıkıntı yaşayan Beşiktaş, buna karşın kalesini de başarılı bir şekilde koruyor. Siyah-beyazlılar, bu sezonki resmi ve özel maçta kalesinde sadece gol gördü. EN ÇOK ATANLA EN AZ YİYEN KARŞI KARŞIYA Turkcell Süper Lig'de Galatasaray ile Beşiktaş arasında yarın yapılacak sezonun ilk derbisi, aynı zamanda ligin en çok gol atan ile en az gol yiyen takımlarını karşı karşıya getirecek. Derbi maça ev sahibi takım sıfatıyla çıkacak olan Galatasaray, ilk maçını da kazanarak, 12 puan ve gol averajıyla liderlik koltuğunda otururken, galibiyet ve beraberliği bulunan son şampiyon Beşiktaş ise puan ve averajla 8. sırada yer alıyor. Sarı-kırmızılı ekip, fileleri toplam 13 kez havalandırarak, geride kalan haftanın en golcü takımı olurken, kalesinde tek gol gören Beşiktaş ise, Gençlerbirliği ile birlikte en az gol yiyen ekip oldu. GALATASARAY'IN EN GOLCÜSÜ KEWELL Galatasaray'ın bu sezon ligde attığı toplam 13 gole farklı futbolcusu imza koydu. Sarı-kırmızlı ekipte Harry Kewell, 2'si penaltıdan olmak üzere golle öne çıkarken, geçen yılın gol kralı Milan Baros, Arda Turan ve Shabani Nonda 2'şer, Elano Blumer ve Mustafa Sarp da birer gol attı. Bu arada, Galatasaray hanesine yazılan diğer golü ise Denizlisporlu Burak Akyıldız ile Kayserisporlu Aziza Makukula kendi kalelerine gönderdi. Arjantinli kaleci Leo Franco'nun eldiven giydiği Galatasaray, kalesinde ise gol gördü. HAKAN ARIKAN KALEYİ KAPATTI Beşiktaş'ta, Rüştü Reçber'in yokluğunda ilk maçta da kaleyi koruyan Hakan Arıkan, bu süre içinde kalesinde sadece tek gol gördü. Rüştü'nün, TFF Süper Kupa'da Fenerbahçe ile yapılan maçta hakeme yönelik sözleri nedeniyle maç ceza almasının ardından, diğer maçta da sakatlığı ortaya çıkınca, Hakan Arıkan, ilk lig maçında da Beşiktaş'ın kalesini korudu. Hakan, sezonun açılış maçında İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile 1-1 berabere biten maçta İbrahim Akın'dan 31. dakikada yediği golün ardından meşin yuvarlağı bir daha kalesinden çıkarmadı. Hakan'ın kaleyi koruduğu Beşiktaş, tam 329 dakikadır kalesinde gol görmüyor. Siyah-beyazlılar buna karşın golle ligin az gol atan ekiplerinden ve son maçında gol kaydedemedi. DERBİLERE PENALTI GOLLERİ DAMGASINI VURUYOR Galatasaray ile Beşiktaş arasında son yıllarda yapılan lig derbilerine penaltı golleri damgasını vuruyor. Ezeli rakipler arasında ligde yapılan son 11 maçtan 5'inde penaltı golleri sonuçlar üzerinde belirleyici etki yaptı. Galatasaray, geçen sezonun ilk yarısında Ali Sami Yen Stadı'nda yapılan derbiyi 4-2 kazanırken, sarı-kırmızılı takımın golcüsü Milan Baros, golünden 2'sini penaltıdan kaydetti. Bu arada, iki takım arasında son dönemde yapılan maçta Galatasaray penaltı atışlarından yararlanamadı. 19 Eylül 2004 tarihinde BJK İnönü Stadı'ndaki lig maçında Hakan Şükür, Mayıs 2006 tarihinde yine Dolmabahçe'deki lig maçında da Necati Ateş, penaltı vuruşlarını gole çeviremedi. Öte yandan, bu sezon ligde geride kalan hafta sonunda hakemler Galatasaray'ın lehine 2, aleyhine penaltı kararı verirken, Beşiktaş'ın ise lehine ve aleyhine henüz penaltı çalmadı. Galatasaray ile Beşiktaş arasındaki son 11 lig maçından, penaltı gollerine sahne olan 5'i şöyle: Tarih Stat Sonuç (GS-BJK) ---------- ----------------- -------------- 04.04.2004 Atatürk Olimpiyat (Pancu (1), İlie (1)-Beşiktaş) 17.09.2006 Ali Sami Yen (Ümit Karan (1)-Galatasaray) 03.03.2007 BJK İnönü (Ricardinho (1)-Beşiktaş) 29.09.2007 Ali Sami Yen (Nonda (1)-Galatasaray) 21.12.2008 Ali Sami Yen (Baros (2)-Galatasaray) KARTAL DERBİLERDE ZORLANIYOR Turkcell Süper Lig'de şampiyonluk yarışından kopmamak için yarın Galatasaray ile yapacağı sezonun ilk derbi maçında mutlak galibiyeti hedefleyen Beşiktaş, son yıllardaki lig derbilerinde ezeli rakiplerine karşı galibiyet almakta oldukça zorlanıyor. Siyah-beyazlılar, Galatasaray ve Fenerbahçe ile son sezonda yaptığı 16 lig derbisinden sadece 3'ünü kazanabilirken, bu süre içinde 11 kez yenildi, kez de berabere kaldı. Beşiktaş, son 16 lig derbisinde ezeli rakiplerine toplam 18 gol atarken, kalesinde ise 27 gol gördü. ''Kara Kartallar'', son sezonda, Fenerbahçe ile yaptığı lig maçında da galibiyet alamazken, kez yenilip, kez berabere kaldı. Siyah-beyazlılar, yarınki rakipleri Galatasaray ile yaptığı son maçtan ise 3'ünü kazandı, 5'ini yitirdi. SON SEZONDAKİ LİG DERBİLERİ Beşiktaş'ın, Turkcell Süper Lig'de son sezonda Fenerbahçe ve Galatasaray ile yaptığı maçlarda aldığı sonuçlar şöyle: Sezon Maç Sonuç --------- -------------------- ----- 2005-2006 Beşiktaş-Fenerbahçe Galatasaray-Beşiktaş Fenerbahçe-Beşiktaş Beşiktaş-Galatasaray 2006-2007 Galatasaray-Beşiktaş Fenerbahçe-Beşiktaş Beşiktaş-Galatasaray Beşiktaş-Fenerbahçe 2007-2008 Galatasaray-Beşiktaş (Seyircisiz) Fenerbahçe-Beşiktaş Beşiktaş-Galatasaray Beşiktaş-Fenerbahçe 2008-2009 Fenerbahçe-Beşiktaş Galatasaray-Beşiktaş Beşiktaş-Fenerbahçe Beşiktaş-Galatasaray GALİBİYET SAYISINDA CİMBOM ÖNDE Turkcell Süper Lig'de yarın yapılacak sezonun ilk derbisinde karşılaşacak Galatasaray ile Beşiktaş arasındaki son 10 lig maçında, galibiyet sayısında Galatasaray'ın farkla üstünlüğü bulunuyor. Galatasaray, son 10 lig maçından 6'sında ezeli rakibini yenerken, Beşiktaş bu süre içinde kez kazandı, maç da berabere bitti. 5'i Ali Sami Yen, 5'i de BJK İnönü Stadı'nda olmak üzere geride kalan son 10 lig maçında Galatasaray'ın toplam 15 golüne, Beşiktaş 11 golle yanıt verdi. EZELİ REKABETTE SON 10 LİG MAÇI Galatasaray ile Beşiktaş arasında yapılan son 10 lig maçında alınan sonuçlar şöyle: Tarih Stat Sonuç (GS-BJK) ---------- ----------------- -------------- 19.09.2004 BJK İnönü 05.03.2005 Ali Sami Yen 10.12.2005 Ali Sami Yen 07.05.2006 BJK İnönü 17.09.2006 Ali Sami Yen 03.03.2007 BJK İnönü 29.09.2007 Ali Sami Yen 02.03.2008 BJK İnönü 21.12.2008 Ali Sami Yen 24.05.2009 BJK İnönü EYLÜL'DEKİ DERBİLERDE BEŞİKTAŞ ÜSTÜN Galatasaray ile Beşiktaş futbol takımları arasında yarın yapılacak derbi maç öncesi ezeli rakiplerin eylül ayında oynadığı maçlarda Beşiktaş'ın galibiyet sayısında tek farkla üstünlüğü göze çarpıyor. Ezeli rakipler şimdiye dek eylül ayında 17 kez karşı karşıya gelirken, siyah-beyazlılar 7, sarı-kırmızılılar kez galip geldi, maç da berabere sonuçlandı. Eylül ayındaki maçlarda Beşiktaş'ın 25 golüne, Galatasaray 22 golle yanıt verdi. İki ekip eylül ayında en son 2007 yılında, sarı-kırmızılı takımın cezası nedeniyle seyircisiz oynanan maçta karşılaştı ve 29 Eylül'de Ali Sami Yen Stadı'nda yapılan derbiyi Galatasaray 2-1 kazandı. OLAĞANÜSTÜ GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINDI Turkcell Süper Lig'de Galatasaray ile Beşiktaş arasında yarın yapılacak sezonun ilk derbisi için olağanüstü güvenlik önlemleri alınacak. Ali Sami Yen Stadı'nda saat 21.00'de başlayacak derbi için, maç öncesi, sırası ve sonrasında sıkı tedbirler uygulanacak. Derbide bin 320 emniyet personeli ile bin 40 özel güvenlik personeli görev yapacak. Statta polis kamerası, 83 stat kamerası olmak üzere toplam 89 kamera ile tespit yapılacak. Stat giriş kapıları saat 18.00'de açılacak, stat dışında oluşturulan güvenlik çemberi içerisine biletsiz seyirci alınmayacak. Derbide konuk Beşiktaşlı taraftarlara eski açık tribünde yaklaşık bin kişilik bölüm ayrılırken, siyah-beyazlılar stada toplu organizasyonlarla gelemeyecek.
561254
Ulu Cami'ye bayan görevli geliyor
Bursa İl Müftüsü Sayın Mahmut Gündüz, tarihi camiide bayanları yönlendirip onlara hizmet verecek bayan görevli bulundurmak istediklerini söyledi. Camiiyi ziyarete gelen insanların çeşitli zorluklarla karşılaştığını belirten Gündüz, görevli sayısını artırarak sıkıntıları en aza indirmeyi amaçladıklarını dile getirdi. Camiiye gelen ön yargılı insanların, rahatsızlık verebildiğini, çeşitli yardımların toplandığını vurgulayan Gündüz, bu sorunların mutlaka çözüleceğini kaydetti. Gündüz, güvenlik sorunu başta olmak üzere her türlü sıkıntının giderilmesi adına Diyanet'le görüşmelerin devam ettiğini, ayrıca Sultanahmet Camii'nde olduğu gibi, görevlilerin Büyükşehir Belediyesi'nde istihdam edilmesinin de gündemde olduğunu sözlerine ekledi.
561205
Kredi kartı cinayetine müebbet istemi
Adana'da, kredi kartını kullanarak para çektiği kişiyi alacağını istemesi üzerine çıkan tartışma sonunda bıçaklayarak öldürdüğü iddia edilen şüpheli hakkında müebbet, olaya karışan kişi hakkında da yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Alınan bilgiye göre, hakkında kayıp ihbarında bulunulduktan gün sonra Karataş ilçesi Tuzla köyü yakınlarında, DSİ sulama kanalında bıçaklanarak öldürülmüş halde bulunan Ülfet Kesici'nin (51) katil zanlısı olduğu iddiasıyla tutuklanan şüpheli Erdinç Mangtay (28) ve olaya karışan Ömer Öncü (30) hakkında Cumhuriyet Savcılığı tarafından iddianame hazırlandı. Sanıklar Erdinç Mangtay hakkında ''kasten öldürme'' suçundan müebbet, Ömer Öncü hakkında da ''suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme'' suçundan yıla kadar hapis cezası istenen iddianamede şu ifadelere yer verildi: ''Şüpheli Erdinç Mangtay, olay öncesinde maktulün kredi kartını kullanarak yatır çek usulüyle bin TL para çekti ve parayı faiziyle ödemeyi taahhüt ederek senet imzaladı. Aradan bir süre geçtikten sonra Mayıs tarihinde Ülfet Kesici, parasını alabilmek amacıyla Erdinç Mangtay'ın çalıştığı Yerdelen köyü yakınlarındaki şantiyeye gitti. Ülfet Kesici, elindeki senetleri gösterip bağırması üzerine şüpheli Erdinç Mangtay ile aralarında tartışma çıktı. Tartışma sırasında Erdinç Mangtay, Ülfet Kesici'yi bulundukları karavandaki masanın üzerinde bulunan bıçağı alarak birden fazla yerinden yaraladı. Şüpheli Mangtay, parayı almaktan vazgeçtiğini ve kendisini hastaneye yetiştirmesini istediği Kesici'yi tekrar bıçaklayarak öldürdü. Şüpheli Mangtay, iş arkadaşı Ömer Öncü ile birlikte Kesici'nin cesedini bir araca koyup götürdükleri Karagöçer mevkisinde ayağına taş bağlayarak sulama kanalına attılar.'' Sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde 4. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacağı bildirildi.
560792
Ayamama ile gelen dehşet
Ayamama ile gelen dehşet Bir kız selde hayatını kaybeden insanların üzerinde yürüyerek 'Çeyiz topluyorum' diyor sırıtarak... Çok şık bir hanımefendi ise topladığı malların başında, 'Eve götüreceğiz' diye haykırıyor.
561097
Dere yatağındaki enkaz temizleniyor
Su baskınına uğrayan İkitelli'deki tır garajının yanından geçen Ayamama Deresi yatağını temizleme ve çevredeki hurdaya dönüşen araçları kaldırma çalışmaları devam ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yol Bakım Onarım Müdürlüğü ekipleri, Başakşehir ve sanayi sitelerini TEM Otoyoluna bağlayan yolları yeniden ulaşıma açmak için iş makineleriyle çalışmalarını sürdürüyor. Sel suları nedeniyle tıkanan Taş Ocağı Caddesi altgeçidi iş makineleriyle açılmaya çalışılıyor. Ayamama Deresi'nin İkitelli'deki tır garajı bölgesinde ise iş makinesiyle dere yatağını temizleme işlemleri devam ediyor. Belediye ekipleri, dere yatağında selin sürüklediği araçları vinçlerle bulundukları yerden kaldırarak çekicilere yükleyip bölgeden götürüyor. Tır garajının çevresinde sel nedeniyle balçıkla dolan iş yerlerinin sahipleri ise sabahın erken saatlerinden itibaren iş yerlerini temizlemeye başladı. Dere yatağında selin getirdiği kum ve çakıl ise kepçelerle kamyonlara doldurularak Bankalar Caddesi'nin alt kısmındaki boş alana taşınıyor. Bu arada, devrilen çok sayıda elektrik direğinin de dere yatağında bulunduğu görüldü. TSK SEL FELAKETİNDEN 119 KİŞİYİ KURTARDI Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı unsurlar, İstanbul'da yaşanan sel felaketinden tam 119 kişiyi kurtardı. Bu arada, Bandırma'da da 6'ncı Ana Jet Üs Komutanlığı arama kurtarma ekipleri, 58 kişiyi azgın sel sularının elinden aldı. Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinden yeralan verilere göre, İstanbul Silivri, Halkalı, Küçükçekmece, İkitelli, Çatalca ve Başakşehir'de yaşanan son yılların en büyük sel felaketinde Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı unsurlarda aktif görev aldı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın -70, 2XAS-532 ve 2XUH-1H helikopterleri tarafından toplam 11 sorti uçuş gerçekleştirildi. Bu faaliyette toplam 66 kişi azgın sel sularından kurtarıldı. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın 2XUH-1H helikopterleri de sorti uçuş gerçekleştirdi. Bu uçuşlarda da 26 kişi kurtarıldı. Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın 2XAB-412 helikopteri tarafından sorti uçuş icra edildi 27 kişi kurtarıldı. Ayrıca Sahil Güvenlik Komutanlığına ait bot, sel sularının denize akan kısımlarında arama kurtarma faaliyetlerine katıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarınca gerçekleştirilen arama kurtarma faaliyetleri sonucunda toplam 119 kişi sel sularından kurtarıldı. BANDIRMA'DA DA 58 KİŞİ KURTARILDI Bu arada Bandırma'da aşırı yağışlar nedeniyle meydana gelen sel felaketi sonucunda yaşanan felakette 6'ncı Ana Jet Üs Komutanlığı arama kurtarma faaliyetine etkin biçimde katıldı. 1XAS-532 helikopteri ile bir sorti uçuş gerçekleştirdi ve 23 kişiyi kurtardı. Ayrıca 1XZODİAC bot ile 35 kişi olmak üzere toplam 58 kişi kurtarıldı.
560316
Konya'da 4.5 büyüklüğünde deprem
Konya'nın Selçuklu ilçesinde meydana gelen 4.5 büyüklüğündeki depremde ilçe merkezindeki iki binanın yıkıldığı, bölgeye sivil savunma, polis ve sağlık ekiplerinin sevk edildiği bildirildi. Sarsıntı nedeniyle fenalık geçiren çok sayıda vatandaşın il merkezi ve Selçuklu'daki hastanelere başvurduğu öğrenildi. Kandilli Rasathanesinin verilerine göre merkez üssü Selçuk İlçesi'ne bağlı Sille köyü olan deprem yerin km altında meydana geldi. Depremin etkili olarak hissedildiği yerleşim yerlerinde bazı evlerin yıkıldığı iddia edilyor..
560892
Şaman
Şaman Orijinal Adı: Chamane Yönetmen: Bartabas Orijinal Adı: Igor Gotsman, Spartak Fedotov TRT 00.15 Bir şamanın mistik güçlerini miras alan keman virtüözünün öyküsünü anlatan film ekranda. Yapımda, şamanın da yardımıyla Sibirya'daki hapishaneden kaçan Krilov, Moskova'ya evine dönmek için uzun bir yolculuğa çıkar. Yolculuk boyunca medeniyetle vahşi hayat arasındaki farkı görür.
561076
Fitch Ratings, Hürriyet Gazetecilik’in notunu revize etti
Fitch Ratings, Gazetecilik’in notunu revize etti Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş, Fitch Ratings’in, şirketin ’BB-’ olan yerel ve yabancı para cinsinden notunu ’B’ olarak revize ettiğini, görünümünü ise olarak teyit ettiğini bildirdi. Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş’in Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan açıklamasında, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in şirketin yerel ve yabancı para cinsinden kredi notunu revize ettiği, görünümünü ise değiştirmediği belirtilerek, “Buna göre mevcut durum itibariyle ’BB-’ olan şirketimizin yerel ve yabancı para cinsinden kredi notu ’B olarak revize edilmiş, görünümü ise negatif olarak teyit edilmiştir” denildi.
561285
İstanbul sel alarmına geçti
sel alarmına geçtiİstanbul DHA Afet Koordinasyon Merkezi AKOM en üst düzeyde alarma geçti. ve Anadolu yakasında riskli bölgelerde ekipler konuşlandırıldı. Aşırı durumunda bin 220 araç gereç ve bin 370 personel kritik bölgelerde konuşlandırıldı.binin üstünde personel alanda çalışma yapıyor.Sel bölgesinde ise; İtfaiye 20 grup 51 ekip, Yol Bakım Onarım Müdürlüğü ekipleri 226 personel 99 araçla olarak sel bölgesinde çalışmalarını sürdürüyor.CUMARTESİ GÜNÜ YAĞIŞA DİKKAT Devlet İşleri Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre cuma akşamı ve cumartesi günü yeni bir yağışlı havanın geleceğinin tahmin edildiği belirtildi.Yeni alınan raporlar doğrultusunda AKOM’un en üst düzeyde alarma geçtiği ifade edilen açıklamada, aşırı yağış durumunda kentin Anadolu ve Avrupa yakalarında bin 220 araç gereç ve bin 370 personelin kritik bölgelere konuşlandığı bildirildi.Açıklamada, daha önce su baskınına uğrayan bölgelerde ise itfaiyenin 20 grup, 51 ekip, Yol Bakım Onarım Müdürlüğünden 226 personel, 99 araçla çalışmalarını sürdürdüğü, selin etkili olduğu bölgelerde temizlik, hasar tespit ve kurtarma çalışmalarının devam ettiği, Basın Ekspres Yolunun her yöne trafiğe açıldığı kaydedildi.BİNİN ÜSTÜNDE PERSONEL ALANDA ÇALIŞIYOR Açıklamada, toplamda bin 225 personel, 406 araç, 104 motopomp, 34 botla sürdürülen kurtarma çalışmalarına, itfaiye ekipleri 556 personel, 117 araç, 104 motopomp, 30 botla, Zabıta Daire Başkanlığı 242 personel, 49 araçla, Yol Bakım Onarım Müdürlüğü 226 personel, 99 araçla, 151 personel, 136 araçla, Belediye Arama Kurtarma Birliği 50 personel, bot ve adet 4x4 araçla katıldığı belirtildi. KADIKÖY’DE ŞİDDETLİ YAĞMUR HAZIRLIĞI Kadıköy Belediyesi beklenen şiddetli yağmur ve olası bir sel felaketine karşı çeşitli önlemler aldı. Alarma geçen belediye ekipleri, Kurbağalıdere çevresindeki araçları kaldırttı, yağmur ızgaraları temizlendi, müdahale ekipleri risk taşıyan bölgelere anında müdahale için gönderildi. Meteorolojinin şiddetli yağış uyarısıyla harekete geçen Kadıköy Belediyesi ekipleri, kentte meydana gelebilecek sel felaketine karşı önlemler alarak, çeşitli çalışmalar yaptı. Belediye ekiplerinin iş makineleriyle birlikte gece saatlerinden beri alarma geçirildiğini kaydeden Kadıköy Belediyesi Fen İşleri Müdürü Murat Aslan, özellikle Kurbağalıdere ve Çamaşırcı Deresi çevresinde bulunan evlere “su baskını” uyarısı yaparak “alt katların boşaltılması, güvenli bölgelere geçilmesi” çağrısı yapıldığını söyledi. Aslan alınan önlemleri şöyle açıkladı: “Meteorolojinin şiddetli yağış uyarısıyla ekiplerimizi hazırladık. Kadıköy’de bulunan bütün mazgal ve yağmur ızgaralarını tıkanmalara karşı kontrol ettik, çeşitli atıklarla tıkalı olanları açtık. Ayrıca daha önce taşan Kurbağalıdere ve Çamaşırcı Deresi çevresinde park eden bütün araçları kaldırttık, çöp konteynerleri başta olmak üzere herhangi bir sel sırasında suların sürükleyerek derelerde tıkanma yapabilecek tüm unsurları kaldırttık. Bunun dışında, yer altı geçitleri ve köprülerde olabilecek tıkanmalara karşı her köprüye bir iş makinesi getirerek, anında müdahale için hazır hale getirdik. Belediyemizin arşivi başta olmak üzere su baskın tehlikesi bulunan depoları boşattık ve güvenli hale getirdik. SAĞLIK EKİPLERİ VE PSİKOLOGLAR BÖLGEDE ÇALIŞMALARINA DEVAM EDİYOR Sağlık ve Hıfzıssıhha Müdürlüğü’nün merkezde doktor, hemşire, laborant, 10 şoför, temizlik personeli olmak üzere toplam 23 personeli görevlendirerek, bölgeye sağlık TIR’ı ve minibüsü tahsis ettiği edildiği belirtilen açıklamada, Çatalca merkezde okula yaklaşık olarak 200 vatandaşın toplandığı, psikologların yaptıkları değerlendirmeler neticesinde herhangi bir problemin tespit edilmediği, buna karşın bölgede süt, mama, bebek bezi, hijyenik ped, çorap, ayakkabı sabun, şeker ve ilaçları gibi eksikliklerin tespit edildiği bildirildi.Açıklamada, hasar tespit kesin raporunun ilçe kaymakamlıklarının başkanlığında kurulacak ekipler tarafından yapılacağı ifade edildi.ÇADIRLAR KURULDUAynı açıklamada, Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı’nca Çatalca ve Selimpaşa bölgelerinde çadırın kurulduğu, 42 personel, 19 mobil ekip ile bölgeye sıcak yemek, kampet ve battaniye, 27 bin 315 adet kumanya, bin 600 adet iftarlık, 23 bin 80 adet bardak su, 25 bin 400 sıcak çorba, 400 kişilik sıcak yemek, 25 kampet, bin battaniye, gıda TIR’ı mobil mutfak, 25 bin 400 çay ve 40 ton mazotun gönderildiği kaydedildi.Açıklamada, sel felaketinden etkilenen vatandaşlar için İstanbul Büyükşehir Belediyesince barınma yeri ve yemek dağıtım çadırlarının kurulduğu bildirildi.Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgilere göre, İstanbul bu akşamı ile 12 Eylül Cumartesi günü yeni bir yağışlı havanın geleceği tahmin ediliyor.Selin etkili olduğu bölgelerde temizlik hasar tespit ve kurtarma çalışmaları devam ediyor.
561949
Çevik'in Jasaitis'e güveni tam!
Haberi Ekle Çevik'in Jasaitis'e güveni tam! 11/09/09 16:11 Galatasaray Cafe Crown Basketbol Takımı Antrenörü Okan Çevik, yeni transferleri Simas Jasaitis'in Litvanya Milli Takımı ile Polonya'da devam eden 36. Avrupa Şampiyonası'ndaki oyununun kendisini memnun ettiğini söyledi. Çevik, GS TV'ye yaptığı açıklamada, Jasaitis'in şampiyonadaki performansından memnun olduğunu belirterek, ''Jasaitis'in Avrupa Şampiyonası'nda bu tarz oynaması bizi mutlu ediyor. Bizim için bu çok da sürpriz olmadı. Çünkü onun potansiyelinin ne olduğunu zaten çok iyi biliyoruz'' dedi. Özellikle ve numaralı Litvanya seviyesindeki oyuncuların eksikliğinde Jasaitis'in biraz daha ön plana çıktığını ifade eden Okan Çevik, ''Bu, sorumluluk aldığı zaman birtakım işleri becerebileceğini de gösteriyor. Bence oradaki asıl önemlisi yüksek yüzdeyle Avrupa Şampiyonası'nın en yüzdeli oynayan oyuncusu olması. Bu da atış seçiminin çok iyi olduğunu gösteriyor. Benim açımdan asıl sevindirici olan nokta burası'' diye konuştu. Okan Çevik, yeni sezon hazırlıklarında oyuncuların antrenmanlarda gösterdiği performanstan memnun olduğunu, oyun sistemini oturtmaya çalıştığını anlattı.
560488
Bakanlarla kritik toplantı
Başbakan Erdoğan, sonrası Milli Güvenlik Kurulu’na (MGK) katılan bakanlarla genel merkezde bir araya geldi. İftarı genel merkezde yapan ve sonrasında adli yılın açılış resepsiyonuna gitmeyen Erdoğan, Kürt açılımı mesaisine akşam da devam etti. sonrası yapılan sürpriz toplantıya, Başbakan yardımcıları ve ile İçişleri Bakanı Milli Savunma Bakanı katıldı. Genel merkeze ayrıca Başkan Vekili Sadık Yakut da geldi. Toplantıda Kürt açılımında gelinen son durumun değerlendirildiği öğrenildi. Beşir Atalay toplantıda, hazırladıkları raporla ilgili bilgi verdi.
560460
Balıkesir'de tren kazası
Kütahya-Balıkesir seferini yapan bir yük treninin bir vagonu raydan çıkarak devrildi. Balıkesir'in Dursunbey ilçesindeki Dada ve Mezitler istasyonları arasındaki kaza nedeniyle demir yolu ulaşıma kapandı. Dursunbey Kaymakamı İbrahim Küçük yaptığı açıklamada, trenin bir vagonunun raydan çıkma nedeninin henüz belirlenemediğini söyledi. Kazada ölen ya da yaralının olmadığını ifade eden Küçük, gerekli incelemelerin yapıldığını, demir yolunun üç saat daha ulaşıma kapalı kalabileceğini belirtti. Bu arada Ankara-İzmir seferini yapan trenlerin kaza nedeniyle Tavşanlı ve Kütahya'daki istasyonlarda bekletildiği bildirildi. Söz konusu trenlerdeki bazı yolcuların gidecekleri yerlere otobüslerle sevk edildiği öğrenildi.
561636
Gasol: "Türkiye tehlikeli bir takım"
milli takımının pivotu Marc Gasol, Türkiye'nin tehlikeli bir rakip olduğunu söyledi. Türkiye, Polonya'da devam eden Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda ikinci tur grubundaki ilk maçını ile oynayacak. 'nın pivotu Marc Gasol, ikinci turun açılış maçında tehlikeli bir rakibe karşı mücadele vereceklerini söyledi. NBA takımlarından Memphis Grizzlies'da forma giyen Gasol, Türkiye'nin çok mücadeleci bir takım olduğunu ifade etti. gibi bir yıldıza sahip olmasına karşın, Türk milli takımının takım oyunu oynadığını kaydeden İspanyol pivot, "Türkiye tehlikeli bir takım. Uzunları genç ama tecrübeli. Nasıl oynayacaklarını biliyorlar. Bizim amacımız, önce bu gruptan çıkmak, daha sonra da şampiyonluğa doğru ilerlemek" dedi.
560821
Selimpaşa Dila'yı arıyor
Selimpaşa Dila'yı arıyor Sel felaketinin yaşandığı Selimpaşa'da önceki gün anne ve ablasının içinde bulunduğu otomobille sele kapılan 1,5 yaşındaki Dila'yı arama-kurtarma çalışmaları sürüyor. Otomobilleriyle sele kapılan ve daha sonra kendi imkanlarıyla araçtan çıkmayı başaran Aslı Manav (34) ile kurtardığı yaşındaki kızı Azra Manav, sağlık ekiplerince Yeşilköy'de hastaneye kaldırıldı. Anne Aslı Manav'ın koroner yoğun bakımda, kızı Azra'nın ise genel yoğun bakımda tedavileri sürerken, kaybolan 1,5 yaşındaki Dila'yı arama ve kurtarma çalışmaları ise hâlâ sürüyor.
562023
Putin, Rus rublesinin güçlenmesine karşı
Putin, Rus rublesinin güçlenmesine karşı Başbakanı güçlü para biriminin ülkenin ekonomik yapılanmasını zayıflatacağı gerekçesiyle Rus rublesinin öncesindeki seviyesine yükselmesine izin verilmemesi gerektiğini söyledi. Putin, yakınlarındaki konutunda Rus uzmanlarla yaptığı toplantıda, “Makro ekonomiyi yeniden canlandırmalı ve enflasyonu düşürmeliyiz. Ulusal para biriminin önceki yıllarda olduğu gibi güçlenmesine izin vermemeliyiz” diye konuştu. Faaliyette olan bazı bankaların kısa vadede küçülebileceği ancak daha istikrarlı kreditörler haline geleceğini kaydeden Putin, bunun insanların Rus mali kurumlarına yönelik güvenini artıracak olumlu bir gelişme olacağını söyledi. Rusya, gayrı safi milli hasılasında bu yılın ikinci yarısında yaşadığı yıllık yüzde 10,9’luk düşüşle son 10 yılda ilk kez resesyonla karşılaşırken, geçen yaz ayından beri yüzde 25’ten fazla değer kaybetti. Bazı Rus politikacılar geçen ay rublenin dolar karşısındaki değerinin 30-40 ruble aralığında olması önerisinde bulunurken, analistler böylesi bir adıma rublenin uluslararası piyasalarda oldukça değerli olduğu gerekçesiyle karşı çıkıyor.
561202
Fransa'dan kara paraya sıkı tedbir!
Vergi cennetlerine karşı sıkı önlem alınması ve kara para aklamanın önüne geçilmesi için öneri paketi hazırlayan Fransız kanun hazırlayıcıları otuz yeni düzenleme üzerinde çalışıyor. Bunlar arasında en dikkat çekeni ise 500 euroluk banknotların tedavülden kaldırılmasına yönelik olanı. 24-25 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek G-20 zirvesinde masaya yatırılacak konuların başında gelen vergi kaçakçılığı ve kara para aklamaya karşı alınacak önlemler için ülkeler bir dizi çalışmalara başladı. Fransa'nın hazırladığı rapora göre şuan para birimleri arasında en değerli banknot olan 500 eurolar, çantada yurtdışına çıkarılan kara para ve vergi kaçakçılığı için en elverişli banknot konumunda. NAKİTE BİN EURO SINIRI Raporda, transferi en kolay banknot olan 500 euroların tedavülden kaldırılmasının yanısıra bireylerin üç bin eurodan fazla miktardaki ödemeleri nakit yapmalarına sınırlama getirilmesi de gündemde. Fransız hükümetine çağrıda bulunan kanun düzenleyicileri, kara para konusunda işbirliğine yanaşmayan ülkelerin listesinin yayınlanmasını da istedi. Merkezi, söz konusu ülkelerde bulunan şirketlerin Fransa'daki şubelerinin bloke edilmesi önerisinde bulunulan raporda, vergi cenneti ülkelerde kayıtlı ve oranın bayrağını taşıyan gemilerin Fransız kara sularına alınmaması da tartışmaya açıldı.
561170
Pamuk toplama ücretleri açıklandı
Söke Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Muhsin Örnek tarafından yapılan açıklamaya göre, 2009 yılı makineli pamuk toplama ücreti KDV dahil 55 TL, elle pamuk toplama ücreti birinci ve ikinci el için 22 Kuruş olarak belirlenirken, ayçiçeği biçim ücreti 10 TL, mısır biçim ücreti ise 13 TL oldu. Örnek, Söke Ovası'nda 350 bin dekar pamuk üretiminin yanı sıra ayçiçeği ve mısır üretiminine de ağırlık verildiğini belirterek, ''Ziraat Odası olarak açıkladığımız hasat toplama ücretlerine uyulmasını bekliyoruz' 'dedi.
562141
Avda kaza kurşunu canından etti
in Seferihisar İlçesi'nde, ve Atıcılar Derneği Şubesi'nin düzenlediği domuz avında, kaza kurşunuyla boynundan vurulan avcı 25 yaşındaki Ahmet Ferit Aktaş, yaşamını yitirdi. Jandarma, olayla ilgili avcıyı gözaltına aldı ve Atıcılar Derneği Seferihisar Şubesi, ilçenin düşman işgalinden kurtuluşunun 87'nci yıldönümü etkinlikleri kapsamında domuz avı düzenlendi. Tepecik Mahallesi, Karaselvi Mevkisi'ndeki ava 25 avcı katıldı. Bugün saat 09.00 sıralarında avcılar bölgeye dağılarak, domuz sürülerinin peşine düştü. Av sırasında, bir domuz sürüsüne açılan ateş sonucu ESHOT'ta şoförü olarak çalışan Ahmet Ferit Aktaş, boynundan kaza kurşunuyla vuruldu. Bekar olduğu öğrenilen Aktaş, olay yerinde yaşamını yitirdi. Olayla ilgili olarak avcı gözaltına alındı. Aktaş'ın ölümüne neden olan kurşunun gözaltına alınan avcılardan hangisinin tüfeğinden çıktığının balistik incelemenin ardından ortaya çıkacağı bildirildi. Aktaş'ın cesedi, olay yerinde savcı ve jandarmanın yaptığı incelemenin ardından Morgu'na kaldırıldı. sürüyor.
561000
Ankaraspor TFF'ye karşı FIFA'ya gidiyor
Mavi-beyazlı kulüp, konuyla ilgili kendilerini savunması için Bosman kurallarının çıkmasını sağlayan ünlü Fransız avukat Jean Luis Dupont ile anlaştı. Dupont'un kendisiyle bağlantı kuran kulüp yetkililerinden bilgi aldıktan sonra avukatlık yapmayı kabul ettiği belirtildi. Avukatın konuyla ilgili, "TFF bu konuda hiçbir şekilde haklı değil. Ben, bu davayı üstleniyorum. Konuda bahsi geçen ilgili maddenin, size yüklenen suçla alakası yok. Bu nedenle TFF haksız ve ben bu dava için elimden geleni yapacağım" dediği kaydedildi. Ankaraspor yöneticilerinin, gerekli belgeleri ünlü avukata gönderdiği ve Dupont'un en kısa zamanda davayı açacağı ifade edildi.
561815
İzmir'de de sağanak bekleniyor
Valilik'ten yapılan yazılı açıklamada, gün sürmesi beklenen yağış nedeniyle meydana gelebilecek can ve mal kayıplarının önlenmesi amacıyla bazı tedbirlerin alındığı bildirildi. Bu doğrultuda İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı birimlerle, ilçe belediyelerin gerekli hazırlıkları yapacakları, Devlet Su İşleri, Karayolları ve İl Özel İdaresine ait iş makinelerinin, personeli ile hazır tutulacağı belirtildi. Bu kurumlarda oluşturulacak ekiplerden 4'ünün merkezde, 3'ünün Aliağa ve Dikili'de konuşlandırılacağı, bu ekiplerin bugün kaymakamlıklarda göreve başladıkları duyuruldu. Ayrıca, Sağlık Müdürlüğü'ne bağlı 112 Ambulanslarıyla hastanelerin acil birimlerinin hazırlıklı olacağı, Gediz EDAŞ İl Müdürlüğü, Telekom İl Müdürlüğü'nün de alanlarında alması gereken tedbirleri planlayacakları bildirildi. Bu doğrultuda kaymakamlıkların su baskınına maruz kalabilecek bölgelerde bilgilendirme yapacağı, Sivil Savunma Arama Kurtarma Birlik Müdürlüğü'ne bağlı donanımlı birer ekibin Aliağa ve Dikili'ye sevk edileceği kaydedildi.
560689
Baros sakat döndü
derbisine hazırlanan Cim-Bom’da kapılar dış dünyaya açıldı Sarı-kırmızılı takım dün akşam medyaya açık yaptığı antrenmanla dev maçın mesaisine devam etti. Teknik Direktör Rijkaard, oyuncularına koşudan sonra pas ve şut çalışmaları yaptırdı. ’nin, ’yu 7-0 yendiği maçta gol atan Baros bu karşılaşmada ayağına aldığı yüzünden salonda çalıştı. Baros’un ciddi bir probleminin olmadığı öğrenildi. Diğer milli oyuncular koşunun ardından salonda ayrı bir program uygularken Elano çalışmada yer almadı. Sambacının bugün dönmesi bekleniyor. Bu arada futbol komitesi üyeleri ile Murat Yalçındağ’ın, Bosna beraberliği yüzünden üzgün olan yerli yıldızlara moral aşıladıkları ifade edildi.
560721
Cenazelerin karıştığı camide anlaşıldı
Talihsiz işçinin afette can verdiği, akşam eve gelmediği için meraklanan ailesinin aramalarıyla ortaya çıktı. Gece 23.00 sularında Adli Tıp'ta Necati Topkaya'nın cesedini teşhis eden yakınları, ertesi gün cenaze namazı öncesi yeni bir şok yaşadı. Yıkanması için Bağcılar'daki Allahuekber Camii'ne getirilen cenazenin Topkaya'ya ait olmadığı anlaşıldı. Duruma anlam veremeyen akrabaları, aynı gün Mardinli bir TIR şoförünün cenazesinin memleketine götürüleceğini, cenazelerinin karışmış olabileceğini belirtti. Biri evli kız çocuğu Necati Topkaya, Sefaköy'de bir apartmanın giriş katında kiracı olarak oturuyordu. Kardeşinin ev almak için TOKİ'ye başvurduğunu belirten abla Yayla Kılıç, "En büyük hayali bir ev sahibi olmaktı." diyor.
561060
Akil adamlar Viyana’da Türkiye raporunu anlattı
Akil adamlar ’da raporunu anlattı ’nin üyeliğini savunmak için ’nın önde gelen siyasetçilerinin kurduğu Akil Adamlar Komisyonu, “Avrupa’da Türkiye; Kısır Döngüyü Kırmak” başlıklı raporlarını Sanayiciler Birliği’nde düzenlenen panelde açıkladı. Komisyonun raportörü eski Avusturya müsteşarı Albert Rohan, Komisyon Başkanı eski Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari, eski dışişleri bakanı Hans den Broek, eski dışişleri bakanı Marcelino Oreja Aguirre’nin de katıldığı panelde, “Türkiye’de reformların yavaşladığını” öne sürerek, “Gözlenen bu olumsuzluğa rağmen birçok sorunun çözümünde olumlu işaretler olduğunu” söyledi. Rohan, Türkiye’deki olumlu gelişmeleri şöyle sıraladı: Birleşik ’ın kurulması için için umut verici gelişmeler oluyor. Talat ve Hristofyas çok iyi iki arkadaş, görüşmeler sonunda anlaşma şansları yüksek. Birleşik Kıbrısın kurulmasında iki tarafın da çıkarları var. AB bu sürece destek vermelidir. Kürt meselesinde olumlu gelişmeler oldu. Bir kanalının (TRT-6) 24 saat boyunca yapmasını yıllar önce hayal bile edemezdik. Hükümet yeni bir paket ilan etti. Bu paketin içeriğini bekliyoruz. Kürt sorununun çözümü için mevcut hükümet önceki hükümetler daha fazlasını yaptı. Hükümet, ülkedeki 12 milyon Kürt’ün gönüllerini kazanabilirse bu sorunun çözülmesine tanık olacağız. Bölgesel politikalarda Türkiye tüm komşularıyla iyi ilişkiler yürütüyor. Bugüne kadar tabu olan sorununun çözümü konusunda da olumlu gelişmeler oluyor. Bu sorunu Türkiye kendisi çözmelidir. Dışarıdan yapılacak müdahale ve baskılar sorunu karmaşık bir hale getirebilir. Albert Rohan, “Türkiye’de ’ın dikkat çekici bir şekilde yükselişe geçtiğinin gözlemlendiğini” ifade ederek, “Ancak, 80 yılı aşkın süredir ülkede hakim olan seküler sistemin tehlikede olmadığını” kaydetti. Avusturya Sanayiciler Birliği’nin (İV) ’daki genel merkezinde düzenlenen “Avrupa’da Türkiye: Kısır Döngüyü Kırmak” paneline özel olarak davet edilen, politikacı, ve öğrencilere salonun girişinde Türkiye raporunun Almanca veya İngilizce nüshaları dağıtıldığı için raporun içeriği konusunda detaya girmek istemeyen komisyon üyeleri, salondaki 500 kadar dinleyiciden gelen soruları toplayarak yanıtlamayı tercih etti. Albert Rohan, raporu tanıtmak için ve Viyana’da düzenledikleri toplantıları devam ettireceklerini, ’da da bir toplantı yapmayı planladıklarını söyledi. Avusturya Sanayiciler Birliği yetkilileri, Türkiye raporunu paneli nedeniyle binanın girişindeki bayrak direğine Türk ve Avusturya bayraklarını yan yana göndere çekti. Paneli Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Selim Yenel, Avusturya’nın Büyükelçisi Heide Maria Gürer ile Fon’un Viyana’daki merkezinde görevli eşi Nadir Gürer de izledi.
562090
Eski açık tribünün üstü kapatıldı!
Haberi Ekle Eski açık tribünün üstü kapatıldı! Galatasaraylı Yönetici ve İş Adamları Derneği (GSYİAD) tarafından yapılan çalışmalarla, eski açık tribünde maçları takip edecek Galatasaraylı taraftarlar, takımlarının 2009-2010 sezonunda yapacağı maçları daha huzurlu bir şekilde izleyecek. GSYİAD Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Sarıkaya, konuyla ilgili yaptığı açıklamalarda, "Misafir taraftarların bulunduğu tribünün üstünü de ay içinde kapatacağız. Hava muhalefeti yüzünden buradaki çalışmada biraz gerideyiz. Bunun yanında, Florya'da Futbol Akademisi için hizmet binası yapıyoruz. Bu yapıyı ay içinde tamamlayacağız. Çalışmaların iyi bir maliyeti oldu. Bu çalışma 45 gün sürdü. Üstün inşaat teknolojisi kullanıldı. Ayrıca yaptığımız bölümlere reklam aldık. Bu reklam gelirlerini de kulübe bırakıyoruz'' diye konuştu. Sarıkaya, yarınki derbi maçta, tribünde Beşiktaşlı taraftarların yer alacağı bölümün üstünün henüz kapatılmadığı yönünde çıkan haberlere de cevap vererek "Burayı hava muhalefetinden dolayı istediğimiz sürede tamamlayamadık. Çalışmaları etap etap planladık. Birinci etabın ardından, bu bölümde çalışmalarımızı yapacağız ve 16 Ekim'e kadar burası da tamamlanmış olacak. Misafir tribünündeki bölümde direkler için ön çalışma yapıldı, ancak henüz buradaki çalışmayı bitiremedik.
560967
Konya'da deprem paniği...
'da paniği... 'da yaklaşık 6,5 saat arayla meydana gelen iki ayrı orta şiddetli panik yarattı. 200'ün üzerinde vatandaş hastanelere kaldırıldı. Kent merkezine yaklaşık 10 kilometre uzaklıktaki Sille Mahallesi merkez üssü olan ilk deprem saat 21.29'da meydana geldi. Aletsel büyüklüğü 4.5 olan bu depremde 35 kişi panikle balkon ve camlardan atlayarak yaralandı. 70 kişi de sinir krizi geçirip hastanelere kaldırıldı. Bu depremin ardından il yöneticileri vatandaşlara sakin olmalarını ve evlerine girmelerini söyleyince vatandaşlar saat 04.58'deki depreme evlerinde yakalandı. İlk deprem, teravi namazı saatinde olmuştu. İkinci deprem de sahur zamanı meydana gelince vatandaşların büyük çoğunluğu evlerindeydi. Aletsel büyüklüğü 4.7 olan bu depremde 100'ün üzerinde vatandaş yüksekten düşme ve sinir krizi geçirerek hastanelere kaldırıldı. Kent merkezinde iki binada duvar çatlağı olurken, Sille Mahallesi'nde evin bacası yıkıldı. Yaralıların akın ettiği Numune Hastanesi'nde tüm Acil Servis çalışanları göreve çağırıldı. Acil Servis bölümünde yatakların dolması üzerine depolardan yatak getirildi. Bu hastanenin Fizik Tedavi Servisi'ndeki duvar çatlayınca, hastalar Servisi'ne alındı. Konya'da vatandaşlar korku ve panik içinde sokaklarda beklemeyi sürdürüyor. Bazı vatandaşlar bahçelerinde beklerken, bazı vatandaşların kuş ve köpeklerinin de yanlarına aldıkları görüldü
560782
Yapraklar dökülmüştü
Yapraklar döküldü. Sel döktü, döktü. İnsan kareleri vardı, ’u alan selin ve ’dan şehitlerin. Şehitler ölmezdi, vatan da bölünmezdi. Seller de alıp götürmezdi. Ne için şehit oldu bu dokuz genç ya da bir minibüsün karanlığında ne olduğunu bilmeden suların altında kalan yedi işçisi kadın? Bir haber kanalının muhabiri diğerlerinden pek bir cevval çıktı. Çenesine kadar suya girip orada olanları heyecanlı heyecanlı anlatmaya başladı. Tahmin ediyorum ki; bu hali ile habercilik heyecanını gidermiştir. Ama bu yaprak dökümünün farkında olup olmadığını bilemezdim. Maç nedeniyle “Yaprak Dökümü” daha erken başlayacaktı. başlamadan zaten, yapraklar bir bir dökülmüş, dizinin senoryosunun acı sözlerini çoktan silip süpürmüştü. İzlenecek bir şey kalmamıştı yani. Teşekkürler Demek isteyince oluyormuş. Bosna maçını yayınlayan Fox, defalarca yazdığım çok basit bir olayı nihayet gerçekleştirdi. Ekranı daralttı, reklamları öyle yayınladı. Biz de paşa paşa maçımızı seyrettik. Ne ettik ne de söylendik. Sanırım, bu örnek teşkil eden durum bundan böyle diğer maç yayınlayacak kanallara da ders olur. sakalını kesti Ali Kırca, sakalını kesti. Zaten bu bir oyundu. Yeni yayın dönemine başlarken tatildeki halini bize göstermek istedi. Ondan sonra eski haline zaten dönecekti. Yani, kısaca kendini gösterip biraz bizle eğlendi. Söz haberlerden açılmışken açıkçası ’de Cem Öğretir’li dönemin hiç de fena olmadığı kanaatindeyim. Yeni bir anchorman kazanmış gibiyiz. Ana haber bülteninde bu anlamda hep sorun yaşayan ATV, bana göre Cem Öğretir’le devam etmeli. Lig maçında değiliz Hepimiz izledik. Emre, yine kendini bizim lig maçlarımızda zannetti. Hani hakemi itip kakan görüntüler hafızalarımızda. Emre, benzer tepkiyi milli maçta hakeme gösterince sarı kartı yedi, gıkını da çıkartmadı. Kolay mı bizim liglerimizde kartı Emre’ye göstermek? Ama Emre haklı. Her gün televizyonda hakemlere denmedik laf bırakılmıyor. Futbolcu için bir Türk hakemi, bir nevi kanka. E, bu havayla yurtdışına gidince gerçek anlamda hakemle karşılaşıyorlar, zaman da sarı kartı yiyorlar. Öldüren yorumlar genç yaşında ve tam verimli çağında emekli işi olan futbol yorumculuğu yapıyor. Mutlaka bir takımı çalıştıracak; ama yıllar da böyle geçiyor. Gelelim futbol yorumculuğuna... Bu ayrı bir iş. Bir kere ses tonu etkili olacak. Ersun Yanal’ın silik, tadı tuzu olmayan bir ses tonu var. Ninni gibi geliyor. Mır mır mır, mırıldanıyor.
560612
Opel’in Magna’ya satışına yeşil ışık
Opel’in merkezi Almanya’nın Rüsselsheim kentinde bulunuyor. Dev otomobil üreticisinin 25 bini Almanya’da, toplam 50 bin çalışanı var.’li devi bünyesinde bulunan ’in çoğunluk hisselerinin ortaklı oto üreticisi Magna’ya satılmasına onay verdi ’in yılan hikâyesine dönen satışında son nokta dün konuldu. ’deki ana şirket (GM), ’daki birimi Opel’in, ortaklı Magna şirketine satılmasına onay verdi. Buna göre Amerikalılar Opel’in yüzde 55’lik hissesini satacak, yüzde 35’ini ise elinde tutacaklar. Şirketin yüzde 10’luk hissesi ise çalışanlarının elinde olacak. Haftalardır satıştan vazgeçtiği söylenen ’nin dün aldığı bu karar hem Opel çalışanlarını, hem de Opel’in Magna şirketine satışını baştan beri destekleyen Alman hükümetini rahatlattı. Başbakan yürütülen görüşmeler neticesinde GM yetkililerinin bu kararı aldıklarını ve memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, “Beklediğimiz bir karar çıktı” dedi. Rus bankası destekliyor haber ajansı, satış konusunda GM’nin Magna’ya bazı şartlar öne süreceğini, satışla ilgili detayların ise önümüzdeki hafta içinde ele alınacağını yazdı. Satışın gerçekleşmesi halinde Magna, Rus bankası Sberbank ve üreticisi GAZ ile birlikte Opel’e ortak olacak. Böylece Alman hükümetinin arzu ettiği satış yerine getirilecek. Magna/Sberbank konsorsiyumunu daha önce 4.5 milyar euro ile destekleyeceğini açıklamıştı. Magna dünyanın en büyük oto üreticisi olarak kabul ediliyor. Avusturya Kanada ortaklı şirketin, 45’i Almanya’da olmak üzere genelinde 240 merkezi bulunuyor. Toplam 70 bin çalışanı olan şirket geçen yıl 23.7 milyar euro ciro yapmıştı. Avrupa’nın 4. büyüğü GM 1929 yılından beri Opel’i elinde bulunduruyordu. Opel ve ’de kullanılan kardeş markası Vauxhall, GM’nin Avrupa’da en çok satan arabaları durumundaydı. İki marka, GM’nin Avrupa satışlarının yüzde 70’ini oluşturuyor. Opel ve Vauxhall, Avrupa’da ve ’nun ardından en çok satılan 4’üncü otomobil markası. GM yönetimi son iki gündür Opel’in geleceğini kararlaştırmak için toplantı üzerine toplantı yapıyordu. Küresel ekonominin iyileşme emareleri göstermesi ve General Motors’un finansal durumunun giderek toparlanması nedeniyle GM yönetiminin satıştan vazgeçebileceği de konuşuluyordu. 50 bin çalışanı var Merkezi Almanya’nın Rüsselsheim kentinde bulunan Opel’in Almanya’da 25 bin ve diğer ülkelerde de aynı sayıda olmak üzere, toplam 50 bin çalışanı bulunuyor. Anlaşma gereği Opel, GM’nin uluslararası ürün geliştirme organizasyonunun bir parçası olmaya devam edecek. Bu konu, GM için bir endişe kaynağıydı. Çünkü Opel, GM’nin piyasada olan ve piyasaya sürmeyi planladığı küçük ve orta büyüklükteki birçok otomobilinin önemli ölçüde mühendisliğini yürütüyor.
560502
Türk: DTP, PKK’nın siyasi kanadı değil
Türk, illa ki muhataptır ama bu işin içindeki aktörleri görmeden DTP ne yapabilir? Biz, ’nın siyasi kanadı değiliz, sorunun çözümünü esas alan bir mantığa sahibiz” dedi Genel Başkanı Kürt açılımı sürecinde DTP’nin adres olarak ve ’yı gösterdiği yolundaki yorumlarla muhalefetin, “DTP PKK’nın sivil uzantısı. Muhatap almayın” eleştirilerine sert tepki gösterdi. Türk, “DTP illa ki muhataptır ama bu işin içindeki aktörleri görmeden DTP ne yapabilir? Biz, PKK’nın siyasi kanadı değiliz” dedi. Türk, hükümetin Kürt açılımını Milliyet’e şöyle değerlendirdi: ÜÇ TEMEL NOKTA: Üç temel nokta var; yeni bir farklılıkları bu ülkenin zenginliği gören bir mantık, yerellerin güçlendirilmesi, halkın yerelde yönetime katılması. AKTÖRLER GÖRÜLMELİ: Bu bütünlüklü projenin, silahların gündemden çıkarılacağı bir projeye dönüşmesini istiyorsak, bizim dışımızda, bu işin aktörlerinin olduğunun görünmesi gerek. Bu sürecin kalıcı barışa evrilmesi, silahların tamamen gündemden çıktığı bir sürece evrilmesi gerekiyorsa; kesimlerle de müzakereler içinde olunması veya ikna edici bir formülü ortaya koymaları gerekiyor. DTP illa ki muhataptır ama bu işin içindeki aktörleri görmeden DTP ne yapabilir? DTP silahların susmasını istiyor ama bu silahların susturulması için elinde silahı olanların ikna edilmesini söylüyorsa, bu yanlış değildir. ‘Hükümet gitsin PKK ile aynı masada otursun’ diye bir söylemimiz olmadı. Biz bu tıkanıklıkların açılması için akil adamları önerdik. SİYASİ KANAT DEĞİLİZ: DTP, PKK’nın siyasi kanadı değildir. Kürt sorununun çözümünü isteyen bir taraftır. ‘DTP ile görüşmek, PKK’nın silahlarını bırakmasını sağlar’ gibi bir mantığın yanlış olduğunu söylüyoruz. Belki siyasi kanat olsak, konuda bir misyonumuz, rolümüz olabilir. Sonuç olarak biz, PKK’nın siyasi kanadı değil, Kürt sorununun çözümünü isteyen ve ’nin bütünlüğü içinde bu sorunun çözümünü esas alan bir mantığa sahibiz. KURNAZLIK YAPILIYOR: Devletin bayrağı, bütünlüğü, İstiklal Marşı. Bunlar Kürtlerin gündeminde yok. Bu bilinçli olarak halkı kışkırtmaya yönelik olarak kullanılıyor. Üniter devlet üzerinden kurnazlıklar yapılıyor. Üniter devlet, ırk devleti demek değildir. ERTELEME FATURASI: Sorunu ertelemenin faturası çok ağır olabilir. Çözümsüzlük sonuçta çatışmaların başlamasına neden olur. Böyle bir şeyin yaşanmasını istemiyoruz. Bunu söylediği zaman birileri tehdit olarak algılıyor. Kürtler böyle bir durumda daha çok fazla acı çekecektir. CUMHURBAŞKANI TARAF OLMAZ: Cumhurbaşkanı tartışmaların seviyesiz bir noktaya gittiğini görüyor. Böyle bir tartışmanın tarafı olmayı istemez. Ben de olsam hiçbir alt yapısı olmayan, bir projesi olmayan, niçin karşı çıktığını ortaya koymayan, karşı çıkan bir tartışmanın içine girmem. BAYKAL SOKAĞI GÖSTERİYOR: Sayın Baykal’ın son dönemlerde, ‘Siz bu noktaya getirdiniz, halkı kışkırttınız, halk neredeyse karşı karşıya gelecek bir noktaya geldi’ sözleri var. Hayır öyle bir şey yok. Aslında Baykal, ‘halkı kışkırtmak için sokağa çıkın’ demek için bunları söylüyor. DTP, Başkanı Şahin’e gidiyor DTP yönetimi, TBMM Başkanı ’le görüşerek, ’nin, 29 Eylül’de yapılacak duruşmaya DTP milletvekillerinin “polis zoruyla götürülmesi” kararının yaratabileceği olası krizi önlemeye çalışacak. DTP Grup Başkan Vekili mahkemenin bu kararı nedeniyle TBMM’nin devreye girmesini isterken, “Kürt açılımının zora girebileceği, ciddi kriz yaratabileceği” uyarısında bulundu. “Biz Meclis Başkanı seçiminden bu yana Şahin’i ziyaret edip kutlayamadık” diyen Demirtaş, “Henüz ziyareti planlama aşamasındayız. Genel Başkan Ahmet Türk ve Meclis Başkanı’nın programları uygun olduğunda ziyareti gerçekleştireceğiz. Herhalde 29 Eylül’deki duruşmadan önce olur” dedi.
561539
SHP Genel Başkanı Ergün'ün eşi vefat etti
SHP Genel Merkezinden yapılan açıklamada, bir süredir kanser tedavisi gören Gönül Ergün'ün vefat ettiği bildirildi. Gönül Ergün için 13 Eylül Pazar günü Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki camide ikindi namazının ardından cenaze namazı kılınacak. Ergün, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
561850
PKK, Tunceli'de bildiri dağıttı
'HPG Dersim Saha Komutanlığı' imzası ile dağıtılan bildirilerde, esrar satıcıları ve içenler, fahişelik yaptıranlar ve yapanlar, Zazacılık adı altında politik faaliyet gösterdiklerini iddia ettikleri kişiler, adları verilerek ölümle tehdit edildiler. Dün gece geç saatlerde evlerin kapılarına ve yollara bırakılan 'HPG Dersim Saha Komutanlığı' imzası ile dağıtılan bildiride, "Dersim'de son yıllarda geliştirilmek istenen kirli politikalara dair sözümüzü söylemek istiyoruz" diye başlanarak, koruculuk sistemine alet olanların acımasızca imha edileceği kaydedildi. Bildiride, 13 kişinin adları, esrar satıcısı ve içici olarak verilip ölüm tehdidinde bulunuldu. Fuhuş yaptırıyor diyerek erkek ve fuhuş yapıyor iddiasıyla kadın da aynı şekilde ölümle tehdit edildi. Ayrıca birliklerini bozmaya çalışan kişilere karşı acımasızca mücadele edecekleri belirtildi.
561492
TOKİ, Seyrantepe kararını verdi
Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkan Yardımcısı Ercan Tıraş, Seyrantepe Stadı ikmal ihalesini Varyap-Uzunlar İş Ortaklığının aldığını bildirdi. TOKİ'de düzenlenen basın toplantısında ilk önce söz alan TOKİ Başkan Yardımcısı Ahmet Haluk Karabel, Varyap-Uzunlar İş Ortaklığının teklifini 179 milyon 661 bin 553 lira olarak revize ettiğini açıkladı. TOKİ Başkan Yardımcısı Tıraş da Galatasaray Spor Kulübü için İstanbul-Ayazağa'da yaptırılacak olan 52 bin seyirci kapasiteli Türk Telekom Arena (Seyrantepe Stadı) ikmal işini Varyap Varlıbaşlar Yapı Sanayi ve Turizm Yatırım Ticaret A.Ş Uzunlar İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş İş Ortaklığının aldığını belirtti. Söz konusu ortaklık daha önce 184 milyon 61 bin 53 liralık teklif sunmuştu. Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkan Yardımcısı Ercan Tıraş, Seyrantepe Spor Kompleksinin bir yıl içerisinde tamamlanarak Türk spor camiasına teslim edileceğini bildirdi. TOKİ'de düzenlenen basın toplantısında konuşan Tıraş, TOKİ'nin bugüne kadar yaptığı çalışmalar hakkında bilgi vererek, Seyrantepe Spor Kompleksi İhalesini alan Varyap-Uzunlar A.Ş. İş Ortaklığına hayırlı olsun dileğinde bulundu. Kompleksin yapımıyla ilgili bugünden itibaren 365 gün sürecinin başlayacağını belirten Tıraş, yaklaşık 10 gün içinde de sözleşmenin imzalanacağını bildirdi. Tıraş, ''10 günden sonra da 365 gün içerisinde kendisini ispatlamış, TOKİ'ye daha önce iş yapmış, bizim ilk ve puanı yüksek müteahhitlerimizden Varyap işe 10 gün içerisinde başlayarak, 365 gün içerisinde de Türk spor camiasına bu spor tesisini teslim edecektir. Teslim edeceğine de inanıyoruz'' dedi. Bir marka olan TOKİ'nin bugüne kadar başlamış olduğu işlerin tamamını zamanında teslim ettiğini anlatan Tıraş, ''TOKİ marka olmasını bu statda da gösterecektir'' diye konuştu. Varyap ile birlikte ellerinden geldiğince hızlı bir şekilde bu stadı Türk spor camiasına teslim edeceklerini vurgulayan Tıraş, stadın bitirildikten sonra Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne teslim edileceğini, müdürlüğünde söz konusu stadı 49 yıllığına Galatasaray spor camiasına kiralayacağını hatırlattı. Tıraş, ''Önümüzdeki yıl en geç bu vakitlerde Galatasaray stadımızı, 52 bin kişilik kompleksimizi kullanmaya başlayacaktır'' diye konuştu. VARYAP YÖNETİM KURULU BAŞKANI VARLIBAŞ Varyap Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Varlıbaş ise Varyap'ın 30 yıldan beri Türk inşaat sektöründe gayrimenkul yatırım ortaklıklarıyla, geliştirdiği projelerle ve işlerini zamanından önce teslim ederek bugünlere geldiğini söyledi. Firmanın başarılarının sebebini, ''işe gösterilen hassasiyet, güçlü ve güvenli kadrolar ile zamanında işi teslim etmeye odaklanma'' olarak açıklayan Varlıbaş, Seyrantepe Spor Kompleksinin yapımında da aynı hassasiyetin gösterileceğini ifade etti. Varlıbaş, ''Kimse merak etmesin, kimsenin endişesi olmasın. Biz aldığımız her işi her zaman en iyi şekilde yaparız. Seyrantepe Stadı zamanında hatta mümkün olursa zamanından da önce bitirilerek Türk inşaat, Türk spor camiasına teslim edilecek. Bizler de Türk inşaat sektörü olarak böyle bir stad yapmanın gururunu taşımış olacağız'' dedi. Bu arada, daha önce açıklamayı yapacağı bildirilen TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar toplantıya katılmadı. Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkan Yardımcısı Ercan Tıraş, Seyrantepe Stadının daha önce yapılan yatırımla birlikte TOKİ'ye anahtar teslimi 260 milyon liraya mal olacağını bildirdi. Tıraş, İstanbul'daki meydana gelen sel ile ilgili soru üzerine TOKİ'nin Ayamama Dere Yatağı'nda hiçbir konutu bulunmadığını belirterek, sadece bir bloğun zemin katında sorun yaşandığını, gerekli önlemleri aldıklarını söyledi. İhaleyle ilgili TOKİ'de düzenlenen basın toplantısında, TOKİ Başkan Yardımcısı Tıraş ile ihaleyi kazanan Varyap-Uzunlar A.Ş. İş Ortaklığı adına Varyap Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Varlıbaş gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tıraş, proje finansmanıyla ilgili soru üzerine ihale sözleşmesinin yaklaşık 180 milyon liraya imzalandığına işaret ederek, önceki yatırımla birlikte stadın anahtar teslimi TOKİ'ye 260 milyon liraya mal olacağını söyledi. İptal edilen ilk ihale kapsamında projenin yaklaşık yüzde 24'ünü gerçekleştiren Eren Talu Mimarlık A.Ş. ile Alke İnşaat Sanayi A.Ş. Ortak Girişimine ödeme yapılıp yapılmayacağına yönelik soruya karşılık Tıraş, önceki ihalenin hasılat paylaşımı yöntemiyle gerçekleştirildiğini ve temel mantığının firmanın kendi finansmanını yaratmasına dayandığını ifade etti. Tıraş, ''Firma, Seyrantepe Stadyumunu yapacaktı, bize verecekti ve Ali Sami Yen Stadyumundan aldığı kaynaktan da bize kar payı verecekti. Biz bunu denedik, olmadı. Şimdi ihaleyi parçalamak durumunda kaldık. Stad kısmını kendi taahhüdümüzle yapıyoruz. Ali Sami Yen Stadının olduğu bölgeyi de önümüzdeki günlerde değerlendireceğiz. Kümülatifte (toplamda) kamu zararı oluşması durumunda daha önce yapılan işe el koyacağız. Eğer kamu zararı yoksa firmaya ödeme yapacağız'' diye konuştu. İSTANBUL'DAKİ SEL İstanbul'daki selden TOKİ konutlarının ne ölçüde etkilendiğine ilişkin bir soru üzerine Tıraş, TOKİ'nin İstanbul'da 70 bin konutu bulunduğunu, bunlar içinde yalnız bir bloğun zemin katında sıkıntı yaşandığını ve söz konusu su girişine karşı da önlem aldıklarını anlattı. ''Bizim yaptığımız inşaatlarda sorun yaşanmıyor'' diyen Tıraş, süreci yakından takip ettiklerini kaydetti. Tıraş, soru üzerine, TOKİ'nin Ayamama Dere Yatağı'nda konutu bulunmadığını bildirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dere yatağıdaki konutların yıkılacağı yönündeki ifadesi anımsatılarak ''TOKİ'nin yaptığı Menekşe evleri burada bulunuyor. TOKİ'nin evleri yıkılacak mı?'' sorusunun yönetilmesi üzerine Tıraş, dere kenarı ile dere yatağının farklı kavramlar olduğunun altını çizerek, ''Dere yatağında TOKİ'nin hiçbir konutu bulunmamaktadır. Menekşe evlerinde de bir tane binamızın bodrum katı etkilendi. İncelemelerimizi sürdürüyoruz şu an itibariyle sorun yok'' dedi. Aynı gazetecinin, ''Bu evler yıkılacak kapsamda değil, öyle mi?'' demesi üzerine de Tıraş, ''değil'' vurgusu yaptı. Varyap Yönetim Kurulu Başkanı Varlıbaş da stadyumun açılır-kapanır çatı mekanizmasının bulunup bulunmayacağına ilişkin bir soruya karşılık, ihale şartnamesinde düzenleme yapıldığını anımsatarak, stadyumun açılır-kapanır çatıya göre tasarlanacağını, ancak mekanizmayı yerleştirmeyeceklerini, bunun yapacakları işin kapsamında yer almadığını anlattı.
561755
"Hukukçulara devrettik"
Haberi Ekle "Hukukçulara devrettik" 11/09/09 14:08 Ruhi Kurnaz, Futbol Federasyonu Hukuk Kurulu tarafından Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na (PFDK) sevk edilmeleriyle ilgili olarak, ''Konuyla hukukçularımız ilgilenmektedir. Şimdilik konuyu hukukçulara devrettik. Hukukçularımız gerekli işlemleri yapacak. Bu süreçten sonra yorum yapmayacağız'' dedi. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yönetim Kurulu tarafından Ankaragücü ve Ankaraspor kulüplerine verilen günlük sürenin bitmesini takiben, söz konusu kulüpler TFF Hukuk Kurulu tarafından Futbol Disiplin Talimatı hükümleri gereğince Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na (PFDK) sevk edilmişti.
561956
Sel GSM Santralini Böyle Bastı
Sel GSM Santralini Böyle Bastı Selin meydana geldiği Eylül'de bir GSM firmasının santralinin suyla dolması güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. GSM firmasının İkitelli santrali, 32 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan selde büyük hasar gördüğü. Şirket yetkilileri, 80 çalışanın bulunduğu Basın Ekspres yolundaki santral binasının tamamen kullanılamaz hale geldiğini belirtti.
560485
DTP’liler: İfadeye gitmeyeceğiz
Dokunulmazlıklarına rağmen haklarında dava açılarak ifade vermeleri için mahkemeye çağrılan ’li milletvekilleri, ifade vermeye gitmeyeceklerini yinelerken, “Bu ayrımcı bir davadır, derhal durdurulmalı” görüşünü ortaya koydular ’li milletvekillerinin görüşleri şöyle: (Grup Başkan Vekili): Şahin, önceki Meclis Başkanı’ndan daha ilgili görünüyor bu konuda. Bu sorunu polise havale etmenin çözüm olmadığını görmek lazım. Meclis kendi içinde demokratik bir işleyiş ve anlayışla bu sorunu çözebilmelidir, dışarıya havale etmemelidir. Ayla Akat (Batman): Daha önce mahkemeye gitmeyeceğimizi açıklamıştık. Bu konuda karar verenlerin sürece müdahalesi nasıl olacak, tavırları ne olur onu bilmiyorum. Kendimiz gitmeyeceğiz. (İstanbul): Biz daha önce bu konuda çok net söyledik; ifade vermeye gitmeyeceğiz. Bu DTP’lilerin, bizim istediğimiz bir ayrıcalık değil ayrımcılığa karşı bir mücadele, duruştur. DTP’ye karşı başından beri ayrımcı politika izleniyor. Bu çifte standardın ortadan kaldırılması lazım. Osman Özçelik (Siirt): Biz gereken her şeyi söylemiştik, yeni bir şey yok. Bu uygulama sadece bize yönelik uygulamadır. Dokunulmazlık kaldırılmadan mahkemede ifade vermeye zorlanma meselesi sadece bize özgü bir uygulama olarak yaşama geçirilmek isteniyor. Hukuk herkes için eşittir deniyor, ama hukukun bizim dışımızda herkes için uygulandığını görüyoruz. Ayrımcı bir yaklaşım.
560763
Güney Afrika’da şampiyon olma şansımız hâlâ var
Pata küta giriyorum, sürçü lisan filan edebilirim, şimdiden affola!***İki başlığım vardı, biri bu, köşemin tepesindeki bu başlık...Diğeri de şu... da bu gruptan bile çıkarırdı bizi.Ve...Ah Demirel’in medyadaki adamları ah, ah pembe medyası ah!Yatacak yerleri yok!***Euro 2008 sonrası Milli takımlar sorumlusu Kızıl şöyle demiş;'dan ayrılırken ''başımız dik döneceğiz'' dedim, başardık bunu, Almanları titrete titrete elendik,2010’da şampiyon olabiliriz, bunun sinyalini verdik.Kızıl ümitsizliğe kapılmasın, bu ihtimal hâlâ var.Euro 2008’in 11'imiz gibi 11 tane daha 11 çıkar bu ülkeden, herhangi bir 11’di o, yine de ’yı titrettik.2010’da şampiyonu olma ihtimalimiz hâlâ var tabii.Ve...Çıkıntılık gibi olacak ama...Gidersek tabii...***2004’e gidelim...Ülkenin güne kadar gördüğü en değerli futbolcu grubuyla 'e gidememişiz, şöyle yazmışım;Bu takımı Portekize götürememeyi başarmak için koçunun çok özel yeteneklere sahip olması lazım, Güneş böyle biri, bravo ona, bu takımı çalıştırsa, da en fazla götüremezdi... Sonra... gitti Portekiz’e, biz gidemedik, silik, sıradan şampiyonu oldu, biz evde oturduk.Güneş’le üçüncü olmadık mı?Olduk.Bogdan Tanjeviç’le de dördüncü olurduk.Polonya’ya gelelim...2000 lerde tarihinin en iyi neslini yakaladık, en pırıltılı kadroyu...Bogdan’ın yerine takımın başına bizi Portekiz’e götüremeyen Güneş bile getirilse, uluslararası şampiyonalarda bir-iki final oynamıştık çoktaaan.Düşünün elimizdeki malı...Bir basketbol ülkesi bu takımla dünyanın altını üstüne getirirdi, biz Örsle sadece bir Avrupa ikinciliği kazandık, sonra sondan ikinci mi ne olduk, Örs gönderildi, Bogdan getirildi.Ondan beklenen bu fantastik takıma finaller oynatması, kupalar kazandırmasıydı.O takımı şampiyon yapması için getirilen emekli koça İstanbul gibi geldi, sözleşmesi de ilaç gibiydi, önce kendi geleceğini düşündü, geleceğin takımını kurmak istedi, zaman kazanmak isteyen TBF başkanının da işine geldi bu, koçunun işine son vereceğine destek verdi, ”hedef 2010“ dendi, 2009‘dayız ve sıfıra sıfır elde var sıfır hâlâ.Boşa geçen 10 yıl!İkisi sadece bir takımı değil, bir nesli yok ettiler.Onların da yatacak yeri yok.***Bogdan'ın elinde yine müthiş bir nesil var, ilk defa nihayet gruptan çıktık, ’yı Polonya’yı ’ı yendiler, iyi oynuyorlar, favorilerden biri de biziz, nazar değmesin.TBF’nin medyadaki adamları ve pembe medyası yaygaraya başladılar hemen.Litvanya tarihin en kötü Litvanya’sı, ama Litvanya is Litvanya, lafım yok.O, Polonya’yı, Bulgaristan’ı yensin, ilk 12 ‘ye kalsın diye getirilmedi.Bu kadarını herhangi bir koçla da başarırdık.Hatta koçsuz da...Yemezler!Sona kadar gidebiliriz Polonya da...Gidemezsek de Bogdan’ın milli takımdaki sonu olacak...Düşünün, 2010 da evimizde ve ’lu ve onsuz...Her sekilde çok şey kazanacağız.***Bu güne kadar bu ülkenin gördüğü en değerli takımı, nesli yok etti ve patronu.Onları hiç unutmayacağız.Nokta! TUTUCU LİSELİLERİ MAT EDERSE...Önce...Oui, okunuşu vıy, evet demek, okurken lazım olacak.Ha ha!Sonra...Ben kapatmıştım Lise konusunu, baktım anlaşabilmemiz mümkün değil lisecilerle, zaten gerekmiyor da, söyledim söyleyeceğimi ve gittim.Beklenmeyen bir şey oldu.Adnan Polat konuyu tekrar açtı, hem de kulübün resmi dergisinde...Pas geçemem bunu...Başa dönelim...’ın tarihinde sırf liseli oldukları için hep söz sahibi olan bazı liselileri, liseciliği, bir kısım Liseli’nin, sırf Lise’li oldukları için kulübü yönetme hakkını hep kendinde görmesini, lise dışındaki Galatasaraylıları adam yerine koymamasını, tutuculuğunu, bağnazlığını eleştiren iki lise yazısı yazdım.Çağdışı bir tepkiyle karşılaştım,Lise Duvarı... Birbirlerinden nefret eden, arkalarından birbirlerine benim söylediklerimin daha ağrını söyleyenler, yan yana bile gelmeyen adamlar aynı safta yer tuttu.Böyle organize bir tepkiyi tarikatçilerden bile görmedim.***Polat Galatasaray Başkanı, hem de kulübün resmi dergisinde bakın neler demiş.Galatasaraylı’nın gözüne gözüne mi?Vıy!Benim dediklerimin tıpkısının aynısını söylemiş, diplomatik bir dil kullanmış tabii.Mesela şu bölüm......Galatasaray, artık kendisinin kuruluş sınırlarını çoktan aşarak, 'nin ve dünyanın her yerinden farklı insanların gözbebeği ve kendileriyle aidiyet bağı kurdukları ortak payda olmuştur. Galatasaray ismini dünya sahnesine taşıyan, marka değerini artıran, yaygın sempati ve hayranlık ağını oluşturan da bu isimsiz milyonlarca sade Galatasaraylıdır Yanlış tartışmalarla, hatalı ayrıştırmalarla bu gücümüzü ancak zayıflatırız,oysa ki Galatasaray, bu boş tartışmaları çoktan aşmıştır. Galatasaraylılık, tüm öğeleriyle bir bütündür. Bu nedenle bölünemez, parçalanamaz. Bu yolda uğraş verenler, tarih boyunca olduğu gibi, hiçbir zaman başarılı olamazlar...Sonunda “Galatasaray Türkiye'dir “demiş Polat.Bakıciz, öyle mi?Ya da...Galatasaray Türkiye.Miş.Bu Türkiyeymiş!Böyle mi?Bakıciz...Ve...Bir bildiği var mıdır Polat’ın?Vıy!***Galatasarayın bu sene pırıltılı bir kadrosu var, her hedefi yakalama ihtimali var, kongrede yine seçilebilir bu yönetim, bu ihtimal bile lisecilerin uykularını kaçırıyor, kulüp ellerinden gidebilir.Muhalefet daha sezon başlamadan kendi yönetimini kurdu, bir ilk bu,100 yılın en başarısız yönetiminden bile bu işe utanmadan, sıkılmadan heveslenenler var, her yolu deneyecekler Polat’ı yıpratmak için.***Polat’ın bu hamlesi bir karşı hamle mi?Vıy!Polat başarılı olsa bile kongreyi kaybetme ihtimalinin olduğunun farkında mı?Vıy!Kaybedecekse de bir kısım tutucu ve bağnaz Liseli’yi yıpratarak mı kaybetmek istiyor.Vıy!Liseli’nin bu tutucu yapısının bir başkan tarafından açık açık dile getirilmesi görülmüş bir şey değil Galatasaray’da.Bu da bir ilk.Polat mat olabilir, ama mat ederse lisecileri bu bir Avrupa Şampiyonluğuna bedel olur.Kulübün önü açılır.Ve...Galatasaray’ın rakibi bu yıl Galatasaray.Yönetiminin rakibi sözde yönetim, kimlerse onlar ve başkanın rakibi de sözde başkan... Her kimse... Son bir şey... Liseciler, bir kısım liseli siyasette particilik, hemşehricilik yapanlara kızmasın, kendileri kralını yapıyor.
561791
Rus senatörün Kanada vizesi "KGB"ye takıldı
Moskova'nın Sesi radyosuna açıklamalarda bulunan Rus Senatör, "Sovyet döneminde KGB'de çalıştığımı hiç gizlemedim. Bu, Kanadalı ortaklarımız için yeni bir şey değil. 2006'dan beri biyografimde hiçbir şey değişmedi" dedi. Ottawa'da pazar ve pazartesi günleri bir parlamento oturumuna katılması gereken Margelov, "Sonunda Kanada topraklarında kontrol altında bir ziyaret için tuhaf bir izin aldığını ve Kanada'ya gideceğini" sözlerine ekledi. Margelov, 2005 ve 2006'da Kanada'ya gittiğini de bildirdi.
561876
Bursa'nın vizyon projeleri onaylandı
'nın vizyon projeleri onaylandı Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin kente vizyon kazandıracak projeler mecliste onaylandı. Başkan Recep Altepe, kentin ihtiyacı olan ötelenen sorunlar başta olmak üzere kentin gelişimine katkı sağlayacak projeleri hayata geçirmek için yoğun bir şekilde çalıştıklarını söyledi. İSMAİL HAKKI YOĞURTÇU BURSA Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Recep Altepe, Belediye Meclisi Eylül ayı toplantısında, devam eden ve planlanan çalışmalarla ilgili meclis üyelerini bilgilendirdi. Çalışmalarda ağırlığı ulaşıma verdiklerinin altını çizen Başkan Altepe, alternatif yollarının açılmasının yanı sıra şehir içi trafiğine önemli ölçüde nefes aldıran raylı sistemi kentin dört bir tarafında yaygınlaştırmayı hedeflediklerini kaydetti. Bu çerçevede Uludağ Üniversitesi etabında sağlanan yüzde 36'lık tasarrufun Mudanya güzergahında kullanılarak bin 300 metre uzatılacak hattın temelinin ekim ayında atılacağını kaydeden Başkan Altepe, öte yandan raylı sistemi Kestel'e götürmek için proje çalışmalarının başlatıldığını kaydetti. “BURSARAY İSTASYONLA KESTEL'E ULAŞACAK” Başkanı Recep Altepe, hafif raylı sistemi Uludağ Üniversitesi'ne ulaştıracak olan etabından elde edilen tasarrufla uzatılacak Mudanya hattının temelinin ekim ayında atılacağını, Bursaray'da yeni hedefin ise Kestel olduğunu söyledi. Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin Kestel güzergahında saha çalışması yaptığını ifade eden Altepe, “Bir yandan proje hazırlıkları sürerken diğer taraftan da yatırımın kaynağını temin etmek için çalışıyoruz. Hazırlıklarımızı tamamladıktan sonra inşaata başlayacağız ve raylı sistemi Kestel'e ulaştıracak istasyonluk yeni güzergahı etap etap hizmete sunmak istiyoruz” dedi. “GÜRSU HALİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ'NE DEVREDİLİYOR” Kentteki diğer gelişmelerle ilgili de bilgiler de veren Başkan Altepe, Gürsu Belediye Meclisi'nin ilçe halini Büyükşehir Belediyesi'ne devretme kararı aldığını ifade etti. Bu arada Bursa'ya alternatif olarak kazandırılacak Demiryolu altındaki 30 metrelik yol ile ilgili kamulaştırmaların yapıldığını belirten Başkan Altepe, vatandaşlarla anlaşmalar yapıldığını ve Ramazan Bayramı'ndan sonra yıkımların başlayacağını kaydetti. “TARİHİ ESERLER AYAĞA KALKIYOR” Ayrıca tarihi mirasın korunması yönündeki çalışmaların sürdüğüne işaret eden Başkan Altepe, İnönü Caddesi ile Yeni Cumhuriyet Caddesi'nin köşesinde bulunan Eskişehir Hanı'nın restore edileceğini söyledi. Mülk sahibi ile anlaşmaya varıldığını ve şehir merkezindeki bu tarihi mekanı bir butik olarak kente kazandıracaklarını dile getiren Başkan Altepe, aynı şekilde Kütahya Hanı'nın yenilenerek kentin kullanımına sunulacağını vurguladı. STRATEJİK PLAN HAZIR Öte yandan Büyükşehir Belediyesi'nin stratejik planını da hazırladığını ifade eden Başkan Altepe, “Bu planda Bursa ile ilgili hedeflerimizi geniş tuttuk. Daha yaşanılabilir bir şehir kurma hedefinin yanı sıra tarihi, doğası ve kültürel değerlerine sahip çıkılan ve kaynakları en güzel şekilde kullanılan bir kent hedefini belirledik. Şehrin tüm eksikliklerini gidermek bize düşüyor. Bu önemli hedeflere hazırladığımız plan doğrultusuna ulaşacağımıza inanıyorum” dedi. “OTOBÜS İŞLETMESİ ALANINDA PLAN DEĞİŞİKLİĞİ” Öte yandan meclis toplantısında Büyükşehir Belediyesi Otobüs İşletmesi'nin Acemler'deki 34 bin metrekarelik alanda Turizm ve Ticaret Alanı olarak plan değişikliğine gidilmesine, sunulan önerge ile alanın satışa çıkarılmasına karar verildi. Karara ayrıca arsanın satılması halinde bölgeye yapılacak projeye Estetik Kurulu'nun onayı alınmadan ruhsat verilmemesi maddesi de eklendi. “SIKINTILARDAN ALTERNATİFLER ÜRETEREK KURTULABİLİR” Bursa'nın bu dönemde yerel yönetimlerden çok şey beklediğini ifade eden Başkan Altepe, “Büyükşehir Belediyesi'nin 34 bin metrekarelik otobüs işletmesinin bulunduğu alanını plan değişikliği ile değerlendirilerek, Bursa'ya hizmet verir hale dönüştürmek istiyoruz. Ankara'dan gelen gelirler belli. Sadece Türkiye değil Avrupa'da dahi merkezi hükümetler yerel yatırımlarını azalttı. Şehirler kendi sorunlarını çözmek ve sıkıntılarından kurtulmak için bir takım alternatifler üretmek zorundalar” dedi. Bu alanın Bursa'ya yakışacak güzel bir otel olarak değerlendirilmesinden yana olduklarının altını çizen Başkan Altepe, otobüs işletmesinin de Şehirlerarası Otobüs Terminali'nin yanındaki 41 bin metrekarelik alana taşınacağını kaydetti. Ayrıca BESOB'un Kestel'deki sanayi bölgesi projesiyle ilgili plan değişikliği mecliste görüşülerek onaylandı. “TEK DELİKLİ KURUŞUN HESABINI VERİRİZ” Acemler'deki alan ile ilgili herhangi bir anlaşma yapılmadığına işaret eden Başkan Altepe, “Henüz kimseyle anlaşma yapılmadı. Ancak birçok projemizle ilgili görüşmeler yapılıyor. İntam Projesi için görüşülüyor, Sıcak Su Projesi için görüşülüyor. Ama malı göstermeden müşteri çıkmaz. Bunların yanı sıra kentin farklı noktalarında ulaşımdan kentsel dönüşüme kadar birçok proje için kamulaştırmalar yapılıyor. Otobüs işletmesinin arazisinin satışından kazanılacak para Bursa için kullanılacak. Bir yanlışımız olursa gelin hesap sorun. Tek delikli kuruşun hesabını veririz. Şerefimizle hizmet diye konuştu.
561919
Fortis, kredi kart borç barışını uzattı
Fortis Bank Türkiye'den yapılan yazılı açıklamada, kredi kartı borçlarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgi başvurular için yasal sürenin dolmasına karşın bankanın, uygulamadan yararlanmak isteyenlere ikinci bir fırsat tanıdığı belirtildi. Açıklamada, Fortis Bank Türkiye'nin, kredi kartı borçlarını yeniden yapılandırmak isteyenler için başvuru süresini 30 Eylül tarihine kadar uzattığı, kredi kartı borçlularının söz konusu tarihe kadar avukatlık ücretini tarifeye uygun olarak almak koşuluyla yasada öngörülen koşullardan yararlanabileceği ifade edildi.
560481
Erdoğan’dan Bahçeli’ye 300 bin TL’lik dava
, lideri Bahçeli aleyhinde, kişilik haklarına saldırdığı iddiasıyla iki dava, partinin tüzel kişiliğine hakaret ettiği gerekçesiyle de başka bir dava açtı Başbakan ve ‘demokratik sürecinde yaptığı açıklamalarla kişilik haklarına saldırıda bulunduğu ve parti tüzel kişiliğine hakaret ettiği iddialarıyla Genel Başkanı ’ye toplam 300 bin TL’lik manevi açtı. Erdoğan, avukatları Muammer Cemaloğlu ve Fatih Şahin aracılığıyla 22 ve 25 Ağustos tarihli yazılı basın açıklamalarında kullandığı ifadeler nedeniyle Bahçeli aleyhine 100’er bin TL’lik iki ayrı dava açtı. Bahçeli aleyhinde ayrıca, AK Parti’nin tüzel kişiliğine hakaret ettiği iddiasıyla 100 bin TL’lik manevi tazminat davası açıldı. Bahçeli’nin açıklamalarında Erdoğan’ı hedef alarak, “namusu zelil olmuş kişi”, “sicili lekelenmiş kişi”, “işbirlikçi”, “küresel senaryonun baş aktörü”, “iki yüzlü” ifadelerini kullandığı kaydedildi. Bahçeli’nin Erdoğan’ı ayrıca, ’nın sözde lideriyle yarış içinde olmak”, “birilerinin emrine girmeyi istemek”, “yabancı mihraklarla kucaklaşarak, millete karşı sinsice oyunlar hazırlamak”, “hezeyanda bulunmak”, “zırvalamak”, “bölücülük tarihine imza atmak”, “kontrolünü kaybetmiş bir ruh haline sahip olmak”, “bölücülük bayrağını fırsat ve çözüm adı ile eline almak” ve benzeri ifadelerle itham ettiği kaydedildi. Bahçeli ne demişti? Dilekçede Bahçeli’nin 22 Ağustos tarihli açıklamasında ise, “Başbakan Erdoğan’ın, milliyetçi hareketi hedef alan seviyesiz beyanları ve ahlak dışı saldırıları, hezeyan bataklığında çırpınan bir ruh halinin yansımalarıdır. Etnik bölücülük konusundaki siyasi sicili ve eğilimleri çok iyi bilinen Başbakan ve hükümeti, ’yi ayrıştırma ve bölme projelerini ve Barzani’nin desteğiyle hayata geçirmek için çıktığı gaflet ve ihanet yolculuğunda yakalanmış, gerçek niyetler açığa çıkmaya başlamıştır” dediği belirtildi. Dilekçede, aynı açıklamada Bahçeli’nin, ve şeref gibi ulvi kavramlar yakışmayan ağızlarda değerini kaybeder. Haddini aşarak altından kalkamayacağı sözler söyleyen ve çukurda yapan Başbakan Erdoğan’a bu gerçeği hatırlatırız” ifadesini kullandığına da dikkat çekildi.
562094
Tuzla'da Fabrika Yangını
İstanbul Tuzla'da bir ambalaj fabrikasında yangın çıktı. Yangına çok sayıda itfaiye ekibi müdahale ediyor. Tuzla Organize Deri Sanayi Bölgesi içerisinde bulunan ambalaj fabrikasında akşam saatlerinde henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Olay yerine çok sayıda itfaiye, polis ve ambulans sevk edildi. İçeride yanıcı ve patlayıcı maddelerin bulunması nedeniyle müdahalede zaman zaman güçlük yaşanıyor.
560614
Marmara'da yeni yağış bekleniyor
Yurt genelinde yağmur gün daha devam edecek. Sel felaketine neden olan yağıştan çok daha fazlası geliyor. Cuma ve Cumartesi havanın soğuması ile yağışların kuvveti de artacak. İstanbul Vali Muammer Güler, sel önlemi olarak vatandaşı trafiğe çıkmama çağrısı yaparken, Belediye Başkanı Topbaş da sel baskınını küresel ısınmaya bağlı olarak meydana gelen bir olay olarak duyurdu. Sadece Kartal ve Ataşehir belediyeleri kriz merkezi oluşturarak aldıkları önlemleri açıkladı. METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRÜ, YETKİLİLERİ SU BASKINLARINA KARŞI UYARDI Çağlar, bugün Marmara, Ege, Batı Akdeniz (Antalya, Isparta, Burdur) ile akşam saatlerinden sonra İç Anadolu'nun batısı (Eskişehir, Konya, Ankara, Çankırı) ve Batı Karadeniz'in iç kesimlerinde (Bolu, Düzce, Karabük) yağış beklendiğini ifade etti. Sağanak ve gök gürültülü sağanak şeklinde görülecek yağışların Kıyı Ege (Muğla, Aydın, İzmir) ile Antalya'nın Kaş, Kalkan, Finike ve Kemer ilçelerinde etkili olmasının beklendiğini anlatan Çağlar, akşam ve gece saatlerinde Marmara bölge genelinde kuvvetli olmasının tahmin edildiğini belirtti. Çağlar, şunları kaydetti: ''Batı bölgelerimizin cuma günü Orta Akdeniz üzerinden gelecek yeni bir yağışlı havanın etkisine gireceği, hafta sonunda ülkemizin büyük bir bölümünün yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Cumartesi günü etki alanını ve şiddetini artıracak yağışların Marmara ve Akdeniz bölgeleri başta olmak üzere ülkemizin güney, iç ve batı kesimlerinde kuvvetli olması bekleniyor. Hafta başında, Marmara Bölgesi'nde yaşanan sel felaketinin ardından cumartesi günü beklenen kuvvetli yağışın İstanbul ve Tekirdağ başta olmak üzere bölge genelinde yeniden olumsuz şartların yaşanmasına neden olabileceği öngörülmektedir. Bununla birlikte Orta ve Doğu Akdeniz'in iç kesimlerinde beklenen kuvvetli yağışın, Seyhan, Ceyhan ve Göksu nehirleri ile Manavgat çayında taşkınlara ve çevre yerleşim yörelerinde ani sele neden olabileceği tahmin edilmektedir.'' Pazar günü, yağışların, kuzey ve iç bölgeler ile Doğu Akdeniz'de aralıklarla etkisini sürdüreceğini anlatan Çağlar, yağışların, Marmara'nın doğusu (Kocaeli, Sakarya, Bursa, Bilecik) Karadeniz bölge geneli ile Doğu Anadolu'nun kuzeyinde kuvvetli olacağının öngörüldüğünü söyledi. Çağlar, yağışların oluşturabileceği sel, su baskını, yıldırım düşmesi gibi olumsuz şartlara karşı tedbirli ve dikkatli olunmasını istedi. SELDEN ÖNCE ALINABİLECEK ÖNLEMLER Evde değerli eşya ve önemli belgeleri yüksek yerlere kaldırın Varsa afet ilk yardım çantasını yanınıza alın. Zarara yol açabilecek ya da zarar görebilecek eşyaları içeri alın. Su kaynakları kirlenebileceğinden, yedek içme suyunuzun olduğundan emin olun. Suyun evi terk ettiği her yerden içeri de girebileceğini hatırlayın. Kum torbaları temin edin. Selin kullanabileceği ark, hendek, vadi ve kanyon gibi yerlerden uzak durun. Açık alandaysanız en yüksek cisim siz olmayacak şekilde tepeye çıkın. SEL SIRASINDA ALINABİLECEK ÖNLEMLER Yüksek yerlere çıkın. Asla sel suyu içinde araba kullanmayın, ölümlerin yüzde 80'ninin araç içinde olduğunu unutmayın. Aracınızı selden etkilenmeyecek bir yere çekin. Sel suyu, akıntı ya da nehirlerde yürümeye çalışmayın. Hızla akan 15-20 santimetre derinlikteki suyun bir insanı devirebileceğini akıldan çıkarmayın. Ev yada işyerinizi boşaltmanız gerekiyorsa elektrik, doğalgaz vb.. kapatın. Çok gerekli olmadıkça yolculuğa çıkmayın." Elektrik kablolarından ve elektrik direklerinden uzak durun
560258
'Siyasi polemik yapan aynaya baksın'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dere yataklarının değiştirilmesinin nedeniyle söz konusu sıkıntıların yaşandığını belirterek, ''Dere yatağını muhakkak bulur ve derenin intikamı ağır olur. Şu anda bunun bedelini ödüyoruz'' dedi. Su baskınına uğrayan alanları helikopterle havadan inceleyen Erdoğan, helikopterde TRT'ye yaptığı açıklamada, sabah Bayındırlık ve İskan, Tarım ve Köyişleri ve Çevre ve Orman bakanları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, İSKİ Genel Müdürü, DSİ Genel Müdür Yardımcısı ve ilgili bürokratlarla bir koordinasyon toplantısı yaptığını anımsattı. Toplantıda dün yaşanan felaketin analizini, yapılması gerekenleri, durum tespitlerini ve bundan sonra atılacak adımları görüştüklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Bu tespitleri yaparken birinci derecede şu anda İSKİ ile ilgili olarak bu kanunda bir değişiklik yapılmasının uygun olacağına karar verdik. Zira gerek kanalizasyon alt yapısı, bütün bu derelerin ıslahına yönelik olarak bunlar Büyükşehir Belediyesinin kendi tasarrufundaydı. Bunları tamamıyla İSKİ'nin tasarrufu altına almak suretiyle bir adım atalım istedik. Yukarı havzaları ise DSİ'ye bırakacak bir adımı yasal düzenleme ile çözelim istiyoruz ki artık bu işin bir sahibi olsun'' diye konuştu. İstanbul'da yapılmış olan dere ıslahlarıyla ilgili olarak önlerine ''yasal maniler ve bazı dirençlerin'' çıktığını dile getiren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''Bu dirençlerin aşılması lazım. Bakın şu anda helikopterle dolaşırken sizler de tespit ettiniz bütün dere yatakları nasıl değiştirilmiş. Bu dere yataklarının değiştirilmesi neticesinde meydana gelen özellikle sıkıntıları yaşıyoruz. Dün de söyledim, dere yatağını muhakkak bulur ve derenin intikamı ağır olur. Şu anda bunun bedelini ödüyoruz. Bakın Selimpaşa'ya gittik, Selimpaşa'da aynı sıkıntı var. Orada da dere yatağı ciddi manada değiştirilmiş. Aynı şekilde Silivri'de dere yatağına ciddi manada bir tecavüz var. Bütün bunların yanında Ayamama Deresi'nde yaşanan ortada. Papaz Deresi'nde yaşanan ortada. Aynı sıkıntılar burada da var. Şimdi bizler bir çalışmayı yürütüp ikili görüşmeler suretiyle bu işi çözüp buralardaki yıkımları da gerçekleştireceğiz. Bunun başka çıkışı yok. Çünkü daha farklı bir bedeli ne oralarda bu tasarrufu yapanlar, ne de vatandaşlarımıza ödetmek istiyoruz.'' Söz konusu olayın siyasi polemik malzemesi yapılmasını ''asla doğru bulmadığını'' belirten Erdoğan, ''Çok ciddi manada yanlış bir yaklaşım. Bunu siyasi polemik malzemesi yapanlar lütfen aynaya baksınlar ve şu anda tasarrufları altında olan yerlerde neler olduğunu, neler yapıldığını geçmişten bugüne şöyle bir incelesinler. Bununla ilgili de Belediye Başkanım zaten gerekli açıklamaları tüm belgeleriyle yapacaktır'' dedi.
561321
Testislerinden vuruldu
'in Basmane semtinde Berat Özkay, kimliği belirsiz kişinin havalı tüfekle attığı bilyeyle testislerinden vuruldu. Özkay, hastaneye kaldırılarak tedaviye alındı. Olay, dün saat 20.00 sıralarında Fevzipaşa Bulvarı üzerinde meydana geldi. Durakta bekleyen 41 yaşındaki Berat Özkay, kimliği belirsiz kişi ya da kişilerin, açtığı ateş sonucu testislerinden vurularak yaralandı. Yakındaki Özel Şifa Hastanesi'ne kaldırılan Özkay'ın, bilye atar tüfekle vurulduğu belirlendi. Berat Özkay'ın sağlık durumunun iyi olduğu, olayla ilgili soruşturmanın devam ettiği bildirildi.
561983
TÜSİAD’dan “vergi” açıklaması
’dan “” açıklaması Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), son uygulamalarının, “basit bir uygulamasının ötesinde bir demokrasi sorunu” olduğunu savundu. ’dan yapılan yazılı açıklamada, derneğin, “bazı uygulamalarına ilişkin iş dünyasında artan kaygı ve sıkıntılar üzerine” 19 Nisan 2009 tarihinde bir basın bülteni yayınladığı hatırlatılarak, TÜSİAD’ın, “kayıt dışı ile samimi mücadelenin ve objektif vergi denetiminin, gelir idaresinin siyasi iradeden bağımsızlığı ölçüsünde sağlanabileceği” görüşünde olduğu belirtildi. Söz konusu bültende, “Son zamanlarda vergi denetiminin siyasallaştığı ve verilen cezaların mükellefi yok edercesine ölçüsüz bir anlayış ile uygulandığı şeklindeki görüş ve kaygılar yaygınlaşmıştır. Mükelleflerin, vergi idaresinin tarafsızlığına ve tüm mükelleflere eşitlik ve hakkaniyet ölçülerinde yaklaştığına olan inancının güçlendirilmesi şarttır. Kamu maliyesi politikalarının son derecede önem kazandığı bu günlerde siyasi iradeden tam olarak bağımsız, özerk bir ve uygulamalarının tesisi, iş dünyasında yaygınlaşan kaygıların ortadan kaldırılması açısından önem arz etmektedir” hususlarına da işaret edildiği bildirildi. TÜSİAD açıklamasında, şu görüşlere yer verildi: “Ne yazık ki yaşadığımız güncel uygulama, yürütme erkinin kullanılmasında yalnızca kamu yararının güdülmediği endişesi yaratmakta, vergi idaresinin siyasi etkiye açık olduğu kuşkularını doğurmaktadır. Kaldı ki ’vergi’ gibi devleti devlet yapan en temel üstü erkin, mükellefi yok edercesine ölçüsüz bir anlayışla ceza uygulamalarına dönüşmesi bu kuşkuları güçlendirir niteliktedir. Ne hakkaniyetle ne de çağdaş vergi ve gelir idaresi anlayışı ile uyuşmayan bu tür uygulamalar, telafi edilemez maddi ve manevi kayıpların yanında, bu kez ve çoğulculuk anlayışını da hedef alır bir aşamaya ulaşmıştır. Gelinen aşama, ’nin son dönemde elde ettiği demokratikleşme sürecinin samimiyetini tartışılır kılmakta, sürdürülebilirliğini de tehlikeye atmaktadır. Mükellefin sisteme güvenini zedeleyici nitelikteki uygulamalar, çağdaş demokrasilerde ve rekabetçi piyasa ekonomilerinde kabul edilemez niteliktedir. Son vergi uygulamaları, basit bir vergi cezası uygulamasının ötesinde, bir demokrasi sorunudur. TÜSİAD olarak, mevcut durumun bir vergi uygulamasının ötesinde bir demokrasi sorunu olarak görülmesi gerektiğini kamuoyuyla bir kez daha paylaşarak, sürecin yakın takipçisi olacağımızı bildiririz.”
561671
15:33 Viyana’da “Michael Jackson konseri” tehlikeye girdi
Viyana’da “Michael Jackson konseri” tehlikeye girdi “Popun kralı” Michael Jackson’un anısına Viyana’da düzenlenmesi öngörülen konserin iptali gündeme geldi. Konserde sahne alacakları ilan edilen Madonna, Mary J. Blige ve İngilizlerin ünlü pop grubu U2’nin Viyana’ya gelmeyeceklerini açıklamaları üzerine, Jackson hayranlarının önceden aldıkları biletleri iade etmeye başladıkları bildirildi. Konserin Avusturyalı organizatörü Geaorg Kindel ile Michael Jackson’un kardeşi Jermaine Jackson, “Sözü edilen ünlü sanatçıların mutlaka sahneye çıkacakları yolunda kesin bir açıklama yapmadıklarını” belirterek, “bu starların isimlerinin basın tarafından ortaya atıldığını” savundular. Avusturya basınında yer alan haberlerde, basın toplantısında yapılan açıklamaların aksine Michael Jackson’un annesi ve çocuklarının da Viyana’ya gelmeyeceklerini açıkladıkları ileri sürüldü. Bu arada, önceden satılan biletlerin geri alınamayacağı ve ücretlerinin iade edilmeyeceği yolundaki açıklama da hukuki bir tartışma başlattı. Ünlü sanatçıların gelip gelmeyecekleri tartışmaları sürerken, Viyana Belediyesi de konser için vadettiği 600 bin Avro’yu geri çektiğini açıkladı. Belediye Başkan Yardımcısı Renate Brauner, “Konsere kent turizmi için reklam yapmak üzere destek olduklarını, bunun bir sponsorluk hizmeti olmadığını” belirterek, “Son gelişmeler konserin Viyana’nın turizm reklamına katkısı olmadığını gösterdiği için organizatörlere bir sent dahi veremeyiz” dedi. Brauner, bir süre önce Jermaine Jackson ve organizatör Kindel’in ortaklaşa düzenlediği basın toplantısına katılmış ve konsere 600 bin Avro’luk destek vaadinde bulunmuştu. Basında çıkan sert eleştiriler üzerine bir açıklama yapan Jermaine Jackson, “Tribute konserini Michael Jackson’ı anmak üzere düzenlendiğini” ifade ederek, “Burada ünlü bazı starların sahne alıp almamasının sürekli ön plana çıkarılmasının haksızlık olduğunu” söyledi. Basında isimleri yazılan Madonna ve U2’yi “kendilerinin telafuz etmediğini” söyleyen Jackson, 26 Eylüldeki konserde sahneye çıkmaları kesinleşen sanatçıların isimlerini ise açıklamak istemedi. Michael Jackson anısına verilecek konser için açılan “The Tribute 2009” adlı internet sayfasında ise sahne alacak uluslararası sanatçılar arasında Michael Jackson’un orkestrası ve dans grubu ile Mary J. Blige, Akon, Natalie Cole, Chris Brown, US-5, Angela Basset ve Sister Stedge gibi sanatçılar sayılıyor. Viyana’da imparatorluk döneminde Kraliçe Elisabeth’in yazlık malikanesi olarak kullanılan tarihi Schönbrunn Sarayının bahçesinde verilmesi planlanan “Michael Jackson’u anma konseri” için “Imperiale” adı verilen dev bir sahne inşa edildi. Biletleri 63 ila 518 Avro arasında değişen fiyatlarla satışa sunulan “Tribute konserinin” yapılıp yapılmayacağının gelecek hafta içinde netlik kazanacağı belirtiliyor.
561139
Berberlerde havlu dönemi sona eriyor
Adana Berberler Odası Başkanı İlhami Uygunsözlü, yaptığı açıklamada, berberliğin, insan sirkülasyonun yoğun olduğu yerlerden biri olması nedeniyle hijyen koşullarına en çok duyarlı olunması gereken meslek dallarından biri haline geldiğini belirtti. Berber koltuğuna bir günde çok sayıda kişinin oturduğuna dikkati çeken Uygunsözlü, müşterilere sunulan hizmette kullanılan eşyanın hijyenikliğine özel önem verilmesi gerektiğini kaydetti. Klasik berberlik anlayışının geride kaldığını anlatan Uygunsözlü, ''Eskiden berbere gelen müşterilere saç yıkama veya sakal kesim işlemi için dükkandaki pamuklu havlular tercih edilirdi. Bu havlular, birkaç kişide kullanılırdı'' dedi. Bu durumun önüne geçmek için sektörün çeşitli yeniliklere imza attığını ifade eden Uygunsözlü, şöyle devam etti: ''Berberler, artık velinimeti olan müşterisinin güzelliği kadar sağlığını da düşünüyor. Uzun yıllardan beri ustura ağzını takılacak jilet her müşteri için zaten değiştiriliyordu. Buna ek olarak dükkanlara alınan sterilize makineleri sayesinde de makas ve taraklar hijyenik koşullarda muhafaza ediliyor. Bunun yanı sıra berberler, pamuklu havlu yerine tercih ettikleri tek kullanımlık 'kağıt havlu' ile de müşterilerine hijyenik hizmet sunmanın gayreti içindeler. Müşteriler de bu hizmetten gayet memnun kalıyor.'' -SALGIN HASTALIKLARA KARŞI TEDBİR- Başta domuz gribi olmak üzere çeşitli salgın hastalık tehdidinin gündeme gelmesiyle bu durumdan etkilenen müşterilerin berberlere çekinerek geldiğini belirten Uygunsözlü, salgın hastalıkların yayılmasının önlenmesinde kendilerine de önemli görevler düştüğünü kaydetti. Aldıkları tedbirlerle bu kaygıyı ortadan kaldırmaya çalıştıklarını ifade eden Uygunsözlü, tek kullanımlık malzeme kullanımına yönelmelerinin de bunun en önemli göstergelerinden birini oluşturduğunu söyledi. -BERBERLER DE MÜŞTERİLER DE MEMNUN- Adana'da 17 yıldır berberlik yapan Burhan Zoriç ise ''kağıt havlu'' uygulamasına kısa bir süre önce geçtiklerini belirterek, uygulamayı gören müşterilerinin önce kısa süreli şaşkınlık yaşadığını kaydetti. Kendilerine özel havlu kullanılmasının müşterileri memnun ettiğini anlatan Zoriç, şöyle konuştu: ''Bu uygulama berberlere ek maliyet getiriyor. Maliyete karşın bu hizmeti ek ücret talep etmeden müşterilerimize sunuyoruz. Amacımız müşterilerin içlerinin ferah bir şekilde tıraşlarını olmaları. Tek kullanımlık kağıt havlu sayesinde bunu sağladık. Ayrıca, havlunun yanı sıra saç kesimi sırasında kullanılan önlük yerine de şeffaf tek kullanımlık örtüleri tercih ediyoruz.''
561485
Mini miniler pazartesi günü okullarda
Öğrenciler, bu program kapsamında öğretmenlerinin gözetiminde çeşitli etkinliklere katılacak, okullarını, arkadaşlarını, öğretmenlerini tanıyacak. Uygulamayla çocukların okula adaptasyonlarının sağlanması, okul kaygısının giderilmesi, öğretmenine güven duyup günlük akışa uyum sağlaması, oyun, drama, sosyal ve sportif etkinlikler yoluyla öğrenme ortamını, okulunu, sınıfını, arkadaşlarını, öğretmenlerini tanıması, okul kurallarını öğrenmesi, aynı zamanda evine güvenle gidip gelme eğitimi alması ve okula iyi bir başlangıç yapması amaçlanıyor. Bu eğitim öğretim yılında ilköğretim okullarına yaklaşık milyon 292 bin öğrencinin kayıt yaptırdığı tahmin ediliyor. 2009-2010 eğitim-öğretim yılı ise 24 Eylül Perşembe günü başlayacak. Bazı özel okullar Milli Eğitim Bakanlığından alınan izinle eğitim-öğretim yılını 14 Eylül günü başlatacak. Eğitim-öğretim yılının ilk yarısı 22 Ocak 2010 günü sona erecek ve öğrenciler, Şubata kadar tatil yapacak. İkinci yarıyıl Şubatta başlayacak ve 18 Haziranda sona erecek. -UYUM PROGRAMI- Bağımsız anaokulları ve anasınıfları ile uygulama sınıfları için ilgili öğretmenler tarafından okul öncesi eğitimin temel ilkeleri ve amaçları doğrultusunda oyunun temel etkinlik olarak dikkate alındığı, çocuğun okulu tanıma ve uyumunu sağlamasını kolaylaştıracak bir haftalık esnek bir program hazırlanacak. Velilerin öğrencilerle beraber okula gelip gitmelerinin alışkanlık haline gelmemesi için veliler zaman zaman sınıf ortamına alınabilecek. Velilere yönelik rehberlik ve psikolojik danışma servislerince okul, öğrenci ve veli ilişkisi, öğrencilerde oluşabilecek kaygılar, korkular ve alınacak önlemler gibi konularda bilgilendirme çalışmalarına yer verilecek. -ÜÇ DERS OLACAK- Normal öğretim yapan okullarda birinci sınıflar kendi sınıflarında, ikili öğretim yapan okullarda ise birinci sınıflar başka bir sınıfta uygulama yaparken kendi sınıflarını dönüşümlü olarak kullanacak. Uyum programı, 09.00-12.00 saatleri arasında 40'ar dakikalık üç ders saati ile 15-20'şer dakikalık iki dinlenme saatinden oluşacak. İlköğretim birinci sınıf öğrencileri başlangıç aşamasında okuma-yazmaya yönelik çalışmalar ile karşılaşmadığından ve bu yönde öğrencilerde isteksizlik görüldüğünden, bu programın son aşamasına doğru okuma-yazmaya yönelik faaliyetlere yer verilebilecek. Okul öncesi eğitim alarak gelen öğrenciler, programın içeriğine daha önceden alışık oldukları için bu öğrencilerin yeni gelen öğrencileri ve programı olumsuz yönde etkilememeleri için gerekli tedbirler alınacak. Sınıflar ve öğrenciler arasında sportif ve kültürel etkinlikler düzenlenecek. Okul fobisini yenme, drama, eğitsel oyun, sosyal, kültürel ve sportif etkinlikler gibi konularda yerel düzeyde hizmet içi eğitimler düzenlenerek öğretmenlere seminer verilecek. Taşımalı eğitime tabi ve YİBO öğrencileri, mevzuata aykırı olmamak şartıyla yerel imkanlar ölçüsünde eğitimden faydalandırılacak. -ŞARKI SÖYLEYİP, MASAL DİNLEYECEKLER- Uyum programı kapsamında, öğrenciler ve öğretmenler tanışacak. Öğrencilere okullar tanıtılacak, sınıf, koridor, tuvalet ve kantin kullanımı hakkında bilgi verilecek. Uyum programında, öğrenciler veya öğretmenler öyküler anlatacak. Öğretmenler, oyuncaklar hakkında konuşacak ve öğrencilerin sevdikleri oyuncakları anlatmalarına, şarkılar söylemelerine, oyun oynamalarına izin verecek. Minik öğrenciler, uyum programı kapsamında defter, kalem ve sınıftaki araçları kullanmayı da öğrenecekler.
560735
Adana'da 'Senfoni ile İlahiler' konseri düzenlendi
Seyircilerin ücretsiz izlediği konser öncesi TRT sunucusu Ekrem Tamer, son günlerde ülkenin çeşitli yerlerinde şehit düşen askerleri ve İstanbul'daki sel baskınlarında hayatını kaybedenleri andıklarını belirtti. Yaklaşık bin kişilik oturma alanı dolarken, çok sayıda seyirci koltuklar arasındaki merdivenlerde konseri izledi. ÇDSO Genel Sanat Yönetmeni ve Daimi Şefi Emin Güven Yaşlıçam'ın yönettiği konserde ÇDSO sanatçıları ve MDOB korosu sahne aldı. onserin solistliğini pop müzik sanatçısı Burak Kut (tenor), Feryal Türkoğlu (soprano) ve Hasan Alptekin (bas) yaptı. Yunus Emre'den Pir Sultan Abdal'a uzanan en çok bilinen ve sevilen 10 ilahiyi seslendiren solistler, performanslarıyla dakikalarca ayakta alkışlandı. onser sırasında iki semazen de gösteri sundu. Orkestranın yıl önce Adanalı iş adamı Hacı Ömer Sabancı'yı anmak için böyle bir konser gerçekleştirdiğini anımsatan Şef Yaşlıçam, ''Sayın Valimiz İlhan Atış bu projeye çok destek verdi. Yaklaşık 1.5 aydır projeyle ilgili çalışmalar sürüyor. Konserin Ramazan'a denk gelmesi inanılmaz bir güzellik. İlahilerin çağdaş müzikle birleştiğini görmek çok önemli" dedi. Adana Valisi İlhan Atış, konserin ardından sanatçılara çiçek verdi. Adanalılar'a mükemmel ve unutulmaz bir akşam yaşatıldığını vurgulayan Atış, ''Bizi üzen hiç bir olay, çeşitli eylemler yapan hiç bir örgüt hayata bağlılığımızı etkilemelidir. Türk Milleti hayata bağlılığını devam ettirmeli. Biz Adanalılar hiçbir şeyi ötekileştirmeden, kardeşliği kadar doğal Adana'da yaşıyoruz. Biz Adanalılar, ÇDSO ve MDOB ile övünüyoruz. Biz Adanalılar istiyoruz ki böyle hayata bağlılığımızı artıracak günler çoğalsın. Dini, dili olmayan müzik eşliğinde çoğalsın'' dedi.
562108
İstanbul'da ölen 23 kişinin kimliği belirlendi
İstanbul Valiliği Afet ve Acil Durum Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre, hayatını kaybeden vatandaşların isimleri şöyle: ''Güldane Çiftçi, Özlem Ünal, Nuriye Can, Bircan Karataş, Naciye Karadeniz, Nebahat Salkım, Altun Yüksek, Kasım Demirok, Yüksel Aktürk, Hüseyin Türmenoğlu, Necati Topkaya, Kendal Günenç, Salih Öztaş, Ferhat Gönel, Ali Karagöl, Hüsnü Birincil, Fahri Sali (Bulgar uyruklu), Murat Aktay, Remzi Demir, Mecbure İbrahimova Mustafaova, Faruk Donat, Havva Nur Ulak, Süleyman Süleymanoğlu.''
560453
Balıkesir'de yük treninin vagonu devrildi
Balıkesir'in Dursunbey ilçesindeki Dada ve Mezitler istasyonları arasındaki kaza nedeniyle demir yolu ulaşıma kapandı. Dursunbey Kaymakamı İbrahim Küçük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, trenin bir vagonunun raydan çıkma nedeninin henüz belirlenemediğini söyledi. Kazada ölen ya da yaralının olmadığını ifade eden Küçük, gerekli incelemelerin yapıldığını, demir yolunun üç saat daha ulaşıma kapalı kalabileceğini belirtti. Bu arada Ankara-İzmir seferini yapan trenlerin kaza nedeniyle Tavşanlı ve Kütahya'daki istasyonlarda bekletildiği bildirildi. Söz konusu trenlerdeki bazı yolcuların gidecekleri yerlere otobüslerle sevk edildiği öğrenildi
561868
Marmaraereğlisi'nde evler boşaltılıyor
Tekirdağ'ın Marmaraereğlisi ilçesinde, sel ve su taşkını riski taşıyan dere yatağına yakın kesimdeki 100 evin boşaltılması kararı alındı. İlde beklenen kuvvetli yağış öncesinde, Marmaraereğlisi Belediyesi'nde kriz masası oluşturuldu. Belediye Başkanı İbrahim Uyan başkanlığında oluşturulan kriz masası, ilçenin sel baskını ve taşkın riski taşıyan evlerin boşaltılması kararını aldı. Zabıta ekipleri, Bağlar mevkisindeki dere yatağına yakın kesimde kurulu olan Dereağzı Mahallesi'ndeki 100 evin boşaltılması için ev sahiplerinin tek tek kapısını çalıyor. Ekipler, vatandaşlardan, hava kararmadan evlerini boşaltmasını istiyor. Belediyece yapılan anonslarda da evlerin akşama kadar boşaltılması ve pazartesi gününe kadar kullanılmaması gerektiği bildiriliyor. Belediye Başkanı Uyan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölgede beklenen sağanak yağış öncesinde kriz masası oluşturduklarını ve görev dağılımı yaptıklarını söyledi. Uyan, ilçede itfaiye ve ambulans ekiplerinin bugünden itibaren vardiyalı olarak 24 saat görev başında olacağını ifade ederek, muhtemel baskın ve taşkınlara tedbir olarak vidanjör ve adet kato kiralayacaklarını belirtti. Sel ve afet tedbirleri kapsamında muhtemel bir felakette halkın mağduriyetini gidermek amacıyla fırıncılarla da görüşerek ekmek çıkarmalarını sağlayacaklarını anlatan Uyan, su kesintilerine karşı ise adet su tankerini dolu olarak beklettiklerini kaydetti. Uyan, belediye tarafından yaptırılan 100 adet kum torbasının da akşama kadar ev ve işyerlerine teslim edileceğini söyledi.
560690
Ankaraspor’u alan çıkmadı
’u alan çıkmadı güncellenme zamanı 11.9.2009Birçok oyuncusu Ankaragücü’ne geçen Ankaraspor küme düşme riskiyle karşı karşıya. Futbol Federasyonu tarafından ’un satışı için verilen üç günlük sürenin dolmasının ardından başkent kulübü dün akşam Profesyonel Futbol ’na sevk edildi başkanlığına seçilen Ahmet Gökçek ve bazı yöneticilerin ile organik bağı olduğunu saptayan ve bu durumun sportif rekabeti engelleyici unsur oluşturduğuna karar veren federasyon, dün akşam saatlerine kadar herhangi bir gelişme yaşanmayınca disiplin işlemlerini başlattı. Disiplin kurulunun Ankaraspor’un maçlarına idari tedbir koyacağı ve yarınki maçının oynanmayacağı bildirildi. ’nın, Ankaraspor’un küme düşürülmesine karar verilecek toplantısını ise Salı günü yapacağı, bu süreçte ilerleme kaydedilmediği takdirde ligin 6. haftadan itibaren 17 takımla oynanacağı bildirildi. PFDK’nın olası küme düşürme kararından sonra Ankaraspor’un, ’na itiraz edeceği, anonim şirket olan kulübün zarara uğratıldığı gerekçesiyle de iş mahkemesine dava açacağı öğrenildi. Federasyonun ise dava sonuçlanıncaya kadar Ankaraspor’un maçlarındaki tedbiri sürdüreceği belirtildi. Öte yandan TFF Hukuk Kurulu’nun verdiği karara itiraz etmek için ’ya başvuran mavi-beyazlı ekip, konuyla ilgili kendilerini savunması için ’Bosman’ kurallarının çıkmasını sağlayan ünlü Fransız avukat Jean Luis Dupont ile anlaştı.
561734
Sivasspor puanla tanışmak istiyor
Bu maç öncesi takım, Manisa'ya gitmek üzere şehirden ayrılırken teknik direktör Bülent Uygun, arka arkaya oynayacakları üç karşılaşmadan en az puan almayı hedeflediklerini söyledi. Turkcell Süper Lig'ine Trabzonspor, Fenerbahçe ve Diyarbakırspor yenilgileriyle başlayan kırmızı beyazlı ekip, puanla ligin sonlarında bulunuyor. Manisaspor maçı öncesi Sivas'taki hazırlıklarını tamamlayan takımda sakat futbolcuların çokluğu nedeniyle kadro sıkıntısı yaşanıyor. Takımın bel kemiği Mehmet Yıldız, Abdurahman Dereli ve Sezer Badur sakatlıkları nedeniyle takımdaki yerlerini alamıyor. Bu sabah tesislerde toplanan Sivasspor kafilesi, cumartesi günü oynayacağı Manisaspor karşılaşması için otobüsle Sivas Havaalanı'na gitti. Takımı, tesislerden kulüp çalışanları uğurladı. Sivas'tan havayolu ile İstanbul'a ve ardından İzmir'e geçecek olan takım, daha sonra karayolu ile Manisa'ya gidecek. Hareketten önce gazetecilerin sorularını cevaplayan Sivasspor Teknik Direktörü Bülent Uygun, zorlu bir deplasmana gittiklerini ve ilk puanlarını burada almak istediklerini söyledi. Sıkıntılı ve kaos ortamından bir an önce kurtulmak istediklerini vurgulayan Uygun, gün içinde önce Manisaspor ardından erteleme maçı Denizlispor ve ardından içerde Bursaspor ile oynayacaklarını belirtti. Bu maçların çok önemli olduğunu anlatan Uygun, "Hedeflerimiz ve inancımız tam. Futbolcu kardeşlerime inanıyorum. Verdiğim görevi en iyi şekilde yapacaklar." dedi. "3 karşılaşmadan kaç puan almayı hedefliyorsunuz?" şeklindeki bir soruya da Uygun, en az puan toplamayı planladıklarını dile getiren Uygun, "Arka arkaya oynayacağımız bu karşılaşmadan en azından puan almamız gerekiyor. Ama hedefimiz her zaman daha fazlasını alabilmektir." şeklinde konuştu. Sakat futbolcuların durumuyla ilgili başka bir soruya da Uygun, Sivasspor'un gerçek gücünü sakat oyuncuların takıma dahil olduklarında ve form bulduklarında göstereceğini ifade etti.
561782
Köyde tepelerde gizli gizli koşan Yasemin, dünya birincisi oldu
Şampiyona dönüşü yaşadıklarını CİHAN'a anlatan milli sporcu, Isparta'ya ve ülkesine böyle bir başarıyı yaşattığı için mutlu olduğunu söyledi. 64 sporcuyla yarışan ve bin 325 metrelik mesafeyi 23 dakikada tamamlayan Can, son tepeyi inerken ABD'li rakibiyle kıyasıya bir mücadeleye giriştiğini belirterek, "Ya ben bu yarışı kazanacağım ya da düşüp bir yerlerimi kıracağım diye düşündüğüm sırada 50 60 metrelik farkla yarışmayı birincilikle tamamladım.'' dedi. Başarılı sporcu, elde ettiği birinciliği ve yaşadığı mutluluğu telefonla ailesine haber vermiş ancak birinci olduğuna ailesini bir türlü inandıramamış. ORMANLARDA GİZLİ GİZLİ ANTRENMAN YAPIYORDUM Yasemin Can, dünya birinciliğine giden yolda hep engellerle karşılaştığını belirterek, koşmasına en başta ailesinin karşı çıktığını söyledi. Gümüşhane'nin Yağmurdere köyünde ilköğretimi okuduğu sırada atletizme merak salan Can, ailesinin bu sporu yapmasına her zaman karşı çıktığını belirtti. Arkadaşlarıyla oyun oynarken hızlı koşmasını fark eden beden eğitimi öğretmeninin teşvikiyle atletizm yarışmalarına katılan Can, sonrasında koşmaya karar vermiş. Ancak ailesi bu işe karşı çıkarak, "Kız başına ne işin var koşuda. Otur oturduğun yerde, derslerine çalış. Bu işle adam olunmaz, bir yere gelemezsin." diyerek kendisine sürekli baskı yapmış. Dağlarda tepelerde gizli gizli koşmaya başlayan şampiyon sporcuyu gören köylüler, "Bu kız delirdi herhalde. Dağda, taşta koşuyor." diye konuşmaya başlamış. Liseye kadar büyük zorluklar içinde antrenmanlarını gizlilikle yapan Yasemin Can, lise öğrenimi için geldiği Isparta'da Özel Altınbaşak Koleji'nin kendisine sahip çıktığını, gerek derslerinde, gerekse spor çalışmalarında ciddi destek gördüğünü söyledi. yıl içinde bu seviyeye geldiğini belirten Can, şunları söyledi; "Ancak ailem bu işle bir yere geleceğime bir türlü inanmadı. Dünya şampiyonu oluncaya kadar da hala inanmıyorlardı. Beden Eğitimi Öğretmeni olacağım deyince bile karşı çıkıyorlar. Yeni yeni inanmaya başladılar. Ben telefonda görüştüğümde zaman beni tebrik ettiler." Köye gittiğinde hala antrenmanlarını yapamadığını belirten Can, köyde antrenman yapamadığı için gizli olarak babasıyla ormana giderek kötü şartlarda antrenmanlarını devam ettirdiğini belirtti. Çoğu zaman antrenman yapamadığı için köyden hemen geri döndüğünü de belirten Can, antrenmanlarını haftanın günü stadyumda, günü de tepelerde sürdürdüğünü anlattı. Can, haftada toplam 85 kilometre koştuğunu söyledi. Antrenör Faruk Erdoğan Öztürk, Yasemin Can'ın daha önce Avrupa ve dünya dereceleri bulunduğunu, aydan bu tarafa sürdürdükleri hazırlıklarda dünya derecesi elde ettiklerini söyledi. Sporcunun bin 325 metrelik parkuru 23 dakikada tamamladığını belirten Öztürk, "Baştan sona birinci götürdüğü yarışmayı 50-60 metre önde tamamlayarak birinci oldu. Isparta'ya ve ülkemize böyle bir başarıyı yaşattığımız için mutluyuz. Bir antrenör, bir öğretmen olarak bu başarıyı yaşamak bana sonsuz mutluluk verdi. Hedefimiz dünya olimpiyatları." dedi. Isparta Özel Altınbaşak Koleji Müdürü Vahit Çiftçi de öğrencileri Yasemin Can'ın dünya derecesi elde etmesinin Isparta ve Türkiye adına gurur verici olduğunu söyledi. Çiftçi, Can'ın derslerinde ve sporda elde ettiği başarılar ile örnek bir öğrenci olduğunu belirtti.
560694
Bosna yolu açtı
İspanyol Marca gazetesi, “Bosna beraberliği, Kupası’na doğru yolumuzu açtı” ifadesini kullanırken, “Beraberliğe memnun olan ev sahibi takım, Osmanlıların önündeki puanlık avantajını korudu. Bosna, maç kalmasına rağmen gelecek maçta grup ikinciliğini garantileyebilir” yorumunda bulundu. AS gazetesi de “Bosna, ’yi cezalandıramadı. Tarihinde ilk kez Dünya Kupası’na katılma olasılığı olan Bosna’da futbolcular, sorumluluk hissinden dolayı çok sinirliydiler. Avantaja sahip olsalar da ikincilik için mücadeleye devam edecekler” ifadelerine yer verdi.
560698
İpleri eline aldı
Futbol Federasyonları Birliği’nin (UEFA) sitesi .com’da, maçına ilişkin, “Salihoviç, Türkiye’yi elenmeye itti” yorumu yapıldı Milli Takımlar Teknik Direktörü ’in, tribünlere gönderildikten sonra ’in ipleri ele aldığı, ancak üst üste pozisyonlar bulsa da bunları Dzeko ile gole çeviremediği ifade edilen haberde, “Bu sonuç, 10 Ekim’de karşısında bir galibiyet alması durumunda, Bosna Hersek’in, ikinci sırayı garantileyip, gruptan çıkacağı anlamına geliyor” denildi.
561245
Penaltı Golleri Damgasını Vuruyor
Penaltı Golleri Damgasını Vuruyor Ezeli rakipler arasında ligde yapılan son 11 maçtan 5'inde penaltı golleri sonuçlar üzerinde belirleyici etki yaptı. Galatasaray ile Beşiktaş arasında son yıllarda yapılan lig derbilerine penaltı golleri damgasını vuruyor. Ezeli rakipler arasında ligde yapılan son 11 maçtan 5'inde penaltı golleri sonuçlar üzerinde belirleyici etki yaptı. Galatasaray, geçen sezonun ilk yarısında Ali Sami Yen Stadı'nda yapılan derbiyi 4-2 kazanırken, sarı-kırmızılı takımın golcüsü Milan Baros, golünden 2'sini penaltıdan kaydetti. Bu arada, iki takım arasında son dönemde yapılan maçta Galatasaray penaltı atışlarından yararlanamadı. 19 Eylül 2004 tarihinde BJK İnönü Stadı'ndaki lig maçında Hakan Şükür, Mayıs 2006 tarihinde yine Dolmabahçe'deki lig maçında da Necati Ateş, penaltı vuruşlarını gole çeviremedi. Öte yandan, bu sezon ligde geride kalan hafta sonunda hakemler Galatasaray'ın lehine 2, aleyhine penaltı kararı verirken, Beşiktaş'ın ise lehine ve aleyhine henüz penaltı çalmadı.
562034
Borsa günlük bazda 3.69 değer kazandı
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda () işlem gören hisse senetleri günlük bazda ortalama yüzde 3,69 oranında değer kazandı. Ulusal 100 Endeksi, ikinci seansta 728,67 puan artarak 46.583,50 puandan kapandı. Hisse senetlerinin ikinci seanstaki ortalama değer kazancı yüzde 1,59 oldu. İlk seanstaki 930,71 puanlık artış dikkate alındığında, borsa endeksi günün tamamında 1.659,38 puan yükseldi. Hisse senetleri günlük ortalama yüzde 3,69 değer kazandı. 'de birinci seansın seyri... Endeks, önceki ikinci seans kapanışına göre 930,71 puan artarak günün ilk yarısını 45.854,83 puandan tamamladı. Birinci seansta, hisse senetleri ortalama 2,07 değer kazandı. Önceki ikinci seansta 44.924,12 puandan kapanan Ulusal 100 Endeksi, ilk seansa 282,34 puan artarak 45.206,46 puandan başladı. İlk yarıyı 45.572,60 puandan geçen endeks, en düşük 45.159,59 puana kadar gerilerken, en yüksek 45.889,09 puanı gördü. Seans sonunda mali endeks 1.668,24 puan artarak 69.842,20 puana, sanayi endeksi 480,91 puan artarak 33.748,91 puana, hizmetler endeksi 420,36 puan artarak 31.098,98 puana yükseldi. Böylece, önceki kapanışa göre mali grup hisseler ortalama yüzde 2,45 oranında, sanayi grubu hisseleri ortalama yüzde 1,45, hizmetler grubu hisseler ortalama yüzde 1,37 oranında değer kazandı. Birinci seansta işlem gören toplam 308 hisse senedinden 237'si değer kazandı, 28'i değer kaybetti, 43 hissenin fiyatında ise değişiklik olmadı. Birinci seansta milyar 232 milyon 901 bin 469 liralık işlem hacmi oluştu. En çok işlem gören hisse senetleri (C), Vakıflar Bankası, Yapı ve Kredi ve oldu.
561123
Aşksız seks, sekssiz evlilik olur mu?
Aşksız seks, sekssiz evlilik olur mu? 11.09.2009 11:05Sekssiz evlilikler yaygınlaşıyor mu? Evlilikte seks ortadan kayboluyor mu? Evli çiftler başvurdukları uzmanlara en çok nelerden şikâyet ediyor? İşte son dönemin tartışma konularından 'aşk, cinsellik, evlilik' hakkında merak edilen sorulara bilimsel yanıtlar... Evlilikte seks ölüyor mu? Sekssiz evlilikler yaygın mı? Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sungur merak edilen sorulara yanıt verdi. Seks olmadan süren evliliklerin yaygınlaşıyor mu? Ya da biz böyle evlilikleri daha mı fazla duyuyoruz? Muhtemelen her ikisi de. Evliliğe atfedilen anlam günümüzde değişti. Ayrıca özel yaşam, mahremiyet gibi kavramlara daha az itina edildiği için biz de böyle evlilikleri daha çok duyuyoruz. Evlilikte seks birdenbire mi ortadan kaybolur? Yoksa giderek renksizleşir ve silinir mi? Seks isteği aniden pek yok olmuyor. Bu durumda sadakatsizlik, eşlerden birinde oluşan cinsel sorun gibi başka şeyleri düşünmek lazım. Evlilikte seksin sıklığı çoğu kez yavaş yavaş azalıyor. Genellikle eşlerden biri sorunu geçici bir durum gibi algılıyor. ‘Çok stresli, çok çalışıyor’ gibi bahaneler buluyor. Ama bir süre sonra öyle olmadığını görünce huzursuzluk duymaya başlıyor. Çünkü bu geçici bir süre olmuyor. Ve cinselliği gittikçe daha sık talep etmeye başlıyor. Hatta cinsellik azaldığı için sevilmediğini düşünüyor. Bir süre sonra da talep etmekten bıkıyor. Çünkü hep talep eden kişi kendisi olduğu için gururu kırılıyor. Hatta kendini sürekli cinselliği isteyen histerik biri gibi hissetmeye başlıyor. Bunun üzerine artık da cinselliği istemez hale geliyor. Sonuçta iki taraf da istemediği için ‘dengesizliğin dengesi’ oluşuyor. Bir evlilikte neden cinsellik olmamaya başlar? Yakın tanışıklık, aşinalık aşkın oluşmasını ve devam etmesini olumlu etkilemiyor. Ortak ilgi alanları, değer yargıları, dünya görüşleri insanları bir yandan birbirlerine çekiyor, bir yandan da itiyor. Evlilik de yakın tanışıklık ve aşinalık demek. Dolayısıyla cinsellik bu durumdan ister istemez olumsuz etkileniyor. Cinselliği aşk mı çekici hale getiriyor? Aşk bitince seks de bitiyor mu? Düzenli seks yaşamının doyurucu bir şekilde devamının aşkın süresiyle paralel gittiğini söylemek mümkün. Bence aşk bir görme kusuru. Ne görmek isterseniz onu görürsünüz. Aşık olduğunuzda partneriniz sizin için olağanüstü özelliklere sahiptir, ruh ikizinizdir, sizin için doğmuştur vesaire. Evlilik de bence bu görme kusurunun tedavisidir. Artık gerçekleri görmeye başlarsınız. Böyle baktığınızda aşkın olduğu dönemde seksin yoğun olacağı açık. Ama aşk eninde sonunda bitecektir. Eşler aşkın bitmesini doğal kabul ediyorsa, onun yerine gelen sevgiyi anlayabilecek kadar olgunlaşmışsa seks hala anlamlı bir şekilde devam ediyor. Ama seksin yoğunluğu ve çeşitliliği başlangıca göre aynı olmuyor. Peki aşkın ömrü ne kadar? Beyin araştırmaları aşkın ortalama 17 ay sürdüğünü gösteriyor. Tabii aşkı uzatan, azaltan faktörler var. Mesela Romeo ve Juliet’te olduğu gibi engeller... Mesela kıskançlık... Dikkat ederseniz uzamış aşk hikayelerinde engeller vardır. Hepsi de evlenince aşk romanı biter. Ondan sonrasını kimse bize anlatmaz. Aşka paralel düşündüğümüzde doyumlu cinsellik 17 ay sürüyor diyebilir miyiz? En ateşli yaşanacak seksin bu 17 aylık dönemde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak doyumlu cinsellik yaşam boyu devam edebilir. Yeter ki, aşk yerine gelen sevginin anlamı her iki eş tarafından anlaşılsın. Seks isteğinin azalması evliliğin bitmesi anlamına mı gelir? Cinsellik azaldı diye evliliği bitirmek doğru olmaz. Cinsel ilginin değişiklik gösterebileceği, aynı insanda bile farklı zamanlarda değişik düzeylerde olabileceği unutulmamalı. İlginin zaman zaman düşmesi, zaman zaman artması şaşırtıcı bir şey değil. Önemli olan cinsel ilginin neden azaldığını ortaya çıkarmak. Cinsel ilginin azalmasına evlilikte yaşanan diğer sorunlar kaynaklık edebilir mi? Sekssiz bir evlilikte sorun direkt cinsellikle ilgili olabilir. Ama çoğu kez kişiler arasındaki iletişim bozukluğu, uzlaşma becerilerindeki düşüş, birbirlerine duyulan öfke gibi pek çok neden çiftlerin cinsellikten uzaklaşmalarına neden oluyor. Özellikle de kadınlar için... Erkek, karı koca ilişkisiyle cinselliği birbirinden daha net sınırlarla ayırıyor. Evlilikte sorunlar olsa bile seksin aksamaması gerektiğini düşünüyor. Ama kadınların seks yapabilmesi, cinsel ilgi duyabilmesi için ortamda bir uyumun, nedenin olması lazım. Sabahtan akşama kadar horlanan, değersizleştirilen bir kadından akşam hiçbir şey olmamış gibi seks yapmasını beklemek gerçekçi değil. Evliliğinde seks olmayanlarda boşanma oranları daha mı fazla? Bu konuda net bir istatistik yok. Zaten insanlar boşandıkları zaman ‘Sebep seks’ demiyorlar. Ancak seksin bittiği ilişkilerde çiftlerin yardım almak için daha fazla uzmana başvurduklarını biliyoruz. Evlilik içi sorunlar biraz daha kronik bir şekilde ailenin içinde yaşanabiliyor. Oysa seks bittiğinde eşlerden biri bundan rahatsızlık duyuyorsa mutlaka diğerini zorluyor ve yardım almak için başvuruyor. Doktora başvurmayan çiftler ne yapıyor bilmiyoruz ama başvuran çiftlerde tedavi sonrasında hem cinselliklerinde doyum artıyor hem de ilişkinin niteliği tedavi öncesine göre son derece iyi olabiliyor. Tek eşliliğin insanın doğasından gelen seks isteğine aykırı olduğu söylenir. Sizce bu doğru mu? Temelde tek eşlilik hayvan türünde de pek olmayan bir şey. Ama insan, evrimleşmesi sürecinde türüne ait özellikleri değiştirebilen, çağın gerçeklerine ve gereksinimlerine uyarlayabilen, kendi dürtülerini dizginleyebilen bir varlık olarak gelişmek zorunda. Kaç tane şeyi doğamıza göre yapıyoruz ki zaten? İş cinselliğe gelince ‘Doğamızda yok’ diyoruz ama iş başka şeylere gelince doğamızı değiştirebiliyoruz, hatta doğayı değiştiriyoruz. İnsan aslında doğaya bile büyük oranda hükmetmeye çalışan bir varlıkken ‘Benim doğamda yok’ demeyi doğru bulmuyorum. İlk insan aç olduğu zaman yiyecek çalmak zorundaydı. Ama medenileştikçe bazı şeyleri çağın gereksinimlerine göre değiştirdi. Tek eşli uzun süre birlikteliği başaran bazı insanlar varsa diğerleri niye beceremesin? Birimiz yapıyorsak hepimiz bunu yapabiliriz. Bu öğrenilen bir şey. Evli çiftler size hangi sorunlarla daha çok başvuruyor? Özünde iletişim sorunuyla geliyorlar. Herkes konuşuyor ama herkes iyi iletişimde olmuyor. Önemli olan, dinlemeyi becermek, dinledikten sonra anladığımızı karşı tarafa göstermek. Bence sadece sorunlu çiftlere değil sorun çıkmadan önce herkese iletişim becerileri konusunda bir eğitim verilmeli. İyi iletişim iyi bir dinleyici ve iyi bir konuşmacı gerektirir. Bu özellikler olduğu zaman insanlar uzlaşmasa bile en azından kendilerini anlaşılmış hissediyorlar. Sık karşılaştığımız ikinci sorun sınırlar konusu. Sınırları çok iyi öğrenmeden büyüyoruz. Yani kayınvalide, geniş aile, ‘Kocam beni niye annesine karşı korumuyor gibi’ sınırların kaybı. Bir diğer sorun da eşlerin başlangıçta birbirine benzer olsa da evlendikten sonra farklı seyirde gitmeleri. Biri çok daha kendini geliştirirken öbürü aynı yerde kalıyor ve entelektüel doyumsuzluk ortaya çıkabiliyor. Bir de son yıllarda sadakatsizlikle sık karşılaşıyoruz. Evliliğinde seks sorunu yaşayan çiftlere önerileriniz nelerdir? Mutlu ve mutsuz evliliklerin ne sayında ne de çeşidinde bir farklılık var. Aslında insanlar zannediyorlar ki, “Yanlış partnerle birlikte olduğum için mutlu değilim.” Oysa mutlu evliliklerde de mutsuz evliliklerde olan benzeri tartışmalar olabiliyor. Bence mutlu evlilikle mutsuz evliliği belirleyen en önemli fark şu: Mutlu bir evlilikte çiftler ortaya çıkan problemi eşlerden birinden kaynaklanan bir sorun gibi görmüyor. Mutlu çiftler ‘benim sorunum’, ‘senin sorunun’ değil ‘bizim sorunumuz’ diyebilen, ileride çıkabilecek sorunları çözebileceğine inanan, iyimser ve biraz da espri gücü olan çiftlerdir. Aşk notları: Sıradan bir yemek ile ziyafet arasındaki fark! Aşık olduğumuzda beynimizde, mutluluk hormonu olarak bilinen dopamin artıyor. Dopamin, kadında da erkekte de cinsel arzuyu artıran hormon olan testosteronu tetikliyor. Belki de bu nedenle aşk içeren cinsellik ile içermeyen cinsellik arasındaki fark, sıradan bir yemekle ziyafet sofrası arasındaki fark gibi. Aşk cinsel arzuyu getirir ama seks aşkı tetiklemeyebilir. Cinsel devrimini tamamlamış bazı toplumlarda seks bazen özel bir anlam atfedilmeden de yaşanan sıradan bir aktivite olabiliyor. Hatta ‘arkadaşlar’ olarak tanımlanan kişiler arasında bile ilişkiye girilebiliyor. Ancak çoğu kişi bu biçimde yaşanan seksin romantik aşka dönüşmediğini dile getiriyor. Mesela orta yaş kadınlarında testosteron verildiğinde cinsel istek artıyor, seks daha çok arzu ediliyor ama bu kadınlar daha çok aşık olduklarından söz etmiyor. Ama bunun tersini düşünenler de var. Nepalli kadınların bir söylemi var: Penis içeri girdi ve aşk geldi! Radikal
561971
Deprem fırsatçıların işine yaradı
Apartmanlara giderek, "biz polisiz, belediye anons etti öğleden sonra çok büyük bir deprem olacak" söylentileri vatandaşları sokaklara döktü. Söylentilerin kulaktan kulağa yayılması vatandaşları iyice tedirgin etti. 155 polis imdat hattına bin civarında kişi müracaatta bulunarak, kendisini polis olarak tanıtan kişilerin evleri boşalttırdığı yönünde ihbarda bulundu. İhbarlar üzerine harekete geçen emniyet, güvenlik tedbirlerini en üst seviyeye çıkarttı. Emniyet yetkilileri, vatandaşların söylentilere kulak asmamaları yönünde uyarılarda bulundu. Bazı kişilerin bunları kasıtlı çıkarttığını kaydeden emniyet kaynakları, bu tür spekülasyonların hırsızların işini kolaylaştıracağına dikkat çekti. Tüm uyarılara rağmen vatandaşlar park, bahçe ve araçlarında konaklamaya devam ediyor. Konya Büyükşehir Belediyesi Jeolojik ve Jeoteknik Etüdü Proje Başkanı ve Jeoloji Yüksek Mühendisi Abdülkadir Bulduk, çok uzun süredir yıkıcı bir depreminin yaşanmadığını söyledi. Vatandaşların endişeye kapılmaması gerektiğini ifade eden Bulduk, 2004 yılında başlatılan Konya'nın Jeolojik ve Jeoteknik Etüdü'nün tamamlandığını açıkladı. Elde ettikleri verilere göre Konya'nın altında bulunan fay hattının büyük depremler oluşturmasının mümkün olmadığını tespit ettiklerini söyledi. Gece yaşanan iki büyük sarsıntı sonrası çıkan dedikodular nedeniyle vatandaşlar cuma namazını cami etrafındaki açık alanlarda kıldı. Başta Konya'nın en büyük camilerinden Aziziye, Selimiye, Kapıcamii, Şerafettin Cami ve Hacıveyiszade Camilerine cumaya gidenler dışarılarda saf tuttu.
561185
PKK'dan kaçan kadın, TC kimliği istiyor
Muammer BAŞKAN'ın haberi Terör örgütü PKK'ya katılarak 1999-2004 yılları arasında kamplarda eğitim gören, çeşitli görevler üstlenen 30 yaşındaki kadın, ''etkin pişmanlık yasası''ndan faydalanmak için İzmir'de Cumhuriyet Başsavcılığı'na teslim oldu. 2004 yılında terör örgütünden, İranlı bir örgüt üyesiyle kaçtıktan sonra Tahran'a yerleşerek evlendiğini, çocuğunun olduğunu anlatan kadın, ''çocuklarıma Türkiye Cumhuriyeti nüfus cüzdanı verilmesini devletimden istiyorum'' dedi. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na yakınlarıyla birlikte gelen S.A. (30), doğu kökenli bir ailenin çocuğu olduğunu, 1999 yılında İzmir'den katıldığı terör örgütünden 2004 yılında kaçtığını, Türk adaletine sığındığını ve yürürlükteki ''Etkin Pişmanlık Yasası''ndan faydalanmak istediğini bildirdi. AĞABEYİNDEN ETKİLENDİ PKK'LI OLDU Cumhuriyet Savcısına ifade veren S.A, terör örgütüne katılan ağabeyine aşırı düşkünlüğü nedeniyle, örgüte sempatiyle bakmaya başladığını ve dönem faaliyet yürüten bir siyasi partinin İzmir teşkilatına gittiğini burada Munzur ve Seyit Rıza kod adlı terör örgütü üyeleriyle tanıştığını söyledi. Ağabeyinden etkilendiğinden örgüte katılmaya karar verdiğini ve partide tanıştığı kişiler aracılığıyla terör örgütünün, Yunanistan'ın Lavrion bölgesindeki kampına götürüldüğünü ifade eden S.A, burada yıl silahsız askeri ve siyasi eğitim aldığını bildirdi. Kampta kaldığı süre içerisinde, bir silahlı çatışmada grubunu kaybederek aracılar vasıtasıyla Yunanistan'daki kampa ulaşan terör örgütü üyesi kişinin ''ajanlık'' suçlamasıyla hücrede tutulup yargılandığına, ayrıca terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan'ın yakalandığı dönemde yanında bulunan Rozerin kod adlı kadının da bu kampa getirilmesine ve infaz edileceği konuşmalarına şahit olduğunu dile getiren S.A, bu olayların örgüte olan bakışını sarstığını söyledi. Yunanistan'daki eğitimin ardından bir süre Moskova ve Tahran'da, örgütün evlerinde tutularak İran'daki ''Xinere'' olarak anılan bölgeye götürüldüğünü, silahlı eğitimin aldığı bu bölgede yıl kaldığını söyleyen S.A, şunları anlattı: BASKIDAN İNTİHARA KALKIŞTI ''Kamplarda yapılan yargılamalar örgüte bakışımı değiştirmişti, sürekli ağabeyimi sorduğum için de 'ailecilik' yaptığım gerekçesiyle aşağılanarak, hor görüldüm. Bu süreçteki yaşadığım olumsuzluklar nedeniyle intiharı düşündüm. Bir gün, el bombasının pimini çekerek intihara kalkıştım. Sadece fünye patladığından, vücudumun çeşitli yerlerinden yaralandım. Beni Xinere'deki hastaneye kaldırdılar ve ay tedavi gördüm. Tedavinin ardından İran topraklarındaki farklı kamplarda yıl kaldıktan sonra Irak'taki Qare bölgesine gönderildim. Bana kişinin olduğu tim komutanlığı görevi verildi. Bölgede ölen terör örgütü militanları için mezarlık yapılıyordu, farklı yerlerdeki mezarların bu bölgeye taşıması görevinde ay kaldım. Bu görevi yaparken örgütten daha da soğudum, psikolojim bozuldu.'' Kapmta tanıştığı Sinan kod adlı İranlı bir örgüt mensubuyla aralarında duygusal yakınlaşma yaşandığını, örgüt içerisinde buna yer verilmediği için 2004 yılında üzerlerindeki silah ve teçhizatlarla kamptan kaçarak Dohuk'ta peşmergelere teslim oldukları bilgisini veren S.A, İran'a gittiklerini polise örgütten kaçtıkları yönünde ifade verdiklerini ve M.E. ile İran'da resmi olmayan bir evlilik yaparak çocuğunun olduğunu belirtti. ''ÇOCUKLARIMA TÜRK DEVLETİNİN KİMLİĞİ VERİLSİN'' Tahran'daki yıllık dönemde İzmir'deki ailesiyle irtibat kurarak görüştüğünü ve Türkiye'ye dönmeye karar verdiğini ifade eden S.A, eşinin ailesinin buna karşı çıktığını ve gitmesi durumunda çocuklarını vermeyeceklerini söylediklerini anlatarak, eşine ''ailemi ziyaret ettikten sonra geri döneceğim'' diyerek, çocukları yanındayken sahte pasaportla Türkiye'ye giriş yaptığını anlattı. S.A. ifadesinin sonunda ise, ''Şu an terör örgütü olarak gördüğüm PKK'ya kendi isteğimle katıldıysam da, silahlı bir eyleme katılmadım. Türk adaletine teslim oldum ve sığındım, Etkin Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmak istiyorum. Türkiye'ye getirdiğim ve nüfus cüzdanları bulunmayan yaşındaki kızım ile yaşındaki oğluma Türkiye Cumhuriyeti nüfus cüzdanı verilmesini devletimden istiyorum'' dedi. Terörle Mücadele Şube ekiplerince ifadesinin alınmasının ardından S.A, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na getirildi. Özel yetkili Cumhuriyet Savcısı tarafından da bilgisine başvurulan S.A, yapılan araştırmada her hangi bir suça katılmadığı belirlenince, TCK'nın 221/1 maddesi gereği ''etkin pişmanlık yasası''ndan yararlandırılarak serbest bırakıldı
562075
Piyasalar haftayı böyle kapattı!
İMKB Ulusal 100 Endeksi, ikinci seansta 728,67 puan artarak 46.583,50 puandan kapandı.Hisse senetlerinin ikinci seanstaki ortalama değer kazancı yüzde 1,59 oldu.İlk seanstaki 930,71 puanlık artış dikkate alındığında, Borsa endeksi günün tamamında 1.659,38 puan yükseldi.Hisse senetleri günlük ortalama yüzde 3,69 değer kazandı. DÖVİZ Ankara'da dün akşam saatlerinde 1,5090 liradan satılan ABD doları, bugün akşam saatlerinde 1,5010 liradan işlem gördü.Avro 2,1870 liradan satıldı. Avro dün akşam saatlerinde 2,1940 liradan işlem görmüştü.Dün akşam saatlerinde 1,4517 olan avro-dolar paritesi, bugün akşam saatlerinde 1,4573 oldu. Merkez Bankası da saat 15.30 itibariyle gösterge niteliğindeki doların efektif satışını 1,5005 lira, avronun efektif satış kurunu da 2,1902 lira olarak belirledi. İstanbul serbest piyasada, kapanış saatlerinde doların satış fiyatı 1,4940 liraya, avronun satış fiyatı 2,1800 liraya geriledi.AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, piyasanın kapanışı itibariyle Kapalıçarşı'da 1,4920 liradan alınan dolar 1,4940 liradan, 2,1780 liradan alınan avro 2,1800 liradan satılıyor.Serbest piyasada önceki kapanışta 1,5020 lira olan dolar güne 1,5000 liradan, 2,1820 lira olan avro da 2,1860 liradan başlamıştı. İstanbul ve Ankara serbest piyasalarında alınıp satılan döviz türlerinin, önceki ve bugün itibariyle alış, satış ve kapanış fiyatları şöyle: PERŞEMBE CUMA İSTANBUL Alış Satış Alış Satış ABD Doları 1,5000 1,5020 1,4920 1,4940 Avro 2,1800 2,1820 2,1780 2,1800 Sterlin 2,4900 2,5000 2,4850 2,4950 İsviçre Frangı 1,4300 1,4350 1,4350 1,4400 ANKARA ABD Doları 1,4960 1,5090 1,4880 1,5010 Avro 2,1740 2,1940 2,1670 2,1870 Sterlin 2,4710 2,5150 2,4670 2,5150 ALTIN İstanbul Kapalıçarşı'da alınıp satılan altın türlerinin, önceki ve bugün itibariyle kapanış fiyatları (TL) şöyle: KAPALIÇARŞI PERŞEMBE CUMA Alış Satış Alış Satış 24 Ayar Külçe Altın (Gr.) 47,65 47,85 48,30 48,50 Cumhuriyet Ata Lira 315,00 320,00 319,00 325,00 22 Ayar Bilezik (Gr.) 43,35 46,85 43,95 47,50 Vakıf Altını (5 Gr.) 238,11 241,14 239,82 242,86 Vakıf Altını (100 Gr.) 4.762,15 4.822,74 4.796,49 4.857,15
560480
Başkentte ‘içki’ referandumu
Büyükşehir Belediye Meclisi’nin dün gerçekleştirilen eylül ayı toplantısına “” önergesi damgasını vurdu Ak Partili üye Ayhan Yılmaz, 7. Cadde’nin (Aşkabat), “trafikten men edilerek yaya bölgesi olarak ilan edilip edilmemesi ayrıca, ‘içkili yer bölgesi’ olarak ilan edilip edilmemesi konularında 7. Cadde sakinlerinin kanaatlerinin alınması” yönünde önerge verdi. 7. Cadde’nin araç trafiğine kapatılmasını desteklediğini söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı “7. Cadde’den bize yoğun olarak gelen şikâyet şikâyeti. Cadde ilk açıldığında içkisiz bölge idi. Son zamanlarda bol miktarda meyhane işletilmeye başlandı” dedi. Gökçek, söz konusu kamuoyu yoklamasının, mahalle muhtarlarından cadde sakinlerinin adresleri alınarak ve belediyeye ait Anket TIR kullanılarak yapılacağını etti.
560864
Giresunspor'a maç seyircisiz
Giresunspor'a maç seyircisiz Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, dün yaptığı toplantıda Giresunspor'u maç seyircisiz cezasına çarptırdı. Sahası tadilatta olduğu için Karşıyaka'yı İnönü Stadı'nda ağırlayan Giresunspor'da taraftarların çıkardığı saha olayları Karadeniz ekibine maç seyircisiz cezasına mal oldu. Karşılaşmanın son dakikasında Karşıyaka penaltı kazanmış, karağı ağır bulan Giresunspor taraftarları sahaya girerek olaylar çıkarmıştı.
561575
Sel mezarlığı vurdu
İstanbul'da etkili olan yoğun yağış sonucu Habibler'deki Cebeci Mezarlığı'nda gerçekleşen toprak kayması nedeniyle yaklaşık 100 mezar tahrip oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü ekiplerince toprak kaymasının yaşandığı Cebeci Mezarlığı 2. ve 5. kısımlarda dağılan mezarlardan çıkan kemikler toplanmaya başlandı. Ceset torbalarına konan kemikler, mezarlığın üst kısımlarındaki boş alana görevliler tarafından topluca defnedildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürü Adem Avcı, aşırı yağış sonucu mezarlıkta toprak kaymasının meydana geldiğini söyledi. Dağılan mezarlardaki kemiklerin karıştığını ifade eden Avcı, ''Yaptığımız incelemelerde yaklaşık 100 mezarın tanınamaz hale geldiğini tespit ettik. Mezarlığın 2. ve 5. kısımlarındaki mezarların tamamını başka bir yere taşıyacağız. Daha sonra burayı yeşillendirip tabii mezarlık ilan edeceğiz'' diye konuştu. Adem Avcı, bunun için ailelerin izninin alınması gerektiğini, vakit geçirmeden ailelerle görüşmeye başlayacaklarını vurguladı. Dağılan mezarlardan çıkan kemiklerin görevliler tarafından toplanarak topluca defnedildiğini de kaydeden Avcı, kemiklerin kime ait olduğunu belirleme gibi bir imkanlarının bulunmadığını söyledi. Toprak kayması olan bölgede annesi Hatice Yılmaz'ın mezarının olduğunu söyleyen Nuran Işıltı ise yaklaşık saattir aramasına rağmen annesinin mezarını bulamadığını bildirdi. Geçen yıl da mezarlıkta benzer olayların yaşandığını savunan Işıltı, ''Ne ölümüz rahat, ne dirimiz rahat. Ne olacak şimdi? Annemin mezarı bile tespit edilemiyor. Annemin mezarını geri istiyorum'' şeklinde konuştu. Bu arada, mezarlığa gelen bazı vatandaşların, toprak kaymasında yakınlarının mezarlarının kaybolduğunu görünce gözyaşlarına hakim olamadıkları gözlendi.
560567
‘TIR varilleri’ tehlike saçtı
Selin vurduğu ’deki TIR garajında araçlardan etrafa yayılan “eter sülfat” varilleri büyük tehlike saçtı Tabipler Odası Genel Sek-reteri Hüseyin Demirdizen, varillerle ilgili hiçbir inceleme yapılmadan enkazın kaldırılmasını eleştirdi. Varillerin üzerinde “eter sülfat” yazdığını vurgulayan Demirdizen, “Eter sülfat sulara karışabilir ve solunum yoluyla da insan sağlığına zarar verebilir. Bölgedeki suların analizleri yapılmalı” dedi. Demirdizen’in uyarılarına karşın alandaki onlarca iş makinesi savaş alanına dönen bölgede kaldırma çalışması yaptı. Vatandaşlar da uzmanların “tehlikeli” dediği varillerin yanı başında olup biteni izledi. ‘Su uyarısı’ ’nın önceki gün yayımladığı “Şebeke suyunu içmeyin, gerekirse kaynatın” uyarısını yetersiz bulan uzmanlar, olası hastalıklara da dikkat çekti. “Bir süre şebeke suyunu içmeyin uyarısı yapılıyor ama bu suyla bulaşık yıkanıyor, diş fırçalanıyor, yüz yıkanıyor” diyen Halk Sağlığı Ana Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Hilal Özcebe, “Bu tür felaketlerde kanalizasyon ile şebeke suyunun karışması tehdit oluşturabilir. Bağırsak sistemi enfeksiyonları ortaya çıkabilir. Belediye sürekli analizler yapmalı” dedi.
560733
Çöp aracındaki patlama polisi alarma geçirdi
Edinilen bilgiye göre, Güngören Ahmet Nafiz Gürman Mahallesi'ndeki çöp konteynerlerine bırakılan çöpleri toplamak üzere göreve başlayan işçiler, Günay Sokak üzerindeki bir konteyneri çöp toplama aracına boşalttıktan sonra patlama sesi duydu. Arka arkaya birkaç patlamanın olması üzerine işçiler aracı terk etti. Araç içindeki çöplerin yanmaya başlaması üzerine olay yerine itfaiye ekipleri çağırılıdı. İtfaieye ekipleri yangına müdahale ettiği sırada yeniden patlama sesi duyuldu. İtfaiye ekiplerinin ihbarıyla söz konusu adrese bomba imha ekipleri sevk edildi. Araçtaki çöpleri boşaltarak incelemelerde bulunan bomba imha uzmanları, herhangi bir patlayıcı maddeye rastlamadı. Patlamaların çöpe atılan kimyasal maddelerden olabileceği belirtildi.
560714
35 bin kişiyle yarıştığı sınavı geçti, göçük altında kaldı
Azaklıoğlu, "Sabah saatlerinde göçük olmuş. Yaklaşık 40-50 kişilik uzman kurtarma ekibi, çalışmalarını titizlikle sürdürüyor. Ocağın tavan kısmından 15 metrelik çökme meydana gelmiş. Göçükte kalan işçilerden 2006'da iş başı yapan Ali Ziya Kısaboyun ile bu yıl işe giren Caner Albuzlu'yu (30) kurtarma çalışmaları sürüyor.'' ifadelerini kullandı. İŞE GİTMEK İSTEMEMİŞ: AYAKLARIM GİTMİYOR... TTK Genel Müdürlüğü'nce açılan bin işçi kadrosu için geçen yıl ekim ve kasım aylarında yapılan mülakata 35 bin 291 aday katılmıştı. Caner Albuzlu'nun da söz konusu sınava katıldığı ortaya çıktı. Mülakatta, uzunluğu metreyi aşan maden direğini taşıması, kazma, kürek ve baltayı nasıl kullandığı uygulamalı test edilen Albuzlu, 20 bin 814 kişinin katıldığı kurayı kazanarak işe girmeye hak kazanmış. TTK'de Ocak 2009'da iş başı yapan Caner Albuzlu'nun, iş şartlarının ağırlığından yakınarak işe gitmek istemediğini söylediği öğrenildi. Evli ve çocuk babası Albuzlu'nun akrabası Ratif Karaçelebi, dün Caner ile görüştüğünü belirterek, "Bana, (İş yeri şartları çok zor, hiç gidesim gelmiyor, ayaklarım geri gidiyor) diyordu. Ben de ona işine gitmesini, artık hiçbir yerde ekmek olmadığını söylemiştim. Şimdi böyle bir olayla karşılaştık, çok üzgünüz. Umarım ocaktan sağ çıkarılır. Umudumuzu koruyoruz.'' dedi. Maden ocağı önüne gelen Albuzlu'nun babası İsa, kardeşleri Ahmet, Şenol ve Erol'un ağladıkları görüldü. Maden işçileri, aileyi sakinleştirmek için çaba harcadı.
560332
Maden ocağında göçük: işçi öldü
Zonguldak'ta bir maden ocağında meydana gelen göçükte hayatını kaybettiği bildirilen işçinin dinamit patlaması sonucu öldüğü belirtildi. Olayda bir işçi de yaralandı. Zonguldak'ın Karadon Mahallesi Damarlı mevkiindeki özel bir maden ocağında meydana gelen dinamit patlamasında işçi hayatını kaybetti, işçi de yaralandı. Elinde dinamiit patlaması sonucu hayatını kaybeden Nevzat Ovaz'ın cenazesi Zonguldak Devlet Hastanesi morguna kaldırılırken, yaralanan işçi Cemal Ayaş ise Atatürk Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
560752
Duaya 'amin' demek için Eyüpsultan'a geliyorlar
Yer sofralarında iftarı bekleyen halk, programın 'dua' bölümünde sunucu ile birlikte aynı anda 'amin' diyor. Program sunucusu oyuncu Mehmet Özgür'ün etrafını saranlar ekranlara el sallamak, sevdiklerine selam söylemek için adeta birbirleriyle yarışıyor. Gösterilen ilgiden oldukça memnun olan Özgür, "İnsanlar televizyon ekranında değil, Eyüp'e gelerek bizzat programın içine dahil olmak istiyorlar." diyor. Sahurda ise 'Gecenin Bereketi' ile Yusuf Ziya Özkan ve Dursun Ali Erzincanlı izleyiciyle buluşuyor. TELEVİZYON SERVİSİ Dünyanın Ramazan sevinci Samanyolu'nda Programın merkezi Eyüpsultan olsa da 'Dünya Ramazanlaşıyor' sloganıyla yurtdışından renkli görüntüler ve röportajlar ekrana geliyor. Reha Yeprem ve Veysel Karani Gümüşdereli, Afrika'dan; Kenya, Uganda, Kamboçya gibi ülkelerden, Murat Yeni Bosna-Hersek'ten, Asım Yıldırım ve ekibi ise Arnavutluk'tan dünyaya sesleniyor. Sunucular, gittikleri ülkelerde yaşayan Türklerle görüşüp onlarla Ramazan üzerine röportajlar yapıyor.
561101
Yeşil Kart'ı işe tercih ettiler
Yeşil Kart'ı işe tercih ettiler 11.09.2009 10:47 Erzurum'un Oltu İlçesi'nde, orman sahasında ay süreyle sigortalı olarak çalışmak için başvuran 289 kişiden sadece 9'u çalışmayı kabul etti. Oltu Orman İşletme Müdürlüğü 119 geçici işçi alınacağını açıkladı. Türkiye İş Kurumu ile ortaklaşa yapılan çalışma kapsamında 289 kişi müracaatta bulundu. Dün alınacak işçiler için Orman İşletme Müdürlüğü'nde kura çekimi planlandı. Başvuruda bulunan 289 kişi, ay süreyle çalışmaları halinde Yeşil Kart'larının iptal edileceğini, ayrıca Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan (SDYV) aldıkları yardımların kesileceğini öğrenince başvurularını geri aldı. Bu vatandaşlar, "Biz işten kaçıyoruz. Ancak burada iki ay çalıştıktan sonra hem Yeşil Kart'tan hem SDYV yardımından mahrum kalmamız hiç akıllıca değil" dediler. İHA
562067
Fotoiz'in en iyi 500 karesinden GALERİ
Bu güne kadar gerçekleştirmiş olduğu ve büyük ilgi gören fotoğraf kamplarının ardından, üyeleri tarafından gönderilen ve yönetim tarafından seçimi yapılan bir albüm halinde yayınlandı. Coşkun Aral, Erdal Kınacı, Doç.Dr. Özer Kamburoğlu, Ali Öz, Haluk Uygur ve Muammer Yanmaz gibi usta isimlerden amatör fotoğraf sanatçılarına kadar geniş bir yelpazede 300 fotoğrafçı bu albümde bir araya geldi. Katalog fikri nasıl doğdu? Türk fotoğrafçıların büyük bir kısmı yıllardır çektikleri fotoğrafları çeşitli paylaşım sitelerinde paylaşma imkanı bulabildi. Çok az bir bölümü ise fotoğraflarını kişisel yada kurumsal olarak açılan sergilerde görücüye çıkardı. Yıllarca verilen emeklerle elde edilen binlerce kare fotoğrafın sanal ortamlarda paylaşılmasının ötesinde bir değeri olduğu düşüncesinden hareketle Fotoiz Genel Yayın Yönetmeni Erdal Kınacı tarafından ortaya atılan katalog fikri, fotoğraf camiasından büyük bir heyecan uyandırdı. Yüzlerce fotoğraf sanatçısı bu albümde yer almak için binlerce fotoğrafı www.fotoiz.com’a gönderdi. ay süren fotoğraf toplama, değerlendirme ve baskı aşamalarının ardından “En İyi 500 Fotoğraf” albümü kitapçılardaki yerini almış oldu. Türk fotoğraf tarihinde bir ilk Fotoiz Genel Yayın Yönetmeni Erdal Kınacı yapmış olduğu açıklamada Türk Fotoğraf tarihinde bir ilkin gerçekleştiğini ifade etti. Kınacı, “Bu projeye başladığımız zaman birçok üyemiz büyük bir hevesle ve istekle katılım sağladı. Önemli sayıda fotoğrafçıdan da bu projenin gerçekleşmesinin çok zor olduğu yönünde ifadeler geldi. Ancak biz bu projeye inanmıştık ve başardık” şeklinde konuştu. Kınacı fotoğraf seçimlerinin de büyük bir titizlikle yapıldığını dile getirdiği konuşmasında şunları söyledi; “Üyelerimizden binlerce fotoğraf geldi. Gelen bu fotoğrafları tek tek büyük bir titizlikle inceledik ve albümde yayınlanmasını uygun bulduğumuz 500 fotoğrafı seçtik” Önemli bir girişim Gerçekleştirilen bu projenin önemine de değinen Erdal Kınacı; “Bu güne kadar fotoğraf paylaşım sitelerinde bu tür albüm ve katalog girişimleri gerçekleşmişti. Ancak bu girişimlerin tamamına yakını ya küçük çapta kaldı ya da başarısız oldu. Üyelerin site yönetimine güven duyması durumunda bu tür çalışmaların nasıl bir başarıyla sonuçlandığının en güzel örneği bizce bu katalog oldu. Sanal bir birliktelik gerçeğe dönüştü. Türk fotoğraf camiasına hayırlı olsun” dedi. Fotoiz Başardı Ünlü haber belgeselcisi Coşkun Aral ise albümde yer alan yazısında şu görüşlere yer verdi; “Bu albüm sanal ortamdaki sanatsal paylaşımın somut bir ürünüdür. Sanal yayıncılıktan doğan bu muhteşem fikir fotoğraf sanatını masaüstü yayıncılığa dönüştürmüş bulunmaktadır. Ülkemizin saygın ve tanınmış fotoğrafçılarından tutun da bu sanata yeni başlamış olan fotoğrafçılara kadar, geniş bir yelpazede 300 fotoğrafçı bu güne kadar böylesi bir çalışmada hiçbir zaman bir araya gelmemişti. Fotoiz bunu başardı”
561134
11:19 Poliste, Amerikan modeli suçlu takibi
Poliste, modeli suçlu takibiMehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA) filmlerinde görülen, yerdeki bir operasyonun polis helikopteri tarafından takip edilerek merkeze anında görüntü ulaştırılması 'de de mümkün olacak. 'nce ilde bulundurulan polis helikopterlerine, suçlu takibinde kameralar aracılığı ile çekilen görüntüleri anında merkeze ulaştıran sistem kuruldu. ve 'da konuşlu polis helikopterleri, havadan çekilen fotoğraf ve kamera görüntülerini, yer ekibinde bulunan mobil izleme cihazı ile Acil 'ne ‘downling’ sistemiyle anında aktarabiliyor. Antalya Havacılık Şube Müdürü Cihangir Gül, geçen mart ayında gönderilen MD600N tipi helikoptere bu sistemin iki hafta önce kurulduğunu, asayiş, ve gibi olaylar ve polisiye operasyonlara hava desteği verilirken kullanılacağını söyledi. Sistem ile yukarıdan bir aracın plakası veya bir insanın göz renginin belirlenebileceği görüntü kalitesi sağlanıyor. Ayrıca, sistem termal kameranın yanı sıra, diğer el kameralarıyla da çalışıyor. yapımı kişilik uçuş ekibiyle hizmet veren helikopterin saat havada kalabildiğini, azami menzilinin ise 500 kilometre olduğunu kaydeden Gül, geceleyin yerdeki 1000 metrekarelik alanı aydınlatma kapasitesine sahip projektör yer aldığını belirtti. Gül, “Helikopterden çekilen görüntü 112 Acil Çağrı Merkezi'ne 40, hareketli mobil cihazına 10 kilometre uzaklıktan kablosuz görüntü aktarım sistemiyle aktarılabiliyor” dedi.
561736
16'lık şoför kaza yaptı: ölü, yaralı
Edinilen bilgiye göre, babasına ait 57 AF 282 plakalı otomobili izinsiz alan Osman K, arkadaşıyla gezintiye çıktı. Bir büfenin önünde alışveriş yapmak için duran ve araçtan inen Osman K.'nin yerine direksiyona geçen Özcan Yılmaz'ın (16), kullanmaya başladığı otomobil direksiyon hakimiyetinin kaybolması sonucu takla attı. Kazada, Özcan Yılmaz olay yerinde öldü. Yaralanan Doğancan Ünal (16) ve Serdar İnce (16), Gerze Devlet Hastanesine tedavi altına alındı.
561175
Hayvan pazarında kavga: ağır yaralı
Kombina semtindeki hayvan pazarında sabah 9.00 sularında iki hasım grup arasında çıkan kavgada biri ağır iki kişi yaralandı. Polis, cop ve biber gazı kullanarak kavgaya müdahale etmek zorunda kaldı. Yaralılar ambulansla Aziziye Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Bir kişi, bilerek adam yaralama veya öldürmeye kast etmekten gözaltına alındı.
560855
Vercauteren bıraktı Beenhakker'in de görevine son verildi
Vercauteren bıraktı Beenhakker'in de görevine son verildi Kaybedenlerle yollar ayrılıyor 2010 yılında Güney Afrika'da düzenlenecek Dünya Kupası şampiyonası öncesi Avrupa elemelerinde son maçlar öncesi iki ülkede teknik direktörler görevlerinden ayrıldı. Türkiye ile aynı grupta bulunan Belçika'da teknik direktör Frank Vercauteren, Ermenistan yenilgisinin ardından görevinden ayrıldı. Vercauteren, “Her şey iyi, güzel ama bu kadar da olmaz. Ermenistan gibi bir takıma galip gelemediysek, artık Belçika futbolunun imajı sıfıra düşmüştür” diyerek görevi bıraktığını açıkladı. Belçika, Türkiye 10 Ekim'deki Türkiye maçı için yeni teknik direktör arıyor. Slovenya'ya deplasmanda 3-0 yenilen Polonya'da ise Futbol Federasyonu, teknik direktör Leo Beenhakker'ın görevine son verdi. Federasyon Başkanı Grzegorz Lato, “Bu kararın geri dönüşü yok. Beenhakker'in yerini Polonyalı bir teknik adam alacak” diye konuştu.
560260
"Ülkücü ölüm timi" haberine savcılıktan tepki
Iğdır'da ''ülkücü ölüm timine'' baskın yapıldığı iddiaların gerçeği yansıtmadığı bildirildi. Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan yazılı açıklamada, bir gazetede, Iğdır'da ''Ülkücü ölüm timine baskın '' yapıldığı yönünde haber yapıldığı, bu nedenle kamuoyuna açıklama ihtiyaç duyulduğu ifade edildi. Cumhuriyet Başsavcılığınca sürdürülen bir soruşturma kapsamında, Eylülde bir kısım adreslerde arama yapıldığı belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi: ''Aramalar sonucunda adet tabanca ile adet tüfek ve bu silahlara ait mühimmat ele geçirildi. Silahlarla ilgili olarak şüpheli gözaltına alınmıştır. Şüphelilerden 2'si Cumhuriyet Başsavcılığımızca serbest bırakılmış, bir şüpheli ise sevk edildiği Iğdır Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/78 sayılı kararı ile 6136 sayılı yasaya muhalefet suçundan tutuklanmıştır. Yukarıda açıklanan bilgiler dışında, söz konusu soruşturma ile ilgili olarak basın yayın organlarında yer alan haberler gerçeği yansıtmamaktadır.''
561872
Albay Temizöz'ün talebi reddedildi
Albay Temizöz'ün talebi reddedildi YENİ ŞAFAK İNTERNET Cizre'de ortaya çıkan ölüm kuyularıyla ilgili yargılanan Eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz'ün askeri mahkemede yargılanma talebi reddedildi. Albay Temizöz, sivil mahkemede yargılanmaya devam edecek.
561277
Afganistan'da ABD askerleri 9.11 km koştu
'daki Amerikan askerlerinin bir kısmı, 'de 11 Eylül 2001'de düzenlenen terör saldırılarının yıldönümünde 9.11 kilometre koştu. Bagram hava üssünde, 1000 dolayında Amerikan askeri hem yıldönümü, hem de 'da yıldır süren savaşta ölen askerlerin anısına koşu yaptı. Koşunun organizatörleri, ülkedeki iki ayrı üste daha benzer etkinlik düzenlendiğini belirtti. 'daki Amerikan ordusundan yapılan açıklamada da "Askerlerimiz, 'ye karşı saldırıların planlandığı topraklarının merkezinde koşuyor" denildi. 'nin Kansas kentinde de askerlere destek için benzer bir etkinliğin yapılacağı kaydedildi. Bagram'da, 'de saldırıların düzenlendiği saatte anma töreni de yapılacak.
560638
Halis Toprak ve eşi balayına Nice'e gitti
Halis Toprak ve eşi balayına Nice'e gitti Cevdet ÖZDEMİR SABAH 11.09.2009 TMSF tarafından tüm malvarlığına el konulan Halis Toprak, iki ay önce evlendiği 17 yaşındaki eşiyle birlikte balayı için Fransa'nın Nice kentine gitti. Halis Toprak ve 54 yaş küçük eşi Nazlıcan Toprak ile beraberlerindeki kadın yardımcı, dün sabah saatlerinde Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali'ne geldi. Bilet, bagaj ve pasaport işlemlerinin ardından uçağın kalkış saatini THY Business Class salonunda bekleyen çift, saat 10.15'teki tarifeli seferle hareket etti. TMSF'nin geçen ay tüm malvarlığına el koyduğu Toprak, bu gelişme üzerine eşiyle balayına çıkış tarihini ertelemişti. Çiftin yaklaşık bir hafta Nice kentinde kalacağı öğrenildi.
561014
İstanbul selinde 130 hayvan telef oldu
Olayı duyup, barınağa gelen hayvanseverler, balçık içerisinde bulunan ve hayatta kalan hayvanları kurtarmaya çalıştı. Tüm çabalara rağmen yetkililerden yardım alamayan hayvanseverler, onlarca terk edilmiş köpeği çamur deryası içerisinde kucaklayarak, güvenli yerlere nakletti. İstanbul ve Trakya'da yaşanan ve 32 vatandaşın hayatını kaybettiği sel felaketinden, kötü durumdan hayvanlar da nasibini aldı. Bahçeşehir Belediyesi'ne ait hayvan barınağında kalan onlarca köpek, sel sularına kapıldı. Yaşanan felakette 265 hayvandan 130'u telef oldu. Hayatta kalan 135 köpek ise balçığa saplandı. Çamurlar içinde mahsur kalan köpekler, gün yardım bekledi. Sokak hayvanlarının çok zor durumda olduğunu internetteki forumlardan ve paylaşım sitelerinden öğrenen hayvanseverler kısa süre içerisinde bir araya geldi. Yaklaşık 15 hayvansever, balçıklar arasında yaşam mücadelesi veren hayvanları kurtarmak için harekete geçti. kilometre balçıklı alanda yürüdükten sonra barınağa ulaşan hayvanseverler, olay yerine geldiklerinde korkunç manzara ile karşılaştı. Aralarında yavruların da bulunduğu 130 kedi ve köpeğin öldüğünü tespit eden hayvanseverler, ölü hayvanları çuvallara koydular. Hayatta kalabilmiş hayvanların birçoğunun hastalandığını tespit eden hayvanseverler, bu hayvanları saplandıkları balçıktan güçlükle çıkardı. Yaşları 18 ile 50 arasındaki çoğu genç hayvanseverler, köpekleri yürüterek nakil araçlarının yanına götürmeye çalıştı. Özellikle hasta hayvanlar yürüyemeyince diz boyunda balçığa çizmesiz giren genç kızlar hayvanları kucaklarına aldı. Çamur içinde uzun süre başka bir barınağa nakledilecek köpekleri taşıyan hayvanseverler, köpekleri yaklaşık kilometre taşıdı. Kapalı kasa kamyona konulan köpeklerin yerleştirilmesi esnasında da birçok sorun yaşandı. Köpeklerden birinin kamyona konulması sırasında diğer köpekler kamyondan çıkmak isteyince, gönüllü ve görevliler zor anlar yaşadı. Kamyonun kapısı dışarı çıkmak isteyen hayvanlara karşı güçlükle kapatılabildi. Hayvanlara yardım eden 15 hayvanseverin, hiçbir derneğe üye olmadığını belirten Selen Ağır, yaklaşık saattir barınakta bulunmasına rağmen yetkililerden yardım istediklerini, ancak resmi makamların kendilerine ulaşmadığını ifade etti. Ellerinden gelen yardımı yaptıklarını vurgulayan Ağır, "İnsan gücüyle biz fazla hayvan taşıyamayız. 2,5 saat sonra kuvvetli yağmur bekleniyor. Eğer yağmur yağıp sel olursa buradaki hayatta kalmış hayvanlarla birlikte biz de yaşamımızı yitirebiliriz" dedi. 130 HAYVAN TELEF OLDU Barınakta selden önce 265 hayvanın barındığını dile getiren Koray Öztaş, 30 köpeğin selde boğularak, toplamda ise 130 hayvanın telef olduğunu açıkladı. Sel esnasında barınağı su bastığını ve birçok hayvanın oluşan balçıkta öldüğünü belirten Öztaş, birçok hayvanın korkudan barınağın çatısına çıktığını söyledi. Felaketin boyutuna dikkat çeken Öztaş, "Şu anda yürüdüğünüz yolda, çamurların arasında bile ölü köpekler olabilir" ifadelerini kullandı. "ÇAMUR İÇERİSİNDEN ONLARCA KÖPEK ÇIKARTTIK" Hayvanlara yardım eden 15 kişinin Facebook'tan ve internetteki forumlardan tanışıp, buraya geldiğini söyleyen Romina Bursalı, "Ne bir yetkiliden ne de bir belediyeden yardım gördük. Dün gece çamur içerisinden onlarca ölü köpek çıkardık. Hayvanların kilitli bulunduğu barınağın kapılarını kırıp, hasta hayvanları dışarı çıkarttık. Yaklaşık 30 kedi vardı. Biz ancak 4'ünü kurtarabildik. Gerisi öldü" şeklinde konuştu. Kamyonlara konulan hayatta kalmış köpekler, Yedikule'deki hayvan barınağına nakledildi.
561126
SEYRANTEPE İHALESİ
Hisse senedi verileri dakika, Tahvil-Bono-Repo özet verileri 15 dakika gecikmelidir. Site Verileri FOREKS üzerinden sağlanmaktadır İMKB isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. İMKB ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen İMKB'ye ait olup, tekrar yayınlanamaz. Bu sayfalarda yer alan bilgilerdeki hatalardan, eksikliklerden ya da bu bilgilere dayanılarak yaplan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı HABERTURK.COM sorumlu tutulamaz.
561955
Derelerin Islahında Yetki Karmaşası
Yaşanan sel felaketi, derelerin ıslahı konusunu bir kez daha gündeme getirdi. Islah çalışmalarında yaşanan güçlüklerin başında ise yetki sorunu var. Dün (10.09.2009) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu konuda yetki kargaşasının önüne geçmek için yasal düzenlemelerin yapılacağını açıklamıştı. Derelerin ıslahını geciktiren faktörlerin başında yetki karmaşası geliyor. Büyükşehir Belediyesi ve İSKİ'nin birlikte sorumlu olduğu bu çalışmalarda yetki sadece İSKİ'de olacak. Başbakan Erdoğan, "Gerek kanalizasyon alt yapısı tüm bu derelerin ıslahına yönelik bunlar büyükşehir belediyesinin kendi tasarrufundaydı. Bunları İSKİ'nin tasarrufu altına almak suretiyle bir adım atalım istedik yukarı havzaları ise bunları da DSİ'ye bırakacak bir adımın yasal düzenleme ile çözelim istiyorum ki artık bu işin bir sahibi olsun" diye konuştu. Bu konudaki yasal düzenlemenin hazırlıklarını Çevre ve Orman Bakanlığı yürütüyor. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, "Yerleşim alanlarındaki dere ıslahlarının istimlakları dahil bunların projelesinin hazırlanması imalatının yapılmasının ve tamamlanmasının İSKİ'nin yapması şeklinde kanunda bir düzenleme yapılması talimatı verdi konuda hazırlık yapıyoruz." dedi. Havzalardaki sorumluluk ise DSİ'de olacak. Eroğlu, "Buralarda bentler erozyon tedbirleri erozyon ve geciktirme yapılarının yapılması göletlerin yapılması gerekebilir bunun da DSİ tarafından yapılması şeklinde talimat verildi." diye söyledi. Derelerin ıslahı konusunda yaşanan en büyük sorun kamulaştırma çalışmaları. Yeni düzenlemeyle birlikte daha önce Belediyenin başka biriminde olan kamulaştırma yetkisi de İSKİ'ye verilecek. Bu şekilde, bütün çalışmalar tek bir kurum tarafından yürütülerek hız kazanacak.
561902
İstanbul'da terör örgütü operasyonu
Alınan bilgiye göre, terörle mücadele ve istihbarat şube müdürlüklerince yürütülen çalışmalar sonucu bir terör örgütüne yönelik operasyon düzenlendi. Operasyonda, 11 kişi yakalandı. Şüphelilerin, Gaziosmanpaşa'da bir kişinin silahla yaralanması, Eyüp'te molotofkokteyl atarak yol kapatılması, Sultangazi'de izinsiz gösteri yapılması ve cep telefonu baz istasyonunun kapılarının kırılarak tahrip edilmesi eylemlerine karıştıkları öne sürüldü. Şüphelilerin ev ve üst aramalarında, çok sayıda dijital malzeme ile örgütsel doküman ve yayınlar ele geçirildi. Polisteki işlemleri tamamlanan şüpheliler Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne sevk edildi
562103
Almanya'da Türk futbolcuya ömür boyu futbol oynamama cezası
Hamm'ın Unna bölgesi amatör küme takımlarından Hamm Türkspor kulübünün oyuncusu Tosun'un, Kamen SC ile yapılan lig maçında, oyuncular arasında çıkan kavga sırasında elinde bira şişesiyle saha kenarından olaylara karışan bir rakip taraftarı döverek ağır yaradığı gerekçesiyle ömür boyu futboldan men edilmesi kararı, kulüp yöneticileri tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Kulüp başkanı Mehmet Özsakız, yaptığı açıklamada, 22 Ağustos 2008 tarihinde sahalarındaki bir lig maçı sırasında rakip takım oyuncularıyla çıkan kavgada yaşanan tatsız gelişmeler sonrasında Spor Mahkemesinin, takımda hem futbolcu, hem de çalıştırıcı olarak görev yapan Tosun'a verdiği cezayı doğru bulmadığını belirtti. Özsakız, ''Futbol birleştiricidir. Spor mahkemesinin bir futbolcuyu ömür boyu futboldan men etmesini doğru bulmuyorum. Bana sporun anlamı ortadan kalkıyor gibi geliyor. Kulübümüz 1979 yılında kuruldu. futbol takımı ve çocuk futbol takımımız var. Bunun yanı sıra 70 kişilik tekvando takımımız ve bayanlar için de faaliyetlerimiz var. Takımlarımızı çoğaltmak istedik, maalesef bir takımımızı dağıtmak zorunda kaldık'' diye konuştu. Amaçlarının kahve köşelerinde oturan gençleri topluma kazandırmak olduğunu ifade eden Özsakız, ''Futbol gençleri kötü yoldan çeker, kahve köşelerinde sürünmelerini ve başka yollara gitmelerini engeller diye düşünüyoruz. Bir insanın futboldan ömür boyu men edilmesini kabullenemiyorum'' dedi. Özsakız, karara karşı hukuki işlem başlatacaklarını sözlerine ekledi. -''KIRKIRTICILIK YAPTILAR''- Futbol faaliyetlerinden ömür boyu men edilen Hasan Tosun da ''bir rakip takım oyuncusunun maç sırasında kışkırtıcılık yaptığını, aynı kişinin spor mahkemesinde de bu tutumunu sürdürdüğünü ve Türkçe küfür ettiğini'' söyledi. ''Bir oyuncuma yumruk vurdular, ben de dayanamadım vurdum'' diyen Tosun, şunları anlattı: ''Bu takıma oyuncu olarak geldim. Başkanım bana görev verdi; hocalık yaptım, yönetimde görev aldım. Maçta bize küfür ettiler, küfür edene ay ceza verdiler, bana ömür boyu. Çıkan olay sırasında onlar benden daha çok vurdu. Türküz diye en büyük cezayı biz aldık. Seve seve top oynuyordum, artık oynayamayacağım. Mahkemede beni kışkırttılar, karşı takımın olayları çıkartan oyuncusu Müslümanlara hakaret etti, kızdım ve mahkemeden kovuldum.'' -''CEZA ÇOK AĞIR''- Hamm Türkspor'un yöneticilerinden Ertuğrul Türkyılmaz da mahkemenin aldığı karara saygı duyduklarını, ancak cezanın çok ağır olduğunu belirterek, asıl olayı çıkartan kişinin maç sırasında Türkçe küfür etmesinin ve maçın hakeminin de bu sözleri anlamamasının olay büyümesine neden olduğunu ifade etti. Türkyılmaz, şöyle konuştu: ''Arkadaşlarımızın oruçlu ve sinirlerinin gergin olması, rakip takımın faullü oynaması ve seyircinin bira şişesiyle sarhoş bir şekilde sahaya girmesi olayların çığrından çıkmasına sebep oldu. Mahkemenin kararına saygılıyız, ancak bir insanı ömür boyu spordan men etmek de çok ağır bir ceza. Türkçe konuşan rakip oyuncunun Müslümanlara hakareti mahkeme önünde de sürdü. Mahkemede cereyan eden olaylar farklıydı, ancak biz bunu ispat edemedik.''
560564
İstanbul tufan altında boğuldu
’de can kayıplarına yol açan sel felaketi tüm dünyada yankılandı Felaketin boyutunu ortaya koyan fotoğrafları yayımlayan “Seller kaos getirdi” “Yollar nehirlere dönüştü”, bir tufan altında boğuldu” gibi yorumlar yaptı. Şiddetli yağmurun ardından kentin birçok alçak bölgesi suların altında kaldı. Uzmanlar, altyapı yokluğunun kayıplara katkıda bulunduğunu söyledi. TİMES: Seller yolları hızlı akan nehirlere dönüştürürken, yedi kadının kendilerini işe götüren minibüs içinde boğulmasına neden oldu. TELEGRAPH: Seller İstanbul’da düzinelerce insanın ölümüne yol açtı. EL PAİS: Son 80 yılın en kötü yağmurları, ’nin kuzeyindeki bazı bölgelerinde büyük zarara neden oldu. GUARDİAN: Seller İstanbul’a kaos getirirken, en az 20 kişi öldü. Hızlı nüfus artışı, metropolün yeterli altyapı olmadan gelişmesine yol açtı. Türkiye’nin en büyük kentini vuran seller, evler ve yolları bataklığa dönüştürdü. İstanbul tufan altında boğuldu. EL MUNDO: Seller büyük maddi zarara neden oldu. Seller İstanbul’u vurarak 20 kişiyi öldürdü. Türkiye’deki şiddetli seller, 30 kişinin ölümüne yol açtı.
561562
TTNET: Çok büyük atılımlar yapacağız
Çok büyük atılımlar yapacağız Genel Müdürü Tahsin Yılmaz, Ekim-Kasım aylarından başlamak ve 2010 yılında yoğun olmak üzere çok büyük atılımlar yapacaklarını söyledi. sponsorlarından TTNET’in Genel Müdürü Yılmaz, Bosna-Hersek maçı için bulundukları ’da gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında, şirketin geleceğe yönelik çalışmaları hakkında bilgi verdi. Geniş band erişiminde DSL’nin en çok kullanılan olduğunu, bakır kablo üzerinden bu servisin verildiğini anlatan Yılmaz, 16 Mbit’ten (megabit) 32 Mbit’e kadar hız verebildiklerini hatırlattı. Fiberin daha pahalı bir yatırım olduğuna dikkat çeken Yılmaz, ancak fiber eve girdikten sonra her türlü servisin geniş bir bant üzerinden verilebildiğini kaydetti. İş planlarında için fiber üzerinden internet erişimi verme konusunun bulunduğunu anlatan Yılmaz, bu konuda birtakım pilot uygulamaları başladıklarını, fiberi 20 sitede eve kadar çekmeye başladıklarını söyledi. 2003 yılından bu yana alt yapı konusunda yatırımların gerçekleştirildiğini belirten Yılmaz, şu anda Türkiye’de 5,5 milyon üzerindeki haneye internet erişiminin getirildiğini kaydetti. Haziran ayı içinde Mbit’e kadar internet erişimi için yeni bir çıkarttıklarını hatırlatan Yılmaz, bu pakete geçen müşteri sayısının bu hafta milyonu geçtiğini bildirdi. Ekim-Kasım aylarından başlamak ve 2010 yılında yoğun olmak üzere çok büyük atılımlar yapacaklarını belirten Yılmaz, şunları söyledi: çok değerli bir içerik. Burada VİTAMİN ürünümüz vardı. Bunu biz ilköğretim 4,5,6,7,8. sınıflar için geçen sene devreye almıştık. Çok da yoğun ilgi gördü. Burada en önemli özellik müfredatına uygun olması. Şimdi bu sene Lise ve 2’yi devreye alıyoruz. Yani VİTAMİN LİSE zengin bir içerik olarak okulların başlamasıyla piyasaya verilecek.” VİTAMİN’in, ve İspanyolca’ya uyarlandığını bildiren Yılmaz, “İngilizcesi zaten vardı. ’de satılıyor. İngilizce ayrıca ’da uygulamaya alınıyor” dedi. “Web ve “” çalışmaları hakkında da bilgi veren Yılmaz, “Web TV”de, servisi bu sene içerisinde vermeyi planladıklarını belirterek, şöyle devam etti: “Web TV ile evlerimizdeki ve işyerimizdeki bilgisayarların tamamını televizyon haline getiriyoruz. Yani çok kaliteli bir görüntü, uygulamalar ve servisler TTNET Web TV servisi üzerinden tüm kullanıcılarımıza çok ekonomik şartlarda sunulacak. Biz bu yılın Mart ayından bu yana içerik temin etmek için çalışıyoruz. konuda Türkiye’deki ve yabancı televizyon kanallarıyla, stüdyolarıyla çok ciddi anlaşmaları imzaladık ve imzalamaya devam ediyoruz. Amacımız bu içeriği ve uygulamaları hazırlayıp Web TV kullanıcılarının hizmetine sunmak.” Oyun konusunda da grup şirketlerinden Sobee’nin hazırladığı yeni oyun bulunduğunu anlatan Yılmaz, bunlardan birinin “I can football” diğerinin de ile ilgili bir oyun olacağını söyledi. Futbol oyununun 1,5 ay içerisinde devreye alınacağını belirten Yılmaz, bu oyunun giriş paketinin tüm müşterilere ücretsiz verileceğini duyurdu. TEK FATURA Dünyadaki “triple play”, “quadruple-play” trendine dikkat çeken Yılmaz, şunları söyledi: “İnsanlar artık tek fatura ödemek istiyor. Yani bana fatura gelsin, internet erişimini buradan yapayım, televizyon buradan seyredeyim. Hatta mobil telefonum da buradan olsun. Biz TTNET olarak ’triple play’ (üçlü oyun) için planlarımız vardı. Bunu ilerleyen zamanda devreye alacağız ve müşterilerimize tek fatura göndereceğiz. Dörtlü Oyunda (Quadruple-play) mobil iletişim boyutu ekleniyor. Orada da ’sanal işletmeci’ lisansını aldık. Tahmin ediyorum 2010 yılında ’triple play’, ’quaduple-play’ konularında yani tüm iletişim ihtiyaçlarını karşılayan bir operatör olma noktasına doğru ilerliyoruz.” MOBİL MODEM KAMPANYASI Müşterilerin tüm internet ihtiyaçlarını karşılamak istediklerini belirten Yılmaz, şöyle konuştu: ve VDSL zaten veriyoruz. Ev ve işyerinde onu kullanıyorsunuz. Wi-fi şebekemiz var. Ev dışında sokağa çıktığınızda cafe, restorant, kütüphanede şu an bini aşan servis noktamız var. Haftaya bir kampanyamız başlıyor. Bu 3G mobil modem kampanyası. Seyahat halindeyken internete erişilebilinsin diye bu kampanyayı düzenledik. Bunun tarifesi, kotası 500 MB (megabayt). yıllık bir kontrat alıyoruz. İlk ay 5,99 TL aylık ödemesi. Geriye kalan 18 ay da 9,99 TL. Bunu alanlara 600 dakika wi-fi erişim hakkı veriyoruz. Bu işbirliğini ile yaptık. Diğer operatörler de imkan sağlarlarsa bakarız, değerlendiririz.” FUTBOLDA NAKLEN YAYIN HAKLARITahsin Yılmaz, futbolda naklen yayın ihalesine ilişkin bir soru üzerine, futbolun çok pahalı bir içerik olduğunu, bu pahalı içeriği kim alırsa alsın bunu geniş kitlelere götürebilmesi gerektiğini ifade etti. Şu an Türkiye Futbol Federasyonunun da değişik arayışlar içeresinde olduğunu anlatan Yılmaz, şöyle devam etti: “Müşteri için önemli olan maç yayınını izlemek. Bu uydudan gelmiş, internet üzerinden gelmiş, üzerinden gelmiş onu ilgilendirmiyor. sadece parasını verip, değerini ödeyip erişmek istiyor. nedenle ben Türkiye’de önümüzdeki dönemde bu konuların çok fazla konuşulacağına eminim. Futbol konusunda şu an almış olduğumuz bir karar yok. Futbolun naklen yayın hakları için yapılacak. İlgi alanımız içinde... Onunla ilgili incelemelerimiz devam ediyor.” Eğitim, eğlence olsun içerik için çok büyük yatırımlar yaptıklarını anlatan Yılmaz, “Bizim amacımız bunu müşteriye kaliteli biçimde iletebilmek. Biz bugün Mbit’e kadar tarifesini oluşturduk. Bu hafta bu hıza müracaat sayısı milyonu geçiyor. Bu milyon abonenin yüzde 67’si Mbit ve üzerinde alıyor. Bizim verdiğimiz hizmette Mbit’in altında alan müşteri oranı sadece yüzde 2,9” diye konuştu. TTNET Müşteri İlişkilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Haktan Yaşar Kılıç da internet hızı ve kotanın yanı sıra müşterilerin almış olduğu hizmetten memnun kalmaları için çalıştıklarını belirtti. Müşterilerin şikayetlerini “444 375” numaralı çağrı merkezlerine aktarabileceklerini anlatan Kılıç, burada çalışan müşteri temsilcisi sayısının 1000’e yaklaştığını kaydetti. Kılıç, müşterilerin yeni hizmete giren online işlem merkezinden de yararlanabileceklerini belirtti.
560803
Olay TV 36 milyon dolara satışa çıkıyor
Olay TV 36 milyon dolara satışa çıkıyor Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), “Olay Medya Ticari ve İktisadi Bütünlüğü”nü satışa çıkardı. Olay Medya Ticari ve İktisadi Bütünlüğü'nün muhammen bedeli 36 milyon 700 bin ABD doları olarak belirlendi. Resmi Gazete'de yayımlanan ilana göre, satışın konusu “TV, Olay FM, Olay Gazetesi, Olay Trend Dergisinin faaliyetlerinin gerçekleştirilmesini sağlayan RTÜK nezdindeki haklar, markalar, isim hakları, internet alan adları, yayın ekipman cihaz ve araçları, gazete yayın hakları ile gayrimenkul ve menkul mallar ile bu mal, hak ve varlıkların feri veya mütemmim cüzü niteliğindeki sözleşmelerden” oluşuyor.
561724
'Massa eskisinden daha hızlı olacak'
Ferrari Başkanı Montezemolo, Macaristan'daki F1-Live.hu sitesinde yayımlanan açıklamasında, Massa'yı tedavi edildiği Budapeşte'deki hastanede iki kez ziyaret ettiği anımsatarak, ''Massa'nın sağlığına kavuşarak yeniden pistlere döneceğine yüzde 100 emindim'' dedi. Massa ile iki gün önce görüştüğünü açıklayan Ferrari Başkanı, ''Estetik ameliyatından sonra Massa, yeniden pistlere dönmek için evinde çalışmalar yapıyor. Bir hafta sonra ise normal antrenmanlara başlayacak ve eskisinden çok daha hızlı olacak'' bilgisini verdi. Ferari pilotu Brezilyalı Felipe Massa, Formula Macaristan ayağında 25 Temmuzda yapılan sıralama turlarında, kafasına çarpan çelik yay nedeniyle başından ağır yaralanmıştı.
560461
Süper Loto çekilişi yapıldı
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünce düzenlenen Süper Loto 6/54 oyununun bu haftaki çekilişi yapıldı. 99'uncu Hafta'nın kazandıran numaraları; 15, 21, 22, 33, 39 ve 54 olarak belirlendi. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünce düzenlenen Süper Loto 6/54 oyununun bu haftaki çekilişinde de bilen çıkmayınca milyon 686 bin 863 TL 64 Kr haftaya devredildi. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, bilen 62 kişi bin 854 TL 10'ar Kr, bilen bin 274 kişi 91 TL 65'er Kr, bilen 94 bin 194 kişi de TL 80'er Kr ikramiye alacak. Bu haftaki çekilişte, milyon 82 bin 49 TL 14 Kr ikramiye dağıtıldı. Hasılattan Türkiye'nin tanıtımı, Çocuk Esirgeme Kurumu, Olimpiyat Oyunları, Savunma Sanayi ile Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna milyon 674 bin 224 TL 78 Kr, KDV olarak milyon 108 bin 627 TL 47 Kr, Şans Oyunları Vergisi olarak da 620 bin 83 TL 25 Kr aktarılacak.
561861
Selin faturası 300 milyonun üzerinde!
Allianz Sigorta'dan yapılan yazılı açıklamada, Marmara Bölgesi'nde son gündür etkili olan yoğun yağış nedeniyle meydana gelen ve resmi makamlardan yapılan açıklamaya göre şimdiye kadar 32 vatandaşın ölümüne, çok sayıda vatandaşın da kaybolmasına sebebiyet veren vahim sel felaketinden dolayı çok büyük üzüntü duyulduğu ifade edildi. Açıklamada, yaşanan sel felaketinin sigorta sektörünü 300 milyon liranın üzerinde hasara uğratmasının beklendiği ifade edilerek, şunlar kaydedildi: ''Şu ana kadar şirketimize yapılan hasar bildirim tutarı ise 30 milyon liradır. Böyle zamanlarda müşterimizin yanında olmak ve onlara bulundukları bu talihsiz durumdan kurtulmaları için yardım elini uzatmak Allianz olarak görevimizdir. Dünyanın her yerinde hizmet veren benzeri doğal afetler konusunda tecrübeli ve hazırlıklı olan bir şirket olarak uluslararası uzmanlığımız sayesinde müşterilerimizin yükünü en kısa sürede hafifletebilmek için derhal hızlı bir hasar süreci başlattık. İlk tedbir olarak çağrı merkezimizdeki çalışanlarımızın sayısını iki katına çıkardık ve gelen bütün hasar taleplerini hızla işleme koyabilmek için hasar departmanımızı hafta sonu da açık tutma kararı aldık. Ayrıca, selden etkilenen sigortalılarımıza travma danışmanlığı sağlıyoruz ve onlara hızlı bir şekilde yerinde yardım sağlamak için asistans hizmetleri şirketimizle yakın bir işbirliği içinde çalışıyoruz. Henüz olanları tam anlamıyla atlatmış sayılmayız ve hatta önümüzdeki günlerde hasarların artması bekleniyor. Sigortalılarımız hasar bildirimlerini yapmak istediklerinde veya selden nasıl korunabileceklerine dair profesyonel yardım almak istediklerinde Allianz Çözüm Hattı'na 44 45 46 nolu telefondan ulaşabilirler.
562068
Başbakan'dan Mimarlar Odası'na tepki
Bu iddiaların yalan olduğunu söyleyen Erdoğan, "Kesinlikle yalandır. Tamamen düzmecedir. Bir defa benim dönemimde Ayamama Deresi'nin kıyısında böyle bir müsaade sözkonusu değildir." şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan, Sultanahmet Camii'nde kıldığı cuma namazı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir basın mensubu bugün bir gazetenin manşetinde olan Mimarlar Odası'nın iddiasını hatırlattı. Mimarlar Odası'nın yaptığı "Kesinlikle yalandır. Tamamen düzmecedir. Bir defa benim dönemimde Ayamama Deresi'nin kıyısında böyle bir yapılaşmaya müsaade sözkonusu değildir. Ayamama Deresi'nin çevresindeki yapılaşmanın 1997'den itibaren arttığı" yönündeki açıklamalara tepki göstere Erdoğan bu iddiaların doğru olmadığını söyledi. Erdoğan, Ayamama Deresi çevresinde yapılanmalara karşı ciddi kavgalar vermiş, mücadele vermiş bir belediye başkanı olduğunu anlatan Erdoğan, "Kaçak yapılaşmaya mücadele vermiş bir belediye başkanıydım. Gecekondulara karşı mücadele etmiş bir belediye başkanıyım. Tayyip Erdoğan'ın ağzından gecekondu yapımına müsaadeye ilişkin bir şey bulamazsınız. Bunun için Mimar Mühendisler Odası ideolojik yaklaşımlarını bıraksın dürüst davransın. Doğru davransın. Bizim attığımız adımları da çok iyi takip etsin. İdeolojik yaklaşımlarıyla, dürüst davranan, yatırım yapacak olan insanların önlerini kesmek için neler yaptıklarını da gayet iyi biliyoruz. Zaten oynan oyunun içinde onlar da var. Bunu da çok açık ve net söylüyorum." şeklinde konuştu.
562105
Terör örgütü KCK'ya ikinci operasyon: 17 gözaltı
Diyarbakır, Van, Kızıltepe ve Silvan'da eş zamanlı düzenlenen operasyonda gözaltına alınanlar Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde sorgulanıyor. Terör örgütü PKK'yı da bünyesinde bulunduran Kürdistan Topluluklar Birliği'nin (KCK) Türkiye Meclisi yapılanmasına ikinci operasyon yapıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla başlatılan operasyonlar sabah 05.00'da başladı. Polisin yaklaşık yıldır yaptığı teknik takip sonucu belirlenen isimler sabah saatlerinden evlerinden alındı. Polis, operasyon yaptığı evlerde arama yaparken, bilgisayar hard diskleri ile bazı evraklara da el koydu. Polis Silvan'da Diyarbakır eski İl Genel Meclis Başkanı ve şu anda yerel yönetimler komisyonu üyesi olan Kerem Duruk'u, Kızıltepe'de Mazıdağı Eski Belediye Başkanı Nuran Adlı'yı, Diyarbakır'da Bağlar ilçesi eski Belediye Başkanı ve DTP Yerel Yönetimler Bürosu yöneticisi Yurdusev Özsökmenler, Bismil eski Belediye Başkanı Şükran Aydın, Diyarbakır İl Genel Meclisi Başkanı DTP'li Şehmus Bayhan, Büyükşehir Belediye Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Bayrak, Kayapınar Belediye Başkan Yardımcısı Sebahattin Dinç, Yenişehir Belediye Başkan Yardımcısı İhsan Uğur, Yenişehir Belediyesi Meclis üyesi Kenan Kaya, DTP Kadın Meclisi üyeleri Azize Yağız, Melike Karagöz, DİHA muhabiri Gülistan Aksoy, SELİS Kadın Merkezi Aktivisti Sosyolog Behice Ok, DTP Bismil eski ilçe Başkanı Galip Kandemir ve DTP çalışanı Hasan Hüseyin Eren'i gözaltına aldı. Diyarbakır'da 13 nisanda DTP'ye yönelik düzenlenen operasyonlarda aralarında DTP Genel Başkan yardımcılarının da bulunduğu 52 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlar çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Öte yandan DTP yapılan operasyonlara tepki gösterdi. DTP Diyarbakır İl Başkanlığı binası önünde açıklama yapan DTP Grup Başkan Vekili Selahattin Demirtaş bugüne kadar 400 partilinin gözaltına alındığını söyledi. Demirtaş, operasyona tepki göstermek amacıyla yarın bir yürüyüş düzenleyeceklerini dile getirdi.
561879
Beyazay, Gazzeli çocuklara harçlık verdi
Beyazay, Gazzeli çocuklara harçlık verdi Gazze'de yetimhanede barınan 10'ar kız ve erkek çocuğunun yanı sıra 2'şer doktor ve öğretmen, Tavşanlı'ya geldi. Tavşanlı Belediyesi ile İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı'nın davetlisi olarak ilçeye gelen çocuklara yönelik programlar düzenlendi. Programa bir destek de Beyazay Derneği'nden geldi. AHMET YILMAZ KÜTAHYA Dernek tarafından Gazzeli yetim çocuklara maddi yardım yapıldı. Beyazay Derneği Başkanı Ali Rıza Soyaslan,"Gazzeli çocuklarımızı savaş ortamından çıkarıp Tavşanlı'ya getirme başarısını gösteren Tavşanlı Belediye başkanı Mustafa Güler'e derneğimiz adına teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun kendilerinden. Biz de çam sakızı çoban armağanı kendi imkanlarımız dahilinde çorbada tuzumuz olsun istedik. Çocuklar için harçlığın önem taşıdığı idrakiyle hepsine harçlık verdik. Gönül isterdi ki daha fazlasını yapalım." dedi.
561954
Putin, İran'ın nükleer programından endişe etmiyor
Rusya Başbakanı Vladimir Putin İran'ın nükleer programının barışçıl amaçlı olduğundan endişe duymadıklarını söyledi. Valday Düşüncü Grubu ile bir araya gelen Putin, "Rusya İran'ın sürdürdüğü nükleer programının barışçıl amaçlı olduğundan endişelenmesi için herhangi bir gerekçe bulunmuyor." ifadesini kullandı. Putin'in toplantıda yaptığı açıklama ile ilgili bilgi veren başbakanlık basın sözcüsü Dmitri Peskov, "Putin güç kullanarak sorunun çözümünün mümkün olmayacağına, bu tür girişimlerin sadece bölgede gerginliği artmasına neden olduğuna işaret etti." dedi. Putin açıklamasında yaptırımların da beklenen etkiyi yapmadığı konusunda uyardı. Rusya'nın nükleer bir İran istemediğini de kaydeden Putin, Tahran'ın uluslar arası kurumların endişelerini giderecek çalışmalarda bulunması gerektiğini belirtti.
561846
İstanbul'da bu yollara dikkat!
İstanbul'da bu yollara dikkat! İSTANBUL (İHA) Kadıköy İskele Meydanı'nda yarın yapılacak olan miting nedeniyle saat 11.00'dan itibaren bazı noktaların trafiğe kapatılacağı bildirilirken, sürücülerden alternatif güzergahları kullanmaları istendi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, Rıhtım Caddesi'nin tamamen trafiğe kapatılacağı bildirilirken, "Altıyol Meydanı'ndan Rıhtım Caddesi'ne kadar tüm yol trafiğe kapatılacaktır. Söğütlüçeşme Caddesinden Rıhtıma inen ara sokaklar, Taşköprü Caddesi, Kışla Caddesi, Orgeneral Şahap Gürler Caddesi, Albay F.Sözdener Caddesi ihtiyaç duyulduğunda trafiğe kapatılacaktır" denildi. Sürücülerin kullanabileceği alternatif yollar ise şöyle: "Tıbbiye Caddesinden gelen trafik akımı 1. Burhanfelek Caddesinden E-5 yönüne yönlendirilecektir. 2. Behiçbey Sokaktan İbrahimağa ışıklar istikametine yönlendirilecektir. Söğütlüçeşme Caddesinden gelen trafik akımı; Altıyol Meydanından Rıhtıma inmeleri engellenerek Kuşdili Caddesi Salı Pazarı istikametine yönlendirilecektir. Modadan gelen trafik akımı; Mühürdar Kavşaktan geri yönlendirilecektir".
561936
Belediyede sel önlemleri
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünün, gök gürültülü sağanak şeklinde görülecek yağış uyarısının ardından belediyeler olası sorunların önüne geçebilmek için çeşitli tedbirler aldı. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, meteoroloji yetkililerinin, hava tahminleriyle ilgili verdikleri bilgiyi yakından takip ettiklerini, önlemlere rağmen her zaman tetikte beklediklerini, ekipleri de hazır tuttuklarını söyledi. ''Adana, güçlü altyapısıyla sel felaketlerine her zaman hazırlıklıdır'' diyen Durak, yıllar içinde yapılanları şöyle anlattı: ''Çukurova'da yağmur sonrasında toprakla buluşan su, adeta akacak yer bulamaz. Bu nedenle yıllar önce Adana'da sık sık sel felaketleri yaşanır, dükkanlar, evler, iş yerleri sular altında kalırdı. Belediye başkanı seçildiğimde 1984 yılında ilk iş olarak altyapıyı ele aldım. Dev boyuttaki yağmur suyu kolektörleriyle Adana'nın drenaj problemini tarihte bitirdim. Ancak, bununla yetinmedim. Büyüyen kentin ihtiyaçları doğrultusunda önceliği hep altyapıya verdik. Halen ihtiyaca cevap veremeyen yerlerde yenileme çalışmaları yapılıyor.'' -BURSA Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, şiddetli yağışların oluşturabileceği su baskını, taşkın, heyelan, trafikte meydana gelebilecek aksaklıklar ve ağaç devrilmesi gibi olumsuzlulara karşı hazırlıklı olduklarını belirtti. Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi (BUSKİ) ekiplerinin, itfaiyeye ait araçlar ve iş makinelerinin hazır durumda bekletildiğini ifade eden Altepe, özellikle kaçak yapılaşmanın yoğun olduğu bölgelerde tedbir aldıklarını söyledi. BUSKİ ekiplerinin, yağışın başladığı andan itibaren olası taşkınların beklendiği yerlerde nöbet tutmaya başlayacaklarını bildiren Altepe, vatandaşlardan da can ve mal güvenliği bakımından tedbirli olmalarını istedi. Merkez Osmangazi İlçe Belediye Başkanı Mustafa Dündar, şantiye birimlerindeki kepçe, grayder, çekici, yükleyici ve vinçten oluşan toplam 18 iş makinesi ve 15 kamyonda görevli 100'e yakın personel ile belediyenin sivil savunma ve arama-kurtarma ekiplerine ''Hazır durumda bekleyin'' talimatı verdiklerini belirtti. Dündar, ayrıca, belediyeye iş yapan müteahhitlere de gerek görüldüğü takdirde iş makinelerinin kullanılabileceği ve bu konuda hazırlıklı olunması gerektiğini konusunda bildirimde bulunduklarını kaydetti. -TEKİRDAĞ Tekirdağ Belediyesi Su ve Kanalizasyon İşleri Müdürü Şeref İkbal, bugün ve hafta sonu etkili kuvvetli yağış beklendiği uyarısı üzerine, kent merkezindeki dere yatakları, mazgallar ve ana arterlerin temizlendiğini söyledi. Kent merkezinde daha önce sel ve su baskınlarının yaşandığı Cumhuriyet Meydanı, İskele Caddesi ve Ördeklidere mevkisindeki suyu tahliye için kanal yapıldığını belirten İkbal, Köprübaşı mevkisinde ise taşkın riskinin devam ettiğini söyledi. Tekirdağ'ın alt yapısının şiddetli yağışları kaldıracak kapasitede olduğunu ifade eden İkbal, ''Ancak, heyelanla gelen toprak tehlike yaratıyor. Bütün kanalları ve mazgalları tıkayan çamur, taşkınlara neden oluyor. Bu, geçmişte uygulanan imar planı yanlışlığından kaynaklanan bir durum. Dere yataklarının imardan arındırılması gerekirken buralara binalar yapılmış''dedi. Site ve apartman yöneticilerinin de apartman sakinlerini taşkınlar konusunda bilgilendirmesi gerektiğini belirten İkbal, apartmanların sığınak konumundaki yerlerinde ikamet edenlerin uyarılması gerektiğini kaydetti. -ÇANAKKALE Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı Handan Özyayla, şu an için herhangi olumsuz bir durum bulunmadığını, yağmur suyu hatları ve drenaj kanallarının genel temizliğini yaptırıp, sorunlu bölgeleri onardıklarını söyledi. Belediyeye bağlı tüm birimleri ve görevli personeli, aşırı yağışlara karşı ve muhtemel olumsuzluklara karşı hazır vaziyette beklettiklerini kaydeden Özyayla, ''Biz Çanakkale'de herhangi bir sorun olacağını sanmıyoruz, ancak ihtimal değerlendirmesi yaparak görevli birimlerimizi hazır durumda bekletiyoruz''dedi. Öte yandan, Çanakkale Valiliği İl Kriz Merkezi Başkanlığı da kamu kurum ve kuruluşları ile acil yardım ve kurtarma ekiplerini, olumsuz hava koşullarına karşı teyakkuz halinde olmaları konusunda uyardı. -ANTALYA Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ali Özkayacan, meteoroloji tarafından yapılan sel uyarısının ardından Antalya Valiliği koordinatörlüğünde hazırlıklara başladıklarını bildirdi. Kentte geçen yıllarda yaşanan şiddetli yağışların ardından yağmur suyu drenaj hatlarında sık sık temizlik yapıldığına dikkati çeken Özkayacan, meteorolojik ihbarın ardından çalışmalarını hızlandırdığını, Büyükşehir Belediyesi'nin Antalya Su ve Atıksu İdaresi Genel Müdürlüğü (ASAT) ile ortak çalışarak kanallarda temizlik çalışmalarını sürdürdüğünü bildirdi. Antalya Büyükşehir Belediyesi sınırlarındaki merkez ilçe belediyeleri de sorumluluk alanındaki dere yatakları ve kanalizasyonlarda temizlik yaptı. Muratpaşa Belediyesi Başkan Yardımcısı Arif Kuş, 53 kişilik ''Anında Müdahale Ekipleri''nin hazır olduğunu, sele maruz kalabilecek bölgelerde geniş önlemler alındığını ve drenajların temizlendiğini bildirdi. Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek de sorumluluk alanlarındaki dere yataklarının temizlendiğini ve endişeye mahal olmadığını bildirdi. Kepez Belediyesi Başkan Yardımcısı Ali Fuat Uslu da olası sel felaketine karşı Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerinin 24 saat görev başında olduğunu, zabıta ekiplerinin mahallelerde olası sel felaketlerine karşı uyarılarda bulunduklarını söyledi. Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım, sel felaketine karşı bölgede bulunan dere yatakları, menfez ve büzlerin iki gündür ekipler tarafından temizlendiğini, 20 kişiden oluşan afet ekibinin üç gün boyunca görev başında olacağını kaydetti. Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu, 1997 yılında can kayıplarına neden olan büyük bir sel felaketi yaşadığını hatırlatarak, bu acıyı çekmiş bir ilçe olarak her zaman sel felaketine duyarlı davrandıklarını bildirdi. İlçedeki tüm drenaj sistemini kontrol ettiklerini, drenaj ve kanalizasyon sisteminde tıkanma olabilecek noktaları rögar kapaklarının bulunduğu noktadan temizlediklerini dile getiren Sipahioğlu, ''Ayrıca tıkanmalara ve su birikintilerine karşı özel ekipler oluşturduk. Bu ekipler, yağışlı havalarda gece ve gündüz çalışacaklar'' diye konuştu. Kaymakamlık ve Meteoroloji müdürlüğü ile koordinasyon içerisinde hareket ederek kötü hava koşullarında vatandaşın uyarılacağını da ifade eden Sipahioğlu, Alanya'da sıkıntı yaşanmayacağına inandığını kaydetti. -YALOVA Yalova Belediye Başkanı Yakup Koçal, olası sel ve su taşkınlarına karşı valilik ve sivil toplum kuruluşlarıyla irtibat halinde olduklarını belirtti. Koçal, ''Kent merkezindeki su ve kanalizasyon kanallarını olası bir tıkanmaya karşı temizledik. Daha önce yaşadığımız tecrübelerden dersler çıkartarak, kent merkezinde bulunan Safran ve Samanlı derelerinde çeşitli önlemler aldık'' dedi. Her iki derenin bazı noktalarında taşmalar yaşanabileceğini ve bu noktaları bildiklerini ifade eden Koçal, burada itfaiye ekiplerinin hazırlıklarını yaptıklarını, herhangi bir taşma olması durumunda anında müdahale edileceğini bildirdi. -BALIKESİR Balıkesir Belediye Başkanı Yardımcısı Tuna Aktürk, meteorolojinin uyarılarının ardından valilikte yaptıkları olağanüstü toplantıda, tüm kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileriyle olası bir felaket anında hangi müdahalelerin yapılabileceğinin görüşüldüğünü söyledi. Balıkesir'deki tüm rögarların temizlendiğini belirten Aktürk, kentte tüm ekipler ile iş makinelerinin her an alarma geçilecek şekilde bekletildiğini ifade etti. -SAKARYA Sakarya Afet Koordinasyon Merkezinde oluşturulan kriz masası, birinci derecedeki risk bölgelerini belirlendi. Şehir merkezinden geçen Çark Deresi'nde taşma ihtimaline karşı önlem alınırken, yol geçişlerindeki menfezler de temizlendi. Kriz merkezinin cumartesi ve pazar günleri tam gün görev yapması, itfaiye ve arama kurtarma ekiplerinin 24 saat esasıyla göreve hazır tutulması kararlaştırıldı. -KOCAELİ Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ersin Yazıcı başkanlığında oluşturulan kriz masası, İzmit Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSU) ile Fen İşleri Daire Başkanlığının kritik ve acil işlerin dışındaki çalışmalarını 12 Eylüle kadar durdurdu, kritik noktalarda görev yapacak İSU, itfaiye ve fen işleri ekiplerini belirledi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığına bağlı 400 personel, dalgıçlar, motopomplar, zodiac bot ve jet bot olası sel durumu için hazır. İSU Genel Müdürlüğü olası selden etkilenecek caddelerde yağmur suyu giderleri ve mazgal temizliklerini yaptı, terfi merkezlerinin bakımları gözden geçirildi. Afet durumlarında destek alınacak sivil toplum kuruluşları, gönüllü itfaiyeciler, Arama Kurtarma Derneği (AKUT), Mahalle Afet Gönüllüleri (MAG), Gölcük Esnaf Odaları Arama Kurtarma Derneği (GESOTİM) elemanları da hazır bekletiliyor. Vatandaşları afetler ve yaşanan sorunları adresle birlikte tam olarak bildirmeleri konusunda uyaran yetkililer, yağışla ilgili sorun yaşayanların öncelikle ''110 alo itfaiye'', İzmit merkez için 0262 335 21 24-25 ve Gebze ilçesi için 0262 641 30 81 numaralarını aramaları gerektiğini söyledi. -İZMİR İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, olası su taşkınlarına karşı 256 araç ve 946 personelin hazır beklediğini belirtti.Kocaoğlu, ''İlgili tüm birimlerimizi harekete geçirdik ve kritik bölgelerde konuşlandırdık. Her ekip, olası taşkınlara karşı bulundukları bölgelerde gerekli müdahaleleri yapacak. Biz, dere ıslahlarımızı, kanal temizlik çalışmalarımızı zaten yapmıştık. Elimizden gelen tüm tedbirleri aldık'' dedi. İZSU Genel Müdürlüğü de 19 kanal temizleme aracı, bina kollarının açılması için araç, vidanjör, derelere yapılacak müdahaleler için 15 iş makinesi, pompa, 12 arıza müdahale ekibi, küçük dere temizliği için iş makinesinin hazır bekletildiğini kaydetti. Kentte etkili yağış nedeniyle oluşabilecek problemlerde 233 İZSU personelinin görev alacağı, 30 kişilik dinlendirilmiş takviye ekibin ise hazırda bekletileceği bildirildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı, İtfaiye Daire Başkanlığı ile İZBETON, İZSU Genel Müdürlüğü ekiplerine, araç ve personel takviyesi yapacak. -AYDIN Aydın Belediyesi'nde uyarı üzerine izinler 48 saat için kaldırıldı. Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun, gün boyu şehir merkezindeki rögar temizlenmesi çalışmalarını takip ederek, sel riski olan bölgeleri inceleme yaptığı bildirildi. Belediyeye ait tüm itfaiye ve kanalizasyon temizleme araçlarının bakımdan geçirildiği ifade edildi. Sel riski taşıyan Ilıcabaşı, Çakırlar Çayı mevkisi Hükümet Bulvarı Küme evleri, Fatih Mahallesi'nde belediye zabıta aracı tarafından gün boyunca anonsla halkın olası su baskınlarına karşı gerekli tedbirleri almaları isteneceği kaydedildi. -ISPARTA Isparta Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın, kentte yaşanabilecek su baskınlarına karşı gezici ekipler kurduklarını belirterek, ''Tüm birimler, teyakkuza geçti, gezici ekiplerimiz, tüm vatandaşlarımızı uyaracak'' dedi. Özellikle bazı mahallelerde daha önce su basan evlerin sahiplerinin uyarıldığını anlatan Günaydın, zemin kattaki vatandaşların daha dikkatli olmaları, evlerinin önündeki ızgaraları temizlemeleri konusunda bilgilendirildiklerini kaydetti. Altyapı konusunda herhangi bir sıkıntı olmadığını belirten Başkan Günaydın, dere yataklarında da temizlik yapıldığını bildirdi. Günaydın, yaklaşık aydır yağmur suyu drenaj hattı kanalizasyona bağlı evlerde bağlantının ayrılması için çalışma yürüttüklerini, bunun da olası sel olaylarını önleyebileceğini sözlerine ekledi. -OSMANİYE Osmaniye Belediye Başkanı Kadir Kara, olası sel baskınlarına karşı başta İtfaiye Müdürlüğü olmak üzere tüm ekiplerin hazırlıklarını tamamladıklarını, personel, araç ve ekipmanların 24 saat göreve hazır bekletildiğini söyledi. Etkili sağanak yağış ve fırtına uyarısı üzerine birimlerini personel, donanım ve araçlarını takviye ettiklerini belirten Kara, şöyle konuştu: ''Çok önceden sel riskine karşı zaten hazırlığımız vardı. Kentimizde yağmur suyu ve kanalizasyon hatlarını, mazgalları temizlettik. Afet yaşanması durumda 24 saat olaylara müdahale edebilecek imkan ve kabiliyete sahibiz. Vatandaşlarımızı da cep telefonlarından attığımız mesajlar yoluyla tedbirli davranmaları hususunda uyarılarda bulunuyoruz. Vatandaşlarımız muhtemel durumda Belediyenin 'Alo 153' ve İtfaiyenin 'Alo 110' hatlarına ulaşarak bilgi verebilecek.'' -BURDUR Burdur Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya, kışa hazırlık olarak başlattıkları menfez ve mazgal temizliğine dünden bu yana hız verdiklerini bildirdi. Personel, araç ve ekipman olarak yağışa hazırlıklı olduklarını ifade eden Akkaya, acil durumlarda tüm personelin hemen seferber edileceğini kaydetti. Akkaya, şehrin ortasından geçen Burdur Çayı'nın ıslah edildiğini, daralan kısımlarının genişletildiğini ve temizliğinin yapıldığını söyledi. -HATAY Antakya Belediye Başkan vekili Raci Coşkuner, Marmara'da yaşanan sel felaketinden sonra meteorolojinin de uyarılarını dikkate alarak teyakkuza geçtiklerini, temizlik işleri, itfaiye, can kurtarma ekiplerini hazır durumda geçirdiklerini söyledi. Vatandaşlara da gerekli uyarılarda bulunduklarını belirten Coşkuner, ''Sağanak yağışlarda suyun tahliye olması için tüm kanalizasyon ızgaraları temizlendi, eksikler giderildi. Kanaletler üzerinde çöp, molozlar temizlendi. Su tahliye motorlarının sayısını arttırdık. Bazı yerleşim birimlerinde altyapıda tespit ettiğimiz eksikleri tamamladık, onarımlar gerçekleştirdik. Afetin önünde durulmaz, ama alınacak önlemlerle zayiat azaltılır'' diye konuştu. -MERSİN Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan, kanalizasyon ve tesisatların belirli program halinde bakım, onarım ve temizlik çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti. Şu an kent genelindeki alt yapının yüzde 70'inin standartlara uygun olarak oluşturulduğunu, risklerin azaldığını vurgulayan Özcan, ''Halkımızın endişeye kapılmasına gerek yok'' dedi. Merkez Mezitli ilçesinde ise Meteoroloji Müdürlüğünün yağışlı hava uyarısı üzerine, daire müdürleri ile yapılan toplantı sonrasında, Fen İşleri Müdürü Selma Erkoç başkanlığında 40 kişilik kriz ekibi oluşturuldu. Kriz ekibi başkanı Selma Erkoç, ekibin öncelikle menfezlerde temizlik yaptığını, önceki yıllarda taşan Kandak deresinde de çalışmaların sürdüğüne söyledi. -ESKİŞEHİR Eskişehir Büyükşehir Belediyesi yurt genelindeki şiddetli yağışların Eskişehir'i de etkisi altına alma ihtimali nedeniyle Porsuk Çayı'ndaki su seviyesini tedbir amaçlı düşürüyor. Bu amaçla Porsuk Çayı'ndaki su kontrol yapılarının kapakları açıldı. Valilik Kriz Merkezi Başkanlığı da alınacak önlemlere ilişkin esasları saptadı. Buna göre, acil kurtarma ve yardım ekipleri oluşturulmuş kurumlar, ekiplerini 24 saat göreve hazır halde bulunduracak. Belediyeler, DSİ 3. Bölge Müdürlüğü, Karayolları 46. Şube Şefliği, İl Özel İdaresi ve diğer kurumlar görevlileri ile ilgili köprü, menfez, akarsu yatakları gibi risk oluşturan yerleri tespit edip, taşkınla ilgili gerekli önlemleri alıp Valiliğe bilgi verecek. Kurumlara ait sel ve su taşkınlarında kullanılabilecek her türlü iş makineleri araç gereç her an göreve çağrılabilecek şekilde operatörleri ve diğer kullanıcıları ile birlikte hazır halde tutulmaları sağlanacak. -KÜTAHYA Kütahya Belediye Başkan Yardımcısı Halil Toklu, sabah saatlerinde kent merkezinden geçen DSİ Genel Müdürlüğüne ait kanallarda incelemelerde bulunduğunu söyledi. Kuzey batı, güney doğu ekseninde kentten geçen ve büyük bölümünün üzeri açık olan kanalların tümünün yanı sıra rögarların temizlendiğini belirten Toklu, dere giriş ve çıkışlarında da temizlik yapılarak buraların kontrol altına alındığını anlattı. Sel ve su baskınları ihtimaline karşı kriz merkezi oluşturulduğunu ifade eden Toklu, DSİ kanallarının üzeri kapalı bölümlerinde personel görevlendirildiğini kaydetti. -BİLECİK Vali Yardımcısı Hasan Kayhan, sel taşkınları sırasında su şebeke sisteminde meydana gelen patlaklara belediyenin anında müdahale edeceğini belirtti. Kayhan, Sağlık Müdürlüğünce vatandaşlara gerek görüldüğünde ferdi dezenfeksiyon amacıyla klor tabletleri veya damlalıklı şişelerde kullanılmak üzere hazırlanmış klor eriyiği dağıtılacağını ve nasıl kullanılacağı konusunda bilgilendirileceğini ifade etti. -ÇORUM Çorum Belediye Başkan Yardımcısı Zeki Gül, yağışlar konusunda İtfaiye ile Su ve Kanalizasyon Şube Müdürlüklerinin bilgilendirildiğini, başta bu iki müdürlük olmak üzere ilgili müdürlüklerde görevli personelin, hafta sonunda fazla mesai yapacağını bildirdi. Personellerin izinlerinin de zorunlu olmadıkça erteleneceğini ifade eden Gül, ayrıca ekipman konusunda da sıkıntıları bulunmadığını kaydetti. -KAYSERİ Kayseri Valiliği Kriz Merkezi, olası sel ve su baskınlarına karşı alınacak tedbirleri hayata geçirdi. Kayseri'de sel ve su baskınıyla ilgili tüm kurum ve kuruluşların iş birliği içinde hazırlıklarını sürdürdüğü belirtildi. DSİ 12. Bölge Müdürlüğü taşkın kanallarını yeniden kontrol ederek, su debisinin önündeki engelleri kaldırdı. Su kanallarının çevresinde oturan vatandaşlar uyarılarak dikkatli olmaları istendi. Ayrıca önceki yıllarda sel ve su baskınına uğramış yerleşim birimlerindeki vatandaşlar da uyarıldı. Ayrıca, İl Sivil Savunma Müdürlüğü, kentteki kurumlarda bulunan motopomp, vidanjör, dalgıç pompası ve tabi afetlerde kullanılacak araç ve gereçlerin koordinesini sağladı. Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç da ilkbahar aylarında yaşanabilecek su baskınlarına karşı oluşturulan taşkın su kanallarının, iş makineleri ile temizlendiğini kaydetti. Kanallarda biriken çöp, moloz ve inşaat atıklarının temizlendiğini ifade eden Büyükkılıç, ''Meteoroloji yetkililerinin uyarıları üzerine bu hafta içerisinde su kanallarını yeniden kontrol ettik. Ayrıca, bir doğal afet tehlikesine karşı acil durum masası ve ekipleri oluşturuldu'' dedi. Hacılar Belediye Başkanı Ahmet Herdem ise Erciyes'in eteklerindeki dere ve su kanallarında gerekli temizlik çalışmalarını yaptıklarını ve dere güzergahındaki vatandaşları uyardıklarını söyledi. Kocasinan Belediye Başkanı Bekir Yıldız da olası su baskını ve sele karşı araç-gereç ve personel donanımını tamamlayıp takviyeler yaptıklarını belirterek, şunları söyledi: ''Meteorolojiden sürekli tahmin raporu alıyor, ona göre tedbirleri uyguluyoruz. Erkilet'ten gelebilecek sel tehdidi altında olan Kocasinan bölgesinde sel ve taşkınları önlemek için Uzunkaş Deresi'ni açarak tehdidi kontrol altına almıştık. Yeni Sanayi-Şeker, Ziya Gökalp, Sarımsaklı ve Talat Paşa Kanalı vasıtasıyla yağışları zarar boyutuna gelmeden topluyoruz. Kanalların sürekli açık kalması için özen gösteriyoruz. Yağış sezonunda sel ve taşkına karşı hazır haldeyiz. 14 ekip gerekli çalışmaları yaparak hazır bekliyor. Vidanjörlerimiz, motopomplarımız, dalgıç pompalarımız ve araçlarımızı yeniden gözden geçirdik. İlgili kurum ve kuruluşlarla koordineli biçimde hareket ediyoruz.'' -NEVŞEHİR Nevşehir'de İl Özel İdaresi'nde oluşturulan bir ekip, 143 köy yolunun köprü ve menfezlerini tek tek kontrol etti. Kuru dere yataklarının bir bölümü de temizlendi. Kent merkezinde de İl Özel İdaresiyle Nevşehir Belediyesi, olası sel afetinde müdahale için ortak bir acil müdahale ekibi kurdu. -TRABZON Trabzon Belediye Başkan Yardımcısı Osman Necip Sevinç, belediye olarak Meteoroloji tarafından yapılan sağanak ve sel uyarısını dikkate alarak gerekli tedbir ve çalışmaları yerine getirdiklerini belirtti. Trabzon'da çarşamba gecesi meydana gelen sağanakta oluşturulan 70 kişilik ekibin gece boyunca görev yaptığını, bazı yollarda ve Zağnos Vadisi'nde yaşanan su baskınına anında müdahalede bulunduklarını ifade eden Sevinç, ''Şimdi ise ekip sayısını artırdık. Trabzon'da yaşanabilecek şiddetli yağış durumunda müdahale için 125 kişilik ekip oluşturduk'' dedi. Sevinç, özellikle ana arterlerdeki rogarların temizliğinin yapıldığını ve Zağnos Vadisi'ndeki derenin geçtiği menfezin üzerinde kapatılmış olan bir bölümü de dün itibariyle açtıklarını, böylelikle vadiye çevreden akacak suyun bu alandan transferinin daha kolay sağlanacağını anlattı. Sevinç, rögarların tamamen temizlenmesine rağmen şehir merkezinden daha alçakta bulunan Çömlekçi Mahallesi ve terminal ile mevcut sahil yolu ve Faroz balıkçı barınağının olduğu yerde yeterince akış sağlanamadığını, buradaki vatandaşların yağış durumunda dikkatli olmaları gerektiğini vurguladı. Sevinç, kuka, kepçe, lastikli ekskavatör, kanal kazıyıcı, lastikli loder, kamyon, greyder ve motopompların olası sağanak ve sele karşı hazır beklediğini kaydetti. -RİZE Rize Belediye Başkan Yardımcısı Şakir Mollayakupoğlu, yağışlarda herhangi bir olumsuzluğun yaşanmaması için çeşitli tedbirler aldıklarını belirtti. Gece saatlerinde yaşanabilecek olumsuzluklara karşı gece nöbetçiliği sistemine geçtiklerini ifade eden Mollayakupoğlu, ''Ayrıca sağanakta oluşabilecek sorunlara anında müdahale etmek amacıyla acil müdahale ekipleri oluşturduk. İtfaiye ekiplerimiz de her zaman olduğu gibi duyarlı bir şekilde 24 saat görev başında'' dedi. -GİRESUN Giresun Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Karabıçak, olası bir sel afetinde Teyyaredüzü, Güre, Aksu ve Hacısiyam Mahalleri, Büyük ve Küçük Güre, Batlama ve Aksu derelerinin çevresindeki yerleşim yerleri tehlikede olduğunu belirterek, şunları söyledi: ''Tehlikeli bölge arasında Karadeniz Sahil Yolu alt kanalizasyon kısmında bulunmakta. Önlem olarak buralardaki kanalizasyon ve yağmur suyu şebekelerini temizledik. Ayrıca tehlikeli olan bölgelerimizden Teyyaredüzü Mahallesi'ne yeni bir yağmur suyu şebekesi yaptık. Bu konudaki çalışmalarımız devam etmektedir. Bölgemiz sürekli yağış alan yer olduğundan yaşadığımız tecrübe ile birlikte sele karşı daha duyarlı davranıyoruz.'' Karabıçak, belediyenin makine parkında bulunan 11 kamyon, ekskavatör, kepçe, 15 su çekme motoru, vidanjör ve 270 personelle yaşanabilecek sele ve su baskınlarına karşı hazır durumda olduğunu vurguladı. -ARTVİN Artvin Belediye Başkanı Emin Özgün, dere ıslahı konusunda belediye mücavir alanı içerisinde DSİ 26. Bölge Müdürlüğü ve belediye ekiplerinin desteğiyle 10 derede ıslah çalışması yaptıklarını hatırlattı. Yaşanabilecek sel afeti durumunda makine parklarında greyder, lastikli ekskavatör, paletli ekskavatör, kepçe ve kamyonun hazır bekletildiğini ifade eden Özgün, ''Ayrıca belediye çalışanlarından 50 kişilik ekip oluşturduk'' dedi. Kanalizasyon şebekesini temizlediklerini ve bakımını yaptıklarını, rögar kapaklarını elden geçirdiklerini anlatan Özgün, ''Yaşanabilecek bir soruna karşı her türlü tedbirimizi aldık'' diye konuştu. -SAMSUN Hafta sonu kuvvetli sağanak beklenen Samsun'da olası sel ve su baskınlarına gerekli önlemler alındı. Emniyet Müdürlüğü ve belediyeler başta olmak üzere ilgili kurumlar su baskını, taşkın ve heyelan gibi olumsuzluklara karşı müdahale ekiplerini oluşturdu. Samsun Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, daha önceden şehir içindeki rögar ve kanalizasyon hatlarında gerekli temizlik çalışmasının yapıldığını, bu çalışmaların bazı bölgelerde halen devam ettiğini bildirdiler. -ORDU Belediye yetkilileri, sel ve su baskını olma ihntimaline karşı müdahale edecek ekip ve iş makinelerinin hazır tutulduğunu ifade ettiler. Son bir hafta içinde yağış yönünden herhangi bir olumsuzluk yaşanmayan Ordu'da ilçe belediyeleri ve kaymakamlıkların da olası su baskınlarına karşı gerekli önlemleri aldığı bildirildi. -AMASYA Amasya Belediyesi olası su baskınları için belirli bölgelerde iş makinesi ve ekip konuşlandırıldı. Ayrıca Vilayette düzenlenecek toplantıda, hafta sonu beklenen kuvvetli sağanak oluşturabileceği olumsuzluklara karşı alınan önlemlerin ele alınacağı bildirildi. -SİNOP Sinop'ta özellikle su baskını riski bulunan ilçe belediye ve kaymakamlıklarının uyarıldı. Sinop Belediye Başkanı Baki Ergül, kentin coğrafi yapısı gereği il merkezinde sel riski taşıyan alanların kısıtlı olduğunu, kentin yarımada durumunda olmasının bu anlamda bir avantaj olduğunu söyledi. Hafta sonu beklenen sağanaka karşı her zaman olduğu gibi gerekli tedbirleri aldıklarını belirten Ergül, her türlü olumsuzluğa karşı hazırlıklı olduklarını bildirdi. -ÇANKIRI Çankırı Belediye Başkan Yardımcısı Tuncay Haskılıç, kentteki kanalizasyonların mazgallarını temizlendiğini belirtti. Haskılıç, Vali Şemsettin Uzun'un belediyeler ve ilgili kurumların olası su baskınlarına karşı gerekli önlemlerin almaları yönünde talimat verildiği ve bu talimat doğrultusunda gerekli tedbirlerin alındığını kaydetti. -DÜZCE Düzce Belediye Başkanı İsmail Bayram, yağmurun her an yağacakmış gibi alarm halinde olduklarını belirterek, ''100 civarında personelimiz sel baskınları için hazır bekliyor'' dedi. İş makinelerinin ve motopompların sayısının arttırıldığını ifade eden Bayram, ''Asar ve Karaca derelerinde olası bir taşkına karşı iş makinelerimiz suyun akışını sağlamak için bölgede konuşlandırıldı'' diye konuştu. -BARTIN Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın, Meteoroloji Müdürlüğünden alınan bilgiler doğrultusunda kentin aşırı yağış beklenen iller arasında bulunduğunu, belediye olarak gerekli önlemleri aldıklarını bildirdi. Akın, belediye hoparlöründen vatandaşları olası taşkın ya da sele karşı uyardıklarını söyledi. Tüm ekiplerinin araç ve gereçleriyle hazır bekletildiğini anlatan Akın, ''Valilik ile koordinasyon halindeyiz. Gece nöbetçilerimizi arttırdık. Tedbirlerimiz sürüyor. Yağışın başlaması durumunda Bartın Irmağı'nın çeşitli bölümlerinde nöbet tutulacak. Su seviyesi takip edilecek'' dedi. -KARABÜK Karabük Valisi Nurullah Çakır, olası sel ve su baskınlarına karşı gerekli tedbirlerin alındığını kaydetti. Belediye hoparlörüyle halkı da su baskınlarına karşı uyardıklarını anlatan Çakır, şunları söyledi: ''Kritik gördüğümüz bölgelerde önlemlerimizi aldık. Valiliğimiz bünyesinde kriz masası oluşturduk. Burada gerekli bütün kurumlardan üst düzey yetkililer, 24 saat görevdeler. Olası sel baskınında ya da yıldırım düşmesi gibi yaşanacak olumsuzlukta acil müdahale ekiplerimiz ve ekipmanlarımız hazır bekliyor. Ekiplerimiz komşu illere de müdahale edebilecek kapasiteye sahip. İhtiyaç duyulması halinde yardımlara da gidebiliriz.'' -SİVAS Sivas Belediye Başkan Yardımcısı Hayri Köse, aşırı yağışlarda kentteki sıkıntı doğurabilecek yerleri bildiklerini, bu bölgelerde olası taşkınların önlenmesi ve anında müdahale edebilmeleri için görevlendirmeler yaptıklarını kaydederek, şunları söyledi: ''Yağmur yağdığı andan itibaren arkadaşlarımız görev yerlerinde hazır bekleyecekler. İnşallah meteorolojinin ifade ettiği yoğun yağmur olmaz ama yoğun bir yağmur olduğu takdirde de arkadaşlarımız üzerine düşen gayreti ve özeni göstereceklerdir. Vatandaşlarımız da bundan emin olsun. Belediye olarak yağışlara hazırız.'' Mazgalların yaklaşık bir ay önce tamamını temizlettiklerini ifade eden Köse, ''Biz önlem olması açısından son gün içerisinde de tekrar bunların bakımlarını yaptırdık. Hala şu anda arkadaşlarımız kontrollerine devam ediyor'' dedi. Vatandaşların bu günlerde biraz daha dikkatli olmaları gerektiğini belirten Köse, vatandaşlardan mazgalların üzerine araçlarını park etmemelerini uyarısını yaptı. -TOKAT Tokat Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Bandırmalı, ''Yeşilırmak üzerindeki mevcut köprülerin alt kısımlarını temizlemeye başladık'' dedi. ''Atatürk köprüsü altında çalışmalara başladık'' diyen Bandırmalı, ''Belediyemiz Temizlik İşleri Müdürlüğüne bağlı ekipler tarafından Behzat Deresi içerisinde biriken atıklar ve zamanla büyüyen bitkiler sel suları sonucu dere taşkınlığına ve birikintiye mahal vermemek amacıyla temizleniyor'' diye konuştu. Meteorolojinin uyarılarını dikkate alarak çalışmalarına devam ettiklerini belirten Bandırmalı, şöyle konuştu: ''Geyras Mahallesi, Katmerkaya bölgesi ve Behzat Deresi'nin dere yatağı üzerinde demir aksam ızgara koyduk. Yoğun yağmurlar sonrası sel sularının getirdiği moloz ve ağaç kökleri bu bölgede kalarak şehrimize girmesi engellenmiş olacak. Böylece sel ile birlikte gelmesi muhtemel malzemelerin ızgarada birikecek. Bu biriken malzemeleri temizlenmek suretiyle Behzat Deresi ve Yeşilırmak üzerindeki köprülerde oluşabilecek tıkanmaları engelleyeceğiz.'' -BİTLİS Bitlis Belediye Başkanı Fehmi Alaydın, yağış sularının sıkıntı yaratmaması için ilkbahardan bu yana kanalları temizlediklerini bildirdi. Şehir merkezinden geçen dere yatağında sıkıntı olmadığını ve kentin engebeli olması nedeniyle yağış sularının dere ulaştığını ifade eden Alaydın, şöyle konuştu: ''İlkbahardan bu yana yağış sularının sıkıntı yaratmaması için kanalları temizliyoruz. Meydana gelebilecek sel felaketlerine iş makinelerimiz, personellerimizle hazırız.'' Tatvan Belediye Başkanı Abdullah Ok ise olası bir sel felaketine karşı DSİ ile beraber çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi. Bitlis'te meydana gelen yağışlardan en fazla etkilenen ilçenin Tatvan olduğunu belirten Ok, Nemrut Dağı eteklerinin acilen ağaçlandırılması gerektiğini kaydetti. -DENİZLİ Denizli Belediye Başkan Yardımcısı Mahmut Güngör, kentte, yoğun yağışlarda çok tehlikeli durum arz edebilecek dereler bulunduğunu ifade ederek, şehir merkezinde herhangi bir su taşkınına karşı rögarların temizlendiğini söyledi. Denizli Belediyesi Su ve Kanalizasyon Müdürü Şule Vardar da yağmurlar ve olası olumsuz hava koşullarında kentin ve insanların etkilenmemesi için 21 bin rögar ve 24 bin metre uzunluğundaki 8217 ızgara hattını temizlediklerini kaydetti. -KIRŞEHİR Kırşehir Belediyesi kent merkezindeki rögar kapaklarını açarak mazgalların içerisini temizlemeye başladı. Dere yataklarında da su akışının sağlanması için atıkların temizlendiği bildirildi. -ZONGULDAK Zonguldak Belediyesi Zabıta Müdürü Necat Uludüz, kentte beklenen yağış nedeniyle belediyede 15 Eylüle kadar nöbetçi amirlik oluşturduklarını söyledi. İtfaiye bünyesinde kompresörler ve pompalar hazır hale getirildiğini anlatan Uludüz, ''Müteahhitlerle de görüşmeler yapıldı. Onların iş makineleri ve ekipmanlarının ihtiyaç halinde kullanılabilmesine yönelik sözler alındı'' dedi.
560500
Bakın kıyamet kopmadı
Arınç: Öyle partiler var ki asker esas duruş dediğinde esas duruşa geçiyor. öyle hizaya gelseydi, 27 Nisan akşamı hazırola geçerdi Başbakan Yardımcısı hükümetin demokratik açılımına halkın yüzde 50’sinin destek verdiğini söyledi. Konuşmasında ifadelere de yer veren Arınç, Kürtçe konuşunca kıyamet kopmadığını kaydetti. Arınç, “Efendim, ‘birileri bunları istemezse de hizaya gelir.’ Ak Parti öyle hizaya gelseydi, 27 Nisan akşamı hazırola geçerdi” dedi. ’da partisinin iftarına katılan Arınç, “Demokratik açılıma halkımız yüzde 50 destek veriyor”dedi. Arınç şöyle devam etti: “Sayın Baykal zannediyor ki Ak Parti direnç görünce, bu işten vazgeçecek. ‘Ben şimdiden muhalefet etmeye çalışayım ki milletin teveccühü bana gelsin. Yok, Ak Parti hiçbir şeyden korkup vazgeçmez. Ne pahasına olursa olsun onu yapacak. Ama maalesef öyle siyasi partiler var ki sivil kurumlar olarak doğuyor ama asker esas duruş dediği zaman esas duruşa geçiyor. Rahat denildiğinde ancak rahatlayabiliyorlar. Topuk sesleriyle birbirlerini selamlıyorlar. Biz halkın temsilcisiyiz. Efendim, ‘birileri bunları istemezse AK Parti de hizaya gelir.’ AK Parti öyle hizaya gelseydi 27 Nisan akşamı hazırola geçerdi. Hazırola geçmedi, milletin önünde selam durdu.” Kürtçe neler söyledi? için sadece silahlı gücün yeterli olmayacağını, toplumsal, ekonomik çalışmalar yapılması gerektiğini emekli Orgeneral ve Başkanı Orgeneral ’un da söylediğini hatırlatan Arınç, şunları kaydetti: örgütüne katılmak için dağa çıkma ihtiyacı duyanlara, ‘Dağa çıkma bizimle ol ne istiyorsan demokrasi içinde varlığın önemlidir. Yeter ki silaha sarılma, konuş dinleyelim’ demeliyiz. Ben bunu düşünüyorum. Baykal düşünmüyor. ’da denizde, eşi de karada kendisini izliyor. 1.5 saat sonra çıkıyor, ‘Ben onlarla bir araya gelmem’ diyor.” Kürtçenin 1980 sonrası yasaklandığını, bugün Kürtçe kursları açıldığını, radyo-televizyonların bulunduğunu belirten Arınç, şöyle konuştu: “Dünyanın sonu mu geldi? Eskiden Roj ’yi izleyenler, şimdi devletinin Kürtçe televizyonunu izliyor. Şimdi ’da, ’ta, ’da vatandaş bize dua ediyor. Anadolu’yu açacağız, hepsini açacağız. zaman sen de bileceksin ki ‘Serçavan’ dediği zaman bu adam ‘Başımın üstüne’ diyor. ‘Xwede jı te razibe’ dediğinde ne diyor?” Ardından bir televizyoncuya dönen Arınç, “Ne diyor Ahmet, ‘Xwedê ji te razî be’ dediğinde” diye takıldı. Yanıt alamayınca “Öğren, ‘Allah razı olsun’ diyor” dedi.
561728
İstanbul'da mezarlar çöktü!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü ekiplerince toprak kaymasının yaşandığı Cebeci Mezarlığı 2. ve 5. kısımlarda dağılan mezarlardan çıkan kemikler toplanmaya başlandı. Ceset torbalarına konan kemikler, mezarlığın üst kısımlarındaki boş alana görevliler tarafından topluca defnedildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürü Adem Avcı, aşırı yağış sonucu mezarlıkta toprak kaymasının meydana geldiğini söyledi. Dağılan mezarlardaki kemiklerin karıştığını ifade eden Avcı, ''Yaptığımız incelemelerde yaklaşık 100 mezarın tanınamaz hale geldiğini tespit ettik. Mezarlığın 2. ve 5. kısımlarındaki mezarların tamamını başka bir yere taşıyacağız. Daha sonra burayı yeşillendirip tabii mezarlık ilan edeceğiz'' diye konuştu. Adem Avcı, bunun için ailelerin izninin alınması gerektiğini, vakit geçirmeden ailelerle görüşmeye başlayacaklarını vurguladı. Dağılan mezarlardan çıkan kemiklerin görevliler tarafından toplanarak topluca defnedildiğini de kaydeden Avcı, kemiklerin kime ait olduğunu belirleme gibi bir imkanlarının bulunmadığını söyledi. ‘NE ÖLÜMÜZ NE DİRİMİZ RAHAT’ Toprak kayması olan bölgede annesi Hatice Yılmaz'ın mezarının olduğunu söyleyen Nuran Işıltı ise yaklaşık saattir aramasına rağmen annesinin mezarını bulamadığını bildirdi. Geçen yıl da mezarlıkta benzer olayların yaşandığını savunan Işıltı, ''Ne ölümüz rahat, ne dirimiz rahat. Ne olacak şimdi? Annemin mezarı bile tespit edilemiyor. Annemin mezarını geri istiyorum'' şeklinde konuştu. Bu arada, mezarlığa gelen bazı vatandaşların, toprak kaymasında yakınlarının mezarlarının kaybolduğunu görünce gözyaşlarına hakim olamadıkları gözlendi.
562058
Vali Güler'den uyarılar
Vali Güler'den uyarılar İstanbul Valisi Muammer Güler, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir'in 10 Eylül tarihli onayı ile İstanbul ve ilçelerinde meydana gelen selin 'genel hayata etkili afetler' kapsamında değerlendirilmesinin kararlaştırıldığını bildirdi. İSTANBUL (A.A) Güler, İstanbul Valiliği Afet Yönetim Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, kentteki hava durumu, alınan önlemler ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. İstanbul ve ilçelerinde hafta başından itibaren yoğun bir yağış dönemi yaşadığını, mevsim normallerinin çok daha üst düzeyinde, neredeyse bir yılda alınan yağışın 3'te biri kadar yağışın saatlik sürede düştüğünü belirten Güler, bir günde metrekareye Çatalca'da 205, Silivri'ye 200 ve İkitelli'ye 181 kilogram yağış düştüğünü, bunun da yaşananların ne denli doğal afet sınırları içinde olduğunu gösterdiğini anlattı. Küresel ısınmayı, dünyanın yaşadığı diğer sorunların yavaş yavaş su yüzene çıkması gibi değerlendirdiğini ifade eden Güler, Türkiye'nin ve benzeri ülkelerin bulunduğu konum itibarıyla önümüzdeki dönemde de böyle yağışların beklendiğini dile getirdi. Güler, meteorolojinden alınan bilgiler doğrultusunda, bu akşam saatlerinde başlayacak yağışın yarın da etkisini artırarak sürdüreceğini belirterek, kriz merkezinin 24 saat esasına göre çalışmalarını sürdürmeye devam edeceğini söyledi. 'Maalesef daha önce alınan yağış miktarına yakın yağış olacak, tedbirleri buna göre düzenledik' diyen Güler, bu tip afetlerde idareye düşen görevin, afetin hangi sebepten meydana geldiğini belirlemek, acil müdahale ile can ve mal güvenliğini koruyacak tedbirleri almak olduğunu kaydetti. Güler, 'Devletin bütün kurumları bu sel afetinde etkin müdahaleyi gerçekleştirebilmişlerdir. Böylesine büyük bir afette daha büyük kayıpların yaşanması önlemmiştir. Ölüm olaylarında doğrudan selle ilgisi olmayabilecek ya da bu kadar sayı kapsamayacak sayılar gerçekleşti, bu da üzüntümüzü artıran bir neden' diye konuştu. Çatalca merkez ve köylerinde gerekli tedbirlerin alındığını, 10 bin dekar tarım alanı ile 200 evin zarar gördüğünü, 30 evin yıkıldığını ve bazı vatandaşların da geçici barınma merkezlerinde kaldığını belirten Güler, Çatalca'da 240 küçükbaş hayvan ve 30 atın telef olduğunu bildirdi. Güler, hem Çatalca hem Silivri hem de merkezdeki hasar durumundan sonra oluşturulan 44 hasar tespit komisyonunun çalışmalarını sürdürdüğünü, faaliyetlerin Cumartesi ve Pazar günü de devam edeceğini kaydetti. İstanbul ve ilçelerinde meydana gelen afetin Bayındırlık ve İskan Bakanı'nın 10 Eylül tarihi onayı ile 'genel hayata etkili afetler' kapsamında değerlendirilmesinin kararlaştırıldığını belirten Güler, 'Yani İstanbul'da yaşanan bu sel afeti genel hayata etkili bir afet olarak tanımlanmış ve onaylanmıştır. Bunun anlamı şudur: Hem 7269 sayılı Kanun hem de bununla ilgili afetlerin genel hayata etkilerine ilişkin yönetmelik gereğince yapılacak hasar tespit işlemleri sonucunda, afetten dolayı ağır ve orta derecede hasar gören konut ve iş yerleri ile bundan sonra yapılacak incelemelerde aynı oranda etkilendiği tespit edilenler de afetzede olarak tanımlanacak. Bu doğrultuda gerekli kanuni işlemler uygulanacak.
561395
Ankaragücü ve Ankaraspor PFDK'ya sevk edildi...
Yönetim Kurulu tarafından ve A.Ş. kulüplerine verilen günlük sürenin bitmesini takiben, söz konusu kulüpler TFF Hukuk Kurulu tarafından Futbol Disiplin Talimatı hükümleri gereğince Profesyonel Futbol 'na sevk edildi. Hukuk Kurulu; Ankaraspor A.Ş. Kulübü ve Başkanı Ruhi Kurnaz'ı, MKE Ankaragücü Kulübü ve Başkanı Ahmet Gökçek'i ve 30 Ağustos'ta yapılan MKE Ankaragücü Genel Kurulu'nda yeni yönetim kurulu üyesi olarak görev alan 15 yöneticiyi 'ya sevk etti. Hukuk Kurulu, Ankaraspor A.Ş.'yi, adil oyun düzeninin sağlanabilmesi amacıyla 11.09.2009 tarihinden itibaren başlamak üzere müsabakalarını oynamamasına ilişkin tedbirli olarak Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na sevk etti. 'DAN ERTELENEN ANKARASPOR MAÇI AÇIKLAMASI: "KEŞKE, OYNASAYDIK" Kayserispor'un ertelenen Ankaraspor maçıyla ilgili konuşan Basın sözcüsü Yücel Şahin, "Biz oynamak isterdik. Takımımız istim üzerindeydi" dedi. Kayserispor basın sözcüsü Yücel Şahin, ertelenen maçın ileride sıkışıklığa yol açabileceği endişesiyle, karşılaşmanın normal tarihinde oynanmasından yana olduklarını söyledi. Şahin "Maçın ertelenmesi yerine oynanmasını isterdik. Zira,. nedeniyle verilen arada takımımız iyi hazırlandı. Karşılaşmaya motive olup, bir seri yakalamayı amaçlıyorduk. Yani, biz oynamak isterdik. Sonuçta Ankaraspor ile evimizde karşı karşıya geleceğiz" diyerek, görüşlerini dile getirdi. Yücel Şahin, maçın ertelenmesi nedeniyle sarı kırmızılı oyuncuların çift kale maçı yapabileceklerini belirterek" Bazıları, Ankaraspor ile Ankaragücü arasındaki ilişkiyi dile getirerek, Kayserispor, arasındaki isim değişikliğine vurgu yapıyorlar. Birincisi bu değişim olduğunda 'nın böyle kuralmları yoktu. İkincisi de Kayserispor ile Erciyesspor ayrı ayrı ligdeydi. Futbol Federasyonunun bu konudaki kararına saygı duyarız"dedi Kayserispor Basın Sözcüsü Yücel Şahin, sarı kırmızılı ekibin Ankaraspor maçı için bilet alan taraftarına uyarıda bulundu. Şahin" Şu ana kadar Kayserispor- Ankaraspor maçı için az sayıda bilet satıldı ancak, bilet alanların mağdur olmaması için ellerindeki biletlerin maçında geçerli olacağını söylemek isterim" diye sözlerini tamamladı. Karar Salı günü PFDK’nın, Ankaraspor’un küme düşürülmesine karar verilecek toplantısını ise Salı günü yapacağı, bu süreçte ilerleme kaydedilmediği takdirde ligin 6. haftadan itibaren 17 takımla oynanacağı bildirildi. PFDK’nın olası küme düşürme kararından sonra Ankaraspor’un, ’na itiraz edeceği, anonim şirket olan kulübün zarara uğratıldığı gerekçesiyle de iş mahkemesine dava açacağı öğrenildi. Federasyonun ise dava sonuçlanıncaya kadar Ankaraspor’un maçlarındaki tedbiri sürdüreceği belirtildi.
561890
Kocatepe yine 'Antalya'ya Koş' diyor
Türkiye'nin ilk festival şarkısı olduğu bildirilen ve 1974 yılında Ali Kocatepe tarafından Antalya Film Festivali için bestelenen ''Antalya'ya Koş'' şarkısı, Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin simgelerinden biri olması amacıyla yeniden düzenlendi. Antalya Külter ve Sanat Vakfı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Ali Kocatepe'nin bestelediği ''Antalya'ya Koş'' şarkısı, günümüz müzik anlayışı ile yeniden yorumlanarak dijital ortamda çoğaltılıp, yurt içinden ve yurt dışından 46. festivale katılan konuklara dağıtılacak. Ali Kocatepe-Aysun Kocatepe ikilisinin seslendirdiği, vokalli ve enstrümantal olarak yeniden yorumlanan şarkının sonunda İngilizce, İtalyanca, Fransızca, Almanca, İspanyolca ve Rusça olarak birer cümleyle Antalya sevgisi vurgulanıyor. -ÜNLÜ SANATÇILAR SESLENDİRMİŞTİ- Ali Kocatepe'nin sözlerini yazıp bestelediği, düzenlemesini Attila Özdemiroğlu'nun yaptığı ve ''Dün Bugün Yarın'' orkestrasının eşlik ettiği ''Antalya'ya Koş'' şarkısını seslendirenler arasında Ali Kocatepe ile 70'li yılların unutulmaz sanatçıları Esmeray, İlhan İrem, Seyyal Taner, Ertan Anapa, Funda Anapa ve Gökben de bulunuyordu. Ali Kocatepe de açıklamasında, sinemaseverleri 70'li yılların nostaljisiyle buluşturan ''Antalya'ya Koş'' şarkısının yapılmasının dönemin efsane Belediye Başkanı Selahattin Tonguç'un fikri olduğunu belirterek, projeye heyecanla ve dört elle sarıldığını anlattı. Şarkının, yıllarca Antalya festivallerinde çalındığını, bandoların repertuvarına aldığını, televizyonlar Antalyaspor'un tanıtımlarında ''Antalya'ya Koş''u fon müziği olarak kullandığını hatırlatan Kocatepe, Antalya halkının bu şarkıyla bütünleştiğini ifade etti. ''Antalya'ya Koş''un festival şarkısı olarak yeniden düzenlenmesinin, Büyükşehir Belediye Başkanı ve AKSAV Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Akaydın tarafından gündeme getirildiğine değinen Ali Kocatepe, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: ''İki ay kadar önceydi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın ve çalışma arkadaşlarıyla bir akşam yemeğindeyken sohbet 'Antalya'ya Koş' şarkısına uzandı. Antalya'nın simgesi olan bu şarkıyı bilmeyen yok. Başkan Akaydın, 'Hadi, yeniden gündeme getirelim ve günümüzün dinamizmiyle yeniden bir kayıt yapalım'. gece orada olduğumu duyan Selahattin Tonguç da katıldı aramıza ve tam bir nostalji yaşadık.'' -ŞARKININ SÖZLERİ- Ali Kocatepe'nin yazıp bestelediği şarkının sözleri şöyle: Antalya'dan bakan gözler Görür cennetten, cennetten bir yer Toroslardan Akdeniz'e Uzan gönlünce, cennetten köşe Yeşillikler, mavilikler Antalya'da hoş Dost ellere, kardeşliğe, Antalya'ya koş Aspendos'ta tarih yaşar Gelenler şaşar, Antalya'ya koş Düden, Side, Manavgat'ta Tabiat coşar, Antalya'ya koş Yeşillikler, mavilikler Antalya'da hoş Dost ellere, kardeşliğe, Antalya'ya koş Let's go to Antalya, Andiamo Antalya Allons Antalya, komm zu Antalya, Liva Antalya, lüblü ya Antalya...
561823
Başbakan'dan 'sel felaketi' açıklaması
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İstanbul'da yaşanan 'sel felaketi'nin ardından bugün tekrar açıklama yaptı. Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle... Siyaset meydanlarına gelindiğinde, bunlar sizin evlerinizi yıktı, tekrar yıkacak demek suretiyle çığırtkanlık yapanların, buralar neden yıkıldı demeleri anlaşılır değil. 96’da başkanlık yapmış bir insanım. Derelerimizle ilgili olarak, Avrupa yakası’nda önem arz eden dönem içinde dönemden başlattığımız çalışmalar var. Bazı şeyler konuşuluyor. Buralarda bu binalar yapılmış. Dere yatağında, eğer derenin yatağında akmasına müsaade edilmezse, intikamı ağır olur. Mesela benim dönemimde, ATV-Sabah dere yatağındaydı. Orayı taşkında bastı ve ciddi sıkıntılar yaşandı. Bir bakıyorsunuz Bolluca deresinin devamında dereye tecavüz edilmiş ve ciddi manada daraltılmış. Burada bunlara müdahale etmek istediğiniz zaman, karşınıza çıkan kim? Vatandaş çıkıyor, vali çıkıyor, yargı çıkıyor. Bununla ilgili CHP yargı gitti, yargı yürütmeyi durdurma verdi. Bunu ne ile izah edeceğiz. Bu kararı verenler, acaba bunu nasıl değerlendirecekler. Biz bu tip sıkıntıları çok yaşadık, çok yaşıyoruz. Bizim vatandaşımızın anlaması lazım. Avcılar’da meşhur depremde, çatlatan binalar için, kayan binalar için, bu binaların taşınması için, yaptığımız binalara taşınmalarını istedik vatandaşlardan. Ancak vatandaşlar çok değişik isteklerde bulunuyor. En az iki üç tane daire vereceksiniz ki ben çıkayım diyor. Böyle davranılarak bu işten çıkamayız. Burada ölüm tehlikesi var. Biz size daire yapmışız, bir defa sizde bu korkuları üzerinizden atalım. Ama şimdi gerekirse bizler, buraları, afet bölgesi ilan ederiz, burada her türlü yıkımı yapabiliriz, yasanın bize verdiği yetkiler var.
561999
MHP'den Davutoğlu'nun andevu talebine ret
'den Davutoğlu'nun andevu talebine retANKA Dışişleri Bakanı ’nun ’la yapılan protokolü anlatmak üzere randevu talebini reddetti. MHP, Davutoğlu’na Genel Kurulu’nu adres gösterdi. MHP Genel Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamada, "MHP Genel Başkanı -Ermenistan ilişkileri ve son olarak parafe edilen protokoller hakkındaki görüşlerini esasen bütün açıklığıyla ortaya koymuştur. Dışişleri Bakanı’nın görüşme talebi ile ilgili olarak ’nin bu konudaki görüşlerini Türk Milleti ile paylaşması ve TBMM Genel Kurulu’nda ortaya koymasının daha yararlı olacağını düşünülmektedir" denildi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Ermenistan Protokolü" ve "Kafkaslar’daki gelişmeler" konusunda bilgi vermek üzere TBMM’de grubu bulunan ve seçimlerde yüzde oy oranını geçen siyasi parti genel başkanlarından randevu talep etmişti.
561256
Obama'ya 'yalancı' diyen kongre üyesi özür diledi
Obama'nın Amerikan Kongresi'nde yaptığı sağlık reformu ile ilgili konuşması sırasında herkesi şok eden bir olay yaşandı. Obama 47 dakika süren konuşmasının ortasında yasadışı göçmenlerin sağlık sigortasından faydalandırılmayacağını söylediği sırada, Cumhuriyetçi Wilson, "Yalan söylüyorsun!" diye bağırdı. ABD Başkanı Yardımcısı Joe Biden ve Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin yüz ifadesini değiştiren tepki karşısınad Obama, biraz duraksadıktan sonra "Bu, (yaptığın) doğru değil." diyerek, konuşmasına devam etti. Wilson'ın bu tavrı Demokratlar'ın yanı sıra Cumhuriyetçilerin de tepkisini çekti. Gelen tepkiler üzerine Beyaz Saray'ı arayan Wilson, "Duygularıma hakim olamadım. Medeni davranmadım." diyerek özür diledi. Obama da kabine toplantısı sırasında bir soru üzerine, "Hepimizin yanlış yapabileceğine inananlardanım. Wilson, çabukça ve doğrudan özür diledi. Ben de bundan memnuniyet duydum." dedi. Cumhuriyetçiler, Obama yönetiminin yapmak istediği sağlık reformuna karşı çıkıyor.
561307
PKK'lı etkisiz hale getirildi
'lı etkisiz hale getirildi Güvenlik güçleri, çerçevesinde dün ve önceki gün toplam ’lıyı etkisiz hale getirdi. Başkanlığı’nın sitesinde yeralan bilgiye göre, ’nin Çukurca ilçesi kırsal alanında, önceki günkü temasın devamı olarak dün gerçekleştirilen operasyonlarda, silahları ile birlikte etkisiz hale getirildi. Ayrıca, önceki gün ’ın ilçesinde bölücü örgütünden kaçan terörist güvenlik güçlerine teslim oldu. ’nin merkez ilçesinde bölücü mensubu terörist sağ olarak yakalandı. Son iki gün içerisinde güvenlik güçleri tarafından etkisiz hale getirilen PKK’lı sayısı olarak gerçekleşti
560799
Sabit telefonunu alan taşınabilecek
Sabit telefonunu alan taşınabilecek İSTANBUL Şehir içi sabit telefon hizmetlerinin rekabete açılması ve sabit telefonlarda numara taşınabilirliği uygulaması başladı. Coğrafi alan kodlu numaralar için numara taşınabilirliği aynı il içinde yapılabilecek. İl sınırlaması olmaksızın konumdan bağımsız bir numara isteyen aboneye "850" alan kodundan numara tahsis edilecek ve bu aboneler numaralarını il sınırı olmaksızın istediği yere taşıyabilecek. Şehir içi telefon hizmetlerinin 11 Mayısta rekabete açılmasının ardından sabit telefon hizmetleri işletmecilerine aylık geçiş süresi verilmişti. Bu sürenin dolmasıyla şehir içi sabit telefon hizmetleri ile sabit telefonlarda numara taşınabilirliği bugün itibariyle başladı. Aboneler sabit telefonlarda numara taşınabilirliği kapsamında numaralarını değiştirmeden işletmeciyi değiştirebilecekler. Coğrafi alan kodlu numaralar için numara taşıma uygulaması aynı il içinde gerçekleşecek. Sabit telefon hizmeti alan aboneler, numara taşıma için istediği işletmeciye başvuracak. Taşıma işlemi için başvuruyu sadece hat sahibi veya vekalet ile yetki verdiği kişi yapabilecek. Yeni işletmecinin aboneye ulaşan bir hattı varsa işlem en fazla gün sonra aktif olacak. Numara taşıma için aboneden sadece alıcı işletmeci ücret alabilecek. Yeni işletmeci isterse taşıma ücreti uygulamayacak.
560313
IMF Kısa Sürede Anlaşmak İstiyor
IMF Kısa Sürede Anlaşmak İstiyor Kredi konusunda "mümkün olan en kısa sürede" Ankara ile anlaşmak istediğini duyuran IMF, anlaşma tarihi için ise Ekim ayını işaret etti. Washington'da bir basın toplantısı düzenleyen Uluslararası Para Fonu IMF sözcüsü David Hawley, olası bir programla ilgili sonuca en kısa sürede ulaşmak istediklerini belirtti. Hawley, IMF ile Türk yetkililer arasındaki müzakerelerin Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu ekonomik zorlukların aşılması ve orta vadede çözümler konusunda devam ettiğini kaydetti. Sözcü, Ekim ayında IMF ve Dünya Bankası yıllık toplantılarının İstanbul'da yapılmasının müzakerelerin sonucunu etkilemeyeceğini ifade etti.
560835
Halid Salih gelmeden tartışma çıktı
Halid Salih gelmeden tartışma çıktı Bersay İletişim, K. Irak Bakanlar Kurulu Danışmanı Halid Salih'i 17 Eylül'de Türkiye'ye çağırıyor. Toplantının başlığı “K. Irak'ın potansiyeli ve Türk iş dünyasına sunduğu fırsatlar”. K. Irak petrolünü Türkiye üzerinden dünyaya dağıtacak projede Salih'in önemli rolünün olduğu biliniyor. Organizasyonun, Mehmet Emin Karamehmet'in, Irak'ta petrol yatırımlarına giriştiği ve Kürt açılımının başlatıldığı bir sırada gerçekleşmesi dikkat çekiyor.
560654
Opel, Magna'ya satıldı
Treuhand kurulunun başkanı Fred Irwin, yaptığı açıklamada, alınan kararın tüm tarafların çıkarına olacağına inandıklarını söyledi. Irwin, Alman hükümetinin Opel'e destek garantisinin sadece Almanya'da oluşturulacak "New Opel" şirketi için geçerli olacağını, böylece Alman vergilerinin ülkede kalacağını ifade etti. Varılan anlaşmaya göre, Magna ve Sberbank'a hisselerin yüzde 55'inin satılacağı, hisselerin yüzde 35'inin Opel'in bağlı olduğu Amerikan General Motors (GM) şirketinde kalacağı, yüzde 10 hissenin de Opel çalışanlarına gideceği bildirildi.
561798
"Dere yatağının intikamı ağır olur"
İlgili bakan arkadaşlarımla toplantı yaptık. Bakan arkadaşlarım, belediye başkanımız müşterek olarak bu çalışmayı yaparken geçmişten bugüne ve yarına yönelik neler yaptık, neler yapabiliriz bunların müzakeresi oldu. Burada altını çizerek birşey söylemem lazım. Bu felaket üzerinden siyaset yapmak çok yanlış. Siyaset yapmayı bir defa 30'a aşkın kaybettiğimiz vatandaşımıza saygısızlık olarak görüyoruz. Siyaset meydanlarına gelince "Evleriniz yıkılacak" diyerek çığırtkanlık yapanların "Buralar şimdi neden yıkılmadı?" diyenleri anlayamıyorum. Ayamama, Çırpıcı, Alibeyköy deresinin eskiden bu yana çalışmalarımız var. Kadir Bey döneminde de Alibeyköy deresinde çalışma başladı. Alibeyköy yağışlarda bize bir sıkıntı yaratmıyor. Fakat Ayamama'nın ıslahı gerçekleşemedi. Bazıları plan yapıp bina yapmış. Dere yatağında dere akmasına izin verilmezse intikamı fena olur. 96'daki belediye başkanlığı döneminde atv-sabah dere yatağına yapılmıştı. BOTAŞ da oradaydı. Sıkıntılar yaşandı. Felaketler olunca yazan çizen insanlarsınız. Kendiniz neden yaptınız? Gördük gezerken. İkitelli, Selimpaşa ve Silivri'de gördük. Mimar Sinan'ın gözlerinden birkaç tanesi kapatılmış durumda. Köprü sağlam. Bolluca deresinin devamında dere tecavüze uğramış. Burada bunlara müdahale ettğiniz zaman "Sen kimsin?" diyorlar. Bakanlar Kurulu'yla birlikte karar vereceğiz. Bu bölgelerin afet bölgeleri olmasına ilişkin. İşi bu noktaya getirmeden yerleşim yapmış olan vatandaşlarla anlaşalım buraların da ıslahını bir an önce gerçekleştirelim"
562030
Günde en az iki litre su için
Günde en az iki litre su için 11.09.2009 17:16 Dr. Mehmet Aydemir, sağlıklı böbrek için günde en az iki litre su içilmesini önerdi. Dr. Aydemir, böbrek yetmezliği veya hastalıkları ile ilgili açıklamada bulundu. Böbreklerin vücudun üçte ikisini oluşturan su, ısı ve mineral dengesini sağladığını belirten Dr. Aydemir, sağlıklı böbrekler için günde en az iki litre su içilmesini önerdi. Aydemir, "Uzun süreli susuzluklar veya az su içmek böbreklerimize zarar verebilir. Bu durum aracınızın motorunun yağsız çalıştırılmasına benzer." dedi. Soğuk havalardan korunması konusunda da uyaran Dr. Aydemir, soğuk hava nedeniyle görülen üst solunum yolu enfeksiyon hastalıklarının tedavi edilmemesi durumunda böbrek hastalıklarına neden olabileceğini açıkladı. Aydemir, "Erzurum çevresinde soğuk nedeniyle solunum yolu enfeksiyonları daha sık olmaktadır. Tedavi edilmediklerinde böbreklerde hastalık yapabilecek olan solunum yolları hastalıklarının tedavisi doktor takibinde olmalıdır." diye konuştu. Cihan
561173
Konya'da bir deprem daha oldu
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü'nün verilerine göre, saat 10.32'de merkez üssü merkez Selçuklu ilçesi olan deprem kaydedildi. Deprem nedeniyle kısa süreli bir panik yaşandı, bazı iş merkezlerindeki ve binalardaki vatandaşlar sokağa çıktı. Aynı bölgede, dün akşam 21.29'da 4.5 büyüklüğünde, bugün sabah karşı da 04.58'de deprem olmuştu. Öte yandan saat 08.31 ve 08.59'da merkez üssü merkez Karatay ilçesi olan 2.6 büyüklüğünde iki artçı sarsıntı daha meydana geldi.
560866
Roger Federer yarı finale çıktı
Roger Federer yarı finale çıktı Teniste sezonun 4. ve son 'Grand Slam' mücadelesi olan 129. ABD Açık Tenis Turnuvası, oynanan çeyrek final karşılaşmalarıyla devam etti. Turnuvanın 10. gününde, tek erkeklerde numaralı seribaşı olan İsviçreli Roger Federer, 12 numaralı seribaşı olan rakibi İsveçli Robin Soderling'i 3-1 yenerek adını yarı finale yazdırmayı başardı.
562064
Türk futbolcuya ömür boyu men cezası
Alman Futbol Federasyonu (DFB) Spor Mahkemesi, amatör küme takımlarından Hamm Türkspor'da oynayan 27 yaşındaki Türk futbolcu Hasan Tosun'a, kavgaya karışarak bir taraftarı yaraladığı gerekçesiyle ''ömür boyu futbol oynamama'' cezası verdi. Hamm'ın Unna bölgesi amatör küme takımlarından Hamm Türkspor kulübünün oyuncusu Tosun'un, Kamen SC ile yapılan lig maçında, oyuncular arasında çıkan kavga sırasında elinde bira şişesiyle saha kenarından olaylara karışan bir rakip taraftarı döverek ağır yaradığı gerekçesiyle ömür boyu futboldan men edilmesi kararı, kulüp yöneticileri tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Kulüp başkanı Mehmet Özsakız, yaptığı açıklamada, 22 Ağustos 2008 tarihinde sahalarındaki bir lig maçı sırasında rakip takım oyuncularıyla çıkan kavgada yaşanan tatsız gelişmeler sonrasında Spor Mahkemesinin, takımda hem futbolcu, hem de çalıştırıcı olarak görev yapan Tosun'a verdiği cezayı doğru bulmadığını belirtti. Özsakız, ''Futbol birleştiricidir. Spor mahkemesinin bir futbolcuyu ömür boyu futboldan men etmesini doğru bulmuyorum. Bana sporun anlamı ortadan kalkıyor gibi geliyor. Kulübümüz 1979 yılında kuruldu. futbol takımı ve çocuk futbol takımımız var. Bunun yanı sıra 70 kişilik tekvando takımımız ve bayanlar için de faaliyetlerimiz var. Takımlarımızı çoğaltmak istedik, maalesef bir takımımızı dağıtmak zorunda kaldık'' diye konuştu. Amaçlarının kahve köşelerinde oturan gençleri topluma kazandırmak olduğunu ifade eden Özsakız, ''Futbol gençleri kötü yoldan çeker, kahve köşelerinde sürünmelerini ve başka yollara gitmelerini engeller diye düşünüyoruz. Bir insanın futboldan ömür boyu men edilmesini kabullenemiyorum'' dedi. Özsakız, karara karşı hukuki işlem başlatacaklarını sözlerine ekledi. ''KIRKIRTICILIK YAPTILAR'' Futbol faaliyetlerinden ömür boyu men edilen Hasan Tosun da ''bir rakip takım oyuncusunun maç sırasında kışkırtıcılık yaptığını, aynı kişinin spor mahkemesinde de bu tutumunu sürdürdüğünü ve Türkçe küfür ettiğini'' söyledi. ''Bir oyuncuma yumruk vurdular, ben de dayanamadım vurdum'' diyen Tosun, şunları anlattı: ''Bu takıma oyuncu olarak geldim. Başkanım bana görev verdi; hocalık yaptım, yönetimde görev aldım. Maçta bize küfür ettiler, küfür edene ay ceza verdiler, bana ömür boyu. Çıkan olay sırasında onlar benden daha çok vurdu. Türküz diye en büyük cezayı biz aldık. Seve seve top oynuyordum, artık oynayamayacağım. Mahkemede beni kışkırttılar, karşı takımın olayları çıkartan oyuncusu Müslümanlara hakaret etti, kızdım ve mahkemeden kovuldum.'' ''CEZA ÇOK AĞIR'' Hamm Türkspor'un yöneticilerinden Ertuğrul Türkyılmaz da mahkemenin aldığı karara saygı duyduklarını, ancak cezanın çok ağır olduğunu belirterek, asıl olayı çıkartan kişinin maç sırasında Türkçe küfür etmesinin ve maçın hakeminin de bu sözleri anlamamasının olay büyümesine neden olduğunu ifade etti. Türkyılmaz, şöyle konuştu: ''Arkadaşlarımızın oruçlu ve sinirlerinin gergin olması, rakip takımın faullü oynaması ve seyircinin bira şişesiyle sarhoş bir şekilde sahaya girmesi olayların çığrından çıkmasına sebep oldu. Mahkemenin kararına saygılıyız, ancak bir insanı ömür boyu spordan men etmek de çok ağır bir ceza. Türkçe konuşan rakip oyuncunun Müslümanlara hakareti mahkeme önünde de sürdü. Mahkemede cereyan eden olaylar farklıydı, ancak biz bunu ispat edemedik.
560765
Sanki...
Sel felaketine kılıf arama çalışmaları sırasında Başbakan dere kenarına ev yapanları suçladı... Sanki bu evlere ruhsatı belediyelerden başkası veriyormuş gibi... Sanki kaçak yapıları yıkma görevi belediyelerden başkasına aitmiş gibi... Belediye Başkanı ’ın demeçleri ise daha edebi, daha dokunaklı: “Sorumlusu doğal hayatı tahrip eden insanoğlu” imiş... Sanki üçüncü köprü projesiyle binlerce ağacı yok edecek olan Başbakan’ıyla ikisi değilmiş gibi... Sanki ’da bir karış boş yer bırakmayan, her tarafa imar izni veren Anakent Belediyesi değilmiş gibi... Sanki Mutlu Koleji’nin bir gecede yıkan ama binlerce kaçak binaya göz yuman Topbaş Belediyesi değil... Gerçek hepimizin önünde duruyor... Kentler içinde insanca yaşamak içindir... İstanbul ise yaşam değil yağma malzemesidir. amaca dönük olarak yönetiliyor... Ne yazık ki, halkımız da bu yağmaya karşı duracak yerde pay kapmanın yolunu arıyor... İktidar aslında ’na kesmiyor, son yerel seçimlerdeki oy kaybının faturasını kesiyor... Haldun Ertem Norşin, Potemya diye isimleri tartışırken “İstanbul’a da Konstantinapol mü diyeceğiz” diye çıkışı vermişti. Sel felaketi sonrası zor durumdaki insanları kurtarmak için suya girmeyi göze alamayan fırsatçılar, fabrika depolarından sela kapılan ürünleri toplamak için çamura balıklama atlamayı bildiler. Böylelikle İstanbul’a da yeni isim aramaya lüzum kalmadı, ara ki İnsanbul... Engin Balım Yalanlar gerçeklerle bağdaşmadığı gibi, genellikle kendi aralarında da çatışırlar. Daniel Webster Uzman gözüyle Pek çok kişi Bağımsız Milletvekili ’in vergi konusunda uzman bir isim olduğunu... Yıllarca serbest mali müşavir olarak çalıştığını... Bu konularda iki de kitabı bulunduğunu bilmez. Dün, Doğan Grubu’na kesilen 3.7 milyar liralık vergi cezasına ne dediğini sorduk kendisine. Ne mi dedi? Anayasamıza göre vergi ancak kanunla alınır. hükümlerini açıklayan 232 sayılı Genel Tebliğe göre, geçici ilmühaberler niteliğindedir ve vergiye tabi değildir. Zaten bir şeyin vergiye tabi olması için önce ortada bir kazanç bulunması gerekir. Söz konusu olayda ne bir kazanç söz konusudur ne de ortalıkta para alışverişi vardır. Kesilen cezanın hiçbir yasal dayanağı olmadığının bir diğer kanıtı da, yurtiçinden ve dışından gelen bunca tepkiye rağmen ’nın verilen bu cezanın hangi yasaya, tebliğe dayandığını açıklamaması, daha doğrusu açıklayamamasıdır. Yapılan iş yasalara, tebliğlere uygunsa, niye bunu açıklamıyorsun kamuoyuna? Çağdaş yiğitler Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Aysel Çelikel, derneğin çalışmalarını ve 13 Nisan’da uğradığı baskının sonuçlarını anlattı dün bir grup gazeteciye... 13 Nisan’da Genel Başkan ’ın evi aranırken yönetim kurulunun (hepsi hanım) üyesiyle şube başkanı gözaltına alınmıştı. Bugün hepsi görevlerini eksiksiz sürdürüyorlar... ’ye katkıda bulunan yurttaş sayısı da artmış bulunuyor. verilen 36 bin öğrenciye ek olarak baskınlardan sonra yapılan bağışlarla ek 1148 öğrencinin yıllık bursu sağlanmış durumda... Buna rağmen ÇYDD daha çok burs vermek için daha çok katkıya ihtiyaç duyuyor... ÇYDD malum... İnşa ettirdiği okulları ve yurtları Milli Bakanlığı’na devrediyor. Bir arkadaşımız soruyor: Milli Eğitim Bakanı bugüne kadar size bir geçmiş olsun dedi mi? Dememiş... 13 Nisan’da yapılan aramalardaki hukuk dışılıkları anlatıyor Aysel Çelikel... Aramalarda el konulan cep telefonları, disketler, bilgisayarlar hala geri verilmemiş. Yasalar ve hukuk “delilden suçluya gidilmesini” öngörüyor. Oysa davasında olduğu gibi ÇYDD’ye de bunun tersi uygulanıyor... ÇYDD’yi suçlu düşürmek için kanıt aranıyor. Gazetemizin duyurduğu, 15 bin kız öğrencinin ’nce incelenmesi de bu amaca dönüktür Prof Çelikel’e göre... Neden? Tüzüğünde Atatürkçü ve cumhuriyetçi yazdığı için olacak.. Başka sebep görünmüyor... Acaba AB’nin demokrat siyasetçileri ve ’nın demokrat gazetecileri bir defa olsun Prof. Aysel Çelikel’in kapısını çalıp uygulanan hukuksuzlukları sordular mı? Kimse uğramamış ÇYDD’nin kapısına... Böylesine sahte demokrattır Batı... Kendilerine bal veren bir iktidar buldular mı ne demokrasi akıllarına gelir, ne ne hukuk. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği her koşulda cumhuriyetçi, demokrat, Atatürkçü nesil yetiştirme görevini sürdürüyor... Hanım yöneticiler mücadeleyi yiğitçe götürüyor... Sel felaketi günü İstanbul’da olmadığı öne sürülen Kadir Topbaş: “’daydım, gece 03.30 uçağıyla döndüm’’ dedi. yalanladı. Demek rüya görmüş...
561625
Erdenay: "İspanya maçı hedefi belirler"
milli basketbol takımının menajeri Harun Erdenay, ikinci tur grubunda ile oynayacakları ilk maçın büyük önem taşıdığını söyledi. Erdenay, takımının gücünü tartışmaya dahi gerek olmadığını vurgularken, ilk tur grubunda elde ettikleri avantajı burada kullanmak istediklerini dile getirdi. 'nın son dünya şampiyonu ve son Avrupa ile Olimpiyat finalisti olduğunu hatırlatan Erdenay şunları söyledi: "Rakibimizin gücünü tartışmaya gerek yok. Fakat biz de çok iyi durumdayız. Üç maçımızı da kazanarak buraya geldik. Bu avantajımızı kullanmak ve bu grubu da lider bitirmek istiyoruz. maçını kazanabilirsek, şampiyonada hedefimiz en yukarıya doğru çıkar." 'nın ilk tur grubunda yenilgi almasına da değinen Harun Erdenay, "şu anda toparlamış durumdalar, sakatları iyileşti. Tam kadro çıkacaklar. Bence hala bu turnuvanın en büyük favorisi" diye konuştu. Oyun kurucu Ender Arslan, karşılaşmasının zorlu geçeceğine dikkat çekerek, "rakibimizin gücünü biliyoruz fakat çekinmiyoruz. Onların da problemleri var, istedikleri gibi oynayamıyorlar. Onları sistemlerinden çıkartamaya ve kendi tempomuzu kabul ettirmeye çalışacağız" dedi. Milli takımın oyun kurucularından Engin Atsür ise, "'nın performansı gün geçtikçe artacaktır. Önemli oyuncuları var. Kedimizi aldatmamalıyız. Bence zor bir maç olacak ve bizim için önemli. Gönül ister ki yine üç galibiyetle devam edelim" ifadelerini kullandı. Türkiye, lider başlayacağı ikinci tur Grubu'nda sırasıyla (12/09), Sırbistan (14/09) ve Slovenya (16/09) ile karşılaşacak, altı takım arasından ilk dörde girdiği takdirde çeyrek finale yükselecek.
561018
Sel felaketini doğuran manzaralar
Yaşar İliksiz'in haberi İstanbul İkitelli Basın Ekspress yolunda yaşanan facianın neden ve nasıl olduğu konusunda tartışmalar sürüyor. Kelimenin tam anlamı ile ağzı olan konuşuyor. Söylenecek her söz kafa karıştıran yorumlara katkı sağlamak ve gerçeğin üstünün örtülmesine yardımcı olmak demek. Haber olarak, yaşanan faciaya yol açan gerçeği en iyi ve yorumsuz olarak bu fotoğraların anlatabileceğini düşündük: Sel bölgesi felaketini tüm çıplaklığı ile gözler önüne seren fotoğraflar: TIR garajina 1,5 kilometre mesafede bulunan gölet sel felaketi öncesi böyleydi: Temmuz ayında çekilen uydu fotoğraflarında göletin su dolu olduğu görülüyor. Yetkilerin verdiği bilgilere göre tahminen 150 bin metreküp su bulunuyor. Son yağışlarlarla gölet tamamen doluyor. Bu da tahminen 300 bin metreküp su hacimine ulaşıldığı anlamına geliyor. Sular, önündeki bendi yıkarak TIR garajı ve Basın Ekspress yoluna boşalıyor. Görgü tanıkları suların birden yükseldiğini ve dağ gibi kabarıp bölgeyi bastığını belirtiyorlar. Bölgenin paftalara ayrılmış uydu fotoğrafı: Fotoğrafta dere yatakları, gölet ve yerleşim bölgeleri ile karayollarının konumu net olarak görülebiliyor. TIR garajına 1.5 kilometre mesafede bulunan gölet sel felaketi sonrası böyleydi: Sel felaketi sonrası su kalmayan göletin hali ve yıkılmış bendin son hali... Şu anda gölette hiç su kalmamış durumda. Fotoğraflardaki yorumsuz gerçeğe bakarak yapılan yorumlardan hangilerinin gerçeği yansıttığına karar verebilirsiniz. Fotoğrafları daha büyük ebatta görebilmek için fotogalerimizi kullanabilirsiniz
560598
Şehit babası: Ağlayıp da teröristleri sevindirmem
Şehit Astsubay Ferhat Erdem için Cacabey Camii'nde düzenlenen cenaze törenine çok sayıda vatandaş katıldı. Tören sırasında şehidin eşi Ayşe Erdem ile annesi Dönüş Erdem, kadın askerler tarafından teselli edildi. aylık hamile olduğu öğrenilen Ayşe Erdem, güçlükle ayakta durabildi. Şehit annesi Dönüş Erdem de oğlunun Türk bayrağına sarılı tabutu önünde teröristleri sevindirmeyeceğini, bu nedenle ağlamayacağını söyledi. Şehit annesi, "Oğlum şehit oldu, vatan sağ olsun. Askerlerimiz kanını yerde koymayacak. İntikamını alacaklar.'' diye gözyaşı döktü. Baba Hacı Emin Erdem, sükunetini koruyarak, "Kimse ağlamasın, oğlum vatan için şehit oldu. Ağlayıp da teröristleri sevindirmeyin. Vatan sağ olsun.'' diyerek ailesini teselli etti. Cenaze töreni sırasında şehit Erdem'in yeğeni 12 yaşındaki Muhammet Erdem, baygınlık geçirdi. Sağlık ekipleri, şehit ailesini kontrol altında tuttu. Şehit cenazesi Ahmet Tozluklu Şehitliği'nde toprağa verildi. AYKUT AKTAŞ KIRŞEHİR
561503
Deprem sokakta sabahlattı VİDEO
Konya'da dün akaşma saat 21.29’da 4.5, sabaha karşı, sabaha karşı saat 4.58’de 4.7, sabah saatlerinde hafif şiddette iki deprem meydene geldi. Geceden itibaren meydana gelen deprem vatandaşlarda korkuya sebep oldu. Son olarak bugün saat 10.32 ve10.45 saatlerinde hafif şiddette iki deprem daha meydena geldi. Dün akşam saatlerinden itibaren meydana gelen sarsıntılar paniğe neden olurken hastanede yeni doğum yapmış kadın kendini sokağa attı. Konya Dr. Faruk Sükan Doğum ve Çocuk Hastanesinde yaşanan deprem paniğinde doğum yapmış hastaların sarsıntıdan sonra bebeklerini alarak dışarıya çıktıkları gözlendi. Yeni doğum yapan hastalar yatmaları gerektiğini ancak deprem paniği nedeniyle kendilerini bebekleriyle dışarı attıklarını söylediler. Sarsıntıların gece devam etmesi birçok kişinin geceyi dışarıda geçirmesine neden oldu.
560605
AB Komisyonu: Ceza grubun varlığına tehdit
Ceza grubun varlığına tehditGÜVEN ÖZALP Brüksel güncellenme zamanı 11.9.2009AB Komisyonu’nun Genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehnşirketlerine ağır cezaları konusunda sert bir açıklama yaptı. Komisyon sözcüsü, durumun “Çok endişe verici olduğunu” söyledi ’e ikinci kez ve eşi benzeri görülmemiş boyutta kesilmesi Komisyonu’nun sert tepkisine neden oldu. ’ye kesilen ilk cezanın ardından uyarı dozunu aşama aşama yükselten Komisyon bu kez daha kararlı ve net bir yaklaşım sergiledi. Komisyon’dan yapılan açıklamada gelişmelerin “çok endişe verici olduğu” ve bu konunun 14 Ekim’de yayımlanacak İlerleme Raporu’na yansıyacağı ifade edildi. DYH’ye kesilen vergi cezasını değerlendiren Komisyon sözcülerinden Amadeu Altafaj Tardio, “Bu olayda olduğu gibi, yaptırım bir grubunun tamamının varlığını tehdit eden büyüklükte olduğunda tehlike altındadır” dedi. Türk yetkililere bildirilecek ’deki basın özgürlüğü konusunda duyulan endişeleri daha önce Türk yetkililere ilk elden ve en üst düzeyde ileten Komisyon, konuyu İlerleme Raporu’na yansıtacak. Sözcü, “Komisyon, kaygılarını Türk yetkililere iletecek ve şurası açık ki bu son gelişmeyi 14 Ekim’de onaylanacak olan İlerleme Raporu’nda gerektiği gibi hesaba katacak” diye konuştu. DYH’ye verilen ceza, hükümetin gerek Kürt açılımı gerekse ’la ilişkiler alanında attığı adımlardan memnuniyet duyan tarafından “keskin bir tezat” olarak değerlendiriliyor. Konuyla ilgili gelişmeleri yakından izleyen AB birimlerinde “cezanın orantısız” olduğu görüşü hâkim. Üst düzey bir AB yetkilisi, “Komisyon ilk ceza sonrasında kaygılarını iletmişti. Bu son karar çok daha endişe verici” dedi. Kaygılar İlerleme Raporu’na yansıtılacak AB kanadından gelen son açıklamalar Komisyon’un, DYH’ye verilen cezayla basın özgürlüğünün tehlike altında olması konusunda ilk kez doğrudan ve son derece net bir bağlantı kurması açısından önem taşıyor. AB, ilk cezanın ardından da endişe dozu giderek artan açıklamalarda bulunmuştu: ’nun Türkiye raporunda yer alan ifade (12.03.2009): “, Türkiye’de ifade özgürlüğünün ve basın özgürlüğünün hâlâ tam olarak korunmamasından üzüntü duyar. AP, sitelerine sıklıkla getirilen yasakların, eleştiride bulunan basına yönelik baskının ve açılan davaların demokratik ve çoğulcu bir toplumda basın özgürlüğüne hizmet etmediği görüşündedir.” Başkanı ’nun Cumhurbaşkanı ’le yaptığı görüşme sonrasında yaptığı açıklama (26.03.2009): “Basın özgürlüğüne tam saygı bizim için çok önemli bir değer. Tabii bu temel değere saygı duymak da demokrasinin ana unsurlarından biri. Son dönemde öne çıkan özel mesele, bizim anlayışımıza göre mahkemeye sevk edilmiş ve yargı tarafından değerlendirilmekte olan bir vergi sorunu. Tabii ki bu konuda mahkemelerin egemenliğine saygı gösteriyoruz, ancak Cumhurbaşkanı’na basın özgürlüğü açısından gerekli olan çoğulculuğun sorgulanmasına neden olabilecek her türlü kararla ilgili endişelerimizi ilettik. Cumhurbaşkanı’na, ortak değer olan demokrasiye ve özgürlüklere saygıya bağlı kalmamız gerektiğini ilettim. Basın özgürlüğü de bizim için ana ortak değerlerden biri.” ‘Yakından analiz ediyoruz’ AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi ’in AP Dışişleri Komisyonu’ndaki açıklamaları (31.03.2009): “Yanlış anlama olmaması gereken bazı noktalar var. Birincisi, konu devletle özel bir şirket arasındaki bir sorun, dolayısıyla Komisyon buna müdahale edemez ve müdahale etme eğiliminde değil. İkincisi, uzlaşma eksikliği olması ve bağımsız bir basın grubunun ekonomik yaşayabilirliğini zorlayan bir mali yaptırımın bulunması. Bu durumun ucu, net bir şekilde, her açık toplumun temel taşı olan ifade özgürlüğüne dokunuyor. Sürmekte olan yasal bir prosedür olduğunu anlıyorum. Komisyon, orantılılık, tarafsızlık ve yargının bağımsızlığı ilkelerini aklının bir köşesinde tutarak bu süreci çok yakından izleyecektir.” “Basın ve medya özgürlüğü konusundaki endişeleri paylaşıyorum. Durumu, üzerine dikkatle eğilerek ve yakından analiz ediyoruz. Bu yıl yayımlayacağımız İlerleme Raporu’nda medya özgürlüğüne özel olarak odaklanılacak. Bunun nedeni de bu alanda yaşanan bazı gelişmelerden duyduğumuz endişedir. Bu konuya daha dikkatli bir şekilde eğileceğim ve Komisyon tarafından da İlerleme Raporu’nda durumun analizi yapılacak.” “Basın özgürlüğünün garanti altında olması önemli. Bu açık ve demokratik bir toplumun temeli. Herhalde Başbakan’ın ifade özgürlüğünü kısıtlayamam ancak sanırım hepimiz örnek olma konusunda önderlik etmeliyiz. Bu nedenle, eylemlerimizde medya özgürlüğüne hoşgörü ve saygı göstermeliyiz.” Rehn’in AP’de yaptığı konuşma (05.05.2009): Medya özgürlüğü ve bu alanda Türkiye’de yaşanan son gelişmeler konusunda endişeli olduğumu söylemeliyim. Bu konuya İlerleme Raporu’nda mutlaka özel bir bölümde değineceğiz.” Rehn’in bir soru önergesine verdiği cevap (08.05.2009): “Basının bağımsızlığı ve çoğulculuğu her demokraside temel değerlerdir. DYH’ye yönelik olarak başlatılan yasal girişim, uygulamada bu ilkeye saygı konusunda kaygıya neden olmaktadır.”
560769
Eskiden hastaydım, şimdi daha iyiyim
Rahmetli beni ciddi bir hastalıktan kurtardı. Hastalığın adı yok. Onun için tarif ederek anlatmaya çalışacağım. Bir gün ortaya yeni bir siyasetçi çıkar. İnsanlar ona inanır, kurtarıcı gibi görmeye başlar. Peşine düşer. Kusurlarına gözlerini kapar. Zaaflarını görmemeye veya görmezden gelmeye başlar. Onun çözümlerinden başka bir çözüm olmadığına inanır. Dostlarına dost, düşmanlarına düşman olur. Bunlardan biri olmak bir gazetecin kapabileceği en kötü hastalığı kapmak demektir. Ben 1970’lerde kalabalıkların Karaoğlan’ı olan Ecevit’in büyüsüne kapılıp bu hastalığa duçar oldum. Onun için bir kurtarıcı olacağına inandım. Yansızlıktan uzaklaştım. Ecevit Türk politikacılarında az bulunan meziyetlere sahipti. Dürüsttü. Zarifti. Kültürlüydü. Çok iyi İngilizce biliyordu. Ama kötü bir başbakan oldu ve kendisi dahil hiçbir şeyi değiştiremedi. Sinirli, fevri ve duygusaldı. Romantik ve hayalperestti. Ekonomiden anlamıyordu. Ortanın solunun davulunu çalıyordu ama ne ortayla, ne solla pek alakası vardı. Milliyetçi ve devletçiydi. aslında hiçbir zaman politikaya girmemeliydi. İngiliz kumaşından spor ceket ve ütüsüz pantolon giyen, eski üniversitelerden birinde ders verip şiir yazan, bohem bir profesör olmalıydı. Kucağında kedisi, ince belli bardaklardan içen, kız öğrencilerin bayıldığı. Ecevit aşkım bütün aşklar gibi hayal kırıklığıyla bitti. Hastalığı atlattım. Şunları öğrendim: Kurtarıcı yoktur, fırsatçı vardır. Gazeteci hiçbir zaman bir politikacıya veya ideolojiye bağlanmamalı, yansızlıktan ayrılmamalıdır. Çünkü bir politikacıya veya ideolojiye bağlanan gazeteci, gazeteci olmaktan çıkar. İdeolog ve partizan olur. Körleşir ve sağırlaşır. İşini doğru yapacak muhabir bir olayı veya kişiyi bütün yönleriyle görmelidir. Ecevit’ten şunu da öğrendim. Gazeteci bir tek kişinin hizmetindedir: Her sabah elli kuruş veya neyse verip gazetesini alan kişinin. Ondan başka, ne vatana, ne millete, ne bir başbakan veya peygambere borcu yoktur. Bu borcu ödemenin de tek yolu var: Doğruyu söylemek. Benim zamanlar olduğum gibi, amigolaşmış bir gazeteci doğruyu yazmak bir tarafa, çoğu zaman göremez bile. Amigo, yandaşı olduğu adamın doğrusunu yazar. doğru da doğru görünebilir ama değildir. Çünkü siyasette doğru yoktur. Fırsat vardır. Gazetecilikte ise fırsat yoktur, doğru vardır. Siyasetle dürüstlük ortak hiçbir paydası olmayan iki şeydir. Gazetecilik ise dürüstlükle eşanlamlı değilse, gazetecilik değildir.
561731
11 Eylül anısına Afganistanda koştular
Bagram hava üssünde, 1000 dolayında Amerikan askeri hem yıl dönümü, hem de Afganistan'da yıldır süren savaşta ölen askerlerin anısına koşu yaptı. Koşunun organizatörleri, ülkedeki iki ayrı üste daha benzer etkinlik düzenlendiğini belirtti. Afganistan'daki Amerikan ordusundan yapılan açıklamada da "Askerlerimiz, ABD'ye karşı saldırıların planlandığı Taliban topraklarının merkezinde koşuyor" denildi. ABD'nin Kansas kentinde de askerlere destek için benzer bir etkinliğin yapılacağı kaydedildi. Bagram'da, ABD'de saldırıların düzenlendiği saatte anma töreni de yapılacak.
561748
“Tüm muvazzaf subaylar yargılanmalı”
Türk siyaset ve toplum tarihini derinden değiştiren 12 Eylül darbesinin yarın 29'uncu yıl dönümü. Ve darbenin en yakın tanıklarından biri, SABAH'a konuştu… 1974-1990 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü olan Ali Baransel'den çok çarpıcı açıklamalar… Kenan Evren'in darbe yapması için parlamenter gruplarca kışkırtıldığını anlatan Baransel, Türk toplumunda demokrasiyle ilgili hangi "ikileme" dikkat çekti? Darbe öncesi ve sonrasında liderlerle ilgili dikkatini çeken şey neydi? Darbe ABD'ye haber verilmiş miydi? Evren'in idamlarla ilgili sözleri neydi? Darbecilerin yargılanmasıyla ilgili görüşleri ne? Altan Gökmen'in özel röportajı yarın, gazeteniz SABAH'ta
561670
Ares roketi ilk denemesinde başarılı oldu
Amerikan Uzay ve Havacılık Kurumu'nun () kullandığı uzay mekiklerinin "emekliye ayrılmasından" sonra insanlı uzay uçuşlarında kullanılacak Orion kapsülünü fırlatmaya yarayacak Ares roketinin ilk denemesi başarılı oldu. 'nın açıklamasında, 'nin batısındaki Utah eyaletinde bulunan Promontory uzay üssünde yapılan ve dakikadan fazla süren füzenin motor denemesinin başarıyla sonuçlandığı belirtildi. Bu denemenin 27 Ağustosta yapılması planlanıyordu, ancak son dakikada motordaki bir arıza nedeniyle ertelenmişti. Ares füzesinin ilk test uçuşunu Cape Canaveral'daki Kennedy uzay üssünden 31 Ekim'de yapmayı öngörüyor. Bu denemenin başarılı olması halinde bile 'nın şu ana kadar milyar harcadığı Ares 1'in kaderi belirsizliğini koruyacak. Başkanı Barack Obama'nın görevlendirdiği uzmanların, ayrılan ve mevcut teknolojinin uzayın insanlı uçuşlarla keşfi için yetersiz olduğu yönündeki değerlendirmesi üzerine 'nin Orion projesinin ertelenebileceği belirtiliyor. Amerikan uzay kurumu yıllık 18 milyar dolarlık bütçesinin yaklaşık 10 milyar dolarını, mekiklerle insanlı uçuş ve yerlerini alacak Ares füzesi ile Orion kapsülünün geliştirilmesine ayırıyor.
561075
Yeni antibiyotik keşfetmeye gerek kalmadı
New York Üniversitesi araştırmacılarının buluşu sayesinde, bakterilerin direnç kazanmaları nedeniyle yeni tip antibiyotik üretme arayışına girilmesine gerek kalmayacak, var olanlar daha da güçlendirilebilecek ve daha az dozlarda kullanılmaları mümkün olabilecek. Ünlü bilim dergisi Science'da yayımlanan çalışmaya göre bakterilerin, antibiyotiklere karşı direncinin bloke edilmesi sayesinde, tehlikeli enfeksiyonlara karşı daha etkili mücadele edilmesinin de yolu açılacak. Bilimciler, bakterilerin, nitrik oksit ürünü belirli enzimler üreterek antibiyotiklere direnç kazandığını ortaya çıkardı. Bu enzimleri engelleyen ilaçlar kullanılması, antibiyotikleri daha etkili hale getirecek. Hatta, çok tehlikeli olan ve süper bakteri olarak da adlandırılan, Methicillin adlı antibiyotiğe dirençli "Staphylococcus aureus (MRSA)" gibi ölümcül bakterilerle daha etkili mücadele edilebilecek. Çalışmaya katılan bilimcilerden Evgeny Nudler, "Artık yeni antibiyotikler keşfetmemiz gerekmeyecek. Bunun yerine, zaten iyi olan antibiyotiklerin aktivitesini arttırabileceğiz, daha az dozlarda, daha etkili hale getirebileceğiz" dedi.
560558
Euro, dolar karşısında güçleniyor
Yurtdışı piyasalarda, en kötünün geride kaldığına ve ekonomilerin toparlanmaya başladığına yönelik beklentilerle dolar, euro karşısında değer kaybetti. Euro/dolar paritesi 1.4606’yla bu yılın en yüksek seviyesine çıktı Bir bankacı, “Piyasalardaki risk algılaması düştü. Açıklanan veriler, ekonomilerin büyümeye başladığını gösteriyor. Bu nedenle büyük fonlar euro’yu tercih eder durumda. Olumlu beklentiler, verilerle desteklendiği sürece euro güçlü konumunu sürdürür” dedi. TL değer kaybetti Doların yurtdışı piyasalardaki değer kaybı yurtiçinde hissedilmedi. anlaşmasına yönelik beklentilerdeki belirsizliğin etkisiyle dolar, bankalararası piyasada 1.50 lirayı aştı. Bankacılar, IMF ve yıllık toplantısına IMF teknik ekibinin katılmayacak olmasının anlaşma beklentilerini zayıflattığını dile getirdi. Euro’nun yurtdışı piyasalardaki güçlü konumu yurtiçinde de euro’nun 2.1972 liraya yükselmesine neden oldu. Bu arada, 1000 dolarda tutunamayan altın 990 dolara geriledi. hisselerine gelen satışların etkisiyle borsalarında yüzde 0.50’ye yakın bir değer kaybı yaşanırken gün içinde karışık bir seyir izleyen günü yüzde 0.76 yükselişle 44 bin 924 puandan tamamladı.
561154
Diyarbakır'da KCK operasyonu
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, terör örgütü PKK'nın Türkiye yapılanması olan Kürdistan Topluluklar Birliği(KCK)'ne yönelik yeni bir operasyon başlattı. Aralarında DTP'li belediye başkanı yardımcıları ve meclis başkan vekillerinin de bulunduğu 10 kişi gözaltına alındı. KCK Türkiye Meclisi'ne 13 Nisan'da yapılan operasyon kapsamında çalışma başlatan polis, sabaha karşı 10 kişiyi daha gözaltına aldı. Aralarında DTP'li belediye yöneticilerinin de bulunduğu kişilerin evlerinde de arama yapıldığı öğrenildi.
560630
Sel dün de fazla mesai yaptı
Sel dün de fazla mesai yaptı Ali ŞAHİN 11.09.2009 İstanbul'da önceki akşam saatlerinde başlayan ve gece yarısına kadar etkili olan sağanak yağış hayatı olumsuz etkilemeyi sürdürüyor. Bağcılar, Arnavutköy, Esenler, Merter, Bakırköy, Küçükçekmece, Hadımköy, Başakşehir, Bahçelievler, Bahçeşehir gibi ilçelerde su baskınları yaşandı. Özellikle Bağcılar'da Papaz Deresi'nin taşmasıyla Kazımkarabekir Mahallesi ile Yeni Mahalle su altında kaldı. Sokaklar adeta dereyi andırırken, binaların bodrum katları suyla doldu. ÖĞRENCİ YURDUNU SU BASTI Canlarını kurtarmak için kendilerini dışarı atan vatandaşlar suların tahliye edilmesi için İSKİ ve itfaiyeden yardım istedi ve gece boyunca evlerindeki suyu tahliye etmeye çalıştı. İtfaiye Daire Başkanlığı'ndan alınan bilgiye göre, günde 1432 ev ve işyerini su bastı. Bunların 316'sının tahliyesini vatandaşların kendisi, diğerlerini de kurumlar gerçekleştirdi. Ayamama Deresi'nin taşması sonucu da bölgede su birikintileri oluştu. Çay bahçeleri ve dükkânların sular altında kaldığı Ataköy'de, Ataköy Camisi'nin altındaki öğrenci yurdunu su bastı. OKULLAR BİR GÜN TATİL İstanbul Valisi Muammer Güler'in, "Bu akşam ve yarın Anadolu yakasında şiddetli yağmur etkili olacak. Yeni seller yaşanabilir. Hafta sonu yoğun bir yağış İstanbul'u bekliyor. Allah bizi korusun" uyarısı etkili oldu. Ders yılı başlamadan iki hafta önce eğitime başlayan okullar bir günlük tatile girdi. İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü yetkileri Koç, Şişli Terakki, Işık, MEF, Bilfen, Eyüpoğlu ve Yabancı dille eğitim veren yabancı okulların cuma günü tatil edildiğini açıkladılar. Öte yandan yağışlı hava Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde de sele neden oldu. Sel sularına kapılan 50 yaşındaki Ahmet Erdemli yaşamını yitirdi. Erdemli'nin sürüklenen cesedi dere kenarında bulundu.
560830
Felaketin nedeni dere yatağına toplu konut
Silivri Selimpaşa'daki Boğluca Dere yatağına eski Belediye Başkanı Selami Değirmenci'nin 1000 daireden oluşan toplu konut yapması felakete davetiye çıkardı. Dereye 225 ton çöp atılmasına da göz yuman CHP'li yönetim 20 yılda 30-35 metre olan dere yatağının genişliğinin 10 metreye düşmesini de adeta seyretmiş. CHP'li Değirmenci her fırsatta dere yatağına yaptığı konutlarla 'Toplu Konut Hamlesi' başlattığını ifade ediyordu. Yağmur sonrası Silivri Selimpaşa'da faciaya neden olan konutların açılışını da CHP Genel Başkanı Deniz Baykal yapmıştı. CHP İL ÖRGÜTÜ ENGELLEDİ CHP'li eski Belediye Başkanı Selami Değirmenci ve CHP İl Örgütü her seferinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın dere kesitinin büyütülmesi çalışmalarını engelledi. Bölge halkı CHP'li başkanın Nazım İmar Planı'na itiraz etti ancak bir sonuç alamadı 9. İdare Mahkemesi'nin 2008 yılında verdiği yürütmeyi durdurma kararı nedeni ile de dere yatağı ile ilgili kamulaştırma yapılamadı. Mahkeme yürütmeyi durdurma kararını DSİ'nin raporları ve bilirkişi tarafından hazırlanan metrekarelik koruma bandını baz alarak aldığını belirtmişti. Oysa İSKİ, Silivri'deki Boğluca Deresi ile ilgili koruma bandını 25 metrekare olarak belirlemişti. Boğluca Dere yatığındaki 48 parselde 4. 499.93 metrekare kamulaştırılacak alan bulunuyor. TOPBAŞ TALİMAT VERDİ İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, Silivri ziyareti sırasında dere yatağının 30 metre genişliğinden 10-11 metrekareye düştüğünü fark etti. CHP'li belediye başkanının yaptığı konutların olası bir yağmur sonrası tehlikeli olabileceğini ifade ederek, İSKİ'ye dere yatağının genişletilmesi ve binaların kaldırılması talimatını vermişti.
561953
Schumacher Yıl Daha Ferrari'de
Schumacher Yıl Daha Ferrari'de Formula 1'in efsanevi pilotu Michael Schumacher, İtalya'nın Ferrari takımında yaptığı danışmanlık görevini yıllığına uzattı. Michael Schumacher, Ferrari'de yıl daha yol arabaları üzerinde çalışmaya devam edeceğini açıkladı. İtalyan takımıyla yıl şampiyonluk elde eden Schumacher, 2006 yılında pilotluktan ayrıldıktan sonra Ferrari ile çalışmaya başlamıştı. 40 yaşındaki Alman pilot, geçen ay Ferrari pilotu Felipe Massa'nın kaza geçirmesinden sonra yeniden Formula yarışlarına katılması gündeme gelmiş fakat boynundaki ağrıları nedeniyle yarışmaktan son anda vazgeçmişti. Formula 1'de üst üste yıl şampiyon olan efsanevi pilot, halen yarışma arzusunda olduğunu da belirtti.
561522
Millilerin bileği bükülmüyor!
(A) Milli Erkek Basketbol Takımı Başantrenörü Bogdan Tanjeviç, 36. Avrupa Şampiyonası Finalleri 2. tur (F) Grubu'nda Cumartesi günü İspanya karşısında 110. kez milli takımın başında sahaya çıkacak. Türk Milli Takımı ile 20 Mayıs 2004'de resmi sözleşme imzalayan Tanjeviç, 15. Akdeniz Oyunları, 34. Avrupa Basketbol Şampiyonası Finalleri, 15. Dünya Basketbol Şampiyonası ve 35. Avrupa Basketbol Şampiyonası Finalleri'nde milli takımın başında görev yaptı. 36. Avrupa Basketbol Şampiyonası Finalleri'ne de Tanjeviç ile katılan (A) Milli Takım, Sırp teknik adam döneminde bugüne dek yaptığı 109 maçın 61'ini kazanırken, 48 maçta ise salondan yenilgiyle ayrıldı. (A) Milli Takım, Bogdan Tanjeviç döneminde yaptığı 39 resmi maçta ise 25 galibiyet, 14 yenilgi aldı. -SON RESMİ MAÇTIR YENİLMİYOR- İspanya'daki 35. Avrupa Şampiyonası Finalleri'nde 2. tur (F) Grubu son maçında Fransa'ya 85-64 yenilen milliler, bu maçtan sonra yaptıkları resmi maçı da kazandı. 36. Avrupa Şampiyonası Eleme Grubu'nda Fransa, Ukrayna ve Belçika ile aynı grupta yer alan (A) Milli Takım, maçta galibiyet alarak, Polonya'da devam eden finallere katılmaya hak kazandı. 36. Avrupa Şampiyonası'na da iyi başlayan milliler, maçta galibiyet alarak, grubunu lider tamamladı. (A) Milli Takımın son resmi maçı ve sonuçları şöyle: Organizasyon Yer Tarih Sonuç ------------------- -------- ---------- ----- 36. Avr.Şamp.El.Gr. İstanbul 03.09.2008 86-73 36. Avr.Şamp.El.Gr. Charleroi 06.09.2008 78-63 36. Avr.Şamp.El.Gr. İstanbul 10.09.2008 77-65 36. Avr.Şamp.El.Gr. Kiev 13.09.2008 84-64 36. Avr.Şamp.El.Gr. İstanbul 17.09.2008 80-64 36. Avr.Şamp.El.Gr. Limoges 20.09.2008 80-78 36. Avr.Şamp.Finaller Wroclaw 07.09.2009 84-76 36. Avr.Şamp.Finaller Wroclaw 08.09.2009 94-66 36. Avr.Şamp.Finaller Wroclaw 09.09.2009 87-69 Not: Maç sonuçlarında ilk takım Türkiye olarak alınmıştır.
562165
Beşiktaş Kulübü taraftarlarına siyah-beyaz yağmurluk dağıtacak
Kulübü taraftarlarına siyah-beyaz yağmurluk dağıtacakİSTANBUL (A.A) Kulübü, yarın ’de ile ’nda yapacağı derbi maçı izleyecek taraftarlarına yağmurluk dağıtacağını duyurdu. Galatasaray Kulübü’nün, henüz üzeri kapatılamayan eski açık tribünden maçı izleyecek taraftarlara, kötü göz önüne alınarak, stada girişlerinde yağmurluk dağıtılacağı yönünde dün yaptığı açıklamanın ardından, bugün de Beşiktaş Kulübü benzer bir açıklamada bulundu. Beşiktaş Kulübü’nün sitesinde, "Taraftarlarımıza siyah-beyaz yağmurluk" başlığıyla yapılan açıklamada, "Yarınki derbide Ali Sami Yen Stadı’nda takımımızı yalnız bırakmayacak taraftarlarımıza, kulübümüz tarafından yağmurluk dağıtılacak. Son günlerde ’u etkisi altına alan olumsuz hava şartlarının yarın da devam etmesini göz önünde bulunduran kulübümüz, yağmurlukların dağıtımını Ali Sami Yen Stadı’nda yapacak" denildi.
561638
Dicle Üniversitesi'nde Kürtçe bölüme red
YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İzzet Özgenç, YÖK'te düzenlediği bilgilendirme toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, “Türkiye'de Yaşayan Diller Enstitüsü” kurulması kararına ilişkin sorusu üzerine Özgenç, soruyu hukukçu olarak yanıtlayacağını söyledi. “Olması gereken hukuk” ve “olan hukuk” kavramlarından bahseden Özgenç, olması gereken hukukta, bir insanın meramını en iyi şekilde ancak kendi ana diliyle anlatacağı şeklinde ilke bulunduğunu belirtti. Özgenç, bir insanın ana dilini öğrenme hakkına sahip olduğunu, bir insanın anadilini sadece aile ortamındaki iletişimle öğrenemeyeceğini, ana dilin bilimsel yöntemle öğrenilebilmesinin hak olduğunu anlattı. Anayasa'nın 42. maddesinde Türk vatandaşlarına Türkçeden başka hiçbir dilin anadili olarak okutulamayacağı, öğretilemeyeceği hükmünün bulunduğunu belirten Özgenç, “Bu hüküm karşısında biz, Türk vatandaşı olan bir kimseye Türkçeden başka bir dili ana dili olarak okutamayız, öğretemeyiz. Bu sınırlama ilköğretimden yükseköğretime kadar bütün eğitim öğretim aşamalarını kapsayan sınırlayıcı bir düzenlemedir” dedi. Bu hükmün tartışılacağı yerin YÖK olmadığının altını çizen Özgenç, “YÖK'te görev yapan öğretim üyelerinin şahsi görüşleri olabilir bu konuda ama kurum olarak bizim böyle bir görüş açıklamamız söz konusu olamaz” diye konuştu. "Bunlar, bizim kültür zenginliğimizin birer parçasıdır" Özgenç, yükseköğretim kurumlarında bilimsel araştırma ve öğretim faaliyeti olmak üzere iki türlü faaliyet gerçekleştirildiğini söyledi. Anayasa hükmü karşısında, üniversitede öğretim faaliyeti olarak Türkçeden başka bir dilin anadil olarak öğretilmesine izin veremeyeceklerini belirten Özgenç, şöyle konuştu: “Ama Türkçeden başka diğer dillerin Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları içerisinde yaşayan diller olarak araştırılmasına yönelik bir faaliyet icrasına izin vermemiz gerekir. Çünkü bunlar bizim kültür zenginliğimizin birer parçasıdır. Biz bu sınırlar içerisinde yer alan konuşulmayan dillerde bilimsel çalışma yapılmasına izin veriyoruz. Bu nedenle YÖK, bilimsel araştırma yapmaya herhangi bir sınırlama, kısıtlama getirmeksizin bu yönde gelen taleplere 'evet' demek durumundadır. Çünkü bilimsel araştırmanın herhangi bir sınırı olamaz.” Şu anda izin verilen durumun enstitü kurulması olduğunun altını çizen Özgenç, bu enstitünün Türkiye'de yaşayan dilleri araştırmaya yönelik bir enstitü olacağını söyledi. Bu enstitünün kuruluşunda herhangi bir dil kısıtlamasının yapılmadığını vurgulayan Özgenç, “Bu kapsamda örneğin Süryanice de araştırılıp incelenebilecek. Bir dile ilişkin dil bilgisi kuralları araştırılacaktır. Edebiyat zenginlikleri varsa ortaya çıkarılacaktır. Bir dilin öğretilebilmesi için hangi teknik ve yöntemlerin kullanılması gerektiği hususundaki bilimsel çalışmaların yapılması gerekmektedir ama bu öğretme, hiçbir zaman bir anadil öğretme olarak algılanmamalıdır” diye konuştu. "Karar, oy birliği ile alındı" YÖK'ün, enstitü kurulmasına ilişkin karar alırken, bilimsel bakış açısından hareket ettiğini anlatan Özgenç, şunları kaydetti: “Kurul, gelen taleplerin kabulü yönünde karar verirken şu hassasiyeti göstermiştir: Teröre bulaşmış olan, terörü araç olarak kullanan, terörle bir şekilde ilişki içine girmiş olan bir siyasi iradenin talebinin kabulü yönünde bir karar vermeme konusunda hassasiyet göstermiştir. Bu konuda YÖK, teröre bulaşanları, terörü kalkan olarak kullananları, terörü araç olarak kullananları hiçbir şekilde muhatap kabul etmemiştir. Bunların taleplerine cevap mahiyetinde de hiçbir karar almamıştır.” Özgenç, kararın oy birliğiyle alındığını, ancak iki üyenin, bu enstitünün Mardin Artuklu Üniversitesinde değil, başka yerleşmiş büyük üniversitelerde açılması yönünde görüş bildirdiğini söyledi. Bundan iki toplantı öncesinde İstanbul Üniversitesinde bu yönde bir merkez kurulmasına karar verildiğini anımsatan Özgenç, “Gündeme, Ankara Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi gibi üniversitelerde de bu yönde bilimsel araştırmalar yapılması hususunda bir enstitü kurulması YÖK'ün genel kurul toplantısı gündemine getirilmiştir” dedi. Özgenç, YÖK Genel Kurulunda, böyle bir yapılanma için YÖK'ün önceden karar almaması gerektiği, karar almanın üniversite özerkliği ile bağdaşmadığı, üniversitelerden bu yönde teklif geldiğinde bu teklifleri değerlendirme yönünde karar alma şeklindeki görüşün kabul gördüğünü söyledi. Özgenç, bir gazetecinin, “(Terörü araç olarak kullananları muhatap almadık) dediniz. Böyle bir talep geldi mi size?” sorusu üzerine, şunları söyledi: “Şöyle geldi... Dicle Üniversitesi Rektörlüğüne bu yönde bir talep geldi. Dicle Üniversitesi Rektörlüğü de bu talebi bize iletti. Biz bu talebi geri çevirdik. Şöyle dedik: Eğer bir üniversitede bir bölüm, bir anabilim dalı, bir araştırma merkezi, bir enstitü kurulması gerekiyorsa bu, üniversitenin akademik organlarında müzakere edilir. Orada bir karara bağlanır. Ondan sonra YÖK'ün konudaki görüşü sorulur. YÖK olarak üniversitenin akademik organlarında görüşülmemiş, üniversite dışından bir talebin üniversite üzerinden YÖK'e gönderilmesini doğru bulmadık, bunu iade ettik.” “Talebi kim yaptı ve talep neydi?” sorusuna ise Özgenç, “Kimin talep ettiği önemli değil. Talep, Kürtçe bölüm açılması, Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümünün açılması yönünde bir talepti. Bu talebi geri çevirdik, usulüne uygun bir talep olmadığı için” yanıtını verdi. Özgenç, “Siyasi irade dediniz, bu siyasi parti mi?” sorusunu, “Hayır. Ben herhangi bir parti ile bağlantılı açıklama yapmadım ama bu taleplerin siyasi irade olduğu, siyasi iradeye bağlı bir talep olduğu ortadadır” diye yanıtladı. “Dicle Üniversitesi, bunu YÖK'e, 'kabul eder misiniz' diye mi sordu?” sorusu üzerine Özgenç, “Hayır. 'Ne yapmamız gerekir' diye sordular” dedi.
561284
Diyarbakır'da DTP'ye operasyon: 14 gözaltı
Diyarbakır'da 'ye yönelik düzenlenen operasyonda aralarında eski belediye başkanları ile partililerin bulunduğu 14 kişi gözaltına alındı. Diyarbakır Cumuhriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü bir soruşturma kapsamında Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, bu sabah saat 05.30 sıralarında 'lilere yönelik eşzamanlı operasyonlar düzenledi. Evlere yapılan operasyonlarda Diyarbakır'ın merkez Bağlar İlçesi eski Belediye Başkanı ve Yerel Yönetimler bürosu yöneticisi Yurdusev Özsökmenler, Bismil İlçesi eski Belediye Başkanı Şükran Aydın, 'li Diyarbakır İl Genel Meclisi Başkanı Şehmus Bayhan, Büyükşehir Belediye Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Bayrak, merkez Kayapınar Belediye Başkan Yardımcısı Sebahattin Dinç, Yenişehir Belediye Başkan Yardımcısı İhsan Uğur, Yenişehir Belediyesi Meclis üyesi Kenan Kaya, Kadın Meclisi üyeleri Azize Yağız, Gülistan Aksoy, Melike Karagöz, SELİS Kadın Merkezi Aktivisti Sosyolog Behice Ok, çalışanı Hasan Hüseyin Eren'in de aralarında bulunduğu 14 kişi gözaltına alındı. Polis, gözaltına aldığıkişilerin evlerindeki bilgisayar hard diskleri, bazı evraklara da el koydu. Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen şüphelilerin soruşturmasının sürdüğü bildirildi. Diyarbakır'da geçen Mayıs ayında DTYP'ye yönelik düzenlenen operasyonlarda aralarında Genel Başkan Yardımcılarının da bulunuduğu 52 kişi gözaltına alınmış ve çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanmışlardı.
561836
Doğu'nun Başbuğu Yılma Durak: 12 Eylül bir ihanet hareketidir
Bütün darbeler ve ihtilallerin Türkiye'ye çok zarar verdiğini vurgulayan Durak, 80 sonrası ihtilalin bilhassa Diyarbakır Cezaevinde yaptıkları, anadilde Kürtçe'nin yasaklanması, oradaki halkı anlamayan bürokratların hatalarının insanların dağa çıkmasına zemin oluşturduğunu belirtti. 12 Eylül'ün terörü bitirmediğini dile getiren Durak, PKK'nın dağa çıkaramadığı Kürt çocukların ihtilalden sonra dağa çıktığını ifade etti. Askeri yerinden oynatanların sivil kadrolar olduğuna dikkat çeken Durak, bunun son 10 yıldır yaşanmadığını ve nedenini ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Ülkücüleri sokaktan çekmesine bağladı. Yılma Durak, 12 Eylül Darbesi'nden sonra tutuklandı, yıl hapis yattı. Alparslan Türkeş'in sağ kolu ve "Doğu'nun Başbuğu" olarak ün yaptı. MHP'nin teşkilatlanmasında önemli roller oynadı. MHP ve Ülkücü kuruluşlar davasından yargılandı. Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi ve DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler cinayetlerinde ismi geçti. Fakat hakkında açılan davalardan beraat etti. 2002'de MHP'den Erzurum milletvekili adayı oldu. Partisi barajın altında kalınca, Meclis'e girme şansı bulamadı. Cihan Haber Ajansı muhabirine konuşan Durak, 29. yılında 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'ni değerlendirdi. Darbeleri hazırlayan dış ve iç sebeplerin bulunduğunu anlatan Durak, Türkiye'nin 200 yıldır Rusya ve Sovyetlerin etkisi altında bir ülke olduğunu savundu. Orduyu yerinden oynatanların bazı büyük sermaye grupları ve bir kısım aydınlar olduğunu öne süren Durak, rahmetli Alparslan Türkeş'in her zaman "En kötü demokrasi en iyi ihtilalden daha iyidir." dediğini hatırlattı. Darbenin MHP'nin iktidar olmaması için yapıldığını ileri süren Durak, "Asker mecburdu, kargaşa vardı, terör vardı. Müdahale etmeseydi halimiz ne olurdu?' deniyor. 1985 seçimleri olsaydı Türkiye'de terör kalmazdı. 1980 müdahalesi Türkiye'de PKK terörünün tetikleyicisi olmuştur. 80 müdahalesi Güneydoğu'da dağa çıkmayan Kürtleri dağa çıkardı. Dağa ilk çıkanlar özbe öz Türk çocuklarıydı. PKK Kürt çocuklarını dağa çıkaramadı. Çünkü Türk Halk Kurtuluş Ordusu'nun temsilcisi devrimciler dağa çıktılar. 80'den önce dağa çıkanlar arasında en büyük sayı Anadolu çocukları, Türk çocuklarıdır. Ermeniler de vardı, aşiret çocukları da vardı. 80 sonrası ihtilalin bilhassa Diyarbakır Cezaevi'nde yaptıkları, anadilde Kürtçeyi yasaklamaları, oradaki maalesef halkı anlamayan bürokratların hataları insanların dağa çıkmasına zemin oluşturmuştur. Dolayısıyla '12 Eylül Türkiye'de terörü bitirdi' diye öyle bir şey yok. 12 Eylül Türkiye'nin parçalanmasına zemin hazırlayan bir ihanet hareketidir." diye konuştu. MİT VE BİR KISIM SUBAYLAR BU İŞİ İÇERİSİNDE ROL ALDI 12 Eylül'den önce içlerine sızan devlet görevlileri olduğunu vurgulayan Durak, MİT görevlileri, asker içerisinde görevli bir kısım subayların bu işin içerisinde rol aldıklarını gördüklerini söyledi. Bunu delil ve belgeleriyle tespit ettiklerini dile getiren Durak, 12 Eylül öncesi Türkiye'de iç ve dış ittifakların 12 Eylül'ü hazırladığına dikkat çekti. Ordu içerisinde her zaman cunta bir hareketin olmaya çalıştığını ifade eden Durak, her zaman darbelerden Anadolu çocuklarının zar gördüğünü belirtti. Durak, yaşadığı çarpıcı olayları şöyle anlattı: "Darbeden önce Gaziosmanpaşa'da bizim bazı gençlere silahlar dağıtılmış. Hiç haberimiz yok. Hakikaten bu işlere çok hakim olmaya çalışıyorduk. Ama dikkatimizden kaçan bir takım şeylerde oluyordu. 'Çok iyi bir Ülkücü bize silah veriyor, hatta bazı adresler veriyor." dendi. Eğer bunu fark etmesek, bu silahlar ile yapılan her olay Türkiye'de bir kısım hedefleri tahrif edecekti. İstanbul'da Fenerbahçe'de Linç Osman diye bir çete çıktı. Sadece subayların evlerine girip hırsızlık yapıyorlardı. Bunların elinde krokiler vardı. gün hangi subayın nöbetçi olduğu, evlerinde neler olduğu krokilerde yer alıyordu. Daha sonra araştırdık, Bir emekli astsubay ve ülkücü. Krokileri astsubay veriyormuş." MAMAK CEZAEVİ'NDE BİZE YAPILANLARI İŞGAL ORDUSU YAPMAZDI Türkiye'de kargaşa ve kaos olmadıkça darbelere zemin hazırlanamayacağının altını çizen Durak, askeri yerinden oynatanların son 10 yıldır bunda muvaffak olamadıklarını kaydetti. Bunu çok dikkate değer gördüğünü vurgulayan Durak, "Orduda ihtilal hazırlığı yapılmış mıdır, yapılmıştır. Fakat bu ihtilal hazırlığı Türkiye'de zemin bulamamıştır. Bir tek sebebi var; Devlet Bahçeli'nin sokaktan Ülkücüleri çekmesidir. Orduyu, askeri yerinden oynatan sivil kadrolardır. Ülkücüleri sokaktan çekmeseydi darbeciler muvaffak olurdu." şeklinde konuştu. 28 Şubat'ın Türkiye'de bir kısım sermaye gruplarının tahrik ve teşvikiyle olduğunu dile getiren Durak, menfaat içinde olan bir kısım aydınlar ile sermaye gruplarının 28 Şubat'ı yaptıklarını ve daha sonra bankaların hortumlandığını hatırlattı. "Eğer Türkiye'de işgal ordusu olsaydı Mamak Cezaevi'nde bize yaptıklarını yapmazdı." diyen Durak, şunları söyledi: "Orda tutulan hiçbir gencin suçu sabit değildi. Hayvanlara dahi yapılmayacak muamele yapılmıştır. Hele Diyarbakır'da bize yapılanların 10 misli yapılmıştır. Bu insanların içinde oruç tutulan öfke nasıl tezahür etti? İş PKK'nın dağda daha fazla güçlenmesini sağladı. Maalesef Ülkücülerin de kimyasını bozdu." İhtilal döneminde en fazla verem hastalığının görüldüğünün altını çizen Durak, 12 Eylül'ü yapanların sembolik de olsa yargılanması taraftarı olduğunu dile getirdi. 12 Eylül'ün çok iyi tahlil edilmesini isteyen Durak, askerin karargâhından dışarı çıkmaması ve milletin gururunu temin etmek için onların orada şerefiyle muhafaza edilmesi gerektiğini vurguladı.
561730
NASA'nın yeni nesil roketi başarılı oldu
Amerikan Uzay ve Havacılık Kurumu'nun (NASA) kullandığı uzay mekiklerinin "emekliye ayrılmasından" sonra insanlı uzay uçuşlarında kullanılacak Orion kapsülünü fırlatmaya yarayacak Ares roketinin ilk denemesi başarılı oldu. NASA'nın açıklamasında, ABD'nin batısındaki Utah eyaletinde bulunan Promontory uzay üssünde yapılan ve dakikadan fazla süren füzenin motor denemesinin başarıyla sonuçlandığı belirtildi. Bu denemenin 27 Ağustosta yapılması planlanıyordu, ancak son dakikada motordaki bir arıza nedeniyle ertelenmişti. NASA, Ares füzesinin ilk test uçuşunu Cape Canaveral'daki Kennedy uzay üssünden 31 Ekimde yapmayı öngörüyor. Bu denemenin başarılı olması halinde bile NASA'nın şu ana kadar milyar dolar harcadığı Ares 1'in kaderi belirsizliğini koruyacak. ABD Başkanı Barack Obama'nın görevlendirdiği uzmanların, ayrılan bütçe ve mevcut teknolojinin uzayın insanlı uçuşlarla keşfi için yetersiz olduğu yönündeki değerlendirmesi üzerine ABD'nin Orion projesinin ertelenebileceği belirtiliyor. Amerikan uzay kurumu NASA, yıllık 18 milyar dolarlık bütçesinin yaklaşık 10 milyar dolarını, mekiklerle insanlı uçuş ve yerlerini alacak Ares füzesi ile Orion kapsülünün geliştirilmesine ayırıyor.
560320
ABD, Irak'taki saldırıların sorumlusunu buldu
Irak'taki Amerikan ordusunun iki numaralı ismi General Charles Jacoby, Pentagon'la yaptığı açıklamada, "30 Hazirandan bu yana şiddetli saldırıların çoğunun ardında El Kaide'nin olduğunu düşündüğünü" belirtti. Jacoby, "saldırganların, günlük yaşamlarını süren sivillerin bulunduğu alanlar gibi hedeflere saldırdıklarını, bunu, inançla ilgili şiddeti kışkırtmaya çalışmak ve güvenlikten sorumlu Irak güvenlik güçlerini gözden düşürmek amacıyla yaptıklarını" kaydetti. El Kaide'nin birkaç yıl öncesine göre zayıfladığını ancak yine de şiddetli saldırıları kışkırtabilecek durumda olduğunu söyleyen Jacoby, "El Kaide'nin yakın bir gelecekte Iraklı güvenlik güçlerini sınamaya devam edeceğini, ancak Irak güvenlik güçlerinin bu durumun üstesinden gelecek durumda olduğunu" düşündüğünü belirtti.
560344
"Destek Verenin Elini Öperiz"
"Destek Verenin Elini Öperiz" Demokratik açılım için destek arayışını sürdüren Çiçek bir çağrı yaptı: "Destek verenin elini de öpmeye hazırız, ayağına gitmeye de.Hükümet Demokratik açılım çalışmaları için uzlaşı arayışında kararlı. Başbakan Erdoğan'ın CHP'den randevu isteyeceğini söylemesinin ardından bir çağrı da Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'ten geldi: "Bu sorunun çözümü için kim destek verirse elini de öpmeye, ayağına da gitmeye hazırız." Son günlerde meydana gelen terör olaylarını değerlendiren Çiçek, sorunun çözümü için herkesin katkısını bekliyoruz dedi ve ekledi: "Sorunu partiler üstü bir milli mesele anlayışı içinde halletmeliyiz." Cemil Çiçek, "Kim ben bu sorunun çözümü için biliyorum katkı vereceğim ben bu konuda söz söylemek istiyorum diyorsa vallahi elini de öpmeye hazırız ayağına da gitmeye hazırız." dedi. Devletin üniter yapısına da vurgu yapan Çiçek, çözümün Anayasayla birlikte olacağını vurguladı: "Hiç kimsenin de şundan tereddüdü olmasın bulunacak çözüm Anayasanın ilk maddesinde ifade edilen çerçevede çözülecektir. Üniter devlet yapısı içinde çözülecektir. Türkiye'nin üniter devlet yapısını bozacak hiçbir teşebbüsün içinde, araksında biz olmayız."
560868
Yılın Müslüman şahsiyeti seçildi
Müslüman şahsiyeti seçildi Bu yıl Dubai'de düzenlenen Uluslararası Kur'an Okuma Yarışması'nda Alman müslüman Dr. Wilfried Murad Hofmann yılın müslümanı ilan edildi. Aynı yarışma kurulu daha önceki yıllarda Aliya İzzet Begoviç, Şeyh Yusuf el-Kardavi ve büyük müftü Muhammed el-Buti gibi önemli isimleri 'yılın müslüman şahsiyeti' seçmişti.'Yılın müslüman şahsiyeti' seçilen Hofmann bugün Birleşik Arap Emirlikleri başbakanı Şeyh Muhammed bin Raşid el-Mahtum'un elinden törenle ödülünü alacak. Şeref ödülü ile birlikte Murad Hofmann'a 180 bin euro da para ödülü verilecek.
561667
15:28 Faiz yüzde 9,37’den kapandı
Faiz yüzde 9,37’den kapandı Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) ve Piyasası Kesin Alım Satım Pazarında işlem gören 11 Mayıs 2011 vadeli, bugün valörlü tahvilin bileşik faizi, önceki kapanışa göre 0,04 puan azalarak yüzde 9,36’dan kapandı. Bu tahvilin basit getirisi de yüzde 9,66 oldu. Bu kağıdın önceki kapanıştaki basit getirisi yüzde 9,70, bileşik getirisi yüzde 9,41 olmuştu. KOTASYONLAR Bankalararası piyasada dolar kotasyonları, saat 15.05 itibariyle, alışta en düşük 1,4925 lira, en yüksek 1,4950 lira, satışta en düşük 1,4990 lira, en yüksek 1,5005 lira seviyesinde bulunuyor. Tahvil ve Bono Piyasası Repo-Ters Repo Pazarında gecelik işlemler en düşük yüzde 7,75, en yüksek yüzde 7,80 ve ortalama yüzde 7,75’den yapılıyor. Uluslararası piyasalarda avro-dolar paritesi 1,4597, -dolar paritesi 1,6701, yen-dolar paritesi ise 90,91 düzeyinde seyrediyor.
561465
Galatasaray-Beşiktaş derbisinin 11'leri
Ali Sami Yen Stadı'nda saat 21.00'de başlayacak dev maçta, kariyerinde ilk kez derbi yönetecek Bülent Yıldırım görev yapacak. Bülent Yıldırım'ın yardımcılıklarını Bahattin Duran ile Alper Ulusoy yapacak. Maçın dördüncü hakemi ise Süleyman Abay. Derbi maçta hakem gözlemciliğini Erol Ersoy, Futbol Federasyonu temsilciliklerini ise Doğan Ertuğrul ile Hakkı Köklükaya yapacak. Ezeli rakipler, derbi maç hazırlıklarını bugün yapacakları antrenmanlarla tamamlayacak. Derbi için hafta içinde satışa çıkarılan biletlerin tamamı tükenmişti. LİDER GALATASARAY GALİBİYET SERİSİNİ SÜRDÜRMEK, SEZONA İYİ BAŞLAYAMAYAN SON ŞAMPİYON BEŞİKTAŞ İSE GALİP GELEREK, ZİRVEDEN KOPMAMAK AMACINDA Derbi maça her iki takım da galibiyet parolasıyla çıkacak. Turkcell Süper Lig'de bu sezon ilk maçını da kazanan Galatasaray, derbide ev sahibi takım avantajını iyi kullanarak, galibiyet serisini sürdürmeyi amaçlıyor. Galatasaray, 12 puan ve gol averajıyla Fenerbahçe'nin üstünde liderlik koltuğunda otururken, aynı zamanda attığı 13 golle de ligin en golcü takımı unvanının sahibi. İlk maçında sadece bir kez galip gelen, maçta berabere kalan geçen sezonun çifte kupalı şampiyonu Beşiktaş ise puan ve gol averajıyla 8. sırada yer alıyor. Siyah-beyazlılar, son 11 maçta 10 kez yenildikleri Ali Sami Yen Stadı'ndan bu kez galip ayrılarak, zirve yarışından kopmamak istiyor. İlk maçta sadece gol atabilen, buna karşın kalesinde tek gol gören ve Gençlerbirliği ile birlikte ligin en az gol yiyen takımı durumundaki Beşiktaş, kötü gidişatına derbide son vermeyi umuyor. -SAKATLAR VE MİLLİ TAKIM YORGUNLARI CAN SIKIYOR- Sezonun ilk lig derbisi öncesi her iki takım da sakat ve milli takımlardan yorgun dönen futbolcuları açısından sıkıntılı bir dönem geçiriyor. Sarı-kırmızılı ekipte sakatlığı bulunan Gökhan Zan, eski takımı Beşiktaş'a karşı yarınki maçta forma giyemeyecek. ''Cim Bom''da ayrıca, Ayhan ve Aydın'ın da sakatlıkları bulunuyor. Emre Güngör ise sakatlık sonrası son idmanda takımla birlikte çalıştı. Galatasaray'da, Brezilya Milli Takımı kampından yorgun dönen Eleno'nun, derbide sonradan oyuna girmesi bekleniyor. Beşiktaş'ta ise sakatlıktan yeni kurtulan Yusuf, İbrahim Toraman, Bobo ve Nobre takımla birlikte sadece dünkü antrenmana katılabildi. Batuhan, sakatlık sonrası takımla birlikte çalışmalara henüz başlayamadı. Şili Milli Takımı kampından bu akşam dönecek olan Tello'nun, Elano gibi oyuna sonradan dahil olması yüksek olasılık. Her derbide sürpriz oyuncu tercihleriyle dikkati çeken teknik direktör Mustafa Denizli'nin, ilk maçta kaleyi koruyan Hakan ile sakatlığı geçen Rüştü arasında tercih yapması, yeni transfer Tabata'ya ilk 11'de şans vermesi bekleniyor. -OLASI 11'LER- Derbi maça ezeli rakiplerin çıkması beklenen olası 11'leri şöyle: Galatasaray: Franco, Sabri, Servet, Emre Aşık, Hakan, Keita, Mustafa, Mehmet Topal, Kewell, Arda, Baros. Beşiktaş: Hakan, Ekrem, Sivok, Ferrari, İbrahim Üzülmez, Holosko, Ernst, Fink, Serdar Özkan, Tabata, Nihat. BASIN ORDUSU İZLEYECEK Süper Lig'de Galatasaray ile Beşiktaş arasında yarın yapılacak sezonun ilk derbi maçı, spor medyasının gündemine oturdu. Ali Sami Yen Stadı'nda saat 21.00'de başlayacak derbi için Türkiye Spor Yazarları Derneği'ne (TSYD) toplam 290 gazeteci akredite oldu. Dev maçta basın tribününde 210, saha kenarında ise 80 foto muhabiri görev yapacak. Derbiyi izleyecek gazeteciler arasında de yabancı medya mensubunun bulunduğu bildirildi. Bu arada, TSYD yetkilileri, derbiye gösterilen yoğun talep nedeniyle çok sayıda akredite başvurusunu da geri çevirmek zorunda kaldıklarını açıkladılar..
561357
Topbaş acil önlem planlarını açıkladı
Topbaş acil önlem planlarını açıkladı Büyükşehir Belediye Başkanı kentte yaşanan selden dolayı sorumlu, suçlu aramanın doğru olmadığını ifade ederek, "İşin başında olan birisi olarak bizde de sorumluluk var, bizden önce de vardı, bizden sonra da olacaktır. Tüm yönetimde bulunan herkes bu öz eleştiriyi yapmak zorundadır" dedi. Topbaş, Afet Koordinasyon Merkezi’nde (AKOM) Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen, Genel Müdürü Mevlüt Vural ve diğer bürokratlarla birlikte düzenlediği basın toplantısında, kentin gün üst üste sele maruz kaldığını, bu akşam için de uyarılar yapıldığını belirterek, "Umudumuz, inşallah halkımız, bizler de tedbirli olarak bu sıkıntıları bir daha yaşamayız" dedi. Yaraların sarılacağını vurgulayan Topbaş, İstanbul gibi bir kentte yaşam alanlarının geçmişten günümüze kadar gelen düzenlemelerinde bazı sıkıntı ve problemler olabileceğini bildirdi. Topbaş, "Bu olayda suçlu ve suçlular arama gibi bir tabir kullanmak istemiyorum. İşin başında olan birisi olarak bizde de sorumluluk var, bizden önce de vardı, bizden sonra da olacaktır. Tüm yönetimde bulunan herkes bu öz eleştiriyi yapmak zorundadır. Çünkü halkın önünde yönetimde bulunanlar olarak bizler problemleri daha dikkate almamız gerekiyor" diye konuştu. Topbaş, Başbakan başkanlığında dün Dolmabahçe’deki Ofisi’nde ilgili bakanlar ve bürokratlarla toplantı yapıldığını anımsatarak, şunları kaydetti: "Toplantı sonucunda kısa, orta ve uzun vadede ve acil önlem planları yapıldı ve karara bağlandı. Bu çerçevede çalışmalar sürdürülmekte. Belki biraz acımasız olacağız, bazılarının canı yanacak, kimse kusura bakmasın. Gereken soruşturmaların başlatılması talimatını verdik. İstimlak gereken yerlerde istimlak, katlarının etkileneceği noktalarda bodrum katlarının iptaline kadar bütün tedbirler alınacak. Dere yatakları, etkilenme alanlarının üzerindeki bütün çalışmaları sürdüreceğiz ve istimlak gibi gereken çalışmaları yapacağız. Özellikle bu konuda ve yargıdan destek bekliyorum. Çünkü istimlak ile ilgili gittiğimiz kararlarda yürütmeyi durdurma kararları alınmakta. Bunu aşmanın yolu seri kararlar alabilmekte.
560279
Fransa yarı finalde!
Haberi Ekle Fransa yarı finalde! 10/09/09 19:29 -FRANSA: İSPANYA: 1- Halkapınar Spor Salonu'nda Romanya'dan Dorin Zaharescu ve Çek Cumhuriyeti'nden Milan Labasta'nın yönettiği müsabakada Fransa, ilk iki seti 25-21 ve 25-15 önde tamamladı. Çekişmeli geçen üçüncü seti İspanya'nın 27-25 kazanmasının ardından, son seti 25-17 kazanan Fransa, müsabakayı 3-1 galip bitirdi. Bu sonucun ardından (E) Grubu'nda Polonya'dan sonra yarı finale çıkan ikinci takım Fransa oldu.
561020
Dünyada gençleri öldüren nedenler
Şiddet, trafik kazaları ve intiharın dünyadaki genç ölümlerinde en büyük üç etken olduğu bildirildi. Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) desteğiyle yapılan ve Lancet tıp dergisinde yayımlanan araştırmada, ilk olarak tüm dünyada 10-24 yaşlarındaki ergen (adölesan) ve gençlerdeki ölüm oranlarına bakıldı. DSÖ, bu yaş grubundaki insanların sayısının 1,8 milyar olduğunu bildirdi. Trafik kazaları, şiddet, intihar, hamilelik, çocuk doğurma sırasında ortaya çıkan komplikasyonlar, AİDS ve verem gibi hastalıkların genç ölümlerinde en büyük nedenlerden olduğu belirtilerek, bulguların, ergenlik çağına girmişler ve gençlerin diğer yaş gruplarına göre daha güçlü ve zinde olduğu efsanesini yıktığı ifade edildi. Avustralya Ergen Sağlığı ve Murdoch Çocuk Araştırma Enstitüsü'nün öncülüğünde yapılan araştırmaya göre her yıl dünyada, çoğu önlenebilir nedenlerden olmak üzere, 2,6 milyon genç hayatını kaybediyor. Ölenlerin yüzde 97'sini ise düşük ve orta gelirli ülkelerdeki gençler oluşturuyor. Enstitü yetkilisi George Patton, düşük ve orta gelirli ülkelerin yer aldığı Doğu Avrupa ve Güney Amerika bölgelerinde yaşayan gençlerin ölüm riskinin özellikle yüksek olduğunu söyledi. Genç erkekler için en büyük ölüm faktörünün yüzde 14 ile trafik kazaları olduğu belirtilen araştırmada, trafik kazalarını yüzde 9,2 ile şiddet, yüzde 6,4 ile intiharların izlediği belirtilirken, bu etkenleri boğulma ve verem takip etti. Erkek ve kadınların ortak değerlendirildiği sıralamada ise, trafik kazaları yüzde 10 ile liderliğini korudu. Trafik kazalarını yüzde 6,3 ile intihar, yüzde ile şiddet, yüzde 5,9 ile solunum yolu enfeksiyonları, yüzde 5,5 ile verem ve AİDS, yüzde 4,1 ile boğulma, yüzde 2,6 ile yangınla bağlantılı ölümler, yüzde ile menenjit, yüzde 1,8 ile savaşta ölenler izledi. Genç kadınlar için düzenlenen sıralamada ise, solunum yolu enfeksiyonları yüzde 6,7 ile ölümlerde ilk sırada yer aldı. Yüzde 6,2 ile intihar, yüzde 6,1 ile AİDS, yüzde 5,8 ile verem ve yüzde ile trafik kazaları ise kadın ölümlerinde ilk sırayı işgal etti. Hamilelik, doğum komplikasyonları gibi birçok annelikle ilgili faktör yüzde 15 ile kadın ölümlerinde toplamda ilk sırayı almasına rağmen, bu etkenler ayrı kategorilerde değerlendirilmesi nedeniyle hiçbir ilk sıraya giremedi. Araştırmaya göre, genç nüfusun yüzde 42'sine sahip olmalarına rağmen genç ölümlerinin yüzde 65'i Sahraaltı Afrika ve Güneydoğu Asya ülkelerinde meydana geliyor. Genç nüfusun yüzde 11'inin yaşadığı zengin ülkelerde ise ölüm oranı sadece yüzde çıktı.
561818
Moody's'ten sinyal geldi, borsa yükseldi
Moody's'ten sinyal geldi, borsa yükseldi 11 Eylül 2009 Cuma, 16:46 Uzun bir yükselişin ardından son dönemde yön belirlemekte zorlanan ve geri çekilme işaretleri veren piyasalar dün ABD ve Çin’den gelen açıklarlarla toparlanmaya başladı. Dış piyasalardaki iyimserliğin yanı sıra IMF ve Moody’s’ten gelen olumlu açıklamalar İMKB’yi yüzde 3.69 oranında yükselterek 46 bin 538 puana taşıdı. İyimserlik dolar kurunu yeniden 1.50 liranın altına çekti. Euro ise 2.18 liraya kadar geriledi. ABD Hazine Bakanı Geithner’ın konuşması dış piyasalardaki yukarı harekette etkili oldu. Geithner ekonomide toparlanma sürecine geçilmesiyle birlikte finans sektörüne yapılan olağanüstü yardımların azaltılabileceğini söyledi. Bu açıklama sonrasında da borsalar kazançlarını artırdı. Asya’da ise, Çin’de sanayi üretiminin tahminleri aşması ve banka kredilerinin hızlanması ile Çin borsası 2’den fazla arttı. MOODY’STEN NOT ARTIRIM SİNYALİ Diğer taraftan uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türkiye'nin notunun Tükümetin mali genişlemeyi kontrol edecek önlemler alması durumunda artabileceğini açıkladı. Moody's, "Ekonomik, politik istikrarsızlık, borç durumunu kötüleştirirse Türkiye'nin notu baskı altında kalabilir" tespitinde bulundu.Moody's türkiye'nin 2009'da daralma beklentisini yüzde 5.5'e revize etti. IMF: EN KISA SÜREDE ANLAŞMAK İSTİYORUZ Uluslararası Para Fonu (IMF) dış ilişkiler bölümü kıdemli danışmanı David Hawley,, Türkiye'ye kredi sağlanması konusunda 'mümkün olan en kısa sürede' Ankara'yla anlaşmaya varmayı istediklerini bildirdi. IMF'nin sözcüsü Hawley, Washington'da düzenlediği basın toplantısında, Türk yetkililer ve IMF'nin olası bir programa en kısa sürede ulaşmak istediklerini belirtti. Müzakerelerin Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu ekonomik zorlukların aşılması ve orta vadede çözümler konusunda devam ettiğini kaydetti. Hawley, IMF ve Dünya Bankası yıllık toplantılarının İstanbul'da ve Ekim tarihlerinde yapılmasının müzakerelerin sonucunu etkilemeyeceğini de vurguladı. Yatırım bankası JP Morgan son raporunda, IMF ile anlaşmanın önümüzdeki haftalarda imzalanabileceğini öngörmüştü.
560776
Bozuk çalma
Çetin Altan Şeytanın gör dediğiBozuk çalma 11 Eylül Cuma 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! bir meteorolog gibi gözlerimiz göklerde dolaşan bulutlarda. Geçtiğimiz çarşamba, sanki hiç vahşileşmemişçesine, güneşli bir maviliğin altındaki sevimli beyaz bulutlar, pek şiirsel görünüyordu. Ya şu Dragos’un üstüne doğru gidip, orasını gölgeleyen “Kodum mu oturturum” tipi kara bulut? Bir tane daha var ondan, yakasının üstünde... Işıklı ufukları, yazın henüz bitmediğini fısıldar gibi bir sakinlikte. Yüz yıllık, belki de iki yüz yıllık bir çitlembik ağacının, yeşil dallarla yaprakları arasındaki minicik çitlembikleri; açık eflatun duvaklara sarılmışlar kandil. Bir yanda, hamasi marşlarla ters orantılı bir çelimsizlikte olduğu, güngünden daha çok ortaya çıkan bir var... çelimsiz İstanbul’un iskelet röntgeni, dünkü Milliyet’in ilk sayfasını, boylu boyunca kaplamıştı: “31 ÖLÜ KİM HESAP VERECEK? Su havzaları, dere yatakları uğruna imara açıldı. Pazar gününden bu yana uyarısı yaptı, kulak asan olmadı. Önceki gün hayatını kaybeden 10 kişiye dün İstanbul’da 21 kişi daha eklendi. Kayıplar hâlâ daha aranıyor.” Bir yanda da, taşradan kopuk “İstanbul Dükalığı” dönemlerinden kalma, bir İstanbul’cuk daha var. Bir yazıda böylesine bir saptama yapmanın, 50 yıl süreyle “ağır cezalık bir suç” sayıldığını ise, tür davaları bol bol yaşamış olanlar bilirler. Ünlü bir Laz fıkrası geliyor aklıma. Başının döndüğünden, midesinin ağrıdığından, ayaklarının tutmadığından yakınıp duran Dursun’a: Bir şeyin yok, bir şeyin yok, deyip duruyorlarmış. Sonunda ölüvermiş Dursun’cuk ve mezar taşına da son söylediği sözü yazmışlar: Bak çördün mi, ne oldi? Vaktiyle ilkokullarda Ahmet Kutsi’nin bir manzumesi ezberletilirdi ufacık öğrencilere: Orda bir köy var uzakta, O köy bizim köyümüzdür Gezmesek de tozmasak da; O köy bizim köyümüzdür. Biz kimdik, köyde yaşayanlar kimdi? köy neden bizim köyümüz oluyordu da, köyde yaşayanların olmuyordu? Mahmut Makal da, “Bizim Köy”ü yazınca; başı bir hayli belaya girmişti. Gizli bir iç sömürge görünümündeki taşra kasabalarının durumlarıyla, köylerdeki yoksulluktan söz etmek; 7.5 yıllık bir mahkûmiyete neden oladursun... İstanbul’un kadastrodan yoksun arazileri de; ardı arkası kesilmeyen iç göçlerle bir taşra yağmasına uğruyordu. Şiddetli bir yağış sonucu İstanbul’un yaşadığı tufan,yahut felaketinde; bazı işyerleriyle, deposu yıkılan bazı alışveriş merkezleri de yağma edilmiş. Caddelere taşan elektronik eşya kapışılıp gitmiş. Kimse pek seslendirmiyor ama, herkesin aklından: Ya bir de beklenen olsaydı, sorgulaması geçiyor. Önüne gelenin önüne geleni suçlamasına da gerek yok. Şu şöyle olmasaydı, bu böyle olmasaydı... Prens Sebahattin’in “ademimerkeziyetçi” görüşleri rafa kaldırılmasa; Maliye Nazırı Cavit Bey’in, “yabancı sermayeye muhtaç olduğumuz” iddiaları, idamlık bir muhalefet olarak görülmese... Ve oligarşik bir yapılanmanın, etkisiyle tepkisinin ne olabileceği; bilimsel seminerlerde tartışılabilseydi... Şu kadar kitap toplatılmasa, bu kadar yazar içeri tıkılmasa; kızılan basın örgütlerinin sahipleri; “Ben istediğimi ihya, istediğimi imha ederim” anlayışıyla, ekonomik cenderelerin içine alınmasaydı... Doğa’ya ters düşmüşlüğün yaratacağı trajedilerle de birlikte; 20-25 yıl sürecek bir çalkantı dönemine kayıldığı ortada... Sloganlar orkestrasının ahengi de kakofoniye dönüşmüş; herkes bozuk çalıyor. Sağlam çalanlar yok mu? Vardır ama, kimler olduğu bilinmez; onca kurşunu, bombayı, lav silahını kimlerin nerelere gömdüğü biliniyor mu? Hukuk, yargı bağımsızlığı, insan hakları; var mı, yok mu biliniyor mu? Tek bilinen İstanbul’da yağışların, pazara kadar daha da şiddetleneceği... Enseyi yine de karartmayalım. Dedelerimizle ninelerimizden kalma, eski bir levha hâlâ asılı evde; üstünde ne yazıyor biliyor musunuz: Bu da geçer yahu!
561632
Fazıl Say Hamburg'ta konser verdi
Fazıl Say Hamburg'ta konser verdi 11.09.2009 14:46 Merkezi Almanya'nın Hamburg kentinde bulunan Körber Vakfının kuruluşunun 50. yılı ve müteveffa kurucusu Kurt A. Körber'in doğumunun 100. yılı dolayısıyla tanınmış piyanist ve besteci Fazıl Say konser verdi. Hamburg'un Kehrwieder semtinde bulunan Körber Vakfı salonunda verilen konseri çok sayıda Alman sanat sever izledi. Johann Sebastian Bach ve Wolfgang Amadeus Mozart gibi dünyaca ünlü bestecilerin eserlerini yorumlayan Say, daha sonra yoğun istek üzerine kendi yorumladığı ''Kara Toprak'' adlı besteyi çaldı. Körber Vakfı Uyum Projesi sorumlusu Aydan Özoğuz, Say'ın çok büyük ve değerli bir sanatçı olduğunu belirterek, ''Körber Vakfının kuruluşunun 50. yılı dolayısıyla konser verme teklifini kabul ettiğinden dolayı Fazıl Say'a teşekkürlerimi bildirmek istiyorum. Say, sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde tanınan büyük bir besteci'' dedi.
561678
Şırıngalı Saldırıda Gözaltı Daha
Şırıngalı Saldırıda Gözaltı Daha Çin'in Şincan Uygur Özerk Bölgesi'nde şırıngalı saldırılarla ilgili olarak kişi daha gözaltına alındı. Çin'in Şincan Uygur Özerk Bölgesi'nde şırıngalı saldırılarla ilgili olarak gözaltılar devam ediyor. China Daily Gazetesi, saldırılarla ilgili olarak Hotan, Altay ve Kaşgar'da kişinin daha gözaltına alındığını bildirdi. Bu gözaltılarla birlikte bölgede şırıngalı saldırılar kapsamında gözaltına alınanların sayısı 54'e çıktı. 531 kişinin şırıngalı saldırılara hedef olmasının ardından bölgede güvenliğin artırılması için gösteriler düzenlenmiş ve Urumçi Komünist Partisi Sekreteri görevden alınmıştı.
561335
12 Dev Adam'ın İspanya'ya şansı tutmuyor
12 Dev Adam'ın 'ya şansı tutmuyor 36. Erkekler Şampiyonası finallerinde (F) grubunda yarın ile karşılaşacak ’nin, güçlü rakibine şansı tutmuyor. "12 Dev Adam" son 15 yılda rakibiyle yaptığı maçta sadece galibiyet elde edebildi. 29. Avrupa Şampiyonası Eleme Grubu’nda 12 Kasım 1993’te İspanya’da rakibini yenen Türkiye, bu tarihten sonra yaptığı maçta galibiyet, yenilgi aldı. (A) Milliler, İspanya’ya karşı son galibiyetini Türkiye’de yapılan 32. Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda elde etti. (B) Grubu’nda İspanya’yı 84-79 yenerek 2. galibiyetini alan Türkiye, averajla grup birinciliğini elde ederek çeyrek finale kalmıştı. İLK VE SON MAÇLAR İspanya ile tarihinde ilk kez Ekim 1951’de Oyunları’nda karşılaşan Türkiye, rakibine 48-39’luk skorla mağlup oldu. Rakibiyle en son İspanya’nın Almeria kentinde yapılan Akdeniz Oyunları’nda Temmuz 2005’de karşı karşıya gelen maçtan 84-70 yenik ayrıldı. 17 MAÇTA 12 YENİLGİ Türkiye, yarınki rakibi İspanya ile tarihinde 58 yılda toplam 17 kez karşı karşıya geldi. Milliler, bugüne dek yaptıkları 17 maçın 5’ini kazanırken, 12 maçta da salondan yenilgiyle ayrıldı. 17 maçta rakip potaya toplam 1144 sayı bırakan Türkiye, kendi potasında ise 1280 sayı gördü. FARKLI SKORLAR Türkiye, rakibi karşısında en farklı skorlu galibiyetini Tunus’ta elde etti. Bu ülkede gerçekleştirilen Akdeniz Oyunları’nda 13 Eylül 1967’de (A) Milli Takım, İspanya’yı 12 sayı farkla (101-89) yenmeyi başardı. Türkiye, rakibi karşısında en farklı skorlu yenilgisini ise 15 Mayıs 1984’de ’da olimpiyat elemelerinde 37 sayıyla (111-74) aldı. AVRUPA ŞAMPİYONASI’NDA 5. KEZ KARŞILAŞACAK Türkiye, İspanya ile Avrupa Şampiyonası finallerinde 5. kez karşılaşacak. (A) Milliler, daha önce Avrupa Şampiyonalarında rakibiyle daha önce yaptığı maçta galibiyet, yenilgi aldı.
561766
Ankaragücü ve Ankaraspor PFDK'da
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yönetim Kurulu tarafından Ankaragücü ve Ankaraspor kulüplerine verilen günlük sürenin bitmesini takiben, söz konusu kulüpler TFF Hukuk Kurulu tarafından Futbol Disiplin Talimatı hükümleri gereğince Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na (PFDK) sevk edildi. Federasyondan yapılan açıklamaya göre, Hukuk Kurulu; Ankaraspor Kulübü ve Başkanı Ruhi Kurnaz'ı, Ankaragücü Kulübü ve Başkanı Ahmet Gökçek'i ve 30 Ağustos'ta yapılan Ankaragücü Genel Kurulu'nda yeni yönetim kurulu üyesi olarak görev alan 15 yöneticiyi PFDK'ya sevk etti. Hukuk Kurulu ayrıca, Ankaraspor'u, adil oyun düzeninin sağlanabilmesi amacıyla 11.09.2009 tarihinden itibaren başlamak üzere müsabakalarını oynamamasına ilişkin tedbirli olarak PFDK'ya sevk etti.
560896
Devletin harcamasına Şimşek freni
Devletin harcamasına Şimşek freni Maliye Bakanlığı'nda yaşanan devir teslimden sonra geçen çeyrekteki rakamlarda artı çıkan devlet harcamaları Mehmet Şimşek'le beraber tersine döndü. TÜİK verilerine göre, harcamalar yöntemiyle ilk çeyrekte 20 milyar 984 milyon 180 bin lira olarak hesaplanan GSYH, ikinci çeyrekte 23 milyar 511 milyon 991 bin lira düzeyinde belirlendi. GSYH içinde devletin yılın ikinci çeyreğindeki tüketim harcamaları sabit fiyatlarla, geçen yılın aynı dönemine göre bir miktar düşüş göstererek, yüzde 11,2'den yüzde 10,7'ye geriledi. Ancak tutar olarak milyar 340 milyon 501 bin liradan milyar 504 milyon 381 bin liraya yükseldi. Hane halklarının tüketim harcamalarına bakıldığındaysa yerleşik ve yerleşik olmayan hane halklarının toplam yurtiçi tüketimi yüzde 77,1'den yüzde 76,9'a geriledi. Tutarda ise 16 milyar 188 milyon 782 bin liradan 18 milyar 71 milyon 149 bin liraya artış gözlendi.
560761
“Biz kimiz”?..
Milliyet Spor Servisi, manşetten sormuş doğru soruyu: “Biz kimiz”? kuşağında günde yüz kere buğulu sesiyle kendi sorup kendi yanıt veriyor ya Fatih Hoca... büyükse, biz de büyüğüz” diye. “Biz milletiz” diye. Gözlerimizi dolduruyor ya. Acaba millet de mi aynı kanıda? Anlamak için defalarca ve Terim dışında herkese sormalıyız “Biz kimiz” sorusunu. Hatta kendi kendimize. Hemen, şimdi başlayalım isterseniz. “Biz kimiz”?.. Dünya ve üçüncüsü bir mı, sıradan bir futbol figüranı mı? Bosna ile beşli oynasak şampiyon olamayacak bir ekip miyiz, Fatih Hoca’nın altını çizdiği gibi Avrupa futbolunun en pozitif, en mücadeleci, en seyredilesi takımı mı? Yılmıyor muyuz yoksa Bosna maçında olduğu gibi dokununca iskambil kağıtları gibi yıkılıp bir tek ikili mücadelede bile ayakta kalamıyor muyuz? Kimiz biz? Futbol dehası ve ajitasyon ustası bir hocanın talebeleri mi, yoksa yedek kulübesinde bile rol çalmaya kalkıp zaferi engelleyen bir egonun kurbanları mı? Hakem için “’e gidip ’i attım diye övünecek” cümlesi ile futbolda kendi yerini çok iyi ifade etti Terim... Futbol devi olduğundan emin... Peki bir futbol devine maçın dörtte üçünü tribünde geçirmek yakıştı mı? Biz sersem miyiz? Ekol müyüz sakil mi? Süper miyiz, gariban mı? Mesela Bosna’dan iyi takım mı? Siz anladınız mı? Kimiz biz? Bu kadar hücum oynamak isteyen bir milli takımın bu kadar hücum yemesi makul mü? Estonya’yı devirmek için son eforuna kadar verip Bosna’da maçın son yarım saatini nefes nefese geçiren ekibin Dünya Kupası finaline gitmesi, giderse dikkati çekip takdir toplaması, dikkat çekip takdir toplasa bile kürsünün yanından bile geçmesi mümkün mü? Kimiz biz? Balon mu, deniz topu mu, taş gülle mi? Hayal miyiz, hayalci mi? Ahmet mi, Ayşe mi, yoksa Fakir Mehmet” mi ki, “ümit” ekmeğimiz ve yedikçe şişmekteyiz. Gidemediğimiz şampiyonalar fasikül olmuş bizim. Sahi... Bir Dünya Kupası’na katılmamak faturası ne kadardı? Ekonomiden turizme, tanıtımdan milli birliğe tüm manevi değerleri de fiyatlandırdığımızda ne kadar? Ve kim karşılayacak şimdi bu faturayı? Terim’in 2012’ye kadar alacağı paralar yeter mi? Futbolcuların kasada kalan pirimleri farkı kapatır mı? Kimiz biz? Ve aslında ne haldeyiz?
561664
DTP-Davutoğlu bayramdan sonra görüşecek
Genel Başkanı Ahmet Türk, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile "Ermenistan Protokolü" ve "Kafkaslar'daki gelişmeler" konularını ele almak üzere Bayramı'ndan sonra görüşeceklerini bildirdi. Türk, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Genel Başkanı Özdemir Özok'u ziyaret etti. Ziyaretin ardından açıklama yapan Türk, açılım sürecinin barışçıl bir sürece evrilmesi için sivil toplum örgütlerine ziyaretlerinin sürdüğünü belirtti. Çabalarının, sürecin heba olmamasına yönelik olduğunu ifade eden Türk, görüşmelerin, sorunların çözümü için "ortak bir aklın" ortaya çıkması bakımından önemli olduğunu söyledi. Türk, bir gazetecinin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'ndan bir randevu talebi alıp almadıklarını sorması üzerine, 15 Eylül için bir randevu talebi geldiğini ancak 'a yapacağı seyahat nedeniyle olumlu yanıt veremediklerini kaydetti. Türk, Davutoğlu ile Bayramı'ndan sonra görüşeceklerini bildirdi. Bir başka gazetecinin, "Mardin Artuklu Üniversitesinde 'Türkiye'de Yaşayan Diller' adı altında bir enstitü kurulmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki sorusuna Türk, "Kürt sorununu, 'Kürt' kelimesini kullanmadan çözmeye çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız" yanıtını verdi. Ziyaretin ardından, Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı tarafından görüşmeyle ilgili yapılan yazılı açıklamada ise "her ne şekilde adlandırılırsa adlandırılsın Türkiye'nin her sorununun, eşit yurttaşlardan oluşan, başta insan onuru olmak üzere temel hak ve özgürlüklere ve üniter-ulus devlet modeline dayalı, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletine bütün kural, kurum ve kuruluşlarıyla işlerlik kazandırılmasıyla çözüleceği" belirtildi. "Ülkemizde resmi dilin ve özellikle de ortak dilinin Türkçe olması bizim olmazsa olmazımızdır" denilen açıklamada, güç kullanma monopolünün devlette olması ilkesinden de vazgeçilemeyeceği, ancak devletin bu gücü kullanırken hukuk devleti gereklerine mutlaka uygun hareket etmek zorunda olduğu kaydedildi. TTB'ye ziyaret Öte yandan, Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna da Türk Tabipleri Birliğini (TTB) ziyaret ederek, TTB 2. Başkanı Feride Aksu Tanık ile görüştü. Ayna, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, TTB'nin insan yaşamını önde tutan bir sivil toplum örgütü olması bakımından özel bir öneme sahip olduğunu belirterek, ziyarette, Türkiye'nin demokratik yaşamın temel alındığı bir ülkeye nasıl dönüşebileceği üzerinde durduklarını söyledi. Ayna, "Türkiye'de Yaşayan Diller" enstitüsü açılması ile ilgili soru üzerine de, "Türkiye'de Kürtçe gibi birçok yaşayan dil var. Bunlarla ilgili bir çalışma olması önemlidir ama bu bir hakkın teslimi değildir. Türkiye'de yaşayan bütün diller için bir hak olarak bakacaksak bu ancak ana dille eğitimle mümkün olur. Enstitü açılması bir hak teslimi değildir. Bunlar, mevcut yasalarla, mevcut anayasayla yapılabilecektir. Bunları demokratik açılım olarak değerlendirmiyoruz" dedi.
561425
En seksi bakana eşarp ve telkari hediye etti
En seksi bakana eşarp ve telkari hediye etti 11.09.2009 13:06 İTALYA’nın başkenti Roma’da kadına karşı şiddeti konu alan uluslararası konferansa katılan Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, yabancı yayın kuruluşları tarafından, 2009 yılının en seksi bakanı seçilen İtalya’nın Fırsat Eşitliği BakanıMaria Rosaria Carfagna ile bir süre sohbet etti. Kavaf ve Carfagna, kendilerine bağlı iki bakanlık arasında işbirliğini artırmaya yönelik çalışmaların başlatılmasını kararlaştırdı. Devlet Bakanı Kavaf, eski birmanken ve fotomodel olan Carfagna’ya Denizli işi el yapımı bir eşarp ileMardin yapımı gümüş telkari hediye etti.
560250
Erdoğan: Dere ıslahlarında yeni yasal düzenleme yapılacak
Başbakan Erdoğan, Skorsky tipi polis helikopteriyle, İstanbul ve Tekirdağ'da selden etkilenen bölgelerde havadan incelemelerde bulundu. Erdoğan'a incelemeleri sırasında Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da eşlik etti. Erdoğan, helikopterde yaptığı açıklamada, koordinasyon toplantısı yaptıklarını belirterek, felaketin analizini ve bölge ile ilgili yapılanma, durum tespitleri ve bundan sonraki süreçte ne tür adımlar atacaklarının tespitini yaptıklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, bu tespitleri yaparken dere ıslah kanununda değişiklik yapmaya karar verdiklerini kaydetti. Erdoğan, "Derelerin ıslahı Büyükşehir Belediyesi'nin tasarrufu altındaydı. Bu tasarrufu tamamıyla İSKİ'nin tasarrufuna almak suretiyle bir adım atalım istedik. Yukarı havzaları da DSİ'ye bırakacak bir adımı yasal düzenlemeyle çözelim istiyoruz. Artık bu işin bir sahibi olsun. Şu ana kadar yapılmış olan dere ıslahları ile ilgili olarak önümüzde yasal maniler olduğu kadar bir de bunun yanında bazı dirençler var. Bu dirençlerin aşılması lazım." şeklinde konuştu. Erdoğan, helikopterden yaptığı incelemede dere yataklarının nasıl değiştirildiğini gördüklerini ve bunun neticesinde sıkıntılar meydana geldiğini ifade etti. Erdoğan, "Dere, yatağını muhakkak bulur ve derenin intikamı ağır olur. Şu anda bunun bedelini ödüyoruz. Selimpaşa'da da dere yatağı ciddi şekilde değiştirilmiş. Silivri'de de dere yatağına ciddi şekilde tecavüz var. Bunların yanında Ayamama ve Pazaz derelerinde yaşanan ortada. Yine aynı sıkıntılar burada da var. Bunlara yönelik bizler bir çalışmayı yürütüp bu işi çözüp buralardaki yıkımları da gerçekleştireceğiz. Bunun başka çıkışı yok. Çünkü daha farklı bir bedeli vatandaşlarımıza ödetmek istemiyoruz. Bunun siyasi polemik konusu yapılmasını da asla doğru bulmuyorum. Bunu siyasi polemik malzemesi yapanlar lütfen kendileri aynaya baksınlar ve şu anda tasarrufları altında olan yerlerde geçmişten bugüne neler yapıldığını şöyle bir incelesinler. Bununla ilgili açıklamayı belediye başkanım belgeleri ile yapacaktır." ifadelerini kullandı.
560790
Operasyonlar bitmeli, PKK elini tetikten çekmeli
Genel Başkan Ahmet Türk'ün ilk durağı Mazlum-Der olurken Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna da KESK'i ziyaret etti. Hükümetin açılım çalışmalarına alternatif bir süreç başlatmadıklarını belirten DTP'liler, şehit haberlerinden Türk Silahlı Kuvvetleri'nin operasyonlarını sorumlu tuttu. Mazlum-Der Genel Başkanı Ahmet Faruk Uysal'la görüşmesinin ardından bir açıklama yapan Ahmet Türk, acıların bitmesini istemeyen güçlerin bu süreci baltalamaya yönelik bazı çalışmaları olduğunu savundu. "Bizim amacımız birbirimizi anlamaktır." diyen DTP lideri, CHP ve MHP'yle görüşüp görüşmeyeceği sorusuna, "İktidar partisine kapıları kapatan bir muhalefet DTP'ye kapıları açmaz." cevabını verdi. Türk, randevu talebi karşısında kendilerine 'bölücü, vatan haini' gibi bir yaklaşım gösterilmesi halinde görüşmelerinin mümkün olmayacağını söyledi. Gazetecilerin şehit haberleriyle ilgili sorusuna da şöyle cevap verdi: "Büyük bir üzüntü duydum. acılar bizim yüreğimizdeki acılardır. Ama biz başından beri hep şunu söyledik, operasyonlar durmadığı müddetçe buna benzer şeylerin yaşanacağını görmemiz lazım. Bir açılım sürecinde sıfır noktada operasyonlar yapılırsa, bir dağın başına gidip operasyonlar yapılırsa, maalesef bu ölümlerle, acılarla karşı karşıya kalıyoruz." Bu arada Ahmet Türk, ziyaret sonrası bir vatandaşın protestosuyla karşılaştı. "Kocatepe'de şehit cenazesi varken ne açılımı?" diyerek küfürler savuran vatandaşın bağırdığını gören sokaktaki bazı kişiler de kendisine eşlik etti. Aynı vatandaşın daha sonra "Türkiye laiktir laik kalacak" şeklinde slogan attığı görüldü. Emine Ayna da KESK Genel Başkanı Sami Evren'le görüşmesinin ardından, "Operasyonlar, süreci baltalayan birer provokasyona dönüşmüştür." diye konuştu. Dün İnsan Hakları Derneği'ni de ziyaret eden DTP'lilerin bugünkü programında Türkiye Barolar Birliği ve Türk Tabipleri Birliği görüşmeleri var. 14 Eylül'de de İstanbul'da temaslarını sürdürecekler.
561178
Yanlış kapıyı açınca canından oldu
Edinilen bilgiye göre olay, İnegöl'ün en işlek caddelerinden olan Atatürk Bulvarı'nda meydana geldi. Astsubay Mehmet Emin Kaya İş Merkezi'nde ikamet eden alzheimer hastası 70 yaşındaki Fevzi Ersoy, evde dolaşırken oda kapısı yerine yanlışlıkla balkonun kapısını açtı. Dengesini kaybederek 5'inci kattan 1'inci katın balkonuna düşen yaşlı adam, olay yerinde hayatını kaybetti. Eve gelen yakınları gözyaşlarına boğulurken, Fevzi Ersoy'un cesedi savcılık ve emniyet ekiplerinin incelemesinin ardından İnegöl Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Morgda yapılan incelemenin ardından, yaşlı adamın cesedi kesin ölüm sebebinin tespiti için Bursa Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
560624
Keita, Rijkaard'ı fena korkuttu!
Keita, Rijkaard'ı fena korkuttu! 11.09.2009 Galatasaray'ın dünkü idmanında bir pozisyonda acıyla yere düşüp kıvranan Keita, teknik direktör Frank Rijkaard'a korku dolu dakikalar yaşattı Yarınki Beşiktaş maçının hazırlıklarını sürdüren Galatasaray'ın basına açık antrenmanında Keita'nın sakatlanmasıyla korkulu anlar yaşandı. Milli takımlardan dönen Arda, Hakan, Servet ve Baros koşunun ardından dinlendirildi. Antrenmana sakatlığı bulunan Gökhan Zan katılmazken, sakatlıkları süren Aydın, Ayhan ve Semih kondisyoner yönetiminde çalışmalarını sürdürdü. Çalışma sırasında bir pozisyonda yerde kalan Keita herkesi korkuttu. Pozisyonda Uğur'la çarpışan ve sol dizini tutarak yerde acıyla kıvranan Keita'nın başına arkadaşları ve teknik heyet toplandı. Keita'nın buz tedavisi sonrası antrenmana devam etmesiyle Rijkaard derin bir nefes aldı. Bu arada ülkesinin milli takımından henüz dönmeyen Brezilyalı Elano'nun takıma bugün katılacağı kaydedildi. ELANO YEDEK KALACAK Öte yandan teknik direktör Frank Rijkaard'ın Beşiktaş maçının kadrosunu belirlediği ve yol yorgunu Elano'yu yedek kulübesine çekmeyi kararlaştırdığı öğrenildi. Arda'yı yine göbekte görevlendirecek Hollandalı'nın Kewell'a da sol kanatta yer vermesi bekleniyor. Savunmada sakat Gökhan Zan'ın yerine Emre Aşık, orta sahanın ortasında yine Mustafa Sarp ve Mehmet Topal'ın görev yapmaları bekleniyor.
560817
Kürtçe enstitüye onay
Kürtçe enstitüye onay YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Mardin Artuklu Üniversitesinde 'Yaşayan Diller' adı altında bir enstitü kurulmasına izin verildiğini belirterek, 'Bu sadece Kürtçe'yi değil, diğer dilleri de kapsayacak' dedi. HABER MERKEZİ/ ANKARA YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Mardin Artuklu Üniversitesi'nde 'Türkiye'de Yaşayan Diller' adı altında bir enstitü kurulmasının kararlaştırıldığını belirterek, enstitüde sadece Kürtçe değil, Farsça, Arapça, Süryanice gibi programların da açılabileceğini bildirdi. YÖK Başkanı Özcan, YÖK Genel Kurulu'nun yaklaşık saat süren toplantısının ardından gazetecilere açıklama yaptı. TALEP ÜNİVERSİTEDEN Mardin Artuklu Üniversitesi'nin Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açılması talebi bulunduğunu anımsatan Özcan, konuyu Genel Kurul'da görüştüklerini ifade etti. Özcan, toplantıda, Mardin Artuklu Üniversitesinde 'Türkiye'de Yaşayan Diller Enstitüsü' adı altında bir enstitü kurulması kararı alındığını belirtilerek, 'Üniversite, istediği taktirde bunun altını Kürtçe yüksek lisans ve doktora programıyla isterse Farsça, Arapça, Süryanice gibi programlarla doldurabilecek. Ben, biraz önce kendilerine de bunu duyurdum' dedi. YENİ BİR MODEL GELİŞTİ Enstitüdeki programların sadece Kürtçe'yi değil diğer dilleri de kapsayacağını vurgulayan Prof. Dr. Özcan, şunları söyledi: 'Bu, sadece Kürtçe'yi değil diğer dilleri de kucaklayan bir çözüm oldu. Zaten, geçen günkü toplantımızda rektörlerimizden birisinin fikriydi bu. Benim çok hoşuma gitmişti. Bugün Genel Kurulumuz da bu fikri çok iyi buldu. çerçevede yeni bir model geliştirdik. Bundan sonra bu türden, yani farklı dilleri konuşan vatandaşlarımıza hizmet edecek bölümlerin açılmasını istediklerinde başka üniversitelere de aynı şeyi yapacağız.' Amaç öğretim üyesi yetiştirmek Bir gazetecinin, 'Lisans programı açmaktan neden geri adım attınız?' sorusu üzerine Özcan, 'Geri adım atmadık. Buradaki esas amaç önce gerekli öğretim üyesini yetiştirmekti. Bu enstitünün asıl amacı lisans öğretimi açıldığı zaman ihtiyacımız olacak öğretim üyelerini yetiştirmek. Onun için yüksek lisans ve doktorayla başlayacak' dedi. 'Öğrenci sayısı belli mi?' sorusuna özcan, 'Hayır. Onlar üniversitenin problemi. Biz onlara karışmıyoruz' karşılığını verdi. Özcan, soru üzerine başvuran başka bir üniversite olmadığını ifade etti. Özcan üniversiteden gelecek yüksek lisans ve doktor taleplerini de hemen kabul edebileceklerini söyledi.
561163
Banliyo treninin önüne düştü öldü!
Alınan bilgiye göre, Salih Saltuk (46) adındaki şahıs, saat 08.20'de, Behiçbey istasyonunda dengesini kaybederek rayların üstüne düştüğü. Sincan'dan Kayaş yönüne giden banliyö trenin altında kalan Saltuk hayatını kaybetti. Kazanın ardından, Sincan-Kayaş arasında sefer yapan banliyö tren seferlerinde aksama oldu.
561227
Onları da sel vurdu
İstanbul'da 30'dan fazla kişinin hayatını kaybettiği selde barınaktaki hayvanların da zarar gördüğü ortaya çıktı. Bahçeşehir'de hayvan barınağında bulunan yaklaşık 265 kedi ve köpekten 130'u yaşanan sel felaketi sonrasında telef oldu. Olayı duyup, barınağa gelen hayvanseverler, balçık içerisinde bulunan ve hayatta kalmayı başarabilen hayvanları kurtarmaya çalıştı. Tüm çabalara rağmen yetkililerden yardım alamayan hayvanseverler onlarca terkedilmiş köpeği çamur deryası içerisinde kucaklayarak, güvenli yerlere nakletti. İstanbul ve Trakya'da yaşanan sel felaketinde 32 vatandaşımız hayatını kaybederken, kötü durumdan hayvanlar da nasibini aldı. Bahçeşehir Belediyesi'ne ait hayvan barınağında felaketin ardından onlarca köpek sel sularına kapıldı. Yaşanan felakette 265 hayvandan 130'u telef oldu. Hayatta kalan şanslı 135 köpek ise balçığa saplandı. İlgisiz kalan köpekler, sağnak yağış sonrasında gün insanlardan gelecek yardımı bekledi. Sokak hayvanlarının çok zor durumda olduğunu internetteki forumlardan ve paylaşım sitelerinden öğrenen hayvanseverler kısa süre içerisinde bir araya geldi. Yaklaşık 15 hayvansever yaşam mücadelesi veren ve balçık arasında bulunan hayvanları kurtarmak için harekete geçti. kilometre balçık arasında yürüdükten sonra barınağa ulaşan bu insanlar, olay yerine geldiklerinde korkunç manzara ile karşılaştılar. Aralarında yavru hayvanların da bulunduğu 130 kedi ve köpeğin öldüğünü tespit eden hayvanseverler, ölü hayvanların leşlerini çuvallara koydular. Hayatta kalmayı başarabilmiş hayvanların birçoğunun hastalandığını tespit eden hayvanseverler, bu hayvanları saplandıkları balçıktan güçlükle çıkardı. Yaşları 18 ile 50 arasında olan çoğu genç yaşlarda olduğu gözlenen bu yardımsever insanlar, köpekleri yürüterek nakil araçlarının yanına götürmeye çalıştı. Özellikle hasta hayvanlar yürüyemeyince diz boyunda balçığa çizmesiz giren genç kızlar hayvanları kucaklarına aldı. Diz boyu çamur içinde uzun bir süre başka bir barınağa nakledilecek köpekleri taşıyan bu iyiliksever insanlar, yaklaşık kilometre köpekleri taşıdılar. Kapalı kasa kamyona konulan köpeklerin yerleştirilmesi esnasında da birçok sorun yaşandı. Köpeklerden biri kamyona konulması sırasında diğer köpekler çıkmak isteyince, gönüllü ve görevliler zor anlar yaşadı. Kamyonun kapısı dışarı çıkmak isteyen hayvanlara karşı güçlükle kapatıldı. Hayvanlara yardım eden bu 15 kişinin hiçbir derneğe üye olmadığını belirten Selen Ağır, yaklaşık saattir barınakta bulunmasına rağmen yetkililerden yardım istediklerini, ancak resmi makamların kendilerine ulaşmadığını ifade etti. Ellerinden gelen yardımı yaptıklarını vurgulayan Ağır, "İnsan gücüyle biz fazla hayvan taşıyamayız. 2,5 saat sonra kuvvetli yağmur bekleniyor. Eğer yağmur yağıp sel olursa buradaki hayatta kalmış hayvanlarla birlikte biz de yaşamımızı yitirebiliriz" dedi. 130 HAYVAN TELEF OLDU Barınakta selden önce 265 hayvanın barındığını dile getiren Koray Öztaş, 30 köpeğin selde boğularak, toplamda ise 130 hayvanın telef olduğunu açıkladı. Sel esnasında barınağa su bastığını ve birçok hayvanın oluşan balçıkta öldüğünü aktaran Öztaş, birçok hayvanın korkudan barınağın çatısına çıktığını belirtti. Felaketin boyutuna dikkat çeken Öztaş, "Şu anda yürüdüğünüz yolda, çamurların arasında bile ölü köpekler olabilir" ifadelerini kullandı. "ÇAMUR İÇERİSİNDEN ONLARCA KÖPEK ÇIKARTTIK" Hayvanlara yardım eden 15 kişinin Facebook'tan ve internetteki forumlardan tanışıp, buraya geldiğini söyleyen Romina Bursalı, "Ne bir yetkiliden ne de bir belediyeden yardım gördük. Dün gece çamur içerisinden onlarca ölü köpek çıkardık. Hayvanların kilitli bulunduğu barınağın kapılarını kırıp, hasta hayvanları dışarı çıkarttık. Yaklaşık 30 kedi vardı. Biz ancak 4'ünü kurtarabildik. Gerisi öldü" şeklinde konuştu. Kamyonlara konulan hayatta kalmış köpekler daha sonra Yedikule'deki hayvan barınağına nakledildi.
560498
Atışmalı ve alkışlı duruşma
2. ve 3. davasının birleştirildiği ilk duruşmada gazeteci “Beni neden yargıladığınızı açıklamak zorundasınız” dedikten sonra alkışlanınca gerginlik yaşandı İkinci davasının, üçüncü Ergenekon davasıyla birleştirilmesi kararından sonraki ilk duruşma dün Silivri ’nde bulunan duruşma salonunda yapıldı. Gazeteci Mahkeme Başkanı’na, “Beni neden yargıladığınızı açıklamak zorundasınız” dedikten sonra alkışlanınca salonda gerginlik yaşandı ve duruşmaya ara verildi. Sanık Prof. Dr. ise tespiti sırasında “50 yıldır huzurlarınıza çıkarım, birinci mesleğim savunma yapmak. Onun dışında bazen hapse girerim” dedi. Duruşmaya 49’u tutuklu, 32’si tutuksuz toplam 81 sanık katıldı. Duruşmada kimlik tespiti ilk yapılan kişi olan Prof. Dr. Yalçın Küçük, sürekli başında olan kalpağını takmak için Mahkeme Başkanı Köksal Şengün’den izin istedi. Kalpağın bir şapka olmadığını ve ’de takılabildiğini söyleyen Küçük’e Şengün izin vermedi. ‘Maaşımız düştü’ Küçük’ün ardından sırasıyla Ondokuz Mayıs Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, eski Rektörü Prof. Dr. Mustafa Abbas Yurtkuran ve eski Başkanı Prof. Dr. ’ün kimlik tespitleri yapıldı. Kurmay albaylar Cengiz ve Cihandar Hasanoğlu kimlik tespitleri sırasında, yargılandıkları için 3200 lira olan maaşlarının yarı yarıya düşürüldüğünü söylediler. 1. iddianamede yazar Ergün Poyraz’ın, 3. iddianamede de emekli Orgeneral ’ın avukatlığını yapan dava sanığı avukat ise kimlik tespiti sırasında, “Savunma hakkı kutsaldır” diyerek Şengün’den avukatların bulunduğu masalara oturma izni istedi. Mahkeme Başkanı ise “sanıksınız” diyerek talebi reddetti. duyamadı Kimlik tespitinin yapılması için ayağa kalkan İbrahim Şahin’e başka bir tutuklu sanık yardım etmek isteyince Şengün tepki gösterdi. Söz alan Şahin’in avukatı Rukiye Kibar, müvekkilinin duyma sorunu olduğunu söyledi. Şengün’ün “Siz nasıl anlaşıyorsunuz?” diye sorması üzerine Kibar, “Yazarak anlaşıyoruz” dedi. Bunun üzerine Şengün, Şahin’e “Duyuyor musun?” diye sordu. Başkan’ın sorusuna herhangi bir yanıt vermeyen Şahin, diğer tutuklu sanığın eline tutuşturduğu kâğıttan kimlik bilgilerini okumaya başladı. Şengün ise el işaretiyle Şahin’i susturdu ve tıbbi olarak durum açığa kavuşunca kimlik tespiti yapılacağını söyledi. okunmasın’ talebi Kimlik tespitlerinin ardından Şengün iddianamenin okunmasına geçileceğini belirterek avukatlardan bu konudaki görüşlerini sordu. Avukatlar sanıkların çoğunun 14 aydır tutuklu bulunduğunu, iddianamenin bin 500 sayfa kadar olduğunu ve okunmasının yaklaşık ay alacağını belirterek iddianamenin okunmasından vazgeçilmesini istedi. Özkan’la Başkan atıştı Bu sırada söz alan tutuklu sanık gazeteci Tuncay Özkan, “Bu iddianamenin neresini okuyup da suç bulacaksınız? Bulamayacaksınız. Adli yılın başlangıcında, 26 yıllık bir gazeteci, namuslu ve şerefli bir olarak suçumu öğrenmek istiyorum. Şeyh müridi olan ve bombaları temin ettiği iddia edilen Süleyman Esen’i ediyorsunuz da Tuncay Özkan’ı niçin tutuyorsunuz, bunu açıklayın? Anayasal hakkım olarak beni neden yargıladığınızı açıklamak zorundasınız” dedi. Özkan’ın bu konuşması salonda bulunan bazı izleyiciler tarafından alkışlandı. Bunun üzerine Şengün, “Sanık aileleri hariç izleyicileri çıkarın” talimatı verdi. Özkan ise oturduğu sıradan kalkarak bu duruma itirazda bulundu. Bu sırada Şengün ile karşılıklı bağrışmalar yaşandı. Şengün, “Buranın adabından sorumlu olan benim. Burası alkış yeri değil. Tansiyonu yükseltmek kimseye fayda sağlamaz” dedi. Özkan’ı sakinleştirmek mümkün olmayınca Başkan şengün duruşmaya ara verdi. Şahin’in kulaklığı getirildi Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde cezaevinden kulaklığı gelen İbrahim Şahin’in kimlik tespiti yapıldı. Başkan daha sonra iddianamenin okunmasıyla ilgili olarak, “İddianame özetle ve çok kısa olarak okunacak” açıklamasını yaptı. de iddianameyi özetleyerek okumaya başladı. Prof. Küçük: 50 yıldır huzurlarınızdayım Prof. Dr.?Yalçın Küçük kimlik tespitine geçildiğinde doğum tarihini soran Şengün’e “1938” diye yanıt verdi. Şengün’ün kayıtların farklı olduğunu söylemesi üzerine Küçük, “Çok doğru değil, benim kayıtlarımda öyle değil” dedi. Şengün’ün, “Mesleğiniz nedir?” sorusuna “50 yıldır huzurlarınıza çıkarım” diye yanıt veren Küçük’ün sözleri salonda bulunanların gülmesine neden oldu. Küçük, Şengün’e 1959 yılına ait Yeni Sabah gazetesini göstererek, “Bakın bu gazetedeki haberde yine sanığım. Birinci mesleğim savunma yapmak. Onun dışında bazen hapse girerim. Tüm bunların dışında da üniversitede derse girerim. Emekli profesörüm. İyi para kazanan bir yazarım ama mevcut iktidarın baskısı sonucu kazancım düştü. Bu mahkemeyi de kitap yapacağım için çok kazanacağım” dedi. Küçük aylık gelirinin ise 2-3 bin lira olduğunu söyledi. En yüksek gelirli sanık, ilkokul mezunu Özbek * Duruşmaya Belediyesi eski Başkanı ve ’in de aralarında bulunduğu 49 tutuklu sanık katıldı. Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, Prof. Dr. ve emekli Tuğgeneral ise duruşmaya gelmedi. Davanın tutuksuz sanıklarından emekli orgeneraller Tuncer Kılınç ve ile eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, Başkanı ve eski Milletvekili ’in de aralarında bulunduğu 32 tutuksuz sanık da duruşmaya katıldı. * Kalabalık nedeniyle izleyici sayısına getirildi. Her sanık için ailesinden en fazla kişi salona alındı. milletvekilleri ve de duruşmayı avukatlara ayrılan bölümde oturarak takip etti. Eski Milletvekili da duruşmayı izledi. * Sanıklardan Levent Ersöz’ün avukatı duruşmada, müvekkilinin hasta olduğu halde 13 sayfalık dilekçe yazdığını, değil bu duruşmaya diğer duruşmalara gelemeyecek kadar ölümcül seviyede hasta olduğunu söyledi. * Verilen arada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yalçın Küçük, kalpağıyla ilgili olarak, “Kalpak, şapka değildir. Cumhuriyet kalpakla savunuldu. Cumhuriyeti savunmanın sembolü değil, kalpaktır” dedi. 50 yıl önce lideri olmaktan yargılandığını söyleyen Küçük, Köksal Şengün ile Tuncay Özkan arasında yaşanan tartışmayla ilgili olarak da şunları söyledi: “Tuncay Özkan arkadaşımız hapishanede kendisini çok geliştirmiş, hatip olmuş. Çok iyi savunma yaptı. Konuşması üslup olarak çok sertti ama haklıydı.” Kimlik tespitleri sırasında çoğu mezunu olan sanıklar maaşlarını 1800 ile bin TL arasında beyan etti. İlkokul mezunu olduğunu söyleyen Başkanı Mustafa Özbek ise aylık gelirinin bin TL olduğunu belirtti. Özbek, emekli orgeneraller, profesörler ve yüksek tahsilli sanıklar arasında en yüksek gelirli sanık olarak kayıtlara geçti. Perinçek’in kardeşi etti * Genel Başkanı ’in kız kardeşi gazeteci-yazar Işık Soner, uzun süredir tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Soner bugün Camii’nde kılınacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
561762
Şimşek'ten Umut Veren Açıklamalar
Şimşek'ten Umut Veren Açıklamalar "Türkiye ekonomisinin krizden güçlü bir şekilde çıkma ihtimali oldukça yüksek.Dördüncü çeyrekten itibaren tekrar pozitif ivme dönemine girecektir. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonomik krizde en kötü dönemin geride kaldığını, yılın son çeyreğinden itibaren Türkiyenin pozitif ivme dönemine gireceğini söyledi. Almanya'nın Plön kasabasında düzenlenen 'Global Ekonomi Sempozyumuna' katılan Mehmet Şimşek, küresel mali krizle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'de bankacılık sisteminin çok sağlam olduğunu ve hane halkı borçlanma oranının ise dünyanın diğer ülkelerine kıyasla çok daha düşük olduğunu belirten Şimşek, bu yüzden Türkiye'de toparlanma sürecinin beklenenden daha hızlı gerçekleştiğini kaydetti. Bakan Şimşek, krizden çıkışın sürdürebilirliği konusunda artık kafalarda daha az soru işaretinin bulunduğunu hatırlattı. Şimşek, "Türkiye ekonomisinin bu krizden güçlü bir şekilde çıkma ihtimali oldukça yüksek.Dördüncü çeyrekten itibaren herhalde Türkiye tekrar pozitif ivme dönemine girecektir diye düşünüyorum." diye konuştu.
561542
Şimşek: Türkiye'nin pozitif büyümeye geçme ihtimali yüksek
Şimşek, Almanya'nın Plön kasabasında düzenlenen Küresel Ekonomi Sempozyumunda, AA muhabirinin son ekonomik büyümeye ilişkin sorusu üzerine, Türkiye'nin dünya ekonomisinin beklentilerinin üstünde bir ekonomik toparlanma içinde olduğunu belirterek, bu pozitif sürecin önümüzdeki dönemde daha da güçleneceğini ifade etti. Türkiye ve dünya ekonomisinde en kötü dönemin geri kaldığının altını çizen Şimşek, Türkiye'nin hane halkının diğer ülkelere göre daha güçlü konumda bulunduğunu, bu nedenle küresel krizden hızlı bir şekilde çıkma ihtimalinin de yüksek olduğunu kaydetti. Bakan Şimşek, bundan sonraki aylarda ekonomik toparlanmanın kendisini göstereceğini ve 4. çeyrekte de pozitif büyüme olarak ortaya çıkacağını tahmin ettiklerini vurguladı.
560958
Azeri-Ermeni hattında Ankara'yı endişelendiren çatışma: ölü
Gelişme, bölgede barışı sağlamak için Ermenistan açılımı yapan Ankara'yı endişeye sevk etti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin, "Kafkaslar'da barış, istikrar ve refah ortamını sağlamaya çalıştığımız bu dönemde bu tür olayların çıkması bizi endişeye sevk etmektedir." dedi. Azeri basınında çıkan haberlerde, bir bölümü işgal altındaki Ağdam bölgesinde konuşlanmış Ermeni güçlerinin dün sabah saatlerinde Azeri askerî güçlerine yönelik saldırıya geçtiği bildirildi. Ermeni güçlerinin saldırısına karşı koyarken Azeri askerlerinin açtığı ateş sonucunda Azeri özel ajansı APA'ya göre Ermeni asker öldü, 3'ü ağır yaralandı. Bazı kaynaklar da ölü sayısını dört olarak verdi. Azerbaycan Savunma Bakanlığı'ndan, henüz olaya ilişkin bir açıklama yapılmazken, işgal altındaki Yukarı Karabağ'daki işgalci yönetim, haberi yalanladı.
560496
İstihbaratçı Ramazan Akyürek ifade verdi
İstihbarat Daire Başkanı Milliyet muhabiri hakkında “Dink Cinayeti ve İstiharat Yalanları” adlı kitabı nedeniyle açılan dava kapsamında talimatla ifade verdi. Akyürek, dün sabah saatlerinde geldiği Adliyesi’nde, Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne yaklaşık saat süreyle ifade verdi. Akyürek’in, gazeteci Şener’in bazı istihbaratçıları örgütlerine hedef gösterdiği ve gizli belgeleri yayımladığı iddiasıyla açılan dava kapsamında talimatla ifade verdiği öğrenildi. Akyürek’in ifadesinde Şener’den şikâyetçi olduğunu söylediği öğrenildi. Şener hakkında, yazdığı “Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları” adlı kitabı nedeniyle 28 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.
560811
'Bu gece Kadir Gecesi olabilir'
Süleyman SARGIN'ın yazısı Nihayet dört gözle beklediğimiz en kutlu ve mübarek geceye kavuşma imkânına erdik. Efendiler Efendisi'nin mübarek beyanlarıyla dünya ahiretin tarlası. Bu sebeple ahiretimiz adına çok bereketli bir hasat mevsiminde bulunmanın tatlı heyecanını yüreklerimizde hissediyoruz. Kur'an'da adı geçen tek ay Ramazan; tek gece de Kadir Gecesi. Bu bereketli ve müstesna zaman diliminin şeref ve kıymetini Yüce Yaratıcı haber veriyor. kadar ki, bu gece içinde tecelli edecek rahmetin ve mazhar olunacak ekstradan lütufların anlatılması için Kadr Sûresi namıyla müstakil bir sûre-i celîle inzal buyurulmuş Kadir Gecesi'nin hangi gece olduğu meçhul. Onun Ramazan ayında, Ramazan ayının son on gecesinde veya son yedi gecesinde, hatta Ramazan'ın tek olan son gecelerinde aranması hususunda rivayetler var. Nebiler Sultanı (sallallahu aleyhi ve sellem) Ramazan-ı şerifin son on gecesinde itikâfa girer ve ev halkını da ibadete sevk ederdi. İtikâfın son on gecede olması ve Fecr Sûre-i Celîlesi'ne "on geceye yemin" ederek başlanması Kadir Gecesi'nin Ramazan'ın sonunda aranması hususundaki kanaatleri güçlendiriyor. Kadir Gecesi'nin bilinmemesinin pek çok hikmeti olsa gerek. Bir kere gecenin bin aydan hayırlı olması ve bütün melaike ve ruhanilerin gece yeryüzünü şereflendirmeleri bile bu özel zaman diliminin kolayca bulunamamasını gerektiriyor. Böyle olunca inanan insanlar hem tembellikten kurtuluyor hem de Kadir Gecesi'ni yakalayabilme arzusuyla Ramazan boyunca gecelerini değerlendiriyor. Tabii gizli tutulan sadece Kadir Gecesi değil. Cuma günü içerisinde duaların kabul olacağı icabet saati; beş vakit namaz içerisinde salât-ı vustâ; İlahi isimler içerisinde İsm-i A'zam; büyün taatler ve ibadetler içerisinde rızay-ı İlahi; zaman içerisinde kıyamet ve hayat içerisinde ölüm gizli bırakılmış. Bunların gizli tutulmasında maksat, müminlerin uyanık, dikkatli ve devamlı Allah'a ibadet ve taat içerisinde olmalarını sağlamak. Bu sebeple Ramazan'ın sonuna yaklaştığımız şu günlerde her geceyi Kadir Gecesi olabilir ümidiyle dolu dolu değerlendirme gayreti içinde olmak gerekiyor. Bilemiyoruz, belki bu gecedir Kadir Gecesi, belki yarın; ya da bir başka gün. Ama bildiğimiz bir şey var; Kadir Gecesi bizim için ömrümüzün fırsatı. Ve o, bu son on günün içine saklanmış, adeta "Ey ahiretini kazanmaya çalışanlar, ey rıza-yı İlahî peşinde koşanlar, ey Nebiler Sultanı ile Kevser havuzlarının başında buluşmak isteyenler, ey affına ferman arayanlar, ey cemâlullah ile müşerref olmak arzusuyla dolup taşanlar, ey kul olmayı en büyük paye sayanlar, ey nasipliler, ey bahtiyarlar ve ey talihliler! Gelin, ne olur gafleti bir kenara bırakın, gecelerde bülbüller gibi şakıyın, seccadelerinize bayram yaşatın, yudum yudum Kur'an içirin kalbinize, istiğfarla doldurun yüreklerinizi ve bu on günde beni bulun!" diye haykırıyor. Allah Resûlü de, ümmetinin bu fırsatı en iyi şekilde değerlendireceğini ümit ediyor ve şöyle buyuruyor: "Kim Kadir Gecesi'ni faziletine inanarak ve mükâfatını sadece Allah'tan bekleyerek ibadet ve taatle geçirirse geçmiş günahlarının tamamı bağışlanır." Bu son günleri değerlendirip Kadr'in bereketine mazhar olmak adına normal Ramazan günlerimizin de ötesinde daha diri, daha zinde ve daha dolu bir kulluk performansı ortaya koymakta fayda var. Nafile namazları olabildiğince artırmak, günlük hedefler belirleyerek teravihin dışında yirmi, kırk, altmış ve hatta yüz rekât namaz kılmaya çalışmak bir yol olabilir. Yüz rekât namaz belki gözümüze çok görünüyor ama maneviyat büyüklerinin hemen hepsi her gün yüzlerce rekât namaz kılıyorlardı. Basit bir zaman hesabı bile yapsak, aslında yüz rekât namazın bir futbol maçına ya da bir dizi filme ayırdığımız zamandan daha fazla sürmediğini göreceğiz. Yeter ki biz, bu azmimizi nefis ve şeytanın ürettiği mazeretlerin ve evhamların dumanı altında boğmayalım. halde gelin, bu günleri fırsat bilerek hayatımızda belki daha önce hiç yapmadığımız bir şeyi yapalım ve seccadelerimizle barışalım. Her gece veya hiç olmazsa tek gecelerde her iki rekâtta bir selam vererek yüz rekât namaz kılalım. Böylece Ramazan vesilesiyle güzel bir alışkanlık kazanalım ve bunu zaman zaman tekrarlayarak hayatımızın önemli bir parçası haline getirelim. Kur'an'ın Kadir Gecesi'nde nazil olmaya başlaması bu gecede Kur'an okumanın değerini anlamamıza yetiyor. Evrad ezkâr, Salâvat-ı Şerifeler ve okunacak daha pek çok dua bu gecelerin kadrini artıracak. Birtakım zamanlarda mesai yapanlara normal zamanların birkaç katı fazla ücret verilir. Bazı olayların yıldönümleri ikramiye günleridir. Krallar tahta çıktıklarında cülus bahşişi dağıtırlar. Bazen genel af ilan edilir ve çok büyük cezalar dahi bağışlanır. İçinde bulunduğumuz bu geceler ise bunlarla mukayese edilemeyecek kadar değerlidir. Çünkü onların sahibi Latîf'tir, Cevvâd'dır, Kerîm'dir, Gaffâr'dır, Afüvv'dür. Onların sahibi ALLAH'tır. O'nun hazinesi, cömertliği, keremi, bağışlaması başkalarınınkine benzemez. O, insanlara göre ne kadar büyükse, O'nun bahşişi, lütfu, keremi ve affı da onlarınkine göre kadar büyüktür. Hazineler onun olduğuna göre, kime ne kadar vereceğini de bilir. İşte Kadir Gecesi, O'nun Muhammed ümmetine bir bahşişi, bir genel af ilanı ve bir ikramiyesidir. Rızasını tahsil adına adeta özel bir pazar ve bir yağma mevsimidir... Haydi, pazar ola... *** Ben Geldim Kulluğum başımda billûrdan bir taç, Kullukla erilmez pâyeye erdim.! Kapında bu benden hep Sana muhtaç; Aç kapını, tut elimden ben geldim! Duydum büyünü en engin bir hazla, Koşarken koşanlar hep Sana nazla; Bense, işte şu tutarsız niyâzla, Aç kapını, tut elimden ben geldim! Kalmadı korkum yakından-ıraktan, Her şeyi çözen, çürüten topraktan; Tek endişem var, da son duraktan; Aç kapını, tut elimden ben geldim! Fikirler bomboş ve hudutsuz fezâ, Duyulup görülen rûhlara ezâ, El açıp herkes durunca niyâza, Aç kapını, tut elimden ben geldim! Ses ver, öteden nağmeler duyulsun! Ünsün akıp akıp rûhuma dolsun. Kaybedenler yitirdiğini bulsun, Aç kapını, tut elimden ben geldim! Üst üste şafaklar söksün çöllerde, Açsın bahtımın ikbali her yerde; Tıpkı bir tulû gibi perde perde, Aç kapını, tut elimden ben geldim! Doğup esince nûrun tepelerden, Duyulduğunda nâmın kubbelerden; Taşarken celâlin minarelerden, Aç kapını, tut elimden ben geldim! Hep uzak olsam da Sen yanımdaydın, Bütün benliğime nûrunu yaydın; Sen'inle olunca günlerim aydın, Aç kapını, tut elimden ben geldim! Rûhumda hafakan, boynumda kement, Hatırımı yakîninle mâmûr et! Hâlim sana ayân, eyle inâyet! Aç kapını, tut elimden ben geldim!
561098
Murat Soydan'ın eşinden şaşırtan iddia!
Murat Soydan'ın eşinden şaşırtan iddia!"Son telefon konuşmasından sonra kalp ağırısı yaşamaya başladı" 11.09.2009 10:46 Yeşilçam'ın usta oyuncusu Murat Soydan Aort yırtılması teşhisiyle önceki gün hastaneye kaldırılmıştı. Riskli bir ameliyat geçiren ve bir ay yoğun bakımda kalacak olan sanatının eşi ve doktoru dün bir basın toplantısı düzenledi. Ameliyatın yapıldığı hastanenin başhekimi Osman Akalın, “Murat Bey’in bilinci açık. Keyfi yerinde. Bir ay yoğun bakımda kalacak” dedi. Murat Soydan’ın başından ilk günden beri hiç ayrılmayan eşi Uğur Gül ise “Eşimin son ayda sürekli tansiyonunu ölçüyordum. Çünkü kendisi çok stresliydi. Eşim aydan beri TRT’nin Ayrılık dizisinden parasını almaya çalışıyor. Her gün yaptığı telefon konuşmalarına şahit oldum. İnsanları çalıştırıp da, parasını ödememek ne anlama geliyor? Yaşadığı bu stres, üzüntüsü onu tetiklemiş olabilir. Son telefon konuşmalarından sonra kalp ağrısı yaşamaya başlamıştı” şeklinde açıklama yaptı.
561363
Katilinden son isteği: Beni hastaneye yetiştir
’da, kartını kullanarak bin TL çektiği 51 yaşındaki Ülfet Kesici’yi alacağını istemesi üzerine çıkan tartışmada bıçaklayarak öldürdüğü iddia edilen 28 yaşındaki Erdinç Mangtay hakkında ömürboyu istemiyle dava açıldı. Kesici’nin yaralı haldeyken alacağından vazgeçtiğini katiline söyleyip, “Beni hastaneye götür” dediği, bunun da son sözü olduğu anlaşıldı. Geçen mayıs ayında, hakkında kayıp başvurusu yapılan çocuk babası Ülfet Kesici’nin, başvurudan gün sonra Karataş İlçesi Beldesi yakınlarında sulama kanalında cesedi bulundu. görüşmelerinin kayıtlarının araştırılması sonucu, çelişkili ifadeleri de bulununca şüphe üzerine gözaltına alınan Erdinç Mangtay, suçunu itiraf etti. Mangtay ile birlikte olay sonrası ona yardım ederek delilleri yok ettiği öne sürülen iş arkadaşı 30 yaşındaki Ömer Öncü, 12 Temmuz’da tutuklandı. Mangtay’ın cinayeti nasıl işlediği, iddianamede şöyle yer buldu: “Erdinç Mangtay, olay öncesinde Ülfet Kesici’nin kredi kartını kullanarak bin TL para çekti ve parayı faiziyle ödemeyi taahhüt ederek imzaladı. Aradan bir süre geçtikten sonra tarihinde Ülfet Kesici, parasını alabilmek amacıyla Erdinç Mangtay’ın çalıştığı Yerdelen köyü yakınlarındaki şantiyeye gitti. Ülfet Kesici, elindeki senetleri gösterip bağırması üzerine şüpheli Erdinç Mangtay ile aralarında tartışma çıktı. Tartışma sırasında Erdinç Mangtay, Ülfet Kesici’yi bulundukları karavandaki masanın üzerinde bulunan bıçağı alarak birden fazla yerinden yaraladı. Kesici, parayı almaktan vazgeçtiğini bildirip, ölümünden önce, zanlısına, ‘Senden para pul istemiyorum, beni hastaneye yetiştir’ dedi. Ancak, Mangtay, onu hastaneye götürmek yerine boğuşup, bıçaklamayı sürdürerek, gelişigüzel bıçakla vurarak öldürdü. Mangtay, sonrası olay yerine gelen iş arkadaşı Ömer Öncü ile birlikte cesedi battaniyeye sarıp, Karagöçer mevkiinde ayağına iple taş bağlayarak, dereye attı.” Önümüzdeki günlerde Adana 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak olan sanıktan Erdinç Mangtay hakkında ‘Kasten suçundan ömürboyu hapis, Ömer Öncü hakkında ise ‘Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçlarından yıla kadar hapis cezası istendi.
560285
Ankaraspor, FIFA'ya başvuruyor
TFF Hukuk Kurulu'nun verdiği karara itiraz etmek için FIFA'ya başvuran mavi-beyazlı ekip, konuyla ilgili kendilerini savunması için 'Bosman' kurallarının çıkmasını sağlayan ünlü Fransız avukat Jean Luis Dupont ile anlaştı. Dupont'un kendisiyle bağlantı kuran kulüp yetkililerinden bilgi aldıktan sonra avukatlık yapmayı kabul ettiği belirtildi. Ünlü avukatın konuyla ilgili, ''TFF bu konuda hiçbir şekilde haklı değil. Ben, bu davayı üstleniyorum. Konuda bahsi geçen ilgili maddenin, size yüklenen suçla alakası yok. Bu nedenle TFF haksız ve ben bu dava için elimden geleni yapacağım'' dediği kaydedildi. Ankaraspor yöneticilerinin, gerekli belgeleri ünlü avukata gönderdiği ve Dupont'un en kısa zamanda davayı açacağı ifade edildi.
560335
Alevi liderlere suikast neden planlandı
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ergenekon operasyonlarına gönderme yaparak operasyonlarda elde edilen bilgi ve belgelerle Türkiye'deki farklı kesimlerin birbirine düşürülme planlarının ortaya çıkarıldığını söyledi. Alevilik ile ile ilgili çalıştay hazırlıkları yürütüldüğünü belirten Arınç, bilim adamları ve akademisyenlerin de katılımıyla bazı somut sonuçlara ulaşılmasını umduğunu dile getirdi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Dünya Ehl-i Beyt Vakfı'nın Alibeyköy'deki merkezinde düzenlenen iftarına katıldı. İftara Arınç'ın yanısıra vakıf başkanı Fermani Altun, eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, AK Parti eski İstanbul Milletvekili Nevzat Yalçıntaş, eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz gibi isimler katıldı. İftarın ardından kürsüye gelen vakıf başkanı Fermani Altun, katılımcılara teşekkür ederek sözü Bülent Arınç'a verdi. Arınç, yaptığı kısa konuşmada Türkiye'deki farklı kesimlerin bir arada yaşaması için gerekli alt yapı çalışmalarının önemine değindi. Yıllardan beri farklılıkların bazı kesimler tarafından körüklendiğini söyleyen Arınç, kurulan tuzakların acı sonuçları olduğunu ve bunun Türkiye'de bazen çatışmalara neden olduğunu anlattı. Arınç, "Yıllardır ayrılıkların, farklılıkların, birbirimize düşman etmek için kurulan tuzakların acı sonuçlarını birlikte gördük. Ülkemizde bazen çatışmalar da oldu. Hayatlar kaybedildi. Bu ateşi büyütme gayretleri oldu ki, 'ülkemizde bu ayrılık vardır. Hatta İslamın dışında böyle bir konu vardır. Bunun ayrı ibadeti, bunun ayrı düşüncesi, bunun ayrı imanı vardır' diye çok ifrat, çok uç noktalara kadar gidilebildi." dedi. Konunun tarafı durumundakilerin karşılıklı hataları olduğunu söyleyen Arınç, "Bu hatalarla bugüne kadar geldik. Ama hamd olsun ki pek çok tahriklere rağmen, pek çok düşmanlığa rağmen biz ülkemizde birbirimizden kopmadık. Birbirimizi kabul ettik, bağrımıza bastık." ifadelerini kullandı. Arınç, konuşmasında Ergenekon soruşturmasıyla ilgili değerlendirmelerde de bulundu. Alevi temsilcilere yönelik saldırı girişimlerini değerlendiren Arınç, "Bizi birbirimize düşürmek isteyenlerin gerçek amaçları da esasen son bir iki yıldır pek çok operasyon ve bu operasyonda elde edilen bilgi ve belgelerle ortaya çıkarılmış oldu. Alevi kuruluşlarının başındaki bir kaç önemli şahsa yönelmiş olan tehditler, şantajlar, suikast teşebbüslerinin gerçek amacının Türkiye'deki Alevi-Sünni kavgasını daha da keskinleştirmek ve toplumdaki bu yarayı daha da derinleştirmek olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Zaman birlik ve bütünlük zamanıdır. Zaman hepimizin inancına dört elle sarılma ihtiyacı duyacağı bir zamandır" değerlendirmesinde bulundu. 3.ALEVİ ÇALIŞTAYI EKİM AYINDA TOPLANACAK Ehl-i Beyt Vakfı tarafından yaptırılan Akademinin faaliyetlerini öven Arınç, Alevilik ile ilgili yapılan çalışmalara ilişkin de bilgi verdi. Çalışmaların son yıllarda hız kazandığını söyleyen Arınç, bütünleşme ihtiyacının arttığına işaret etti. Arınç şöyle devam etti: "Çok iyi bir noktaya doğru gidiyoruz. Yani bu konuyla ilgili olan bilim adamları, akademisyenler bir araya geliyorlar. Bizzat Bektaşi, Alevi kültürünü de, inancını da devam ettiren büyük zatların himmeti ve katkısı ile bu çalışmalardan ortak bir sonuç çıkarmaya gayret ediyorlar. Sanıyorum Ekim ayının ilk haftası ya da ilk günlerinde 3. Alevi Çalıştayı tertiplenecek. Bu çalışmayla birlikte inşallah somut sonuçlara da ulaşmış olacağız." ifadelerini kullandı.
561093
New York'ta moda rüzgarı...
New York'ta düzenlenen haftası renkli görüntülere sahne oldu...
561583
Ebu Garib’de tutuklular gardiyanlara saldırdı
Ebu Garib’de tutuklular gardiyanlara saldırdı ’ta ve işkenceyle ünlenen Ebu Garib cezaevindeki tutuklular hücrelerinde başlatarak, gardiyanlara saldırdı. Tutukluların muhtemelen kaçmak için başlattığı kargaşa üzerine yetkilileri, Irak askerlerinden yardım istedi. Askerlere helikopterleri de destek verdi. ordu sözcüsü Nicholas Conner, olayın, üç tutuklunun, hücrelerinde dün gece yangın çıkarmasıyla başladığını söyledi. Takviye kuvvetlerinin kontrolü ele geçirmesinden önce çıkan olaylarda tutukluyla, gardiyanın yaralandığı kaydedildi. Ebu Garib cezaevi, Amerikan askerlerinin Iraklılara yaptığı ve kötü muamele görüntülerinin 2004’te yayımlanmasıyla uluslararası dikkatleri üzerine çekmişti.
560643
Sağlık reformuna destek isteyen Obama'ya senatörden tepki: Yalancısın
Obama'nın, "Bazıları bizim sağlık sistemi reformu için çabalarımızın kaçak göçmenlere yarayacağını söylüyor. Bu yanlış." dediği sırada, Wilson "Yalan söylüyorsunuz." diye yüksek sesle itirazda bulundu. Suçlamanın geldiği yöne doğru dönen Obama, "Önerdiğim reformlar, burada kaçak durumda bulunanlara uygulanmayacak." diyerek konuşmasını sürdürdü. Göreve geldiğinden bu yana, en önemli konuşmalarından birini yapan Obama, Kongre'den, sağlık sigortası bulunmayan 46 milyon Amerikalıyı güvence altına alacak reform konusunda partizan mücadeleyi bir kenara bırakarak, reform için kendisiyle birlikte çalışmasını talep etti. "Son 100 yılda sağlık konusuna el atan ilk başkan değilim ama sonuncusu olmayı umuyorum." ifadelerini kullanan Barack Obama, Amerika'nın milyonlarca vatandaşının sağlık hizmeti olmadan yaşamanın zorluklarına katlanmasına izin veren tek zengin ülke olduğuna dikkat çekti. "Didişmenin zamanı değil." diyen Obama, eğer önerdiği reformlar kabul edilmezse sağlık sorunları sebebiyle hayatlarını kaybeden Amerikalıların sayısının daha fazla olacağını belirtti. Amerika'da geçtiğimiz bahar aylarından bu yana tartışılan sağlık reformuna Cumhuriyetçi çevreler, vergilerin ve kamu harcamalarının artacak olmasından dolayı tepkili. Aynı parti yandaşları Obama'yı 'komünist' olmakla suçlamaktan geri kalmadıkları gibi, reformu devletin özel hayata müdahalesi olarak görüyor. Reforma Başkan Obama'nın içinden geldiği Demokrat Partililerden de karşı olanlar var. Başkan Obama'nın en zor iç politika sınavı haline gelen sağlık reformu çalışmasında Amerikan halkının kafası da karışık. Yapılan kamuoyu yoklamalarında Obama'ya güven, reform çalışması nedeniyle yüzde 68'lerden yüzde 50'lere kadar geriledi. Ancak CNN televizyonunun yaptığı son araştırmaya göre Amerikalıların üçte ikisi reformu destekliyor. Ankette reforma karşı çıkanların oranı ise yüzde 25 çıktı.
560641
an ailemi gördüm
Otobüsün üstünde birbirlerine sarılmış kurtarılmayı bekleyen kişilik Kaşıkçı ailesi dehşeti yaşadı. Baba Hüseyin Kaşıkçı, "Artık mücadele etmekten yorulmuştum. an arkama döndüm ve çocuklarımı gördüm sonra da kendimi toparladım" dedi Selden bir belediye otobüsünün tepesine çıkarak kurtulan ve birbirlerine sarılmış halde çekilen fotoğraflarıyla felaketin simgesi olan aileyi SABAH buldu. Anne, baba ve çocuktan oluşan Kaşıkçı ailesi yaşadıkları dehşet dolu dakikaları anlattı. Baba Hüseyin Kaşıkçı, eşi Güldane, ikiz çocukları 11 yaşındaki Enes ve Osman ile diğer oğulları yaşındaki Resul'le beraber salı akşamı Bağcılar'daki akrabalarına iftara gitti. Akrabaları ısrar edince Kaşıkçı ailesi çarşamba günü sahura da kaldı. Sahurun ardından baba Hüseyin Kaşıkçı ve ailesi trafiğe kalmamak için sabah gün aydınlanmadan yola koyuldu. BİR ANDA VURDU Sultançifliği'nde oturan ailenin minibüsü Basın Ekspres Yolu'na geldiğinde saatler 06.15'i gösteriyordu. Aniden başlayan yağmur şiddetini giderek artırdı. Aradan yarım saat geçmemişti ki koca yol sular altında gözden kayboldu. Baba Hüseyin Kaşıkçı, andan sonra hayatta kalmak için verdikleri müthiş mücadeleyi şöyle anlattı: "Yola dolan su minibüsün içine girmeye başladı. Çocuklara suyu boşaltın dedim. Poşetlerle suyu atmaya başladılar. Ama sular bitmek bilmiyordu. Ardından sel gelip bir anda vurdu. Yoldan gelen taşlar minibüsün ön camını kırdı. Dalgalar vurmaya başlayınca içerisi tamamen su doldu. Minibüs sallana sallana dönmeye başladı. Bir ara çok sarsıldık. Artık mücadele etmekten yorulmuştum. anda arkama baktım. Çocuklarımı gördüm, kendimi toparladım. Eğer onları görmeseydim artık kendimi bırakacaktım." "KELİME-İ ŞEHADET GETİRDİM" Dehşet anlarında minibüsün ön koltuğunda oturan anne Güldane Kaşıkçı, hâlâ yaşadığı şokun etkisinden kurtulabilmiş değil. Anne Kaşıkçı "Minibüsün içi su dolunca 'artık öldük' dedim. Eşime 'arabada öleceğimize bari çıkalım da dışarıda ölelim' dedim. Kelime-i Şehadet getirmeye başladım. Bu sırada küçük oğlum Resul bana 'Anne ölecek miyiz?' diye sordu" dedi. Olay görüntülerini televizyonda seyrettiğini söyleyen Güldane Kaşıkçı, "Görüntüleri memleketten annem de seyretmiş beni aradı 'Kızım televizyonda gördük. Sel çok büyükmüş. Kadının biri otobüsün tepesinde oğluna sarılmıştı' dedi. 'Anne kadın benim' deyince de inanamadı" diye konuştu. "ANNE ÖLECEK MİYİZ?" Kaşıkçı ailesinin en küçük ferdi Resul olay anında diğer iki kardeşi ile birlikte minibüsün bagajındaydı. Resul .yaşadıklarını şöyle anlattı: "Annemin dua ettiğini duyunca çok korktuk. 'Ölecek miyiz anne?' diye sordum. Babam ön taraftan çıkmaya çalıştı. Sonra gelen dalgalar bizi geriye itti. Çarpa çarpa gittik. Arkadaki bagajda oturuyordum. Bagaj suyla doluydu. Kapı kırıldı. Su biraz boşaldı. Kapı kırılmasaydı kardeşlerimle ben boğulurduk. Minibüsten inerken suya düştüm. Ağzıma burnuma su doldu. Annem elimi tuttu beni sudan çıkardı. Hep birlikte minibüsün üstüne çıktık. Annem 'kurtulmamız mucize' diyordu." Kaşıkçı ailesinin minibüsü sürüklenirken arkadaki bir İETT otobüsüne çarparak durdu. Ön camdan çıkan baba Hüseyin Kaşıkçı çocuklarını ve eşini minibüsün üzerine çıkardı. Sular daha da yükselince baba çocuklarını çarptıkları otobüsün üzerine çıkardı. Sel felaketinin sembolü olan fotoğrafta anne, baba ve çocuklar birbirlerine sımsıkı sarılmıştı. Korkuyu, endişeyi, yeniden kavuşmayı anlatan bu anın öyküsünü çocuklardan Resul şöyle özetledi: "Sırılsıklam olmuştuk. Otobüsün üzerine çıkınca çok üşüdük. Babam 'Birbirinize sarılın ısınmaya çalışın' dedi. Hepimiz birbirimize sarıldık. Annem bana öyle sarıldık ki boğulacak gibi oldum.
561681
"Yeşil Altın" Hasadına Başlandı
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 150 bin ailenin geçim kaynağı antepfıstığında bu yıl 60 bin ton rekolte bekleniyor. Antepfıstığı, Gaziantep başta olmak üzere Adıyaman, Şanlıurfa, Mardin, Siirt ve Kahramanmaraş'ta binlerce ailenin geçim kaynağı... Genetik yapısı nedeniyle antepfıstığı, bir yıl tam, ertesi yıl yüzde 50 oranında ürün veriyor. Hal böyle olunca da Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde adına yeşil altın denilen antepfıstığının hasadı büyük önem taşıyor. Hasat, Ekim ayının ilk haftasına kadar devam edecek.
560731
Üniversitede Kürtçe eğitim talebine YÖK'ten izin çıktı
Enstitüde Kürtçe yüksek lisans ve doktora programı öncelikli olacak, ancak bölgedeki Arapça, Farsça, Süryanice gibi dillerde de araştırmalar yapılacak. YÖK, Kürt dili ve edebiyatı bölümü veya anabilim dalı kurulmasını 'erken' bulurken, rektörlerin 'ilk planda enstitü kurulması' yönündeki teklifine uydu. Genel kurulda enstitü kurulması 'oybirliği', Mardin'de kurulması ise oyçokluğu ile kabul edildi. Bölüm isteyen üniversitenin rektörünü telefonla arayarak kararı bildiren YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, kurulacak enstitünün sadece Kürtçeyi değil, diğer dilleri de kucaklayan bir çözüm olacağını söyledi. Özcan, yeni bir model geliştirdiklerini belirterek, "Bundan sonra bu türden, yani farklı dilleri konuşan vatandaşlarımıza hizmet edecek bölümlerin açılmasını istediklerinde başka üniversitelere de aynı şeyi yapacağız. Ona da mesela Şark Dilleri Enstitüsü diyebiliriz, Doğu Dilleri Enstitüsü diyebiliriz, ama bu modelde gerçekleştirilecek, altına sadece Kürtçe değil, diğer diller de gelebilsin diye." şeklinde konuştu. Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay ise YÖK'ün kararını 'olumlu' karşılarken, "Enstitüdeki önceliğimiz Kürtçe olacak." dedi. YÖK'e üniversitelerden başka başvuru gelmezken, İstanbul Üniversitesi'nde geçtiğimiz nisan ayında 'Kürdoloji Araştırma Merkezi' kurulmuştu.
560988
İstanbul'da çöp aracında art arda patlamalar
Güngören Ahmet Nafiz Gürman Mahallesi'ndeki çöpleri toplayan belediye temizlik elemanları, Günay sokak üzerindeki bir konteynerini çöp toplama aracına boşalttıktan sonra patlama sesi duydu. Art arda patlamanın meydana gelmesiyle çalışanlar araçtan uzaklaştı. Patlama sonunda araç içindeki çöplerin yanmaya başlaması üzerine olay yerine itfaiye ekipleri çağırıldı. İtfaiye ekipleri yangına müdahale ettiği sırada yeniden patlama sesi duyuldu. İtfaiye ekiplerinin haber vermesiyle olay yerine bomba imha ekipleri sevk edildi. Araçtaki çöpleri boşaltarak incelemelerde bulunan bomba imha uzmanları, herhangi bir patlayıcı maddeye rastlamadı. Patlamaların çöpe atılan kimyasal maddelerden olabileceği belirtildi.
560845
Demirören: Oynansın
Demirören: Oynansın Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, kötü hava şartları nedeniyle ertelenmesi gündemde olan G.Saray-Beşiktaş derbisinin oynanmasından yana olduklarını söyledi. Divan Kurulu'nun iftar yemeğinde konuşan Demirören, “İnşallah yağmur, fırtına olmaz, olursa da inşallah kötü olaylar bir daha başımıza gelmez. Yapacak bir şey yok, kararı federasyon verir. Biz, Beşiktaş olarak maçın oynanmasından yanayız' dedi.
561310
Poliste Amerikan modeli suçlu takibi
filmlerinde görülen, yerdeki bir operasyonun polis helikopteri tarafından takip edilerek merkeze anında görüntü ulaştırılması Türkiye'de de mümkün olacak. Emniyet Genel Müdürlüğü'nce ilde bulundurulan polis helikopterlerine, suçlu takibinde kameralar aracılığı ile çekilen görüntüleri anında merkeze ulaştıran sistem kuruldu. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Antalya'da konuşlu polis helikopterleri, havadan çekilen fotoğraf ve kamera görüntülerini, yer ekibinde bulunan izleme cihazı ile Acil Çağrı Merkezi'ne 'downling' sistemiyle anında aktarabiliyor. Antalya Emniyet Müdürlüğü Havacılık Şube Müdürü Cihangir Gül, geçen mart ayında gönderilen MD600N tipi helikoptere bu sistemin iki hafta önce kurulduğunu, asayiş, kaçakçılık ve terörle mücadele gibi olaylar ve polisiye operasyonlara hava desteği verilirken kullanılacağını söyledi. Sistem ile yukarıdan bir aracın plakası veya bir insanın göz renginin belirlenebileceği görüntü kalitesi sağlanıyor. Ayrıca, sistem termal kameranın yanı sıra, diğer el kameralarıyla da çalışıyor. Amerikan yapımı kişilik uçuş ekibiyle hizmet veren helikopterin saat havada kalabildiğini, azami menzilinin ise 500 kilometre olduğunu kaydeden Gül, geceleyin yerdeki 1000 metrekarelik alanı aydınlatma kapasitesine sahip projektör yer aldığını belirtti. Gül, "Helikopterden çekilen görüntü 112 Acil Çağrı Merkezi'ne 40, hareketli cihazına 10 kilometre uzaklıktan kablosuz görüntü aktarım sistemiyle aktarılabiliyor" dedi.
561884
İlk transparan telefon ortaya çıktı Galeri
Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net'in haberine göre Sony Ericsson, dünyanın ilk transparan ekranlı telefonunu tanıttı. Sony Ericsson'nun yaptığı açıklamaya göre, Xperia serisi yalnızca iş kullanıcılarına yönelik bir ileri teknoloji ürünü değil. Bu ürünler bir moda adımı olacak. Pureness modeli kompleks uygulamalardan çok arama özellikleri ve basit dizaynı ile dikkat çekiyor. Ypılması en zor ürünlerden biri transparan ekrana sahip olan ürünler. Sony Ericsson'nun bu yeni telefonu oldukça fazla ilgi çekeceğe benziyor. Telefonun üzerindeki küçük buğulu pencereden ekrana tam karşıdan bakmanız gerekiyor. Yoksa ekran tam olarak görüntülenemiyor. Sony Ericsson Xperia Pureness Kasımda ayında piyasaya sürülecek. Ürünün fiyatı yaklaşık 700 Euro olacak. Ürünün diğer resimlerine ilerleyen sayfalardan ulaşabilirsiniz.
560319
IMF'den Türkiye açıklaması
IMF sözcüsü David Hawley, Washington'da düzenlediği basın toplantısında, Türk yetkilileri ve IMF'nin olası bir programla ilgili sonuca en kısa sürede ulaşmak istediklerini belirterek, IMF ile yetkililer arasındaki müzakerelerin Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu ekonomik zorlukların aşılması ve orta vadede çözümler konusunda devam ettiğini kaydetti. Hawley, müzakerelerin sonucunu, IMF ve Dünya Bankası yıllık toplantılarının İstanbul'da ve Ekim tarihlerinde yapılmasının etkilemeyeceğini ifade etti.
560961
Konya'daki depremde 100 kişi hastaneye kaldırıldı
Konya Emniyet Müdürlüğü yetkililerinden edinilen bilgiye göre, merkez üssü Selçuklu ilçesine bağlı Sille köyü olan deprem nedeniyle yaklaşık 100 kişi Konya'daki çeşitli hastanelere başvurdu. Başvuranlardan 30'unun düşme sonucu yaralanan, diğerlerinin ise korku ve panik nedeniyle bayılan kişiler olduğu kaydedildi. Yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu belirtilirken, polis olası hırsızlık olaylarına karşı Selçuk ilçesinde asayiş uygulamalarını artırdı.
561518
Topbaş'tan CHP'ye yaylım ateşi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, sel sonrası açıklamalarda bulundu.Topbaş olayların siyasi ranta çervilmek istendiğine dikkat çekerek, bunu yapanları kınadı. Belediye Başkanı Topbaş, "Bizde de sorumluluk var. Özeleştiri yapılmalı. Bodrum katlarının iptaline kadar bütün tedbirler alınacak. Başbakan'la acil önlem planları karar bağlandı. İstimlaklar yapılacak. Baykal'ın bizi aramasını beklerdim. parkın ruhsatları maalesef CHP döneminde verilmiş. Dere yatakları ile ilgili ciddi kararlar alacağız. Büyükçekmece'deki durumdan CHP dönemi sorumlu. Silivri siyasi taleplere kurban gitti." İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, kentte yaşanan selden dolayı sorumlu, suçlu aramanın doğru olmadığını ifade ederek, ''İşin başında olan birisi olarak bizde de sorumluluk var, bizden önce de vardı, bizden sonra da olacaktır. Tüm yönetimde bulunan herkes bu öz eleştiriyi yapmak zorundadır'' dedi. Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi'nde (AKOM) AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen, İSKİ Genel Müdürü Mevlüt Vural ve diğer bürokratlarla birlikte düzenlediği basın toplantısında, kentin gün üst üste sele maruz kaldığını, bu akşam için de uyarılar yapıldığını belirterek, ''Umudumuz, inşallah halkımız, bizler de tedbirli olarak bu sıkıntıları bir daha yaşamayız'' dedi. Yaraların sarılacağını vurgulayan Topbaş, İstanbul gibi bir kentte yaşam alanlarının geçmişten günümüze kadar gelen düzenlemelerinde bazı sıkıntı ve problemler olabileceğini bildirdi. Topbaş, ''Bu olayda suçlu ve suçlular arama gibi bir tabir kullanmak istemiyorum. İşin başında olan birisi olarak bizde de sorumluluk var, bizden önce de vardı, bizden sonra da olacaktır. Tüm yönetimde bulunan herkes bu öz eleştiriyi yapmak zorundadır. Çünkü halkın önünde yönetimde bulunanlar olarak bizler problemleri daha dikkate almamız gerekiyor'' diye konuştu. Topbaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında dün Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde ilgili bakanlar ve bürokratlarla toplantı yapıldığını anımsatarak, şunları kaydetti: ''Toplantı sonucunda kısa, orta ve uzun vadede ve acil önlem planları yapıldı ve karara bağlandı. Bu çerçevede çalışmalar sürdürülmekte. Belki biraz acımasız olacağız, bazılarının canı yanacak, kimse kusura bakmasın. Gereken soruşturmaların başlatılması talimatını verdik. İstimlak gereken yerlerde istimlak, bodrum katlarının etkileneceği noktalarda bodrum katlarının iptaline kadar bütün tedbirler alınacak. Dere yatakları, etkilenme alanlarının üzerindeki bütün çalışmaları sürdüreceğiz ve istimlak gibi gereken çalışmaları yapacağız. Özellikle bu konuda medya ve yargıdan destek bekliyorum. Çünkü istimlak ile ilgili gittiğimiz kararlarda yürütmeyi durdurma kararları alınmakta. Bunu aşmanın yolu seri kararlar alabilmekte.
560836
Esprili başlangıç
Esprili başlangıç Kıbrıs'ta kilise kriziyle rafa kaldırılan müzakarelerin 2. turu başladı. Görüşmeye Talat'ın 'çivili sandalye” esprisi damgasını vurdu LEFKOŞA (A.A) Hristofyas'ın Eylül'de yapılması beklenen görüşmeyi, Rumların, KKTC'deki Ay Mamas kilisesinde düzenlenecek ayine katılmamasını bahane ederek iptal etmesiyle patlak veren kriz dün çözüldü. Kıbrıs'ta ikinci turu dün başlayan müzakerelerde KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, 'federal yürütme' ile ilgili farklılıklarını yakınlaştırmak amacıyla yeni öneriler sundu. Görüşmede liderlerin, Yeşilırmak krizini 'geride bırakmaya' karar verdiği belirtildi. Talat ve Hristofyas, daha sonra ara bölgede gerçekleştirilen sergilerden birinin açılışına katıldı. Talat, sergiyi gezerken, üzerinde çiviler bulunan bir sandalyeyi işaret ederek, 'Bunu Sayın Hristofyas'a hediye edebilir miyim?' diye espri yaptı. Hritofyas da Kıbrıs'ta iki toplum için 'sandalyenin tamiri' yönünde çalıştıklarını belirtti.
562036
Putin, Rus rublesinin güçlenmesine karşı
Başbakanı Vladimir güçlü para biriminin ülkenin ekonomik yapılanmasını zayıflatacağı gerekçesiyle Rus rublesinin öncesindeki seviyesine yükselmesine izin verilmemesi gerektiğini söyledi. Moskova yakınlarındaki konutunda Rus uzmanlarla yaptığı toplantıda, "Makro ekonomiyi yeniden canlandırmalı ve enflasyonu düşürmeliyiz. Ulusal para biriminin önceki yıllarda olduğu gibi güçlenmesine izin vermemeliyiz" diye konuştu. Faaliyette olan bazı bankaların kısa vadede küçülebileceği ancak daha istikrarlı kreditörler haline geleceğini kaydeden bunun insanların Rus mali kurumlarına yönelik güvenini artıracak olumlu bir gelişme olacağını söyledi. gayrı safi milli hasılasında bu yılın ikinci yarısında yaşadığı yıllık yüzde 10,9'luk düşüşle son 10 yılda ilk kez resesyonla karşılaşırken, Rus rublesi geçen yaz ayından beri yüzde 25'ten fazla değer kaybetti. Bazı Rus politikacılar geçen rublenin karşısındaki değerinin 30-40 ruble aralığında olması önerisinde bulunurken, analistler böylesi bir adıma rublenin uluslararası piyasalarda oldukça değerli olduğu gerekçesiyle karşı çıkıyor.
561155
Bu gece Kadir Gecesi olabilir
gece Kadir Gecesi olabilir Ramazan ayının son on günü içerisinde aranması gerektiği belirtilen Kadir Gecesi büyük önem taşıyor. Zaman Gazetesi Cuma eki yazarı Süleyman Sargın bu haftaki köşe yazısında Kadir Gecesi'nin önemini kaleme almış. İşte yazı: Efendiler Efendisi'nin mübarek beyanlarıyla dünya ahiretin tarlası. Bu sebeple ahiretimiz adına çok bereketli bir hasat mevsiminde bulunmanın tatlı heyecanını yüreklerimizde hissediyoruz. Kur'an'da adı geçen tek ay Ramazan; tek gece de Kadir Gecesi. Bu bereketli ve müstesna zaman diliminin şeref ve kıymetini Yüce Yaratıcı haber veriyor. kadar ki, bu gece içinde tecelli edecek rahmetin ve mazhar olunacak ekstradan lütufların anlatılması için Kadr Sûresi namıyla müstakil bir sûre-i celîle inzal buyurulmuş Kadir Gecesi'nin hangi gece olduğu meçhul. Onun Ramazan ayında, Ramazan ayının son on gecesinde veya son yedi gecesinde, hatta Ramazan'ın tek olan son gecelerinde aranması hususunda rivayetler var. Nebiler Sultanı (sallallahu aleyhi ve sellem) Ramazan-ı şerifin son on gecesinde itikâfa girer ve ev halkını da ibadete sevk ederdi. İtikâfın son on gecede olması ve Fecr Sûre-i Celîlesi'ne "on geceye yemin" ederek başlanması Kadir Gecesi'nin Ramazan'ın sonunda aranması hususundaki kanaatleri güçlendiriyor. Kadir Gecesi'nin bilinmemesinin pek çok hikmeti olsa gerek. Bir kere gecenin bin aydan hayırlı olması ve bütün melaike ve ruhanilerin gece yeryüzünü şereflendirmeleri bile bu özel zaman diliminin kolayca bulunamamasını gerektiriyor. Böyle olunca inanan insanlar hem tembellikten kurtuluyor hem de Kadir Gecesi'ni yakalayabilme arzusuyla Ramazan boyunca gecelerini değerlendiriyor. Tabii gizli tutulan sadece Kadir Gecesi değil. Cuma günü içerisinde duaların kabul olacağı icabet saati; beş vakit namaz içerisinde salât-ı vustâ; İlahi isimler içerisinde İsm-i A'zam; büyün taatler ve ibadetler içerisinde rızay-ı İlahi; zaman içerisinde kıyamet ve hayat içerisinde ölüm gizli bırakılmış. Bunların gizli tutulmasında maksat, müminlerin uyanık, dikkatli ve devamlı Allah'a ibadet ve taat içerisinde olmalarını sağlamak. Bu sebeple Ramazan'ın sonuna yaklaştığımız şu günlerde her geceyi Kadir Gecesi olabilir ümidiyle dolu dolu değerlendirme gayreti içinde olmak gerekiyor. Bilemiyoruz, belki bu gecedir Kadir Gecesi, belki yarın; ya da bir başka gün. Ama bildiğimiz bir şey var; Kadir Gecesi bizim için ömrümüzün fırsatı. Ve o, bu son on günün içine saklanmış, adeta "Ey ahiretini kazanmaya çalışanlar, ey rıza-yı İlahî peşinde koşanlar, ey Nebiler Sultanı ile Kevser havuzlarının başında buluşmak isteyenler, ey affına ferman arayanlar, ey cemâlullah ile müşerref olmak arzusuyla dolup taşanlar, ey kul olmayı en büyük paye sayanlar, ey nasipliler, ey bahtiyarlar ve ey talihliler! Gelin, ne olur gafleti bir kenara bırakın, gecelerde bülbüller gibi şakıyın, seccadelerinize bayram yaşatın, yudum yudum Kur'an içirin kalbinize, istiğfarla doldurun yüreklerinizi ve bu on günde beni bulun!" diye haykırıyor. Allah Resûlü de, ümmetinin bu fırsatı en iyi şekilde değerlendireceğini ümit ediyor ve şöyle buyuruyor: "Kim Kadir Gecesi'ni faziletine inanarak ve mükâfatını sadece Allah'tan bekleyerek ibadet ve taatle geçirirse geçmiş günahlarının tamamı bağışlanır." Bu son günleri değerlendirip Kadr'in bereketine mazhar olmak adına normal Ramazan günlerimizin de ötesinde daha diri, daha zinde ve daha dolu bir kulluk performansı ortaya koymakta fayda var. Nafile namazları olabildiğince artırmak, günlük hedefler belirleyerek teravihin dışında yirmi, kırk, altmış ve hatta yüz rekât namaz kılmaya çalışmak bir yol olabilir. Yüz rekât namaz belki gözümüze çok görünüyor ama maneviyat büyüklerinin hemen hepsi her gün yüzlerce rekât namaz kılıyorlardı. Basit bir zaman hesabı bile yapsak, aslında yüz rekât namazın bir futbol maçına ya da bir dizi filme ayırdığımız zamandan daha fazla sürmediğini göreceğiz. Yeter ki biz, bu azmimizi nefis ve şeytanın ürettiği mazeretlerin ve evhamların dumanı altında boğmayalım. halde gelin, bu günleri fırsat bilerek hayatımızda belki daha önce hiç yapmadığımız bir şeyi yapalım ve seccadelerimizle barışalım. Her gece veya hiç olmazsa tek gecelerde her iki rekâtta bir selam vererek yüz rekât namaz kılalım. Böylece Ramazan vesilesiyle güzel bir alışkanlık kazanalım ve bunu zaman zaman tekrarlayarak hayatımızın önemli bir parçası haline getirelim. Kur'an'ın Kadir Gecesi'nde nazil olmaya başlaması bu gecede Kur'an okumanın değerini anlamamıza yetiyor. Evrad ezkâr, Salâvat-ı Şerifeler ve okunacak daha pek çok dua bu gecelerin kadrini artıracak. Birtakım zamanlarda mesai yapanlara normal zamanların birkaç katı fazla ücret verilir. Bazı olayların yıldönümleri ikramiye günleridir. Krallar tahta çıktıklarında cülus bahşişi dağıtırlar. Bazen genel af ilan edilir ve çok büyük cezalar dahi bağışlanır. İçinde bulunduğumuz bu geceler ise bunlarla mukayese edilemeyecek kadar değerlidir. Çünkü onların sahibi Latîf'tir, Cevvâd'dır, Kerîm'dir, Gaffâr'dır, Afüvv'dür. Onların sahibi ALLAH'tır. O'nun hazinesi, cömertliği, keremi, bağışlaması başkalarınınkine benzemez. O, insanlara göre ne kadar büyükse, O'nun bahşişi, lütfu, keremi ve affı da onlarınkine göre kadar büyüktür. Hazineler onun olduğuna göre, kime ne kadar vereceğini de bilir. İşte Kadir Gecesi, O'nun Muhammed ümmetine bir bahşişi, bir genel af ilanı ve bir ikramiyesidir. Rızasını tahsil adına adeta özel bir pazar ve bir yağma mevsimidir... Haydi, pazar ola...
560674
Tony Sylva’ya FIFA cezası
’un başarılı kalecisi ’ya şok haber! Senegalli filebekçisinin eski kulübü Lille’e 1.1 milyon euro ödemesine karar verdi Karara gerekçe olarak, Sylva’nın kontratının bitiminden bir yıl önce, telafi edici zararları ödemeden Lille kulübünden ayrılması gösterildi. Olayı ’ya taşıyan Lille kulübü, 2008-2009 sezonunun başında bordo mavililere imza atan Sylva’dan şikayetçi oldu. Lille kulübü tarafından yapılan açıklamada “Bu hafta, futbolunun en yüksek otoritesi, Lille’in talebinin haklılığını tasdik etti. Tek taraflı olarak sözleşmesini fesh eden bir futbolcu, kulübüne tazminat ödemelidir” ifadelerine yer verildi. Açıklamada, FIFA’nın ayrıca Sylva’nın menajeri ile ilgili olarak bir disiplin soruşturması başlattığı belirtildi.
561816
"DYG'ye ceza eleştiriye tahammülsüzlük"
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu'ndan yapılan açıklamada, "Maliye Bakanlığı'nın, Doğan Yayın Grubu'na kestiği fahiş para cezasının, halkın bilgilenme hakkına vurulmuş bir darbe olduğu" savunuldu. TGC'nin yazılı açıklamasında, demokrasilerde, özgür basının görevlerinden birinin siyasal iktidarları eleştirmek olduğu, "demokratik açılımlar" sözü ile yola çıkanların, basın özgürlüğüne saygıyı da unutmaması gerektiği belirtildi. Sorunun aslında bir demokrasi sorunu olduğu ifade edilen açıklamada, "Basın emekçilerinin sorunlarına nicedir duyarsız kalan siyasal iktidarın, şimdi de basın emekçilerinin yoğun olarak çalıştığı bir grubu yüksek para cezaları ile sindirmek, yayıncılığın dışına itmek istediği" öne sürüldü. Basın mesleğindeki işsizler ordusuna yenilerinin eklenmesinin kaçınılmaz olacağı belirtilen açıklamada, "Maliye Bakanlığı'nın, Doğan Yayın Grubu'na kestiği fahiş para cezası, halkın bilgilenme hakkına vurulmuş bir darbedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nce verilen birçok kararda, basının hükümetleri eleştirme sınırının çok geniş olduğu vurgulanmasına karşın, ülkemizde iktidarın eleştiriye bu denli tahammülsüzlüğünü, demokrasi anlayışıyla bağdaştıramıyoruz. TGC olarak, ülkede barışı sağlama adına olumlu adımlar atan siyasal iktidarın, basına yönelik acımasız tutumuna bir son vereceğine, halkın bilgilenme, öğrenme hakkı demek olan basın özgürlüğüne gereken özeni göstereceğine inanmak istiyoruz" denildi.
560962
Ölen gazetecinin kalbi İzmir'e nakledildi
Bodrum'da beyin kanaması geçiren ve Bodrum Devlet Hastanesine kaldırılan gazeteci İsmet İlerigelen'in (54) beyin ölümü gerçekleşmiş, İlerigelen'in organları ailesi tarafından bağışlanmıştı. İsmet İlerigelen kalbi, Ege Ordu Komutanlığı tarafından tahsis edilen helikopterle İzmir'den Bodrum'a giden Prof. Dr. Baran Uğurlu tarafından alındı. Kalp, daha sonra Gaziemir askeri havaalanına getirildi. Buradan da Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kara yoluyla saat 03.00 sıralarında ulaştırıldı. Kalbin, organ bekleyen ve aynı hastanede tedavi gören İsmail Annakkaya'ya (50) nakledileceği öğrenildi. İlerigelen'in karaciğerinin İzmir Özel Kent, böbreklerinin ise İzmir Yeşilyurt Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastaneleri'nde yatan hastalara nakledileceği bildirildi.
562110
İstanbul ve Ankara'da elektrik kesintisi
Bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle Esenler'de elektrik kesintisi uygulanacak. Boğaziçi Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi'nden (BEDAŞ) yapılan açıklamaya göre kesinti programı şöyle: Esenler'de 14 Eylül Pazartesi 08.00-16.00 saatleri arasında; Kazım Karabekir Mahallesi Bahadır Sokak. 15 Eylül Salı günü 08.00-16.00 saatleri arasında; Kazım Karabekir Mahallesi 1025. Sokak, 16 Eylül Çarşamba günü yine aynı saatler arasında; Kazım Karabekir Mahallesi Şehit Abdurrahman Ay Sokak ve çevresi. -BAŞKENTTE ELEKTRİK KESİNTİSİ Yıllık periyodik işletme, hat bakım, onarım ve çalışmaları nedeniyle, 14, 15, 16 Eylül tarihlerinde Ankara'nın bazı yerlerine elektrik verilemeyecek. Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş'den yapılan açıklamaya göre, elektrik alamayacak yerler ve saatleri şöyle: 14 Eylül Pazartesi günü, 06.00-07.30 saatleri arasında; Çankaya ilçesine bağlı, Tahran Caddesi 27 numara ve civarı, İran Caddesi 17 numara, Billur Sokak numara 24 ve civarı, City Hospital, Kavaklıdere Umut Hastanesi, Bülten Sokak numara 70 ve civarı, Keçiören'de, 10.00-15.00 saatleri arasında; Yayla Mahallesi, Yozgat Bulvarı, Arkadaş Sokak 4, 20, 26, 40, 41 sokaklar ve civarı, Kazan'da, 11.00-13.00 saatleri arasında; Fatih Mahallesinin ve Yıldırım Beyazıt Mahallesinin bir kısmı 10.00-15.00 saatlerinde, Kayı Mahallesinin bir kısmı, Altındağ'da, 09.00-14.00 saatleri arasında; Fatih, Hürriyet, Sultan Murat mahalleleri, Altındağ Caddesi ve civarı. 15 Eylül Salı günü, Keçiören'de 10.00-15.00 saatleri arasında; Ayvalı Mahallesi, Ayvalı Caddesi, Silopi Sokak, Varto sokaklar, Yeni Etlik Caddesi 35, 65, 68'inci sokaklar ve civarı, Şehit Kubilay Mahallesi, Özlem Caddesi, Mehtap Caddesi, 1. Cadde, 108, 117, 146'ncı sokaklar ve civarı, Şehit Kubilay Mahallesi, Değirmendere Caddesi, 1731, 1724, 1733'üncü sokaklar ve civarı, Kazan'da, 10.00-15.00 saatleri arasında; Yıldırım Beyazıt Mahallesinin bir kısmı, Kızılcahamam'da, 09.00-14.00 saatleri arasında,; Demirciören, Mahkeme Ağcin, Değirmenönü, Peyikler, Çavuşlar, Bezcikuzören, Kocalar, Binkoz, Abacı, Bağören, Başören, Kuşçuören, Yakakaya, Kızık, Kalemler, Yukarı Ada, Gümele köyleri, Çeltikçi beldesi, Güney Saray, Başağaç, Alpagut, Kışlak, Bademli, Öz Çaltı, Bağlıca, Kurumcu, Aşağı Höyük, Yukarı Höyük, Ç. Kınık, Tahtalar, Bayındır, Gümele köyleri, Uğurlu köyü ve mahallesi, Kızılca köyü, İnceğiz, Karacaören, Sazak köyleri ve mahalleleri, Saraycık köyü, Hastaş kum ocağı, GSM Bezcikuzören Avea, Abdi Arıkan Besi Çiftliği, TCK Çeltikçi Gişeleri, Aydınlar Petrol, TCK Kızık Dinlenme Tesisleri, GSM Kızık Turkcell ve GSM Kızık Avea, Adem Çevik, Aski Alicin, GSM Gümele Turkcell ve Vodafone, Karademir Un Fabrikası, Veysel Özer Besi Çiftliği, Anakız Kalay Besi Çiftliği, Molla Madencilik AŞ., Yunus Yıldız Besi Çiftliği, Dağıstan Kum Ocağı, TRT Kurumcu İstasyonu, GSM Kurumcu Turkcell, Başkent Üniversitesi Davutlar yanı spor tesisleri, İnceğiz köy su pompası, Altındağ'da, 09.00-14.00 saatleri arasında; Yeni Ziraat Mahallesi Altındağ Kaymakamlığı, 12, 13, 14'üncü sokaklar ve civarı, 16 Eylül Çarşamba günü, Çankaya'da 09.00-14.00 saatleri arasında; Balgat Ceyhun Atıf Kansu Caddesinin bir kısmı, İlhami Soysal sokak ve civarı, Eski 30, 31, 32'nci sokaklar, Çetin Emeç Bulvarı ve 4'üncü sokaklar, Çevre Sitesi, Yenimahalle'de, 09.00-13.00 saatleri arasında; Macunköy Mahallesi 17. Cadde, 49, 50, 51, 52'nci sokaklar, Macunköy Metro İstasyonu, Çağrı Birlik Sitesi ve civarları, 10.00-15.00 saatleri arasında, Şehit Kubilay Mahallesi, Özlem Caddesi, 117, 125'inci sokaklar ve civarı, Kazan'da 10.00-15.00 saatleri arasında; Ahi Mahallesi'nin bir kısmı, Altındağ'da, 09.00-14.00 saatleri arasında; Zübeyde Hanım Mahallesi, Çamlıdere, Bahçıvan, Ağaçlar, Aslanbey Caddesi, Özel Ulus Hastanesi,
561655
Teröristler Tunceli’de iş makinelerini yaktı
Teröristler Tunceli’de iş makinelerini yaktıFerit DEMİR/TUNCELİ, (DHA) TUNCELİ’de PKK’lı teröristler yol yapım çalışmalarında kullanılan özel bir firmaya ait iş mekinesini dün akşam saatlerinde ateşe vererek yaktı. Tunceli merkeze bağlı Geyiksuyu ile Taşıtlı köyleri arasında yol yapım çalışması yürüten özel bir şirkete ait iş makinesi, teröristler tarafından yakılarak kullanılmaz hale getirildi. Dün saat 18.20'de Tunceli-Hozat ve Ovacık karayolunun yapımında çalışan özel şirkete ait iş makinelerin bulunduğu Hozat-Tunceli arasındaki Taşıtlı Köyü yakınlarındaki Korutepe bölgesine 1’i kadın terörist geldi. Teröristler, iş makinalarının operatörlerini ve yol çalışmasına katılan diğer işçileri bir araya toplayarak, bir süre örgüt propgandası yaptı. Teröristler, daha sonra “Bu araçlar Munzur Vadisi’nde yapılacak barajlar için yol çalışması yapıyor. Biz bu barajların yapılmasına karşıyız, bu nedenle iş makinelerin burada çalışmasını istemiyoruz ve yakacağız” dedi. Teröristler, ardından depolarından çektikleri yakıtları, iş makinesine dökerek ateşe verdi. Araçlar kullanılamaz hale gelirken, teröristler işçilerden gasp ettikleri cep telefonunu da yanlarına alarak kaçtılar. Gece olay yerine giden Tunceli ve Hozat itfaiye ekipleri, iş makinelerine müdahale etti. Ancak araçlar kullanılamaz hale geldi. Tunceli Valiliği’nden olayla ilgili yapılan yazılı açıklamada, yol çalışması yapan özel firmaya ait araçların PKK’lı teröristler tarafından yakıldığı belirtilerek, bölgede hava destekli geniş çaplı operasyonların devam ettiği belirtildi. Hozat Cumhuriyet Savcısı sabah saatlerinde iş makinelerinin yakıldığı bölgede jandarma ekipleriyle incelemelerde bulundu. Yapılan tespitlerde yakılan iş makinesinin toplam değerinin yaklaşık 900 bin TL olduğu belirtildi.
562060
Mısır'da açıktan oruç yiyen tutuklanıyor
Ramazan ayında oruçlu olanlara saygı gösterilmesinin gerektiğine inananlar uygulamayı desteklerken, insan hakları savunucuları polisin özel hayata müdahale etmemesi gerektiğini söylüyor. Mısır polisi, son günlerde Said Mısr olarak bilinen Mısır'ın güneyindeki şehirler, Kızıl Deniz bölgesi ve Kahire'nin güney batısındaki bölgelerde böyle bir uygulama başlatmıştı. Polisin tutukladığı şahıslardan bazılarını iftar vaktine kadar tuttuktan sonra salıverdiği, bazılarını ise bir kaç saat tuttuktan sonra serbest bıraktığı, hiç kimse hakkında suç duyurusunda bulunarak savcılığa sevk etmediği öğrenildi. Bir kaç yıl önce Mısır İçişleri Bakanlığı tarafından, Ramazan ayında açıktan yiyip içenlerin cezalandırılacağı şeklinde bir kararname yayınlanmıştı. 85 milyon nüfusa sahip Mısır'da 8-10 milyon civarında Hıristiyan Kıpti bulunuyor.
561257
Moldova cumhurbaşkanı istifa etti
Devlet kanalı Moldova 1'de bu sabah yayınlanan mesajında Voronin, "Cumhurbaşkanlığı görevini bırakıyorum ve bütün ekibimle muhalefete geçiyorum." açıklamasında bulundu. Voronin, geçen hafta istifa niyetini açıklamıştı. Moldova Komünist Partisi lideri Vladimir Voronin, 4'er yıllık iki dönem cumhurbaşkanlığı görevini yürütmüştü. Ancak üçüncü kez adaylığı anayasal engele takılmıştı. Parlamento çoğunluğuna sahip Batı yanlısı ittifakın cumhurbaşkanı seçebilmesi için oya daha ihtiyacı bulunuyor. Anayasaya göre meclis cumhurbaşkanını seçemediği takdirde kendini feshedecek ve parlamento seçimleri yenilenecek.
561743
Genelkurmay: PKK'ya büyük zayiat verdirdik
Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler, Siirt'in Eruh ilçesinde meydana gelen çatışma sonrasında bölücü terör örgütüne ait telsizlerin dinlenilmesinden elde edilen bilgilere göre, bu çatışmada teröristlerin çok sayıda ölü ve yaralıları olduğunun anlaşıldığını bildirdi. Tümgeneral Güler, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'ndaki haftalık basın bilgilendirme toplantısında yaptığı açıklamada, Eylül 2009 günü Siirt'in Eruh ilçesinde yapılan arazi arama-tarama faaliyeti esnasında bölücü terör örgütü mensupları ile temasa girildiğini, beş erin şehit olduğunu, bir astsubay ile erin yaralandığını hatırlattı. Teröristlerle sağlanan ikinci temasta, astsubayın şehit olduğunu, bir üsteğmen ve iki uzman jandarma çavuşun yaralandığını belirten Tümgeneral Güler, ''Bölücü terör örgütüne ait telsizlerin dinlenilmesinden elde edilen bilgilere göre, bu çatışmada teröristlerin çok sayıda ölü ve yaralıları olduğu anlaşılmaktadır'' dedi. Aynı gün Çukurca'nın kuzeydoğusundaki Cevizli mevkisinde yapılan operasyonda, bölücü terör örgütü ile sağlanan temasta bir astsubayın şehit olduğunu, bir uzman jandarma çavuşun yaralandığını hatırlatan Tümgeneral Güler, aynı bölgede ve 10 Eylül 2009 tarihlerinde çıkan çatışmalar sonucu, üç bölücü terör örgütü mensubunun silahları ile birlikte etkisiz hale getirildiğini bildirdi. Tümgeneral Güler, Eylül 2009 tarihinde ise Van'ın Başkale ilçesine bağlı Albayrak Hudut Taburu bölgesinde, yapılmakta olan arama-tarama faaliyeti esnasında, bölücü terör örgütü tarafından döşenen mayının patlaması sonucu, bir astsubay ve iki uzman çavuşun şehit olduğunu, beş askeri personelin yaralandığını kaydetti. Tümgeneral Güler, ''Şehit olan personelimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifa, değerli ailelerine ve yüce milletimize sabırlar diliyoruz'' dedi. Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Tümgeneral Güler, Eruh'taki çatışmanın ardından teröristler arasındaki telsiz konuşmalarının içeriğinin sorulması üzerine, telsiz görüşmelerinde, Eruh'ta meydana gelen olayda ölülerin başka bir bölgeye götürülmesi ve yaralıların tedavi edilemeyecek durumda ise ''gerekli işlemin yapılması'' şeklinde konuşmaların bulunduğunu belirtti. Tümgeneral Güler, teröristlerin, daha önce yapılan operasyonlardan da genel hareket tarzlarının bilindiğini kaydetti. bölgede ne kadar büyük bir terörist grubu ve TSK personeli olduğunun sorulması üzerine Tümgeneral Güler, her operasyonun kendi içerisinde değişik özelliği bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: ''Yapılan faaliyetler büyük bir arazi parçasında değerlendirildiği zaman, çatışmanın yaşandığı faaliyet ile yaşanan operasyonun büyüklüğünü değerlendirmek gerekir. Büyük bir bölgede birlikte yapılan faaliyette çatışma küçük bir alanda çıkmaktadır. Çatışmaya maruz kalan unsur andaki unsurdur ama sayı hakkında kesin bir bilgi vermek mümkün değildir.'' ''TSK, BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELESİNDE, EN SON TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLİNCEYE KADAR, BÜTÜN FAALİYETLERİNE PLANLANDIĞI ŞEKİLDE DEVAM EDECEKTİR'' Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler, ''Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), bölücü terör örgütüyle mücadelesinde, en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar, bütün faaliyetlerine planlandığı şekilde devam edecektir'' dedi. Tümgeneral Güler, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'ndaki haftalık basın bilgilendirme toplantısında soruları yanıtladı. Marmara'daki selden TSK unsurlarının etkilenip etkilenmediğinin sorulması üzerine Tümgeneral Güler, yoğun yağmur nedeniyle kışla içerisinde çeşitli, göz ardı edilebilecek hasarların oluştuğunu ancak herhangi bir can ve büyük bir mal kaybının yaşanmadığını söyledi. Demokratik Toplum Partisi yöneticilerinin, operasyonların durdurulması taleplerinin hatırlatması üzerine Tümgeneral Güler, ''Bildiğiniz gibi Türk Silahlı Kuvvetleri, bölücü terör örgütüyle mücadelesinde, en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar, bütün faaliyetlerine planlandığı şekilde devam edecektir. Bununla ilgili de 25 Ağustos 2009 tarihinde Zafer Haftası nedeniyle Sayın Genelkurmay Başkanımız'ın yaptığı açıklamayı bir kez daha dikkatli okursanız, bu konudaki sorulara yeterli cevabı bulacağınızı değerlendiriyorum'' dedi. Van'ın Başkale ilçesinde, Eylülde mayına basma sonucu askerlerin şehit olduğu olayda, ''kullanılan mayının basma düzenekli mi, uzaktan komutalı mı'' olduğu sorusu üzerine Tümgeneral Güler, her olayın ardından olayın teknik incelemesinin yapıldığını söyledi. Tümgeneral Güler, ''Buna 'hangisi' şeklinde cevap vermek uygun olmaz diye değerlendiriyorum. Ancak bu, arazide, bizzat bölücü terör örgütü tarafından döşenen mayının patlaması sonucu gerçekleşen bir olaydır. Herhangi bir araç içerisinde değil, arazide arama-tarama faaliyeti esnasında gerçekleşmiştir'' diye konuştu. Bir gazetecinin, modernize edilen M-60 tanklarında bazı sorunlar yaşandığı yönündeki haberlerin basına yansıdığını belirtmesi üzerine Tümgeneral Güler, modernize edilen M-60 tanklarının bazılarında başlangıçta geri vites ve titreşim problemi ortaya çıktığını ifade ederek, söz konusu problemlerin firma tarafından geliştirilen bir yazılım ile çözüldüğünü kaydetti. Şu an itibarıyla herhangi bir sorun bulunmadığını vurgulayan Tümgeneral Güler, detaylı bilginin Savunma Sanayii Müsteşarlığından alınabileceğini söyledi. İstanbul'daki selde, bir tugayın bölgesinde bulunan göletten taşan suların etkili olduğu yönünde haberlerin basında yer aldığının anımsatılması üzerine Tümgeneral Güler, bu göletin, birliklerin sulardan geçiş eğitiminde kullanılan, tankların ve zırhlı personel taşıyıcıların bu eğitimi yapmaları için oluşturulan bir gölet ve eğitim arazisi olduğunu bildirdi. Tümgeneral Güler, ''Hepinizin bildiği gibi, şiddetli yağmur, felaketin yaşandığı bölgeye olduğu gibi, bölgeye de düşmüştür. bölgedeki yağmurun bir kısmının oraya gitmesi olabilir ama göletin belirtildiği şekilde bir hasara neden olduğu şekilde herhangi bir bilgi yoktur'' dedi. -''BİR MUHABİRE DAVA AÇILDI''- Toplantıda, Genelkurmay Başkanlığı Hukuk Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu ise hukuki konulara ilişkin soruları yanıtladı. Tuğgeneral Çubuklu, ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' haberleriyle ilgili soruşturma konusundaki gelişmelerin sorulması üzerine, İstanbul'da Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen dosya hakkında bilgi aldıklarını, bir muhabirle ilgili dava açıldığını kaydetti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen dosya ile ilgili resmi bir bilgi alınmadığını belirten Tuğgeneral Çubuklu, ancak basında yer alan bilgilerden, soruşturmanın devam ettiğinin anlaşıldığını kaydetti. Ağrı'nın Eleşkirt ilçesindeki bir birlikte bir erin intihar ettiği yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine Tuğgeneral Çubuklu, olayın Eylül 2009 günü 200 metre atış alanı içinde meydana geldiğini söyledi. Tuğgeneral Çubuklu, ''89'a tertip erlerin atış eğitimi sırasında, atış alanında şehit olan asker Volkan Kamalak, silahı ile kendisini çene altından vurmak suretiyle vefat etmiştir'' dedi. Bu bilgilerin olayla ilgili ilk bilgiler olduğunu dile getiren Tuğgeneral Çubuklu, Ağrı Askeri Savcılığı tarafından olaya derhal müdahale edildiğini, halen soruşturmanın devam ettiğini bildirdi. Tuğgeneral Çubuklu, soruşturmanın gelişen aşaması ile ilgili tekrar bilgi verileceğini de kaydetti. -''SEL FELAKETİ YAŞANAN İKİ GÜN BOYUNCA KURTARILAN VATANDAŞ SAYISI TOPLAM 274 OLMUŞTUR. BUGÜN VE HAFTA SONU YAŞANACAK YENİ SEL İHTİMALLERİNE KARŞI GEREKLİ TEDBİRLER ALINMIŞTIR'' Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler, sel felaketi yaşanan iki gün boyunca TSK tarafından kurtarılan vatandaş sayısının toplam 274 olduğunu belirterek, bugün ve hafta sonu yaşanacak yeni sel ihtimallerine karşı gerekli tedbirlerin alındığını bildirdi. Tümgeneral Güler, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'ndaki haftalık basın bilgilendirme toplantısında yaptığı açıklamada, Marmara bölgesinde yaşanan ve olumsuz meteorolojik koşullardan kaynaklanan sel felaketinde, TSK'nın mevcut imkanlarının, vatandaşlara destek sağlamak amacıyla seferber edildiğini söyledi. Yaşanan sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileyen Tümgeneral Güler, TSK'nın olayla ilgili, ilk andan itibaren harekat merkezini takviye ettiğini ve merkezin 24 saat esasına göre çalışmaya başladığını belirtti. Mahallindeki Garnizon Komutanlıkları ve Mülki Amirler ile temas ve koordine içinde olunduğunu ifade eden Tümgeneral Güler, sel felaketi esnasında, arama-kurtarma faaliyetleri kapsamında, Eylül 2009 günü, Çatalca ve Silivri bölgelerinde; ''Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait arama-kurtarma helikopteri ile 36 vatandaşın, Hava Kuvvetleri Komutanlığına ait arama-kurtarma helikopteri ile 17 vatandaşın, Sahil Güvenlik Komutanlığına ait arama-kurtarma helikopteri ile 10 vatandaşın, Sahil Güvenlik Komutanlığına ait çeşitli tip botlar ile sel sularının denize akan kısmında icra edilen arama-kurtarma faaliyetlerinde vatandaşın, SAS, SAT personeli ve dalgıçlardan oluşan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurtarma Timi tarafından 26 vatandaşın kurtarıldığını'' kaydetti. Karadan yapılan çalışmaların da 3. Zırhlı Tugay Komutan Yardımcılığı tarafından, Saray ilçe merkezinde 60 personelden (4 subay, astsubay, 12 uzman erbaş, 36 erbaş/er) oluşan kurtarma ekibi ile yürütüldüğünü belirten Tümgeneral Güler, Eylül günü, TSK'nın arama-kurtarma faaliyetleri kapsamında, havadan ve karadan 97 kişinin kurtarıldığını bildirdi. Tümgeneral Güler, Eylül 2009 günü ise İkitelli, Esenyurt, Büyükçekmece bölgelerinde; ''Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait arama-kurtarma helikopteri ile 66 vatandaşın, Hava Kuvvetleri Komutanlığına ait arama-kurtarma helikopteri ile 26 vatandaşın, Sahil Güvenlik Komutanlığına ait arama-kurtarma helikopteri ile 27 vatandaşın kurtarıldığını'' kaydetti. Ayrıca, Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait genel maksat helikopteri ile Çatalca bölgesindeki vatandaşlara erzak dağıtıldığını ifade eden Tümgeneral Güler, Sahil Güvenlik Komutanlığı Sahil Güvenlik Emniyet Timi (SAGET) ve Kıyısularda Emniyet Güvenlik ve Arama Kurtarma (KEGAK) botlarının Salı günü olduğu gibi Çarşamba günü de, sel sularının denize akan kısımlarında arama kurtarma faaliyetlerine devam ettiğini söyledi. Olumsuz hava şartlarından etkilenen Bandırma'da, 6. Ana Jet Üs komutanlığına ait bir adet AS-532 Cougar arama-kurtarma helikopteri ile 23 vatandaşın, yine aynı 6. Ana Jet Üs komutanlığına ait Zodyak bot ile Bandırma ilçesi bölgesinde 35 vatandaşın kurtarıldığını anlatan Tümgeneral Güler, Eylül Çarşamba günü yapılan arama kurtarma faaliyetlerinde toplam 177 vatandaşın kurtarıldığını bildirdi. Tümgeneral Güler, ''Sel felaketi yaşanan iki gün boyunca kurtarılan vatandaş sayısı toplam 274 olmuştur. Bugün ve hafta sonu yaşanacak yeni sel ihtimallerine karşı gerekli tedbirler alınmıştır'' dedi. TSK tarafından, rutin arama-kurtarma faaliyetleri kapsamında ise 4–11 Eylül 2009 tarihleri arasında toplam 23 arama kurtarma faaliyeti yapıldığını belirten Tümgeneral Güler, bu faaliyetler kapsamında; Sahil Güvenlik Komutanlığınca denizden 84 kişinin sağ olarak kurtarıldığını dile getirdi. Tümgeneral Güler, TSK'nın imkan ve kabiliyetlerinin, vatandaşlara yardım ve destek maksadıyla kullanılması kapsamında da, Eylül 2009 tarihinde, saat 00.45'te, yeni doğum yapan bir vatandaşın, durumunun ağır olması nedeniyle, geceleyin, Muş'tan Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine, TSK'ya ait helikopter ile nakledildiğini bildirdi. -SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ- Toplantıda Sakarya Meydan Muharebesi hakkında bilgi aktaran Tümgeneral Güler, Türk ulusunun kader savaşı, Sakarya Meydan Muharebesinin 88'inci yıl dönümünün, 13 Eylül Pazar günü yapılacak törenlerle kutlanacağını söyledi. Türkiye'nin ulusal tarihinde bu muharebenin çok önemli bir yeri olduğunu dile getiren Tümgeneral Güler, ''Her şeyden önce yirmi iki gün yirmi iki gece aralıksız olarak devam eden Sakarya Meydan Muharebesi, Türk ulusunun ölüm-kalım mücadelesi olarak tarihteki yerini almıştır'' dedi. Sakarya Meydan Muharebesinde, her noktada üstün düşman kuvvetlerine karşı yoğun bir direniş gösterildiğini, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün ''Hatt-ı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaş kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz'' direktifinin harfiyen yerine getirildiğini ifade eden Tümgeneral Güler, muharebelerde, çok sayıda subayın şehit olduğunu, bundan dolayı Sakarya Meydan Muharebesi'nin harp tarihine subay muharebesi olarak geçtiğini kaydetti. Sakarya Meydan Muharebesinin kazanılmasının 88'inci yıl dönümünün, Dua Tepe'de kutlanacağını belirten Tümgeneral Güler, Dua Tepe'nin, Kurtuluş Savaşı'nda geriye doğru gidişin sona erdiği, vatanı kurtarmak için ileri doğru ilk hamlenin yapıldığı nokta olduğunu söyledi. Tümgeneral Güler, ''22 gün süren Sakarya Meydan Muharebesinde, 31 Ağustos 1921 günü düşman tarafından ele geçirilen Dua Tepe, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın genel karşı taarruz kararı sonucu, düşmandan ilk ele geçirilen yer olması nedeniyle tarihimizde özel bir yere sahiptir'' dedi. Tümgeneral Güler, Dua Tepe'deki törenlere bu yıl, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, kuvvet komutanları ve Jandarma Genel Komutanı'nın katılacağını bildirdi. Tümgeneral Güler, bu yılki törenlerde Prof. Dr. İlber Ortaylı tarafından Sakarya Meydan Muharebesi hakkında bilgi verileceğini de kaydetti. -ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLER İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR- Toplantıda şehit aileleri ve gaziler ile ilgili çalışmalar hakkında bilgi de aktaran Tümgeneral Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un ''Şehit aileleri ve gazilerle daha yakından ilgilenilmesi için yeni ve daha etkin bir sistem oluşturulması'' direktifi doğrultusunda yapılan çalışma sonucunda, şehit aileleri ile gazilerin sorunlarının çözümünün hızlandırılması ve hizmet etkinliğinin artırılması amacıyla, TSK bünyesinde yeni bir teşkilatlanmaya gidildiğini bildirdi. Tümgeneral Güler, teşkilatlanma çalışmaları kapsamında; Genelkurmay Personel Başkanlığı Şehit Gazi İşlem Şube Müdürlüğü'nün daire başkanlığı seviyesine yükseltilerek personelin niteliği ve niceliğinin artırıldığını, TSK Sağlık Komutanlığına bağlı bulunan, TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi Başkanlığı bünyesinde, Malul Gaziler Psiko-Sosyal Destek Birimi kurulduğunu, Garnizon Komutanlıkları bünyesinde de tüm illerde Şehit Gazi İşlemleri Şube veya kısımları oluşturulduğunu söyledi. Kurulan bu teşkilatla öncelikle şehit eşleri veya çocukları ile ilk temasın, yasal haklarının takip edilmesinin, sorunlarının çözülmesinin, aile ve özellikle çocuklarla profesyonel olarak sürekli ilgilenilmesinin, çocukların eğitim ve meslek edinme süreçlerine, yönlendirme ve katkıda bulunulmasının amaçlandığını kaydeden Tümgeneral Güler, yeni teşkilat yapısı içinde; şehit eşlerinin kendi kendilerine yeterli hale gelmeleri amacıyla, gerekli destek verilmesinin, sahip oldukları yasal hakları kazanma sürecinde kendilerine yol gösterilmesinin sağlanacağını belirtti. Tümgeneral Güler, şunları kaydetti: ''Şehit çocuklarının, kendisine güvenen, babasının vatanın bölünmez bütünlüğü için mücadele ederken gözünü kırpmadan canını feda eden bir vatan evladı olduğunun bilincinde, şehit çocuğu olmanın getirdiği iftihar duygusu ile Atatürkçü düşünce sistemi ve Atatürk ilke, inkılaplarına gönülden bağlı olarak yetişmeleri için gerekli katkı sağlanacaktır. İyi bir eğitim almaları, bir iş veya meslek sahibi olabilmeleri için gerekli yönlendirme ve destekleme faaliyetleri yapılacaktır. Şehit anne ve babaları, yasal haklar konusunda bilgilendirilecektir. Malul gazilerin yaşamlarını sağlık, huzur ve güven içinde sürdürmesi, toplum içinde kendi kendilerini idare edebilecek ve üretken hale gelebilecek şekilde bakım ve rehabilitasyonlarının yapılması, tedavisi mümkün olmayanların ve bakıma muhtaç olanların sürekli bakım altına alınması amacıyla gerekli her türlü tedbir alınacak, malul gazilerimize tedavi ve rehabilitasyon sürecinde gereken destek ve rehberlik sağlanacaktır. Muharip gazilerimize, toplumsal yapı içerisinde yakın ilgi gösterilmesi için gayret sarf edilecek, kendilerine yasal mevzuata uygun olarak her konuda bilgilendirme ve destek verilecektir. Türk Silahlı Kuvvetleri, vatanımızın bölünmez bütünlüğü için canlarını veren aziz şehitlerimizin aileleri ve kahramanlıklarıyla her zaman gurur kaynağımız olan gazilerimiz ile ailelerinin her zaman yanında olmaya devam edecektir.'' -GENELKURMAY BAŞKANLIĞI ARŞİVLERİ- Tümgeneral Güler, toplantıda yaptığı konuşmada, Genelkurmay Başkanlığı Arşivleri'nin çeşitli nedenlerle gündeme getirildiğini de belirterek, en son geçen hafta, bir televizyon programında, tarihçi yazar Murat Bardakçı ve Doç. Dr. Erhan Afyoncu'nun programında, Genelkurmay Başkanlığı Arşivi'nin söz konusu edildiğini ifade etti. Birçok önemli tarihi belgeyi bulunduran Genelkurmay Başkanlığı Arşivi'nin, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı (ATASE) binasında yenilendiği haliyle araştırmacılara hizmet verdiğini söyleyen Tümgeneral Güler, belli usuller içerisinde, tüm araştırmacıların bu arşivden yararlanmalarının mümkün olduğunu kaydetti. Tümgeneral Güler, ''Burada çalışanlar konusunda uzman görevlilerdir. Ancak, uygulamadan doğan bazı hususlar varsa ve bunlar bize iletilirse, bunları düzeltmekten mutluluk duyarız. Başta, programlarında arşivimizden bahseden Sayın Murat Bardakçı ve Sayın Doçent Doktor Erhan Afyoncu olmak üzere, tüm tarihçi ve araştırmacılarımızı, Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı arşivinde misafir etmekten büyük mutluluk duyarız'' diye konuştu. -GAZİLERE İFTAR YEMEĞİ- Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve eşi Sevil Başbuğ tarafından Eylül 2009 tarihinde, Ankara Garnizonunda ikamet eden şehit ailelerine bir iftar yemeği verildiğini hatırlatan Tümgeneral Güler, önümüzdeki hafta da, Orgeneral Başbuğ ve Sevil Başbuğ tarafından Gazi Orduevinde, 15 Eylül 2009 tarihinde, Ankara Garnizonunda bulunan gazilerden ve ailelerinden oluşan 400 kişiye, iftar yemeği verileceğini bildirdi. Tümgeneral Güler, bu yemeğe Orgeneral Başbuğ'un yanı sıra Kuvvet Komutanları ve Jandarma Genel Komutanı ile general ve amirallerin de katılacağını kaydetti. Orgeneral Başbuğ'un, Eylülde NATO Avrupa Kuvvetleri Komutanı (SACEUR) Oramiral James Stavridis ile görüştüğünü, 8-10 Eylül günlerinde Almanya Genelkurmay Başkanına resmi ziyarette bulunduğunu anımsatan Tümgeneral Güler, söz konusu ziyaretlerin ilkinde NATO-Türkiye ilişkilerinin, Alman Genelkurmay Başkanı ile de Türkiye-Almanya askeri ilişkilerinin görüşüldüğünü söyledi. Tümgeneral Güler, Orgeneral Başbuğ'un 17-20 Eylül tarihleri arasında, Portekiz'de yapılacak NATO Askeri Komite toplantılarına katılacağını da bildirdi.
561206
Uzun ince yollardan ve dipsiz kuyulardan bıkmadınız mı?
Aynı anda iki işi birden yapamayan veya aynı anda birden fazla konuyu ele alamayanların çoğunlukta bulunduğu bir toplum, sorunlar gündeme sağanak gibi yağmaya başlayınca şaşırmaz mı? İşin daha da garip olan yanı şu. Bu sorunların hepsi de geçmişte toplumun gündemini de aklını da defalarca bunaltmıştır. Ama bunlara çözüm üretilmek yerine, bunların çözümleri hep belirsiz bir geleceğe ertelenmiştir. Bu sorunların kriz noktasına geldikleri zamanlar da, meselenin özüne inilmek yerine gün kim iktidarda ise sorumluluk ona yüklenmiştir. Bu olur olmaz sorumluluk yükleme süreci "Sorumluluk" kavramını da yalama ettiği için sonunda iktidarlar, gerçekten sorumlu oldukları durumlarda bile umursamaz olmuşlardır. Konuya "Kürt Açılımı"ndan mı, "İstanbul'u sel alması"ndan mı, "Doğan Grubu'na salınan vergi cezası" ndan mı, yoksa gündemin sıcak maddelerinin diğer herhangi birinden mi girsek? Sonu bilinmeyen uzun ince bir yolda bir menzile varmadan sürekli yürümeye hangi toplumun nefesi yeter ki? Bugün kendi mesleğimi ve dünyamı ilgilendiren Doğan Grubu'na salınan vergiye ve cezasına değineceğim. Geçen ay Hürriyet yazarları dahil hemen her köşe yazısında "Medyada kimler tasfiye olacak" diye çeşitlemeler yapılmaktaydı.
560652
'Doğan'a ceza, İlerleme Raporu'nu etkileyebilir'
AB Komisyonu Sözcüsü Amadeu Altafaj Tardio, yaptığı açıklamada, "Bu vakada söz konusu olduğu gibi verilen ceza bütün medya grubunun varlığını tehdit edecek boyutta olduğunda, basın özgürlüğü tehlikededir." diye konuştu. Sözcü ayrıca, "Komisyon bu konudaki endişelerini Türk yetkililere iletecek ve 14 Ekim'de oylanması planlanan İlerleme Raporu'nda da bu son gelişmeyi not edecek." dedi. Öte yandan Hürriyet Gazetecilik, vergi inceleme raporlarının kalan kısmına ilişkin olarak bugün 2,9 milyon lira tutarında vergi aslı, 4,35 milyon lira tutarında vergi cezası ve 60 bin lira tutarında özel usulsüzlük cezası olmak üzere toplam 7,31 milyon liralık ihbarnamenin Büyük Mükellefler Vergi Dairesi tarafından tebliğ edildiğini açıkladı. Öncekilerle birlikte Hürriyet'e toplamda 30,89 milyon liralık ceza ihbarnamesi tebliğ edilmiş oldu.
561935
"Operasyonlar sürecek"
Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler, Eruh'daki çatışmalar hakkında, "En son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar operasyonlar devam edecektir." dedi. Genelkurmay Karargahı'nda haftalık açıklamalarda bulunan Tümgeneral Güler, ''Teröristlerin telsizlerin dinlenilmesinden elde edilenlere göre, çatışmada teröristlerden çok sayıda ölü ve yaralıları olduğu anlaşılmaktadır.'' sözlerini kaydetti. DTP'nin operasyonların durdurulmasını istemeleri hakkında ise Güler, ''TSK, bölücü terör örgütüyle mücadelesinde, en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar devam edecektir.'' şeklinde konuştu.
562049
Dünyanın en yaşlı insanı öldü
Dünyanın en yaşlı insanı öldü 11.09.2009 18:58Gertrude Baines adlı kadının hastanede hayata veda ettiği belirtildi. Doktorlar, yaşlı kadının muhtemelen kalp krizinden öldüğünü ancak kesin nedenin anlaşılması için otopsi yapılacağını söylediler. 1894'te doğan Baines, Portekiz'de yaşayan 115 yaşındaki Maria de Jesus ocak ayında öldükten sonra, dünyanın en yaşlısı unvanını almıştı. Baines'in ölümünün ardından, dünyanın en yaşlı kişisi Japonya'da hayatını sürdüren 114 yaşındaki Kama Chinen oldu. California Üniversitesi Los Angeles Tıp merkezi'ne bağlı Yaşlılık Araştırma Grubu, dünyadaki aşırı yaşlıları saptıyor.
560749
Hırvatlar yenildi, holiganlar çıldırdı
6. Grup'ta Hırvatistan'ın, İngiltere'ye 5-1 mağlubiyetine sinirlenip Mostar'da olay çıkaran bir grup Bosnalı Hırvat taraftar, ellerindeki şişelerle dükkanların camlarını kırıp polis memurunu yaraladı. Holiganların, biber gazıyla güçlükle zaptedildiği belirtildi.
560963
Akil adamlar, Viyana'da Türkiye raporunu anlattı
Komisyonun raportörü eski Avusturya dışişleri bakanlığı müsteşarı Albert Rohan, Komisyon Başkanı eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari, eski Hollanda dışişleri bakanı Hans van den Broek, eski İspanya dışişleri bakanı Marcelino Oreja Aguirre'nin de katıldığı panelde, "Türkiye'de reformların yavaşladığını" öne sürerek, "Gözlenen bu olumsuzluğa rağmen birçok sorunun çözümünde olumlu işaretler olduğunu" söyledi. Rohan, Türkiye'deki olumlu gelişmeleri şöyle sıraladı: Birleşik Kıbrıs'ın kurulması için için umut verici gelişmeler oluyor. Talat ve Hristofyas çok iyi iki arkadaş, görüşmeler sonunda anlaşma şansları yüksek. Birleşik Kıbrısın kurulmasında iki tarafın da çıkarları var. AB bu sürece destek vermelidir. Kürt meselesinde olumlu gelişmeler oldu. Bir TV kanalının (TRT-6) 24 saat boyunca Kürtçe yayın yapmasını yıllar önce hayal bile edemezdik. Hükümet yeni bir paket ilan etti. Bu paketin içeriğini bekliyoruz. Kürt sorununun çözümü için mevcut hükümet önceki hükümetler daha fazlasını yaptı. Hükümet, ülkedeki 12 milyon Kürt'ün gönüllerini kazanabilirse bu sorunun çözülmesine tanık olacağız. Bölgesel politikalarda Türkiye tüm komşularıyla iyi ilişkiler yürütüyor. Bugüne kadar tabu olan Ermeni sorununun çözümü konusunda da olumlu gelişmeler oluyor. Bu sorunu Türkiye kendisi çözmelidir. Dışarıdan yapılacak müdahale ve baskılar sorunu karmaşık bir hale getirebilir. Albert Rohan, "Türkiye'de İslam'ın dikkat çekici bir şekilde yükselişe geçtiğinin gözlemlendiğini" ifade ederek, "Ancak, 80 yılı aşkın süredir ülkede hakim olan seküler sistemin tehlikede olmadığını" kaydetti. Avusturya Sanayiciler Birliği'nin (İV) Viyana'daki genel merkezinde düzenlenen "Avrupa'da Türkiye: Kısır Döngüyü Kırmak" paneline özel olarak davet edilen, politikacı, iş adamı, diplomat ve öğrencilere salonun girişinde Türkiye raporunun Almanca veya İngilizce nüshaları dağıtıldığı için raporun içeriği konusunda detaya girmek istemeyen komisyon üyeleri, salondaki 500 kadar dinleyiciden gelen soruları toplayarak yanıtlamayı tercih etti. Albert Rohan, raporu tanıtmak için Brüksel, Paris ve Viyana'da düzenledikleri toplantıları devam ettireceklerini, İstanbul'da da bir toplantı yapmayı planladıklarını söyledi. Avusturya Sanayiciler Birliği yetkilileri, Türkiye raporunu tanıtım paneli nedeniyle binanın girişindeki bayrak direğine Türk ve Avusturya bayraklarını yan yana göndere çekti. Paneli Türkiye'nin Viyana Büyükelçisi Selim Yenel, Avusturya'nın Ankara Büyükelçisi Heide Maria Gürer ile OPEC Fon'un Viyana'daki merkezinde görevli eşi Nadir Gürer de izledi.
561804
Sağlık Bakanı Akdağ'dan domuz gribi uyarısı
"Türkiye'de her 100 kişiden 33'ü olabilir"... Bu açıklamanın sahibi en yetkili isim olan Sağlık Bakanı Recep Akdağ.. Bakan CNN TÜRK'e özel yaptığı konuşmada, "Domuz gribi önümüzdeki aylarda hızla yayılacak" diyerek uyardı ve ekledi: "Panik yapmayın. Virüs herkesi aynı derecede etkilemeyecek." (Büşra Arslantaş CNN TÜRK) -- "Öldürücü mü, Türkiye'ye de gelir mi, kaç kişiye bulaştı" soruları arasında domuz gribinde bir dalga bitti, ikincisi geliyor... Üstelik bu kez daha etkili.. Çünkü hızlı yayılacak. Bu açıklamayı da Sağlık Bakanı Recep Akdağ yaptı... CNN TÜRK'e Bilim Kurulu'nun beklediği senaryoyu da anlatan Akdağ, her 100 kişiden 10 ila 33'ü bu kış domuz gribine yakalanabiliceğini, hastalığın hızla yayılabileceğini ve amaçlarının yayılma hızını azaltmak olduğunu söyledi. Bakan Akdağ'ın tabiriyle "Maraton koşucusuna çelme takılacak"... Aşı ise yolda... Sağlık bakanlığı aylar öncesinden aşı için risk gruplarını belirledi. İlk sırada aralarında Bakan Akdağ'ın da olduğu sağlık çalışanları var... Çünkü onlar olmazsa, sağlık hizmetleri tehlikeye girer. İkinci sırada hamileler, üç yaşına kadar olan çocuklar, ve kalp hastaları var... Sonraki grup ise kolluk kuvvetleriyle itfaiyeciler. Amaç hizmetlerin devamı ve şehirde kaosu önlemek. Okulların kapanması gündemde değil. Ancak bir okulda çok sayıda öğrenci hastalanırsa sadece okul kapatılacak. Hastalığın hafif seyrettiğ ikişiler doktora gitmeyecek. dahi kullanmayacak. Evde kalıp bol sıvı tüketmeleri yeterli olacak. Sağlık kuruluşlarına ancak, ateşi çok yükselen ya da solunum problemleri yaşayan vakaların başvurması istenecek. Bakan Akdağ'ın ifadesine göre, vaka sayısı arttıkça bu yıl alınacak tedbirlerde değişecek. Aşı da dahil tüm bu tedbirler için 2009 sonuna kadar 140 milyon lira ek ödenek ayrıldı. Gelecek yılın bütçesi belli değil, hükümet çalışıyor.
560268
Denizlililere şiddetli yağış uyarısı
Denizli Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden alınan bilgide, yarın öğleden sonra başlayacak yağışların, kuvvetli sağanak yağışa dönüşeceğinin açıklandığı kaydedildi. Açıklamada, ani sel, su baskını ve yıldırım düşmesi gibi felaketlere karşı hazırlıklı olunması, gerekli tedbirlerin alınması uyarısında bulunuldu. -BELEDİYE HOPARLÖRÜNDEN UYARI- Seferihisar Belediyesi ise Cuma ve Cumartesi günü yağacak kuvvetli yağışlar nedeniyle oluşabilecek sel baskınları için vatandaşları uyardı. Belediye hoparlörlerinden yapılan anonsta, yarın ve Cumartesi günü yağışlara karşı tedbirli olunması, ani sel, su baskını ve yıldırım düşmesi gibi felaketlere karşı önlem alınması, mal kaybı yaşanmaması ve hayvanların telef olmaması için dikkatli olunması istendi.
560601
Kardeşlerimi okutup babama ev alacağım
Tek amacı kardeşlerini okutup ailesine bir ev almaktı. Arkadaşına gönderdiği son kandil mesajında da bunu yazmıştı. Ne var ki önceki gün hayallerini gerçekleştirmek için çalıştığı fabrikanın servis aracına bindiğinde dönüşü olmayan bir yolculuğa çıktı. Kendisi gibi arkadaşıyla birlikte sular altında kalan araçta boğularak can verdi. 'YAVRUM BİLGİSAYARINDAN HEVESİNİ ALAMADI' Sel felaketinde hayatını kaybeden tekstil işçilerinden kimi çocuklarına iyi bir gelecek, kimi evlilik hazırlığı, kimi de ailesine yardım için çalışıyordu. Onlardan biri de 23 yaşındaki Güldane Çiftçi idi. İşçi emeklisi bir baba ile ev hanımı bir annenin kızı olan Güldane, iki gün önce iş başı yapmıştı. Yaşama veda ettiği gün annesinin 'çok yağmur yağıyor gitme' şeklindeki uyarısına aldırmadan, "İşe başlayalı iki gün oldu, gitmezsem işten çıkarırlar." karşılığını verdi. İşyeri yakın olduğu için yürüyerek gitmeye karar verdi ancak servisle önünden geçen arkadaşlarının 'ıslanma, servisle gidelim' ısrarına dayanamayıp servise bindi. İşyeri bahçesinde sular altında kalan serviste boğularak hayatını kaybetti. Acı haberi alan anne Gülbeyaz Çiftçi, sinir krizleri geçirirken kızının bir gün önce aldığı bilgisayara bakarak ağıtlar yaktı. Kızının bilgisayar kullanmayı çok sevdiğini söyleyen anne, "Selvi boylum, bari hevesini alsaydın!" diyerek ağladı. Kızının kendisine çok düşkün olduğunu anlatan anne Çiftçi, "Birkaç hafta önce Kütahya'da yaşayan ablasının yanına gitmişti, bir hafta sonra geri geldi. 'Annem özlemine dayanamadığım için döndüm.' dedi. Ben şimdi onun hasretine nasıl dayanacağım." diyerek gözyaşı döktü. DİŞÇİYE GİDEN ANNE, ÖLÜMDEN DÖNDÜ 20 yaşındaki Özlem, aynı fabrikada annesi Nezihe Önal'la birlikte çalışıyordu. Olay sabahı annesi dişçide randevusu olduğu için işe gitmedi. Kızına ise, "Çok yağmur yağıyor, işe gitme hem ben de gitmiyorum." dedi. Ancak Özlem işe gitmek isteyince canından oldu. kız çocuğu annesi 47 yaşındaki Naciye Karadeniz ise çocuklarına iyi bir gelecek hazırlamak için çalışıyordu. yıl önce işe giren Karadeniz sürekli, "Kızlarım için yaşıyorum, amacım onlara iyi bir gelecek hazırlamak." diyordu. Kader arkadaşlarının namazları da birlikte kılındı Halkalı'da çalıştıkları Pameks Tekstil fabrikasına ait panelvan tipi minibüste boğularak hayatını kaybeden işçi, dün kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi. Aynı mahallede oturan ve ölüme de beraber giden Güldane Çiftçi, Özlem Önal, Naciye Karadeniz ve Bircan Karataş için Küçükçekmece Akşemsettin Camii'nde cenaze töreni düzenlendi. Törende bir konuşma yapan Küçükçekmece Müftüsü Yusuf Gül, "Bu kardeşlerimiz de Peygamberimiz'in müjdesine göre şehittirler. Onların mekanı cennet olacaktır. Cenabı Hak, geride bıraktıkları ailelerine sevdiklerine sabırlar versin.'' dedi. Hayatını kaybeden kadının aileleri gözyaşlarına hakim olamazken bir yandan da taziyeleri kabul etti. Cenazeler Halkalı Kanarya Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cenazede acıları paylaşılan işçinin yakınları, işverene ve hükümet yetkililerine tepki gösterdi. Öte yandan aynı minibüste hayatını kaybedenlerden Nuriye Can'ın Sinop'un Başaran köyünde, Altun Yüksek'in Giresun'da toprağa verileceği öğrenildi. Minibüsten yaralı olarak kurtulan fabrika işçisi Fikriye Öztürk'ün de Rumeli Hastanesi yoğun bakım servisinde tedavisinin devam ettiği belirtildi. Törene, ölenlerin aileleri ve yakınlarının yanı sıra, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, Küçükçekmece Kaymakamı Orhan Öztürk ve Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay ile çok sayıda vatandaş katıldı. Arkadaşlarımın feryatlarını unutamıyorum kişiye mezar olan servis aracından kurtulan kişiden biri olan Gülsüm Şenkoğlu (44), ölen arkadaşlarının cenaze namazına katılmak üzere camideydi. Üzüntüsü gözlerinden okunan Şenkoğlu, arkadaşlarının feryatlarının gece boyunca zihninde dalgalandığını söyledi. Şirkete geldikleri aracın servis olmadığını savunan Şenkoğlu olayı şöyle anlattı: "Şirkete yakın yerlerde oturduğumuz için servis kullanmıyorduk. Olay günü yağmur çok yağdığı için şirket bu aracı gönderdi. Fabrikanın önüne geldiğimizde çok az su vardı. Arkadaki arkadaşlar kapıyı açtı ancak ıslanmamak için aracın biraz daha yanaşmasını bekledi. Tam bu sırada sular üzerimize geldi." Ön koltukta oturduğu için kurtulduğunu belirten Şenkoğlu, "Olay anında büyük bir panik yaşandı. Kendimi kaybetmiştim, şoför önce beni kurtardı. Sonra arka camı kırıp aracın üstünü kazmayla kırarak diğer arkadaşları dışarı çıkarmaya çalıştı. Ütücü bir arkadaşla bayan arkadaşlardan biri kurtulmayı başardı ama diğerleri korku ve panik nedeniyle dışarı çıkamadı." diye konuştu. İki kız çocuğu sahibi olan Gülsüm Şenkoğlu, arkadaşını kaybettiği için kurtulduğuna sevinemediğini dile getirdi.
561972
Niğde'de trafik kazası: 12 yaralı
Edinilen bilgiye göre, Ahmet Koca yönetimindeki 01 HG 803 plakalı panelvan tipi araç, lastiğinin patlaması sonucu Kayseri-Niğde kara yolu Göknur Meyve Suyu Fabrikası önünde devrildi. Kazada yaralanan sürücü Ahmet Koca (41) ile minibüste bulunan Yeter (34), Figen (14), Alev (17), Seda (16), Eda (17), Ersin (2), Eray (17), Bayram (85), Aynur (37), Sibel (8) ve Alper Koca (13) ambulanslarla Niğde Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yetkililer, olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğünü belirttiler.
560766
Özgürlük vergisi
’na 3.7 milyar TL (2.5 milyar dolar) ceza kesti. Doğan Grubu’na bağlı şirketlerin değeri 3.3 milyar dolar. Kesilen cezanın yasalara uygun olmadığını uzmanları söylüyor. Bunu bir yana bıraksak bile, cezanın orantısızlığı, adaletsizliği amacın iktidarı eleştiren basını cezalandırmak olduğunu gösteriyor. Ortada çok ciddi bir sorunu var. ’de basın özgürlüğü çetin mücadeleler, büyük özveriler sonunda kazanılmış bir özgürlük. döneminde, 12 Mart ve dönemlerinde basının verdiği özgürlük savaşı belleklerden silinmedi. Anlaşılan ki, 2009 Türkiye’sinde basın özgürlüğü için yeni bir savaş sürdürmek gerekiyor. Yaşadığımız dönemi geçmiş dönemlerden ayıran özellik, basın üzerindeki siyasal baskının niteliği. Bu kez, yazılar sansüre uğramıyor ya da gazeteciler hapse atılmıyor. İktidarın gazete sahibine işten çıkarılmasını istediği gazetecilerin listesini gönderdiği söyleniyor. Gereği yapılmazsa, iktidarı eleştiren basının ortadan kaldırılması söz konusu. Demokrasinin gereği: basın Siyasal iktidarların, basını susturmak istediklerinde, ellerinde birkaç etkili araç var. Bunu ceza yasaları yoluyla, polisi ve yargıyı kullanarak ya da vergi yasaları yoluyla maliye müfettişlerini kullanarak yapabiliyorlar. Yöntemler farklı olsa bile, amaç aynı. Özgür, eleştiren basının sesini kısmak. Sorun gerçekte bir demokrasi sorunu. Özgür basın demokrasinin bekçisi. Basının özgür olmadığı bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Demokrasilerde basının iki temel görevi var. Halkı bilgilendirmek ve iktidarı eleştirmek. Özgür basın, demokrasinin öylesine temel bir öğesi ki, kendini eleştiren basını ortadan kaldırmak isteyen bir siyasal iktidar, başka alanlarda ne denli “demokratik açılımlar” yaparsa yapsın, demokratik meşruiyetini koruyamaz. nedenle, birçok kararında, basının hükümeti eleştirme sınırının çok geniş olduğunu, demokratik bir sistemde hükümetin eylemlerinin basın ve kamuoyunun yakın incelemesine tabi bulunduğunu, hükümetin basına karsı ceza yaptırımlarına başvurmada kendisini sınırlaması gerektiğini, demokrasinin bunu gerektirdiğini belirtir. Barroso’yu yadırgadım Yüksek Mahkemesi, Grosjean/American Press kararında, Louisiana eyaletinde, gelirlerine konan ve hükümeti eleştiren basını hedef alan ağır bir verginin, anayasanın basın özgürlüğüne ilişkin maddesini ihlal ettiğine karar verdi. Kararda şu görüşlere yer veriliyor: “...Bu vergi kotu bir vergidir. Çünkü, vergi perdesi altında, kamunun anayasal güvence altında olan bilgi alma hakkını kasıtlı olarak sınırlamak için yapılmış bir tertiptir. Özgür bir basın, hükümet ile halk arasında önemli bir aracıdır. Ona zincir vurmak, kendimize zincir vurmaktır.” Doğan Grubu’na kesilen cezayla ilgili olarak, Başkanı Manuel Barroso, “Bunun kan davasına dönüşmesinden endişeliyiz” demiş. Barroso’nun bu sözlerini yadırgadım çünkü, öç alma duygusundan kaynaklanan, misilleme biçiminde süren karşılıklı cinayetler olarak tanımlanıyor. Oysa basın ile siyasal iktidar arasındaki ilişkiler simetrik değil. Basının görevi hükümeti eleştirmek. Eleştiriyi kabul edemiyor Hükümetin görevi demokrasi kurallarına uygun olarak ülkeyi yönetmek. Bunu yaparken, basından gelen eleştirilere kulak vermek ve bunlardan hoşlanmasa da basın özgürlüğünü güvence altına almak. nedenle, demokrasilerde siyasal iktidarın “Basın beni çok sert eleştiriyor, ben de ona misilleme yaparım “diyerek kan davası gütmesi kabul edilemez. Bütün bunlar, ’nin sağlam temele oturmuş bir demokratik vizyonunun olmadığını gösteriyor. Attığı demokratik adımlar ya kendi ideolojisiyle ilgili konularda demokratik alanı genişletmeye ya da kendi dışındaki faktörlerin etkisiyle demokratik açılımlar yapmaya yönelik. Tutarlı bir demokrasi vizyonu olmayınca da kolaylıkla demokrasiyle bağdaşmayan adımlar atabiliyor. Olaylar, AKP’nin siyasal iktidardan özerk, siyasal iktidarı eleştiren ya da sınırlayan kurumları kabul edemediğini gösteriyor. Oysa, demokrasinin asıl ölçütü bu.
560952
Biz buna razı mıyız?
Trakya ve İstanbul’u etkileyen sel felaketi, haberlerden yansıyan görüntüler olmasa, Ankara gibi uzak ve (henüz) kuru diyarlardan pek de hissedilecek gibi değil. Ama işte öyle olmuyor, sular, çamurlar ekranlardan evimize doluyor, hepimiz seller altında kalıyoruz. En son, selde kaybolan 1,5 yaşındaki bir bebek için gönderilen arama mesajı ve ekteki gülen oynayan fotoğraflarıyla sarsıldım. Yavrucak sağ salim bulunur mu acaba? Ya servisin içinde boğulan kadın işçiler? Camsız bir serviste ölmek kader midir, Allah aşkına? Bunun suçunu da haşa Allah’a mı atacaksınız? İki gündür hepimiz aynı şeyleri konuşuyoruz: Bu ülkede insan hayatı ucuz ve rant uğruna kolayca göz ardı edilebiliyor. Ancak unutmayalım ki bu göz ardı etme meselesi önce kendimizden başlıyor. Nasıl olsa her şey kader, alnımıza yazılan başımıza gelir, öyle öğrenmiş, öyle inanmışız, tedbire önem vermiyoruz.
560607
Özel yatırımların üçte biri kayıp
Yılın ikinci çeyreğinde yatırımları yüzde 30 azaldı. Kamunun yaptığı harcamalar, küçülme oranının beklentilerin altında kalmasını sağladı Uzmanlar ikinci çeyrekte ekonominin yüzde daralmasını beklerken bu oranın yüzde olduğunu açıkladı. 2009’un ilk çeyreğindeki sert daralma sonrasında uygulanan indirimlerinin de etkisiyle kısmi bir toparlanma gösteren harcamaları ekonomideki daralmanın beklentilerin altında kalmasında etkili oldu. Ancak özel sektör yatırım harcamalarında ilk çeyrekteki yüzde 34’lük daralmanın hız kesmeden ikinci çeyrekte de devam etmesi daralmaya katkı yaptı. İkinci çeyrekte özel sektör tüketim harcamaları yüzde 0.6, yatırım harcamaları ise yüzde 30 düştü. Özel sektör tüketim ve yatırım harcamalarının yüzde olan küçülme oranına toplam katkısı yaklaşık 6.8 puan oldu. Kamu ‘desteği’ Kamu harcamalarındaki artış ilk çeyrekle kıyaslandığında ikinci çeyrekte bir miktar hız kesse de ekonomiye destek vermeye devam etti. Yıllık olarak kamu tüketim harcamaları yüzde 0.5, yatırım harcamaları yüzde 5.5 büyüme kaydetti. Toplam kamu harcamalarının büyüme oranına katkısı ise 0.3 puan oldu. Dış talepteki zayıf seyrin ihracatı olumsuz etkilemesiyle birlikte ekonomideki yavaşlamanın ithalatı da geriletmesiyle net ihracatın büyümeye katkısı yılın ikinci çeyreğinde pozitif oldu. Yıllık olarak ihracatın yüzde 10, ithalatın yaklaşık yüzde 21 gerilemesinin ardından net büyümeye 3.6 puan katkı sağladı. Net ihracatın büyüme oranına katkısı son çeyrektir pozitif seyrediyor. 23.5 milyarlık harcama Harcamalar yöntemiyle ilk çeyrekte 20 milyar 984 milyon 180 bin lira olarak hesaplanan GSYH, ikinci çeyrekte 23 milyar 511 milyon 991 bin lira düzeyinde belirlendi. GSYH içinde devletin yılın ikinci çeyreğindeki tüketim harcamaları sabit fiyatlarla geçen yılın aynı dönemine göre bir miktar göstererek yüzde 11.2’den yüzde 10.7’ye geriledi. Ancak tutar olarak milyar 340 milyon 501 bin liradan milyar 504 milyon 381 bin liraya yükseldi. Hanehalklarının tüketim harcamalarına bakıldığındaysa yerleşik ve yerleşik olmayan hanehalklarının toplam yurtiçi tüketimi yüzde 77.1’den yüzde 76.9’a geriledi. Tutar ise 16 milyar 188 milyon 782 bin liradan 18 milyar 71 milyon 149 bin liraya arttı. Yerleşik hanehalklarının tüketiminin GSYH içindeki payı yüzde 74.8’den yüzde 73.4’e geriledi, yerleşik olmayan hanehalklarının yurtiçi tüketimi yüzde 3’ten yüzde 4.2’ye çıktı. İmalat sanayii yüzde 8.7 daraldı Sektörel olarak değerlendirildiğinde imalat sanayiinin yüzde 8.7 daralması büyüme oranını en olumsuz etkileyen faktörlerden biri oldu. Zayıf talep koşullarıyla birlikte toptan ve ticaretin de yüzde 15 daralması büyümeyi olumsuz etkiledi. 2008 başından itibaren gerileyen inşaat sektörü yılın ikinci çeyreğinde bu eğilimini artırarak devam ettirdi ve yüzde 21 daraldı. Daha önceki yıllarda en hızlı büyüyen sektörler arasında olan inşaat sektöründe yıllıklandırılmış bazda daralma ilk ay itibariyle yüzde 15.7’e ulaştı. GSYH verilerinin beklentilerin altında küçülmesinin ardındaki en önemli etkenlerden biri sektörünün beklentilerin üzerinde büyümesi oldu. Tarım üretimi yüzde 6.6 büyüdü.
560585
Şehiriçi sabit hatta numara taşıma başladı
Şehiriçi hizmetlerinin rekabete açılması ve sabit telefonlarda uygulaması dün başladı Coğrafi alan kodlu numaralar için aynı il içinde yapılabilecek. İl sınırlaması olmaksızın konumdan bağımsız bir numara isteyen aboneye “850” alan kodundan numara tahsis edilecek ve bu aboneler numaralarını il sınırı olmaksızın istediği yere taşıyabilecek. Aboneler sabit telefonlarda numara taşınabilirliği kapsamında numaralarını değiştirmeden işletmeciyi değiştirecek. Coğrafi alan kodlu numaralar için numara taşıma uygulaması aynı il içinde gerçekleşecek. Örneğin, ’da “0 312” alan kodlu bir abone, yine Ankara’da olacak şekilde başka bir işletmeciye numarasıyla geçebilecek. Numara isteyen aboneye ise belirlediği ve işletmecilere tahsis ettiği “850” alan kodundan numara tahsisi mümkün olacak ve abone bu numarasıyla il sınırı olmaksızın istediği yerde hizmet veren bir işletmeciden hizmet alma alabilecek.
561228
Beşiktaş'ın derbi stresi bir başka!
Turkcell Süper Lig'de şampiyonluk yarışından kopmamak için yarın Galatasaray ile yapacağı sezonun ilk derbi maçında mutlak galibiyeti hedefleyen Beşiktaş, son yıllardaki lig derbilerinde ezeli rakiplerine karşı galibiyet almakta oldukça zorlanıyor. Siyah-beyazlılar, Galatasaray ve Fenerbahçe ile son sezonda yaptığı 16 lig derbisinden sadece 3'ünü kazanabilirken, bu süre içinde 11 kez yenildi, kez de berabere kaldı. Beşiktaş, son 16 lig derbisinde ezeli rakiplerine toplam 18 gol atarken, kalesinde ise 27 gol gördü. ''Kara Kartallar'', son sezonda, Fenerbahçe ile yaptığı lig maçında da galibiyet alamazken, kez yenilip, kez berabere kaldı. Siyah-beyazlılar, yarınki rakipleri Galatasaray ile yaptığı son maçtan ise 3'ünü kazandı, 5'ini yitirdi. -SON SEZONDAKİ LİG DERBİLERİ- Beşiktaş'ın, Turkcell Süper Lig'de son sezonda Fenerbahçe ve Galatasaray ile yaptığı maçlarda aldığı sonuçlar şöyle: Sezon Maç Sonuç --------- -------------------- ----- 2005-2006 Beşiktaş-Fenerbahçe Galatasaray-Beşiktaş Fenerbahçe-Beşiktaş Beşiktaş-Galatasaray 2006-2007 Galatasaray-Beşiktaş Fenerbahçe-Beşiktaş Beşiktaş-Galatasaray Beşiktaş-Fenerbahçe 2007-2008 Galatasaray-Beşiktaş (Seyircisiz) Fenerbahçe-Beşiktaş Beşiktaş-Galatasaray Beşiktaş-Fenerbahçe 2008-2009 Fenerbahçe-Beşiktaş Galatasaray-Beşiktaş Beşiktaş-Fenerbahçe Beşiktaş-Galatasaray
561405
12:58 Temmuz’da ihracat miktarı ve fiyatı geriledi
Temmuz’da miktarı ve fiyatı geriledi Temmuz ayında birim değeri geçen yıl aynı aya göre yüzde 24.2, ithalat birim değeri yüzde 29.4 oranında gerilerken, aynı dönemde ihracat miktar endeksinde yüzde 5.4, ithalat miktar endeksinde ise yüzde 14.3’lük bir yaşandı. Temmuz ayı Endekslerini açıkladı. Buna göre, 2009 Temmuz döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, ihracat birim değer endeksi yüzde 24.2, ithalat birim değer endeksi ise yüzde 29.4 oranında azaldı. İlgili dönemde ihracat birim değer endeksleri, bir önceki yılın aynı ayına göre ve ormancılık sektöründe yüzde 2.6, balıkçılık sektöründe yüzde 16.6, ve taşocakçılığı sektöründe yüzde 33.6 ve imalat sanayii sektöründe yüzde 24.3 oranında azaldı. İthalat birim değer endeksleri geçen yılın aynı dönemine göre, tarım ve ormancılık sektöründe yüzde 23.4, madencilik ve taşocakçılığı sektöründe yüzde 45.5, imalat sanayii sektöründe ise yüzde 23.4 oranında azalış gösterdi. TEMMUZ’DA İHRACAT MİKTAR ENDEKSİ YÜZDE 5.4 AZALDI Temmuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre, ihracat miktar endeksi yüzde 5.4, ithalat miktar endeksi ise yüzde 14.3 oranında geriledi. İhracat miktar endeksleri ana sektörler itibariyle, geçen yılın aynı ayına göre, tarım ve ormancılık sektöründe yüzde 36, madencilik ve taşocakçılığı sektöründe yüzde 13.9 oranında artış, balıkçılık sektöründe yüzde 7.9, imalat sanayii sektöründe yüzde 6.8 oranında düşüş gösterdi. Aynı ayda, ithalat miktar endeksleri, tarım ve ormancılık sektöründe yüzde 6.8, madencilik ve taşocakçılığı sektöründe yüzde 20.8, imalat sanayii sektöründe ise yüzde 13.2 oranında düştü. İKİNCİ ÇEYREKTE İHRACAT MİKTAR ENDEKSİ YÜZDE 15.8 GERİLEMİŞTİ İkinci çeyrek rakamları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre, ihracat miktar endeksi yüzde 15.8, ithalat miktar endeksi ise yüzde 22.4 oranında azalmıştı. İlgili dönemde ihracat miktar endeksleri, bir önceki yılın aynı dönemine göre tarım ve ormancılık sektöründe yüzde 20.6, balıkçılık sektöründe yüzde 33.1 oranında artarken, madencilik ve taşocakçılığı sektöründe yüzde 11.4 ve imalat sanayii sektöründe yüzde 16.9 oranında gerilemişti. İthalat miktar endeksleri ikinci çeyrekte, geçen yılın aynı dönemine göre, tarım ve ormancılık sektöründe yüzde 21, madencilik ve taşocakçılığı sektöründe yüzde 22.7, imalat sanayii sektöründe ise yüzde 17.7 oranında azalış göstermişti.
560633
'İlahi' hava korsanı!
'İlahi' hava korsanı! 11.09.2009 Meksika'da uçak kaçıran korsan "Kıyamet gününü haber vermek istedim" diyen bir kaçkın çıktı Meksika'da önceki gün 104 yolcusuyla 'bomba var' denilerek kaçırılan, havada tur attıktan sonra başkent Meksiko City'deki bir havaalanına indirilen uçak büyük panik yarattı.Terör eyleminden şüphelenilirken, eylemin arkasından kendisinin rahip olduğunu söyleyen uyuşturucu bağımlısı bir Bolivyalı çıktı. 17 yıldır Meksika'da yaşayan 44 yaşındaki Jose Mar Flores götürüldüğü polis merkezinde eylem için emri Tanrı ve Hz. İsa'dan aldığını söyledi. Uçağı kaçırdığı gün olan 09.09.09 tarihindeki rakamların "şeytanın rakamları" olarak bilinen 666'nın tersyüz edilmiş hali olduğunu ve bunun ilahi bir mesaj anlamına geldiğini iddia etti. Flores aynı zamanda yakında bir deprem olacağını ve bu konuda Meksika Devlet Başkanı Jose Calderon'un dikkatini çekmek istediğini belirtti. Çılgın hava korsanının sosyal paylaşım sitesi youtube'a Hz. İsa ve Tanrı inancını anlatan birçok video yüklediği ortaya çıktı.
561399
'4'üncü çeyrekte pozitif büyüme görülür'
'4'üncü çeyrekte pozitif büyüme görülür' 11 Eylül 2009 Cuma, 12:56 Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin 4. çeyrekten itibaren pozitif büyüme geçme ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu söyledi. Şimşek, Almanya'nın Plön kasabasında düzenlenen Küresel Ekonomi Sempozyumunda, AA muhabirinin son ekonomik büyümeye ilişkin sorusu üzerine, Türkiye'nin dünya ekonomisinin beklentilerinin üstünde bir ekonomik toparlanma içinde olduğunu belirterek, bu pozitif sürecin önümüzdeki dönemde daha da güçleneceğini ifade etti. Türkiye ve dünya ekonomisinde en kötü dönemin geri kaldığının altını çizen Şimşek, Türkiye'nin hane halkının diğer ülkelere göre daha güçlü konumda bulunduğunu, bu nedenle küresel krizden hızlı bir şekilde çıkma ihtimalinin de yüksek olduğunu kaydetti. Bakan Şimşek, bundan sonraki aylarda ekonomik toparlanmanın kendisini göstereceğini ve 4. çeyrekte de pozitif büyüme olarak ortaya çıkacağını tahmin ettiklerini vurguladı.
560869
Kabe'de Ramazan başkadır
Kabe'de Ramazan başkadır Ramazan boyu kutsal topraklardaki yoğunluk hiç bitmiyor. Müslümanlar, Ramazan ayında kutsal topraklarda buluşuyor. Bu Ramazan hac dönemini aratmayan bir yoğunluğun yaşandığı Mekke'de otellerin tamamı dolarken, yüz binlerce kişinin akın ettiği şehir mahşeri bir kalabalığı ağırlıyor. Yaşlısından gencine, kadınından çocuğuna kadar milyonlar Kâbe'yi daha yakından görebilmek için çaba sarfediyor. Her namaz vaktinde yaşanan izdiham özellikle öğle ve ikindi sıcağında bayıltan derecelere ulaşırken, akşam ve teravih namazlarında Kâbe'ye insan seli akıyor. İftar hayırseverlerin verdiği yemeklerle açıldıktan sonra yıkanan Kâbe yatsıya hazırlanıyor. İçeridekiler iftarını zemzem ve hurmayla açarken, dışarıda kalanlara yemek de dağıtılıyor. Geniş güvenlik önleminin alındığı bölgede ibadetler huzur içinde yapılıyor.
561011
Evde yangınları nasıl önleyebilirsiniz?
Bir yangını önlemenin her zaman onu söndürmekten daha kolay olduğunu belirten uzmanlar, Reader's Digest dergisinde evde çıkabilecek yangın türlerini, yaşanmış hikayeleri ve yangınları önlemenin yollarını açıklıyor. Sorun 1: Gözetimsiz olarak tavada ocağın üzerinde bırakılan yağ alev alır ve yakınında bulunan perde, dolap gibi yanıcı maddeleri tutuşturabilir. İstatistikler: Evde meydana gelen yangınların yüzde 23 ocakta bırakılan yağın alev almasıyla oluşuyor, bu tür yangında ölüm oranı ise yüzde 9. Gerçek bir hikaye: Annesi dışarıya çıktıktan yarım saat sonra başlayan yangında yaşındaki kız uyurken dumandan boğularak hayatını kaybetti. Annesi, tavuk kızartmak için kullanılan kızartma tavasını ocağın üzerinde bırakmıştı. Ortalama her yıl evden birinde mutfak yangını meydana geliyor. Yemek pişirirken oluşan yangınlar genellikle ilk 15 dakika içinde şiddetleniyor. En yaygın senaryo ise sıcak bir ocağın üzerinde gözetimsiz olarak bırakılan kızartma tavasının tutuşmasıdır. Eğer yangın başlarsa tavayı dışarıya götürmeye çalışmayın. Kollarınızın yanmasını önlemek için tavanın üzerine kenardan ortaya doğru tavayı bir kapakla örtmeyi deneyin. Eğer tavayı dışarı çıkarmak için evin içine doğru taşırsanız alev alan yağ yerlere damlayıp yangının tüm eve dağılmasına neden olabilir. Çözüm: Ocakta yemek pişerken asla mutfaktan ayrılmayın. Perdeler ve duvar askılıkları gibi yanabilecek maddeleri ocaktan en az metre uzakta tutun. Sorun 2: Isınma malzemeleri Ahşap sobalar ve yere yakın duran elektrikli ısıtıcılar, çevresindeki yanabilecek maddeleri tutuşturabiliyor. İstatistiklere göre, yangınların yüzde 15'ini oluşturan sobalar ölümlerin de yüzde 13'üne yol açıyor. Gerçek bir hikaye: Elektrikli soba, evde abisi ve ablasıyla uyuyan aylık bebeğin ölümüne neden oldu. 11 yaşındaki Manuel, dumanın kokusunu duyarak kız kardeşini evden çıkararak kurtardı, ancak anne ve babasının yatak odasında uyuyan aylık kız kardeşini kurtaramadı. Yatak odasındaki elektrikli sobanın, yakınındaki çamaşır yığınını tutuşturduğu tespit edildi. Çözüm: Elektrikli sobaları perdelerin, yatağın ve diğer yanıcı eşyalardan en az metre uzakta olmasına dikkat edin. Elektrikli ısıtıcıları doğrudan duvardaki fişe takın, uzatma kablosu kullanmayın. Uyurken elektrikli sobanızı kapatın. Odun sobası kullanıyorsanız bacalarınızı her yıl temizlettirin. Sobalar için evin bir köşesinde yer ayırın. Bu bölge, perdelerden ve diğer yanıcı maddelerden en az 1,5 metre uzakta olsun. Sorun 3: Elektrikten kaynaklanan yangınlar Aşırı yüklenen ara kablolar, elektrik kaçakları, kötü bağlantı, aşırı büyük ampül ve avizeler yakınlardaki yanıcı maddeleri tutuşturabilir ve tüm evinizi yakabilir. İstatistiklere göre, yangınların yüzde 9'u elektrikle ilgili sorunlardan kaynaklanırken, buna bağlı ölümlerin oranı ise yüzde 10. Gerçek bir hikaye: Duman ve alevler tek katlı evi sardı ve iki kişinin ölümüne yol açtı. Uzmanlar, 5'li seyyar prize fişler aracılığıyla tane cihaz bağlanmasından dolayı yangın çıktığını belirttiler. Aşırı ısınan prizin elektrik kablosunu eritmesi ve halıyı tutuşturması sonucu çıkan yangında 59 ve 79 yaşlarındaki evli çift hayatını kaybetti. Çözüm: Kavrulan ya da yıpranmış ara bağlantı kablolarını değiştirin. Ara bağlantı kablolarını asla kilimlerine altına koymayın. Normalden daha küçük olan kablolarınızı daha büyüğü ile değiştirin ya da cihazlarınızın fişini doğrudan prize takın. Elektrik kaçağı ya da kısa devre problemlerinde elektrikçi çağırın. Elektrik kutusunu açmak ve sorunu gidermek için elektrikçi çağırın, kendiniz denemeyin. Sorun 4: Sigaradan kaynaklanan yangınlar Kişinin sigara içerken uyuklamasıyla meydana gelen yangınlar, birçok kişinin ölümüne neden oluyor. İstatistiklere göre, yangınların yüzde 5'ini oluşturan sigaradan kaynaklanan yangında ölüm oranı ise yüzde 23. Gerçek bir hikaye: Bir adam, yatakta sigara içerken uyuyakaldı. Can havliyle yatak odasının kapısına gitmeye çalıştı, ancak yönünü şaşırdı ve gardrobun kapısını açtı, dolapta asılı elbiseler de tutuşunca koridorda yanan elbiseleriyle yığılıp kaldı. Çözüm: İnsanlar ellerinde sigarayla uyuyup kalınca sigara ya giysileri, yorganları tutuşturuyor ya da yere düşüp halının alev almasına neden oluyor. Bu tür yangınları önlemek için yatakta sigara içmeyin. Masalarınızda geniş küllükler kullanın. Sigara izmaritlerini çöpe atmadan önce, musluğun altında iyice ıslatarak söndürün. Sorun 5: Mumlar Yemek pişirirken çıkan yangınlar gibi birçok mum yangını da genellikle yatak odalarında tutuşabilecek eşyaların yanına gözetimsiz bırakılmasıyla başlıyor. Yangınların yüzde 5'i mumlardan kaynaklanıyor, mumlara bağlı yangınlarda ölüm oranı ise yüzde 3. Gerçek bir hikaye: Mumların rüzgarın etkisiyle perdeleri tutuşturması sonucu 23 yaşındaki kadın ile 11 aylık ve yaşındaki kızları, hayatını kaybetti. Anne ve kızlarının yangın başladığı sırada uyudukları ve dumandan zehirlendikleri belirtildi. Çözüm: Mumları sadece aynı odadayken ve uyanıkken yakın. Mumları yanıcı maddelerden en az metre uzağa koyun, Sorun 6: Ateşle oynayan çocukların çıkardığı yangınlar Çocukların ateşle, kibritle ya da çakmakla oynaması sonucu meydana gelen yangınların oranı yüzde iken buna bağlı ölümlerin oranı ise yüzde 8'dir. Gerçek bir hikaye: yaşındaki çocukla 23 yaşındaki annesi, çıkan yangının evi sarması nedeniyle hayatını kaybetti. Çocukların babası, yangın tüm evi sarmadan önce kızını kurtardı. Ancak, anne ve oğlu öldü. Yatak odasında yatağın altında başlayan yangının, çocuklardan birinin çakmak ya da kibritle oynaması nedeniyle köpükten yapılan şilteyi tutuşturmasıyla başladığı düşünülüyor. Çözüm: Çakmakları ve kibritleri çocuklarınızın ulaşamayacağı yüksek yerlerde saklayın.
561033
Deprem endişeye neden oldu
Selçuklu'nun ilçesi Sille köyü merkezli olan ikinci depremin ardından paniğe kapılan çok sayıda vatandaş, tekrar sokaklara çıktı. Araç trafiğinin yoğunlaştığı gözlenen kent merkezinde, depremle birlikte yaklaşık 10 dakika elektrik kesintisi yaşandı. Bazı vatandaşlar battaniyeleri ile sokaklara çıkarken bazı vatandaşlar da araçlarında bekliyor. Ufak tefek yaralanmalar ve yaşanılan şok nedeniyle hastanelerin acil servislerine gidenler olduğu bildirildi. Bu arada, Öğretmenevi semtinde incelemelerde bulunan Konya İl Emniyet Müdürü Hüseyin Namal, vatandaşlarla konuşarak, sakin olunmasını istedi. Öğretmenevi semti Gazdeposu Sokak'taki hasar gören evin çevresinde yıkılma ihtimaline karşın güvenlik şeridi çekildi.
562368
Dışişleri Bakanı Davutoğlu İran'da
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki'nin daveti üzerine iki günlük bir ziyaret için 'a gitti. Davutoğlu, Tahran'a hareketinden önce Esenboğa Havaalanı'nda yaptığı açıklamada, İran ile Türkiye arasındaki derin tarihi bağlara değinerek, "İran'ın, Türkiye'nin çok kapsamlı işbirliği alanlarını birlikte yürüttüğü dost ve komşu bir ülke olduğunu" söyledi. Ekonomiden enerjiye, ulaştırmadan ortak güvenlik problemlerine kadar çok geniş bir alanda İran ile işbirliğinin mevcut olduğunu ifade eden Davutoğlu, bu bağlamda ikili alanda tüm konuları ele alma fırsatı bulacaklarını kaydetti. Ortadoğu bölgesine yönelik son dönemde yaptığı ziyaretleri hatırlatan Davutoğlu, bu çerçevede temaslarında İran ile birlikte bölgesel gelişmeleri de değerlendireceklerini belirtti. Ortadoğu, Kafkaslar, ve Orta Asya'da İran ile Türkiye'nin ortak ilgi alanları bulduğunu ifade eden Davutoğlu, bu konuları da kapsamlı olarak değerlendireceklerini söyledi. Davutoğlu, ayrıca son dönemde İran'ın nükleer programıyla ilgili gelişmelere de değinerek, temaslarında bu konunu da gündemde olacağını belirtti. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, İran'da Mutteki'nin yanı sıra İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, İran Meclis Başkanı Ali Laricani, Uzmanlar Meclisi ve Düzenin Yararını Teşhis Konseyi Başkanı Ayetullah Ali Ekber Haşimi Rafsancani ve İran'ın nükleer başmüzakerecisi Said Celili ile de bir araya geleceğini sözlerine ekledi.
561594
Sultanahmet’te cinayet
Turistlerin yoğun ilgi gösterdiği meydanında sabah saatlernde işlendi. Ağabeyinin yargılandığı davayı izlemek üzere Adliyesi’ne gelen 22 yaşındaki Sedat Gezer, duruşma başlamadan önce kimliği belirsiz bir kişi tarafından tabancayla başından vuruldu. Sedat Gezer, ağabeyi Murat Gezer’in Kumkapı sahilinde üç ay önce meydana gelen ve ölümle sonuçlanan olaylı ile ilgili olarak yargılandığı davayı izlemek için Sultanahmet İstanbul Adliyesi’ne geldi. Sedat Gezer ve yakınları, duruşma başlamadığı için Divanyolu’ndaki akrabalarına ait ve kendisinin de çalıştığı çantacı dükkanına doğru yöneldi. Divan Bazaar adlı pasajın önüne gelen Sedat Gezer sırada arkadan yaklaşan sarı tişört ve kot pantalonlu bir kişi tarafından kafasından kurşunlandı. dükkanda bulunan bir başka çalışanada ateş etmek isdedi ama silahı tutukluk yaptı. Saldırgan olayın ardından kaçarken, silah sesini duyan Sultanahmet meydanında bulunan bir sivil polis, uzun süre saldırganı kovaladı. Ancak kalabalıktan yararlanan saldırgan kaçmayı başardı. ’ne kaldırılan Sedat Gezer hayatını kaybetti. Olaya şahit olan Gezer’in yakınları sinir krizleri geçirdiler. Kumkapı sahilinde yaklaşık üç ay önce mangal yapan iki grup arasında çıkan tartışmada 31 yaşındaki Sıddık Demirel, Murat Gezer tarafından bıçaklanarak öldürülmüştü. Olaydan sonra tutuklanan ve hakkında kasten öldürme suçundan dava açılan Murat Gezer, İstanbul 3.Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez duruşmaya çıktı. Bu arada saldırada yara almayan ve dükkanda bulunan ikinci çalışanın ise kamera kayıtlarında bulunan saldırganın eşkalini teşhis ettiği öğrenildi.
560645
‘Demokratik değil faşist bir açılım’
‘Demokratik değil bir açılım’ÖNDER YILMAZ, SERTAÇ KOÇ Ankara güncellenme zamanı 11.9.2009Bahçelievler 7. Cadde kafe ve barlarıyla ünlü... referandumu’ kararını ‘Demokratik yapıyoruz’ diye savunan Belediye Başkanı ’e tepki gösteren ’liler, “Konunun peşini bırakmayacağız” dedi 7. Cadde’nin “içkili bölge” ilan edilip edilmemesi konusunda çıkardığı kararını “demok-ratik olarak nitelendiren Büyükşehir Belediye Başkanı ’e sert tepki gösterdi. Konunun peşini bırakmayacağını belirten CHP’liler, “Bu demokratik değil, faşişt açılım” dedi. CHP milletvekillerinin konuya ilişkin tepkileri şöyle: (CHP Sözcüsü): Bunun demokrasiyle ilgisi yok. Eğer orada bulunan yerler almaya müsaitse belediye vermek zorunda. Referandum deniliyor... Yoldan geçene de sorması kaldı. Böyle bir anlayış olmaz. hukuk devleti. var. Bir işyeri şartları taşıyorsa bu, kurallar içinde ya verilir ya verilmez. Tekin (Ankara Milletvekili): 7. Cadde’nin trafiğe kapatılıp kapatılmamasını içki içilip içilmemesine getirmesi hayret verici. Peki 7. Cadde’nin burnunun dibine Gökkuşağı Pojesi diye bir mezbelelik yaptı. Şimdi boş, kullanılmıyor. Başka şeylerin mekânı haline geldi. zaman niye Bahçelievler halkına sormadın? Nesrin Baytok (Ankara Milletvekili): bir açılım. Mahkeme kararını bile uygulamayan belediye başkanıyla karşı karşıyayız. Ankaralıya zulmetmeye ant içmiş. için kapatılacak 7. Cadde’yi içkiden arındırmak için dayatmada bulunuyor. Faşizan yöntemlerle yönetme anlayışı var. Bunun çağdaş yaşamla alakası yok. (Çankaya Belediye Başkanı): Burada adı referandum olarak konmaya çalışılan şey referandum veya falan değildir. Bu bir eğilim yoklamasıdır. Peki burada kokoreççi, köfteci olsun mu olmasın mı? Yüzde 51 ‘olmasın’ çıkarsa; ne yapacağız köfte satışını da mı durduracağız? Orada yasal olmayan satışı varsa gereği yapılmalı. Amaç yasal, meşru işletmeleri kapatıp başka yere sürmekse, bu Belediyesi’nin yanında durabileceği bir yaklaşım değildir.
562163
Almanya'da bir Türk futbolcuya ömür boyu futbol oynamama cezası verildi
Alman Futbol Federasyonu (DFB) Spor Mahkemesi, takımlarından Hamm Türkspor’da oynayan 27 yaşındaki Türk futbolcu Hasan Tosun’a, kavgaya karışarak bir taraftarı yaraladığı gerekçesiyle "ömür boyu futbol oynamama" cezası verdi. Hamm’ın Unna bölgesi amatör küme takımlarından Hamm Türkspor kulübünün oyuncusu Tosun’un, Kamen SC ile yapılan lig maçında, oyuncular arasında çıkan kavga sırasında elinde bira şişesiyle saha kenarından olaylara karışan bir rakip taraftarı döverek ağır yaradığı gerekçesiyle ömür boyu futboldan men edilmesi kararı, kulüp yöneticileri tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Kulüp başkanı Mehmet Özsakız, yaptığı açıklamada, 22 Ağustos 2008 tarihinde sahalarındaki bir lig maçı sırasında rakip takım oyuncularıyla çıkan kavgada yaşanan tatsız gelişmeler sonrasında Spor Mahkemesinin, takımda hem futbolcu, hem de çalıştırıcı olarak görev yapan Tosun’a verdiği cezayı doğru bulmadığını belirtti. Özsakız, "Futbol birleştiricidir. Spor mahkemesinin bir futbolcuyu ömür boyu futboldan men etmesini doğru bulmuyorum. Bana sporun anlamı ortadan kalkıyor gibi geliyor. Kulübümüz 1979 yılında kuruldu. futbol takımı ve çocuk futbol takımımız var. Bunun yanı sıra 70 kişilik takımımız ve bayanlar için de faaliyetlerimiz var. Takımlarımızı çoğaltmak istedik, maalesef bir takımımızı dağıtmak zorunda kaldık" diye konuştu. Amaçlarının kahve köşelerinde oturan gençleri topluma kazandırmak olduğunu ifade eden Özsakız, "Futbol gençleri kötü yoldan çeker, kahve köşelerinde sürünmelerini ve başka yollara gitmelerini engeller diye düşünüyoruz. Bir insanın futboldan ömür boyu men edilmesini kabullenemiyorum" dedi. Özsakız, karara karşı hukuki işlem başlatacaklarını sözlerine ekledi. "KIRKIRTICILIK YAPTILAR" Futbol faaliyetlerinden ömür boyu men edilen Hasan Tosun da "bir rakip takım oyuncusunun maç sırasında kışkırtıcılık yaptığını, aynı kişinin spor mahkemesinde de bu tutumunu sürdürdüğünü ve ettiğini" söyledi. "Bir oyuncuma yumruk vurdular, ben de dayanamadım vurdum" diyen Tosun, şunları anlattı: "Bu takıma oyuncu olarak geldim. Başkanım bana görev verdi; hocalık yaptım, yönetimde görev aldım. Maçta bize küfür ettiler, küfür edene ay ceza verdiler, bana ömür boyu. Çıkan olay sırasında onlar benden daha çok vurdu. Türküz diye en büyük cezayı biz aldık. Seve seve top oynuyordum, artık oynayamayacağım. Mahkemede beni kışkırttılar, karşı takımın olayları çıkartan oyuncusu Müslümanlara hakaret etti, kızdım ve mahkemeden kovuldum." "CEZA ÇOK AĞIR" Hamm Türkspor’un yöneticilerinden Ertuğrul Türkyılmaz da mahkemenin aldığı karara saygı duyduklarını, ancak cezanın çok ağır olduğunu belirterek, asıl olayı çıkartan kişinin maç sırasında Türkçe küfür etmesinin ve maçın hakeminin de bu sözleri anlamamasının olay büyümesine neden olduğunu ifade etti. Türkyılmaz, şöyle konuştu: "Arkadaşlarımızın oruçlu ve sinirlerinin gergin olması, rakip takımın faullü oynaması ve seyircinin bira şişesiyle sarhoş bir şekilde sahaya girmesi olayların çığrından çıkmasına sebep oldu. Mahkemenin kararına saygılıyız, ancak bir insanı ömür boyu spordan men etmek de çok ağır bir ceza. Türkçe konuşan rakip oyuncunun Müslümanlara hakareti mahkeme önünde de sürdü. Mahkemede cereyan eden olaylar farklıydı, ancak biz bunu ispat edemedik."
561100
Sellerden korunma kılavuzu
Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali, sel konusunda vatandaşların dikkat etmesi gereken noktaları bildirdi. Küçükali, 'Kızılay ile Güvenli Yaşamı Öğreniyorum' kitabını kaynak göstererek yaptığı yazılı açıklamada, seller öncesinde, sel sırasında ve seller sonrasında dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili bilgilendirme yaptı. Buna göre, sellerden korunmak için yapılması gerekenler şöyle: "Sel yataklarına yerleşilmemesi, kamp kurulmaması, otomobil park edilmemesi konusunda herkesi uyarın. Bulunduğunuz noktanın sele uğrama riskini öğrenin. Bölgedeki sel uyarı işaretlerini ve yerel erken uyarı sistemlerini öğrenin. Sel tehlikesi olduğu zamanlarda varsa otomobilinizin yakıt deposunu doldurun. Kullanma amacıyla temiz banyo küvetine ve kaplara su doldurun. Afet çantanızı kontrol edin ve varsa eksiklerini tamamlayın. Bina dışındaki malzeme ve eşyaları içeriye taşıyın. Önemli eşyalarınızı yüksek yerlere koyun. Kullanılması zorunlu olanlar hariç elektrikli ev aletlerini fişten çekin. Şalterleri ve vanaları kapatın. İstenildiğinde (daha önce belirlenen yerlerden ve afet çantanızı da yanınıza alarak) daha yüksek ve güvenli yerlere kaçmaya hazır olun. Hava durumu raporlarını ve haberlerini sürekli izleyin. Acil durum haberleşme ve toplanma planını uygulayın." Seller sırasında yapılması gerekenler: "Hiçbir zaman akan sel sularında yürümeyin. Sel sularına otomobil ile girmeyin. Aniden sel suları ile karşılaşırsanız, durun, geri dönün ve veya başka bir yöne gidin ve yüksek yerlere kaçın. Yalnızca bir karış yüksekliğindeki sel suyu bile ayaklarınızı yerden kesip sizi düşürebilir. Selden korunmak için derhal daha yüksek bir yerlere kaçarak sel bölgesini terk edin. Otomobiller diz seviyesine kadar yükselmiş sel suyu tarafından sürüklenebilir. Otomobilinizin etrafında sel suları yükseliyorsa hemen otomobilinizi terk edip yüksek yerlere kaçın. Ani sellerde sular iri kayaları yuvarlayabilir; ağaçları, binaları ve köprüleri yıkabilir. Sel suları, ila metrelik yüksekliğe ulaşabilir, öldürücü çamur ve diğer dağ kalıntılarını beraberinde getirir. Ani sellerde en iyisi en küçük bir işaret ve uyarıda hemen ve hızla yüksek yerlere kaçmaktır. Pilli radyodan hava durumu raporlarını ve haberleri dinlemeye devam edin. Size bağımlı kişileri, engellileri ve hayvanları unutmayın. Gereksiz yere telefon kullanmayın. Kopmuş elektrik telleri ile temas halinde olabilecek su birikintilerinden, bahçe çitlerinden, ağaçlardan ve diğer ıslak cisimlerden uzak durun. Görünüşe aldanmayın. Dibi görünmeyen sel sularına girmeyin. Su birikintilerinin çevresinde, mazgalların etrafında, kuru vadi gibi yerlerde durmayın. Kestirme yolları değil, önceden belirlenmiş kaçış yollarını kullanın." Seller sonrasında dikkat edilecekler: "Pilli radyonuzu hep yanınızda taşıyın. Böylelikle son gelişmelerden haberdar olursunuz. Sel sularından uzak durun; zehirli maddeler içeriyor olabilir. Unutmayın, sel suları çekilmeye başlamadan önce tehlike geçmiş sayılmaz. Yerel yönetim tarafından izin verilmedikçe evinize dönmeyin. Merak gidermek için afet bölgesine gitmeyin. Binanız hala su ile çevriliyse içine girmeyin. Komşularınıza, çocuklara, yaşlı ve engellilere yardım edin. Binanıza girmeden önce binanın temelden çatıya kadar çökme ve yıkılma tehlikesi için kontrol edilmesini bekleyin. Ayrıca bölgedeki heyelan tehlikesini de gön önünde tutun. Gaz kaçaklarını, yanıcı ve parlayıcı maddeleri düşünerek bina içlerini araştırırken meşale, çakmak ve mum gibi aydınlatma araçları yerine ışıldak veya pilli el fenerlerini kullanın. Sel temizliği yapılırken, elektrik çarpması, karbon monoksit zehirlenmesi, adale incinmesi, solunum zorlukları, kimyasal maddeler ile kirlenme, yangın, boğulma vb. olaylar yaşanmaktadır. Gaz ve su borularında kırık ve patlaklar yangın tehlikesi oluşturur. Su altında kalmış elektrik kabloları ve elektrikli araçlar olup olmadığının kontrol edilmesini bekleyin. Sel suları ile evinize taşınabilecek olan kimyasal maddeler ve zehirli yılanlara dikkat edin. Şehir elektriği kesilmiş, ışıklar veya lambalar donuklaşmış ya da titrek bir hal almış ise tüm elektrikli aletleri kapatın. Sadece bir lambayı açık tutun. Kopmuş hiçbir kabloya dokunmayın. Yere değen elektrik kablolarından uzak durun; elektrik çarpabilir. Elektriğe kapılmış kimselere dokunmayın; elektriği kesin. Sel yolun bir kısmını sürükleyip götürmüş veya çökertmiş olabilir. Eğer suyun içinden gitmek zorundaysanız suyun durgun olduğu yerlerden yürüyün. Selden etkilenmiş yiyecekleri, sel suları ile taşınmış sebze ve meyveleri yemeyin. Varsa şişe suyundan başka su içmeyin."
560823
Duvaklarıyla uğurlandılar
Duvaklarıyla uğurlandılar Çalıştıkları fabrikanın önünde kapalı kasa minibüsten inemeden sele kapılarak boğulan kadından 4'ü gözyaşları ve duvaklarıyla toprağa verildi. Şirket, aracın servis minibüsü olmadığını açıklarken, diğer suçlamaları reddetti. Firma sahibi ve işletme müdürü tutuklandı SERKAN NERGİS Sel sularının kapladığı minibüsün içinde yaşamlarını yitiren Güldane Çiftçi (23), Bircan Karataş (21), Özlem Ünal (19), Naciye Karadeniz (47) için Halkalı Akşemsettin Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi. Üçünde duvak bulunan tabutun bulunduğu cami avlusunda Bircan Karataş'ın babası Öztürk Karataş kızının duvaklı tabutunu okşadı. Güldane Çiftçi'nin annesi Gülbeyaz Çiftçi ise yakınlarının yardımıyla güçlükle ayakta durabildi. ÜÇ GÜN ÖNCE İŞE BAŞLAMIŞ Kompleci olarak çalışan Güldane Çiftçi 23 yaşında, pazartesi günü işe başlamış. Annesi Gülbeyaz Çiftçi, yağmur nedeniyle gitmemesini söylemiş. Güldane Çiftçi de 'Daha iki gün oldu başlayalı gitmezsem işten çıkarılırım' diyerek evden ayrıldı. Güldane işe yürüyerek gidiyor. Ancak yolda minibüsü görünce ıslanmamak için biniyor. 11 gün sonra doğum günüydü. Firma yaptığı açıklamada, söz konusu aracın insan taşımaya uygun olmadığını kabul ederken, diğer suçlamaları reddetti.
561623
Tunceli'de teröristler iş makinelerini yaktı
Tunceli Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, terör örgütü üyelerinin, Geyiksuyu-Hozat karayolunun 20. kilometresinde bir firmaya ait kamyon, ekskavatör ve adet TIR'ı yaktıktan sonra kaçtığı belirtildi. Açıklamada, şirkete ait adet de cep telefonunu gasp eden teröristlerin yakalanması için başlatılan operasyonların devam ettiği kaydedildi.
562126
Flaman bölgesindeki okullarda başörtüsü yasağı uygulanacak
’da başörtüsü tartışmaları artarak devam ederken, ülkenin Flaman kesiminde resmi okullarda başörtüsü yasağı uygulama kararı alındı Federal yapılı ’da Flaman Toplumu Konseyi, bugün yaptığı toplantının ardından, ülkenin Flaman kesimindeki tüm resmi eğitim kurumlarında başörtüsünü yasaklama kararı aldığını açıkladı. Yapılan açıklamada, yeni başlayan ders yılı sürecinde, başörtüsüne izin veren bazı okullarda istisna kuralları uygulanacağı, bu kapsamda isteyen öğrencilerin felsefi derslerde dini simgeler taşıyabilecekleri belirtildi. Flaman Eğitim Konseyi, başörtüsünü yasaklama kararının gerekçelerini açıklarken, "öğrencilere özgür ve kaliteli bir eğitim olanağı sağlamak iradesinden" söz etti. ANVERS KENTİNDE DE YASAK Öte yandan, Anvers kenti Eğitim Konseyi de, bugünkü toplantısının ardından yaptığı açıklamada, kentteki 300 okulda başörtüsü yasağının Eylül 2010 tarihinde başlayacağını duyurdu. Kentin ve bağımsız eğitim kurumlarının temsilcilerinden oluşan konseyde oy birliği ile karar alındığı bildirilirken, öğrencilerin ve velilerin bilgilendirileceği ifade edildi. Belçika;da okulların açılması ile tekrar gündeme gelen başörtüsü tartışması, siyasi ve adli alanlarda gerginliğe yol açıyor. Bazı adli kurumlar, başörtüsü kullandıkları gerekçesiyle okullara alınmayan öğrenciler lehinde kararlar verirken, Danıştay;ın da bu konuda somut görüş açıklaması bekleniyor. Siyasi alanda, başta sosyalistler olmak üzere bazı gruplar, başörtüsünün "dini değil, siyasi bir sembol olarak kullanıldığı" görüşünden hareketle yasaklamadan yana tavır koyuyor. Belçika;da başörtüsü tartışmalarının önümüzdeki günlerde artarak devam etmesi bekleniyor.
561635
Hırvatistan'ın önündeki Slovenya engeli kalkıyor
Slovenya ve Hırvatistan başbakanlarının, iki ülke arasındaki sınır anlaşmazlığının çözümüyle ilgili olarak karara vardığı,Slovenya'nın Hırvatistan'ın 'ye üyeliğine vetosunu kaldırmaya hazır olduğu bildirildi. Slovenya Başbakanı Borut Pahor, Hırvat dengi Yadranka Kosor ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada, hükümetin, parlamento komisyonlarına "Hırvatistan'ın müzakere sürecinin önüne konulan engelleri kaldırmalarını" derhal önereceğini belirtti. Kosor da ülkesinin, müzakerelerinde kullanılacak belgelerin, sınır anlaşmazlığıyla ilgili nihai çözüme zarar vermeyeceğini taahhüt ettiğini söyledi. Hırvat Başbakanı, müzakerelerini sürdürme ve sınır görüşmelerine devam etme konusunda Pahor ile anlaştıklarını kaydetti. Her iki başbakan da sınır görüşmelerinin, Komisyonu'nun önerdiği şekilde uluslararası arabulucularla devam edeceğini bildirdi. 2004 yılında 'ye üye olan ilk eski Yugoslav ülkesi Slovenya, küçük bir toprak parçası ve karasularıyla ilgili anlaşmazlık yüzünden Hırvatistan'ın 'ye üyelik müzakerelerini engelliyor. ile Hırvatistan arasında sıkışıp kalan Slovenya, Adriyatik'in kuzeyindeki uluslararası sulara doğrudan giriş istiyor.
561786
Muğla'da kaybolan turistin cesedi 33 gün sonra bulundu
Alınan bilgiye göre, Ölüdeniz beldesinde ailesiyle tatil yapan ve Ovacık mevkisindeki Likya yolunda yürüyüş yapmak üzere, 10 Ağustosta kaldığı otelden ayrıldıktan sonra kendisinden haber alınamayan John Josep Kirkham'ın (68) cesedine ulaşıldı. Kirkham'ın cesedi, 33 gün sonra Ölüdeniz beldesinin Kozağaç Köyü Kirme Mahallesi mevkisinde dere yatağında bulundu. Ceset, savcı ve jandarmanın incelemesinin ardından İzmir Adli Tıp Kurumuna gönderildi. Bu arada, cesedi bulunan Kirkham'a ait eşya, para ve diğer malzemelerinin yanında olduğu tespit edildi. Yetkililer, İngiliz turistin yürüyüş sırasında dengesini kaybederek yaklaşık 15 metre yüksekten dere yatağına düşmüş olabileceğini, olayla ilgili İngiliz Konsolosluğuna bilgi verildiğini kaydetti. İngiliz turistin kaybolmasının ardından bölgede askeri birlikler ve özel eğitimli arama köpekleriyle çalışma yapılmıştı.
561024
Temizöz ve Atak Hakim Karşısında
Temizöz ve Atak Hakim Karşısında Faili meçhul cinayetlerle yargılananan Albay Cemal Temizöz ve Cizre Eski Belediye Başkanı Kamil Atak hakim karşısında. Faili meçhul cinayetlerle yargılananan Albay Cemal Temizöz ve Cizre Eski Belediye Başkanı Kamil Atak hakim karşısında.
560442
Taliban Geri mi Dönüyor?
Afganistan'ın büyük bölümünde Taliban'ın varlığının arttığı açıklandı. Merkezi Londra'da bulunan düşünce kuruluşu Uluslararası Güvenlik ve Gelişme Konseyi tarafından yayımlanan raporda, Amerika Birleşik Devletleri tarafından iktidardan uzaklaştırılmasının üzerinden yıl geçmesinin ardından Taliban'ın, ülkenin yüzde 80'lik bölümünde, kalıcı olarak geri döndüğü kaydedildi. Raporda bu oranın, 2007 yılının kasım ayında yüzde 54, 2008 yılının aynı döneminde ise yüzde 72 olduğu belirtildi. Son aylarda ülkenin kuzeyinde Taliban eylemlerinin arttığına da işaret edildi. Amerikan güçleri ve müttefik ülkelerin askerleri, 11 Eylül saldırılarının ardından Afganistan'daki Taliban rejimini devirmişti.
561900
Çakır: Kuşak yollar iki yıl içinde tamamlanacak
Kuşak yollar iki yıl içinde tamamlanacak Belediye Başkanı Ahmet Çakır, trafik sorununun çözülmesi için planladıkları kuzey ve güney kuşak yolları ile ilgili çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi. Çakır, kuzey ve güney kuşak yollarını iki yıl içinde tamamlayacaklarını bildirdi. YENİ ŞAFAK MALATYA Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır, kuzey ve güney kuşak yollarını iki yıl içinde tamamlayacaklarını bildirdi. Çakır, yaptığı açıklamada, trafik sorununun çözülmesi için planladıkları kuzey ve güney kuşak yolları ile ilgili çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi. Çakır, şöyle konuştu, "Kuzey kuşak yoluna Ekim ayında başlıyoruz. Bu yolumuz Yeşiltepe bölgesinden başlayarak yeni sebze ve meyve hali binasının önünden geçerek Kaynarca Kayalık bölgesine kadar devam edecek. Çarmuzu, Kaynarca, Kiltepe bölgemizde şuyulandırma çalışmamız var. Şuyulandırma çalışmasını tamamladıktan sonra bu bölgelerde yolun geçeceği güzergah üzerinde yapılaşmalar var. Bu yapılaşmaların istimlak bedellerini de ödeyerek yolun açılmasını hızlandıracağız. Şu anda arkadaşlarımız buralarda tespit çalışmalarına devam ediyorlar. Yol üzerine gelen yapıların değer tespitleri ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Dosyalarını hazırladık. Bu bölgelerdeki şuyulandırma çalışmalarının da önümüzdeki ay ihalesine çıkılacak, dosyaları hazırlandı" GÜNEY KUŞAK YOLU Çakır, güney kuşak yolunun Kentsel Dönüşüm Projesi'nin uygulanacağı alandan geçeceğini belirtti. Güney kuşak yolu ile ilgili de TOKİ ile iki görüşme yaptıklarını anlatan Çakır, şunları kaydetti: "TOKİ'ye güney kuşak yolu ile ilgili bizim önerimiz konutu yol güzergahı üzerinde kalan hak sahiplerinin bir an önce ödeneklerinin ödenmesi. Yapılaşmada yeni yapılan konutların özellikle bu bölgede oturan vatandaşlarımıza verilmesini talep ettik. TOKİ de buna uygun bakıyor. Kentsel Dönüşüm Projesi'nin uygulanması uzun sürer. Projenin uygulanmasını beklersek bu yolun açılması uzun sürer. Bunu hızlandıracak çalışmaları yapıyoruz. Her iki yolu da iki yıl içinde tamamlayacağız" Çakır, güney kuşak yolunun Fahri Kayahan Bulvarı'ndan başlayarak, Kentsel Dönüşüm Projesi'nin uygulanacağı bölgeden geçeceğini, Kernek'in üst kısmından devam edip Kervansaray Restoran'ın önünden Çöşnük Kavşağı'na bağlanacağını sözlerine ekledi.
561598
Ağustosta borsa yatırımcısına kazandırdı
Borsa endeksi, ÜFE ve TÜFE ile indirgendiğinde aylık ve aylık, külçe ise yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri ile yatırımcısına kazandırdı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), seçilmiş finansal yatırım araçlarının ağustos ayı itibarıyla reel getiri oranlarını açıkladı. Buna göre, ağustos ayında borsa endeksi ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 18,20, TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 19,06 ile en yüksek oranda aylık getiri sağlayan enstrüman oldu. ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi yüzde 0,35 oranında aylık reel getiri sağlarken, yüzde 2,41, euro yüzde 1,21 ve külçe yüzde 0,82 oranında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde ise; mevduat faizi yüzde 1,07 oranında aylık reel getiri sağlarken, yüzde 1,71, euro yüzde 0,50 ve külçe yüzde 0,10 oranında yatırımcısına kaybettirdi. Yıllık bazda külçe kazandırdı Borsa endeksi, ÜFE ile indirgendiğinde yatırımcısına ayda yüzde 33,13, TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 33,92 oranında reel getiri sağladı. aylık değerlendirmeye göre borsa endeksinin reel getirisi ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 79,03, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 78,53 düzeyinde oldu. Aynı dönemde ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 11,87, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 12,11 oranında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu. Yıllık oranda değerlendirildiğinde, finansal yatırım araçları en fazla reel getiri oranına göre, külçe euro, mevduat faizi ve borsa endeksi olarak sıralandı. ÜFE ile indirgendiğinde, külçe yüzde 42,18, yüzde 27,53, euro yüzde 21,36, mevduat faizi yüzde 17,31 ve borsa endeksi yüzde 11,36 oranında yatırımcısına reel getiri sağladı. TÜFE ile indirgendiğinde ise külçe yüzde 33,58, yüzde 19,81, euro yüzde 14,02, mevduat faizi yüzde 10,22 ve borsa endeksi yüzde 4,62 oranında yatırımcısına reel getiri sağladı.
560879
Borsaları uçuracak haber
Borsaları uçuracak haber Ünlü yatırımcı Faber'e göre harcamaları artırmak için basılan paralar borsalara akacak, bu durum ise hisse senetlerini patlatacak Marc Faber, ABD'de faiz oranlarının 'yapay düşük'te tutulacağını ve uzun bir süre için sıfıra yakın kalacağını belirtti. Faber, 'Bütçe açığı çok yüksek kalmaya devam edecek ve bu durum enflasyon gibi negatif etkileri beraberinde getirecek' diye konuştu. Faber, Fed'in ABD ekonomisini destekleme çabaları adı altında düşük faiz oranları ile birlikte muhtemelen para basmaya devam edeceğini ve bu durumun da doları zayıflatacağını belirtti. Faber, bütçe açığının finansmanı için eşi görülmemiş bir para basımın olacağı açıklamasında bulundu. Faber'e göre ekonomi zayıf kaldıkça hisseler daha fazla yükselecek çünkü basılan para borsalara gidecek. Faber yatırımcılara tahvil alma ya da nakit tutma yerine hisse senedi almayı önerdi. Faber zayıf doların varlık fi-yatlarını destekleyeceğini söyledi.
561637
"Hiçbir baskı bize geri adım attırmayacak"
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk basın toplantısı düzenledi. Türk, Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna ile parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Ahmet Türk, ''Türkiye'nin bu sabah, 12 Eylül darbesinin yıl dönümüne bir gün kala darbe günlerini andıran ev baskınları ve göz altı operasyonlarıyla uyandığını'' söyledi. Kürt açılımı tartışmalarının yaşandığı, her şeye rağmen çözüme dair umut ve beklentilerin güncelliğini koruduğu bir süreçte, ''DTP'yi siyaset dışına itmeye yönelik, baskı ve göz altı operasyonlarının yeniden hız kazandığını'' öne süren Türk, Diyarbakır'daki göz altıları, ''yerel yönetim birimlerine dönük haksız, hukuksuz ve demokratik anlayışa sığmayan bir eylem'' olarak nitelendirdi. ''Bu operasyonlar, demokratik siyaset kanallarını kapatan, halkın demokratik yol ve yöntemlerle örgütlü mücadele etmesinin önüne geçmesini amaçlayan demokrasi dışı bir uygulamadır'' görüşünü savunan Türk, bu operasyonlarla aynı zamanda yerel yönetimlerin baskı altına alınması ve sindirilmesinin hedeflendiğini iddia etti. Kimlikleri, yerleri, görevleri belli olan insanların sabaha karşı evleri basılarak göz altına alınmasının yasal olmadığını savunan Türk, 14 Nisan'dan bu yana tutuklanan yönetici ve üyelerinin derhal serbest bırakılmasını istedi. Türk, şunları kaydetti: ''Şu iyi bilinmelidir ki biz karşılaştığımız bunca baskıya rağmen demokratik siyaset kanallarının açılması, bu sürecin barış sürecine evrilebilmesi için mücadelemizi kararlı bir biçimde sürdüreceğiz. Hiçbir baskı, göz dağı ve sindirme operasyonu bize asla geri adım attıramayacaktır. DTP, bu ülkenin onurlu bir barışa kavuşabilmesi için üzerine düşen fedakarlığı yerine getirmeye her zamankinden daha fazla hazırdır. Buradan Hükümete seslenmek istiyoruz: Çatışmalı ortam yeniden hız kazanmaktadır. Eğer bu sürecin önüne geçilemez, ölümler durdurulamaz ise Kürt sorununa sivil demokratik çözüm arayışları bundan büyük darbe alır. Bu nedenle hem askeri, hem de siyasi operasyonların derhal son bulması gerekir. Bu noktada hükümeti sorumlu davranmaya çağırıyoruz.'' Ahmet Türk, bir gazetecinin, Genelkurmay Başkanlığı'nın bugünkü ''Son terörist öldürülene kadar mücadeleye devam edilecek'' mesajını anımsatarak, bu konudaki değerlendirmesini sorması üzerine, Türkiye'nin bir normalleşme sürecine girmesini istediklerini söyledi. Bu konuda her kişiden, her kurumdan hassasiyet beklediklerini vurgulayan Türk, ''Madem bir açılımdan söz ediliyorsa, operasyonların durması gerekiyor. Çünkü her operasyon, yeni bir acının yaşanmasına neden olmaktadır. Bizim söyleyip yaptıklarımız, bir duyarlılığa davettir'' dedi. Türk, YÖK'ten, ''Bir siyasi iradenin, Dicle Üniversitesinde Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açılması yönünde talepte bulunduğu ancak bunun kabul edilmediği'' yönünde açıklama yapıldığı anımsatılarak, ''Bu siyasi irade DTP mi acaba?'' sorusu üzerine, kendilerinin böyle bir taleplerinin olmadığını bildirdi.
560950
Trabzon, Rize, Artvin ve Hopa uyarıldı
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan meteorolojik uyarıya göre, Trabzon ve Rize ile Artvin'in Hopa İlçesi'nde beklenen kuvvetli yağış, saat 13.00'e kadar etkili olacak. Uyarıda, vatandaşların ve yetkililerin ani sel ve su baskınına karşı dikkatli olmaları istendi.
560573
Sorumlu vatandaş oldu!
Vali Yardımcısı Çakmak, verilerinin yeterli olmadığını savunurken, “Vatandaş da önlemini almalıydı” dedi yetkilileri, sele neden olan yağışla ilgili olarak gerekli uyarıları önceden yaptıklarını bildirirken, afetten sorumlu Vali Yardımcısı Hikmet Çakmak, verilerin yeterli olmadığını savundu. Savaş ve doğal afetle mücadelenin valiliğin sorumluluk alanı olduğuna dikkat çeken Çakmak, “Her türlü yol kapama ve yetkisine sahibiz. Ancak bu gibi önlemleri almamız için kuvvetli veriler gerek. Boşaltma ve yol kapama uygulaması için sağlam verilere ihtiyaç vardı” dedi. ‘Kimse beklemiyordu’ Valiliğe ulaşan meteorolojik bilgiler doğrultusunda hareket edildiğini kaydeden Çakmak, “Bir saat içinde metrekareye 180 kilogram düşeceğine yönelik bir veri yoktu; sadece yoğun yağışların beklendiği rapor edildi. Daha önceki yağışları dikkate alarak tahliye ve yol kapama önlemlerine gerek olmadığına karar verdik. ‘Herkes tedbiri alsın’ diye de halka duyuru yaptık. Ayrıca, suyu fark eden şoförler yoldan çıkmalıydı. Vatandaş önlemini almalıydı. Bilgi gelseydi TIR garajını boşaltırdık” dedi. Meteoroloji İstanbul Bölge Müdürü Mustafa Yıldırım ise Eylül Pazar günü Bölgesi’nde sel, ve yıldırım düşmesine karşı resmi birimlerin bilgilendirildiğini kaydetti. Yıldırım, “Genel Müdürlük açıklama yaptı. Bölge Müdürlüğü uyardı. Pazartesi, salı ve çarşamba günlerine yönelik yine meteoroloji radar verileri doğrultusunda uyarılarda bulunduk. Yağışların akşam kuvvetleneceğini, gece daha da artacağını açıkladık. Gerekli önlemlerin alınması için resmi birimleri bilgilendirdik” diye konuştu. Yıldırım, bölgesine gün içinde metrekareye 262 kg. yağış düştüğüne de dikkat çekerek, “Son 80 yılın istatistiklerine göre eylül ayı içinde İstanbul ortalaması 50 kilogramdır. Bu kadarını kimse beklemiyordu” dedi.
561113
Panathinaikos'a G.Saray öncesi takviye
'ın UEFA rakiplerinden Panathinaikos, eski oyuncusu Giourkas Seitaridis'i kadrosuna kattı. Deneyimli savunma oyuncusu Seitaridis, Panathinaikos'a geri döndü. 28 yaşındaki oyuncu, Mayıs ayında Atletico Madrid tarafından serbest bırakıldıktan sonra takım arayışı içindeydi. Seitaridis, serbest oyuncuların sözleşme imzalaması için verilen zamanın son gününde Panathinaikos ile dört yıllık anlaşma yaptı. Panathinaikos altyapısından yetişen Seitaridis, 2004 yılında Avrupa şampiyonu olan milli takımının önemli bir parçasıydı. Seitaridis, Euro 2004'ten sonra Porto, Dinamo Moskova ve Atletico Madrid takımlarında forma giydi. Panathinaikos, UEFA grubundaki ilk maçında 17 Eylül'de Atina'da ile karşılaşacak.
560928
İbrahim Karagül: Bugün 11 Eylül! Ne kazandınız?
Bugün 11 Eylül! Amerika'yı vuran dehşet saldırıdan bu yana sekiz yıl geçti. ABD'nin siyasi, askeri ve ekonomik gücünü hedef alan saldırılar şüphesiz yeni bir dünya düzenini hedefliyordu. Öyle de oldu. Sekiz yıldır, dünyanın en ücra köşelerinde bile bu yeni düzenin etkileri hissedildi. Ülkelerde, şehirlerde, kasabalarda, ailelerde hissedildi. Çatışma, işgal, köleleştirme, kontrol altına alma, yönetme, iradesizleştirme, aşağılama ve yok etme üzerine kurulu, Batı'nın yüzlerce yıllık sömürgeci geçmişinin bütün kirli örneklerinin kullanıldığı sekiz yıl geçirdi dünya. Her yıl dönümünde yeniden El Kaide tehdidi, yeni terör alarmları ilan edilirdi. Yeni kaset çıkarıldı ortaya. Ancak bu yıl olmadı. Ne, Bin Ladin'in yeni ses kaydı, görüntüsü ne de ABD ve İngiltere'de terör alarmı oldu. En azından bugüne kadar.. Sekiz yıldır değişen tek şey bu oldu. Bunun dışında her yıl dönümünde kötü şeylere yenileri eklenmiş oldu. Kötülük devam etti. Saldırıların birinci yıldönümünden hatırlatma: (7 Eylül 2002) Amerika'nın küresel ekonomik ve askeri hegemonyasının sembollerine yönelik saldırıların ardından ilan edilen küresel olağanüstü hale rağmen, ortaya atılan iddialar ve enformasyon dayatmasının ötesinde, saldırılarla ilgili gerçek anlamda hiç bir kanıt ortaya konulmadı. Ancak dünya, görülmemiş bir hızla Amerika'nın siyasi ve askeri denetimi altına girdi. İnanılmaz bir saldırganlık ve açgözlülükle istila ve yağma harekatı başlatıldı. En önemlisi, Amerika'nın başlattığı savaşla 11 Eylül saldırıları arasındaki bağlantı koptu. Bir yıl gibi çok kısa bir sürede en temel insan hakları ve bireysel özgürlükler yok edildi, özgürlük alanları daraltıldı, uluslararası hukuk rafa kaldırıldı, uluslararası kurumlar devre dışı bırakıldı, sivil toplum örgütleri baskı altına alındı, uluslararası sözleşmeler unutuldu, dünyanın her köşesinde insanlar gözaltına alınıp aylarca sorgusuz-sualsiz hapislerde tutuldu, hemen her Amerikan askeri üssü esir kampları haline geldi, katliamlar/toplu mezarlar dönemi başlatıldı, diktatörler güç kazandı, askeri bürokrasi her şeye hakim olmaya başladı. Afganistan işgal edildi. Bütün dünya terör gerekçesiyle kandırıldı. Oysa ABD ve Atlantik güçleri Orta Asya'ya yerleşiyordu. İkinci yıldönümünden hatırlatma: (11 Eylül 2003) Soğuk Savaş sonrası entelektüel temelleri atılan "İslam tehdidi" kampanyası fiili savaşa dönüştürüldü. İslam'a ve İslami olan her şeye karşı tasfiye harekatı başlatıldı. Dünya nüfusunun üçte biri resmen düşman ilan edildi. Müslümanlara ABD'nin ve küresel sermayenin önceliklerine göre belirlenmiş bir İslam anlayışı dayatıldı. "İslamcı terör" palavralarıyla kamufle edilen kirli, ahlaksız ve kanlı savaş dahilinde Fas'tan Endonezya'ya kadar her yer kuşatıldı. Petrol ve doğal gaz kaynaklarının, boru hatlarının geçeceği güzergahların, Kızıldeniz'den Doğu Akdeniz'e, Basra Körfezi'nden Malaka Boğazı'na kadar Müslümanların kontrolündeki su yollarının denetim altına alınmasına çalışıldı. 11 Eylül'den çok önce planlanan Afganistan işgaliyle ABD askeri gücü Kafkaslar'a ve Orta Asya'ya yerleşti. Batı Afrika'da ve Basra Körfezi'nde, Filipinler'de, Singapur'da yeni üsler kuruldu. Ortadoğu'nun kalbi, Dicle-Fırat havzası işgal edildi. İşgal gerekçelerinden hepsinin yalan olduğu birkaç ay içinde netleşti. Dünya, Afganistan savaşının aksine destek vermedi ancak "ABD-İngiliz-İsrail cephesi" Irak'ı ele geçirdi. "Yahudi-Hristiyan siyonistler"den oluşan şebeke Irak'tan sonra İran ve Suriye'yi de tehdit etmeye başladı. ABD'nin Ortadoğu'daki varlığı Türkiye'nin güvenliği için en ciddi tehdit haline geldi. İki yıl içinde üç çok önemli gelişme oldu. ABD'nin geleceği üzerinde derin izler bırakacak üç gelişme Amerika için tarihinin en büyük mevzi kaybı olacaktır. 1- 11 Eylül 2001'de İkiz Kuleler'e yönelik saldırı, karşı konulmaz askeri ve ekonomik güç olan Amerika'nın "dokunulmazlık büyüsü"nü yok etti. 2- Amerika'nın askeri ve siyasal güç olarak yeni küresel sisteme öncülük edeceğine yönelik genel kanaat yerle bir oldu. Dünya, ABD'nin doğal liderlik rolünü, tek yanlı politikalarından vazgeçse bile, sorgulamaya başladı. 3- ABD'nin artık küresel hegemon olabileceğine de kimse inanmıyor. Böyle bir siyasi olgunluğa, ahlaki sorumluluğa sahip olmadığı ortaya çıktı. Altıncı yıldönümünden hatırlatma: (13 Eylül 2007 11 Eylül saldırılarının altıncı yıldönümünde, beklendiği gibi, yeni bir Bin Ladin kaseti çıkıyor ortaya. Her zamanki ifadeler, tehditler. "Terörle mücadele" adı altında yürütülen tarihin en sahtekar kampanyasına malzeme sağlayacak konuşmalar.. ABD ve müttefiklerinin öfkesi yenileniyor, savaş azmi artırılıyor, ABD vatandaşının terörle mücadele için fedakarlık duyguları kabartılıyor ve mekanizma işliyor.. Ancak dünya medyası, istihbarat örgütleri konuşmadan çok başka bir şeye odaklanıyor. Kaç El Kaide var? Hangi ülkenin, istihbarat kuruluşunun, hangi çokuluslu şirketin El Kaideleri var, bu güçler terör üzerinden neler yapıyor, El Kaide ihaleleri ile ne kadar dolar kazanılıyor, kaç ülke işgal ediliyor… 11 Eylül'ün altıncı yıldönümü. Ankara büyük bir saldırıdan son anda kurtuluyor. "Türkiye'nin 11 Eylül'ü" dedirtecek bir hazırlık önleniyor. Kim hazırladı, bilinmiyor. Başbakan yerinden alınıp başka bir yere götürülüyor, kişi ve kurumlar olağanüstü güvenlik önlemleriyle korumaya alınıyor. Hedef kim? Türkiye mi? Başbakan mı? Cumhurbaşkanlığı ile bağlantılı bir öç alma duygusu mu? Aynı günlerde memleketin her bölgesinde patlamaya hazır mayınlar, bombalar tespit ediliyor. Terör üzerinden güç/iktidar devşirme, terör üzerinden dış ve iç politika manevraları, terör üzerinden bölgesel projeler… İnsanlık bu sekiz yılın yıkımını kaç yılda giderir, ekilen kötülük tohumlarını ne kadar zamanda yok eder!
561316
Sağlık Bakanlığı’nda görevde yükselme sınavı
’nda görevde yükselme sınavıANKA Türk Sağlık-Sen, ’nda görevde yükselme sınavı Ekim ayı içerisinde yapacağını bildirdi. Kamu-Sen’e bağlı Türk Sağlık-Sen tarafından yapılan yazılı açıklamada, konunun Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürü Hikmet Çolak ile Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci arasında yapılan görüşmede ele alındığı belirtildi. Görüşme sırasında Sağlık Bakanlığında tüm kadroları kapsayan görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı yapılması taleplerinin kabul edildiği kaydedilen açıklamada, hizmetlerin de memurluğa bu sınavla geçebileceği ifade edildi. -EGİTİMLER BÖLGELERDE YAPILACAK- Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci de konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Bir önceki görevde yükselme sınavında çalışanlar ’da toplanmıştı. Eğitime katılan çalışanlar konaklamadan ulaşıma kadar birçok konuda mağdur olmuşlardı. Bu seneki görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı için eğitimler ve bölgelerde yapılacak dedi. Kahveci, Sağlık Bakanlığı’nın önümüzdeki Pazartesi veya hafta içi bu konu ile ilgili bir açıklama yapacağını söyledi. Kahveci, ayrıca görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı ücretlerinin 100-150 TL arasında olacağını kaydetti.
561501
Ürgüp'teki yabancılara müftülükten iftar
Ürgüp Büyük Otel'de verilen iftar yemeği, Ürgüp Müftüsü Kemal Topçu'nun yaptığı yemek duası ile başladı. İftar yemeğinin ardından Ürgüp İlçe Müftüsü Kemal Topçu, yemeğe katılan yabancı misafirlere Fransızca, Rusça, Almanca olarak yayınlanan Kur’an-ı Kerim, İslamiyet ve Ramazan hakkında bilgiler içeren kitaplar ile bayanlara da başörtüsü dağıttı. Topçu, iftar yemeğini düzenlemedeki amaçlarının Anadolu kültürünü, örf ve adetlerini anlatmanın yanında İslamiyet’in birlik beraberlik, hoşgörü ve dayanışma dini olduğunu ortaya koymak olduğunu belirtti. Topçu, "İftar çadırına gelerek bu köklü çabaya şahit olan yabancılar arasında bugüne kadar Belçikalı Müslüman oldu. Bize bu geleneği daha önceden neden kendilerine tanıtmadığımızı sorguladılar. Ürgüp bu noktada da büyük bir potansiyel oluşturuyor. Bu potansiyeli değerlendirmek ve insanlara Anadolu kültürü yanında İslamiyet’in güzelliklerini anlatma fırsatı bulmak için böyle bir uygulama yaptık. Ürgüp ilçesinde yaşayan veya grup halinde Ürgüp'te bulunan turistlerin iftar yemeğimize katılmalarından büyük bir sevinç duyduk" dedi. İftar yemeğine katılan Alman uyruklu şifalı bitkiler uzmanı ve Terapist Sabine Ursula Maier ise, 13 yıldan beri Ürgüp ilçesinde yaşadığını belirterek, "Gözlemlediğim kadarıyla üzülerek ifade ediyorum ki insanlar orucu bilinçli olarak tutmuyor. Onlarda bir adet gelenek ve görenek olmuş. Halbuki oruç gerçek manada insan bedenini temizleyen ve ruhunu yücelten çok önemli bir konu. Bunu insanlar gerçek manada bilinçli olarak yapsa hem dinen hem de sağlık olarak çok güzel sonuçlar alacaklardır. İnsanlar iftarda tıka basa yiyip oruç tutmaya çalışıyorlar, ancak orucun gerçek manasında aç kalıp fakirleri düşünme felsefesi yatıyor, bunu kimse düşünmüyor" diye konuştu.
562136
AK Partili başkana kontör tuzağı
AK Partili başkana kontör tuzağıEmir Ertan ALTIN/SİVASLI (Kütahya), (DHA) UŞAK’ın Sivaslı İlçesi’ne bağlı Yayalar Beldesi Belediye Başkanı AK Partili Halil Özkan da kontör dolandırıcılarının ağına düştü. Kendisini Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) personeli olarak tanıtan kişiye 888 TL’lik kontör yükleyen Başkan Özkan dolandırıldı. Yayalar Beldesi'nde iki dönemdir başkanlık görevini yürüten Halil Özkan, dün cep telefonundan arandı. Çaldırıp kapatan kişinin kim olduğunu merak eden Başkan Özkan, cep telefonuna düşen bu numarayı çevirdi. Telefonun diğer ucundaki kişinin kendisini MİT personeli olarak tanıtıp acilen kontör yüklemesini istemesi üzerine Başkan Özkan, telefonu kapatmadan bir bayiye girdi. Buradan 888 TL değerinde 100, 250 ve 500’lük kontörler satın alan Özkan, yükleme şifrelerini telefonun diğer ucundaki kişiye verdi. Bir süre sonra telefonun kapandığını fark eden Özkan dolandırıldığını anladı. Başkan Özkan, dolandırıcıdan şikayetçi olmazken, olaya ilişkin gazetecilerin sorularını da yanıtsız bıraktı, “Bunda büyütülecek bir şey yok” dedi.
561692
Kolot: Yönetime girmezsem başkan adayıyım
Kolot'un Radyospor'da katıldığı programda yaptığı açıklamalar, ''www.radyospor.com'' adresli web sitesinde de yayınlandı. Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören'in, kendisine yöneticilik teklif ettiğini bildiren Kolot'un açıklamalarında yer alan ifadeler şöyle: ''Futbol şubesini vereceğini söyledi. Bu görevi kabul etmem için tam yetki verilmesi gerekir. Bayramdan sonra oturup konuşacağız. Eskisi gibi olursa görevi kabul etmem. 1,5 yıl önce açıkladım (başkan adaylığını). Sözümün arkasındayım. Eğer Yıldırım Demirören ile seçimlere girmezsem, başkan adayı olarak gireceğim. Beşiktaş'a hizmet etmek istiyorum.'' Kolot, eski yöneticilerden Murat Aksu'nun gündeme gelen başkan adaylığı hakkında, ''Seçimlere 4-5 ay kala birilerinin çıkıp adaylığını açıklamasını doğru bulmuyorum. Yıllarca sessiz sedasız dışarda durup, yanlışları ya da doğruları hiç dile getirmeden seçimlere başkan adayı olarak girmek doğru değil. Demek ki tek düşünce Beşiktaş'a başkan olmak'' diye konuştu. Celalettin Kolot, Tabata'nın Beşiktaş'a transferiyle ilgili ise ''Tabata artık Beşiktaş'ın futbolcusu. Ben olsaydım bu transfere izin vermezdim. Bu kadar büyük paralara daha iyi oyuncular alınırdı'' değerlendirmesini yaptı.
562032
Sel felaketi TBMM gündeminde
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, CHP Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz ve CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, soru önergeleriyle İstanbul'daki sel felaketini TBMM gündemine taşıdı. Sebahat Tuncel, İçişleri Beşir Atalay'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu önergesinde, İstanbul'da bulunan 58 riskli dere yatağı ile ilgili yapılan ayrıntılı bir çalışma olup olmadığını sordu. "Riskli dere yataklarının imara açılmasının gerekçesini" öğrenmek isteyen Tuncel, "Bu riskli dere yataklarına yıllardır okul, hastane gibi kamu binaları yapılmasına hangi yetkililer izin vermektedir?" dedi. Tuncel, önergesinde şunları kaydetti: "Devlet Meteoroloji Müdürlüğünün İstanbul'da yoğun yağışların olacağı uyarısına rağmen gerekli kurumlar tarafından önceden gerekli önlemlerin alınmamasının ve uyarıların yapılmamasının nedeni nedir? Riskli dere yataklarının benzer bir yağış olayında aynı olaylara neden olmaması için ne yapılması planlanmaktadır? Bu konuda halkla ve sivil toplum kuruluşlarıyla gerekli temaslar yapılmakta mıdır? önce açılışı yapılan Silivri Hastanesinin dere yatağında olmasına rağmen imarına hangi yetkililer izin vermiştir? Bu izinin dayanağı nedir? Yaşanılan son olayla ilgili herhangi bir soruşturma başlatılmış mıdır? İşlem başlatılan yetkililer kimlerdir?" CHP Gaziantep Milletvekili Ağyüz de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, "1995 yılında Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunuz dönemde yaşanan sel felaketinin nedeni Ayamama Deresi 14 yıldır neden ıslah edilmemiştir?" dedi. "Derenin intikamı ağır olur' sözleriniz felaketin tek nedeni midir?" diye soran Ağyüz, şunları kaydetti: "Dere ıslahı için istimlak edilerek yasal işlemleri tamamlanan bina ve gayrimenkul sayısı ne kadardır? Neden sonuçlandırılamamıştır? Sonuçlandırılmamasına kimler engel olmaktadır? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı kayırmalı ihalelere para bulurken; Ayamama deresinin ıslahına kaynak bulamaması ve çalışma yapmaması görev ihmali, suçu değil midir? Sel felaketinin bu boyutlara varmasında görev ihmali olan yöneticiler hakkında soruşturma açtırmayı düşünüyor musunuz?" CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen de Başbakan Erdoğan'ın cevaplaması istemiyle verdiği soru önergesinde, Cebeci Mezarlığı ve Habipler Mahallesi Mezarlığındaki mezarların "vadiden aşağı sürüklenerek birçoğunun birbirine geçtiğini ve tahrip olduğunu" kaydetti. Sevigen, "Mezar sahiplerinin canının malını kurtarmaya çalışmak yerine, ölülerini aramak zorunda bırakılmaları bir insanlık ayıbı değil midir?" dedi. Diyanet İşleri Başkanlığının kaybolan ve yıkılan mezarlara ilişkin bir çalışması olup olmayacağını öğrenmek isteyen Sevigen, "Gelen yoğun eleştiriler ve yaşanan acı tablo karşısında siyasi erdem gösterip istifa etmeyi düşünen bakanlarınız veya bürokratlarınız var mı?" diye sordu.
560603
Baykal: Felaketin sebebi kentleşme ve imar rezaleti
Selin en çok tahrip ettiği İkitelli'deki TIR parkı ve Basın Ekspres Yolu'nda incelemelerde bulunan Baykal, burada yaptığı açıklamada, Ayamama Deresi'nin geçtiği yerin kenarındaki dere yatağında yüzlerce TIR'ın park edildiği alanın her an faciaya açık olduğunu belirtti. 13 kişinin burada hayatını kaybettiğini belirten CHP lideri, "Yüzlerce TIR ve vinç makineleri tahrip oldu. Burada böyle bir yerleşime izin verilmesini anlamak mümkün değil. Buranın TIR parkı olarak kullanılması ve hurdacıların yerleşmesi, İstanbul'un en riskli bu bölgesinde bu kadar ağır tahribata yol açacak durumun ortaya çıkması bir belediyecilik faciasıdır." dedi. Baykal, Ayamama Deresi'nin daha önce ıslah edildiğini, ancak yer kazanmak için derenin çok dar bir kanal içine alındığını anlattı. Su girişinin çok daha yüksek bir düzeye çıkması sebebiyle müthiş bir patlama ve facia olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada mühendislik, planlama, kentleşme ve imar düzeni hatası var. İstanbul'da belediyecilik altyapıyı görmemiş. TIR parkı ruhsatlı. Bu ruhsatı da belediye verdi. TIR parkını kuran kişilerin bir bir ortaya çıkması lazım. Bunu hangi müteahhit yaptı, ortaya çıkması lazım. 16 yıldır burayı yönetenlerin bu faciada bir sorumluluğu yok mu? 'Vatandaş ev yapacağı yeri bilsin' diyor. Sen yaptırıyorsun arkadaş, senin onayınla olmuş bu TIR parkı.
560946
07:18 Konya'da deprem paniği...
Konya'da deprem paniği... Konya'da yaklaşık 6,5 saat arayla meydana gelen iki ayrı orta şiddetli deprem, panik yarattı. 200'ün üzerinde vatandaş hastanelere kaldırıldı. Kent merkezine yaklaşık 10 kilometre uzaklıktaki Sille Mahallesi merkez üssü olan ilk deprem saat 21.29'da meydana geldi. Aletsel büyüklüğü 4.5 olan bu depremde 35 kişi panikle balkon ve camlardan atlayarak yaralandı. 70 kişi de sinir krizi geçirip hastanelere kaldırıldı. Bu depremin ardından il yöneticileri vatandaşlara sakin olmalarını ve evlerine girmelerini söyleyince vatandaşlar saat 04.58'deki depreme evlerinde yakalandı. İlk deprem, teravi namazı saatinde olmuştu. İkinci deprem de sahur zamanı meydana gelince vatandaşların büyük çoğunluğu evlerindeydi. Aletsel büyüklüğü 4.7 olan bu depremde 100'ün üzerinde vatandaş yüksekten düşme ve sinir krizi geçirerek hastanelere kaldırıldı. Kent merkezinde iki binada duvar çatlağı olurken, Sille Mahallesi'nde evin bacası yıkıldı. Yaralıların akın ettiği Numune Hastanesi'nde tüm Acil Servis çalışanları göreve çağırıldı. Acil Servis bölümünde yatakların dolması üzerine depolardan yatak getirildi. Bu hastanenin Fizik Tedavi Servisi'ndeki duvar çatlayınca, hastalar Ortopedi Servisi'ne alındı. Konya'da vatandaşlar korku ve panik içinde sokaklarda beklemeyi sürdürüyor. Bazı vatandaşlar okul bahçelerinde beklerken, bazı vatandaşların kuş ve köpeklerinin de yanlarına aldıkları görüldü
561429
Dicle Üniversitesi'nin Kürtçe bölüm talebine ret
Dicle Üniversitesi'nin Kürtçe bölüm talebini reddetti. Başkanvekili Prof. Dr. Özgenç, ", (Türkiye'de Yaşayan Diller Enstitüsü kurulması kararını verirken) teröre bulaşmış olan, terörü araç olarak kullanan, terörle bir şekilde ilişki içine girmiş olan bir siyasi iradenin talebinin kabulü yönünde bir karar vermeme konusunda hassasiyet göstermiştir" dedi. Dicle Üniversitesi'nin Kürtçe bölüm talebini reddetti. Başkanvekili Prof. Dr. Özgenç, ", (Türkiye'de Yaşayan Diller Enstitüsü kurulması kararını verirken) teröre bulaşmış olan, terörü araç olarak kullanan, terörle bir şekilde ilişki içine girmiş olan bir siyasi iradenin talebinin kabulü yönünde bir karar vermeme konusunda hassasiyet göstermiştir" dedi. Özgenç, "Bu konuda teröre bulaşanları, terörü kalkan olarak kullananları, terörü araç olarak kullananları hiçbir şekilde muhatap kabul etmemiştir" dedi. Başkanvekili Prof. Dr. Özgenç, 'te düzenlediği bilgilendirme toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, "Türkiye'de Yaşayan Diller Enstitüsü" kurulması kararına ilişkin sorusu üzerine Özgenç, soruyu hukukçu olarak yanıtlayacağını söyledi. "Olması gereken hukuk" ve "olan hukuk" kavramlarından bahseden Özgenç, olması gereken hukukta, bir insanın meramını en iyi şekilde ancak kendi ana diliyle anlatacağı şeklinde ilke bulunduğunu belirtti. Özgenç, bir insanın ana dilini öğrenme hakkına sahip olduğunu, bir insanın anadilini sadece aile ortamındaki iletişimle öğrenemeyeceğini, ana dilin bilimsel yöntemle öğrenilebilmesinin hak olduğunu anlattı. Anayasa'nın 42. maddesinde Türk vatandaşlarına Türkçeden başka hiçbir dilin anadili olarak okutulamayacağı, öğretilemeyeceği hükmünün bulunduğunu belirten Özgenç, "Bu hüküm karşısında biz, Türk vatandaşı olan bir kimseye Türkçeden başka bir dili ana dili olarak okutamayız, öğretemeyiz. Bu sınırlama ilköğretimden yükseköğretime kadar bütün öğretim aşamalarını kapsayan sınırlayıcı bir düzenlemedir" dedi. Bu hükmün tartışılacağı yerin olmadığının altını çizen Özgenç, "'te görev yapan öğretim üyelerinin şahsi görüşleri olabilir bu konuda ama kurum olarak bizim böyle bir görüş açıklamamız söz konusu olamaz" diye konuştu. "Bizim kültür zenginliğimizin parçası" Özgenç, yükseköğretim kurumlarında bilimsel araştırma ve öğretim faaliyeti olmak üzere iki türlü faaliyet gerçekleştirildiğini söyledi. Anayasa hükmü karşısında, üniversitede öğretim faaliyeti olarak Türkçeden başka bir dilin anadil olarak öğretilmesine izin veremeyeceklerini belirten Özgenç, "Ama Türkçeden başka diğer dillerin Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları içerisinde yaşayan diller olarak araştırılmasına yönelik bir faaliyet icrasına izin vermemiz gerekir. Çünkü bunlar bizim kültür zenginliğimizin birer parçasıdır. Biz bu sınırlar içerisinde yer alan konuşulmayan dillerde bilimsel çalışma yapılmasına izin veriyoruz. Bu nedenle bilimsel araştırma yapmaya herhangi bir sınırlama, kısıtlama getirmeksizin bu yönde gelen taleplere 'evet' demek durumundadır. Çünkü bilimsel araştırmanın herhangi bir sınırı olamaz" dedi. Şu anda izin verilen durumun enstitü kurulması olduğunun altını çizen Özgenç, bu enstitünün Türkiye'de yaşayan dilleri araştırmaya yönelik bir enstitü olacağını söyledi. Bu enstitünün kuruluşunda herhangi bir dil kısıtlamasının yapılmadığını vurgulayan Özgenç, "Bu kapsamda örneğin Süryanice de araştırılıp incelenebilecek. Bir dile ilişkin dil bilgisi kuralları araştırılacaktır. Edebiyat zenginlikleri varsa ortaya çıkarılacaktır. Bir dilin öğretilebilmesi için hangi teknik ve yöntemlerin kullanılması gerektiği hususundaki bilimsel çalışmaların yapılması gerekmektedir ama bu öğretme, hiçbir zaman bir anadil öğretme olarak algılanmamalıdır" diye konuştu. "Karar oybirliği ile alındı" 'ün, enstitü kurulmasına ilişkin karar alırken, bilimsel bakış açısından hareket ettiğini anlatan Özgenç, "Kurul, gelen taleplerin kabulü yönünde karar verirken şu hassasiyeti göstermiştir: Teröre bulaşmış olan, terörü araç olarak kullanan, terörle bir şekilde ilişki içine girmiş olan bir siyasi iradenin talebinin kabulü yönünde bir karar vermeme konusunda hassasiyet göstermiştir. Bu konuda teröre bulaşanları, terörü kalkan olarak kullananları, terörü araç olarak kullananları hiçbir şekilde muhatap kabul etmemiştir. Bunların taleplerine cevap mahiyetinde de hiçbir karar almamıştır" dedi. Özgenç, kararın oybirliğiyle alındığını, ancak iki üyenin, bu enstitünün Mardin Artuklu Üniversitesi'nde değil, başka yerleşmiş büyük üniversitelerde açılması yönünde görüş bildirdiğini söyledi. Bundan iki toplantı öncesinde İstanbul Üniversitesinde bu yönde bir merkez kurulmasına karar verildiğini anımsatan Özgenç, "Gündeme, Ankara Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi gibi üniversitelerde de bu yönde bilimsel araştırmalar yapılması hususunda bir enstitü kurulması 'ün genel kurul toplantısı gündemine getirilmiştir" dedi. Özgenç, Genel Kurulu'nda, böyle bir yapılanma için 'ün önceden karar almaması gerektiği, karar almanın özerkliği ile bağdaşmadığı, üniversitelerden bu yönde teklif geldiğinde bu teklifleri değerlendirme yönünde karar alma şeklindeki görüşün kabul gördüğünü söyledi. Özgenç, bir gazetecinin, "(Terörü araç olarak kullananları muhatap almadık) dediniz. Böyle bir talep geldi mi size?" sorusu üzerine, "Şöyle geldi... Dicle Üniversitesi Rektörlüğü'ne bu yönde bir talep geldi. Dicle Üniversitesi Rektörlüğü de bu talebi bize iletti. Biz bu talebi geri çevirdik. Şöyle dedik: Eğer bir üniversitede bir bölüm, bir anabilim dalı, bir araştırma merkezi, bir enstitü kurulması gerekiyorsa bu, üniversitenin akademik organlarında müzakere edilir. Orada bir karara bağlanır. Ondan sonra 'ün konudaki görüşü sorulur. olarak üniversitenin akademik organlarında görüşülmemiş, dışından bir talebin üzerinden 'e gönderilmesini doğru bulmadık, bunu iade ettik" ifadelerini kullandı. "Talebi kim yaptı ve talep neydi?" sorusuna ise Özgenç, "Kimin talep ettiği önemli değil. Talep, Kürtçe bölüm açılması, Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümünün açılması yönünde bir talepti. Bu talebi geri çevirdik, usulüne uygun bir talep olmadığı için" yanıtını verdi. Özgenç, "Siyasi irade dediniz, bu siyasi parti mi?" sorusunu, "Hayır. Ben herhangi bir parti ile bağlantılı açıklama yapmadım ama bu taleplerin siyasi irade olduğu, siyasi iradeye bağlı bir talep olduğu ortadadır" diye yanıtladı. "Dicle Üniversitesi, bunu 'e, 'kabul eder misiniz' diye mi sordu?" sorusu üzerine Özgenç, "Hayır. 'Ne yapmamız gerekir' diye sordular" dedi.
560890
Kraliçenin Hizmetinde
Kraliçenin Hizmetinde Orj Adı: On Her Majesty's Secret Service Yönetmen: Peter R. Hunt Oyuncular: George Lazenby, Diana Rig TNT 21.15 Blofeld'in Alplerde bir laboratuar kurma sebebi dünyayı kontrol etmektir. Bulaşıcı virüsler üzerine çalışan Blofeld, on farklı kadını bir araya getirip onlardan yaşamı tehdit edecek bir virüsü dünyanın on farklı bölgesine yaymalarını ister. İngiliz ajanı 007'nin görevi bu planı gerçekleştirmeden Blofeld'i bulmaktır.
561761
"Hocayla sorunum olamaz"
Fenerbahçeli futbolcu Mehmet Topuz, sezon başından itibaren yaşadığı sakatlıklardan kurtulduğunu, göreve hazır olduğunu bildirdi. Fenerbahçe Gazetesi'nin yeni sayısında yer alan röportajında, geçirdiği sakatlıkların ardından toparlandığını ifade eden Topuz, ''Görev verildiği zaman Fenerbahçe forması için elimden gelen her şeyi yapacağım'' dedi. Sezon başında talihsiz bir sakatlık geçirdiğini kaydeden sarı-lacivertli futbolcu, ''Sakatlığım düzeldikten sonra Çaykur Rizespor maçında oynadım. Ama sonra yeniden bir sakatlık yaşadım. Bu olay beni çok üzdü. Tekrar kendimi toparladım. Manisaspor maçında elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Bundan sonrası için de hazırım. Görev verildiği zaman Fenerbahçe forması için elimden gelen her şeyi yapacağım'' diye konuştu. Sakatlığıyla ilgili medyada yer alan haberlerle ilgilenmediğini belirten Mehmet Topuz, ''Ben işimi yapıyorum. Kimseyle uğraşmam. Sağlık ekibi benimle çok ilgilendi. Onlarla ortak çalışma sonucu tamamıyla sakatlıktan kurtuldum. Hoca ile hiç sorunum yok ve zaten olmaz da… İnşallah ben ve takım arkadaşlarım bundan sonra sakatlanmayız'' dedi. "ORTA SAHADA DAHA FAYDALI OLURUM" Mehmet Topuz, takıma daha faydalı olabileceği mevkinin, orta alanda hücuma dönük pozisyon olduğunu ifade etti. Kayserispor'da uzun yıllar bu bölgede görev yaptığını hatırlatan Fenerbahçeli futbolcu, şöyle devam etti: ''Her şeyden önce, hocam nerede görev verirse en iyisini yapmaya çalışırım tabii ki. Kayserispor'da uzun yıllar orta sahada ve hücuma dönük oynadığım için burada daha faydalı olacağıma inanıyorum. Ancak profesyonel bir futbolcunun yer seçme lüksü olamaz. Hoca nerede görev verirse en iyisini yaparım.'' "YARIŞTIĞIMIZ BÜTÜN KUPALARI ALMAK İSTİYORUZ" Fenerbahçe'nin UEFA Avrupa Ligi'ndeki şansını değerlendiren Mehmet Topuz, yarıştıkları bütün kulvarlarda kupalara talip olduklarını anlatarak, şunları söyledi: ''Son maçta biraz zorlanmış olsak da gruplara kalacağımıza inanıyorduk. Bu saatten sonra gruplarda nasıl başarılı oluruz, Fenerbahçe'yi nasıl daha yukarılara taşırız, işte şimdi onun çalışmalarını yapıyoruz. Hedeflerimiz büyük ve yarıştığımız bütün kupaları almak istiyoruz. Takımımız çok geniş bir kadroya sahip. Kim oynarsa oynasın, fark etmez ve her şeyin üstesinden gelebiliriz.'' "İSTANBUL'A AYAK UYDURMADIM" Gece yaşantısının olmadığı hatırlatılarak, ''Kendini böylesine soyutlaman, transferdeki yüksek maliyetin nedeniyle bütün gözlerin senin üstünde olmasından mı?'' sorusu yöneltilen Fenerbahçeli futbolcu, şu yanıtı verdi: ''Böyle bir şey asla söz konusu değil ve aslında sevmem de... Benim Kayserispor'daki yaşantım nasılsa, aynı yaşantıma burada da devam ediyorum. İstanbul çok farklı bir yer. Ben İstanbul'a ayak uydurmadan, kendi mütevazı yaşantıma devam ediyorum. nedenle evimden fazla dışarı çıkmıyorum. Kayseri'deyken antrenman ve maçlardan arda kalan boş zamanlarımı, mütevazı çiftliğimde ve çok sevdiğim tane özel Kangal cinsi köpeğimle geçirmekten keyif alırdım. Aynısını bir bahçeli evde burada da yapmayı tercih ederim.'' "AZİZ YILDIRIM BANA BİR BABA GİBİ DAVRANDI" Fenerbahçe ile ilgili düşünceleri sorulan Mehmet Topuz, ''Türkiye'nin en büyük spor kulübü ve çok büyük bir camia olduğunu biliyordum. Gelince de bunu daha net gördüm. Düşüncelerimde yanılmadım. Başta Başkan Aziz Yıldırım bana bir baba gibi davrandı, her şeyimle ilgilendi. Diğer yönetici ve idareciler de aynı şekilde yabancılık çekmememi sağladılar, nedenle doğru yerde olduğuma inanıyorum'' şeklinde konuştu. İmzası için statta yapılan törenle ilgili düşünceleri sorulan Mehmet Topuz, şöyle devam etti: ''Transferim biraz olaylı oldu. Başkanımız benim süreci nasıl yaşadığımı çok iyi biliyordu. Ben en büyük desteği Aziz Başkan'dan aldım. İstanbul'a gelirken Aziz Başkan 'Bizim taraftar senin hep arkanda olacak' dedi. Bu da benim güvenimi çok arttırdı. Statta muhteşem bir tören yapıldı. Bu töreni, hayatım boyunca unutamam mümkün değil. Başkanıma, Yönetim Kuruluna ve tribünleri dolduran taraftarımıza çok teşekkür ediyorum. Benim için gerçekten çok iyi bir motivasyon olan bu törenin olumlu etkilerini bugün de hissediyorum.'' Çaykur Rizespor ile yaptıkları özel maçta taktığı kaptanlık pazubandının kendisini çok mutlu ettiğini kaydeden Fenerbahçeli futbolcu, ''Hayli şaşırdım. Bir maçlık da olsa kaptan olmak bana çok mutluluk verdi. İlk hedefim Fenerbahçe'de istikrarlı olarak forma giyen bir futbolcu olmak. Tabii ki zamanla kaptan olmam da muhteşem bir onurdur'' dedi. Mehmet Topuz, sezon başında yaşadığı sakatlığın milli takıma çağrılmamasında da etkili olduğuna dikkati çekerek, ''Sanırım uzun süreli sakatlıklarım ve tam hazır olamadığım için Fatih hocam beni düşünmedi. Formumu yakaladıktan sonra milli takımda da oynamak isterim'' diye konuştu.
560725
Viyana'da Devrim Erbil sergisi
Sanat camiasında Avusturyalı ve Türkiyeli birçok ismin hazır bulunduğu açılış programında, sanatçı Erbil, kültür şehri Viyana'da hem de Wittgenstein'a ait bir mekanda izleyicilerinin karşısına çıkmaktan onur duyduğunu söyledi.
561420
Nesin Vakfı yardım bekliyor
1973 'te Aziz Nesin tarafından kurulan ve eğitim olanaklarından yoksun çocukların ''toplumsal sorumluluğu olan, özgüvenli ve özverili, topluma yararlı bireyler olarak yetişmelerini sağlamayı'' amaçlayan Nesin Vakfı da sel felaketinden ağır yara aldı. Vakfın yöneticisi Ali Nesin, vakfın internet sitesinden bir mektup yayınlayarak yaşananları anlattı: "Sevgili Dostlar, Kötümserliğe kapılmaca yok. Hayat ilk günden son güne bir mücadeledir. Bu sel felaketini de bu mücadelenin bir parçası olarak değerlendirip eski günlerimize dönmek için canla başla, aşkla şevkle çalışacağız. Eskisinden daha da güzel bir vakıf yapacağız. Yarın çok daha kötü bir sel felaketi bekleniyormuş. Nasıl mümkünse! Elimizden geldiğince hazırlanıyoruz. Kum torbalarımız hazır mesela. Küçük çocuklarımızı anneleriyle birlikte İstanbul'daki evlerimize dağıttık. Vakıf'ta sadece eli iş tutabilecek yaşta gençler kaldı. Görmeden anlaşılmaz ama felaketin boyutlarını anlatmaya çalışayım. Su anda çamurdan bir vakfımız var desem abartmış olmam. Bodrum kat baştan aşağı, giriş katı bir buçuk metre kadar su altında kaldı. Bahçedeki su düne kadar boyu aşıyordu. Şimdi suyu gitti diz boyu balçığı kaldı. Çizmeyi bırakmadan ayağınızı balçıktan kurtarmanız zor. Selin sürükledikleri meyve ağaçlarının arasına takılmış, ağaçları eğmiş, kocaman bir bariyer oluşturmuş. yemyeşil bahçeden geriye eser kalmadı. Çoluk çocuk hep birlikte kadar da çok emek vermiştik ki… Hayvanlarımıza yem için ektiğimiz onlarca donum tarla bataklığa dondu. Seralarımız kimbilir nerelerdeler. Komşu haradaki onlarca at boğuldu. Muhteşem atlardı. Hep birlikte koşmaya başladıklarında zemini zangır zangır titretirlerdi. Çocuklarımız, küçücük boylarıyla çitin üstünden uzanarak atları bahçeden kopardıkları tutam tutam çimlerle beslerlerdi. Minicik ellerle atların koca koca dişlerini yanyana görmenin keyfine doyum olmazdı ... Başkalarına para kaynağı olan atlar bizim neşe kaynağımızdı. Gitti gider canım atlar. Tiyatro salonumuz tanınmaz halde. Şu anda içine bile girilemiyor. Mutfağımız tamamen alt üst. Çamaşır makinaları, bulaşık makinaları, kurutma makinası, buzdolapları, soğuk hava depomuz, fırınlar, soğutma depoları, kalorifer kazanı... Medeniyet namına ne varsa yok oldu. Et stoğumuz perişan. Kokuşmadan gömmek gerekiyor. Ama nereye? Her yer balçık. Emektar Teo’muzun marangozhanesi tüm işlevini yitirdi. Koca koca aletler sağa sola savrulmuşlar. Söylemeye gerek var mı, su, elektrik, telefon, internet kesik elbet. "Dereboyu"ndaki evime uzun süre ulaşamadık. Aziz Nesin'in en önemli notları oradaydı. Sel, ağaç kütüğünden karavana kadar, ne bulmuşsa önüne katmış tüm şiddetiyle akıyordu. Neyse ki ev yıkılmadı ve notlara bir şey olmadı. Mucize diyesim geliyor. Kullanılmaz hale gelen koltuk, kanape, yatak yorgandan ya da tamamen suya gömülen elbise depolarımızdan söz etmiyorum bile. Bitirmek üzere olduğumuz "Sanatçı Evi" perişan. Yeni baştan yapacağız. Kitap depolarındaki on binlerce Aziz Nesin kitabı mahvoldu. Aziz Nesin'in yıllarca biriktirdiği gazete koleksiyonunun büyük bir kısmını ciltletmiştik. Büyük ölçüde parasızlıktan ama bir miktar da ihmalkârlıktan ciltletemediğimiz binlerce gazete hamur oldu. 1976'nin Politika gazetelerini çamur içinde gördüm. İçim acıdı. Mezunlar dahil bütün büyük çocuklarımız Vakf'a geldiler. Gençlerimiz ve gönüllüler el birliğiyle Vakf'ı temizlemeye çalışıyorlar. İki tesellimiz var: 1) Hiçbirimize bir şey olmadı. 2) Aziz Nesin'in bütün arşivi kurtarıldı. Çocuklarımızın aklına ilk bu notlar gelmiş. 3000 dolayında dosya... İnanılmaz bir surat ve imrenilecek bir işbirliğiyle çocuklar bütün dosyaları su basmadan kütüphaneden ikinci kata çıkarmışlar. Sabahın köründe uykularından fırlayıp... Çocuklarımızın kimisi haylaz kimisi yaramaz kimisi söz dinlemez olabilir, ama hiç görmedikleri Aziz Dede'lerinin notlarının ilk kurtarılacak eşya olduğunu biliyorlar... Bunu onlara nasıl öğrettik acaba? Eğitim işte böyle bir şey olmalı. Sonuç olarak geri dönüşü mümkün olmayan hiçbir şeyimizi yitirmedik. Sadece emeğimize yanıyoruz, ondan da bizde var. Tüm zarar ve ziyana karşın iyimserliğimizi elden bırakmayacağız. Sürekli ileriye bakmaya and içtik. Mücadeleye, yani yaşamaya devam! Sevgili Dostlar, Nesin Vakfı'nın ana binasını depreme karşı güçlendirmek gerekiyordu. Bu sel felaketiyle birlikte binanın zemini daha da zayıflamıştır. Binayı güçlendirmenin maliyeti 350-400 bin lira arasında. Sel felaketi dolayısıyla zararımızın da (insan gücünü saymazsak) en az 500 bin TL dolayında olduğunu sanıyorum. Bizim boyumuzu fersah fersah aşan meblağlar bunlar. En zor zamanlarımızda hep yanımızda olan sizlerden bütçenize göre bir katkı bekliyoruz. İnternetten bağış için: https://secure.cs.bilgi.edu.tr/nesinvakfi/bagis.php. Banka hesap numaralarımız aşağıda. Çok teşekkürler. Sizlere ve geleceğe inancımız sonsuz. Hepimizden sevgiler, saygılar. Ali Nesin TL hesapları: İş Bankası, Parmakkapı Şubesi Şube kodu 1042 Hesap no. 0714327 Ziraat Bankası, Çatalca Şubesi, Şube kodu 130, Hesap no. 952 22 32 5001 Vakıf Bank, Çatalca Şubesi, Şube kodu 237, Hesap no. 434 84 59 Posta Çeki no. 164 00 09 Avro hesapları: Ziraat Bankası, Çatalca Şubesi, Şube kodu 130, Hesap no. 952 55 01 -- 5003 (IBAN: TR 80000 1000 1300 9525501 5003) Vakıf Bank, Çatalca Şubesi, Şube kodu 237, Hesap no. 400 79 36 Dolar hesapları: Ziraat Bankası, Çatalca Şubesi, Şube kodu 130, Hesap no. 952 55 01 -- 5001 (IBAN: TR 37000 1000 1300 9525501 5001) Vakıf Bank, Çatalca Şubesi, Şube kodu 237, Hesap no. 400 79 37 CHF hesabı: Ziraat Bankası, Çatalca Şubesi, Şube kodu 130, Hesap no. 952 55 01 -- 5002 (IBAN: TR 10000 1000 1300 9525501 5002) Swift Kodlar: Ziraat Bankası, Çatalca Şubesi Swift kodu: TCZBTR2A Vakıf Bank, Çatalca Swift kodu: TVBATR2A
562117
Carla Bruni'den yeni şarkı
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin eşi eski top model ve müzisyen Carla Bruni, Fransızların ünlü Bulgar asıllı şarkıcısı Sylvie Vartan'ın yeni albümü için şarkı sözü yazdı. Bruni'nin yazdığı "Je chante le blues" isimli şarkı, 1960 ve 1970'li yıllarda çok ünlü olan Johnny Halliday'in eski eşi Vartan'ın 12 eserden oluşan albümünde yer alacak. Son albümünü beş yıl önce çıkaran Vartan, gelecek hafta Paris'in ünlü Olympia müzik holünde sahne alacak. Vartan'ın yıl sonuna kadar Sofya, İstanbul ve Cenevre'de sahne alması bekleniyor.
561136
İhale sonuçlandı
Toplu Konut İdaresi () Başkan Yardımcısı Ercan Tıraş, Seyrantepe stadı ikmal ihalesini Varyap-Uzunlar İş Ortaklığı'nın aldığını açıkladı. 'de düzenlenen basın toplantısında ilk önce söz alan Başkan Yardımcısı Ahmet Haluk Karabel, Varyap-Uzunlar İş Ortaklığı'nın teklifini 179 milyon 661 bin 553 lira olarak revize ettiğini belirtti. Başkan Yardımcısı Tıraş da Kulübü için İstanbul-Ayazağa'da yaptırılacak olan 52 bin seyirci kapasiteli Arena (Seyrantepe Stadı) ikmal işini Varyap Varlıbaşlar Yapı Sanayi ve Turizm Yatırım Ticaret A.Ş Uzunlar İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş İş Ortaklığı'nın aldığını söyledi. Söz konusu ortaklık daha önce 184 milyon 61 bin 53 liralık teklif sunmuştu. İHALE SÜRECİ Seyrantepe Kompleksi ihalesi için 27 Ağustos 2007 tarihinde de ihaleye çıkılmıştı. Eren Talu ile Alke İnşaat ortak girişimi, 777 milyon 777 bin 777 lira gelir payı üzerinden idareye 234 milyon 567 bin 890 lira gelir payı önermişti. Yapılan pazarlıklar sonucunda satış gelirinde artış olması halinde gelir artışından idareye ek olarak yüzde pay verilmesi de kabul edilmişti. taahhüdünde yapımına başlanan iş, yüklenici firmaların sözleşme gereklerini yerine getirmemeleri nedeniyle Seyrantepe spor kompleksi projesi için 27 Temmuz'da yapılan ihale de gelen teklifin çok düşük olması nedeniyle iptal edildi. İhalede tek teklifte bulunan Siyah Kalem Mühendislik İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, arsa bedeli olarak 64 milyon 788 bin 936 lira idare payı toplam geliri ödemeyi, toplam satış gelirinin 543 milyon 600 bin lirayı aşması durumunda ise yüzde oranında arsa bedeli karşılığı idare payı vermeyi önermişti. ihaleye katılımı artırmak ve işin mümkün olan en kısa sürede bitirilmesini sağlamak üzere şartnamede değişikliğe giderek tekrar ihaleye çıktı. 21 Ağustos 2009 tarihinde gerçekleştirilen bu ihalede firma teklif sundu ancak bu ihaleyi de verilen teklifler yeterli görülmediği için iptal etti. bu sürecin sonunda spor kompleksinin idare tarafından tamamlanmasına karar verdi.
560340
Ve süre doldu!
Haberi Ekle Ve süre doldu! 10/09/09 22:55 Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yönetim Kurulu, Ankaraspor'dan, haksız rekabet uyguladığı ve UEFA şartlarına uygun hareket etmediği gerekçesiyle şirketi satışa çıkarmasını istemişti. TFF'nin verdiği günlük süre bu akşam saat 17.00'de doldu. Herhangi bir girişimde bulunmayan Başkent kulübünün, tedbirli olarak Disiplin Kurulu'na sevkedildiği öğrenildi. Ankaragücü Kulübü'nden kongresinde yaşanan usülsüzlük nedeniyle kongresinin yenilenmesi istenmişi. Ancak bunu gerçekleştirmeyen sarı-lacivertlilerin tedbirsiz olarak Disiplin Kurulu'na sevkedildiği bildirildi. 15 Eylül Salı günü toplanacak TFF Disiplin Kurulu'nun, satışı gerçekleşmediği takdirde Ankaraspor'u ligden düşürme karar alacağı öğrenildi. Öte yandan Ankaraspor'un, Süper Lig'de bu hafta oynayacağı Kayserispor maçı ileri bir tarihe ertelendi.
560261
YÖK'ten Kürtçe bölüm talebine onay
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Mardin Artuklu Üniversitesinde ''Türkiye'de Yaşayan Diller'' adı altında bir enstitü kurulmasının kararlaştırıldığını belirterek, enstitüde sadece Kürtçe değil, Farsça, Arapça, Süryanice gibi programların da açılabileceğini bildirdi. Özcan, ''Bu sadece Kürtçe'yi değil, diğer dilleri de kucaklayan bir çözüm oldu'' dedi. YÖK Başkanı Özcan, YÖK Genel Kurulunun yaklaşık saat süren toplantısının ardından gazetecilere açıklama yaptı. Mardin Artuklu Üniversitesinin Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açılması talebi bulunduğunu anımsatan Özcan, konuyu Genel Kurul'da görüştüklerini ifade etti. Özcan, toplantıda, Mardin Artuklu Üniversitesinde ''Türkiye'de Yaşayan Diller Enstitüsü'' adı altında bir enstitü kurulması kararı alındığını belirtilerek, ''Üniversite, istediği taktirde bunun altını Kürtçe yüksek lisans ve doktora programıyla isterse Farsça, Arapça, Süryanice gibi programlarla doldurabilecek. Ben, biraz önce kendilerine de bunu duyurdum'' dedi. Enstitüdeki programların sadece Kürtçe'yi değil diğer dilleri de kapsayacağını vurgulayan Özcan, şunları söyledi: ''Bu, sadece Kürtçe'yi değil diğer dilleri de kucaklayan bir çözüm oldu. Zaten, geçen günkü toplantımızda rektörlerimizden birisinin fikriydi bu. Benim çok hoşuma gitmişti. Bugün Genel Kurulumuz da bu fikri çok iyi buldu. çerçevede yeni bir model geliştirdik. Bundan sonra bu türden, yani farklı dilleri konuşan vatandaşlarımıza hizmet edecek bölümlerin açılmasını istediklerinde başka üniversitelere de aynı şeyi yapacağız. Ona da mesela Şark Dilleri Enstitüsü diyebiliriz, Doğu Dilleri Enstitüsü diyebiliriz, ama bu modelde gerçekleştirilecek, altına sadece Kürtçe değil, diğer diller de gelebilsin diye.'' ''GERİ ADIM ATMADIK'' Bir gazetecinin, ''Lisans programı açmaktan neden geri adım attınız?'' sorusu üzerine Özcan, ''Geri adım atmadık. Buradaki esas amaç önce gerekli öğretim üyesini yetiştirmekti. Bu enstitünün asıl amacı lisans öğretimi açıldığı zaman ihtiyacımız olacak öğretim üyelerini yetiştirmek. Onun için yüksek lisans ve doktorayla başlayacak'' dedi. ''Öğrenci sayısı belli mi?'' sorusuna özcan, ''Hayır. Onlar üniversitenin problemi. Biz onlara karışmıyoruz'' karşılığını verdi. Özcan, soru üzerine başvuran başka bir üniversite olmadığını ifade etti. Enstitünün na zaman faaliyete geçeceğinin sorulması üzerine Özcan, ''Biz birkaç güne kadar kararımızı kendilerine bildiririz. Onlardan gelen yüksek lisans ve doktor taleplerini de hemen kabul ederiz'' diye konuştu. ''Kuzey Irak'tan öğretim üyesinin gelmesi söz konusu mu?'' sorusuna Özcan, ''Zannediyorum Türkiye'den karşılayabilecekler'' yanıtını verdi.
560941
MUSTAFA ULUSOY Hayata küskünlük
Yürüyordum ve konuşuyordum. Kendimle. Kimsecikler duymuyordu sesimi diyemem. Ben dinliyordum kendimi. Yalnız sayılmazdım. Hayatın, şu kâinatın en ehemmiyetli gayesi olduğunu okumuştum. En büyük neticesiydi hayat. En parlak nuru. Hayat kâinatın süzülmüş bir hülâsası, sonucuydu. Yine öğrenmiştim ki; en yüksek kemâliydi kâinatın. Hayat olmasa kâinat bu kadar güzel olabilir miydi? Bu kadar süslü, ziynetli. "Hem en küçük bir mahlûku bir kâinat hükmüne getiren mu'cizekâr bir hakikat"iydi kâinatın hayat. Yürüyordum ve cümleler dönme dolap gibi dönüyordu zihnimde. Sıcak bir çorbadan süzülen buğunun çorbanın kokusunu da yanına katarak içimize gelip yerleşmesi gibi; başkalarının hikâyesinde dillenen dillenmeyen acıların buğusu da gizlice dokunur ruhumuza. Gizlice gelip dokunmuştu hayata olan küskünlüğü. Sert ve acımasız değildi belki anlattıkları. Ama rahatsız ediciydi. Hani bir tüyün burnumuzun ucuna değmesi gibi. "Hayattan bıktım, soğudum, küstüm ona." Seansta böyle diyerek ağlamıştı. Binlerce kere duyduğum bu yakınma, an nedense bana başka bir dokunmuştu. Belki de bunun sebebi Julie'nin etkisinde kalmamdı. Bir gün önce Krzysztof Kieslowski'nin Üç Renk Üçlemesi'nden Mavi'yi seyretmiştim. Filmde çocuğu ve kocası trafik kazasında ölen Julie, hıçkırarak annesine "Bu hayattan bıktım." demişti. "Hayat kâinatın en önemli hakikatiyse, hayatın her iki yüzü-mülk ve melekût yüzü parlak, kirsiz ve ulviyse neden böyle hissederiz?" diye sordum. Kendime. "Hayattan bıktım" cümlesi ne doğru ne yanlış geldi an. Hem doğru hem de yanlıştı ya da. "Hayattan seni bıktıran şey nedir?" diye sorunca, "Çalış çabala, bir sonu ve sonucu yok." demişti. "Boşa kürek çektiğimi hissediyorum. İşte tam an hayattan iniyorum. Bırakıyorum her şeyi. Ama bu da acı veriyor. Bir durakta yaşar gibiyim. Yeniden hayata binmek istiyorum. İndiğim hayata yeniden binmek de korkutucu geliyor." Bıkıp indiği yolculuk neydi, yeniden binmek istediği ne? Julie de benzer şeyler söylemişti. Kocası ve çocuğu olmadan bu hayatı yaşaması anlamsızdı. "Bu" kelimesi önüme düşüverdi an. an anladım ki bıktığımız, küstüğümüz "hayat" değildi. "Dünya hayatı"ydı, "bu hayat"tı. Dünya hayatı başkaydı, hayat başka. Peki diye sordum. Kendime. "Dünya hayatından bıkmak, usanmak, ondan soğumak onu lanet, çirkin, kötü, nefret edilesi bir duruma sokar mı?" Anlayacağınız yalnız değildim. Yürüyordum. Kendimle. Hayat gibi dünya hayatının da iki yüzü vardı. Biri kendine bakan, diğeri ise Yaratıcı'ya bakan. Kendine bakan yüzü asıktı, elem ve keder verici. Çünkü gelip geçiciydi. Dokunduğumuz an solan bir çiçekti sanki. Yakalayıp sevmek için can attığımız bir kelebek gibi. Yakalayayazdığımız anda uçup gidiveren. Ne dokunmamak mümkündü ona, ne de solmasına razı olmak. İki arada bir deredeydik. "İyi ki böyle" diye geçirdim içimden. "İyi ki soluyor, bıktırıyor ve usandırıyor. Yoksa sonsuzluğu istemek nereden aklımıza gelirdi? Bakışlarımızı dünyadan alıp ebediyete ve Ebedi Olan'a nasıl çevirebilirdik? Ondan kaçıp nasıl can atardık bir daha hiç bölünmeyecek ve ölünmeyecek bir hayata?" "Sevgili dünya hayatı" dedim. Dediğimi duydum. Yalnız değildim. "Sen" dedim "gerçekten sevilesi bir hayatsın. Dur, hemen havalara girme. Sadece ve sadece şundan: O'nun dışındakilere kalbimizi bağlamamak seninle mümkün. Dokunduğumuz çiçeğin narin yaprakları solmazsa biz ne yaparız?" Dünya hayatı anlamlı ve sevilesi geldi bana an. Ebedi hayatı kazandırdığı için. Âşık olmuşçasına bağlandığımız dünya uğurlar olsun dediğinde yüreğimiz burkulur. Doğru. Ona küseriz, kırılırız, bıkkınlık duyarız. İyi ki de böyle olur. Aynı dünya ilave eder: "Bu misafirhaneden ebede gideceksin." Sözleri acı, suratı asık bir bilgedir dünya hayatı. Artık ne zaman ki hayattan bıktım, usandım ya da hayata küstüm derse biri, bileceğim ki; bıktığı, usandığı, küstüğü hayat değil, dünya hayatıdır. Ve bileceğim ki; kalbimiz dünyaya küsüp darıldığında, ondan soğuduğunda, onun birinci yüzünden bir durakta inip aynı durakta ebedi hayata gitmek için bekleyen bir yolcu gibiyizdir. Bilgece yaşamak da zaten bu değil midir? Caddenin sonuna gelmemiştim henüz. Sonra onu gördüm.
561680
Nükleer Santral İhalesinde Sona Doğru
Nükleer Santral İhalesinde Sona Doğru İhalenin onaylanıp onaylanmayacağı gelecek hafta belli olacak. Enerji Bakanlığına yeni bir teklif gelmezse ihalenin iptali gündemde. Nükleer enerjide sona gelindi.İhalenin onaylanıp onaylanmayacağı önümüzdeki hafta belli olacak. Nükleer santral ihalesinde fiyat sıkıntısı ise devam ediyor. Enerji Bakanlığına yeni bir teklif gelmezse ihalenin iptali gündemde. Nükleer enerji, Türkiye'nin 48 yıldır süren bir hayaliydi. Bu hayalin gerçekleşmesi için geçen yıl ilk adım atıldı ve Mersin Akkuyu için ihale yapıldı. İhaleye tek teklifi Rus-Türk ortak girişimi Atomstroy Export-Park Teknik Holding verdi. Konsorsiyumun ilk teklifi kilovat saat başına 21,16 cent oldu. Ardından süren uzun pazarlıklar sonrası bu teklif 15 buçuk cent'te kadar düştü. Ancak merakla beklenen bu ihale bir türlü sonuçlanamıyor. Nedeni ise teklifin yüksek bulunması. Uzun süredir verilen teklifi değerlendiren Enerji Bakanlığı, fiyatları makul seviyede bulmuyor ve şirketten yeni bir indirim bekliyor. Bakanlık, kamunun da yatırıma katılımıyla fiyat seviyesinin 10-12 cent'te kadar inmesini bekliyor. Yeni teklif için ise fazla süre kalmadı. Rus-Türk ortak girişiminden henüz Enerji Bakanlığına ulaşan yeni bir teklif yok. Şirkete Eylül ayı ortasına kadar süre tanıyan bakanlık, yeni bir teklifin gelmemesi durumunda ihaleyi iptal etmeyi gündemde tutuyor. Bu nedenle nükleer santral ihalesi için gelecek hafta kritik dönem oluyor. İhalenin onaylanıp onaylanmayacağı haftaya belli olacak. İhale İptal Olursa Ne Olacak? Bakanlık, şartnameyi değiştirerek, hem Mersin Akkuyu hem de Sinop için yeni ihalelere çıkacak. Şartnameye kamu payı konularak, yeni ihalelerin cazip hale getirilmesi gündemde. Enerji Bakanlığı, bu ihaleyi onaylaması durumunda ise Sinop için ihale yapacak.
561795
2006 Diyarbakır patlamasıyla ilgili dava başladı
Daha önce 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılacağı açıklanan ancak, yer darlığı nedeniyle Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanan duruşmaya tutuklu sanıklar Hikmet Topal, Burhan ve Murat Ekin katıldı. Kimlik tespitinden sonra iddia makamı, iddianameyi okudu. Savcı, sanıklar Topal ve 'in, TCK'nın "Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma" suçundan 1'er, "Kasten adam öldürme" suçundan da 10'ar kez olmak üzere 11'er kez ağırlaştırılmış müebbet ile "Kasten adam öldürmeye teşebbüs", "Tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması" ve "Mala zarar verme" suçlarından da 625'er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmalarını istedi. Diğer sanık Ekin'in de olayda kullanılan bombanın hazırlanması eylemine katıldığı gerekçesiyle aynı suçlardan 845 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti. İddianamenin okunmasından sonra savunmalarını yapan sanıkların tümü atılı suçlamaları kabul etmedi. Bombayı hazırlayıp patlattığı iddia edilen sanıklardan Topal, söz konusu bombayı yapmadığını savunarak, günü, bomba patladığında ben bilgisayarın başındaydım. Patlama olduğunda ailem ile birlikte balkona çıktım. Gaz sıkışması olabilir diyerek, 112'yi aradık. Herhangi bir suretle patlayıcı veya bomba hazırlanmasını bilmem. Önceki ifademde adı geçen üsteğmen A.Ş. ve Sedat isimli astsubay tamamıyla gerçek dışıdır" dedi. Topal, "Ben bombanın fotoğrafını çekmedim. Sanıklardan Burhan'a olayı TİT (Türkiye İntikam Tugayı) adına üstlenmesini söylemedim. Bu konuda talimat da vermedim. Yer gösterme sırasında, 'bombanın düğmesine basmadım' dediğim sırada bana yumruk atıldı. Bana emniyette cebir uygulandı. Mecburen 'bombanın düğmesine bastım' diye ifade verdim. Bana emniyette yapıldı" ifadelerini kullandı. Mahkeme, kısa bir aranın ardından sanıkların tutukluluk halinin devamına, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmanın ileri bir tarihe ertelenmesine karar verdi. Bağlar ilçesi Koşuyolu Caddesi'nde 2006 günü termos içerisine yerleştirilmiş bombanın uzaktan kumandayla patlatılması sonucu 7'si çocuk 10 kişi yaşamını yitirmişti.
562082
Atlet Semenya çift cinsiyetli mi?
Bir Avustralya gazetesinin iddiasına göre 18 yaşındaki Caster Semenya'nın sağlık raporlarında overlerinin (Yumurtalık) olmadığı, ancak onun yerine içsel erkek testislerinin bulunduğu ve çok sayıda testesteron hormonu salgıladığı belirtildi. IAAF, Avustralya gazetesinin ortaya attığı ''Semenya çift cinsiyetli'' iddiasını henüz doğrulamaz ya da inkar etmezken, yaptığı yazılı açıklamada, ''Şunu vurgulamak isteriz ki, gündemde yer alan iddialar, bizim tarafımızdan yapılmış resmi açıklamalar değildir'' dedi. Açıklamada, Semenya'nın cinsiyet testlerine ilişkin sonuçların IAAF'ın uzmanlarının raporları incelemesinden sonra resmi doğrulamanın yapılacağı kaydedildi. IAAF kurulunun 20-21 Kasım tarihlerinde Monaco'da yapacağı toplantıdan önce Semenya'nın durumuyla ilgili olarak son kararın çıkmasının beklenmediği ifade edildi. Öte yandan Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Spordan Sorumlu Bakanı Makhenkesi Stofile düzenlediği basın toplantısında, şok içinde olduğunu ve bu haberlerden iğrendiğini söyledi. Stofile, konunun Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği'nin kontrolünde olduğunu ve artık onların incelemesine bırakılması gerektiğini ifade etti. Semenya'nın cinsiyeti konusunda bir şüphesi olmadığını belirten Bakan Stofile, ''O bir kadın. bizim kahramanımız. Onu korumalıyız'' dedi. Geçen ay Almanya'nın Başkenti Berlin'de yapılan 12. Dünya Atletizm Şampiyonası'nda bayanlar 800 metre finalinde uzak ara birinci gelen Caster Semenya, görüntüsü nedeniyle eleştirilmiş ve erkek olabileceği iddiasıyla kan, kromozom, jinekolojik testlerden oluşan cinsiyet testine tabi tutulmuştu. -ÇİFT CİNSİYET NEDİR?- Bir insanda hem erkek hem de kadın cinsiyet organları mevcutsa kişi için ''Hermafrodit'' yani ''çift cinsiyetli'' deyimi kullanılıyor. Hermafrodit, erkek güzellik tanrısı Hermes ile kadın tanrıçası Afrodit'in isimlerinden oluşturulmuş bir terim. Bu kişilerde kromozom yapısı genellikle XX oluyor. Psikoseksüel yapı esnek olarak görülürken, cinsiyet rolü, doğumda belirlenen cinsiyete ve kişi yetiştirilirken uygulanan davranış türüne göre gelişiyor. Kadınlarda daha ender görülürken çoğunlukla ''adrenogenital sendrom'' denilen böbreküstü bezinin bozukluğuna bağlı olarak oluşuyor. Bu bezin çok fazla androjen üretmesi sonucu bayanlarda, kadınlık organı, erkeklik organı gibi büyümeye başlıyor. Bu durumlarda genellikle çocuk yanlış olarak erkek sanılıp ona göre yetiştiriliyor.
560739
BEŞİKTAŞ GALİBİYETE ŞUT ATARAK ULAŞACAK
Milli oyuncuların da dönmesiyle birlikte tam takım olarak Galatasaray maçına hazırlanan Beşiktaş'ta hesaplar üç puan üzerine yapılıyor. Beşiktaş'ın tecrübeli çalıştırıcısı Mustafa Denizli de özellikle ceza sahası dışından atılacak şutlar üzerinde duruyor. İki takımın da öncelikle kontrollü oynayacağını hesap eden Denizli, oyuncularından her fırsatta şut atmalarını istiyor. Nihat, Holosko, Tello, Tabata, Ernst ve Fink gibi şut atma becerisi olan oyunculara sahip olan tecrübeli teknik adam, bunu avantaja çevirmeyi planlıyor. Rakibin yüksek toplarda başarısını da göz önünde bulunduran Mustafa Denizli tüm oyuncularına ısrarla kaleyi gördüklerinde şut atmalarını söylüyor. Yapılan antrenmanların hemen hepsinde şut çalışması yapan Siyah-Beyazlı takım böylelikle gol sıkıntısını da aşmayı hedefliyor. KENAN Öner, HAKEM YIldIrIm'a ÇOK güvenİyor Beşiktaş Genel Sekreteri Kenan Öner, Galatasaray maçını yönetecek olan hakem Bülent Yıldırım'a güvendiklerini söyledi. Yıldırım'ın adil bir yönetim göstereceğine inandıklarını belirten Öner, "Geçen sezon Cüneyt Çakır, oyuncumuzu atmış, penaltımızı vermemiş, rakibin attığı golde Servet, Rüştü'ye faul yapmıştı. Biz hakkımız neyse onu istiyoruz." dedi. Hiçbir takımın ligin 4. haftasında şampiyon ilan edilemeyeceğini de kaydeden Kenan Öner şunları aktardı: "Biz Ali Sami Yen Stadı'nda galibiyet alacağız ve kötü gidişe 'dur' diyeceğiz. Bazı takımların şampiyon ilan edildiğini görüyoruz. Beşiktaş, en az diğer rakipleri kadar iddialı. Oyuncularımız şampiyonluğu kazandıktan sonra başarının ne kadar güzel olduğunu gördüler."
561599
Hamile kadını kıskandı, karnını kesti!
Güney Sabah Postası adlı gazete, Leung Sin-Ting adlı 27 yaşındaki kadının ölüme sebebiyet vermek ve vücutta ağır yara açmak suçlarından yargılandığı mahkemede suçunu kabul ettiğini yazdı. Savcılık yetkilileri, çocuk bakımıyla ilgili bir sayfasında tanıştığı aylık hamile kadını, geçen yıl Eylül ayında evine davet eden Leung'un, evine gelen kadını, boğazına kordon dolayarak boğmaya çalıştığını söyledi. Yetkililer, baygınlık geçiren kadını öldü sanan Leung'un kadının karnında 10 santimetrelik bir yara açarak bebeğini çıkardığını belirtti. Saldırının ardından hamile kadının hayatta kalmayı başardığını yazan gazete, ancak bebeğin, annesinin karnından çıkarılırken aldığı yaraların neden olduğu beyin zedelenmesi ve vücut fonksiyonlarında meydana gelen hasar sonucu sonra öldüğünü kaydetti. Haberde Leung'un yetkililere, hamile kadının mutluluğunu kıskandığını ve karnındaki çocuğun kendisinin olmasını istediğini söylediği belirtildi. Suçun işlendiği zaman kamuoyuna açıklanmayan davanın ayrıntılarının ancak bu hafta öğrenilebildiğini duyuran gazete, 2003 ve 2008'de iki kez çocuk düşüren Leung'un elbiselerinin altına havlular bağlayarak kendisini hamileşmiş gibi gösterdiğini belirtti. Haberde, kocasını yıl boyunca bir bebek taşıdığına ikna eden Leung'un iş yerinden hamile izni almak için bir doktordan hamile raporu elde ettiği kaydedildi. Mahkeme, savcıların, akıl hastanesine kaldırılıp kaldırılmamasına ve toplum için uzun süreli tehdit oluşturup oluşturmadığına karar verebilmelerine olanak sağlamak amacıyla Leung'un cezasının 27 Ekimde açıklanmasına karar verdi.
561790
Dünya Jimnastik Şampiyonası'ndan kareler
Önemli organizasyonlarından Dünya Ritmik Jimnastik Şampiyonası 'da devam ediyor. 10
562071
Gaziantepspor'u iyi yerlere getirdik
Kızıl, Gaziantep'te yayın yapan yerel bir televizyonun yayınına katılarak, soruları yanıtladı. Her şeyden önce Gaziantepspor'un menfaatlerinin ve başarısının ön planda geldiğini ifade eden Kızıl, şöyle konuştu: ''Kutsal bir görev yapıyoruz ve tüm şehrin vebalini almış durumdayız. zaman her şeyin en iyisini yapmak zorundayız. Ve bu şehre layık olmaya çalışıyoruz. Hatasız hiçbir insan olmaz, ama elimizden geldiği kadar hata yapmamaya özen gösteriyoruz. Her şey helal hoş olsun. Bu kent her şeyin en iyisine layık. Tabata gibi bir oyuncuyu Türkiye'ye getirmek çok önemliydi. Daha önce gelmez, getiremezsiniz denildi. Ama biz aylarca uğraşıp Tabata'yı Gaziantepspor'a ve Türk futboluna kazandırdık. Bizim şu anda yaptıklarımıza inanın çok kişi halen inanamıyor. Çalışırsan, doğru işler yaparsan neden olmasın? Bugün Tabata'yı Türk futbolu kazandırdık. Beşiktaş forması altında daha başarılı olacağına inanıyorum. Tabata, yıldız bir futbolcu ve başarılı olacaktır. Biz de akılcı bir politika izleyerek bu oyuncuyu Brezilya'dan getirdik ve bugün iyi bir paraya sattık. Sonuçta kazanan Gaziantepspor kulübü oldu. '' -''GAZİANTEPSPOR'A ZARAR VERMEK İÇİN ÇALIŞIYORLAR''- Kızıl, yaptıkları işlere inanmayanlar bulunduğunu, ancak iyi niyetli, dürüst, namuslu insanların yaptıkları işlere inandıklarını ve takdir ettiklerini ifade ederek, şunları kaydetti: ''Namuslu insanlar yaptıklarımıza inanıyor ve bizleri takdir ediyor. Ne yaptığımızı da çok iyi takip ediyor ve biliyorlar. Ama art niyetli, şahsiyetsiz insanlar, bu işe gölge düşürmek için elinden gelen bütün gayretleri gösteriyorlar. Buradan yazılar gönderiyorlar, bizim bu güzel işimizi karalamak için elinden geleni yapıyorlar. Gaziantepspor'a zarar vermek için çalışıyorlar. Bu sevinci, mutluluğu çekemedikleri için böyle bir yol izliyorlar. Böyle güzel transferler yaptığımız için, böyle önemli paraları Gaziantep'e kazandırdığımız için ve Gaziantep şehrini Gaziantepspor ile tüm dünyaya duyurduğumuz için mutluluk yaşıyoruz.'' Kızıl, yılda kulübü çok başarılı bir noktaya getirdiklerini belirterek, akılcı bir transfer politikasıyla doğru işler yaptıklarına inandığını sözlerini ekledi.
561796
"Fransa Afganistan'da gerektiği kadar kalacak"
Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, askerlerinin 'da "gerektiği süre kadar" kalacağını söyledi. 'da geçen hafta öldürülen iki Fransız askerinin Vannes kentinde düzenlenen cenaze törenine katılan Sarkozy, "'nın 'da ilelebet kalmasının söz konusu olmadığını" belirtti. Sarkozy, 'da halkın seçtiği bir hükümet otoritesini sağlamlaştırıncaya kadar Fransız askerlerinin bu ülkede görev yapacağını ifade etti. 'da yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre, halkın yüzde 64'ü, askerlerinin 'da görev yapmasına karşı çıkıyor. Muhalefet, Fransız askerlerinin hedef olduğu son saldırının ardından, Mecliste özel bir oturum düzenlenmesini talep etmişti.
561957
Çakma Aperenlere dikkat
Erzurum'da önceki gün gece kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce alt ve üst geçitlere kırmızı sprey boya ile 'Büyük Turan Örgütü' yazıldı. Yazının yanına da Alperen Ocakları'nın amblemi çizildi. Terörle Mücadele ve Güvenlik Şube müdürlükleri geçitlerin duvar kısımlarındaki yazıları aynı renkteki boya ile silerken, olayı rapor halinde Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bildirdi. Alperen Ocakları Şube Başkanlığı'ndan bilgi alan polis olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Alperen Ocakları Erzurum Şube Başkanı Ahmet Aygen ise söz konusu yazılarla ilgilerinin bulunmadığını açıkladı. Aygen, karanlık odakların Erzurum Alperen Ocakları'nın isim ve amblemini kullanarak 'Büyük Turan Örgütü' ile bağdaştırmaya çalıştığını dile getirdi. Alperen Ocakları'nın bazı kesimler tarafından lekelenmeye çalışıldığına dikkat çeken Aygen, "Dün bizim zor anımızdan istifade edip ismimizi kullanarak dergi dağıtanlar vardı. Bugün bizim logomuzla beraber kendi logolarını duvarlara boyayarak kendilerince kurdukları belki de gerçekte olmayan bir grubun isminin bizimle anılması için çaba gösterenler var. Bunların hiçbirinin bizlerle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır." dedi. Aygen, "Tek çabaları milletimizin Alperen Ocakları'na gösterdiği ilgi ve teveccühü kullanarak kendilerine pay çıkarmak olan bu insanların gayretleri sonuçsuz kalacaktır. Milletimiz bizleri iyi biliyor, iyi tanıyor. Dün olduğu gibi bugün de lekelenmemiş ismimizi ve kurumumuzu provokatif olaylar ile lekelemeye çalışsalar da, bizleri farklı mecralara çekmeye çalışsalar da bunu başaramayacaklar. Milletimiz ve bizler buna izin vermeyeceğiz. Milletimizin bu tip olaylarla karşılaşması halinde bizlerle irtibata geçmelerini istirham ediyoruz." diye konuştu.
560610
IMF: Türkiye’yle en kısa sürede anlaşmak isteriz
(IMF) sözcüsü, ’ye sağlanması konusunda “mümkün olan en kısa sürede” ile ’nin anlaşmaya varmayı istediklerini bildirdi sözcüsü ’daki basın toplantısında, Türk yetkilileri ve IMF’nin olası bir programla ilgili sonuca en kısa sürede ulaşmak istediklerini ve müzakerelerin ’nin ekonomik zorluklarının aşılması ve orta vadede çözümler konusunda sürdüğünü kaydetti.