566372 Hakkari'de terörist cenazesi gerginliği 'de cenazesi gerginliği ’de, üç teröristin cenazesini almak isteyen göstericiler, bazı işyerlerinin camlarını kırdı. Alınan bilgiye göre, Hakkari Devlet Hastanesi morguna gelen bir grup, dün Çukurca ilçesi Kazan vadisinde öldürülen bölücü üyesi teröristin cenazesini istedi. nedeniyle cesetlerin verilmemesi üzerine, grup şehir merkezine doğru yürümeye başladı. Yürüyüş sırasında grup il başkanlığı binası, araçlar ve işyerlerini taşladı. Bazı işyerlerinin camları göstericiler tarafından atılan taşlar sonucu kırıldı. Olaya müdahale eden polis, göstericileri su ve gaz kullanarak dağıttı. Göstericilerin ara sokaklara dağıldığı ve eylemlerine devam ettikleri bildirildi. Bu arada, Çukurca’da düzenlenen operasyon sonucu ölü ele geçirilen ’lı nedeniyle Hakkari merkez ve ilçesinde bazı işyerlerinin kepenklerinin açılmadığı gözlendi. 566086 Van'da inşaat çöktü: yaralı Alınan bilgilere göre, Erciş yolu üzerinde yapımı devam eden bir iş merkezi inşaatı beton dökme sırasında çökme meydana geldi. İnşaat kalıplarının çökmesi sırasında işçilerden Serkan Sezgin kalıpların arasında kalarak yaralandı. Yaralı işçi arkadaşları tarafından kurtarılarak özel araçla Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Olaydan sonra Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Ekipleri inşaatta işçi bulunması ihtimaline karşı aramada yaptı. Arama ve inşaat sahipleriyle yapılan görüşmede başka işçinin olmadığı tespit edildi. 566367 Malatya'daki dernekten "açılım" açıklaması Malatya'da faaliyet gösteren bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, "terör örgütü ve yandaşlarını muhatap almayan her türlü iyi niyetli girişim ve açılımın yanında olduklarını" açıkladı. Malatya'da faaliyet gösteren ve kendilerini "Kürt kökenli" olarak nitelendiren derneğin temsilcileri, Malatya Gazeteciler Cemiyeti'nde bir araya geldi. Dernekler adına açıklama yapan Avukat Hanifi Kartal, terör örgütünü muhatap almayan her türlü iyi niyetli girişimin yanında olacaklarını ifade etti. Kartal, şöyle konuştu: "Hiçbir siyasi parti Kürtlerin, Türkmenlerin, Sünnilerin, Alevilerin ya da milletin herhangi bir unsurunun temsilcisi olamaz. Hele hele bir terör örgütünün ve liderinin Kürtlerin temsilcisi gibi takdimi en hafif tabiriyle Kürtlere ve bütün milletimize hakarettir. Türkiye'nin devlet uygulaması olarak, ortak kültür ve medeniyetimizin unsurları olan Kürtçe'yi, Zazaca'yı, Çerkezce'yi, Azerice'yi ya da herhangi bir şivenin yasaklanması asla kabul edilemez. Kültürümüzün unsurlarını yasaklamak bir yana, bunları korumak ve geliştirmek devletin görevi olmalıdır." "Terör örgütü ile ilişkilerde barış sözcüğü olamaz" Devlet ile terör örgütü ilişkilerinde barış sözcüğünün kullanılamayacağına işaret eden Kartal, şöyle devam etti: "Asırlarca İslam coğrafyasına ve mazlum milletlere kan kusturan Haçlı bakiyesi ülkeler, tek devlet, tek millet olma yolunda ilerlerken işgal altındaki Müslüman halkların tek umudu olan Türkiye'yi bölmeye çalışmak vatana da İslam alemine de ihanettir. Devlet, terör örgütü ile barış sözcüğünü kullanamaz. Zira barış sözcüğü meşru güçler arasında söz konusudur. Terör örgütünü ve yandaşlarını muhatap almayan her türlü iyi niyetli girişimin ve açılımın yanında olacağımızı ve buna katkı sağlayacağımızı kamuoyuna saygıyla arz ederiz." 566519 Öz oğluna tecavüz etti Amerika’nın Michigan eyaletinde bir anne yıllar önce evlatlık verdiği oğluna tecavüzden yargılanacak. 35 yaşındaki Aime Louise Sword, 2008 yazında öz oğlunu internetten bulmuş sonra da onunla ilişkiye başlamıştı. ABCNews.com'un haberine göre, çocuğunu yıllar önce evlatlık veren Sword'un oğlu ile yakın temas kurması 'evlatlık sözleşmesi' ile yasaklanmıştı. Çocuk koruma servisinin verdiği bilgi üzerine polisin hakkında soruşturma başlattığı 35 yaşındaki Sword, 24 Nisan'da polise teslim olmuş ve 3.000 dolarlık kefaletle serbest bırakılmıştı. Ensest ve tecavüzden yargılanacak olan genç kadının avukatı, bu olaydan sonra Sword'un diğer çocuklarının da evden uzaklaştırıldığını; ancak, diğer çocukların cinsel istismarı gibi bir şeyin söz konusu olmadığını bildirdi. 565672 Meteoroloji'den il için sağanak uyarısı Adana, Osmaniye, Mersin'in bazı bölgeleri ile Toroslar bölümünde kuvvetli gök gürültülü sağanağın saat 15.00'e kadar sürmesi bekleniyor. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan ''meteorolojik uyarı''da Adana, Osmaniye, Mersin'in iç kesimleri ile Toroslar bölümünde kuvvetli yağış bekleniyor. ''Meteorolojik uyarı''da yetkililer ile vatandaşların ani sel, su baskını ve yıldırıma karşı tedbirli olmaları istendi. 566021 Gümüşhane'de kaza: ölü Alınan bilgiye göre, Gümüşhane-Bayburt kara yolunun Vauk Dağı Güvercinlik köyü mevkisinde, Adem Çakır'ın (43) kullandığı 34 FF 6060 plakalı kamyonet, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu devrildi. 566498 MOL, 12.mağazasını açıyor Tamamı Türkiye'de üretilen tekstil ürünlerinin uygun fiyatlarla satışa sunulduğu alışveriş mağazası ''MOL''ün 12. mağazası, Bursa'da 16 Eylül Çarşamba günü açılacak. MOL ve Wenice Kids İcra Kurulu Başkanı Oktay Özdemir, Nilpark Alışveriş ve İş Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, ''MOL ve Wenice Kids Bursa''nın, alışveriş ve iş merkezi bünyesinde 16 Eylülde açılacağını bildirdi. Özdemir, Bursa halkının kaliteli ürünleri toptan fiyatına perakende satın alabilmeleri için hem okulların açılışından hem de Ramazan Bayramı'ndan önce hizmet vermeye başlayacaklarını belirterek, tüketicilerin yoğun ilgisi yüzünden meydana gelebilecek aşırı kalabalık nedeniyle mağaza açılışlarını saat 23.00'e kaydırdıklarını kaydetti.  Sahur vaktine kadar sürecek Nilpark'daki mağaza açılışları sebebiyle çok özel bir kampanyaya imza atmaya hazırlandıklarına da değinen Özdemir, ''(Kendinize ne kadarlık alışveriş yaparsanız, çocuğunuza kadarlık ürün bedava. MOL'a gelin, kalitesiz ve pahalı giyinmeye mola verin) sloganıyla tüm Bursalıları Nilpark'a bekliyoruz'' diye konuştu. ''AÇILIŞA 40 BİN KİŞİ BEKLENİYOR'' Özdemir, açılışa 40 binin üzerinde kişinin ilgi göstereceğini tahmin ettiklerini vurgulayarak, Bursa pazarına Nilpark'ta giren MOL mağazasından alışveriş yapanlar için 40 bin tişört ve Wenice Kids için ise bin okul çantası dağıtacaklarını belirtti. MOL'ün kuruluş sürecine ilişkin bilgi de veren Özdemir, İstanbul'da 1,5 yıl önce ''Merter Markalar Birliği'' diye bir platform oluşturduklarını anımsatarak, şunları kaydetti: ''78 firma ile 'Türkiye'yi sevmek, Türkiye'de üretmektir. Türkiye'de üretim için güç birliği' diye aramızda bir iletişim kurduk. İlk önce 78 firma bir araya gelmiştik, ama daha sonra bu çığ gibi büyüdü. 528 firma ile birlikte bir yapı oluşturduk. Sadece Türkiye'de üreterek geliştirdiğimiz Türk kalite sistemini yarattık. Yeni nesil iş adamları, Türkiye'yi yeniden tekstil üretiminde ayağa kaldırmak ve kendi markalarıyla dünyaya ''Made in Turkey''i sunmak için yola çıktı.'' Özdemir, bir MOL mağazasında 130 kişi çalıştığını, yıl sonuna kadar da yaklaşık 10 bine yakın kişiyi sadece MOL mağazalarında istihdam edeceklerini belirterek, yaratılacak toplam istihdamın 2010 yılı sonuna kadar 30 bin kişiye ulaşacağını vurguladı. Wenice Kids Fashion'ın, 52 ülkede 400'ü aşkın mağaza ve bin 100 satış noktası ile çocuk giyiminde dünya markası olduğunu ifade eden Özdemir, yurt dışında en çok mağazaya sahip firma olduklarını ve sadece Türkiye'de üretim yaptıklarını söyledi. Ödemir, kendilerinin global markaların ne yaptığıyla değil ne yapmadığı ile ilgilendiklerine dikkati çekerek, ''Yenilikçi olmaya gayret ediyoruz. Mağazacılıkta dünyada ilk psikolog kullanan firmayız'' dedi. 565079 Bursaspor: Fenerbahçe: (ilk yarı) Karşılaşmanın ilk tehlikeli atağını 5. dakikada Bursaspor geliştirdi. Sağ kanattan hareketlenen Turgay, topu yerden ceza sahası içine ortaladı. Ön direkte bekleyen Batalla, topu bekletmeden kaleye gönderdi. Kaleci Volkan'ı geçen topu Fenerbahçe defansı uzaklaştırdı. 8. dakikada Ergiç'in pasıyla orta alandan hareketlenen Volkan, ara pasla Sercan'ı gördü. Sercan, topa tam sahip olamayınca Bilica, yatarak topa müdahale edip tehlikeyi uzaklaştırdı. 17. dakikada Bursaspor'un sağ kanattan kazandığı korner atışını kullanan Ali, topu ceza sahasına ortaladı. Defanstan seken top ceza sahası önünde bekleyen Hüseyin'in önüne düştü. Bu oyuncunun sert vuruşunda top üstten auta çıktı. 22. dakikada Fenerbahçe atağında Alex topu arka direğe doğru ortaladı. Pozisyonu iyi takip eden Guiza'nın plase vuruşunda top kaleci Ivankov'da kaldı. 28. dakikada Fenerbahçe'nin sağ kanattan kazandığı korner atışını kullanan Alex, topu kale alanı içine ortaladı. Müsait pozisyonda bulunan Guiza'nın kötü vurduğu topu Bursaspor defansı uzaklaştırdı. 35. dakikada sağ kanattan bindirme yapan Gökhan, ceza sahasına girer girmez topu yerden sert bir vuruşla ortaladı. Kaleye paralel giden topa dokunan olmayınca, pozisyon taçla sonuçlandı. 38. dakikada orta alandan hareketlenen Ergiç, Sercan ile girdiği duvar pasıyla ceza yayı önüne kadar geldi. Bu oyuncunun sert şutunda kaleci Volkan topa iki hamlede sahip oldu. 41. dakikada Vederson'un pasıyla ceza sahası önünde buluşan Mehmet Topuz, düzgün bir vuruşla topu kaleye doğru gönderdi. Meşin yuvarlak üstten az farkla auta çıktı. 42. dakikada Alex, orta alanda önüne gelen topu Guiza'nın önüne attı. Guiza'nın şutu defanstan dönerken tekrar topa sahip olan İspanyol yıldız, topu Alex'in önüne indirdi. Brezilyalı oyuncu ceza sahasının sağ çaprazından düzgün bir vuruşla topu filele gönderdi. 44. dakikada Fenerbahçe atağında Kazım, ceza sahası dışından topu sert bir vuruşla kaleye gönderdi. Kaleci Ivankov'un müdahale ettiği top, taca çıktı. Karşılaşmanın ilk yarısı Fenerbahçe'nin 1-0 üstünlüğüyle sona erdi. Stat: Atatürk Hakemler: Deniz Çoban, Baki Tuncay Akkın, Volkan Narinç Bursaspor: İvankov, Ali Tandoğan, Ömer Erdoğan, Zapotocny, Yenal, Ergic, Batalla, Hüseyin Çimşir, Volkan, Sercan, Turgay Fenerbahçe: Volkan Demirel, Lugano, Roberto Carlos, Vederson, Kazım, Guiza, Alex, Cristian, Bilica, Mehmet Topuz, Gökhan Gönül Gol: Dk. 42 Alex (Fenerbahçe) Sarı Kartlar: Dk. 23 Yenal (Bursaspor), Dk. 23 Lugano, Dk. 26 Alex, Dk. 26 Guiza, Dk. 32 Kazım (Fenerbahçe) 566009 Darwin filmi ABD'ye giremedi! Creation (Yaratılış) isimli filmin yapımcısı, Oscar ödüllü Jeremy Thomas, ABD’li dağıtımcıların filmi ‘dindar Amerikan izleyici için fazla tartışmalı’ bulduğunu ve reddettiğini açıkladı. Nitekim çoğunlukla dindar Hıristiyan Amerikalılar’ın takip ettiği movieguide.com adlı sinema sitesinde yer alan ve Creation’ı konu edinen yazıda, filmden çok Darwin tartışılıyor ve ünlü bilimci hakkında “ırkçı, bağnaz, toplu katliamların fikir babası” gibi hakaretler sıralanıyor. Site, Darwin’i Hitler’e ilham vermekle ve katliamlara, klonlamaya ve genetik mühendisliğine ‘neden olmakla’ suçluyor. Başrolleri Paul Bettany ile Jennifer Connelly’nin paylaştığı, Jon Amiel tarafından yönetilen film, Darwin’in 1859’da yayımlanan başyapıtı Türlerin Kökeni Üzerine adlı kitabını hazırlama sürecinde inanç ile bilimsel gerçeklik arasında yaşadığı ikilemleri konu ediyor. Bu yılki Toronto Film Festivali’nin açılış filmi olarak gösterilen Creation, halen ABD hariç dünyanın tüm büyük pazarlarına satılmış durumda. “2009’da Amerika’da durumun hala bu şekilde olmasına inanamıyorum” diye konuşan yapımcı Jeremy Thomas, Amerika’da pek çok kişinin hala Dünya’nın altı günde yaratıldığına inanmasını şaşırtıcı bulduğunu söyledi. 565964 Olay Gazeteci Yarın Özgür Amerika Birleşik Devletleri eski Başkanı George Bush'a ayakkabılarını fırlatarak Arap dünyasının kahramanı haline gelen Iraklı gazeteci Muntazar El Zeydi'nin yarın (15.09.2009) serbest bırakılacağı bildirildi. aylık cezası dolan Zeydi'nin hapis yattığı Bağdat cezaevinden gün içinde salınması bekleniyordu. Ancak Zeydi'nin ailesiyle görüşen Fransız haber ajansı AFP'ye göre Iraklı gazeteci bugün değil yarın (15.09.2009) özgürlüğüne kavuşacak. Bush'a ayakkabı fırlatıp Arap dünyasının sevgisini kazanan Muntazar El Zeydi için Bağdat'ta kutlamalar yapılması bekleniyor. 565700 Denizli Avrupa'da ilk puan peşinde 'ın UEFA Grubu'nda İstanbul'da Manchester United ile yapacağı karşılaşma, Mustafa Denizli için ayrı bir anlam taşıyor. 'nin başında 2001-2002 sezonunda 'nde sıfır çeken deneyimli teknik adam, bu sezon 'ın başında başarıyı kovalayacak. Mustafa Denizli yönetimindeki UEFA 'nde 2001-2002 sezonunda Grubu'nda yaptığı maçı da kaybetmişti. Grup maçlarını üç gol atıp, 12 gol yiyerek son sırada tamamlayan Denizli yönetimindeki aynı zamanda şimdiye kadar 'nde mücadele eden Türk takımları içinde en kötü performansı sergiledi. İngilizler 'ın kabusu Avrupa kupalarında  İngiliz ekipleriyle 11. kez karşı karşıya gelecek. Siyah-beyazlılar, İngiliz takımlarıyla bugüne kadar yaptığı 10 maçın sadece ikisini kazanırken, beş kez yenildi, üç kez de berabere  kaldı, rakip filelere altı gol atarken, kalesinde 23 gol gördü.          Avrupa kupaları tarihinde en farklı yenilgilerini İngiliz ekipleri karşısında aldı. Siyah-beyazlılar, 2007-2008 sezonunda UEFA Grubu maçında deplasmanda Liverpool'a 8-0 yenildi. Bu sonuç hem hem de tarihinin en farklı skoru olarak kayıtlara geçti. daha önceki en farklı yenilgisini yine bir İngiliz ekibine karşı ve 'nde yaşamıştı. Siyah-beyazlılar, 2000-2001 sezonunda UEFA Grubu'nda deplasmanda Leeds United'a 6-0 yenilmişti. İnönü'de kazanıyor UEFA Grubu ilk hafta maçında İstanbul'da Manchester United ile karşılaşacak olan İnönü Stadı'nda Devler Ligi'ndeki 12. sınavını verecek. Siyah-beyazlılar, futbolda Avrupa'nın kulüpler bazında en büyük organizasyonu olan 'nde Dolmabahçe'de oynadığı 11 maçtan altısını kazandı, dördüncü yitirdi, birinde berabere kaldı. Kendi evinde 12 gol atan ve 10 gol yiyen İnönü'de Barcelona, Liverpool, Paris Saint Germain, Olympique Marsilya gibi Avrupa'nın devlerini devirmeyi başardı. 566310 Minik öğrencilerin zili erken çaldı Adana'daki törende, Vali Yardımcısı Erdem Kıyak, Milli Eğitim Müdürü Abdulgafur Büyükfırat ve okul müdürleri, Atatürk Parkı'ndaki Atatürk Anıtı'na çelenk sundu, saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Kutlamalara, Seyhan Şehit Erhan Taştimur İlköğretim Okulu'ndaki etkinlikle devam edildi. Adana Valisi İlhan Atış, buradaki törende, daima Büyük Önder Atatürk'ün yolunda olduklarını belirterek, ''Şehit anaları çoğalmasın diyoruz, ancak gerekirse birlik ve beraberliğimiz için şehit olmaya da hazırız'' dedi. Okulun öğrencisi şehit Erhan Taştimur'un kızı Işıl Taştimur, şiir okumasının ardından protokol tarafından tebrik edildi. -ŞANLIURFA- Şanlıurfa'da ''İlköğretim Haftası'' etkinlikleri çerçevesinde, Valilik önündeki Atatürk Anıtı'na çelenk sunuldu, Vakıflar İlköğretim Okulunda tören düzenlendi. Vali Nuri Okutan, burada yaptığı konuşmada, toplumların gelişmesi ve kalkınmasında eğitimin önemine değindi. Şanlıurfa'nın en önemli sorununun eğitim olduğunu ifade eden Okutan, öğrenci sayısı bakımından ilin Türkiye'de 4'ncü sırada yer aldığını, derslik başına düşen öğrenci sayısında ise son sıralarda bulunduğunu belirtti. Yaklaşık 400 binin üzerindeki öğrenci sayısının Türkiye'de birçok ilin toplam nüfusundan daha fazla olduğuna işaret eden Vali Okutan, bu çerçevede öncelikle eğitime yoğunlaştıklarını, yaptıkları anketlerde vatandaşların da beklentisinin bu yönde olduğunu dile getirdi. Eğitimle ilgili bir piyesin sahnelendiği törende, konuşmaların ardından bazı öğrenciler şiirler okudu, bir grup öğrenci de kolbastı oynadı. -ÇORUM- Çorum'da etkinlikler, Vali Mustafa Toprak ve Milli Eğitim Müdürü Aytekin Girgin'in Atatürk Anıtı'na çelenk sunmasıyla başladı. Ardından Fatih Sultan Mehmet İlköğretim Okulu'nda tören düzenlendi. İlköğretim birinci sınıf ve okul öncesi eğitimde 14 bine yakın öğrencinin ders başı yaptığını belirten Girgin, her iki sınıfta da kayıtların sürdüğünü söyledi. Girgin, ''Velileri yeni eğitim öğretim döneminde hem okullarına, hem çocuklarına sahip çıksınlar. Sık sık okulu ziyaret edip çocuklarının durumlarını öğrensinler. Yaşadıkları sorunları Milli Eğitim Müdürlüğü'ne iletsinler. Çocuklarının arkadaş çevresini iyi takip etsinler'' diye konuştu. Öğrencilerin gösterileriyle devam eden törenin sonunda 8'inci sınıf öğrencileri okula yeni başlayan miniklere çiçek verdi. -KIRKLARELİ- Kırklareli'nde İlköğretim Haftası, Vilayet Meydanı Atatürk Anıtı'na Milli Eğitim Müdürü Ziya Eser'in çelenk koymasıyla başladı. Etkinliklere, Hamdi Helvacıoğlu İlköğretim Okulu'nda devam edildi. İl Milli Eğitim Müdürü Ziya Eser, törende yaptığı konuşmada, ''İlköğretim, insan hayatında, temel eğitimin verildiği, asgari bilgi, beceri, tutum ve davranışların kazandırıldığı, zeka ve yeteneklerin geliştirildiği önemli bir basamaktır'' dedi. Ardından Sena Özcan, ''bayrak'', İsmet Çağrı İçeli ise ''Atatürk'' isimli şiirlerini okudu. Bir grup 8. sınıf öğrencisi, minik arkadaşlarına, ''Hoş geldiniz'' çiçeği takdim etti. -EDİRNE- Edirne'de 75. yıl İlköğretim Okulu'ndaki törende saygı duruşunda bulunuldu İstiklal Marşı okundu ve okul halk oyunları ekibi gösteri sundu. Edirne Milli Eğitim Müdürü Şerafettin Demirci, burada yaptığı konuşmada, yeni eğitim öğretim yılının heyecanı ve mutluluğunu tüm milli eğitim camiası olarak yaşadıklarını belirtti. Etkili bir okul ortamını yakalama gayretiyle çalışmalar yaptıklarını ifade eden Demirci, ''öğrenme ve bilgiye ulaşma yollarının öğretildiği, bilişim teknolojilerinin kullanıldığı, okul-çevre iş birliğinin sağlandığı, etkili bir okul ortamını yakalama gayreti içindeyiz'' dedi. Öğrencilerin şiirler okumasının ardından, Vali Yardımcısı Abdullah Aslaner, Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi, İl Milli Eğitim Müdürü Şerafettin Demirci ve diğer ilgililer, okul bahçesine öğrencilerle ağaç dikti. -KOCAELİ- Kocaeli'de, 28 Haziran İlköğretim Okulu 2. sınıf öğrencileri Kocaeli Valisi Gökhan Sözer'i makamında ziyaret etti. Sözer, öğrencilere kitap armağan etti. Öğrencilerden Serhat Ayaz'ın hediye paketi yapılmış ambalajın içinde kitap olduğu tahmin ettiğini söylemesi üzerine Sözer, ''Siz okuma biliyor musunuz ki kitap vereyim?'' dedi. Ayaz'ın ''Biliyoruz tabii, biz ikinci sınıfız'' demesi üzerine Vali Sözer de ''O zaman öğretmenlerinize söyleyeyim sizi beşinci sınıftan başlatsın'' diye karşılık verdi. Ziyaretin ardından Valilik tören alanında çelenk sunma töreni, ardından da 29 Ekim İlköğretim Okulu'nda kutlama programı düzenlendi. Törende konuşan Vali Sözer, haziranda, geçen yılın eğitim ve öğretim programının sonlandırılmasıyla, bu gün sevinç çığlıklarıyla dolan sokaklar ve okulların bahçelerinin mahzun ve metruk kaldığını, adeta kuruyup, çöle döndüğünü ifade etti. Konuşmalar ve halk oyunları gösterileri ile ana sınıfı öğrencilerinin gösterilerinin ardından, bir öğrenci elinde zil ile öğrenciler arasında koşturarak, yeni eğitim ve öğretim yılını başlattı. -DÜZCE- Düzce'de Anıtpark alanında düzenlenen programa, Vali Bülent Kılınç, Belediye Başkanı İsmail Bayram, İl Emniyet Müdürü Zekeriya Kahraman, idari amirler, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Anıtpark'taki program, Milli Eğitim Müdürü Yusuf Sezer'in Atatürk Anıtı'na çelenk koymasıyla başladı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından program, öğrencilerin şiirleri ve konuşmalarla devam etti. Vali Kılınç, devletin eğitime büyük önem verdiğini ve son yıllarda yatırımların yüzde 80'inin eğitime yapıldığını söyledi. -KIRIKKALE- Kırıkkale'de Cumhuriyet Meydanı'ndaki ilk törenin ardından Mehmet Uzelli İlköğretim Okulu'nda tören düzenlendi. Vali Hakan Yusuf Güner, törendeki konuşmasında Kırıkkale'nin eğitim öğretimde başarılı iller arasında bulunduğunu belirterek, emeği geçenlere teşekkür etti. Güner, ''İlimizde eğitim sorunlarının pek çoğu halledilmiş durumdadır. Okul öncesi 83, ilköğretim 120, ortaöğretim 44 olmak üzere toplam 247 okulda bin 288 adet derslikte eğitim verilecek olup, öğretmen sayısı ise toplam bin 73'dür. Bu oranlar son derece yüksek ve ilimiz yönünden sevindirici rakamlardır. Okullaşma oranı ülke geneline göre yüksek seviyededir'' dedi. Davul zurna eşliğinde folklor gösterileri devam eden tören sırasında protokol koltuğunda oturan Güner'in yanına gelen 2. sınıf öğrencisi Yusuf Palabıyık, Güner'e Türk bayrağı armağan etti. Törene katılan ve hayırseverliğiyle tanınan ve Mehmet Uzelli İlköğretim Okulu'nu yaptıran Recep Uzelli ile Pakize Akalın ve Ahmet Sümer'e teşekkür plaketi verildi. 565900 Hakkari'de şehit Kavşak köyü Kazan Vadisi'nde terör örgütü üyelerine karşı sürdürülen operasyonlarda, Ordu nüfusuna kayıtlı Uzman Onbaşı Mustafa Güler (23) şehit oldu. Güler'in yaklaşık önce göreve başladığı öğrenildi. Güler'in, Ordu'nun Ünye ilçesi Yeşilkent beldesindeki baba evinde hüzün yaşanıyor. Şehit oğlu için ağıtlar yakan acılı anne Fadime Güler'i akrabaları ve komşuları teskin etmeye çalışıyor. Çiftçilikle uğraşan baba Zekai Güler de acısını yakınlarıyla paylaşıyor. 112 Acil Servis ekipleri, muhtemel sağlık sorunlarına karşı evin önünde bekletiliyor. Şehit askerin, yaklaşık önce uzman onbaşı olmak için başvurduğu, talebinin onaylanması sonrasında da önce göreve başladığı öğrenildi. Aileye, evlatlarının şehit olduğu haberini, Ünye Kaymakamı Dr. Osman Günaydın ve askeri yetkililer bildirdi. Şehit askerin cenazesi, helikopterle Fatih Kışlası'na getirildikten sonra ambulansla Hakkari Askeri Hastanesi'ne gönderildi. Kazan Vadisi'ndeki operasyonların devam ettiği bildirildi. Öte yandan, bölgede günden bu yana sürdürülen operasyonlarda teröristin ölü ele geçirildiği bildirilmişti. 566726 Bayramda otobüsler %50 indirimli İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bayramda şehir içi ulaşımında yüzde 50 indirimli taşıma yapacak... 564979 ile kuvvetli yağış ve sel uyarısı yapıldı Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Zonguldak, Bartın, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin çevrelerinde kuvvetli gök gürültülü sağanak yağış nedeniyle oluşabilecek riskler konusunda uyarıda bulundu. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan ''Meteorolojik uyarıda'', Zonguldak ve Bartın çevrelerinde saat 24.00'e kadar, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin çevrelerinde ise yarın saat 18.00'e kadar kuvvetli gök gürültülü sağanak yağış beklendiği kaydedildi. 565534 Rüştü Reçber'den geç gelen itiraf 'den geç gelen itiraf derbisinde 'ın sonunu hazırlayan isim olan M.United maçı öncesi İngiliz basınına çarpıcı açıklamalar yaptı... Beşiktaş'ın deneyimli file bekçisi Rüştü Reçber, İngiliz basınına neler söyledi neler. Rüştü İnönü'nün Manchester için bir cehennem olacağını iddia ederken, geçmişte karşısında çıkan fırsatını teptiği için de pişman olduğunu dile getirdi. 'nin önde gelen gazetelerinden DThe Telegraph'a konuşan Rüştü, 'nda Manchester'ın çok farklı bir atmosferle karşılaşacağını söyledi. İnönü Cehennemi Rüştü Manchester United'dın daha önce deplasmana gittiği Ali Sami Yen ve Şükrü Saracoğlu stadlarından İnönü'nün farklı olduğunu ifaderek şunları söyledi: "İnönü olarak çok farklıdır. M.United Galatasaray ve taraftarlarıyla karşılaştı ancak Beşiktaş taraftarları bambaşka bir klasmandadır. Çok gürültücüler, tutkulular ve takımlarına 90 dakika destek verirler. Gürültü inanılmaz. United taraftarları için çok farklı bir deneyim olacak. Taraftarımız maçı United için bir cehenneme çevirebilir." "Keşke İngiltere'ye gitseydim" 2002 Dünya Kupası'nda gösterdiği üstün performansla kapıları kendisine açılan Rüştü, en büyük pişmanlığının Manchester United olduğunu da söyledi. Tecrübeli eldiven sonrasında 'ın kendisiyle ilgilendiğini belirterek "İngiltere'ye gitme şansım vardı. Menajerim Alex Ferguson'la görüştü ve beni istediler. Sonunda kalbimin sesini dinledim ve 'ya gittim. Ama deneyimim biraz acı oldu ve şimdi geçmişe dönüp baktığımda İngiltere'ye gitmediğim için pişmanlık duyuyorum" dedi. 566338 Fransız hükümetinde DNA krizi 'da Göç ve Uyumdan Sorumlu Bakan Eric Besson'un, "aile birleşmesinden" ülkeye gelecek göçmenlerden istenmesini öngören bakanlar kurulu kararnamesine imza atmaması hükümeti zor durumda bıraktı. İktidar partisinin meclis grup başkanı Jean-Francois Cope, konuyla ilgili olarak meclis ve senatodaki görüşmelerin tamamlandığını ve tasarının artık yasalaştığını belirterek, "Yasanın uygulanması için hazırlanan kararnameye herkesin imza atması gerektiğini" söyledi. Cope, France televizyon kanalına yaptığı açıklamada, "Hükümet, yasaları uygulamakla zorunlu, herkes sorumluluğunu yerine getirmeli" diye konuştu. Fransız bakan, yurtdışındaki konsolosluklarda gerekli hazırlıkların yapılmadığını gerekçe göstermiş ve test sonuçlarının güvenilir bir biçimde saklanmasının garanti altına alınmadığını belirterek, kararnameye imza atmayacağını söylemişti. 'da meclis ve senatodaki tartışmalar sırasında geniş yankı uyandıran yasaya muhalefet partisi, göçmenler "potansiyel suçlu" olarak görüldüğü gerekçesiyle karşı çıkmıştı. Sivil toplum örgütleri de söz konusu yasayı, "skandal" olarak nitelemişti. 565044 BBP lideri Erdoğan'a 'Pes doğrusu' dedi Topçu, Keçiören'deki Halil İbrahim Sofrası lokantasında partililerle iftar yaptı. İftara Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu da katıldı. Konuşmasına helikopter kazasında yaşamını yitiren BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nu anarak başlayan Topçu, Yazıcıoğlu'nun Türk-İslam misyonunu devam ettireceklerini dile getirdi. Trakya ve İstanbul'da yaşanan sel felaketine değinen Topçu, başka ülkelerde de doğal afetlerin yaşandığını ancak yöneticilerinin farklı davrandığını savunarak, ''İlçe belediye başkanlığı, il belediye başkanlığı yapacaksın, yıl iktidarda olacaksın, ondan sonra diyeceksin ki, 'Dere yatakları ıslah olmamış.' Milletin size söyleyeceği tek bir şey var, (Pes doğrusu)'' şeklinde konuştu. ''Türkiye'de 10,5 milyon insanın açlık, 50 milyon insanın yoksulluk sınırında yaşadığını, ülkenin yaklaşık 600 milyar dolar borcu bulunduğunu'' öne süren Topçu, ''Hükümet, ekonomiye bakmıyor, üretmiyor. Bizi, İsrail'in tek kullanımlık domates tohumuna mecbur ettiler. Ayaş'ta bile çiftçi bu tohumu kullanıyor'' dedi. 566295 ABD Açık'ta Şampiyon Clijsters Teniste sezonun 4. ve son "Grand Slam" mücadelesi olan 129. ABD Açık Turnuvası'nda tek bayanların şampiyonu, Belçikalı Kim Clijsters oldu. 2007 yılında henüz 24 yaşındayken tenisi bırakıp, bu yıl kortlara yeniden dönen, 2005 yılının ABD Açık Şampiyonu Clijsters, numaralı seribaşı Danimarkalı Caroline Wozniacki'yi 7-5 ve 6-3'lük setlerle 2-0 yenerek, tek bayanlarda şampiyon oldu. Bir buçuk yıl önce ilk çocuğunu dünyaya getiren ve kortlara döndükten sonra katıldığı henüz 3. turnuvada şampiyon olan 26 yaşındaki tenisçi, böylelikle ABD Açık'taki ikinci tekler zaferine ulaştı. 1980 yılında Wimbledon şampiyonu olan Evonne Goolagong Cawley'den sonra, doğum yaptıktan sonra bir "Grand Slam" kazanan ilk tenisçi olan Clijsters, özel davetiyeyle katıldığı bir ''Grand Slam''i kazanan ilk raket unvanını da elde etti. ABD Açık'ta son yılın tek bayanlar şampiyonları şöyle: 2009 Kim Clijsters 2008 Serena Williams 2007 Justine Henin 2006 Maria Sharapova 2005 Kim Clijsters 565988 İşkenceciye kızıp 'Türkiyem'i ipotek etti Bu, Metris Cezaevi'nde işkence sırasında sürekli dinletilen Müşerref Akay'ın 'Türkiyem' şarkısıydı. 1993 yılında Anadolu Müzik'i kuran Yılmaz, yıllarca bu şarkının telif haklarını alabilmek için fırsat kolladı. Aradığı fırsatı ancak 2007 yılında bulabildi. Cezaevinde askerlerin dayak attığı esnada büyük hoparlörden yüksek sesle dinletilen şarkının işkence günlerini hatırlattığını söyleyen Yılmaz, şarkıya ambargo koydu. Artık hiçbir yerde çalınmasını istemiyor. Cem Yılmaz, Sultanahmet, Sağmacılar, Davutpaşa, Hasdal ve Metris cezaevlerinde kaldı. Yılmaz, koğuş sayımında uğradığı işkenceleri ve bu işkenceler sırasında yüksek sesle dinletilen 'Türkiyem' şarkısını unutamadı. Yılmaz, bestesini Müşerref Akay'ın yaptığı, sözlerini ise dönem evli olduğu Mahmut Tezcan'ın yazdığı şarkının içinde bulunduğu kalıbı, bir daha dinletmemek üzere ucuz bir fi yata satın aldı. Yanlış anlamaların önüne geçmek için, "Bu şarkı Akay'ın 1990 yılındaki Paris konseri ile albüme kondu. Ben albümün haklarını aldım. Benden izinsiz hiç kimse bu kasedi basamaz, çoğaltamaz." izahını yaptı. Bunun haricinde, şarkının eser telifi nin yine sanatçı ve eski eşine ait olduğunu, sanatçının isterse herhangi bir yerde yine seslendirebileceğini veya yeni bir albüme koyabileceğini söyledi. Bu şarkının bir işkence metodu olarak kullanıldığını söyleyen Yılmaz, "Bunu tarihlerde Metris Cezaevi'nde yatan tüm mahkûmlar bilirler. Bu şarkı çalarken sırtımızda odun kırıyorlardı." sözleriyle tepkisini dile getirdi. Yılmaz, yaşanan olaylardan sonra bir daha bu şarkıyı duymamaya yemin etmiş. "Bu şarkıyı satın almam benim için bir vicdani sorumluluktu. Orada bulunan arkadaşlarıma, kendi kimliğime ve kendi haysiyetime karşı bir tavırdı." şeklinde konuştu. 565452 Kürşat Bumin: 'Vatan hizmeti'nin sapkın bir tarifi: İşkence yapmak Kürşat Bumin 14 Eylül 2009 Pazartesi'Vatan hizmeti'nin sapkın bir tarifi: İşkence yapmak Anayasa'nın başta 'vicdani ret" dolayısıyla epeyce tartışılan 72. maddesini biliyorsunuz. "Madde 72 Vatan hizmeti: Vatan hizmeti, her Türk'ün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silahlı Kuvvetler'de veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir." Güzel; demek ki Anayasa söz konusu "hak ve ödevin" ne şekilde yerine getirileceğinin belirlenmesini konuya ilişkin çıkarılacak kanuna havale etmiştir. Buna ilaveten şunu da biliyoruz: Türkiye Cumhuriyeti'nde yürürlüğe giren hiçbir kanun "vatan hizmeti"nin yerine getirilmesi şekillerini sıralarken, "üstlerinin emrettiği durumlarda askeri alanlarda gözaltında ya da tutuklu bulunan kişilere işkence yapmak" gibi bir "hizmet"ten söz edemez. Çünkü bu "hizmet", en başta Anayasa'ya aykırıdır. Bu soğuk girişi, sözü Ertuğrul Mavioğlu'nun "Darbenin şarkısına en ağır darbe" başlıklı yazısında (Radikal /Cumartesi, 12 Eylül) tekrar önümüze çıkan 12 Eylül işkencelerine ilişkin bir bilgiye getirmek için yaptım. Mavioğlu: (Yüzlerce tutuklunun Metris'e sevk edildiği gün-Nisan 1982) "Metris 'siper' demekti ve bizi ellerindeki cop ve kalasların ritmik vuruşları eşliğinde 'hazır ol, rahat' komutlarına uydurmak; 13/1 askeri talimatnamesinde yazılı kurallara itaat eden 'tutuklu personel' haline dönüştürmek; hadi adıyla söyleyelim, ellerine geçirdikleri herkesi kendisi olmaktan çıkarıp birer 'lan' haline dönüştürmek için yüzlerce asker, işte bu karanlık 'siper'in içinde sabırsızlıkla bekliyordu." Mavioğlu, Metris günlerine ilişkin Cem Yılmaz'dan da şu sözleri aktarmış: "Sultanahmet Cezaevi Müdürü bizi Metris'e gönderirken, elinde düdükle askerlere komut vererek, hem zorla saçımızı kestirdi hem de koridorlarda bir saatten fazla işkence yaptırdı. (…) Askerlerin zafer edasıyla gülümseyişlerine ve bizim hırpalanmış halimize, cezaevinin karşısında bekleşen, içlerinde babamın da bulunduğu ailelerimizin tanık oluşunu hiç unutmam.(…) Bir gün ansızın operasyonlar başladı. Sayımlarda 15 kişilik koğuşlara yüzlerce asker 'Her şey vatan için' nidalarıyla giriyor, hazırola geçirmek ve ön ilikletmek için tutukluların üzerine saldırıyorlardı. Her sabah ve akşam sayımı ile öğle vakti karavana saatinde saldırıyorlardı…" Biliyorum, anlatılanlar sadece 12 Eylül rejiminin Türkiyesi'nde değil, askeri darbe ile uyanmış birçok ülkede karşımıza çıktı. Anlatılanlar, yani "vatan hizmeti" hakkını ve ödevini Silahlı Kuvvetler'de yerine getiren delikanlı "vatandaşlar"dan yüzlercesinin "Her şey vatan için" nidalarıyla koğuşlara girip "milleti" dayaktan geçirmesi. Herkes biliyor ki, askeri darbeler yanlarında özel olarak eğitilmiş "sivil" sorgucu-işkencecileri de getiriyor. Ama onların "işi" bu zaten; onlar "vatan hizmeti" yapanlar arasında yer almıyorlar. Ama yine herkes biliyor ki, bu "sivil kadro" özel işlerle ilgilenirken, "vatan hizmeti" yapmak üzere silah altına alınan genç vatandaşlar olmadan ülkenin tamamı bir zindana çevrilemiyor. Şimdi şöyle bir düşünelim bakalım: Türkiye'de 12 Eylül'de 20 yaşında, bugün ise 50'sine yaklaşan kaç "vatan hizmetlisi" otuz yıl öncesinin bu güzel "hatıraları" ile yaşıyordur acaba? Onlara emir veren yedek ya da muvazzaf komutanlarını bir kenara koyun; Metris'ten Diyarbakır'a zindanlarda "vatan hizmeti" yerine getiren binlerce insan bugün ne düşünür, ne taşınırlar acaba? Bir kısmı arada bir kahvede laf açılınca anlatmaya başlıyordur mutlaka… Peki ya bir diğer kısmının, "Bize de amma vatan hizmeti yaptırmışlar cahilliğimizde" deyip, canı sıkılıyor mudur acaba? Bana sorarsanız yukarıdaki soru hiç de fena bir soru değil; bugünümüzü ve önümüzü görebilmek için bu sorunun cevabının nasıl olduğu çok önemli. Yani biz hâlâ, çok büyük kısmı "İş 'vatan hizmeti'ne gelince onu bunu anlamam, kırarım elimdeki kalası devlet düşmanının kafasında" diye düşünebilen insanlardan mı, yoksa "Genç yaşımızda amma cahillik yapmışız, bizi işkenceciye çevirmişler" diyen insanlardan oluşan bir toplum muyuz? Geçenlerde "ordu gözbebeğimizdir" tekrarını yapanları eleştirmiş ve -nedense- epeyce "düzeltme"ye muhatap olmuştum. Eleştirimi bugünkü konumuzla ilişkilendireyim isterseniz: Toplumun,"Vatan hizmeti"nin gerektiğinde, tutuklulara işkence yapmak şeklinde de anlaşılabileceğine ikna olması hep bu ve benzer benzetmelerin eseridir. Bu "zararlı yayınlardan" her zaman uzak durulması gerektiğini hatırlatmaya gerek yok herhalde 566720 ATI, çoklu ekranı uçak gemisinde tanıttı Video Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net'in haberine göre AMD/ATI Eyefinity adını verdiği çoklu ekran teknolojisini DirectX 11 destekli kartlarını tüm düynaya duyurduğu ve USS Hornet uçak gemisinde düzenlediği etkinlikte tanıttı. DirectX 11 destekli yeni nesil ATI ekran kartlarının sadece bir tanesiye altı adede kadar HD ekrana görüntü verebilmek bu teknoloji ile mümkün kılınıyor. Yani ATI Eyefinity sayesinde tek bir bilgisayar ile altı adet monitör kullanılabilecek. İnanılmaz çözünürlükler Yeni nesil HD 5000 serisi ekran kartlarında yer alacak olan bu teknoloji hem oyuncuları hem de profesyonelleri hedef alıyor. 5760 2400 ya da 7680 3200 gibi inanılmaz çözünürklüklerde oyun oynayabilmek ATI Eyefinity ile hayal olmaktan çıkıyor. Yeni teknoloji 1080p HD çözünürlükten yaklaşık 12 kat daha fazla çözünürlüğe ulaşmamızı sağlayacak. Bu da teorik olarak 268 megapiksele denk geliyor. Standart bir 19 inç LCD monitörün megapikselden biraz fazla bir görüntü kalitesi sunduğu düşünülecek olursa ATI Eyefinity'nin neler vaat ettiği daha iyi anlaşılabilir. ATI Eyefinity video Tek başına altı adet monitöre görüntü verebilen yeni nesil kartların gücü gerçekten inanılmaz. AMD yeni nesil ATI HD 5800 serisi kartlarını da yapılan bu etkinlikte tanıttı. Bu kartlar hakkında tüm detaylara önümüzdeki günlerde yer vereceğiz. Şimdi ATI Eyefinity ile neler yapılabildiğini gözlerinizle görebilmek için aşağıdaki videoyu izlemenizi tavisye ediyoruz. 565488 Oğluyla aynı yerde can verdi Oğluyla aynı yerde can verdiOsman ÇETİN/HAVZA (Samsun), (DHA)  'un Havza İlçesi'nde yoldan çıkan bir kamyonet yol kenarında bakllah dükkanı yerinin önündeki tezgahı açan 45 yaşındaki Kamil Şenkal'a çarptı. Kazada ağır yaralanan Şenkal, öldü. Şenkal'ın 16 yıl önce aynı yerde 11 yaşındaki oğlunun da kazada öldüğü kaybettiği belirtildi. Ladik'ten Havza yönüne giden 53 yaşındaki Mustafa Eroğlu yönetimindeki 55 HU 116 plakalı kamyonet, Mahallesi'nde saat 08.00'de sürücünün direksiyon kontrolünü kaybetmesi üzerine yoldan çıktı. Kamyonet, tam bu sırada yol kenarında bakkalı bulunan ve önüne satılık semaverleri dizmeye çalışan çocuk babası, 45 yaşındaki Kamil Şenkal'a çarptı. Ardından bir duvara çarparak durabildi. Kazada ağır yaralanan Kamil Şenkal, ambulansla ilçe devlet hastanesine kaldırıldı. Ancak, burada yapılan tüm madahalelere rağmen öldü. Kamil Şenkal’ın işyerinin bulunduğu yerde 16 yıl önce meydana gelen kazada 11 yaşındaki oğlu Mutlu Şenkal'ın da öldüğü belirtildi. 566684 ABD'nin Ankara Büyükelçiliği Facebook'ta ABD'nin Ankara Büyükelçiliği de sanal dünyanın en çok üyeye sahip sosyal ağı Facebook'a girdi. Büyükelçilik'ten yapılan açıklamada, www.facebook.com/usdos.turkey adresinden ulaşılabilen sayfada; öğrenciler, çalışanlar ve ABD ile Türkiye arasındaki bağları geliştirmek isteyenler için başlıklar halinde kaynakların sunulacağı ifade edildi. Facebook sayfası aynı zamanda Büyükelçiliğin düzenlediği veya katkıda bulunduğu kültürel, eğitsel ve medya ile ilgili etkinlikler hakkında bilgi edinilmesine imkan sağlayacak. Facebook kullanıcıları gerek birbirlerine gerekse Büyükelçiliğe sorularını ve düşüncelerini iletme imkanı bulacak. 565133 Alman ailenin Ramazan hassasiyeti Alman Petra-Horst Böhmert Ottmann çiftinin, Side'de Umut Pide Salonu'nda verdiği iftar yemeğine yerleşik Almanlarda iştirak etti.     Alman ailenin verdiği iftar yemeğine Atatürk Üniversitesi(AÜ) Avrupa Birliği(AB) Gençlik Programları Koordinatörü Erdem Uysal, Toros Yörükleri Kültür ve Diyalog Derneği (TOYÖKÜD) Başkanı avukat Mücahit Gündoğdu ve Türk komşuları katıldı. Türk Alman dostluğunun temeli barış, kardeşlik, sevgi ve ilahi dinlere saygının oluşturduğunu belirten Almanya Bielefeld Üniversitesi emekli öğretim üyesi Doç.Dr. Horst Böhmert Ottmann, Ramazan ayının da Müslüman Türk komşuları için önemli olduğu için iftar yemeği vererek inançlar arası saygıyı pekiştirmek istediklerini ifade etti. Ottmann, "Bu tür etkinliklerin iki ülke arası halkların kardeşliğini pekiştireceğine inanıyorum. Ramazan ayının Müslümanlar için çok önemli olduğunu biliyoruz. Dostluk ve kardeşliğimizi pekiştirmek için iftarda bir araya gelmeyi uygun bulduk" diye konuştu. AÜ Gençlik Programları Koordinatörü Erdem Uysal, ilçede yaşayan Alman aile ile hazırladıkları projelerle Manavgat'ta kırsal alanda alternatif turizm alanlarını geliştireceklerini ifade etti. Uysal, projeye ilk önce dağ bisikletinin yaygınlaştırılmasıyla başlayacaklarını kaydetti. 565845 Bursa Atatürk Stadı'nda hasar büyük 'nda hasar büyük ’de, dün akşam ’da oynanan maçında sarı-lacivertli taraftarların bulundukları tribünde çıkan olayların, büyük maddi hasara yol açtığı bildirildi. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, ’nda yapılan maçta kendilerine ayrılan 988 kişilik misafir takım tribününde takımlarını destekleyen Fenerbahçeli taraftarlar, karşılaşmanın ilk yarısında Bursaspor taraftarları ile gerginlik yaşadı. Sarı-lacivertli taraftarlar, maçın bitiş düdüğüyle birlikte kendi aralarında da kavga etmeye başladı. Güvenlik güçlerinin müdahale ettiği ve iki taraftarın yaralandığı olayların ardından, Atatürk Stadı yöneticileri misafir takım tribününde hasar tespit çalışması yaptı. Sarı-lacivertli taraftarların tribündeki 298 koltuğu kırdıkları belirlendi. Taraftarların maç bitiminde stadyumdan ayrılırken tribün çıkışındaki güvenlik kameralarının yanı sıra tuvaletlerdeki fayanslar, camlar, musluklar ve lavaboları da kırdıkları bildirildi. Atatürk Stadı yöneticilerinin hasar tespit tutanaklarını maçın gözlemcilerine ve federasyon yetkililerine sundukları kaydedildi. Bu arada, tribünlerdeki hasarın onarımına, 14 Ekim’de Bursa’da yapılacak Dünya Kupası Grup Eleme Maçı nedeniyle hemen başlandığı öğrenildi. 565382 Hastane mikrobu kumsalda Hastane mikrobu kumsalda SAN FRANCISCO (A.A) Hastanelerde ortaya çıkan, antibiyotiklere dirençli MRSA mikrobu, ABD kumsallarında ilk kez görüldü. Bu mikroba daha önce deniz suyu ve kumda rastlanmamıştı. Araştırmaya göre, Washington ve California eyaletleri sahillerinde 10 kumsaldan su ve kum numuneleri alındı, beşinde MRSA patojenine rastlandı. 566689 Massa antrenmanlara başlıyor Massa antrenmanlara başlıyor MACARİSTAN (AA) Formula pilotu Felipe Massa'nın özel doktoru Dino Altmann, yaptığı açıklamada, Massa'nın 10 güne kadar gokart kullanarak antrenmanlara başlayacağını, 2010 yılı başından itibaren ise sağlığına tamamen kavuşarak yarışacak pozisyona geleceğini söyledi. Macaristan Haber Ajansı (MTI) tarafından yayımlanan haberde, şimdi bile sağlık problemi kalmayan Ferrari'nin Brezilyalı pilotu Felipe Massa'nın gokart sürerek başlayacağı antrenmanlarını kısa süre sonra Formula aracıyla sürdüreceği bildirildi. Massa ise yeniden pistlere dönmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, önümüzdeki Kasım ayında Abu-Dabi'de yapılacak olan Formula yarışlarında kendini start alacak durumda hissettiğini, takımı Ferrari ile devamlı irtibatta olduğunu söyledi. Massa, geçtiğimiz 25 Temmuz tarihinde Macaristan'da düzenlenen Formula yarışlarının sıralama turlarında başına isabet eden 800 gramlık çelik yay nedeni ile ağır yaralanmış ve yarış hayatı tehlikeye girmişti. 566477 GE ve Hyundai'den 2,5 milyar dolarlık işbirliği Resmi haber ajansı KUNA'nın bildirdiğine göre Subbiya adlı tesis 2011 yılında hizmete girdiğinde ülkenin şu anki elektrik üretiminin yüzde 20'sine denk gelen bin megavat enerji üretecek. Elektrik ve Su Bakanlığı yetkilileri, anlaşmaya bin 320 megavat elektrik üretecek altı adet gaz türbininin ithali ve montajı ile ek altı adet 700 megavat enerji üretecek buhar türbinin dahil olduğunu söyledi. Kuveyt geçen ay Subbiya'daki tesis için 2.65 milyar dolarla en düşük teklifi veren General Electric'i seçtiğini açıklamıştı. İhaleye Alman Siemens, Japon Mitsui & Co ve Marubeni, İspanyol Iberdrola Ingenieria Construccion ve Kanadalı SNC-Lavalin Limited katılmıştı. Kuveyt'in 10 bin megavatlık enerji kapasitesini 2012 yılı itibariyle 16 bin megavata çıkarmayı planladığı kaydedildi. 565310 Dönemin Ergenekon'u solcularla ülkücüleri vuruşturdu Bugün Ergenekon iddianamesinde geçen konuşma ve ilişkilere bakıldığında bunun daha iyi anlaşıldığını vurgulayan Damattan, "Dönemin Ergenekon'u yani cuntacılar, ülkücülerle solcuları vuruşturdu. Bir husumet vardı. Ama birileri bir taraftan kışkırtıyorlardı, diğer yandan öldürüyorlardı. Aslında biz öldürmedik, sol da öldürmedi." diye konuştu. Damattan, 11 Eylül 1980 günü 40 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatırken, "Kızılay'dan Çankaya'ya kadar bir sürü bomba patladı. Önce kışkırttılar, çatışmaları yoğunlaştırarak çıtayı yükselttiler, sonra da kendilerine zemin hazırlayarak geldiler. Meğer darbe yapmak için bunu yapıyorlarmış." iddialarında bulundu. Damattan, idam edilen, işkence ile öldürülen bir ülkücü kadar bir solcuya da üzüldüğünü ifade etti. Solcularla sağcıların aynı el tarafından vurulduğuna dikkat çekti. dönemde bunu anlamanın zor olduğunu, ancak bugün gelinen noktada geriye dönüp bakıldığında manzaranın daha iyi anlaşıldığını ifade etti. Eski BBP Genel Başkan Yardımcısı, 12 Eylül'ün ülkeye en büyük zararının ise PKK'yı doğurması olduğunu söyledi. 12 Eylül vasıtası ile milli direnişin yok edilerek PKK'nın türetildiği görüşünü dile getiren Damattan, "Kardeşlerimizin kanı üzerinde gerçekleştirilmiş planın sonucunda PKK veledini doğurmuştur. Ama biz kurumlarımız zarar görmesin, Peygamber ocağı zarar görmesin diye bugüne kadar fazla dillendirmedik." ifadelerini kullandı. 565492 Alman kızlara manken tuzağı Almanca sitesi kurup, 'daki genç kızları 'deki büyük firmaların tanıtımlarında olarak kullanacaklarını söyleyerek 2'si Türk asıllı Alman vatandaşını dolandırdıkları öne sürülen 3'ü kadın kişi yakalandı. Alınan bilgiye göre, aralarında Alman vatandaşı bir kadın ve daha önce 'da yaşayanların da bulunduğu bir grup web sitesi kurarak, bu sitede yüzü ve fiziği beğenilen genç kızların 'deki büyük firmaların tanıtımında kullanılacağına ilişkin ilan yayınladı. Zanlılar, sitede ilanı görerek başvuruda bulunan genç kıza, yanlarına yüksek modelli dizüstü ve alarak Türkiye'ye gelmelerini söyledi. Türkiye'ye yakınlarıyla gelen kızlar, çeşitli otellere yerleştirildi. Yanlarında getirdikleri cep telefonları ve dizüstü bilgisayarları formatlanması bahanesiyle alınan bir genç kız ile annesi, zanlıların masraflar için kendilerinden sürekli para istemesi üzerine şüphelenerek polise başvurdu. Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Bürosu ekipleri, şüphelilerin kıza verdiği telefondan zanlılara ulaştı. Yapılan operasyonda, Alman vatandaşı M.H. (20) ile B.B. (25) ve Ş.G. (25) adlı kadınlarla, A.Y. (25), K.G. (23), S.G. (35), Y.B. (40) ve A.Y. (25) gözaltına alındı. Zanlıların her birinin kızlarla olan görüşmelerinde farklı isimler kullandıkları belirlendi. Şüphelilerin üzerlerinde ve evlerinde yapılan aramalarda dolandırıldıklarını öne süren kızlardan alındığı belirlenen dizüstü bilgisayar, cep telefonu ve bir miktar döviz ele geçirildi. Almanya'dan olma hayaliyle 'ya gelen 2'si Türk asıllı Alman vatandaşı genç kız, zanlılardan şikayetçi oldu. Olayın duyulmasının ardından şikayetçi sayısının artabileceği belirtildi. Zanlılar sorgularının ardından adliyeye sevk edildi. 566725 Bakanlar Kurulu Toplantısı sona erdi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. Başbakanlık Merkez Bina'daki toplantı yaklaşık 3,5 saat sürdü. Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Ramazan Bayramı'nda otoyollar ile Boğaz köprülerinden ücretsiz geçiş imkanı sağlanacağını bildirdi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısından yaptığı açıklamada, arife günü olan 19 Eylül Cumartesi gece yarısından başlayarak 22 Eylül gece yarısına kadar oto yollar ve boğaz köprülerinden ücretsiz geçiş sağlanacağını söyledi. Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında, bayramın birinci günü olan 20 Eylülden 22 Eylül gece yarısına kadar belediyelerle bunların kurdukları işletmelerce yürütülen toplu taşım hizmetlerinde de kolaylık sağlanmasına ilişkin karar alındığını da ifade etti. Devlet ve bağlı müesseselerde çalışan işçilere her yıl ödenen ilave tediyelerin her yıl iki taksitte ödendiğini hatırlatan Çiçek, ilk taksitin bayramdan önce, 17 Eylül 2009'da ödeneceğini, diğer yarısının ise 25 Kasım 2009'da ödeneceğini bildirdi. Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Demokratik açılım'' ile ilgili TBMM'de yapılacak oturumu, kapalı ya da açık yapma gibi bir endişeleri bulunmadığını belirterek, ''Gerekiyorsa biz bu oturumu açık da yaparız ama böylesine hassas bir konunun tribünlere oynayarak konuşulması yerine daha soğukkanlı, daha derli toplu konuşulması için söylenmiş bir fikirdir, bir yöntemdir'' dedi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Devlet ve bağlı müesseselerde çalışan işçilere her yıl ödenen ilave tediyelerin her yıl iki taksitte ödendiğini hatırlatarak, ilk taksitin bayramdan önce, 17 Eylül 2009'da ödeneceğini, diğer yarısının ise 25 Kasım 2009'da ödeneceğini bildirdi. Cemil Çiçek, ''Zaten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız da BAĞ-KUR ve SSK emeklilerinin maaşlarının bayramdan evvel ödenmesiyle ilgili açıklamayı yapmıştı'' dedi. Toplantıda Avrupa Birliği (AB) konusu üzerinde durduklarını belirten Çiçek, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın ''Türkiye'nin AB İletişim Stratejisi'' ile ilgili Bakanlar Kurulu'na bilgi sunduğunu söyledi. Türkiye'de ve AB ülkelerinde yapılan kamuoyu yoklamalarında, ''AB üyesi ülkelerin Türkiye'yi yeterince tanımadığı, Türk vatandaşların da AB konusunda yeterli bilgi iletişimine sahip olmadığı''nın görüldüğünü ifade eden Çiçek, bunun yanlış değerlendirmelere yol açtığını kaydetti. Çiçek, bunun için konunun, hem içerde hem dışarda bilimsel yöntemlerle ve çok gerçekçi verilerle kamuoylarına tanıtılması ve bu iletişimin sağlanması gerektiğini vurguladı. AB Genel Sekreterliğinin bununla ilgili çok kapsamlı bir çalışma yaptığını söyleyen Çiçek, ''Sayın Bakan bilgi sundu. Biz de Bakanlar Kurulu'nda bu stratejiyi benimsemiş olduk. Bundan sonra faaliyetler bu strateji çerçevesinde yürütülmüş olacak'' dedi. AFET KOORDİNASYONU, ÇİÇEK SORUMLULUĞUNDA YÜRÜTÜLECEK Çiçek, İstanbul, Tekirdağ ve diğer bazı illerde yaşanan sel felaketiyle ilgili çalışmaları devam ettiğini, henüz tüm yerleşim merkezlerinde kesin hasar tespitlerinin yapılamadığını belirtti. Bu tespitler yapıldıktan sonra başta kamu olacakları olmak üzere ne gibi kolaylıklar sağlanacağını ortaya koyacaklarını belirten Çiçek, şöyle konuştu: ''Bugün aldığımız bir karar şudur; bildiğiniz gibi bu tür felaketler olduğu zaman bir çok devlet kuruluşu konuyla ilgilenmektedir. Aynı yerleşim merkezi içeresinde Devlet Su İşlerinin, Karayollarının ve mahalli idarelerin, yerel yönetimlerin görev alanına giren, sorumluluğunda olan hususlar var. Gelinen noktada böyle tecrübelerden sonra konunun tek elden koordine edilmesi, planlanması ve birlikte bu sorunların, muhtemel sorunların çözülebilmesi noktasında konunun tek elden yürütülmesi gerekmektedir.'' Bununla ilgili yasal bir düzenlemeyi geçen yasama dönemi içerisinde çıkardıklarını anımsatan Çiçek, bu yasa ile Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık Acil Durum Genel Müdürlüğü'nün birleştirildiğini, tek çatı altında toplandığını kaydetti. Çiçek, sözlerine şöyle devam etti: ''Bundan sonra bu konularla ilgili son İstanbul'da yaşanan üzücü olaylar da dahil olmak üzere bundan sonra konu tek elden yürütülecektir, koordinasyon tek elden sağlanacaktır. Bunun sorumluluğunu da ben üstlenmiş olacağım. Zaten çıkan yasa Başbakanlığa bağlı olarak çıkmıştı. Sayın Başbakan bu koordinasyonunun tarafımızdan yapılmasını uygun görmüştür. Bu anlayış çerçevesinde konuyu derhal, birlikte ele alıp hiç olmazsa bundan sonra üzücü olaylar meydana gelmesin, şayet gelebilecekse onun önlemlerini önceden belli bir plan dahilinde alalım diye yeni bir anlayışla konuya yaklaşmış olmaktayız.'' MEMUR MAAŞLARINDAKİ ARTIŞ Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Memur maaşlarına yapılacak zammın Bakanlar Kurulu toplantısında gündeme gelip gelmediğine ilişkin soru üzerine Çiçek, konunun gündeme gelmediğini söyledi. Memur maaş zamlarının daha önceki toplantılarda şeklen ele alındığını ifade eden Çiçek, TBMM'ye sunulmadan önce bütçenin Bakanlar Kurulu toplantısında her zaman ele alındığını, 17 Ekim'de bütçenin TBMM'ye sunulmuş olacağını ve dolayısıyla memur maaş kat sayılarının da bütçede yer alacağını kaydetti. Çiçek, ''Şunun bilinmesinde fayda var, biz seçimle gelmiş bir iktidarız eğer çalışan insanımıza gerçekten beklentileri karşılayacak bir ödeme yapma imkanımız olursa bunu vatandaşımızın biz bunu bugüne kadar esirgemedik, esirgemeyiz. Eğer geçmişte telaffuz edilen bir rakam varsa bu çok ince hesabın, ayrıntılı bir hesabın sonucudur. Dolayısıyla Sayın Yazıcı tarafından sendikalarımıza teklif edilen rakam günkü bir hesap çerçevesinde yapılmıştır. Ancak bugün bu konu gündeme gelmedi. Bu konu Ekim ayı içerisinde Meclis'e sunulurken zaten orada yer almış olacaktır'' diye konuştu. BAHÇELİ'YE YANIT MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, ''demokratik açılım'' çalışmalarıyla ilgili olarak TBMM'de kapalı oturum yapılması durumunda ''Hükümet kapalı oturumda bir bilgi verirse biz bu bilgiyi açıklayacağız'' dediğinin hatırlatılması ve değerlendirmesinin sorulması üzerine, Çiçek, TBMM'de ilk kez kapalı oturum yapılmayacağını, cumhuriyetin kurulduğu günlerden bugüne kadar farklı zamanlarda böyle oturumlar yapıldığını hatırlattı. ''Bunun kendine göre bir mantığı ve gerekçesi olduğunu'' söyleyen Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bizim noktada bir endişemiz yok. Üzerinde durduğumuz, karar verdiğimiz, yürütmekte olduğumuz çabaları kamuoyu önünde açık da kapalı oturumda da tartışırız. Kapalı oturumda daha soğukkanlı, daha derli toplu konuşmanın avantajları var. Yoksa bir çekincemiz olduğundan, milletimizden herhangi bir şeyi sakladığımızdan dolayı değildir. Gerekiyorsa biz bunu açık da yaparız, bunda hiç tereddüt yok. Ancak üzerinde durmamız gereken şey şu; bir yöntemi, bir talebi beğenmiyor olabilirsiniz ya da sizin buna karşılık bir kısım taleplerimiz olabilir ama bunların hepsinin yürürlükteki mevzuat çerçevesinde yapılması lazım. Eğer insanlar yürürlükteki mevzuatı 'ben tanımam' demeye getiriyorsa zaman bu ülkede hukuk devletini nasıl tesis edeceğiz? Yani kapalı oturumlardaki değerlendirmelerin 10 yıl geçmeden hiçbir şekilde yayınlanamayacağı ortada iken, bu mevzuat hükmü iken ben 'bunu tanımam, buna rağmen açıklama yaparım' diyorsa, zaman söylenebilecek ne vardır diye doğrusu düşünürüm. Açıkça ifade edelim, bizim kapalı ya da açık herhangi bir endişemiz yok, gerekiyorsa biz bu oturumu açık da yaparız. Ama böylesine hassas bir konunun tribünlere oynayarak konuşulması yerine daha soğukkanlı, daha derli toplu konuşulması için söylenmiş bir fikirdir, bir yöntemdir. Nitekim bunu ilk defa biz de gündeme getirmiyoruz. Geçmişteki insanlar bu toplantılar yapıldığında, Cumhuriyetin ilk kurulduğu günlerden bugüne kadar kapalı oturumlarda dile getirilen hususlar, milletten saklanan, gizlenen hususlar değildi. formatta, şekilde konuşulması konunun önemi ve varılmak istenen amaç açısından daha doğru bulunduğu için iç tüzüğe böyle bir hüküm konulmuştur. İcap ediyorsa biz açık da konuşuruz. Bizim milletimizden saklayacağımız, milletimize söylemeyeceğimiz, kapalı kapılar arkasında bu işleri konuşacağız diye bir konu da yok. Biz milletimizle her zaman iç içeyiz ve açıkça da konuşuruz.'' . 566535 Mikroplarla Savaşta Yeni Keşif Amerika Birleşik Devletleri'nde bir bilim adamı ve ekibi, bakterilerin antibiyotiklere karşı nasıl direnç geliştirdiklerinin sırrını çözdü. Amerika Birleşik Devletleri'nde yayımlanan Science dergisindeki makaleye göre, New York Üniversitesi'nde yapılan araştırmada bakterilerin nitrik oksit üreterek geniş spekturumlu antibiyotiklere karşı direnç oluşturduğu ortaya çıkarıldı. Böylece sürekli yeni antibiyotik keşfedilmesi zorunluluğunun ortadan kalkmasının da yolu açılmış oldu. Science'ta yayımlanan çalışmaya göre bakterilerin, antibiyotiklere karşı direncinin bloke edilmesi sayesinde, tehlikeli enfeksiyonlara karşı daha etkili mücadele edilmesinin de yolu açılacak. 565674 Oğul Gökçek 'medya patronu' oluyor Osman Gökçek, kurduğu internet gazetesi ve satın aldığı bir radyo ile medya sektörüne adım atıyor. Aydınlıkevler Turgut Özal Bulvarı’ndaki katlı bir binayı kiralayan Osman Gökçek, burayı “medya merkezi” haline getirdi. Tasarım ve altyapı hazırlıkları tamamlanan, önümüzdeki günlerde yayın hayatına başlaması planlanan gazetelerin isimleri açıklanmazken, grubun lokomotifi olacak internet portalının adının “Beyaz Gazete” olduğu öğrenildi. Vatan'dan alınan habere göre; Bazı internet gazetesi ve radyo sahipleriyle bir araya gelen Osman Gökçek’in, bilgi alışverişinde bulunduğu belirtildi. Melih Gökçek, yerel seçimler öncesinde, “Aday gösterilmez veya seçilemezseniz bundan sonra ne yapacaksınız” sorusuna, “Sizinle meslektaş olmayı düşünüyorum. Ben de zaman medya patronu olurum. Ama şimdi medya patronluğu kolay, çok düşük ücretlere internette yayın yapan gazeteler kurarak habercilik yapabiliyorsunuz” yanıtını vermişti. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin internet sitesinde yer alan “Başkan-Özgeçmiş” bölümündeki bilgilere göre, Melih Gökçek’in Gazi Üniversitesi Gazetecilik Yüksek Okulu’nu bitirdiği, parlamento muhabirliği ve gazete temsilciliği yaptığı belirtiliyor. Ancak, Gökçek’in hangi gazetede parlamento muhabirliği ve gazete temsilciliği yaptığı belirtilmiyor. 565807 Şehirdeki Terörist Örgüte Darbe Terör örgütü PKK'nın şehirlerdeki uzantısı KCK'ya yönelik Diyarbakır ve Van'da düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan 20 kişi, Savcılığı çıkarıldı. Diyarbakır Adliyesi önünde sabah saatlerinden itibaren geniş güvenlik önlemi alındı. Terör örgütü KCK'ya yönelik operasyonda gözaltına alınan zanlılar, ifade vermek üzere savcılığa çıkarıldı. Zanlıların savcılıktaki ifadelerinin ardından mahkemeye çıkarılmaları bekleniyor. 11 Eylül'de terör örgütünün şehirlerdeki uzantısı KCK'ya yönelik Diyarbakır ve Van'da düzenlenen operasyonda aralarında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Genel sekreter yardımcısı, Bağlar, Yenişehir ve Kayapınar belediye başkan yardımcılarının da bulunduğu 20 kişi gözaltına alınmıştı. Öte yandan Demokratik Toplum Partili bazı milletvekili ve belediye başkanlarının, DTP'li belediye yöneticilerinin gözaltına alınmasını protesto etmek amacıyla başlattığı oturma eylemi sürüyor. 565753 Devler yarın sahneye çıkıyor program Grubu'nda mücadele edecek olan temsilcimiz Beşiktaş, grubundaki ilk maçını yarın saat 21.45'te başlayacak maçta İstanbul'da İngiltere temsilcisi Manchester United'la oynayacak. Şampiyonlar Ligi'nde grupta oynanacak maçların programları şöyle: GRUBU 15 Eylül Salı Juventus (İtalya) Bordeaux (Fransa) Maccabi Haifa (İsrail) Bayern München (Almanya) 30 Eylül Çarşamba Bayern München (Almanya) Juventus (İtalya) Bordeaux (Fransa) Maccabi Haifa (İsrail) 21 Ekim Çarşamba Bordeaux (Fransa) Bayern München (Almanya) Juventus (İtalya) Maccabi Haifa (İsrail) Kasım Salı Bayern München (Almanya) Bordeaux (Fransa) Maccabi Haifa (İsrail) Juventus (İtalya) 25 Kasım Çarşamba Bordeaux (Fransa) Juventus (İtalya) Bayern München (Almanya) Maccabi Haifa (İsrail) Aralık Salı Juventus (İtalya) Bayern München (Almanya) Maccabi Haifa (İsrail) Bordeaux (Fransa)   GRUBU 15 Eylül Salı Beşiktaş Manchester United (İngiltere) Wolfsburg (Almanya) CSKA Moskova (Rusya) 30 Eylül Çarşamba CSKA Moskova (Rusya) Beşiktaş Manchester United (İngiltere) Wolfsburg (Almanya) 21 Ekim Çarşamba Wolfsburg (Almanya) Beşiktaş CSKA Moskova (Rusya) Manchester United (İngiltere) Kasım Salı Beşiktaş Wolfsburg (Almanya) Manchester United (İngiltere) CSKA Moskova (Rusya) 25 Kasım Çarşamba Manchester United (İngiltere) Beşiktaş CSKA Moskova (Rusya) Wolfsburg (Almanya) Aralık Salı Beşiktaş CSKA Moskova (Rusya) Wolfsburg (Almanya) Manchester United (İngiltere) GRUBU   15 Eylül Salı Zürih (İsviçre) Real Madrid (İspanya) Olympique Marsilya (Fransa) Milan (İtalya) 30 Eylül Çarşamba Milan (İtalya) Zürih (İsviçre) Real Madrid (İspanya) Olympique Marsilya (Fransa) 21 Ekim Çarşamba Real Madrid (İspanya) Milan (İtalya) Zürih (İsviçre) Olympique Marsilya (Fransa) Kasım Salı Milan (İtalya) Real Madrid (İspanya) Olympique Marsilya (Fransa) Zürih (İsviçre) 25 Kasım Çarşamba Real Madrid (İspanya) Zürih (İsviçre) Milan (İtalya) Olympique Marsilya (Fransa) Aralık Salı Zürih (İsviçre) Milan (İtalya) Olympique Marsilya (Fransa) Real Madrid (İspanya) GRUBU 15 Eylül Salı Chelsea (İngiltere) Porto (Portekiz) Atlético Madrid (İspanya) APOEL (Kıbrıs Rum Kesimi) 30 Eylül Çarşamba APOEL (Kıbrıs Rum Kesimi) Chelsea (İngiltere) Porto (Portekiz) Atlético Madrid (İspanya) 21 Ekim Çarşamba Porto (Portekiz) APOEL (Kıbrıs Rum Kesimi) Chelsea (İngiltere) Atlético Madrid (İspanya) Kasım Salı APOEL (Kıbrıs Rum Kesimi) Porto (Portekiz) Atlético Madrid (İspanya) Chelsea (İngiltere) 25 Kasım Çarşamba Porto (Portekiz) Chelsea (İngiltere) APOEL (Kıbrıs Rum Kesimi) Atlético Madrid (İspanya) Aralık Salı Chelsea (İngiltere) APOEL (Kıbrıs Rum Kesimi) Atlético Madrid (İspanya) Porto (Portekiz) GRUBU 16 Eylül Çarşamba Liverpool (İngiltere) Debreceni (Macaristan) Olympique Lyon (Fransa) Fiorentina (İtalya) 29 Eylül Salı Fiorentina (İtalya) Liverpool (İngiltere) Debreceni (Macaristan) Olympique Lyon (Fransa) 20 Ekim Salı Debreceni (Macaristan) Fiorentina (İtalya) Liverpool (İngiltere) Olympique Lyon (Fransa) Kasım Çarşamba Fiorentina (İtalya) Debreceni (Macaristan) Olympique Lyon (Fransa) Liverpool (İngiltere) 24 Kasım Salı Debreceni (Macaristan) Liverpool (İngiltere) Fiorentina (İtalya) Olympique Lyon (Fransa) Aralık Çarşamba Liverpool (İngiltere) Fiorentina (İtalya) Olympique Lyon (Fransa) Debreceni (Macaristan) GRUBU 16 Eylül Çarşamba İnter (İtalya) Barcelona (İspanya) Dinamo Kiev (Ukrayna) Rubin Kazan (Rusya) 29 Eylül Salı Rubin Kazan (Rusya) İnter (İtalya) Barcelona (İspanya) Dinamo Kiev (Ukrayna) 20 Ekem Salı Barcelona (İspanya) Rubin Kazan (Rusya) İnter (İtalya) Dinamo Kiev (Ukrayna) Kasım Çarşamba Rubin Kazan (Rusya) Barcelona (İspanya) Dinamo Kiev (Ukrayna) İnter (İtalya) 24 Kasım Salı Rubin Kazan (Rusya) Dinamo Kiev (Ukrayna) Barcelona (İspanya) İnter (İtalya) Aralık Çarşamba İnter (İtalya) Rubin Kazan (Rusya) Dinamo Kiev (Ukrayna) Barcelona (İspanya) GRUBU   16 Eylül Çarşamba Stuttgart (Almanya) Glasgow Rangers (İskoçya) Sevilla (İspanya) Unirea Urziceni (Romanya) 29 Eylül Salı Unirea Urziceni (Romanya) Stuttgart (Almanya) Glasgow Rangers (İskoçya) Sevilla (İspanya) 20 Ekim Salı Glasgow Rangers (İskoçya) Unirea Urziceni (Romanya) Stuttgart (Almanya) Sevilla (İspanya) Kasım Çarşamba Unirea Urziceni (Romanya) Glasgow Rangers (İskoçya) Sevilla (İspanya) Stuttgart (Almanya) 24 Kasım Salı Glasgow Rangers (İskoçya) Stuttgart (Almanya) Unirea Urziceni (Romanya) Sevilla (İspanya)   Aralık Çarşamba Stuttgart (Almanya) Unirea Urziceni (Romanya) Sevilla (İspanya) Glasgow Rangers (İskoçya) GRUBU   16 Eylül Çarşamba Olympiacos (Yunanistan) AZ Alkmaar (Hollanda) Standard Liège (Belçika) Arsenal (İngiltere) 29 Eylül Salı Arsenal (İngiltere) Olympiacos (Yunanistan) AZ Alkmaar (Hollanda) Standard Liège (Belçika) 20 Ekim Salı AZ Alkmaar (Hollanda) Arsenal (İngiltere) Olympiacos (Yunanistan) Standard Liège (Belçika) Kasım Çarşamba Arsenal (İngiltere) AZ Alkmaar (Hollanda) Standard Liège (Belçika) Olympiacos (Yunanistan) 24 Kasım Salı AZ Alkmaar (Hollanda) Olympiacos (Yunanistan) Arsenal (İngiltere) Standard Liège (Belçika) Aralık Çarşamba Olympiacos (Yunanistan) Arsenal (İngiltere) Standard Liège (Belçika) AZ Alkmaar (Hollanda) 566294 Denizli İlk Galibiyet Peşinde UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Grubu'ndaki ilk sınavını İngiltere'nin futbol devi Manchester United karşısında verecek olan Beşiktaş'ta, "Devler Ligi"ndeki maçlar teknik direktör Mustafa Denizli için de ayrı bir anlam taşıyor. Fenerbahçe'nin başında 2001-2002 sezonunda "Devler Ligi"de "sıfır" çeken deneyimli teknik adam, bu sezon Beşiktaş'ın başında başarıyı kovalayacak. Mustafa Denizli yönetimindeki Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde 2001-2002 sezonunda Grubu'nda yaptığı maçı da yitirerek, hiç puan alamadı. Grup maçlarını gol atıp, 12 gol yiyerek son sırada tamamlayan Denizli yönetimindeki Fenerbahçe, aynı zamanda şimdiye kadar "Devler Ligi"nde mücadele eden Türk takımları içindeki en kötü performansı sergiledi. 566235 İran'da uyuşturucu operasyonu: 10 ölü Polis yetkilileri, Afganistan'dan İran'a uyuşturucu sokmak isteyen silahlı uyuşturucu kaçakçılarının güvenlik görevlilerinin dur ihtarına ateşle karşılık vermesi üzerine dün gece çatışma çıktığını bildirdi. Çatışmada güvenlik güçlerinin bir kayıp verdiği, buna karşılık uyuşturucu kaçakçısının öldürüldüğü kaydedildi. Kaçakçılara ait çok sayıda silah ve mühimmat ile 122 kilogram uyuşturucu maddesinin de ele geçirildiği belirtildi. Güvenlik güçleriyle uyuşturucu kaçakçıları arasında sık sık çatışmanın çıktığı İran'da, günde yaklaşık üç ton uyuşturucu ele geçiriliyor. BM raporlarına göre, Körfez ve Arap ülkeleri ile Avrupa'ya giden uyuşturucunun üçte biri İran üzerinden transfer ediliyor. Uluslararası uyuşturucu şebekeleri, Afganistan'da üretilen uyuşturucuları özellikle Avrupa pazarına nakletmede İran'ı üs olarak kullanıyor. 565707 Yağmur sonrası davaya devam ediliyor Yağmur sonrası davaya devam ediliyor İSTANBUL Hava muhalefeti nedeniyle Eylül Pazartesi günü verilen aranın ardından birleştirilen Ergenekon davasının 5. duruşmasına bugün devam ediliyor. Duruşmada Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, iddianameyi okuyor. Birleştirilen Ergenekon davasının 5. duruşması bugün görülmeye başlandı. Mazeretli olduğu için gelmeyen Köksal Şengün'ün yerine üye hakim Hasan Hüseyin Özese mahkeme başkanlığına vekalet etti. Tutuklu sanıklardan Levent Ersöz ile Mehmet Haberal hastanede bulunduğu için, Süleyman Solmaz ve Fatih Hilmioğlu da mazeretleri nedeniyle duruşmaya katılmadı. 48 tutuklu sanık ile tutuksuz sanığın hazır bulunduğu duruşmada Hasan Hüseyin Özese, iddianamenin okunmasına devam edileceğini belirtti. Bunun üzerine söz alan tutuklu sanık Emcet Olcayto, birinci iddianame ile bu davanın birleştirilmesine ilişkin bir karar bulunmadığını belirterek, "2. iddianamenin başında bulunan ilk iddianame kısmı satır satır okundu. Oysa Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, iddianamenin çok kısa bir özetinin okunmasına ilişkin karar almıştı. Lütfen alınan karara uyularak iddianamenin çok kısa bir özetinin okunmasını istiyorum" dedi. Hüseyin Vural Vural, Tuncay Özkan ve Adil Serdar Saçan'ın avukatı Celal Ülgen de iddianemenin 500 sayfa okunmasının bile günler alacağını, bunun da bir eziyete dönüşeceğini belirterek özetin özetinin okunmasını talep etti. Başkan Özese, bu konuda mahkemenin daha önceden alınmış bir kararı olduğunu hatırlatarak, taleplerin öğleden sonra alınabileceğini söyledi. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Danıştay saldırısıyla ilgili bölümünden itibaren iddianamenin okunmasına devam etti. Bu arada sanık Tuncay Özkan'a ait kitaptan oluşan bir kolinin, yakınları tarafından mahkeme salonuna getirildiği ve avukatları tarafından teslim alındığı gözlendi. Mahkeme başlamadan hemen önce sanıklarla yakınlarının aralarındaki 5-6 metrelik mesafeden sohbet edip hal hatır sorduğu görüldü. Sohbet sırasında sanık Mustafa Balbay'ın, yakınlarının sorusu üzerine sağanak yağmur sırasında gerekli tedbirleri aldığını söyledi. YAĞMUR BİNAYA ZARAR VERMİŞTİ İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde birleştirme kararıyla görülmekte olan 2. ve 3. Ergenekon davasının 4. duruşması, sağanak yağmura esir olmuştu. Elektrik tesisatına kısa devre yaptıran yağmur suları, asma tavanın da çökmesine neden olmuştu. Alarm sisteminin devreye girmesi, ardından güvenlik nedeniyle elektrikleri kesilen adliye binası bir anda karanlıklara gömülmüştü. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, duruşmaya bir hafta ara vermişti. Bu ara sırasında bina çatısı ile asma tavanın onarılması bekleniyordu. Asma tavanın onarıldığı gözlenirken çatıyla ilgili onarımın henüz tamamlanamadığı ileri sürüldü. 566575 Avrupa’nın en büyük otomotiv modifiye şirketini Türkler işletiyor ’nın en büyük modifiye şirketini Türkler işletiyor ’nın ve ’nın en büyük modifiye ürünleri şirketini Türkler işletiyor.  Bayburtlu Abdurrahman ve Ulvi Keskin kardeşlerin, Almanya’nın Mannheim kenti yakınlarında sahibi olduğu şirket, araba lastiği, cant ve benzeri ürünler imal ediyor. Yaklaşık 30 yıl önce ’tan Almanya’ya giden Keskin ailesi, lastiği ve jantlarıyla işe başlayan işlerini büyüterek, Almanya ve Avrupa’nın en lüks jantlarını üretmeye başladılar. 1995 yılında, “Keskin Tuning” adıyla Almanya ve Avrupa’da lüks sınıfa hitap eden jantlarını üretmeye başlayan Keskin, daha sonra, lüks sınıf jant ve lastikte rakipsiz bir konuma ulaştılar. Sadece lüks sınıfa yönelik jant üretmekle kalmayan Keskin ailesi, daha sonra, orta sınıfın da satın alabileceği ve çocukluklarının geçtiği köylerinin eski ismi olan “Mam” jantlarını da imal ederek satışına başladılar.  İlk lastik üretiminde, Güney teknolojisini kullanan Keskin, daha sonra kendi teknolojilerini geliştirdiler. Keskin kardeşler, Bayburt yöresinin beğenilen yemeği olan Ziron’u, Almanca’da telaffuz edildiği şekliyle “Syron” olarak çevirerek, Syron marka lastikleri tüm dünyaya satmaya başladılar. ’in, Mannheim’daki şirketlerini ziyaret ettiği Syron lastikleri, özellikle performans alanında en çok tutulan lastik sınıfı arasında yer alıyor. 566454 Balbay: Notlar bana ait değil İkinci 'Ergenekon' davasının tutuklu sanığı Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi sanık Mustafa Balbay, 'İddianamede yer alan ve bana atfedilen günlük adındaki notlar bana ait değildir' dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde söz alan tutuklu sanık Hasan Atilla Uğur, bütün hayatını terör örgütü PKK ile mücadeleye adadığını belirterek, bu örgütle ilişkili kişilerle bağlantı kurduğu iddialarının doğru olmadığını, bunların iftira olduğunu söyledi. Sanık Mustafa Balbay da bütün yaz boyunca avukatıyla beraber suçlamalarla ilgili somut delilleri irdelemeye çalıştıklarını, ortaya atılan delillerin, delil niteliği taşıyıp taşımadığına ilişkin mahkemenin karar vermesini istedi. 'İddianamede yer alan ve bana atfedilen günlük adındaki notlar bana ait değildir' diyen Balbay, 'Yaz boyunca bu iddiaları araştırdım. İlk gördüğümde 'bu montaj olabilir' demiştim. 10 yıllık notlar dakika 33 saniyede oluşturulmuş görünüyor. Ben eskiden atletizmle uğraştım. Usain Bolt olsam bu kadar sürede günlük oluşturamam. Bunun kopya olduğu açıktır. Bunun delil olup olamayacağını mahkemenize bırakıyorum' dedi. Bilgisayarına da el konulduğunu, kendisine bir kopyasının verilmediğini ifade eden Balbay, Savcı Nihat Taşkın'ın 19 Ocak tarihli yazısına karşın hala bilgisayarının ya da imajının (kopyası) teslim edilmediğini anlattı. İş yeri olan Cumhuriyet gazetesinin Ankara Bürosu'nda el konulan bilgisayarların da imajının verilmediğini belirten Balbay, 'Çıkartıldığım mahkemede hakim Sedat Sami Haşıloğlu, bana sorular yöneltti. sorulara ilişkin bilgisayar imajları Temmuzda çıkartılmış. CMK'ya göre imajlar olay mahallinde verilmeli. Bunlar delil değeri taşır mı? Bana atfedilen notlar üzerinden başkaları da suçlandığı için bunların delil değeri taşıyıp taşımadıklarına ilişkin karar çıkartılması çok önemli' diye konuştu. ABD Büyükelçisi ile gizli kapaklı toplantı yaptığına ilişkin iddialar olduğunu dile getiren Balbay, 'gizli kapaklı' olduğu iddia edilen toplantının ABD Büyükelçisi ile gazeteciler Fikret Bila, Erdal Sağlam ve Mustafa Öncel'in de katıldığı resmi yemek olduğunu kaydetti. Hakkında 'yargısız infazın' söz konusu olduğunu ileri süren Balbay, Cumhuriyet gazetesinin Ankara Bürosu'nun santral telefonundan yapılan bütün görüşmelerinden sorumlu tutulduğunu vurguladı. Balbay, şöyle devam etti: 'Bir kişiyle 300 kere görüşme yapmam çok saçma geldi. Muhabirler konuşmuş, gazetecilik ilişkileri var. Haber alıp haber veriyorlar. Bu sorular bana soruluyor. Gazeteciliğimden hiçbir endişem yok. Yanıt veremeyeceğim hiçbir soru yok. Bilgisayarların imajının verilmemesi, içeriğinin kopya olması, farklı zamanlardaki metinlerin bir araya getirilmesi, çok büyük bir usulü hata olduğunu gösterir. Bunun altını çiziyorum.' Tutuklu sanık Tuncay Özkan da iddianamede suçunun delillerinin kendisine söylenmediğini, ancak satırla tutukluluğunun devam ettiğini söyledi. Özkan, yıldır tutuklu olduğunu, 11 kere de tutukluluğunun devamı yönünde karar verildiğini ifade ederek, elde edilen delillerin CMK'ya uygun olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesini istedi. 'Emekli Oramiral Özden Örnek'in günlüklerinde adının geçtiğini' belirten Özkan, 'Örnek'i kere ziyaret ettim. 'Televizyon kanalı kuracağım OYAK'tan reklam verir misiniz?' dedim. 'Recep Tayyip Erdoğan bana saldırırsa beni korur musunuz?' diye sordum' şeklinde konuştu. Adil yargılanmak istediğini ifade eden Özkan, mahkemenin kendi hakkını savunmasını istedi. Özkan, 'terör örgütünün delili olarak gösterilen telefon konuşmasını yaptığı M.A'nın  Metin Akpınar', 'örgüte yeni eleman kazandırmasının delili olarak gösterilen konuşmayı gerçekleştirdiği S.B'nin de Süheyl Batum' olduğunu söyledi. Mahkeme heyetine başkanlık yapan üye hakim Hasan Hüseyin Özese de Özkan'a iddianamenin CMK'daki uygulamaya göre okunduğunu, mahkemenin herhangi bir kimsenin etkisi altında kalmadığını ve adil yargılama gerçekleştirdiğini, iddianamenin adı gibi savcıların iddialarından oluştuğunu kaydetti. 'CEZAEVİ İÇERİYE ATTIĞIM İNSANLARLA DOLU' Tutuklu sanık Adil Serdar Saçan ise birinci 'Ergenekon' dava dosyasına MİT'ten gönderilen adet CD'nin kendisine verilmesini istediğini, ancak dava birleşmediği için mahkemenin bunu kabul etmediğini söyledi. Saçan, birinci iddianamedeki sanıklar ile ilişkilendirildiğini ifade ederek, 'Tuncay Güney, Ümit Oğuztan hakkında soruşturma yapan kişiyim. Davayı kapatmakla suçlanıyorum. Bu belgeleri alıp götürdüğüm söyleniyor. Peki ama MİT'e CD'ler nasıl gitti' dedi. Hakkında müebbet hapis cezası istenen örgüt yöneticilerinin hiç ifadesi alınmadan tensiple, itirazla tahliye edildiğini, kendisi hakkında 20 yıl hapis cezası istendiğini belirten Saçan, şunları söyledi: 'Beni neden içeride tuttuğunuzu açıklamalısınız. İçeriye attığım insanlarla aynı örgütte ve yan yana koğuşlarda tutuluyorum. Buradaki No'lu cezaevinin üçte ikisi çete suçlularıyla dolu. Yarı yarıya içeriye attığım insanlarla dolu. Beni cezaevinde koruyabileceğinizi mi sanıyorsunuz. Avukatımla görüşemiyorum. Hastaneye gidemiyorum.' Duruşma sanıkların talepleriyle devam ediyor. 565982 El Baradei'den İran'a zeytin dalı Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (UAEK) 53. genel kurul toplantısı bugün kurumun Viyana'daki merkezinde başladı. UAEK Başkanı Muhammed El Baradei, açılış konuşmasında, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na (NPT) taraf olan ülkelerin barışçıl amaçla nükleer enerjiyi kullanma hakkına sahip olduğuna işaret ederek, "İran'ın nükleer programına ilişkin sorunun, BM ve uluslararası toplumla diyalog yoluyla giderileceğini umduğunu" söyledi. El Baradei, taraflara, "mümkün olan en kısa zamanda birbirleriyle diyaloğa geçme" çağrısında bulundu. Bu arada, kurumun yönetim kurulu toplantısında üye 35 ülke tarafından Temmuzda seçilen Japonya temsilcisi Yukiya Amano'nun, UAEK'nin yeni başkanlığı genel kurul tarafından onaylandı. UAEK genel kurul toplantısına, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu üye 150 ülkeden bakan ve üst düzey diplomat katılıyor. Türkiye, BM Viyana ofisi nezdindeki daimi temsilci büyükelçi Ahmet Ertay başkanlığında bir heyetle temsil ediliyor. Genel kurul toplantısında Mısır başkanlığındaki Arap ülkelerinin Orta Doğu'nun nükleer silahlardan arındırılması ve İran'ın sunacağı nükleer reaktörlere yönelik hava saldırılarının yasaklanmasını öngören iki karar tasarısının ele alınacağı bildirildi. Toplantının 18 Eylüle kadar devam etmesi öngörülüyor. 565990 Türk patronlar Ukrayna'da iftar verdi Başkent Kiev'deki TİKE Restoran'ında samimi bir atmosferde geçen iftara; Büyükelçi Erdoğan İşcan, Askeri Ataşe Argun Güngöre, Ticaret Başmüşaviri Mehmet Ali Erkan, Kültür ve Turizm Müşaviri Ahmet Çanga ve Türk Hava Yolları (THY) Ukrayna Genel Müdürü Erol Akçal'ın yanı sıra Türkiye'den gelen Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri ile Ukrayna Türk toplumunun temsilcileri katıldı. Çok sayıda TUİD üyesinin hazır bulunduğu iftarda kürsüye gelen Yönetim Kurulu Başkan Vekili Necmi Doğan, Ramazan ayının birleştiriciliğine dikkat çekerek birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaptı. Ukrayna'da mutfak eşyası ticareti yapan Fatih Ünlükaçan da bu ülkede küçük bir Türk grubu oldukları için herkesin birbiriyle iyi ilişkiler içinde olduğunu söyledi. Ünlükaçan, "Avrupa ya da Amerika gibi değil genç bir ülke burası. Genç bir ülke olduğu için herkes yeni yeni atılımlar yapıyor. Büyüklerimiz olsun, kardeşlerimiz olsun her zaman birbirimizi kolluyoruz. Bu gibi mübarek günlerde senede bir iki defa da olsa toplanıyoruz. Bu seferde Ramazan ayına nasip oldu." şeklinde konuştu. 565768 Dört köşe yazarından ibretlik satırlar Hatırlayınız, Uzan Grubu'na yönelik ilk operasyon bu gruba ait Kepez ve ÇEAŞ'a 2003 yılında el konulmasıyla başlamıştı. İşte bu el konulma üzerine merak ettim acaba Hürriyet’in bugün mangalda kül bırakmayan bazı yazarları gün mangalda ne pişirmişler? “Ne şiş yansın ne kebap” mı demişler yoksa kebabı yedikten sonra şişi kalem haline getirip birilerine mi saplamışlar? Şimdi sıralıyorum:   1) OKTAY EKŞİ.. Tarih 17 Haziran 2003: “Bu adama (Uzan’a) dikkat edin. Adam şirketleriyle vatanı karıştırıyor. Uzan ailesi para ödemeyi sevmez. Ama asıl mesele elbet bu değil.. Amaç çok açık: Ben kanun kural tanımam. Böyle bir zihniyete (körtopal da olsa) 'bir hukuk devletinde' yaşadığı ve 'herkesin yasalar karşısında eşit olduğu' öğretilmezse, bu ihmalin bedelini hepimiz üstelik çok ağır şekilde öderiz.”   OKTAY EKŞİ.. Tarih 21 Şubat 2009: “Doğan Grubu'na 'Sizi de bazıları gibi mahvedeceğim' diyor. Ceza haksız, merak edenler geriye doğru yaşanmışları okuyup öğrensinler. Oradan ders alsınlar. zaman anlarlar niçin 'Bu filmi ikinci defa görüyoruz' dediğimizi..”   2) TUFAN TÜRENÇ.. 16 Haziran 2003: “Uzanlar hakkında her siyasi parti böyle cesaretli bir karar alamaz. Bu operasyona Uzan Grubu dışında ciddi bir itiraz da yok. Keyfi fiyat uyguluyorlar. Uzan cephesinden bakarsak, onlar bu operasyonu ne yazık ki hukuka aykırı bir eşkıyalık olarak tanımlıyor. Daha durun neler neler olacak, neler..”   TUFAN TÜRENÇ.. Tarih 20 Şubat 2009: “Hükümetin görevlendirdiği vergi denetçisi bir şeyler bulmak talimatıyla geliyor. Türkiye'deki laik demokratik rejim hızla hukukun dışına kayıyor. AKP iktidarında Uzanlar'ın ve daha birçoklarının başına gelenlerden sonra şimdi de Aydın Doğan'ı yok etmeye çalışmak hangi hukuka sığar?”   3) YALÇIN DOĞAN.. 17 Şubat 2003: 'Uzanlar'a ait ÇEAŞ ile Kepez Elektrik'e el konmasına dair cesareti bundan önceki hükümetler gösteremiyor. Konumu ve gücü ne olursa olsun, bundan böyle hiç kimse yasalar karşısında kabadayılık yapma hakkına sahip değil. Kimseye imtiyaz yok. Kimseden korkmadan, yasaları uygulamak gerek. Hukuk devleti, yerine ancak böyle oturabilir.”   YALÇIN DOĞAN.. 10 Eylül 2009: “Tayyip Erdoğan Doğan Grubu'na hınç ve öfkeyle saldırıyor. Emsali görülmemiş hukuka aykırılıklar ve sadece tek bir gruba yönelik aykırılıklar birbirini izliyor. Şimdi ses çıkarmayanlar günün birinde sıra kendilerine geldiğinde artık çok geç olduğunu anlayacak ama iş işten geçmiş olacak. Ceza demokrasiye kesiliyor, hepimize kesiliyor. Karanlığın farkında mısınız?”  4) AHMET HAKAN.. 25 Mayıs 2007: “Bir adam düşünün. Bankasının içini boşaltmakla suçlanıyor. 10 milyar dolarlık bir hortumlamadan yargılanıyor. Üstelik Cem Uzan’ın her tarafı açık..”  AHMET HAKAN.. 14 Eylül 2009: “Özal’ı yerin dibine sokan, Demirel’i acayip hırpalayan, Çiller’i memleketi dar eden, Mesut Yılmaz’a vuran bir geleneği bitirip herkesin el pençe divan durduğu bir ortam istiyorlar..” Evet, bu dört ismin yazdıkları aynen budur ve ne yazık ki budur.. Elbette bu yazının konusu Aydın Doğan’a kesilen cezanın haklı ya da haksız oluşunu tahlil etmek değildir.. Zaten bunu yapmaya ne hakkım ne de yetkim var.. Zira bu köşe ne aklama merciidir ne de mahkum etme mecraıdır. İş Uzan’a gelince “Oh ne güzel oldu, yasalar uygulanmak zorundadır” diyeceksiniz.. Bu kez iş Doğan'a gelince, “Medya susturuluyor, laiklik tehlikede” diyeceksiniz.. Uzan’ın medyası yok muydu? Ya da bu memlekette 2003 yılında “bağımsız mahkemeler” vardı da şimdi “kadı kodifikasyonu”mu teessüs etti? Doğan'a vergi cezası kesilince “Mahkemeler 4-5 yıl sürer” diyenler, Uzan’ın şirketlerine el konulmasının üzerinden henüz 4-5 saat dahi geçmemişken infaz metodunu niye uyguladılar? Evet Ahmet Hakan ne diyordu? “Tüm iktidarlara vuran bir gelenek bitirilmek isteniyor” diyordu? Sevgili Ahmet Hakan kardeşim, bitirilmek istenen sakın “tüm iktidarlardan nemalanan bir gelenek” olmasın?! 565746 Oruç yemek, ne demek? Türkiye'de bazı kimseler, Anadolu'nun ilk defa Cumhuriyet döneminde İslâmlaştırıldığını söylüyorlar. Cumhuriyet'ten önce Osmanlı'da nufüsun hatırı sayılır bir bölüğü gayr-i müslim unsurlardan oluşuyordu. Anadolu'nun Cumhuriyet'le birlikte İslâmlaştırıldığını söyleyenler, işte bu gayr-i müslim unsurların Türkiye'den sürülmelerini kastederler ve bunu da sanki matah bir işmiş gibi anlatırlar. Hatta bazı kimseler, bu ürpertici arındırmacılığı, Kemalizm'in aklanması için kullanırlar. Oysa gayr-i müslimlerin Anadolu'dan sürülmesi, Müslümanların Müslümanlıkla ilişkilerini derinden sarsan bir erime, yabancılaşma, kendi kendini sömürgeleştirme sürecini inanılmaz boyutlarda hızlandırmıştır. Bu ülkeden gayr-ı müslimlerin sürülmesi, İslâm'ın sürülmesi sonucunu doğurmuştur. Bu toplumun hayatından İslâm'ı uzaklaştırmak amacıyla gayr-i müslim unsurlar bu topraklardan sürülmüştür. Türkiye'de bu gerçeği görebilecek bir entelijansiya maalesef yok. Yok; çünkü İslâmcısı da, dinsizi de, küreselcisi de, ulusalcısı da, gözlerini körleştiren, bakışlarını sakatlayan, zihinlerini kötürümleştiren bu tasfiyeciliğin, bu yok ediciliğin, bu komitacılığın ürünüdür, çocuğudur. yüzden bu gerçeği görebilmesi biraz zordur. Türkiye'ye dışarıdan bakabilme imkânı yakalayanlar, Türkiye'nin nasıl bir çukurun, çıkmaz sokağın eşiğine fırlatıldığını, kendi kendine debelenmeye mahkûm edildiğini; köklü bir tarih şuurundan, medeniyet ufkundan yoksun, sadece ezberlediklerine meftun dünyada türü olmayan, kendi kendini sömürgeleştiren absürd bir entelijansiyanın Türkiye'ye haksız, zorba yöntemlerle, komitacı zihniyetle çeki düzen verdiğini daha rahat görebilirler. 565209 Dere Hazine'nin malı, tapular iptal edilecek Akarsu yataklarının çeşitli grup ve şirketler tarafından işgal edildiğini belirten Eroğlu, ancak derelerin Hazine'nin malı olduğunu, buraları kesinlikle boşaltacaklarını söyledi. Çevre Bakanı, hükümetin dere ıslah çalışmaları konusunda kararlı olduğunu ifade ederken, bu amaçla bir genelge hazırladıklarını anlattı. Genelgeye uyulması halinde dere yataklarının sorun olmaktan çıkacağına dikkat çeken Eroğlu, "Yapılacak şey bellidir. da dere yataklarının mutlak surette boşaltılmasıdır. Kimsenin gözünün yaşına bakılmayacak. Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere, İSKİ ve DSİ, işgaller varsa belirleyecek. Kaçak yapılar yıkılacak. Tapusu olanların tapusu iptal edilecek." dedi. Bakan Eroğlu, Başbakan'ın talimatıyla derelerin temizliği ve bakımı görevinin İSKİ'ye verildiğine işaret etti. İSKİ'nin elinin yetişmediği kırsal alanlarda ve açık havzalarda ise DSİ'nin bu görevi üstleneceğini bildirdi. İSKİ Genel Müdürlüğü dönemin-de derelerin ıslahı için yaptığı çalışmaya da değinen Eroğlu, buralardaki gecekonduları yıkmak istediğini ancak CHP engeliyle karşılaştığını söyledi. Eroğlu, CHP'nin mahkemeye giderek yıkımı engellediğinin altını çizdi. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, CHP'nin dere yataklarının ıslahı konusunda sergilediği tavra tepki gösterirken, anamuhalefet partisinin çelişki içinde olduğuna işaret etti. Eroğlu, bu durumu şu sözlerle özetledi: "Dere yataklarındaki yapıları yıkmak istediğinizde karşı çıkıyorlar. Su taşması olduğunda 'Niye yıkmadınız?' diyorlar. Yıksanız bir türlü, yıkmasanız bir türlü. Hâlbuki el ele verip bu problemlerin üstesinden gelebilirdik. Muhalefete düşün görev de işte budur." AYAMAMA'YI ISLAH, YARGIYA TAKILDI Veysel Eroğlu, İSKİ Genel Müdürlüğü'ne Mayıs 1994 tarihinde getirildiğini, kucağında bulduğu ilk problemin Ayamama Deresi olduğunu belirtti. Dere ile ilgili ıslah ihalesinin kendisinden önce yapıldığına dikkat çeken Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "İSKİ skandalı 1993 yılında çıkınca müteahhitlere para ödeyememişler. 350 müteahhit bin-4 bin tane borçlu var. Bir trilyon borç var. İnşaatlar durmuştu. Biz göreve gelip dosyaları açtığımız zaman geçmişte ödemelerin son derece fahiş olduğunu gördük. Yapılan işlere yaklaşık 11 kat fazla ödeme yapılması kararı alınmış. Tabii böyle işler yüzünden mahkemelik olduk. İş mahkemeye intikal edince iş durdu." Eroğlu, İSKİ olarak yaptıkları çalışmaların önünün dönemin hükümetlerince devamlı kesilmek istendiğini de savundu. Eroğlu, önlerine çıkan engelleri şöyle sıraladı: "Bizleri Istıranca derelerinde durdurmak istediler. Ayrıca bütün geçmişten gelen borçlarımız üzerine haciz uyguladılar. Pompa istasyonlarında su vermesinler, perişan olsunlar diye elektriğimizi kestiler. Geçmiş 10-15 yılın elektrik borcunu biz ödemek durumda kaldık. Sosyal Sigortalar borcu birikmiş, borcu tahsil ettiler. Hatta öyle bir kanun çıkardılar ki; çok enteresan, ibret-i âlemdir ve vatandaşların bunu bilmesini istiyorum. Bir kanun çıkardılar, SSK borcundan dolayı bizim gibi kurumların genel müdürlerinin şahsî mallarına el koymaya kalktılar. Dünyada böyle bir rezalet yoktur." Okul selde yerle bir oldu, öğrenciler açıkta f9 Eylül'deki sel felaketinden okullar da olumsuz etkilendi. 100-150 öğrenciye hizmet veren Umut Eğitim Köyü, Ayamama Deresi'nin taşması sonucu sular altında kaldı. Yaz-kış aralıksız eğitime devam eden okulda selden iki gün sonra kamp planlanıyordu. Selin kamptan iki gün önce meydana gelmesi 150 öğrencisi ve 30 personeli bulunan okulda büyük bir faciayı önledi. Çocuklarını okula kaydettiren ailelerin çocuklarını aldırıp, kayıt için ödedikleri ücretleri geri istemesi ise okul yönetimini daha da zora soktu. Yüzyılın felaketi, balık fiyatlarını da vurdu fİstanbul'da yaşanan sel felaketi, balık fiyatlarını ikiye katladı. Eylül'de başlayan yeni av sezonundan büyük beklentisi olan balıkçılar, sağanak yağış sebebiyle denize açılamıyor. Tekneler ava çıkamadığından balık fiyatları da artıt. Türkiye'de en çok bulunan hamsinin fiyatı ilk hafta ile lira arasında değişirken fırtınadan sonra 12-15 liraya kadar yükseldi. Birkaç gün önce 17 liraya alıcı bulan palamatun çifti 25 liraya satılıyor. En çok tüketilen balıklardan istavritin kilosu ise liradan 15 liraya çıktı. Ayamama'daki enkazdan 76 TIR çıktı fSilivri, Çatalca ve Basın Ekspres Yolu'nun da bulunduğu bölgede temizleme çalışmaları büyük ölçüde tamamlandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamaya göre Basın Ekspres Yolu'nda yapılan çalışmalarda 76 TIR ve dorse, 20 konteyner, minibüs, kamyon, 10 otomobil ve vinç dere yatağından çıkartıldı. Çalışmalar kapsamında bin 15 ton moloz kaldırılırken, Ayamama Deresi'nin bin 500 metrelik dere yatağı temizlendi. İstanbul itfaiyesi de 479 ev ve işyerinde su tahliyesi yaptı. 566482 Batman'da kaçakçılık operasyonu! Yılmaz Ekinci'nin haberi Batman Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize suçlar şube müdürlüğü tarafından akaryakıt kaçakçılığına yönelik başlattığı mücadele kapsamında bazı şahısların Türkiye dışından yurda kaçak yollardan motorin soktuğu ihbarını alan polis operasyon başlattı.  Barakalarda toplatılan ve piyasaya ucuz satılan motorine yönelik gerçekleştirilen operasyon da  işyeri önünde kaçak akaryakıtı boşaltmakta olan bir kamyonun deposundan 454 Litre, işyerinde ise 830 Litre, Toplamda 1284 Litre  gümrük Kaçağı Motorin ele geçirildi. Operasyon kapsamında M.S. ve R.A.  isimli şahıslar gözaltına alındı.  Gözaltına alınan M.S. ve R.A. adlı şahıslar 5015 ve 5607 Sayılı Kanuna Muhalefet” kanuna muhalefet suçundan adli mercilere sevk edildi. Ele geçirilen kaçak motorine el konulurken Olayla ilgili tahkikatın devama ettiği bildirildi. BATMAN DA 68 BİN PAKET KAÇAK SİGARA YAKALANDI Batman Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından sigara kaçakçılığına yönelik yürütülen çalışmalar kapsamında, bazı şahısların gümrük kaçağı sigaraları çeşitli yöntemler ile temin ettikleri ve Batman’a getirerek  piyasaya sürecekleri bilgilerine ulaşan polis dün gece operasyon başlattı. Sabaha karşı yapılan operasyon da değişik markalarda toplam 68.040 paket gümrük kaçağı sigara ele geçirildi. Olayla ilgili olarak İ.T ve M.K adlı şahıslar gözaltına alındı. Alınan şahıslar adliyeye sevk edilirken kaçak sigaralara ad el konuldu. 566335 37 yıllık hata düzeltildi 37 yıllık hata düzeltildi Büyük Önder ’ün ’e gelişinin 93. yıl dönümü son kez 14 Eylülde kutlandı. Vali Necati Şentürk, Atatürk’ün Siirt’e geliş tarihinin yanlış bilindiğini bu nedenle bundan sonra kutlamaların 27 Kasım günü yapılacağını söyledi. ’nda çelenk sunulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Valilik önünde düzenlenen törende konuşan Vali Necati Şentürk, bir tarih hatasının önümüzdeki yıldan itibaren düzeltileceğini bildirdi. Şentürk, Atatürk’ün hatıralarını okuduğunu kaydederek şöyle dedi: "Atatürk 27 Kasım 1916 tarihinde Siirt’e gelmiş. Türk Tarih Kurumu Yayınları arasında çıkan kitaplarda bu durum Atatürk’ün ağzından açık bir şekilde belirtiliyor. Türk Tarih Kurumu ve Harp Dairesi Başkanlığı ile görüşerek kutlama törenlerini 27 Kasım tarihine alacağız. Bu arada birkaç okulumuza 14 Eylül adını vermişiz. Bunların da adını 27 Kasım olarak değiştireceğiz. Kutlama töreni önümüzdeki yıldan itibaren 27 Kasım da yapılacak." Siirt İlim Spor Araştırmaları Vakfı Sanatçısı Lütfü Turşak’ın konserinin ardından kutlama törenleri kapsamında, Siirt’in yakın tarihini yansıtan fotoğraf sergisinin açılışı yapıldı. 565396 Oynamazsam küserler Oynamazsam küserler Çiftliklerinde vahşi hayvanlarla birlikte yaşayan Suriyeli Yara, "Onlarla oynamazsam benden küserler' diyor. Yara, oyuncaklardan çok sırtlan ve yılanları sevdiğini söylüyor. yaşındaki Yara'nın en sevdiği hayvanlar sırtlanlar. Tatil günlerini ve okuldan kalan zamanını onlarla birlikte geçiriyor. ŞAM (AA) Suriyeli Şüveykani ailesi piton yılanları, sırtlanlar, kurtlar ve kaplanlarla birlikte yaşıyor. Yılanlar ve sırtlanlar sadece geceleri ve yabancı misafirlerin korktuklarını söylemeleri halinde kafeslerine kapatılıyor. Şüveykani ailesinin ilkokul ikinci sınıf öğrencisi yaşındaki kızı Yara'nın en sevdiği hayvanlar ise sırtlanlar. Sırtlanlara "hayvan" denilmesinden pek hoşlanmayan Yara, onlara güzel ve çok güzel anlamlarında iki isim vermiş. Çok sayıda oyuncağı olduğunu anlatan Yara, "Oyuncakları sevmiyorum. Çok çabuk sıkılıyorum" diyor.Yara, tatil günlerini ve okuldan arta kalan zamanlarını sırtlanlarla birlikte geçiriyor ve onları besliyor. "Onlarla oynamazsam küserler" diyen Yara, piton yılanlarından saçına taç yapacak kadar da yılanları seviyor. 25 yıldır hayvan eğitimciliği yapan Hasan Şüveykani, hayvan sevgisinin çocukken başladığını anlatarak, "Çocukken, köylüler öldürmesin diye bulduğum yılanları saklardım" diye konuşuyor. 566028 Avrupa'nın en büyüğünü Türkler işletiyor Bayburtlu Abdurrahman ve Ulvi Keskin kardeşlerin, Almanya'nın Mannheim kenti yakınlarında sahibi olduğu şirket, araba lastiği, cant ve benzeri ürünler imal ediyor. Yaklaşık 30 yıl önce Bayburt'tan Almanya'ya giden Keskin ailesi, bisiklet lastiği ve jantlarıyla işe başlayan işlerini büyüterek, Almanya ve Avrupa'nın en lüks jantlarını üretmeye başladılar. 1995 yılında, ''Keskin Tuning'' adıyla Almanya ve Avrupa'da lüks sınıfa hitap eden jantlarını üretmeye başlayan Keskin, daha sonra, lüks sınıf jant ve lastikte rakipsiz bir konuma ulaştılar. Sadece lüks sınıfa yönelik jant üretmekle kalmayan Keskin ailesi, daha sonra, orta sınıfın da satın alabileceği ve çocukluklarının geçtiği köylerinin eski ismi olan ''Mam'' jantlarını da imal ederek satışına başladılar. İlk lastik üretiminde, Güney Kore teknolojisini kullanan Keskin, daha sonra kendi teknolojilerini geliştirdiler. Keskin kardeşler, Bayburt yöresinin beğenilen yemeği olan Ziron'u, Almanca'da telaffuz edildiği şekliyle ''Syron'' olarak çevirerek, Syron marka lastikleri tüm dünyaya satmaya başladılar. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in, Mannheim'daki şirketlerini ziyaret ettiği Syron lastikleri, özellikle performans alanında en çok tutulan lastik sınıfı arasında yer alıyor. 565524 yıldızlı oteller yüzde 90 doluluğa ulaştı yıldızlı oteller yüzde 90 doluluğa ulaştı 14 Eylül 2009 Pazartesi, 08:55 Çoğu Antalya'da olmak üzere Ege ve Akdeniz bölgesindeki yıldızlı oteller Ramazan nedeniyle düşürdükleri fiyatlarına bayram için zam yapmadı. Geçtiğimiz senelerde bayram fiyatlarını sezona göre yüksek tutan otellerde bayram fiyatları Ramazan dönemi ile aynı oranda kaldı. Güneydeki pek çok otel Ramazan ayında da sezon ortalamasına göre fiyatlarını ortalama yüzde 30 düşürmüştü. Antalya'da yıldızlı tesislerdeki fiyatlar 60 TL'ye kadar düştü. Delux otellerde ise bu sezonda 350 TL ortalamasında olan fiyatlar bayramda 250 TL'ye kadar indi. Güneydeki tesisler bu fiyatlarıyla bayrama bir hafta kala yüzde 90'a varan doluluğa ulaştılar. Seyahat acenteleri da sezona göre gelen rezervasyonların oldukça iyi olduğunu görüşünde. KÜLTÜR TURLARI DA DOLDU Jolly Tur Yönetim Kurulu Üyesi Mete Vardar, bayrama bir hafta kala kendilerine gelen rezervasyonların çok yoğun olduğunu ve çalıştıkları otellerin yüzde 90 doluluğa ulaştığını söyledi. Vardar bayramın yaz sezonunun hemen devamına denk gelmesi nedeniyle ilginin yoğun olduğunu kaydetti. Antalya'da yıldızlı otellerin bu bayramda gecelik 79 ile 300 TL aralığından satıldığını da sözlerine ekledi. "Bu bayramda tüm tesislerin dolacağını tahmin ediyorum" diye konuşan Vardar sadece Antalya değil kültür turları, GAP, Karadeniz ve Kapadokya turlarına da beklediklerinin üstünde rezervasyon aldıklarını söyleyerek "GAP ve Karadeniz turlarında 650 kişilik kapasitemiz vardı. Büyük çoğunluğu doldu" dedi. Vardar, Ekimde fiyatların uygun oranlara geldiğini, bunun da bayramda seyahate ilgiyi artırdığını kaydetti. Anı Tur Yönetim Kurulu Başkanı Veli Çilsal ise sel felaketinden dolayı geçen hafta rezervasyonlarda bir yavaşlama olduğunu ancak bu hafta tekrar açılmasını beklediklerini kaydetti. Çilsal, "En çok Kemer, Alanya, Side ve kültür turlarına ilgi var. Yurtdışı, bu bayramda biraz zayıf geçti" diye konuştu. Çilsal otellerin bu bayramda Ramazan'da indirdikleri fiyatlarına üzerine zam yapmadığını, bunların da özellikle Antalya otellerindeki satışları hızlandırdığını kaydetti. 566239 CHP İstanbul'daki sel felaketini Meclis'e taşıdı Önergede, sel felaketi nedeniyle 16 yıldır İstanbul’u yöneten Başbakan ve ekibinin aşırı yağışı, dereleri ve vatandaşı suçladığı belirtilerek “16 yıldır İstanbul’u yöneten Başbakan Erdoğan ve ekibinin yönetim anlayışı ve tarzı, rant üzerine kurulduğu için ne su havzası ne dere yatağı tanımışlardır. Başbakan ve ekibi rant olan her yeri imara açarak bu vahim sonuca neden olmuşlardır.” denildi. CHP Grup Başkanvekilleri Hakkı Süha Okay ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun imzasıyla Meclis Başkanlığı’na sunulan genel görüşme önergesinde, İstanbul’da aşırı yağışlar sonucu meydana gelen 32 vatandaşın yaşamını yitirdiği sel felaketi gündeme getirildi. Meteorolojinin günler öncesinden yoğun yağışlar konusunda uyarmasına rağmen İstanbul’da herhangi bir önlem alınmadığının felaketin boyutları ile ortaya çıktığı dile getirilen genel görüşme önergesinde şu görüşlere yer verildi: “16 yıldır İstanbul’u yöneten Başbakan ve ekibi aşırı yağışı, dereleri ve vatandaşı suçlayarak kendisini ve ekibini bu sorumluluktan kurtarmaya çalışmıştır. Oysa Başbakan ve ardılı belediye başkanları, CHP’nin ilgili meslek odalarının ve bilim insanlarının uyarılarını göz ardı etmişlerdir. İstanbul gibi bir kentte dere yataklarının toprak döküm ve yerleşim alanı olarak kullanılması, yaşanan felaketin nedenlerinden biridir. Dere yataklarının imara açılması, yapılaşmanın kesinlikle olmaması gereken bu alanlara binaların dikilmesine izin verilmiştir.” “CHP DERE YATAKLARINI İMARA AÇAN DEĞİŞİKLİKLERE KARŞI ÇIKTI” Önergede, CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nce yapılan dere yataklarını ve su havzalarını imara açan her türlü imar değişikliğine karşı çıktığı da vurgulandı. Önergede şöyle denildi: “Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olan ve yönetim kurulu başkanı da İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olan İSKİ Genel Müdürlüğü, su havzalarında ve dere yataklarındaki kaçak yapılarla ilgili olarak bine yakın tutanak tutmuştur. İSKİ dere yatakları ve hu havzalarındaki yapılaşmaya yönelik plan tadilatlarının iptali için İstanbul Büyükşehir Belediyesi aleyhine iptal davaları açmıştır.” ”DÜNYA BANKASI KREDİLERİ AMACI DAHİLİNDE KULLANILMADI” Önergede, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın Ayamama Deresi yatağında ruhsat vererek yapılaşmasına izin verdiği okul, otel ve iş merkezlerinin de sular altında kaldığı ifade edildi. Dünya Bankası’nın dere ıslah çalışmaları için kullanılması gereken kredilerinin bugüne kadar amacının dışında kullanıldığına işaret edilen Önergede, “16 yıldır İstanbul’u yöneten Başbakan Erdoğan ve ekibinin yönetim anlayışı ve tarzı, rant üzerine kurulduğu için ne su havzası ne dere yatağı tanımışlardır. Başbakan ve ekibi rant olan her yeri imara açarak bu vahim sonuca neden olmuşlardır.”denildi. Önergede, İstanbul’daki sel felaketinin nedenleri ile yapılan yanlışların tespiti ve sorumluların belirlenmesi için Anayasa’nın 98 ve İçtüzüğün 101, 102 ve 103’ncü maddeleri uyarınca genel görüşme açılması istendi. 565969 Bankaların Aylık Karı 11 Milyar Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, finans piyasasının durumunu değerlendirdi. Buna göre Haziran ayına kadar bankaların karı 11 milyar liraya ulaştı. Haziran ayında bankaların toplam aktifleri 768 milyar lirayı buldu. Bankacılık sektörünün toplam kredileri yüzde 7,4 artarak 368 milyar lira oldu. Kredilerin takibe dönüşüm oranı yüzde 4,9 düzeyinde gerçekleşti. Takibe düşen kredi kartı müşterisi oranı ise 2009'un ikinci çeyreğinde yüzde 8'e çıktı. BDDK'nın raporuna göre son aylarda kredi faizlerindeki düşüş, bireysel kredileri olumlu etkiledi. 565588 Doğu Karadeniz'de kuvvetli yağış var Doğu 'de kuvvetli varANKA ’nın ardından, yağışların bugünden itibaren hafta boyunca Doğu ’de kuvvetli olması bekleniyor. yağışların ve çevrelerinde yoğun olacağındanyaşanabilecek olumsuz şartlara karşı (sel, taşkın, yıldırım düşmesi, ulaşımda aksamalar vb.) ilgililerin ve vatandaşların tedbirli olmalarını istedi. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden elde edilen bilgilere göre, kuzey kesimler ile öğle saatlerinden sonra Doğu ’de görülecek olan ve gök gürültülü sağanak yağışların; Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Hava sıcaklığı genelinde ile derece artacak. Rüzgar, batı ve güneybatı, zamanla Ülkemizin kuzeybatı kesimlerinde kuzey ve kuzeydoğu yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette, alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek. Öte yandan meteoroloji, yağışların Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin çevrelerinde kuvvetli olması beklendiğinden, yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı (sel, su baskını, taşkın, yıldırım düşmesi, toprak kayması, ulaşımda aksamalar vb.) ilgililerin ve vatandaşların tedbirli ve dikkatli tedbirli olmalarını istedi. -BÖLGELERDE HAVA- Marmara: ile zamanla bölge geneli parçalı ve çok bulutlu, sabah saatlerinde ve çevreleri kısa süreli sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Sabah saatlerinde ve ’de sis görülecek. Kıyıları ile zamanla bölge geneli parçalı ve çok bulutlu geçecek. Akdeniz: Doğusu ile zamanla bölge geneli parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra Doğu Akdeniz (Adana, ve Kahramanmaraş) kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. İç Anadolu: Parçalı zamanla çok bulutlu geçecek. Batı Karadeniz: Parçalı ve çok bulutlu, sabah saatlerinde bölge geneli aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Orta ve Doğu Karadeniz: Parçalı çok bulutlu, Orta Karadeniz kıyıları (Samsun ve Ordu) ile Doğu Karadeniz aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışların; Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Kuzeyi ile zamanla bölge geneli parçalı ve çok bulutlu, ve çevreleri aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Güney Doğu Anadolu: Az bulutlu ve zamanla parçalı bulutlu. 566538 Erteleme Maçı Abdullah Yılmaz'ın Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu tarafından yapılan açıklamada, Denizlispor ile Sivasspor arasında 16 Eylül Çarşamba günü oynanacak Turkcell Süper Lig 3. hafta erteleme karşılaşmasını, hakem Abdullah Yılmaz'ın yöneteceği bildirildi. Denizli Atatürk Stadı'nda saat 21.00'de oynanacak karşılaşmada, Abdullah Yılmaz'ın yardımcılıklarını da İsmail Köse ve İsmail Şencan yapacak. Müsabakada Mustafa Öğretmenoğlu ise dördüncü hakem olarak görev alacak. 565777 Dev maça dev güvenlik! BJK İnönü Stadı'nda saat 21.45'de başlayacak dev maçta 1100 emniyet, 1230 da özel güvenlik personeli görev yapacak. Maç için emniyet tedbirleri saat 17.45'te en üst seviyede uygulanmaya başlanacak. İngiliz takımının taraftarlarından 200 kişilik bir grubun toplanacağı Taksim Meydanı'nda; havalimanı üzerinden, metro güzergahından geleceği bildirilen 1000 kişilik grup için Kabataş İskelesi ve metro durağında; iki takım taraftarlarının karşılaşma alanı olabilecek Dolmabahçe Meydanı'nda da güvenlik önlemleri alınacak. Karşılaşma öncesi stat kapıları saat 18.45'te açılacak, stat dışında oluşturulan güvenlik çemberi içine biletsiz seyirci alınmayacak. Statta 6'sı polis kamerası olmak üzere toplam 86 kamera ile tespit yapılacak. Stat ve çevresinde alkollü içki içilmeyecek ve satışı da yapılamayacak. Aşırı derecede alkollü olan kişiler de stada alınmayacak. 565539 09:07 Alex hakeme omuz attı Alex hakeme omuz attı  - maçında zaman zaman tavan yaptı. İki pozisyon sonrası ortalık karıştı.. İlgili Haberler Fenerbahçe 5'te yaptı! Daum'un ağzı kulaklarında Hakem iki ayrı pozisyonda ve Alex'e gösterince, bu futbolcular adeta çıldırdı. Her iki futbolcunun tepkisi çok sert oldu.. -Fenerbahçe maçının ilk yarısında Yenal ile Lugano arasındaki mücadelenin ardından birden ortalık karıştı. Ortada kalan topa giren iki oyuncu diz dize çarpıştı.. Hakem Deniz Çoban'ın Lugano'ya sarı kart göstermesine tüm Fenerbahçeli futbolcular tepki gösterirken, oyun bir süre durdu. Lugano da için iki parmağını hakemin adeta gözüne sokarcasına yaklaştırdı. Futbolcular uzun süre itiraz etti, hakem ablukaya alındı. Daha sonraki pozisyonda Alex topu rakibinden çaldı. Ancak hakem faul kararı verince, topu yere çarptı. Çok sinirlenen Alex de, tepkisini hakeme arkadan omuz vurarak gösterdi. hem Lugano hem de Alex olayında hakemi yakın markaja aldı. Elleriyle hakemin beline sarılarak futbolculardan uzaklaştırtaya çalıştı. 565627 Lübnan'dan İsrail'e katyuşa saldırısı Lübnan, 'e füze saldırısında bulundu. Saldırının sorumluluğunu "Abdullah Azzam Tugayları" adlı bir örgüt üstlendi. Cihat yanlısı "Al-Fajr Media Center" adlı sitesinde yayımlanan bildiride, "Abdullah Azzam Tugayları, Lübnan'ın güneyinden 'deki Nahariye istikametine füze atmıştır" denildi. Örgüt, "füze atışlarının 'in Filistinliler ve Müslümanlara karşı düşmanca tutumuna bir yanıt olduğunu" ifade etti. 'e Lübnan'ın güneyinden önceki gün iki Katyuşa roketi atılmasının ardından, de karşılık vermiş ve Lübnan'ın güneyini top ateşine tutmuştu. Bu yıl içinde, Lübnan'ın güneyinden tarafına 4. kez roket saldırısı düzenlendi. Bundan önceki saldırı geçen Şubat ayında olmuş; ondan önce de 'ın Ocak ayındaki Gazze operasyonunun ardından iki kez roket saldırısı yapılmıştı. 565742 Dekorasyonu ucuza getirmenin 13 yolu 1) Kanepelerinize yatırım yapın Sade modeller her dekorasyon tarzına uyum sağlayabilir. Zigzag yaylı, kuş tüylü ya da elyaf dolgulu bir kanepeyi 10 15 yıl rahatlıkla kullanabilirsiniz.       2) Aydınlatmalarda tasarruf Tasarıma önem veriyorsanız, piyasada hem uygun fiyatlı, hem de orjinalini aratmayan modeller bulmanız mümkün.       3) Perdede kalite Eğer salonunuzun odak noktasını pencereleriniz oluşturuyorsa, perdeleriniz için yatırım yapmalısınız.Solmayan kumaşlar ve bütçenizi zorlasa da dayanıklı, kolay bozulmayan ve kullanışlı bir asma sistem seçebilirsiniz.       4) Sehpanız için Koltuğun yanında kullanacağınız sehpanız için ekonomik davranabilirsiniz.       5) Yemek takımı için kalite Zarif, beyaz, porselen yemek takımını farklı renkte aksesuarlarla kombinleyerek her davette rahatlıkla kullanabilirsiniz.       6) Çatal bıçaklarda dayanıklılık Ucuz diye aldığınız çatal bıçaklar çabuk çizilir ve kolay bozulur. Özellikle 18/10 paslanmaz çelik takımları uzun yıllar bozulmadan kullanabilirsiniz.       7) Yemek masası ve sandalyeler Yemek masanız ve sandalyeleriniz için sağlam takımları tercih etmelisiniz. Sandalye ve masa yüksekliği, silinebilme kolaylığı da çok önemli.       8) Mutfağınıza tencere seçerken Bu konuda para harcamaktan çekinmeyin. Özellikle kalın alüminyum tabanlı çelik tencereler yüksek ısıya ve her tip pişirmeye dayanıklı olduklarından uzun yıllar kullanabilirsiniz.       9) Servis takımları Silikon ya da çelik servis setleri için para harcamak istemiyorsanız, ahşap servis setlerini daha ekonomik bir fiyata bulabilirsiniz. Üstelik tencere ve tavalarınızı da çizilmekten kurtarabilirsiniz.       10) Yatak odasında kaliteli bir yatak Sağa sola dönerken gıcırdayan bir yatak kimsenin hoşuna gitmez. Oysa dayanıklı ağaçtan üretilen modelleri senelerce kullanabilirsiniz.       11) Doğru yastığı seçin Kaliteli bir yastıkla her zaman daha rahat uyursunuz. Baş ve boyun bölgesini destekleyen bir ergonomi ve uygun oranlar yastık seçiminde çok önemli.       12) Banyonuza seramik lavabo Kaliteli ve dayanıklı beyaz bir lavabo satın alırsanız, uzun yıllar sorunsuz kullanabilirsiniz. Şimdilerde çok moda olan cam ya da diğer sıra dışı formlar çok çekici olsa da modası çok çabuk geçebiliyor. Uzun vadede masraftan kaçınmak istiyorsanız, bu modelleri tercih etmeyin.       13) Aksesuar alternatifleri Banyo aksesuarlarınız için ille de tasarım diyenlerden değilseniz, piyasada farklı fiyat aralıklarında, renkli, metal ya da seramik gibi değişik seçenekler bulabilirsin. 565939 13:06 Tango yasağına, Milonga Gecesi ile tepki 'nın İlçesi'nde, geçen Perşembe günü, Gecesi’ düzenleyen gruba, Dans Sporları Federasyonu'nun şikayeti üzerine jandarma tarafından müdahale edilmesi tepkilere neden oldu. Tango Me- Woy Grubu, tango yasağına, bu kez ‘Milonga Gecesi’ düzenleyerek, tepki verdi. Öte yandan, yaşanan krizin hemen ardından Türkiye Dans Sporları Federasyonu'nun çeşitli illerdeki 115 delegesinden 53'ü, aracılığıyla çekerek olağanüstü genel kurula gidilmesini istedi. Aralarında doktor, bankacı, mühendis ve mimar gibi çeşitli mesleklerden yerli ve yabancı 20 kişinin bulunduğu bir arkadaş grubu, 10 Eylül'de, Göltürkbükü'ndeki Haluk Şen'in işletmeciliğini yaptığı üç yıldızlı Mavi Suits Otel'de Tango Gecesi’ düzenlemişti. Ancak, Türkiye Dans Sporları Federasyonu, Muğla Valiliği'ne bir yazı göndererek, Göltürkbükü'ndeki otelde, kendilerinden izinsiz tango dans yarışması ve kursları düzenleneceğini bildirerek, engellenmesini istemişti. Valilik, konuyu bildirdiği Kaymakamlık'ta jandarmaya talimat verip, otel yetkililerini ve grubu önce uyarmış ardından da geceyi iptal etmişti. Grup, alkışlarla ve kulaklarında MP-3 çalar ve Iphone'lar ile bir saat dans ederek durumu etmişti. Tango Me- Woy Grubu, ‘Tango Gecesi’nin engellenmesini dün protesto etti. Turizmci Dilek Şahin ve Tolga Işın'ın öncülüğünü yaptığı Tango Me-Woy Grubu, tepkisini Bodrum çarşı merkezindeki Mey Restaurant'da, ‘Milonga Gecesi’ düzenlediği geceyle ortaya koydu. Saat 22.00'de başlayan geceye, Bodrum Dans Kulübü Başkanı Fatih Özvezneci'nin de aralarında bulunduğu yaklaşık 60 dansçı katıldı. Türkiye Dans Sporları Federasyonu'nun İlçe Milli Müdürlüğü aracılığı ile gösterinin izinsiz olduğu için iptal edileceği bildirmesine rağmen düzenlenen ‘Milonga Gecesi’nde dansçılar, uzun süre polisin gelerek geceyi engelleyeceğini düşünerek, tedirgin oldu. Ancak, herhangi bir engelle karşılaşmayan grup, gece boyunca çılgınca dans etti. Gece 2.5 saat sürdü. ‘DANSIN SİYASETE ALET EDİLMESİNİ İSTEMİYORUZ’  Geceyi organize eden Dilek Şahin, “Tango gecesinin yasaklandığını duyunca tüylerimiz diken diken oldu. Herhangi bir yerde çiftetelli çaldığında her an bir yasak gelecek korkusu yaşamadan göbek atıp eğleniyorsak tangoyu da aynı rahatlıkla yapabilmeliyiz. Dansı yasaklarlarsa davul çalar çiftetelli oynarız. Dansın değişik amaçlara ve siyasi olaylara alet edilmesini istemiyoruz” dedi. Geceye katılarak dansçılara destek veren Bodrum Dans Kulübü Başkanı Fatih Özvezneci de Mehmet Halis Altay'ın ay önce Türkiye Dans Sporları Federasyonu başkanlığına seçilmesiyle Türkiye'nin çeşitli yerlerinden yasaklamalarla ilgili benzer şikayetlerini gelmeye başladığını iddia etti. Federasyonun sadece tango değil salsa, gibi diğer dans türlerinde de yasaklamalar da bulunduğunu ileri süren Özvezneci, “Dansın, Türkiye'de yayılması gelişmesi geliştirilmesi ve özendirilmesi yönünde çalışmalar yapması gereken federasyonun, en ücra köşede dans eden insanlara devletin güçlerini kullanarak yasaklar getirmeye çalışması inanılacak gibi değil. Bu nedenle Bodrum, Muğla ve ’da bulunan 115 federasyon delegesinden, ben de dahil olmak üzere 53'ü noter aracılığı ile olağanüstü kongreye gidilmesini istedik. 11 Kasım'da mutla yeni bir seçim yapacağız” dedi. ‘HUKUKU İŞLETİYORUZ’  Türkiye Dans Sporları Federasyonu Başkanı Mehmet Halis Altay, son bir kaç gündür kendilerine karşı düşmanca bir yaklaşım sergilendiğini belirterek, şunları söyledi: “6 aydır görevdeyim. Bu süre zarfından geçmiş yönetimler döneminde gelişi güzel yapılan dans yarışmaları ve eğitim programlarını, yasalar çerçevesinde yeniden belirledik. Gençlik Spor Genel Müdürlüğü'nün bu konudaki talimatları dışında bu tür faaliyet yapılabilir. Bu nedenle talimatları uygulayarak, federasyon olarak bu tür etkinliklere gözlemci bulundurulmasını belirledik. Ancak, hukuku işlettiğimiz için, işine gelmeyen bazı çevreler bize karşı savaş başlattı. Delegelerin olağanüstü kongereye gidilmesi için imza topladıklarını öğrendik. Kimseden bir çekincemiz yok. Amacımız, dansın yaygınlaştırılıp, geliştirilmesi.” 565055 Antalyaspor: Ankaragücü: Türkcell Süper Lig'de Antalyaspor, Ankaragücü'nü yeni transferi Necati Ateş'in attığı golle 1-0 mağlup etti. Bebbe'nin kırmızı kart gördüğü maçta Ankaragücü 45 dakika 10 kişi oynadı. Maçın başlamasından önce sel felaketinde hayatını kaybedenler anısına bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Ankaragücü'nde Ankaraspor'dan gelen futbolcular ilk kez forma giydi. Ankaragücü Kulübü Başkanı Ahmet Gökçek, karşılaşmayı şeref tribününde Antalyaspor Kulüp Başkanı Hasan Akıncıoğlu ile birlikte izledi. Necati Ateş, Antalyaspor formasıyla ilk kez çıktığı karşılaşmada, Veysel Cihan'la birlikte forvette görev yaptı. İLK YARI 26. dakikada Necati Ateş, Ankaragücü savunmasının hatasında topla buluşarak ceza sahasına girdi. Bu futbolcunun şutu kalecinin sağından filelere gitti, 1-0. 40. dakikada Ankaragücü'nde Mehmet Çakır'ın ceza sahası dışından vurduğu topu kaleci Ömer sektirdi, dönen topu Yalçın taca gönderdi. 45. dakika'da Ankaragücü'nde Bebbe, Orhan Ak'a kafa attığı gerekçesiyle kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Karşılaşmanın 39. dakikasında Murat'ın yerine oyuna giren Bebbe, dakika oyunda kalmış oldu. Maçın ilk yarısı Antalyaspor'un 1-0 üstünlüğüyle sona erdi. İKİNCİ YARI 55. dakikada Antalyaspor'da Ertuğrul'un verdiği geri pas kısa kalınca Semavi, kaleci Ömer'le karşı karşıya kaldı. Ancak Ömer, Semavi'nin önünden topu ayaklarıyla uzaklaştırdı. 64. dakikada Ankaragücü'nün rakip ceza sahasının sol çaprazında kazandığı serbest atışı Mehmet Çakır kullandı, top kale direğinin üstünden az farkla auta çıktı. 72. dakikada Ali Zitouni'nin sağ kanattan yaptığı ortada, Veysel topu ıskaladı, Sergey'in çevirdiği topa ceza sahası ön çizgisi yakınlarından Sedat vurdu, ancak meşin yuvarlak üstten az farkla auta çıktı. 76. dakikada Ankaragücü taraftarları bulundukları tribünlerin koltuklarını kırdı. Antalyaspor tribünleri, konuk taraftarlara tepki gösterdi. 85. dakikada Sergey, orta sahadan aldığı topla ceza sahasına yaklaştı, sağına çıkardığı topa Veysel çok sert vurdu, kaleci Serkan, üzerine gelen topu güçlükle uzaklaştırdı. Karşılaşma Antalyaspor'un 1-0 üstünlüğüyle sona erdi. Stat: Antalya Atatürk Hakemler: Cüneyt Çakır xx, Bülent Gökçü xx, Süleyman Özay xx Antalyaspor: Ömer Çatkıç xx, Kerim Zengin xx, Yalçın Ayhan xx, Orhan Ak xxx, Şenol xx, Ali Zitouni xx (Dk. 76 Balili x), Ertuğrul xx (Dk. 71 Sedat x), Korhan xx, Jedinak x, Necati Ateş xx (Dk. 46 Sergey xx), Veysel Ankaragücü: Serkan xx, Elyasa xx, Risp x, Ediz x, Broggi x, Semavi xx (Dk. 83 Emre), Murat Duruer (Dk. 39 Bebbe ?), Hürriyet xx, Barbaros x, Mehmet Çakır xx (Dk. 83 Metin), Vassel Gol: Dk. 26 Necati Ateş (Antalyaspor) Sarı Kartlar: Dk. 45 Orhan Ak, Dk. 45 Ali Zitouni (Antalyaspor), Dk. 23 Vassel, 45 İlkem (Ankaragücü) Kırmızı Kart: Dk. 45 Bebbe (Ankaragücü) 566109 Zaman yazarı Bulaç'tan Doğan'a rekor ceza yorumu 'e verilen rekor vergi cezasının ardından cezanın gerekçeleri ve haklılığı tartışılmaya devam ediyor. CNN TÜRK'te Ayşenur Arslan'ın sunduğu Mahallesi programına konuk olan Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç, rekor cezanın ardında siyasi nedenlerin olduğunu söyledi. Vergi cezasının iktidar savaşına dayandığını söyleyen Bulaç, medya ve bürokrasinin değişen dengelerinin süreçte etkili olduğunu belirtti. 566164 CHP'den selle ilgili genel görüşme önergesi CHP, İstanbul'da yaşanan sel felaketinin nedenleri ile yapılan yanlışlıkların tespiti, sorumlularının belirlenmesi ve bu tür vahim olayların tekrar yaşanmaması için gerekli her türlü önlemin alınması amacıyla TBMM'de genel görüşme yapılmasına ilişkin önergesini 'na sundu. CHP Grup Başkanvekilleri Kemal Kılıçdaroğlu ve Hakkı Suha Okay'ın imzasını taşıyan önergede, 8-9 Eylülde İstanbul'da aşırı yağışlar sonucu meydana gelen sel felaketinde, 32 vatandaşın yaşamını yitirdiği, bazı kayıp vatandaşlar bulunduğu, ayrıca yüz milyonlarca dolarlık maddi kayıp oluştuğu belirtildi. Meteorolojinin, bu kadar önemli oranda yağış beklendiğini günler Öncesinden bildirdiği İstanbul'da herhangi bir önlem alınmadığının somut bir şekilde ortaya çıktığı kaydedilen önergede, şöyle denildi: "Can ve mal kaybına yol açan sel felaketi, İstanbul'daki çarpık ve plansız yapılaşmanın, hangi sonuçları doğuracağını bir kez daha göstermiştir. 16 yıldır İstanbul'u yöneten Başbakan ve ekibi aşırı yağışı, dereleri ve vatandaşı suçlayarak kendisini ve ekibini bu sorumluluktan kurtarmaya çalışmıştır. Oysa Başbakan ve ardılı belediye başkanları, CHP'nin, ilgili meslek odalarının ve bilim insanlarının uyarılarını gözardı etmişlerdir. İstanbul gibi bir kentte dere yataklarının toprak döküm ve yerleşim alanı olarak kullanılması, yaşanan felaketin nedenlerinden biridir. Dere yataklarının imara açılması, yapılaşmanın kesinlikle olmaması gereken bu alanlara binaların dikilmesine izin verilmiştir. CHP, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisince yapılan dere yataklarını ve su havzalarını imara açan her türlü imar değişikliğine karşı çıkmıştır." Önergede, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı olan ve yönetim kurulu başkanı da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan İSKİ Genel Müdürlüğü'nün, su havzalarında ve dere yataklarındaki kaçak yapılarla ilgili olarak bine yakın tutanak tuttuğu bildirildi. İSKİ'nin, dere yatakları ve su havzalarındaki yapılaşmaya yönelik plan tadilatlarının iptali için İstanbul Büyükşehir Belediyesi aleyhine iptal davaları açtığı görüşüne yer verilen önergede, şöyle denildi: "Kadir Topbaş'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde, Ayamama Deresi yatağında ruhsat vererek yapılaşmasına izin verdiği okul, otel ve iş merkezleri sular altında kalmıştır. Dünya Bankası'nın verdiği ve dere ıslah çalışmaları için kullanılması gereken kredi bugüne kadar amacı dahilinde kullanılmamıştır. Silivri Devlet Hastanesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek Fabrikası da dere yatağına yapıldığı için Halk Ekmek Fabrikası yerle bir olmuş, Devlet Hastanesi ise sular altında kalmıştır. 16 yıldır İstanbul'u yöneten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ekibinin yönetim anlayışı ve tarzı, rant üzerine kurulduğu için ne su havzası ne dere yatağı tanımışlardır. Başbakan ve ekibi, rant olan her yeri imara açarak bu vahim sonuca neden olmuşlardır. Bu genel görüşme talebinin amacı, yaşanan sel felaketinin nedenleri ile yapılan yanlışlıkların tespiti ve sorumlularının belirlenmesi ve böylesi vahim olayların tekrar yaşanmaması için gerekli her türlü önlemin alınarak, gerekli düzenlemelerin yapılmasıdır." 565316 Paşa, Gaziantep'te 'Beto'na çarptı 1. dakikada İbrahim Ferdi, soldan ceza sahasına girdi ve topu ortaladı. Erman Özgür'ün vuruşunda meşin yuvarlak, kaleci Tolga'dan döndü. 41'de Murat Ceylan'ın pasıyla buluşan Beto, Kasımpaşa ceza alanına kadar girdi, arkadan Koray Avcı'nın müdahalesiyle yere düştü. Gaziantepsporlular bu pozisyondan penaltı beklerken hakem 'devam' dedi. İlk yarı 0-0 tamamlandı. Mücadelenin ikinci 45 dakikasında da etkili olan taraf Gaziantepspor'du. Ev sahibi, 47. dakikada Beto'nun golüyle sahadan galibiyetle ayrılmasını bildi. GAZİANTEPSPOR: KASIMPAŞA: GAZİANTEPSPOR: Mahmut 6, Murat Ceylan 5, Erkan Sekman (Dk. 46 Jorginho 6), Zurita 6, Deumi 7, Erman Özgür 6, İbrahim Ferdi (Dk. 64 Hakan Bayraktar 5), Beto 7, Olcan 6, Julio Cesar 5, Da Silva (Dk. 46 Ronald Linz 5) KASIMPAŞA: Tolga 4, Özgür (Dk. 75 Sedat 3), Sancak 5, Moritz 4, Barış 3, Koray Avcı 6, Emre 5, Yasir Elmacı (Dk. 58 Cenk İşler 3), Erhan Küçük (Dk. 69 Ergün Teber 3), Keller 4, Azar Karadaş GOL: Dk. 47 Beto SARI KART: Sancak Kaplan HAKEMLER: Aytekin Durmaz 7, Selçuk Kaya 7, Nihat Mızrak STAT: Kamil Ocak 566691 Ankara'da elektrik kesintisi Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş'den yapılan açıklamaya göre, Çankaya, Altındağ, Yenimahalle ve Kazan ilçelerinin bazı mahallelerinde elektrik kesintisi uygulanacak. Çankaya'da, Tahran Caddesi 27 numara ve civarı, İran Caddesi 17 numara ve civarı, Billur Sokak No: 24 ve civarı, City Hospital-Kavaklıdere Umut Hastanesi-Bülten Sokak No: 70 ve civarına 06.00-07.30 saatlerinde, Altındağ'da, Zübeyde Hanım Mahallesi Altındağ Kaymakamlığı, 12, 13 ve 14. sokaklar ve civarına 09.00-14.00 saatlerinde, Yenimahalle'de, Batıkent Kentkoop Mahallesi Batıkent Bulvarı, 5. Cadde, Batı Birlik Sitesi, Yol İş Sitesi,  Mimarlar Sitesi ve civarlarına 10.00-15.00 saatlerinde, Kazan'da, Yazıbeyli, Karalar, Sarılar, İymir, Alta Mahalleleri, Yassıören Köyü Kırçiçeği Villaları, Soğucak, Örencik, Sarıayak, Tekke, Ciğir, Akçaören, Aşağı Karaören, Çırpan, Alibey, Göl Köyleri, Fatih Mahallesinin bir kısmı, Anadolu Efes Biracılık, Samsun Bakır, Ozan Beton, Gökçek Kauçuk, Aygüler Dericilik, Rona Çelik, Ankara Hamak, New Gıda, Arıcılık Vakfı, Faf Vana, Alfa Tek, Taşkaya, Keleşler, Balçık ve civarı, Saray Keresteciler Sitesinin bir kısmına 10.00-13.00 saatlerinde, Örencik Köyüne de 10.00-15.00 saatlerinde elektrik verilmeyecek. 566845 İstanbul'daki selde cenazeler karıştı çocuk babası 38 yaşındaki Necati Topkaya'nın selde hayatını kaybetmesi yetmedi. Şimdi de bedeni kayıp. Bir fabrikada temizlik işçisi olarak çalışan Necati Topkaya gün de işine gitmişti. Başına gelmeyen kalmadı. Sel sularına kapıldı hayatını kaybetti, hastanede kıyafetleri kaybolunca cenazesi karıştırıldı. Ailesi hala Adli Tıp Kurumu'nun önünde bekliyor. Üstelik sel felaketinden sonra onu teşhis etmiş olmalarına rağmen. Ama defin için aldıkları cenaze Necati Topkaya değildi. Aile "cenaze bize ait" değil diyerek Adli Tıp Kurumu'na tekrar başvurdu. Adli Tıp Kurumu'nda yaşanan inanılması güç durum, Gaziantep'ten gelen cevapla daha da karışık hal aldı. Gaziantepli TIR şoförü Hüseyin Türkmenoğlu'nun ailesi, 10 Eylül'de defnettikleri cenazeden emin olduklarını belirtti. Gerçek, testiyle ortaya çıktı. Test sonuçları Gaziantep'teki cenazenin Necati Topkaya'ya ait olduğunu kanıtladı. Şimdi aile savcılık kararıyla cenazenin Gaziantep'ten getirilmesini bekliyor. Ama bürokrasi heryerde engel. 566492 Erdek sahilinde erkek cesedi Köylülerin haber vermesiyle olay yerine gelen jandarma ekipleri yüzü tanınmayacak durumda olan cesedin geçtiğimiz günlerde Gönen'de sele kapılarak kaybolan Hasan Yılmaz'a (64) ait olabileceği üzerinde durdular. Jandarma ekipleri Yılmaz'ın ailesine cesedi teşhis etmeleri için haber verdi. Şahsın cenazesi ölüm nedeni ve kimliğinin tespit edilmesi için otopsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Gönen'de geçtiğimiz Çarşamba günü yaşanan sel felaketinde Dereköy'de yıkılan köprüyle birlikte Hasan Yılmaz'da (64) sulara kapılarak kaybolmuştu. 565703 15 bin 800 öğretmenin ataması yapıldı Atamalar saat 10.00'da Bakanlık merkez binasında Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun katılımıyla yapıldı. Sonuçlar Bakanlığın ''http://personel.meb.gov.tr'' internet adresinden duyurulacak. 566217 Diyarbakır'da 52 kilo eroin ele geçirildi Diyarbakır Emniyet Müdürü Mustafa Sağlam yaptığı açıklamada, Diyarbakır ve Van Emniyet Müdürlüğü ekiplerince ortaklaşa yapılan çalışmada, Türkiye üzerinden batı ülkelerine eroin maddesi taşıdığından şüphelenilen N.Y'nin kullandığı araçta arama yapıldığını belirtti. Aracın, daha sonra Emniyet Müdürlüğü otoparkına götürülerek, burada ''Doğan'' ve ''Aşil'' adlı narkotik dedektör köpekleri de kullanılarak yeniden arama yapıldığını anlatan Sağlam, şöyle dedi: ''Köpeğin aracın kasa kısmına tepki vermesi üzerine kaynak makinesi ile kasa kısmı açılan araçta zulalanmış koli bandıyla sarılmış ve preslenmiş durumdaki 100 adet poşet içinde 52 kilo 513 gram eroin ele geçirildi. Gözaltına alınan N.Y, hakkında hazırlanan dosya ile sevk edildiği adli mercilerce tutuklanmıştır.'' Sağlam, dünya eroin kaçakçılığı konusunda transit ülke konumundaki Türkiye'ye komşu doğu ülkelerinden giriş yapan uyuşturucunun yakalanması için tüm imkanların kullanıldığını ifade ederek, ''Uyuşturucu, insanlık suçudur. Yaptığımız iş sadece kendi insanımızı değil bütün insanlığı bu zehirden kurtarmaya dönüktür'' diye konuştu. 566762 Denizli: "Hedefimiz gruptan çıkmak" Teknik Direktörü Mustafa Denizli, Avrupa 'nde öncelikli hedeflerinin gruptan çıkmak olduğunu söyledi. Denizli, Manchester United ile yarın yapacakları karşılaşma öncesi Alman oyuncu Fabian Ernst ile birlikte BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde düzenlediği basın toplantısında, geçen sezon göreve geldikten sonra ilk hedeflerinin 'ne direkt olarak katılmak olduğunu belirterek, "Bunu başardık. Bu yılki hedefimiz de öncelikli olarak bu gruptan bizi bir üst tura çıkaracak başarılı sonuçları elde etmek olacaktır" dedi. Gruptan çıkmak için öncelikli olarak maksimum ve minimum puan sınırlarını belirlemeleri gerektiğini vurgulayan tecrübeli teknik adam, şunları söyledi: "Yaptığım çalışmalara göre bu gruptan doğru zamanda alınacak veya puan bir üst tura çıkmamız için yetecektir. Herhangi bir şekilde elde edeceğimiz 10 veya 11 puan bizi üst tura kesin çıkaracaktır. Güçlü bir grupta, güçlü rakiplerle oynayacağımızın bilincindeyiz. Özellikle yarın oynayacağımız Manchester United maçı başlangıç açısından son derece önemli. Manchester United son iki yılın bir şampiyonu, bir finalisti olan takım. 'ın İstanbul'da ne denli güçlü olduğunu, ne denli maçlara asılan takım olduğunu göstermek istiyoruz. Bu turnuvaların havası son derece değişik ve farklıdır." "Grupta herşeyimizi ortaya koyacağız" Denizli, lige düşündükleri ölçüde başarılı başlayamadıklarını vurgulayarak, "Bu yarın için bizi herhangi bir umutsuzluğa, negatifliğe itmeyecek. Futbolcularımın ve 'ın Avrupa arenasında yoluna devam etmesi için bu grupta her şeyimizi ortaya koyacağız. Bundan herkes emin olabilir" diye konuştu. Puan kayıplarının hem bireyler, hem takım üzerinde olumsuz etkisinin olabileceğini vurgulayan siyah-beyazlı takımın çalıştırıcısı, sözlerini şöyle sürdürdü: "'nin havası son derece farklıdır. Bu kayıp puanlar çerçevesinde belli konularda biraz sıkıntılar yaşadığımız ortada. Özellikle ürettiğimiz pozisyonları skora çevirememek bizi rahatsız etti. Ama yarın taraftarların önünde 'ın gücünün ne denli arttığını göstermek istiyoruz. Ümit ediyorum ki yarın böyle günlerden biri olacak." "Büyük takımlar her zaman büyüktür" Mustafa Denizli, büyük takımların, büyük camiaların alınan bir iki olumsuz sonuçla çıkış aramalarının söz konusu olmadığını söyledi. Alınan kötü sonuçlar sonrası Manchester United maçını çıkış olarak görüp görmediği yönündeki soruyu yanıtlayan Denizli, "Büyükler her zaman büyüktür. Bizler de büyüklüğümüzü bilen camiayız. Ben futbolcularımla bu duyguyu biliyor ve yaşıyorum. Bütün Beşiktaşlıların bunu bilmesini isterim. Alınan bir iki kötü sonuç camianın büyüklüğüne gölge düşürmez" diye konuştu. Manchester United'ın Barcelona ile birlikte turnuvanın favori takımı olduğunu anlatan tecrübeli teknik adam, şöyle konuştu: "Manchester United karşısında alınacak her puan, içerde ve dışarda, bizim artı hanemize yazılacaktır. Hele bu puan olduğunda işimizi büyük ölçüde kolaylaştıracaktır. Her iki takım için de zorlu maç olacak. Bu 90 dakikada hisseden, yaşayan ve her şeyini ortaya koyan taraf düşündüğü sonuçla sahadan ayrılır. daha önce bunu yapmış takımdır. Futbolcularımın yapabileceklerini biliyorum. Gayet tabii ki Manchester United Avrupa'da dikkat edilmesi gereken başlıca takımlardan biridir." maçı sonrası takımı kampa alması konusundaki soruyu yanıtlayan Mustafa Denizli, "Bu düşünce Manchester United maçı hazırlıkları çerçevesinde vardı. Bunu parçalı olarak gerçekleştirdik. Futbolcuların bizimle olmasını ve bazı şeyleri konuşmakta fayda olduğunu düşündüm. Geçen yıl da zaman zaman bunu yapıyorduk. Farklı uygulama yapmadık" dedi. 'ın teknik direktörü, her takımın kendi evinde puanı düşündüğünü dile getirdi. İlk maçı İngiliz rakipleriyle yapmanın avantaj veya dezavantaj olup olmadığı yönündeki soruyu yanıtlayan Denizli, "Her takım kendi evinde puanı düşünür. Biz de çalışmalarımızı bunun için yapıyoruz. puanı düşünürken özellikle takım savunmasıyla ilgili düşüncelerimizi göz ardı etmemiz mümkün değil. taraftarı yarın sahada başlayacak ve devam edecek oyuncularda bunu görecek. Onların desteğiyle düşündüğümüz sonuçlar gelecektir" şeklinde konuştu. Denizli, bu sezon performanstaki olumsuz sonuçların nedenin ne olduğu sorusunu ise "İki sorun iç içe geçmiş olabilir. Bunu kısa süreli olarak düşünüyorduk. Her takımın yaşayacağı sorunlar. Birincisi kadromda yola devam eden futbolcuların başarma ve mutluluklarının üst düzeyde olmasıdır. Diğeri de aramıza yeni katılan arkadaşların gibi iki kupada şampiyon olan takımda üstlenecekleri görevleri ve onları bekleyen hedeflerin büyüklüğü konusu zorluk yaratmış olabilir" diye yanıtladı. "Yönetimle aramda sorun yok" Denizli, bazı basın organlarında yerine başka isimlerin yazılmasının hatırlatılması ve "Futbolcularla veya yönetimle aranızda sorun var mı?" sorusu üzerine şunları kaydetti: "Bazı gazeteler ne için ne amaçla yazıyor bilemem. Bildiğim tek şey bu camiaya girdiğim saatten itibaren her şeyimi 'ın başarısı için ortaya koymamdır. Ne futbolcularımla, ne yönetimle aramda sorun olması söz konusu değildir. Biz işlerini yapan gruplarız. Birbirimizin alanına girmemiz söz konusu değil. Kimseyi tedirgin etmeyiz. Bunu yazabilirler. Öyle düşünüyor olabilirler. Bunu yazarken bir şeyi unutmamaları gerektiğini hatırlatmak isterim. Hayatım boyunca Türkiye'nin, Avrupa'nın ve dünyanın çeşitli organizasyonlarına katılmış biri olarak, hiçbir mücadeleden yılmadım. Başarmanın keyfini daha büyük bir şekilde yaşadım. Birilerini yerime getirebilirler. Hayatımız boyunca buraya demir atmadık. Üstlendiğim şeyi bütün Türkiye biliyor. Ben önce bu camianın teknik sorumlusuyum. Yıllar evvel de taraftarı oldum. Bu sadece benim yaşadığım zorluk değil." 566083 BDT maliye bakanları Moskova'da bir araya geliyor Bakanlar, ayrıca BDT ülkelerinin sosyo-ekonomik durumu ve krize karşı aldığı önlemler konusunda da meslektaşlarını bilgilendirecek. BDT maliye bakanların birinci toplantısı 21 Ekim 2008 tarihinde, ikincisi ise 31 Mart 2009 tarihinde yapılmıştı. 565361 Trajik trafik Trajik trafik 14 Eylül Pazartesi 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! Karşıdan karşıya geçeceksiniz. Yaya geçidinin başında, yeşil ışığın yanmasını bekliyorsunuz. Ve sonunda size geç işareti geliyor. Ben demiyorum, kurallar öyle diyor. Tam adımınızı attığınızda da ne, son sürat bir araç ne olduğunu bile anlamadan ayakkabınızın tozunu alıveriyor. İkinci adımı atmış olsaydınız haliyle gerisini hatırlamanız imkansız. Neyse ki şimdilik kefeni yırttık, şükür ki ayaktayız, devam edelim. Acelesi olan, kurallara kulak asmayan arkadaşın yüzüne iyi bakın. Pişkin pişkin gülen, ağzı kulaklarındayken, “Nasıl da geçtim ama” diyen ifadeyi göreceksiniz. Bu sırıtma aynı zamanda, kırmızıda duran diğer sürücülere de, “Siz daha çok beklersiniz” anlamı taşıyor. Suça ortak etme, yalnız kalmama psikolojisi olsa gerek. Nasıl da gururlu ve mutlu. Her halinden belli, önemli bir iş başarmış. Kurallara uymadık, saygı zaten hak getire, daha ne olsun! İşin ilginç ve düşündürücü yanı, yasak delmenin garip hazzından dolayı olsa herhalde, bu kişilerin sayısı mantar gibi artıyor. Bu gidiş iyi değil, ancak vaziyet de bu. Her ışığın başına polis koysan, belki önüne geçilir. Gerçi ’de daha önce her lambasına kamera konulacağı açıklanmıştı. Çok sevinmiştim, “Hadi zaman da geçin” demiştim kendi kendime... Ama, zaman geçti, onlar geçmeye devam ediyor, kameralar hala ortada yok. Hepsi bir kenara... Şimdi ben, işine geldiğinde hemen de renkkörü oluveren, başkasının canını hiçe sayıp kırmızıyı yeşil gibi gören arkadaşa sesleniyorum. Bir gün yeşil yandığında, “Yol benim kardeşim” deyip de sağına soluna bakmadan bodozlama atladın. Kör talih ya bu, tıpkı senin gibi biri de kırmızıda durmadı, alışkanlıktan ayağı fren yerine gaza gitti. Ne olacak? İşte asıl ben zamanki yüz ifadeni merak ediyorum. Sanki görüyor gibiyim, biraz mor, biraz kızarık... Dilerim ne senin, ne de başkasının canı yanar. Ama bu önce sana bağlı. Kırmızı yandığında duruver, bu kadar mı zor? Geçiyorsun da eline ne geçiyor? Uzmanı açıkladı: Bazdan korkmayın Cep telefonu sinyali yansıtan cihazların sağlığı tehdit ettiği yönündeki endişeler, GSM operatörlerinin düşündürücü taktiğiyle daha da artmıştı. Yeni kurulan baz istasyonlarının panosu, elektronik saat, aydınlatma direği görünümünde olması, “Sağlığı tehdit etmiyor olsa neden gizlensin” yorumlarına yol açmıştı. Bu yüzden tepkiler de, açılan davalar da son günlerde tırmanmıştı. Bu iletişim kolaylığından yararlanmak isteyen ama çevresinde görmek istemeyenler, uzmanlardan işin aslını duymayı bekliyordu. İşte açıklama geldi. Bölge Müdür Yardımcısı Hasan Ovak’a göre baz istasyonlarıyla ilgili kaygılar yersiz. Ovak, korkulduğu gibi insan vücudunda büyük zararlara ve kansere yol açmadığını söylüyor, çarpıcı örnekler de veriyor: Fırın, ütü daha tehlikeli “Günlük yaşamda sıkça kullandığımız fırın, ütü, kurutma makinesi gibi ev eşyaları daha fazla radyasyon yayıyor...” ’nden Özgür Öz de baz istasyonu sayısının artmasının radyasyon şiddetini artırmadığını, aksine azalttığını ifade ediyor, “Yapılan olumsuz spekülasyonlar, çeşitli firmaların sağlaması amacındadır” diyor. OKUR HATTI Çığırtkan sorunu çözümsüz mü kaldı? Kemeraltı Çarşısı’nda çığırtkan sorununa çözüm bulunacağı açıklanmıştı. Ancak  umutlarımız yerini yine hayal kırıklığına bıraktı. Özellikle  kot satışı yapılan işyerlerine çığırtkanlarla müşteri çekilmeye çalışılıyor. Herkes rahatsız ediliyor. Bir yandan gürültü  bir yandan da tacize varan zorlamalar oluyor. Tarihi  çarşıya gölge düşüren bu kişilere ve onları çalıştıranlara neden  engel olunamıyor? Kemeraltı esnafı olarak yetkililerden bir  kez daha sesleniyor ve yardım istiyoruz. Yenileme çalışmalarıyla büyüleyen güzelliğe kavuşan  tarihi Kemeraltı Çarşısı  hizmet anlayışıyla da çekim merkezi haline gelmeli. Bunun için de öncelikle çığırtkanlar uzaklaştırılmalı.  Kemeraltı esnafı Pazar Sokak’taki işgal geçit vermiyor ’ta kaldırım ve yol işgalinin en çok görüldüğü yerlerden biri de  Pazar Sokak... Burası oldukça dar, çoğu yerde kaldırım yok denecek gibi... Buna bir de işgal eklenince adım atacak yer kalmıyor. Duyarsız esnaf kadar bazı sürücüler de park ettikleri araçlarıyla geçit vermiyor. Özellikle yaşlılar ve çocuklar olumsuz etkileniyor. Seval Memişsevil Seyyar gürültüsü herkesi bıktırdı İzmir’de belediyelerin işportacılara karşı mücadelesini takip ediyoruz. Seyyar satıcılar sadece kayıt dışı satışla yaratmıyor. Gürültü kirliliğiyle de rahatsız  ediyor. Ses sistemli araçlarla anons yapa yapa sokak sokak gezen bu kişiler herkesi bıktırdı. Onların yüzünden evlerimizde bile rahat edemiyoruz. Biri gitmeden diğeri geliyor. Bu soruna da çözüm bulunsun.   566261 Tayland'da saldırı: ölü Grubun Yala bölgesinde yedikleri iftar yemeğinden üslerine döndüğü sırada saldırıya uğradığını ifade eden Tayland ordu sözcüsü Albay Parinya Chaidilok olay sonrası yaptığı açıklamada, ölenlerden 3'ünün Budist, 2'sinin Müslüman olduğunu açıkladı. Patani, Narathiwat ve Yala bölgelerinde etkin olan Müslüman gerillalar, Müslümanlara yönetim tarafından baskı uygulandığını ileri sürerek, bağımsız bir devlet olmak amacıyla mücadele ederken, 2004 yılından bu yana bölgede yaşanan çatışmalarda bin 700 kişinin öldüğü kaydedildi. 565454 Salih Tuna: gün tane Hürriyet Gazetesi aldım O gün tane Hürriyet Gazetesi aldım Tatil sonrası “dan” diye mevzuya girmek yerine, sağa sola, ortaya selam diyerek başlayalım söze. Beylere, ağalara, muhtara, kapıdaki anahtara selam; kara göze, kara kaşa, sırdaşa, arkadaşa, yoldaşa, demirbaşa, umrecilere, umresizlere selam… “Umreciler” dedim de aklıma eski bir Yahudi öyküsünün işaret ettiği oldukça “eğlenceli” bir “çelişki” geldi: Ateist Yahudi bir baba çok iyi eğitim alması için oğlunu Cizvitlerin okuluna gönderir. Katolik Teslis “dogması”nı öğrenen çocuk eve döndüğünde, “Gerçekten de üç tanrı mı var baba?..” diye hayretle sorar. Babası kaşlarını çatarak “Oğlum bak beni iyi dinle!” der, “Sadece tek bir Tanrı var ve biz ona inanmıyoruz…” Amin Maalouf, “Çivisi Çıkmış Dünya” adlı deneme kitabında bu müthiş “çelişkiyi”, “dinsel aidiyetin” kalıcılığı üzerine anlatır. Der ki: “Rusya'da komünizmin yerini sağlamlaştırdığı ve Ortodoks inancının dayanıksız bir kalıntı olduğu düşünülmüştü. Yüzyıl sona ermeden, komünizm kuru bir tomurcuk gibi silinip süpürülmüş ve ülkenin yeni yöneticileri kiliselere gitmeye başlamışlardı…” Maalouf, adı geçen kitabında, “kültürel kimlik” bakımından, “Atatürk Türkiye'sinin Müslüman kalması”nı “dinî aidiyet”in kalıcılığına örnek göstermeyi ihmal etmez. Ertuğrul Bey'ciğimin “Umre macerası” da, “dinî aidiyetin” göstergesi bakımından önemlidir. Kim ne derse desin, bu böyledir. Kabe'de iki rekat namaz kılmaması veya Umrede oruç tutmaması gibi nerdeyse hoppalığa varan tuhaflıkları bu gerçekliği zevale uğratmaz. Kabe fotoğrafının önünden geçene selam vermeyecek kadar şedit din düşmanlarının varlığını aklınıza getirin, ne demek istediğimi anlarsınız. Dolayısıyla, Ertuğrul Bey'ciğimin Umre “ziyareti” (hiç değilse) kendisinin Umre'ye gösterdiği saygı kadarcığını hak ediyor. Dolayısıyla, tatilde olduğum günlerde, “Nerdesin, tam senlik mevzu çıktı; sen yoksun! Şu Umrecilerle bir güzel dalganı geç de eğlenelim…” demeye getirerek mail kutumu dolduran okurları, tatilde olmasaydım da hayal kırıklığına uğratacaktım. Demem ki; ibadet yapan kim olursa olsun, ibadetin hatırına, azami saygı göstermenin gerektiğine inanırım. Lakin malum Umre ikilisine hepten bigane kalmazdım herhalde. En azından “Umre ikilileri” listesi yapardım. Ertuğrul Özkök Ahmet Hakan Umre diyaloglarına benzer diyalogları da tahayyül ederdim tabii. Mesela… Fatih Altaylı Yaşar Nuri Öztürk (Yaşar Nuri: Lebbeyk Allahumme Lebbeyk anadilde olur mu kardeşim;72 millet var burda. Altaylı: Hocam senin de bir dediğin bir dediğini tutmuyor. Oray Eğin Serdar Turgut Oray Eğin: Baştan söyleyeyim deveye ben binerim. Serdar Turgut: Yok devenin başı. Nihal Bengisu Karaca Ayşe Arman Ayşe Arman: Bütün erkekler ihramlı, ne kadar enteresan diil mi? Nihal Bengisu: Buraya ben seni getirmedim, sen kendin geldin tamam mı?! Abdurrahman Dilipak Toktamış Ateş Toktamış: Temyizi yok mu bunun, ev temelli mi gitmiş yani? Dilipak: Hocam evin barkın sırası değil, Allah'ın evindeyiz. Balçiçek Pamir Pelin Batu Pelin: Kabe'nin kübik olmasının sanat tarihi bakımından…. Balçiçek: “Tarihin Arka Bahçesi” değil burası; bi sus da tavafımızı yapalım. Haşmet Babaoğlu- Hıncal Uluç, Ruhat Mengi- Nagehan Alçı gibi uyumlu veya uyumsuz daha birçok “ikili” var ama şimdilik bu kadarla yetinelim. Bu arada, hazır laf Ertuğrul Bey'ciğimden açılmışken, Doğan Yayın Grubu'na kesilen 3.7 milyarlık cezaya üzüldüğümü belirtmeliyim. Hatta, üzülmekle kalmayıp, kendi çapımda mütevazi bir eylem de yaptım. gün gazete bayiine gittim ve adet Hürriyet satın aldım. Gelgelelim, Mehmet Yakup Yılmaz mı, Özdemir İnce mi, tam hatırlamıyorum, ikisinden birinin pekala, ikisi birden olsun) yazısını okuyunca kızdım ve Hürriyet gazetesinden 4'ünü çöpe attım; birini okudum. (Bu cümle senin içindi Şinasi; uyandırayım: ben geldim. 566742 "Gizli Oturum Devlet Sırrıdır" Hükümetin demokratik açılımla ilgili Meclis'te gizli oturum yapmak istemesi tartışmalara neden oldu. TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, "Gizli oturum devlet sırrıdır" dedi. 566479 MHP'ye göre bu sözde örtülü ateşkes mesajı var MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan Erdoğan'ın dün Polatlı'daki konuşmasında geçen ''terör oldukça operasyon sürecek'' ifadeleriyle terör örgütü PKK'ya ''örtülü bir şekilde ateşkes, mütareke mesajı'' verdiğini öne sürdü. Vural, düzenlediği basın toplantısında, Erdoğan'ın terörle, ''pasif bir mücadele yöntemini benimsediğini'' savundu, hükümetin terör örgütünü cesaretlendirdiğini iddia etti. Oktay Vural, şunları söyledi: ''Sayın Başbakan adeta 'ateş açılmadıkça operasyon yapılmayacaktır' demek suretiyle terör örgütüne gizli bir mütareke ve ateşkes mesajı göndermiştir. Terörle mücadele için terörü mü bekleyeceğiz, sayın Başbakan? Teröristin askerimize, polisimize kurşun sıkmasını mı bekleyeceğiz? Sayın Başbakan, terör örgütüne ben sizin isteklerinizi kabul ettirmeye çalışıyorum, Kürt sorununu çözüyorum, siz de terör yapmayın, mesajı göndermeye çalışmaktadır. Sayın Başbakanın bu ifadeleri terörle mücadele eden kurumlarımız arasında büyük bir moral çöküntüsü oluşturmaktadır.'' Başbakan Erdoğan'ı ''Kandil ve İmralı ağzıyla'' konuşmakla suçlayan Vural, ''Sayın Başbakan'ın böyle bir günde yaptığı bu konuşmayı kınıyorum. Yakışmıyor. Sakarya Muharebesinin anlamlı yıldönümüne yakışmayan bir konuşma yapmıştır'' diye konuştu. Vural, Erdoğan'ın ''şehitleri, siyasetine malzeme yaptığını'' ileri sürerek, Erdoğan'ın ''kan dursun edebiyatıyla bölücü reçeteler sunduğunu'' kaydetti. -''HESABI YARGI ÖNÜNDE VERECEKSİNİZ''- MHP olarak yeni azınlıklar oluşturulmasına, bölücü reçetelere ''hayır'' demeye devam edeceklerini belirten Vural, şu görüşleri dile getirdi: ''Sayın Başbakan kafasının arkasında gizli gündemi deşifre ettiğimiz için MHP'ye ve Sayın Genel Başkana (Bahçeli'ye) dil uzatmaya devam etmektedir. Evet Sayın Başbakan, bölücü, fitneci açılımlarınıza hayır demeye devam edeceğiz. Bu kan duracaktır. Size rağmen duracaktır. Kan akıtmaya devam edenlerin sonu bellidir. Ama kan üzerinden pazarlık yapıp, milletimizi bölme reçetelerine mecbur ve mahkum ettirme girişimlerinizin elbette bir bedeli olacaktır. Bu hesabı da siz inşallah yargı önünde vereceksiniz. Sayın Başbakan İmralı ağzıyla konuşmaya devam etmiştir. İmralı'daki de Kandil'e davet etmişti, Sayın Başbakan da İmralı'daki gibi MHP'yi dağa davet etmiştir. Bu, İmralı ile Sayın Başbakan'ın MHP ve Devlet Bahçeli'ye karşı olma noktasında buluştukları bir ifadedir. Türkiye'nin geldiği hazin nokta budur.'' Vural, bölücü emelleri engellemeye kararlı olduklarını yineleyerek, ''Sayın Başbakan 'kafes kekliği' gibi bu söylemlerinizle milletimizi tuzağa düşüremeyeceksiniz'' dedi. -''HER YERDE DEŞİFRE EDERİZ''- Oktay Vural, ''Sayın Bahçeli açılım konusunda TBMM'de kapalı oturum olması durumunda oturumu açıklayacağını söyledi. Bu, devlet sırrının açıklanması anlamına gelmez mi'' sorusu üzerine ise ''Ne zamandan beri bölücü emellerin açıklanacağı toplantılar devlet sırrı oldu. Bu olsa olsa bölücü emellerin sırrı olur. Anayasamızda bölücü emellerin sırrını kabul etmek diye bir kavram yoktur. Bölücü emeller her zaman ve her yerde deşifre edilmelidir. MHP olarak bölücü emelleri devlet sırı olarak yutturacak girişimlerin karşısında olmaya devam edeceğiz'' diye konuştu. 566943 Bayramda köprü ve otoyollar ücretsiz Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Ramazan Bayramı'nda otoyollar ile Boğaz köprülerinden ücretsiz geçiş imkanı sağlanacağını bildirdi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısından yaptığı açıklamada, arife günü olan 19 Eylül Cumartesi gece yarısından başlayarak 22 Eylül gece yarısına kadar oto yollar ve boğaz köprülerinden ücretsiz geçiş sağlanacağını söyledi. Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında, bayramın birinci günü olan 20 Eylülden 22 Eylül gece yarısına kadar belediyelerle bunların kurdukları işletmelerce yürütülen toplu taşım hizmetlerinde de kolaylık sağlanmasına ilişkin karar alındığını da ifade etti. Devlet ve bağlı müesseselerde çalışan işçilere her yıl ödenen ilave tediyelerin her yıl iki taksitte ödendiğini hatırlatan Çiçek, ilk taksitin bayramdan önce, 17 Eylül 2009'da ödeneceğini, diğer yarısının ise 25 Kasım 2009'da ödeneceğini bildirdi. Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Demokratik açılım'' ile ilgili TBMM'de yapılacak oturumu, kapalı ya da açık yapma gibi bir endişeleri bulunmadığını belirterek, ''Gerekiyorsa biz bu oturumu açık da yaparız ama böylesine hassas bir konunun tribünlere oynayarak konuşulması yerine daha soğukkanlı, daha derli toplu konuşulması için söylenmiş bir fikirdir, bir yöntemdir'' dedi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Devlet ve bağlı müesseselerde çalışan işçilere her yıl ödenen ilave tediyelerin her yıl iki taksitte ödendiğini hatırlatarak, ilk taksitin bayramdan önce, 17 Eylül 2009'da ödeneceğini, diğer yarısının ise 25 Kasım 2009'da ödeneceğini bildirdi. Cemil Çiçek, ''Zaten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız da BAĞ-KUR ve SSK emeklilerinin maaşlarının bayramdan evvel ödenmesiyle ilgili açıklamayı yapmıştı'' dedi. Toplantıda Avrupa Birliği (AB) konusu üzerinde durduklarını belirten Çiçek, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın ''Türkiye'nin AB İletişim Stratejisi'' ile ilgili Bakanlar Kurulu'na bilgi sunduğunu söyledi. Türkiye'de ve AB ülkelerinde yapılan kamuoyu yoklamalarında, ''AB üyesi ülkelerin Türkiye'yi yeterince tanımadığı, Türk vatandaşların da AB konusunda yeterli bilgi iletişimine sahip olmadığı''nın görüldüğünü ifade eden Çiçek, bunun yanlış değerlendirmelere yol açtığını kaydetti. Çiçek, bunun için konunun, hem içerde hem dışarda bilimsel yöntemlerle ve çok gerçekçi verilerle kamuoylarına tanıtılması ve bu iletişimin sağlanması gerektiğini vurguladı. AB Genel Sekreterliğinin bununla ilgili çok kapsamlı bir çalışma yaptığını söyleyen Çiçek, ''Sayın Bakan bilgi sundu. Biz de Bakanlar Kurulu'nda bu stratejiyi benimsemiş olduk. Bundan sonra faaliyetler bu strateji çerçevesinde yürütülmüş olacak'' dedi. -AFET KOORDİNASYONU, ÇİÇEK SORUMLULUĞUNDA YÜRÜTÜLECEK- Çiçek, İstanbul, Tekirdağ ve diğer bazı illerde yaşanan sel felaketiyle ilgili çalışmaları devam ettiğini, henüz tüm yerleşim merkezlerinde kesin hasar tespitlerinin yapılamadığını belirtti. Bu tespitler yapıldıktan sonra başta kamu olacakları olmak üzere ne gibi kolaylıklar sağlanacağını ortaya koyacaklarını belirten Çiçek, şöyle konuştu: ''Bugün aldığımız bir karar şudur; bildiğiniz gibi bu tür felaketler olduğu zaman bir çok devlet kuruluşu konuyla ilgilenmektedir. Aynı yerleşim merkezi içeresinde Devlet Su İşlerinin, Karayollarının ve mahalli idarelerin, yerel yönetimlerin görev alanına giren, sorumluluğunda olan hususlar var. Gelinen noktada böyle tecrübelerden sonra konunun tek elden koordine edilmesi, planlanması ve birlikte bu sorunların, muhtemel sorunların çözülebilmesi noktasında konunun tek elden yürütülmesi gerekmektedir.'' Bununla ilgili yasal bir düzenlemeyi geçen yasama dönemi içerisinde çıkardıklarını anımsatan Çiçek, bu yasa ile Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık Acil Durum Genel Müdürlüğü'nün birleştirildiğini, tek çatı altında toplandığını kaydetti. Çiçek, sözlerine şöyle devam etti: ''Bundan sonra bu konularla ilgili son İstanbul'da yaşanan üzücü olaylar da dahil olmak üzere bundan sonra konu tek elden yürütülecektir, koordinasyon tek elden sağlanacaktır. Bunun sorumluluğunu da ben üstlenmiş olacağım. Zaten çıkan yasa Başbakanlığa bağlı olarak çıkmıştı. Sayın Başbakan bu koordinasyonunun tarafımızdan yapılmasını uygun görmüştür. Bu anlayış çerçevesinde konuyu derhal, birlikte ele alıp hiç olmazsa bundan sonra üzücü olaylar meydana gelmesin, şayet gelebilecekse onun önlemlerini önceden belli bir plan dahilinde alalım diye yeni bir anlayışla konuya yaklaşmış olmaktayız.'' -MEMUR MAAŞLARINDAKİ ARTIŞ- Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Memur maaşlarına yapılacak zammın Bakanlar Kurulu toplantısında gündeme gelip gelmediğine ilişkin soru üzerine Çiçek, konunun gündeme gelmediğini söyledi. Memur maaş zamlarının daha önceki toplantılarda şeklen ele alındığını ifade eden Çiçek, TBMM'ye sunulmadan önce bütçenin Bakanlar Kurulu toplantısında her zaman ele alındığını, 17 Ekim'de bütçenin TBMM'ye sunulmuş olacağını ve dolayısıyla memur maaş kat sayılarının da bütçede yer alacağını kaydetti. Çiçek, ''Şunun bilinmesinde fayda var, biz seçimle gelmiş bir iktidarız eğer çalışan insanımıza gerçekten beklentileri karşılayacak bir ödeme yapma imkanımız olursa bunu vatandaşımızın biz bunu bugüne kadar esirgemedik, esirgemeyiz. Eğer geçmişte telaffuz edilen bir rakam varsa bu çok ince hesabın, ayrıntılı bir hesabın sonucudur. Dolayısıyla Sayın Yazıcı tarafından sendikalarımıza teklif edilen rakam günkü bir hesap çerçevesinde yapılmıştır. Ancak bugün bu konu gündeme gelmedi. Bu konu Ekim ayı içerisinde Meclis'e sunulurken zaten orada yer almış olacaktır'' diye konuştu. -BAHÇELİ'YE YANIT- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, ''demokratik açılım'' çalışmalarıyla ilgili olarak TBMM'de kapalı oturum yapılması durumunda ''Hükümet kapalı oturumda bir bilgi verirse biz bu bilgiyi açıklayacağız'' dediğinin hatırlatılması ve değerlendirmesinin sorulması üzerine, Çiçek, TBMM'de ilk kez kapalı oturum yapılmayacağını, cumhuriyetin kurulduğu günlerden bugüne kadar farklı zamanlarda böyle oturumlar yapıldığını hatırlattı. ''Bunun kendine göre bir mantığı ve gerekçesi olduğunu'' söyleyen Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bizim noktada bir endişemiz yok. Üzerinde durduğumuz, karar verdiğimiz, yürütmekte olduğumuz çabaları kamuoyu önünde açık da kapalı oturumda da tartışırız. Kapalı oturumda daha soğukkanlı, daha derli toplu konuşmanın avantajları var. Yoksa bir çekincemiz olduğundan, milletimizden herhangi bir şeyi sakladığımızdan dolayı değildir. Gerekiyorsa biz bunu açık da yaparız, bunda hiç tereddüt yok. Ancak üzerinde durmamız gereken şey şu; bir yöntemi, bir talebi beğenmiyor olabilirsiniz ya da sizin buna karşılık bir kısım taleplerimiz olabilir ama bunların hepsinin yürürlükteki mevzuat çerçevesinde yapılması lazım. Eğer insanlar yürürlükteki mevzuatı 'ben tanımam' demeye getiriyorsa zaman bu ülkede hukuk devletini nasıl tesis edeceğiz? Yani kapalı oturumlardaki değerlendirmelerin 10 yıl geçmeden hiçbir şekilde yayınlanamayacağı ortada iken, bu mevzuat hükmü iken ben 'bunu tanımam, buna rağmen açıklama yaparım' diyorsa, zaman söylenebilecek ne vardır diye doğrusu düşünürüm. Açıkça ifade edelim, bizim kapalı ya da açık herhangi bir endişemiz yok, gerekiyorsa biz bu oturumu açık da yaparız. Ama böylesine hassas bir konunun tribünlere oynayarak konuşulması yerine daha soğukkanlı, daha derli toplu konuşulması için söylenmiş bir fikirdir, bir yöntemdir. Nitekim bunu ilk defa biz de gündeme getirmiyoruz. Geçmişteki insanlar bu toplantılar yapıldığında, Cumhuriyetin ilk kurulduğu günlerden bugüne kadar kapalı oturumlarda dile getirilen hususlar, milletten saklanan, gizlenen hususlar değildi. formatta, şekilde konuşulması konunun önemi ve varılmak istenen amaç açısından daha doğru bulunduğu için iç tüzüğe böyle bir hüküm konulmuştur. İcap ediyorsa biz açık da konuşuruz. Bizim milletimizden saklayacağımız, milletimize söylemeyeceğimiz, kapalı kapılar arkasında bu işleri konuşacağız diye bir konu da yok. Biz milletimizle her zaman iç içeyiz ve açıkça da konuşuruz.'' Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''demokratik açılım'' ile ilgili çalışmaları aralıksız sürdürdüklerini belirterek, ''Bizim kararlılığımızda ve konuya verdiğimiz önemde en ufak bir değişiklik yok'' dedi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bugünkü toplantıda benimsenen ''AB İletişim Stratejisi''nin tanıtım konusunda ne gibi değişiklikler getireceğinin sorulması üzerine, Çiçek, geçen yasama döneminin son günlerinde AB Genel Sekreterliği teşkilatında ihtiyaçlara göre yeni bir yapılanmaya gidildiğini hatırlattı. Bunlardan birinin de iletişimin sağlanmasıyla ilgili olduğunu belirten Çiçek, iletişim sağlandığı ölçüde kamuoyunun konuya bakışının farklılaşabildiğini vurguladı. Çiçek, şunları söyledi: ''Ciddi bir bilgi eksikliği olduğu kanaatini taşıyoruz. Muhtelif ziyaretlerimizde, görüşmelerimizde, vatandaşlarımıza 'AB'den ne anlıyorsunuz' diye sorulduğunda ciddi bir bilgi eksikliği olduğu ortaya çıkıyor. Zaten Reform İzleme Grubu da bu ihtiyacı geçmişte gördüğü için böyle bir başkanlığın kurulması ve yeni bir anlayışla sivil toplumun da desteğin alarak, yeni bir strateji belirlenmesini karara bağlamıştı. Bu çerçevede yapılan bir belgelendirme var. Bunun içerisinde çok değişik unsur ve yöntemlerle bu iletişimin sağlanması söz konusu.'' -''İMRALI'DAKİ GÖRÜŞME''- Çiçek, ''Bazı basın yayın organlarında Abdullah Öcalan'ın geçen hafta İmralı'da kız kardeşiyle yaptığı görüşmeyi Kürtçe gerçekleştirdiği yönünde haberler yansıdı. Bu konuda size bir bilgi ulaştı mı?'' sorusunu, şöyle yanıtladı: ''Hayır, ulaşmadı. Zaten biz bu konuya olumlu bakıyoruz. Neticede dil iletişim içindir, insanların birbirlerini anlamaları, ilişki kurmaları, meramlarını karşılıklı söylemeleri bakımındandır. Geçmişte bazı yasaklar geldiyse bunu engellemekten ziyade, başka sebeplerden dolayı gelmiştir, kişiye mahsus da bir kısıtlama değildir. Onun da özellikle altını çizeyim; bunlar genel ve eşit düzenlemelerdir. Doğruluğu, yanlışlığı tartışılabilir ama genel ve eşit düzenlemedir. Kişiye mahsus bir düzenleme değil. Zaman içerisinde zaten alanda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. İhtiyaç hasıl oldu mu yeni kararlar alınabiliyor, çerçevede değerlendirilmesi gereken bir husustur. Şayet söylendiği tarzda bir şey gerçekleştiyse bu Adalet Bakanlığı'nın bilgisi dahilinde olan bir husus.'' -''İŞİN ZORLUĞUNUN FARKINDAYIZ AMA...''- ''Demokratik açılım çalışmalarında baştaki hızın ve temponun düştüğünün'' ifade edilmesi ve ''takvim konusunda değişiklik olup olmadığının'' sorulması üzerine, Çiçek, ''bunun bir algılama meselesi'' olduğunu söyledi. Çiçek, şunları kaydetti: ''Bizim kararlılığımızda ve yapmak istediğimiz konuda herhangi bir yavaşlama, işi ağırdan alma söz konusu değil. Tam tersi biz bunun uzun bir süreç olduğunu, Sayın Başbakanımız, bizler yaptığımız konuşmalarda hep ifade ettik. Zaten kısa sürede bu sorun çözülebilecek nitelikte olsaydı bugüne kadar bu işin çözülüyor olması lazımdı. Cumhuriyetin kuruluşundan beri 60 tane hükümet gelmiş. Biz 60. hükümetiz. Konunun iki boyutu var. Bir demokratik standartlarla ilgili kısmı, bir de terörle ilgili kısmı var. Özellikle etnik, bölücü terör açısından bakıyorsan ilk eylem konulduğu tarihten, 1984'ten 2009'a kadar 25 yıl geçmiş, 15 tane de hükümet geçmiş iş başında. Öbür açıdan bakarsak 60 hükümet. Dolayısıyla bu konu eğer kamuoyundaki yüksek beklenti hilafına çok kolay olabilseydi şimdiye kadar çözülebilirdi. Biz bu işin zorluğunun farkındayız ama çözümsüzlüğün de bu işi daha da zor hale getirdiğini, işi ağırdan almanın, yarına, bir başka hükümete bırakmanın Türkiye'ye nelere mal olduğunu, ne tip acılara mal olduğunu her gün hem görüyoruz hem de yaşıyoruz. Bu sorunun çözülmesi lazım. Çözüm için gayret gösteriyoruz ama bu işin de kendi tabiatından kaynaklanan bir hızı var. Onun için aşırı beklentiye girmek yerine kendi tabi seyri içinde bunun götürülmesi lazım. Biz kendi yönümüzden bu çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Toplantılar yapılıyor. Size bazen bilgi veriliyor, belki bazen bilginiz olmuyor olabilir. Bu toplantılara devam ediyoruz. Nitekim Ekim'de TBMM açılacak, işin Meclis boyutu var. İdari tasarruflarla yapılacak işler var. Başka türlü yapılması gereken çalışmalar var. Bunların hepsini çok kapsamlı ve çok yönlü olarak yapıyoruz. Onun için bizim kararlılığımızda ve konuya verdiğimiz önemde en ufak bir değişiklik yok.'' 565272 Dolar milyarderlerinin parasının üçte biri eridi Bugün bu sayı 793'e inerken 1,4 trilyon dolar varlık da ortadan kayboldu. 2009 listesinin ilk 10'unda yer alan zenginlerin varlıklarına bakıldığında ise, bir önceki yıl 395 milyar dolar eriyerek 254 milyara geriledi. Böylece, dolar zenginlerinin varlığı, 141 milyar dolar, yani üçte bir oranında azalmış oldu. Türkiye'nin ise 2007'de 25 dolar milyarderi varken, gecen yıl 35 oldu. Ancak Türkiye'nin krizden nasibini alması üzerine bu rakam 2009'da 13'e kadar geriledi. 2009 listesinin ilk 10'unda yer alan Türk milyarderlerin 15,3 milyar dolar olan varlıkları bir önceki yıl 24,7 milyar dolardı. Bu rakam bir yılda yüzde 40'a yakın geriledi. 565685 New York Moda Haftası'ndan renkli kareler... New York Haftası birbirinden renkli ve çarpıcı defilelerle başladı. 565410 Selzede firmalar acele etsin Selzede firmalar acele etsin İSTANBUL (A.A) İstanbul Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) Başkanı Yahya Arıkan, selden zarar gören ticari işletmelerin 'ileride mali ve hukuki sorunlarla boğuşmamak' için 15 gün içerisinde yetkili ticaret mahkemesinde dava açması gerektiğini bildirdi. Mallarını ve diğer varlıklarını sigorta ettiren vergi mükelleflerinin, ilgili sigorta şirketine müracaat ederek ekspertiz aracılığı ile değer tespiti yaptırmasının zorunluluğuna da işaret eden Arıkan, sigorta şirketinden alınacak tazminatın, muhasebe kayıtlarına gelir olarak intikal ettirileceğini kaydetti. 565077 Mübarek'ten Peres'e 'geçmiş olsun' mesajı Şimon Peres'in de Mübarek'e teşekkür ettiği belirtildi. Peres, Tel Aviv'deki toplantıda bayılmış, durumunun iyi olduğunu söylemesine rağmen gece hastanede tutularak tetkikleri yapılmış ve sabah taburcu edilmişti. Doktorlar da Peres'in durumunun iyi olduğunu teyit etmişti. 566073 Rusya'da silah deposunda patlama Rus İnterfaks ajansı, yerel yetkililere dayandırarak yayımladığı haberde, Moskova'nın 1500 kilometre doğusundaki Çelyabinsk kentinde meydana gelen patlamada, olay yerinde bulunan bir yarbayın hayatını kaybettiğini, askerin de hafif yaralandığını kaydetti. Rus haber ajansı RİA Novosti de patlamadan sonra çıkan yangının söndürülmeye çalışıldığını, ancak sık sık patlama olduğu için sonuç alınamadığını belirterek, patlamaya neyin yol açtığı konusunda açıklama yapılmadığını duyurdu. Rusya'da dün askeri bir üste meydana gelen yangında da asker ölmüştü. 566695 Silivri'de kaybolan kadının cesedi çıktı Silivri Belediyesinden yapılan yazılı açıklamada, yaşanan sel felaketinde kaybolan 75 yaşındaki Hikmet Pekgürbüz isimli kadının cesedinin, Selimpaşa Denizkent Sitesi'ndeki bir evin bahçesinde bulunduğu bildirildi. Açıklamada, Eylül tarihinde Silivri ve Selimpaşa'da yaşanan taşmalarda sele kapılarak kaybolan 75 yaşındaki Pekgürbüz'ün cesedine, çevreden gelen kötü koku şikayetleri üzerine bölgede incelemede bulunan Silivri Belediyesi ve Silivri Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, selle sürüklenen eşyaların arasında ulaşıldığı kaydedildi. Açıklamada, günlerdir suda kalması nedeniyle şişmiş cesedin, Adli Tıp Kurumu'na gönderildiği de belirtilerek, aile bireyleri tarafından kimlik tespiti yapılan Pekgürbüz'ün cenazesinin yarın ikindi namazına müteakiben Karacaahmet Mezarlığı'na defnedileceği bildirildi. 566474 Zehir çetesi lideri polislerin 'hocası' çıktı Çünkü, uyuşturucu şebekesinin başında Narkotik Şube Müdürlüğü’nde bilirkişi olarak görev yapan ve polislerin kendisine 'Hocam' dediği eski bir öğretim görevlisi vardı. İstanbul Valisi Muammer Güler, Tuzla ve Pendik'te ayrı uyuşturucu imalathanesine yönelik operasyonlarda, uyuşturucu hap imalatında kullanılan 400 kilogram amfetamin ile 36 ton kimyasal madde ele geçirildiğini, olayla ilgili yakalanan 11 kişiden 9'unun tutuklandığını bildirdi. Vali Güler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile Tuzla ve Pendik'te ayrı uyuşturucu madde imalathanesine yönelik operasyonla ilgili basın açıklamasına katıldı. Güler, operasyonlarda, sentetik uyuşturucu hap imalatında kullanılan 400 kilogram  amfetamin, ton amfetamin maddesi üretilebilecek 36 ton kimyasal madde ele geçirildiğini bildirdi. Güler, ''ele geçirilen madde miktarının Türkiye'de bugüne kadar ele geçirilen toplam amfetamin miktarının katı olduğunu'' ifade etti. Olayla ilgili gözaltına alınan ve aralarında ''suç örgütünün elebaşı'' olduğu belirtilen H.K. ile eski öğretim görevlisi yüksek kimya mühendisi H.R.I'nın aralarında bulunduğu 11 kişiden 9'unun tutuklandığı bildirildi. İSTANBUL VALİSİ GÜLER, SON 2,5 AYDA UYUŞTURUCU SATICILARINA YÖNELİK 839 OPERASYONDA, 492 KİLOGRAM EROİN, 324 KİLOGRAM ESRAR MADDESİ ELE GEÇİRİLDİĞİNİ BİLDİRDİ Valisi Muammer Güler, İstanbul'da uyuşturucu satıcılarına yönelik olarak son 2,5 ayda düzenlenen 839 operasyonda, 492 kilogram eroin, 324 kilogram esrar maddesi ele geçirildiğini, 1445 kişi hakkında yasal işlem yapıldığını açıkladı. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde açıklama yapan Vali Güler, Tuzla ve Pendik'te ayrı uyuşturucu imalathanesine yönelik operasyonlarda, sentetik uyuşturucu hap imalatında kullanılan 400 kilogram amfetamin, 600 kilogram benzil metol keto, ton alfa asetilon fenil maddesi ile 30 ton kimyasal madde ele geçirildiğini söyledi. Bu operasyonlarda, yakalanan ve şu ana kadar tahlili yapılan kimyevi maddelerden yaklaşık ton Amfetamin maddesi üretilebileceğini ifade eden Vali Güler, ele geçirilen madde miktarının Türkiye'de bugüne kadar ele geçirilen toplam Amfetamin miktarının katı olduğuna işaret etti. Güler, ham maddesi yurt dışından temin edildikten sonra amfetamin haline dönüştürülen maddeden, milyar TL değerinde, 200 milyon adet captagon hap üretilebileceğini dile getirdi. Yapılan operasyonlarda, yakalanan şüpheliler arasında yabancı uyruklu kişilerin de bulunduğunu vurgulayan İstanbul Valisi Güler, yurt dışı bağlantıları olan ve Orta Doğu ülkelerine gönderilmek üzere uyuşturucu madde imalatı yapan geniş kapsamlı organize bir suç örgütünün deşifre edildiğini belirtti. Güler, yakalanan kişilerin üzerlerinde ve bulundukları adreslerde yapılan aramalarda, tabanca, pompalı tüfek ile uyuşturucudan elde edildiği sanılan 18 bin Avro ele geçirildiğini kaydetti. Olayla ilgili gözaltına alınan ''Suç örgütünün elebaşı'' olduğu belirtilen H.K. ile eski öğretim görevlisi yüksek kimya mühendisi H.R.I'nın da aralarında bulunduğu 11 kişiden 9'unun tutuklandığı bildirildi. -2,5 AYLIK BİLANÇO- Sokak satıcıları ve transit uyuşturucu madde kaçakçılarına yönelik, Atatürk Havalimanı ile çeşitli ilçelerde 29 Haziran 2009 tarihinden beri 839 ayrı operasyon gerçekleştirildiğini belirten Vali Güler, bu operasyonlarda yurt dışına gönderilmek üzere 492 kilogram eroin maddesi, 35 kilogram Afyon sakızı, 34 kilogram met amfetamin maddesinin ele geçirildiğini açıkladı. Muammer Güler, sokak satıcılarına yönelik aynı dönem içerisinde gerçekleştirilen çalışmalarda da iç piyasaya sürülmek üzere 324 kilogram esrar, 17 kilogram kokain, 137 bin 824 adet uyuşturucu ve uyarıcı nitelikli ectasy marka hap, 12 bin 72 adet captagon marka hap, 18 bin Avro, 117 bin ABD doları ile 16 adet silahın ele geçirildiğini bildirdi. Güler, bu operasyonlarda, yabancı uyruklu kişilerin de aralarında bulunduğu 1445 kişinin gözaltına alınarak haklarında yasal işlem yapıldığını sözlerine ekledi. Açıklamanın ardından gazetecilerin soruları yanıtlayan İstanbul Valisi Güler, bir gazetecinin, ''Okullar açılırken, okul önlerinde uyuşturucuya karşı ne gibi önlem alındı'' şeklindeki sorusuna, ''Gençlerimizi ve çocuklarımızı okul önlerinde 'Torbacı'' diye tabir ettiğimiz satıcı kişilere karşı korumak için her türlü önlemi aldık. Uyuşturucuya karşı gençlerimize ve çocuklarımıza bilinçlendirme projesiyle, kendilerine nasıl yaklaşıldığını ve bu kişilerden nasıl korunacaklarını içeren bilgilendirme seminerleri düzenlenerek broşürler dağıtılacak. Güvenlik timlerimizle de okul önlerinde her türlü güvenliği sağlayacağız'' dedi. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın da uyuşturucunun bir dünya savaşı olduğunu ve dünyayı meşgul eden bu savaş ile kendilerinin de mücadele ettiklerini söyledi. Çapkın, göreve geldiği günden beri sokaklarda görev yapan güven timlerinin, İstanbul'un 250 ayrı noktasında sürdürdükleri çalışma ve operasyonları neticesinde, bin 719 bağımlı ve sokak satıcısı hakkında yasal işlem yaptıklarını kaydetti. Açıklamanın ardından, İstanbul Emniyet Müdürü Çapkın ile İstanbul Valisi Güler, ele geçirilen uyuşturucu maddeleri inceledi. 565394 102'sinde bıraktı! 102'sinde bıraktı! 95 yıl boyunca hiç ara vermeden sigara içti. Hatta yüzüncü doğumgününde sigarasını mumla yaktı. Şimdi 102 yaşında ve sigarayı bıraktı CROYDON Yıllarca elinden düşürmediği sigarayı bırakma kararı aldığında, bunun için kadar da geç kaldığını düşünmedi belki de. Tam 95 yıl sonra, 102 yaşında sigarayı bırakan Winne Langley adlı kadın, ömrü boyunca 170 bin sigara içmiş. İlk sigarasını yaktığında yıl 1914, tarih sahnesinde ise Birinci Dünya Savaşı vardı. İçmekten usanmadığı sigarayla yıllarca yaşadı Langley. Şimdi 102 yaşında olan kadın, sonunda sigarayı bıraktığını açıkladı. 565800 Bakanlar Sel ve Zammı Görüşecek Bakanlar Kurulu bugün toplanıyor. Kurulun gündeminde çok önemli konular olacak. Toplantı saat 14.00'te başlayacak. Ele alınacak en önemli gündem maddesi, geçtiğimiz günlerde yaşanan, can ve mal kayıplarına yol açan sel felaketi olacak. Sel sonrası alınacak önlemler, zarar görenlere yapılacak yardımlar, dere yataklarının durumu toplantıda masaya yatırılacak. Ayrıca memurların gözü kulağı da Başbakanlık'ta olacak. Bakanlar Kurulu'nun 2010 yılında memur maaşlarına uygulanacak zam oranını belirlemesi bekleniyor. Toplu görüşme sürecinde hükümet memurlara yüzde buçuk artı buçuk zam önermişti. Bu gündem maddeleri dışında, Demokratik Açılım ve Ermeni Açılımı sürecinde gelinen nokta da kurul toplantısında değerlendirilecek. 566001 Bursa'lı nine 65 yaşında dağcı oldu Galeri Merkez Yıldırım Belediyesi Spor Kulübü dağcılarının Kestel ilçesinde Narlıdere Kanyonu'nda yaptığı eğitim çalışmasında nesil bir arada tırmandı. Nazmiye Ersoy (65), torunları Kaan Yücel (8) ve Selen Esen (15) ile ilk kez tırmanış gerçekleştirdi. İlk kez tecrübe ettiği tırmanıştan büyük keyif aldığını belirten Nazmiye Ersoy, "Çok korkuyordum ama sandığımdan daha kolaymış. Tırmanışın tehlikeli olduğunu düşünüyordum fakat çok güvenliymiş. Dağcılık çalışmasında her türlü emniyetin alındığını, emniyet ve disiplinin ön planda olduğunu gördüm. Çok heyecan verici. Herkese teşekkür ediyorum. Herkese bu sporu denemesini ve yapmasını tavsiye ediyorum." diye konuştu. Yıldırım Belediyesi Spor Kulübü Dağcılık sorumlusu Nazif Makas ise, Nazmiye Ersoy'un, bölgede tırmanan en yaşlı dağcı unvanını aldığını söyledi. Makas, dağcılığın sanıldığı gibi sadece gençler tarafından yapılan bir spor olmayıp, her yaştan insanın rahatlıkla yapabileceğini ifade etti. Dağcılık sporunun kendi içinde kuralları olduğunu vurgulayan Makas, kurallara uyulduğu takdirde hiçbir tehlikesinin bulunmadığını sözlerine ekledi. 565441 'Darbe'der siyaset 'Darbe'der siyaset Ali Bayramoğlu'nun sunduğu Dün ve Bugün'de bu hafta 12 Eylül ve Siyaset konuşuluyor. Gazeteci-yazar Fehmi Koru'nun katılacağı programda 12 Eylül 1980 darbesi ve sonrasında siyaset sahnesinde yaşananlar ve askeri rejimin ülkeye getirdikleri masaya yatırılıyor. Programda, “12 Eylül darbesi neden yapıldı? Sivil yönetim ve demokrasiye geçiş süreci nasıl oldu? 12 Eylül anayasası ne kadar demokratik? 29 yılda siyaset nasıl bir süreç izledi? 12 Eylül anayasası siyaset ve sosyal alana neler getirdi?” gibi sorulara cevap aranıyor. 565712 Konserve fabrikasında patlama Konserve fabrikasında patlama MANİSA Manisa'nın Turgutlu ilçesinde faaliyet gösteren konserve fabrikasında patlama meydana geldi. Olayda kişi yaralandı. Edinilen bilgiye göre, Turgutlu'daki Tukaş Konserve Fabrikası'nın kazan dairelerinden birinde gece 01.30 sularında patlama meydana geldi. Patlamada Gurbet Kışkır, Hatice Akın, Hafize Akdemir, Barış Deniz (32), Mustafa Bulut (39), Şaban Ertaş (39) ve Mustafa Dilek isimli işçilerle ismi öğrenilemeyen iki kişi yaralandı. Yaralılar Turgutlu Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Kemal Yıldız ile Belediye Başkanı Serhat Orhan da patlama sonrası olay yerine gelerek incelemelerde bulundu. 564989 Trabzon 109 maç sonra Turkcell Süper Lig'de deplasmanda İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u 6-1 yenen Trabzonspor, ligde 109 maç sonra en farklı galibiyetini elde etti. Bordo-mavililer, son olarak en farklı galibiyetini 2005-2006 sezonun 31. haftasında deplasmanda Çaykur Rizespor'u yine 6-1'lik skorla yenerek almıştı. 566133 Beşiktaş'ın rakibi Manchester United göz kamaştırıyor 'ın rakibi göz kamaştırıyor ’ın (B) Grubu’nda yarın konuk edeceği ’nin takımı, Avrupa’daki başarılarıyla dikkati çekiyor. Son iki sezondur Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde final oynayan ve 2007-08 sezonunda kupayı evine götüren İngiliz ekibi, Avrupa’da birçok başarıya imza attı. Kendi liginde de başarılı bir görüntü çizen Manchester United, 1999 ve 2008’de olmak üzere kez Şampiyonlar Ligi kupasını kazanırken, 1968 yılında da Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nda aynı başarıyı gösterdi. İngiltere’de defalarca şampiyonluklara koyan ve "Kırmızı Şeytanlar" olarak anılan İngiliz takımı, Avrupa Kulüpler Kupası’nı, Süper Kupası’nı ve Kıtalararası Kupa’yı da 1’er kez kazanma başarısı gösterdi. Manchester United, son iki sezonda Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde finale çıkarak gücünü ortaya koymuştu. 2008 yılında atışları sonunda ’yi geçerek Şampiyonlar Ligi’ni kazanan Manchester United, geçen sezon bir kez daha finale yükselme başarısı göstermesine rağmen kupayı alamamıştı. İngiliz ekibi, 2009 yılındaki finalde ’nın takımıyla karşılaşırken, rakibine 2-0 mağlup olarak, kupayı İspanyol ekibine kaptırmıştı. Avrupa kupalarında büyük bir tecrübeye sahip "Kırmızı Şeytanlar", bu arenada 263 maça çıktı. Bu karşılaşmalar sonrasında İngiliz ekibi, 138 galibiyet, 71 beraberlik ve 54 yenilgi alırken, rakip filelere 468 gol atıp, kalesinde 251 gol gördü. ÖNEMLİ FORVET OYUNCULARINA SAHİP İngiliz ekibi, Michael Owen, Dimitar Berbatov ve gibi çok önemli forvet oyuncularına sahip bulunuyor. Bu oyuncuların yanı sıra kaleyi Hollandalı Edwin der Sar gibi tecrübeli bir kaleciye teslim eden Manchester United’ın savunmasında ise Rio Ferdinand, Nemanja Vidic ve Gary Neville gibi önemli isimler yer alıyor. Manchester United’in kadrosunda ise şu oyuncular bulunuyor: Kaleciler: Edwin Van der Sar, Ben Foster, Tomasz Kuszczak Gary Neville, Patrice Evra, Rio Ferdinand, Wes Brown, Nemanja Vidic, Fabio, Rafael, John O’Shea Orta Saha: Owen Hargreaves, Ryan Ji-Sung Park, Michael Carrick, Nani, Paul Scholes, Darren Fletcher, Antonio Darron Gibson Forvet: Michael Owen, Dimitar Berbatov, Wayne Rooney, Gabriel Obertan, Federico 565554 Sen de nerden çıktın? Bakın ne buyurmuş? “Çok partili siyasi hayata girdiğimiz günden bu yana Türkiye’de görev yapmış tüm belediye başkanları, Türkiye’deki çarpık kentleşmeden sorumludurlar. Bunun cezasını çekmelidirler. Hak etikleri ceza idamdır. Anayasamızda idam yoktur ama mutlaka cezaya çarptırılmalıdırlar. Hatta şu bile düşünülebilir: İdam cezasının kaldırılmasıyla ilgili maddeye bir parantez açılarak ‘belediye başkanları hariç’ yazılabilir.” Nasıl? Harika, değil mi? Bizi çarpık kentleşmeden, yanlış yapılaşmadan koruyacak bu “büyük politik buluş”un sahibi kim? 566617 Bayramda köprü ve otoyollar ücretsiz Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Ramazan Bayramı'nda otoyollar ile Boğaz köprülerinden ücretsiz geçiş imkanı sağlanacağını bildirdi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısından yaptığı açıklamada, arife günü olan 19 Eylül Cumartesi gece yarısından başlayarak 22 Eylül gece yarısına kadar oto yollar ve boğaz köprülerinden ücretsiz geçiş sağlanacağını söyledi. Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında, bayramın birinci günü olan 20 Eylülden 22 Eylül gece yarısına kadar belediyelerle bunların kurdukları işletmelerce yürütülen toplu taşım hizmetlerinde de kolaylık sağlanmasına ilişkin karar alındığını da ifade etti. Devlet ve bağlı müesseselerde çalışan işçilere her yıl ödenen ilave tediyelerin her yıl iki taksitte ödendiğini hatırlatan Çiçek, ilk taksitin bayramdan önce, 17 Eylül 2009'da ödeneceğini, diğer yarısının ise 25 Kasım 2009'da ödeneceğini bildirdi. 565745 Dolar milyarderlerinin parasının üçte biri eridi Türk milyarderlerin 24.7 milyar dolar olan varlıkları 15.3 milyar dolara kadar geriledi Finansal fırtına başlamadan önce uluslararası dev şirketlerinhisseleri altın madeni gibiydi. 2008'de dünya,35'i Türk olmak üzere 4,4 trilyon dolarlık varlığa sahip1.125 milyardere sahipti.  Bugün bu sayı 793'e inerken  1,4 trilyon dolar varlık da ortadan kayboldu. 2009 listesinin ilk 10'unda yer alan zenginlerin varlıklarına bakıldığında ise, bir önceki yıl 395 milyar dolar eriyerek 254 milyara geriledi. Böylece, dolar zenginlerinin varlığı, 141 milyar dolar, yani üçte bir oranında azalmış oldu. Türkiye'nin ise 2007'de 25 dolar milyarderi varken, gecen yıl 35 oldu. Ancak Türkiye'nin krizden nasibini alması üzerine bu rakam 2009'da 13'e kadar geriledi. 2009 listesinin ilk 10'unda yer alan Türk milyarderlerin 15,3 milyar dolar olan varlıkları bir önceki yıl 24,7 milyar dolardı. Bu rakam bir yılda yüzde 40'a yakın geriledi. 565390 İşte altı bilmenin sırrı İşte altı bilmenin sırrı İngiltere'de gerçekleşen loto çekiminde rakamı bilen illüzyonist Derren Brown, sırrını açıkladı LONDRA İngiltere'de Çarşamba günkü loto çekilişi öncesinde çıkacak rakamı bilerek herkesi şaşırtan illüzyonist Derren Brown, söz verdiği gibi sırrını açıkladı. Brown, “2, 11, 23, 28, 35 ve 39” rakamlarının çıkacağını bilmişti. Brown sırrını şöyle açıkladı: “24 kişilik bir panel oluşturduk. Her katılımcıdan, her rakam çekilişi için birer öngörüde bulunmasını istedim. Sonra her çekiliş için yazılan rakamları toplayıp 24'e böldüm.” 565041 Ortadoğu'da Kritik Görüşme İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ile Kahire'de bir araya geldi. Görüşmede öncelikli olarak Ortadoğu'da barış sürecinin canlandırılması arayışı çerçevesinde İsrailli asker Gilad Şalit'in, Hamas'lı tutuklularla takas edilmesi konusu ele alındı. Mübarek, Nateyahu'ya, Filistin topraklarında Yahudi yerleşimlerinin durdurulması çağrısında bulundu. Netanyahu, Kahire ziyareti öncesinde, Filistinlilerle barış görüşmelerine başlamaya hazır olduğunu açıklamıştı. Öte yandan Mısır'dan dönen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Filistinli gruplar arasında da arabuluculuk yapan Kahire'nin, Filistin seçimlerinin gelecek yılın ilk yarısında yapılmasını önerdiğini belirtti. 566114 Evlenemezsin, çünkü geri zekalısın Evlenemezsin, çünkü geri zekalısın'da evlenmek isteyen çifte beklenebileceği üzere aileleri değil, sosyal görevliler engel oldu. 17 yaşındaki Kerry Robertson ve 25 yaşındaki Mark McDougall, sade bir törenle dünya evine girmeye hazırlanırken, törenden 48 saat önce sosyal görevlilerin engeliyle karşılaştı. Ailesi bakamadığı için dokuz aylıktan itibaren büyükannesi tarafından büyütülen ve sosyal görevlilerin masraflarını karşıladığı Kerry, bu yıl ocak ayında Mark ile tanıştı. Kerry hamile kalınca çift evlilik planları yapmaya başladı. Çiftin hayalleri tam gerçekleşmek üzereyken yetkililerin evliliğin yasal olmadığını, zira Kerry'nin öğrenme güçlülüğü olduğu için böyle bir kararı alma kapasitesinin bulunmadığını söylemesiyle yıkıldı. İskoç yasaları uyarınca bir sosyal görevli çiftlerden birinin ya da her ikisinin zihinsel kapasiteden yoksun olduğuna karar verirse evliliği gerçekleştirmeyi reddedebiliyor. Mark ise, Kerry'nin öğrenme güçlüğünün çok ciddi olmadığını belirterek, "Sosyal görevlilerin iddia ettiği gibi aptal değil. Çıkmaya başladığımızda benim onun öğrenme güçlüğü olduğundan haberim bile yoktu." diye konuştu. Kerry şimdi, yetkilileri evlenmek için yeteri kadar zeki olduğuna ikna edebilmek için psikolojik testlerden geçmek zorunda.  Çift, yetkililerin ismini çoktan koydukları bebeklerini doğum sonrası almasından da korkuyor. 566512 Demokratik Kongo'da gemi battı: 14 ölü Yetkililer, dün Katanga bölgesinde Lualaba Nehri'nde batan geminin su altındaki bir nesneye çarptığının sanıldığını, kazada 34 kişinin de kaybolduğunu söylediler. Bölge yöneticilerinden Dikanga Kazadi, telefonla Reuters'a yaptığı açıklamada, 144 yolcunun yanı sıra yük de taşıyan gemiden 95 yolcunun kurtulduğunu söyledi. 566491 Gaziantepspor'da galibiyet sevinci Gaziantepspor teknik direktörü Jose Couceiro, yaptığı açıklamada, kazandıkları için mutlu olduklarını, bu galibiyete çok ihtiyaçları bulunduğunu belirterek, ''Galibiyet bizim açımızdan bu maçta çok önemliydi. Ekibimiz bu sorumluluğu aldı. İlk yarıda iyi oynadığımızı söyleyemem. İkinci yarıda golü bulduk. Maçın sonlarına doğru daha çok kalbimizle oynadığımızı düşünüyorum. Belki iyi bir maç oynamadık, ama başta da söylediğim gibi bizim için galibiyet önemliydi ve takımın kendine yeniden güvenmesi gerekiyordu'' diye konuştu. Farklı bir ekiple karşılaşacaklarını ve Kasımpaşa'nın son maçlardan sonra daha iyi oynayacağını bildiklerini anlatan Jose Coucerio, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Belki seyir zevki olarak çok iyi maç olmadı, özellikle biz ilk yarıda çok kötüydük. Ama bu galibiyet bizim için önemliydi. Ekibimin kendine olan güveninin yerine gelmesi için böyle gerekiyordu. Kasımpaşa'nın iyi oynayacağını, bizi zorlayacağını biliyorduk. Çünkü bir süre önce yeni bir hoca ve 6-7 yeni oyuncuyla takviye yaptılar. Maçın sonlarına doğru özellikle kalbimizle oynadık ve bu maçı kazanmamızı sağladı. Biz atamadığımız zaman gergin oluyoruz, bunu aşmamız gerekiyor. Turkcell Süper Lig zorlu ve yarışmacı bir lig. Hiçbir maç kolay geçmiyor. Bütün maçlarda konsantrasyonumuzun üst seviyede olması gerekiyor.'' Coucerio, İvan de Souza'nın Hollanda kampından bu yana sakat olduğunu ve geçen haftadan itibaren oynayabilecek duruma geldiğini, devre arasında ise risk alarak Jorginho'yu oyuna aldığını ifade ederek, ''İvan da Olcan da çok iyi oyuncular. Benim tek istediğim futbolcularımın yarışmacı bir kimliğe bürünmeleri. Şu anda Olcan Adın çok iyi, Gaziantepspor iyi bir sol bek kazandı. Olcan görev verdiğimde elinden gelenin en iyisini yapıyor. Mehmet Yozgatlı tercihim de eleştirilmişti, ama unutulmasın ki; Mehmet Yozgatlı Şampiyonlar Ligi'nde Manchester Unıted'e karşı Gigs'i tutmuş olan bir oyuncuydu. Oyuncularımdan memnunum'' diye konuştu. 566168 MİNİ MGK ZİRVESİ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) üyesi bakanlarla yarın bir araya gelecek. Alınan bilgiye göre, Başbakan Erdoğan, yarın saat 11.00'de Merkez Binada MGK üyesi bakanlarla bir toplantı gerçekleştirecek. Erdoğan, ayrıca 13.30'da da Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile haftalık olağan görüşmesini yapacak. 566077 Sarkozy'den G-20 zirvesini terk etme tehdidi Le Figaro gazetesi, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Claude Gueant'ın açıklamasına dayanarak, Sarkozy'nin isteklerini kabul ettirememesi halinde zirveyi terk edeceğini yazdı. Sarkozy'nin zirveyi terk etme uyarısında ciddi olduğunu belirten Guent, Fransa'nın bu konuda G-20 ülkelerinden tam destek beklediğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Sarkozy, Londra'da düzenlenen son G-20 zirvesinde de mali sistemdeki kontrolle ilgili isteklerinin kabul edilmemesi halinde toplantıları terk edeceği tehdidinde bulunmuştu. 565356 Püf noktası Yaman Törüner ÇözümPüf noktası 14 Eylül Pazartesi 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! Bir kişi veya kurum, kaçakçılığı ile suçlanamaz mı? Suçlanabilir. Kaçakçılığı gerçekten yaptığı ortaya çıktığında da, kendisine hapis dahil, suçunun karşılığı olan en ağır ceza verilmelidir. Bir kişi, ihtilal yapma girişiminde bulunmakla, suçlanamaz mı? Suçlanabilir. Bu suçu gerçekten işlediği ispat edildiğinde, kendisine hapis dahil, suçunun karşılığı olan en ağır ceza verilmelidir. Bizim hukukumuz ve uluslararası hukuk diyor ki: “Kişi veya kurum, suçlu olduğu ispat edilene kadar suçsuzdur”. Bu kuralın etrafından dolaşarak, uygulamayı “Kişi veya kurum, aksini ispat edene kadar suçludur” noktasına getirmek, ülkede yaşayan kişiler veya iş yapan kurumlar için zulümdür. ’de, haklı veya haksız, tarh edilen vergiye itiraz eden kişi veya kurumlardan, ödeme güçlerinin çok üzerinde teminat istenerek, kişi ve kurumlar iş yapamaz hale getiriliyor. Aslında bir anlamda, iflasa zorlanıyor. Bu durumdaki şirketlerin, borsadaki hisseleri değer kaybediyor. Vergisine itiraz eden kişi veya şirketlere, daha vergi ödemesi veya ödeme miktarı kesinleşmeden, en ağır ceza verilmiş oluyor. İşte bu uygulama, sistemine, rekabet anlayışına, hukuka ve insan haklarına karşı. Ülkemizdeki demokrasiyi de yoruyor. Yine, davasında birçok kişi, ne ile suçlandıklarını bile bilmeden, aylardan beri hapisteler. Hapistekiler arasında, mutlaka suçsuzlar var. Kötülerin yanında, iyiler de yakılıyor. Bu uygulama sonucu, ceza almayacak, masum kişiler cezalandırılmış oluyor. İşte bu uygulama, hukuk prensiplerine, insan haklarına, insanların ülkelerinde güven içinde yaşaması prensibine aykırı. Ülkemizdeki yargı kurumunu da yoruyor. ve istibdat... Sayın Başbakan, her şeyden önce kendisinin istemi dışında gerçekleşmiş olsa bile, “Kişi veya kurum, aksini ispat edene kadar suçludur” biçiminde tezahür eden bu uygulamaları önlemelidir. Bu uygulamalarla: - Kişiler ülkelerinden soğutulmaktadır. - Kurumlar, ülkemize yatırım yapmaktan kaçmakta, yatırımlarını başka ülkelere kaydırmaktadır. - İşadamları, girişimci olma heveslerini yitirmektedir.  İş dünyası “sıra bana da mı gelecek?” korkusu yaşamaktadır. - Yabancısı dahil, yatırımcısı güvenini kaybetmektedir.  Demokratik sistem ve yargı kurumu yıpranmaktadır. Öte yandan, Kurumu (SPK) bir günde hisselerin değerini sıfıra indiren bu uygulamalar karşısında, susmak zorunda kalmakta; piyasadaki güvenini yitirmektedir. Örneğin, son vergi tarhında, sonuçta haklı bulunursa, yapılanların bir çeşit “manipülasyonla para kazanma” veya “içerden öğrenenlerin ticareti” uygulaması olmadığı nasıl anlaşılacaktır? Bu durumda, SPK, kendisini nasıl savunabilecektir? Haksız yere hapse girenlerle, haksız yere vergi tahakkuk ettirilenlerin hakkını, bu devlet koruyamayacaksa, kim koruyacaktır? “İtten büyük at var; attan da deve; deveden de büyük, var.” Demişler.  566751 Adana'daki bulvara Evren'in yerine yazar ismi teklif edildi Büyükşehir Belediyesi Olağan Meclis Toplantısı'nda gündem dışı söz alan Özer, bulvarın isminin 29 Temmuz 2009'da hayatını kaybeden Adanalı Yazar Demirtaş Ceyhun'un adının verilmesini önerdi. Özer'in teklifi gündeme alınarak, önümüzdeki meclis toplantısında görüşülecek. Bekir Sıtkı Özer, 12 Eylül askeri darbesinin 29'uncu yıldönümü olduğunu hatırlatarak, darbenin bilançosunu, 650 bin kişi gözaltına alındı. milyon 683 bin kişi fişlendi. 230 bin kişi yargılandı.7 bin kişi için idam cezası istendi. 517 kişiye idam cezası verildi. 49 kişinin idamı infaz edildi. Bunların 18'i sol, 8'i sağ görüşlü, 27 kişi adli suçtan hükümlüydü. Bazı idamlarda gençlerin yaşları büyütülerek infaz gerçekleştirildi." sözleriyle dile getirdi. Darbenin mimarı Kenan Evren'in "Hainleri asmayıp da besleyecek miyiz?" sözlerine dikkat çeken Özer, 30 bin kişinin sakıncalı olduğu için işten atıldığını, 927 yayının yasaklandığını aktardı. 39 ton gazete ve derginin sakıncalı bulunarak imha edildiğini, 937 film yakıldığını, 400 basın mensubu yargılandığını vurgulayan Özer, bu kişilerin toplam bin 115 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldığını ve bin 854 öğretmen ile 120 öğretim görevlisinin işine son verildiğini kaydetti. dönemde sivil yöneticilerin okul, meydan, bulvar, cadde ve semtleri darbeci Evren'in ismini vermek için birbiriyle yarıştığını aktaran Bekir Sıtkı Özer, şunları söyledi: "Kentlerin caddelerine, bulvarlarına, meydanlarına halkımızı ezenlerin, üzenlerin değil, umutlandıranların ve onurlandıranların isimlerini vermeliyiz. yerler sokak lambaları değil, onlara verdiğimiz isimler aydınlatmalıdır. İşte bu vesileyle meclisimiz tarihi bir adım atarak, tüm ülkeye 29 yıldır büyük travmalar yaşatan Kenan Evren adını taşıyan bulvarın, hemşerimiz Demirtaş Ceyhun Bulvarı olarak değiştirilmesini öneriyorum. Askeri darbelere her fırsatta karşı çıkan arkadaşlarımın da bu önerime sahip çıkmalarını bekliyorum. Bunu bir demokrasi sınavı olarak görüyorum. Unutmayın 12 Eylül ile yüzleşmeden, yaralı tarihin hesabını sormadan ülkemizi aydınlık yarınlara taşıyamayız." 566060 Marsel yeni hedeflere yelken açtı! ABD Açık Tenis Turnuvası'nda 1. turu geçerek büyük başarı kazanan milli tenisçi Marsel İlhan'ın seri başı olduğu, ITF Mens Circuit Future Tenis Turnuvası, Yeşilyurt Spor Kulübü kortlarında ana tablo maçları başladı. Yeşilyurt Spor Kulübü'nde gerçekleşen turnuvayla ilgili düzenlenen basın toplantısına Yeşilyurt Kulübü Başkanı Levent Gökçe, milli tenisçi Marsel İlhan, antrenörü Can Üner, turnuva direktörü Orhan Ataş ve başhakem Belçikalı Laszlo Nyiro katıldı. Marsel İlhan, ABD Açık Tenis Turnuvası'nın çok önemli bir turnuva olduğunu belirterek, ''Daha önce böyle bir turnuvada hiç tur geçmemiştim. 70 puanla Türkiye'ye döndüm. Bir tarih yazdım diyebilirim, ileride daha da büyük başarılar elde etmek istiyorum'' dedi. ABD'li rakibi John Isner ile oynadığı maçta heyecanlandığını anlatan Marsel, ''Isner ile zor bir maç yaptım. Turnuvada çok eleme maçı yapmıştım, onun ise ikinci maçıydı ve kendi ülkesinde oynuyordu. İlk defa öyle bir korta çıktım. bin seyirci vardı ve maç Eurosport'tan canlı yayınlanıyordu. Çok heyecanlıydım. Bundan sonra bu tür maçlar kazanacağıma inanıyorum'' diye konuştu. Yeşilyurt Spor Kulübü'nün düzenlediği bu turnuvanın kendisi için çok önemli olduğunu kaydeden İlhan, ''Türkiye'de düzenlenen bu turnuvaları her zaman kazanmak zorundayım. Daha önce future serisinde turnuva kazandım. Önümüzdeki hafta Bangkok gidiyorum. Orada da iyi bir turnuva geçirmek istiyorum'' ifadelerini kullandı. -''MARSEL KİTABIN İLK SAYFASINI YAZDI''- Kulüp başkanı Gökçe ise sporcuları Marsel'in 22 yaşında bir tarih yazdığını kaydederek, ''Ancak kendisi tarih kitabının ilk sayfasını yazdı. Bundan sonra eminim ki bu kitaba çok sayfalar ekleyecek'' dedi. Marsel İlhan'ın yalnız olmadığını dile getiren başkan Gökçe, sözlerini şöyle sürdürdü: ''13 bin kişilik Yeşilyurt Spor Kulübü ailesi kendisinin arkasındadır. Kendisi ancak sponsorluk açısından 'Yalnız adam'dır. Sponsorluk teklifleri de artık gelmeye başladı. Ayrıca Marsel eski durumunda değil. Bundan sonra gelen sponsorlar arasından tercihini kendisi yapacaktır.'' Başkan Gökçe, Marsel'in kondisyoner ve masör eksiğini de giderdiklerini dile getirerek, yıldız sporcunun artık kondisyoner ile birlikte çalışacağını vurguladı. Levent Gökçe, Marsel için Tenis Federasyonu dışında maddi bir destek gelmediğini belirterek, yıldız oyuncu için manevi destekle birlikte maddi destek de beklediklerini kaydetti. Kulüp olarak 17 yıldır uluslararası turnuva düzenlediklerini belirten Gökçe, ITF Men's Circuit Turnuvası'na 30 ülkeden 66 sporcunun katıldığını sözlerine ekledi. Marsel İlhan'ın Antrenörü Can Üner ise Kasım ayına kadar turnuvalara katılmayı düşündüklerini ve yıl sonunda ATP'de 150. sıraya yükselmeyi hedeflediklerini kaydetti. ABD Açık Turnuvası'nda elemelerden çıktıktan sonra ünlü tenisçi Federer ile sohbet etme imkanı bulduğunu kaydeden antrenör Üner, ''Kendisi böyle bir organizasyonda Türkiye'den hiç sporcu duymadığını söyledi'' dedi. Turnuva direktörü Orhan Ataş da, Marsel İlhan'a Türk oyunculara lokomotif görevi düştüğünü belirterek, kendisinin hem sporculara örnek olacağını, hem de seyirciyi tenis maçlarına çekeceğini ifade etti. Başhakem Nyrio ise future turnuvalarının, zincir turnuvalar olduğunu, Ankara'da başlayıp, Levent Tenis Kulübü'nde devam edip, Yeşilyurt Spor Kulübü'nde noktalandığını anlatırken, bu organizasyonların yerel sporcular için çok önemli olduğunu belirtti. Nyrio, Ankara'daki turnuvalarda birçok Türk sporcunun ilk ATP puanlarını aldığını söyledi. Marsel'in ilk maçını yarın öğleden sonra Moldovalı Radu Albot ile oynayacağını belirten Nyrio, tenisseverlerin maçları izleyebilmesi için maçları akşam saatlerine koyduklarını sözlerine ekledi. 566178 Ankaragücü yönetimi görevinin başında... yönetimi görevinin başında...ERCAN ATA ANKARA DHA 'nün yeni yönetiminde görev dağılımı şekkilenmeye başladı. 30 Ağustos'ta yapılan genel kurulun ardından "güç birliği" adı altında oluşturulan yeni yönetim ilk görev dağılımını bugün yaptı. Başkan vekili Kemal Ünsal yaptığı açıklamada başkan Ahmet Gökçek'in edeceği yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, "Ankaragücü yönetimi olarak görevimizin başındayız. Başkanımız Ahmet Gökçek kesinlikle görevinden istifa etmeyecek. Bizim yönetim olarak kimseyle bir problemimiz yok" dedi. Bu arada Ankaragücü yönetiminın yaptığı kısmi görev dağılımı şöyle; Başkan: Ahmet Gökçek Başkan vekilleri: Nuri Elibol, Kemal Ünsal Başkan yardımcısı: Mehmet Ural, Avni Kavlak Sidar tunca Mali Sayman: Ekrem Sarısu Sarı lacivertli yönetim bu akşam ve yarın akşam yapacağı toplantılarla diğer görev dağılımlarını da gerçekleştirecek. 565074 Yarış pistini su bastı Bugün Super Grup ve Maxi Grup kategorilerindeki şampiyona yarışlarının yanı sıra Amatör Pist Grubu, Safari Cup ve Porsche GT Cup yarışları da İzmir Autodrom Pisti'nde start alamadı. Ülke genelinde olduğu gibi, İzmir'de de şiddetli yağışın oluşturduğu sel suları Pınarbaşı pistinin üstünü ve garajları kapladı. Ancak Türkiye Pist Şampiyonası yarışlarının iptal edilmesinin yanısıra zararada yol açan bu olay doğal değil yapaydı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU), tarafından pistin hemen kenarındaki derede yapılan kanal çalışmaları sırasında pistin yağmur sularının dereye aktığı kanal kapatılmış olduğu için yarış pistini su bastı. Pistin yağmur suyunun tahliyesi projede yer almayınca dereye yapılan beton set İzmir Pınarbaşı Yarış Pistinde bir nevi baraj gölü oluşturdu. Bunun sonucunda oluşan göllenme garajlardaki yarış otomobillerinin ve teknik malzemenin sular içinde kalmasına neden oldu. Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu tarafından yarışlar iptal edilirken, yarışları izlemeye gelen seyircilerde gördükleri karşısında şaşkınlığa uğradı. 26-27 Eylül'de yine aynı pistte yapılması gereken 2009 Türkiye Pist Şampiyonası'nın 5. ayak yarışlarıda ilgili kuruluşlar tarafından gerekli müdahalenin zamanında yapılmaması halinde iptal edilebilir. 565062 Antalya'nın "Ateş"i Ankara'yı Yaktı Türkcell Süper Lig'de Antalyaspor, Ankaragücü'nü yeni transferi Necati Ateş'in attığı golle 1-0 mağlup etti. Bebbe'nin kırmızı kart gördüğü maçta Ankaragücü 45 dakika 10 kişi oynadı. Maçın başlamasından önce sel felaketinde hayatını kaybedenler anısına bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Ankaragücü'nde Ankaraspor'dan gelen futbolcular ilk kez forma giydi. Ankaragücü Kulübü Başkanı Ahmet Gökçek, karşılaşmayı şeref tribününde Antalyaspor Kulüp Başkanı Hasan Akıncıoğlu ile birlikte izledi. Necati Ateş, Antalyaspor formasıyla ilk kez çıktığı karşılaşmada, Veysel Cihan'la birlikte forvette görev yaptı. İlk Yarı 26. dakikada Necati Ateş, Ankaragücü savunmasının hatasında topla buluşarak ceza sahasına girdi. Bu futbolcunun şutu kalecinin sağından filelere gitti, 1-0. 40. dakikada Ankaragücü'nde Mehmet Çakır'ın ceza sahası dışından vurduğu topu kaleci Ömer sektirdi, dönen topu Yalçın taca gönderdi. 45. dakika'da Ankaragücü'nde Bebbe, Orhan Ak'a kafa attığı gerekçesiyle kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Karşılaşmanın 39. dakikasında Murat'ın yerine oyuna giren Bebbe, dakika oyunda kalmış oldu. Maçın ilk yarısı Antalyaspor'un 1-0 üstünlüğüyle sona erdi. İkinci Yarı 55. dakikada Antalyaspor'da Ertuğrul'un verdiği geri pas kısa kalınca Semavi, kaleci Ömer'le karşı karşıya kaldı. Ancak Ömer, Semavi'nin önünden topu ayaklarıyla uzaklaştırdı. 64. dakikada Ankaragücü'nün rakip ceza sahasının sol çaprazında kazandığı serbest atışı Mehmet Çakır kullandı, top kale direğinin üstünden az farkla auta çıktı. 72. dakikada Ali Zitouni'nin sağ kanattan yaptığı ortada, Veysel topu ıskaladı, Sergey'in çevirdiği topa ceza sahası ön çizgisi yakınlarından Sedat vurdu, ancak meşin yuvarlak üstten az farkla auta çıktı. 76. dakikada Ankaragücü taraftarları bulundukları tribünlerin koltuklarını kırdı. Antalyaspor tribünleri, konuk taraftarlara tepki gösterdi. 85. dakikada Sergey, orta sahadan aldığı topla ceza sahasına yaklaştı, sağına çıkardığı topa Veysel çok sert vurdu, kaleci Serkan, üzerine gelen topu güçlükle uzaklaştırdı. Karşılaşmayı 1-0 kazanarak 10. sıraya yerleşen Antalyaspor puanını 6'ya yükseltirken, Ankaragücü puanla ligin alt sıralarında kaldı. 566446 Pakistan'da İzdiham: 16 Ölü Pakistan'ın Karaçi kentinde bir gıda yardımı kuyruğunda çıkan izdihamda 16 kadın ve çocuk öldü. Olay, Ramazan dolayısıyla bir derneğin kentte halka yiyecek dağıttığı noktada meydana geldi. Pakistan polisi, çıkan izdihamda 16 kadın ve çocuğun ezilerek ya da havasızlıktan öldüğünü açıkladı. Pakistan'ın Afganistan sınırındaki operasyon ve hava saldırıları da sürüyor. Pakistan istihbarat yetkililerine göre, Amerikan ordusuna bağlı insansız uçaktan atılan füzeyle Taliban militanlarını taşıyan bir araç hedef alındı. Araçtaki militanın öldüğü bildirildi. 566955 Honduras Büyükelçisi'ni salondan attılar Büyükelçisi Jose Delmer Urbizo'nun, Latin Amerika ve Karayib ülkelerinin talebi üzerine, BM İnsan Hakları Konseyi toplantısının yapıldığı salondan çıkarıldığı bildirildi. Jose Delmer Urbizo'nun, darbeyle iktidardan düşürülerek sürgüne gönderilen devlet başkanı Manuel Zelaya hükümetini temsil etmediği gerekçesiyle, Arjantin, Meksika ve Küba büyükelçilerinin müdahalesi üzerine, söz almasına izin verilmeyerek salondan çıkarılması kararı alındığı belirtildi. Büyükelçi Urbizo'nun dışarı çıkarılmasıyla ilgili yapılan yoğun görüşmelerin, BM İnsan Hakları Konseyi çalışmalarını beş saatten fazla bir süre engellediği kaydedildi. Görevlilerin dışarı çıkması için eşlik etmek amacıyla yaklaştığı sırada Urbizo'nun "Kendi irademle çıkıyorum" dediği ve daha sonra da "Geri geleceğim. Geri geleceğiz" şeklinde konuştuğu belirtildi. Manuel Zelaya, 28 Haziran'da yapılan darbeyle iktidardan düşürülerek sürgüne gönderilmişti. Darbe, Güney Amerika ülkeleri başta olmak üzere uluslararası kamuoyunun tepkisine yol açmıştı. Darbenin ardından devlet Başkanlığına getirilen Roberto Micheletti geçici devlet başkanı olarak atanmıştı. 566250 Maliye Doğan'ın yalanını pazara çıkardı Maliye Bakanlığı, Doğan Yayın Grubuna dahil şirketler hakkındaki vergi incelemesi işleminin, sadece zamanında tam olarak ödenmeyen verginin ilgili şirketten talep edilmesinden ibaret olduğunu bildirdi. Maliye Bakanlığının açıklamasında ''bununla birlikte hiçbir mükellefe, sektöre veya kişiye özel uygulama yapılması asla söz konusu olamaz'' denildi. Maliye Bakanlığı tarafından, bakanlığın merkezi denetim birimlerinden Gelirler Kontrolörleri tarafından yapılan vergi incelemeleri neticesinde, Doğan Yayın Grubuna dahil şirketler hakkında düzenlenen vergi inceleme raporlarına ilişkin, yazılı ve görsel basında son günlerde yer alan haberlerle ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirmek, yanlış yönlendirmeleri önlemek amacıyla yazılı bir açıklama yapıldı. Maliye Bakanlığının bütün mensuplarının, görevlerini, geçmişten gelen sağlam gelenekleri doğrultusunda, kanunların emrettiği ölçüler içerisinde yürüttüğü belirtilen açıklamada, Bakanlık mensuplarının sahip olduğu bu geleneklerin temelinde adalet ve vicdan ölçüsü yattığı, tüm personelin sadece ülke ve milletin menfaati için çalıştığı ifade edildi. Açıklamada, ilgili mevzuat uyarınca mükelleflerin eksik vergi ödediğinin tespit edilmesi halinde vergi zıyaı cezasının söz konusu olduğuna işaret edilen açıklamada, bu nedenle, söz konusu incelemeler sonucunda tarh edilen verginin sadece ceza olarak nitelendirilmesinin hukuka uygun olmadığı belirtildi. Yapılan işlemin sadece zamanında tam olarak ödenmeyen verginin ilgili şirketten talep edilmesinden ibaret olduğuna işaret edilen açıklamada, ''Bununla birlikte hiçbir mükellefe, sektöre veya kişiye özel uygulama yapılması asla söz konusu olamaz'' denildi. Maliye Bakanlığından yapılan  açıklamada, bazı basın yayın organlarında Doğan Yayın Grubunun özellikle incelendiği, bu incelemelerin siyasi düşünce veya taleple yapıldığı, denetimin siyasallaştığı yönünde iddiaların yeraldığına dikkat çekilerek, ''denetim elemanlarına yönelik çirkin iddia ve isnatlarda bulunulduğu görülmekte, bu yayınlardan ciddi rahatsızlık duyulmaktadır'' denildi. Maliye Bakanlığı tarafından, bakanlığın merkezi denetim birimlerinden Gelirler Kontrolörleri tarafından yapılan vergi incelemeleri neticesinde, Doğan Yayın Grubuna dahil şirketler hakkında düzenlenen vergi inceleme raporlarına ilişkin yazılı ve görsel basında son günlerde yer alan haberlerle ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirmek, yanlış yönlendirmeleri önlemek amacıyla yazılı bir açıklama yapıldı. Maliye Bakanlığının bütün mensuplarının, görevlerini, geçmişten gelen sağlam gelenekleri doğrultusunda, kanunların emrettiği ölçüler içerisinde yürüttüğü belirtilen açıklamada, bakanlık mensuplarının sahip olduğu bu geleneklerin temelinde adalet ve vicdan ölçüsü yattığı, tüm personelin sadece ülke ve milletin menfaati için çalıştığı ifade edildi. ''Bütün mensuplarımız üstlendikleri yasal sorumlulukları yerine getirmekte tereddüt etmez ve etmeyecektir'' denilen açıklamada, vergi inceleme elemanlarının, görevlerini tarafsız, bağımsız ve vergi kanunları çerçevesinde gerçekleştirdiği vurgulandı. Denetim birimlerinin uzun yıllardan beri oluşmuş çalışma sisteminin, ilgili yasa ve yönetmeliklerin de dışarıdan her hangi bir müdahaleye kesinlikle imkan tanımadığına işaret edilen açıklamada, vergi incelemesinin Vergi Usul Kanunu gereğince ödenmesi gereken verginin doğruluğunu tespit etmek amacıyla vergi inceleme elemanlarınca gerçekleştirildiği hatırlatıldı. Gelirler kontrolörlerinden oluşan beş kişilik bir ekip tarafından yapılan incelemeler neticesinde hazırlanan raporların, yine mesleklerinde belli deneyim ve birikime sahip denetim elemanlarından oluşan rapor okuma komisyonlarınca mevzuata ve uygulamalara uygunluğu değerlendirildikten sonra işleme konduğuna dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi: ''Nitekim basında yer alan raporlar da bu süreçten geçtikten sonra işleme konulmuş ve ilgili mükelleflere tebliğ edilmiştir. Ayrıca, ilgili mevzuat uyarınca mükelleflerin eksik vergi ödediğinin tespit edilmesi halinde 'vergi zıyaı cezası' söz konusu olmaktadır. Bu nedenle, söz konusu incelemeler sonucunda tarh edilen verginin sadece ceza olarak nitelendirilmesi hukuka uygun değildir. Yapılan işlem, sadece zamanında tam olarak ödenmeyen verginin ilgili şirketten talep edilmesinden ibarettir. Bununla birlikte hiçbir mükellefe, sektöre veya kişiye özel uygulama yapılması asla söz konusu olamaz. Düzenlenen raporlarda önerilen vergi tarhiyatlarına ilişkin olarak, bütün mükellefler, Vergi Usul Kanununda yer alan uzlaşma ve indirim müesseselerinden yararlanabilecekleri gibi dava açma hakkından da yararlanma imkanları bulunmaktadır. Dava açma hakkının kullanılması halinde ise yüce Türk adaletine güvenimiz tamdır.'' ''SADECE DOĞAN YAYIN GRUBU İNCELENMEDİ'' Hazırlanan inceleme raporlarında eleştirilen hususlarla ilgili olarak mükelleflerin itirazlarının alışılagelmiş bir durum olduğu belirtilen açıklamada, ancak bu itiraz hakkının, gerek inceleme görevini yerine getirenleri, gerekse idareyi baskı altına almak amacıyla, basın yayın organları vasıtasıyla ''sistemli bir kampanyaya dönüştürülmeye çalışıldığı''nın gözlemlendiği ifade edildi. Gelirler Kontrolörleri tarafından yapılan incelemelerde sadece Doğan Yayın Grubuna ait şirketlerin incelenmediğine, medya sektörünün büyük çoğunluğu incelemeye tabi tutulduğuna veya tutulmakta olduğuna işaret edilen açıklamada, yine son dönemlerde yapılan incelemelerde Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığına bağlı mükelleflerin yüzde 40,6'sının  vergi incelemesine tabi tutulduğu ve tutulmaya devam edildiği kaydedildi. ''EN BÜYÜK TUTAR DOĞAN YAYIN GRUBUNA AİT DEĞİL'' Bu çerçevede, bir kısmı kamuoyunun bilgisine girmiş bulunan birçok kaçakçılık ve kayıt dışılıkla mücadele çalışmalarında da bulunulduğu bildirilen açıklamada, bu mükellefler içinde Türkiye'nin önde gelen birçok holding ve şirketler grubunun da bulunduğuna dikkat çekildi. ''Kaldı ki Gelirler Kontrolörleri tarafından bir mükellefe yazılan en büyük tutar da Doğan Yayın Grubuna ait değildir'' denilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Gelirler Kontrolörlerinin, yaptıkları vergi incelemeleri sonucu 2008 yılında toplam 190 milyar lira, 2009 Ağustos sonu itibariyle söz konusu Gruba yazılan hariç 63 milyar lira matrah farkı bulunulmuş olup söz konusu matrah farkına ilişkin vergi tarhiyatı yapılmıştır. Bazı basın yayın organlarında Doğan Yayın Grubunun özellikle incelendiği, bu incelemelerin siyasi düşünce veya taleple yapıldığı, denetimin siyasallaştığı yönünde iddialarla birlikte denetim elemanlarına yönelik çirkin iddia ve isnatlarda bulunulduğu görülmekte, bu yayınlardan ciddi rahatsızlık duyulmaktadır. Söz konusu mesnetsiz yayınlar, inceleme sürecini etkileme ve kamuoyunu yanlış yönlendirme çabası olarak değerlendirilmektedir. Yasalarla güvence altına alınan vergi mahremiyeti nedeniyle yapılan incelemeler hakkında bilgi verme imkanımız bulunmamaktadır. Dolayısıyla yapılan asılsız ve mesnetsiz haberlerle köklü bir kurumsal kültüre sahip birimlerimizi ve mensuplarımızı yıpratma çabaları hayret ve esefle izlenmekte olup; yapılan işlemlerde yasa-dışı bir kastın varlığını ima veya iddia edenlerin bu iddialarını ispatla mükellef oldukları herkesçe malumdur. Yapılan/yapılacak yayınlarda kurumsal ve kişisel haklarla ilgili ihlallere ilişkin her türlü yasal haklar saklıdır 565582 Alex hakeme omuz attı Alex hakeme omuz attı Bursa- maçında zaman zaman tavan yaptı. İki pozisyon sonrası ortalık karıştı.. İlgili Haberler Fenerbahçe 5'te yaptı! Daum'un ağzı kulaklarında Hakem iki ayrı pozisyonda ve Alex'e gösterince, bu futbolcular adeta çıldırdı. Her iki futbolcunun tepkisi çok sert oldu.. -Fenerbahçe maçının ilk yarısında Yenal ile Lugano arasındaki mücadelenin ardından birden ortalık karıştı. Ortada kalan topa giren iki oyuncu diz dize çarpıştı.. Hakem Deniz Çoban'ın Lugano'ya sarı kart göstermesine tüm Fenerbahçeli futbolcular tepki gösterirken, oyun bir süre durdu. Lugano da için iki parmağını hakemin adeta gözüne sokarcasına yaklaştırdı. Futbolcular uzun süre itiraz etti, hakem ablukaya alındı. Daha sonraki pozisyonda Alex topu rakibinden çaldı. Ancak hakem faul kararı verince, topu yere çarptı. Çok sinirlenen Alex de, tepkisini hakeme arkadan omuz vurarak gösterdi. hem Lugano hem de Alex olayında hakemi yakın markaja aldı. Elleriyle hakemin beline sarılarak futbolculardan uzaklaştırtaya çalıştı 566153 14 bin işçi çıkarılacak 14 bin işçi çıkarılacak 14 Eylül 2009 Pazartesi, 14:36 Sırbistan Maliye Bakanı Diana Dragutinoviç, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile kamu kurumlarından 14 bin çalışanın çıkarılması konusunda anlaştıklarını açıkladı. Dragutinoviç ''B92'' adlı özel televizyon kanalına yaptığı açıklamada, IMF heyetinin 20 Ekim 2009 tarihinde Belgrad'a geleceğini belirterek bu tarihe kadar gelecek yılın bütçesiyle ilgili tasarruf programının hazırlıklarının yapılacağını söyledi. Bakan Dragutinoviç, IMF ile sadece 2010 bütçe açığı konusunda uzlaşma sağlayamadıklarını, IMF'nin yüzde 3,5'luk hükümetin ise yazde 4'lük bütçe açığı öngördüğünü açıkladı. AA bizim ülkemizde de hala sendika masallarıyla vatandaşı uyutmaya çalışan sözüm ona işçi siyaseti yapan ideolojik terbiyessiz,soygunculara bu millet çoktan gereken cevabı verdi, ama hala devam eden, memur,işçi vs.gibi sendikaların tamamen kapatılması şarttır...şunu herkes öğrendi artık bu ülkede, herkes kendinin işçisidir,memurudur...bu milleti artık enayi, köle yerine koymaktan vaz geçip,kapatsınlar sendika saçmalıklarını,yeter... 565922 Vali Güler'den açıklama İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile Tuzla ve Pendik'te ayrı uyuşturucu madde imalathanesine yönelik operasyonla ilgili basın açıklamasına katıldı. Güler, operasyonlarda, sentetik uyuşturucu hap imalatında kullanılan 400 kilogram amfetamin, ton amfetamin maddesi üretilebilecek 36 ton kimyasal madde ele geçirildiğini bildirdi. Güler, ''ele geçirilen madde miktarının Türkiye'de bugüne kadar ele geçirilen toplam amfetamin miktarının katı olduğunu'' ifade etti. Olayla ilgili gözaltına alınan ve aralarında ''suç örgütünün elebaşı'' olduğu belirtilen H.K. ile eski öğretim görevlisi yüksek kimya mühendisi H.R.I'nın aralarında bulunduğu 11 kişiden 9'unun tutuklandığı bildirildi. Cem Garipoğlu'nun daha yakalanmadığını ama Garipoğlu'nun etrafındaki çemberin daraldığını ve en yakın zamanda yakalanacağına inandıklarını da sözlerine ekledi. 565905 Google Türkiye'den miniklere destek Yaklaşık milyon 292 bin ilköğretim birinci sınıf ve okul öncesi öğrencisi için bugün ders zili çaldı. Türkiye de, miniklere destek çıktı ve bugünkü sayfasına "Haydi çocuklar okula" mesajını yerleştirdi. 10 565748 Piyasalar yeni haftaya böyle başladı İMKB Bileşik Endeksi birinci seansta, cuma günü ikinci seans kapanışına göre 436,53 puan azalarak 46.146,97 puan seviyesinde açıldı. Hisse senetleri bu seviyede yüzde 0,94 değer kaybetti. DÖVİZ İstanbul serbest piyasada dolar 1,5000, avro 2,1790 liradan haftaya başladı. Kapalıçarşı'da 1,4950 liradan alınan dolar 1,5000 liradan satılıyor. 2,1730 liradan alınan avronun satış fiyatı ise 2,1790 lira olarak belirlendi. Serbest piyasada cuma günü kapanışta doların satış fiyatı 1,4940 lira, avronun satış fiyatı ise 2,1800 lira olmuştu. Bankalararası piyasada satıştaki dolar kotasyonları en düşük 1,5020 lira, en yüksek 1,5050 lira seviyesinde bulunuyor. Dolar kotasyonları saat 09.10 itibariyle alışta en düşük 1,4960 lira, en yüksek 1,4990 lira, satışta en düşük 1,5020 lira, en yüksek 1,5050 lira seviyesinde işlem görüyor. İstanbul ve Ankara'da dolar, avro ve sterlinin alış-satış fiyatları, saat 09.30 itibariyle şöyle:    İSTANBUL ALIŞ SATIŞ ABD Doları 1,4960  1,5020 Avro 2,1760  2,1820 Sterlin 2,4760  2,5020 ANKARA ABD Doları 1.4920 1.5050 Avro 2.1660 2.1860 Sterlin 2.4600 2.5100 566593 Vali, eğitimin önemini hadislerle anlattı Vali, eğitimin önemini hadislerle anlattıMukadder YARDIMCIEL/KARS, (DHA) Valisi eğitimin yasal açıdan zorunlu olduğu gibi kültür ve açısından da önemli olduğunu belirtti. İlköğretim birinci sınıf ve öncesi öğrencilerinin yeni yılına başlaması nedeniyle düzenlenen törende konuşan Vali Kara ayet ve hadislerden örnekler vererek, “Dinimizin ‘hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu’, Resullullah’ın ‘kadın ve erkek her ’a ilim öğretmek farzdır’ sözü önemli olmaz mı?” diye konuştu. Atatürk İlköğretim Okulu bahçesinde düzenlenen törene Vali Ahmet Kara, Belediye Başkanı 'li Nevzat Bozkuş, Kafkas Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Arif Baysal, Milli Eğitim Müdür Vekili Gökhan Altun, öğretmenler, öğrenciler ve veliler katıldı. Törende bir konuşma yapan Vali Kara, eğitimin yaşam hakkından sonra en kutsal hak olduğunu belirtti. Eğitimin hayatın her bölümünde, herkes için var olduğunu dile getiren Vali Ahmet Kara, ayet ve hadislerden örnekler verdiği konuşmasında şunları söyledi: “Otobüste yaşlılara ve özürlülere yer vermek, yerlere tükürmemek, çöp atmamak bir eğitim meselesidir. Eğitimin yasal boyutu olduğu gibi kültürel ve dini açıdan da önemi büyüktür. İlköğretim, ülkemizde herkes için parasız ve zorunludur. Eğitimin kanuni yönü böyle mecburi olur da bizim kültürümüz ve inancımız yönünden hiçbir anlamı olmaz mı? Dinimizin ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu’, Resulullah’ın ‘Kadın ve erkek her Müslüman’a ilim öğretmek farzdır’ sözü önemli olmaz mı? Hz. Ali’nin ‘Bana bir harf öğretenin kölesi olurum’ özdeyişi bizim için önemsiz olur mu? ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’ sözünü sarf eden Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder bu sözü boşuna mı söylemiştir? Dolayısıyla kültürümüzde de bu kanuni gereklerin altı doldurulmuştur. Dolayısıyla eğitimin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.” Vali Kara’nın konuşmasının ardından tören, öğrencilerin okuduğu şiirler ve halk oyunları gösterileriyle sona erdi. 565375 Alex attı, Fenerbahçe yola devam Süper Lig'de ile karşılaşan maçtan 1-0 galip ayrıldı. 'nin golünü 42 dakikada Alex atti. ligde bu sezon oynadığı beşinci maçtan da galibiyetle ayrıldı ve lider 'ı averajla takibini sürdürdü. Sarı-lacivertliler, zorlu deplasmanında Alex'in ilk yarıda attığı golle 1-0 kazanmasını bildi. 17. dakikada 'un sağ kanattan kazandığı korner atışını kullanan Ali, topu ceza sahasına ortaladı. Defanstan seken top ceza sahası önünde bekleyen Hüseyin'in önüne düştü. Bu oyuncunun sert vuruşunda top üstten auta çıktı. 22. dakikada atağında Alex topu arka direğe doğru ortaladı. Pozisyonu iyi takip eden Guiza'nın plase vuruşunda top kaleci Ivankov'da kaldı. 28. dakikada 'nin sağ kanattan kazandığı korner atışını kullanan Alex, topu kale alanı içine ortaladı. Müsait pozisyonda bulunan Guiza'nın kötü vurduğu topu defansı uzaklaştırdı. 35. dakikada sağ kanattan bindirme yapan Gökhan, ceza sahasına girer girmez topu yerden sert bir vuruşla ortaladı. Kaleye paralel giden topa dokunan olmayınca, pozisyon taçla sonuçlandı. 38. dakikada orta alandan hareketlenen Ergiç, Sercan ile girdiği duvar pasıyla ceza yayı önüne kadar geldi. Bu oyuncunun sert şutunda kaleci Volkan topa iki hamlede sahip oldu. 41. dakikada Vederson'un pasıyla ceza sahası önünde buluşan Mehmet Topuz, düzgün bir vuruşla topu kaleye doğru gönderdi. Meşin yuvarlak üstten az farkla auta çıktı. 42. dakikada Alex, orta alanda önüne gelen topu Guiza'nın önüne attı. Guiza'nın şutu defanstan dönerken tekrar topa sahip olan İspanyol yıldız, topu Alex'in önüne indirdi. Brezilyalı oyuncu ceza sahasının sağ çaprazından düzgün bir vuruşla topu filele gönderdi. 44. dakikada atağında Kazım, ceza sahası dışından topu sert bir vuruşla kaleye gönderdi. Kaleci Ivankov'un müdahale ettiği top, taca çıktı. Karşılaşmanın ilk yarısı 'nin 1-0 üstünlüğüyle sona erdi. 49. dakikada atağında Yenal'ın pasıyla sol kanattan ceza sahasına giren Turgay'ın vuruşunda kaleye giden topu kaleci Volkan son anda tokatladı. defansı topu uzaklaştırdı. 60. dakikada atağında orta alandan gelen pasla hareketlenen Guiza, sağ çaprazdan ceza sahasına girer girmez topu penaltı noktasına doğru ortaladı. Alex'in dokunamadığı top yandan taca çıktı. 68. dakikada 'un sol kanattan kazandığı korner atışını kullanan Ali Tandoğan, topu penaltı noktasına doğru ortaladı. İbrahim'in vuruşunda top defanstan döndü. İbrahim, dönen topu yine tamamladı, ama zamanında pozisyon alan defansı bu topu da ceza sahasının dışına çıkarttı. 71. dakikada sol kanattan hareketlenen Vederson topu arka direğe doğru ortaladı. Deivid'in kafa vuruşunda Ozan İpek topu son anda kafayla kornere çeldi. 73. dakikada 'un sol kanattan kazandığı korner atışını kullanan Ali Tandoğan, topu penaltı noktasına doğru ortaladı. Geriden gelen İbrahim'in kafa vuruşunda top üstten auta çıktı. 79. dakikada ceza sahası içinde oluşan karambolde Ergiç, önünde bulduğu topu sert bir vuruşla kaleye gönderdi. Meşin yuvarlak yandan az farkla auta çıktı. 90 artı 3. dakikada atağında sağ kanattan hareketlenen Kazım, Dos Santos'dan aldığı pasla ceza sahasına girdi. Bu oyuncunun vuruşunda top yan ağlarda kaldı. 90 artı 4. dakikada Bursapor net pozisyondan yararlanamadı. Sağ kanattan hareketlenen Batalla, topu kale alanı içine doğru ortaladı. Önce Turgay, ardından da Sercan'ın dokunamadığı top auta çıktı. sahadan 1-0 galip ayrıldı. İkinci yarının başında taraftarlarının bulunduğu bölümde kavga çıktı. Sarı-lacivertli taraftarlar tribün koltuklarını sökerek Bursasporlu taraftarların üzerine atmaya başladı. Polisin müdahalesiyle olaylar durdu. Ivankov, Ali Tandoğan, Ömer Erdoğan (İbrahim), Zapotocny, Yenal (61 Ozan İpek), Ergic, Batalla, Hüseyin Çimşir, Volkan (70 Shin), Sercan, Turgay Volkan Demirel, Lugano, Roberto Carlos (46 Andre Santos), Vederson, Kazım, Guiza (62 Deivid), Alex, Cristian, Bilica, Mehmet Topuz (78 Selçuk), Gökhan Gönül Gol: 42 Alex () Sarı kartlar: Yenal, Ozan İpek, Sercan (), Lugano, Alex, Guiza, Gökhan, Andre Santos () Stat: Hakem: Deniz Çoban 566092 İzmir Memur-Sen'den 'Demokratik açılıma' destek İzmir Memur-Sen'den 'Demokratik açılıma' destek Memur-Sen İzmir İl Başkanı Abdurrahim Şenocak, sendika olarak Hükümet'in açıkladığı demokratik açılıma destek verdiklerini kaydetti. YENİ ŞAFAK İZMİR Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir-Sen) Bornova Teşkilatı önceki akşam Hasan Sağlam Öğretmen Evi'nde iftar yemeği düzenledi. İftar yemeğine katılan Eğitim Bir-Sen İzmir Şube Başkanı ve Memur-Sen İzmir İl Başkanı Abdurrahim Şenocak, son günlerde çok tartışılan Demokratik açılımla ilgili açıklamalarda bulunarak, “Tek devlet, tek millet, tek bayrak hepimizin ana eksenidir. Bu eksen doğrultusunda temel evrensel insan hakları konusunda yeni gelişmeler kaydeden Demokratik açılıma destek veriyoruz” dedi. Memur-Sen'in 2005 yılında yaptığı İl Başkanları Kurulu toplantısı sonuç bildirgesinde bugün konuşulan temel insan hak ve özgürlükleri konusunda bugünkü demokratik açılıma benzer konuları görüştüklerini belirten Abdurrahim Şenocak şunları söyledi: “Biz mesleki sivil toplum örgütüyüz. Çalışmalarımızda diyalog, ikna ve hoşgörüyü ana etken olarak kullanmaktayız. Ayrıca sivil toplum kuruluşu olarak demokratikleşme süreci konusunda da çalışmalar yaptık yapmaya da devam ediyoruz. Geçmişte Sivil Anayasa gündemde olduğu dönemde konuyla ilgili detaylı bir çalışma yapıp TBMM'ye sunduk. Ayrıca konuyla ilgili bilimsel panel ve seminerler düzenledik” diye konuştu. Toplantının ardından iftarın düzenlenmesinde emeği geçen Mustafa Yavaş ve Mehmet Sağdıç'a teşekkür plaketi verildi. 565305 Çince ve Uygurca dilinde Kaşgarlı Mahmud kitabı Akalın, düzenlenen resepsiyonda, Kaşgarlı Mahmud ve eserini tanıtan bir sunum yaptı. Kitabında her yaştan her meslekten insana Kâşgarlı Mahmud'u ve eserini tanıtmaya çalıştığını anlatan Akalın, kitabın Çinceye ve Uygur Türkçesine çevrilmiş olmasıyla bu bilgilerin Çin ve Uygur toplumuna da sunulması imkanını sağladığına dikkat çekti. Çin basını da kitaba büyük ilgi gösterdi. 566481 Büyük çöküşün birinci yıldönümü Dünyanın en eski ve en saygın yatırım bankalarından Lehman Brothers'ın 15 Eylül 2008'de tarihe karışması, 1929 yılındaki ''Büyük Buhran''dan bu yana dünyanın tanık olduğu en ciddi küresel krizin en önemli kilometre taşıydı. Aslında bu tarihten bir haftayı aşkın bir süre önce ABD'de her şey normal seyrinde gibiydi. Amerikalılar, Kuzey ve Güney Carolina kıyılarını döven tropik fırtına ve Florida'ya yönelen kasırgayla ilgileniyordu. İnsanlar, başkanlık yarışında Sarah Palin isminin yarışı Cumhuriyetçiler lehine çevirip çevirmeyeceği konusunda fikir yürütüyordu. Dow Jones endeksi Eylül'de 11,220 puandan kapanmıştı. Ekonomide bir yavaşlama vardı ve bundan hiç kimsenin şüphesi yoktu. Ancak, küresel krizin işareti ABD yönetiminin Eylül Pazar sabahı attığı olağanüstü adımla başladı. Hükümet, ABD'de emlak sektörü tutsat borçlarının yarısını elinde tutan ya da garanti eden tutsat devleri Fannie Mae ve Freddie Mac'e el koydu. Bunun vergi mükelleflerine maliyeti 200 milyar doları buldu. Emlak sahiplerinin artan oranda kredilerini ödememesi yüzünden bu iki şirket milyarlarca dolar zarar etti. Başkanlık görevinin sona ermesine aydan az bir süre kalan George W. Bush, Fannie Mae ve Freddie Mac'e el konulmasının ''ekonomiyi güçlü sürdürülebilir büyümeye döndürmek için önemli olduğunu'' söyledi. ABD finans sistemini temellerinden sallayan beş hafta başlamıştı. Borsa sarsıldı. Wall Street kendini yeniden düzenledi. ''Durgunluk'' kelimesi artık herkesin dilindeydi. 158 YILLIK LEHMAN ÇÖKÜYOR Portföyünün büyük bölümü tutsat destekli menkul kıymetler ve diğer emlakla ilgili varlıklardan oluşan ABD'nin en büyük dördüncü yatırım bankası Lehman Brothers'a ilişkin kaygılar Eylül'de iyice arttı. Özellikle yatırımcıların, bankanın yaşamını sürdürmesi için yeterli nakidi olduğu konusunda şüpheleri vardı. Lehman'ın Güney Koreli bir banka ile yaptığı görüşmeler kopmuş ve ABD yönetimi bariz biçimde sessizliğe gömülmüştü. Gün sonunda Lehman'ın hisseleri borsada yarı yarıya değer kaybetti. Tarihi, Amerikan İç Savaşı'ndan eskiye dayanan ve Büyük Buhran'da ayakta kalmayı başaran bankanın piyasa değeri 5,4 milyar dolara indi. Takip eden günlerde yatırımcının bankaya olan güveni daha da eridi. Hazine Bakanlığı, ABD Merkez Bankası (Fed) ve Wall Street bankalarının yetkilileri, New York Fed'in Manhattan'daki binasında toplandı. Dönemin Hazine Bakanı Henry Paulson, Lehman'ın kurtarılması için hükümetin adım atmasına inatla karşı çıktı. Diğer büyük bankalar da adım atmadı. Bunun yerine Bank of America, Fed ve Hazine Bakanlığının iteklemesiyle diğer sorunlu yatırım bankası Merrill Lynch'i 50 milyar dolara satın aldı. Alabama eyaletinde pamuk işçilerine hizmet etmek için 1850 yılında üç kardeşin kurduğu 158 yaşındaki Lehman Brothers, 15 Eylül'de iflas bayrağını çekti. ABD'nin beş büyük yatırım bankasından üçü küresel kredi krizine dayanamayarak geçen yıl sahneden çekildi. JPMorgan Chase, Bear Stearns'ı, Bank of America ise Merrill Lynch'i satın aldı. Lehman Brothers ise çöktü. Fed ise son iki büyük yatırım bankası Goldman Sachs ve Morgan Stanley'in statülerini değiştiren kararını onaylayarak, bu bankaların ticari bankacılık yapmasının önünü açtı. Dow Jones Endeksi, 15 Eylül'de 504 puandan fazla değer kaybetti, borsadaki 700 milyar dolarlık varlık buhar oldu. Daha sonra yeni bir finans kurumunun daha iflas edeceği dillendirilmeye başladı. Lehman Brothers gibi, dünyanın en büyük sigorta şirketi American International Group da (AIG) yüksek riskli tutsat piyasasındaki olumsuzluklardan ve kredi krizinden etkilenmişti. Dünyanın her yerindeki finansal kurumlarla iş yapan AIG kadar büyüktü ki çöküşü dünyada akıl almaz zararlara yol açabilirdi. Lehman'ın çöküşü küresel ekonomiye darbe vuruyorsa, AIG küresel ekonomiyi yıkacak potansiyele sahipti. Bu yüzden ABD yönetimi Lehman'da yapmadığını AIG'de yaptı ve yüzde 80 hissesi karşılığında şirkete 85 milyar dolar tutarında destek verdi. Böylece Amerikalı vergi mükellefleri iki tutsat devi ve dünyanın en büyük sigorta şirketinin sahibi oldu. 17 Eylül Çarşamba günü Dow Jones Endeksi 449 puan daha düştü. KRİZ DÜNYAYI TEHDİT EDİYOR Lehman'ın çöküşü ve ABD yönetiminin AIG'yi kurtarması dünyada korkuya yol açtı. ABD finans sistemini etkileyen krizin, sadece piyasaları vurmakla kalmayıp aynı zamanda küresel ekonomiyi ciddi bir resesyona sürüklemesi bütün dünyada ciddi bir tehlike yarattı. Dünyadaki merkez bankaları kriz karşısında birlikte hareket etmeye karar verdi. Merkez bankaları piyasalara 180 milyar dolar para verdi. Fed ise bankacılık sistemine 105 milyar dolar destek verdi ve eski ABD Başkanı Bush, ekonomi danışmanlarıyla durumu değerlendirmeye başladı. Yapılan değerlendirmeler sonucu 700 milyar dolar tutarında mali kurtarma planının devreye sokulması kararlaştırıldı. Bush, bu planı, ''bu büyük bir paket, çünkü sorun büyük'' sözleriyle değerlendirdi. Başkanlık kampanyasını sürdüren Cumhuriyetçi senatör John McCain ve Demokrat Partili Barack Obama, kurtarma paketine destek verdiler. Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçiler ise pakete muhalefet ettiler. ABD bankacılık sistemindeki şok ise devam ediyordu. Federal Mevduat Sigorta Fonu (FDIC), 25 Eylül Perşembe günü ülkenin en büyük mevduat bankası Washington Mutual'a el koydu. Bu ABD tarihinde şimdiye kadarki en büyük iflas olarak kayıtlara geçti. ABD'nin en büyük tasarruf ve kredi bankası Washington Mutual'ın varlıkları ise JPMorgan tarafından 1,9 milyar dolara satın alındı. Citigroup, dört gün sonra Wachovia bankasının bankacılık operasyonlarını almayı kabul etti. Ancak Wells Fargo daha iyi bir teklifle Wachovia'nın tamamını satın aldı. Temsilciler Meclisi'nde, 29 Eylül Pazartesi günü 700 milyar dolarlık mali kurtarma plan için yapılan oylama başarısız oldu ve Dow Jones Endeksi ilk beş dakikada 400 puan daha geriledi. Borsanın kapanışında endeks 778 puan düşmüş ve piyasa değeri trilyon dolardan fazla buharlaşmıştı. Dow Jones 10,365 puan oldu. Mali kurtarma planı Ekim'de yapılan oylamada ise kabul gördü. Dow Jones Endeksi, Ekim Pazartesi günü, 2004 yılından bu yana ilk kez 10 bin puanın altına geriledi. Takip eden günlerde düşüşünü sürdüren endeks bir hafta içinde 1,874 puan azalışla değerinin yaklaşık yüzde 20'sini kaybetti. Dow Jones Endeksi 8,451 puana inerek, beş yıldan fazla bir sürede en düşük seviyesini gördü ve bu hafta borsa tarihindeki en kötü haftaydı. Dönemin Hazine Bakanı Paulson, 13 Ekim Pazartesi günü ülkenin en büyük bankalarının üst yöneticilerini (CEO) Hazine'de olağanüstü toplantıya çağırdı. Paulson, CEO'lara toksik varlıklarını satın almak yerine bankalara 125 milyar dolar destek vermenin en iyisi olacağına karar verdiğini, böylece ABD hükümetinin bankaların batmasına izin vermeyeceği yönünde dünyaya işaret vermiş olacağını söyledi. Daha sonra bu program ülkedeki diğer yüzlerce bankayı kapsamaya başladı, ancak bankaların bilançolarındaki toksik varlıklar konusu bugüne kadar sürdü. 6,9 MİLYON KİŞİ İŞSİZ KALDI ABD ekonomisinde bir yıl süren tehlikeli gidişatın sona ermesinden sonra ekonominin tekrar ayakları üzerine basmaya başladığına dair işaretler gelmeye başlamasına rağmen, düzelmenin tam olarak başladığına henüz inanılmıyor. Amerikalılar finansal güvenliğin kötü darbe aldığını düşünüyor, sepetteki bütün yumurtaların karılmasıyla eski işçiler emeklilik planlarını yeniden değerlendiriyor ve iflas eden kurumların yerini kimlerin alacağı bilinmiyor. ABD hükümetinin aydır süren çabalarına rağmen, konut fiyatlarındaki çöküş finans sistemini etkilemeyi sürdürüyor. Kredi piyasalarında süren sıkıntı ise henüz aşılmış değil. Borsa son aylarda değer kazansa bile ekonomide resesyonun başlamasından bu yana ABD'de 6,9 milyon kişi işsiz kaldı ve toplam işsiz sayısı 14,9 milyona çıktı. Kriz, Amerikalıların ekonomik psikolojisine önemli etki yaptı. Tüketiciler harcamayı hızla kesti, tasarrufları artırdı ve borç parayla yaşamlarını karşılama alışkanlığını yeniden gözden geçirmeye başladı. KRİZE ZENGİN ÜLKELER 10 TRİLYON DOLAR HARCADI Büyük ekonomiler krizde toplam 10 trilyon dolar harcadı. Krizde, en çok harcamayı ABD ve İngiltere yaptı. İngiltere'nin yaptığı harcamalar gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 94'ünü, ABD'nin ise yüzde 25'ini teşkil ediyor. Bu da İngiltere'de kişi başına 30 bin sterlin (50 bin dolar), ABD'de ise 10 bin dolar harcama yapıldığı anlamına geliyor. Özel mali sektörün varlık silmelerinin toplamı trilyon doları bulurken, bankacılık sektörünün 10 yıllık karını buharlaştıran bu büyük varlık silmeler, bankaların sermaye yapısını tekrar oluşturarak, borç verir hale gelmelerini de zorlaştırdı. Dünya ekonomisinin bu yıl yüzde 2,3 (1 trilyon dolar) küçülmesi bekleniyor. Dünya ekonomisinin normalde yüzde büyüdüğü düşünülürse, durgunluktan kaynaklanan kayıp trilyon doları buluyor. Öte yandan, hükümetler, büyümeyi artırmak için teşvik fonlarına milyarlarca dolar aktardılar. 566431 Fenerbahçeli futbolcu Önder ameliyat edildi Fenerbahçeli futbolcu Önder edildi Fenerbahçeli futbolcu kırılan sol el baş parmağından edildi. (A) Milli Futbol Takımı’nın ile yaptığı maçta parmağı kırılan sarı-lacivertli futbolcu, ’nde 1,5 saat süren bir operasyon geçirdi. Doç. Dr. Ufuk Nalbantoğlu tarafından, sol el tarak kemiğindeki kırığın vidayla onarımı gerçekleştirilen Önder’in, bugünü hastanede geçireceği bildirildi. Futbol Takımı Doktoru Ertuğrul Karanlık, Önder’i ameliyat sonrasında ziyaret etti. Kulübün sitesinde yapılan açıklamada, sarı-lacivertli futbolcuya geçmiş olsun dileklerinde bulunularak, "En kısa sürede sağlığına kavuşmasını diliyoruz" denildi. 566416 17:00 Basın Ekspress temizleniyor Basın Ekspress temizleniyorAsım GÜNEŞ/İSTANBUL DHA SEL felaketinin göle çevirdiği, ’i ’na bağlayan, Basın Ekspres yolu, selin getirdiği çöplerden temizleniyor. Belediye ekipleri iki gündür, yolun ortasındaki refüjleri dolduran yığınları topluyor. Minibüslerle getirilen onlarca temizlik personeli çöpleri siyah torbalara dolduruyor. Bu torbalar yine işçiler tarafından kamyonetlere yükleniyor. Havalimanından istikametinde, sol şeridi kapayan temizlik çalışması, sıkışıklığına neden olurken, belediye kısa sürede bitirmek için aralıksız çalışıyor. Yol boyunca dizilen siyah poşetler ise ilginç görüntü oluşturuyor. Sel baskınından 13 kişinin öldüğü İkitelli'deki tır garajında araçlar çekiliyor. Minibüs içinde boğularak ölen kadın işçinin öldüğü 'da temizlik çalışmaları sürüyor. Bölge sakinleri deryasına dönen evl ve işyerlerini temizleme çabası verirken, en çok da yetkililerin ilgisizliğinden şikayet ediyor. 566945 Kule ile pilotun ilginç diyaloğu Yaz sezonunda uçak trafiğinde yoğun günler yaşayan İstanbul Atatürk Havalimanı'nda bir ay önce hava trafik kontrolörü ile Türk Hava Yolları'nın iniş için alçalan Bükreş İstanbul uçağının pilotu arasındaki uçuş trafiği yoğunluğunda yaşanan konuşma internete düştü. Airkule adlı internet sitesinin yayınladığı ses kaydında bir ay içinde Atatürk Havalimanı Kontrol Kulesi'nde görevli bir hava trafik kontrolörü ile Türk Hava Yolları'nın inişe geçen Bükreş İstanbul uçağının pilotu arasındaki uçuş trafiği yoğunlunda ki diyalog dikkat çekiyor. Günlük saatte 24 iniş, 16 da kalkış olmak üzere toplamda 960 uçak kullanımı kapasitesine sahip olan Atatürk Havalimanı'nı yaz ayında günde ortalama 870 uçak kullandı. Atatürk Havalimanı, 16 Ağustos Pazar günü toplamda 904 uçak uçak iniş-kalkış ve 111 bin yolcu sayısıyla da rekor kırmıştı. Atatürk Havalimanı'nda, 2009 Temmuz'unda kalkış yapan uçak sayısı 161 bin 216 olarak gerçekleşti. Yaz sezonunda uçak trafiği yoğun olan İstanbul Atatürk Havalimanı Kontrol Kulesi'nde görev yapan bir hava trafik kontrolörü ile Türk Hava Yolları'nın inişe geçen Bükreş İstanbul uçağının pilotu arasında ki konuşmalar söze gerek bırakmıyor. İşte konuşmalar: PİLOT: 10 Dakika içinde inmemiz gerekiyor. Yakıtımız yok, zaman Sabiha Gökçen'e divert ediyorum. ATC:Türker 1444 anlaşılmadı efendim PİLOT: Benim en geç 10 dakika içerisinde inmem lazım. Sabiha Gökçen'e divert ediyorum eğer vermeyecekseniz ATC: Anlaşıldı efendim inişte üç numarasınız. Emergency deklare ediyor musunuz? PİLOT: Yakıtım bu en fazla dokuz dakika bekleyebilirim. İnmem gerekiyor. Fazla yakıt almıyoruz biliyorsunuz. ATC: Emergency deklare etmiyorsanız sizi gökçene yönlendireyim. PİLOT: Yakıttan düşerseniz Emergency deklare ediyorum dakikalık bekleme yakıtım var Müsait değilseniz Sabiha Gökçen'e divert ediyorum. ATC: Anladım rapor edin müsait değil. Sağdan uçuş başı 0-9-0 PİLOT Sağdan 0-9-0 efendim Emergency kabul etmiyorsunuz tamam. ATC: Emergency deklare ediyorsanız sizi 06 için Atatürk Havalimanı'nın kısa pisti) için vektörleyeceğim. PİLOT: Güzel kardeşim daha ne söyleyelim yakıtım bu diyorum. saat geldiğinde Emergency yakıtım zaten. Anlamıyor musunuz her halde dakika içinde emergency yakıta düşüyorum söylemek istediğim bu. ATC. Efendim bana Emergency deklare ettiğiniz belirtirseniz diyorum sizi alacağım diyorum bende. PİLOT: Sevgili kardeşim bir daha söylüyorum Şu anda dakika içinde beş geçe emergency yakıt ilan etmiş olacağım ATC: Efendim ben Emergency deklare ediyorum cümlesini bekliyorum sizden Emergency yakıt ayrı bir şey efendim bende sizin güzel kardeşiniz değilim bu arada. PİLOT: Lütfen rapor edersiniz beş gece Emergency yakıta düşüyorum şu anda beklemedeyim 566664 İspanya'da iktidar partisinden istifa 'da iktidardaki Sosyalist Partisi'nden üç milletvekili istifa etti. İstifa eden milletvekillerinin daha önce bakanlık yaptığı belirtildi. Eski Kamu Yönetimi Bakanı Jordi Sevilla Eylülde, eski Kültür Bakanı Cesar Antonio Molina Eylül'de ve son olarak eski Ekonomi ve Maliye Bakanı Pedro Solbes bugün istifasını sundu. Özel bir şirkette çalışmak için istifasını sunan Jordi Sevilla, Nisan 2004'deki genel seçimler sonrasında kurulan 1. Zapatero hükümetinde Kamu Yönetimi Bakanı olmuş ve Temmuz 2007'de kabinede yapılan revizyonla bakanlıktan alınmıştı. Bu revizyonda Kültür Bakanı olarak göreve gelen Cesar Antonio Molina ise Mart 2008'de yapılan genel seçimlerin ardından kurulan 2. Zapatero hükümetinde de Kültür Bakanlığını sürdürmüş, ancak geçen Nisanda bakanlarda yapılan köklü değişiklikte yerini Angeles Gonzalez Sinde'ye bırakmıştı. Zapatero'nun 2004 yılında iktidara geldiğinde ekonomisini teslim ettiği Pedro Solbes de, her iki Zapatero hükümetinde toplam yıl görev yaptıktan sonra geçen Nisan ayındaki değişiklikte kendi rızasıyla görevden ayrılmıştı. 350 sandalyeli İspanyol meclisinde dışarıdan destekle tek başına iktidarda olan Sosyalist Partisi'nin son istifalardan sonra milletvekili sayısı 166'ya düştü. Ana muhalefetteki Halk Partisi'nin 153 milletvekili bulunuyor. 565013 Çıkan kavga maçı yarıda bıraktı Lige hazırlık kapsamında Ulucak Belediye Stadı'nda yapılan özel karşılaşma 1-1 devam ederken 28. dakikada Ödemiş Belediyesporlu Maşallah ile rakibi arasında yaşanan mücadelede ortalık bir anda karıştı. Pozisyon sonrasında Ulucak Belediyespor forması giyen Yasin, Maşallah'a vurunca Ödemiş Belediyesporlu Onur da bu futbolcuya yanıt verdi. Diğer futbolcuların da kavgaya karışması ve olayların büyümesi üzerine Ödemiş Belediyespor Teknik Direktörü Hüseyin Şengül takımını sahadan çekti. Şengül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, rakip takımın amacının futbol oynamak olmadığını, çıkan olaylardan son derece rahatsız olduklarını söyledi. Şengül, ''Ben oyuncularımı her zaman böyle durumlarda soğukkanlı olmaları için uyarıyorum, ama rakibimiz bizim kadar soğukkanlı değildi. Hemen herkes olaya karışarak futbolcularımıza zarar vermeye çalıştı. Böyle bir durumda centilmenlik ve sportmenlik yok olacağından takımımı riske etmeden sahadan çektim. Futbol dostluk ve kardeşliktir'' dedi. Geçen sezon da iki takım arasında oynanan hazırlık maçı olaylara sahne olmuş, kavgalar nedeniyle sık sık duran karşılaşmada oyun bir hayli sert geçmişti. 566213 Türkmenoğlu'nun yakınları cenazeden emin İstanbul'daki sel felaketinde hayatını kaybeden Gaziantepli Hüseyin Türkmenoğlu'nun halasının oğlu İbrahim Halil Taş, cenazelerinin selde hayatını kaybeden başka bir TIR şoförünün cenazesiyle karışmadığını söyledi. Taş, Türkmenoğlu'nun cenazesini başta eşi ve annesi olmak üzere yakınlarının teşhis etmesinin ardından defnettiklerini ifade etti. Taş, Cihan Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, Hüseyin Türkmenoğlu'nun cenazesini 10 Eylül'de defnettiklerini kaydetti. Cenazenin Hüseyin Türkmenoğlu'na ait olduğundan emin olduklarını belirten Taş, "Daha önce de birkaç gazete ve ajans muhabiri arayıp konuyu sordu. Biz defnettiğimiz cenazenin yakınımıza ait olduğundan eminiz. Hüseyin Türkmenoğlu, halamın oğlu olur. Cenazesini de önce dayısı İstanbul'da Adli Tıp'ta teşhis etti. Daha sonra da burada defin öncesi hem eşi hem annesi hem de bizler, cenazenin ona ait olduğunu teşhis ettik. Defnettiğimiz cenazenin Hüseyin Türkmenoğlu'na ait olduğundan eminiz. Bizim cenazemiz bize aittir. Cenazesinin bizim cenazemizle karıştığı iddia edilen kişinin naaşı diğer cenazelerle karıştıysa onu bilemem." diye konuştu. Hüseyin Türkmenoğlu'nun evli çocuk babası olduğu öğrenildi 565341 M. NEDİM HAZAR Üçüncü yol Misal Eylül'ün 12'si. Her ne kadar yıllar sonra ondan bir gün önce yaşanan olaylar unuttursa da 12 Eylül'ü, bir ülkenin tarihindeki çok önemli kırılma anlarından biri. Yaşı yeterince büyük olanlar hatırlayacaklardır dönemi. Henüz orta son çağında olan şu fakir de şüphesiz hatırlıyor bazı şeyler. Günaşırı yaşanan cinayetler, bombalamalar, kardeşin kardeşi öldürmesini... Bir ülke düşünün ki, ideoloji tüccarları tarafından esir alınmış ve sokakları kanlı ve ölümcül bir tiyatroya sahne oluyor her gün. Artık küresel mi, yerli mi ya da her ikisinin koalisyonu mu bilmem, birtakım mihrakların kurguladığı bu kanlı iç çatışma süreci 1970'lerin ikinci yarısından sonra kontrolden tamamen çıkmıştı. kadar ki, sıradan vatandaş evinde korku içinde beklerken içinden 'Ya Rabbi kim kurtaracak bizi?' diye korkuyla soruyordu kendine. Bir el, bir güç, bir erk, bir otorite arıyordu millet. kadar çivisi çıkmıştı ki memleketin öğretmeninden polisine kadar hemen her şey ortadan ikiye yarılmıştı. Sonrası malum; 12 Eylül 1980... Abartmıyorum herkes sevindi. Necip Fazıl'ın Rapor dergisini hatırlıyorum örneğin. Dergi piyasaya çıkmak üzere olduğu için baskıya yetiştirememişti ama araya bir not kâğıdı koymuştu rahmetli. "Bu müdahaleyi can gönülden bekledik" filan türünden cümlelerle. Şüphesiz merhum şair öncelikle akan kanın durmasını, kardeşin kardeşi öldürmemesini isteyerek yazmıştı notu. Sonradan işkenceleri, zulümleri, idamları nereden bilebilirdi ki? Çok daha sonra cuntacı paşaların itiraflarıyla geldi, "hele biraz daha olgunlaşsın meydanlar, kıvama gelsin, biraz daha ölü olsun" şeklinde niyetler açığa çıktı. En az '80 öncesi kadar zulüm ve insan hayatına mal oldu darbe ve darbeciler. Akıl-mantık rafa kalktı, daha berbatı inanılmaz vurdumduymaz ve salaklaştırılmış bir jenerasyon yetiştirilmeye çalışıldı. Tuhaf bir kahramanlık ve milliyetçilik kılıfında sıradan faşizm geliştirildi. Bu dönem ortalığa sıçrayıp demokrasi ve özgürlüklerin aleyhine sallayanların tamamı bu kuşağın üretimidir. (Sen de dâhil çakma hukuk doçenti ağabey!) Darbe oldu olmasına ve kan durdu durmasına ama sonrasında oluşan cunta rejimi de bir tuhaftı. Ve fakat çocuktuk ama eşek değildik afedersiniz dönem. Millet de cahildi belki ama salak değildi. Bir isimlendirme furyasıdır başladı gitti. Caddelere 12 Eylül Bulvarı ismi verilmeye başlandı. Adını Evrenspor olarak değiştiren amatör küme takımı bile gördüm şahsen. Hangi filmde hatırlamıyorum, birisi "bir sorunun üç çözüm şekli vardır" diyordu; "mantıklı çözüm, mantıksız çözüm ve askerî çözüm!" Bu üçüncü yol uzun yıllar bu ülkede hüküm sürdü. Bu nedenle dün gazetemizde yayınlanan 'Adım Kenan, 12 Eylül 1980'de doğdum' dedi askerî lise mülakatını sualsiz geçti" başlıklı haberi hiç yadırgamadım. Kafası çalışan bir ebeveynin cin fikrinden başka bir şey değil ki darbeden 30 yıl sonra bile işe yaradığını gösteriyor haber. Buca Belediyesi'nin yaptırdığı bilmem kaç trilyonluk rölyefi gördüğümde de tebessüm belirdi yüzümde. Cin fikirli bir yerel yöneticinin -evet epey pahalı- bir açıkgözlülüğünden başka bir şey değildi bu. Bizim orada, "her rengi boyadık, fıstıkî yeşil kaldı" diye bir laf vardır, bu da hesaptı. Buca'nın tüm meseleleri tamamdı da bir rölyefi eksikti, şimdi da tamamdı, şahbaz olunmuştu nitekim! Ama TV kameraları Buca sakinlerine mikrofon uzattığında duyduklarım 30 yıl önceki darbe ortamından bir milim ilerlemediğimizin de kanıtıydı adeta. Şöyle diyordu Bucalı vatandaş; "Bu rölyef çok faydalı oldu, şimdi yetkililer bundan dolayı bize daha çok önem verecekler, Atatürk ihmal edilemez!" Buyurun size yeni ve taze bir Selamsız Bandosu hikâyesi. 565132 Hidayet son antrenmana katılmadı Lodz Arena'da antrenör Bogdan Tanjevic yönetiminde gerçekleştirilen ve 1,5 saat süren çalışmaya, dizindeki ağrı devam eden Hidayet Türkoğlu katılmadı. 566012 Ramazan bitiyor, zekatınızı unutmayın! Bursa İl Müftüsü Mahmut Gündüz, zekatın kalbi cimrilik hastalığından koruduğunu söyledi. Bursa İl Müftüsü Mahmut Gündüz, gücü yeten her Müslüman'ın zekat vermesi gerektiğini hatırlattı. "Zekatı, dini ölçülere göre zengin olan Müslümanların seneden seneye malının ve parasının kırkta birini fakir olan Müslümanlara vermesi" olarak özetleyen Gündüz, zekatın, kalbi cimrilik hastalığından, malı fakirin hakkından temizleyen, zenginlerde şefkat ve merhamet duygularını geliştiren bir ibadet olduğunu vurguladı. Zekât sayesinde fakirlerin kalbindeki haset ve kıskançlığın ortadan kalktığını ifade eden Bursa Müftüsü, "Fakirlerin kalbinde, kendilerine yardım eden zenginlere karşı sevgi ve saygı meydana gelerek toplumda birlik ve kardeşlik kuvvetlenmiş olur. İslâm Dini, toplumun dertlerini tedâvi eden, ihtiyaçlarını karşılayan birçok esaslar getirmiştir. Allah'ın emri olan zekât, bir sosyal yardımlaşma sistemidir. Zekât malın büyümesini ve bereketlenmesini sağlar. Zekâtı verilen serveti, yok olmaktan, kötü insanların zararından Allah korur. Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor: 'Mallarınızı zekât ile koruyunuz.' Zekat malı azaltmaz aksine çoğaltır." dedi. ZEKAT KİMLERE FARZDIR? Zekatın Müslüman, erginlik çağına gelmiş, akıllı, hür ve dinen zengin sayılan kimselere farz olduğunu anlatan Mahmut Gündüz, dinen zengin sayılanların ise borcundan ve aslî ihtiyaçlarından başka 'nisap miktarı' malı olan kimseler olduğunu belirtti. Günümüzde yaklaşık bin 700 TL'ye tekabül eden 81 gram altını, 561 gram gümüşü veya bu miktarlar karşılığı parası olan kişinin, malının kırkta birini zekat olarak vermesi gerektiğini kaydeden Müftü Gündüz, "Bu malın üzerinden bir yıl geçme şartı. Oturulan ev, giyim eşyası, binek arabası, ticaret için olmayan kitaplar, sanatın icrası için gerekli aletler ve ailenin bir yıllık nafakasıdır. Asli ihtiyaçtan başka bu miktarlarda mala sahip olduktan sona tam bir yıl geçince zekat farz olur." diye konuştu. ZEKAT KİMLERE VERİLİR? Bursa İl Müftüsü Mahmut Gündüz, zekat verilebilecek kişileri de şöyle açıkladı: "Fakirler, hiçbir şeyi olmayanlar, borçlular, yolcular, ihtiyaç sahibi öğrenciler, Allah yolundakilere (Bunlar cihat veya hac için yola çıkıp parasız kalanlar ile işini gücünü bırakıp kendisini ilme vermiş olan kimselerdir) zekat verilebilir. Zekatın öncelikle fakir olan yakın akrabaya, komşulara, hemşerilere verilmesi daha sevaplıdır. Ana, baba, büyük ana ve büyük babalara, oğluna, oğlunun çocuklarına, kızına, kızının çocuklarına ve bunlardan doğan çocuklara, zenginlere, Müslüman olmayanlara, karı-koca birbirlerine zekat veremez. Paranın her 40 liradan bir lirası zekat olarak verilecektir. Canlı hayvanların zekatı nev'ine göre değişir. Koyunda kırkta bir; devede beş devede bir koyun, sığırda otuzda bir danadır. Peygamberimiz (sas) 'Veren el, alan elden üstündür' buyurmuştur. Vermenin hazzına ulaşmak gerekir. Dünyada en güzel şey vermektir. 565790 İngilizlerle 52. kez! İki ülke futbol takımları arasında bugüne dek yapılan 51 maçın 14'ünü Türk, 22'sini İngiliz ekipleri kazanırken, 15 karşılaşma da berabere sonuçlandı. Türk takımları, attıkları 49 gole karşılık kalelerinde toplam 85 gol gördü. İki ülke takımları arasındaki en farklı sonuç Liverpool'un Beşiktaş'ı 8-0 yendiği maçta ortaya çıkarken, Leeds United Beşiktaş'ı 6-0, Chelsea Galatasaray'ı 5-0, Manchester United da Fenerbahçe'yi 6-2 mağlup etti. Türk takımlarının, İngiliz ekipleri karşısındaki en farklı skorlu galibiyetini ise Intertoto Kupası'nda 4-0'lık sonuçla Wimbledon'u yenen Bursaspor elde etti. Bu arada, Galatasaray, normal süresi golsüz biten 2000 yılındaki UEFA Kupası final maçında, Arsenal'ı penaltı atışlarıyla yenip, kupaya uzandı. -MANCHESTER UNITED İLE MAÇ- Beşiktaş'ın yarınki rakibi Manchester United, daha önce Avrupa kupalarında Türk takımlarıyla kez eşleşti ve maçta karşı karşıya geldi. İngiliz ekibi Galatasaray ve Fenerbahçe ile geçmişte 2'şer kez rakip oldu. Türk takımları, Manchester United ile yaptığı maçtan 2'sini kazandı, 3'ünü kaybetti, 3'ünde de berabere kaldı. Toplam gol atıp, 15 gol yedi. Galatasaray 1993-1994 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turunda İngiliz ekibini 3-3 ve 0-0'lık skorlarla elerken, bir sezon sonra UEFA Şampiyonlar Ligi'nde grupta karşılaştığı rakibiyle 0-0 berabere kalıp, 4-0 yenildi. Fenerbahçe ise 1996-1997 sezonunda ''Devler Ligi''nde grupta karşılaştığı Manchester United'a İstanbul'da 2-0 yenildi, deplasmanda Elvir Boliç'in golüyle 1-0 kazandı. Sarı-lacivertliler, 2004-2005 sezonunda ise UEFA Şampiyonlar Ligi'nde grupta karşılaştığı İngiliz takımına deplasmanda 6-2 yenildi, Kadıköy'de 3-0 galip geldi. Manchester United İstanbul'da Türk takımlarıyla yaptığı maçtan 1'ini kazandı, 1'ini yitirdi, maçta da berabere kaldı. -MAÇLAR- Türk ve İngiliz futbol takımlarının Avrupa kupalarında bugüne dek yaptıkları maçlar ve sonuçları şöyle: Sezon Organizasyon Maç Sonuçlar ------ ----------------- ----------------------- -------- 1968-69 Şampiyon Kulüpler F.Bahçe-Manchester City 2-1 0-0 1972-73 Kupa Galipleri Ankaragücü-Leeds United 1-1 0-1 1976-77 Şampiyon Kulüpler Trabzonspor-Liverpool 1-0 0-3 1977-78 UEFA Kupası Fenerbahçe-Aston Villa 0-2 0-4 1978-79 UEFA Kupası G.Saray-West B. Albion 1-3 1-3 1979-80 Kupa Galipleri Fenerbahçe-Arsenal 0-0 0-2 1982-83 Şampiyon Kulüpler Beşiktaş-Aston Villa 0-0 1-3 1993-94 Şampiyonlar Ligi Eleme G.Saray-Manchester United 0-0 3-3 1994-95 Şampiyonlar Ligi G.Saray-Manchester United 0-0 0-4 1994-95 UEFA Kupası Trabzonspor-Aston Villa 1-0 1-2 1995-96 Intertoto Bursaspor-Wimbledon 4-0 1996-97 Şampiyonlar Ligi F.Bahçe-Manchester United 0-2 1-0 1998-99 Intertoto Samsunspor-Crystal Palace 2-0 2-0 1999-00 Şampiyonlar Ligi Galatasaray-Chelsea 0-5 0-1 1999-00 UEFA Kupası Galatasaray-Leeds United 2-0 2-2 1999-00 UEFA Kupası Finali Galatasaray-Arsenal 0-0 (pen. 4-1) 2000-01 Şampiyonlar Ligi Beşiktaş-Leeds United 0-6 0-0 2001-02 Şampiyonlar Ligi Galatasaray-Liverpool 0-0 1-1 2003-04 UEFA Kupası G.Birliği-Blackburn Rovers 3-1 1-1 2003-04 Şampiyonlar Ligi Beşiktaş-Chelsea 2-0 0-2 2004-05 Şampiyonlar Ligi F.Bahçe-Manchester United 2-6 3-0 2005-06 UEFA Kupası Grup Beşiktaş-Bolton Wanderers 1-1 2006-07 Şampiyonlar Ligi Galatasaray-Liverpool 2-3 3-2 2006-07 UEFA Kupası Grup Beşiktaş-Tottenham Hotspur 0-2 2006-07 UEFA Kupası Grup Fenerbahçe-Newcastle United 0-1 2007-08 Şampiyonlar Ligi Beşiktaş-Liverpool 2-1 0-8 2007-08 Şampiyonlar Ligi F.Bahçe-Chelsea 2-1 0-2 2008-09 Şampiyonlar Ligi Fenerbahçe-Arsenal 2-5 0-0 565818 Norveç sandık başına gidiyor Son olarak 2005 yılında yapılan genel seçimlerden bu yana İşçi Partisi liderliğindeki merkez-sol koalisyon hükümeti işbaşında bulunuyor. Tek partili bir hükümet kurma ihtimalinin zayıf olduğu ülkede, İşçi Partisi, Sosyalist Sol Partisi ve Merkez Partisi'nden oluşan mevcut merkez sol koalisyon hükümeti seçmenlerden yıl daha iktidarda kalmak için oy talep ediyor. Koalisyonu oluşturan partiler; sağlık, istihdam, eğitim ve yaşlılara bakım konusunda yatırımlarına devam edeceğini belirtrek oy istiyor. Sol bloğun karşısında, özelleştirme ve vergilerin indirilmesi vaadiyle seçimlere giren sağ parti bloğu bulunuyor. İktidara gelecek olan parti veya partiler, 4.5 milyar dolarlık petrol gelirinin nasıl ve nereye kullanılacağına karar verme yetkisine de sahip olacak. 566169 Dönüş kraliçesi Clijsters 19. sırada Açık tek bayanlar şampiyonu Kim Clijsters, dünya klasmanına 19. sıradan giriş yaptı. İki yıl sonra tenise dönen ve henüz üçüncü turnuvasında şampiyonluğa Clijsters, dünya klasmanına 19. sıradan giriş yaptı. Dünyanın eski numarası, şampiyon olduğu Açık'tan önce sadece iki turnuvaya katıldığı için klasmanda yer almıyordu. Kariyerinin ilk grand slam finalinde Clijsters'a yenilen 19 yaşındaki Caroline Wozniacki iki basamak atlayarak altıncılığa yerleşti. İki sıra yükselen Svetlana Kuznetsova dördüncü durumda. İlk 10 içinde en büyük düşüşü Jelena Jankovic yaşadı. Sır tenisçi beşincilikten sekizinciliğe geriledi. Açık'a erken veda eden Dinara Safina ilk sıradaki yerini koruyor. İkinci Serena Williams ve üçüncü Venus Williams'ın yerleri de değişmedi. WTA dünya klasmanı 1.  (1)  Dinara Safina 2.  (2)  Serena Williams 3.  (3)  Venus Williams 4.  (6)  Svetlana Kuznetsova 5.  (4)  Elena Dementieva 6.  (8)  Caroline Wozniacki 7.  (7)  Vera Zvonareva 8.  (5)  Jelena Jankovic 9.  (9)  Victoria Azarenka 10. (10)  Flavia Pennetta 11. (11)  Ana Ivanovic 12. (13)  Nadia Petrova 13. (12)  Agnieszka Radwanska 14. (15)  Samantha Stosur 15. (14)  Marion Bartoli 16. (18)  Virginie Razzano 17. (16)  Dominika Cibulkova 18. (19)  Li Na  19. (-)  Kim Clijsters  20. (17)  Amelie Mauresmo 566656 Alex: yıl üst üste şampiyonluk zor olacaktır Alex: yıl üst üste şampiyonluk zor olacaktırİSTANBUL (A.A) Futbol Takımı Kaptanı maç günleri fazla konuşmadan sakinliği tercih edip, kendisini oynayacağı karşılaşmaya hazırladığını ifade etti          Lig ’de katıldığı programda soruları yanıtlayan Brezilyalı futbolcu, her oyuncunun maç öncesi farklı bir yöntemle motivasyon sağladığını, kendisinin ise sakinliği tercih ettiğini kaydederek, "Maça hazırlanma aşamasında konuşmamayı tercih ediyorum. Maç günü yemekte takımla olurum, sonra takım arkadaşlarımla muhabbetlere katılırım. Daha sonra kitabımı okurum. Maçı kafamda oynarım, neler yapabileceğimi düşünürüm. Bazı oyuncular birebir konuşmalarla kendisini hazırlar. Fakat ben maç günü fazla konuşmayan, gayet sakin, kitabını okuyan, konuşması gereken zamanlarda konuşan bir kişiliğe sahibim. Maçlara kendimi susarak hazırlıyorum" diye konuştu.          ’da futbol oynadığı dönemleri de anlatan Alex, yöneticilerin kamplarda sıklıkla futbolcularla birlikte olduğunu anlatarak, "’da günü yönetici göremezsiniz. Tesislerde sadece oyuncu ve teknik heyet vardır" dedi.          Teknik direktör ’un takımıyla toplantı yapmayı çok sevdiğini bildiren Alex, antrenmanların dışında bu sayede ve yemeklerde bütün takım olarak bir araya gelebildiklerini ifade etti.          "3 YIL ÜST ÜSTE ŞAMPİYONLUK ZOR OLACAKTIR..."          kaptanı, kulüp başkanı ’ın yıl üst üste şampiyonluk sözüyle ilgili olarak, "Zor olacaktır, fakat Fenerbahçe’nin yıl üst üste şampiyon olacak gücü vardır" dedi.          Bu hedefin gerçekleşmesinin mümkün olduğunu ifade eden Brezilyalı futbolcu, "Kolay olduğunu kimse söyleyemez, elbette ki zor ve sıkıntılı olacaktır. Fakat Fenerbahçe’nin bu gücü vardır. Ben Fenerbahçe’ye geldiğimde 2003-2004 sezonunda Daum ile şampiyon olduk. Daha sonra 2004-2005 sezonunda ikinci kez şampiyon olduk. 2005-2006 sezonunda da oldu. Orada kolay olmadığı gibi önümüzdeki senede de zor olacaktır. Fakat Fenerbahçe’nin yıl üst üste şampiyon olacak gücü vardır. Önce ilkini kazanmamız gerekiyor. Son iki yılda olamadık. Bu yıl gidişatımıza baktığımızda en güçlü ekiplerden bir tanesiyiz. Adım adım gidip önce ilkini düşünmeliyiz" şeklinde konuştu.          Alex, Cristian ve ’un Fenerbahçe’den önce Brezilya’daki kulüpleri ’ta önemli bir tecrübe edindiklerini kaydederek, "İnanıyorum ki onlar da burada bizimle başarılarımızda büyük pay sahibi olacaklar" dedi.          Galatasaray’ın Brezilyalısı Elano için de Alex, "Her yerde kalitesini belli etti. Kumaşı ortada olan bir oyuncu. Çok fazla onun hakkında konuşmaya gerek yok. Henüz saha dışında birlikteliğim yok. Daha önce 2-3 kez milli takımda birlikte olmuştuk" şeklinde değerlendirme yaptı.          3. ÇOCUĞU DÜŞÜNÜYORLAR          İki kız çocuğuna sahip olan Alex, eşiyle birlikte 3. çocuğu düşündüklerini açıkladı.          Aile yaşantısıyla ilgili açıklamaların ardından 3. çocukla ilgili yöneltilen soruya Brezilyalı oyuncu, "Henüz konuşma aşamasındayız, belki önümüzdeki sene bir tane daha gelebilir" dedi.          Futbolla yaşayan bir aile olduklarını kaydeden Alex, eşi Daiane’nin, futbola başladığı Coritiba Kulübü’nün dönemki başkanının kızı olduğunu, 17 yaşında başlayan birlikteliklerinin bugünlere geldiğini anlattı. 566447 KKTC Meclisi'ne Grev Engeli Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclisi Genel kurulu çalışanların grevi dolayısıyla bugün de (14.09.2009) toplanamadı. Hükümetin, memurların ek mesai ücretlerini yeniden düzenlemesine karşı çıkan Kıbrıs Türk Amme Memurları ile Meclis Çalışanları Sendikası Cumhuriyet Meclisi'nde bir günlük grev yapıyor. Grev nedeniyle geçen hafta olduğu gibi Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu yapılamadı. Meclis Başkan Vekili Mustafa Yektaoğlu yazılı açıklamasında, tutanak tutulmasına imkan olmadığını gerekçe göstererek birleşimin yapılmayacağını duyurdu. 566290 Trabzonspor'da Golcüler İşbaşında Turkcell Süper Lig'de İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u deplasmanda 6-1 yenen Trabzonspor'da, Gökhan Ünal bu sezon hazırlık maçları da dahil olmak üzere 13. maçta ilk golünü atarken, Umut Bulut maç sonra suskunluğunu bozdu. Sezon öncesi Hollanda'da gerçekleştirdiği hazırlık kampında 6, UEFA Avrupa Ligi'nde ve ligde de maç oynayan Karadeniz ekibinde, Gökhan Ünal ilk kez golle buluştu. Yaşadığı hastalık ve sakatlıklar nedeniyle bu maçlar içerisinde bazılarında forma giyme şansı bulamayan Gökhan Ünal, İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında attığı gol ile siftah yaptı. Söz konusu 13 maç içerisinde daha önce sadece Hollanda ikinci lig takımlarından Maastricht ile Hüseyin Avni Aker Stadı'nda yapılan maçta gol atan Umut Bulut ise maç sonra gol attı. Gökhan Ünal ve Umut Bulut (2), böylece bu sezon resmi maçlardaki ilk gollerini de atmış oldular. Kendisinin ise sezona iyi başlayamadığını anlatan Gökhan Ünal, "Sakatlandım, hastalık geçirdim ve gücümü kaybettim. Milli arada gücümü tekrar topladım. İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçı kurtuluş maçımızdı. İnşallah istediğimiz yere geleceğiz. Bundan sonra daha farklı bir Gökhan olacak" diye konuştu. Umut Bulut da kötü bir dönemi geride bıraktıklarını belirterek, "Artık önümüze bakacağız. Bundan sonra daha rahat bir şekilde maçlara çıkarak elimizden geleni yapacağız" dedi. 565660 Trabzonspor'da golcülerin dönüşü 'da golcülerin dönüşü ’de İstanbul ’u deplasmanda 6-1 yenen ’da, bu sezon hazırlık maçları da dahil olmak üzere 13. maçta ilk golünü atarken, maç sonra suskunluğunu bozdu. Sezon öncesi ’da gerçekleştirdiği hazırlık kampında 6, ’nde ve ligde de maç oynayan ekibinde, Gökhan Ünal ilk kez golle buluştu. Yaşadığı hastalık ve sakatlıklar nedeniyle bu maçlar içerisinde bazılarında forma giyme şansı bulamayan Gökhan Ünal, İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında attığı gol ile siftah yaptı. Söz konusu 13 maç içerisinde daha önce sadece Hollanda ikinci lig takımlarından ile Hüseyin Stadı’nda yapılan maçta gol atan Umut Bulut ise maç sonra gol attı. Gökhan Ünal ve Umut Bulut (2), böylece bu sezon resmi maçlardaki ilk gollerini de atmış oldular. FUTBOLCULARIN AÇIKLAMALARI Gökhan Ünal, 120 gün sonra ilk golünü attığını ve bundan sonra çok daha farklı bir Gökhan Ünal’ın sahada olacağını söyledi. Sezona maçıyla çok iyi başladıklarını, ancak ardından istemedikleri sonuçların geldiğini ifade eden Gökhan, için verilen ara bize çok iyi geldi, gücümüzü topladık. Sonunda gollü bir galibiyet aldık" dedi. Kendisinin ise sezona iyi başlayamadığını anlatan Gökhan, "Sakatlandım, hastalık geçirdim ve gücümü kaybettim. Milli arada gücümü tekrar topladım. İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçı kurtuluş maçımızdı. İnşallah istediğimiz yere geleceğiz. Bundan sonra daha farklı bir Gökhan olacak" diye konuştu. Umut Bulut da kötü bir dönemi geride bıraktıklarını belirterek, "Artık önümüze bakacağız. Bundan sonra daha rahat bir şekilde maçlara çıkarak elimizden geleni yapacağız" dedi. 565785 Birinci sınıflar okula başladı Okul öncesi ve ilköğretim 1. sınıf öğrencileri için ders zili bugün çaldı. 2009-2010 öğretim yılı 24 Eylül Perşembe günü açılacak. Okul öncesi ve ilköğretim 1. sınıf öğrencileri ise bugün öğretime başlayacak. Bu yılki eğitim-öğretim yılı Ramazan Bayramı'nın ardından 24 Eylül Perşembe günü başlayacak. 2009-2010 eğitim-öğretim yılının ilk dönemi, 22 Ocak 2010 Cuma günü sona erecek. Yarıyıl tatili, 25 Ocak-5 Şubat arasında yapılacak. İkinci dönem, Şubat Pazartesi günü başlayacak ve 18 Haziran'da yaz tatiline girilecek. 2010-2011 eğitim-öğretim yılının da 13 Eylül 2010 Pazartesi günü başlaması kararlaştırıldı. 566004 Televizyon ve internet orucu tutuyorlar Oslo'da Müslümanların yoğun olarak yaşadığı Toyen semtindeki kilisede görevli Opsahl, son iki yıldır iftar programlarına ev sahipliği yapıyor. Görevi gereği, Müslümanların kutsal günleri ve ibadetleri hakkında bilgi sahibi olmak istediğini belirten Opsahl, "Oruç tutmanın gerek ruhi hayatımız gerekse sosyal hayat için çok önemli bir ibadet olduğu kanaatindeyim. Oruç sayesinde ruhi hayatımızın şuuruna varıyoruz ve ibadetlerde derinleşerek ruh boyutunda bir yolculuğa çıkıyoruz. Ayrıca, yiyip içtiğimiz gıdaların ne büyük bir nimet olduğunun şuuruna varıp şükrediyoruz." dedi. Norveçli papaz, aç olan milyonlarca insanın halini belli bir süre aç kalarak daha iyi anlayabildiklerini kaydetti. Bütün ilahi dinlerde oruç ibadetinin olduğunu vurgulayan Petter Opsahl, Hıristiyanlık inancında orucun tarih içerisinde şekil değiştirdiğini ifade etti. Özellikle Paskalya öncesi farklı şekillerde oruç tutmaya çalışan Hıristiyanların sayısının arttığını vurgulayan Opsahl, "Tabi tutulan oruçlar Müslümanların tuttuğu şekilde değil. En çok tercih edilen metot, et ürünü yemeden tutulan oruç. Bazıları ise tatlı, kahve veya pahalı gıda ürünlerini yemeyerek oruç tutuyor." diye konuştu. Norveçli papaz, bazı Hıristiyanların da modern zamanların alışkanlıklarından uzak durarak oruç tuttuğu bilgisini verdi. Opsahl'a göre, televizyon ve internetten uzak kalarak oruç tutanlar bile var. "SAVAŞLARIN SEBEBİ İNSANOĞLUNUN AÇGÖZLÜLÜĞÜ Tarihten bu yana birçok savaş veya tartışmanın başlangıç noktası olarak hep dini sebeplerin gösterildiğini ifade eden Petter Opsahl, "Bence bu doğru değil. Savaşların çıkış sebebi olsa olsa insanoğlunun açgözlülüğü, dengesiz güç kullanımı, hoşgörü ve anlayış eksikliğinden kaynaklanmıştır. Araştırdığım bütün dinler her zaman barışı tavsiye ediyor, savaşı değil." şeklinde konuştu. Aynı zamanda klarnet sanatçısı olan Papaz Opsahl, farklı din mensupları arasındaki diyalog faaliyetlerinin bu bakıdan önemli olduğunu kaydetti. Carl Petter Opsahl, "Bütün dünyada sayısız sempatizanı bulunan saygın bir fikir adamı" olarak nitelendirdiği Fethullah Gülen'in diyalog, İslam inancı ve tasavvuf konusunda yazdığı eserlerle Müslümanların yanı sıra Hıristiyanlara ve diğer dün mensuplarına da ilham verdiğini dile getirdi. Opsahl, "Gülen, özellikle barış ve karşılıklı hoşgörü konularında yapmış olduğu güzel faaliyetlerle, dinler arası diyalog konusundaki vizyonuyla, politikacılardan ve diğer dini liderlerden kendini hemen farklılaştırarak ön plana çıkıyor." ifadelerini kullandı. 565374 Turkcell Süper Lig 5. hafta sonuçları 'de mücadele 5. hafta maçlarıyla devam etti. Sonuçlar şöyle: Cumartesi 3-0 Denizlispor 0-0 Diyarbakırspor Manisaspor 3-1 Sivasspor 13 Eylül Pazar İstanbul Büyükşehir Bld. 1-6 0-1 Gaziantepspor 1-0 Kasımpaşa Gençlerbirliği 2-2 Eskişehirspor Antalyaspor 1-0 Ankaragücü Not: Tedbirli olarak PFDK'ya sevk edilen Ankaraspor'un bu hafta Kayserispor ile yapacağı maç ertelendi. 566509 Vergi dairesinden selzedelere kolaylık İVDB'nin internet sitesindeki duyuruda, kanunların bu tür durumlarda mükelleflere sağladığı hak ve kolaylıklar ile bazı yükümlülükleri mükelleflerle paylaşmakta fayda görüldüğü ifade edilerek, şöyle denildi: ''Sel felaketine uğrayan mükelleflerimiz için beyanname verme süreleri ve bu beyannamelerde beyan edilecek vergi ve diğer mali yükümlülüklerin ödeme sürelerinin, uygun görülmesi halinde Maliye Bakanlığınca belirlenecek süre kadar uzatılması mümkündür. Bunun için mükelleflerimizin, sel baskını nedeniyle uğradıkları zararı belirten bir dilekçeleri ile birlikte kendi vergi dairelerine başvurmaları ve bu dilekçeye varsa itfaiye raporu, polis tutanağı, fotoğraf ve benzeri belgeleri eklemeleri gerekmektedir. Sel felaketi dolayısıyla değerini kaybeden veya değerinde azalma meydana gelen emtia, demirbaş, araç, gereç, taşıt, makine ve benzeri varlıkların defter kayıtlarındaki değerlerinin, uğranılan değer kaybı ölçüsünde düzeltilmesi mümkündür. Bunun için mükelleflerimizin bağlı bulundukları vergi dairelerine dilekçe ile başvurmaları ve bu dilekçeye varsa itfaiye raporu, polis tutanağı, fotoğraf, görüntü kaydı ve benzeri belgeleri eklemeleri gerekmektedir. Vergi dairelerince bu talep ilgili Takdir Komisyonu başkanlıklarına gönderilerek hasar gören varlıkların değerlemesinin yapılması sağlanacaktır. Sel felaketi dolayısıyla sahip oldukları amortismana tabi iktisadi kıymetleri zarara uğrayan mükelleflerimizin, Maliye Bakanlığının uygun görmesi halinde, bu kıymet için 'fevkalade amortisman' ayırmaları mümkündür. Bunun için mükelleflerimizin bağlı bulundukları vergi dairelerine dilekçe ile başvurmaları ve bu dilekçeye fevkalade amortisman uygulamak istedikleri iktisadi kıymetlerin listesini, varsa itfaiye raporu, polis tutanağı, fotoğraf, görüntü kaydı ve benzeri belgeleri eklemeleri gerekmektedir. Sel felaketi dolayısıyla varlıklarının en az üçte birini kaybeden mükelleflerimizin, zarara uğrayan gelir kaynaklarıyla ilgili bulunan vergi borç ve cezalarının, Maliye Bakanlığınca zararla orantılı olmak üzere kısmen veya tamamen terkin edilmesi mümkündür. Bunun için mükelleflerimizin bağlı bulundukları vergi dairelerine dilekçe ile başvurmaları ve bu dilekçeye varsa itfaiye raporu, polis tutanağı, fotoğraf, görüntü kaydı ve benzeri belgeleri eklemeleri gerekmektedir. Zarar derecesini ve ilgili bulunduğu gelir kaynağını mahalli idare heyetleri tespit eder.'' Sel baskını dolayısıyla yasal defter ve belgeleri zarar gören mükelleflerin en geç 15 gün içinde doğrudan doğruya ilgili asliye ticaret mahkemelerine başvurmaları gerektiği aktarılan açıklamada, mahkemelerden alınacak kararların dilekçe ekinde ilgili vergi dairelerine teslim edilmesi gerektiği duyuruldu. 565669 Tamirci çırağı sıkıntısı Tamirci çırağı sıkıntısı 14.09.2009 11:01 Bursa Oto Tamircileri Odası Başkanı Abdülkadir Kargılı, Türkiye'de artık küçük esnafın yanında çırak yetişmediğini ifade ederek, ''Artık oto tamirhanelerinde ustalığı da çıraklığı da tek kişi yapıyor'' dedi. Abdülkadir Kargılı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oda üyelerinin hemen hemen tamamının yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen en büyük sıkıntılarının çırak yetiştirememek olduğunu söyledi. Kargılı, özellikle son yıldır çırak bulamadıklarını vurgulayarak, kalifiye işçi yetişmediği için mesleğin her geçen gün can çekiştiğini dile getirdi. Kargılı, şu an oto tamirhanelerinin büyük bölümünün çıraksız olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: ''Eskiden babasın elinden tuttuğu çocuk bize emanet edilir ve bir meslek sahibi olması sağlanırdı. Kendisine bu ileri ki yaşantısında 'altın bilezik' olurdu. Bugün neler değişti? Şimdi yıllık zorunlu eğitimle birlikte ütülü pantolon ve gömlek giymeye alışan, saçlarını jöleleyen çocuk, bu işi yapamıyor. Çocuk zaten kendisi istemiyor. Tamirhanelerde yetişmeyen ustanın ustalığından da şüphe ediliyor. Sadece bizde değil bizim gibi ölmekte olan mesleklerde de aynı sıkıntı geçerli. Türkiye'de artık küçük esnafın yanında çırak yetişmiyor. Artık oto tamirhanelerinde ustalığı da çıraklığı da tek kişi yapıyor.'' ''İŞSİZLİĞİN ÖNÜNE ANCAK ESNAF GEÇER'' Kargılı, Türkiye'de yaşanan istihdam sorununun her geçen gün arttığını, bunun da yine kalifiye eleman yetişmemesinden kaynaklandığını savundu. Esnaf ve sanatkar odaları üyelerinin hepsinin bir kişi fazla istihdamda bulunması durumunda işsizliğe çare olabileceklerini kaydeden Kargılı, ''İşsizliğin önüne ancak esnaf geçer. Bunun yolu da küçük esnafa yönelik teşviklerde bulunmak. Çok değil bundan yıl öncesine kadar iki kalfa iki çırağın çalıştığı tamirhanede şimdi bir kişi kalmış'' diye konuştu. 565615 2. Ergenekon davasında 5. duruşma başladı İstanbul'daki sağanak yağış nedeniyle ara verilen ikinci "" davasının 5. duruşmasına başlandı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salondaki duruşmaya, birleştirilen ikinci ve üçüncü davaların 53 tutuklu sanığından gazeteci Tuncay Özkan, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, eski Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek'in de aralarında bulunduğu 48'i katıldı. Tutuklu sanıklar Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Yarbay Mustafa Dönmez ve Süleyman Solmaz ise duruşmaya gelmedi. Duruşmada, toplam 55 tutuksuz sanıktan gazeteci-yazar Yalçın Küçük, İlyas Çınar, Kemal Yavuz, Tanju Güvendiren, Adnan Bulut, Emin Şirin, Hatice Bahtiyar ve Noyan Çalıkuşu da hazır bulundu. Duruşmaya, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün mazereti nedeniyle katılmadığı için heyete üye hakim Hasan Hüseyin Özese başkanlık yapıyor. İddianamenin okunmasına başlanmadan önce söz alan tutuklu sanık Emcet Olcaytu, iddianamenin savcılar tarafından satır satır okunduğunu belirterek, mahkeme heyetinin iddianamenin çok kısa özetlenerek okunması için karar almasını istedi. Tuncay Özkan'ın avukatı Celal Ülgen de iddianamenin okunmasının aslında sanık hakkı olduğunu belirterek, "Ancak bu hak bu dava için bir sıkıntıya, eziyete dönüştü. 500 sayfa 15-20 günde okunur. Özetin özetinin okunmasını istiyoruz" dedi. Başkan Hasan Hüseyin Özese de bu konunun daha önce karara bağlandığını belirterek, herkesin isnat edilen suç vasıflarından haberdar olmaları gerektiğini, bunların açıklanarak okunacağını söyledi. Duruşma, Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın'ın dönüşümlü olarak iddianamenin özetini okumasıyla devam ediyor. İstanbul ve çevresinde Eylül'de etkili olan sağanak yağış nedeniyle duruşmanın yapıldığı binanın su alması ve kafeteryanın tavanının bir bölümünün çökmesi nedeniyle mahkeme heyeti duruşmayı ertelemişti. Bu süre içerisinde binanın yağıştan hasar gören kısımlarının onarıldığı, kullanıma hazır hale getirildiği gözlendi. 566105 Çukurca'da ölen terörist sayısı 8'e yükseldi Çukurca'da ölen sayısı 8'e yükseldiBehçet DALMAZ/ HAKKARİ, (DHA) ve 'da kepenk kapatma eylemi yapıldı 'nin Çukurca İlçesi'nde gün önce ’lı teröristlerin Kazan Vadisi'nde astsubayı şehit edip, uzman çavuşu yaralamasının ardından, başlatılan operasyonlarda çıkan çatışmalarda öldürülen sayısı 8’e yükseldi. Dün teröristin cenazelerinin toprağa verildiği Hakkari’de morgunda bulunan cesetten ‘' kod Rızgar Aşgan adlı teröristin cenazesi bugün ailesine teslim edildi. Hakkari Belediye Başkanı 'li Fadıl Bedirhanoğlu, ‘savaş tanrılarının' daha fazla can almak istediğini öne sürdü. Hakkari'nin sınırında bulunan Çukurca İlçesi'nin Kayalık Bölgesi’nin Kazan Vadisi’nde Eylül 2009'da çıkan çatışmalarda jandarma Astsubay Ferhat Erdem şehit olurken, uzman Çavuş Mustafa Demirkan ise yaralandı. Bu olayın ardından bölgede havadan ve karadan kapsamlı operasyon başlatıldı. Kazan Vadisi'nde 9- tarihleri arasında, aralarında bölücü örgütün Çukurca sözde sorumlusu ‘Dilgeş' kod adlı Ramazan Yıldız'ın da bulunduğu terörist ölü ele geçirildi. Ramazan Yıldız ve ‘Kemal Şivişki' kod adlı Aziz Özer dün Hakkari’de toprağa verildi. Hakkari Devlet Hastanesi morgunda PKK'lının cesedi ailelerine teslim edilmek üzere bekletilirken Kazan Vadisi’nde hava destekli süren operasyonlarda sağlanan sıcak temasta 1'i kadın terörist daha silahları ile birlikte ölü ele geçirildi. Hastanede bulunan teröristen, ‘Cudi' kod adlı Rızgar Aşgan adlı terörist ’ın Beytüşebap İlçesi’nde toprağa verilmek üzere bugün ailesine teslim edildi. Aşgan'ın cenazesi Hakkari Devlet Hastanesi’nden alındı. Cenazenin teslimine Hakkari Belediye Başkanı DTP'li Fadıl Bedirhanoğlu, İl Başkanı Hifzullah Kansu ile yaklaşık 200 kişi katıldı. Terörist Aşgan'ın sarı, kırmızı, ve yeşil bezlere sarılı tabutu morgtan alınarak minibüse bırakıldı. Teröristin alınması sırasında kalabalık ‘Biji Serok Apo' (Yaşasın Apo), ‘Şehitler Ölmez' diye slogan attı. Belediye Başkanı Bedirhanoğlu, yaptığı konuşmada şöyle dedi: “Şavaş tanrıları daha da can istiyor. Görünen ki, daha çok can alacaklar. Biz barış istiyoruz. İnsanların ölmesini istemiyoruz. Dini, dili ırkı ne olursa olsun hiçbir insanın ölmesini istemiyoruz. İnsan kutsal bir varlıktır. Yüce Allah diyor ki;,‘Biz adem oğullarını saygın bir varlık olarak yarattık’. İnsan, insan olma itibari ile kutsal bir varlıktır. Yaratıcısı da Allah'tır. Bunu Allah'a bırakmayıp, bu konuda insiyatif kullananlar, Allah'a ortak koşanlardır. Bunlar savaş tanrılarıdır. Ülkeyi batıran bu ülkenin ekonomisini, huzurunu, gelir kaynaklarını çarçur edenler savaş tanrılarıdır. Tüm ve tüm çevrelerin bu savaş tanrılarına artık ‘dur' demesi gerekiyor. Aksi takdirde daha çok cenazeler uğurlayacağız. Artık yeter, Türk- Kürt anaları ağlamasın. Analar artık çocukları üzerinde ağıt dökeceğine, halay çeksin, onları evlendirsinler. Hiç kimsenin paylaşamadığı bir şey yoktur. Bu dünya herkese yeter. Türkler'i, Türk olarak yaratan, Kürtler'i Kürt olarak yaratmıştır. Buna karşı çıkanlar Allah'a karşı çıkıyorlar. Gelin Kuran'ın ayetlerini okuyalım. Peygamberimiz mümin kişiyi tarif ederken; ‘Kendimiz için istediğimizi, kardeşimiz için istemediğimiz müdetçe mümin olamazsınız demiştir. İkdidarı temsil eden insanlar Türkler için istediklerini, Kürtler için de istemiş olsalardı, ne kimsenin dağa çıkmaya ihtiyacı vardı, ne de kimsenin kimseyi öldürme ihtiyacı. Fakat malesef hem müminiz diyorlar, oysa münafıkların ta kendileridirler. Savaş tanrılarıdırlar ve Allah’a ortak koşanlardır. Tüm Kürt ve Türklere şu çağrıyı yapıyorum. Artık savaş tanrılarına dur desinler. Bu barış sürecini baltalamak istiyorlar. Bu halkın artık çok daha fazla tahamülü yok. Bunu kınamak yerine artık onların önüne çıkıp, bu kurşunları bana sıkacaksın demenin zamanı gelmiştir. Bu halklar artık bunu yapmalıdır.” PKK'lı teröristler için dün Hakkari'de kepenk kapatma yapılmasının ardından bugün de 'da kepenkler açılmadı. Fırın ve Eczaneler dışındaki tüm işyerleri kepenklerini açmadı. Sessizliğin hakim olduğu ilçede geniş güvenlik önlemleri alındı. ‘Cudi' kod Rızgar Aşgan adlı PKK'lı teröristin cenazesinin Beytüşebap'a gönderilmesi ardından Hakkari kent merkezindeki işyerleri yeniden kapandı. Hakkari'de fırın ve eczaneler dışında açık işyeri kalmadı. SINIRA 40 ARAÇLIK KONVOY  Hakkari'nin Çukurca İlçesi'nde operasyon devam ederken ildeki sürdü. Hakkari kent merkezinde trafiği görülürken Çukurca ilçe merkezinde bu sabah 40 araçlık konvoy Kazan Vadisi bölgesine doğru gitti. 565907 Alçı ayağını yaktı SAlçı ayağını yaktı ’in ilçesinde, çalıştığı iş yerinde kızaklı demir kapının üzerine düşmesi sonucu kırılan ayağı alçıya alınan işçinin, bu kez alçıdaki ayağının yandığı öne sürdü. ’nde işçi olarak çalışan evli ve çocuk babası Nail Cengiz (45), Tarsus 70. Yıl Devlet Hastanesi’ne gelerek, ayağını alçıya alan Hastalıkları Uzmanı Mehmet Doğan’dan şikayetçi oldu. yönetimiyle de görüşen Cengiz, ayağının yanmasında sorumlulukları olanların cezalandırılmasını istedi. Nail Cengiz, daha sonra, AA muhabirine yaptığı açıklamada, belediyede işçi olarak çalıştığını, görevi başındayken, 22 Haziran 2009 tarihinde gece saat 01.00 sıralarında metre yüksekliğinde metre uzunluğundaki demir kapının raydan çıkmasıyla üzerine düştüğünü belirtti. Başından yaralandığını ve sol ayağında kırık oluştuğunu anlatan Cengiz, "Tarsus 70. Yıl Devlet Hastanesi’nde edildikten sonra ayağıma platin takılarak alçıya alındı ancak, bir süre sonra ayağımda şiddetli yanık ağrısı hissettim. Alçıyı çıkardığımda ayağımın, bileğimden baldırıma kadar yandığını gördüm" dedi. Ayağındaki yanığın bir türlü iyileşmediğini iddia eden Nail Cengiz, Mersin Üniversitesi Plastik Cerrahi servisine de gittiğini, ancak oradaki doktorların yanığın iyileşmesinin zor göründüğünü belirterek, parça nakli yapılmasını önerdiklerini kaydetti. Öte yandan, ameliyatı gerçekleştiren 70. Yıl Devlet Hastanesi Ortopedi Hastalıkları Uzmanı Mehmet Doğan ise olayın münferit bir durum olduğunu belirterek, "Hastamızın ameliyatı başarıyla geçti. Ancak ameliyat sonrasında ayağında yanma olmuş. Hastanemizde her gün alçı yapılıyor, kimseden böyle bir şikayet gelmedi. Biz de yanığı görünce şaşırdık. Hastanın fotoğraflarını çektik, ilgili firmayı arayıp, durumu bildirdik. Gerekli tutanakları da hazırladık. Olayı takip ediyoruz" dedi. 566016 İstanbul'da uyuşturucu operasyonu İstanbul Valisi Muammer Güler, Tuzla ve Pendik'te ayrı uyuşturucu imalathanesine yönelik operasyonlarda, uyuşturucu hap imalatında kullanılan 400 kilogram amfetamin ile 36 ton kimyasal madde ele geçirildiğini, olayla ilgili yakalanan 11 kişiden 9'unun tutuklandığını bildirdi. Vali Güler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile Tuzla ve Pendik'te ayrı uyuşturucu madde imalathanesine yönelik operasyonla ilgili basın açıklamasına katıldı. Güler, operasyonlarda, sentetik uyuşturucu hap imalatında kullanılan 400 kilogram  amfetamin, ton amfetamin maddesi üretilebilecek 36 ton kimyasal madde ele geçirildiğini bildirdi. Güler, ''ele geçirilen madde miktarının Türkiye'de bugüne kadar ele geçirilen toplam amfetamin miktarının katı olduğunu'' ifade etti. Olayla ilgili gözaltına alınan ve aralarında ''suç örgütünün elebaşı'' olduğu belirtilen H.K. ile eski öğretim görevlisi yüksek kimya mühendisi H.R.I'nın aralarında bulunduğu 11 kişiden 9'unun tutuklandığı bildirildi. 565214 İran-Batı müzakerelerine ev sahipliği yapmaya hazırız Edinilen bilgiye göre Davutoğlu, Celili ile görüşmesinde, İran ile Batı arasında bir an önce uzlaşıya varılması için Türkiye'nin elinden geleni yapmaya hazır olduğunu aktardı. Sorunun barışçıl yollarla ve diyalogla çözülmesinden yana olduklarını vurgulayan Davutoğlu, bunun için de Türkiye'nin çabalarını sürdüreceğini belirtti. İran'ın geçtiğimiz ay 5+1 grubuna (BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi ve Almanya) sunduğu yeni nükleer öneri paketinin, müzakereler için iyi bir zemin olduğunu ifade etti. İran ile Batı arasındaki müzakerelere bir an evvel başlanmasını umut ettiklerini kaydeden Davutoğlu, "Türkiye, İran ile Batı arasındaki müzakerelere ev sahipliği yapmaya hazır." dedi. İran'ın teklifi ABD, İngiltere, Rusya, Fransa, Çin ve Almanya'nın müzakere ve uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin durdurulması talebine ilişkin öneri paketlerine cevap niteliği taşıyor. Teklife ilk tepkisi olumsuz olan ABD, hafta sonu ise görüşmeye hazır olduğunu açıkladı. ABD, Tahran yönetiminin iyi niyet görüşmelerine katılması için eylül ayı sonuna kadar mühlet vermiş, aksi halde yaptırımları ağırlaştıracaklarını açıklamıştı. İRAN LİDERİ: NÜKLEERDEN VAZGEÇMEYİZ ABD, İran'ın uranyum zenginleştirme programını durdurmasını istiyor. Nükleer programının sivil amaçlı olduğunu savunan Tahran ise bunu müzakere etmeyeceğini belirtiyor. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, bu konudaki tutumlarını dün İngiltere'nin Tahran büyükelçisine net bir şekilde bir kez daha aktardı. İran liderinin, İngiliz diplomata, "Bizim açımızdan nükleer dosya kapanmıştır. İran, nükleer haklarını pazarlık konusu etmeyecektir." mesajı verdiği bildirildi. TAHRAN ZAMAN Ankara: Patriot füzeleri kimseye karşı değil Amerikan yönetiminin, Türkiye'ye 7,8 milyar dolar değerinde füzesavar satmaya hazırlandığına dair haberin yankıları devam ederken Ankara, söz konusu füzelerin İran'a karşı olduğu yönündeki iddiaları yalanladı. Zaman'a konuşan diplomatik kaynaklar, muhtemel bir Patriot PAC-3 füzesavar takımı alımının, herhangi bir bölgesel gücü hedef almadığını, bunun, ordunun modernizasyonuyla ilgili olduğunu vurguladı. Alınacak savunma sisteminin ABD'nin Doğu Avrupa'ya kurmayı planladığı füze kalkanı projesinin bir parçası olup olmadığı sorusuna aynı kaynaklar, böyle bir şeyin söz konusu olmadığı cevabını verdi. Kaynaklar, bu bağlamda Türkiye'ye yerleştirilecek muhtemel füzelerin "kime karşı" olduğu sorusunun cevaplanması gerektiğini ifade etti. Zaman'a bilgi veren savunma uzmanları da Obama yönetiminin, Türkiye'ye muhtemel Patriot satışı konusunda ABD Kongresi'ni bilgilendirmesinin, Ankara'nın 'T-LoRAMİDS' kod adıyla açtığı yüksek irtifa hava savunma ihalesinde Amerikan şirketinin rekabet gücünü artırmaya yönelik bir adım olarak değerlendirdi. İhalede, Amerikan Lockheed Martin'in Patriot sistemi, Rus S-300 sistemi ile yarışıyor. 565368 Felaket haberleri Tam da öyle oldu. Sel bir geldi, vurdu gitti... Sonradan uyandık. Önce kavga başladı. “Dereyi sen açtın, ben kapadım” kavgası. Hatta kadar ileriye gitti ki, aynı partinin müdürü ile belediye başkanı bile dalaşır hale geldi. Bu arada dikkatimi çekti, muhalefet olarak bu işlerle hiç ilgilenmiyor. Uzmanlık alanı belli! Neyse gelelim televizyonlarımıza. Daha doğrusu özel televizyonlarımıza. yine “Belediye başkanından önemli açıklamalar var” şeklindeydi. Çok izlenen tüm haber bültenleri birer tellallığı yaptı. Aslında hep beraber yapıldı. Birden afet merkezi kuruldu, bunu ekrana taşırken “Sele üç kala” modu bir güzel bizlere duyuruldu!  Neydi muhabir arkadaşların hali? Nasıl bir telaş! “Yandııık geliyooor, kaçıınnn” bir bu kaldı söylenmedik yani. Belli ki onlara da “ne kadar hönkürürseniz kadar reyting, hadi bakalım koçlarım” demiş yöneticileri. sele ve yıldırım düşmelerine karşı uyarmıştı. Hepimiz de “de get, işte yağar geçer” diye düşündük. Biz öyle düşündük, belediye öyle düşündü vs... Hatta televizyon kanallarının haber birimleri “Arkadaşlar sel geliyormuş Alibeyköy’e bir muhabir arkadaş gitsin” diye rutin bir hava içinde olayı izleme durumuna gelmişlerdir belki de. Bir depremi gördük, şimdi bir de seli. Başka ne kaldı geriye?  Devrimci dizi! “Adanalı”dan bir sahne... Demir parmaklıklar ardında bir adam. Elinde ’in “Kuva-i Milliye Destanı” kitabı. Senaryoyu yazanlar “Bilinçlenen mahkum, Nâzım okur” diyerek vermişler gazı anlayacağınız. Bu arada şairden dizeler döktürüyor kahramanımız... Olsun ya bakın nerden nerelere geldik. Bir zamanlar kitapları köşe bucak saklar, yakalanınca da içeri tıkılırdık!  Bir 40 yıl geçmiş. Sanırım bir 40 yıl sonra nereye ne kadar açıldığımızı da göreceğiz? ‘Hanımın Çiftliği’ndeki tempo sorunu “Hanımın Çitliği”nin yeni bölümü ağır bir sinema filmi tadındaydı. İster istemez heyecanı ayakta tutmak ve olayları bir sonraki bölüme bırakmak adına top çevrip duruldu. Yan rollerin başarısı aslında bu ikinci bölümü götürdü.  Behiye Güllü’ye benziyor mu? İkinci bölümle birlikte Muzaffer Bey’in Güllü’ye neden taktığını anladık. Güllü, Muzaffer Bey’in kazada ölen eşi Behiye Hanım’a benziyor. Böyle boydan boya bir resim... Valla ben de baktım, ama inanın pek benzetemedim. Hani işin sırrı bu diyorlarsa, yani dizinin temel noktası bu resim ve Güllü benzeşmesi... Valla şöyle diyeceğim, resmi kaleme alan biraz daha Özge Namal’a bakıp öyle Behiye Hanım resmi yapsaymış! 566007 Fakirlere bayram harçlığı dağıtıldı Zonguldak Valiliği Emekliler Sosyal Tesisi Ziraat Bankası önünde yardım parası almak için uzun kuyruklar oluşturan vatandaşlar, bayram öncesi ödenen parayla alışveriş yapacak olmanın sevincini yaşadıklarını söyledi. 566385 Putin: "Türkiye, Ukrayna'nın yerini alabilir" Putin: ", 'nın yerini alabilir" Başbakanı 'nin naklinde 'nın yerini alarak "ana transit ülke" haline gelebileceğini söyledi. Rusya'da İngilizce yayımlanan "The Moscow Times" gazetesi, bugün verdiği bir haberde, Putin'in geçen cuma günü Valday Düşünce Kulübü üyeleriyle yaptığı toplantının ayrıntılarına yer verdi. Habere göre Putin, toplantının sonunda, Başbakan ile yapacağı telefon görüşmesi nedeniyle çok hızlı bir şekilde ayrıldı. Putin, Erdoğan ile görüşmesinde Türkiye'deki sel felaketinden duyduğu "derin üzüntüyü" dile getirerek, bu konuda Rusya'nın elinden gelen yardımı yapmaya hazır olduğunu söylemişti. The Moscow Times, Putin'in Alman Konseyi Rusya uzmanı üyelerinden Aleksandr Rahr'ın Rusya'nın gaz ticaretiyle ilgili bir sorusu üzerine, Türkiye'nin Ukrayna'nın yerini alarak Rusya'nın Batıya ihraç ettiği gaz için ana transit ülke haline gelebileceğini söylediğini yazdı 565148 "Çalışmalarımızın karşılığını aldık" Turkcell Süper Lig'de deplasmanda İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u 6-1'lik farklı skorla yenen Trabzonspor'un teknik direktörü Hugo Broos, çalışmalarının karşılığını aldıklarını söyledi. Hugo Bross, maçtan sonra düzenlediği basın toplantısında, sonucun ortada olduğunu, fazla değerlendirmeye gerek görmediğini belirterek, ''Gelişim gösterdiğimizi bundan önce de söylemiştim. Yaptığımız çalışmaların karşılığını bugün itibarıyla almış bulunuyoruz'' dedi. Farklı bir sistemde oynamadıklarını, sadece bazı futbolcularda değişikliğe gittiğini ifade eden Broos, ''Burada kazanmamız sürpriz değil. Ancak attığımız gol sayısı sürpriz olabilir'' diye konuştu. Belçikalı çalıştırıcı, maçta gol atan Egemen'in performansıyla ilgili olarak, ''Her zaman aradığımız golcü bir gün gelecek demiştim. İşte bugün geldi'' biçiminde esprili bir değerlendirme yaptı. Gergin olduğu gözlenen Broos'a bu tavrının sorulması üzerine de Belçikalı teknik adam şunları kaydetti: ''Teknik direktör ile basın arasında bir güven ilişkisinin olmasına inanıyorum. Son haftalarda bazılarının benimle ilgili yazıp çizdiği şeyler bende çok büyük düş kırıklığı yarattı. Özellikle söylediğim bazı şeylerin belirli bölümlerinin yayınlanıp diğer taraflarının atılması bu düş kırıklığına neden oldu. Bu yüzden belki biraz daha mesafeliyim.'' Trabzonsporlu futbolcu Selçuk da maçı kazanmayı çok istediklerini ifade ederek, ''Zor bir dönem geçiriyorduk. maçtır kazanamıyorduk. Bu maçtan 6-1'lik galibiyetle ayrıldığımız için mutluyuz. İyi bir takımız. Bu galibiyetin anlamlı olabilmesi için bir seri yakalamamız lazım. Bunu da yakalayabilecek güçteyiz'' diye konuştu. Bordo-mavili futbolculardan Gökhan da ligde bundan önceki haftalarda aldıkları sonuçlar nedeniyle stresli olduklarını kaydederek, ''Milli maçlar arasında öz güvenimizi kazanıp bu maçta pekiştirdik. Bundan sonra bizim için kötü günler geride kaldı'' dedi. -AVCI: ''ÇIKARACAĞIMIZ ÇOK BÜYÜK DERSLER VAR''- İstanbul Büyükşehir Belediyespor Teknik Direktörü Abdullah Avcı, kötü bir maç çıkardıklarını bundan ders almaları gerektiğini vurguladı. Oyuna iyi başlamadıklarını ifade eden Avcı, şöyle konuştu: ''Rakibimiz bizden daha iyi başladı. Belki fazla özgüvenle başladık ancak duran toptan aynı oyuncudan iki gol yememiz, eşleşmede bazı sıkıntılar olduğunu ve konsantrasyon bozukluğunu gösterdi. Oyun disiplininden kopan ve üretim yapamayan bir duruma geldik. İkinci yarıda sonuç farklı olabilirdi. Doğru oynamamız gerekiyordu. Bugün anlamda sıkıntılıydık.'' Oyundan koptukları bölümlerde rakiplerinin farkı arttırdığını anlatan Avcı, ''Bu durumda rakip çok daha gol atabilir. Acımıyor zaten. Bunda bizim çıkarabileceğimiz çok büyük dersler var. Uzun zamandır böyle oyun oynamadık. Bu bize yakışmadı. Alnımızda sıkıntılı bir skor olarak duruyor. Bundan dersler çıkaracağız'' diye konuştu. 565229 Doktorları gazete ve TV'yi yasakladı Doktorları gazete ve TV'yi yasakladı PERVİN METİN 14.09.2009 Etiler'de cesedi çöp konteynırında bulunan Münevver'in annesi Nagihan Karabulut, eşiyle gördükleri psikolojik tedavinin parçası olarak artık televizyon izlemediklerini, evlerine gazete almadıklarını söyledi. Karabulut, "Psikolojik destek almaya devam ediyoruz. Eşim daha sık alıyor. Doktorlar haber okumamıza, televizyon izlememize izin vermiyor. Biz de uymaya çalışıyoruz. Gelişmelerden bizi arayan gazeteciler olursa haberdar oluyoruz" dedi. 'BENCE DE YAKALANMAK ÜZERE' Katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun yakalandığı haberlerine inanmadığını belirten Karabulut "Ne İstanbul valisinden ne emniyet müdürlüğünden yakalandığına dair bize gelen haber var. Ancak yakalanmak üzere olabilir. Umutluyum" diye konuştu. Avukatları Rezan Epözdemir de "10 gün içinde yakalanacağını söylediler" dedi. 565291 Tarzan coştu bir kere bir sezon aradan sonra döndüğü Süper Lig’de sergilediği performansla parmak ısırtıyor. Önceki akşam evinde Anadolu’nun yükselen yıldızı ’u 3-1’le deviren siyah-beyazlı ekip, ’daki üçüncü maçından 7’nci puanını çıkarmış oldu.  randevusundan sonra, “İşte benim takımım bu” diyen Teknik Direktör öğrencilerine övgüler yağdırdı. Bakkal, “Doksan dakika gol kovalayan ve kazanma hırsıyla dolu bir ekip görüntüsü verdik. Her geçen gün iyiye gidiyoruz” dedi. 566063 Şampiyon Türkiye! İsviçre'nin Lugano kentinde Eylül'de başlayan ve dün sona eren şampiyonada, Fransa'yı 8-5 mağlup eden Türkiye, (B) kategorisinde Avrupa şampiyonu oldu. Milliler, çeyrek finalde Malta'yı 10-4, yarı finalde de İngiltere'yi 15-6 yenmişti. Türkiye, lideri olduğu Avrupa (B)'deki ilk takım (Fransa, İngiltere, Hollanda, Slovenya ve Malta) ve Avrupa (A)'daki son takım (İspanya,Yunanistan, Makedonya, Slovakya, Rusya ve Romanya) ile 30 Nisan-2 Mayıs 2010 tarihleri arasında elemelerde mücadele edecek. Elemeler, 4'er takımlı gruptan oluşacak. Milli takım, Avrupa (B)'de şampiyon olduğu için elemelere, seribaşı olarak katılacak. Avrupa (A)'daki ilk takım ile elemelerde gruplarının ilk sırasında yer alan takımlar da Avrupa Şampiyonası finallerinde kupa mücadelesi verecek. 565847 Hakkari'de çatışma: şehit 'de şehit ’nin Çukurca ilçesinde sürdürülen operasyonda, uzman onbaşı şehit oldu.Alınan bilgiye göre, Kavşak köyü Kazan Vadisi’nde üyelerine karşı sürdürülen operasyonlarda, Ordu nüfusuna kayıtlı Uzman Onbaşı Mustafa Güler (23) şehit oldu.Şehit askerin cenazesi, helikopterle Fatih Kışlası’na getirildikten sonra ambulansla Hakkari Askeri Hastanesi’ne gönderildi.Kazan Vadisi’ndeki operasyonların devam ettiği bildirildi.Öte yandan, bölgede günden bu yana sürdürülen operasyonlarda teröristin ölü ele geçirildiği bildirilmişti.  Şehit Piyade Uzman Onbaşı Mustafa Güler’in (23) yaklaşık ay önce göreve başladığı öğrenildi. Çukurca ilçesi Kavşak köyü Kazan Vadisi’nde terör örgütü PKK üyelerine karşı sürdürülen operasyonlarda şehit olan Güler’in, Ordu’nun Ünye ilçesi Yeşilkent beldesindeki baba evinde hüzün yaşanıyor. Şehit oğlu için ağıtlar yakan acılı anne Fadime Güler’i akrabaları ve komşuları teskin etmeye çalışıyor. Çiftçilikle uğraşan baba Zekai Güler de acısını yakınlarıyla paylaşıyor. 112 Acil Servis ekipleri, muhtemel sağlık sorunlarına karşı evin önünde bekletiliyor. Şehit askerin, yaklaşık ay önce uzman onbaşı olmak için başvurduğu, talebinin onaylanması sonrasında da ay önce göreve başladığı öğrenildi. Aileye, evlatlarının şehit olduğu haberini, Ünye Kaymakamı Dr. Osman Günaydın ve askeri yetkililerin haber verdiği kaydedildi. Öte yandan, Çukurca ilçesi Kavşak köyü Kazan Vadisi’nde günden bu yana sürdürülen operasyonlarda dün itibarıyla teröristin ölü ele geçirildiği bildirilmişti. 566685 İşte Yargı Reformu Stratejisi son hali İşte Yargı Reformu Stratejisi son hali ANKARA (A.A) Adalet Bakanlığınca son şekli verilen Yargı Reformu Stratejisi Eylem Planı'na göre, Anayasa Mahkemesinin yeniden yapılandırılması ve görev tanımının belirlenmesi için Avrupa ülkelerindeki örnekler ve geçmiş yıllarda Anayasa Mahkemesi tarafından hazırlanmış tasarı taslağı göz önünde bulundurulacak. Adalet Bakanlığı, Yargı Reformu Strateji Taslağı ve Eylem Planı'nın son şeklini Türkçe ve İngilizce olarak internet sitesinde yayınladı.  Eylem Planı'nın 'Yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi' başlığı altındaki hedefleri arasında, 'uluslararası belgeler ışığında Anayasa Mahkemesinin görev tanımının yeniden belirlenmesi ve buna bağlı olarak yeniden yapılandırılması'  kısa vadeli hedefi de yer aldı.  Plan'da, 'giderek artan iş yükü ve çeşidi karşısında 11 üyeden oluşan Anayasa Mahkemesinin tek kurul ile etkili ve verimli çalışma yürütmesi, temel hak ve özgürlüklere yeni boyutlar kazandıracak içtihatlar üretmesinin oldukça zorlaştığı' belirtildi.  Bu nedenle Avrupa ülkelerindeki anayasa mahkemelerinin görev tanımları ve oluşum şekilleri doğrultusunda mahkemenin yeniden yapılandırılması amacına yönelik olarak geçmiş yıllarda Anayasa Mahkemesi tarafından hazırlanmış tasarı taslağı göz önünde bulundurularak Mahkeme'nin yeniden yapılandırılması ve görev tanımının belirlenmesi sağlanacak. Anayasa Mahkemesinin görev tanımının yeniden belirlenmesi amacıyla uluslararası belgeler çerçevesinde ilgili kurum ve kuruluşlarla gerekli çalışmalar yapılacak.  Anayasa Mahkemesinin görev tanımının belirlenmesine bağlı olarak, Mahkeme'nin oluşumuna ilişkin ihtiyaç duyulan mevzuat değişiklikleri gerçekleştirilecek. HSYK'NIN YAPISI Eylem Planı'nın 'Yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi' başlığı altındaki bir başka kısa vadeli planda ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK), tarafsızlık, objektiflik, şeffaflık ilkeleri temelinde, uluslararası belgeler ışığında, geniş tabanlı temsil esasına göre yeniden yapılandırılması, kararlarına karşı etkili bir itiraz sisteminin getirilmesi ve yargı yolunun açılmasına yönelik düzenlemeler yer aldı.  İlk yayınlanan planla aynı düzenlemeleri içeren Plan'ın son şekline göre, HSYK'nın, geniş tabanlı temsil esasına göre oluşturulması, Yargıtay ve Danıştayın, genel kurullarınca seçilen üyeleri aracılığıyla HSYK'da temsil edilmesi, yargının tümünün temsil edilebilmesi amacıyla, yüksek yargı dışında meslektaşlarınca seçilen birinci sınıf hakim ve savcıların HSYK'da, etkili temsilinin sağlanması, Türkiye Adalet Akademisi, hukukçu öğretim üyeleri ile avukatların HSYK'da temsil edilmesi sağlanacak.  Eylem Planı'nın son şeklinde kısa, orta ve uzun vadeli amaçlar kapsamında yapılması hedeflenen düzenlemeler daha önceki planlardaki şekliyle yer aldı.  566500 Allofs: Mesut Almanların 10 numarası olacak Allofs, Kicker dergisine yaptığı açıklamada, Werder Bremen'in dün sahasında Hannover 96'ya karşı 0-0 berabere kaldığı maçta rakip takımın, Mesut'a fazla oyun alanı bırakmadığını ve Mesut'ta iki milli maçın yorgunluğu olduğunu belirterek, ''Mesut'un, gelişiminin başında olan genç bir oyuncu olduğunu unutmamamız gerekiyor'' dedi. Allofs, Mesut'u Alman Milli Takımı'nın ''10 numarası'' olarak yetiştirmeye çalışacaklarını kaydetti. Teknik direktör Thomas Schaaf da Mesut'un son maçında normal bir oyun sergilediğini belirterek, ''Biz Mesut'un ne kadar mükemmel bir oyuncu olduğunu uzun zamandan bu yana biliyorduk. Her şeyi yerli yerine koymayı biliyoruz. Manşetler, bizi ve onun kafasını karıştıramaz'' şeklinde konuştu. Mesut da, Hannover 96'ya karşı takıma yardımcı olmaya çalıştığını, ancak bunu bu maçta başaramadığını söyledi. 565397 12 Eylül PKK'ya can verdi 12 Eylül PKK'ya can verdi Derbenin en karanlık günlerinde Diyarbakır Cezaevi'nde beş yıl kalan HAKPAR Genel Başkanı Bayram Bozyel; “Cezaevinde yaşananların PKK'nın ortaya çıkışına katkısı çok büyük olmuştur” dedi iyarbakır Cezaevi. 12 Eylül denince akla gelen üç cezaevinden biri. Darbenin en ağır işkenceleri burada yaşandı. İnsanların yaşarken öldüklerini hissettikleri Diyarbakır Cezaevi'nde beş yıl kalan Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkanı Bayram Bozyel, 12 Eylül'den kurtulmanın yolunu yeni bir anayasa olarak açıklıyor. Bozyel'ın sorularımıza cevapları. 12 Eylül'ün yıldönümü neler hissediyorsunuz? Tabii kötü şeyler. Çünkü ben 12 Eylül'ün en kanlı adreslerinden biri olan Diyarbakır Cezaevi'nde beş yıl kaldım. Ve hayatımın en kötü beş yılı idi. Unutmak istediğim ama unutamadığım beş yıl. Böyle bakınca 12 Eylül'e sadece darbe demek mümkün değil. 12 Eylül toplumdaki değişimi taşıyan güçlerin bastırılması hareketidir. 12 Eylül faşist bir darbeydi ve hedefi solcular, milliyetçilerle sınırlı değildi. Hedeflerden biride Kürt muhalefeti idi. Bu darbenin geçmişteki darbelerden en büyük farkı ise Türkiye'yi yeniden dizayn etmesidir. Bugün 12 Eylül Anayasası'nın hâlâ değişmemiş, değiştirilemez olması bu darbenin ve yaptıkları dizaynın ne kadar güçlü ve başarılı olduğunu göstermektedir. 12 Eylül'ün en somut sonuçlarından birisi de Diyarbakır Cezaevi gerçeği ve PKK'nın ortaya çıkışıdır. Cezaevinde yaşanan acı ve travmalar PKK'ın doğmasında en önemli nedenlerden birisidir. Bu açıdan Kürt sorununun bu boyutlara gelmesi 12 Eylül rejimin sonuçlarıdır. Diyarbakır Cezaevi yeniden gündemde bugünlerde... Evet. Bu cezaevi sıradan bir cezaevi değildir. Kürt hareketinin önde gelenlerinin işkencelerden geçtiği, öldüğü ve öldürüldüğü bir yerdir burası. Ve şimdi yıkılması değil, tarihle yüzleşmemizi sağlayacak bir müzeye dönüştürülmelidir. GLADIO KÖK SALMIŞTIR 12 Eylül öncesi ve sonrasının siyasal, ideolojik açıdan kıyaslamak mümkün mü? Darbenin en önemli sonuçlarından birisi de, apolitik bir toplumun ortaya çıkması ve Gladio denen yapının Türkiye'ye de iyice kök salmasıdır. Şiddet normalleşmiştir. Militarizm 12 Eylül öncesindede vardı ama bu kadar gündelik hayat içinde değildir. Şimdi şiddet toplumun tüm alanına nüfûz etmiştir. YÖK, RTÜK, OHAL rejimi, koruculuk sitemi vs. birçok kurum 12 Eylül ile birlikte kurumsallaştı. Bir anlamda militarizm normalleşti. AÇILIM YÜZLEŞMENİN BAŞLANGICI OLABİLİR 12 Eylül'le hesaplaşmanın yolu... Öncelikle 12 Eylül'ün izlerinin silinmesidir. Bu bir anda olmayacak ve uzun bir süre alacaktır. Bu yolun başlangıcı tabii ki yeni bir anayasadır. Anayasanın değişmesi tek başına yetmez ama bir başlangıç olur. Kenan Evren'in yargılanması toplumsal vicdanın rahatlaması açısından sembolik bir değer taşır ama tek başına yetmez. Bu süreç aslında bir yüzleşme olacaktır. Ve Kürt sorunu konusunda hükümetin iyi niyeti bu süreçte bir başlangıç olabilir. BİTTİ Darbeyle hesaplaşmanın yolu yeni bir anayasadır 12 Eylül'ü nasıl tanımlarsınız? Ben 12 Eylül darbesinden sonra örgüt yöneticiliği suçlamasıyla Erzincan, Amasya, Samsun Cezaevi olmak üzere 6.5 yıl hapis yattım. Şimdi 12 Eylül'e bakınca, bu darbeyi kendinden önceki 12 Mart 1971 darbesinden çok 1960 darbesine benzetiyorum. Çünkü, başta devletin yapısal aygıtları olmak üzere, toplumu yeni baştan dizayn ettiler. Bu açıdan 12 Eylül toplumun tepeden aşağıya yeniden dizayn edilmesidir. Sadece toplum değil devlet kurumları da aynı şekilde dizayn etmiş ve yeni kurullar ihsas edilmiştir 12 Eylül'le birlikte. Milli Güvenlik Kurulu'nun yeniden tanımlanması, Senato'nun kaldırılması gibi. 12 Eylül öncesi ve sonrasını siyasal ve ideolojik açıdan kıyaslamak mümkün mü? 12 Eylül darbesi ile birlikte yeni bir kuşak yaratıldı ve bu kuşak özünde apolitikti. Bu darbenin esas mağdurları sanki sol kesimler oldu. Bugün solun içine düştüğü açmazın temeli 1980 darbesindedir. Sol bu darbeden sonra ne ideolojik ne de toplumsal taban olarak yeniden toparlanamadı. 1960 ve 1970'lerde anti-emperyalist muhalefet, 1980 sonrasında küreselleşme karşıtı olarak kendini iafede etti. Ama iki dönem arasında müthiş bir fark var tabii. 12 Eylül'le hesaplaşma nasıl olur? 12 Eylül'le hesaplaşma yeni bir anayasa ile olur. Bugünkü anayasada büyük değişiklikler yapılmış olsa da 12 Eylül'ün yapanların zihniyetini, felsefesini koruyor. Anayasa değişmeden 12 Eylül'den kurtulmamız mümkün değildir. Evren'in yargılanması sembolik öneme sahiptir ama esas olan anayasanın değiştirilmesidir. 12 Eylül ile yeni bir sistem kuruldu. Bu sistemin yenilenmesi ise yeni bir anayasayla olur. İşkenceyi hatırlatan şarkıyı satın alıp ambargo koydu 12 Eylül 1980 askeri darbesi cezaevine giren müzik yapımcısı Cem Yılmaz, Metris Cezaevi'nde işkence sırasında sürekli dinletilen Müşerref Akay'ın “Türkiyem” isimli şarkısının telif haklarını satın aldı. Cezaevinde askerlerin dayak attığı esnada büyük hoparlörden yüksek sesle dinletilen şarkının işkence günlerini hatırlattığını söyleyen Yılmaz, şarkıya ambargo koydu. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra cezaevine giren müzik yapımcısı Cem Yılmaz, önce Sağmacılar ardından Davutpaşa ve Hasdal derken Metris Cezaevi'nde kaldı. Yılmaz, koğuş sayımında uğradığı işkenceleri ve bu işkenceler sırasında yüksek sesle dinletilen “Türkiyem” şarkısını unutamadı. Yıllar sonra Anadolu Müzik'i kuran Yılmaz, işkenceyle geçen günleri hatırlatan şarkının telif haklarını satın alarak, şarkıya ambargo koydu. Metris Cezaevi'ndeyken her koğuş sayımı sırasında koğuşa giren yüzlerce askerin Müşerref Akay'ın “Türkiyem” şarkısının eşliğinde kendilerini dövdüğünü belirten Yılmaz, “Koğuş operasyonlarında bir mahkum bir koğuştan bir koğuşa götürüldüğü esnada bu şarkı büyük kolonlardan bangır bangır çalınıyordu. Bu sırada 'Herşey Vatan İçin' nidalarıyla koğuşlara gelen yüzlerce asker mahkûmların üzerine coplarla vuruyordu. Hatta komutanlar kendi aralarında 'Biz daha iyi dayak atıyoruz' şeklinde böbürleniyordu. Bu şarkı bir işkence metodu olarak kullanıldı. Bunu tarihlerde Metris Cezaevi'nde yatan tüm mahkûmlar bilirler” dedi. 566218 MAN Türkiye'ye yeni CEO atandı  MAN Türkiye Üst Yöneticiliğine (CEO) Münür Yavuz atandı. MAN Türkiye'den yapılan açıklamaya göre Yavuz, MAN Türkiye A.Ş Yürütme Kurulu Başkanı Dr. Jens Foerst'in yerine CEO olarak atandı. MAN'ın Türkiye'deki ticaret şirketi MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş'nin CEO'su Kazım Tuncay Bekiroğlu ile birlikte Münür Yavuz'un da üretim şirketi MAN Türkiye A.Ş'ye CEO olarak atanmasıyla, ilk kez MAN Ticari Araçlar Grubu'nun Türkiye'deki iki tepe yöneticisi de Türk oldu. Jens Foerst ise MAN Ticari Araçlar (MAN Nutzfahrzeuge) Otobüs Grubu Üretim Direktörü oldu. Aynı zamanda MAN Türkiye A.Ş Yönetim Kurulu üyeliği görevini de sürdürecek olan Foerst'a, Posen (Polonya), Plauen (Almanya) ve Ankara'daki otobüs üretim fabrikaları bağlandı. 565358 AKP neden hep yan çiziyor? Kadri Gürsel AKP neden hep yan çiziyor? 14 Eylül Pazartesi 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! ve arasındaki ilişkileri geliştirmeyi amaç edinen düşünce kuruluşu Fonu’nun (GMF) geçen çarşamba açıklanan 2009 tarihli “Transatlantik Eğilimler” araştırmasının sonuçları, Batı’ya artan bir kuşkuyla bakan, uluslararası alanda ise tek yanlı hareket etme eğilimini daha çok destekleyen bir Türk kamuoyunu yansıtıyordu. Araştırma, ABD, ve 11 AB ülkesinde Haziran ile Temmuz 2009 tarihleri arasında, her ülkede rastgele seçilen 18 yaşın üzerindeki 1000’er kişi ile görüşülerek yapıldı...  Araştırmanın ortaya koyduğu “Türkiye profili”, ’nin, Batı ile işbirliği içinde bir üretmesini zorlaştıracaktır. Ve maalesef AKP’nin bu engeli aşma kapasitesine sahip olduğu kuşku götürür. Obama sıçraması Araştırmanın en çarpıcı yönü olan Obama faktöründen başlayalım... Türkiye’de 2008’de Bush’a uluslararası konularda destek sadece yüzde iken, Obama muazzam bir sıçrama yaparak yüzde 50’ye tırmanmış. Ama yine de 12 Avrupa ülkesi arasında Obama’ya desteğin en az göründüğü ülke Türkiye... Obama’nın ikili düzeydeki ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye yapmasına ve Bush’un dünyasını ABD’ye yabancılaştıran tek yanlı politikalarını terk ettiğini söylemesine rağmen Obama Türkiye’nin sadece yarısını ikna edebilmiş gibi görünüyor. ABD Başkanı’nın nasıl algılandığının ötesinde beş Türkten sadece biri (%22) ABD ile ilgili olumlu görüşlere sahip. Bu oran araştırmanın yapıldığı ülkeler arasında en düşük olanı. Türk kamuoyunun yüzde 42’si ise hakkında çok olumsuz görüşler taşıyor. Bu da kategorisinde en yüksek oran... Batılı değerlere sahip değiliz Türk halkının sadece yüzde 34’üne göre Türkiye “Batı’nın bir parçası olabilecek kadar Batılı değerlere sahip”... Bu oran 2008’de yüzde 29’muş. Teselli kabilinden beş puanlık bir artış var! Yine Türklerin sadece üçte biri (yüzde 35) ’nun Türkiye’nin güvenliği için hâlâ gerekli olduğuna inanıyor. 2004’te bu oran yüzde 53 imiş. ’ın bir güç olmasının kabul edilmesi gerektiğini düşünen Türklerin oranının iki yılda yüzde 16’dan yüzde 29’a çıktığına geçen perşembe günkü yazımda değinmiştim. Bu görüşe katılanların oranı 11 AB ülkesi ve ABD’de sadece yüzde beş! “Türkiye kiminle daha sıkı işbirliği yapmalı?” sorusuna “AB ülkeleriyle” diye cevap verenler yüzde 22; ülkeleri”ni tercih edenler yüzde on. Bunu ABD (yüzde 4) ve (yüzde 3) izliyor. Türkler tek yanlılığı seviyor Ama Türklerin yaklaşık yarısının (yüzde 43) verdiği cevap, “Türkiye tek başına hareket etmeli” şeklinde... Bu tabloya yol açan faktörlerin neler olduğu ayrı bir yazının konusu... Ama böyle bir yazıda AKP’ye hatırı sayılır bir yer ayrılması gerektiği de kesin. AKP’nin dış politikasına yön verenlerin, Türkiye’nin Batı ittifakı ile hareket etmesinin doğru olduğunu düşündükleri, özellikle de güvenlikle ilgili konularda, bir “iç kamuoyu sorunu” ile de uğraşmak zorunda kalacakları bir gerçektir. Türkiye’nin Batılı müttefikleri ile girdiği süreçlerinde yukarıda profilini yansıttığım kamuoyunun ön yargı ve kuşkuları, önüne dağ gibi dikilince, sürecin sonucunda Türkiye’nin elde edebileceği ulusal kazançlara rağmen genellikle kaçmayı tercih ediyor AKP. Rüzgâra karşı yürüyemiyorlar. Çünkü AKP liderliği popülist... 2003’te ’ın işgali öncesinde ABD’yle “at pazarlığı” yaparken, iç kamuoyundaki aktörlerle de paralel bir “müzakere” yürütmeyip, kamuoyunun kaygılarını yatıştıramadıkları için başarılı olamadılar. AKP’nin açmazları “İki düzeyli müzakere”de, yani dış aktörlerle bir müzakere sürdürürken, aynı konuda iç aktörlerle de “koalisyonlar” oluşturarak kamuoyunun kaygılarını giderme hususunda becerikli değil AKP... “”nda bu yöntemi denemeye çalıştılarsa da işin özünü kavramadıkları için yine nasıl “çuvalladıkları” ortada. Toplumsal aktörlerle müzakereye açık bir siyasi kültürü yok AKP’nin. Aşağıdan yukarı “icazet”, yukarıdan aşağı “biat” kültürü ile sakatlanmışlar. Yatay ilişkiler kuramıyorlar. Yönetişim sanatını bilmiyorlar. Onlar başaramayınca Türkiye kaybediyor. 565473 07:11 Sadece üst kısmımız çıplaktı! Sadece üst kısmımız çıplaktı! Yönetmen "filmde gerçekten seviştiler" deyince oyuncuların nevri döndü. Bu iddiayı yalanlayan Devrim Saltoğlu "filmi vizyona sokmayacağım" dedi. Yapımcı ’nün, Mıhlıçay filminde gerçekten seviştiklerini iddia ettiği oyunculardan Devrim Saltoğlu, arkadaşı ile “şehvetli öpüştüğünü” kabul etti. Ünlü’nün “çekimde resmen ilişkiye girdiler” iddiasını ise kabul etmeyen Saltoğlu Vatan’a konuştu: Şehvetle öpüşülen bir sahne olduğunu kabul ediyorum ama 90 dakikada sadece dakikalık bir sahne bu. Ben dizilerde çok daha şehvetli öpüştüm. Nasıl kötü bir insanı oynarken acımasızsam, öpüşmeyi de tutkulu yaparım. sahnelerde kimse çıplak değildi, sadece üst kısmımız çıplaktı. Benim altımda şortum vardı zaten. Araya yastık konulacak bir durum da yoktu. Birşey yapacak olsam kameranın karşısında mı yaparım? Senaryoda başka sevişme sahneleri de vardı, onları ’Yeter bu kadar’ deyip çıkarttırdım. ’Cinsel ilişkiye girdiler’ çok çirkin bir açıklama. Ben zaten yapımcıya dava açtım. Benimle imzalanmış bir protokolü yok. Benim imzam olmadan filmi vizyona sokamaz. Benden özür dilemediği sürece bu filmi piyasaya çıkarmasına izin vermeyeceğim. .. 565521 "Sadece üst kısmımız çıplaktı!" "Sadece üst kısmımız çıplaktı!""Filmde gerçekten seviştiler" polemiği devam ediyor: "Benim altımda şort vardı" 14.09.2009 08:50Yönetmen "filmde gerçekten seviştiler" deyince oyuncuların nevri döndü. Bu iddiayı yalanlayan Devrim Saltoğlu "filmi vizyona sokmayacağım" dedi. Yapımcı Zafer Ünlü’nün, Mıhlıçay filminde gerçekten seviştiklerini iddia ettiği oyunculardan Devrim Saltoğlu, arkadaşı Selen Görgüzel ile “şehvetli öpüştüğünü” kabul etti. Ünlü’nün “çekimde resmen ilişkiye girdiler” iddiasını ise kabul etmeyen Saltoğlu Vatan’a konuştu: Şehvetle öpüşülen bir sahne olduğunu kabul ediyorum ama 90 dakikada sadece dakikalık bir sahne bu. Ben dizilerde çok daha şehvetli öpüştüm. Nasıl kötü bir insanı oynarken acımasızsam, öpüşmeyi de tutkulu yaparım. sahnelerde kimse çıplak değildi, sadece üst kısmımız çıplaktı. Benim altımda şortum vardı zaten. Araya yastık konulacak bir durum da yoktu. Birşey yapacak olsam kameranın karşısında mı yaparım? Senaryoda başka sevişme sahneleri de vardı, onları ’Yeter bu kadar’ deyip çıkarttırdım. ’Cinsel ilişkiye girdiler’ çok çirkin bir açıklama. Ben zaten yapımcıya dava açtım. Benimle imzalanmış bir protokolü yok. Benim imzam olmadan filmi vizyona sokamaz. Benden özür dilemediği sürece bu filmi piyasaya çıkarmasına izin vermeyeceğim. 565664 10:54 15 bin öğretmenin ataması yapıldı 15 bin öğretmenin ataması yapıldı 15 bin 800 öğretmenin ataması Bakan Nimet Çubukçu'nun katılımıyla yapıldı. MEB, bin 800'ü kadrolu, 11 bini sözleşmeli toplam 15 bin 800 öğretmenin atamasını yaptı. Öğretmen atamaları 2008 ve 2009 KPSS10 puan üstünlüğü esasına göre yapıldı. Atamalar saat 10.00'da Bakanlık merkez binasında Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun katılımıyla yapıldı. Sonuçlar Bakanlığın ''http://personel.meb.gov.tr'' internet adresinden duyuruldu. Kadrolu öğretmenliğe atananlardan kılavuzda belirtildiği üzere göreve başlama esnasında istenen belgeleri hazır olanlar 15 Eylül 2009 tarihinden itibaren atandıkları il milli eğitim müdürlüklerine başvurarak görevlerine başlayabilecek. 565194 Başkent'te Puanlar Paylaşıldı Turkcell Süper Lig'in 5. haftasında Gençlerbirliği ile Eskişehirspor, Ankara 19 Mayıs Stadı'nda karşı karşıya geldi. Ligin yenilgisiz iki ekibinin gol düellosunda sevinen olmazken, iki renkdaş ekip zorlu mücadeleden 2-2 eşitlikle ayrılarak, puanları paylaştılar. Konuk Eskişehirspor'da El Saka 57. dakikada kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Gençlerbirliği'nin gollerini 21. ve 59. dakikalarda Kahe atarken, Eskişehirspor'un golleri 23. dakikada Doğa ve 45. dakikada Burak'dan geldi. Bu sonuçla Gençlerbirliği 7, Eskişehirspor ise puana yükseldi. İlk Yarı 21. dakikada son çizgiden Burhan'ın içeriye çevirdiği topu pas içinde kontrol eden Kahe, sol ayağıyla aşırtma bir vuruşla topu ağlarla buluşturdu: 1-0 23. dakikada İlhan'ın ceza alanınından kafayla uzaklaştırmak istediği topa Doğa çok sert vurarak meşin yuvarlağı filelere gönderdi: 1-1 36. dakikada Burhan, kendi ceza sahasının solundan aldığı topu Harbuzi ile buluşturdu. Tozo, orta sahada Harbuzi'den aldığı pası uygun durumdaki Kahe'ye aktardı. Kahe kaleci ile karşı karşıya kalabileceği pozisyonda topu ofsayt durumundaki Mustafa'ya vermeyi tercih edince Gençlerbirliği önemli bir pozisyonu değerlendiremedi. 45 2. dakikada Burak'ın sağ çaprazdan kullandığı serbest atışta ceza alanında Gençlerbirliği defansına çarpan top ağlarla buluştu: 1-2 Karşılaşmanın ilk yarısı Eskişehirspor'un 2-1 üstünlüğüyle tamamlandı. İkinci Yarı Karşılaşmanın 49. dakikasında Ümit Karan'ın sert ortasında Gençlerbirliği kalesine paralel giden topa Youla, etkili vuruş yaptı. Direkten dönen topla tekrar buluşan Youla'nın ikinci kez vuruşunda kaleci Serdar'dan dönen topu Gençlerbirliği defansı uzaklaştırdı. 53. dakikada Harbuzi'nin sağdan kullandığı korner atışında top ceza alanı içinde İlhan'ın kafasından sekerek uygun durumdaki Radeljic'te kaldı. Radeljic, takımı adına bu pozisyondan faydalanamadı. GOL 59. dakikada Kahe'nin ceza alanı çizgisi yakınından kullandığı serbest vuruşta Eskişehirspor defansına çarpan top kaleci Ivesa'yı yanıltarak ağlarla buluştu: 2-2 69. dakikada Orhan'ın pasıyla ceza alanı içinde topla buluşan Burhan, meşin yuvarlağı kaleci Ivesa'ya nişanlayınca takımını bir golden etti. 84. dakikada Harbuzi'nin ceza alanı dışından sert şutunda top kaleci Ivesa'da kaldı. Karşılaşma 2-2 berabere tamamlandı. 565980 Manisaspor'da hedef Diyarbakır'dan puan Yaralı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sivasspor karşısında iyi oynadıklarını ve sahadan galibiyetle ayrıldıkları için mutlu olduklarını söyledi. Sivasspor maçının geride kaldığını kaydeden Yaralı, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Şimdi bu hafta oynayacağımız Diyarbakırspor maçının hazırlıklarına ara vermeden başlıyoruz. Diyarbakırspor da Süper Lig'e bizimle birlikte çıkan yeni takımlardan. İyi bir kadro oluşturmuşlar ve hem içeride hem de deplasmanda oynadıkları maçlardan puan alıyorlar. Rakibimize karşı temkinli oynayacağız. Karşılaşmanın seyircisiz olmasının avantajları olduğu kadar dezavantajları da var. Biz bunun bilincindeyiz. Sivasspor maçından sonra, hedefimiz Diyarbakır deplasmanından puanla dönmek. Çıkışımızı sürdürmek istiyoruz.'' Yaralı, iki hafta üst üste yapacakları deplasman maçının ardından, 8. haftada Bursaspor maçında yenilenen Manisa 19 Mayıs Stadı'nın açılışını yapmayı düşündüklerini sözlerine ekledi. 565943 Türk el halısı "yaşam mücadelesi veriyor" Türk el halısı "yaşamla mücadele ediyor" İpler boyandı, köylüler dokudu, sırtı yakıldı, yıkandı, ütülendi ve artık görücüye çıkma zamanı. Köylülerın kınalı elleriyle attığı düğümlerden doğan muazzam eserler, vitrindeki yerlerini aldı. 566344 Medyum, ‘çocuk pornosu’ndan tutuklandı Medyum, ‘’ndan tutuklandıSoner KOCAER/ANTALYA, (DHA) 'da, başkalarının adreslerini şifrelerini kırarak kullandığı iddiasıyla şikayet üzerine gözaltına alınan medyumluk yapan Erdal Tunç, bilgisayarında bulunan 500 görüntüsü nedeniyle tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay Antalya Emniyeti ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Bilişim Suçları Büro Amirliği'ne gelen bir ihbar üzerine ortaya çıktı. Polise başvuran ve adı açıklanmayan bir kişi, bir medyum tarafından MSN adresinin şifresinin kırıldığını ve kullanıldığını söyledi. Polis yaptığı çalışmada, kırdığı şifreyle adresi kullanan medyuma ulaşarak evine düzenledi. Baskında, medyumluk yapan Erdal Tunç'un bilgisayarına da incelenmek üzere el konuldu. Polis medyumluğun yanında ‘’lık yapan ve başkalarına ait binlerce MSN adresi şifresi kırdığını belirlediği Tunç'un bilgisayarında yaptığı incelemede, çok sayıda adresin yanı sıra, 500 çocuk pornosu görüntüsü buldu. Bilgisayarda ayrıca türbanlı kadınların pornografik fotoğrafları ile çok sayıda erotik ve pornografik görüntü ve fotoğraf da bulundu. Erdal Tunç, sorgusunun ardından ‘çocuk pornosu görüntüleri bulundurmak, paylaşmak’ suçlarından tutuklanma istemiyle adliyeye sevk edildi. Tunç, nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. 565370 İftardan sonra maden suyu Ramazan ayı içinde iyi bir seçim maden suyu. Uzun süre boş kalan mideniz yemek yedikten sonra desteğe ihtiyaç duyarsa maden suyu hazmı kolaylaştıran doğal bir çözüm olabilir  Son günlerde daha fazla maden suyu tüketir olduk gibime geliyor. Belki reklamların etkisi, belki de bireylerin artık daha doğal yiyecek ve içeceklere yönlenmesinin etkisi sanırım. Ben de iyi bir maden suyu tüketicisiyim. Özellikle yaz aylarında serinlemek için içine biraz taze veya limon suyu karıştırıldığında zevkle içiyorum. Ramazan ayı içinde iyi bir seçim maden suyu. Uzun süre boş kalan midemiz yemeği yedikten sonra desteğe ihtiyaç duyarsa maden suyu hazmı kolaylaştıran doğal bir çözüm olabilir.  Maden suları nasıl elde ediliyor? Maden suyu jeolojik ve fiziksel olarak koruma altında tutulan yeraltı sularından elde edilmiş sulardır. İçindeki çözünmüş katı madde içeriği toplam 250 ppm’den daha az olmayan bu sularda; çözünmüş mineral tuzları, elementler ve gaz bulunur. Maden suyunu diğer sulardan ayıran özellik, kaynağından elde edildiği anda spesifik miktar ve oranlarda mineraller ve iz elementler içermesidir. Her maden suyu farklı miktarda mineral içerebilir. Maden suyu içmek faydalı mı? Maden suları kalsiyum, klor, magnezyum, sodyum, potasyum gibi vücut için önemli birçok mineral içerir. Özellikle terle sıvı ve elektrolit kaybının arttığı yaz aylarında, spor yapanlarda, sık seyahat edenlerde iyi bir seçimdir. Bazen su içmekten sıkılan danışanlarıma maden suyu ile değişik tarifler hazırlamalarını öneriyorum. Örneğin; - Yarım çay bardağı taze sıkılmış elma suyu, biraz limon suyu, -2 dal nane ve şişe maden suyu - Yarım şeftali rendesi, biraz limon ve şişe maden suyu  Yeni favorim ise bardağa iki parmak kadar şekersiz limonata koyup üzerini maden suyu ile tamamlamak; tavsiye ederim. Maden suyu ile soda arasında ne fark var  Maden suyu ile soda karıştırılmamalıdır. Maden suyu yerin en derin katmanlarından çıkar. Çıktığı yerin jeolojik özelliklerini taşır ve magmadan aldığı gazının basıncı vasıtasıyla yeryüzüne ulaşır. Bu arada geçtikleri katmanlardan mineralleri de alarak yol alır. Bu sebeple maden suyu mineralce zengin ve doğal bir içecektir. Soda normal suya en az 570 mg bikarbonat ve 1000 mg karbondioksit (CO2) katılmasıyla elde edilen bir içecektir.  Her maden suyunun içeriği farklı olabilir Maden suları, içerdiği minerallere ve düzeyler alınan kaynağın özelliğine göre farklı olabilir. Ülkemizde ve AB’deki yasal düzenlemeye göre maden suyunda magnezyum değeri en az 50 mg/L ise su magnezyumdan zengin sayılır. Kalsiyum için  kabul edilen değer ise en az 150 mg/L’dir. Maden suyunda bikarbonat için kabul edilen en az değer 600 mg/L’dir. Sağlık üzerindeki bir dizi olumlu etkisi 1200 mg/L üzerindeki değerlerde kesinleşir. Bikarbonat düzeyi ise 600 mg/L değerinin üzerinde  kabul ediliyor. Maden sularında sülfatlı mineralli sular için kabul edilen AB değeri en az 200 mg/L’dir. Maden  suyu alırken arzu ettiğiniz etkilere göre, içerdikleri mineral değerlerine bakıp karar verebilirsiniz. Doğal mineralli suyun içerdiği mineraller ve yararları Kalsiyum: Kemik, diş ve kan pıhtılaşması, sinir uyarı iletimi Magnezyum: Kalp, kas ve sinir sağlığı ve üretimi Sodyum: Su-elektrolit dengesi, sindirim desteği, asit-baz dengesi, uyarı iletimi Potasyum: metabolizması, su dengesi Florür: Diş ve kemik sağlığı Iyodür: Troid bezi fonksiyonları desteği Klorür: Su-elektrolit dengesi, sindirim desteği Bikarbonat: Mide fonksiyonları, kan ve idrarda asit-baz dengesi Sülfat: Kalın bağırsak fonksiyonları, ve fonksiyonlarının uyarılması Ülkemiz maden suyu yeraltı kaynakları açısından çok zengin Yapılan açıklamalara göre ’deki kaynakların yüzde 99’u boşa akıyor, ülkemizde 225 adet normal mineralli su kaynağının bulunmasına rağmen bu kaynaklardan çıkan suyun sadece 24’ü şişeleniyormuş. Bu kaynaklardan çıkan günlük 63 milyon litre doğal mineralli suyun 630 bin litresi değerlendirilebiliyor. Türkiye’de şifalı 325 termal su, 225 maden suyu ve 75 içmece grubu bulunuyor. 566286 Büyük Uyuşturucu Operasyonu İstanbul'da uyuşturucu hap üretiminde kullanılan 400 kilogram amfetamin maddesi ele geçirildi. Düzenlenen operasyonda, ele geçirilen 400 kilogramlık madde Türkiye'de şimdiye kadar ele geçirilen toplam miktarın katı. Bu miktarda maddeyle 200 milyon adet uyarıcı hap üretebileceği belirtildi. Söz konusu maddeyle üretilecek uyuşturucu hapların ortadoğu ülkelerine gönderilmek istendiği öğrenildi. Olayla ilgili aralarında yabancı uyrukluların da bulunduğu kişi tutuklandı. 566536 Tanjeviç'ten Marc Gasol'a Öğüt Milli Basketbol Takımı'nın antrenörü Bogdan Tanjeviç, eleştirilen İspanyol meslaktaşı Sergio Scariolo'ya destek verdi. Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda Türkiye'nin İspanya'yı 63-60 yendiği maçın son saniyelerinde İspanya'nın yaptığı hücumda antrenör Scariolo'nun aldığı karar halen tartışılıyor. Skor 61-60 Türkiye lehine iken antrenör Scariolo, son hücum hakkını Sergio Llull'dan yana kullanmış ve pozisyon Ersan İlyasova'nın bloğu ile kesilerek, İspanya mağlup olmuştu. İspanya'da polemik konusu olan Scariolo'nun kararına bir eleştiri de maç sonrası "Sahada Pau varken, oyuna son giren birini kullanma kararı biraz garip" şeklinde konuşan Marc Gasol'dan gelmişti. İspanyol basınına "Oyuncular, sadece oyununu oynamalı, antrenörlerin kararını analiz etmemeli" açıklamasında bulunan Tanjeviç, "Marc Gasol'un en iyi yapacağı aptalca sözleri söylememek olurdu" dedi. Tecrübeli antrenör, İspanyolların yakaladığı söz konusu pozisyonla ilgili olarak da "Pota altına uzun oyuncu koydum, çünkü pota altından hücum yapacaklarını düşünüyordum ve topun girmesini önlemek istiyordum. Eğer oyunu açıp dışarıdan şut atsalardı, bu da metreden olacaktı ve bu durumda da sonucu kabul etmekten başka bir şey kalmazdı. Ama her zaman rakibi buna zorlamak en iyisi" değerlendirmesini yaptı. İspanya Milli Takımı'nda, Türkiye yenilgisinden sonra tekrardan birliğin sağlandığı ve Marc Gasol ile Sergio Llull arasındaki soğukluğun hemen giderildiği belirtiliyor. 566249 Takla atan araç duvara yapıştı: ölü Sandıklı istikametinden Afyonkarahisar'a giden 06 AT 1366 plakalı araç sürücüsü İsmail A. (25), direksiyon hakimiyetini kaybedince araç takla attı. Kazada, sürücü hayatını kaybederken, araç içerisinde bulunan Gökçen E. (30) ile Emrah A. (23) da yaralandı. Yaralılara ilk müdahaleyi 112 acil servis ekibi yaptı. Yaralılar daha sonra ambulanslarla Afyon Kocatepe Üniversitesi Ahmet Necdet Sezer Uygulama ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Kazada yaralanan Emrah A.'nın (23) Afyonkarahisar'a Muğla'dan Vali Yardımcısı olarak atanan Gürkan Karaman'ın akrabası olduğu öğrenildi. Kaza sonrası Afyonkarahisar- Sandıklı karayolu belirli aralıklarla trafiğe kapatıldı. 565986 yaşındaki çocuk şeker komasına girdi Adapazarı ilçesinde evde fenalaşan Osman Demir (9), ailesi tarafından Sakarya Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'ne kaldırıldı. Yapılan kontrollerde Demir'in şeker komasına girdiği belirlendi. Küçük çocuk acil servisteki ilk müdahalesinin ardından ambulansla Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Servisi'ne gönderildi. 566022 Saman kırma patozunda korkunç son Bursa'nın Karacabey ilçesine bağlı Bakırköy'de, saman balyası kırma makinesine düşen işçi öldü. Alınan bilgiye göre, Bakırköy'deki Talat Durak'a ait çiftlikte çalışan Zeki Kolbey (48), oğlu Cengiz Kolbey'e saman balyalarını kırmaya gittiğini söyleyerek yanından ayrıldı. Yaklaşık 20 dakika sonra babasına bakmaya giden Cengiz Kolbey, saman balyası kırma makinesinin çalıştığını, ancak babasının olmadığını görünce çevrede aramaya başladı. Tüm çabalarına rağmen babasını bulamayan Cengiz Kolbey, çalışır durumdaki balya kırma makinesini kapatarak içine baktığında insan vücuduna ait parçaları görünce, durumu iş yeri sahibi Talat Durak'a bildirdi. Haber verilmesi üzerine olay yerine gelen jandarma ekipleri, yaptıkları incelemede, kafası ve kolları olmayan parçalanmış cesedin Zeki Kolbey'e ait olduğu belirledi. Soruşturma sürerken, ceset parçaları, Bursa Adli Tıp Kurumuna gönderildi. 565944 İngilizler Şampiyonlar Ligi zengini UEFA 'nde son altı sezon dikkate alındığında en fazla geliri açık ara İngiliz takımları elde etti. Dört İngiliz kulübünün ortalama kazancı 160 milyon euro. UEFA, son altı sezonda 'ne katılan kulüplere üç milyar euronun üzerinde para dağıttı. Organizasyonda geçtiğimiz sezon 32 kulübe aktarılan 583 milyon eurodan en fazla payı 38.2 euro ile Manchester United aldı. Son altı sezona bakıldığında en fazla geliri İngiliz kulüpleri elde etti. Dört İngiliz kulübü toplam 641 milyon euro alırken, İtalyanlar 476 milyon ile euro ile ikinci sırada ancak bu miktarı yedi kulüp paylaştı. 10 takım ve 429.5 milyonla üçüncü, altı takım ve 316 milyonla dördüncü, altı takım ve 303 milyonla beşinci. Kulüpler bazında geride bıraktığımız altı sezona bakıldığında ilk üç sırada yine İngilizler var. Bu süre içinde 'nden Chelsea 183.7, Manchester United 170.7 ve Arsenal 155.8 milyon euro kazandı. Liverpool'un 130.7 milyon euro ile beşinci sırada yer aldığı listenin ilk beşinde İngiliz olmayan tek kulüp Olympique Lyon. 'nde son altı sezonun beşinde mücadele eden son şampiyon Barcelona 128.6 milyon euro ile yedinci sırada yer alıyor. 2009-10 ödülleri (Parantez içindekiler geçtiğimiz sezonu gösteriyor) -Giriş parası: 7.1 milyon euro (3 milyon) -Grup performansı: Galibiyet başına 800.000 (600.000), beraberlik başına 400.000 (300.000) -Eleme turları: Son 16: milyon (2.2 milyon), çeyrek final: 3.3 milyon (2.5 milyon), yarı final: 4.2 milyon (3 milyon); finalist: 5.5 milyon (4 milyon), şampiyon: milyon (7 milyon). 566068 TV ve internet orucu da var Norveçli Papaz Carl Petter Opsahl, farklı şekillerde oruç tutmaya çalışan Hıristiyanların sayısında artış olduğunu söyledi. Opsahl, televizyon ve internetten uzak kalarak oruç tutanların bile olduğunu dile getirdi. Oslo'da Müslümanların yoğun olarak yaşadığı Toyen semtindeki kilisede görevli Opsahl, son iki yıldır iftar programlarına ev sahipliği yapıyor. Görevi gereği, Müslümanların kutsal günleri ve ibadetleri hakkında bilgi sahibi olmak istediğini belirten Opsahl, "Oruç tutmanın gerek ruhi hayatımız gerekse sosyal hayat için çok önemli bir ibadet olduğu kanaatindeyim. Oruç sayesinde ruhi hayatımızın şuuruna varıyoruz ve ibadetlerde derinleşerek ruh boyutunda bir yolculuğa çıkıyoruz. Ayrıca, yiyip içtiğimiz gıdaların ne büyük bir nimet olduğunun şuuruna varıp şükrediyoruz." dedi. Norveçli papaz, aç olan milyonlarca insanın halini belli bir süre aç kalarak daha iyi anlayabildiklerini kaydetti. Bütün ilahi dinlerde oruç ibadetinin olduğunu vurgulayan Petter Opsahl, Hıristiyanlık inancında orucun tarih içerisinde şekil değiştirdiğini ifade etti. Özellikle Paskalya öncesi farklı şekillerde oruç tutmaya çalışan Hıristiyanların sayısının arttığını vurgulayan Opsahl, "Tabi tutulan oruçlar Müslümanların tuttuğu şekilde değil. En çok tercih edilen metot, et ürünü yemeden tutulan oruç. Bazıları ise tatlı, kahve veya pahalı gıda ürünlerini yemeyerek oruç tutuyor." diye konuştu. Norveçli papaz, bazı Hıristiyanların da modern zamanların alışkanlıklarından uzak durarak oruç tuttuğu bilgisini verdi. Opsahl'a göre, televizyon ve internetten uzak kalarak oruç tutanlar bile var. "SAVAŞLARIN SEBEBİ İNSANOĞLUNUN AÇGÖZLÜLÜĞÜ" Tarihten bu yana birçok savaş veya tartışmanın başlangıç noktası olarak hep dini sebeplerin gösterildiğini ifade eden Petter Opsahl, "Bence bu doğru değil. Savaşların çıkış sebebi olsa olsa insanoğlunun açgözlülüğü, dengesiz güç kullanımı, hoşgörü ve anlayış eksikliğinden kaynaklanmıştır. Araştırdığım bütün dinler her zaman barışı tavsiye ediyor, savaşı değil." şeklinde konuştu. Aynı zamanda klarnet sanatçısı olan Papaz Opsahl, farklı din mensupları arasındaki diyalog faaliyetlerinin bu bakıdan önemli olduğunu kaydetti. Carl Petter Opsahl, "Bütün dünyada sayısız sempatizanı bulunan saygın bir fikir adamı" olarak nitelendirdiği Fethullah Gülen'in diyalog, İslam inancı ve tasavvuf konusunda yazdığı eserlerle Müslümanların yanı sıra Hıristiyanlara ve diğer dün mensuplarına da ilham verdiğini dile getirdi. Opsahl, "Gülen, özellikle barış ve karşılıklı hoşgörü konularında yapmış olduğu güzel faaliyetlerle, dinler arası diyalog konusundaki vizyonuyla, politikacılardan ve diğer dini liderlerden kendini hemen farklılaştırarak ön plana çıkıyor." ifadelerini kullandı. 565380 Velilerin alışveriş telaşı başladı Velilerin alışveriş telaşı başladı ANKARA (AA) Okulların açılmasına az bir süre kala velilerin alışveriş telaşı başladı. İlköğretim öğrencilerinin önlük ve ayakkabı fiyatları 15-35 lira, okul çantası 10-50, beslenme çantası 10-15 lira arasında değişiyor. Mağaza sahibi Suat Berberoğlu, kız önlüklerinin 30, erkek önlüklerinin ise 15 liradan satıldığını söyledi. Önlük fiyatlarında geçen yıla oranla fazla değişiklik olmadığını belirten Berberoğlu, tamamının orta kalitede 65 lira, iyi kalitede ise 90 lira civarında satıldığını kaydetti. 565917 Ahu Tuğba'nın kızı sinir krizi geçirdi 'nın kızı sinir krizi geçirdiTeoman ERİŞ/ALANYA (Antalya), (DHA) 'nın İlçesi'ne bağlı Mahmutlar Beldesi'ndeki yazlığında yapan sinema sanatçısı ’nın 15 yaşındaki kızı A.A.A., sinir krizi geçirdi. Ambulansla Alanya Devlet Hastanesi'ne götürülen A.A., yarım saat sonra taburcu edildi. Alanya'ya bağlı Mahmutlar Beldesi'ndeki yazlığında tatil yapan oyuncu Ahu Tuğba'nın Amerikalı eski eşi Timmy A.'dan olan kızı A.A.A., rahatsızlandı. Annesi Ahu Tuğba ve menajer Cüneyt Cenk ile birlikte acil servise gelen A.A.'nın sinir krizi geçirdiği belirtildi. Ahu Tuğba ile tartışması sonucu rahatsızlandığı sanılan A.A. koridorunda da annesine, “Seni de sevmiyorum Alanya'yı da” diye bağırdı. Sakinleştirici iğne yapılan A.A., yaklaşık 30 dakika sonra taburcu edildi. Hastane çıkışında Ahu Tuğba'nın oldukça moralsiz olduğu gözlendi. .. 566639 Başkan Bakırcı: Devlet kamu ihalelerinde zarara uğratıldı Başkan Bakırcı: Devlet kamu ihalelerinde zarara uğratıldıMuhammet KAÇAR/ RİZE, (DHA) Belediye Başkanı 'li Halil Bakırcı, düşük teklif veren belediye bünyesindeki RİBELSAN şirketinin kamu ihalelerine girmesinin engellenmeye çalışıldığını öne sürdü. Başkan Bakırcı, “RİBELSAN olarak ihalelere devletin zarara uğratılmaması için giriyoruz. İhalelerde firmalar kendi aralarında anlaşıp gerçek fiyatların çok üstünde teklifler vererek devleti zarara uğratıyor” dedi. Bakırcı, belediye bünyesindeki RİBELSAN şirketinin Rize'deki tüm firmalara oranla açılan temizlik ihalelerine girebilecek konum ve yeterlilikte olduğunu savundu. Başkan Halil Bakırcı şöyle dedi: “RİBELSAN, geniş personel kadrosu, iş makineleri ve altyapısı olduğu için düşük maliyetle düşük teklifler verebilmektedir. Buna rağmen girdiğimiz birçok kamu ihalesinde, ihaleleri kazanmamıza rağmen çeşitli gerekçeler gösterilerek ihaleler çok daha yüksek fiyatlar veren başka firmalara bırakılmaktadır. RİBELSAN olarak ihalelere devletin zarara uğratılmaması için giriyoruz. İhalelerde firmaların kendi aralarında anlaşarak gerçek fiyatların çok üstünde teklifler verdiklerini, bu şekilde devletin zarara uğratıldığını düşünüyoruz. RİBELSAN bu nedenle engellenmeye çalışılıyor. RİBELSAN olarak devletin zarar etmesinin önüne geçmek için ihalelere girmeye devam edeceğiz.” Başkan Bakırcı, önümüzdeki günlerde yapılacak olan Rize ve Araştırma Hastanesi'nin temizlik ihalesinde RİBELSAN’ı saf dışı bırakmak için şartnameye özel bir madde eklendiğini öne sürerken, “Bu maddede ihaleye girecek firmalardan daha önce de kamuda genel temizlik işi yapmış olma şartı isteniyor. Ancak, çöp toplama hizmeti yapan firmalar bu kapsam dışında tutuluyor. Rize'de çöp toplayan tek şirket RİBELSAN’dır. Bu nedenle şartnamedeki bu maddenin özellikle RİBELSAN’ın ihaleye girmesini engellemek için konulduğunu düşünüyoruz. RİBELSAN, Rize'de alacağı kamu işleri ile işsiz gençlerimize yeni kapısı olacaktır. Bunun yanında haksız kazancın ve zararın da önünü kesecektir. Bu nedenle RİBELSAN olarak ihalelere girmeye devam edeceğiz” dedi. 565234 Tango Egemenliği Tango Egemenliği Tango Egemenliği BÜLENT TİMURLENK 14.09.2009 Ligde üç haftadır kazanamayan Trabzonspor, İstanbul Belediye'yi deplasmanda Arjantinli Colman'ın asisti, Egemen'in hat-trick'iyle çökertti; Umut (2) ve Gökhan Ünal'ın golleriyle de farka koşup hayata döndü Dört haftada puan kaybedip yatağa düşen, Yattara, Bodrum turu atarken; Tjikuzu için arama emri çıkartan Trabzonspor'a kan nakli gerekliydi İstanbul'da. "Ne grubu?" derseniz; ben "Özgüven grubu RH pozitif" derim. Hastabakıcı Colman, erken buldu damarı. Avni Aker Hastanesi'nde derdine deva bulamayan bordomavililer, İstanbul'da daha ilk 20'de ayağa kalktılar. 8'de Colman'ın kornerine Egemen vurdu kafayı: 0-1. Premier Lig havası geldi maça. Trabzonspor'un bir penaltısı güme gitti ara. Keyifli gününde olan Tangocu 19'da yine çıktı sahneye. İlk golü göremeyenler için ikincisi tekrar oldu. Yine Egemen'in kafası: 0-2. Kan cak akıyordu artık. Özgüvenini bulan Trabzonspor rakibin şah damarına bastı ve nefesini kesti. Avcı'nın ortada geveleyen takımından dönen ribaund'ları toplayıp, 2. bölgede hakimiyeti ele geçirdiler. Colman, 27'de uzun oynadı Gökhan'a. Kepenkleri erken indiren Oğuzhan dükkanı da erken terketti. Boş kaleye bu sezon ilk golünü attı Gökhan Ünal. Umut ondan aşağı kalır mı? 50 metrelik çapraz pasa nefis bir gol koşusu yaptı ve 29'da skoru dörtledi. Ne olduğunu anlamakta zorluk çeken Abdullah Avcı ve yardımcısı Arif Erdem de bizler gibi seyrediyordu oyunu. İbrahim Akın'ın bir var bir yok futbolu, Gökhan'ın "Kaba" santrforluğu... 43'de Serhat ile golü buldular. Gün, Egemen'in günüydü. 47'de korner Colman'dan. Umut indirdi, kaptan topukla havalandırdı fileleri: 1-5. İkinci yarının bir anlamı yoktu artık. Perdeyi +93'te Umut kapadı. Olimpiyat'a hasta gelen Trabzonspor, turp gibi ayrıldı İstanbul'dan. Abdullah Avcı'nın ise kornerden üç gol yiyen takımına hazır av yasağı bitmişken, bol bol balık yedirmesi lazım. Çünkü bildiklerini unutmuşlar! Umut&Gökhan A.Ş. işbaşında LİGİN ilk haftasında sadece gol atabilen Trabzonspor'un eleştiri yağmurunu tutulan forveti, Olimpiyat'ta sınıfı geçti. 360 dakikalık gol orucunu İstanbul BŞB karşısında bozan Gökhan Ünal ve Umut Bulut farklı galibiyette pay sahibi oldular. Umut rakip fileleri kez havalandırırken, Gökhan da bir gol attı bir asist yaptı. 566426 Kamu kurumlarından 14 bin işçi çıkarılacak Sırbistan Maliye Bakanı Diana Dragutinoviç, Uluslararası Para Fonu () ile kamu kurumlarından 14 bin çalışanın çıkarılması konusunda anlaştıklarını açıkladı. Dragutinoviç "B92" adlı özel televizyon kanalına yaptığı açıklamada, heyetinin 20 Ekim 2009 tarihinde Belgrad'a geleceğini belirterek bu tarihe kadar gelecek yılın bütçesiyle ilgili tasarruf programının hazırlıklarının yapılacağını söyledi. Bakan Dragutinoviç, ile sadece 2010 açığı konusunda uzlaşma sağlayamadıklarını, 'nin yüzde 3,5'luk hükümetin ise yazde 4'lük açığı öngördüğünü açıkladı. 565592 Unutkan avukat, bomba paniği yaşattı Unutkan avukat, bomba paniği yaşattıMücahit YOLCU- Ömer PINAR/ŞANLIURFA, (DHA) ’da 54 yaşındaki avukat Mustafa Gergerli’nin dün akşam Caddesi'nde park halindeki otomobilinin üzerine bırakılmış çantayı görenlerin ihbarı, polisi alarma geçirdi. Polis, caddeyi ulaşıma kapatarak şüpheli çantayı imhaya hazırlanırken, sesler üzerine balkona çıkan avukat Gergerli, “Çanta benim, park ederken unutmuşum” dedi. Polis, bunun üzerine çantayı fünyeyle patlatmaktan vazgeçip Mustafa Gergerli'ye teslim etti. Dün akşam Yenişehir Mahallesi Yenişehir Caddesi'ndeki evlerine giden vatandaşlar, Osman Nuri Apartmanı’nın önünde park halindeki 63 AN 433 plakalı otomobilin üzerinde duran siyah el çantasından şüphelenerek, durumu polise bildirdi. İhbarın ardından otomobilin yanına gelen polisler, caddeyi ulaşıma kapatıp, çevre güvenliğini alarak bomba imha uzmanlarının gelişini bekledi. Otomobilin ön camının üzerinde duran çantanın bir süre sonra gelen bomba imha uzmanları tarafından da incelendikten sonra fünyeyle patlatılması kararlaştırıldı. Bu sırada polis araçlarının siren sesleri ve caddedeki hareketlilik nedeniyle birçok vatandaş, evlerinin balkon ve pencerelerinden yaşananları izlemeye başladı. Komşuları gibi sesler üzerine otomobilini önüne park ettiği apartmanın ikinci katındaki evinin balkonuna çıkan avukat Mustafa Gergerli, gördüğü manzara karşısında şaşkına döndü. Elini başına götürerek unutkanlığını işaret eden Gergerli, “Çanta benim, park ederken unutmuşum” diye bağırarak polisi uyardı. Bomba şüphesinin dalgınlıktan kaynaklandığını anlayan polisler ve çalışmayı izleyenler rahat bir nefes alırken, fünyeyle patlatılmasından vazgeçilen çanta ise apartman görevlisi tarafından, otomobil üzerinden alınarak Gergerli’ye götürüldü. Çantasını teslim alan ve kontrol eden Mustafa Gergerli, polislere anlayışından dolayı teşekkür etti. Kısa süreli paniğin ardından, caddeyi yeniden trafiğe açan polisler olay yerinden ayrıldı. 565727 Tek bayanlarda şampiyon Kim Clijsters ABD'nin New York kentindeki USTA Tenis Merkezi Kortları'nda yapılan toplam 24.2 milyon dolar (36.44 milyon lira) ödüllü turnuvada, 2007 yılında henüz 24 yaşındayken tenisi bırakıp, bu yıl kortlara yeniden dönen, 2005 yılının ABD Açık Şampiyonu Clijsters, TSİ sabaha karşı numaralı seribaşı Danimarkalı Caroline Wozniacki'yi 7-5 ve 6-3'lük setlerle 2-0 yenerek, tek bayanlarda şampiyon oldu. Bir buçuk yıl önce ilk çocuğunu dünyaya getiren ve kortlara döndükten sonra katıldığı henüz 3. turnuvada şampiyon olan 26 yaşındaki tenisçi, böylelikle ABD Açık'taki ikinci tekler zaferine ulaştı. 1980 yılında Wimbledon şampiyonu olan Evonne Goolagong Cawley'den sonra, doğum yaptıktan sonra bir ''Grand Slam'' kazanan ilk tenisçi olan Clijsters, özel davetiyeyle katıldığı bir ''Grand Slam''i kazanan ilk raket unvanını da elde etti. ABD Açık'ta son yılın tek bayanlar şampiyonları şöyle: 2009 Kim Clijsters 2008 Serena Williams 2007 Justine Henin 2006 Maria Sharapova 2005 Kim Clijsters -TEK ERKEKLERDE FİNALİN ADI FEDERER VE DEL POTRO- Tek erkeklerde TSİ dün akşam yapılan yarı final maçları sonucunda, finalin adı belli oldu. Kariyerinde Avustralya Açık, Wimbledon, Roland Garros, de ABD Açık şampiyonluğu bulunan numaralı seribaşı İsviçreli Roger Federer, numaralı seribaşı Sırp Novak Djokovic'e 7-6 (3), 7-5 ve 7-5'lik setlerle 3-0 üstünlük sağlayarak, adını finale yazdırdı. Avustralya Açık, Fransa Açık (Roland Garros) ve Wimbledon şampiyonluğu bulunan, ancak dizlerindeki sakatlık nedeniyle bir süredir kortlardan uzak kalan numaralı seribaşı İspanyol Rafael Nadal ise numaralı seribaşı Arjantinli Juan Martin del Potro'ya 140 dakika süren  maçta 6-2'lik üç setle 3-0 yenilerek, turnuvadan elendi. Bu durumda, TSİ bu geceki tek erkekler finali, Federer ve Del Potro arasında yapılacak. 565647 Şampiyonlar Ligi'nde perde açılıyor 'nde perde açılıyor Futbolda ’nın kulüpler bazında bir numaralı organizasyonu olan ’nde, 2009-2010 sezonu yarın ve çarşamba günü gruplarda yapılacak ilk hafta maçlarıyla başlayacak. (B) Grubu’nda ’nin ’nın CSKA ve ’nın Wolfsburg takımlarıyla eşleşen ilk maçını yarın ’da Manchester United takımıyla yapacak. Dörderli ayrı grupta toplam 32 takımın katılımıyla gerçekleştirilecek ligde, gruplarında ilk sırayı alacak takımlar 2. tura yükselecek. Grup üçüncüleri yoluna UEFA ’nde devam edecek, son sıradaki takımlar ise bu sezon için Avrupa defterini kapatacak. "Devler Ligi"nde bu sezonun final karşılaşması ’nın başkenti Madrid’deki Santiago Bernabeu Stadı’nda, 22 Mayıs 2010’da oynanacak.         GRUPLAR          UEFA Şampiyonlar Ligi’nde gruplarda yer alan takımlar şöyle:          (A) Grubu: (Almanya), (İtalya), (Fransa), Maccabi Hayfa (İsrail)          (B) Grubu: Manchester United (İngiltere), CSKA Moskova (Rusya), Beşiktaş (Türkiye), Wolfsburg (Almanya)          (C) Grubu: (İtalya), (İspanya), Olympique (Fransa), Zürih (İsviçre)          (D) Grubu: (İngiltere), Porto (Portekiz), (İspanya), (Kıbrıs Kesimi)          (E) Grubu: (İngiltere), Olympique (Fransa), (İtalya), Debreceni (Macaristan)          (F) Grubu: (İspanya), Inter (İtalya), Dinamo (Ukrayna), Rubin Kazan (Rusya)          (G) Grubu: (İspanya), Glasgow Rangers (İskoçya), (Almanya), Unirea (Romanya)          (H) Grubu: (İngiltere), (Hollanda), (Yunanistan), Standard Liege (Belçika)          İLK HAFTA MAÇLARI          UEFA Şampiyonlar Ligi’nde gruplarda ilk hafta maçlarının programı şöyle:          Yarın          -----          (A) Grubu:          Juventus (İtalya) Bordeaux (Fransa)          Maccabi Hayfa (İsrail) Bayern Münih (Almanya)          (B) Grubu          Wolfsburg (Almanya) CSKA Moskova (Rusya)          Beşiktaş (Türkiye) Manchester United (İngiltere)          (C) Grubu:          Zürih (İsviçre) -  Real Madrid (İspanya)          Olympique Marsilya (Fransa) Milan (İtalya)          (D) Grubu:          Chelsea (İngiltere) Porto (Portekiz)          Atletico Madrid (İspanya) APOEL (Kıbrıs Rum Kesimi)          16 Eylül Çarşamba          -----------------          (E) Grubu:          Liverpool (İngiltere) Debreceni (Macaristan)          Olympique Lyon (Fransa) Fiorentina (İtalya)          (F) Grubu:          Inter (İtalya) Barcelona (İspanya)          Dinamo Kiev (Ukrayna) Rubin Kazan (Rusya)          (G) Grubu:          Stuttgart (Almanya) Glasgow Rangers (İskoçya)          Sevilla (İspanya) Unirea (Romanya)          (H) Grubu:          Olympiakos (Yunanistan) AZ Alkmaar (Hollanda)          Standard Liege (Belçika) Arsenal (İngiltere)" 565450 Türkiye ve Amerikan işadamları iftarda buluştu Türk ve Amerikalı İş adamları Derneği'nin (TABA) Levent'teki Movempick Otel'de düzenlediği iftar yemeğine Amerika'nın İstanbul Başkonsolosu Sharon Wiener, TABA'nın Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Terzioğlu, TABA'nın eski Yönetim Kurulu Başkanı Zeynel Abidin Erdem ile çok sayıda Amerikalı ve Türk iş adamı katıldı. Canlı fasıl müziği eşliğinde oruçlarını açan katılımcılar dua etti. İftar yemeğinin ardından Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Alkan, tarihi Hicaz Demiryolu'nun canlandırılması ile ilgili sinevizyonda sunum yaptı. Demiryolunun inşası sırasında, maliyetinin Osmanlı Devleti'nin bütçesinin yüzde 18'ine tekabül ettiğini belirten Alkan, Şam-Hayfa ve Medine arasındaki yolun 1716 kilometre olduğunu söyledi. Hicaz Yolu'nu canlandırmak için projeye start verdiklerini anlatan Alkan, "Bunun için Marmaray'ı ve İstanbul Ankara arasındaki hzıl tren projesini gerçekleştiriyoruz. Ancak bu önemli projeye hayat vermek için demiryolunun geçtiği diğer ülkelerin de taşın altına ellerini koyması gerekiyor. Bu projenin tamamlanması diğer ülkelerin katkısı olmadan mümkün değil." ifadelerini kullandı. Alkan, projenin tamamlanması durumunda Medine ile İstanbul arasının trenle 12 saate ineceğini vurguladı. 566070 Antalya'da El Bombaları bulundu Antalya'da bir arazide 70'e yakın el bombası bulundu. Antalya'nın Manavgat İlçesi yakınlarında bir arazide 70'e yakın el bombası bulunduğu bildiriliyor. Bombalarla ilgili güvenlik güçlerinin bölgede araştırma başlattığı belirtiliyor. 565069 Çukurca'da terörist öldürüldü Alınan bilgiye göre, ilçeye bağlı Kavşak köyü Kazan Vadisi'nde terör örgütü PKK mensuplarına karşı sürdürülen operasyonlarda bugün terörist daha silahlarıyla birlikte ölü ele geçirildi. günden bu yana sürdürülen operasyonlarda ölü ele geçirilen terörist sayısı 8'e yükseldi. Kazan Vadisi'ndeki operasyonların devam ettiği bildirildi. 565314 Dev adamlar finale inandı Lodz kentinde, konakladıkları Andel's Otel'de basın mensuplarına açıklama yapan Ömer Onan, bugün karşılaşacakları Sırbistan'ın genç bir ekip olduğunu söyledi. Sırbistan'ın yeni bir jenerasyon oluşturmaya çalıştığına işaret eden Onan, "Çok tecrübeli bir koçları var. Makine düzeninde oynuyorlar. Biz de çok iyi durumdayız. Kendimize zaten inanıyorduk ama bu galibiyetler sonrası müthiş bir özgüven geldi. Rakip kim olursa olsun, artık hep kendi oyunumuzu sahaya yansıtmak istiyoruz." dedi. Sırbistan'ı, iyi savunmayla oyun düzenlerini bozarak yenebileceklerini kaydeden Ömer Onan, şöyle devam etti: "Pota altında farkımızı gösterebilir ve uzunlarımızı iyi kullanabilirsek sonuca gideriz. Ayrıca geldiğimiz noktada artık dağılmıyoruz. Geriye düşsek bile, takım kenetleniyor ve sertleşiyor. Eskiden sayı geriye düşsek, oyundan kopar fark 20 sayı olurdu. Ayrıca hızlı hücumlardan sayılara izin vermiyoruz. Bizi yenmek zorlaşıyor. Sırbistan da bize hızlı hücumlardan sayı atamazsa sete sette skorun çok yüksek olacağını zannetmiyorum." İspanya karşısında sergilediği performansla alkış toplayan Semih Erden ise takım olarak iyi motive olduklarını dile getirdi. Semih, ilk maçı kazanmış olmalarını da değerlendirdi: "Zor rakipler vardı ama biz iyi motive olmuştuk. Bu, ileriki maçlara da yansıyacak. Şimdi rakibimiz Sırbistan. Zor bir maç olacak, kolay karşılaşma yok. Bunun da üstesinden geleceğiz." Milli Takım'ın başarılı uzunlarından Oğuz Savaş da takım olarak Polonya'ya iyi bir havayla geldiklerini ve maçlarını kazandıkça da özgüvenlerinin çok üst bir seviyeye çıktığını ifade etti. Başbakan, 12 Dev Adam'ı kutladı 36. Avrupa Erkekler Basketbol Şampiyonası'nda çeyrek finale çıkmayı garantileyen basketbolcularımızı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kutladı. Telefonla Hidayet Türkoğlu ile Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel'i arayan Başbakan Erdoğan, basketbolcularımızı gösterdikleri başarıdan dolayı tebrik etti. Önce Hidayet Türkoğlu'nu arayan Başbakan, "Teşekkür ederim. Dört galibiyet aldınız. Şimdi sizden beşinciyi bekliyoruz. Durmak yok, yola devam." diye konuştu. Aziz Yıldırım'dan Semih'e tebrik Milli Takım'ımız, 36. Avrupa Erkekler Basketbol Şampiyonası ikinci tur ilk maçında İspanya'yı yenerken karşılaşmanın yıldızı Semih Erden oldu. Fenerbahçe Ülker'in sporcusunu, Sarı-Lacivertli kulübün başkanı Aziz Yıldırım da unutmadı. Semih'i telefonla arayan Başkan Aziz Yıldırım, genç yıldıza tebriklerini iletti. Milli Takım antrenörü Bogdan Tanjeviç de Pau Gasol'u durduran genç oyuncusuna övgüde bulundu. 566669 75 yaşındaki kadının cesedi bulundu 75 yaşındaki kadının cesedi bulundu 14.09.2009 19:00İstanbul Silivri'deki sel sırasında kaybolan 75 yaşındaki kadının cesedi bulundu. Silivri Belediyesinden yapılan yazılı açıklamada, yaşanan sel felaketinde kaybolan 75 yaşındaki Hikmet Pekgürbüz isimli kadının cesedinin, Selimpaşa Denizkent Sitesi'ndeki bir evin bahçesinde bulunduğu bildirildi. Açıklamada, Eylül tarihinde Silivri ve Selimpaşa'da yaşanan taşmalarda sele kapılarak kaybolan 75 yaşındaki Pekgürbüz'ün cesedine, çevreden gelen kötü koku şikayetleri üzerine bölgede incelemede bulunan Silivri Belediyesi ve Silivri Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, selle sürüklenen eşyaların arasında ulaşıldığı kaydedildi. Açıklamada, günlerdir suda kalması nedeniyle şişmiş cesedin, Adli Tıp Kurumu'na gönderildiği de belirtilerek, aile bireyleri tarafından kimlik tespiti yapılan Pekgürbüz'ün cenazesinin yarın ikindi namazına müteakiben Karacaahmet Mezarlığı'na defnedileceği bildirildi. 566478 Psikologtan 'iyileştiren şarkılar' "İyileştiren Şarkılar" isimli albümüne parça seçerken her birinin farklı yönlerini ele alan Erdem, albümdeki çalışmalardan bazılarının güzel sesinin, bazısının sözlerinin, bazılarının da müziklerinin faydalı olduğunu söyledi. Cenk Erdem albümü, "Keşke dünyanın bütün şarkılarını toplayıp onu iyileştirebilseydim." dediği, genç yaşta kaybettiği teyzesi Semiha Çiçekseven'e ithaf emiş. Albümün grafik çalışması ise Kanada'da yaşayan heykeltraş kardeşi R. Can Erdem'e ait. Psikolog Erdem, bu albümün iki kardeşin teyzelerine hediyeleri olduğunu söylüyor. Uzmanlara göre insanın en mutlu olduğu dönemin ana rahmindeki zamanlar olduğunu aktaran Erdem, mutlulukla özdeşleştirilen kalp atışlarının, tempolu şarkıların sevilmesinde etkili olduğunu söylüyor. Cenk Erdem albümde birbirinden farklı birçok şarkının, birçok duyguyu yaşatarak terapi etkisi yaptığı görüşünde. "İyileştiren Şarkılar" derlemesindeki şarkılardan bazıları son yılların Grammy ödüllü en iyi soul vokallerinden Amy Winehouse, düğünlerin ve özel günlerin vazgeçilmez şarkısıyla Elvis Costello ve She, Sting'in şarkısı Shape of My Heart, İngiltere'de 2008'in numarası Duffy ve Mercy gibi müzik dünyasının en ünlü isimlerinin eserlerinden oluşuyor. 566947 "Ermenistan" açılımında kritik gün Ermenistan ile varılan mutabakat çerçevesinde iç siyasi istişare süreci Eylül'de başladı. Davutoğlu bugüne kadar sadece Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin ile görüştü. Dışişleri Bakanı, bugün saat 12:45'te Saadet Partisi'ne gidecek. 14:00'te ise CHP Genel Merkezi'nde olacak. CHP lideri Deniz Baykal ile görüşecek. Davutoğlu'nun bugünkü son görüşmesi 15:30'da Genel Başkanı Masum Türker ile. Ahmet Davutoğlu, yarın da ve DP'ye Ermenistan ile varılan mutabakatı anlatacak. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 'den de randevu talep etmiş, de talebe olumlu yanıt vermişti. Ancak programlar uymadığı için görüşme henüz gerçekleşemedi. 566527 Önder ameliyat oldu! (A) Milli Futbol Takımı'nın Bosna Hersek ile yaptığı maçta parmağı kırılan sarı-lacivertli futbolcu, Acıbadem Hastanesi'nde 1,5 saat süren bir operasyon geçirdi. Doç. Dr. Ufuk Nalbantoğlu tarafından, sol el tarak kemiğindeki kırığın vidayla onarımı gerçekleştirilen Önder'in, bugünü hastanede geçireceği bildirildi. Fenerbahçe Futbol Takımı Doktoru Ertuğrul Karanlık, Önder'i ameliyat sonrasında ziyaret etti. Kulübün internet sitesinde yapılan açıklamada, sarı-lacivertli futbolcuya geçmiş olsun dileklerinde bulunularak, ''En kısa sürede sağlığına kavuşmasını diliyoruz'' denildi. 565822 Almanya ve Avrupa'nın en büyük otomotiv modifiye şirketini Türkler işletiyor Bayburtlu Abdurrahman ve Ulvi Keskin kardeşlerin, Almanya'nın Mannheim kenti yakınlarında sahibi olduğu şirket, araba lastiği, cant ve benzeri ürünler imal ediyor. Yaklaşık 30 yıl önce Bayburt'tan Almanya'ya giden Keskin ailesi, bisiklet lastiği ve jantlarıyla işe başlayan işlerini büyüterek, Almanya ve Avrupa'nın en lüks jantlarını üretmeye başladılar. 1995 yılında, ''Keskin Tuning'' adıyla Almanya ve Avrupa'da lüks sınıfa hitap eden jantlarını üretmeye başlayan Keskin, daha sonra, lüks sınıf jant ve lastikte rakipsiz bir konuma ulaştılar. Sadece lüks sınıfa yönelik jant üretmekle kalmayan Keskin ailesi, daha sonra, orta sınıfın da satın alabileceği ve çocukluklarının geçtiği köylerinin eski ismi olan ''Mam'' jantlarını da imal ederek satışına başladılar. İlk lastik üretiminde, Güney Kore teknolojisini kullanan Keskin, daha sonra kendi teknolojilerini geliştirdiler. Keskin kardeşler, Bayburt yöresinin beğenilen yemeği olan Ziron'u, Almanca'da telaffuz edildiği şekliyle ''Syron'' olarak çevirerek, Syron marka lastikleri tüm dünyaya satmaya başladılar. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in, Mannheim'daki şirketlerini ziyaret ettiği Syron lastikleri, özellikle performans alanında en çok tutulan lastik sınıfı arasında yer alıyor. 565802 Tehlike Afrika'yı Seviyor Afrika'nın güneyinde Ebola virüsüne benzeyen ve bulaştığı kişilerin yüzde 80'inde ölüme yol açan yeni bir virüs belirlendi. İlk olarak 2008 yılında Güney Afrika'da görülen virüse ilişkin detaylar, Amerika Birleşik Devletleri'nin San Francisco kentinde düzenlenen tıp konferansında ele alındı. Nivesh Sewlall adlı Güney Afrikalı doktorun açıklamasına göre, virüs bulaşan ilk kişinin yanı sıra tedavisiyle ilgilenen kişi öldü. "Lujo" adı verilen bir virüs Johannesburg'daki hastanede bir hemşireye de bulaştı. Ancak aralarında Hepatite karşı kullanılan ilaçların da bulunduğu "şok tedavi" sayesinde hemşire bir yıl içinde iyileşti. İlk semptomları yüksek ateş, ağrı ve şiddetli ishal olan virüs, ilerleyen aşamalarda deri lezyonları ve başta karaciğer olmak üzere organların iflasına yol açıyor. 565896 Efes Pilsen'in yeni transferi Santiago sağlık kontrolünden geçti 'in yeni transferi Santiago sağlık kontrolünden geçti Beko Ligi’nde geçtiğimiz sezon şampiyonluğu kazanan ’in yeni yabancı transferi Daniel Santiago ’nin ilçesindeki özel bir hastanede sağlık kontrolünden geçti. Efes Pilsen Basın Sorumlusu Cenk Araştıran ile birlikte Anadolu Sağlık Merkezi’ne gelen yeni transfer Daniel Santiago dahiliye, kardiyoloji, kulak-burun-boğaz, efor testi bölümlerinde muayene oldu ve tıbbi tahlil analizleri yapıldı. ’nın takımından transfer edilen 33 yaşında, 2,16 santimetre boyundaki Porto Rikolu oyuncu, pivot olarak görev yapıyor. Efes Pilsen’de forma giyecek olmanın kendisini heyecanlandırdığını söyleyen Daniel Santiago, Efes Pilsen’in ’nın en güçlü takımlarından biri olduğunu belirtti. Efes Pilsen’de oynamanın kendisi için büyük onur olacağını ifade eden Santiago, şöyle dedi: "Efes Pilsen’e karşı daha önce oynamıştım ve seyirci atmosferini biliyorum. Hedefleri büyük olan bir takımda oynamak da beni heyecanlandırıyor. Efes Pilsen’in şampiyonu olmasını istiyorum ve ben de elimden geleni yapacağım." ’u da çok beğendiğini söyleyen Santiago, ’nin Avrupa Şampiyonası’ndaki durumu ile ilgili olarak da, "Türkiye çok başarılı bir takım. Eski takım arkadaşım ’yı ve ’nu biliyorum. Yeni takım arkadaşlarım ve Ender Arslan ise çok başarılılar. Türkiye’nin de başarılı olacağına inanıyorum" diye konuştu. 566696 Erzurum'da futbolcular valiliğe yürüdü Kulübün borçları nedeniyle maçlara kendi imkanlarıyla çıktıklarını söyleyen futbolcular, Erzurum Havalimanı yolu üzerinde bulunan kulüp tesislerinde bir araya geldikten sonra Valilik binasına doğru yürüyüşe geçti. Spordan sorumlu Vali Yardımcısı Mehmet Gök ile makamında görüşen futbolcular, ardından Vali Sami Bulut ile bir araya geldi. Kendi araçlarıyla maçlara gittiklerini, mağdur olduklarını ifade eden futbolcular, Valiliğin desteğine ihtiyaç duyduklarını belirtti. Erzurum Valisi Sami Bulut da futbolculara gereken desteği, imkanlar ölçüsünde vermeye çalışacaklarını bildirdi. 566459 Ergenekon tutuklularına bayramda açık görüş Ergenekon tutuklularına bayramda açık görüş İSTANBUL (AA) Adalet Bakanlığı, cezaevlerinde Ramazan Bayramı dolayısıyla 21-27 Eylül tarihleri arasında açık görüş yapılacağını duyurdu. Basın mensupları tarafından takip edilemeyecek açık görüşten Silivri Ceza İnfaz Kurumları'ndaki ve no'lu tipi cezaevlerinde kalan Ergenekon tutuklu sanıkları da yararlanacak. Cumhuriyet başsavcılıklarına genelge gönderen Adalet Bakanlığı, hükümlü ve tutukluların ziyaret edilmeleri hakkındaki yönetmeliğin ikinci bölümünde "Bayramlarda ve özel günlerde açık görüş" alt başlıklı 15. maddesi gereğince kapalı ceza infaz kurumlarında Ramazan Bayramı dolayısıyla belirtilen günlerde açık görüş yaptırılacağını ifade etti. Genelgeye göre, Adana Tipi, Ankara ve Nolu Tipi, Alana Tipi, Antalya ve Tipi, Aydın Tipi, Bursa Tipi, Çorum Tipi, Denizli Tipi Diyarbakır Tipi, Gaziantep Tipi, Hatay Tipi, İzmir Buca Kapalı, Maltepe 1, ve Nolu Tipi, Mersin Tipi, Muğla Tipi, Metris ve Nolu Tipi, Ümraniye ve Tipi, Silivri 3, 4, 5, 6, ve Nolu Tipi Kapalı cezaevlerinde açık görüş olacak. Ağır ceza merkezi ve müdürü bulunan cezaevlerinde 21-25 Eylül, müdürü bulunmayan cezaevlerinde de 21-23 Eylül tarihleri arasında açık görüş yapılacak. Kınama cezası dışında disiplin cezası almış ve bu cezası kaldırılmamış hükümlü ve tutuklular ise açık görüşten yararlanamayacak. Bakanlık, adli suçlardan hükümlü ve tutuklular ile örgütlü suçlardan hükümlü ve tutuklular için ayrı gruplar oluşturulmasını ve bu grupların aynı zamanda, aynı görüş yerinde birlikte bulundurulmamasına özen gösterilmesini istedi. Hükümlü ve tutuklular, sadece anne, baba, eş, çocuk, torun, büyükanne, büyükbaba ve kardeşleriyle görüştürülecek. Ayrıca ziyaretçilerin akrabalık durumlarını nüfus idarelerinden ya da ilgili konsolosluklardan belgelendirmeleri istenecek. Genelgede, "Kamuoyunda yanlış anlaşılma, tartışma ve polemiklere neden olduğundan kapalı ceza infaz kurumlarında açık görüşü izlemek, röportaj yapmak, görüntülemek veya fotoğraf çekmek üzere başvuruda bulunan yazılı ve görsel basın kuruluşları ile mensuplarına izin verilmeyecektir." ifadeleri kullanıldı. 566268 Davutoğlu DSP lideri Türker'le görüşecek Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Ermenistan Protokolü” ve “Kafkaslar’daki gelişmeler” konusunda bilgi vermek üzere TBMM’de grubu bulunan ve seçimlerde yüzde oy oranını geçen siyasi parti genel başkanlarından randevu talep etmişti. DSP Genel Başkanı Türker, daha önce katıldığı bir televizyon programında AKP’nin dış politikada teslimiyetçi davrandığını söylemiş, “Türkiye, Azerbaycan’ı tedirgin etmeyecek bir yaklaşım içinde olmalı. ‘Ermenistan açılımı’ adı altında yaşanan olaylar, Türkiye dış politikası açısından olumsuzdur” demişti. Türker’in Bakan Davutoğlu’na bu çekincelerini bildirmesi bekleniyor. 565868 Ukraynalı Bakan: "İçerim de küfür de ederim" Ukrayna İçişleri Bakanı Yuriy Lutsenko, “Tonisö adlı televizyon kanalında katıldığı programda, adının karıştığı skandalla ilgili soruları yanıtladı. "Ben de, her normal erkek gibi içki içiyorum ve küfür ediyorum" diyen Bakan, "Bazen bu konularda aşırıya kaçtığım da oluyor" dedi. Frankfurt Havaalanı'nda oğlu ile birlikte içkili vaziyette olay çıkarttığı iddia edilen ve Alman polisi tarafından gözaltına alınan Lutsenko, gelen baskıların ardından istifa etmiş ve hükümet tarafından konuyla ilgili soruşturma tamamlanıncaya kadar görevden uzaklaştırılmıştı. 565263 'Bayram kredisi için çalışmayın' Birlik Başkanı Nazım Kaya, "Tatil amaçlı kredileri kullanan tüketici 3-5 günlük bir mutluluk yaşıyor, bedelini bir yıl boyunca ödüyor. Kısa süreli mutluluk için bir yıl çalışmak mantıklı değil." dedi. 565304 Aya İrini'de 62 yaşında bir çocuk vardı Avustralyalı usta piyanist David Helfgott'u izlerken bu manzara berrak bir hal alıyor. Piyanonun başındayken sanatına hayran bıraktıran bu adam, biraz sonra sahnede sağa sola koşturunca kendinizi şaşkınlıktan gülümserken buluyorsunuz. Helfgott, hayatındaki uçlara savruluşu, konserine gelenlere de yaşatıyor. Konserleri biraz da bu yüzden eşsiz zaten. Hem 62 yaşında bir 'çocuğun' heyecanla oradan oraya koşturmasını izliyor hem de delilikle dâhilik arasında savrulan bir müzik tutkununun yaşadıklarını düşünüyorsunuz. Hayatı, Oscar ödüllü 'Shine' filmine konu olan David Helfgott, Türkiye'deki ilk konserini önceki gün Aya İrini Müzesi'nde verdi. Artık hatırlamak istemediği çocukluk dönemlerinde babası tarafından tahakküm altına alınan Helfgott, uzun yıllardır yeteneğini özgürce sergileyebiliyor. Tabii ki bedelini ödeyerek... Aşırı kontrol altındaki yıllardan sonra, tıpkı Yunan mitlerinde rastgelinecek bir babaya başkaldırıyla gelen Londra Kraliyet Akademisi günleri... Ruhunun taşkınlığını aklı daha fazla taşıyamaz David'in. Bir gün, 'son büyük romantik' Rachmaninoff'un 40 dakika süren 3. Piyano Konçertosu'nu eksiksiz çaldığı konser sonrası aklı ondan uzaklaşır. 10 yıllık bu ayrılık süresi hastanede tedaviyle geçer. Onu yeniden hayata döndüren ise ikinci eşi Gillian Murray olur. Şizofreniyle mücadelesi devam etse de, yanında Gillian vardır artık. Tıpkı kedileri gibi Gillian da onu karşılıksız sevmiştir. Babasında olduğu gibi bir beklenti yoktur onda. Aya İrini'nin kubbesi altında Helfgott'un parmaklarını izlerken, onun hayatı ile müziği paralel 'takip' etmek, romantiklerin eserlerine başka bir anlam katıyor. Helfgott, Rachmaninoff'la selamladığı sevenlerine Mendelssohn ve tabii ki Chopin ile Liszt'ten de ses verdi. Helfgott'un konseri, tıpkı hayat gibi, yekpare bir çizgide akıp geçmiyor. Gücü, melankoliyi, hayal kırıklığını, dinginliği, coşkuyu, korkuyu, heyecanı, şaşkınlığı ve hayreti.. hayatı şekillendiren tüm duyguları, kulağınızdan ruhunuza yol bularak iki saat diliminde size yaşatıyor. Her arada ayağa kalkması ve sahneden uzanarak selamlaşması da bildik bir şey zaten. Helfgott konserinde önden yer 'kapmanın' güzelliği de burada. Onunla selamlaşabilir ve adınızı söyleyebilirsiniz. 565317 Denizli'nin Beşiktaş'taki geleceği tehlikeye girdi Derbide sahaya sürdüğü kadro seçimi ve oyun içinde yaptığı değişikliklerle eleştirilen tecrübeli hocanın geleceğini, yarın Şampiyonlar Ligi'nde oynanacak Manchester United maçının belirleyeceği ifade ediliyor. Ayrıca Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi Grubu ilk maçında yarın sahasında İngiliz ekibi Manchester United ile oynayacağı karşılaşmayı, İtalyan hakem Nicola Rizzoli yönetecek. Bu arada Turkcell Süper Lig'de Galatasaray ile yaptığı derbi maçını 3-0 yitirerek rakibinin puan gerisine düşen Beşiktaş, elindeki forvet oyuncularına rağmen gol noktalarında yaşadığı sıkıntıyla dikkat çekiyor. Kadrosunda Nobre, Bobo, Holosko ve Nihat gibi forvet oyuncularını bulunduran Beşiktaş, bu sezon gol noktalarında büyük sıkıntı yaşıyor. Ligin 5. haftasında ilk yenilgisini alan Siyah-Beyazlı takım, iyi futboluna rağmen gol atamayınca istediği puanları alamıyor. Öte yandan, Beşiktaş'ın salı günü Şampiyonlar Ligi'nde konuk edeceği Manchester United dün İstanbul'a geldi. 566671 Bayramda köprü ve otoyollar ücretsiz Bayramda köprü ve otoyollar ücretsizHükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı 'nda otoyollar ile Boğaz köprülerinden ücretsiz geçiş imkanı sağlanacağını bildirdi Çiçek, toplantısından yaptığı açıklamada, arife günü olan 19 Eylül Cumartesi gece yarısından başlayarak 22 Eylül gece yarısına kadar oto yollar ve boğaz köprülerinden ücretsiz geçiş sağlanacağını söyledi. Bakanlar Kurulu toplantısında, bayramın birinci günü olan 20 Eylülden 22 Eylül gece yarısına kadar belediyelerle bunların kurdukları işletmelerce yürütülen toplu taşım hizmetlerinde de kolaylık sağlanmasına ilişkin karar alındığını da ifade etti. Devlet ve bağlı müesseselerde çalışan işçilere her yıl ödenen ilave tediyelerin her yıl iki taksitte ödendiğini hatırlatan Çiçek, ilk taksitin bayramdan önce, 17 Eylül 2009'da ödeneceğini, diğer yarısının ise 25 Kasım 2009'da ödeneceğini bildirdi. Kürt açılımıyla ilgili olarak soruları cevaplayan Cemil Çiçek, 'deki kapalı oturumun gerikrse açık yapılacağını söyledi. 566255 AB krizden çıkacak ama küçülme sürecek Geçici ekonomik tahminler raporunu yayımlayan AB Komisyonu, durgunluktan çıkış müjdesi yanında "Belirsizlik hüküm sürüyor. Toparlanma çok kısa vadede ortaya çıkarak sürpriz yapsa bile bunun sürdürülebilirliğini görmek gerekiyor" uyarısında bulundu. AB'ye göre bu yıl Avro Bölgesinin önde gelen ekonomilerinden Almanya'da yüzde 5,1, İtalya'da yüzde 5, Hollanda yüzde 4,5, İspanya yüzde 3,7 ve Fransa yüzde 2,1 küçülecek. AB Komisyonu'nun raporunda Avro Bölgesinin dışında kalan İngiltere'nin de yüzde 4,3 küçülmesi beklenirken, Polonya'nın bu yıl yüzde büyüyeceği tahmin edildi. 565983 Trabzonspor'da ara vermek yok Teknik direktör Hugo Broos yönetiminde yapılan antrenmana izinli olan Song, sakatlıkları bulunan Yattara, Zafer Yelen ile milli takım kampından henüz dönmeyen Tjikuzu katılmadı. Kulüp asbaşkanı Hayrettin Hacısalihoğlu, geçen hafta perşembe günü gelmesi beklenen Tjikuzu'nun geciktiğini ve yönetmeliklere göre bu futbolcuyu para cezası vereceklerini söyledi. Namibyalı oyuncunun yarın akşam Trabzon'da olmasının beklendiği kaydedildi. İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında 90 dakika forma giyen oyuncular hafif bir koşu yaparak idmanı tamamlarken diğer oyuncular yarı sahada çift kale maç yaptı. Dünkü maçta gol atan savunma oyuncusu Egemen Korkmaz'ın küçük kızı Ezginaz, idmanda neşe kaynağı oldu. Trabzonspor, yarın yapacağı antrenmanla Antalyaspor maçının hazırlıklarını sürdürecek. 565691 İstanbul'da yarın 72 cami sabaha kadar açık Kur'an-ı Kerim'in indirilmeye başlandığı Hz. Muhammed'e elçilik görevinin verildiği gece olarak, her yıl ayının 27'nci gününde kutlanan "Kadir Gecesi" yarın gece kutlanacak. Bu gecede mevlitler okunacak, dualar edilecek, televizyonlar bazı camilerden canlı yayınlar yapacak. Diyanet İşleri Başkanlığı bu yıl, Kadir Gecesi'nde vatandaşların kolay ulaşabileceği ve halkın yoğunlukla ziyaret ettiği yurt çapındaki bin 194 camiyi, ibadet etmek isteyenler için sabaha kadar açık tutacak. İstanbul'da Sultan Ahmet, Eyüp Sultan, Fatih, Hırka-i Şerif, Süleymaniye, Beyazıt, Yıldız Hamidiye, Mecidiye, Sinan Paşa, Yuşa, Yakuplu Merkez, Bezm-i Alem Valide Sultan, Sümbül Efendi, Ayazma, Hoca Ali Rıza camilerinin aralarında bulunduğu 72 camide vatandaşlar sabaha kadar ibadet edebilecek. 564982 Bursaspor: Fenerbahçe: Fenerbahçe Bursaspor'u yenerse, hem 23 deplasman maçından sonra ilk kez kez üst üste dış sahada kazanmış olacak, hem de 45 yıl sonra lige en iyi başlangıcını yapacak. Bursaspor sınavı, Fenerbahçe için hem ligin en zor maçlarından biri olması açısından hem de tarihi anlamda önem taşıyor. Sarı-lacivertliler Bursa'dan puanla dönerse 23 deplasmandan sonra, ilk kez dışarıda üst üste maç kazanacak. Ayrıca 64-65 sezonundan bu yana lige en iyi başlangıcını yapmış olacak. Fenerbahçe, deplasmandaki son başarılı grafiğini Zico döneminde, 2007-08 sezonunda yakalamıştı. Kanarya sezonun 14'üncü haftasında Denizlispor'u 1-0, 16'ncı haftada Gençlerbirliği'ni 2-1, 19'uncu Gaziantep'i 5- 0, 20'nci haftada Sivas'ı 4-1 ve 22'nci haftada Çaykur Rize'yi 4-2 mağlup ederek üst üste deplasman maçından galibiyetle ayrılmıştı. Bu serinin bitiminden, bu sezonun ilk deplasman galibiyeti olan Denizli maçına kadar, dışarıda yapılan 23 karşılaşmada Fenerbahçe üst üste galibiyet alamadı. Denizli ve Diyarbakır'dan sonra Bursa'dan da puanla dönülürse başarısız grafik sona ermiş olacak. Öte yandan Fenerbahçe, 1964- 65'ten bu yana ligin ilk haftasında galibiyet alamadı. Sarı-lacivertliler, sezon Beykoz'u 4-1, Feriköy'ü 5-0, Altınordu'yu 5-0, İzmir'i 5-0 ve İstanbul'u 2-0 mağlup etmişti. Bursa'dan alınacak galibiyet, Kanarya'nın 45 sezon sonra en iyi startı yapmasını sağlayacak. ÖZEL ÇALIŞMA F.Bahçe Teknik Direktörü Daum, Bursaspor'un bu sezon karşılaştıkları en ciddi rakip olduğu konusunda oyuncularını uyararak, takımına "Öncelikle savunma" emri verdi. Ligde maçta gol atan Timsahlar'ın bu gollerinin 4'ünü duran toplar sonucu kafayla atması, savunmanın önemini daha da artırıyor. Alman hoca son idmanda defans oyuncularını özel olarak çalıştırdı. Turkcell Süper Lig'deki Bursaspor-Galatasaray maçının hakem ve takım kadroları şöyle: Stat: Atatürk Hakemler: Deniz Çoban, Baki Tuncay Akkın, Volkan Narinç Bursaspor: İvankov, Ali Tandoğan, Ömer Erdoğan, Zapotocny, Yenal, Ergic, Batalla, Hüseyin Çimşir, Volkan, Sercan, Turgay Fenerbahçe: Volkan Demirel, Lugano, Roberto Carlos, Vederson, Kazım, Guiza, Alex, Cristian, Bilica, Mehmet Topuz, Gökhan Gönül 565789 Umut'un 5. hafta kaderi! Türkcell Süper Lig'de zor günler geçiren Trabzonspor'da forvet oyuncularından Umut Bulut, suskunluğunu İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında bozarak 105 gündür süren gol orucunu sonlandırdı. Gol atmak için adete ligin 5. haftasını bekleyen Umut Bulut, geçtiğimiz sezonda ilk golünü ligin 5. haftasında atmıştı. 2008-2009 sezonunda Ankaraspor, Ankaragücü, Denizlispor ve Beşiktaş kalelerini boş geçen golcü oyuncu, ligin 5. haftasında Antalyaspor kalesini maçın 77 dakikasında havalandırmıştı. Golcü oyuncu bu tablonun bir benzerini bu sezon yaşadı. Sivasspor, Diyarbakırspor, Manisaspor ve Bursaspor kalesini boş geçen Umut Bulut, 5. haftada İstanbul Büyükşehir Belediyespor karşısında patlama yaparak gol birden attı ve kendine geldi. Gol orucunu bozan oyuncu takımının galip gelmesinde büyük pay sahibi oldu. Umut Bulut, lig karşılaşmasında en son golünü 30 Mayıs 2009 Hüseyin Avni Aker Stadı'nda oynanan Trabzonspor'un Fenerbahçe'ye 2-1 mağlup olduğu karşılaşma da atarken, söz konusu tarihten bugüne kadar oynanan resmi müsabakalarda gol atma başarısı gösteremedi. Umut, bu sezon hazırlık müsabakasında Maastricht 6-0 mağlup edildiği karşılaşmada gol atabilmişti. 566067 Yarın Kadir Gecesi Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, ''Kadir Gecesi, insanın kendisine dönerek gaflet içinde geçirmiş olduğu günleri sorgulama, unutarak ve bilmeyerek işlediği hatalara tövbe etme ve af dileme, bir daha yapmama kararlılığını Allah'ın sonsuz rahmet ve mağfiretini umarak yineleme, insanların arasındaki sevgi ve bağışlamanın herkesi kucaklaması için bu yolda yeni adımlar atma zamanıdır'' dedi. Bardakoğlu, yarın kutlanacak Kur'an-ı Kerim'in Hz. Muhammed'e indirilmeye başlandığı gün olan Kadir Gecesi dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Manevi arınma ve yücelme, paylaşarak zenginleşme mevsimi olan Ramazan ayının son günlerini idrak ederken, 15 Eylül Salı'yı Çarşamba'ya bağlayan gecede, Kadir Gecesi'ne ulaşmanın heyecan ve mutluluğunun yaşanacağını belirten Bardakoğlu, Kur'an-ı Kerim'de ''Bin aydan daha hayırlı'' olduğu bildirilen Kadir Gecesi'nin insanlık için kurtuluş reçetesi olan Kur'an'ın indirilmeye başlandığı, esenliğin bütün dünyayı kuşattığı, dua ve tövbelerin kabul edildiği bir kutlu gece olduğunu ifade etti. Bütün insanlık için hidayet rehberi olan Kur'an-ı Kerim'in bu gecede indirilmeye başlanmış olmasının Kadir Gecesi'ni diğer bütün zaman dilimlerinden üstün kıldığını vurgulayan Bardakoğlu, ''Varlık ve varoluş bilgisinin ders kitabı, bütün kainatın özeti ve Allah'ın insanlara uzattığı kurtuluş halkası olan Kur'an'la değer kazanan Kadir Gecesi'nin kıymetinin bilinmesinin, ancak Kur'an'a gönülden yönelmek ve onun insanlığa sunmuş olduğu eşsiz mesajını okumak, anlamak ve yaşamakla mümkün olacağına işaret etti. Kur'an'ın anlaşılmak, fert ve toplum hayatına rehber olmak için gönderildiğini belirten Bardakoğlu, mesajında şunları kaydetti: ''Okumuş olduğumuz Kur'an'ı anlayarak hayatımıza yansıttığımızda Kur'an zaman bizlere şifa ve rahmet olacaktır. Çünkü Kur'an sadece bilgi kaynağı değil, aynı zamanda tüm insanlığa bir fırsat olarak sunulan yol haritasıdır. Fatiha'dan başlayıp, Nas suresiyle tamamlanan bu hayat rehberimiz bizi şirkten, zulümden ve her türlü nefsani sapmalardan sakındırmakta, Allah'a şeksiz iman ve tam bir teslimiyetin yolunu göstermekte, kutlu Nebilerin hayatından kıssalarla bugünümüze ölümsüz örnekler taşımaktadır. Ölümü ve ahireti hatırlatarak, hesabını verebileceğimiz bir hayatı yaşamanın uyarısını yapmaktadır. O, bizlere bir yandan oruç, namaz, zekat, hac ve dua gibi ibadetlerle Rabbimize yaklaşmanın, diğer yandan sabır, doğruluk, yardımlaşma, af, adalet ve merhamet gibi ahlaki erdemlerle donanarak örnek bir fert ve toplum olmanın bilincini aşılamaktadır. Onun insanlığın ufkunda yanan ışığı, her dönemde insanlığı aydınlatmaya devam edecek, taşımış olduğu değerler, getirmiş olduğu evrensel ilkeler her zaman taze ve yeni kalacak, yaptığı çağrı kıyamete kadar sürecektir. Kur'an bu üstün özelliklerine bizzat kendisi tanıklık etmekte ve tüm insanlığa 'Ey İnsanlar. İşte size Rabbinizden bir örgüt, kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet olan Kur'an geldi...'' şeklinde seslenmektedir.'' Mükafatların sınırsız olarak verildiği Kadir gecesinin, insanın kendisine dönerek gaflet içinde geçirmiş olduğu günleri sorgulama, unutarak ve bilmeyerek işlediği hatalara tövbe etme ve af dileme, bir daha yapmama kararlılığını Allah'ın sonsuz rahmet ve mağfiretini umarak yineleme, insanların arasındaki sevgi ve bağışlamanın herkesi kucaklaması için bu yolda yeni adımlar atma zamanı olduğunu ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, şöyle devam etti: ''Bize manevi derinliğinde arınma ve bağışlanma fırsatı sunan bu mübarek gün ve geceler, yaşantımızda kalıcı değişiklikler meydana getirmediği müddetçe tam anlamıyla idrak edilmiş sayılmaz. Bu sebeple ibadetlerimizde ve ahlaki yaşantımızda istikrar ve istikametin önemli bir husus olduğu bilinmeli, her ayı Ramazan ve her gün ve geceyi Kadir Gecesi gibi yaşamaya gayret etmeli, dargınlık, kırgınlık, kin ve nefretin yerine, sevgiyi, hoşgörüyü, dostluk ve kardeşliği hakim kılmalı, yetimlerin, kimsesizlerin, fakir ve muhtaçların yüzünü güldürmeli, onlara yardım elini uzatmalıyız. Bu duygu ve düşüncelerle vatandaşlarımızın, soydaş ve dindaşlarımızın Kadir Gecesini tebrik ediyor, Yüce Mevlamız'dan, tuttuğumuz oruçları ve yaptığımız tüm ibadetlerimizi kabul etmesini, bu gecede yapılan dua ve yakarışların, İslam aleminin birlik, dirlik ve beraberliğine, toplumsal birlikteliğimizin güçlenmesine, insanlığın barış, huzur ve saadetine vesile olmasını niyaz ediyorum.'' TRT, AMASYA VE BOSNA HERSEK'TEN CANLI YAYIN YAPACAK TRT, Kadir Gecesi dolayısıyla yarın saat 21.30'da Amasya II. Beyazıt Camii ile Bosna Hersek Gorajde Kenti'ndeki 15 bin kişilik camiden dönüşümlü olarak mevlit programı yayınlanacak. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Fikret Karaman'ın konuşma yapacağı programda, başkanlığın ilahi korosu da ilahiler söyleyecek. Program, aynı saatte TRT Avaz'dan da izlenebilecek. 565724 İsrailli yönetmen öldürdüğü askerin ailesini arıyor İsrailli yönetmen Samuel Maoz, “Lübnan” filmiyle 66.  Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan ödülünü kazandıktan sonra samimi itiraflarda bulundu... I. Lübnan Savaşı’nda İsrail Ordusu’nda görev yapan Maoz, “25 yıldan beri içimi kemiren vicdan azabından kurtulmak için ve dünya barışına katkısı olsun diye bu filmi çektim. Haziran 1982’de 20 yaşındaydım. Ölmemek için bir insanı öldürdüm ve hayatım kâbusa dönüştü” dedi. İlk kez adam öldürdüm Maoz yaşadığı vicdan azabını şu sözlerle dile getirdi: “Askerde düşmanı öldürmek için eğitilmiştim ve hayatımda ilk kez bir adam öldürdüm. Sadece içgüdünden gelen savunma ile yani hayatta kalabilmek, öldürülmemek için adam öldürdüm. Ve sonrasında hayatım bir kâbusa döndü. Sonralarım öldürdüğüm askerin kim olduğunu öğrenmek, ailesini bulmak istedim ama başaramadım.” Maoz yaşadıklarını kitap haline getirmek için pek çok kez eline kalem aldığını ancak her seferinde burnuna gelen insan yanığı kokusuyla bunu yakın zamana kadar gerçekleştiremediğini sözlerine ekledi: “Savaş iğrenç bir şey. Mantığı yok, sadece kaos. Ben oradaydım, yaşadım. Diğer askerler gibi hayatta kalmak ve öldürmek için eğitimi almıştım. Bugün ise kendimden utanıyorum. Bu benim ilk ciddi yönetmenlik deneyimim. Neden mi bu kadar bekledim? Anılarımı yazmak için herelime kalemi aldığımda tankın içinde ki ağır ter kokusunu, fışkıran alevleri, yanan insan etinin, karbonlaşmış cesetlerin ağır ve tahammül edilemeyen kokusu tiksintiyle azapla burnuma geldi. Yapamadım, yazamadım. Geceleri kâbuslar gördüm. Bu film vicdanımla bir hesaplaşmaydı. 566697 İstanbul Üniversitesi'nde protesto eylemi Üniversite asistanları ve çalışanlarından oluşan bir grup, İÜ'nün Beyazıt'taki yerleşkesinin ana giriş kapısı önünde toplandı. Burada arkadaşları adına bir açıklama yapan araştırma görevlisi Cemil Ozansu, iş güvencelerini ortadan kaldırdığını öne sürdükleri 31 Temmuz 2008 tarihli YÖK yönetmeliğinin kendilerini mağdur ettiğini savundu. Ozansu, 31 Temmuz 2008 tarihine kadar 50/d maddesine göre çalıştırılan araştırma görevlilerinin doktoralarını bitirdikten sonra rektörlüklerin inisiyatifiyle 33/a kadrosuna geçirildiklerini ifade ederek, şunları kaydetti: ''Geçen yıl yürürlüğe giren YÖK yönetmeliğinden sonra ise 33/a'ya geçişler durduruldu. Dolayısıyla doktorasını tamamlayan 50/d statüsündeki araştırma görevlileri işsiz kaldı. İÜ Rektörlüğü'nün 50/d uygulamasına karşı mücadele eden araştırma görevlilerinden 40'ı hakkında daha disiplin soruşturması açıldı. Danıştay kararıyla hukuka aykırılığı tescillenen bu yönetmeliğe karşı çıkan ve atama işlemleri yapılmayan araştırma görevlileri hakkında açılan bu soruşturma, derhal durdurulmalıdır.'' Eğitim-Sen üyelerinin de destek verdiği gruptakiler bir süre slogan attıktan sonra dağıldı. 565622 Venezuela Rusya’dan 2,2 milyar dolarlık silah alacak ’dan 2,2 milyar dolarlık silah alacak ’nın ’dan aralarında zırhlı araçlar ve karadan havayla füzeler de dahil olmak üzere 2,2 milyar dolarlık silah alacağı bildirildi. Venezuela Devlet Başkanı ’nın üslerinin kalış süresini uzatma yönündeki kararının kendileri için tehdit anlamına geldiğini savunarak, daha fazla silah almalarının güvenlik nedeniyle olduğunu söyledi. Rusya ile yapılan silah anlaşması geçen hafta bu ülkeye yaptığı ziyarette gündeme gelen Chavez, konuya ilişkin açıklamasında, alınacak silahlar arasında Rus yapımı T-72 tanklar ile Smerch uçaksavar sistemleri olduğunu da kaydetti.  Hava savunma gücünü artırmayı amaçladıklarını belirten Chavez,  kimseye saldırmayı düşünmediklerini de ifade etti. Chavez, daha önce yaptığı açıklamada da 300 kilometre menzilli karadan karaya alacaklarını söylemişti. Venezuela, 2005’ten bu yana Rusya’dan 24 adet Sukhui çok sayıda helikopteri ve 100 bin kaleşnikov tüfeğin de aralarında olduğu milyar dolarlık silah ve askeri araç aldı. ile Kolombiya arasında imzalanan anlaşma ise kaçakçılığı ve yasa dışı silahlı gruplarla mücadele gerekçesiyle bu ülkedeki Amerikan askeri üslerinin süresinin uzatılmasını amaçlıyor. 566062 Öğretmen atamaları yapıldı Milli Eğitim Bakanlığı kadrolu ve sözleşmeli toplam 15 bin 655 öğretmen atadı. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, gelecek 10 yıllık süreçte öğretmen eğitimi ve istihdamını planlamak amacıyla bilimsel verilere dayalı olarak öğretmen projeksiyonu hazırlanacağını bildirdi. Öğretmen atamaları dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı Başöğretmen Salonunda tören düzenlendi. Törende konuşan Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, halen ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında yaklaşık 15 milyon öğrencinin eğitim-öğretim gördüğünü, bu kurumlarda yöneticiler hariç 586 bin 196 öğretmenin görev yaptığını bildirdi. Öğrenci ve öğretmenlerin aileleri de dikkate alındığında, Türkiye'deki her ailenin bir şekilde Milli Eğitim Bakanlığı ile ilişki halinde olduğuna işaret eden Çubukçu, dolayısıyla bu kadar büyük bir camiada bilgi teknolojilerinin yaygınlaştırıldığını ve bürokratik işlemlerin azaltıldığını anlattı. Öğrenci velilerinin çocukları hakkında her türlü bilgiye internetten ulaşabildiklerini, öğrencilerin de bilişim teknolojileri sınıflarında bilgisayarlardan yararlanabildiklerini ifade eden Bakan Çubukçu, şu anda Hakkari Yüksekova Lisesi'nde ya da Edirne'nin Karaağaç İlçesindeki Atatürk İlköğretim Okulu'nda kaç öğretmen ve öğrencinin bulunduğuna ve bunlarla ilgili tüm bilgilere anında ulaşılabildiğini belirtti. Çubukçu, ''Bu da bize rasyonel planlama yapabilme imkanı sağlamaktadır'' dedi. ''...EN ÖNEMLİ UNSUR ÖĞRETMENLER'' Bakanlığın, sunduğu her türlü hizmetin elektronik ortama taşıdığını vurgulayan Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, bakanlıkta ''vatandaşa güven'' esaslı beyan usulüyle başvuru alımının da bu öğretmen atamaları döneminden itibaren uygulamaya konulduğunu anımsattı. Çubukçu, uygulamanın bundan sonra da devam edeceğini dile getirdi. Eğitim alanındaki kamu hizmetlerinin sürekliliği ve bu hizmetlerin kalite anlayışı içinde sunulmasının büyük önem taşıdığının altını çizen Nimet Çubukçu, ''Ben buradan güzel bir haber de vermek istiyorum'' diyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Gelecek 10 yıllık süreçte öğretmen eğitimi ve istihdamını planlamak amacıyla bilimsel verilere dayalı olarak öğretmen projeksiyonu hazırlanacaktır. Bu sayede üniversiteler, bakanlığın ihtiyaç duyduğu alanlarda öğretmen yetiştirilmesine ağırlık verecek, öğrenciler tercihlerini yaparken iş bulma imkanı en çok olan öğretmenlik alanlarını tercih edeceklerdir. Bakanlık da ihtiyaç duyduğu alanlarda mezun olanları hemen istihdam edebilecektir.'' Eğitim politikasının bir milletin varlık politikası olduğunu belirten Bakan Çubukçu, dolayısıyla çocukları ve gençleri çağın gerektirdiği her türlü donanımla yetiştirme hedefinin en önemli unsurunun öğretmenler olduğunu ifade etti. Kendisini yenilemeyen ve öğretmenlerine gereken önemi vermeyen toplumların çağın gerisinde kaldığına dikkati çeken Bakan Çubukçu, Yüce Atatürk'ün de ''Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir'' sözleriyle öğretmenlik mesleğinin önemini vurguladığını kaydetti. Çubukçu, ''Cumhuriyetimizin kuruluşundan başlayarak her zaman saygın olmuş bir mesleğin zaman zaman içine düştüğü üzücü durum ise sadece ülkenin sosyoekonomik koşullarıyla açıklanamaz. Bu aynı zamanda bir zihniyet sorunudur da'' diye konuştu. ''NİTELİKLİ ÖĞRETMEN YETİŞTİRMENİN ÖNÜ AÇILDI'' Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, eğitime ve insana yatırım yapmayan ''bu köhne zihniyetin sonucunda'' 2003 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'nın Türkiye İş Kurumu gibi işsiz gezen tüm üniversite mezunlarına kapılarını açan bir kuruma dönüşmüş halde olduğunu söyledi. Çubukçu, ''Bugün ise Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlik mesleğini kariyer mesleği haline getirmiş, böylece nitelikli öğretmen yetiştirmenin de önü açılmıştır'' dedi. Öğretmenlerin sosyal statülerinin temsil ettikleri görevden ayrı tutulamayacağını kaydeden Çubukçu, bireylerin yetiştirilmesinde eğitim sisteminin en önemli halkalarından birini oluşturan öğretmenin, yaşadığı toplumun sosyal ve kültürel özelliklerini bilmesi gerektiğini söyledi. Bakan Çubukçu, öğretmenin; yerel, ulusal ve evrensel kültür değerlerini öğrencisine, bilgiyi esas alan, proje odaklı bir yaklaşım içinde aktarabilmesi, toplumdaki yaygın yanlış inanç ve değerleri uygun bir yaklaşımla düzeltmesi, onların bu değerleri doğru öğrenmelerine yardımcı olması gerektiğini ifade etti. Bu görevlerin yerine getirilebilmesinde öğretmenin kişisel ve mesleki niteliklerinin önemli rol oynadığını dile getiren Nimet Çubukçu, ''Alan bilgisi eksik, bilimsel tutumdan ve tavırdan uzak, öğretimde gerekli ve doğru yöntemleri seçip kullanmayı bilmeyen bir öğretmenin başarısız olması kaçınılmazdır'' şeklinde konuştu. Bugün atanan öğretmenlerin görevlerine en kısa sürede başlamalarını isteyen Çubukçu, ''Böylelikle 2009-2010 eğitim-öğretim yılı faaliyetlerinin ders yılı sonuna kadar etkili, verimli ve kesintisiz bir şekilde yürütülmesi sağlanmış olacaktır'' dedi. Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü Necmettin Yalçın da başvuruları 31 Ağustos-11 Eylül arasında alınan 15 bin 800 sözleşmeli ve kadrolu öğretmenlik için 42 bin 88 adayın başvurduğunu, bunlardan 40 bin 626'sının başvurusunun kabul edildiğini söyledi. Konuşmaların ardından Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, salonda bulunanlardan rakam söylemelerini isteyerek daha sonra bilgisayar kurasıyla atamaları başlattı. Bilgisayar kurası sonucunda ilk atama yoluyla bin 901'i kadrolu bin 813'ü sözleşmeli, kurumlararası, açıktan ve milli sporcu kontenjanından da olmak üzere toplam 15 bin 655 öğretmenin ataması yapıldı. Bu arada atamalar sonucunda taban puanları İngilizce de 78.281, matematikte 89.447, müzikte 63.576, okul öncesinde 72.092, sınıf öğretmenliğinde 82.42, sosyal bilgiler 82.748, tarih 82.916 olarak belirlendi. Öte yandan kurayı izlemek üzere salona gelen adaylardan ekranda isimlerini görenler çığlık atarak sevinçlerini gösterdiler. Atananlar sonuçları Milli Eğitim Bakanlığı'nın www.meb.gov.tr internet adresinden öğrenebilecekler. 565928 13:02 TUKAŞ’ta buhar kazanı patladı: yaralı TUKAŞ’ta buhar kazanı patladı: yaralıDoğan ÇİZMECİ/TURGUTLU (Manisa), (DHA) ’nın İlçesi’nde bulunan TUKAŞ konserve fabrikasında buhar kazanı patladı. Gece vardiyasındaki işçinin yaralandığı patlamanın ardından fabrikada üretime ara verildi, 600 bin TL tutarında oluştuğu bildirildi. Olay, bu gece saat 01.30 sıralarında Mustafa Kemalpaşa Mahallesi Kervan Yolu Caddesi 105 numaradaki TUKAŞ konserve fabrikasında yaşandı. 80 işçinin gece vardiyasında olduğu fabrikadaki beş buhar kazanından biri büyük gürültüyle patladı. Şiddetli patlamada işçiler Barış Deniz (37), Mustafa Bulut (39), Şaban Ertaş (39), Mustafa Dilek (49), Hatice Akın (29), Hatice (48), Nuri Çimenci (38), Gurbet Kışkın (27) ve Necmi Alkan (29) çeşitli yerlerinden yaralandı. Çağrılan ambulanslarla Turgutlu Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedaviye alınan yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu, sabah saatlerinde taburcu edildikleri bildirildi. Turgutlu Belediye Başkanı AK Partili Serhat Orhan da fabrikaya gelip incelemelerde bulundu. Fabrikada üretime ara verilirken, patlamanın nedeninin teknik heyetin yapacağı bilirkişi incelemesinden sonra netlik kazanacağı ifade edildi. TUKAŞ’ın açıklamasında ise patlamada sadece işçinin hafif şekilde yaralandığı, yaşanan maddi hasarın 600 bin TL civarında olduğu belirtildi, “Oluşan hasarın tamamı kapsamındadır. Şirketimizde bu olaya yönelik herhangi bir kaybı oluşmayacaktır” denildi. 565339 OKAY KARACAN Brawn zafere bir adım daha yaklaştı Sıralama turlarının ardından açıklanan yakıt yükleri strateji penceresinin tek pit stop lehine daraldığını gösteriyordu. Startta KERS iyi çalışacak sonra şikanları sorunsuz atlatacak olan otomobiller yarış temposunu korumak şartıyla hedeflerini bulabileceklerdi. Beş ve altıncı ceplerden kalkan Brawn otomobilleri startı iyi aldılar. Yakıt yüküne bağlı ortalama hız avantajı dikkat çekici olan Maclaren pilotu Kovalainen startı kötü alınca, şampiyonluk yarışının ilk ikisi Barrichello ve Button'ın iyi çıkışları anlam kazandı. Weber'in erken yarış dışı kalması yarıştır podyum göremeyen Button ile takım arkadaşı Rubinho'yu bir parça daha ümitlendirdi. İki Brawn dengeli otomobilleri ile lastik ısıtma problemi yaşamadan istikrarlı bir tempo bulurken, Maclaren araçların yarış hızını yükseltmek amacıyla iki pit stop stratejisi belirlemişti. Hamilton uzun süre önde götürdüğü yarışta Force İndia'nın sürpriz ismi Sutil tarafından takip edildi. İlk çeyrek zaman diliminde Mercedes kullanıcılarının arasına Raikkonen'in Ferrarisi dışında sokulabilen olmadı. Vettel'in Redbull otomobili Monza'da yeterince hızlı değildi. İkinci grubun içinde yer alan Alonso KERS avantajını start dışında lehine çeviremeyince ilk pitlerin ardından Brawnların tek rakibinin Maclarenler olduğu net bir şekilde ortadaydı. Barrichello'nun şampiyona lideri takım arkadaşı önünde kalmasını iyi startı dışında Button pite girmeden önce attığı hızlı turlar ve dengeli pilotajı temin etti. Maclaren takımının yarış öncesinde de tahmin ettiği üzere KERS yarış içinde Maclaren'in Brawn kadar hızlı olmasını sağlamadı. Raikkonen'in Tifosilere SPA'dan sonra zafer tattırma çabası sezonun ikinci yarısında ilk kez bu kadar iyi bir denge yakalayan Brawn otomobilleri nedeniyle mümkün olmadı. Son turun son kilometrelerinde üçüncü sırada yer alan Hamilton'un otomobili spin atıp bariyerlere çarpınca Raikkonen kürsüyü bulabildi. Brawn bu dubleyle markalar şampiyonluğunda yolun yarısını geride bırakırken, Redbull iki pilotuyla hayal kırıklığı yaşayınca pilotlar şampiyonasında da Button ile Barrichello yalnız kaldılar. Son yarışa girilirken Button takım arkadaşının ancak 14 puan önünde lider bulunuyor. Monza'da Mercedes, Ferrari'nin evinde büyük bir gösteri yaparken, Sutil'in 4'üncü olarak kariyerindeki en iyi dereceyi elde etmesi etkileyiciydi. Fisichella ise, Badoer yerine tercih edildiği Ferrari koltuğunu doldurup 9'uncu sırada yer aldı. Singapur yarışı 15 gün sonra koşulacak. Button ile Barrichello arasında son yılların en ilgi çekici takım içi şampiyonluk yarışının yaşanması bekleniyor. İngiliz takımının bir tercih yapıp yapmayacağını tahmin etmek güç. Barrichello'nun yükselen formu ve Button'ın liderliği taşıma konusundaki baskıya direnme kabiliyeti izlenesi bir sezon finali getirecektir. İtalya'da Brawn'ın zaferiyle üçüncü bir şampiyon adayı kalmadı. 566242 Kayra Nirgül'ü öldürüp intihar etmiş Alınan bilgiye göre, Adnan Menderes Bulvarı'ndaki Polisevi karşısında Eylülde bir ağacın altında kanlar içinde yatan genç kadınlardan yaralı olarak bulunan Kayra (17) sabah saatlerinde öldü. Mersin Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinden yakınları tarafından alınan Kayra'nın cenazesi, Güneykent Mezarlığı'nda düzenlenen törenin ardından toprağa verildi. Bu arada, Emniyet Müdürlüğü ekipleri, olayın cinayet olup olmadığı yönündeki çalışmalar sürdürülürken, Kayra'nın ilk önce Nurgül Küçük'ü öldürdüğü, ardından da intihar etmek için kendi kafasına ateş ettiği ihtimalin ağırlık kazandığını belirtti. İhbar üzerine Eylülde Adnan Menderes Bulvarı'ndaki Polisevi karşısındaki sahil bandındaki ağacın altında başlarına ateş edilmiş şekilde bulunan Nurgül Küçük (28), olay yerinde ölmüş, Şefika Kayra ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştı. 565222 Şener: Hükümet dışarıdan yönetiliyor Partisinin Şişli İlçe Teşkilatınca düzenlenen iftar yemeğine katılan Şener, yemeğin ardından yaptığı konuşmada, dünyada yeni bir düzen kurulmaya başlandığını belirtirken, mevcut yönetimin buna ayak uyduracak politikalar üretemediğini, ekonominin Türkiye'nin ihtiyaçlarına göre şekillendirilemediğini, karlı sektörlerin hızla yabancılaştırıldığını öne sürdü. Türkiye'nin hassas bir coğrafyada olduğuna işaret eden Şener, ''ülke politikasının dışardan esen rüzgarlarla şekillendirildiğini'' ileri sürdü. Şener, şu görüşleri savundu: ''Her gün yeni bir açılım paketi ve paket etrafında kavgalar ve ayrışmalar oluyor. Böyle siyaset anlayışı olmaz. İçeriğiyle ilgili iki çift laf edilmeden iki aydır devam eden bir kavga mevcut. Sorun çözeceği yerde varlığıyla ülkeye zarar veren bir siyaset anlayışı bugün Türkiye'de hakimdir. Biz, bu siyaset anlayışını değiştirmek, ilkeli ve dürüst siyaseti hakim kılmak için geliyoruz. Türkiye Partisi, yeni siyaset anlayışını benimseyen demokratik bir merkez partidir. Şu an Türkiye'de eski ve soğuk savaş öncesi bir siyaset anlayışı mevcut. Bu anlayışta vatandaş ayrıştırılırken oy toplanılmaya çalışılıyor. 565971 Ermenistan, Türkiye'deki raylara uyumlu yük treni siparişi verdi Ermenistan, Türkiye'deki raylara uyumlu yük treni siparişi verdi MOSKOVA Ermenistan'ın Türkiye'deki demiryolu raylarına uyumlu üç yeni tren siparişi verdiği bildirildi. Polonya'da bulunan Poznanski vagon üretim fabrikasının, Ermenistan'a lokomotifleri dahil üç yeni yük trenini önümüzdeki günlerde teslim etmesi bekleniyor. Yeni yük trenlerinin Türkiye seferlerinde kullanılmasının planlandığı kaydediliyor. Polonya Radio Merkury radyosunun haberine göre, Ermenistan'ın Varşova Büyükelçisi Aşot Galoyan fabrikayı ziyaret ederek yetkililerle anlaşma imzaladı. Polonya Gazeta Wyborcza gazetesi ise Ermenistan'ın tren siparişinin fabrikayı kriz ortamından kurtardığını yazdı. Eylül ayında Poznanski fabrikasından küresel ekonomik kriz nedeniyle çok sayıda işçinin çıkarılması planlanırken, Ermenistan'ın tren siparişi fabrika çalışanlarının yüzünü güldürdü. Ermenistan, iki ülke arasında var olan demiryolu hattının yeniden ulaşıma açılmasını istiyor. Erivan, Kars'tan Gümrü'ye kadar uzanan demiryolu hattında gerekli bakım ve onarım çalışmalarının yapılmasının ardından iki ülke arasında yük ve yolcu taşımacılığının kurulmasını amaçlıyor. Geçtiğimiz aylarda Rusya demiryollarına bağlı Güney Kafkasya Demiryolu Genel Müdürü Aleksandr Kuznetsov, Ermenistan yönetiminin Gümrü ve Türkiye'nin Kars kenti arasında demiryolu ulaşımı sağlamaya hazır olduğunu aktarmıştı. Kuznetsov Ermeni basınına verdiği demeçte, Erivan ve Ankara'nın projeye yeşil ışık yakması durumunda, Güney Kafkasya Demiryolu Ahuryan-2 (Ermenistan) istasyonu üzerinden her iki ülke arasında demiryolu ulaşımını yapmaya hazır olduğunu kaydetmişti. Kuznetsov, bu proje sayesinde Ermenistan ve Türkiye arasında yük ve yolcu taşımacılığının da sağlanacağını belirtmişti. Güney Kafkasya Demiryolu, Ermeni demiryollarını idare etmek için kurulan özel bir şirket. 16 Ocak 2008 yılında Rusya-Ermenistan demiryolları ihalesini kazanan şirket daha önce Ermeni demiryolları için 570 milyon dolar yatırım yapacağını açıklamıştı. 565872 Davutoğlu, DSP Genel Başkanı Türker ile görüşecek Davutoğlu, Genel Başkanı Türker ile görüşecekANKA Dışişleri Bakanı Genel Başkanı ile görüşecek. DSP, Bakan Davutoğlu’na yarın saat 11.00’e randevu verdi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Protokolü" ve "Kafkaslar’daki gelişmeler" konusunda bilgi vermek üzere ’de grubu bulunan ve seçimlerde yüzde oy oranını geçen siyasi parti genel başkanlarından randevu talep etmişti. DSP Genel Başkanı Türker, daha önce katıldığı bir televizyon programında AKP’nin dış politikada teslimiyetçi davrandığını söylemiş, ", ’ı tedirgin etmeyecek bir yaklaşım içinde olmalı. ‘Ermenistan açılımı’ adı altında yaşanan olaylar, Türkiye dış politikası açısından olumsuzdur" demişti. Türker’in Bakan Davutoğlu’na bu çekincelerini bildirmesi bekleniyor. 566840 Münevver Karabulut'un filmi "motor" diyor cinayetini konu alan "Karabulut" isimli filmde, Cüneyt Arkın, Perihan Savaş, Ekrem Bora gibi birçok ünlü sanatçı yer alacak. "Karabulut" filminin yapımcısı Melih Göğebakan, yönetmen Şahin Gök, basın danışmanı Ali Önal ve bazı oyuncularla Mardan Oteli'nde basın toplantısı düzenledi. Basına bildirilen saatten yaklaşık saat sonra yapılan toplantıda konuşan Ali Önal, senaryonun insani değerler üzerine kurulu olduğunu belirtti. Filmde gençlerin ekstrem duygulara varış hikayesinin anlatılacağını dile getiren Önal, "İnsan hayatında her daim olagelen paradoksların sorgulanması, tartışmaya açılması, objektif bakış açısıyla irdelenmesi, dersler çıkarılması ve bir yerde de gençlerimizin sorunlarıyla toplum ve gençler arasındaki ilişkilerde kırılma noktaları filmde ele alınacak" diye konuştu. Daha önce düzenledikleri basın toplantısında yabancı prodüksiyon firmalarıyla da görüştüklerini ve anlaşmaları durumunda bütçenin 20 milyon olacağı bilgisini verdiklerini hatırlatan Önal, "Yabancı prodüksiyon firmaları, projemize tamamen kapitalist bir yaklaşımla baktı. Maddi beklenti kaygısı, toplumsal içerikli olması fikrini geride bırakmıştır. Bu nedenle projenin tamamen yerli kaynaklarımızca tamamlanması fikri oluşmuş ve görüşmelere son verilmiştir" dedi. Filmin çekimlerine 20 Ekim'de başlayacaklarını kaydeden Önal, Şubat 2010'da filmin vizyona girmesini hedeflediklerini dile getirdi. Yapımcılığını Melih Göğebakan'ın yaptığı, senaryosunu İnci Uluçay'ın yazdığı "Karabulut" filminin yönetmenliğini Şahin Gök yapacak. Antalya, İstanbul, ve 'da çekilecek filmin oyuncu kadrosu ise şöyle: "Cüneyt Arkın, Perihan Savaş, Ekrem Bora, Tarık Tarcan, Selçuk Ural, Sümer Tilmaç, Serpil Çakmaklı, Almeda Abazi, Selahattin Taşdöven, Özcan Varaylı, Naci Taşdöven, Vatan Şaşmaz, Tuğçe Özbudak, İbrahim Yılmaz, Gaye Aksu, Baran Ayhan, Yüksel Arıcı, İpek Tanrıyar, Berna Öztürk, Kerim Yağcı, Ayfer Çalgıcı, Barış Kömürcüoğlu, Uğur Işılak, Tuğba Özay, Çetin Yeltekin, Turgay Tanülkü, İsa Yıldırım ve Coşkun Döğen." Yapımcı Melih Göğebakan, basın mensuplarının, 30 Temmuz'da düzenlenen basın toplantısında, 'u oyuncu Yasemin Balık'ın canlandıracağının belirtildiğini hatırlatmaları üzerine, projenin genişlemesi üzerine Yasemin Balık'ın "herhangi bir sebep olmadan" ayrılmasına karar verdiklerini söyledi. Yasemin Balık'ın yerine oynayacak oyuncuyla katil zanlısını canlandıracak oyuncuların önümüzdeki günlerde açıklanacağını kaydeden Göğebakan, Cüneyt Arkın, Perihan Savaş, Ekrem Bora ve Almeda Abazi'nin mazeretleri nedeniyle basın toplantısına gelemediklerini ifade etti. 566673 1,5 yaşındaki Dila için seferberlik Selimpaşa'da selin 5'inci gününde hala 1.5 yaşındaki Dila'ya ulaşılamadı. Ekipler hem karada hem denizde Dila'yı arıyor. Saatler geçtikçe umutlar azalıyor. Ancak çalışmalar aralıksız sürüyor. Bina altlarında, çamur yığınlarının arasında aranıyor Dila... Ekipler Dila'yı bulamadı. Ama 75 yaşındaki Hikmet Pekgüzel'in cansız bedenini buldu enkaz altında. Selimpaşa'da arama kurtarma çalışmaları devam ederken, yazlıkçıların çamurla mücadelesi de devam ediyor. İş makinaları da aralıksız çalışıyor. Hurdaya çıkan, çamura bulanmış eşyaları çöplüğe taşıyor. Bir yanda da sel bölgelerinde temizlik hızlandı. Çatalca'nın Gökçeali köyünde hemen her evin önünde çamaşır yıkanıyor. Dere kenarındaki evlerinden son anda çıkmayı başaran Çiftçi ailesi hala şokta. Havva Çiftçi çocuğu ve eşiyle şimdilik annesinde kalıyor. Çünkü evindeki tek eşyası Kızılay'ın verdiği bu çamaşır makinası. Yıllar önce Sürmene'den Çatalca'ya göç eden tüm tüm akrabalar bir eve sığınmış. Komşuları Sevgi Koru ise korkusuyla gelmiş İstanbul'dan Çatalca'ya başına gelecekleri bilemeden. Sevgi Koru, yaşadıklarını anlatıyor bir çırpıda ve belki de dere kenarında oturan herkese örnek bir cesaret gösteriyor. 565548 İran gazını Venezuela işletecek Chavez, ''Alo Presidente'' adlı radyo ve televizyon açıklamasında, dünyanın en önemli gaz yataklarından biri olan Pars yataklarının işletmesiyle ilgili olarak PDVSA'nın girişimlerine başladığını söyledi ve ''İranlılar bize Güney Pars 12 yatağına giriş imkanı verdi'' dedi. Amerikan Enerji Ajansı'na (EIA) Körfez bölgesindeki Güney Pars gaz yatağı, 12 bin 600 milyar metreküp olduğu tahmin edilen rezerviyle İran'ın en büyük enerji projesi olduğu belirtiyor. Chavez, ülkeyi kapsayan ziyaretleri çerçevesinde İran'a gitmiş ve İran'dan günde 20 bin varil benzin alacağını açıklamıştı. 565645 Anız yakma tartışması kanlı bitti Batman'da anız yakma tartışması büyüdü. Korucular, tartıştıkları iki kardeşin sığındığı istasyonuna silahlarla saldırdı. Olayda kişi yaralandı. Batman'ın merkeze bağlı Recepler köyündeki tarlalarında anız yakan ve Mustafa ile köy korucuları arasında tartışma çıktı. Tartışmanın ardından iki kardeş yakındaki akaryakıt istasyonuna sığındı. Ancak korucular peşlerini bırakmadı. İddiaya göre, iki kişinin kendilerine teslim edilmesini isteyen korucular, akaryakıt istasyonunda rastgele ateş açıp bir araca taşlarla saldırdı, 1'i ağır kişi yaralandı. Yaralılar hastaneye kaldırılırken, korucularında aralarında bulunduğu kişi gözaltına alındı. Jandarma ekipleri, akaryakıt istasyonunu da koruma altına aldı. 566665 18:52 Irak'ta şiddet olayları: ölü, 13 yaralı 'ta şiddet olayları: ölü, 13 yaralıBAĞDAT (A.A) ’ın çeşitli yerlerinde meydana gelen son şiddet olaylarında 6’sı polis kişi öldü, 13 kişi yaralandı          ’ın 65 kilometre kuzeydoğusundaki Bakuba kentinde, polisini hedef alan bombalı saldırıda polis öldü, sivil yaralandı. Polis yetkilileri, yol kenarına yerleştirilen bombanın devriye gezen polis aracını hedef aldığını açıkladı.          Musul’un batısında yol kenarına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu bir kadının öldüğü, kızının ise yaralandığı açıklanırken, kent merkezinde düzenlenen ayrı bir bombalı saldırıda, bir polisin öldüğü 7’sinin yaralandığı kaydedildi.          Curf El Sakr kentinde ise, silahlı saldırganların bir polisin evine düzenledikleri, polisi öldürdükten sonra evini yaktıkları; bir kontrol noktasına düzenlenen ayrı bir saldırıda ise bir polisin öldürüldüğü, ikisinin yaralandığı bildirildi. 566304 Şahin, İTO heyetini kabul etti Şahin, TBMM'de, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş ve beraberindeki heyeti kabul etti. Yeni görevinden dolayı Şahin'i tebrik eden Yalçıntaş, bugüne kadar İstanbul iş camiası ile TBMM arasında uyumlu çalışmalar olduğunu, bu çalışmaların bundan sonra da devam edeceğine inandığını söyledi. Yalçıntaş, görüşmede, Şahin'e, İstanbul'daki sel felaketi ile Türk Ticaret Kanunu konusunda görüşlerini ileteceklerini bildirdi. TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de İstanbul'daki selde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet zarar gören vatandaşlara da geçmiş olsun dileğinde bulundu. Hükümetin, ilgili bakanlıklarının, yerel yönetimlerin ve odaların, selin zararları ile ilgili çalışmalarına değinen Şahin,, ''Bu çalışmalarda size ve zarar gören vatandaşlarımıza kolaylıklar diliyorum'' dedi. Ticaret erbabıyla her karşılaştığında kendisine özellikle Türk Ticaret Kanunu'nun ne zaman yasalaşacağının sorulduğunu ifade eden Şahin, şöyle devam etti: ''Bu, Genel Kurula inmiş, 76 maddesi de görüşülmüştü. Başka kanun tasarıları devreye girdiği için devam edilememişti. Zannediyorum yeni yasama yılında Türk Ticaret Kanunu'nu öncelikle çıkarmamız gerekiyor. Borçlar Kanunu da Genel Kurulu indi. Ticaret erbabını ilgilendiren yasal düzenlemelerde de bir kısım değişiklikler öngören yasa tasarılarının kimi Adalet Komisyonunda kimi de Genel Kurula inmiş durumdadır. Yeni dönemde bunların bir an önce yasalaşması konusunda, Meclis Başkanı olarak Anayasa ve içtüzük çerçevesi içinde, elimden gelen gayreti göstereceğim.'' Konuşmaların ardından Murat Yalçıntaş, Şahin'e bir plaket sundu. TBMM Başkanı Şahin de Yalçıntaş'a, üzerinde İstiklal Marşı yazılı porselen tabak hediye etti. Görüşme, basına kapalı devam etti. 566571 Borsa günlük bazda yüzde 0,20 değer kaybetti günlük bazda yüzde 0,20 değer kaybetti Menkul Kıymetler Borsasında (İMKB) işlem gören hisse senetleri günlük bazda ortalama yüzde 0,20 oranında değer kaybetti. Ulusal 100 Endeksi, ikinci seansta 57,27 puan artarak 46.490,66 puandan kapandı. Hisse senetlerinin ikinci seanstaki ortalama değer artışı yüzde 0,12 oldu. İlk seanstaki 150,11 puanlık azalış dikkate alındığında, endeksi günün tamamında 92,84 puan geriledi. Hisse senetleri günlük ortalama yüzde 0,20 değer kaybetti. 565269 Dünyanın en iyi oteli Antalya'da TUI Doğu Akdeniz Oteller Sorumlusu Guido Wierling, 20 Türk oteli yöneticisine ödüllerini verdi. Wierling daha sonra, TUI ile çalışan dünyadaki oteller arasında yapılan seçimde dünyanın en iyi otelinin Delphin Palace Lara Oteli olduğunu açıkladı. Delphin Palace Lara Oteli'nin ayrıca 'En İyi Doğu Akdeniz Oteli Ödülü'ne de layık görüldüğünü belirten Wierling, otel sahipleri Tolga, Egemen ve Yıldırım Cömertoğlu kardeşlere ödüllerini verdi. 'Dünyanın Çevreyi En İyi Koruyan Oteli' ödülüne ise Iber Otel Sarıgerme Park Otel layık görüldü. ANTALYA AA 565130 1. sınıf öğrencileri için ders zili çalıyor SAYIN BAKANLIK YETKİLİLERİ... Evet Öğrenci ve öğretmenler 2-3 aylık bir zaman gibi tatildeler ve sizde 24 perşembe günü günü değerlendirmek amacıyla okulları açıyorsunuz ama malumunuz bayram var ve bayramın hemen akabinde birgün arayla okul açılacak.Bende 2.sınıfa başlayacak bir öğrenci velisi olarak bayram dönüşü okulların perşembe değilde yine pazartesiş açılması taraftarıyım.Bu durumu bakanlığımız değerlendirip Okulları 28 Eylül deaçarlarsa birçok kişinin bundan memnun olacağı inancındayım. 565932 13:03 "Bu cücenin işini bitirin!" "Bu cücenin işini bitirin!"Fransız istihbaratının en tepesindeki ajanın günlüğü olay yarattı 12 yıl Fransız istihbaratını yöneten Yves Bertrand’ın günlüklerinde, eski başbakan de Villepin’in, Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin önünü kesmek için Fransız istihbaratına, “Bu cüceyi bitirin” talimatı verdiği ortaya çıktı. ’DA gelecek hafta görülecek Clearstream skandalı davası, eski istihbarat şefi Yves Bertrand’ın (64) politikacıların özel hayatı ile ilgili iddialarını gündemin bir numaralı maddesi haline getirdi. Eski başbakan Dominique de Villepin’in Cumhurbaşkanı ’ye komplo kurduğu iddialarını araştıran Clearstream davası kapsamında geçen yıl günlüklerine el konan eski istihbarat şefi, bu defterlerdeki çarpıcı notları eylül sonunda yayınlanacak kitabında detaylandırdı. Yves Bertrand’ın telefon dinlemeleri ve araştırmalar sonucu edindiği bazı bilgiler şöyle: Sarkozy ilk eşinden Cecilia Sarkozy için boşandı. Sarkozy boşanmadan Cecilia ile ilişkiye girmeye başlamıştı. Cecilia Sarkozy’nin havuz başında çekilen çıplak fotoğrafları dönemin başbakanı Dominique de Villepin’in bir bakanı tarafından magazin dergilerine dağıtıldı ancak yayınlanmadı. Fransız istihbaratı Cecilia’ya, Sarkozy’nin kendisini aldattığını haber veriyordu. Sarkozy’nin ilişkiye girdiği kadınlardan biri sonradan kabinesinde bakan olan bir milletvekilinin eşiydi. Eski bir bakan Fas’ta bir otelde “küçük oğlanlarla” seks yapıyordu. Bir başka bakan ise bağımlısıydı. Bir televizyon programı eski cumhurbaşkanı Chirac’ın eşi Bernadette ile dalga geçiyordu. Bunun üzerine yapımcı hakkında kullanımından açıldı. Chirac, ’da yüzünü gerdirdi. 566251 Çek'in inşaat devi 1200 işçi çıkaracak Küresel ekonomik kriz nedeniyle ekonomisinde önemli ölçüde küçülme yaşayan Çek Cumhuriyet'inde işten çıkaranlar kervanına Skanska CS inşaat firması da eklendi. Çek Cumhuriyeti'nin en büyük inşaat firması olarak gösterilen Skanska CS'nin, kendi ülkesinde ve komşusu Slovakya'daki işinin yüzde 18 düştüğü bu nedenle 6800 olan çalışan sayısını 5600'e indirerek tasarrufa gideceği bildirildi. Ülkede, sanayi üretiminin yanı sıra turizm sektöründe de yaşanan kriz nedeniyle binlerce kişi işten çıkarılmak zorunda kalmıştı. 565543 Bin Ladin'e Ait Yeni Ses Kaydı Terör örgütü El Kaide lideri Usame bin Ladin'e ait olduğu iddia edilen yeni ses kaydı yayınlandı. El Kaide lideri, bu kayıtta savaşların nedeninin İsrail yanlısı lobilerle büyük şirketler olduğunu iddia ediyor. El Kaide yanlısı bir internet sitesinde yayınlanan ses kaydına, "Amerikan halkına sesleniş" başlığı atılması dikkat çekiyor. Terörist lider, Amerikan halkını, Washington'ın İsrail ile olan yakın ilişkileri konusunda uyarıyor, Amerikan Başkanı Barack Obama'nın aslında gücü olmadığını iddia ediyor. 11 dakikalık ses kaydının yayınlanmasının, 11 Eylül saldırılarının sekizinci yıldönümünün sonrasına rastladığına dikkat çekiliyor. 565840 BBG kurbanları yaşadıklarını anlattı BBG kurbanları yaşadıklarını anlattı'da jandarmanın operasyon düzenleyerek kurtardığı sahte BBG mağdurları bütün dünyada basına malzeme oldu. genç kız yaşadıklarını böyle anlattı... Dünyayı güldüren sahte BBG olayının kurbanları yaşadıklarını Star TV'ye anlattı. Büyük hayallerle girdikleri BBG evinden hayalkırıklığı yaşayarak çıkan kızlar, "Umutla bu evden çıkmayı hayal ederken farklı bir şekilde çıktık bu evden" diye özetliyor yaşananları. Yarışmaya girerken herkes tarafından tanınmayı, ulusal TV'lerde spikerlik, programcılık, dizi film oyunculuğu, sunuculuk gibi aktivitelerde bulunmayı hayal eden yaşları 16 ile 25 arasında değişen kız, 24 saat boyunca 16 kamera tarafından izlendi. Yaşadıkları havuzlu villayı, kendi evleri gibi gördüklerini belirten ve ay boyunca 'da bir villada tutulan genç kız, sürekli oyalandıklarını ve sahte haberlerle kandırıldıklarını söyledi. Ev içinde olup bitenlerin ulusal kanallarda yayınlandığını sanan kızlar ev içindeki özel görüntülerin sadece internette, para ve kontör karşılığında yayınlandığını öğrenince büyük bir hayalkırıklığı yaşadı. Yaşadıkları villada can güvenliklerinin olmadığını kaydeden kızlar, ailelerinin özel bir güvenlik şirketi tarafından korunduklarını ve 24 saat ambulans bulunduğunu sandığını da belirtti. Güzel arabalarla alındıklarını ve uçak biletleri de dahil olmak üzere yapılan bütün harcamaların ciddi bir prodüksiyonda olduklarına dair inançlarını artırdığını kaydeden mağdur, çapında ciddi bir patlama yapmayı hayal ediyorduk, ciddi anlamda patladık. Böyle olacağını bilseydik gelmezdik. Hepimiz bunun sonucunda iyi yerlere gelmeyi bekliyorduk ama olmadı, herşey lafta kaldı" diyor. 566577 Aşk da yok, makyaj da! Aşk da yok, makyaj da! 14.09.2009 17:25 Önceki gece Arnavutköy'de arkadaşıyla cipine doğru yürüyen Gülşen, makyajsız haliyle dikkat çekti. Milliyet'ye yer alan habere göre, ünlü şarkıcı, “Günlük hayatta makyaj yapmayı sevmiyorum. Konserler ve özel gecelerde makyaj yapıyorum. Kendimle barışık bir insanım. Bugünlerde hep stüdyodayım. Hayatımda aşk yok. Sadece albümüme konsantre olmuş durumdayım” dedi. 565805 Festivale "3 Tenor" ile Veda Antalya'nın Manavgat ilçesi Side beldesinde 9'uncu kez düzenlenen festivalin son etkinliği "3 Tenor" konseriydi. Kapanış konserini, Ankara Devlet Opera ve Balesi tenorlarından Ayhan Uştuk, Aykut Çınar ve Şenol Talınlı verdi. "3 Tenor"a, piyanist Fügen Serbest eşlik etti. Konserde ünlü aryaların yanısıra halk türküleri de seslendirildi. Klasik müzik ve caz konserleri resitaller ile halk dansları gösterilerine evsahipliği yapan festivalde, konser mekanı olarak Apollon Tapınağı ile Side Antik Limanı kullanıldı. Gelecek yıl Side Antik Tiyatrosu da festival alanı olarak değerlendirilecek. 566074 UAEK genel kurul toplantısı Viyana'da başladı UAEK Başkanı Muhammed El Baradei, açılış konuşmasında, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na (NPT) taraf olan ülkelerin barışçıl amaçla nükleer enerjiyi kullanma hakkına sahip olduğuna işaret ederek, "İran'ın nükleer programına ilişkin sorunun, BM ve uluslararası toplumla diyalog yoluyla giderileceğini umduğunu" söyledi. El Baradei, taraflara, "mümkün olan en kısa zamanda birbirleriyle diyaloğa geçme" çağrısında bulundu. Bu arada, kurumun yönetim kurulu toplantısında üye 35 ülke tarafından Temmuzda seçilen Japonya temsilcisi Yukiya Amano'nun, UAEK'nin yeni başkanlığı genel kurul tarafından onaylandı. UAEK genel kurul toplantısına, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu üye 150 ülkeden bakan ve üst düzey diplomat katılıyor. Türkiye, BM Viyana ofisi nezdindeki daimi temsilci büyükelçi Ahmet Ertay başkanlığında bir heyetle temsil ediliyor. Genel kurul toplantısında Mısır başkanlığındaki Arap ülkelerinin Orta Doğu'nun nükleer silahlardan arındırılması ve İran'ın sunacağı nükleer reaktörlere yönelik hava saldırılarının yasaklanmasını öngören iki karar tasarısının ele alınacağı bildirildi. Toplantının 18 Eylüle kadar devam etmesi öngörülüyor. 565371 Pıhtıyla mücadelede yeni ilaçlar, yeni umutlar Prof. Dr. E. Murat Tuzcu Kalbimizi DinleyelimPıhtıyla mücadelede yeni ilaçlar, yeni umutlar 14 Eylül Pazartesi 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! ’nın kentinde yapılan Kardiyoloji Derneği yıllık bilimsel toplantısına dünyanın dört bir yanından gelen adamları binlerce yeni araştırma sundu. Bunların arasında bazıları milyonlarca insanı etkileyebilecek yeni ilaçlar hakkındaydı. Özellikle pıhtı oluşumunu önleyen veya büyümesini durduran yeni ilaçlarla ilgili araştırmalar büyük yankı uyandırdı. Kanın pıhtılaşması, bir yerimiz kesildiğinde imdada koşup kanamayı durduran doğal bir savunma yöntemidir. Buna karşılık pıhtılaşma, kanamayı durdurmak gerekmediği zaman ortaya çıkarsa, hayat kurtarıcı özelliğinin tam tersine öldürücü olabilir. inme gibi hastalıkların ve birçok ölümün altında yatan neden, yanlış yer ve zamanda oluşan kan pıhtısıdır. Bu tür dertlerle baş etmek için eskiden beri kullanılan ilaçlar var. Bu tür  ilaçları kullanırken unutmamamız gereken bir nokta var: Yalnız kötü pıhtıyı değil, kan kaybını önleyen iyi pıhtıyı da önledikleri için kanamaya yol açabiliyorlar. Bu nedenle, pıhtıyla mücadelede kullanacağımız ilaçların etkin olmasının yanı sıra güvenli olmalarını da gözeterek hassas bir denge sağlamamız gerekiyor.  benzeri yeni bir Kanda sürekli dolaşan trombosit denilen hücreler damar duvarında bir zedelenme olursa hemen buraya yapışır. Sonra gelenler de önceden gelenlere yapışıp ilk pıhtıyı oluşturur. Böylece kanamayı azaltır veya geçici olarak durdururlar. Aspirin bu hücrelerin birbirine tutunmalarını önlemeye çalışır. Lâkin etkisi nispeten zayıftır. Trombositleri gemlemek çok gerekli olduğunda ek bir ilaç daha kullanmak gerekir. Kalp krizi geçirenlerde veya damarlarına stent konulanlarda, asprine ek olarak ticari adı Plaviks olan klopidrogel adlı trombosit düşmanı ilaç kullanılır. Bu yılki toplantıda açıklanan araştırmalardan biri, trombosit düşmanı yeni bir ilaçla ilgiliydi. 43 ülkedeki 263 merkezde yaklaşık 19 bin hasta incelendi. Kalp krizi veya ona yakın bir durumda hastaneye yatan hastaların yarısına standart tedavi olan aspirin ve klopidrogel verildi. Diğer yarısına da aspirin ve yeni ilaç verildi. Bir yıllık takibin sonunda, standart tedavinin uygulandığı her 100 hastadan sekiz veya dokuzunun ya kalp krizi, ya inme geçirdiği ya da öldüğü saptandı.  Aspirine ek olarak Ticagrelor adlı yeni ilacı alan diğer grupta ise her 10 kişiden birinin başına benzer dertler geldi. İlacın pıhtı oluşumunu önleyici etkisi daha kuvvetli olsa da kanama riskinde bir artış yoktu. Bu araştırma standart tedavinin kötü olduğu ve terk edilmesi gerektiği anlamına gelmiyor. Tedavi seçenekleri arttıkça, doktorların her hastanın özellikle-rine göre tedavi düzenleme imkânı artıyor. Rakip ilaçlar çıktıkça fiyatların düşme ihtimali de artıyor.    Trombosit adlı hücreler (resimdeki tuğlalar gibi) kanda sakin sakin dolaşır. Ta ki damar duvarı zedelenene kadar. Zedelenmeyi görünce faal hale gelip (ellerin açılması gibi) önce yaralı duvara sonra birbirlerine tutunup tıkaç oluştururlar. Aspirin (mavi nokta) veya benzeri ilaçlar trombositlerin faal hale geçmesini  azaltıp tıkacın oluşumunu engeller. Nihayet yeni  bir pıhtı önleyici Kandaki trombosit denilen hücrelerin oluşturduğu tıkacın üstünde, giderek başka maddeler birikir. Böylece pıhtı büyür ve sağlamlaşır. Bunu üst üste yığılmış tuğlaların üstüne harç dökülmesine benzetebiliriz. Eğer bu yolla pıhtı büyüyüp sağlam hale gelmezse kanamayı kalıcı olarak durdurmaz. Pıhtılaşma yanlış yerde olursa yarar değil zarar verir. Buna örnek, atriyal fibrilasyonda düzensiz atan kalbin içinde oluşan pıhtıdır. Bu tip pıhtıların oluşmasında ve büyümesinde pıhtı kuvvetlendirici harç maddesinin önemi büyüktür.  Harcın içindeki çakıl, kum, çimento ve su; ne az ne fazla olmalıdır. Yoksa örülen duvar yıkılır gider. Pıhtı önleyici ilaçlarda bu prensip kullanılır: İlacın harcın kalitesini bozması sağlanır. Harcın kıvamını bozan birçok ilacımız var. Hemen hepsi damardan serum halinde verilmek zorunda. Sadece biri hap olarak alınabiliyor. Kumadin adlı bu hapın içinde warfarin adlı madde var. Kumadin pıhtıyı sağlamlaştıran harcın yapımını önler. Etkin olmasına etkindir, ama kullanması hiç de kolay değildir. “İki tarafı keskin bıçak” dense yeridir. Kumadinin kandaki etkinliği az olursa yararı olmaz, çok olursa kanamaya yol açar. Herkesin ihtiyacı olan doz farklıdır. Üstelik, bir çok ilaçtan, farklı besinlerden etkilenir. Bunun için sürekli kan tahlilleriyle doz ayarlaması yapmak gerekir. Kumadin, kullanılması zor, ama birçok hastalıkta mutlaka gerekli olan bir ilaç. Atriyal fibrilasyon denilen, kalbin düzensiz attığı hastalıkta, kalpte oluşacak pıhtının beyne gidip inme yapma riski var. Kumadin alındığında bu risk üçte iki oranında azalır. Bu ilaç yerine kullanılabi-lecek başka ilaçlar için yıllardır süren araştırmalar olumlu sonuç vermedi. Umut bağlananlar ya etkili değildi ya da kabul edilemez yan etkileri vardı. Barselona’daki toplantıda çok ses getiren çalışmalardan biri de kumadin yerine kullanılabilecek yeni bir ilaç üstüneydi. 44 ülkede  951 merkezde yapılan araştırmaya 18 bin hasta katıldı. Hepsinde atriyal fibrilasyon ve buna bağlı inme riski vardı. Dabigatran adlı yeni ilaç inmeyi önlemede, kumadinden daha etkiliydi. Üstelik, bu üstünlüğüne karşı kanama riskini artırmıyordu. Hastaları en çok sevindirecek yanı ise kumadinin aksine, sık sık kan tahliline gerek yok. Kumadini rahat kullanan hastaların ilaçlarını değiştirmelerine gerek yok. Ama zorluk çeken hastalar için bir alternatif doğmuş olması çok sevindirici. Oluşmakta olan pıhtıyı kuvvetlendirip olgun hale getirmek için fibrin denilen bir harç maddesine ihtiyaç vardır (siyah örgüler). Fibrin birçok maddenin birleşmesiyle yapılır. Ağızdan alınan kumadin hapı ve iğneyle verilen heparin ilacı fibrin yapımını önler. Böylece pıhtı kuvvetlenip büyüyemez. Bir süre sonra ilk pıhtı tıkacı da zayıflayıp çözülebilir. Aspirinin yararı sorgulanıyor Toplantıda ses getiren araştırmalardan biri de bilinen kalp damar hastalığı olmayan ama riski yüksek olan hastalarda aspirinin yarar sağlamadığı ileri sürüyordu. bin İskoç üstünde yapılan bu araştırmaya katılanların yarısına aspirin, diğer yarısına boş hap verildi. Yılın sonunda aspirin alanlarla almayanlar arasında kalp krizi, inme ve ölüm oranları açısından fark yoktu. Bu sonuçlar şimdiye kadar yapılmış çalışmlarla çelişiyor. Birkaç ay önce 95 bin insanı iceren bir çok karşılaştırmalı araştırmayı bir araya getirerek inceleyen bilim adamları, aspirinin yüksek riskli hastalarda yararlı olduğunu bildirmişlerdi. Yeni araştırma hakkında daha fazla bilgi yayınlanıncaya kadar çoğu uzman aspirin konusundaki fikrini değiştirmek niyetinde değil: Kalp hastalığı ve inme riski yüksek olan kişiler, doktorlarının verdiği aspirini kesmeden almaya devam etmeliler.  Uzaktan bakan birine, tıbbi araştırmalar iki ileri bir geri gidiyor gibi görünebilir. Çoğu zaman, gerçeğe giden yol düz bir çizgi değil. Hem unutmamak lazım ki, tıpta hemen hiç bir şey, siyah ve beyaz değil. Grinin tonlarını görüp anlayabilmeli ve ona göre haraket etmeli. Bunun  için yeni araştırmalara eleştirel bir gözle ve açık fikirle yaklaşıp onları daha önceden yapılmış çalışmaların ışığında değerlendirmek gerek. 565769 Reşit Muhtar'ın mızrabı kırık hayatı Behram Kılıç'ın haberi Dile kolay, aradan tam 19 yıl geçti. 'Gönül seni bulmuş ise başkasını arar mı hiç' diyerek sazın teline dokunalı. 'Kalk yiğidim' diye sesleneli. 'Beni yalnız bırakma' diye yalvaralı. 'Atlastan cepkenli yiğit akıncı'ya dön çağrısı yapalı. Peki, 19 yıl önce ne oldu? Kısaca, İzmirli TRT sanatçısı Reşit Muhtar, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin şiirlerini bestelediği Kırık Mızrap isimli kasetiyle gönüllere taht kurdu desek... Dertli bir gönlün ruh dünyasından kâğıda dökülen şiirlere ses veren insandı Reşit Muhtar. Evet, birçoklarının unutamadığı, sabahlara kadar tekrar tekrar dinlediği bir isimdi Reşit Muhtar. Bundan 3-4 hafta önce yayın toplantımızda gündeme geldi kendisi. Sevenlerine altın bilezik bırakıp ayrılalı ne yapıyordu? Nerelerdeydi? Aradan çok az bir zaman geçmişti ki gazetelerde şu haberi okuduk: "Reşit Muhtar, İstanbul Çemberlitaş'taki Fırat Kültür Merkezi'nde Kırık Mızrap konseri verecek." Artık kendisiyle görüşmek kaçınılmazdı. Onu, İzmir'deki evinde piyanosunun başında konser hazırlıkları yaparken bulduk. Çok memnun oldu. Çok sevindi. Yıllar öncesine gittik. Bugün Hocaefendi'nin şiirlerini seslendirmek belki kolay ama 19 yıl önce durum nasıldı? Bu şiirleri hazırlarken neler hissetmişti? Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'yle anıları var mıydı? Heybemizde sorular kadar çoktu ki... "TRT'ye gelmeden önce 10 yıl kadar Türkiye'nin çeşitli illerinde müzik öğretmenliği yaptım. Ankara Devlet Konservatuvarı piyano bölümü mezunuyum. Bizde aileden gelen bir Müslümanlık vardı. Şuurlu değildim. 1988 yılıydı. Bir arkadaşım bana muhterem büyüğümüzün bir vaaz kasetini verdi. Hiç unutmuyorum. Ana-baba hakkı ile ilgili bir sohbetti. Ailece bu sohbeti dinledik. Hepimiz gözyaşlarına boğulduk. Büyüğümüzle ilk tanışmamız böyle oldu." güne kadar Hocaefendi'nin kim olduğunu bilmeyen Reşit Muhtar, şöyle dua edecekti: "Allah'ım, bu muhterem zatla tanışmayı bana nasip et." Gel zaman git zaman, İzmir Yamanlar Koleji'nin eğitmenlerinden Rıdvan Kızıltepe, Reşit Muhtar'ı televizyonda türkü söylerken görüyor ve çok beğeniyor. Kızıltepe beğenmekle kalmıyor, Reşit Muhtar'la tanışmaya gidiyor. Bu tanışma vesilesiyle, Muhtar'ın yaptığı dua kabul olacaktır. Nasıl mı? Devam edelim. Daha sonra Rıdvan Kızıltepe, Muhtar'ı Yamanlar Koleji'ne davet ediyor. Reşit Muhtar, orada kendisine gösterilen misafirperverlikten çok etkileniyor. Kızıltepe kendisine Fethullah Gülen Hocaefendi'nin şiir kitabı Kırık Mızrap'ı hediye ediyor. sırada Yamanlar Koleji'nin müzik öğretmeni Mehmet Çelikdemir, Kırık Mızrap'tan şiiri bestelediğini söylüyor ve Reşit Muhtar'a hayatını değiştirecek bir teklifte bulunuyor. "Bana bestelediği bu şiiri Yamanlar Lisesi'nin mezuniyet töreninde okuyabilir misiniz diye sordu. Ben de 'memnuniyetle' diyerek bu teklifi kabul ettim." Ve Yamanlar Lisesi'nin mezuniyet töreninde bir ilk yaşanıyor. Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin yazdığı ve okulun müzik öğretmeni tarafından bestelenen şiir, Reşit Muhtar tarafından seslendiriliyor. Bu şiirler; Kalk Ey Yiğit Uykudan, Belirdi Bir Kıratlı, Gönül Seni Bulmuş İse, Güneş Doğacak ve Beni Yalnız Bırakma idi. Peki, Reşit Muhtar'ın sahnedeki hâli nasıldı? "Elim ayağım titriyordu. Sanki sırat köprüsünden geçiyordum. Hiç unutmuyorum. Salonda bini aşkın insan vardı. Sahneye çıktığımda sazlar çalmaya başladı. Daha ilk parçada kalabalık birbirine bakmaya başladı. Âdeta ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Alkışlamakla alkışlamamak arasında gidip geliyorlardı." Ama 'Gönül Seni Bulmuş ise Başkasını Arar mı Hiç'i okurken salondakiler gözyaşlarına hâkim olamayacaktı. Reşit Muhtar da ağlayacak, salonun atmosferi birden değişecekti. Ve konser bittiğinde seyirciler soluğu Reşit Muhtar'ın yanında alacak ve onu tebrik edeceklerdi. Mezuniyet gecesinden sonra Reşit Muhtar'a şöyle bir teklif yapıldı: "Bu parçaları kaset yapabilir miyiz?" Reşit Muhtar ise kaset için şiirin yeterli olmadığını, şiirin daha bestelenmesi gerektiğini söyledi. Bu sefer diğer şiiri kendisi bestelemek için hummalı bir çalışmanın içine girdi. Beste çalışması sırasında Hocaefendi ile tanışmak da nasip olacaktı. Tanıştığı günü unutamıyor: "Allah rahmet eylesin Bozyaka'da kalan bir Halim amcamız vardı. Ben de hocamızla tanışmak için gün Bozyaka'ya gittim. Bana dediler ki birazdan bu kapıdan beyaz elbise giyen biri çıkacak. Sen onu görür görmez kendini tanıtırsın. Kapıda beklemeye koyuldum. İkindi vaktiydi. sırada uzun boylu, beyaz elbiseli bir bey çıktı. Ben eline sarıldım. bey bana 'öp öp ama adres yanlış' dedi. Meğer kişi sonradan tanıyacağım kıymetli insan Halim amcamızdan başkası değildi." Az sonra kapıdan Hocaefendi çıkar. Muhtar, değil elini öpmek, yanına sokulmaya bile cesaret edemez. İkindi namazını onun arkasında kıldıktan sonra yakınındaki insanlar Reşit Muhtar'ı Hocaefendi ile tanıştırır: "Bana iltifatlarda bulundu. Dua etti". sırada bestelerden söz açılır. Hocaefendi, Reşit Muhtar'a 'Ne zaman, ne vakit olursa olsun bana gelin, istediğinizi sorun' der. Reşit Muhtar'ın Hocaefendi'den öğrenmek istediği, şiirleri hangi halet-i ruhiye içinde, günün hangi vaktinde yazdığıdır. Bir de şiirlerin başka anlamları var mıdır? Beste yaparken bu bilgiler ışığında işine yoğunlaşmak istiyordur çünkü. Hocaefendi, Reşit Muhtar'ın bu ince düşüncesini takdirle karşılar. Reşit Bey her bestelediği şiirden sonra soluğu Hocaefendi'nin yanında alıyor, ilk kez ona dinlettiriyordu: "Büyüğümüzün hasır serili bir odası vardı. odaya çekilir ve söylediğim parçaları yalnız başına dinlerdi. Odadan çıkarken kendisinin gözlerine bakar, eğer gözlerinde mutluluk emaresi varsa mutlu olur, kendi kendime 'çok şükür denetimden geçti' derdim." günlerde Hocaefendi, Reşit Muhtar'a Kırık Mızrap kitabını hediye eder. Kitabın iç sayfasına da "Cenab-ı Hakkın kendisine verdiği sesi ve nefesi yine onun yolunda kullanmaya azimli Aziz Kardeşim Reşid Bey'e..." diye yazar. Evet, Hocaefendi, Muhtar'ın ismini Reşit değil, Reşid diye yazıyordur. Beste çalışmaları ay kadar sürer. Reşit Muhtar en çok 'Bir Yiğit Vardı Gömdüler Karşı Bayıra' şiirini bestelerken zorlanır: "Bir yiğit vardı gömdüler şu karşı bayıra Arkadan kefenini gömleğini soydular 'Aman kalkar!' deyip üstüne taşlar koydular... Sadece bu şiir için ay çalıştım. Çargâh makamında besteledim. Bu makam, ecdadımızın Kur'an okuduğu makam. Çalgı falan çalmadık, besteledik, üzerine şiiri okuduk." Bu şiiri kadar güzel okur ki Hocaefendi'nin 'Reşit Bey bu şiiri benden daha iyi okuyor' övgüsüne mazhar olur. 'Beklerim Her Sabah Seni Sabah Erkenden' şiirini Batı müziği formunda besteler. Millet Ruhu'nu şarkı mı, türkü mü, ilahi mi yapayım diye uzun süre düşünür. Hatta sıralar Hocaefendi'nin kendisine "Reşit Bey, yazarken, okurken hüseyni, saba ve hicaz makamlarında ney taksimleri dinliyorum. Bu makamları dinlerken ufkumun açıldığını, hafızamın genişlediğini hissediyorum." dediğini anlatan Muhtar, hummalı çalışmanın sonucunda 1991'de Kırık Mızrap adlı kasetini çıkarır. 566710 İstanbul'da günlük elektrik kesintisi Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş'den (BEDAŞ) yapılan açıklamaya göre, Büyükçekmece'de yarın 11.00-13.00 saatleri arasında; Cumhuriyet Mahallesi, Turgut Özal Bulvarı, Hilal 86. Caddesi, Özdemirkent Sitesi, Rüya, Bestekar, Akpınar, Ömür, Temiz, Seyran, Gaye Sokaklarda elektrik kesintisi uygulanacak. Sarıyer'de, 16 Eylül Çarşamba günü  09.00-13.00 saatleri arasında; Uskumruköy Nurol Sitesi, Mevsim Sitesi, Basın Yayın Sitesi, Doğa Evleri ve civarları, aynı gün Büyükçekmece'de  11.00-13.00 saatleri arasında; Cumhuriyet Mahallesi, Turgut Özal Bulvarı, Karlıtepe, Vefa, Aşiyan Sokaklar, Belediye Garajı altı, Aşiyan Villaları civarına elektrik verilemeyecek. Sarıyer'de, 17 Eylül Perşembe günü 09.00-13.00 saatleri arasında; Demirciköy, Sanat Kent, Sinemköy, Demirciköy Plajı, Alarko Sitesi, Bizimtepe Konutları, Nida Evleri ve civarları, aynı gün Büyükçekmece'de, 11.00-13.00 saatleri arasında; Atatürk Mahallesi, Gazi Mustafa Kemal, Ankara Caddeleri, M.Nurettin, Müzeyyan Senar, Nergiz, Gelincik, Çiğdem Sokakları ve civarında elektrik kesintisi yapılacak. 565306 Gülen hakkında yazmanın dayanılmaz hafifliği Pek çok meslektaşı üzen bu olaydan sonra, 'mağdur' Nedim Şener'in Ergenekon Belgelerinde Fethullah Gülen ve Cemaat adlı kitabını görünce, onun da "Fethullah Gülen" adını kullanmanın cazibesine kapıldığını düşünmeden edemedim. Doğrusu, kitabı okumaya niyetim yoktu. Ama Eylül 2009 tarihli Radikal Kitap'ta yayımlanan Nedim Şener söyleşisini okuyunca merakımı yenemedim. Ortada gülünç bir söyleşi vardı (Gerçekten 'gülünç'; çünkü Şener söyleşide kitabının korsanının çıkmamasından yakınıyordu. Kitabın korsan baskısının yapılmamasının sebebi de belli: "cemaat"!); ama Şener'in söylemleri çok iddialıydı. Kitabı okudum ve iddialarının içini dolduramayan, kötü bir metinle karşılaştım. Türkiye'de kötü kitapların çok satması şaşırtıcı değil; ama şimdiden birkaç baskıya ulaşan bu kitabın, görece çok satmasını Gülen ismine (ve kapaktaki resmine!) borçlu olduğunu kimse yadsıyamaz herhalde. Biz kitabın satış başarısına(!) değil de içeriğindeki başarısızlığa bakalım. Ergenekon Belgelerinde Fethullah Gülen ve Cemaat, kötü bir kitap... Çünkü: 1) Kitapta Gülen'e ilişkin yeni tek bir bilgi yok. İnternetten kolayca ulaşılabilecek raporlar 'kes-kopyala-yapıştır' yöntemiyle bir araya getirilmiş. Bunun yanı sıra raporlar üzerine analizler, özgün tespitler de yok. "Tartışma yaratan soruşturmacı gazetecilik" bu mudur? Bunu yapana olsa olsa tembel ya da kötü gazeteci denir. 2) Ortada özensiz bir metin var. Sıkça yapılan gereksiz tekrarları geçtim; yapılan alıntıların birçoğunun kaynağı belirtilmemiş. Basit bir örnek: Şener, 13 Haziran tarihli Zaman'dan "Yorum sayfasında bir yazarın aktardığı" cümleleri alıntılamış. yazar kim, yazının başlığı ne? Ben bir okur olarak merak ediyorum ve arşivden yazıyı araştırmak zorunda değilim. Buna da 'ciddiyetsiz gazetecilik' demeliyiz herhalde. 3) Nedim Şener, "mesleği[ni] dürüstlük, tarafsızlık, objektif bakabilme temelinde" sürdürmeye çalıştığını söylüyor. Bunu başaramadığını söylemeliyim. Kitapta Gülen'i kötülemeyen (ama asla övmeyen), sadece tespit içeren raporlar "övgü dolu" olarak, Gülen hareketini çok büyük bir tehlike olarak tanımlayan raporlar ise "uyarı" ya da "eleştiri" olarak nitelenmiş. Ne yazık ki, seçtiği kelimeler yazarın pek de iddia ettiği gibi tarafsız ol(a)madığını ortaya koyuyor. 4) Kitabın bütününde okurun kafasını karıştıracak bir muğlaklık hâkim. Daha kitabın adından başlayarak Ergenekon sözcüğü ve Fethullah Gülen ismi sürekli yan yana anılıyor (Nedim Şener'in meslekteki ustası Uğur Dündar, iddianamede eşinin adı geçtiği için ortalığı yıkmamış mıydı? Gülen'in adı ilgisiz pek çok yerde geçiyor). Dahası, CIA'in Gülen'e destek olduğu, şeriat tehlikesi, Gülen hareketinin maddi kaynağının belirsizliği gibi ısıtılıp ısıtılıp sunulan iddialar sıkça dile getiriliyor ama ortada bunların doğruluğuna dair tek bir delil yok. Tam bu noktada, Şener topu okura atıyor; "ben iddiaları aktarırım, gerisi beni ilgilendirmez" tavrında. Gülen'in tamamından beraat ettiği iddiaları bize delil diye sunmaya çalışıyor. 5) Kitabın adı okuru yanıltmasın, Gülen'e ilişkin sayfalar sadece istihbarat raporlarından ibaret değil. Yazar yer yer Gülen hareketinin analizine girişiyor, ne ki entelektüel donanımı buna izin vermiyor. Kitap boyunca Gülen'in telif ettiği eserlere, hakkında yazılmış onlarca çalışmaya da tek bir atıf yok. Buna karşın Şener'in referansları Yalçın Bayer, Ahmet Hakan gibi köşe yazarları! Bu da kitabı herhangi bir entelektüel beklentiyle eline alacak okura şimdiden uyarı olsun! 6) Kitapta bilgi yanlışları var: Bediüzzaman'la Adnan Menderes'in 'yüz yüze' görüştükleri iddiası gibi... Bildiğim kadarıyla böyle bir görüşme hiç gerçekleşmedi. Yazar, bu iddiasına da kaynak göstermediği için bu bilgiyi nereden aldığını bilemiyoruz. 7) Kitapta bilgi yanlışı olmanın ötesinde, 'saçma' iddialar var: Gülen'in aslında İslam hakkında pek bilgi sahibi olmadığı, yurtdışındaki Gülen konferanslarında akademisyenlere parayla makale yazdırıldığı, Gülen'in hayalinin bir Kürt-İslam devleti olduğu gibi... Nedim Şener, raporlardan bu 'saçmalıklar'ı alıntıladıktan sonra hiç oralı olmuyor. "Soruşturmacı" gazeteci ama Gülen'in eserlerini incelemediği için Gülen'in İslam hakkındaki bilgisine dair söyleyecek sözü yok. Peki, Georgetown gibi saygın üniversitelerde ders veren profesörlerin Gülen Hareketi üzerine sundukları bildirileri birkaç bin dolar için yazdıklarına gerçekten inanıyor olabilir mi? Cehaletin bu kadarı mümkün mü, yoksa buna art niyet mi demeli? Listeyi uzatmak mümkün; "Işık kışlalarında" yetişen "militanlar" gibi, Medyada İslam yazarı Edward Said'i mezarında döndürecek bir yığın bilgisizlik (ya da kötü niyet) örneği... Bu ifadelerin raporlarda geçiyor olması, yazarı temize çıkarmaya yetmiyor. Şener'in kendi cümlelerinin satır aralarında, "şeyh uçmaz, mürit uçurur", "F-tipi", "yandaş" vs. gibi artık Türkçede masumiyetini kaybetmiş deyimler ve sözcükler de yazarın pek tarafsız olmadığının göstergesi. Yazarın taraf olmasına bir itirazım yok, ama kendisine "objektif" deyip büyük bir sırrı ilk kez açıklıyormuş tavrı takınınca, 'cemaat' hakkındaki sorulara "güçlü yanıtlar" verdiğini iddia edince gülünç duruma düşüyor. Nedim Şener, özensiz bir kitaba imza atmış ve dersini iyi çalışmamış. Mesele bundan ibaret. Benim gibi kitabı merak eden okurlara içten bir hatırlatma: Ortada merak edilecek bir şey yok. 565477 Yağışlar sürüyor, sıcaklıklar düşecek Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nden alınan tahminlere göre, hava sıcaklığı, kuzey, iç ve doğu bölgelerde ila derece azalacak. Rüzgar, genellikle güney ve güneybatı, ülkemizin kuzeybatı kesimleri ile zamanla batı bölgelerde kuzey ve kuzeydoğu yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette, yurdun güneydoğusu ile yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle: Ankara: Parçalı ve çok bulutlu, akşam saatlerine kadar aralıklı sağanak yağışlı (Yağışların öğleden sonra kuzey ilçelerinde kuvvetli olması bekleniyor) 22 İstanbul: Parçalı çok bulutlu, akşam saatlerine kadar aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı (Yağışların öğlen saatlerine kadar il genelinde kuvvetli olması bekleniyor) 21 İzmir: Parçalı bulutlu 25 Adana: Parçalı çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı 29 Antalya: Parçalı bulutlu 29 Samsun: Parçalı çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı (Yağışların öğle saatlerinden sonra il genelinde kuvvetli olması bekleniyor) 25 Trabzon: Parçalı çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı (Yağışların öğle saatlerinden sonra il genelinde kuvvetli olması bekleniyor) 25 Erzurum: Parçalı çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı (Yağışların öğle saatlerinden sonra il genelinde kuvvetli olması bekleniyor) 20 Diyarbakır: Parçalı bulutlu 31 565536 Konserve fabrikasında patlama Manisa Turgutlu'da Tukaş Konserve Fabrikası'nın nolu kazan dairesinde saat 01.25 sıralarında henüz belirlenemeyen nedenle patlama oldu. Patlamada ilk belirlemelere göre işçi yaralandı. Yapılan tedavi sonrası yaralanan işçi taburcu edilirken, diğer işçinin sağlık durumlarının ciddiyetini koruduğu bildirildi. Polis ve itfaiye ekipleri olay yerinde geniş güvenlik önlemleri aldı. Görgü tanıkları patlamanın çevredeki evlerden de hissedildiğini belirtti. Olay yerinde incelemelerde bulunan Turgutlu Belediye Başkanı Serhat Orhan, gazetecilere yaptığı açıklamada, patlamanın gaz sıkışması sonucu meydana geldiğini belirterek, ''Ancak, bilirkişi incelemesi sonucu patlamanın neden meydana geldiği kesinlik kazanacak'' dedi. Patlama sırasında fabrikanın gece vardiyasında 64 işçinin çalıştığı öğrenildi. 565123 Ligde 5. hafta sonuçlar ve puan durumu Süper Lig'de sezonun 5. hafta maçları sonunda, Galatasaray, Beşiktaş galibiyetiyle liderliğini sürdürdü. 21 golün atıldığı Süper Lig'in 5. haftasında maçı ev sahibi ekip kazanırken, karşılaşmada deplasman takımı sahadan puanla ayrıldı. karşılaşma da ise takımlar birbirlerine üstünlük sağlayamadı. Turkcell Süper Lig'de 2009-2010 sezonunda golcüler ise şunlar; Gol:  Milan Baros (Galatasaray) Gol: Tazemeta (Diyarbakırspor) Youla (Eskişehirspor) Guiza (Fenerbahçe) Kewell (Galatasaray) Isaac (Manisaspor) Egemen (Trabzonspor) Kahe (Gençlerbirliği) 4. haftada oynanan maçlarda alınan sonuçlar, puan durumu ve 5. haftanın programı şöyle: TOPLU SONUÇLAR Denizlispor Diyarbakırspor: Manisaspor Sivasspor: Galatasaray Beşiktaş: İstanbul BB- Trabzonspor: Bursaspor Fenerbahçe: Gaziantepspor Kasımpaşa: Gençlerbirliği Eskişehirspor: Antalyaspor Ankaragücü: Kayserispor Ankaraspor (Maç ileri bir tarihe ertelendi) PUAN DURUMU HAFTANIN PROGRAMI 15 Eylül Salı 21.45 Beşiktaş Manchester United (Şampiyonlar Ligi grup maçı) 16 Eylül Çarşamba 21.00 Denizlispor Sivasspor (Süper Lig 3. hafta erteleme maçı) 17 Eylül Perşembe 20.00 Panathinaikos Galatasaray (UEFA Avrupa Ligi grup maçı) 22.05 Fenerbahçe Twente (UEFA Avrupa Ligi grup maçı) SÜPER LİG 6. HAFTA 18 Eylül Cuma 21.00 Trabzonspor Antalyaspor (Hüseyin Avni Aker) 19 Eylül Cumartesi 21.00 Ankaraspor Denizlispor (Yenikent ASAŞ) 21.00 Eskişehirspor Gaziantepspor (Eskişehir Atatürk) 21.00 Sivasspor Bursaspor (Sivas Eylül) 21.00 Diyarbakırspor Manisaspor (Diyarbakır Atatürk-Seyircisiz) 21.00 Ankaragücü Gençlerbirliği (Ankara 19 Mayıs) 21.00 Beşiktaş Kayserispor (BJK İnönü) 20 Eylül Pazar 21.00 Fenerbahçe İstanbul Büyükşehir Belediyespor (Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu) 21 Eylül Pazartesi 21.00 Kasımpaşa Galatasaray (Recep Tayyip Erdoğan) 565221 Cenazeler karıştı, acılı aileler ikinci kez şokta Ancak 10 Eylül'de memleketinde defnedilen Türkmenoğlu'nun ailesi iddiayı kabul etmedi. Karışıklığı, olaya el koyan cumhuriyet savcıları çözecek. Necati Topkaya'nın cesedi, 10 Eylül Perşembe günü adli tıpta akrabaları tarafından teşhis edildi. Acılı aile, ertesi gün cenazelerini adli tıptan alarak Bağcılar'daki Allahuekber Camii'ne getirdi. Ancak burada cenazenin Topkaya'ya ait olmadığı ortaya çıktı. Adli tıpa başvuran aileye, cenazenin aynı gün adli tıptan alınan TIR şoförü Hüseyin Türkmenoğlu'yla karıştırıldığı bilgisi verildi. Türkmenoğlu'nun ailesinden itiraz: Cenaze bizimdi Buna karşılık Gaziantepli Hüseyin Türkmenoğlu'nun ailesi cenazelerin karıştırıldığı iddiasını kabul etmedi. Türkmenoğlu'nun halasının oğlu İbrahim Halil Taş, 10 Eylül'de defnettikleri cenazeden emin olduklarını söyledi. Taş, şunları kaydetti: "Hüseyin Türkmenoğlu'nun cenazesini önce dayısı İstanbul'da adli tıpta teşhis etti. Daha sonra da burada defin öncesi hem eşi, hem annesi hem de bizler, cenazenin ona ait olduğunu teşhis ettik." Karışıklığın ortaya çıkmasıyla harekete geçen savcılık ve adli tıp yetkileri cenazeleri ailelere en kısa zamanda teslim edecek. 565798 Minikler İçin İlk Zil Çaldı İlköğretim birinci sınıf ve okul öncesi öğrencileri için bugün (14.09.2009) okulla tanışma günü. Çiçeği burnunda öğrenciler, bu yıl da bir hafta sürecek "uyum programı" çerçevesinde okullarının yolunu tuttular. Bugün yaklaşık milyon 300 bin çiçeği burnunda öğrenci ilk defa okulla tanışıyor. Birinci sınıf ve ana sınıfına kaydolan öğrenciler, Milli Eğitim Bakanlığı'nın, 2006'da başlattığı "okula uyum programı" çerçevesinde bu yıl da bir hafta erken okullu oluyor. Öğrenciler, 14-18 Eylül tarihlerinde serbest kıyafetlerle gidecekleri okullarına yarım günlük programlarla alışacaklar. Öğrencilere okulun bölümleri gezdirilecek, sınıfın, koridorun, tuvaletin ve kantinin nasıl kullanılacağı gösterilecek. Öğretmenler gözetiminde çeşitli etkinliklere katılacak öğrencilere, "eve güvenle gelip gitme eğitimi" de verilecek. Bu sayede okulla tanışan öğrenciler, 24 Eylül'de başlayacak yeni eğitim yılına ilk gün sendromunu geride bırakmış, daha hazır olarak başlayacak. 566033 Avrupalı gençlere turşu kurmayı öğrettiler Çubuk Belediyesinin katkıları ve Gençlik Eğitim Topluluğu tarafından gerçekleştirilen ''Avrupalı Gençler Ahilik Kültürünü Öğreniyor'' adlı Avrupa Birliği (AB) gençlik değişim projesi kapsamında Polonya, Bulgaristan, Romanya, Finlandiya ve Türkiye'deki üniversitelerden ilçeye gelen gençler, belediye başkanı Lokman Özden ile birlikte ilçe yakınlarındaki bir tarladan organik salata topladı. Yaşları 18 ile 26 arasında değişen öğrencilere daha sonra 12 yıllık turşu ustası Haceli Koç ve Belediye Başkanı Lokman Özden tarafından pratik ve teorik ''turşu kurma eğitimi'' verildi. Başkan Özden, turşu malzemelerini sıraladığı tezgah başında verdiği eğitimde, kavanozların içine sırasıyla salatalık turşusu, sarımsak, yeşil biber, limon tuzu, karabiber, defne yaprağı, dereotu ve turşu suyu katarak iyi turşu yapmak için önemli olan püf noktalarını uygulamalı olarak gösterdi. Turşunun kurulduktan sonra 20 derecelik bir oda sıcaklığında, 15 gün bekletilerek tüketilebileceğini belirten Başkan Özden, önceden kurulmuş ve yenmeye hazır hale gelen turşular hakkında da bilgi verdi. Başkan Özden, Çubuk'un sadece turşusu ile ünlü olmadığını belirterek ''İlçemizin turşusu ile birlikte eti, vişnesi, domatesi, organik sebzesi, meyvesi, Agat Taşı, bazlama ve gözlemesi gibi yöresel ürünleri de meşhur'' dedi. ÇUBUK TURŞUSU AVRUPALI GENÇLERDEN TAM NOT ALDI Konuşmanın ardından turşuların tadına bakan öğrenciler, çok beğendiklerini ifade ettiler. Turşu kurmanın ülkelerinde bulunmayan bir mutfak kültürü olduğunu belirten Finlandiyalı öğrencilerden Marta, turşunun farklı damak lezzeti olduğunu ve gittiği zaman ülkesinde de turşu kuracağını ifade ederek, işi öğrenmekten mutlu olduğunu söyledi. BAŞKAN ÖZDEN, FESTİVAL ETKİNLİKLERİ HAKKINDA BİLGİ VERDİ Belediye Başkanı Özden, Kır Sofrası'nda düzenlediği basın toplantısında, 5. Uluslararası Çubuk Turşu ve Kültür Festivali'nin 24 Eylül'de kortej yürüyüşüyle başlayacağını belirtti. Dört gün sürecek festival boyunca her gün kesintisiz 11 saat süreyle çeşitli etkinlikler düzenleneceğini ifade eden Özden, bu yılki festivale Suriye, Bulgaristan, İran, Gürcistan, Kazakistan ve Slovakya'dan da ekiplerin katılacağını ve çeşitli gösteri ve danslarla etkinliğe renk katacağını ifade etti. 566006 Tayvan'da sporcularımıza özel Türk gecesi Tayvan'ın Türkiye Büyükelçisi Muzaffer Eröktem, Türkiye temsilciliği mensupları, kafilenin kaldığı Cesar Hotel'in Genel Müdürü ve Personel Müdürü ile Taipei'deki Türk Ticaret Ofisi Sorumlusu Fatih Uçar ve tüm Türk kafilesinin katıldığı gece, tam bir şampiyonlar geçidine dönüştü. Gecede madalya sahibi sporcularla davetliler arasında  dostluk köprüsü kuruldu. Gençlik ve Spor Genel Müdür Yardımcısı Nuri Demirci,  Spor Kontrolör Daire Başkanı Fevzi Çelik, Ankara Gençlik ve Spor İl Müdürü Metin Odabaş, İşitme Engelliler Federasyonu Başkanı Oktay Aktaş, federasyon yetkilileri, yöneticiler, teknik adamlar, sporcular, Türk işadamları, Türk öğrenciler ve Tayvanlı misafirlerin katıldığı gecede, Türkiye'nin Tayvan Büyükelçisi Muzaffer Eröktem'in konuşması büyük alkış aldı. Türk kafilesinin oyunlar boyunca başkanından yöneticisine, teknik adamından sporcusuna kadar örnek teşkil edecek bir davranış güzelliği içinde olduğunu kaydeden Büyükelçi Muzaffer Eröktem, "Burada Türk milletini en iyi şekilde temsil ettiğiniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Biz de sizleri en iyi şartlarda ağırlamak için ekibimizle birlikte bütün imkanlarımızı seferber ettik. Türkiye'nin oyunlarda gerek saha içi gerekse saha dışında çok iyi bir izlenim bırakması, beni Türk milleti adına ziyadesiyle memnun etti ve ümitlendirdi. İnşallah bundan sonraki oyunlarda başarımız zirveye çıkacaktır. Hepinizi yürekten kutluyorum." dedi.  Gençlik ve Spor Genel Müdür Yardımcısı Nuri Demirci, Türkiye'nin çok iyi şartlarda bir organizasyon geçirdiğini söyleyerek, "Tayvan'ın başkenti Taipei'de yapılan Dünya İşitme Engelliler Yaz Oyunları'nda Türkiye'yi en iyi şekilde temsil eden tüm kafilemizi ve başarıda emeği geçen herkesi kutluyor, bundan sonraki oyunlarda da başarılarımızın artarak devam etmesini diliyorum." şeklinde konuştu.   Taipei'deki Türk Ticaret Ofisi Sorumlusu Fatih Uçar da, "Biz Tayvan'daki Türkler olarak Ayyıldızlı bayrağımızı dalgalandırmak için buraya gelen kardeşlerimize her zaman destek olmaktan gurur duyuyoruz. Size her zaman kapımız ve gönlümüz açık. Bayrağımızı dünyanın dört bir yanında şerefle dalgalandıranların başımızın üstünde yeri var. Yaşasın Türkiye" dedi. FEDERASYON BAŞKANI AKTAŞ: TÜRK MİLLETİNE VERDİĞİMİZ SÖZÜ TUTTUK Türkiye İşitme Engelliler Federasyonu Başkanı Oktay Aktaş da, bu oyunlar için uzun süredir devam eden yoğun çalışmalarının semeresini aldıkları için mutlu olduğunu kaydederek, şunları söyledi; "Öncelikle burada bize karşı olağanüstü bir hassasiyetle yaklaşımlarından ve katkılarından dolayı sayın büyükelçimiz Muzaffer Eröktem'e, organizasyonda görev alan ve bize hiç yabancılık çektirmeyen gönüllülere teşekkür ediyorum. Oyunlar için yola çıkmadan önce İstanbul'da yaptığımız basın toplantısında; 'Dört yıl önceki oyunlarda altın, gümüş, bronz olmak üzere 10 madalya kazanmıştık. Bu defa Tayvan'da hedefimiz en az 4'ü altın olmak üzere toplam madalya sayısını 15'e ve daha yukarılara çıkarmak' demiştim. Türk milletine verdiğimiz bu sözü tutmanın huzur ve mutluluğu içindeyim.  Tayvan'da bugüne kadar Altın, gümüş, bronz olmak üzere toplam 17 madalya kazandık. Başarıda emeği geçen herkese teşekkür ediyor, Türkiye İşitme Engelliler Federasyonu olarak Türk milletine verdiğimiz sözleri bundan sonra da yerine getireceğimize inanıyorum. Türkiye İşitme Engelliler Federasyonu  önüne koyduğu hedefleri bir bir gerçekleştirerek, kurduğu sistemde ve çizdiği yolda emin adımlarla yürüyüşüne devam edecektir. Teşekkürler Türkiye." Türkiye'ye madalya kazandıran tüm sporcuların bir araya geldiği gecede Türk işadamları, Türk öğrenciler, Tayvanlı misafirler ve tüm kafile olağanüstü güzellikte bir kaynaşma ortamı oluşturdu. Gecede en büyük alkışı, Türk aşçı İbrahim Parlak aldı. Birbirinden güzel Türk yemekleriyle kafilenin bütün mensuplarının gönlünü fetheden Bolu Mengenli İbrahim Parlak, "Türk sporcularının başarısında bizim de bir nebze katkımız olduysa, ne mutlu bize. Biz Tayvan'da Türkiye'yi en iyi şekilde temsil etmek için çalışıyoruz. Herşey Türkiye için, Ay yıldızlı bayrağımız için." dedi. Gecede Federasyon Başkanı Oktay Aktaş  tarafından; Büyükelçi Muzaffer Eröktem Gençlik ve Spor Genel Müdür Yardımcısı Nuri Demirci,  Spor Kontrolör Daire Başkanı Fevzi Çelik, Cesar Otelin Genel Müdürü ve Personel Müdürü ile Taipei'deki Türk Ticaret Ofisi Sorumlusu Fatih Uçar ve Türk Aşçı İbrahim Parlak'a  gecenin anlam ve önemine binaen birer plaket takdim edildi. Cesar Otel Genel Müdürü de Federasyon Başkanı Oktay Aktaş'a plaket ve hediyeler vererek, Türk kafilesini ağırlamaktan son derece memnun olduklarını ve bundan sonraki organizasyonlarda da misafir etmekten mutluluk duyacaklarını söyledi. Türk kafilesi Tayvan'a geldiği andan itibaren büyük ilgi ve yakınlık görüyor. Türk kafilesine Taipei'de muhteşem bir karşılama yapılmış; ellerinde Türk bayrakları sallayan ve Türkçe bilen görevliler kafilemize coşkulu bir karşılama töreni düzenleyerek, sevgi gösterilerinde bulunmuştu. Türkiye'nin Tayvan Temsilcisi Muzaffer Eröktem, kafilemizle sürekli olarak çok yakından ilgilendi. İşitme Engelliler Federasyonu Başkanı Oktay Aktaş ve diğer görevlilerle devamlı temas halinde olan Büyükelçi Eröktem, kafilemizi adeta kuş sütüyle beslemişti. Sabah kahvaltısından akşam yemeğine kadar bütün ayrıntılarla ilgilenen ve mönüleri bizzat kendisi belirleyen Muzaffer Eröktem, Türk kafilesinin memnuniyeti için ekibiyle birlikte sistemli bir çalışma içinde bulundu.  Kafilemiz için Cesar Park Hotel'de günde üç öğün özel yemek çıkıyor. Yemekleri Bolu Mengen'den aşçı İbrahim Parlak hazırlıyor. Taipei'deki Türk Ticaret Ofisi'nden Fatih Uçar ve arkadaşları, bütün mesaisini Türk kafilesinin kaldığı Cesar Park Hotel'de geçirerek yöneticilerimizin bir dediğini iki etmiyor. 565289 İzmirspor Torbalı’ya “Dur” diyemedi Lige istediği gibi başlayamayan lider Torbalıspor’a deplasmanda 3-0 mağlup oldu. Maça ev sahibi ekip iyi başladı ve aradığı golü 43. dakikada buldu. Bu dakikada Hakan’ın yaptığı ortaya Hasan uçarak kafayı vurdu: 1-0. 63. dakikada Mümin’in sol çaprazdan sert şutunda direkter dönen topu önünde bulan Hasan kendisinin ve takımının ikinci golünü attı: 2-0. 86. dakikada Mümin ceza yayı üzerinden sol ayağıyla çok sert vurdu, Nazmi topu çizgiden çevirdi. 90+5. dakikada Salih’in ortasında savunmayı aşan topu M.Ali kafayla ağlara gönderdi: 3-0. HAKEMLER: Cüneyt Bakıroğlu, Oğuzhan Senler, Emre Yılmaz TORBALISPOR: Umut (7) Ufuk (7), Süleyman (7), Feyzullah (7), Sadi (7), Hasan (8), Hüsnü (6)(Dk. 85 Mehmet Ali), Emrah (6), Hakan (6)(Dk. 58 Erkan 6), Mümin (6), Tayfun (6)(Dk. 60 Gökhan Aydaş 5) Onur (6) Olcay (4), Erşan (4)(Dk. 46 Burhan 5), Efe (5), Nazmi (6), Kadir (5)(Dk. 70 Abdullah 4), Yılmaz (6), Rıdvan (5), Ahmet (6), Uğur (6), Doğukan (5)(Dk. 76 Hakan 4) GOLLER: Dk. 43 ve 63 Hasan, Dk. 90+5 M.Ali (Torbalı) SARI KARTLAR: Yılmaz, Nazmi, Onur (İzmirspor), Emrah (Torbalı) 566212 David Beckham çıldırdı FC Dallas'ın sahadan 6-3'lük skorla galip ayrıldığı maçın son dakikalarında çıkan kavgada, İngiliz yıldız David Beckham Dallas forması giyen Hernandez'in boğazına sarıldı. Yaşanan olayın ardından İngiliz yıldızın ay içinde 2. kez ceza alması gündemde. 565747 Şüpheli çanta teravih böldürdü Alınan bilgiye göre, Ekinözü Merkez Camii avlusunda unutulan bir çanta vatandaşların dikkatini çekti. Çantadan şüphelenen vatandaşlar, durumu hemen polise bildirdi. Camiye gelen polisler, çevrede güvenlik önlemleri alarak, içerde teravih namazı kılan cemaati dışarı çıkardı. Bomba imha uzmanları tarafından yapılan incelemenin ardından fünye ile patlatılan çantadan kıyafetler çıktı. Yapılan araştırmada, çantayı A.C. isimli akli dengesi yerinde olmayan şahsın unuttuğu belirlendi. A.C. gözaltına alınırken, şahsın Gaziantep'in Nurdağı ilçesinden olduğu ve Nurdağı'ndan Ekinözü'ne kadar yürüyerek geldiği iddia edildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. 564990 Meteorolojiden uyarı Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Zonguldak, Bartın, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin çevrelerinde kuvvetli gök gürültülü sağanak yağış nedeniyle oluşabilecek riskler konusunda uyarıda bulundu. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan ''Meteorolojik uyarıda'', Zonguldak ve Bartın çevrelerinde saat 24.00'e kadar, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin çevrelerinde ise yarın saat 18.00'e kadar kuvvetli gök gürültülü sağanak yağış beklendiği kaydedildi. Meteorolojik uyarıda, yağışın kuvvetli olması nedeniyle ani sel, su baskını, yıldırım ve heyelan riskinin bulunduğu bildirildi. 566252 SPK'dan ücretsiz eğitim programı Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve ABD'nin Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu (SEC) işbirliğiyle, 26-28 Ekim günleri arasında İstanbul'da ''Çalkantılı Dönemlerde Piyasayı Koruma: Menkul Kıymet Düzenleyici Kuruluşlarının Gözetim, İnceleme ve Denetimi'' konulu uluslararası eğitim programı düzenlenecek. Programa katılım ücretsiz olacak. Katılmak isteyenler, Ekim Cuma gününe kadar elektronik posta veya faksla başvuru yapabilecek. SPK'dan yapılan açıklamada, eğitim programının dilinin İngilizce olacağı, ancak İngilizce'den Türkçe'ye simültane çeviri yapılacağı bildirildi. Programa katılmak isteyenlerin, ad, soyadı, çalıştığı kurum, telefon bilgileri ile İngilizce olarak unvanlarını ''ethem.sancak@spk.gov.tr'' ve ''hasan.seyman@spk.gov.tr'' e-posta adreslerine göndermeleri ya da ''212-334 56 00'' numaraya faks çekmeleri gerekiyor. Açıklamada, programa yurt içinden katılmak için son başvuru tarihinin Ekim 2009 olduğu belirtilerek, katılımcı sayısının sınırlı tutulduğu, bu nedenle erken başvuranların öncelik hakkına sahip olduğu belirtildi. Programa katılanlara programa katıldıklarını gösteren, SPK ile SEC yetkililerinin imzasını taşıyan bir sertifika verileceği kaydedildi. Program, İMKB binasında yapılacak. Detaylı bilgi, ''www.cmb.gov.tr/filesys/surveillance/'' internet adresinden temin edilebilir. 566034 Bardakoğlu'ndan Kadir Gecesi mesajı Manevi arınma ve yücelme, paylaşarak zenginleşme mevsimi olan Ramazan ayının son günlerini idrak ederken, 15 Eylül Salı'yı Çarşamba'ya bağlayan gecede, Kadir Gecesi'ne ulaşmanın heyecan ve mutluluğunun yaşanacağını belirten Bardakoğlu, Kur'an-ı Kerim'de ''Bin aydan daha hayırlı'' olduğu bildirilen Kadir Gecesi'nin insanlık için kurtuluş reçetesi olan Kur'an'ın indirilmeye başlandığı, esenliğin bütün dünyayı kuşattığı, dua ve tövbelerin kabul edildiği bir kutlu gece olduğunu ifade etti. Bütün insanlık için hidayet rehberi olan Kur'an-ı Kerim'in bu gecede indirilmeye başlanmış olmasının Kadir Gecesi'ni diğer bütün zaman dilimlerinden üstün kıldığını vurgulayan Bardakoğlu, ''Varlık ve varoluş bilgisinin ders kitabı, bütün kainatın özeti ve Allah'ın insanlara uzattığı kurtuluş halkası olan Kur'an'la değer kazanan Kadir Gecesi'nin kıymetinin bilinmesinin, ancak Kur'an'a gönülden yönelmek ve onun insanlığa sunmuş olduğu eşsiz mesajını okumak, anlamak ve yaşamakla mümkün olacağına işaret etti. Kur'an'ın anlaşılmak, fert ve toplum hayatına rehber olmak için gönderildiğini belirten Bardakoğlu, mesajında şunları kaydetti: ''Okumuş olduğumuz Kur'an'ı anlayarak hayatımıza yansıttığımızda Kur'an zaman bizlere şifa ve rahmet olacaktır. Çünkü Kur'an sadece bilgi kaynağı değil, aynı zamanda tüm insanlığa bir fırsat olarak sunulan yol haritasıdır. Fatiha'dan başlayıp, Nas suresiyle tamamlanan bu hayat rehberimiz bizi şirkten, zulümden ve her türlü nefsani sapmalardan sakındırmakta, Allah'a şeksiz iman ve tam bir teslimiyetin yolunu göstermekte, kutlu Nebilerin hayatından kıssalarla bugünümüze ölümsüz örnekler taşımaktadır. Ölümü ve ahireti hatırlatarak, hesabını verebileceğimiz bir hayatı yaşamanın uyarısını yapmaktadır. O, bizlere bir yandan oruç, namaz, zekat, hac ve dua gibi ibadetlerle Rabbimize yaklaşmanın, diğer yandan sabır, doğruluk, yardımlaşma, af, adalet ve merhamet gibi ahlaki erdemlerle donanarak örnek bir fert ve toplum olmanın bilincini aşılamaktadır. Onun insanlığın ufkunda yanan ışığı, her dönemde insanlığı aydınlatmaya devam edecek, taşımış olduğu değerler, getirmiş olduğu evrensel ilkeler her zaman taze ve yeni kalacak, yaptığı çağrı kıyamete kadar sürecektir. Kur'an bu üstün özelliklerine bizzat kendisi tanıklık etmekte ve tüm insanlığa 'Ey İnsanlar. İşte size Rabbinizden bir örgüt, kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet olan Kur'an geldi...'' şeklinde seslenmektedir.'' Mükafatların sınırsız olarak verildiği Kadir gecesinin, insanın kendisine dönerek gaflet içinde geçirmiş olduğu günleri sorgulama, unutarak ve bilmeyerek işlediği hatalara tövbe etme ve af dileme, bir daha yapmama kararlılığını Allah'ın sonsuz rahmet ve mağfiretini umarak yineleme, insanların arasındaki sevgi ve bağışlamanın herkesi kucaklaması için bu yolda yeni adımlar atma zamanı olduğunu ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, şöyle devam etti: ''Bize manevi derinliğinde arınma ve bağışlanma fırsatı sunan bu mübarek gün ve geceler, yaşantımızda kalıcı değişiklikler meydana getirmediği müddetçe tam anlamıyla idrak edilmiş sayılmaz. Bu sebeple ibadetlerimizde ve ahlaki yaşantımızda istikrar ve istikametin önemli bir husus olduğu bilinmeli, her ayı Ramazan ve her gün ve geceyi Kadir Gecesi gibi yaşamaya gayret etmeli, dargınlık, kırgınlık, kin ve nefretin yerine, sevgiyi, hoşgörüyü, dostluk ve kardeşliği hakim kılmalı, yetimlerin, kimsesizlerin, fakir ve muhtaçların yüzünü güldürmeli, onlara yardım elini uzatmalıyız. Bu duygu ve düşüncelerle vatandaşlarımızın, soydaş ve dindaşlarımızın Kadir Gecesini tebrik ediyor, Yüce Mevlamız'dan, tuttuğumuz oruçları ve yaptığımız tüm ibadetlerimizi kabul etmesini, bu gecede yapılan dua ve yakarışların, İslam aleminin birlik, dirlik ve beraberliğine, toplumsal birlikteliğimizin güçlenmesine, insanlığın barış, huzur ve saadetine vesile olmasını niyaz ediyorum.'' TRT, AMASYA VE BOSNA HERSEK'TEN CANLI YAYIN YAPACAK TRT, Kadir Gecesi dolayısıyla yarın saat 21.30'da Amasya II. Beyazıt Camii ile Bosna Hersek Gorajde Kenti'ndeki 15 bin kişilik camiden dönüşümlü olarak mevlit programı yayınlanacak. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Fikret Karaman'ın konuşma yapacağı programda, başkanlığın ilahi korosu da ilahiler söyleyecek. Program, aynı saatte TRT Avaz'dan da izlenebilecek. 565324 Europa Race'te zafer Group Bel'in İlk etabı İstanbul Boğazı'ndan start alan İstanbul Europa Race'nin ikinci etabında tekneler, 420 millik Bercelona etabı için yarışa başladılar. Group Bel, bu etapta hata yapmayarak zafere uzanmayı bildi. Foncia teknesi ve Mickel Desjoyeaux bu etabı 2. olarak bitirdi. İlk etabın galibi İspanyol 1876 teknesi, bu etapta 3. olabildi. 566259 Gazeteci hastane önünde bekleme yapma! Bünyamin KATIRCI'nın haberi Görevi kamuoyunu bilgilendirmek olan gazeteciler, Karaman Devlet Hastanesi ve Doğumevi'nde yaşanan bazı olayları haberleştirmelerinin ardından beklenmedik bir genelge ile karşılaştı. Son zamanlarda yerel basında Doğumevi ve Devlet Hastanesi'yle ilgili yapılan olumsuz haberlerden rahatsız olan Karaman Devlet Hastanesi'nin yeni Başhekiminin ilk icraatı hastane önünde bekleyen gazetecilere yasak getirmesi oldu. Başhekim, bakanlığın yıllar önce bakanlığın hastane içerisinde çekim yapılması yasaktır diye gönderdiği genelgeyi tozlu dosyasından çıkararak hastanede görev yapan güvenlik görevlileri vasıtasıyla basına tebliğ etti. Yıllardır hastane önünde bekleyen gazeteciler ise kendilerine tebliğ edilen bu genelgeyle şaşkına döndü. KONU ULUSAL GÜNDEME TAŞINACAK Karaman’daki yerel ve ulusal basın temsilcileri, son zamanlarda sağlık alanında yaşanan keyfi atamaları ve sıkıntıları haber yapıp hastanede kendileri için de uygulanan ambargoyu Türkiye’nin gündeme taşıyarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a iletme kararı aldı.  566494 Van'da yabancı sermayeli ilk fabrika! Van Ticaret ve Sanayi Odası'ndan (VATSO) yapılan açıklamaya göre, daha önce görüşmeler yapmak üzere VATSO Yönetim Kurulu Başkanı Zahir Kandaşoğlu'nu ziyaret eden ve bu konuda fikir alışverişinde bulunan Şirket Yönetim Kurulu Başkanı Hans Schreier, yatırım ve şirket kurulması için gerekli işlemlerini tamamladıktan sonra, VATSO'ya üyelik kaydını gerçekleştirdi. Yatırım yapmak için kararlı olduğunu ve bu konuda çalışmaların son noktaya geldiğini belirten BURUS Şirketler Grubu Başkanı Hans Schreier, şunları söyledi: ''Van Ticaret ve Sanayi Odası'na üyelik kaydımızı gerçekleştirdik. Organize Sanayi Bölgesi'nde yatırım yapmak için girişimlerimizi başlattık. 2009 yılı sonuna kadar üretim yapacak şekilde yatırım planlamamızı gerçekleştirdik. İlk olarak Van'da prefabrik yapı elemanları üzerine yatırımımızı yapacağız.'' VATSO Yönetim Kurulu Başkanı Zahir Kandaşoğlu da kente yabancı sermayenin gelmesi açısından bu yatırımı önemsediklerini anlatarak, şunları kaydetti: ''Şirket Başkanı Hans Schreier ile yaptığımız görüşmede, yatırım yapmaları halinde her türlü desteği sağlayacağımızı belirtmiştik. Bugün odamıza üyeliklerini yaparak, ilk adımı atmışlardır. Ayrıca Van Organize Sanayi Bölgesinde yatırım yapmak için girişimlerde bulunmuşlardır. Van OSB Müteşebbis Heyet Başkanı olan Sayın Valimizle birlikte yabancı sermayeli bu firmamıza, arsa tahsis etmek için çalışmalarımız devam etmektedir. En kısa sürede Van Organize Sanayi Bölgesi'nde yabancı sermayeli ilk yatırım gerçekleştirilecektir.'' Kandaşoğlu, kentin kalkınması ve gelişmesi için bölgenin yatırımcılar için cazip hale getirilmesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti: ''Özellikle sınır ili olmamız ve İran gibi bir pazara yakın olmamız, ilimizi yatırımcılar için çekici kılacaktır. Bu durumu fırsata çevirmek için yoğun bir şekilde çalışmaktayız. Bugün burada yıllardır verdiğimiz mücadelenin sonuçlarını paylaşıyoruz. Ülkesinde önemli yatırımları olan Alman BURUS Şirketi ilimizi yatırım alanı olarak belirlemiştir. Ciddi, kararlı ve gerçekten yatırım yapmak isteyen herkese her türlü desteği sağlamaya hazırız.'' Kandaşoğlu, daha sonra VATSO'ya üyeliğini yapan BURUS Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hans Schreier'e, sicil belgesini takdim etti. Hans Schreier ise Kandaşoğlu'na, kendilerine sundukları destek anısına, Almanya'da yaşadıkları Berlin Kentini sembolize eden bir plaket takdim etti. 565938 Çocukların üzerine ateş açıldı: yaralı Zaviye mahallesinde oturan M.A. (40), apartman önünde oyun oynayan çocukları, çevreyi rahatsız etmemeleri için uyardı. Çocukların oynamaya devam etmelerine sinirlenen M.A, evinin balkonundan av tüfeğiyle çocukların üzerine doğru ateş etti. Sol bacağından yaralanan A.İ. (11) ambulansla Malatya Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Gözaltına alınan M.A'nın sorgusunun ardından adliyeye sevk edileceği kaydedildi. 565287 İkitelli’de Trabzon taştı ’de taştı güncellenme zamanı 14.9.2009Haftalardır gol yollarında sıkıntı yaşayan Umut Bulut, dün İstanbul Büyükşehir Belediyespor karşısında iki gol atarak üzerindeki kara bulutları dağıttı-mavililer, İstanbul ’u ’nda Egemen’in üç golüyle aştı. Kaptanın bu sayılarına Umut (2) ve Gökhan eşlik etti Son haftaların en çok eleştirilen takımı üç haftalık galibiyet orucunu bozdu, İstanbul ’a gol olup yağdı: 6-1. 8. dakikada ’ın soldan kullandığı korner atışında, ceza sahasında geriden gelen Egemen’in uçarak yaptığı kafa vuruşunda, meşin yuvarlak ağlarla buluştu: 0-1. 19’da Colman’ın soldan kullandığı korner atışında arka direkte boş pozisyonda bulunan Egemen iyi yükselerek, kafayı vurdu ve topu ikinci kez filelere yolladı: 0-2. 27’de Colman’ın savunmanın arkasına attığı pası iyi takip eden Gökhan, karşı karşıya kaldığı pozisyonda Oğuzhan’ı da geçtikten sonra meşin yuvarlağı ağlara bıraktı: 0-3. 29’da soldan Gabriç’in pasında savunmanın arkasında topla buluşan Umut’un, sağ çaprazdan ceza sahasına girerek yaptığı sert vuruşta, kaleci Oğuzhan’a çarpan top ağlara gitti: 0-4. 43’te Kus’un pasıyla buluşan Serhat, farkı 3’e indirdi: 1-4. 48’de Colman’ın soldan kullandığı korner atışında ceza alanında Umut’un kafa ile indirdiği topu önünde bulan Egemen, oluşan karambolde topuğu ile meşin yuvarlağı filelere yolladı: 1-5. 77’de Ali Güzeldal’ın sol çaprazdan sert şutunda top üst direğe çarparak auta çıktı. 80’de Ceyhun’un yerden şutunda meşin yuvarlak direkten döndü. 90+2. dakikada Engin’in pasında sağ çaprazda topla buluşan Gökhan’ın ceza sahasına ortasında, Umut, meşin yuvarlağı ağlarla buluşturdu: 1-6. 565307 "Binbir Surat" Yakalandı İnterpol tarafından 15 yıldır aranan "binbir surat" lakaplı uyuşturucu taciri, Antalya'da yakalandı. Kırmızı bültenle aranan "binbir surat" lakaplı uyuşturucu taciri, İstanbul'a getirildi. Sanığın, 2007 yılında Bostancı'da polisle girdiği silahlı çatışmadan yaralı olarak kaçtığı tespit edildi. Hollanda ve İngiltere'de uyuşturucu örgütünün elebaşı kabul edilen sanık 15 yıldır kırmızı bültenle aranıyordu. İstanbul Narkotik ekipleri ayrıca 10 yıldır aranan ve birçok suça karıştığı tespit edilen bir başka sanığı da Büyükçekmece'de gözaltına aldı. Sanığın evinde yapılan aramada 112 kilogram eroin ele geçirildi. İstanbul Emniyetinde sorguları tamamlanan her iki sanık ile şüpheli kişi adliyeye sevkedildi. 566253 Manchester United göz kamaştırıyor Son iki sezondur Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde final oynayan ve 2007-08 sezonunda kupayı evine götüren İngiliz ekibi, Avrupa'da birçok başarıya imza attı. Kendi liginde de başarılı bir görüntü çizen Manchester United, 1999 ve 2008'de olmak üzere kez Şampiyonlar Ligi kupasını kazanırken, 1968 yılında da Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda aynı başarıyı gösterdi. İngiltere'de defalarca şampiyonluklara ambargo koyan ve ''Kırmızı Şeytanlar'' olarak anılan İngiliz takımı, Avrupa Kulüpler Kupası'nı, UEFA Süper Kupası'nı ve Kıtalararası Kupa'yı da 1'er kez kazanma başarısı gösterdi. Manchester United, son iki sezonda Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde finale çıkarak gücünü ortaya koymuştu. 2008 yılında penaltı atışları sonunda Chelsea'yi geçerek Şampiyonlar Ligi'ni kazanan Manchester United, geçen sezon bir kez daha finale yükselme başarısı göstermesine rağmen kupayı alamamıştı. İngiliz ekibi, 2009 yılındaki finalde İspanya'nın Barcelona takımıyla karşılaşırken, rakibine 2-0 mağlup olarak, kupayı İspanyol ekibine kaptırmıştı. Avrupa kupalarında büyük bir tecrübeye sahip ''Kırmızı Şeytanlar'', bu arenada 263 maça çıktı. Bu karşılaşmalar sonrasında İngiliz ekibi, 138 galibiyet, 71 beraberlik ve 54 yenilgi alırken, rakip filelere 468 gol atıp, kalesinde 251 gol gördü. -ÖNEMLİ FORVET OYUNCULARINA SAHİP- İngiliz ekibi, Michael Owen, Dimitar Berbatov ve Wayne Rooney gibi çok önemli forvet oyuncularına sahip bulunuyor. Bu oyuncuların yanı sıra kaleyi Hollandalı Edwin van der Sar gibi tecrübeli bir kaleciye teslim eden Manchester United'ın savunmasında ise Rio Ferdinand, Nemanja Vidic ve Gary Neville gibi önemli isimler yer alıyor. Manchester United'in kadrosunda ise şu oyuncular bulunuyor: Kaleciler: Edwin Van der Sar, Ben Foster, Tomasz Kuszczak Defans: Gary Neville, Patrice Evra, Rio Ferdinand, Wes Brown, Nemanja Vidic, Fabio, Rafael, John O'Shea Orta Saha: Owen Hargreaves, Ryan Giggs, Ji-Sung Park, Michael Carrick, Nani, Paul Scholes, Darren Fletcher, Antonio Valencia, Darron Gibson Forvet: Michael Owen, Dimitar Berbatov, Wayne Rooney, Gabriel Obertan, Federico Macheda 568220 Başsavcı, Titreyen Göl'de bomba bulunduğu iddialarını yalanladı Başsavcısı Talat Deniz yaptığı yazılı açıklamada; Titreyengöl'de savunma tipi el bombası ele geçirildiği haberinin gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Yazılı, görsel ve internet sitelerinde duyuma göre yapılan haberlerin tamamen asılsız olduğunu ifade eden Talat Deniz, 14 Eylül 2009 tarihinde ve de yakın zamanda Manavgat Titreyengöl bölgesinde her hangi bir kazı çalışması yapılmadığı gibi, savunma tipi el bombası da ele geçirilmediğini vurguladı. Deniz, "Titreyengöl'de bir arazide yapılan kazı çalışmalarında 50-80 adet savunma tipi el bombası ele geçirilmiştir haberleri tamamen asılsızdır. Haberler asılsız olup, bölgede belirten ve yakın bir tarihte kazı çalışması yapılmamıştır." dedi. Deniz, olaydan 14 Eylül 2009 tarihinde saat 18.10'da haberinin olduğunu, kamuoyunu doğru bilgilendirme adına yazılı açıklama gereğini duyduğunu belirtti. 565138 Şener: Hükümet dışarıdan yönetiliyor Partisinin Şişli İlçe Teşkilatınca düzenlenen iftar yemeğine katılan Şener, yemeğin ardından yaptığı konuşmada, dünyada yeni bir düzen kurulmaya başlandığını belirtirken, mevcut yönetimin buna ayak uyduracak politikalar üretemediğini, ekonominin Türkiye'nin ihtiyaçlarına göre şekillendirilemediğini, karlı sektörlerin hızla yabancılaştırıldığını öne sürdü. Türkiye'nin hassas bir coğrafyada olduğuna işaret eden Şener, ''ülke politikasının dışardan esen rüzgarlarla şekillendirildiğini'' ileri sürdü. Şener, şu görüşleri savundu: ''Her gün yeni bir açılım paketi ve paket etrafında kavgalar ve ayrışmalar oluyor. Böyle siyaset anlayışı olmaz. İçeriğiyle ilgili iki çift laf edilmeden iki aydır devam eden bir kavga mevcut. Sorun çözeceği yerde varlığıyla ülkeye zarar veren bir siyaset anlayışı bugün Türkiye'de hakimdir. Biz, bu siyaset anlayışını değiştirmek, ilkeli ve dürüst siyaseti hakim kılmak için geliyoruz. Türkiye Partisi, yeni siyaset anlayışını benimseyen demokratik bir merkez partidir. Şu an Türkiye'de eski ve soğuk savaş öncesi bir siyaset anlayışı mevcut. Bu anlayışta vatandaş ayrıştırılırken oy toplanılmaya çalışılıyor. senin gibilerin sayısıda nedense artmıyor eskiden tek tuk tunuz şimdide tek tuk :) biz haberi noktasına kadar okuyoruzda sen ise akp muhalifi manşetten yola çıkarak yorum yapiyorsun akp muhalifi olsunda taştan olsun mantık bu..aslında sizi bilimsel bir çalışmada kobay olarak kullanmak gerekiyor sizi bukadar geren mide spazmları geçirtiren akp nin hangi özelliği dir bu tespit edilimesi gereken bir konu ben kendi adıma merak ediyorum akp ye düvel düşman bunun sebebi nedir.7 düvel derken 0.7 Ergenekon bu adamı başbakan yapacaktı, şunu yapacaktı diyenler. Meclisin bile üzerinde olarak tanıtılan ergenekoncular istediklerini başbakan yapıyorsa 0'dan bir parti kurarak gelen R.T.Erdoğan nasıl 2002den beri başbakan, cumhurbaşkanı Abdullah Gül? Bunun tek cevabı var,dimi :D:D:D Ha dersenizki ülkeyi hep kaosta tutmaktı amaçları mantıklı yapılabilir bir olay.. Uçan kuş üzerinize pislese ergenekon yolladı diyorsunuz. Yapmayın bu kadar kimseye hakettiğinden fazla değer vermeyin lütfen. Bu ülke hepimizin 564991 Broos: Çalışmamızın Karşılığını Aldık Turkcell Süper Lig'de deplasmanda İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u 6-1'lik farklı skorla yenen Trabzonspor'un teknik direktörü Hugo Broos, çalışmalarının karşılığını aldıklarını söyledi. Hugo Bross, maçtan sonra düzenlediği basın toplantısında, sonucun ortada olduğunu, fazla değerlendirmeye gerek görmediğini belirterek, ''Gelişim gösterdiğimizi bundan önce de söylemiştim. Yaptığımız çalışmaların karşılığını bugün itibarıyla almış bulunuyoruz'' dedi. Farklı bir sistemde oynamadıklarını, sadece bazı futbolcularda değişikliğe gittiğini ifade eden Broos, ''Burada kazanmamız sürpriz değil. Ancak attığımız gol sayısı sürpriz olabilir'' diye konuştu. Belçikalı çalıştırıcı, maçta gol atan Egemen'in performansıyla ilgili olarak, ''Her zaman aradığımız golcü bir gün gelecek demiştim. İşte bugün geldi'' biçiminde esprili bir değerlendirme yaptı. Gergin olduğu gözlenen Broos'a bu tavrının sorulması üzerine de Belçikalı teknik adam şunları kaydetti: ''Teknik direktör ile basın arasında bir güven ilişkisinin olmasına inanıyorum. Son haftalarda bazılarının benimle ilgili yazıp çizdiği şeyler bende çok büyük düş kırıklığı yarattı. Özellikle söylediğim bazı şeylerin belirli bölümlerinin yayınlanıp diğer taraflarının atılması bu düş kırıklığına neden oldu. Bu yüzden belki biraz daha mesafeliyim.'' Trabzonsporlu futbolcu Selçuk da maçı kazanmayı çok istediklerini ifade ederek, ''Zor bir dönem geçiriyorduk. maçtır kazanamıyorduk. Bu maçtan 6-1'lik galibiyetle ayrıldığımız için mutluyuz. İyi bir takımız. Bu galibiyetin anlamlı olabilmesi için bir seri yakalamamız lazım. Bunu da yakalayabilecek güçteyiz'' diye konuştu. Bordo-mavili futbolculardan Gökhan da ligde bundan önceki haftalarda aldıkları sonuçlar nedeniyle stresli olduklarını kaydederek, ''Milli maçlar arasında öz güvenimizi kazanıp bu maçta pekiştirdik. Bundan sonra bizim için kötü günler geride kaldı'' dedi. Avcı: Ders Almamız Gerek İstanbul Büyükşehir Belediyespor Teknik Direktörü Abdullah Avcı, kötü bir maç çıkardıklarını bundan ders almaları gerektiğini vurguladı. Oyuna iyi başlamadıklarını ifade eden Avcı, şöyle konuştu: ''Rakibimiz bizden daha iyi başladı. Belki fazla özgüvenle başladık ancak duran toptan aynı oyuncudan iki gol yememiz, eşleşmede bazı sıkıntılar olduğunu ve konsantrasyon bozukluğunu gösterdi. Oyun disiplininden kopan ve üretim yapamayan bir duruma geldik. İkinci yarıda sonuç farklı olabilirdi. Doğru oynamamız gerekiyordu. Bugün anlamda sıkıntılıydık.'' Oyundan koptukları bölümlerde rakiplerinin farkı arttırdığını anlatan Avcı, ''Bu durumda rakip çok daha gol atabilir. Acımıyor zaten. Bunda bizim çıkarabileceğimiz çok büyük dersler var. Uzun zamandır böyle oyun oynamadık. Bu bize yakışmadı. Alnımızda sıkıntılı bir skor olarak duruyor. Bundan dersler çıkaracağız'' diye konuştu. 565998 Kafkas'tan Kayseri'deki Kayserililere sitem Kayserispor teknik Direktörü Tolunay Kafkas, genç bir kadro ile ileriye dönük yaptıkları çalışmanın Kayseri'de pek destek görmediğini dile getirerek, "Şehir ve yurt dışındaki Kayserililerden yaptığımız çalışmaya daha büyük destek geliyor." dedi. Ankaraspor maçının ertelenmesi nedeniyle haftayı maç oynamadan geçiren Kayserispor'da, Cumartesi günü İstanbul da oynanacak olan Beşiktaş maçı hazırlıkları devam ediyor. Teknik patron Tolunay Kafkas, haftayı maç oynamadan kapatmalarının kendileri açısından iyi olmadığını değinerek, "Biz Ankaraspor maçına iyi konsantre olmuştuk. Kendi sahamızda oynayacağımız bu maçtan mutlaka galibiyet bekliyorduk. Alacağımız puan ise Beşiktaş maçı öncesinde moral olacaktı. Ama federasyon tarafından alınan bazı kararlar nedeniyle maç ertelendi. Biz de bunu Beşiktaş maçına hazırlık olarak değerlendirdik. Şimdi tek düşüncemiz, lige istediği gibi başlayamayan, geçen sezonun şampiyonu Beşiktaş takımını mağlup etmek. Deplasmanda alacağımız puan bizim için büyük önem taşıyor." dedi. Tolunay Kafkas, bayramdan bir gün önce oynanacak olan Beşiktaş maçını kazanarak taraftarlarına da çifte bayram yaşatmak istediklerini dile getirdi. Lig de 5. Haftanın geride kaldığını ve bir maç eksiği ile puana sahip olduklarını aktaran Tolunay Kafkas, ligin ilk haftalarındaki alınan sonuçlardan dolayı haksızlıklara uğradıklarını dile getirdi. Tolunay Kafkas, biraz serzenişte bulunarak, "Taraftarımız bizim Kayserispor adına, takımın geleceği adına yatırımlar yapıp, yönde hareket etmemize destek vermiyor. Oysa biz kulübün parasını çar çur etmeyerek, uzun soluklu başarılar elde edebilecek bir kadro kurduk. Şuanda milli takımlarda oynamayan futbolcumuz yok. Buna rağmen destek görmüyor ve eleştiriliyoruz. Oysa şehir ve yurt dışında yaşayan Kayserililerden de büyük destek görüyoruz. İyi bir takım oluşturduğumuzu ve ümit milli takımlarda forma giyen gençleri kadromuza dahil etmemizden dolayı bizlere teşekkür ediyorlar. İşin açığı ben de bu durumu anlayamadım. Tabi Kayseri'de bize sahip çıkan, destek veren taraftarlarımız var. Ama bu sayının artmasını, takımlarına her hafta desteklemelerini istiyoruz." şeklinde konuştu. Kayserispor Kadir Has Tesisleri'nde Beşiktaş maçı hazırlıklarını sürdüren Sarı kırmızılı takımda, Furkan'ın sakatlığının iyileşmesi teknik heyeti sevindirdi. Ankaraspor maçında forma giymesi beklenen genç oyuncunun, maçın ertelenmesinden dolayı forma giyemezken Beşiktaş maçında Kafkas'ın bu oyuncuyu oynatması bekleniyor. 565654 "Janjan"a Ukrayna'dan iki ödül Bir delinin yasak aşkını ve töreyi anlatan, yönetmen Aydın Sayman'ın "Janjan" adlı filmi, Ukrayna'dan "En İyi Film" ve "En İyi Film Müziği" ödülleriyle döndü. Ukrayna'nın Azor Denizi kıyısındaki Berdyansk kentinde düzenlenen 12. Uluslararası Berdyansk Film Festivali'ne, Ukrayna, Moldova, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Bulgaristan, Kazakistan, Kırgızistan, Beyaz ve Türkiye'den 40 uzun metrajlı film katıldı. Festivalde, "Janjan", yönetmeni Sayman'a "En İyi Film", besteci Can Atilla'ya "En İyi Film Müziği" ödülü getirdi. Yönetmen Sayman, daha önce de "Miras" ve "Sır Çocukları" filmlerine imza atmıştı. Osmanlı İmparatorluğu'nu konu alan "Cariyeler ve Geceler", "1453" ve "Aşk-ı Hürrem" üçlemesi ve "Mevlana'dan Çağrı" albümleriyle "New Age" müziği sevdiren besteci Can Atilla da daha önce aynı yönetmenin "Sır Çocukları" adlı filminin müziklerini hazırlamıştı. Film müziği dalında ilk ödülünü alan Atilla, yönetmen Sayman'la uzun süredir beraber çalıştıklarını belirterek, "Onun için, filmlerinde nasıl bir müzik istediğini biliyorum. da yaptığı filme benim müziğimin ne katacağını çok iyi biliyor. Öyle olduğu zaman da ortaya çok başarılı şeyler çıkıyor" dedi. Filmde duyguların sadece müzikle anlatılabildiği sahneler olduğunu ifade eden Atilla, şunları kaydetti: "Aydın Sayman, bazı yerlerde sadece müzik payları bıraktı bana. İnsan sesini oralarda arya gibi kullandım. Elif Gökalp adlı soprano seslendirdi. Bazen fine opera tekniğini kulandık. Film içinde en önemli duygular, seyirciye direkt sözlerle değil de hislerle aktarılabilecek yerler için özel pasajlar yaptık. Akli dengesi yetersiz olan Janjan'ın aşkının temizliğini müziklerle de ifade ettik." Can Atilla, yurt dışında ödüller alan bu tarz önemli filmlerin Türkiye'de seyirciyle fazla buluşamamasının düşündürücü olduğunu dile getirerek, "Ödüller bizi çok mutlu etti ama yapılanın sadece yurt dışında kabul görmesi düşündürücü. Hem akademik hem içerik olarak zengin çalışmalar ne yazık ki tarafından doğru tanıtılmıyor" diye konuştu. Medyanın yapılan işlerle ancak "magazinel olduğunda" ilgilendiğini savunan Atilla, "Ama unutulmasın ki her taraf yıldız, Samanyolu'na bakın bir sürü görürsünüz. Önemli olan yıldızları aydınlatan ve onları görmemizi sağlayan karanlık" dedi. 566464 Mevsim geçişlerine dikkat! Mevsim geçişlerine dikkat! soğuk algınlığı ve enfeksiyonların arttığı mevsimsel geçiş döneminde vücut direncini artırıcı önlemler alınması gerekiyor. ADANA (A.A) Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barlas Aydoğan, başta soğuk algınlığı olmak üzere enfeksiyonların arttığı mevsimsel geçiş döneminde vücut direncini artırıcı önlemler alınması gerektiğini bildirdi.  Aydoğan, yaptığı açıklamada, mevsimsel geçiş döneminde, vücudun bu sürece uyum sağlamada sıkıntı yaşayabileceğine, muhtemel sağlık sorunlarının önüne geçilebilmesi için enfeksiyonlara karşı direnci artırıcı önlemlere yönelinmesinin önemine dikkati çekti.  STRES GİRİBİNDE TETİKÇİSİ Vücudun bu dönemlerde vitamin desteğine ihtiyaç duyduğunu ifade eden Aydoğan, 'Bunun için özellikle doğal yollarla yetiştirilmiş meyvelerin tüketilmesi önemlidir. Ayrıca, stresten uzak durmak gerekir. Çünkü stres, birçok hastalığa sebebiyet verdiği gibi özellikle de gribin tetikçisidir' dedi. Ramazan Bayramı'nın da mevsimsel geçiş dönemine denk geldiğine dikkati çeken Aydoğan, şu uyarılarda bulundu:  'Risk grubunda olanların, bayramı kendilerine zehir etmek istemiyorlarsa grip aşısı yaptırmalarında yarar var. Grip aşısı hasta olduktan sonra iyileşmek için değil direnç kazanmak amacıyla sağlıklıyken yapılır. Vücut direncini artırıcı önlemler alınmasının yanı sıra bayramlaşmada hasta ve yakınların elinin öpülmemesi ayrıca öpüşmeden kaçınılması son derece dikkatli olunması gereken bir konudur. Bir geleneği yerine getirme kaygısıyla değil hastalık riskini düşünerek bu gibi şeylerden mümkün olduğunca uzak durulması yönünde hareket edilmelidir.' 566053 Tamiz hava: 100 milyon Euro Hollanda hükümeti, ilkokullardaki öğrencilerin daha temiz bir havayı soluyabilmeleri için, okullara 100 milyon Euro para yardımı yapılacağını açıkladı. Eğitim ve Bilim Bakanlığından verilen bilgiye göre, ekonomik krizle mücadele paketi adıyla oluşturulan fondan verilecek parayla, sınıfların daha temiz ve havadar olması için gerekli değişiklikler yapılacak. Bu çerçevede sınıfların nem oranı ve hava dolaşımı, ışıklandırma, ısıtması, kapı ve pencerelerin kontrolü gibi alanlarda yeni düzenlemelere gidilecek. Okullar, hükümetin ayırdığı bu parayı belediyelerden talep edecekler. Dört büyük kentteki her okul öğrenci başına 32, diğer yerleşim birimlerindeki okullar ise öğrenci başına 23 Euro alacak. 565146 "Futbolcularımla gurur duyuyorum" Haberi Ekle "Futbolcularımla gurur duyuyorum" 14/09/09 0:54 Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum ise galibiyette, oyuncularının istekli futbolunun önemli rol oynadığını bildirdi. İki takımın da agresif oyun sergilediğini anlatan Daum, ''Aslında bu kadar zorlanmamalıydık. 2-0'ı daha erken bulabilirdik. İkinci golü bulmak için sonuna kadar çabaladık'' dedi. Daum, Bursaspor'un da gol ve goller bulmak için hücumu düşündüğünü belirterek, şunları söyledi:: ''Maç, karşılıklı ataklar şeklinde geçti. Mücadelelerinden dolayı futbolcularımla gurur duyuyorum. Futbol çok iyi değildi ama mücadele vardı. Biz son dakikaya kadar mücadele ettik. Bu, yeni Fenerbahçe'nin maçın her anında mücadeleyi elden bırakmadığını gösteriyor. Ancak özellikle gol paslarında daha etkili olmalıyız. Bunları düzeltmek için çalışacağız.'' Bir gazetecinin ''Fenerbahçe'nin yarıya yakın futbolcusu sarı kart gördü. Hakeme çok itiraz etti. Bu agresif futbolun nedeni nedir?'' sorusu üzerine Daum, ''Futbol, zaten agresif bir oyundur. İki takım da agresif oynadı. Hakemin bu kadar sarı kart vermesini herkes kendi değerlendirsin. Ben fazla bir şey söylemek istemiyorum'' diye konuştu. 565366 Eski sevgilisine takık kadınlar Melis Alphan Dikiz aynasıEski sevgilisine takık kadınlar 14 Eylül Pazartesi 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! Ben kadının kendini istemeyen erkeği hiç istememesi taraftarıyım. Olur da erkek onu sonradan isteyecek olursa da geçmiş olsun, kadın reddetmeli. ve eski karısı/yeniden sevgilisi ’ın birlikte fotoğraflarını gördüğüm her sefer tüylerim diken diken oluyor. Balkan, Karadağlı’yla tekrar birlikte olduğu için rahatsızlık duyuyorum. Karadağlı eskort kızlarla yakalandı, üstüne başka bir kadınla beraber oldu. Onu denedi, bunu denedi, sonra eski karısına geri döndü. Hadi nasıl oluyorsa dönmekten utanmıyor; peki onu geri alan eski karısına ne demeli? Biriyle birlikteyken başkasına âşık olunabilir; bunu yargılayacak halimiz yok, dünya hali. Fakat Tamer Karadağlı’nın durumunun farklı olduğunu biliyoruz, hatırlıyoruz. Gerçi konumuz Karadağlı da değil, Arzu Balkan ve onun motifindeki kadınlar. Geri aldığı adam birine masumca âşık olmadı, kaç kişiyle kaç kere bunu yaptı. Bunun karşısında, bu süre içinde Arzu Balkan taliplerini (vardıysa eğer) deneyip, test edip beğendi mi? Hayır çünkü Tamer Karadağlı’ya takıktı. Ona bütün bunları yapan adama. Birçokları “Ortada çocuk var” falan diyecek belki. Bu koşullarda, bu dünyanın en saçma bahanesi. Çocuğunu babasından ayırmasına gerek yok. Çocuk babasıyla da görüşürdü, Balkan da kendi hayatına bakardı. Bunu niye yapmadı? Neyse, Arzu Balkan birkaç ay zaferinin tadını çıkarsın. Ama bütün kadınlara kötü örnek olduğunu da bilsin. Aşk hayatları iyi gitmiyor Eski sevgiliden/kocadan kopamama durumu kadınlar arasında çok yaygın. Bir ayrılık yaşanmış ama kadın eski sevgilisinin hayatından tam olarak çıkamadığı veya onu hayatından çıkarmak istemediği için aşk hayatı hiçbir zaman iyi gitmiyor. Bir de birlikte yaşamışlarsa kadın hep ona koca muamelesi yapıyor. Musluk bozuldu, gel. düğmesi çalışmıyor, gel. Üzgünüm, bana moral ver. Eski sevgilisini hayatından veya aklından çıkaramadığı için sırtında hep bu kamburla dolaşıyor. Erkek ise bunu yapmıyor, eski kadını hayatında tutmak için aşırı çaba sarf etmiyor. Erkek daha çok eski kadına acıma duygusuyla karışık bir şeyler hissediyor. Sevmekten, âşık olmaktan çok çok uzak hisler bunlar... Ve erkek, eski kadının hayatında biri varsa etrafında dolaşmıyor da. Kadın ise artık eski sevgilisini elde edemeyeceğini bilse bile ona takılı kalmak, onun hayatındaki kadını huzursuz etmek için bu tavrını sürdürüyor. Farkında değil ki kendi ömründen yiyor. Geçmişteki adamın peşinde takılıp kalan kadın için en acıklısı kendisine yeni bir hayat kuramaması, yeni ilişkiye başlayamaması ya da yeni ilişkileri yürütememesi.  Neden geçmişe takılı kalır? Kadın, eski sevgiliyle kontağı kesmeyerek onun hayatındaki kadını huzursuz ettiğini sanırken de yanılıyor aslında. Erkek, durumdan rahatsız olmasın diye eski sevgilinin acıklı halini bütün detaylarıyla yeni sevgiliye anlatmaktan geri durmuyor. Yeri geldiğinde de yeni sevgiliyi kışkırtacak bir unsur olarak geçmişte kalan varlığı devreye sokabiliyor. Ve eski kadın yeni sevgilinin midesini bulandırdığını sanıp bir nebze tatmin yaşarken bir de bu açıdan kullanılıyor aslında. Bu da yetmezmiş gibi diğer insanların aralarında üzülerek, acıyarak konuştukları bir mevzu, bir malzeme haline geliyor. Bütün ülke Arzu Balkan’a acımadık mı Allah aşkına? Ben kendimi kandırılmış hissediyorum. Ayrıca bir kadın kendini niye bu duruma düşürür? Aklım almıyor.  566084 Almanya'da yolcu uçağı acil iniş yaptı Havaalanı sözcüsü, Berlin-Tegel havaalanından Stuttgart'a giden yolcu uçağının iniş takımlarında arıza meydana geldiğini, bu nedenle uçağın yerel saatle 10.40'ta Stuttgart havaalanına mecburi iniş yaptığını bildirdi. Sözcü, olayda yaralanan olmadığını kaydederken, Bild gazetesinin internet sayfasında yayımlanan haberde, Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı Franz Müntefering'in uçakta bulunduğu belirtildi. 565070 Karşıyaka: Altay: 7. Dakikada Timuçin ile öne geçen Karşıyaka, 26 ve 88. dakikada Burak, 30. dakikada Musa, 90. dakikada Zafer Biryol'un attığı gollere engel olamadı. Maçın hakemi, sessiz ama gergin geçen karşılaşmanın 77. Dakikasında Karşıyaka Teknik Direktörü Reha Kapsal'ı, 90. Dakikada da Altay Teknik Direktörü Fuat Yaman'ı tribüne gönderdi. Ligde ikinci galibiyetini alan Altay, puanını 8'e çıkardı. 565941 13:09 Oyun oynayan çocukların üzerine ateş açtı hep yanınızda Oyun oynayan çocukların üzerine ateş açtı ’da bir kişi, apartmanın önünde oyun oynayan çocukların üzerine ateş ederek, bir çocuğu yaraladı. Alınan bilgiye göre, Zaviye Mahallesi’nde oturan M.A. (40), apartman önünde oyun oynayan çocukları, çevreyi rahatsız etmemeleri için uyardı. Çocukların oynamaya devam etmelerine sinirlenen M.A, evinin balkonundan av tüfeğiyle çocukların üzerine doğru ateş etti. Sol bacağından yaralanan A.İ. (11) ambulansla Malatya Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Gözaltına alınan M.A’nın sorgusunun ardından adliyeye sevk edileceği kaydedildi. 565097 Lotoda bilmenin sırrını açıkladı! Lotoda bilmenin sırrını açıkladı! 14.09.2009 00:07İngiltere’de çarşamba günlü loto çekilişi öncesinde çıkacak rakamı bilerek herkesi şaşırtan illüzyonist Derren Brown, söz verdiği gibi önceki akşam sırrını açıkladı. Çarşamba günkü çekiliş öncesinde Brown, “2, 11, 23, 28, 35 ve 39” rakamlarının çıkacağını bilmişti. Hürriyet'teki habere göre, Brown şöyle açıkladı: “Çekiliş öncesinde 24 kişilik bir panel oluşturduk. Her katılımcıdan, her rakam çekilişi için birer öngörüde bulunmasını istedim. Sonra her çekiliş için yazılan rakamları toplayıp 24’e böldüm.” Ancak ne matematikçiler, ne de izleyiciler ikna oldu. 566044 Tukaş'taki patlamanın hasar tahmini Tukaş Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş, fabrikalarında meydana gelen patlama sonucu maddi hasarın tahmini tutarının 600 bin lira olduğunu bildirdi. Tukaş'ın Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan açıklamasında Turgutlu'da bulunan fabrikalarında gece yarısı saat 01.00 sularında buhar kazanında patlama meydana geldiği, patlama sonucu işçinin hafif şekilde yaralandığı belirtildi. Açıklamada, Turgutlu Devlet Hastanesinde tedavileri yapılan işçilerin tamamının taburcu olduğu, maddi hasarın 600 bin lira olarak tahmin edildiği bildirildi. Oluşan hasarın tamamının sigorta kapsamında olduğunu belirtilirken şirkette bu olaya yönelik herhangi bir üretim kaybı oluşmayacağı kaydedildi. 566039 Alkol tüketimi 28 lt'ye yükseldi Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumundan (TAPDK) edinilen bilgiye göre, 2006 yılının ilk aylık döneminde 453 milyon 345 bin 363 litre olan alkollü içki satışı, 2007 yılının aynı döneminde 465 milyon 971 bin 71 litreye, 2008 yılında ise 531 milyon 769 bin 663 litreye yükseldi. Söz konusu rakam, bu yılın ilk yarısında ise 536 milyon 276 bin 249 litre olarak gerçekleşti. Bu şekilde yıllık dönemde yurt içindeki toplam alkollü içki satışı, milyar 987 milyon 362 bin 346 litreye ulaştı. RAKI TÜKETİMİ DÜŞÜYOR Verilere göre, aylık dönemde geçen yılın aynı dönemine göre ülkemizde satılan alkollü içki miktarı da, milyon 506 bin 586 litre artış gösterdi. Bu yıl Ocak-Haziran döneminde, Türkiye'de 485 milyon 373 bin 764 litre bira, 20 milyon 906 bin 762 litre şarap, 840 bin 266 litre de viski satıldı. Bu şekilde, geçen yıla göre milyon 508 bin 366 litre daha fazla bira, milyon 111 bin 369 litre daha fazla şarap, 19 bin 252 litre de daha fazla viski içildi. aylık dönemde votka satışları da milyon 213 bin 272 litreden milyon 599 bin 113 litreye yükseldi. Böylece, votka tüketiminde de 385 bin 841 litrelik bir artış kaydedildi. Buna karşılık, rakı tüketimi düştü. Resmi verilere göre, 2008 yılının ilk ayında 23 milyon 595 bin 612 litre olan rakı satışları, bu yıl 22 milyon 245 bin 230 litreye geriledi. 2009'un ilk yarısında, geçen yıla göre rakı tüketiminde milyon 350 bin 382 litrelik bir azalma meydana geldi. Aynı şekilde şampanya satışları da 231 bin 161 litreden 94 bin 229 litreye indi. Bu şekilde ilk ayda geçen yıla göre, 136 bin 932 litre daha az şampanya patlatıldı. DİĞER İÇKİLERDE DURUM Ocak-Haziran döneminde 146 bin 707 litre vermut, 219 bin 70 litre kanyak-brendi, 146 bin 215 litre rom, 659 bin 639 litre likör, 397 bin 383 litre diğer fermente alkollü içki, 527 bin 385 litre de ardıç aromalı içki satıldı. Diğer alkollü içkilerin satış miktarı ise 120 bin 486 litre olarak belirlendi. aylık verilere göre ülkemizde günde milyon 667 bin litre bira, 114 bin 872 litre şarap, 122 bin 226 litre rakı, bin 616 litre de viski içiliyor. Böylece 2009 yılı içinde günlük alkollü içki satışı milyon 946 bin 573 litreyi buldu. Buna göre ülkemizde her saat ortalama 122 bin 774 litre, her dakika da 2.046 litre alkollü içki satılmış oldu. ALKOLLÜ İÇKİ İHRACATI Bu arada 2006 yılının ilk yarısında 43 milyon 553 bin 277 litre, 2007 yılında 34 milyon 501 bin 52 litre, 2008 yılında ise 36 milyon 969 bin 122 litre olan alkollü içki ihracatı, bu yıl aynı dönemde 53 milyon 152 bin 84 litreye yükseldi. İçki ihracatında da başı 51 milyon 423 bin 437 litre ile bira çekti. Bunu milyon 55 bin 87 litre ile şarap, 591 bin 401 litre ile rakı, 48 bin 282 litre ile votka, 29 bin 969 litre ile de diğer fermente alkollü içkiler izledi. 2006-2008 DÖNEMİNDE TURİST SAYISI YÜZDE 32,9 ARTTI Türkiye'de alkollü içki satışları büyük şehirler ve tatil yörelerinde yoğunlaşıyor. Bu açıdan turist sayısındaki artış da önem taşıyor. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) verilerine göre, 2006 yılında 19 milyon 819 bin olan turist sayısı 2007 yılında 23 milyon 341 bine, 2008 yılında 26 milyon 337 bine yükseldi. Bu dönemde turist sayısı yüzde 32,9 oranında, milyon 518 bin kişi arttı. YIL YIL ALKOLLÜ İÇKİ SATIŞLARI TAPDK verilerine göre, 2006, 2007, 2008 ve 2009 yıllarının ilk aylık dönemlerinde alkollü içki satışları, ürün bazında şu gelişimi gösterdi: ÜRÜNLER 2006 2007 2008 2009 ----------------- -------------- ------------- ------------- ------------- Bira 412.370.940 429.366.426 480.865.398 485.373.764 Köpüklü şarap 168.254 135.719 231.161 94.229 Şarap 11.683.008 10.245.397 19.795.393 20.906.762 Vermut 77.310 94.665 173.325 146.707 Diğer ferm.al.iç. 21.917 186.131 288.531 397.383 Kanyak-brendi 284.057 272.613 309.887 219.070 Viski 735.637 874.731 821.014 840.266 Rom 78.761 127.145 175.127 146.215 Ardıç aromalı-cin 785.604 628.660 586.407 527.385 Votka 3.115.957 3.059.667 4.213.272 4.599.113 Likör 444.117 413.748 594.299 659.639 Rakı 23.540.451 20.440.675 23.595.612 22.245.230 Diğer distile içk. 39.350 125.494 120.237 120.486 TOPLAM 453.345.363 465.971.071 531.769.663 536.276.249 Not: Veriler aylık dönemleri kapsamaktadır. 566486 Gürsel Tekin istifa konusunda ne dedi  Tekin "CHP kamusal olarak dava açtıysa istifa ederim" dedi. AKP İl Başkanı Aziz Babuşçu'nun basın açıklaması yaptığı sırada Habertürk TV'de canlı yayın konuğu olan CHP İl Başkanı Gürsel Tekin, Babuşçu'nun "Baykal ve Tekin'i erkek gibi sözlerini tutmaya davet ediyorum" açıklamalarına "Benim erkekliğimi sorgulamaya kalkmasınlar" diye yanıt verdi. "Biz ölü üzerinden siyaset yapmayız" diyen Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Başbakan ve belediye başkanına üslubumuzu bozacak bir kelime bile yok. Biz nasıl konuşacağımızı biliriz. Benim erkekliğimi sorgulamaya kalkmasınlar. CHP'nin açtığı davalar dediler. CHP kurumsal olarak dava açtıysa istifa ederim. Bilgi kirliliği içine sokuyorlar. Bir çaresizlik ifadesi içinde ne söyleyeceklerini bilmiyorlar. CHP'li değil AKP seçmenleri de dava açmış olabilirler. Bunlar bireysel davalardır. Kurumsal açılmış dava varsa gereğini yaparım. "Belgelerim var" diyor. Köşe yazarları size somut belgeler söylüyorum. Milyonlarca dolar zarar var, vatandaşlarımız hayatlarını kaybetti. Sayın Başbakan havada dolaşıyordu. Havada değil karada göreceksiniz olanları". 566191 Çin dijital şehir planlamasına geçecek Devlet Ölçüm ve Planlama Dairesi, ülke genelinde 2015'e kadar dijital ölçüm ve haritalandırma çalışmalarını tamamlayarak, şehir planlaması ve haritalandırmayı dijital ortamda yapacağını duyurdu. Şinhua ajansının haberine göre, sokak lambalarından logar kapaklarına kadar her ayrıntının dijital ortamda ölçülerek coğrafi haritaların çıkartılacağı bir veritabanı oluşturulacağını belirten yetkililer, sistemin 2015 devreye gireceğini açıkladı. Planlama Dairesi Müdürü Şü Dıming, sistemin devreye girmesinin ardından, tüm şehirlerin kadastrosunun dijital olarak hizmet vereceğini ve milli bir ağ ile ülke genelinde yapılan tüm işlemlerin tek merkezden kontrol edileceğini bildirdi. 2006'da dijital haritalandırma ve kadastro işlemine 30 şehirde pilot projelendirmelerle başlamıştı. 566944 Afetzedelere kolaylık Afetzedelere kolaylık 14.09.2009 18:40İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, özellikle Küçükçekmece, Çatalca ve Silivri'yi vuran sel felaketinde zarar görenleri sevindirecek bir karar aldı. Meclis, tüm partililerin oylarıyla, elden etkilenenlerin faturalarının ertelenmesi ya da silinmesi konusunda İSKİ ve İGDAŞ'a yetki verdi. İstanbul'un su ve doğalgaz dağıtımını yapan şirkete borcu olanların, selden zarar görmeleri ve bunu kanıtlamaları halinde borçlarında ertelemeye ya da iptale gidilecek 565985 Bonn Üniversitesi'nde bilim skandalı Spiegel dergisinin haberine göre üniversitede çalışan bir tıp uzmanı, araştırdığı üç aileden ikisine ait verileri değiştirerek belli genetik mutasyonların epilepsiye yol açtığı iddiasını ortaya attı. Söz konusu iddia, 2003 yılında bilimsel veri olarak Nature Genetics adlı dergide yayınlandıktan sonra 180 kez farklı bilimsel çalışmalarda somut bilgi olarak alıntılandı. Araştırmacının söz konusu iki ailede mutasyona daha sık rastlandığı yönünde asılsız iddiada bulunduğu anlaşıldı. Aynı araştırmacının bir kişiye ait kan tahlillerini de aileye ait çok sayıda kişininmiş gibi gösterdiği açıklandı. Dergiye konuşan epileptolog Christian Elger, araştırmacının sonuçları aktif bir şekilde değiştirdiğini söyledi. Sahtekarlık, enstitü müdürünün aynı aileleri tekrar araştırma kapsamına alması sonucu ortaya çıktı. 565577 Bıçakların konuştuğu kavgada ölü Olay, 19.30 sıralarında Malik Ejder mahallesi parkında meydana geldi. Aralarında husumet olduğu ve hafta öncede kavga ettikleri öne sürülen gençlerden oluşan iki grup arasında tartışmaya çıktı. Tartışma kavgaya dönüşünce gençler bıçaklarla birbirlerine girdi. Kavgada Ali Poyraz, Murat Çam, Tufan Karapınar ve adı öğrenilemeyen bir kişi yaralandı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Yaralılardan Ali Poyraz ile Murat Çam özel otomobillerle Kahramanmaraş Özel Megapark Hastanesine, götürülürken, Tufan Karapınar ambulansla Kahramanmaraş Yenişehir Devlet Hastanesine kaldırıldı. yaralı da kaldırıldıkları Hastanelerde hayatlarını kaybetti. Diğer yaralının tedavisi sürüyor. Polis ekipleri kavgaya karışan kişiyi göz altına alınırken, hastanelerde geniş güvenlik önlemleri aldı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. 565125 Dünyanın konuştuğu adam özgür  ABD Başkanı George Bush'a ayakkabılarını fırlatarak dünya gündemine oturan Iraklı gazeteci Muntazar El Zeydi, hapis cezasını doldurmasının ardından bugün özgür olacak. Zeydi'nin Bağdat'taki evinde, gazetecinin serbest kalacağı için kutlamalar başlamış durumda. Evin duvarlarına gazetecinin resimleri, balonlar ve Irak bayrakları asıldı. Ailesi, aylık hapisten sonra Zeydi ile yarın Bağdat cezaevinin kapısında buluşmayı, daha sonra evde bir eğlence tertip etmeyi planlıyor. Zeydi'nin kardeşi Dargam, Muntazar Zeydi'nin güvenliğinden endişe ettiklerini, bu nedenle de kutlamaları dar çerçevede yapacaklarını söyledi. Muntazar Zeydi'nin avukatı Diya El Saadi, dün yaptığı açıklamada, müvekkilinin serbest bırakılması için engel kalmadığını ve bugün için salıverileceğini umduğunu açıklamıştı. Bu arada, Zeydi'nin hapse girmeden önce çalıştığı el Bağdadiye televizyonu, Zeydi'nin, muhabir olarak işe geri dönmesini beklediklerini açıkladı. 565273 Bursa sonuçları 1.KOŞU: 4-1-5-2, ECE KIZ, ANA YELE, FEBRİS, ALNADAS, MÜD: 1.14.34, F: UZAK, BOY, BOY, G: 1.45, İKİLİ(1/4) 2,05 TL SIRALI İKİLİ(4/1) 3,35 TL ÜÇLÜ BAHİS(4/1/5) 0,98 TL ÇIK AT:(7 NOLU YALÇIN RÜZGAR KOŞMAZ),  Çıkan Atla:0,19 TL, Son 800:0.50.08  2.KOŞU: 2-5-8-10, EL CİZE, TUNÇYÜREK, GÜNDENKIZI, YAYLA MÜD: 1.40.71, F: BOY, 2.5 BOY, BOY, G: 1.50, İKİLİ(2/5) 8,30 TL SIRALI İKİLİ(2/5) 8,10 TL PLASE İKİLİ(2/5) 6,60 TL PLASE İKİLİ(2/8) 8,30 TL PLASE İKİLİ(5/8) 28,40 TL 1. ÇİFTE(4/2,10) 2,50 TL ÜÇLÜ BAHİS(2/5/8) 12,64 TL ÇIKAN AT:(9 NOLU HANDECAN KOŞMAZ),  Çıkan Atla:0,83 TL TABELA BAHİS(2/5/8/10) 110,88 TL Çıkan Atla:2,92 TL PLASE(2) 1,05 TL PLASE(5) 1,05 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(2/5/8/10) 5,84 TL, EFG:2 10, Son 800:0.59.48-0.59.12  3.KOŞU: 6-10-2-11, FIRTINASI, ŞAYESTE, CÖNKER, YELKOŞ, MÜD: 1.39.87, F: 1.5 BOY, UZAK, BOY, G: 1.75, 1.ÜÇLÜ GANYAN(4,7/2,9,10/6) 0,41 TL İKİLİ(6/10) 2,35 TL SIRALI İKİLİ(6/10) 4,40 TL PLASE İKİLİ(6/10) 2,10 TL PLASE İKİLİ(2/6) 2,10 TL PLASE İKİLİ(2/10) 2,30 TL 2. ÇİFTE(2,10/6) 4,05 TL ÜÇLÜ BAHİS(6/10/2) 0,94 TL ÇIKAN AT:(5 NOLU ÖZESERBEYİ KOŞMAZ), Çıkan Atla:0,18 TL TABELA BAHİS(6/10/2/11) 3,28 TL Çıkan Atla:0,10 TL PLASE(6) 1,05 TL PLASE(10) 1,05 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(6/10/2/11) 0,19 TL, EFG:10, Son 800:0.59.68  4.KOŞU: 3-1-6-10, IŞIKHAN, ÇEMŞİT, DAĞ ELMASI, YILDIZCANKIZI, MÜD: 1.41.16, F: 1/2 BOY, 2.5 BOY, UZAK, G: 2.35, 3. ÇİFTE(6/3) 8,15 TL, Son 800:1.00.84-1.00.44  5.KOŞU: 2-4-5-1, SEVGİBAĞIM, BİRSU, FERZAN, SELLUMA, MÜD: 2.07.82, F: BOY, 1.5 BOY, 3.5 BOY, G: 2.35, İKİLİ(2/4) 20,45 TL SIRALI İKİLİ(2/4) 26,45 TL PLASE İKİLİ(2/4) 13,60 TL PLASE İKİLİ(2/5) 7,00 TL PLASE İKİLİ(4/5) 19,90 TL ÜÇLÜ BAHİS(2/4/5) 30,63 TL ÇIKAN AT:(8 NOLU KINALIKAYA KOŞMAZ) Çıkan Atla:2,04 TL TABELA BAHİS(2/4/5/1) 56,25 TL Çıkan Atla:0,54 TL PLASE(2) 1,90 TL PLASE(4) 4,40 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(2/4/5/1) 1,09 TL, Son 800:0.56.96  6.KOŞU: 7-2-5-1, ZİGANAKAYA, ERYAMAN, SERENAYCAN, AZMAR, MÜD: 1.37.60, F: 1/2 BOY, BOY, 1/2 BOY, G: 2.60, İKİLİ(2/7) 17,20 TL SIRALI İKİLİ(7/2) 43,00 TL 4. ÇİFTE(2/7) 13,30 TL ÜÇLÜ BAHİS(7/2/8) 27,72 TL, Son 800:0.57.56-0.57.12  7.KOŞU: 2-6-4-3, OĞLUMEMRE, AL TUGY, SADIKBEY, MÜD: 1.26.50, F: UZAK, 3.5 BOY, BOY, G: 1.25, SIRALI İKİLİ(2/6) 2,15 TL 5. ÇİFTE(7/2) 10,30 TL, ÇIKANAT:(5 NOLU YENİ LİRA KOŞMAZ), EFG:2, Son 800:0.49.56-0.49.04  8.KOŞU: 1-11-8-5, ARAGA, PETEKŞAH, RIO, BEYBEY, MÜD: 2.09.38, F: 1.5 BOY, 1.5 BOY, 3.5 BOY, G: 2.15, İKİLİ(1/11) 9,70 TL SIRALI İKİLİ(1/11) 13,85 TL 6. ÇİFTE(2/1) 4,15 TL PLASE İKİLİ(1/11) 6,50 TL PLASE İKİLİ(1/8) 3,60 TL PLASE İKİLİ(8/11) 7,10 TL ÜÇLÜ BAHİS(1/11/8) 3,82 TL Çıkan Atla:0,76 TL Çıkan Atla:0,21 TL TABELA BAHİS(1/11/8/5) 27,10 TL Çıkan Atla:0,46 TL Çıkan Atla:0,46 TL, Ç.ATLAR(9 NOLU TURGAYHAN VE 12 NOLU SUCCESFUL DANCER), PLASE(1) 1,45 TL PLASE(11) 1,95 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(1/11/8/5) 0,93 TL, EFG:1, Son 800:0.51.56  9.KOŞU: 9-1-15-7, SOUND OF THUNDER, BALTUNA, UĞURLU ŞAHİN, ÖÇALIM, MÜD: 2.18.23, F: BOY, UZAK, 1/2 BOY, G: 6.90, İKİLİ(1/9) 16,35 TL SIRALI İKİLİ(9/1) 40,15 TL PLASE İKİLİ(1/9) 16,20 TL PLASE İKİLİ(9/15) 20,40 TL PLASE İKİLİ(1/15) 12,40 TL 7. ÇİFTE(1/9) 18,50 TL ÜÇLÜ BAHİS(9/1/15) 32,02 TL Çıkan Atla:1,63 TL TABELA BAHİS(9/1/15/7) 153,34 TL Çıkan Atla:0,78 TL Çıkan Atla:0,78 TL, Ç.ATLAR( NOLU MELIZZO VE 13 NOLU LADY PERLINA) PLASE(9) 2,75 TL PLASE(1) 3,95 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(9/1/15/7) 1,56 TL, EFG: 2.ÜÇLÜ GANYAN(2,5/1,9,12/9) 5,16 TL DÖRTLÜ GANYAN (7/2,5/1,9,12/9) 21,34 TL BEŞLİ GANYAN (2,8/7/2,5/1,9,12/9) 81,72 TL ALTILI GANYAN(3/2,8/7/2,5/1,9,12/9) 380,39 TL YEDİLİ PLASE (5,6,10/1,3/2,4,8/2,7/2,5,6/1,9,11,12/1,2,9,13) 6,49 TL ALTILI GANYANDA 771.816 TL TEVZİYE TABİDİR. sonuçları 11-7-7-8-3-1 255,80 TL Beşli Ganyan: 7-7-8-3-1 31,64 TL Dörtlü Ganyan: 7-8-3-1 7,83 TL 2.Üçlü Ganyan: 8-3-1 4,26 TL 565510 Dolce and Gabbana'dan yeni telefon GALERİ Dolce and Gabbana'dan yeni telefon GALERİ Ultra şık, özel tasarım cep telefonu Sony "Jalou" 14 Eylül 2009 Pazartesi, 08:37 "Jalou" Dolge and Gabbana ve Sony Ericsson işbirliğinin mükemmel biri ürünü olarak karşımıza çıkıyor. Telefonun yaratıcılarından da tahmin edebileceğiniz gibi benzerlerini kıskandıracak bir şıklık ve son teknolojiyi bir araya getiriyor. Telefonun benzersiz tasarımında mücevherlerdeki kıymetli taşlarda kullanılan yastık tipi kesimden (cushion-cut) esinlenilmiş. 3.2 megapiksel kamera, genişyüksek çözünürlüklü ekran, bluetooth, ayna gibi özellikler bu minik telefonda mevcut. Normal versiyonları lacivert, siyah gibi renklerde piyasaya sürülürken, D&G özel versiyonu gül kurusu renginde olup, altın kaplama aksamlar ve de yine 24 ayar altın kaplama kablosuz kulaklık setiyle birlikte satılıyor. 566429 "Yaşayan Diller Enstitüsü"ne rektör tepkisi Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açılması için 'e yaptıkları başvurunun ardından "Yaşayan Diller Enstitüsü" adı altında onay verilmesine tepki gösterdi; "İfade Kürt vatandaşlarımızı da rencide edecektir" dedi. Rektör Prof. Dr. Omay, 'ün bünyesinde 'Yaşayan Diller Enstitüsü' kurulmasına onay vermesi konusunda yazılı açıklama yaptı; bu onayın kamuoyunda oluşan beklentiyi karşılamadığını söyledi. Omay, Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne lisans düzeyinde öğrenci alınması için yaptıkları başvuruya onay verilmemesine de tepki gösterdi. Prof. Dr. Omay, "Sosyal bilimler üniversitesi olma yolunda bölgemiz ve ülkemizin gerçekliklerine yönelik yeni bilimsel yaklaşım geliştirmeyi amaç edinen Mardin Artuklu Üniversitesi olarak Kasım 2008 tarihinden beri hazırlıklarını yürüttüğümüz Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün açılmasıyla ilgili taleplerimiz tarafından karşılanmadı. Enstitü taleplerimiz de farklı bir isim ve içerikle onaydan geçti" dedi. Omay,  "Bu kararla şöyle bir manzara ortaya çıkmaktadır; Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü ya da Anabilim Dalı adı altında lisans programı açılmasına ilişkin talebimize olumlu karşılık verilmemiştir. Buna gerekçe olarak da öğretim üyelerinin bulunmaması gösterilmiştir. 'Mardin Artuklu Üniversitesi Kürdoloji Enstitüsü' talebimiz, 'Türkiye'de Yaşayan Diller Enstitüsü' adıyla değiştirilmiş, bu enstitüde Arapça, Farsça ve Süryanice'nin yanı sıra Kürtçe üzerinde de akademik çalışmalar yapılabileceği belirtilmiştir. Şu an bünyesinde bulunan ve yurt dışındaki üniversitelerden gelecek öğretim üyeleri ile Mardin Artuklu Üniversitesi Kürt dili ve Edebiyatı alanında lisans ve lisans üstü eğitimini vermeye hazırdır" dedi. "Kürt vatandaşlar rencide olur" Türkiye'de 'Yaşayan Diller Enstitüsü' bünyesinde yer alması planlanan Arapça ve Farsça dillerinin halen üniversitelerde Doğu Dilleri kapsamında okutulduğunu dolayısıyla geriye sadece Kürtçe'nin kaldığını vurgulayan Prof. Dr. Omay, "Bir bilim olarak kuruluşu 1787 yılına kadar giden ve halen dünyadaki 30 kadar üniversitede enstitü, bölüm, merkez, kürsü gibi birimler bünyesinde ele alınmakta olan Kürdoloji'nin, ülkemizde de aynı isimle anılmamış olmasının bilimsellik açısından izahı zordur. Kürdoloji yerine 'yaşayan dil' ifadesinin kullanılması, diğer yandan ülkemizin ayrılmaz unsuru olan Kürt vatandaşlarımızı da rencide edecektir" dedi. Omay, "Ülkemizin ayrılmaz bir parçası olan Kürt vatandaşlarımızın dili ve edebiyatı alanında verilecek lisans eğitimi ile master ve doktora programlarının yer alacağı Kürdoloji Enstitülerinin açılmasının toplumsal barışa ve birliğimize büyük katkı sunacağına dair inancımızı korumaktayız. Kamuoyuna da yansıyan ve büyük destek gören Kürt Dili ve Edebiyatı bölümü Ana Bilim Dalı ile Kürdoloji Enstitüsü'nü açma talebimiz bakidir" ifadesini kullandı. Hazırlıklar... Omay, Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün açılması için yapılan hazırlıklarına da değindi. Rektör Omay, 'Kürdoloji' bölümünü kurmak için 12 Şubat 2009 tarihinde yurt içinden birçok uzmanın çağrıldığı bir istişare toplantısı yapıldığını, ilerleyen süreçte gerekli akademik altyapının oluşması için Kürt dili alanında uzman öğretim üyeleri bünyesine alındığını söyledi. Prof. Dr. Omay,  "Öğretim üyesi desteği konusunda Duhok ve üniversiteleri ile anlaşmalar yapılmıştır. Lisans ders programıyla birlikte bölüm açma gerekçesi hazırlanmış ve 17 Haziran 2009 tarihinde Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açılması için 'e başvuruda bulunulmuştur. Bu başvuru Temmuz ayı ortalarında kapsamı bölümden daha dar olan ancak lisans eğitimine imkan sağlayan 'Ana Bilim Dalı' şeklinde Komisyonu'ndan geçmiştir. Sonrasında ise 'ten, Ana Bilim Dalı yanında bir de Kürdoloji Enstitüsü için izin verileceği belirtilmiş, bunun üzerine adı geçen enstitünün gerekçesi hazırlanmış ve 'Mardin Artuklu Üniversitesi Kürdoloji Enstitüsü'nün de açılması için 'e başvurulmuştur" dedi. 565124 Abdulaziz’in Doğu Türkistan’a Gönderdiği Savaş Timi Sultan Abdülaziz zamanında Doğu Türkistan’a yapılan savaş yardımının gerçek hikâyesidir. Doğu Türkistan’dan gelen Yakup Han’ın elçisi, namesini Sultan’a sundu ve Çin zulmü altındaki halkının içler acısı durumunu anlatarak Padişah’ın engin kanatları altına sığınma dileğini dile getirdi Elçi tarafından örneklerle sunulan Doğu Türkistan halkının vahim durumu, Abdülaziz’in ince ruhunda derin akislerle yankılandı. Her ne kadar sıkıntılar içinde de olsa, dünyada nerede bir mazlum varsa Osmanlı’nın eli oradaydı. Osmanlı’nın, Afrika’daki Batı sömürgelerine uzanan yardım eli, kendi dindaşlarına uzanmazsa olur muydu hiç? Yakup Han’ın elçisi, ülkesine donanımlı bir Osmanlı gemisi ve donanımlı bir savaş timiyle İstanbul’dan mutlu bir şekilde ayrıldı. Hindistan’ın Bombay şehrine varan gemi, yükünü burada boşalttı. Heyet, uzun bir kara yolculuğundan sonra Kaşgar’a vardı. Türk heyetinin şehre varmasıyla şehirde bir anda bayram havası esmeye başlamıştı. Yakup Han, Osmanlı heyetini yüz pare top atışıyla selamlarken, halk da Osmanlı heyetini gözyaşları arasında karşıladı. Kafilenin başında bulunan Yüzbaşı Ali Kâzım; etrafındaki dağlarda kimi yeşil, kimi sarı, hatta kimi kırmızı yeşim taşları bulunan bu gizemli Kaşgar şehrini tanımaya koyuldu. Burası herhangi bir Anadolu şehrinden farklı değildi. Hatta daha gizemli, daha sihirli, üstü açılmamış bir hazine gibi duruyordu. Doğu Türkistan’a gönderilen Türk bayrağı geciktirilmeden Kaşgar semalarında dalgalanmaya, Kaşgar camilerindeki hutbeler Osmanlı Padişah’ı adına okunmaya başlandı. Yüzbaşı Ali Kâzım, Kaşgar’da kısa zamanda bir topçu taburu kurdu.  Kendi kurduğu birliğe de Nizam-ı Cedid adını verdi. Ancak bu durum, Çinlilerin hoşuna gitmemişti. günkü Çin ordusu bütün donanımıyla ve ezici çoğunluğuyla Doğu Türkistan’a saldırdı. Çinlilerle giriştikleri bağımsızlık mücadelesi sonucunda Osmanlı timi Çinlilere esir düştü. Uzak bir şehre götürüldüler. Yüzbaşı Ali Kâzım ve arkadaşları zindana atılıp zincire vuruldular. Günlerce işkence gördüler. Sırtlarında kamçı yarası olmayan bir deri parçası kalmamıştı. Tırnaklarına demirden iğneler sapladılar. Bu işkence faslı, tam otuz üç gün sürdü. Nihayet başta Yüzbaşı Ali Kâzım olmak üzere hepsinin idamına karar verildi. Elleri ve ayakları zincirlenmiş olan Yüzbaşı Ali Kâzım, omuzlarına gömülen başını kaldırdı. Sırtını duvardan ayırdığında derisinin bir kısmının duvara yapışıp kaldığını hissetmedi bile. Dua makamına varacağı için kendisini toparlamaya çalışıyordu. Rabbi Rahimine duada bulunmaya başladı: ‘’Rabbim, dedi, Rabbim, Sen biliyorsun ki buraya gelişimizde Senin rızandan başka bir beklenti içinde değildik. Zalimin zulmünü durdurup, mazlumun gözyaşını dindirip Senin rızana kavuşmaktı niyetimiz. Senin bizim için göreceğin her duruma rızamız vardır. Yeter ki hakkımızda hayırlısı olsun.  Şimdi senin merhametine her zamankinden muhtacız.’’ Başı öne düşüverdi. Daha fazla takati kalmamıştı. sabah görevine yeni atanan Vali, idamlık mahkûmları görmek için hapishanedeydi. Şehrin Valisi aslen doğu Türkistanlıydı. Ancak çocukluğundan bu yana Çinliler tarafından eğitilmişti. Esirlerin idam edilişlerine Vali de eşlik edecekti. İnfaz öncesi esirlere son istekleri soruldu. Ali Kâzım kendisi ve arkadaşları için iki rekât namaz kılma isteğini belirtti. Namaz kılma istekleri kabul edilen askerler abdestliydiler. Ali Kâzım öne geçip imamlık yaptı. Diğer mahkûmlar onun arkasında saf tuttular. Vali, mahkûmların yaptığı hareketleri dikkatle inceliyordu. Mahkûmların namazı bittiğinde Vali, Ali Kâzım Bey’in yanına geldi. Gözleri yaşarmıştı. İkisinin duyacağı bir sesle ve aklında kalan Türkçesiyle: Bu işlediğiniz neçedir? Biz Müslümanların ibadetidir. Babam da böyle yapardı. İdam, Vali tarafından ertelenmişti. Vali’nin içindeki Doğu Türkistan ruhu, yıllar sonra dirilmişti. Bir zaman sonra Ali Kâzım ve arkadaşları, İstanbul yolarındaydılar. Ana konusu Mustafa Armağan’dan alınan bu hikâye hep gerçek oldu ve orada kalanlara zulüm hep devam etti. Hâlâ da devam ediyor. Şu anda bizlere düşen, bütün mazlumlara olduğu gibi onlara da dua etmektir. 566587 Abdullah Abdullah Karzai’ye karşı ikinci tur istedi Abdullah Karzai’ye karşı ikinci tur istedi ’ın eski dışişleri bakanı ve 20 Ağustostaki seçimlerin güçlü adaylarından  Abdullah Abdullah, mevcut Devlet Başkanı ’ye karşı ikinci tur seçim istedi.  Kısmi seçim sonuçlarına göre Karzai’nin ardından ikinci sırada bulunan Abdullah, yeniden bu göreve aday olan ve ilk turda seçilme olasılığını koruyan Karzai’ye karşı ikinci tur talebinde bulundu.  Afganistan’da 20 Ağustosta yapılan devlet başkanı seçimlerinde hiçbir adayın ilk turda yüzde 50’yi geçememesi halinde ikinci tura gidilmesi gerekiyor.  Seçimlerin ardından ve hile iddiaları ciddi tartışma yaratıyor. 565278 İtalya’da Brawn dublesi ’sinde zafer, saat 16 dakika 21.706 saniyelik zamanıyla ’den Rubens Barrichello’nun oldu. Son yarıştır ilk içine giremeyen ise yarışı ikinci sırada tamamladı. Barrichello ve Button’ın bu başarıları, takımları ’nin bu sezonki dördüncü çifte zaferini yaşamasını sağladı. Yarışa ilk sırada başlayan Mercedes pilotu ’ın, son turda bariyerlere çarparak yarış dışı kalması üzerine ise üçüncülüğü, ’den Kimi Raikkönen elde etti. 566403 Barcelona-Messi yeni sözleşmede anlaştı Laporta, yeni sözleşmeyle Messi'nin Barcelona kadrosunda en çok kazanan oyuncu olacağını söyledi. FIFA tarafından bu yıl dünyanın en iyi oyuncusu seçilen 22 yaşındaki Messi'nin şu anki sözleşmesi 2014 yılında sona erecek. Laporta, "o dünyanın en iyi oyuncusu ve futbol tarihinin de en iyileri arasında. Burada mutlu olduğu için bu kadar güzel oynuyor" dedi. Messi'nin yıllık milyon euro civarında olan ücreti yeni sözleşmeyle 9.5 milyon euroya yükselecek ancak sözleşme süresinde değişiklik olmayacak. 566102 Krizin savurduğu CEO'lar, iş arıyor Krizin savurduğu CEO'lar, iş arıyorOnlar dünyanın önde gelen şirketlerini yönetiyorlardı. Ancak dünyayı pençesi altına alan krizin kendisini hissettirmesiyle birlikte işlerinden oldular. şimdi ise kendilerine uyun bir iş arıyor ya da davalarla boğuşuyorlar. 'ın geçen yıl 15 Eylül'de başvurusunda bulunmasıyla patlak veren bir yıllık süre içinde baş döndürücü sonuçlar yarattı. Batmaz denen dev kuruluşlar battı ya da iflasın eşiğine gelmişken son anda kurtarıldı. Hükümetler resesyona giren ekonomileri canlandırmak için yüzlerce milyar dolarlık paketleri uygulamaya koydu. Milyonlarca insan işsiz kaldı. Bugünlerde bütün bu sonuçların analizleri yapılıyor ve krizin nedenleri ve sonuçları anlaşılmaya çalışılıyor. Merak edilen konulardan biri de krizde büyük darbeler alan şirketlerin işlerine son verdiği yöneticilerin neler yaptığı. Bazıları krizin en ünlü isimleri arasında yer alan bu yöneticilerin önemli bir kısmı hâlâ kendileri için uygun bir iş arıyor ya da haklarında açılan davalarla boğuşuyor. Richard S. Fuld Junior: Lehman Brothers'ta krizin patlamasıyla işine son verilen eski CEO Fuld, riskli gayrimenkul portföylerini şişirmekle suçlanmıştı. Arkadaşlarının çoğu ona geçene kadar dışarıda beklemesini tavsiye ederken bir kısmı da geri dön ve savaşmaya devam et dedi. ikinci grubun tavsiyesini dinledi ve kendi ticari danışmanlık şirketini kurdu. Matrix Advisors isimli bu şirkete Lehman'ın eski çalışanlarından bir kaç yardımcı da aldı. Bir yandan da hakkında açılan davalarla uğraşıyor. Arkadaşları Lehman'daki başarısızlığın Fuld'u derinden etkilediğini söylüyor. John Thain: Merril Lynch'e 2007 sonunda atanan 'ya satılmadan önce 10 ay boyunca şirketi yöneten John Thain, ocak ayında Bank of America'yı ofisinin dekore edildiği ve birleşme öncesinde aldığı ikramiyenin tartışıldığı bir sırada bıraktı. Sözcüsünün yaptığı açıklamaya göre şimdilerde bazı şirketlerin yönetim kurulunda yer almak için görüşmeler yürütüyor. Bu yaz oğulunu evlendiren Thain, düğüne eskiden yöneticilik yaptığı Goldman Sacsh ve 'ndan arkaşlarını çağırdı ama Merril Lynch'teki arkadaşlarını davet etmemesi dikkat çekti. Zoe Cruz: Bir zamanlar yatırım bankası 'nin eş başkanı ve dünyasının kalbi olarak nitelendirilen 'teki en deneyimli kadın yöneticilerden birisiydi. Ancak bağlantıla zararların bankayı sarması sonrasında 2007 kasımında işini kaybetti. Şimdi çeşitli seçenekleri değerlendirdiği belirtiliyor. Ailesiyle birlikte New York'ta kalmaya karar verdi. 'in üst düzey yöneticilerinden biriyle evlendi ve en iyi bildiği iş olan yatırım idareciliğine döndü. Charles O. Prince III: 'tan 2007 kasım'ında ayrılmasında kısa bir süre önce son yılda 28 milyar doların üzerinde zarar bildirmişti. Citigroup onun görevine son verdiğinde 12 milyon dolarlık aldı. Şimdi zamanın büyük bir kısmını Palm Beach sahillerinde ve arkadaşlarıyla gol oynayarak geçiriyor. merkezli danışmanlık firması Albright Stonebridge'te danışmanlık yapıyor. Prince ve uzun süredir patronu olan Sanford I. Weill, bir yılı aşkın bir süredir kamuoyu önünde açıklama yapmadı. 566723 Bayramda bedava taşıma yok! İstanbul'da her bayram ücretsiz olan ulaşım ücretleri, Ak Parti'li üyelerin önerisi kabul edilirse bu bayram yüzde 50 indirimli olacak. Belediye Meclisi’nin AK Parti’li üyeleri İstanbul’da şehir içi ulaşım bedellerinin bayramda yüzde 50 indirilmesini önerdi. 566141 Nişanlısını 10 bıçak darbesiyle öldürdü! Nişanlısını 10 bıçak darbesiyle öldürdü!"Ölürken bile 'Seni seviyorum' diyordu" 14.09.2009 14:24Neşet KARADAĞ/ ADANA (AHT) Adana'da evli çocuk babası olduğunu öğrenince kendisini terk eden nişanlısı Mutlu Özyeşilbaş'ı (36) sokak ortasında 10 bıçak darbesiyle öldürdüğü iddia edilen 34 yaşındaki Yalçın Kanmaz hakkında ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı. Kanmaz, savcılıkta verdiği ifadesinde, nişanlısının kucağında can vermeden önce, kendisini çok sevdiğini söylediğini belirtti. TEDAŞ'ta çalışan elektrikçi Yalçın Kanmaz, eşini ve çocuklarını bırakıp, 2.5 yıl önce tanışıp aşık olduğu Mutlu Özyeşilbaş ile nişan yaptı. TOKİ konutlarından ev alan Kanmaz, bu eve nişanlısı ve nişanlısının ailesini yerleştirdi. Ancak nişanlısı ve nişanlısının ailesi Kanmaz'ın evli olduğunu öğrenince, çiftin arası bozuldu. Özyeşilbaş ayrılmak isteyince Kanmaz'ın ölüm tehditiyle karşılaştı. Bunun üzerine Özyeşilbaş, 25 Mayıs'ta Cumhuriyet Savcılığı'na giderek Kanmaz'dan şikayetçi oldu. Aynı gün akşam saatlerinde eve dönerken Kanmaz önünü kesti. Nişanlısı Özyeşilbaş'a, "Artık beni istemiyor musun" diye soran Kanmaz, "Hayır, bırak artık peşimi" yanıtını alınca genç kadını 10 yerinden bıçakladı. Sonra da kanlar içinde kalan nişanlısını kucağına alarak ambulansın gelmesini bekledi. Kanmaz, ambulans geldikten sonra polislere teslim oldu. Nişanlısının öldüğünü tutuklandığı adliyede öğrenen Kanmaz hakkında Adana 2'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'Kasten öldürme' suçundan dava açıldı. Savcı, Kanmaz hakkında ömür boyu hapis cezası istedi. Önümüzdeki günlerde yargılanmaya başlayacak olan Kanmaz, savcılıkta verdiği savunmasında nişanlısını nasıl öldürdüğünü şöyle anlatmıştı: KUCAKLAYIP, AMBULANS BEKLEMİŞ "Ben evliyim çocuğum var. İşim nedeniyle Adana'da kalıyorum. Mutlu ile tanıştığımda aramızda duygusal ilişki başladı. Kendisi benim evli çocuklarım olduğunu biliyordu. Boşanmak için girişimde bulundum. Evli olmam yüzünden aramızda kırgınlık olmuştu, daha sonra barışmıştık. Olay günü evin önünde yönetici ile sohbet ederken Mutlu ile üvey ablası Hülya geldi. Mutlu'ya 'Nereden geliyorsun canım?' dedim. İkisi de bana hakaret ettiler. Daha sonra ne olduğunu hatırlamıyorum. Hatırladığım, Mutlu yerde kanlar içindeydi. Kucağıma aldım. Göğsüne tampon yaptım. Ambulansla hastaneye gönderdim. Öldüğünü öğrendiğimden andan itibaren kendimde değilim. Kendisi kucağımdayken, beni sevdiğini ve ailesinin bizi ayırdığını söyledi. Ben Mutlu'suz ne yapacağım, çok üzgünüm, vicdan azabı çekiyorum." 565854 Türkeş'in meclis çalışmaları kitaplaştırıldı Türkeş'in meclis çalışmaları kitaplaştırıldıANKA Grup Amiri Hüseyin Hüsnü Uğur, ’in, 1960’dan başlayarak 35 yıllık süreçte TBMM’de katıldığı ve faaliyetleri ile konuşmalarını kitap haline getirdi. TBMM Kültür, ve Yayın Kurulu Yayınlarından çıkan "Başbuğ Alparslan Türkeş’in TBMM’deki Konuşmaları, Tasarı ve Teklifleri" başlıklı kitabı kaleme alan Uğur, halen MHP Grup Amirliği görevini sürdürüyor. 1974 yılında stenograf olarak TBMM’de göreve başlayan Uğur, TBMM Vakfı Müdür Yardımcılığı, Tutanak Müdürlüğü Uzmanı, TBMM Genel Sekreterliği Müşaviri ve TBMM Başkan Müşaviri görevlerinde bulundu. Kitap, Türkeş’in, Milli Birlik Komitesi dönemi (27.05.1960-13.11.1960), Millet Meclisi dönemi (07.11.1965-12.09.1980), Cumhuriyet Senatosu Görüşmeleri (01.04.1975-13.05.1976), Büyük Millet Meclisi dönemi (06.11.1991-04.12.1995) çalışmalarını kapsıyor. Hüseyin Hüsnü Uğur kitapla ilgili olarak, "Başbuğumuzun derin tarih bilgisi ve engin öngörüsüyle yaptığı konuşmaları ve faaliyetleri ile verdiği mücadeleyi anlatan bu eser, tarihi bir belge olmasının yanında, siyasi hayatımızın son yarım asrını aydınlatan, Türkiye’mizin ve Türk Dünyasının geleceğine ışık tutan; ayrıca siyasi hayatımızda yapılan hataların tekrarlanmaması için fırsatlar sunan değerli bir kaynaktır" dedi. Kitapta, Türkeş’in ile ilişkiler ile konularıyla ilgili Meclis konuşmaları da yer alıyor. 12 Aralık 1991 yılında Türkeş, Mecliste yapılan Devletinin SSCB’deki Türk Cumhuriyetleri ve bölgeleri ile ilişkileri" konusundaki Genel Görüşmede şunları kaydediyor: "Bilindiği gibi, Ermenistan Cumhuriyetiyle sınırdaşız; fakat, Ermeniler, devamlı Türk düşmanlığına dayanan bir politika içindedirler. Türkiye’ye karşı da düşmanlık politikası güdülmüştür; fakat, bizden daha fazla, ’a karşı düşmanca bir politika takip etmektedirler. Bilhassa meselesi, sömürgecilerin de ustaca kurcalamaları dolayısıyla, Azerbaycan Türk’leriyle Ermeniler arasında her gün çatışmalar meydana getirmektedir. Bugün Ermenistan, gerek Azerbaycan, gerekse Türkiye tarafından çevrili durumdadır ve ekonomik yönden büyük sıkıntı içindedir. Bu sıkıntıdan kurtulmak için, Türkiye ile münasebetlerini yumuşatma çabası içindedir. Bilhassa, siyasi münasebetleri geliştirmeden çok ’evvela ticari ve ekonomik münasebetlerimizi geliştirelim; bunun neticesinde siyasi münasebetler de gelişir’ şeklinde bize teklifler ileri sürmektedirler. Çünkü, çok sıkıntıdadırlar ama biz Türkiye Cumhuriyeti olarak, Azerbaycan Cumhuriyetiyle kuracağımız siyasi münasebetlerimizi planlarken, Ermenistan’ın ve ’ın durumlarını gözönünde bulundurmak zorundayız ve Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı da düşmanca politikalardan vazgeçip, dostluk ve barış politikasına dönmesini istemeliyiz. Ancak böyle bir gelişmeyle Ermenistan’ı tanımak, dış politikamızda menfaatimize uygun olabilir." -"İÇ GÜVENLİĞİ OLMAYAN BİR DEVLETİN DIŞ GÜVENLİĞİ DE OLMAZ"- Türkeş, iç güvenlik konusunda ise 26 Aralık 1991 tarihli konuşmasında, şu ifadeleri kullanıyor: "’mizde halk arasında birçok zaman söylenen bir söz vardır: ’Bir insana kırk gün deli derseniz, deli olur’ derler. ilminde de birtakım kurallar vardır. Bir memleketin insanlarını elde etmek isterseniz, karıştırmak isterseniz, sosyal ve psikolojik yönünü iyice inceleyerek, analiz ederek, ona göre bir plan uygulama suretiyle, insanları kendi kardeşlerinden, kendi devletinden soğutabilirsiniz; kendi devletine karşı, kendi insanlarına karşı harekete geçirebilirsiniz. Bu, bir bilimdir, bir sistemdir ve birçok ülkeye karşı kullanılagelmiştir, şimdi de Türkiye’ye karşı kullanılmaktadır. Halbuki, doğulusuyla, batılısıyla, memleketimizin insanları birbirinin kardeşleridir. konuşan kardeşlerimiz ne kadar Kürt’se, biz de onlar kadar Kürt’üz; biz ne kadar Türk’sek, onlar da bizim kadar Türk. Milletimizin gücü, devletimizin ayakta durması, her şeyden evvel, milli birliğimizin sağlam tutulmasına bağlıdır. İç güvenlik dediğimiz zaman, dış güvenlik bundan ayrılamaz. İç güvenliği olmayan bir devletin dış güvenliği de olmaz. Onun için, memleketimizin dışa karşı da güçlü olabilmesi bakımından iç güvenliğimizin sağlam tutulması lazımdır." 565241 'Sosyalist Obama' ABD lideri, ülkesindeki ilk büyük protestoyu sağlık reformu tasarısı nedeniyle yaşadı. Başkentte milyon kişi, "Ülke sosyalist olmayacak" sloganları attı ABD'de son aylarda büyük tartışmalara yol açan Başkan Barack Obama'nın sağlık reform tasarısı eleştirilmeye devam ediliyor. Dün ABD'nin dört bir yanından başkent Washington'a akın eden milyona yakın kişi, Başkan Obama'yı ülkeyi "sosyalizme sürüklediği" suçlamasıyla protesto etti. Vergilerin azaltılmasını, devletin küçültülmesini ve daha fazla ekonomik serbestlik tanınmasını talep eden "Freedomworks" hareketi tarafından düzenlenen protesto, Obama'nın göreve geldiği günden bu yana düzenlenen en büyük protesto gösterisi olma özelliğini taşıyor. Ağırlıklı olarak Cumhuriyetçiler'e yakınlığıyla bilinen grupların katıldığı gösteride, Obama'nın sosyalist olduğunu iddia eden Hristiyan muhafazakar Tea Party hareketi üyeleri ve diğer sağcı gruplar da ön saflarda yer aldı. OBAMA: TAVİZ VERMEM Beyaz Saray önünden Kongre binasının bulunduğu Capitol Hill'e kadar yürüyen protestocular, Obama'yı Nazi diktatörü Hitler'e ve sosyalist lider Che Guevara'ya benzeten pankartlar taşıdı. Sağlık reformunun yanı sıra ekonomik sorunları ve Başkan'ın vergi politikalarını protesto eden katılımcıların taşıdığı pankartlarda "Hür doğdu, vergilendirilerek öldü", "ABD komünist olmayacak", "Obama yalan söylüyor" gibi yazılar dikkat çekti. Diğer yandan gösterilerin düzenlendiği saatlerde Obama, Minneapolis'te sağlık reformuna destek aramak için bir miting gerçekleştirdi. 15 bin kişiye seslenen Obama, protestocuları eleştirerek "Özel çıkar gruplarının her şeyin olduğu gibi sürmesini sağlamaya yönelik girişimlerine izin vermeyeceğim" dedi. ABD Başkanı, 2009 yılında sağlık reform yasasını geçirme sözünü tutacağını yineledi. NEDEN KARŞILAR SAĞLIK reformuna en büyük tepkiyi Cumhuriyetçi çevreler ve sigorta şirketleri gösteriyor. Gerekçe ise diğer sanayileşmiş ülkelerin aksine herkesin faydalandığı ulusal sağlık sigortası bulunmayan ABD'de 46 milyon kişinin sigortalanmasının vergi yükünü arttıracak olması. Obama ise sağlık sigortası için kaynağı israfları kısarak ve yıllık geliri 350 bin doların üzerindeki ABD'lilere ek vergiler getirerek sağlayacağını söylüyor. AMBARGO BİTTİ Mİ? İRAN'IN yarı resmi Fars Haber Ajansı, ABD'nin İran'a, nükleer programı konusundaki görüşmelere dönmesi için 2.5 milyon dolarlık 20 Boeing yolcu uçağı ve yedek parça teslim etmeye başladığını iddia etti. Haberde, teklifin Mahmud Ahmedinecad'ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ABD Başkanı Obama tarafından yapıldığı kaydedildi. 2009 model uçakların maliyetinin 1979'daki İslam Devrimi'nin ardından ABD tarafından bloke edilen İran'a ait banka hesaplarından karşılandığı ve Venezüella aracılığıyla teslim edilmekte olduğu bildirildi. İran, 1979 sonrası başlayan ABD ambargosu nedeniyle Batı ülkelerinden uçak ve yedek parça alamıyordu. 565240 İstanbul coğrafyası altüst oldu, sele davetiye çıkarıldı İstanbul coğrafyası altüst oldu, sele davetiye çıkarıldı Erhan ÖZTÜRK /HABER MERKEZİ 14.09.2009 Eski İstanbul Orman Bölge Müdürü'nün Ağustos 2008 tarihli raporu izinsiz alanlara dökülen binlerce ton hafriyatın seli nasıl tetiklediğini gösteriyor: 100 bin dönüm orman tahrip oldu. Felaket kaçınılmaz SABAH'ın dün manşetten duyurduğu hafriyat skandalının yankıları sürüyor. Eski İstanbul Orman Bölge Müdürü Faruk Çebi'nin inşaat alanlarından çıkan onbinlerce ton hafriyatın izinsiz alanlara dökülmesiyle ilgili 2008 Ağustos'unda hazırladığı rapor da, bu işlemlerin zararını ortaya koyuyor. Raporda, izinsiz dökümün İstanbul'un coğrafyasını bozduğu, bunun da sele ve taşkınlara davetiye çıkardığı belirtilerek, "Ormanlık alanda 60 yıl önce başlayan madencilik, taş ve kum ocakları yaklaşık 100 bin dönüm ormanlık alanın tahrip edilmesine neden oldu" deniliyor. AKLA GELMEYECEK GEREKÇELER İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş'ın sel felaketinin olduğu gün dile getirdiği kaçak toprak döküm gerçeğine raporunda bir yıl önce yer veren Faruk Çebi, özellikle dere yataklarına yapılan projelerin, inşaat alanlarındaki harfiyatların yaşanan sel baskınlarında etken olduğunu belirtiyor. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'na sunulan rapordaki çarpıcı tespitlerden bazıları şöyle: Ormanlık alanlardaki maden sahalarına toprak dökme projesi ve ağaçlandırma çalışmasıyla ilgili binlerce 'uyanık' girişimci akla hayale gelmeyen gerekçelerle ihalelere girmeden döküm yeri alma çabasında. İstanbul'daki ormancılığın 100 kaleminden 99'u ile hiç kimse ilgilenmezken rehabilitasyon olayı ile nerede ise herkes ilgilenir olmuştur. Bu durum, orman genel müdürlüğünün rehabilitasyon çalışmalarındaki otoritesini olumsuz yönde etkilemiş, çalışmaların yasal zeminde yürütülmesini imkânsızlaştırmıştır. Bu imkânsızlık, yasal olmayan toprak dökümlerini artırmıştır. İhalelerin yasal mecrasında ve hızlı gerçekleşememesinden ötürü serbest piyasa koşullarına göre fiyat oluşmamasının yanında tekelleşmeye dayalı suni fiyat artışları yaşanmıştır. Oluşan suni fiyat artışları da kaçak dökümü ve rantı tetiklemiştir. Devlet ormanı dışındaki kamu arazilerine yapılan yasal olmayan ve ranta dayalı organizeli dökümlerle İstanbul coğrafyası adeta bozulmuştur. Korkarım ki İstanbul coğrafyasının kaçak toprak dökümleri ile bozulması, ileride telafisi mümkün olmayan heyelanlara ve su taşkınlarına neden olabilecektir. 'RANTÇILAR BİZE SAVAŞ AÇTI' Çoğu kamuya ait alanlara toprak dökümü yapılarak haksız kazanç sağlayan rantçılar yaratılmıştır. Önünü kesmeye çalıştığımız rantçılar görevlilerimize davalar açıp, bizi yıldırmaya çalışmışlardır. Ancak yargı tüm açılan davalarda bizim lehimize kararlar verdi. Artan inşaatlarla birlikte rantçıların iştahı kabarmıştır. Bizi şikâyet edip, görevden alınmamız için baskı yaptılar. İftiralar atıp yalanlar söylediler. Ancak bütün bunlara siyasi iradenin desteğiyle göğüs gerdik. Burada kazanan devletimiz olmuştur. Milletin hakkı korunarak gücü ve görevi ne olursa olsun kimseye bir karış toprağı peşkeş çektirmedik. HAFRİYATLAR DOĞANIN DENGESİNİ BOZUYOR' Prof. Dr. Orhan Doğan (TEMA Vakfı Genel Müdürü): Doğada her yamacın, arazinin kendine has bir dengesi vardır. Ancak bilinçsizce dökülen hafriyatlar dengeyi bozuyor ve verimli toprakları verimsiz hale getiriyor. Hafriyat alanları kontrollü bir şekilde belirlenmelidir. Aksi takdirde tarım alanlarında, su havzalarında, yerleşim birimlerinde ve dere yataklarında ciddi tehditler oluşturmaktadır. 565262 Resmî araçlara da LPG sistemi takılıyor Müdürlüğe ait araca da bu hafta içinde LPG takılacak. 450 bayie sahip olan Konya merkezli Atiker Otogaz Sistemleri'nin Genel Müdürü Ömer Atiker, lüks araçlardan sonra resmî kurumların da LPG'ye yönelmeye başladığını söyledi. Mardin'de faaliyet gösteren bir bayilerinin, Mardin Valiliği ile yaptığı görüşmeler sonucunda ilk kez resmî araçlara LPG sistemi taktığını dile getiren Atiker, "Şimdilik Mardin İl Sağlık Müdürlüğü'ne ait araca LPG sistemi taktık. Müdürlüğe ait araçta daha LPG sistemi takılacak. Mardin valisine de bu çevreye ve tasarrufa duyarlı yaklaşımdan dolayı teşekkür ediyorum." dedi. 565733 Yozgat'ta otomobil devrildi: ölü yaralı Sorgun'dan Taşpınar köyüne giden Mehmet Doğan (51) yönetimindeki 06 ELY 61 plakalı otomobil, köy girişinde sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yol kenarındaki elektrik direğine çarparak, şarampole devrildi. Kazada, otomobilde bulunan Fahri Doğan (24) olay yerinde öldü. Otomobil sürücüsü Mehmet Doğan ve Aynur Doğan (51) yaralanarak, Yozgat Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. 565533 Bu şirketin çalışanları baskıdan intihar ediyor Bu şirketin çalışanları baskıdan intihar ediyor 14 Eylül 2009 Pazartesi, 09:01 Fransa Telekom, çalışanlarının intiharlarıyla çalkalanıyor. 20 ayda 23 çalışanı intihar eden Fransa Telekom gündemden düşmüyor. Sendika 1998 yılında özelleştirilen şirketin yönetimini suçluyor. Şirketin sonu gelmeyen bir verimlilik artışı peşinde koştuğunu savunan sendika, bunun özellikle ileri yaştaki çalışanların üzerinde büyük yıkımlara yol açtığını iddia ediyor. Özelleştirmeden bu yana 40 bin kişinin işini kaybettiğine dikkat çeken sendika, Fransa Telekom çalışanlarının iş kaybetme korkusu altında ezildiğini belirtiyor. Fransa Telekom ise intihar oranlarının abartıldığı görüşünde. Yetkililer, 100 bin çalışanı bulunan şirket için 23 intiharın normal bir istatistik olduğunu açıkladı. Dünya Sağlık Örgütü Fransa verilerine göre 2008'de erkeklerdeki intihar oranı yüzbinde 26.4... Aynı oran kadınlarda yüzbinde 9.2'ye düşüyor. İNTİHARLAR SIKLAŞTI Son intihar haberi Paris'ten geldi. Geçen hafta 32 yaşındaki bir kadın şirketin binasından atlayarak intihar etti. Bu intihardan birkaç gün önce ise 49 yaşındaki erkek bir diğer telekom çalışanı, tayin edildiğini öğrendiğinde Japonlara özgü intihar yöntemi olan harakiriyi kullanarak intihar teşebbüsünde bulunmuştu. Üst üste gelen intihar haberleri ve Sendikanın baskısı sonucu Fransa Çalışma Bakanlığı harekete geçti. Çalışma Bakanı Xavier Darcos, Fransa Telekom yetkilileri ile bu hafta başında konuya ilişkin görüşeceğini açıkladı. 565729 'Kokulu kara üzüm' pekmezi pazarda Mehmet Ekizoğlu'nun haberi Giresun Tarım İl Müdürü Muhammet Hakyemez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Karadeniz Bölgesi'ne özgü bir meyve türü olan kokulu kara üzümün toplanmasına ve pekmezinin yapılmasına başlandığını belirtti. Kokulu kara üzüm pekmezinin mide ve bağırsak hastalıkları başta olmak üzere kolesterole iyi geldiğini kaydeden Hakyemez, ''Kokulu kara üzümünün bir bölümü taze olarak tüketilirken önemli bir bölümünün pekmezi yapılıyor. Yüksek gelir sağladığı için bu pekmez pazarda satılıyor'' dedi. Kokulu kara üzümde, kanser ve kolesterole karşı tedavi amacıyla kullanılan ''respevetral'' maddesinin bol olduğunu anlatan Hakyemez, şunları söyledi: ''Bu özelliklerinden dolayı kokulu üzüm pekmezi piyasada büyük rağbet görüyor. Pazarda gerek taze gerekse de pekmezi yapılarak satılan kokulu kara üzüm, yöre insanına önemli miktarlarda gelir sağlıyor. Bunun için kokulu kara üzüm yetiştiriciliğini özendiriyoruz. Bu konuda geçmiş yıllarda Giresun Ticaret ve Sanayi Odası'nın desteğiyle merkez, Keşap, Piraziz, Bulancak, Dereli ve Yağlıdere ilçelerinde kapama kokulu üzüm bağı oluşturuldu. Bunların yanı sıra Fındık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü de bin adet dolayında kokulu kara üzüm fidanı dağıttı. Bu konudaki teşvik edici çalışmalarımız sürecek.'' Hal pazarındaki dükkanında bal ve pekmez satıcılığı yapan Hüseyin Kıranoğlu ise kokulu kara üzüm pekmezinin piyasanın aranılan pekmezlerinden olduğunu ifade ederek, ''Yeni ürün kokulu kara üzümden yapılan pekmez yavaş yavaş tezgahlarda yerini almaya başladı. Kaliteli olduğu için müşterisi çok. Kokulu kara üzüm pekmezi iki aya kalmadan tüketiliyor. Yılda ortalama 200-250 kilo kokulu kara üzüm pekmezi satıyorum'' diye konuştu. Giresun'da kokulu kara üzüm pekmezinin kilosu 15 ile 20 lira arasında değişirken, taze olarak ise kilosu 3-4 liradan satılıyor. 566206 SGK'da Mesajla Bilgilendirme Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilgili işlemlerde yeni uygulama başlattı. Sigortalıların işlemleriyle ilgili bilgiler, kısa mesajla cep telefonlarına gönderiliyor. İzmir'in ilçesinde denenen uygulama ile, para ve zamandan tasarruf ediliyor, kuyruklar azalıyor. Emekli Sandığı, Bağkur ve SSK. Yeni adıyla Sosyal Güvenlik Kurumu. Her gün binlerce kişi girip çıkıyor. Yapılan araştırmaya göre her kişiden biri, işlemlerini takip etmek için başvurudan sonra da Sosyal Güvenlik Kurumlarına gidiyor. Bu da kuyrukları uzatıyor, zaman kaybına yol açıyor. İzmir'in Aliağa, Torbalı ve Kemalpaşa ilçelerinde başlatılan uygulama ise bu durumun önüne geçiyor. İzmir'deki pilot uygulama, önce il geneline daha sonra da diğer illerde yaygınlaştırılacak. 565586 Yeni virüs uyarısı! Afrika'nın güneyinde, Ebola virüsüne benzeyen ve bulaştığı kişilerin yüzde 80'inin ölümüne yol açtığı saptanan tehlikeli bir virüs keşfedildi. Güney Afrikalı doktor Nivesh Sewlall tarafından ABD'nin San Francisco kentinde düzenlenen yıllık tıp konferansında sunulan çalışmada, kökeni bilinmeyen virüsün 2008'de Güney Afrika'da görüldüğü belirtildi. Dr. Sewlall, kanamalı ateşe neden olan virüsten ilk etkilenen kişinin Zambiya'nın başkenti Lusaka'da turist rehberliği yapan bir kadın olduğunu, bu kişinin uçakla Johannesburg'daki bir hastaneye getirildiğini anlattı. Bu hastanın yanı sıra tedavisiyle ilgilenen kişinin öldüğünü belirten Dr. Sewlall, ''Lujo'' adı verilen virüsün bir hemşireye de bulaştığını ve Hepatit ve için kullanılan bir ilacın da bulunduğu bir ''şok tedavi'' sayesinde iyileştiğini kaydetti. Hemşirenin iyileşmesinin bir yılı bulduğunu kaydeden doktor, hastalığın ilk semptomlarını yüksek ateş, kas ağrıları, şiddetli ishali takip eden deri lezyonları ve başta karaciğer olmak üzere organların iflası olarak sıraladı. 566276 Maliye'den Doğan açıklaması Maliye Bakanlığı, Doğan Yayın Grubuna dahil şirketler hakkındaki vergi incelemesi işleminin, sadece zamanında tam olarak ödenmeyen verginin ilgili şirketten talep edilmesinden ibaret olduğunu bildirdi. Maliye Bakanlığının açıklamasında ''bununla birlikte hiçbir mükellefe, sektöre veya kişiye özel uygulama yapılması asla söz konusu olamaz'' denildi. Maliye Bakanlığı tarafından, bakanlığın merkezi denetim birimlerinden Gelirler Kontrolörleri tarafından yapılan vergi incelemeleri neticesinde, Doğan Yayın Grubuna dahil şirketler hakkında düzenlenen vergi inceleme raporlarına ilişkin, yazılı ve görsel basında son günlerde yer alan haberlerle ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirmek, yanlış yönlendirmeleri önlemek amacıyla yazılı bir açıklama yapıldı. Maliye Bakanlığının bütün mensuplarının, görevlerini, geçmişten gelen sağlam gelenekleri doğrultusunda, kanunların emrettiği ölçüler içerisinde yürüttüğü belirtilen açıklamada, Bakanlık mensuplarının sahip olduğu bu geleneklerin temelinde adalet ve vicdan ölçüsü yattığı, tüm personelin sadece ülke ve milletin menfaati için çalıştığı ifade edildi. Açıklamada, ilgili mevzuat uyarınca mükelleflerin eksik vergi ödediğinin tespit edilmesi halinde vergi zıyaı cezasının söz konusu olduğuna işaret edilen açıklamada, bu nedenle, söz konusu incelemeler sonucunda tarh edilen verginin sadece ceza olarak nitelendirilmesinin hukuka uygun olmadığı belirtildi. Yapılan işlemin sadece zamanında tam olarak ödenmeyen verginin ilgili şirketten talep edilmesinden ibaret olduğuna işaret edilen açıklamada, ''Bununla birlikte hiçbir mükellefe, sektöre veya kişiye özel uygulama yapılması asla söz konusu olamaz'' denildi. 566549 Erdoğan, MGK üyesi bakanlarla toplantı yapacak Başbakanlık Merkez Binası'nda saat 11.00'de gerçekleştirilecek toplantıda 'demokratik açılım' çalışmaları ve güvenlik konularının ele alınması bekleniyor. Erdoğan, yarın ayrıca saat 13.30'da Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile görüşmesini gerçekleştirecek. Toplantıya, devlet bakanı ve başbakan Yardımcıları Cemil Çiçek, Bülent Arınç, Ali Babacan, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül katılacak. ŞEHİT ERİN BABASINI ARADI Öte yandan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Siirt'te terör örgütü PKK ile girilen çatışmada şehit olan Emrah Temel'in babası Ahmet Temel'i dün akşam Kocaeli'nden dönerken telefonla aradığı öğrenildi. Erdoğan, Polatlı'da şehit uzman çavuşun evini ziyaret etmişti. 565073 BBP liderinden 'sel' açıklaması Topçu, Keçiören'deki Halil İbrahim Sofrası lokantasında partililerle iftar yaptı. İftara Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu da katıldı. Konuşmasına helikopter kazasında yaşamını yitiren BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nu anarak başlayan Topçu, Yazıcıoğlu'nun Türk-İslam misyonunu devam ettireceklerini dile getirdi. Trakya ve İstanbul'da yaşanan sel felaketine değinen Topçu, başka ülkelerde de doğal afetlerin yaşandığını ancak yöneticilerinin farklı davrandığını savunarak, ''İlçe belediye başkanlığı, il belediye başkanlığı yapacaksın, yıl iktidarda olacaksın, ondan sonra diyeceksin ki, 'Dere yatakları ıslah olmamış.' Milletin size söyleyeceği tek bir şey var, (Pes doğrusu)'' şeklinde konuştu. ''Türkiye'de 10,5 milyon insanın açlık, 50 milyon insanın yoksulluk sınırında yaşadığını, ülkenin yaklaşık 600 milyar dolar borcu bulunduğunu'' öne süren Topçu, ''Hükümet, ekonomiye bakmıyor, üretmiyor. Bizi, İsrail'in tek kullanımlık domates tohumuna mecbur ettiler. Ayaş'ta bile çiftçi bu tohumu kullanıyor'' dedi. 566166 Şeytan Üçgeni'nin sırrı Uçakların gizemli bir şekilde ortadan kayboluşunun esrarının çözüldüğü iddia edildi. Bermuda Şeytan Üçgeni olarak adlandırılan bölgede, 1940’lı yılların sonuna doğru uçakların gizemli bir şekilde ortadan kayboluşunun esrarının çözüldüğü iddia edildi. Çok sayıda gemi ve uçak yıllar boyunca Atlas Okyanusu'nun Bermuda, Florida ve Porto Riko arasında çizilen hayali üçgen şeklindeki bölgesinde hiçbir iz bırakmadan kaybolmuştu. BBC’de yayınlanacak bir dizi program için yapılan incelemeler, toplam 51 yolcu ve mürettebat ile İngiliz ticari uçağının nasıl kaybolduğuna dair akla yakın bir açıklama getiriyor. Uçaklardan birinin muhtemelen kötü tasarımdan kaynaklanan kritik bir teknik arıza nedeniyle düşmüş olabileceği, diğerinin ise yakıtının bitmiş olma ihtimalinin yüksek olduğu belirtiliyor. 60 yıl önce Londra ile Bermuda arasındaki ticari uçuşlar hem yeni hem de çok tehlikeliydi. Uçakların 2000 millik Bermuda uçuşu öncesi yakıt ikmali için Azor Adaları’nda durması gerekiyordu. Zamanın en uzun direkt uçuşu olan Bermuda uçuşlarında uçaklar yakıt ikmali yapmalarına karşın yine de yakıtlarının son limitini zorluyorlardı. Ayrıca zamanki uçaklar şimdiki büyük yolcu uçaklarına kıyasla çok daha az emniyetliydi. Bu hatta çalışan British South American Airways’in korkunç bir güvenlik sicili vardı; yıl içinde 11 ciddi kaza meydana gelmiş, uçak kaybolmuş 73 yolcu ve 22 mürettebat ölmüştü. 566445 Almanya'da Türklerin eleştirildiği filmlere tepki için 'Kanımdaki Barut'u çekti Filmde, aile içi şiddetin yanında farklı hayat hikayeleri de beyaz perdeye yansıtılıyor. Haluk Piyes, Kanımdaki Barut'u Cihan Haber Ajansı'na anlattı. Oyunculuğa Almanya'da başladığını belirten Piyes, boksörlük geçmişinin olduğunu söyledi. Almanya'da gençler arasında çelişki içinde büyüdüğünü belirten Haluk Piyes, boksun anlamda kendisini kurtardığını ifade etti. Piyes, "Boks beni kurtardı. Kötü yola gitmek, esrar kullanmak gibi alışkanlıklarım hiç olmadı. Sportmen oldum, etrafın da saygısını kazandım. Alemin içinde çok dövüşmeme gerek kalmadı ama birkaç dazlakla çarpıştık. Onlara karşı kendimizi korumak anlamında çetemiz bile vardı." dedi. Türkiye de tanınmadan önce Almanya'da "Kanakk Attack" filmiyle büyük bir izleyici kitlesine ulaşana Piyes'in bu filmi, 4,5 milyon DVD satışına ulaştı. "Kanakk Attack" filminin ardından Türkiye'deki "Pusat" dizisiyle Türk seyircisinin karşısına çıkan Piyes, "Alman sinemasından Türkleri eleştiren filmlerin yapılmasından rahatsızlık duydum. Bu filmi yapma fikri oradan çıktı." şeklinde konuştu. Genç yönetmen Piyes, özellikle Türkleri anlatan Alman filmlerinde hep Türklerin eleştirildiğini, "40 metrekare Almanya, Berlin in Berlin, Duvara Karşı" gibi yapımların da bunlara örnek olduğunu ve bu filmlere de Almanların ödüller verdiğini vurguladı. Bu duruma son derece karşı olduğunu vurgulayan Piyes, "Türkiye'de bir şeyler yapıp, Türk paralarıyla bir şeyler üretmenin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Kanımdaki Barut'u da bu yapma sebeplerimden biri buydu." diye konuştu. Piyes, "Türkiye'de her an patlamaya hazır bir toplumun var. Özellikle gençlerde çok büyük sıkıntıların olduğunu görüyorum,. Bu sıkıntıların büyük bölümünün yaşadıkları evden kaynaklandığını düşünüyorum. Aileden sevgi görmeyen gençler, çok daha büyük sıkıntılarının hikayesini anlatıyor." ifadelerini kullandı. Filminde, aile içindeki farklı hikayeleri de seyircinin görebileceğini, ama en önemlisi Barut'un çarpıcı hikayesini ortaya koyduğunu belirten Piyes, filminde ayrıca Barut'un annesiyle olan değil, babasıyla olan ilişkisini de sorguladığını ifade etti. Farklı bir pencereden baba-oğul ilişkisinin anlatıldığı bir film olduğunu da söyleyen Piyes, Barut'un esas yüzleşme noktası, annem neyse ne, benim sıkıntım babamla. "Bana niye bir kere sarılmadın, bana niye bir kere seni seviyorum" demediğinin peşinde olan Barut'u anlattığını söyledi. Haluk Piyes, filminde hem senaryoyu yazıp, yönetmekle ilgili soruyu da, "Benim için gerekçeydi. Benim geçmişimi bilmezler, 30 küsur tane film çektim. Almanya'da oyuncu olarak, senarist olarak da bir sürü eserlerim var. Türkiye'de oyuncu olarak tanınıyorum. 15 senedir bu hikayeyi yapmaya çalışıyorum, günde oluşan bir şey değil bu. Ben kendi filmimi yapayım diyen birisi değilim. Film yapmak benim için çok zevkli bir şey fakat sadece bir araç. Gençlerle buluşma aracım. Ben hikaye anlatmak isteyen bir insanım, bu anlamda dertliyim derdimi de filmimde ortaya koyuyorum" şeklinde cevapladı. Oyuncu seçiminde de oyuncunun içinden çıkması lazım olan karakterlere uyabilecek isimleri seçtiğini belirten Piyes, Jülide Kural ve Necmettin Çobanoğlu'nun kendi tarzlarında çok başarılı bulduğunu, genç kızları canlandıran karakterlerin de oyunculuklarına güvendiği için seçimini bu şekilde yaptığını açıkladı. "TÜRK SİNEMASI ÇOK BÜYÜK BİR İVME KAZANDI" Türk sinemasının şu sıralarda çok büyük bir ivme kazandığını da söyleyen Yönetmen Haluk Piyes, en büyük atağında Eşkıya filmi ile başladığını söyledi. Piyes, "Türkiye'deki atak Eşkıya ile başlamıştır. Eşkıya gerçekten kendine has özgün bir hikayesi var, kadrosu hikayesi ve kesinlikle bir çıkışı ve kapıları açan bir film olmuştur. Fakat samimiyetten uzaklaşıldı. Bakkal zihniyetli, tüccar zihniyetli insanlar geldi. Elbette sinema ekonomik bir olaydır ve para da yapılmak istenen bir mevzudur. Ama sırf insanlara iki küfür edeyim, iki eğlendireyim, maksadı olmayan, bir yere bağlanmayan şiddetler göstermek, bunlar saçmadır bence. Böyle şeyler maalesef çok gelişti. Ama kendi yazdığını çekmeye çalışan insanların daha başarılı olduğunu görürüz bu açıdan mutluyum, istiyorum ki, Japon, İtalyan da bizim filmlerimizi izlesin" dedi. Ayrıca Piyes, "Hikayelerin tükenmediği hiç araştırılmadığı köküne inilmediği bir yerde yaşıyoruz kadar büyük bir tarihe sahibiz, ilk toplumlar burada gelişmiş, biz hala bunları değerlendirmiyoruz yaranmak için film anlatıyoruz." şeklinde konuştu. Yurt dışında ödül almak kaygısıyla bir şeyler yapıldığının altını çizen Haluk Piyes, 'Kanımdaki Barut' filmine 'anneler babalar, öğretmenlerin öğrencileriyle kesinlikle gitmesi gerektiğini söyledi. 18 Eylül'de vizyona girecek olan Kanımdaki Barut filminde, Jülide Kural, Necmettin Çobanoğlu, Şenay Aydın, Metin Turan'ın yanı sıra, Yüksel Arıcı ve Pelin Batu gibi ünlü oyuncular da yer aldı. İstanbul'un Tophane semtinde bir ayda çekimleri tamamlanan filmde; suç ve ceza, görev sorumluluk, kötülük sorunu ve şiddet konuları işlendi. Filmin galası halka açık şekilde yapılacak. Oyuncuların ve teknik ekibin de katılacağı özel bir gösterim olacak. 566957 Erdoğan'dan yine Kürt açılımı çıkışı Başbakan Tayyip Erdoğan, Kürt açılımıyla ilgili yine çarpıcı konuştu: "Bedeli ne olursa olsun süreci tamamlayacağız." Hassas bir süreçten geçiyoruz diyen Erdoğan, "çözüme her zamankinden daha yakınız" şeklinde konuştu. Erdoğan, AK Parti tarafından Parti Genel Merkezi'nde yabancı ülkelerin büyükelçilerine verilen iftar yemeğine katıldı. Başbakan Erdoğan, iftar yemeğinin ardından yaptığı konuşmada, büyükelçilerle iftarda bir araya gelmekten mutluluk duyduğunu ifade etti. yıldır düzenlenen iftar yemeğinin, AK Parti için geleneğe dönüştüğünü belirten Erdoğan, bu davetin bundan sonra da devam edeceğini söyledi. Erdoğan, "Eminim bu güzel atmosferin sizlerle teneffüs edilmesi inanıyorum ki bu sofrayı çok daha anlamlı kılıyor ve bundan dolayı ayrıca memnuniyet duyuyoruz. Zira ve oruç ihtiva ettiği bir çok anlamın ötesinde anlaşmadır, dayanışmadır, kendisini başkasının yerine koyma, başkasının hissiyatını anlama deneyimidir. açlıkla yokluğu, yoksulluğu, yalnızlığı, kimsesizliği hissetme, kendisini yoksullarla, kimsesizlerle, ihtiyaç sahipleriyle özdeşleştirip; onların hissiyatını anlama çabasıdır" dedi. Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin bir çok vasfıyla övündüğünü, bir çok farklı yanıyla da gurur duyduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "Ancak yüzyıllar, bin yıllar boyunca bu ülke üzerinde farklılıkların bir ve bütün olarak hoşgörü içinde yaşamış olmalarından çok daha ayrı bir gurur duyduğumu ifade etmek istiyorum. Zaman zaman küçük anlaşmazlıklar olmuştur, küçük çaplı tartışmalar, tatsızlıklar yaşanmıştır. Tarihte olmuş birlik ve bütünlüğü bozmaya dönük girişimler ortaya çıkmıştır. Çok şükür binlerce yıl boyunca oluşmuş, şekillenmiş, güçleşmiş ve güçlenmiş dostluğumuz ve bu dostluğumuzu yok etmeye yönelik bu topraklar üzerindeki hoşgörü iklimini zedeleyecek, bir hoşgörüsüzlük, bir tahammülsüzlük ortamı bütün bu atmosfer içinde asla oluşmamıştır. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum; benim ülkemin her bir vatandaşı dili, dini, mezhebi, etnik kökeni, rengi, düşüncesi her ne olursa olsun devlet karşısında kendisini birinci sınıf vatandaş olarak hissetmek durumundadır. Bunu tüm boyutlarıyla sağlamanın mücadelesini verdik, veriyoruz. Biz tüm insanları, 'Yaradanı yaradılandan ötürü sevme' anlayışımızda olduğu gibi tüm vatandaşlarımızı da aynı samimiyetle kucaklamanın gayreti içerisindeyiz." AK Parti İktidarı'nın, kendisine oy versin vermesin 71,5 milyon vatandaşın tamamının hükümeti olarak hareket ettiğini vurgulayan Erdoğan, "AK Parti herkese aynı azimle hizmet götürmekte, hiç kimseyi öteki, diğeri olarak dışlamamaktadır" dedi. "Tüm çeteleşmelere karşı sarsılmaz duruş" Demokrasinin, evrensel insan hak ve özgürlüklerinin, adaletin, hukukun ve bunun yanında ülkedeki her vatandaşa tek tek ulaşılma gayretlerinin aynı hızda, aynı kalitede olmasının Hükümeti'nin en asli görevi olduğunu kaydeden Erdoğan, şunları söyledi: "Tarih boyunca bir arada yaşama kültürünün canlı ve somut mekanı olan Türkiye topraklarını bugün de demokrasi, insan hakları ve hukuk noktasında bölgesinin örnek bir devleti haline getirmenin gayreti içindeyiz. Siz değerli büyükelçilerimiz bizim bu çabalarımıza en yakından şahit olduğunuzu biliyorum. Son dönemde hukuk dışı örgütlere yönelik yürütülen bu mücadele, hukuk idealinde ortaya koyduğumuz samimiyetin açık tezahürüdür. Özellikle demokratik bir ülkeye, bir hukuk devletine yakışmayan, ülkeyi, toplumu, istikbalimizi adeta içten içe kemiren tüm mafya tarzı örgütlenmelere, tüm hukuk dışı yapılanmalara, tüm çeteleşmelere ve karanlık güç odaklarına karşı sarsılmaz bir duruş sergiledik. Altını çizerek ifade ediyorum; hukuk çerçevesi içerisinde kararlı bir mücadele ortaya koyduk ve koymaya devam ediyoruz. Avrupa'da çeşitli ülkelerin tarihi içinde yaşadığı deneyimi biz bugün yaşıyoruz. Süreci nihayete erdirerek, yüksek standartlı, şeffaf bir demokratik hukuk devleti statüsüne kavuşturma konusunda son derece kararlıyız." Milli birlik projesi Başbakan Erdoğan, demokratikleşme ve hukukun üstünlüğünün sağlanmasına yönelik reformlara paralel olarak ülke genelinde huzurun ve istikrarın ve bunun yanında refahın kalıcı olarak tesisi amacıyla tarihi önemde bir girişim içinde bulunduklarına dikkati çektiği konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bir süre önce başlattığımız 'Milli Birlik Projesi' adı altındaki demokratik açılım sürecimiz kararlı bir şekilde ilerliyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yaklaşık 25 yıldır devam eden, enerjimizin ve kaynaklarımızın önemli bir kısmını tüketen problemi, demokrasi, hukuk ve insan hakları çerçevesinde kalıcı olarak çözmeyi hedefliyoruz. Tabii ki bu demokratik açılım sürecinin neleri kapsadığı konusunda sürekli olarak altını çizerek ifade etmeye gayret ettiğimiz bir şey var, da görüşmeler devam ediyor. Bunlar terör sorununu, Türkiye'deki hak ve özgürlükler noktasındaki sıkıntıları, sorunumuzu kapsıyor. Yani sorun alanları ile ilgili neler varsa bütün bunları kapsayan bir süreç ve bunun kısa, orta, uzun vadeli bir takvimi var. Ve bu takvim içerisinde ele alınmak suretiyle bu sorunlarla mücadelemizi kararlı bir şekilde devam ettireceğiz. İktidarda bulunduğumuz yıl boyunca bu alanda önemli reformlar geliştirdik. bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını azaltmak. Ekonomik olarak geride kalmış il ve bölgelerimizi ekonomiye kazandırmak, demokratik talepleri karşılamak noktasında son derece samimi bir duruş sergiledik ve samimiyetin gereğini de yerine getirdik" Erdoğan, bu sürecin psikolojik, sosyolojik, askeri, siyasi, diplomatik ve ekonomik boyutları bulunduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: "Bütün bunların enine, boyuna değerlendirmesini yapmak suretiyle bu süreci çalıştıracağız. Şimdi ise uzlaşma ile konuşarak, tartışarak, görüş alışverişinde bulunarak, herkesi ve her kesimi dinleyerek yeni, köklü ve kalıcı bir çözüm sürecini devam ettiriyoruz. İçişleri Bakanım yaklaşık bir aydır görüşmeler yapıyor. Önerileri, görüşleri dinliyor, not ediyor. Çok önemli mesafeler kat ettiğimizi buradan ifade etmek isterim. Zira şu son bir içinde Türkiye'nin bu meseleyi bütün samimiyetiyle, bütün açık yürekliliğiyle tartışıyor, konuşuyor olması bize geldiğimiz noktanın ne kadar umut verici olduğunu gösteriyor. Elbette bu sürecin karşısında duracak olanlar vardır, nitekim var. Elbette önümüze engeller çıkacaktır, nitekim çıkıyor da. Ancak biz siyaseten bize, yani AK Parti'ye bedeli her ne olursa olsun, bu Demokratik Açılım sürecini, bu Milli Birlik Projesi'ni tamama erdirmek konusunda son derece kararlıyız. Geri adım atmayacağız, taviz vermeyeceğiz, bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Çünkü gözü yaşlı annelerin feryadı bizim için herşeyden daha önemlidir." "Siyaset üstü proje" Polatlı'da dün bir şehit ailesinin evini ziyaret ettiğini anımsatan Erdoğan, "gerek baba, gerek anne, gerek kardeşler, hepsinin bir taraftan ne kadar mütevekkil olduğunu gördüm, bu tabii bu milletin, bu toplumun değerlerinden kaynaklanan bir güçtür, ne kadar mütevekkil olduklarını gördüm, isyanın olmadığını gördüm. Fakat biz bunları bile yaşamak ve bunların bile yaşanmasına fırsat vermek istemiyoruz, çünkü akan kanın durması bizim için herşeyden daha önemlidir, çünkü ülkemizin huzur ve güvenliği, insanımızın dirlik ve bütünlüğü bizim siyasetimizin varlık sebebidir" dedi. Erdoğan, Türkiye'nin bu "Demokratik Açılım' sürecini tamamlamasının ve terörün ülke gündeminden çıkmasının başta bölge ülkeleri olmak üzere tüm dünyayı yakından ilgilendirdiğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Huzurunu, istikrar ve güven ortamını tam anlamıyla tesis etmiş, güçlü ekonomisiyle barışçı dış politikasıyla demokratik parlamenter sistemiyle Türkiye, sadece kendisi için değil, hiç kuşkusuz tüm bölge için, tüm dünya için bir kazanç olacak, bir denge unsuru, bir istikrar unsuru olacaktır. Gerek ile ilgili sorunlarda, gerek ile ile ilgili, Filistin ile ilgili sorunlarda, Ortadoğu'nun genelinde, Kafkaslar'da... Bütün bunların çözümünde Türkiye gerçekten alacağı aktif rolle inanıyorum ki barışçı görevini yerine getirmenin gayreti içinde olacaktır. Aynı zamanda Avrupa Birliği kazanacak bu mücadelede, Tek tek Avrupa ülkeleri kazanacak. İnanıyorum ki bu başlattığımız Milli Birlik Projesi'nin lokal etkisi olan sadece Türkiye'nin bir bölgesini, bazı illerini ilgilendiren bir reform süreci olduğuna asla inanmıyorum. Tam tersine bu süreç bölgesel meselelerin çözümüne katkı sağlayacak son derece önemli bir süreçtir." "Çözümsüzlük siyaset tarzı olamaz" Başbakan Erdoğan, sorunları zamana bırakmak, sorunları çözümsüz bırakmak, çözümsüzlüğü bir çözüm gibi sunmanın, artık bu yeni dönemde bir siyaset tarzı olamayacağını, olmaması gerektiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: "Ebediyen Orta Doğu'daki sorunlarla yaşayamayız. Ebediyen istikrarsız, güvensiz, huzursuz çatışma alanlarıyla, çatışa bölgeleriyle yaşayamayız. Ben hemen her uluslararası toplantıda dile getiriyorum; bugün bazı lokal meseleler bir takım ülkelerin çok uzağındaymış gibi algılanabilir, ancak gün gelir hesap döner ve bu sorunlar tüm dünya ile ülkeleri de olumsuz etkilemeye başlar. Diğer bir deyişle; 'Bana yönelik terör kötüdür, ona yönelik terör iyidir' şeklindeki son derece tehlikeli bakış açısının terk edilme zamanı çoktan geçmiştir. Bu noktada son dönemde uluslararası alanda olumlu gelişmeler yaşandığını da gördük. Ancak çok daha fazlasını beklediğimizi, terörle mücadelemizde çok destekleyici bir tutumun sergilenmesi gerektiğini de hatırlatmak durumundayım." "Engellemek için her türlü yola başvuruyorlar" Başbakan Erdoğan, başlatılan "Demokratik Açılım" sürecini sekteye uğratmak, toplumsal barışı tahrik etmek, zihinleri bulandırmak için her türlü gayretin gösterildiğine dikkati çekerek şöyle konuştu: "Son iki hafta içinde tam 11 askerimiz terörle mücadele ederken hayatlarını kaybettiler. Sorumluluk taşıması gereken kesimler süreci baltalayacak açıklamalar yapıyorlar. Statükonun devamından, mevcut durumun devamından çıkar sağlamaya alışmış kesimler, Demokratik Açılım sürecinin başlatılmasına karşı çıkıyor ve engellemek için her türlü yola başvuruyor. Son derece hassas bir bir süreçten geçiyoruz ancak altını çizerek ifade ediyorum; çözüme her zamankinden daha yakınız. Çözüme yönelik umutlarımız her zamankinden fazla ve biz bu işi mutlaka çözmeliyiz diye inanıyorum. Yine söylüyorum; bedeli her ne olursa olsun, bizim partimiz bundan ne yönde etkilenirse etkilensin bu süreci nihayete erdirmek bizim asli görevimizdir. Son derece samimi hislerle yola çıktık. Kanayan bir yarayı tedavi etmek, akan kanı durdurmak, göz yaşını dindirmek için yola çıktık. Bu proje milli bir projedir, siyaset üstü bir projedir, herkesi kucaklayan, sarıp sarmalayan bir projedir. Bu büyük kardeşlik projesine komşu ülkeler başta olmak üzere tüm dünya ülkelerinin, tüm büyükelçilerimizin destek vermelerini arzu ettiğimizi de bu vesile ile belirtmek istiyorum. Bu bölgedeki her bir ülkenin istikrarı, refahı, kalkınması, tüm bölgenin istikrarına, refahına, kalkınmasına katkı sağlar. Türkiye'nin terör sorunundan tamamen kurtulması, demokratik açılımlarını gerçekleştirerek huzur ve refahı kalıcı olarak sağlaması tüm bölgeye yarar sağlayacaktır." 566954 Erdoğan bugün Org. Başbuğ ile görüşecek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugün MGK üyesi bakanlarla bir toplantı yapacak. Erdoğan toplantı sonrası Başkanı Orgeneral ile görüşecek. Alınan bilgiye göre, Başbakan Erdoğan, bugün saat 11.00'de Merkez Binada MGK üyesi bakanlarla bir toplantı gerçekleştirecek. Erdoğan, ayrıca 13.30'da da Başkanı Orgeneral ile haftalık olağan görüşmesini yapacak. 565047 Ölüm minibüsündeki yaralı kadın öldü Her tabi afetten sonra devletin bütün kurumları yağ gibi suyun üstüne çıkar.Ve günah keçisi olarak 1-2 vatandaşa suçu yükler.1999 Depreminde suçlu! Veli Göçer'di burada da fabrika sahibi.Biraz düşünelim dere yatağına plaza,fabrika,konut inşaasına hangi mimar ve mühendisler onay verdi?Buraya devlet ruhsat vermedimi?Ölüme sebep minibüsmü yoksa selsularımı?istanbulda yaşıyoruz.Hangimiz bu tarz araçla yolculuk yapmıyoruz?burada gerçek suçluyu ya görmüyoruz yada görmek istemiyoruz. 565829 Chavez, füze ve tanklar için Rusya'dan kredi aldı Venezüela'nın savunma kapasitesinin gelişiminde destek olduğu için Rusya'ya teşekkür eden Chavez, "Bu roketlere sahip olduktan sonra bize gelmeleri ve bizi bombalamaları çok zor olacak." dedi. Dünyanın en büyük petrol rezervlerinden birine sahip olduklarını kaydeden Chavez, bunun askeri olarak korunması gerektiğini söyledi. Kolombiya hükümetinin topraklarında yedi ABD askeri üssünün kurulmasına izin vermesinin Venezüala'nın güvenliği açısından tehdit oluşturduğunu kaydeden Chavez, "Kurulacak uçak savar sistemle herhangi bir saldırının önüne geçilmiş olacak." değerlendirmesinde bulundu. ABD karşıtı söylemleri ile bilinen Chavez yönetimi silahlanmaya devam ediyor. Venezüela, Rusya'dan 2004 yılından bu yana 100 bin Kalaşnikkof marka otomatik silah, Sukhoi savaş uçakları, savaş helikopterleri ve diğer askeri malzemelerin yer aldığı toplam 4,4 milyar dolarlık alım gerçekleştirdi. 20 MİLYAR DOLARLIK PETROL YATIRIMI Venezüela'nın Orinoco Belt petrol bölgesinde Venezüela petrol şirketi ve Rusya'nın Rosneft, LUKoil ve Gazprom petrol şirketlerinin dahil olduğu dev bir enerji yatırımı gerçekleştiriliyor. Chavez'in açıkladığı enerji işbirliği anlaşmasına göre 20 milyar doları bulması beklenen yatırımla birlikte bölgeden günlük 400-450 bin varil petrol üretimi yapılacak. Venezüela lideri açıklamasında Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in kendisinde nükleer enerji alanında da işbirliği sözü verdiğini açıkladı. Venezüela'nın atom bombası üretmek gibi bir hedefi olmadığını kaydeden Chavez, "İran gibi bizi de sıkıntıya sokmayın. Biz barış amaçlı nükleer enerjiyi geliştirmek istiyoruz." dedi. 566220 Van'da inşaat çöktü: yaralı Edinilen bilgiye göre olay, bugün Marangozlar Sitesi yanında meydana geldi. Asma katın betonun döküldüğü esnada çökmesiyle inşaata çalışan işçilerden Serken S. (22) göçük altında kaldı. Çalışanlar ve çevredeki vatandaşların yardımıyla göçük altından çıkartılan Serkan S. özel bir araçla Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Olay sonrası enkaz altında başka birinin olması ihtimaline karşı bölgeye Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlüğü ekipleri sevk edildi. Yapılan kontrolde başka birinin olmadığı anlaşılınca ekipler olay yerinden ayrıldı. Hastaneye kaldırılan yaralının durumunun iyi olduğu, olayla ilgili soruşturmanın başlatıldığı belirtildi. 565392 Kaçkarlar'ın zirvesi bembeyaz Kaçkarlar'ın zirvesi bembeyaz Doğu Karadeniz'in en yüksek sıra dağları olan Kaçkarlar'ın zirvelerine kar yağdı. Bölgede son günlerde sahil kesimlerde aralıklarla etkisini gösteren yağmur, yüksek kesimlerde kara dönüştü. Yüksek zirveleri, buzul gölleri, yaylaları, yemyeşil doğası ve aniden bastıran sisiyle her mevsim ayrı bir güzelliğe bürünen Kaçkarlar, kış mevsiminin yaklaşmasıyla beyaz örtüsüne kavuştu. Bölgede tırmanış yapan dağcılar Kaçkarlar'ın zirvelerini kaplayan beyaz örtüyü seyretmenin tadını çıkarttı. 566653 Beşiktaş Kulübü ırkçılığa karşı özel ürünler hazırladı Kulübü ırkçılığa karşı özel ürünler hazırladıİSTANBUL (A.A) Kulübü, ’nde yarın yapılacak maçı öncesi ırkçılığa karşı özel ürünler hazırladı          Kulübün lisanslı ürünlerini satan ’ın ’nde ’nin takımıyla yapacağı maç öncesi hazırladığı atkı ile şapkanın yanı sıra "Forza Beşiktaş" sitesi ile ortak düzenlenen tasarım yarışmasında kazanan ırkçılığa karşı ürünleri de satışa sundu.          Kulübün resmi sitesinde yapılan açıklamaya göre, Alpay Çabuk tarafından tasarımı yapılan bu sweatshirtlerde İngilizce "SAY NO TO RACISM" (Irkçılığa HAYIR de) ve "WE’RE ALL BLACK&WHITE" (Hepimiz Siyah ve Beyazız) sloganları yer alıyor. Bu sweatshirtlerin 29.95 TL’den satışa çıkarıldığı bildirildi. 565424 Kürt meselesini önemli görmedi Kürt meselesini önemli görmedi ANKARA CHP lideri Deniz Baykal, CNN Türk'te canlı yayına katılarak gündemdeki soruları cevaplandırdı. Baykal'a, demokratik açılım çalışmalarıyla ilgili Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Cemil Çiçek'in sürece katkı vermesi halinde elini bile öpmeye hazır oldukları sözleri hatırlatıldı. Hükümetin daha önce Anayasa değişikliği veya Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda CHP'nin görüşünü alma ihtiyacı duymadığını, uzlaşma veya destek arayışına girmediğini savunan Baykal, “Sen bu en önemli konularda ihtiyaç hissetmedin de şimdi Kürt açılımı konusunda niye CHP'ye geliyorsun? Burada suçluluk telaşı var. Bu iş yanlış bir iş, yanlışa ortak istiyorlar. Yaptıkları yanlış işin sorumluluğunu paylaşmak istiyorlar, taşıyamıyorlar. Öbürlerini göze aldılar ve uyguladılar. Şimdi bunu CHP olmadan olmaz. CHP'nin önemini yeni kavradılar” diye konuştu. Bu konuda kullanılan üslubu da laubali bulduğunu söyledi: “Yok 'elini öperiz' falan lafları. İki Başbakan Yardımcısı arka arkaya bunu söylediler. Bizim devletimiz kimsenin elini öpmez. Onlara da tavsiyem kimsenin elini öpmesinler. El öpmeye çok alıştıkları anlaşılıyor. Yeterince el öptükleri için zaten Türkiye'ye bu hale getirdiler. 565506 Maliye hurda planı yapıyor 16 Mart’ta uygulamaya giren, 16 Haziran’da da kapsamı daraltılarak yeniden uzatılan bazı mal ve hizmetlerdeki ÖTV ve KDV indirimi 30 Eylül’de sona eriyor. Maliye Bakanlığı, otomotiv, elektronik ve beyaz eşya ile mobilyadaki vergi indirimleri için “etki ve sonuç analizi” çalışması yaparak, Ekonomi Koordinasyon Kurulu’na (EKK) sunacak. Vergi indirimlerinin devam edip etmeyeceğine de Kurul karar verecek. ÖTV indirimi bitsin Ancak Maliye Bakanlığı, dönemdir uygulanan vergi indirimlerinin sona erdirilmesi görüşünü taşıyor. Maliyeciler, şu değerlendirmelerde bulunuyor: “Bakanlığın indirimlerle ilgili sonuç ve değerlendirmeleri EKK’da bütün boyutlarıyla ele alınacak. Buna göre de indirimlerle ilgili bir karara varılacak. İlk üç aylık uygulamanın ardından otomotiv ve beyaz eşyada vergi indirimlerinin kapsamı daraltılmıştı. Otomotiv sektöründe ülkemizde satılan 2000 cc ve üstü araçların hepsi ithal. 1600 cc otomobillerde de ithal oranı oldukça yüksek. yüzden ikinci uygulama döneminde bir daraltmaya giderek süreyi uzattık. Beyaz eşyada da ÖTV tutarı yüksek bir tutar değil. Bakanlık olarak ÖTV ve KDV indirimlerinin artık devam etmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Tabi ki son kararı EKK verecek.” Hurda indirimi gündemde Maliye Bakanlığı yetkilileri, otomotiv sektörünün yeni dönemde hurda indirimiyle teşvik edilebileceğini belirtiyor. Yetkililer, otomotiv sektöründe yeni değerlendirmenin hurda indirimiyle birlikte yapılacağını ifade ediyor. Vergi indirimlerinin uygulamaya konulduğu dönemde hurda indiriminin de tartışıldığını ve dönem yabancı ülke uygulamalarının da tarandığını kaydeden bir Bakanlık yetkilisi, “Örneğin Almanya’da yıl ve üstü otomobillerde hurda indirimi uygulanıyor. Değişik ülkelerde hurda indirimi kapsamına yıllık, 10 yıllık, 15 yıllık otomobiller giriyor” dedi. Suistimal olmuştu Türkiye’de de 2003 yılında geçici süreyle hurda indirimi çıkarıldığını ve 20 yaşın üstündeki araçları hurdaya çıkararak, yeni araç alanlara ÖTV indirimi uygulandığını hatırlatan Maliye yetkilisi, uygulamada galericilerin bütün hurda arabaları topladığını ve çeşitli suistimal olaylarının meydana geldiğini vurguladı. Maliye yetkilisi, geçmişteki deneyimler ve yabancı ülke uygulamalarını da dikkate alarak alternatifli bir hurda indirimi çalışması yapıldığını bildirdi. En az bir yıl satmak yasak Bir Maliye Bakanlığı yetkilisi, otomotivde hurda indirimine dönük alternatifli çalışmaları şöyle anlattı: “Hurda indirimi için öncelikle bir kanuni düzenlemeye ihtiyaç var. Bizim daha önceki alternatifli çalışmamız duruyor. Bu çalışmada, geçici hurda indiriminin yanı sıra kalıcı bir hurda indirimi de öngördük. Bu çerçevede hurda indiriminin araç sahiplerine yapılması, indirimden yararlanmak için en az bir yıl süreyle araca sahip olunması gibi koşullar üzerinde duruldu. Yeni modelde (10 yıllık araçlara şu tutarda, 15 yıllık araca şu tutarda, 20 yıllık araçlara bu tutarda vergi indirimi uygulanabilir) denilebilir. Kalıcı uygulamada maktu tutar yerine ÖTV’nin belli bir oranı şeklinde nispi indirim de söz konusu olabilir.” 566200 Putin'den Türkiye'ye Enerji Jesti Rusya Başbakanı Vladimir Putin, Türkiye'nin enerji naklinde Ukrayna'nın yerini alarak "ana transit ülke" haline gelebileceğini söyledi. Moscow Times gazetesinin haberinde, Putin'in Cuma günü Valday Düşünce Kulübü üyeleriyle yaptığı toplantının ayrıntılarına yer verildi. Gazete, Putin'in bir soru üzerine, Türkiye'nin Ukrayna'nın yerini alarak Rusya'nın Batıya ihraç ettiği gaz için ana transit ülke haline gelebileceğini söylediğini yazdı. Habere göre Putin, toplantının sonunda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yapacağı telefon görüşmesi dolayısıyla acilen ayrıldı. Putin, Erdoğan ile görüşmesinde Türkiye'deki sel felaketinden duyduğu "derin üzüntüyü" dile getirmişti. 565795 Panathinaikos umut vermedi UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda mücadele edecek olan Galatasaray'ın Yunan rakibi Panathinaikos, Panthrakikos'u 1-0 yenmeyi başardı. Yunan Süper Ligi'nde 3. hafta oynanan maçlarla geride kalırken, Panathinaikos liderliğini sürdürdü. Gümülcine deplesmanında Panthrakikos'la karşılaşan Yeşil-Beyazlılar, Perşembe günü oynayacağı Galatasaray maçı öncesi ortaya koyduğu futbolla eleştirildi. Panathinaikos, maçın genelinde vasat bir oyun ortaya koydu. Yeşil-Beyazlılar 78. dakikada Leto'nun kaydettiği golle deplesmandan puan çıkarmayı başardı. Panathinaikos, puanla liderliğini sürdürdü. Hollandalı Teknik Direktör Henk Ten Kate, maçtan sonra yaptığı açıklamada, "Sonuçtan memnunum. Ancak oyuncularımın performansı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Çok zor bir deplesmandan puanla dönmek yine de güzel." dedi. 566488 Bu da oldu, başkanın makamı haczedildi Kömür müteahhiti alamadığı parasına karşı belediye başkanın makam koltuğu ve masasını haczettirdi. Yozgat’ın Çandır Belediye Başkanı Ahmet Eroğlu’unn makam koltuğunu ve masasını belediyenin ödeyemediği kömür parasına karşılık olarak haczedildi.  Tüm ilçeyi şoke den bu durumu, utanç verici bulan Başkan Eroğlu haciz işlemini protesto ederek, ilçe esnafının "yeni koltuk ve masa alalım" teklifini reddederek, haczedilen eşyaları geri gelene kadar sandalyede oturacağını açıkladı. BAŞKANIN KOLTUK VE MASASINI HACZETTİLER Yozgat’ın Çandır ilçesinde gerçekleştiren haciz operasyonu belediye personelini ve duyanları şaşkına çevirdi. Çandır Belediyesi'nden kömür parasını alamayan Emre Yıldırım isimli bir kömür müteahhiti alacaklarına karşılık belediyeyi icraya verdi. Polis eşliğinde belediye binasına gelen haciz memurları Çandır Belediyesi’nde Başkan Ahmet Eroğlu’nun makam koltuğu ve masası haczederken, belediyenin tahakkuk servisindeki çelik kasası içerisinde bulunan 1745 lira nakit paraya da avukatlar tarafından el konuldu. İcra görevlilerinin diğer odalardaki koltuk ve masalardan hiçbiri için haciz işlemi yapmayıp sadece Başkan Eroğlu”nun odasındaki makam koltuğu ile masaya el koyması ise kafaları karıştırdı. 79 yıllık Çandır Belediyesi’nde yaşanan haciz işlemi ilçede tepkiyle karşılanırken, olayı duyan Çandır esnafı, başkanlık makamına yeni bir masa ile koltuk göndermek istediler. Ancak, esnafın tekliflerini geri çeviren Belediye Başkanı Ahmet Eroğlu, “O koltuğu geri alana kadar, bu çirkin haczi protesto için tek bir sandal! ye ile işlerimi takip edeceğim” dedi. "HER BELEDİYE GİBİ BİZ DE BORÇLUYUZ" ’nin duyurduğu bu ilginç haciz işlemiyle ilgili olarak gazeteye bir açıklama yapan Belediye Başkanı Ahmet Eroğlu neden hacizlik olduklarına açıklık getirdi. Koltuk ve masasını haczeden müteahhit Emre Yıldırım’a belediye olarak kesilmiş faturası kesilmiş 76 bin TL borçları olduğunu ama Yıldırım’ın kendilerinden 96 bin TL istediğini ifade eden Başkan Eroğlu, “Her Belediye gibi biz de finansman sıkıntısı çekiyoruz. Ama eski dönemden gelen borçlarımızı imkanlar ölçüsünde taksitlendirerek ödüyoruz. Geçen yıldan bu yana ödenemeyen 71 bin TL’lik ana borç icra masrafları ve gecikme faizleriyle birlikte 124 bin TL’ye yükselmiş. Emre Yıldırımın alacak davasına itirazlarımız henüz sonuçlanmadı. Alacaklının bizi üzen haksız talebi ve çirkin haczi karşısında yasal yönden gereken ne yaparsa yapacağız.” diye konuştu. OLAY ÇIKSIN İSTEMEDİM, PROTESTO EDİYORUM Başkan Eroğlu, belediye binasında başka koltuk ile masa varken makam koltuğu ve masası olarak kullandığı eşyaların bilinçli şekilde haczedilmesinin “utanç verici” bir davranış olarak yorumladı. Bu durumu protesto ettiğini de sözlerine ekleyen Çandırlı Belediye Başkanı Ahmet Eroğlu sözlerini şöyle noktaladı: “Eğer, bu işlemi anda halkımız, esnafımız duysaydı koltuğu ve masayı hiç kimse bir yerlere götüremezdi. Ama ben olay çıksın istemedim, anda kimseye söylemedim .Bu onur kırıcı haciz işlemini protesto için odama yeni bir makam masası ve koltuk almayacağım.görevimi tek sandalyede sürdüreceğim. 566547 'Nükleer terör büyük bir tehlike arz ediyor' Amano, genel kurulun onayını almasının ardından basına yaptığı ilk açıklamada, bu tehlikeyle mücadele edebilmek için "NPT (Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması) rejimi ile Güvence Denetimleri Antlaşması'nı (Safeguard) uluslararası hale getirmemiz ve geliştirmemiz gerekiyor" dedi. Bir soru üzerine, UAEK'nin uluslararası alanda "nükleer bekçi" olarak bilindiğini kaydeden Amano, "Yalnız nükleer bekçi olmak yeterli değil. nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılmasını desteklemek de yeterli değildir. UAEK bu ikili hedeflerini dengeli bir şekilde kullanmak zorundadır" diye konuştu. Genel kurul tarafından başkanlığının onaylanmasından memnuniyet duyduğunu ve tüm üye ülkelere teşekkür ettiğini ifade eden Amano, "UAEK'nin ilkelerine bağlı tarafsız bir başkan olacağını" söyledi. UAEK olarak nükleer silahların yayılması, nükleer terör riski, enerjiye duyulan ihtiyaç ve bununla beraber gelen gıda güvenliği, su temini, insan sağlığı ve küresel ekonomideki sorunlarla mücadele ettiklerini anlatan Amano, "UAEK'nin tüm bu sorunlara nükleer teknolojiyi kullanarak cevap verme sorumluluğuna ve yeteneğine sahip olduğunu" kaydetti. Gündemdeki İran, Suriye ve Kuzey Kore'nin nükleer programlarına ilişkin sorunları çözme yöntemine ilişkin bir soruya Amano, "Kısaca, mevcut sorunların çözümü için diyalog, diyalog ve diyalog diyorum" yanıtını verdi. -UAEK'NİN YENİ BAŞKANI- UAEK'ye dört yıl süreyle başkan seçilen ve bugünkü genel kurul tarafından bu görevi onaylanan Japonya daimi temsilcisi Büyükelçi Yukiya Amano, 62 yaşında. Ülkesinde hukuk öğrenimi gördükten sonra 1972 yılında Dışişleri Bakanlığına giren Amano, Bakanlığın değişik kademelerinde görev yaptıktan sonra 2005 yılında ülkesini temsilen UAEK nezdinde daimi temsilci olarak atandı. Amano, daimi temsilcilik görevi sırasında bir yıl süreyle UAEK yönetim kurulu dönem başkanlığı yaptı. Viyana'daki görevi sırasında nükleer enerji konusunda araştırmalar yapan Amano, ülkesi adına Washington ve Brüksel'de nükleer alanla ilgili görüşmelere ve konferanslara katıldı. Yukiya Amano, geçen Temmuz ayında gerçekleşen Yönetim Kurulu toplantısında üye 35 ülkenin 23'ünden olumlu oy almıştı. Başkanlık için gerekli olan üçte iki çoğunluk kuralı bir üyenin çekimser oy kullanması üzerine dikkate alınmayarak Amano'nun başkanlığı ilan edilmişti. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu ve kurum üyesi 150 ülkenin katıldığı bugünkü genel kurul da Amano'nun başkanlığını oy birliğiyle onayladı. Yukiya Amano, Aralık günü başkanlık görevini Mısırlı diplomat Muhammed El Baradei'den devralacak. 565966 Yemen'de Çocuk Anne Öldü Çocuk yaşta evliliklerin normal sayıldığı Yemen'de, 11 yaşında evlendirilen kızın 12 yaşında doğum yaparken öldüğü haberi gündeme oturdu. Yemen'de iki yıl önce yaşındaki bir kız çocuğu 30 yaşındaki kocasından boşanmak için dava açmış, olay dünyada büyük yankı uyardırmıştı. Yemen, bu kez 12 yaşındaki kız çocuğunun yürek burkan hikayesiyle sarsıldı. Kaderi Yemen'deki binlerce kız çocuğundan farksız olan Fevziye Abdullah Yusuf, henüz 11 yaşındayken törelere boyun eğip 24 yaşındaki bir adamla evlendirildi. Fevziye, 12 yaşında üç gün boyunca doğum sancılarıyla kıvrandıktan sonra ölü doğum yaptı. Yaşadıkları yorgun bedenine fazla gelen çocuk gelin, daha fazla dayanamayarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Acıklı çocuk hikayelerinin sık yaşandığı, kız çocuklarının dörtte birinden fazlasının 15 yaşından önce evlendirildiği ülkede, bu durumun önlenmesi için mücadele sürüyor. Ancak halen, Şubat ayında parlamentodan geçen ve evlenme yaşının en az 17 olmasını öngören yasaya itiraz eden milletvekilleri bulunuyor. 565563 Obama'dan, Cumhuriyetçilere suçlama ABD'nin Demokrat Başkanı Barack Obama, bazı Cumhuriyetçileri başkanlığını baltalamak istemekle suçladı. Obama, Amerikan CBS televizyon kanalına yaptığı açıklamada, bazı Cumhuriyetçilerin sağlık reformu tasarısına sadece kendisinin başkanlığını baltalamak amacıyla karşı çıktığını söyledi. Bu kişilerin aleyhte çabalarına rağmen tasarıyı geçirecek desteği sağladığını belirten Obama, var olan sistemde para kaybedildiğini ve milyonlarca Amerikalının sağlık sigortasından mahrum olduğunu kaydetti. Obama, ''Cumhuriyetçi Parti bünyesindeki bazılarının, yapılacak en iyi şeyin reformu unutmak olduğunu, bunun iyi bir siyaset olduğunu düşündüğü bir siyasi ortamda bulunduğumuzu düşünüyorum. Sadece sağlıkla ilgili bir kanunu değil Amerikan halkına yardım eden, maliyetleri düşüren ve uzun vadede bütçe açığını kontrol edebilmemize olanak sağlayan iyi bir sağlık kanununu geçirmek için yeterli oya ulaşacağımıza inanıyorum'' ifadesini kullandı. Cumhuriyetçilerin reform tasarısına muhalefetine atıfta bulunan Obama, birçokları için sadece kendi başkanlığını baltalamanın esas olduğunu ve benzer fikirlere sahip genç bir Demokrat olan Bill Clinton Beyaz Saray'a geldiğinde aynı şeylerin ona da yapıldığını kaydetti ve ''Biliyorsunuz: Genç bir başkan geliyor, bir sağlık sistemi öneriyor. Başarısız oluyor, zaman Cumhuriyetçiler bunu Kongre seçimlerini kazanmak için kullanıyorlar. Sanırım bazıları bu eski senaryonun üzerindeki tozları silme peşinde'' diye konuştu. Obama, ayrıca bu reformların başarısızlığının bütün sorumluluğunu üstlenmeye hazır olduğunu da vurguladı. 566670 Selde kaybolan kişinin cesedi bulundu Silivri Belediyesi'nden yapılan yazılı açıklamada, yaşanan sel felaketinde kaybolan 75 yaşındaki Hikmet Pekgürbüz isimli kadının cesedinin, Selimpaşa Denizkent Sitesi'ndeki bir evin bahçesinde bulunduğu bildirildi. Açıklamada, Eylül tarihinde Silivri ve Selimpaşa'da yaşanan taşmalarda sele kapılarak kaybolan 75 yaşındaki Pekgürbüz'ün cesedine, çevreden gelen kötü koku şikayetleri üzerine bölgede incelemede bulunan Silivri Belediyesi ve Silivri Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, selle sürüklenen eşyaların arasında ulaşıldığı kaydedildi. Açıklamada, günlerdir suda kalması nedeniyle şişmiş cesedin, Adli Tıp Kurumu'na gönderildiği de belirtilerek, aile bireyleri tarafından kimlik tespiti yapılan Pekgürbüz'ün cenazesinin yarın ikindi namazına müteakiben Karacaahmet Mezarlığı'na defnedileceği bildirildi. Balıkesir Balıkesir'in Bandırma ilçesinde, 8-9 Eylül tarihlerinde etkili olan şiddetli yağışların yol açtığı sel sonucu 55 bin tavuk telef oldu. Bandırma Yumurta Üreticileri Birliği Başkanı Sedat Paçalı, bölgede etkili olan sağanak yağışların birlik bünyesindeki yumurta üreticilerine büyük zarar verdiğini belirtti. İlçede meydana gelen sel sonucu iki üreticiye ait 55 bin tavuğun telef olduğunu ifade eden Paçalı, ayrıca 400 tona yakın yem ile 20 bin koli yumurtanın kullanılamaz hale geldiğini bildirdi. 566495 Ulu Caminin ünlü romancısı Ömer Erdem'in kitap kritiği Hayretim her zaman büyüktür. Saygım da. Şair hakikati en taze ve çarpıcı haliyle sunar bize. Anadolu insanının yüzyıllar boyu içlenerek sergileye geldiği Mevlid sevgisine, şair ölümsüzce dönüp bakar. Süleyman Çelebi birdenbire entelektüel dünyamızın kayıtsızlığından kurtarılır, yüzlerce sayfalık biyografi bilgisinin dışında, ansiklopedik bilgilerin kuruluğundan uzak, şiirin dokunarak hayat verdiği diri bir ruha bürünür. Çarpıcı olan nokta yine bambaşkadır. Süleyman Çelebi’yi gören şair, Cemal Süreya’dır. Şöyle demiştir o: Ya ulu caminin ünlü romancısı Yalvaçlara kimlik kağıdı dağıtan Çekidüzeni unutulmaz Süleyman Çelebi? Sen işte bunlarla bildin Türkçeyi Bunlarla Gelen giden obayı sevdi (Yunus Ki Süt Dişleriyle Türkçenin) Süleyman Çelebi’nin ’i, tam da Cemal Süreya’nın işaret ettiği, yorumladığı gibi kurgusal bir yapıya sahiptir ve bu haliyle roman gibi de okunabilir. Zaten, Anadolu coğrafyasında dram vardır ve hep belli bir öyküye dayanır. Ve Çelebi’nin ‘çeki düzeni’ sadece mevcut durumun toparlanması, dilin kendi öz ifadesine kavuşmasından öte, geleceğe de yöneliktir. Hatta en çok bu yönüyle büyüktür. Türkçe duyuş, çağdaşı başka şairlerde olduğu gibi, dini duyguyu en yüksek düzeyde şiirleştirir, kristalize eder. Nitekim, metnin bir şiir gibi değil kutsal bir kaynak gibi yaşatılması, içeriği kadar ifadesindeki dirilik ve özgünlüğe bağlıdır. Ona Mevlid-Şerif denilmesi de halkın tükenmez saygısıyla alakalıdır. Ramazan ayı vesilesiyle, Mevlid yeniden yayımlandı. İskender Pala’nın hazırladığı metni yeniden okurken, Süleyman Çelebi kadar, bugünkü entelektüel dünyamızın tutumunu da düşündüm. Bundan yaklaşık bir yıl önce, örneğinden hareketle, şiirimizde yeniden dini duyuş nasıl yorumlanabilir diye bir dosya açmak istemiştim televizyon programlarından birisinde. Amacım, başka bir noktadan, özellikle de, Cemal Süreya’nın yorumundan hareketle, algılarımızın çağdaşlaşıp çağdaşlaşmadığı, kültürel köklerle irtibat kurup kuramadığına odaklıydı. Neredeyse, belli dünya görüşüne sahip şair ve yazarların büyük bir kısmı zarif gerekçelerle yan çizdiler. Üç beş üniversiteli akademisyen ise, konuşmalarında yaratıcı olmayan bildik bilgilerin çevresinde döndüler. Tabii ki dosya akim kaldı. İskender Pala’nın kitabı hazırlarken, aralara serpiştirdiği bilgi notlarından da anlaşılacağı gibi, Mevlid her şeyden önce kültür ve inanç kodlarıyla, göndermeler ve benzetmelerle doludur. Ve eğer, 15. yüzyıl halk şairi, Kirdeci Ali’ye ait olduğu söylenilen, Hikâye-i Güvercin benzeri anonim metinlerle parelel okunduğunda, metnin nasıl edebiyatın dışında içselleştirildiğini anlayabiliriz. Manzum olan, nasıl masum olmuş görebiliriz. Kitap şeklinde sevdiğim mevlid yayını, 1964 yılında Doğan Kardeş Matbaası’nda basılan ve tezhipleri Muhsin Demironat, kapak kompozisyonu ve cildi Emin Baran tarafından yapılan, Şevket Rado önsözlü çalışma idi. denli güzel bir kitaptı ki, biraz da yayıncı dostum Mehmet Varış’dan ilhamla, fazlaca satın almış ve yakın arkadaşlarıma hediye etmiştim. Bayramlar ve kitapseverler için Mevlid her zaman güzel bir armağan. Cemal Süreya’nın birkaç mısraına yansıdığı haliyle, şiirimiz ‘oba sevgisi’ni kökleştirmiştir.. Çünkü, milletin kendi toprağına dönüşünü, orada konaklayışını, kendi değer ve anlamına kavuşmasını da ifade eder. Öte yandan, Süleyman Çelebi, Yazıcıoğlu Ahmed ve Mehmed Bican, Kirdeci Ali, Yunus Emre, Hacı Bayram Veli, Eşrefoğlu Rumi ve nicelerini yeniden okuyup, değerlendirmek, şiirin gözüyle yaşamak şairlerin borcu hatta ihtiyacı olsa gerektir., böylesi okumaya hazırlık yapacak dilsel güce sahiptir özü kadar. 565698 11:22 Adebayor çıldırttı! Adebayor çıldırttı! İngiltere Premier Ligi 5.hafta mücadelesinde haftanın en önemli maçında Manchester City ile Arsenal cumartesi günü City of Manchester Stadı'nda karşı karşıya geldi. M.City'nin 4-2 kazandığı karşılaşmaya Adebayor damgasını vurdu. Bu maçın haftanın en önemli karşılaşması olarak gösterilmesindeki en büyük neden geçtiğimiz ay transfer döneminde Arsenal forması giyen Togolu golcü Emmanuel Adebayor ve Fildişili defans oyuncusu Kolou Toure'nin Manchester City'e transfer olmalarıydı. Bu maçta iki oyuncunun nasıl bir performans sergileyecekleri Ada'da merakla bekleniyordu. Heyecanla beklenen maç başlamıştı. Maç boyunca bir birinden güzel görüntüler, heyecan dolu dakikalar, goller, kaçan pozisyonların yanı sıra Premier Lig'e yakışan herşey sahada vardı. Ancak karşılaşmanın 72. dakikasında, Arsenal'den Manchester City'e transfer olan Adebayor, eski takım arkadaşı Robin van Persie ile girdiği bir hava topu mücaledesinden sonra yerde kalan Hollandalı'nın yüzüne kramponuyla bastı. Acı içerisinde yerde kalan Persie, maçın sonuna kadar yüzüne aldığı yara verici darbeye rağmen sahada mücadelesini sürdürdü. Bu müdahele sonrasında Adebayor'un kart görmemesi taraftarları çıldırttı. Arsenal taraftarı bu pozisyonun ardından eski golcülerine büyük tepki göstermeye başladı. Togolu golcü protestolar üzerine maçtaki etkisini arttırmaya başladı ve bir defansta bir hücumda takımına katkı sağlamaya çalışırken; 80. dakikada Shaun Wright-Phillips'in sağ kanattan yaptığı ortaya kafayla dokunarak topu ağlara yolladı. Topun ağlara gitmesinin ardıdnan karşı kale arkası tribünlerinde bulunan ve aleyhinde tezahürat yapan Arsenal taraftarlarına koşan Adebayor, yaptığı gol sevinciylede eski taraftarlarını çileden çıkardı. Bu hareket sonrasında Adebayor sarı kart gördü. Maçın ardından açıklamada bulunan Adebayor, "Attığım gol sonrasında kendimi kaybettiğimin farkındayım ama söylenecek fazla bir şey yok" dedi. Eski takım arkadaşı Van Persie'nin yüzüne yaptığı darbeyle ilgili sorulan soruya ise; "O an için sadece topa hakim olmak istiyordum. Aklımda Persie'ye bir müdahele yapmak yoktu. Ama topu kontrol etmek isterken yanlışlıkla kontrolümü kaybedip istemeden de olsa bir müdahalem oldu. Bunu Van Persie'ye de söyledim ve ondan özür diledim" diyerek kasıtlı bir müdahale yapmadığını savundu. Hollandalı oyuncu Van Persie ise maçtan sonra yaptığı açıklamada, "Eski takım arkadaşımın maç sırasında bana karşı yapmış olduğu bu akılsız ve sert müdahele için üzgün ve hayal kırıklığına uğramış durumdayım. Biz burada profesyonel olarak bir iş yapıyoruz. Bu işi yaparken zaman zaman hepimiz kendimizi kaybedebiliyoruz. Fakat bugün onun yaptığı kendini kaybetme değil, daha çok beni oyun dışında bırakabilmekti. Ayrıca golden sonra taraftarlarımıza koşarak yaptığı hareket ise çok saygısızcaydı. Bugün Adebayor gerçek yüzünü ve kalitesini gösterdi. Bugün buradan daha büyük ve ciddi bir sakatlık yaşamadan çıkmak benim için büyük bir şanstı" diyerek Adebayor'a tepki gösterdi. Maçtan sonra İngiliz basınında, yaşanan olaylardan sonra Adebayor'a televizyon görüntüleriyle Federasyon tarafından bir ceza verileceği iddia ediliyor. Adebayor'a ceza geldiği taktirde, hafta sonunda oynanacak olan M.City, Manchester United derbisinde sahada yerini alamayacak. (Sporx) 566208 Bakanlar Kurulu toplandı Bakanlar Kurulu toplandı ANKARA Bakanlar Kurulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Başbakanlık Merkez Bina'da saat 14.00'de başlayan Bakanlar Kurulu'nda, İstanbul'da meydana gelen sel felaketinden zarar görenlerin durumlarının ele alınması bekleniyor. 566485 Otomobil fiyatına yat almak mümkün! "Otomobil fiyatına tekne sahibi olmak mümkün" Hükümetin tekne ve yatlarda gerçekleştirdiği vergi muafiyetini değerlendiren NTSR Fuarcılık Genel Müdürü Serkan Tığlıoğlu, "Vergi indirimleri sonrasında, orta sınıf bir otomobil fiyatına, 50-60 bin TL fiyat aralığında; kişilik bir ailenin hafta sonu tatillerini geçirebileceği, kamaralı, tuvaletli, mutfaklı bir tekne almak mümkün" dedi. 30 Kasım'a kadar olan dönemde, tekne ve yatlarda Katma Değer Vergisini yüzde 18'den yüzde 1'e indiren, Özel Tüketim Vergisini yüzde 8'den sıfıra çeken hükümet uygulamasının, Türkiye yat ve tekne pazarına olumlu etkilerinin olması bekleniyor. Konuyla ilgili açıklamada bulunan NTSR Fuarcılık Genel Müdürü Serkan Tığlıoğlu, yat ve tekne fiyatlarının yeni vergi uygulamaları ile cazip hale geldiğini dile getirdi. Haziran ayında çıkan yasa ile deniz taşıtlarında Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin kaldırılarak, daha düşük yük getiren ruhsatname harcı uygulamasına geçildiğini hatırlatan Tığlıoğlu, "MTV'nin kaldırılmasının yanı sıra, 30 Kasım'a kadar geçerli olacak KDV ve ÖTV indirimleri fiyatları çok cazip hale getiriyor. Artık orta sınıf bir otomobil fiyatına, 50-60 bin TL fiyat aralığında; kişilik bir ailenin hafta sonu tatillerini geçirebileceği, kamaralı, tuvaletli, mutfaklı bir tekne almak mümkün. Böylece 'deniz pahalıdır' algısı da tarihe karışacak" dedi. Öte yandan bu yıl ziyaretçilere kapılarını marina ortamında açarak; İstanbul'un yeni yat limanı MARINTURK İstanbul City Port ev sahipliğinde 21-26 Ekim 2009 tarihleri arasında düzenlenecek Uluslararası Boat Show 2009'un, bu uygulamanın iç pazar üzerindeki etkilerinin göstergesini oluşturması bekleniyor. 1980 yılından bu yana Türkiye'de yat ve tekne endüstrisi ve tüketicilerin en köklü buluşma noktası olan Uluslararası Boat Show'un, bu yıl da 50 binin üzerinde ziyaretçi çekmesi bekleniyor. Fuarda bu yıl 200'ün üzerinde firma, 600'e yakın ulusal ve uluslararası markayı sergileyecek. Deniz sevdalıları, Uluslararası Boat Show 2009 süresince 752 tekne kapasiteli MARINTURK İstanbul City Port'da en son teknolojilere sahip deniz taşıtlarını yakından görme fırsatı bulacaklar. Serkan Tığlıoğlu, dünyada sektörün liderleri olan pek çok şirketin megayat, yelkenli, motoryat ve katamaran olmak üzere geniş bir yelpazede ürünlerini Uluslararası Boat Show 2009'da sergileyeceklerini dile getirdi. Tığlıoğlu şöyle devam etti: "Yeni vergi uygulaması, gerek yerli üreticilerin, gerekse uluslararası firmaların fuardan beklentilerini artırdı. Vergi indiriminden yararlanmak isteyenlerin, ertelenen ve öne çekilen talebi gerçekleştireceklerini öngörüyoruz. Katılımcıları hareketli günler bekliyor. Atlantis, Aegean Yacht, Azimut, Bavaria Yachts, Beneteau, Cranchi, ELAN, Ferretti, Jeanneau, Chris Craft, Sea Ray, Troy Marine, Bayliner ve Vicem gibi birçok ulusal ve uluslararası yat markası fuarda yerlerini alacaklar." 28. Uluslararası İstanbul Boat Show, deniz ve tekne tutkunlarının aradıkları tüm yenilikleri ideal bir marina ortamında sunmaya hazırlanıyor. Katılımcı firmalar geçmiş yıllarda teknelerini karada sergilemek için ayırdıkları ciddi bütçeleri bu kez ziyaretçilere özel hizmetler verebilmek amacıyla değerlendirecekler. Tekne sahibi olmak isteyenler de sadece kamaraları gezmek ya da broşürleri okumak yerine beğendikleri modellerin sudaki gerçek performansını görerek sağlıklı kararlar verebilecekler. Dünyada yat imalatında ve deniz turizminde Türkiye'nin yakalamış olduğu uluslararası başarıyı en güçlü şekilde yansıtması beklenen İstanbul Boat Show kapsamında oldukça zengin bir etkinlik programı oluşturuldu. T.C. Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı işbirliği ile düzenlenecek seminerlerde ''Tekne alımında Türk bayrağı ve vergi mevzuatında son değişiklikler ve uygulamaları'' masaya yatırılacak. Denizcilik Müsteşarlığı'ndan uzman kişilerin sunumlarıyla bu seminerlerin denizciler tarafından ilgiyle izlenmesi bekleniyor. Bir yaşam tarzı olarak deniz kültürünün hemen her boyutunu yansıtması amaçlanan seminer, show ve özel organizasyonların birçoğu Türkiye'de ilk kez bir fuar bünyesinde gerçekleştirilecek. Bu çerçevede Uluslararası İstanbul Boat Show'un önümüzdeki yıl içerisinde Avrupa'nın ilk büyük fuarından biri olması hedefleniyor. 566368 Cezaevi firarisi Tuzla'da soygundan sonra yakalandı firarisi 'da soygundan sonra yakalandı Açık ’nden firar eden bir hükümlü, ’da market soygunundan sonra yakalandı. Alınan bilgiye göre, Aydınlı Yavuz Caddesi üzerindeki bir markete gelen şüpheli, elindeki ile görevlileri etkisiz hale getirerek bin TL’yi alarak kaçtı. Marketten yaya olarak kaçan şüpheli, soygunun polise bildirilmesi üzerine çevrede aranmaya başlandı. Yapılan çalışma sonucu, üzerinde "Kamil Ç." adına düzenlenmiş çıkan şüpheli, Dr. Sadık Ahmet Bey Caddesi Demirci Sokak içerisindeki park halindeki araçların arasında gizlenmeye çalışılırken yakalandı. Üzerinden bir ruhsatsız tabanca ile bir sustalı bıçak çıkan şüphelinin marketten aldığı paralarda gizlediği ormanlık bir alanda bulundu. İnceleme sonucu şüphelinin gerçek kimliğinin Oğuz Y. olduğu ve 20 Mayıs 2009 tarihinde Edirne Tarım Açık Cezaevi’nden firar ettiği anlaşıldı. Yücel’in, adam öldürmek suçundan cezaevinde hükümlü bulunduğu, "silahla görevli polis memuruna silahla ateş etme, çok salıda sahte kimlik bulundurmak, yalan beyanda bulunmak, kadın ve erkek kaçırma" suçlarından da hakkında işlem yapılarak adliyeye sevk edildiği bildirildi. 565422 İşte yandaş yargı İşte yandaş yargı Yargıtay Başkanı Gerçeker'in gündeme getirdiği, "Yandaş yargı"nın aslı, Ergenekon iddianamesinin eklerinden çıktı. Ergenekon sanığı Engin Aydın'ın Yargıtay'dan Danıştay'a kadar yargının her alanına müdahale ettiği belirlendi. ABDÜLKADİR SELVİ ANKARA Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in, "Yandaş yargı" uyarısını doğrulayan belgeler Ergenekon ididanamesinin eklerinde ortaya çıktı. Adli yıl açış konuşmasında yargı reformunu eleştiren Gerçeker'in konuşma metninde yer alan "Yandaş yargı" uyarısı geniş tartışmaya yol açmıştı. İktidarı kendine yakın yargı düzeni oluşturmaya çalışmakla suçlayan Gerçeker'in uygulamadaki yandaş yargıyı ise görmezden geldiği ortaya çıktı. Ergenekon sanıklarından Jandarma eski Komutanı Şener Eruygur'un eşi Mukaddes Eruygur bir süre önce internete düşen ses kaydında, İstanbul Ağır Ceza Mahkemelerini kastederek "12. ve 14. Mahkemeler bizden" demişti. KOÇUM ÖMER'İN ENGİN'İ YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'na, "Koçum Ömer" diye hitap eden Ergenekon sanığı Engin Aydın'ın Yargıtay ve Danıştay üyeliği seçimlerinden yüksek yargıda birçok atama için devreye girerek,"Yandaş yargı"yı oluşturduğu ortaya çıktı. İşte iddianameden çıkan şok diyaloglar: Başkanımın bir ricası var Konu, bir belediyenin Danıştay'dan çıkarmak istediği yürütmeyi durdurma talebi. Ergenekon sanığı Engin Aydın, Danıştay Başkanvekili Sinan Yörükoğlu ile konuşuyor: Engin Aydın- Sadece belediye başkanımın bir ricası var. Yörükoğlu- Evet. Engin Aydın- Onların bir şeyi var bir ısıtma problemi bir yürütmeyi durdurma talepleri olacakmış konuda. Senden sonra da gidip Nihat'ın odasında oturacağım. İnşallah çevireceğiz Ömer dur bakalım Konu, YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun Yargıtay üyeliğine seçilmesi: Eminağaoğlu- Abi burada her şey bir farklı gidiyor senin iki kişiyle görüşmen lazım. Engin Aydın- Öyle mi malum iki kişiyle mi? Eminağaoğlu- Kuruldaki. Engin Aydın- Tamam malum iki kişiyle tamam ben çarşamba günü. Eminağaoğlu- Son viraja girildi artık olmazsa olmaz yani yoksa bir çok şey gidiyor. Engin Aydın- iki kişiye iki kişiye Muharrem de bir uğrasın. Eminağaoğlu- Tamam Engin Aydın- İnşallah çevireceğiz Ömer, dur bakalım. Yeğenoğlu iyi çocuk bize lazım Konu bu kez Danıştay seçimi. Ergenekon sanığı Engin Aydın devrede. Engin Aydın- Ben bir yerdeyim de şu ismi hemen bana versene. Salih Altay- He İsa Ğeğenoğlu. Engin Aydın- Yeğen. Salih Altay- Yeğenoğlu abi, bu çocuk iyi bir çocuk Danıştay içinde lazım. 566444 Bunları biliyor muydunuz? BBC Focus dergisinde yayınlanan habere göre, nedenini ya da nasıl olduğunu bilmediğimiz bir sürü ilginç konu bulunuyor. İşte bunlardan bazıları: Yatmadan önce fişleri prizden çekmeli miyiz? Yıllar önce, televizyon gibi elektrikli cihazların fişte takılı kalırsa patlayacağı kaygısı vardı. Böyle korkular, muhtemelen aşırı ısınan transformatörler hakkında abartılan hikayelerden kaynaklanıyordu. Günümüzde ise, kaygılar israf edilen enerji üzerinedir. Standby'da kalan cihaz, yaklaşık watt elektrik tüketiyor. Evinizdeki tüm cihazları hesaplarsanız, kolayca 50 watt'lık enerji israfı yapabilirsiniz. Bu da bütün gece bir lambanızı açık bırakmakla eşit oranda elektrik israfıdır. Gözaltı torbaları niçin oluşuyor? Gözümüzün altındaki deri çok ince ve genellikle vücutta sıvı tutulmasına neden olan herhangi bir şey, cilt yüzeyinin altındaki kan damarlarını şişirir ve bunu koyu lekeler gibi gösterir. Bu hamilelik ya da fazla tuz tüketilmesi gibi tıbbi bir nedenden dolayı oluşabilir. Uykusuzluk da gözünüzün altında torbalar oluşmasına yol açar. Çünkü vücudunuz siz uyanıkken daha fazla kortizol hormonu üretir ve kortizol da sıvı tutulmasını artırır. Gözlerinizin altındaki torbalar, yaşlandıkça gözlerin altında yağ bezleri depolanacağından daha da kötüleşebilir. Aynı zamanda, cildiniz elastin ve kolajen proteinlerinden birazını kaybeder. Bu nedenle, torbaların yerçekimi etkisine karşı direnme gücü azalır. Haftada en çok kaç ton balığı yemeliyiz? Ton balığının sağlık riski, endüstriyel kimyasal toksik olan 'polychlorinated biphenyls' ve civadan kaynaklanıyor. Bunların ikisi de deniz ürünlerinde ve denize ait çökeltilerde mevcut olup, balık dokularında daha yoğun olarak bulunuyor. Ton balığı, köpek balığı ve kılıçbalığındakinin üçte biri oranında toksin içeriyor. Fakat, Amerikalı Gıda Sağlığı yetkilileri erkekler için haftada 4, kadınlar için ise defadan fazla ton balığı tüketilmemesini öneriyor. Üzülünce ya da kalbimiz kırılınca neden göğsümüzde ağrı hissederiz? Mahrumiyet ıstırabı ya da ayrılma, hormonları son derece etkiliyor ve bu değişiklikler terleme, titreme, kas gerilmesine ve mide ağrısına yol açar. Bazı hormonlar, özellikle adrenalin kalp ağrısı üretmesi için doğrudan kalbi etkiliyor. En ciddi vakalar kalp krizine benziyor ve kalp kası zayıf düşüyor. Buna strese bağlı kardiyomiyopati ya da kırık kalp sendromu deniyor. Güneş aniden yokolduğunda, bu farkı ne zaman hissederiz? Güneş'ten 150 milyon km uzaklıktaki yörüngeyi takip ediyoruz. Güneş ışığı saniyede 300 bin km hızla dünyamıza ulaşıyor. Bu nedenle eğer güneş yokolursa yaklaşık dakika 20 saniye boyunca bunun farkına varamayız. Bu sürenin ardından dünya yörüngesinden ayrılmaya başlayacak. Sonra güneş ışığında yaşayan herkes karanlığa mahkum olacak, gece tarafındaki insanlar Güneş tarafından yansıyan ışıkla parlayan Ay'ın yok oluşuna şahitlik edecekler. 565758 LNG gemisi, Çanakkale Boğazı'nı kapattı AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Cezayir'in Arzew Limanı'ndan Silivri'ye giden ve 60 bin 702 metrik ton yükü bulunan, 290 metre uzunluğunda ve 75 bin 309 grostonluk geminin geçişine güvenlik amacıyla ''Ceyhan-1'' ve ''Gölovası'' adlı römorkörler refakat etti. Geminin geçişi sırasında, Çanakkale Boğazı tek yönlü olarak transit gemi geçişlerine kapatıldı. Yetkililer, geminin Marmara Denizi'ne açılmasının ardından, boğaz trafiğinin normale döneceğini kaydetti. 565657 AB, motosiklet pisti kapattı AB, motosiklet pisti kapattı ’nin Körfez ilçesinde bulunan ve özellikle motosiklet yarışlarının düzenlendiği Körfez Pisti, ses kirliliği yaptığı gerekçesiyle şikayet üzerine belediye tarafından (AB) Çevre Mevzuatı doğrultusunda mühürlendi. Şikayet üzerine Körfez Pisti’ne 50 metrelik mesafedeki bir konutun bahçesinde yapılan ölçümlerde ses seviyesinin 75 desibel (dB) olduğu gerekçesiyle pist kapatıldı. Söz konusu mesafede elde edilen değerin desibel olması gerektiği bildirildi. Motosiklet Federasyonu Başkanı Süleyman Memnun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, pistin mühürlendiğine yönelik kendilerine yazı ulaştığını söyledi. Pistin Körfez Belediyesi tarafından mühürlendiğini dile getiren Memnun, "Burası 1950 metrelik bir pist. Bu pistten yetişti. Böyle bir pist neden kapatılıyor anlayamıyorum. Burası spora ayrılmış bir bölge. Kapandığı için 5-6 Eylül tarihlerinde iki şampiyonayı yapamadık" dedi. 15 BİN TL PARA CEZASI Körfez Pisti’ni işleten Kulübü (İMK) Başkanı Hakan Koca da çevredeki konutlarda yaşayan birisinin "ses kirliliği" nedeniyle şikayetçi olduğunu söyledi. "Körfez Belediyesi, Avrupa Birliği Uyum Yasaları kapsamında çevreyle ilgili mevzuatı doğrultusunda işlem yapmış. Gelip ölçtüler ve desibelin üstünde olduğu için de pist kapatıldı" diyen Koca, şöyle konuştu: "Temmuz ayında 15 bin 531 lira ceza kestiler. Ağustos ayında cezayı ödedik. Buna rağmen ekipler pisti mühürledi. Ben uzun yıllar bu sporun içindeyim. Burası 1992-1993 yılında yapıldı. Burası spora ayrıldı ve ona göre yapıldı. dönemde burada her hangi bir yoktu. Atıl olan bir bölgeydi. Pist yapılınca gelişme sağladı, imar alanları oluştu. İnsanlar konut yaptı. Ekonomik gelişme kaydedildi. Bir anlamda dağdan gelip bağdakileri kovuyorlar." Daha sonra Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu’na (TÜBİTAK) ölçüm yaptırdıklarını belirten Koca, belediyenin ölçüm yaptığı cihazın kalibrasyonunda hatalar olduğunu tespit ettiklerini savundu. Ayrıca ilgili maddede "konutun sağında, solunda, önünde veya arkasında" gibi ifadelere yer verildiğini kaydeden Koca, "Oysa pistin böyle bir durumu yok. 50 metre mesafe var ve aradan yol geçiyor. Belediye ekipleri de evin bahçesinden ölçüm yapmışlar. Oysa evin içinden pencere kapalıyken ölçüm olmalı" dedi. YÜRÜTMEYİ DURDURMA DAVASI Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü (GSGM) ve federasyon aracılığıyla gerekli tedbirleri almak için çalışma başlattıklarını belirten Koca, şunları kaydetti: "Öncelikli olarak Kocaeli 2. İdare Mahkemesi’ne yürütmeyi durdurma davası açtık. Ne yazık ki şu an burada bile yapılamıyor. Biz belediye kurallarına uymak istiyoruz. Karşı gelmemiz söz konusu değil. Zaten pistle ilgili daha büyük organizasyonlar için çalışma başlatmayı planlıyorduk. Şimdi bunun içine sesi de ilave edeceğiz. Pistin konutlara bakan bölümüne önlemler almayı planlıyoruz. Ancak bunun mali bir bedeli de var." 565665 Çocuklarda okul sendromuna dikkat! Okula yeni başlayan miniklerin ailelerini heyecan sararken, uzmanlar çocukların yaşayabileceği sorunlar karşısında onları uyardı. Eğitim ve danışmanlık merkezi psikologu Serap Duygulu, ''Bir çocuk için okula başlamak ailesinin dışındaki sosyal çevreye girişinin de ilk adımıdır. Hem çocuk hem de aile açısından heyecan verici ama kimi zaman da ürkütücüdür'' dedi. Okula gidecek çocukların zihinsel, bedensel ve duygusal açıdan hazır olmaları gerektiğini ifade eden Duygulu, 3-6 yaş arasında kreş, yuva veya anaokuluna giden çocukların bu konuda şanslı olduğuna dikkati çekti. Yapılan araştırmalarda, okula başlamadan önce yuva veya anaokuluna giden çocukların gerek zihinsel, gerekse psikolojik olarak gelişimlerinin hiç okula gitmeyen yaşıtlarına oranla daha ilerde olduğunu ifade eden Duygulu, şöyle konuştu: ''Çocuğun yaşamında ailesinin dışındaki ilk toplumsal kurum okuldur. Bu aile için de çok önemlidir. Okula hazırlık demek aslında aile olarak hazırlıklı olmak demektir. Öncelikle aile çocuğunu farklı bir ortama bırakmaya hazır olmalıdır. Aileler her ne kadar hazır olduklarını iddia etseler de yaşadıkları heyecan ve gerginliği çocuklarına yansıtmaktadırlar. Çocuklar, onların bu zayıf tarafını çabuk fark eder ve bu duyguyu kullanırlar. nedenle bazı küçük önlemler alınarak okulun ilk günlerinin yarattığı sıkıntı en azından azaltılabilir.'' -AİLELERE ÖNERİLER- Çocuğun, aile bireylerinden ayrıldığı andan itibaren hep okulda kalacağını ve bir daha eve dönmeyeceğini düşünerek kaygılanabildiğini anlatan Duygulu, ''Bu biz yetişkinler için saçma bir düşünce olsa da karşımızdakinin yaşında bir çocuk olduğunu ve ilk kez sosyal bir ortama girdiğini unutmamak gerekir'' dedi. Çocuk sınıfa geçtiğinde anne veya babasının kapı eşiğinde beklemesinin ya da sınıfta sıralara oturmasının ''büyük yanlış olduğunu'' dile getiren Duygulu, bunun diğer çocukları da etkileyeceğini ve öğretmenin kurmaya çalıştığı disiplini engelleyeceğini söyledi. Eşlik eden kişinin çocuklar sıralarına oturduktan sonra vedalaşıp uzaklaşmasının öneren Duygulu, ''Çocuk üzgün olsa da birkaç dakika sonra dikkati arkadaşlarına ve öğretmenine yöneleceği için endişesi dağılacaktır'' diye konuştu. Çocukların okulun ilk günü sakin ve rahat görünmesinin okula iyi hazırlandığının bir göstergesi olduğunu, ancak tüm tüm uğraşılara rağmen ilk gün göz yaşlarına engel olunamayacağını ifade eden Duygulu, ''Araştırmalara göre, çocuktan 4'ü okulun ilk günü sorun yaşamakta ve yaşatmaktadırlar. Bunun normal olduğu unutulmamalıdır'' değerlendirmesinde bulundu. -''OKUL SENDROMU'' UYARISI- Bazı çocukların okula yeni başladığında ya da daha üst sınıfta eğitim görürken okula gitmeme eğilimi gösterdiğine dikkati çeken psikolog Serap Duygulu, bu tür davranışların günlük endişelerden kaynaklanabileceği gibi bazen uzun süreli ve kaygı verici boyutlara ulaşabildiğini söyledi. Sorunun günlük endişelerden kaynaklanmasına genellikle çocukların arkadaşlarıyla arasındaki küçük sorunlar ile ödevini yapmama veya sınavdan kötü not almanın etkili olduğunu kaydeden Duygulu, bu gibi durumlarda sorunun birkaç gün içinde düzelebileceğini anlattı. ''Ancak okula gitme konusundaki isteksizlik uzun süreli olursa ve çocuk şiddetli tepkiler veriyorsa durum ciddi demektir'' diyen Duygulu, çocukların ısrarla okula gitmemek için gösterdiği davranışların ''Okul sendromu'' olarak adlandırıldığını ve kendini ortaya koyan belirtisi olduğunu bildirdi. Duygulu, bu belirtileri şöyle sıraladı: ''Çocukta belirgin olarak görülen istek ve heveste, buna bağlı olarak enerjisinde azalma. Uyku düzeninde bozulma ve huzursuzluk. Aşırı bir biçimde alınganlık, sinirlilik. Sebepsiz yere ya da olur olmaz her şeye ağlama. Baş ve karın ağrıları, mide bulantısı, kusma gibi fiziksel ama aslında psikolojik kaynaklı rahatsızlıklar. İştahsızlık.'' ''Okul sendromu''nun bu belirtilerle ortaya çıksa da sebeplerinin farklı olduğunu ifade eden Duyguyu, ''Böyle bir sorunun en önemli sebebi aileden ve evden uzak kalmanın yarattığı gerilim ve endişedir. Uzun sürelerle ve her gün yaşadığı bu ayrılık çocuğu mutsuz etmektedir. Bu duygu durumundan kurtulmanın en kolay yolu da okula gitmeyi reddetmektir. Ancak çocuklar sebebin bu olduğunu dile getiremezler. Özellikle küçük çocuklar sebebin bu olduğunun açık bir biçimde farkında bile değillerdir. Bu tip bir davranış genellikle okul öncesi eğitim almamış ya da aşırı koruyucu ailelerde büyümüş ve tek çocuklarda görülür.'' AA Duygulu, çocukların okula gitmek istememesinin altında pek çok neden yatsa da en sık rastlananların özellikle ''en yakın arkadaşıyla yaşadığı sorunlar, sınıfın düzenine ve ders işlemedeki düzene uyum sağlayamama, diğer çocukların giyim ve davranış tarzlarından farklı olma, görünüşünden kaynaklanan alay edilme ve sözlü ya da şiddet içeren davranışlarla karşılaşma, öğretmenini sevmeme, derslerdeki başarıda düşüklük, okul yemeklerini veya malzemelerini sevmeme, öz güven eksikliği, aşırı koruyucu ailede yetişmiş olmak, aile bireylerine karşı geliştirilen aşırı bağımlılık ve okulun, arkadaşların ya da öğretmenin değişmesi'' olduğunu dile getirdi. ''Okul sendromu'' yaşayan çocuğa yardım etmek için bu davranışa neden olabilecek ihtimalleri ve çözüm yollarının mutlaka bilinmesi gerektiğini anlatan Duygulu, bu gibi durumlarda çocukla iletişime geçilerek ikna edilmesini, gerektiğinde bir uzmandan yardım alınmasını önerdi. 565147 Hediye Alex'ten! HTSPOR.COM Fenerbahçe, Turkcell Süper Lig'in 5. haftasında Bursaspor'u deplasmanda 1-0 yendi. Fenerbahçe, bu sonuçla ligdeki galibiyet serisini maça çıkarttı. 5'te ile puanını 15 yapan Sarı-Lacivertli ekip, lig lideri Galatasaray ardından averajla ikinci sırada yer aldı. Kanarya'yı galibiyete taşıyan gol maçın 42. dakikasında kaptan Alex'ten geldi. Brezilyalı yıldız, bu sezon ilk golünü kaydederken doğum gününe saatler kala Bursaspor'u avladı ve galibiyeti taraftarına armağan eden isim oldu. Bu arada Fenerbahçe, Bursaspor'u 1-0 yenerek yüzde yüzlük galibiyet serisini devam ettirirken 1964-65 sezonundan beri lige ilk kez 5'te ile başladı. Fenerbahçe'den 6, Bursaspor'dan isme toplam sarı kartın çıktığı maçın sonunda Fenerbahçe 15 puanla zirve ortağı olmayı sürdürürken, Bursaspor puanda kaldı. Sahasında Sarı-Lacivertli ekibe tek golle boyun eğen Timsahlar, geçen sezonun 9.haftasından beri sahasında ilk kez yenilmiş oldu. Bursaspor, Bursa Atatürk Stadı'nda oynanan Kupa maçında da Fenerbahçe'ye mağlup olmuştu. -BURSASPOR: FENERBAHÇE: Stat: Atatürk Hakemler: Deniz Çob, Baki Tuncay Akkın, Volkan Narinç Bursaspor: Ivankov, Ali Tandoğan, Ömer Erdoğan (Dk.46 İbrahim ), Zapotocny, Yenal (Dk. 61 Ozan İpek ), Ergic, Batalla, Hüseyin Çimşir, Volkan (Dk. 70 Shin ), Sercan, Turga Fenerbahçe: Volkan Demirel, LuganoRoberto Carlos (Dk. 46 Dos Santos ), Vederson, Kazım,Guiza (Dk. 62 Deivid ), Alex, Cristian, Bilica, Mehmet Topuz (Dk. 78 Selçuk ), Gökhan Gönül Gol: Dk. 42 Alex (Fenerbahçe) Sarı Kartlar: Dk. 23 Yenal, Dk. 62 Ozan İpek, 90+2 Sercan (Bursaspor), Dk. 23 Lugano, Dk. 26 Alex, Dk. 26 Guiza, Dk.32 Kazım, Dk. 67 Gökhan, Dk. 70 Dos Santos (Fenerbahçe) 565794 Galatasaray liderliğini sürdürdü Turkcell Süper Lig'de 5. hafta mücadelesi birisi dışında tamamlandı. Ankaraspor'un tedbirli olarak Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na (PFDK) sevk edilmesi nedeniyle cumartesi günü yapılması gereken Kayserispor-Ankaraspor mücadelesi oynanmadı. Ligde 5. hafta geride kalırken yaptığı maçı da kazanan Galatasaray, puanını da 15'e çıkararak averajla liderliğini sürdürdü. Haftanın derbi maçında Beşiktaş'ı Baros (2) ve Mustafa Sarp'ın golleriyle 3-0 yenen sarı-kırmızılılar, ilk derbi maçtan da puanla ayrılmayı başardı. Galatasaray'ın ilk sırada tamamladığı haftada Beşiktaş puanla 11. sırada yer aldı. Fenerbahçe, deplasmanda Bursaspor'u Alex'in kaydettiği tek golle 1-0 yenerken, puanını da 15'e çıkardı ve Galatasaray'ın ardından ikinciliğini sürdürdü. Trabzonspor ise deplasmanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi karşısında 6-1'lik skorla farklı bir galibiyet elde etti. Bordo-mavililerin gollerini Egemen (3), Umut (2) ve Gökhan atarken, ev sahibi ekibin tek golü ise Serhat'tan geldi. Bordo-mavililer, puanla haftayı 6. sırada tamamladı. Gol krallığında Galatasaray'dan Milan Baros golle ilk sırada yer alırken bu oyuncuyu 3'er golü bulunan Galatasaray'dan Kewell, Trabzonspor'dan Egemen, Fenerbahçe'den Güiza, Manisaspor'dan Isaac, Diyarbakırspor'dan Tazemeta ile Eskişehirspor'dan Youla takip ediyor. TOPLU SONUÇLAR Denizlispor-Diyarbakırspor: 0-0 Manisaspor-Sivasspor: 3-1 Galatasaray-Beşiktaş: 3-0 İstanbul Büyükşehir Belediyespor-Trabzonspor: 1-6 Bursaspor-Fenerbahçe: 0-1 Gaziantepspor-Kasımpaşa: 1-0 Gençlerbirliği-Eskişehirspor: 2-2 Antalyaspor-Ankaragücü: 1-0 PUAN DURUMU Ligde oluşan puan durumu şöyle: Takımlar AV ------------------------------------------------------------ 1.GALATASARAY 16 12 15 2.FENERBAHÇE 11 15 3.ESKİŞEHİRSPOR 4.MANİSASPOR 5.DİYARBAKIRSPOR 6.TRABZONSPOR 10 7.GENÇLERBİRLİĞİ 8.BURSASPOR 9.GAZİANTEPSPOR 10.ANTALYASPOR -1 11.BEŞİKTAŞ -1 12.İSTANBUL BŞ. BELEDİYESPOR 10 -3 13.KAYSERİSPOR 14.ANKARASPOR -1 15.ANKARAGÜCÜ -2 16.DENİZLİSPOR -8 17.SİVASSPOR 10 -8 18.KASIMPAŞA 12 -10 GELECEK HAFTA Turkcell Süper Lig'de 6. haftanın maç programı ise şöyle: 18 Eylül Cuma: 21.00 Trabzonspor-Antalyaspor (Hüseyin Avni Aker) 19 Eylül Cumartesi: 21.00 Ankaraspor-Denizlispor (Yenikent ASAŞ) 21.00 Eskişehirspor-Gaziantepspor (Eskişehir Atatürk) 21.00 Sivasspor-Bursaspor (Sivas Eylül) 21.00 Diyarbakırspor-Manisaspor (Diyarbakır Atatürk-Seyircisiz) 21.00 Ankaragücü-Gençlerbirliği (Ankara 19 Mayıs) 21.00 Beşiktaş-Kayserispor (BJK İnönü) 20 Eylül Pazar: 21.00 Fenerbahçe-İstanbul Büyükşehir Belediyespor (FB Şükrü Saracoğlu) 21 Eylül Pazartesi: 21.00 Kasımpaşa-Galatasaray (Recep Tayyip Erdoğan) 565501 Erdoğan: "Lafla demiryolları ülkemizi örmüyor" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kısa süre önce kişinin öldüğü tren kazasının meydana geldiği Bilecik'teydi. Yüksek hattı inşaatında çalışan işçilerle iftarda buluşan Erdoğan, "Lafla, demiryolları ile ülkemizin dört bir yanını ördük olmuyor, icraatla olacak" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman Yüksek 'le Bilecik'in Osmaneli İlçesindeki Sarmaşık istasyonuna gitti. Erdoğan, Osmaneli yakınlarındaki Yüksek hattında bulunan 14 nolu tüneldeki çalışmaları inceledi. Erdoğan daha sonra Yüksek hattının yapımını yürüten Cengiz İnşaat İstaş Belen konsorsiyumunun şantiyesini ziyaret etti. Başbakan Erdoğan burada işçilerle iftar yemeği yedi. Türkiye'de karayolları ve demiryollarında çalışmaların sürdüğünü ifade eden Başbakan Erdoğan, "Buraya gelmişken hızlı tren ile ilgili Eskişehir-Köseköy arasındaki çalışmayı yerinde gördük. Bundan dolayı firma yetkililerini teşekkür ediyorum. Çünkü düşündüğümden çok daha hızlı bir çalışmanın yapıldığını gördüm. 1900 metrelik viyadük ile 850 metresi bitmiş olan 1400 metrelik tünel çalışmasını yerinde gördüm. Bundan dolayı emeği geçen tüm  arkadaşları kutluyorum" dedi. "Eskişehir-Köseköy arasını 2013 sonunda en geç yetiştirmiş olacağız. Bozüyük-Mekece-Sakarya arası karayolunu ekim ayının sonunda açıyoruz. Gerek karayolunda gerek demir yolunda yoğun bir etkinlikle çalışmalarımız sürüyor.  Mimarından mühendisine kadar tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.  Bu ülke bizim" diyen Erdoğan, "Lafla demiryolları ile dört bir yanını ördük olmuyor. İcraatla olacak. İşte siz bu işin gerçekten kavgasını ve mücadelesini veren  arkadaşlarımızsınız. Bizler şu anda bu işin yönetimini yaparak Türkiye'nin çok geri kaldığı bu konularda bunlara aşalım isityoruz" şeklinde konuştu. Başbakan ayrıca, "Karayollarımızda kaza riski her geçen gün daha aza iniyor. Biz geldiğimiz de 79 yılda bin kilometre bölünmüş bir yol vardı. Ama şimdi 10 bini hamdolsun yakalamış bulunuyoruz. Hızla devam ediyor. Hedefimiz inşallah 15 bin kilometrelik bir bölünmüş yolun kendimize ait iktidar döneminde yapmayı hedefledik. Ve bunu çalışmaları yoğun bir şekilde devam ediyor. Hava taşımacılığında aynı deniz taşımacılığında aynı, ulaşım ile ilgili aklınıza ne geliyorsa, bütün unsurlarını kullanarak halkımıza en modern ulaşım imkanını sağlayalım istedik istiyoruz" dedi. 566467 Tuncay Betil Resim sergisi Doku Sanat Galerileri 2. Salonlarında yer alacak resimleri sanatseverler İstanbul'da Ekim, Ankara'da ise Ekim tarihine kadar gezebilecek. Cinnah Caddesi. Enis Behiç Koryurek Sok. NO: 11/A Çankaya adresindeki Ankara Doku Sanat galerisi 2. Salonunda sergilenecek Tuncay Betil tabloları 15 Eylül tarihinde açılacak ve 05 Ekim tarihine kadar gezilebilecek. Ayrıntılı bilgi 312 439 78 80  adresinden alınabilir. Avukat Süreyya Ağaoğlu Sk. Ihlamur Teşvikiye Yolu Köşe Apartmanı No: 10/10-D Teşvikiye istanbul adresindeni İstanbul Doku Sanat Galerisi 2. salonunda sergilenecek resimler ise 17 Eylül tarihinde gösterime sunulacak ve sanatseverler tabloları 07 Ekim tarihine kadar inceleyebilecek. Ayrıntılı bilgi 212 24638 42 adresinrden alınabilir. detaylı bilgiler ve sanatçıların tablolarını görmek için  adresi ziyaret edilebilir, adresinden bilgi istenebilir.. 566541 KCK Operasyonunda Savcılığa Sevk Terör örgütü PKK'nın şehirlerdeki uzantısı KCK'ya yönelik Diyarbakır ve Van'da düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan 20 kişi, savcılığa çıkarıldı. Zanlılardan 11'i tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. Diyarbakır Adliyesi önünde sabah saatlerinden itibaren geniş güvenlik önlemi alındı. Zanlılar, emniyetteki sorgulamalarının ardından ifade vermek üzere savcılığa çıkarıldı. Zanlılardan 11'i tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilirken, 9'u serbest bırakıldı. Diyarbakır ve Van'da, 11 Eylül'de terör örgütünün şehirlerdeki uzantısına yönelik düzenlenen operasyonda aralarında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Genel sekreter yardımcısı, Bağlar, Yenişehir ve Kayapınar belediye başkan yardımcılarının da bulunduğu 20 kişi gözaltına alınmıştı. 565706 Bayramda Yollardayız Ramazan Bayramı'na sayılı günler kala şehirler arası yolcu taşıyan otobüslerde doluluk oranlarının yüzde 70'lere ulaştığı bildirildi. Bayram döneminde yaklaşık 17 bin otobüsün yola çıkacağı belirtildi. Türkiye Otobüsçüler Federasyonu (TOFED) Yönetim Kurulu Başkanı Rüştü Terzi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şehirler arası taşıma yapan otobüs firmalarının yaz tatili dönemini oldukça iyi geçirdiğini söyledi. Ramazan ayının gelmesiyle yolcu ve sefer sayılarında önemli oranda düşüş yaşandığını ifade eden Terzi, Ramazan Bayramı'nın yaklaşmasıyla firmalardaki hareketliliğin yeniden artığını belirtti. Terzi, firmaların araçların bakımını yaptırdığını ve ek seferler için hazırlıklarını sürdürdüğünü vurgulayan Terzi, şöyle konuştu: "Tedbirlerimizi alıyoruz. Ramazan Bayramı'nda ailesinin yanına, memleketine gitmek isteyenlerin mağdur bırakmamak için elimizden geleni yapıyoruz. Vatandaşların da bilet almak için son günü beklemeden biraz aceleci olmasını istiyoruz. Otobüslerimizde doluluk oranları yüzde 70'lere ulaştı. Bugünden itibaren bilet satışlarımız daha da artacaktır" Özellikle bayram dönüşlerinin yoğun geçmesini beklediklerini dile getiren Terzi, "Çünkü bayram bitecek ve hemen ardından okullar açılacak. Vatandaşlar, memleketlerinden yaşadıkları yerlere dönecekler. Bu yüzden otobüslerimizdeki dönüş doluluğu daha fazla" dedi. Terzi, Ramazan Bayramı döneminde günde yaklaşık 17 bin otobüsün seyir halinde olacağını kaydederek, aynı dönemde toplamda milyon yolcunun otobüslerle taşınacağını bildirdi. Rüştü Terzi, özel araçlarla yola çıkanlar da hesap edildiğinde ramazan bayramı döneminde milyonlarca kişinin tatil yolculuğu yapacağını belirtti. Ramazan ve Kurban bayramlarında korsan otobüs ve minibüslerin şehirler arası yolcu taşıdığını ifade ederek, şunları kaydetti: "Bizler araçlarımızın bakımlarını bayram öncesinde yapıyoruz. Korsan araçlar bakımsız ve sigortasız yola çıkıp, binlerce kişi taşıyorlar. Aylardır parkta yatan araçlar, bayram döneminde bakıma girmeden yola çıkıyor. Normalde 700 kilometrelik uzaklığa kadar ve 700 kilometrenin üzerindeki yere ise şoförle gidilmesi gerekiyor" Terzi, bu doğrultuda güvenlik güçlerine önemli görevler düştüğüne dikkati çekerek, "Bütün araçlar kontrol edilsin. Servis araçlarıyla şehirler arası taşımacılık yapanlara izin verilmesin. Böylece kaza riski daha da düşecektir. Bayramlarımızın acıya dönüşmemesi için vatandaşların korsan taşımacılık yapan otobüslere itibar etmemelerini istiyoruz" diye konuştu. 566620 Yemen'de çatışma: 27 ölü 'de 27 ölüSANA (A.A) ’in kuzeyinde orduyla Şii isyancılar arasında çıkan çatışmada 27 kişinin öldüğü bildirildi          Hükümetten yapılan açıklamada, Zeydi grubuna bağlı isyancılarla çıkan çatışmalarda ölenlerden 20’sinin isyancı, 7’sinin asker olduğu kaydedildi.          Açıklamada, ölen isyancılar arasında liderin de bulunduğu belirtildi.          Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih, geçen hafta yaptığı açıklamada, isyancıların ’daki gruplardan ve Iraklı Şii ’dan maddi destek gördüğünü söylemişti.          Hükümet, isyancıların 1960’lı yıllarda çöken Şii devletini yeniden kurmak istediklerini belirtiyor. 566041 Yüzmek onlar için ölüm kalım meselesi Bangladeş'te bir sivil toplum kuruluşu, ülkede sellerde ölen çocukların sayısının azaltılması amacıyla bir grup Avustralyalı cankurtaranın yardımıyla ülkede olabildiğince çok çocuğa yüzme öğretmek için bir programa imza attı. Programı BM Çocuk Fonu UNICEF'in yardımıyla yürüten Zararı Önleme ve Araştırma Merkezi'nin hedefi, ülkede yaşları ila 10 olan çocuklara yüzmeyi öğretmek. Bangladeş'te 2005 yılından bu yana yürütülen program çerçevesinde 30 binden fazla çocuğa yüzme öğretilirken, Avustralya Kraliyet Yaşam Kurtarma Topluluğu, Bangladeşli yüzme hocalarını yüzme konusunda daha da geliştirmek amacıyla ülkeye eğitmenler gönderiyor. UNICEF'in Bangladeş'teki sağlık ve beslenme bölümünün başkanı Brithe Locatelli-Rossi, çok fazla selin meydana geldiği ülkede, 17 yaşına kadar çocuk ölümlerinin başlıca sebebinin boğulma olduğunu söyledi. Avustralyalı eğitmenlerin ders verdiği Bangladeşli yüzücüler, yüzme havuzu olmayan köylerde, çocuklara göletlerde yüzmeyi öğretiyorlar.    Zararı Önleme ve Araştırma Merkezi'nden Kamran ul Baset, programın, kelimesi kelimesine "hayat kurtarıcı" olduğunu belirterek, "Boğularak ölmek, Bangladeş'te gerçekten büyük bir mesele. Ancak bizler bir bebeğe 90 saniye süresince yüzmeyi ya da en azından su üstünde kalmayı öğretirsek, bir hayat kurtarırız" diye konuştu. 566244 Oğlunun babasını YouTube'da arıyor Sadi TEKELİOĞLU'nun haberi Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da yaşayan ve soyadını açıklamayan Karen adlı genç kadın, tek gecelik ilişki sonucu hamile kalıp dünyaya getirdiği oğlunun babasını bulmak için YouTube'da video yayınladı. Kopenhag'da bir lokantada tanıştığı ve ne adını ne de nereli olduğunu merak etmediği genç adamla geceyi geçiren Karen ilişki sonucu hamile kaldı. Bundan 1.5 yıl önce gerçekleşen tanışmanın sonunda Karen dünyaya oğlunu getirdi ve yalnız anne olarak yaşamını sürmeye karar verdi. August adını verdiği oğlunun babasını bulmaya karar veren Danimarkalı kadın, bunun için de bir video çekti. Videoyu internetteki YouTube paylaşım sitesine koyan Karen, artık babayı bulmak istediğini dile getiriyor. Kısa sürede 300 bine yakın kişinin izlediği videoda Karen kendi kişisel internet sitesinin adresini de veriyor ve e-posta adresini belirtiyor. YouTube yayınının ardından binin üzerinde e-posta alan genç kadının işi hayli zor görünüyor, çünkü baba olduğunu iddia eden birçok kişi var. Babalık kaydı yaptıranların yanı sıra Karen'e pornografik içerikli mesajlar ve teklifler de yağmaya başladı. 566019 Birinci sınıflar için ders zili çaldı GALERİ Ana sınıf ve 1. sınıf öğrencileri okula merhaba dedi. Öğrencilerden bazılarının tedirgin olduğu, bazılarının ise sıralarda anne babasının kucağında oturduğu gözlendi. Sınıfta öğretmen ve arkadaşları ile tanışan öğrencilere şeker ikram edildi. Ana sınıf ve 1. sınıf öğrencileri, korkularını yenmek, okula daha rahat uyumlarını sağlamak için bir hafta erken okullu oldu. Anne ve babaları ile okula gelen öğrencilerden bazıları son derece rahat iken, bazılarının tedirgin olduğu görüldü. Sınıfta bazı öğrenciler ise anne babalarının kucağından ayrılmadı. Öğretmen tarafından ikram edilen şekerleri alan öğrenciler, ardından boyama etkinliğine katıldı. Bazı öğrenciler, herhangi bir korku duymadığını, anne babasından ayrılacağı için üzgün olduğunu dile getirdi. Genel olarak okulu sevdiklerini dile getiren öğrencilerin, anne ve babaları da en az onlar kadar heyecanlıydı. Veliler, okula uyum projesi çerçevesinde öğrencilerin, ders olmadan birbirleri ile tanışmak ve okulu tanımak maksadıyla bir hafta erken başlamasını olumlu bulduklarını dile getirdi. Arka sıralarda oturan anne ve babalardan bazıları, çocuklarının ilk gününü fotoğrafladı. 565925 Trabzonspor'da durmak yok 'da durmak yok ’de dün deplasmanda İstanbul ’u 6-1 yenen 18 Eylül Cuma günü sahasında ile yapacağı maçın hazırlıklarına ara vermeden başladı. Teknik direktör Hugo Broos yönetiminde yapılan antrenmana izinli olan Song, sakatlıkları bulunan Yattara, ile kampından henüz dönmeyen katılmadı. Kulüp asbaşkanı geçen hafta perşembe günü gelmesi beklenen Tjikuzu’nun geciktiğini ve yönetmeliklere göre bu futbolcuyu para cezası vereceklerini söyledi. Namibyalı oyuncunun yarın akşam ’da olmasının beklendiği kaydedildi. İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında 90 dakika forma giyen oyuncular hafif bir koşu yaparak idmanı tamamlarken diğer oyuncular yarı sahada çift kale maç yaptı. Dünkü maçta gol atan ’ın küçük kızı Ezginaz, idmanda neşe kaynağı oldu. Trabzonspor, yarın yapacağı antrenmanla Antalyaspor maçının hazırlıklarını sürdürecek. 566186 Kilo vermek için sebze suyu için Kilo vermek için sebze suyu için 14.09.2009 15:10 Sebze ve meyvelerin ne kadar çiğ ve taze yenirse faydasının kadar çok olduğunu belirten uzmanlar, eski insanların sağlıklı ve uzun yaşamalarının sırlarından birinin de bu olduğunu açıklıyorlar. Reader's Digest dergisinde yer alan habere göre, her gün içeceğiniz bardak taze sebze suyunun kilo vermeye yardımcı olduğu ifade ediliyor. Şaşırtıcı bir şekilde sağlığınızı desteklemek için her gün bir bardak az tuzlu sebze suyu için. Kalp sağlığı ve diyabet riski olan aşırı kilolu 81 yetişkinin katıldığı çalışmada, her gün en az bir fincan az tuzlu sebze suyu içenlerin 12 haftada yaklaşık kg verdikleri görüldü. Buna karşılık, yağı azaltılmış diyet uygulayan ancak sebze suyu içmeyenlerin ise sadece 500 gram verdikleri saptandı. Houston'da Baylor Tıp Koleji'nde görevli araştırma lideri John Foreyt, "Araştırmaya katılanların çoğu sebze suyu içtikten sonra kendilerini daha tok hissettiklerini belirtiyorlar. Bu nedenle sebze suyu kilo vermeye yardım ediyor" dedi. 566381 'Doğan'dan, ödemediği vergiler talep edildi' 'Doğan'dan, ödemediği vergiler talep edildi' 14 Eylül 2009 Pazartesi, 16:25 Maliye Bakanlığı, Doğan Yayın Grubuna dahil şirketler hakkındaki vergi incelemesi işleminin, sadece zamanında tam olarak ödenmeyen verginin ilgili şirketten talep edilmesinden ibaret olduğunu bildirdi. Maliye Bakanlığının açıklamasında "bununla birlikte hiçbir mükellefe, sektöre veya kişiye özel uygulama yapılması asla söz konusu olamaz" denildi. Maliye Bakanlığı tarafından, bakanlığın merkezi denetim birimlerinden Gelirler Kontrolörleri tarafından yapılan vergi incelemeleri neticesinde, Doğan Yayın Grubuna dahil şirketler hakkında düzenlenen vergi inceleme raporlarına ilişkin, yazılı ve görsel basında son günlerde yer alan haberlerle ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirmek, yanlış yönlendirmeleri önlemek amacıyla yazılı bir açıklama yapıldı. Maliye Bakanlığının bütün mensuplarının, görevlerini, geçmişten gelen sağlam gelenekleri doğrultusunda, kanunların emrettiği ölçüler içerisinde yürüttüğü belirtilen açıklamada, Bakanlık mensuplarının sahip olduğu bu geleneklerin temelinde adalet ve vicdan ölçüsü yattığı, tüm personelin sadece ülke ve milletin menfaati için çalıştığı ifade edildi. Açıklamada, ilgili mevzuat uyarınca mükelleflerin eksik vergi ödediğinin tespit edilmesi halinde vergi zıyaı cezasının söz konusu olduğuna işaret edilen açıklamada, bu nedenle, söz konusu incelemeler sonucunda tarh edilen verginin sadece ceza olarak nitelendirilmesinin hukuka uygun olmadığı belirtildi. Yapılan işlemin sadece zamanında tam olarak ödenmeyen verginin ilgili şirketten talep edilmesinden ibaret olduğuna işaret edilen açıklamada, "Bununla birlikte hiçbir mükellefe, sektöre veya kişiye özel uygulama yapılması asla söz konusu olamaz" denildi. "Denetim elemanlarına yönelik çirkin iddialarda bulunuldu" Maliye Bakanlığından yapılan açıklamada, bazı basın yayın organlarında Doğan Yayın Grubunun özellikle incelendiği, bu incelemelerin siyasi düşünce veya taleple yapıldığı, denetimin siyasallaştığı yönünde iddiaların yeraldığına dikkat çekilerek, "denetim elemanlarına yönelik çirkin iddia ve isnatlarda bulunulduğu görülmekte, bu yayınlardan ciddi rahatsızlık duyulmaktadır" denildi. Maliye Bakanlığı tarafından, bakanlığın merkezi denetim birimlerinden Gelirler Kontrolörleri tarafından yapılan vergi incelemeleri neticesinde, Doğan Yayın Grubuna dahil şirketler hakkında düzenlenen vergi inceleme raporlarına ilişkin yazılı ve görsel basında son günlerde yer alan haberlerle ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirmek, yanlış yönlendirmeleri önlemek amacıyla yazılı bir açıklama yapıldı. Maliye Bakanlığının bütün mensuplarının, görevlerini, geçmişten gelen sağlam gelenekleri doğrultusunda, kanunların emrettiği ölçüler içerisinde yürüttüğü belirtilen açıklamada, bakanlık mensuplarının sahip olduğu bu geleneklerin temelinde adalet ve vicdan ölçüsü yattığı, tüm personelin sadece ülke ve milletin menfaati için çalıştığı ifade edildi. "Bütün mensuplarımız üstlendikleri yasal sorumlulukları yerine getirmekte tereddüt etmez ve etmeyecektir" denilen açıklamada, vergi inceleme elemanlarının, görevlerini tarafsız, bağımsız ve vergi kanunları çerçevesinde gerçekleştirdiği vurgulandı. "Dışarıdan müdahale mümkün değil" Denetim birimlerinin uzun yıllardan beri oluşmuş çalışma sisteminin, ilgili yasa ve yönetmeliklerin de dışarıdan her hangi bir müdahaleye kesinlikle imkan tanımadığına işaret edilen açıklamada, vergi incelemesinin Vergi Usul Kanunu gereğince ödenmesi gereken verginin doğruluğunu tespit etmek amacıyla vergi inceleme elemanlarınca gerçekleştirildiği hatırlatıldı. Gelirler kontrolörlerinden oluşan beş kişilik bir ekip tarafından yapılan incelemeler neticesinde hazırlanan raporların, yine mesleklerinde belli deneyim ve birikime sahip denetim elemanlarından oluşan rapor okuma komisyonlarınca mevzuata ve uygulamalara uygunluğu değerlendirildikten sonra işleme konduğuna dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi: "Nitekim basında yer alan raporlar da bu süreçten geçtikten sonra işleme konulmuş ve ilgili mükelleflere tebliğ edilmiştir. Ayrıca, ilgili mevzuat uyarınca mükelleflerin eksik vergi ödediğinin tespit edilmesi halinde 'vergi zıyaı cezası' söz konusu olmaktadır. Bu nedenle, söz konusu incelemeler sonucunda tarh edilen verginin sadece ceza olarak nitelendirilmesi hukuka uygun değildir. Yapılan işlem, sadece zamanında tam olarak ödenmeyen verginin ilgili şirketten talep edilmesinden ibarettir. Bununla birlikte hiçbir mükellefe, sektöre veya kişiye özel uygulama yapılması asla söz konusu olamaz. Düzenlenen raporlarda önerilen vergi tarhiyatlarına ilişkin olarak, bütün mükellefler, Vergi Usul Kanununda yer alan uzlaşma ve indirim müesseselerinden yararlanabilecekleri gibi dava açma hakkından da yararlanma imkanları bulunmaktadır. Dava açma hakkının kullanılması halinde ise yüce Türk adaletine güvenimiz tamdır." "Sadece Doğan Yayın incelenmedi" Hazırlanan inceleme raporlarında eleştirilen hususlarla ilgili olarak mükelleflerin itirazlarının alışılagelmiş bir durum olduğu belirtilen açıklamada, ancak bu itiraz hakkının, gerek inceleme görevini yerine getirenleri, gerekse idareyi baskı altına almak amacıyla, basın yayın organları vasıtasıyla "sistemli bir kampanyaya dönüştürülmeye çalışıldığı"nın gözlemlendiği ifade edildi. Gelirler Kontrolörleri tarafından yapılan incelemelerde sadece Doğan Yayın Grubuna ait şirketlerin incelenmediğine, medya sektörünün büyük çoğunluğu incelemeye tabi tutulduğuna veya tutulmakta olduğuna işaret edilen açıklamada, yine son dönemlerde yapılan incelemelerde Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığına bağlı mükelleflerin yüzde 40,6'sının vergi incelemesine tabi tutulduğu ve tutulmaya devam edildiği kaydedildi. "En büyük tutar Doğan Yayın'a ait değil" Bu çerçevede, bir kısmı kamuoyunun bilgisine girmiş bulunan birçok kaçakçılık ve kayıt dışılıkla mücadele çalışmalarında da bulunulduğu bildirilen açıklamada, bu mükellefler içinde Türkiye'nin önde gelen birçok holding ve şirketler grubunun da bulunduğuna dikkat çekildi. "Kaldı ki Gelirler Kontrolörleri tarafından bir mükellefe yazılan en büyük tutar da Doğan Yayın Grubuna ait değildir" denilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Gelirler Kontrolörlerinin, yaptıkları vergi incelemeleri sonucu 2008 yılında toplam 190 milyar lira, 2009 Ağustos sonu itibariyle söz konusu Gruba yazılan hariç 63 milyar lira matrah farkı bulunulmuş olup söz konusu matrah farkına ilişkin vergi tarhiyatı yapılmıştır. Bazı basın yayın organlarında Doğan Yayın Grubunun özellikle incelendiği, bu incelemelerin siyasi düşünce veya taleple yapıldığı, denetimin siyasallaştığı yönünde iddialarla birlikte denetim elemanlarına yönelik çirkin iddia ve isnatlarda bulunulduğu görülmekte, bu yayınlardan ciddi rahatsızlık duyulmaktadır. Söz konusu mesnetsiz yayınlar, inceleme sürecini etkileme ve kamuoyunu yanlış yönlendirme çabası olarak değerlendirilmektedir. Yasalarla güvence altına alınan vergi mahremiyeti nedeniyle yapılan incelemeler hakkında bilgi verme imkanımız bulunmamaktadır. Dolayısıyla yapılan asılsız ve mesnetsiz haberlerle köklü bir kurumsal kültüre sahip birimlerimizi ve mensuplarımızı yıpratma çabaları hayret ve esefle izlenmekte olup; yapılan işlemlerde yasa-dışı bir kastın varlığını ima veya iddia edenlerin bu iddialarını ispatla mükellef oldukları herkesçe malumdur. 565508 Çin lastiklerine yüksek vergi Çin lastiklerine yüksek vergi 14 Eylül 2009 Pazartesi, 08:34 Çin’den ithal edilen ucuz lastiklerin Amerikan lastik sanayisini derinden sarstığını belirten Amerika İthalat Komisyonu yetkilileri bu endüstride hizmet veren binlerce Amerikalı’nın işlerinden çıkarıldığını ve bir kadarının da bu tehlikeyle yüzyüze olduğunun altını çizdi. 2004 yılında 14.6 milyon adet lastik ithal edilirken bu rakamın 2008’de 46 milyon’a ulaştığını söyleyen komisyon yetkilileri Amerika’daki otomobil lastiği pazarının yüzde 16.7’sini Çin üretimlerinin oluştuğunu belirtti. Çin yönetimi ise, uygulamanın ekonomik krizin çözüm yolu olarak sürekli tekrarlanan ‘küresel iyileşme’ söylemiyle uyuşmadığını vurguladı. 566256 Yedi Japon devi birleşiyor Japon Nikkei gazetesinin haberine göre  Japon yarı iletken üreticisi firma, işlemci üretimi için işbirliğine hazırlanıyor. Yeni bir işlemci mimarisi geliştirmeyi amaçlayan bu ortaklık tam olarak kesinleşmiş değil.  Konuyu gündemlerine alan firmalar dünyanın yakından tanıdığı NEC, Renesas, Hitachi, Toshiba, Fujitsu, Panasonic ve Canon olarak sıralanıyor. Yeni işlemci mimarisinin amacı halen piyasada bulunan işlemcilerden yüzde 70 daha düşük güç tüketimi sağlamak. Japonya devleti de bu projeye destek veriyor. Projeye Waseda Üniversitesi profesörleri de destek olacak. Japonya Ekonomi Bakanlığının yaptığı açıklamaya göre hükümet, bu projeye 30 ila 40 milyar yen arası kaynak sağlayacak. Bu yeni işlemci mimarisinin 2012 yılında kullanılmaya başlanacağı öngörülüyor. Üretilecek işlemcilerin öncelikle yaygın tüketici elektroniği ürünleri, sunucular, robotlar ve arabalarda kullanılması bekleniyor. :: Yazan: 566469 Bayramda bedava taşımaya son! İstanbul'da bayramda bedavaya son Diğer EKONOMİ haberlerini okumak için ... 565774 Gayrimenkulde 99 yıl kiralama modeli 99 yıl kiralama (Leasehold) modeli piyasaya nasıl bir bakış açısı getiriyor? 99 yıl kiralama (Leasehold) modelinin hedef kitlesi yalnız yaşayanlar, gelecek kuşaklara gayrimenkul bırakma kaygısı olmayanlar ve büyük mükellef kiracılar… Yurtdışında ekonomik kriz sayesinde çıkan bu farklı uygulamayı sektöre yön veren, yenilikleri takip eden broker'lara sorduk; Kiraları düşük bazı yeni projelerde ikametin başlamasıyla kira ücretlerinde artış olacak mı? Faizlerin düşüşüyle "Kira ödeyeceğime kira öder gibi kredi öderim, kendi evimin sahibi olurum" şeklinde düşünen vatandaşlarımıza tavsiyeleriniz nelerdir? Gayrimenkul piyasasına farklı bir bakış açısı getiren 99 yıl gibi uzun kiralama modelinden bahseder misiniz? Ülkemizde gerçekleşmesi söz konusu mu? Gerçekleşmesi durumunda avantaj ve dezavantajları neler olacaktır? Bu durum piyasayı hangi yönde etkileyecektir? 565367 Selen’in soyadı Körgüzel olmasın? ’in adı çok değil, bundan altı ay önce de yine böyle “seksi” bir konuyla gündemdeydi... için ’ta çekilen “Zoraki Başkan” adlı dizinin setinde yapımcı Nihat Özcan ve oyuncu Ferdi Akarnur’un tacizine uğradığını iddia etmişti... Selen Görgüzel’in adının geçtiği yeni “seksi” konu ise şu: Selen Görgüzel ve Devrim Saltoğlu, başrolünü paylaştıkları “Mıhlıçay Âşıkları” adlı bir film için rol gereği yatağa girip sevişti! Yapımcı ve yönetmen filminin reklamı için bu sahneleri internete verince olanlar oldu. Görgüzel ve Saltoğlu, yapımcı hakkında dava açınca Zafer Ünlü de şu açıklamayı yaptı: “Görüntüleri kendisinin onayı ile basına verdik. Çekim sırasında ‘Konsantre olamıyoruz’ diye beni ve ışıkçıları dışarı çıkardılar. Dışarı çıkarken kamerayı fiksledik. Sonra görüntülere baktık resmen cinsel ilişkiye giriyorlar. Bende görüntüler de var. niyetim olsa onları verirdim.” Buyur buradan yak! Görgüzel’in altı ay içinde böylesine iki seksi olayın içinde yer alması tesadüf olabilir mi? Soyadı Görgüzel, ama nedense görmüyor bu güzel! Bu ‘tarz’ açıklamalar yakışmıyor size kızlar! Gülçin’in ayrılmasıyla müzik yolculuğuna üç kişiyle devam eden Hepsi’nin kızları “Sır” adlı bir single çıkardı... Malum şov dünyasında yeni bir şey çıkarmak demek, onun reklamını yapmak için iddialı demeçler verip gündem oluşturmak demek... Onlar da öyle yaptı... Cumartesi’deki söyleşilerinde Hepsi kızlarının, eski arkadaşları Gülçin’in ardından söyledikleri ilginçti. “Bundan sonra yola üç kişi devam ediyorsunuz. Grup içindeki rollerinizde değişim oldu mu?” sorusuna Eren’in verdiği yanıt şu: “Hayır. Cemre’nin sesi daha pes ve Doğu gırtlağı var. Yasemin tınlarına sahip. Şarkıların yumuşak bölümlerini ben söylüyorum. Aramızdan ayrılan arkadaşımızın güzel bir sesi ve gırtlağı vardı. Bunu vokallerimizde hep kullandık. Sonuçta skaladaki dört renkten biri gitti. Diğerleri hala duruyor.” Araya Cemre girdi ve şunları söyledi: “Gülçin R&B dinlediği için gırtlağını çok kullanıyordu. Bu aslında üçümüzün de tarzı değil. Ben dinlediğim müziklerde de bundan çok yorulurdum.” Hepsi üyeleri, bu sözleri Gülçin gruptayken söylese dert etmezdim... Hepsi üyelerinin, yıllarca sahnede birlikte ter akıttıkları, arkadaşlık yaptıkları Gülçin’in ardından, “Zaten onun tarzı bize uymuyordu” demesi bana şık gelmedi. Hepsi, artık şu gerçeği görmeli. İster kabul etsinler, ister etmesinler, Gülçin’in gitmesi Hepsi için ciddi bir kayıp. Daha çok çalışıp boşluğu doldurmak yerine, eski arkadaşlarının aleyhinde açıklamalar yapıp, kayıplarını artırıyorlar! ‘Vali’ye kesilen ceza tartışılmalı Kurulu, ayda bir toplanıyor... Reklam Kurulu’nun bu aylık rutin toplantılarında televizyon programları ve dizilere kesilen “örtülü reklam” cezalarına hiçbir itirazım yok. Çünkü bazı yapımcıların ciddi istismarlarda bulundukları da bir gerçek. Reklam Kurulu’nun son toplantısında “Var mısın? Yok musun?”da “Vali” adlı sinema filminin örtülü reklamı yapıldığı gerekçesiyle Show ’ye kestiği 134 bin 400 lira ceza ise tartışılmalı... Kurulun dizilerde “örtülü reklamları” yapıldığı için ceza kestiği ürünlerin tamamı ticari metalar... “Vali” ise “7. olarak kabul ettiğimiz sinemanın bir ürünü... Evet; yapımcılar da, dizilerde gizli reklamı yapıldığı için ceza kesilmesine neden olan bisküvi, şirketlerinin sahipleri gibi para kazanma adına yapıyor sinema filmini.. Ama iki ticaret arasında şöyle bir fark var; biri yiyecek, diğeri ise bir sanat ürünü ortaya çıkarıyor. “Vali”nin “örtülü reklamını yaptı” diye Show TV’ye kesilen bu cezayı gören hangi televizyon yöneticisi yarın bir başka filme bu anlamda destek vermeyi göze alır? Bir yandan Kültür Bakanlığı, “Bu ülkede daha çok film çekilsin” diye her yıl yapımcılara ve senaristlere açıp, para dağıtıyor... Diğer yandan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu, “Siz ‘Vali’ adlı sinema filminin örtülü reklamını yaptınız” diye televizyon kanalına ceza kesiyor... “Vali” için Show TV’ye ceza kesenler işe bir de bu açıdan bakmalı... 565979 Çocuklara 'gürültü yapma' kurşunu Alınan bilgiye göre, Zaviye Mahallesi'nde oturan M.A. (40), apartman önünde oyun oynayan çocukları, çevreyi rahatsız etmemeleri için uyardı. 565525 Barışmak için bir araya gelen gençlerin kavgasında ölü Barışmak için bir araya gelen gençlerin kavgasında ölü 'ta bir süre önce bilinmeyen bir nedenden dolayı kavga eden iki grup barışmak için parkta buluştu. Gruplar arasında çıkan sözlü tartışma kavgaya dönüşünce bıçaklanan kişi hayatını kaybederken kişi de yaralandı. Olay, 19.30 sıralarında Malik Mahallesi Parkı'nda meydana geldi. İddiaya göre bir süre önce kavga eden ve aralarında husumet olduğu öğrenilen iki grup araya birilerinin girmesiyle barışmak amacıyla parkta buluştular. Gruplar arasında başlayan sözlü tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Bıçakların kullanıldığı kavgada 18 yaşındaki Ali Poyraz, 21 yaşındaki Murat Çam ve Tufan Karapınar bıçakla ağır yaralandı. Çevrede bulunan vatandaşların ihbarı ile olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Yaralı Ali Poyraz ile Murat Çam vatandaşlar tarafından özel otomobillerle Kahramanmaraş Özel Megapark Hastanesine götürülürken, diğer yaralı Tufan Karapınar ise ambulansla Kahramanmaraş Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yaralılar kaldırıldıkları hastanelerde yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadılar. Yaralılardan İbrahim Bayram'ın durumunun ciddi olduğu belirtilirken ismi öğrenilemeyen diğer yaralının taburcu edildiği bildirildi. Polis ekipleri olay sonrası kavgaya karışan kişiyi göz altına aldı. Gözaltına alınan şahıslardan 18 yaşındaki Ahmet Sevilir'in polisteki sorgusunda bıçağını çıkartarak önüne gelene salladığı ve suçunu kabul ettiği öne sürüldü. Hastanelerin çevrelerinde geniş güvenlik önlemleri alınırken, olayla ilgili çok yönlü başlatıldı. 565670 Diyarbakır'da 19 kişi adliyeye sevkedildi Diyarbakır'da 19 kişi adliyeye sevkedildiCem EMİR-Muharrem KONTAZ-Bayram BULUT/DİYARBAKIR,(DHA) TERÖR örgütü PKK'nın Türkiye yapılanması olan Kürdistan Toplulukları Birliği'ne (KCK) yönelik operasyonda gözaltına alınan ve aralarında DTP'li eski belediye başkanlarının da bulunuduğu 19 kişi, bu sabah sıkı güvenlik önlemleri altında adliyeye sevkedildi. Diyarbakır Cumuhriyet Başsavcılığı'nın PKK'nın Türkiye yapılanması olan Kürdistan Topluluklar Birliği'ne (KCK) yönelik yürüttüğü bir soruşturma kapsamında geçen cuma günü Diyarbakır, Van, Batman ve Şırnak'ta polisin eş zamanlı operasyonlarında 19 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerin evlerinde yapılan aramalarda bilgisayar hard diskleri, örgütsel dokümanlar, bazı sahte kimlikler ele geçerildi. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde soruşturmaları tamamlanan 19 kişi, bu sabah saat 04.00 sıralarında büyük bir gizlilik ve sıkı güvenlik önlemleri altında adliyeye sevkedildi. Poliste, ifade vermeyen şüphelilerin susma hakkını kullandıkları öğrenildi. DTP'lilerin Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı tarafından ifadesinin alınması sürüyor. Partililerine yönelik operasyonu protesto eden ve dün Diyarbakır Adliye binası önünde oturma eylemi başlatan ve aralarında DTP'li milletvekili ve belediye başkanlarının da bulunduğu yaklaşık 500 kişini eylemi de sürüyor. Diyarbakır, Van, Mardin ve Şırnak'ta geçen cuma günü gözaltına alınan ve bugün adliyeye sevkedilen 19 kişiden, 17'sinin isimleri şöyle: "Şırnak eski Belediye Başkanı Ahmet Ertak, DTP'nin kapatılması halinde yedeği olarak kurulan Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Demir Çelik, Diyarbakır merkez Bağlar İlçesi eski Belediye Başkanı ve DTP Yerel Yönetimler Bürosu yöneticisi Yurdusev Özsökmenler, Bismil eski Belediye Başkanı Şükran Aydın, Mazıdağı eski Belediye Başkanı Nuran Adli, Diyarbakır İl Genel Meclisi Başkanı DTP'li Şehmus Bayhan, Büyükşehir Belediye Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Bayrak, Diyarbakır merkez Kayapınar Belediye Başkan Yardımcısı Sebahattin Dinç, Diyarbakır merkez Yenişehir Belediye Başkan Yardımcısı İhsan Uğur, DTP Kadın Meclisi üyeleri Azize Yağız, Melike Karagöz, SELİS Kadın Merkezi Aktivisti Sosyolog Behice Ok, DTP Bismil eski İlçe Başkanı Galip Kandemir, DTP Yerel Yönetimler Komisyonu üyesi Kerem Duruk, DTP çalışanı Hasan Hüseyin Ebem, Demokratik Toplum Kongresi üyesi Alaaddin Aktaş, DİHA muhabiri Gülistan Aksoy" 565293 Göz Göz’e tek kurşun deplasmanına büyük umutlar ile giden rakibine 1-0 mağlup olarak zirve yarışında yara aldı. Sarı kırmızılıları yıkan golü 45. dakikada genç Cihan kaydetti Ligde oynadığı iki maçta henüz üç puanı bir arada göremeyen Alanyaspor’a da 1-0 mağlup olarak taraftarlarını kahretti.27’nci dakikada Göztepe savunması topu orta alanda kaptırdı. Topu alan Mahmut ceza sahası dışında kaleye vurmakta aceleci davranınca Sinan için kolay bir top oldu. 37’nci dakikada Göztepe rakip ceza alanı dışı sol çaprazından serbest vuruş kullandı. Kale alanı içinde iyi yükselen Mert’in kafa vuruşunda top az farkla üstten auta gitti. 45’nci dakikada Alanyaspor atağı orta alanda Dündar’la gelişti. Bu oyuncunun ara pasında topu önünde bulan Cihan, kaleciyle karşı karşıya kaldı. Bu futbolcunun plase vuruşunda meşin yuvarlak kaleci Sinan’ın sağından filelerle buluştu: 1-0. Karşılaşmanın ilk 45 dakikası ev sahibi takımın 1-0 üstünlüğü bitti. İki farklı takım görüntüsü Sarı kırmızılı ekip ikinci yarıda daha etkiliydi. 55’te Ali ceza sahasının 7-8 metre dışından kullandığı serbest atışı Yakup sağ köşeden kornere çeldi. 85’te Eray’ın  sert şutunda top üst direkten dönünce ev sahibi ekip maçı 1-0 kazandı. 565579 Sokak festivali çatışmaya dönüştü 'nın Hamburg kentindeki Schanzenviertel semtinde düzenlenen sokak festivali, gece geç saatlerde çatışmaya dönüştü. Yastık kavgası yapılan sokak festivaline, çoğunluğu solcu gruplardan oluşan binlerce kişi katıldı. Festival sırasında yaklaşık 100 kişinin, Hamburg'un Stresemannstrasse sokağında bulunan polis karakolunun camlarına taş atması üzerine çatışma çıktı. Polislerin tazyikli su ve göz yaşartıcı bombayla müdahalesine solcuların taşlarla karşılık verdiği çatışmada çok sayıda polis yaralanırken, çok sayıda gösterici de gözaltına alındı. Göstericiler ayrıca, Schanzenviertel sokağında bulunan motosikleti ateşe verdi, cadde üzerindeki seçim afişlerine zarar verdi. Hamburg Emniyet Müdürlüğü Basın Sözcüsü Ralf Meyer, barış ortamında geçen sokak festivalinin bir grup göstericinin polis karakoluna saldırması sonucunda çatışmaya dönüştüğünü belirterek, bu durumun çok üzücü olduğunu söyledi. 565336 2. ve 3. Lig sonuçları Turgutlu-İstanbul: 3-1, Eyüp-Akhisar B.: 0-3, Fethiye-Tepecik B.: 2-1. 3. Grup: Etimesgut Şeker-Çorum: 0-0, Ofspor-Pursaklar: 3-2, A.Sebat-Buğsaş: 0-3, Çankırı Bld.-Kırşehir: 3-1, Tokat-Karadenizspor: 3-1, Erzurum-Kars: 0-4. 4. Grup: Adıyaman-Malatya: 1-1, DİSKİ-Adana D.S.: 1-1, Mardin-Tarsus İ.Y.: 2-2, Bld.Van-Ş.Urfa: 1-3, Elazığ-İsk.D.Ç.: 1-1. TFF 3. Lig 1. Grup: Balıkesir-Küçükköy: 7-0, B. Nilüfer-O. Renault: 0-0, Çerkezköy B.-Bandırma: 0-2, G.O.Paşa-Lüleburgaz: 3-2, İnegöl-Alibeyköy: 0-0. 2. Grup: Altınordu-Tekirova Bld.: 2-2, Isparta-Muğla: 3-1, Keçiören Sportif AŞ-Y.Menemen Bld.: (Ert.), Nazilli Bld.-Afyon: 2-1, Torbalı-İzmir: 3-0. 3. Grup: A. Üsküdar-O.Gazi: 4-2, Ankara D.S.-İst. Kartal B.: 0-1, Gölcük-Darıca G.B.: 1-0, Maltepe-Beylerbeyi: 0-1, Kırıkkale-K.Örengücü: 0-1. 4. Grup: Arsin-Gümüşhane: 0-1, Kastamonu-Pazar: 1-2, Yalı-Sürmene: 1-1, Ünye-Y.Yozgat: 2-1, Bafra Bld.-Araklı: 0-1. 5. Grup: Batman Bld.-Hatay: 2-0, Bingöl Bld.-Ş.Urfa Bld.: 0-0, Kırıkhan-B. Petrol: 2-0, Siirt-Malatya Bld.: 2-0. 565357 Okul harcamaları ekonomiye hareket getirecek Güngör Uras Olayların içindenOkul harcamaları ekonomiye hareket getirecek 14 Eylül Pazartesi 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! Okullar açılıyor. Bu yıl ilköğretimde en az milyon 343 bin, ortaöğretimde en az 501 bin, mesleki ve teknik öğretimde en az 433 bin yeni kayıt işlemi yaptırdı. İlköğretimde en az 10 milyon 870 bin öğrenci, 445 bin genel liselerde milyon 980 bin öğrenci, 106 bin öğretmen, mesleki ve teknik liselerde milyon 264 bin öğrenci ve 84 bin öğretmen, üniversitelerde en az milyon 757 bin öğrenci ve 89 bin 329 öğretmen ders başı yapacak. (Bu yazıda kullanılan ve öğrenci sayılarının kaynağı: ‘Milli İstatistikleri, 2007-2008 Örgün Eğitim’ isimli yayındır. Daha güncel rakamları bulamadım. Bu nedenle “en az” uyarısını yapıyorum. Üniversitelerin öğrenci sayısı ’ün 2008-2009 istatistiklerinden alınmıştır). Bunlara ek olarak, özel sektöre ait okul öncesi eğitimi veren okullara, yuvalara, dershanelere devam eden en az milyon öğrenci, buralarda ders veren 121 bin öğretmen var. Milli Eğitim İstatistikleri’nde özel dershanelerde öğretim görenlerin sayısının en az milyon 122 bin olduğu belirtiliyor. 17-18 milyon öğrenci Toplayınız bu rakamları. 17-18 milyon öğrenci, 750 bin öğretmen eder. (Bilgi için bazı ülkelerinin toplam nüfusu: 11.1 milyon, 7.5 milyon, 8.3 milyon, 10.5 milyon, 16.4 milyon) Örgün eğitim veren okulların sayısı da şaşırtıcı. 34 bin ilköğretim okulu, 3.830 genel lise, 4.450 mesleki ve teknik lise, 1.339 fakülte ve yüksekokul... Bunların binaları var. Derslikleri var. Bunlara bakılıyor, boyanıyor, ısıtılıyor. Bütün bunlar için para harcanıyor. Okullar açılınca yeni kayıt olanlar ile derslere devam edecek öğrenciler belli ölçülerde harcama yapar. Öğretmenlerin de ders yılı başında değişik harcamaları olur. Okul harcamaları her ülkede ekonomiye hareket getirir. gibi büyük ekonomilerde bile, okulların açıldığı dönem, yılbaşı dönemi gibi piyasanın en fazla iş yaptığı dönemlerdir. ABD’de ticaret kesimi, “Back to School” denilen okulların açılış döneminde, daha sonra Christmas’da en iyi ciroları elde eder. Harcama 400 TL’den başlıyor Türk ’in araştırmasına göre, ilköğretim okullarına bağlı anasınıfına başlayan bir öğrencinin, okula ilk adımının maliyeti ortalama 394 TL ile 1.240 TL arasında. İlköğretime yeni kayıt yaptıracak aileler içinse eğitim harcaması 474 TL ile 1.775 TL arasında. Genel liseye daha masraflı başlanıyor. Ortaöğretim 9’uncu sınıfa adım atacak öğrencinin ailesine maliyeti 631 TL ile 2.178 TL arasında değişiyor. Meslek lisesi için bir öğrenciye, eğitim-öğretime hazır bir şekilde başlayabilmesi için 604 TL ile 2.122 TL arasında masraf yapılması gerekiyor. Bu harcamalar aileler için önemli bir yük. Ama harcamalar ekonomiye hareket getirecek. Ekonomiye önemli ölçüde nakit para akacak. Ekonomiye akan para sadece belli kesimlerde kalmayacak. Dönüp dolanacak. Yeni okul dönemi öğrencilere, öğretmenlere, ailelere ve de ekonomiye iyilik getirsin. Gelelim en önemli noktaya: Öğretim dönemleri başlıyor, bitiyor... Bunca okul binasında, bunca öğretmen, bunca öğrenciye ders veriyor... Aileler para harcıyor. Devlet para harcıyor. İyi de, bütün bunların sonunda biz öğrencilerimizi iyi yetiştiriyor muyuz? Onlara çağdaş eğitim verebiliyor muyuz?... Nicelik iyi de, nitelik ne durumda? Başka ülkelerin çocuklarına göre bizim çocuklar daha iyi mi, daha kötü mü yetiştiriliyor? Cevaplanması gereken soru budur. 565826 PTT'den bayram indirimi PTT Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, Ramazan Bayramı nedeniyle artan posta trafiği de göz önünde bulundurularak, hizmetlerin kesintisiz ve herhangi bir aksaklığa meydan verilmeden sürdürülmesi amacıyla, gerekli önlemlerin alındığı belirtildi. Bayramdan önceki gün içinde postaya verilen PTT Kargo, küçük paket ile APG ve kapıdan kapıya teslim gönderilerinde yüzde 10 indirim uygulayacağı kaydedilen açıklamada, hizmetlerin daha sağlıklı şekilde yürümesi için uyarılarda da bulunuldu. Açıklamada, vatandaşlara, gönderici ve alıcı adreslerinin tam, doğru ve okunaklı yazılması, posta kodlarının unutulmaması, tebrik kartı zarfının ağzının kapatılmaması, özellikle çok miktarda tebrik kartı gönderenlerin ve kuruluşların gişe önlerinde beklememeleri için gönderilerin ücret alma makinesi bulunan gişelere verilmesi, gişelerde satılan pul baskılı tebrik zarfları ile resimli kartların tercih edilmesi, hediyelik eşya paketlerin gönderilmesinde APG, kapıdan kapıya teslim servisi (PTT Kargo 169) ve PTT Kargo hizmetlerinin tercih edilmesi, posta ile gönderilecek hediyelik eşyaların taşıma sırasında hasar görmemesi bakımından ambalajlarının sağlam olarak yapılması, bu amaçla posta gişelerinde bulunan ücretsiz kutu ve torbalardan faydalanılması önerilerinde bulunuldu. 565958 Stalin'in Türkiye ile ilgili korkunç planı Rusların ünlü askeri tarihçisi ve Sovyet Askeri Bilimler Akademisi öğretim görevlisi Lev Bezımenski'nin 2000 yılında kaleme aldığı "Çarpışma öncesi Hitler ve Stalin" eserinde, Rus diktatörünün Türkiye ile ilgili gizli planları yer aldı. 2007 yılında vefat eden Bezımenski İkinci Dünya Savaşı sırasında tercüman, gazeteci ve araştırmacı gibi çeşitli vasıflarla Kızıl Ordu'da görev yapmıştı. Eserde, Sovyet Dışişleri Komiseri Vyaçeslav Molotov'un Kasım 1940 yılında Almanya'ya yaptığı ziyaret anlatılıyor. Başkent Berlin'de Nazi lideri Adolf Hitler başta olmak üzere Alman üst düzey yetkililerle buluşan Molotov, Stalin'in direktifleri üzerine Almanlarla bazı gizli konuları görüşüyor. Molotov'un gizli gezi not defterine ulaşan tarihçi Bezımenski, Alman liderlerle yapılan görüşmenin ana başlıklarında Bulgaristan ve Türkiye konusunun da yer aldığını belirtiyor. Geziden bir gün önce Molotov Stalin'le buluşuyor. Stalin Molotov'a Hitler'le ele alınacak bazı konuları belirliyor. Bu konular arasında SSCB'nin Bulgaristan'a Sovyet askeri birliklerinin girmesini istemesi ve Türkiye ile ilgili konular da yer alıyor. STALİN: TÜRKLERİ ASYA'YA KOVACAĞIZ Tarihçi Bezımenski araştırmasında Türkiye Cumhuriyeti ve Sovyet Rusyası arasında 1921 yılında imzalanan Kars anlaşmasının Stalin için bir baş ağrısı olduğunu iddia etti. Stalin'in Molotov'a verdiği direktiflerde Türk-Rus ilişkilerindeki gerginliğin olduğu not edilmişti. Araştırmada, Türkiye ve SSCB arasında yeni anlaşmanın imzalanmasıyla Eylül 1939 yılında yapılan ikili görüşmelerin de çıkmaza girdiği belirtildi. Yazıda, "Türkiye'nin çevresinde 1940 yılında zor diplomatik oyun işliyordu. Moskova'yı sadece boğazlar ilgilendirmiyordu. Stalin'in Molotov'a verdiği ek talimatlardan şu anlaşılıyor: Stalin, Türkiye'nin parçalanmasıyla ilgili konunun Almanya'da masaya yatırılması için Molotov'u görevlendirmişti. Türkiye'nin Bulgaristan ve SSCB arasında paylaşılmasına ilişkin konunun ele alındığını da tahmin edebiliriz. Stalin Bulgar Komünist Georgi Dimitrov'a 25 Kasım 1940 yılında, "Biz Türkleri Asya'ya kovacağız. Ne Türkiyesi? Zaten orada iki milyon Gürcü, 1,5 milyon Ermeni, bir milyon Kürt ve başkaları yaşıyor. Türkler topu topu 6-7 milyon." diye öneride bulunmuştu." denildi. SOVYET TARİHÇİSİ: TÜRKİYE'Yİ HİTLER KURTARDI Fakat, yazara göre Stalin bu hesaplamaları yapmakla hata yaptı. Öncelikle boğazlarda Sovyet üslerinin kurulmasına İtalya karşı çıkıyordu. İkincisi ise Hitler'e göre SSCB'yı boğazlar konusunda oyalamak ve Hindistan konusuna itmek gerekiyordu. Tarihçiye göre, Hitler Molotov'la yaptığı konuşmada Moskova'nın Türkiye'yi ortadan kaldırması planlarına engel oldu. Bezımenski, Stalin'in Molotov'un Berlin ziyareti öncesinde Türkiye ilgili planlarının altüst olduğunu da belirtti. 565692 Küresel krizin 1. yılı "Türkiye'nin krizlere bağışıklığı var, bunu da en az hasarla atlatır" denildi ama öyle olmadı. Bu kriz diğerlerine hiç benzemiyordu. Dünya piyasalarını sarsan küresel ekonomik kriz Türkiye'yi de derinden etkiledi. Türkiye 2001 krizinde bile böylesine kötü bir performans sergilememişti. İşte krizin dönüm noktası kabul edilen Lehman Brothers'ın iflasından bu yana Türkiye'nin ekonomik karnesi... "Türkiye'nin krizlere bağışıklığı var, bunu da en az hasarla atlatır" denildi ama öyle olmadı. Bu kriz diğerlerine hiç benzemiyordu. Dünya piyasalarını sarsan küresel ekonomik kriz Türkiye'yi de derinden etkiledi. Türkiye 2001 krizinde bile böylesine kötü bir performans sergilememişti. İşte krizin dönüm noktası kabul edilen Lehman Brothers'ın iflasından bu yana Türkiye'nin ekonomik karnesi... (CNN TÜRK) -- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Kriz teğet geçecek" dedi ama yaşananlar, gelen ekonomik veriler tam tersini gösterdi. Eylül ayından itibaren tarihin en büyük krizlerinden bir tanesi dünyayı pençesine aldı. Türkiye ise hayli kötümser bir ekonomik tabloyla karşı karşıya kaldı. Krizin en hararetli günlerinde özel sektörden acil ile anlaşma çağrıları yükselmeye başladı. Hükümetin bu çağrılara yanıtı sert oldu. Türkiye'nin krize karşı güçlü olduğunu savunan Başbakan Erdoğan, siyasi literatüre geçen bir konuşma yaptı ve "Ümüğümüzü sıktırmayız" dedi. Ancak ekonomideki kötüleşme hız kesmeden devam etti. Yıllık büyüme yüzde 1'in altına indi Türkiye 2008 yılının son çeyreğinde yüzde 6.5 küçülürken yıllık büyüme de yüzde 1'in altına indi. 2009'un ilk çeyreği ise 2008'i mumla arattı. Türkiye, küresel krizin en fazla hissedildiği Ocak-Şubat-Mart'ta küçülme rekoru kırdı, ekonomi 13.8 geriledi. Türkiye yılın ilk ayında dünyada en fazla küçülen ülkeler arasında hem de listenin en başlarında yerini aldı. Bir anda savaş yıllarına geri dönüldü. 1945 yılından beri Türkiye böylesini görmemişti. İkinci çeyrekte ise yüzde daralan ekonomi tam üst üste küçülmüş oldu. İlk altı aylık bu kötü performansla birlikte Türkiye ekonomisinden tam 100 milyar silindi. Kişi başına milli gelir bin doların altına düşerken Türk halkı ayda bin 400 fakirleşti. giderek kötüleşti Türkiye'nin en büyük sorunlarından işsizlik cephesinde ise tablo 2008'in son çeyreğinden itibaren giderek kötüleşti. Kasım ayında işsizlik yüzde 12.3 ile tarihi rekorunu kırarken, her geçen bir öncekini arattı. ocak ayında yüzde 15.5'e, şubatta yüzde 16.1'e çıkarken, mart ayının ardından yaz dönemi geçici işlerinin başlamasıyla aylık bazda düşüşe geçti. Ancak işsizlik rakamları bir önceki yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında hala endişe vericiydi. İhracatçı için sıkıntılı günler başladı Türkiye'nin en büyük pazarlarından Avrupa da krizin etkisi altına girince ihracatçı için sıkıntılı günler başladı. İhracatçılar rekorlara alışıktı ama 2008 Eylül ayı itibarıyla tablo tamamen tersine döndü. 2008 Eylül ayında 32 sonra ilk defa geriledi. Bu düşüş trendi 2009'da da devam etti. Ağustos ayında Türkiye'nin yıllık ihracatı 100 milyar doların altına indi, 97 milyar oldu. 565556 Filmlerde hangi yıldızı, kim seslendiriyor? Batuhan özkardeşler'in haberi Aslında hayranı olduğumuz yabancı yıldızlar başarılarını bir nebze de olsa onlara borçlular. İşte Hollywood starları ile sesi özdeşleşen ünlüler... JACK NICHOLSON: Batman, Ölüm Kapıyı Çalınca ve daha birçok filmlerinde Jack Nicholson'ı seslendiren Nüvit Candener'in sesi sanatçıyla özdeşleşti. ANTONIO BANDERAS: Sanatçıyı Kuralsızlar, Zorro Efsanesi gibi daha birçok filminde Cem Kurdoğlu seslendirdi. Türk izleyicisi için Kurdoğlu'nun sesi bir anlamda Banderas'ın sesi oldu. MEL GIBSON: Hollywood'un ünlü yıldızını birçok filminde Volkan Ateş Akyılmaz seslendirdi. Gibson, Volkan Ateş Akyılmaz'ı resmi sesi olarak onayladı. CHARLIZE THERON: Aeon Flux, Tek Başına, Şeytanın Avukatı filmleriyle beyazperdenin unutulmaz isimleri arasına giren Charlize Theron'a ülkemizde Burcu Basaran sesiyle hayat veriyor. KEVIN COSTNER:Kusursuz Dünya, The Bodyguard, Düşler Tarlası, Aşkın Gücü filmlerinde Costner'in sesini Sungun Babacan seslendiriyor. Ünlü oyuncuyu başka biri seslendirdiği zaman hayranlarından forum sitelerinde tepki mesajları yağıyor. NICOLAS CAGE: Kaya, Fırtınalı Hayatlar ve daha birçok filminde Nicolas Cage'a seslendirme yapan sanatçı Uğur Taşdemir'in sesi çok beğeniliyor. TOM CRUISE: Vampirle Görüşme, Azınlık Raporu gibi dev yapımlarda Tom Cruise'u seslendiren Songun Babacan'ın sesi, 2007 DNS ödül töreninde 'Özdeşleşen Ses Ödülü" aldı. BRAD PITT: Meet Joe Black, Vampirle Görüşme filmlerinde Brad Pitt'i, Murat Şen seslendiriyor. KIM BASINGER: Asla Asla Deme, Giriş Kapısı ve birçok filminde Basinger'a ses veren Figen Sumeli özdeşleşen seslerin başında geliyor. DEMI MOORE: Mr.Brooks, Kusursuz ve daha birçok filmde Demi Moore'u başarıyla seslendiren Berna Başer'in sesi dünya starının bile hoşuna gitti. LEONARDO DI CAPRIO: Kanlı Elmas, Titanic gibi Caprio'nun Türk izleyicileri tarafından sevilmesini sağlayan rolleri seslendiren Ahmet Taşar'ın sesi geçen süre içerisinde Caprio ile özdeşleşti. JODIE FOSTER: Ünlü yıldız birçok filmini Zeyno Eracar seslendirdi. Forum sitelerinde de Zeyno Eracar'ın sesinin Foster'ı çok iyi yansıttığını belirten sinemaseverler, ikilinin özdeşleşti konusunda birleşiyor. 565483 Genelkurmay: Bir haftada 13 terörist etkisiz hale getirildi Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, terör örgütüne yönelik operasyonlarda Hakkâri'nin Çukurca ilçesinde teröristin öldürüldüğü bildirildi. Açıklamaya göre ayrıca, Hakkâri merkezde 1, Yüksekova'da ve Şanlıurfa merkez ile Suruç ilçesinde birer terörist olmak üzere terörist sağ olarak ele geçirildi. Şırnak'ın Silopi ilçesinde ise teröristin güvenlik güçlerine teslim olduğu kaydedildi. 565048 Moralsiz Beşiktaş ara vermedi Siyah-beyazlı ekibin BJK Nevzat Demir Tesisleri'ndeki basına kapalı antrenmanında, Galatasaray maçında forma giyen futbolcular dinlenmeye yönelik çalışmalar yaparken, diğer futbolcular taktik ağırlıklı bir idman gerçekleştirdi. Delgado kendi programı dahilinde çalışırken, Batuhan takımdan ayrı antrenman yaptı. Beşiktaş, Manchester United maçının hazırlıklarını yarın akşam yapacağı antrenmanla tamamlayacak. 566468 DTP'den MÜSİAD'a ziyaret DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, sürecin (demokratik açılım) çok önemli olduğunu ve hükümetin de siyaset üstü bir yaklaşımla bu sürece yaklaştığını çok iyi gördüklerini belirterek, ''Ama uzun süreden beri yaşanan acılı, çatışmalı süreç, işimizin kolay olmadığını gösteriyor'' dedi. Türk, beraberinde DTP'li milletvekilleri Hasip Kaplan, Sırrı Sakık ve Bengi Yıldız ile MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan'ı ziyaret etti. Ziyaretin ardından Vardan ile birlikte görüşmeye ilişkin bilgi veren Türk, Türkiye'de barışçıl bir sürecin gelişmesi, yıllardan beri yaşanan acıların sona ermesi için başlatılan bir çaba bulunduğunu, amaçlarının halkların sevgiyle kucaklaşabileceği bir ortamı yakalamak olduğunu söyledi. Türk, şunları kaydetti: ''Sürecin çok önemli olduğunu ve hükümetin de siyaset üstü bir yaklaşımla bu sürece yaklaştığını çok iyi görüyoruz. Ama uzun süreden beri yaşanan acılı, çatışmalı süreç, işimizin kolay olmadığını gösteriyor. Biz olabildiğince aklı, mantığı öne çıkararak, yine bu ülkede barıştan, demokrasiden yana olan tüm kesimlerle düşüncelerimizi, duygularımızı paylaşarak bu sürece katkılarını istedik. Türkiye'nin geleceği açısından çok önemli olduğuna inandığımız sendikaların, meslek örgütlerinin, demokrasi güçlerinin bu süreçte barışı, demokrasiyi esas alan bir refleks göstermeleri konusunda kendilerini ziyaret ettik, katkılarını istedik. İnanıyorum ki Türkiye'nin demokratik, çağdaş bir ülke olması ve halkımızın sevgiyle kucaklaşması konusunda hep birlikte bir şeyleri yapma ihtiyacı duyarak, bu süreci daha olumlu bir noktaya taşırız.'' Türk, bu sorunun sadece kendilerinin sorunu değil, tüm Türkiye'nin ve insanlığın sorunu olduğunu ifade ederek, ''Daha güzel günleri birlikte yaşamak için çaba gösteriyoruz'' dedi. -VARDAN'IN SÖZLERİ- MÜSİAD Genel Başkanı Vardan da hükümet tarafından başlatılan ''demokratik açılım'' konusunda bugün hem DTP'nin görüşlerini dinlediklerini hem de kendi görüşlerini aktardıklarını belirterek, ''Biz MÜSİAD olarak Türkiye'nin önünde engel teşkil eden, ayaklarında pranga şeklinde gelişmemizi engelleyen her türlü konuda açılım yapılması noktasında desteklerimizi bir kez daha yineledik'' dedi. Bu sorunun Türkiye'nin tek sorunu olmadığını, demokrasinin tam yerleşmesi amacıyla her sorunu teker teker çözebilmeleri gerektiğini ifade eden Vardan, bu konunun da Türkiye'nin yıllarca uğraştığı ve insanların acılar yaşadığı bu sorun olduğunu kaydetti. Vardan, şöyle konuştu: ''Bu acıların bir şekilde dinmesi ve bu sorunun çözülmesi lazım. Biz, bu konuyla ilgili başlatılan açılımları desteklediğimizi ifade ettik. Bu sürecin bir şekilde tıkanmaması, yürümesi lazım. Çözümün parçası olmak isteyen birçok insan var. Hemen hemen bütün Türkiye bu sorunun çözümlenmesini istiyor. Ama hakikaten çözüm isteniyorsa, buna vesile olacak herkes taşın altına elini koymak zorunda. Çözümü tıkayacak görüşlerden,  beyanatlardan herkesin arınması, bilakis katkı sağlaması lazım. Eğer bu sorun ülkemizin sorunuysa, bu sorunu çözmek de bize düşer. Bu bizim için bir fırsattır. Bu fırsatı tüm Türkiye olarak iyi değerlendirmeliyiz.'' 565735 PTT'ye bayram erken geldi PTT Genel Müdürlüğü, Ramazan Bayramı'ndan önceki gün içinde postaya verilen PTT Kargo, küçük paket ile APG ve kapıdan kapıya teslim gönderilerine yüzde 10 indirim uygulayacak. PTT Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, Ramazan Bayramı nedeniyle artan posta trafiği de göz önünde bulundurularak, hizmetlerin kesintisiz ve herhangi bir aksaklığa meydan verilmeden sürdürülmesi amacıyla, gerekli önlemlerin alındığı belirtildi. Bayramdan önceki gün içinde postaya verilen PTT Kargo, küçük paket ile APG ve kapıdan kapıya teslim gönderilerinde yüzde 10 indirim uygulayacağı kaydedilen açıklamada, hizmetlerin daha sağlıklı şekilde yürümesi için uyarılarda da bulunuldu. Açıklamada, vatandaşlara, gönderici ve alıcı adreslerinin tam, doğru ve okunaklı yazılması, posta kodlarının unutulmaması, tebrik kartı zarfının ağzının kapatılmaması, özellikle çok miktarda tebrik kartı gönderenlerin ve kuruluşların gişe önlerinde beklememeleri için gönderilerin ücret alma makinesi bulunan gişelere verilmesi, gişelerde satılan pul baskılı tebrik zarfları ile resimli kartların tercih edilmesi, hediyelik eşya paketlerin gönderilmesinde APG, kapıdan kapıya teslim servisi (PTT Kargo 169) ve PTT Kargo hizmetlerinin tercih edilmesi, posta ile gönderilecek hediyelik eşyaların taşıma sırasında hasar görmemesi bakımından ambalajlarının sağlam olarak yapılması, bu amaçla posta gişelerinde bulunan ücretsiz kutu ve torbalardan faydalanılması önerilerinde bulunuldu. 565319 Filede Polonya şampiyon oldu Grubu'nda mücadele eden Polonya ile Fransa arasında oynanan grup karşılaşmasını Polonya 3-1 üstün tamamlamıştı. Polonya, kupasını sevinç gösterileri arasında CEV Başkanı Andre Meyer'in elinden aldı. Turnuvanın 3'üncülük maçında ise Rusya'yı 3-0 mağlup eden Bulgaristan bronz madalyaya uzandı. 565901 Merkel'e ilgi azalıyor 'da 27 Eylül'de düzenlenecek genel seçimler öncesinde dün akşam Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisi genel başkanı ve Başbakan Angela Merkel ile Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) başbakan adayı olan Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier arasında yapılan televizyon tartışmasını, beklenenden daha az kişi izledi. Tartışmanın yayımlandığı televizyon kanallarından biri olan ARD tarafından yapılan açıklamada, yaklaşık 20 milyon kişinin seyretmesini bekledikleri canlı tartışma programını toplam 14,18 milyon kişinin izlediği belirtildi. ARD'de 7,86 milyon, ZDF kanalında 3,47 milyon, özel televizyon kanalı RTL'de 2,06 milyon, SAT.1 televizyonunda da 790 bin kişinin tartışma programını izlediği kaydedildi. Öte yandan SPD'nin başbakan adayı Steinmeier, tartışma programının kendilerini güçlendirdiğini savunurken, muhalefet partileri ise tartışma programını, yeni hiçbir şey getirmediği ve Birlik partileriyle (CDU/CSU) SPD arasındaki koalisyon hükümetinin devamını destekler nitelikte olduğu gerekçesiyle eleştirdi. 566061 Alex omuzlarda! Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi'nde 17 Eylül Perşembe günü Hollanda'nın FC Twente takımıyla yapacağı maçın hazırlıklarına ara vermeden başladı. Turkcell Süper Lig'de dün akşam Bursaspor ile yaptığı maçın ardından geç saatlerde İstanbul'a dönen sarı-lacivertliler, Hollanda ekibi ile yapacağı maç için ilk antrenmanını yaptı. Teknik direktör Christoph Daum'un saha içinde yaptığı toplantıyla başlayan antrenmanda, dünkü maçta forma giyen futbolcular koşu yapıp tesislere girerken, diğer futbolcular Ayhan Tumani yönetiminde 1,5 saate yakın bir çalışma gerçekleştirdi. Alman teknik adamın futbolculara yönelik konuşmasında, ''Çalıştıklarımızı sahaya yansıttığımız zaman iyi sonuçlar geliyor. Böyle devam etmeliyiz'' şeklinde ifadeler kullandığı bildirildi. Futbolcular daha sonra Daum'un isteğiyle Bursaspor galibiyetini birbirlerine sarılarak kutladı. Zorlu deplasmanda alınan galibiyet nedeniyle futbolcuların neşeli oldukları görüldü. -ALEX YENİ YAŞINI OMUZLARDA KUTLADI- 33 yaşına giren kaptan Alex de Souza, yeni yaşını teknik direktör Daum'un yardımcıları Roland Koch ve Ayhan Tumani'nin omuzlarında, takım arkadaşlarının alkışlarıyla kutladı. Alman çalıştırıcının konuşmasının ardından Koch ve Tumani'nin omuzlarında havaya kaldırılan Brezilyalı futbolcuyu, takım arkadaşları bir süre alkışladı. Bu arada Koch ve Tumani, maçın adamı seçtikleri Bilica'yı da bir süre kucağında taşıdı. -SELÇUK'UN AYAĞINDA ŞİŞLİK VAR- Bursaspor maçı sonrası sol ayağında şişlik oluşan Selçuk, antrenmana katılmadı. Tesislerde tedavi olduğu bildirilen sarı-lacivertli futbolcunun, FC Twente maçına yetiştirilmeye çalışıldığı öğrenildi. Sakatlığı nedeniyle tedavisi süren Deniz de takımdan önce sahada koşu yapıp, çalışmasına tesislerde devam etti. Antrenmanda, sol el baş parmağındaki kırık nedeniyle ameliyat edilecek Önder de yer almadı. 565496 Kuzeyde sağanak uyarısı! Sıcaklık ülkemiz genelinde ile derece artacak. Rüzgar, genellikle batı ve güneybatı, zamanla Ülkemizin kuzeybatı kesimlerinde kuzey ve kuzeydoğu yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette, yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek. 566309 Pakistan'da yardım kuyruğunda izdiham: ölü Polis, ramazan ayı dolayısıyla bir derneğin yoksullara un ve diğer gıda malzemelerinden oluşan yardımını almak için sırada bekleyenler arasında çıkan izdihamda 18 kadın ve çocuğun yaşamını yitirdiğini açıkladı. Ölü sayısının artmasından endişe edilirken, yerel televizyonlarda çıkan haberlerde, panikle hastaneye gelen vatandaşların görüntülerine yer verildi. Gıda yardımını yapan kişinin, polise önceden haber vermediği için gözaltına alındığı belirtildi. 564977 Yalçın Topçu Alperen'lere seslendi Yalçın Topçu, Alperen Ocakları tarafından düzenlenen '12 Eylül Ekseninde Darbeler, Cuntalar ve Antidemokratik Uygulamalara Karşı Alperence Duruş' panelinde yaptığı konuşmada Alperenlere seslenerek, Türkiye'nin önüne konulan meselelere ve problemlere Alperence yaklaşmalarını istedi. Topçu, "Milli duracaksınız, vatan ve millet diyeceksiniz. Ama bu deyiş tarzınız ebedi başkanımızın duruş tarzında olacağı için memleketin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine herse şapka çıkaracak." diye konuştu. Kürtçe 'Allah senden razı olsun başkan' diyen Topçu, Alperenlerin Diyarbakır'da arkalarından bu cümlenin söyleneceği milli bir duruş sergilemesi gerektiğini ifade etti. Öte yandan, panelde helikopter kazasında hayatını yitiren Muhsin Yazıcoğlu için Fatiha okundu. Ayrıca, 12 Eylül darbesinde idam edilen Ülkücü gençlerin isimleri okunarak yoklama yapıldı. 565453 Taha Kıvanç: Vurmasına vurun da, düşünmeyi de ihmal etmeyin Vurmasına vurun da, düşünmeyi de ihmal etmeyin Doğan Medya Grubu'na Maliye tarafından kesilen olağanüstü yüksek vergi cezası sonrasında grup gazetelerinde ve televizyonlarında yapılan yayınlar ilginç. Bir tek yazar ve sunucu bile -ufacık da olsa- bir kuşku seslendirmiyor. Hepsi, neredeyse tek ağızdan, hep aynı senaryoya uygun görüş açıklıyor. Senaryo şu: Başbakan maliye bakanını yanına çağırıyor ve ona "Doğan Grubu'nun işini bitir" talimatı veriyor... Bakan müsteşarını, müsteşar bir vergi kontrolünü devreye sokuyor ve sonunda çok sıfırlı vergi/ceza raporu ortaya çıkıyor... Biraz üstüne gitseniz senaryoda küçük bir revizyon yapabilirler: "Belki başbakan talimat vermemiştir de bakan durumdan vazife çıkarmıştır" diyen de olabilir; "Başbakan müsteşara veya tanıdığı bir kontrol elemanına doğrudan talimat vermiştir" diyen de... Neden böyle düşünüldüğünü tahmin etmek kadar zor değil: Geçmişte, başka hükümetler döneminde, çok raportöre raporu iktidar sahipleri tarafından yedirilmişti... Hırsından kendini en kısa zamanda Maliye Bakanlığı ve Sayıştay dışına atan müfettiş ve raportörlerin varlığından haberdarım. Hemen her büyük grupta gençliği birbirine "Üstad" diye hitap edilen teftiş heyetleri içerisinde geçmiş yönetici ve eleman çalışır. Bunlar devletteyken kendi yerlerinde oturan 'üstadlar'ın şimdi çalıştıkları grup adına kendileriyle temas kurmasına alışkındır. Hazırlanan raporu önceden öğrenebilme özelliği ve siyasi güç kullanımı sayesinde pek çok ceza daha niyet safhasındayken önlenebiliyordu eskiden... Sona kadar giden ve raporlaşan cezalar ise, henüz kimsecikler duymadan, bir biçimde sumen-altı edilebiliyordu. Yükselmek isteyenlerin kendisine açık tutulan tek kapının 'uzlaşmak' olduğunu fark etmesi için yıllarca dirsek çürütmesine gerek yoktu zaten; kısa süre sonra tanık olmaya başladığı olaylar yeterince eğitici oluyordu. Galiba bugün durum hayli farklı ki, hata yapanların üzerine gidilebiliyor. Sorun da, daha önce üzerine gidilemeyenlerin üzerine bu dönemde gidilebilmesinden kaynaklanıyor zaten... "Nasıl olur da bizim üzerimize gelirsiniz" diyenler bu işlerden hiç anlamayanlar; uzman eleştiri sahiplerinin daha gerçekçi bir sorusu var: "Neden benzer hataları yapan başkalarının üzerine gitmiyorsunuz da sadece bizim üzerimize geliyorsunuz?" Neden gerçekten? Aklıma ilk gelen sebep, "Ceza yazdıkları grubu sevmiyorlar da ondan" oluyor. Kişisel veya kurumsal bir sevgisizlik olabilir sebep; geçmişte yapılan bir haber ya da yorum yüzünden duyulan muğberlik... "Topluma zararlı bunlar" deyip ilk bulduğu hatayı iflâh kesen bir cezaya dönüştürmüş olabilir devletin memuru... Kendiliğinden, hiçbir yerden emir almadan... Çok fazla karmaşık ve cezayı kesen kuruma da memurlara da pek yakışmayan bu ihtimalin yerine daha basit bir sebep söz konusu olmasın? Benim senaryom şu soruda gizli: "Üzerlerinde artık baskı hissetmeyen görevliler, aralarında hiçbir ayrım gözetmeksizin bütün hataların üzerine gidiyorlar da, medyası olanların sesi mi gür çıkıyor acaba?" Grup gazetelerinde okuduğum ve büyük çoğunluğu birbirine benzeyen senaryolar karşısına kendi farklı senaryomla çıkmamın da bir sebebi var: Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in bu işin içinde olmasını aklım kabul edemiyor. Edememesi de çok basit bir sebepten: Hürriyet'in önemli bir mensubu Bakan Şimşek'le Güneydoğu Anadolu'ya geçen hafta, doğduğu evi gördü, Türkçe bilmeyen akrabalarını tanıdı... Nasıl biri olmalı ki, Mehmet Şimşek, kadar günü birlikte geçirdiği Hürriyet mensubunun işsiz kalmasına yol açacak bir sürecin fâili olsun... Mehmet Şimşek aynı hafta THY'nin yeni hat açılışı vesilesiyle Cakarta'ya götürdüğü kişilerdendi ve orada bir kaplan ile sevgi tomarı haline dönüşmesinin fotoğrafları çarşaf çarşaf grup gazetelerinde televizyonlarında haberleştirildi. Bakan Şimşek bu işin içinde olamaz... olamaz da Başbakan Tayyip Erdoğan olabilir mi? Suçlama parmakları doğrudan onu gösterdiği için üzerinde iyice düşünesiniz diye bu soruyu soruyorum. Hükümetin titizlendiği iki açılıma grup medya organları destek çıkıyor. 'Kürt açılımı' ile 'Ermeni açılımı' gibi iki hayati konuyu desteksizlik yüzünden sarpa sardıracak bir gelişmeyi kendi eliyle başlatır mı bir siyasetçi? Özellikle grup yayın organlarının, iyi niyetlerini ,'AKP' yerine 'Ak Parti' deyip yazmayla gösterdikleri bir ortamda? Grubun kendisine 'dostluk açılımı' yaptığı bir sırada neden 'düşman' sayısını artırsın ki Başbakan? Sizin aklınız bunu alıyor mu? Benim almıyor da... Aklımın bastığı senaryo yukarıda; bir daha okuyup üzerinde düşünün isterim. Aydın Bey de düşünsün... 566760 Kanadoğlu: Dokunulmazlıklar sınırlandırılmalı Onursal Cumhuriyet Başsavcısı 'in ilçesinde yaptığı konuşmada, “Dokunulmazlıkların sınırlandırılması gerekir” dedi 'nın düşman işgalinden kurtuluşunun 87'nci yıldönümü etkinlikleri kapsamında, Belediye Meclis Salonunda ‘Çağdaş Yaşam ve Demokrasi’ konulu konferans verdi. Yargıya sahip çıkılmasını isteyen, bunun için güçlerin birleştirilmesini isteyen Kanadoğlu, “Dokunulmazlıkların sınırlandırılması gerekir. Suçluların bu ülkeyi rahat bir şekilde yönetmesine olanak sağlanıyor. Yargıya sahip çıkın. Nasıl mı çıkacaksınız? Gücünüzü ve iradelerinizi birleştirin” dedi. Salondaki bir izleyicinin “15-20 milyon kişi meclise yürüse olur mu?” sorusuna Kanadoğlu, “Yeterli olan gücü göstermek lazım. 15 milyon yarattık. İnşallah yine yaratırız. Hala ’de hakim ve savcılar var. Her hakim, savcı korkutulamaz” yanıtını verdi. 566137 Yavuz Oğhan ve Fatih Çekirge'den sel yorumları CNN TÜRK'te yayınlanan Perde Arkası programında CNN TÜRK Haber Koordinatörü Yavuz Oğhan ve gazeteci Fatih Çekirge, İstanbul'da yaşanan sel felaketini yorumladı. İhmal mi, afet mi sorusunun tartışıldığı programda, Fatih Çekirge yöneticileri vicdanlarıyla başbaşa kalmaya çağırdı ve "O topraklar, bedenleri, siyasilerin üzerine kusar" dedi. Yavuz Oğhan da, yöneticilerin olan bitenle ilgili bir "açıklama"sının olmadığını söyledi. 566340 Yangınları çok kısa sürede söndürebilen icat 'da çok büyük yangınları bile dakikalar ile sayılacak bir sürede söndürebilen silah edildi. Moskova'da düzenlenen 8'inci uluslararası ihtisas fuarı '21'inci Yüzyıl yangın güvenliği fuarında' çok kısa sürede büyük yangınları söndürebilen uzun menzilli köpük ve su fırlatan yangın söndürme silahı ve küçük yangınlar ile henüz başlayan yangınları kısa sürede söndürebilen 'Su topu' tanıtıldı. Herhangi bir insan müdahalesi olmadan kamera veya ısı tespit edici sensorlarla tespit edilen yangın bu silah sayesinde saniyeler içerisinde söndürülebiliyor. 'PURGA' yani 'kar fırtınası' adı verilen silah herhangi gemi, helikopter, binanın çatısı veya itfaiyelerin yangın söndürme sistemlerine de rahatlıkla takılabiliyor. Sistemin geliştiricisi Gennady Kuprin, yaptığı açıklamada, yangının söndürülme hızını geliştirdiklerini bildirirken, "Havacılıkta sürat kavramı çok önemlidir. helikopter 40 saniye gibi sürede tamamen yanabiliyor. Yangın söndürme işleminde zaman çok önemli" dedi. Sistem aynı zamanda özel karışımdan oluşan köpüğü 30 metre uzağa da fırlatarak çok hızlı biçimde yanan alanı kaplayarak söndürdüğünü belirten Kuprin, yaptığı açıklamada 1000 metrekarelik alanın bu sistem aracılığı ile iki dakika gibi kısa sürede söndürebildiğini söyledi. Fuarda tanıtılan bir başka yangın söndürme silahı olan ve henüz başlayan veya küçük çaplı yangınları anında söndürebilen 'Su topu'da ilgi çekti. Su topu'nun yaratıcısı Alexander Lebedev, bu sistemin henüz başlayan yangınların geniş alanlara yayılmasını önlemek için vazgeçilmez olduğunu söyledi. Sistem 10 litre su ile sıkıştırılmış havadan oluşup, bulunduğu depodan küçük tanecikler şeklinde büyük hızla püskürtülüyor. Püskürtülen su tanecikleri anında yangını kaplayarak söndürüyor ve aynı zamanda çok hızlı bir şekilde de soğumasını sağlıyor. 565594 Fenerbahçe kafilesi taşlandı kafilesi taşlandıUĞUR DEMİRKIRDI EMRE KOŞAK BURSA DHA, EMRE KOŞAK BURSA DHA Bursa Atatürk Stadı'nda oynanan Bursaspor- Fenerbahçe maçından sonra İstanbul'a gitmek üzere stattan ayrılan Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüs İhsaniye'de bir grup tarafından taşlandı. Staddan ayrılan kafileyi taşıyan Fenerbahçe otobüsü İhsaniye metro durağından geçtiği sırada bir grup taraftar tarafından taşlandı. Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüs isabet almazken, 34 EZ 4313 plakalı özel güvenlik aracının arka camı, isabet eden taşlarla parçalandı. Daha sonra jandarmanın da takviye kuvvet olark geldiği yolda, Fenerbahçe kafilesi İznik'te mola verdi. İznik'te yaklaşık 45 dakika duran ve bir köftecide yemek yiyen kafile bir grup taraftarın sevgi gösterileriyle karşılaştı. Gece yarısından sonra 14 Eylül'e girilince kaptan Alex'in doğum günü kutlandı. Fenerbahçeli taraftarlar "Happy Birth Day" tezahüratları eşliğinde Brezilyalı futbolcunun 32. yaş gününü kutladı. Kafile yaklaşık 02.00'de tesislere ulaştı. FENERBAHÇELİ İKİ TARAFTAR YARALANDI Bursaspor Fenerbahçe maçının ardından Sarı- lacivertli taraftarların bulunduğu tribünden çıkmak isteyen iki taraftar yaralandı. Boğazından yaralanan ismi belirlenemeyen taraftar Bursa Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Maçtan sonra Bursaspor taraftarlarının bulunduğu tribünün boşaltılması için tribünde bekletilen Fenerbahçeli taraftarlardan bazıları polisin uyarısına rağmen çıkmak isteyince arbede yaşandı. polisleri, arbedeyi önlemek için sıktı. Bu arada Ersoy Yıldız ile ismi belirlenemeyen bir taraftar engellemeye rağmen çıkmak isterken yaralandı. Ersoy Yıldız isimli taraftar parmağından fayans parçasıyla hafif yaralanırken, ismi belirlenemeyen taraftarın ise fayansa çarparak boynundan ağır yara aldığı öğrenildi. Yaralı taraftar ilk müdahalesi yapılarak ambulansla Bursa Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Bu arada, Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüs Bursa Atatürk Stadı'ndan ayrılırken, bir polis memurunun ayağını ezdi. Yaralı polis, ambulansla hastaneye götürüldü. 566264 Van'da 51 kilo eroin ele geçirildi  Van'dan İstanbul'a uyuşturucu yapılacağı ihbarını alan jandarma narkotik ekipleri güzergahlarda yol uygulaması yaptı. 566746 Sendikacı Özbek, bir yere kaçmayacağını belirterek tahliyesini istedi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada konuşan Özbek, 1971 yılında sendikacı olduğunu, 1975 yılından beri 34 sene Türk Metal Sendikası'nın genel başkanlığını yaptığını ifade ederek, 1985 yılından itibaren de devlet korumasında olduğunu kaydetti. Özbek, 320 bin üyesi ile Türkiye'nin en güçlü sendikası olduklarını belirterek, şöyle devam etti: ''38 yıllık sendika hayatım boyunca defa karakola gitmedim. Yasa dışı hiçbir eyleme katılmadım, yasa dışı hiçbir örgüte üye olmadım. Bizim fikrimiz zikrimiz belli. Bizim için devlet var olsun, gerisi önemli değil. 70 yaşında ve şeker hastasıyım. İnsülin kullanıyorum. Sabit mekanım var. çocuğum ve 16 torunum var. 70 yaşından sonra herhalde bir yere kaçacak değilim. Bu devletin, milletin sevdalısıyım. Tahliyemi istiyorum.'' Özbek, milliyetçi, muhafazakar bir insan olduğunu belirterek, sendikanın bütün bürolarındaki evrakların dava dosyasında belge olarak yer aldığını, yasa dışı ve yasal her türlü kurumun sendikaya görüşlerini gönderdiğini, sendika yöneticileriyle yaptığı konuşmaların da suç olamayacağını dile getirdi. Tutuklu sanık emekli Albay Levent Göktaş, Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile örgütsel irtibatı olduğu yönünde iddiaların bulunduğunu ifade ederek, Kanadoğlu'nun bu davadaki durumunun ne olduğunu öğrenmek istediğini söyledi. Aynı zamanda avukat olan Göktaş, içeriğinde çok önemli bilgi olduğu söylenen ve birlikte çalıştığı bürosundaki bir avukatın odasında, masa üzerinde alelade bir şekilde açıkta bulunan bir DVD nedeniyle ayı aşkındır tutuklu olduğunu kaydetti. Bazı kişilerin özel hayatlarına yönelik bilgilerin yer aldığı bu DVD'nin içeriğini de savcılık tutanağında öğrendiğini dile getiren Göktaş, ''savcıları vurun'' dediği iddiasıyla Poyrazköy'deki kazılar nedeniyle kişinin tutuklandığını, Levent Bektaş'a kesinlikle böyle bir şey söylemediğini, Bektaş'ın Silivri Cezaevi'ne kendisini görmeye gelmediğini anlattı. Tutuklu sanık Kurmay Albay Mustafa Koç, jandarma içerisinde Cumhuriyetçi Çalışma Grubu adında bir oluşumun olmadığını söyledi. Koç, Jandarma Genel Komutanlığına böyle bir oluşumun olup olmadığının sorulduğunu, verilen cevapta ise böyle bir oluşumun olmadığının belirtildiğini kaydetti. -AVUKATLARIN BEYANLARI- Sanıkların beyanlarının ardından söz alan Mustafa Balbay'ın avukatı Aydın Metin, üçüncü iddianamede dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün savcılara verdiği ifadeler doğrultusunda, müvekkili hakkında iddiaların bulunduğunu söyledi. Avukat Metin, iddianamede, Balbay ile ilgili bölümde müvekkilinin Mayıs 2003'te gazetesinde ''Genç subaylar tedirgin'' başlıklı haber yaptığının yer aldığını ve savcılığın iddianamede ''Bu haberi yapmak suretiyle varlığı iddia edilen örgütün amaçları ve istekleri doğrultusunda bir darbe hazırlama gayreti içinde olduğu'' şeklinde yorumda bulunduğunu kaydetti. Özkök'ün ifadesine göre dönemde TSK içinde bir takım sıkıntıların olduğunun yer aldığını anlatan Metin, ''Balbay'ın yaptığı haber doğru. Balbay'ın olsa olsa bu haberden dolayı ödüllendirilmesi gerekir. Bu haberden dolayı tutuklandı'' dedi. Duruşma sanık avukatlarının beyanlarıyla devam ediyor. 565725 2. Ergenekon'da davasında 5. duruşma başladı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salondaki duruşmaya, birleştirilen ikinci ve üçüncü davaların 53 tutuklu sanığından gazeteci Tuncay Özkan, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, eski Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek'in de aralarında bulunduğu 48'i katıldı. Tutuklu sanıklar Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Yarbay Mustafa Dönmez ve Süleyman Solmaz ise duruşmaya gelmedi. Duruşmada, toplam 55 tutuksuz sanıktan gazeteci-yazar Yalçın Küçük, İlyas Çınar, Kemal Yavuz, Tanju Güvendiren, Adnan Bulut, Emin Şirin, Hatice Bahtiyar ve Noyan Çalıkuşu da hazır bulundu. Duruşmaya, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün mazereti nedeniyle katılmadığı için heyete üye hakim Hasan Hüseyin Özese başkanlık yapıyor. İddianamenin okunmasına başlanmadan önce söz alan tutuklu sanık Emcet Olcaytu, iddianamenin savcılar tarafından satır satır okunduğunu belirterek, mahkeme heyetinin iddianamenin çok kısa özetlenerek okunması için karar almasını istedi. Tuncay Özkan'ın avukatı Celal Ülgen de iddianamenin okunmasının aslında sanık hakkı olduğunu belirterek, ''Ancak bu hak bu dava için bir sıkıntıya, eziyete dönüştü. 500 sayfa 15-20 günde okunur. Özetin özetinin okunmasını istiyoruz'' dedi. Başkan Hasan Hüseyin Özese de bu konunun daha önce karara bağlandığını belirterek, herkesin isnat edilen suç vasıflarından haberdar olmaları gerektiğini, bunların açıklanarak okunacağını söyledi. Duruşma, Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın'ın dönüşümlü olarak iddianamenin özetini okumasıyla devam ediyor. İstanbul ve çevresinde Eylül'de etkili olan sağanak yağış nedeniyle duruşmanın yapıldığı binanın su alması ve kafeteryanın tavanının bir bölümünün çökmesi nedeniyle mahkeme heyeti duruşmayı ertelemişti. Bu süre içerisinde binanın yağıştan hasar gören kısımlarının onarıldığı, kullanıma hazır hale getirildiği gözlendi. 565973 Güler'den Garipoğlu açıklaması Güler'den Garipoğlu açıklaması İstanbul Valisi Muammer Güler, "Cem Garipoğlu'nun kısa süre içerisinde ele geçirileceğine inanıyorum" dedi. İSTANBUL (İHA) İstanbul Valisi Muammer Güler, "Cem Garipoğlu'nun kısa süre içerisinde ele geçirileceğine inanıyorum" dedi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Güler, liseli Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun yurt dışında yakalandığına dair basın organlarında yer alan haberlerin gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Vali Güler, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın da konuyla ilgili açıklama yaptığını hatırlatarak, "Çıkan haberler doğru değil. Pazarlık konusu söz konusu değil. Yaşa ilişkin istisnalar zaten kanunun uygulamasında her zaman geçerli olacak konulardır. Çemberi daraltacak her türlü hassasiyet içindeki çalışmamızı sürdürüyoruz. Kısa süre içerisinde ele geçirileceğine inanıyorum" diye konuştu. 565288 Lotocu Altınordu Üçüncü Lig 2. Grup’ta evinde Tekirova Bld önünde bir puanı zor kurtardı: 2-2. Bu sonuçla temsilcisi, üst üste üçüncü beraberliğini almış oldu. 26’da Osman’ın ara pasında topla buluşan Mustafa, düzgün vuruşla Yusuf’u avladı: 1-0. 50’de Ethem’in sert şutu üst direğe çarparak ağlara gitti: 1-1. 52’de Ethem yine vurdu, top bu kez direkten döndü. İsmail tamamladı: 1-2. 70’de Kadir’in yerden kestiği topu iyi takip eden Zafer, düzgün bir vuruşla skoru eşitledi: 2-2.  HAKEMLER: Bayram Başkan, Hüseyin Sarsar, Segah Tunçkol Onur (5) Yusuf Büküşoğlu (4), Koray (5), Fırat (6), Altan (4), Osman (5) (Dk.56 Cüneyt 5), Sinan (4), Celal Özcan (5), Serkan (4) (Dk.66 Lider 5), Zafer (6), Mustafa Karagülle (6), (Dk.56 Kadir 5) TEKİROVA BLD: Yusuf (6) Muzaffer (6), Umut (7), Serdar (7), İsmail (5), Devrim (6), Zafer (6) (Dk.74 Ömer 6), Cengiz (5), Ethem (7) (Dk.79 Alihan 5), Hüseyin İriç (6), Erhan (6) (Dk.53 Cenk 6) GOLLER: Dk.26 Mustafa Karagülle, 70 Zafer (Altınordu) 50 Ethem, 52 İsmail (Tekirova Bld) SARI KARTLAR: Sinan, Mustafa Karagülle, Yusuf Büküşoğlu, Koray (Altınordu) Serdar, Kuzaffer, Hüseyin, Erhan (Tekirova Bld) 566663 Irak'ta şiddet olayları: ölü, 13 yaralı Irak'ta şiddet olayları: ölü, 13 yaralıBAĞDAT (A.A) Irak’ın çeşitli yerlerinde meydana gelen son şiddet olaylarında 6’sı polis kişi öldü, 13 kişi yaralandı          Bağdat’ın 65 kilometre kuzeydoğusundaki Bakuba kentinde, Irak polisini hedef alan bombalı saldırıda polis öldü, sivil yaralandı. Polis yetkilileri, yol kenarına yerleştirilen bombanın devriye gezen polis aracını hedef aldığını açıkladı.          Musul’un batısında yol kenarına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu bir kadının öldüğü, kızının ise yaralandığı açıklanırken, kent merkezinde düzenlenen ayrı bir bombalı saldırıda, bir polisin öldüğü 7’sinin yaralandığı kaydedildi.          Curf El Sakr kentinde ise, silahlı saldırganların bir polisin evine baskın düzenledikleri, polisi öldürdükten sonra evini yaktıkları; bir kontrol noktasına düzenlenen ayrı bir saldırıda ise bir polisin öldürüldüğü, ikisinin yaralandığı bildirildi. 565779 Denizli "0"ı unutmak istiyor! UEFA Şampiyonlar Ligi'nde (B) Grubu'ndaki ilk sınavını yarın İngiltere'nin futbol devi Manchester United karşısında verecek olan Beşiktaş'ta, ''Devler Ligi''ndeki maçlar teknik direktör Mustafa Denizli için de ayrı bir anlam taşıyor. Fenerbahçe'nin başında 2001-2002 sezonunda ''Devler Ligi''de ''sıfır' çeken deneyimli teknik adam, bu sezon Beşiktaş'ın başında başarıyı kovalayacak. Mustafa Denizli yönetimindeki Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde 2001-2002 sezonunda (F) Grubu'nda yaptığı maçı da yitirerek, hiç puan alamadı. Grup maçlarını gol atıp, 12 gol yiyerek son sırada tamamlayan Denizli yönetimindeki Fenerbahçe, aynı zamanda şimdiye kadar ''Devler Ligi''nde mücadele eden Türk takımları içindeki en kötü performansı sergiledi. Fenerbahçe'nin söz konusu sezondaki maçlarda aldığı sonuçlar şöyle: Fenerbahçe Barcelona (İspanya)............: Fenerbahçe Olympique Lyon (Fransa)........: Bayer 04 Leverkusen (Almanya) Fenerbahçe..: Olympique Lyon Fenerbahçe.................: Fenerbahçe Bayer 04 Leverkusen............: Barcelona Fenerbahçe......................: 566688 Balık ucuzlayacak Balık ucuzlayacak Yarın gece sona erecek olan trol av yasağı öncesi Sinop'taki balıkçılar hazırlıklarını tamamladı. SİNOP (İHA) Sinop-Kastamonu Su Ürünleri Kooperatifler Birliği Başkanı Ali Bayrak, 15 Eylül'de sona erecek trol yasağının sona ermesi ile tezgahların renkleneceğini, mezgit ve barbun gibi dip balıklarının da ucuzlayacağını söyledi. 16 Eylül Çarşamba günü itibariyle trol balıkçılarının açıklarda avlanmaya başlayacağını kaydeden Ali Bayrak, balıkçılara iyi bir sezon geçirmelerini diledi. Trol avcılığı ile birlikte bol miktarda avlanacak olan balığın fiyatlara da olumlu yönde etki edeceğini kaydeden Ali Bayrak, "Artık trol serbestliği başlıyor. Balıkçımız tüm hazırlıklarını yaptı. Trolle daha fazla avlanma imkanı olduğu için balık fiyatları da düşecektir. Özellikle şu anda TL civarında olan mezgit ile kilosu 15 ile 20 TL arasında satılan barbunun fiyatının trol sezonu ile düşmesini bekliyoruz. Balıkçımıza ve vatandaşımıza yeni sezon hayırlı olsun" diye konuştu 566539 CHP'den Sel Önergesi Cumhuriyet Halk Partisi, İstanbul'da yaşanan sel felaketiyle ilgili genel görüşme önergesi verdi. Önergede, 8-9 Eylül'de İstanbul'da meydana gelen sel felaketinde, 32 vatandaşın yaşamını kaybettiği, yüz milyonlarca dolarlık maddi kayıp oluştuğu belirtildi. Meteorolojinin, günler öncesinden aşırı yağışı haber vermesine rağmen, İstanbul'da herhangi bir önlem alınmadığı öne sürüldü. 566257 Yiğido eski günleri mumla arıyor Önceki sezonda Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor gibi güçlü takımlarla şampiyonluk mücadelesi veren, aldığı başarılı sonuçlarla taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanan Sivasspor, bu sezon şu ana kadar eski başarılı grafiğinden uzak bir performans sergiledi. Sezon başında kadrosunda büyük oranda revizyona giden kırmızı-beyazlı ekip, yaptığı yeni transferlerle eski oyuncularının yerini doldurmaya çalışsa da şu ana dek bir türlü istediği sonuçları elde edemedi. Sakatlıklar, takım kurgusundaki ve oyun sistemindeki değişiklikler, yeni transferlerin uyum sorunu ve yabancı transferde yaşanan bazı aksaklıklar nedeniyle hem hazırlık kampında, hem ligde, hem de Avrupa kupalarında yaptığı maçlarda başarısız sonuçlar elde eden Yiğidolar, taraftarını üzerken, futbol otoritelerini de şaşırttı. Süper Lig'deki ilk sezonunu 8'nci, ikinci sezonunu 7'nci, üçüncü sezonunu 4'üncü, dördüncü sezonunu ise 2'nci sırada tamamlayarak sürekli bir çıkış trendi içerisinde olan Sivasspor, bu sezon ise ligde 5. hafta itibariyle zirveden uzak kaldı. -LİGİN DİBİNE DEMİR ATTI- Geçen sezonun lig ikincisi, önceki sezonun lig dördüncüsü Sivasspor, bu sezon ligde yaptığı maçta da sahadan yenik ayrılarak adeta ligin dibine demir attı. Önceki sezonda Anadolu'nun şampiyon umudu olan Sivasspor, bu sezon ise 5. hafta sonu itibariyle bir maç eksiğiyle ''sıfır'' puanla 17'nci sırada kaldı. Şu anda 18. sıradaki Kasımpaşa ile birlikte ligde puan elde edemeyen takımdan biri olan Sivasspor, 16 Eylül Çarşamba günü deplasmanda oynayacağı 3. hafta erteleme karşılaşmasında Denizlispor'u yenerek hem puanla tanışmak, hem de taraftarına uzun bir aradan sonra galibiyet armağan etmek istiyor. Sivasspor camiası, Denizlispor ile deplasmanda yapılacak 3. hafta erteleme maçını ve 6. haftada Bursaspor ile iç sahada oynanacak karşılaşmayı dönüm noktası olarak görüyor. -BU SEZON 13 MAÇTA KALESİNDE 35 GOL GÖRDÜ- Bu sezon şu ana dek 5'i Hollanda'daki hazırlık kampında, 2'si Avrupa Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunda, 4'ü Turkcell Süper Lig'de, 2'si ise UEFA Avrupa Ligi play-off turunda olmak üzere 13 maç yapan Sivasspor, bu maçlarda galibiyet, beraberlik elde ederken, 10 da mağlubiyet aldı. Bu 13 maçlık periyotta sadece hazırlık kampında Bulgaristan'ın Lokomotiv Mezdra ve Avrupa Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turundan Belçika'nın RSC Anderlecht takımını yenmeyi başaran Sivasspor, bu 13 maçta rakip filelere 10 gol atıp, kalesinde ise 35 gol gördü. Hem ofansif, hem de defansif anlamda başarısız bir grafik çizen Sivasspor'un bu sezon yaptığı 13 maçın skorları şöyle:         MAÇ                             SKOR -Sivasspor-Heerenveen:          0-5 (hazırlık maçı) -Sivasspor-PSV Einhoven:        0-3 (hazırlık maçı) -Sivasspor-Olimpiyakos:         1-3 (hazırlık maçı) -Sivasspor-Lokomotiv Mezdra:    2-1 (hazırlık maçı) -Sivasspor-Chivas:              2-2 (hazırlık maçı) -RSC Anderlecht-Sivasspor:      5-0 (Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turu) -Sivasspor-RSC Anderlecht:      3-1 (Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turu) -Sivasspor-FC Shakhtar Donetsk: 0-3 (Avrupa Ligi play-off turu) -FC Shakhtar Donetsk-Sivasspor: 2-0 (Avrupa Ligi play-off turu) -Sivasspor-Trabzonspor:         1-2 (Turkcell Süper Ligi) -Fenerbahçe-Sivasspor:          3-0 (Turkcell Süper Ligi) -Sivasspor-Diyarbakırspor:      0-2 (Turkcell Süper Ligi) -Manisaspor-Sivasspor:          3-1 (Turkcell Süper Ligi) 566171 Sel felaketi Meclis gündeminde CHP Grup Başkanvekilleri Hakkı Süha Okay ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun imzasıyla Meclis Başkanlığı'na sunulan genel görüşme önergesinde, İstanbul'da aşırı yağışlar sonucu meydana gelen 32 vatandaşın yaşamını yitirdiği sel felaketi gündeme getirildi. Meteorolojinin günler öncesinden yoğun yağışlar konusunda uyarmasına rağmen İstanbul'da herhangi bir önlem alınmadığının felaketin boyutları ile ortaya çıktığı dile getirilen genel görüşme önergesinde şu görüşlere yer verildi: "16 yıldır İstanbul'u yöneten Başbakan ve ekibi aşırı yağışı, dereleri ve vatandaşı suçlayarak kendisini ve ekibini bu sorumluluktan kurtarmaya çalışmıştır. Oysa Başbakan ve ardılı belediye başkanları, CHP'nin ilgili meslek odalarının ve bilim insanlarının uyarılarını göz ardı etmişlerdir. İstanbul gibi bir kentte dere yataklarının toprak döküm ve yerleşim alanı olarak kullanılması, yaşanan felaketin nedenlerinden biridir. Dere yataklarının imara açılması, yapılaşmanın kesinlikle olmaması gereken bu alanlara binaların dikilmesine izin verilmiştir."   "Krediler amaçları dahilinde kullanılmadı" Önergede, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın Ayamama Deresi yatağında ruhsat vererek yapılaşmasına izin verdiği okul, otel ve iş merkezlerinin de sular altında kaldığı ifade edildi. Dünya Bankası'nın dere ıslah çalışmaları için kullanılması gereken kredilerinin bugüne kadar amacının dışında kullanıldığına işaret edilen Önergede, "16 yıldır İstanbul'u yöneten Başbakan Erdoğan ve ekibinin yönetim anlayışı ve tarzı, rant üzerine kurulduğu için ne su havzası ne dere yatağı tanımışlardır. Başbakan ve ekibi rant olan her yeri imara açarak bu vahim sonuca neden olmuşlardır." denildi. Önergede, İstanbul'daki sel felaketinin nedenleri ile yapılan yanlışların tespiti ve sorumluların belirlenmesi için Anayasa'nın 98 ve İçtüzüğün 101, 102 ve 103'ncü maddeleri uyarınca genel görüşme açılması istendi. 564975 Trabzon'dan Belediye'ye yarım düzine İSTANBUL BB 1-6 TRABZONSPOR STAT: Atatürk Olimpiyat HAKEMLER: Bünyamin Gezer xx, Asım Yusuf Öz xx, Mustafa Sönmez xx İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESPOR: Oğuzhan x, Marcin Kus x, Marcus x, Sylla (Taner Güleri dk. 46 x), Gökhan Süzen (Ekrem dk. 46 x), Zeki x, Mahmut x, Serhat x, İskender x, Gökhan Kaba x, İbrahim Akın (Ali Güzeldal dk. 77 x) TRABZONSPOR: Sylva xxx, Tayfun xxx, Serkan xxx (Ceyhun dk. 78 xx), Giray xxx, Egemen xxxx, Ferhat xxx, Selçuk xxx (Alanzinho dk. 89 x), Colman xxx (Engin dk. 86 x), Gabric xxx, Umut xxx, Gökhan Ünal xxx  GOLLER: Egemen (dk. ve 19), Gökhan Ünal (dk. 27), Umut (dk. 29 ve 90+2), Serhat (dk. 43), Egemen (dk. 47)  SARI KARTLAR: Gökhan Süzen, İbrahim Akın, İskender (İstanbul Büyükşehir Belediyespor), Gökhan Ünal, Gabric (Trabzonspor) 565301 Reyhan'ın öldüğü partiye eroin servisi yapanlar yakalandı Edinilen bilgiye göre Burdur Emniyet Müdürlüğü, genç kızın ölümünden sonra uyuşturucu ile ilgili geniş çaplı bir araştırma başlattı. Partiye katılanların ifadesi alınarak genişletilen operasyonda satıcının Antalya'da olduğu tespit edildi. Zeytinköy'de düzenlenen baskında gözaltına alınan Ahmet-Selma Karatepe çifti, Burdur'a getirildikten sonra sevk edildikleri nöbetçi mahkemece tutuklandı. Şahısların üzerinden kokain, eroin, hap ve esrar çıktığı öğrenildi. Reyhan Basravi'nin ölümünün ardından daha önce Burdur'da ikisi kadın kişi gözaltına alınmıştı. Yusuf A. (24) ile uyuşturucu ticareti yapmaktan sabıkalı Hasan Ali Y. (26), çıkarıldıkları mahkemece 'ölüme sebebiyet vermek' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. 566248 Hitler'in torunları soylarını kesecekler Alman diktatör Adolf Hitler'in yaşayan 39 akrabasının olduğu tespit edildi.   Bild gazetesinin haberine göre, Marc Vermeeren ve Jean-Paul Mulders isimli iki Belçikalı, Hitler'in babası Alois'in Amerika'da yaşayan üç torununa ulaştı. Aynı zamanda tarihçi olan Belçikalıları göre; soyadlarını "Stuart-Huston" olarak değiştiren Hitler ailesinin dördüncü nesil çocukları New York'ta yaşıyor. Louis ve Brian isimli kardeşler bahçıvan olarak çalışıyor. En büyükleri Alexander (60) ise psikolog olarak çalışmış ve şimdi emekli olarak günlerini geçiriyor. Belçikalı araştırmacılara göre, Hitlerin soyundan olma akrabalarından bazıları ise Avusturya'da yaşıyor. Buradakilerin 'Hitler' soyadını, değiştirdikleri ve Hietler, Hiedler, Hütler veya Huetler soyadını kullandıklarını belirten araştırmacı Vermeeren, "Genellikle ormanlık bölgelerde yaşıyorlar ve Hitler'in uzak akrabaları oluyorlar. Ama çoğu bunun farkında bile değil." dedi. Bild gazetesinin aktardığına göre, Amerika'da yaşayan Hitler soyunun dördüncü kuşak çocukları, Nazi diktatörünün soyunun devam etmemesi için 'çocuk yapmama' kararı almış. 566537 Sivasspor Eski Günlerini Arıyor Turkcell Süper Lig'de geçen sezonda Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor gibi güçlü takımlarla şampiyonluk mücadelesi veren, aldığı başarılı sonuçlarla taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanan Sivasspor, bu sezon şu ana kadar eski başarılı grafiğinden uzak bir performans sergiledi. Sezon başında kadrosunda büyük oranda revizyona giden kırmızı-beyazlı ekip, yaptığı yeni transferlerle eski oyuncularının yerini doldurmaya çalışsa da şu ana dek bir türlü istediği sonuçları elde edemedi. Sakatlıklar, takım kurgusundaki ve oyun sistemindeki değişiklikler, yeni transferlerin uyum sorunu ve yabancı transferde yaşanan bazı aksaklıklar nedeniyle hem hazırlık kampında, hem ligde, hem de Avrupa kupalarında yaptığı maçlarda başarısız sonuçlar elde eden Yiğidolar, taraftarını üzerken, futbol otoritelerini de şaşırttı. Süper Lig'deki ilk sezonunu 8'nci, ikinci sezonunu 7'nci, üçüncü sezonunu 4'üncü, dördüncü sezonunu ise 2'nci sırada tamamlayarak sürekli bir çıkış trendi içerisinde olan Sivasspor, bu sezon ise ligde 5. hafta itibariyle zirveden uzak kaldı. Ligin Dibine Demir Attı Geçen sezonun lig ikincisi, önceki sezonun lig dördüncüsü Sivasspor, bu sezon ligde yaptığı maçta da sahadan yenik ayrılarak adeta ligin dibine demir attı. Önceki sezonda Anadolu'nun şampiyon umudu olan Sivasspor, bu sezon ise 5. hafta sonu itibariyle bir maç eksiğiyle "sıfır" puanla 17'nci sırada kaldı. Şu anda 18. sıradaki Kasımpaşa ile birlikte ligde puan elde edemeyen takımdan biri olan Sivasspor, 16 Eylül Çarşamba günü deplasmanda oynayacağı 3. hafta erteleme karşılaşmasında Denizlispor'u yenerek hem puanla tanışmak, hem de taraftarına uzun bir aradan sonra galibiyet armağan etmek istiyor. Sivasspor camiası, Denizlispor ile deplasmanda yapılacak 3. hafta erteleme maçını ve 6. haftada Bursaspor ile iç sahada oynanacak karşılaşmayı dönüm noktası olarak görüyor. 13 Maçta 35 Gol Bu sezon şu ana dek 5'i Hollanda'daki hazırlık kampında, 2'si Avrupa Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunda, 4'ü Turkcell Süper Lig'de, 2'si ise UEFA Avrupa Ligi play-off turunda olmak üzere 13 maç yapan Sivasspor, bu maçlarda galibiyet, beraberlik elde ederken, 10 da mağlubiyet aldı. Bu 13 maçlık periyotta sadece hazırlık kampında Bulgaristan'ın Lokomotiv Mezdra ve Avrupa Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turundan Belçika'nın RSC Anderlecht takımını yenmeyi başaran Sivasspor, bu 13 maçta rakip filelere 10 gol atıp, kalesinde ise 35 gol gördü. 566842 Efsane şarkıcının son provaları Pop müziğin kralı, bu yaz Londra'da O2 Arena'da vereceği bir dizi konserle hayranlarıyla yeniden buluşmaya hazırlanıyordu. Jackson bu hayalini gerçeğe dönüştüremeden hayatını kaybetti. Hayranları şimdi, en azından, efsanevi şarkıcının bu son şovuna nasıl hazırlandığını görme fırsatı bulacak. Jackson'ın, son konserlerini nasıl hazırladığını konu alan 'Michael Jackson's This Is It', gelecek ay sinemalarda gösterilmeye başlanacak. Filmin fragmanıysa bugün yayınlandı. Film, Nisan-Haziran döneminde çekilen görüntülerden, Michael Jackson’ın yakınlarının tam desteği ile yapıldı. Yüz saati aşkın kamera arkası çekimlerinden, Jackson’ın birçok şarkısının, hazırlanmakta olduğu şovu için prova ederkenki görüntüleri filmde yer alıyor. Film izleyicilerine Jackson’ı daha önce hiç görmedikleri bir şekilde görebilme ayrıcalığını sunuyor. 'Michael Jackson's This Is It', ana hatları ile şarkıcı, danscı, film yapımcısı, yaratıcı ve büyük bir sanatçı olan Michael Jackson’ın son şovunu yaratma sürecini konu alıyor. Efsanenin hem yaratıcı ortağı, hem de sahne şovunun yönetmeni Kenny Ortega, Randy Phillips ve Paul Gongaware ile birlikte yapımcısı olduğu bu filmin yönetmenliğini de üstleniyor. Filmin vizyonda kalması planlanan iki haftalık limitli sure için billet satışları 27 Eylül tarihinden itibaren başlayacak. 'Michael Jackson's This Is It', Türkiye’de 29 Ekim'de vizyona girecek. 565490 Sarp'a sert uyarı Sarp'a sert uyarı  G.Saray’ın başarılı ön liberosu ile ve Neeskens dün bir görüşme yaptı. Hollandalı antrenör, “Hakemin kararı ne olursa olsun saygı göstermelisiniz. İtiraz istemiyoruz” dedi. ’dan ’a koşarak geldi. Babadan Cimbomlu olan çalışkanlığı ile teknik direktör ’ın vazgeçilmezi oldu. derbisinde gol perdesini açan milli futbolcu, maç içinde ile girdiği pozisyonda kırmızı karttan dönüp sık sık hakem ile konuşunca yönetim ve teknik kadro tarafından uyarıldı. Canları yanmıştı Geçen sezon hakemlerle yapılan tartışmalar yüzünden sıkıntılı günler geçiren ve bir daha bu sıkıntılara girmek istemeyen yöneticiler bu konuda ne kadar ciddi olduklarını, başarılı oyuncuları Sarp’ın dikkatini çekerek gösterdiler. Önce uyardı sonra kutladı Dün ’da Haldun Üstünel ve antrenör Neeskens, Mustafa’yla özel olarak görüştü. Hollandalı çalıştırıcı, “Hakemin kararı ne olursa olsun saygı göstermelisiniz. İtiraz ya da hakemin yanında yorum yapmaya kalkan bir oyuncu görmek istemiyoruz” dedi. Sarı kırmızılı forma altında gol atan yıldız oyuncu uyarılara dikkat edeceğini ve bir daha böyle olayların tekrarlanmayacağını söyledi. Neeskens bu görüşmeden sonra Beşiktaş maçında gösterdiği performanstan dolayı oyuncusunu kutladı. 566069 Altay farkın keyfini yaşıyor! Bank Asya 1. Lig'de İzmir derbisinde Karşıyaka'yı 4-1 mağlup eden Altay'da, profesyonel şube sorumlusu Ömer Aydın, ''7. haftadan sonra sahada daha iyi bir Altay takımı izleyeceğiz'' dedi. Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen sezon olduğu gibi takımın mağlubiyeti kabul etmeyen bir yönünün bulunduğunu, dünkü karşılaşmada da 1-0 geriye düştükten sonra bu özelliğin ortaya çıktığını söyledi. Geçen sezon tek şikayetlerinin ''kazanamamak'' olduğunu kaydeden Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu sezon, bu sorunu ortadan kaldıracağız. Levent Kartop, Zafer Biryol, Molina gibi oyuncularımız da tam hazır hale geldikten sonra daha iyi bir noktaya ulaşacağız. 7. haftadan sonra sahada daha iyi bir Altay takımı izleyeceğiz. Bu galibiyetin anlam kazanması için önümüzdeki hafta Mersin İdmanyurdu'nu mağlup etmemiz gerekiyor. Evimizde alacağımız bir galibiyetle taraftarlarımıza bayram hediyesi vermek istiyoruz.'' Aydın, teknik direktör Fuat Yaman'ın hakem tarafından saha dışına gönderilmesi ile ilgili olarak da, ''Hocamız ne küfür etti, ne de farklı bir şey yaptı. Hakemin kendisini saha dışına göndermesinden 4-5 dakika önce kulübeye su şişesi fırlattı, ancak bunun hakemle ilgisi yoktu'' diye konuştu. 566026 El Zeydi'nin tahliyesi yarına kaldı Gazetecinin kardeşi Durgam, kardeşinin cezaevinden kendisini aradığını ve yarın tahliye edileceğini söylediğini bildirdi. El Zeydi'nin avukatı Diya El Saadi, ay hapis cezasını tamamlayan müvekkilinin bugün serbest bırakılmasını beklediklerini açıklamıştı. Eyleminden sonra tüm Arap ülkelerinde kahraman olan Iraklı gazeteciye Katar Emiri Şeyh Hamid bin Halife El Tani, cezaevinden çıktığında spor otomobiller, altın at ve madalya sözü vermiş, Arap babalar kızlarını onunla evlendirmek için sıraya girmişti. Martta yıl hapis cezasına çarptırılan El Zeydi'nin cezasını temyiz mahkemesi aya indirmişti. 566361 MHP'li Vural: Başbakan PP'ya örtülü bir şekilde ateşkes mesajı verdi 'li Vural: Başbakan PP'ya örtülü bir şekilde mesajı verdiANKA Grup Başkanvekili Başbakan ’ın dün Polatlı’da yaptığı konuşmasında geçen oldukça operasyon sürecek" ifadeleriyle ’ya "örtülü bir şekilde mütareke mesajı" verdiğini öne sürdü. Vural, düzenlediği basın toplantısında, Erdoğan’ın terörle, "pasif bir mücadele yöntemini benimsediğini" savundu, hükümetin terör örgütünü cesaretlendirdiğini iddia etti. Oktay Vural, şunları söyledi: "Sayın Başbakan adeta ’ateş açılmadıkça operasyon yapılmayacaktır’ demek suretiyle terör örgütüne gizli bir mütareke ve ateşkes mesajı göndermiştir. için terörü mü bekleyeceğiz, sayın Başbakan? Teröristin askerimize, polisimize kurşun sıkmasını mı bekleyeceğiz? Sayın Başbakan, terör örgütüne ben sizin isteklerinizi kabul ettirmeye çalışıyorum, Kürt sorununu çözüyorum, siz de terör yapmayın, mesajı göndermeye çalışmaktadır. Sayın Başbakanın bu ifadeleri terörle mücadele eden kurumlarımız arasında büyük bir moral çöküntüsü oluşturmaktadır." Başbakan Erdoğan’ı ve ağzıyla" konuşmakla suçlayan Vural, "Sayın Başbakan’ın böyle bir günde yaptığı bu konuşmayı kınıyorum. Yakışmıyor. Muharebesinin anlamlı yıldönümüne yakışmayan bir konuşma yapmıştır" diye konuştu. Vural, Erdoğan’ın "şehitleri, siyasetine malzeme yaptığını" ileri sürerek, Erdoğan’ın "kan dursun edebiyatıyla bölücü reçeteler sunduğunu" kaydetti. -"HESABI YARGI ÖNÜNDE VERECEKSİNİZ"- MHP olarak yeni azınlıklar oluşturulmasına, bölücü reçetelere "hayır" demeye devam edeceklerini belirten Vural, şu görüşleri dile getirdi: "Sayın Başbakan kafasının arkasında gizli gündemi deşifre ettiğimiz için MHP’ye ve Sayın Genel Başkana (Bahçeli’ye) dil uzatmaya devam etmektedir. Evet Sayın Başbakan, bölücü, fitneci açılımlarınıza hayır demeye devam edeceğiz. Bu kan duracaktır. Size rağmen duracaktır. Kan akıtmaya devam edenlerin sonu bellidir. Ama kan üzerinden pazarlık yapıp, milletimizi bölme reçetelerine mecbur ve mahkum ettirme girişimlerinizin elbette bir bedeli olacaktır. Bu hesabı da siz inşallah yargı önünde vereceksiniz. Sayın Başbakan İmralı ağzıyla konuşmaya devam etmiştir. İmralı’daki de Kandil’e davet etmişti, Sayın Başbakan da İmralı’daki gibi MHP’yi dağa davet etmiştir. Bu, İmralı ile Sayın Başbakan’ın MHP ve ’ye karşı olma noktasında buluştukları bir ifadedir. ’nin geldiği hazin nokta budur." Vural, bölücü emelleri engellemeye kararlı olduklarını yineleyerek, "Sayın Başbakan ’kafes kekliği’ gibi bu söylemlerinizle milletimizi tuzağa düşüremeyeceksiniz" dedi. -"HER YERDE DEŞİFRE EDERİZ"- Oktay Vural, "Sayın Bahçeli konusunda ’de kapalı oturum olması durumunda oturumu açıklayacağını söyledi. Bu, devlet sırrının açıklanması anlamına gelmez mi" sorusu üzerine ise "Ne zamandan beri bölücü emellerin açıklanacağı toplantılar oldu. Bu olsa olsa bölücü emellerin sırrı olur. Anayasamızda bölücü emellerin sırrını kabul etmek diye bir kavram yoktur. Bölücü emeller her zaman ve her yerde deşifre edilmelidir. MHP olarak bölücü emelleri devlet sırı olarak yutturacak girişimlerin karşısında olmaya devam edeceğiz" diye konuştu. 566435 17:12 Vali, ağlayan öğrenciyi makam aracıyla gezdirip, oyuncak hediye etti Vali, ağlayan öğrenciyi makam aracıyla gezdirip, oyuncak hediye ettiCanan ALTINTAŞ- Serdar SUNAR/ DİYARBAKIR, (DHA) 'da yeni öğretim yılı nedeniyle İlköğretim Okulu'ndaki açılış törenine katılan Vali okula yeni başlayan ve kendisini göremediği için ağlayan yaşındaki Şevval Poyraz'ı teselli etti, ardından makam otomobiliyle kenti gezdirip, oyuncak hediye etti. Yeni eğitim ve öğretim yılının açılışı Anıt Parka'ta 'na çelenk korulmasıyla başladı. Buradaki törende Osman Karlı adlı geçirince, ambulansla hastaneye götürüldü. Törenlere daha sonra Vehbi Koç İlköğretim Okulu'nda öğrencilerin şiir okuluması ve konuşmalarıyla devam edildi. Törene katılan Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, yeni ders yılına başlayan öğrencilere başarılar dileyerek kentte eğitim konusunda ciddi adımlar atıldığını söyledi. Mutlu, “Diyarbakır'da okullaşma oranımız üzde 97.5'lere ulaşmış durumda. Bu yıl eğitim gücümüzü bin 400 dersliğe ulaştırdık. 750'sini bu yıl gerçekleştirdik. Yani yüzde civarında derslik sayımızda artış yaptık. Bunlar önemli rakamlar, artık Diyarbakır her yıl bu oranda arttırabilecek güce kavuştu. 32 bin çocuğumuz köy ve mezralarından alıp taşımalı eğitimle okullarına taşıyoruz. Binlerce çocuğumuz yatılı bölge okullarında ediliyor” dedi. Vali Mutlu, daha sonra okula yeni başlayan öğrencilerin bulunduğu sınıfı ziyaret etti. Vali Mutlu'nun ayrılmasından sonra yaşındaki Şevval Poyraz, ağlamasını sürdürürken, valiyi göremediğini ve ona çiçek vermek istediğini söyledi. Bunun üzerine Poyraz, Mutlu'nun yanına götürülüp durum anlatıldı. Vali Mutlu, kucağına aldığı Şevval'i, makam otomobiliyle gezdirmek istediğini söyledi. Mutlu, Şevval'ı annesi Sultan Poyraz ile makam otomobiline alarak bir süre kenti gezdirdikten sonra makamına götürdü. Kendisine bebek hediye eden Mutlu'yu öperek teşekkür eden Şevval Poyraz, büyüyünce Vali olmak istediğini ve okulları gezerek herkese oyuncak hediye edeceğini söyledi. Gazetecilerin neden ağladığı yönündeki sorusu üzerine minik Şevval, “Sabah evden çıkmadan önce dayımla prova yaptık. Vali amcaya çiçek verecektim ama beni görmedi. Ben de bunun için ağladım. Daha sonra gazeteciler beni valinin yanına götürdü şimdi buradayım çok mutluyum” dedi. Şevval Poyraz'ın çok zeki bir çocuk olduğunu belirten Vali Hüseyin Avni Mutlu, “Şeval için buraya gelmek çok önemli. Okula başladığı gün böyle bir anısının olması oldukça güzel. Eğer bunu gerçekleştiremeseydi hayal kırıklığı yaşayacaktı” dedi. 566634 15 yaşındaki kıza gözaltına alındı 15 yaşındaki kıza gözaltına alındıHakan ÇELİKBAŞ/ SAMSUN, (DHA)'da maytap atılması konusunda çıkan tartışma sırasında 15 yaşındaki K.K. adlı kız, 34 yaşındaki Zehra M.'yi dövdüğü iddiasıyla gözaltına alındı Olay, dün akşam İlkadım İlçesi Mahallesi Şirin Sokak üzerinde dün akşam meydana geldi. 15 yaşındaki C.K. sokakta arkadaşları ile birlikte oynarken bakkaldan aldığı maytabı ateşleyerek fırlattı. Patlayan maytabın çıkarttığı gürültüden korkan ve evinde ailesiyle birlikte oturan Zehra M. geçirdi. Bu duruma sinirlenen Zehra M.'nin eşi 36 yaşındaki Mehmet M. sokağa inip C.K. ve ablası K.K. ile tartışmaya başladı. Kısa süre sonra kendisine gelen Zehra M. de çıkıp tartışmaya katıldı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Zehra M., K.K. tarafından dövüldüğü öne sürerek polise şikayette bulundu. Gelen Polis Merkezi ekipleri K.K.'yı gözaltına aldı. Yaşının küçük olması nedeniyle Çocuk Şube Müdürlüğü'ne teslim edilen kız ile ilgili sürdürülüyor. 566204 Maliye Hurda İndirimi Hazırlığında ÖTV, KDV indirimi derken Maliye Bakanlığı yeni bir uygulama için hazırlık yapıyor. 30 Eylül'de sona erecek vergi indirimlerinin yerine hurda indirimi geliyor. Hurda indirimi üzerine uzun zamandır çalışmalarını sürdüren Bakanlık, teklifini Ekonomi Koordinasyon Kurulu'na sunacak. Kurul öneriyi kabul ederse otomobilini yenilemek isteyenleri yüzde 15'e varan fiyat indirimleri bekliyor. 16 Mart'ta başladı, 16 Haziran'da kapsamı daraltılarak devam etti. KDV ve ÖTV indirimleri, bitti denilen otomotiv sektörünü yeniden diriltti. Ancak vergi indirimleri 30 Eylül'de sona eriyor. Şimdi gözler ekonomi yönetiminin vereceği karara çevrildi. Uygulamanın üçüncü kez uzatılma ihtimali düşükte olsa var. Ancak özellikle Maliye Bakanlığı, vergi indirimlerinin sonlandırılmasını istiyor. Otomotiv piyasasını canlı tutmak için şimdi yeni bir daha var. da hurda indirimi. Bakanlık yetkilileri uzun bir süredir hurda indirimine dönük alternatifli çalışmalar yapıyor. Hurda indiriminin Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında gündeme gelmesi bekleniyor. Kurul'dan ÖTV indirimlerinin devam etmemesi yönünde karar çıkarsa, hurda indirimi hükümetin krizle mücadelede yeni silahı olabilir. Uygulamanın Avantajı Otomotiv Distribütörleri Derneği bu konuda bir çalışma yaptı. Buna göre, 16 yaş üzeri araçları hurdaya çıkararak, yeni araç alanlara bin 500 lira ÖTV indirimi uygulanırsa, otomobil fiyatlarında yaklaşık yüzde 10,5 bin liralık, hurda indiriminde de yüzde 14,3'lük düşüş olacak. bin 500 liralık hurda indiriminde 2010'da 450 bin, bin liralık hurda indiriminde ise 480 bin araç satılacak. Ancak bu kez uygulamanın hazırlık aşamasında Maliye işi çok sıkı tutuyor. Zira, son olarak 2003 yılında uygulamaya konulan hurda indiriminde çeşitli suistimal gerçekleşmiş, galericiler piyasadan hurda araç toplamıştı. Bu tür istismarların önüne geçmek için hurda indiriminin araç sahiplerine yapılması, indirimden yararlanmak için en az bir yıl süreyle araca sahip olunması gibi koşullar üzerinde çalışıyor. Konu ile ilgili son kararı Bakanlar Kurulu verecek. 566404 Hamsinin kilosu 10 liraya fırladı Hamsinin kilosu 10 liraya fırladı 14 Eylül 2009 Pazartesi, 16:50 Dar gelirlinin gıdası olarak bilinen balık, özellikle Marmara Bölgesinde yaşanan olumsuz hava koşulları, kirlilik gibi nedenlerle az miktarda avlanınca, fahiş denilebilecek fiyatlardan satılıyor. Av yasağının sona erdiği Eylülden itibaren ne Marmara, ne de Karadeniz'de umduğunu bulamayan balıkçılar, son günlerde Marmara Bölgesi'nde etkili olan olumsuz hava koşulları nedeniyle denize açılamadı. Avlanan az miktarda balık, tezgahlarda fahiş denilebilecek fiyatlardan satışa sunuldu. İzmit Balık Pazarı'nda hamsi 10, istavrit 8, palamut (tane) 7-8, uskumru 13, mezgit 5, çupra ve levrek 12, sardalya liradan alıcı buldu. Fiyatların yükselmesinde olumsuz hava koşullarının yanı sıra balığın, sanayi ve evsel atıklardan kaynaklanan kirliliğin, rıhtım ve sahil dolgularının arttığı, aşırı avlanmanın yapıldığı İzmit Körfezi'ne girmemesinin, Karadeniz'de ve Marmara Denizi'nde istenen verime ulaşılamamasının, ÖTV'siz yakıt kullanmalarına rağmen balıkçıların kazançlarının her geçen sezon düşmesinin, personel ve diğer girdilerin yükselmesin de etkili olduğu öne sürüldü. Bağırganlı Balıkçı Kooperatifi üyesi İsmail Yalçın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 3-4 günden beri devam eden yağmur ve fırtına nedeniyle Kandıra ilçesi ve çevresinde balıkçıların Karadeniz'e açılmakta güçlük çektiğini, 40 dolayında balıkçı teknesinin kayıtlı olduğu kooperatifte, bazı teknelerin hava koşullarının daha elverişli olduğu Zonguldak açıklarında avlandığını belirtti. Sezonun başlangıcından bu yana istenen verimi alamadıklarını, az miktarda palamut, lüfer ve torik avlayabildiklerini dile getiren Yalçın, “Ancak Karadeniz'de dip sularındaki emareler olumlu. Ramazan Bayramından sonra hamsi ve palamudun bol miktarda avlanacağını ümit ediyoruz. Tahminlerimiz doğru çıkarsa fiyatlar geriler. Hamsi ve palamut kadar olmasa bile istavrit ve mezgit için de umutluyuz” dedi. Kirlilik ve gelişmiş sonar cihazlarının da yardımıyla yapılan yoğun avlanma sonucu balık türleri ve miktarlarında son yıllarda azalma olduğunu vurgulayan Yalçın, “Sezon verimli geçse bile avlanan bol miktarda balık, fiyatların düşmemesi için ya soğuk hava depolarında bekletiliyor ya da balığın az olduğu bölgelerde satışa sunuluyor. Böylece fiyatlar düşmüyor, dar gelirli geçmiş yıllarda olduğu gibi istediği kadar balık tüketemiyor” diye konuştu. Balıkçı Ahmet İslamoğlu da eylül ayı sonuna doğru özellikle Karadeniz'de avlanacak balık miktarında artış olacağını tahmin ettiklerini ifade etti. Hamsinin şu anda yalnızca Çanakkale çevresinde az miktarda avlanabildiğini, Karadeniz'de ise henüz az da olsa hamsi avı yapılamadığını anlatan İslamoğlu, “Ay sonuna doğru özellikle Karadeniz'de hamsi, istavrit ve palamut avının artacağını, fiyatların gerileyeceğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu. 566308 Savunma Bakanlığından Patriot açıklaması Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreterliği, Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi Projesi'ne ilişkin teklife çağrı dosyasının Çin, Rusya ve ABD'li firmalara, ilgili talep mektubunun ise ABD hükümetine Nisan 2009 tarihinde yayımlandığı ve ihale sürecinin başladığı belirtilerek, teklif değerlendirme sürecinin tamamlanması sonrası projeye ilişkin nihai kararın Savunma Sanayi İcra Komitesi tarafından verileceği bildirildi. Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreterliği'nden yapılan açıklamada, basında ''ABD'nin Türkiye'ye patriot füzeleri satacağına'' ilişkin çıkan haberler hakkında bilgilendirme yapılmasına ihtiyaç duyulduğu belirtildi. Açıklamada, Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi Projesi'nin Türk Silahlı Kuvvetlerinin 10 yıllık tedarik planı çerçevesinde ve Savunma Sanayi İcra komitesinin 30 Haziran 2006 tarihli kararı uyarınca başlatıldığı hatırlatıldı. Projenin, Milli Savunma Bakanlığı Sanayi Müsteşarlığınca yürütüldüğü ifade edilen açıklamada, şunlara yer verildi: ''Projeye ilişkin teklife çağrı dosyası, Cpmiec/Çin Halk Cumhuriyeti, Rosoboronexport/Rusya Federasyonu, Raytheon/ABD ve Lockheed Martin/ABD firmalarına ve kuruluşlarına, ilgili talep mektubu ise ABD hükümetine Nisan 2009 tarihinde yayımlanmış ve ihale süreci başlamıştır. Aday firmalar/kuruluşlar tarafından teklif verilebilmesi için ilgili devletlerin 'ön izinlerini almış bulunmaları' teklife çağrı dosyasının bir gereğidir. ABD Savunma Bakanlığının Eylül 2009 tarihli basın açıklaması, verilecek teklif için ABD Kongresi onayını alabilmek üzere yaptığı başvuruya ilişkindir. Tekliflerin Savunma Sanayi Müsteşarlığınca kurulacak Teklif Değerlendirme Heyeti tarafından değerlendirilmeleri rekabet ortamında gerçekleştirilecektir. Teklif değerlendirme sürecinin tamamlanmasını müteakip projeye ilişkin nihai karar Savunma Sanayi İcra Komitesi tarafından verilecektir. 565407 Şeker fabrikaları satılacak fiyat yüzde 50 ucuzlayacak Şeker fabrikaları satılacak fiyat yüzde 50 ucuzlayacak Özelleştirme idaresinin şeker fabrikasını özelleştirmeye çıkarması, şekerleme ürünlerinin fiyatını en az yüzde 50 oranında ucuzlatacak bir süreç olarak değerlendiriliyor. Ancak piyasanın tam rekabete açılması ön şart… ŞÜKRULLAH DOLU Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın (OİB), Türkiye Şeker Fabrikaları'na (Türkşeker) ait Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba fabrikalarını bir bütün halinde satışa çıkarma girişimi, şekerleme sektörüne rekabetin gelmesi açısından olumlu bir girişim olarak değerlendirildi. Türkşeker'in tekel durumundan dolayı yaşanan rahatsızlıkları daha önceden bir mektupla Başbakana ilettiklerini hatırlatan İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İİB) Başkanı Zekeriya Mete, son teklif verme tarihi 19 Kasım günü saat 18.00 olarak bildirilen söz konusu özelleştirmenin gerçekleşmesi halinde şekerleme ürünlerinin en az yüzde 50 oranında ucuzlayabileceğini vurguladı. BAŞARI İÇİN ÖN ŞART… Daha önceden de gündeme alınan, ancak bir türlü gerçekleştirilemeyen şeker özelleştirmesinin bu ortamda başarılı olup olmayacağına yönelik soruyu Zekeriya Mete şöyle cevapladı: “Kapalı ekonomi anlayışıyla, 'İthalatı yine keserim' derseniz yanlış olur, süreci olumsuz etkiler. İthalatı da açacaksınız. Buna göre gücü olan sanayici rekabetini yapacak, diğer sektörlerde olduğu gibi… Eğer özelleştirme başarılırsa, iç piyasada şeker fiyatları da en az yüzde 50 oranında düşecektir. Çünkü şeker fabrikalarında yılların getirdiği maliyetler yaşanıyor. 3-5 milyar maaşlar veriliyor. Bu kadrolar dışarı atılamadığından sıkıntı yaşanıyor. Dolayısıyla bu süreçten sadece ihracatçı değil, en önemlisi tüketici faydalanacaktır. Ancak ithalatın önünün açılması halinde…” TEKEL SEKTÖRÜ ERİTİYOR Krizin de etkisiyle 10'a yakın fabrikanın kapandığını veya el değiştirdiğini vurgulayan Zekeriya Mete, şöyle devam etti: “Sanayimiz bugün iman kuvvetiyle gidiyor. Çünkü bütün maliyetler dünyaya göre yüksek. Türkşeker Bize şekeri ithal edemeyeceğimizi söylüyor. zaman rakibim Avrupalı hangi fiyattan alıyorsa bize de fiyattan versene…” Türkşeker'in şekeri kendilerine dünya borsalarından yüzde 15 oranında daha pahalı vermesinden yakınan Mete, “Çikolatada yüzde 55 şeker girdi oranı var. Sert şeker ve toz içecekte yüzde 97'ye varan oranda şeker girdisi kullanılıyor. Yüzde 15 oranında hammaddeyi pahalı alıyorsanız dünya ile nasıl rekabetçi olacaksınız?” diye sordu. KOORDİNELİ ÇALIŞMALIYIZ Zekeriya Mete, sektörle istişare edeceğini ve eğer talep edilirse özelleştirmeye birlikte girme durumunu gündeme alabileceklerini kaydetti. Mete, 'Gıda sektörüne yönelik bir beyin fırtınası yaptınız mı?' sorusunu da şöyle cevapladı: "Biz beyin fırtınalarını yapıyoruz. Bizim koordineli çalışmaya ihtiyacımız var. Şeker pancarı kurumu, bizi müşteri olarak değil, iş ortağı olarak görmeli. Çünkü onun pancarını satıyorum ben. Eğer aynı gemide ve iş ortağıysak… Devlet desteğini vermeli. Devlet, hangi sektörde ne kadar katmadeğer üretildiğini iyi incelemeli. Demirin hammeddesini yurtdışından getireceksin, burada bir fabrikada işleyeceksin. Demir-demir dışı metallerde kıyamet kopuyor. İyi de ne kadar katmadeğer üretiyor. Bunu bana söyleyin... Benim milyar dolar ihracat yapan sektörüm milyonlarca insanı çalıştırıyorsa, endüstriyel üretip ihracatını yapıyorsa bunun hesabını iyi yapacaksın. Uzakdoğu'dan elektrik-elektronik malzeme ithal edip kaç kişiye istihdam sağlayacaksın: bin, 10 bin 20 bin… Kaç bin tane pancar üreticisi, kaç bin tane buğday üreticisi var? Bunun hesabını, kitabını iyi yapmalı. Bu toprağa ve topraktan çıkan her şeye yıllardır üvey evlat muamelesi yapılıyor. Ancak şimdi toprağın değeri ve topraktan çıkanların önemi, değeri ortaya çıkmaya başladı." Dışarıya şeker daha ucuza gidiyor, fark olmamalı Zekeriya Mete'nin verdiği bilgiye göre ihracata giden şekerleme ürünleri, iç piyasadakilere göre yüzde 50 oranında daha ucuz. Çünkü dahilde işleme uygulamasına göre Türkşeker, ihracat yapacak üreticiye şekeri dünya borsalarındaki fiyatı baz alarak veriyor. Dünya borsalarında şekerin tonu şu anda 500 dolar seviyesinde iken iç piyasadaki fiyat bin 200 dolarlar civarında. Ancak Türkşeker'in borsa fiyatına 60 dolar navlun ekleyerek ihracatçıya vermesi de sektörü dünya rakiplerine karşı olumsuz et-kiliyor. Sektörün rekabete açılması halinde özelleştirmeye ilginin de artacağını anlatan Zekeriya Mete, iç ve dış piyasalardaki fiyat farkının da ortadan kalkacağını ve böylelikle sektörün hızla büyüyeceğini söyledi. Mete, büyüyen sektörün şeker pancarı üreticisine de daha çok kazandıracağını vurguladı. Gurularla beyin fırtınamız bürokrasiye takılıp kalıyor 2023 yılı ihracat hedefi olan 500 milyar dolar için yabancı bir şirket ve gurularla geçrekleştirdikleri beyin fırtınalarından sonuca gidememekten yakınan Zekeriya Mete, şöyle devam etti: "Birkaç kere toplantı yaptık, çözümleri toplayıp bir noktaya geldik, ancak sonuçta bürokratik engeller çıkıyor. Çünkü girdi maliyetlerindeki rekabet gücün zayıf. Dünya piyasalarıyla rekabet gücümüzü kırarsanız 500 milyar doları nasıl yakalayacaksınız. Havanda su döversiniz… Bir şey konuşuyoruz, hemen 'AB müktesebatı buna izin vermez' deniliyor. Kardeşim işine geldiği zaman AB'nin arkasına saklanamazsın." Memur mantalitesini değiştirecek açılım! İhracatçı birliklerinde proaktif çıkışlarıyla dikkat çeken İİB Başkanı Zekeriya Mete, sorunları çözümü için, 'Benim de bir açılım önerim var' diyerek şunarı kaydetti: "Milletin dilenden düşmeyen, 'Memur mantalitesi' var ya, bunu değiştirmemiz lazım. Bürokrasiye giren yeni memurun üstü özel sektörden gelmediği için da memur mantalitesine giriyor: Yapma, etme, onsuz-bunsuz olmaz… Yorumlama kabiliyetini kaybettirip tamamen düz mantıkla bakıyor. Eğer memur alacaksanız branşla ilgili en az yıl özel sektörde çalışma şartı aranmalı. Bakın zaman nasıl hareket geliyor ve bürokrasi değişiyor. KPSS ile olacak şey değil… 566466 Büyükerşen'in 'Zamanı Durduran Saat'i Mehmet Çakır'ın röportajı Bir nehir söyleşi kitabı hazırlamak sizin fikriniz miydi, size bir öneri mi geldi? Aslında bütün dostlarım, öğrenciler, öğretim üyesi arkadaşlarım yıllardır anılarımı yazmamı ister benden. Ama ne yazık ki ben zamanı bulamayacak şekilde bir kamu hizmetinin peşinde koşturdum durdum ve hiç zamanım olmadı. Ancak Doğan Kitap'tan böyle bir nehir söyleşi teklifi geldi. Teklif de tam seçimlerin arifesinde, daha doğrusu geçtiğimiz yılbaşı yapılmıştı. Seçimlere girmeden yetiştirebilir miyiz diye tereddütlerim vardı nitekim korktuğum başıma geldi, seçim çalışmaları başlayınca sıkıştık. Yoksa daha seçim atmosferine girmeden söyleşiler yapılacak ve kitap hazırlanacaktı. Doğan Kitap arkadaşım Cemaletin Taşçı'ya bu görevi verdi, Cemalettin de peşimi bırakmadı. Seçim propagandaları içerisinde bazen sabahtan öğlene kadar, bazen öğleden sonra, bazen parti programını anlatmak için katıldığımız toplantı dönüşlerinde bir kahvede veya evde Cemalettin'in sorularını cevaplandırmaya çalıştım. Bazen yorgun, bazen dinlenmiş vaziyette, bazen siyasi çalışmaların arasında soluk alabilmek için konuları dağıtmak üzere bir araya geliyorduk. Sonunda bu kitap ortaya çıktı. EDEBİYAT VE SİYASET Dostlarınızın anılarınızı yazmanıza ilişkin önerisi rafa mı kalktı nehir söyleşiden sonra? Konuşma diliyle yazı dili çok farklı. Anılarımı yazacak olsaydım daha edebi olurdu. Ben liseden edebiyat şubesi mezunuyum. Edebiyattan çok başarılı notlar alan bir öğrenciydim. Yıllarca gazetecilik yaptım. Dolayısıyla kaleme alacağım anılarım, eğer öyle bir vakti bulursam, biraz daha farklı bir üslupta olacak kuşkusuz. Teybe aktarılan, kaydedilen anılar konuşma dilinin özellikleri içerisinde oluyor. Cümleler yazı dilinde olduğu gibi çok ölçülerek, biçilerek çıkmıyor kalemden. Yalnız nehir söyleşilerin de ilginç bir yanı var. Şimdi okuduktan sonra fark ediyorum: Söyleşinin yapıldığı süreçler içerisindeki haleti ruhiyem de konuşmalara yansımış. Mesela çocukluk yıllarımı anlatırken çocukluğumun mutluluğu gözümün önüne gelmiş. Son derece rahat, daha sevecen bir dil kullanıyorum. Yorgun olduğum ya da siyasete ilişkin konular konuştuğumuz zamanlarda kurduğum cümleler çok daha farklı. Daha sıkılgan, sıkıcı, sert hatta biraz daha kuru oluyor. Gençliğinizde siyasete atılmayı düşünmüş müydünüz? Siyasete atılmak gibi bir düşüncem hiç olmadı. İnsanın yaşam çizgisi, kendisi ne kadar planlarsa planlasın, bazen planladığı noktadan çok uzaklara düşüyor. Siyasete davet hep oldu, akademik hayata atıldıktan sonra özellikle. Siyaset, kuşkusuz özünde erdemli bir uğraş alanıdır ama eğitimin erdemini hiçbir meslekte hiçbir uğraş alanında bulamadım. Eğitim kutsal benim için. Söz eğitime gelmişken... Anadolu Üniversitesi'ne büyük katkılar sağladınız. Çağdaş bir düzeye kavuşturdunuz üniversiteyi. İmkânınız olsa bunu Türkiye'nin eğitim sistemi için de yapar mıydınız, nasıl yapardınız? Kuşkusuz yapardım. Anadolu Üniversitesi ki kuruculuğu bana nasip oldu üniversite olarak. Benden evvelki kurum İktisadi Ticari İlimler Akademisi'dir biliyorsunuz. 1982'de YÖK düzenlemesinden sonra yeni üniversiteler kurulurken de akademi üniversiteye dönüştürüldü. Kurucusu olmak benim için bir şanstı. Orada idealim olan yükseköğretim kurumunu meydana getirmek için elime geçen fırsatı değerlendirdim. modeli -ki rektörlükten ayrıldığımda yarım kalan projelerim vardır, kitapta anlatıyorum projeleri- Türkiye'deki bütün üniversiteler için yaygınlaştırmak isterdim. Üniversitelerin yöneticileri, rektörleri, dekanları akademisyenlerden olacaksa ki kanun öyle öngörüyor, kurumda kendi modellerini kurabilme yönünde son derece güçlü kişiler olarak ortaya çıkıyorlar. Ama idareci olabilecek bir akademisyenin, rektör olacak bir akademisyenin eğitim ve öğretim hizmetlerinden kendini çıkarıp bunlarla meşgul olan kadrolara işlerini iyi yapabilmeleri için bütün olanakları sağlaması gerekir. Üniversitelerin kendine has yapıları vardır. Üniversitelerde herkes generaldir, asker yoktur. Onların yetkili kurullarından kararlar çıkartabilmek, projeleri kabul ettirebilmek; onları en verimli hizmeti alabileceğiniz atmosfere sokabilmek, yönlendirebilmek, teşvik edebilmek, bir akademik idealin peşinde koşturabilmek her öğretim üyesinin kolay kolay kabul etmeyeceği bürokratik sınırlarla çizilmemiş bir anlayışı gerekli kılıyor. Rektörün hedeflerini çok iyi çizmesi, kadrosunu ona göre kurması, öğretim üyelerini hedefe doğru koşturacak güce, itibara ve saygınlığa sahip olması lazım. Sadece koşmaları yetmiyor; kendi dallarında kendi görevlerini yapabilmeleri için onlara bütün imkânı sağlamanız gerekiyor. Akademik hayatta akademisyenlerin özgürlüğü kadar, onları özgürlüğe halel getirmeyecek şekilde belli bir hedefe doğru cesaretlendirmek, teşvik etmek ve yanlarında daima destekçi olmak durumundasınız. Bir yandan hocalık yapayım, derse girip çıkayım, tıpçıysan ameliyatlara gireyim çıkayım, onun yanı sıra rektörlük yapayım, dekanlık yapayım' Böyle bir yöneticilik söz konusu olamaz. Olur da başarılı olamaz. Üniversitede iyi bir yönetici olabilmek için akademisyenlikten vazgeçmek gerek. ESKİŞEHİR Hangisi daha kolay, bir kenti yönetmek mi bir üniversiteyi yönetmek mi? İkisi ayrı ayrı konular olmakla beraber, yöneticilik türü olarak bakarsanız belediye başkanlığı çok daha zor. Çünkü akademik hayatta öğretim üyeleri ve yardımcıları belli seviyede, belli kültürde, belli donanıma sahip insanlardır. Onlarla doğruları ve en iyiyi daha kolay bulma şansınız var. Ama şehirlerde öyle değil. Şehirlerde yüz binlerce insan yaşar. Yüz bin insanda, çocukları bir yana bırakalım -kaldı ki onların da dertleri vardır-, yetişkin nüfusun her birinin zevki ayrıdır, ihtiyaçları ayrıdır, değer yargıları, sizden beklentileri ayrıdır. Bütün bu çeşitlilik karşısında bunların ortalamasını bulup yöneticilik yapmak durumundasınız. Çok daha önemli bir nokta, üniversitelerde bütün ödeneği merkezi hükümet verir. Ocak'tan itibaren yılın tüm ödenekleri bankada hazırdır. Rektör olarak size onu harcamak düşer. Oysa belediyelerde öyle değildir. Belediyelerde de belli kaynaklar merkezi hükümet tarafından şehre aktarılır ama onun yanı sıra kendi öz kaynaklarını da belediyeler bulup kullanmak zorundadır. Bir de şehirler, üniversitelerden çok daha hızlı büyürler. Daha hızlı büyüyünce, nüfusunuz da artınca ihtiyaçlar da artar. Altyapı, ulaşım, su, kanalizasyon' Üniversitelerde öyle değildir: Sınırlıdır ve kampuslar ya da eğitim verilen nüfus daha yavaş çoğalır. Şehirde artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak hatta önüne geçmek zorundasınız. Geçemezseniz şehir çarpık gelişir. Eskişehir'de edebiyat ortamını hareketlendirecek projeleriniz var mı? Eskişehir'de edebiyat ve sanata ait pek çok fakülte ve bölüm var kurduğum. Onlar Eskişehir'i hem bir sanat hem de bir bilim kenti haline getirdiler. Belediye olarak ektiğimiz tohumların başaklarını bütün şehre yaymakla meşgulüz. Bir kent için sanayi mi yoksa sanat mı ön planda olmalı? Büyükşehir olarak Eskişehir'in 2010 yılı stratejisini bilim, kültür, sanat ve endüstri ile kalkınma diye tasarlamış bulunuyoruz. Belediye meclisinden geçtikten sonra da bu, 2010 ve onu takip eden yılların ana strateji unsurlarından bir tanesi olacak. Biliyorsunuz İstanbul, Türkiye'nin sanat başkenti ilan edilecek, onun için uğraşıyor. Biz de Eskişehir'i Anadolu'nun kültür-sanat başkenti ilan etmenin gayreti içerisindeyiz. Kültür ve sanatın ön plana çıktığı ama onun yanında sanayinin de gözden ırak tutulmadığı bir gelişme çizgisi takip etmek hedefimiz. Eskişehir, sanayi açısından da şanslı bir şehir. Gerek kuruluş yeri itibarıyla gerekse Marmara Bölgesi gibi artık taşan, şehre büyük sorunlar yaratan bir sanayi yerine planlı sanayisiyle. Bundan sonra sanayiler, Türkiye'nin neresinde olursa olsun, ekonomiye katkı sağlasalar da istihdama yardımcı olacak durumda değiller. Çünkü teknoloji giderek hızla emek yoğun üretimin yerini alıyor ve yetişen vasıflı işgücü mecburen hizmet sektörüne açılıyor. Biz, sanatı da hizmet sektörünün içinde görüyoruz. Dolayısıyla bilim, kültür ve sanatın ekonomik kaynaklar haline dönüşmesinin Eskişehir'in geleceği açısından önem taşıdığını düşünüyoruz ve ona göre bir strateji geliştiriyoruz. 566057 Trabzonspor'da durmak yok! Teknik direktör Hugo Broos yönetiminde yapılan antrenmana izinli olan Song, sakatlıkları bulunan Yattara, Zafer Yelen ile milli takım kampından henüz dönmeyen Tjikuzu katılmadı. Kulüp asbaşkanı Hayrettin Hacısalihoğlu, geçen hafta perşembe günü gelmesi beklenen Tjikuzu'nun geciktiğini ve yönetmeliklere göre bu futbolcuyu para cezası vereceklerini söyledi. Namibyalı oyuncunun yarın akşam Trabzon'da olmasının beklendiği kaydedildi. İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında 90 dakika forma giyen oyuncular hafif bir koşu yaparak idmanı tamamlarken diğer oyuncular yarı sahada çift kale maç yaptı. Dünkü maçta gol atan savunma oyuncusu Egemen Korkmaz'ın küçük kızı Ezginaz, idmanda neşe kaynağı oldu. Trabzonspor, yarın yapacağı antrenmanla Antalyaspor maçının hazırlıklarını sürdürecek. 565572 Ladin'in yeni kasedi ortaya çıktı El Kaide'ye yakınlığıyla bilinen bir internet sitesinde yer alan 10 dakikalık görüntülü mesajda, Amerikalılar, hükümetlerinin İsrail ile yakın ilişkileri nedeniyle uyarılarak, ''kendinizi İsrail lobisi ve 'Neo-Con'ların ideolojik terörizmi ve korkusundan kurtarma vakti geliyor'' ifadesi kullanıldı. ''Bizim sizinle olan anlaşmazlığımızın sebebi, Filistin'i işgal etmiş olan müttefikiniz İsrail'e olan desteğinizdir'' denilen mesajda, Barack Obama yönetiminde de Amerikan politikasının değişmediği, Beyaz Saray'ın baskı grupları tarafından işgal edildiği ve bu durumun iyiye gitmesinin beklenmemesi gerektiği kaydedildi ABD'nin Afganistan ve Pakistan'daki saldırılarına da değinilen mesajda, ''Savaşı durdurursanız ne ala, yoksa savaşı her cephede sürdürmekten başka çaremiz kalmıyor. Eğer savaşı durdurmayı ve güvenliği seçerseniz, bunu desteklemeye hazırız'' ifadeleri yer aldı. Mesajda, Obama'nın seçilmesiyle sadece Beyaz Saray'ın yüzünün değiştiği ifade edilerek, ''Obama zayıf biri, savaşı durduramaz''denildi. Ladin'in son mesajı, sorumlusu olarak gösterildiği ABD'deki 11 Eylül saldırılarını yıl dönümünden birkaç gün sonra açıklanması nedeniyle dikkati çekiyor. 565389 F.Bahçe otobüsü polisin ayağını ezdi Fenerbahçe otobüsü, Bursa Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şubesi'nde görevli polis memurunun ayağının üzerinden geçti. Arkadaşlarının ayağının ezildiğine şahitlik eden polisler Fenerbahçe otobüsünü yumruklayarak durdurdu. Kafile yetkilileriyle polisler arasında gerginlik yaşanırken Aykut Kocaman da devreye girdi. Bu arada Fenerbahçe taraftarının bulunduğu tribünde boynundan ve kolundan yaralanan iki taraftar hastaneye kaldırıldı. Bursa Atatürk Stadyumu'nda oynanan Bursaspor-Fenerbahçe maçının ardından hareketli anlar yaşandı. Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüs, staddan ayrılırken güvenlik tedbiri alan Çevik Kuvvet Şubesi'nde görevli polislerden birinin ayağının üzerinden geçti. Arkadaşlarının ayağının ezildiğini gören polisler koşarak Fenerbahçe otobüsünü durdurdu. Otobüsün yumruklanmasına tepki gösteren Feherbahçe kafilesi yetkilileriyle polisler tartıştı. Devreye giren Aykut Kocaman da, olaya müdahil oldu. Polisler, meslektaşlarının ayağının üzerinden otobüs geçtiğini, otobüsün gitmemesini söyledi. Yetkililer de "Kardeşim kral mısınız, nasıl durduruyorsun otobüsü. Kraldan çok kralcı olmuşsuzunuz" diyerek polislere tepki gösterdi. Uzun süren tartışmanın ardından otobüs tekrar hareket etti. Ayağından yaralanan polis, ilk müdahelesi stad önünde yapıldıktan sonra Bursa Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Öte yandan Fenerbahçe taraftarlarının bulunduğu tribünde iki taraftar yaralandı. Taraftarların çıkış kapısına doğru yönelmesiyle yaşanılan izdihamda bir taraftar boynundan bir taraftar da elinden yaralandı. Fayans parçasının boynunu kestiği taraftar 112 Acil Servis ambulansı ile Bursa Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Fenerbahçe takım otobüsü ve taraftarlırını taşıyan otobüsler il sınırına kadar polis eskortu eşliğinde gitti. Fenerbahçe otobüsüne atılan taşlar ise gazeteci ve polislerin aracına isabet etti. 565207 Çocuklarımıza yedirdiğimiz organik gıdalar ne kadar güvenli? Amerikan Klinik Beslenme Dergisi'nde yayınlanan araştırmaya göre, organik gıdaların vitamin ve mineral bakımından daha yüksek kalitede olduğunu destekleyen hiçbir kanıt yok. Amerikan Tarım Dairesi, standartlar geliştiren ve organik ürünleri onaylayan Ulusal Organik Programı denetleyeceğini duyurdu. Organik gıda çevre için daha iyi: Endüstriyel tarımda üretim yapılırken yüzde yüz garantili, fakat bazen zararlı metotlar kullanılıyor. Bu teknikler arasında, ürünün daha çabuk gelişmesini sağlayan kimyasal kullanımı, böcek istilasını ve hastalıkları önlemek için tarım ilacı kullanımı, büyümeyi ve malın sağlığını maksimum boyuta getirmek için antibiyotik ve hormon kullanımı yer alıyor. Sertifikalı organik ürünler bu yöntemlerden hiçbirini kullanmıyor ve kirliliği azaltırken toprak ve su tasarrufuna odaklanıyor. Organik ürünler pahalı: Organik gıda üretimi emek-yoğun olan bir sistem olduğundan gıdalar daha pahalıdır. Organik ürünlerin geleneksel ürünler kadar fazla kâr getirmemesi, fiyat farkının bir diğer sebebidir. Organik ürün savunucuları, geleneksel olarak yetiştirilen ürünün çevre temizliği ile halk sağlığı maileyetlerinin son fiyata eklenmesi halinde organik üründen daha pahalı olabileceğini tartışıyor. Organik gıda onaylanmalı: Organik ürünlerin kalitesini düzenlemek için Amerikan Tarım Dairesi 2002 yılında sertifika sürecini hayata geçirdi. Bu uygulama, tükecilerin hakiki organik tekniklerle üretilen ürünleri, organik olmayan ancak marketlerde "tamamen doğal etikite altında satılan ürünlerden ayırmalarına yardım ediyor. Tarım Dairesi, bu ürünlerin yüzde 95 ve daha fazla organik içerikten yapılması gerektiğini belirtiyor. Organik gıdaların onayı daha yakından inceleme gerektiriyor: Amerikan Tarım Dairesi onay programı ile tüketicilere tedbir sunuyor. Hükümet yetkilileri, geçtiğimiz günlerde bundan emin olmak için onay verme programını denetleyeceklerini söylediler. Ulusal Organik Koalisyonu mevcut standartların ulusal protokollere uygun olmadığını söyledi. İçinde sentetik ya da dengeleyici içerikler bulunan bebek mamaları ve rendelenmiş peynirin de içinde olduğu bazı ürünler de organik olarak etiketlendiriliyor. Birçok organik seçenek var: 2008 yılında tüketiciler organik gıdalara 23 milyar dolar harcadılar. 1997 yılında bu rakamın 3,6 milyar dolar olduğu belirtiliyor. Büyüyen bir pazar olan organik gıda, General Mills, Kellogg ve Dean Foods gibi büyük gıda üreticilerini cezbetti. Şu anda Amerika'da 16 bin onaylanmış organik gıda üreticisi ve işleyicisi var. Bunun yanında 100 ülkede Amerika'ya ihracatına izin verilen 11 bin firma bulunuyor. 10 yıl öncesine göre, değişik organik markalar arasında seçim yapmak kolaylaşıyor. Organik gıdalar her zaman sağlıklı değil: Kurabiye kutusunun ya da dondurma kabının üzerinde organik etiketinin olması, bu gıdanın sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Bu yiyecekler halen yağ, şeker, kalori ve tuzla dolu olabilir. Whole Foods firmasının CEO'su John Mackey, geçtiğimiz günlerde bu çelişkinin doğruluğunu kabul etti. Organik gıdalar daha fazla besleyici değildir: Organik gıda taraftarları organik gıdaların yüksek oranda besin maddesi içerdiğini söylerken, bu iddayı destekleyen çok sayıda bilimsel araştırma yok. 55 araştırmanın sistematik görünümü organik gıdaların içindeki vitamini, potasyum ve demir gibi 11 besin kategorisinin 8'inde bir farklılık olmadığını gösterdi. Araştırmacılar, içerdiği besin değerlerine göre, organik ve organik olmayan gıdalar arasındaki farkın önemsenmemesi gerektiğini söylüyorlar. 566421 17:03 Vali Güler: ”Sel felaketinden dünya sorumludur” Valisi İstanbul'da yaşanan selin blançosunu açıkladı. “Sel felaketinden toplumun tamamı hatta tüm dünya sorumludur" diyen Vali Güler, “İnsanlar doğayı kendilerine zarar verecek hale getirdi" dedi. İstanbul Valiliği Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nde basın toplantısı düzenleyen İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul'da yaşanan selin blançosuyla ilgili basına açıklama yaptı. Vali Muammer Güler, İstanbul’da yaşandığını vurgulayarak, "Yağışlı hava bugün yerini mevsim normallarine bıraktı. Hafta sonuna kadar beklenmiyor. Meteorolojinin bayramla ilgili henüz kesin bir tespiti sözkonusu değil. Bayrada havanın nasıl olacağı konusundaki bilgiler daha sonra paylaşılacaktır. Geçen hafta İstanbul’da yaşanan yağış ölçümler tarihte yaşanan en yüksek miktar kaydedildi" şeklinde konuştu. "ETKİN BİR MÜDAHALE YAPILDI" Sel afetinin ardından hemen acil müdahale ve kurtarma çalışmalarının yoğun bir şekilde yapıldığını anlatan Vali Güler, "Etkin bir müdahale yapıldı. Bin personel, 1300 araç, 74 bot ve acil sağlık personeliyle müdahale edildi. 17 helikopterle acil müdahale sağlandı. Gerçekten daha büyük çaptaki can kayıplarına kesinlike mani olundu. bin 484 kişi havadan ve karadan kurtarıldı. Bu çok önemli bir rakamdır" ifadelerini kullandı. "HASAR TESPİT ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR" Sel afetinde bazı vatandaşlarımızın hayatını kaybettiğini hatırlatan Vali Güler, Selimpaşa’da 2, ’da kişinin aranmasına devam ediliyor. Son günde kişinin cesedi bulundu. kişinin hastanedeki tedavisi devam ediyor. Şu anda yoğun bir temizleme, molozların kaldırılması ve yaraların sarılması faaliyeti devam etmekte. Bütün ekipler bu çalışmalara yönlendirildi. 44 ekip hasar tespit çalışması sürdürüyor. Selimpaşa, Çatalca, ’de hasar tespit çalışmaları devam ediyor" açıklamasında bulundu. Vali Güler, "Şu ana kadar bin 401 binanın selden etkilendiği belirlendi. 60 bina yıkıldı. 74 binada ağır hasar, 225 binada az hasar meydana geldiği tespit edildi. bine yakın evde eşyalar hasar gördü. Yüzde 75 seviyesine gelen hasar tespit çalışmaları önümüzdeki bir kaç günde sonlandırılacak" diye konuştu. “HASAR GÖREN BİNALAR İÇİN YARDIMI VE UZUN SÜRELİ İMKANI SAĞLANACAKTIR“ Vali Güler Binaları ağır ve orta hasar gören binalar için konut yardımı ve uzun süreli kredi imkanının sağlanacağını belireterek, "Onarım kredisi verilecek. İşyerleri ağır ve orta düzeyde hasar görenler için uzun süreli kredi sağlanacak. Eşya ve mal hasarları için ’nca verilen ödemeler yapılacak. Ölüm ve yaralanmalarla ilgili şimdiden ödemeler yapılıyor. Çiftçiler için ödemeler yapılacak" şeklinde konuştu. “Hasar gören yerlerde ve sağlık kuruluşları da var" diyen Vali Güler, Toplam 33 okulda orta ve hafif hasarlar sözkonusu. Bu okullarla ilgili yoğun bir çalışma yürütülüyor. Bu okullar 28 Eylül’de ve öğretime açılacak. Yetişemeyen okullardaki öğrenciler başka okullara geçici olarak nakledilecek. Yeni dağıtalacak 16 bin kitap da sel felaketinde hasar gördü. Yeni kitaplar talep edildi" diye konuştu. “TOPLUM YARARINA ÇALIŞMA KAPSAMINDA BİN 100 İŞÇİ HASAR GÖREN BELEDİYELERDE ÇALIŞTIRMAK ÜZERE PLANLAMA YAPTIK“ Vali Güler, “Toplum yararına çalışma kapsamında bin 100 işçi hasar gören belediyelerde çalıştırmak üzere planlama yaptık. Bu işçiler okullarda, hastanelerde ve diğer yerlerdeki çevre temizliği gibi faaliyetlerde bulunacak. Böylesine afetlere hazırlıklı olmanın en önemli yolu alt yapının hazır olmaktır. Dere yatakları ile ilgili çalışmanın yanısıra acil yardımını hazır olması ve bu çalışmanın koordineli bir şekilde sağlanması önemlidir. Biz ve askeri kuruluşlar ve diğer kurumlarla iyi bir koordinasyon sağladık. Böyle bir felaketin yaşanmaması için altyapı çalışmalarının sağlanması gerekir. sera etkisi, mevsimsel değişimlerin yerküreye etkisi gözönünde bulundurularak düzensiz yağışların mümkün olabileceği tahmin ediliyor" diye konuştu. “TOPLUMUN TAMAMI SORUMLUDUR" Vali Güler bir gazetecinin "Vatandaşların hayatını kaybetmesi ve bu kadar hasardan kim sorumludur?" şeklindeki sorusuna öBiz millet olarak sorumluyu arar, kısır tartışmalarla esası kaçırırsak eskisi gibi devam ederiz. Bu doğal afetin önemli bir ibret, hatıratma vesilesi olarak bundan sonraki çalışmalar örnek olması gerektiğini düşünüyorum. Biz yaraları sarma gayreti içindeyiz. Sorumlular bulunacaktır. Ama bütün sorumlulğu bir kişinin üzerine yıkılmaz. Bundan toplumun tamamı sorumludur. Hepimiz, herkes sorumludur. Geniş açıdan bakılırsa dünyanın tamamı suçludur. İnsanların doğaya veridği zararlar yağış rejimini bozabiliyor" ifadelerini kullandı. 566718 Yargı Reformu Strateji'nde son durum Adalet Bakanlığınca son şekli verilen Yargı Reformu Stratejisi Eylem Planı'na göre, Anayasa Mahkemesinin yeniden yapılandırılması ve görev tanımının belirlenmesi için Avrupa ülkelerindeki örnekler ve geçmiş yıllarda Anayasa Mahkemesi tarafından hazırlanmış tasarı taslağı göz önünde bulundurulacak. Adalet Bakanlığı, Yargı Reformu Strateji Taslağı ve Eylem Planı'nın son şeklini Türkçe ve İngilizce olarak internet sitesinde yayınladı. Eylem Planı'nın ''Yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi'' başlığı altındaki hedefleri arasında, ''uluslararası belgeler ışığında Anayasa Mahkemesinin görev tanımının yeniden belirlenmesi ve buna bağlı olarak yeniden yapılandırılması''  kısa vadeli hedefi de yer aldı. Plan'da, ''giderek artan iş yükü ve çeşidi karşısında 11 üyeden oluşan Anayasa Mahkemesinin tek kurul ile etkili ve verimli çalışma yürütmesi, temel hak ve özgürlüklere yeni boyutlar kazandıracak içtihatlar üretmesinin oldukça zorlaştığı'' belirtildi. Bu nedenle Avrupa ülkelerindeki anayasa mahkemelerinin görev tanımları ve oluşum şekilleri doğrultusunda mahkemenin yeniden yapılandırılması amacına yönelik olarak geçmiş yıllarda Anayasa Mahkemesi tarafından hazırlanmış tasarı taslağı göz önünde bulundurularak Mahkeme'nin yeniden yapılandırılması ve görev tanımının belirlenmesi sağlanacak. Anayasa Mahkemesinin görev tanımının yeniden belirlenmesi amacıyla uluslararası belgeler çerçevesinde ilgili kurum ve kuruluşlarla gerekli çalışmalar yapılacak. Anayasa Mahkemesinin görev tanımının belirlenmesine bağlı olarak, Mahkeme'nin oluşumuna ilişkin ihtiyaç duyulan mevzuat değişiklikleri gerçekleştirilecek. -HSYK'NIN YAPISI- Eylem Planı'nın ''Yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi'' başlığı altındaki bir başka kısa vadeli planda ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK), tarafsızlık, objektiflik, şeffaflık ilkeleri temelinde, uluslararası belgeler ışığında, geniş tabanlı temsil esasına göre yeniden yapılandırılması, kararlarına karşı etkili bir itiraz sisteminin getirilmesi ve yargı yolunun açılmasına yönelik düzenlemeler yer aldı. İlk yayınlanan planla aynı düzenlemeleri içeren Plan'ın son şekline göre, HSYK'nın, geniş tabanlı temsil esasına göre oluşturulması, Yargıtay ve Danıştayın, genel kurullarınca seçilen üyeleri aracılığıyla HSYK'da temsil edilmesi, yargının tümünün temsil edilebilmesi amacıyla, yüksek yargı dışında meslektaşlarınca seçilen birinci sınıf hakim ve savcıların HSYK'da, etkili temsilinin sağlanması, Türkiye Adalet Akademisi, hukukçu öğretim üyeleri ile avukatların HSYK'da temsil edilmesi sağlanacak. Eylem Planı'nın son şeklinde kısa, orta ve uzun vadeli amaçlar kapsamında yapılması hedeflenen düzenlemeler daha önceki planlardaki şekliyle yer aldı. 565716 Kirlilik üremeyi engelliyor Soner Kılınç'ın haberi Yaklaşık 600 kilometrelik alanı kapsayan Büyük Menderes Havzası ve deltasında tespit edilen kimyevi maddelerin ve bunların yol açtığı kirliliğin besin zinciri ve canlılar üzerindeki etkilerinin araştırılması amacıyla Ege Üniversitesi (EÜ) Eczacılık Fakültesi Toksikoloji Anabilim Dalı tarafından proje hazırlandı. Tübitak'ın da destek verdiği proje ile bölgedeki kirliliğin etkileri, ilk kez bilimsel bir çalışmayla ortaya çıkarılacak. Proje yöneticisi ve EÜ Eczacılık Fakültesi Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hilmi Orhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yıl sürecek projede, EÜ Eczacılık Fakültesi Toksikoloji, Su Ürünleri Fakültesi Hidrobiyoloji, Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik ile Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji ve Zooloji bölümlerinden bilim adamının görev alacağını bildirdi. Nehir üzerinde, deltasında ve denizde noktanın belirlendiğini, bunların Işıklı Baraj Gölü, Denizli Sarayköy, Söke Delta ve Akköy-Taşburun olduğunu ifade eden Doç. Dr. Orhan, yılda kez bu noktalarda kirlilik ölçümlerinin yapılacağını kaydetti. Doç. Dr. Orhan, ölçümlerin, nehir suyunda, içerisinde ve çevresinde yaşayan canlılardan örnek alımlarıyla gerçekleştirileceğini belirterek, şunları kaydetti: ''Sudaki plankton, balık türleri ile kıyıdaki su kuşu türlerinden alınan bu örneklerde çevresel kirlenme açısından en önemli kimyasalların oranları ölçülecek. Pestisit olarak adlandırılan tarım ilaçları, Söke Ovası'nda halen yoğun olarak kullanılmaktadır. Yüksek toksisiteleri nedeniyle ülkemizde de yasaklanan bu maddeler, kimyasal açıdan çok dayanıklı maddeler oldukları için doğada ve insan dokusunda uzun yıllar yok olmamaktadır. Bu kimyasal maddeler, yağda çok zor çözündükleri için canlıların, bu arada insanların da yağ dokularında birikmekte ve yağ dokusu çok az kanlandığı için burada uzun yıllar kalabilmektedir.'' Doç. Dr. Orhan, söz konusu ilaçlardan birisi olan DDT'nin, 1950'li yıllarda ABD'de yasaklanmasına karşın bugün halen insanların yağ dokusunda saptanabildiğine işaret etti. -ÇARPICI SONUÇLAR BEKLENİYOR- Büyük Menderes Nehri'ndeki kirliliğin besin zinciri üzerindeki etkilerinin çok çarpıcı sonuçları olabileceğini bildiren Doç. Dr. Orhan, bunun canlıların üreme sistemleri üzerindeki olumsuz etkilerine de değindi. Doç. Dr. Orhan, nehirdeki kimyasal kirleticilerin, yağ dokusunu daha fazla etkilemeleri nedeniyle salındıkları çevresel ortamlardan canlı dokulara girdikten sonra besin zincirinde (her canlının kendisinden daha küçük canlıyı yemesiyle oluşan zincir) konsantrasyonlarının giderek arttığını söyledi. Hilmi Orhan, ''Proje kapsamında yenebilen balık türlerini analiz edeceğimiz için zincirin en üstünde yer alan su kuşları ve insan dokularına daha yüksek konsantrasyonlarda ulaşacağı öngörülebilir. Bu yüzden aslında nehir suyunda ya da zincirin ilk basamaklarındaki küçük canlılarda toksik düzeyde olmayan kimyasal kirletici, zincirin üstlerine çıkıldıkça konsantrasyon kat kat artacağından toksik olabilmektedir'' dedi. -KİMYEVİ MADDELER VE CİNSELLİK- Projeyle Büyük Menderes deltasındaki bu olası durumun ortaya konulacağını bildiren Doç. Dr. Orhan, suda bulunduğu savunulan organoklorlu pestisitler, PCB (polycholorinated biphenyls) ve PBDE (polybrominated diphenyl ether) türevleri ile alkilfenol bileşiklerinin, canlıların üreme işlevleri ve cinsiyetleri üzerinde olumsuz etkileri olduğuna dair bilimsel verilerin arttığını kaydetti. Doç. Dr. Orhan, erkeklerde işlev bozukluğu ve hatta cinsiyet değişikliklerine, dişilerde ise östrojene benzer etkiler yaratarak hormonlarda bozulma ile meme kanseri riskinde artış gibi etkileri olan bu bileşiklerin, yabanıl ortamdaki hayvanların, özellikle kuşların soyunun devamı üzerinde de olumsuz sonuçları bulunduğunu belirtti. Hilmi Orhan, projede tüm bu olumsuz etkiler hakkında daha çok veri elde etmek amacıyla toplanan canlı örneklerde (plankton, balık ve su kuşu türlerinin çeşitli dokularında) içerdikleri kirletici miktarının neden olabileceği toksik etkilerin, hücresel protein, lipit ve DNA molekülü üzerinde çeşitli yöntem ve tekniklerle araştırılacağını kaydetti. -BİYOBANK- Büyük Menderes Nehri'nin, Ege Bölgesi içerisinde bir çok yerleşim yerinden geçtiğini, bölgede yaşayan insanların nehrin suyunu içme ve kullanma suyu olarak tükettiğini, insan ile kirliliğin yakın temas içinde olmasının pek çok olumsuzluğu beraberinde getirebildiğini savunan Doç. Dr. Orhan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu güne kadar Büyük Menderes Nehri ile ilgili bilimsel literatüre girmiş herhangi bir kirlilik çalışması yok. Bu çalışma ile nehrin içerisindeki muhtemel kirletici profili ortaya çıkmış olacak. Çalışma süresince toplanan örnekler sayesinde bir biyobank oluşturulacak. Yunan adalarında su kuşları üzerinde yapılan çeşitli bilimsel çalışmalarda su kuşlarında saptanan kimyasal kirleticilerin muhtemel kaynağı olarak Büyük Menderes Nehri gösterilmektedir. Bizim yürüteceğimiz bilimsel çalışma, bu iddialara ışık tutacak.'' 566225 Şirketlerimiz özel sektöre örnek olacak Şirketlerimiz özel sektöre örnek olacak Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, belediyeye bağlı şirketlerin genel müdürleriyle yeni dönemdeki hedefleri masaya yatırdı. Altepe, belediye iştirakleriyle Bursa'ya katma değer sağlayacak çalışmalara imza atacaklarını belirterek, "Şirketlerimiz özlenen yerel yönetim anlayışı ile özel sektörlere de örnek olacak" dedi. BURSA (İHA) Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, belediye iştirakleriyle kentin gücünü birleştirerek, oluşacak sinerji ile Bursa'ya katma değer sağlayacak çalışmalara imza atacaklarını belirterek, "Şirketlerimiz özlenen yerel yönetim anlayışı ile özel sektörlere de örnek olacak" dedi. Başkan Recep Altepe, Başkan Danışmanı Mehmet Semih Pala, Genel Sekreter Seyfettin Avşar, Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı şirketin genel müdürü ile yeni dönemdeki hedefleri masaya yatırdı. Merinos'taki BİNTED Toplantı Salonu'ndaki toplantıda, Bursa'ya özlenen yerel yönetim anlayışını yaşatacaklarını belirten Başkan Altepe, Büyükşehir Belediyesi şirketlerinin şirket özelliğinin kağıt üzerinde kalmayacağını söyleyerek, "Yeni dönemdeki hedefimiz büyük. Her şirketimiz Bursa için, Bursalılar için hizmet eden kurumlar olacak. Kaynaklarımızı artıracak aktif projeler üreteceğiz. Bu dönem profesyonel ve birikimli kadrolarımızla Bursa'ya katma değer sağlayacak çalışmalara imza atacağız. Bursa'nın kent olarak da büyük gücü var. Kenti ayağa kaldırmak için neler yapabileceğimizi düşüneceğiz. Artık bir bütün olarak Bursa'nın sahip olduğu potansiyeli harekete geçirmenin zamanı geldi. Şirketlerimizi bu güçle birleştirip, oluşturacağımız sinerji ile Bursa'ya özlediği hizmeti kavuşturacağız"diye konuştu. KOLUMUZ HER YERE UZANIR Başkan Altepe, dünyada artık şehirlerin yarıştığına vurgu yaparak, "Büyükşehir Belediyesi'nin işi olmayan bir soruna 'Bu bizim işimiz değil' diyemeyiz. Şehrin her köşesinde belediyenin, yerel yönetimin eli olmak zorundadır. Okulun çatısı mı aktı. Milli Eğitim Bakanlığı 'bütçem yok' diyebilir. Ama Büyükşehir Belediyesi bu sorunu çözmek zorunda. Çünkü bizim böyle bir mazeret üretme durumumuz yok. Bu anlayıştan dolayı Bursa Büyükşehir Belediyesi, aylık dönemde halkla bütünleşti. Sosyal tesislerimizle halkımız artık Büyükşehir Belediyesi'nin imkanlarından da yararlanabiliyor" şeklinde konuştu. 565734 Denizli devler liginde prestij peşinde Fenerbahçe'nin başında 2001-2002 sezonunda ''Devler Ligi''de ''sıfır' çeken deneyimli teknik adam, bu sezon Beşiktaş'ın başında başarıyı kovalayacak. Mustafa Denizli yönetimindeki Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde 2001-2002 sezonunda (F) Grubu'nda yaptığı maçı da yitirerek, hiç puan alamadı. Grup maçlarını gol atıp, 12 gol yiyerek son sırada tamamlayan Denizli yönetimindeki Fenerbahçe, aynı zamanda şimdiye kadar ''Devler Ligi''nde mücadele eden Türk takımları içindeki en kötü performansı sergiledi. Fenerbahçe'nin söz konusu sezondaki maçlarda aldığı sonuçlar şöyle: Fenerbahçe Barcelona (İspanya)............:         0 Fenerbahçe Olympique Lyon (Fransa)........:     Bayer 04 Leverkusen (Almanya) Fenerbahçe..: Olympique Lyon Fenerbahçe.................:      3 Fenerbahçe Bayer 04 Leverkusen............: Barcelona Fenerbahçe......................:           566515 Teniste dünya klasmanı sıralaması WTA Tour, TSİ bu sabaha karşı sona eren, 129. ABD Açık Tenis Turnuvası tek bayanlar finalinin ardından, dünya klasmanında bayanlar sıralamasını açıkladı. Rus tenisçi Dinara Safina, ABD'li Serena Williams ve ablası Venus Williams'ın ilk sırada yer aldığı listede, ismi daha önce sıralamada yer almayan ABD Açık şampiyonu Belçikalı Clijsters ise bir anda 19. sıraya oturdu. 2007 yılında henüz 24 yaşındayken tenisi bırakıp, bu yıl kortlara yeniden dönen, 2005 yılının ABD Açık Şampiyonu Clijsters, finalde numaralı seribaşı Danimarkalı Caroline Wozniacki'yi 7-5 ve 6-3'lük setlerle 2-0 yenerek, tek bayanlar şampiyonu olmuştu. Erkeklerde dünya klasmanı, ABD Açık'ta TSİ bu gece yapılacak final karşılaşmasından sonra açıklanacak. Dünya klasmanında ilk 10 sıra ve puanları şöyle: 1.  (1)  Dinara Safina (Rusya)             9070 puan 2.  (2)  Serena Williams (ABD)             7807 3.  (3)  Venus Williams (ABD)              6645 4.  (6)  Svetlana Kuznetsova (Rusya)       6060 5.  (4)  Elena Dementieva (Rusya)          6035 6.  (8)  Caroline Wozniacki (Danimarka)    5850 7.  (7)  Vera Zvonareva (Rusya)            5460 8.  (5)  Jelena Jankovic (Sırbistan)       5320 9.  (9)  Victoria Azarenka (Belarus)       4592 10. (10) Flavia Pennetta (İtalya)          3490 19. (-)  Kim Clijsters (Belçika)           2310 (Not: Parantez içindeki rakamlar, tenisçilerin bir önceki sıralamasını gösteriyor.) 565999 Okul korkusunu yenme yolları Artık evinden ve annesinden ayrılacağını anladığı için okula gitmeme hedefiyle çocuğunuz bin dereden su getiriyorsa, siz de pes etmeyin! İlk gün erkenden kalkın, güzel bir kahvaltı sofrası kurun ve okulun ilk gününü eğlenceli hale getirin. Okulun ilk günlerinde yapılacak küçük tiyatro gösterileri ve esprili piyesler de çocuğun okul fobisini yenmesine yardımcı olur. Anne ve babalar kendileri için uzak bir hayal gibi görünen gün gelip de çattığında hiç de düşledikleri gibi romantik anlar yaşamayabilir! Minik meleği büyüyüp de okul çağına gelen anne ve babalar; ayaklarına sarılmış gözyaşı döken, okula gitmemek için direnen bir çocukla karşı karşıya kalabilir. İşte gün sakın bu durumun sadece sizin başınıza geldiğini düşünmeyin! Çünkü birçok anne ve baba, çocukları okul çağına geldiğinde ‘okul fobisi’ ile yüz yüze kalıyor. İşte bu noktada, çocuğun okul fobisiyle baş etmesi için en önemli görev yine anne ve babaya düşüyor! Medical Park Bursa Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Elif Kutlu Merzeci, okul fobisini yenmede ‘ilk gün’ün dönüm noktası olduğunu belirterek, anne ve babalara tüyolar verdi:   AH ŞU ANNE BAĞIMLILIĞI! Çocuklar; okulun getirebileceği sorumluluklardan ürktükleri gibi, aslında ağırlıkla anneden ayrı kalmaktan korkarlar. Bu korku, anneyle çocuk arasında ne derece sağlıklı bir bağ kurulduğu konusunda bize çok önemli ipuçları verir. Anneden şiddetle ayrı kalmayı reddeden ve bir-iki hafta geçmesine rağmen, anneden ayrı kalamayan çocuklarda, anneye karşı geliştirilmiş aşırı bağlılık sorunu olduğu düşünülebilir.   İLK GÜNÜ GÜZEL ATLATIN! Okul fobisinin aşılmasındaki en önemli adım; ilk günü başarıyla atlatmaktır! Okulun ilk günü; anne ve babaların sakin ve rahat bir tutum izlemesi, çocukların okula karşı duydukları kaygıyı azaltmasına yardımcı olur. Ancak anne ve baba yüzünde kaygılı bir ifade takınır, çocuğunu panik içinde hazırlar ve okula yetiştirmeye çalışırsa çocuk da kaygılanır. Bu nedenle okulun ilk günü yeterince erken kalkılmalı, panik yapmadan hazırlanılmalı ve zorlamadan ailece keyifli bir kahvaltı yaptıktan sonra okula gidilmelidir. ONU KİMSEYLE KIYASLAMAYIN! Çocuk çok korkuyor ve ağlıyorsa, bunun nedenleri kendisine yumuşak bir üslupla sorulmalı. Kesinlikle alaycı, küçümseyen ve kıyaslayan bir tavır takınılmamalı. Çocuğa, okulun korkulacak bir yer olmadığı uygun bir dille anlatılmalı. ASIK SURATLI DEĞİL GÜLERYÜZLÜ EĞİTİM! *  Okulun ilk günlerinde, anne ve babalar kadar öğretmenlere de önemli görev düşüyor. Hemen derslere başlamak yerine okul tanıtılmalı. Okulun çocuklara ne gibi faydalar sağlayacağı esprili karikatürlerle, küçük piyeslerle, tiyatro gösterileriyle uygulamalı olarak anlatılabilir. Bu gösterilere çocukların da katılması sağlanırsa, daha etkili olması sağlanabilir. Biz yetişkinler bile bir konuda eğitime katıldığımızda; bu eğitimin bize neler sağlayacağı ya da bu eğitim olmadan nelerde yanlış yapacağımız gibi konular programın daha en başında anlatılır. Bu yöntem nasıl ki bize nasıl doğru bir karar verdiğimizi hissettiriyorsa, minikler için de neden evdeki oyunu bırakıp oraya geldiklerini anlamalarına yardımcı olacaktır.   ÖNCE UYUM SONRA BESLENME! Bir diğer önemli konu ise çocuğun okulda geliştireceği beslenme alışkanlıkları. Beslenme konusunda, özellikle ilk günlerde, aileler kesinlikle baskıcı olmamalı. Yeni bir hayata alışmaya çalışan çocuk için beslenme ihtiyacı, kaygıdan ötürü ikinci plana atılabilir. nedenle ilk günlerde çocuğa baskı yapmadan, davranışları sadece izlenmeli. Okula karşı kaygısı azaldıkça, beslenme alışkanlıklarının da oturmaya başladığını göreceksiniz. Ama okula alıştığı halde beslenme sorunları devam ederse, öğretmeni ile işbirliği içinde sorun çözülmeye çalışılmalı. *  Çocuğunuzun okula başlamasının üzerinden günler geçmesine rağmen korkuları ve uyumsuzluğu devam ediyorsa ve durumunda herhangi bir değişiklik olmuyorsa, uzman bir psikologa başvurmanızda fayda var. PSİKOLOG SERAP DUYGULU'NUN TAVSİYELERİ   Eğitim ve danışmanlık merkezi psikologu Serap Duygulu, ''Bir çocuk için okula başlamak ailesinin dışındaki sosyal çevreye girişinin de ilk adımıdır. Hem çocuk hem de aile açısından heyecan verici ama kimi zaman da ürkütücüdür'' dedi.  Okula gidecek çocukların zihinsel, bedensel ve duygusal açıdan hazır olmaları gerektiğini ifade eden Duygulu, 3-6 yaş arasında kreş, yuva veya anaokuluna giden çocukların bu konuda şanslı olduğuna dikkati çekti. Yapılan araştırmalarda, okula başlamadan önce yuva veya anaokuluna giden çocukların gerek zihinsel, gerekse psikolojik olarak gelişimlerinin hiç okula gitmeyen yaşıtlarına oranla daha ilerde olduğunu ifade eden Duygulu, şöyle konuştu: ''Çocuğun yaşamında ailesinin dışındaki ilk toplumsal kurum okuldur. Bu aile için de çok önemlidir. Okula hazırlık demek aslında aile olarak hazırlıklı olmak demektir. Öncelikle aile çocuğunu farklı bir ortama bırakmaya hazır olmalıdır. Aileler her ne kadar hazır olduklarını iddia etseler de yaşadıkları heyecan ve gerginliği çocuklarına yansıtmaktadırlar. Çocuklar, onların bu zayıf tarafını çabuk fark eder ve bu duyguyu kullanırlar. nedenle bazı küçük önlemler alınarak okulun ilk günlerinin yarattığı sıkıntı en azından azaltılabilir.'' AİLELERE ÖNERİLER Çocuğun, aile bireylerinden ayrıldığı andan itibaren hep okulda kalacağını ve bir daha eve dönmeyeceğini düşünerek kaygılanabildiğini anlatan Duygulu, ''Bu biz yetişkinler için saçma bir düşünce olsa da karşımızdakinin yaşında bir çocuk olduğunu ve ilk kez sosyal bir ortama girdiğini unutmamak gerekir'' dedi. Çocuk sınıfa geçtiğinde anne veya babasının kapı eşiğinde beklemesinin ya da sınıfta sıralara oturmasının ''büyük yanlış olduğunu'' dile getiren Duygulu, bunun diğer çocukları da etkileyeceğini ve öğretmenin kurmaya çalıştığı disiplini engelleyeceğini söyledi. Eşlik eden kişinin çocuklar sıralarına oturduktan sonra vedalaşıp uzaklaşmasının öneren Duygulu, ''Çocuk üzgün olsa da birkaç dakika sonra dikkati arkadaşlarına ve öğretmenine yöneleceği için endişesi dağılacaktır'' diye konuştu. Çocukların okulun ilk günü sakin ve rahat görünmesinin okula iyi hazırlandığının bir göstergesi olduğunu, ancak tüm tüm uğraşılara rağmen ilk gün göz yaşlarına engel olunamayacağını ifade eden Duygulu, ''Araştırmalara göre, çocuktan 4'ü okulun ilk günü sorun yaşamakta ve yaşatmaktadırlar. Bunun normal olduğu unutulmamalıdır'' değerlendirmesinde bulundu. ''OKUL SENDROMU'' UYARISI Bazı çocukların okula yeni başladığında ya da daha üst sınıfta eğitim görürken okula gitmeme eğilimi gösterdiğine dikkati çeken psikolog Serap Duygulu, bu tür davranışların günlük endişelerden kaynaklanabileceği gibi bazen uzun süreli ve kaygı verici boyutlara ulaşabildiğini söyledi. Sorunun günlük endişelerden kaynaklanmasına genellikle çocukların arkadaşlarıyla arasındaki küçük sorunlar ile ödevini yapmama veya sınavdan kötü not almanın etkili olduğunu kaydeden Duygulu, bu gibi durumlarda sorunun birkaç gün içinde düzelebileceğini anlattı. ''Ancak okula gitme konusundaki isteksizlik uzun süreli olursa ve çocuk şiddetli tepkiler veriyorsa durum ciddi demektir'' diyen Duygulu, çocukların ısrarla okula gitmemek için gösterdiği davranışların ''Okul sendromu'' olarak adlandırıldığını ve kendini ortaya koyan belirtisi olduğunu bildirdi. Duygulu, bu belirtileri şöyle sıraladı: ''Çocukta belirgin olarak görülen istek ve heveste, buna bağlı olarak enerjisinde azalma. Uyku düzeninde bozulma ve huzursuzluk. Aşırı bir biçimde alınganlık, sinirlilik. Sebepsiz yere ya da olur olmaz her şeye ağlama. Baş ve karın ağrıları, mide bulantısı, kusma gibi fiziksel ama aslında psikolojik kaynaklı rahatsızlıklar. İştahsızlık.'' ''Okul sendromu''nun bu belirtilerle ortaya çıksa da sebeplerinin farklı olduğunu ifade eden Duyguyu, ''Böyle bir sorunun en önemli sebebi aileden ve evden uzak kalmanın yarattığı gerilim ve endişedir. Uzun sürelerle ve her gün yaşadığı bu ayrılık çocuğu mutsuz etmektedir. Bu duygu durumundan kurtulmanın en kolay yolu da okula gitmeyi reddetmektir. Ancak çocuklar sebebin bu olduğunu dile getiremezler. Özellikle küçük çocuklar sebebin bu olduğunun açık bir biçimde farkında bile değillerdir. Bu tip bir davranış genellikle okul öncesi eğitim almamış ya da aşırı koruyucu ailelerde büyümüş ve tek çocuklarda görülür.'' Duygulu, çocukların okula gitmek istememesinin altında pek çok neden yatsa da en sık rastlananların özellikle ''en yakın arkadaşıyla yaşadığı sorunlar, sınıfın düzenine ve ders işlemedeki düzene uyum sağlayamama, diğer çocukların giyim ve davranış tarzlarından farklı olma, görünüşünden kaynaklanan alay edilme ve sözlü ya da şiddet içeren davranışlarla karşılaşma, öğretmenini sevmeme, derslerdeki başarıda düşüklük, okul yemeklerini veya malzemelerini sevmeme, öz güven eksikliği, aşırı koruyucu ailede yetişmiş olmak, aile bireylerine karşı geliştirilen aşırı bağımlılık ve okulun, arkadaşların ya da öğretmenin değişmesi'' olduğunu dile getirdi. ''Okul sendromu'' yaşayan çocuğa yardım etmek için bu davranışa neden olabilecek ihtimalleri ve çözüm yollarının mutlaka bilinmesi gerektiğini anlatan Duygulu, bu gibi durumlarda çocukla iletişime geçilerek ikna edilmesini, gerektiğinde bir uzmandan yardım alınmasını önerdi. 566522 Tabelaya dikkat! KAYSERİ'de Komando Caddesi'nde bulunan 'Yamaç Paraşütü Çıkabilir' uyarı levhası, yoldan geçenleri hayrete düşürürken, akıllara Kastamonu'nun girişinde yer aldığı rivayet edilen 'Taş düşebilir, ayı çıkabilir' deyimini getiriyor. Şehrin sosyal etkinliklerini artırıp, tanıtımına katkı sağlamak isteyen Merkez'e bağlı Talas Belediyesi, yıl önce ilçede 'yamaç paraşütü' yarışları düzenlemeye başladı. Eteklerine kurulduğu bin metre yükseklikteki Alidağı'ndan hareket eden sporcuların, bir süre havada süzüldükten sonra Komando Caddesi'ndeki piste inmesi planlandı. Ancak, rüzgarın azizliğine uğrayan sporcular pisti pas geçip, caddeye iniş yapınca ortalık karıştı. Yarışlardan habersiz olan ya da sporcuların pisti pas geçip caddeye iniş yapacağını tahmin etmeyen taşıt sürücüleri, küçük kazalar yaptı. Meydana gelen kazalar sonrasında tedbir alma gereği duyan belediye, Komando Caddesi üzerine 'Yamaç Paraşütü Çıkabilir' uyarı levhasını asmak zorunda kaldı. Şehre ilk kez gelen ya da Komando Caddesi'nden ilk kez geçip tabelayı gören sürücüler şaşkınlıklarını gizlemekte zorlanırken, uyarının Kastamonu girişinde asılı olduğu ileri sürülen 'taş düşebilir, ayı çıkabilir' levhasını anımsattığını söyledi. 566237 Bu hareketi Serena'ya 10 bin dolara patladı Teniste sezonun 4. ve son ''Grand Slam'' mücadelesi olan 129. ABD Açık Turnuvası'nda, tek bayanlar yarı finalinde Clijsters'e 6-4 ve 7-5'lik setlerle 2-0 yenilen numaralı seribaşı Williams, maçın ikinci setinde kendisini uyaran çizgi hakemine karşı ''tehditkar tavır ve konuşmaları'' nedeniyle 10 bin dolar para cezası aldı. Turnuva direktörü Jim Curley, AP Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, turnuva yarı finalisti olduğu için Williams'ın kazandığı 350 bin doların 3'te 1'ine bile denk gelmediği için tenisseverlerin tepkisine yol açan söz konusu cezanın, bununla kalmayacağını, soruşturmanın devam ettiğini söyledi. Curley, çizgi hakemini ''ölümle'' tehdit ettiği iddia edilen Williams'ın, ses kayıtları dinlendikten sonra suçlu bulunması halinde, turnuvadan elde ettiği para ödülünün neredeyse tamamına yakını kadar daha para cezasına çarptırılacağını ifade etti. WTA Tour'un Başkanı ve CEO'su Stacey Allaster da ABD'li tenisçinin bu hareketini, ''uygunsuz ve amatörce'' olarak tanımladı. Öte yandan, Serena Williams'a, maçın ilk setinde raketini kırması nedeniyle de 500 dolar para cezası verildi. -OLAYLI SET- Maçın ikinci setinde durum 6-5 iken, 12. oyunda 15-40 geride olan Serena Williams, hatalı ilk servisinden sonra, ikinci servisinde de ayağıyla ''çizgi ihlali'' yapınca, kendisini uyaran çizgi hakeminin üzerine yürüyüp, onu tehdit etmişti. Turnuva başhakeminin, korta gelip kendisiyle bir süre konuşmasının ardından, ani bir hareketle raketini bırakan Williams, rakibinin elini sıkmış ve maçtan çekilmişti. Williams'a, hakem kararıyla ceza puanı eklenirken, bu kararla Clijsters da maçın galibi ilan edilmişti. Öte yandan, Williams, maçın ilk setinde de kaybettiği bir puan üzerine sinirlenmiş ve raketini kırmıştı. 565885 Vali Güler'den Cem G. açıklaması! İstanbul Valisi Muammer Güler, "Cem Garipoğlu'nun kısa süre içerisinde ele geçirileceğine inanıyorum" dedi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Güler, liseli Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun yurt dışında yakalandığına dair basın organlarında yer alan haberlerin gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Vali Güler, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın da konuyla ilgili açıklama yaptığını hatırlatarak, "Çıkan haberler doğru değil. Pazarlık konusu söz konusu değil. Yaşa ilişkin istisnalar zaten kanunun uygulamasında her zaman geçerli olacak konulardır. Çemberi daraltacak her türlü hassasiyet içindeki çalışmamızı sürdürüyoruz. Kısa süre içerisinde ele geçirileceğine inanıyorum" diye konuştu. 565663 15 bin öğretmenin ataması yapıldı 15 bin öğretmenin ataması yapıldı 15 bin 800 öğretmenin ataması Bakan 'nun katılımıyla yapıldı. bin 800'ü kadrolu, 11 bini sözleşmeli toplam 15 bin 800 öğretmenin atamasını yaptı. 2008 ve 2009 KPSS10 puan üstünlüğü esasına göre yapıldı. Atamalar saat 10.00'da Bakanlık merkez binasında Milli Bakanı Nimet Çubukçu'nun katılımıyla yapıldı. Sonuçlar Bakanlığın ''http://personel.meb.gov.tr'' adresinden duyuruldu. Kadrolu öğretmenliğe atananlardan kılavuzda belirtildiği üzere göreve başlama esnasında istenen belgeleri hazır olanlar 15 Eylül 2009 tarihinden itibaren atandıkları il milli eğitim müdürlüklerine başvurarak görevlerine başlayabilecek. 565875 Daum'dan Uğur Boral'a sert uyarı... Daum'dan 'a sert uyarı...Devre arasında takımdan ayrılmak istediğini söyleyen Uğur ile görüşen Alman hoca, “Toparlanırsan sana şans veririm. Aksi takdirde 18 kişilik kadroya bile giremezsin“ diyerek sert bir mesaj yolladı F.Bahçe'de ilginç gelişmeler yaşanıyor. Sarı-lacivertli takımda kadro derinliğinin ilk kurbanı oluyor. Orta sahanın soluna Andre Santos’un gelmesiyle iyice gözden düşen Uğur’a Daum’dan gözdağı geldi.. Geride kalan haftada dakika bile şans bulamayan Uğur Boral ile bir görüşme yapan Alman hoca bu oyuncuyu sert şekilde uyardı. döneminde özellikle ’ndeki maçlarında yıldızlaşan, ayrıca şu an ’da oynayan dünyanın en iyi sağbeklerinden D.Alves’i perişan eden Uğur’a Daum şu mesajı verdi: “Toparlanırsan şans bulursun. Yok olmazsa 18’e bile giremezsin.” Bilindiği gibi geçen hafta içinde F.Bahçe’den devre arasında ayrılmak istediğini açıklayan Uğur, Alman çalıştırıcı için “Ne yapsam beni kadroya almıyor” eleştirisinde bulunmuştu. DEDE ÇOK SEVİYORDU Hazırlık maçlarında sürekli şans verdiği Uğur’un çok pas hatası yapmasından sonra bölgeye Andre Santos’u monte eden Daum, performansında hiç ilerlemeye olmayan Uğur Boral’ı böylece tamamen sildi. Yeterli bulmadığı oyuncusu ile bir görüşme yapan Alman teknik adam, ocak ayındaki transfer döneminde Uğur’u gönderebileceğini bile ima etti. Son maçında 18’e bile alınmayan yıldız oyuncu Süper Lig’deki ilk maçta hiç forma giymedi. Ligde oynanan ve maçlarında yedek oturan Uğur Boral, şu ana dek maçında şans buldu. Başarılı sol açık oyuncusu Honved karşılaşmalarında oynarken, ’in ise gözdesiydi. 100. YIL DA VARDI Geçen sezon tam 46 maçta sahaya çıkma başarısı gösteren Uğur, golle sezonu tamamladı. Sarı-lacivertli takımda en çok şans bulan isimlerden birisi olan Uğur, Daum’un gelmesiyle ise tamamen gözden düştü. 2006 yazında F.Bahçe’ye transfer olan Uğur Boral, 100. yılda kazanılan şampiyonlukta da yer almayı başarmıştı. 566730 Dev uyuşturucu operasyonu İstanbul Valisi Muammer Güler, Tuzla ve Pendik'te ayrı uyuşturucu imalathanesine yönelik operasyonlarda, uyuşturucu hap imalatında kullanılan 400 kilogram amfetamin ile 36 ton kimyasal madde ele geçirildiğini, olayla ilgili yakalanan 11 kişiden 9'unun tutuklandığını bildirdi. Vali Güler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile Tuzla ve Pendik'te ayrı uyuşturucu madde imalathanesine yönelik operasyonla ilgili basın açıklamasına katıldı. Güler, operasyonlarda, sentetik uyuşturucu hap imalatında kullanılan 400 kilogram amfetamin, ton amfetamin maddesi üretilebilecek 36 ton kimyasal madde ele geçirildiğini bildirdi. Güler, ''ele geçirilen madde miktarının Türkiye'de bugüne kadar ele geçirilen toplam amfetamin miktarının katı olduğunu'' ifade etti. Olayla ilgili gözaltına alınan ve aralarında ''suç örgütünün elebaşı'' olduğu belirtilen H.K. ile eski öğretim görevlisi yüksek kimya mühendisi H.R.I'nın aralarında bulunduğu 11 kişiden 9'unun tutuklandığı bildirildi. İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul'da uyuşturucu satıcılarına yönelik olarak son 2,5 ayda düzenlenen 839 operasyonda, 492 kilogram eroin, 324 kilogram esrar maddesi ele geçirildiğini, 1445 kişi hakkında yasal işlem yapıldığını açıkladı. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde açıklama yapan Vali Güler, Tuzla ve Pendik'te ayrı uyuşturucu imalathanesine yönelik operasyonlarda, sentetik uyuşturucu hap imalatında kullanılan 400 kilogram amfetamin, 600 kilogram benzil metol keto, ton alfa asetilon fenil maddesi ile 30 ton kimyasal madde ele geçirildiğini söyledi. Bu operasyonlarda, yakalanan ve şu ana kadar tahlili yapılan kimyevi maddelerden yaklaşık ton Amfetamin maddesi üretilebileceğini ifade eden Vali Güler, ele geçirilen madde miktarının Türkiye'de bugüne kadar ele geçirilen toplam Amfetamin miktarının katı olduğuna işaret etti. Güler, ham maddesi yurt dışından temin edildikten sonra amfetamin haline dönüştürülen maddeden, milyar TL değerinde, 200 milyon adet captagon hap üretilebileceğini dile getirdi. Yapılan operasyonlarda, yakalanan şüpheliler arasında yabancı uyruklu kişilerin de bulunduğunu vurgulayan İstanbul Valisi Güler, yurt dışı bağlantıları olan ve Orta Doğu ülkelerine gönderilmek üzere uyuşturucu madde imalatı yapan geniş kapsamlı organize bir suç örgütünün deşifre edildiğini belirtti. Güler, yakalanan kişilerin üzerlerinde ve bulundukları adreslerde yapılan aramalarda, tabanca, pompalı tüfek ile uyuşturucudan elde edildiği sanılan 18 bin Avro ele geçirildiğini kaydetti. Olayla ilgili gözaltına alınan ''Suç örgütünün elebaşı'' olduğu belirtilen H.K. ile eski öğretim görevlisi yüksek kimya mühendisi H.R.I'nın da aralarında bulunduğu 11 kişiden 9'unun tutuklandığı bildirildi. 2,5 AYLIK BİLANÇO Sokak satıcıları ve transit uyuşturucu madde kaçakçılarına yönelik, Atatürk Havalimanı ile çeşitli ilçelerde 29 Haziran 2009 tarihinden beri 839 ayrı operasyon gerçekleştirildiğini belirten Vali Güler, bu operasyonlarda yurt dışına gönderilmek üzere 492 kilogram eroin maddesi, 35 kilogram Afyon sakızı, 34 kilogram met amfetamin maddesinin ele geçirildiğini açıkladı. Muammer Güler, sokak satıcılarına yönelik aynı dönem içerisinde gerçekleştirilen çalışmalarda da iç piyasaya sürülmek üzere 324 kilogram esrar, 17 kilogram kokain, 137 bin 824 adet uyuşturucu ve uyarıcı nitelikli ectasy marka hap, 12 bin 72 adet captagon marka hap, 18 bin Avro, 117 bin ABD doları ile 16 adet silahın ele geçirildiğini bildirdi. Güler, bu operasyonlarda, yabancı uyruklu kişilerin de aralarında bulunduğu 1445 kişinin gözaltına alınarak haklarında yasal işlem yapıldığını sözlerine ekledi. Açıklamanın ardından gazetecilerin soruları yanıtlayan İstanbul Valisi Güler, bir gazetecinin, ''Okullar açılırken, okul önlerinde uyuşturucuya karşı ne gibi önlem alındı'' şeklindeki sorusuna, ''Gençlerimizi ve çocuklarımızı okul önlerinde 'Torbacı'' diye tabir ettiğimiz satıcı kişilere karşı korumak için her türlü önlemi aldık. Uyuşturucuya karşı gençlerimize ve çocuklarımıza bilinçlendirme projesiyle, kendilerine nasıl yaklaşıldığını ve bu kişilerden nasıl korunacaklarını içeren bilgilendirme seminerleri düzenlenerek broşürler dağıtılacak. Güvenlik timlerimizle de okul önlerinde her türlü güvenliği sağlayacağız'' dedi. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın da uyuşturucunun bir dünya savaşı olduğunu ve dünyayı meşgul eden bu savaş ile kendilerinin de mücadele ettiklerini söyledi. Çapkın, göreve geldiği günden beri sokaklarda görev yapan güven timlerinin, İstanbul'un 250 ayrı noktasında sürdürdükleri çalışma ve operasyonları neticesinde, bin 719 bağımlı ve sokak satıcısı hakkında yasal işlem yaptıklarını kaydetti.Açıklamanın ardından, İstanbul Emniyet Müdürü Çapkın ile İstanbul Valisi Güler, ele geçirilen uyuşturucu maddeleri inceledi. CAMİ YAPTIRMIŞ İDDİASI İstanbul narkotik polisinin milyar liralık darbe vurduğu uyuşturucu çetesinin liderlerinden iş adamı H.K'nın Ataşehir'de Kilisli Mustafa Kanat Camii'ni yaptırdığı iddia edildi. Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nün yaptığı soruşturma kapsamında liderliğini eski öğretim görevlisi Doç. Dr. H.R.I ve yardımcılığını ise işadamı H.K'nın yaptığı aralarında yabancı uyrukluların da bulunduğu 11 kişilik çete çökertildi. Zanlılardan H.R.I ve iş adamı H.K'nın kimliği polisi şaşırttı. Birçok üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışan yüksek kimya mühendisi H.R.I'nın 2007 yılına kadar Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde bilir kişi olarak görev yaptığı, ele geçirilen uyuşturucu hapların içeriğini analiz ettiği öğrenildi. Narkotik polisinin de H.R.I'ya "Hocam" diye hitap ettiği öğrenildi. Öte yandan, H.K'nın ise gayrimenkul zengini bir iş adamı olduğu belirtildi. İstanbul Anadolu yakasında tanınan bir kişi olan H.K'nın Ataşehir'de Kilisli Mustafa Kanat Camii'ni yaptırdığı iddia edildi. 565529 Fenerbahçe kafilesi Bursa'da taşlandı kafilesi 'da taşlandı 'nda oynanan maçından sonra 'a gitmek üzere stattan ayrılan Fenerbahçe kafilesini taşıyan İhsaniye'de bir grup tarafından taşlandı. Staddan ayrılan kafileyi taşıyan Fenerbahçe otobüsü İhsaniye metro durağından geçtiği sırada bir grup taraftar tarafından taşlandı. Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüs isabet almazken, 34 EZ 4313 plakalı özel güvenlik aracının arka camı isabet eden taşlarla parçalandı. Fenerbahçe kafilesi, daha sonra karayoluyla İstanbul'a gitti. 566155 İran'da uyuşturucu operasyonu İran'da uyuşturucu operasyonu 14.09.2009 14:38İran'da güvenlik güçleriyle uyuşturucu kaçakçıları arasında çıkan çatışmada kaçakçı ile bir güvenlik görevlisi hayatını kaybetti. Polis yetkilileri, Afganistan'dan İran'a uyuşturucu sokmak isteyen silahlı uyuşturucu kaçakçılarının güvenlik görevlilerinin dur ihtarına ateşle karşılık vermesi üzerine dün gece çatışma çıktığını bildirdi. Çatışmada güvenlik güçlerinin bir kayıp verdiği, buna karşılık uyuşturucu kaçakçısının öldürüldüğü kaydedildi. Kaçakçılara ait çok sayıda silah ve mühimmat ile 122 kilogram uyuşturucu maddesinin de ele geçirildiği belirtildi. Güvenlik güçleriyle uyuşturucu kaçakçıları arasında sık sık çatışmanın çıktığı İran'da, günde yaklaşık üç ton uyuşturucu ele geçiriliyor. BM raporlarına göre, Körfez ve Arap ülkeleri ile Avrupa'ya giden uyuşturucunun üçte biri İran üzerinden transfer ediliyor. Uluslararası uyuşturucu şebekeleri, Afganistan'da üretilen uyuşturucuları özellikle Avrupa pazarına nakletmede İran'ı üs olarak kullanıyor. 566422 İstanbul'da bu bayram ulaşım ücretli olabilir İstanbul'da AK Parti'li üyeler Belediye Meclisi'ne Bayramı süresince şehir içi ulaşımında yüzde 50 indirim teklif etti. Geçtiğimiz yıllarda İstanbullular bayramda belediye otobüslerini ücretsiz olarak kullanabiliyorlardı. 565344 ABDULLAH AYMAZ Beni de bagajınıza almayı unutmayın Avustralya, 1990'dan bu tarafa 19 sene içinde çok değişmişti. Artık bu ülkenin yerlileri olan Aborijinlerden özür dilenmişti. Onun için konferansın açılışında, bir Aborijin hanımefendi herkese "Hoş geldiniz!" dedi. Açılış konuşmasını Avustralya Katolik Üniversite'nin Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Gabrielle McMullen yaptı. Eski Eyalet Valisi Sir James Gabbo, bir takdim konuşması yaptı. Eyalet Başbakanlık Çokkültürlülük Komisyon Başkanı George Lekakis konuşma yaptı. Avustralya Kültürlerarası Diyalog Merkezleri Genel Danışmanı Orhan Çiçek, bir teşekkür konuşması yaptı. Prof. Dr. Thomas Michell başkanlığında ilk oturum başladı... Şafakların art arda atması gibi, şâhit olduğum yeni doğumları, gelişmeleri ilk konuşmacı olarak anlatmaya gayret ettim. Bir akademisyen olmamakla beraber doğuş ve gelişmenin bilebildiğim ve görebildiğim kadar şahitliğini yapmaya çalıştım. İkinci konuşmacı, Prof. Dr. Daniel A. Madigan idi. Nostra Aetate'nin yani Vatikan'ın 1965'te deklare ettiği diğer dinler ve bilhassa İslamiyet'le ilgili konularda, kapalı kalan hususların üzerinde durdu. "Hıristiyanların diğer dinlerle ilk sistematik ve resmi diyalog adımını attığı İkinci Vatikan Konsülü'nde Müslümanların dindarlığı ve faziletleri itiraf edilmiş ancak bunun kaynağı İslamiyet'e ve Hz. Muhammed'e atfedilmeyip adeta cevapsız bir soru olarak bırakılmıştır." dedi. İkinci oturuma, Prof. Dr. Greg Barton başkanlık yaptı. Bu oturumda H.M. Amin Abullah, Prof. Dr. İsmail Albayrak, Philipp Bruckmayr ve Mehmet Şeker konuşma yaptılar. Amerika, İngiltere, Almanya, Avusturya, Türkiye, Endonezya ve Avustralyalı akademisyenlerden meydana gelen toplam 25 konuşmacının katıldığı toplantının birinci gününde Gülen Hareketi çok yönlü olarak katılımcılara sunuldu. İkinci günü ise M.Fethullah Gülen Hocaefendi'nin "Din Mensupları Arası Diyalog" yaklaşımı, tebliğ sunan akademisyenler tarafından teorik ve pratik olarak anlatıldı. Genel olarak şu konular üzerinde duruldu: -Fethullah Gülen: Kaynaklar ve gelenekler -Gülen Hareketi ve toplumla aktif kaynaşma -Diyalog üzerine perspektifler -Fethullah Gülen ve dinlerarası diyalog -Gülen'in yaklaşımları ve Gülen Hareketi... Bu görüşmeler yapılırken, bu konferansı baştan sona takip eden The Age gazetesinin muhabiri Barney Zwartz ile bir görüşme yaptık... Eğitim ve diyaloglar üzerine sorular soran Barney Zwartz, hareketin farklı yönlerini tespit etmek istiyordu. Onun haberi gazetede tam sayfa olarak çıktı. Başlığı da "FARKLI CİHAD" idi. Sanki günkü (21 Temmuz 2009) The Age gazetesinin birinci sayfa manşet haberine bir cevap mâhiyetindeydi. Çünkü manşette, terör suçlarına dair yeni getirilecek ağır cezalar haber veriliyordu. Barney son olarak "Bu eğitim ve diyalog faaliyetleri en son nereye ulaşmak istiyor?" diye sordu... "Her ülkede herkese ulaşmaya çalışmak... Böyle bir hedefe ulaşmak mümkün mü? Mümkün veya değil... Topal karıncaya 'Nereye gidiyorsun?' diye sormuşlar. 'Hicaz'a, hac ibadeti yapmaya.' demiş. 'Bu ayaklarla mı?' demişler. 'Varamazsam da yolunda ölürüm ya!..' demiş. Bizimki de hesap." dedim. Şöyle bir baktı, "Beni de bagajınıza almayı unutmayın." dedi. Samimi sözleri, çok şey ifade ediyordu. 565139 Sağlam ve Daum ne dedi? Bursaspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, ''Gole kadar Fenerbahçe, neredeyse kalemize gelemedi'' dedi. Ertuğrul Sağlam, maçın ardından yaptığı açıklamaya, sel felaketinde yaşamını yitirenler için Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır dileyerek başladı. Maça baskılı başladıklarını, ilk 20 dakikada pozisyonlar ürettiklerini dile getiren Sağlam, forvet oyuncularının bunları değerlendiremediğini bildirdi. Golü kendi hatalarından yediklerini dile getiren Sağlam, ''Kısa düşen aut atışı, Alex'i bir an boş bırakmamız, gol yememize neden oldu. Gole kadar Fenerbahçe, neredeyse kalemize gelemedi. Ancak bir anlık hatamız ikinci yarıya yenik başlamamıza neden oldu'' diye konuştu. Sağlam, ikinci yarıda, gol ve goller bulmak için daha fazla rakip kaleye yüklendiklerini anlatarak, şunları kaydetti: ''İkinci yarıda forvetle oynadık. Gol atmak için risk aldık. Fenerbahçe gibi etkili oyuncuları olan bir takıma karşı risk alınca kalenizde pozisyonlar da görüyorsunuz. Son dakikalarda biz de net pozisyonlar bulduk. Ergiç, Sercan ve Turgay ile bulduğumuz pozisyonları değerlendiremedik. Ancak mücadeleden memnunum. Son dakikaya kadar ayakta kalmayı bildik.'' Bir gazetecinin ''Sercan bugün çok agresif oynadı. Acaba bunda gelen transfer teklifleri etkili oldu mu?'' sorusuna Sağlam, ''İstediklerini yapamadığı için böyle davranışlar sergilemiş olabilir. Bunda transfer söylentilerinin etkili olduğunu düşünmüyorum'' yanıtını verdi. FENERBAHÇE TEKNİK DİREKTÖRÜ DAUM Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum ise galibiyette, oyuncularının istekli futbolunun önemli rol oynadığını bildirdi. İki takımın da agresif oyun sergilediğini anlatan Daum, ''Aslında bu kadar zorlanmamalıydık. 2-0'ı daha erken bulabilirdik. İkinci golü bulmak için sonuna kadar çabaladık'' dedi. Daum, Bursaspor'un da gol ve goller bulmak için hücumu düşündüğünü belirterek, şunları söyledi:: ''Maç, karşılıklı ataklar şeklinde geçti. Mücadelelerinden dolayı futbolcularımla gurur duyuyorum. Futbol çok iyi değildi ama mücadele vardı. Biz son dakikaya kadar mücadele ettik. Bu, yeni Fenerbahçe'nin maçın her anında mücadeleyi elden bırakmadığını gösteriyor. Ancak özellikle gol paslarında daha etkili olmalıyız. Bunları düzeltmek için çalışacağız.'' Bir gazetecinin ''Fenerbahçe'nin yarıya yakın futbolcusu sarı kart gördü. Hakeme çok itiraz etti. Bu agresif futbolun nedeni nedir?'' sorusu üzerine Daum, ''Futbol, zaten agresif bir oyundur. İki takım da agresif oynadı. Hakemin bu kadar sarı kart vermesini herkes kendi değerlendirsin. Ben fazla bir şey söylemek istemiyorum'' diye konuştu 565578 Güney Afrika'da yeni bir virüs Güney Afrikalı doktor Nivesh Sewlall tarafından 'nin San Francisco kentinde düzenlenen yıllık tıp konferansında sunulan çalışmada, kökeni bilinmeyen virüsün 2008'de Güney Afrika'da görüldüğü belirtildi. Dr. Sewlall, kanamalı ateşe neden olan virüsten ilk etkilenen kişinin Zambiya'nın başkenti Lusaka'da turist rehberliği yapan bir kadın olduğunu, bu kişinin uçakla Johannesburg'daki bir hastaneye getirildiğini anlattı. Bu hastanın yanı sıra tedavisiyle ilgilenen kişinin öldüğünü belirten Dr. Sewlall, "Lujo" adı verilen virüsün bir hemşireye de bulaştığını ve Hepatit ve için kullanılan bir ilacın da bulunduğu bir "şok tedavi" sayesinde iyileştiğini kaydetti. Hemşirenin iyileşmesinin bir yılı bulduğunu kaydeden doktor, hastalığın ilk semptomlarını yüksek ateş, kas ağrıları, şiddetli ishali takip eden deri lezyonları ve başta karaciğer olmak üzere organların iflası olarak sıraladı. 566301 Başbakanlık'ta sürpriz zirve Alınan bilgiye göre, Başbakan Erdoğan, yarın saat 11.00'de Merkez Binada MGK üyesi bakanlarla bir toplantı gerçekleştirecek. Erdoğan, ayrıca 13.30'da da Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile haftalık olağan görüşmesini yapacak. 565550 Nez’in ailesi de selde ölümden döndü Nez’in annesi Hülya Yazıcı yaşananlarla ilgili olarak, “Perişan bir haldeyiz. İki kız kardeşim ve annem 10 saat evin çatısında mahsur kaldılar ve kurtarılmayı beklediler. Kızım helikopterle kurtarılması için büyük çaba gösterdi. Jandarma hava muhallefeti düzelince halatlarla onları oradan çıkartmışlar. Annem ve kardeşlerim kızımın çabalarıyla kurtuldu” dedi. Nez ise “Sele kapılıp gidebilirlerdi. Aileyi ayakta tutmak bana düştü. Bir daha Avşa Adası’na hiçbir şekilde ailem ayak basmayacak. Artık ailemi yanımdan ayırmayacağım” diye konuştu. 565804 Yılın Videosu: Beyonce'den 2009 MTV Video Müzik ödülleri sahiplerini buldu. New York'ta verilen ödüllerin sahipleri şunlar: Yılın videosu: Beyonce, "Single Ladies (Put Ring On It)" En iyi yeni sanatçı: Lady Gaga, "Poker Face" En iyi Hip-Hop videosu: Eminem, "We Made You" En iyi erkek şarkıcı video ödülü: T.I. f/ Rihanna, "Live Your Life" En iyi Pop videosu: Britney Spears, "Womanizer" En iyi Rock videosu: Green Day, "21 Guns" En iyi kadın şarkıcı videosu: Taylor Swift, "You Belong With Me". 566415 Basın Ekspress temizleniyor Basın Ekspress temizleniyorAsım GÜNEŞ/İSTANBUL DHA SEL felaketinin göle çevirdiği, TEM’i Atatürk Havalimanı’na bağlayan, Basın Ekspres yolu, selin getirdiği çöplerden temizleniyor. Belediye ekipleri iki gündür, yolun ortasındaki refüjleri dolduran yığınları topluyor. Minibüslerle getirilen onlarca temizlik personeli çöpleri siyah torbalara dolduruyor. Bu torbalar yine işçiler tarafından kamyonetlere yükleniyor. Havalimanından İkitelli istikametinde, sol şeridi kapayan temizlik çalışması, trafik sıkışıklığına neden olurken, belediye kısa sürede bitirmek için aralıksız çalışıyor. Yol boyunca dizilen siyah poşetler ise ilginç görüntü oluşturuyor. Sel baskınından 13 kişinin öldüğü İkitelli'deki tır garajında araçlar çekiliyor. Minibüs içinde boğularak ölen kadın işçinin öldüğü Halkalı'da temizlik çalışmaları sürüyor. Bölge sakinleri çamur deryasına dönen evl ve işyerlerini temizleme çabası verirken, en çok da yetkililerin ilgisizliğinden şikayet ediyor. 565478 'Vatan hizmeti'nin sapkın bir tarifi: İşkence yapmak Anayasa'nın başta 'vicdani ret" dolayısıyla epeyce tartışılan 72. maddesini biliyorsunuz. "Madde 72 Vatan hizmeti: Vatan hizmeti, her Türk'ün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silahlı Kuvvetler'de veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir." Güzel; demek ki Anayasa söz konusu "hak ve ödevin" ne şekilde yerine getirileceğinin belirlenmesini konuya ilişkin çıkarılacak kanuna havale etmiştir. 566504 'Kriz tedbirleri halkın canını yakacak' Bajnai, başkent Budapeşte'de yaptığı ekonomi toplantısında dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Devlet gelirlerinin dünyada yaşanan küresel ekonomik kriz nedeni ile büyük düşüşler yaşadığını, bütçe açığını düşürmek için aldıkları tasarruf tedbirlerinden başka şanslarının olmadığını açıklayan Bajnai, emeklilere verilen 13. maaşın kaldırılmasının yanı sıra kendisinin ve bakanlarının maaşlarında indirime gittiklerini söyledi. Gençlere verilen ev kredi desteklerinin de kaldırıldığına değinen Macar Başbakan Bajnai, 2010 yılında kemer sıkma politikasıyla trilyon forint (5 milyar dolar) tasarruf etmeyi planladıklarını açıkladı. MACARİSTAN'DA BANKA ÇALIŞANLARININ SAYISI HIZLA AZALIYOR Macaristan'da banka çalışanlarının sayısının hızla azaldığı açıklandı. Macaristan'ın en önemli ekonomi gazetesinden biri olan Dünya Ekonomisi'nde yayımlanan makalede, ülkede 2009 yılının ilk altı ayında banka sektöründe çalışan bin 500 kişinin işten atıldığı, çalışanların sayısının yüzde düştüğü yazıldı. Ekonomik küresel kriz öncesi Macaristan'da 35 binin üstünde banka çalışanı olduğu, kriz sonrası geçtiğimiz Haziran ayının sonunda ise banka çalışanlarının sayısının 32 binin altına indiği bildirildi. Küresel ekonomik kriz nedeni ile Macaristan'da en fazla krizin yaşandığı sektör banka sektörü olmuştu. 566262 Anadolu ve Fen Liseleri'ne yerleştirmede son gün Fen, Sosyal Bilimler, Anadolu Öğretmen ve Anadolu Liseleri ile Sağlık Meslek Liselerinde boş kalan bin 513 kontenjanın doldurulması amacıyla yapılan 4. Yerleştirme İşlemleri için başvurular bugün sona eriyor. Fen ve Sosyal Bilimler Liselerinde bulunan 173, Anadolu Liselerinde bulunan bin 389, Anadolu Öğretmen Liselerinde bulunan 162 ve Sağlık Meslek Liselerinde bulunan 789 boş kontenjan için yapılacak başvurular, ilgili ilköğretim okulu müdürlüklerine öğrenci velisi tarafından elektronik ortamda yapılacak. 4. Yerleştirme işlemlerine ilişkin sonuçlar 16 Eylül 2009 Çarşamba günü Milli Eğitim Bakanlığı’nın www.meb.gov.tr internet adresinde yayınlanacak. Kayıt hakkı kazanan adaylar ise 16 18 Eylül 2009 tarihleri arasında kayıt işlemlerini gerçekleştirecekler. 565309 Baykal: El öpmeye çok alışmışlar Kullanılan üslubu, 'laubali ve üzüntü verici' bulduğunu söyleyen Baykal, ''Yok 'elini öperiz' falan lafl arı. Ben bundan üzülüyorum, rahatsız oluyorum. Bizim devletimiz kimsenin elini öpmez. Onlara da tavsiyem kimsenin elini öpmesinler. El öpmeye çok alıştıkları anlaşılıyor. Yeterince el öptükleri için zaten Türkiye'yi bu hale getirdiler.'' diye konuştu. Baykal, CNN Türk canlı yayınında gündeme ilişkin soruları cevapladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek, "En önemli konularda ihtiyaç hissetmedin de şimdi Kürt açılımı konusunda niye CHP'ye geliyorsun?" diye sordu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile 15 Eylül Salı günü yapacağı görüşmeye de değinerek, "Bana daha önce konuştuğumuz konularla ilgili gelişmeler hakkında bilgi verecek. Bu sadece Kafkaslar'la ilgili değil, gündemimiz Ermeni açılımı falan da değildir.'' dedi. Baykal, ''Kürt açılımı konusunu açarsa konuşmayacak mısınız?'' sorusuna, "Hayır. Kesinlikle söz konusu değil. Zaten buna saygı gösterir. konuya girmeyecektir.'' cevabını verdi. Sel felaketi ile ilgili soruları da cevaplayan CHP lideri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın, 'TIR parkı izninin CHP zamanında verildiğine' yönelik sözlerine değindi. Baykal, Topbaş'ın "6 tane park ruhsatı verildi. Bunların bir kısmı onların zamanında verildi.'' dediğini hatırlatarak, "Sen 6'yı, 5'i bırak. Ben bir tanesini söylüyorum da 13 vatandaşımızın ölmesine ve yüzlerce TIR'ın tahrip olmasına yol açan TIR parkını konuşuyorum. Somut bir TIR parkı. Bana onun 20-30 kilometre ötesindeki CHP'li belediyelerin yaptıkları TIR parkı ruhsatlarından bahsediyorlar. Karıştırmaya, vatandaşın zihnini bulandırmaya çalışıyorlar.'' ifadelerini kullandı. Baykal, bu TIR parkının sahibinin Başbakan'ın yakın arkadaşı işadamı Cihan Kamer olduğunu iddia etti. 566363 Burası altın fabrikası! Reuters haber ajansı, Chiba'daki bir fabrikasını görüntüledi... 566409 Hakkari'de gerginlik Hakkari Devlet Hastanesi morguna gelen bir grup, dün Çukurca ilçesi Kazan vadisinde öldürülen bölücü terör örgütü üyesi teröristin cenazesini istedi. Otopsi nedeniyle cesetlerin verilmemesi üzerine, grup şehir merkezine doğru yürümeye başladı. Yürüyüş sırasında grup MHP il başkanlığı binası, araçlar ve işyerlerini taşladı. Bazı işyerlerinin camları göstericiler tarafından atılan taşlar sonucu kırıldı. Olaya müdahale eden polis, göstericileri su ve gaz kullanarak dağıttı. Göstericilerin ara sokaklara dağıldığı ve eylemlerine devam ettikleri bildirildi. Bu arada, Çukurca'da düzenlenen operasyon sonucu ölü ele geçirilen PKK'li terörist nedeniyle Hakkari merkez ve Yüksekova ilçesinde bazı işyerlerinin kepenklerinin açılmadığı gözlendi. 565720 Çocuklarda okul sendromuna dikkat! Eğitim ve danışmanlık merkezi psikologu Serap Duygulu, ''Bir çocuk için okula başlamak ailesinin dışındaki sosyal çevreye girişinin de ilk adımıdır. Hem çocuk hem de aile açısından heyecan verici ama kimi zaman da ürkütücüdür'' dedi.  Okula gidecek çocukların zihinsel, bedensel ve duygusal açıdan hazır olmaları gerektiğini ifade eden Duygulu, 3-6 yaş arasında kreş, yuva veya anaokuluna giden çocukların bu konuda şanslı olduğuna dikkati çekti. Yapılan araştırmalarda, okula başlamadan önce yuva veya anaokuluna giden çocukların gerek zihinsel, gerekse psikolojik olarak gelişimlerinin hiç okula gitmeyen yaşıtlarına oranla daha ilerde olduğunu ifade eden Duygulu, şöyle konuştu: ''Çocuğun yaşamında ailesinin dışındaki ilk toplumsal kurum okuldur. Bu aile için de çok önemlidir. Okula hazırlık demek aslında aile olarak hazırlıklı olmak demektir. Öncelikle aile çocuğunu farklı bir ortama bırakmaya hazır olmalıdır. Aileler her ne kadar hazır olduklarını iddia etseler de yaşadıkları heyecan ve gerginliği çocuklarına yansıtmaktadırlar. Çocuklar, onların bu zayıf tarafını çabuk fark eder ve bu duyguyu kullanırlar. nedenle bazı küçük önlemler alınarak okulun ilk günlerinin yarattığı sıkıntı en azından azaltılabilir.'' AİLELERE ÖNERİLER Çocuğun, aile bireylerinden ayrıldığı andan itibaren hep okulda kalacağını ve bir daha eve dönmeyeceğini düşünerek kaygılanabildiğini anlatan Duygulu, ''Bu biz yetişkinler için saçma bir düşünce olsa da karşımızdakinin yaşında bir çocuk olduğunu ve ilk kez sosyal bir ortama girdiğini unutmamak gerekir'' dedi. Çocuk sınıfa geçtiğinde anne veya babasının kapı eşiğinde beklemesinin ya da sınıfta sıralara oturmasının ''büyük yanlış olduğunu'' dile getiren Duygulu, bunun diğer çocukları da etkileyeceğini ve öğretmenin kurmaya çalıştığı disiplini engelleyeceğini söyledi. Eşlik eden kişinin çocuklar sıralarına oturduktan sonra vedalaşıp uzaklaşmasının öneren Duygulu, ''Çocuk üzgün olsa da birkaç dakika sonra dikkati arkadaşlarına ve öğretmenine yöneleceği için endişesi dağılacaktır'' diye konuştu. Çocukların okulun ilk günü sakin ve rahat görünmesinin okula iyi hazırlandığının bir göstergesi olduğunu, ancak tüm tüm uğraşılara rağmen ilk gün göz yaşlarına engel olunamayacağını ifade eden Duygulu, ''Araştırmalara göre, çocuktan 4'ü okulun ilk günü sorun yaşamakta ve yaşatmaktadırlar. Bunun normal olduğu unutulmamalıdır'' değerlendirmesinde bulundu. ''OKUL SENDROMU'' UYARISI Bazı çocukların okula yeni başladığında ya da daha üst sınıfta eğitim görürken okula gitmeme eğilimi gösterdiğine dikkati çeken psikolog Serap Duygulu, bu tür davranışların günlük endişelerden kaynaklanabileceği gibi bazen uzun süreli ve kaygı verici boyutlara ulaşabildiğini söyledi. Sorunun günlük endişelerden kaynaklanmasına genellikle çocukların arkadaşlarıyla arasındaki küçük sorunlar ile ödevini yapmama veya sınavdan kötü not almanın etkili olduğunu kaydeden Duygulu, bu gibi durumlarda sorunun birkaç gün içinde düzelebileceğini anlattı. ''Ancak okula gitme konusundaki isteksizlik uzun süreli olursa ve çocuk şiddetli tepkiler veriyorsa durum ciddi demektir'' diyen Duygulu, çocukların ısrarla okula gitmemek için gösterdiği davranışların ''Okul sendromu'' olarak adlandırıldığını ve kendini ortaya koyan belirtisi olduğunu bildirdi. Duygulu, bu belirtileri şöyle sıraladı: ''Çocukta belirgin olarak görülen istek ve heveste, buna bağlı olarak enerjisinde azalma. Uyku düzeninde bozulma ve huzursuzluk. Aşırı bir biçimde alınganlık, sinirlilik. Sebepsiz yere ya da olur olmaz her şeye ağlama. Baş ve karın ağrıları, mide bulantısı, kusma gibi fiziksel ama aslında psikolojik kaynaklı rahatsızlıklar. İştahsızlık.'' ''Okul sendromu''nun bu belirtilerle ortaya çıksa da sebeplerinin farklı olduğunu ifade eden Duyguyu, ''Böyle bir sorunun en önemli sebebi aileden ve evden uzak kalmanın yarattığı gerilim ve endişedir. Uzun sürelerle ve her gün yaşadığı bu ayrılık çocuğu mutsuz etmektedir. Bu duygu durumundan kurtulmanın en kolay yolu da okula gitmeyi reddetmektir. Ancak çocuklar sebebin bu olduğunu dile getiremezler. Özellikle küçük çocuklar sebebin bu olduğunun açık bir biçimde farkında bile değillerdir. Bu tip bir davranış genellikle okul öncesi eğitim almamış ya da aşırı koruyucu ailelerde büyümüş ve tek çocuklarda görülür.'' Duygulu, çocukların okula gitmek istememesinin altında pek çok neden yatsa da en sık rastlananların özellikle ''en yakın arkadaşıyla yaşadığı sorunlar, sınıfın düzenine ve ders işlemedeki düzene uyum sağlayamama, diğer çocukların giyim ve davranış tarzlarından farklı olma, görünüşünden kaynaklanan alay edilme ve sözlü ya da şiddet içeren davranışlarla karşılaşma, öğretmenini sevmeme, derslerdeki başarıda düşüklük, okul yemeklerini veya malzemelerini sevmeme, öz güven eksikliği, aşırı koruyucu ailede yetişmiş olmak, aile bireylerine karşı geliştirilen aşırı bağımlılık ve okulun, arkadaşların ya da öğretmenin değişmesi'' olduğunu dile getirdi. ''Okul sendromu'' yaşayan çocuğa yardım etmek için bu davranışa neden olabilecek ihtimalleri ve çözüm yollarının mutlaka bilinmesi gerektiğini anlatan Duygulu, bu gibi durumlarda çocukla iletişime geçilerek ikna edilmesini, gerektiğinde bir uzmandan yardım alınmasını önerdi. 565903 Şampiyonlar Ligi'ne dev açılış: Inter-Barca 'nde grup mücadelesi başlıyor. İlk haftanın merakle beklenen maçında Inter Milan son şampiyon Barcelona'yı ağırlayacak. Avrupa'nın kulüpler düzeyindeki en büyük kupası olan 'nde salı ve çarşamba günü gruplarda ilk maçlar oynanacak. Grubu'nda yer alan salı günü İnönü Stadı'nda son iki yılın finalisti ve bu kupayı üç kez müzesine götüren Manchester United ile karşılaşacak. Grubu'nun iki favorisinden Juventus evinde Bordeaux'yu konuk ederken, Bayern Münih 'de Maccabi Hayfa ile mücadele edecek. Transfer rekortmeni Real Madrid ilk maçında İsviçre'de FC Zürih karşısına çıkıyor. Grubu'nun diğer maçı Marsilya ile Milan arasında.  İlk haftanın maçı Giuseppe Meazza Stadı'nda Inter Milan ile Barcelona arasında. Transfer döneminde takım değiştiren Samuel Eto ile Zlatan İbrahimovic çarşamba günü eski takımlarına karşı mücadele edecek. Inter ve Barcelona'nın kesin favori olduğu Grubu'ndaki diğer mücadele Kiev'de. Andriy Shevchenko'yu yeniden kadrosuna katan Dinamo Kiev, Gökdeniz Karadeniz'in takımı Rubin Kazan'ı konuk edecek. 1. hafta programı 15 Eylül Salı Grubu Juventus-Girondins Bordeaux Maccabi Hayfa-Bayern Münih Grubu Wolfsburg-CSKA Moskova -Manchester United Grubu FC Zürih-Real Madrid Olympique Marsilya-AC Milan     Grubu Chelsea-Porto Atletico Madrid-APOEL 16 Eylül Çarşamba     Grubu Liverpool-Debrecen Olympique Lyon-Fiorentina     Grubu Inter Milan-Barcelona Dinamo Kiev-Rubin Kazan        Grubu Stuttgart-Rangers Sevilla-Unirea Urziceni      Grubu Olympiakos-AZ Alkmaar Standard Liege-Arsenal 565957 Manavgat'ta 70 el bombası bulundu Antalya'nın Manavgat ilçesine bağlı turistik Titreyengöl bölgesindeki bir arazide, bir ihbar üzerine yapılan kazıda 70 adet savunma tipi el bombası bulundu. Bulunan mühimmat incelenmek üzere emniyete götürülürken olayla ilgili inceleme başlatıldı. Ayrıntılar geliyor... 566161 Kabine memur zammı ve sel gündemiyle toplandı Bakanlar Kurulu iki hafta aranın ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Kabinenin gündeminde maaş zamları, sel felaketi ve dış politika var. Bakanlar Kurulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında toplandı. Başbakanlık Merkez Bina'daki toplantı, saat 14.20'de başladı. Toplantıda, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun geçen hafta gerçekleştirdiği Mısır, Ürdün ve ziyaretleri hakkında bilgi vermesi bekleniyor. Davutoğlu ayrıca Ermeni açılımına ilişkin siyasi partiler ile başlattığı istişare süreci hakkında da kabine üyelerine değerlendirmelerde bulunacak. maaş zamları için gözler Bakanlar Kurulu'nda. Memurlar ile yapılan görüşmede uzlaşma sağlanamamıştı. Hükümet yüzde 2.5 2.5'luk zam önerisinde ısrar etti. Bakanlar Kurulu'nda, 2010 yılında memura yapılacak zam oranının karara bağlanması bekleniyor. Toplantıda ayrıca, Marmara'da yaşanan sel felaketi de gündemde olacak. Bölgenin durumu atılması gereken adımlar yapılacak yardımlar konuşulacak. Ve demokratik açılım. Kabine  gelişmeleri gözden geçirecek. 'ün Mardin Artuklu Üniversitesi'nde Türkiye'de Yaşayan Diller Enstitüsü kurulması yönündeki tavsiye kararı da toplantıda gündeme gelebilir. 566227 Erzurum modernleşiyor Erzurum modernleşiyor Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, 6. yılını tamamlamaya ay kalan Büyükşehir Belediyesi'nin yatırım rekoru kırdığını söyledi. ERZURUM (İHA) Erzurum Büyükşehir Belediyesi'nin yıl boyunca hep ilklere imza atacağını ifade eden Başkan Küçükler, "Büyük projeleri bir bir hayata geçirdik. Büyükşehir Belediyesi çalışmalarıyla Avrupa standartlarına uygun bir şehir olacak” dedi. Büyükşehir Belediyesi olarak 2011 hazırlanırken tempoyu artırmak zorunda olduklarını kaydeden Başkan Küçükler, Şehri modernize etme yanında Erzurum'u ziyaret edecek yerli ve yabancı turistlerin ihtiyaçlarına yanıt verecek mekanları da oluşturacaklarını söyledi. PARMAKLA GÖSTERİLEN BİR BELEDİYE OLACAĞIZ Kentsel dönüşüm ve 2011 hazırlıkları kapsamında peyzaj ve çevre düzenlemesi çalışmalarına ağırlık verdiklerini dile getiren Başkan Küçükler, “Palandöken ilçesi ve Atatürk Caddesi'ndeki geniş bir alanda çevre düzenlemesi ve peyzaj çalışması gerçekleştirdik. Yapılan çalışmalarla yaşanabilir bir Erzurum oluşturma adına verdiğimiz mücadelenin bir dönemini geride bıraktık. Birinci dönemimiz, Erzurum için bir gelişim ve atılım yılı olmuştur. Yeni dönemde 'Geleceğin Erzurum'unu tesis etme yolunda önemli adımlar atılacak. Hizmet etmekten gurur duyduğumuz Erzurum halkının yaşam standartlarını hak ettiği düzeye yaklaştırabilecek şekilde sürdürdüğümüz hizmet yarışında ortaya koyacağımız projelerle görüntü bakımından parmakla gösterilir örnek belediyelerden biri olacağız” diye konuştu. YATIRIM REKORU KIRILDI Erzurum Büyükşehir Belediyesi'nin 6. yılını tamamlamaya ay kala, yatırım rekoru kırdığını anlatan Başkan Küçükler, belediyecilikte bu kısa süreye köprülü kavşak, tarihi eserlerin çevresinin açılması ve otoparkların sığdırıldığını anlattı. Kente iki dev alışveriş merkezi kazandırdıklarını dile getiren Başkan Küçükler, yine çalışma döneminde itfaiye filosunu kurduğunu söyledi.“Erzurum'a olan sevdamız, bize bir çok ilki yaptırdı” diyen Küçükler, “Biz bu kadar çalışmaya kıt bütçelerle hayat verdik. Önceki dönemlerde alınan belediye payının dörtte biri ile yaptığımız bu çalışmalar ile Erzurum'un yıllarca ihmal edilen sorunlarını çözüme kavuşturduk” diye konuştu. 566240 Kosova'da EULEX protokolü gerginliği "Vetvendosje" (Kendin Karar Ver) hareketiyle birlikte 22 sivil toplum örgütünün, EULEX'in Sırbistan'ın İçişleri Bakanlığı ile imzaladığı işbirliği protokolüne karşı bugün başkent Priştine'de protesto gösterisi düzenleyeceği bildirildi. "Vetvendosje" hareketinin lideri Albin Kurti, basın açıklamasında, imzalanan protokolle ilgili Kosova liderlerini suçlayarak, Kosova yönetiminin halk için değil, kişisel çıkarları için çalıştığını ileri sürdü. Kurti, EULEX'e karşı protestoların artarak devam edeceğini bildirdi. "Vetvendosje" hareketinin 2007 yılında BM Kosova Geçici Misyonu'na (UNMİK) yönelik düzenlediği protesto gösterilerinde iki kişi yaşamını yittirmişti. 566497 İran: Baskı ve ayrımcılığı kabul edemeyiz İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Salihi, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması'na (NPT) taraf olduklarını ve antlaşmanın kendilerine tanıdığı hakları kullanarak nükleer enerji sahibi olduklarını ifade etti. "NPT rejimi çerçevesinde nükleer programlarıyla ilgili her soruya yanıt vermeye hazır olduklarını" belirten Salihi, ülkesinin Orta Doğu'nun nükleer silahlardan arındırılması konusunda yıllar önce öneride bulunduğunu anımsattı. Salihi, bölge ülkelerinin büyük çoğunluğunun bu öneriye olumlu oy vermesine karşın, "İsrail rejiminin bu öneriye hayır diyen bölgedeki tek ülke olduğunu" söyledi. Salihi, ülkesinin nükleer programına yönelik bazı iddiaların "siyasi gerekçelere dayandığını" savunarak, "ülkesinin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da taraf olduğu NPT antlaşması uyarınca Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile şeffaf işbirliği yapmayı sürdüreceğini" kaydetti. Kurumun Viyana'daki merkezinde bugün başlayan UAEK Genel Kurul toplantılarının 18 Eylüle kadar devam etmesi öngörülüyor. 566733 Giresun'da teknik adam arayışları! Mustafa Sandal, teknik direktör Yüksel Yeşilova ile yollarını ayırmalarının ardından yeni teknik direktör arayışlarına başladıklarını ifade ederek, ''Mersin İdmanyurdu karşılaşmasına takımı yardımcı antrenör Selim Özer hazırladı. Bu hafta içinde yeni teknik direktörümüz takımın başında olacak'' dedi. Başarıları ile kendini ispat etmiş önemli isimlerle görüştüklerini bildiren Sandal, ''Bunların arasında Feyyaz Uçar, Levent Eriş ve Uğur Tütüneker gibi isimler bulunuyor. Bu hafta içinde teknik direktör sorunu çözümleyeceğiz. Takımı başarıya ulaştıracağına inandığımız teknik direktörle anlaşmak için oldukça titiz davranıyoruz'' diye konuştu. Öte yandan, yeşil-beyazlı ekibin takım kaptanı Emrah Eren, yaptığı yazılı açıklamada, camianın kendilerinden beklentilerini bildiklerini, ligin dört maçında aldıkları sonucun herkesi üzdüğünü ifade etti. Bu durumla ilgili sorumlularının kendileri olduğunu ifade eden Eren, şöyle devam etti: ''Üzerimizdeki yükün ağırlığını biliyoruz. Her ne kadar aldığımız skorlar oynadığımız futbolun karşılığı olmasa da Giresunspor'u hak ettiği yere taşıyacak kabiliyete sahibiz. Geçirdiğimiz haftayı unutturacağız. Bunu telafi etmek için her türlü maddi ve manevi fedakarlığı yapmaya hazırız. Bizim kendimize olan güvenimiz tamdır. Bizler bu takım için ve Giresun için elimizden geleni yapacağız ve de mutlu sona ulaşacağız.'' 565312 Derbi zaferi Polat'ı ikna etti Galatasaray camiasında konuşulan bu gerçeği Başkan Adnan Polat, geçtiğimiz ay yaptığı basın toplantısında ortaya koymuştu. Başkan Polat, bu toplantıda üst üste kazanılan farklı galibiyetlerle ilgili, "Bu galibiyetler bizi sevindiriyor ama gerçek gücümüzü ve hedeflerimizi Beşiktaş ile oynayacağımız derbi maçından sonra ifade edebilirim." cevabını vermişti. Birçok yıldız oyuncusunun çeşitli ülkelerin milli takımından yorgun döndüğü bir ortamda Galatasaray, Beşiktaş karşısında sahadan 3-0 gibi farklı bir sonuçla ayrılmayı başardı. Oynadığı maçtan 15 puan toplayan Sarı-Kırmızılılar, rakip filelere gönderdiği 15 golle de ne kadar golcü bir takım olduğunu gösterdi. Beşiktaş ile oynanan derbi maçın ardından soluğu soyunma odasında alan Başkan Polat, teknik heyet ve oyuncuları önce tebrik etti, ardından da övgüler yağdırdı. Polat'ın, "Beşiktaş derbisi bizim için çok önemli bir karşılaşmaydı. Bu maçı kazanarak takım olarak ne kadar güçlü ve kaliteli olduğunuzu gösterdiniz. Bu sezon sizden hem ligde hem de Avrupa'da çok büyük başarılar bekliyorum. Aldığınız başarılı sonuçlarla ne kadar doğru işler yaptığımızı ortaya koydunuz." dediği öğrenildi. Polat, Rijkaard'a da ayrıca teşekkür etti. Krallık değil, şampiyonluk önemli G.Saray'ın golcüsü Baros, kendisinin çok gol atmasının değil takımın şampiyon olmasının önemine dikkat çekti. Geçen yıl ligi 5. bitirdiklerinin altını çizen Baros, "Bu sezon benim için önemli olan çok gol atmak değil şampiyon olmak." dedi. Beşiktaş'ı yendikleri için mutlu olduğunu belirten yıldız golcü, "Derbiler her zaman özeldir ve kazanmak kolay olmaz." açıklamasını yaptı. Aslan'da gözler Panathinaikos'a çevrildi Ligde Beşiktaş'ı yenen G.Saray'da gözler UEFA Avrupa Ligi'ndeki Panathinaikos maçına çevrildi. Sarı-Kırmızılılar, grubu ilk maçında perşembe günü deplasmanda Panathinaikos ile yapacağı maçın hazırlıklarına başladı. Beşiktaş maçında ilk 11'de görev alan oyuncular sahada rejenerasyon çalışması yaparken yedekler teknik ağırlıklı bir çalışma gerçekleştirdi. 566556 Yemen'de çatışma: 27 ölü Hükümetten yapılan açıklamada, Zeydi grubuna bağlı isyancılarla çıkan çatışmalarda ölenlerden 20'sinin isyancı, 7'sinin asker olduğu kaydedildi. Açıklamada, ölen isyancılar arasında liderin de bulunduğu belirtildi. Yemen Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih, geçen hafta yaptığı açıklamada, isyancıların İran'daki gruplardan ve Iraklı Şii din adamı Mukteda El Sadr'dan maddi destek gördüğünü söylemişti. Hükümet, isyancıların 1960'lı yıllarda çöken Şii devletini yeniden kurmak istediklerini belirtiyor. 566428 17:06 Köylülerden “askerler atlarımızı vurdu” iddiası Köylülerden “askerler atlarımızı vurdu” iddiasıBAŞKALE (Van), (DHA) ’ın İlçesi’nin sınırında bulunan Esenyamaç Köyü Dağönü Mezrası’na yaşayan köylüler, bölgede operasyon yapan askerlerin 25 atı öldürdüklerini iddia etti. Köylüler, bu konuda Cumhuriyet Savcılığına da suç duyurusunda bulundu. Esenyamaç Piyade Karakol Komutanlığı ekipleri, iddialara göre önceki gün gece yarısı Dağönü mezrasına operasyon düzenledi. Köylülerin iddiasına göre askerler, İran’dan kaçak getirilmesinde kullanıldıkları öne sürülen atları ahırlarından çıkararak öldürdü. Köylülerden Emin Kesen ve Mevlüt Gürbüz, askerlerin köyde 25 at öldürdüklerini belirterek şu iddialarda bulundular: “Biz gece sahur için kalktık. Evde bulunan çocuklar, ‘askerler gelmiş, ahırımızdan atlarımızı çıkarıyorlar’ dedi. Ben “korkmayın dedim askerler ise bir şey olmaz korkmayın’ dedim. Ben dışarı çıktım gelen yetkili komutanla görüşmek istedim, sorun ne olduğunu öğrenmek istedim. Gelen komutan bizimle görüşmek istemediğini söyledi. Baktım bir anda her taraftan silah sesleri yankılanmaya başladı, atlar irkilerek kaçmaya çalışsa da ateşten kurtulan olmadı. Madem bir suçumuz var askerler gelsin evlerimizi arasınlar, bizlere hakaret etmeye hayvanlarımızı öldürmeye hakları yok.” Köylüler daha sonra atların vurulmasında kullanıldığını iddia ettikleri mermilerin boş kovanlarını toplayarak, Başkale Cumhuriyet Savcılığına giderek suç duyurusunda bulundu. 566192 Velilerin gözü arkada kalmayacak İstanbul Valisi Muammer Güler, yeni eğitim-öğretim yılında, özellikle ilk ve orta öğretim okullarında öğrencileri uyuşturucu tacirlerinden korumak için her türlü çabanın gösterileceğini söyledi. "Her okulun, her öğrencinin yanında olacağız" diyen Vali Güler, İstanbul Emniyeti'nin yürüttüğü 'akran projesi' ve 'okul timleri' ile uyuşturucu tacirlerine geçit vermeyeceklerini ifade etti. İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Emniyeti Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Ekipleri'nin gerçekleştirdiği operasyonla ilgili düzenlenen basın toplantı sonrasında basın mensuplarının sorularını cevapladı. Gazetecilerin, Yeni eğitim-öğretim yılının ders başı yaptığını hatırlatarak, uyuşturucu ile mücadelede alınacak önlemleri sorması üzerine Güler, gençleri ve çocuk yaştaki öğrencileri torbacı tabir edilen uyuşturucu tacirlerinden korumak için ellerinden gelen tüm çabayı sarf edeceklerini belirtti. İçişleri Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında yapılan protokole dikkat çeken Vali Güler, İstanbul Emniyeti'ni bunun ötesinde çalışmalar yürüttüğünü aktardı. İstanbul Emniyeti'nin 'Akran projesi' kapsamında çocukları ve gençleri kendi akranları sayesinde uyuşturucu konusunda bilgilendireceğini aktaran Güler, "Velilerin eğitimi onların bu konuda bilgilendirilmesi çalışması var. Yine okul içinde de çocukların bilinçlendirilmesi çalışması var. Bu çalışmayı sadece ortaöğretim değil yüksek öğretimdeki öğrenciler için de yapıyoruz. Broşürler hazırlıyoruz." şeklinde konuştu. İçişleri Bakanlığı ve hükümetin uyuşturucuyla mücadele konusuna büyük önem verdiğini aktaran Vali Güler, Güven ve Huzur timleri ile her okul ve hatta her öğrenciyi uyuşturucuya karşı koruyacaklarını aktardı. Okul Timleri'nin de her okulda uyuşturucuyla mücadeleyi ayrıca sürdüreceğini aktaran Güler, "Her öğrencimizin yanındayız. Okul timleri bu konuda her türlü hassasiyeti gösterecekler. Çocuk Şubemizde bu hassasiyeti gösteriyor." ifadelerini kullandı. Uyuşturucuyla mücadelenin tek boyutunun emniyet ve suçluları yakalama olmadığına dikkat çeken Güler, şunları söyledi: "Bundan sonra da çok önemli bir boyutu var. Öncelikle sağlık yönünden bu çocuklarımızın tedavi edilmesi gerekiyor. Çocukların sağlık yönünde bu hastalıktan kurtarılmaları, temel eğitimlerinin tamamlanması ve beceri kurslarıyla hayata bağlanmaları da önemli. Bu çocukları sadece sokakta yakalamak yetmiyor. Hayata kazandırılmaları ve rehabilitasyonları da önemlidir."diye konuştu. İstanbul'da geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Begüm Veral isimli üniversite öğrencisinin hayatını kaybetmesiyle ilgili basın mensuplarının soruları üzerine Vali Güler şöyle konuştu: "O uyuşturucu maddeden hayatını kaybeden yavrumuzun faillerinin bir tanesi bunu üretenler, imal eden, taşıyan, götüren, torba tutan arkadaşken alıştıran, onu özendiren, çocuğuyla ilgilenmeyen, aile bağlarını zayıflatan, çocuğunu psikolojik olarak hal ve hareket olarak onunla sevgi bağını koparmayan aile olarak koca bir zincir var." 565484 Bursaspor Fenerbahçe maçının ardından olaylar çıktı Alınan bilgiye göre, maçın ardından yaklaşık saat Atatürk Stadı tribünlerinde bekleyen Fenerbahçeli taraftarlar ile polis arasında gerginlik yaşandı. Emniyet güçleri, taşkınlık yapan taraftarlara dağılmaları için biber gazı sıktı. Bazı taraftarlar biber gazından etkilenmemek için tribündeki tuvaletlere kaçtı. Burada çıkan arbedede biri boynundan, diğeri de elinden taraftar yaralandı. Boynundan yaralanan Kadir Yakut (18) adlı taraftar, ambulansla Muradiye Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yakut, hastanedeki müdahalenin ardından taburcu edildi. Elinden yaralanan diğer taraftar ise olay yerinde tedavi edildi. Daha sonra otobüse bindirilen taraftar, İstanbul'a gitti. 566729 "Ukrayna'nın yerini Türkiye alacak" Rusya Başbakanı Vladimir Putin, önümüzdeki dönemde Rus doğalgazın ihracında transit ülke olan Ukrayna'nın yerini Türkiye'nin alacağını söyledi. Rusya üzerine araştırmalar yapan uzmanların yer aldığı Valday Grup'la görüşmesinde Putin'in, Türkiye ile enerji ilişkilerine değindiği ve bu konuda Ukrayna'nın yerini gelecekte Türkiye'nin alabileceğini söylediği ortaya çıktı. Rusya, Avrupa doğalgaz sevkiyatının yüzde 80'inini Ukrayna üzerinden yapıyor. Bu ülke ile siyasi ve ekonomik konularda sorun yaşayan Moskova, enerji ulaşım yollarını çeşitlendirmek için çalışmalarını sürdürüyor. Kuzey Akım doğalgaz boru hattı ile Avrupa'nın kuzeyine ulaşmayı planlayan Moskova, Güney Akım doğalgaz boru hattı ile ilgili de çalışmalarını yoğunlaştırdı. Ağustos'ta Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştiren Rusya Başbakanı Vladimir Putin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la Güney Akım anlaşmasını parafe etti. Valday Düşünce Grubu ile kapalı kapılar ardında görüşen Putin'in açıklamaları kısmi olarak basına yansımaya devam ediyor. Putin'in 2012'de yeniden Kremlin'e dönebileceği sinyallerinin geldiği görüşmede Putin'in Türkiye ile ilgili de açıklamalarda bulunduğu kaydedildi. The Moscow Times'da yer alan haberde, Alman düşünce kuruluşu uzmanı Aleksander Rahr'ın Rusya'nın doğalgaz ihracı ile ilgili sorusunu yanıtlayan Putin'in batı transit yolu olarak Ukrayna'nın yerini artık Türkiye'nin alacağını söylediği yer aldı. Kommersant gazetesi de, Putin'in Erdoğan'la yapacağı telefon görüşmesi nedeni ile toplantının 2,5 saatte bitirilmek zorunda kalındığını yazdı. 566189 15:13 Piyasalarda haftaya bakış... Piyasalarda haftaya bakış... Başekonomisti Nurhan Toğuç, yurt içi piyasalarda bu hafta yurt dışına göre daha olumlu bir hava beklenebileceğini bildirdi. Toğuç, piyasalarda bu haftaki beklentilere ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle ve ’da kritik bir hafta olduğunu, sanayi üretimi ve kapasite kullanımı rakamlarının açıklanacağını hatırlattı.  Rakamların beklentilerin altında gelmesi durumunda piyasaların biraz dalgalı olabileceğine işaret eden Toğuç, tarafında daha olumlu bir hava beklenebilir. Büyüme rakamları iyi geldi. Tüketici harcamalarında hızlı bir düzelme görüyoruz” dedi. Üçüncü ve dördüncü çeyreklerde büyümenin artıya geçebileceğine dair sinyallerin bulunduğunu belirten Toğuç, enflasyonun düşük seyrettiğini, ’nın ise bundan sonraki süreçte 50 baz puan faiz indirimine gidebileceğini söyledi. derecelendirme kuruluşu ile ilgili olumlu gelişmeleri anımsatan Toğuç, bunun da piyasalara olumlu yönde etki ettiğini belirtti. 566104 Kazayla arkadaşını vurdu, kilometre sırtında taşıdı Kazayla arkadaşını vurdu, kilometre sırtında taşıdıHasan BÖLÜKBAŞ/AKSARAY, (DHA) merkeze bağlı Gücünkaya Köyü'nde 14 yaşındaki M.K., babasına ait ruhsatsız tabancayla oynarken arkadaşı yaşındaki A.K.'yı karnından vurdu. M.K., yaralı arkadaşını sırtına alarak yaklaşık kilometre taşıdıktan sonra ana yola çıkarak yardım istedi. A.K., Aksaray Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Olay dün saat 19.00 sıralarında Aksaray merkeze bağlı Gücünkaya Köyü Akdoğan Mezrası'nda meydana geldi. M.K., yayla evinde babasına ait ruhsatsız tabancayı alarak arkadaşı A.K. ile birlikte oynamaya çıktı. M.K.'nın elindeki silahın ateş alması sonucu arkadaşı A.K. karnından vuruldu. Yaralı arkadaşını sırtına alarak engebeli arazide yaklaşık kilometre sırtında taşıyan M.K., ile olayı yakınlarına bildirdi. Otomobille A.K.'yi getirildiği yol kenarından alan M.K.'nın yakınları, onu hemen Aksaray Devlet Hastanesi'ne kaldırdı. Acil serviste yapılan ilk müdahaleden sonra ameliyata alınan A.K.'nın karnındaki kurşun çıkarıldı. A.K., yoğun bakıma alınırken, M.K. jandarma tarafından gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi. 565464 İhsan Öksüz: İstanbul'u 'Trabzonspor' bastı İstanbul'u 'Trabzonspor' bastı Trabzonspor, geçen hafta İstanbul ve çevresinde yaşanan sel felaketi nedeniyle İstanbul BB maçının ertelenmesini talep etmişti. Ancak beklentilere rağmen Olimpiyat Stadyumu'nda çok güzel bir havada ve ramazan ayı olmasına rağmen oldukça kalabalık bir taraftar topluluğu önünde bordo-mavili ekip, rakibinin üstüne bir kabus gibi çöktü! Bu defa sel felaketi yoktu ama İstanbul BB'sini sel gibi Trabzonspor bastı ve rakibine tam gol attı. Trabzonspor, Sivas maçından sonraki kötü gidişini bu tarihi farkla da durdurmuş oldu. Bordo mavililer, geçen 4-5-1 sisteminden vazgeçip 4-4-2'ye dönerek en akıllı işi yaptı. Sağ kenarı Tayfun ve Serkan, sol kenarı ile Ferhat ile Gabriç'e teslim eden Hugo Broos, ortadaki ikiliyi yine Colman ile Selçuk'la tamamladı. Ve bu sezon ilk kez klasik ikili Gökhan ve Umut'la başladı. Son maçların formda oyuncusu Song ise yerini Giray'a bıraktı. Kaptan Egemen bu defa takımın başındaydı. Trabzonspor milli maçlar için lige verilen arayı çok iyi değerlendirdiğini bu maçta gösterdi. Bordo mavili ekip ilk kez her iki kenarları da kullanmaya başladı. Sağda Serkan ile Tayfun zaman zaman yer değiştirip hücuma katkı verirken, savunmada da oldukça yardımlaştılar. Yine solda Ferhat önündeki Gabriç'le iyi anlaştı ve bu kulvarı da kullandılar. Buna rağmen ilk iki gol kenar organizasyonlarından değil, duran toplardan geldi. Yine çok ilginçtir; Her iki korneri de Colman kullandı ve defansın unuttuğu kaptan Egemen iki kez aynı şekilde kafayı vurarak takımını rahatlattı. 2-0'dan sonra İstanbul BB iyice panikledi. Trabzonspor ilk kez sahanının her yerinde bu kadar pres yaptı. Alanın her yerini verimli kullandı. Henüz 26'ıncı dakikada skor 4-0 olunca işi rölantiye aldı. İstanbul BB'nin golü işte onlarda geldi. Ancak ikinci yarıda da Hugo Broos'un aynı ciddiyetle mücadele edilmesini istediği hemen belli oldu. Çünkü yine bir duran top organizasyonu ve yine Colman'ın ortaladığı topu bu defa Umut'un indirip yine kaptan Egemen'in bu defa kafa ile değil topukla gole çevirmesi bunun göstergesiydi. Ve yine maçın son anlarında Gökhan Ünal'ın pasını Umut'un gole çevirmesi de başka bir örnekti. Sonuçta Trabzonspor maçta sadece gol atmış ve gol yemişti. Şimdi ise bir maça gol sığdırıp kötü tabloyu tersine çevirdi. Egemen mutlak surette sahanın yıldızı idi. Ama Serkan'ı, iki gol atan Umut'u, Ferhat'ı, Gabriç'i, Tayfun'u, Colman'ı Selçuk'u, Gökhan Ünal'ı da unutmamak gerek. Hele Umut'la Gökhan'ın bu sezon ilk kez golle tanışmaları Trabzonspor adına sevindiriciydi. Trabzonspor hem saha içinde, hem kenarda ve hem de tribünde mutlak hakimdi. 565740 17 bin otobüs sefer hazırlığında! Bayram döneminde yaklaşık 17 bin otobüsün yola çıkacağı belirtildi. Türkiye Otobüsçüler Federasyonu (TOFED) Yönetim Kurulu Başkanı Rüştü Terzi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şehirler arası taşıma yapan otobüs firmalarının yaz tatili dönemini oldukça iyi geçirdiğini söyledi. Ramazan ayının gelmesiyle yolcu ve sefer sayılarında önemli oranda düşüş yaşandığını ifade eden Terzi, Ramazan Bayramı'nın yaklaşmasıyla firmalardaki hareketliliğin yeniden artığını belirtti. Terzi, firmaların araçların bakımını yaptırdığını ve ek seferler için hazırlıklarını sürdürdüğünü vurgulayan Terzi, şöyle konuştu: ''Tedbirlerimizi alıyoruz. Ramazan Bayramı'nda ailesinin yanına, memleketine gitmek isteyenlerin mağdur bırakmamak için elimizden geleni yapıyoruz. Vatandaşların da bilet almak için son günü beklemeden biraz aceleci olmasını istiyoruz. Otobüslerimizde doluluk oranları yüzde 70'lere ulaştı. Bugünden itibaren bilet satışlarımız daha da artacaktır. Bilet bulamayan birçok kişi sıkıntı çekebilir. Vatandaşlarımız bugünden hareket ederse bizler de ona göre hazırlığımızı yapar ne kadar ek sefer koyacağımızı belirleriz.'' ''GÜNDE 17 BİN OTOBÜS SEYİR HALİNDE OLACAK'' Özellikle bayram dönüşlerinin yoğun geçmesini beklediklerini dile getiren Terzi, ''Çünkü bayram bitecek ve hemen ardından okullar açılacak. Vatandaşlar, memleketlerinden yaşadıkları yerlere dönecekler. Bu yüzden otobüslerimizdeki dönüş doluluğu daha fazla'' dedi. Terzi, Ramazan Bayramı döneminde günde yaklaşık 17 bin otobüsün seyir halinde olacağını kaydederek, aynı dönemde toplamda milyon yolcunun otobüslerle taşınacağını bildirdi. Rüştü Terzi, özel araçlarla yola çıkanlar da hesap edildiğinde ramazan bayramı döneminde milyonlarca kişinin tatil yolculuğu yapacağını belirtti. KORSANLARA DİKKAT Ramazan ve Kurban bayramlarında korsan otobüs ve minibüslerin şehirler arası yolcu taşıdığını ifade ederek, şunları kaydetti: ''Bizler araçlarımızın bakımlarını bayram öncesinde yapıyoruz. Korsan araçlar bakımsız ve sigortasız yola çıkıp, binlerce kişi taşıyorlar. Aylardır parkta yatan araçlar, bayram döneminde bakıma girmeden yola çıkıyor. Normalde 700 kilometrelik uzaklığa kadar ve 700 kilometrenin üzerindeki yere ise şoförle gidilmesi gerekiyor. Bizler bu konuya çok dikkat ediyoruz. Ancak korsan araçlarda yüzlerce kilometre tek şoförle geçiliyor. Yorulan sürücü, doğal olarak kazalara yol açabiliyor. İnsanların canı bu kadar ucuz değil.'' Terzi, bu doğrultuda güvenlik güçlerine önemli görevler düştüğüne dikkati çekerek, ''Bütün araçlar kontrol edilsin. Servis araçlarıyla şehirler arası taşımacılık yapanlara izin verilmesin. Böylece kaza riski daha da düşecektir. Bayramlarımızın acıya dönüşmemesi için vatandaşların korsan taşımacılık yapan otobüslere itibar etmemelerini istiyoruz'' diye konuştu. 566749 Bayramda otoyollar ile köprüler ücretsiz Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısından yaptığı açıklamada, arife günü olan 19 Eylül Cumartesi gece yarısından başlayarak 22 Eylül gece yarısına kadar oto yollar ve boğaz köprülerinden ücretsiz geçiş sağlanacağını söyledi. Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında, bayramın birinci günü olan 20 Eylülden 22 Eylül gece yarısına kadar belediyelerle bunların kurdukları işletmelerce yürütülen toplu taşım hizmetlerinde de kolaylık sağlanmasına ilişkin karar alındığını da ifade etti. Devlet ve bağlı müesseselerde çalışan işçilere her yıl ödenen ilave tediyelerin her yıl iki taksitte ödendiğini hatırlatan Çiçek, ilk taksitin bayramdan önce, 17 Eylül 2009'da ödeneceğini, diğer yarısının ise 25 Kasım 2009'da ödeneceğini bildirdi. 566518 Kamyonet apartman girişine devrildi Kamyonet apartman girişine devrildi 14.09.2009 17:07 Antalya'nın Alanya ilçesinde park halindeki bir kamyonet, freni boşaldığı için demir bariyerleri yıkıp bir apartmanın giriş kapısına devrildi. Olayda şans eseri ölen ya da yaralanan olmadı. Mehmet AL ALANYA (AHT) Alanya'nın Saraya Mahallesi'nde park halinde bulunan bir kamyonet, freni boşaldığı için hareket etti ve demir bariyerleri aşarak İzzet Azakoğlu Apartmanı'nın giriş kapısına devrildi. Bu sırada apartmanın önünde şans eseri kimsenin bulunmaması sonucu kazada ölen ya da yaralanan olmadı. Apartman sakinleri, büyük bir gürültü duyduklarını ve dışarı baktıklarında devrilmiş kamyoneti gördüklerini söylediler. Bir inşaat şirketine ait kamyonetin şoförü Hasan Araslı (23) ise, aracın park ettikten sonra tekerleğin altına taş koyduğunu da belirterek, "Nasıl hareket etmiş anlamadım. Çok şükür kimseye zarar gelmedi" dedi. 565042 Fenerbahçe, Bursa'da attı kazandı BURSASPOR 0-1 FENERBAHÇE STAT: Atatürk HAKEMLER: Deniz Çoban, Baki Tuncay Akkın, Volkan Narinç BURSASPOR: İvankov, Ali, Ömer, Zapotocny, Yenal, İvan Ergiç, Hüseyin, Batalla, Volkan Şen, Sercan, Turgay FENERBAHÇE: Volkan Demirel, Gökhan, Lugano, Bilica, Carlos, Kazım, Cristian, M.Topuz, Vederson, Alex, Güiza Maç öncesi şehitlerimiz için saygı duruşu yapıldı. MAÇTA İLK YARI DK 1: Maça Bursaspor başladı.. DK 2: Fenerbahçe'de Alex sağ kanattan korner kullandı, ön direğe doğru ortaladı ama savunma Bilica'dan önce topu uzaklaştırdı. DK 3: Sağ kanattan Ergiç'in ceza sahasına yapmak istediği ortayı ön tarafta Carlos karşıladı.. DK 5: Bursaspor atağında Turgay ceza sahası dışından kaleye sert vurdu ama top üstten auta çıktı. DK 7: Turgay ceza yayı gerisinden kaleyi düşündü, vuruşu farklı üsten auta çıktı.. Her iki takım da maçın hemen başında gollük pozisyonlar buldu... DK 10: Fenerbahçe atağında Kazım sol kanata doğru yerden oynadı ama savunma araya girerek topu uzaklaştırdı. DK 13: Bursaspor kornere kullandı. ali Tandoğan kavisli ortaladı. Bir korner daha. Ali Tandoğan bu sefer sağdan ortaladı. Defans kafa ile uzaklaştırdı. DK 15: Bursaspor atağında Hüseyin ceza sahası önünden kaleye sert vurdu ama top üstten auta çıktı. DK 18: Maçta henüz gol yok.. DK 21: Lugano'nun uzun pasıyla ceza sahası hafif sol çaprazında buluşan Guiza'nın vuruşu Ivankov'da kaldı..  DK 22: Fenerbahçe'de Lugano rakibine yaptığı müdahele sonucunda Sarı Kart gördü. DK 25: Sağ kanattan Ali Tandoğan'ın ceza sahasına ortaladığı serbest vuruşta arka direğe giden topu savunma uzaklaştırdı..  DK 26: Hakeme itiraz Alex ve düdükten sonra topa vuran Güiza da sarı kart gördü. DK 29: Güiza iki dakika içinde iki gol poziyonunu da harcadı. Alex'in pasında araya iyi kaçtı. Cezasahasına girer girmez vurdu. Rakibinin son anda ayağına çarptı. Sonrasına pozisyon bozuldu. DK 30: Maçın ilk yarım saati golsüz geçildi.  DK 32: Kazım, Volkan Şen'e sert girdi. Bir sarı da gördü. DK 35: Kazım cezasahası içine girdi. Sağ tarafa bıraktı. Gökhan kale çizgisine paralel yolladı. Dokunan olmadı. DK 38: Ergiç kend itopuna gitti. Yaklaşık 25 metreden kaleyi yokladı. Volkan başarılı. DK 40: Carlos ve Topuz paslaştı. İleri uçta Güiza topu aldı. Kazım'a vermek istedi. Olmadı.  DK 41: Alex... Güiza pozisyona girdi. İki vuruşu da defanstan geldi. Alex dönen topa şık vurdu ve topu ağlara yolladı. 0-1 DK 44: Alex'in pası Colin'e. Sert vurdu. Kaleci Ivankov çıkardı. Deniz Çoban ilk yarıyı bitirdi. MAÇTA İKİNCİ YARI  Ömer Erdoğan çıktı İbrahimm girdi  Roberto Carlos oyundan çıktı Dos Santos oyuna girdi. DK 46: Fenerbahçe ikinci yarıya başladı.. DK 48: Güiza topu kaptı. Alex ve Santos kanatalara açıldı. Güiza, Santos'a attı. Çok kritik bir pozisyon. Ancak top hızlı. DK 49: Bursaspor tehlileki geldi. Cezasahası içinde karamabol var. İbrahim topu aldı. İçeri bir pas denemesi daha. Defans son anda uzaklaştırdı. DK 51: Sol kanattan hareketlenen Mehmet Topuz'un ceza sahasına yaptığı ortada Guiza'ya aşan top diğer kanada açıldı. DK 54: Bursaspor atağında Battalla sağ kanattan orta yapmak istedi ama savunmada Lugano topu uzaklaştırdı. DK 56: Kazım topla ilerlerken cezasahasını sağ çaprazında yerde kaldı. Hakem devam dedi.  DK 57: Yenal da yerini Ozan İpek'e bıraktı. DK 60: Bursaspor atağı hızlı gelişti. Sercan cezasahasına girdi. Ancak ofsayt bayrağı kalktı.  DK 61: Kazım yerde kaldı. Sarı kart az önce oyuna giren Ozan İpek'e..  DK 62: Daum, Deivid'i oyuna soktu. Çıkan oyuncu Güiza oldu. DK 65: Maçta 1-0 Fenerbahçe üstünlüğü sürüyor..  DK 67: Hakeme itirazdan bulunan Gökhan Gönül de sarı kart gördü. Gökhan hakemin her düdüğüne itiraz ediyor.. DK 68: Bursaspor'da Ali Tandoğan sol kanattan korner kullandı, ceza sahasına ortaladı ama öncesinde hakem Bilica'ya faul yapıldığına karar verdi.  DK 70: Volkan Şen de çıktı yerine giren oyuncu Shin girdi. DK 71: fenerbahçe atağı. Cezasahası içine orta. Deivid'i kafası ve Ibankov'dan korner. Atış kullanıldı. Bursaspor defansı uzaklaştırdı. DK 72: Maçta bir sarı kart da rakibine faul yapan Dos Santos'a çıktı. DK 75: Bursaspor atağında Sercan sağ kanattan ortaladı ama kaleci Volkan çıkarak topun sahibi oldu.  DK 78: Mehmet Topuz da oyundan alındı. Giren oyuncu Selçuk Şahin.. DK 79: Fenerbahçe defansı bir türlü uzaklaştıramadı. Hüseyin vurdu. Rakipten geldi. Ergiç boşta kalan topa istediği gibi vuramadı. Yandan auta çıktı. DK 80: Maçta 1-0 Fenerbahçe üstünlüğü sürüyor.. DK 82: Ergiç ve Ali Tandaoğan paslaştı.  Ali ortaladı. Ancak top yüksekten auta çıktı. DK 85: Fenerbahçe atağında Deivid, Alex'le duvar paslaşması yaparak ceza sahasına girdi ama topu kontrol edemeyince kaleci Ivankov topun sahibi oldu. DK 87: Sercan hızlı çıkan taraf Bursa. Sol kanattan ortaladı. Shin'i aşan top taça çıktı. DK 88: Bursaspor korner kullandı. Volkan tek yumrukla uzaklaştırdı. DK 90: Maçta normal süre tamamlandı. Alex topla giderken orta alanda Ali Tandoğan'ın faulü var. Hakem faulü çaldı. +4 dakika uzatma...  DK 90+2: Maçta bir sarı kart da itirazda bulunan Sercan'a çıktı. DK 90+2: Sercan ve Ergiç paslaştı. Hüseyin destek verdi.  Sağ kanattan bir orta cezasahası içinde Selçuk karşıladı. DK 90+3: Alex'ten bir pas. Colin cezasahasına girdi. Rakibinden kurtuldu. Açısı daraldı. Vuruşu yan ağlarda kaldı. DK 90+4: Bursaspor inanılmaz bir gol kaçırdı. Sağ taraftan bir orta daha. Sercan bomboş kaldığı pozisyonda dokunamyınca takımına beraberlik golünü getiremedi. Ve Deniz Çoban maçta son düdüğü çaldı. 566764 "İstegimiz baskı değil motivasyon" AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn'le AB Komisyonu'nda bir saati aşan görüşmenin ardından basına konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, "AB'den Rum tarafına baskı yapmalarını istemiyorum. Benim istediğim Rum tarafını motive etmeleridir. Nasıl motive edileceği konusunda biz görüşlerimizi söyledik. İzolasyonların kaldırılması dedik, direkt uçuşlar dedik, doğrudan ticaret dedik. Ancak bunu yapmadılar, yapamadılar. zaman top onlarda. Bu motivasyonu onların yaratmaları lazım. Bu Avrupalılar her şeyi düşünüyorlar, bunu da düşünsünler" dedi. AB'nin Kıbrıs'ta çözümü gerçekten istiyorsa bu doğrultuda taraflara yardımcı olması gerektiğini belirten Talat, şöyle konuştu: "Sorunun çözümünü biz istiyoruz, Rum tarafı da istediğini söylüyor. Bana sorarsanız (Rum lider Dimitris) Hristofyas'ın da şahsen çözüm istediğine inanıyorum. Tabi Rum yönetimindeki kurulu düzenin çözüm isteyip istemediği konusunda ciddi şüphelerim var. Dolayısıyla Hristofyas'ın da çözüm istediği ölçüde ve istediği doğrultuda desteklenmesi lazım. Unutmayın bu anlaşma iki tarafta da oylamaya girecek. Geçen defa Rum tarafı oylamada çözümü reddetti. Bu kez bunun olmaması için iyi bir iletişim stratejisi geliştirilmesi lazım. AB bu konuda uzmandır." Rum basınının çözümü engelleyici tutum aldığını ve karşı tarafa sundukları her öneriyi değerli bulmadığını anlatan Talat, "Halkın Rum medyasının esiri olmaması gerekiyor. Rum tarafında çözüm isteyen güçlere destek gerekiyor. Türk tarafında ise AB'ye bir güvensizlik var. Bunun ortadan kaldırılması lazım. Bunun da yolu daha önce verilen ve tutulmayan sözlerin ikame edecek adımların atılması" diye konuştu. Talat, "AB'nin ve özellikle AB Komisyonu'nun kısa sürede bir çözüm istediği izlenimini edindim. Çözümün en uygun zamanı bu yıl içindedir. Bu benim kanaatim ancak izlenimim AB'de de bu beklenti var, yani bu yıl içinde çözüm beklentisi var. Çünkü onlar da Kıbrıs sorunu yorgunu oldular" ifadelerini kullandı. Kıbrıs'ta muhtemel bir anlaşmanın AB müktesebatına uyumlu hale getirilmesinin ve muhtemel sapmalara karşı hukuki güvenceye kavuşturulmasının önemine dikkat çeken Talat, bu konudaki hassasiyetlerini bir kez daha Rehn'in dikkatine sunduklarını dile getirdi. Talat, KKTC'de gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili Rehn'le görüş alışverişinde bulunup bulunmadığının sorulması üzerine "Ona daha çok var. Biz ondan önce çözüm öngörüyoruz, yani daha büyük işlerimiz var" dedi. Talat, Kıbrıs Rum kesimine limanlarını açmaması nedeniyle AB'nin Türkiye hakkında yapacağı değerlendirmeyle ilgili görüşünün sorulması üzerine ise "Burada önemli olan nokta şu: Türkiye olumsuz bir rol oynuyor mu? Türkiye olumsuz bir rol oynadığında tabiki bir sorun olacak. Ama herkesin kanaati odur ki Türkiye (Kıbrıs'taki çözümde) olumlu rol oynuyor. Türkiye doğru çizgidedir, çözümü tam olarak destekliyor. Türkiye'ye yaptırım yapılması sanırım yapılabilecek en büyük haksızlık olur" diye konuştu 565475 Daum: "Sonuna kadar mücadele ettik" teknik direktörü Christoph Daum, karşısında sonuna kadar mücadele ederek kazandıklarını söyledi. Daum, deplasmanda 1-0 kazandıkları maçından sonra yaptığı açıklamada, sonuna kadar mücadele eden bir görmesinin kendisini mutlu ettiğini söyledi. Alman teknik adam, bu sezon beşinci lig maçından da galibiyetle ayrılmalarını ise "daha başlangıçtayız, ileride daha güzel olacak" şeklinde yorumladı. Daum, "bugün sonuna kadar mücadele eden bir gördük. Bu beni mutlu ediyor. Zaten Bursa'da mücadele etmek istemiyorsanız, hiçbir şey alamazsınız. Bursa deplasmanları zor deplasmanlardır. Takım mücadele etmek istedi ve bunu sonuna kadar da gösterdi" dedi. Maçı sonuna kadar heyecanlı bıraktıklarını ifade eden Daum, gol paslarında daha iyi olmaları gerektiğini belirterek, "aslında ikinci golü bulabilirdik. Son paslarda etkili olsaydık 2-0'ı yakalayarak rahat ederdik" dedi. Christoph Daum, ligdeki ilk beş galibiyetlerinin üçünü zorlu deplasmanlarda aldıklarına dikkat çekti. Daum, hakem Deniz Çoban'ın beşi Fenerbahçeli futbolculara olmak üzere toplam sekiz sarı kart çıkarması hakkında ise, "bu sarı kartların nedenini bana sormayın, hoca verdi. Ona sormak gerekiyor" dedi.