562694 E.T.'den 27 yıl sonra, küçük yeşil yaratıklar yine arka bahçede! E.T.'den 27 yıl sonra, küçük yeşil yaratıklar yine arka bahçede! Yönetmenliğe ilk adımını 1990'ların başlarında Steven Spielberg'in gişe rekortmeni filmi 'Jurassic Park'ın kamera arkası belgeselini çekerek atan John Schultz, kendisine vaktiyle bu önemli fırsatı vermiş olan ustasına, onun bir diğer kült yapıtı 'E.T.'nin konsepti üzerinden ilerlediği zıpır bir bilim-kurguyla selam çakıyor ALİ MURAT GÜVEN SİNEMA Pearson Ailesi, yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte Maine kentindeki tatil evlerine doğru yola çıkarlar. Fakat, bu kalabalık ailenin üyeleri yazlıklarına ulaştıklarında, her zamankinin aksine orada yalnız olmadıklarını fark edeceklerdir. Dost canlısı bir uzaylı ziyaretçi evi önceden keşfedip içine kurulmuştur; fakat yanında bulunan ekip arkadaşları ise onun kadar iyi huylu olmayıp binayı istilâ etme niyetindedirler. Meslek hayatına 1990'ların ilk yarısında, Hollywood ikonu Steven Spielberg'in dönemde sinemaseverlere muazzam heyecanlar yaşatan popüler bilim-kurgu filmi “Jurassic Park”ın kamera arkası belgeselini çekerek başlayan John Schultz, hemen ardından gerçekleştirdiği “Müzik Grubu” (Bandwagon, 1996) adlı bir başka yapıtla da sinema tarihinin en özgün müzikal filmlerinden birine imza atarak “ümit vaad eden yönetmenler” kervanına katılmıştı. Ancak, sanatçının 1990'ların sonları ve 2000'ler boyunca ardı ardına yönettiği birbirinden iddiasız gençlik filmleri, ona yönelik bu yüksek ümitlerin de gitgide sönmesine yol açacaktı. ORTA ŞEKERLİ BİR GÖSTERİYLE USTA'YA SAYGI DURUŞU Günümüzde, Amerikan sinema sektörünün -eline tutuşturulan her senaryoyu hiç bir kreatif katkı yapmaksızın harfiyen çeken- fabrikasyon yönetmenlerinden birine dönüşmüş durumdaki Schultz, öyle görünüyor ki varını yoğunu ortaya koyduğu “Evimde Uzaylı Var” projesiyle, vaktiyle onu bu mesleğe sürükleyen Steven Spielberg'in karşısında kendi meşrebince bir saygı duruşu sergilemek istemiş. Çünkü, bilindiği üzere, “dünyaya halisâne niyetlerle inip orada çocuk ve genç yaşta dostlar edinen uzaylı ziyaretçi” temasının entelektüel patenti Spielberg'e ait. Bu fantezisini 1982 yılında çektiği “E.T.”ye (Dünya Dışından Gelen The Extra Terrestrial) konu etmişti. Benim kuşağım için her açıdan son derece özel bir filmdir “E.T.”… Kısa bir süre konuk olduğu dünyamızdan ayrılışı karşısında göz pınarlarımızdan süzülen yaşların bendini aşıp sel olmasına yol açmıştı. İşte, Schultz da üzerinde ihtiyaca göre oynayıp yeni yeni varyasyonlar türetmeye pek müsait olan bu “gezegenlerarası dostluk” öyküsünü alıp, iyi vakit geçirtecek neşeli bir gençlik serüveni formatında yeniden önümüze sürmeyi denemiş. Tabiî, onun sığ yorumunda “E.T.”yi unutulmaz kılan zengin bir entelektüel arka plan, sözgelimi ana öykünün çevresini ustaca sarıp sarmalayan “insanoğlunun düşmanca ve tahripkâr doğası”, “aile dayanışması”, “babasız büyüyen küçüklerin yalnızlığı” gibi dikkat çekici yardımcı temalardan söz etmek olanaksız… “Evimde Uzaylı Var”, 20th Century Fox gibi majör bir yapımcıya yakışmayacak basitlikteki 3D uzaylı animasyonlarına karşın, kişilere istenilen hareketleri yaptırmaya yarayan dünya dışı kumanda cihazının marifetlerinin sergilendiği bölümleri oldukça eğlenceli bulduğumu belirtmeliyim. Öykünün en küçük kahramanı Hannah'nın sevecen uzaylı Spark ile kurduğu dostluğun tasvir edildiği “birlikte oyuncaklarla oynama” gibi bölümler ise yıllar öncesinde “E.T.”de izlediğimiz benzer sahnelere açık birer gönderme niteliğinde… Özellikle çocuk ve genç izleyiciler için okulların açılmasına kısa bir süre kala bol kahkahalı bir yaz sonu gösterisi kıvamındaki bu film, salonlardaki geleneksel Ramazan durgunluğunu kiloyla satın aldıkları korku ve komedi filmleriyle atlatıp sağ salim yeni sezona girmeye derdindeki ithalatçı şirketlerimizin de sepetlerinin dibindeki son ürünlerden biri… EVİMDE UZAYLI VAR Aliens in the Attic Yapım Yılı ve Ülkesi: 2009, ABD-Kanada ortak yapımı Yönetmen: John Schultz Senaryo Ekibi: Mark Burton (Öykü) ve Adam F. Goldberg (Senaryo) Görüntü Yönetmeni: Don Burgess Özgün Müzik Bestecisi: John Debney Kurgucu: John Pace Sanat Yönetimi Ekibi: Barry Chusid (Yapım Tasarımcısı), Nigel Evans (Sanat Yönetmeni), Milton Candish (Set Dekoratörü), Mona May (Kostüm Tasarımcısı), Davina Lamont (Makyaj Tasarımcısı), Sarah Pickersgill (Özel Makyaj Efektleri Tasarımcısı), Teresa Hill (Saç Tasarımcısı) Oyuncular: Carter Jenkins (Tom Pearson), Austin Robert Butler (Jake Pearson), Ashley Tisdale (Bethany Pearson), Ashley Boettcher (Hannah Pearson), Henri Young (Art Pearson), Regan Young (Lee Pearson), Doris Roberts (Nana Rose Pearson), Kevin Nealon (Stuart Pearson), Gillian Vigman (Nina Pearson), Robert Hoffman (Ricky Dillman) Türkçe Versiyonun Seslendirme Sanatçıları: Halil Ergün, Yetkin Dikinciler, Yiğit Özşener, Deniz Uğur İthalatçı ve Dağıtıcı Şirket: Tiglon Film İçerik Uyarıları: yaşından küçük izleyiciler için korkutucu olabilecek, aynı zamanda da yanlış yönlendirmelere yol açabilecek aksiyon sahneleri içermektedir. Resmî İnternet Sitesi ve Fragmanı: www.aliensintheatticmovie.com Yıldız Puanı: 1/2 BU HAFTA SONU GÖSTERİME GİREN DİĞER FİLMLER ÇİZMELİ KEDİ La Véritable Histoire du Chat Botté Yapım Yılı ve Ülkesi: 2009, Fransa yapımı Yönetmenler: Jérôme Deschamps, Pascal Hérold, Macha Makeïeff Türkçe Versiyonun Seslendirme Sanatçıları: Mehmet Ali Erbil, Belit Özükan, Nilgün Kasapbaşoğlu, Ziya Kürküt, Atilla Şendil, Mazlum Kiper İçerik Uyarıları: Klasikleşmiş bir masal olmakla birlikte, öyküsünün baş kahramanının başarıya ulaşabilmek için her yolu mübah gören “makyavelist” kişiliği nedeniyle, 13 yaşından daha küçük çocuklar için olumsuz örnek oluşturabilir. Yıldız Puanı: Bir Fransız değirmenci, öldüğünde üç oğluna birbirinden oldukça farklı türde üç ayrı miras bırakır. Büyük oğlana evin geçim kaynağı “değirmen”, ortancasına ailenin biricik nakliye aracı “eşek”, küçük oğlana ise bir “kedi” kalmıştır. Ailenin en genç mensubu, babasının ona miras olarak bıraktığı “şey”i görünce ilk anda oldukça üzülür ve “Bir kedi ne işe yarar ki… Pişirip yiyemezsin bile” diyerek sızlanır. Bu aşağılamaları duyan kedi ise ansızın konuşmaya başlar, “Hakkımda karar vermek için acele etmeyiniz efendim, hiç de önemsiz bir mirasa sahip olmadığınızı pek yakında göreceksiniz” diyerek ağzı bir karış açık onu izleyen sahibinden boş bir çuval ve bir çift çizme ister. Kahramanımız, çocuğun kendisine verdiği bu aksesuarları giydikten sonra da ikilinin serüvenleri başlayacaktır.(Bu filmin ayrıntılı bir eleştirisini yarınki sinema sayfamızda okuyabilirsiniz.) İÇTEN GELEN From Within Yapım Yılı ve Ülkesi: 2008, ABD yapımı Yönetmen: Phedon Papamichael Oyuncular: Elizabeth Rice (Lindsay), Thomas Dekker (Aidan), Kelly Blatz (Dylan), Laura Allen (Trish), Adam Goldberg (Roy) Kazandığı Ödüller: (ABD-Minnesota-St. Paul) Solstice Bağımsız Filmler Festivali En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu (Elizabeth Rice), En İyi Erkek Oyuncu (Thomas Dekker), En İyi Özgün Müzik (Jason Cooper, Oliver Kraus) ödülleri Yıldız Puanı: Maryland eyaletinin polisiye olaylarla pek fazla işi olmayan kendi hâlindeki kasabası Grovetown, yöre sakinlerinden genç bir çiftin garipliklerle dolu intiharına sahne olur. Halkı şaşkına çeviren bu olayın hemen ardından başka intiharlar vak'aları da yaşanmaya başlayınca, dinine bağlı Protestanlardan oluşan kasaba sakinleri güçlü bir lanetle karşı karşıya olduklarını düşünerek kilisenin korumasına sığınırlar. Kilise vaizinin oğluyla arkadaşlık eden Lindsay ise çözüme ulaşma noktasında çevresindekiler kadar kestirmeci değildir. Olup bitenleri aklından hiç çıkartamayan genç kız, kasaba halkının aksine, bu vahşi intihar dalgasını metafizik nedenlere bağlamamaktadır. Olayın arka planını araştırmaya başladığında da dinsel inançları olmayan bir aileye mensup Aidan adlı genç bir adamla tanışır. 563593 Fransa'da Türk tutuklandı Fransa'da Türk tutuklandı 12.09.2009 21:07Fransa'nın Toulouse kenti yakınlarında, 14 yaşındaki bir genç kıza tecavüz etmek suçundan gözaltına alınan 22 ve 34 yaşındaki Türk vatandaşı, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Türk vatandaşlarıyla birlikte gözaltına alınan Bulgar vatandaşı 27 yaşındaki kadının da tutuklanmasına karar verildi. Türk ve Bulgar kadını hakkında tecavüz dışında, genç kızı ''fuhuşa zorlama'' suçundan da dava açılacak. Pyrenees-Orientales bölgesinde ağustos ayında dedesi ve anneannesiyle tatil yaptığı kamptan ayrılan Julie isimli genç kız, gün sonra Toulose kenti yakınlarında bulunmuştu. 563265 Kaşgarlı Mahmud'un kayıp kitabı bulunursa TDK Başkanı Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın, 'Binyıl Önce Binyıl Sonra: Kaşgarlı Mahmud ve Divanü Lugati't-Türk' adlı eserinin Çinceye ve Uygurcaya çevrilip yayımlanmasıyla ilgili Türkiye'nin Pekin Büyükelçiliği'nde Büyükelçi Murat Esenli tarafından verilen tanıtım resepsiyona katıldı. Şükrü Akalın, Cihan haber Ajansı muhabirine konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. TDK Başkanı Akalın, "Bir Türkolog için en büyük keşif, kayıp olarak bildiğimiz kitapların ele geçmesi. En başta da Kaşgarlı Mahmud'un Divanü Lugati't-Türk'te adını andığı ve Türkçenin dilbilgisi kurallarını yazdığını söylediği Kitab-ı Cevahirü'n-Nahv fi Lugati't-Türk (Türk Dilinin Sözdizimi Cevherleri) kitabı geliyor.'' dedi. Söz konusu kitabı bu güne kadar kimsenin gören olmadığını ifade eden TDK Başkanı, "Kaynaklarda da bu kitap hakkında pek bir bilgi yok. Belki Kaşgarlı bu kitabı bitirmedi ama eserinde bu kitabı yazdığından bahsediyor.'' diye konuştu. Divanü Lugati't-Türk'ün ilk defa Ali Emiri Efendi tarafından 1914'te 33 altına satın alındığında Türk dünyası için en büyük keşfin yapıldığını hatırlatan Akalın, şöyle devam etti: "Ali Emiri Efendi 1914'te Osmanlı Devleti'nin Maarif Bakanlığı'nın veremediği paranın iki katını verip kitabı satın almış. Şimdi böyle bir kitap dostu bu dönemde yok. Ama ben bütün malımı, mülkümü verir alırım böyle bir kitabı bulsam. Keşke elimize geçse. Bu Türkçe için en büyük keşif olur.'' Kaşgarlı Mahmut'un doğumunun bininci yılı dolayısıyla, Kaşgarlı'nın kayıp kitabını bulana bin altın ödül vaat edilmişti. Birçok Türkolog söz konusu kayıp kitabı bulmak için uzun çaba sarf etmişti. Kutadgu Bilig'i yayına hazırlayan Reşit Rahmeti Arat'ın da her Anadolu gezisine bu kitabı bulma umuduyla çıktığı belirtiliyor. Şükrü Akalın, Divanü Lugati't-Türk'ün Türk dil araştırmalarını bin yıl öncesinden günümüze önemli bir kaynak olarak ulaşmasını sağladını dile gtirdi. Akalın, "Kaşgarlı'nın ilk kitabı Kitab-ı Cevahirü'n-Nahv fi Lugati't-Türk ele geçse Türkçenin tarihi açısından çok önemli bir buluş gerçekleşmiş olur.'' diye konuştu. "Henüz tasnifi yapılmamış kütüphaneler var.'' diyen TDK Başkanı, bu kitabı bulma umutlarının olduğunu dile getirdi. Akalın, kitabın Hindistan'da olabileceğini, çünkü bu ülkede önemli Türkçe yazma eserler olduğunun bilindiğini aktardı. YUSUF HAS HACİB'İN DE BİNİNCİ DOĞUM YILI KUTLANACAK Akalın, önümüzdeki yıllarda da Kaşgar'da mezarı bulunan Yusuf Has Hacib'in bininci doğum yılını kutlamaya hazırlandıklarını ve bu konuda Çinli yetkililerin destek vereceklerine inandığını ifade etti. Bu kutlamamalara basının katılmasını da arzuladıklarını dile getiren Akalın, bu tür faaliyetlerin ülkeler arasındaki dostluk ilişkilerinin gelişmesine ve halkların birbirine tanımasına yardımcı olduğunu vurguladı. Çin, Kaşgarlı Mahmut'un geçen yılki bininci doğum yılı anma törenlerine hiçbir basın kuruluşunun katılmasına izin vermemişti. Kaşgarlı Mahmut ve Yusuf Has Hacib gibi şahsiyetlerin seslerinin yerel olmaktan çıkıp evrensel boyutlara ulaştığını söyleyen Akalın, ''Mesela Kaşgarlı Mahmud'un Divanü Lugati't-Türk'ünde Japonya ilk defa bir dünya haritasında gösteriliyor.'' dedi. Şükrü Halûk Akalın, bu tür şahsiyetlerin ülkeler arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilmesinde büyük rol oynadığını anlattı. URUMÇİ OLAYLARINA BİN YIL ÖNCESİNDEN MESAJ Urumçi olaylarına ilişkin bir soruya da cevap veren Akalın, "Üzücü Urumçi olayları yaşadık. Ama Kaşgarlı Mahmut bin yıl öncesinden mesaj veriyor." dedi. Akalın, "Diyor ki Kaşgarlı, 'kanı kan ile yıkamazlar'. Bu kan davası güdülmemesini gerektiğini söyleyen bir Türk atasözü ve bugünün insanına da bir bakıma mesaj veriyor. Dostluğun geliştirilmesini istiyorsak, bu şahsiyetler ve eserleri bizim için önemli bir vesiledir.'' ifadesini kullandı. Prof. Akalın, Kaşgarlı'nın Divanü Lugati't-Türk'e verdiği isimle Türk kimliğini ta zaman üst kimlik olarak belirlediğine de işaret etti. Akalın, Kaşgarlı'nın Türkçeyi Araplara öğretmek istediğini ve bunu bir hadise dayandırdığını belirtti. Akalın, Kaşgarlı Mahmut'un hadisin sahih olmaması halinde de aklın Türkçeyi öğrenmesi gerektiğinden yola çıktığını ve eserini yazdığı bilgisini verdi. 562979 Vitaminin de Fazlası Zarar Daily Telegraph`ın haberine göre, Britanya`nın önde gelen beslenme uzmanlarından Prof. Brian Ratcliffe, güvenli seviyede vitamin kullanımının kolaylıkla aşılabileceğini belirterek, özellikle sağlıklı besleniliyorsa, fazladan vitamin alımının tehlikeli olabileceğini söyledi. Normal seviyedeki vitamini alımının kolaylıkla aşılabileceğini belirten Ratcliffe, multivitamin ve balık yağının aynı zamanda kullanılmasını buna örnek olarak gösterdi. Fazla vitamininin karaciğerde birikerek baş ağrısı ve mide bulantısına yol açabileceği, uzun dönemde de kemik erimesi riskinin artabileceği, gözlere ve karaciğere geri dönülmez zarar verebileceği kaydedildi. Gıda Standartları Kurumuna danışmanlık da yapan Ratcliffe, pek çok insanın gribe karşı iyi geldiğini düşündüğü için bolca kullandığı vitamininin de mideye rahatsızlık verdiğini söyledi. vitaminin en çok suistimal edilen vitaminlerden olduğunu belirten Ratcliffe, insanların bu vitaminden yüksek miktarda alırlarsa soğuk algınlığından kurtulacakları gibi yanlış bir inanca sahip olduklarını vurguladı. Ratclifee, "Diyelim ki yüksek dozda yani 1,5 gram vitamini aldınız. Bunun yüzde 50`si doğruca tuvalete gidecektir" dedi. Yüksek dozda vitaminlerin reçeteyle verilen ilaçların etkisini azaltabildiği, vücudun diğer vitamin ve mineralleri emme kabiliyetini etkilediği de bildirildi. Britanya Bilim Festivali`nde konuşan Ratcliffe, ideal vitamin kullanımının kişiden kişiye değiştiğini belirtti. Robert Gordon Üniversitesi öğretim üyesi Ratcliffe, insanların ne kadar vitamin almaları gerektiği konusunda pek fazla düşünmediklerini kaydederek, "Mültivitamin takviyesi alanlar muhtemelen sadece paralarını sokağa atıyorlar ve vitamin üreticisi şirketlerin karlarına kar katıyorlar" diye konuştu. 563470 Balıkçılar yeni sezonda umduklarını bulamadı Sezonun ilk iki günü bolca istavrit avlayan balıkçılar, sezon açılışının ardından 11 gün geçmesine rağmen bekledikleri avı yapamadıklarını belirtiyor. Balıkçılar, avda geçtiğimiz sezonun aynı dönemine oranla yüzde 90'a varan düşüş yaşandığına dikkat çekiyor. Av olmamasını deniz suyunun sıcaklığına bağlayan balıkçılar, umudunu havaların soğumasına bağlamış durumda. Doğu Karadeniz Balıkçı Kooperatifleri Birliği Başkanı Ahmet Mutlu, sezonun bekledikleri gibi geçmediğini söyledi. Mutlu, ilk iki gün yapılan avın ardından geçen sürede balıkçının denizden beklediğini bulamadığını kaydetti. Şu anda Doğu Karadeniz'de balık avının neredeyse durduğunu anlatan Mutlu, deniz suyu sıcaklığının yüksek olmasının avı olumsuz etkilediğini ifade etti. Mutlu, şöyle konuştu: "Şu an deniz suyu sıcaklığı 24-25 derece civarında. Mevsimin sıcak olması avı etkiliyor. Havaların soğumasını ve buna bağlı olarak da deniz suyu sıcaklığının düşmesini bekliyoruz. Bir kaç gün daha bekleyeceğiz. Umudumuz sonrasında iyi bir av sezonu olması." Denizde parça parça balık görülse de beklentilerin çok altında olduğuna değinen Mutlu, balıkçıların da daha çok Samsun ve Şile açıklarında av peşinde olduğunu bildirdi. Geçen yılın aynı dönemine oranla bu sezon avlanan balıkta yüzde 90'a varan düşüş olduğuna vurgu yapan Mutlu, bu durumun fiyatlara da yansıdığını, vatandaşın isteği gibi balık yiyemediğini söyledi. Mutlu, az miktarda avlanan palamudun tanesinin halen 7,5 TL, istavritin kilosunun ise TL civarında satıldığını sözlerine ekledi. 563048 12:47 Meteorolojiden son uyarı... Meteorolojiden son uyarı...’un ve Kilyos'ta şiddetli var. 'da da yağış başladı. Kilyos'tan haberleri geliyor... batı bölgelerden başlamak üzere yeni bir yağışlı havanın etkisine girdi. gün önce sel felaketinin yaşandığı 'da bu gece ve yarın yağışın şiddetini artırması bekleniyor. bazı bölgelerde beklenen kuvvetli yağışa karşı yetkilileri ve vatandaşları uyardı. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan meteorolojik uyarıda şunlar kaydedildi: '' ve bölgeleri başta olmak üzere, Batı İç Anadolu'nun güney ve batısı (Eskişehir, Karaman, Aksaray), İç (Afyon, Uşak, Kütahya) ve ile sabahın ilk saatlerinde Aydın, ve Denizli çevrelerinde kuvvetli sağanak bekleniyor.'' Uyarıda, vatandaşların ve yetkililerin ani sel, yıldırım düşmesi ve ulaşımda yaşanabilecek aksamalara karşı dikkatli olmaları istendi. Keşan, ve İpsala ilçelerinde 13.30'a kadar şiddetli var Malkara, Keşan, Şarköy ve İpsala çevrelerinde  saat 13.30’a kadar kuvvetli yağış bekleniyor.          Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan meteorolojik  uyarıya göre, Malkara, Keşan, Şarköy ve İpsala çevrelerinde saat 13.30’a sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışın kuvvetli olmasının beklendiği bildirildi.          Vatandaşlardan ve ilgililerden sel, su baskını ve yıldırım olaylarına  karşı dikkatli ve tedbirli olmaları istendi. 'de hastaneyi su bastı!.. 562479 Adanalı’ dizisi niye konsept değiştirdi? Ali Eyüboğlu aliceAdanalı’ dizisi niye konsept değiştirdi? 12 Eylül Cumartesi 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! Başrollerini ve Selin Demiratar’ın paylaştığı “Adanalı” yeni yayın dönemine kulvar değiştirerek “merhaba” dedi. ’de 30 bölüm yayınlandıktan sonra “yaz tatili”ne çıkan dizinin türü “polisiye komedi”ydi... Yeni yayın döneminin ilk bölümü dün gece ekrana gelen dizinin yapımcıları Ali Gündoğdu, Mehmet Yiğit Alp ile “Adanalı”nın senaristi ve yönetmeni Tayfun Güneyer, “Daha yeni, daha hızlı, daha eğlenceli” sloganıyla dizinin konseptinde değişikliğe gitti. Dizinin yapımcılarından Mehmet Yiğit Alp, bu değişikliğin sebebini şöyle açıkladı: “Dizimiz yine polisiye komedi... Ama geride bıraktığımız sezonda ekrana gelen 30 bölümde komedi daha ağırlıktaydı... Bu sezon ise macera daha önde olacak... Bu sezon ‘Adanalı’ tutkunlarına bol bol aksiyon izlettireceğiz.” “Ali”ye ’da bulamadılar  Mehmet Akif Alakurt’un canlandırdığı “Maraz Ali”, dizinin “sezon finali”nde tutuklanmıştı. Dizinin “yeni sezona merhaba” dediği bölümde “Maraz Ali” cezaevindeydi... “Maraz Ali”nin cezaevi çekimleri için İstanbul’da çekim yapılacak cezaevi olmayınca ’da çekildi. Kuzey Prodüksiyon, “Maraz Ali”nin cezaevi çekimlerini Belediyesi’nden kiraladığı Ulucanlar Cezaevi’nde çekti. Oktay Kaynarca’nın canlandırdığı İstanbul ’nde görevli “Başkomiser Yavuz” ile Selin Demiratar’ın oynadığı “Emniyet Amiri İdil”, senaryo gereği “Maraz Ali”yi İstanbul’da göz altına aldı ama yapım şirketi İstanbul’da onu yatıracak cezaevi bulamadığı için set ekibi zorunlu olarak Ankara’ya taşındı. “Adanalı”nın yapım şirketi üç gün, üç gece aralıksız süren çekimler için set olarak kullandığı cezaevinin tüm bölümlerini boyatıp yeniden teşrif etti. İstanbul Metrosu’nda dizi çekmenin saati 2.180 TL Türk Sineması bir yılda 70 film, televizyon sektörü de yılda 50’den fazla dizi çekince, çekim yapılacak yerler de kıymete bindi haliyle... Ticaretin değişmeyen bir kuralı bu... Talep ne kadar fazlaysa, fiyat da artar ölçüde... Artık belediyelerin mücavir alanlarına giren sokaklarda eskiden olduğu gibi bedava çekim yapmak yok öyle... Bir dizi ya da film ekibinin sokak ve caddelerde çekim yapmasının bedeli semtine göre bin liradan başlıyor, 10 bin liraya kadar çıkıyor... İstanbul’da yapımcıların çekim için “iyi para” ödedikleri yerlerden biri de İstanbul Metro’su... Üstelik belediye metroyu sadece çalışmadığı saatlerde dizi ve film çekimi için kiraya veriyor. İstanbul Metrosu’nun taksimetresi de saatte 1.850 lira (KDV hariç) yazıyor... Katma Değer Vergisiyle birlikte İstanbul Metrosu’nda bir saat çekim yapmak yapımcılara 2.180 liraya mal oluyor. “Dest-i İzdivaç”ı Yasemin sunacak  Flash ’nin evlilik programı “Dest-i İzdivaç”a yeni sunucu... ’un ayrılmasından sonra Flash TV’nin birçok sunucu denediği “Dest-i İzdivaç” artık Yasemin Bozkurt’a emanet... Ekranlarda şimdiye kadar kendi kulvarında başarılı işlere imza atan Yasemin Bozkurt’un kız kardeşi de “Dest-i İzdivaç”ın yeni yapımcısı oldu. Flash TV’nin yeni sezon atakları sadece Yasemin Bozkurt’la sınırlı değil... Yeni yayın döneminde ’ye bir şov programı yaptıracak olan Flash TV, Kanal kopsept değişikliğine gittiği için biten programlarından bazılarını da etti. Bildiğim kadarıyla “Kelime Oyunu” bunlardan biri... ‘Film işinde çok iyi para var!’  Anlatacağım bu olay şaka gibi gelebilir ama değil... Film yapımcısı bir dostum anlattı bana bunu... Anlattığı da şu: “Sevdiğim bir arkadaşım, bana esnafından iki kişinin sinema filmi yapmak istediklerini, sektörü tanımadıkları için de güvenecekleri bir ortak aradıklarını, onlarla görüşüp görüşmeyeceğimi sordu. Ben de ‘Görüşelim’ dedim. Ertesi gün aradılar, akşama bir balıkçıda buluştuk. Adamlar sinemaya bakışlarını anlatmaya başladı, ağzım açık kaldı. Sanıyorlar ki, ’ın ‘’i iyi iş yaptı, yapımcısına ve oyuncusuna iyi para kazandırdı ya, her film çeken böylesine büyük paralar kazanabiliyor bu işten... Hep edenleri anlatmışlar onlara... Çekilen filmlerden yüzde 80’inin zarar ettiğinden haberleri bile yok... Üstelik sinema filmi çekmeyi öylesine kârlı bir iş olarak görüyorlar ki, dedikleri şu: sektörünün durumu iyi değil. Hayatta kalabilmemiz için para kazanmamız lazım... Araştırdık şu sıralar en iyi para sinemada veya işinde... Bizim uyuşturucuyla işimiz olmaz ama film işine girmeye niyetliyiz.” Bu arkadaşlara bardağın hep dolu tarafını göstermişler, boş tarafından haberleri yok demek ki! Tunus’ta en meşhur Türk; ’in 22 Eylül’de yayına sokacağı “Bahar Dalları”nın çekimlerini takip etmek için gittiğim Tunus’ta üç gün geçirdim... Üç gün boyunca birçok şehrini gezdik Tunus’un... Dizi ekibiyle birlikte gittiğimiz şehirler değişti ama Tunuslu turistik eşya satıcılarının Türk olduğumuzu öğrendiklerinde söyledikleri ilk söz hiç değişmedi: “Türko? Mustafa Sandal...” Bazı Tunuslular, bizi daha fazla etkilemek için sadece “Mustafa Sandal” diye seslenmekle yetinmedi... Dükkana girip Mustafa Sandal’ın “Araba” şarkısını çalanlar bile oldu... Diğer Türk şarkıcıları bilemem, ama Mustafa Sandal, Tunus’ta turneye çıksa iş yapar demek ki? TRT’nin teletext’i S.O.S veriyor!  TRT’nin teletext’i S.O.S veriyor! Hafta içinde Üniversitesi İktisat Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mahir Fisunoğlu’ndan TRT’nin teletext hizmetinde yaşanan aksamalara ilişkin bir şikayet mektubu aldım. Belki TRT’den birileri çıkar da bu aksaklığı giderir umuduyla Prof. Dr. Fisunoğlu’nun postasını köşeme taşıdım. İşte Prof. Dr. Mahir Fisunoğlu’nun yazdıkları: “Son zamanlarda TRT yerine başka kanalları izlemeye başlayan bir “tüketiciyim”... TRT’nin teletext sayfalarını ise kullanırım, izlerim. Son 1  1,5 aydır hizmetteki büyük bozulmayı belki sizler de fark etmişsinizdir. Çok zor bir hizmet olmadığını sanıyorum. Okumak istediğiniz haberin numarasını uzaktan kumanda ile yazdırmak ve haberin ekrana gelmesini beklemek yetiyor. Ancak bu hizmet çok zor ulaşılan bir hizmet oldu. Sayfanın listesi haberlerle karışıyor. İstediğiniz haber yerine başka haber çıkıyor. Aynı haber bir başka sayfa ile karışıyor. Bilmiyorum sizin de belirttiğiniz uzman olmayan kişilerin işbaşında olması ile bunun bir ilgisi var mı?” TRT’den “Bizim sistemimizde bir arıza yok... Arıza Prof. Dr. Mahir Fisunoğlu’nun televizyonunda” diye bir açıklama gelir mi acaba? 563511 Osmanlı’nın kahvesi ve Starbucks 1970’li yıllarda Amerika’da kurulan ve 40 yılda bin şube açan Starbucks firması, bu işi kahve satarak başarıyor. Kafehausları bunaltıcı havasından kurtarıp modern kafe ve sohbet mekanlarına dönüştürmeyi başaran Starbucks, başarayı da bu sayede elde etti. Peki kahvesiyle övünen bizler, bizlerin kahvesi nerelerde bunu hiç düşündük mü? II. Viyana Kuşatması sonrasında kahveyle tanışan ve kahveye tanıştıktan sonra onu Avrupa’ya içirerek ün yapıp, nam salan Viyana kahvesi nereden geliyor? Ecdadımız Osmanlı kendi döneminde yapılacak ne varsa elinden gelen gayreti göstermiş, cümlenin başını yazmış tamamlanmasını biz torunlarına miras bırakmış. Ancak cümleyi tamamlayamadığımız gibi başkalarına kaptırmışız. Tabi „mühür kimdeyse Süleyman o’dur „misali „kahveyi kim tanıttıysa kahve de o‘nundur“ olmuş. Osmanlı’nın savaş halindeyken bile Avrupa’ya miras bıraktığı değerlerden biri daha çıkıyor karşımıza, „kahve“. Kafe ve kendine has kahveleri ile ün yapan Viyanalılar, Osmanlılardan ganimet olarak aldıkları kahve ile Viyana’da ilk cafeyi açtı. Osmanlıların 1683 yılında İkinci Viyana kuşatmasının ardından bıraktıkları kahvelerle kahveyi tanımaya başlayan Avusturyalılar, Viyana’nın her köşesine açtıkları kafehauslarla, Avrupa’nın “kafe merkezi” şeklinde bir unvan elde etti. Kuşatmadan sonra Viyanalıların barut sanarak yakmaya çalıştıkları 500 kahve çuvalını kraldan ganimet olarak isteyen Polonyalı Casus Johann Kolschitzky, bu kahveyle 1684 yılında şehrin göbeğinde Viyana’nın ilk kahvehanesini (Cafe Wien) açarak Viyanalılarla kahveyi tanıştırır. Osmanlıca bildiği için kuşatma sırasında casusluk yapan Johann Kolschitzky, acı olduğu için beğenilmeyen kahveyi ısrarlı gayretleri ile Viyana’da soyluların içtiği içecek haline getirir. Viyana belediyesi ise bu tatlı hatırayı yaşatmak için, bir caddeye Polonyalı kahvecinin adını verir. Caddenin sonuna da heykelini diker. İlk zamanlarda sadece erkeklerin gittiği kafelere daha sonra bayanlar bölümü de eklenir. Aradan geçen zamanla bu mekânlar sadece kahvenin değil kek, pasta ve tatlıların da servis edildiği, sohbetlerin koyulaştığı mekânlara dönüşür. Avusturyalılar sadece kahveyi Osmanlı‘dan öğrenmemiş. Bugün birçok kişinin uğrak yeri olan kahvehanelerde satılan bir de ayçöreği var. Ayçöreğinin hikâyesi işe şöyle: Kuşatma sırasında bir aşçı Osmanlının simgesi olan yarım hilale benzeterek bir çörek yapar ve yerli halka dağıtarak sevdirir. zamandan beri ayçöreği Viyanalılar için kahvenin yanında vazgeçilmez bir yiyecek olmuştur. Bugün her Viyanalı‘nın bildiği bu hikâyeleri eğer bir gün yolunuz Viyana’da bir kahvehaneye düşecek olursa kendiniz sorup da öğrenebilir ve şanlı ecdadımızın Avrupa’ya neler tanıttığını bir nebze olsun görebilirsiniz. Viyana’nın en ünlü cafehauslarından biri olan Cafe Griensteidl’in Müdürü Gabriele Haslauer “Burası ilk kez 1847 yılında bugün cumhurbaşkanlığı köşkü olarak kullanılan imparatorluk sarayı arkasında açılmış. 1897 yılında ise tekrar inşa edilerek bugünkü halini alarak birçok ünlü edebiyatçının da uğrak yeri olmuş”. Bir Viyanalı için cafehaus ne ifade ediyor? sorumuza “Viyanalıların sürekli uğradığı cafehauslar, kültürün ayrılmaz bir parçası şu anda. İnsanların gelip kahve içtikleri, arkadaşlarıyla buluştukları, iş görüşmelerini yaptıkları, sabahları kahvenin yanında gazetelerini de okudukları yani insanların günlük hayatında büyük yer kaplıyor” diye cevap veriyor. Viyana Üniversitesi Tarih Bölümü Yüksek lisans öğrencisi Alper Güner kahvenin tarihindeki önemini anlatırken “insanların büyük zulümlere maruz kaldığı monarşi dönemlerde bir araya geldiği, konuştuğu, fikir alışverişinde bulunduğu hatta ihtilali planladıkları bir mekân olmuş kafehauslar” ifadelerine yer veriyor. 563127 Anadolu Yakası'ndakiler dikkat! İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İSKİ), dün akşam saatlerinden itibaren beklenen kuvvetli yağış uyarısı dikkate alınarak, özellikle dere yataklarına yakın bölgelerdeki yerleşim yerlerinde ikamet eden İstanbullular'ın yağışın etkisi geçene kadar ikamet bölgelerinden ayrılmaları ve can emniyeti açısında alt katlardaki yerleşim bölgelerine girmemeleri gerektiğini bildirdi. İSKİ'den yapılan yazılı açıklamada, meteoroloji yetkililerinin dün akşam saatlerinden itibaren kuvvetli yağış uyarısında bulunduğu ve yağışın özellikle kentin Anadolu Yakası'nda etkili olacağını duyurduğu hatırlatıldı. Meteorolojik tahminler doğrultusundaki yağışlara karşı İstanbullular'ın gerekli tedbirleri almalarının can ve mal emniyeti açısından büyük önem arz ettiği vurgulanan açıklamada, ''Bilhassa dere yataklarına yakın bölgelerdeki yerleşim yerlerinde ikamet eden İstanbullular'ın yağışın etkisi geçene kadar ikamet bölgelerinden ayrılmaları, can emniyeti açısında alt katlardaki yerleşim bölgelerine girmemeleri gerekmektedir'' uyarısında bulunuldu. Açıklamada, yağışla birlikte İstanbul için risk oluşturan ve tedbir alınması öncelikli olan bölgeler, Beykoz Deresi (Tokatköy) Cendere ve Akbaba kolları, Riva Deresi Ali Bahadır kolu, Ümraniye Kemer Deresi Çırçır kolu, Çavuşbaşı Çengeldere, Karanlıkdere ve Baklacıdere, Şile Kabakozdere ve İmrendere, Sultanbeyli Uzundere, Paşaköy Ayazma kolu, Çamaşırcı deresi Fındıklı kolu olarak sıralandı. Risk önceliği olan bu bölgeler dışında bilhassa alt katlardaki yerleşim yerlerindeki vatandaşların şu taşkınlarına karşı dikkatli olmaları gerektiği belirtilen açıklamada, vatandaşların yetkililerin çalışma koşullarını kolaylaştırmak için gerekmedikçe trafiğe çıkmamalarının büyük önem arz ettiği kaydedildi. 562852 Sigara yasağı eğlence yerlerini bitirdi Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, sigara yasağının, kahve, lokanta, pastane ve eğlence yerlerini olumsuz etkilediğini belirterek, ''Yasak, kahve, lokanta, pastane ve eğlence yerlerini bitirdi. İşsiz kalan kahveciler ve çalışanların maaşları ve SGK primleri işsizlik sigortası fonundan karşılansın'' dedi. Palandöken, yaptığı yazılı açıklamada, ekonomik krizin henüz etkisini sürdürdüğü bir dönemde kapalı mekanlarda uygulanmaya başlayan sigara içme yasağının, yaklaşık 300 bin işyeri, yanlarında çalışan ocakçısı, garsonu, çırağı ile birlikte yaklaşık milyon çalışanı ilgilendirdiğine işaret etti. Palandöken şunları kaydetti: ''Ekonomik krizin etkisiyle zaten müşteri kaybeden kahveci, lokantacı, pastaneci ve eğlence yerleri, 19 Temmuz'da başlayan kapalı yerlerde sigara içme yasağı nedeniyle daha da zor günler yaşamaya başladı. Mevsimin müsaade etmesi nedeniyle kaldırımlarda, bahçelerinde müşterilerini ağırlayarak günü kurtarmaya çalışan kahveci, lokantacı gibi esnafımız havaların soğumaya başlamasıyla kara kara düşünmeye başladı.'' Çıkan yasayı pek çok yönden desteklediklerini belirten Palandöken, ''madem yasanın mecburiyetinden dolayı bu insanlar zor durumda, zaman işçi çıkarmadan devam etmek isteyenin başvurusuyla, yanında çalıştırdığı işçi maaşları ve SGK primlerinin işsizlik sigortası fonundan karşılanması gerekiyor'' dedi. 562968 Elazığlı atlet F.Bahçe'de! 17 yaşındaki Orak, yaptığı açıklamada, yıl önce başladığı sporda Türkiye ve Avrupa dereceleri olduğunu, son olarak da Ankara'da Ağustosta yapılan Balkan Şampiyonası'nda birinci olduğunu söyledi. Bir yıldır Fenerbahçe'nin antrenörü Aslan Koç ile görüşmeler yaptığını belirten Orak, ''Antrenörüm geçen sene 'daha erken' olduğu için beni vermedi. Ama bu sene tekrar hocamla görüşmeler neticesinde Fenerbahçe ile anlaştık. Fenerbahçeye gitiğim için çok mutluyum, isteğim yöndeydi'' dedi. Önümüzdeki Avrupa Şampiyonasında Fenerbahçe forması ile yarışacağını ifade eden Orak, ''İyi bir derece yapmaya çalışacağım. Elimden geleni yapacağım. Ülkem ve Fenerbahçe için iyi bir derece yaparak Türkiye'ye döneceğim inşallah'' diye konuştu. Genç sporcunun antrenörü Aslan Koç ise Fenerbahçe'nin geçen yıl Orak'a talip olduğunu, ancak erken olması nedeniyle vermediklerini söyledi. Bu yıl Fenerbahçe'nin Orak'ı tekrar istediğini anlatan Koç, ''Biz de bu yıl uygun gördük. Sözleşmemizi ve anlaşmamızı yaparak Orak'ı Fenerbahçe'nin renklerine bağladık'' dedi. Koç, Fenerbahçe'nin İspanya'da yapılacak Avrupa Kros Klüpler Şampiyonası'na iddialı hazırlandığını, bu kapsamda Anadolu'dan transferler yaptıklarını belirterek, ''Murat'ın da ülkesini ve Fenerbahçe'yi en iyi şekilde temsil edeceğine inanıyoruz. Murat, Türkiye şampiyonalarında Elazığ adına, kulüp yarışlarında ise Fenerbahçe adına koşacak'' dedi. 562637 Genelkurmay'dan Müslümanlara iftar yemeği Genelkurmay'dan Müslümanlara iftar yemeği Hollanda Ordusu Sosterberg kışlasında Müslüman subaylara iftar verdi. Albay Jacobs, Müslüman kökenli askerlerin orduya önemli katkılar yaptığını söyledi Hollanda Ordusu'nun Sosterberg kışlasında üst düzey komutanlara ve Msülüman subaylara verdiği iftar artık bir geleneğe dönüştü. Kışla Komutanı Albay Harold Jakobs, yaptığı konuşmada iftar programı yapmaktan son derece mutlu olduklarını dile getirdi. AMSTERDAM Hollanda Ordusu'nun geleneksel hale getirdiği iftar sofrası bu yıl başkent Amsterdam'a 50 km mesafede bulunan Sosterberg kışlasında gerçekleştirildi. İftara üst düzey komutanlar ile Müslüman subaylar, polis yetkilileri ve belediye görevlileri ile Hollanda'daki Müslüman toplum önderleri katıldı. Türk imam Raşit Uygun'un Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, ayetlerin Hollandaca tercümesi de sinevizyona yansıtıldı. Açılış konuşmasını yapan Kışla Komutanı Albay Harold Jacobs, Ramazan ayında iftar programını yapmaktan son derece memnun olduklarını söyledi. Jacobs, Müslüman kökenli askerlerin orduya önemli katkılar yaptığını dile getirdi. MÜSLÜMAN ASKERLER İSTİYORUZ Hollanda Genelkurmay Başkan Yardımcısı Freek Meulman ise farklılıkların Hollanda'ya zenginlik kattığını belirtti. Meulman, bu tür birlikteliklerin karşılıklı ön yargıların aşılmasında önemli olduğunu söyledi. Ordudaki imamları iftar sofrasında görmekten memnuniyet duyduğunu belirten General Meulman "Ordumuzda Müslüman kökenli askerlere ihtiyacımız var. Onların her türlü ibadetlerini yapmalarında hiçbir sakınca görmüyoruz." dedi. Meulman, iftar programlarının diğer kışlalarda da süreceğini söyledi.Programda üst düzey Müslüman subaylar da kendilerini tanıttı. Gazetecilerin sorularını cevaplayan Türk kökenli Savunma Bakanlığı Sözcüsü Sündüz Tavbatır, Hollanda'daki Müslüman askerlerin oruç ve namaz başta olmak üzere tüm ibadetlerini rahatlıkla yapabildiklerini söyledi. Hollanda Ordusunda görev yapan imam Suat Aydın, özellikle Müslüman askerlerin helal yiyecek yiyebilmesi ve kışlalarda cami ve mescitlerin açılması için çalıştıklarını aktardı. Askerlere moral verdiklerini belirten Aydın, orduda imamlara çok büyük ihtiyaç olduğunu sözlerine ekledi.Soesterberg kışlasındaki iftar programında davetlilere yemeğin ardından Türk tatlıları ve çay ikram edildi. 563086 'En az 10 bin öğretmen daha alınmalı' Eğitim-Bir-Sen Genel Sekteri Halil Etyemez, Milli Eğitim Bakanlığının bu yılki öğretmen alımında geçmiş yılların gerisinde kaldığını öne sürerek, ''Geçen yıllarda alınan öğretmen sayıları incelendiğinde, bu yıl en az 10 bin öğretmenin atamasının daha yapılması gerektiği görülmektedir'' dedi. Etyemez, yaptığı yazılı açıklamada, sendikalarının Stratejik Araştırmalar Merkezi'nce yapılan araştırmaya göre, bu yıl KPSS'ye giren öğretmen adayı sayısının 250 bine ulaştığını belirterek, bunlardan yüzde 15-20'sinin öğretmen olarak atandığını, geriye kalanının ya yeniden KPSS'ye hazırlandığını ya da dershanelerde düşük bir ücretle çalıştığını veya mesleği dışında işler yaptığını belirtti. Yıllar itibarıyla eğitim fakültelerinden mezun olan öğretmen aday sayısı artarken, Bakanlığın kadrolu atadığı öğretmen sayısının aynı oranda artmadığını ifade eden Etyemez, ''Bakanlığın bu yığılmayı önlemek için YÖK ve üniversitelerle alanlara göre öğretmen ihtiyaç çalışması yaparak, her yıl aldığı öğretmen sayısını artırması gerekmektedir'' değerlendirmesinde bulundu. Etyemez, 14 Eylülde yapılması planlanan atamalarla bu yıl alınan öğretmen sayısının 29 bin 642 olacağını ifade ederek, ''Bakanlık, bu yılki öğretmen alımında geçmiş yılların gerisinde kalmış bulunmaktadır. Geçen yıllarda alınan öğretmen sayıları incelendiğinde, bu yıl en az 10 bin öğretmenin atamasının daha yapılması gerektiği görülmektedir'' görüşünü savundu. 563314 Viduka dönüşte kararlı! Kariyeri boyunca Dinamo Zagreb, Celtic, Leeds United, Middlesbrough ve Newcastle United gibi takımlarda başarıyla top koşturan Avustralya Milli Takımı'nın eski kaptanı Mark Viduka, futbol kariyerini ülkesinde sürdürme kararı aldı. Avustralya futbolunun önde gelen futbolcularından milli takımın eski kaptanı 33 yaşındaki Mark Viduka futbol kariyerini ülkesi Avustralya'da sürdürecek. Konuyla ilgili olarak bir açıklama yapan Viduka'nın menajeri Steve Kutner, Viduka için Avrupa'dan birçok takımdan teklif aldıklarını ancak yıldız futbolcunun bu teklifleri reddettiğini ve kariyerini Avustralya'da sürdüreceğini söyledi. 14 yıldır Avrupa'nın önde gelen takımlarında başarıyla top koşturan Viduka için İngiltere Premier Lig ekiplerinden Portsmouth, Fulham ve West Ham United'ın transfer girişimlerinde bulunduğu bildiriliyordu. 563068 Üniversiteli gence 23 yıl hapis talebi Diyarbakır'daki izinsiz gösteride polise taşlı sopalı saldırıda bulunan grubun içerisinde yer aldığı gerekçesiyle yargılanan Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisi M.T. hakkında, ayrı suçtan toplam 23 yıla kadar hapis cezası istendi. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, savcı hazırladığı mütalaasını okuduktan sonra mahkeme heyetini sundu. Mütalaada, tutuklu sanık M.T'nin, Diyarbakır'da 18 Ekim 2008 tarihinde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a ceza evinde işkence yapıldığı iddiasıyla gerçekleştirilen izinsiz gösterilere katıldığı ve burada güvenlik güçlerine taşlı ve sopalı saldırıda bulunan grup içerisinde yer aldığı anlatıldı. Sanık M.T'nin, polisin yaptığı sıkı takip sonucu yakalandığı belirtilen mütalaada, sanığın TCK'nın ''Terör örgütüne üye olmamakla birlikte ve örgüt adına suç işlemek'' suçunu içeren 314/2. maddesi uyarınca 10, Terörle Mücadele Kanunu'nun ''Terör örgütünün propagandasını yapmak'' suçundan 5, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun 33/c maddesinde yer alan ''Dağılma sırasında silah veya araçlarla mukavemet etmek'' suçundan da yıl olmak üzere toplam 23 yıla kadar hapsi istendi. Mahkeme heyeti, verdiği kısa bir aranın ardından, dosyada, ''kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması'' nedeniyle sanık M.T ile diğer sanıklar İ.G, A.H, H.D, C.Ö ve Ö.N'nin tutukluluk halinin devamına karar verdi. 563147 'AB, saygınlığına zarar veriyor' Türkiye'nin AB süreci hakkındaki "Avrupa'da Türkiye: Kısır Döngüyü Kırmak" adlı raporu hazırlayan Bağımsız Türkiye Komisyonunun başkanı, Finlandiya'nın eski cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari, AB'nin Türkiye'nin Birliğe katılımı konusunda tereddütlü davranmasının kendi saygınlığına zarar verdiğini belirtti. Ahtisaari, ABD'nin saygın gazetelerinden New York Times'ın (NYT) internet sitesinde yayımlanan Stockholm mahreçli yorumunda, ''Avrupalı liderler sözlerini tutmamaya; pek çok söz verilerek 10 yıl önce başlayan, pek çok olumlu etki yaratan ve gelecek için büyük bir potansiyel taşıyan bir süreci durdurmaya devam ettikleri müddetçe onlara nasıl güvenilebilir?'' ifadesini kullandı. Ahtisaari, AB'nin Türkiye'nin Birliğe katılımı konusunda tereddütlü davranmasının kendi saygınlığına zarar verdiğini, iyi ve dürüst müzakereci imajını da tehlikeye attığını vurguladı. AB'ye katılma arzusunun, Türkiye'yi 2000-2005 yılları arasında olağanüstü reformlar yapmaya teşvik ettiğini belirten Ahtisaari, makalesinde tek tek bu reformları ve değişimleri sıraladı, Türkiye'nin bölgesel bir güç olarak uluslararası barışı koruma misyonlarına katkıda bulunduğunu ve 2004 yılında Kıbrıs sorununu çözmek için sürdürülen müzakerelere destek verdiğini anımsattı. Ancak 2005 yılından bu yana Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin önemli bir ivme kaybettiği görüşüne de yer veren Ahtisaari, bu kapsamda AB liderlerinin olumsuz açıklama ve hareketlerinin Türkiye'nin cesaretini kırmada önemli rol oynadığını, bu durumun Ankara'nın reform yapma isteğini zayıflattığını, onu gücendirdiğini, Türkiye'de AB üyeliğine verilen desteğin azalmaya devam ettiğini kaydetti. Yazısında, Kıbrıs sorununun çözümünün AB ve Türkiye için son derece önemli olduğunu ve her iki tarafın da sorunun çözümüne katkıda bulunabileceğini belirten Ahtisaari, sorunun çözümünün Türkiye'nin AB ile katılım müzakerelerine de yeni bir hayat vereceğini ifade etti. Türkiye ile AB arasındaki ilişkinin katılım müzakereleri yoluyla güçlendirilmesinin AB'nin enerji güvenliği çıkarlarına hizmet etme, ayrıca hem Orta Doğu'da hem de Güney Kafkaslar'da istikrarı destekleme yolunda önemli bir fırsat sunduğunu belirten Ahtisaari, Türkiye'ye Aralık 1999'da Helsinki'de diğer aday ülkelere uygulanan kriterlerle aynı temelde adaylık statüsü verildiğine, bu sözün tutulması gerektiğine, bunun sadece Türkiye'nin geleceği için değil AB'nin saygınlığı için de önemli olduğuna işaret etti. 562639 Ayet Hadis MUSTAFA İSLAMOĞLU En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler Ayet Hadis Başka her şeyden geçerek O'na tam gönül verin,O'na karşı gelmekten sakının, namazı hakkıyla ifa edin! (RUM 31) Bir zat Hz. Peygamber'e (a.s.): “İslâm'da hangi işler daha hayırlıdır?” diye sordu. (Hz. Peygamber cevaben), “Yemek yedirirsin ve tanıdığın, tanımadığın herkese selam verirsin” buyurdu. (Sahih-i Müslim) 562673 Tescilli Adana kebabı sevenlere Tescilli Adana kebabı sevenlere Adana kebabının tadını İstanbul'da bulamıyoruz diyenlere müjde. Beş nesildir Adana'da hizmet veren Kazancılar, Kalamış sahilde gerçek kebap yemek isteyenlere hizmet veriyor Mutfak **** Ambiyans ** Mekan ** Servis ***AYSEL YAŞA LEZZET DURAKLARI Adana kebabının orijinal lezzetini İstanbul'da tatmak oldukça zor. Çünkü çoğu mekân gerçek Adana kebabı yapıyoruz dese de Adana'da yapılanın tadını asla yakalayamıyor. Lezzet Durakları'nda bu hafta İstanbul'da gerçek Adana yemek isteyenler için açılan Kazancılar'a konuk oluyoruz. Kalamış'ta 2006'nın şubat ayında hizmet vermeye başlayan mekanın kökleri 1908 yılına, Adana'ya dayanıyor. 1908'de kurulduğundan beri, beş nesildir Adana'da nefis kebaplarıyla gurmelerin uğrak noktası olan Kazancılar, İstanbul şubesinde de oldukça iddialı. Söz konusu Adana olunca mönü de sadece et ve ızgaralardan oluşuyor. Mekânda yediğiniz her şeyin Adana'dakinden hiçbir farkı yok. Zaten etler, baharatlar ve şalgam suyu özel olarak Adana'dan getiriliyor. Yemekten evvel maydanoz, nane ve tereden oluşan yeşillik tabağı, lavaş, tulum peyniri, tereyağı, peynirli pide ve fındık lahmacun servis ediliyor; hepsi bu yöresel mutfağın olmazsa olmazı. Kebapçıların piri olarak anılan Kazancılar modern görüntüsü altında klasik Adana lezzeti ve getirdikleri bol garnitürleri ile göz dolduruyor. Mekânın kendine özgü kebap çeşitleri de bulunuyor. Usta kebap bunlardan biri. Adana kebabın terbiyelisi olarak bilinen usta kebabın içerisinde yeşil biber, sarımsak ve çeşitli baharatlar bulunuyor. Ankara'da da şubeleri bulunan mekânda Ramazan'a özgü mönüler oluşturulmuş. Ramazan mönüsünde pazı sarma, patlıcan dolma, içli köfte, Adana kebabı, dana rosto, tandır, tavuk baget, yaprak sarma çeşitleri bulunuyor. Mönüden tercih ettiğiniz üç çeşit et sırasıyla tabaklarınıza servis ediliyor. Adana Kebabı, bazılarına çok acı gelebiliyor. Bunu düşünen mekanın şefi müşterilerine kebabın acısına ve yağ oranına karar verme şansını tanıyor. Ama Adana kebap yiyeceğim deyip de az acılı tercih etmek ise hiç iyi olmaz, bizden söylemesi. İsteyenler için ikinci katında ocakbaşı imkanı da sağlayan Kazancılar'da porsiyonlar doyurucu, fiyatlar ise gayet makul. Güveçte pişirilen pastırmalı humusu, süzme yoğurttan cacığı ve isterseniz içine acı katabildiğiniz şalgam suyu ise mekanın vazgeçilmezlerinden. Kazancılar'ın aşçıbaşı Oktay Urun'dan acılı muhammara tarifi: paket etimek litre süt 300 gr albiber 200 gr biber salçası 400 gr ince çekilmiş ceviz diş sarımsak Zeytinyağı Tuz,isteğe göre baharat çeşitleri Hazırlanışı Yapılışı: İlk olarak etimekler bir tepsiye dizilir.Üzerine süt dökülür. Ekmekler sütü çekince ceviz de üzerine eklenir. Diğer taraftan al biber mikserde çekilir, suyu iyice sıkıldıktan sonra ekmeklerin üzerine ilave edilir. Daha sonra sırasıyla biber salçası, baharat ve zeytinyağı eklenir. Yumuşayan ekmeklerle beraber malzemeler iyice harmanlanır. Yarım saat dinlendirildikten sonra servis edilir. LEZZET REHBERİ… Adı: Tarihi Adana Kazancılar Kebapçısı Ne yenir: Adana kebap, patlıcanlı dolma, usta kebap, cacık Ne ödenir: Bir kişi için 45 TL Ne zaman gidilir: 09.00 01.00 Nerede: Kalamış Sahil Yolu, Münir Nurettin Cad. No: 52 Kadıköy İstanbul Tel: 216 336 05 05 562211 "Anadolu Yakası" Dikkat! Selin yaralarının sarılmaya çalışıldığı İstanbul'da yoğun yağış yeniden gündemde. Yağışların saat 22:00'den itibaren etkisini artırması bekleniyor. Yağışa karşı yetkililer de uyarıyor: "Özellikle dere yataklarına yakın yerlerde oturanlar yağışın etkisi geçinceye kadar evlerinden ayrılsın ve can emniyeti açısından da alt katlardaki yerleşim yerlerine girmesin." İstanbul'da son dört günde metrekareye 230 kilogram yağış düştü. Bu 50 kilogram olan Eylül ayı uzun yıllar ortalamasının buçuk katından bile fazla. Meteoroloji yetkilileri, İstanbul'da yağışların saat 22:00'den itibaren özellikle Bakırköy ve Silivri arasında etkili olacağını belirtti. Yağışlar, yarın (12.09.2009) ve Pazar günü özellikle Anadolu yakasında etkili olacak. Bu arada İSKİ de İstanbul için risk oluşturan ve tedbir alınması öncelikli bölgeleri açıkladı. Bu bölgeler şunlar: Beykoz deresi, cendere ve Akbaba kolları, Riva Deresi Ali Bahadır Kolu, Ümraniye Kemer dere çırçır kolu, Çavuşbaşı Çengeldere, Karanlıkdere, Baklacıdere, Şile Kabakozdere ve İmrendere, Sultanbeyli Uzundere, Paşaköy Ayazma Kolu ve Çamaşırncı Deresi Fındıklı kolu. 563125 İspanya'nın ruhu yok! İspanya’nın antrenörü Scariolo, en büyük eksiklerinin Türkiye’nin fazlaca sahip olduğu takım ruhunu yakalayamamaları olduğunu belirterek işlerinin zorluğunu vurguladı. Turnuva öncesi favoriler arasında gösterilen ama ilk turda beklenilenin çok uzağında kalan Boğalar’ın İtalyan çalıştıcısı Sergio Scariolo, HABERTÜRK’e verdiği özel demeçte Türkiye’nin yakaladığı takım ruhunu kendilerinin henüz bulamadığını söyledi. Ay Yıldızlılar’ın ilk turda sergilediği basketbolun standartların üzerinde olduğunu ifade eden Scariolo, “Oynadıkları basketbol beni gerçekten etkiledi. En çok zevk aldığım takım onlar. Üst üste karşılaşma iyi oynamaları istikrar kazandıklarını da gösteriyor. Turnuvanın en zor maçını oynayacağız” dedi. Başarılı hoca, en önemli artımız olarak kenardan gelen oyuncularımızın verdiği katkıyı göstererek, “Bu takımınızın hem diri kalmasını hem de herkesin mutlu olmasını sağlıyor” diye konuştu. -‘SAKAT’A GELDİLER- Lodz’a geldikleri gün yapacakları antrenmanı sadece oyuncunun sağlam olması nedeniyle iptal ettiklerini söyleyen İtalyan çalıştırıcı, “Tanjevic’in benim yerimde olmak isteyeceğini sanmıyorum. Rotasyon dengemiz sakatlıklar yüzünden dağılmış durumda” ifadesini kullandı 562867 SGK'da bildirim değişikliği SGK'da bildirim değişikliği 12 Eylül 2009 Cumartesi, 10:27 Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Ekim tarihinden geçerli olmak üzere, aylık prim hizmet belgesi ve sigortalı işe giriş bildirgelerinin kuruma bildirilmesi uygulamasını, işçi çalıştıranlar da dahil olmak üzere tüm işverenleri kapsayacak şekilde yeniden düzenledi. Konuya ilişkin AA muhabirine açıklama yapan SGK İzmir İl Müdür Yardımcısı Naci Şahin, mevcut uygulamada iki veya daha fazla işçi çalıştıranların aylık prim hizmet belgesi ve sigortalı işe giriş bildirgelerini elektronik ortamda kuruma verdiklerini, işçi çalıştıranların ise elden bildirimde bulunabildiklerini hatırlattı. Bu uygulamanın, Ekim tarihinden itibaren tüm işverenleri kapsayacak şekilde genişletildiğini anlatan Şahin, ''Bu tarihten itibaren işçi çalıştıranlar da bu belgeleri elektronik ortamdan bize vermek zorundalar. Bunun için de yapmaları gereken şey, kurumuza müracaat ederek bizden kullanıcı kodu ve şifre almaları'' dedi. Şahin, bu işlemin yapılması için işverenlerin önünde yaklaşık 20 günlük bir süre bulunduğunu ifade ederek, işverenlerin mağdur olmamaları için bu süre içerisinde kendilerine başvuruda bulunmalarını istedi. Tespitlerine göre İzmir'de yaklaşık bin 860 iş yerinden büyük çoğunluğunun şifre ve kullanıcı kodu aldığını belirten Şahin, bunların alınması için kuruma bizzat müracaat etmek gerektiğini, son güne bırakılması durumda kuyruklarla karşılaşılabileceğini kaydetti. İDARİ PARA CEZA UYGULAMASI Naci Şahin, uygulama kapsamında idari para cezasının da verilebileceğini belirterek, şöyle devam etti: ''Bu belgelere, elektronik ortamda verilme zorunluluğu getirildiği için, bize kağıt ortamında daha sonra verseler dahi biz onlara idari para cezası uygulayacağız. Bu idari para cezasının miktarı da aylık prim hizmet belgesi için asgari ücretin iki katı, bu da bin 386 lira yapıyor. Her bir sigortalı için de sigortalı işe giriş bildirgesinin elektronik ortamda verilmemesi halinde 693 lira ceza uygulayacağız.'' Mağduriyet yaşanmaması için duyuru yaptıklarını, meslek kuruluşlarıyla irtibata geçtiklerini söyleyen Şahin, ''Burada en çok mağdur olacak kesim küçük iş yerleri ve apartman yönetimi. Çünkü apartman yönetimi genelde kişi çalıştırıyor. Bu kişiler daha önce ya kağıt ortamında gelip kuruma bildiriyorlar ya da postayla gönderiyorlardı. Bu kişilerin duyması bizim için önemli'' diye konuştu. Şahin, işverenleri, Türkiye genelinde geçerli olan bu uygulamadan mağdur olmamaları için, zamanında başvuruda bulunmaya çağırdı. 562680 Verilere göre iyileşme başladı Verilere göre iyileşme başladı OECD'nin Temmuz ayı için açıkladığı Birleşik Öncü Göstergeler, birçok üye ülkede daha güçlü iyileşme sinyalleri verdi. Açıklamaya göre, iyileşmenin açık sinyalleri şu anda büyük yedi ekonomi Kanada, Fransa, Japonya, Almanya, İtalya, İngiltere ve ABD'nin tümünde, Çin, Hindistan ve Rusya'nın yanısıra, özellikle Fransa ve İtalya'da görünür biçimde bulunuyor. “İki dalga sırtı arasındaki çukur” konumunda yer alan Brezilya'da da işaretler, bir önceki Haziran'da yapılan değerlendirmeden daha cesaret verici noktada. Temmuz ayında Birleşik Öncü Göstergeler OECD alanında 1,5, ABD'de 1,6, Euro bölgesinde 1,9 arttı. Göstergeler Japonya'da 1,4, İngiltere'de 1,3, Kanada için 1,3, Fransa için 1,3, Almanya için 2,3, İtalya için ise 2,7 puan artış gösterdi. Çin için Birleşik Ekonomik Göstergeler 1,5 puan, Hindistan için 1,3 puan, Rusya için 1,3 puan, Brezilya için ise binde puan artış meydana geldi. 562809 Terörün bildik oyunu Evet; tahmin edildiği gibi demokratik açılıma derin güçlerin cevabı gecikmedi. Önceki gün erimizin şehit edilmesi, bir sonraki gün de mayınlı saldırı sonucu askerimizin şehit düşmesi, herkese 'biz bu filmi biliyoruz' dedirtti. Ardından Ergenekon soruşturmasına ve demokratik açılım sürecine şiddetle karşı çıkan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın hükümete seslenen açıklaması geldi. "Şehit cenazeleri var, demokratik açılımı derhal durdur. Bu ortamda demokratik açılım olmaz." şeklinde ifadeler kullanan Deniz Baykal'ın sözleri, yıllardır oynanan oyunun da şifrelerini taşıyordu. 1993 ve 2005 yıllarında başlatılan problemi çözme çabalarının da bu şekilde bertaraf edildiğini hatırlayın. Anlaşıldığı gibi bugün de krizi tırmandırabildikleri kadar tırmandıracaklar. Ortalığı karıştıracaklar, göz gözü görmeyecek. Doğal olarak bütün planlar, düşünceler rafa kaldırılacak ve her şey eskisi gibi yürü(tül)meye devam edecek. Hem Siirt ve Hakkari'deki saldırılarda, hem de Van'daki mayın patlamasında şehit olan askerlerimizle ilgili Başbakan'ın yaptığı açıklamalar dikkat çekici.    562712 PFDK'ya sevk edilen Ankaraspor şokta, Ankaragücü tedirgin Federasyon, Ankaraspor'a salı günü toplanacak olan disiplin kurulu toplantısına kadar satış yapılması konusunda bir anlamda izin vermiş oldu. Eğer bu tarihe kadar satış gerçekleştirilirse hem Ankaragücü cezadan kurtulacak hem de Ahmet Gökçek'in başkanlığı devam edecek. Ankaraspor direnir ve söylendiği gibi FIFA'ya giderse bu kez Federasyon iki takım arasında organik bağ olduğu iddiasıyla Ahmet Gökçek'in istifa etmesini isteyecek. Etmediği takdirde Ankaragücü de Ankaraspor gibi küme düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalacak, Federasyon'un, Ankaraspor'da satışın gerçekleşmemesi ve salı günü küme düşürülmesi durumunda Ankaragücü ve Ahmet Gökçek dosyasını rafa kaldıracağı öğrenildi. Başkan Ahmet Gökçek ve 15 yönetim kurulu üyesinin Ankaragücü'nden istifa ederek Ankaraspor'un küme düşürülmesini önleyecekleri, Ankaragücü'nün yeni bir kongre yaparak başkan seçeceği kulislerde konuşulmaya başlandı. Ankaraspor'da ise büyük şaşkınlık yaşanıyor. 5. haftada bugün deplasmanda oynayacağı Kayseri maçı için yola çıkmaya hazırlanan Başkent ekibinde, gelen haber sonrası eşyalar otobüsten indirilirken, futbolcular tesislere geri döndü. 562702 Ukraynalı gelin Leyna: Hayatımdaki güzellikler, ailemi de olumlu etkiliyor 30 yaşındaki Leyna, yıl önce Ukrayna'ya gelen işadamı Ali Kemal Pekkendir'le hayatını birleştirmiş. Evlendikten bir yıl sonra kendi isteğiyle Müslümanlığı seçen Pekkendir'in ilk işi Elana olan ismini Leyna olarak değiştirmek olmuş. Türk kültürünü kısa sürede benimseyen Leyna, Müslüman olduğunu Ramazan aylarında daha iyi hissettiğini söylüyor. Ramazanların çok farklı bir atmosferinin olduğunu belirten genç kadın, "Başlarda oruç tutmak bana çok zor ve farklı geliyordu. Ama Allah insana gerçekten yardım ediyor. Vücudumu alıştırmak için yıl içinde de zaman zaman oruç tutmaya çalışıyorum." diye konuşuyor. Yanında olduğu halde yiyeceğe el sürememenin insan ruhunu müthiş derecede etkilediğini ifade eden Leyna, orucun sadece aç kalmak olmadığını hatırlatıyor. Ailesinin, geçirdiği değişime inanamadığını dile getiren genç kadın şunları söylüyor: "Ukrayna'ya gittiğimde Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi Hürrem Sultan'a benzediğim yönünde espriler yapılıyor. 'Roksana gelmiş' diyorlar. Kıyafetlerim ve yaşantım nedeniyle kadar çok dikkat çekiyorum ki. Ama ne yakın aile çevremden ne de başkalarından olumsuz bir tepki gördüm. Aslında hayatımdaki olumlu değişim ve güzellikler onları da olumlu etkiliyor." ve yaşında iki kızı olduğunu anlatan Leyna, çocuklarını Müslüman ve Türk kültürüne göre yetiştirmekten büyük mutluluk duyduğunu aktarıyor. Düzgün ve doğru yaşandığında İslamiyet'in insan fıtratını çok iyi yansıttığını vurgulayan genç kadın, Ramazan'ın fırsat bilinerek iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyor. Ramazan ayının manevi dünyaya zenginlik katmasının yanı sıra aile ilişkilerine de olumlu etkisi olduğunu aktaran Leyna Pekkendir, ailecek iftar saatinde ezanın okunmasını beklemenin çok büyük bir keyif olduğunu dile getiriyor. Farklı bir kültürden biriyle evli olmasına rağmen hiçbir problem yaşamadığını söyleyen Ali Kemal Pekkendir ise kendi isteğiyle İslamiyet'i seçen eşinin çok kısa sürede Müslümanlığa adapte olduğunu belirtiyor. Türk mutfağının zenginliği nedeniyle yurtdışında büyük beğeni topladığını ifade eden Pekkendir, "Ben en azından yemek kültürü konusunda eşimle problem yaşayabileceğimizi düşünmüştüm. Ama bizim yemeklerimiz kadar zengin ki insanlar kolaylıkla uyum sağlayabiliyor." şeklinde konuşuyor. Türkler kadar sıcakkanlı başka bir millet olamaz Türk milletinin çok sıcakkanlı ve sevecen olduğunu söyleyen Leyna Pekkendir, Türkiye'ye gelin gelmekten dolayı çok mutlu olduğunu belirtiyor. Teyzesiyle yaşadığı bir anısını ise şu sözlerle paylaşıyor: "Ukrayna'dan gelen teyzemi gezdirirken yolumuzu kaybettim. Caddede telefonla konuşan bir beyden adresi sorduk. Telefonu kapatarak bize yardımcı oldu. Teyzem, 'Nasıl tanımadığı bir insan için görüşmesini bırakır?' diyerek büyük bir hayranlık duydu." 562753 Slovenya, Hırvatistan vetosunu kaldırıyor Slovenya Başbakanı Borut Pahor, Hırvat dengi Yadranka Kosor ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada, hükümetin, parlamento komisyonlarına "Hırvatistan'ın AB müzakere sürecinin önüne konulan engelleri kaldırmalarını" derhal önereceğini belirtti. Kosor da ülkesinin, AB müzakerelerinde kullanılacak belgelerin, sınır anlaşmazlığıyla ilgili nihai çözüme zarar vermeyeceğini taahhüt ettiğini söyledi. Hırvat Başbakanı, AB müzakerelerini sürdürme ve sınır görüşmelerine devam etme konusunda anlaştıklarını kaydetti. 2004'te AB'ye üye olan ilk eski Yugoslav ülkesi Slovenya, küçük bir toprak parçası ve karasularıyla ilgili anlaşmazlık yüzünden Hırvatistan'ın AB'ye üyelik müzakerelerini engelliyordu. İtalya ile Hırvatistan arasında sıkışıp kalan Slovenya, Adriyatik'in kuzeyindeki uluslararası sulara doğrudan giriş istiyor. 562749 'İç istişare süreci' başlatan Bakan'a MHP randevu vermedi "Ermenistan protokolü" ve "Kafkaslar'daki gelişmeler" konusunda bilgi vermek üzere TBMM'de grubu bulunan ve seçimlerde yüzde oy oranını geçen siyasî parti genel başkanlarından da randevu talep eden Bakan'ın ilk durağı TBMM oldu. Meclis Başkanı Şahin'i gelişmelerle ilgili bir saat bilgilendiren Davutoğlu, "Ermenistan ile haftalık protokol süreci başladı mı?'' sorusuna, "İstişare süreci açıklamayla birlikte başlamıştı. Ben de şimdi fiilen sayın Meclis Başkanı'mızla görüşerek bunu başlatmış oluyorum. İnşallah kamuoyumuzda tartışılacak. Zaten protokol metinleri kamuoyu tarafından bilindiği için konuda görüşü olan bütün siyasî partilerimize, kurumlarımıza, sivil toplum kuruluşlarımıza gerekli her türlü bilgilendirme çalışmalarını yapıyoruz." diye konuştu. Bakan, Azerbaycan-Ermenistan ateşkes hattında önceki gün Ermeni askerin ölümüyle sonuçlanan çatışmanın tekrar yaşanmamasını ümit ettiklerini de söyledi. Davutoğlu, önceki gün Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov'la telefon görüşmesi yaptığını aktararak, çatışma için, "Bu, bizi üzen bir gelişmedir." dedi. Davutoğlu, "Kafkasya'yı çatışmalardan, gerilimli halde olmaktan çıkarmaya kararlıyız.'' diye ekledi. Davutoğlu'nun randevu talebine MHP'den olumsuz cevap geldi. MHP'den yapılan yazılı açıklamada, "Dışişleri Bakanı'nın görüşme talebi ile ilgili olarak AKP hükümetinin bu konudaki görüşlerini Türk milleti ile paylaşması ve TBMM Genel Kurulu'nda ortaya koymasının daha yararlı olacağı düşünülmektedir." denildi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise Davutoğlu'na 15 Eylül'e randevu verdi. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk de Davutoğlu ile Ramazan Bayramı'ndan sonra görüşeceklerini söyledi. 562557 YÖK, psikolojik sorunları olan profesörlerin peşine düşecek Yeni yasama döneminde Meclis'te netleştirilecek yeni denetleme sistemiyle ilgili taslak, yetersiz görülen öğretim elemanlarına 'ders verdirmeme' gibi cezalar öngörüyor. Yeni sisteme göre kişilik Denetleme Kurulu'nun yapısı değiştirilecek ve üye sayısı artırılacak. Üniversiteler ve öğretim üyelerinin akademik denetimi, yetki verilecek dernek, vakıf, özel şirket ve uluslararası kuruluşlara açılacak. Üniversiteler bilimsel yayınlar, öğrencilere verilen dersler, öğretim üyelerinin bilimsel çalışmaları ve toplum yararına yapılan çalışmalar gibi konularda akademik denetimden geçirilecek. YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. İzzet Özgenç, üniversitelerin kalitesini artırmaya yönelik denetim mekanizmasına ihtiyaç olduğunu belirtirken, öğretim üyelerinin yeterliliğini ve bilimsel çalışmalarını gözlemleyecek bir sistem getirmek istediklerini kaydetti. Türkiye'de profesör olduktan sonra akademik faaliyetlerin gerilediğine dikkat çeken Özgenç, "Halbuki akademik anlamda merdivenin son basamağına gelindiği bir dönemde verimliliğin daha yüksek olması gerekir." dedi. Üniversitede 'psikolojik sorunu olan profesör ve akademik unvana sahip hocalar bulunduğunu' da anlatan Başkan Vekili, şu anda bunların ders vermesini engelleyecek bir yetkilerinin olmadığını sözlerine ekledi. 562504 Dere ıslah çalışmaları devlet vatandaş işbirliğiyle yapılmalı Başbakan Erdoğan, Üsküdar'daki evinden çıktıktan sonra cuma namazını kılmak üzere Sultanahmet Camii'ne geldi. Çıkışta gazetecilerin İstanbul'daki sele ilişkin sorularını cevaplayan Erdoğan, 30'dan fazla vatandaşın hayatını kaybettiği afetin siyasi malzeme olarak kullanılmasını eleştirdi. Erdoğan, şunları söyledi: "Burada altını çizerek bir şeyi söylemem lazım; bu felaket üzerinden siyaset yapmak çok çok yanlış." HER TÜRLÜ YIKIMI YAPABİLİRİZ "Biz size daireler yapmışız, metrekaresi uygun daireler veriyoruz. Şimdi bizler gerekirse buraları afet bölgesi ilan etmek suretiyle de Bakanlar Kurulu kararıyla buralarda her türlü yıkımı yapabiliriz. Burada yasanın bize verdiği yetkiler var.'' Başbakan, 'yıkımın nereleri kapsayacağına' ilişkin soruyu, "Bunun çalışmalarını belediyelerimiz, Bayındırlık Bakanlığı'mız, Çevre Bakanlığı'mız müşterek yürütüyor, ama gönlümüz şunu arzu ediyor; işi bu noktaya getirmeden bütün oralardaki yerleşim yapmış olan vatandaşlarımızla anlaşalım ve bunu bir diyalog içerisinde anlaşmak suretiyle bunları çözelim ve buraların da ıslahını, derelerin ıslahını gerçekleştirelim.'' diyerek cevapladı. Başbakan, bazı gazetelerin askerî alandaki bir göletin yarılarak taştığını, bunun neticesinde oluşan selin TIR'ları götürdüğünü öne sürdüğünü hatırlatarak, şunları söyledi: "O gölet bir defa böyle bir hasarı meydana getirecek bir gölet değil. Yarılma oldu doğru, ama yarılma olduktan sonra hemen karşısında doğal bir set var. doğal set orada olduğu sürece alıp da bu sürüklemeyi yapamaz. zaten hızını kesiyor. Şimdi buralarda dürüst olmak gerekiyor. Faturayı hemen askere kesmenin bir manası yok. Yani da yanlış bir şey.'' Gazetecilerin 'İstanbul'un afet bölgesi olarak ilan edilip edilmeyeceği' ile ilgili sorusu üzerine de şunları söyledi: "Afet bölgesi demek oradaki bütün yaşam koşullarını ortadan kaldırmak demek, artık orada yaşam olmayacak demektir. Bizim böyle bir şeyi ilan etmemizin bir anlamı yok. Ama 'İstanbul afet bölgesi ilan edilmelidir' diyor bir lider. Afet bölgesinin tanımının ne olduğundan haberi yok." 562754 Almanya'daki genel seçimler için Türkçe kitapçık Almanya'da milyon Türk'ün yaşadığını ifade eden merkezin Müdürü Thomas Krüger, genel seçimlerde 600 binden fazla Türk seçmenin oy kullanma hakkı bulunduğunu, bunun için karmaşık olan Alman seçim sistemini anlatan ve tüm bilgilerin toplandığı kitapçığın Türkçe olarak yayınlanmasının siyasî katılım için çok önemli olduğunu kaydetti. Kitapçığın ilk baskıda 60 bin adet hazırlandığını, ancak şimdiden tükendiğini belirten Krüger, 10 bin adet daha baskıya verdiklerini söyledi. Kitapçıkta, Türk kökenli futbolcu Mesut Özil'in de aralarında bulunduğu bazı kişiler, seçimlerde oy kullanılması çağrısında bulundu. 562814 Andy Warhol'un 10 tablosu çalındı Los Angeles polisinin yaptığı açıklamaya göre, çalınan tablolar arasında Chris Evert, Muhammed Ali, O.J. Simpson ve diğer bazı ünlü sporcuların tasvir edildiği yapıtlar bulunuyor. Hırsızlığın yapıldığı evin Richard Weisman'a ait olduğu ve çalınan tablolar arasında bu iş adamına ait bir portrenin de bulunduğu kaydedildi. 562310 Uçak ve otobüs biletleri hızla tükeniyor Yer sıkıntısı çekmemek ve yüksek fiyatla karşı karşıya kalmamak için bilet alımının son dakikaya bırakılmaması öneriliyor. Türkiye Otobüsçüler Federasyonu Genel Sekreteri Mevlüt İlgin, terminallerin seyahat edeceklerin biletlerini şimdiden gidiş-dönüş olarak almalarını önerdi. Onur Air Genel Müdürü Şahabettin Bolukçu da, bilet satış hızına bakarak, uçakların bayram için tamamen dolacağını gözlemlediklerini söyledi. Pegasus Havayolları Tarifeli Uçuşlar Satış Direktörü Güliz Öztürk ise, "Fiyat odaklı kampanyalarımız ile birçok kişinin çok önceden biletlerini aldıklarını görüyoruz" dedi. Arefe ve bayramda bilet fiyatlarının artabileceği bildirildi. 563560 Üzerine kamyon kasası devrildi Edinilen bilgiye göre Karasu -Kocaali yolunun Aşağı Aziziye Mahallesi 32 Evler Sapağı'nda Halit Açıkgöz (45) idaresindeki İl Özel İdaresi'ne ait kamyon Hamza Şimşek'in (51) kullandığı otomobilin üzerine devrildi. Kazada ağır yaralanan sürücü Şimşek, çevredeki vatandaşlar tarafından araçtan çıkartılarak Karasu Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Şimşek burada yapılan ilk müdahalenin ardından, Sakarya Yenikent Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. 563015 ABD İran'la önerileri görüşecek 'ın nükleer faaliyetleriyle ilgili görüşme önerisinin hayal kırıklığı yaratıcı olmasına rağmen doğrudan diyaloğa başlamak açısından bir şans sunduğunu söyledi. 'nin 'ın önerisi temelinde bir görüşme yapmayı istediği ancak nükleer konuları da gündeme getireceği belirtildi. Açıklama Dışişleri Bakanlığı sözcüsünden geldi. Sözcü, bunun 'ın kendileriyle ciddi şekilde temasa geçmeyi isteyip istemediğini görmelerini sağlayabileceğini söyledi. Başkanı Barack Obama'nın 'la diplomatik yakınlaşma kurup kurmayacağının bu görüşmeler sonucu belirleneceğini kaydetti. Yüksek Temsilcisi Javier Solana da 'ın Nükleer Başmüzakerecisi Said Celili ile görüşmeyi planladığını bildirdi. 'ın, çarşamba günü Güvenlik Konseyi üyesi ülke ve 'ya sunduğu öneri paketinin Washington'ı memnun etmediği açıklanmıştı. 562696 Ajanda Ajanda 12 EYLÜL PİYANİST HELFGOTT AYA İRİNİ'DE Dünyanın en önemli piyanistlerinden biri kabul edilen ve hayatı oscar ödüllü Shine isimli bir filme konu olan David Helfgott Aya İrini'de muhteşem bir konser verecek. Bilgi için: 0216 556 98 00 SARAYDAN KIZ KAÇIRMA Opera alanında dünyanın gelmiş geçmiş en büyük beş bestecisinden biri olarak kabul edilen Wolfgang Amadeus Mozart'ın Türkleri konu alan ünlü yapıtı 'Saraydan Kız Kaçırma' bu kez İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından Yıldız Sarayı'nda İstanbullu sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Bilgi için: 0216 556 98 00 13 EYLÜL ARSLAN'IN RETROSPEKTİF SERGİSİ 20. yüzyılın yetiştirdiği, dünyanın en istisnai sanatçılarından Yüksel Arslan'ın ilk retrospektif sergisi Eylül ayında Garanti Bankası ana sponsorluğunda santralistanbul'da ziyarete açılıyor. Yüksel Arslan'ın, dünyadaki ve Türkiye'deki koleksiyonlardan derlenen beş yüzün üstünde eseri 21 Mart tarihine kadar görülebilir. Bilgi iiçn: 212 311 78 09 14 EYLÜL GERİYE DÖNÜŞÜ OLMAYAN YOLCULUK Küratörlüğü Peter Cross ve Alice Sharp, koordinatörlüğü ise Denizhan Özer tarafından yapılan “Geriye Dönüşü Olmayan Yolculuk” sergisi, Akbank Sanat'ta. Serginin İstanbul ayağında Kiran Kaur Brar, Adam Chodzko, Melanie Manchot, Mike Nelson, Olaf Nicolai ve Zineb Sedira'nın eserleri sergilenecek. Bilgi için: 212 245 12 28 LÜKSEMBURGLU SANATÇILAR KADIKÖY'DE Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi Sanat Galerisi Türk ve Lüksemburg'lu sanatçılara ev sahipliği yapıyor. Çok farklı bakış açıları olan Türk sanatçılarına yedi Luksemburg'lu sanatçının katılımıyla kendine özgü çalışmalarını ortaya koydukları sergide, dışavurumcu fotograftan içsel harekete peysajdan, renkli resimelere kadar gözalıcı zıtlıklarla dolu eserler bulunuyor Luxartist sergisi 11 Ekim'e kadar gezilebilir. Bilgi için: 216 3862681 16 EYLÜL SARKİS'İN “SİTE”SİNE YOLCULUK Çağdaş sanat sahnesinin en önemli aktörlerinden Sarkis'in 50 yıllık sanatsal yaşamının tüm evrelerini içeren ve küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu'nun yaptığı “Site” isimli sergi, Garanti Bankası'nın sponsorluğunda İstanbul Modern Sanat Müzesi'nde gerçekleştirilecek. Sanatçının 1960'ların başında gerçekleştirdiği kâğıt üzerine guaj çalışmalarından başlayarak, 1970'li yıllarda ürettiği katran malzemeli karanlık enstalasyonlarıyla devam eden sergi 10 0cak tarihine kadar görülebilir. Bilgi için: 0212 334 73 31 17 EYLÜL Operation Room, Eylül-31 Ekim tarihleri arasında Peter Kogler'in projeksiyon ve video enstalasyonlarından oluşan sergisine ev sahipliği yapıyor. Serginin küratörlüğünü Ekrem Yalçındağ üstleniyor. Peter Kogler 2009'da Lizbon'daki Colecçao Berardo Müzesi'nde sergilediği ve ses tasarımını Franz Pomassl'ın yaptığı enstalâsyonunu, Operation Room için yeniden uyguluyor. Bilgi için: 0212 444 37 77 18 EYLÜL YALAN DÜNYA Galerist ana mekânlarının yanı sıra alternatif sergi mekânlarında sanatçını kişisel sergilerini sanatseverlerle buluşturuyor. Leyla Gediz 'noa noa' sergisiyle Galerist Tophane'de, Yeşim Akdeniz Graf'ın 'Yalan Dünya' sergisi Polonya Apt, Galatasaray'da ağırlanıyor. Haluk Akakçe'nin 'Reenkarnasyon' sergisi Galerist&Tabanlıoğlu'nda, Michael Craig-Martin'in 'İstanbul İstanbul' sergisi Galerist Galatasaray'da Bilgi İçin: 212 244 82 30 563051 DTP'li Tuğluk hakkında inceleme Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, "Demokratik süreç tıkanırsa, Kürtler ayrılmayı bile tartışmaya başlayabilir" diyen Demokratik Toplum Partisi () Diyarbakır milletvekili Aysel Tuğluk hakkında inceleme başlattı. Tuğluk'un dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke hazırlanacağı bildirildi. Edinilen bilgiye göre, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Eylül'de 'nin ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin Diyarbakır'da düzenlediği "onurlu bir barışa evet" mitingi öncesinde Sümer Park'ta kurulan "Barış Çadırı"nda gazetecilere "Demokratik Açılım" ile ilgili değerlendirmelerde bulunan 'li Tuğluk'un bazı gazetelerde yer alan ifadelerini incelemeye aldı. Savcılığın, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) "Terör örgütünün propagandasını yapmak" suçunu kapsayan 7/2. maddesi uyarınca, Tuğluk'un dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke hazırlayacağı kaydedildi. Hazırlanacak fezlekenin, Adalet Bakanlığı aracılığıyla TBMM Başkanlığı'na sunulacağı öğrenildi. Tuğluk'un "demokratik açılım sürecinin tıkanması halinde Kürtlerin ayrılmayı bile tartışmaya başlayabileceği" yönündeki ifadeleri gazetelerde yer almıştı. Tuğluk'un ayrıca, "Kürtler haklarının güvence altına alınmasını istiyor. sadece silahlı bir örgüt olarak değerlendirilmemeli. 'nın kitle gücü var. Akıllı devlet, Öcalan'ı sürece katar" dediği belirtilmişti. 563047 Meteorolojiden son uyarı... Meteorolojiden son uyarı...İstanbul’un Sarıyer ve Kilyos'ta şiddetli yağış var. Beykoz'da da yağış başladı. Kilyos'tan su baskını haberleri geliyor... Türkiye, batı bölgelerden başlamak üzere yeni bir yağışlı havanın etkisine girdi. gün önce sel felaketinin yaşandığı İstanbul'da bu gece ve yarın yağışın şiddetini artırması bekleniyor. Meteoroloji, bazı bölgelerde beklenen kuvvetli sağanak yağışa karşı yetkilileri ve vatandaşları uyardı. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan meteorolojik uyarıda şunlar kaydedildi: ''Marmara ve Akdeniz  bölgeleri başta olmak üzere, Batı Karadeniz, İç Anadolu'nun güney ve batısı (Eskişehir, Ankara, Çankırı, Konya, Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat, Nevşehir, Niğde, Karaman, Aksaray), İç Ege (Afyon, Uşak, Kütahya) ve Muğla ile sabahın ilk saatlerinde İzmir, Aydın, Manisa ve Denizli çevrelerinde kuvvetli sağanak yağış bekleniyor.'' Uyarıda, vatandaşların ve yetkililerin ani sel, su baskını, yıldırım düşmesi ve ulaşımda yaşanabilecek aksamalara karşı dikkatli olmaları istendi. Keşan, Şarköy ve İpsala ilçelerinde 13.30'a kadar şiddetli yağmur var Malkara, Keşan, Şarköy ve İpsala çevrelerinde  saat 13.30’a kadar kuvvetli yağış bekleniyor.          Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan meteorolojik  uyarıya göre, Malkara, Keşan, Şarköy ve İpsala çevrelerinde saat 13.30’a sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışın kuvvetli olmasının beklendiği bildirildi.          Vatandaşlardan ve ilgililerden sel, su baskını ve yıldırım olaylarına  karşı dikkatli ve tedbirli olmaları istendi. Çanakkale'de hastaneyi su bastı!.. 563145 Venezuela Rusya'dan füze alıyor Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, 300 km menzilli ve hedefini şaşmayan Rus füzelerinin yakında ülkeye geleceğini bildirdi. Chavez, Libya, Suriye, Cezayir, İran, Türkmenistan, Belarus, Rusya ve İspanya'yı kapsayan uzun gezisinin ardından döndüğü ülkesinin başkanlık sarayında yaptığı açıklamada, Rusya ile anlaşmalar imzaladıklarını ve yakında küçük füzeler geleceğini belirterek, bu füzelerin taarruz değil, savunma amaçlı olduğunun altını çizdi. "Bunlar savunma aracı, çünkü ülkemizi her türlü tehdide karşı savunacağız" diyen Chavez, hedefini şaşmayan bu füzelerin her kim olursa olsun saldırmak için kullanılmayacağını belirtti. Rusya'yı "stratejik müttefik" olarak gören Chavez, daha önce yaptığı açıklamada da, ülkesinin özellikle geçen temmuz ilişkileri dondurduğu Kolombiya ile sınırını koruma amaçlı, Moskova'dan BMP3, MPR ve T-72 tankları satın alacağını teyit etmişti. Rus basını da, Karakas'ın T-72 ve T-90 tankları ile helikopterler, zırhlı personel taşıyıcıları, denizaltılar ve füze kalkanı sistemleri satın almak istediğini yazmıştı. 563257 Bakan açıkladı: Garipoğlu yakalanmadı! Bakan açıkladı: Garipoğlu yakalanmadı! İSTANBUL İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Münevver Karabulut cinayetinin zanlısı olduğu iddiasıyla aranan Cem Garipoğlu'nun yakalandığı yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını söyledi. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın da, "Hayır! böyle bir şey yok, biz çemberin daraldığını söyledik." dedi. 'ÇEMBER İYİCE DARALDI' Ankara'dan İstanbul'a gelen İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Atatürk Havalimanı'nda gazetecilerin Cem Garipoğlu'nun yakalandığı iddiası ve sel ile ilgili sorularını cevapladı. Atalay, "Garipoğlu'nun Ermenistan'da yakalandığı bilgisi doğru değil. Zaten birkaç gün önce 'çember daralıyor' diye açıklama yapmıştık. Çember iyice daraldı. Kısa sürede umuyorum sonuca ulaşılacak." diye konuştu. Bugün Sarıyer Kilyos tarafından yoğun yağış olduğunu ifade eden Atalay, "Arkadaşlarımız her türlü tedbiri aldı. Yeni bir yağışa karşı ellerinden geleni yapıyorlar. Ben de bu konuları değerlendirmek üzere İstanbul'a geldim." dedi. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın da, Cem Garipoğlu'nun yakalandığı iddiasını yalanladı. Çapkın, "Hayır! böyle bir şey yok. Biz söyleyeceğimizi söyledik, çemberin daraldığını söyledik." ifadelerini kullandı. 563395 Ölüdeniz çamura büründü Muğla'nın Fethiye ilçesinde dün geceden bu yana devam eden yağışlar nedeniyle çok sayıda restoran ve oteli su bastı. Tüm yurtta etkili olan yağışlı hava dalgası Fethiye'de de etkili oldu. Gece boyunca devam eden yağışlar kentte hayatı olumsuz etkiledi. Özellikle turizm beldesi Ölüdeniz'de Belcekız Plajı çamur rengine büründü. Hisarönü mahallesinde sokaklardan çamur akarken, sel sularından turistler de nasibini aldı. Alışveriş için çarşıya çıkan turistler, çamura dönen sokaklarda yürürken güçlük çekti. Sel suları nedeniyle çok sayıda işyeri ve otelin giriş kısmı sular altında kaldı. İşyeri sahipleri ve çalışanları kovalarla suları boşaltırken, ortaya farklı görüntüler çıktı. Selden sonra ise işletmeler çamur yığınlarını temizlemekle uğraştı. SEL SULARIYLA RAFTİNG YAPTILAR Öte yandan Ölüdeniz beldesinde tatil yapan bazı turistler, beldede etkili olan ve bazı işletmelere zarar veren sel sularını eğlenceye dönüştürdü. Yollardan akan sel sularının üzerinde botla rafting yapmaya çalışan turistler renkli görüntüler oluşturdu. turist kızın bu eğlencesi civardaki turistler tarafından kameraya kaydedildi. Sel sularını eğlenceye dönüştüren kızlar, otellerini su basan işletme sahiplerini kısa süre de olsa güldürmeyi başardı. 563546 Boğalar'ı boğduk! HTSPOR.COM İlk maçında madalya iddiası olan Litvanya'yı deviren, ardından Bulgaristan karşısında şov yapan ve ev sahibi Polonya'ya da fark atarak Avrupa Şampiyonası'ndaki iddiasını kanıtlayan 12 Dev Adam, lider tamamladığı Grubu'nun ardından Grubu'nda da iddialı. Milliler, Hido'nun sakatlığı sebebiyle ağırlığını koyamadığı bu maçta son Dünya Şampiyonu İspanya'yı devirerek ne kadar iddialı olduğunu gösterdi. Takımdaki rotasyonu üst düzeyde uygulayan 12 Dev Adam'da takım oyunu ön plana çıkarken, savaşan ve inanan Ay Yıldızlı basketbolcularımız Avrupa Şampiyonası'nda madalyaya doğru emin bir adım daha attı. -ÇEYREK FİNALDEYİZ- Polonya'nın ev sahipliğinde süren organizasyonda, Grubu'nda ilk sırayı alan Slovenya, Sırbistan ve İspanya, Grubu'nun ilk takımı Türkiye, Polonya ve Litvanya ile Grubu'nu oluştururken, 12 Dev Adam, bu gruptaki ilk sınavında İspanya karşısında nefes kesen bir mücadele sonunda 63-60 ile sonuca giderek Grubu'nda ilk toplamda peş peşe 4. galibiyetini elde etti. 12 Dev Adam, bu sonuçla 4'te yaparak Avrupa Basketbol Şamiyonası'nda çeyrek finale yükselmeyi de garantiledi. TÜRKİYE: 63 İSPANYA: 60 Salon: Lodz Arena Hakemler: Shmuel Bachar (İsrail), Sreten Radoviç (Hırvatistan), Robert Lottermoser (Almanya) Türkiye: Kerem 11, Ömer Onan, Ersan 15, Hidayet 2, Ömer Aşık 13, Sinan 2, Semih 11, Ender 4, Oğuz 2, Engin İspanya: Rubio 3, Fernandez 16, Navarro 7, Reyes 8, Pau Gasol 16, Mumbru, Lopez, Marc Gasol 7, Garbajosa 3, Llull 1. Periyot: 20-22 Devre: 36-34 (Türkiye lehine) 3. Periyot: 49-48 -MAÇIN KIRILMA ANLARI- Turnuvanın en önemli favorisi olarak gösterilen son Dünya Şampiyonu İspanya'yı yenmeyi başaran (A) Milli Takım, avantajlı başladığı (F) Grubu'ndan çeyrek finale yükselme yolunda çok büyük bir adım attı. Karşılıklı basketlerle başlayan mücadelenin ilk bölümünde Rubio ve Fernandez'in sayılık basketleriyle etkili olan İspanya, (A) Milli Takım'ın kimi hücumları iyi değerlendirememesinden yararlanarak 4. dakikada sayılık farka ulaştı: 14-8. Kerem'in skora katkı yapmasıyla toparlanan, Ömer Aşık'ın pota altında kazandırdığı sayılarla üstünlüğü ele alan milliler, yakaladıkları 10-2'lik seriyle 9. dakikada 18-16 öne geçerken, ilk periyotu 22-20 İspanya üstün bitirdi. 2. çeyreğe dağınık başlayan ve özellikle savunma ribauntlarında sıkıntı yaşayan (A) Milli Takım, pota altında Marc Gasol'u durduramayınca, İspanya, 12. dakikada skoru 27-20 yaptı. Ardından savunmasını sertleştiren ve ribauntlarda daha mücadeleci bir oyun sergileyen milliler, İspanya'nın kolay sayı bulmasını önledi. Ender, Ömer Aşık, Hidayet ve Kerem ile basketler kazanarak skoru dengeleyen milli takım, Ersan'ın son saniye 3'lüğüyle de devreyi 36-34 galip kapattı. Ömer Aşık, ilk yarıda kaydettiği 13 sayıyla, (A) Milli Takım'ın en önemli itici gücü oldu. İkinci yarıya Kerem'in sayılık basketiyle başlamasının ardından bir süre bocalayan milli takım, özellikle Navarro'nın sayılarını bir türlü engelleyemedi. Ancak Ersan'ın skor yükünü üstlenmesiyle (A) Milli Takım, İspanya'nın kontrolü ele almasını önleyerek, son periyoda 49-48 önde girdi. Oldukça çekişmeli geçen 4. ve son periyotta son saniyeye dek iki takım da maçı koparmayı başaramadı. Son 12 saniyeye 61-60 Türkiye'nin üstünlüğünde girilirken, İspanya hücumunda Ömer Aşık'ın Lopez'i bloklamasının ardından İspanya'nın galibiyet düşleri suya düştü. Dönen topta yapılan faul sonrası Semih atışı da sayıya çevirerek maçın skorunu 63-60 olarak belirledi. Türkiye, 14 Eylül Pazartesi günü Sırbistan ve 16 Eylül Çarşamba günü Slovenya ile karşılaşacak. 563710 Alanya'da hortum korku saçtı: yaralı 'da hortum korku saçtı: yaralıTeoman ERİŞ- Özgür YILMAZ/ALANYA (Antalya), (DHA) 'nın İlçesi'ne bağlı Okurcalar Beldesi'nde akşam saatlerinde meydana gelen hortumda çoğunluğu Alman kişi yaralandı. Bir otelin çatısını uçuran, bölgedeki otel ve işyerlerinin camlarını patlatan, ağaçları devirip şezlongları savuran hortum, büyük maddi hasara neden oldu. Alanya ilçe merkezine 30 kilometre uzaklıktaki Okurcalar Beldesi'nin Karaburun Mevkii'nde saat 18.45 sıralarında deniz tarafından gelen hortum, sahil boyunca ilerledi. Beş yıldızlı Lycus Beach Otel'in önündeki şezlongları havaya kaldrırıp fırlatan hortum, otelin zemin katındaki büyük pencerelerdeki camları patlattı. Bu sırada camın hemen arkasında lobide oturan turistlerden 1'i çocuk kişi yaralandı. Hemen yan taraftaki yıldızlı Arıkan Oteli'nin çatısı uçtu ve Lycus Beach'in duvarına çarptı. Belde merkezine doğru yönlenen hortum işyerlerinin bulunduğu Okurcalar Çarşısı'nda da etkili oldu. Buradaki işyerlerinin camları kırıldı, motosikletler savruldu, turistler panik içinde kaçıştı. Tekrar sahile yönelen hortum bölgedeki diğer otellere de zarar verdi. Yanyana olan beş yıldızlı oteller Gardenya Resort, Safir Beach, Grand Paradise'nin de camlarını patlatan hortum, bahçelerindeki ağaçları da devirdikten sonra denize doğru gözden kayboldu. Çoğunluğu Alman tatilci olan yaralılar, Alanya'daki Özel Hayat Hastanesi'nde tedaviye alındı. Yaralıların hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtildi. Bölgeye yaralıları almaya gelen özel bir hastaneye ait 07 7266 plakalı ambulans da önündeki otomobile çarparak maddi hasarlı kaza yaptı. Okurcalar beldesi'nde hortumun neden olduğu tahribatın büyük olduğu belirtildi. 563327 Edremit'te korkulan yağmur yağmadı Meteoroloji'nin cuma akşamı ve cumartesi günü için etkili yağış uyarısı üzerine Edremit Körfezi'ndeki belediyeler, geceyi kırmızı alarmda geçirdi. Edremit Belediyesi yetkilileri, ilçedeki anons sisteminden yaptığı açıklamada, özellikle dere yataklarında evi bulunan vatandaşları uyardı. Cuma gecesi saat 21.30'dan sonra mecbur kalmadıkça arabayla yola çıkılmamasını isteyen yetkililer, sağanak başlaması halinde zemin katta oturanların da evlerinden çıkması gerektiğini belirtti. Ayrıca belediye tarafından kriz masası oluşturuldu ve acil kurtarma timleri kuruldu. Gün boyunca logarları ve dere yataklarını temizleyen belediye ekipleri, 24 saat teyakkuzda bekledi. Yetkililer, şiddetli yağmur yağmamasına rağmen tehlikenin tamamen geçmediğini bildirdi. Meteoroloji ise Edremit Körfezi'nde bugün öğle saatlerinden itibaren şiddetli yağış tahmininde bulundu. 563550 Bayern'den gol şov! Bayern'den gol şov! 12/09/09 18:34 Bundesliga'da ilk üç haftada puan alabilen Bayern Münih, Dortmund karşısında coştu. Kırmızı beyazlılar, rakibini deplasmanda 5-1 mağlup etti. Bayern'in gollerini 36. dakikada Gomez, 50. dakikada Sweinsteiger, 65. dakikada Ribery ve 78 ile 88. dakikalarda Müller'den geldi. Dortmund'un tek golünü 11. dakikada Hummels kaydetti. 562436 kardeş mayın kurbanı oldu Mayın ve patlayıcılar Güneydoğu'da hayatları karartmaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta mayına basan bir çobanın hayatını kaybettiği Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde dün yine acı vardı. Ailelerinin geçimini sağlamak için Tepecik Köyü kırsalında çobanlık yapan Mahsun Teğin (16) ve kardeşi Mazlum Teğin (13) yerde gördükleri bir bombayla oynayınca patlayıcı infilak etti. Mahsun Teğin olay yerinde hayatını kaybederken, Mazlum Teğin ağır yaralandı. Köylülerin haber vermesi üzerine bölgeye intikal eden ambulans helikopter, Mazlum'u Diyarbakır Devlet Hastanesi'ne kaldırdı. 562585 SARHOŞ ATLAR ZAMANI YÖN.: BAHMAN GHOBADİ OYNAYANLAR: AYOUB AHMADİ, ROJİN YOUNESSİ 24 13.30 562961 Konya'da deprem Konya'da 2.8 büyüklüğünde, çok hafif şiddette bir deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü'nün verilerine göre, saat 07.04'te merkez üssü, merkez Selçuklu ilçesi Sille Mahallesi olan 2.8 büyüklüğünde çok hafif şiddette deprem kaydedildi. Aynı bölgede, 10 Eylül Perşembe günü akşam saat 21.29'da 4.5 büyüklüğünde, dün sabaha karşı da saat 04.58'de 4.7 büyüklüğünde orta şiddette deprem olmuştu. Bu sabah kaydedilen artçı sarsıntı ile birlikte Konya'da ilk depremin kaydedildiği 10 Eylül akşamından bugüne kadar toplam 16 artçı sarsıntı meydana geldi. 4.5 VE 4.7 BÜYÜKLÜĞÜNDEKİ DEPREMLERDE 16 KONUT İLE LOJMAN HASAR GÖRDÜ Konya'da meydana gelen 4.5 ve 4.7 büyüklüklerindeki depremlerde 16 konut ile Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları (TCDD) Konya Gar Müdürlüğü'ne ait lojmanın hasar gördüğü bildirildi. Konya Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, 10 Eylül Perşembe günü saat 21.29'da meydana gelen ve merkez üssü Sille Mahallesi olan deprem ve devamında meydana gelen artçı sarsıntılardaki bina hasarlarını tespit etmek üzere çeşitli kamu kuruluşlarında çalışan 42 mimar ve inşaat mühendisinin görevlendirildiği belirtildi. Teknik elemanların incelemelerine göre merkez Karatay ilçesinde 8, merkez Meram ilçesinde 3, merkez Selçuklu ilçesinde de olmak üzere toplam 16 konutun ağır hasar gördüğü ifade edilen açıklamada, yine Meram ilçesindeki Konya Gar Müdürlüğüne ait lojmanın da orta hasarlı olduğunun belirlendiği kaydedildi. Açıklamada, hasar tespit komisyonunun çalışmalarının devam edeceği bildirildi. 562195 İSKİ'den İstanbul için kırmızı alarm İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İSKİ), bu akşam saatlerinden itibaren beklenen kuvvetli yağış uyarısı dikkate alınarak, özellikle dere yataklarına yakın bölgelerdeki yerleşim yerlerinde ikamet eden İstanbullular'ın yağışın etkisi geçene kadar ikamet bölgelerinden ayrılmaları ve can emniyeti açısında alt katlardaki yerleşim bölgelerine girmemeleri gerektiğini bildirdi. İSKİ'den yapılan yazılı açıklamada, meteoroloji yetkililerinin bu akşam saatlerinden itibaren kuvvetli yağış uyarısında bulunduğu ve yağışın özellikle kentin Anadolu Yakası'nda etkili olacağını duyurduğu hatırlatıldı. Meteorolojik tahminler doğrultusundaki yağışlara karşı İstanbullular'ın gerekli tedbirleri almalarının can ve mal emniyeti açısından büyük önem arz ettiği vurgulanan açıklamada, ''Bilhassa dere yataklarına yakın bölgelerdeki yerleşim yerlerinde ikamet eden İstanbullular'ın yağışın etkisi geçene kadar ikamet bölgelerinden ayrılmaları, can emniyeti açısında alt katlardaki yerleşim bölgelerine girmemeleri gerekmektedir'' uyarısında bulunuldu. Açıklamada, yağışla birlikte İstanbul için risk oluşturan ve tedbir alınması öncelikli olan bölgeler, Beykoz Deresi (Tokatköy) Cendere ve Akbaba kolları, Riva Deresi Ali Bahadır kolu, Ümraniye Kemer Deresi Çırçır kolu, Çavuşbaşı Çengeldere, Karanlıkdere ve Baklacıdere, Şile Kabakozdere ve İmrendere, Sultanbeyli Uzundere, Paşaköy Ayazma kolu, Çamaşırcı deresi Fındıklı kolu olarak sıralandı. Risk önceliği olan bu bölgeler dışında bilhassa alt katlardaki yerleşim yerlerindeki vatandaşların şu taşkınlarına karşı dikkatli olmaları gerektiği belirtilen açıklamada, vatandaşların yetkililerin çalışma koşullarını kolaylaştırmak için gerekmedikçe trafiğe çıkmamalarının büyük önem arz ettiği kaydedildi. 563479 Karzai oyların yüzde 54,3'ünü aldı Bağımsız Seçim Komisyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, Devlet Başkanı Hamid Karzai, sayılan oyların yüzde 54,3'ünü aldı. Karzai'nin en yakın rakibi Abdullah Abdullah ise yüzde 28,1'de kaldı. Seçim merkezlerinin yüzde 92,8'i için oy sayım işlemlerinin tamamlandığı bildirildi. 563450 Ankaraspor'a ret Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Tahkim Kurulu, Ankaraspor Kulübü'nün, 11.09.2009 tarihinden itibaren müsabakalara iştirak ettirilmemesine ilişkin TFF Yönetim Kurulu'nun aldığı tedbir kararının kaldırılmasına yönelik yaptığı başvuruyu reddetti. Federasyondan yapılan açıklamaya göre, başkan Adnan Türkkan'ın çağrısı üzerine olağanüstü toplanan kurulun aldığı arar şöyle: ''Ankaraspor A.Ş'nin, 'Ankaraspor A.Ş'nin 11.09.2009 tarihinden itibaren müsabakalara iştirak ettirilmemesi'ne ilişkin TFF Yönetim Kurulu'nun 06.09.2009 tarih ve 57 sayılı toplantısında alınan tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin talebi incelendi. Yapılan müzakere neticesinde, söz konusu tedbirin kaldırılmasını gerektiren koşulların bulunmadığı anlaşıldığından talebin reddine, üye Mehmet Doğan'ın karşı oyu ile oy çokluğu ile karar verildi.'' Bu karar sonrası Turkcell Süper Lig'de bu hafta yapılması gereken Kayserispor-Ankaraspor maçının oynanmaması kesinleşti. 563100 Chavez: Rus füzesi satın alacağız Chavez, Libya, Suriye, Cezayir, İran, Türkmenistan, Belarus, Rusya ve İspanya'yı kapsayan uzun gezisinin ardından döndüğü ülkesinin başkanlık sarayında yaptığı açıklamada, Rusya ile anlaşmalar imzaladıklarını ve yakında küçük füzeler geleceğini belirterek, bu füzelerin taarruz değil, savunma amaçlı olduğunun altını çizdi. "Bunlar savunma aracı, çünkü ülkemizi her türlü tehdide karşı savunacağız" diyen Chavez, hedefini şaşmayan bu füzelerin her kim olursa olsun saldırmak için kullanılmayacağını belirtti. Rusya'yı "stratejik müttefik" olarak gören Chavez, daha önce yaptığı açıklamada da, ülkesinin özellikle geçen temmuz ilişkileri dondurduğu Kolombiya ile sınırını koruma amaçlı, Moskova'dan BMP3, MPR ve T-72 tankları satın alacağını teyit etmişti. Rus basını da, Karakas'ın T-72 ve T-90 tankları ile helikopterler, zırhlı personel taşıyıcıları, denizaltılar ve füze kalkanı sistemleri satın almak istediğini yazmıştı. 563102 PKK ne yapmak istiyor? PKK Eylül’de, daha önce ilan etmiş olduğu “eylemsizlik kararı” nı, diğer bir deyişle “ateşkes” bayram sonrasına kadar uzattığını açıklamıştı. Ancak çok geçmeden Güneydoğu’dan peş peşe çatışma ve şehit haberleri gelmeye başladı. PKK ve örgüte yakın çevreler bütün bu olup bitenleri, TSK’nın bölgedeki operasyonlarının sürmesine bağlıyorlar. Hatta daha ileri gidip, operasyonların, hükümetin başlattığı Kürt açılımını sabote etmek amacıyla, yoğunlaştırılarak artırıldığını ilan ediyorlar. Bu türden açıklamaların pek inandırıcı olduğu söylenemez. Mesela bazı olayların bir “çatışma” dan çok “pusu” yu andırdığını söyleyebiliriz. Fakat bu ve benzeri “teknik” tartışmalara girmenin hiçbir gereği yok. Eğer PKK gerçekten açılımın başarısını arzu etseydi, onu sabote etmek isteyebilecek çevrelere elverişli zemin hazırlamaz, örneğin militanlarını, tıpkı 10 yıl önce Öcalan’ın yakalandığında olduğu gibi, ülke dışına çıkarırdı. Fakat çatışmaların durmasını samimiyetle isteyen birçok kişi ve çevrenin bu çağrısı PKK’yı yönetenler tarafından kesin bir dille reddedildi. Örneğin 10 yıl önceki çekilme talimatını vermiş olan Murat Karayılan bir daha böyle bir emri asla vermeyeceğini ilan etti. Hep tek taraflı yazılardan gına geldi,sürekli aynı hikaye,PKK silah bıraksın,DTP şunu yapsın,Kürtler böyle davransın v.s.v.s.Sanki kırımdan geçen,asimile ettirilen,17 bin kişiyi faili meçhule kayıp veren,1.5 milyon kişi göç ettirilen,köyleri yakılan,10 larca yıl hapis yatan Türklermiş gibi.Çokmu zor yani oparasyon yapmadan bir kaç ay durmak?Hikaye yazmayın operasyonlar durmadıkça şehitler devam eder,bunun olması içinde operasyonlar durmaz.Karşındakine insan gözüyle bakamıyorsunki sana inanalım,problem burda 562697 D'S Damat'tan liraya gömlek D'S Damat'tan liraya gömlek D'S Damat, şık olmak isteyen erkeklere sonbahar-kış 2009-2010 sezonunda birbirinden farklı model ve kalıp seçenekleri sunuyor. Her farklı vücut tipi ve giyim zevki göz önünde bulundurularak hazırlanan koleksiyonu görünümüyle farkını ortaya koyan D'S Damat erkeğini model, renk, kalıp zenginliğiyle besliyor. Koleksiyon siz moda tutkunlarını sürekli yenilenen yüzü, her keseye uygun fiyatları ve ürün zenginliğiyle geniş bir gardırop oluşturmaya davet ediyor. D'S Damat'ta sadece 14 Eylül'e kadar gerçekleşecek TL Gömlek kampanya fırsatını sakın kaçırmayın. 562939 Saray'da boşaltılan evleri su bastı Saray'da sel ve su taşkınlarına karşı oluşturulan ilçe kriz merkezindeki yetkililerden edinilen bilgiye göre, bölgede sabah saatlerinden itibaren başlayan kuvvetli yağış nedeniyle Galata deresi taşma seviyesine geldi. Galata deresi kıyısında yer alan ve su taşkınlarına karşı tedbir amaçlı boşaltılan bazı evleri de yoğun yağış nedeniyle su bastı. Saray'daki, kuvvetli yağışın zaman zaman etkisini kaybettiği, ancak kent merkezindeki bazı dar yollarda biriken su nedeniyle trafiğe çıkan araçların hareket etmekte zorlandığı bildirildi. Meteoroloji yetkilileri, Tekirdağ ve çevre ilçelerinde gün içinde kuvvetli yağış beklendiğini kaydetti. 562572 12 Eylül'ün bilançosu Darbeyle birlikte açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı, bin kişi için idam cezası istendi, 517 kişiye idam cezası verildi, 50 kişi asılarak idam edildi. 98 bin 404 kişi örgüt üyesi olmak suçundan yargılandı. Uzun yıllar devam eden davaların önemli bölümünde sonuç alınamadı. 388 bin kişiye pasaport verilmedi, 30 bin kişi de "sakıncalı" olduğu için işten atıldı. Toplam 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarılırken, darbe sonrası 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi. Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirirdi. Bunlardan 144 kişi kuşkulu biçimde ölü bulunurken 14 kişi açlık grevinde öldü, 16 kişi 'kaçarken' vuruldu, 95 kişi 'çatışmada' öldü, 73 kişiye 'doğal ölüm raporu' verildi, 43 kişinin de "intihar ettiği" bildirildi. Kültür-sanat ve eğitim alanında, 937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı. 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu. bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesinin işine son verildi. 47 hâkimin de işine son verilen darbe sonrasında gazetecilere toplam bin 315 yıl ay hapis cezası verildi. 31 gazeteci cezaevine girerken, 300 gazeteci saldırıya uğradı. Gazetecilerden üçü suikast sonucu öldürüldü. Gazeteler toplam 300 gün yayın yapamadı. 563061 Çağrı merkezlerindeki komik diyaloglar sahneye taşındı ÇABİT sanatsal faaliyetler sorumlusu Aydın Üstün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 12 tiyatro gönüllüsünden oluşan grubun, müşteri temsilcilerinin telefondaki komik diyaloglarından esinlenerek kendi yazdıkları ''Bir Çağrı Merkezi Hatırası'' adlı oyunu sahneleyeceklerini söyledi. Provaları Uğur Mumcu Kültür Merkezinde sürdürdükleri oyunun 13 Eylülde tiyatro severlerle buluşacağını ifade eden Üstün, şöyle devam etti: ''Bir süredir sürdürdüğümüz tiyatro çalışmalarımızla ses getireceğimize inanıyorum. Oyunun senaryosu tamamen gerçek diyaloglardan oluşuyor. Sadece tiyatro formatına uygun hale getirildi. En büyük avantajımız, oyunlarımızı kendi içimizde üretebiliyor olmamız. Ekipte hem güçlü bir yazı grubu hem oyuncu kadrosu hem prodüksiyon için kolektif bir çalışma mevcut. Bu da bizim için büyük avantaj olacak. İlk oyunumuzun ardından daha çok kişiye ulaşacağımıza ve ses getireceğimize inanıyorum.'' Oyunun yönetmen ve senaristliğini de yapan Üstün, çağrı merkezi çalışanlarının mesai saatleri içinde çeşitli insanlarla görüştüklerini belirterek, şöyle konuştu: ''Bunların içinde hem sinir bozucu olanları var hem de gülünç olanları. Bizim amacımız her kesimden insana yardımcı olarak sorunlarını çözmek. Grubumuzdaki çoğu kişi aktif olarak halen çağrı merkezinde çalışıyor. İşlerini, vardiyalarını bırakıp provalara geldiler. Oyunun ikinci ve üçüncüsünü de şimdiden yazmaya başladık.'' Üstün, oyunda geçen diyalogların ve isimlerin çoğunun birebir gerçek olaylardan alındığını da sözlerine ekledi. -OYUNDAN KOMİK DİYALOGLAR- ''Bir Çağrı Merkezi Hatırası'' adlı oyundaki ilginç çağrı merkezi diyaloglarının bazıları ise şöyle: ''-İyi günler, nasıl yardımcı olabilirim? Ben Emre. -Yahu benim kontörlerimi neden emiyorsunuz! -İyi günler. Ben Demet, nasıl yardımcı olabilirim? -Alo! Siz gerçek misiniz yoksa kaset mi? -Nasıl yardımcı olabilirim size? Adınız soyadınız nedir acaba? -Ben Nuri. Ya boşver unuttum ben neden aradığımı. Neyse sonra yine ararım ben. -Adınız soyadınız nedir acaba? -Zımbırt... Bilgilerinizi kontrol ediyorum Zımbırt Bey! -İyi geceler hanımefendi, nasıl yardımcı olabilirim? -Canım ben arkadaş arıyorum, ama bulamıyorum. -Anlıyorum. -Sesli yanıt sisteminde 5'i tuşlayarak yapabilirsiniz. -Peki sen benim için tuşlar mısın canım? -Buyurun sizi dinliyorum. -Arkadaşım ben telefona kontör yüklüyorum. Akşam yatıyorum, sabah kalkıyorum. Bir bakıyorum kontörlerim kaçmış, gitmiş. -Şimdi 'mouse'u ekranın sağ alt köşesinde bulunan saat ikonunun yanındaki bilgisayar resmine çift tıklayınız. -Saatin yanında benim herifin resmi var, bilgisayar resmi yok. -Şu anda masaüstünde ne var bana aktarabilir misiniz? -Kahva fincanı, su bardağı, saat, kocamın resmi... -Hanımefendi, 'masaüstü' demek bilgisayarın ekranı demek. -Şimdi... bey, masaüstünden bilgisayarıma çift tıklayınız -Ben buradan senin masanın üstündeki bilgisayara nasıl tıklayayım? -Şimdi açık olan tüm pencereleri kapatmanızı istiyorum. -Tamam hemen kapatıyorum -Alo... Orada mısınız? Alo... -Mutfaktaki pencereleri kapatmaya gitmiştim. 562432 Viyana'da ATİB'ten toplu iftar Türkiye'nin Viyana büyükelçisi Selim Yenel, iftara katılan Türk ve Avusturyalı konuklara hitaben yaptığı konuşmada, Viyana'da görev yaptığı dört yıl içinde birlikte çok güzel şeyler yaptıklarını anımsatarak, "yakında Ankara'ya dönmek üzere ayrılacağından dolayı bugün Viyana'da son iftar yemeğine katıldığı için buruk olduğunu" söyledi. Viyana'daki görevi sırasında Türk toplumunun, özellikle sivil toplum örgütlerinin yoğun çabalarıyla büyük ilerlemeler kaydettiğini ifade eden Büyükelçi Yenel, "Türk toplumunun Avusturya toplumuyla uyum içinde yaşadığını görmekten de sevinçli olduğunu" belirtti. Yenel, iftar yemeğinde Avusturyalı bakan, kent yöneticileri ve politikacıların kendilerini yalnız bırakmamış olmasının da "entegrasyon ve diyaloğun önemli bir kanıtı" olduğunu kaydederek, "Sizler muhataplarınızla her zaman aynı fikri paylaşmayabilirsiniz, hatta tartışabilirsiniz de ancak aranızdaki diyalog kapısını daima açık tutmalısınız. Sağlığın, iyiliğin ötesinde diyalog kapısını açık tutmanız çok önemlidir" dedi. Büyükelçi Selim Yenel, son kararnameyle Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığına atandığı için ekim ayı başında Viyana'dan ayrılarak Ankara'ya dönecek. "RAMAZAN PAYLAŞMAKTIR VE PAYLAŞMAK GÜZELDİR" ATİB merkezindeki iftar yemeğine katılmak üzere Ankara'dan gelen Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez de yaptığı konuşmada, "Ramazan'ın paylaşmak olduğunu, paylaşmanın da çok güzel bir duygu olduğunu" söyledi. Görmez, "Böyle güzel bir iftar sofrasında başka din ve kültürlerin temsilcileriyle birlikte aynı sofrayı paylaşmanın daha da anlamlı ve güzel olduğunu" belirterek, "Sadece parayı, sofrayı paylaşmak yeterli değil. En güzel paylaşmak, sofra ile birlikte, sevgiyi, saygıyı ve duyguyu paylaşmaktır. Bugün iftar soframızı, birlikte yaşadığımız Avusturyalı dostlarımızla paylaşıyoruz. Dostlarımıza da bizleri yalnız bırakmadıkları için teşekkür ediyorum" diye konuştu. Avusturya Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı Rudolf Hundstorfer de yaptığı kısa konuşmada, "Yan yana değil birlikte yaşamayı çok önemsediğimi sizlere göstermek için iftar davetinize büyük memnunlukla katıldım" diyerek, "Entegrasyonun tek yönlü bir yol olmadığını, karşılıklı sevgi ve saygıyla büyüyüp gelişeceğini" söyledi. Hundstorfer, konuşmasında Türk gençlerine de seslenerek, bakanlığının başlattığı ve finanse ettiği meslek kurslarına katılarak kendilerini geliştirmeleri çağrısında bulundu. Türkiye'nin Viyana Din Hizmetleri Müşaviri ve ATİB Genel Başkanı Mehmet Çetin de, ATİB'in yıllardır sürdürdüğü iftar yemeği geleneğini bu yıl da sürdürdüğünü belirterek, "Dostlukların gelişmesine, farklı din ve kültüre mensup insanların da birbirlerini daha iyi anlamasına vesile olan iftar sofrasının bundan sonraki yıllarda da devam edeceğini" bildirdi. Ramazan ayının anlam ve önemi hakkında özellikle Avusturyalı misafirlere bilgi veren Çetin, Türkiye'deki sel felaketi ve terör eylemleri sonucu hayatını yitirenlere rahmet ve yakınlarına sabır ve baş sağlığı dilediğini kaydetti. ATİB Genel Merkezinde verilen iftar yemeği ve topluca kılınan teravi namazının ardından çok sayıda konuk salonda kalarak Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr.Mehmet Görmez'in sohbetini dinledi. 562493 Dere yatağı değil, sanki çöplük! Büyük çaba ve masraflarla temizlenen dereler, sorumsuzca atılan atıklar sebebiyle çöp yığınına dönüşüyor. Bu durumun suyun akışını engelleyip su baskınlarına yol açıyor. İstanbul'da bir bölümünün ıslahı yapılan Tavukçu Deresi çöp yığınına dönen akarsulardan sadece biri. Derenin ıslah projesini hazırlayan ekipte yer alan harita mühendisi Hasan Basri Şahin, çalışma süresince derede temizlik çalışması yapan İSKİ yetkililerinin su akışını engelleyecek birçok atıkla karşılaştığını söylüyor. Katı atıkların akışı engelleyerek menfezlerin hasar görmesine sebep olduğuna dikkat çeken Şahin, derenin bu tip sebeplerden dolayı işlevselliğini yitirdiğini vurguluyor. Şahin, ıslah çalışmaları sırasında karşılaştıkları olumsuzlukları şöyle anlatıyor: "Tavukçu Deresi başta olmak üzere birçok derenin ıslah projesinde yer aldım. Proje süresince derelerde temizlik yapılıyor. Temizlik yetkilileri, sandık, lastik, çekyat, mobilya parçası gibi derenin hayatiyetini yitirmesine sebep olabilecek atıklarla karşılaştı. En çarpıcı acı gerçek de bilinçsiz davranan vatandaşların dereleri çöplük olarak kullanması. Aslında ne kadar ıslah yapılırsa yapılsın, vatandaş dereleri çöp alanı olarak kullandığı sürece sel felaketi önlenemez." ATIKLAR, SEL RİSKİNİ KAT ARTIRIYOR Dere yataklarına hiçbir şekilde en ufak bir atık atılmaması gerektiğini ifade eden Şahin, bu atıkların sel riskini en az kat artırdığının altını çiziyor. İstanbul'daki sel felaketinden sonra ilçesiyle ilgili açıklama yapan Esenler Belediye Başkanı Teyfik Göksu da vatandaşların büyük çaptaki katı atıklarını sokaklara bırakmasından şikâyet ediyor. Göksu, kanepe gibi büyük çöplerin dışarı atılmasının kanalizasyonları tıkadığına dikkat çekiyor. 562948 Turizmcinin umudu Ramazan Bayramı'nda! Mersin Turizm İşletmecileri Derneği (MERTİD) Başkanı Murat Demir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 321 kilometrelik sahil bandı, el değmemiş koyları ve tarihi dokularıyla turizm pastasından her geçen gün daha fazla pay almaya başlayan kentin sahillerinde yerli turistlerin yanı sıra yurt dışından gelenlerin sayısında da artış olduğunu söyledi. Söz konusu durumun bu sezon daha da hissedilir bir hal aldığını anlatan Demir, ''Ramazandan önce otellerimiz neredeyse tamamen doluydu. Erken rezervasyonların dışında kalan taleplere ne yazık ki olumsuz yanıt verir durumdaydık. Ancak, Ramazanla birlikte işler ciddi bir şekilde düşüş yaşadı ve yüzde 50'yi bulan bir iş kaybı yaşadık'' dedi. Ancak, bayrama günler kala yine erken rezervasyon talebiyle karşılaştıklarını ifade eden Demir, şöyle konuştu: ''Artık Mersin, tatilcilerin tercih ettiği bir mekan haline geldi. Öyle ki, bayrama 10 günden daha fazla bir zaman kalmasına rağmen, otellerimizin büyük bir kısmı, müşterilerine 'yer yok' demek zorunda kalıyor. Ama bu sorunu da önümüzdeki yıldan itibaren faaliyete geçecek olan yeni lüks otellerle aşacağımızı ümit ediyoruz.'' ''TATİL ROTANIZDA MERSİN'İ UNUTMAYIN''- İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Çalışkan da, Mersin'in her bir yanında turizm konusunda ciddi potansiyellerin hali hazır şekilde beklediğini belirtti. Kentin turizm konusunda her geçen gün daha iddialı bir konuma sahip olduğunu anlatan Çalışkan, bayram için tatile çıkmak isteyenlere ''Tatil rotanızda Mersin'i unutmayın'' önerisinde bulundu. Kenti tercih edecek turistlerin güneş, tarih ve kum keyfini bir arada yaşayabileceğine işaret eden Çalışkan, denetimlerini eksiksiz olarak sürdürerek, hizmet kalitesinde herhangi bir sorun yaşanmasını engellemeye çalıştıklarını kaydetti. 562185 Bakan Davutoğlu BBP'yi ziyaret edecek BBP Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada görüşmenin 16 Eylül Çarşamba günü saat 09.30'da parti genel merkezinde gerçekleşeceği kaydedildi. Görüşmede Bakan Davutoğlu'nun BBP lideri Topçu'ya son dönemde dış politikada yaşanan gelişmelerle ilgili bilgi vereceği belirtildi. 563504 Pakistan'da Taliban Operasyonu Pakistan'da ordu birliklerinin operasyonları hız kesmeden devam ediyor. Son operasyonlarda 27 militan öldürüldü. Pakistan ordusundan yapılan yazılı açıklamada, Hayber'de devam eden operasyonda 22 militanın öldürüldüğü, militanlara ait sığınağın da imha edildiği belirtildi. Militanlar, Afganistan'daki Amerikan askerlerine ikmal sağlayan araçlara sık sık Hayber Geçidinde saldırıyor. Yetkililer Svat vadisindeki operasyonlarda ise militanın öldürüldüğünü, 18 militanın yakalandığını bildirdi. Pakistan ordusu, önceki gün düzenlediği operasyonlarda ise aralarında Taliban sözcüsünün de olduğu beş üst düzey militanın yakalandığını duyurmuştu. 562604 ATIF KEÇECİ Kartal kazanmak zorunda Beşiktaş camiası, sahada bu mücadeleyi verecek futbolcu ve teknik kadro olarak tüm şartların eşit olduğu düşüncesi ile hareket etmeli. Milli maçlar dolayısıyla oluşan arada her iki takım da özellikle sakatlıkları olan futbolcularını iyileştirme ve eksiklerini giderme anlamında çalıştı. Bu yönde mutlaka kazançları olmuştur. Milli takımlarında forma şansı bulan futbolcu sayısı Galatasaray cephesinde daha fazlaydı. Gökhan Zan'ın sakatlığının defansın göbeğinde uzun süredir birlikte oynadığı Servet'i de etkileyebileceğini düşünüyorum. Bosna maçında Servet-Önder eşleşmesinin yarar getirmediğini görmemiz bu düşüncenin çıkış noktası. Yorgunluklarına karşı Baros ve Keita'nın kazandırdıkları gollerle takımlarını başarıya taşımaları kendilerine moral motivasyon olarak geri dönüyor. Siyah-Beyazlı tarafta ise Tello'nun uzun bir yolculuk sonrası aynen Elano gibi yorgunluk yaşaması kaçınılmaz. Sivok ve Holosko da maç yorgunudur; ama seyahat sürelerinin önemsizliği kendileri için bir avantaj. Rakip oyuncuların milli maçlardaki oyunda kalma süreleri kat fazla. Bu şartlarda Kartal kazanarak yarışta var olduğunu göstermek zorunda. Ali Sami Yen'de alınacak puan, gün sonraki Manchester United maçına güven taşıyacaktır. Her iki takımın savunmanın göbeğindeki sıkıntıları oyunun gidişatını ve sonucunu etkilemede ana unsur olabilir. Arda'nın ortada görev yapması halinde Baros ve Keita'nın koşu yollarına atacağı milimetrik paslar, adam ve alan paylaşımında başarısız görüntüler yaşayan Beşiktaş savunmasına sıkıntı yaşatabilir. "Rakip kalede benzer olaylar gelişebilir mi?" sorusunun cevabı ise Beşiktaş'ın orta sahasındaki oyun kuruculuk görevini üstlenecek futbolcunun performansına bağlı. Gol yollarında Nobre ve Bobo eksikliği önemli bir dezavantaj. Holosko'nun gezegenliği, yeni transfer Tabata ile sağlayacağı uyum özellikle kontrataklarda pozisyon bulunmasını sağlayabilir. Tabata ise hakkındaki yorumlardan ne kadar etkilen diğini performansı ile ortaya koyacak. Benzer durum Nihat için de geçerlidir. Milli maçlarda görev almaması sakatlığı açısından yarar sağladıysa bu takımı adına artı bir kazanç olacaktır. Şahsi düşüncem; Tabata ve Nihat'ın kendilerine duyulan güvenin sağlamasını yapmaları adına bugün bir fırsattır. Muhtemel kayıplar ise takımlarını bir açmaza sürüklemenin startı olur. Onun için tekraren ifade ediyorum; Kartal kazanmak zorunluluğundadır. 563287 Ceylanpınar'da kuduz karantinası Alınan bilgiye göre, bir süre önce Gaziantep Mahallesi'nde kişiyi ısıran köpek, belediye ekiplerince itlaf edildi. Hastaneye kaldırılan kişiler gerekli tedavilerin ardından taburcu edildi. İtlaf edilip leşi Adana Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü Laboratuvarına gönderilen köpeğin kuduz olduğu belirlendi. Bunun üzerine, İlçe Tarım Müdürlüğü, mahallede aylık karantina uygulaması başlattı. Ceylanpınar Belediyesi de bazı noktalara ''Mahalle sakinlerinin dikkatine, Gaziantep Mahallesi'nde kuduz vakasına rastlanmıştır. Önemle duyurulur'' şeklinde tabelalar asarak, vatandaşları uyardı. Yetkililer, köpeğin ısırdığı kişilerin taburcu edildikten sonra tedavilerinin evlerinde devam ettiğini ve sağlık durumlarının iyi olduğunu belirtti. İlçe Tarım Müdürlüğü ekiplerinin söz konusu mahallede evcil hayvanları aşılatacağı, belediye ekiplerinin de başıboş köpekleri itlaf edeceği kaydedildi. 563325 Yer çekimini yok eden cihaz ürettiler Amerikan uzay ajansı NASA'nın Pasadena'daki Jet Motorları Laboratuvarı'nda yapılan deneyde, süper iletken gradyan mıknatısıyla çalışan ve yer çekimsiz simülatör adı verilen cihazla havada farenin asılı tutulmasının, yer çekimsiz ortamda uzun süre kalan astronotların kemik kaybının tedavisinde yeni yöntemler sağlaması umuluyor. Araştırmanın başında yer alan Yuanming Liu, fareyi havada asılı tutarak, astronotların yer çekimsiz ortamda maruz kaldıkları koşulları yaratmak istediklerini ve astronotların uğradıkları kemik kaybının farelerde de oluşup oluşmadığını, böylece bu konuda daha fazla bilgi edinmeyi ve yeni tedavi yöntemleri bulmayı hedeflediklerini söyledi. Deneyin ikinci aşamasında, fiziki etkilerin sonuçlarını görmek üzere fareyi yer çekimsiz simülatörde bir hafta veya daha uzun süre tutacaklarını belirten Amerikalı bilim adamı, "İlk başta bilinci tamamen yerinde bir fareyi denek olarak kullandık ve bundan hoşlanmadı, dönüp durmaya başladı ve oryantasyonunu yitirdi" dedi. Deneyin ikinci aşamasında kullanılacak laboratuvar faresine veteriner tarafından sakinleştirici verilecek ve fare havada asılı dururken sakin olacak. Liu ve arkadaşlarının yayımlayacağı makaleye göre, sakinleştirici verilmemiş fareler bile birçok kez havada yer çekimsiz asılı tutulduklarında, özel kafeslerinin içinde normal davranmaya, yeyip içmeye başlıyorlar. 562631 gece camilerde ışıklar sönmeyecek gece camilerde ışıklar sönmeyecek Bin yıldan daha hayırlı olduğu bilinen Kadir Gecesi ülke genelinde bin 194 cami sabaha kadar ibadete açık olacak. İtikafa girmek isteyenler için ise Diyanet, ülke genelinde 758 camiyi adres gösterdi. ANKARA (A.A) Ramazan ayının son on gününe girdik. Peygamber Efendimiz bu mübarek zaman diliminde Kadir Gecesi'nin olduğu bildiriliyor. Edilen duaların son derece makbul olduğu bu 10 günlük sürede itikafa girmek isteyenler için Diyanet İşleri Başkanlığı, ülke genelinde 758 cami belirledi. Ayrıca Ramazan'ın 27. gününü 28. gününe bağlayan gece büyük coşkuyla kutlanan Kadir Gecesi de tüm camilerin sabaha kadar açık olacağı bildirildi. İTİKAF İÇİN CAMİLER BELİRLENDİ Kur'an-ı Kerim'in indirilmeye başlandığı gece olan Kadir Gecesi'nde vatandaşların rahatlıkla ibadet edebilmesi için yurt genelindeki bin 194 cami sabaha kadar açık olacak. İstanbul'da Sultan Ahmet, Eyüp Sultan, Fatih, Hırka-i Şerif, Süleymaniye, Beyazıt, Yıldız Hamidiye, Büyük Mecidiye, Sinan Paşa, Yuşa, Yakuplu Merkez, Bezm-i Alem Valide Sultan, Sümbül Efendi, Ayazma, Hoca Ali Rıza camilerinin aralarında bulunduğu 72 camide vatandaşlar sabaha kadar ibadet edebilecek. Kadir Gecesi'nde sabaha kadar açık olacak camilerden bazıları şunlar: Ankara'da Kocatepe ve Hacıbayram, İzmir'de Şadırvanaltı, Beşikçioğlu, Osmanpaşa, Edirne'de Selimiye, Bursa'da Ulu, Antalya'da Kuba, Adana'da Sabancı Merkez, Konya'da Hacıveyiszade, Ravzatunnur, Huzeyfe, Karaaliler, Kapu, Kayseri'de Abdülkadir Geylani, Diyarbakır'da Hacı Ömer, Samsun'da Akşemsettin, Trabzon'da Çarşı, Rize'de Yeni Orta, Elazığ'da İzzetpaşa, Şanlıurfa'da Mevlid-i Halil, Van'da Ulu camiler. Ramazanın son 10 günü itikafa (camiye kapanarak ibadet etmek) girmek isteyenler, yurt genelindeki 758 camiden yararlanabilecek. İstanbul'da Hz. Hamza, Çilehane, Merkez Kethüda, Pendik Sahil Cami, Ebubekir, Fatih Sultan Mehmet, Ankara'da Kocatepe, Etlik Hicret, Güzelevler, İzmir'de Kemal Paşa, Yağhaneler Süleymaniye'nin aralarında yer aldığı camilerde itikafa izin verilecek. Diyanet İşleri Başkanlığının, ramazan ayında gerçekleştirdiği din hizmetleri kapsamında, 31 bin 321 camide mukabele okunurken, 557 camide hatimle teravih namazı kılınıyor. 503 cami avlusunda iftar verilirken, 256 caminin minaresini mahyalar süslüyor. 562492 Kimseye acımayacağız, dere yatağında ne varsa yıkacağız Islah sürecinde acımasız olacaklarını belirten Topbaş, "Birilerinin belki biraz canı yanacak, ama kimse kusura bakmasın. Ayamama'daki hat üzerine dere yatağının istikametini işaretleyeceğiz, işgal eden ne varsa yıkıp geçeceğiz. İstimlak ve bodrum katlarının iptaline kadar bütün tedbirleri alacağız." dedi. Afet sonrası Başbakan Erdoğan ve bakanın katılımıyla yaptıkları kriz toplantısına da atıfta bulunan Topbaş, burada kısa, orta ve uzun vadede yapılacaklar konusunda karar aldıklarının altını çizdi. Topbaş, CHP lideri Baykal'ın TIR garajı ruhsatlarıyla ilgili suçlamalarına tepki gösterirken, garaja dönemin CHP'li Küçükçekmece Belediyesi'nin ruhsat verdiğine işaret etti. Dün Afet Koordinasyon Merkezi'nde basının karşısına geçen Belediye Başkanı, felaket sonrası suçlu aramanın doğru olmadığını söyledi. Topbaş, "İşin başında olan birisi olarak bizde de sorumluluk var, bizden önce de vardı, bizden sonra da olacaktır. Özeleştiri yapmak zorundayız." ifadesini kullandı. İstimlak çalışmalarında yargıdan destek isteyen Topbaş, önceki dönemlerde birçok kararın yargı yoluyla engellendiğini hatırlattı. Bu konuda Silivri'nin sular altında kalmasına sebep olan Bolluca De-resi örneğini verdi. Bolluca Deresi'nde ıslah çalışmaları yapmak için harekete geçtiklerini, ancak CHP'nin bu çalışmaları yargıya başvurarak durdurduğuna dikkat çeken Topbaş, "Bizim ıslah çalışmalarımız engellenmeseydi Silivri bunları yaşamayacaktı. Silivri, CHP'nin siyasi taleplerine kurban gitmiştir." iddiasında bulundu. Burada bilirkişilerin raporlarının incelenmesi gerektiğine dikkat çeken Topbaş, İSKİ'nin de bilirkişiye dava açacağını belirtti. Topbaş, TEM Otoyolu'nun yapıldığı 1985-1986 yıllarında vadinin getireceği yağmur sularını alacak menfezlerin dar yapıldığını ifade ederek, yaşanan olayda bunların yetersiz olduğunun görüldüğünü söyledi. Silivri'de CHP tarafından Yenimahalle'ye yaptırılan bin toplu konutun dere yatağına yapıldığını vurgulayan Topbaş, "CHP'li yetkililer siyaseti bir tarafa bırakıp konutların zemin durumunu bilim adamlarına inceletsin." şeklinde konuştu. Afette kendilerinin de sorumlulukları olduğunun bilincinde olduklarını belirten Topbaş, Çatalca ve Silivri'deki sel baskınlarından sonra İstanbul'da da selin aynı etkiyi meydana getirmesinin eksikliklerin göstergesi olduğunu dile getirdi. TIR parklarının olmaması gerektiğini, planlarında olmadığını dile getiren Topbaş, "İSKİ'nin verdiği değerlendirmelere göre 80 bin ton su barındıran göletin su topu gibi patlaması bu garajı tetikledi." dedi. Konuşmasında CHP'ye ve Deniz Baykal'a yüklenen Topbaş, Kentsel Dönüşüm Yasası'nın CHP tarafından manipüle edildiğini öne sürdü. Özellikle Kartal ve Sarıyer'de seçim döneminde halkın bu yasayla mağdur edileceği yönünde kamuoyu oluşturulduğunu vurgulayan Topbaş şöyle konuştu: "Bu ilçelerde belediye seçimlerini CHP'nin halkı yanlış bilgilendirmesi yüzünden kaybettik. Halka 'sizi evlerinizden atacaklar' denildi." AYAMAMA'DA İSTEYEN YARGIYA GİTSİN Konuşması sırasında sık sık ıslah çalışmalarında yargıdan yardım isteyen Kadir Topbaş, birçok projenin özellikle CHP'li belediyeler tarafından yargıya götürülerek yürütmesinin durdurulduğunu vurguladı. Yargı sürecinin çok uzun sürmesinden yakınan Topbaş, İstanbul'un 1/100 bin planlarının yapıldığına dikkat çekti. "Ayamama'da ne varsa yıkıp geçeceğiz, isteyen yargıya gitsin." diyen Topbaş, İstanbul'daki bütün dere yataklarının yeniden açılıp denize kavuşturulacağını söyledi. TIR garajının ruhsatını CHP'li belediye verdi Siyasilerin afeti ranta çevirme çabalarını ise üzüntüyle karşıladığını söyleyen Kadir Topbaş, "CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bizi arayıp 'Geçmiş olsun, ne yapabiliriz?' diyecekken maalesef durumu siyasi ranta çevirmekte mahir oldu." değerlendirmesinde bulundu. Baykal'ın selden etkilenen TIR garajında dile getirdiği 'Buranın ruhsatı var mıdır, varsa kim vermiştir?' sorularını cevaplayan İBB Başkanı Topbaş, "Buradaki Garajı'n ruhsatını dönemin CHP'li ilçe belediyesi Küçükçekmece vermiştir." dedi. Topbaş, Osmanlı TIR garajının Şubat 2008'de İBB yetkililerince mühürlendiği bilgisini verdi. 562616 İzmir sokak ve caddeleri de göle döndü Yağmur nedeniyle cadde ve sokaklar göle dönerken bazı ev ve işyerlerini su bastı. Belediye ekipleri, su baskınlarına karşı, gece boyunca çalıştı. Yurdun büyük bölümünde etkili olan sağanak yağmur, İzmir'de de etkisini gösterdi. Dün akşam saatlerinde başlayan ve gece boyunca zaman zaman etkisini arttırarak devam ettiren sağanak yağış nedeniyle, cadde ve sokaklar göle göldü. Bazı ev ve işyerlerinde su baskınları oldu. Caddelerdeki su birikintileri nedeniyle araç trafiği olumsuz etkilendi. Özellikle Mithatpaşa ve İnönü Caddeleri'nde faaliyet gösteren esnaflar, iş yerlerini su basmaması için yoğun çaba sarf etti. Konak ilçesi Mithatpaşa Caddesi, numara 911/A'da bulunan ve açılışının pazartesi günü yapılacağı belirtilen lokantanın sahibi İrfan Güntaç, işyerinin sular altında kalması nedeniyle yetkililere tepki gösterdi. Güntaç, "O kadar para harcadık. Pazartesi günü açılışımızı yapacaktık. Su baskınına uğradık. Ne yapacağımızı şaşırdım. Şimdi buraya ne gerekiyorsa yapılsın ama bu böyle olmaz, buradan yetkililere sesleniyorum. Bu böyle kesinlikle olmaz, bir çare bulsunlar." dedi. Karşıyaka ilçesi İmbatlı Mahallesi 1777/10 sokakta da, rögarların taşması sonucu zemin katta bulunan evlerin tuvaletlerine lağım suları doldu. Sokak sakinleri, her yağmurda aynı sıkıntıyla karşı karşıya kaldıklarını belirterek önlem alınmasını istedi. İzmir Emniyeti Trafik Denetim Şube Müdürlüğü yetkilileri, yağışlı hava nedeniyle gün içerisinde 38 maddi hasarlı, 13 de yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini bildirdi. İzmir Meteoroloji Bölge Müdürlüğü de, Kıyı Ege'de metrekareye 32, Ödemiş 19.6, Dikili 15.2., Seferihisar 27.4, Aliağa 14, Çeşme 7.2, Çiğli ve Karşıyaka'ya 21, Karabağlar ve Gaziemir'e de 30.4 kilogram yağış düştüğünü bildirdi. 563686 Ne konuştular? Ne konuştular? 12.09.2009 21:59Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İran'daki resmi temasları kapsamında İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad tarafından kabul edildi. Ahmet Davutoğlu, İran Dışişleri Bakanı Menuçehr Mutteki ile görüşmesinin ardından akşam saatlerinde İran Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Mahmud Ahmedinejad ile biraraya geldi. Ahmedinejad, Davutoğlu ile görüşmesinde, bölge ülkeleri arasındaki işbirliğinin yine bölge halkları için istikrar, huzur ve kalkınma anlamına geldiğini söyledi. Ahmedinejad, ''büyük ve zorba güçlerin zayıflamaya başladıkları bir süreçte'' bölge ülkeleri özellikle de İran ve Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesini ''zorunlu'' olarak değerlendirdi. Türkiye ve İran'ın birbirlerinin dostu ve kardeşi olduğunu vurgulayan Ahmedinejad, ''İran ve Türkiye'nin gelişmesi, iki ülke halkının, bölgenin ve dünyanın yararınadır'' dedi. Ahmedinejad, iki ülke arasında başta enerji olmak üzere tüm alanlardaki ilişkilerin daha da gelişmesi gerektiğini bildirdi. Davutoğlu da iki ülke arasındaki işbirliği potansiyelinin oldukça fazla olduğunu belirterek, ''İran ve Türkiye ilişkilerinin gelişmesi günümüz şartlarında zaruridir'' diye konuştu. Ahmedinejad'ı, yeniden cumhurbaşkanlığı görevine seçilmesinden dolayı kutlayan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yazılı mesajını da Ahmedinejad'a iletti. Bu arada Davutoğlu'nun, İran Meclis Başkanı Ali Laricani ile de görüştüğü öğrenildi. Davutoğlu'nun, yarın da İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri ve Nükleer Başmüzakereci Said Celili ve diğer yetkililerle biraraya gelmesi bekleniyor. 562621 Kutsal kitaplardaki iktisadi yaklaşımlar Kutsal kitaplardaki iktisadi yaklaşımlar Klark'ta bu gece İktisatçı Yazar Mustafa Özel ağırlanacak. Programda, istihdam, infak, faiz, borsa, kredi kartları, zenginlik, tüketim kültürü ve dolandırıcılık gibi konuların yanı sıra, edebiyat eserleri ve kutsal kitaplardaki iktisadi yaklaşımlara da değinilecek. Mustafa Özel, Klark izleyicileri için Birey, Burjuva Ve Zengin adlı kitabını imzalayacak. Murat Menteş ve Samed Karagöz'ün hazırlayıp sunduğu kültür sanat ve sohbet programı Klark'ta ayrıca ABD'de yaşayan evsizlere yönelik saldırılar da ele alınacak. TVNET 23.30 562184 Ankaraspor konusuna 'Yetkisizlik' kararı Kurul, bugün yaptığı toplantıda konuyu görüştü. Toplantıdan sonra yapılan açıklamada, şöyle denildi: ''Ankaraspor A.Ş. hakkında, TFF Statüsü'nün 18. ve 76. maddelerine ve Kulüp Tescil Talimatı'nın 17. maddesine aykırılığın, verilen süreye rağmen giderilmemesi nedeniyle talimatlara aykırılıktan dolayı verilen ''11 Eylül tarihinden itibaren müsabakalara iştirak ettirilmemeye yönelik tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin talebin incelenmesi hususunda'', idari tedbirin yönetim kurulu tarafından alınmış bir karar olması ve yönetim kurulu kararlarına karşı itiraz merciinin, TFF Statüsü'nün 62. maddesi ve Tahkim Kurulu Talimatı'nın 2. maddesi uyarınca Tahkim Kurulu olması sebebiyle, kurulumuzun yetkisizliğine karar verilmiştir.'' TFF Yönetim Kurulu, Ankaragücü Kulübü'nün, 30 Ağustos'taki olağanüstü genel kurulunda alınan kararlar sonucu Ankaraspor ile arasında ortaya çıkan ilişkinin sportif rekabeti engelleyici nitelikte olduğu kararına vararak, iki kulübe ihtarname göndermiş ve genel kurulda ortaya çıkan ihlale neden olan kararların gün içinde ortadan kaldırılmasını, Ankaraspor A.Ş. hisselerinin de sportif rekabeti engellemeyecek ve kamu vicdanını tatmin edecek şekilde üçüncü kişilere devredilmesini istemişti. Yönetim kurulu, bunlar yapılmadığı takdirde söz konusu kulüplerin PFDK'ya sevk edileceğini ve adil oyun düzeninin sağlanabilmesi için Ankaraspor'un, tedbiren maçlara alınmayacağını bildirmişti. 563343 Sağanak beklerken deniz keyfi başladı beklerken deniz keyfi başladıYaşar ANTER BODRUM, DHA İKİ gündür beklenen şiddetli nedeniyle uyarı anonsları yapılan 'nın İlçesi'nde açan güneş herkesi şaşkına çevirdi. Plajları dolduran yerli yabancı tatilciler bol bol güneşlenip denize girdi, su sporları yaptı. Turizmciler de hava sıcaklığının 30, deniz suyu sıcaklığının da 22 dereceyi aşması üzerine, iki gün önce kaldırdıkları şezlongları yerlerine koşdu. Bodrum'un Gümbet ve Kumbahçe sahilleri güneşlenen ve denize giren turistlerle doldu taştı. Birçok turist de üstsüz güneşlenmeyi tercih etti. Görüntüler temmuz ağustos aylarını aratmadı. Bodrum Otelciler ve Turistik İşletmeciler Derneği (BODER) Yönetim Kurulu Üyesi ve Dünyanın En Güzel Koyları Birliği'nin İkinci Başkanı Galip Gür, ``Bodrum'un havası insanı aldatır. Yağmur beklersiniz, güneş açar. Güneşli bir günde ağustosun tam ortasında sağanağa yakalandığınız olur. Bu kez de öyle oldu. Önemli olan turistlerin aşırı nedeniyle otellere kapalı kalmamasıydı'' dedi. 562679 İnşaatçı konut faizlerinin düşeceğine artık inanmıyor İnşaatçı konut faizlerinin düşeceğine artık inanmıyor Bankaların konut kredisi faizlerini yüzde 1'in altına düşürdüklerini açıklamalarına rağmen, bu inşaatçı kesimine pek de inandırıcı gelmedi. Faizlerin en fazla 1,05'lere geleceğini belirten GYODER Başkanı Tanes, 'Bunun kalıcılığı bile şüphelidir' dedi İSTANBUL (A.A) Konut piyasasında toparlanma işaretleriyle beraber bankalardaki konut faizini indirme savaşına tepki geldi. Sektör temsilcileri bu faizlerin inmesine inanmazken, uzun vadeli ömür de biçmedi. Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Turgay Tanes, konut kredisi faizlerinin 5-10 yıl vadelerde en fazla 1,05'lere, 0,99'lara gelmesinden daha öteye gitmesinin mümkün olmadığını savunarak, 'Kalıcılığı bile şüphelidir' dedi. Tanes, İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) tarafından düzenlenen 'İnşaat Sektöründe Ekonomik Gelişmeler 2010 İçin İlk İpuçları' konulu toplantıda, gayrimenkul sektörünün Türkiye ekonomisinin büyümesine olan katkısına işaret ederek, sektörün 2004-2007 yılları arasında çok büyük sıçrama yaptığını hatırlattı. İnşaatçı konut faizlerinin düşeceğine artık inanmıyor Bankaların konut kredisi faizlerini yüzde 1'in altına düşürdüklerini açıklamalarına rağmen, bu inşaatçı kesimine pek de inandırıcı gelmedi. Faizlerin en fazla 1,05'lere geleceğini belirten GYODER Başkanı Tanes, 'Bunun kalıcılığı bile şüphelidir' dedi İSTANBUL (A.A) Konut piyasasında toparlanma işaretleriyle beraber bankalardaki konut faizini indirme savaşına tepki geldi. Sektör temsilcileri bu faizlerin inmesine inanmazken, uzun vadeli ömür de biçmedi. Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Turgay Tanes, konut kredisi faizlerinin 5-10 yıl vadelerde en fazla 1,05'lere, 0,99'lara gelmesinden daha öteye gitmesinin mümkün olmadığını savunarak, 'Kalıcılığı bile şüphelidir' dedi. Tanes, İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) tarafından düzenlenen 'İnşaat Sektöründe Ekonomik Gelişmeler 2010 İçin İlk İpuçları' konulu toplantıda, gayrimenkul sektörünün Türkiye ekonomisinin büyümesine olan katkısına işaret ederek, sektörün 2004-2007 yılları arasında çok büyük sıçrama yaptığını hatırlattı. SIFIR SATIŞLAR YAŞANDI 2006 yılının mayıs ayında yaşanan döviz dalgalanmasıyla konut kredi faizlerinin yükseldiğini ve sektörün büyüme hızının yavaşladığını, daha sonra eksiye döndüğünü anlatan Tanes, GYODER üyelerinden aldıkları bilgiye göre, 'sıfır' satış yapılan dönemlerin yaşandığını söyledi. TOPLUM GAYRİMENKULCÜ Türkiye'de gayrimenkulü seven bir toplum yapısı bulunduğunu vurgulayan Tanes, bugün 2004 yılına benzer bir durum oluşmaya başladığını, ertelenmiş talebin bulunduğunu, faizlerin de günkü seviyelere yaklaştığını anlattı. Bu yılın nisan ayından bu yana ise bir hareketlenmenin başladığını dile getiren Tanes, ertelenmiş talep ve kredi faiz oranlarındaki gerilemeyle birlikte kıpırdanma yaşandığını ifade etti. Özellikle son yıldan bu yana arsa maliyetlerindeki artışa değinen Tanes, proje maliyetlerinin yüzde 50'sinin buradan kaynaklandığını, dolayısıyla orta kesime konut üretebilme imkanının azaldığını anlattı. Toplumun orta ve alt kesimini bu ekonomik faaliyet içerisine alabilmenin zor olduğunu belirten Tanes, dar gelirlilerin ihtiyaçlarına ise TOKİ'nin koşmaya çalıştığını söyledi. Fiyatlar bir anda yukarıya fırlayabilir Türkiye'de gayrimenkulde arz ve talebin birbiriyle örtüştüğü bir yapı bulunmadığına dikkati çeken Tanes, mevcut konut stokunun ise fiyatların bir anda yukarı gitmesini önleyebilecek bir emniyet sübabı olduğunu anlattı. Turgay Tanes, '2009 yılını eksiyle kapatsak da 2010'da ciddi ciddi bir toparlanma olacağını düşünüyoruz. Ancak şahsi kanaatim, denge 2012 yılında oluşabilecektir dedi. Patlamaya hazır olan yatırımcı potansiyeli var Aynı toplantıda konut kredisinde bankalar arasında 'en düşük faiz bende' yarışının kızıştığına dikkat çeken İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin, buna bağlı olarak bazı bölgelerde yüzde 100'e ulaşan konut talebindeki artışın sektörde patlamaya hazır yatırımcı potansiyelini teyit ettiğini vurguladı. Alkin konut projelerinin açıklanan teşviklerle birlikte doğuya kaydığını da kaydetti. 562935 'Parayı yatırmayan okula alınmıyor' Soyadlarının yazılmasını istemeyen AÜ öğrencileri Gamze E, Egemen A. ve Fadime A. AA muhabirine, AÜ'ye bağlı fakültelerin ilan panolarına, ''İlk defa kayıt yaptıracak enstitü, fakülte, yüksekokul ve meslek yüksek okulu öğrencilerinin katkı payı dışında Türkiye İş Bankası Akdeniz Üniversitesi Şubesi 6202-0551482 numaralı hesaba 50 TL dosya ve evrak bedeli yatırmaları gerekmektedir'' yazısının asıldığını ileri sürdüler. Öğrenciler, söz konusu duyurunun, üniversitenin internet sitesinde de yayınlandığını belirterek, 50 TL dosya ve evrak bedelinin yatırıldığına dair banka dekontu olmayan öğrencilerin fakültelerine dahi alınmadıklarını, üniversitede görevli memurlar tarafından dekontu getirmeyen öğrencilerin kayıtlarının geçersiz sayılacağının bildirildiği iddiasında bulundular. AÜ Öğrenci İşleri Daire Başkanı Serhan Yaylacı ise AA muhabirine, YÖK'ten gelen yazı doğrultusunda öğrencilerden, harç bedeli dışında hiçbir bedel alınamayacağını, öğrencilerden isteğe bağlı alınan paranın ise kayıtla ilişkilendirilemeyeceğini söyledi. Yaylacı, sözü edilen 50 TL'lik bedelin, üniversiteye yeni kayıt yaptıran öğrenciler için hazırlanan ve içinde AÜ logolu ürünler bulunan çantalar için olduğunu, bu alışverişin öğrencinin kayıt işlemleriyle ilgisi olmadığını savundu.  Öğrencilerin iddialarını dikkate aldıklarını ifade eden Yaylacı, ''Daire başkanlığımızca, anlatılanların dışında bir davranış varsa, muhatap olunan memurumuz ya da birimimiz hakkında işlem yapmaya hazırız'' dedi. Yaylacı, kayıtların geçtiğimiz hafta sona erdiğini, öğrencilerin disiplin kurallarını ihlal eden herhangi bir davranışta bulunmadıkları takdirde kayıtlarının geçersiz sayılamayacağını sözlerine ekledi. 563247 3. köprü güzergahını inceledi Başbakan Erdoğan'ı taşıyan Skorsky tipi polis helikopteri, saat 12.50'de Üsküdar Devlet Hastanesi helikopter pistinden havalandı. Erdoğan'a, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da eşlik ediyor. 562531 Sanal âlemin Don Juan'ı Sanal âlemin Don Juan'ı Yalçın BEL SABAH 12.09.2009 İnternette kendini mühendis olarak tanıtıp, kadınları evlenme vaadiyle kandıran Hakan Bilici yakalandı İnternet üzerinde çeşitli arkadaşlık sitelerine giren evli ve iki çocuk babası Hakan Bilici, babasını Antalya'da emekli hâkim, annesini emekli öğretmen, kız kardeşini Amerika'da biyolog, kendisini ise İsviçre'de yaşayan mühendis Tunahan Özdeğer adıyla tanıtarak buradan kadınlar ile sohbet etmeye başladı. Türkiye'ye uluslararası bir Amerikan firmasının Hadımköy'de yapacağı bir inşaatta görevli olarak geldiğini söyleyen Bilici, kendisine hedef olarak öğretmen, muhasebeci, işletmeci, işkadını ve tekstilci olan, yaşları 30-50 arasında değişen dul ve yalnız yaşayan kadınları seçti. Tanıştığı kişilerle evlenme teklifi yapan Bilici bu kişilerin kredi kartlarını ya da nakit paralarını alarak ortadan kayboldu. Hatta mide kanaması geçiren Bilici, ameliyatını özel bir hastanede yaptırıp masrafını bir kadına ödetti. 'ÖZLEYENLER' GRUP KURDU Bilici'nin bugüne kadar tanışıp evlenme vaadi ile binlerce liralarını aldığı kadınlar, Tunahan Özdeğer olarak tanıdıkları dolandırıcı için Facebook sitesinde bir grup kurdu. "Tunahan Özdeğer'i özlüyorum" isimli grupta dolandırılan kadınlar yaşadıklarını birbiriyle paylaşıp, psikolojik olarak birbirlerine destek oluyor. Bilici, dolandırdığı pazarlamacı G.G. (40) ile muhasebeci H.B.'nin (45) Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne şikâyette bulunmalarının ardından yakayı ele verdi. Bir otomobilde, üstünde sahte İsviçre kimlikleriyle ele geçirilen Bilici tutuklandı. 562352 Niğde'de trafik kazası: 12 yaralı Kayseri yönünden Niğde İstikametine seyir halindeki Ahmet Koca (41) yönetimindeki 01 HG 803 plakalı minibüs Göknur meyve suyu fabrikası önünde lastiğinin patlaması neticesinde takla attı. Kazada araç sürücüsü Ahmet Koca ile araç içerisinde bulunan aynı aileden Yeter Koca (34), Figen Koca(14), Seda Koca (16), Eda Koca (17), Ersin Koca (2), Eray Koca (17), Bayram Koca (85), Aynur Koca (37), Sibel Koca (8), Alper Koca (13) ve Alev Boz (17) yaralandı. Yaralılar ambulanslar ile Niğde Devlet Hastanesi Acil Servisine kaldırıldı. Kaza ile ilgili soruşturma devam ediyor. 562973 'Kumara değil at almaya gittim' 'Kumara değil at almaya gittim' 12.09.2009 10:27 MEHMET Ali Erbil, Türkçe dublajını yaptığı Çizmeli Kedi adlı animasyon filminin basın gösterimine eşi Tuğba Erbil ve oğlu Ali Sadi’yle ile katıldı. Bugüne kadar birçok hayvan karakterini beyaz perdede seslendirdiğini belirten Erbil, “Eşek oldum, balık oldum ama ilk kez kedi oldum” dedi. Geçtiğimiz günlerde eşi Tuğba Erbil’in “Mehmet Ali Yunanistan’a kumar oynamaya gitti” şeklindeki açıklamasının gerçeği yansıtmadığını belirten Erbil “İş için, Yunanistan’a at almaya gittim. Orada kumar oynamadım” dedi. Mehmet Ali Erbil, ‘Pazardan giyiniyor’ şeklinde çıkan bir yoruma sinirlenerek, “Onun anası pazara gitmedi mi sanki” dedi. 563156 Yuşçenko, Gül'e taziye mesajı gönderdi Ukrayna Cumhurbaşkanlığı'ndan dün akşam yapılan açıklamada, Yuşçenko'nun, Gül'e gönderdiği telgrafta can kaybı ve yıkımlardan dolayı duyduğu derin üzüntüsünü ilettiği bildirildi. Ukrayna liderinin gönderdiği telgrafta şu ifadeler yer aldı: "İstanbul ve Tekirdağ illerinde şiddetli yağmur ve sel nedeniyle zarar gören insanların ve tüm Türk halkının acısını paylaşıyoruz. Hayatını kaybedenlerin akraba ve yakınlarına ve Siz'e derin başsağlığı diliyorum." Gül'e çektiği telgrafta olaydan derin üzüntü duyduğunu dile getiren Yuşçenko Ukrayna'nın yardım elini uzatmaya hazır olduğunu ve arama kurtarma çalışmalarına katılabileceklerinin altını çizdi. Diğer yandan, Ukrayna Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, İstanbul'daki sel sırasında mahsur kalanlar arasında Ukraynalı şoförün bulunduğu bildirilmişti. Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosluğu'na dayanılarak yapılan açıklamada, tamamen sel suları altında kalan TIR'ların şoförlerinin kurtuldukları ve durumlarının iyi olduğu ve bir otelde misafir edildikleri ifade edildi. İstanbul'da yaşanan sel felaketi Ukrayna basınında da geniş yer aldı. Ukrayna'daki gazeteler özellikler selden etkilenen Ukraynalı TIR şoförleri hakkında haberlere yer verdi. Haberlerde böyle bir felakete neyin yol açmış olabileceği sorgulandı. 563107 Çağrı merkezi diyalogları güldürecek Yalova'da, çağrı merkezi sektöründe çalışan müşteri temsilcileri tarafından kurulan Çağrı Merkezi ve Bilişim Teknolojileri Çalışanları Derneğinin (ÇABİT) tiyatro grubu, mesai saatlerinde telefon başında yaşadıkları komik diyalogları, tiyatro sahnesine taşıyacak. ÇABİT sanatsal faaliyetler sorumlusu Aydın Üstün, yaptığı açıklamada, 12 tiyatro gönüllüsünden oluşan grubun, müşteri temsilcilerinin telefondaki komik diyaloglarından esinlenerek kendi yazdıkları ''Bir Çağrı Merkezi Hatırası'' adlı oyunu sahneleyeceklerini söyledi. Provaları Uğur Mumcu Kültür Merkezinde sürdürdükleri oyunun 13 Eylülde tiyatroseverlerle buluşacağını ifade eden Üstün, şöyle devam etti: ''Bir süredir sürdürdüğümüz tiyatro çalışmalarımızla ses getireceğimize inanıyorum. Oyunun senaryosu tamamen gerçek diyaloglardan oluşuyor. Sadece tiyatro formatına uygun hale getirildi. En büyük avantajımız, oyunlarımızı kendi içimizde üretebiliyor olmamız. Ekipte hem güçlü bir yazı grubu hem oyuncu kadrosu hem prodüksiyon için kolektif bir çalışma mevcut. Bu da bizim için büyük avantaj olacak. İlk oyunumuzun ardından daha çok kişiye ulaşacağımıza ve ses getireceğimize inanıyorum.'' Oyunun yönetmen ve senaristliğini de yapan Üstün, çağrı merkezi çalışanlarının mesai saatleri içinde çeşitli insanlarla görüştüklerini belirterek, şöyle konuştu: ''Bunların içinde hem sinir bozucu olanları var hem de gülünç olanları. Bizim amacımız her kesimden insana yardımcı olarak sorunlarını çözmek. Grubumuzdaki çoğu kişi aktif olarak halen çağrı merkezinde çalışıyor. İşlerini, vardiyalarını bırakıp provalara geldiler. Oyunun ikinci ve üçüncüsünü de şimdiden yazmaya başladık.'' Üstün, oyunda geçen diyalogların ve isimlerin çoğunun birebir gerçek olaylardan alındığını da sözlerine ekledi. OYUNDAN KOMİK DİYALOGLAR ''Bir Çağrı Merkezi Hatırası'' adlı oyundaki ilginç çağrı merkezi diyaloglarının bazıları ise şöyle: ''-İyi günler, nasıl yardımcı olabilirim? Ben Emre. -Yahu benim kontörlerimi neden emiyorsunuz! -İyi günler. Ben Demet, nasıl yardımcı olabilirim? -Alo! Siz gerçek misiniz yoksa kaset mi? -Nasıl yardımcı olabilirim size? Adınız soyadınız nedir acaba? -Ben Nuri. Ya boşver unuttum ben neden aradığımı. Neyse sonra yine ararım ben. -Adınız soyadınız nedir acaba? -Zımbırt... Bilgilerinizi kontrol ediyorum Zımbırt Bey! -İyi geceler hanımefendi, nasıl yardımcı olabilirim? -Canım ben arkadaş arıyorum, ama bulamıyorum. -Anlıyorum. -Sesli yanıt sisteminde 5'i tuşlayarak yapabilirsiniz. -Peki sen benim için tuşlar mısın canım? -Buyurun sizi dinliyorum. -Arkadaşım ben telefona kontör yüklüyorum. Akşam yatıyorum, sabah kalkıyorum. Bir bakıyorum kontörlerim kaçmış, gitmiş. -Şimdi 'mouse'u ekranın sağ alt köşesinde bulunan saat ikonunun yanındaki bilgisayar resmine çift tıklayınız. -Saatin yanında benim herifin resmi var, bilgisayar resmi yok. -Şu anda masaüstünde ne var bana aktarabilir misiniz? -Kahva fincanı, su bardağı, saat, kocamın resmi... -Hanımefendi, 'masaüstü' demek bilgisayarın ekranı demek. -Şimdi... bey, masaüstünden bilgisayarıma çift tıklayınız -Ben buradan senin masanın üstündeki bilgisayara nasıl tıklayayım? -Şimdi açık olan tüm pencereleri kapatmanızı istiyorum. -Tamam hemen kapatıyorum -Alo... Orada mısınız? Alo... -Mutfaktaki pencereleri kapatmaya gitmiştim. 562828 Urumçi'de şırıngalı saldırılar... 'de şırıngalı saldırılar...  ’in Uygur Özerk Bölgesi’nde şırıngalı saldırılar nedeniyle Uygur, 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırıldı. Çin’in resmi haber ajansı Şinhua’nın haberine göre, ’deki Halk Mahkemesi, 28 Ağustosta bir kadına şırıngayla iğne batıran 19 yaşındaki Yilipan Yilihamu’yu 15 yıl hapse mahkum etti. Yerel Çin televizyonu CCTV de, bu yıl üniversiteye başlayacak olan Yilipan’ın daha önce suç kaydı olmadığını, karara karşı üst mahkemeye başvuracağını duyurdu. CCTV, ayrıca 29 Ağustosta bir taksi şoförünü şırıngayla tehdit ederek 103 dolarını alan, daha sonra polise teslim olan 34 yaşındaki bir erkeğe 10, 22 yaşındaki bir kadına da yıl mahkumiyet verildiğini aktardı. Çin ulusal radyosu, hapis cezalarına çarptırılan kişinin de Uygur olduğunu belirtti. 563489 Eurovision'a Nazan Öncel gitsin Eurovision'a Nazan Öncel gitsin 12.09.2009 17:36Nazan Öncel'in Eurovision'da Türkiye'yi temsil etmesi için teklif aldığı yönündeki haberler sonrası Öncel'in yabancı hayranlarından internette açılan foruma destek geldi. Günaydın'ın haberine göre, Öncel'in Azeri bir hayranı, "Türkiye'de yeterince popüler. Azerbaycan'da hit olan şarkıları da var. İyi şanslar" derken, Amerikalı bir hayranı, "Müziğini Türkiye'deki bir MSN kullanıcısı aracılığıyla duydum ve çok sevdim. İyi seçim..." şeklinde yorum yazdı. Makedonyalı bir hayranı ise duygularını şöyle aktardı: "Çok popüler bir şarkı yazarı... Bence Türkiye için çok güzel bir şarkı yazar. Çok mutluyum." 562682 Altındaki kehanet gerçek mi oluyor? Altındaki kehanet gerçek mi oluyor? Stratejistlerin yaklaşık bir yıl önceki altın öngörüleri gerçekleşmek üzere... Bin doların üzerinde seyreden altın 1200-1300 dolara gözünü dikti. Önce bin 10, ardından da bin 30 dolar aşılırsa, bin 300 dolara kesin gözüyle bakılıyor MEHMET ALİ ERGÜN Buhran dönemlerinin yatırım aracı olarak bilinen altında ciddi bir yükseliş hareketi yaşanıyor. Altın fiyatlarındaki yükselişin fiziksel alımlardan ziyade future işlemlerden kaynaklandığını söyleyen uzmanlara göre, yükselen altın fiyatlarında spekülatörlerin büyük etkisi var. Bin 10-bin 30 dolar seviyelerinin altındaki yükseliş için önemli işaretler verebileceğini belirten uzmanlar, bu seviyelerin aşılması durumunda bin 200-bin 300'lerin rahat görülebileceğini tahmin ediyor. 1200 DOLARA KADAR ÇIKABİLİR Altındaki yükseliş hareketini uzun süredir takip ettiğini söyleyen Anadolu Yatırım Teknik Analisti Halil Rençber, bin 200 dolara kadar sürecek bir yükselişin kapısının aralandığını söylüyor. Bu yükselişin büyük ihtimalle kalıcı bir yükseliş olacağını belirten Rençber'e göre altındaki uzun vadeli yükseliş şu anki veriler ışığında yüzde 20'lik bir getiriye işaret ediyor. CUMHURİYET 380'İ GÖREBİLİR Türkiyeli altın yatırımcısının yakından takip ettiği Cumhuriyet altını ile ilgili de görüşlerini belirten Rençber'e göre Cumhuriyet altınında ilk olarak 350 lira seviyelerinin görülmesi sürpriz olmamalı. Bu seviyenin test edilmesinin ardından 380 liraya kadar bir yükseliş cumhuriyet altını açısından olanaklı görünüyor. SPEKÜLATİF YÜKSELİŞ Altındaki 1000 dolarlık yükseliş hareketini Yeni Şafak için yorumlayan Denizbank Altın Piyasaları Uzmanı Murat Dosay'a göre altının üç-dört gündür 1000 doların üzerinde kapanış gerçekleştirmesi önemli işaretler taşıyor. Altın fiyatlarının genelde bu seviyeyi gördükten sonra tekrar düşüşe geçtiğini anlatan Dosay, “üç gündür 1000 dolar seviyesinin üzerinde kapanış gerçekleştiriyoruz. Bu da yükseliş isteğinin güçlü olduğunun bir işareti. Fakat burada bu hareketin tamamen spekülatif alım-satımlardan kaynaklandığına dikkat çekmek gerekiyor” diyor. BİN 30 DOLAR DAHA ÖNEMLİ Teknik açıdan doların bin 10 dolar, ardından da bin 30 doları görebileceğini söyleyen Dosay'a göre dananın kuyruğu ise işte bu seviyelerde kopacak. Bin 30 dolar oldukça sağlam bir seviye. Buranın kırılması yükselişin devam edeceğinin bir işareti olarak yorumlanmalı. Bu yükseliş hareketinde altının bin 300 dolarlara kadar çıkabileceğini anlatan Dosay, şu noktalara dikkat çekiyor; “piyasa hareketlerine baktığımda yükselişe rağmen yatırımcı anlamında Türkiye'de altın talebinin olmadığını görüyorum. Altın fiyatlarında bin 500-2 binleri görürsek, altınla iş yapan kişiler, kuyumcular ciddi anlamda sıkıntıya düşebilir. Bu nedenle altında bu seviyelerin görülebileceğini sanmıyorum.” Yastık altı, baskı altı... Türk insanının altın yatırımları ile ilgili de konuşan Dosay, TL bazında küçük altının gramında geçen haftaya göre liralık bir artış yani yüzde 4'lük bir getiri olduğunu söyledi. Bu getirinin fena bir rakam olmadığını belirten Dosay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Altın fiyatlarının yükselişi, Türkiye'deki küçük altın ve cumhuriyet altını gibi enstrümanların fiyatını baskı altına alıyor. Çünkü yükselişi gören evindeki altını bozdurmaya gidiyor. Bu nedenle de altında çok yüksek fiyatlar görülemiyor. 562988 Dikkat; bel fıtığı, 'Düşük ayak'ı tetikliyor Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı ve aynı zamanda Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı öğretim üyesi Ramatoloji Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Ataman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her 100 kişiden yaklaşık 65-80'inin yaşamının herhangi bir döneminde bel ağrısı çektiğine işaret etti. Bel ağrılarının genellikle en az 1-2 hafta sürdüğünü belirten Ataman, bel ağrısından şikayet eden kişilerin yaklaşık yüzde 10'unda sorunun bel fıtığı ya da iltihaplı bel romatizmasından kaynaklandığını vurguladı. Ataman, haftayı aşan bel ağrısı sonrasında ağrının farklı bölgelere yaygınlık göstermesinin ciddiye alınması gerektiği uyarısında bulunarak, ''Kalça ve bacaklara doğru yayılım gösteren bel ağrısı, bel fıtığının belirtisidir. Yaygın ağrı ile birleşen bel fıtığı, sinirlere bası yapabilir. Bu ise sağlığa ciddi şekilde zarar verebilecek sorunlara yol açar'' diye konuştu. -''HAREKET YETENEĞİ BOZULUR''- Ataman, bel fıtığının çok büyük olup omurilik bölgesinde sinirlerin çıktığı yere bası yapması durumunda, hastada kuvvet kaybının görülebileceğini ve tıpta ''düşük ayak'' olarak tanımlanan sağlık problemine neden olabileceğini bildirdi. Ayağın bilekten yukarıya doğru kaldırılmasını kontrol etme yeteneğinin kaybolmasının ''düşük ayak'' olarak tanımlandığını belirten Ataman, şunları kaydetti: ''Bu durumdaki kişi, yürürken ayak parmaklarını yerden kaldıramadığından ayaklarını yerde sürüyerek yürür (Stepaj yürüyüşü). Düşük ayak, kişinin yürümesini yavaşlatır, bozar veya engeller ve düşmeye neden olabilir. Özellikle ayağın kaldırılmasının çok önemli olduğu merdiven çıkma, yokuş çıkma ve yumuşak yüzeylerde yürüme zorlukla yapılır. Bu engeller nedeniyle azalmış veya bozulmuş hareket yeteneği, kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilediği gibi, günlük aktiviteleri de sınırlar.'' -''HASTALIK DEĞİL, BULGUDUR''- Ataman, ''düşük ayağın'' bir hastalık değil bir bulgu olduğu için öncelikle mutlaka nedeninin ortaya konulması ve bu nedene yönelik tedavi belirlenmesi gerektiğini dile getirdi. Düşük ayak durumunun, bel fıtığının en önemli sonucu olabileceğini belirten Ataman, sinirlere bası sonucu oluşan bu durumun hastanın günlük yaşamını önemli ölçüde etkileyebileceğini ve birtakım önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı. Ataman, hastalığın tedavisinde en sık ayak bileği ortezleri veya desteklerinin (AFO) kullanıldığını belirterek, tedaviye ilişkin şu bilgileri verdi: ''AFO, genellikle plastik veya daha hafif malzemelerden yapılan ayak ve alt bacak kısmına giyilen ortezdir. Bu ortez, ayak bileğini 90 derecelik açıda destekler ve ayağın yere takılmasını engelleyerek yürümeye yardımcı olur. Yumuşak ayakkabılar, sandaletler veya arkası açık ayakkabılar ile AFO giyilemez. Düşük ayak, omurga kaynaklı patolojilere bağlı sinir yaralanması nedeniyle ortaya çıkmışsa, bası bölgesindeki neden cerrahi olarak ortadan kaldırılarak tedavi denenir.'' 562206 Daum 11'i kurmaya çalışıyor! Turkcell Süper Lig'de 13 Eylül Pazar günü deplasmanda Bursaspor ile karşılaşacak Fenerbahçe, hazırlıklarını sürdürdü. Teknik direktör Christoph Daum yönetiminde, Can Bartu Tesisleri'nde gerçekleştirilen antrenmanda, sarı-lacivertli ekip ısınmanın ardından çabukluk çalışmaları, sonra da taktik ağırlıklı maç yaptı. -ÖNDER AMELİYAT EDİLECEK- (A) Milli Futbol Takımı'ndan, sol el baş parmağındaki kırıkla dönen Önder'in, 14 Eylül Pazartesi günü ameliyat edileceği öğrenildi. Milli takımın bir antrenmanında elinin üzerine düştüğü için dün akşamki idmana parmağı sarılı çıkan ve kulüp doktorunun yaptığı kontrolden sonra hastanede filmi çekilen Önder, parmağında kırık tespit edilmesi nedeniyle antrenmanda yer almadı. Bu arada, Emre ve Deniz'in yanısıra, Brezilya Milli Takımı'ndan dönen Dos Santos, bugün takımdan ayrı koşu yaptılar. Taktik ağırlıklı maçta sakatlanan Semih ise çalışmayı son bölümde bıraktı. Semih'in sağ üst adalesini tutarak tesislere girdiği görüldü. -DAUM 11 DENEDİ- Teknik direktör Daum, bu akşamki antrenmanda Bursaspor maçı için 11 kişilik kadro denedi. Cezalı Emre'nin yerine orta alana Mehmet Topuz'u dahil eden Alman çalıştırıcı, takımdan ayrı çalışan Dos Santos'un yerine de sol kanatta Vederson'a şans verdi. Daum'un denediği 11, kalede Volkan Demirel, savunmada Gökhan, Lugano, Bilica, Roberto Carlos, orta alanda Kazım, Cristian, Mehmet Topuz, Vederson, Alex ve forvette Güiza'dan oluştu. -EMRE'YE DOĞUM GÜNÜ KUTLAMASI- (A) Milli Futbol Takımı'nın kampında, Eylül'de 29. yaşını kutlayan Emre'ye, antrenman öncesi kutlama yapıldı. Takım arkadaşlarının alkışlarla tebrik ettiği sarı-lacivertli futbolcuya, teknik direktör yardımcısı Roland Koch, doğum günlerinin klasiği haline gelen sembolik kupa hediye etti. Sarı-lacivertliler, Bursaspor maçının hazırlıklarını, yarın yapacağı antrenmanla tamamlayıp, Bursa'ya gidecek. 563530 18 sınır kapısı için 2010 tarihini verdi Bakan Yazıcı, gezi ve incelemelerde bulunmak üzere Gaziantep'e geldi. Gaziantep Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü'nü ziyaret eden Hayati Yazıcı, daha sonra Karkamış ilçesine geçerek buradaki sınır kapısını gezdi. Karkamış Sınır Kapısı'nın daha aktif hale getirilmesinin hükümetin gündeminde olduğunu dile getiren Yazıcı, bu kapının, diğer kapıların yapımının öncelikle gerçekleştirilmesi nedeniyle bugüne kadar yenilenemediğini ifade etti. Son olarak Kapıkule Sınır Kapısı'nı yap-işlet-devret modeliyle modern bir şekle getirerek hizmete sunduklarını belirten Yazıcı, "18 kara hudut kapımız var. İnşallah 2010 yılı sonuna kadar bütün kapılarımızı modernize etmek suretiyle yenileyeceğiz." dedi. Bu çerçevede Karkamış Sınır Kapısı'nın da program içinde yer aldığını anlatan Yazıcı, şöyle devam etti: "Karkamış Sınır Kapısı da bizim programımız içerisinde. İnşallah bu kapıyı da ticaret erbabımızın hizmetine sunacağız. Daha önce ben müsteşarımızı ve ilgili arkadaşları göndermiştim. Onlar şu 500-600 metre ilerideki bir arazide yapılabileceği şeklinde düşüncelerini ifade ettiler. Çünkü arazi daha önce gümrüğe tahsis edilmiş. Yalnız bir yapılaşma olmadığı için tekrar hazineye devredilmiş. Hazine de yeri Milli Savunma Bakanlığı'na açmış. Aramızda hazineyle yazışma oldu. Burada bitişikte bizim Devlet Demir Yolları'nın 800 dönüm bir yeri var. Kapıyı burada da inşa edebileceğimiz görüşü ortaya çıktı. Devlet Demir Yolları, yeri bize verebilecek durumda. Tabi hazineyle sorunu çözeceğiz. Dönünce değerlendireceğiz. Burası olursa çok kısa bir zamanda kapımızın inşasına başlayıp bitiririz. Ama diğer taraf olursa biraz uzayabilir. Çünkü orasının mayınlı mı değil mi diye bir şüpheli hali var. Her ne kadar mayının temizlendiği söylense de temizlendiğine ilişkin ortada herhangi bir evrak yok. Bu nedenle orada yeniden bir mayın temizleme operasyonu yapılması gerekir. Bu da bu süreci uzatabilir. İnşallah kısa bir sürede bunu çözeriz." Gaziantep Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü'ne bağlı Karkamış, Öncüpınar ve Akçakale kapılarının, sınır ticareti kapsamında olduğunu anımsatan Yazıcı, "Sınır ticareti ile ilgili çıkartılması gereken birtakım düzenlemeler var onları da hazırlayacağız. İnşallah kapı yapılınca sınır ticareti daha düzenli şekilde ve daha iyi olarak. Burada cereyan edecek. Buradaki kapının modernize edilmesi sadece Karkamış'taki vatandaşlarımıza faydalı olmakla kalmayıp bizim ticaret hacmimizi de büyütecek. Ülke ekonomisine katkı sağlanacak; bunu çok daha fazla önemsiyoruz." diye konuştu. Yazıcı, vatandaşların sorunlarını dinledikten ve ilçenin sıkıntılarının yazılı olduğu kağıdı aldıktan sonra Karkamış Kaymakamlığı'na geçti. Burada bir müddet kalan Yazıcı, daha sonra Karkamış Antik Kenti'nin bulunduğu bölgeye geçti. Bölgeye basın mensuplarının girişine izin verilmedi. 562599 ŞAHİN ALPAY Olayların ardında yatan gerçekler Evet, dere yataklarına inşaat izni verilmesinin, su taşma sınırlarının hesap edilmemesinin, sel risk planı bulunmayışının, bitki örtüsünün yok edilmesinin, toprağın asfalt ve betonla kaplanmasının, riskli bölgedeki yurttaşların tahliye edilmeyişinin, vs. vs. hepsinin bu faciada rolü var. Ama bugüne kadar belki hiç görülmemiş olan, birkaç ayda yağacak yağmurun birkaç saate sığmasının bundaki payı da görmezden gelinmemeli. Bunun temelinde de hiç kuşkusuz küresel ısınma kaynaklı iklim değişikliğinin fırtına, sel, kuraklık, yangın gibi doğal afetlere neden olması var. Türkiye'nin küresel ısınmaya katkısı giderek büyüyor. Yaşadığımız sel afeti, iklim değişikliğiyle mücadelede, dolayısıyla atmosfere karbondiyoksit salınımının azaltılmasında Türkiye'ye de bir sorumluluk düştüğünü hatırlatıyor. Aynı iki gün içinde Eruh Siirt ve Çukurca Hakkari'de asker PKK'yla çatışmada şehit düştü, Başkale Van'da PKK mayını askerin ölümüne, 7'sinin yaralanmasına yol açtı. Bu konuda söylenmesi gerekeni önce Malazgirtli şehit Yusuf Ulaş'ın babası Mehmet Ulaş söyledi: "Acımız çok büyük. Biz bu kanın bir an önce durmasını istiyoruz. Benim yüreğim yandı, başkasının yanmasın. Barış istiyoruz. Kürt açılımını herkesin desteklemesini bekliyoruz..." Sonra da Kastamonulu şehit Burak Kapucuoğlu'nun babası Metin Kapucuoğlu konuştu: "Bu açılımı destekliyorum... Oğlumu şehit edenlere değil, perde arkasındakilere beddua ediyorum. İki gün sonra bir şehit daha gelecek. Gelmesin, olmasın artık..." Akan kandan oy üretmek isteyen siyasiler bu feryatları duymamazlık edemez. Geçen salı günü Maliye'nin Doğan Yayın Holding'e (DYH) geçen Şubat ayındaki 826 milyonluk vergi cezasından sonra, bu defa da milyar 755 milyon liralık rekor ceza kestiği açıklandı. DYH, cezanın kanuna aykırı olduğunu ileri sürüyor. Aydın Doğan'ın sahibi olduğu gazetelerin aniden vergi uzmanı kesilen çoğu köşe yazarı da bir ağızdan bu cezanın Türkiye'de basın özgürlüğüne büyük bir saldırı; Türkiye'nin Rusya'ya, Erdoğan'ın Putin'e benzemekte oluşunun yeni bir delili olduğunu iddia ediyorlar. Maliye ise cezanın yasa gereği olduğunda ısrarlı. Peki, gerçek nerede? Kamuoyunda rekor cezanın Başbakan Tayyip Erdoğan ile DYH'nin sahibi Aydın Doğan arasında bir süredir devam eden kavganın bir sonucu olduğu, hükümetin bu cezalarla kendisine karşı her yoldan muhalefet eden medya grubunu çökertmeyi hedeflediği kuşkusu uyanmamış değil. Hükümetin, IMF'in önerdiği özerk bir vergi denetleme kurumunu oluşturmaktan kaçınması da, cezaları basına karşı bir silah olarak kullanmak istediğine dair kuşkuları arttırıyor. Gerçeğin bir yüzü bu. Gerçeğin öteki yüzüne gelince: DYH'nin kesilen ceza aleyhine yargı yoluna gideceğini değil, uzlaşmaya hazır olduğunu açıklaması, cezanın icat edilmediğine işaret ediyor. Cezanın basın özgürlüğüne darbe olduğunu iddia edenler, Türkiye'de basın özgürlüğü açısından başta gelen sorunlardan birinin, medya patronlarının ellerindeki gücü medya dışı ticari çıkarlarını ilerletmek için hükümetlere baskı amacıyla kullandıkları gerçeğini asla ağızlarına almıyorlar. Tek başına bu durum bile Türkiye'de medyanın yarısının tek bir holdingin (DYH) denetiminde olmasının basın özgürlüğüne ne büyük bir tehdit oluşturduğunu göstermeye yeter. Türkiye'de medyanın, patronların medya dışı çıkarları doğrultusunda manipüle edilmemesi, demokratik görevlerini yerine getirebilmesi için, medyada aşırı mülkiyet temerküzünü engelleyecek, medya patronlarının kamu ihalelerine girmelerini yasaklayacak yasaların çıkarılması şart. AKP hükümetinin bunu yapacağına havuç (avanta dağıtma) ve sopa (cezalandırma) taktikleriyle medya patronlarını yola getirme uğraşında olduğu görülüyor. 562194 Ayamama Deresi'nin belgeselini çekmişler İstanbul'da selin en çok zarar verdiği Halkalı ve İkitelli semtlerinin içinden geçen  Derenin yüzyıllardır insanlığa hizmet verdiği belirtilen belgeselde, insanoğlunun gelecek nesilleri düşünmeden hareket edip, derenin kirletildiğinden dert yanılıyor.Çocukluğunda köyünde derelerin yüzme alanı olarak bilindiğini ve kullanıldığını anlatan belgeselin yapımcısı Bilgi Diren Güneş, İstanbul'daki derelerin ölüm saçtığını söyledi. Dönem bitirme projesi olarak Ayamama Deresi'ni konu alan Kültür Üniversitesi Sinema ve Yönetmenlik Bölümü 3. Sınıf öğrencileri Bilgi Diren Güneş ve Veysel Cihan Hızar hazırladıkları ödevi yaklaşık 2,5 ayda tamamladı. "Ağla/yanım" ismini verdikleri projeyi güçlükle tamamlayan iki öğrenci hazırladıkları belgeselde tarihten beri var olan Ayamama Deresi'nin insanoğlu tarafından nasıl kötüye kullanıldığını anlattı. Derenin tahrip edildiğinin, derenin ağzından anlatıldığı belgesel, "Avrupa'nın Kültür Başkenti İstanbul'un Ayamama Deresi ayıbı" şeklinde açılıyor. Derenin yaratıldığından beri insanlığa büyük hizmetlerinin bulunduğu ve bu emeğin gözden kaçtığı ifade edilen belgeselde, insanoğlu'nun gelecek nesilleri düşünmeden hareket edip, doğal kaynakları savurganca kullandığına dikkat çekiliyor. "DERENİN DEĞİL İNSANLARIN ISLAH EDİLMESİ GEREKİYOR" Dönem bitirme projesi olarak öğretmenleri Ertuğrul Karslıoğlu'nun kendilerine ödev olarak Ayamama Deresi'ni verdiğini ifade eden Bilgi Diren Güneş, sürekli yetkililerin ve belediye başkanlarının konuştuğunu aslında hakkı yenen derenin konuşması gerektiğini anlayarak, bu projeye başladıklarını belirtti. Sürekli derenin ıslah edilmeye çalışıldığını kaydeden Güneş, "Aramızda en masumu ve temizi dere. Aslında Ayamama Deresi'nin değil, insanların ıslah olması gerekiyor." diye konuştu. Belgeselde derenin tarihten itibaren rahatlıkla yaşadığını ve hizmet verdiğini ifade eden Güneş, "Eskiden biz köyümüzde derelerde yüzerdik. Ancak burada insanlar boğuluyor. Bence çok acı bir şey. Yurt dışında da böyle şeyler oluyor. Ama bizim ülkemizde yaşanan küçük bir olay değil." dedi. Belgeseli çekerken birçok güçlükle karşılaştıklarını dile getiren Güneş, "Dere fabrikaların yanında bulunduğu için görüntü almaya çalıştığımızda fabrika sahipleri bize izin vermedi. Derenin suyu fabrikaların atıklarına göre zaman zaman kırmızı, zaman zaman mavi akıyordu." ifadelerini kullandı. Belgeselin Murat Şener Özel Ödülü'nü aldığını dile getiren Güneş, "projeyi gerçekleştirdikten sonra böyle bir olayla karşılaşmayı tahmin ediyor muydunuz?" sorusuna "Derenin daha önce de taştığını bildiğim için böyle bir felaketin yaşanabileceğini tahmin ediyorduk." şeklinde yanıt verdi. 563427 Gaziantep'in en iyi kurumu Emniyet Müdürlüğü Gaziantep'in en iyi kurumu Emniyet Müdürlüğü Başbakanlık İnsan Hakları Kurulu, Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğünü "En İyi Kurum" "ödülüyle ödüllendirdi. YAŞAR YAVUZ GAZİANTEP Gaziantep Emniyet Müdürlüğü 'En İyi kurum' ödülünü alırken, Gaziantep Barosu, kadının toplumdaki yerinin güçlendirilmesi, eğitimi ve haklarının korunması konularındaki faaliyetleri nedeniyle ödüle layık görüldü. Törende konuşan Vali Süleyman Kamçı, insan hakları uygulamalarının yerleşmesi, gelişmesi ve ihlale yönelik tavırların önlenmesi bakımından, bu konuda çalışmalar yapan kurumların izlenmesi ve desteklenmesinin önemli olduğunu söyledi. 2008 yılındaki tutum ve faaliyetleri incelenen kişi ve kurumlar arasında çeşitli kategorilerde yapılan değerlendirmeler sonucunda, “En İyi Kurum' kategorisinde ödülü, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğünün hak ettiğini ifade eden Vali Kamçı, bu kategoride, Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin öngördüğü çocuk haklarının toplum tarafından öğrenilmesi, benimsenmesi ve uygulanması yönündeki çalışmaları nedeniyle Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğüne ödül verildiğini belirtti. Emniyet Müdürlüğü 'En iyi kurum' ödülünü alırken, Gaziantep Barosu, kadının toplumdaki yerinin güçlendirilmesi, eğitimi ve haklarının korunması konularındaki faaliyetleri nedeniyle ödüle layık görüldü. Emniyet Müdürü Halil Yılmaz ödülü, Vali Süleyman Kamçı'dan aldı. 563445 Mankenlik vaadiyle dolandırdılar Almanca internet sitesi kurup, Almanya'daki genç kızları Türkiye'deki büyük firmaların tanıtımlarında manken olarak kullanacaklarını söyleyerek 2'si Türk asıllı Alman vatandaşını dolandırdıkları öne sürülen 3'ü kadın kişi yakalandı. Alınan bilgiye göre, aralarında Alman vatandaşı bir kadın ve daha önce Almanya'da yaşayanların da bulunduğu bir grup web sitesi kurarak, bu sitede yüzü ve fiziği beğenilen genç kızların Türkiye'deki büyük firmaların tanıtımında kullanılacağına ilişkin ilan yayınladı. Zanlılar, sitede ilanı görerek başvuruda bulunan genç kıza, yanlarına yüksek modelli dizüstü bilgisayar ve cep telefonu alarak Türkiye'ye gelmelerini söyledi. Türkiye'ye yakınlarıyla gelen kızlar, çeşitli otellere yerleştirildi. Yanlarında getirdikleri cep telefonları ve dizüstü bilgisayarları formatlanması bahanesiyle alınan bir genç kız ile annesi, zanlıların masraflar için kendilerinden sürekli para istemesi üzerine şüphelenerek polise başvurdu. Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Bürosu ekipleri, şüphelilerin kıza verdiği telefondan zanlılara ulaştı. Yapılan operasyonda, Alman vatandaşı M.H. (20) ile B.B. (25) ve Ş.G. (25) adlı kadınlarla, A.Y. (25), K.G. (23), S.G. (35), Y.B. (40) ve A.Y. (25) gözaltına alındı. Zanlıların her birinin kızlarla olan görüşmelerinde farklı isimler kullandıkları belirlendi. Şüphelilerin üzerlerinde ve evlerinde yapılan aramalarda dolandırıldıklarını öne süren kızlardan alındığı belirlenen dizüstü bilgisayar, cep telefonu ve bir miktar döviz ele geçirildi. Almanya'dan manken olma hayaliyle Antalya'ya gelen 2'si Türk asıllı Alman vatandaşı genç kız, zanlılardan şikayetçi oldu. Olayın duyulmasının ardından şikayetçi sayısının artabileceği belirtildi. Zanlılar sorgularının ardından adliyeye sevk edildi. 563130 Kavak Yelleri Urla'da esiyor Kavak Yelleri Urla'da esiyor 12.09.2009 12:46 Cumratesi ekranının söz sahibi yapımlarından ‘Kavak Yelleri’, yaz tatilinin ardından yeni bölümleriyle takipçilerinin karşısına çıkıyor. Avrupa Yakası’nın Tanrıverdi’si Sarp Apak’ın da oyuncu kadrosuna katıldığı dizide bu sezon yeni bir hayat başlıyor. Kazanın üstünden geçen uzun zaman kimsenin acısını silmeye yetmemiştir. Artık kahramanlarımızın bazıları daha olgun, bazıları daha serttir. Hiç kimse aynı kalmamıştır. Bir dostun, sevgilinin acısını unutmaya çalışmak hiç kolay olmamıştır. Uzun zaman birbirlerini bile görmek istememişlerdir. Fakat hayat onlara oyunlarını oynamaya devam etmektedir. Bir türlü kesişmeyen yollar yeniden Urla sokaklarında birleşir, ‘Kavak Yelleri’ yuvasına döner. Aşk, dostluk ve sevgi yeni hikâyelerle hayat bulur. Sürpriz karşılaşmalar, yeni dostlar hayata renk katar. En büyük sınavlar ancak dostluğun gücüyle aşılabilmektedir.. 562835 Temizöz davasında tahliye yok Eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz davasında, sanık avukatlarının mahkemenin görevsizlik ve yetkisizlik kararı verip davayı askeri mahkemeye taşıması talebi reddedildi. Suçlamaları kubul etmeyen Temizöz, "Terörün yoğun olduğu bölgelerde cinayetler kaçınılmazdır, örgüt içi infazların yapıldığı bir gerçektir" dedi. Eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın da aralarında bulunduğu sanığın yargılanmasına bugün başlandı. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ce yapılan yargılama, duruşma salonunun dar oluşu nedeniyle 1. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda başladı. Duruşmada, tutuklu sanıklar Albay Temizöz, eski Cizre Belediye Başkanı Atağ, oğlu Tamer Atağ, itirafçılar Adem Yakin, Hıdır Altuğ ve Fırat hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan sanık Kukel Atağ ise, katılmadı. Sanıkların kimlik tespitinden sonra sanık avukatları mahkeme heyetinden iddianamenin tamamı yerine özetinin okunmasını talep etti. Mahkeme heyeti, avukatların bu talebini reddederken, hazırlanan 104 sayfalık iddianame okunmaya başlandı. İddianamenin bir bölümünün okunmasının ardından mahkeme heyeti duruşmaya öğle arası ara verdi. Duruşma, saat 13.15'de yeniden başlayacak. Duruşmaya, aralarında Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar'ın da bulunduğu 40'a yakın avukat müdahil olarak katıldı. Sanıkları savunmak üzere de avukat hazır bulundu. Duruşmayı milletvekilleri Aysel Tuğluk ve Sevahir Bayındır ile yakınlarını kaybetmiş bazı vatandaşlar da izledi. Duruşma nedeniyle Diyarbakır Adliye binasında geniş güvenlik önlemleri alındı. Adliye binası dışındaki araçlar güvenlik nedeniyle kaldırılırken, adliye binasının tamamı ve çevresindeki kaldırımlar dahil güvenlik çemberine alındı. Ana giriş kapısından bugünlük geçişlerine izin verilmeyen adliye personeli de aramadan geçirilerek binanın yan kapısından içeri alındı. Cezaevine ait araçlarla getirilen ve binanın arka kapısından içeri alınan sanıklar yargılamanın yapılacağı 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yerinin dar oluşu nedeniyle 1. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonuna getirildi. Sanıklar Albay Temizöz, eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ, oğlu Tamer Atağ, itirafçılar Adem Yakin, Hıdır Altuğ ve Fırat (Abdulhakim Güven) ile tutuksuz yargılanan sanık Kukel Atağ'ın yargılanmalarına başlandı. Yer darlığı nedeniyle her sanığın sadece iki yakınının duruşma salonuna girmelerine izin verildi. Temizöz suçlamaları kabul etmedi Duruşmada savunma yapan sanık Temizöz, suçlamaları kabul etmediğini belirtti. Bölgede 1993 ve 1995'li yıllarda görev yaptığı süre boyunca önemli operasyonlara katıldığını ve hep kanunsuzlukların karşısında durduğunu ileri süren Temizöz, "Bölgedeki tüm kanunsuzluklar üzerime fatura edilmeye çalışılıyor. Terör örgütü 'nın tehditi altında olan bir muvazzaf subay olarak tahliyemi talep ediyorum" dedi. 'nın 1990'lı yıllarda Şırnak'ın Cizre ilçesini temel üstlenme ve merkez olarak seçtiğini iddia eden Temizöz, bu dönemde teröre karşı hayatı pahasına mücadele ettiğini ifade ederek şöyle konuştu: ", kırsaldaki eylemlerinin yanı sıra şehirde de eylemlerini artırmıştı. Halkı sokağa dökmüş, ölümlere sebebiyet vermiştir. Cizre'de mülki idareye alternatif bir idare kurarak mahalle ve köy komiteleri oluşturmuş, silahlı milisler kullanmış, ilçede otoriteyi sağlamaya çalışmıştır. 1992-93 yıllarındaki Nevruz olaylarında 20'den fazla kişi hayatını kaybetmiştir. Örgüt, halktan silah temin etmelerini istemiş, temin edemeyenlere silah temin etmiş ve evlerinin altına sığınak yaptırmıştır. Sığınaklar, örgüt üyelerince kullanılmıştır. Cizre dönemde kovboy filmlerini anımsatan ölü şehre dönüşmüştür. Örgüt, ilçede halk mahkemeleri kurup yargılama yapmış, otoritesini kalıcı kılmak için geçici köy korucusu ve vatandaşı elektrik direğine asmış, korucuların ağzına para koymuştu. Devletin birçok kurumunun faaliyetini etkin olarak yürütemediği bir dönemde ben orada komutan olarak görev yaptım. Her an karakollardan gelecek kötü haberi beklemenin çaresizliği içerisindeydim. Kuşatmayı kıracak çıkış yolu aramaya başladım. Karakolları saldırılara karşı kendilerini savunacakları bir hale getirdim. Onları gece gündüz eğittim. Çünkü 'nın direncinin kırılması gerekiyordu. 'nın bölgedeki faaliyetlerini tanımaya çalıştım. İfade tutanaklarını inceledim. aşiretin köy korucusu olmasını sağlayarak korucuları ilçe merkezi ve köylerde görevlendirdim." cinayetler kaçınılmazdır" Sanık Albay Temizöz, savunmasında, yıllarda bölgede devletin var olduğunu her kesime hissettirmeye çalıştığını ve 1993 yılında Cizre'de yapılan "'yı telin mitingi"nin Türkiye'de bir ilk olduğunu vurguladı. Bu durumun güvenlik güçlerine moral verdiğini ve Mart 1994'te yapılan yerel seçimlerde Kamil Atağ'ın belediye başkanı seçildiğini, bunun da için prestij kaybı olduğunu belirten Temizöz, "Bir çobanın, bir köylünün belediye başkanı olması bazı kesimleri rahatsız etmiştir" dedi. dönemde terör örgütüne karşı yaptıkları çalışmalara da savunmasında yer veren Cemal Temizöz, onlarca 'lının, aileleriyle görüşmek suretiyle, teslim olmalarını sağladığını söyledi. Yaptıkları çalışmalarla Cizre'yi huzura kavuşturduğunu ileri süren Temizöz sözlerini şöyle sürdürdü: "O dönemde mayınlama olmasına rağmen atlıdan oluşan bir tim şeklinde karakollara gittik. Terör örgütüne baskılar yapılarak halk arasında bütünleşme sağlandı. dönemde ilçe merkezini ve köyleri terk etmek zorunda kalmıştır. 1994'de kaymakamlığa vekaleten baktım. Yardım kampanyaları düzenledim. Yakınları 'da olan kişilerin aileleri ile görüştüm. Onlarca 'lının teslim olmasını sağladım, ilçeyi huzura kavuşturdum. Terör örgütü hakkımda ölüm kararı alıp suikast timleri görevlendirdi. Terör örgütü, başarısızlığının sorumlusu olarak beni gördü. Terörün yoğun olduğu bölgelerde faili meçhul cinayetler kaçınılmazdır, örgüt içi infazların yapıldığı bir gerçektir." Temizöz, iddianamede adı geçen tanıklardan Mehmet Nuri Binzet'in ceza evinde 'li milletvekilleri ve İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı tarafından ziyaret edildiğini, bunun da davanın siyasi bir zemine çekilmek istenmesinin bir göstergesi olduğunu savundu. Cemal Temizöz, savunmasının sonunda, "Ben suçlamaları kabul etmiyorum. Adam öldürmeye azmettirmedim. Cizre'de teşekkül oluşturmadım" diye konuştu. Atağ: "İddialar dedikodudan ibarettir" Tutuklu sanıklardan Kamil Atağ, dava dosyasında somut delil bulunmadığını savunarak, "İddialar dedikodudan ibarettir. aydır tutukluyum. Tahliyemi talep ediyorum" dedi. Sanık Temizöz'ün avukatı, müvekkilinin atılı suçları işlemediğini, terörle mücadelede sembol olan bir kişi olduğunu belirtti. İddia makamı, tanık Mehmet Nuri Binzet'in bir sonraki duruşmada dinlenmesini, gizli tanıklar "Sokak Lambası" ve "Tükenmez Kalem"in de sanık ve taraflar olmadan ifadelerinin alınmasını talep etti. Mahkeme heyeti, duruşmayı 18 Eylül 2009 tarihine erteledi. İddianameden Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 104 sayfalık iddianame, sanıkların 765 sayılı TCK'nın "Adam öldürmek", "Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" ve "Adam öldürmeye azmettirmek" suçlarından cezalandırılmaları istenmişti. Sanıklardan Cemal Temizöz'ün 9, Kamil Atağ'ın 7, Temer Atağ'ın 2, Adem Yakin'in 7, Hıdır Altuğ'un 3, Fırat 'ın (Abdulhakim Güven) 6, Kukel Atağ'ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep edilmişti. İddianamede, sanık Albay Temizöz'ün 1993 yılında Cizre'de "terörle mücadele ediliyor" görüntüsü altında "korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan oluşan bir grup oluşturduğu" savunulmuştu. "Söz konusu grubun süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü 'ya yardım ettiğini değerlendirdiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı"na yer verilen iddianamede, bu sorgulanan kişilerden bir kısmını öldürdüğü öne sürülmüştü. 563585 Ahmedinecad Davutoğlu'nu kabul etti Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 'daki resmi temasları kapsamında Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad tarafından kabul edildi. Ahmet Davutoğlu, İran Dışişleri Bakanı Menuçehr Mutteki ile görüşmesinin ardından akşam saatlerinde İran Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Mahmud Ahmedinecad ile biraraya geldi. Ahmedinecad, Davutoğlu ile görüşmesinde, bölge ülkeleri arasındaki işbirliğinin yine bölge halkları için istikrar, huzur ve kalkınma anlamına geldiğini söyledi. Ahmedinecad, "büyük ve zorba güçlerin zayıflamaya başladıkları bir süreçte" bölge ülkeleri özellikle de İran ve Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesini "zorunlu" olarak değerlendirdi. Türkiye ve İran'ın birbirlerinin dostu ve kardeşi olduğunu vurgulayan Ahmedinecad, "İran ve Türkiye'nin gelişmesi, iki ülke halkının, bölgenin ve dünyanın yararınadır" dedi. Ahmedinecad, iki ülke arasında başta olmak üzere tüm alanlardaki ilişkilerin daha da gelişmesi gerektiğini bildirdi. Davutoğlu da iki ülke arasındaki işbirliği potansiyelinin oldukça fazla olduğunu belirterek, "İran ve Türkiye ilişkilerinin gelişmesi günümüz şartlarında zaruridir" diye konuştu. Ahmedinecad'ı, yeniden cumhurbaşkanlığı görevine seçilmesinden dolayı kutlayan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yazılı mesajını da Ahmedinecad'a iletti. Bu arada Davutoğlu'nun, İran Meclis Başkanı Ali Laricani ile de görüştüğü öğrenildi. Davutoğlu Mutteki basın toplantısı Davutoğlu, Mutteki ile başbaşa ve heyetler arasındaki görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, ele alınan konular hakkında bilgi verdi. Davutoğlu, İran'da yeni hükümetin resmen kurulmasından sonra bu ülkeyi ziyaret eden ilk dışişleri bakanı olduğunu hatırlattı ve bunun iki ülke arasındaki komşuluk ilişkilerinin ne denli güçlü olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. İki ülke arasındaki sınırın dünyadaki en eski sınırlardan biri olduğunu belirten Davutoğlu, "Türkiye ve İran çok köklü tarihi arka plana dayanan güçlü ilişkilere sahiptir" dedi. Davutoğlu, iki ülke arasında karşılıklı saygı esasına ve içişlerine karışmama ilkesinin temel prensip olarak güçlü bir biçimde yerleştiğini bildirdi. "İkili ve bölgesel konular ele alındı" Davutoğlu, ikili ilişkilerle ilgili birçok konuyu masaya yatırdıklarını ve işbirliğinin geliştirilmesi konusundaki kararlılığı teyit ettiklerini söyledi. "İkili ilişkiler bağlamında çok geniş kapsamlı bir işbirliği alanı mevcuttur" diyen Davutoğlu, "Güvenlikten ticarete, ulaştırmadan enerjiye, kültürden ticarete kadar farklı alanda kadar çok potansiyel var ki görüşmesi saatlerce sürecek bir ortak gündemimiz var" diye konuştu. "Başta teröre karşı mücadele olmak üzere her tür güvenlikle ilgili konularda güvenlik birimlerimiz arasında gittikçe artan ilişkilerden büyük memnuniyet duyuyoruz" diyen Davutoğlu, "Özellikle terörle mücadele konusunda önümüzdeki günlerde taşıyacağı önem dolayısıyla bundan sonra da güvenlik birimlerimiz arasındaki ilişkilerin daha da yoğunlaşmasına karar verdik" dedi. İki ülkenin ekonomik alanda da büyük bir işbirliği olanağına sahip olduğunu belirten Davutoğlu, "Türkiye ve İran coğrafyası birarada düşünüldüğünde bu coğrafya Hint Okyanusu'ndan Akdeniz ve Karadeniz'e, Orta Asya'dan Güney Avrupa'ya uzanan en doğru coğrafyadır. İki ülkenin işbirliği sadece iki ülkeyi biraraya getirmekle kalmayacak, ulaştırma, ekonomi ve alanında Asya ile Avrupa arasındaki en doğrudan koridoru da oluşturacak" diye konuştu. İki ülke arasındaki ticaret hacminin son yıllarda küresel krize karşın 11 milyar dolara çıkmış olmasından büyük bir memnuniyet duyduklarını belirten Davutoğlu, bu rakamın kısa sürede 20 milyar dolara çıkarılmasının hedeflendiğini, ticaretin arttırılması için çalışmalara hız verilmesini kararlaştırdıklarını söyledi. İran ile alanındanki işbirliğini de gözden geçirdiklerini, yapılması gerekenleri ele aldıklarını belirten Davutoğlu, kültür ve turizm konsunda da çok büyük potansiyel olduğununa bir kez daha tanık olduklarını ve bu konudaki çalışmaları da gittikçe artıracaklarını bildirdi. Davutoğlu, "Sınırımızın halklarımız arasında ayrılık değil, kaynaştırıcı ve birleştirici bir sınır olması için geçişlerin kolaylaştırılmasına yönelik ortak çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi. "Bölgesel konularda ise iki ülkeyi doğrudan ilgilendiren çok sayıda bölge var. Ortadoğu, Kafkasya, Körfez, Birçok konu var ki Türkiye ve İran'ın ortak alanıdır" diyen Davutoğlu, "Dost ve komşu 'taki gelişmeleri yakından izledik. Bu kritik dönemde 'a bütün komşular gibi İran ve Türkiye'nin de destek olması gerektiğini bir kez daha teyit ettik" diye konuştu. İran'ın nükleer programı çerçevesinde ortaya çıkan gelişmleri de gözden geçirdiklerini ifade eden Davutoğlu, "Türkiye'nin bu konulardaki tutumu açıktır. Bütün bu konularda çözümün diplomatik yolla ve karşılıklı saygı esası içinde gerçekleşmesi gerektiğini, bölgesel ve küresel barışı ilgilendiren her konuda mutlak anlamda bir ortak işbirliği ortamının sağlanması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda İran ile birlike çalışmaya devam edeceğiz" dedi. İran enerjisinin Avrupa'ya transferi Davutoğlu, görüşmelerde İran'ın kaynaklarının özellikle doğalgazının Avrupa'ya nakli konusunu da ele aldıklarını söyledi. "Biz küresel güvenliği ve arzının çeşitlendirilmesi babında İran kaynaklarının küresel akışı içinde hakettiği yeri almasına büyük önem veriyoruz" diyen Davutoğlu, "Bu, Asya ve Avrupa arasında en önemli köprülerinden birini oluşturmaktadır" ifadesini kullandı. "İran Türkiye için çok önemli" Davutoğlu, İran'ın, nükleer ve diğer konularla ilgili olarak Batılı ve diğer ülkelerle ilişkilerinin Türkiye'yi de ilgilendirdiğini bildirdi. "İran, Türkiye için hem çok önemli komşu ve dost bir ülke hem de büyük bir ekonomik potansiyel ihtiva eden bir ortaktır. Tüm komşularla olduğu gibi İran ile de en kapsamlı ekonomik ilişkileri geliştirmek istiyoruz" diyen Davutoğlu, bunun da bölge ve dünya ekonomisine bir katkı sunacağı düşüncesinde olduklarını kaydetti. Bu yöndeki hedeflerin gerçekleşebilmesi için de iki ülke arasında güçlü siyasal irade olduğunu vurgulayan Davutoğlu, İran'a yönelik yeni yaptırımların gündeme gelme olasılığıyla ilgili bir soruya şu yanıtı verdi: "Aslında bütün çabamız yeni yaptırımlarla İran'ın büyük potansiyelinin dünya ve bölge ekonomisinin dışında tutulmasına engel olmaktır. Dolayısıyla Türkiye, İran'a yönelik herhangi bir yeni yaptırım olmaması, eski yaptırımların da ortadan kaldırılması için üzerine düşen ne varsa yapmaya hazırdır. Bunun gerçekleşmesi için başta nükleer programı olmak üzere bütün sorunların barışçıl yolla ve diyalogla çözümü konusunda Türkiye, elinden geleni bundan sonra da yapacaktır. Çünkü bu konu sadece İran ile Batı ve diğer ülkeler arasındaki bir ilişki olmasının ötesinde Türkiye'nin de çıkarlarını ilgilendiren bir konudur. Biz önümüzdeki dönemde karşılıklı anlayış içinde yaptırımların olmayacağı bütün imkanların barışçı şekilde kullanılacağı ve sorunların diyalogla çözüleceği bir ortamın sağlanması için çaba sarfedeceğiz. Yaptırımların olması ihtimalinden daha çok şu anda zihnimiz yaptırımların olmaması için neler yapılması gerektiği konusuna yoğunlaştırmış durumdayız. Bunun için Türkiye, dost ve kardeş İran nezdinde elinden gelen tüm çabayı göstermeye devam edecektir." PKK ve 'a karşı mücadele İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki de iki ülke arasında her alanda işbirliğinin geliştirilmesine çalıştıklarını söyledi. Terör örgütü PKK ve 'a karşı mücadelede Türkiye ve İran'ın işbirliğinin açık olduğunu belirten Mutteki, iki ülke arasındaki dostluk sınırının teröristlerce kullanılmasına kesinlikle izin verilmeyeceğini bildirdi ve "İran ve Türkiye'nin bölgede radikalizm ve terörizmle mücadeledeki kararlılık ve azmi son yıllarda önemli sonuçlar vermiştir" diye konuştu. Nükleer enerjiyle ilgili son öneri paketlerini bilgilendirme açısından Davutoğlu'na verdiğini belirten Mutteki, "Nükleer elde etme hakkımız konusunda Türkiye'nin desteğini her zaman yanımızda hissettik" dedi. Enerji alanındaki işbirliğine de değinen Mutteki, "Türkiye, bu bölgedeki enerjinin Avrupa'ya transferindeki en ciddi seçeneklerden biridir" dedi. İran ve Türkiye arasındaki dostane ve kardeşçe ilişkilerin önemini vurgulamaya gerek olmadığını belirten Mutteki, iki ülke arasındaki ilişkileri dönemsel ve taktiksel olarak değerlendirilemeyeceğini bildirdi. Her alanda ilişkilerin geliştirilmesinin gündemde olduğunu ifade eden Mutteki, "İki ülkenin potansiyeli dikkate alındığında ilişkilerimizin stratejik olduğu ortaya çıkar" diye konuştu. Mutteki, iki ülkenin cumhurbaşkaları Abdullah Gül ve Mahmud Ahmedinejad'ın bu yıl içinde görüşmelerinin gündemde olduğunu da sözlerine ekledi. 562775 Ulaştırma Bakanı'ndan çok önemli açıklamalar Yıldırım, bakanlığınca Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Tesisleri'nde düzenlenen iftar yemeğinde ulaştırma sektörü çalışanları ve basın mensuplarıyla bir araya geldi. İftar yemeğinin ardından konuşan Yıldırım, 27 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenecek olan ''10. Ulaşım Şurası''na ilişkin aydır çalışma yapıldığını söyledi. Yıldırım, şuradan beklentilerinin Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne giderken, Türkiye'nin ulaşımda ve iletişimdeki vizyonunu belirlemek ve 2023 hedeflerini gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde enine boyuna tartışmak olduğunu vurgulayarak, ''Her türlü fikrin ulaşım ve iletişim sınırları içinde özgürce konuşulması, tartışılması ve buradan ülkemizin geleceği adına bir sonuç üretilmesi bizim hedefimizdir'' dedi. -SEL FELAKETİ- Yıldırım, İstanbul'daki sel felaketi nedeniyle herkesin üzüldüğünü dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Herkes çok şey konuştu, çok şey söyledi ama bu yaşanmış olayı yaşanmamış hale getirmiyor. Olay ilk meydana geldiğinde sınırlı bilgilerle bir değerlendirmem oldu. Bu bir sonuçtur, bunu el birliğiyle yaptık. Kamu yöneticileri artı vatandaş burada hepimizin taksiratı var. Bu birden bire olan bir şey değildir. Yılların birikimidir ve bu bölgeyle de sınırlı değildir. Türkiye'nin her tarafında buna benzer olaylar her zaman yaşayabiliriz. Bu bizim yaşadığımız coğrafyaya gösterdiğimiz saygının bir ölçüsüdür. Doğaya ne kadar saygı gösteriyorsak, doğa da bize kadar müsamaha ediyor. Aksi halde bize cevabını veriyor. Bunu böyle görmemiz lazım.'' İcra makamında olmanın her zaman zor bir iş olduğuna dikkati çeken Yıldırım, her şeyi konuşma şanslarının olmadığını ama icra makamında olmayanların her şeyi sınırsız söyleme hakkına sahip olduğunu ifade etti. ''Keşke mümkün olsa da bu roller değişse, zaman tenkit edenlerle edilenlerin pozisyonunu karşılaştırabilsek. Konu zaman daha net ortaya çıkacak'' diye konuşan Yıldırım, doğa olaylarının öngörülemeyen ancak sonuçlarının da hemen ortaya çıkan bir iş olduğunu kaydetti. Bu olayların gelişmiş ülkelerde de yaşandığını, hepsinin farklı nedenlerinin bulunduğunu anlatan Yıldırım, ''Bu olayların olması belki bizim kontrolümüzde olan bir şey değil ama, olduktan sonra felaketten siyaset yapmadan ders çıkararak sonuçlarını ele almamız lazım'' dedi. -SORULAR- Bakan Yıldırım, konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin ''Ulaştırma Bakanlığı'nın şurada ele alacağı 2023 yılı yatırım hedefleri nedir?'' şeklindeki sorusu üzerine Yıldırım, şuradan bir uygulama raporunun çıkmayacağını, öngörü ve hedeflerin ortaya konacağını bildirdi. Yıldırım, bakanlığa bağlı bütün sektörler ve bilişim alanında global bir maliyet hesabı yaptıklarını ve 200 milyar dolar civarında bir maliyet ortaya koyduklarını ifade etti. Şura gündeminde öncelikli olarak demir yolları konusuna ağırlık vermek istediklerini dile getiren Yıldırım, 2023 vizyonunda demir yolu altyapısının geliştirilmesini önereceklerini söyledi. -KÖRFEZ KÖPRÜSÜ PROJESİ- Bakan Yıldırım, Körfez Köprüsü Projesi'ne ilişkin soru üzerine, projenin ihalesinin geçen nisan ayında Yap-İşlet-Devret modeliyle yapıldığını, bu projenin demir yolu bağlantısı olması gerektiğini düşündüklerini ve şartnamede de bunu belirttiklerini söyledi. Teklif hazırlama sürecinde firmalardan olumsuz görüşler aldıklarını anlatan Yıldırım, ''Bu köprünün bin metre açıklığı var. Açıklığı en büyük olan dünyadaki ikinci köprü. Demir yolu ihalesinin teknik zorluklarının olduğu, demir yolu ilave edilecekse ve Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılacaksa, bunun fizibil çıkmadığı yönünde görüşler geldi. Demiryolu kısmından zorunlu olarak vazgeçtik'' diye konuştu. Karadeniz sahil yolu konusuna da değinen Yıldırım, ''Doğanın bir bekareti var, kayboldu mu işletme süresince yaptığınız yatırımın kat kat fazlasını oraya sarf etmeniz lazım. Daha yolun başındayız. Sinop'tan sonrası tekrar değerlendiriliyor. Hassasiyetleri dikkate alacağız'' dedi. Türkiye'de ulaşım koridorlarının yapısına bakıldığında vadilerin doğudan batıya doğru oluştuğunu, dolayısıyla ulaşım koridorlarının da doğu batı arasında geliştiğini belirten Yıldırım, şöyle devam etti: ''Halbuki Türkiye'nin iki denizinin birbiriyle buluşturulması lazım. Kuzey güney koridorlarını geliştiremezsek deniz taşımacılığını da geliştirmemiz sınırlı. Sahil boyunca yol yaparsak deniz taşımacılığının kara yolu taşımacılığıyla rekabet etme şansı mümkün değil. Devir hız devri. Aradaki hız farkından dolayı kara yolu daha cazip bir yol haline geliyor. Bunun yegane tedbiri sahile dik inen koridorların oluşturulması lazım. Kara yollarında hedefimiz bundan böyle kuzey güney koridorlarını Türkiye'yi batıdan doğu istikametinde en az koridor olacak şekilde açmak. Böylece Ortadoğu ile Karadeniz'in kuzeyindeki ülkeleri, limanları birleştirmek, kuzey-güney koridorlarını ülkemizin merkezi haline getirmek.'' -3. KÖPRÜ PROJESİ- Bakan Yıldırım, 3. köprünün yapılacağı yere ilişkin soru üzerine, ''3. köprü konusu, Başbakanın, bakanın ve belediye başkanının helikopterle dolaşıp belirleyeceği güzergah ile sınırlayacağı bir şey değil'' dedi. Bu konunun evveliyatının 1993 yılına gittiğini, Devlet Planlama Teşkilatı'nda yatırıma konulmuş bir proje olduğunu, Japonya ile yapılan bir anlaşmayla güzergahta çalışma yapıldığını ifade eden Yıldırım, bu güzergahların çevre, kamulaştırma maliyeti ve trafik yönünden ele alındığını söyledi. Kara yollarının kendi ekiplerince yaptığı çalışmaların da olduğunu ifade eden Yıldırım, ''Yapılan bu çalışmalar da öngörülen güzergahların sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gösterilmesinden ibarettir. Başbakanın (Burası güzel, şuradan şöyle yapın) demesi beklenmiyor. Bunu da düzeltmekte fayda var. Bu yanlış anlaşılmaya müsait bir söylem olabilir. Başbakanımızın kastı (Bu çalışma güzel, ben kağıt üzerinde anlamam, bana bunu gösterin) şeklinde'' diye konuştu. -''TIR PARKI KALDIRILMALI''- Ulaştırma Bakanı Yıldırım, İstanbul'da sel felaketinden en çok etkilenen alanlardan biri olan İkitelli TIR Parkı konusunda, yapılması gereken ne ise hükümetin bunu yerine getireceğini bildirdi. TIR'lar konusunda iki şeyin dikkatini çektiğini dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti: ''TIR'ların kriz münasebetiyle sigortalarının olmaması ve TIR'lardaki yüklerin bir kısmının da kayıt dışı olması. Böyle bir yaklaşımı kabul etmem mümkün değil. Bu mazeret olamaz. Mağduriyetin desteklenmesi için haklı gerekçe olamaz. Bütün bunlara rağmen mevzuat neyi gerektiriyorsa, devlet böyle günlerde vatandaşın yanında olacak.'' TIR Parkı'nın bölgeden kaldırılmasının yerel idarenin sorumluluğunda olduğunu ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı: ''TIR Parkı'nın kaldırılması, vadinin, su yolunun mutlaka bütün engellerden temizlenmesi, bir kez daha hiç bir tartışmaya mahal vermeyecek şekilde ortaya çıkmıştır. Gördüğümüz manzara, selin TIR'ları önüne katıp menfezlerin önünde set oluşturması, felaketin boyutunu büyütmüştür. Demek ki bu TIR Parkı, bu felakete çok önemli katkı sağlayan bir rol üstlenmiştir. Bundan sonra 'bu TIR Parkı burada devam etsin' demek, yeni yeni afetlere davetiye çıkarmaktır.'' 562497 Nereden geldiğini bilmediğimiz bir halat kurtulmamıza vesile oldu Azgın sulara karşı metanetini yitirmediğini söyleyen baba, "Ne gelirse Allah'tan. Biz de bunun bilincindeydik. çaresizlik içinde tek sığınağımız yine O'ydu ve kendimizi teslim ettik." diye konuştu. Dev akıntılara yakalandıkları beyaz minibüsün kapılarını suların basıncı sebebiyle açamadıklarını ifade eden Kaşıkçı olayın dehşetini şöyle anlattı: "Sular araca dolmuştu. esnada camlar patladı. Ama sürüklenmiyorduk. Sonradan fark ettim ki araç bir halatla bariyerlere sabitlenmiş. Nasıl olduğunu bilmiyorum ama araç halatla bariyerlere bağlanmıştı." 562653 Polis şefine 'çete' sorgusu Polis şefine 'çete' sorgusu İSTİHBARAT SERVİSİ Sakarya İl Emniyet Müdürü Faruk Ünsal, Akyazı İlçesi'nde faaliyet gösteren bir çeteye yönelik “Silahla yaralama ve ihaleye fesat karıştırma” iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında savcılara “şüpheli” sıfatıyla ifade verdi. Çete üyelerine bilgi sızdırdığı öne sürülen Ünsal soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk'e saat süreyle ifade verdi. Ünsal'ın ifadesinde iddaları reddettiği öğrenildi. Adliye çıkışı gazetecilerin sorularıa yanıtsız bıran Ünsal makam aracı ile adliyeden ayrıldı. 562839 İstanbul Bienali'ne "tarihsel ironi" damgası Bu yıl 11'incisi düzenlenen "Uluslararası "nin Türkiye Denizcilik İşletmeleri Salı Pazarı Antrepo'da gerçekleştirilen açılış töreni, Oyun Deposu'ndan kadın oyuncunun bienalin ana temalarının işleyen sunumuyla başladı. Bakan Günay'ın "tarihsel ironi" açıklaması dikkatleri çekti. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, törende yaptığı konuşmada, artık dünya çapında bir sanat etkinliğine dönüşen "Uluslararası "nin açılışında bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirtti. İstanbul'un birkaç gün önce yaşadığı olaylardan büyük üzüntü duyduğunu dile getiren Günay, olayda hayatını kaybedenleri saygıyla andığını ifade etti. Geride kalan 20. yüzyılın büyük acılar, savaşlar, felaketler, eşitsizlikler ve adaletsizliklerle dolu bir yüzyıl olduğunu vurgulayan Günay, hala yüzyılın korkularının sürüp geldiğini anlattı. Adil bir dünyayı bulmak için hep birlikte savaşıldığını kaydeden Günay, "Adil bir dünyayı, insanların barış içinde yaşadığı bir dünyayı kurabilmek için kültüre çok iş düşüyor. Farklı kültürleri bir arada yaşatacak olan bir anlayışa dünyanın evrimleşmesi gerekiyor. Sanata çok iş düşüyor. Kültür ve sanat alanındaki dayanışma dünyayı birbiriyle barıştırıyor. Elbette sanat ancak özgürlük ortamında yetişebiliyor. Kabukları, disiplinleri kırarak yıkarak... Sanat özgür bir ortamda özgün ürünler ortaya çıkarabiliyor" şeklinde konuştu. Günay, bu nedenle İstanbul'daki kültür girişimlerinin sadece İstanbul'a, sadece Türkiye'ye değil dünyaya ışık tutan çalışmalar olduğuna inandığını vurgulayarak, 11 yıldan bu yana bu etkinliği büyük emekle geleceğe taşıyan İstanbul Kültür Sanat Vakfına (İKSV) ve katkıları olan herkese teşekkür etti. Bu akşam ilginç bir açılış olduğuna işaret eden Günay, "11 Eylül'ün eşiğinde, 'ün eşiğinde... 'de başlayan 11. Uluslararası 'nden 'ün 29. yıl dönümünde özgürlüğe ve barışa vurgu yapılması ve bu akşam buradan İstanbul'un oldukça seçkin insanlarının bulunduğu bir muhitte sosyalizm çağrısı yapılması bana tarihsel ironi gibi geldi. Demek ki tarihin hepimize öğreteceği güzel şeyler var" diye konuştu. İstanbul Kültür Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Kocabıyık da 'nin İstanbul'u dünya sanat ve kültür haritasında hak ettiği konuma taşıyan önemli etkinliklerden biri olduğunu bildirdi. Dünyada en fazla tanınan ve saygın sanat etkinliği haline gelen bienale sanatçı ve sanatseverlerin ilgisinin arttığına dikkati çeken Kocabıyık, bu yıl etkinliğe 38 farklı ülkeden 70 sanatçı, bin seyirci ve 500 basın mensubunun geldiğini aktardı. 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç de 2010'da Avrupa Kültür Başkenti unvanını taşıyacak İstanbul'un kültür ve sanat hayatının gelişiminde en önemli yapı taşlarından birinin olduğunu kaydetti. Koç Holding CEO'su Bülent Bulgurlu da Türkiye'nin kültür ve sanat hayatına yön veren bienali Koç Topluluğunun sponsorluğunda ikinci kez sanatseverlerle buluşturduklarını söyledi. Topluluk olarak sanata destek verdiklerini, özellikle çağdaş sanatın yaygınlaşmasının toplumun gelişimi için önemli olduğuna inandıklarını ifade eden Bulgurlu, bienalin İstanbul ve Türkiye'nin tanıtımına önemli katkıları olduğunu belirtti. Bu arada, Bulgurlu'nun konuşması sırasında bir grup tarafından gürültü çıkarıldığı görüldü. Törene, İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı ve sanat dünyasından çok sayıda davetli katıldı. Tarihsel ironi Açılışın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Günay, 11. Uluslararası 'nin modern ve çağdaş sanatlar alanında uluslararası bir kültür sanat etkinliği olduğunu kaydetti. Bu akşam ilginç mesajlar verildiğini söyleyen Bakan Günay, "Tarihsel bir ironi gerçekleşti. Avrupa'dan gelen küratör sosyalizm çağrısı yaptılar. Adaletli bir dünya çağrısı yaptılar. Ve bunu 'ün yıl dönümünde İstanbul'un bienalinde, İstanbul'un varlıklı çevrelerin de bulunduğu bir ortamda yaptılar. Demek ki dünyada çok şey değişiyor" dedi. 2010 İstanbul Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında Bakanlık olarak daha çok tarihsel mekanların yenilenmesi ve restorasyon işleriyle ilgilendiklerini ifade eden Günay, Topkapı ve çevresinde yenilemeler yaptıklarını anlattı. Kültür ve Turizm Bakanı Günay, bunun dışında İstanbul Büyükşehir Belediyesinin de çalışmalarının bulunduğunu, Haliç Kongre Merkezi, Kongre Vadisi gibi yeni merkezlerin yapıldığını, Ayazağa'nın ayağa kaldırılmaya çalışıldığını ifade ederek, Kültür Merkezi'nin yenilenmesi projesinin ise yargı engeline takıldığını söyledi. Bakan Günay, İstanbul'da yapılacak çok şeyin olduğunu aktardı. Bienal hakkında İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen "11. Uluslararası ", -8 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek. Bienalin küratörlüğünü kurulduğu 1999 yılından bu yana çalışmalarını Hırvatistan'ın Zagreb kentinde sürdüren küratör kolektifi WHW (What, How for Whom/Ne, Nasıl ve Kimin İçin) üstlendi. Bienal başlığını, Bertolt Brecht'in 1928 yılında Elisabeth Hauptmann ve Kurt Weill ile birlikte yazdığı "Üç Kuruşluk Opera" adlı oyunun ikinci perdesinin kapanış parçası olan "İnsan Neyle Yaşar?" adlı şarkıdan alıyor. Uluslararası kapsamında bu sene 40 ülkeden dünya güncel sanat çevrelerinde tanınan ya da yeni keşfedilen 70 sanatçı ve sanatçı grubunun 120'den fazla projesi sergilenecek. Bienal, dünya güncel sanat platformunun birçok önemli ismini de İstanbul'da ağırlayacak. Uluslararası sanat çevrelerinden eleştirmen, küratör, müze ve galeri yöneticileri ile yabancı basın mensupları da dahil bin 500'e yakın konuk, 'nin açılış haftasında İstanbul'da olacak. İKSV ve Pace Sanat Merkezi, Koç Holding sponsorluğunda kapsamında çocuk programları gerçekleştirecek. 6-14 yaş grubundaki çocukların müze ve kültürünü geliştirmek ve onları temel sanat kavramlarıyla tanıştırmak, sanata ve özellikle çağdaş sanata ilgiyi artırmak amacıyla düzenlenecek çocuk programları, bienalin açık olduğu -8 Kasım arasında devam edecek. 'ne, Tophane'de İstanbul Denizcilik İşletmelerine ait alandaki numaralı Antrepo, Tophane'deki Tütün Deposu ve Şişli'deki Feriköy Rum Okulu ev sahipliği yapacak. 563526 RBS:İngiltere'nin toparlanmaya ihtiyacı var RBS:İngiltere'nin toparlanmaya ihtiyacı var Diğer EKONOMİ haberlerini okumak için ... 563500 Millilerimizden bir zafer daha Millilerimizden bir zafer dahaLODZ (A.A) 36. Erkekler Şampiyonası finallerinde 2. Tur (F) Grubu’ndaki ilk maçında (A) ’yı 63-60 yendi.          Turnuvanın en önemli favorisi olarak gösterilen son Dünya Şampiyonu İspanya’yı yenmeyi başaran (A) avantajlı başladığı (F) Grubu’ndan çeyrek finale yükselme yolunda çok büyük bir adım attı.          Karşılıklı basketlerle başlayan mücadelenin ilk bölümünde Rubio ve Fernandez’in sayılık basketleriyle etkili olan İspanya, (A) Milli Takım’ın kimi hücumları iyi değerlendirememesinden yararlanarak 4. dakikada sayılık farka ulaştı: 14-8. Kerem’in skora katkı yapmasıyla toparlanan, Ömer Aşık’ın pota altında kazandırdığı sayılarla üstünlüğü ele alan milliler, yakaladıkları 10-2’lik seriyle 9. dakikada 18-16 öne geçerken, ilk periyotu 22-20 İspanya üstün bitirdi.          2. çeyreğe dağınık başlayan ve özellikle savunma ribauntlarında sıkıntı yaşayan (A) Milli Takım, pota altında Marc Gasol’u durduramayınca, İspanya, 12. dakikada skoru 27-20 yaptı. Ardından savunmasını sertleştiren ve ribauntlarda daha mücadeleci bir oyun sergileyen milliler, İspanya’nın kolay sayı bulmasını önledi. Ender, Ömer Aşık, Hidayet ve Kerem ile basketler kazanarak skoru dengeleyen milli takım, Ersan’ın son saniye 3’lüğüyle de devreyi 36-34 galip kapattı.          Ömer Aşık, ilk yarıda kaydettiği 13 sayıyla, (A) Milli Takım’ın en önemli itici gücü oldu.          İkinci yarıya Kerem’in sayılık basketiyle başlamasının ardından bir süre bocalayan milli takım, özellikle Navarro’nın sayılarını bir türlü engelleyemedi. Ancak Ersan’ın skor yükünü üstlenmesiyle (A) Milli Takım, İspanya’nın kontrolü ele almasını önleyerek, son periyoda 49-48 önde girdi.          Oldukça çekişmeli geçen 4. ve son periyotta son saniyeye dek iki takım da maçı koparmayı başaramadı. Son 12 saniyeye 61-60 ’nin üstünlüğünde girilirken, İspanya hücumunda Ömer Aşık’ın Lopez’i bloklamasının ardından İspanya’nın galibiyet düşleri suya düştü. Dönen topta yapılan faul sonrası Semih 2 atışı da sayıya çevirerek maçın skorunu 63-60 olarak belirledi.          (A) Milli Takım’da sağlık sorunları yaşayan ve yüksek ateşi nedeniyle dünkü çalışmaya da katılamayan İspanya karşısında takımdaki yerini aldı.          Milliler, 2, Tur (F) Grubu’ndaki 2. maçında 14 Eylül Pazartesi günü ile karşılaşacak.          Salon: Lodz Arena          Hakemler: Shmuel Bachar (İsrail) xxx, Sreten Radoviç (Hırvatistan) xxx, Robert Lottermoser (Almanya) xxx          Türkiye: Kerem xxx 11, Ömer Onan xx, Ersan xxx 15, Hidayet xx 2, Ömer Aşık xxx 13, Sinan xx 2, Semih xxx 11, Ender xx 4, Oğuz xx 2, Engin xx          İspanya: Rubio xx 3, Fernandez xxx 16, Navarro xx 7, Reyes xx 8, Pau Gasol xxx 16, Mumbru x, Lopez x, Marc Gasol xx 7, Garbajosa 3, Llull          1. Periyot: 20-22          Devre: 36-34 (Türkiye lehine)          3. Periyot: 49-48 562298 Çankırı'daki kazada kişi öldü Kurşunlu'nun İğdir köyü yakınlarında Bahattin Ç.'nin(16) kullandığı 18 KU 925 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda yoldan çıkarak takla attı. Şarampole yuvarlanan otomobil'da otomobil sürücüsü Bahattin Ç. ile araçta bulunan Cengiz S.(16) olay yerinde hayatını kaybetti. Kazada yaralanan Emre S.(17) Çankırı Devlet Hastanesi'nde, Osman Ö.(16) ise Kurşunlu Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alınırken, yaralılardan Emre S.'nin durumunun ağır olduğu bildirildi. Diğer taraftan aracın kazada hayatını kaybeden sürücü Bahattin Ç.'nin babasına ait olduğu öğrenildi. 562903 Daum kadroya karar veremedi Daum kadroya karar veremedi 'de Teknik Direktör 'un maçı hazırlıklarını oyuncularının katılması ile tempoyu artırırken sahaya çıkartacağı kadrosunu henüz oluşturmadığı ögrenildi. Bursaspor maçının kadrosunu kafasında büyük ölçüde oluşturan Daum'un sadece iki isim üzerinde karar veremedigi ifade edildi. maçın kadrosundan sadece kart cezalı olan 'nun yerine oynatmayı düşünen Teknik Direktör Chrıstoph Daum'un denfas ve sol kanatta kimi oynatağı konusunda kararsız oldugu belirtildi. Daum'un bugün 'a gelen Santos ve için son kararını yapılacak son taktik çalışmalarında verecegi ifade edilirken Alman hocanın milli takımlardan yorgun dönen Santos'un yerine Deivid, Lugano'nun yerine ise Bilica'ya görev verebilecegi belirtildi. Uruguay'ın ile oynadığı milli maçta kart cezalısı olan Lugano'yu Bursaspor maçı hazırlıklarını takım ile yapması için hafta başında İstanbul'a çağıran ancak bu çağrıya cevap vermeyen Lugano ile Daum'un özel bir görüşme yapacağı ifadeedildi. Teknik Direktör Christoph Daum'un kesin kararını yolculugu öncesinde yapacağı maç toplantısında verecegi ögrenildi. 563137 Trabzonspor'da Tjikuzu şoku Trabzonspor'un sezon başında İstanbul Büyükşehir Belediyespor'dan transfer ettiği Namibyalı oyuncu Razandura Tjikuzu, milli maçlar nedeniyle gittiği ülkesinden henüz geri dönmedi. Kulübe bilgi veremeyen oyuncu kayıplara karıştı. Ligde kötü günler geçiren Trabzonspor'a bir darbede oyuncusu Tjikuzu'dan geldi. Milli maç nedeniyle ülkesine giden Namibyalı oyuncu hafta sonu oynanacak olan zorlu İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçı öncesinden kayıplara karıştı. Cumartesi günü maç oynayan Tjikuzu'nun, Pazartesi günü Trabzon'da olması gerekiyordu. Fakat bu oyuncunun gündür izinsiz olarak Trabzon'a dönmediği öğrenildi. Bordo-mavili kulüp oyuncudan haber alamazken, menajeriyle bağlantı kuruldu. Ancak yeterli cevap alınamadı. Habersiz olarak Trabzon'a dönmeyen oyuncuya ulaşılamazken, oyuncunun durumundan endişe edilmeye başlandı. Tjikuzu'nun durumunun öğrenilmesi halinde oyuncuya yüklü bir miktarda para cezası verilmesi bekleniyor. 562475 Kriz nereye gidiyor? DEĞERLİ okurlarım, daha önceki yazılarımda krizin tabanı bulmuş olabileceğini, tüketici güven endeksinde ve kapasite kullanım oranında ülke içinde de, küresel olarak da iyileşmeler olduğunu yazmıştım. Ancak hep şunu da söylemiştim; “Bu iyi belirtilerin kalıcı bir düzelme mi, yoksa yaz mevsimlerinde ortaya çıkan geçici bir iyileşme mi olduğunu söylemek için henüz erken.” Bizde mevsimlik oynamalara göre düzeltilmiş rakamlar zaman zaman hesaplansa da genellikle gecikmeli olarak yayınlanır. 31 Ağustos’ta Haziran ayı için mevsim etkilerinden arındırılmış aylık sanayi endeksi ilk defa yayınlandı. Bu endeks ekonominin hala gerçek anlamda küçülmeye devam etmekte olduğunu gösteriyor. Yaz aylarının normal üretim artışlarının etkisi arındırılmış olarak hesaplanan endeks haziranda, mayısa göre yüzde 0.4 azalmış. Diğer bir deyişle, küçülme yavaşlamış ama krizin dip noktasına henüz ulaşılamamış. Yaz aylarında yaşanan aylık bazdaki artışlar normal mevsimlik üretim artışları imiş. Aşağıdaki rakamlar devletin İstatistik Kurumu’na ait. Sanayi üretim Endeksi (Aylık Değişimler) 2009  Arındırılmamış Arındırılmış Ocak -5.0 -2.2 Şubat -3.9 -0.2 Mart 11.4 -1.0 Nisan 1.4 0.1 Mayıs 5.0 0.9 Haziran 7.5 - 0.4 *  *   Bir an için krizin dip noktasına ulaşılmış olduğu varsayılsa dahi, aslında bu, şirketlerin de ülkenin de ekonomik sorunlarının geride kaldığı anlamına gelmez. Çünkü pek çok zaman şirketler krizin ilk dönemlerinde elde etmiş oldukları piyasaları terk etmemek, şirketin zayıf bir konuma düştüğünü müşterilerine ve bankalarına hissettirmemek için birikimlerini devreye sokarlar. Yani çıkarmamaya gayret ederler, mümkünse üretim seviyelerinde radikal indirimler yapmazlar, çalışanlarına yıllık izinlerini kullandırmakla yetinirler. Birçok şirket ekonominin dibi bulmasına, hatta düzelmenin başlamasına rağmen, yaratacak bir talep ve satış seviyesine henüz ulaşılamadığı aylarda birikimlerini tüketir ve zora düşer. Üretimini kısmak, işçi çıkarmak zorunda kalır. Bu dönemlerde artan tüketici güven endekslerini, kapasite kullanımını ve üretimi gören ekonomi yöneticilerinin şöyle bir düşünceye kapılmaları tehlikesi vardır: “Ekonomi düzeliyor, bu düzelmeyi sağlamak için yapılan indirimleri ve harcamalar bütçe açıklarını arttırdı. Şimdi ihtimalini önlemek için mali disiplini yeniden kurmalıyız.” Bu vergilerin arttırılacağı, devlet harcamalarının kısılacağı anlamına gelir. Böyle bir yaklaşım esasen çok kırılgan, dayanma gücünü, birikimlerini yitirmiş olan ekonomiyi ikinci bir krize itme tehlikesi yaratır. Bence Türkiye’de henüz enflasyonla mücadele zamanı gelmedi. Ekonomideki küçülme ile mücadeleye devam edilmelidir. Vergileri arttırmak, devlet harcamalarını kısmak, bütçeyi dengelemek gibi eski ezberler henüz geçerli değil, değerli okurlarım. 562801 İstanbul; emeğin yağması kamunun talanı İkitelli ve Halkalı'da etkili olan sel, 'imaj kent' İstanbul'un' zeminindeki balçığı gösterdi. Sınırlı bir alandaki afete bile müdahale edemeyen ve güvenlik sağlayamayan bir metropol vardı karşımızda. Kıpırdayamayan, ağır, hantal yerel yönetim, 'küresel ısınmayı' suçluyordu. Anladık ki; yıllardır İstanbul'u rehin alan büyük ve arsız organizma neoliberalizm şehri çoktan yutmuştu... Araçlarda boğulanlar, çamur basmış yerleşim ve sanayi alanları, toprağa ve suya karışan kimyasal atıklar, ilkel kurtarma çalışmaları, çamurlu malları kapan 'sırnaşıklık ve arsızlık', nasıl kırılgan bir noktaya varıldığının ispatıydı. 563151 Ege'de 4,6 büyüklüğünde deprem Yunan basını, Avrupa Yerbilimleri Enstitüsü verilerine dayandırdığı haberlerinde, depremin merkez üssünün Sisam Adası'nın doğusunda yer alan Pithagorio yerleşim biriminin 23 kilometre açığı olduğunu duyurdu. 563178 Töre diye bebeklerini boğmuşlar! diye bebeklerini boğmuşlar! ’nin Bahçe ilçesine bağlı Yukarıkardere köyünde, 12 yıl önce, evlilik bağı olmadan yaşanan bir ilişkiden doğan bebeği öldürdükleri ve gizlice gömdükleri iddiasıyla kişi tutuklandı. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, ilçe merkezinde oturan E.B.A ile M.A arasında yaşanan ilişkiden, 23 Mayıs 1997 tarihinde, Osmaniye Devlet Hastanesinde bir erkek bebek dünyaya geldi. İddiaya göre, E.B.A’nin ailesi, olayı meselesi yaparak kurallarının uygulanması kararı aldı. Bebeğin annesi E.B.A, bebeğin babası M.A ile kadının erker kardeşi İ.B. ve eşi S.B, aralarında anlaşarak ismi bile konulmayan bebeği taburcu olur olmaz yakınındaki bir arsada, çanta içerisinde iple boğarak öldürdü. Bebeğin cesedi ilçeye götürülerek, Yukarıkardere köyünde, bebeğin annesi E.B.A’nın erkek kardeşi İ.B’ye ait evin bahçesine gizlice gömüldü. Jandarma Komutanlığı ekipleri, 12 yıl sonra bir ihbar üzerine Bahçe ilçesinin Yukarıkardere köyüne operasyon düzenledi. Operasyon kapsamında evin bahçesi kazıldı. Kazılan bahçede insana ait adet kemik bulundu. Deliller değerlendirmek üzere incelemeye, şüpheliler E.A, İ.A, B.A ve S.A da gözaltına alındı. Jandarma Komutanlığındaki sorgularının ardından adliyeye çıkartılan zanlıların tutuklanarak cezaevine gönderildiği bildirildi. Bu arada, yaşadıkları birliktelikten doğan bebeği öldürdükleri belirlenen anne E.B.A ile baba M.A’nın, adamın askerden dönüşünün ardından evlendiği kaydedildi. 562530 Saddam'ın hemşiresi kitap çıkardı Saddam'ın hemşiresi kitap çıkardı 12.09.2009 Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin'in, ABD hapsinde olduğu aylardaki hemşiresi kitap çıkardı. Bağdat'taki cezaevinde ay boyunca Saddam Hüseyin'e bakan ABD ordusu hemşiresi Robert Ellis, Irak liderinin kod adının "Victor" olduğunu kaydetti. "Victor'a Bakmak" adlı kitabında Saddam'ın "kötü bir katil" olduğunu dile getiren Ellis, "Ancak onunla birlikte geçirdiğim zaman içinde başka tarafını da gördüm" dedi. Erkek kardeşi öldüğünde ABD'ye giderek cenazesine katıldığını ve daha sonra Saddam'ın yanına döndüğünü belirten Ellis, "Geri döndüğümde Saddam bana 'Artık ben de bir kardeşinim' dedi" ifadelerini kullandı. ABD'li hemşire, "Onun asıldığını öğrendiğimde birbiriyle çatışan duygular yaşadım. Hem şaşırdım hem hayal kırıklığına da uğradım. Saddam'ın iyi yanları da vardı" dedi. 562794 Münevver cinayeti (DHA) -- Gazete, Garipoğlu'nun, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Çapkın'ın kurduğu özel ekip tarafından Ermenistan- sınırında tespit edildiğini ve 2-3 gün içerisinde Türkiye'ye getirileceğini iddia etti. Gazetenin haberine göre, Ermenistan'la diplomatik ilişki olmadığı için bu ülkeyle ilişkisi olan ve ile irtibata geçildi. Yapılan görüşmelerde sonuç alınınca Cem Garipoğlu'nu teslim almak için bir ekip Ermenistan'a gitti. Gazete ayrıca, Emniyet Müdürü Çapkın'ın daha önce yaptığı açıklamada, "Çemberin son halkasına geldik sayılır. Tüm bağlantılarını operasyonla deşifre ettik. Teslim olması ya da yakalanması an meselesi" sözlerini haberin doğruluğuna kaynak gösterdi. Asayiş Şube Müdürlüğü yetkilileri iddiaların doğru olmadığını söyledi, ancak habere göre yarın bu konuda açıklama yapılacak. 563222 Yunanistan'da şiddetli yağış can aldı 'da şiddetli can aldı ’ı dün akşam saatlerinden itibaren etkisi altına alan şiddetli yağışın Eğriboz yarımadasında bir kişinin yaşamını yitirmesine yol açtığı bildirildi. basını, yağışın özellikle Eğriboz’da etkili olduğunu belirterek, dün gece yağışın yol açtığı sel sularına kapılan bir araçta bulunan 39 yaşındaki bir polis memurunun hayatını kaybettiğini duyurdu. Yarımadanın Aliveri yakınlarında meydana gelen olayda polisin cesedine yaklaşık saat süren çalışma sonrasında ulaşıldığı ifade edilen haberlerde, Halkida, Eretria, Amarintho ve Vasiliko yerleşim birimlerinde onlarca ev ile iş yerini su bastığı, mahsur kalanların kurtarılması için itfaiye ekiplerinin bu bölgelerdeki çalışmalarını sürdürdüğü kaydedildi. Haberlerde, yarımadayı ana kara ile birleştiren Halkida-Aliveri otoyolunda, sel sularının bazı noktalarda bir metre yüksekliğe kadar ulaşması nedeniyle yolun trafiğe kapatıldığı belirtildi. Öte yandan, başkent yakınlarındaki sahil kenti Salamina yakınlarında denize açılan kişinin teknelerinin nedeniyle alabora olduğu açıklandı. Teknede bulunan kişinin kurtulduğu, ancak kimliği açıklanmayan 17 yaşındaki bir çocuğun bulunması çalışmalarının bölgede görev yapan Süper Puma tipi bir ve botlarınca sürdürüldüğü belirtildi. Bu arada, Yunanistan Enstitüsü, ülkenin özellikle doğu ile güneyindeki kötü hava şartlarının bu akşamdan itibaren etkisini kaybetmesinin beklendiğini duyurdu. 562377 'Cem Garipoğlu yakalandı' iddiası Alınan bilgilere göre; Garipoğlu, Ermenistan'da yakalandı ve bugün akşam saatlerinde Türkiye'ye getirildi. Ancak İstanbul Emniyeti Garipoğlu'nun yakalandığını gizliyor. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, hafta içinde yakalama sözü verdikten gün sonra yakalanan Cem Garipoğlu'nun ilk sorgusu bitmeden resmi bir açıklama yapmak istemedi. Yarın sabah resmi açıklamanın yapılması bekleniyor. Bu gece saatlerinde Cem Garipoğlu'nun yakalnadığına dair kulisleri bilgiler düşmüş ancak iddia doğrulanmamıştı. İNTERNETHABER'in Cem Garipoğlu'nun yakalandığına dair iddiaları haber yapmasının ardından; resmi olmayan doğrulama geldi. Emniyet içinden gelen ve basın kuruluşlarını da harekete geçiren iddia; emniyet yetkilileri ya da İstanbul valiliğince henüz resmi olarak doğrulanmadı; ancak resmi hiç bir yalanlama da yapılmadı. 563369 Domuz gribine karşı tek doz aşı Amerikalı ve Avustralyalı bilim adamları, yeni domuz gribi aşısının tek dozunun yetişkinleri hastalıktan korumak için yeterince güçlü olduğunu bildirdi. Avustralyalı aşı üreticisi CLS şirketi, deneme aşamasındaki aşının bir doz olarak uygulandığı insanların yüzde 75 ila 96’sının hastalıktan korunduğunun tespit edildiğini belirtti. Aşının etkisini ila 10 günde gösterdiği kaydedilirken, Amerikalı bilim adamlarının yeni domuz gribi aşısıyla elde ettiği veriler de aşının insanları hızla korumaya başladığını gösteriyor. Yeni aşının ekim ayında kullanıma hazır hale geleceği kaydediliyor. Yeni domuz gribi aşısının iki dozunun insanları korumak için yeterli olacağı düşünülüyordu. Bilim adamları, yeni virüsün ABD’de hızla yayıldığına dikkati çekerek, tek doz aşının yeterli olmasının iyi haber olduğunu vurguladılar. 563012 Debbağ: "Şam militanları durdursun" hükümet sözcüsü Ali El Debbağ, ile diplomatik ilişkilerin onarılmasını görüşmeden önce, militanları durdurmak konusunda Şam'ın ciddi çaba gösterip göstermediğini görmek istiyoruz" dedi. Debbağ, Türkiye'nin arabuluculuğunun tarafı üzerindeki sonuçlarını görmeleri halinde bunun verimli olacağını söyledi. Debbağ tarafının ciddiyetinden ve ıraklıların taleplerini yerine getirme konusundaki siyasi iradesinden emin olmadan önce büyükelçilerin geri dönüşünü konuşmak için erken" dedi. Debbağ, işbirliğini artırmaya karar verirse, BM Güvenlik Konseyi'ne ilettikleri 'taki bombalı saldırıların soruşturulması talebinin geri çekilebileceğini de ifade etti. hükümeti sözcüsü, Türkiye'nin arabuluculuğundan memnun olduğunu belirtti.  Türkiye de önümüzdeki hafta çabalarına hız verecek. Kahire'deki Türkiye-- zirvesine katılan Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, önümüzdeki hafta Türkiye'de benzer bir toplantı düzenleneceği açıkladı. Diplomatik kaynakların verdiği takvime göre, Devlet Başkanı Beşşar Esad, 16 Eylül'de Türkiye'ye gelecek. Esad'a Dışişleri Bakanı Velid Muallim'in de eşlik etmesi bekleniyor. Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari de 17 Eylül'de İstanbul'da, Türkiye- İstişare Konseyi Bakanlar Toplantısı'na katılacak. 563521 Bakan Şimşek'in yakındığı konu  Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütün dünyada şirketler arasında birleşme kültürünün bulunduğunu belirterek, yurt içi ve yurt dışındaki Türk şirketlerinin de birleşerek daha güçlü hale gelmesi gerektiğini söyledi. Almanya'da yaşayan Türk işadamlarının, yaptıkları başarılı çalışmalarla Türkiye'nin gururu olduğunu ifade eden Şimşek, aynı başarılı çalışmaların birleşerek daha güçlü bir hale gelebileceğini kaydetti. Mevcut küresel krizden sonra dünyanın artık aynı dünya olmayacağını anlatan Şimşek, dünya ekonomisinin önünde, halen aşılması gereken önemli sorunların bulunduğunu, krizin ardından küresel ekonomik büyümenin eski yüksek oranlarında seyretmeyebileceğini söyledi. Şimşek, dünya ekonomisinin 1930 buhranından bu yana en kötü krizini yaşadığını, ancak bu kötü durumun atlatıldığını, gerek dünya ekonomisinde gerek Türkiye ekonomisinde canlanma işaretleri görüldüğünü ifade etti. Küresel krizin Türkiye ekonomisini de olumsuz etkilediğini belirten Şimşek, geçen yıl Eylül ayından bu yana Türkiye'de tüketim ve yatırım harcamalarının ertelendiğini, bunun da küresel krizin Türkiye'ye etkisinin örneği olduğunu kaydetti. -TÜRKİYE'DEKİ TEŞVİK SİSTEMİ- Yeni teşvik sistemiyle Türkiye'de yatırım yapılmasını çok daha cazip hale getirdiklerini vurgulayan Bakan Şimşek, ''Cömert bir teşvik sistemi getirdik. Yeni teşvik sisteminin amacı, imkanı olanları yatırıma teşvik etmektir'' dedi. Yeni teşvik sisteminin bölgesel kalkınma amaçlı olduğunu da kaydeden Şimşek, bu teşvik sistemiyle her bölgenin kalkınma potansiyelinin değerlendirileceğine dikkati çekti. Yeni teşvik sistemi çerçevesinde kredi garanti sistemini de getirdiklerini anlatan Şimşek, bu garanti sistemiyle bankalara, şirketlere daha kolay kredi verme imkanı sağladıklarını söyledi. Türkiye'de istihdamın korunmasına da önem verdiklerini ifade eden Şimşek, bu çerçevede, hükümet olarak işletme giderlerine de ortak olarak ''kısa çalışma ödeneği'' sistemini getirdiklerini bildirdi. Almanya ve Türkiye'nin büyük ülkeler olduğunu hatırlatan Şimşek, Almanya'da yaşayan Türk işadamlarının iki ülke arasındaki ilişkilere çok önemli katkıda bulunacaklarını söyledi. Şimşek, Almanya'da yaşayan Türklere de seslenerek, bu ülkenin dilinin ve kültürünün iyi öğrenilmesi gerektiğini ifade etti. Maliye Bakanı Şimşek, bir soru üzerine, Almanya ile Türkiye arasındaki çifte vergilendirme anlaşmasının Ocak 2011'e kadar yürürlükte olduğunu hatırlatarak, yeni anlaşmaya dönük çalışmaların da her iki ülkenin uzmanları tarafından yürütülmekte olduğunu anlattı. Şimşek, Türkiye'nin Brezilya, Suudi Arabistan ve Rusya gibi doğal kaynak zengini bir ülke olmadığına da işaret ederek, ''Yani başkasının taşıyla kuş vuruyoruz'' şeklinde konuştu. -GELİR İDARESİ BAŞKANI KİLCİ- Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Kilci de, Türkiye'deki ''varlık barışı'' uygulaması konusunda Türk işadamlarına bilgi verdi. Varlık barışı uygulamasına çok önem verdiklerini kaydeden Kilci, süresi 30 Eylül'e kadar uzatılan varlık barışının vatandaşların yararına bir uygulama olduğunu belirterek, ''Yurt dışındaki vatandaşlarımızın parasını, Türkiye'de güven içinde değerlendirmek istiyoruz'' dedi. Varlık barışı uygulamasından yüksek bir getiri beklediklerini kaydeden Şimşek, bu nedenle yurt içi ve yurt dışında bu uygulamaya yönelik geniş kapsamlı bir bilgilendirme faaliyetine başladıklarını söyledi. Mehmet Kilci, varlık barışı çerçevesinde beyanda bulunan vatandaşların kesinlikle yasal bir takibe uğramayacaklarını da vurguladı. Varlık barışı beyanında bulunacak olan vatandaşların vergi dairelerine, bankalara ya da aracı kurumlara başvuruda bulunabileceklerini ifade eden Kilci, ancak, vergi dairelerine beyanda bulunmanın vatandaş açısından daha avantajlı olduğunu da sözlerine ekledi. 563555 Gökçek'e tepki! Altay Kulübü Başkanı Niyazi Konuşmaz, Gökçek'in açıklamalarında, Altay'ın Turkcell Süper Lig'e yükselmesi durumunda, bunun Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mahmut Özgener tarafından sağlanacağını iddia ettiğini belirtti. Gökçek'in ayrıca, Altay'ın geçen sezon Kayseri Erciyesspor ile yaptığı maç hakkında da olumsuz değerlendirmelerde bulunduğunu anlatan Konuşmaz, şöyle devam etti: ''Yaklaşık 14 aydır Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı yapan kulübümüzün eski başkanlarından Mahmut Özgener'in tarafsızlığı konusunda tüm spor kamuoyu hemfikir. Sayın Mahmut Özgener, aynı şehirden iki Süper Lig takımının aynı aile tarafından yönetilecek olması sebebiyle tüm takımlar arasındaki eşitlik ilkesine aykırılığa izin vermemiştir. Sayın başkanın görevi gereği sergilediği bu tutum herkesçe takdir edilmiştir. Buna karşın Melih Gökçek'in 'çamur at izi kalsın' mantığı ile yaptığı açıklamaları endişeyle takip etmekte ve bunları hezeyan olarak değerlendirmekteyiz.'' Altay Kulübü'nün Türk spor yaşantısının ve tarihinin en zengin hazinelerinden birisi olduğunu kaydeden Konuşmaz, ''Altay asra dayanan mazisinde, Türk sporunun her zaman öncülüğünü yapmıştır'' diye konuştu. Konuşmaz, Gökçek'in açıklamalarına ilişkin yargı yoluna başvuracaklarını da belirtti. 562265 Beşiktaş, Galatasaray maçında beyaz yağmurluk dağıtacak Galatasaray Kulübü'nün, henüz üzeri kapatılamayan eski açık tribünden maçı izleyecek Beşiktaşlı taraftarlara, kötü hava koşulları göz önüne alınarak, stada girişlerinde yağmurluk dağıtılacağı yönünde dün yaptığı açıklamanın ardından, bugün de Beşiktaş Kulübü benzer bir açıklamada bulundu. Beşiktaş Kulübü'nün internet sitesinde, ''Taraftarlarımıza siyah-beyaz yağmurluk'' başlığıyla yapılan açıklamada, ''Yarınki derbide Ali Sami Yen Stadı'nda takımımızı yalnız bırakmayacak taraftarlarımıza, kulübümüz tarafından yağmurluk dağıtılacak. Son günlerde İstanbul'u etkisi altına alan olumsuz hava şartlarının yarın da devam etmesini göz önünde bulunduran kulübümüz, yağmurlukların dağıtımını Ali Sami Yen Stadı'nda yapacak'' denildi. 563037 Yılmaz Vural yönetimindeki Kasımpaşa ilk galibiyetini almak istiyor yönetimindeki ilk galibiyetini almak istiyor Süper Lig'de henüz puan ile tanışımayan yarın deplasmanda ile karşılaşacak. Milli maçlar nedeniyle lige verilen arada teknik heyette değişikliğe giderek, Besim Durmuş'un yerine deneyimli teknik adam 'ı getiren lacivert-beyazlılar, deplasmanında ilk galibiyet ve ilk puanla tanışmayı amaçlıyor. Kasımpaşa'nın yeni teknik direktörü Yılmaz Vural, ligde kalıcı olmak istediklerini belirterek, "Bizim hedefimiz ligi 42 puanla tamamlayıp ligde kalmaktır. Geçen sene şampiyonluğu kıl payı kaçıran 'un bile sıfır puanlı takımlar arasında olduğu uzun bir maratonda ligde kalmayı başaracağımıza inanıyorum'' dedi. Süper Lig'de ilk haftada siftahı bulunmayan Kasımpaşa, döneminin son gününde futbolcuyu kadrosuna katmıştı. Lacivert-Beyazlılar, 'in Brann takımında forma giyen Türk asıllı Norveçli futbolcu Azar Karadaş ile 3, Koray Avcı ile 2, ile de yıllık imzalamıştı. 563185 Gökçek'in istifası yetmiyor! Gökçek'in istifası yetmiyor! Başkanı Ahmet Gökçek'in federasyona etmem yeterli olacaksa edeyim" önerisi geri tepti. 'ün haberine göre; Ahmet Gökçek’in federasyona “İstifa etmem yeterli olacaksa edeyim” önerisi getirdiği ancak hukuk kurulunun “Aykırılık seninle birlikte seçilen 15 yönetici de istifa ederse ortadan kalkar” görüşüyle bu talebi geri çevirdiği ortaya çıktı. ise konuyla ilgili olarak “Burada bir şaibe yok. Şaibeyi bu işin içerisine sokan kişi, federasyon başkanının bizzat kendisidir. derhal istifa etmelidir” dedi. AYDIN ELİ BOŞ DÖNDÜ maçı iptal edilen için dün ’ın aracı olduğu toplantıda federasyonla masaya oturan bir sonuç elde edemedi. Ve Futbol Federasyonu Hukuk Kurulu Ankaraspor için düğmeye bastı. Ankaragücü ile Ankaraspor’un aynı ligde mücadele etmesini talimatlara aykırı bulan TFF Hukuk Kurulu, verdiği günlük süre içinde gerekli değişikliklerin yapılmaması üzerine cuma günü kulübü ’ya sevk etti. Ankaragücü’nden gerekli istifaların olmaması veya Ankaraspor’un 3. şahıslara devredilmemesi durumunda, Ankaraspor ligden ihraç edilecek. Hukuk kurulunun cuma sabahı gerçekleştirdiği sevk, Başkent’te hareketli saatler yaşanmasına neden oldu. Ankaragücü Onursal Başkanı Cemal Aydın, beraberinde yönetici ile birlikte apar topar ’a gitti. Soluğu federasyonun İstinye’deki merkezinde alan Aydın, burada federasyon başkanı Mahmut Özgener, Başkanı Aziz Yıldırım ve federasyonun hukuk işlerinden sorumlu yöneticisi Yunus Egemenoğlu ile bir araya geldi. ‘YETKİ KURULLARDA’ Toplantıda ilk olarak federasyonun aldığı kararın yanlışlığına inandığını bir kez daha vurgulayarak kararın iptal edilmesini isteyen Cemal Aydın, bu konuda bir sonuç elde edemeyince, “En azından Ankaraspor’un satışı için verdiğiniz süreyi uzatın” dedi. Özgener ise zaman uzatımı konusunda da yönetim kurulu olarak bir şey yapamayacaklarını, artık topun yetkili kurullarda olduğunu ifade etti. Bu arada Ankaraspor,maçlarına konulan tedbir kararına yönelik itirazını Tahkim’e değil de PFDK’ya yaptığı için dün PFDK’dan “Bizim yetkimizde değil” cevabını aldı. TAHKİM BOZABİLİR PFDK’nın ret kararı sonrası ’na başvuran Ankaraspor’un talebi üzerine, kurul cumartesi günü olağanüstü toplanacak. Tahkim’in PFDK kulübün birleşmesi yönündeki kararını verene dek Ankaraspor’un karşılaşmalarını oynamasında bir sakınca görmemesi ve tedbir kararını bozması halinde, -Ankaraspor maçının pazar ya da pazartesi oynanması bekleniyor. Tahkim Kurulu’nda, tedbir kararını doğru bulmayan üyelerin olduğu öğrenildi. YOLU KAPALI İstinye’deki kriz toplantısının gündem maddelerinden bir diğeri ise federasyonun Cemal Aydın’a emsal kararı göstererek talimatlar gereği konunun FIFA’ya taşınamayacağı yönünde yaptığı uyarıydı. Yetkililer, daha önce teknik direktör ’nın Ç. ile yaşadığı problemde ve Demirspor’un da TFF’nin aldığı karara itiraz etme amacıyla ’a yaptıkları başvuruların reddedildiğini belirtti. 563263 Netanyahu kaybolduğunda Rusya'daydı Meridor, İngiliz Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü tarafından düzenlenen bir konferans nedeniyle bulunduğu Cenevre'de Reuters ajansına yaptığı açıklamada, "(Netanyahu) Rusya'daydı" dedi. Başbakan yardımcılığının yanı sıra İstihbarat ve Atom Enerjisi Bakanlığını da yürüten Meridor, Netanyahu'nun Rusya ziyaretinin içeriğinin kamuoyuna açıklanmadığını anımsatarak, bazı şeylerin özel olmasının daha iyi olacağını belirtti. Netanyahu'nun Rusya ziyareti tartışmalarıyla ilgili olarak, başbakanlık makamından yapılan bir açıklamada bir askeri ataşenin ''Güvenlikle ilgili bir tesisi ziyaret etti'' sözlerine yer verilmişti. Buna karşın İsrail basını, Netanyahu'nun bu açıklama yapıldığı sırada Rusya'da İran'a silah satışıyla ilgili görüşmeler yaptığını yazmıştı. 563417 Birlikte başaracağız Birlikte başaracağız Atakum Kent Konseyi üyeleri ile iftarda buluşan Atakum Belediye Başkanı Metin Burma, gelecek için başarıya kilitlendiklerini söyledi. Başkan Burma, "Yaşanabilir, güzel bir kent meydana getireceğiz, bunun için kendimi başarıya odakladım" dedi. ADNAN BAHADIR SAMSUN Atakum Belediye Başkanı Metin Burma, Atakum Kent Konseyi tarafından verilen iftarda, konsey üyeleri ile bir araya geldi. Önceki akşam Atakum Eğitim ve Eğlence Merkezi'nde gerçekleştirilen iftar programına, Atakum Kent Konseyi üyeleri katıldı. Sivil toplum kurumu, sendika ve siyasi parti temsilcilerinin yer aldığı iftar yemeğine çok sayıda davetli katıldı. İftar programına gelenleri Eğitim ve Eğlence Merkezi'nin kapısında karşılayan Başkan Burma, konuklarla tek tek ilgilendi. "SAMSUN'UN GELECEĞİ ATAKUM'DA" Orucunu konuklarla birlikte açan Başkan Burma, daha sonra bir teşekkür konuşması yaptı. Kent konseyinin yaptığı çalışmaların Atakum'a büyük katkılar sağlayacağını söyleyen Başkan Burma, "Atakum'un gelecek projelerinde siz değerli dostlarımızın verdiği yemekte bulunmaktan dolayı çok mutluyum. Ben sizlerin ortaya koymuş olduğunuz ürünlerin çok önemli olduğuna inanıyorum. Atakum'da oturalım ya da oturmayalım, Samsun'un geleceğinin ben burada olduğunu düşünüyorum. Samsun'daki vatandaşlarımızın, 'Bir gün Atakum'da evimiz olsa' dediklerini biliyorum. Atakum işte böylesine bir gelişim ve değişim süreci içerisinde. Bu güzellikleri hep birlikte yapacak, hep birlikte paylaşacağız" dedi. "KENDİMİ BAŞARIYA ODAKLADIM" Kent Konseyi tarafından ortaya konan fikirleri yakından takip ettiğini de sözlerine ekleyen Başkan Burma, şöyle konuştu: "Vizyonu geniş dostlarla, Kent Konseyi'mizde ortaya konan fikirleri yakından takip ediyorum. Verilen raporları birebir okuyor ve takip ediyorum. Atakum'un geleceği ile ilgili düşüncelerimizi, fikirlerimizi, projelerimizi hayata geçireceğiz. Çok güzel, yaşanabilir bir kent meydana getireceğimize, hep birlikte başaracağımıza inanıyorum. Ben Atakum için kendimi başarıya odakladım, bu hedefi ortaklaştırıyoruz" ENGELLİLERLE YAKINDAN İLGİLENDİ Konuşmasının ardından davetlilerin bulunduğu masaları gezen Başkan Burma, özellikle TSD üyeleriyle yakından ilgilendi. Engelli vatandaşların sorunlarını dinleyen Başkan Burma, TSD Samsun Şube Başkanı Yakup Beyazer'den ekolojik oyuncak projesi hakkında bilgi aldı. Başkan Burma'yı atölyelerini gezmeye davet eden Beyazer, ayrıca Atakum'da yaşayan engelli bir vatandaş ile ilgilenilmesi için de ricada bulundu. Beyazer'in söylediği engelli vatandaşla yakından ilgileneceklerini kaydeden Başkan Burma, önümüzdeki günlerde de ekolojik oyuncak projesinin hayata geçtiği atölyeyi ziyaret ederek, çalışmaları yerinde inceleyeceğini belirtti. 563326 Netanyahu'nun Rusya'da olduğu doğrulandı Meridor, İngiliz Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü tarafından düzenlenen bir konferans nedeniyle bulunduğu Cenevre'de Reuters ajansına yaptığı açıklamada, "(Netanyahu) Rusya'daydı" dedi. Başbakan yardımcılığının yanı sıra İstihbarat ve Atom Enerjisi Bakanlığını da yürüten Meridor, Netanyahu'nun Rusya ziyaretinin içeriğinin kamuoyuna açıklanmadığını anımsatarak, bazı şeylerin özel olmasının daha iyi olacağını belirtti. Netanyahu'nun Rusya ziyareti tartışmalarıyla ilgili olarak, başbakanlık makamından yapılan bir açıklamada bir askeri ataşenin ''Güvenlikle ilgili bir tesisi ziyaret etti'' sözlerine yer verilmişti. Buna karşın İsrail basını, Netanyahu'nun bu açıklama yapıldığı sırada Rusya'da İran'a silah satışıyla ilgili görüşmeler yaptığını yazmıştı. 562600 ALİ BULAÇ Geleneklere saygı ve onları koruma hakkı Bir açıdan onun gelenek telakkisi İslamiyet'in beşeriyet tarihi içinde ve her peygamber tebliğinde yeniden ifade edilen Ed Din'e karşılıktır. Ama karışıklığa yol açmaması bakımından Din'i şemsiye kavram, geleneği hem sahih tebliğ hem sahih ve salih ameller formunda bunun içinde ele almanın daha doğru olacağını sanıyorum. Batı, kendini bir gelenek içinde üretip sürdürüyor. Greklerin ruh-beden ayrımı, Roma'nın paganizmi Batı Hıristiyanlığı içinde devam etti. Aydınlanma Hırisyanlığın sekülerleştirilmiş formudur. Komün toplum, kurtarıcı sınıf, ideoloji ve partiye adanmışlığıyla Marxizm-Leninizm dahi sekülerleştirilmiş Hıristiyanlıktır. Batı'nın modern siyasal ve hukuki kurumlar üzerinden Batı-dışı dünyaya empoze ettiği formlar, yöneldikleri temel hedefler bakımından yerli gelenekleri tasfiye eder. Doğası itibarıyla kültür ve kavimlerin kültürel hakları geleneksel olanın tasfiyesini hedefler. Bir kavim uluslaştıkça kendi tarihi değerlerini tasfiye eder. Gelenek ise demokratiktir, tarih içinde sürekliliktir ve birleştiricidir. Tabii ki bilumum görenekler ve âdetler böyle değildir. İçlerinde zalimane olan, çürümüş, yozlaşmış görenek ve âdetler vardır ve bunlar belli bir referans çerçevesinden hareketle ayıklanmalı, gerekirse bu geleneklere ve belki en başta gelenekçiliğe, geleneğin katılaştırılması, kendini var eden değerin üstüne çıkarılması telakkilerine karşı mücadele edilmesi gerekir. Geleneğin büyük tehlikesi, içinde bilinç kalmamış davranışları alışkanlık haline getirmesidir. Bu zamanla sadece bakış açılarını, düşünme biçimlerini ve davranış tarzlarını değil, ibadetleri dahi adet haline getirebilir. Ancak bunları unutmadan, geleneğin korunması gerektiği; bunun için de geleneğe saygı ve toplumların kendilerine özgü geleneklerinin korunmasının temel haklar arasında sayılmasının şart olduğunu belirtmek gerekir. İşte Batı, tam bu noktada ne yerel/yöresel geleneklere saygı duyuyor, ne de geleneklerin korunmasını bir hak kabul ediyor. Bunun sebebi açıktır: Eğer gelenek güçlüyse, toplum da güçlüdür. Çünkü mesela İslam toplumlarını göz önüne aldığımızda, Müslüman kavim ve halkların geleneklerinin üç özellik taşıdığını görüyoruz: a) Geleneklerin özleri, özellikle örflerin tamamı İslam dinine dayanıyor, formlar yerel/yöresel unsur ve malzemelerle vücut buluyor. c) Gelenek toplum tarafından yapılır. Yukarıdan -devlet- tarafından empoze edilmez; dışarıdan da ithal edilmez. Bu yüzden; "gelenek" ile "modernleştirici devlet" ve yine geleneklerini yaşamak ve sürdürmek isteyen "Müslüman halk" ile "Batı'dan empoze edilen kültür" arasında sürgit bir gerilim ve çatışma hali yaşanmaktadır. Bu siyasal rejimlerin demokratikleşmesini engelleyen en önemli faktördür. Çünkü devlet kendini Batı kültürünü halkına empoze etme misyonuyla konuşlandırmış bulunmaktadır ki, bu misyondaki devlet demokratik olamaz. c) Geleneği zaman içinde dayanıklı kılan faktör, toplumun onu olayların akışı içinde sürekli bir biçimde test etmesi, miadı dolmuş formların katılaşmasına karşı özünü yeniden süzüp öne çıkarması, hayatın değişen şartlarına göre değeri imbikten geçirmesidir. Zaten eğer bir gelenek test edilmiyorsa, süzülüp belli bir imbikten geçmiyorsa yaşayamaz. Batı'nın vesayetindeki devletler, geleneklerini hukuk, kültür ve eğitim üzerinden tasfiye etmeye çalışırlar. Medya yeni dönemin en etkili aracıdır. Yeni dönemde aynı misyonu STK'lar, kadın dernekleri, insan hakları örgütleri, araştırma şirketleri, stratejik kuruluşlar, vakıflar üstlenmiş bulunuyor. Bu taşıyıcı ve dönüştürücü araçlara Batı çuval dolusu dolar ve avro fonluyor. Türklerin, Arapların ve Kürtlerin gelenekleri birbirine yakındır, örfleri aynıdır. Her üç Müslüman kavim kendilerine özgü kültür ve kültürel haklar öne sürdükçe ayrışıp çatışmaya hazır hale gelmektedirler. 563286 Uluslararası piyasalarda geçen hafta Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique Strauss-Kahn, küresel ekonomideki düzelmenin tahmin edilenden üç ay erken olabileceğini söyledi. ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin 787 milyar dolarlık teşvik paketinin 1,1 milyon kişiye istihdam yarattığı bildirildi. ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, finansal piyasalarda güvenin sağlandığını, dolayısıyla hükümete daha az ihtiyaç olduğunu ifade etti. ABD Merkez Bankası (FED), ekonomide resesyonun sona erdiğini ve ekonominin nihayet yeniden büyümeye başladığını bildirdi. ABD'de geçen hafta işsizlik maaşı başvuruları 550 bin ile beklentilerin altında kaldı. Ülkede temmuz ayında dış ticaret açığı ise yüzde 16,3 artarak 32 milyar doları buldu. İngiltere Merkez Bankası, yüzde 0,5 olan faiz oranlarının sabit tutulmasına karar verdi. Böylece banka, aydır üst üste faiz oranlarında değişiklik yapmamış oldu. Ayrıca, bankaların elindeki nakit oranını artırmayı amaçlayan varlık satın alma programının sürdürülmesine karar verildi. Latin Amerika'nın en büyük ekonomisi Brezilya, ikinci çeyrekte bu yılın ilk çeyreğine göre yüzde 1,9 büyüyerek durgunluktan çıktı. Ancak ekonomi, geçen yılın 2. çeyreğiyle karşılaştırıldığında bu yılın söz konusu çeyreğinde yüzde 1,2 küçüldü. ABD dolarının uluslararası döviz borsalarında önemli para birimleri karşısında, Pazartesi günü kapanış ve Cuma günü değerleri şöyle oldu: PARA BİRİMİ PAZARTESİ CUMA ----------- --------- --------- Japon Yeni 93,18 90,64 İsviçre Frangı 1,0581 1,0375 Kanada Doları 1,0783 1,0766 Londra döviz piyasasında pazartesi günü 1,4342 dolardan kapanan avro, cuma kapanışta 1,4575 dolara çıktı. Aynı borsada haftaya 1,6409 dolarda giren İngiliz sterlini ise cuma kapanışta 1,6673 dolara yükseldi. Londra borsasında, altının ons fiyatı pazartesi günü 994,20 dolar iken, cuma günü 1004,90 dolara yükseldi. Böylece, altın fiyatları Şubat ayından bu yana ilk kez 1000 doların üzerine çıkmış oldu. ABD, AVRUPA VE ASYA BORSALARI ABD'de New York Menkul Kıymetler Borsası'nda endeksler haftayı düşüşle tamamladı. Borsanın temel göstergesi Dow Jones, 22,07 puan kayıpla 9,605.41 puana gerilerken, teknoloji endeksi Nasdaq 3,12 puan düşerek 2,080.90 puandan kapandı. Avrupa borsaları haftayı yükselişle tamamladı. İngiltere'de FTSE 100 Endeksi yüzde 0,48, Almanya'da DAX yüzde 0,52, Fransa'da CAC yüzde 0,78 yükselişle kapandı. Brüksel ve Madrid'de de borsalar değer kazandı. Asya'da, Tokyo Borsası'nda Nikkei Endeksi haftanın son işlem gününde yüzde 0,66 azalarak 10.444,33 puana geriledi. Avustralya'da borsa yüzde 0,50, Hong Kong'da yüzde 0,44 ve Çin'de yüzde 2,22 yükseldi. PETROL FİYATLARI Uluslararası piyasalarda petrol fiyatları haftayı düşüş eğiliminde tamamladı. Batı teksas tipi ham petrolün Eylül teslimi fiyatı haftanın son işlem gününde 2,65 dolar azalarak varili 69.29 dolardan, Londra'da Brent tipi ham petrol de 2,17 dolar değer kaybedip 67.69 dolardan satıldı. 562425 Dünyanın en yaşlı insanı öldü Gertrude Baines adlı kadının hastanede hayata veda ettiği belirtildi. Doktorlar, yaşlı kadının muhtemelen kalp krizinden öldüğünü ancak kesin nedenin anlaşılması için otopsi yapılacağını söylediler. 1894'te doğan Baines, Portekiz'de yaşayan 115 yaşındaki Maria de Jesus ocak ayında öldükten sonra, dünyanın en yaşlısı unvanını almıştı. Baines'in ölümünün ardından, dünyanın en yaşlı kişisi Japonya'da hayatını sürdüren 114 yaşındaki Kama Chinen oldu. California Üniversitesi Los Angeles Tıp merkezi'ne bağlı Yaşlılık Araştırma Grubu, dünyadaki aşırı yaşlıları saptıyor. 563396 Mahsur kalanlar iş makinesiyle kurtarıldı Mahsur kalanlar iş makinesiyle kurtarıldı İSTANBUL Sarıyer Kilyos'ta sağanak yağmur sonrası birçok villayı sel sularının basması paniğe neden oldu. Mahalle sakinleri, sel sularından kurtulmak için büyük çaba harcadı. İş makineleriyle kurtarılan bir aile, güvenli bölgeye nakledildi. İstanbul'da meteorolojinin günlerdir uyarsını yaptığı şiddetli yağışlar bugün ilk olarak Sarıyer Kilyos'ta etkisini gösterdi. Etkili yağışın başlamasıyla birlikte Kilyos Merkez Mahallesi'nde bulunan lüks villaların giriş katları sular altında kaldı. Caddeler denizi andıran görüntülere sahne oldu. Suların birikmesiyle birlikte bir çok araç yollarda mahsur kaldı ve trafik tıkandı. Demirciköy Caddesi üzerinde ve yakınında bulunan villalar, bölgeden geçen derenin taşması nedeniyle sular altında kaldı. Etkili sel sularının villaların içine girmesiyle birlikte vatandaşlar büyük panik yaşadı. Asfalt yolları söken sel suları birçok villayı kullanılamaz hale getirdi. Bölgeye sevk edilen çok sayıda iş makinesi, belediye ekibi, sağlık ve itfaiye ekipleri mahsur kalan vatandaşları güvenli bölgelere taşıdı. Sel suları nedeniyle kurtarma ekiplerinin ulaşamadığı bölgelere iş makineleri ulaşarak mahsur kalanları kurtardı. Kurtarılanlar arasında anne ile kundaktaki bebeği ve küçük çocuğu de yer aldı. Annesi ve kundaklık bebeği kepçeye alınarak azgın sel sularından kurtarıldı. Bu arada, villaların bulunduğu bölgeden geçen dere üzerindeki yapılaşmalar dikkat çekti. İkitelli bölgesinde yaşanan ve bu olayla gündeme gelen dere içi yapılaşmaların Kilyos'taki sel bölgesinde de olması dikkat çekti. 563115 tekne battı, tekne karaya oturdu Alınan bilgiye göre, Datça'da akşam saatlerinde başlayan ve gece etkisini arttıran fırtına, günlük yaşamı olumsuz etkiledi. Fırtına nedeniyle metre uzunluğundaki balıkçı teknesi ve metre uzunluğundaki yelkenli tekne battı. yelkenli teknenin de karaya oturduğu fırtına, Datça Limanı'nda da hasara yol açtı. Teknelerin yanaşması için kullanılan ahşap iskelelerin bazı kısımlarının parçalanmış olduğu görüldü. Fırtınada, yat limanında demirli bulunan yatlar da zor anlar yaşadı. Sahipleri, yatlarının betona çarparak zarar görmemesi için sanayiden getirilen eski otomobil lastikleri kullanıldı. Datça Limanı yetkilileri, fırtına nedeniyle limanda demirli bulunan çok sayıda teknede hasar oluştuğunu kaydetti. 562732 Mediha Olgun Karaca Cts.: Hepimiz aynı mahalledeniz zaten! Hepimiz aynı mahalledeniz zaten! Bir 'mahalle' kavgasıdır gidiyor… Plazalarda yaşayanlar ne anlarsa 'mahallelinin' halinden, yazıp duruyorlar bıkmadan usanmadan… Onlar, köşkleri, restoranları yazsınlar; mahalle' işlerini de lütfen bizzat 'mahallelilere' bıraksınlar… Yoksa, hepimizin 'mahalle' ağzını açtıracaklar… Can Dündar'dan bahsediyorum… Gereksiz romantik ve fazlasıyla reklam kokan Eylül tarihli yazısından… Anlatayım… *** Her sabah uğramadan geçemediğim bir börekçim var İstiklal'de… İstanbul'un en iyi börekçisi diyeceğim, diğerlerine ayıp olacak… En iyilerinden biri… Yüzyıllık 'Kürt böreğinin' adını onlar sayesinde 'Sade börek' olarak değiştirdim. kadar çok uyardılar ki beni… Osmanlı pilavı oluyor, diyoruz da, neden Kürt böreği demeyelim?… Onlar istemezse demem ben de ne edeyim! Neyse, meselemiz bu değil… gün nedense İstiklal'deki börekçime uğramak istemedim… 'Gazeteye giderken yol üstünde bir yerlerde durur kahvaltımı yaparım' dedim… Yolumun üstündeki en işlek cadde Fatih'in büyük caddesi… 'Var mıdır acaba burada açık bir yer' derken, hangisine gireceğimi şaşırdım börekçilerden… Gazeteye ulaştıktan ve rutin işlerimi yaptıktan sonra öğle yemeğinin hemen ardından okudum Can Dündar'ın yazısını… Sayın Dündar 'Bodrum'a Ramazan geldi' başlıklı yazısında, 20 yıldır ilk kez Bodrum'da Ramazan ayında sokakların boşaldığından yakınmış… “Ortalarda yerken içerken görülmesinler diye, saygıdan değil kaygıdan boşaldığını” söylüyor sokakların… İfadeleri de aynen şöyle: “Oysa daha yaz bitmedi. Okullar henüz açılmadı. Havalar da bozulmadı. Ekonomik kriz deseniz, geçen ay da vardı. Bu ani el ayak çekmenin tek bir açıklaması var: Ramazan... Çoğu esnafın ortak görüşü şu: Bu, mahalle baskısı değil; yiyip içerken ortalıkta görünmeme kaygısı... Saygıdan da denebilir tabii... Ama daha çok kaygıdan...” Bu yazıdan sonra Sayın Dündar'ın hangi memlekette yaşadığını merak etmeye başladım… Sahi kendisi nereli ve nerede yaşıyor olabilir ki?… Bir ara, özellikle de Ramazan'da Bodrum'a geldiği kesin de, asıl ikametgahı neresi? Türkiye'de yaşasa, “yüzyıllardır bu coğrafyada bazı insanların oruç tuttuğunu bazılarının tutmadığını, Ramazan ayında bazı dükkanların kapandığını bazılarının kapanmadığını, oruç tutan insanların yanında gerçekten de 'psikopat' ve 'ruh hastası' değilseniz dikkatli olmaya özen gösterilmesi gerektiğini, tutmayan insanların tutanlar için sahura kalkıp büyük bir özenle ve sevgiyle yemek hazırladığını, bazı insanların pazar günü kiliselere gittiğini bazılarının gitmediğini” bilirdi… Özellikle de; Ramazan ayında boşalan sokaklara bakıp, 'saygıdan değil kaygıdan' şeklinde ağır bir yorum getirirken daha dikkatli olmasını beklerdim Sayın Dündar'dan… Neden kaygılanıyor ki bu insanlar, oruç tutmayanı dövüyorlar mı? Sayın Dündar'ın yazacak bir şeyi kalmamış olacak ki, 'plaza yazarlarının' ısıtıp ısıtıp tekrar önümüze sunduğu 'öteki-beriki, sizin-bizim mahalle' tartışmasını, bir hayli de zorlayarak ve hayal dünyasını epeyce çalıştırarak yeniden gündeme getirmiş… Bıkmadınız mı artık bu tartışmalardan? Siz ve sizin gibi yazarlar 'plazalardan plazalara' laf yetiştirirken 'bizim mahallede' başka şeyler oluyor haberiniz olsun… 'Bizim mahallede' kimse kimsenin orucuna, namazına, saçına başına bakmıyor ve haberiniz yok ama bu yıllardır da böyle Sayın Dündar… Artık 'bizim mahalleyle' daha fazla uğraşmayın 562191 Adana Valiliği'nden şiddetli yağış uyarısı Adana Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, hafta sonu Akdeniz Bölgesi'nde havanın, sağanak ve gök gürültülü, sağanak yağışlı olacağını ve rüzgarın yağış anında değişik yönlerden kuvvetli ve fırtına şeklinde eseceğinin bildirilmesi üzerine, Vali Yardımcısı Fikret Deniz başkanlığında kaymakam ve birim amirlerinin katılımıyla toplantı düzenlendi. Toplantıda, cumartesi ve pazar günleri Valilik, Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve ASKİ Genel Müdürlüğü, Can-Kur ve İtfaiye Müdürlüğünün, ilçelerde kaymakamlıkların, ilçe belediyelerinde Belediye Başkan Yardımcısı ve en az personelle, Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü, DSİ Bölge Müdürlüğü, Özel İdare Genel Sekreterliği, Orman Bölge Müdürlüğü'nün 24 saat kriz merkezi esasına göre açık tutulması ve kilit eleman bulundurulması kararı alındı. Toplantıda, İl Sağlık Müdürlüğü'nce hastanelerin ve 112 acil servisinin teyakkuz durumunda bulundurulması, 24 saat kriz esasına göre çalıştırılması, ASKİ tarafından rögar kapaklarının ilçe belediyeleriyle irtibat kurularak temizletilmesi, vatandaşların pikniğe, geziye, balığa çıkmamaları konusunda uyarılması, özellikle Karataş, Yumurtalık ilçelerinde fırtına olacağı belirtildiğinden balıkçı teknelerinin denize açılmaması, deniz kenarında, dere kenarında, sulama kanalları çevresinde bulunan çadırlardaki işçi ailelerin uyarılması kararlaştırıldı. Jandarma, Emniyet ve Müftülük tarafından gerekli uyarıların anonslar halinde yapılması, Ceyhan ve Seyhan Nehri'nde su taşkını ihtimaline karşı etrafındaki köy muhtarlarının jandarmalarca uyarılması gerektiği belirtilen toplantıda, belediyelerce sel baskınına karşı bol miktarda temizlik malzemesi bulundurulması, içme sularına sel suyu karışabileceği ihtimaline karşı şişe sularının depolanması, Karayolları 57. Şube Şefliği'nin tüm makine ekipmanlarıyla teyakkuz durumunda bulunmaları kararı verildi. 563685 "Artık açık ya da gizli darbe yok" "Artık açık ya da gizli darbe yok" 12.09.2009 21:43Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 12 Eylül 1980 darbesinin 29. yıldönümünde Eskişehir'e gerçekleştirdiği ziyaretin sözünü önceden verirken aklına ne darbe, ne de dönemin Genelkurmay Başkanı olan 8. Cumhurbaşkanı hemşehrisi Kenan Evren'in gelmediğini belirterek, "Artık Türkiye darbelerin açık, gizli olmadığı, demokrasinin bütün unsurlarıyla yaşandığı bir ülke haline geldi. Bundan dolayı çok mutluyuz. Demokrasiyi çok sevdik, onu kaybetmeye de hiç bir zaman rızamız yok" dedi. Eskişehir Girişimci Sanayiciler ve İşadamları Derneği'nin (EGSİAD) Atatürk Bulvarı'ndaki yeni binasının açılışına katılan Arınç, daha sonra Hasan Polatkan'ın adının verildiği salonda bir konuşma yaptı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "İnanın, ben 12 Eylül sözünü verirken, '12 Eylül şuydu' diye düşünerek vermedim. Ancak gün boştu, arkadaşıma 12 Eylül olabilir mi? diye sorduğumda, aklıma 80 gelmemişti. Kenan Evren hemşehrim de gelmemişti. Ama beni burada büyük bir sürprizle karşıladılar. Gerçekten bu salona rahmetli, merhum Hasan Polatkan'ın isminin verilmesi, çok büyük bir kadirşinaslıktır. Sizi candan kutluyorum" ifadesini kullandı. "Şimdi Türkiye, 'acaba 12 Eylül 1980'de olanların izlerini ne yapsak da silebilsek?' diye ayrıca düşünmeye başladı" diyen Arınç, "Bence bunu düşünmeye başlamak bile çok büyük bir iştir. Artık Türkiye, darbelerin açık, gizli olmadığı, demokrasinin bütün unsurlarıyla şanlı olarak yaşandığı bir ülke haline geldi. Bundan dolayı çok mutluyuz. Demokrasiyi çok sevdik, onu kaybetmeye de hiç bir zaman rızamız yoktur" diye konuştu. 562372 Bekar kalmak istemiyorsanız mutlaka deneyin! "Bu kadar hüzün kokan bir ülke daha var mıdır?" diye düşününce aklıma bir isim gelmiyor. Evet, hüzün kokan bir yer Polonya. Hele ki sonbahar mevsiminde tam da sevdiğiniz biriyle gidilesi bir yer… Tarihinde birçok trajediye sahne olmuş bu güzel sakin ülkenin Wroclaw şehrinde İstanbul’u düşünürken buluyorum kendimi. Yanımda birbirinden değerli insanlar ve tabii ki bizimle sürekli ilgilenen, her türlü yardımcı olan rehberlerimiz Levent ve Murat… Anlattıkları hikayelerden sonra aslında Polonya’nın bize hiç de uzak bir yer olmadığını anlamaya başlıyoruz. Bu güzel ülkede dikkatimizi çeken her evin, her binanın önünde çeşitli heykeller olması. Ve yeni tarz binaların hiçbiri yok. Özellikle de Wroclaw’da her yer tarih kokuyor. Yollarda hep yaşanmışlığın birer izi var. Gözümüzden kaçmayan bir başka şey ise sokaklarda birçok köşede bulunan cüce simgeleri. Rehberlerimize sorduğumuzda bize çok ilginç bir hikaye anlatıyor. Polonya’da başkaldırı hareketi yapan kişiler başlarına bir şapka geçiriyor ve bir grup oluşturuyor; fakat hareketleri bir işe yaramıyor. nedenle isimleri “cüce” kalıyor. YÜZDE 90’I KATOLİK Polonya halkı oldukça dindar. Ülke genelinde kiliseye gittiğini beyan eden kişilerin oranı yüzde 80. Ülkenin yüzde 90’ı Katolik. Nüfusu 38 milyon civarında. Anlatılanlara göre iş gücü oldukça yüksek. Tarımsal faaliyetleri fazla. Wroclaw, ülkenin finans olarak 2. bölgesi. Polonya'nın dışardan yapılan yatırımlarla birlikte iş gücü oldukça artmış olduğu öğrendiklerimiz arasında. Özellikle de Leh Valessa'nın halkı bilinçlendirmesiyle oluşan Özgürlük Hareketi'yle gayri safi milli hasılaya bakılınca satın alma gücü yüksek olan bir ülke. Kişisel kazanç yıllık ortalama 12 bin doları aşmış durumda. 80'lerin başlarında bizde bavul ticareti yapan ülke; bize vize vermeyen bir ülke oldu. Vatandaşları dünyayı gezmeyi çok seviyor. Kültür turlarına katılıyorlar. Her tatilde İspanya, İtalya, Türkiye gibi ülkelere gidiyorlar. İNGİLİZCELERİ VASAT Bu ülkede İngilizce ile idare edebileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz; çünkü birçok yerde halk İngilizce bilmiyor; bilenler de konuşmayı tercih etmiyor. Yemek kültürleri bize çok yakın. Bizde sofraya ilk olarak çorba gelir daha sonra ana yemek; Orada da bu şekilde. Ülkenin en güzel tadı ise çorbaları ve el yapımı biraları. Bir de yemekleri genellikle etli ve mantarlı yapılıyor. Servis konusunda oldukça yavaşlar. Bir yemek istediğinizde gelim süresi uzadıkça uzuyor; siz de acıktıkça acıkıyorsunuz. El yapımı biraları tadılmaya değer. Çeşitlerini yapmışlar; bizler de karamelli olanını tercih ediyoruz. Yemek bitiminde gelen tatlıları muhteşem. Özellikle de tatlının yanına gecikmeden gelen filtre kahveleri yemeğinize ayrı bir keyif katmaya yetiyor. Eğer buraya gittiğinizde yanınıza sadece Euro aldıysanız yandınız! “Kantor” adı verilen döviz bürolarından derhal para biriminizi Zloty’e çevirirseniz daha rahat edebilirsiniz. Bu arada ülke gerçekten çok ucuz. Hani farklı bir ülkedesiniz diye çok fazla para harcayacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Fiyatlar İstanbul ortalamasıyla hemen hemen aynı. BEKAR KALMAK İSTEMİYORSANIZ Polonya’da ilginç bir inanış var. Dışarıdan gelenler buranın pet şişelerindeki sulardan içerse bekar kalmıyor. Rehberlerimizden Levent de bunu onaylayarak, “Murat arkadaşımız denedi, eşini Polonya’da buldu” diyor. Biz de bol bol bu sulardan içiyoruz… 18 MİLYON TURİST ÇEKEN ÜLKE Rehberlerimizden Levent’e sorduğumuzda “Türkiye'de Polonyalılara ait bir köyümüz var, adı da Polonezköy. Onların burada bir Türk köyü var mı?”, bize yanıtı tabii ki “Hayır” oluyor; ancak çok fazla turisti kendilerine çekiyorlar. En çok da Krakov şehrindeki "Auswitch Kampı" ile "Birkenau Kampı"na ziyarete geliyor turistler. Bu zamana kadar Polonya toplam 18 milyon turist çekmiş, 14 milyon kadarı da bu kampları ziyaret etmiş. En çok Almanlar burayı ziyaret ediyor! Polonya'ya ulaşım da çok kolay. Kuzey'de Baltık Denizi var. İklimi sıcak olmadığı için denize girme mevsimi çok kısa. Mazurka diye bir bölgesi var; 3000 kadar göl var. Temmuz ayında denize girilebiliyor sadece. Beyaz Rusya, Ukrayna, Almanya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya gibi ülkelerle komşu. Tarım konusunda iyiler. Polonya'da birçok sebze, meyve çeşidi yetiştiriliyor. Rakım çok yüksek değil. Güneyde dağlar var. Orada kış tatil turizmi var. Rusya'dan gelen hava akımı Polonya'yı etkiliyor ve iklim karasal oluyor. Varşova'da sıcaklıklar -20'lere kadar iniyor. RUS VOTKASI OUT, ZUBROWKA IN! Aslına bakacak olursanız Polonyalılar çiftçi bir millet ve tarım önemli iş kollarından biri. Ülkenin doğu sınırı bugün dünyanın en önemli milli parklarından kabul ediliyor. Her türlü hayvan yaşıyor. Avrupa bizonu vardır Polonya'da. Beslendiği otun her tanesi şişelerde bekletiliyor ve votka böyle yapılıyor. 1405 yılında maden işçileri bulmuştur. İsmi de Zubrowka. Ruslar votkalarıyla ünlüdür ama en iyi votka Polonya'da bulunur. İLİŞKİLERİMİZ ÇOK ESKİLERE DAYANIYOR Çok önemli noktalar var Polonya ve Türkiye arasında. 1386-87 yılları Osmanlı'nın Polonya'yı karşısına çıkaran zamanlar. 1386'da Lituanya prensi Wladyslaw Jagiello (Vladıslav Yagyelo) Lehistan kraliçesi Jadwiga (Yadviga) ile evlendi. Eskiden önemsiz sayılan Lehistan ve Lituanya devletleri, bu birleşmeyle Avrupa'nın en büyük ve en güçlü devletlerinden biri oldu. Boğdan Prensi Petro'nun 1387'de Lehistan kralının himayesine girişi, Osmanlı İmparatorluğu ile Lehistan-Lituanya Krallığı'nı komşu haline getirdi. Bunu izleyen yıl, Kosova Muharebesi'ne Sırp saflarında Polonya şövalyelerinin de katılışı, Türklerle ilk kesin karşılaşmaydı. Kosova Muharebesi'nden sonra iki devlet arasındaki ilişkinin uzun yıllar için kesilmesinin başka önemli nedenleri de vardı: Bir tarafta Lehistan kralı II. Wladyslaw Jagiello, Meryem Ana Haçlı Şövalyeleri'ne karşı 1410'a kadar sürecek bir savaşa girişmişti. Öbür tarafta ise Timur'un Anadolu'ya girişi ve 1402'deki Ankara Muharebesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun dikkatini içeride tutuyordu. 1414'te Macar Kralı Sigismund'un Leh kralına gönderdiği bir rica mektubu, Polonya-Lituanya Krallığı ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki ilişkilerin yeni bir dönemini başlattı. Söz konusu mektupta Sigismund, Osmanlılar karşısında Lehistan kralından yardım istiyordu. Jagiello askeri katkı yerine Sultan I. Mehmet Çelebi'ye Skarbek Gory (Gura'lı Sıkarbek) ve Grzegorz Ormianin (Ermeni Gregor) adlarında iki sefir gönderdi. Bu ilk sefaret, Osmanlı İmparatorluğu ile Lehistan-Lituanya Krallığı arasındaki resmi ilişkilerin başlangıcı olarak düşünülebilir. dönemde Macaristan'ı himaye altına almak, gerek Lehistan gerekse Osmanlı İmparatorluğu için önemli bir siyasi sorundu. 1439'da, bugün adı belli olmayan, ilk Osmanlı sefiri, zamanki Lehistan Başkenti Krakov'a geldi. Gelişinin amacı, Macarlara karşı Lehistan ve Osmanlı İmparatorluğu'nun işbirliğini sağlamaktı. 1440'ta Leh Kralı III. Wladyslaw Warnenczyk'ın (Varnalı Vladislav) Macaristan kralı olarak seçilmesi, Leh-Osmanlı dostluk havasının değişmesine yol açmıştır. Genç kral, Polonya soyluların tavsiyeleriyle Osmanlı'ya karşı bir sefere hazırlandı ve 1444'te aslında Lehler arasında çok taraftar bulmayan ve resmi olarak da Lehistan tarafından desteklenmeyen bir Haçlı Seferi'ne başladı. Saflarında bazı Leh şövalyelerini de barındıran Macar ordusu, Varna Muharebesi'nde yenilgiye uğradı. 1455'te Boğdan Prensi Petru Aron, Osmanlıların hakimiyetini tanıyor, ama bir yandan da Lehistan hakimiyetinde kalıyordu. 1504'e kadar süren bu ilginç siyasi durum, Lehler ile Osmanlılar arasında yeni anlaşmazlıklara yol açmıştı. 1476'da Lehistan Kralı Kazimierz Jagiellonczyk (Kazimir Yagyelonçık) Boğdan Prensi Stefan Çel Mare'ye destek vermek amacıyla Fatih Sultan Mehmet'e Marcin Wrocimowski (Martin Vrotsimovski) adında bir elçi gönderdi. 1476'da Osmanlı ve Tatar sefirleri, Macaristan'a karşı padişahın yeni bir önerisini Leh kralına ilettiler. Ancak ne Lehistanlı ne de Osmanlı sefirleri amaçlarına ulaşamadılar. Kırım Tatarları'nın Osmanlı himayesine alınması ve Fatih Sultan Mehmet'in ölümü, Lehistan-Osmanlı ilişkilerini etkilemiştir. II. Beyazıt saltanatının ilk yıllarında Kili ve Akkirman'in zaptı Lehistan'da Osmanlılardan yana bir endişe doğurdu. Kralın gönderdiği ordu, bu kaleleri geri alamadı. Kanuni Sultan Süleyman zamanında iki ülke dostluk içinde yaşamışlar. 17. yzyılda Kazak ve Tatarların, Polonya Krallığı'nın yaptığı saldırılar Kazakların da Kırım tarafına yaptığı saldırılar iki ülke arasını bozuyor. 1620'de Osmanlı İmparatorluğu ile İran arasındaki savaş biter bitmez, Osmanlı ordusu Lehistan'a doğru ilerledi. Çeçora olarak bilinen muharebede Leh ordusu büyük yenilgiye uğratılmıştır. Bir yıl sonra ise yeni bir savaş başladı: Hotim Muharebesi. Bu savaşın galibi yoktu ve sonucunda yeni barış antlaşması hazırlandı. Sonraki yıllarda barışı koruyabilmek için diplomasiye ağırlık verildi, her iki ülke arasında elçilerin sürekli gidip geldiğini görüyoruz. Bu dönemde Lehistan, bazı iç sorunları nedeniyle ciddi bir mali krize girmiştir. NAZIM HİKMET DE POLONYALI 1800'lü yıllarda da Polonya'dan Türkiye'ye kaçan ünlü isimler var. Osmanlı da topraklarını açıyor. Mustafa Celaleddin Paşa olarak bildiğimiz bir Osmanlı Paşası var. Tamamen Polonyalı. İsmi ise Konstantyn Borzecki. Ölümünden sonra Atatürk'ün kendisi hakkında şöyle birşey söylediğini biliyoruz, "Bu Polonyalı gerçek altın bir anıta layıktır" da iyi bir asker, harita subaylığı yapmış bir kişi. Polonezköy'e giderseniz bir de Kraliçe Yadviga anıtı vardır, olur ya gördüğünüzde hatırlarsınız. da Sadık Paşa'nın eşidir. Sadık Paşa da Polonyalıdır. Mustafa Celaleddin Paşa'nın torunu da Nazım Hikmet'tir. Çok yazar, öğretmen ve birçok elçi gelmiş ülkemize. Lehçe olarak ülkemizin tarihini yazmışlar. Kendileri Müslüman olmuş. Kasımpaşa'da Adam Mickiewicz Müzesi vardır. önemli şairlerinden biridir. Jan Kochanowski, Witold Gombrowicz, Stanisław Lem, Bruno Schulz, Stanisław Ignacy Witkiewicz, Jan Polkowski, Adam Zagajewski, Julian Kornhauser, Ewa Lipska ve Rafal Wojaczek gibi tanınmış yazarları vardır. Ayrıca, Henryk Sienkiewicz,Władysław Reymont,Czesław Miłosz ve Wisława Szymborska Nobel ödülü alan edebiyatçılarıdır. Polonya'nın en ünlü sanatçısı, on dokuzuncu yüzyılda yaşamış besteci ve piyanist Fredric Chopin’dir. Polonya'nın ünlü takı tasarımcıları Jacek Byczewski, Jan Suchodolski, Piotr Małysz, Krzysztof Ginko, Maryla Dubiel, Jan ve Alicja Wyganowski, Marcin Gronkowski, Jakub Zeligowski, Piotr Modliński modern gümüş takı tasarımında çağdaş sanatin dünyaca tanınmış sanatçılarıdır. Varşova'da bulunan Galeri Constantinopol 2005 yılından itibaren Polonya'nın modern sanatçılarını takdim edip ve eserlerini satışa sunmaktadır. 562817 12 Eylül darbesinin en komik mağduru 12 Eylül darbesinin ardından birçok muhalif yayın kapatıldı, susturuldu. Ama susmayan bir dergi vardı: Gırgır Oğuz Aral yönetimindeki dergi 80'li yıllarda 500 bin satış rakamına ulaştı. 12 Eylül yönetimi Gırgır'ı da susturmakta gecikmedi. Müşerref Tezcan, 'Türkiyem' adlı şarkısını birgün TRT'de Türk bayrağından yapılmış bir elbise ve şapkayla seslendirdi. Gırgır hafta kapağını bu konuya ayırdı ve kapak Gırgır'ın kapatılmasına gerekçe gösterildi. Oğuz Aral, NTV MAG dergisinin 2000 Eylül sayısında Gırgır'ın kapatılmasıyla ilgili Halil Nebiler'e şunları söyledi: "Bu kadın 12 Eylül'ün şarkı-marş simgesiydi. Kocası Mahmut, bunun imaj-maker'ı olmuş. Kafasına bir fes, üstüne kırmızı bir bez, memelerinin üstüne bir ay-yıldız, al sana imaj. Ulan bir baktım, İzmir'de birazcık direnmeye çalışan işçilere karşı bu kadının şarkısı kullanılıyor, işte ‘yurduma düşman girmiş’ falan diye. Kim ulan düşman? Düşman bizim İzmir’de direnmeye çalışan işçiler. Kapağa koyduk karikatürü. Onun için ilk kapatılan yayın organı olduk elhamdülillah. Önce dergiyi kapattılar, sonra kapatma gerekçesi aradılar. Kim kapatacak dergiyi, nöbetçi hakim. Sabahın köründe nöbetçi hakime gitmişler, derginin kapağını dayamışlar burnuna, bunu kapat demişler. Adamcağız da bir şey bilmeden, bakmış kapağa, kapatma gerekçesini yazmış. GırGır'ın kapatma gerekçesinde aynen, 'Yaşlı, çirkin, menhus bir kadının üzerine bayrak çizerek Türk bayrağına hakaret' ettiğimiz yazıldı. Bu sebeple Türk adliyesi benim 2.5 yıl hapsime talip oldu. Ulan bre!..." HAKİMLERİN BAŞINA NELER GELDİ BİLMİYORUM Artık Oğuz Aral sıkıyönetim tarafından aranan şahıslardan biridir, "Çok aradılar, tutamadılar" diyor Aral. "Çünkü, bu onların yaptığı ilk, benim gördüğüm üçüncü, dördüncü ihtilaldi." Devamla: "Çok aradılar, tutamadılar. Ben de gittim, askeriyeye değil, bana bu davayı açan sivil mahkemeye teslim oldum. Baş hakimi, ayarlamışlar ama mahkemeyi oluşturan diğer nöbetçi iki hakimi ayarlayamamışlardı. Herkes ve her otorite, benim tutuklanacağımdan kadar emindi ki daha mahkemeye girmeden, mahkeme kapısında kafama bir sürü jandarma dikmişlerdi. Ama nöbetçi iki garip hakim, bire karşı iki benim serbest bırakılmama, mahkemeden serbest olarak çıkmama karar verince, bizim mahkemenin de kitabına uygun olmasını istediler ve dokunmadılar. (Allah razı olsun!) hakimlerin başına neler geldiğini de bilemiyorum tabii!.." ÇOCUKLARI VAHŞETİN İÇİNE ATAMAZDIM Peki ama karikatürün ne çizgisi, ne esprisi Oğuz Aral'ındı. Üstelik karikatürde imza da yoktu. Derginin sorumlu müdürü de Aral değildi. Neden kendisi gidip teslim olmuştu? "Karikatürün çizgisi ve esprisi benim değildi ama, derginin her şeyinden ben sorumluydum. Her şeyi ben göğüslemek zorundaydım. çocukları vahşetin içine atamazdım, atmadım. 562987 Otobüste kilo esrar yakalandı Alınan bilgiye göre, bir ihbarı değerlendiren İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, TEM Otoyolu Sirkeli Gişeleri'nde bir yolcu otobüsünü durdurdu. Otobüste yapılan aramada, yolculardan R.E'nin bebeğinin eşyalarını taşıdığı çantada kilogram esrar bulundu. R.E. çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı. 562647 TIR parkı ruhsatları CHP'den TIR parkı ruhsatları CHP'den SEDAT ÇAKIR İSTANBUL İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan açıklamada sel felaketinin yaşandığı bölgede bulunan TIR garajının tanesine CHP'li belediyelerin, tanesine de DSP'li belediyelerin ruhsat verdiği belirtildi. Ayrıca, sel felaketindeki en büyük dramlardan birinin yaşandığı İkitelli'deki Osmanlı TIR Garajı'nın da ruhsatsız olduğu için İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 19 Şubat 2008'de mühürlendiği açıklandı. 2008 YILINDA MÜHÜRLENMİŞTİ İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2005 yılında yaptığı planlarla TIR garajlarını şehir dışına çıkartma kararı aldı. Planlarda TIR garajları organize sanayi bölgelerinin dışına çıkartıllırken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi 19 Şubat 2008'den itibaren de Osmanlı TIR Garajı'nı ruhsatsız faaliyetlerinden dolayı mühürledi. Mühürlenen garaj faaliyetlerinden de men edildi. Büyükşehir açıklamasında, DSİ'nin bölgede gerçekleştirmek istediği kamulaştırma işleminin de CHP tarafında İdare mahkemesine taşınması ve yapılan itirazlar nedeniyle yapılamadığı kaydedildi. GARAJIN RUHSATI CHP'DEN TIR garajlarına ruhsat iznini ise dönemin CHP ve DSP belediyelerinin vermiş olduğu belirlendi. TIR parklarına ruhsat veren belediyelerse şu şekilde açıklandı: Sedef TIR Otoparkı (CHP), Nursu Oto Pazarı (CHP), Osnak Nakliyat (CHP), Aslan TIR (CHP), Mega Trans (DSP). 563376 Monza'da Hamilton pole'da Formula 1'de sezonun 13. yarışı Grand Prix'si öncesi bugün koşulan sıralama turlarında, dakika 24.066 ile en iyi dereceyi yapan McLaren 'in İngiliz pilotu Lewis Hamilton, yarınki yarışa ilk cepten (Pole Position) başlamaya hak kazandı. 'nın Milano kenti yakınlarındaki 5.793 uzunluğundaki Monza pistinde koşulan sıralama turlarının ardından, yarınki yarışa ilk sıradan başlama hakkı (Pole position) dakika 24.066'lık derecesiyle en iyi tur zamanını yapan geçen yılın dünya şampiyonu McLaren pilotu Lewis Hamilton'ın oldu. Bu sonuçla İngiliz pilot, Avrupa Grand Prix'sinin ardından bu sezonki 2. pole positionu elde etmiş oldu. Hamilton'ın ardından en iyi ikinci dereceyi 1:24.261 ile yapan Force India takımının Alman pilotu Adrian Sutil ikinci cepte, 1:24.523'lük derecesiyle üçünce en iyi dereceyi elde eden 'nin Fin pilotu Kimi Raikonen üçüncü cepte yer aldı. Sıralama turlarında 1:24.845'lik derecesiyle en iyi dördüncü zamanı yapan Mclaren 'in Fin pilotu Heikki Kovalainen 4. sırada yarışa başlayacakken, Brawn GP'nin Brezilyalı pilotu Rubens Barichello, 1:25.015 ile 5. sırada, İngiliz pilotu ve şampiyonluk adayı Jenson Button 1:25.030 ile 6. cepte başlayacak. 'nin hafta arasında sakatlanan pilotu Felipe Massa'nın yerine transfer ettiği Giancarlo Fisichella, 14. sırada kendine yer bulabildi. Sıralama şöyle oluştu: 1.Lewis Hamilton () McLaren- 1:24.066 2.Adrian Sutil () Force India 1:24.261 3.Kimi Raikkönen (Finlandiya) 1:24.523 4.Heikki Kovalainen (Finlandiya) McLaren- 1:24.845 5.Rubens Barrichello () Brawn GP 1:25.015 6.Jenson Button (İnglitere) Brawn GP 1:25.030 7.Vitantonio Liuzzi () Force India 1:25.043 8.Fernando Alonso () 1:25.072 9.Sebastian Vettel () Red Bull 1:25.180 10.Mark Webber (Avusturalya) Red Bull 1:25.314 11.Jarno Trulli () 12.Romain Grosjean () 13.Robert Kubica (Polonya) -Sauber 14.Giancarlo Fisichella () 15.Nick Heidfeld () -Sauber 16.Timo Glock () 17.Kazuki Nakajima () Williams 18.Nico Rosberg () Williams 19.Sébastien Buemi (İsviçre) Toro Rosso 20.Jaime Alguersuari () Toro Rosso 563079 Çobanlarla hayvan sahipleri tartıştı: yaralı AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, ilçeye bağlı Karacaören köyünde çobanlık yapan Kaya (38) ve Remzi Alıcı (37) adlı kardeşler, hayvan sahipleri Nafi Bostan (25) ve Ramazan Özdemir (54) ile otlattıkları hayvanların ücretini alamadıkları iddiasıyla tartıştı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu çobanların diğer kardeşi Erol Alıcı'nın da (29) karıştığı kavgada, Kaya, Remzi ve Erol Alıcı ile Ramazan Özdemir ve Nafi Bostan çeşitli yerlerinden yaralandı. 562564 Termos sanığı ifade değiştirdi: Bombayı ben patlatmadım Daha önceki ifadesinde suçlamaları kabul eden ve bombayı kendisinin hazırlayıp eylemi gerçekleştirdiğini söyleyen Hikmet Topal, mahkemede tam tersini savundu. Daha önce 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılacağı açıklanan, ancak yer darlığı nedeniyle Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanan duruşmaya tutuklu sanıklar Hikmet Topal, Burhan Güneş ve Murat Ekin katıldı. Kimlik tespitinden sonra iddia makamı, iddianameyi okudu. Savcı, sanıklar Topal ve Güneş'in, TCK'nın 'devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma' suçundan 1'er, 'kasten adam öldürme' suçundan da 10'ar kez olmak üzere 11'er kez ağırlaştırılmış müebbet ile 'kasten adam öldürmeye teşebbüs', 'tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması' ve 'mala zarar verme' suçlarından da 625'er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmalarını istedi. Hikmet Topal, söz konusu bombayı yapmadığını, eylemi de gerçekleştirmediğini savundu: "Herhangi bir suretle patlayıcı veya bomba hazırlanmasını bilmem. Bana emniyette cebir uygulandı. Mecburen 'bombanın düğmesine bastım' diye ifade verdim." dedi. Mahkeme, kısa bir aranın ardından sanıkların tutukluluk halinin devamına, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmanın ileri bir tarihe ertelenmesine karar verdi. SALDIRIYI AYRINTILARIYLA ANLATMIŞTI Patlamayı planladığı gerekçesiyle çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Hikmet Topal, Emniyet'teki ifadesinde saldırının detaylarını anlatmıştı. Topal, ne savcılık, ne de tutuklandığı mahkemedeki sorgusunda söz konusu ifadelerini yalanlamamıştı. Emniyette, böyle bir eylem yapma fikrinin, terör örgütü PKK'nın dağ kadrosunda bulunan ve girdiği bir çatışmada ölen amcasının oğlu N.T. nedeniyle oluştuğunu ifade eden Topal, şu ifadeleri kullanmıştı: "Bu eylemi PKK örgütü güdümünde ve düşüncesinde güvenlik güçlerini hedef alarak yaptım. Eylem halka yönelik değildi. Ben 2006 Ağustos ayında askere gittim, eylül başlarında ise dağıtım iznine ayrılıp Diyarbakır'a geldim. Eylemi izne geldiğimde yaptım. Bombayı polis araçlarının uygulama yaptığı yere koydum. Balkona çıktım. Düğmeye bastım. Bomba patladı. Ben balkondan içeri girerken, annem balkona çıktı. Annem, bu işi yapanlara lanet okuyordu.'' Koşuyolu'nda 12 Eylül 2006 günü termos içerisine yerleştirilmiş bombanın uzaktan kumandayla patlatılması sonucu, 7'si çocuk 10 kişi yaşamını yitirmişti. 563398 Kardeş kavgası kanlı bitti: ölü, yaralı Edinilen bilgiye göre, merkez Seyhan ilçesi Sarıhamzalı Mahallesi 47024 Sokakta oturan kardeşler Şinasi A. (19) ile Hasan A'nın (20) bir depodan çaldığı torba mısırı eve getirmeleri üzerine ağabeyleri M.A. (23) ile aralarında tartışma çıktı. M.A'nın ''Neden hırsızlık yapıyorsunuz, bizim ihtiyacımız mı var?'' uyarısı üzerine çıkan ve kavgaya dönüşen tartışmada, iki kardeş M.A'yı darbetti. Kardeşleri tarafından darbedilen M.A. mutfaktan aldığı ve rastgele saldığı bıçakla Şinasi A. ve Hasan A'yı vücutlarının çeşitli yerlerinden yaraladı. Yaralanan Hasan A, ilk olarak özel bir hastaneye ardından da Numune Hastanesine sevk edildi. Burada yapılan müdahaleye rağmen Hasan A. kurtarılamadı. Hasan A'nın cenazesi otopsi için Adli Tıp Kurumuna kaldırılırken, diğer yaralı Şinasi A. ise ayakta yapılan tedavisinin ardından taburcu edildi. Bu arada, olay sonrası kaçan M.A, yaklaşık saat süren aramanın ardından polis ekipleri tarafından yakalandı. Adli Tıp Kurumunda sağlık kontrolünden geçirilen M.A'nın emniyetteki sorgusunun sürdüğü bildirildi. 562665 Finans merkezine havadan ulaşım Finans merkezine havadan ulaşım ŞÜKRULLAH DOLU Ataşehir civarında kurulması planlanan İstanbul Finans Merkezi için özel sektör yatırımlarını sürdürüyor. Halkbank ve Ziraat Bankası'nın taşınmak için arsa alımını yaptığı finans bölgesinin nitelikli ofis ihtiyacını karşılamaya yönelik önemli bir yatırımı da Ağaoğlu Şirketler Grubu yapıyor. Şirket, rezidans olarak başladığı projeyi gelen talep üzerine 'My Prestige' adıyla lüks ofise çevirdi. 22 kattan oluşan kulenin tepesine kurulan helikopter pistiyle çalışanlara havadan da ulaşım fırsatı veriliyor. Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, helikopter kiralama ve CIP hava alanı transferlerini de ek bir hizmet olarak sunacaklarını söyledi. AYDA SATMA İDDİASI Ağaoğlu, metrekaresi bin TL olan ofisleri ayda satma iddiasına girdi. Projede 70 metre kareden 358 metre kareye kadar çeşitlilik gösteren toplam 122 adet, ayrı tipte ofis modeli bulunduğunu bildirdi. 563506 Yunanistan'da Sel Can Aldı Yunanistan'ın Eğriboz Adası'nda meydana gelen selde bir polis hayatını kaybetti. Aşırı yağışlar nedeniyle bölgede nehirlerin taşması sonucu evlerin, dükkanların ve otoyolların su altında kaldığı, köprülerin yıkıldığı bildirildi. Aracı suya kapılan bir polisin öldüğü açıklandı. Yerel yetkililerin olağanüstü hal ilan ettiği ve mahsur kalanlara yardım amacıyla başlatılan çalışmalara helikopterlerin de katıldığı öğrenildi. Bölgede Temmuz ayında da orman yangını felaketi yaşanmıştı. 562941 Selin ortasında orucu düşünen çocuk İçinde bulunduğu beyaz minibüsten İETT otobüsüne çıkarılırken ağzına su kaçtığı için 'orucum bozulacak!' diye feryat eden Enes'in serzenişine şahit olan kargo şoförü Mehmet Korkmaz, "O anı yaşadıktan sonra kendimi güneşli bir günde karadaymışım gibi hissettim. Azgın sular ortasında küçük bir çocuğun oruç karşısındaki samimiyeti bana güç verdi." diyor. Son yüzyılın en büyük sel baskınına maruz kalan İstanbul, unutulması mümkün olmayan onlarca dramatik kareye sahne oldu. Objektifler, Halkalı Basın Ekspres yolunda İETT aracı üzerinde mahsur kalanların trajedisini saniye saniye kaydetti. İstanbul'da yaşanan felaketi en iyi özetleyen görüntüler yabancı ajanslar tarafından da abonelerine servis edildi. Yolu kaplayan bulanık sular, araçlardakileri çaresiz bıraktığı gibi çevreden yardım için koşanları da engelliyordu. Minibüste mahsur kalan kişilik Kaşıkçı ailesine yardım edip onları İETT yolcu otobüsü üzerine çıkmasını sağlayan Mehmet Korkmaz, korku dolu saatleri Zaman'a anlattı. Objektiflere yansıyan görüntülerde soğukkanlı duruşuyla dikkat çeken Korkmaz, sabah saatlerinde bastıran sel sularının dehşetini düşünmeden yola çıktı. İşyerine gitmek için her zamanki gibi Basın Ekspres yolunu kullanan Korkmaz, aracı bir anda sel suları ortasında kalınca pencereden çıkıp kendisini arkada bulunan minibüsün üstüne attı. Akıntı şiddetini artırınca Korkmaz'ın üzerinde bulunduğu araç sürüklenerek TEM yolunda terk edilen İETT otobüsüne dayandı. Aracın suya kapılacağı endişesiyle yolcu otobüsüne çıkan Korkmaz, Kaşıkçı ailesinin kendi araçlarında mahsur kaldığını gördü. Ailenin ilk önce aracı basan suyu tahliye etmeye çalıştığını anlatan Korkmaz, önce yukarı çıkmaları için aileyi uyardı. Daha sonra Kaşıkçı ailesi, araçları tamamıyla suyla dolunca canlarını kurtarmak için Korkmaz'dan yardım istedi. Korkmaz üstünde bulunduğu araçtan Kaşıkçı ailesinin beyaz minibüsüne atlayarak onları teker teker yolcu otobüsünün üzerine çekti. Aile fertleriyle sığındıkları yerde yaklaşık saat mahsur kalan Korkmaz, çocuklardan Resul'ün üşüdüğünü görünce üzerindeki deri montu çıkarıp ona verdi. Canını hiçe sayan fedakârlığı karşısında genç adama minnettarlığını dile getiren aile, ardı ardına hayır dualar etti. Yaşadıkları dehşet anlarının etkisinden hâlâ kurtulamadıklarını belirten Korkmaz, "Başıma gelen bu olayı hep hayra yordum. Metanetimi hiç kaybetmedim. Hayırlısı neyse olsun diye dua ettim." dedi 562427 Bize 'dere açılımı' lazım! Gözü dönmüş inşaat sektörünün kaçak yapılara teslim ettiği İstanbul’un geri dönülmez sabahında teslim olduğu afet. Unutmuştuk Üstünden çok uzun yıl geçmişti belki de. Görmeyeli aramızda husumet olmuştu değil mi? İntikamını 32 canla alıverdi. Manzarayı görüp şok olmayan kaç kişi vardı? 2010 yılının Avrupa Kültür Başkenti nasılda teslim oluyordu azgın sulara. Sular seller can alıyordu, mallar derenin içinde akışa kaptırmıştı kendini. Ortaya ne çıktı? Bildik manzaralar! Yağma Başkasının malını alırken bile kendini rahat hisseden insan profilinin ardından arkaya kalansa daha büyük bir afet. Azgın sular yok ederken ortalığı minibüsün içinde can verenler kadınlar için ne demeli peki? Onlar için aslında denilecek en basit sözü ise çalıştıkları şirketleri söyleyiverdi bir açıklamada. Ölen elemanlarının çamura girmemek için araçtan inmediklerini iddia ettiler. Ne yaman çelişki? Gidenler gitti bari kendimizi kurtaralım diyen zihniyet. Onları kapalı kasada taşıyan ve orada öldürenlerin hiç suçu yok. Suya girersek ayağımız kirlenir diyen ölenler suçlu değil mi? Hukuk cezasını verse ne olur? Vicdanlarımızda kendimizi suçlu bulmadığımız sürece. Ölümden bile rant elde eden bizim gibi kaç millet var dersiniz? Yüce Türk Milleti artık kaybettiği değerlerini, birliğini bile düşünmez oldu. İstanbul Valisi çıkıp önce ‘Yağma’yı soranları azarladı bir gün sonra aslında tam olarak yağma diyemeyiz dedi. Bunun adı da bürokratik çelişki. Tamam sözlük anlamı yağma demesin buna, bürokraside ve hukukta farklı kullanın adını ama ortadaki manzarayı soran gazeteciye azar niye? Ne diyelim? Müsaade edin yüce makamlarınızdan verilecek olan isimleri kullanalım azar işitmemek adına. Gazetecilik refleksini hiç gösteremiyor medyadaki arkadaşlar. ‘Zor sorular’ ardından ‘azar’ geldiği için olsa gerek bu meslek ciddi riskler taşır oldu artık. Soru sorma tekniğinden ziyade ‘azardan uzak kalma’ metodunu geliştirme peşindeler. Hükümet afetten dem vururken muhalefet siyasi ranttan nemalanmaya çalışıyor. Dere yatağını istila edenlere imar izni verenlerin hiç günahı yok sanki. Kim verdi izinleri tartışması içerisindeyiz. Siyasetin kısır döngüsü afette bile ortak söyleme dönüşmedi, dönüşemedi. Tüm bu olanlardan sonra bu ülkede suçlu ararsak ‘ölenler’in dışında başka arayışa gerek kalmaz değil mi? Neden öldünüz Ölmeseydiniz bu tartışmalar olmayacaktı. Başka suçlu da aramıyorum ben. Hükümet ‘afet’ dedi kurtuldu. Ana muhalefet burayı niye yaptırdınız diye birilerini suçladı. MHP sessiz. Suçlu arıyoruz ya aslında çok ötelerde değil onlar. Yanı başımızda Hemen başınızı kaldırıp bakın çok yakındalar. Camilerden tek tek kaldırdık cenazelerini. Onların hepsi suçlu. Onlar ölmeseydi bunlar olmayacaktı. Açılım arıyorduk ya öyle bir açılım bıraktılar ki bize sormayın yüreğimizi yakacak kadar derinde olan bir ‘dere açılımı’ kaldı geride. Biz hala bu ülkeye çağ atlatacak demokratik açılımlar peşindeyiz önce derelerin lağımlarına gömdüğümüz asaletimizi geri getirelim sonrası nasıl olsa gelecek. Onlar giderken 32 can birlik olup kurtarın bu şehri mesajını verdi bize peki biz ne yapacağız? 563719 İzmir'de ‘Darbeciler Yargılansın’ mitingi 'de ‘Darbeciler Yargılansın’ mitingiİZMİR, (DHA) Emek ve Demokrasi Güçleri Topluluğu tarafından darbesinin 29'uncu yıldönümü nedeniyle ‘12 Eylül Darbecileri Yargılansın’ mitingi düzenlendi Konak Meydanı'nda Emek ve Demokrasi Güçleri Topluluğu'nun düzenlediği Darbecileri Yargılansın’ mitingi bugün saat 19.30'da yapıldı. Eyleme ve Kolektifleri gibi ile gruplar katıldı. Grup, saat 18.30'da Basmane Meydanı'nda toplanıp sloganlar eşliğinde Konak Meydanı önüne sloganlar atarak yürüdü. Kalabalık, burada 12 Eylül'de yaşamını yitirenler adına saygı duruşunda bulundu. 78'liler Derneği Şube Eski Başkanı Filiz Yalçın, grup adına basın açıklaması yaptı. Yalçın, “Yapılan bu yürüyüş ve miting darbeci zihniyetlere karşı yapılmıştır. Bu miting darbeyi yapanların emekçi halklara hesap vermesini sağlamak içindir. Bu çaba demokrasinin önündeki en büyük engellerden biri olan 1982 anayasasının ve onu hazırlayanların lağvedilmesini gerçekleştirmeyi amaçlar. Darbeyi yapanlar ve onlara destek çıkanlar mutlaka hesap vermek zorundadırlar” dedi. Ayrıca anayasanın geçici 15'inci maddesinden de bahseden Yalçın, bu maddenin kaldırılması için çok büyük çaba sarf edeceklerini belirtti. Basın açıklamasının ardından ‘Gün gelecek devran dönecek, darbeciler halka hesap verecek’ şeklinde sloganlar atan grup, olaysız şekilde dağıldı. 563140 Maradona rest çekti! Maradona rest çekti! Kendisini eleştiren basına sert çıkan "El Diego" Dünya Kupası'na katılacaklarına emin. 12/09/09 12:24 HTSPOR 2010 Dünya Kupası Güney Amerika Elemeleri’nde Brezilya’dan sonra Paraguay’a da yenilen ve Güney Afrika umudunu zora sokan Arjantin’in teknik direktörü Maradona, kendisine hâlâ inanıyor. ‘El Diego’, Arjantin’in turnuvaya katılacağına inandığını belirterek “Dünya Kupası için Güney Afrika’ya gideceğiz. Ve bunu başardığımızda bugün beni eleştiren gazeteciler, gün benden röportaj isteyecek. Ama bu sandıkları kadar kolay olmayacak” dedi. 563002 Fransa İçişleri Bakanının olay sözleri... İçişleri Bakanının olay sözleri...'da iç içişleri bakanının yaptığı büyük tepki çekti... Hortefeux, kökenli genç için, “Prototipe uymuyor. Bir tane olsalar iyi, çok olunca sorun” diyor. Fransa, Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin yakın arkadaşı, İçişleri Bakanı Hortefeux, ülkesindeki Müslumanlarla alay etti. Fransa’da İçişleri Bakanı Brice Hortefeux’un geçen hafta sonunda kökenli bir parti üyesi için ırkçı ifadeler kullandığının ortaya çıkması ülkedeki muhalefeti ayağa kaldırdı. Muhalefetteki Sosyalist Parti yetkilileri, Cumhurbaşkanı ’ye de yakın olduğu bilinen Hortefeux’un derhal etmesini istedi. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’ye yakınlığıyla tanınan İçişleri Bakanı Brice Hortefeux’un Arap azınlıkla ilgili sözleri büyük tepki çekti. Hortefeux istifa çağrılarıyla karşı karşıya kalınca kendisini “Yanlış anlaşıldım” diyerek savundu.  Olay ’un sitesinde yayımladığı videoyla ortaya çıktı. Görüntülerde Hortefeux, iktidar partisi Halk Hareketi Birliği’nin (UMP) bir toplantısında kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyen Kuzey kökenli genç bir partiliyle görülüyor. Etraftaki kalabalık ‘entegrasyon’la ilgili şakalar yaparken, partili bir kadın, Amine Benalia-Brouch adlı genç için “O bizim küçük Arapımız” diyor. Bir başkası bakana yaklaşıp Amine’nin ‘domuz yiyip bira içtiğini’ söyleyince Hortefeux “Prototipe uymuyor... Bize böylesi lazım. Bir tane olsalar neyse, sayıları çok olunca sorun çıkıyor” ifadelerini kullanıyor.  İşte görüntü... 562862 Yıldırım: "TIR parkı felakete katkı sağlamıştır" Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İkitelli'de selin TIR'ları önüne katıp menfezlerin önünde set oluşturmasının felaketin boyutunu büyüttüğünü belirterek, "Demek ki bu TIR Parkı, bu felakete çok önemli katkı sağlayan bir rol üstlenmiştir. Bundan sonra 'Bu TIR Parkı burada devam etsin' demek, yeni yeni afetlere davetiye çıkarmaktır" dedi. Yıldırım, bakanlığınca Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Tesisleri'nde düzenlenen iftar yemeğinde ulaştırma sektörü çalışanları ve basın mensuplarıyla bir araya geldi. Yıldırım, İstanbul'daki sel felaketi nedeniyle herkesin üzüldüğünü dile getirerek, "Herkes çok şey konuştu, çok şey söyledi ama bu yaşanmış olayı yaşanmamış hale getirmiyor. Olay ilk meydana geldiğinde sınırlı bilgilerle bir değerlendirmem oldu. Bu bir sonuçtur, bunu el birliğiyle yaptık. Kamu yöneticileri artı vatandaş burada hepimizin taksiratı var. Bu birden bire olan bir şey değildir. Yılların birikimidir ve bu bölgeyle de sınırlı değildir. Türkiye'nin her tarafında buna benzer olaylar her zaman yaşayabiliriz. Bu bizim yaşadığımız coğrafyaya gösterdiğimiz saygının bir ölçüsüdür. Doğaya ne kadar saygı gösteriyorsak, doğa da bize kadar müsamaha ediyor. Aksi halde bize cevabını veriyor. Bunu böyle görmemiz lazım" dedi. İcra makamında olmanın her zaman zor bir iş olduğuna dikkati çeken Yıldırım, her şeyi konuşma şanslarının olmadığını ama icra makamında olmayanların her şeyi sınırsız söyleme hakkına sahip olduğunu ifade etti. "Keşke mümkün olsa da bu roller değişse, zaman tenkit edenlerle edilenlerin pozisyonunu karşılaştırabilsek. Konu zaman daha net ortaya çıkacak" diye konuşan Yıldırım, doğa olaylarının öngörülemeyen ancak sonuçlarının da hemen ortaya çıkan bir iş olduğunu kaydetti. Bu olayların gelişmiş ülkelerde de yaşandığını, hepsinin farklı nedenlerinin bulunduğunu anlatan Yıldırım, "Bu olayların olması belki bizim kontrolümüzde olan bir şey değil ama, olduktan sonra felaketten siyaset yapmadan ders çıkararak sonuçlarını ele almamız lazım" dedi. Sorular Bakan Yıldırım, konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin "Ulaştırma Bakanlığı'nın şurada ele alacağı 2023 yılı yatırım hedefleri nedir?" şeklindeki sorusu üzerine Yıldırım, şuradan bir uygulama raporunun çıkmayacağını, öngörü ve hedeflerin ortaya konacağını bildirdi. Yıldırım, bakanlığa bağlı bütün sektörler ve bilişim alanında global bir maliyet hesabı yaptıklarını ve 200 milyar civarında bir maliyet ortaya koyduklarını ifade etti. Şura gündeminde öncelikli olarak demir yolları konusuna ağırlık vermek istediklerini dile getiren Yıldırım, 2023 vizyonunda demir yolu altyapısının geliştirilmesini önereceklerini söyledi. Körfez köprüsü projesi Bakan Yıldırım, Körfez Köprüsü Projesi'ne ilişkin soru üzerine, projenin ihalesinin geçen nisan ayında Yap-İşlet-Devret modeliyle yapıldığını, bu projenin demir yolu bağlantısı olması gerektiğini düşündüklerini ve şartnamede de bunu belirttiklerini söyledi. Teklif hazırlama sürecinde firmalardan olumsuz görüşler aldıklarını anlatan Yıldırım, "Bu köprünün bin metre açıklığı var. Açıklığı en büyük olan dünyadaki ikinci köprü. Demir yolu ihalesinin teknik zorluklarının olduğu, demir yolu ilave edilecekse ve Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılacaksa, bunun fizibil çıkmadığı yönünde görüşler geldi. Demiryolu kısmından zorunlu olarak vazgeçtik" diye konuştu. Karadeniz sahil yolu konusuna da değinen Yıldırım, "Doğanın bir bekareti var, kayboldu mu işletme süresince yaptığınız yatırımın kat kat fazlasını oraya sarf etmeniz lazım. Daha yolun başındayız. Sinop'tan sonrası tekrar değerlendiriliyor. Hassasiyetleri dikkate alacağız" dedi. Türkiye'de ulaşım koridorlarının yapısına bakıldığında vadilerin doğudan batıya doğru oluştuğunu, dolayısıyla ulaşım koridorlarının da doğu batı arasında geliştiğini belirten Yıldırım, "Halbuki Türkiye'nin iki denizinin birbiriyle buluşturulması lazım. Kuzey güney koridorlarını geliştiremezsek deniz taşımacılığını da geliştirmemiz sınırlı. Sahil boyunca yol yaparsak deniz taşımacılığının kara yolu taşımacılığıyla rekabet etme şansı mümkün değil. Devir hız devri. Aradaki hız farkından dolayı kara yolu daha cazip bir yol haline geliyor" dedi. Binali Yıldırım, "Bunun yegane tedbiri sahile dik inen koridorların oluşturulması lazım. Kara yollarında hedefimiz bundan böyle kuzey güney koridorlarını Türkiye'yi batıdan doğu istikametinde en az koridor olacak şekilde açmak. Böylece Ortadoğu ile Karadeniz'in kuzeyindeki ülkeleri, limanları birleştirmek, kuzey-güney koridorlarını ülkemizin merkezi haline getirmek" diye konuştu. 3. köprü projesi Bakan Yıldırım, 3. köprünün yapılacağı yere ilişkin soru üzerine, "3. köprü konusu, Başbakanın, bakanın ve belediye başkanının helikopterle dolaşıp belirleyeceği güzergah ile sınırlayacağı bir şey değil" dedi. Bu konunun evveliyatının 1993 yılına gittiğini, Devlet Planlama Teşkilatı'nda yatırıma konulmuş bir proje olduğunu, ile yapılan bir anlaşmayla güzergahta çalışma yapıldığını ifade eden Yıldırım, bu güzergahların çevre, kamulaştırma maliyeti ve trafik yönünden ele alındığını söyledi. Kara yollarının kendi ekiplerince yaptığı çalışmaların da olduğunu ifade eden Yıldırım, "Yapılan bu çalışmalar da öngörülen güzergahların sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gösterilmesinden ibarettir. Başbakanın (Burası güzel, şuradan şöyle yapın) demesi beklenmiyor. Bunu da düzeltmekte fayda var. Bu yanlış anlaşılmaya müsait bir söylem olabilir. Başbakanımızın kastı (Bu çalışma güzel, ben kağıt üzerinde anlamam, bana bunu gösterin) şeklinde" diye konuştu. "TIR parkı kaldırılmalı" Ulaştırma Bakanı Yıldırım, İstanbul'da sel felaketinden en çok etkilenen alanlardan biri olan İkitelli TIR Parkı konusunda, yapılması gereken ne ise hükümetin bunu yerine getireceğini bildirdi. TIR'lar konusunda iki şeyin dikkatini çektiğini dile getiren Yıldırım, "TIR'ların kriz münasebetiyle sigortalarının olmaması ve TIR'lardaki yüklerin bir kısmının da kayıt dışı olması. Böyle bir yaklaşımı kabul etmem mümkün değil. Bu mazeret olamaz. Mağduriyetin desteklenmesi için haklı gerekçe olamaz. Bütün bunlara rağmen mevzuat neyi gerektiriyorsa, devlet böyle günlerde vatandaşın yanında olacak" dedi. TIR Parkı'nın bölgeden kaldırılmasının yerel idarenin sorumluluğunda olduğunu ifade eden Yıldırım, "TIR Parkı'nın kaldırılması, vadinin, su yolunun mutlaka bütün engellerden temizlenmesi, bir kez daha hiç bir tartışmaya mahal vermeyecek şekilde ortaya çıkmıştır. Gördüğümüz manzara, selin TIR'ları önüne katıp menfezlerin önünde set oluşturması, felaketin boyutunu büyütmüştür. Demek ki bu TIR Parkı, bu felakete çok önemli katkı sağlayan bir rol üstlenmiştir. Bundan sonra 'bu TIR Parkı burada devam etsin' demek, yeni yeni afetlere davetiye çıkarmaktır" diyerek sözlerini tamamladı. 563519 Vakıfbank'a tüketiciyi aldatma cezası Reklam Kurulu, bayram kredileriyle ilgili reklamlarda kamuoyunu yanılttıkları, artı maliyet çıkardıkları gerekçesiyle bazı bankalara ve GSM şirketlerine ceza yağdırdı. Kurul, Türkiye Vakıflar Bankası A.Ş'ye ait www.vakifbank.com.tr adresli internet sitesindeki tüketicilere yönelik kredi tanıtımlarında faiz oranlarına yer verilmesine rağmen, kredi kullanımı sırasında aylık faiz oranına ek olarak ''komisyon'', ''dosya masrafı'' gibi adlar altında alınan ilave masraflar ile beraber oluşan ''kredinin tüketiciye aylık ve yıllık maliyet oranı''nın açıkça belirtilmemesi nedeniyle söz konusu tanıtımların Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik'e uygun olmadığına hükmederek, Banka hakkında ulusal düzeyde 67 bin 200 lira idari para ve söz konusu reklamları durdurma cezası verdi. Kurul, Vakıflar Bankası'na ait 10 Eylül 2008 tarihinde muhtelif mecralarda yayınlanan ''Vakıfbank Geleneksel Bayram Kredisi'' başlıklı reklamların da tüketicileri yanıltıcı nitelikte olduğu ve söz konusu fiilin bir yıl içerisinde ikinci kez tekrar edilmiş olması nedeniyle para cezasını iki kata çıkararak 134 bin 400 lira olarak uyguladı. Böylece Vakıflar Bankasına toplam 201 bin 600 lira idari para cezası kesilmiş oldu. Kurul, Vakıflar Bankası'yla birlikte, Türk Ekonomi Bankası ve Turkish Bank'a da kredi tanıtımlarında faiz oranlarına yer vermelerine rağmen kredi kullanımı sırasında aylık faiz oranına ek olarak 'komisyon', 'dosya masrafı' gibi adlar altında alınan ilave masraflar ile beraber oluşan maliyet oranının açıkça belirtilmemesi nedeniyle ceza yağdırdı. GSM OPERATÖRLERİNİN PAYI Kurul, Vakıflar Bankası'na internet sitesindeki tüketicilere yönelik kredi tanıtımlarında faiz oranlarına yer verilmesine rağmen, kredi kullanımı sırasında alınan ilave masrafların açıkça belirtilmemesi nedeniyle 67 bin 200 lira idari para ve söz konusu reklamları durdurma cezası verdi. Vodafone'a 'Yükle Kazan' kampanyasıyla ilgili, Turkcell'e de 'BizBize Kamu Her Yöne 1200' isimli tarifeye ilişkin reklam ve ilanlarda tüketiciyi yanılttıkları gerekçesiyle ceza kesildi. SHOW'A ALGİDA, KANAL D'YE ETİ CEZASI Reklam Kurulu ayrıca, Show TV'de yayınlanan 'Melekler Korusun' dizisinde, 'Algida Cornetto' markalı dondurmanın örtülü reklamı yapıldığını tespit etmesi üzerine AKS televizyonculuğa ulusal düzeyde 67 bin 200 lira idari para ve reklamları durdurma cezaları verdi. Ayrıca, 'Kanal D' isimli televizyon kanalında yayınlanan 'Kavak Yelleri' isimli televizyon dizisinde, 'Eti Cin' markalı bisküvinin örtülü reklamının yapıldığını tespit eden Kurul, ulusal düzeyde 67 bin 200 lira idari para ve anılan reklamları durdurma cezası verilmesini kararlaştırdı. 562538 Mısırın ton fiyatı 450 TL Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, geçen yıl tonu 430 TL olan mısır alım fiyatının bu yıl 450 lira olarak tespit edildiğini açıkladı. Ayrıca, 2008'de ton başına 36 lira olarak ödenen primin de bu yıl 40 TL'ye çıkarıldığını vurgulayan Eker, "40 TL'lik prim desteği ile birlikte fiyat 490 TL'ye ulaşacak. Yeni hasat döneminde sınırsız alım yapılacak. 562478 Aziz Yıldırım’a yaylım ateşi! Yeliz Aras Radyo DünyasıFENERBAHÇELİ OLDUĞUNU SAKLAMAYAN RADYO SPOR GENEL YAYIN YÖNETMENİ BARIŞ ERTÜL’DENAziz Yıldırım’a yaylım ateşi! 12 Eylül Cumartesi 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! Ligin başlamasıyla birlikte futbolseverlerin de heyecanı başladı. Sayısı fazla olmamakla beraber spor radyoları da, bu maratona yeniliklerle hazırlandı. Bunlardan biri de Radyo Spor... Ağırlıklı olarak futbol yayınlarına ve yorumlarına yer verse de adındaki ‘spor’u sırtlayıp sporun birçok dalıyla süslediği çeşitli programlarla dinleyicisini tavlıyor. Özellikle haftasonu oynanan maçlardan dolayı tüm yayınlarını İddaa programlarına ayıran radyo, at yarışlarıyla ve spor hukuku gibi özel programlarıyla da iddiasını sürdürüyor. Borsacıyken tesadüflere dayanan hikâyesiyle önce program yapan, ardından Radyo Spor’un Genel Yayın Yönetmeni olan Barış Ertül de sadece mikrofonun arkasında duran bir yönetici değil.  Barış Ertül, etliye de sütlüye de karışan, “Dinleyici cesaretliysen, lafını esirgemezsen, özgürsen seni sever” diyen bir yönetici. Ertül, ayrıca her zaman koyu mu koyu Fenerbahçeliliğiyle övünüyor, övünmesiyle birlikte kendi takımını da ağır bir şekilde eleştirebiliyor ve dinleyicileriyle bunu paylaşmaktan çekinmiyor. Radyo Spor’daki tüm programcıların da özgür ve cesaretli programlar yaptığını belirten Ertül’le Radyo Spor’u, futbolu konuştuk ve meraklılarına İddaa tüyoları aldık.     Futbola ilginiz nasıl başladı? Borsacıydım. 1907 Derneği’ne ve Fenerbahçe Spor Kulübü’ne üyeydim. futboluyla da ilgileniyor, yurtdışından bahisler  yapıyordum. ’la tanıştım. Radyo programlarına konuk olarak katıldım. Dinleyiciler sohbetlerimize ilgi gösterdi. Sonra programlara başladım. Ya 15 yıllık borsacıyım.  Borsa artık  uzun vadeli bir yatırım olarak kaldı.  Radyo programı  yapmak    sizi endişelendirdi mi? Başarılı olmak için konuştuğunuz konuya ve Türkçeye hâkim olmalısınız. Cesaretliyseniz olur bu iş... Aman “Kimseye bulaşmayayım” diyorsanız piyasadaki onlarcası gibi kaynar gidersiniz.  Avrupa futbolunun bana çok katkısı oldu.  Cesaretliyim, mesela Fenerbahçeli olduğumu ilk programda söyledim, ama beni Galatasaraylılar da sever.  Spor radyosu yönetiyorsunuz ‘Tarafsız’ olma kaygınız yok mu? Hepimiz bir takım tutuyoruz.  Bu işin içinde olup takım tutmamak mümkün değil. Takımını fanatikçe  tutup yorumlar yapanlar olduğu gibi, sakınan ve saklayanlar da var... Düşündüklerinizi objektif ifade ederseniz, böyle bir kaygınız olmaz. Ben tuttuğum takımın da başkanını teknik direktörünü de  en ağır şekilde eleştiririm. takımını eleştirirken, “Aman  eleştirirler mi?” kaygısını yaşamıyorsam, Fenerbahçe’de de öyleyim.  Peki eleştirilmiyor musunuz? Fenerbahçeli olduğumu herkes biliyor. Mesela ’ı hiç tasvip etmiyorum. Fenerbahçe’yi geçen yıl yerden yere vurdum, ama bu sene övüyorum. Dinleyici “Kendi takımının başkanını eleştiriyorsa bizim tuttuğumuz takımı da doğru eleştirebilir” diye düşünüyor. Benim çizgimi anladılar,    “Bu adam kendi takımını   eleştiriyorsa  objektiftir” diyor. Radyoda bu samimiyet daha   mı fazla hissediliyor? Radyo samimidir, televizyon daha uzaktır. Radyonun anlık bir iletişimi var. Ne konuştuğunuzu iyi bileceksiniz, hâkim değilseniz çok net anlaşılır.   Radyo dinleyicisi gazete okuyucusundan da televizyon izleyicisinden de bilgili ve donanımlıdır.Neyi ne kadar bildiğinizi anlar, yargılar ve takdir eder. Cesaret görürse benimser sahiplenir.  Aziz Yıldırım’la neden    ters düşüyorsunuz? Aziz Yıldırım’ın yaptığı stat ve tesisleşme hamlelerinden. Zihniyeti de yanlıştır, kurumsal, demokratik bir idare istiyorum. İdealimdeki başkan Aziz Yıldırım değil... Bu bahsettiğiniz  sorunlar sadece Fenerbahçe’de mi  var? Tüm kulüplerimizde var. Türk futbolunun birinci sorunu vizyonsuz, kalitesiz yöneticilerdir. Dernek çatısı altında şirket kurmayı şirketleşme sanıyorlar. “Bütün kararları ben vereceğim” derseniz olmaz. Demokratik bir yapı istiyorum ve tüm bunları dinleyicilerle de paylaşıyorum. Fenerbahçe transfere en çok para harcayan 30 kulüpten biri olup aynı zamanda futbolcu satışından hiç para kazanmayan bir kulüp oluyorsa burada bir yanlışlık vardır. Bu iyi bir yönetcilik değildir. Programınızın içeriğini de   bu konular mı oluşturuyor? Haftaiçi 07.00 09.00 saatleri arası olduğu için önce gazete haberlerini okur ve dinleyicilerimizle birlikte değerlendiririz.  Ağırlıklı olarak yayınlarınız futbol mu? Diğer spor dallarıyla ilgili programlara da uzun zamanlar ayırıyor musunuz? Futbol ağırlıklıyız, ama iddaa, basketbol, futbol hukuku ile ilgili programlarımız  da var.  Programcılarımız, yorumcularımız objektiftir ve özgürdür. İddaa programlarında güçlü bir kadromuz var. Spor gazeteleri ve diğer gazetelerin spor servisleri de Radyo Spor dinler... “Erkek radyosuyuz” Kadın programcınız var mı? Biz erkek radyosuyuz, böyle bir talep de yok. Yüzde 85 olan erkek dinleyici oranını, yüzde 95 yaptık. Kadın dinleyicilerimiz arasında at yarışı ve iddaa oynayanlar, çok fanatik olan  kadın dinleyiciler de var,   ama biz erkek radyosuyuz.  Lig maratonu hızlı başladı tahminleriniz ne yönde? Kalite olarak Fenerbahçe ve ’nin çok önünde oynuyor, ikisinin arasında geçecek bir çekişme düşünüyorum.  Sizce geçen yılın futbol olayı nedir? Geçen yılın futbol olayı Galatasaray’ın 5. Fenerbahçe’nin 4. oluşudur! İDDAACILARA TÜYOLAR! - İddaa oynarken bir kere bir kupona maçtan fazla maç yazmamalılar.  Çok fazla kupon yapmamaya özen göstermeliler. - Bildikleri, takip ettikleri takımlar üzerine yazmalılar.  Maç seçerken takımların kalitelerine bakmalılar. - Takımların son durumlarını  takip etmeliler. - Bu işin yüzde ellisinin şans olduğunu unutmamalılar. 562670 Erivan Ekspres yolda Erivan Ekspres yolda Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesi süreci Türkiye'de büyük tartışmalara yol açarken Erivan'ın, sınır açılınca Türkiye hattında kullanılmak üzere tren siparişi dahi verdiği ortaya çıktı. Ermeni basınına göre trenin yapımına Polonya'da başlandı. ERİVAN BAKÜ Türkiye'de, Ermenistan ile nasıl bir diyalog süreci başlatılması gerektiği tartışıladursun Erivan yönetiminin, sınırlar açıldığında Türkiye'ye göndereceği trenlerin yapımına dahi başladığı iddia edildi. NTV'nin, Ermeni basınına dayandırarak verdiği habere göre Erivan yönetimi sınırın açılmasıyla Türkiye'ye hareket edecek yeni treni Polonya'dan sipariş etti. Habere göre tren yapımı Polonya'nın Poznan kentinde bulunan 'Tsegel' fabrikasında şu an tüm hızlıyla devam ediyor. Polonya yük taşımacılığı için tasarlanan trenleri lokomotiflerle beraber Ermenistan'a teslim edecek. ERİVAN'DA BAKANLAR TARTIŞIYOR Tren yapımına başlanması tartışmalara yol açarken Ermeni basınına yansıyan bilgiye göre sipariş Ermenistan'ın Polonya Büyükelçisi Aşot Galoyan'ın katılımıyla yürütülen görüşmeler sonucu verildi. Ankara ise Türkiye ile Ermenistan arasındaki mutabakatına ilişkin “iç istişare süreci”ni dün başlattı. Bu arada kimi politikacılar sınırın açılmasının Ermenistan'ın aleyhine olacağını, Ermenistan ekonomisinin olumsuz etkileneceğini iddia ediyor. PanArmanian haber portalına açıklamada bulunan Orinats Yerkir Partisi Parlamento Grup Başkanı Heghine Bisaryan endişelerin yersiz olduğunu, Ermenistan ekonomisinin sınırın açılması ile kazançlı çıkacağını söyledi. Türk mallarının Ermenistan pazarını işgal edeceği ile ilgili iddiaların doğru olmadığını kaydeden Bisaryan, "Ermenistan ekonomisi kendi iç dinamiklerine sahip" dedi. 16 yıldır tek bir tren geçmedi Yeni Şafak muhabiri Ergün Çolakoğlu'nun geçtiğimiz aylarda ziyaret ettiği Ermenistan Türkiye sınırındaki tren yolu 16 yıldır kapalı. Tek bir trenin bile geçmediği tren yolunun açılmasını isteyen istasyon şefi Agop Pargesyan istasyonda düdük çalacağı günlerin yakın olduğunu düşünüyor. Türkiye Ermenistan arasında 1993 yılında kapanan, Kars'a kilometre uzaklıktaki Ahurian demiryolu sınırının kapatılmasından sonra istasyondan iki taraf arasında gidip gelen kimse olmadı. İstasyonda bugün eski tren vagonları, istasyon binası ve Agop'tan başka kimse yok. Ermenistan'ın Karabağ işgalinden sonra Türkiye, Ermenistan'la sınırını kapatmıştı. 562723 Yasin Aktay: Yorum bağcısının dayağını yememenin yolları Yasin Aktay 12 Eylül 2009 CumartesiYorum bağcısının dayağını yememenin yolları Necip Fazıl Kısakürek'in bir diyalog vesilesiyle Osman Yüksel Serdengeçti'ye hitaben şöyle söylediği anlatılır: "Beni şu ana kadar bir tek sen anladın, ama sen de yanlış anladın". Bunca yıldır okunmakta olan, eserleri satış rekorları kıran, Türkiye'yi köşe bucak gezerek verdiği konferansların hemen hepsine yüzbinlerce kişinin iştirak ettiği bu büyük üstadı hiç kimsenin anlamamış olması mümkün müdür? Belli bir kuşağın eserlerini okuyarak büyüdüğü ve kendilerini en çok etkileyen yazarlar arasında saydığı "Üstad"ın bu kadar anlaşılmaktan şikâyetçi olması sadece onun basit bir halet-i ruhiyesine mi dayandırılmalıdır? Necip Fazıl'ın üstün belagat ve nüktedan özelliğini bir an için hatırlayarak bu söylediğinin bir abartma olduğuna hükmedebiliriz. Veya bu tavır sadece Üstadın başına bir defalığına gelmiş bir olay olsa yine aynı kayıtsızlığı sürdürebiliriz. Oysa neredeyse bütün yazarların, büyük düşünürlerin veya anlaşılmak üzere yoğun çabalar sarf eden birçok insanın bir noktada bu "hiç anlaşılmama" veya en iyi ihtimalle "yanlış anlaşılma" duygusuna kapıldıklarını, bundan şikâyetçi olduklarını görürüz. Nedir bu yanlış anlamanın hikmeti? Bu kadar çok insan neden bir insanın etrafında, insanı anlamamak üzere toplanır? Binlerce, onbinlerce, yüzbinlerce insan bir insanın etrafında doluşup da bir "anlamama"yı veya bir "yanlış anlama"yı nasıl bu kadar ısrarla paylaşırlar? İnsanlar birini anlamıyorlarsa nasıl bu kadar kolektif bir şekilde "anlıyorlarmış gibi" rol yapabiliyorlar? Üniversitelerde, edebiyat çevrelerinde, manevi dünyalarımızda temayüz etmiş bir insan yoktur ki, hakkında "üstat anlaşılamadı" sözü edilmesin. Peki, bir takım insanların anlaşılmadığından bahseden onca insan, sözü edilen insanları ne ölçüde anlamıştır? Muhtemeldir ki, insanların bunca hayıflanmadan sonra ortaya koydukları yorumlar mevzubahis üstatlar hakkında hiç de çoğu kişi tarafından makul karşılanabilecek bir profil sergilemez. Muhtemeldir ki, insan da kendine "anlaşılamayan üstat"ın hatırına açtığı krediyi hemen tüketiverir. insanı en iyi kendisinin anladığını söyleyerek üstat adına, üstadın manevi değerinden beslenen bir iktidar alanı açar kendisine. Burada "anlaşılmayan" veya "yanlış anlaşılan" şahsın siyasi, edebi, felsefi veya manevi kişiliği bir fark yapar tabii ki. Hele bu şahsın toplum nezdinde sahip olduğu güçlü bir izlenim, etki varsa, onun yanlış anlaşıldığı teması üzerinden devşirilen iktidarın etkisi de ölçüde güçlü olabilmektedir. Bir insanın normalde yaygın bir biçimde anlaşıldığından daha farklı bir yorumunu ileri sürenlerin, tabii ki, çok makul bir hikâyeyle ortaya çıkmaları gerekiyor. Ancak hikâye ne kadar makul olursa olsun, bir şahsın anlaşılması her zaman bizi müteşabih bir alana açık tutar. Bunda yazarların bir bütünlüğe sahip olmamalarının büyük etkisi vardır. Hangi yazar hayatı boyunca başladığı çizgide istikrarlı bir biçimde sebat edebilmiştir ki? Yüksek bir tutarlılık iddiası taşıyan yazarlar bile hayatlarının belli dönemlerinde büyük zikzaklar çizmişlerdir. Bu zikzaklarının yazılarına yansıyan izleri olabilmiştir, yansımayanı olabilmiştir. Bir insanı, bir yazarı, bir yazarın imzasını, topyekûn bir bütünlük olarak algılamamız, anlama konusundaki çoğulluğumuzun en önemli nedenlerinden birisidir. Çünkü hiçbir imza yekpare bir bütünlük arz etmez. Her imza kendi içinde her türlü üretime açıktır. Üstelik birçok düşünür bu tutarlılığı bizzat kendisi ısrarlı bir biçimde iddia ederek bu konuda işi zora sokar. Yazı hayatı boyunca ne söylemişse bir tutarlılığa sahip olduğunu iddia eder. Oysa tutarlılığın önemli bir kısmı, insanın zihninde ürettiği bir bütüncül hikâye ile alakalıdır. Bir yazarın kendi düşünce seyriyle ilgili kendi kafasında bütünlenebilen bir hikâye, başka insanların kafasında aynı şansa sahip olmayabilir. İnsan kendi tutarlılığını her zaman kendisi iddia etse bile, bunu kendisi temin edemeyebilir. Bazen de kişinin kendisi için iddia ettiğinden daha fazla bütünlük ve tutarlılığı başkaları ona atfeder. Uçmayan şeyhi uçuran müritlerin hikayesine yakın bir hikayedir bu da. Buradan da bir yazarın veya düşünürün metinlerine kutsal metinlere yakıştırılana yakın bir tarih-üstülük, bir mutlak kesinlik ve bütünlük isnat edilir. Böyle olunca metinlerin yorumu da öyle herkesin harcı olmaktan çıkar, Yorumlanması bir otorite işidir ve bu otorite çoğu kez belli bir söylemsel teşekkülün tezgahını açıp sürdürdüğü bir iktidar alanına dönüşür. Oraya destursuz girenlerin metinlerin varsa meyvesini değil, olsa olsa dayağını yerler. İşin gerçekten de "anlama" kısmına geri dönersek, bağa destursuz girme yolunu bulup da dayağı yemekten hasbelkader kurtulanların oradan yiyip yedirebileceği bir şey gerçekten yok mudur? Bu soru bizi "yaratıcı yanlış anlamalar" diye bir alana çıkarıyor galiba. Ona da sonra devam edelim. 563356 Şenol Güneş'in takımı dev maçı kazandı 'in takımı dev maçı kazandı Güney 'de 'in çalıştırdığı lider FC şampiyonluk yolunda dev bir adım attı. Seoul, puan farkla ikinci sırada bulunan Jeonbuk Motors takımını 2-1 yendi. Şenol Güneş biraz olsun rahatladı. Son haftalarda üst üste yaşadığı puan kayıplarıyla şampiyonluğu zora sokan FC Seoul takımı, bu hafta çok kritik bir galibiyete imza atarak zafere doğru çok önemli bir adım attı. Haftaya 39 puanla giren Seoul takımı, kendisini bir maç eksiğiyle puan geriden takip eden Jeonbuk Motors'u evinde 2-1 yenerek çok önemli bir avantaj elde etti. Oldukça çekişmeli geçen mücadelenin ilk yarısı, Luis Henrique'nin 42. dakikada attığı golle 1-0 Jeonbuk lehine kapandı. İkinci yarıda daha iyi bir oyun sergileyen Şenol Güneş'in öğrencileri, 54'te C.G.Kim, 75'teyse Damjanovic'in attığı gollerle maçı söküp aldı. Bu galibiyetin ardından Seoul takımı 22. haftayı 42 puanla kapatmış oldu. Jeonbuk Motors takımıysa maç eksiği ve  38 puanla ikinci sırada bulunuyor. 15 takımlı Güney Kore Ligi'nde son hafta büyük çekişmeye sahne olacak. Ancak Seoul, Jeonbuk galibiyetiyle bu zorlu döneme yüksek moralle girecek. 563308 Gümüşhane'de kuduz vakası Gümüşhane'de 11 kişiyi ısıran köpeğin kuduz olduğu ortaya çıktı. Gümüşhane Tarım Müdürü Hasan Irkın, merkez Hacıemin Mahallesi'nde bir sokak köpeğinin, çarşamba ve perşembe günü 11 kişiyi ısırdığını anımsattı. Köpeğin, belediye zabıta ekiplerince itlaf edilerek alınan başının Erzurum Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsüne gönderildiğini ifade eden Irkın, yapılan tahlil sonucunda köpeğin kuduz olduğunun anlaşıldığını söyledi. Gümüşhane Devlet Hastanesi Başhekimi Cemalettin Atalay ise korkulacak herhangi bir durum olmadığını belirterek, ''11 vatandaşımıza, köpeğin ısırdığı gün ilk aşıları yapılmıştı. Aşıları yapılırken herhangi bir riskle karşılaşmamak ya da karşılaşılabilecek bir riski en aza indirmek için immunglobulin uygulandı. Vatandaşlarımızın aşıları, kendilerine verilen aşı şemasına göre yapılacaktır'' dedi. 562936 Şırıngalı saldırgana hapis cezası Çin'in resmi haber ajansı Şinhua'nın haberine göre, Urumçi'deki Halk Mahkemesi, 28 Ağustosta bir kadına şırıngayla iğne batıran 19 yaşındaki Yilipan Yilihamu'yu 15 yıl hapse mahkum etti. Yerel Çin televizyonu CCTV de, bu yıl üniversiteye başlayacak olan Yilipan'ın daha önce suç kaydı olmadığını, karara karşı üst mahkemeye başvuracağını duyurdu. CCTV, ayrıca 29 Ağustosta bir taksi şoförünü şırıngayla tehdit ederek 103 dolarını alan, daha sonra polise teslim olan 34 yaşındaki bir erkeğe 10, 22 yaşındaki bir kadına da yıl mahkumiyet verildiğini aktardı. Çin ulusal radyosu, hapis cezalarına çarptırılan kişinin de Uygur olduğunu belirtti. 563727 Enrico Macias, 20 milyon Avro kaybetti Enrico Macias, 20 milyon Avro kaybettiPARİS (A.A)  ’da yayınlanan gazetesi, dünya ekonomi kriziyle birlikte ünlü Enrico Macias’ın 20 Milyon Avro kaybettiğini yazdı.          Ünlü şarkıcının ’da yan şubeleri olan bankasına para yatırdığını belirten gazete, bu bankanın batıp diğer şubelerinin de ortadan kaybolmasıyla, ünlü şarkıcının büyük mağduriyet yaşadığını bildirdi.          Gazete, Macias ile mağdur olan bir grup Fransız’ın, dolandırıldıkları ve yolsuzluğa hedef oldukları gerekçesiyle mahkemeye başvurduklarını yazdı. .. 562790 Erdoğan'dan askeri gölet cevabı Erdoğan'dan askeri cevabı Başbakan bazı gazetelerde çıkan askeri göletin patladığı iddiasını değerlendirdi. "Faturayı askere kesmenin anlamı yok" diyen Erdoğan bu tavrın yanlış olduğunu kaydetti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bakın afet bölgesi demek oradaki bütün yaşam koşullarını ortadan kaldırmak demek, artık orada yaşam olmayacak demektir. Bizim böyle bir şeyi ilan etmemizin bir anlamı yok" dedi. Cuma namazını kıldığı Camisi çıkışında gazetecilerin sorularını cevaplandıran Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin "Mimar ve Mühendisler Odası'ndan yapılan bir açıklama var. Bugün de bazı gazetelerin manşetinde yer alıyor. Ayamama Deresi'nin çevresindeki yapılaşmanın 1997 yılından bu yana giderek arttığı ve yargıya konunun intikal ettiği yazılıyor ve iddialar da bu yönde. Yargıdan da buradaki yapılaşmanın önüne geçilmesi konusunda karar çıktığı açıklanıyor ki bu sizin belediye başkanlığı yaptığınız döneme denk geliyor" sözleri üzerine "bunların yalan ve tamamen düzmece olduğunu" söyledi. Ayamama Deresi'nin kıyı şeridinde yapılaşmaya kendisinin müsaadesinin söz konusu olmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: Belediyesi'nin sınırları içerisinde olan bölgede ilan edilmiş bir ticari merkez var. Biraz da onunla bunu birbirine karıştırıyorlar. Bir defa ben Ayamama Deresi üzerinde dönemlerde yapılanmalara karşı kavga vermiş, mücadele vermiş bir belediye başkanıyım. Beraberinde kaçak konutlara karşı mücadele vermiş bir belediye başkanıyım. Gecekondulara karşı mücadele etmiş bir belediye başkanıyım. Tayyip Erdoğan'ın ağzından gecekondu yapımına müsaadeye dair bir şey bulamazsınız. Onun için Mimar ve Mühendisler Odası ideolojik yaklaşmayı bıraksın bir defa dürüst davransın. Doğru davransın ve bizim attığımız adımları da çok iyi takip etsin. İdeolojik yaklaşımlarıyla birçok bu noktada dürüst davranan, yatırım yapacak olan insanların önünü kesmek için neler yaptıklarını da gayet iyi biliyoruz ve zaten bu oynanan oyunun içerisinde onlar da var." Başbakan Erdoğan, "Ayamama Deresi aslında ıslah edildi ve bu ıslah çalışmaları Güneşli'ye kadar geldi. Ancak burada kamulaştırma engeliyle karşılaşıldı" iddialarının hatırlatılması üzerine de Ayamama Deresi'nin denizle birleştiği arıtma tesisinde çalışmalar olduğunu, derenin tamamının ıslahına yönelik herhangi bir şey yapılmadığını kaydetti. Gazetecilerin "Çok katlı kavşak var. Sele kapılan TIR'ların buradaki giderleri kapattıktan sonra taşkın olduğu iddiaları var. Belediyenin eski üst düzey yöneticileri oradaki çok katlı kavşağın da selde bir faktör olduğunu söylüyorlar. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?" sorusu üzerine Erdoğan, "Her şeyi yaparken samimiyet yaklaşımı içerisinde olacağız. Bugün 'da bir sorunu var ve bu ulaşım sorunuyla ilgili köprülü kavşağın yapılmasından daha bilimsel ne olabilir. Yani bu kişilerin hepsi bilimsellikten uzak tamamıyla burada kendi ideolojik yaklaşımlarını işin önüne sokarak burada yapıyorlar. Bakın bu siyasi oyunlara lütfen gelmeyin" şeklinde konuştu. Askeri alanda Başbakan Erdoğan, bazı gazetelerin askeri alandaki bir göletin yarılarak taştığını, bunun neticesinde oluşan selin tırları götürdüğünün öne sürüldüğünü hatırlatarak, şunları söyledi: "Ben gittim, oraları da gezdim. Bakıyorsunuz bir tane il başkanı çıkıyor 'nin, 'Başbakan nerede, Belediye Başkanı nerede?' diye konuşuyor. Belediye Başkanı arazide, Vali arazide, Başbakan gelmiş bu bölgede AKOM'da toplantısını yapmış. Sizler toplantının içerisindesiniz. Aynı şekilde bakıyorsunuz Ana Muhalefetin Lideri geliyor 'Başbakan nerede?' Başbakan arazide. Sen uyuyorsun daha dur bakalım. Gelmişiz biz arazide dolaşıyoruz, çalışmalarımızı yapıyoruz ve bu çalışmalarımızla nerede, nasıl müdahale edeceğiz, bunun tespitini yapıyoruz. Yani bu işe bu şekilde siyaseti bulaştırırsak yazık olur. Orada mesela gölet bir defa böyle bir hasarı meydana getirecek bir gölet değil. Yarılma oldu doğru, ama yarılma olduktan sonra hemen karşısında doğal bir set var. doğal set orada olduğu sürece alıp da bu sürüklemeyi yapamaz. zaten hızını kesiyor. Şimdi buralarda dürüst olmak gerekiyor. Faturayı hemen askere kesmenin bir manası yok. Yani da yanlış bir şey." 563067 11 kişiyi ısıran köpek kuduz çıktı Gümüşhane Tarım Müdürü Hasan Irkın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, merkez Hacıemin Mahallesi'nde bir sokak köpeğinin, çarşamba ve perşembe günü 11 kişiyi ısırdığını anımsattı. Köpeğin, belediye zabıta ekiplerince itlaf edilerek alınan başının Erzurum Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsüne gönderildiğini ifade eden Irkın, yapılan tahlil sonucunda köpeğin kuduz olduğunun anlaşıldığını söyledi. Gümüşhane Devlet Hastanesi Başhekimi Cemalettin Atalay ise korkulacak herhangi bir durum olmadığını belirterek, ''11 vatandaşımıza, köpeğin ısırdığı gün ilk aşıları yapılmıştı. Aşıları yapılırken herhangi bir riskle karşılaşmamak ya da karşılaşılabilecek bir riski en aza indirmek için immunglobulin uygulandı. Vatandaşlarımızın aşıları, kendilerine verilen aşı şemasına göre yapılacaktır'' dedi. 563259 Ege'de 4.6'lık deprem Ege'de 4.6'lık deprem ATİNA (A.A) Ege Denizi'nde Richter ölçeğine göre 4,6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiği bildirildi. Yunan basını, Avrupa Yerbilimleri Enstitüsü verilerine dayandırdığı haberlerinde, depremin merkez üssünün Sisam Adası'nın doğusunda yer alan Pithagorio yerleşim biriminin 23 kilometre açığı olduğunu duyurdu. Saat 03.50'de kaydedilen sarsıntının, 15 kilometre derinde gerçekleştiği belirtilen haberlerde, depremin can ve mal kaybına yol açmadığı kaydedildi. 562685 Suçlamadan önce sonucu bekleyin Suçlamadan önce sonucu bekleyin Merkel, Afganistan'da 90 sivilin ölmesinden Alman komutanın sorumlu tutulması üzerine müttefiklerine nota gönderdi: Soruşturmanın bitmesini bekleyin FRANKFURT Afganistan'ın kuzeyindeki Kunduz'da geçen hafta NATO uçaklarının Taliban'ın kaçırdığı iki tankeri vurmak için düzenlediği hava saldırısında 90 sivilin ölmesiyle başlayan skandal büyüyor. Saldırı emrini NATO'nun bölgeden sorumlu komutanı Alman Albay Georg Klein'in vermesi Almanya'yı eleştiri oklarının hedefi yaptı. Süddeutsche Zeitung gazetesi, NATO'nun Brüksel merkezinde hazırlanan bir raporda Alman komutanın olayı yanlış değerlendirdiği, yetkilerini aştığı yönündeki iddialara yer vermişti. Müttefikler Fransa ve İngiltere'den saldırıyı sert şekilde eleştiren açıklamalar gelmişti. DİPLOMATİK NOTA GÖNDERDİ 27 Eylül'de yapılacak genel seçimler öncesi hem muhalefetin, hem de dışarıda müttefiklerinin eleştirilerine hedef olan Federal Hükümet, mecliste kapalı toplantı yaptı. Ardından Başbakan Angela Merkel'in NATO ve AB ülkelerinden gelen eleştirilere karşı diplomatik nota gönderdiği belirtildi. Financial Times Almanya, Merkel'in eleştirileri haksız bulduğunu ve buna karşılık NATO'daki müttefiklerine "protesto yazısı" gönderdiğini yazdı. Bild de, haberin Dışişleri Bakanlığınca doğrulandığını belirtti. Buna göre, Almanya, Berlin'deki önemli NATO müttefiklerine ve AB üyesi ülkelere "Soruşturma bitene kadar eleştiri yapmayın" uyarısında bulundu. 562646 Ermenistan'da yakalandı Ermenistan'da yakalandı Münevver'in katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun altı aylık kaçışı sona erdi. İstanbul polisi Cem'in Ermenistan'da kaldığı adresi tespit etti. Türkiye'nin Erivan'la diplomatik ilişkisi olmadığı için üçüncü ülkeler devreye girince Ermenistan iade için razı oldu. Garipoğlu'nun 2-3 gün içinde İstanbul'a getirilmesi bekleniyor. Dışişleri Bakanlığı Cem Garipoğlu'nu Ermenistan'dan alabilmek için yoğun bir diplomasi trafiğine girdi. HABER MERKEZİ ANKARA İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun en geç bir hafta içinde yakalanacağını açıklaması gündeme bomba gibi düşerken operasyonun ayrıntıları da belli olmaya başladı. Çapkın'ın kurduğu özel ekip çalışmaları sonucunda Garipoğlu'nun Ermenistan'ndaki izine ulaştı. İddialara göre Garipoğlu, Ermenistan'ın Rusya sınırına yakın bir bölgede tespit edildi ve Türkiye'ye getirilmesi için hemen çalışmalara başlandı. ÜÇÜNCÜ ÜLKE DEVREDE Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik ilişkiler henüz kurulmadığı için Cem Garipoğlu'nun Türkiye'ye getirilmesi sorun oldu. Bunun üzerine Dışişleri Bakanlığı devreye girdi ve Ermenistan'la ilişkileri olan Suriye, Rusya ve İran'la bağlantıya geçildi. Müzakereler başarıyla sonuçlandı. Türkiye'den gidecek bir ekip Cem Garipoğlu'nu İstanbul'a getirecek. 2-3 GÜN İÇİNDE İSTANBUL'DA İki ülke arasında diplomatik ilişki kurulmadığı ve suçluların iadesine ilişkin herhangi bir anlaşma olmadığı için Garipoğlu'nun getirilmesinin 2-3 günü alabileceği belirtiliyor. Garipoğlu'nun yakalanması için İstanbul'un yeni Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın kurduğu özel ekipten kişi kısa süre önce Rusya'ya gitmişti. ÇAPKIN İPUCU VERDİ Çapkın iki gün önce yaptığı açıklamada Garipoğlu'nun etrafındaki çemberin iyica daraldığını Garipoğlu'nun maddi kaynaklarıyla bağlantısının kesildiğini ve parasının tükendiğini ifade eden Çapkın, “Çemberin son halkasına geldik sayılır. Tüm bağlantılarını, operasyonlarla deşifre ettik. Teslim olması ya da yakalanması an meselesi. En geç bir hafta içinde mutlu sona ulaşacağız, Garipoğlu'nu adalete teslim edeceğiz” demişti 563300 ABD'nin dev planı Amerikan yönetimi, İran sınırındaki tek NATO ülkesi olan Türkiye'ye 7,8 milyar dolar değerinde füzesavar satmayı planlıyor. ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin, Türkiye'ye muhtemel bir Patriot PAC-3 füzesavar takımının ve ilgili aksamının satışı konusunda Kongre'yi bilgilendirdiği bildirildi. Pentagon'un Savunma Güvenlik İşbirliği Ajansı'ndan yapılan açıklamaya göre söz konusu satış; 13 adet Patriot ateşleme birimi, 72 adet Patriot Advanced Capability (PAC3 İleri Kapasiteli Patriot) ve yerde konuşlu hava savunma sistemi için bir dizi donanımı içeriyor. Gerçekleşmesi halinde satış, ABD'nin son yıllarda yaptığı en büyük miktardaki silah satışların biri olacak. Aynı zamanda Türkiye de ABD'nin en büyük silah müşterilerinden biri olduğunu gösterecek. Ajanstan yapılan açıklamaya göre Türkiye, PAC-3 füzelerini, füze savunma kapasitesini güçlendirmek, savunmasını güçlendirmek ve bölgesel tehditlere karşı koymak için kullanabilecek. Açıklamada Türkiye'nin "bölgede barışın ve istikrarın sağlanması konusunda ABD'nin bir ortağı olduğuna" da dikkat çekiliyor. Ayrıca ABD'nin, bir NATO üyesi müttefikine, bölgede kabul edilebilir bir askeri dengeye katkı sağlayacak güçlü ve hazır bir savunma kapasitesi geliştirmesi ve sürdürmesi için yardım etmesinin, Amerikan çıkarları için hayati derecede önemli olduğu ifade ediliyor. Kongre'ye yapılan açıklamada Türkiye'ye silah satışının ayrıca bölgedeki askeri dengeyi değiştirmeyeceğine dikkat çekiliyor. Ayrıca Amerikan yönetiminden Kongre'ye dün ayrı ayrı yapılan açıklamalarda Ürdün'e 220 milyon dolarlık topçu roketi ve Fas'a da 187 milyon dolarlık F-16 jeti satışı yapılabileceği kaydedilmişti. Türkiye'ye yapılacak silah satışının yüklenici firmaları ise Raytheon Co ve Lockheed Martin Corp. şirketleri olabileceği belirtildi. ABD'de yasalara göre silah satışlarının Kongre'ye bildirilmesi gerekiyor.Ancak bu bildirimler, satışın tamamlandığı anlamına gelmiyor. Türkiye gibi NATO üyesi ülkeler için Kongre'nin, her ne kadar şimdiye kadar resmi olarak bildirilmiş bir satışı hiç durdurmamış olsa da, satışa onay vermemek için 15 günü bulunuyor. Satışın gerçekleşmesi halinde Türkiye, ABD'den ilk kez PAC-3 füzeleri satın almış olacak. Washington Institute for Near East Policy adlı araştırma kuruluşu uzmanlarından Soner Çağaptay, bu durumu Türkiye'nin son yıllarda silah satın alma konusunda ABD'den uzaklaşmaya yönelik eğiliminin, tersine dönmesi olarak değerlendiriyor. Çağaptay, bu çaptaki bir satışın "Türkiye-ABD askeri ilişkilerinde büyük bir sağlamlaşmayı gösterdiğini" dile getiriyor. Congressional Research Service'den Steven Hilderth ise PAC-3 füzelerinin, İran'ın kısa menzilli SCUD füzelerine karşı Türkiye'ye savunma kabiliyeti sağlayacağını söylüyor. Hildreth, İran'daki füzelerin menzilinin, tüm Türkiye'ye ulaşabildiğine dikkat çekiyor. Congressional Research Service, geçtiğimiz yıl hazırladığı bir raporda Türkiye'nin ABD için stratejik öneminin, ağırlıklı olarak Adana'da bulunan İncirlik Üssü'nden kaynaklandığını kaydetmişti. Aynı kuruluştan Carol Migdalovitz ise söz konusu satış ile Türkiye'nin, İran ile gelişmiş ilişkilerini de riske atmadığını belirtiyor. Migdalovitz, "Türkiye İran ile karşılıklı ticari ve enerji alanındaki ilişkilerini geliştirirken, nükleer programı konusunda ise ihtiyatlı duruyor" diye konuşuyor. 563477 Avşa Adası sular altında Avşa Belediye Başkanı Cevdet Çağlar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, belde de etkili olan sağanak yağışın hayatı olumsuz etkilediğini söyledi. Belediye hizmet binasının alt katlarını su bastığını belirten Çağlar, şunları kaydetti: ''İlk belirlemelere göre, yaklaşık 200 konut ve iş yerinin alt katları sular altında. Konut ve iş yerlerindeki suyun tahliyesi, yerel imkanlarla yapılmaya çalışılıyor. Belediye hizmet binasının da sular altında kalmasından dolayı çalışmalar aksadı. Marmara Kaymakamı Musa Evin başkanlığında oluşturulan kriz masası, toplantılarını sahil bandında bulunan kahvehanelerde yapmak zorunda kaldı.'' Selden dolayı konutları sular altında kalan belde sakinlerinin barınma ve yemek ihtiyaçlarının belediye tarafından karşılanacağını bildiren Çağlar, sel baskını sonrasında beldede yazlıkları bulunan çok sayıda İstanbullunun İDO'ya ait deniz otobüsleriyle Avşa'ya geldiğini belirtti. Bundan sonra tek dileklerinin yağışın kesilmesi olduğunu ifade eden Çağlar, ''Eğer yağarsa oluşacak maddi hasarın bedelini belediye olarak karşılayabilmemiz söz konusu değil'' dedi. 563498 İspanya'yı devirdik 12 Dev Adam’ın Avrupa şampiyonası’ndaki serüveni tüm hızıyla devam ediyor. İlk tur grubunu 3’te yaparak tamamlayan devler, son dünya şampiyonu, Avrupa ve olimpiyat ikincisi İspanya’yı da yenerek büyük bir zaferin altına imza atarak Türk ulusunun göğsünü bir kez daha kabarttı. Skorlar Türkiye-İspanya: 20:22 (İlk çeyrek sonucu) Türkiye-İspanya: 36:34 (İlk yarı sonucu) Türkiye-İspanya: 49:48 (Üçüncü çeyrek sonucu) Türkiye-İspanya: 63-60 (Maç sonu) 563420 Türkiye'nin Detroit'ine otomotiv lisesi Türkiye'nin Detroit'ine otomotiv lisesi Türkiye'nin ilk ve tek Otomotiv Anadolu Teknik Lisesi'nin temeli atıldı.Temel atma törenine katılan Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, yapımı tamamlandığında lisenin ara eleman sıkıntısına çare olacağını belirtti. İSMAİL HAKKI YOĞURTÇU BURSA Uludağ İhracatçı Birlikleri tarafından, Türkiye'de ilk ve tek olacak UİB Otomotiv Anadolu Teknik Lisesi'nin temeli Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın da katıldığı törenle atıldı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi'nin de hazır bulunduğu açılış töreninde, Bursa Milletvekilleri Ali Koyuncu, Canan Candemir Çelik, Ali Kul'la birlikte Bursa Valisi Şahabettin Harput ve diğer katılımcılar yerlerini aldı. UİB'in eğitim yatırımına verdiği önemin en büyük göstergesi olan UİB Otomotiv Anadolu Teknik Lisesi'nin Türkiye'de ilk ve tek olarak örnek teşkil ettiğini belirten UİB Başkanlar Kurulu Başkanı ve UTAYSİB Başkanı Ferit Sünneli konuşmasında, 2010-2011 eğitim ve öğretim yılına yetiştirmeyi planladığımız bu dev kompleks sayesinde sektörümüzün en büyük sorunlarından birisi olan ara eleman sıkıntısı ortadan kalkacaktır” dedi. Ülkemizde otomotiv üretiminin yüzde 85'inin Bursa'da gerçekleştiğini belirten Sünneli, “Otomotiv sektörümüz Bursa'da 250 bin kişiye doğrudan, 1.5 milyon kişiye de dolaylı olarak istihdam sağlıyor. Bu eğitim yatırımı sayesinde ülkemiz ve dolayısıyla Bursa'mız sadece AB ülkelerinde değil tüm dünyada sektörün çekim merkezi haline gelecektir” dedi.Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, otomotiv teknik lisesi düşüncesiyle iş dünyasının taleplerinin göz önünde bulundurulduğu belirtti. Büyükekşi, UİB Otomotiv Anadolu Teknik Lisesi'nin tamamlandığında sanayicinin önündeki en büyük engellerden birisi olan ara eleman sıkıntısına çare olacağını belirtti. BURSA YİNE İLKE İMZA ATTI Türkiye'nin 3. büyük istihdamını yöneten Bursa'nın sanayileşmede ülkenin ilklerini gerçekleştirdiğini belirten Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, UİB'in eğitime sağladığı dev katkıyla gerçekleştirilen UİB Otomotiv Anadolu Teknik Lisesi'yle, Bursa'nın yine ilklere imza attığını ifade etti. Çağlayan, “Ülkemizin lokomotifi ihracatçılarımıza gaz verin ki bu tür eğitim yatırımları artarak devam etsin” demesi törene katılanlar tarafından alkış tufanına tutuldu. Otomotiv üretiminde Türkiye'nin Detroit'i sayılan Bursa'nın en büyük pay sahibi olduğunu kaydeden Çağlayan, ülkemizde her gün 3013 araç üretildiğini belirtti. Çağlayan, “Ülkemiz dünya otomotiv sektöründeki yatırımcıların gözdesi haline geldi. Türkiye olarak bizde bu pastadan payımızı alarak ihracat rakamlarımızı arttıracağız” dedi. EĞİTİM YATIRIMLARI İHRACATI ARTTIRACAK YÖK'ün planlama yaparak illerin sanayi ve ekonomik durumlarına göre Üniversitelerin yeniden yapılandırıldığını belirten Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, özellikle mesleki eğitimdeki kat sayı uygulamasının kaldırılmasıyla sanayicilerin en büyük sorunu olan teknik eleman açığının kapatılacağını belirtti. Çağlayan konuşmasında “YÖK'ün meslek liselerinin önündeki katsayı uygulamasını kaldırmasının yanında UİB gibi ihracat birliklerimizin sayesinde sektörel bazda teknik liseler açılmasıyla birlikte inanıyorum ki Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı olan 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşacağız” dedi. Uludağ İhracatçı Birlikleri tarafından yapımına başlanan UİB Otomotiv Anadolu Teknik Lisesi temel atma töreni yapılan konuşmaların ardından Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Bursa Milletvekilleri Ali Koyuncu, Canan Candemir Çelik, Ali Koyuncu, Bursa Valisi Şahabettin Harput, UİB Başkanlar Kurulu Başkanı Ferit Sünneli ve diğer davetlilerin katılımıyla gerçekleşti. 563545 Erzurum’da kavga: 10 yaralı Erzurum'un Palandöken ilçesinde iki aile arasında çıkan kavgada 10 kişi yaralandı. Çeperli Mahallesi'nde kimlikleri açıklanmayan genç arasında kavga çıktı. Köy imamının müdahalesiyle ayrılan gençlerin, daha sonra yeniden bir araya gelmesiyle devam eden kavgasına aileleri de karıştı. Silah, taş, ve sopaların kullanıldığı kavgada, Yıldız ve Kara ailelerinden kimlikleri henüz belirlenemeyen 10 kişi yaralandı. Yaralılar, ambulanslarla Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aziziye Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Jandarma ekipleri, Çeperli Mahallesi'nde geniş güvenlik önlemleri alırken, başlatılan soruşturma sürüyor. 563541 Gazeteci El Zeydi yarın serbest olacak Avukatı Diya El Saadi, müvekkilinin serbest bırakılması için engel kalmadığını düşündüğünü ve yarın salıverileceği umut ettiğini belirterek, "Savunma makamı, cezaevi idaresine serbest bırakılması talimatı veren mahkemeye El Zeydi'nin salıverilmesi için talebini sundu. Tüm yasal koşullar yerine getirildi" dedi. Eyleminden sonra tüm Arap ülkelerinde kahraman olan Iraklı gazeteciye Katar Emiri Şeyh Hamid bin Halife El Tani, cezaevinden çıktığında spor otomobiller, altın at ve madalya sözü vermiş, Arap babalar kızlarını onunla evlendirmek için sıraya girmişti. Martta yıl hapis cezasına çarptırılan El Zeydi'nin cezasını temyiz mahkemesi aya indirmişti. 563064 Tekirdağ'da kuvvetli yağış bekleniyor Tekirdağ'da kuvvetli yağış bekleniyor AJANSLAR Malkara, Keşan, Şarköy ve İpsala çevrelerinde saat 13.30'a kadar kuvvetli yağış bekleniyor. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan meteorolojik uyarıya göre, Malkara, Keşan, Şarköy ve İpsala çevrelerinde saat 13.30'a sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışın kuvvetli olmasının beklendiği bildirildi. Vatandaşlardan ve ilgililerden sel, su baskını ve yıldırım olaylarına karşı dikkatli ve tedbirli olmaları istendi. 562456 Domuz Gribine Bağlı Ölümler Artıyor Dünya'da domuz gribinden şimdiye kadar bin 205 kişi yaşamını yitirdi. Toplam vaka sayısı ise 277 bini aştı. Dünya Sağlık Örgütü'nden yapılan açıklamaya göre, dünya çapında bildirilen yeni grip vakalarının yüzde 76'sı H1N1 virüsünden kaynaklanıyor. Domuz gribinden ölümlerde bin 467 kişi ile Amerika kıtası ilk sırada yer alıyor. Asya'da 527, Avrupa'da 125, Afrika'da 35, Orta Doğu'da ise 51 kişi yaşamını yitirdi. Tespit edilen toplam vaka sayısı da, 49 bini Avrupa'da olmak üzere 277 bin 607 olarak açıklandı. 562577 Ağrı Dağı Efsanesi Operası, Ağrı'da sahnelenecek Dünya prömiyeri 1988-1989 sezonunda 6. Uluslararası Ankara Müzik Festivali'nde gerçekleştirilen opera, CNN World Report başta olmak üzere birçok televizyon kanalında gösterildi. CD'si 1996'da Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye'de, 2007 yılında da Avusturyalı yapımcı firma VMS tarafından tüm dünyada yayınlandı. Ağrı Dağı Efsanesi, böylece dünyada CD'si yayınlanan ilk Türk operası olma niteliğini de kazanmış oldu. Operayı kendisine bir gece yarısı gelen ilhamla bestelediğini söyleyen Çetin Işıközlü, eserin ülkemizin doğusu ile batısı arasındaki sınırları kültür ve sanatın evrensel diliyle yakınlaştırmak olduğunu belirtiyor. Işıközlü, eserin Ağrı'da sahnelenmesinin de bölge turizmine kalıcı katkılar sağlayacağına da dikkat çekiyor. KÜLTÜR SANAT 563436 Çatalca'da hasar tespiti yapıldı AA muhabirine yaptığı açıklamada, selde mağdur olan vatandaşlara her gün sıcak yemek dağıtıldığını ve lise binasında yaklaşık 150 kişinin barınma ihtiyacının karşılandığını söyledi. Özellikle ilçedeki altyapının çok büyük zarar gördüğünü ifade eden Ayhan, 2'si ilçe yolu olmak üzere köprünün sel nedeniyle yıkıldığını, bu nedenle ilçeye alternatif yollardan ulaşımın sağlandığını kaydetti. Hasar tespit çalışmalarının büyük kısmının tamamlandığını belirten Ayhan, ''Selde 200 ev ile 100 iş yeri hasar gördü, 30 ev de yıkıldı. Selde kaybolan kişiden birini bulduk. Diğer kişiyi arama çalışmaları sürüyor'' diye konuştu. Ayhan, sel sularına kapılan 35 sığır, 240 koyun ve atın da telef olduğunu kaydetti. Hasar tespit çalışmaların tamamen bitmesi durumunda Başbakanlık'tan gelen paranın dağıtılacağını bildiren, ''Vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermek için elimizden geleni yapıyoruz. Halkımız yanlarında olduğumuzu bilsinler'' dedi. Selde kaybolanları bulmak için çalışmaların sürdüğünü anlatan Ayhan, ''Çatalca İstasyonu'ndaki aramaları tamamladık ancak sonuç alamadık. Şimdi ekiplerimiz Karasu Deresi üzerinden geçen TEM Otoyolu'ndaki viyadük altında çalışıyor. Zaten bir kişi de burada bulundu'' şeklinde konuştu. 563274 Uçaklarda el bagajlarına sıvı kısıtlaması Sabiha Gökçen Havaalimanı hariç dış hat uçuşlarına açık tüm havaalanlarından yapılacak yurt dışı uçuşlarda, Ekim 2009 tarihinden itibaren yolcuların el ve kabin içi çantalarında taşıyabilecekleri sıvılara sınırlama getirilecek. Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO) ve Avrupa Sivil Havacılık Konferansı (ECAC) kuralları gereğince Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından ilk olarak Mart 2009 tarihinden itibaren başlayacağı duyurulan el bagajlarındaki sıvılara getirilen kısıtlama uygulaması, havayolu şirketlerinden gelen talep doğrultusunda önce 20 Nisan 2009'a ertelenmiş, sektör temsilcilerinden gelen talepler doğrultusunda yine ertelenerek sadece Antalya Havalimanı dış hat uçuşlarında bir ay pilot uygulamada denenmişti. Sabiha Gökçen Havalimanı hariç dış hat uçuşlarına açık tüm havaalanlarından yapılacak yurt dışı uçuşlarında, Ekimden itibaren uygulamaya başlanacak el ve kabin içi bagajlarında taşınan sıvılara getirilen kısıtlama uygulamasına ilişkin afişler, havaalanlarının dış hat terminallerinin girişine yolcuların görebileceği yerlere asıldı. SIVI KISITLAMASI NEDİR? Buna göre, yolcuların yurt dışı seyahatler sırasında yanlarında sıvı ürünler bulundurmalarına sınırlama getirilecek. Yolcular, el ve kabin içi bagajlarında 20x20 santimetre boyutlarında ağzı kilitli şeffaf plastik poşet içerisinde, her birinin hacmi 100 mililitreyi geçmemek üzere sıvı, jel veya sprey bulundurabilecek. Uçak altı bagajlarda ise herhangi bir sıvı kısıtlaması uygulanmayacak. 563214 Genç oyuncular kendilerini kullandırmasın H2 Genç oyuncular kendilerini kullandırmasın H2"Mıhlıçay Aşıkları" filminde gerçekten sevişmekle suçlanan Selen Görgüzel konuştu. 562569 20 yılda meydana gelen 369 selde 443 kişi öldü Felaketler, 500 milyon dönümden fazla tarım ve yerleşim alanını sular altında bıraktı. Afetler, milyar dolardan fazla zarara sebep oldu. 1989-2009 yılları arasında en fazla taşkın bu yıl yaşandı. Bu sene İstanbul'daki sel felaketi hariç 59 taşkın ve sel olayı meydana geldi. 2001 yılında 42 taşkın gerçekleşti. Bu taşkınlarda en fazla can ve mal kaybı 1995 yılında yaşandı. 1995'te yaşanan 20 taşkında 201 bin 100 hektar alan sular altında kaldı, 164 kişi hayatını kaybetti. Tespit edilen zarar tutarı milyon 100 bin doları buldu. 1998 yılındaki taşkında ise 600 bin dolar maddi zarar belirlenirken, 57 kişi yaşamını yitirdi. 2001 yılına kadar 1990, 1991 yıllarında 20'nin üzerinde taşkın olayı yaşanırken, 1997 ve 1999 yıllarında sadece 1'er taşkın meydana geldi. 1995 yıllında yaşanan 20 sel felaketinin ardından, 2001 yılına kadar yıllık sürede gerçekleşen toplam taşkın olayı 12 oldu. Bu taşkınlarda da 61 kişi can verdi. İstanbul'daki son sel felaketine kadar bu yıl meydana gelen taşkınlarda 15 kişi hayata veda etti. Son yaşanan olaylarda ise şu ana kadar 31 kişinin yaşamını yitirdiği bildirilmişti. Henüz netleşmeyen rakamlara göre son 20 yılda ölenlerin sayısı 470'in üzerine çıktı. 563411 İtalya Grand Prix'sinde ilk cep Hamilton'un Formula 1'de sezonun 13. yarışı İtalya Grand Prix'si öncesi bugün koşulan sıralama turlarında, dakika 24.066 ile en iyi dereceyi yapan McLaren Mercedes'in İngiliz pilotu Lewis Hamilton, yarınki yarışa ilk cepten (Pole Position) başlamaya hak kazandı. İtalya'nın Milano kenti yakınlarındaki 5.793 uzunluğundaki Monza pistinde koşulan sıralama turlarının ardından, yarınki yarışa ilk sıradan başlama hakkı (Pole position) dakika 24.066'lık derecesiyle en iyi tur zamanını yapan geçen yılın dünya şampiyonu McLaren Mercedes pilotu Lewis Hamilton'ın oldu. Bu sonuçla İngiliz pilot, Avrupa Grand Prix'sinin ardından bu sezonki 2. pole positionu elde etmiş oldu. Hamilton'ın ardından en iyi ikinci dereceyi 1:24.261 ile yapan Force India takımının Alman pilotu Adrian Sutil ikinci cepte, 1:24.523'lük derecesiyle üçünce en iyi dereceyi elde eden Ferrari'nin Fin pilotu Kimi Raikonen üçüncü cepte yer aldı. Sıralama turlarında 1:24.845'lik derecesiyle en iyi dördüncü zamanı yapan Mclaren Mercedes'in Fin pilotu Heikki Kovalainen 4. sırada yarışa başlayacakken, Brawn GP'nin Brezilyalı pilotu Rubens Barichello, 1:25.015 ile 5. sırada, İngiliz pilotu ve şampiyonluk adayı Jenson Button 1:25.030 ile 6. cepte başlayacak. Ferrari'nin hafta arasında sakatlanan pilotu Felipe Massa'nın yerine transfer ettiği Giancarlo Fisichella, 14. sırada kendine yer bulabildi.  Yarınki yarış öncesi sıralama şöyle oluştu: 1.Lewis Hamilton (İngiltere) McLaren-Mercedes 1:24.066 2.Adrian Sutil (Almanya) Force India 1:24.261 3.Kimi Räikkönen (Finlandiya) Ferrari 1:24.523 4.Heikki Kovalainen (Finlandiya) McLaren-Mercedes 1:24.845 5.Rubens Barrichello (Brezilya) Brawn GP 1:25.015 6.Jenson Button (İnglitere) Brawn GP 1:25.030 7.Vitantonio Liuzzi (İtalya) Force India 1:25.043 8.Fernando Alonso (İspanya) Renault 1:25.072 9.Sebastian Vettel (Almanya) Red Bull 1:25.180 10.Mark Webber (Avusturalya) Red Bull 1:25.314 11.Jarno Trulli (İtalya) Toyota                       12.Romain Grosjean (Fransa) Renault                   13.Robert Kubica (Polonya) BMW-Sauber                  14.Giancarlo Fisichella (İtalya) Ferrari              15.Nick Heidfeld (Almanya) BMW-Sauber                  16.Timo Glock (Almanya) Toyota                         17.Kazuki Nakajima (Japonya) Williams           18.Nico Rosberg (Almanya) Williams              19.Sébastien Buemi (İsviçre) Toro Rosso        20.Jaime Alguersuari (İspanya) Toro Rosso  562908 Türkiye'nin, ürküten deprem gerçeği Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Başkanı İdris Serdar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye topraklarının yüzde 98'inin farklı oranlarda deprem tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu belirtti. Türkiye'de 10 yıl öncesine göre daha fazla kişinin depreme karşı sigorta yaptırdığını, ancak sigorta yapılmış konut sayısının riske göre yeterli olmadığını ifade eden Serdar, şu bilgiyi verdi: ''Türkiye'nin değişmez gerçeği olan depremle yaşamayı öğrenmek, depremden korunmaya yönelik önlemleri almak zorundayız. Bu önlemlerin başında da konutlarımızın, iş yerlerimizin depreme karşı dayanıklılığına dikkat etmek geliyor. Türkiye'de net istatistiki veriler olmamakla birlikte zorunlu deprem sigortası (ZDS) kapsamına giren konut sayısının yaklaşık 13 milyon olduğu tahmin ediliyor. Bugün Türkiye'deki konutların yüzde 26'sı, yani yaklaşık 3,5 milyonu ZDS ile güvence altına alındı. 10 yıl öncesine kıyasla bu sayı büyük bir gelişmeye işaret etse de DASK'ın amacı, yüzde 98'i deprem kuşağı üzerinde yer alan ülkemizde tüm konutları güvence altına almak.'' -EN DUYARLI BÖLGE MARMARA- Türkiye'deki ZDS'lilik oranının bölgelere göre farklılık gösterdiğine işaret eden Serdar, ''Marmara Bölgesi yüzde 34'lük ZDS'lilik oranı ile başı çekerken, yüzde 33 ile İç Anadolu Bölgesi ikinci, yüzde 24 ile Ege Bölgesi üçüncü sırada yer alıyor. Bunları yüzde 19 ile Akdeniz, yüzde 16 ile Karadeniz, yüzde 12 ile Doğu Anadolu, yüzde 11 ile Güneydoğu Anadolu bölgeleri takip ediyor'' dedi. Sigortalı konut oranlarının il bazında incelendiğinde değişkenlik gösterdiğine dikkati çeken Serdar, en fazla sigortalı konutun bulunduğu kentin Ankara olduğunu kaydetti. Serdar, ''Yüzde 56 ile Ankara ilk sırada geliyor. Ankara'yı yüzde 52 ile Bolu, yüzde 45 ile Muğla, yüzde 40 ile Düzce, yüzde 37 ile Tekirdağ, yüzde 36 ile Sakarya, yüzde 34 ile de İstanbul takip ediyor'' dedi. -''MALATYA TÜRKİYE ORTALAMASININ ALTINDA''- Malatya'nın da 1. derece deprem bölgesinde olduğunu ifade eden Serdar, konutlarının yüzde 12'sinin sigortalı olan kentin yüzde 26 olan Türkiye ortalamasının da altında olduğuna vurgu yaptı. Serdar, şunları kaydetti: ''Birinci derece deprem bölgesinde yer alan Malatya'da 123 bin 573 konut bulunuyor ve bunların yalnızca 15 bin 208'i, yani yüzde 12'si Zorunlu Deprem Sigortası'yla güvence altına alınmış durumda. Bu oran, yüzde 26 olan Türkiye ortalamasının oldukça altındadır. Depremin konutlarımız üzerinde yarattığı maddi zararın yükü altında ezilmemek ve deprem sonrasında zor durumda kalmadan hayata devam edebilmek için tüm vatandaşlarımızı, ayda yalnızca 10 TL ödeyerek zorunlu deprem sigortası yaptırmaya davet ediyoruz.'' 562736 MEHMET KAMIŞ Terörün bildik oyunu Ardından Ergenekon soruşturmasına ve demokratik açılım sürecine şiddetle karşı çıkan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın hükümete seslenen açıklaması geldi. "Şehit cenazeleri var, demokratik açılımı derhal durdur. Bu ortamda demokratik açılım olmaz." şeklinde ifadeler kullanan Deniz Baykal'ın sözleri, yıllardır oynanan oyunun da şifrelerini taşıyordu. 1993 ve 2005 yıllarında başlatılan problemi çözme çabalarının da bu şekilde bertaraf edildiğini hatırlayın. Anlaşıldığı gibi bugün de krizi tırmandırabildikleri kadar tırmandıracaklar. Ortalığı karıştıracaklar, göz gözü görmeyecek. Doğal olarak bütün planlar, düşünceler rafa kaldırılacak ve her şey eskisi gibi yürü(tül)meye devam edecek. Hem Siirt ve Hakkari'deki saldırılarda, hem de Van'daki mayın patlamasında şehit olan askerlerimizle ilgili Başbakan'ın yaptığı açıklamalar dikkat çekici. Erdoğan'ın bu olayların provokatif eylemler olduğunu ve süreci etkilemeyeceğini söylemesi hükümetin olayın farkında olduğunu gösteriyor. Ancak derin güçlerin krizi tırmandıracağını, toplumun sinirlerine dokunacak eylemlerle işe devam edeceğini, söylemek kehanet olmaz. Bundan sonraki fotoğraf kadar belli ki, derin güçler-PKK işbirliği krizi olabildiğince artıracak. Ergenekon gibi yapıların ellerindeki PKK kozunu kaybetmek istemeyeceklerini daha önce de yazmaya çalışmıştık. PKK terörü bırakırsa yaslanacakları hiçbir argüman kalmayacak. Ergenekon'un avukatlığını gururla yapan CHP ve Genel Başkanı Deniz Baykal'ın bu sürece ısrarla karşı çıkması ve şehit haberlerinden hemen sonra "Bu süreci bitirin." demesini başka bir şeyle açıklamak mümkün değil. Bu savaş oyununu oynayanların nasıl olsa çocukları ölmüyor, ölenler bizim çocuklarımız. Bizim canımız acıyor ve bizim can acımızdan onlar kazanç sağlıyor. Nasıl olsa hiçbir savaş baronunun evine acı düşmüyor, evlat acısı yaşamıyor. Son terör eylemleri Ergenekon gibi statükonun değişmesinden rahatsız olanların ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramıyor. Bu eylemleri PKK yapıyor ve Türkiye'yi bir şeye zorlamaya çalışıyorsa, böyle bir şeyin asla gerçekleşmeyeceğini biliyor olması lazım. Çocuklarını şehit verenler dahil Türkiye'deki hiçbir kimsenin bunu istemeyeceğini, birazcık aklı olan herkes bilir. nedenle bu terör eylemleri mevcut yapının devam etmesini istemekten başka bir anlam taşımıyor. Eylem yapıp süreci provoke ediyorlarsa, bu onların Ergenekon gibi derin yapılarla işbirliği içinde olduklarının en büyük ispatıdır. Mevcut statükonun değişmesinden en az Ergenekon kadar rahatsız olduklarını gösterir. Yok eğer bu da değilse, yani eylemler kendi kontrollerinde değilse çıkıp bunu da açıklasınlar. 562934 Bazı bakanlıklara yapılan yeni atamalar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Müsteşarlığına Şaban Önder Kıraç atandı. Buna göre, Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş Genel Müdür Yardımcılığına Metin Pehlivan getirildi. Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliğine Strateji Geliştirme Başkanı Nurettin Konaklı, Strateji Geliştirme Başkanlığına Hizmetiçi Eğitim Dairesi Başkanı Ahmet Fikret Bayraklı, Osmaniye İl Milli Eğitim Müdürlüğüne Niğde İl Milli Eğitim Müdürü Ali Said Çalışkan atandı. Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlikleri için yeni görevlendirmeler yapılırken, Milli Eğitim Bakanlığı Müşaviri Murat Eşkinat, başka bir göreve atanmak üzere bu görevinden alındı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığına Bakanlık Müşaviri Birol Ekici, Bakanlık Müşavirliğine ise Müsteşar Yardımcısı Serhat Ayrım getirildi. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Müsteşarlığına Şaban Önder Kıraç, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığına Teşkilatlandırma Genel Müdürü Mehmet Vehbi Günan, Teşkilatlandırma Genel Müdürlüğüne Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürü Özcan Pektaş ve Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü Şanlıurfa Meteoroloji Bölge Müdürlüğüne Ramazan Sağır atandı. 562649 Ya yeni dere yaparlar ya da kalkıp giderler Ya yeni dere yaparlar ya da kalkıp giderler Kadir Topbaş, Ayamama deresinin hat yatağını işgal eden tüm yapıların yıkılacağını söyledi. Başbakan Erdoğan ile yapılan toplantıda alınan kararları açıklayan Topbaş, acımasız olacaklarını belirtti. Topbaş, 'Hiçbir kurum kuruluş kişiyi ayırt etmiyorum. Ne gerekirse bu yapılacak. Ya bize yeni bir dere yapıp verirler. Ya da dereden kalkıp giderler' dedi. Başkan Topbaş AKOM'da düzenlediği basın toplantısında İstanbul'daki sele ilişkin alınan kararları açıkladı. Topbaş, dere yataklarına yapılan binalarla ilgili sert tedbirler alacaklarını söyledi. İlgili haberler ABDULLAH YILDIRIM ERGÜN ÇOLAKOĞLU İstanbul'u sel felaketiyle ilgili Afet Koordinasyon Merkezi AKOM'da bir basın toplantısı düzenleyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, felaketin faturası sonucu birilerinin canının yanacağını söyledi. Topbaş,“Acımasız olacağız. Birilerinin canı yanacak. Gereken soruşturmaların talimatını verdik. Bodrum katlarının etkileneceği noktalarında iptaline kadar bütün tedbirler yapılacak. Dere yataklarındaki bütün çalışmaları yürüteceğiz. Bu konuda basınımızdan yargımızdan destek bekliyorum. Çünkü gittiğimiz kararlarda yürütmeyi durdurma kararları alınmaktadır” dedi. 44 YIL İLE 16 YIL KIYASLANSIN Bir mimar olarak konuştuğunu belirten Topbaş, Basın Ekspres Yolu'nun bir dere yatağı üzerinden geçirilirken, niçin yağışları denize aktaracak sistemler düşünülmedi diye sesli düşünmek istediğini ifade etti. Topbaş, şöyle konuştu: “Muhalefet liderine söylüyorum. Kendileri de 44 yıl İstanbul'u yönettiler. 44 yılda yaptıklarıyla, bizim 16 yılda yaptıklarımıza baksınlar.” CHP Lideri Deniz Baykal'ın önceki gün İkitelli TIR garajında söylediği "Burası kimlere ait, ruhsatı kim verdi?' sözlerine de atıfta bulunan Topbaş, “Bu parklardan tanesinin ruhsatı var, ama CHP döneminde Küçükçekmece'de verilmiş ruhsatlar. tane parkın ruhsatları maalesef CHP, tanesi de DSP döneminde verilmiş” şeklinde konuştu. FELAKETİN NEDENİ GÖZLÜ KÖPRÜDÜR Başkan Topbaş, İstanbul kent merkezinden bir gün önce Silivri'de yaşanan facianın asıl sebebinin CHP döneminde gözü kapatılan gözlü köprü olduğunu dile getirerek, “Şimdi Baykal diyor ki 'Niçin buralar ıslah edilmedi?' 'Silivri merkezindeki dereyle ilgili 2005'te burası problem olabilir' dedim. Mimar Sinan oraya dört gözlü köprü yapmış, ama CHP iki gözünü çıkarmış. CHP dönemi kendilerine göre köprü yapmışlar. Burada gözler yetersiz kalınca su şişerek sele neden oldu” dedi. Topbaş “Ayamama üzerinde, maalesef bazı fabrikalar sanayiler, derenin bile bazı yerlerini bahçelerine kattıklarını gördük. Dereyi daraltmışlar. Dereler kendi istedikleri gibi akacakken, insanoğlu benim istediğim gibi akacaksın diyor. Ayamama Deresi'nin istikametini çizeceğiz ve onun yolunda engel olan ne varsa onu yıkıp geçeceğiz” diye konuştu. Ayamama Deresi hattı üzerindeki ünlü markalar Ayamama Deresi'nin yatağını işgal eden yapıların içinde medya kuruluşları ve büyük markaların merkezleri bulunuyor. İşte yıkılması gündeme gelen ve bazılarının kaçak yapıldığı iddia edilen ünlü markalar: Hürriyet Gazetesi, İpek Mobilya, Hatemoğlu Testil, Aydınlı Tetstil, Ev-Kur Merkezi, Oto-King, Star Gazetesi, Kanal 24 TV 212 Alışveriş Merkezi, Sabri Özel Tekstil, LC Waikiki Aksa Jeneratör, Holiday İnn Otel, Suvari Giyim, Karaca Giyim. 562583 New York Borsası düşüşle kapandı Borsanın temel göstergesi Dow Jones, 22,07 puan kayıpla 9,605.41 puana gerilerken, teknoloji endeksi Nasdaq 3,12 puan düşerek günü 2,080.90 puandan kapattı. 563082 Dünyanın en özel 10 frikik ustası En iyi frikikçiler listesinin numarasına Fenerbahçe'de bir dönem teknik direktörlük yapan Zico'yu koyan İngilizler, 3. sıraya Pierre van Hooijdonk, 4. sıraya halen sarı-lacivertli formayı giyen Roberto Carlos ve 10. sıraya 1970'li yıllarda Kanarya'yı yıl üst üste şampiyon yanan Brezilyalı hoca Didi'yi koydu. Listenin tamamı ise şöyle: 1. Zico 2. Beckham 3. Hooijdonk 4. Roberto Carlos 5. Chilavert 6. Del Piero 7. Juninho 8. Mihajlovic 9. Matthew 10. Didi 563386 Bağdat ve Musul'da Bombalı Saldırı Irak'ın başkenti Bağdat ve kuzeyindeki Musul kentlerinde düzenlenen bombalı saldırılarda kişi öldü. Polis yetkililerinin açıklamalarına göre, Bağdat'ın kuzeybatısında bomba yerleştirilen sivil bir aracın infilak etmesi sonucu aracın şoförü öldü, araçtaki iki kişi yaralandı. Musul kentinde de bir askeri devriye yakınına bomba atılması üzerine askerlerin ateş açtığı, ancak açılan ateşte yanlışlıkla bir trafik polisinin öldüğü bildirildi. 563312 "Ameliyat yerime kasten vurdu!" 2007 yılında geçirdiği böbrek rahatsızlıklarıyla gündeme gelen ve iki böbreği de değişen Hırvat futbolcu Ivan Klasnic, İngiliz basınına yaptığı bir açıklamada şok bir iddia ortaya attı. Hırvatistan Milli Takımı'nın forvet oyuncularından Ivan Klasnic, geçtiğimiz Çarşamba, İngiltere Milli Takımı ile oynadıkları ve 5-1 kaybettikleri 2010 Dünya Kupası Elemeleri grup maçında İngiltere kaptanı John Terry'nin, ameliyatlı bölgelerine kasten vurduğunu iddia etti. İngiliz The Sun Gazetesi'ne konuşan Klasnic, maç boyunca Terry'le her karşılaştıklarında İngiliz oyuncunun ameliyatlı bölgelerine kasti olarak vurmaya çalıştığını iddia ederken karşılaşma sonrası ise Terry'nin yanına giderek neden böyle yaptığını sorduğunu söyledi. Klasnic, Terry'nin kendisine, "Ben kasti bir şey yapmadım" dediğini ancak bunun hiç inandırıcı olmadığını ve ünlü İngiliz oyuncunun neden böyle yaptığına da bir türlü anlam veremediğini ifade etti. Klasnic olayla ilgili olarak şöyle konuştu: "Terry, ameliyat olduğu yere doğru sürekli vurmaya çalıştı. Şanslıydım çünkü özel koruyucu bir kemer takıyorum. Ameliyat olduktan sonra bana bu şekilde davranan ilk futbolcu Terry oldu. Maçtan sonra onunla konuştum. Ama söyledikleri açıkçası bana hiç inandırıcı gelmedi." İngiltere kaptanı Terry'nin iddialara nasıl cevap vereceği ise şimdiden merak konusu oldu. 563245 Sel, şehidin mezarına dokunmadı Geçtiğimiz Çarşamba günü şiddetli yağmur sonrası oluşan sel, dere kenarındaki köyde bir kişinin ölümüne, köy mezarlığının ise yok olmasına sebep oldu. Selin yıktığı köy mezarlığında sadece bir mezarlık ayakta kaldı. 1995 yılında Hakkari'nin Çukurca ilçesinde şehit olan 1974 doğumlu Jandarma Çavuş Ercan Coşkun'a ait olan mezarlığın başındaki Türk bayrağı bile selden etkilenmedi. Eşini geçtiğimiz yıl kaybettikten sonra tek başına yaşamaya başlayan 55 yaşındaki Şehit babası Ethem Ruhi Coşkun, oğlunun mezarı dışındaki tüm mezarların selde yıkıldığını söyledi. Coşkun, "Sel, kocaman blokları, ağaçları söküp götürüyor. Şehit mezarı ve bayrak diğeri burada, bayrağı buradaydı. Aldım bayrağı yıkadım yerine koydum. Birde mezarın mermerini sildim." dedi. Şehidin annesinin mezar taşını dere kenarında bulduklarını hatırlatan köyün eski bekçisi Esat Engin ise, "Gördüğünüz gibi bu mezarlar böyle bahçe kısmına doğru gelmiş. Mezar taşları sağa sola yayılmış. Fakat Allah'ın hikmeti ki, Ercan kardeşimizin mezarı bayrağına varıncaya kadar duruyor. Allah tarafından kardeşimize bir şey gelmiş ki, kardeşimiz sapsağlam kalmış. Mezar taşında dahi bir leke yok. Bu olayı duyan vatandaşlar köye geliyor. Hatta şehidin askerden arkadaşları bile buraya gelerek mezar başında dua edip gidiyorlar." diye konuştu. 563595 Turkcell Süper Lig 5. hafta programı 'de mücadele 5. hafta maçlarıyla devam ediyor. Program şöyle: Cumartesi 21.00 (Ali Sami Yen) 21.00 Denizlispor-Diyarbakırspor (Denizli 21.00 Manisaspor-Sivasspor (Manisa 13 Eylül Pazar 17.00 İstanbul Büyükşehir Bld. Olimpiyat) 21.00 (Bursa 21.00 Gaziantepspor-Kasımpaşa (Kamil Ocak) 21.00 Gençlerbirliği-Eskişehirspor (Ankara 21.00 Antalyaspor-Ankaragücü (Antalya Not: Tedbirli olarak PFDK'ya sevk edilen Ankaraspor'un bu hafta Kayserispor ile yapacağı maç ertelendi. 563143 Edward Norton maraton koşacak Amerikalı aktör Edward Norton, Kenya ve Tanzanya'da yaşayan Masai kabilesinin korunması ve kalkınmasına destek için Kasımdaki ünlü New York maratonunda koşacak. Organizatörler tarafından yapılan açıklamada, iki kez Oscar'a aday gösterilen ve özellikle "Dövüş Kulübü", "Amerikan Tarihi X" ve "Hulk" filmlerindeki oyunculuğuyla dikkat çeken Edward Norton'un, Masai Koruma Fonu'na destek için Masai savaşçısı ve 30 kişilik bir ekiple maratonda koşacağı belirtildi. Edward Norton da açıklamada, "Fona maddi katkı sağlamak için bir koşu takımı kurduk, zira Masailer doğuştan koşucu, koşmak kültürlerinin ve miraslarının bir parçası" ifadesini kullandı. Masai Koruma Fonu, sağlık, eğitim ve doğayı koruma programlarını finanse ederek Kenya ve Tanzanya'nın kuzeyinde yaşayan Masai halkı arasında, uyumlu bir yaşam tarzı kurmayı ve doğal çevresini muhafaza etmeyi hedefliyor. 562629 Vatikan'dan Ramazan mesajı Vatikan'dan Ramazan mesajı VATİKAN (A.A) Vatikan, Ramazanda Müslümanlara yönelik mesajını 11 Eylül'ün yıl dönümünde yayımladı. Papalık Dinlerarası Diyalog Kurulu (PDDK) tarafından, "Ramazan'ın bitişi nedeniyle Müslümanlara mesaj" başlığıyla yayımlanan metinde, yoksullukla mücadele için birlikte çalışma çağrısında bulunuldu. Vatikan, bu kez tema olarak, yoksullukla mücadele konusunu seçti. 562815 Oyuncak el bombaları Ankara'yı korkuttu Olay yerine çağrılan bomba imha uzmanları yaptıkları incelemede cismin oyuncak el bombası olduğunu belirledi. Oyuncak el bombasını kimin ya da kimlerin hangi amaçla bıraktığı ise tespit edilemedi. Dün gece saat 02.30 sıralarında polis ekipleri Büklüm Sokak üzerinde Gordion ve Ramada Otel önüne "el bombası" bırakıldığı ihbarını aldı. Olay yerine gelen ekipler otellerin önünde araçların park ettiği kaldırım kenarında el bombasına benzeyen şüpheli siyah bir cisim gördü. Cismin "el bombası" olabileceğini düşünen ekipler, hemen bomba imha uzmanlarına haber verdi. Bu arada şüpheli cismin bulunduğu sokak, araç ve yaya trafiğine kapandı. Olay yerine kısa süre sonra bomba uzmanları geldi. Uzmanların gelmesiyle Tunalı Hilmi Caddesi de trafiğe kapatıldı. Olay yerindeki otel görevlileri ve vatandaşlar bölgeden uzaklaştırıldı. Özel kıyafetini giyen bomba uzmanı cismin yanına yaklaştı. Yapılan incelemede cismin oyuncak el bombası olduğunun tespit edilmesi üzerine çevredeki vatandaşlar rahat bir nefes aldı. Oyuncak el bombası, incelenmek üzere emniyete götürüldü. Paniğe neden olan oyuncağı kim ya da kimlerin hangi amaçla otel önüne koyduğu tespit edilemedi 562507 Beşiktaş'ta bir başkan adayı daha Kolot'un Radyospor'da katıldığı programda yaptığı açıklamalar,  radyonun web sitesinde de yayınlandı. Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören'in, kendisine yöneticilik teklif ettiğini bildiren Kolot'un açıklamalarında yer alan ifadeler şöyle: “Futbol şubesini vereceğini söyledi. Bu görevi kabul etmem için tam yetki verilmesi gerekir. Bayramdan sonra oturup konuşacağız. Eskisi gibi olursa görevi kabul etmem. 1,5 yıl önce açıkladım (başkan adaylığını). Sözümün arkasındayım. Eğer Yıldırım Demirören ile seçimlere girmezsem, başkan adayı olarak gireceğim. Beşiktaş'a hizmet etmek istiyorum.” Kolot, eski yöneticilerden Murat Aksu'nun gündeme gelen başkan adaylığı hakkında, “Seçimlere 4-5 ay kala birilerinin çıkıp adaylığını açıklamasını doğru bulmuyorum. Yıllarca sessiz sedasız dışarda durup, yanlışları ya da doğruları hiç dile getirmeden seçimlere başkan adayı olarak girmek doğru değil. Demek ki tek düşünce Beşiktaş'a başkan olmak” diye konuştu. Celalettin Kolot, Tabata'nın Beşiktaş'a transferiyle ilgili ise “Tabata artık Beşiktaş'ın futbolcusu. Ben olsaydım bu transfere izin vermezdim. Bu kadar büyük paralara daha iyi oyuncular alınırdı” değerlendirmesini yaptı. 563240 Erken kayan yıldızlar... Erken kayan yıldızlar... Son kayan yıldız Michael Jackson oldu. Propofol ilacı zehirlenmesi nedeniyle öldüğü belirlendi. Ölümüyle ilgili soruşturma sürüyor. 563365 Bu da hafıza kartı kavgası Yalova'da GB'lik hafıza kartı yüzünden grup arasında çıkan kavgada kişi bıçakla yaralandı. Yalova Mimar Sinan Caddesi Arabacılar Sokak'ta başlayan kavganın 23 yaşındaki Hasan Y. isimli bir kişinin sattığı GB'lik kartın bozuk olması nedeniyle çıktığı iddia edildi. 3'er kişilik grup arasındaki tartışmanın büyümesiyle bir anda bıçaklar çekildi. Arabacılar Sokak'ta başlayan kavga, bir iş merkezinde devam etti. grup, daha sonra Cumhuriyet Meydanı'nda karşı karşıya geldi. Kavga eden şahısları Yalova Emniyet Ekipleri güçlükle ayırabildi. Bıçakla ağır yaralanan Ali T.Ş. (20) ve diğer yaralılar Halil İ.U. (26), Hakan A. (22), Vedat C.Ü. (10), Osman N.Ü. (50) ile Hasan Y. (23), ambulanslarla Yalova Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. 562482 Demir Popolar doğru yolda mı? Menderes Özel Mendo TeknoDemir Popolar doğru yolda mı? 12 Eylül Cumartesi 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! “Demir Popolu” bir teyze ABD’de yola çıkmaya hazırlanırken. ’de de üyeleri olan bu organizasyona girebilmek için 24 saatte 1600 km yol yapmak gerekiyor. İnsanı tüketen bu tip yolculuklar kazalara neden olabiliyor Üst üste iki yazı bazı okurlarda “Motosikletle günde en fazla kaç km. idealdir?” sorusunu tetiklemiş. yolunda 350 km’de pestili çıkan bendeniz, kimi çevrelerce tatlı su motorcusu diye tanımlanmış olabilirim. Ama gerçek bu, bir günde dura gide en fazla 500 km. yol yaparsam motosiklet, virajlar, doğa ve rüzgardan zevk alabilirim; ötesi bayar. Tabii ki bir kriter değilim, herkes kendi yolundan mesuldur ve bu benim yolum; my way! Yol-kilometre-menzil denklemine gelirsek; yapabileceğiniz en fazla yol, motosiklet tipi, yol tipi, ve mevsim şartlarına bağlıdır. Günde 1,500 km yol yapan insanlar tanıyorum. Uzun yol yapmaya kararlıysanız, fiziksel yeteneğinize bağlı olarak 100 cc’lik bir motosikletle bile günde 800 km yol yapabilirsiniz. Uzun bir yol düşünüyorsanız, planınızı en fazla 120-130 km’de 10 dakikadan az olmayacak şekilde bir su ve abur cubur molası verecek şekilde yapın. Zorlu yollarda mola menzilini 60-70 km’ye düşürün. Hiç durmadan 200 km’nin üzerinde yol almak gerçekten zor ve yorucudur.  Sert biniciler! Bir de “Demir Popolar” diye bir oluşum var ki, yukarıdaki satırların onlar için hiçbir önemi yok... Merkezi ABD’de bulunan Iron Butt Association’ın (IBA-Demir Popo Birliği) Türkiye dahil dünya çapında on binlerce üyesi bulunuyor. Kendilerini “Dünyanın en sert binicileri” diye tanımlayan Demir Popolar’a üye olabilmek için tek bir yol var ki, bir günde tamamlanması gereken yolun uzunluğu tam 1,600 km... ’dan 1637 km., 1,317 km. 1,515 km. ötede. Tabii bir noktadan bir uçtaki diğerine gitmek yerine, 1,600 km’lik bir rota belirleyip başladığınız yere de dönebilirsiniz. Motor-on yazarı Rauf Gerz’in geçen yıl bir makalesi dikkatimi çekmişti; Gerz özetle şunları anlatıyordu: Birkaç yıl önce “Demir Popo” şemsiyesi altında “Gündoğumundan Günbatımına” adı verilen bir organizasyon kapsamında Atilla Tunç ’ta başlayıp güneş batmadan ’a ulaşacaktı. Malesef Tunç’un macerası ve yaşamı Anamur’dan kilometrelerce uzakta ’da bir kazayla son buldu. “Demir Popo”nun, Tunç’un Türkiye’deki yakınlarına gönderdiği mesajsa “Arkadaşınız sevdiği işi yaparken mutlu bir şekilde öldü”den ibaretti, ki bu ifadeler haklı olarak Tunç’un yakınlarını öfkelendirmişti... Bu yazıdan bir süre önce veya sonra, Radikal’deki bir haberde ’de 1,600 km’lik bir diğer “Demir Popo” girişiminin başarıyla sonuçlandığını okumuştum. İnanın “bir günde 1,600 km” yazarken bile parmaklarım titriyor, kalbim sıkışıyor. Görüşüm bu tip yolculukların zevk değil, cefa ve tehlikeler içerdiği yönünde... Ama yine de ilgilisine birkaç Demir Popo rütbesi ve bu rütbeleri edinmek için kat edilmesi gereken kilometrelerden bahsedeceğim: Bazı Demir Popo rütbeleri için kaç kilometre yol gerekiyor? SaddleSore: 24 saatte 1600 km  24 saatte 2 bin km  36 saatte 2 bin 500 km (Altın rütbe) SS2000 48 saatte 3 bin 200 km SS3000 3 günde 4 bin 800 km Saddlesore5000 5 günde 8 bin km BBG3000 48 saatte 4 bin 800 km (Xtreme) 10-10ths 10 günde 16 bin km (Xtreme) 100kClub 1 yılda 160 bin km (Xtreme) 563034 Selin vurduğu Selimpaşa'da Kadir Topbaş'a tepki Selin vurduğu Selimpaşa'da 'a tepkiTopbaş, 'Lalelere kaç trilyon verdiniz, bize dört günden biri bir sıcak çay veremez miydiniz" diye bağıran vatandaşlara "geçmiş olsun" diyerek yoluna devam etti... Büyükşehir Belediye Başkanı dün akşam saatlerinde sel felaketinden en çok etkilenen yerlerden biri olan Selimpaşa'daydı. Çizmelerini giyip elinde dosyası ile Selimpaşa'da sokaklarında incelemelerde bulunan Topbaş'a belediye yetkilileri de eşlik etti. Topbaş, Denizkent Sitesi'ni gezdiği sırada vatandaşların tepkisi ile karşılaştı. Önce bir kadının 'Geç kaldınız' diyerek ettiği Topbaş daha sonra evlerinin balkonunda bulunan vatandaşların hedefi oldu. Topbaş, "Lalelere kaç trilyon verdiniz, bize dört günden beri bir sıcak çay veremez miydiniz?" diye bağıran vatandaşlara "Geçmiş Olsun" yanıtını vererek yoluna devam etti. Topbaş ilerlerken vatandaşların alkışlarla protestolarına devam ettiği görüldü. 562610 40 ülkeden 70 sanatçı İstanbul'da buluşuyor 40 ülkeden 70 sanatçı İstanbul'da buluşuyor 11. Uluslararası İstanbul Bienali kapsamında bu sene 40 ülkeden dünya güncel sanat çevrelerinde tanınan ya da yeni keşfedilen 70 sanatçı ve sanatçı grubunun 120'den fazla projesi sergilenecek. Bianel çerçevesinde dünyaca ünlü sanatçı Michael Craig-Martin'in ilk kişisel sergisi açılacak.İSTANBUL(AA) İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından bu yıl 11'incisi düzenlenen Uluslararası İstanbul Bienali, 12 Eylül'de başlıyor. Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen bienalin küratörlüğünü, kurulduğu 1999 yılından bu yana çalışmalarını Hırvatistan'ın Zagreb kentinde sürdüren küratör kolektifi WHW (What, How for Whom/Ne, Nasıl ve Kimin İçin) üstlenecek. Bienal, dünya güncel sanat platformunun birçok önemli ismini de İstanbul'da ağırlayacak. BU KONSER UNUTULMAZ İKSV ve Pace Sanat Merkezi, Koç Holding sponsorluğunda İstanbul Bienali kapsamında çocuk eğitim programları gerçekleştirecek. İstanbul Bienali'ne, Tophane'de İstanbul Denizcilik İşletmelerine ait alandaki numaralı Antrepo, Tophane'deki Tütün Deposu ve Şişli'deki Feriköy Rum Okulu ev sahipliği yapacak. Dünyanın en önemli piyanistlerinden biri kabul edilen David Helfgott, 12 Eylül'de Aya İrini Müzesi'nde, 14 Eylül'de Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda konser verecek. Dünyaca ünlü piyanist Tuluyhan Uğurlu'nun bugün Haydarpaşa Garı merdivenlerinde vereceği konser ise İstanbul'daki sağanak beklentisi nedeniyle 17 Eylül'e ertelendi. 17 Eylül'de yağış olması durumunda ertelenmeyecek konser, garın kapalı mekanında yapılacak. FOTOĞRAF SERGİSİ Sanatçılar Çağlar Uzun, Ece Akay, Esra Sağlık, Seval Şener, Serkan Sökmen ve Umut Şumnu'nun video, dijital baskı ve resimden oluşan sanat yapıtlarının yer aldığı “Deneme I: Bağ-lam-sız' sergisi, 14 Eylül-14 Ekim tarihlerinde Piramid Sanat'ta görülebilecek. Ali Dolanbay, Arman Tadevosyan, Bethany Murray, Cengiz Uğur, Didem Ünlü, Doğan Akbulut, Elçin Acun, Evren Sungur, Gizem Enuysal, Cavit Mukaddes, Lütfi Özden, Nazan Azeri, Shalva Khalhanashvili, Sinem Kaya, Şuayip Yücel ve Yiğit Can Özyer'in resimleriyle katıldığı “İzole Bedenler' sergisi, 15 Eylül-3 Ekim tarihlerinde Akademililer Sanat Merkezi'nde sanatseverlerce ziyaret edilebilecek. Dünyaca tanınan ve döneminin en itibarlı sanatçılarından biri olan Michael Craig-Martin'in Türkiye'deki ilk kişisel sergisi, “İstanbul İstanbul' 11 Eylül Cuma günü Galerist'te ziyarete açılacak. 563429 AK Parti' liler iftarda buluştu AK Parti' liler iftarda buluştu AK Parti tarafından Seyhan Otel' de düzenlenen iftar organizasyonunda konuşma yapan Adana AK Parti İl Başkanı Mustafa Kebude, AK Parti ile Türkiye' de yeni bir siyasi hayatın kapılarının arlanmakta olduğunu vurguladı. KÜBRA TÜRKAN ADANA Kebude, “AK Parti bugün Türkiye'nin yıllardır barındırdığı sorunların üzerine emin adımlarla gitmektedir. Bizler Adana İl Teşkilatı olarak Genel Başkanımız ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'a layık olmaya çalışacağız. Adana bugün huzur beklemektedir bizlerde bu kente huzur getirmek için varız” şeklinde konuştu. Davetliler arasında bulunan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek ise konuşmasının başında demokratik açılım süreci için hızlı adımlar atmakta olduklarını ama ne yazık bazı çevrelerce bu adımların baltalandığını vurguladı. “Umarım son 30 yılda ülkemize ekilmek istenen nifak tohumlarından kurtuluruz” dedi. 2011 seçimlerini son derece önemli olduğunu hatırlatan İpek, bu bağlamda herkesin görevini layığıyla yapması gerektiğinin altını çizdi. 562943 IMF raporunda Türkiye övgüsü Hazine Müsteşarlığından yapılan açıklamada, 1999 yılından bu yana kamu maliyesinde şeffaflık, makroekonomik veri kalitesi ve finansal sistem düzenlemeleri gibi alanlarda ülke uygulamalarının uluslararası standartlara uyumunun, IMF'nin ''Standart ve Kuralların Karşılanması Raporları'' ile değerlendirildiği belirtildi. Makroekonomik verilerin derlenmesi, yayımlanması ve kalitesi alanlarında Türkiye'nin uluslararası standartları karşılama düzeyinin değerlendirilmesi amacıyla IMF'ye talepte bulunulduğu ve bu çerçevede ''Makroekonomik Veri Modülü Standart ve Kuralların Karşılanması Raporu''nun yayımlandığı kaydedilen açıklamada, Türkiye için aynı konuda 2001 yılında da bir çalışma gerçekleştirildiği hatırlatıldı. Bu çalışmanın 2002 yılı Mart ayında IMF ve Hazine Müsteşarlığı internet sayfalarında kamuoyuyla paylaşıldığı hatırlatılan açıklamada, son raporun da önceki çalışmanın güncellemesi niteliğini taşıdığı ifade edildi. Açıklamada, daha sonra şu görüşlere yer verildi: ''Raporda, Türkiye'nin ulusal hesaplar, tüketici ve üretici fiyatları, kamu maliyesi istatistikleri, parasal istatistikler ve ödemeler dengesi verilerinin kalitesinin yüksek olduğu belirtilmekte, verilerin derlenmesi ve yayımlanması konusunda uluslararası standartların büyük ölçüde karşılanmakta olduğu vurgulanmaktadır. Raporda ayrıca, 2001 yılından bu yana istatistik alanında önemli ilerlemelerin sağlandığı ve bu kapsamda 18 Kasım 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5429 sayılı Türkiye İstatistik Kanunu ile daha güçlü bir yasal ve kurumsal çerçevenin oluşturulduğu, istatistik alanında daha ileri tekniklerin kullanılmaya başlandığı, veri kaynaklarının genişletildiği ve kullanıcı ihtiyaçlarının daha fazla dikkate alınmakta olduğu belirtilmektedir.'' 563285 Erzincan'da kaza: ölü, yaralı Alınan bilgiye göre, Öskan S'nin (28) kullandığı 24 AZ 067 plakalı otomobil, merkeze bağlı Türkmenoğlu köyünde, virajı alamayarak bir kahvenin önünde bulunan Oktay Metin ve Serkan Yeşil'e çarptı. Kazada, ağır yaralanan Metin ve Yeşil, ambulanslarla Erzincan Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yaralılardan Metin, hastanede hayatını kaybetti. Bu arada, kaza sonrasında olay yerine gelen köylüler, araç sürücüsü Özkan S. ile otomobilde bulunan arkadaşı İnan Ş'yi tartaklamak istedi. Jandarma ekiplerinin müdahalesiyle kaza yerinde toplanan kalabalık dağıtılırken, Özkan S. ile İnan Ş, gözaltına alındı. 563374 Yurt genelinde sel ve su baskınları var Balıkesir Balıkesir'in Marmara ilçesine bağlı Avşa beldesinde (Avşa Adası), ilk belirlemelere göre, yaklaşık 200 konut ve iş yerinin alt katlarının sular altında olduğu bildirildi. Avşa Belediye Başkanı Cevdet Çağlar, belde de etkili olan sağanak yağışın hayatı olumsuz etkilediğini söyledi. İzmir İzmir'in Aliağa ilçesinde sağanak yağış nedeniyle Yalı Mahallesi İzmir-Çanakkale yolu ve Hürriyet Caddesi'ni su bastı. İzmir-Çanakkale yolunda trafik saat süreyle tek şeritten sağlanabildi. Hürriyet Caddesi'ndeki su taşkınına Aliağa Emniyet Müdürlüğü trafik şubesi ekipleri ilk müdahaleyi yaptı. Vatandaşlar ve polisler, tıkanan rögarları açmaya çalıştı. Karayolları ekipleri de vidanjörlerle su taşkınına müdahale etti. İlçede muhtemel sel baskınlarına karşı, İzmir Valiliği'nce görevlendirilen İl Özel İdaresi'ne ait iki ekip ile Sivil Savunma Arama Kurtarma Birlik Müdürlüğü ekibi hazır bulunuyor. Gediz EDAŞ İl Müdürlüğü elektrik kesintilerine, Telekom İl Müdürlüğü ise haberleşmenin aksaması ihtimaline karşılık ekiplerini hazır bulundurmaya devam ediyor. Öte yandan, kent içinde herhangi su baskını ihbarı yapılmadığı ancak tıkanan su kanalları nedeniyle başvuruların olduğu öğrenildi. Çanakkale Çanakkale'de, sağanak yağış yaşamı olumsuz etkiledi. Kent merkezinde başlayan ve aralıklarla süren sağanak yağış nedeniyle, kentin bazı cadde ve sokaklarında su birikintileri oluştu. Lapseki ilçesinin büyük bölümünü etkileyen sağanak yağış nedeniyle bazı mahallelerdeki ev ve iş yerlerinin giriş katlarını su bastı. Gece boyunca devam eden yağmur, İskele Meydanı'nda bulunan Devlet Hastanesinin zemin katındaki yemekhane ile depo bölümünün su altında kalmasına neden oldu. Etkili yağış dolayısıyla İskele karşısındaki yol da trafik tek yönden verildi. Sahilde park halinde bulunan ve suyun içinde kalan çok sayıdaki araç, traktörlerle suyun içinden çıkarıldı. Kocabaş Çayı'nın kenarında bulunan Hacı İsmail Efendi Camisi'ni de su bastı. Belediye ekipleri, gece boyunca su baskınına uğrayan ev ve iş yerlerinde çalışma yaptı. Bu arada yağış nedeniyle Kocabaş Çayı'ndaki su seviyesinin yükseldiği, yağışın etkili şekilde devam etmesi durumunda çayın taşma tehlikesinin olduğu bildirildi. Biga ilçesi Kocagür köyünde de, etkili olan yağmur nedeniyle bazı evleri su bastı. Köy muhtarı Mehmet Tınaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yağışın dün geceden itibaren köyü etkisi altına aldığını belirterek, 20 evi su bastığını söyledi. Çanakkale'nin Eceabat ilçesindeki bir sitesinde, birçok evi su bastı. Dün gece başlayan ve zaman zaman şiddetini artırarak devam eden yağmur nedeniyle ilçede birçok evi su bastı. 112 konutun bulunduğu Boğazkent Tatil Sitesi'ndeki yaklaşık 30 evin zarar gördüğü belirtildi. Zarar gören evlerin bir kısmında kimsenin olmadığı belirtildi. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nden yapılan meteorolojik uyarıya göre, Çanakkale İl Merkezi ve çevre ilçeleri ile Balıkesir'in Erdek, Bandırma, Manyas ve Gönen çevrelerinde beklenen kuvvetli yağış, 06.00'dan 23.59'a kadar etkili olacak. Uyarıda, vatandaşların ve yetkililerin ani sel, su baskını, yıldırım düşmesi ve ulaşımda yaşanabilecek aksamalara karşı dikkatli olmaları istendi. Tekirdağ Tekirdağ'ın Şarköy ilçesinde sabah başlayan kuvvetli yağışın şiddetini artırmasıyla ilçe merkezinde evin bahçesini su bastı. Devam eden gök gürültülü sağanak nedeniyle ilçenin Marmara ve Sarıca Paşa caddelerinde yer yer taşkınlar meydana geldi. Belediye ekipleri, taşan mazgal ve rögarlara müdahele ederek, tıkanıklığı giderdi. Tekirdağ'ın Saray ilçesinde etkili olan sağanak nedeniyle Galata Deresi taştı. Bölgede devam eden yağış nedeniyle taşan dereye, itfaiye ekipleri müdahale ediyor. Şiddetli yağıştan dolayı, Galata Köprüsünün de yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bildirildi. Galata Deresi yatağındaki bazı evler, sele karşı alınan önlemler çerçevesinde daha önce boşaltılmıştı. Sel nedeniyle çöken Lala Deresi üzerindeki köprünün çökmesi yüzünden Saray ilçesine ulaşımda sıkıntı yaşanan Bahçeköy'e, hastane kuruldu. Tekirdağ Sağlık İl Müdürlüğü tarafından oluşturulan hastanede, poliklinik hizmeti verilirken, acil durumlar için de bir ambulans hazır bekletiliyor. Tekirdağ Sağlık İl Müdürü Dr. Uğur Çağlayan, salgın hastalıklara karşı her türlü tedbirin alındığını bildirdi. Dr. Çağlayan, sel sonrası ortaya çıkabilecek salgın hastalıklara karşı gerekli tedbirleri aldıklarını belirterek, "Su depoları sürekli klorlanıyor" dedi. Sulardan sürekli numuneler alındığını anlatan Çağlayan, Bahçeköy başta olmak üzere selden etkilenen köy muhtarlarına da suların klorlanması için klor tabletlerin dağıtıldığını kaydetti. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nden yapılan meteorolojik uyarıda da, Saray ve Çerkezköy ilçeleri ile Kırklareli Demirköy, Vize ve Kıyıköy çevrelerinde önümüzdeki saat sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışın kuvvetli olmasının beklendiği bildirildi. Vatandaşların ve ilgililerin sel, su baskını ve yıldırım olaylarına karşı dikkatli ve tedbirli olmaları istendi. Valilikten yapılan yazılı açıklamada da, Tekirdağ'ın bugün akşam saatlerinde Orta Akdeniz üzerinden gelecek yeni bir yağışlı havanın etkisi altına girmesinin beklendiği anımsatılarak, buna karşı kriz masası oluşturulduğu belirtildi. İl genelinde meydana gelebilecek sel felaketine karşı başta Emniyet ve Jandarma ekipleri olmak üzere ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarının hazırlıklı olacağı ifade edilen açıklamada, kaymakamlıklar ve belediye başkanlıkları aracılığıyla da vatandaşlara gerekli uyarıların yapılması, dere yatağı gibi su baskını oluşabilecek yerlerin tahliye edilmesi, ilçelerde kriz merkezleri oluşturularak 24 saat çalışma esasına geçilmesi gibi önlemlerin alındığı bildirildi. Manisa Manisa'nın Saruhanlı ilçesinde fırtına nedeniyle, ilçe merkezindeki bir kahvehanenin önünde bulunan çınar ağacı, park halindeki aracın üzerine devrildi. Saruhanlı'da sağanak yağış ve fırtına etkili oldu. İlçe merkezindeki bir kahvehanenin önünde bulunan çınar ağacı, rüzgarın etkisiyle, park halinde bulunan otomobilin üzerine devrildi. Araçta hasar meydana geldi. Bu sırada telefon direğindeki tellerin de sarkmasıyla yol, bir süre trafiğe kapandı. Saruhanlı Belediyesi ekipleri, iş makinesi ile aracın üzerine devrilen ağacı kaldırdı. Samsun Samsun'da beklenen kuvvetli sağanak yağışlara karşı tedbirli olunması konusunda vatandaşlar ve ilgililer uyarıldı. Samsun Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, Meteoroloji Bölge Müdürlüğü'nden alınan meteorolojik uyarıda, yurdun Orta Akdeniz üzerinden gelecek yeni bir yağışlı havanın etkisine gireceği ve yağışların Karadeniz Bölgesi genelinde kuvvetli olacağının tahmin edildiği belirtildi. Kuvvetli yağışların oluşturabileceği su baskını, taşkın, heyelan, trafikte meydana gelebilecek aksaklıklar, çatı uçması ve ağaç devrilmesi gibi olumsuzlulara karşı tedbirli olunması gerektiği ifade edilen açıklamada, "Özellikle dere kenarlarındaki yerleşim yerlerinde ikamet eden vatandaşlarımızın dere taşkınları konusunda uyarılmaları ve ilgililerin tedbirli olmaları gerekmektedir" denildi. Mersin Mersin Vali Yardımcısı ve İl Kriz Merkezi Başkanı Kaya Çıtak, "Doğu Akdeniz'de etkili olacağı" belirtilen yağış nedeniyle ilgili birimleri, muhtemel sel ve su baskınlarına karşı uyararak önlem almalarını istedi. Çıtak, yaptığı yazılı açıklamada, Adana Meteoroloji Bölge Müdürlüğü'nün yarın ve pazar günü etkili yağış beklendiği şekildeki uyarısını hatırlatarak, olumsuz şartlara karşı ilgililerin ve vatandaşların tedbirli olmaları gerektiğini belirtti. Bu kapsamda kaymakamlıklardan vatandaşları uyarmalarını isteyen Çıtak, dere yataklarında ikamet edenlerin, tehlike anında evlerinden tahliye edilecek şekilde hazır olunması gerektiğini ifade etti. Adana Adana'da hafta sonu beklenen sağanak ve şiddetli rüzgar nedeniyle gerekli tüm önlemlerin alındığı bildirildi. Adana Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, hafta sonu Akdeniz Bölgesi'nde havanın, sağanak ve gök gürültülü, sağanak yağışlı olacağını ve rüzgarın yağış anında değişik yönlerden kuvvetli ve fırtına şeklinde eseceğinin bildirilmesi üzerine, Vali Yardımcısı Fikret Deniz başkanlığında kaymakam ve birim amirlerinin katılımıyla toplantı düzenlendi. Toplantıda, cumartesi ve pazar günleri Valilik, Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve ASKİ Genel Müdürlüğü, Can-Kur ve İtfaiye Müdürlüğünün, ilçelerde kaymakamlıkların, ilçe belediyelerinde Belediye Başkan Yardımcısı ve en az personelle, Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü, DSİ Bölge Müdürlüğü, Özel İdare Genel Sekreterliği, Orman Bölge Müdürlüğü'nün 24 saat kriz merkezi esasına göre açık tutulması ve kilit eleman bulundurulması kararı alındı. Toplantıda, İl Sağlık Müdürlüğü'nce hastanelerin ve 112 acil servisinin teyakkuz durumunda bulundurulması, 24 saat kriz esasına göre çalıştırılması, ASKİ tarafından rögar kapaklarının ilçe belediyeleriyle irtibat kurularak temizletilmesi, vatandaşların pikniğe, geziye, balığa çıkmamaları konusunda uyarılması, özellikle Karataş, Yumurtalık ilçelerinde fırtına olacağı belirtildiğinden balıkçı teknelerinin denize açılmaması, deniz kenarında, dere kenarında, sulama kanalları çevresinde bulunan çadırlardaki ailelerin uyarılması kararlaştırıldı. Ankara Başkentte sağanak yağış beklentisi ve su baskını ihtimaline karşılık önlemler alındı. İtfaiye personeli fazla mesai yaparken, Ankaray'ın Kolej durağında su baskını ihtimaline karşılık girişlere kum torbaları ile set çekildi. Başkentte beklenen sağanak ile sel ve su baskını olması ihtimaline karşılık, itfaiye ekipleri fazla mesai yapıyor. Olası su baskınlarında kullanılacak motopomplar da belirlenen bölgelerde hazır bekletiliyor. Muğla Muğla'nın Datça ilçesinde etkili olan fırtına nedeniyle tekne battı, tekne karaya oturdu, çok sayıda tekne ile liman zarar gördü. Son yılların en fazla yağışını alan marmaris'te ise ciddi bir olumsuzluk yaşanmadı.. Antalya'da yağış kendini etkisini artırmaya başladı. METEOROLOJİK UYARI! Meteoroloji, bazı bölgelerde beklenen kuvvetli sağanak yağışa karşı yetkilileri ve vatandaşları uyardı. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nden yapılan meteorolojik uyarıda şunlar kaydedildi: "Marmara ve Akdeniz bölgeleri başta olmak üzere, Batı Karadeniz, İç Anadolu'nun güney ve batısı (Eskişehir, Ankara, Çankırı, Konya, Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat, Nevşehir, Niğde, Karaman, Aksaray), İç Ege (Afyon, Uşak, Kütahya) ve Muğla ile sabahın ilk saatlerinde İzmir, Aydın, Manisa ve Denizli çevrelerinde kuvvetli sağanak yağış bekleniyor." Uyarıda, vatandaşların ve yetkililerin ani sel, su baskını, yıldırım düşmesi ve ulaşımda yaşanabilecek aksamalara karşı dikkatli olmaları istendi. 563587 Chelsea, City yüzde 100 devam Stoke'u yenen Chelsea ve Arsenal'i mağlup eden Manchester City 'de puan kaybetmeden devam ediyor. Chelsea, Tuncay Şanlı'nın takımı Stoke City'i deplasmanda 2-1 yenerek bu sezon ligde oynadığı beşinci maçı da kazandı. Florent Malouda'nun dördüncü uzatma dakikasında attığı gol Londra takımına galibiyeti getirdi. Abdoulaye Faye ile öne geçmesine rağmen önce Didier Drogba, ardından Malouda'nın gollerine engel olamayan Stoke beş maçta yedi puanda kaldı. Milli maç yorgunu Tuncay, 66. dakikada Dave Kitson'ın yerine oyuna dahil oldu. Transfer döneminin aktif takımı Manchester City, Arsenal'i 4-2 yenerek dördüncü maçını da kayıpsız geçti. Arsenal ise altı puanda kaldı. City'nin gollerini Micah Richards, Craig Bellamy, Emmanuel Adebayor ve Shaun Wright Phillips kaydetti. Arsenal'in gollerini ise Robin van Persie ve Tomas Rosicky attı. Transfer döneminde Arsenal'den City'ye geçen Adebayor takımının üçüncü golünü attıktan sonra provokatif gol sevinciyle Arsenal taraftarlarından büyük tepki alırken, hakemden de sarı kart gördü. 5. hafta Blackburn 3-1 Wolves Liverpool 4-0 Burnley Manchester City 4-2 Arsenal Portsmouth 2-3 Bolton Stoke 1-2 Chelsea Sunderland 4-1 Hull Wigan 1-0 West Ham 562849 Konya sallanmaya devam ediyor sallanmaya devam ediyor 'da 2.8 büyüklüğünde, çok hafif şiddette meydana geldi. Deprem Araştırma Enstitüsü'nün verilerine göre, saat 07.04'te merkez üssü, merkez ilçesi Sille Mahallesi olan 2.8 büyüklüğünde çok hafif şiddette deprem kaydedildi. Aynı bölgede, 10 Eylül Perşembe günü akşam saat 21.29'da 4.5 büyüklüğünde, dün sabaha karşı da saat 04.58'de 4.7 büyüklüğünde orta şiddette deprem olmuştu. Bu sabah kaydedilen artçı sarsıntı ile birlikte Konya'da ilk depremin kaydedildiği 10 Eylül akşamından bugüne kadar toplam 16 artçı sarsıntı meydana geldi. 563690 Anavatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Baki Mert: İktidar Muaviye politikası yapıyor Genel Başkan Yardımcısı Baki Mert: İktidar Muaviye politikası yapıyorSebile ÇETİN/BURSA, (DHA) ’da ’nin 10’uncu İl Olağan Kongresi’ne katılan Anavatan Genel Başkan Yardımcısı Baki Mert, “Sıffin Savaşı’nın tarihinde çok büyük yeri var. dönem ki Muaviye politikası bizim karşımıza farklı şekilde çıkıyor” dedi. Anavatan Partisi’nin ile birleşmeden önce 10’uncu Olağan Kongresini Altınoğlu Plaza’da bugün yapıldı. Kongreye Anavatan Partisi Genel Başkan Yardımcılarından Dursun Akdemir, Baki Mert, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Adil Aygül, Devlet eski Bakanı İnan Aşkın, Bursa eski Milletvekili Turhan Tayan ile yöneticiler ve partililer katıldı. İl Başkanı Ahmet Kömbe ile Kadın Kolları eski Başkanı Meliha Bağcıoğlu’nun aday olduğu kongreyi, İl Başkanı Füsun Yaşar ve DP’li Bursa eski Belediye Başkanı ’in de izledi. Kongrede konuşan Anavatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Baki Mert, Hz. Ali ve Muaviye arasında geçen Sıffin Savaşı’nı hatırlatarak, “Sıffin Savaşı’nın İslam tarihinde çok büyük yeri var. dönem ki Muaviye politikası bizim karşımıza farklı şekilde çıkıyor. Sanki dışındaki herkes İslam dünyasına, dine karşıymış gibi algılatılmaya çalışılıyor. gün yaşanan Sıffin Savaşı İslam dünyasını parçaladı. Kurulduğu günden beri ’yi düşmanlara karşı koruyan partimizin ve DP’nin çizgisi İslam düşmanı oluyor. İmanımız Hz. Ali kadar yüksek olmayabilir ama Elhamdülillah Müslümanız” dedi. Konuşması sık sık alkışlarla kesilen Baki Mert sözlerini, partilerinin DP ile birleşmesiyle merkez sağın yeniden güçleneceğini söyleyerek tamamladı. 563241 Uçtu fare uçtu! Amerikan uzay ajansı 'nın Pasadena'daki Jet Motorları Laboratuvarı'nda yapılan deneyde, süper iletken gradyan mıknatısıyla çalışan ve yer çekimsiz simülatör adı verilen cihazla havada farenin asılı tutulmasının, yer çekimsiz ortamda uzun süre kalan astronotların kemik kaybının tedavisinde yeni yöntemler sağlaması umuluyor. Araştırmanın başında yer alan Yuanming Liu, fareyi havada asılı tutarak, astronotların yer çekimsiz ortamda maruz kaldıkları koşulları yaratmak istediklerini ve astronotların uğradıkları kemik kaybının farelerde de oluşup oluşmadığını, böylece bu konuda daha fazla bilgi edinmeyi ve yeni tedavi yöntemleri bulmayı hedeflediklerini söyledi. Deneyin ikinci aşamasında, fiziki etkilerin sonuçlarını görmek üzere fareyi yer çekimsiz simülatörde bir hafta veya daha uzun süre tutacaklarını belirten Amerikalı bilim adamı, "İlk başta bilinci tamamen yerinde bir fareyi denek olarak kullandık ve bundan hoşlanmadı, dönüp durmaya başladı ve oryantasyonunu yitirdi" dedi. Deneyin ikinci aşamasında kullanılacak laboratuvar faresine veteriner tarafından sakinleştirici verilecek ve fare havada asılı dururken sakin olacak. Liu ve arkadaşlarının yayımlayacağı makaleye göre, sakinleştirici verilmemiş fareler bile birçok kez havada yer çekimsiz asılı tutulduklarında, özel kafeslerinin içinde normal davranmaya, yiyip içmeye başlıyorlar. 563392 Lapseki sele teslim oldu Lapseki sele teslim oldu ÇANAKKALE Çanakkale'nin Lapseki ilçesinde etkili olan sağanak yağmur sonrası devlet hastanesi, cami ve çok sayıda ev ve işyerini su bastı. Gece saat 03.35'te başlayan ve sabahın ilk ışıklarına kadar devam eden şiddetli yağış sebebiyle ilçe merkezi göle döndü. Yağmurdan en çok zararı işyeri sahipleri görürken Kocabaş Çayı'nın kenarındaki Hacı İsmail Efendi Camisi ve Lapseki Devlet Hastanesi'nin alt kısımlarında su birikintileri oluştu. Aydoğan Caddesi'ndeki bazı evlerin giriş katları da vatandaşların biriken suları boşaltmalarına rağmen sel sularının altında kaldı. birçok vatandaş içeride mahsur kaldı. Apartmanın ikinci katında oturan Saniye Tokgöz, göle dönen evinin bahçesindeki manzarayı balkonundan seyretti. Bazı kişiler de sebze kasalarından geçiş yolu yaparak evlerinden çıkmaya çalıştı. Bıçkı atölyesini su basan ve makineleri hasar gören marangoz İsmail Kurnaz, "Gece yağmur başladı, sonra burayı su bastı. Motorla tahliye etmeye çalışıyoruz. Her yağmurda böyle oluyor. Sebebi altyapı eksikliği. Bunun giderilmesini istiyoruz." dedi. Lapseki Devlet Hastanesi'ne muayeneye giden Mustafa Kurt ise her yerin su içinde olduğunu, insanların gayretleriyle alt kattaki suyun temizlendiğini söyledi. Yağmur sonrası evlerinin önünde biriken su sebebiyle dışarıya çıkamadıklarını kaydeden Sadi Gül de, "Gece yağmur yağmaya başladı ve evimizin önünü su bastı. Sular, giriş katının üçüncü merdivenine kadar geldi." şeklinde konuştu. Lapseki Belediyesi ekipleri, su basan yerlerde tahliye çalışmalarına devam ediyor. 563684 Erdoğan 3. köprü güzergahını inceledi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Boğazı'nda yapılması planlanan güzergahını, helikopterden inceledi. Erdoğan, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'la birlikte helikopterle 3. Köprünün yapılması planlanan güzergahları inceledi. İncelemenin ardından Başbakan Erdoğan'ı taşıyan Skorsky tipi polis helikopteri, Dolmabahçe'deki Başbakanlık çalışma ofisinin pistine indi. 563370 İstanbul sel alarmında Meteorolojiden yeni alınan raporlar doğrultusunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi AKOM en üst düzeyde alarma geçti. Aşırı yağış durumunda İstanbul genelinde bin 220 araç gereç ve bin 370 personel su baskınlarına müdahale için hazır bekletiliyor. Öğle saatlerinde yağışlar özellikle Sarıyer, Kilyos, Kadıköy, E-5, Şile, Üsküdar bölgelerinde etkili oldu. Bazı kavşak ve yollarda su birikintileri meydana geldi. Su birikintilerine anında müdahale edildi. İstanbul Sarıyer'de etkili olan sağnak yağış, Kilyos Deresi'ni taşırırken, taşkında dere çevresindeki çok sayıda evi su bastı. İstanbul'da metrekareye düşen yağış miktarları Kilyos'ta 125.6 Kg, Şile'de 21 Kg, Kartal'da Kg, Sarıyer'de Kg, Terkos'ta Kg oldu. 563487 Protokol konseri 'Kürtçe şarkı için' terketmemiş Yılmaz, yaptığı yazılı açıklamada, İdaresi Genel Müdürlüğünce Eylülde gerçekleştirilen Iğdır Özel Çekilişi etkinlikleri kapsamında, sanatçı Şevval Sam'ın, konserinde istek üzerine Kürtçe şarkılar seslendirdiği, bu sırada da protokol mensuplarının yerinde programı izlemeye devam ettiğini ifade etti. Sanatçı Sam'ın, Kürtçe okuduğu parçalardan sonra, seslendirdiği diğer şarkılarına eşlik etmek ve halay çekmek üzere vatandaşları sahne yakınına davet etmesiyle de protokol alanının konseri izlemek için elverişsiz hale geldiğini belirten Yılmaz, şunları kaydetti: "Bu nedenle sahneye yakın kısımdaki protokol mensupları, konser alanından peyderpey ayrılmışlardır. Bu durum da konser sonunda olmuştur. Kaldı ki, sanatçı Şevval Sam da telefon bağlantısıyla katılmış olduğu bir canlı yayın programında, konser esnasında yaşananlar hakkında bu yönde açıklamada bulunmuştur. Protokolde bulunanların, söz konusu Kürtçe şarkıların söylendiği esnada protokolden ayrılmadığı mevcut kamera görüntülerinden anlaşılmaktadır. Basında çıkan 'Kürtçe şarkı söylenirken protokol konser alanını terk etti' haberleri gerçeği yansıtmıyor." 563532 Keşan'da mahsur kalan kişi kurtarıldı Mahsur kalan Keşan Belediyesi Otobüs ve Su İşleri Müdürü Ali Toker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçenin içme suyunu karşılayan Kadıköy Barajı'ndaki görevlinin, tesisleri su basması üzerine kendisine haber verdiğini belirtti. Bunun üzerine iki işçi ile birlikte kepçeli traktörle tesise gitmek için yola çıktıklarını anlatan Toker, ancak, Şükrüköy yakınlarındaki dereden geçtikleri sırada çamura saplandıklarını söyledi. Derede suların yükselmesi ile birlikte traktörün de çalışmadığını ifade eden Toker, bunun üzerine belediyeden yardım istediklerini ve bölgeye ulaşan ekipler sayesinde kurtarıldıklarını belirtti. Bu arada sağanak yağışın azalmaya başlaması ile birlikte Kemalpaşa Mahallesi'nde su dolan ev ve bodrum katlarda tahliye işlemleri başladı. Belediye İtfaiye Müdürlüğü yetkilileri, çok sayıda ihbar geldiği için talepleri karşılamakta zorlandıklarını belirttiler. 563278 Somali havan toplu saldırı: 15 ölü Görgü tanıkları, eskiden savaş gazileri için hastane olarak kullanılan, şu anda da savaş nedeniyle evlerini terk eden sığınmacıların kaldığı binaya dün gece havan toplarının isabet ettiğini anlattı. Hükümet sözcüsü Şeyh Abdirizak Keylav da, militanların dün gece Mogadişu limanını hedef alan havan topu saldırıları düzenlediğini, ancak atılan havan toplarının hedefini kaçırarak yerleşim birimine düştüğünü söyledi. Keylav, havan topu saldırısında isabet alan sığınmacı binasında 12, diğer yerlerde olmak üzere toplam 15 kişinin öldüğünü açıkladı. Somali'de 2007'den bu yana meydana gelen şiddet olaylarında 18 bin kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 1,5 milyon kişi evsiz kaldı. 562681 'Muhammed' ismini zirveye koymadılar 'Muhammed' ismini zirveye koymadılar DIŞ HABERLER İngiltere'de Müslüman nüfusun artmasıyla birlikte Muhammed adı, en çok konulan isimler listesinde zirveye otururken, İstatistik Kurumu'nun son verileri tartışmaya neden oldu. İngiltere İstatistik Kurumu (ONS), ülkedeki en popüler erkek isimleri listesini bu hafta içinde yayımladı. Listenin zirvesine, Jack, Oliver, Thomas, Harry, Joshua isimleri otururken, gerçekte 3. sırada yer alan 'Muhammed' isminin arka sıralara atılması dikkat çekti. Güvenilirliği tartışılan listeyi analiz eden Daily Mail gazetesi, geçen yıl İngiltere ve Galler'de doğan erkek çocuklar içinde en popüler 3. ismin aslında Thomas değil, Muhammed olduğunu yazdı. Sorun, Muhammed isminin, Mohammed, Muhammed, Mohammad gibi 14 farklı şekilde kaydedilmiş olmasından kaynaklanıyor. ONS ise telaffuzları aynı, yani Muhammed olan ismin, listede farklı şekilleriyle yer almasında bir hile olmadığını, bunun bir tür tasnif olduğunu öne sürüyor. İstatistikleri yorumlayan Daily Mail, "Maalesef, resmi kurumlar, halkımızın pek de hoşlanmayacakları durumlarda verdikleri bilgilerde bazı gerçekleri gizliyor. Birçok AB ülkesi, Müslümanlara karşı hassasiyeti canlandırmamak için bu tarz girişimlerde bulunuyor" ifadesini kullandı. 2006'da da 23. sırada gösterilen Muhammed'in, 14 farklı yazılışı göz ardı edildiğinde aslında 2. sıraya yerleştiği tespit edilmişti. 562858 Behlül ve Bihter'in köşküne ziyaretçi akını Behlül ve Bihter'in köşküne ziyaretçi akını 12.09.2009 10:24 Kanal D'nin izlenme rekorları kıran dizisi Aşk-ı Memnu'da Bihter ile Behlül karakterlerinin seviştiği oda ziyaretçi akınına uğruyor. Çekimlerin yapıldığı Sarıyer'deki köşke hafta için 500 hafta sonları da 750'ye yakın kişi ziyaret amacıyla gidiyor. Vatan'ın haberine göre çoğunluğunu kadınların ve kızların oluşturduğu meraklı izleyicilerin köşkün içine girip odaları görebilmek için kapıdaki görevliye para teklif ettiği de ileri sürülüyor. Ziyaretçiler en çok Bihter ile Behlül'ün seviştiği yeri görmek için can atıyor. Köşke gelenlerin "Bize yaşak aşkın yaşandığı odayı gösterin" şeklindeki istekleri de kapıdaki görevlileri şaşkına çeviriyor. 563096 Valilik yardımıyla kulübe gidince... Bursa'nın merkez Osmangazi ilçesinde, Valilikten aldıkları 30 TL'lik yardım parasıyla gittikleri gece kulübünde 580 TL'lik hesabı ödeyemeyen kişi, iş yeri çalışanları tarafından dövüldükleri iddiasıyla polise başvurdu. Alınan bilgiye göre, Yozgat'ın Yerköy ilçesinden gün önce iş aramak için Bursa'ya geldikleri öğrenilen mobilya ustaları Ferhat Öğütci (32) ve Murat Aydoğan (34), telefonla ''112 Acil'' hattını arayarak İstanbul Yolu üzerinde dövüldüklerini ve yaralı olduklarını bildirdiler. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, vücutlarının çeşitli yerlerinde darp izi bulunan Öğütçi ve Aydoğan'ı Bursa Devlet Hastanesine götürdü. İki arkadaş burada yapılan tedavilerinin ardından hastane polisine ifade verdi. İstanbul Yolu üzerindeki bir gece kulübünde dövüldüklerini öne sürmeleri üzerine Öğütci ve Aydoğan, Merinos Polis Merkezine götürüldü. Ferhat Öğütci, ifadesinde, Murat Aydoğan ile gün önce Yozgat'ın Yerköy ilçesinden çalışmak için Bursa'ya geldiklerini, paraları olmadığı için de bu sürede şehirlerarası otobüs terminalinde yattıklarını, iftar çadırlarında karınlarını doyurduklarını söyledi. İş bulamayınca dün arkadaşı ile birlikte Yozgat'a dönmeye karar verdiklerini anlatan Öğütçi'nin, yol paraları olmadığı için Bursa Valiliğine başvurduklarını, valiliğin kendilerine 30 TL yemek parası ile otobüs biletlerini verdiğini belirtti. Öğütçi, otobüslerinin hareket saatinin dün gece saat 24.00'da olduğunu, kendilerinin de saat 22.00 gibi terminalde bulunduklarını kaydettiği ifadesinde, şunları söylediği öğrenildi: ''Otobüsümüzün kalkmasına saatlik bir zaman olduğunu düşünerek birer bira içmek için terminale yakın bölgede bulunan bir gece kulübüne gittik. Bira içerken masamıza istemediğimiz halde zorla bir kadın oturttular. Kadın da içki içti. Otobüsümüzün saati yaklaşınca masadan kalkmak istedik. Bize 580 TL'lik hesap geldi. Paramızın olmadığını senet yapabileceğimizi söyledik. Ancak kabul etmediler. Daha sonra bizi tuvalete götürerek burada uzun süre dövüp, işkence yaptılar. Yaklaşık saat süresince dayak yedik. Sonra bir şekilde buradan kaçtık.'' Ferhat Öğütci ve Murat Aydoğan, gece kulübünden kaçtıktan sonra olay yerinden uzaklaşmak için yol üzerinde bir otomobile otostop yaptıklarını, araçtan inen kişi tarafından da kendilerine ''el-kol hareketi'' yaptıkları iddiasıyla dövüldüklerini öne sürdüler. İki arkadaş, polis merkezindeki ifadelerinin ardından sağlık muayenesinden geçirilmek üzere Bursa Adli Tıp Kurumuna götürüldü. Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi. 563723 Keşmir'de patlama: ölü Keşmir'de patlama: ölü SRİNAGAR ’ın Keşmir bölgesinde bugün meydana gelen şiddetli patlamada, en az kişi öldü          Emniyet yetkililerinin açıklamasına göre, başkent Srinagar’ın en büyük cezaevinin civarında meydana gelen patlamada, 10 kişi de yaralandı.          Bir yetkili, ölenlerin 3’ünmün polis, diğerinin bir kadın olduğunu söyledi ve patlamanın arkasında, bölgenin bağımsızlığı için savaşan isyancıların bulunduğunu savundu.          Kulakları sağır eden patlamanın, bomba yüklü bir araçta meydana geldiği kaydedildi.          Himalayalar’da ile arasında 60 yıl önce paylaşılan Keşmir’in tarafı, 1989’dan beri silahlı mücadeleye sahne oluyor. isteyen Müslümanlar’ın yürüttüğü savaşta, 20 yılda 47 binden fazla insan can verdi. 562750 Rus milyarderin dev yatı Fethiye'de Dünyanın en büyük 100 yatı arasında 6. sırada gösterilen 120 metre uzunluğundaki yatta helikopter pisti, havuz ve disko bulunuyor. 'Yüzen saray' olarak nitelenen yat, dünyanın 9. zengini Roman Abramoviç'in 200 milyon dolara yaptırdığı yatından altı metre daha uzun. 36 yaşındaki Rus milyarder ilk seferini, üç Monet tablosu satın almak üzere Norveç'in Kristiansand şehrine yapmıştı. Yat, saatte 23 deniz mili yapıyor. Kişisel serveti milyar doları bulan Melnichenko, tanınmış bankalardan MDM'nin kurucusu. Rus enerji sektöründe yaptığı yatırımlarla tanınıyor. 563255 Beşiktaş'ta iki aday daha Beşiktaş'ta Murat Aksu'nun başkan adayı olacağının duyulmasının ardından, iki yeni isim etrafında da oluşumların olduğu öğrenildi. Radyospor'da Haber Özel Programı'na açıklama yapan Fikret Orman, adaylığı konusunda camiadan büyük baskı aldığını, önümüzdeki gülerde açıklama yapacağını söyledi. 2004 yılındaki olağanüstü kongrede Yıldırım Demirören'in rakibi olan Fikret Orman, aday olması konusunda camiadan büyük baskı aldığını dile getirdi. Orman, Murat Aksu'nun adaylığının olumlu olduğunu belirtirken, "Önemli olan Beşiktaş'ın var olan sorunlarının çözümüdür. Borç yükü, Demirören'e olan ve kulübün kendi borçlarının nasıl ödeneceği konusunda somut adımlar atılmalıdır. Bunların tartışılmasının eken olmadığını düşünüyorum. Ben daha önceki adaylığıma kongreye 25 gün kala karar vermiştim." dedi. Fikret Orman, mevcut yönetimin Beşiktaş'ı aldığı borçla bırakacağı sözü verdiğini, ancak şu andaki borcun kat arttığını da ifade ederek, adaylığı konusunda yoğun baskıların olduğunu bu baskılara direnemeyeceğini sözlerine ekledi. Camiada adaylığı konuşulan bir diğer isim ise kulübün 100. yılında Guinti, Zago gibi önemli transferlere imzasını atan İbrahim Altınsay, kendisine bu yönde tekliflerin yapıldığını ancak şu an için kesin konuşmanın, doğru olmadığını belirtti. Başkan adaylığı konusunda en çok konuşulan eski başkan Serdar Bilgili ise aday olmayacağını kesin bir dille ifade etti. Eski yönetim kurulu üyesi Deniz Atalay, "Serdar Bilgili'ye de aday olması yönünde çok sayıda teklifin geldiğini, ancak Bilgili'nin bu teklifleri geri çevirdiğini kaydetti. Deniz Atalay, ocaktaki genel kurulda birden çok adayın olacağını aktardı. 563046 'Şirketler birleşerek güçlenmelidir' 'Şirketler birleşerek güçlenmelidir' 12 Eylül 2009 Cumartesi, 12:47 Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütün dünyada şirketler arasında birleşme kültürünün bulunduğunu belirterek, yurt içi ve yurt dışındaki Türk şirketlerinin de birleşerek daha güçlü hale gelmesi gerektiğini söyledi. Düsseldorf'da Türk işadamlarıyla bir araya gelen Şimşek, Türkiye'deki teşvik sistemi ile küresel ekonomik gelişmeler konusunda bilgi verdi. Almanya'da yaşayan Türk işadamlarının, yaptıkları başarılı çalışmalarla Türkiye'nin gururu olduğunu ifade eden Şimşek, aynı başarılı çalışmaların birleşerek daha güçlü bir hale gelebileceğini kaydetti. Mevcut küresel krizden sonra dünyanın artık aynı dünya olmayacağını anlatan Şimşek, dünya ekonomisinin önünde, halen aşılması gereken önemli sorunların bulunduğunu, krizin ardından küresel ekonomik büyümenin eski yüksek oranlarında seyretmeyebileceğini söyledi. Şimşek, dünya ekonomisinin 1930 buhranından bu yana en kötü krizini yaşadığını, ancak bu kötü durumun atlatıldığını, gerek dünya ekonomisinde gerek Türkiye ekonomisinde canlanma işaretleri görüldüğünü ifade etti. Küresel krizin Türkiye ekonomisini de olumsuz etkilediğini belirten Şimşek, geçen yıl Eylül ayından bu yana Türkiye'de tüketim ve yatırım harcamalarının ertelendiğini, bunun da küresel krizin Türkiye'ye etkisinin örneği olduğunu kaydetti. TÜRKİYE'DEKİ TEŞVİK SİSTEMİ Yeni teşvik sistemiyle Türkiye'de yatırım yapılmasını çok daha cazip hale getirdiklerini vurgulayan Bakan Şimşek, ''Cömert bir teşvik sistemi getirdik. Yeni teşvik sisteminin amacı, imkanı olanları yatırıma teşvik etmektir'' dedi. Yeni teşvik sisteminin bölgesel kalkınma amaçlı olduğunu da kaydeden Şimşek, bu teşvik sistemiyle her bölgenin kalkınma potansiyelinin değerlendirileceğine dikkati çekti. Yeni teşvik sistemi çerçevesinde kredi garanti sistemini de getirdiklerini anlatan Şimşek, bu garanti sistemiyle bankalara, şirketlere daha kolay kredi verme imkanı sağladıklarını söyledi. Türkiye'de istihdamın korunmasına da önem verdiklerini ifade eden Şimşek, bu çerçevede, hükümet olarak işletme giderlerine de ortak olarak ''kısa çalışma ödeneği'' sistemini getirdiklerini bildirdi. Almanya ve Türkiye'nin büyük ülkeler olduğunu hatırlatan Şimşek, Almanya'da yaşayan Türk işadamlarının iki ülke arasındaki ilişkilere çok önemli katkıda bulunacaklarını söyledi. Şimşek, Almanya'da yaşayan Türklere de seslenerek, bu ülkenin dilinin ve kültürünün iyi öğrenilmesi gerektiğini ifade etti. Maliye Bakanı Şimşek, bir soru üzerine, Almanya ile Türkiye arasındaki çifte vergilendirme anlaşmasının Ocak 2011'e kadar yürürlükte olduğunu hatırlatarak, yeni anlaşmaya dönük çalışmaların da her iki ülkenin uzmanları tarafından yürütülmekte olduğunu anlattı. Şimşek, Türkiye'nin Brezilya, Suudi Arabistan ve Rusya gibi doğal kaynak zengini bir ülke olmadığına da işaret ederek, ''Yani başkasının taşıyla kuş vuruyoruz'' şeklinde konuştu. GELİR İDARESİ BAŞKANI KİLCİ Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Kilci de, Türkiye'deki ''varlık barışı'' uygulaması konusunda Türk işadamlarına bilgi verdi. Varlık barışı uygulamasına çok önem verdiklerini kaydeden Kilci, süresi 30 Eylül'e kadar uzatılan varlık barışının vatandaşların yararına bir uygulama olduğunu belirterek, ''Yurt dışındaki vatandaşlarımızın parasını, Türkiye'de güven içinde değerlendirmek istiyoruz'' dedi. Varlık barışı uygulamasından yüksek bir getiri beklediklerini kaydeden Şimşek, bu nedenle yurt içi ve yurt dışında bu uygulamaya yönelik geniş kapsamlı bir bilgilendirme faaliyetine başladıklarını söyledi. Mehmet Kilci, varlık barışı çerçevesinde beyanda bulunan vatandaşların kesinlikle yasal bir takibe uğramayacaklarını da vurguladı. Varlık barışı beyanında bulunacak olan vatandaşların vergi dairelerine, bankalara ya da aracı kurumlara başvuruda bulunabileceklerini ifade eden Kilci, ancak, vergi dairelerine beyanda bulunmanın vatandaş açısından daha avantajlı olduğunu da sözlerine ekledi. 562541 Arjantin'in en büyük gazetesine vergi baskını Başkent Buenos Aires'te 150'den fazla vergi memuru önceki gün günlük 500 bin tiraja sahip Clarin gazetesinin vergi defterlerini incelemeye aldı. İncelemenin, Cumhurbaşkanı Cristina Fernandez'in basında reform öngören yasa tasarısı için destek toplamaya çalıştığı bir döneme denk gelmesi dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Fernandez ve eski Cumhurbaşkanı Nestor Kirchner, devletin ekonomiye müdahil olmasını sağlarken tarım politikaları sebebiyle çiftçilerle karşı karşıya geldi. Eski Cumhurbaşkanı Kirchner de Clarin'in iktidara karşı 'önyargılı' bir yayın güttüğünü savunarak grubu 'tekel' olarak nitelendirdi. Vergi kurumu AFIP sözcüsü, diğer basın örgütlerinin de defterlerinin incelendiğini açıkladı. Clarin'in sözcüsü Martin Etchevers ise kendilerinin hedef seçildiğini söyledi. DOĞAN YAYIN'IN NOTU DÜŞTÜ Öte yandan, kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, 2005, 2006 ve 2007 hesap dönemlerine ilişkin vergi incelemeleri sonucunda 3,76 milyar lira vergi aslı, ziyaı ve usulsüzlük cezası kesilen DYH'nin notunu düşürdü. Fitch, DYH'nin uzun vadeli döviz ve lira cinsinden kredi notunu 'B+'dan 'B'ye, Hürriyet Gazetecilik'in uzun vadeli döviz ve lira cinsinden kredi notunu da 'BB-'den 'B+'ya indirdiğini ve iki şirketin de kredi notlarını negatif izlemede tuttuğunu açıkladı. 563507 IMF Kriz İçin Uyardı Uluslararası Para Fonu IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, Avrupa'nın büyük ekonomilerinden olumlu işaretler gelmesine karşın küresel ekonomik krizin sona ermediğini söyledi. Strauss-Kahn, Almanya'nın haftalık "Der Spiegel Dergisi"nde yayımlanan röportajında, mali sektörün düzenlenmesi konusunda daha çok çalışmaya ihtiyaç olduğunu belirtti. Üst düzey siyasetçiler dahil çok sayıda kişinin "mali krizin geride kaldığı" görüşünde olduğunu ifade eden Strauss-Kahn, böyle düşünmenin tehlikeli olduğunu vurguladı. Strauss-Kahn, son çeyrekte Almanya ve Fransa'daki olumlu büyüme verilerine karşın küresel ekonomik krizin devam etmekte olduğu görüşünü dile getirdi. İkinci çeyrekte Avrupa'nın iki ağır topunun ılımlı bir büyümeye kaydığına işaret eden Strauss-Kahn, buna karşın, en az bir yıl daha işsizliğin artmaya devam edeceğini belirtti. 563537 Usain Bolt'un rekorunu Sarah kırdı! Dünyanın en hızlı koşan adamı bir Jamaikalı. Geçen ay Almanya'nın başkenti Berlin'de yapılan Dünya Atletizim yarışmasında Jamaikalı Usain Bolt, 100 metreyi 9.58 saniyede koşarak bütün rekorları altüst etmişti. Yeryüzünde Usain Bolt'dan daha hızlı koşan bir insan bulunmuyor ama bir canlı ondan daha hızlı koşmayı başardı. Sarah adlı çita 100 metreyi 6.13 saniyede koşarak dünyanın en hızlı canlısı olmayı başardı. ABD'nin Cincinneti Hayvanat Bahçesi'nde 100 metre denemesi yapan Sarah, şu anda dünyada resmi olarak en hızlı canlı olma unvanını elinde bulunduruyor. 562892 IMF'nin makroekonomik veri modülü raporu Uluslararası Para Fonu () tarafından hazırlanan "Makroekonomik Veri Modülü-Standart ve Kuralların Karşılanması Raporu" yayımlandı. Hazine Müsteşarlığı'ndan yapılan açıklamada, 1999 yılından bu yana kamu maliyesinde şeffaflık, makroekonomik veri kalitesi ve finansal sistem düzenlemeleri gibi alanlarda ülke uygulamalarının uluslararası standartlara uyumunun, 'nin "Standart ve Kuralların Karşılanması Raporları" ile değerlendirildiği belirtildi. Makroekonomik verilerin derlenmesi, yayımlanması ve kalitesi alanlarında Türkiye'nin uluslararası standartları karşılama düzeyinin değerlendirilmesi amacıyla 'ye talepte bulunulduğu ve bu çerçevede "Makroekonomik Veri Modülü Standart ve Kuralların Karşılanması Raporu"nun yayımlandığı kaydedilen açıklamada, Türkiye için aynı konuda 2001 yılında da bir çalışma gerçekleştirildiği hatırlatıldı. Bu çalışmanın 2002 yılı Mart ayında ve Hazine Müsteşarlığı sayfalarında kamuoyuyla paylaşıldığı hatırlatılan açıklamada, son raporun da önceki çalışmanın güncellemesi niteliğini taşıdığı ifade edildi. Açıklamada, daha sonra şu görüşlere yer verildi: "Raporda, Türkiye'nin ulusal hesaplar, tüketici ve üretici fiyatları, kamu maliyesi istatistikleri, parasal istatistikler ve ödemeler dengesi verilerinin kalitesinin yüksek olduğu belirtilmekte, verilerin derlenmesi ve yayımlanması konusunda uluslararası standartların büyük ölçüde karşılanmakta olduğu vurgulanmaktadır. Raporda ayrıca, 2001 yılından bu yana istatistik alanında önemli ilerlemelerin sağlandığı ve bu kapsamda 18 Kasım 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5429 sayılı Türkiye İstatistik Kanunu ile daha güçlü bir yasal ve kurumsal çerçevenin oluşturulduğu, istatistik alanında daha ileri tekniklerin kullanılmaya başlandığı, veri kaynaklarının genişletildiği ve kullanıcı ihtiyaçlarının daha fazla dikkate alınmakta olduğu belirtilmektedir." 562898 Bugün 12 Eylül Bugün 12 Eylül Yazımı bir gün öncesinden yazıyor olsam da gazetede yayımlandığı tarih (bugün) 12 Eylül. 12 Eylül günlerinden söz etmek bana acı veriyor. Bu acı sadece toplumsal alanda yaşanan yıkımlar, kişisel yaşamlarda açılmış yaralarla da ilgili değil. Geçen zamanı düşünmek de içimi acıtıyor. 12 Eylül 1980’in üzerinden 29 yıl geçmiş. Bu, kişisel yaşamlarımızın üzerinden de 29 yıl geçti demek. Tabii, hâlâ yaşamakta olanlarımız için... *** Bu sözleri kendi kuşağım, bizden daha yaşlılar ve biraz daha gençler için yazıyorum. 12 Eylül 1980’de henüz çocuk olanlar, yıl ya da daha sonrasında doğanlar için bu tarih ne gibi bir anlam taşıyabilir? Ateşin düştüğü yeri yaktığı, burada tam yerini bulan bir deyimdir. *** Birçok kez söylendi, yazıldı. 12 Eylül 1980 öncesindeki birkaç yılda tırmandırılan toplumsal gerilimin, siyasal cinayetlerin bir plana göre kurgulanıp uygulandığı bugün açık seçik görülebiliyor. Darbenin lideri görünümündeki general ve çevresindekiler de bu amaç için daha uygunları bulunamayacak nitelikte kimselerdi. Darbe, ülke içindeki işbirlikçileriyle birlikte ülke dışında planlanmıştı. Görünürdeki darbeciler bunun ne ölçüde bilincine sahiptiler, ne ölçüde kullanıldılar, bunu belki hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Fakat bugün son demlerini yaşamakta olan görünürdeki lider, acımasızlığı, çok bilmiş cehaleti, irkiltici ve zavallı kibiri ile (size bir başkasını da anımsatmıyor mu?) böyle bir darbenin liderliği için biçilmiş kaftandı. Darbenin böyle bir kişinin genelkurmay başkanlığı sırasında gerçekleşmesi herhalde sıradan bir rastlantı değildi. Bu kişi belli ki çok öncelerden mimlenmiş, kollanmış, gözetilmiş, yönlendirilmişti. *** 12 Eylül’ün yıldönümünde 12 Eylül’den söz etmek gerekir, değil mi? Hele darbe sonucunda cezaevinde aylarca kalmış, sağlığı zedelenmiş, yıllarca ülke dışında sürgünde yaşamış biri iseniz. Ama içimden bunu yapmak gelmiyor. Çünkü bugün yaşamakta olduğumuz darbe bana 12 Eylül darbesinden çok daha tehlikeli görünüyor. 12 Eylül’de saflar belliydi. Sol bu kadar bölük pörçük değildi. Aydınlar bu ölçüde karşıt saflarda konuşlanmamıştı. Bir ülkeyi ülke yapan temel değerler bu kadar ayaklar altına alınmamış, bu ölçüde kirletilmemişti. Bugünkü Türkiye’nin genel görünümü, birkaç gün önce yaşanan sel felaketi sonrasında geriye kalan enkazın görünümünden farklı değil. Ve bugünün iktidar sahipleri, 12 Eylül darbecilerinden de daha acımasız, daha sinik, daha kaypak ve tehlikeli. *** Bugün 12 Eylül. 29 yıl önce cezaevinde ve dışında, aydınlar, yurtseverler, solcular arasında; ülkenin, insanlığın ve solun temel değerleri konusunda her şeye karşın bir ortak duyarlılık, bir dayanışma bilinci vardı. Yargılanırken, işkence görürken, cezaevinde ya da sürgünde yaşamaktayken; hasmımızın, düşmanımızın faşizm olduğu, neredeyse bütün toplumca biliniyor, görülüyordu. Toplum böylesine bir yalan sarmalı içinde sımsıkı kapana kıstırılmamış, demokrasi söylemi en kirli amaçların böylesine aleti durumuna düşürülüp kirletilmemiş, sol değerler ülkenin temel değerlerinden böylesine uzağa düşürülmemiş, bir zamanlar aynı saflarda görünen aydınlar bugün zembereği boşalmış bir zevzeklik çukurunda birbirlerine böylesine çamur atar, birbirlerinden böylesine nefret eder duruma gelmemişlerdi. Bunları yazarken, gözlerimin önüne Dante’nin Cehennem’inden bazı görüntüler geliyor... *** Kasım 1984’te cezaevinden çıktığım gündeki sevincimi, 1989 Eylülü’nde yurtdışı sürgününden döndüğüm gün duyduğum mutluluğu anımsıyorum. Bugün içimde bu sevinçten de mutluluktan da eser yok. Oysa ülkemdeyim ve özgürüm! Öyle mi? En yeteneksiz, kötü niyetli, karanlık insanların elinde parça parça olmak üzere bir ülke... Her an tümüyle yok edilip zindan karanlığına gömülmek üzere bir özgürlük... 12 Eylül 1980’in 29. yıldönümünde bulunduğumuz nokta tam olarak budur. 562505 Eşyaları yağmalandı, su basan binaya giremediği için hasarı tespit edemiyor Selin ardından eşyaları yağmalanan Evkur, İkitelli'deki merkez binada 100 ton su bulunduğu için hasar tespiti yapmakta zorluk çekiyor. Binanın üç katının sular altında olduğuna işaret eden şirketin Reklam ve Halkla İlişkiler Müdürü Nil Türker, belediyenin daha hızlı bir çalışma yapmasını istedi. Binadaki elektrik, telefon ve diğer sistemlerin çöktüğünü vurgulayan Türker, üç gündür işgücü kaybı yaşadıklarını, Mahmutbey Yolu'nda bulunan depoların büyük hasar gördüğünü kaydetti. Türker, yağmalamayla ilgili olarak da, "Binaya giren tonlarca suyun uyguladığı basınçla duvarlar yıkıldı ve depodaki eşyalar su ile birlikte sokaklarda yüzmeye başladı. Polisin onca uğraşına rağmen yağmalanmaktan kurtulamadı." dedi. Selden zarar gören firmalardan biri de jeneratör üreticisi Aksa Enerji. Şirketin genel müdürü Mehmet Kazancı, binayı yapılanma yeri ve depo olarak kullandıkları için çok ciddi maddi kayıp yaşadıklarını ifade etti. Binanın deposunda 300'den fazla jeneratörün olduğunu ifade eden Kazancı, 10 milyon lira zarara uğradıklarını söyledi. Sel felaketinin ciddiyetine değinen Kazancı, "Eğer sel iki saat geç bastırsaydı, en az 500 kişiyi kaybederdik. Bu da Allah'ın bir lütfu." şeklinde konuştu. Olaydan sonra Aksa Enerji, binayı Hadımköy'deki araziye inşa edeceği yere taşımaya karar vermiş. Basın Ekspres yolundaki alana da gökdelen inşa ederek çatı şirket Kazancı Holding'in genel merkezi yapmayı planlıyor. Maddi hasar için sigorta ödemelerine de değinen Mehmet Kazancı, "Biz büyük sigorta paraları ödedik, yine sigorta şirketleri bunun yüzde 50'ye kadarını kesecek." dedi. Sabri Özel Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Özel de, sel felaketinde zararlarının 45-50 milyon lira olduğunu açıkladı. Selde fabrikasının büyük zarar gördüğünü vurgulayan Özel, "Sigorta şirketinin aşağı yukarı dörtte birini ödeyeceği söyleniyor. Fabrikanın beyni sular altında kaldı. Şu ana kadar 2-3 aylık kaybımız var." diye konuştu. SİGORTA ŞİRKETLERİ DE HASARI TESPİT EDİYOR Şirketlerin yanı sıra sigorta şirketleri de karşılanması gereken hasarın boyutlarını ortaya çıkarmak için bölgede çalışmalarını sürdürüyor. Işık Sigorta'dan yapılan açıklamada, devlet kurumları ve özellikle sigorta şirketlerinin hasar yöneticileri ve eksperlerinin afet bölgesinde mesai saatine bağlı kalmaksızın görev yaptığını açıkladı. Toplam zararın 250-300 milyon lirayı bulacağı tahmininin yapıldığı açıklamada, sigortalanan işyerlerine sigorta şirketleri tarafından ödenecek rakamın ise 150 milyon lira civarında olacağı kaydedildi. Allianz da felaketin sigorta sektörünü 300 milyon liranın üzerinde hasara uğratmasının beklendiğini, şu ana kadar şirkete yapılan hasar bildirim tutarının ise 30 milyon lira olduğunu açıkladı. BAKAN, SEL MAĞDURU ŞİRKETLERİ DİNLEDİ Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, İstanbul'daki sel felaketinden zarar gören 30 sanayici ve ihracatçı ile Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin Çobançeşme'deki merkezinde bir araya geldi. Çağlayan, toplantı çıkışında yaptığı açıklamada, sorunları Bakanlar Kurulu gündemine taşıyacağını söyledi. Çağlayan, "Toplantıda sel felaketinden etkilenen 30 firma problemlerini anlattı. Bu problemleri pazartesi günü Bakanlar Kurulu ve Sayın Başbakan'ımıza ileteceğim. Firmalar, yapacakları ödemelerin, teslimatların geri dönüşlerinin olduğunu, vergi ve SSK konularında problemlerle karşı karşıya kalacaklarını ifade ediyor. Burada sigorta şirketlerine büyük görev düşüyor. Sigorta şirketleri böyle günlerde sanayicinin, üreticinin yanlarında olması gereken kuruluşlar. İşi sürüncemeye bırakmadan çok süratli bir şekilde yapmış olduğu hasar tespitlerini de geriye dönüp firmaların hasarlarını mutlaka gidermesi beklentimizdir. Bununla ilgili Hazine Müsteşarlığı, tespitini mutlaka yapacaktır." dedi 562822 Meteoroloji, ACİL koduyla uyardı "Acil" koduyla yapılan meteorolojik uyarıda; Marmara ve Akdeniz bölgeleri başta olmak üzere, Batı Karadeniz, İç Anadolu'nun güney ve batısı (Eskişehir, Ankara, Çankırı, Konya, Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat, Nevşehir, Niğde, Karaman, Aksaray), İç Ege (Afyon, Uşak, Kütahya) ve Muğla ile sabah ilk saatlerde İzmir, Aydın, Manisa ve Denizli çevrelerinde yağışların kuvvetli olması bekleniyor. 563531 Fabrikalarda işçiler mahsur kaldı AA muhabirinden alınan bilgiye göre, Kumbağ yolu üzerindeki bazı fabrikalarda çalışan işçiler yollardaki su taşkınları nedeniyle işyerlerinde mahsur kaldı. Tekirdağ ve Kumbağ'dan çok sayıda itfaiye ekibi bölgeye sevk edilirken, mahsur kalan işçilerin kurtarılması için çalışmalar sürdürülüyor. Tekirdağ'ın merkez Kumbağ beldesinde etkili sağanak nedeniyle su baskınına uğrayan fabrikalarda kaybolan ve mahsur kalan işçilerin kurtarılması için çalışmalar sürüyor. Belde girişindeki fabrikalarda, su baskını dolayısıyla mahsur kalan ve kaybolan işçilerin kurtarılması için bölgede çok sayıda itfaiye ekibi, askeri birlik, Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü'ne Deniz Polisi ve sivil kurtarma ekipleri çalışma yürütüyor. Deniz polisleri botlar vasıtasıyla çalışma yapıyor. Üç Skorsky helikopteri, fabrikaların üzerinde tur atarak mahsur kalan ve kaybolan işçileri tespit etmeye çalışıyor. Bu arada, fabrikalarda çalışan ve selden son anda kurtulan işçilerden bazıları AA muhabirine, en az 5-6 fabrikada yaklaşık 300 işçinin mahsur kaldığını ifade etti. İşçiler, fabrikalarda işçilerin barındığı yatakhanelerin çatılarının ve zemininin çok sağlam olmadığını belirterek, ''Fabrikalara bir an önce ulaşılmasını ve arkadaşlarımızın kurtarılmasını bekliyoruz. Zemin şu anda tamamen su dolu olduğundan dolayı çatı her an çökebilir. Kurtarma çalışmalarında acele edilmeli'' dedi. Fabrikadaki işçilerin çoğunluğunu Doğu ve Güneydoğu bölgesinden gelen vatandaşlardan oluştuğu kaydedildi. İlk bilgilere göre, su baskını dolayısıyla fabrikalardaki işçilerden 5'inin kaybolduğu, 20'sinin ise mahsur kaldığı bildirildi. 562434 Barcelona'da Katalonya için eylem Barcelona kentinin Arenys de Munt ilçesinde belediyenin ayrılıkçılığı savunan bir referandum yapma girişiminin mahkeme kararıyla durdurulmasını protesto etmek için kalabalık bir grup Barcelona sokaklarında yürüdü. Bazı Katalan siyasetçilerin ve işadamlarının da destek verdiği göstericilerin arasında, Katalan milliyetçiliğinin sembollerinden olan FC Barcelona kulübünün başkanı Joan Laporta da bulunuyordu. Laporta, basına yaptığı açıklamada "Vatandaş olarak buradayım. Bir kurumun başkanı olsam da bağımsızlıkla ilgili benim de kişisel fikirlerim var" dedi. Bu arada Arenys de Munt Belediye Başkanı Carles Moya da,"Kendi geleceğine karar vermek için Arenys Hareketi" adlı grubun inisiyatifiyle başlayan ve belediye olarak destek verdikleri referandumun, mahkemenin karşı kararına rağmen yapılacağını söyledi. Katalonya Cumhuriyetçi Solu (ERC) partisinin başkanı Joan Puigceros ise konuşmasında, İspanya merkez hükümetini "dolandırıcılar çetesi" olarak tanımlayıp, "Madrid'in bakanlarına artık bir şey ödememek için bir devlet istiyoruz" dedi. Arenys de Munt'ta 13 Eylül'de yapılması öngörülen fakat durdurulan referandumda, halka "Katalonya'nın sosyal, demokratik, egemen bir devlet olmasından yana mısınız?" şeklinde bir soru yöneltilmesi planlanıyordu. 563276 Fethiye'de turistlere yağmur sürprizi İlçenin sıcak havasına alışkın olan turistler, aniden bastıran yağmurla birlikte eğlenerek serinlemenin tadını çıkardı. Yağmur altında fotoğraf çekilen turistler, yağışın sağanağa dönüşmesiyle bir süre binaların saçaklarının altında beklemek zorunda kaldı. Bazı turistler su birikintilerinin içinde yürüyerek eğlenmeye çalışırken, bazılarının ise yağış nedeniyle yolda kalan araçların itilmesine yardımcı oldukları görüldü. Yağışın yaklaşık yarım saat süreyle etkisini arttırması nedeniyle bazı kavşaklarda su birikintileri oluştu. Esnaf, biriken yağmur sularının iş yerlerine girmemesi için mücadele verdi. Bu arada, Fethiye Meteoroloji Müdürlüğü yetkilileri, ilçede son 24 saatte metre kareye 60 kilogram yağış düştüğünü bildirdi. 562204 Dünyanın en yaşlı insanı öldü Dünyanın bilinen en yaşlı insanı, 115 yaşında ABD'nin Los Angeles kentinde öldü. Gertrude Baines adlı kadının hastanede hayata veda ettiği belirtildi. Doktorlar, yaşlı kadının muhtemelen kalp krizinden öldüğünü ancak kesin nedenin anlaşılması için otopsi yapılacağını söylediler. 1894'te doğan Baines, Portekiz'de yaşayan 115 yaşındaki Maria de Jesus ocak ayında öldükten sonra, dünyanın en yaşlısı unvanını almıştı. Baines'in ölümünün ardından, dünyanın en yaşlı kişisi Japonya'da hayatını sürdüren 114 yaşındaki Kama Chinen oldu. California Üniversitesi Los Angeles Tıp merkezi'ne bağlı Yaşlılık Araştırma Grubu, dünyadaki aşırı yaşlıları saptıyor. 562447 Jackson Konseri İptal Edildi Pop müziğin kralı Michael Jackson'ın anısına Viyana'da verilmesi planlanan konserin iptal edildiği açıklandı. Sanatçının kardeşi Jermaine Jackson ve Avusturyalı organizatör Georg Kindel tarafından basına gönderilen acil kodlu duyuruda, "26 Eylülde Schönbrunn Sarayı'nın bahçesinde verilmesi planlanan 'Tribute 2009 In Memory of Michael Jackson' konserinin, bazı ünlü sanatçıların katılmaktan vazgeçmesi üzerine iptal edildiği" belirtildi. Kardeşi Michael'ın anısını yaşatmak ve hayranlarına güzel bir konser vermek üzere Viyana'ya geldiğini ve Avusturyalı organizatör Georg Kindel ile birlikte büyük çaba harcadıklarını anlatan Jermaine Jackson, "Konserde sahne alacaklarını vadeden bazı sanatçıların Viyana'ya gelmekten vazgeçmesi üzerine konseri iptal etmek zorunda kaldıklarını ve bundan büyük üzüntü duyduğunu" kaydetti. Jackson, "Tribute 2009" konserinin Haziran 2010'da Londra'da verileceğini açıkladı. Wimbley stadında düzenlemeyi planladığı konserde hangi sanatçıların sahne alacağı konusunda bilgi vermeyen Jackson, "Wimbley stadını seçmekle Michael'ın 70 bin hayranının konsere katılmasını sağlayacaklarını" bildirdi. Viyana'daki konser için bilet alanların parasının iade edileceği açıklandı. 562995 Sivas'ta AB destekli eğitim hamlesi İş-Kur Sivas İl Müdürü Yüksel Altun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Aktif İstihdam Tedbirleri Hibe Planı ile kadınların ve gençlerin iş gücüne katılımı ve istihdamlarının sağlanmasının hedeflendiğini belirtti. Bu kapsamda Türkiye genelinde hazırlanan 101 projeden 8'inin Sivas'ta düzenlendiğini belirten Altun, kentte AB'den hibe almaya hak kazanan bu çalışmaları şöyle sıraladı: ''Sütten Gelen Lezzet Evlere Bereket Projesi, Yönetici Sekreteri Yetiştirme Projesi, Doğalgaz Tesisatçısı ve Kaynakçısı Yetiştirme Projesi, Bilgisayar Destekli Grafik Tasarımı Eğitimi Projesi, Servis Elemanı Yetiştirme Projesi, Suşehri ilçesinde sıhhi tesisat eğitimi, Gürün ilçesinde aşçılık eğitimi, Şarkışla ilçesinde ise iş geliştirme merkezi.'' Bu kurslara toplam 520 kişinin katıldığını, bu kişilere günlük avro ödeme yapıldığını da kaydeden Altun, başarılı olanların sertifika alacağını söyledi. Alınan sertifikaların Türkiye genelinde geçerli olacağını belirten Altun, kurum olarak kursiyerlerin işe başlamalarına da katkıda bulunduklarını ifade etti. Altun, projelerin hedefinin, kendilerine uygun iş alanlarını belirlemek, iş başvurusunda bulunmak ve bir işe yerleştirilmek isteyen kadınların ve gençlerin, iş gücü piyasasında yer almalarının sağlanmasına katkıda bulunmak olduğunu kaydetti. 562292 Irak'ta Saldırı: Asker Öldü Yetkililer, direnişçilerin Kerkük'ün 70 kilometre batısındaki kontrol noktasına saldırdıklarını belirttiler. Militanların kontrol noktasındaki askeri araçları da tahrip ettikleri bildirildi. 562820 Kuvvetli sağanak uyarısı HARİTALI Meteoroloji'den yapılan son değerlendirmelere göre günlük haritalı hava tahminleri... Meteoroloji, bazı bölgelerde beklenen kuvvetli sağanak yağışa karşı yetkilileri ve vatandaşları uyardı. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan meteorolojik uyarıda şunlar kaydedildi: ''Marmara ve Akdeniz bölgeleri başta olmak üzere, Batı Karadeniz, İç Anadolu'nun güney ve batısı (Eskişehir, Ankara, Çankırı, Konya, Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat, Nevşehir, Niğde, Karaman, Aksaray), İç Ege (Afyon, Uşak, Kütahya) ve Muğla ile sabahın ilk saatlerinde İzmir, Aydın, Manisa ve Denizli çevrelerinde kuvvetli sağanak yağış bekleniyor.'' Uyarıda, vatandaşların ve yetkililerin ani sel, su baskını, yıldırım düşmesi ve ulaşımda yaşanabilecek aksamalara karşı dikkatli olmaları istendi. HAVA SICAKLIĞI Yağış alan yerlerde ila derece azalacak, diğer bölgelerde önemli bir değişiklik olmayacak. RÜZGAR Genellikle güney ve güneybatı, ülkemizin kuzeybatı kesimlerinde kuzey ve kuzeydoğu yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette, yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek. UYARILAR KUVVETLİ YAĞIŞ UYARISI Ülkemizin büyük bir bölümünde sağanak ve gökgürültülü sağanak şeklinde görülecek yağışların, Marmara ve Akdeniz bölgeleri başta olmak üzere, Batı Karadeniz, İç Anadolu'nun güney ve batısı (Eskişehir, Ankara, Çankırı, Konya, Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat, Nevşehir, Niğde, Karaman, Aksaray), İç Ege (Afyon, Uşak, Kütahya) ve Muğla ile sabah ilk saatlerde İzmir, Aydın, Manisa ve Denizli çevrelerinde kuvvetli olması beklendiğinden, yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı (sel, su baskını, taşkın, yıldırım düşmesi, toprak kayması, ulaşımda aksamalar vb.) ilgililerin ve vatandaşların tedbirli ve dikkatli olmaları gerekmektedir. İSTANBUL'DA GECE KORKULAN OLMADI İstanbul'u kırmızı alarma geçiren şiddetli sağanak yağış ihtimali, gece boyunca gerçekleşmedi. Kısa süreli yağmurlar, şehirde olumsuz bir etki oluşturmadı. Meteorolojinin, cuma akşamı ve cumartesi günü için etkili yağış uyarısı üzerine, İstanbul geceyi kırmızı alarmda geçirdi. İSKİ Genel Müdürü Mevlüt Vural, akşam saatlerinde yaptığı açıklamada özellikle dere yatalkarında evi bulunan vatandaşları dikkatli olmaları için uyardı. İstanbul Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM), en üst seviyede alarma geçti. Avrupa ve Anadolu yakasındaki riskli bölgelerde ekipler konuşlandırıldı. Aşırı yağış durumunda görevlendirilmek üzere bin 220 araç gereç ve bin 370 personel, belirlenen bölgelerde hazır bekletildi. İstanbul Valiliği, cuma günü kentte beklenen sağanak yağış nedeniyle kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlara saat 15.00 itibariyle idari izin verdi. Daha önce selin etkilediği bölgelerde de temizlik ve kurtarma çalışmaları sabaha kadar devam etti. Görevliler, selin en çok etkilediği Basın Ekspres yolunda temizlik çalışması yaptı. Olası şiddetli yağış anında Basın Ekspres yolunu trafiğe kapatmak için polis ekipleri, kavşaklarda hazır bekledi. İstanbul'da bütün bu önlemlere alındı fakat korkulan gerçekleşmedi. Kısa süreli sağanak yağışlar, herhangi bir su baskını ve taşkına neden olmadı. Yetkililer, tehlikenin henüz tamamen geçmediğini bildirdi. Meteoroloji, İstanbul'da cumartesi öğle saatlerinden itibaren şiddetli yağış görülebileceği tahmininde bulundu. BÖLGELERİMİZDE HAVA MARMARA Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışların; bölge genelinde kuvvetli olması bekleniyor. EGE Parçalı ve çok bulutlu, bölge geneli aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışların Muğla çevreleri (İl merkezi ve Dalaman, Marmaris, Milas, Bodrum, Fethiye ilçeleri) ile sabah ilk saatlerde İzmir, Aydın, Manisa, Denizli ve öğle saatlerinden sonra İç Ege'de (Kütahya, Uşak, Afyonkarahisar) kuvvetli olması bekleniyor. AKDENİZ Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışların; Batı Akdeniz (Antalya, Isparta, Burdur) ile zamanla bölge genelinde kuvvetli olması bekleniyor. İÇ ANADOLU Parçalı ve çok bulutlu, batısı ile zamanla bölge geneli aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışların öğle saatlerinden sonra bölgenin güney ve batısında (Eskişehir, Ankara, Çankırı, Konya, Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat, Nevşehir, Niğde, Karaman, Aksaray) kuvvetli olması bekleniyor. BATI KARADENİZ Batısı ile zamanla bölge geneli parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışların öğle saatlerinden sonra bölge genelinde kuvvetli olması bekleniyor. ORTA ve DOĞU KARADENİZ Parçalı zamanla çok bulutlu, öğleden sonra Orta Karadeniz bölümü ile akşam ve gece saatlerinde bölge geneli aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. DOĞU ANADOLU Parçalı zamanla çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra kuzey ve batısı kısa süreli ve yerel olmak üzere aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. GÜNEYDOĞU ANADOLU Parçalı zamanla çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra Gaziantep, Kilis ve Adıyaman çevreleri kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. 563159 ABD'den nükleer silahsızlanma adımı Amerikan basınında yer alan haberlere göre, metnin, BM Genel Kurul toplantıları çerçevesinde 24 Eylülde ABD Başkanı Barack Obama'nın başkanlık edeceği Güvenlik Konseyi zirvesinde oylanması ve kabul edilmesi hedefleniyor. İran veya Kuzey Kore'yi açıkça dile getirmeden Konsey'in daha önce kabul ettiği kararların ve bu iki ülkeye uygulanan yaptırımların geçerliliğini anımsatan karar tasarısı metni, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'na (NPT) taraf ülkeleri, yükümlülüklerine tam anlamıyla uymaya ve anlaşmaya imza atmayanları da bir an önce imzalamaya davet ediyor. Karar tasarısı, tüm devletleri, nükleer silahların azaltılması ve silahsızlanmada etkin önlemler alınması konusundaki müzakerelerde iyi niyetle yer almaya ve "katı uluslararası kontrol altında genel ve tam bir silahsızlanma anlaşması" hazırlanması yolunda çaba sarf etmeye çağırıyor. Amerikan karar tasarısı, ayrıca tüm devletlere, her türlü nükleer denemeden imtina etme ve Nükleer Denemelerin Yasaklanması Uluslararası Anlaşması'na (CTBT) katılmaları yönünde çağrı yapıyor. NPT'ye imza atan 189 ülke içinde, nükleer silaha sahip olduğu sanılan, ancak bunu hiçbir zaman açıkça kabul etmeyen İsrail ile atom silahına sahip Hindistan ve Pakistan yer almıyor. Kuzey Kore, anlaşmadan 2003'te ayrılmıştı. 562808 Sele, baskına, yıldırıma ve trafiğe dikkat Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan meteorolojik uyarıda şunlar kaydedildi:  ''Marmara ve Akdeniz bölgeleri başta olmak üzere,  Batı Karadeniz, İç Anadolu'nun güney ve batısı (Eskişehir, Ankara, Çankırı, Konya, Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat, Nevşehir, Niğde, Karaman, Aksaray), İç Ege (Afyon, Uşak, Kütahya) ve Muğla ile sabahın ilk saatlerinde İzmir, Aydın, Manisa ve Denizli çevrelerinde kuvvetli sağanak yağış bekleniyor.'' Uyarıda, vatandaşların ve yetkililerin ani sel, su baskını, yıldırım düşmesi ve ulaşımda yaşanabilecek aksamalara karşı dikkatli olmaları istendi. 562795 İnişi de sorunlu oldu Perşembe ve Cuma günleri Florida'ya indirilmeye çalışılan mekik, Kennedy Üssü yakınındaki yağmur ve fırtınadan ötürü Kaliforniya'daki yedek piste yönlendirildi. Mekik, Mojave Çölü'ndeki Edwards Hava Üssü'ne indi. Mekiğin Florida'ya indirilmesi, Kaliforniya'dan getirilmesi için yapılacak milyonlarca dolarlık masrafın ortaya çıkmasını engelleyecek, hem de yeni uzay görevi hazırlıklarının, şimdiki duruma göre yaklaşık bir hafta erken başlamasını sağlayacaktı. 563323 Meteoroloji'den kritik saat uyarısı Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan ''meteorolojik uyarı''ya göre, Anadolu yakasının güney kesimlerindeki Kadıköy, Maltepe ve Kartal ilçeleri ile Avrupa yakasının kuzey kesimleri ile Boğaz'ın kuzey kesimlerinde (Beykoz,Sarıyer ve Kilyos çevrelerinde) önümüzdeki iki saat süresince sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışın kuvvetli olması tahmin ediliyor. Vatandaşlardan ve yetkililerden sel, su baskını ve yıldırım gibi risklere karşı gerekli tedbirlerin alınması istendi. 563190 DTP'li Tuğluk hakkında fezleke DTP'li Tuğluk hakkında fezleke 12.09.2009 13:58Veysi İPEK/ DİYARBAKIR (AHT) DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk hakkında Diyarbakır'daki barış çadırında yaptığı konuşma nedeniyle inceleme başlatıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı DTP'li Tuğluk'un konuşma görüntüsünü Emniyet Müdürlüğü'nden istedi. Başsavcılık, Tuğluk'un konuşmayı Eylül Dünya Barış Günü için geldiği Diyarbakır'da 31 Ağustos 2009'da Sümerpark'ta DTP kurduğu ?barış çadırında' gazetecilere açıklama yaptığını tespit etti. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı "demokratik süreç tıkanırsa Kürtler ayrılığı düşünür diyen DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk hakkında inceleme başlattı. Başsavcılığın "terör örgütü propagandası yapmak" gerekçesiyle ve dokunulmazlığın kaldırılması talebiyle hazırlayacağı fezleke TBMM'ye gönderilecek. DTP'li Aysel Tuğluk'un dokunulmazlığının kalkması durumunda "terör örgütü propagandası yapmak" gerekçesiyle yıla kadar hapis istemiyle dava açılacak. ÖCALAN TEPKİ GÖSTERMİŞTİ Diyarbakır Milletvekili Tuğluk'un ?ayrılığı tartışabiliriz' sözlerine bazı DTP'li milletvekillerinden destek gelmiş, İmralı Cezaevi'nde bulunan Abdullah Öcalan avukatları aracılığıyla "Bazen DTP'liler ne dediğini bilmiyor" diye tepki göstermişti. 563317 Ak Partili vekilin acı günü Ak Partili vekilin acı günü ŞANLIURFA (İHA) AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Müfit Yetkin'in annesi Suna Yetkin, hayatını kaybetti. AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Müfit Yetkin'in annesi Suna Yetkin, dün gece vefat etti. Suna Yetkin'in cenazesi bugün Yusuf Paşa Camisi'ne getirildi. Öğlen namazından sonra kılınan cenaze namazına müteakip Bediüzzaman Aile Mezarlığına defnedildi. AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Müfit Yetkin'in annesi Suna Yetkin'in cenaze törenine AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Abdülkadir Emin Önen, Şanlıurfa Vali Yardımcısı Yıldıray Malğaç, İl Genel Meclisi Başkanı Uğur Beyazgül, Belediye Başkan Vekili Habib Arslan, Başkan Yardımcısı Fevzi Yücetepe, tanınmış simalar ve çok sayıda Şanlıurfalı vatandaşlar katıldı. 562715 Resul Tosun: 12 Eylül devam ediyor 12 Eylül devam ediyor Siviller açılım ve yenilik ister, bürokrasi zihniyeti direnir. 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan, 367 kararı, 411 el kaosa kalktı manşeti bütün bunlar bürokrasinin değişime ve gelişmeye karşı direnişin açığa çıktığı noktalardır. 1960 kanlı ihtilalıyla başlayan direnişlerin bugün etkisi düne göre daha azdır ama bürokrasi değişime direniş yapısını hala korumaktadır. Asker yaptığı darbelerden bir müddet sonra yönetimi sivillere devretmiştir. Bu, askerin diktatör olma arzunun bulunmadığına işaret teşkil etmesi açısından olumlu bir özelliktir. Ama yaptığı anayasalar ve yasalarla, koyduğu yönetmelikler ve düzenlemelerle darbecilerin yönetim üzerindeki etkisi devam etmiştir. Kurulan sistem ile ordunun hükümetler üzerindeki vesayeti devam etmiştir. Hükümetler ancak ordunun izin verdiği ölçüde yenilik ve açılım yapabilmişlerdir. RTÜK'de ki askeri üye ile medyayı, YÖK'teki askeri üye ile üniversiteleri, mahkemelerdeki üye ile yargıyı, Anayasa Mahkemesi ile meclisi ve siyasi partileri, MGK ile hükümeti doğrudan denetlemeye devam etmiştir. Hele 12 Eylül kalıntısı protokol düzenlemesi gerçek devletin asker olduğu görüntüsünü bugün bile devam ettirmektedir. Son 10 yılda bu üyeliklerin büyük kısmı iptal edilerek sivilleştirilmiş ama askeri vesayet sona ermemiştir. Yapılan basın toplantıları, siyasi sosyal konularda genel kurmayın yaptığı açıklamalar ve takındığı tavırlar bürokratik direnişin tezahürleridir. Kanun değişse de zihniyet değişmeyince alışkanlıklar sürüyor. 12 Eylül benzeri darbeler tarihe karıştı desek de Ergenekon isimli davada daha ilerisinin planlandığı iddialarını görmek insanı ürkütüyor Asker, milletin askeri ama geçen sene bir ordu komutanı 'biz milletten başkasına hesap vermeyiz' derken aslında kimseye hesap vermeyiz tehdidini savurmuştu. Millet doğrudan denetlemez ki. Kurumlar aracılığıyla yapar bu işlemi. Seçtiği meclisi aracılığıyla, yürütme aracılığıyla, Sayıştayı aracılığıyla denetler. 12 Eylül'ün izleri hala sürüyor. Onlarca değişiklik ile kırk yamalı bohçaya dönse de 12 Eylül anayasası hala yürürlükte ve demokrasinin üzerinde Demokles'in kılıcı gibi durmakta. Bugün 12 Eylülün 29. yılı ve darbenin hesabını sormak isteyenler ağır darbelere maruz kalmışlardır. İstanbul'da CHP ve AK Parti 12 Eylül'ün izlerini silme konusunda anlaşmışlar. Ergenekon isimli dava iyi yolda olduğumuzu gösteriyor. Her şeye rağmen 12 Eylül darbe düzeni hala devam ediyor. İşin en vahim tarafı ise normalleşmeyi gerçekleştirme sorumluluğu taşıyan siyasilerin hala askeri demeç ve tavırların arkasına sığınarak siyaset yapıyor olmalardır. Daha da ilginci ise kendisini muhafazakar olarak tarif eden parti sosyal demokrat gibi, sosyal demokrat olduğunu iddia eden siyasi partiler ise aşırı muhafazakar tavırlarıyla tutuculuk yapıyor olmasıdır. 12 Eylül'ün izinin silinmesi için başta anayasanın değişmesi, ordunun üyesi olmak için müzakere yaptığımız AB ülkelerindeki gibi Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı bir kurum haline getirilmesi, askeri okulların milli eğitimin denetime gerçek manada girmesi, Jandarmanın kıyılar ve sınırlar dışında görev alanının emniyete devredilmesi ve ordunun millete gerçek anlamda hesap verir hale getirilmesidir. Bu iradeyi bütün siyasilerin göstermesi şarttır. Sırf muhalefet olsun diye hükümeti orduyla vurmaya çalışan bir siyaset anlayışı ile normalleşme ne kadar mümkündür takdirinize bırakıyorum. Bugün 12 Eylül darbesinin 29. yılı. 12 Eylül'ün etkisi, eskisi kadar güçlü olmasa da hala devam ediyor! Meclis ya da hükümet askere tam olarak hakim olduğu güne kadar bu sıkıntılar devam edecektir. 562747 Fransa hükümetinin ideal Müslüman tipi: Domuz eti yiyecek, bira içecek Olay, iktidardaki Halk Hareketi Birliği'nin (UMP) geçen hafta Landes bölgesinde düzenlediği, parti yetkililerin bir araya geldiği "yaz üniversitesinin" sonunda yaşandı. UMP'nin yerel yetkilileri, görüntüde isminin Amin olduğu anlaşılan genci İçişleri Bakanı Brice Hortefeux ve UMP Milli Meclis Grup Başkanı Jean François Cope'ye takdim ediyor. Mağrib kökenli genç, UMP üyelerinin "Bravo Amin" tezahüratları arasında Hortefeux ve Cope'nin arasına geçerek fotoğraf çektiriyor. Bu arada kalabalıktan sesler yükseliyor: "Entegrasyon bu işte!" Ve bir UMP üyesi, "Domuz yiyor ve bira içiyor" diye bağırarak Amin'in ne kadar uyum sağladığına dikkat çekiyor. İçişleri Bakanı ise takdim karşısında, "Bu, prototipe uymuyor." diyor. Ardından, gülerek, "Her zaman bir tane lazım, zaman iyi. Ama çok oldukları zaman sorun oluyor." şeklinde devam ediyor. Hortefeux, Sarkozy'nin çocukluktan beri yanında tuttuğu en yakın dostlarından biri. İçişleri bakanı olmadan, Sarkozy'nin kurdurduğu Göç, Milli Kimlik ve Entegrasyon Bakanlığı koltuğunda oturuyordu. 'KARNINDAKİNİ ÇIKARDI' Görüntünün ortaya çıkmasının ardından muhalefet partileri, insan hakları örgütleri ve göçmenlerle ilgili sivil toplum örgütleri Hortefeux'yü ırkçılıkla suçlayarak derhal istifa etmesini talep etti. Anamuhalefetteki Sosyalist Parti'nin sözcüsü, sorunun 'istifa etmeli mi etmemeli mi' olmadığını dile getirerek cumhurbaşkanının Hortefeux'yü derhal görevden almasını istedi. Söz konusu ifadelerin "hakaret edici" olduğunu belirterek "şoke olduğunu" ifade eden Sosyalistlerin lideri Martine Aubry ise, "Fransızlar bir bakanın böyle konuşmasını kabul edemez. Ülkemizde ırkçı söylemlere tolerans göstermeyeceğim." dedi. Yeşillerin sözcüsü Djamila Sonzogni de, "Artık Hortefeux'nün karnında ne olduğunu biliyoruz ve güzel kokmuyor." diyerek tepki gösterdi. SOS Racisme, Fransa Yahudi Öğrenciler Birliği, ırkçılıkla mücadele örgütü MRAP ve Siyah Dernekleri Temsilciler Konseyi'nde açıklama yaparak İçişleri Bakanı'nı kınadı. Fransa İslam Konseyi'nin Türk kökenli Başkan Yardımcısı Haydar Demiryürek de, bakanın ifadelerinin "doğru olması kabul edilemez ve aşağılayıcı" olduğunu belirterek, ülkedeki tüm yabancıların rencide olacağını söyledi. HÜKÜMET, BAKAN'IN ARKASINDA İçişleri Bakanı ise istifa çağrılarına karşı çıkarak kendini savundu. Hakkındaki iddiaları reddeden Hortefeux, videodaki ifadelerinin bir etnik kökene yönelik olmadığını savunarak Auvergnantlıları (Fransa'nın bir bölgesi) kastettiğini savundu. Hükümet de Bakan hakkında "karalama kampanyası" düzenlendiğini ileri sürerek Bakan'ın arkasında duruyor. Hortefeux, daha geçen hafta bir valiyi ırkçılık yaptığı gerekçesiyle görevden uzaklaştırmıştı. Bakanlar kurulu kararıyla derhal emekliye sevk edilen Vali Paul Girot, Hortefeux'yü kendisini kullanarak ırkçılık karşıtı imaj oluşturmaya çalışmakla suçladı. "İki kişiden daha ırkçısı ben değilim." diyerek İçişleri Bakanı'nın aslında daha ırkçı olduğunu ileri süren vali, şimdi Hortefeux'nün emekliye sevk edilmesini bekliyor. Hortefeux, Fransa'daki Müslümanları bir çatı altında buluşturmak amacıyla Nicolas Sarkozy'nin içişleri bakanlığı döneminde kurdurduğu Fransa İslam Konseyi'nin pazartesi günü düzenleyeceği iftar programına katılacak. 563227 Gençler Tugay'a emanet Gençler Tugay'a emanet 'deki gururumuz 'nun son kulübü 'da bir dönem hocalığını yapan Galli teknik adam Mark Hughes ile yolları takımında yeniden kesişiyor. Bu yaz lisansı almak için 'de gören ve kurs sonunda gerekli belgeleri tamamlayan Tugay, dünyanın en zengin kulübü olarak adlandırılan Manchester City'de işe başlıyor. yıl süreyle İngiltere'de geçirdiği aktif futbol hayatına 2008-2009 sezonu sonunda nokta koyan Tugay, Türkiye'de katıldığı kursu tamamlayarak geçtiğimiz hafta İngiltere'ye döndü. Haziran ayında eski hocası Mark Hughes ile Manchester City Rezerv takımında antrenörlük yapmak için sözleşen Tugay Kerimoğlu gerekli olan lisansını alarak hemen işe başlayabileceğini bildirdi. Bunun üzerine Manchester City kulübü yetkilileri işi resmiyete dökerek Tugay'ı kadrosuna dahil etti. Tugay'a 'Pazartesi seni takımla çalışırken görmek istiyoruz' denildi. Tugay'ın futbolculuk hayatındaki başarılarının ardından yeni işinde göstereceği performans merakla bekleniyor. İngliliz taraftarlar tarafından 'Türkish Delight', (Türk Lokumu) lakabı takılan Tugay'ın Türk Milli Takımı dahil oynadığı her takımda genç oyunculara olan katkıları ve onlarla diyaloğunun iyi olduğu biliniyor. Teknik Direktörlüğe giden bu yolda atılacak sağlam adımlar bir anlamda Tugay'ın İngiltere'deki geleceğine yön verecek. Tugay Kerimoğlu, rezerv takım teknik direktörü Glyn Hodges'ın ekibinde antrenörlük yapacak. Manchester City Rezerv Takımı son maçında 'u 4-1'lik skor ile geçti. 562927 Fındık üreticisinin yüzü kivi ile gülüyor Hakyemez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yörede tarımına yaklaşık 17 yıl önce başlanan kivinin, yörenin iklimini severek tarımının geliştiğini, bununla birlikte üreticilere fındığın yanı sıra önemli miktarlarda ek gelir sağlamaya başladığını belirtti. Birim alanda fındığa oranla daha fazla gelir sağlaması üzerine üreticilerin kivi yetiştiriciliğini benimsediğini anlatan Hakyemez, şöyle devam etti: ''Bundan iki yıl önce bin 162 dekar olan kivi üretim alanı, bu yıl bin hektarı aştı. Bu rakam her yıl yüzde 10 oranında artmaktadır. Yöre insanı artık kiviyi tanıdı ve tarımını yapmayı öğrendi. Bu konuda biz de teşvik edici ve destekleyici çalışmalar yapmaktayız. Her yıl olduğu gibi bu yıl da İl Özel İdare bütçesinden önemli miktarda kivi direği desteği verdik. Bu yöndeki çalışmalarımız devam edecek. Bu yıl yörede bin ton dolayında kivi üretiminin gerçekleşmesini bekliyoruz.'' FINDIK ÜRETİCİSİNİN YÜZÜ KİVİYLE GÜLÜYOR Önemli miktarda fındık üretiminin sağlandığı Giresun'un, Türkiye'nin kivi üretimi merkezi olma yolunda olduğunu belirten Hakyemez, ''Yörede her yıl ortalama 40 dekar kivi bahçesi tesis edilmekte. Anavatanı Yeni Zelanda olan kivi, uygun ikliminden dolayı yöremizi çok sevdi. Yörenin ikinci tarım ürünü haline gelen ve her yıl yöre ekonomisine katkısını artırarak sürdüren kivi, bunu ek gelir olarak yapan fındık üreticisinin yüzünü güldürmeye başlamıştır'' diye konuştu. Giresun'da merkez ilçeyle birlikte Yağlıdere, Dereli, Keşap, Eynesil, Bulancak, Piraziz, Espiye, Görele, Güce, Doğankent, Tirebolu ve Çanakçı ilçelerinde kivi tarımının yapıldığını bildiren Hakyemez, pazar ve pazarlama sorunu olmayan kivinin kilosunun, geçen yıl piyasada ortalama 1,5 liraya satıldığını, bu yıl ise 1,7 liradan işlem görmesini beklediklerini kaydetti. Hakyemez, yeni ürün kivi hasadına 15 Aralık'ta başlanacağını da sözlerine ekledi. 562197 Kayseri'de göstericilere vatandaş tepkisi Ezilenlerin Sosyalist Platformu, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu ve Demokratik Haklar Federasyonu üyesi olduklarını belirten bir grup, Merkez Postane önünde basın açıklaması yaptı. 12 Eylül ''askeri darbesinin'' yıl dönümünde etkinlik düzenlemeyi planlayan bazı arkadaşlarının gözaltına alındığını belirten grup üyeleri, basın açıklamasıyla tepkilerini dile getirdi. Çevrede güvenlik önlemi alan sivil polis, basın açıklamasının ardından grup üyelerinden metni istedi. Metni vermek istemeyen grup üyeleri ile polis arasında tartışma yaşandı. Bu sırada çevrede toplanan vatandaşlar, ''Memlekette bu kadar şehit varken, bunların sırası mı? Şehitler için niye açıklama yapmıyorsunuz? Şehitlere saygısızlık yapmayın'' diyerek grup üyelerine tepki gösterdi. Bunun üzerine vatandaşlar ile grup üyeleri arasında kavga çıktı. Bazı grup üyeleri tartaklandı. Polis ekipleri, tarafları yatıştırarak kavgaya son verdi. 563579 19:54 Galatasaray:1 Beşiktaş:0 (Maç devam ediyor) Galatasaray:1 Beşiktaş:0 (Maç devam ediyor)Turkcell Süper Lig'de 2009-2010 sezonun ilk derbisinde Galatasaray ile Beşiktaş karşı karşıya geliyor. İLK DEVRE 1.dakika Ve sezonun ilk derbisinde ilk düdük çaldı... Her iki takıma da başarılar dileriz  2.dakika Derbinin ilk şutu Mustafa Sarp'tan... Mustafa Sarp Kewell'ın pasında ceza sahası dışından sert vurdu top üstten farklı şekilde dışarı çıktı  3.dakika Arda'nın ortasında Milan Baros ceza sahasında müsait pozisyonda topa dokunamadı...  GOL ERKEN GELDİ 4.dakika Arda'nın kullandığı köşe vuruşunda Mustafa Sarp çizginin üzerinden topu ağlara gönderdi..  Şimdi skor: Galatasaray:1 Beşiktaş:0 5.dakika Kewell ceza sahası dışından sert vurdu top yandan dışarı çıktı... Galatasaray oyuna çok hızlı başladı...  6.dakika Kewell'ın uzun pasında Milan Baros çaprazdan sert vurdu top az farkla dışarı çıktı...  8.dakika Nihat'ın pasında Tabata'nın pozisyonu ofsayt...  9.dakika Ekrem ceza sahasında topla buluştu vuruşunda top kaleci Leo Franco'da kaldı...  BEŞİKTAŞ'TAN TEHLİKELİ ATAK 11.dakika Beşiktaş çok tehlikeli geldi... Yusuf'un pasında Tabata topun üstünden atladı.. Serdar topla buluştu rakibinden çok şık bir çalımla sıyrıldı vuruşunda top direğin yanından dışarı çıktı  13.dakika Arda Turan'ın kullandığı köşe vuruşunda Emre Aşık'ın kafa vuruşu yandan dışarı çıktı  15.dakika Keita'nın pasında Hakan Balta'nın sert şutu Beşiktaş defansına çarpıp dışarı çıktı  17.dakika Nihat'ın kullandığı köşe vuruşunda Ferrari'nin Hakan Balta'ya yaptığı müdahale faul...  20.dakika Keita'nın ortasında Kewell topun gelişine sert vurdu top az farkla yandan dışarı çıktı  İLK 11'LER GALATASARAY Leo Franco-Sabri-Emre Aşık-Servet-Hakan Balta-Mustafa Sarp-Mehmet Topal-Keita-Kewell-Arda-Baros BEŞİKTAŞ Rüştü-İbrahim Kaş-İsmail-Ferrari-Sivok-Ernst-Ekrem-Serdar Özkan-Yusuf-Tabata-Nihat 563584 Mahsur kalan işçilerin çoğu kurtarıldı TEKİRDAĞ Kumbağ: Tekirdağ'ın merkez Kumbağ Beldesi Belediye Başkanı Hüseyin Uzunlar, bölgede yaklaşık kilometrelik bir alanın sel sularından etkilendiğini belirtti. Uzunlar,  beldedeki yazlıklarında bulunan vatandaşları dün geceden bu yana sürekli sel baskınlarına karşı uyardıklarını, ancak yine de evlerini terk etmeyen vatandaşlar olduğunu kaydetti. Yazlık evlerinde sele maruz kalan vatandaşların kurtarılmasına devam edildiğini belirten Uzunlar, "Bölgede yaklaşık kilometrelik bir alan sel sularından etkilendi. Ayrıca tümende 100 dolayında askeri de kurtardık" dedi. Selin vurduğu tuğla fabrikalarında mahsur kalan işçilerden şu ana kadar 200 civarında kişinin kurtarıldığı, fabrikalarda az sayıda işçinin kaldığı bildirildi. Tekirdağ Valisi Zübeyir Kemelek, merkez Kumbağ beldesinde meydana gelen sel felaketinde şu ana kadar bir kayıp ihbarı almadıklarını ve kurtarma çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Kemelek, tuğla fabrikalarında mahsur kalan 200 dolayında işçinin, helikopter yardımıyla kurtarıldığını, suların çekilmesiyle fabrikalara karadan da ulaşıldığını kaydetti. Vali Kemelek, karadan da ulaşılan tuğla fabrikalarında mahsur kalan az sayıda kişinin de kurtarılması çalışmalarının sürdüğünü bildirdi. Saray: Saray ilçesinde de etkili olan sağanak nedeniyle Galata Deresi taştı. Bölgede devam eden yağış nedeniyle taşan dereye, itfaiye ekipleri müdahale ediyor. Şiddetli yağıştan dolayı, Galata Köprüsünün de yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bildirildi. Galata Deresi yatağındaki bazı evler, sele karşı alınan önlemler çerçevesinde daha önce boşaltılmıştı. Sel nedeniyle çöken Lala Deresi üzerindeki köprünün çökmesi yüzünden Saray ilçesine ulaşımda sıkıntı yaşanan Bahçeköy'e, hastane kuruldu. Tekirdağ Sağlık İl Müdürlüğü tarafından oluşturulan hastanede, poliklinik hizmeti verilirken, acil durumlar için de bir ambulans hazır bekletiliyor. Tekirdağ Sağlık İl Müdürü Dr. Uğur Çağlayan, salgın hastalıklara karşı her türlü tedbirin alındığını bildirdi. Dr. Çağlayan, sel sonrası ortaya çıkabilecek salgın hastalıklara karşı gerekli tedbirleri aldıklarını belirterek, "Su depoları sürekli klorlanıyor" dedi. Sulardan sürekli numuneler alındığını anlatan Çağlayan, Bahçeköy başta olmak üzere selden etkilenen köy muhtarlarına da suların klorlanması için klor tabletlerin dağıtıldığını kaydetti. EDİRNE Edirne'nin Keşan ilçesine içme suyu sağlayan Kadıköy Barajı tesislerine giderken, kepçenin Şükrüköy dere yatağına saplanması sonucu mahsur kalan biri müdür kişi belediye ekiplerince kurtarıldı. Edirne'nin İpsala ilçesindeki sağanak da yaşamı olumsuz etkiliyor. Hava sıcaklığının 20 derece olarak ölçüldüğü ilçede, sağanak nedeniyle yollarda su birikintileri oluştu ve Köprü Mahallesi'nde bazı evlerin bodrum katlarına su girdi. Köprü Mahallesi sakinlerinden Salih Demir, evini su bastığını yetkililerin bir an evvel kendilerine yardım etmelerini istedi. Yine aynı mahalleden evine dolan suyu boşaltmaya çalışan Hülya Tuncalı da, siyasilere tepki göstererek, seçim zamanında kapılarını çalmamalarını istedi. Meteoroloji yetkilileri, sağanağın sabaha karşı etkisini yitireceğini, yerini parçalı bulutlu havaya bırakacağını kaydettiler. BALIKESİR Balıkesir'in Marmara ilçesine bağlı Avşa beldesinde (Avşa Adası), ilk belirlemelere göre, yaklaşık 200 konut ve iş yerinin alt katlarının sular altında olduğu bildirildi.  Avşa Belediye Başkanı Cevdet Çağlar, belde de etkili olan sağanak yağışın hayatı olumsuz etkilediğini söyledi. İZMİR İzmir'de yağışlı hava akşam saatlerinde etkisini arttırdı. Yağışların özellikle kıyı kesimlerde etkili olması bekleniyor. Yağmurun sabah saatlerinde etkisini yitirerek yerini parçalı bulutlu bir havaya bırakması bekleniyor. İzmir'in Aliağa ilçesinde sağanak yağış nedeniyle Yalı Mahallesi İzmir-Çanakkale yolu ve Hürriyet Caddesi'ni su bastı. İzmir-Çanakkale yolunda trafik saat süreyle tek şeritten sağlanabildi. Hürriyet Caddesi'ndeki su taşkınına Aliağa Emniyet Müdürlüğü trafik şubesi ekipleri ilk müdahaleyi yaptı. Vatandaşlar ve polisler, tıkanan rögarları açmaya çalıştı. Karayolları ekipleri de vidanjörlerle su taşkınına müdahale etti. İlçede muhtemel sel baskınlarına karşı, İzmir Valiliği'nce görevlendirilen İl Özel İdaresi'ne ait iki ekip ile Sivil Savunma Arama Kurtarma Birlik Müdürlüğü ekibi hazır bulunuyor. Gediz EDAŞ İl Müdürlüğü elektrik kesintilerine, Telekom İl Müdürlüğü ise haberleşmenin aksaması ihtimaline karşılık ekiplerini hazır bulundurmaya devam ediyor. Öte yandan, kent içinde herhangi su baskını ihbarı yapılmadığı ancak tıkanan su kanalları nedeniyle başvuruların olduğu öğrenildi. ÇANAKKALE Çanakkale'de, sağanak yağış yaşamı olumsuz etkiledi. Kent merkezinde başlayan ve aralıklarla süren sağanak yağış nedeniyle, kentin bazı cadde ve sokaklarında su birikintileri oluştu. Lapseki ilçesinin büyük bölümünü etkileyen sağanak yağış nedeniyle bazı mahallelerdeki ev ve iş yerlerinin giriş katlarını su bastı. Gece boyunca devam eden yağmur, İskele Meydanı'nda bulunan Devlet Hastanesinin zemin katındaki yemekhane ile depo bölümünün su altında kalmasına neden oldu. Etkili yağış dolayısıyla İskele karşısındaki yol da trafik tek yönden verildi. Sahilde park halinde bulunan ve suyun içinde kalan çok sayıdaki araç, traktörlerle suyun içinden çıkarıldı. Kocabaş Çayı'nın kenarında bulunan Hacı İsmail Efendi Camisi'ni de su bastı. Belediye ekipleri, gece boyunca su baskınına uğrayan ev ve iş yerlerinde çalışma yaptı. Bu arada yağış nedeniyle Kocabaş Çayı'ndaki su seviyesinin yükseldiği, yağışın etkili şekilde devam etmesi durumunda çayın taşma tehlikesinin olduğu bildirildi. Biga ilçesi Kocagür köyünde de, etkili olan yağmur nedeniyle bazı evleri su bastı. Köy muhtarı Mehmet Tınaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yağışın dün geceden itibaren köyü etkisi altına aldığını belirterek, 20 evi su bastığını söyledi. Çanakkale'nin Eceabat ilçesindeki bir sitesinde, birçok evi su bastı. Dün gece başlayan ve zaman zaman şiddetini artırarak devam eden yağmur nedeniyle ilçede birçok evi su bastı. 112 konutun bulunduğu Boğazkent Tatil Sitesi'ndeki yaklaşık 30 evin zarar gördüğü belirtildi. Zarar gören evlerin bir kısmında kimsenin olmadığı belirtildi. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nden yapılan meteorolojik uyarıya göre, Çanakkale İl Merkezi ve çevre ilçeleri ile Balıkesir'in Erdek, Bandırma, Manyas ve Gönen çevrelerinde beklenen kuvvetli yağış, 06.00'dan 23.59'a kadar etkili olacak. Uyarıda, vatandaşların ve yetkililerin ani sel, su baskını, yıldırım düşmesi ve ulaşımda yaşanabilecek aksamalara karşı dikkatli olmaları istendi. BURSA Bursa'da aralıklarla etkili olan sağanak hayatı olumsuz etkiliyor. Kent merkezinde saat 16.30'da başlayan ve aralıklarla etkili olan sağanak yüzünden, özellikle Esentepe, Kültür, Selimzade ve Alaattinbey mahallelerinde çok sayıda ev ve iş yerinin alt katlarını su bastı. Yollarda oluşan su birikintileri nedeniyle trafikte aksamalar yaşanırken, itfaiye ekipleri, yapılan ihbarlar doğrultusunda su baskınlarına müdahale ediyor. MANİSA Manisa'nın Saruhanlı ilçesinde fırtına nedeniyle, ilçe merkezindeki bir kahvehanenin önünde bulunan çınar ağacı, park halindeki aracın üzerine devrildi. Bursa'da aralıklarla etkili olan sağanak hayatı olumsuz etkiliyor. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, kent merkezinde saat 16.30'da başlayan ve aralıklarla etkili olan sağanak yüzünden, özellikle Esentepe, Kültür, Selimzade ve Alaattinbey mahallelerinde çok sayıda ev ve iş yerinin alt katlarını su bastı. Yollarda oluşan su birikintileri nedeniyle trafikte aksamalar yaşanırken, itfaiye ekipleri, yapılan ihbarlar doğrultusunda su baskınlarına müdahale ediyor. Saruhanlı'da sağanak yağış ve fırtına etkili oldu. İlçe merkezindeki bir kahvehanenin önünde bulunan çınar ağacı, rüzgarın etkisiyle, park halinde bulunan otomobilin üzerine devrildi. Araçta hasar meydana geldi. Bu sırada telefon direğindeki tellerin de sarkmasıyla yol, bir süre trafiğe kapandı. Saruhanlı Belediyesi ekipleri, iş makinesi ile aracın üzerine devrilen ağacı kaldırdı. SAMSUN Samsun'da beklenen kuvvetli sağanak yağışlara karşı tedbirli olunması konusunda vatandaşlar ve ilgililer uyarıldı. Samsun Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, Meteoroloji Bölge Müdürlüğü'nden alınan meteorolojik uyarıda, yurdun Orta Akdeniz üzerinden gelecek yeni bir yağışlı havanın etkisine gireceği ve yağışların Karadeniz Bölgesi genelinde kuvvetli olacağının tahmin edildiği belirtildi. Kuvvetli yağışların oluşturabileceği su baskını, taşkın, heyelan, trafikte meydana gelebilecek aksaklıklar, çatı uçması ve ağaç devrilmesi gibi olumsuzlulara karşı tedbirli olunması gerektiği ifade edilen açıklamada, "Özellikle dere kenarlarındaki yerleşim yerlerinde ikamet eden vatandaşlarımızın dere taşkınları konusunda uyarılmaları ve ilgililerin tedbirli olmaları gerekmektedir" denildi. MERSİN Mersin Vali Yardımcısı ve İl Kriz Merkezi Başkanı Kaya Çıtak, "Doğu Akdeniz'de etkili olacağı" belirtilen yağış nedeniyle ilgili birimleri, muhtemel sel ve su baskınlarına karşı uyararak önlem almalarını istedi. Çıtak, yaptığı yazılı açıklamada, Adana Meteoroloji Bölge Müdürlüğü'nün yarın ve pazar günü etkili yağış beklendiği şekildeki uyarısını hatırlatarak, olumsuz şartlara karşı ilgililerin ve vatandaşların tedbirli olmaları gerektiğini belirtti. Bu kapsamda kaymakamlıklardan vatandaşları uyarmalarını isteyen Çıtak, dere yataklarında ikamet edenlerin, tehlike anında evlerinden tahliye edilecek şekilde hazır olunması gerektiğini ifade etti. ADANA Adana'da hafta sonu beklenen sağanak ve şiddetli rüzgar nedeniyle gerekli tüm önlemlerin alındığı bildirildi. Adana Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, hafta sonu Akdeniz Bölgesi'nde havanın, sağanak ve gök gürültülü, sağanak yağışlı olacağını ve rüzgarın yağış anında değişik yönlerden kuvvetli ve fırtına şeklinde eseceğinin bildirilmesi üzerine, Vali Yardımcısı Fikret Deniz başkanlığında kaymakam ve birim amirlerinin katılımıyla toplantı düzenlendi. Toplantıda, cumartesi ve pazar günleri Valilik, Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve ASKİ Genel Müdürlüğü, Can-Kur ve İtfaiye Müdürlüğünün, ilçelerde kaymakamlıkların, ilçe belediyelerinde Belediye Başkan Yardımcısı ve en az personelle, Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü, DSİ Bölge Müdürlüğü, Özel İdare Genel Sekreterliği, Orman Bölge Müdürlüğü'nün 24 saat kriz merkezi esasına göre açık tutulması ve kilit eleman bulundurulması kararı alındı. Toplantıda, İl Sağlık Müdürlüğü'nce hastanelerin ve 112 acil servisinin teyakkuz durumunda bulundurulması, 24 saat kriz esasına göre çalıştırılması, ASKİ tarafından rögar kapaklarının ilçe belediyeleriyle irtibat kurularak temizletilmesi, vatandaşların pikniğe, geziye, balığa çıkmamaları konusunda uyarılması, özellikle Karataş, Yumurtalık ilçelerinde fırtına olacağı belirtildiğinden balıkçı teknelerinin denize açılmaması, deniz kenarında, dere kenarında, sulama kanalları çevresinde bulunan çadırlardaki ailelerin uyarılması kararlaştırıldı. ANKARA Başkentte sağanak yağış beklentisi ve su baskını ihtimaline karşılık önlemler alındı. İtfaiye personeli fazla mesai yaparken, Ankaray'ın Kolej durağında su baskını ihtimaline karşılık girişlere kum torbaları ile set çekildi. Başkentte beklenen sağanak ile sel ve su baskını olması ihtimaline karşılık, itfaiye ekipleri fazla mesai yapıyor. Olası su baskınlarında kullanılacak motopomplar da belirlenen bölgelerde hazır bekletiliyor. MUĞLA Muğla'nın Datça ilçesinde etkili olan fırtına nedeniyle tekne battı, tekne karaya oturdu, çok sayıda tekne ile liman zarar gördü. Son yılların en fazla yağışını alan marmaris'te ise ciddi bir olumsuzluk yaşanmadı.. Antalya'da yağış kendini etkisini artırmaya başladı. METEOROLOJİK UYARI! Meteoroloji, bazı bölgelerde beklenen kuvvetli sağanak yağışa karşı yetkilileri ve vatandaşları uyardı. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nden yapılan meteorolojik uyarıda şunlar kaydedildi: "Marmara ve Akdeniz bölgeleri başta olmak üzere, Batı Karadeniz, İç Anadolu'nun güney ve batısı (Eskişehir, Ankara, Çankırı, Konya, Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat, Nevşehir, Niğde, Karaman, Aksaray), İç Ege (Afyon, Uşak, Kütahya) ve Muğla ile sabahın ilk saatlerinde İzmir, Aydın, Manisa ve Denizli çevrelerinde kuvvetli sağanak yağış bekleniyor." Uyarıda, vatandaşların ve yetkililerin ani sel, su baskını, yıldırım düşmesi ve ulaşımda yaşanabilecek aksamalara karşı dikkatli olmaları istendi. 562690 Ramazan eğlenceleri eğlendirmiyor Ramazan eğlenceleri eğlendirmiyor Ramazan'da oldukça kalabalık olan Sultanahmet ve Eyüp Sultan'da Ramazan eğlencesi adı altında gerçekleştirilen sema gösterileri ve fasıllar kötü bir görüntü oluşturuyor. Konunun uzmanları ise tek bir noktada uzlaşıyor: “Ramazan eğlencesi sema gösterisi izlemek değildir, camide ibadet yapıp Kuran-ı Kerim okumaktır. Eğlence adı altında yapılanların hepsi kötü girişimlerdir” Fotoğraflar:VURAL YAZICIOĞLUAYSEL YAŞA Ramazan Ayı'nın manevi atmosferi her yeri kuşattı. Camiler dolup taştı, türbeler ziyaretçi akınına uğradı, Sultanahmet'te yürüyecek yer kalmadı. Talep bu kadar fazla olunca da iftar sonrası eğlence adı altında yapılan etkinliklerin sayısı giderek arttı. Özellikle şehir dışından da oldukça fazla ziyaretçi alan Sultanahmet Meydanı bu artışla beraber artık manevi atmosferini kaybetmeye başladı. Bu olayda en büyük suçlular şüphesiz gelenekleri yaşatıyorum diyerek semayı, faslı ve eğlenceyi ayakaltına düşüren uyanık esnaf. Ramazan'ı yeme, içme ve safi eğlence olarak algılayan bu esnafın bazı değerleri popüler kültüre kurban etmesiyle Sultanahmet'te görmekten hoşlanmadığımız görüntüler her sokak arasında karşılamaya başladı bizi. 15 yıl önce belediyeler tarafından başlatılan iftar sonrası etkinlikleri ilk başladığı zamanlarda elbette böylesine büyük bir karmaşa yaşanmıyordu. Merkezleri Sultanahmet ve Eyüp Sultan olan bu etkinlikler vatandaştan da oldukça büyük ilgi görüyordu. Halkın bu ilgisinin farkına varan küçük işletmeciler ise mübarek ayda coşan manevi duyguları deyim yerindeyse “kullanmak” adına, semazenler tutup, fasıl ekipleri çağırıp duyguları istismar etmeye başladılar. GENELGEYLE YASAKLANDI AMA... İlk başlarda halkın ilgisini çeken bu etkinliklerde artık ipin ucu iyice kaçırıldı. Sultanahmet'te kurulan dükkânların çoğunda sema gösterilerini izlemek için para ödemeniz ya da mekanda bir şeyler yiyip içmeniz gerekiyor. Yani olay artık tamamen “duygusal”. Normal şartlarda sema gösterilerinin uygun olmayan mekân ve şartlarda, kısaltılarak veya başkalaştırılarak icra edilmesi Kültür Bakanlığı'nın yayımladığı bir gerekçeyle yasaklandı fakat görünen ki bu yasağı pek dinleyen yok. Gelelim bu işi bilen uzmanların yapılan etkinlikler konusundaki değerlendirmelerine. Uzmanların çoğu bu konuyla ilgili tek başlık etrafında toplanıyor: “Sema çok özel bir ayindir ve ruh dünyasıyla ilgilidir. Bunu ticari amaçla yapmanın adı sema olamaz”. Senelerdir bu etkinliklerin içerisinde yer almadığını ve özellikle Sultanahmet'e gitme gafilliğine düşmediğini söyleyen yazar İskender Pala “Bu yapılanları Osmanlı ve dinle örtüştürmek olmaz. Çünkü dükkânlarda yapılan gösterilerin hiçbirinde en ufak bir maneviyat sezemiyorum” diyor. Fasıl konusunda ise musikinin halktan koparılamayacağını söyleyen Pala en azından çalınan parçalarla ilgili bir düzenleme yapılmalı görüşünü savunuyor. İstiklal Caddesi'nde çalınan müzikle Sultanahmet'tekinin arasında bir fark olmalı diyen yazar olayın çözülmesi için epeyce düşünülmesi gerektiğini de ifade ediyor. Ramazan eğlencesi kavramını doğru bulmayan sanatçı Ahmet Özhan ise “Ramazan'da eğlenmek ne demektir. Ya da bu eğlence sazlı, sözlü, semalı mı olmalıdır” diye sormadan edemiyor. Ramazan'da eğlenmenin en iyi yolunun Kuran-ı Kerim okumaktan geçtiğini söyleyen Özhan “Orada yapılan etkinliklerin hiçbirinde samimiyet göremiyorum. Tamamen ticari kaygılarla yapılan, adına sema denen olaya ise hiç yorum yapmıyorum. Sema kapalı kapılar ardında, büyük bir ilahi aşkla yapılır. Bunların ki tam bir şov” diyor. Yapılanlar sema değil turistik gösteri İskender Pala: Evvela ben bu yapılanlara sema gösterisi denmesini doğru bulmuyorum. Bu sadece turistik amaçla yapılan bir dans gösterisi olabilir. Bunun haricinde bir anlam yüklemek yanlıştır. Ramazan eğlencesi adı altında meydanlarda bunun kullanılması ise eğlence anlayışımızın değişmediğinin göstergesidir. Ramazan eğlencesini fasıldan ve semadan ibaret görmek günümüzün modası. Acil müdahale edilmeli. Fasıl konusunda ise musikiyi halktan ayıramayacağımız için bunu daha doğru bir zemine oturtup, özel etkinlikler hazırlamak lazım. Yani işi bilen ellerin bu Sultanahmet Meydanı'na el atmaları şart. Ramazan eğlencesi zikrullahtır Ahmet Özhan: Ramazan eğlencesi denilen şey bu mudur merak ediyorum. Ramazan eğlencesi zikrullahtır. Kuran-ı Kerim okumaktır, tefekkürdür. Ama biz nedense Ramazan eğlencesi ismi altında küçük dükkânlarda sema gösterileri yapıp, fasıl grupları çıkarıyoruz. Bir kere sema çok özel bir ayindir. Böyle halka açık yerlerde ulu orta yapılmaz. Gönül işidir, ruhunuzu dinlersiniz. Ama şimdikilerde amaç ticari. Semayı etnik bir dans haline getirdiler. Bunu da istedikleri her yerde sergiliyorlar. Yapılanlar çok yanlış. Ramazan karnaval ayı değildir Dücane Cündioğlu: İki yıldır söylediklerimi tekrarlayacağım. Ramazan ayı tıkınma ayı değildir, karnavallar ayı ise hiç değil. Ey talib, pahalı, şatafatlı, mükellef sofralarda verilen iftarlardan uzak dur, çünkü hem orucun oruç olmaktan çıkar, hem kendini Muhammed'in kokusunu duymaktan mahrum etmiş olursun. Akşam tıkınmak için sabahtan kendini aç bırakan zavallılar gibi de olma! İftar ve sahurlarda şatafat içinde tıkınanların orucu fasiddir. Zahirde değil, bâtında. Maneviyattan uzak festival Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç: Günümüzde Ramazan eğlenceleri camiden kaçanlar için sosyal realite haline gelmiştir. Ramazan toplumda sosyal bir şenliktir, iyidir kötüdür ona bir şey diyemem ama manevi yoğunlaşmadan uzaklaşmış bir tür festivaldir. Bizim toplumumuz her daim eğlenmek istiyor. Din dışı eğlenme de günah olduğundan insanlar Ramazan'da, dini eğlencelere katılınca daha rahat hissediyorlar kendilerini. 562515 Erdoğan iftarda vatandaşa konuk oldu GALERİ Başbakan Erdoğan, iftar vakti, beraberinde partisinin İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara ve AK Parti Üsküdar İlçe Başkanı Zekeriya Erdim ile Vahit ve Bediha Şengün'ün Üsküdar Gencer Sokak'taki evine gitti. Erdoğan, daha sonra aynı mahalledeki Su Yolu Sokak'ta oturan 76 yaşındaki Nezire Yelek'in evine geçti. Başbakan Erdoğan, Yelek ile bir süre sohbet ettikten sonra kısa bir zaman önce vefat eden 1944 doğumlu Cemal Taşdemir'in eşi Rabia Taşdemir'in evine giderek baş sağlığı dileğinde bulundu. Bu arada, Başbakan Erdoğan, Yelek'in evinden çıkıp Taşdemir'in evine giderken sokaktaki vatandaşlarla sohbet etti. Erdoğan, daha sonra Üsküdar'daki konutuna gitti. 562626 ITF Cup başlıyor ITF Cup başlıyor Yeşilyurt Spor Kulübü'nün düzenlediği “ITF Mens Circuit” Uluslararası Future Tenis Turnuvası bugün başlıyor. numaralı isminin Marsel İlhan olacağı turnuvada 30 ülkeden yaklaşık 66 tenisçi yarışacak. Turnuvada elemeler bugün ve yarın yapılacak. 562527 Tayvan eski liderine ömür boyu hapis cezası Tayvan eski liderine ömür boyu hapis cezası 12.09.2009 Tayvan'ın eski Devlet Başkanı Çen Şui-bian ve eşi, yolsuzluktan suçlu bulunarak, ömür boyu hapse mahkum edildi. Tayvan Bölge Mahkemesi, 2000 ile 2008 arasında devlet başkanlığı yapan 58 yaşındaki Çen'i çok sayıda yolsuzluk davasından suçlu buldu. Eski devlet başkanının eşi Vu Şu-çen de yolsuzluktan suçlu bulunarak ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Çen, devlet başkanlığının özel fonundan 3.15 milyon doları zimmetine geçirmek, en az milyon dolar rüşvet almak ve parasının bir kısmını İsviçre bankaları üzerinden aklamakla suçlanıyordu. 563544 Brezilyalı dağcı ölü bulundu Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesine gün önce gelen Brezilyalı dağcı Cleitan Mady Correa (38) ölü bulundu. Dağcının ölüm sebebi, henüz belirlenemediği ancak yanında astım ilaçları bulunduğu öğrenildi. Brezilyalı dağcı Cleitan Mady Correa, gün önce Doğubayazıt'a gelerek Ağrı Dağı'na tırmanışa geçti. Dağın bin 400 metresine gelen dağcı, burada geceyi geçirmek için çadır kurdu. Görgü tanıklarının verdiği bilgiye göre gün boyunca burada konaklayan dağcı, 3. gün çobanlar tarafından ölü olarak bulundu. Durumun güvenlik güçlerine bildirilmesi üzerine bölgeye gelen ilçe jandarma komutanlığına bağlı özel eğitimli bir ekip, Ağrı Dağı'na tırmandı. Burada ilk incelemesi yapılan ceset, dağın bin 600 metresine indirildi. Ardından askeri helikopterle Doğubayazıt 1. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'na getirilen dağcının cenazesi, ambulansla Doğubayazıt Devlet Hastanesi Morgu'na kaldırıldı. Brezilyalı dağcının cesedi kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Trabzon Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. 562192 Beşiktaş siyah-beyaz yağmurluk dağıtacak Galatasaray Kulübü'nün, henüz üzeri kapatılamayan eski açık tribünden maçı izleyecek Beşiktaşlı taraftarlara, kötü hava koşulları göz önüne alınarak, stada girişlerinde yağmurluk dağıtılacağı yönünde dün yaptığı açıklamanın ardından, bugün de Beşiktaş Kulübü benzer bir açıklamada bulundu. Beşiktaş Kulübü'nün internet sitesinde, ''Taraftarlarımıza siyah-beyaz yağmurluk'' başlığıyla yapılan açıklamada, ''Yarınki derbide Ali Sami Yen Stadı'nda takımımızı yalnız bırakmayacak taraftarlarımıza, kulübümüz tarafından yağmurluk dağıtılacak. Son günlerde İstanbul'u etkisi altına alan olumsuz hava şartlarının yarın da devam etmesini göz önünde bulunduran kulübümüz, yağmurlukların dağıtımını Ali Sami Yen Stadı'nda yapacak'' denildi. 563372 İşte derbinin muhtemel 11'i Galatasaray: Franco, Sabri, Servet, Emre Aşık, Hakan, Keita, Mustafa, Mehmet Topal, Kewell, Arda, Baros. Beşiktaş: Hakan, Ekrem, Sivok, Ferrari, İbrahim Üzülmez, Holosko, Ernst, Fink, Serdar Özkan, Tabata, Nihat. Süper Lig’de 2009-2010 sezonunun ilk derbisi bu akşam oynanacak. maçta galibiyetle lige iyi bir başlangıç yapan G.Saray, çifte kupayla kapattığı sezonun ardından liderin puan gerisinde kalan Beşiktaş’ı Ali Sami Yen Stadı’nda ağırlayacak. Dev karşılaşmada sarı kırmızılılar liderliğini sürdürme, siyah beyazlılar ise zirveden kopmama adına mücadele verecek. Ali Sami Yen Stadı’nda saat 21.00’de başlayacak maçta, kariyerinde ilk kez derbi yönetecek Bülent Yıldırım görev yapacak. Zorlu buluşma aynı zamanda G.Saray Teknik Direktörü Frank Rijkaard’ın Türkiye’deki ilk derbisi ve Beşiktaş’ta Tabata’nın ilk maçı olacağı için de farklı bir anlam taşıyor. Karşılaşmada Gökhan Zan, eski takımı Beşiktaş’a karşı sakatlığı nedeniyle forma giyemeyecek. G.Saray’da ayrıca, Ayhan ve Aydın’ın da sakatlıkları sürerken, Beşiktaş’ta Batuhan dışındaki sakatlar iyileşti.   Gözler Tabata’da BJK'nin transfer döneminin sonunda Gaziantepspor’dan aldığı Rodrigo Tabata, siyah beyazlı formayla ilk resmi maçına çıkacak. Derbide gözler, milyon Euro bonservis ücreti nedeniyle taraftarların çok şey beklediği Brezilyalı futbolcuda olacak. Tello kulübede başlayacak Şili Milli Takımı’nın Dünya Kupası Eleme maçları için Güney Amerika’ya giden Rodrigo Tello, bir hayli yorgun döndü. Brezilya ile perşembe sabaha karşı yapılan maçta oynamamasına karşın yol yorgunu olan Beşiktaşlı futbolcu, kulübede oturtulacak ve derbinin gidişatına göre sahaya sürülebilecek. 562683 Allianz: Selin faturası 330 milyon lirayı aştı Allianz: Selin faturası 330 milyon lirayı aştı Allianz Sigorta, selden doğan firma bildirimlerinin 330 milyon lirayı aştığını, sektörün de 300 milyonluk bir zarar içerisinde olduğunu bildirdi Allianz Sigorta A.Ş, yaşanan sel felaketinin sigorta sektörünü 300 milyon liranın üzerinde hasara uğratmasının beklendiğini bildirdi. Allianz Sigorta'dan yapılan açıklamada, yaşanan sel felaketinin sigorta sektörünü 300 milyon liranın üzerinde hasara uğratmasının beklendiği ifade edilerek, şunlar kaydedildi: 'Şu ana kadar şirketimize yapılan hasar bildirim tutarı ise 30 milyon liradır. Böyle zamanlarda müşterimizin yanında olmak ve onlara bulundukları bu talihsiz durumdan kurtulmaları için yardım elini uzatmak Allianz olarak görevimizdir. Dünyanın her yerinde hizmet veren benzeri doğal afetler konusunda tecrübeli ve hazırlıklı olan bir şirket olarak uluslararası uzmanlığımız sayesinde müşterilerimizin yükünü en kısa sürede hafifletebilmek için derhal hızlı bir hasar süreci başlattık. HASAR DAHA DA ARTABİLİR İlk tedbir olarak çağrı merkezimizdeki çalışanlarımızın sayısını iki katına çıkardık ve gelen bütün hasar taleplerini hızla işleme koyabilmek için hasar departmanımızı hafta sonu da açık tutma kararı aldık. Henüz olanları tam anlamıyla atlatmış sayılmayız ve hatta önümüzdeki günlerde hasarların artması bekleniyor. Eşi benzeri görülmemiş felaket yaşanıyor Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, 'Gümrükte yaşanan sorunların çözümü konusunda ciddi mesafe kat edilmiş durumda...' dedi. Bakan Çağlayan, İstanbul'da gerçekleşen sel felaketinin, daha önce yaşanmayan büyüklükte bir felaket olduğunu belirtti. Çağlayan, bu afetten zarar gören şirketlerin başvurularını değerlendireceklerini belirterek, şunları kaydetti: 'Elektrik ve su kesintisinden dolayı çalışamaz hale gelmişti. Ankara'dan getirilen bir jeneratörle şu anda elektrik problemi çözüldü. Türk Telekom da, şu anda bir mobil santral kurma çalışmalarına başladı. Mobil santralin devreye girmesiyle beraber, gümrükler de kaldığı yerden çalışamaya devam edecek.” Sabri Özel: 2-3 aylık kayıp var Sabri Özel Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Özel, sel felaketinde zararlarının kesin olmamakla birlikte 45-50 milyon lira olduğunu bildirdi. İstanbul'daki sel felaketinden fabrikasının büyük zarar aldığını belirten Özel, fabrikanın içine 21 ton suyun dolduğunu, şu anda boşaltma çalışmalarının sürdüğünü ve 1-2 saate kadar tamamlanacağını bildirdi. Sabri Özel, 'Zararımız kesin olmamakla beraber 45-50 milyon lira. Sigorta şirketinin aşağı yukarı dörtte birini ödeyeceği söyleniyor. Fabrikamızda 850 çalışanımız var. Fabrikanın beyni sular altında kaldı' diye konuştu. 562578 David Helfgott şaşırtmaya ve hayran bırakmaya hazır İşte, hayatı filme konu olan Avustralyalı dünyaca ünlü piyanist David Helfgott, İstanbul'da vereceği iki konser öncesi ilk kez geldiği Türkiye'de dün bir basın toplantısı düzenledi. Aslında toplantıyı '25 yıllık oğlu' Scott Murray yaptı. David, daha çok toplantının yaramaz çocuğu gibiydi. En son geldi, en erken gitti ve akıllarda en çok kaldı. Bu sıra dışı adamı tanımayanlar için şaşırtıcı olan durum, tanıyanlar için de tatlı bir telaş demekti. 62 yaşındaki ele avuca sığmayan bu 'çocuğun' dikkatini bir yöne toplayabilmek, eğer eline piyano vermezseniz neredeyse imkânsız. Nitekim dün saat 11.00 sularında Beşiktaş'taki Four Seasons Oteli'nde de öyle oldu... Bilim İlaç'ın ana sponsorluğunda ve İstanbul 2010 Kültür Başkenti Ajansı'nın desteğiyle düzenlenecek konserler öncesi gerçekleşen basın toplantısına, Helfgott'un üvey oğlu Scott Murray de katıldı. 25 yıl önce annesi Gillian'ın Helfgott'la tanışmasıyla David'in hayatına girdiğini söyleyen Murray, "Onunla yaşamak muhteşem bir deneyim." dedi. Helfgott'tan çok şey öğrendiğini söyleyen Murray, "Onunla vakit geçirmek çok keyifli. Tek zorluk birlikte çay içmek!" ifadesiyle David'in şizoid ve kabına sığmaz kişiliğine de değindi. Helfgott, odaklanmakta zorlansa da, salona girdiğinde tüm dikkatler üzerinde toplandı. Karşılaştığı herkesin elini sıkıp adını sorması, basın mensuplarını ve görevlileri şaşırtsa da onu tanıyanlar için bildik bir manzaraydı. Birkaç dakika sonra yerine oturdu, ancak sürekli hareket halindeydi. Durmaksızın fısıldaşarak yanındakilere şakalar yapan Helfgott, bir aralık basın mensuplarına dönüp "Mutlu musunuz? Nasıl gidiyor?" dedikten hemen sonra yanındakilere dönüyor. Helfgott, dâhilikle delilik arasındaki ince çizginin delilik yanına daha yakın duran, ama dâhilikten de fazlasıyla nasibini almış sıra dışı bir adamın hallerini taşıyordu. Usta piyanistin daha önceden bir olarak açıklanan Türk müzikseverlerle buluşması, biletler kısa sürede tükenince sürpriz bir şekilde ikiye çıkmıştı. Helfgott, bu akşam Aya İrini Müzesi, pazartesi de Cemal Reşit Rey'de dinleyicilere şaşkınlıkla hayranlığı bir arada yaşatacak. 563373 Fareler yer çekimine meydan okudu Amerikan uzay ajansı NASA'nın Pasadena'daki Jet Motorları Laboratuvarı'nda yapılan deneyde, süper iletken gradyan mıknatısıyla çalışan ve yer çekimsiz simülatör adı verilen cihazla havada farenin asılı tutulmasının, yer çekimsiz ortamda uzun süre kalan astronotların kemik kaybının tedavisinde yeni yöntemler sağlaması umuluyor. Araştırmanın başında yer alan Yuanming Liu, fareyi havada asılı tutarak, astronotların yer çekimsiz ortamda maruz kaldıkları koşulları yaratmak istediklerini ve astronotların uğradıkları kemik kaybının farelerde de oluşup oluşmadığını, böylece bu konuda daha fazla bilgi edinmeyi ve yeni tedavi yöntemleri bulmayı hedeflediklerini söyledi. Deneyin ikinci aşamasında, fiziki etkilerin sonuçlarını görmek üzere fareyi yer çekimsiz simülatörde bir hafta veya daha uzun süre tutacaklarını belirten Amerikalı bilim adamı, "İlk başta bilinci tamamen yerinde bir fareyi denek olarak kullandık ve bundan hoşlanmadı, dönüp durmaya başladı ve oryantasyonunu yitirdi" dedi. Deneyin ikinci aşamasında kullanılacak laboratuvar faresine veteriner tarafından sakinleştirici verilecek ve fare havada asılı dururken sakin olacak. Liu ve arkadaşlarının yayımlayacağı makaleye göre, sakinleştirici verilmemiş fareler bile birçok kez havada yer çekimsiz asılı tutulduklarında, özel kafeslerinin içinde normal davranmaya, yeyip içmeye başlıyorlar 562424 Erzurum'da kavga: 16 yaralı Ağören köyünde aralarında husumet bulunduğu bildirilen iki aile arasında bilinmeyen nedenle kavga çıktı.  Kavgada, henüz kimlikleri belirlenemeyen 16 kişi taş ve sopayla yaralandı. Yaralılar, Erzurum'daki hastanelere kaldırıldı. Jandarma ekiplerinin köyde geniş güvenlik önlemleri aldığı bildirildi. 562717 Mehmet Şeker: Camide bir at hırsızı Camide bir at hırsızı Camiye gidip, karakoldan gelmek olur mu hiç? Ne kadar abes! Hayır, "nereye gittiysen oradan gelmelisin" mantığı gütmüyorum. İnsan bakkala gider, kasaba da uğrayabilir. Oradan hırdavatçıya geçer, iki tane beton çivisi alır. Gazete için köşedeki bayi, yufka için yufkacı... En son Klark bakışlı manavdan kavununu alır. Böylece alışını verişini tamamlayıp eve döner. Kimse de ne yapıyorsun sen, olur mu öyle şey diye karşı çıkmaz. Ama bu camiye git, karakoldan dön... Yok, bu garip! Ters... Mantıksız... Nereden aklına geldi böyle tuhaf bir şey? Anlatayım. Camideyiz. Güzel sesli hocamız vaaz için kürsüde. Tatlı tatlı konuşuyor. Çok önemli bilgiler veriyor. Herkesin anlayabileceği tarzda anlatıyor, söyleyeceklerini titizlikle seçiyor... Arka tarafta ise telefon çalıyor. Aksilik işte. Bilemediysem unutkanlık. Ne yapılır öyle bir durumda? Unutkanlığının kurbanı olan muhterem din kardeşimiz, utana sıkıla, mahcubiyetle, telefonu susturur. Değil mi? Girişte kapatmayı unuttuysa, çaldığı anda farkettiği için saniye kapatır. Yok. Bizimki açıp konuşuyor. Yahu şaka gibi. Allahım sen büyüksün deyip girişmek var ama... Bu da imtihanın bir parçası herhalde! Dünyada hangi hadise öyle değil ki! Mallar geliyormuş, kargo gönderilmiş, çekmiş senetmiş... Gerçek mi, rüya mı? Dönüp bakıyorum. At hırsızı gibi bir surat. İnsan bir nebze utanır... Yaptığının yanlış bir iş olduğunu düşünür, hisseder en azından. Nerede? Şimdi haksızlık yapmış olabileceğimi aklınızdan geçirmeyin. At hırsızı dediğim için de ayıplamayın. Camide at hırsızı ne gezer diyecekseniz, demeyin. Ayakkabı hırsızları cirit atıyor. Bizim Murat Bey, iki haftada iki çift ayakkabı çaldırdı. At yok da ondan at çalamıyorlar. Camide at olsun, görün bakın nasıl çalarlar! Az sonra hoca hutbeye çıktı. Bu defa sol tarafta iki kişi aralarında konuşmaya başladılar. Çok acilse, söyleyeceklerin önemliyse, alçak sesle konuş bre alçak! Bütün bunları içimden söylüyorum. Dışımdan söylesem, kalkıp girişmek gerekecek. Sonra da iş karakolda bitecek. Soracaklar, camiye gitmiştin, niye karakoldan geliyorsun? 563688 Asumen Krause'nin annesi ölümden döndü Asumen Krause'nin annesi ölümden döndüNilüfer KANDIRMIŞ/BODRUM (Mugğla), (DHA)'nın İlçesi'nde, meydana gelen kazasında Asuman Krause'nin annesi Gülseren Kocabıyık ve kuzeni Sinan Bilir'in de aralarında bulunduğu kişi ölümden döndü Asuman Krause'nin annesi Gülseren Kocabıyık, bugün saat 09.00 sıralarında 48 AK 541 plakalı otomobiliyle 'tan 'a gitmek için yola çıktı. Güvercinlik Köyü yakınlarına geldiğinde Kocabıyık'ın kullandığı otomobile, tali yoldan kontrolsüz bir şekilde anayola çıktığı ileri sürülen Hasan Felek'in (63) kullandığı 48 LK 878 plakalı otomobil yandan çarptı. Çarpmanın şiddetiyle Kocabıyık'ın kullandığı otomobil savrularak ters döndü. Otomobili kullanan Gülseren Kocabıyık ile yanındaki yeğeni Sinan Bilir (16) ve yoldan aldığı otostopçu öğrencileri Azer Çoban (21) ile Görkem Dönderici (22) hafif yaralandı. Yaralılar, ambulansla kaldırıldıkları Bodrum Devlet Hastanesi'nde ayakta tedavi edilip taburcu edildi. Jandarma, diğer otomobilin sürücüsü Felek'i gözaltına aldı. Kazanın şokunu uzun süre üzerinden atamayan Gülseren Kocabıyık, “Çok korktum. En büyük tesellim kimseye çok fazla bir şey olmaması” dedi. Kocabıyık'ın bir televizyon kanalında yayınlanan programının çekimleri için yurt dışında buluna kızı Asuman Krause'yi telaşlandırmamak için kazayı haber vermediği öğrenildi. 563058 Esnaftan prim desteği talebi yasağından etkilendiğini söyleyen esnaf, hükümetten prim desteği istiyor. Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu, yasaktan etkilenen işletme çalışanlarının maaş ve SGK primlerinin, sigortası fonundan karşılanmasını önerdi. TESK Başkanı Bendevi Palandöken, çıkarmayan kahvehane, lokanta, pastane ve eğlence yerlerinin, maaş ve SGK primlerinin sigortası fonundan karşılanmasını istedi. yasağının kahve, lokanta, pastane ve eğlence yerlerini bitirdiğini söyleyen Palandöken, "Son bir ayda kapanan kahveci esnafı sayısının 20'yi geçtiğini" vurguladı. TESK Başkanı, kriz paketlerinde, sıkıntı içinde olan esnafa yönelik bir destek görmediklerini söyledi. Palandöken, havaların soğumasıyla esnafın içinde bulunduğu durumun daha da zorlaştığını savundu 563456 Topuz ilk kez! Turkcell Süper Lig'de yarın deplasmanda Bursaspor ile karşılaşacak Fenerbahçe, Bursa'ya gitti. Can Bartu Tesisleri'nden otobüsle Pendik'e giderek buradan Yalova feribotuna binen sarı-lacivertli kafile, Yalova'dan da kara yolu ile Bursa'ya geçecek. Bursaspor maçı için son antrenmanını öğle saatlerinde basına kapalı gerçekleştiren Fenerbahçe'de, kırmızı kart cezalısı Emre'nin yanı sıra sakatlıkları bulunan Önder ve Deniz kadroda yer almıyor. Ligde geride kalan maçını da kazanarak zirve mücadelesini sürdüren Fenerbahçe, Bursa deplasmanında puan alarak galibiyet serisini sürdürmek istiyor. -MUHTEMEL 11- Teknik direktör Christoph Daum'un, Bursaspor maçında sahaya sürmeyi planladığı muhtemel 11 şöyle: Volkan Demirel, Gökhan, Bilica, Lugano, Roberto Carlos, Kazım, Cristian, Mehmet Topuz, Vederson, Alex, Güiza. Dün akşamki antrenmanın son bölümünde çalışmayı bırakan Semih'in sorunu olmadığı bildirilirken, sarı-lacivertli futbolcu Bursaspor maçının kadrosunda yer aldı. Sarı-lacivertli ekibin 20 kişilik Bursaspor maçı kafilesinde şu futbolcular bulunuyor: Volkan Demirel, Volkan Babacan, Mert Günok, Lugano, Bilica, Bekir, Roberto Carlos, Vederson, Gökhan, Cristian, Selçuk, Alex, Dos Santos, Deivid, Kazım, Mehmet Topuz, Uğur, Özer, Güiza, Semih. -MEHMET TOPUZ İLK KEZ 11 ŞANSI- Fenerbahçe'nin sezon başında olaylı bir şekilde transfer ettiği Teknik direktör Daum'un 11'de şans vermesi beklenen Mehmet, ilk haftadaki Denizlispor maçında son dakikalarda, 4. haftadaki Manisaspor maçında da 71. dakikadan sonra forma şansı bulmuştu. Öte yandan, Fenerbahçeli bazı futbolcular bugün saat 18.30'da Bursa As Merkez'deki Fenerium Mağazası'nda düzenlenecek olan Fenercell-Fenerium imza günlerinde taraftarlarla bir araya gelecek. 563443 Diyarbakır cezaevi önünde eylem HAK-PAR Diyarbakır İl Teşkilatı tarafından organize edilen eylemde 12 Eylül darbesi ve darbe döneminde cezaevlerinde uygulanan insanlık dışı uygulamalar protesto edildi. Eylemde darbe döneminde Diyarbakır Nolu Cezaevi'nde uygulanan işkenceler sonucu hayatını kaybeden tutukluların fotoğrafları ile Kürtçe ve Türkçe pankartlar açıldı. Burada konuşan HAK-PAR Genel Başkanı Bayram Bozyel, darbenin zararları ile ilgili bilgi verdi. Darbecilerin kendi yaşattıkları şiddet ve terörü bahane ederek, emir komuta zinciri içerisinde yönetime el koyan askeri cuntanın, tüm siyasi partileri feshettiğini, 650 bin kişinin işkenceden geçirildiğini, 517 kişiye idam cezasının verildiğini ve 50'sinin idam edildiğini belirten Bozyel, darbecilerin en kanlı ve çirkin yüzlerini Diyarbakır cezaevinde gösterdiğini vurguladı. Bozyel şöyle devam etti: "On binlerce Kürt bu zindanlarda sömürgeci rejimin insanlık dışı ve vahşi işkencelerin mağduru oldu. Kimi yaşamını yitirdi, kimi sakat kaldı. Burada işkencelerden geçen insanların çığlıkları hala kulaklarımızda çınlıyor. Biz burada işlenen insanlık suçlarını, insanlık ayıplarını unutmadık. Biz tüm işkencelere rağmen insanlık onurunu bayraklaştıran hayatını kaybeden devrimcileri unutmayacağız unutturmayacağız." HAK-PAR Genel Başkanı Bayram Bozyel, cezaevinin müze olması gerektiğini de sözlerine ekledi. 563256 Ceylanpınar'da kuduz vakası Ceylanpınar'da kuduz vakası Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde kişiye saldıran başıboş köpeklerden birine kuduz teşhisi konuldu. Kuduz teşhisinin ardından olayın yaşandığı Gaziantep Mahallesi karantina altına aldı. Geçen hafta Gaziantep Mahallesi'nde kişi sokak köpeklerinin saldırısı sonucu yaralanmıştı. Olaydan sonra saldırgan köpekler, belediye yetkilileri tarafından itlaf edilmişti. Köpekler, kuduz mikrobunun olup olmadığının belirlenmesi için kafası kesilerek Adana Kontrol ve Araştırma Laboratuarı'na gönderildi. Adana'dan gelen laboratuar sonuçlarına göre, köpeklerin bir tanesinde kuduz vakasına rastlandığı bildirildi. Bunun üzerine Ceylanpınar İlçe Tarım Müdürlüğü yetkilileri olayın yaşandığı Gaziantep Mahallesini karantina altına aldı. İlçe Tarım Müdürlüğü yetkilileri mahallenin giriş ve çıkışlarına uyarıcı tabelalar astı. Yapılan açıklamada şöyle denildi: "Vakanın görüldüğü Gaziantep Mahallesi karantina altına alındı. Gaziantep Mahallesi'nde tüm evlerde bulunan hayvanlar aşılanıp hayvanların aşılandığına dair karneler hayvan sahiplerine verilecektir. Karantina altında bulunan mahalledeki başıboş köpekler belediye yetkilileri tarafından itlaf edilecektir. Gaziantep Mahallesi'ndeki kuduz olayına ilişkin tüm kamu kuruluşlarına gerekli yazışmalar yapılmıştır. Karantina ay devam edilecektir." Bu arada, belediye ekipleri karantina altına alınan Gaziantep Mahalle sınırlarını belirleyen noktalara, "Mahalle sakinlerinin dikkatine. Gaziantep mahallesinde kuduz vakasına rastlanmıştır. Önemle duyurular." ibarelerinin yer aldığı uyarı levhaları astı. Mahallede başı boş sokak köpeklerine yönelik itlaf çalışması başlatıldı. 563320 Erdoğan 3. Köprü Planını İnceledi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Boğazı'na yapılması planlanan 3'ncü köprüyle ilgili incelemede bulundu. Başbakan Erdoğan, öğle saatlerinde helikopterle Üsküdar'dan havalandı. Başbakan Erdoğan'a, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da eşlik etti. Yaklaşık 45 dakika süren incelemenin ardından Erdoğan, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'ne geçti. 563359 DİSK Başkanı: "En büyük darbeci Kenan Evren" DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, "Türkiye'yi bu hale getiren en büyük darbeci general yargılanmadığı sürece kimse bugün (darbelere karşıyım) diyemez" dedi. Çelebi, askeri müdahalesinin yıl dönümü dolayısıyla Akatlar'daki Mustafa Kemal Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Bir Türkiye Gerçeği: konferansının açılışında yaptığı konuşmada, 'ün, askeri müdahalenin sonuçları açısından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir "kırılma noktası" olduğunu savundu. 'ün, toplumu her bakımdan siyasal, sosyal ve ekonomik olarak yeniden şekillendirme, askeri güç kullanarak toplumun teslim alınması projesi olduğunu öne süren Çelebi, "Bu süreci ne unuturuz ne de affederiz, asla unutmayacağız" dedi. 'ün hesabı kapanmadan, darbeciler hesap vermeden Türkiye'de gerçek bir demokrasinin kurulamayacağını savunan Çelebi, şunları söyledi: toplumsal dokuyu iltihaplaştırmıştır. Bundan kurtulmanın imkanlarını yaratmak için dayanışmaya asla izin verilmemiştir. Bu nedenle 'ün hesabı basit bir hukuk davası ile görülemez. Yalnızca siyasal sonuçların hesabıyla da yetinilemez. Bu dava kesinlikle sosyal bir davaya dönüşmek durumundadır. ile birlikte toplumun üzerine ölü toprağı serpildi. askeri darbesinin esas varmak istediği de buydu. Bu nedenle DİSK Davası yaratıldı. Devletin tepesinde oturan generaller, inançları kullanan şeyhlerin, şıhların elindeki tarikatlarla sivil görünüm altında dinsel odaklarla dönemde pazarlıklar yapıldı. pazarlıklar din istismarıydı. Şimdi kim neden şikayet ediyor? Bugün '' diye şikayet ettikleri hareketlerin önünü kendileri açtılar." yorumu "" davasının, topluma "darbecilerin yargılanması" olarak sunulduğunu savunan Çelebi, "Bu dava 'ü kapsamadan ve darbe şartlarını hazırlayan katliamları, cinayetleri ortaya koymadan gerçek bir darbe davası olamaz" dedi. "Türkiye'yi bu hale getiren en büyük darbeci general yargılanmadığı sürece kimse bugün (darbelere karşıyım) diyemez. Askeri darbelere karşı olmanın tek ölçütü, 'ü yargılamaktan geçiyor" diye konuşan Çelebi, şunları dile getirdi: "Gündeme bir demokratik açılım konusu getirildi. DİSK olarak destekliyoruz. Bu açılımdan zaten fiilen konuşulan Kürtçe'nin resmen tanınması ve köy adlarının değiştirilmesi sonuçlarını beklemiyoruz. Biz işçiler olaylara sınıfsal bakarız. Bu açılımdan Kürt emekçiler, Kürt sınıfı ne kazanacak? Şeyhlik, şıhlık, toprak ağalığı düzeni değişecek mi?" 562602 ZİYA PERVER 'Global bütçe' ile hastanın cebinden daha çok para çıkacak fDevletin sağlık harcamaları son yıllarda katlanarak büyüyor. Giderler, bütçe içinde büyük yer kaplamaya başlayınca, ekonomi yönetimi, sağlık harcamalarına sınır getirmek için 'global bütçe' uygulamasını ortaya attı. Global bütçe ile devlet 2010 yılı için özel hastanelere vereceği parayı baştan belli edecek. Özel hastanelerin vatandaştan daha fazla para istemesine izin verebilecek. İlaca da cebimizden daha fazla vereceğiz. SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (SGK) adı altında birleştirildi. Ama sadece SGK sağlık harcaması yapmıyor. Devlet, çalıştırdığı memurlar ile bakmakla yükümlü olduğu eş-çocuklarına, milletvekilleri ve etrafına, yeşil kart ile de fakirlere sağlık harcaması yapıyor. Bu harcamalar da her yıl büyüyor. Tablodan görüyorsunuz, 2003 yılında devletin tüm sağlık harcamaları 13,87 milyar lira iken, rakam 2009'da 40 milyar lirayı aşacak hale gelmiştir. Yani altı yılda sağlık harcamalarımız kattan fazla artmıştır. Bunda özel hastanelerin artış oranı dikkat çekiyor. 2003 yılında özel hastanelere sadece yarım milyar lira ödenmişken, 2009 yılında bu rakam 11 kat artarak 5,5 milyara ulaşacaktır. SGK'NIN DA SAĞLIK HARCAMALARI KATLANIYOR Kamu sağlık harcamaları içinde en önemli pay SGK'ya ait. Zira nüfusumuzun büyük bir kısmı SGK'nın şemsiyesi altında. Tablodan da görüleceği üzere SGK'nın sağlık harcamaları büyük adımlarla ilerliyor. Yine tablodan görüleceği üzere SGK, 2008 yılında 25,5 milyar lira sağlık harcaması yapmış olup bu rakamın kabaca dağılımı da şöyledir: 11 milyar TL ilaç parası, 14 milyar lira da tedavi gideri. 2008 yılında SGK tarafından ödenen 14 milyarlık hastane ödemelerinin dağılımı ise şöyle: milyar TL devlet hastanelerine, milyar lira üniversite hastanelerine, milyar lirası da özel hastanelere ödendi. Bu artışta en önemli etken, 19 Şubat 2005 günü tüm kamu hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devredilmesi sonrasında, SSK'lıların devlet hastanesine gitmelerinin önünün açılması ve tüm özel eczanelerin de SSK'lılara hizmet vermeye başlamasıdır. İkinci önemli faktör de 2007 yılında Resmî Gazete'de yayımlanan kısa adı SUT olan Sağlık Uygulama Tebliği'dir. Bu tebliğ ile tüm SSK ve Bağ-Kurlulara özel hastanelerin kapıları sonuna kadar açılmıştır. BÜTÇEDEN SGK'YA AKTARILAN PAY DA ARTIYOR Son yıllarda SGK'nın ve kamunun sağlığa harcadığı para artarken, Hazine'nin SGK'ya aktardığı para da büyümektedir. Mesela, 2007 yılında 33 milyar olan aktarım, 2009 yılında 50 milyara doğru gitmektedir. Bu kaynağı aşan miktarda muayene-tedavi ve ilaç gideri olursa, bunlara ödenen fiyatlar da orantılı olarak düşecek. Bu teklifi gören özel hastaneler ise karşılığında vatandaştan aldıkları yüzde 30 katılım payı oranının sınırsız hale getirilmesini istiyor. İlaç şirketleri de vatandaştan alınan yüzde 10-20'lik katkının emekliler için yüzde 15'e, çalışanlar için de yüzde 30'a çıkarılmasını talep ediyor. Global bütçe uygulaması 2010 yılında yürürlüğe girerse, devletin sağlık harcamaları sabitlenecek. Ama özel hastaneler ile ilaç şirketlerinin devletten alamadığı tutarlar vatandaşlardan istenecek. Yeni getirilecek uygulamayı şu şekilde özetlemek mümkün: 'Sağlıkta Dönüşüm Politikaları' sonrasında, sistematik olarak artırılan kamu sağlık harcamaları tavan yapmış durumda. Şimdi ise vatandaşın sağlık hizmeti alırken cebinden ödeyeceği paranın artacağı bir dönem başlıyor. ACİLEN SAĞLIKTA POLİTİKA DEĞİŞTİRİLMELİ Sağlık sistemimiz kökten değiştirilmeli, vatandaşın daha az hastalandığı ve dolayısıyla daha az tedavi masrafı gerektiren bir sisteme geçilmeli. Bunun için ise hasta ve hastalık bulan doktorlara değil, hastalık def eden doktorlara ihtiyaç var. Mesela, Var olan 105 bin hekimden isteyene 10 bin nüfusluk bölgeler ayrılmalı. Kişi başına da aylık TL ödeme yapılmalı. Böylece hekim ayda 20 bin TL gelir elde edebilir. Ancak nüfusa göre belli bir dönemde belirlenen sayıdan daha fazla hastalık çıkarsa da kendisine verilen rakamdan düşülmelidir. Mesela bir ayda 70'ten fazla kişi hastalanırsa her bir hasta için 10 lira kesinti yapılmalıdır. Bu durumda doktor, hasta sayısı arttıkça hastalığın sebeplerini bulup, yok etmek için halk sağlığı, çevre sağlığı, gıda sağlığı ve sağlık eğitimi gibi bilinçlendirme uygulamaları yapacaktır. 563120 Evraklar internetten gönderilecek Bünyesinde bir kişi çalıştıran işyerleri bile çalışanının evraklarını artık internet yoluyla Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) gönderecek. Evrakları, internet yoluyla gönderme yerine kağıt ortamında veren işyerleri ise cezalandırılacak. Apartman yöneticileri kapıcı evraklarını elektronik ortamdan SGK'ya iletecek. Çalışanlarının aylık prim ve hizmet belgelerini internet aracılığı ile SGK'ya gönderen iki ve daha fazla çalışanı bulunan resmi ve özel sektör işyerleri arasına, bir sigortalı çalıştıran işyerleri de katıldı. SGK Ankara İl Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, Ekim ayından itibaren bir çalışanı bulunan işletmelerin de çalışanının aylık prim ve hizmet belgeleri ile ilk ve tekrar sigortalı işe giriş bildirgelerini, diğer işletmeler gibi e-Sigorta kanalıyla kuruma göndermesinin zorunlu hale getirildiği belirtildi. E-Sigorta kodu ile şifresi bulunmayan işyerlerinin evrakları gönderebilmesi için bağlı bulundukları sosyal güvenlik merkezinden kod ve şifre almaları gerektiğinin vurgulandığı açıklamada, "Yasal süre içerisinde gönderilmesi gereken evrakları, e-Sigorta kanalıyla göndermek yerine kağıt ortamında veren işyerlerine idari para cezası uygulanacak. Değişiklik apartman ve siteleri de ilgilendirmekte. Apartman ve site yöneticileri, kapıcı sigorta belgelerini e-Sigorta yoluyla kuruma ulaştırması konusunda dikkatli olmalılar" denildi. 563057 Çoban Yıldızı Teoman Teoman'ın geç farkedilen şarkısı "Çoban Yıldızı"... Klip, izleyin, dinleyin... 10 563366 Tahkim Ankaraspor'un başvurusunu reddetti Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Tahkim Kurulu, Ankaraspor Kulübü'nün, 11.09.2009 tarihinden itibaren müsabakalara iştirak ettirilmemesine ilişkin TFF Yönetim Kurulu'nun aldığı tedbir kararının kaldırılmasına yönelik yaptığı başvuruyu reddetti. Federasyondan yapılan açıklamaya göre, başkan Adnan Türkkan'ın çağrısı üzerine olağanüstü toplanan kurulun aldığı karar şöyle: "Ankaraspor A.Ş'nin, 'Ankaraspor A.Ş'nin 11.09.2009 tarihinden itibaren müsabakalara iştirak ettirilmemesi'ne ilişkin TFF Yönetim Kurulu'nun 06.09.2009 tarih ve 57 sayılı toplantısında alınan tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin talebi incelendi. Yapılan müzakere neticesinde, söz konusu tedbirin kaldırılmasını gerektiren koşulların bulunmadığı anlaşıldığından talebin reddine, üye Mehmet Doğan'ın karşı oyu ile oy çokluğu ile karar verildi." Bu karar sonrası Süper Lig'de bu hafta yapılması gereken -Ankaraspor maçının oynanmaması kesinleşti. 562774 Alman uyum bakanı, iftara katıldı TGB tarafından Gloria adlı düğün ve eğlence salonunda verilen iftar yemeğine, Piening'in yanı sıra Türkiye'nin Berlin Başkonsolosu Mustafa Pulat, Berlin eyalet meclisi üyeleri Özcan Mutlu, Kurt Wansner, Christoph Meyer, Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliği ve başkonsolosluk yetkilileri, dernek temsilcileriyle çok sayıda davetli katıldı. Piening burada yaptığı konuşmada, son zamanlarda İslam düşmanlığının arttığını gördüğünü, bunun da kendisini endişelendirdiğini ve ciddiye alınması gerektiğini belirterek, ''Ramazan'ları ve iftarları birlikteliğimizi göstermek için kullanmalıyız. Bu hoşgörülü toplumda her dinin, her insanın yeri olması lazım'' şeklinde konuştu. Ramazan dönemlerinde her akşam dostların bir araya geldiklerini ve birbirleriyle sohbet ettiklerine işaret eden Piening, iftar yemeklerindeki konuşmalarda katılımdan ve kaynakların eşit bir şekilde dağıtılmasından söz edildiğini, bu konunun Berlin eyalet meclisine de taşınması gerektiğini kaydetti. Başkonsolos Pulat da, TGB'nin, gençlere meslek eğitimi sağlanması konusunda ve diğer faaliyetlerle öne çıkan bir dernek olduğunu, Türk gençlerine meslek kazandıran bu faaliyetleri desteklediklerini ve gençleri yüksek okullardan mezun etmeye yönelik tüm projelerin arkasında olduklarını söyledi. Pulat, Ramazan aylarının Türkiye dışında da coşkuyla kutlanmasının memnuniyet verici olduğunu, bunun Berlin'deki toplumun dayanışmasını artırdığını belirterek, ''İçinde yaşadığımız toplumla da diyaloğumuzu geliştirmektedir'' dedi. Milletvekili Mutlu da, Almanya'da yaşayan yaklaşık 3,5 milyon Müslüman'ın bu ülkeye ait olduğunu, İslam Konferansı'nda alınan kararların uygulamaya konulması ve ülkedeki yabancıların kabul görmesi gerektiğini söyledi. Mutlu, göçmenlerin iyi Almanca öğrenmeleri, Almanlar tarafından kabul görmek için onlardan adım önde olmaları gerektiğini belirterek, çocukların iyi eğitim almaları durumunda uyum tartışmalarının da son bulacağını ümit ettiğini ifade etti. Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Berlin Eyalet Meclisi Grubu'nun uyum sözcüsü olan Wansner de, son yıllarda uyum konusunda bir çok şeyin başarıldığını, bundan dolayı gurur duyulması gerektiğini, eşit bir şekilde birlikte yaşamak için herkesin iş sahibi olması ve herkesin okullarda eşit bir şekilde eğitim alması gerektiğini ifade etti. Hür Demokrat Parti (FDP) Berlin Eyalet Meclisi Grubu Başkanı olan Meyer de, göçmenlerin tüm siyasi konularla ilgilenmeleri gerektiğini, göçmenlerin bu topluma verebilecekleri çok şeyin olduğunu ve Alman toplumunun da bundan çok şey öğrenebileceğini, karşılıklı diyalog ile herkesin kazançlı çıkacağını belirtti. TGB Başkanı Bekir Yılmaz, uyumun tek yönlü olmadığını, vermek ve almak üzerine kurulu bir proje olduğunu, katılım süreci içinde kaynakların eşit bir şekilde dağıtılması gerektiğini söyledi. Almanya'da yaşayan göçmenlerin Almanca öğrenmeleri gerektiğini, ancak ana dilin de önemsiz olmadığını ifade eden Yılmaz, İslam dininin de ülkede Hristiyanlık ya da Yahudilik gibi yasal açıdan resmi bir din olarak kabul edilmesi gerektiğini kaydetti. Seçme hakkı olan Türklere Almanya'da 27 Eylül'de yapılacak genel seçimlere katılmaları çağrısında da bulunan Yılmaz, seçimlere katılmanın bir hak olduğu kadar, aynı zamanda bir görev olduğunu sözlerine ekledi. 563735 Barcelona, Real Madrid tam gaz ilerliyor 'da şampiyonluğun en büyük favorileri Barcelona ve Real Madrid ikinci maçlarını da kayıpsız geçti. Barcelona deplasmanda Getafe'yi 2-0, Real Madrid yine deplasmanda Espanyol'u 3-0 mağlup etti. Geçtiğimiz sezonun şampiyonu Barca, Zlatan Ibrahimovic ve Lionel Messi'nin ikinci yarıda attığı gollerle sonuca gitti. Espanyol karşısında Real Madrid'in gollerini Esteban Granero, Guti ve futbol tarihinin en pahalı transferi Cristiano Ronaldo kaydetti. Barcelona ve Real Madrid ikinci haftayı da kayıpsız geçerken, bu iki takımı zorlaması beklenen Atletico Madrid yine galibiyetle tanışamadı. Atletico Madrid, Jose Angel Crespo'nun 47. dakikada atılmasıyla ikinci yarının neredeyse tamamını 10 kişi oynayan ile 1-1 berabere kaldı. 562954 Sele, baskına, yıldırıma, trafiğe dikkat Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan meteorolojik uyarıda şunlar kaydedildi:  ''Marmara ve Akdeniz bölgeleri başta olmak üzere,  Batı Karadeniz, İç Anadolu'nun güney ve batısı (Eskişehir, Ankara, Çankırı, Konya, Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat, Nevşehir, Niğde, Karaman, Aksaray), İç Ege (Afyon, Uşak, Kütahya) ve Muğla ile sabahın ilk saatlerinde İzmir, Aydın, Manisa ve Denizli çevrelerinde kuvvetli sağanak yağış bekleniyor.'' Uyarıda, vatandaşların ve yetkililerin ani sel, su baskını, yıldırım düşmesi ve ulaşımda yaşanabilecek aksamalara karşı dikkatli olmaları istendi. 563071 Kahramanmaraş'ta kaza: ölü, 10 yaralı Alınan bilgiye göre kaza, Kahramanmaraş-Adana kara yolunun 15. kilometresinde sabaha karşı meydana geldi. Malatya'dan Adana'daki yakınlarını ziyaret için yola çıkan Musa İnci'nin (43) kullandığı 44 HC 689 plakalı minibüs, Kılılı beldesi yakınlarında akaryakıt istasyonundan yakıt aldıktan sonra kara yoluna çıkan Ali Onaylı idaresindeki 27 GB 855 plakalı otomobile çarptı. Kazada otomobilde bulunan yolculardan Melek Bulut (58) olay yerinde hayatını kaybetti. Ali Omay, Hasan Bulut, İbrahim İnci, Aykut İnci, Mevlüt İnci, Musa İnci, Huri Yılmaz, Kübra İnci, Ayşegül İnci ve Sinan İnci yaralandı. Yaralılar ambulanslarla Kahramanmaraş Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kaza ile ilgili soruşturma sürdürülüyor. 563301 Komşuyu da sel bastı: ölü Yunanistan, dün gece başlayan sağanak yağışların etkisi altına girdi. Selde bir kişi hayatını kaybetti. Yunanistan'da dün akşam başlayan ve ülkenin büyük bölümünde etkili olan yağışlar, bir kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. Eğriboz (Evia) yarımadasında Nikos Triantafilos adlı bir polis (39) hayatını kaybetti. Polisin arabasıyla sel sularına kapıldığı bildirildi. Sağanak yağmurun yol açtığı sel ve su taşkınlarından özellikle Halkida, Eretria, Amarintho ve Vasiliko bölgeleri etkilendi. Onlarca ev ve işyeri sular altında kaldı. Ekili araziler de zarar gördü. Yağmur nedeniyle şehirlerarası karayolu ulaşıma kapanırken, çok sayıda sürücünün mahsur kaldığı kaydedildi. Yağmurun etkili olduğu bölgelerde yerel yönetimler alarm durumuna geçirildi. Eğriboz'da bir köprü de yıkıldı. Başkent Atina ve çevresinde dün akşam başlayan şiddetli yağmur da yer yer etkisini sürdürüyor. Şehirde elektrik kesintileri meydana geldi. Ege ve Onikiadalar'da olumsuz hava koşullarının devam edeceğini duyuran Yunanistan Meteoroloji Dairesi, ülkenin doğu ve güneyinde yoğun yağış uyarısı yaptı. 562651 Mezarlar birbiri içine girdi Mezarlar birbiri içine girdi İstanbul'daki sel felaketi mezarlıkları da vurdu. Cebeci Mezarlığı'nda gerçekleşen toprak kayması sonucu yaklaşık 100 mezar tahrip oldu. Toplanan kemikler toplu olarak gömülürken, yakınlarının mezarını arayan vatandaşlar isyan etti. İSTANBUL (AA) İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü ekiplerince toprak kaymasının yaşandığı Cebeci Mezarlığı 2. ve 5. kısımlarda dağılan mezarlardan çıkan kemikler toplanmaya başlandı. Ceset torbalarına konan kemikler, mezarlığın üst kısımlarındaki boş alana görevliler tarafından topluca defnedildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürü Adem Avcı, aşırı yağış sonucu mezarlıkta toprak kaymasının meydana geldiğini söyledi. Dağılan mezarlardaki kemiklerin karıştığını ifade eden Avcı, 'Yaptığımız incelemelerde yaklaşık 100 mezarın tanınamaz hale geldiğini tespit ettik. Mezarlığın 2. ve 5. kısımlarındaki mezarların tamamını başka bir yere taşıyacağız. Daha sonra burayı yeşillendirip tabii mezarlık ilan edeceğiz' diye konuştu. Toprak kayması olan bölgede annesi Hatice Yılmaz'ın mezarının olduğunu söyleyen Nuran Işıltı ise yaklaşık saattir aramasına rağmen annesinin mezarını bulamadığını bildirdi. Işıltı, “Ne ölümüz rahat, ne dirimiz rahat. Ne olacak şimdi? Annemin mezarını geri istiyorum' şeklinde konuştu. 562302 İran 'Hazar toplantısına' itiraz etti Dışişleri Bakanı Menuçehr Mutteki, Rusya, Kazakistan, Türkmenistan ve Azerbaycan'ın Tahran büyükelçilerini Dışişleri Bakanlığına çağırarak söz konusu toplantıya ilişkin itirazlarını iletti. Hazar'a kıyısı olan ülkelerin tamamının daha önceki toplantılarda hazır bulunduğunu hatırlatan Mutteki, İransız sorunun ele alınmasını doğru bulmadıklarını belirtti. Mutteki, Hazar'a kıyı diğer dört ülkenin dışişleri bakanlarına gönderdiği mektupta da ''Hazar'ın statüsünün belirlenebilmesi kıyı tüm ülkelerinin katılımını zorunlu kılıyor'' ifadesini kullandı. İranlı Bakan, taraflardan bir ya da birkaçının dışlanarak sorununun çözülemeyeceği, hatta telafisi zor yanlış anlaşılmalara neden olacağı uyarısında bulundu. Tek taraflı harekete yol açacak eylemlerden kaçınılması gerektiğini kaydeden Mutteki, Kazak yetkililerin toplantıyı iptal etmelerini umduklarını belirtti. 563090 ABD'den silahsızlanma adımı! Amerikan basınında yer alan haberlere göre, metnin, BM Genel Kurul toplantıları çerçevesinde 24 Eylülde ABD Başkanı Barack Obama'nın başkanlık edeceği Güvenlik Konseyi zirvesinde oylanması ve kabul edilmesi hedefleniyor. İran veya Kuzey Kore'yi açıkça dile getirmeden Konsey'in daha önce kabul ettiği kararların ve bu iki ülkeye uygulanan yaptırımların geçerliliğini anımsatan karar tasarısı metni, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'na (NPT) taraf ülkeleri, yükümlülüklerine tam anlamıyla uymaya ve anlaşmaya imza atmayanları da bir an önce imzalamaya davet ediyor. Karar tasarısı, tüm devletleri, nükleer silahların azaltılması ve silahsızlanmada etkin önlemler alınması konusundaki müzakerelerde iyi niyetle yer almaya ve "katı uluslararası kontrol altında genel ve tam bir silahsızlanma anlaşması" hazırlanması yolunda çaba sarf etmeye çağırıyor. Amerikan karar tasarısı, ayrıca tüm devletlere, her türlü nükleer denemeden imtina etme ve Nükleer Denemelerin Yasaklanması Uluslararası Anlaşması'na (CTBT) katılmaları yönünde çağrı yapıyor. NPT'ye imza atan 189 ülke içinde, nükleer silaha sahip olduğu sanılan, ancak bunu hiçbir zaman açıkça kabul etmeyen İsrail ile atom silahına sahip Hindistan ve Pakistan yer almıyor. Kuzey Kore, anlaşmadan 2003'te ayrılmıştı. 563405 İşçi minibüsü devrildi: yaralı Alınan bilgiye göre, fabrika işçilerinin bulunduğu Önder Dilek (28) yönetimindeki 45 ZA 9068 plakalı minibüs, İstanbul-İzmir kara yolu Saruhanlı Kavşağı yakınında şarampole devrildi. Kazada, Adem Çuvalcı (31), Bora Varyemez (29), Halil Ateş (22) İbrahim Gençlik (33), Sinan Oruç (25) ve Önder Dilek ile isimleri henüz belirlenemeyen ve durumlarının ağır olduğu belirtilen kişi yaralandı. Yaralılar, ambulanslarla Manisa Devlet Hastanesine kaldırıldı. Kazaya aracın lastiğinin patlamasının yol açtığı bildirildi. İşçilerin Bandırma ilçesindeki fabrikadan, Manisa'nın Turgutlu ilçesine kamyonla gönderilen tavukları indirmek üzere yola çıktıkları öğrenildi. 563109 Tavukçuların yüzü ramazanda güldü Beyza Piliç Genel Koordinatörü Necmettin Çalışkan, her yıl eylül ayında okul masrafları, yakıt giderleri, kışlık giyecek ve yiyecek hazırlığı gibi harcamaların halk arasında bu aya “kara eylül” yakıştırması yaptırdığını, sıkıntılı geçen eylülde, gıda harcamaların kısıtlandığını kaydetti. Buna karşın bu yıl ramazanın eylül ayına denk gelmesinin uzun süredir eylül ayında sıkıntı yaşayan üreticilerin imdadına yetiştiğini ifade eden Çalışkan, şunları söyledi: “Sıcak geçen ramazan, iftar sofralarının daha hafif, sindirimi kolay besinlerle donatılmasına yol açtı. Özel hazırlanan iftar menüleri de etsiz geçmeyeceğine göre ağırlıklı talep tavuk etine geldi. Böylelikle satışlarımız yüzde 40 oranında arttı. Tavuk eti üreticileri şu an en güzel günlerini yaşıyor diyebiliriz. Bu gidişin kurban bayramına dek süreceğini tahmin ediyoruz.” FİYAT AVANTAJI Sindirim kolaylığının yanında fiyat avantajının da tercihin tavuğa kaymasına yol açtığını anlatan Çalışkan, şöyle devam etti: “Tavuk etinin tercih edilmesinde kilosu 15 TL'den 20 TL'ye yükselen kırmızı etin fiyatı da etkili oldu. Kene nedeniyle piknikçilerin tedirginliği, tavuk etine olan talep azlığı, ramazanda kilosu 4-6 TL'lik fiyat avantajıyla da adeta kurtuluşumuz oldu. Şu an piyasada tavuk eti yok satıyor.” İHRACATTA PATLAMA Çalışkan, bu arada helal kesim nedeniyle çok sayıda ülkenin Brezilya, ABD gibi ülkeler yerine Türkiye'den ürün almaya yöneldiğini söyledi. Son yıllarda ihracatta da patlama yaşandığını ifade eden Çalışkan, “Daha önce yıllık 25 bin ton seviyelerinde olan tavuk eti ihracatımız son yıllarda 100 bin tonlara ulaştı. Irak başta olmak üzere çok sayıda ülke helal kesim nedeniyle ülkemizi tercih etmeye başladı. Bu da üreticilerin yüzünü güldürdü” diye konuştu. Çalışkan, ramazanda beyaz et fiyatlarında bir yükselme olmadığını, herkesin cebine uygun ürünün piyasada satışa sunulduğunu kaydetti. 563083 El ve ayaklarını bağlayıp öldürdüler Alınan bilgiye göre, Devekovan beldesi Yenimahalle'de müstakil evde oturan Hasan Hüseyin Sarıtaş'tan gündür haber alamayan komşuları, durumu İlçe Jandarma Komutanlığına bildirdi. Olay yerine gelen jandarma ekipleri, eve girdiklerinde Sarıtaş'ı elleri ve ayakları kemerle bağlanmış halde ölü buldu. Sarıtaş'ın cesedi, Cumhuriyet Savcısının olay yerinde yaptığı incelemelerin ardından otopsi için Adli Tıp Kurumuna gönderildi. Komşuları, Hasan Hüseyin Sarıtaş'ın, Almanya'da çalıştıktan sonra kesin dönüş yaparak Devekovan'a yerleştiğini ve ''kendi halinde biri'' olduğu belirtti. 562582 Siverek'te silahlı kavga:4 yaralı Alınan bilgiye göre, Güllabibey Mahallesi Prof. Dr. Abdülkadir Karahan Caddesi'ndeki bir iş yerinde, arkadaş oldukları iddia edilen iki grup genç arasında yaşanan tartışma, bir süre sonra kavgaya dönüştü. Tabancaların kullanıldığı kavgada Murat Ö, Mehmet Ç, Yılmaz K. ve Engin B. yaralandı. Siverek Devlet Hastanesine kaldırılan ve durumları ağır olduğu öğrenilen yaralılar, ilk müdahalenin ardından Şanlıurfa ve Diyarbakır'daki hastanelere sevk edildi. 563261 Didim'de yağış, hayatı olumsuz etkiliyor İlçede sabah saatlerinde başlayan ve öğleye kadar aralıksız devam eden sağanak nedeniyle elektrikler kesildi. Özellikle Altınkum sahilinde oluşan su birikintisi nedeniyle esnaf ve mahalle sakinleri ulaşımda zorlandı. Avcılar Çukuru mevkisinde bazı binaların zemin katlarını su bastı. Su akıntıları nedeniyle Valiler İlköğretim Okulu'nun bahçe duvarının bir bölümü yıkıldı. 563733 Akın'a Venedik'te ödül 66. Uluslararası Venedik Film Festivali'nde en iyi film dalında verilen ''Altın Aslan'' ödülünü, İsrailli yönetmen Samuel Maoz ''Lübnan'' adlı filmiyle kazandı. Fatih Akın'ın ''Soul Kitchen'' filmiyle jüri özel ödülünü kazandığı festivalde, İngiliz aktör Colin Firth, Tom Ford'un ''A Single Man'' filmindeki rolüyle en iyi erkek oyuncu ödülüne değer bulundu. Rus aktrisi Ksenya Rappoport, Giuseppe Capotondi'nin ''La Doppia Ora'' filmindeki oyunuyla en iyi kadın oyuncu seçildi. İranlı Şirin Neşat da ''Erkeksiz Kadınlar'' filmiyle ''Gümüş Aslan'' ödülüne layık görüldü. 563074 Meteoroloji'den ilçe için yağış uyarısı Malkara, Keşan, Şarköy ve İpsala çevrelerinde saat 13.30'a kadar kuvvetli yağış bekleniyor. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan meteorolojik uyarıya göre, Malkara, Keşan, Şarköy ve İpsala çevrelerinde saat 13.30'a sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışın kuvvetli olmasının beklendiği bildirildi. Vatandaşlardan ve ilgililerden sel, su baskını ve yıldırım olaylarına karşı dikkatli ve tedbirli olmaları istendi. 563349 Evcil hayvanları bir garip Şüveykani ailesi Suriyeli Şüveykani ailesi "garip" alışkanlıklarıyla herkesi şaşırtıyor. Aile üyeleri evlerinde bildiğimiz evcil hayvanların yerine yılan, sırtlar, kurt, kaplan gibi vahşi ve yırtıcı hayvanları besliyor. Aileler, çocuklarının kedi, köpek, kuş veya balık gibi evcil hayvanlar beslemesini destekler çoğu zaman. Suriyeli Şüveykani ailesi ise bunun biraz dışında kalıyor. Şüveykani ailesi piton yılanları, sırtlanlar, kurtlar ve kaplanlarla birlikte yaşıyor. Yılanlar ve sırtlanlar sadece geceleri ve yabancı misafirlerin korktuklarını söylemeleri halinde kafeslerine kapatılıyor. Baba Hasan Şüveykani, sırtlanların çok şakacı olduğunu ve gelen misafirlerle oynamak isterken misafirleri korkuttuğunu söylüyor. "Şakacı" sırtlanlar, misafirleri kapıda karşılıyor ve her an misafirin kolunu veya bacağını ısıracakmış gibi yapıp geri çekiliyor. Hasan Şüveykani, sırtlanların korkan insanları daha fazla korkutmaktan hoşlandığını belirtiyor. Evin misafir odasında veya avluda her an bir piton yılanıyla karşılaşmak mümkün. Şüveykani ailesi, küçük çiftliklerinde kurt, piton yılanı, sırtlan, kaplan ve yaklaşık 30 çeşit köpek olmak üzere 60'tan fazla hayvan besliyor. yaşındaki Yara oyuncakları sevmiyor Şüveykani ailesinin ilkokul ikinci sınıf öğrencisi yaşındaki kızı Yara'nın en sevdiği hayvanlar ise sırtlanlar. Sırtlanlara "hayvan" denilmesinden pek hoşlanmayan Yara, onlara güzel ve çok güzel anlamlarında iki isim vermiş. Çok sayıda oyuncağı olduğunu anlatan Yara, "Oyuncakları sevmiyorum. Çok çabuk sıkılıyorum" diyor. Yara'nın aile albümünde sırtlan yavrularıyla çekilmiş çok sayıda fotoğrafı bulunuyor. Sırtlan yavrularını kimi zaman kundak yapan Yara, kimi zaman da yavruları biberonla besliyor. Yara, günlerini ve okuldan arta kalan zamanlarını sırtlanlarla birlikte geçiriyor ve onları besliyor. "Onlarla oynamazsam küserler" diyen Yara, piton yılanlarından saçına taç yapacak kadar da yılanları seviyor. Yara'nın 14 yaşındaki ağabeyi Nur ise, "Hayvanlar bizim arkadaşlarımız. En çok köpekleri seviyorum" diyor. Yılan sevgisi 25 yıldır hayvan eğitimciliği yapan Hasan Şüveykani, hayvan sevgisinin çocukken başladığını anlatarak, "Çocukken, köylüler öldürmesin diye bulduğum yılanları saklardım" diye konuşuyor. İnsanların içgüdüsel olarak hayvanlara ve doğaya yakın olduğuna inandığını söyleyen Şüveykani, "İnsanlara, hayvanlardan korkulması gerektiği öğretiliyor ve bu korku, zamanla insan ve hayvan arasındaki mesafeyi artırıyor" görüşünü savunuyor. Sırtlanları diğer hayvanlara nispetle daha fazla sevdiğini anlatan Şüveykani, "Sırtlanlar mazlum hayvanlar, çünkü insanlar onlardan nefret ediyor. Halbuki, sırtlanlar doğadaki artıkları yiyerek, doğanın temizlenmesini sağlıyor" diyor. Zihinsel özne sırtlan beyni Şüveykani ailesinin en önemli sorunu ise batıl inançlar. Baba Şüveykani, batıl inançlar nedeniyle kendilerine çok sayıda insanın geldiğini ve garip isteklerde bulunduğunu ifade ediyor. Zihinsel özürlüler için sırtlan beyni isteyenden, kocasının kendisini daha çok sevmesi için sırtlan idrarı talep edene kadar birçok istekle karşılaştıklarını anlatan Şüveykani, "Bir kadın ısrarla sırtlan idrarı istedi. Kocasının kendisini daha çok sevmesini istiyormuş. Bitki çayı ile karışık su verdim. Bir süre sonra geldi ve bana teşekkür etti. Kocasının onu artık çok sevdiğini söyledi. Verdiğim şey idrar değil, suydu dediğimde ise çok şaşırdı" diyor. Son yıllarda kurtların ve köpeklerin bir kısmını dizi filmler için kiraya veren aile, hayvanların bakım masraflarını kendi bütçesinden karşılıyor. 563075 'İnsan tamir dükkanı açmak istiyorum' Bir dükkan açmak isterdim.   İnsan Tamir Dükkanı. Evet biliyorum, iddialı bir söz. Ve biliyorum ki, her insanın her arızası giderilemez. Çünkü insan zamanla arızalarını, eksikliklerini marifet zanneder. İstemez ki dağişsin. Onu kimliğinin bir yanı zanneder…  Halbu ki insan, sökülüp yeniden takılabilen bir alet kadar konvansiyoneldir. Benim de bu başlıkla insanlara vermek istediğimiz gerçek şu: İnsan isterse ve çaresine başvurursa, düzeltilmeyeceği hiçbir arızası yoktur.   Allah, şu çatı altında bir dert yaratmamış ki, onun dermanını da yaratmış olmasın.  Peki, öyleyse neden milyonlarca insan, hatta denilebilir ki insanların büyüüük bir kısmı  –kimisi maddi, kimisi manevi, kimisi somatik, kimisi psikosomatik- hastalıklara mağlup olarak gider?  Acaba insan, kendisinin de bir televizyon, bir bilgisayar, bir müzik kutusu gibi tamir edilebilir olduğunu, bozulan sağlığına kavuşmak için daima bir yol bulunduğunu bilip iman etseydi ne olurdu.   Yahut hiç hastalanmamak için bir yol bulunduğunu, bunun da haram ve helallere uymaktan geçtiğini bilseydi yine de onlara uymakta bu kadar nazlanır mıydı?  Ben sanmıyorum.   Biz dini, Allah ile kul arasında bir pazarlık meselesine indirgediğimiz için kul da dini emir ve yasakları, kabala alınmış bir ‘suhra’, bir dayatma sanıyor. Bilse ki, emir ve yasaklar, tıpkı doktorun ağır bir hastalık döneminde koyduğu yasaklar gibi hayatidir, ona zevkle uyar.   Bu noktada din anlatıcılarına çok şey düşüyor.  Ben bir din anlatıcısı değilim ama gördüm ki, şu emir ve yasaklar, sağlık ve hayat açısından su ve hava kadar hayatidir, kendi üzerimde denediklerimi sizinle de paylaşmak istedim.   İnsanlara anlatmak istiyorum ki hastalıklar sanıldığı gibi kader değil. İnsan zorla kendini hasta eder. Çünkü vücud, zorlanmadığı takdirde hasta olmamanın bütün imkanlarına sahiptir. Hasta olduğu takdirde de ondan kurtulmak için mutlaka bir yol vardır. Bunu göstermek gerekir.   Ben sağlıklı olmayı  aynı zamanda dini bir vecibe gördüğüm için böyle anlatıyorum. Evet insan tamir edilebilir bir varlıktır. İnsan kendisini tamir edebilir. Kendisi yapamazsa onu tamir edecek birileri bulunabilir. Bunun da ötesinde, insana musallat olmuş her hastalığın; inançsızlık, vehim, korku, özürlülük, delilik, asabilik, kalbi maraz, sapıklık (en zor olanı da bu son ikisidir) tamir edilebilir olduğunu bilmek, başlı başına bir umut, bir güçtür.   hastalığı giderecek ya bir doktordur, ya bir sevgilidir, ya bir mürşit, ya bir terapisttir, ya bir dost ya bir tövbedir. Ama daima insanın kendi yardımı gerekir. İnsan kendisi inanmadıkça ve yardım görmeyi benimsemedikçe kimse ona bir şey yapamıyor. Önce kendisi hasta olduğuna inanmalı… Evet ümmet hastadır; bedeni hastadır, kalbi hastadır, hayali, hatırası, zihni hastadır, fikri hastadır, zikri hastadır, ameli hastadır, tavrı hastadır, yargısı hastadır.   Çünkü görelerini, ölçülerini, sınırlarını, hadlerini, edeplerini, cesaretlerini, cömertliklerini kaybettiler.   Görelerini kaybettiler; neye göre nasıl davranacaklarını bilmiyorlar…  Ölçülerini kaybettiler, neyin hak neyin batıl olduğunu tartamıyorlar…  Sınırlarını kaybettiler, neyin helal neyin haram olduğunu, neden eşyada böyle haram ve helal ayrıştırmasının yapıldığını bilemiyorlar.  Hadlerini bilemedikleri için, hakka ve batıla karşı nasıl tavır takınacaklarını unuttular.   Edeplerini kaybettiler, hikmeti ve marifeti ıskaladılar… Marifet ve hikmetin ancak edebini bilende karar kılabileceğini unuttular.  Cesaretlerini kaybettiler ve köle oldular. Bugün bir buçuk milyara yakın bir nüfusun, lalettayin bir batılı devlet kadar bile yeryüzünde nüfuz sahibi olmamasına zemin hazırladılar. Çünkü küfre ve zulme karşı yüreğinde ‘gılze’ taşıması gerektiğini unuttu.   Cömertliklerini kaybettiler; kimse nerede, nasıl ve niçin fedakârlık yapması gerektiğini bilmiyor. Çoğu kere kendinden olan mümin kardeşine, sırf aynı kulübe mensup olmadığı için, bir zalime göstermesi gereken şiddeti gösterebiliyor. Onu yok sayabiliyor. ‘Parti’sinden olmayanı dininden de çıkartıyor… İşte belki bu hastalıklara bir çare olur diye bir kitap yazıyorum. Henüz tamamlanmadı. Fakat böyle bir kitabı yazmaya koyulmadan önce zihnim kadar soru yöneltti ki bana, onları kendi kendime çevaplayayım derken bir kitap daha ortaya çıktı. Adını Gizemli Sorular koydum.   Herkesin, kimseye sormak istemediği ama cevabını da bilmek istediği cinsten bir yığın soru…   Bütün soruları, insanın tamirinin mümkün olup olmadığını anlamak için sordum.   Ve sonra anladım ki insan, hakikaten kendi zatında iyidir. Kötü insan yaratılmamıştır. Ama kötü olmaya yatkındır. Onun kötü olmasına neden olan halleri belirlediğimizde onun nasıl iyi olabileceğini de tespit etmiş oluruz.   Ben de kendimce bunu yaptım. Sanırım herkes kendince bir şeyler bulacaktır. Kitabın adı Gizemli Sorular. Ardından da öbürü gelecek inşallah. Yani İnsan Tamir Dükkanı 563533 Türkiye'den yağmur manzaraları Galeri Türkiye'den yağmur manzaraları Galeri Diğer GÜNCEL haberlerini okumak için ... 562802 Ermeni mezalimi belgeleri yok edilmiş Erhan Başyurt'un haberi Ermenistan ile imzalanan iki protokol önümüzdeki günlerde Meclis'e gelecek. Dışişleri Bakanı Prof. Ahmet Davutoğlu süreci başlattı. Protokollere göre sınırlar karşılıklı tanınacak, kapılar ticarete açılacak ve diplomatik ilişkiler kurulacak. Bir diğer önemli adım da iki ülke arasında sorunların tespitini yapmak ve ilişkileri geliştirmek amaçlı hükümetlerarası komisyon kurulması. Komisyon bünyesinde "tarihsel boyuta ilişkin alt komisyon" da çalışma yapacak. Türkiye'nin 2005'te Ermenistan'a yaptığı "tehciri tarihçiler komisyonu incelesin" teklifi böylece hayata geçmiş olacak. Protokolde, "tarihsel kaynak ve arşivlerin bilimsel incelenmesini de içerecek şekilde diyaloğun uygulamaya konulması" öngörülüyor. Türkiye'nin Taşnak Partisi, Ermenistan ve diğer ülkelerdeki arşivlerin de açılması teklifi böylece ele alınacak. "Tarihçiler komisyonu" konusunu Türkiye'deki en yetkin isimlerden Prof. Kemal Çiçek'e sordum. Türk Tarih Kurumu Ermeni Masası Başkanı Prof. Çiçek, BUGÜN TV'de yayınlanan Perde Arkası programının konuğuydu. Çiçek, tarihçiler komisyonunun gerçekleri ortaya çıkaracağına inandığını söylüyor. Ermeniler'in elinde bilimsel değeri olan hiçbir belgenin olmadığını iddia ediyor. Osmanlı arşivlerinin tamamen açık olduğunu, iddia edildiği gibi bir belge ayıklaması yapılmasının kayıt sıra numaraları nedeniyle mümkün olmadığını vurguluyor. Prof. Çiçek, buna karşılık Ermeniler'in arşivleri ayıkladıklarını ya da sakladıklarını anlatıyor. "Nisan ayında Amerikan arşivlerinde 'Ermeniler'in Türkler'e yaptığı mezalimi' gösteren belgeler üzerinde çalışma yaptım. 'Ermeni mezalimi' başlığıyla tasnif edilen onlarca belgenin yanı başına 'imha edildi' notu düşülmüştü. Amerikalı meslektaşlarım da büyük şaşkınlık yaşadı." Görünen ki, Ermeni araştırmacılar arşivlerde aleyhlerine olan belgeleri tek tek ayıklamışlar. Prof. Çiçek, tehcirle ilgili tartışmalara ışık tutması beklenen Taşnak Partisi'nin arşivleri konusunda da ilgi çekici bilgiler verdi. "2005 yılıydı. Amerika'daki Taşnak Partisi arşivine gittim ve çalışmak istediğimi söyledim. 'Bunlar özel arşiv ve tasnif edecek paramız da yok' diyerek reddettiler. Durumu dönemin Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Yusuf Halaçoğlu'na anlattım. '20 milyon dolar verelim, tasnif edip, açsınlar' dedi. Ermeniler önce inanmadı. Oysa ciddiydik. Ama yine de kabul etmediler." Prof. Çiçek'in açıklamaları "tarihçiler komisyonu" şayet kurulursa üzerlerine çok iş düşeceğini gösteriyor. Türkiye'nin arşivleri konusunda bir endişe duymadığını ancak Amerika'da ayıklanan belgelerle, İngiltere arşivlerinde henüz incelemeye açılmayan belgelerin önem kazanacağı anlaşılıyor. Tabii bir de Taşnak Partisi'nin özel arşivi... Türkiye-Ermenistan ilişkileri kritik bir evreye doğru ilerlerken diasporanın ezberini bozacak çok gelişmeler yaşanabilir. 563700 Bandırma'da sel endişesi telaşı 'da sel endişesi telaşıErdem ÖZCAN- Faruk KAHRAMAN/ BANDIRMA (Balıkesir)(DHA)’in İlçesinde önceki gün meydana gelen selden büyük zarar gören ilçe esnafı, beklenen yağışın bugün akşam saatlerinde başlaması üzerine, daha önce hazırladıkları kum torbalarını işyerlerinin önüne koyarak set oluşturdular ’da bugün saat 18.30’da başlayan tekrar sel olacak endişesi yaşayan esnafta paniğe neden oldu. Yağmurun başlamasıyla belediyenin hazırladığı içersinde kum bulunan bin torbadan alan esnaf bunları işyerlerinin önüne sırayla koyarak set oluşturdu. Bazı esnaf mağazasının önüne kontraplak takarken bir kısmı ise işyerinde bulunan kürek ve süpürge sayısını artırdı. Bandırma Belediyesi önceki gün yaşanan sel felaketinden sonra alınan önlemleri artırdı. Vatandaşı uyaran belediye ekipleri tıkanan logarları ise iş makinesi ile açtı. Bandırma’da önceki gün yaşanan sel felaketinde yüzlerce fabrika, işyeri ve eve su basmış, mahsur kalanlar 6'ncı Hava Jet Üssüne ait ve botlarla kurtarılmıştı. 50 binden fazla kesimlik tavuğun telef olduğu sel baskınında bin 600 dönüm arazide ekili olan ve ayçiçeği zarar görmüştü. 563146 Kocaeli'de zincirleme kaza Kocaeli'nin Gölcük ilçesindeki aracın karıştığı zincirleme kazaya giden polislerin de Kartepe ilçesinde kaza yapması sonucu toplam 28 kişi yaralandı. Gölcük ilçesi Yazlık Mahallesi Üçevler mevkisinde, Bursa istikametine gitmekte olan İsmail Ertaş yönetimindeki 28 UE 6082 plakalı TIR, aynı yönde seyir halindeki, sürücüsünün ismi henüz tespit edilemeyen 41 LS 830 plakalı otomobille çarpıştı. Bu sırada arkadan gelen Tanju Dinçay'ın kullandığı 41 FZ 553 plakalı minibüs TIR'a, Mazhar Akıllı yönetimindeki 28 TE 116 yolcu otobüsü ise minibüse çarptı. Kazada, minibüste sıkışan sürücü Dinçay, itfaiye ekiplerinin yardımıyla sıkıştığı yerden çıkarıldı. Yaralanan minibüs sürücüsü Dinçay ile otobüs ve minibüsün yolcularından Turgay Tosun, Uğur Özkalaycı, Hasan Tahsin Yavaş, Kazım Demiroğlu, Mustafa Hür, Ahmet Sünger, Ayşenur Ekiz, Mete Zılıh, Kamil Türengül, Özlem Çelik, Mustafa Eskin, Şükrü Yavuz ile Ayşe Yılmaz, Gölcük Devlet Hastanesi'ne, Arif Çongur, Ayşegül Yolal, Merve Demirel, Naim Yıldız, Onur ve Özgür Şen, Recep Cihan ve Yasemin Türengül, Kocaeli Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Ayşegül Yolal daha sonra Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildi. Kaza nedeniyle D-130 kara yolunun Bursa istikameti yaklaşık saat trafiğe kapalı kaldı. Öte yandan, Kartepe ilçesinden Gölcük'teki kazaya gitmek üzere D-100 kara yolunda ilerleyen polis otosu, Hikmet Kılıç'ın kullandığı 41 PK 635 plakalı minibüsle Köseköy ışıklar mevkisinde çarpıştı. Kazada yaralanan Bölge Trafik Şube Müdürlüğünde görevli A.Ç. ve R.C. ile minibüs sürücüsü Kılıç, Kocaeli Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Minibüsteki Abdullah Kurt İzmit SEKA Devlet Hastanesi'nde, Erdem Bilgin ve Turgay Akman ise Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesin'de tedaviye alındı. 562836 10 Andy Warhol tablosu çalındı Los Angeles polisinin yaptığı açıklamaya göre, çalınan tablolar arasında Chris Evert, Muhammed Ali, O.J. Simpson ve diğer bazı ünlü sporcuların tasvir edildiği yapıtlar bulunuyor. Hırsızlığın yapıldığı evin Richard Weisman'a ait olduğu ve çalınan tablolar arasında bu iş adamına ait bir portrenin de bulunduğu kaydedildi. Polisin açıklamasına göre bir çalışan, Eylül'de eve geldiğinde, yemek salonundaki tabloların yerinde olmadığını gördü ve komşu eve geçerek polisi aradı. Çalınan tabloların bulunmasını sağlayacak bilgi verenlerin milyon dolarla ödüllendirileceği açıklandı. 563277 'Yaralı Ergenekon daha büyük tehlike' Özkan Erdem'in röportajı 70 milyon adım koalisyonuyla ‘Ergenekonun arkasındayız’", ‘Özgürlük istiyoruz’, ‘Darbeciler Yargılansın’ diye eylemler gerçekleştiren Genç Siviller’in kurucusu Turgay Oğur ile darbeleri, özellikle de 12 Eylül darbesiyle ilgili görüşlerini açıkladı. Turgay Oğur, darbe gerçekleştirenlerin amacının “Askeri vesayet rejimini sağlamlaştırmak ve Kemalizm’de iman tazelemek” olduğunu söyleyerek, “Dünyanın en kötü anayasasının bize miras olarak bırakılması”nı 12 Eylül darbesinin bir sonucu olarak yorumluyor. Oğur, Darbelerin gerçekleşmesinde katkısı olanların “Müebbed hapis cezasıyla çarptırılması, ölenlerin ise mezarlarının dozerlerle düzeltilmesi, isimlerinin ise utanç anıtlarında sergilenmesini” de tavsiye ediyor. ‘Türkiye’de darbeler dönemi kapanmıştır fikrine nasıl bakıyorsunuz?’ sorumuza ise, ‘Kapanmamıştır. Hesaplaşmadan kapanmaz!’ yorumunu getiriyor. İşte röportajın ayrıntıları… 12 Eylül Darbesini yapanların amacı neydi? Türkiye’de tüm darbeler aynı amacı taşır. Toplumu hizaya getirmek, insanları tornadan geçirmek, askeri vesayet rejimini sağlamlaştırmak, kemalizimde iman tazelemek, halkı ikna etmeden, seçim rekabetine girmeden kılçıksız iktidar sahibi olmak. 12 Eylül darbesi kimler tarafından destekleniyordu? 12 Eylül darbesiyle ilgili edilen en meşhur replik ABD Başkanı Carter’ın kulağına fısıldanan ‘Your boys have done’ yani ‘sizin çocuklar başardı’dır. Bu olayın öne çıkarılmasındaki amaç kahraman ordumuzun aslında darbe yapmayacağı, esas suçlunun ABD emperyalizmi oldu falan.. Bu gizli milliyetçiliktir. ABD’nin zaman Türkiye’den bazı talepleri olabilir. Küresel kapitalizmin direkleri günlerde çakılıyor olabilir. Türkiye’nin de bu sürece dahil olması için muhalefetsiz bir siyasi güce sahip olması gerektiği düşünülebilir. Bir yabancı ülke her zaman başka bir yabancı ülke üzerinde ‘hain’ emeller besleyebilir. Ancak ne olursa olsun bizim askerlerimizde darbe yapmak kurumsallaşmış bir siyaset yapma biçimi olmasaydı kimse 12 Eylül’ün olmasını tek başına sağlayamazdı.    12 Eylül darbesi ne gibi tahriplere neden oldu? Bütün askeri darbeler yakar, yıkar ve geçer. En başta toplumsal barış bozulur. Çünkü her darbenin bir taraftar kitlesi ustalıkla yaratılmıştır. 27 Mayıs’ta bir kesimin başbakanı asılırken diğer taraf sevinç çığlıkları atar. Doğal olarak da canı yananlar sevinenlerin hallerini asla unutmazlar ve derin kin beslerler. Askerler sonra diğer tarafın canını yakar. İdolleri olan gençleri asarlar. Bu sefer sevinme sırası 10 yıl öncesinin mağdurlarındadır. zaman da kin biriktirme sırası 27 Mayıs’ın sevinenlerine geçmiştir. Bu kısır döngü böyle sürüp gider. 12 Eylül’ün diğer büyük tahribatı da dünyanın en kötü anayasasını bize miras olarak bırakmasıdır.    Darbenin günümüze yansıması nelerdir? Toplumsal muhalefeti örgütleme yeteneğine sahip solun yok edilmiş olması, Sosyalist hareketin lokomotifi Kürtlerin Diyarbakır Hapishanesinde yürütülen sistematik işkence ile silahlanmış milliyetçi Kürtlere dönüştürülmesi ve dolayısıyla bunun yarattığı terör, tabii ki 12 Eylül anayasası, bu anayasanın dibacesi ve değiştirilmesi teklif edilemeyen maddeleri, bu maddeler yüzünden kapanan partiler, el konulan haklar, çiğnenen temel özgürlükler.. Bir darbe daha yapılırsa Türkiye bunu kaldırabilir mi? 12 Eylül’den sonra bir değil iki darbe yapıldı. 28 Şubat adice yapılmış bir darbedir. Bir darbede olan herşey olmuştur. Tanklar da yürütülmüştür. Bürokrasiden iş dünyasına, üniversiteden medyaya kadar muhaliflere yönelik sürek avı yürütülmüştür. Hükümet devrilmiştir. Daha ne olsun? Sonra 27 Nisan e-muhtırası… Lütfen bu muhtırayı küçümsemeyelim. İçerik olarak 12 Mart Muhtırasından daha serttir. Ancak adeta kim takar yalova darbecisi muamelesi gördüğü için, en başta biz Genç Siviller olmak üzere pek çok sivil toplum örgütü ve tabii ki mevcut hükümet gereken cevabı verdiği için başarılı olamamış gibi gözükmüştür. Aslında yine de hükümeti erken seçime zorlamıştır.   Türkiye'de muhtemel bir darbenin tekrar olmaması için halka ne gibi bir görev düşüyor? Bir kere Honduraslı kadınlar kadar cesur olacağımızı darbe heveslilerine anlatmalıyız. Darbelerin artık çeşitlendiğini, darbecilerin kendilerini bu konuda yenilediklerini, topluma karşı 28 Şubattakine benzer psikolojik harekatlar yapmaktan geri durmayacaklarını göz ardı etmemeliyiz. Ayrıca ileri görüşlü vesayetçiler tarafından emniyet subabı olarak zor günler için tasarlanmış HSYK, Anayasa Mahkemesi, Danıştay gibi yargı kurumlarının da rejim acil servisi olarak çalıştıklarını unutmamalıyız. Darbecilerin yargılanması için halk neler yapmalıdır? Hükümet ne yapmalıdır? Bugüne kadar herhangi bir darbeye karışmış her subayın derhal yargılanmalarını ve müebbetten az olmayacak cezalara çarptırılmaları taraftarıyım. Ayrıca darbe döneminde elde ettikleri tüm mal varlıklarına el konulması, varislerine intikal etmiş malların dahi geri alınması gerektiğini düşünüyorum. Hayatta olmayanların da gıyablarında yargılanmaları ve mezarlarının dozerlerle düzleştirilmesini, itibarsızlaştırılmalarını, isimlerinin ve vesikalık fotoğraflarının bir utanç anıtında sergilenmesini istiyorum. Adları; okul, cadde, kışla, stadyum, park gibi yerlere verilenlerin derhal değiştirilmesi aciliyetini dile getirmeyi dahi gereksiz buluyorum. Darbe anayasası yüzünden darbeciler yargılanamıyor. Yargılamak isteyenler ise görevlerinden alınıyorlar. Bundan kurtulmanın yolu yeni bir sivil anayasa yapmaktan mı geçiyor? Yeni bir anayasadan geçiyor. Bir de askere gitmemiş, bu nedenle bilinç altında üniforma korkusu olmayan kadın politikacıların sayılarının parlamentoda artmasından. Türkiye’de darbeler dönemi kapanmıştır fikrine nasıl bakıyorsunuz? Kapanmamıştır. Hesaplaşılmadan kapanmaz. Bugüne kadar darbe yapmış kişiler bu kadar harika hayatlar yaşarken, bu anayasa dururken kapanmaz.   Ergenekon gibi örgütlenmeler darbenin neresinde? Bu soruşturma neticesinde darbe yapmaya teşebbüs edenlerin ceza alabileceklerine inanıyor musunuz?  Ergenekon darbelere gerekçe hazırlayan bir örgüttür. Ben kesinlikle ceza alacaklarına inanıyorum. Yaralı Ergenekon çok daha büyük bir tehlikedir. Ceza almadan çıkarlarsa üçte birimizi yok edecek kadar öfke dolu olacaklar. Bu nedenle bu davanın kesintiye uğraması bir felaket olur. 12 Eylül darbesinden sonra dönemin sıkıyönetim Komutanı Bedrettin Demirel,"Darbe olgunlaşsın diye sene bekledik demişti" Bu anlamda, Türkiye’de 11eylül’de kan gövdeyi götürürken 12 Eylül’de çatışmaların bir den bitmesi bu sözü doğruluyor mu? Bu askeri vesayet mantığıdır işte. Devletimizin ali menfaatleri için üç beş bin genç birbirini öldürsün önemli değil. Önemli olan 80 yıllık cumhuriyetimiz ve laiklik riske girmesin. Bu korkunç bir düşüncedir. Bu devlet için bireylerin hayatları değersizdir. 562574 Darbe, üç büyük şehirde mitinglerle protesto ediliyor İstanbul'daki miting ise Kadıköy İskele Meydanı'nda saat 12.00'de. Yine burada da sol görüşlü partilerle sivil toplum kuruluşlarının öncülük ettiği bir kalabalık toplanacak. İzmir'deki miting de 18.30'da Basmane'de başlayacak. Burada toplananlar Konak'a kadar yürüyecek. 563410 Iğdır'da protokolün tepkisine açıklama Yılmaz, yaptığı yazılı açıklamada, Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünce Eylülde gerçekleştirilen Iğdır Özel Çekilişi etkinlikleri kapsamında, sanatçı Şevval Sam'ın, konserinde istek üzerine Kürtçe şarkılar seslendirdiği, bu sırada da protokol mensuplarının yerinde programı izlemeye devam ettiğini ifade etti. Sanatçı Sam'ın, Kürtçe okuduğu parçalardan sonra, seslendirdiği diğer şarkılarına eşlik etmek ve halay çekmek üzere vatandaşları sahne yakınına davet etmesiyle de protokol alanının konseri izlemek için elverişsiz hale geldiğini belirten Yılmaz, şunları kaydetti: ''Bu nedenle sahneye yakın kısımdaki protokol mensupları, konser alanından peyderpey ayrılmışlardır. Bu durum da konser sonunda olmuştur. Kaldı ki, sanatçı Şevval Sam da telefon bağlantısıyla katılmış olduğu bir canlı yayın programında, konser esnasında yaşananlar hakkında bu yönde açıklamada bulunmuştur. Protokolde bulunanların, söz konusu Kürtçe şarkıların söylendiği esnada protokolden ayrılmadığı mevcut kamera görüntülerinden anlaşılmaktadır. Basında çıkan 'Kürtçe şarkı söylenirken protokol konser alanını terk etti' haberleri gerçeği yansıtmıyor.'' 562722 Erciyes Başkanı kalp ameliyatı oldu Kulüp basın sözcüsü Murat İlhan, önceki gün kalp krizi geçiren Büyükbahçeci'ye dün açık kalp ameliyatı yapıldığını söyledi. İlhan, Büyükbahçeci'nin sağlık durumunun iyi olduğunu belirterek, "Başkanımız başarılı bir ameliyat geçirdi. Sağlığı gayet iyi." dedi. 562446 "Ayamama Engellerden Temizlenmeli" İstanbul'daki sel felaketini değerlendiren Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, ayamama deresinin bulunduğu bölgenin yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi. Yıldırım, felaket üzerinden siyaset yapmanın da doğru olmadığını vurguladı. Binali Yıldırım, İstanbul'da yaptığı açıklamada, doğal felaketlere her zaman hazırlıklı olunması gerektiğini belirterek, felaket üzerinden siyaset yapmanın doğru olmadığını söyledi. Bakan Yıldırım, Ayamama deresinin bulunduğu bölgede yapılan yanlışlardan ders alınması gerektiğini de vurguladı. Yıldırım, "Hangi usullerle bina tahsis edildiyse, bu usullerle kaldırılacaktır. Ama kaldırılmasının vadinin, su yolunun mutlaka bütün engellerden temizlenmesinin artık bir kez daha, hiç bir tartışmaya, tereddüte mahal vermeyecek şekilde ortaya çıkmıştır. Gördüğümüz manzara, selin, yoğun düşen yağışın bütün dorseleri, tırları önüne katıp menfezlerin önüne set oluşturması felaketin boyutunu büyütmüştür. Bu aşikar bir sonuçtur" dedi. Ulaştırma Şurası Düzenlenecek Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, 20 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek Ulaştırma Şurası'nın, ulaşım ve iletişimde, Türkiye'nin 2023 Hedeflerini ortaya koyması açısından önemli olduğunu da söyledi. Ulaştırma Şurası'nın, 30'a yakın çalıştayına, ulusal ve uluslararası 300 bilim adamı ve uzmanın katılması bekleniyor. 563250 Almanya'da Çatışmalar Almanya'da göstericilerle polis arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Hamburg kentinde aşırı-sağcı Ulusal Demokrat Parti NPD üyelerinin gösteri yürüyüşünü protesto eden solcu göstericiler polisle çatıştı. Almanya'nın Hamburg kentinde aşırı sağcı Ulusal Demokrat Parti NPD üyelerinin gösteri yürüyüşünü protesto etmek isteyen solcu göstericiler polisle karşı karşıya geldi. Polis kaynakları, başlangıçta sakin bir yürüyüş şeklinde başlayan gösteride polis güçlerine karşı zaman zaman şiddetlenen saldırılarda iki taraftan da yaralananlar olduğunu bildirdi. Protestocuları geri püskürtmek için cop, biber gazı ve tazyikli su kullanan polis bazı göstercileri gözaltına aldı. Aşırı sağcıları protesto etmek için düzenlenen gösteriye 700 kişi katılırken bin 400 polis görev yaptı. Solcu göstericilerin, kaldırım taşları,şişeler, gaz bombaları ve fişeklerle saldırdığı ve bazılarının çöp tenekeleri ve barikatları ateşe verdiği gösteride bir benzin istasyonu da kundaklanmaya çalışıldı. 563269 Vali: Isparta da sel tehdidi altında Afet Kriz Merkezi toplantısında konuşan Öner, "Önceki gün alınan yağışlardan sonra toprağın suya doyduğu anlaşılıyor. Bu gece ve yarın öğleden sonra ağırlıklı olmak üzere etkili yağışlar alabileceğimiz belirtiliyor. Bu doğrultuda ön hazırlıkları yapmak, teyakkuza geçmek ve kriz merkezimizi hizmete hazır halde tutmak zorundayız." dedi. Öner, her birimin üzerine düşen görevi, panik ve heyecana kapılmadan doğru bir şekilde yerine getirmesi gerektiğini kaydetti. Ali Haydar Öner, yağışın yoğun olacağı ilçede kaymakamların dikkatli olunmasını, iş makinesi operatörlerinin her an hazırlıklı olmasını ve haberleşme kesintisine karşın cep telefonlarının sürekli açık tutulması talimatını verdi. Toplantıya katılan Meteoroloji Bölge Müdürü Orhan Yıldız da Girit adası üzerinden bölgeye doğru etkili yağışların geldiğini söyledi. Yıldız, Isparta merkezle birlikte Aksu, Yenişarbademli ve Sütçüler ilçesinin sel tehdidi altında olduğu belirtti. Yıldız, "Atmosferdeki süregelen bir döngü içerisinde ilimizde önümüzdeki günlerde kuvvetli bir yağışın etkisi altında kalacak. Tahminlerimiz bu doğrultudadır. Bizi etkileyecek olan sistem orta Akdeniz üzerinden gelen ve aktivitesi çok olan bir yağış şeklinde olacak. Girit adası üzerinden gelecek olan etkili yağışlar, Fethiye üzerinden bölgemize giriş yapacak." dedi. Yıldız, bölgelerde metrekare olarak 20-30 kilogram yağış beklendiğini belirterek, yağışların yoğun olacağı bölgelerde yıldırım düşmesine karşı dikkatli olunması gerektiğini belirtti. 562580 Londra'da cami önünde gösteri :10 gözaltı Polis sözcüsü, gözaltına alınanlardan 9'unun, yasa dışı saldırı silahı taşımakla, birinin ise huzuru bozmakla suçlandığını belirtti. Akşam saatlerindeki olaylarda, gösterici gruptan yaklaşık 20 kişi, Harrow Merkez Camiinde namaz için toplanmaya başlayan, yüzlerce kişilik kalabalığa yaklaşmak istedi. Polis, grubun bu çabasına engel oldu. 563363 Obezite böbrek taşı yapıyor Obezite böbrek taşı yapıyor 12.09.2009 16:39 Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Danışman, kalp, şeker gibi birçok sağlık sorunlarına neden olan obezitenin, böbrek taşına da neden olduğunu belirttti. Soner ÖZCAN/ANTALYA (AHT) Her yaş grubunda görülmekle beraber böbrek taşına en sık 30 ile 60 yaş arasında rastlandığını anlatan Prof. Danışman, erkeklerde görülme olasılığının ise kadınlara göre kat fazla olduğunu söyledi. Türkiye’de ise en fazla Akdeniz, Karadeniz ve Güneydoğu bölgelerinde görüldüğünü ifade etti. TEKRARLAYABİLİR Bir kez taş oluşan bir kişide yıllık süre içinde tekrar taş oluşma ihtimalinin yüzde 50’den yüksek olduğunu söyleyen Ahmet Danışman, “İdrar yolu taşları öncelikle böbrek ve idrar torbası (mesane) içinde oluşurlar, idrar akımı ile hareket ettikleri için sistemin her bölgesinde olabilir. Bir kişide yüzlerce taş oluşabilir” dedi. ÇOK SU TÜKETİN Böbrek ve mesane taşlarına az su tüketiminin ve beslenme alışkanlığının neden olduğunu anlatan Danışman, son yıllarda giderek artan obezitenin de taş oluşumuna neden olduğunu bildirdi. Ayrıca böbrek taşı hastalığının heredite (ailesel geçiş) gösterdiğini de vurgulayan Danışman, böbrek taşı olma ihtimali olanların bol sıvı tüketmesi gerektiğini belirtti. KÜÇÜK TAŞLAR ATILIYOR Böbrek veya idrar torbasında oluşan taşların küçüklerinin kendiliğinden idrarla atıldığını kaydeden Danışman, “Ancak santimden büyük taşlar vücuttan atılamaz ve şikâyete neden olur. Başlıca belirtileri ise böbrek bölgesinden başlayıp bütün karına yayılan ağrılar, idrarda kan görülmesi, bulantı, kusma, ateşlenme ve idrar yolu iltihaplanmalarıdır. Taş veya taşların idrar yollarını tamamen tıkaması durumunda ise, hiç idrara çıkamama sorunu görülür” dedi. 563484 Fırıncılar, Ramazan'ın bitmesini istemiyor Kurtuluş Caddesi üzerinde fırın işletmeciliği yapan Emin Erdem, Ramazan ayından önce işlerinin çok düşük olduğunu belirterek, Ramazanla birlikte işlerinin üç kat arttığını kaydetti. Sıcak pidenin Ramazan sofralarının olmazsa olmazı olduğunu söyleyen Erdem, iftara sıcak pide yetiştirmek için öğle saatlerinde işe başladıklarını hatırlattı. Erdem, Ramazan boyunca ailesiyle bir gün dahi iftar yapamadığını bildirdi. Sahur için ise iftardan sonra hiç dinlenmeden işe devam ettiklerini belirten Erdem, işlerinin ancak sabah saatlerinde bittiğini sözlerine ekledi. 562435 Erdoğan iftarda vatandaşa konuk oldu Başbakan Erdoğan, iftar vakti, beraberinde partisinin İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara ve AK Parti Üsküdar İlçe Başkanı Zekeriya Erdim ile Vahit ve Bediha Şengün'ün Üsküdar Gencer Sokak'taki evine gitti. Erdoğan, daha sonra aynı mahalledeki Su Yolu Sokak'ta oturan 76 yaşındaki Nezire Yelek'in evine geçti. Başbakan Erdoğan, Yelek ile bir süre sohbet ettikten sonra kısa bir zaman önce vefat eden 1944 doğumlu Cemal Taşdemir'in eşi Rabia Taşdemir'in evine giderek baş sağlığı dileğinde bulundu. Bu arada, Başbakan Erdoğan, Yelek'in evinden çıkıp Taşdemir'in evine giderken sokaktaki vatandaşlarla sohbet etti. Erdoğan, daha sonra Üsküdar'daki konutuna gitti. 563425 Pakistan'da 27 militan öldürüldü Pakistan sınır birliklerinden yapılan yazılı açıklamada, Hayber'de devam eden operasyonda 22 militanın öldürüldüğü, militanlara ait sığınağın da imha edildiği belirtildi. Bu arada, Hayber'den yetkili Tarık Hayat, Taliban'la bağlantılı olduğu belirtilen Leşker-i İslam adlı örgütün tehditleri nedeniyle bölgede görev yapan 350 polisin işi bıraktığını söyledi. Militanlar, Afganistan'daki Amerikan askerlerine ikmal sağlayan araçlara sık sık Hayber Geçidinde saldırıyorlar. Öte yandan, Pakistan ordusu da yaptığı açıklamada, Svat vadisindeki operasyonlarda militanın öldürüldüğünü, 18 militanın yakalandığını bildirdi. Pakistan ordusu, Svat vadisindeki Taliban militanlarına yönelik operasyonlarında dün de aralarında Taliban sözcüsünün de olduğu üst düzey militanın yakalandığını duyurmuştu. 562737 ABDÜLHAMİT BİLİCİ Bir milyona bir Türk! Azgelişmişlik ve kalkınma konuları, üzerine binlerce kitap yazılmış derin mevzular. Yine de bir süredir bu ülkede yaşayan insanların bu soruya verdiği cevaplar, bazı ipuçları taşıyordu. Buna göre, zengin kaynaklara rağmen yaşanan yoksulluğun en büyük nedeni, son 10 yıla kadar ülkeyi cenderesine alan yolsuzluk. Buna, işletme kültüründeki noksanlık, karar mekanizmalarındaki yavaşlık ekleniyordu. 17 bin 500 adadan oluşan ülkenin, coğrafyadan kaynaklanan yönetim zorlukları da az değil. Mesela, bazı ücra bölgelerinde henüz adres sistemi yok ve vergi toplanamıyor. Tabii listenin başına, yüzlerce yıl ülkenin kaynaklarını tüketen Avrupa sömürgeciliğini ilave etmek gerekiyor. Sömürgecilik, bu ülkeyi 1500'ler gibi erken dönemde vurmuş. Bugün Endonezya'nın parçası olan Açe Sultanlığı, Osmanlı'dan bu istilaya karşı destek istemiş. Napolyon'un Hollanda'yı işgal ettiği 1811-16 yıllarındaki İngiliz idaresi hariç tutulursa ülke, 1945'e kadar Hollanda yönetiminde kalmış. Bütün bu sorunlara rağmen, ülkeyi yakından izleyenler dev potansiyele dikkat çekiyor. Cakarta Büyükelçimiz Aydın Evirgen, "Bizim 30 yıl önceki halimiz" diyor ve ekliyor: "Birçok ülke 2009'da küçülürken, burası büyüme bekliyor. Bu ülke 10 yıldır her yıl yüzde büyüyor. Müthiş potansiyel var. Birçok firma girmek için limanda bekliyor. Maalesef biz keşfedememişiz." THY'nin dünyanın dördüncü büyük ülkesine, 119'uncu hat olarak uçuşa başlaması da bu durumun delili. Nitekim Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin, Endonezyalılara hitap ederken bunu itiraf ederek, en kısa sürede direkt uçuşlarla bunu telafi edeceklerini söylüyor. Bizi, havaalanından şehir merkezine götüren işadamı Mustafa Bey'in "Burada ne kadarsınız?" sorumuza verdiği cevap, Türk varlığına dair çok şey anlatıyor: "Her bir milyon Endonezyalıya bir Türk." Ticaret hacmi, 1,7 milyar dolar. Köklü Türk yatırımı yok. Kauçuk ve palmiye yağı gibi hammadde alıyoruz. Un satıyoruz. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi burada da Türk okulları olmasa Türkiye'nin varlığı daha zor hissedilecek. 1994'teki ilk adımdan sonra okulların sayısı 7'ye çıkmış. 2500 öğrencileri var. Cakarta'ya en yakın okul olan Kharisma Bangsa'yı birlikte ziyaret ettiğimiz Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de sayının azlığına dikkat çekiyor. Ama her ülkede olduğu gibi başarıları büyük. Öğrencilerin Türkçe şarkılarını dinleyen bakan, "13 bin kilometre uzakta evimizde hissettirdiğiniz için sizinle gurur duyuyoruz." diyor. Özel okulculukta güçlü rekabet yaşanan ülkede Türk okulları, herkesin dikkatini çekmiş. PASİAD'ın Endonezya Şubesi Başkanı Salih Demir, Milli Eğitim Bakanlığı'nın uygulanan eğitim tarzını model aldıklarını ve bunun için 500 müdürü sistemi incelemek üzere Türkiye'ye seminere gönderme kararı aldığını söylüyor. Şimdiye kadar bu çerçevede 275 müdür gelmiş. Bu sene, dinî cemaatlerin idaresindeki okul idarecilerinin aynı seminerlere katılması kararlaştırılmış. Sayılar belki az ama etkileşim kadar fazla ki, ülkenin önde gelen üniversitelerinden Devlet İslam Üniversitesi, bünyesinde ay önce Fethullah Gülen Enstitüsü açmış. Tıp, mühendislik gibi bölümleri de olan üniversitenin ODTÜ'den doktoralı rektörü, "Gülen'in fikirleri artık sadece fikir değil. Dünyanın her yanında başarılı uygulamaları var. Biz de bunu öğrenmeliyiz." diyor. Üniversite, enstitüden Gülen'in fikirlerinin yanı sıra Osmanlı ve Türk tecrübesiyle ilgili dersler de istiyor. Uçağımız geciktiği için kapanışına yetişebildiğimiz enstitünün iftarına birçok rektörün yanı sıra 30 ülkenin elçisinin katılması manidardı. Dev ülkedeki Türk varlığı böyle. Belki henüz küçük ama umut verici. Böyle bir ortamda makul olan, bir avuç insanın dayanışma içinde olması. Ama ülkeye adım atar atmaz şahit olduğumuz bir olay, bu açıdan üzücüydü. İlk THY uçağıyla gelen heyeti karşılama töreninde küçük bir gösteri yapmak için 300 km uzaktan havaalanına gelen Türk okulu öğrencileri elleri boş döndü. Türk okuluna, Türk elçiliğinin engel çıkarması tuhaf değil mi? 562519 Bakan Kavaf'tan sığınma evi baskısı Bakan Kavaf'tan sığınma evi baskısı Zübeyde YALÇIN ANKARA 12.09.2009 Kavaf, valilerden sığınma evi yapma konusunda belediye başkanlarını sıkıştırmasını istiyor Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, nüfusu 50 binin üzerinde olan belediyelerin yasal zorunluluğu bulunmasına karşın şiddet gören kadınların barınacağı sığınma evleri yapmamasından yakındı. Kavaf, "Gittiğim illerde valilerle görüşürken bu konuyu gündeme getiriyor ve belediyeleri zorlamalarını istiyorum" dedi. SABAH'a konuşan Kavaf, şiddet ve baskılardan kaçan kadınların kaldıkları sığınma evleri sayısı ve kapasitesinin talep ve ihtiyaca göre yetersiz olduğunu söyledi. Kavaf, sığınma evlerinde yer bulunmasa da kadınları sokakta bırakmadıklarını, valiliklerin otellerle anlaşma yaptığını, gerekli güvenliği de sağlayarak mağdurları buralara yerleştirdiklerini belirtti. Kavaf, kadınların daha sonra yer bulunan en yakındaki sığınma evine gönderildiğini anlattı. İLLERDE DURUM NE? Türkiye genelinde, SHÇEK'e ait 593 kapasiteli 27, belediyelere ait 609 kapasiteli 19, valiliklere ait 59 kapasiteli ve özel kuruluşlara ait 36 kapasiteli adet olmak üzere, toplam bin 297 kapasiteli 52 kadın sığınma evi bulunuyor. Kadın sığınma evlerinde aydan fazla kalan kadın sayısı ise yüzde 10'u buluyor. Büyükşehir ve nüfusu 50 binin üzerindeki belediyelere sığınma evi kurma zorunluluğu yıl önce çıkartılan bir yasa ile getirildi. Sığınma evi açan belediye sayısı 19'da kaldı. 562911 122 yıllık mesaisine yıl aradan sonra yeniden başladı Saat ustası Kamil Karagözoğlu (65), AA muhabirine yaptığı açıklamada, Adliye Sarayı karşısındaki 122 yıllık tarihi saat kulesinin 47 yıldır tamirini gönüllü olarak yaptığını söyledi. Saatin bulunduğu kuleye üşenmeden düzenli olarak çıktığını anlatan Karagözoğlu, şöyle devam etti: ''1960'lı yıllarda bir yerel gazete 'plajımız yok, bozuk saatimiz var' şeklinde manşet atınca, işini çok seven biri olarak kendimi sorumlu hissettim. İskenderun sevdalısı biri olarak 'kente hizmetim olsun' diye dönemin savcısı ile konuşup, gönüllü tamir, bakımını üstlendim. İşimi 47 yıldır severek yapıyordum ama yıl önce kalp rahatsızlığı geçirdim. Doktorlar yükseğe çıkmamı yasakladı. Böyle olunca saatin bakımını yapamaz oldum. Saat de bir süre sonra bozuldu.'' İki yıl aradan sonra kendini iyi hissetmeye başladığını anlatan Karagözoğlu, kuleye yeniden çıkarak saati tamir ettiğini belirtti. ''Gücüm yettiği kadar saatin bakımını yapacağım'' diyen Karagözoğlu, ''saatin düzenli çalışması için haftalık bakımının yapılması gerekir. Ben bunu ömrüm yettiği kadar devam ettireceğim. Ancak benden sonrası için yetkililerin bir görevli tayin etmelerini istiyorum'' dedi. 562353 Maltepe'de İETT otobüsü yakıldı Gülsuyu Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi'nde toplanan grup çeşitli sloganlar atarak caddeyi trafiğe kapattı. Gruptakiler yanlarında getirdikleri motolofkokteyllerini caddedeki bir market ile buradan geçmekte olan bir İETT otobüsüne attı. Market ve İETT otobüsündeki yangını söndürmek için olay yerine gelen itfaiye aracına da yangına müdahale etmesini engellemek amacıyla molotofkokteylli saldırıda bulunuldu. Bunun üzerine itfaiye ekipleri olay yerinden uzaklaştı. Çevik Kuvvet ekiplerinin göstericilere müdahale ederek dağıtmasının ardından, itfaiye ekipleri olay yerine gelerek yangınları söndürdü. 562879 Twitter'dan korkan Facebook hafifledi Sosyal ağ sitesi tehlikesini gördü ve onunla rekabet edebilecek Lite hizmetini başlattı. Şimdilik sadece ve 'da hizmet veren Lite, herkes tarafından ziyaret edilebiliyor, ancak ve dışında kullanılamıyor. Asıl sitesinin daha az özellik taşıyan versiyonu olan Lite, bağlantısı yavaş olanlar için hızlı erişim sağlıyor. Lite, orijinal olarak genişbant erişimleri yavaş olan az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler için düşünülmüştü, ancak Lite hizmeti önce ve 'de başlatıldı. Zaman içerisinde diğer birçok ülkeye yayılacak. kullanıcılarının yüzde 70'i Amerika dışından geliyor. özellikle güneydoğu Asya ve Avrupa'da gittikçe büyüyor. Lite'da kullanıcılar kendi alanlarına yazı ve mesaj yazabilecek, fotoğraf ve video yükleyebilecek ve diğer kullanıcıların profillerini izleyebilecek. Ancak, daha karmaşık olan uygulamalar ve özel kutular, Lite'de yer almayacak. Lite yeni görüntüsü ve kullanım kolaylığı nedeniyle, kullanıcılarını da çekme özelliğine sahip gözüküyor. 563558 Monza'da İlk Cep Hamilton'un Formula 1'de İtalya Grand Prix'si, sıralama turları büyük çekişmeye sahne oldu. Mc Laren Mercedes'ten Lewis Hamilton, dakika 24 saniye 66'lık derecesiyle ilk sırayı aldı. Bu İngiliz pilotun bu sezon ikinci, kariyerinin 15'inci pol pozisyonu. Force İndia'dan Adrian Sutil'in performansı da dikkat çekiciydi. Antreman turlarını en önde bitiren Sutil, sıralama turlarında rakibinin son saniyelerdeki atağına yanıt veremedi. Belçika'da zafere ulaşan Ferrari pilotu Kimi Raikkonen ise üçüncülüğü elde etti. McLaren Mercedes'ten Kovalainen'in dördüncü olduğu sıralama turlarını, Brawn Gp'den Barrichello 5'inci, takım arkadaşı ve genel klasman lideri Button 6'ncı tamamladı. Force İndia'nın yeni pilotu Liuzzi 7, Renault'dan Alonso 8, RedBull pilotları Vettel ve Weber 9'uncu ve 10'uncu sırayı elde etti. Ferrari'nin yeni pilotu Fisichella, İtalyan ekibiyle yarıştığı ilk sıralama turlarında kendisine 14'üncü sırada yer bulabildi. 562804 Kocaceli'de çifte trafik kazası: 28 yaralı Edinilen bilgiye göre, Gölcük ilçesi Yazlık Mahallesi Üçevler mevkisinde, Bursa istikametine gitmekte olan İsmail Ertaş yönetimindeki 28 UE 6082 plakalı TIR, aynı yönde seyir halindeki, sürücüsünün ismi henüz tespit edilemeyen 41 LS 830 plakalı otomobille çarpıştı. Bu sırada arkadan gelen Tanju Dinçay'ın kullandığı 41 FZ 553 plakalı minibüs TIR'a, Mazhar Akıllı yönetimindeki 28 TE 116 yolcu otobüsü ise minibüse çarptı. Kazada, minibüste sıkışan sürücü Dinçay, itfaiye ekiplerinin yardımıyla sıkıştığı yerden çıkarıldı. Yaralanan minibüs sürücüsü Dinçay ile otobüs ve minibüsün yolcularından Turgay Tosun, Uğur Özkalaycı, Hasan Tahsin Yavaş, Kazım Demiroğlu, Mustafa Hür, Ahmet Sünger, Ayşenur Ekiz, Mete Zılıh, Kamil Türengül, Özlem Çelik, Mustafa Eskin, Şükrü Yavuz ile Ayşe Yılmaz, Gölcük Devlet Hastanesi'ne, Arif Çongur, Ayşegül Yolal, Merve Demirel, Naim Yıldız, Onur ve Özgür Şen, Recep Cihan ve Yasemin Türengül, Kocaeli Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Ayşegül Yolal daha sonra Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildi. Kaza nedeniyle D-130 kara yolunun Bursa istikameti yaklaşık saat trafiğe kapalı kaldı. Öte yandan, Kartepe ilçesinden Gölcük'teki kazaya gitmek üzere D-100 kara yolunda ilerleyen polis otosu, Hikmet Kılıç'ın kullandığı 41 PK 635 plakalı minibüsle Köseköy ışıklar mevkisinde çarpıştı. Kazada yaralanan Bölge Trafik Şube Müdürlüğünde görevli A.Ç. ve R.C. ile minibüs sürücüsü Kılıç, Kocaeli Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Minibüsteki Abdullah Kurt İzmit SEKA Devlet Hastanesi'nde, Erdem Bilgin ve Turgay Akman ise Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesin'de tedaviye alındı. 562612 Hacı Bayram Veli Hacı Bayram Veli Yönetmen: Cem Akyoldaş Oyn: Cemil Özbayer, Mehmet Çepiç, Nabi Güler, Kamil Adıgüzel, Mehmet Emin Gümüşkaya KANAL 23.00 İkinci Murat'ın tahtta olduğu yıllarda, Hacı Bayram Veli'nin âlim kişiliğinin ünü Edirne'ye kadar ulaşmıştır. Sultan 2. Murat bu şahsın kendisine kılavuzluk etmesini diler ve Ferruh adlı kumandanını Hacı Bayram'ı getirmesi için görevlendirir. Hacı Bayram'a vezirlik teklif edileceğini duyan Ferruh Hacı Bayram'a kin gütmeye başlar. 563168 Maliye Bakanı Şimşek, Almanya' da Düsseldorf'da Türk işadamlarıyla bir araya gelen Şimşek, Türkiye'deki teşvik sistemi ile küresel ekonomik gelişmeler konusunda bilgi verdi. Almanya'da yaşayan Türk işadamlarının, yaptıkları başarılı çalışmalarla Türkiye'nin gururu olduğunu ifade eden Şimşek, aynı başarılı çalışmaların birleşerek daha güçlü bir hale gelebileceğini kaydetti. Mevcut küresel krizden sonra dünyanın artık aynı dünya olmayacağını anlatan Şimşek, dünya ekonomisinin önünde, halen aşılması gereken önemli sorunların bulunduğunu, krizin ardından küresel ekonomik büyümenin eski yüksek oranlarında seyretmeyebileceğini söyledi. Şimşek, dünya ekonomisinin 1930 buhranından bu yana en kötü krizini yaşadığını, ancak bu kötü durumun atlatıldığını, gerek dünya ekonomisinde gerek Türkiye ekonomisinde canlanma işaretleri görüldüğünü ifade etti. Küresel krizin Türkiye ekonomisini de olumsuz etkilediğini belirten Şimşek, geçen yıl Eylül ayından bu yana Türkiye'de tüketim ve yatırım harcamalarının ertelendiğini, bunun da küresel krizin Türkiye'ye etkisinin örneği olduğunu kaydetti. -TÜRKİYE'DEKİ TEŞVİK SİSTEMİ- Yeni teşvik sistemiyle Türkiye'de yatırım yapılmasını çok daha cazip hale getirdiklerini vurgulayan Bakan Şimşek, ''Cömert bir teşvik sistemi getirdik. Yeni teşvik sisteminin amacı, imkanı olanları yatırıma teşvik etmektir'' dedi. Yeni teşvik sisteminin bölgesel kalkınma amaçlı olduğunu da kaydeden Şimşek, bu teşvik sistemiyle her bölgenin kalkınma potansiyelinin değerlendirileceğine dikkati çekti. Yeni teşvik sistemi çerçevesinde kredi garanti sistemini de getirdiklerini anlatan Şimşek, bu garanti sistemiyle bankalara, şirketlere daha kolay kredi verme imkanı sağladıklarını söyledi. Türkiye'de istihdamın korunmasına da önem verdiklerini ifade eden Şimşek, bu çerçevede, hükümet olarak işletme giderlerine de ortak olarak ''kısa çalışma ödeneği'' sistemini getirdiklerini bildirdi. Almanya ve Türkiye'nin büyük ülkeler olduğunu hatırlatan Şimşek, Almanya'da yaşayan Türk işadamlarının iki ülke arasındaki ilişkilere çok önemli katkıda bulunacaklarını söyledi. Şimşek, Almanya'da yaşayan Türklere de seslenerek, bu ülkenin dilinin ve kültürünün iyi öğrenilmesi gerektiğini ifade etti. Maliye Bakanı Şimşek, bir soru üzerine, Almanya ile Türkiye arasındaki çifte vergilendirme anlaşmasının Ocak 2011'e kadar yürürlükte olduğunu hatırlatarak, yeni anlaşmaya dönük çalışmaların da her iki ülkenin uzmanları tarafından yürütülmekte olduğunu anlattı. Şimşek, Türkiye'nin Brezilya, Suudi Arabistan ve Rusya gibi doğal kaynak zengini bir ülke olmadığına da işaret ederek, ''Yani başkasının taşıyla kuş vuruyoruz'' şeklinde konuştu. -GELİR İDARESİ BAŞKANI KİLCİ- Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Kilci de, Türkiye'deki ''varlık barışı'' uygulaması konusunda Türk işadamlarına bilgi verdi. Varlık barışı uygulamasına çok önem verdiklerini kaydeden Kilci, süresi 30 Eylül'e kadar uzatılan varlık barışının vatandaşların yararına bir uygulama olduğunu belirterek, ''Yurt dışındaki vatandaşlarımızın parasını, Türkiye'de güven içinde değerlendirmek istiyoruz'' dedi. Varlık barışı uygulamasından yüksek bir getiri beklediklerini kaydeden Şimşek, bu nedenle yurt içi ve yurt dışında bu uygulamaya yönelik geniş kapsamlı bir bilgilendirme faaliyetine başladıklarını söyledi. Mehmet Kilci, varlık barışı çerçevesinde beyanda bulunan vatandaşların kesinlikle yasal bir takibe uğramayacaklarını da vurguladı. Varlık barışı beyanında bulunacak olan vatandaşların vergi dairelerine, bankalara ya da aracı kurumlara başvuruda bulunabileceklerini ifade eden Kilci, ancak, vergi dairelerine beyanda bulunmanın vatandaş açısından daha avantajlı olduğunu da sözlerine ekledi. 563033 Umur Talu'nun ilk yazısı yarın HABERTÜRK'te Umur Talu'nun ilk yazısı yarın HABERTÜRK'te 12.09.2009 12:27Türk basınının en seçkin ve saygın kalemlerinden usta gazeteci Umur Talu yarından itibaren gücünü özgürlüğünden alan gazete Habertürk’te 562193 İstanbul Emniyeti'nden online hizmet! Emniyetten yapılan açıklamada, Yabancılar Şube Müdürlüğüne başvurarak ikamet tezkeresi almak isteyen yabancı uyrukluların sabah erken saatlerinden itibaren gelerek numaratörlerden numara almaları ve işlemlerinin yapılması için beklemek zorunda olmalarının müracaatçılar için zaman kaybına, şube müdürlüğü içerisinde de aşırı insan yoğunluğuna sebep olduğu kaydedildi. Açıklamada, söz konusu zaman kaybı ve kalabalığın önlenmesi için ikamet tezkeresi almak isteyen yabancı uyrukluların, ''yabancilar.iem.gov.tr'' internet adresinden randevu alabilecekleri belirtildi. 563466 Samsun, 2014 Karadeniz Oyunları'na talip AK Parti Samsun İl Başkanlığı'nda açıklama yapan Öztürk, Türkiye'de spor aktivitelerinde bazı şehirleri ön plana çıkarttıklarını kaydetti. Bu şehirlerin spor aktiviteleri sayesinde dev adımlar attığını gördüklerini hatırlatan Fatih Öztürk, "Biz bunu 2004 yılında İzmir'de yapılan Üniversitelerarası Oyunlar'da görmüştük. Buraya milyonlarca lira para aktı. İzmir'e çok büyük tesisler ve yatırımlar yapıldı. Şimdi Erzurum'da Kış Olimpiyatları yapılacak. Yine oraya da milyonlarca dolar para akıyor. Bizde uzun zamandır Karadeniz Oyunları'nı Samsun'a kazandırmak için mücadele ediyoruz." dedi. Rusya'nın oyunlardan büyük bir olasılıkla çekileceğini bildiren Öztürk, Türkiye olarak 2014 oyunlarına Samsun'u aday gösterme kararı aldıklarını vurguladı. Rusya'nın çekilmesi ile alınan bu kararı Karadeniz Oyunları Tertip Komitesi'ne ileteceklerini söyleyen Öztürk, şunları kaydetti: "Rusya bu kararından vazgeçmez ise bizde Karadeniz Oyunları'nı Samsun'da yapma şansına sahip olacağız. Samsun'a oyunları aldıktan sonra şehrin tüm çatısını değiştirme imkânına sahip olacağız. Samsun'un spor aktivitesini değiştirme şansına sahibiz. Samsun'a uluslararası spor salonu, oteller, konaklama yerleri kazandırma şansına sahip olacağız. Adaylık için Spor Bakanlığı ve Gençlik Spor Genel Müdürlüğü çalışmalarını sürdürüyor. Bizim içim önemli bir adım olacak." 563551 Erciyes Mehmet'le güldü! Orduspor'da İrfan, 87. dakikada kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bıraktı. ORDUSPOR: KAYSERİ ERCİYESSPOR: Stat: 19 Eylül Hakemler: Hakan Özkan, Gökmen Olgaç, Serkan Olguncan Orduspor: Fevzi, Alaattin (Dk. 69 İrfan), Hakan, Jerry, Emre, Fatih Şen, Kemal Yıldırım (Dk. 45 Emrah), Mehmet Ayaz, Sukaj, Müslüm, Yunus (Dk. 76 Muhammet) Kayseri Erciyesspor: Ali, Kamil, Oğuzhan (Dk. 84 Mehmet Türkmehmet), Fatih Kılıçkaya, Berk, Aytek, Erhan (Dk. 85 Tayfun), Ümit, Mehmet Al, Kemal Özen (Dk. 90 Halim), Severin Gol: Dk. Mehmet Al (Kayseri Erciyesspor) Sarı kartlar: Dk. 54 Emre, Dk. 81 İrfan (Orduspor), Dk. 58 Mehmet Al, Dk. 61 Aytek, Dk. 81 Erhan, Dk. 87 Ali (Kayseri Erciyesspor) Kırmızı kart: Dk. 87 İrfan (Orduspor) 563505 Karzai Seçilmeyi Garantiledi Afganistan'da Cumhurbaşkanlığı seçiminin yeni kısmi sonuçlarına göre halen bu görevi sürdüren Hamid Karzai ilk turda seçilmeyi garantiledi. Bağımsız Seçim Komisyonu'ndan yapılan açıklamada, oyların yüzde 93'üne göre Karzai'nin yüzde 54, rakibi Abdullah Abdullah'ın yüzde 28 oranında oy aldığı bildirildi. Komisyon, usulsüzlük kuşkusu nedeniyle yüzde virgül 15'lik oyun hesaba katılmadığını belirtti. Bu oy oranı ile Hamid Karzai yeniden Cumhurbaşkanı olmayı garantiliyor. Afganistan'da 20 Ağustos'ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından usulsüzlük ve hile iddiaları ciddi tartışma yarattı. 563291 Irak'ta bombalı saldırı: ölü Polis yetkililerinin açıklamalarına göre, Bağdat'ın kuzeybatısında bomba yerleştirilen sivil bir aracın infilak etmesi sonucu aracın şoförü öldü, içindeki diğer iki kişi  yaralandı. Musul kentinde de bir askeri devriye yakınına bomba atılması üzerine askerlerin ateş açtığı, ancak açılan ateşte yanlışlıkla bir trafik polisinin öldüğü bildirildi. Irak'ın çoğu bölgesinde saldırı ve şiddet eylemlerinde azalma görülürken, Bağdat ve Musul'da saldırıların durmadığına dikkati çekiliyor. 562912 'Türkiye'ye karşı aldığı tavır, AB'nin saygınlığını zedeliyor' Ahtisaari, ABD'nin saygın gazetelerinden New York Times'ın (NYT) internet sitesinde yayımlanan Stockholm mahreçli yorumunda, ''Avrupalı liderler sözlerini tutmamaya; pek çok söz verilerek 10 yıl önce başlayan, pek çok olumlu etki yaratan ve gelecek için büyük bir potansiyel taşıyan bir süreci durdurmaya devam ettikleri müddetçe onlara nasıl güvenilebilir?'' ifadesini kullandı. Ahtisaari, AB'nin Türkiye'nin Birliğe katılımı konusunda tereddütlü davranmasının kendi saygınlığına zarar verdiğini, iyi ve dürüst müzakereci imajını da tehlikeye attığını vurguladı. AB'ye katılma arzusunun, Türkiye'yi 2000-2005 yılları arasında olağanüstü reformlar yapmaya teşvik ettiğini belirten Ahtisaari, makalesinde tek tek bu reformları ve değişimleri sıraladı, Türkiye'nin bölgesel bir güç olarak uluslararası barışı koruma misyonlarına katkıda bulunduğunu ve 2004 yılında Kıbrıs sorununu çözmek için sürdürülen müzakerelere destek verdiğini anımsattı. Ancak 2005 yılından bu yana Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin önemli bir ivme kaybettiği görüşüne de yer veren Ahtisaari, bu kapsamda AB liderlerinin olumsuz açıklama ve hareketlerinin Türkiye'nin cesaretini kırmada önemli rol oynadığını, bu durumun Ankara'nın reform yapma isteğini zayıflattığını, onu gücendirdiğini, Türkiye'de AB üyeliğine verilen desteğin azalmaya devam ettiğini kaydetti. Yazısında, Kıbrıs sorununun çözümünün AB ve Türkiye için son derece önemli olduğunu ve her iki tarafın da sorunun çözümüne katkıda bulunabileceğini belirten Ahtisaari, sorunun çözümünün Türkiye'nin AB ile katılım müzakerelerine de yeni bir hayat vereceğini ifade etti. Türkiye ile AB arasındaki ilişkinin katılım müzakereleri yoluyla güçlendirilmesinin AB'nin enerji güvenliği çıkarlarına hizmet etme, ayrıca hem Orta Doğu'da hem de Güney Kafkaslar'da istikrarı destekleme yolunda önemli bir fırsat sunduğunu belirten Ahtisaari, Türkiye'ye Aralık 1999'da Helsinki'de diğer aday ülkelere uygulanan kriterlerle aynı temelde adaylık statüsü verildiğine, bu sözün tutulması gerektiğine, bunun sadece Türkiye'nin geleceği için değil AB'nin saygınlığı için de önemli olduğuna işaret etti. 560788 ‘Ne unuturuz ne affederiz’ ‘Ne unuturuz ne affederiz’İSTANBUL Milliyet güncellenme zamanı 11.9.200912 Eylül döneminde yaşanan olaylardan bir kare..darbesinin 29. yılında bir toplantı düzenleyecek olan ’ten yapılan yazılı açıklamada, ‘bir yıkım projesi’ olarak vurgulandı Devrimci Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), ’ün 29. yılında “12 Eylül Öncesi-Süreci ve Sonrası: Ne Unuturuz ne Affederiz” isimli bir toplantı düzenliyor. Gazeteci ve yazarların da konuşmacı olarak katılacağı toplantı, 12 Eylül 2009 Cumartesi günü saat 13.00 ile 16.00 arasında Mustafa Kemal Merkezi’nde gerçekleştirilecek. ’ten konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, “12 Eylül askeri darbesinin, sonuçları açısından tarihinde bir kırılma noktası ve yarattığı siyasal-toplumsal model açısından bir dönemeç olduğu” vurgulandı. 12 Eylül’ün “bir yıkım projesi” olarak vurgulandığı açıklamada şöyle denildi: “12 Eylül çok iyi planlanmış bir organizasyonun ürünüdür. nedenle 29 yıldır haykırıyoruz; ‘Ne unuturuz ne affederiz.’ 12 Eylül’ün hesabı kapanmadan, darbeciler hesap vermeden bu ülkede gerçek bir demokrasi kurulamaz. Özgürlükler güvenceye alınamaz. Evrensel hukuk kuralları egemen kılınamaz.” Toplantının “Bir Türkiye Gerçeği: 12 Eylül (Öncesi-Süreci-Sonrası)” başlıklı oturumunda, dönemin DİSK Genel Sekreteri Fehmi Işıklar, DİSK Güvenlik Sorumlusu Mehmet Ertürk, davanın avukatları Cem Alptekin ile Rasim Öz, yazar avukat Sadık Eral ve gazeteci Derya Sazak konuşmacı olarak yer alacak. Toplantıda ayrıca gazeteci Şükran Soner “Ekonomik/Sosyal Haklar ve 12 Eylül”, gazeteci Ertuğrul Mavioğlu ise “Dünden Bugüne Yolları” başlıklı birer konuşma yapacak. 562921 Pilicin imdadına Ramazan yetişti Beyza Piliç Genel Koordinatörü Necmettin Çalışkan,  yaptığı açıklamada, her yıl eylül ayında okul masrafları, yakıt giderleri, kışlık giyecek ve yiyecek hazırlığı gibi harcamaların halk arasında bu aya ''kara eylül'' yakıştırması yaptırdığını, sıkıntılı geçen eylülde, gıda harcamaların kısıtlandığını kaydetti. Buna karşın bu yıl ramazanın eylül ayına denk gelmesinin uzun süredir eylül ayında sıkıntı yaşayan üreticilerin imdadına yetiştiğini ifade eden Çalışkan, şunları söyledi: ''Sıcak geçen ramazan, iftar sofralarının daha hafif, sindirimi kolay besinlerle donatılmasına yol açtı. Özel hazırlanan iftar menüleri de etsiz geçmeyeceğine göre ağırlıklı talep tavuk etine geldi. Böylelikle satışlarımız yüzde 40 oranında arttı. Tavuk eti üreticileri şu an en güzel günlerini yaşıyor diyebiliriz. Bu gidişin kurban bayramına dek süreceğini tahmin ediyoruz.'' FİYAT AVANTAJI Sindirim kolaylığının yanında fiyat avantajının da tercihin tavuğa kaymasına yol açtığını anlatan Çalışkan, şöyle devam etti: ''Tavuk etinin tercih edilmesinde kilosu 15 TL'den 20 TL'ye yükselen kırmızı etin fiyatı da etkili oldu. Kene nedeniyle piknikçilerin tedirginliği, tavuk etine olan talep azlığı, ramazanda kilosu 4-6 TL'lik fiyat avantajıyla da adeta kurtuluşumuz oldu. Şu an piyasada tavuk eti yok satıyor.'' İHRACATTA PATLAMA Çalışkan, bu arada helal kesim nedeniyle çok sayıda ülkenin Brezilya, ABD gibi ülkeler yerine Türkiye'den ürün almaya yöneldiğini söyledi. Son yıllarda ihracatta da patlama yaşandığını ifade eden Çalışkan, ''Daha önce yıllık 25 bin ton seviyelerinde olan tavuk eti ihracatımız son yıllarda 100 bin tonlara ulaştı. Irak başta olmak üzere çok sayıda ülke helal kesim nedeniyle ülkemizi tercih etmeye başladı. Bu da üreticilerin yüzünü güldürdü'' diye konuştu. Çalışkan, ramazanda beyaz et fiyatlarında bir yükselme olmadığını, herkesin cebine uygun ürünün piyasada satışa sunulduğunu kaydetti. 563568 Ayvalık'ta 29 kaçak yakalandı Alınan bilgiye göre, devriye gezen Ayvalık İlçe Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler, Alibey Adası Patriça mevkisindeki Dalyan Burnu'nda 28'i Filistin ve 1'i Somali uyruklu 29 kaçak yakaladı. İlçe Jandarma Komutanlığına getirilen 17'si erkek, 7'si kadın ve 5'i çocuk olan kaçaklar, ifadelerinin alınmasının ardından, sınır dışı edilmek üzere Ayvalık Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesine teslim edildi. 562704 Ali Bayramoğlu: Cezalar, politikalar, insanlar: Kim haklı? Cezalar, politikalar, insanlar: Kim haklı? Bu ülke insanları, bu ülkenin muhafazakârları, taşralıları, kara tenlileri, özgürlükten dem vuruyor, demokrasi arıyor, demokrasiyi talep ediyor. Ancak talep tek başına yetmez. Demokrasi talep edenlerin, demokrasinin ilkelerini benimsemesi, her özgürlük arayışı ve özgürleşme hamlesinin önkoşuludur. Daha doğrusu tek taraflı, faydaya endeksli talep yetmez, demokrasiyi tesise, en azından demokratik zihniyeti beslemeye. Demokrasi siz onu başkası için isteyebildiğiniz ölçüde demokrasidir. Salt kendiniz için istediğiniz özgürlük, sadece kendiniz için istediğiniz demokrasi ise ya ayrıcalıkların ya siyasi-kültürel değerlerin muhafazası için kullanılan işlevsel ve faydacı kalkandan öte bir şey olmaz… Demokrasi ne kurum ne de değer olarak “diktatoryal bir zihniyet ve düzenin doğrulayıcısı” olabilir. Demokrasi kuru faydacılığın, biz ve siz ayrımı üzerine kurulu cemaatçiliğin hâkim olduğu yerlerde yeşermez… Böyle durumlarda siyaset, öfkeli, gözü dönmüş bir içe kapanma ve korku refleksinin kölesi haline gelir… Böyle zamanlar, milliyetçiliğin, içe kapanmacılığın “ekonomik politikası”na işaret eder, siyasetin, siyasi ilişkilerin bir rant alanı içinde ve dar hesaplaşmalar çerçevesinde vücuda gelmesini gösterir. Böyle oldukça talepler milliyetçilik ya da içe kapanmacılık üzerinden ve dar alan siyasetine mahkûm olur. Bu siyasetin tek silahı insanların “muhayyilelerini, ufuklarını, hülyalarını askerileştiren, tek boyutlu kılan şiddettir…” Ve sonuçta insanlar ve talepleri şiddet merkezli tek bir hücreye, toplumsalı siyasetin içine sıkıştıran örgütsel bir hücreye hapsolur. Toparlayalım… “Haklı kimlik” yoktur... Esas olan “haklı ve meşru talepler”dir, “haklı ve meşru duruşlar”dır. Her alanda bu böyledir… Türkiye bu açıdan zor bir zemin, somutçu, faydacı bir siyasi kültüre, hatta kültüre sahip. Doğan Grubu'na gelen cezanın saçtığı siyasi kokulara bakın… Aynı faydacı mantığa gönderme yapıyor. Kürt meselesinde işi yokuşa sürenlerin gerçek nedenlerine bakın… Yokuşa sürenler bilmiyor mu ki, tarihsel, kökensel, etnik haklıyı tespit etmeye çalışmak, fiili ya da simgesel anlamda savaşmak, tek yanlı çözüm dayatmak ya da çözümsüzlük üretmek, bu çerçevede şiddet dozunu arttırarak şiddeti meşrulaştırmak demektir... Sadece bu demektir… Ama ne fayda! zaman bir kez daha Foucault'nun şu sözlerinden yardım istemeli: “...'Herhangi bir ölüm, bir çığlık, bir başkaldırı toplumun genel çıkarı karşısında değer taşımaz', 'ilkelerin içinde bulunduğumuz özel koşullarda anlamı olamaz' diyen kişinin siyasetçi, tarihçi, devrimci, milliyetçi şu ya da bu haklı davanın yandaşı olmasının önemi yoktur. Bu adama faydacı deniyorsa eğer, (ki denir) benim ahlakım bunun tersidir… Benim ahlakım, tek tek ve her özgürlük arayışlarına saygılı, evrensel değerleri tahrip eden her iktidara karşı tavizsiz olmak demektir. Bu, basit, ama zor tercihtir…” Demokratik tercih budur… Foucault'nun bu sözlerini bu sütunda bilmem kaçıncı keredir zikrediyorum… Muhtemelen daha epey zikredeceğim 563534 Palandöken'de taşlı sopalı kavga: 10 yaralı AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Çeperli Mahallesi'nde kimlikleri açıklanmayan genç arasında kavga çıktı. Köy imamının müdahalesiyle ayrılan gençlerin, daha sonra yeniden bir araya gelmesiyle devam eden kavgasına aileleri de karıştı. Silah, taş, ve sopaların kullanıldığı kavgada, Yıldız ve Kara ailelerinden kimlikleri henüz belirlenemeyen 10 kişi yaralandı. Yaralılar, ambulanslarla Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aziziye Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Jandarma ekipleri, Çeperli Mahallesi'nde geniş güvenlik önlemleri alırken, başlatılan soruşturma sürüyor. 563160 Kafkaslar yine bombalarla uyandı, polis öldü, polis ağır yaralı Rus haber ajanslarında yer alan bilgiye göre, yerel saatle 8:00'da gerçekleşen saldırıda, intihar eylemcisinin polis noktasına geldiği sırada patlayıcı infilak ettirdiği belirtildi. Şiddetli patlama sonucu güvenlik görevlisi ağır şekilde yaralandı. İnguşetya'nın başkenti Narzan yakınında bulunan Nasır Kortskom bölgesinde 50 kg TNT kalıbının bulunduğu araç havaya uçuruldu. Cuma gece saatlerinde meydana gelen patlama sonucu güvenlik noktasında bulunan bir polis hayatını kaybetti. güvenlik görevlisi ve vatandaş da ağır şekilde yaralandı. Kafkaslar'ın bir diğer istikrarsız bölgesi Dağıstan'ın başkenti Mahaçkale'de de güvenlik güçleri militanlara yönelik operasyon gerçekleştirdi. militanla birlikte, Mahaçkale lideri olduğu kaydedilen Bahauddin Kemaliddinov da öldürüldü. Kremlin'in Nisan ayında bölgeye yönelik terör karşıtı operasyonu sona erdirmesinin ardından şiddet olaylarının artış göstermesi dikkat çekiyor. 562486 Korsan albümümü alanlara hakkımı helal ediyorum Ses tonu ve mimikleriyle kısa bir süre içerisinde kendine has bir tarz oluşturdu ve hatırı sayılır bir hayran kitlesine sahip oldu. Şiirsel bir dille Peygamberimizin (s.a.s) ve sahabelerin hayatlarını anlattı, hâlâ anlatmaya devam ediyor. 'Sen Yoktun' ve '40 Yaşındasın' adlı eserleri pek çok kişinin hafızasında taptaze duruyor. Erzincanlı, üç yıl aradan sonra En Sevgiliye serisinin 8. albümünü çıkardı. 'Adın Geçer' adlı albüm, Hz. Muhammed'e atfedilen Adın Geçer şiiriyle başlıyor, sonra sahabe Ümmü Zer'in evine konuk ediyor sizi. Diğer şiirleri dinlerken Hendek Savaşı'nın zorlu atmosferini hissediyorsunuz ya da Hicret yollarına düşüyorsunuz. Dursun Ali Erzincanlı, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin vaazları sayesinde Hz. Muhammed'i (s.a.v) daha yakından tanıma fırsatı yakaladığını söylüyor. "Peygamber Efendimiz sadece tarihsel bir şahsiyetti benim gözümde. Peygamberdi ama 14 asır önce yaşamış ve öbür aleme göç etmişti. Fakat Gülen'in sohbet CD'leri beni eşsiz insanların yaşadığı zaman dilimine götürdü." diyor. İnsanlar sizi Hz. Muhammed'i ve sahabeleri anlatan şiirlerinizle tanıyor. Bunun ötesinde kimdir Dursun Ali Erzincanlı? İmam hatip lisesinde okurken arkadaşlarım ve hocalarım sesimi çok beğeniyordu. Hocalarımız herkese 'ilahiyat okuyun' tavsiyesinde bulunuyordu. Bana ise "Seni radyo ya da televizyonda görmek istiyoruz." derdi. Bu benim için bir hedef oldu. İstanbul Üniversitesi Arşivcilik bölümünü bitirdikten sonra yönetmen Mesut Uçakan ile çalışmaya başladım. Kelebekler Sonsuza Uçar filminin sanat grubunda yer aldım, Ölümsüz Karanfiller filminde rol aldım. Sinema oyunculuğu ile niçin devam etmeyi düşünmediniz yolunuza? Sinema dünyasında yılın on iki ayı çalışma şansınız yok. Birkaç ay çalışıp beş altı ay boş gezmek benim hayat tarzıma uymadı. Bu yüzden radyo programları yapmaya karar verdim. Hocalarımın tavsiyesi de hep aklımın bir köşesindeydi. Onların da gönlü olsun istedim. Şiir yazmaya ve okumaya nasıl başladınız? Radyo programlarında Peygamber Efendimizle ilgili şiirler okuyordum. şiirleri yazanları hep kıskanıyordum. Saadet asrıyla ilgili şiirler yazmaya başladım ama hiçbirini beğenmiyordum. Umreye gidip orada şiir yazmayı planladım. İçimde bir hasret, bir duygusallık oluşmadığı için bunlar da sonuç vermedi. Daha sonra 'Faran Dağlarında Açan Sevgili' şiirini yazmak nasip oldu. En Sevgiliye serisini, ne zamana kadar çıkarmayı düşünüyorsunuz? Her konserde "Yeni albüm yolda mı?" diye soruyorlar. Ama ben böyle düşünmüyorum. 'En Sevgiliye'nin bir seri olduğunu ve muhtevanın Peygamber Efendimizi konu aldığını düşünüyorum. Hedefim, Efendimizin her yılına bir albüm yapıp 63 yılını tamamlamak. Hz. Muhammed'in hayatını şiirle anlatma fikri nasıl ortaya çıktı? Efendimizi ve onun ashabını anlamanın, onları tanımanın zevkini Fethullah Gülen'in vaazlarında tattım. Sohbetlerle birlikte Efendimizle aramdaki 14 asır birden yok oldu. Benim gözümde Peygamber Efendimiz sadece tarihsel bir şahsiyetti, Peygamberdi ama 14 asır önce yaşamış ve bu alemden göç etmişti. Fakat sohbetler aramızdaki mesafeyi kaldırdı. Şiirleri nasıl bir ruh haliyle yazıyorsunuz? Sağlam kaynaklardan beslenmeye çalışıyorum. dönemi anlatan olaylarla yatıp kalkıyorum. Hendek Savaşı'nı şiirimin bir yerinde anlatacaksam konuyu derinlemesine öğrenmeye çalışıyorum. Yeterli bilgiye sahip olduğum kanısına varırsam bu sefer kurgulamaya başlıyorum. İşte asıl zorluk ve sancı burada başlıyor. Beğenmediğinizde geceleriniz uykusuz geçiyor. Hz. Muhammed'i anlatan şiirler dışında aşk, yalnızlık ya da gurbet şiirleri okumayı düşündünüz mü hiç? İsmimin öteki dünyada 'Peygamber şairi' olarak anılmasını istiyorum. yüzden bu atmosferin dışına çıkamam. Ben Peygamber Efendimiz döneminde yaşayan şair ruhlu insanları örnek alıyorum. Hassan Bin Sabit, Abdullah Bin Revâha ya da Hz. Ali gibi isimler vardı etrafında. Başka türlü şiirler okursam bu listenin dışına çıkmış olurum. Albümlerinizin de korsanları çıkıyor mu? Yoksa dinleyicileriniz korsana karşı duyarlı mı? Albümlerim korsanı var ama çok değil. Bazen korsan albümlerimi imzaladığım da oluyor. İnternete bir bakıyorsunuz bütün parçalarınız mevcut. İnsanlar birbirine 'Allah razı olsun' diyerek albümleri paylaşıyor. Bugün biz bir albümü çıkaracak kadar ekonomik güce sahibiz. yüzden şahsım adına korsan albümümü alanlara bütün hakkımı helal ediyorum. Gelecek yıl En Sevgiliye 9'u çıkardığımda üç bin tane hediyelik promosyon bastıracağım. Daha sonra albümümü ücretsiz olarak internet siteme koymayı düşünüyorum. Ramazan konserlerinden öyle uçuk paralar alınmıyor Albümleriniz Ramazan ayında çıktığı için bu ayın bir sektör haline getirildiğini düşünenler var. Sizin için de "Belediyelerin düzenlediği konserlerden çok paralar alıyor." diyorlar. Bunların ne kadarı gerçek? Bizim yaptığımız müzik Ramazan ayında insanlar üzerinde etki uyandırıyor. Albümümün insanlığa hizmet etmesini istiyorsam en müsait anı seçmeliyim. Konser fiyatlarına gelince; her sanatçının bir ücret politikası var. Bunun en düşüğü bin, bin 500 TL'den başlıyor. Üst seviyesini herkes kendisi belirliyor. Bu noktayı eleştirenler niçin popüler sanatçıların konser başına 100 bin TL aldıklarını konuşmuyor? Bazı Kürtçe paylaşım sitelerinde albümlerinizden övgüyle söz ediliyor. Peygamberimizi anlatan bir Kürtçe albüm çalışması düşünür müsünüz? İngilizce ve Arapça için böyle bir düşüncemiz vardı fakat ben başka bir dilde şiir okuyamıyorum. Şiirlerin azametini yansıtamam diye korkuyorum. Dile vâkıf olmadığınız zaman duygu yoğunluğunu dinleyicilere aktaramıyorsunuz. Ama şiirlerimi alıp Kürtçeye çevirebilirler, çok memnun olurum bundan. Kürt bir sanatçı bunu yapabilir. Benden şiirlerimi isterse hiç düşünmeden veririm. Daha önce Boşnakçaya ve Çinceye çevrildi ve oralardan güzel geri dönüşler aldık. 562769 'Kurtarma', faciaya dönüşüyordu Alınan bilgiye göre, Hakkari'den Van'a giden Abdullah Erboğan yönetimindeki 65 DK 016 plakalı minibüs, frenlerinin boşalması sonucu yol kenarındaki bariyer ve toprak yığınlarına çarparak durdu. Kazada, minibüsün ön kısmında sıkışan sürücü Abdullah Erboğan ve Bahattin Kicil, olay yerinden geçen vatandaşlar tarafından kurtarılmaya çalışıldı. Bazı vatandaşlar minibüsün koltuklarını sallayarak koparmaya çalışırken, bazıları ise minibüsün içine girdi. Demir levye ve kazmanın da kullanıldığı kurtarma çalışmalarına olay yerine gelen polisler müdahale etti. Kaza bölgesine ulaşan itfaiye ve sivil savunma arama ve kurtarma ekibi, teknik cihazlar kullanarak uzun uğraştan sonra yaralıları araçtan çıkarmayı başardı. Minibüsten çıkarılan biri ağır yaralı, Hakkari Devlet Hastanesi Acil Servisindeki ilk müdahalenin ardından Van'a sevk edildi. 563692 Motosikletli kapkaççılar yakalandı Motosikletli kapkaççılar yakalandıÖzgür YILMAZ/ALANYA (Antalya),(DHA)'nın İlçesi'nde İsveçli 50 yaşındaki Elizabeth Grönqverst'in çantasını iki hafta önce yötemiyle çalan motosikletli şüpheli polis tarafından yakalandı Dinek Mahallesi'nde yaşayan İsveçli Elizabeth Grönqvest’in omuzundaki çantayı hafta önce alıp kaçan motosikletli kapkaççıyı yakalamak için polis geniş çaplı araştırma başlattı. mağduru İsveçli tarafından olayda kullanılan motosiklet ve kapkaççıların eşkali üzerine harekete geçen Alanya Asayiş Büro Amirliği ekipleri zanlıları beldelerde de aramaya başladı. Verilen eşkal ile yola çıkan polis şüpheli M.T'nin zaman zaman Dinek bölgesinde bir apart otele sık sık gittiğini belirledi. Otel görevlileriyle yapılan görüşmeden bir sonuç alınamayınca polis bu kez otel çevresinde vatandaşlar ile görüşerek kimliğini tespit etti. Motosikleti de belirleyen ekipler bu sabah kapkaç şüphelisinin kullandığı motosiklet ile Konaklı istikametine gittiği ihbarını aldı. Plakası 07 NMT 44 olarak tespit edilen motosikleti Konaklı Beldesi’nde park halinde buldu. Kısa bir araştırmanın ardından çarşıda gezen 23 yaşındaki M.T yakalanarak sorgu için Asayiş Büro Amirliği'ne getirildi. Sorguda, M.T suçunu kabul ederken, kapkaçı birlikte yaptığı arkadaşını da ele verdi. Kapkaç olayında motosikleti kullandığı ileri sürülen 17 yaşındaki Z.T ise M.T’nin verdiği ifadeden yola çıkılarak yakalandı. Şüphelilerin yarın adliyeye sevk edilmeleri bekleniyor. 562422 Yangına 140 itfaiyeci müdahale ediyor Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamada, Tuzla Organize Deri Sanayi Bölgesi Primo Ambalaj ve Kimya Sanayi Ticaret A.Ş'ye ait katlı fabrikanın üretim bölümünde çıkan ve nedeni henüz belirlenemeyen yangının halen devam ettiği belirtildi. Alınan ihbarla birlikte İstanbul İtfaiyesinin alarma geçtiği kaydedilen açıklamada, olay yerine intikal eten ilk birliklerin verdiği bilgiler doğrultusunda AKOM'un söndürme çalışmalarını koordine etmeye başladığı vurgulandı. Yaklaşık 4000 metre kare alan üzerindeki fabrikada yanıcı ve parlayıcı maddelerin olması nedeniyle yangının kısa sürede genişlediği aktarılan açıklamada, yangında zaman zaman patlamaların meydana geldiği belirtildi. Alarm verilmesiyle birlikte yangın bölgesine İstanbul İtfaiyesi'nin 13 grubundan takviye birliklerin gönderildiği bildirilen açıklamada, bölgeye polis, zabıta ve sağlık ekiplerinin de sevk edildiği ifade edildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: ''Söndürme çalışmalarına Hamidiye A.Ş'den den 6, Kartal Belediyesi'nden 5, Ümraniye Belediyesi'nden 1, Park ve Bahçeler Müdürlüğü'nden 8, Pendik Belediyesi'nden 1, Tuzla Belediyesi'den 1, Pendik Belediyesi'nden su tankeriyle su takviyesi yapılıyor. 23 tankerde 46 personel görev yapıyor. Yangına, 41 itfaiye aracı ve 140 personel ile müdahale ediliyor. Yangında ölen ya da yaralanan olmadı. Söndürme çalışmaları devam ediyor.'' 563270 İlk felaket haberi Sarıyer'den Alınan bilgiye göre, Sarıyer ve çevresinde öğle saatlerinde başlayan yağış sonucu Kilyos Deresi taştı. Dereden taşan sular, çevredeki bazı ev ve iş yerlerine doldu. 563042 Tuzla ve Adana'daki fabrika yangınları korkuttu Tuzla: Orhanlı sanayi bölgesindeki Primo Ambalaj ve Kimya Sanayi'ye ait fabrikanın kozmetik kimyasallarının bulunduğu depoda saat 18 sıralarında meydana gelen patlamanın ardından yangın çıktı. Patlamaların tekrarlamasıyla yangın büyüdü. Alevler, yaklaşık saat süren çalışmanın sonunda kontrol altına alındı. Soğutma çalışmaları sürüyor. Fabrikanın ilk üç katında etkili olan ve hasara yol açan yangında, çok sayıda malzemenin kullanılamaz hale geldiği öğrenildi. Adana: Adana'da saatte kontrol altına alınabilen yangında can kaybı olmazken, fabrika büyük çapta hasar gördü. Sarı Hamzalı köyü Nakliyeciler sitesi yakınlarında bulunan plastik fabrikasında dün akşam saatlerinde yangın çıktı. Plastik hammaddelerinin tutuşmasıyla büyüyen alevler kısa sürede tüm fabrikayı sardı. Fabrika duvarları iş makinalarıyla yıkılarak itfaiye ekiplerine yangını söndürme imkanı sağlandı. Yaklaşık saat süren çalışmaların ardından yangın kontrol altına alındı. Fabrikada büyük çapta maddi hasar meydana geldi. 563303 3. Lig'den son haberler! -YALISPOR- TFF 3. Lig 4. Grup'ta, yarın sahasında Sürmenespor ile karşılaşacak Trabzon Yalıspor'da, teknik direktör Ayhan Alemdar, bu maçla ilk galibiyetlerini almak istediklerini söyledi. Alemdar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her şeyden önce aynı şehrin iki takımının mücadelesinde sahaya güzel bir futbol yansıtmanın gayreti içinde olacaklarını belirterek, ''Bu maça çok iyi hazırlandık'' dedi. Takımın durumunun iyi olduğunu ifade eden Alemdar, ''Bu ligde futbol adına güzel işlere imza atmak istiyoruz. İyi olduğumuza inanıyoruz ve zamanla çok daha iyi olacağız. Sürmenespor karşısında futbolcularıma güveniyorum. Sakat ve cezalımız yok'' diye konuştu. -ARAKLISPOR- 4. Grup'ta yarın deplasmanda Bafra Belediyespor ile karşılaşacak Araklıspor'da, kulüp başkanı Mehmet Özderya, bu maçta ilk galibiyetlerini alarak seri yakalamanın peşinde olduklarını söyledi. Özderya, ligde haftadır üst üste berabere kaldıklarını hatırlatarak, ''Galip gelmeyi başaramadık. Yarın deplasmanda Bafra Belediyespor ile yapacağımız maç bizim için çok önemli. Bu karşılaşmada galip gelerek seri yakalamanın peşindeyiz'' dedi. Takımda sakatlığı süren Emrah'ın dışında eksik oyuncu bulunmadığını ifade eden Özderya, ''Deplasmana puan için gidiyoruz. Her türlü önlemi aldık. İnanıyorum ki, Bafra Belediyespor deplasmanından puanla döneceğiz'' diye konuştu. -KIRIKHANSPOR- 5. Grup takımlarından Kırıkhanspor'da, teknik sorumlu Ahmet Taşyürek, Batman Petrolspor karşısında taraftara büyük görev düştüğünü belirterek, ''Seyircimizle bütünleşerek kazanmak istiyoruz'' dedi. Taşyürek, sahaları tadilatta olduğu için yarınki karşılaşmanın İskenderun Temmuz Stadı'nda yapılacağını belirterek, maça galibiyet parolasıyla hazırlandıklarını söyledi. Lige deplasmandaki Diyarbakır Kayapınar Belediyespor galibiyetiyle başladıklarını anlatan Taşyürek, şöyle konuştu: ''16 yıl aradan sonra yükseldiğimiz ligde kalıcı olmak istiyoruz. Yakaladığımız fırsatları değerlendirebilirsek, zirveye ortak olabiliriz. Öncelikli hedefimiz centilmence mücadele etmek. Bu maçta saha avantajını iyi değerlendirip, maçtan kayıpsız çıkmak istiyoruz.'' -SÜRMENESPOR- 4. Grup'ta yarın Trabzon Yalıspor ile karşılaşacak Sürmenespor'da, teknik direktör Hasan Boz, ''İki Trabzon takımının karşılaşmasında önce dostluk, sonra da galibiyeti hak eden ve Trabzon futbolu kazansın'' dedi. Boz, maça hazır olduklarını belirterek, ''Hafta boyunca bu maçın hazırlıklarını sürdürdük. Şiddetle puana ihtiyacımız var. Artık galibiyetlere başlamak istiyoruz, umarım bu maçı kazanırız'' diye konuştu. Yarınki maçı Yavuz Selim Stadı'nda oynayacaklarını ifade eden Boz, takımda cezalı futbolcu bulunmadığını, ancak Bora ve Mehmet'in sakatlıklarının sürdüğünü kaydetti. 565372 Tarihte bugün: 14 Eylül William McKinley, 1843 yılında çocuklu bir ailenin 7'nci çocuğu olarak Ohio eyaletinde dünyaya geldi. 1861 yılında Amerikan İç Savaşına kuzey ordusu saflarında katıldı. 1877-1890 yılları arasında kongresine seçilerek görev yaptı. 1891-1896 yılları arasında Ohio eyaletinin valisi oldu. 1896 yılında da 'nin Başkanlığını kazandı. Başkanlığı döneminde 1898 yılında 'ya Amerika kıtasındaki koloniler konusundaki bir anlaşmazlık sonucu savaş ilan etti. Savaş sonucu Küba'ya bağımsızlığı verildi, Filipinler, Porto Riko ve Hawaii de 'nin eline geçti. McKinley 1901 yılında Polonyalı Leon Czolgosz'un suikasti sonucu öldü ve yerine Başkan Yardımcısı Theodore Roosevelt geçti. ne oldu?     1812 İmparatoru Napolyon, ordularının başında büyük bir yangının sürdüğü Moskova'ya girdi.     1829 Ruslar ile Edirne Antlaşması imzalandı.     1867 Karl Marx'ın yazdığı Kapital'in ilk cildi yayımlandı.     1960 Kuveyt, ve Venezüella,OPEC'i kurdu.     1970 Filistinli gerillalar Ürdün'ün ikinci büyük şehri İrbid'i kontrol altına aldılar.     1972 Aşık Mahsuni başbakana hakaret ettiği iddiasıyla yargılandı.     1996 Abdi İpekçi cinayetinin sanıklarından Oral Çelik, tutuklu bulunduğu İsviçre'den kendi isteği ile Türkiye'ye getirildi.     1997 Van'da gerilim hattına takılan askeri helikopterin düşmesi sonucu 10 asker öldü.     1999 Rektörler Komitesi, yerleşkelerinde, açık ya da kapalı alanlarda türbanı yasaklayan ortak karar aldı. Kimlik kartındaki fotoğraf, derslikler, laboratuvarlar, sosyal tesis ve alanlarında da yasağı konuldu. Kimler geldi     1769 Alexander von Humboldt, Prusyalı doğabilimci ve kâşif (ö. 1859)     1849 Ivan Pavlov, Rus fizyolog (ö. 1936)     1926 Michel Butor, Fransız yazar     1953 Fatih Terim, Türk teknik direktör ve eski futbolcu Kimler geçti     1982 Grace Kelly, 'li aktris, Monaco prensesi (d. 1929) 562369 Sele karşı hazırlıklar tamam Sele karşı hazırlıklar tamam 12.09.2009 00:20İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM), kentte su baskınlarına karşı ''en üst düzeyde' alarma geçti. AKOM'dan yapılan yazılı açıklamada, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre cuma akşamı ve cumartesi günü yeni bir yağışlı havanın geleceğinin tahmin edildiği belirtildi. Yeni alınan raporlar doğrultusunda AKOM'un en üst düzeyde alarma geçtiği ifade edilen açıklamada, aşırı yağış durumunda kentin Anadolu ve Avrupa yakalarında bin 220 araç gereç ve bin 370 personelin kritik bölgelere konuşlandığı bildirildi. Açıklamada, daha önce su baskınına uğrayan bölgelerde ise itfaiyenin 20 grup, 51 ekip, Yol Bakım Onarım Müdürlüğünden 226 personel, 99 araçla çalışmalarını sürdürdüğü, selin etkili olduğu bölgelerde temizlik, hasar tespit ve kurtarma çalışmalarının devam ettiği, Basın Ekspres Yolunun her yöne trafiğe açıldığı kaydedildi. Açıklamada, toplamda 1225 personel, 406 araç, 104 motopomp, 34 botla sürdürülen kurtarma çalışmalarına, itfaiye ekipleri 556 personel, 117 araç, 104 motopomp, 30 botla, Zabıta Daire Başkanlığı 242 personel, 49 araçla, Yol Bakım Onarım Müdürlüğü 226 personel, 99 araçla, İSKİ 151 personel, 136 araçla, Belediye Arama Kurtarma Birliği 50 personel, bot ve adet 4x4 araçla katıldığı belirtildi. -SAĞLIK EKİPLERİ BÖLGEDE- Sağlık ve Hıfzıssıhha Müdürlüğü'nün Çatalca merkezde doktor, hemşire, laborant, 10 psikolog, şoför, temizlik personeli olmak üzere toplam 23 personeli görevlendirerek, bölgeye sağlık TIR'ı ve minibüsü tahsis ettiği edildiği belirtilen açıklamada, Çatalca merkezde okula yaklaşık olarak 200 vatandaşın toplandığı, psikologların yaptıkları değerlendirmeler neticesinde herhangi bir problemin tespit edilmediği, buna karşın bölgede süt, mama, bebek bezi, hijyenik ped, çorap, ayakkabı, sabun, şeker ve tansiyon ilaçları gibi eksikliklerin tespit edildiği bildirildi. Açıklamada, hasar tespit kesin raporunun ilçe kaymakamlıklarının başkanlığında kurulacak ekipler tarafından yapılacağı ifade edildi. -BARINMA VE YEMEK DAĞITIM ÇADIRLARI- Aynı açıklamada, Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı'nca Silivri, Çatalca ve Selimpaşa bölgelerinde çadırın kurulduğu, 42 personel, 19 mobil ekip ile bölgeye sıcak yemek, kampet ve battaniye, 27 bin 315 adet kumanya, bin 600 adet iftarlık, 23 bin 80 adet bardak su, 25 bin 400 sıcak çorba, 400 kişilik sıcak yemek, 25 kampet, 1000 battaniye, gıda TIR'ı mobil mutfak, 25 bin 400 çay ve 40 ton mazotun gönderildiği kaydedildi. Açıklamada, sel felaketinden etkilenen vatandaşlar için İstanbul Büyükşehir Belediyesince barınma yeri ve yemek dağıtım çadırlarının kurulduğu bildirildi. Barınma ve yemek için Çatalca'da Endüstri Meslek Lisesi, Silivri'de Mehmet Piripaşa İlköğretim Okulu tahsis edilirken, Çatalca Kaymakamlığı arkası, Selimpaşa, Mimar Sinan Afet Bölgesi, Silivri İtfaiye arkasında çadırların kurulduğu vurgulanan açıklamada, sel nedeniyle zor durumda kalan vatandaşlara Haldun Alagaş Spor Kompleksi'nin tahsis edildiği belirtildi. Açıklamada, altyapısı hasar gören Çatalca'ya 14 tanker ile içme suyu gönderilirken sel bölgelerinde dolaşan 15 mobil büfe kumanya ve sıcak çorba dağıtıldığı ifade edildi. 562978 Gürültülü Cadde Tansiyonu Yükseltiyor İsveçli bilim adamlarının yaptığı bir araştırma, gürültülü caddelere yakın oturanlarda yüksek tansiyon riskinin daha fazla olabileceğini ortaya koydu. Lund Üniversitesi ekibi, ses düzeyinin günlük ortalama 60 desibelden fazla olmasının yüksek tansiyon riskini artırdığını bildirdi. Araştırmacılar, gürültünün strese ve hatta uyku sorunlarına sebep olabileceğini, bunun da tansiyon sorununa yol açabileceğini belirttiler. 28 bin kişiyle görüşen araştırmacılar, 60 desibelden yüksek sesin yüksek tansiyon riskini yüzde 25 artırdığını saptadılar. İsveçli ekibin Environmental Health (Çevre Sağlığı) dergisinde yayımlanan makalesinde, yüksek tansiyon; kalp krizi ve felce de yol açabileceğinden bulguların endişe verici olduğu ifade edildi. Bulgunun, 60 yaşın üstündekilere etkisi ise bu kişiler gürültüye duyarsızlaştığı ya da halihazırda yüksek tansiyonu olabileceği için bilinmiyor. Ancak Britanyalı uzmanlar, İsveç ekibinin bulgularını sorgulayarak, beslenme ve sigara içme gibi faktörlerin tansiyon konusunda çok daha önemli unsurlar olduğu görüşünü dile getirdiler. 563451 Hayvan sevgisi bazen cesaret ister Aileler, çocuklarının kedi, köpek, kuş veya balık gibi evcil hayvanlar beslemesini destekler çoğu zaman. Suriyeli Şüveykani ailesinin hayvan sevgisi ve evcil hayvan anlayışı görenlere ve duyanlara "Sadece, yaratandan ötürü sevilebilir" dedirtiyor. Şüveykani ailesi piton yılanları, sırtlanlar, kurtlar ve kaplanlarla birlikte yaşıyor. Yılanlar ve sırtlanlar sadece geceleri ve yabancı misafirlerin korktuklarını söylemeleri halinde kafeslerine kapatılıyor. Baba Hasan Şüveykani, sırtlanların çok şakacı olduğunu ve gelen misafirlerle oynamak isterken misafirleri korkuttuğunu söylüyor. "Şakacı" sırtlanlar, misafirleri kapıda karşılıyor ve her an misafirin kolunu veya bacağını ısıracakmış gibi yapıp geri çekiliyor. Hasan Şüveykani, sırtlanların korkan insanları daha fazla korkutmaktan hoşlandığını belirtiyor. Evin misafir odasında veya avluda her an bir piton yılanıyla karşılaşmak mümkün. Şüveykani ailesi, küçük çiftliklerinde kurt, piton yılanı, sırtlan, kaplan ve yaklaşık 30 çeşit köpek olmak üzere 60'tan fazla hayvan besliyor. YAŞINDAKİ YARA: "OYUNCAKLARI SEVMİYORUM" Şüveykani ailesinin ilkokul ikinci sınıf öğrencisi yaşındaki kızı Yara'nın en sevdiği hayvanlar ise sırtlanlar. Sırtlanlara "hayvan" denilmesinden pek hoşlanmayan Yara, onlara güzel ve çok güzel anlamlarında iki isim vermiş. Çok sayıda oyuncağı olduğunu anlatan Yara, "Oyuncakları sevmiyorum. Çok çabuk sıkılıyorum" diyor. Yara'nın aile albümünde sırtlan yavrularıyla çekilmiş çok sayıda fotoğrafı bulunuyor. Sırtlan yavrularını kimi zaman kundak yapan Yara, kimi zaman da yavruları biberonla besliyor. Yara, tatil günlerini ve okuldan arta kalan zamanlarını sırtlanlarla birlikte geçiriyor ve onları besliyor. "Onlarla oynamazsam küserler" diyen Yara, piton yılanlarından saçına taç yapacak kadar da yılanları seviyor. Yara'nın 14 yaşındaki ağabeyi Nur ise, "Hayvanlar bizim arkadaşlarımız. En çok köpekleri seviyorum" diyor. HASAN ŞÜVEYKANİ: "ÇOCUKKEN, ÖLDÜRMESİNLER DİYE YILANLARI SAKLARDIM" 25 yıldır hayvan eğitimciliği yapan Hasan Şüveykani, hayvan sevgisinin çocukken başladığını anlatarak, "Çocukken, köylüler öldürmesin diye bulduğum yılanları saklardım" diye konuşuyor. İnsanların içgüdüsel olarak hayvanlara ve doğaya yakın olduğuna inandığını söyleyen Şüveykani, "İnsanlara, hayvanlardan korkulması gerektiği öğretiliyor ve bu korku, zamanla insan ve hayvan arasındaki mesafeyi artırıyor" görüşünü savunuyor. Sırtlanları diğer hayvanlara nispetle daha fazla sevdiğini anlatan Şüveykani, "Sırtlanlar mazlum hayvanlar, çünkü insanlar onlardan nefret ediyor. Halbuki, sırtlanlar doğadaki artıkları yiyerek, doğanın temizlenmesini sağlıyor" diyor. ZİHİNSEL ÖZRE SIRTLAN BEYNİ Şüveykani ailesinin en önemli sorunu ise batıl inançlar. Baba Şüveykani, batıl inançlar nedeniyle kendilerine çok sayıda insanın geldiğini ve garip isteklerde bulunduğunu ifade ediyor. Zihinsel özürlüler için sırtlan beyni isteyenden, kocasının kendisini daha çok sevmesi için sırtlan idrarı talep edene kadar birçok istekle karşılaştıklarını anlatan Şüveykani, "Bir kadın ısrarla sırtlan idrarı istedi. Kocasının kendisini daha çok sevmesini istiyormuş. Bitki çayı ile karışık su verdim. Bir süre sonra geldi ve bana teşekkür etti. Kocasının onu artık çok sevdiğini söyledi. Verdiğim şey idrar değil, suydu dediğimde ise çok şaşırdı" diyor. Son yıllarda kurtların ve köpeklerin bir kısmını dizi filmler için kiraya veren aile, hayvanların bakım masraflarını kendi bütçesinden karşılıyor. 562937 Kanarya ve Timsah'ın 81. randevusu! Bursaspor'un Birinci Lig'e yükseldiği 1967-68 sezonundan itibaren karşılaşan iki takımın geride kalan lig maçlarında Fenerbahçe 40, Bursaspor ise 12 galibiyet elde ederken, taraflar 28 kez de beraberliği bozamadı. Lig maçlarında sarı-lacivertlilerin toplam 125 golüne, yeşil-beyazlılar 64 golle karşılık verebildi. İki takım arasında geçen sezon yapılan maçları Fenerbahçe İstanbul'da 5-2, Bursaspor da Bursa'da 2-1'lik skorlarla kazandı. BURSA'DAKİ MAÇLAR Fenerbahçe ile Bursaspor, yarınki maçın yapılacağı Bursa Atatürk Stadı'nda şimdiye dek 39 kez karşılaştı. Bursa'daki maçlarda ev sahibi yeşil-beyazlılar kez galip gelirken, Fenerbahçe 13 maçta gülen taraf oldu, 18 maç ise berabere sonuçlandı. Fenerbahçe deplasmanda 42 gol atarken, kalesinde 31 gol gördü. Bu arada, iki ekip arasında 1992-93 sezonunda Bursa'da oynanması gereken maç, ev sahibi takımın cezası nedeniyle İzmir'de yapılmış ve yeşil-beyazlılar 2-1 galip gelmişti. EN FARKLI SKORLU GALİBİYETLER Fenerbahçe, Bursaspor karşısında şimdiye dek en farklı skorlu galibiyetini, 2002-03 sezonunda, cezası nedeniyle Ankara'da yaptığı maçta 7-1'lik skorla aldı. Bursaspor ise Fenerbahçe karşısında şimdiye dek aldığı toplam 12 galibiyetten 3'ünü farklı, kalan 9'unu ise tek farklı skorlarla elde etti. SON 10 MAÇ Fenerbahçe ile Bursaspor takımları arasında ligde yapılan son 10 maçta alınan skorlar şöyle: 2002-2003 Fenerbahçe Bursaspor (Ankara'da) Bursaspor Fenerbahçe 2003-2004 Bursaspor Fenerbahçe Fenerbahçe Bursaspor -1 2006-2007 Fenerbahçe Bursaspor Bursaspor Fenerbahçe 2007-2008 Bursaspor Fenerbahçe Fenerbahçe Bursaspor 2008-2009 Fenerbahçe Bursaspor Bursaspor Fenerbahçe 562295 Temizöz iddiaları reddetti: Maktulleri tanımıyorum Temizöz iddiaları reddetti: Maktulleri tanımıyorum DİYARBAKIR Şırnak'ta 1993-95 yılları arasında 14 kişiyi öldürmeye azmettirdiği iddiasıyla yargılanan Kayseri eski Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz, hakkındaki bütün iddiaları reddetti. Temizöz, savunmasında öldürmeye azmettirdiği iddia edilen 14 kişinin öldürülmesiyle ilgili, "Tanımıyorum, görmedim. Ne maksatla öldürüldüğünü bilmiyorum." dedi. Duruşma diğer sanıkların savunmalarının alınması, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi ve tanıkların dinlenmesi için ileri bir tarihe ertelendi. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma saat 20.10'a kadar sürdü. Bugünkü duruşmada sanıkların kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasının ardından sanık Albay Cemal Temizöz, hazırladığı yazılı savunmasını okudu. Savunmasını iki bölüm halinde yapan Temizöz, ilk bölümde PKK'nın kurulması, Cizre'deki faaliyetleri ve terör örgütünün neden kendini hedef seçtiği konularında bilgi verdi. PKK'nın prestijini kaybetmemek için ölülerini çatışmanın yaşandığı yerlere gömdüklerini belirterek, "Şimdi belirledikleri noktalarda kazılar yapıyorlar. Bölgedeki bütün kanunsuzluklar üzerime fatura ediliyor." dedi. Savunmasının ikinci bölümünde öldürmeye azmettirdiği iddia kişilerle ilgili bilgi veren Temizöz, öncesi korucu, itirafçı ve rütbeli personellerden neden yararlandığını açıkladı. Temizöz, Şırnak bölgesindeki korucuların PKK'nın baskılarına dayanamayarak korucu olduklarını, kendisinin korucuları, terörle mücadele konusunda eğitip, tim halinde onlardan faydalandığını dile getirdi. İtirafçıları terörle mücadelede taktik geliştirmek için ve PKK'nın stratejisini öğrenmek için kullandığını anlatan Temizöz, rütbeli personelinde ele geçirilen PKK'lıların ve terör örgütünün silahlı milislerini sorgulamada kullandığını kaydetti. TEMİZÖZ: MAKTULLERİ TANIMIYORUM, GÖRMEDİM Temizöz, faili meçhullerle ilgili savunmasında ise, "Bunları tanımıyorum. Kimler tarafından ve ne maksatla öldürüldüklerini bilmiyorum." diye konuştu. İddianamede Temizöz'ün azmettirmesiyle öldürüldüğü iddia edilen maktullerin isimlerini tek tek söyleyen Albay, maktul İbrahim Danış ve Abdurrahim Avşar'ın PKK'nın silahlı milisleri olduğunu ve diğerler birlikte tümün terör örgütü tarafından öldürüldüğünü öne sürdü. Mahkemede söz alan sanık avukatları da, gizli tanıkların gizliliklerinin kalmadığını belirterek, mahkemede dinlenmelerini talep etti. Sanık Temizöz'ün avukatları, müvekkillerinin, terörle mücadele sembol bir asker olduğunu, kendisine isnat edilen suçları işlemesinin asla mümkün olmadığını belirtti. Avukatlar, Temizöz'ün tutukluk süresi, kaçma ihtimali olmadığı ve halen TSK bünyesinde görevli subay olduğu için tahliye edilmesini talep etti. Duruşmada söz alan, Cizre eski Belediye Başkanı Korucubaşı Kamil Atak ise, hakkındaki iddiaları "dedikodu" olarak nitelendirerek, "Bu dedikodulara cevap vermek zorunda değilim. Bizi cezaevinde aydır neden tutuyorsunuz. Somut delil varsa hukuk açısından burada tutulduğumu anlarım. Ama somut delil yok hepsi dedikodudan ibaret." dedi. DURUŞMA 18 EYLÜL'E ERTELENDİ Savcı, Cemal Temizöz'ün hangi tarihte Cizre'de görev yaptığının Jandarma Genel Komutanlığı'ndan sorulmasını, Kokel Atak'ın yakalanmasının beklenmesine, Kamil Atak'ın ne kadar belediye başkanlığını yaptığının belirlenmesine, Mehmet Nuri Binzet'in tanık olarak dinlenmesine, "Sokak lambası" ve "Tükenmez kalem"in sanık ve tanıkların olmadığı bir günde dinlenmesine, Cizre'de yapılan kazılarda bulunan kemiklerin DNA'sının gelmesinin beklenmesine karar vererek sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi. Mahkeme de, iddia makamının taleplerini yerinde bularak, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı 18 Eylül 2009 tarihine erteledi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 109 sayfalık iddianame, sanıkların 765 sayılı TCK'nın "Adam öldürmek", "Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" ve "Adam öldürmeye azmettirmek" suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. Sanıklardan Cemal Temizöz'ün 9, Kamil Atak'ın 7, Temer Atak'ın 2, Adem Yakın'in 7, Hıdır Altuğ'un 3, Fırat Altın'ın (Abdulhakim Güven) 6, Kökel Atak'ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor. 563729 Fatih Akın, Venedik Film Festivali’nde jüri özel ödülü kazandı Film Festivali’nde jüri özel ödülü kazandıVENEDİK (A.A)  66. Uluslararası Film Festivali’nde en iyi film dalında verilen "Altın Aslan" ödülünü, İsrailli yönetmen Samuel Maoz "" adlı filmiyle kazandı.          ’ın "Soul Kitchen" filmiyle jüri özel ödülünü kazandığı festivalde, İngiliz Colin Firth, Tom ’un "A Single Man" filmindeki rolüyle en iyi erkek oyuncu ödülüne değer bulundu.          Rus aktrisi Ksenya Rappoport, Giuseppe Capotondi’nin "La Doppia Ora" filmindeki oyunuyla en iyi kadın oyuncu seçildi.          İranlı Şirin Neşat da "Erkeksiz Kadınlar" filmiyle "Gümüş Aslan" ödülüne layık görüldü. .. 563293 Sel mağduru işletmeler ne yapmalı? İstanbul ve çevresinde yaşanan sel felaketi nedeni ile özellikle Basın Ekspres Yolu ve çevresindeki çok sayıda işyerinde büyük maddi kayıplar meydana gelmiş ve çok sayıda yurttaşımız hayatını kaybetti. Şüphesiz, sel bir doğal felaket, ancak çözümü yöneticilerde. Yollar alternatifsiz olmamalı. Sel felaketini bizzat yaşayan mağdurlardan birisi olarak, günkü manzarayı ömür boyu unutmam mümkün değil. Milyonlarca kişinin yaşadığı İkitelli, Halkalı bölgesinden çıkış yok. Bir sel bütün yolları, köprüleri kapatmış. Peki vatandaş işine, evine nerden gidecek? Cevabı yok. İkitelli ve Halkalı’dan TEM’e ve diğer yollara bağlantı yapılamıyor. Çünkü karayolları buradan elde ettiği gelirden mahrum kalmak istemiyor. Bu bölgeye on binlerce konut yapan TOKİ, buranın çevre yollara bağlantısını yapamıyor. Altyapı, üst yapı, yol yok. Rögarlar tıkalı, sokaklar kapalı. Sokak aralarında kilometrelerce araç kuyruğu ve çaresizce yol arayan vatandaşlar. Mutlaka Halkalı’dan hem TEM’e hem de diğer yollara bağlantılar, köprüler, alt ve üst geçitler acilen yapılmalıdır. Bu sel felaketi tekrar gösterdi ki; alternatif yollarımız yok. Sel, sürekli geleceği söylenen büyük deprem olduğunda ne kadar çaresiz ne kadar yetersiz olduğumuzu da gösteriyor. Ben de bugünkü yazımda hem işverenlerin vergi dairelerinde yapması gerekenleri, hem de iş kazası kapsamında vefat eden işçilerin haklarını açıklamanın büyük faydası olacağını düşünüyorum. İSMMMO işverenlere bu yönde önemli bir rehber hazırlamış. Dava ve dilekçe örnekleri için istanbulsmmmodasi.org.tr web sayfasından yararlanabilirsiniz. Vergi dairesinde yapılacaklar Mükelleflerin bağlı olduğu vergi dairesine bir dilekçe ile başvurmaları ve takdir komisyonundan zayi olan malların ve diğer varlıkların takdiri ve tespitini istemeleri gerekmektedir. Dilekçeye aşağıdaki belgeler de eklenecektir. a)-Zayi olan malların (Ticari mallar, hammadde, yardımcı madde, mamul madde vb., demirbaşlar, araçlar, tesis ve makineler) listesi. b)-İtfaiyeden, Belediye Zabıta Müdürlüğü’nden alınacak tespit tutanağı. c)-Selde kaybolmuş veya bozulmuş ticari defterler ve belgeler, (Kullanılmış veya boş fatura ve benzeri vesikalar) Kayıt ve belgeler için dava açılmalı Vergi mükellefleri İşyeri merkezinde yetkili olan Ticaret mahkemesine bir dilekçe ile dava açmak sureti ile zayi olan Ticari defter ve vesikaların zayi olduğuna ilişkin belgenin alınması gerekir. Dilekçeye aşağıdaki belgeler eklenecektir. a)- İtfaiyeden, Belediye Zabıta Müdürlüğü’nden alınacak tespit tutanağı, b)- Selde kaybolmuş veya bozulmuş ticari defterler ve belgeler, (Kullanılmış veya boş fatura ve benzeri vesikalar) Türk Ticaret Kanunu’na göre; tacir, ticari işletmesinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, ziyaı öğrendiği andan itibaren onbeş gün içinde yani olayın olduğu 07.09.2009 tarihinden itibaren 23.09.2009 tarihine kadarki süre içinde bu davayı açabilir. Aksi takdirde karşılaşabileceği mali ve hukuki sorunlarda kayıtlarını ibrazdan kaçınmış sayılır. İş kazası bildirimi Sosyal Güvenlik Mevzuatına göre; sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, işveren tarafından görevli olarak gönderildiği durumlarda ve işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen olaylar iş kazası kabul edilmektedir. Bu bağlamda sel felaketinden dolayı; İş kazasına uğrayan personele derhal gerekli sağlık yardımları yapılması, İşyeri kaza raporu düzenlenir. Şahitlerin ifadesi alınması, Kazanın yetkili kolluk kuvvetlerine (Jandarma veya polise) derhal bildirilmesi, Kazanın ilgili SGK sosyal güvenlik merkezi müdürlüğüne iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde bildirilmesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü’ne bildirim formu ile en geç iki iş günü içinde haber verilmesi gereklidir. 563104 Pakistan Hindistan sınırında roket savaşı Hindistan, sınır komşusu Pakistan topraklarından kendilerine roket atıldığını ve buna ateşle karşılık verdiklerini açıklarken, Pakistan ise roket saldırılarının kendi topraklarından düzenlendiği iddiasını yalanladı. Hindistan Sınır Güvenlik Kuvvetleri'ndan Himmat Singh, sınırın Hindistan tarafında kilometre içerde roket patladığını, sınırdaki askerlerinin de buna karşılık vererek Pakistan tarafına ateş açtıklarını söyledi. Singh, ayrıca Hindistan tarafının olayı şiddetle protesto ettiğini açıkladı. Pakistan paramiliter sınır kuvvetleri sözcüsü Nedim Rıza, sınırın Hindistan tarafında roket sesleri duyduklarını, daha sonra da Hint askerlerinin Pakistan tarafına ateş açtıklarını söyledi. Bu olayın protesto edildiğini belirten Rıza, ancak durumu kışkırtmadıklarına dikkat çekti. Ölen ya da yaralanan olmayan sınır geriliminin ardından her iki ülkenin sınır kuvvetleri komutanlarının bir araya gelerek durumu görüştüğü belirtildi. 563488 Eşinin özgüveni iyi gelmiş Berna Laçin'in sunduğu 'Mutluluğa Açılan Sofralar' programı için evinin kapılarını açan oyuncu Ceyda Düvenci, Ağustos ayında evlendiği eşi Engin Akgün'ün özgüveni çok yüksek bir insan olduğunu ve bunun da kendisini çok rahatlattığını söyledi. Tanınan kadınların, dışarıda kendilerini taşıyabilecek ve bazı şeyleri kaldırabilecek bir erkeğe ihtiyacı olduğunu ifade eden Ceyda Düvenci, "Özgüven insanı rahatlatan bir şey. Bu mesleği yapmayan bir adamın, eğer özgüvensizse, seninle yapabilecek hiç bir şeyi yok. Çünkü günün sonunda Ceyda'nın kocası oluyor ve bunu kaldırabilmesi gerekiyor" diye konuştu. Gittikleri mekanlarda 'Ceyda'nın eşi gelmiş, Ceyda Hanım ve eşi' şeklindeki hitapları her erkeğin kaldıramayabileceğini ifade eden Düvenci, "Erkeğin özgüveninin tam olması gerekir. Çünkü bunu toparlayacak bir adama ihtiyacı var. özgüven patlaması bana çok iyi geldi" dedi. Eşinin kendisinden yaş büyük olduğunu söyleyen Düvenci, ailelerinin de birbirlerini çok sevdiğini belirterek "Hamurlar tuttu birbirini" ifadesini kullandı. KALABALIK SOFRALARI ÇOK SEVİYORUZ Eşinin de kendisinin de kalabalık sofrayı çok sevdiklerini ve bu yüzden evlerine aldıkları yemek masasına 15-16 kişinin sığabilmesini istediklerini anlatan Ceyda Düvenci, "Mesela benim ileride çocuğum olursa çok istiyorum akşam yemeğinin bir saati olsun ve herkes saatte yemekte olsun. gün neler yapıldığı konuşulsun ondan önce ya da sonra herkes istediğini" şeklinde konuştu. Düvenci, sofrada sohbet edilmesini ve gün içerisinde yaşananların paylaşılmasını da önemsediğini belirterek yemek odasında ya da mutfakta televizyon olmasından hiç hoşlanmadığını belirtti. 563054 "Töre" diye bebeklerini boğdular Osmaniye ilçe merkezinde oturan E.B.A ile M.A arasında yaşanan ilişkiden, 23 Mayıs 1997 tarihinde, Osmaniye Devlet Hastanesi'nde bir erkek bebek dünyaya geldi. İddiaya göre, E.B.A'nin ailesi, olayı namus meselesi yaparak töre kurallarının uygulanması kararı aldı. Bebeğin annesi E.B.A, bebeğin babası M.A ile kadının erker kardeşi İ.B. ve eşi S.B, aralarında anlaşarak ismi bile konulmayan bebeği taburcu olur olmaz hastane yakınındaki bir arsada, çanta içerisinde iple boğarak öldürdü. Bebeğin cesedi ilçeye götürülerek, Yukarıkardere köyünde, bebeğin annesi E.B.A'nın erkek kardeşi İ.B'ye ait evin bahçesine gizlice gömüldü. Jandarma Komutanlığı ekipleri, 12 yıl sonra bir ihbar üzerine Bahçe ilçesinin Yukarıkardere köyüne operasyon düzenledi. Operasyon kapsamında evin bahçesi kazıldı. Kazılan bahçede insana ait adet kemik bulundu. Deliller değerlendirmek üzere incelemeye, şüpheliler E.A, İ.A, B.A ve S.A da gözaltına alındı. Jandarma Komutanlığındaki sorgularının ardından adliyeye çıkartılan zanlıların tutuklanarak cezaevine gönderildiği bildirildi. Bu arada, yaşadıkları birliktelikten doğan bebeği öldürdükleri belirlenen anne E.B.A ile baba M.A'nın, adamın askerden dönüşünün ardından evlendiği kaydedildi. 563375 Sarıyer'de Kilyos deresi taştı, su baskınları oldu Sarıyer'de Kilyos Deresi'nin taşması sonucu Kilyos köyündeki 70 ev ve iş yeri sular altında kaldı. Sarıyer'de, öğlen saatlerinde yüksek kesimlerde başlayan yağışın etkisiyle Kilyos köyünün ortasından geçen Kilyos Deresi taştı. Taşkın sonucu, derenin kenarında bulunan yaklaşık 70 ev ve iş yerine sel suları doldu. Evlerinde mahsur kalan bazı vatandaşlar, itfaiye ve arama kurtarma ekipleri tarafından kurtarıldı. Evlerine su dolması üzerine korkudan sinir krizi geçiren bazı vatandaşların ise hastaneye kaldırıldığı öğrenildi. Jandarma ekipleri, çökme ihtimaline karşı köyün ortasındaki köprüyü geçişlere kapatarak güvenlik şeridine aldı. Sarıyer Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Coşkun, meteorolojiden sağanak yağış ile ilgili bilgi ve uyarıların alınmasının ardından, dere kenarında önceki günden itibaren iş makineleriyle nöbet tutan ekipler oluşturduklarını söyledi. İlçe merkezi ve çevresindeki mazgalların belediye ekiplerince sürekli temizlendiğini ifade eden Coşkun, "Derenin taşması sırasında ekiplerimiz hemen müdahale etti. Önlemleri zamanında aldığımız için hasar çok olmadı. Şimdi ise su baskınına uğrayan ev ve iş yerlerinden suların tahliye işlemlerine başlayacağız" dedi. Bostancı'da trafik açıldı Öte yandan, E-5 Karayolu'nun Bostancı kesimi kontrollü olarak ulaşıma açıldı. Yolun Harem istikameti güzergahında yer yer oluşan şu birikintileri nedeniyle trafik akışı kontrollü bir şekilde sağlanıyor. Trafikteki aksama nedeniyle güzergahtaki bazı kavşaklarda ciddi yoğunluk yaşanıyor. İSTANBULLULAR DİKKAT! YARIN DA YAĞIŞ VAR! İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi'nden (AKOM) yapılan yazılı açıklamaya göre, İstanbul'da yağış yarın da devam edecek. Yarın akşam saatlerine kadar aralıklarla ve kuvvetli olarak devam edeceği bildirilen yağış, Anadolu yakası ile Boğaz çevresinde etkili olacak. AKOM'un üst düzeyde alarm durumunda olacağı bugün ve yarın sel baskınlarına karşı bin 220 araç ve gereç ile bin 370 personel müdahale için hazır bekletilecek. İstanbul için önlemler Yağışın İstanbul'da öğleden sonra şiddetini artırması bekleniyor. İstanbul Valisi Muammer Güler de yağışın etkisini artırmasıyla birlikte hayata geçirilecek önlemleri açıkladı. Güler'in vatandaşlardan da bazı istekleri oldu: Bugün yağış başlar başlamaz Basın Ekpres yolu trafiğe kapatılacak. Su baskını fazla olursa, acil durumlara müdahale için tem de kapatılacak. Güvenlik şeridini ihlal eden araçlar trafikten men edilecek. Vali Muammer Güler, vatandaşların su tahliye kanalı ve derelere yakın yerlerde araç bulundurmamalarını istedi, "Buralardaki işyerlerinde de malzeme bırakılmasın" dedi.  Güler, İstanbulluların zorunlu olmadıkça özel araçla yola çıkmamalarını talep etti. Çatalca'da ceset bulundu Bu arada, Çatalca'da selde kaybolan kişiden biri olan 65 yaşındaki Nusret Dursun'un cesedi bulundu. Çatalca Kaymakamlığına göre, selde kaybolan kişileri bulmak amacıyla Çatalca İstasyonu'nda yürütülen çalışmalardan sonuç alınamayınca, ekipler Karasu Deresi üzerinden geçen TEM Otoyolu'ndaki viyadük altına yönlendirildi. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı dalgıçların burada yaptıkları çalışmalarda, kayıplardan 65 yaşındaki Nusret Dursun'un cesedine ulaşıldı. Olay yerinde bekletilen ambulansa konulan Dursun'un cesedi, Çatalca Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Nusret Dursun'un cesedinin bulunmasıyla selden dolayı ilçede ölenlerin sayısı 4'e yükseldi. Bu arada, selde kaybolan yaşındaki Ceyda Güder, 65 yaşındaki Gülseren Dursun ile yaşındaki torunu Gülseren Dursun'u arama çalışmaları halen sürüyor. Silivri'de kaybolan kişi aranıyor Silivri Kaymakamı Ahmet Mesut Demirkol, sel nedeniyle ilçede bin 600 ev ile 363 iş yerinin hasar gördüğünü bildirdi. Demirkol, sel suları ve balçıkla dolduğu için evleri oturulamaz durumda olan vatandaşların yakınlarının yanında kaldıklarını söyledi. Bu kişilere 500'er TL nakit para yardımında bulunduklarını ifade eden Demirkol, ayrıca mağdur olan vatandaşlara kaymakamlık tarafından satın alınan 400 çekyat ile 800 battaniyenin dağıtıldığını kaydetti. Demirkol, dün ilçeye gelerek incelemelerde bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a da su konusundaki talepleri ilettiklerini ifade etti. İlçede hasar tespit çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu kaydeden Demirkol, "Sel nedeniyle ilçede bin 600 ev ile 363 iş yeri hasar gördü. Konutlardaki hasar genelde eşyalarla alakalı. Ancak 16 evin kendisinde sorun var. Bunların 6'sı oturulamayacak durumda. Ayrıca sel nedeniyle denize sürüklenen 144 aracı da denizden çıkarttık. Bir otoparka çekilen araçlar, sahiplerine tutanakla teslim ediliyor" diye konuştu. Tarım alanlarındaki hasar tespit çalışmalarının da bittiğini kaydeden Demirkol, buna göre, hasarın yüzde 10 civarında olduğunu, afet ilan edilmesi için oranın yüzde 40 olması gerektiğini bildirdi. Selde kaybolan biri çocuk kişiyi arama çalışmalarının ise devam ettiğini vurgulayan Demirkol, "Selde kaybolan Hikmet Pekgürbüz, Dila Manav ve Nihat Serdiyol'u arama çalışmaları sürüyor. Suyun bulanık olması çalışmaları olumsuz etkiliyor. Yüzeyden santimetre aşağısı görünmüyor. Sahil Güvenlik ekipleri de açıkta cesetleri arıyor" dedi. Selde kamu binalarının da zarar gördüğünü kaydeden Demirkol, "İlçedeki okulda da hasar var. İlçede eğitimin 28 Eylülde başlaması için valiliğe talebimizi ilettik. Okulların bodrum katları suyla dolu. Ayrıca elektrik panoları ve tesisatı hasar gürmüş" bilgisini verdi. 563478 Kilyos'ta selde mahsur kalanlar iş makineleriyle kurtarıldı İstanbul'da meteorolojinin günlerdir uyarsını yaptığı şiddetli yağışlar bugün ilk olarak Sarıyer Kilyos'ta etkisini gösterdi. Etkili yağışın başlamasıyla birlikte Kilyos Merkez Mahallesi'nde bulunan lüks villaların giriş katları sular altında kaldı. Caddeler denizi andıran görüntülere sahne oldu. Suların birikmesiyle birlikte bir çok araç yollarda mahsur kaldı ve trafik tıkandı. Demirciköy Caddesi üzerinde ve yakınında bulunan villalar, bölgeden geçen derenin taşması nedeniyle sular altında kaldı. Etkili sel sularının villaların içine girmesiyle birlikte vatandaşlar büyük panik yaşadı. Asfalt yolları söken sel suları birçok villayı kullanılamaz hale getirdi. Bölgeye sevk edilen çok sayıda iş makinesi, belediye ekibi, sağlık ve itfaiye ekipleri mahsur kalan vatandaşları güvenli bölgelere taşıdı. Sel suları nedeniyle kurtarma ekiplerinin ulaşamadığı bölgelere iş makineleri ulaşarak mahsur kalanları kurtardı. Kurtarılanlar arasında anne ile kundaktaki bebeği ve küçük çocuğu de yer aldı. Annesi ve kundaklık bebeği kepçeye alınarak azgın sel sularından kurtarıldı. Bu arada, villaların bulunduğu bölgeden geçen dere üzerindeki yapılaşmalar dikkat çekti. İkitelli bölgesinde yaşanan ve bu olayla gündeme gelen dere içi yapılaşmaların Kilyos'taki sel bölgesinde de olması dikkat çekti. 563441 'Karadeniz'in incisi'nde oteller şimdiden doldu 'Karadeniz'in incisi'nde oteller şimdiden doldu Karabük'ün Safranbolu ilçesi ile Bartın'ın Amasra ilçesi günlük Ramazan Bayramı tatili için büyük ilgi görüyor. Otel ve pansiyonların bayram rezervasyonlarında şimdiden Safranbolu'da yüzde 80, Amasra'da ise yüzde 90 dolduğu belirtildi. SAFRANBOLU AMASRA (A.A) Tarihi yapıları ve doğal güzellikleriyle ünlü Karabük'ün Safranbolu ilçesi ile Bartın'ın Amasra ilçesi günlük Ramazan Bayramı tatili için büyük ilgi görüyor. Nitekim, otel ve pansiyonların bayram rezervasyonlarında şimdiden Safranbolu'da yüzde 80, Amasra'da ise yüzde 90 doluluğa ulaşıldı. Edinilen bilgiye göre, Safranbolu'da geleneksel Türk evlerinden dönüştürülen yaklaşık bini aşkın yatak kapasiteli otel ve konakların büyük bölümüne yoğun rezervasyon yapıldı.Osmanlı döneminden kalma han, hamam, cami, çeşme, köprü ve konakların eşsiz güzelliğini keşfetmek isteyenlerin yoğun ilgi gösterdiği bin yıllık geçmişe sahip Safranbolu'ya, Ramazan Bayramı tatilinde çeşitli turlar ve geziler kapsamında da 30 bini aşkın günübirlik turist gelmesi bekleniyor.İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkilileri, bayram tatilleri ve hafta sonları tarihi ilçenin turistlerin ilgisini çektiğini, otel ve pansiyonların rezervasyonlarla şu anda yüzde 80 doluluğa ulaştığını kaydettiler. OTELLERİN YÜZDE 90'I DOLDU Helenistik dönemden, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine kadar çok sayıda tarihi eserin yanı sıra doğal güzellikleri ve balık ağırlıklı mutfak kültürüyle turistlerin ilgisini çeken Amasra'da da bayram için otellerin yüzde 90'ı rezerve edildi.Yılda yaklaşık 250 bin kişinin geldiği ilçenin, tarihi eserlerinin yanı sıra yeşilin her tonunu denizin mavisiyle bütünleştiren doğası, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Amasra Belediye Başkanı Emin Timur, yaptığı açıklamada, bayram tatilinde konaklayanların yanı sıra günübirlik 20-30 bin turistin ilçeye gelmesini beklediklerini söyledi. TÜM HAZIRLIKLAR TAMAM Otel ve pansiyonların rezervasyonlarla yüzde 90 doluluğa ulaşmasının mutluluğunu yaşadıklarını anlatan Timur, şöyle dedi:'Amasra güneş, kum ve deniz üçlüsüne kültürü de ekleyen Karadeniz'in incisi ilçedir. Özelikle bayram tatillerinde turistlerin yoğun ilgisini çekiyoruz. Belediye olarak tatilcilerin her türlü konforunu sağlamak için hazırlıklarımızı tamamladık. Tatilciler sayesinde Amasra'da bayramda adeta adım atacak yer kalmayacak. 563586 Fransa'da Türk 'tecavüz'den tutuklandı 'nın Toulouse kenti yakınlarında, 14 yaşındaki bir genç bir kıza tecavüz etmek suçundan gözaltına alınan 22 ve 34 yaşındaki Türk vatandaşı, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Türk vatandaşlarıyla birlikte gözaltına alınan Bulgar vatandaşı 27 yaşındaki kadının da tutuklanmasına karar verildi. Türk ve Bulgar kadını hakkında tecavüz dışında, genç kızı "fuhuşa zorlama" suçundan da dava açılacak. Pyrenees-Orientales bölgesinde ağustos ayında dedesi ve anneannesiyle yaptığı kamptan ayrılan Julie isimli genç kız, gün sonra Toulose kenti yakınlarında bulunmuştu. 562986 Chavez: Rusya'dan füze aldık Ria Novosti haber ajansına göre Venezüela'nın Rusya'dan T-72 ve T-90 tankları alacağını da kaydeden Chavez, "300 km menzilli füze alıyoruz. Bunlar ülkemize geliyor. Hedeflerini şaşırmıyorlar. Hiç kimseye saldırmayı düşünmüyoruz. Bunlar savunma füzeleri. Ülkemizi her türlü tehlikeden korumak istiyoruz." dedi. Venezüela ile komşu Latin Amerika ülkesi Kolombiya arasında sorunlar bulunuyor. ABD karşıtı duruşu ile bilinen Chavez, Kolombiya'ya kurulması planlanan yeni ABD üslerini sert bir şekilde eleştiriyor. Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev Moskova'da gerçekleşen görüşme sonrası Venezüela'ya tank dahil, her türlü askeri malzeme satışına olumlu baktıklarını açıklamıştı. Satışların uluslar arası anlaşmalar çerçevesinde olduğunu kaydeden Medvedev, bu tür anlaşmaların kamuoyu önünde imzalanmasının doğru olmadığına dikkat çekmişti. Chavez'in Moskova temaslarında iki ülke savunma bakanları stratejik bir anlaşma imzaladığı belirtildi. Ancak anlaşmanın içeriği ile ilgili bilgi verilmedi. Rus basınında yer alan haberlere göre Venezüela'nın 500 milyon dolar değerinde 100 adet T-72 ve T-90 tankları satın aldığı, sipariş listesinde deniz altılar, BMP-3 model zırhlı araçlar, Mi-28 savaş helikopterlerinin de bulunduğu belirtildi. Venezüela son yıllarda Rusya'dan Kalaşkinof marka otomatik silah, savaş uçakları ve diğer askeri malzemelerden oluşan toplam milyar doların üzerinde askeri alım gerçekleşti. Venezüel lideri, Moskova temaslarında Rusya Devlet Başkanı Medvedev'in dışında Başbakan Vladimir Putin'le de görüşme gerçekleştirmişti. Chavez'i sıcak bir şekilde karşılayan Putin, ayrılıkçı bölgelerin bağımsızlıklarını tanıma kararından dolayı teşekkür etmişti. 563283 Zabıtayı darp ettiler; tezgah açamayacaklar AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, cuma günleri Mimar Sinan Mahallesi'nde kurulan semt pazarında geçtiğimiz hafta denetim yapan Çorum Belediyesi Zabıta Müdürlüğünde görevli zabıta memuru Vahit Kalender, tezgahıyla yolu kapattığı öne sürülen pazarcı Mehmet Yıldız ile tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Kalender, Mehmet Yıldız, İsa Karademir ve Ali Gökboğa tarafından darbedildi. Çorum Devlet Hastanesinden iş göremez raporu alan zabıta memuru, kendisini darbeden kişiler hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulundu. Çorum Belediyesi tarafından da haklarında tutanak tutulan ve işlem yapılan pazarcıye, Belediye Encümeni kararıyla pazarlarda ay boyunca tezgah açmama cezası verildi. Pazarcı esnafları Yıldız, Karademir ve Gökboğa'nın semt pazarlarındaki yerleri de görevlilerce mühürlendi. ''BELEDİYEDEN ÖZÜR DİLİYORUZ, BİZİ AFFETSİNLER'' Pazarcı esnafı Mehmet Yıldız, zabıtaların kendilerine karşı sert tutum sergilemesi nedeniyle kavga çıktığını iddia ederek, cezalarının affedilmesini istedi. Verilen cezanın çok ağır olduğunu savunan Yıldız, ''6 ay boyunca pazarlarda tezgah açamazsak çok zor durumda kalırız. Evimize götürecek ekmeğimizi pazarlardan kazanıyoruz. Belediyeden özür diliyoruz ve cezamızın affedilmesini istiyoruz'' dedi. İsa Karademir de yaşadıkları olayı anlatarak, tartışmaların yanlış anlaşılmaktan kaynaklandığını savundu. 562725 [EuroBasket 2009] Şimdiki rakipler daha sert, kazanmanın yolu savunmadan geçer İşin açıkçası kadar derli toplu bir total basketbol sergiledik ki, çok kısa süreli periyotlar haricinde maçta da kriz yaşamadık. Total basketbol derken basketbolun bütün parametrelerini iyi yaptığımızı söylemek istiyorum. Yeni gruba gelince açıkçası işler daha zorlaşacak. İspanya, Slovenya ve Sırbistan, güç ve savunma olarak Bulgaristan, Polonya ve Litvanya'dan daha iyiler. Hemen ilave etmek isterim ki, Litvanya takımının psikolojisi bozulmadıysa üst grupta maç alabilecek kapasiteye sahipler. Ancak Litvanya takımı kötü yönetiliyor. Önceki yazımda da belirttiğim gibi Litvanyalılar kısa beyninden yoksun olunca, koçları önemli bir karar alarak geleneklerinden vazgeçti. Yani, hızlı ve tempoya dayanan basketbollarını bir kenara koyup yarı saha set hücumuna yönelik kontrollü bir basketbolu seçti. Böylece Litvanya'yı farklı kılan ekolü ikinci plana itmiş oldu. Öyle ki takımın topu elde tutmasını sağlayacak temel setlerinden birini nerdeyse her hücum oynamaya kalkınca işleri sarpa sardı. Bize gelince, işimizin bu grupta daha zor olduğunu söylemiştim ama bunu bir tek ben değil istatistikler de söylüyor. İlk grupta takımımız sayı teşebüsünde yüzde 60,9'luk bir başarı sağladı. Bu gerçekten başarılı bir basketbolun sonucuydu. Bu şu demekti; Bulgaristan, Polonya ve Litvanyalılara yaptığımız hücumda her 10 toptan 6'sının sayı olmasına bu takımlar izin verdi. Ancak bu grupta Sırplar yüzde 48,2, Slovenler yüzde 49,1, İspanyollar ise yüzde 53 ile rakiplerine sayı izni verdiler. Yani yüzde 12 ile yüzde arası daha az sayıya izin veriyorlar. Bu durum sayı yüzdeleri için de geçerli. İlk maçta sayı yüzdemiz 42,4 oldu. Ancak bu Bulgar, Polonya ve Litvanyalılara karşıydı. Peki yeni rakiplerimiz yüzde kaç sayıya izin vermişler? Slovenler yüzde 34, Sırplar yüzde 33,3 ve İspanyollar yüzde 32,1 oranında rakiplerine üç sayı şansı vermiş. Yani yüzde 10 ile arası daha az sayıya izin veriyorlar. Toparlayacak olursak, biz yeni rakiplerimize kabaca yüzde 10 daha düşük isabetle hücum edeceğimizi varsayalım. Bu demektir ki, yeni rakiplerimizin savunması daha sert olacak. Tabii ki gönül ister yüzde 60 iki sayı, yüzde 42 üç sayı atalım ama bence bunlar maç sonunda, 2'liklerde yüzde 50'lere, 3'lüklerde yüzde 30 küsurlara düşecek. (muhtemelen 35 civarı) Öyleyse ne yapmalıyız? Arzulu savunma yapmalıyız. Düşecek yüzdelerin karşılığı sayı yememek birinci görev olmalı. Bu işi yapmak için gerekli enerji, istek ve takım ruhuna sahibiz. Arzulu basketbol oynuyoruz ve savunmanın gerektirdiği yardımlaşma net görülüyor. Tek sorun, daha önce belirttiğim gibi hiç kriz yaşamadık ve geride olmadık. Geriye düştüğümüzde ve kriz yaşadığımızda ne yapacağımız soru işareti. Eğer bu tür dönemlerde oyuncularımız savunmaya çok asılırlar ve hücumda maçı kurtarma adına bireysellikten kaçınarak, inatla sistem içi sayılar ararlarsa bu negatif dönemi atlatırlar. Bir uyarıda bulunmak isterim. Yukarıda tahmin ettiğim yüzdeler maç kazanmak için bazen yeterli olmayabilir. Belki de tane arka arkaya kaybedebiliriz. Takım ruhu ve havası işte anlarda belli olur. İşler iyi giderken değil, kötü giderken bütün takım, kaptanın veya bir oyuncunun odasında buluşup 3. maçı almak için sözleşiyorlarsa ve birbirlerine çok güvendiklerini yürekten söylüyorlarsa, takım zaman takımdır. Umarım böyle bir durum yaşamayız ama biz antrenörler her türlü senaryoyu düşünmek zorundayız. 562997 Madencileri taşıyan kamyon devrildi: yaralı Alınan bilgiye göre, Nurullah Koçak (32) idaresindeki maden işçilerini taşıyan 06 BCD 01 plakalı kamyonet Koyunağılı köyü yakınlarında devrildi. Kazada yaralanan Nurullah Koçak, Adem Çakmak (23), Murat Doğan (41), Kenan Karaoğlanoğlu (20), Kadir Kır (16) ile Ramazan Dere (18), 112 Acil Servis sağlık ekipleri tarafından Beypazarı Devlet Hastanesine kaldırıldı. Durumu ağır olan Nurullah Koçak, Ankara Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edildi. 562208 PFDK yetersiz kaldı! Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), Futbol Federasyonu (TFF) Hukuk Kurulu'nun, Ankaragücü ile birlikte, ancak tedbirli olarak kendilerine sevk ettiği Ankaraspor Kulübü ile ilgili yetkisizlik kararı aldı. Kurul, bugün yaptığı toplantıda konuyu görüştü. Toplantıdan sonra yapılan açıklamada, şöyle denildi: ''Ankaraspor A.Ş. hakkında, TFF Statüsü'nün 18. ve 76. maddelerine ve Kulüp Tescil Talimatı'nın 17. maddesine aykırılığın, verilen süreye rağmen giderilmemesi nedeniyle talimatlara aykırılıktan dolayı verilen ''11 Eylül tarihinden itibaren müsabakalara iştirak ettirilmemeye yönelik tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin talebin incelenmesi hususunda'', idari tedbirin yönetim kurulu tarafından alınmış bir karar olması ve yönetim kurulu kararlarına karşı itiraz merciinin, TFF Statüsü'nün 62. maddesi ve Tahkim Kurulu Talimatı'nın 2. maddesi uyarınca Tahkim Kurulu olması sebebiyle, kurulumuzun yetkisizliğine karar verilmiştir.'' TFF Yönetim Kurulu, Ankaragücü Kulübü'nün, 30 Ağustos'taki olağanüstü genel kurulunda alınan kararlar sonucu Ankaraspor ile arasında ortaya çıkan ilişkinin sportif rekabeti engelleyici nitelikte olduğu kararına vararak, iki kulübe ihtarname göndermiş ve genel kurulda ortaya çıkan ihlale neden olan kararların gün içinde ortadan kaldırılmasını, Ankaraspor A.Ş. hisselerinin de sportif rekabeti engellemeyecek ve kamu vicdanını tatmin edecek şekilde üçüncü kişilere devredilmesini istemişti. Yönetim kurulu, bunlar yapılmadığı takdirde söz konusu kulüplerin PFDK'ya sevk edileceğini ve adil oyun düzeninin sağlanabilmesi için Ankaraspor'un, tedbiren maçlara alınmayacağını bildirmişti. 562305 İnguş Cumhuriyeti'nde intihar saldırısı İtar-Tass haber ajansına göre, bir yetkili, bir kamyonun içindeki intihar komandosunun üzerindeki bombayı patlatmasıyla polislerin öldüğünü söyledi ancak sayı vermedi. Saldırının akşam saatlerinde başkent Nazran'da düzenlendiği belirtildi. 562525 PVC söküldü tarih nefes aldı PVC söküldü tarih nefes aldı Hasan AY 12.09.2009 İstanbul'un ilk kadısının adını taşıyan tarihi Hızır Bey Camii, restorasyon sonrası aslına döndü FATİH Sultan Mehmet'i Rum mimara uyguladığı haksız ceza yüzünden yargılayan İstanbul'un ilk kadısı ve belediye başkanı Hızır Bey'in yaptırdığı, son yıllarda harap durumda olan Hızır Bey Camii, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce restore edildi. Yıllar içinde yapılan onarımlarda özünü kaybeden caminin, tavan, duvar, minber ve mihrabındaki PVC kaplamalar sökülünce, tarihi yapının özgün desenlerine ulaşıldı. Vefa'da harap halde olan Hızır Bey Camii'ndeki restorasyon çalışmaları iki yıl önce başlatıldı. Uzmanların yaptığı ilk incelemede, İstanbul'un fethinin ardından inşa edilen camiye 19'uncu yüzyılda aslına uygun olmayan avlu, son cemaat yeri, abdest alma yeri ve lojman eklendiği son yıllarda yapılan onarımlarda ise cami içi duvar ve tavan yüzeyleri ile mihrap ve minberin PVC esaslı malzeme ile kaplandığı tespit edildi. Koruma Kurulu kararıyla yapılan sökümlerden sonra cami aslına uygun onarıldı. . 562756 Gül, bayram sonrası Suudi Arabistan'da Cumhurbaşkanı Gül, dünya liderlerinin de hazır bulunacağı Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nin açılış törenlerine katılacak. Törenler, Suudi Arabistan'ın ulusal gününde, 23 Eylül'de yapılacak. Görev süresinin ilk iki yılında 47 yurtdışı seyahat gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, üçüncü yılında ilk ziyaretini Suudi Arabistan'a yapacak. Cumhurbaşkanı Gül, Ramazan Bayramı'nın hemen ertesinde Kral Abdullah Bilim ve Teknolojisi Üniversitesi'nin açılış törenlerine katılacak. Suudi Arabistan Kralı Abdullah, Cumhurbaşkanı Gül'ü geçtiğimiz günlerde özel olarak davet etti. Cumhurbaşkanı Gül'e, Suudi Arabistan ziyareti sırasında Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) yetkilileri, bilim adamlarının aralarında bulunduğu bir heyet eşlik edecek. ALMANYA BAŞBAKANI MERKEL DE KATILIYOR Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın davetlileri arasında, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman, Katar Emiri Şeyh Hamad bin Halife el Tani ile Bahreyn Kralı Hamad bin İsal el Halife de bulunuyor. Cidde'nin 80 kilometre kuzeyinde, Kızıldeniz kıyısında 36 kilometre üzerine inşa edilen üniversite, ağırlıklı olarak bilimsel araştırmalar ve teknolojik gelişmeler üzerinde yoğunlaşacak. 80 farklı ülkeden öğretim üyesinin görev yaptığı Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nin açılışı, Suudi Arabistan Krallığı'nın 77. kuruluş yıldönümünde, 23 Eylül günü yapılacak. Ulusal gelirinin dörtte birini eğitim için ayıran Kral Abdullah, kendi adını taşıyan üniversite için 2,6 milyar dolar harcadı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 3-6 Şubat 2009 tarihlerinde Suudi Arabistan'a resmî bir ziyarette bulunmuştu. Kral Abdullah ise Avrupa ülkelerine yaptığı geziler çerçevesinde, 9-10 Kasım 2007 tarihlerinde Türkiye'yi ziyaret etmişti. 563340 Evlilik yonunda ilerliyorlar Evlilik yonunda ilerliyorlar 12.09.2009 15:40SARP Levendoğlu ile sevgilisi Begüm Birgören önceki akşam Etiler’de iftar yaptı. Süper Star Life programı tarafından ilk kez birarada görüntülenen ikilinin evlilik hazırlığı yaptığı öğrenildi. Âşıkların arasını sanatçı Nilgün Belgün yapmıştı. 562996 İran'sız Hazar zirvesi başladı Kazak basınında yer alan haberler göre, Samal kompleksindeki zirvenin açılış konuşmasını yapan Kazak lider Nazarbayev, zirvede ikili ve çok taraflı işbirliği konuların görüşüleceğini kaydetti. Hazar'a kıyısı olan ülkelerin dış ticaret hacminin arttığını belirten Nazarbayev, bunun işbirliğinin genişletilmesiyle elde edildiğine söyledi. Nazarbayev, Hazar'ın hukuk statüsünün bu zirvede görüşülmeyeceğini ve bu konunun İran'ın da katılımıyla ancak ele alınabileceğini söyledi. Nazarbayev'in bu görüşü diğer ülke liderleri tarafından desteklendiği aktarıldı. HAZAR ZİRVESİ BAKÜ'DE YAPILACAK Bu arada Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev, Bakü'nün Hazar'a kıyısı olan ülke liderlerin zirvesine hazırlandığını kaydetti. Beş ülke liderinin Bakü'deki zirvesi için hazırlıkların sürdüğünü kaydeden Aliyev, uzmanların bu yönde aktif bir çalışma içerisinde olduğunu ifade etti. Hazar zirvesi en son 2007 yılında İran'ın başkenti Tahran'da yapılmıştı. Rusya Devlet Başkanı Medvedev, zirvedeki konuşmasında Hazar kıyısı ülkelerin finans sisteminin yeniden düzenlenmesi gerektiğini kaydetti. LİDERLER, AKTAU HAVAALANIN YENİ TERMİNALINI AÇTILAR Zirveye katılan liderler Aktau uluslararası havaalanının yeni yolcu terminalinin açılışına katıldılar. Türk ATM Group şirketi, bu terminali 13 bin 400 metrekare alanda inşa etti. VİP ve CİP salonları bulunan terminal bir saatte 450 yolcuya hizmete verecek. Aktau havaalanı Astana ve Almatı havaalanlarından sonra yolcu taşıma kapasitesi bakımından Kazakistan en büyük 3.havaalanıdır. 562188 Irak'tan Suriye'ye militan uyarısı Bağdat'ın Şam'ı, Irak topraklarındaki bombalı saldırıları düzenleyen militanlara sığınma olanağı sağlamakla suçlaması üzerine, iki ülke geçen ay elçilerini geri çağırmıştı. Debbağ yaptığı açıklamada, "Irak Suriye tarafının ciddiyetinden ve Iraklıların taleplerini yerine getirme konusundaki siyasi iradesinden emin olmadan önce büyükelçilerin geri dönüşünü konuşmak için erken" dedi. Irak Başbakanı Nuri El Maliki, BM Güvenlik Konseyi'nden Irak'taki bombalı saldırılar konusunda soruşturma başlatmasını istemişti. Ancak Debbağ, Suriye işbirliğini artırmaya karar verirse, bu talebin geri çekilebileceğini ifade etti. Debbağ, "Suriye'nin Irak'la işbirliği yapma iradesini görene kadar uluslararası mahkeme seçeneği geçerli. Ancak bu durumda uluslararası mahkeme meselesinden vazgeçeriz" dedi. Irak'ın Türkiye'nin arabuluculuğundan memnuniyetini dile getiren Debbağ, "Iraklılara karşı Suriye'den yapılan saldırgan faaliyetlerin durdurulması için Irak Türkiye'nin arabuluculuğuna daha fazla şans tanıyacak" şeklinde konuştu. Debbağ, bununla birlikte, Türkiye'nin arabuluculuğunun Suriye tarafı üzerindeki sonuçlarını görmeleri halinde bunun verimli olacağını söyledi. Irak Suriye'den, geçen ay 95 kişinin öldüğü bombalı saldırıların planlayıcısı olduğunu söylediği kişiyi teslim etmesini istemiş, Şam ise bu talebi geri çevirmişti. 562528 'Tereddüde yer yok' ABD bir kez daha 11 Eylül kurbanlarını andı. Washington'da kurban aileleriyle buluşan Başkan Obama, "Terörle mücadelede tereddüde yer yok" dedi ABD'DE bini aşkın kişinin hayatını kaybettiği 11 Eylül saldırılarının üzerinden yaklaşık bin gün geçti. Dün 2001'deki saldırıların 8'inci yıldönümünde, ABD'nin dört bir yanında anma törenleri düzenlendi. Törenlerin merkez noktası New York'ta saldırıda yıkılan Dünya Ticaret Merkezi İkiz Kuleleri'nin bulunduğu alandı. "Sıfır noktası" olarak bilinen alanda yağmur altında gerçekleştirilen törende hayatını kaybeden kişilerin isimleri tek tek okundu. Kurban ailelerinin hazır bulunduğu tören, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden tarafından yönetildi. Washington'daki Pentagon binasında kurban aileleriyle bulunan ABD Başkanı Barack Obama ise yaptığı konuşmada "Terörle mücadelemizde tereddüde yer yok. Teröre karşı en büyük darbe kararlı ve ortak mücadeledir" dedi. ŞİKÂYETLER DEĞİŞMEDİ Törenlerin değişmeyen sorunu ise yıkılan El Kaide lideri Usame Bin Ladin'in halen yakalanamamış olması ve İkiz Kuleler'in yerine yapılacak anıt ve müze projelerinin halen gerçekleştirilememiş olmasıydı. Siyasi, mali ve yasal sorunlar sebebiyle ilerleme sağlanamamasını saldırı kurbanlarının anısına saygısızlık olarak yorumlayan pek çok kişi durumu protesto etti. El Kaide bağlantılı 19 teröristin yolcu uçaklarıyla düzenlediği 11 Eylül saldırılarının ardından ABD'nin Irak ve Afganistan'da gerçekleştirdiği operasyonlarda yüz binlerce kişi hayatını kaybetti. 562724 Bekir Hazar: Kurşun kalem! Bekir Hazar 12 Eylül 2009 CumartesiKurşun kalem! Doğan grubu yıllarca medyanın amiral gemisi oldu. Türkiye'de gündemi tayin ediciydi. Ancak öyle zamanlar oldu ki, halka haber verme rayından çıkıp, "Gölgelerin gücü adına" medya He-Man'lığına soyundu. Çok sayıda gazete ve televizyonu ile Voltran'ı oluşturup iktidarlar üzerinde baskı kurdu. "Yok ya amma atıyorsun" diyenler olabilir mi bilmiyorum. Çünkü kalmadı gibi. kadar çok örnek var ki, bunları da bilmeyen yok. Burada yazmanın alemi artık hiç yok. Her şeye rağmen Doğan grubuna verilen cezaya def çalmıyorum. Ben de şampanyalı kutlamalar yapıcılardan değilim. Her ne kadar onlar zamanında Dinç Bilgin ve Karamehmet medyasına el konmasını dört gözle beklemiş olsalar da, ben bu olayda gözlerimi far yapmayacağım. Sadece kafamda bazı soru işaretleri var. Örneğin Fatih Altaylı basit bir soru yöneltmiş... Diyor ki; "Doğan Grubu'na ait şirketler, grup içinde birbirine satılmış. Bu işlemler birkaç defa gerçekleştirilmiş ve grubun açıklamasına göre, bu işlemlerden hiçbir kazanç elde edilmemiş. İşte benim merakım da tam burada başlıyor. Dediğinizin doğruluğuna inanarak soruyorum: Peki zaman siz, bu işlemleri niye yaptınız? Grup şirketlerini, grup içinde niye birbirlerine satıp durdunuz? Bu işlemlerin amacı neydi? Bunu neden yaptınız?" Gerçekten basit ama Altaylı'nın satırlarını okuduktan sonra benim de kafama takılan bir konu bu. Sonuçta ben de bir insanoğluyum. Benim de merak etme hakkım var. Sabah'ta bir haber okudum. Deniyor ki; "Gelirler Kontrolörlerinin bir diğer tesbiti ise Doğan TV'nin altındaki 28 şirketin sırasıyla Yapım, Doğan Prodüksiyon ve ALP Görsel'e satışıyla ilgili kayıtların karar defterine kurşun kalemle yazılması ile ilgili"... Ve bir başka tespit daha; "Hisse değişimlerinin birer hafta arayla 7, 15 ve 27 Aralık'ta olmasına karşın pay defterlerine kurşun kalemle hepsinin Aralık olarak yazıldığına yönelik..." Koskoca dev asa bir şirket, altındaki şirketleri satıyor. Çok hayati bir olayı karar defterine kurşun kalemle yazıyor. Başka bir olayda da pay defterinde yine kurşun kalem... İşte benim merakım da tam burada başlıyor. Bu işlerden anlamam. Ticarete kafam ermez. Kurşun kalemle yazma normal mi? Acaba neden kurşun kalem? Tükenmez kalem mi tükendi? Vallahi sadece merak benimkisi.... Bu basit soruma cevap gelirse burada aynen yazarım. 563268 12 Eylül'ün işkence yöntemleri sergilendi İzmir 78'liler Dayanışma ve Araştırma Derneği tarafından hazırlanan "12 Eylül'ü Sergiliyoruz" etkinlikleri çerçevesinde, Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi avlusunda bir sergi açıldı. Sergide fotoğraf, resim, şiir, karikatür ve hapishanelerde yazılan mektuplar yer aldı. Serginin en ilginç figürlerinden biri ise tahta ve demirden yapılan cansız mankenlerle işkence yöntemlerinin canlandırılması oldu. Canlandırmalarda insan vücudunun üzerine su dökülerek yapılan elektrik işkencesi, çarmıh ya da düz askı işkencesi, ters kasap askısı, suda boğma, kafes ya da kutu içinde uzun süre hareketsiz tutma, başa naylon geçirerek boğma ve falakaya yatırma işkence teknikleri sergilendi. 563106 Çeçenistan'da intihar saldırısı! Güney Rusya Acil Durumlar Bakanlığı sözcüsü Marat Prokopenkov, saldırganın üzerindeki patlayıcıları Grozni'de bir okul yakınındaki polis noktasının dibinde infilak ettirdiğini kaydetti. Sözcü, saldırıda yaralanan ve hastaneye kaldırılan polisten 2'sinin durumunun ağır olduğunu belirtti. Bu arada İçişleri Bakanlığı, Dağıstan'da da güvenlik güçlerinin kuşattığı bir evdeki militanın öldürüldüğünü açıkladı. Rusya'nın güneydeki, nüfusun çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu Kafkas'lardaki cumhuriyetlerde son aylarda şiddet eylemleri ve güvenlik güçlerine yönelik saldırılar arttı. 563158 Tekirdağ'da 13.30'a kadar kuvvetli yağış bekleniyor Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan meteorolojik uyarıya göre, Malkara, Keşan, Şarköy ve İpsala çevrelerinde saat 13.30'a sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışın kuvvetli olmasının beklendiği bildirildi. Vatandaşlardan ve ilgililerden sel, su baskını ve yıldırım olaylarına karşı dikkatli ve tedbirli olmaları istendi. 563554 Yeni transferler iddialı! Portekiz'in SC Braga takımından transfer edilen Avusturya Milli Takımı oyuncusu Roland Linz, Avrupa'dan sonra Türkiye'de kalitesini göstermek istediğini söyledi. Beklentilerin büyüklüğünün farkında olduğunu dile getiren Linz, ''Fenerbahçe'yi çalıştıran Christoph Daum, eski hocamdı. Türk futbolunu biliyorum, bazı takımlarda oynayan arkadaşlarım var. Türk Ligi kaliteli bir lig. Buraya severek ve isteyerek geldim. En önemlisi bütün beklentileri karşılamayı ümit ediyorum'' diye konuştu. Bir çok takımda forma giydiğini, daha önce Türkiye'ye milli takımla geldiğini anlatan Linz, şöyle devam etti: ''Burayı az çok biliyorum. Türkiye güzel bir yer. Şu ana kadar oynadığım kulüplerde başarılı olmaya çalıştım. Hedefim bundan böyle Gaziantepspor taraftarlarını coşturmak ve onlar için gollerimi sıralamak. Son dönemlerde milli takıma gidemedim. Buradaki performansımla hem takımıma katkı sağlamak, hem de yeniden milli takıma gitmeyi hedefliyorum. Bunu başarmak için elimden geleni yapacağım.'' -''EKREM BAKLAVAYI ÇOK ÖVDÜ''- Forma giydiği bir çok kulübün Gaziantepspor'daki gibi tesisi ve imkanı bulunmadığını ifade eden Linz, ''Böyle güzel bir tesise sahip olan Gaziantepspor'un başarılı olmaması için hiçbir neden yok'' dedi. Gaziantepspor'dan Beşiktaş'a transfer olan Ekrem Hayyam Dağ ile Avusturya Milli Takımı'ndan arkadaş olduklarını dile getiren Linz, ''Ekrem'le çok samimi arkadaştık. da bana sık sık Gaziantep'i anlatırdı. Özellikle yemeklerinden bahsederdi, baklavayı çok övdü. Burada çok mutluyum'' ifadelerini kullandı. Linz, taraftarların '12. adam' olduğunu belirterek, ''Onların vereceği destek çok önemli. Taraftarları tribünde görmek istiyoruz. Taraftarların benim için nasıl bir slogan üreteceğini merakla bekliyorum'' diye konuştu. -JORGINHO: ''TÜRKİYE BÜYÜK BİR VİTRİN''- Beşiktaş'a transfer edilen Tabata'nın yerine 10 numarayı giyecek olan 32 yaşındaki Brezilyalı Jorge Luis Jorginho ise Gaziantepspor'a gelmesinde en büyük etkenin eski takım arkadaşları olduğunu söyledi. Jorginho, Türkiye'nin futbol açısından büyük bir vitrin olduğunu düşündüğünü belirterek, ''Türk futbolunun iyi bir yerde olduğunu düşünüyorum ve buraya gelmekten çok mutluyum. Türk futbolunu tanıyorum'' dedi. Kendisine güvenenleri mahcup etmeyeceğini dile getiren tecrübeli futbolcu, ''Teknik direktörümüz Coucerio, bir kaç ay önce beni aradı. Burayı anlattı, benimle birlikte çalışmak istediğini söyledi. Ben de hiç tereddüt etmeden kabul ettim. Buraya gelmemde katkısı olan herkese teşekkür ediyorum. Kimseyi mahcup etmeyeceğim'' diye konuştu. Gaziantep'i çok beğendiğini ve burada kendini yeniden kanıtlamak istediğini dile getiren Jorginho, sözlerini şöyle tamamladı: ''Türkiye'de oynayan Brezilyalı eski takım arkadaşlarım var. Julio Cesar ile de şampiyonluklar yaşadık. Alex ve diğer arkadaşlarımla zaman zaman görüşüyorum. Kaliteli bir takım olduğumuz bir gerçek. Ben de görevimin bilincindeyim. Bana düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışacağım. Jose Coucerio, Zeki ve başarılı bir teknik adam. Ona inandığım için buraya geldim.'' 563139 Bolt bir çocuğa geçildi! HTSPOR Dünya Atletizm finali bu hafta sonunda Selanik’te yapılacak. 200 metre koşacak olan Usain Bolt, Selanik’te bir sokakta yaşındaki bir çocukla yaptığı sembolik koşuda minik rakibine geçildi! Bolt, “Bugünü çocuklarla geçirmek harikaydı. Sıcak bir karşılama oldu” dedi. Bolt, “Rekor var mı?” sorusuna “Eğer buradaki insanların enerjisi piste yansırsa olabilir” cevabını verdi. Bu arada, yarışları kazanan 30 bin, rekor kıran atlet 100 bin dolar alacak. 562733 Broos forvetlerine sahip çıktı Takım oyununu daha üst seviyelere taşımaları durumunda Gökhan ve Umut'un da form grafiğinin yükseleceğini belirten Belçikalı teknik adam, "Her iki futbolcu da oynadıkları maçlarda gol atmak için ellerinden geleni yapıyor. Ancak gerek onların, gerekse takımın üzerinde bir şanssızlık var. Bunu aştığımız takdirde gol yollarında da başarılı olacağımızı düşünüyorum. Bu futbolcularımıza sahip çıkmalıyız." değerlendirmesinde bulundu. Öte yandan bazı antrenmanlarda sakatlığı nedeniyle yer almayan tecrübeli futbolcu Serkan Balcı'nın, sakatlığı tamamen geçti. İstanbul Bld. maçında sahadaki yerini alması beklenen futbolcu, "Kendimi çok iyi hissediyorum. Eğer hocam bana formayı verirse onu en iyi taşıyacağım." dedi. Bu arada Yattara'nın sakatlığının bir türlü geçmemesi, camiada birçok spekülasyona yol açıyor. Yönetim kurulunun, Yattara'yla ilgili ortaya atılan, "Keyfi için oynamıyor." iddialarına bir cevap vermesi bekleniyor. 563518 Garanti'den selzedelere borç erteleme Garanti Bankasından yapılan yazılı açıklamada, bu kapsamda bankanın, vadesi gelen kredi geri ödemelerini yıl sonuna kadar 3,5 ay süreyle öteleyerek, ödemeleri Ocak 2010'dan itibaren kabul etmeye başlayacağı belirtildi. Açıklamada, Garanti Bankasının, selden zarar gören bölgedeki şubeleri ve bölge müdürlükleri, bireysel, KOBİ ve ticari müşterileriyle görüşerek, yeniden yapılandırma sürecini başlattığı kaydedildi. 563215 Sel mağdurları yıkımın şartlarını merak ediyor İstanbul 2. sel dalgasını şimdilik atlatmış görünüyor. Ayamama Deresi kenarında oturanlar geceyi komşularında ve tahsis edilen okullarda geçirdi. Sabah olunca da yine evlerine döndüler. gündür evlerindeki çamuru temizlemeye çalışan Halkalı sakinlerinin gündeminde evlerinin yıkılacağı haberleri var. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Yıkacağız'' açıklamasının detayını merak ediyorlar. Borçlandırırlarsa, Hiç bir yere gitmeyiz" diyorlar. 563154 Yunanistan'da sele kapılan polis hayatını kaybetti Yunanistan'da dün akşam başlayan ve ülkenin büyük bölümünde etkili olan yağışlar, bir kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. Eğriboz (Evia) yarımadasında Nikos Triantafilos adlı bir polis (39) hayatını kaybetti. Polisin arabasıyla sel sularına kapıldığı bildirildi. Sağanak yağmurun yol açtığı sel ve su taşkınlarından özellikle Halkida, Eretria, Amarintho ve Vasiliko bölgeleri etkilendi. Onlarca ev ve işyeri sular altında kaldı. Ekili araziler de zarar gördü. Yağmur nedeniyle şehirlerarası karayolu ulaşıma kapanırken, çok sayıda sürücünün mahsur kaldığı kaydedildi. Yağmurun etkili olduğu bölgelerde yerel yönetimler alarm durumuna geçirildi. Eğriboz'da bir köprü de yıkıldı. Başkent Atina ve çevresinde dün akşam başlayan şiddetli yağmur da yer yer etkisini sürdürüyor. Şehirde elektrik kesintileri meydana geldi. Ege ve Onikiadalar'da olumsuz hava koşullarının devam edeceğini duyuran Yunanistan Meteoroloji Dairesi, ülkenin doğu ve güneyinde yoğun yağış uyarısı yaptı. 562420 Bakana göre felaketi artıran asıl neden Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İkitelli'de  selin TIR'ları önüne katıp menfezlerin önünde set oluşturmasının felaketin boyutunu büyüttüğünü belirterek, ''Demek ki bu TIR Parkı, bu felakete çok önemli katkı sağlayan bir rol üstlenmiştir. Bundan sonra 'Bu TIR Parkı burada devam etsin' demek, yeni yeni afetlere davetiye çıkarmaktır'' dedi. Yıldırım, bakanlığınca Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Tesisleri'nde düzenlenen iftar yemeğinde ulaştırma sektörü çalışanları ve basın mensuplarıyla bir araya geldi. İftar yemeğinin ardından konuşan Yıldırım, 27 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenecek olan ''10. Ulaşım Şurası''na ilişkin aydır çalışma yapıldığını söyledi. Yıldırım, şuradan beklentilerinin Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne giderken, Türkiye'nin ulaşımda ve iletişimdeki vizyonunu belirlemek ve 2023 hedeflerini gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde enine boyuna tartışmak olduğunu vurgulayarak, ''Her türlü fikrin ulaşım ve iletişim sınırları içinde özgürce konuşulması, tartışılması ve buradan ülkemizin geleceği adına bir sonuç üretilmesi bizim hedefimizdir'' dedi. -SEL FELAKETİ- Yıldırım, İstanbul'daki sel felaketi nedeniyle herkesin üzüldüğünü dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Herkes çok şey konuştu, çok şey söyledi ama bu yaşanmış olayı yaşanmamış hale getirmiyor. Olay ilk meydana geldiğinde sınırlı bilgilerle bir değerlendirmem oldu. Bu bir sonuçtur, bunu el birliğiyle yaptık. Kamu yöneticileri artı vatandaş burada hepimizin taksiratı var. Bu birden bire olan bir şey değildir. Yılların birikimidir ve bu bölgeyle de sınırlı değildir. Türkiye'nin her tarafında buna benzer olaylar her zaman yaşayabiliriz. Bu bizim yaşadığımız coğrafyaya gösterdiğimiz saygının bir ölçüsüdür. Doğaya ne kadar saygı gösteriyorsak, doğa da bize kadar müsamaha ediyor. Aksi halde bize cevabını veriyor. Bunu böyle görmemiz lazım.'' İcra makamında olmanın her zaman zor bir iş olduğuna dikkati çeken Yıldırım, her şeyi konuşma şanslarının olmadığını ama icra makamında olmayanların her şeyi sınırsız söyleme hakkına sahip olduğunu ifade etti. ''Keşke mümkün olsa da bu roller değişse,  zaman tenkit edenlerle edilenlerin pozisyonunu karşılaştırabilsek. Konu zaman daha net ortaya çıkacak'' diye konuşan Yıldırım, doğa olaylarının öngörülemeyen ancak sonuçlarının da hemen ortaya çıkan bir iş olduğunu kaydetti. Bu olayların gelişmiş ülkelerde de yaşandığını, hepsinin farklı nedenlerinin bulunduğunu anlatan Yıldırım, ''Bu olayların olması belki bizim kontrolümüzde olan bir şey değil ama, olduktan sonra felaketten siyaset yapmadan ders çıkararak sonuçlarını ele almamız lazım'' dedi. -SORULAR- Bakan Yıldırım, konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin ''Ulaştırma Bakanlığı'nın şurada ele alacağı 2023 yılı yatırım hedefleri nedir?'' şeklindeki sorusu üzerine Yıldırım, şuradan bir uygulama raporunun çıkmayacağını, öngörü ve hedeflerin ortaya konacağını bildirdi. Yıldırım, bakanlığa bağlı bütün sektörler ve bilişim alanında global bir maliyet hesabı yaptıklarını ve 200 milyar dolar civarında bir maliyet ortaya koyduklarını ifade etti. Şura gündeminde öncelikli olarak demir yolları konusuna ağırlık vermek istediklerini dile getiren Yıldırım, 2023 vizyonunda demir yolu altyapısının geliştirilmesini önereceklerini söyledi. -KÖRFEZ KÖPRÜSÜ PROJESİ- Bakan Yıldırım, Körfez Köprüsü Projesi'ne ilişkin soru üzerine, projenin ihalesinin geçen nisan ayında Yap-İşlet-Devret modeliyle yapıldığını, bu projenin demir yolu bağlantısı olması gerektiğini düşündüklerini ve şartnamede de bunu belirttiklerini söyledi. Teklif hazırlama sürecinde firmalardan olumsuz görüşler aldıklarını anlatan Yıldırım, ''Bu köprünün bin metre açıklığı var. Açıklığı en büyük olan dünyadaki ikinci köprü. Demir yolu ihalesinin teknik zorluklarının olduğu, demir yolu ilave edilecekse ve Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılacaksa, bunun fizibil çıkmadığı yönünde görüşler geldi. Demiryolu kısmından zorunlu olarak vazgeçtik'' diye konuştu. Karadeniz sahil yolu konusuna da değinen Yıldırım, ''Doğanın bir bekareti var, kayboldu mu işletme süresince yaptığınız yatırımın kat kat fazlasını oraya sarf etmeniz lazım. Daha yolun başındayız. Sinop'tan sonrası tekrar değerlendiriliyor. Hassasiyetleri dikkate alacağız'' dedi. Türkiye'de ulaşım koridorlarının yapısına bakıldığında vadilerin doğudan batıya doğru oluştuğunu, dolayısıyla ulaşım koridorlarının da doğu batı arasında geliştiğini belirten Yıldırım, şöyle devam etti: ''Halbuki Türkiye'nin iki denizinin birbiriyle buluşturulması lazım. Kuzey güney koridorlarını geliştiremezsek deniz taşımacılığını da geliştirmemiz sınırlı. Sahil boyunca yol yaparsak deniz taşımacılığının kara yolu taşımacılığıyla rekabet etme şansı mümkün değil. Devir hız devri. Aradaki hız farkından dolayı kara yolu daha cazip bir yol haline geliyor. Bunun yegane tedbiri sahile dik inen koridorların oluşturulması lazım. Kara yollarında hedefimiz bundan böyle kuzey güney koridorlarını Türkiye'yi batıdan doğu istikametinde en az koridor olacak şekilde açmak. Böylece Ortadoğu ile Karadeniz'in kuzeyindeki ülkeleri, limanları birleştirmek, kuzey-güney koridorlarını ülkemizin merkezi haline getirmek.'' -3. KÖPRÜ PROJESİ- Bakan Yıldırım, 3. köprünün yapılacağı yere ilişkin soru üzerine, ''3. köprü konusu, Başbakanın, bakanın ve belediye başkanının helikopterle dolaşıp belirleyeceği güzergah ile sınırlayacağı bir şey değil'' dedi. Bu konunun evveliyatının 1993 yılına gittiğini, Devlet Planlama Teşkilatı'nda yatırıma konulmuş bir proje olduğunu, Japonya ile yapılan bir anlaşmayla güzergahta çalışma yapıldığını ifade eden Yıldırım, bu güzergahların çevre, kamulaştırma maliyeti ve trafik yönünden ele alındığını söyledi. Kara yollarının kendi ekiplerince yaptığı çalışmaların da olduğunu ifade eden Yıldırım, ''Yapılan bu çalışmalar da öngörülen güzergahların sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gösterilmesinden ibarettir. Başbakanın (Burası güzel, şuradan şöyle yapın) demesi beklenmiyor. Bunu da düzeltmekte fayda var. Bu yanlış anlaşılmaya müsait bir söylem olabilir. Başbakanımızın kastı (Bu çalışma güzel, ben kağıt üzerinde anlamam, bana bunu gösterin) şeklinde'' diye konuştu. -''TIR PARKI KALDIRILMALI''- Ulaştırma Bakanı Yıldırım, İstanbul'da sel felaketinden en çok etkilenen alanlardan biri olan İkitelli TIR Parkı konusunda, yapılması gereken ne ise hükümetin bunu yerine getireceğini bildirdi. TIR'lar konusunda iki şeyin dikkatini çektiğini dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti: ''TIR'ların kriz münasebetiyle sigortalarının olmaması ve TIR'lardaki yüklerin bir kısmının da kayıt dışı olması. Böyle bir yaklaşımı kabul etmem mümkün değil. Bu mazeret olamaz. Mağduriyetin desteklenmesi için haklı gerekçe olamaz. Bütün bunlara rağmen mevzuat neyi gerektiriyorsa, devlet böyle günlerde vatandaşın yanında olacak.''  TIR Parkı'nın bölgeden kaldırılmasının yerel idarenin sorumluluğunda olduğunu ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı: ''TIR Parkı'nın kaldırılması, vadinin, su yolunun mutlaka bütün engellerden temizlenmesi, bir kez daha hiç bir tartışmaya mahal vermeyecek şekilde ortaya çıkmıştır. Gördüğümüz manzara, selin TIR'ları önüne katıp menfezlerin önünde set oluşturması, felaketin boyutunu büyütmüştür. Demek ki bu TIR Parkı, bu felakete çok önemli katkı sağlayan bir rol üstlenmiştir. Bundan sonra 'bu TIR Parkı burada devam etsin' demek, yeni yeni afetlere davetiye çıkarmaktır.'' 562620 D. Ali Erzincanlı korsanlara 'helal' etti Bünyamin Köseli'nin ropörtajı Dursun Ali Erzincanlı'yı ilk kez En Sevgiliye serisinin birinci albümünde okuduğu 'Faran Dağlarında Açan Sevgili' şiiriyle tanıdık. Şiirsel bir dille Peygamberimizin (s.a.s) ve sahabelerin hayatlarını anlattı, hâlâ anlatmaya devam ediyor. 'Sen Yoktun' ve '40 Yaşındasın' adlı eserleri pek çok kişinin hafızasında taptaze duruyor. Erzincanlı, üç yıl aradan sonra En Sevgiliye serisinin 8. albümünü çıkardı. 'Adın Geçer' adlı albüm, Hz. Muhammed'e atfedilen Adın Geçer şiiriyle başlıyor, sonra sahabe Ümmü Zer'in evine konuk ediyor sizi. Diğer şiirleri dinlerken Hendek Savaşı'nın zorlu atmosferini hissediyorsunuz ya da Hicret yollarına düşüyorsunuz. Dursun Ali Erzincanlı, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin vaazları sayesinde Hz. Muhammed'i (s.a.v) daha yakından tanıma fırsatı yakaladığını söylüyor. "Peygamber Efendimiz sadece tarihsel bir şahsiyetti benim gözümde. Peygamberdi ama 14 asır önce yaşamış ve öbür aleme göç etmişti. Fakat Gülen'in sohbet CD'leri beni eşsiz insanların yaşadığı zaman dilimine götürdü." diyor. İnsanlar sizi Hz. Muhammed'i ve sahabeleri anlatan şiirlerinizle tanıyor. Bunun ötesinde kimdir Dursun Ali Erzincanlı? İmam hatip lisesinde okurken arkadaşlarım ve hocalarım sesimi çok beğeniyordu. Hocalarımız herkese 'ilahiyat okuyun' tavsiyesinde bulunuyordu. Bana ise "Seni radyo ya da televizyonda görmek istiyoruz." derdi. Bu benim için bir hedef oldu. İstanbul Üniversitesi Arşivcilik bölümünü bitirdikten sonra yönetmen Mesut Uçakan ile çalışmaya başladım. Kelebekler Sonsuza Uçar filminin sanat grubunda yer aldım, Ölümsüz Karanfiller filminde rol aldım. Sinema oyunculuğu ile niçin devam etmeyi düşünmediniz yolunuza? Sinema dünyasında yılın on iki ayı çalışma şansınız yok. Birkaç ay çalışıp beş altı ay boş gezmek benim hayat tarzıma uymadı. Bu yüzden radyo programları yapmaya karar verdim. Hocalarımın tavsiyesi de hep aklımın bir köşesindeydi. Onların da gönlü olsun istedim. Şiir yazmaya ve okumaya nasıl başladınız? Radyo programlarında Peygamber Efendimizle ilgili şiirler okuyordum. şiirleri yazanları hep kıskanıyordum. Saadet asrıyla ilgili şiirler yazmaya başladım ama hiçbirini beğenmiyordum. Umreye gidip orada şiir yazmayı planladım. İçimde bir hasret, bir duygusallık oluşmadığı için bunlar da sonuç vermedi. Daha sonra 'Faran Dağlarında Açan Sevgili' şiirini yazmak nasip oldu. En Sevgiliye serisini, ne zamana kadar çıkarmayı düşünüyorsunuz? Her konserde "Yeni albüm yolda mı?" diye soruyorlar. Ama ben böyle düşünmüyorum. 'En Sevgiliye'nin bir seri olduğunu ve muhtevanın Peygamber Efendimizi konu aldığını düşünüyorum. Hedefim, Efendimizin her yılına bir albüm yapıp 63 yılını tamamlamak. Hz. Muhammed'in hayatını şiirle anlatma fikri nasıl ortaya çıktı? Efendimizi ve onun ashabını anlamanın, onları tanımanın zevkini Fethullah Gülen'in vaazlarında tattım. Sohbetlerle birlikte Efendimizle aramdaki 14 asır birden yok oldu. Benim gözümde Peygamber Efendimiz sadece tarihsel bir şahsiyetti, Peygamberdi ama 14 asır önce yaşamış ve bu alemden göç etmişti. Fakat sohbetler aramızdaki mesafeyi kaldırdı. Şiirleri nasıl bir ruh haliyle yazıyorsunuz? Sağlam kaynaklardan beslenmeye çalışıyorum. dönemi anlatan olaylarla yatıp kalkıyorum. Hendek Savaşı'nı şiirimin bir yerinde anlatacaksam konuyu derinlemesine öğrenmeye çalışıyorum. Yeterli bilgiye sahip olduğum kanısına varırsam bu sefer kurgulamaya başlıyorum. İşte asıl zorluk ve sancı burada başlıyor. Beğenmediğinizde geceleriniz uykusuz geçiyor. Hz. Muhammed'i anlatan şiirler dışında aşk, yalnızlık ya da gurbet şiirleri okumayı düşündünüz mü hiç? İsmimin öteki dünyada 'Peygamber şairi' olarak anılmasını istiyorum. yüzden bu atmosferin dışına çıkamam. Ben Peygamber Efendimiz döneminde yaşayan şair ruhlu insanları örnek alıyorum. Hassan Bin Sabit, Abdullah Bin Revâha ya da Hz. Ali gibi isimler vardı etrafında. Başka türlü şiirler okursam bu listenin dışına çıkmış olurum. Albümlerinizin de korsanları çıkıyor mu? Yoksa dinleyicileriniz korsana karşı duyarlı mı? Albümlerim korsanı var ama çok değil. Bazen korsan albümlerimi imzaladığım da oluyor. İnternete bir bakıyorsunuz bütün parçalarınız mevcut. İnsanlar birbirine 'Allah razı olsun' diyerek albümleri paylaşıyor. Bugün biz bir albümü çıkaracak kadar ekonomik güce sahibiz. yüzden şahsım adına korsan albümümü alanlara bütün hakkımı helal ediyorum. Gelecek yıl En Sevgiliye 9'u çıkardığımda üç bin tane hediyelik promosyon bastıracağım. Daha sonra albümümü ücretsiz olarak internet siteme koymayı düşünüyorum. Ramazan konserlerinden öyle uçuk paralar alınmıyor  Albümleriniz Ramazan ayında çıktığı için bu ayın bir sektör haline getirildiğini düşünenler var. Sizin için de "Belediyelerin düzenlediği konserlerden çok paralar alıyor." diyorlar. Bunların ne kadarı gerçek? Bizim yaptığımız müzik Ramazan ayında insanlar üzerinde etki uyandırıyor. Albümümün insanlığa hizmet etmesini istiyorsam en müsait anı seçmeliyim. Konser fiyatlarına gelince; her sanatçının bir ücret politikası var. Bunun en düşüğü bin, bin 500 TL'den başlıyor. Üst seviyesini herkes kendisi belirliyor. Bu noktayı eleştirenler niçin popüler sanatçıların konser başına 100 bin TL aldıklarını konuşmuyor? Bazı Kürtçe paylaşım sitelerinde albümlerinizden övgüyle söz ediliyor. Peygamberimizi anlatan bir Kürtçe albüm çalışması düşünür müsünüz? İngilizce ve Arapça için böyle bir düşüncemiz vardı fakat ben başka bir dilde şiir okuyamıyorum. Şiirlerin azametini yansıtamam diye korkuyorum. Dile vâkıf olmadığınız zaman duygu yoğunluğunu dinleyicilere aktaramıyorsunuz. Ama şiirlerimi alıp Kürtçeye çevirebilirler, çok memnun olurum bundan. Kürt bir sanatçı bunu yapabilir. Benden şiirlerimi isterse hiç düşünmeden veririm. Daha önce Boşnakçaya ve Çinceye çevrildi ve oralardan güzel geri dönüşler aldık. 562893 "Kürt açılımının, Gülen'le ilgisi var mı?" CHP Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yazılı olarak yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına bir soru önergesi verdi. Aydoğan, Başbakan Erdoğan'ın şu soruları yanıtlamasını istedi. "-Basında ve kamuoyunda 'Kürt açılımı' olarak anılan hazırlığınız, Musul ve Kerkük ile ilgili bir tasarruf ve girişim içermekte midir? -Anılan hazırlığınız, federatif, konfederatif ya da benzeri bir yapılanma biçimiyle, üniter devletin farklı bir yapıya dönüşmesine zemin hazırlayacak düzenlemeler içermekte midir? -Anılan hazırlığı, 'yılbaşından önce' tamamlamak yönündeki söylemlerinize bakıldığında, sanki bu yönde takvime bağlanmış bir taahhüdünüz varmış gibi bir izlenim doğmaktadır. Böyle bir taahhüdünüz var mıdır? Varsa hangi kişi, kurum ya da devletlere karşıdır? -Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın, basına yansıyan kimi sözlerinde, 'Fethullah Gülen ile bir yakınlaşma olabilir' yönünde ifadelere rastlanmaktadır. Bu sözlerin, hükümetiniz tarafından ayrıntıları halen açıklanmamış olan ve basında 'Kürt açılımı' olarak anılan hazırlığınızla bir ilgisi var mıdır? -Cemaat ve tarikat yapılanmalarının söz konusu hazırlığınızdaki rolü nedir? -Söz konusu 'açılım' hazırlığınız kapsamında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda yer alan 'Türk Milleti' kavramı ve tanımıyla ilgili herhangi bir değişiklik yapmak yönünde bir girişim düşünmekte misiniz?" 12 Eylül 2009 ABD ve AB nin kendilerine göre ORTA DOĞU denen bölgesini yine kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirme çabaları devam etmektedir.Amerikalı bir senatörün dediği gibi Bizim doğu anadolu bölgesi tam onların istedikleri gibi bir yerdir. Emperyalist çıkarcılar bunu gerçekleştirmek için Allah ile aldatılmış olan eğitimsiz halkımızın içinden vatan hainleri bulmakta güçlük çekmediler.Şimdi emperyalistlerin bu planı AKEPE ile adım adım ERMENİ KÜRT ve GÜLEN operasyonları ile uygulanmaktadır.Eğer halkımız uyanırsa buna dur diyebilecek.Yoksa ATATÜRK ve arkadaşlarının kurmuş olduğu laik cumhuriyetimize elveda.saygılarımla 563142 Seyir halindeki otomobil yandı Konya'nın Kulu ilçesinde hareket halindeyken alev alan otomobil yanarak kullanılamaz hale geldi. Ankara yönünden Kulu'ya gelen Recep Acabay idaresindeki 06 8963 plakalı otomobil seyir halindeyken motor kısmı aniden alev aldı. Sürücü yol kenarına otomobili park ederek aracı terk etti. Bir anda otomobili kaplayan alevlere olay yerine gelen itfaiye ekipleri müdahale etti. Yangın söndürme çalışmaları sırasında Ankara-Konya yolu bir süre trafiğe kapandı. Yangında otomobil kullanılamaz hale gelirken olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi. 563004 İstanbul'un sokak ortasında infaz 'un sokak ortasında infazYaklaşık ay önce çıkan tartışma sonucu bir kişiyi öldürdüğü iddiasıyla yargılanan sanığın kardeşi adliye yakınlarında silahla başından vurularak öldürüldü Fatih’te, yaklaşık ay önce çıkan bir tartışma sonucu Sıddık Demirel’i öldürdüğü iddiasıyla yargılanan sanığın kardeşi, duruşma öncesi adliye yakınında silahla başından vurularak öldürüldü. Alınan bilgiye göre, Kumkapı’da Haziran 2009 tarihinde grup arasında çıkan tartışma sonucu Sıddık Demirel’in bıçakla öldürülmesinden dolayı yargılanan Murat Gezer’in kardeşi Sedat Gezer (22), sabah saatlerinde ’teki Adliyesi’ne gelerek 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın duruşma saatini öğrendikten sonra adliye yakınındaki iş yerine gitti. Divan Bazaar İş Hanı’ndaki çantacı dükkanına gitmek üzere olan Sedat Gezer’e, kimliği henüz belirlenemeyen bir kişi tarafından tabancayla ateş edildi. Başından aldığı tek kurşunla ağır yaralanan Gezer, olay yerine gelen ambulansla Alman Hastanesine kaldırıldı. Gezer, burada yaşamını yitirdi. Polis, görgü tanıklarının beyanları doğrultusunda eşkalini belirlediği saldırganı yakalamak amacıyla çalışma başlattı. -DURUŞMA- İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya ise Cezaevinden getirilen Murat Gezer ile avukatı Kazım Ayaydın katıldı. Duruşmada söz alan Gezer, maktul Sıddık Demirel’i daha önce seyyar olarak bira satması nedeniyle semtten tanıdığını ifade ederek, olay günü kardeşi Sedat Gezer ve bazı arkadaşlarıyla Kumkapı sahilinde mangal yapıp aldıklarını söyledi. Yemeklerini yedikten sonra ayrılmak üzereyken yakınlarında oturan gruptan bir kişinin kendilerine laf attığını anlatan Gezer, kendilerinin bu kişiyle tartışmasının ardından maktul Sıddık Demirel’in de kendilerine bıçak çektiğini öne sürerek, "Sıddık, ’dur’ dememe rağmen bıçak çekince ben de kovadaki bıçağı alıp maktulün ayaklarına doğru salladım. Değdi mi değmedi mi bilmiyorum. Sonra Sıddık balıkçılara doğru kaçtı" dedi. Gezer, kavganın ertesi günü Sıddık Demirel’in öldüğünü öğrendiğini dile getirerek, "Ani gelişen bir olay oldu. Evli ve çocuk babasıyım. Başıma böyle bir iş gelsin istemezdim. Ben de mağdur oldum" diye konuştu. Duruşmada tanık olarak dinlenilen Nimet de sanıkla yıldır tanıştıklarını ancak maktul Sıddık Demirel’i yaklaşık 15 yıldır tanıdığını belirterek, olay günü Murat Gezer ve arkadaşlarıyla otururken yakınlarında oturan bir kişinin laf atması üzerine tartışma başladığını, tartışmanın büyümesi ve maktulün Gezer’e bıçakla saldırması üzerine sanık Murat Gezer’in kendisini korumak amacıyla bıçak kullandığını söyledi. Mahkeme Heyeti Başkanı Serap Durmaz, yapılan tebligata rağmen gelmeyen şikayetçi Nurettin Demirel ile tanıklar Muharrem Demirel ve Sedat Gezer’in zorla getirilmesine karar verdi. Mahkeme heyeti, duruşma günü salon ve koridorunda gerekli güvenlik önlemlerinin alınması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasını kararlaştırarak duruşmayı erteledi. Bu arada, sanık Murat Gezer’e, kardeşinin öldürülmesiyle ilgili bilgi verilmediği öğrenildi. İstanbul Metin Küçükerden tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Murat Gezer’in ’nın "kasten öldürme" suçunu düzenleyen 81. maddesi uyarınca müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor. 562306 Katalanlar İsrilli şarkıcıyı protesto etti İsrail'in Gazze Şeridi'ne yaptığı ve çok sayıda kişinin öldüğü saldırıyı kınamadığı için Noa'yı protesto eden Katalonya Yeşiler Partisi (ICV) ve savaş karşıtı olan sivil toplum örgütü "Aturem la Guerra" üyesi bir grup, İsrailli şarkıcının konseri süresince ıslık çalarak, İsrail karşıtı sloganlar attı. Filistin bayrakları ve Filistin yanlısı pankartlar açan grup, İsrail'i boykot çağrısında da bulundu. Bu arada, Arap orkestrasının eşliğinde şarkılarını söyleyen Noa yaptığı konuşmada, "Benim düşüm, İsrail ve Filistin arasında barışın imzalandığı gün şarkı söylemek. Asla bu düşümden vazgeçmeyeceğim" dedi. Öte yandan, İsrail'in Madrid Büyükelçiliği, Noa'ya yapılan protestoyu kınarken, "Noa'yı boykot etmek, Orta Doğu'da barışa karşı olmak ve Hamas'a destek vermek demektir" açıklamasını yaptı. 563557 Ağrı'ya Tırmanan Dağcı Ölü Bulundu Ağrı dağına tırmanan Brezilyalı bir dağcı, kamp kurduğu çadırda ölü bulundu. Brezilyalı dağcı, Ağrı Dağına tırmanmak için gün önce Doğubeyazıt ilçesine geldi. Ağrı Dağına tırmanışının bin 400'üncü metresinde kamp kuran Brezilyalı dağcı, geceyi geçirmek için çadır kurdu. Brezilyalı dağcı, üç gün çadırdan çıkmayınca olaydan şüphelenen diğer dağcılar, çadıra baktıklarında dağcının cesedi ile karşılaştı. Brezilyalı dağcının cesedi, kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Trabzon Adli Tıp Kurumuna gönderildi. 563387 Netanyahu 14 Saatliğine Rusya'daymış İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 14 saat ortadan kaybolmasının ardındaki sır perdesi kalktı. Başbakan Yardımcısı Dan Meridor, Netanyahu'nun bu süre içersinde Rusya'da olduğunu doğruladı. Bir konferans dolayısıyla İsviçre'nin Cenevre kentinde bulunan Meridor, yaptığı açıklamada, "Netanyahu Rusya'daydı" dedi. Başbakan yardımcılığının yanı sıra İstihbarat ve Atom Enerjisi Bakanlığını da yürüten Meridor, Netanyahu'nun Rusya ziyaretinin içeriğinin kamuoyuna açıklanmadığını anımsatarak, bazı şeylerin özel olmasının daha iyi olacağını belirtti. İsrailli yetkililer daha önce yaptıkları açıklamalarda Netanyahu'nun 14 saat boyunca görünmemesini güvenlik sırrı olarak açıklamıştı. Rus Kommersant gazetesi, Netanyahu'nu bu süre içinde Moskova'da İran'a S300 füzelerinin satışını engellemek için görüşmeler yaptığını yazmıştı. 562928 Darbenin yıl dönümünde kişi öldü Devlet televizyonunun haberine göre, başkent Santiago'da gençlerin düzenlediği gösteride polisle göstericiler arasında çatışma çıktı. Yüzlerce protestocunun başkentin dış mahallelerinde ateş yaktığı, yolları kestiği belirtilen haberde, yaklaşık bin polisin gösteri düzenleyen gençleri kontrol altına almaya çalıştığı kaydedildi. Haberde, 23 yaşındaki Alexis Rojas Garcia'nın kargaşa ortamında başından vurularak öldüğü belirtildi. Ateşi kimin açtığının ve Garcia'nın göstericilerden biri olup olmadığının henüz bilinmediği bildirildi. Gösteride ayrıca polisin yaralandığı kaydedildi, ancak polislerin nasıl yaralandıkları belirtilmedi. Bu arada, merkez solcu Devlet Başkanı Michelle Bachelet, 1973 darbesinin yıl dönümü dolayısıyla hükümet sarayında düzenlenen törene katıldı. Michelle, törende yaptığı konuşmada, darbe sırasında ölen Allende ve arkadaşlarını "demokrasi şehidi" olarak niteledi. Şili'de, General Augusto Pinochet'nin yaptığı askeri darbe ve Pinochet'nin 17 yıl (1973-1990) süren cunta yönetimi sırasında resmi bir rapora göre siyasi nedenlerle 3.197 kişi öldürüldü, binlerce kişi hapsedildi, işkence gördü ve zorla sürgüne gönderildi. Şili Yüksek Mahmekesi dün, Aralık 2006'da ölen Pinochet'nin eski istihbarat şefi emekli General Manuel Contreras'ı yıl hapse mahkum etti. Contreras hakkında insan hakları ihlallerinden 100 yılı aşkın hapis cezaları da bulunuyor. 563481 İstanbul'daki sel ders oldu, Çorum'da derelerin üstü kapatılmayacak İstanbul'daki selin neden olduğu can ve mal kayıpları, Çorum'da derelerin üzerinin kapatılması tartışmalarını bir kez daha gündeme getirdi. Çorum'un sorunu haline gelen derelerle ilgili problemi çözmek için uzun süredir çalışma yapan Çorum Belediyesi, konuyu yeniden gözden geçirme kararı aldı. Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, İstanbul'da yaşanan sel olayından Çorum Belediyesi olarak ders çıkarttıklarını söyledi. Külcü, daha önceden Çorum'daki derelerin üzerinin kapatılması konusunda başvuru yapıldığını, ancak DSİ'nin izin vermemesi üzerine son anda ihalenin iptal edildiğini söyledi. Derelerin üzerinin kapatılmaması yönünde Başbakan'ın da bir genelge yayınladığını hatırlatan Külcü, "Çorum Belediyesi olarak derelerin üzerini kapatmak yerine ıslah edilmesine karar vermiştik. Ancak derelerinin üstünün kapatılması için ısrar eden vatandaşlarımıza bunu anlatmakta güçlük çekiyorduk. Bir musibet bin nasihatten daha etkilidir. İstanbul'da yaşanan sel olayından sonra derelerin üstünün kapatılmaması gerektiğini daha iyi anladık." dedi. DSİ'nin Çorum'daki derelerle ilgili çalışmasının devam ettiğini belirten Başkan Külcü, "DSİ derelerin duvarlarıyla ilgili çalışmayı bitirdikten sonra belediyeye teslim edecek. Biz de dekoratif bir şekilde derelerin ıslahını yapacağız. Bu çalışmaları yaparken riskleri de göz önünde bulunduracağız." diye konuştu. Şu anda Çorum'da olası bir sel felaketi yaşanması halinde riskli bölgelerin bulunduğunu açıklayan Başkan Külcü, şunları söyledi: "Bahçelievler Mahallesi'nde kapatılmış derelerimiz var. En son geçen dönemde Anadolu Lisesi'nin arka tarafındaki derenin bir bölümü kapatıldı. Bu bölgeler şu an risk taşıyor." 563569 Edirne'de sel uyarısı Belediye tarafından yapılan anonslarda, halkın, su baskınlarına karşı dikkatli olmaları istendi. Belediye yetkilileri, olası su baskınlarına karşı ekiplerin hazır bekletildiğini ve gerekli tedbirlerin alındığını bildirdiler. 562532 Ne ana, ne yabancı Kürtçe 'yaşayan' dil Ne ana, ne yabancı Kürtçe 'yaşayan' dil Ne ana, ne yabancı Kürtçe 'yaşayan' dil 12.09.2009 YÖK, ana veya yabancı dil olarak kabul etmenin yaratacağı sakıncalar nedeniyle, Kürtçe'yi üniversiteye "yaşayan di" formülüyle soktu. Dicle Üniversitesi'nin Kürtçe bölüm talebi ise "siyasi irade" gerekçesiyle reddedildi YÖK Başkanvekili Prof. İzzet Özgenç, Genel Kurul'da önceki gün Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesinde "Yaşayan Diller Enstitüsü" kurulması kararı alarak, ana dil ya da yabancı dil formüllerinin yaratacağı sakıncalardan kaçındığı ortaya çıktı. Özgenç, dün düzenlediği bilgilendirme toplantısında, YÖK Genel Kurulu'nda Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesinde "Kürt Dili ve Edebiyatı" yerine, "Yaşayan Diller Enstitüsü" kurulmasına izin verilmesini şu sözlerle gerekçelendirdi: "Burada iki çelişki olabilir. Biri, dil ve edebiyat ana bilim dalları hepsi yabancı dillere özgü ana bilim dalları. Kürt Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı dediğimizde bu bir yabancı dil mi olacaktır, yoksa bir ana dili olarak mı dile getirilecektir? Bu yönde bir problem var. Eğer biz bunu yabancı dil olarak kabul edeceksek hangi ülkenin yabancı dilidir, sorunuyla karşı karşıya geliriz. Bunun ana dili olarak kabul edilmiş olması halinde Anayasa engeli olacaktır. Yabancı dil olarak kabul edeceksek özellikle doçentlik başvurularında kişi Türkçeden başka bir yabancı dil bildiğini belgeleyecek. Bu tartışmaya bu aşamada girilmesinin doğru olmadığını düşünüyoruz.'' Prof. İzzet Özgenç, kararın oybirliğiyle alındığını da sözlerine ekledi. DİCLE'YE GEÇİT YOK Bu arada YÖK, Dicle Üniversitesi Rektörlüğü'nden gelen "Kürt Dili ve Edebiyatı" bölümü açılmasıyla ilgili talebi kabul etmedi. "Terörü araç olarak kullananları muhatap kabul etmediklerini" belirten ve kararı "Taleplerin siyasi irade olduğu, siyasi iradeye bağlı bir talep olduğu ortadadır'' sözleriyle açıklayan Özgenç, "YÖK olarak üniversitenin akademik organlarında görüşülmemiş, üniversite dışından bir talebin üniversite üzerinden YÖK'e gönderilmesini doğru bulmadık, bunu iade ettik'' dedi. Özgenç, "Siyasi irade dediniz, bu siyasi parti mi?'' sorusunu, "Hayır. Ben herhangi bir parti ile bağlantılı açıklama yapmadım ama bu taleplerin siyasi irade olduğu, siyasi iradeye bağlı bir talep olduğu ortadadır'' diye yanıtladı. "Dicle Üniversitesi, bunu YÖK'e, 'kabul eder misiniz' diye mi sordu?'' sorusu üzerine Özgenç, "Hayır. 'Ne yapmamız gerekir' diye sordular'' dedi. ANKARA İLİŞKİLİ HABERLER Ne ana, ne yabancı Kürtçe 'yaşayan' dil 562675 İstanbullu bienalle sanata doyacak İstanbullu bienalle sanata doyacak Uluslararası İstanbul Bienali bugün başlıyor. Bu yıl 11'incisi düzenlenen bienalin konusu Bertolt Brecht'in Üç Kuruşluk Opera adlı oyununun ikinci perdesinin kapanış parçası “İnsan Neyle Yaşar?” adlı şarkıdan alındı İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından bu yıl 11'incisi düzenlenen "Uluslararası İstanbul Bienali" bugün başlıyor. Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen etkinlik, İstanbul'u dünya sanat çevrelerinin ilgiyle izlediği bir sanat platformuna dönüştürecek. 11. Uluslararası İstanbul Bienali, başlığını Bertolt Brecht'in 1928 yılında Elisabeth Hauptmann ve Kurt Weill ile birlikte yazdığı Üç Kuruşluk Opera adlı oyunun ikinci perdesinin kapanış parçası olan “İnsan Neyle Yaşar?” adlı şarkıdan alıyor. Etkinliğin kuratörlüğünü ise Hırvat küratör kolektifi "WHW" (What, How&for Whom Ne, Nasıl ve Kimin İçin) üstleniyor. İKSV'nin uluslararası sanat platformlarında en çok yankı uyandıran etkinliği olan Uluslararası İstanbul Bienali kapsamında bu sene 40 ülkeden dünya güncel sanat çevrelerinde tanınan ya da yeni keşfedilen 70 sanatçı ve sanatçı grubunun 120'den fazla projesi sergilenecek. 11. Uluslararası İstanbul Bienali, dünya güncel sanat platformunun birçok önemli ismini de İstanbul'da ağırlayacak. Uluslararası sanat çevrelerinden eleştirmen, küratör, müze ve galeri yöneticileri ile yabancı basın mensupları da dahil olmak üzere 2.500'e yakın konuk İstanbul Bienali'ni görmek için açılış haftasında İstanbul'da olacak. ÖĞRENCİLERE ÜCRETSİZ Bugün, sanatseverlerin ziyaretine açılacak olan 11. Uluslararası İstanbul Bienali'nin mekânları, Tophane'de İstanbul Denizcilik İşletmeleri'ne ait alandaki üç numaralı Antrepo, Tophane'deki Tütün Deposu ve Şişli'deki Feriköy Rum Okulu'ndan oluşuyor. Üç numaralı Antrepo'da 48 sanatçı ve sanatçı grubunun projeleri yer alacak. Tütün Deposu'nun giriş katındaki galeri Bienal'den bağımsız sergilere ev sahipliği yapmaya devam ederken 15 sanatçının projeleri Tütün Deposu'nun giriş katında ve birinci ve ikinci katlarında yer alacak. Feriköy Rum Okulu'nda da 20 sanatçının projeleri izleyiciye sunulacak. Öğrenci kimliğini gösteren üniversite öğrencileri Bienal sergilerini, ücret ödemeden, gezebilecek. SANA YENİ BİR İŞ BULDUM Bienalde Kahireli ressam Anna Boghiguian'ın eserleri de sergilenecek. Boghiguian, Bienal'de ünlü şair Kavafis'in şiirleri için gerçekleştirdiği, 50'den fazla illüstrasyondan oluşan dizisiyle yer alacak. Kavafis'in şiirlerinden esinlenen yeni illüstrasyonları da dâhil ettiği çalışması, üç numaralı Antrepo'da görülebilecek. İstanbul Bienali, dünyanın ilk video sanatçısı kabul edilen Nam June Paik'in “Life” adlı işine de yer veriyor. Aydan Murtezaoğlu Bülent Şangar'ın işsizlik, düşük ücret karşılığı iş güvenliği olmadan çalışma ve sosyal devlet kavramını sorguladığı “İşsiz İşçiler sana yeni bir iş buldum!” adlı proje Bienal kapsamındaki özgün projelerden. Eserlerinde gündelik hayattan öğeleri bir araya getiren Hans-Peter Feldmann'ın, İstanbul Bienali'ndeki işlerinden ilki Bienal için ürettiği “Ekmek Dilimi” adlı enstalasyon. SINIF PROJESİ İLGİ TOPLAYACAK Koçtaş'ın sponsorluğunu üstlendiği “Sınıf” projesi, Bienal'in üç farklı sergi mekânında bulunan odalardan oluşuyor. İstanbul Bienali'nin bütçesine kadar Bienal hakkında merak edilen birçok bilginin yer alacağı “Sınıf”larda izleyiciler Bienal'i farklı bir açıdan görme fırsatı da bulacak. Bienal'in kavramsal çerçevesi doğrultusunda hazırlanan ve Bertolt Brecht'in tiyatro yöntemleri ile genel sanat üretimine yönelik yaklaşımından izler taşıyan “Sınıf” projesi ile Bienal izleyicisinin, sanatsal üretimin ortaya çıkardığı toplumsal ve sanatsal sorulara karşı eleştirel bir yaklaşım geliştirerek sergiye aktif olarak katılması amaçlanıyor. Ayrıca bienal kapsamında çocuk eğitim programları da gerçekleştiriyor. 563529 Alkollü babadan akıl almaz cezalandırma Larisa'da yabancı uyruklu bir baba, ender rastlanan bir cezalandırma olayına imza attı. Basın-yayın organlarının haberine göre, boya işiyle uğraşan yabancı uyruklu bir kişi, dün akşam saatlerinde 14 yaşındaki oğlunu omuzlarından iple arabanın arkasına bağladı. Görgü tanıklarının ifadesine göre arabasını gazlayan alkollü baba, oğlunu ardından koşturmak zorunda bıraktı. Daha fazla dayanamayarak asfalta düşen çocuğun onlarca metre sürüklendiği belirtildi. Halkın tepki göstermesi üzerine duran baba, oğlunun düştükten sonraki bağırışlarını duymadığını iddia etti. Polise ihbar edilen şahıs gözaltına alındı. Saldırgan baba, polisteki ifadesinde oğlunu disiplinsiz olmakla suçladı. Kendisini dinlemediği ve yalan söylediği için oğlunu cezalandırdığını kaydeden şahıs, cezalandırma yöntemini de savundu. Baba, oğlunu adam etmek için gerekli görmesi halinde aynı yöntemi kullanacağını söyledi. Saldırgan baba bugün savcılıkta aile içi şiddet suçlamasından hesap verecek. 563539 Selden arta kalan patron portresi Mustafa Gürlek'in haberi Sel felaketinin ardından iyi, kötü ve çirkin pek çok insani öykü okuduk. Ve tabi iki iyi kötü ve çirkin patronları.. İyi patron kendi hayatı pahasına şoförünü azgın suların altından kurtarırken, kötüsü sel nedeniyle zarar gören evini temizlemek isteyen işçisini işten kovdu. Dünde "çirkin" olanını okumuştuk. Camsız ve tek kapılı minibüse sıkışarak hayatını kaybeden kadının ardından şirketten yapılan açıklamada: "Islanmamak için arabadan inmediler" diyerek ölen kişiler suçlanmıştı. İşte aynı felaket sonrası ortaya çıkan üç ayrı öykü ve üç ayrı patron.. İyi, kötü ve çirkin... ATLA, ALLAHIN İZNİYLE TUTACAĞIM DEYİP ŞOFÖRÜNÜ KURTARDI Sel felaketi sırasında televizyon ekranlarına can pazarı görüntüleri yansırken, ilginç fedakârlıklar zihinlere kazındı. Bunlardan biri de göle dönen Basın Ekspres Yolu'nda mahsur kalan şoförünü kurtarmaya çalışan firma sahibi Şahin İlhan'a aitti. Zaman'ın ulaştığı İlhan, şirketin sevkiyat şoförü Alparslan Bozkurt'un "Abi araç arızalandı, sel suları gittikçe yükseliyor hemen gel de malları kurtaralım." telefonu üzerine soluğu Basın Ekspres'te almış. İlhan, sonrasını şöyle anlatıyor: "Korkunç bir can pazarı yaşanıyordu. Akıntıdan kurtulmak için otobüslerin üstüne çıkanlar, yardım isteyenler... Manzara karşısında 'Rabb'im bir çare...' demeye başladım. Bizim şoförü sürüklenen aracın, üzerinde görünce sel suyuna atlayıp Alparslan'ı kurtarmaya karar verdim. Allah'ın izni ile tutacağım, diye bağırdım. Alparslan suyun içerisine atladı, dibe batarken yakaladım. Sevincimden yanağından öptüm" Eline doladığı kalınca bir iple suya giren İlhan, beline kadar gelen selin saniyede boyuna çıktığını görünce bir an kendisinin bile kurtulamayacağını düşündüğünü ifade ediyor. Çaresizlik içinde dereye sürüklenen Alparslan'a, "Atla, Allah'ın izni ile tutacağım." diye seslenen İlhan, devamında şunların yaşandığını söylüyor: "Alparslan suyun içerisine daldı. Bir an dibe batan Alparslan'ı 'korkma kurtaracağım' diyerek hemen boynundan tuttum ve sel sularının içerisinden çekiverdim." İlhan, kurtarma çalışmaları sırasında sel sularında can vereceğini düşündüğünü ve Bozkurt'a telefon açıp, "Abi hakkını helal et çocuklar sana emanet." demeyi düşündüğünü kaydediyor. Olayın etkisini hâlâ üzerinden atamayan Şahin İlhan, yaşanan sel felaketinde arama kurtarma faaliyetlerine katılan devlet görevlilerinin çok büyük fedakârlıklarda bulunduğunu, kendisinin de bunların canlı şahidi olduğunu dile getiriyor.   EVİNİ TEMİZLEMEK İSTEYEN İŞÇİSİNİ İŞTEN KOVDU Olay akşamı her şeyden habersiz işinden evine dönen 25 yaşındaki Turgut Çetiner, hiç beklemediği bir manzarayla karşılaştı. İki ay önce kendisi ve çocuklarını terk eden eşinin şokunu atlatamayan genç adam, evinin sular altında kalmasıyla ikinci kez yıkıldı. Çetiner ailesi, 15 gün önce tuttukları ev kullanılamaz hale gelince belediye tarafından mağdur olan birçok kişi gibi Başakşehir'deki İkitelli Spor Kompleksi'ne yerleşti. Çocuklarını yalnız bırakmak istemeyen baba, çalıştığı tekstil fabrikasını arayarak patronundan bir gün izin istedi. Yaşadığı mağduriyeti anlatan acılı baba, aldığı cevap karşısında şaşkına döndü: "Bugün işe gelmeyeceksen bir daha hiç gelme. Benim işçiye ihtiyacım var!" Bu cevap üzerine seçim yapmakta zorlanan baba, çocuklarının yanında kalmayı tercih ederek işinden oldu. Çetiner, yaşadığı çaresizliği şu sözlerle ifade etti: "İki çocuğum adeta öksüz. Yaşadığım olayların hangi birine yanayım. Bunca felaketin üzerine bir de işimden oldum. Yine de şükürler olsun ki çocuklarım hayatta."   SUÇLU ÖLEN KADINMIŞ İstanbul'u cehenneme çeviren sel felaketinde bir tekstil firmasında çalışan kadın, camsız ve tek kapılı minibüsten çıkamayıp içeriyi dolduran sularda boğularak can verdi. Olayın ardından gözaltına alınan şirket sahibi, idari müdürü ve servis şoförü gözaltına alındı. Polisteki sorgularının ardından şirketin sahibi Cevdet Karahasanoğlu ile İdari Müdür Ferit Güncü tutuklandı, servis şoförü Mehmet Oğuz ise serbest bırakıldı Tutuklamalardan önce şirketten yapılan açıklamada suç işçi kadına atıldı. İşte açıklama: "Araç bazı haberlerde belirtildiği gibi kapalı kasa kamyonet olmayıp yandan sürgülü kapısı olan, ayrıca arkadan iki yana açılan kapısı bulanan ve bu kapılarda da iki adet camı bulunan bir araçtır. Bununla birlikte insan taşımaya elverişli olmayan bu aracın kullanımına ilişkin şirketimiz içinde inceleme başlatılmıştır. Araç içerisinde 10 çalışan ve bir şoför olmak üzere toplam 11 kişi bulunmaktadır. Fabrikaya gelindiğinde yerde 20 cm seviyesinde su bulunduğundan ve bu su seviyesi herhangi bir tehlike arz etmediğinden araç içeri girmiştir. Çalışanların ıslanmaması için araç fabrika önündeki idari giriş kapısına yanaştırılmıştır. İçerdeki personel tarafından aracın yan sürgülü kapısı açılmıştır. Çalışanlar yerdeki suyu görerek ıslanmak istemediklerinden inmemişler ve araç kapılarını kapatmışlardır. Bu sırada fabrika alanı yanındaki Ayamama deresi taşarak duvarları patlatmıştır. dakika gibi kısa bir sürede taşan sel suları aracın üstünü kaplayacak şekilde park alanını doldurmuş ve araç sular altında kalmıştır. Şirket çalışanları ve özellikle araç şoförü canı pahasına sular altında kalan araçtakileri kurtarmaya çalışmış fakat ancak çalışanımız bu sırada can vermiştir." 562870 Diyarbakır'da mayın patladı: kişi öldü 'da patladı: kişi öldü ’ın Kulp ilçesinde, patlaması sonucu, bir vatandaş yaşamını yitirdi. Başkanlığı’nın sitesinde yeralan bilgiye göre, Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde, bölücü mensuplarınca döşenmiş el yapımı mayının patlaması sonucu, bir vatandaş etti, bir vatandaş yaralandı. Bu arada, ’nin Merkez ilçesi dağlık arazi kesiminde, bölücü terör örgütü mensupları tarafından kg amonyum nitrat kullanılarak hazırlanmış adet el yapımı mayın bulundu. Bulunan el yapımı mayın imha edildi. 563027 Venezuela Rusya'dan füze satın alacak 'dan 300 kilometre menzilli füze satın alıyor. Devlet Başkanı Hugo Chavez, 'nın 'dan uzun menzilli füze satın alacağını açıkladı. Chavez, 300 km menzilli ve hedefini şaşmayan Rus füzelerinin yakında ülkeye geleceğini bildirdi. Chavez, Libya, Cezayir, Türkmenistan, Belarus, Rusya ve 'yı kapsayan uzun gezisinin ardından döndüğü ülkesinin başkanlık sarayında yaptığı açıklamada, Rusya ile anlaşmalar imzaladıklarını ve yakında küçük füzeler geleceğini belirterek, bu füzelerin taarruz değil, savunma amaçlı olduğunun altını çizdi. "Bunlar savunma aracı, çünkü ülkemizi her türlü tehdide karşı savunacağız" diyen Chavez, hedefini şaşmayan bu füzelerin her kim olursa olsun saldırmak için kullanılmayacağını belirtti. usya'yı "stratejik müttefik" olarak gören Chavez, daha önce yaptığı açıklamada da, ülkesinin özellikle geçen temmuz ilişkileri dondurduğu Kolombiya ile sınırını koruma amaçlı, Moskova'dan BMP3, MPR ve T-72 tankları satın alacağını teyit etmişti. Rus basını da, Karakas'ın T-72 ve T-90 tankları ile helikopterler, zırhlı personel taşıyıcıları, denizaltılar ve sistemleri satın almak istediğini yazmıştı. Rusya ile 2005'ten beri milyar doların üzerinde silah anlaşması yaptı. Rusya ve geçtiğimiz kasım ayında karasularında ortak tatbikat düzenlemişti. 562473 Aysun Kayacı Harvardlı olmuş Abbas Güçlü DiyalogAysun Kayacı Harvardlı olmuş 12 Eylül Cumartesi 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! Harvard, dünya üniversiteler liginde her zaman ilk üçe giren kurumlarından biri. Girmek için sadece başarılı olmak yetmiyor. Çok özel koşullara da sahip olmak gerekiyor. Liderlikten yaratıcılığa çok farklı yetenekler arıyor. Ama bazen de çok şaşırtıyor. Örneğin Başbakan Erdoğan’ın mezunu oğlunu aldığında yaptığı gibi... Harvard, meğerse, şaşırtıcılıkta sınır tanımıyormuş. ’in yazdığına göre, şimdi de ’ya kapılarını açmış. Yeditepe Tarih bölümünde ilk iki sınıfı tamamlayan Kayacı, devamını Harvard’da getirecekmiş. Koskoca Hürriyet, ’nin en büyük gazetesi, yalan mı yazacak!.. Kayacı’ya yeni üniversitesinde başarılar diliyoruz... üniversiteleri başarının yanı sıra, yüzde bir iki oranında güçlü dayısı olanlara da öncelik verebiliyor. Siyasi güç, zenginlik ya da popülarite de başarı kadar kabul görebiliyor. Onun için hiç kimse öküzün altında buzağı aramasın... Peki bu doğru mu yoksa yanlış mı? Demek ki eğer dozunda yaparsanız üniversiteye zarar vermiyor. Tam aksine, popülaritesini ve gücünü daha da artırıyor. Harvard örneği ortada. Küresel ekonomik krizle, ekonomik gücünü çok önemli ölçüde kaybeden Harvard’ın, yerini koruyabilmek için önümüzdeki öğretim yılında yeni bir içine girmesi kaçınılmazdı. Kayacı’nın öğrenciliği, belki bu da açılımın bir parçasıdır... Ayrıca, olayın tam iç yüzünü de bilmiyoruz. Belki misafir olarak gidiyordur belki de birkaç ders almak için. Belki de Kayacı, çok çok başarılı bir öğrencidir... Harvard kurslarına katılıp, kendini Harvard mezunu gibi gösterenlere de şahit olduğumuz için artık ne duysak şaşırtıcı gelmiyor. Galiba en iyisi, bekleyip görmek... Ek kontenjanlar ’de ek yerleştirmeler, ekimin ilk haftasında gerçekleşecek. Başkanı Prof. Yarımağan’a göre, 88 bin kişilik boş kontenjana 30 bin daha ekleme olabilir. Yani ek yerleştirmede 120 bin öğrenciye yeni şans doğabilir. Peki bu konudaki kesin ayrıntılar ne zaman belli olacak? 24 Eylül’de gerçekleşecek toplantısı sonrasında. Aslında bu karar önceki gün alınacaktı. Ama iki yeni gelişme nedeniyle gecikme söz konusu. İlki, ’in, üniversiteyi kazanan öğrencilere yönelik tek ders sınavı, ikincisi ise Üniversitesi’nde yaşanan burslu öğrenci kargaşası. Prof. Yarımağan, söz konusu öğrencilerin hak kaybına uğramamaları ve ek kontenjandan yararlanabilmeleri için ÖSYM’ye dilekçeyle başvurmaları gerektiğinin özellikle altını çizdi. Bizden hatırlatması!.. Peki ek yerleştirmeyi beklemek gerekir mi? Beklemeye değer mi? Kesinlikle değer. Çünkü gelecek yıl ne olacağı belli değil. Daha da önemlisi, üniversiteye girmek, bu yıldan çok daha kolay olmayabilir... YÖK’ün 2010 için açıkladığı yeni üniversiteye giriş sistemi daha şimdiden oldu. Çünkü MEB, meslek lisesi mezunlarının sınavsız geçiş hakkının kaldırılmasına sıcak bakmıyor. Dahası, MEB siyasi iradeye karşı çıkmayıp böyle bir yanlışa onay verse bile öğrenci ve veliler mahkeme gitmek için gün sayıyorlar. ’den bu yöndeki kararın aksi yönde bir yasa çıktığı anda hemen mahkeme yolunu tutacaklar. Çünkü, “Biz bu okullara sınavsız geçiş hakkı olduğu için girdik. Şimdi, tam da mezun olurken, bu hakkımızın elimizden alınmasına razı olmayız“ diyorlar. Çok da haklılar. Maçın son dakikasında kural değişir mi?.. Dahası, 1998’de dönemin YÖK’ü bu dayatmayı yapıp, iktidar da seyirci kaldığı için, bugünün iktidarı, bu konuda onları az mı eleştirdi! Şimdi aynı hatayı kendileri yapmamalı. ÖSYM Başkanı Yarımağan da zaten 2010 için sınavsız geçişin kaldırılmasına hem zamanlama hem de hukuk açısından sıcak bakmıyor. Bakalım sonuç ne olacak?.. Özetin özeti: YÖK’te dünden bugüne değişen bir şey yok. Kafa aynı kafa. “Biz yaptık oldu” diyorlar. Gerisi umurlarında bile değil... 563266 DTP'li Ayna: Gelin beni de tutuklayın Ayna, gözaltına alınan ve tutuklananların kendi talimatları doğrultusunda eylemler yaptığını belirterek, "Gelin beni de tutuklayın." dedi. Ayna, İHD Diyarbakır Şubesi tarafında her cumartesi günü faili meçhul cinayetler ve kayıplarla ilgili yapılan oturma eylemine katıldı. Burada konuşan Ayna, 12 Eylül darbesi yargılanmadan, teşhir edilmeden 'Demokratik Açılım'ın başarıya ulaşamayacağını söyledi. "Tarihle yüzleşmeden demokratik açılım mümkün müdür? Barış hedefleyen bir çözüm mümkün müdür? Hala operasyon devam ederken, çözümü nasıl tartışacağız. Ölümler devam ederken, çözümü tartışmak mümkün müdür?" diye soran Ayna, silahlar susmadan, ölümler durmadan demokratik açılımın veya çözümün mümkün olmayacağını savundu. Demokratik siyaset kanalları kapatılarak insanların hak arama mücadelesini başka yöntemlerle yapmak zorunda bırakıldığına ifade eden Ayna şöyle konuştu: "Dün burada Van ve Şırnak'ta demokratik mücadelesini, hak ve özgürlük arama mücadelesini anti demokratik yasalara rağmen, demokratik siyaset kanallarıyla yürütmeye çalışan arkadaşlarımız tekrar gözaltına alındılar. Buna 14 Nisan'daki operasyonun devamı diyorlar. Bu, savaşta ve çözümsüzlükte ısrarın devamıdır. Bu demokratik açılım değildir. Aksine demokrasi karşıtlığının ısrarının devamıdır. Bunun başka bir anlamı yoktur." KCK operasyonuna tepki gösteren DTP'li Ayna, şöyle devam etti: "Gelin hepimizi alın. 14 Nisan'da tutuklamış olduğunuz arkadaşlarımızı neyle suçladıysanız aynı suçları biz de yapıyoruz. DTP Eşbaşkanı olarak benim talimatımla yapılmış eylemlerdir. Aynı suçu ben de işliyorum. Gelin beni de alın. Çözümü burada arıyorsanız gelip hepimizi gözaltına alın, tutuklayın. Ama bununla ne bizim ne de Kürt halkının durdurulacağını sanmayın. Demokrasi güçlerinin durdurulacağını sanmayın. 30 yıldır bunu yapıyorsunuz. Biteceğine daha çok büyüdü, gelişti, bu noktaya geldi. Bunun barışçıl demokratik yöntemlerle çözmekten başka çaresi yoktur. 563170 Of'ta doğalgaz çalışmaları için ilk kazma vuruldu Yüklenici firma Karadeniz Doğalgaz AŞ. ile, Of Belediyesi Fen İşleri yetkilileri tarafından ortak yapılan bir çalışma ile belirlenen güzergâhta boru döşeme işleminin başladığı bildirildi. Eski Of-Kıyıcık yolu olarak bilinen güzergâhta yaklaşık kilometrelik kısımda boru döşeme çalışmalarının tamamlandığı belirtildi. Ramazan ayının son günlerine gelinmesi ve bayramın yaklaşması nedeniyle çalışmalara kısa bir ara vermek zorunda kaldıklarını belirten Karadeniz Doğalgaz AŞ. Bölge Müdürü Salih Ayaydın "Çalışmalar bundan sonra şehir merkezi içini kapsayacağı için Ramazan ayında insanlarımızı rahatsız etmeyelim dedik. Ramazan Bayramı'nın ardından boru döşeme çalışmalarımız devam edecek." dedi. Profesyonel bir ekiple günde yaklaşık 150-200 metrelik bir alanın borularının döşenerek üzerinin kapatıldığını aktaran Ayaydın, çalışmaları kısa zamanda bitirip Of halkına sıkıntı yaşatmayacaklarını söyledi. Nüfusu 30 binin altında olan yerleşim yerlerine verilmeyen doğalgazın ilçeye kazandırılmasını memnuniyetle karşılayan Of'lu vatandaşlar, emeği geçenlere teşekkür etti. 562687 Kadın penceresinden aşk öyküleri Kadın penceresinden aşk öyküleri Yıllardır Posta Gazetesi'nde Romantik İsyankâr köşesinde yazılar yazan Halim Bahadır, Dokunuş isimli kitabını geçtiğimiz günlerde yayınladı. Yazar kitapta, kadınların aşka bakışını anlatıyor. Yazar kitapta kadınları aşkla yüzleşmeye de davet ediyor Aşk üzerine yazılan kitapların çetelesini tutmak artık çok zor. Yazarların çoğu okuyucuya daha kolay ulaşabilmek adına yazdıkları aşk kitaplarının bazılarında gerçek hikâyelere, bazılarında ise kurmaca, karton hayatlara yer veriyor. Satış rakamlarında da anlaşıldığı üzere okuyucular da bu kitaplara gerçek öyküler olmasa bile büyük rağbet gösteriyor. Yazdığı aşk kitaplarıyla bir dönem oldukça fazla ilgi gören Halim Bahadır bu geleneği hala sürdürüyor. Gerçek hikâyeleri anlatmayı prensip edinen Halim Bahadır geçtiğimiz aylarda yayınladığı Dokunuş isimli kitabında bu kez kadınların aşk öykülerine yer veriyor. Uzun dönem Posta Gazetesi'nde Romantik İsyankâr isimli köşesinde aşkla ilgili yazılar yazan ve aşk öykülerini topladığı kitaplarıyla bilinen Bahadır yeni kitabı Dokunuş'un yazılış öyküsünü şöyle anlatıyor: “Romantik İsyankar köşesinin okuyucularıyla bir araya geldiğimde hepsinden farklı öyküler dinledim, hatta bazılarını bizzat ben yaşadım. Elimde bu kadar çok veri birleşince de kadınların penceresinden aşka bakmaya karar verdim. Olayı iyi çözümledğimi düşünüyorum”. HİKAYELER GERÇEK HAYATTAN Yazarın onuncu kitabı olan Dokunuş'ta birbirinden bağımsız kısa öyküler yer alıyor ve “Bir kadın aşktan ne bekler? Aşkın içinde merhametin yeri nedir? Huzurla aşk yan yana durabilir mi? Aşk neden korkulu rüyasıdır kadının? Mutlu aşk var mıdır kadının duygu dünyasında? Varsa bunun sırrı nedir? Kadınlar, insanlığın en yüce duygularından biri olan aşkı nasıl yaşar?” gibi sorulara yanıt veriliyor. Kitap yazmanın kendisi için bir terapi olduğuna değinen Bahadır kadın öyküleri yazacağı için ilk başta biraz tereddüt yaşamış. “Kadınlar günlük hayatta zaten çok zorlar. Bir de onların öykülerini yazmak ne kadar zor olmuştur siz düşünün. Ama ben çok iyi bir gözlemciyim. Gözlemlediklerimi ve yaşadıklarımı yazmak bana yetti. YENİ KİTAPLARA YOĞUNLAŞACAK Bir erkeğin kadın öyküleri yazamayacağı düşünülür ama durum böyle değil” diyen yazar kitapta yer alan öykülerin gerçek olması sebebiyle klişeye düşmediğini ifade ediyor. Aşk gibi çok işlenen bir konuda farklı olarak ne anlattınız diye sorduğumuzda Bahadır “Ben yaşadım ve gözlemledim. Yaşadıklarım öylesine gerçekti ki, bu anlatılanlar okuyucuya sıkıcı gelmeyecekti” şeklinde cevap veriyor. Yazdığı kitaplarla bugüne dek geniş bir kitleye ulaşan Bahadır'ın okuyucularıyla sağlam bir ilişkisi var. Okuyucularla sık sık bir araya gelen yazar kitabı hakkında onlardan da görüş alıyor. Posta Gazetesi'nde artık yazı yazmayan Bahadır bu konuyla ilgili ise “Posta'daki köşemde hergün her gün aynı olayları ele almaktan artık sıkıldım. Yönetime bana müsaade dedim ve ayrıldım. Artık kitaplarıma yoğunlaşacağım. Kitabım yeni çıktı ama ben başka bir proje için ilk adımı attım bile. Bundan sonra hep kitap yazacağım” diyor. 563273 Muayenede ölüm için soruşturma İlgili Haberler Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, Elif Duru'nun, muayene sırası beklerken hayatını kaybettiği iddiaları üzerine, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın, Teftiş Kurulu Başkanlığına soruşturma talimatı verdiği belirtildi. Soruşturma neticesinin kamuoyuyla paylaşılacağı ve olayda ihmali ya da kusuru tespit edilen kişiler hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılacağı kaydedildi. 562431 Polis 180 kg ekmek kadayı ele geçirdi Muğla'nın Bodrum ilçesinde, polis ve zabıta ekiplerinin otogardaki kontrolleri sırasında, bir otobüsün bagajından çıkan 180 kilogram ekmek kadayıfına sağlıksız koşullarda taşındığı gerekçesi ile el konuldu. Polis ve zabıta ekiplerinin otogarda rutin kontrolleri sırasında, şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan bir firmaya ait yolcu otobüsünün bagajından yaklaşık 180 kilogram ekmek kadayıfı çıktı. Her biri ayrı kutuda ve tepsi içerisinde bulunan ekmek kadayıflarına el konuldu. 30 tepsi ekmek kadayıfının kargo aracılığı ile sahibine teslim edilmek üzere İstanbul'dan Bodrum'a gönderildiği öğrenildi. Gıda taşıma koşullarına uyulmadığı belirtilen olayda el konulan ekmek kadayıflarının, incelenmek üzere Bodrum İlçe Tarım Müdürlüğü'ne teslim edileceği belirtilirken, otogarda bekleyen bir araca yüklendi. Otogarda zabıtanın yanında ekmek kadayıflarını gören yolcular olup biteni anlamaya çalıştı. 562716 Ayşe Böhürler: Vicdan... Örtü... Çelişki Vicdan... Örtü... Çelişki Ben yapmadım, sen yapmadın, peki kim yaptı? İzah edilmesi zor durumlarda kalındığında siyasiler ve sorumlular arasında yaşanan bu polemik artık insanın içini daraltıyor. 31 kişini öldüğü, sel sularının havaalanı yolundan bile insan götürdüğü bu doğal felakette, derelere yol, köprü yapanlar da, dere yollarını ıslah etmeyenler de, tehlikeli bölgeleri imara açanlar da, alt yapıyı en riskli durumlara göre yapmayanlar da, şehri planlarken bunları hesaba katmayanlar da dahil herkesin sorumluluk payı var. Diğer yandan kurtarma çalışmaları esnasında da gördük ki; Akom gibi ileri teknolojiye sahip merkezlere, Kızılay'ın yenilenmiş yapısına rağmen her türlü afet durumuna ilişkin bir A-B-C planı yok ortada. Ortada tek bir suçlu yok elbette, ama riskli bir yapılaşma ve iyi çalışmayan bir afete karşı önlem ve kurtarma sistemi var. Savunma değil, onarım zamanı… Diğer yandan vatandaşımızın yağmacılığı dünya televizyonlarına madara olmuş durumda. Üstelik yağmacılarımız son derece bilinçli! "Nasılsa bunların parasını sigortadan alacaklar" diyen yağmacı kadının rahat ve bilmiş tavrı için tanım bulmak gerçekten çok zor. Ve minübüsün içinde ölüme terk edilen işçi kadınlar... Vicdan sahibi bir iş yeri sahibinin kullanabileceği bir taşıma yöntemi bu olabilir mi? … Vicdan meselesi sadece burada değil bir çok yerde karşımıza çıkıyor. Geçen hafta Beyrut'ta lüks arabaların arasındaki bir kamyonun içinde paket gibi istif edilmiş, kımıldayacak yerleri bile olmayan işçileri görünce de aynı duyguyu hissettim. Arap ülkelerindeki ihtişamlı hayatlara kölelik yapan işçilerin halini her gördüğümde müslüman burjuva kavramını yüceltenleri anlamam daha da zorlaşıyor. Kim ne derse desin, burada müslüman kavramı eğreti duruyor. Hem müslüman, hem köleci olabilir mi insan? Bir taraftan Peygamberin sakal boyunu bile önemsemek, diğer yandan O'nun en çok önem verdiği bir konu olan "kölelik ve işçi hakları" meselesine riayet etmemek! Anlamak zor! MUHAJJABABES Beyrut'a bu gidişimde en çok dikkatimi çeken bir başka şey de, kırmızı, parlak taytlı, mini etekli giysileri ile başörtülü kadınlar oldu. Başörtülerinden süsü ve gülü eksik etmeyen bu kadınlar, vücutlarını örtmeyi değil renkli ve parlak giysilerle sarmayı tercih etmişler. Bu tür örtünme biçimine de verilen ismi de orada öğrendim. MUHAJJABABES. Hem örtülü, hem süslü, hem trend... Kısaca örtülü ikoncanlar konusunda bir site olduğu gibi yazılmış bir kitap bile bulduk. Bu bir sentez mi, deformasyon mu, arayış mı nedir Net tanımlayamadığım bu görünüm yorumlanmaya muhtaç. YENİ MÜFTÜLER Ramazan vesilesi ile din adamlarımız ile daha sık karşılaşıyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı'nı yeni müftü seçimleri için kutlamak lazım. Yeni nesil müftü ve vaizlerimiz sadece geniş kültürleri, sanata ilgileri ve anlatım tarzları ile değil, kimlikli, komplekssiz din adamı profilini çok iyi taşıyor olmaları ile takdiri hakediyorlar. … Dün gece Ali Rıza Demircan Saba Tümer'in programındaydı. Saba Tümer'in omuz ve göğüs dekolteli kıyafeti karşısında yumuşak bir yüz uslup ile konuşmaya çalışan Hoca, "dinimize göre seks nasıl olmalı" alt yazıları geçerken soruları başka bir eksene çekmeye çalıştıysa da pek başarılı olamadı. Sunucu her zamanki gibi kahkaha atamadı ama konuk başka eksende, alt yazı başka bir eksende gitti ve geldi. Yine de Ali Rıza Hoca'nın Saba Tümer karşısında yüzündeki hoşgörülü hali ile aynı gece konuk olduğu başka bir sahur programındaki sert üslubu arasındaki çelişkiye taaccüp etmemek mümkün değil! 563570 Erzurum'da savaş gibi kavga: ölü, 10 yaralı Alınan bilgiye göre; Pasinler ilçesi Çeperli köyünde iki aile arasında silahlı kavga yaşandı. İlk belirlemelere göre Mehmet Halit Kara isimli şahıs kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. 2'si ağır 10 kişinin de yaralandığı kavgada yaralıların Erzurum Aziziye Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldığı öğrenildi. 563163 İftara yetişemeyenlere mobil iftar yetişiyor Hayırseverlerin de destek verdiği 'mobil iftar' uygulaması ile şehrin kalabalık noktalarında yoldan geçenler iftar yapıyor. Selçuklu Belediyesi Şefkatevleri yanında yer alan aşevinde hazırlanan kumanyalar, iftar paketi haline getiriliyor. Paket içinde pilav, tavuk, ayran, su, ekmek, hurma ve ıslak mendil ile kaşık, çatal, tuz ve karabiberden oluşan bir kullanım seti bulunuyor. Uygulamada Selçuklu Belediyesi ile birlikte Zade, Kipa, Buhara Baharat, Cebel, Çağ Tekstil, Enka, Gıdasan ve Büsa İnşaat sponsorlar arasında yer alıyor. Öğleden sonra hazırlanan iftarlık yemekler, iftara birkaç saat kala paketlenmeye başlanıyor. Paketleme iftar saatine yarım saat kalaya kadar devam ediyor. Böylelikle yemekler kutu içinde sıcak kalabiliyor. Pişirme, paketleme ve dağıtım ekibi olarak kişi görev alıyor. Dağıtım şehir merkezinde ve yaya yoğunluğunun fazla olduğu noktalarda yapılıyor. İftar vaktinde eve yetişemeyen ya da iftar saatinde çalışan Konyalılar, iftarlarını belediyenin dağıttığı yemeklerle açıyor. Ramazan sonuna kadar devam edecek mobil iftar uygulamasında toplam 30 bin kumanya dağıtımı yapılması planlanıyor. Her gün kumanyalar için 70 kilogram pirinç ile 50 kilogram tavuk pişiriliyor. Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, bu proje ile toplumsal yardımlaşma ve paylaşımın güzel bir örneğini sergilediklerini ifade etti. Hayırseverlerin katkılarıyla hazırlanan kumanyaların iftar saatlerinde dışarda olan şehir sakinlerine dağıtıldığını anlatan Altay, "Özellikle iftar saatlerinde çalışanlar, yolcular ve evine yetişemeyenlerin iftar yapmalarını sağlıyoruz. Tamamen hijyenik koşullarda pişirilen, paketlenen ve dağıtımı yapılan iftar paketlerinin içinde yer alan iftarlıklar bir kişinin doyacağı şekilde hazırlanıyor. Projeye destek veren hayırseverlerimize teşekkür ediyor." dedi. 563070 Afganistanda son olaylarda 45 kişi öldü Kunduz Emniyet Müdürü Abdülrezak Yakup, koalisyon ve Afgan güçlerinin vilayette dün gece düzenledikleri baskın sırasında 11 militanı öldürdüklerini açıkladı.  Amerikan ordu sözcüsü Yüzbaşı Elizabeth Mathias da, operasyonun bölgeye intihar eylemcileri ve yabancı savaşçıların sızmasına yardımcı olan Taliban güçlerini hedef aldığını, açılan karşılıklı ateş sonucu çok sayıda militanın öldüğünü söyledi. Mathias, operasyon sırasında çok sayıda bomba yapımında kullanılan malzeme ve mühimmat ile RPG'ler ele geçirildiğini aktardı. Yetkililer, ayrıca militanların ülkenin doğu ve güney bölgelerinde can kayıplarına yol açan saldırılarda bulunduğunu açıkladı. Afganistan İçişleri Bakanlığı, güneydeki Uruzgan vilayetine bağlı Çurra bölgesinde dün yola yerleştirilen bir bombanın infilakı sonucu 14 sivilin öldüğünü bildirdi. Kandahar'da da Meyvand bölgesinde yine bombayla sivil hayatını kaybetti. Ülkenin doğusundaki Kunar vilayetinin Emniyet Müdürü Halilullah Ziyai, bugün Taliban'ın bir inşaat şirketinde çalışan özel güvenlik görevlisini pusuya düşürerek öldürdüğünü söyledi. Ziyai, saldırıda 10 güvenlik görevlisinin de yaralandığını kaydetti. Yine doğudaki Host vilayetine bağlı Sabari bölgesinde, militanların düzenlediği belirtilen bir roket saldırısında sivil yaşamını yitirdi. Yetkililer, Nangarhar vilayetinde dün geç saatlerde bir kontrol noktasına düzenlenen saldırıda polisin öldüğünü, Paktia vilayetindeyse üzerindeki bombaları infilak ettiren bir intihar eylemcisinin yalnızca kendisinin öldüğünü söyledi. 562805 Tuzla'da fabrika yangını söndürüldü Orhanlı Sanayi bölgesindeki Primo Ambalaj ve Kimya Sanayi Ticaret A.Ş'ye ait katlı fabrikanın kozmetik kimyasallarının bulunduğu depoda dün saat 18.00 sıralarında meydana gelen patlamanın ardından çıkan yangın, çevre ilçelerden temin edilen 23 su tankeri ile 41 itfaiye aracı ve 140 personelin yaklaşık 12 saat süren çalışmalarının ardından söndürüldü. Fabrikanın ilk katında etkili olan yangında, büyük çapta maddi hasar meydana geldi. 563272 Aşırı yağış köprü çöktürdü Edinilen bilgiye göre, Malkara-Keşan kara yolunun 8. kilometresinde bulunan Kadıköy Köprüsü'nde aşırı yağış nedeniyle çökme meydana geldi. Kara yolunda trafik akışının tek şeritten kontrollü olarak sağlandığı bildirildi. Bu arada, Tekirdağ kent merkezinde de yağışlar nedeniyle şu ana kadar herhangi olumsuz bir durumun yaşanmadığı kaydedildi. 563030 Sakarya Emniyet Müdürü'ne 'çete' sorgusu Faruk Ünsal soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk'in talimatıyla 'taki İstanbul Adliyesi'ne geldi. Ünsal'ın, Akyazı ilçesinde faaliyet gösterdikleri öne sürülen bir çete üyelerine bilgi sızdırdığı iddia ediliyor. Faruk Ünsal savcıya saat ifade verdi. Ünsal adliye çıkışında soruları yanıtsız bırakırken, ifadesinde hakkındaki suçlamaları reddettiği öğrenildi. 'Silahla yaralama ve ihaleye fesat karıştırma' iddiasıyla yürütülen soruşturma dosyası suçun çete kapsamında olması nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülüyor. 563407 Sarıkeçili Yörükleri çadır kuracak yer bulamıyor Sarıkeçili Yörükleri çadır kuracak yer bulamıyor Sarıkeçili Yörüklerinin bin yıllık bir tarihe sahip olan kültürlerinin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu bildirildi. Yazın Konya ve Karaman'ın dağlarında, kışın ise Mersin yöresinin sahillerini yurt tutan Sarıkeçili Yörüklerinin, baskılar nedeniyle bazı yaylalarda çadır kuracak alanlar bulamadığı kaydedildi. KONYA (İHA) Yaz döneminde Konya ve Karaman illerinin dağlarında, kış mevsiminde ise Mersin'in sahil yörelerinde yaşayan Sarıkeçili Yörüklerinin bin yıllık bir tarihe sahip olan kültürlerinin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu bildirildi. Merkezi Konya'da bulunan Sarıkeçililer Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Pervin Çoban Savran, uzun yıllardır konar göçer bir yaşam tarzını benimsemiş olan Sarıkeçili Yörüklerinin, yerleşik hayata geçmeye zorlandıklarını, bunun olması halinde bin yıllık bir kültürün tarih olacağını söyledi. Savran, yaz aylarında Konya ve Karaman illerinin dağlarında, kış mevsiminde ise Mersin yöresinin sahillerini yurt tutan Sarıkeçili Yörüklerinin, baskılar nedeniyle bazı yaylalarda çadır kuracak alanlar bulamadığı kaydetti. Türkiye'de 287 çadır, bine yakın nüfuslarının olduğunu belirten Savran, kış aylarında Mersin'in Bozyazı, Aydıncık, Anamur, Gülnar, Silifke, Kızkalesi gibi sahil kesimlerinde dağlık bölgelerde kurulan çadırlarda konakladıklarını belirterek, “Orman sorun olduğu için genellikle dağlık kesimlerde kalıyoruz. En kalabalık nüfus Aydıncık bölgesindedir. Burada Yörüklere karşı daha fazla bir hoşgörü söz konusu olduğundan, yaşayan nüfusumuz fazladır” dedi. KONAR-GÖÇER HAYAT, YAŞAM TARZLARI İlkbahar mevsimi ile birlikte göç etmeye başladıkları Konya ve Karaman illerinde yaylalarda konakladıklarını belirten Savran, Alanya'ya 60 kilometre mesafedeki yaylalarda otlakiye bedeli ödeyerek geçici konaklamalar yaptıklarını, Ermenek Başyayla ve Bozkır dağlarında çadır kurarak yaşam sürdüklerini söyledi. Yakın zamana kadar Beyşehir bölgesinin yaylalarına da yaz döneminde geldiklerini, ancak son zamanlarda izin verilmediği için bu yöreye gelemediklerinden yakınan Savran, uygulanan baskı sonucu geçmişte çadır kurdukları yaylalarda kalmalarına artık müsaade edilmediğini ileri sürdü. Yörüklerinin bazılarının izin verilmeyen yaylalara kaçak olarak geldiğini, ancak şikayet olması halinde geriye dönüş yaptığını da vurgulayan Savran, Konya merkeze yakın Yatağanlı mevkisinde, Seydişehir'de Gevrekli, Bostandere, İncesu yaylaları ile Kesecik'in Karacaören, Akören Kayasu, Ahırlı ilçelerindeki yaylalarda ise yaz mevsiminde kalıp daha serince olan mekanlarda yaz dönemini geçirebildiklerini söyledi. HER YIL 800 KİLOMETRE YOL KATEDİYORLAR Yörüklerin iddia edenlerin aksine orman ve doğanın dostu ve gönüllü bekçileri olduğunu vurgulayan Savran, “Biz bu ormanları beklemek durumundayız. Niye, bizim olmadığımız yerde yangın çıkıyor. Bu konudaki taleplerimizi TBMM Başkanına, Başbakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza da aktardık. Bu konuda, Kültür ve Turizm Bakanlığı bugüne kadar duyarlı bir çalışma sergiledi. Ve alan çalışması başlatıldı, bugüne kadar hiç olmayan. Sarıkeçililer'in kültürünün araştırılması adı altında bir çalışma oldu” diye konuştu. Savran, Sarıkeçili Yörüklerinin her yıl yaz aylarında gidiş ve geliş olmak üzere 800-900 kilometrelik bir yol katettiğini, bu göçün 45 ile 60 gün arasında değiştiğini de vurguladı. 562873 İzmir'de yağmur hayatı olumsuz etkiledi 'de hayatı olumsuz etkilediİZMİR, (DHA) 'de akşam saatlerinde başlayan ve zaman zaman şeklinde yağan yaşamı olumsuz etkiledi. Yağmur nedeniyle bazı ev ve işyerlerinde su baskınları oldu, trafikte ise maddi hasarlı, yaralamalı kazalar meydana geldi. Bugün saat 20.30 sıralarında başlayan sağanak yağmur İzmir kent merkezi ve ilçelerinde hayatı olumsuz etkiledi. Konak İlçesi Mithatpaşa Caddesi, Numara 911/A'da bulunan ve iki gün sonra hizmete girecek olan kafede meydana gelen su baskınında işletmeci İrfan Güntaç, yaşadıklarına isyan etti. Güntaç, “O kadar para harcadık. Pazartesi günü açılışımızı yapacaktık. Su baskınına uğradık. Ne yapacağımızı şaşırdık. Şimdi buraya ne gerekiyorsa yapılsın ama bu böyle olmaz buradan yetkililere sesleniyorum. Bu böyle kesinlikle olmaz bir çare bulsunlar” dedi. İlçesi İmbatlı Mahallesi 1777 Sokak'ta bulunan mazgal ve logarların taşması sonucu zemin katta bulunan evin tuvaletlerine lağım suları doldu. İzmir Emniyeti Şube Müdürlüğü yetkilileri yağışla birlikte 38 maddi hasarlı, 13 tane ise yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini bildirdi. İzmir Meteroloji Bölge Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada İzmir başta olmak üzere Kıyı 'de metrekareye 32, Ödemiş'te 19.6, Dikili'de 15.2, Seferihisar'da 27.4, 'da 14.0, Çeşme'de 7.2, Çiğli ve Karşıyaka'da 21, Karabağlar ve Gaziemir'e ise 30.4 kilogram yağmur suyu düştüğü belirtildi. Yağmurun yarın da aralıklarla devam edeceği bildirildi. 563025 Kadir Topbaş'a Selimpaşa'da tepki... 'a Selimpaşa'da tepki...İSTANBUL DHA Büyükşehir Belediye Başkanı dün akşam saatlerinde sel felaketinden en çok etkilenen yerlerden biri olan Selimpaşa'daydı. Çizmelerini giyip elinde dosyası ile Selimpaşa'da sokaklarında incelemelerde bulunan Topbaş'a belediye yetkilileri de eşlik etti. Topbaş, Denizkent Sitesi'ni gezdiği sırada vatandaşların tepkisi ile karşılaştı. Önce bir kadının 'Geç kaldınız' diyerek ettiği Topbaş daha sonra evlerinin balkonunda bulunan vatandaşların hedefi oldu. Topbaş, "Lalelere kaç trilyon verdiniz, bize dört günden beri bir sıcak çay veremez miydiniz?" diye bağıran vatandaşlara "Geçmiş Olsun" yanıtını vererek yoluna devam etti. Topbaş ilerlerken vatandaşların alkışlarla protestolarına devam ettiği görüldü. 563444 Bakan Davutoğlu Mutteki ile görüştü Davutoğlu ve Mutteki, görüşmelerinin ardından bir basın toplantısı düzenledi. İki bakan, ortak basın toplantısında enerji ve ekonomik işbirliği olmak üzere terörle mücadele ve İran'ın nükleer meselesi gibi pek çok konu üzerinde iki ülkenin yaklaşımlarının ortak olduğuna dikkat çekti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, konuşmasında Türkiye ve İran arasındaki tarihe dayanan ilişkilere dikkat çekti. Davutoğlu, İran ve Türkiye arasındaki ilişkilerin güvenlik, ticaret, enerji ve kültür gibi geniş bir yelpazede gerçekleşmekte olduğunu söyledi. İran ve Türkiye arasındaki yüksek ekonomik potansiyel olduğunun altını çizen Davutoğlu, İran ve Türkiye arasındaki ticaret hacmin 20 milyar dolara ulaşılmasına çaba gösterileceğini kaydetti. Bakan Davutoğlu, bu rakamın beş yıllık bir program çerçevesinde 40 milyar dolara ulaşmasını temenni ettiklerini ifade etti. İran ve Türkiye'nin Kafkaslar meselesi, Fars Körfezi ve Irak konularındaki tutumlarının ortak olduğunu beyan eden Davutoğlu, "Hepimiz Irak'ı desteklemeliyiz." dedi. Davutoğlu, meslektaşıyla yaptığı görüşmede İran'ın nükleer meselesini de ele aldıklarının bilgisini verdi. İran ve Türkiye arasındaki sınırın asırlar boyunca dostluk ve huzur sınırı olduğunu ifade eden Manuçehr Mutteki ise İran ve Türkiye arasındaki ilişkilerin politika, kültürel, ekonomik ve güvenlik alanları kapsadığı gibi stratejik olduğunu söyledi. Mutteki ayrıca, İran ve Türkiye arasındaki diyalogların en üst seviyede gerçekleşmekte olduğunu vurguladı. İranlı bakan, iki ülkenin cumhurbaşkanlarının bir araya gelmeleri için program düzenlemekte olduklarını aktardı. Terör ve aşırılıkla mücadele konusundaki iki ülkenin azmine temas eden Mutteki, "PKK ve PEJAK terörist örgütleri bilmeliler ki; İran ve Türkiye'nin terörle mücadele hususundaki yaklaşımları çok net ve şeffaftır ve sınırları, iki ülkenin ilişkilerini tahrip etmek yeri olmayacaktır." dedi. Mutteki ayrıca, Davutoğlu ile Irak, Suriye ve Kafkaslar meselesi üzerinde istişarede bulunduklarını kaydetti. İran ve Türkiye arasında bugüne kadar 20 ortak ekonomik komisyonu gerçekleştiğini söyleyen İran Dışişleri Bakanı, 2008 yılında iki ülke arasında 11 milyar dolarlık bir ticaret hacmi gerçekleştiğini vurguladı. Mutteki, bu rakamın 20 milyar dolara ulaşması gerektiğini dile getirdi. İran'da iki gün temaslarda bulunacak olan Davutoğlu'nun programında Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Meclis Başkanı Ali Laricani, Uzmanlar Meclisi ve Düzenin Yararını Teşhis Konseyi Başkanı ve eski Cumhurbaşkanı Ayetullah Ali Ekber Haşimi Rafsancani, Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri ve Nükleer Başmüzakereci Said Celili ile görüşmesi de bulunuyor. Davutoğlu yarın da İran'ın Meşhed kentinde temaslarda bulunacak. 562848 Imf'den Türk ekonomisine övgü 'den Türk ekonomisine övgü (IMF) tarafından hazırlanan "Makroekonomik Veri Modülü-Standart ve Kuralların Karşılanması Raporu" yayımlandı. Müsteşarlığından yapılan açıklamada, 1999 yılından bu yana kamu maliyesinde şeffaflık, makroekonomik veri kalitesi ve finansal sistem düzenlemeleri gibi alanlarda ülke uygulamalarının uluslararası standartlara uyumunun, 'nin "Standart ve Kuralların Karşılanması Raporları" ile değerlendirildiği belirtildi. Makroekonomik verilerin derlenmesi, yayımlanması ve kalitesi alanlarında 'nin uluslararası standartları karşılama düzeyinin değerlendirilmesi amacıyla IMF'ye talepte bulunulduğu ve bu çerçevede "Makroekonomik Veri Modülü Standart ve Kuralların Karşılanması Raporu"nun yayımlandığı kaydedilen açıklamada, Türkiye için aynı konuda 2001 yılında da bir çalışma gerçekleştirildiği hatırlatıldı. Bu çalışmanın 2002 yılı Mart ayında IMF ve sayfalarında kamuoyuyla paylaşıldığı hatırlatılan açıklamada, son raporun da önceki çalışmanın güncellemesi niteliğini taşıdığı ifade edildi. Açıklamada, daha sonra şu görüşlere yer verildi: "Raporda, Türkiye'nin ulusal hesaplar, tüketici ve üretici fiyatları, kamu maliyesi istatistikleri, parasal istatistikler ve ödemeler dengesi verilerinin kalitesinin yüksek olduğu belirtilmekte, verilerin derlenmesi ve yayımlanması konusunda uluslararası standartların büyük ölçüde karşılanmakta olduğu vurgulanmaktadır. Raporda ayrıca, 2001 yılından bu yana istatistik alanında önemli ilerlemelerin sağlandığı ve bu kapsamda 18 Kasım 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5429 sayılı Türkiye İstatistik Kanunu ile daha güçlü bir yasal ve kurumsal çerçevenin oluşturulduğu, istatistik alanında daha ileri tekniklerin kullanılmaya başlandığı, veri kaynaklarının genişletildiği ve kullanıcı ihtiyaçlarının daha fazla dikkate alınmakta olduğu belirtilmektedir." 562645 Hizmetçinin ölüm planı Hizmetçinin ölüm planı Yanında çalıştığı 80 yaşındaki kadını, sevgilisiyle birlikte öldüren hizmetçi, hiçbir şey olmamış gibi gün boyunca zili çalarak komşulara, “Evde yok mu” diye sordu. BALIKESİR (AA) Balıkesir'in Edremit İlçesi'nde 80 yaşındaki kadın, hizmetçisi ve sevgilisi tarafından öldürüldü. Akçay Beldesi'nde, 27 Mart'ta temizlikçi olarak çalıştığı eve gelen Z.A, bakımını ve evinin temizliğini üstlendiği 80 yaşındaki Feride Firuzan Yeğen ile bir süre sohbet etti. Z.A. daha sonra, sevgilisi M.A. ve M.A'nın kardeşi S.A'yı eve aldı. İddiaya göre, iz kalmasın diye ellerine ameliyat eldivenleri takan Z.A. ve sevgilisi, S.A. kapıda gözcülük yaparken yaşlı kadını boğazını sıkarak öldürdü. Yaşlı kadının öldüğünden emin olan zanlılar, cesedi oturma odasından yatak odasına taşıdı. Yaşlı kadının vücudundaki izleri yok etmek için alkolle temizleyerek 'vefat etmiş' süsü veren zanlılar, evdeki ziynet eşyalarıyla paraları alarak kaçtılar. Cinayetin ardından gün boyunca soğukkanlı bir şekilde hiçbir şey olmamış gibi çalıştığı evin kapısına gelip giden Z.A, şüphe çekmemek için zile basıp komşulara 'Firuzan teyze evde yok herhalde' dedi. Talihsiz kadının cesedi ise, çocuklarının merak etmesi üzerine polis tarafından ortaya çıkarıldı. Adli Tıp'tan gelen 'cinayet' raporu üzerine polis, şüpheliler Z.A, M.A. ve S.A'yı gözaltına aldı. Adliye çıkarılan zanlı, tutuklanarak cezaevine gönderildi. 562476 Emeklilik Rehberi Necati Çetiner Emeklilik RehberiEmeklilik Rehberi 12 Eylül Cumartesi 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! SAFİYE KAYA: ’dan emekli olabilmeniz için sigortalılık toplam sürenizi bin 200 güne tamamlamanız ve 55 yaşınızı da doldurmanız gerekmektedir. Ancak, ticari faaliyetinize son vererek, Bağ-Kur kaydınızı da sona erdirdikten sonra başlayacak olan ’lılık bin 261 günden  az olmamak şartıyla, Bağ-Kur ve SSK toplam bin 975 günü tamamlamanız ve   55 yaşınızı da doldurmanız halinde  SSK’dan emekli olabileceksiniz. NEBİ DOĞAN: Yatırılmayan primleriniz ile ilgili olarak, bağlı     olduğunuz Müdürlüğü’ne ve çalıştığınız kuruma yazılı olarak çalıştığınız halde yatırılmayan primlerin akıbetini sorunuz. Alacağınız cevaba göre iş mahkemesine tespit davası açabilirsiniz. 563039 Halis Ağa'ya mil puanı ile balayı Halis Ağa'ya mil puanı ile balayıToprak çifti mil puanıyla Nice'e uçtu kendisinden 54 yaş küçük Nazlıcan Hanım ile Nice'e balayına gitti! Halis Ağa'nın business class biletlerini, biriken mil puanlarıyla aldığı ve Nice'te bir hafta kalıp, ayın 18'inde döneceği öğrenildi. Halis Toprak ve eşinin arasındanki yaş farkı günlerce süren polemiğe neden olmuştu .. 562460 Öyle saça böyle tarak... Hasan Pulur Olaylar ve İnsanlarÖyle saça böyle tarak... 12 Eylül Cumartesi 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! GENÇ iken ne kadar kızardık, biri kalkıp “Biz adam olmayız!” deyince cinler kafamıza üşüşürdü: “Ne demek biz adam olmayız! İstiklal Savaşı’nı yapan kim, devrimleri yapan kim, şu yollar, şu fabrikalar, şu sanayi!” Zaman geçip olaylar başımıza gelince anladık ki, benzer olmasa bile, tepkilerimizin sonu hep aynı... *   ŞU sel felaketine bakın... Daha doğrusu, felaketin sonuna bakın, geçmişteki benzerlerden bir farkı var mı? Bahaneler hiç değişmiyor: “Dere yatağına ev yaparsan böyle olur!” Sen devletsen, sen belediyeysen yaptırma, dere yatağına temel dahi attırma... Ruhsat verme, kaçaksa yık! Niye yıkamazmışsın? Sabaha karşı binasını basıp, yerle bir etmiyor musun? kaçak! Bu ne, bunlar ne? Dere taştı, böyle oldu! Dere taşınca neler yapacağını bilmiyor musun? Kaç dere taştı, kaç sel felaketi yaşandı, hem de aynı bölgede... Birkaç yıl önce “Sabah” gazetesinin eski binasını uzaydan gelen sular mı basmıştı, yoksa aynı derenin suları mı? Osmanlı Maarif Nazırı ne güzel demiş: “Şu okullar olmasa, milli eğitimi ne güzel idare ederdim!” Bu lafı her devletlunun odasına, kapısına asmalı, şu halk olmasa, memleketi ne kadar güzel yönetecekler, diye... *   HADİ diyelim, dere yatağında halkın yaptığı evlere engel olamadın, bunların ruhsatı yok; ruhsatı olanlar da var ya, hem onları imara kim açtı? Elektriği getiren kim, suyu veren kim, yol yapan kim? Elektriği getirmeyelim mi, suyu vermeyelim mi, yolu yapmayalım mı? Evet, sen önce açık açık duyur; burada kaçak bina yaparsanız, karanlıkta kalırsınız, suyun akmaz, yolunuz olmaz! Bunu söyle ve sözünü tut, bakalım ne olacak? Elbette kaçak yapılmış, dere yatağına yerleşmiş, bozuk ekonominin sonucu, adam ne pahasına olursa olsun Allah büyük deyip gecekondusunu kuruyor, sen de seyrediyorsun. Bunun adı da belediyecilik! *   YIKMAK kolay mı? Elbette zor, lakin sen yapılmasına engel olamadın ki, üstelik suskunluğunla, beceriksizliğinle teşvik ettin, hadi dahasını söylemeyelim... *   ’u 16 yıldır kim yönetiyor, belediye başkanları hangi partiden? Önce “”nden, şimdi de ’den değil mi? halde? Bu 16 yılın hiç mi sorumluluğu yok! *   HADİ diyelim halk kaçak yaptı, siz de engel olamadınız? Ya ’in yanı başındaki TIR otoparkı, kimin, ona kim müsaade etti? *   ÇEVREMİZDE bir tepki... Herkes can derdinde, bazıları yağma peşinde... Televizyonda gördük, “Yağma ayıptır!” diyene, yağmacı sırıtıyor: “Ziyan olmasın!” Bunun gibi yüzlercesi... Peki, ne var bunda tepki gösterecek?.. Bırakın sele kapılmış eşyanın yağmalanmasını, dağıtılan bedava yardım paketlerini kapmak için, birbirlerini çiğneyen onlar değil mi? Ne bekliyordunuz? Öyle saça, böyle tarak! *   MİLLİYET perşembe günkü manşetinde soruyordu: “Kim hesap verecek?” Kimse hesap filan vermeyecek de, kalan sağlar kime oy verecek? Göreceğiz! 563385 Afganistan'da Şiddet: 45 Ölü Afganistan'daki şiddet olaylarında aralarında sivillerin de bulunduğu 45 kişi hayatını kaybetti. Koalisyon ve Afgan güçlerinin Kunduz'da düzenlediği operasyonda 11 Taliban militanı öldürüldü. Ülkenin güneyindeki Uruzgan vilayetinde yola yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 14 sivil hayatını kaybetti. Kandahar'daki bombalı saldırıda sivil öldü. Kunar vilayetinde bir inşaat şirketinde çalışan özel güvenlik görevlisi Taliban militanlarının pususunda öldürüldü. Host ve Nangahar vilayetlerindeki saldırılarda ise 4'ü polis kişi hayatını kaybetti. Paktia bölgesinde bir intihar eylemcisi üzerindeki patlayıcıların infilak etmesi sonucu öldü. 562508 'Firari Cem Garipoğlu yakalandı' iddiası İddialara göre, Cem Garipoğlu Ermenistan Rusya sınırında yakalandı ve bugün Türkiye'ye getirilecek. Gazete, Garipoğlu'nun, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın kurduğu özel ekip tarafından Ermenistan-Rusya sınırında tespit edildiğini ve 2-3 gün içerisinde Türkiye'ye getirileceğini iddia etti. Gazetenin haberine göre, Ermenistan'la diplomatik ilişki olmadığı için bu ülkeyle ilişkisi olan İran, Rusya ve Suriye ile irtibata geçildi. Yapılan görüşmelerde sonuç alınınca Cem Garipoğlu'nu teslim almak için bir ekip Ermenistan'a gitti. Gazete ayrıca, Emniyet Müdürü Çapkın'ın daha önce yaptığı açıklamada, “Çemberin son halkasına geldik sayılır. Tüm bağlantılarını operasyonla deşifre ettik. Teslim olması ya da yakalanması an meselesi” sözlerini haberin doğruluğuna kaynak gösterdi. Asayiş Şube Müdürlüğü yetkilileri iddiaların doğru olmadığını söyledi, ancak habere göre bugün bu konuda açıklama yapılacak. 563210 Erdoğan İstanbul'da gecekonduya konuk oldu Başbakan Erdoğan'a, beraberinde AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara ve AK Parti Üsküdar İlçe Başkanı Zekeriya Erdim de eşlik etti. Erdoğan, daha sonra aynı mahallede oturan 76 yaşındaki Nezire Yelek'in evine geçti. Başbakan Erdoğan, yelek ile bir süre sohbet ettikten sonra, iki gün önce akciğer hastalığından vefat eden Cemal Taşdemir'in eşi Rabia Taşdemir'in evine giderek baş sağlığı dileğinde bulundu. Erdoğan, sokaktaki vatandaşlarla da sohbet etti. Başbakan daha sonra Üsküdar'daki konutuna gitti. 563311 Sunderland kazanır! 183 BLACKBURN-W’HAMPTON ALT 1.50 Wolverhampton ligde kalmak uğruna paraya kıydı ve önemli sayılabilecek transferler yaptı. Kevin Doyle, Milijas, Zubar, Halford, Castillo ve Surman’dan sonra Maierhofer’i de aldılar. Ancak önceki sezon Championship’te şampiyon olan hücum hattının önemli parçaları İwelumo, Blake ve Kightly’nin sakatlıkları sürüyor. Blackburn’ün golcü sorunu sürüyor. Yeni transfer Hırvat forvet Kalinic’in zamana ihtiyacı var. 2.5 altı tercih edilmeli. 186 PORTSMOUTH-BOLTON 2.90 Portsmouth beni hayal kırıklığına uğrattı. Arap iş adamı Al Fahim tarafından satın alınan takımın acil transferleri ligin ortalama oyuncuları oldu. Tüm bunlar olurken takımın en önemli ismi olan Kranjcar’ı satmaları çaplarını gösterdi. Ocak ayına kadar onlardan pek ümitli değilim. Özellikle ileri uçta işleri zor olacak. Bolton bir dönem Werder Bremen formasıyla parlayan Klasnic’i kiraladı. Onların da bu sezon puanı yok. İki vasat ekibin mücadelesinde puanlar paylaşılır. 187 STOKE-CHELSEA ALT 1.65 Tuncay’ın transferiyle birlikte Stoke’u daha yakından takip ediyoruz. Lejyonerimizin transferinden sonraki ilk maçta Sunderland’i içeride beklediğim gibi devirdiler. Yüksek fizik güçleri ve duran toplardaki etkinlikleri en büyük avantajları. Bu maçta eğer Anelka’nın süratli koşularına çare bulurlarsa Chelsea’yi zorlayabilirler. Konuk ekipte Zhirkov ile Joe Colu’un durumları belirsiz. Özellikle Joe Cole kritik bir oyuncu. Çünkü Chelsea orta sahasında onun boşluğunu doldurabilen biri yok. Deco istikrarsız olduğu için düzenli oynatılmıyor. Ev sahibinin katı defansla maçı 2.5 altına taşıyacağını düşünüyorum. 189 SUNDERLAND-HULL 1.55 Hull City kadrosunu güçlendirmek istiyor ama bunu fazla para harcamadan yapmak istiyorlar! Önceki sezon kulüp rekoru kırarak aldıkları Bullard birkaç maç yapıp sakatlanınca bu defa yoğurdu üfleyerek yiyorlar. Sunderland transferin son günlerinde Lyon’dan fizik gücü oldukça yüksek savunma oyuncusu Mensah’ı kiraladı. Steve Bruce yönetiminde iyi maçlar çıkaran ev sahibinin bu tür karşılaşmalarda hata yapacağını düşünmüyorum. Ev sahibi puanı alır. RIDVAN AKSU İDEAL 183 Blackburn-W’hampton alt 1.50 186 Portsmouth-Bolton 2.90 187 Stoke-Chelsea alt 1.65 189 Sunderland-Hull 1.55 TOPLAM: 11.12 562752 Fransa, Akil Adamlar'a sert tepki gösterdi Yaklaşık 80 milletvekilinin üye olduğu komisyonun başkanlığını yapan UMP'nin Marsilya milletvekili Richard Mallie, Finli Martti Ahtisaari'nin başkanlığını yaptığı Akil Adamlar Komitesi'nin son raporunu, 'skandal' olarak niteledi. Mallie, komisyon adına yaptığı açıklamada, Akil Adamlar Komitesi'nin, Türkiye'nin AB üyeliği hedefini destekleyen raporundan "büyük üzüntü duyduklarını'' söyledi. "AB'nin itibarı için Türkiye'ye verilen sözlerin tutulması gerektiğini'' savunan Ahtisaari'nin son açıklamalarına sert eleştiri yönelten Mallie, "Bu görüş, Fransız halkı ile birlikte Avrupa'da Yunanistan, Hollanda, Polonya, Macaristan ve Almanya halklarının görüşlerini yansıtmıyor." dedi. Başkanlığını yaptığı komisyonun Türkiye'ye tam üyelik değil "imtiyazlı ortaklık" önerdiğini hatırlatan Mallie, "Sınırsız bir Avrupa, siyasî Avrupa gibi büyük bir fikrin ölümü anlamına gelir. Türkiye, coğrafi ve tarihî olarak Avrupalı değildir.'' görüşünü savundu. 563509 Vali'den işçilerle ilgili sevindirici haber Tekirdağ Valisi Zübeyir Kemelek, merkez Kumbağ beldesinde meydana gelen sel felaketi nedeniyle tuğla fabrikalarında çok sayıda işçinin mahsur kaldığını, ancak hiçbirinin tehlikede olmadığını belirtti. Olay yerinde kurtarma çalışmalarını yakından takip eden Vali Kemelek, AA muhabirine yaptığı açıklama, işçilerin mahsur kaldığı fabrikalarda su seviyesinin yükselmesinin söz konusu olmadığını, dolayısıyla da ciddi bir tehlike bulunmadığını ifade etti. ''Tuğla fabrikalarında çok sayıda mahsur kalan işçi var. Ancak hiçbiri tehlikede değil'' diyen Kemelek, kurtarma çalışmalarına katılan Skorsky helikopterlerinin işçilerin yerlerini tespit ettiğini ancak fabrikalardaki elektrik telleri ve elektrik hatları nedeniyle çok fazla alçalamadığını söyledi. Vali Kemelek, bölgedeki dozer, kepçe ve benzeri kurtarma araçlarının da selden dolayı oluşan suları aşamayarak fabrikalara ulaşamadığını burada mahsur kalan işçilerin muhtemelen helikopterlerden halatlar sarkıtılarak kurtarılabileceklerini kaydetti. Tekirdağ Valisi Kemelek, ayrıca Kumbağ'daki yazlıklarında bulunan bazı ailelerin de evlerinin alt katlarını basan sudan dolayı mahsur kaldıklarını, bu vatandaşların kurtarılması için de çalışmaların devam ettiğini bildirdi. Bu arada kurtarma çalışmalarının devam ettiği bölgede yağışlar etkisini kaybederken ilerleyen saatlerde yeni bir sağanağın da beklenmediği kaydedildi. 563510 Gürcistan’ın önemi kayboluyor Önceki yazımda Gürcistan’da yakalanan “Buket” Türk gemisi ile ilgili bilgiler sunmuştum. Gürcistan’ın şimdiye kadar 100’e yakın Türk gemisine el koymasına rağmen en çok ses getiren vaka bu oldu. Olaya odaklı olarak, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Gürcistan’ın başkenti Tiflis’e gitti ve Türk kaptanını diplomatik yollarla kurtardı. Geminin sahibi olduğu Densa şirketi Gürcistan’a 18 bin dolar ceza ödemesi karşılığında kaptan serbest kalacak. Nihayet Türk kaptan da serbest bırakıldı. Beş ay önce “Nerde benim Batılı dostlarım?” adı altında Newsweek dergisine bir demeç veren Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili, bu kez de Tiflis’te Gürcü diplomatlarla görüşmesinde, “Gürcistan emperyalist bir canavarla karşı karşıyadır” dedi. Artık Gürcistan’ı dostları terk ediyor. Bir ara, Ermenistan’ın Rusya’ya yakınlığından dolayı Azerbaycan ve Gürcistan Batı için önem kazanmıştı. Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan enerji kaynaklarını Batı’ya taşımak için de Gürcistan çok önemli bir konumda bulunuyordu. Bush yönetimi zamanı Amerika’dan çok güçlü destek alan Gürcistan, yeni Amerikan başkanı Barack Obama’dan biraz şikâyetçi. Amerika’daki seçimler döneminde yapılan kamuoyu araştırmasına gore, dünyada Obama’yı değil de, Bush’un halefi olan John McCain’i destekleyen tek ülke Gürcistan. Saakaşvili de George Bush’un değerler üzerinden hareket ettiğini, Obama’nın ise stratejik düşündüğünü söylüyor. Obama Rusya’nın başkenti Moskova’ya bir müddet önce bir ziyaret gerçekleştirdi. Obama’nın Rusya’da Amerikan karşıtlığını körükleyecek açık Gürcistan desteğinden ziyade, Rusya ile sorunsuz rekabet etmeyi daha uygun görmesi Gürcistan’ı çok rahatsız etti. Rusya başkanı Dmitri Medvedev ve Başbakan Vladimir Putin’in ayrılıkçı bölgelere provokatif ziyaretleri Gürcistan’ı Rusya’ya karşı her bir aracı kullanıp, Rusya’yı vurmayı düşünüyor. Fakat bunda başarılı olduğu pek söylenemez. Artık Batı dünyası Kafkaslar’da farklı şeyler planlıyor. Türkiye’nin Rusya ile yakın ilişki içinde olması Gürcistan’ın önemini hayli düşürmüştür. Batı Kafkaslardaki çatışmaları Rusya’nın bir oyunu olduğunu düşünerek en kısa sürede bu sorunların çözüme kavuşmasını istiyor. Böylece Hazar petrolü Ermenistan üzerinden Batıya geçebilecek. Maliyetini de azaltacak olan bu proje sonucunda, bir türlü istikrarı ve güvenliği yakalayamayan Gürcistan’ı da bypass edecek. Ne yapacağını şaşıran Gürcistan artık kendi güvenliğini sağlamak için, Türkiye gibi dost ülkeleri de küstürmek için elinden geleni yapıyor. Gürcistan’a komşuları içinde en yakın iki ülke ile bir gemi yüzünden ilişkileri bozmak, herhalde Gürcistan’ın dış siyasette başarısızlığının bir örneğidir. Bir türlü Batı yanlı mı yoksa Doğu yanlı mı bir siyaset yürütmesi yönünde karar veremeyen Gürcistan güvenli bir geçiş ülkesi olmaktan çıkmıştır. Batı artık Ermenistan’ı yeniden dünyaya kazandırmak istiyor. Nabucco ile iyice dışlandığını hisseden Ermenistan da artık Türkiye ile yakınlaşmanın önemli olduğunu anlıyor. Bundan dolayı Türkiye ile açılıma önem veren Ermenistan bir an önce sorunların çözülmesini ve iyice yıpranmış ekonomisinin düzelmesini istiyor. Azerbaycan-Ermenistan sorunu çözülürse, devamlı Rusya’nın tehdidinde olan Gürcistan’ın bölgede bir önemi kalmayacaktır. Gürcistan dünyada ve bölgede zayıfladığını görüyorsa, acilen bir şeyler yapması gerek. 562458 Saksağansız saksıları sarmısaklasak da saklamasak mı, sarmısaklamasak da saklasak mı? Çetin Altan Şeytanın gör dediğiSaksağansız saksıları sarmısaklasak da saklamasak mı, sarmısaklamasak da saklasak mı? 12 Eylül Cumartesi 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! Başkentin de, bulutlardan şimşek şimşek gümbürdetilen yağmurlarla, sakıncalı bir biçimde ıslatılacağı uyarılarına karşı, kimler ne önlemler aldı; bilmiyorum. *  *   Dileriz -eski deyimle- payitahtımızdan fışkıran haberlerin de başına: “Gözyaşları sularına karıştı” *  *   “Evlerin alt katlarıyla, dükkânları basan suların boşaltılmasında vatandaşlar çaresiz kaldı” *  *   çarpması sonucu 3’ü çocuk, 4’ü ihtiyar kişi yaralandı. Hasar çok büyük, tek teselli can kaybının olmaması” *  *   Gibi, “Dün yine yağmura teslim olduk” klasiğinin, yüz yıllık tefrikasına, yeni bölümlerin flaşları eklenmez. *  *   Dün sabah da ekranlarda, yan yana dizilmiş yeşil örtülü cenazelerle, kırmızı bayraklı cenazelerin görüntüleri vardı. *  *   Ağlayan, yakınan, sızlanan insanların arasında, eminim ki kimse; ufacık çocuklara daha ilkokuldayken ezberletilen Behçet Kemal’in ünlü hamasi manzumesini hatırlamıyordu: Türkün güneşleriyle dünya ufku ağardı, Türk olmasa tarihe yazılacak ne vardı? Yelelerinden tutup tarih denen arslanı; Diyelim hep beraber, sahibin Türkün tanı! *  *   Sultan ’e kadar, Osmanoğulları’nın hiçbir ekonomik süzgeçten geçirilmeyen egemenliği; neden öğüle öğüle yere göğe konamıyor ve neden hamasi manzumeler, daha ilkokullardan ufacık öğrencilerin beynine şırıngalanıyordu? *  *   Peki, 20. yüzyıl boyunca böylesi bir eğitimden geçmiş kuşaklarla, varıla varıla; 21. yüzyılın 9’uncu yaşının da eylülünde nereye varılmıştı? *  *   Dünkü Milliyet’te, ’ın “özel haberi”; politik ve militarist bir megalomanlığa karşı, yağışlarla kendiliğinden açılıvermiş sustalı bir çakı gibi, yanıtlıyordu varıla varıla nereye varıldığını: “İŞTE ‘GELİYORUM’ DİYEN FELAKETİN YIL YIL TARİHÇESİ AYAMAMA GERÇEKLERİ Felakete yol açan Ayamama Deresi çevresinde yoğunluklu yapılaşma 1997’de belediye kararıyla başladı. Mimarlar Odası’nın ‘Doğal felakete davetiye çıkıyor’ raporu ve mahkeme kararları hiç dikkate alınmadı...” *  *   Sıram sıram kırmızı bayraklı cenazeler, yeşil örtülü cenazeler... *  *   Neyse ki haberlerinin arasına, “burjuva enternasyonalizmi”nden uzantılı, cicili bicili reklamlar giriyor: “Harikalar harikası bir otomobil, nazarların yetişip değemeyeceği bir hızda...” *  *   “Hemen alın yemek takımını, yoksa gözleriniz takılı kalır onda” *  *   “İşte öylesine modern bir site ki, yüzme havuzlarında özlediğiniz mutluluklar bekliyor sizi” *  *   Sonra yine kimlerin nerelerde can verdiği görüntüleri... *  *   Bendenizin kuşağından emekli bir valiyle, emekli bir yargıç ve militerin yaşam belgeselleri yapılsa... *  *   Nerelerde, nasıl bir ortamda, hangi ailelerden doğdular? Çocuklukları nasıl geçti, kimlerle oynadılar, kimlerle arkadaşlık ettiler?.. *  *   Hangi okullardan, hangi öğretmenlerden; nelere çalışıp, neleri ezberleyerek mezun oldular? *  *   İlk aşkları oldu mu, ilk kez parayı nasıl kazandılar, nasıl evlendiler? *  *   Sonra da böyle bir belgesel; aynı kuşaktan emekli bir İngiliz valisiyle, emekli bir İngiliz yargıç ve militerinin biyografik belgeselleriyle karşılaştırılsa... *  *   “İngiliz” yerine, “” da olabilir, “Rus” da, “Arjantinli” de, “Mısırlı” da, “Kenyalı” da... *  *   Torunlarım yaşlarındaki kuşaklarla öğretmenleri; böylesi biyografik belgesellerin yan yana kıyaslanmasıyla, çok daha geniş ufuklu bir “dünya görüşü”ne sahip olmazlar mıydı? *  *   Yine bendenizin kuşağından emekli valilerle, emekli yargıç ve militerlere sorulsa: Böyle kıyaslamalı biyografik belgesellerden yana mısınız, değil misiniz, diye... Acaba alınacak yanıtlar nasıl oldu? *  *   Hamasi nutuklarda yine sık sık dile getirilen, Mithat Cemal’in mısraları: Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. *  *   Dikkat ederseniz ’de; “kan, şehitlik, kahramanlık, ölüm” üstüne yapılan hamasi propagandaları dengeleyen tek “rahat yaşama” propagandası; “burjuva enternasyonalizmi”nden uzantılı, TV reklamları... *  *   “Şöyle bir yatakta uyumak, mutlu bir hayatın ilk adımıdır, siz de attınız ilk adımı”. *  *   “Mucizeler sultanı olmak istiyorsanız, alın şu cep telefonunu” *  *   “Bir yatla birlikte, bir mevsimlik bedava” *  *   İki değişik propagandanın kimlere doğru yapıldığına, ekonomik bir gözlükle bakıldığında ne görüldüğü de; hiç tartışılmıyor açık oturumlarda... *  *   Haberler, artan yağışlarla sular sellere daldı. Bizim canım cumartesinin de yine, şaşkınlıktan ağzı açık kaldı. 562952 Türkiye gelecek turist sayısı artacak Melih Yetiş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TUI'nin, bu yıl, yeni otel markası olan Sensimar otelinden birini Antalya'ya, ikisini Yunanistan'a açtığını hatırlattı. TUI'nin, gelecek yıl, üst gelir grubundan çocuksuz çiftlere ve kişilere hitap eden Sensimar oteli sayısını Türkiye'de üçe çıkaracağını bildiren Yetiş, ayrıca Yunanistan'da 2, Mısır'da bir otel açarak Sensimar otel sayısını 8'e çıkarmayı hedeflediklerini kaydetti. TUI'nin, bünyesindeki diğer otel zincirlerini de Türkiye'ye getirmeye hazırlandığına işaret eden Yetiş, ''TUI, prestijli otellerini Türkiye'ye getirerek Türkiye'ye verdiği önemi gösteriyor'' dedi. TUI için Türkiye destinasyonunun, İspanya'dan sonra ikinci sıraya yükseldiğini anlatan Yetiş, ''TUI'nin özellikli otelleri Türkiye'de açmasının Türkiye'nin tanıtımına da büyük katkısı olacak. Şu anda TUI, İspanya'dan sonra en fazla Türkiye'ye turist getiriyor. Eskiden Yunanistan, Türkiye'nin yerindeydi. Türkiye'nin turizmdeki bu hızlı yükselişi İspanyol ve Yunan otelcilerin dikkatini çekti. Yabancı otelciler Türkiye'deki turizm yatırımlarını görmek için Türkiye'ye gelmeye başladılar'' diye konuştu. -''TÜRKİYE'YE GELECEK TURİST SAYISINDA ARTIŞ OLACAK''- Melih Yetiş, Türkiye'deki otellerle 2010 yılı kontratlarını tamamlamak üzere olduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: ''TUI, Kuşadası ve İzmir'e ilk kez bu yıl girdi. Özellikle Dalaman bölgesine büyük ilgi gösteriyor. Aynı şekilde Antalya bölgesi de ilgi alanı içindedir. TUI, 2010 turizm sezonu için Türkiye'deki uçak ve yatak kapasitesini yüzde 15'e yakın artırıyor. Bu yıl Almanya'dan Türkiye'ye 1.5 milyona yakın turist getireceğiz. Bu sayı 2010 yılında 1.5 milyonu geçecektir. Ekonomik krizin olduğu bir dönemde turist sayısı azalacağına çoğalıyor. Bu çok önemli bir gelişme. Çevrenin, yolların, arıtmanın düzelmesi turizme olumlu yansıyor.'' -''YAZ SEZONU UZADI''- Yetiş, TUI'nin yaz operasyonlarını her yıl nisan ayı sonunda başlattığına ve ekim ayı sonunda sona erdirdiğine değinerek, sözlerini şöyle tamamladı: ''TUI olarak turizmde 2009 yaz sezonunu uzattık. Her yıl nisan ayı sonunda başladığımız turist operasyonlarına bu yıl nisan ayı başında başladık. Ekim ayı sonunda tamamlanan operasyonlar artık Aralıkta sona erecek. TUI'nin yaz sezonunu uzatmasıyla Antalya'da Ekim ayı sonunda kapanan 100'ün üzerindeki otel, Aralıka kadar açık kalacak. Oteller daha uzun süre açık kaldığı gibi, otellerde çalışanlar da daha uzun süre çalışma olanağı bulacaklar. Bu aynı zamanda kış turizminin geç başlaması ve erken bitmesi anlamına geliyor. 562207 Ömer idmana katılmadı! 36. Avrupa Erkekler Basketbol Şampiyonası ikinci tur (F) Grubu'ndaki ilk maçında Cumartesi günü İspanya ile karşılaşacak (A) Milli Takım, son çalışmasını yaptı. Karşılaşmanın oynanacağı Lodz Arena salonunda antrenör Bogdan Tanjevic yönetiminde çalışan ''12 Dev Adam'', şut ve taktik ağırlıklı bir antrenman gerçekleştirdi. Çalışmaya, ateşi yükselen Ömer Onan dışındaki tüm oyuncular katılırken, bu oyuncunun durumunun yapılacak kontrolün ardından netleşeceği belirtildi. 562632 Erteleme yok Erteleme yok Futbol Federasyonu Yönetim Kurul Üyesi ve Milli Takımlar Sorumlusu Levent Kızıl, bugün G.Saray ile Beşiktaş arasındaki derbi maçın normal saatinde yapılacağını açıkladı. Kızıl, “Maç saatinde olumsuz bir durum olacak, aşırı yağıştan dolayı zemin uygunsuz hale gelecekse, zaman maçı hakemin tatil etmesi gerekir. Hakem maçtan önce bakar, karar verir. Bunun dışında maçın oynanmayacağına dair iddialar asılsızdır” dedi. Umarım Terim az ceza alır Levent Kızıl, Milli Futbol Takımı'nın Bosna-Hersek ile yaptığı Dünya Kupası eleme grubu maçında Terim'in tribüne yollanmasıyla ilgili olarak da “Umarım maçın Portekizli hakemi, Fatih hocayla ilgili adil bir rapor düzenlemiştir de hocamız uzun süre ceza almaz. Maça iyi başladık, kötü bitirdik. Şu anda artık şansımız sadece bize bağlı değil” açıklamasında bulundu. 563189 'Hamile kadın kuyrukta öldü'ye soruşturma Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Elif Duru'nun, muayene sırası beklerken hayatını kaybettiği iddiaları üzerine, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın, Teftiş Kurulu Başkanlığına soruşturma talimatı verdiği belirtildi. Soruşturma neticesinin kamuoyuyla paylaşılacağı ve olayda ihmali ya da kusuru tespit edilen kişiler hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılacağı kaydedildi. 563391 Kayseri'de de sel alarmı Kayseri'de de sel alarmı KAYSERİ İstanbul ve Tekirdağ'da yaşanan sel felaketinin ardından yurdun değişik yerleriyle birlikte Kayseri'de de beklenen sağanak yağmur ve sonrasında oluşacak sele karşı tedbir alındı. Özellikle taşkın kanalları, sel yatakları ve köprü ağızları kontrol edilerek tıkanmaya neden olabilecek malzemeler temizlendi. Ayrıca 24 saat hazır bulunacak ekipler oluşturuldu. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'nin başkanlığında gerçekleşen toplantıda Kocasinan, Melikgazi, Talas ve Hacılar Belediye Başkanları ile KASKİ Genel Müdürü ve konuyla ilgili diğer yetkililer, muhtemel sağanak yağışın getirebileceği tehlikelere karşı alınacak tedbirler üzerinde durdu. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, İstanbul başta olmak üzere Marmara Bölgesi'nde yaşanan sel felaketin getirdiği ağır sonuçları yaşamamak için birtakım tedbirler aldıklarını bildirdi. Özhaseki, "Şehrin değişik bölgelerinde ve özellikle DSİ tarafından belirtilen Doğu ve Batı Kuşaklama alanlarında bulunan taşkın kanalları, sel yatakları ve köprü ağızları elden geçirilerek tıkanmaya neden olabilecek türden malzemeler kaldırıldı. Ayrıca şehir içindeki mazgallar ve yağmur suyu toplama rogarları temizlendi. Bu konuyla ilgili görev yapan personellerin izinleri kaldırıldı ve ayrıca 24 saat hazır vaziyette beklemek üzere ekip ve ekipmanlar oluşturuldu. İnşallah çok büyük sıkıntılar getirecek miktarda yağış yaşanmaz ve insanlarımız mağdur olmaz. Ancak biz olası bir sağanak yağışa karşı Büyükşehir Belediyesi ve diğer ilçe belediyeleri olarak hazır haldeyiz." dedi. Özhaseki, ayrıca özellikle taşkın kanalları ve sel yataklarının etki alanında ikamet eden vatandaşları da uyararak, gereken şahsi tedbirleri şimdiden almalarını ve muhtemel sağanak yağışa karşı hazırlıklı olmaları uyarısında bulundu. 562589 Konak durulmuyor, Selim Paşa şaşkın Eleni'nin sahnede kanto söyleyip yabancı bir adamla sarmaş dolaş olması ve Didar'ın erkek kıyafetiyle orada ne aradığı herkesin kafasını karıştırır. Bu arada evde Selim Paşa'yı başka bir sürpriz daha beklemektedir. 562430 ABD'den İran için ilk kez olumlu mesaj Crowley, İran'ın ne yapmaya hazırlandığını görmek için İran'ın önerisi temelinde bir görüşme yapmayı istediklerini belirterek "görüşmemiz halinde nükleer meseleyi gündeme getirmeyi planlıyoruz" dedi. Bu toplantının, görüşmüş olmak için yapılmayacağını belirten Crowley, bunun İran'ın bu meseleler konusunda kendileriyle ciddi şekilde temasa geçmeyi isteyip istemediğini görmelerini sağlayabileceğini söyledi. İran'la yeni görüşmelerin verimli olacağını zannetmediklerini belirten Crowley, bununla birlikte İran hükümetinin çarşamba günü yaptığı önerinin en azından diplomatik olarak temas konusunda yeni bir irade olduğunu gösterdiğini kaydetti.  AB Yüksek Temsilcisi Javier Solana, İran'ın nükleer enerji faaliyetleriyle ilgili sunduğu yeni öneri paketini ele almak için bu ülkenin nükleer başmüzakerecisi Said Celili ile görüşmeyi planladıklarını bildirmişi. 563514 Taşkın bölgesindeki varillere dikkat! Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Lütfi Akça, Afet Koordinasyon Merkezinde (AKOM) düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, İstanbul'da yaşanan sel felaketinden sonra TIR garajı bölgesinde faaliyet gösteren tesisler ve depolarda bölgenin denize doğru olan kısımlarında bakanlık ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi uzmanlarınca incelemeler yapıldığını bildirdi. Yapılan tespitler sonucunda bölgede bulunan bazı depolardaki kimyasal madde niteliğindeki bazı maddelerin sele kapılarak ıslandığını, çamur ve diğer maddelerle karışarak atık hale geldiğini dile getiren Akça, ''Yüz ton civarında madde tespit edildi. Bunların içinde herhangi bir tehlikeli madde yok'' dedi. Akça, tespit edilen maddelerin çoğunluğunun alüminyum sülfat, boraks, penta hidrat gibi tehlikesi olmayan inorganik maddeler olduğunu ifade ederek, tedbiren bunların da toplanıp İzmit'te Büyükşehir Belediyesince işletilen İZAYDAŞ Tehlikeli Atık Bertaraf Tesisi'ne gönderildiğini kaydetti. Enkaz kaldırıldıkça çıkan diğer kimyasal maddelerin ekiplerce kontrol altına alındığını aktaran Akça, özellikle devrilen araçlarda ortaya çıkan akaryakıt, atık yağ gibi maddelerin de emdirilip toplandığını ve bertaraf tesisine gönderildiğini belirtti. Lütfi Akça, konuşmasında şunları kaydetti: ''Buralarda kimyasal madde depolarından gelen variller de görüldü. Esasen bu varillerin üzerindeki etiketler yırtılmış, sıyrılmış, silinmiş olduğu için içerikleri konusunda tam bilgi sahibi olmamakla birlikte bunların tespit edilenleri anında ekipler tarafından kontrol altına alınıyor. Tedbirli olmak bakımından tehlikeli atık kabul edilerek tehlikeli atık noktasına gönderiliyor. Ancak bunların tehlikeli atık olduğuna dair elimizde herhangi bir bulgu yok. Esasen bunların önemli bir kısmı, dolu olanları sahibi tarafından toplanmış ve tekrar depoya götürülmüş. Deniz kısmında denize ulaşan herhangi bir atık yada kimyasal madde yada bidon gibi maddelere rastlanmadı. Sahada bulunan varillerin büyük kısmı boş. Boş olanlar da toplandı. Şu anda tehlike arz eden durum görülmemekle birlikte arkadaşlarımız sahayı kontrol altında tutuyor. Sokak aralarında evlere intikal etmiş bidonların da olduğunu biliyoruz. Basın yayın organlarına yansıdı. Halkımızdan şunu rica ediyoruz. Bu tip bidonlar dolu olarak bulunduğu zaman açmamaları, almamaları, kullanmamaları ve AKOM'a bildirmelerini rica ediyoruz. 563717 Başgardiyanı öldürüp, cezaevinden kaçtı, Yalova’da yakaladı Başgardiyanı öldürüp, cezaevinden kaçtı, ’da yakaladıTolunay DUMAN/TARSUS(Mersin), (DHA)’deki Yarı Açık ’nden başgardiyanı öldürüp kaçan 32 yaşındaki Hüsamettin Kaymak, ’da yakalandı Ocak 2004’te bir polisi silahla öldürdüğü için tutuklanıp, 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Hüseyin Kaymak ile 26 yaşındaki Umut Avşar, hapis yattıkları Yarı Açık ’nden Mart 2009 tarihinde 43 yaşındaki Abit Tüber’i nereden temin ettikleri belirlenemeyen bir tabancayla öldürerek kaçtı. ’in İlçe ekipleri, aileleri Tarsus’ta oturan zanlıların peşine düştü. Tarsus polisinin, yaptığı araştırmada zanlılardan Hüsamettin Kaymak’ın ’da bulunduğu saptandı. Tarsus ve Yalova polislerinin ortak operasyonuyla Kaymak, çalıştığı bir markette yakalandı. Kaymak’ın üzerinden Nedim Balkıs adına düzenlenmiş sahte çıktı. Kaymak, Niğde’ye götürülüp, polise teslim edilirken, halen firar olan Umut Avşar ise aranıyor. 562784 Testislerinden vuruldu 'in Basmane semtinde Berat Özkay, kimliği belirsiz kişinin havalı tüfekle attığı bilyeyle testislerinden vuruldu. Özkay, hastaneye kaldırılarak tedaviye alındı. Olay, dün saat 20.00 sıralarında Fevzipaşa Bulvarı üzerinde meydana geldi. Durakta bekleyen 41 yaşındaki Berat Özkay, kimliği belirsiz kişi ya da kişilerin, açtığı ateş sonucu testislerinden vurularak yaralandı. Yakındaki Özel Şifa Hastanesi'ne kaldırılan Özkay'ın, bilye atar tüfekle vurulduğu belirlendi. Berat Özkay'ın sağlık durumunun iyi olduğu, olayla ilgili soruşturmanın devam ettiği bildirildi. 562418 Binali Yıldırım: Felaket hepimizin eseri Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İkitelli'de  selin TIR'ları önüne katıp menfezlerin önünde set oluşturmasının felaketin boyutunu büyüttüğünü belirterek, ''Demek ki bu TIR Parkı, bu felakete çok önemli katkı sağlayan bir rol üstlenmiştir. Bundan sonra 'Bu TIR Parkı burada devam etsin' demek, yeni yeni afetlere davetiye çıkarmaktır'' dedi. Yıldırım, bakanlığınca Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Tesisleri'nde düzenlenen iftar yemeğinde ulaştırma sektörü çalışanları ve basın mensuplarıyla bir araya geldi. İftar yemeğinin ardından konuşan Yıldırım, 27 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenecek olan ''10. Ulaşım Şurası''na ilişkin aydır çalışma yapıldığını söyledi. Yıldırım, şuradan beklentilerinin Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne giderken, Türkiye'nin ulaşımda ve iletişimdeki vizyonunu belirlemek ve 2023 hedeflerini gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde enine boyuna tartışmak olduğunu vurgulayarak, ''Her türlü fikrin ulaşım ve iletişim sınırları içinde özgürce konuşulması, tartışılması ve buradan ülkemizin geleceği adına bir sonuç üretilmesi bizim hedefimizdir'' dedi. SEL FELAKETİ Yıldırım, İstanbul'daki sel felaketi nedeniyle herkesin üzüldüğünü dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Herkes çok şey konuştu, çok şey söyledi ama bu yaşanmış olayı yaşanmamış hale getirmiyor. Olay ilk meydana geldiğinde sınırlı bilgilerle bir değerlendirmem oldu. Bu bir sonuçtur, bunu el birliğiyle yaptık. Kamu yöneticileri artı vatandaş burada hepimizin taksiratı var. Bu birden bire olan bir şey değildir. Yılların birikimidir ve bu bölgeyle de sınırlı değildir. Türkiye'nin her tarafında buna benzer olaylar her zaman yaşayabiliriz. Bu bizim yaşadığımız coğrafyaya gösterdiğimiz saygının bir ölçüsüdür. Doğaya ne kadar saygı gösteriyorsak, doğa da bize kadar müsamaha ediyor. Aksi halde bize cevabını veriyor. Bunu böyle görmemiz lazım.'' İcra makamında olmanın her zaman zor bir iş olduğuna dikkati çeken Yıldırım, her şeyi konuşma şanslarının olmadığını ama icra makamında olmayanların her şeyi sınırsız söyleme hakkına sahip olduğunu ifade etti. ''Keşke mümkün olsa da bu roller değişse,  zaman tenkit edenlerle edilenlerin pozisyonunu karşılaştırabilsek. Konu zaman daha net ortaya çıkacak'' diye konuşan Yıldırım, doğa olaylarının öngörülemeyen ancak sonuçlarının da hemen ortaya çıkan bir iş olduğunu kaydetti. Bu olayların gelişmiş ülkelerde de yaşandığını, hepsinin farklı nedenlerinin bulunduğunu anlatan Yıldırım, ''Bu olayların olması belki bizim kontrolümüzde olan bir şey değil ama, olduktan sonra felaketten siyaset yapmadan ders çıkararak sonuçlarını ele almamız lazım'' dedi. SORULAR Bakan Yıldırım, konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin ''Ulaştırma Bakanlığı'nın şurada ele alacağı 2023 yılı yatırım hedefleri nedir?'' şeklindeki sorusu üzerine Yıldırım, şuradan bir uygulama raporunun çıkmayacağını, öngörü ve hedeflerin ortaya konacağını bildirdi. Yıldırım, bakanlığa bağlı bütün sektörler ve bilişim alanında global bir maliyet hesabı yaptıklarını ve 200 milyar dolar civarında bir maliyet ortaya koyduklarını ifade etti. Şura gündeminde öncelikli olarak demir yolları konusuna ağırlık vermek istediklerini dile getiren Yıldırım, 2023 vizyonunda demir yolu altyapısının geliştirilmesini önereceklerini söyledi. KÖRFEZ KÖPRÜSÜ PROJESİ Bakan Yıldırım, Körfez Köprüsü Projesi'ne ilişkin soru üzerine, projenin ihalesinin geçen nisan ayında Yap-İşlet-Devret modeliyle yapıldığını, bu projenin demir yolu bağlantısı olması gerektiğini düşündüklerini ve şartnamede de bunu belirttiklerini söyledi. Teklif hazırlama sürecinde firmalardan olumsuz görüşler aldıklarını anlatan Yıldırım, ''Bu köprünün bin metre açıklığı var. Açıklığı en büyük olan dünyadaki ikinci köprü. Demir yolu ihalesinin teknik zorluklarının olduğu, demir yolu ilave edilecekse ve Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılacaksa, bunun fizibil çıkmadığı yönünde görüşler geldi. Demiryolu kısmından zorunlu olarak vazgeçtik'' diye konuştu. Karadeniz sahil yolu konusuna da değinen Yıldırım, ''Doğanın bir bekareti var, kayboldu mu işletme süresince yaptığınız yatırımın kat kat fazlasını oraya sarf etmeniz lazım. Daha yolun başındayız. Sinop'tan sonrası tekrar değerlendiriliyor. Hassasiyetleri dikkate alacağız'' dedi. Türkiye'de ulaşım koridorlarının yapısına bakıldığında vadilerin doğudan batıya doğru oluştuğunu, dolayısıyla ulaşım koridorlarının da doğu batı arasında geliştiğini belirten Yıldırım, şöyle devam etti: ''Halbuki Türkiye'nin iki denizinin birbiriyle buluşturulması lazım. Kuzey güney koridorlarını geliştiremezsek deniz taşımacılığını da geliştirmemiz sınırlı. Sahil boyunca yol yaparsak deniz taşımacılığının kara yolu taşımacılığıyla rekabet etme şansı mümkün değil. Devir hız devri. Aradaki hız farkından dolayı kara yolu daha cazip bir yol haline geliyor. Bunun yegane tedbiri sahile dik inen koridorların oluşturulması lazım. Kara yollarında hedefimiz bundan böyle kuzey güney koridorlarını Türkiye'yi batıdan doğu istikametinde en az koridor olacak şekilde açmak. Böylece Ortadoğu ile Karadeniz'in kuzeyindeki ülkeleri, limanları birleştirmek, kuzey-güney koridorlarını ülkemizin merkezi haline getirmek.'' 3. KÖPRÜ PROJESİ Bakan Yıldırım, 3. köprünün yapılacağı yere ilişkin soru üzerine, ''3. köprü konusu, Başbakanın, bakanın ve belediye başkanının helikopterle dolaşıp belirleyeceği güzergah ile sınırlayacağı bir şey değil'' dedi. Bu konunun evveliyatının 1993 yılına gittiğini, Devlet Planlama Teşkilatı'nda yatırıma konulmuş bir proje olduğunu, Japonya ile yapılan bir anlaşmayla güzergahta çalışma yapıldığını ifade eden Yıldırım, bu güzergahların çevre, kamulaştırma maliyeti ve trafik yönünden ele alındığını söyledi. Kara yollarının kendi ekiplerince yaptığı çalışmaların da olduğunu ifade eden Yıldırım, ''Yapılan bu çalışmalar da öngörülen güzergahların sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gösterilmesinden ibarettir. Başbakanın (Burası güzel, şuradan şöyle yapın) demesi beklenmiyor. Bunu da düzeltmekte fayda var. Bu yanlış anlaşılmaya müsait bir söylem olabilir. Başbakanımızın kastı (Bu çalışma güzel, ben kağıt üzerinde anlamam, bana bunu gösterin) şeklinde'' diye konuştu. ''TIR PARKI KALDIRILMALI'' Ulaştırma Bakanı Yıldırım, İstanbul'da sel felaketinden en çok etkilenen alanlardan biri olan İkitelli TIR Parkı konusunda, yapılması gereken ne ise hükümetin bunu yerine getireceğini bildirdi. TIR'lar konusunda iki şeyin dikkatini çektiğini dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti: ''TIR'ların kriz münasebetiyle sigortalarının olmaması ve TIR'lardaki yüklerin bir kısmının da kayıt dışı olması. Böyle bir yaklaşımı kabul etmem mümkün değil. Bu mazeret olamaz. Mağduriyetin desteklenmesi için haklı gerekçe olamaz. Bütün bunlara rağmen mevzuat neyi gerektiriyorsa, devlet böyle günlerde vatandaşın yanında olacak.''  TIR Parkı'nın bölgeden kaldırılmasının yerel idarenin sorumluluğunda olduğunu ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı: ''TIR Parkı'nın kaldırılması, vadinin, su yolunun mutlaka bütün engellerden temizlenmesi, bir kez daha hiç bir tartışmaya mahal vermeyecek şekilde ortaya çıkmıştır. Gördüğümüz manzara, selin TIR'ları önüne katıp menfezlerin önünde set oluşturması, felaketin boyutunu büyütmüştür. Demek ki bu TIR Parkı, bu felakete çok önemli katkı sağlayan bir rol üstlenmiştir. Bundan sonra 'bu TIR Parkı burada devam etsin' demek, yeni yeni afetlere davetiye çıkarmaktır. 562812 Gazete Telegol ilk sayısını yayınlandı Serhat Ulueren yönetiminde  her gün BUGÜN gazetesiyle birlikte verilecek spor gazetsi tam 16 sayfa ve tamamı renkli. Bugün Gazetesi genel yayın yönetmeni Erhan Başyurt, gazeyi okurlarına şu metinle takdim etti: TELEGOL hayırlı olsun! Spor meraklılarına müjdeyi iki hafta önce vermiştim. Büyük gün geldi. Gazete TELEGOL artık bayilerde.                    Televizyonların en köklü spor programlarından TELEGOL artık bir spor gazetesinin de markası. Serhat Ulueren ve ekibi, yoğun bir çalışmanın ardından süper bir gazete hazırladılar. Zevkle okuyacağınızdan şüphem yok. Onur Belge, Gökmen Özdenak ve Kenan Karcı gibi güçlü kalemlere Sinan Engin de eklendi. Serhat Ulueren de yazılarıyla bundan böyle sizlerle olacak. TELEGOL hayırlı olsun! Daha renkli hale gelen BUGÜN'ün yeni hamlelerine hazırlıklı olun. Zamanı geldikçe onları da sizlerle paylaşacağım. 563095 Dünyanın en soğuk yeri bulundu Nilgün Başaran Dede'nin haberi Antarktik platosunda 4053 yüksekliğinde yer alan Ridge A. tahminlere göre dünyanın en kuru, en sessiz ve en soğuk bölgesi. Ridge A. bölgesinde kış aylarındaki ortalama sıcaklık eksi yetmiş derece ve hava kadar kuru ki ne bulutlar ne de buhar görüşü engelliyor. Uyduların, yer istasyonlarının ve iklim modellerinin verilerini değerlendiren Will Saunders’ın (New South Wales Üniversitesi) Publications of the Astronomical Society of the Astronomical Society of the Pacific dergisindeki yazısına göre söz konusu bölge kıtanın en yüksek noktasında değil bu yerin 150 km güneybatısında yer almakta. Anlaşıldığı üzere civar bölgeye henüz hiçbir insan adım atmamış. Ancak bu durum yakında değişebilir. Çünkü atmosferik şartlar nedeniyle Ridge bölgesi gözlemevi için ideal bir yer. Saunders bölgenin Hawaii ve Şile’deki zirvelerinden bile çok daha elverişli olduğunu iddia ediyor. Gökyüzü çok daha karanlık ve kuru olduğu için belli büyüklükteki teleskoplar bile dünyanın en büyükleri kadar iyi görüntü yakalayabilecek. 563302 Majesteleri: "Belki dönerim!" HTSPOR Tüm zamanların en iyi basketbolcusu olarak kabul edilen Michael Jordan, Hall of Fame'e girerek efsaneliğini ölümsüzleştirdi. Jordan, göz yaşlarına hakim olamadığı gecede, "" diyerek herkesi heyecanlandırdı. Gecede Majesteleri'nin dışında SA Spurs'ün unutulmaz isimlerinden "Amiral" lakaplı David Robinson, Utah Jazz'dan John Stockton ve NBA'deki temsilcimiz Mehmet Okur'un koçu Jerry Sloan, Hall of Fame'e giren birbirinden değerli isimler oldu.