587584 Başbakan Erdoğan'dan, Osmanoğlu ailesine taziye ziyareti ABD'deki temaslarının adından Türkiye'ye dönen Başbakan Erdoğan, Osmanlı Henadanı'nın saray görmüş son veliahtı Ertuğrul Osman Osmanoğlu'nun hayatını kaybetmesiyle ilgili Osmanlı Hanedan ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Erdoğan'a eşi Emine Erdoğan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul Valisi Muammer Güler, İBB Başkanı Kadir Topbaş eşlik etti. Erdoğan ve beraberindekilerin Hanedan ailesine taziye ziyareti yaklaşık saat sürdü. Çıkışta açıklama yapan Başbakan Erdoğan, hayatını kaybeden Ertuğrul Osman Osmanoğlu ile başbakan olduktan sonra yurt dışı ziyaretinde tanıştıklarını belirtti. Osmanoğlu'nun görüşmesinde Türkiye'ye olan özlemi ve hasretini dile getirdiğini belirten Erdoğan, 2004 yılında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına kabul edildiğini aktardı. Erdoğan, "Tabi bir hakkın iadeyi itibarıydı. Bundan sonra kendisinin Türkiye'ye geliş-gidişleri başlamıştı. Türkiye sevdalısı, vatanına sevdalı olan bir insandı. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. Ailesine, milletimize sabırlar diliyorum. Ve inanıyorum ki milletçe de üzerimize düşen son görevini yerine getirdik ve arkadaşlarımdan aldığım haberde gerek cenaze merasimine katılım olsun gerekse defin merasimine ilgi alaka milletimizin şanına uygun oldu. Ben aileye tekrar baş sağlığı diliyorum." Taziye ziyareti çıkışı vatandaşlar Başbakan Erdoğan'a sevgi gösterisinde bulundu. Erdoğan etrafını saran çocuklara tek tek oyuncak dağıttı. 587519 Şampiyon Erdemirspor! Şampiyon Erdemirspor! 27/09/09 19:52 -OYAK RENAULT: 64 ERDEMİRSPOR: 80- Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 1. Antalya Cup Basketbol Turnuvası'nın final maçında Oyak Renault ile Erdemirspor karşılaştı. Mücadelede Erdemirspor, Oyak Renault'u 80-64 mağlup etti. Bu sonuçla Erdemirspor turnuvanın şampiyonu olurken, Oyak Renault ikinci oldu. 588904 Konfüçyus bin 560 yaşında Konfüçyus felsefesinin kurucusu olan büyük bilgesi ve filozofu Konfüçyus'un bin 560. doğum günü, doğduğu yer olan 'in doğusundaki Şandong eyaletinin Çüfu şehrinde kutlandı. Şinhua ajansının haberine göre, Konfüçyus tapınağında düzenlenen etkinliğe bilim adamları ve birçok yabancı ülke misyonu dahil, uluslararası kuruluşlardan 10 bin kişi katıldı. Dünyada hala itibar gören Konfüçyus'un ilkeleri, temelde merhamet, sağlıklı yaşam, ana-babaya saygı, adalet ve barışı ön plana çıkarıyor. Asıl adı "Konçiu" olan Konfüçyus'un öğretileri, aslında bir din değil, eski 'de bir nevi etik felsefesi olarak görülüyor. Konfüçyus, 'i siyaset, ekonomi ve kültür alanlarının yanı sıra davranış ve düşünce tarzında da etkiledi. Konfüçyus'un soy ağacı da gün yüzüne çıkarıldı 'in doğusundaki Şandong eyaletinin Çüfu şehrinde 10 binden fazla kişinin katıldığı etkinliklerde bin 560. doğum günü kutlanan Konfüçyus'un soy ağacının son tashihi gösterildi. Bir çok yabancı bilim adamı dahil uluslararası katılımın olduğu etkinliklerde Konfüçyus'un 77. nesilden torunu Kong Dıyong, kırmızı ipekte muhafaza edilen aile ağacının beşinci tashihini katılımcılara sundu. Kong, ilk kez gösterdiği aile soy ağacını Milli Kütüphanesi, Tayvan Merkez Kütüphanesi ve Çüfu Belediyesine hediye etti. Aile ağacı için "'in milli hazinesi" diyen Kong, son tashihi hazırlamanın torunların 10 yılını aldığını belirterek, soy ağacının 10 milyon yüene (yaklaşık milyon 500 bin TL) mal olduğunu söyledi. Yeni aile ağacında birçok azınlıkla beraber, deniz aşırı ülkelerde yaşayan torunların da bulunduğunu kaydeden Kong, 1937'de yayınlanan soy ağacına ek olarak milyon 400 bin yeni ismin yer aldığını açıkladı. 43 bin sayfa ve 80 kitaptan oluşan yeni tashihte Konfüçyus'un 83 nesil torunu yer alıyor ve bunlar milyon kişiden oluşuyor. Eski bilgini kıyafeti giyen binlerce kişi Çüfu'daki Konfüçyus tapınağının etrafında çeşitli tören ve danslarla Konfüçyus'un doğumunu kutladı. Ayrıca binlerce insan, hat sanatı ile "Hı" yani "ahenk" yazarak, dünyanın daha uyumlu ve yaşanabilir bir yer olması hususunda temennilerini dile getirdi. Konfüçyus'un doğumu 'in birçok şehrinin yanı sıra Tayvan'da da kutlandı. 589109 Dere yatağında el bombası bulundu Dere yatağında bulunduBURSA, (DHA) ’nın merkez Yıldırım İlçesi’nde dere yatağında ilaçlama yapan belediye işçileri tarafından paslanmaya yüz tutmuş bulundu. Polis taşınması tehlikeli olan el bombasının üzerine lastik koyarak olay yerinde imha etti. Yıldırım İlçesi’ndeki Gökdere’nin kurumuş dere yatağında bugün saat 13.30 sıralarında ilaçlama yapan belediye temizlik ekibi elemanları, savunma tipi olduğu bildirilen el bombası buldu. Paniğe kapılan işçiler, durumu hemen polise bildirdi. Polis, dere çevresinde güvenlik önlemleri alırken, olay yerine bomba imha uzmanları çağrıldı. Özel giysisini giyerek el bombasının yanına gelen bomba uzmanı taşınmasını tehlikeli gördüğünü el bombasının olay yerinde imha edilmesine karar verdi. Bomba imha uzmanı, şarapnel parçalarının etrafa dağılmaması için üzerine otomobil lastiği koyduktan sonra el bombasını imha etti. Çevredekilerin meraklı bakışları arasında büyük bir gürültüyle patlayan el bombasının parçaları toplanıp incelenmek üzere Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü’ne götürüldü. Bombayla ilgili sürdürülüyor. 589156 18:07 Kadıköy'de silahlı saldırı: ölü Kadıköy'de silahlı saldırı: ölüKadıköy Fikirtepe'de bir aracın kurşunlanması sonucu kişi öldü Edinilen bilgiye göre olay saat 17.00 sıralarında Kadıköy Fikirtepe Eğitim Mahallesi'nde meydana geldi. İçinde kişinin bulunduğu 34 CTZ 98 plakalı opel marka araca silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda otomobilde bulunan kişi olay yerinde saldırıda yaralanan kişide kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Polis olayın taraflar arasında bir düğünde kız meselesi yüzünden çıkan kavgadan kaynaklandığı ihtimalini değerlendirirken saldırıyı gerçekleştiren kişinin plakası alınamayan beyaz renkli bir araçla kaçan Uğur Ç. adıl kişi olduğu üzerinde duruluyor. Olayda hayatını kaybedenlerin isimlerinin Erkan Bektaş, Ahmet Aksu ve İsmet Keskin olduğu öğrenildi. Polis, üç kişiyi öldüren saldırganı yakalama çalışmalarına başladı. Olayda ölenlerin ve saldırganın bir çok suçtan sabıkaları bulunduğu, bir süre önce tarafların bir düğünde kız meselesi yüzünden kavga ettikleri öğrenildi 588953 Süperstar'ın elbisesi yırtıldı Süperstar'ın elbisesi yırtıldı AJDA Pekkan, önceki gece İstanbul Fenerbahçe’deki açık hava konser alanında hayranlarıyla bir araya geldi. Pekkan genç kızları aratmayacak sahne şovlarıyla izleyiciden tam not aldı. GAZETE HABERTÜRK-UĞUR SOYSAL Sanatçı, saat gecikmeli çıktığı sahnede, DJ Suat Ateşdağlı eşliğinde izleyicilerine keyifli bir gece yaşattı. Pekkan, deniz yoluyla gittiği konser alanında saat boyunca sevilen şarkılarını seslendirdi. Şarkı sözlerini unuttuğu için sık sık sahneye kurulu monitöre bakan Pekkan, bir hayranı tarafından kendisine verilen birayı içerek konserine kaldığı yerden devam etti. Siyah mini elbisesi, ayağındaki file çoraplarıyla kimi zaman göbek atan, kimi zaman da sahnenin bir ucundan bir ucuna koşan Pekkan’ın elbisesi yırtıldı. Sanatçı, konserin sonuna doğru gerçekleşen bu olayın ardından, sık sık göğüs tarafındaki yırtığı tutarak şarkılarını söyledi. 587834 Sevinç ve hüzün Özgür Kaynar METROPOLSevinç ve hüzün 28 Eylül Pazartesi 2009 Üzerinden beş gün geçti. Geçti geçmesine ama ya etkisi... Etkisi geçmek bilmiyor... Ne bayramdı öyle? Adı gibi şeker tadında geçsin derken, geriye kalplerde acısı sızısı kaldı. Televizyonu açan, gazete sayfalarını çeviren yıkıldı. Her yerde kaza vardı. Korkulan olmuş, yollar kan gölüne dönmüştü. Asfaltın rengi kırmızıydı! Bu son olsun derken, haberler gibi yağdı, sonu gelmek bilmedi. Her ölüm haberi gülle gibi çarptı, adamakıllı sarstı. Tadımız fena kaçtı Afiyetle yensin diye özenle hazırlanan tatlılar boğazda düğümlendi. Tadımız fena kaçtı. Bayramda ocaklarına ateş düşenlerin haline ise yürek dayanmadı. ’den yükselen gözyaşları, ağıtlar evlerde yankılandı. feryatlar sineye saplanan oktan farksızdı. Sevgilinin, anne-babanın, kardeşin ya da bir dostun ardından çaresiz yakarışlar, üzüntünün karanlık tüneline aldı götürdü insanı, kahretti. Gözlerden süzülen yaşlar, görenleri de ağlattı. Bayramın insanı kıpır kıpır eden heyecanı, yerini tarifsiz kedere bırakmıştı. Oysa bayram sevinciyle, yakınlarına kavuşma özlemiyle yola çıkılmıştı. Her şey anlaşılmaz bir hızda bitivermiş, geriye ne bayram kalmıştı ne de tadı! Arefeyle birlikte dört günün acı bilançosu: 98 ölü, 493 de yaralı. Bu acı sadece bayramla mı kaldı?  Hemen ertesi gün... ’da yakınlarını ziyaretten dönen iki aileyi taşıyan otomobile, kontrolsüz şekilde yola çıkan kamyon çarptı. Dört yaşındaki Elif Dumanlı ve 45 yaşındaki Gülsüm Dumanlı can verdi. Altı kişi de yaralandı. Manisa’nın Sarıgöl ilçesine bağlı Yeniköy’de Mehmet Çalık’ın direksiyon hakimiyetini kaybettiği traktör şarampole yuvarlandı. Sürücü yaralandı, eşi Aziye Çalık için ise artık çok geçti, hastaneye götürülürken son nefesini verdi. ’ta ciple otomobil çarpıştı. Mustafa, Nilgün ve Ramazan Çavuş’la Tanju Tekin öldü. Aralarında iki yaşındaki Ali Arda’nın da olduğu beş kişi yaralandı. Yine kaza, yine acı Uşak’ta sürücüsünün kırmızı ışıkta durmadığı minibüs, kendisine yeşil yandığı için karşıdan karşıya geçmek isteyen yaya Cihangir Özkan’a çarptı. Doktorların çabaları onu kurtarmaya yetmedi. Araçtakilerden 8’i de yaralı. Karayolu’na dökülen mazot ortalığı savaş alanına çevirdi. Üç otomobilin karıştığı meydana geldi. Beş kişi yaralandı. ’da 19 yaşındaki Emrullah Filizer, aşırı hız ve dikkatsizlik sonucu direksiyon hakimiyetini kaybedince otomobili iki ağaca çarpıp takla attı. Filizer’e şans yardım etti, birkaç sıyrıkla kurtuldu. ’da 26 yaşındaki motosikletli Oğuz Karabulut, toprak yolda kayınca 10 metre sürüklendi. Talihsiz genç geçirdi. “Kask taksaydı böyle olmazdı” denildi. Oysa hayalleri vardı Bayramda Çeşme’de alkollü sürücülerin kurbanı olan Suna Ağır ve Ebru Eralsay toprağa verildi. Suna Ağır birkaç gün önce 33 yaşına basmış, arkadaşlarıyla sevincini paylaşmıştı. Tek hayali evlenip çocuk sahibi olmaktı. Annelik duygusunu tadamadan yaşama veda etmesi herkesi yasa boğdu. Özdere’de son yolculuğuna uğurlanırken tabutuna duvak konuldu, gözyaşları oldu. İzmir Ekonomi Üniversitesi öğrencisi Ebru Eralsay daha 23 yaşındaydı. Toprağa verilirken yükselen ağıtlar yürek parçaladı. Onlardan geriye tebessüm ettikleri fotoğrafları kaldı... Keşke bu kahreden liste burada son bulsa, devamı gelmese. Ne yazık ki bunları yazarken de kazalar yaşandı, ne acıdır ki belki siz okurken de... Ülgütol’a güle güle derken... Hatırlayın... Gece ufacıcık bir tıkırtıda kan ter içinde yataktan fırlıyorduk. Kadınlar, çantaları için yerlerde saçlarından sürükleniyordu. Vaziyet perişandı. Kapkaççı dehşetinden sokağa çıkmak istemeyen kadınlara, “Çantanızı yoldan tarafta taşımayın. Mümkünse savunma teknikleri öğrenin ya da yanınızda göz yaşartıcı sprey bulundurun” gibi tuhaf tavsiyeler veriliyordu zamanlar... Çocuğumuz, eşimiz biraz geç kaldığında kalbimiz yerinden çıkacak gibi çarpmaya başlıyordu. olayları çığ gibiydi. “Soyulmadık bir karakollar kaldı” diye atıyorduk. Korkuyorduk... karabasandan bir türlü kurtulamıyorduk... Kabusun tam ortasında, kan ter içindeydik. Çok değil, üç-beş yıl öncesiydi... Herkesin gölgesinden bile çekindiği günlerde, şimdi Emniyet Müdürü olan Hüseyin Çapkın’ın ’dan İzmir’e atanmasıyla çok şey değişti. Suç hızla azaldı, tarihe karıştı. Bu başarının mimarlarından, belki de gizli kahramanlarından biri de Yener Ülgütol’du... Kılıktan kılığa giren, suçluları yakalamak için senaryoları aratmayan planlar uygulayan huzur timlerinin başında vardı. ’nın tüm ’ye örnek gösterdiği uygulama, İzmir’i fokur fokur kaynayan suç kazanından sakin bir limana çevirmişti. Başarılı Emniyet Müdürü Ülgütol, takımında yer aldığı Hüseyin Çapkın’ın belli ki ısrarlarına dayanamadı, İstanbul’un yolunu tuttu. Bugün yeni görevine başlayan Ülgütol’a güle güle derken; büyük emeği olduğu huzur timlerinin onun izinden gideceğine, suçluların kabusu olmaya devam edeceğine inanmak istiyorum... OKUR HATTI Konak Belediyesi ilk adımı attı Çöp kamyonlarının kötü görüntüsü ve kokusu, tepki çekiyordu. Bu araçlardan pis suların da aktığı belirtiliyor, önlem alınması isteniyordu. OKUR HATTI’nı arayanlar, “Bir yandan temizlerken, diğer yandan kirletiyorlar”  diyordu. İzmirlilerin bu şikayetine son verecek örnek adım Konak Belediyesi tarafından atıldı. Kamyonların sefere çıkmadan önce deterjanlı suyla yıkandığı, parfüm sıkıldığı belirtildi. Başkan “Konak’ta kamyonlarının koktuğu yönünde yakınmalar gelmeyecek” dedi. Ekiplerin hatasının faturası vatandaşa mı? Mahallesi 478 Sokak’ta su kaçağı vardı. ’ya haber verdim, patlayan boruya müdahale edilmesini istedim. Ekipler geç de olsa geldi. Ancak bu sorun giderilirken, kanalizasyon hattına zarar verildi. Borudaki tıkanıklık yüzünden   zemin katlardaki dairelerde pis su yükseldi, zarara yol açtı. Tekrar İZSU’yu aradım. Onarım masrafının su faturalarına yansıtılacağı yanıtını aldım. İZSU’dan kaynaklanan sorunun faturası neden vatandaşa kesiliyor? İsmail Bekleri Arsa çöplüğe döndü belediye ilgisiz! Bostanlı 6421 Sokak’ta 25 numaralı binanın yanındaki boş arsa çirkinlik ve mikrop yuvasından farksız. Çünkü duyarsız kişiler  buraya sürekli çöp ve moloz döküyor. Görüntü giderek daha da dayanılmaz hale geliyor. Çözüm için Karşıyaka Belediyesi’ni defalarca aramamıza rağmen ne yazık ki şimdiye kadar hiçbir sonuç alamadık. OKUR HATTI aracılığıyla sesimizi  bir kez daha duyurmak istiyoruz. Bu  ilgisizliğe artık son verilsin! Çevre sakinleri 588716 Galatasaray Sturm Graz maçının biletleri satışa çıktı Sturm Graz maçının biletleri satışa çıktı ile ’nın Sturm Graz takımı arasında Ekim Perşembe günü oynanacak Kupası maçının biletleri satışa çıktı.          ’nda saat 22.05’de oynanacak karşılaşmanın biletleri, gişesinde satışa sunuldu.          Maçın bilet fiyatları şöyle:          Numaralı 1: 385 TL          Numaralı VIP 2: 330 TL          Numaralı Grup 1: 220 TL          Numaralı Grup 2: 165 TL          Kapalı Alt Grup 1: 220 TL          Kapalı Alt Grup 2: 165 TL          Yeni Açık Alt: 50 TL          Yeni Açık Üst: 50 TL          Eski Açık: 50 TL          Özel Tribün: 200 TL 588599 Yen-Dolar paritesi ayın zirvesinde Japon yeni, ABD doları karşısında ayın en yüksek seviyesine çıktı. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Japonya'nın yeni hükümetinin, ihracata bağlılığı azaltma çabaları nedeniyle güçlü yene izin vereceği sinyali üzerine yen, bugün 88,22 dolarla 17 Aralık 2008'den bu yana en yüksek seviyesini gördü. Liberal Demokrat Parti (LDP), on yıllardır Toyota ve Sony gibi şirketlerin ihracatta rekabet edilebilirliğine yardım etmek amacıyla zayıf yeni desteklemişti. Ancak Japonya'da yeni hükümeti kuran Japonya Demokrat Partisi'nin (DPJ) Maliye Bakanı Hirohisa Fujii, güçlü yenin, Japon tüketicilere ithal malları satın alma konusunda daha büyük güç vereceğini söyleyerek, yenin güçlenmesine göz kırptı. Japon haber ajansı Kyodo'ya göre, Fujii, bugün yaptığı açıklamada, döviz istikrarının arzu edildiğini, ancak yenin değerini düşürmek için döviz piyasalarında müdahaleye karşı olduğunu ifade etti. Tokyo'da Societe Generale'de görevli Yuji Saito, Fujii'nin açıklamasıyla ilgili olarak, Japonya'nın ''zayıf yen politikasını'' izleyeceği değerlendirmesinde bulundu. JPMorgan Chase bankasından stratejist Junya Tanase de, ''Bu politik tutumda temel bir farklılığı gösteriyor. LDP, ihracatçıları destekliyordu, ancak DPJ, daha fazla Japon tüketicilere odaklandı'' dedi. Geçen ay yapılan genel seçimlerde LDP'nin 50 yıllık iktidarına son veren DPJ'nin yen politikasındaki değişiklik, DPJ'nin, Japonya'nın ekonomi politikasının merkezine büyük şirketleri değil, aileleri ve tüketicileri koymayı amaçladığına işaret ediyor. Bazı uzmanlar, bu değişikliğin, imalatçıların ihracata daha az bel bağlamaya ve daha çok iç pazara hizmet etmeye odaklanmasına yol açacağı yorumunda bulunuyorlar. 589034 ÖTV İndiriminde Son Gün ÖTV İndiriminde Son Gün ay önce başlayan ve ekonomik krizin etkilerini azaltmayı amaçlayan Özel Tüketim Vergisindeki (ÖTV) indirim için son güne girildi. İndirimden faydalanmak isteyenler soluğu bayilerde alıyor. Üstelik satışların önemli bir bölümü de peşin gerçekleşiyor. İlk ÖTV indiriminde alacak otomobil kalmadı, ikincisinde ise yolda gelirken bitti. ÖTV ve KDV indirimleri ay boyunca hem üreticinin hem de tüketicinin yüzünü güldürdü. Kriz ortamında tüketici daha ucuza otomobil sahibi olmanın keyfini yaşarken, üreticiler de iflas bayrağını çekmekten kurtuldu. Otomobil Satışı Yüzde 5,9 Arttı İlk aylık dönemde ağır kriz şartlarına rağmen, sektördeki canlılık korundu. Hatta binek otomobilde satışlar yüzde 5,9'luk artışla geçen yılın rakamlarını ezdi geçti. İndirimle birlikte yastık altındaki paralar da günyüzüne çıktı. ÖTV'nin yüzde 18'e indiği ilk aylık dönemde satışların yüzde 70'i peşin alımlarla gerçekleşti. İkinci aylık dönemde kredi faizleri düşünce, peşin alımların oranı yüzde 40'a geriledi. Kredili satışların oranı ise iki katına çıktı. Toplam Otomobil Satışı 60 Bine Yaklaştı 30 Eylül'de ikinci ÖTV dönemi de bitiyor. İndirimin devam etmeyeceği endişesi taşıyan ve fırsatı kaçırmak istemeyenler, son günlerde satışları patlattı. Pazardaki toplam satışlar 60 bine yaklaştı. Kimi modellerde stoklar tükenirken, kimi modeller gemi üzerindeyken tüketicilerle buluştu. Sektör İndirimin Sürmesini İstiyor Bayiler indirimin en azından yıl sonuna kadar devam etmesi gerektiği görüşünde... Bir otomobil bayisinin genel müdürü Nezih Allıoğlu, "Yapılan indirim krizin etkisinin az hissedilmesini sağladı. Bunun mutlaka devam etmesi lazım. Krizin etkileri geçene kadar bunu yavaş yavaş gidermek lazım" derken, bir başka bayi temsilcisi Muharrem Yazıcı da "Biz sektör olarak indirimin devam etmesi yönünde fikir beyan ediyoruz." Beklentiler indirimlerin uzamayacağı yönünde. ÖTV ve KDV indirimlerinde son kararı hükümet verecek. 588249 ÖTV indiriminde son gün Hisse senedi verileri dakika, Tahvil-Bono-Repo özet verileri 15 dakika gecikmelidir. Site Verileri FOREKS üzerinden sağlanmaktadır İMKB isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. İMKB ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen İMKB'ye ait olup, tekrar yayınlanamaz. Bu sayfalarda yer alan bilgilerdeki hatalardan, eksikliklerden ya da bu bilgilere dayanılarak yaplan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı sorumlu tutulamaz. 588780 Kürtlerin de bir açılım yapması gerekiyor Kürtlerin de bir açılım yapması gerekiyor LONDRA (A.A) Avrupa'da yaşayan ünlü şarkıcı Şivan Perver, demokratik açılım sürecinde, "Kürtlerin de bir açılım hazırlaması gerektiğini" söyledi. Londra'da düzenlenen yardım amaçlı bir konserde sahne olan sanatçı, kendisini dinlemeye gelenlere hitaben, "Meseleyi biz genişletmeliyiz. Kürtlerin de bir açılım hazırlaması gerekiyor. Ulusal bir birlik yaratmak gerekiyor" diye konuştu. Şivan Perver, "demokratik açılım yapmak isteyenlerin bu konuda çözüm ararken DTP ile de masaya oturmalarını" savundu. Kürtçe başladığı konuşmasına, salondaki çoğunluk tarafından anlaşılmayınca Türkçe olarak devam eden Şivan Perver, "Karma karışık olmuşuz. kadar çok parçalanmışız ki, dilimiz de elimizden giderse, vallahi yok oluruz. Bunu bilmeniz gerekiyor. Bilhassa dilimizi öğrenmemiz gerekiyor" dedi. 28.09.2009 AKTÜEL 588211 Rijkaard'a talip var... Rijkaard'a talip var... İspanyol kulübü, 'ın takımın başına getirmek için harekete geçti. Teknik direktör Leonardo’yla yollarını ayırmaya hazırlanan ’nın kulübü ’ın ünlü çalıştırıcısı Frank Rijkaard’la flört ederken, araya İspanyol kulübü ’nın da girdiği ortaya çıktı. Rijkaard’ı yakın markaja aldığı belirtilen Valencia’nın konuyla ilgili istatikçisini görevlendirdiği ve bu yetkililerin Hollandalı teknik adamın her davranışını takip ettiği vurgulandı. İspanyollar’ın, Rijkaard’ın Galatasaray’daki transfer politikasından oyun planına, ilişkilerinden bütün psikolojik davranışlarına kadar ilgilendiği ve bununla ilgili adeta çetele tutarak geniş bir rapor hazırladığı öne sürüldü 588654 Erdoğan yine AB'ye çattı Erdoğan yine AB'ye çattıTayyip Erdoğan ülkelerinin liderlerini hedef tahtasına koydu. Başbakan '''nin AB üyeliğine karşı çıkan kesimler, özellikle de içindeki kimi liderler 21. yüzyılın vizyonundan perspektifinden, ufkundan ve misyonundan bigane olarak Türkiye değerlendirmeleri yapıyorlar'' dedi. Erdoğan, Ulaştırma Bakanlığınca Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 10. Ulaştırma Şurası'nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'yi gururla deniz ulaşımından hava yoluna, kara yollarından demiryollarına kadar standartları daha da iyi noktalara taşıdıklarını söyledi. Şu anda '''' adını verdikleri ve hızla çalışmalarını sürdürdükleri bir projesiyle iki kıtayı denizin altından birbirine bağladıklarını anlatan Erdoğan, ''Bu sayede ve Avrupa kıtaları kesintisiz biçimde demiryoluyla birbirine bağlanmış oluyor. Marmaray projesi, dünyanın en önemli projelerinden biri olarak kayıtlardaki yerini alıyor. Üç milyar dolara mal olacak bu proje bittiğinde Boğaz'ın bir yakasından diğerine geçiş sadece dakikaya düşecek. Her gün bir milyon yolcu bu alt geçitle bir kıtadan bir başka kıtaya taşınacak'' diye konuştu. Bir başka projenin de -- Demiryolu projesi olduğunu belirten Erdoğan, ''Onun da yapımı hızla devam ediyor. Bu proje ve Marmaray tamamlandığında, 'den 'ya kadar uzanan İpek Demiryolu hayali de gerçeğe dönüşecek. Bu da kıtaları bir birine bağlayan çok önemli bir medeniyet, barış projesidir. Bunun da merkezinde Türkiye'nin olmasından büyük bir gurur duyuyoruz'' dedi. Temelini attıkları hattının da Avrupa 4. koridorunun devamını teşkil ettiğini dile getiren Erdoğan, Türkiye sınırları dahilinde yapılan her yatırımın aynı zamanda Avrupa'nın Asya'ya, Asya'nın Avrupa'ya, kuzeyin güneye doğru hızlı, güvenli istikrarlı açılımına vesile olduğunu söyledi. Tüm bu projelerin sadece Türkiye'nin şehirlerini, Türkiye'nin bölgelerini birbirine bağlamakla kalmadığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: ''Dünya şehirlerini, kıtaları birbirine bağlıyor. Bu projeler sadece ülkemizin kalkınmasına değil, bölgenin kalkınmasına hizmet ediyor. Yine tüm bu ulaştırma yatırımları sadece Türkiye'nin değil, tüm bölgenin huzuruna, refahına ve istikrarına katkı sağlıyor. Bahsettiğim tüm bu ulaştırma projelerini alınız, Türkiye'nin alanında nasıl bir ana artere dönüştüğüne bakınız. Türkiye'nin medeniyetleri nasıl buluşturduğunu dikkate alınız. Sadece bu üç husus bile Türkiye'nin bölge için dünya için özellikle (AB) için nasıl bir önem ihtiva ettiğini çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkan kesimler, özellikle de Avrupa içindeki kimi liderler 21. yüzyılın vizyonundan, perspektifinden, ufkundan ve misyonundan bigane olarak Türkiye değerlendirmeleri yapıyorlar. Burası çok önemli. Bugün AB üyesi ülkeler içinde Türkiye ile mukayese edilemeyecek ülkeler var. Her yönüyle. Alınan kararları siyasidir. Hiçbir zaman AB müktesebatıyla alakalı değildir. Ama almışlardır. Çok açık, nettir bunlar. Bunları kendilerine zaten söylediğimizde cevap veremiyorlar. yıllık projeksiyonla Türkiye'yi değerlendirmek yanlıştır. Türkiye'ye haksızlık olduğu kadar AB'ye de haksızlıktır. Oluşmakta olan fotoğrafı herkes çok geniş bir bakış açısıyla değerlendirmelidir. Bugün medeniyetler ittifakının eş başkanı olan Türkiye AB'yi eğer bir adres olarak ortaya koymuşsa, 'yla birlikte, bunun bir nedeni var. Bu AB'ye artı bir güç katmaktadır. İşte bu güçten mahrum edilmektedir. Türkiye içindeki muhaliflerin olduğu kadar, AB içindeki Türkiye muhaliflerinin de bu fotoğrafı doğru okumasını önemle rica ediyorum. Avrupalılar karşısında, 'biz de AB'ye girmeyi arzu ediyoruz' deyip de 'ama iş hadi bakalım', dendiğinde buna karşı çıkanlar, bunu neyle izah ederler, anlamak mümkün değil.'' -DÜNÜN KAVRAMLARI- Dünün kavramlarıyla, dünün kelimeleriyle, bugüne ait cümleler kurulamayacağını vurgulayan Erdoğan, ''Dünün düşünme tarzıyla, dünün muhalefet tarzıyla bugüne ilişkin çözümler üretemeyiz. Türkiye değişiyor. Türkiye hem de çok hızlı değişiyor. Kendisi için bölgesinin huzuru ve kalkınması için değişiyor. Dünyada barış ve istikrara daha fazla katkı sağlamak için değişiyor. AB'ye yeni bir vizyon kazandırmak için değişiyor'' diye konuştu. 'deki Genel Kurulu ve 'ne katıldığını hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti: ''BM ve G-20 oturumlarının yanı sıra, ABD'de bir çok temaslarımız oldu. 32 devlet başkanı ve başbakan ile ikili görüşmelerimiz oldu. BM 'nde silahlara ilişkin son derece önemli ve ilk defa Türkiye'nin Başbakan düzeyinde katıldığı bir liderler zirvesi oldu. Genel Kurul'da Türkiye'nin vizyonunu ifade etme fırsatım oldu. Yine Pitsburg'ta yapılan G-20 liderler zirvesinde küresel ekonomik krizi ve aldığımız tedbirleri Türkiye olarak, Türkiye adına tüm boyutlarıyla istişare etme imkanımız oldu. Birçok ülkenin liderleriyle yaptığımız görüşmeler neticesinde şunun altını çizerek ifade etmek istiyorum. BM Genel Kurulu ve G-20 Zirvesi çerçevesindeki ziyaretimiz özellikle şunu gösterdi; Türkiye'nin bölgesel ve küresel barış için refah, kalkınma ve istikrar için bugüne kadar sağladığı, bundan sonra sağlayacağı çok büyük katkılar olacaktır dünyamıza. Biz ülke olarak bu katkıları sağlamaya devam edeceğiz.'' 587981 Kansere boyun eğmedi, ikinci kez meydan okudu, kazandı Kansere boyun eğmedi, ikinci kez meydan okudu, kazandıYAVUZ KUŞDEMİR Uşak DHA güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda ’ta 84 yaşındaki emekli Mehmet Tevfik Çamcı, akciğer kanserine ikinci kez meydan okudu. Çamcı, bu hastalığa önce 1993’te yakalandı. Erken tanı ve yaşama azmi sayesinde iyileşti. Verdiği bu mücadeleyle ona Dede” lakabı takıldı. Yıllar önce eşini nedeniyle kaybeden Çamcı, hayatını bu hastalıkla mücadeleye adadı, Kanserle Savaş Derneği’ni kurdu. Mehmet Tevfik Çamcı, topluma erken tanının önemini anlatmaya, hayat kurtaracak uyarılar yapmaya başladı. Ancak hastalığı tekrarladı. Ama yılmadı, bir kez daha meydan okudu. Kanseri ikinci kez yenmeyi başaran Çamcı, bu rahatsızlığa yakalanmasının nedeni olarak sigarayı gösterdi, şunları söyledi: Sigaradan uzak durun “Ömrümün büyük bölümünü içerek geçirdim. Bu yüzden ciğerlerim etti. Kapalı yerlerdeki sigara yasağını bu nedenle destekliyorum. Keşke bu yasak gençlik dönemimde de olsaydı, belki ben de daha erken dönemde bırakırdım ve kanserin pençesine düşmezdim. Gençlere tavsiyem, vücutlarına zarar verici her türlü tehlikeli maddeden kendilerini uzak tutsunlar. Kansere yakalananlar da asla yılmasın, umutlarını kesinlikle kaybetmesin.” 589171 Baykal iptal ettirdiği bursla övündü İlköğretim ve lise öğrencilerine burs vermekle övünen Baykal'a, “Neden Anayasa Mahkemesi’ne gidip üniversite öğrencilerinin bursunu kestiniz?” sorusu yöneltildi. Baykal'ın çıkışı ilginç oldu. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, 29 Mart yerel seçimlerinde İstanbul’da kazandığı ilçelerde seçim gezisi yaparken, “hiç beklemediği bir soru karşısında” şaşkınlığa uğradı. Baykal’ın, Beşiktaş Belediyesi’ni ziyaretinde Belediye Başkanı İsmail Ünal, ilköğretim ve lise öğrencilerine burs vermekle övündü. Bir gazetecinin, “İsmail Bey konuşmasında belediyenin İlköğretim ve lise öğrencilerine verdiği burstan bahsetti. Peki, CHP neden Anayasa Mahkemesi’ne gidip Üniversite öğrencilerine burs verilmesini kestirdi?” sorusuna karşılık şok olan Baykal, “Oooo halledilmiş olan bir konu. Biz burs verilmesini önlemek için değil, tam tersine devletin bütün kurumlarının burs vermesini güvence altına almak için bu girişimi yaptık. Burs verme işini bütün kurumların vermesini istiyoruz. Belediyeler de burs verebilsin, belediye dışındaki kurumlarda verebilsin. Maalesef AKP’nin getirdiği düzenleme Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun tekeline sokmaya yönelik girişimdi. Bunların hepsi boş sözler, bir çelişki yakalama çabası, yapay gayretler, bundan hiçbir şey çıkmaz” şeklinde cevap verdi. Gazetecinin Baykal’a devamında; “Şu anda üniversite öğrencileri mağdur oldu bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?” Sorusunu sorması üzerine Baykal sinirlenerek; “Anlaşıldı, anlaşıldı. Senin derdin ayrı. Sen derdini başka bir şekilde götürdün” diyerek karşılık verdi ve konuyu geçiştirdi. Haber7.com 589144 Kadıköy'de silahlı saldırı; ölü Edinilen bilgiye göre olay, saat 17.00 sıralarında Eğitim Mahallesi Saitbey Sokak'ta meydana geldi. Kimliği henüz belirlenen kişi ya da kişiler, sokakta bulunan 34 TCZ 98 plakalı Opel marka otomobile silahlı saldırıda bulundu. Saldırıda, otomobilde bulunan kişi hayatını kaybetti, kişi de yaralandı. Yaralı şahıs ambülansla hastaneye kaldırıldı. Olay yerini güvenlik çemberine alan polis, inceleme yaptı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. (Sürecek) 587961 'Ağızdan ağıza pazarlama' da ne ki? 'Ağızdan ağıza pazarlama' da ne ki? Digital Age Dergisi, 13 Ekim Salı günü düzenleyeceği Digital Age Semineri'nde WOMM (Word-of-Mouth Marketing Ağızdan Ağza Pazarlama) dünyasının ünlü ismi Emanuel Rosen'ı ağırlıyor. Çok satanlar listesine giren The Anatomy of Buzz: How to Create Word of Mouth Marketing adlı kitabın yazarı olan ve daha sonra 12 bölüm eklediği kitabının yeni baskısını tanıtmak için dünya turuna çıkan Rosen, WOMM hakkında bilinmesi gereken yenilikleri anlatıyor. Digital Age Dergisi, 13 Ekim Salı günü gerçekleştireceği Digital Age Semineri'nde 'Ağızdan Ağza Pazarlama' (Word-of-Mouth Marketing WOMM) hakkında bilinmesi gerekenleri paylaşıyor. Alanının ünlü ismi ve çok satanlar listesine giren The Anatomy of Buzz: How to Create Word of Mouth Marketing adlı kitabın yazarı Emauel Rosen'ın konuşmacı olarak katılacağı seminer, tüm katılımcıları dijital WOMM'un sırlarını keşfetmeye çağırıyor. Dünya çapında büyük ilgi uyandıran kitabına 12 yeni bölüm ekleyerek WOMM alanındaki en son yenilikleri okuyucularının bilgisine sunan Emanuel Rosen, kitabının yeni baskısını tanıtmak için çıktığı dünya turu kapsamında Digital Age Dergisi'nin davetlisi olarak İstanbul'a da uğruyor. Digital Age Semineri'nde, The Anatomy of Buzz Revisited olarak adlandırdığı kitabının yeni basımını da okurları için imzalayacak olan Rosen, WOMM'un internet üzerindeki en son uygulama ve stratejilerini, dünyadan örnekler ve minik grup egzersizleri eşliğinde anlatıyor. 'Neden buzz yaratmalıyız?', 'Sosyal medya nasıl buzz yaratır?', 'Kitle iletişimi öldü mü?' gibi sorulara yanıt aranacak olan Digital Age Semineri'nde sosyal medya araçlarını doğru anlamanın, konuya iyi bir başlangıç yapmanın, etkileşimi teşvik etmenin, müşterilere konuşacakları bir şey vermenin, katılımı artırmanın ve görsel buzz yaratmanın püf noktaları da paylaşılıyor. Emanuel Rosen konuşmasında ayrıca, vaadi yaymanın kolay yolları, tanıtım becerileri ve konuşma incelikleri, buzz kampanyalarının etkinliğinin ölçümlenmesi ve sosyal medyada güven ve güvenilirlik gibi etik konular hakkında önemli bilgiler de veriyor. Etkinlikler hakkında daha detaylı bilgi almak veya etkinliğe kayıt yaptırmak için http://www.mci.com.tr/ adresini ziyaret edebilir ya da (0212) 282 26 40 numaralı telefondan Alper Barış (#138 alperbaris@kapital.com.tr) ve Hülya Yalçınkaya (#211 hulyayalcinkaya@kapital.com.tr) ile iletişime geçebilirsiniz. 28.09.2009 BİLİŞİM 588781 Gezinti atından düşüp, öldü KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN AKTAY Gezinti atından düşüp, öldü ADANA (A.A) Adana'da Ramazan Bayramı'nın birinci günü, gittiği parkta bindiği attan düşerek ağır yaralanan kişi, tedavi gördüğü hastanede gün sonra yaşamını yitirdi. Alınan bilgiye göre, Cengiz Öğdün (28), nikahsız beraber yaşadığı Aslıhan Canbay (22) ile bayramın birinci günü merkez Yüreğir ilçesi Sinanpaşa Mahallesi 4055 Sokak'taki parka gitti. Canbay, parktaki banklarda otururken, para karşılığı atla gezinti yaptıran kişinin yanına gitti. Daha önce hiç ata binmediği belirtilen Öğdün, gezinti sırasında hayvanın huysuzlanarak ani hareketler yapması üzerine düşerek ağır yaralandı. 112 Acil Servis'i arayan Canbay'ın çağırdığı ambulansla Öğün, Adana Devlet Hastanesine kaldırdı. Beyin Cerrahi Servisi Yoğun Bakım ünitesinde tedavi gören Öğün, gün sonra yaşamını yitirdi. Canbay'ın, polise verdiği ifadede, olayı tam olarak göremediğini belirterek, 'Bayram nedeniyle parka gidip biraz dolaşmak istedim. Burada bir süre oturduktan sonra, Cengiz, ata binmek istediğini söyleyerek yanımdan ayrıldı. Bir süre sonra bağırtılar duydum. Cengiz, acı içinde bağırarak yerde yatıyordu. Bu sırada atın sahibi, hayvanla birlikte uzaklaştı. Ben hemen ambulans çağırdım' diye konuştuğu bildirildi. Polis ekipleri, izinsiz olarak para karşılığı atla gezinti yaptıran kişinin yakalanması için çalışma başlattı. 28.09.2009 588405 Sezen'e protesto yok, alkış var ‘Demokratik Açılım’a verdiği destekten dolayı protesto edileceği düşünülen Aksu için geniş güvenlik önllemleri alındı. Düşünülenin aksine Minik Serçe İzmir’de alkışlarla karşılandı. Sezen Aksu, Teknosa’nın 9. yıl kutlamaları kapsamında İzmirli sevenleriyle buluştu. Sezen Aksu’nun “demokratik açılım”a verdiği destekten ötürü olası bir protestoyu önlemek için polis ekipleri geniş çaplı güvenlik önlemi aldı. Sezen Aksu’nun “demokratik açılım’a verdiği destekten ötürü bazı gruplar tarafından protesto edilme ihtimali, İzmir Fuar Açık Hava Tiyatrosu’nda konser öncesi yoğun güvenlik önlemi alınmasına neden oldu. Sezen Aksu’nun memleketi İzmir’de konser vermesine sevenleri büyük ilgi gösterdi. İzmirliler, Sezen Aksu’nun söylediği şarkılara eşlik ederek gönüllerince eğlendi. Hayranlarının sık sık iltifatlarıyla karşılaşan Aksu, İzmir’i ve Ege’yi çok sevdiğini, bir gün geri döneceğini söyledi. Yoğun güvenlik önlemleri alınan konser olaysız bitti. Star Hava Durumu 587789 Koydan cephanelik çıktı Atina Haber Ajansı (ANA), sahil güvenlik dalgıçlarının ihbarı üzerine Vulagmeni koyundaki ''Ayos Nikolaos'' bölgesinde su altında yaptıkları aramada, adet roketatar, adet el bombası, adet tüfek bombası, adet havan, adet sis bombası, adet fünye, 45 adet mermi ve türlü boyutlarda adet boş mermi kovanı ele geçirildiğini duyurdu. Ele geçirilen silah ve mühimmat terörle mücadele şubesi tarafından incelemeye alınırken, olayla ilgili sahil güvenlik birimlerinin soruşturma başlattıkları kaydedildi. 589153 Sümer CNN TÜRK'e konuştu: "PKK değiliz!" maçında rakip taraftarların attığı siyasi sloganlardan büyük rahatsızlık duyan ve ceza almazsa kesinlikle ligden çekileceğiz" diyen Diyarbakırspor Kulüp Başkanı Çetin Sümer, CNN TÜRK'te yayınlanan Gündemin Rengi programında Rıdvan Akar'ın sorularını yanıtladı. Sümer, "Biz değiliz" dedi. 10 587837 Sabri atılmalıydı! Metin Tokat Sabri atılmalıydı! 28 Eylül Pazartesi 2009 Ligde oynadığı tüm maçları kazanan ile yenilgisiz ’un karşılaşmasının tempolu, hızlı ve zevkli oynanması için ikili mücadelelere müsaade etti. İlk yarıda konsantrasyonu süt seviyede olan Çakır, pozisyonları yakından izledi, faullerde tutarlı kararlar verdi. ’a Burak’ı arkadan tuttuğu için gösterdi kural gereğiydi. Nonda’nın attığı gol öncesi Keita topu tamamı havadan veya yerden taç çizgisini geçmeden kontrol ederek orta yaptı. Eskişehirsporlu oyuncuların itirazı gereksizdi. Yardımcı hakem Bülent Gökçü önünde gelişen pozisyonu doğru yorumladı. İkinci devrede skor olarak sıkışan oyunda Çakır, faul ve kart standardında hatalar yaptı. Karşılaşmanın son dakikalarında taç çizgisi kenarında Bülent Kocabey’i kontrolsüz olarak düşüren Sabri’ye ikinci sarıdan, kırmızı kartını göstererek oyundan atmalıydı. Maçı devamlı kontrolünde tutmaya çalışan Çakır, ilk yarıdaki yönetimini, ikinci yarıda sürdüremeyince vasatı aşamadı. 588045 Roland Koch yakın takipte 28 Eylül 2009, Pazartesi Roland Koch yakın takipte güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda Cim-Bom’un, ’la oynadığı maçı izleyenler arasında ezeli rakip ’nin yardımcı antrenörü Roland Koch da vardı Geçen hafta maçını da tribünden takip eden Koch, Cim-Bom’un bir kez daha mercek altına yatırdı. Koch’un yanı sıra Daum’un tercümanı ve yardımcısı Ayhan Tumani de tribünde yer aldı. 587588 Lider Fenerbahçe Lider FenerbahçeTurkcell Süper Lig'de 7. haftanın son maçında Galatasaray, Eskişehirspor ile sahasında 1-1 berabere kalarak, liderlik koltuğunu Fenerbahçe'ye kaptırdı. Sarı-kırmızılılar, 7. haftada geride kalırken, ilk puan kaybını Eskişehirspor karşısında yaşadı. Puanını 19'a çıkaran Galatasaray, puan cetvelinde Fenerbahçe'nin ardından ikinci sırada yer aldı. Gol krallığında Galatasaraylı Nonda, Eskişehirspor karşılaşmasında attığı gol ile gol sayısını 6'ya yükselterek ilk sıradaki yerini korudu. Bu futbolcuyu, 4'er golle Galatasaray'dan Milan Baros, Gaziantepspor'dan Souza ve Gençlerbirliği'nden Kahe izliyor. Beşiktaş ise fikstüre göre, ligden düşürülen Ankaraspor ile karşılaşması bulunduğu için bu haftayı ''bay'' olarak geçti. 7. haftada alınan sonuçlar, puan durumu ve 8. haftanın programı ise şöyle: TOPLU SONUÇLAR Gaziantepspor-Ankaragücü: 1-3 İstanbul Büyükşehir Belediyesi-Sivasspor: 1-0 Gençlerbirliği-Trabzonspor: 2-2 Antalyaspor-Fenerbahçe: 1-2 Bursaspor-Diyarbakırspor: 4-0 Kayserispor-Kasımpaşa: 0-0 Galatasaray-Eskişehirspor: 1-1 Denizlispor-Manisaspor: 1-1 PUAN DURUMU Takımlar AV -------------------------------------------------------------- 1.FENERBAHÇE 14 11 21 2.GALATASARAY 20 14 19 3.BURSASPOR 13 13 4.ESKİŞEHİRSPOR 11 13 5.TRABZONSPOR 15 11 6.GENÇLERBİRLİĞİ 11 11 7.MANİSASPOR 10 8.İSTANBUL BŞ. BELEDİYESPOR 11 -3 9.DİYARBAKIRSPOR 10 -3 10.KAYSERİSPOR -2 11.ANKARAGÜCÜ 10 -1 12.BEŞİKTAŞ -2 13.GAZİANTEPSPOR 11 -3 14.ANTALYASPOR 10 -4 15.ANKARASPOR -1 16.DENİZLİSPOR 11 -8 17.KASIMPAŞA 15 -9 18.SİVASSPOR 15 -11 8. HAFTA Turkcell Süper Lig'de 8. haftada ise Trabzonspor-Gaziantepspor, Manisaspor-Bursaspor, Diyarbakırspor-İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Beşiktaş-Denizlispor, Sivasspor-Antalyaspor, Eskişehirspor-Kayserispor, Ankaragücü-Galatasaray ve Fenerbahçe-Gençlerbirliği maçları yapılacak. Kasımpaşa ise fikstüre göre, ligden düşürülen Ankaraspor ile karşılaşması bulunduğu için bu haftayı ''bay'' olarak geçecek. 587705 Kuracağı parti için gövde gösterisi yaptı: 2011'de iktidarız Yeni bir parti kurmak üzere Türkiye Değişim Hareketi (TDH)'ni başlatan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, gövde gösterisine çıktı. Abdi İpekçi Spor Salonu'nda "İktidar Yolunda İstanbul Buluşması'' adlı bir toplantı düzenleyen Sarıgül, "İlk hedefimiz iktidarın mührünü AK Parti'den almaktır.'' dedi. Hedef olarak da 2011 seçimlerini gösterdi. Halkın değişim istediğini söyleyen Sarıgül, "Tarih, harekete geçmemizi bekliyor. Bugün bunun için buradayız." ifadelerini kullandı. Sarıgül, CHP'ye sert eleştiriler yöneltirken Genel Başkan Deniz Baykal'ın Cumhuriyet'i değil kendi koltuğunu koruduğunu iddia etti. Şişli Belediye Başkanı, Türkiye'nin tıkandığını ve mutsuz olduğunu ileri sürdü. Muhalefetin boşluğu dolduramadığını öne sürerek kendilerinin bir alternatif olarak ortaya çıktıklarını dile getirdi. Mustafa Sarıgül, Türkiye'nin en demokratik partisini kuracaklarını iddia etti. Siyasî Partiler Kanunu'nu ve seçim sistemini değiştireceklerini belirterek, "Partimizde gece darbeleri olmayacak. Yağcılara, evet efendimcilere ve yozlaşmış yandaşlığa izin vermeyeceğiz." diye konuştu. "Partimizin siyasî anlayışı, 21. yüzyılın sosyal demokrasi anlayışıdır." diyen Sarıgül, asla 'öteki' oluşturmayacaklarını söyledi. "Doğulu da bizim Batılı da bizim. Cami de cemevi de kilise de sinagog da bizim. Başı açık olan da başı kapalı olan da bizim. Bayrağımıza, toprağımıza, geleneklerimize bağlıyız. Atatürk'ümüzü asla siyaset malzemesi yapmayacağız, yaptırmayacağız. İnançlarımıza saygılıyız.'' şeklinde mesajlar verdi. Toplantıya, hareketin kurucu üyeleri, sanatçı Ali Kocatepe ve Sarıgül'ün destekçileri katıldı. 588850 Çin'de büyük güne geri sayım Askeri nizam Çin'den sorulur! Provalarda nizami bir görüntü sağlanması için neredeyse "milim" hesabı yapılıyor. Sonuç muazzam... 589393 Sibel Çarmıklı serbest bırakıldı Sibel Çarmıklı serbest bırakıldı 28.09.2009 21:04Sahte çürük raporuyla ilgili düzenlenen operasyonda askeri Savcı Albay Ahmet Zeki Üçok ile 'satılamaz' şerhi bulunan bir arazinin alımı için rüşvet pazarlığı yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan iş kadını Sibel Çarmıklı ve oğlu Murat Çarmıklı adliyede yapılan sorgusunun ardından serbest bırakıldı. Sahte çürük raporu operasyonunda bir arazi için rüşvet karşılığı pazarlık yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan Sibel Çarmıklı ve oğlu emniyetteki işlemlerinin ardından akşam saatlerinde Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne getirilmişti. Çarmıklı ve oğlu Murat Çarmıklı ile birlikte H.Ç. adlı zanlı da adliyeye sevk edilmişti. Sağlık kontrolünden geçirilen zanlılar savcı tarafından sorgulandı. Sorgularının ardından Çarmıklı, oğlu ve H.Ç., serbest bırakıldı. Çarmıklıların, Karargah Evleri soruşturmasını yürüten ve bu soruşturma kapsamında tutuklanan askeri savcı Albay Ahmet Zeki Üçok ile yaptıkları iddia edilen rüşvet pazarlığına ait olduğu ileri sürülen fotoğraflar basında yer almıştı. 588973 Ronaldo oyundan alındığı için rahatsız Real'in 94 milyon euroluk rekor bedelle Manchester United'dan aldığı Ronaldo'yu teknik direktör Manuel Pellegrini'nin son dakikalarda oyundan çıkarması, 'da polemik konusu oldu. Portekizli yıldızın Tenerife maçında 79. dakikada oyundan alınmasının ardından Pellegrini'ye sırtını dönmesi ve yedek kulübesine giderken sinirli olması İspanyol basınının dikkatini çekti. İspanyol basını, Ronaldo'nun gol krallığı için yarışan ve sürekli oynamak isteyen bir futbolcu olduğunu ve istatistiklere göre gollerinin yüzde 25'ini maçların son 15 dakikasında attığını vurguladı. Beş haftası geride kalan 'da ön plana çıkan konulardan biri de Nihat Kahveci'nin eski takımı Villarreal'in durumu. Manuel Pellegrini'nin Real'e gitmesinin ardından Ernesto Valverde ile yeni sezona başlayan Villarreal, şu ana kadar sadece iki beraberlik alarak iki puanla son sırada bulunuyor. 587589 Kayserispor: Kasımpaşa: Kayserispor: Kasımpaşa:Turkcell Süper Lig'de Kayserispor-Kasımpaşa karsılaşması 0-0 sona erdi. Karşılaşmanın 10. dakikasında Azar'ın ceza alanından yaptığı vuruşta top az farkla dışarı gitti. 16. dakikada Kayserisporlu Makakula, şık çalımlarla girdiği ceza alanında, oluşan karambolden yararlanamadı. Kasımpaşa, 22. dakikada gole çok yaklaştı. Ceza alanına giren Moritz'in yerden vuruşunda, Kayserispor kalecisi Hamidov topu son anda kornere çıkardı. 27. dakikada Cangele'nin ceza alanı dışından yaptığı sert vuruşta top kaleci Tolga'da kaldı. 31. dakikada Cangele'nin kullandığı serbest vuruşta topu kaleci Tolga uçarak kornere çeldi. İKİNCİ YARI Karşılaşmanın 58. dakikasında Cangele'nın ortasında Makakula'nın kafa vuruşunda top direğe çarpıp dışarı gitti. 65. dakikada Troısı, uygun pozisyonda topu dışarı attı. 82. dakikada Murat'ın soldan ortasında Crıstıankeller, penaltı noktasında topu ıskaladı. 84. dakikada Troısı, yaklaşık 30 metreden sert vurdu, top dışarı gitti. Kayserispor ile 0-0 berabere kalan Kasımpaşa ligdeki ilk puanını almış oldu. Stat: Kayseri Kadir Has Hakemler: Özgür Yankaya xxx, Serkan Akarca xxx, Mehmet Şahan Yılmaz xxx Kayserispor: Hamidov xxx, Durmuş xx (Dk 81 Gökhan ?), Ali Turan xxx, Cangele xxx, Toledo xxx, Bilal xx, Makakula xx, Olembe xx (Dk 52 Troısı x), Aydın Toscalı xx, Mehmet Eren xx, Furkan xx (Dk. 89 Ömer ?) Kasımpaşa: Tolga xxx, Sancak Kaplan xx, Moritz xx (Dk. 86 Cenk ?), Barış xx, Koray Avcı xxx, Ali Güneş xx, Murat Erdoğan xx (Dk. 85 Ozgür?), Emre xx, Yasir (Dk. 82 Murat Akın xx), Christiankeller xxx, Azar xx Sarı Kart: Dk. 35 Furkan, Dk. 64 Durmuş (Kayserispor), Dk. 40 Ali Güneş, Dk. 58 Emre, Dk. 79 Barış, Dk. 86 Murat Akın (Kasımpaşa) 588702 Koch'tan ilginç motivasyon Koch'tan ilginç motivasyon (H) Grubu’nda Ekim Perşembe günü deplasmanda ’nın Sheriff takımıyla yapacağı maçın hazırlıklarına başladı. ’de maçının ardından dünü izin yaparak geçiren sarı-lacivertli ekip, Moldova temsilcisiyle oynayacağı karşılaşma için ilk antrenmanına çıktı. Teknik heyetin antrenmanın başında takımla yaptığı toplantıda, Antalyaspor’dan yenilen gol için çekilen ceza şınavının ardından, teknik direktör ’un yardımcısı Roland Koch, bir gazeteden kestiği lig puan cetvelini futbolculara göstererek, "Neredeyiz?" sorusunu sordu. "Lideriz" yanıtının ardından teknik heyet ve futbolcular aldıkları galibiyeti alkışladı. Antrenman öncesi son olarak teknik heyetin maçın adamı olarak belirlediği Cristian, Koch ve Ayhan Tumani’nin kucağında futbolcuların arasından geçti. SAKATLARIN DURUMU Antalyaspor maçından sonra sakatlıkları oluşan Güiza, ve Gökhan antrenmana katılmazken, Alex çalışmasını salonda sürdürdü. Güiza’nın ayak topuğundaki sorun nedeniyle MR çektirdiği ifade edilirken, adalelerinde sakatlıkları bulunan Dos Santos ve Gökhan tesislerde tedavi oldu. Takımla kısa bir koşunun ardından tesislere giren Alex’in ise kendisi için salonda hazırlanan program doğrultusunda çalıştığı bildirildi. Güiza’nın Sheriff maçı için durumunun belirsiz olduğu, Dos Santos ve Gökhan’ın maça yetişmesinin beklendiği ifade edildi. Bu arada, antrenmanın son bölümündeki dar alanda çift kale maçta Deivid çalışmayı bırakarak tesislere girdi. ROLAND KOCH OMUZLARDA Roland Koch, yaklaşık saat süren antrenmanın büyük bölümünde takıma uzun süre tempolu koşu yaptırdı. Koch’un temposuyla oldukça yorgun düşen futbolcular bir ara kondisyonerlerini, yüksek tempo nedeniyle alkışladı. Tempolu koşuda ikinci seriyi yaptırmaması için Koch’u omuzlara alan futbolcular hedefine ulaşamadı ve Alman teknik adam çalışmayı devam ettirdi. Koşunun bittiği noktada yere yığılan ve bir süre dinlenen Kazım’ın ağzından "Hüseyin Bolt" ifadesi çıktı. Sarı-lacivertli ekibin antrenmanı dar alanda çift kale maçla tamamlandı. Ligde 7. haftanın sonunda puan cetvelinde lider olan sarı-lacivertli ekibin antrenmanı oldukça neşeli geçerken, Kazım bir ara saha içinde dans etti. Diğer yandan sakatlığı geçen Deniz, bugünkü antrenmanın tamamında takımla çalıştı. Sarı-lacivertliler, Sheriff maçının hazırlıklarını yarın akşam yapacağı antrenmanla sürdürecek. 588793 Ailesiyle birlikte intihara kalkıştı Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi İntihar girişimi kazayla kanlı bitti 11 Bakmadan geçmeyin... 587680 Portekiz'de Galip Sosyalist Parti Portekiz'de yapılan genel seçimleri, iktidardaki Sosyalist Parti kazandı. Ancak parti, meclisteki mutlak çoğunluğunu yitirdi. Portekiz Ulusal Seçim Komisyonu'na göre, sandıkların yüzde 80'i açıldı ve Sosyalist Parti, oyların yüzde 36 virgül 5'ini aldı. Ana muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti ise yüzde 30 virgül oy topladı ve yenilgiyi kabul etti. Kalan oylar ise diğer parti arasında paylaşıldı. Geçen Haziran ayında yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerini yüzde 31 virgül oy alarak kazanan Sosyalist Parti, aynı başarısını genel seçimlere taşıyamadı. Sosyalist Parti'nin lideri Jose Socrates, 2005'te yüzde 45 ile kazandığı tek başına iktidarı yitirirken, mevcut duruma göre meclisteki sol görüşlü diğer küçük partilerle anlaşmak zorunda kalacak. Ancak Socrates'in koalisyona yanaşmayıp, dışarıdan destek alarak tek başına hükümet kurmayı deneyebileceği belirtiliyor. Bu arada seçimlerin sürprizini, ülkede üçüncü siyasi güç durumuna gelen Halk Partisi ile ittifak kuran Hristiyan Demokratlar'ın yaptığı belirtildi. 588206 İran, bankaların borç miktarını açıkladı İran'daki devlet bankalarının Merkez Bankasına 32 milyar dolar borcu olduğu bildirildi. İran basınındaki haberlere göre, devlete ait bankaların, Merkez Bankasına borucu son dört yılda 10 kat artarak 32 milyar dolara ulaştı. Ülkenin en yaygın şube ağına sahip bankası ''Bankı Milli'' milyar dolarlık borçla ilk sırada yer alıyor. Özel sektöre ait ''Bank Persian''ın ise toplam borcu 421 milyon dolar olarak açıklandı. 587714 Fişlenen Adlî Tıpçı tepkili: Bilim insanı paşaya danışır mı? Prof. Dr. Atasoy'un dün Taraf Gazetesi'ne yaptığı "Hurşit Tolon ile görüştüm ama rapor hazırlamadım." şeklindeki açıklamalarına tepki gösteren Fincancı, "Hurşit Tolon'a raporu kendisinin hazırlamadığını söylüyor. Peki ama neden Tolon'la görüşmeye gidiyor? 'Danışmaya gittim.' demiş. Bir akademisyenin, bir bilim insanının 1. Ordu Komutanı'na danışmaya gitmesi anlamlı mı? Tersi olması gerekmez mi? Bir subay alanda bir akademisyene danışmaya ihtiyaç duyar ve alanda uzman bilim insanına gelir danışır." ifadelerini kullandı. Taraf Gazetesi'ne konuşan eski Adli Tıp Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Atasoy, Prof. Dr. Fincancı'yı suçlamıştı. Dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon ile görüşme yaptığı iddiasını doğrulayan Atasoy, "Adli Tıp Enstitüsü'nün kuruluş amacının farklılaştırıldığı kaygısıyla dönemin 1. Ordu Komutanı Hurşit Tolon ile kaygılarımı paylaştığım doğrudur. Raporun 2. bölümünün C. kısmında yer alan, Şebnem Korur Fincancı ile Sermet Koç'un beni ziyaret ettiklerine ve tıp fakültelerine bağlı Adli Tıp Anabilim Dalı ile üniversiteye bağlı Adli Tıp Enstitüsü'nün birlikte bu kurumu oluşturmasını teklif etmelerine ve benim de bu teklifi reddettiğime ilişkin bilgi bana aittir." demişti. Fincancı, Atasoy'un bahsettiği çalışma içinde yer aldığını doğruladı. Bu çalışmanın gizli bir belge olmadığını belirtti. Tıp öğrencilerine uygulama alanı açmak için böyle bir çalışma içine girdiklerini dile getirdi. Atasoy'un bu konuyla ilgili Tolon'la görüştüğüne dair bir haberinin olmadığını aktaran Fincancı, Ergenekon davası sanıklarında ele geçen belgelerde sık sık isminin geçmesi ve fişlenmesiyle ilgili soruya ise, "Ben bağımsız bilirkişilik yaptığım için Ergenekon'da ve fişlemelerde ismim bu kadar çok geçiyor. Baskılara boyun eğmediğim için adım çok kullanılıyor." açıklamasında bulundu. 588266 İlaç fiyatları düşecek İlaç fiyatları düşecek 28 Eylül 2009 Pazartesi, 10:50 Konya Eczacılar Odası Başkanı Harun Kızılay, Sağlık Uygulama Tebliği'nde yapılan değişikliğin, neredeyse bütün ilaçların fiyatlarının yüzde 40'a kadar düşmesine neden olacağını söyledi. Kızılay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bakanlar Kurulunda görüşülen ve Resmi Gazete'de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği'ndeki değişikliğin bayram öncesi yapıldığını anımsattı. Tebliğin yurt dışı fiyat ve ilaç listesi ile ilaçlardaki iskontolara ilişkin hükümleri sonucu büyük bir fiyat düşüşü beklendiğini ifade eden Kızılay, ''Bu uygulama sürüdürülebilir bir uygulama değildir. Uygulama ilaç sektörünü büyük sorunlarla karşı karşıya bırakacak'' dedi. Kızılay, ilaçlardaki karlılık oranının zaten çok düşük olduğunu belirterek, şunları kaydetti: ''Değişiklikle birlikte neredeyse bütün ilaçlarda yüzde 40'a varan bir fiyat düşüşü yaşanacak. Bunu Türkiye'deki 24 bin eczanenin karşılayabilmesi mümkün değil. Kira ve personel giderleri son yıllarda çok arttı. Türkiye'de 24 bin eczanede yaklaşık 100 bin kişi çalışıyor. Önümüzdeki süreçte eczacıları çok sıkıntılı günler bekliyor.'' İlaç sektörünün bu büyüklükte fiyat düşüşünü kaldıramayacağını, sektörün zaten çok zor durumda olduğunu, yüksek fiyat düşüşlerinin büyük hasarlar oluşturacağını savunan Kızılay, şöyle devam etti: ''Bu değişiklik, çok sayıda eczanenin kapanmasına neden olacaktır. Yakın gelecekte kronik hastalıklarda ve hayati öneme sahip bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların üretilememesi veya ithal edilememesi gibi bir tehlikeyle karşı karşıya kalabiliriz. Bu yeni fiyat düşüşleriyle birlikte eczacıların stoklarındaki ilaçlar devlet tarafından bedelsiz olarak kamulaştırılmıştır. Bu fiyat indirimiyle birlikte eczanelerin kaybetmiş oldukları ciro sonucu, tahmini yıllık zarar milyar lirayı bulacaktır.'' SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİNDEKİ DEĞİŞİKLİK Resmi Gazetenin 18 Eylüldeki sayısında yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliğinde, bazı ilaç gruplarında uygulanacak indirim oranlarının kapsamı genişletildi. İlaçların baz iskonto oranları orijinal ve jenerik ayrımı yapılmaksızın yüzde 11 olarak uygulanıyordu. Buna ek olarak, 20 yıllık olarak belirlenmiş ilaçlardan eşdeğer grubu olanların perakende satış fiyatı 10 TL'nin üzerinde olan ve jeneriği olmayan orijinal ilaçlara yüzde 24 baz iskonto yapılacak. Tebliğde, Yurt Dışı İlaç Fiyat Listesinde fiyat değişikliği yapılan ilaçlarla listeye eklenen ilaçlar da yayımlandı. Tebliğin yurt dışı fiyat ve ilaç listesine ilişkin hükümleri 14 Eylül 2009 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi. İlaçlardaki iskontolara ilişkin hükümler ise tebliğin Resmi Gazete'de yayımlanmasından 45 gün sonra yürürlüğe girecek. AA 588858 Karayolunda arı kovanı paniği- Galeri Alınan bilgiye göre, sürücüsünün kimliği henüz öğrenilemeyen 06 AP 2688 plakalı kasasında arı kovanı yüklü kamyoneti taşıyan tır, Muğla-Marmaris kara yolunun Sakartepe mevkisinde devrildi. Tırda bulunan kişi ile tırın üzerindeki kamyonette yolculuk yapan kişi yaralandı. Kazada çevreye dağılan kovanlardan çıkan arıların saldırdığı yaralılar zor anlar yaşadı. Çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerine gelen 112 Acil Sağlık, ve polis ekipleri de arıların saldırısına uğradı. Yaralılardan 3'ünü güçlükle arı kovanlarının arasından çıkartmayı başaran sağlık ekipleri, üzerlerinin ve ambulansın ilaçlanmasının ardından kurtardıkları yaralılara ilk müdahaleyi yapabildi. Olay yerine yaklaşık kilometre mesafedeki Gökova Sağlık Ocağında yapılan müdahale sırasında yaralıların elbiseleri üstlerine yapışan arılar nedeniyle çıkartıldı. BİRÇOK KURUMDAN TAKVİYE EKİP İSTENDİ Arı kovanları arasında mahsur kalan diğer yaralıların kurtarılması için bölgeye çağrılan sivil savunma, itfaiye, orman işletme ve ilçe tarım müdürülüğü ekipleri de arıların saldırısına uğradı. Kurtarma girişimlerinin sonuçsuz kalması üzerine Muğla Arı Yetiştiricileri Birliğinin girişimleriyle bölgeye arı maskesi giyen yaklaşık 50 arıcı getirildi. YAKLAŞIK SAAT KURTARILMAYI BEKLEDİLER Hem kaza hem de arıların sokmaları nedeniyle canları yanan yaralı girişimlerin sonuçsuz kalması nedeniyle yaklaşık saat devrilen arı kovanlarının içinde kurtarılmayı bekledi. Yaralılar arı maskesi giyen 112 görevlilerince kurtarıldı. Kazada yaralan ve arıların saldırısı sonucu durumları ağırlaşan kişi yapılan müdahalelerin ardından Muğla Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yaralıların hayati tehlikesinin sürdüğü bildirildi. Aralarında arı sokması alerjisi olan bir doktorun da olduğu kazaya müdahale eden 20 kişinin tedavi altına alındığı öğrenildi. Öte yandan, polis ve jandarma ekipleri Muğla-Marmaris kara yolunun kazaya yakın bölümlerinde sürücülere megafonla ''Camlarınızı kapatın arı saldırısı olabilir'' anonsları yaparak uyarılarda bulunuyor. YARALILARDAN BİRİ ÖLDÜ Muğla-Marmaris kara yolunda arı kovanı yüklü kamyonetin park halindeki tıra çarpması sonucu yaralanan kişiden birinin öldüğü bildirildi. Muğla Valisi Ahmet Altıparmak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kazayla ilgili soruşturma başlatıldığını belirterek, kazada 2'si tırda 4'ü ise kamyonette bulunan kişinin yaralandığını söyledi. Yaralıların hastanede alınan ilk ifadelerine göre kazanın arı yüklü kamyonetin park halindeki bir tıra çarpması sonucu oluştuğunu bildiren Altıparmak, şunları kaydetti: ''Kazanın ardından arıların saldırısına uğrayan yaralı, sağlık ekipleri ve arıcılarca kurtarılarak hastanelere kaldırıldı. Hastaneye kaldırılan kişiden 1'i yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren kişinin ölüm nedeni araştırılıyor. Olaya müdahale eden sağlık ekipleri ve diğer görevliler zor şartlar altında görev yaptı.'' Yaşamını yitirenin Feyzullah Acar (18) olduğu öğrenilirken, kazada Yakup Karaca, Naci Aktaş, Şeymuz Arslan, Özcan Duman ve Ali Namık Kars'ın yaralandığı açıklandı. Yaralıların ildeki çeşitli hastanelerde tedavilerinin devam ettiği, hayati tehlikesinin sürdüğü bildirildi. 588468 Ekonomi zirvesi 6-7 Ekim'de İstanbul'da Uluslararası Para Fonu () ile Dünya Bankası 2009 yıllık toplantısı 6-7 Ekim tarihlerinde, Türkiye'nin ev sahipliğinde İstanbul'da yapılacak. Türkiye, son 60 yılın en büyük küresel ekonomik krizinin ortasında, dünyanın en önemli ekonomik toplantılarından birine ev sahipliği yapacak. 1930 dünya ekonomik buhranından bu yanaki en büyük krizin devam ettiği ve bu krizden çıkma arayışlarının bulunduğu böylesine tarihi bir dönemde İstanbul'da -Dünya Bankası yıllık toplantılarının gerçekleştirileceğine dikkat çekiliyor. Edinilen bilgiye göre, İstanbul'da yapılacak toplantıda ve Dünya Bankası'nın küresel ekonomik önemi ile küresel krizden çıkış ile küresel mali sistemin, bir daha krizlere neden olmayacak şekilde yeniden düzenlenmesi görüşülecek ve bu nedenle, tüm dünyanın ilgi odağı İstanbul olacak. 28 Eylül'deki hazırlık toplantılarıyla başlayacak olan yıllık toplantıya dünya genelinde yaklaşık 15 bin kişinin katılacağı, ve Dünya Bankası yetkililerinin, resmi yetkililerin yanı sıra toplantılar öncesinde ve esnasında sivil toplum kuruluşları ile özel sektör temsilcileriyle de önemli toplantılar yapılacak. Türkiye, dışında ikinci kez ev sahipliği yapan ilk ülke Türkiye, dışında, -Dünya Bankası yıllık toplantılarına ikinci kez ev sahipliği yapan ilk ülke olarak kayda geçecek. Türkiye'nin, 1955 yılından sonra, ikinci olarak yıllık toplantılara ev sahipliği yapacağı yıllık toplantı öncesinde, Küresel Ekonomik Görünüm, Küresel Mali İstikrar Raporu açıklanacak. 6-7 Ekim tarihlerindeki, hükümet temsilcilerinin katılacağı üst düzey genel kurul toplantılarında ise -Dünya Bankası'nın çalışmaları grup 24, Mali ve Kalkınma Komitesi toplantılarının gerçekleştirilecek ve bazı seminerler düzenlenecek. Toplantı gündemi İstanbul'daki toplantıda, "Küresel Krizden Çıkma", "Mali Sistemin Geleceği" ve Yönetişim Reformları" ana konular olarak ele alınacak. Türk yetkililerin, böylesine tarihi bir toplantıya hazırlık aşamasında, yoğun bir gayret içinde olduğunu belirterek, toplantı çerçevesinde, "Küresel Kriz, Krizin Etkileri ve Krize Karşı Önlemler", "Yükselen Avrupa ve Orta Asya", "Kriz Erken İkaz Sistemi", "Kriz Önlemeye Yönelik En İyi Politikalar" gibi konular da seminerlerde ele alınacak. 30 Eylül'de İstanbul'da yıllık toplantılara ilişkin basın bilgilendirme toplantısı düzenlenecek. Ekim tarihinde, Dünyanın Ekonomik Görünümü raporu açıklanacak. Ekim tarihinde, Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick ve Başkanı Dominique Strauss-Khan ortak basın toplantısı düzenleyecek. 3-4 Ekim tarihlerinde seminerler gerçekleştirilecek. Ekim tarihinde Uluslararası Para ve Mali Komite toplantısında, küresel mali krizin gelişmekte olan ülkelere etkisi ele alınacak. Ekim'de Kalkınma Komitesi toplantısı gerçekleştirilecek. Ekim tarihinde, üst düzey geniş katılımlı Genel Kurul toplantısı yapılacak. Yıllık toplantı, Ekim tarihinde yapılacak olan kapanış oturumuyla sona erecek. 185 ülkenin en üst düzeyde yetkililerinin katılacağı İstanbul'daki toplantıda, küresel ekonominin son durumu ve durgunluktan çıkma konusunda alınan ve alınabilecek kararların ele alınacağı ifade edilirken, dünya ekonomisinin, son 60 yılın en kötü durgunluğundan çok yavaş da olsa çıkmaya başladığı ve toparlanmanın da çok yavaş olmasının beklendiği belirtildi. Bu yılki yıllık toplantılarda, mevcut kriz sebebiyle, tartışma konuları özel bir önem taşıyor. Toplantı katılımcılarının küresel ekonomik görünüm, finans piyasalarındaki gelişmeler, krizin düşük gelirli ülkeler de dahil olmak üzere değişik ülkeler üzerindeki etkileri ve üye ülkeler ve uluslararası camianın krize verdiği tepkiler üzerinde görüşmelerde bulunmaları bekleniyor. Üye ülkeler, 'ye 750 milyar dolarlık kaynak taahhüdünde bulunurken, fon, krizin başladığı tarihten şimdiye kadar yaklaşık 200 milyar kredi kullandırdı. Yıllık toplantıya, uluslararası kamu kuruluşları, özel sektör ve akademisyenler ile sivil toplum kuruluşlarının üst düzey temsilcileri katılacak. İki yıl ardı ardına Washington'da yapılan -Dünya Bankası yıllık toplantıları, üçüncü yılda ise bir üye ülkenin ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor. nedir? 'nin New Hampshire eyaleti, Bretton Woods kasabasında buluşan 45 ülke temsilcisinin, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra uluslararası ekonomik işbirliği için bir çerçeve oluşturulmasını kararlaştırdığı, 1944 yılı Temmuz ayında kuruldu. Fonun resmi varlığı, üye olan ilk 29 ülkenin anlaşma maddelerini kabul ettiği, 1945 yılı Aralık ayında başladı. Çalışmaları, Mart 1947 yılında başladı. Aynı yılın sonuna doğru 'den kredi alan ilk ülke oldu. global parasal işbirliğini geliştirmek, mali istikrar oluşturmak, uluslararası ticareti kolaylaştırmak, yüksek istihdam ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi desteklemek ve dünya çapında yoksulluğu azaltmak için çalışan ve 185 ülkeyi kapsayan bir kuruluş olarak görev yapıyor. 'nin işlevi Bünyesindeki 185 ülke ile global sayılabilecek bir kuruluş olan global ekonomik eğilimleri ve performansı takip edip, sorunlar gördüğünde üye ülkelerini uyarma, politika diyalogu için bir forum oluşturma ve hükümetlere ekonomik güçlüklerle nasıl baş edeceklerine dair gerekli bilgileri sağlamakla görevli bir kuruluş. Fon, ekonomik sıkıntı içindeki üyelerine politik tavsiyeler ve finansman sağlar, aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerle işbirliği yaparak onların makroekonomik istikrara ulaşmalarına ve yoksulluğu azaltmalarına yardım ediyor. Ülkelerin globalleşmenin olumsuz yanlarını önlerken avantajlarından faydalanmalarına yardımcı olmak 'nin önemli bir görevi olarak gösteriliyor. üyelerine aşağıdaki destekleri sağlıyor: Ekonomik eğilimlerin ve ülkeler arası deneyimlerin analizlerine dayanarak hükümetlere ve merkez bankalarına politik tavsiyeler. Global, bölgesel ve bireysel ekonomi ve piyasaların takibine dayalı araştırma, istatistik, tahmin ve analizler. Ülkelerin ekonomik sıkıntıları aşmasına yardımcı olmak için kredi. Gelişmekte olan ülkelerde yoksullukla savaşmak için imtiyazlı krediler ve ülkelerin ekonomik yönetimlerini geliştirmelerine yardımcı olmak için teknik yardım ve 587602 Galatasaray 6'da Kaldı! Galatasaray 6'da Kaldı! Turkcell Süper Lig'de galibiyet serisini 7'ye çıkarmak isteyen Cim Bom, Eskişehir engeline takıldı: 1-1... Turkcell Süper Lig'deki maçta Galatasaray, Eskişehirspor ile 1-1 berabere kalarak, üst üste maçlık galibiyet serisini 7. maça çıkaramadı. Ligin galibiyet serisi yarışında iddiasını sürdüren Galatasaray, konuk ettiği Eskişehirspor'un beraberlik golüne engel olamayınca seriyi sürdüremeyerek ilk beraberliğini aldı ve 7. haftayı bir puanla tamamlamak zorunda kaldı. Zorlu deplasmana iyi hazırlandığı gözlenen Eskişehirspor ise, karşılaşmaya ısrarla sarılarak Galatasaray'ın golüne ikinci yarının başlarında karşılık vererek, deplasmandan puan koparmayı başardı ve karşılaşmanın mutlu tarafı oldu. İlk Yarı 8. dakikada Arda'nın pasında ceza sahası önünde topla buluşan Mehmet Topal'ın yerden sert şutunda, top yandan auta çıktı. 17. dakikada Galatasaray önemli bir gol fırsatını değerlendiremedi. Keita'nın ara pasında savunmanın arkasında topla buluşan Mustafa'nın kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda yaptığı kötü vuruşta, Ivesa üzerine gelen meşin yuvarlağa sahip oldu. 26. dakikada Arda'nın pasında ceza sahasında penaltı noktası üzerinde topla buluşan Keita'nın etkisiz vuruşunda, top kalecide kaldı. 31. dakikada gelişen Eskişehirspor atağında Youla, ceza sahasına girerken topu sol çaprazda bulunan Burak'a verdi. Bu futbolcunun sert vuruşunda Franco'dan dönen meşin yuvarlağı, daha sonra savunma uzaklaştırarak, tehlikeyi önledi. GOL: 38. dakikada Galatasaray 1-0 öne geçti. Orta sahanın sağında Doğa'yı güzel bir hareketle geçen Keita, bir süre topu çizgi üzerinde sürdükten sonra ceza sahasına ortasını yaptı. Vucko'nun ıskaladığı meşin yuvarlağı boş pozisyonda önünde bulan Nonda, topu kaleci Ivesa'nın sağından filelere gönderdi: 1-0. 44. dakikada Keita'nın sağdan yerden ceza sahasına gönderdiği topa, kale önünde bulunan Kewell dokunamayınca, sarı-kırmızılı takım önemli bir pozisyonu değerlendiremedi. Karşılaşmanın ilk yarısı 1-0 Galatasaray'ın üstünlüğüyle sonuçladı. İkinci Yarı 46. dakikada Mustafa'nın pasıyla şık çalımlarla rakiplerini geçen Arda, ceza sahası sağ çaprazındaki Keita'yı gördü. Bu futbolcunun sert vuruşunda, top kaleci Ivesa'dan dönerken, daha sonra savunma tehlikeyi savuşturdu. 54. dakikada Koray'ın sağdan kullandığı serbest vuruşta, ceza sahasında Mehmet'in kafa vuruşunda, üst direğe çarpan top auta çıktı. GOL:56. dakikada Eskişehirspor skoru eşitledi. Burak'ın sağdan çıkardığı topu ceza sahası dışında kontrol eden Bülent Ertuğrul'un şutunda Hakan'a çarpan meşin yuvarlak, altıpasta Mehmet'in önüne düştü. Bu futbolcunun yakın mesafeden vuruşunda, top filelere gitti: 1-1. 77. dakikada oyundan daha önce çıkan Eskişehirsporlu futbolcu Ümit'e hakem, yedek kulübesinde sarı kart gösterdi. 81. dakikada Arda'nın soldan ortasında, ceza sahasında arka direkte topla buluşan Baros'un yerden vuruşunda meşin yuvarlak, kaleci Ivesa'dan döndü. 90 2. dakikada Arda'nın sağdan ortasında Keita'nın ceza sahasında yaptığı vole vuruşunda, top üstten auta çıktı. Karşılaşma 1-1 berabere tamamlandı. Bu sonuçla ligin zirve yarışında, Fenerbahçe'nin puan gerisine düşen Galatasaray, galibiyet, beraberlik ve 19 puanla ikinci sırada kaldı. Zorlu rakibinden deplasmanda puanı söke söke almayı başaran, ligin başarılı isimlerinden Eskişehirspor da, galibiyetinin yanısıra yine olan beraberlik maçını 4'e çıkarıp puanını 13'e yükseltti ancak Bursaspor'un averajla 3. sıraya yükselmesini engelleyemeyerek 4. sırada kaldı. 588604 Battaniyelerle opera izlediler Battaniyelerle opera izledilerAĞRI, (DHA) Efsanesi’, İshakpaşa Sarayı'nda sahnelendi YAŞAR Kemal'in romanından Çetin Işıközlü tarafından sahneye uyarlanan Efsanesi’ operası, Ağrı'nın Doğubayazıt İlçesi'ndeki tarihi İshakpaşa Sarayı'nda sahnelendi. Sanatseverlerden bazıları, yaklaşık saat süren operayı battaniyelere sarınarak izledi. Anadolu İşletmecileri Derneği'nin (ATİD) düzenlediği etkinlik, Doğubayazıt'taki tarihi İshakpaşa Sarayı'nda düzenlendi. Açık avluda sahnelenmesi kararlaştırılan Ağrı Dağı Efsanesi operasını önce elektrik kesintileri, ardından etkiledi. Bunun üzerine etkinlik, kapalı avluya taşınırken, birçok davetli yer bulamadığı için operayı ayakta izlemek zorunda kaldı. Sarayda perde halinde yaklaşık saat süren operayı izlemeye gelen bazı sanatseverler, gece ısının düşmesi yüzünden battaniyelere sarındı. Opera öncesi davetlilere hitap eden Vali Ağrı'da yaşamanın zorluğuna dikkat çekerek bu tür önemli etkinlikleri yapmanın sevincini yaşadıklarını söyledi. Birçok Ağrılının ilk kez seyrettiği Ağrı Dağı Efsanesi operası, ayakta alkışlandı. Etkinlik sonunda Vali Mehmet Çetin, sanatçılara plaket verdi. Orkestra Şefi Çetin Işık Özlü de Vali Çetin'e katkılarından dolayı verdi. Program yapılan konuşmaların ardından son buldu. ‘Ağrı Dağı Efsanesi Operası’nı Vali Mehmet Çetin'le birlikte Vali Yardımcıları Mehmet Şamil Horasanlı, Murat Güven, Parlametyerler Birliği Başkanı Hasan Korkmazcan, Patnos Kaymakamı Tuncay Dursun, Doğubayazıt Kaymakamı Metin Maytalman, Ağrı Emniyet Müdürü Naci Kuru, Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği Başkanı Seçim Aydın da izledi. 588533 Erdoğan'dan önemli açıklamalar Erdoğan'dan önemli açıklamalar İHA Giriş Saati Güncelleme Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde 10. Ulaşım Şurası'nın açılışında konuştu. İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları: Dünün düşünme tarzıyla bugüne ilişkin çözümler üretemeyiz. Türkiye değişiyor. Hemde çok hızlı değişiyor. Bölgesinin huzuru için gelişiyor. Dünyadaki barışa daha fazla katkı sağlamak için değişiyor. Avrupa Birliği'ne yeni bir soluk kazandırmak için değişiyor. BM ve G-20 oturumlarının yanı sıra ABD'de bir çok temaslarımız oldu. 32 devlet başkanı ve başbakanla görüşmelerimiz oldu. Nükleer silahlara ilişkin ve son derece önemli bir liderler zirvesi oldu. Genel kurulda Türkiye'nin dış politika vizyonunu anlatma fırsatım oldu. Yaptığımız görüşmeler neticesinde, BM Genel Kurulu ve G-20 zirvesi çerçevesindeki ziyaretimiz özellikle şunu gösterdi. Türkiye'nin bölgesel ve küresel barış için refah kalkınma ve istikrar için bugüne kadar sağladığı ve sağlayacağı çok büyük katkılar olacaktır dünyamıza. Biz kıymetimizi bugüne kadar bilmedik. Ne zaman denizden çıkarılıp karaya atılınca zaman anlayacağız. Onun için kendimizi dünyaya iyi tanıtmak durumundayız. Türkiye'yi farklı bir ligde ilerletmeye devam edeceğiz. DEMİRYOLU TAŞIMACILIĞI Bizler Bağdat-Hicaz demiryolunu inşa etmiş, İstanbul'u çok uzak şehirlere bağlamış bir kültürün varisleriyiz. Türkiye, demiryolu ulaşımında cumhuriyetin ilk yıllarına göre çok geride kaldı. Hükümetimiz döneminde demir yolu taşımacılığını da bir devlet politikası haline getirdik. Hızlı tren gibi projeleri başlattık. Bu yıl Mart ayında Ankara-Eskişehir hattını devreye aldık. Ankara – Eskişehir hattı saat 25 dakika. Bizzat açılışında bulunarak, seyahat ederek bunu söylüyorum Geçenlerde Eskişehir – İstanbul hattını yerinde izledik. Aynı zamanda Bozöyük'te Sakarya'ya kadar olan ölüm virajlarını bizzat gördüm. Oralardan geçerseniz dağlar nasıl delinmiş onu göreceksiniz. Bu nasıl oluyor diye ona şaşıracaksınız. Şu anda Türkiye, Avrupa'da 6., dünyada 8. sıraya geldi, geliyor. Hedefimiz önümüzdeki dönemlerde hızlı tren uygulamasını, otomobille 14 saate kadar olan yerlere ulaştırmak istiyoruz. Şu anda hükümet olarak bunun temellerini atıyor çalışmalarını yürütüyoruz. Demir yoluyla yük taşımada da büyük bir atılım içerisindeyiz. UÇAĞA BİNMEK LÜKS DEĞİL ARTIK Havacılık sektöründeki büyüme dünyada yüzde iken, bu oran ülkemizde yüzde 30'a kadar çıktı. Bu ülkede uçağa binmek lükstü, biz bunu buradan çıkardık. Artık vatandaşım uçağa biniyor. Göreve geldiğimizde Sabiha Gökçen çalışmıyordu, yapılmış duruyordu. Orada baktık ki hayvanlar otluyordu. Ama şimdi Sabiha Gökçen yetmedi ve ihalesi yapıldı 31 Ekim'de yeni terminal binasının ve yeni haliyle Sabiha Gökçen'in inşallah açılışını yapacağız. Şimdi Sabiha Gökçen artık uluslararası boyutta çok daha yoğun bir hale geliyor. Yetiyor mu yetmiyor. İstanbul'umuza birkaç havaalanı daha yapmamız gerekecek. DENİZ TAŞIMACILIĞI Deniz yollarını yeniden ele aldık. Deniz taşımacılığını canlandırdık. Türkiye gemi ve yat üretiminde dünyanın lider ülkeleri arasına girmiş durumda. 21. yüzyılın bilişim çağı olduğundan hareketle, ulaştırmayı artık bilişimden bağımsız ele almadık, almıyoruz. Kargo, insan ulaşımı kadar bilginin ulaşımı, datanın aktarımı da büyük önem kazandı. Bilişim yatırımlarını da tamamıyla yenilemeye başladık. Yapacağımız çok iş var, kararlıyız bunları da gerçekleştireceğiz. Türkiye Avrupa'da bilişim yatırımlarını yenileyen 6. ülke konumunda. Daha yakın zamanda ülkemizde 3G uygulamasını başlattık. Hedefimiz en kısa zamanda 4G teknolojisini de ülkemize kazandırmak. Bir ülkenin gelişmişlik seviyesinin göstergeleri, yollarının kalitesidir, ulaştırma ağlarının uzunluluğudur çeşitliliğidir. Biz ulaştırmayı bu bakış açısıyla ele aldık 588341 Alparslan Aslan Yine Olay Çıkardı Alparslan Aslan Yine Olay Çıkardı 1'nci Ergenekon davasının görülmesi sırasında Danıştay saldırısı tetikçisi Alparslan Arslan, jandarmaya saldırdı. Danıştay dosyasının da birleştirildiği Birinci Ergenekon davasının görülmesine devam ediliyor. Duruşmada, sinir krizi geçiren Danıştay saldırısı tetikçisi Alparslan Arslan, jandarmaya saldırdı. Silivri Cezaevi'ndeki davanın 111'inci duruşmasına Doğu Perinçek ve Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 28 tutuklu sanık katıldı. Sevk edildiği hastane tarafından 'akıl sağlığı yerinde' raporu verilen Alparslan Arslan, duruşma salonuna getirildi. Saçı-başı dağınık halinin devam ettiği gözlenen Arslan, duruşmada gerginlik çıkardı. Israrla duruşma salonunun dışına çıkmak isteyen Arslan'a görevli jandarmalar müdahale etti. Zorlukla zaptedilen Alparslan Arslan, jandarma görevlilerine kafa attı. Arslan salondaki sandalyeleri de tekmeledi. Duruşma salonunda bulunan Arslan'ın ailesi gelişmeleri kaygıyla izledi. Birkaç dakika devam eden gerginlik, Arslan'ın salonun dışına çıkarılmasıyla son buldu. Bu arada, Doğu Perinçek'in avukatı, mahkeme heyetinden Sedat Sami Haşıloğlu ve Hasan Hüseyin Özese''nin, tarafsızlıklarını yitirdiğini iddia ederek davadan çekilmesini talep etti. Mahkeme bu talebi değerlendirmek için duruşmaya ara verdi. 589184 Kar yüzünden 40 kişi yaylada mahsur kaldı Konuyla ilgili bilgi veren Görele Kaymakamı Aykut Pekmezci, merkeze 25-30 kilometre mesafedeki Sisdağı Yaylası'nda bulunan vatandaşların akşam saatlerinde yağan etkili kar yağışına hazırlıksız yakalandıkları için mahsur kaldığını söyledi. İl Özel İdaresi'ne bağlı karla mücadele ekiplerinin yol açma çalışmalarına başladığını kaydeden Kaymakam Pekmezci, mahsur kalan köylülerin en kısa sürede kurtarılacağını dile getirdi. Pekmezci, vatandaşların bulunduğu 2000 rakımlı yaylada kar kalınlığının 25-30 santimetre olduğunu hatırlatarak, köylülerin sağlık durumunun iyi olduğunu sözlerine ekledi. 588892 Bu da Kürtçe anonslu kapı zili! Zillerin satıldığı dükkanının sahibi Yılmaz Uygun, satışların beklenenin üzerinde olduğunu söyledi. Uygun, "Türkçe, Kürtçe, Rusça, Japonca, İngilizce, Arapça ve Yunanca anons yapan kapı zilleri satıyoruz. Bölgede Kürt kökenli vatandaşların çok olması nedeniyle en çok Kürtçe anons yapan ziller tercih ediliyor" dedi. Kürtçe olarak, 'Lütfen kapıyı açar mısınız, misafirleriniz geldi' anonsu yapan kapı zilleri, 10 ile 15 TL arasında satışa sunuluyor. 15 dilde anons yapan zil istenilen dile ayarlanabiliyor. Uygun, başta Hakkari, Bitlis ve Ağrı olmak üzere bölge halkına bu zillerden sattıklarını söyledi.            588375 Beşiktaş, Rusya'ya gitti Teknik direktör Mustafa Denizli yönetiminde dün basına kapalı gerçekleştirdiği antrenmanla CSKA Moskova maçının hazırlıklarının İstanbul etabını tamamlayan ve bu sabah özel bir uçakla Moskova'ya giden Beşiktaş'ın kafilesinde şu oyuncular bulunuyor: Rüştü, Hakan, İbrahim Kaş, Sivok, Ferrari, İsmail, İbrahim Üzülmez, İbrahim Toraman, Fink, Ernst, Ekrem, Tello, Uğur, Tabata, Yusuf, Serdar Özkan, Holosko, Nihat, Nobre ve Bobo. 588622 Cumhurbaşkanı Gül: Sadece diploma bir işe yaramıyor Cumhurbaşkanı Gül: Sadece diploma bir işe yaramıyorBurak AKBULUT Seyit ERÇİÇEK İSTANBUL-DHA CUMHURBAŞKANI mezunu olduğu ’nin 2009-2010 Eğitim-Öğretim Yılı açılışına katıldı. İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. ’in konuşmasının ardından kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, üniversitelerin ülke meseleleri ile yakından ilgilendiğini belirterek, “Artık sadece diploma bir işe yaramıyor. Önce size, sonra da üniversiteye iş düşmekte. Bütün konuştuklarımız sizler içindir. Sizlerin daha iyi eğitim yapabilmesi içindir” dedi. İlk ve orta öğretimin çok önemli olduğunu, nitelikli insan yetiştirmenin fakültelerde, üniversitelerlerde kazanıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi: Bilim adamları analizler tahliller yapacak öneriler vereceklerdir. Buna samimi olarak inanıyor ve her ortamda ifade ediyorum. Üniversiteler arasında bir yarış da vardır. Üniversitelerin de performansları ölçülmektedir. Bu performansı öğrenciler tercihlerini yaparken göstermektedirler. Üniversiteler ’de çoğalıyor. Bütün illerde mevcut. Üniversitelerin kendi aralarında ihtisaslaşmasında, araştırma geliştirme konularındaki ihtisaslaşmada da üniversitelere ayrı bir yer düşmektedir. Bilim üretilecek yer üniversitelerden kaynaklanan teorilerle oluşacaktır. yüzden bu konunun ihmal edilmemesinin altını çiziyorum. Üniversiteye gitme çağına gelen her öğrenci, üniversite kapısı deyince İstanbul Üniversitesi’nin kapısını hatırlar. Üniversitenize ve üniversitemize çok büyük görevler düşmektedir. Az önce rektörümüzü dinledim. Yapılması gerekenler, yenilikler üzerinde çok durdu. Bunların kısa süre içerisinde gerçekleşeceğini ümit ediyorum. İleride bu yılları çok ararsınız. Bu yılların dostluğunu arkadaşlığını çok ararsınız. Ancak bu yılları boş geçirirseniz okumanız gerekenleri yeteri kadar okumazsanız bunun eksikliğini görürsünüz. Artık sadece diploma bir işe yaramıyor. Önce size iş düşmekte sonra da üniversiteye iş düşmekte. Bütün konuştuklarımız sizler içindir. Sizlerin daha iyi eğitim yapabilmesi içindir. Bütün çabalarımız bunun içindir. Ancak bunu değerlendirmekte sizin elinizdedir ve aileleriniz de sizden büyük beklentiler içindedir" Cumhurbaşkanı Gül’ün konuşmasının ardından dinleyiciler arasında bulunan öğrencisi Özer Sürmeli, üniversiterlerin ayrılıkçı olmadan özgür bir açılımla eğitim vermeleri gerektiğini söyledi. Üniversite Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e İktisat Fakültesi'nde okurken tutulan öğrenci dosyasını hediye etti. Açılış programı, konserinin ardından sona erdi. 587895 Konyaspor bu kez sıçrayamadı OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN Konyaspor bu kez sıçrayamadı Bank Asya 1. Lig'de son iki maçını uzatmalarda attığı gollerle kazanan Konyaspor, Orduspor deplasmanında bunu başaramadı: 1-1. 49. dakikada Erdal'ın golüyle öne geçen Konya, 10 kişi kalan rakibi karşısında 80'de Sukaj'ın golüne engel olamadı: 1-1. 28.09.2009 587635 G.Saray 7'de 7'yi teğet geçti GALERİ MAÇTA İLK YARI DK 1: Maça Eskişehirspor başladı.. DK 1: G.Saray etkili başladı. Kewell Arda'nın pasıyla sol taraftan içeri girdi. Ortasını yaptı. Ivesa kurtardı. DK 2: G.Saray defansında büyük hata. Ümit Karan takip etti. Cezasahası içinde Franco açısını kapattı. Ümit'in vuruşu auta çıktı. DK 5: G.Saray atağı. Arda ara pası ile Nonda'yı gördü. Hakem ofsayt kararı verdi. DK 8: Arda ceza sahası önünde pasını Mehmet Topal'a verdi. Bu oyuncunun sol ayağıyla vuruşu kötüydü ve top auta gitti. DK 10: Mehmet Yılmaz ceza sahası içinde pasını verdi ama Galatasaray savunmasında Sabri topu uzaklaştırdı. DK 11: Eskişehirspor'un kullandığı serbest vuruşta Burak Yılmaz topu direkt kaleye gönderdi ama topu auta gitti. DK 13: Arda sol köşeden korner ortaladı. Eskişehir defansı tekrar kornere yolladı. Aynı köşeden ikinci orta. Yine kafa ile çıkarıldı. Devam eden pozisyonda top Ivesa'da kaldı. DK 14: Maçta golsüz eşitlik sürüyor. DK 15: G.Saray atağı. Keita sağ tarafta çok hızlı. Rakibi ile girdiği mücadele hakem Eskişhir lehine faulü işaret etti. DK 17: G.Saray atağında defansı büyük hatası. Mustafa Sarp kaleci ile karşı karşıya kaldı. Vuruşunda Ivesa başarılı. DK 20: Mehmet Yılmaz, Sabri'nin faulü ile yerde kaldı. Hakem sözlü olarak Sabri'yi uyardı. DK 25: G.Saray yine gole yaklaştı. Keita topla ilerledi. Arda'ya bıraktı. Arda şut şansı aradı. İçier kaçan Keita'ya verdi. Keita'nın vuruşu zayıf oldu. Top Ivesa'da kaldı. DK 28: Kewell sağ köşeden korneri paslaşarak kullandı. Arda aldı. İçieri ortaladı. Eskişehir defansı kafa ile karşıladı. DK 30: Eskişehir hızlı çıktı. Youla cezasahası önünde Burak'a attı. Burak içeri çevirdi. Franco iki hamle de kurtardı. DK 32: Arda'nın sol kanattan ceza yayı önüne doğru pas olarak kullandığı serbest vuruşta Sabri'nin vuruşunda savunmaya da çarpan top kornere çıktı.. DK 35: Galatasaray'da Burak Yılmaz'a faul yapan Mehmet Topal sarı kart gördü. DK 36: Arda, ceza sahası dışından kaleyi düşündü, vuruşunda top yandan auta çıktı.. DK 38: Nonda.. Galatasaray'da sağ kanatta Doğa'dan sıyrılan Keita'nın yerden ortasında ceza sahası içinde topla buluşan Nonda'nın topun gelişine yerden vuruşu ağlarla buluştu. DK 40: Golden sonra Eskişehir atağı. Burak Yılmaz'ın kullandığı serbest vuruşu yan ağlarda kaldı. DK 42: Sol kanattan ceza sahasına sokulan Arda'nın ceza sahasına gönderdiği yerden pası Vucko uzaklaştırdı.. +1 dakika uzatma işaret edildi. DK 45+1: Mehmet Yılmaz'ı pası. Youla vurdu. Franco kurtardı. Cüneyt Çakır ilk yarıda son düdüğü çaldı. MAÇTA İKİNCİ YARI DK 46: G.Saraylı oyuncular başladı. DK 47: Galatasaray ikinci yarıya pozisyonla başladı.. Sağ çaprazdan ceza sahasına giren Keita'nın vuruşunda Ivesa gole izin vermedi.. DK 48: Savunmadan uzun gönderilen topu ceza sahası sağ çaprazında buluşan Ümit, Servet'ten kurtulamadı.. DK 51: Eskişehirspor'da Murat'ın ceza sahasına ortaladı Ümit Karan topa kafayla vurdu ama hakem ofsaytı işaret etti. DK 53: Eskişehir atağı. Cezasahası içine orta. Mehmet Yılmaz'ın kafa vuruşu. Franco yükseldi. Top üst direğe çarparak auta çıktı. DK 56: Mehmet Yılmaz... Sağ kanattan başlayan atak. Bülent Ertuğrul kaleye çekti. Hakan Balta'ya çarpan top Franco'yu yanılttı. Boşta kalan topa Mehmet Yılmaz vurdu ve topu ağlara yolladı. DK 58: G.Saray taç atışı kazandı. Sabri uzun oynadı. El Saka kafa ile karşıladı. Atak sürdü. Keita cezasahası içine gönderdi. Nonda'ya gelmedi. DK 60: Doğa ile başayan atak. Burak Yılmaz içeri kaçtı. Franco zamanında çıktı ve aldı. DK 62: Eskişehir'de iki değişiklik birden. Ümit Karan ve Burak çıktı, Bülnet ve Serdar girdi. DK 64: G.Saray yine taç kullandı. Sabri uzun kullandı. Cezasahası içinde Nonda topu bıraktı. Keita noktaya geldi. Defans zamanında müdahale etti ve topu uzaklaştırdı. DK 66: Kewell oyundan alındı. Aydın oyuna girdi. DK 67: G.Saray sol köşeden korner kullandı. Direk kaleye. Ivesa güçlükle kontrol etti. DK 67: Eskişehir atağa hemen cevap verdi. Serdar sağ çaprazdan orta şut karışımı yerden gönderdi. Youla müsait pozisyonda dokunamadı. DK 70: G.Saray tüm hatları ile yükleniyor. Mehmet Topal ortasahadan Arda'ya yolladı. Defans araya girdi. DK 71: Yine G.Saray atağı. Keita cezasahası içnide vuruşunu yaptı. Top auta gitti. DK 72: Uğur Uçar, Serdar'ın sert faulü ile yerde kaldı. Hakem oyunu durdurdu. Serbest vuruş G.Saray'ın. DK 74: Nonda oyundan alındı. Baros yerine girdi. Baros bu sezon ilk kez ilk onbirde oyuna başlamamıştı. DK 75: Bİr değişiklik de Eskişhir'den. Youla yerini Ragıp'a bıraktı. DK 76: Keita sol taraftan cezasahası içine girmeye çalıştı. Top Eskişehir'li oyunucunun eline çarptı. Hakem serbest vuruşu verdi. DK 77: Karara itiraz eden Eskişehir yedek kulübesinde Ümit Karan da sarı kart gördü. DK 78: Rakibini düşüren Sabri faul kararına itiraz etti ve sarı kartı gördü. DK 79: Maçta sinirler gerildi. Topa düdükten sonra vuran Bülent Kocabey sarı kartı gördü. DK 80: Keita serbest vuruş kullandı. Sonrasında top kornere gitti. Arda ve Keita paslaşarak kullandı. Cezasahasına orta. Karambolde Baros vurdu son anda müdahale geldi. Ivesa kurtardı. DK 82: Aydın hızlı çıktı. Orta yapacaktı. Doğa'dan kornere gitti. Arda ortaladı. Servet vurdu. Sonuç yok. DK 85: G.Saray atakları sıklaştı. Ancak son vuruşlarda gol gelmiyor.. DK 86: Bülent Kocabey orta alandan çıkmak istiyor. Aydın karşıladı. Servet topu aldı. Mehmet Topal'dan Baros'a pas. Cezasahasına girerken yerde kaldı. Cüneyt Çakır devam dedi. DK 88: G.Saray geriden Hakan'la çıktı. Arda orta alanda topu aldı. Top Keita'ya. Keita topu kaptırırken faul yaptı. Serbest vuruş Eskişehir'in. DK 89: G.Saray korner kazandı. Arda sağdan ortaladı Ivesa yumrukladı. Ve topu uzaklaştırdı. DK 90: G.Saray kaleyi tam karşıdan gören yerden serbest vuruş kazandı. +3 dakika uzatma işaret edildi. DK 90+1: Arda topun başında. Doğrudan kaleye. Ivesa zorlanmadan kontrol etti. DK 90+2: G.Saray gole yaklaştı. Sağ kanattan orta geldi. Servet yükseldi. Aşan topa Keita yarım vole yaptı. Bomboş pozisyonda top üstten auta gitti. DK 90+3: G:Saray korner kullandı. Arda'nın ortası. Karambol var. Sonuç çıkmadı. Ve Cüneyt Çakır maçta son düdüğü çaldı., Ferhat ESNEK HABER Multimedia 2009-09-27 23:40:13 Galatasarayın şahlanışı da buraya kadarmış. tepecik tepecik 2009-09-27 23:33:25 Ben demedimmi gs takılacak diye...bu takım şişiriliyor ...ya ya Şişirme toplarla,doldur boşalt top seksin şansa bala önüme düşsün ile futbol oynanmaz..sooona ne oldi ardaya bak Alex'in ölüsü bile yetiyor, hiç oynamadığı halde maç alıyor yeterki 90 dakika sahada kalsın. Ctürk 2009-09-27 22:56:54 sn editor bu günlerde sana bir şeyler oluyor hadi anladık gs olduğunu ama sen müşterek davranmak zorundasın işine geleni yayınlıyorsun işine gelmeyeni güya sansüre takılıyor sn editor dikkat et üyelerinizi birer birer kaybetmeye başlıyorsunuz .hemtasarımınız hem taraflılınız bizleri bu siteden caydırmaya yeter .ister yayınlayın ister yayınlamayın bu duygularımı başka sitelerde kamu oyuna duyurmasını biliriz .saygılarla cemal antalyalı 2009-09-27 22:29:43 gs nin ugurlu sayısı 6.)fener ne zaman atar zaman de yaparlar) galip 2009-09-27 22:21:48 Lütfen daha sade bir tasarım bulun veya eski tasarımı geri getirin ... Yusuf43 2009-09-27 22:20:08 Canın sağolsun aslanım, en geç hafta sonra yine lider biziz Allahın izniyle... ;) Yusuf43 2009-09-27 22:14:59 Rijkard yanlış yaptı. Nonda gol attı diye ilk 11'e alınmaz. Nonda yedek başlamalıydı. Tahmin ettiğim gibi berabere bitti. istanbulin 2009-09-27 22:13:54 mehmet topal/sabri/ugur bu adamları çözebilmiş deilim.. onu geçtim pozisyon bulma sıkıntısı çekioken elano yerine barosu aldı herif, sabrinin sağ kanat hücum bölgesinde pozisyonları telef etmesi yetmiomus gibi bide şimdi ugur var baltanın yerine kanatta ileri çıkan.. ilerde cok pasif kalıo sabri ve uğur.. kewell ilk 11de olamıcak kadar formsuz bi futbolcu ve kondisyonu 40 dakka bilemedin 50... defansın önüne adam gibi adam gerek yoksa daha çoook kanser eder bu takım bizi.. fatih sağlam 2009-09-27 22:12:28 bir teselli:))teselleriniz harika arkadaslar.)) fenerin rekorunu ancak fener kendi gecer:))her takım haddini bilicek.)) galip 2009-09-27 22:08:36 Mikalen sana katılıyorum.Yine Aziz Yıldırım gösterdi masa başı ustalığını. Galatasarayın verilmeyen yüzde yüz penaltıları,Eskişehirin haksız penaltıdan attığı gol,Galatasarayın ofsayt diye verilmeyen golü,eskişehire verilmesi gereken kırmızı kartlar,Nondanın gördüğü kırmızı kart hepsi Aziz Yıldırımın hakemi satın alması sonucu oldu. bu kadar haksızlıktan sonra Galatasaray nasıl maç alsın. mücahit yıldırım 2009-09-27 22:07:06 Bu Alemde Kral sensin 1-1 DE olsa farketmez...Biz gene liderliği alırız sarı kafa paumun elinden:D:D Serkan 2009-09-27 22:06:52 hafta sonra emaneti Allahın izni ile geri alacaz.... Malik Yıldırım 2009-09-27 22:03:34 Boşver gitsin sonunda ölüm yokya varsın garibanlar sevinsin. Bu maç kötü oynadın ama perşembeye telafi edersin sen.UEFA Avrupa liginde tüm evsahibi takımlara başarılar. İnşallah her vurduğunuz gol olur. :)))) Çıldırın çıldırın çıldırın çıldırın çıldırın çıldırın CİM BOM için çıldırınnnnnnn Mikalen 2009-09-27 22:01:43 Es es karşı beraberlik kötü değil.ligin en iyi takımlarından biri..Fenerin zorlandıklarından daha da zor olduğu kesin..fener illaki bi yerde tökezler bu futbolla..ama reijkart ın son maçtır mehmet topal daki ısrarını anlamış değilim..barış gibi bir dinamo varken formsuz mehmet oynuyor..revizyon lazım orta sahada.. mustafa bulut 2009-09-27 21:57:43 büyük yok tek büyük var FENERBAHÇE adnan paydaş 2009-09-27 21:29:30 bu takım adam olmaz ARARAT04 2009-09-27 21:15:52 haydi aslanlar. alacağız bu maçı.. bu lig size ufak gelir.. ilkay ırmak 2009-09-27 21:00:48 arkadaşalr farkındaysanız taraftarlar \'\'dört sene ust uste sampıyon oldu avrupanın kralı oldu gerceklerı tarıh yazar tarıhıde GALATASARAY \'\' canı gonulden soyledıklerı zaman gool gelıyo şu takımda mehmet topal agır kalıyor artık muhammet kapusuz 2009-09-27 20:49:48 Gol: Nonda Ağlama faslı başlamıştır. Peçeteleriniz şirkettendir :)) Mikalen 2009-09-27 20:48:32 tam derkene kara elmasım yıne saydırmaya baslamıs nonda nonda nondaaaa oğuzhan buytoz 588123 Uzay dolmuşları emekli oluyor Amerikanın Sesi Radyosuna konuşan Apollo astronotlarından Jim Lovell'la uzay yolculuğunun gizli kalmış, bilinmeyen yönlerini değerlendirdi. Astronot Jim Lovell, Geminin ve Apollo'nun Ay yolculuklarının dünyada büyük heyecan yarattığını hatırlattı. Apollo 11'in Ay'a iniş misyonu sırasında beklenmedik bir durumda Neil Armstrong'un yerine geçtiğini belirten yedek astronot olan Lovell, Ay'a inişi, NASA'nın Texas eyaletinin Houston kentindeki misyon kontrol merkezinden izlemiş. Lovell "Uçuştan sonra Avrupa'ya bir gezi yaptım. Karşılaştığım Avrupalıların hemen hemen hepsinin elde ettiğimiz başarıdan büyük heyecan duyması, beni çok şaşırttı. En az biz Amerikalılar kadar heyecanlıydılar" dedi. Bir zamanlar uzayda en çok zaman geçiren kişi unvanını elinde bulunduran astronot Lovell, Ay'da hiç yürümedi. 1970 yılında üçüncü kez Ay'a inmek için uzaya gönderilen Apollo 13'ün kumandanı olan Lovell, uzay aracında meydana gelen patlamadan sonra yanında bulunan diğer astronotlar Fred Haise ve Jack Swigert'la birlikte Dünya'ya dönmeyi başardı. İnsanoğlunun Ay'a ayak basmasının üzerinden 40, Lovell'ın Dünya'ya dönüşünün üzerindense 39 yıl geçtikten sonra NASA, uzay dolmuşlarını 2010'da emekliye ayırıyor. Lovell, bu nedenle uzay programının geleceğinden kaygı duyuyor ve şunları söylüyor: "Uzaya göndereceğimiz yeni bir araç yapıncaya kadar arada beş yıllık bir boşluk olacak. Bu süre içinde çok uzun yıllar önce geliştirilen Rus Soyuz uzay aracı dışında uzaya hiçbir şekilde erişimimiz olmayacak." -NASA TAKIM YILDIZI PROGRAMI İÇİN ÇALIŞIYOR- NASA, Başkan Obama'nın görevlendirdiği bağımsız bir kurulla birlikte, Temmuz ayının sonunda Alabama eyaletinin Huntsville kentindeki Marshall Uzay Uçuşları Merkezi'nde, insanlı uzay uçuşlarının geleceğinin tartışıldığı bir dizi toplantı düzenledi. Toplantılarda, mevcut uzay araçlarının yerini alacak yeni nesil araçlar ele alındı. NASA, Apollo programına benzeyen Constellation, yani Takımyıldızı programı üzerinde çalışıyor. Bu programda Ares roketinin, Orion adlı uzay aracını önce Dünya'nın yörüngesine, sonra da Ay'a gönderilmesi planlanıyor. NASA Johnson Uzay Merkezi Astronot Dairesi Başkanı Steve Lindsay, yeni uzay aracını geliştirme amaçlarından birinin, uzay uçuşuna bağlı bazı riskleri azaltmak olduğunu söylüyor. Lindsay buna şu şekilde açıklık getiriyor: "Yakın gelecekte çok büyük riskler alacağımızı biliyoruz. Bugün de büyük riskler aldığımızın farkındayız. Çok önemli gelişmeler kaydetsek de çok yüklü riskler altına gireceğiz. Ancak alacağımız riskler, edindiğimiz deneyimlerle orantılı olmalı. Bu risklere razıyız. Risk faktörünü, işimizin bir parçası olarak kabul ediyoruz." Başkan Obama'nın oluşturduğu kurulun tercih ettiği bir başka seçenek de mevcut uzay dolmuşu programını 2014 yılına kadar uzatmak ve yeni bir uzay aracı hazır oluncaya dek uçuşlara devam etmek. Kurul ayrıca misyonu 2015 yılında sona ermesi planlanan Uluslararası Uzay İstasyonu'nun yaşam süresini uzatma seçeneğini de değerlendiriyor. Öte yandan Obama Yönetimi, uzay programının maliyetindeki artışlar yüzünden kaygılı. Son yıllarda kamuoyunun uzay programına verdiği desteğin azaldığı görülüyor. Şimdi yetkililer, derin ekonomik kriz ortamında harcamaları kesmenin yollarını arıyor, NASA'ysa aldığı mali desteğin kesilmemesi için çalışıyor. Astronot Lovell, uzay programına ayrılan bütçenin arttırılmasının ekonomik iyileşmeyi de hızlandıracağı görüşünde. Lovell görüşünü şöyle açıklıyor: "Ekonomik teşvik paketinin bir bölümü uzay programına aktarılabilir. Uzay programı herşeyden önce yaratıcı bir program. Vergi gelirini arttırıyor. Para, Dünya'da harcanıyor, uzayda değil. Yarattığı teknoloji, özel sektöre de yayılıyor. Gemini ve Apollo uzay programlarında da böyle olmuştu. Uzaya gitmemizle birlikte bilgisayar ve elektronik teknolojisinde çok hızlı ilerleme kaydedildi. Özel sektör, bu teknolojilerden çok yararlandı. Aynı durum bugün de gerçekleştirilebilir." Lovell, Çin'in Ay Araştırmaları Programı sayesinde uzaya olan ilginin arttığını söylüyor. Deneyimli astronota göre, Mars'a insan göndermeyi başarıyla gerçekleştirmenin tek yolu, evrenin derinlerine inmek isteyen tüm ülkelerin ortak vizyona sahip olması ve işbirliği yapması. (ANKA) 588158 Almanya'da ikinci Merkel dönemi 'da ikinci Merkel dönemi’da dün yapılan genel seçimler sonucunda, ’nin AB üyeliğine karşı olan Başbakan ekonomik krize rağmen koltuğunu korudu. Büyük koalisyonun küçük ortağı Sosyal Demokratlar 2’nci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük hezimetini yaşadı. Merkel’e istediği gibi Hür Demokrat ile merkez sağ koalisyonunun yolu açıldı. Genel seçimlerde halk, ekonomik krizin faturasını, iktidar ortaklarından merkez sağa değil, merkez sola kesti. Demokratların (CDU) lideri Başbakan ile “yola devam” diyen Almanlar, merkez soldaki Sosyal ’yi (SPD) cezalandırdı. Katılımın yüzde 72.5 olduğu seçimlerde, ilk sonuçlara göre yüzde 33.5, Sosyal Demokratlar (SPD) yüzde 23.5, Hür Demokrat Parti (FDP) yüzde 14.5, Sol Parti yüzde 13, Yeşiller ise yüzde 10 oranında oy aldı. Diğer partilerin toplam oy oranı yüzde 5.5. Merkel, 2005 seçimleri sonrasında kendi başbakanlığında, SPD’ye eşit sayıda bakanlık vererek kurabildiği “büyük koalisyon” hükümetini devam ettirmek istemiyordu. Bunun yerine, iş dünyasına yakın, merkez sağcı FDP ile koalisyon kurma amacına ulaşmış oldu. Bunu bir “Richtungswahl” (dönüm noktası seçimi) olarak görmeyen Almanlar ise, yeni hükümetin ülkede radikal bir siyasi değişime imza atmayacağını düşünüyor. Ekonominin canlandırılması gereken bir dönemde devletin ciddi bir borç batağında olması yeni hükümeti çok zorlayacak. ’da Toplamda yüzde 48’lik oy oranı hükümet kurmak için yeterli. CDU-FDP, bu eşiğe kıl payı farkla ulaşmış durumda. Ancak karmaşık seçim sistemi nedeniyle yeni hükümet, sandalyelerin resmen dağıtılmasının ardından kesinleşecek. 2005 seçimlerine kıyasla 11 puan kaybeden SPD, 2’nci Dünya Savaşı’ndan bu yana en düşük oy oranıyla hezimete uğradı. SPD, 11 yıl aradan sonra muhalefete döndü. SPD’nin düşüşü, soldaki diğer partilerin çıkışının bir sonucu. “Aşırı sol” diye nitelenen Sol Parti oylarını puan, Yeşiller ise puan artırdı. Merkel liderliğindeki CDU geçen seçimlere göre yüzde oy kaybetti. Bu “iktidar aşınması” olarak niteleniyor. Yaklaşık puanlık artış kaydeden FDP ise, muhafazakarlara karşı liberal sağın temsilcisi olarak sivrildi. Seçimlerde Neonazi ve Hıristiyan köktenci partiler ise başarı gösteremedi. Almanya’da solsuz koalisyon hakkı kazanan Şansolye Merkel’in AByolunda karşıtı tavrını güçlendirmesi bekleniyor Oy verme işleminin sona ermesinden kısa bir süre sonra açıklanan sandık çıkış anketlerine göre Başbakan Angela Merkel’in Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU/CSU) koalisyonu yüzde 33.5’lik oy oranına ulaşarak seçimde ezici bir üstünlükle birinci oldu. Halihazırdaki koalisyon hükümetinde bulunan Sosyal Demokratlar (SPD) yüzde 23’lük oy oranıyla ikinci parti olurken, Merkel’in yeni koalisyon hükümeti için öncelikli tercihi Hür Demokrat Parti (FDP) yüzde 14.8’lik bir oy oranına ulaşarak üçüncü sırada yer aldı. Eğer bu sonuçlar geçerli olursa CDU/CSU ile FDP’nin ulaştıkları toplam yüzde 48 oy oranıyla merkez sağ bir koalisyon kurmaları mümkün olacak. Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyen SPD’den kurtularak 2’nci kez koltuğuna oturacak olan Merkel’in, Türkiye’nin AB sürecine daha yüksek sesle karşı çıkması bekleniyor. Seçimin kesin olmayan sonuçlarına göre Sol Parti’nin de oyların yüzde 13’ünü alarak dördüncü, Yeşiller’in de 10.5’le beşinci sırada yer aldığı görüldü. Sandık çıkış anketlerinin açıklanmasının ardından seçim zaferini başkent ’de partililerle kutlayan Merkel, FDP ile birlikte bir hükümet kurabilecek çoğunluğu elde ettiklerini belirtti. Almanya’da yaşayan tüm Almanların başbakanı olmak istediğini söyleyen Merkel, daha şimdiden FDP Genel Başkanı Guido Westerwelle ile telefonda seçim sonrası planlarını konuştuklarını kaydetti. FDP’NİN ÇIKIŞI Berlin'de yeni koalisyon ortağı olmaya hazırlanan Hür Demokrat Parti, oy oranını 2005'deki seçimlere oranla yaklaşık yüzde oranında artırdı. Sandıklardan elde edilen tahminlere göre yüzde 14,5 oy toplayan Hür Demokratlar, seçimlerde en iyi çıkışı yapan parti oldu. Yeni koalisyon hükümetinde görevini üstlenmesi beklenen parti lideri Guido Westerwelle de elde ettikleri sonuçtan memnun. Sandıkların kapanmasının ardından bir basın toplantısı düzenleyen FDP Genel Başkanı Westerwelle de Federal Almanya Cumhuriyeti'nin kurulmasından bu yana en iyi seçim sonucunu aldıklarını belirtti. Adım adım verdikleri sözleri yerine getireceklerini belirten Westerwelle, yaşadıkları sevince rağmen ayaklarının yere bastığını dile getirdi. Almanya'yı Hrıstiyan Birlik partileri ile birlikte yönetmek istediklerini söyleyen Westerwelle, aldıkları sonuçtan dolayı vatandaşlara da teşekkür etti. Aldıkları sonucun ne anlama geldiğini bildiklerini belirten Hür Demokrat lider Westerwelle “Bunun sorumluluk anlamına geldiğini biliyoruz. Ve biz, bu sorumluluğu üstlenmeye hazırız” dedi. Westerwelle, vergilerin iyileştirilmesi, daha fazla eğitim olanağı sunulması ve vatandaşlık haklarının daha fazla saygı görmesi için yeni Alman hükümetinde birlik partileriyle birlikte görev almak istediklerini de vurguladı. Sandık çıkış anketlerine göre ’ndan bu yana en düşük oy oranını elde eden SPD’nin lideri Frank-Walter Steinmeier sonuçlar üzerine, “Konuşacak bir şey yok. Bu çok acı bir yenilgi” sözleriyle değerlendirdi. Steinmeier, FDP ve CDU/CSU koalisyon hükümetine karşı muhalefet lideri olarak görev yapmaya hazır olduğunu söyledi. 740 bini Türk kökenli olmak üzere 62.2 milyon kayıtlı seçmenin oy kullanmaya davet edildiği dünkü seçimlerde katılım önceki yıllara oranla oldukça düşük oldu. Ülkede bu yıl halkın bazı bölgelerde eyalet ve belediye seçimleri için kez sandığa gitmiş olması nedeniyle ilk gelen sonuçlara göre kimi eyaletlerde seçime katılım oranı yüzde 50’lerde kaldı. Toplam oy kullanma oranının dört yıl önceki yüzde 77.7’lik seviyesinden rekor bir düşüş göstereceği tahmin ediliyor. ALMAN MEDYASI: HÜR DEMOKRATLAR MERKEL’E BASKI YAPACAK Almanya’da dün yapılan seçim Alman medyasında ve İngiliz basınında geniş olarak ele alındı. İlgi çeken yorumlardan bir bölümü şöyle: Frankfuter Allgemeine Zeitung: Başbakan Angela Merkel’in ikinci hükümeti, karşısında bu ülkede şimdiye dek görülmemiş boyutta sol bir cephe bulacak. Peki bu muhalefet gücü, muhafazakar Hırstiyan Birlik partileri ile Sosyal Demokratlar’dan oluşan büyük koalisyonun kabuk bağlamış hatalarıyla birlikte Merkel’in gerçek iç yüzünü ortaya çıkarabilecek mi? Yeni koalisyon ortağı Hür Demokratlar, reform amacı güden bir Merkel’in yolunu tıkamayacaktır. Ve böylece Hrıstiyan Demokrat Birlik'in lideri, istediği gibi bir başbakan olabilecek." Die Tageszeitung: Sis perdesinin kalkmasıyla gelecek yılın nasıl olacağı gün ışığına çıkıyor: Sosyal eşitlik azalacak, yüksek kazanç sahiplerinin vergi yükü hafifleyecek ve bunun için gereken kaynaklar Katma Değer Vergisi ile yaratılacak. Hür Demokratlar işte bunun için seçildi ve Merkel’e baskı yapacaklar. Merkel 2005 yılında ilk kez başbakan olduğunda aralıksız birkaç dönem iktidarda kalmanın hayalini kuruyordu. Bunun için Merkel’in eline en büyük fırsat geçti, çünkü Sosyal Demokratlar canlı ve kendine güvenen bir ana muhalefet oluşturamayacak. Stuttgarter Nachrichten: HIrıstiyan Demokratlar, Sosyal Demokratlar’dan kurtuldu. Ancak Başbakan Angela Merkel’i geçen dönemden çok daha büyük sorunlar bekliyor. Artık Merkel sadece arabulucu olmanın ötesinde bir şeyler yapabileceğini göstermek zorunda. Seçim sonuçları ve nedeniyle uzlaşma arayışları için yeterince zaman yok. Westdeutsche Allgemeine Zeitung: Hırıstiyan Birlik Partileri ile Hür Demokratlar arasındaki koalisyonun işi zor olacak. Sosyal Demokratlar, büyük koalisyonun ortağı olarak yaptığı gibi kendini frenlemeyecek ve gerekli gördüğünde saldıracak. Böylece Sosyal Demokratlar özlerine dönecekler ve kendileriyle barışık olacaklar. Başbakan Angela Merkel’in yanında ise sendikaları da yumuşatacak bir koalisyon ortağı olmayacak. Bu arada sokağın da baskısı artacak. İNGİLİZ GAZETELERİNİN YORUMU Guardian: Dün gecenin en büyük galibi, yüzde 15 oy alarak tarihindeki en iyi seçim sonucunu elde eden Hür Demokratlar oldu. Bu sonuç Merkel'in Hür Demokratlar ile koalisyona gidip, biraz daha sağa kaymasına olanak tanıyacak. Böylece Almanya'nın ulusal çıkarlarını daha kuvvetli bir şekilde savunabilecek. AB açısından bunun anlamı, İrlandalılar’ın Cuma günkü referandumda 'doğru' oyu kullanması durumunda Lisbon reform anlaşmasını yürürlüğe sokmak olacak. Mali kriz cephesinde ise, Merkel Birleşik Devletleri'nden gelen, ihracata verdiği önemi azaltıp iç tüketimi arttırma baskısına daha rahat direnebilecek. Ekonomiyi canlandırma paketlerini küçültüp, büyüyen kamu harcamalarını dizginleyerek, krizden daha hızlı çıkış yollarına yönelebilecek. Ancak bu tercihler ve ile arasındaki sürtüşmeyi arttıracaktır. Angela Merkel'in yeniden seçilmesinde, mali kriz döneminde güvenilir bir lider olduğu algısını yaratması önemli rol oynadı. Ancak seçimden sonra bu algı ciddi bir sınavdan geçecek. “TÜRKİYE KAYBEDECEK” Times: Merkel'in Hür Demokratlar ile kurması beklenen merkez sağ koalisyonu hem iç hem de dış politikada olumlu gelişmeleri beraberinde getirecek. Merkel artık Sosyal Demokratlar ile kurduğu büyük koalisyona son verip, daha kararlı planları olan, ideolojik açıdan daha uyumlu ve Almanya'nın ihtiyacı olan reformları gerçekleştirme şansı olan bir hükümet kurabilir. Bu sonuç, hem Almanya açısından hem de açısından iyi bir sonuçtur. Kazandığı zafer, Merkel'in Avrupa'daki ve Atlantik ittifakı içindeki otoritesini da arttıracaktır. Bunun, temkinli tarzını ve uzlaşı ile hükümet etme tercihini değiştirmesi beklenmemeli. Ancak kuracağı koalisyonun parlamentodaki çoğunluğu, Almanya'nın resesyondan kararlı bir şekilde çıkışıyla birleştiğinde, görüşleri Berlin'in iki kilit müttefiki olan ve Washington'da daha fazla kabul görecektir. Almanya'nın yeni hükümet yapısı karşısında en büyük kaybeden Türkiye olacak. Alman Sosyal Demokratlar 11 yıldır, Türkiye'nin 'ne girmesinin en büyük savunucusu oldu. Önce Yeşiller ile kurdukları ittifakla, son dönemde de Hıristiyan Demokratlar ile kurdukları büyük koalisyonla. Ancak Sosyal Demokratlar artık muhalefette ve Paris ile Berlin'de, 'nın üyeliğine şüpheyle yaklaşan hükümetler var. Hıristiyan Demokratlar ile Hür Demokratların kuracağı bir koalisyonda, dış politikada çok fazla bir değişiklik olmayacak. Hür Demokratların lideri Guido Westerwelle, büyük bir ihtimalle dışişleri bakanlığı görevini Sosyal Demokratların lideri Frank-Walter Steinmeier'den devralacak. Ancak dış politikada büyük bir değişiklik beklenmemeli. Öncelikle iki parti de, Atlantik ötesi ile ilişkilerin önemine yürekten inanıyor. Hür Demokratlar, 'daki Alman askerlerinin çekilmesi konusunda kesin bir tarih belirlemeye daha az meyilli olsa da. Westerwelle ile ilişkiler konusunda daha sert bir tutum benimseyebilir. Frank-Walter Steinmeier daha pragmatik bir tutum sergiliyor ve komşularıyla ilişkileri gibi konularda 'ya yönelik eleştirilerini fazla yüksek perdeden dile getirmemeye özen gösteriyordu. Independent: Sosyal Demokratlar kötü bir sonuç elde etmiş olsalar da, ikinci parti konumlarını sürdürüyorlar. Diğer partiler ile birlikte solun toplam oyu da yüzde 46. Yani galip gelen sağ bloktan sadece iki puan gerideler. Dolayısıyla Almanya, sene önce olduğu gibi ve birçok modern demokraside görüldüğü gibi bölünmüş durumda. Dolayısıyla yeni hükümet yasal düzenlemeleri parlamentodan geçirmekte zorlanmayabilir, ama kamuoyunu ikna etmesi kadar kolay olmayacaktır 588594 Trabzon'a yeni transferlerin katkısı yok Bu sezon kadrosuna Ferhat Öztorun, Razundura Tjikuzu, Zafer Yelen, Engin Baytar, Drago Gabriç olmak üzere futbolcu katan bordo-mavililer, haftalık bölümde bu oyunculardan tam olarak yararlanamadı. Söz konusu dönem içinde en fazla forma şansını bulan oyuncu maçta 385 dakika ile Ferhat Öztorun olurken, Zafer Yelen ise hiç forma şansı bulamadı. -TJİKUZU SORUN OLDU- Trabzonspor'da sezon başında İstanbul Büyükşehir Belediyespor'dan transfer olan Razundura Tjikuzu, disiplinsiz davranışıyla dikkat çekerken, yönetim kurulu tarafından bu futbolcuya para cezası verildi. Ülkesinin milli takım kampından yaklaşık hafta geç dönmesi nedeniyle 120 bin lira para cezası alan Tjikuzu'ya, teknik direktör Hugo Broos, ligin 3. haftasındaki Manisaspor maçından sonra görev vermedi. Tjikuzu, lig maçında toplam 250 dakika görev yaptı. -ZAFER YELEN'DE SAKATLIK SORUNU- Trabzonspor'a Almanya'nın Hansa Rostock takımından transfer edilen Zafer Yelen ise ilk haftada siftah yapamadı. Bayram tatili nedeniyle en son gittiği Almanya'da doktorlara görünen oyuncunun sakatlığının sürdüğü bildirildi. -GABRİÇ VE ENGİN BAYTAR- Trabzonspor'a sezon başladıktan sonra Hırvatistan'ın Hajduk Split takımından transfer edilen Drago Gabriç ise maçta 365 dakika sahada kaldı. Bağırsak enfeksiyonu nedeniyle ligin 2. haftasındaki Diyarbakırspor maçında sahada yer alamayan ve üçüncü haftadaki Manisaspor maçında forma giyen Gabriç, süreklilik sağlayamadı. Sol kanat oyuncusu son hafta oynanan Gençlerbirliği maçında bir gol atmasına karşın ikinci yarı oyundan alındı. Önceki yıllarda Gençlerbirliği ve Eskişehirspor'daki başarılı performansıyla dikkat çeken Engin Baytar ise Trabzonspor'da istikrarlı bir grafik sergileyemedi. Engin, maçta 329 dakika sahada kaldı. 587935 İran yeni füzeler denedi HAKAN ALBAYRAK İran yeni füzeler denedi TAHRAN (A.A) İran, dün başlayan füze savunma tatbikatında, karadan karaya füze denemesi yaptı. Devlet televizyonu, “Kutsal Savunma Haftası” etkinlikleri kapsamındaki yıllık planlı tatbikatın ilk gününde karadan karaya füzelerin fırlatıldığını bildirdi. Çoklu fırlatma rampalarından ve aynı anda fırlatılan füzelerin kısa menzilli olduğu belirtilirken türü hakkında bilgi verilmedi. Devrim Muhafızları Hava Kuvvetlerinin yaptığı tatbikatın, ülkenin hava savunma ve caydırıcı gücünü artırmaya yönelik olduğu belirtildi. 28.09.2009 DÜNYA 589142 Bahçeli'den MHP'li vekillere meclis ayarı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ekim’de TBMM’nin açılışı öncesinde yarın milletvekillerini parti genel merkezinde toplayacak. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ekim’de TBMM’nin açılışı öncesinde yarın milletvekillerini parti genel merkezinde toplayacak. Bahçeli, milletvekilleri ile yapacağı toplantıda, yeni yasama yılına ve gündeme gelecek olan Kürt açılımı ve Ermenistan’la paraf edilen protokoller başta olmak üzere gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunacak. Saat 14.00’de yapılacak toplantı öncesinde ise Bahçeli “Ülke gündemindeki önemli konular” konulu basın toplantısı düzenleyecek. (ANKA) 589132 Yağlarınızdan kurtulmanın kısa yolu 175 aşırı kilolu Japon erkek ve kadının katılımıyla yaptıkları araştırmada, her gün bir içeceğe 1-2 kaşık elma sirkesi karıştırıp 12 hafta boyunca tüketenlerin tüektemeyenlere göre beden kitle indeksinde düüşü, iç yağlanmalarında azalma ve bel çevrelerinde incelme kaydedilmiş. Araştırma sonucunda sirkenin içindeki asetik asidin, protein salgılayarak yağların parçalanmasını sağlayan genleri harekete geçirdiği tespit edildi. Habertürk 587987 Salih Tuna: Kurtlar Vadisi Pusu'nun seyirciye kurduğu pusu Salih Tuna 28 Eylül 2009 PazartesiKurtlar Vadisi Pusu'nun seyirciye kurduğu pusu Değil mi ki, “Yiğidi öldür hakkını yeme” diye dünya durdukça duracak güzellikte bir atasözümüz var Değil mi ki, her hâl kârda hakkaniyet ölçüsünden şaşmamak gerek halde, Vadi yapımcılarının bir-iki hususta hakkını teslim ederek başlayabiliriz söze. Mesela Başrol oyuncularını piyasadan tedarik etmemişler; kendi içlerinden çıkarma başarısını göstermişlerdir. Yani Bir “Yeşilçam” kırması yahut bir manken bozmasından star “yaratıp” da, başlarına tebelleş etmemişlerdir. Kim akletmişse ki bilebildiğim kadarıyla Osman Sınav) çok iyi etmiş. Hiç düşündünüz mü; Polat Alemdar karakterini Necati Şaşmaz'ın yerine piyasadan tedarik edilmiş bir “aktör” canlandırmış olsaydı ne olurdu? Ben söyleyeyim: Kompleks ve kaprisleri yüzünden sadece yapımcıları değil, herkes kafayı yerdi. Hekimoğlu İsmail'in aynı adlı romanından Yücel abinin (Çakmaklı) 1990'da sinemaya uyarladığı “Minyeli Abdullah”ın başrol oyuncusu Berhan Şimşek'in “halleri” aklıma geliyor da, Vadi yapımcılarının ne kadar isabetli karar verdiğini daha bir anlıyorum. Mezkur filmle elde ettiği şöhretin (Ki, Necati Şaşmaz'ın şöhretinin kırkta biri bile değildi bu ardından ne kadar solcu, ne kadar laik, velhasıl, ne kadar “Minyeli Abdullah”ın temsil etmeye çalıştığı “manayla” alakasız olduğunu ispat etmek için kendini adeta paralamıştı. Haksızlık etmeyelim: Mahalle baskısı da acayip abanmıştı üzerine. denli şedit bir baskıydı ki bu, “Anthony Quin de Hazreti Hamza rolünü oynadı” diyerek kendini savunmak zorunda kalmıştı! Hulasa Bayburt'lu Berhan (Müslüman öncü bir karakteri canlandırmanın meşruiyeti için) Amerikalı Quin'den medet aramıştı. Ne kadar tuhaf değil mi?! Düşene vurulmaz prensibince, şu sıralar dokunmak, dokundurmak istemem, ama, gördüğünüz gibi mahalle baskısının kralı her zaman Ertuğrul Bey'ciğim'in mahallesinden neşet etmiştir. Bizim Bayburt'lu Berhan'a gelince “Minyeli Abdullah” imajından sıyrılabilmek için etti eyledi, “Hoşçakal Yarın” filminde Deniz Gezmiş rolünü kaptı. Zira yaşta üniversite talebesi rolüne soyunmasının başka bir izahı yoktu. Bir de, rol gereği tesettüre girdikten sonra, ne kadar “açık” bir insan olduğunu kanıtlamak uğruna olur olmaz yerde açılıp saçılan “aktrislerin” serencamı var ki; ne siz sorun, ne ben anlatayım Vadi yapımcılarının bir haklarını daha teslim edelim: “Yapıştırma bıyık” gibi dursa da, “Ömer Baba” karakteriyle, “dindarlara” yahut “dini söylem”e yer vermeye özen göstermişlerdir. Sanki bu ülkede camiler hiç yokmuş, ezanlar hiç okunmuyormuş gibi davranan, bir sosyolojik gerçeklik olarak bile olsa “dine” tahammül edemeyen dizileri göz önüne getirirseniz ne demek istediğimi anlarsınız. Gelgelelim “Ömer Baba”nın temsil ettiği din anlayışı nedir, nasıl bir şeydir tastamam belli değil. Tamam, Yeşilçam'ın istihfaf ve tahkirle ele aldığı “dinci” karakterlerden biri değil ama, yine de oldukça tuhaf bir karakter! En yakınındaki kişi, yani oğlu (Polat Alemdar) bir sezon İskender Büyük'ün davası uğruna mermi atıyor, bir sezon İskender Büyük'ün davasından mermi yiyor; Ömer Baba kalkıp da, “Evladım nedir sendeki bu hal; bir öylesin, bir böyle?...” demiyor. “Bu dava için mermi atan da, yiyen de şereflidir” şeklinde mi düşünüyor yoksa? Öyle bile olsa, “dava” aynı dava değil ki, nerdeyse her sezon değişiyor ya hu! Tabiri caizse, Polat Alemdar'ın “davası” kapanın elinde kalıyor! “Kurtlar Vadisi Pusu”nun fanatik izleyicileri mevzua haydi uyanamıyor, Ömer Baba niye uyanmıyor? Dahası, Ömer Baba bu izleyicilerin uyanmaması için bir nevi “pusu” işlevi mi görüyor?! Bu vesileyle, Kurtlar Vadisi'nin “Seyfo Dayı”sı, Nihat abiye (Nikerel) rahmet diliyorum. 587769 7. Cadde anketinden 'hayır' oyu çıktı Başkent'teki ilginç kamuoyu araştırması sabah saat 10. 00'da başladı. Anket formlarını doldurma işlemleri, 7. Cadde'nin girişindeki akaryakıt istasyonunun karşısındaki geniş alanda kurulan 12 bilgisayar ve 22 sandıkla yapıldı. Anket formlarının konulacağı sandıkların boş olduğu, Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ile bazı siyasi parti temsilcilerinin katılımıyla teyit edildi. Daha sonra sandıkların mühürlenmesi ve bilgisayarların devreye girmesiyle oy verme işlemine geçildi. 12 sorunun yer aldığı ankete bin 831 kişi katıldı. Açıklanan oylama sonuçlarına göre bin kişi caddenin trafiğe kapatılmaması yönünde oy verirken, 800 kişi caddenin trafiğe kapatılması yönünde oy kullandı. Ankette, 28 de boş oy çıktı. Kamuoyu yoklamasında içki yasağı sorusu da yer almıştı. Fakat gelen tepkiler üzerine Büyükşehir Belediyesi soruyu formdan çıkarttı. Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi AK Parti Grup Başkan Vekili Ayhan Yılmaz, yoklama için Belediye Meclisi'nde bulunan diğer parti temsilcilerine haber verildiğini belirtti. CHP'den kimsenin gelmediğini aktaran Yılmaz, çıkacak sonuca göre hareket edileceğini ifade etti. Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi MHP üyesi İbrahim Uyar da tüm partilerin oylamanın yapıldığı yerde olmasını istediklerini kaydetti. Ancak CHP'den kimsenin gelmediğini vurguladı. 588771 Piyasalarda Son Durum Piyasalarda Son Durum İMKB Ulusal-100 Endeksi haftanın ilk işlem gününde 0,01 yükseldi. Dolar 1,49 TL, Avro 2,18 TL'den işlem görüyor. Küresel piyasalarda ibre eksiye işaret ediyor. İstanbul Borsası Ulusal-100 Endeksi haftanın ilk işlem gününde birinci seansı puan artarak 47 bin 631 puandan tamamladı. Dünya borsalarında yön arayışı devam ederken aşağı yönlü hareketler ön planda. New York Borsası'nda Cuma günü Dow Jones Sanayi Endeksi yüzde 0,43, teknoloji göstergesi Nasdaq ise yüzde 0,79'luk gerileme kaydetti. Asya borsalarında ise satış baskısı söz konusu iken Avrupa borsalarında da değer kayıpları ön plana çıkmış durumda. Yurt içinde dış piyasalardaki gelişmeler yakından izleniyor. İstanbul Borsası'nda hisse senetleri günün ilk yarısında ortalama yüzde 0,01 değer kazandı. Serbest piyasada Amerikan Doları lira 49 kuruş, Avro ise lira 18 kuruştan işlem görüyor. 588490 Yaşayan Diller'de Lazca'ya yer yok! YÖK’ün Mardin Artuklu Üniversitesi’nde Yaşayan Diller Enstitüsü kurulması ve bu enstitüde eğitim verileceği duyurulan diller arasında Lazca’nın sayılmaması Lazları üzdü. Lazlar Enstitü kurulması veya bu enstitüde Lazca’ya da yer verilmesi için YÖK’e başvurmaya hazırlanıyor. Laz Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Hasan Oral, “Açılımın sadece belli bir kesimin ayrıcalığı olarak kalmaması, Türkiye’de yaşayan ve yok olma tehditi yaşayan bütün kültürleri koruması, yasal güvence altına alması talebimiz. Bu zaten Anayasa’nın eşitlik ilkesiyle de çelişir” dedi. Lazca’nın iki nesil ömrü kaldığını söyleyen Oral hükümetin başlattığı demokratik açılımın kendilerini heyecanlandırdığını söyledi. YÖK’ün Mardin Artuklu Üniversitesinde ‘Türkiye’de Yaşayan Diller’ enstitü kurulmasının kendilerini heyecanlandırdığını ancak enstitü ile ilgili, YÖK Başkanı Prof Yusuf Ziya Özcan’ın açıklamasında, ‘kaybolma tehlikesi altında olmayan Kürtçe, Arapça, Ermenice, Gürcüce, Farsça’ gibi dillerle sınırlı tutulacağına dair sözlerinin kendilerini üzdüğünü söyleyen Oral, “Bu dillere ilişkin yurtlarında enstitülerinin bulunmasına karşılık, Lazcanın kendi anayurdu olan ülkemizde ve dünyanın hiçbir ülkesinde bu güvencesi bulunmamaktadır. Yer isimleri iade edilsin Dernek olarak, açılacak olan enstitüde, Lazca ve Lazca gibi yok olmak üzere olan dillere ilişkin bölümlerin açılmasını; Laz halkının hafızasından tarihine, atalarına tanıklıklarının göstergesi olan ve Doğu Karadeniz’de günlük yaşamda kullanılan Lazca yer isimlerinin iadesini; Lazcanın ilköğretimde seçimlik ders olarak okutulmasını talep ediyoruz. YÖK’ten Lazca’ya yönelik bir enstitü talebinde bulunmak için hazırlanıyoruz” dedi. Radikal Hava Durumu 588086 'Ağrı Dağı Efsanesi' izleyeni titretti! Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde 'Ağrı Dağı Efsanesi' operası sahnelendi. İshak Paşa Sarayı'nda sahnelenen operayı izlemeye gelenlerden bazıları soğuk hava nedeniyle battaniye kullanmak zorunda kaldı. 4. Uluslararası Ağrı Dağı Efsanesi Festivali kapsamında Yaşar Kemal'in aynı adı taşıyan romanından Çetin Işıközlü tarafından sahneye uyarlanan "Ağrı Dağı Efsanesi" operası, İshak Paşa Sarayı'nda sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Gürcistan Devlet Senfoni Orkestrası'nın da hazır bulunduğu operada, Ankara ve İstanbul Devlet Opera sanatçıları sahne aldı. Etkinlik, 27 Eylül Dünya Turizm Günü nedeniyle Ağrı Valiliği'nin katkıları ile Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği (ATİD) tarafından düzenlendi. Programda konuşan ATİD Başkanı Seçim Aydın, "Türkiye'de bulunan kültürel değerlerin turizm aracılığı ile dünyaya aktarmasında ulaştığı seviyenin ve bunları birer tanıtım imkânı olarak kullanabilmesinin bir göstergesi olması açısından bu etkinlik özel bir önem taşıyor." dedi. Ağrı Valisi Mehmet Çetin de, "Yaşamanın çok zahmetli olduğu ilimizin tarihi mekânlarını bu tür etkinliklerle dünya çapında duyuracak olmanın heyecanı içerisindeyim." diye konuştu. Sahnelenen operanın ardından Vali Çetin, etkinliğe katılan sanatçılara plaket verdi. Öte yandan, etkinliğe katılamayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, tebrik mesajı göndererek Dünya Turizm Günü'nü kutladılar. BATTANİYEYE SARILDILAR Bu arada, operaya soğuk hava damgasını vurdu. Akşam saatlerinde hava sıcaklığının sıfırın altında eksi dereceye kadar düştüğü İshak Paşa Sarayı'nda sahnelenen operaya çok sayıda vatandaş ilgi gösterdi. Operayı izlemeye gelenler soğuktan battaniyelere sarıldı. 587675 Eskişehir'de hedef UEFA Galatasaray ile İstanbul'da oynanan ve 1-1 sona eren maçın ardından çıkışta gazetecilerin sorularını cevaplandıran Başkan Ünal, Galatasaray karşısında çok iyi mücadele ettiklerini ancak talihsiz bir gol yediklerini belirterek, "Topun dışarı çıkıp çıkmadığı belli değil. Bana göre oldukça şaibeli bir gol yedik. Burada ortaya konan futboldan memnunum. Sivasspor gerilere düştü. Onların yerine biz geldik. Kendimizi UEFA Kupası'nı hedef koyduk." dedi. Galatasaray'da uzun yıllar forma giydikten sonra Ali Sami Yen Stadı'nda eski takımına rakip olarak çıkan Ümit Karan da, maçtan önce değişik ve farklı heyecanlar yaşadığını ancak maç başladıktan sonra profesyonel bir şekilde mücadele ettiğini söyledi. Öte yandan, Eskişehirspor kafilesini taşıyan otobüsün maçtan önce taşlanmasından dolayı hasar gördüğü için futbolcuların bazıları ticari taksilerle stattan ayrıldı. -GALATASARAY CEPHESİ Galatasaray cephesinde ise maçtan sonra bir durum değerlendirmesi yapıldı. Yöneticiler, maçın bitiminde televizyondan maçın özetlerini tekrar izledi. Galatasaraylı futbolculardan Leo Franco, yediği golde oldukça talihsizlik yaşadığını kaydetti. Kaleci Franco, Bülent Ertuğrul'un vuruşunda topa müdahale etmek için uçtuğunu; ancak meşin yuvarlağın Hakan'a çarptıktan sonra golü atan Mehmet Yılmaz'ın önünde kaldığını ifade ederek, "Herhangi bir eksiklik, aksaklık yok takımda fakat şans bizden yana değildi. Gerek futbolcular gerekse diğer spor dallarında kazanmak için sahaya çıkarlar, başka bişe için çıkmazsınız. Kazanmak istiyorduk zaten, kazanmak için de çıkıyoruz sahaya ama kazanamadık." Galatasaraylı Uğur Uçar da, Eskişehirspor karşısında beraberlikle ayrıldıklarını; ancak ligin oldukça uzun bir maraton olduğunu söyledi. 588530 Konfüçyus bin 560 yaşında Konfüçyus bin 560 yaşındaKonfüçyus felsefesinin kurucusu olan büyük Çin bilgesi ve filozofu Konfüçyus'un bin 560. doğum günü, doğduğu yer olan Çin'in doğusundaki Şandong eyaletinin Çüfu şehrinde kutlandı. Şinhua ajansının haberine göre, Konfüçyus tapınağında düzenlenen etkinliğe bilim adamları ve birçok yabancı ülke misyonu dahil, uluslararası kuruluşlardan 10 bin kişi katıldı. Dünyada hala itibar gören Konfüçyus'un ilkeleri, temelde merhamet, sağlıklı yaşam, ana-babaya saygı, adalet ve barışı ön plana çıkarıyor. Asıl adı "Konçiu" olan Konfüçyus'un öğretileri, aslında bir din değil, eski Çin'de bir nevi etik felsefesi olarak görülüyor. Konfüçyus, Çin'i siyaset, ekonomi ve kültür alanlarının yanı sıra davranış ve düşünce tarzında da etkiledi.Yazarlar 587784 Harfiyatta insan iskeleti bulundu Olay yerine gelen polis ekipleri çevre güvenliğini alarak iskelet üzerinde inceleme yaptı. Polis ekipleri durumu nöbetçi savcıya bildirdi. Olay yerine gelen savcı, iskeletin kriminal inceleme için Ankara'ya gönderilmesi talimatını verdi. Polis, iskeletin bulunduğu hafriyatı araziye boşaltan kişi veya kişileri bulmak için soruşturma başlattı. 588080 Bir yaratık daha! Bir yaratık daha! 28.09.2009 08:15Fotoğraftaki ne olduğu anlaşılamayan canlı Afrika ülkelerinden Zimbabve'de doğdu. Uzmanların konuyla ilgili raporları ve fotoğraflar Afrika'da yayımlanan gazetelerde yer aldı. Doğduktan bir kaç saat sonra ölen bu canlı aslında bir keçi yavrusu. Oldukça büyük bir kafası ve bebek yüzüne benzeyen bir suratı olan bu yavrunun boynu ve omuzları bir insanı andırırken bacakları ve ve toynakları ise bir keçininki ile aynı. Tuhaf yavru doğduğu bölgede şeytanın bir işareti olarak sayılıyor ve hayaletinin halen köy üzerinde olduğuna inanılıyor. Alman Bild Gazetesi'nde yer alan habere göre bölgedeki güvenlik güçleri yarı insan, yarı keçi olan bu yavrunun doğumundan yetişkin bir erkeğin sorumlu olduğunu savunurken doktorlar bunun biyolojik bir bozulma olabileceği görüşünde. 587773 Erzurum, kar topu oynamaya başladı Kayakyolu ve Palandöken'de kendini hissettiren kar yağışına hazırlıksız yakalanan sürücüler zor anlar yaşadı. Bazı araçların kaydığı gözlenirken sürücüler fırçalarla araçlarının camlarını temizlemeye çalıştı. Kayak tesislerinin bulunduğu dağda çalışan işçiler, işlerini yarıda kesti. Meteoroloji, şehir merkezinde yağışlı havanın bugün de devam edeceğini bildirdi. 588629 Anafor'da görüntülü kayıt talebine ret İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşma salonunda geniş güvenlik önlemleri alındı. Sanık sayısının fazlalığı nedeniyle duruşmayı izlemek için tutuklu sanıkların yalnızca 1. derece tek akrabasına izin verildi. Sanıkların kimlik sorgulamaları yapıldı. Mahkeme heyeti, bazı sanık avukatlarının ifadelerin görüntülü olarak kaydedilmesi, iddianamenin iade edilmesi talebini reddetti. Öğleden sonraki bölümde sanıkların ifadelerinin alınmasına başlanacağını belirten mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdi. 588897 15:55 yaşındaki kızın ‘taciz travması' Adli Tıp raporunda yaşındaki kızın ‘taciz travması' Adli Tıp raporundaZafer TOKUŞ/ ADAPAZARI(Sakarya), (DHA) ‘O adam yine gelir diye sokağa çıkmıyoruz’ 'nda yıl önce cinsel tacize uğrayan yaşındaki kızlar için verilen Adli Tıp Raporu'nda, çocukların korkudan sokağa çıkamaz hale geldiği belirtildi. Taciz olay, Tabakhane Mahallesi'nde 2007 yılı Ağustos ayında meydana geldi. Apartman boşluğunda oynayan ve tarihte yaşında olan D.D. ile M.T. iddialara göre boş tüp almaya gelen Ersin T.'nin cinsel tacizine uğradı. İlkögretim okulu 2'nci sınıf öğrencisi kızların ’nde yapılan muayenelerinde ruh halinin bozulduğu tespit edildi. Mahkeme ayrıca Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı ve Çocuk Psikiyatrisi'nden rapor alınmasına karar verdi. Kocaali Üniversitesi’nden gelen raporda iki çocuğun da ruh sağlığının bozulduğunu tespit ettikleri raporu daha sonra sanığın yargılandığı Sakarya 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Adli Tıp Ana Bilim Dalı ve Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı raporunda apartmana gelen tüpçü tarafından taciz edilen yaşındaki D.D.'nin ruh sağlığı ile ilgili bölümde şu tesbitlere yer verildi: “Biz oynamak istemiyoruz' dediklerini ve oyunu bıraktıklarını ifade etmekte. Eve gidince annesine olanları anlattığını ve adamı rüyasında gördüğünü, kendi kendine kalkıp bağırdığını, rüyasında adam yüzüne gelip ha ha diye güldüğünü belirtmekte. Yemek yerken boğazından geçmediğini, yemesinin azaldığını ifade etmekte. Derslerinin iyi olduğunu, sokağa çıkıp oynamadığını, ‘o adam tekrar gelir' diye akşama kadar evde oturduğunu ifade etmekte. Sadece evden pencereden dışarıya baktığını, okula annesi ile gittiğini ifade etmekte, olayla ilgili konuşmalar sırasında daha sessiz ve düşünceli bir hal aldığı saptandı.” Tutuksuz sanık Ersin T.'ın suçlamaları iddiaları kabul ettiği ve pişman olduğunu söylediği davada, ailelerin sanığa en ağır cezanın verilmesini istediği belirtildi. 589105 Çocuk tacizcisi, film setinde yakalandı Alanya'nın Güller Pınarı Mahallesi, Oba ve Tosmur beldelerinde ay içinde yaşları ile arasında değişen kız çocuğuna cinsel tacizde bulunulduğu iddasıyla polis operasyon başlatmıştı. İlk taciz Güller Pınarı Mahallesi'nde meydana gelmiş, olayda yaşındaki bir kız çocuğu apartmanın altında bulunan depoya indirilmiş ve elle taciz edilmişti. Yine Tosmur ve Oba beldelerinde buna benzer taciz olaylarıyla ilgili Emniyet'e şikayetler gelmişti. İhbarlar üzerine harekete geçen Alanya Emniyeti'ne bağlı asayiş büro amirliği, kıdemli polisler Şenel Maden ve Murat Güven'den oluşan özel ekip kurdu. Şehir güvenlik görüntülerini inceleyen ekipler, bir işyerine ait güvenlik kamerasında tacizcinin koşarken görüntüsüne ulaştı. Bu görüntüyü incelemeye alan ekipler, araştırmasını daha da genişletti. Tacize uğrayan çocukların verdiği bilgiler doğrultusunda şahsın robot resmini çizen ekipler, araştırmanın altıncı ayında şahsa benzeyen kişiyi tespit etti. Polis, şahsın gizlice fotoğraflarını çekerek kimlik tespiti için mağdur kızlara gösterdi. Üç kızın da aynı fotoğrafı göstermesi üzerine şahsın açık kimliğinin tespi 588037 Biletlerde indirim yapıldı Biletlerde yapıldı güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda taraftarlarının pahalı olduğu için ettiği kale arkası tribün bilet fiyatlarında indirime gitti Sarı-lacivertliler, kale arkası Türk ve tribünlerinin bilet fiyatlarının 55 liradan, 44 liraya indirildiğini açıkladı. “Coşkumuza Ortak Olun” başlığıyla yapılan açıklamada, “Takımımızın ’nda oynayacağı ve derbi karşılaşmaları dışındaki maçlarda kale arkası Türk Telekom ve Migros tribünleri bilet fiyatları 55 liradan 44 liraya indirilmiştir” sözleri yer aldı. 588246 Çin'e kanatlı hayvan ihracatının önü açılıyor Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, geçmişte yaşanan kuş gribi salgını nedeniyle Türkiye'nin Çin'e kanatlı hayvan ihraç edemediğini hatırlatarak, ''Çin tarafı Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) raporunu bekliyor. Zannediyorum önümüzdeki hafta itibariyle bu yasak kalkacaktır'' dedi. Bakan Çağlayan, Çin'deki temasları çerçevesinde Çin Eximbank'ın başkanıyla görüştü, Çin'in ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Wang Qıshan tarafından kabul edildi. Basına kapalı olarak gerçekleşen görüşmeler ve KEK Protokolü konusunda uçakta gazetecilere bilgi veren Çağlayan, birkaç yıl önce yaşanan kuş gribi salgını nedeniyle Çin'e kanatlı hayvan ihracatı yapılamadığını anımsattı. Qıshan'la görüşmesinde Çin Başbakan Yardımcısının kendisine ''DSÖ'nün raporu elimize geldiğinde yasağı kaldırırız'' dediğini aktaran Çağlayan, bu raporun Tarım ve Köyişleri Bakanlığının elinde bulunduğunu, raporun gönderilmesinin ardından bu yasağın kalkacağını söyledi. Altyapı, müteahhitlik, teknik müşavirlik alanlarında da iki ülke arasındaki mevcut işbirliğinin güçlendirilmesi için ortak bir çalışma grubu oluşturulacağını anlatan Çağlayan, altyapı, köprü, otoyol, turizm, tekstil, doğal kaynaklar ve enerji alanlarında işbirliğinin artırılması konusunda mutabakat sağlandığını bildirdi. İki ülke arasındaki Karşılıklı Yatırımların Korunması Anlaşmasının yenilenmesi için Ekim ayında çalışmalara başlanacağını belirten Çağlayan, gıda güvenliği konusunda da bir işbirliği anlaşmasına varıldığını kaydetti. Çağlayan, bu anlaşmanın sonuçlandırılması için Çin tarafına bir taslak metin ilettiklerini ve bu metnin çok kısa süre içerisinde Çin tarafından kabul görmesini beklediklerini söyledi. Bakan Çağlayan, bu metnin bugüne kadar ihracatı yapılamayan süt ve süt ürünleri dahil kalite ve standart şartı olan tüm gıda ürünlerinin ihraç edilmesini sağlayacağını anlattı. ''TİCARET DENGELİ HALE GETİRİLECEK'' Çağlayan, üzerinde anlaşmaya varılan bir diğer başlığın iki ülke arasında Çin lehine olan ticaretin daha dengeli hale getirilmesi olduğunu bildirdi. Çin tarafının birçok yatırım ve ticaret heyetini Türkiye'ye göndermesi konusunda da anlaşmaya varıldığını ifade eden Çağlayan, gümrük alanında da başta fiyat ve menşe belirleme olmak üzere pek çok konuda işbirliğini artırma kararı aldıklarını vurguladı. ''ÇİN, ARTIK İLERİ TEKNOLOJİYE GEÇTİ'' Çin'in taklit mallarla ilgili imajını değiştirmek istediğini, artık ileri teknolojiye geçtiğini ifade eden Çağlayan, bu kapsamda iki ülke arasında taklit mallarla mücadele konusunda görüş birliğine varıldığını söyledi. Bakan Çağlayan, önümüzdeki dönemde bu tür ürünlerin ithalatının durdurulması ve ihraç eden Çinli firmalara müeyyide uygulanmasının da mümkün olacağını kaydetti. Çin'de yerleşik büyük firmaları, enerji, elektromekanik türbinler, otomotiv endüstrisi, makine, kimyasallar ve bilişim teknolojisi alanlarında Türkiye'ye yatırım yapmaya davet ettiklerini belirten Çağlayan, şöyle konuştu: ''İlgili heyetleri göndereceklerini ve Türkiye'de yatırımı teşvik edeceklerini söylediler. Üçüncü ülkelerde müteahhitlik hizmetleri alanında işbirliği yapma konusu da giderek somutlaşıyor. Üçüncü boğaz köprüsü başta olmak üzere birçok altyapı projesinde kendilerini görmek istediğimizi ve finansman desteklerini beklediğimizi ifade ettik. Çin Eximbank'ının desteğiyle yap-işlet ihalelerinin hepsine girme imkanına sahip olacağız. Ayrıca, ulusal para birimiyle ihracat yapmak istediğimizi ifade ettim. Bu konuyu da ilgiyle karşıladılar. Çin Başbakan Yardımcısı Qıshan, Çin Merkez Bankası'na talimat vereceğini ifade etti.'' ÇİN'E TÜTÜN İHRACATI Türk tütününün daha önce görülen mavi küf hastalığı nedeniyle Çin'e ihraç edilemediğini hatırlatan Çağlayan, Çin Başbakan Yardımcısı Qıshan'ın ''gerekli yerlere talimat vereceğini ve 10-15 gün içinde ilgili heyetin Türkiye'ye gelerek tütünleri inceleyeceğini, tütünlerin istenilen kalitede olması halinde bu kısıtlamanın kaldırılacağını'' söylediğini aktardı. Bakan Çağlayan, Çinlilerin tasarruf enstrümanlarına yatırımda Türkiye'yi tercih etmeleri yönündeki çağrısını Qıshan'a yinelediğini, Başbakan Yardımcısı Qıshan'ın bu konuya son derece sıcak baktığını, Çin hazinesine Türk hazinesiyle irtibata geçmeleri için talimat vereceğini belirttiğini anlattı. Bakan Çağlayan, Qıshan'ın ''getiri açısından bir kazanç varsa biz de Türkiye'nin eurobondlarına girmek istiyoruz'' dediğini söyledi. Bunun miktarı konusundaki görüşmelerin daha sonra yapılacağını belirten Çağlayan, Çin'e özel tertip hazine bonosu çıkarmayı da teklif ettiğini, bu konuda da iki tarafın hazinelerinin görüşeceğini bildirdi. Bakan Çağlayan, Çin bankalarının Türkiye'de şube açması konusunda da gerekli çalışmaların yapılacağını ifade etti. Çağlayan, Çin Eximbank Başkanıyla görüşmesine ilişkin olarak da Çin tarafının Türk tarafındaki kredi kanallarıyla işbirliğine hazır olduğunu söyledi. Çağlayan, Çin Eximbank Başkanının Türkiye'de yapılacak üçüncü boğaz köprüsü ve metro gibi projelere ilgi duyan Çinli firmalara gerekli desteği vermekten memnun olacaklarını söylediğini anlattı. Çin Exim'inin Çin ve Türk firmalarının üçüncü ülkelerde yapacakları yatırımlara da gerekli desteği vereceğini ifade eden Çağlayan, Çin Exim'inin Halk Bankası'na kredi vermesi konusuna ilişkin değerlendirmelerin sürdüğünü bildirdi. TÜRK-ÇİN FİRMALARI İŞBİRLİĞİYLE BELARUS'TA KÖMÜR SANTRALİ YAPIMI Bu arada, iki ülke arasında müteahhitlik hizmetleri alanında üçüncü ülkelerde yapılacak işbirliğine ilişkin çalışmalar ilk meyvesini verdi. Türk inşaat firması Kayı inşaat ile dünyanın en büyük enerji şirketlerinden Çinli Harbin enerji arasında Belarus'ta bir kömür santrali yapımı konusunda protokol imzalandı. 2x330 megavat gücündeki santralin inşaatı Kayı inşaat tarafından yapılacak, elektronik kısmı ve türbinleri ise Harbin enerji üstlenecek. milyar 40 milyon dolarlık bu yatırım Çin Eximbank'ı tarafından desteklenecek. 588977 Kuzey Kore anayasasından komünizmi attı Kuzey anayasasından komünizmi attı Kuzey ’nin anayasasında yaptığı değişiklikle komünizme yapılan atıfları kaldırdığı, “önce ordu” ideolojisini öne çıkardığı ve Devlet Başkanı ’in gücünü daha da artırdığı bildirildi. ’nin Birleşme Bakanlığının bildirdiğine göre, komünizme yapılan tüm atıflar anayasadan çıkarıldı. Güney Kore medyası, Kuzey’den bir yetkilinin, değişiklik yapılmasının sebebinin komünizm idealini “hayata geçirmenin zorluğu” olduğunu söylediğini duyurdu. Kim’in gücü konusunda şüphe duyulmasa da, yeni anayasanın bu konuda hiçbir belirsizliğe yer bırakmadığı belirtiliyor. Yeni anayasada “başkan tüm ordunun en yüksek generalidir ve tüm ülkeye komuta eder” denildiği bildirildi. 1998 tarihli eski anayasada ise başkanın sadece devlet meselelerini gözettiği belirtiliyordu. Yeni anayasanın, insan haklarının korunmasına da vurgu yaptığı bildiriliyor. Kuzey Kore’nin nisan ayında yaptığı bu değişikliğini, Güney Kore şimdi açıklıyor. 587890 'Testten geçeceğiz' OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN 'Testten geçeceğiz' Rijkaard "Her şey iyi giderken problem yok. Bu bizim için önemli bir test olacak" dedi, Koch'un tribünde olduğu söylenince "Umarım Daum'un yardımcısı maçtan zevk almıştır" cevabını verdi. G.Saray Teknik Direktörü Frank Rijkaard, Eskişehir beraberliğini değerlendirirken "Bu bizim açımızdan önemli bir test olacak" ifadelerini kullandı. Hollandalı teknik adam maç sonrası yaptığı açıklamada "Beraberliğin tek sebebi var. Golü yedikten sonra oyun disiplininden koptuk. Sonuç olarak bu bizim için çok önemli bir test olacak. Her şey iyi giderken bir problem yok. Ancak şimdi berabere kaldık" dedi. Rijkaard solda Caner'in yerine sağ ayaklı Uğur'u rakibin hızlı adamlarını durdurmak için oynattığını söyledi, maçı F.Bahçe Antrenörü Roland Koch'un da izlediği söylenince “Umarım Daum'un yardımcısı maçtan zevk almıştır” cevabını verdi. 28.09.2009 587598 Dünya şampiyonu Selçuk! Dünya şampiyonu Selçuk! 27/09/09 21:42 74 kiloda mücadele eden Selçuk Çebi, ilk turu maç yapmadan geçti. 2. turda Kazak Aset Adilov'u 2-0 (2-0/1-0) yenen Çebi, 3. turda Polonyalı Julien Kwit'e 2-1 (0-1/3-1/1-0), çeyrek finalde de Belarus'dan Kikinov'a 2-0 (3-0/2-0) üstünlük sağladı. Çebi, Alman Schneider ile yaptığı yarı final müsabakasında da son derece rahat bir mücadele çıkardı ve minderden 2-0 (2-0/1-0) galip ayrılarak finalist oldu. Selçuk Çebi, final müsabakasında da evsahibi ülkeden Mark Madsen karşısında çok rahat bir galibiyet aldı. İlk periyotta rakibini sürerek minder dışına çıkaran Çebi, bu biçimde aldığı puanla periyotu 1-0 kazandı. 2. periyotta kafakol atmak isteyen rakibini yakalayan ve köprü pozisyonuna getiren Çebi, burada aldığı puanlarla 6-0 teknik üstünlük sağladı ve müsabakadan 2-0 galip ayrıldı. Çebi, böylece Dünya Güreş Şampiyonası'nda Nazmi Avluca'dan sonra Türkiye'ye ikinci altın madalyayı kazandırmayı başardı. 588883 Hamza iddialara yanıt verdi Hamza iddialara yanıt verdi İngiliz dergisi Take Break tarafından gündeme getirilen, 'nın ilçesinde yıl önce turiste tecavüz ettiği iddiasıyla gözaltına alınan ve ay hapis yattıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Türk aşçı, kendisine komplo kurulduğunu öne sürdü. ’de yaşayan ve geçen yıl İngiliz ve Finlandiyalı turiste eğlence yerlerinden konakladıkları otele götürme bahanesiyle kandırarak tecavüz ettiği iddia edilen Türk aşçı Hamza K. (37), AA muhabirine yaptığı açıklamada, iddialarda bulunan kişileri tanımadığını ve birlikte olmadığını söyledi. Hamza K, Osmaniye’de evli ve çocuk babasıyken gittiği Muğla’nın Marmaris ilçesindeki turistik bir restoranda aşçı olarak çalışmaya başladığını, kursa giderek yabancı dil öğrendiğini, bu sırada tanıştığı İngiliz Sally Gormley ile birlikte olduğunu, ardından eşinden ayrıldığını ifade etti. Yaklaşık yıl birlikte yaşadığı Sally Gormley’den Alena (7) ve Cetrin (4) isimli çocukları olduğunu belirten Hamza K, şunları söyledi: "Sally Gormley, çocuklarımızı ’de doğurdu ve ikisine de rızamı alarak benim soyadımı verdi. Pasaportlarında benim soyadım yazar. Hiç İngiltere’ye gitmedim, gitmek de istemedim ama çocuklarım geldi. Sally benim de ’ya gelmem konusunda ısrar ediyordu. Ancak ben ’de kalmak istedim. Bu konuda anlaşamıyorduk. İngiltere’deki dergiyle bana komplo kurdular. Tecavüz iddialarının hepsi yalan." İngiltere’deki dergide çıkan haber sonrasında çok sayıda İngiliz kadının kendisini aradığını ve bu kişilerin kendisini jigolo olarak gördüğünü, taciz edildiğini öne süren Hamza K, tecavüz olayına isminin karışmasından sonra işsiz kaldığını, hakkında dergi ve gazetelerde çıkan haberlerin ardından Türkiye’de adeta sapık muamelesiyle karşılaştığını ifade etti. Hiçbir firmanın kendisini işe almadığını belirten Hamza K, "Asıl mağdur olan benim" dedi. Hamza K, geçen yıl Temmuz ayında, İngiliz ve Finlandiyalı turiste tecavüzle suçlanmış, ay Muğla’da cezaevinde yattıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. 589060 Özgener Tartışmaya El Koydu Özgener Tartışmaya El Koydu Bursaspor ile Diyarbakırspor arasında yaşananlara Mahmut Özgener el koyuyor. Özgener, İbrahim Yazıcı ve Çetin Sümer ile ortak açıklama yapacak. Turkcell Süper Lig'de Bursaspor ile Diyarbakırspor arasında oynanan karşılaşmada taraftarlar arasında yaşanan olaylar nedeniyle Futbol Federasyonu'nun İstinye'deki merkezinde saat 17.30'da basın toplantısı düzenlenecek. Toplantıya, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, Bursaspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı ve Diyarbakırspor Kulübü Başkanı Çetin Sümer'in katılacağı bildirildi. 588940 Gözyaşları içinde yarıştı! Gözyaşları içinde yarıştı! Var mısın Yok musun' yarışmasında yine gülen taraf Acun Ilıcalı oldu. Ancak annesi kan kanseri tedavisi gören genç yarışmacı Ezgi'nin gözyaşları geceye damgasını vurdu. Son üç kutuya tek 500 bin ile giren Ezgi, 500 bini de açtırınca gözyaşlarına engel olamadı. Son iki kutuda 40.000 TL ve 100.000 TL vardı. Hamdi Bey'in 70.000 TL lik beklenmedik teklifini kabul etmesi için neredeyse tüm stüdyo seferber olunca genç yarışmacı varım' dedi. Kutusundan 40.000 TL çıkan yarışmacı, sevinç çığlıkları attı. 587696 ‘TCG Gökova’ ikinci kez korsanların peşinde ‘TCG Gökova’ ikinci kez korsanların peşindeKOCAELİ DHA güncellenme zamanı 28.9.2009Aileler, askeri personeli böyle uğurladı. hep yanınızda Somalili korsanlarla mücadele eden gücünde ikinci kez görev alacak “TCG Gökova” firkateyni, ’ne uğurlandı Yaklaşık 5.5 ay görev yapacak personelin aileleri, tören sırasında duygusal anlar yaşadı. Preveze Deniz Zaferi’nin 471. yıldönümü ve Günü, ’teki Donanma Komutanlığı’nda kutlandı. Poyraz Rıhtımı’ndaki bu törenin ardından, daha önce de bünyesinde Somalili deniz haydutlarına karşı mücadele amacıyla görev yapan “TCG Gökova” firkateyni, aynı amaçla yeniden ’ne uğurlandı. Deniz Kurmay Yarbay Ender Kahya komutasında 30 subay, 158 astsubay, 79 er ve erbaş olmak üzere toplam 267 personelin bulunduğu firkateyn uğurlanırken duygusal anlar yaşandı. Personel ve aileleri arasındaki duygusallık doruğa ulaşırken, aralarında yeni evlilerin de bulunduğu genç subay ve astsubay eşleri gözyaşlarını tutamadı. Bazı çocuklar da babalarını ağlayıp el sallayarak uğurladı.  588115 Volkan Yaman kaçtı mı? Galatasaray’dan Eskişehirspor’a giderken gözyaşları döken Volkan Yaman, sızan haberlere göre Kırmızı Şimşekler’e transfer olmasını hâlâ kabullenemiyor. Sarı-Kırmızılı takımla yollarını ayırdıktan sonra Eskişehir’de mutsuz bir görüntü çizen Volkan’ın, dünkü Galatasaray karşılaşması öncesi ortadan kaybolduğu belirtiliyor. Özel işlerini bahane ederek Almanya’ya gittiği ifade edilen Volkan için yönetimin izninin olmadığı, en azından böylesine önemli bir maç öncesi takımın yanında olmasını istediği kaydedildi. Ancak baskılara kulak asmayan Volkan Yaman’ın tavırları sebebiyle teknik direktör Rıza Çalımbay tarafından kadroya alınmadığı da dile getirildi. Bir başka iddiaya göre ise Volkan Galatasaray’a karşı forma giymek istemedi ve bu yüzden özel işleriyle ilgili bahaneler öne sürerek Almanya’ya uçtu. Kırmızı-Siyahlı yöneticilerin Volkan Yaman’la yarın bir araya gelecekleri ve forma giymek istememesi halinde devre arasında bir başka kulübe gitmesine izin verecekleri açıklandı. 588285 Bel ağrısını hafife almayın Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı ve aynı zamanda Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Ramatoloji Uzmanı olan Prof. Dr. Şebnem Ataman, yaptığı açıklamada, her 100 kişiden yaklaşık 65-80'inin yaşamının herhangi bir döneminde bel ağrısı çektiğini söyledi. Bel ağrılarının genellikle en az 1-2 hafta sürdüğünü belirten Ataman, yapılan çalışmalara göre, bel ağrılarının yüzde 50'sinin ilk hafta, yüzde 90'nın 2. hafta sonunda geçtiğini, yüzde 10'unda ise sorunun devam ettiğini ifade etti. Ataman, iltihaplı olmayan ve bir iki hafta içinde geçen bel ağrılarının, zorlanma, ağır kaldırma, ters hareket yapma, sportif faaliyetler sırasında bel bölgesindeki kasları ve omurgayı zedeleme gibi etkenlere bağlı ortaya çıktığını, bu tip bel ağrılarının 1-2 günlük yatak istirahati ve uygun egzersiz programı ile tedavi edildiğini anlattı. Ağrı şikayetinin uzun süreli olmasının mutlaka dikkate alınması ve fizik tedavi ve rehabilitasyon ya da ramatoloji uzmanına başvurulması gerektiğini vurgulayan Şebnem Ataman, ''2 haftanın üzerinde devam eden, gece ağrısı ve sabahları belde tutukluluk yaratan ağrı, iltihaplı romatizma hastalığının belirtisi olabilir'' dedi. ''Omurga dışında diğer organları da etkileyebilir" Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı, AÜ Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Ramatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ataman, iltihaplı romatizma hastalıkları içerisinde en sık beli etkileyen ''Ankilozan spondilit (AS)'' olarak adlandırılan hastalığın, ağrılı, ilerleyici özellikli bir hastalık olduğuna dikkati çekerek, ''Bu hastalık, temelde omurgayı etkilemekle beraber, diğer eklemleri, kiriş ve bağları da etkileyebilir'' diye konuştu. Hastalığın, omurgayı tutarak, omurgada kısıtlılık yaratmasının en belirgin özelliği olduğunun altını çizen Ataman, şöyle devam etti: ''Hastalıkla birlikte öne doğru bükülme ve hareket zorluğu görülüyor. Çok nadir olarak göz, akciğer, barsak, böbrek ve kalbi de etkileyebiliyor. AS'de ilk tutulan bölge sıklıkla leğen kemiğidir. Buna bel, göğüs kafesi ve boyun bölgeleri de zamanla eklenebilir. Bu bölgelerde, kiriş ve bağların kemiğe yapıştıkları yerde inflamasyon 'mikropların neden olmadığı iltihaplanma' ortaya çıkar. Yapışma yerlerinde aşınmalar meydana gelir ve yeni kemik oluşur. Kiriş ya da bağlardaki elastik dokuların yerine kemik dokusunun geçmesiyle birlikte harekette azalma olur. İnflamasyonun tekrarlamasına bağlı kemik oluşumları artar ve omurga kemikleri kaynaşarak bütün bir hal alır ve bu da hareketlerin kısıtlanmasıyla sonuçlanır.'' Ataman, hastalığın başlangıçtaki hareket kısıtlılığının, ağrı ve kas kasılmalarına bağlı ortaya çıktığını ve ilaç kullanımı ile düzeldiğini dile getirerek, ''İleri dönemdeki kemiklerdeki birleşmeden sonra ortaya çıkan hareket kısıtlılığı geriye dönmez. Bunun engellenebilmesi ya da yavaşlatılabilmesi için, düzenli ilaç tedavisi ve egzersiz yapılmalıdır'' uyarısında bulundu. ''Bağırsak ve idrar yolu enfeksiyonu tetikleyebilir" Genetik faktörlerin çok etkili olduğunu anlatan Ataman, hastalığın ''HLA B27'' isimli özel bir geni taşıyanlarda görülme sıklığının daha yüksek olduğunu vurguladı. Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı, AÜ Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Ramatoloji Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Ataman, ''Bir ailede eğer ankilozan spondilitli bir kişi varsa, ailenin diğer fertleri arasında da bu hastalığın görülme riski artabilir'' dedi. Bağırsak ve idrar yolu enfeksiyonlarının da hastalığın başlangıcını tetikleyebildiğini bildiren Ataman, mikropların vücutta immün sistemini etkileyerek hastalığın gelişme riskini artırabileceğini söyledi. Hastalığın bir ömür boyu sürdüğünü, son yıllarda çıkan ilaçların çok etkili olduğuna işaret eden Ataman, fizik tedavi, egzersiz ve kaplıcanın bu hastalığın tedavisinde büyük önem taşıdığına dikkati çekti. Ataman, ''Tedavi olunmadığında sakatlık, ve hatta yatalaklık, hayati organlarda tahribiyet görülebilir. Kişinin yaşam kalitesi düşer ve yaşam süresi kısalabilir'' diye konuştu. 28 Eylül 2009 587702 ALİ H. ASLAN Birinci ligde oynamanın riskleri Sizinkiler çok iyi lobi yaptı ve başardılar." dedi. Mutlu oldum. Dünyanın kaderine hakim olan BM Güvenlik Konseyi ve G-20 gibi yapılarda söz sahibi olabilmek, son dönem Osmanlı ve modern Cumhuriyet Türkiye'si için yakın geçmişe kadar sadece hayal idi. Bugün ise ülkemizin liderleri dünyayı yönetenlerin aile fotoğrafında ve mutfak masasında yer alıyor. Türkiye'nin yükselişi, kaderin güzel bir cilvesiyle, dünyada yükselen güçlere daha fazla söz ve yetki verme eğiliminin arttığı bir döneme denk geldi. Başta ABD olmak üzere büyük güçler, hatalarıyla sevaplarıyla birbirine bağı ve bağımlılığı artan dünyada artık sistemi tek taraflı yürütemeyeceklerinin farkına vardı. İşte bu nedenle yeni bir dünya düzeni şekillendiriliyor. Ve bu düzende Türkiye de üst sıralarda yerini alıyor. Eskiden en zengin ve etkili ülkenin tepe yöneticileri G-8 adıyla bir araya gelir, diğer tüm ülkelerin de kaderine etki eden siyasî ve ekonomik kararlar alırlardı. Şimdi Türkiye'nin de bünyesinde yer aldığı 20 ülke bu rolü üstleniyor. Pittsburgh zirvesinde G-20'nin normalde bakan düzeyinde olan toplantılarının daimi olarak tepe liderler düzeyine çıkartılarak G-8'in yerini alması kararlaştırıldı. Dünyadaki 17. büyük ekonomi olarak Türkiye de orada. Güçlenmek, yükselmek ve daha fazla söz sahibi olmak tabiatıyla milli onurumuzu okşuyor. Hareket kabiliyetimize, ulusal çıkarlarımıza katkıda bulunuyor. Ancak aynı zamanda sorumluluklarımızı da artırıyor. Sırf kendi çıkarlarımız değil, global ortak çıkarlar perspektifinden de olaylara bakma; yeri geldiğinde bazı politikalarımızda daha ileri ya da biraz geri adım atma ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Dünyaya istikrar ve refah getirmeyi hedeflediğini bildiren icracı üst kurullar içinde yer alan bir ülkenin her şeyden evvel kendi iç istikrarını tehdit eden büyük sorunları çözmesi ya da en azından kaydadeğer ölçüde iyileştirmesi gerekiyor. Türkiye'nin kazandığı yeni uluslararası profil, büyük kitleleri ilgilendiren Kürt ve İslam meselelerinin, en geniş manasıyla ifade özgürlüğü sorunlarının, uygun şekilde hal çaresine bakılmasını icbar ettiriyor. Türk dış politikasının da hem altyapısıyla hem üstyapısıyla bu yeni konuma göre ayarlanması söz konusu. Ankara, bölgesinde ve dünyada sorunların değil çözümlerin parçası olma kararını bir süredir vermiş görünüyor. 'Komşularla sıfır problem' stratejisi ve bu çerçevede Yunanistan, Kıbrıs, Ermenistan, Suriye gibi sorunlu alanlarda atılan iyi niyetli adımlar bunun göstergesi. Ayrıca 11 Eylül terör saldırıları sonrasında baş gösteren medeniyetlerarası çatışma ortamında 'medeniyetlerarası ittifak' gayretlerinin başını çeken ülkelerden biri haline geldik. Bütün bunlar iyi hoş da, yedek kulübesinden çıkıp maça girmenin getirdiği ciddi sorumluluk ve riskleri de göz ardı etmemeliyiz. Artık top ayağımıza geldiğinde taca atma gibi bir lüksümüz olmayacak. Buna en iyi örnek de herhalde 'nükleer İran' meselesi. İran'ın uluslararası toplumdan gizli şekilde yeni bir uranyum zenginleştirme tesisi kurduğunu itiraf etmesi, G-20 toplantılarına damgasını vurdu. P5+1 grubunun İran yönetimiyle +1 Ekim'de Cenevre'de yapacağı ve ilk kez ABD'nin de doğrudan katılacağı toplantılar çok daha kritik hale geldi. Batılı liderler oldukça kızgın görünüyor. Doğrusu bu gelişme başta ABD Başkanı Barack Obama olmak üzere soruna diyalog yoluyla çözüm bulunmasını arzu edenlerin elini zayıflattı. Öte yandan BM Güvenlik Konseyi'nde veto yetkisine sahip olan Rusya, muhtemel bir uluslararası ambargo kararına eskiye nazaran daha sıcak hale geldiği sinyallerini veriyor. Çin ise hâlâ çekimser gibi görünüyor. Şu bir gerçek ki; Tahran eğer saklambaç oynamada ısrar ederse, dünyayı gergin bir dönem bekliyor. İran'a muhtemel bir ambargo rejimi uygulanması kararının Türkiye'ye hem siyasî hem ticarî açıdan baskılar oluşturacağı muhakkak. Askerî müdahaleyi hâlâ güçlü bir seçenek olarak görmüyorum, ama İsrail faktörünü hiç yabana atmamakta fayda var. Türkiye, Batı ile İslam dünyası arasında çok özel konumda bir ülke. Her iki kutupla da entegrasyon halinde olmak istiyor. İran sorunu gibi medeniyetlerarası konfrontasyonu provoke eden durumlarda Ankara'nın tutumu daha bir önem taşıyor. Şüphesiz Türkiye'yi İran'a karşı da, Batı'ya karşı da kışkırtmak isteyenler var. Mesela öğrendiğime göre New York'ta Amerikan Yahudi toplumunun önde gelenleriyle görüşmesinde Başbakan Erdoğan'a İran Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinejad'ın BM konuşmasını boykot etmesi telkininde bulunulmuş. Diğer yandan hükümet, İsrail'le ve Batı'yla arasına daha fazla mesafe koyması yönünde iç ve dış siyasî baskılara da maruz kalıyor. Sözün özü, dünyanın birinci liginde oynamak zevkli ama aynı zamanda riskli. Türk diplomasisinin zihnine kuvvet... 589256 ABD-Türkiye görüşmesine Ermenistan ilgisi Waldorf Astoria Oteli'nde yapılan ve heyetler arasında gerçekleşen görüşme öncesi basın mensuplarının görüntü almasına izin verilirken, iki bakan da görüşmenin içeriğiyle ilgili açıklamada bulundu. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, konuşmasının başında Türk-Amerikan ortaklığının önemini vurgulayarak, Davutoğlu ile pek çok alanı kapsayan temel konuları konuşacaklarını söyledi. Clinton, ''Görüşmemiz, Enerji, AB-Türkiye ilişkileri, Ermenistan ile normalleşme çabaları süreci, Afganistan, Pakistan, İran ve Orta Doğu'yu kapsıyor. Sayın Bakan'a, Türk hükümetinin Ermenistan ile normalleşme çabaları konusunda gösterdiği güçlü tavrından dolayı teşekkür ederim'' dedi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da iki ülke ilişkilerinin model bir ortaklığı teşkil ettiğini belirterek, ''Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama'nın da söylediği gibi Türk-Amerikan ilişkileri model bir ortaklığı teşkil ediyor. Görüşmelerimiz Orta Doğu'dan Asya'ya, Avrupa Birliği'nden, Enerji Güvenliği'ne ve son olarak üyesi olduğumuz BM Güvenlik Konseyi'ne kadar çok derin ve geniş bir alanı kapsıyor. ABD ile ilişkilerimizi geliştirmeye devam edeceğiz'' diye konuştu. Görüşmelerde, Türk heyetinde Davutoğlu'nun yanı sıra Türkiye'nin Washıngton Büyükelçisi Nabi Şensoy ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri hazır bulundu. Samimi bir havada geçtiği bildirilen görüşme öncesi basına görüntü aldırılırken, Türk ve Amerikalı basın mensuplarının dışında Ermenistan medyası da görüşmeye ilgi gösterdi. 587597 Denizli'de puanlar paylaşıldı! Denizli'de puanlar paylaşıldı! 27/09/09 22:39 -DENİZLİSPOR: MANİSASPOR: 1- Stat: Atatürk Hakemler: Halis Özkahya, Süleyman Özay, Hakan Yemişken Denizlispor: Özden, Fahri (Dk. 46 Caner ), Burak (Dk. 72 Bajiç ), Murat, Roberts, Braga, Adem, GüraY (Dk. 79 Engin ), Emin, Koffi, Çağlar Manisaspor: Orkun, Burak, Yiğit İncedemir, Nizamettin, Mehmet Nas, Simpson (Dk. 80 Yiğit Gökoğlan ), Isaac, Eren, Dixon (Dk. 50 Ouedraogo ), Ferha, Yaser (Dk. 61 Güven Goller: Dk. 69 Simpson (Manisaspor), Dk. 83 Roberts (penaltıdan) (Denizlispor) Sarı Kartlar: Dk. 84 Braga, Dk. 90 Engin (Denizlispor), Dk. 52 Simpson (Manisaspor) Kırmızı Kart: Dk. 90 Adem (Denizlispor) -MAÇTAN DAKİKALAR- 2. dakikada sağ çaprazdan yapılan ortaya Murat Hacıoğlu'nun kaleye vuruşunda Manisaspor kalecisi Orkun topu kornere çeldi. 13. dakikada Yiğit'in ayağıyla verdiği pasta Simpson topa ceza sahasında sol çaprazdan sert vurdu. Özden'den dönen topu savunma uzaklaştırdı. 15. dakikada Burak'ın hatasıyla Simpson'un kazandığı topu Çağlar kornere çıkardı. 18. dakikada Fahri'nin pasını alan Murat Hacıoğlu, topu kontrol ettikten sonra kaleye vurdu. Kaleci Orkun tehlikeyi önledi. 20. dakikada İsaac'ın pasında buluşan Mehmet Nas, kaleci Özden'den topu sektirerek kaleye gönderdi. Kaleye giden topu rövaşatayla geri çıkardı. Hakem, Özden ve Mehmet'in yere düşmesiyle oyunu bir süre durdurdu. 29. dakikada Roberts'ın ceza sahasının sol çaprazından Braga'ya verdiği topta tehlikeyi savunma uzaklaştırdı. 32. dakikada İsaac'ın rakip ceza sahasında Mehmet'e attığı pasta araya giren Çağlar topu yandan dışarı çıkardı. 35. dakikada Simpson'un ceza sahasına ortaladığı top kaleci Özden'i geçerken, Burak kale çizgisinden topu çıkardı. 40. dakikada Murat Hacıoğlu'nun kontra atakla rakip sahada Burak'ı geçerek Giray'a soldan verdiği topu, Giray kale direğinin sağından auta attı. 54. dakikada Çağlar'ın serbest vuruşunda Manisaspor savunmasının uzaklaştırdığı topu önünde bulan Caner vuruşunu yaptı, top az farkla kale direğinin solundan auta çıktı. 69. dakikada Nizamettin'in sol kanattan kullandığı köşe vuruşunda savunmaya çarpan topu Simpson ağlara gönderdi ve Manisaspor 1-0 öne geçti. 76. dakikada Koffi'nin önündeki topu Isaac araya girerek kaleye gönderdi, topu Özden son anda uzaklaştırdı. 81. dakikada Yiğit İncedemir'in pasıyla Yiğit Gökoğlan hareketlendi. Gökoğlan'ın sağ çaprazdan vuruşunda, top az farkla dışarıya çıktı. 83. dakikada Caner'in düşürülmesiyle kazanılan penaltı vuruşunu Roberts kullandı. Roberts, topu kalecinin sağından ağlara gönderdi ve Denizlispor 1-1 beraberliği yakaladı. 85. dakikada Engin'in Murat Hacıoğlu'na ceza alanının sağından verdiği topu savunma uzaklaştırdı. 90. dakikada topa elle müdahale eden Denizlisporlu Adem, 2. sarı karttan kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Maç da 1-1 berabere sonuçlandı. 588507 Başbuğ İspanyol muhatabı ile görüştü Başkanlığının daveti üzerine Madrid'e gelen Başkanı Orgeneral İspanyol meslektaşı Jose Julio Rodriguez Fernandez ile görüştü. Basına sadece görüntü almak için izin verilen Başbuğ ile Fernandez görüşmesiyle ilgili Savunma Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, "Mevcut işbirliği ve dostluğu geliştirmek için Başkanları arasında yapılan periyodik buluşma" denildi. Başkanlığı binasında yapılan ikili görüşmeden sonra Orgeneral Başbuğ, Başkanlığının şeref defterini imzaladı. Daha sonra Orgeneral Başbuğ başkanlığındaki heyete, 'daki mevcut askeri yapı ve misyonlarla ilgili konferans verildi. Heyetin ayrıca, Türkiye'de hava sahası gözetim ağı projesini üstlenen, elektronik savunma sistemleri konusunda da uzman olan çok uluslu Indra şirketinin Madrid'deki merkez binasına gidip, yetkililerden bilgi alacağı öğrenildi. Başkanı Orgeneral Başbuğ, Sadakat Meydanı'nda bulunan, "vatanı için hayatını kaybedenlerin" anısına yapılan anıtta düzenlenen askeri törene de katıldı, anıta İspanyol meslektaşı ile birlikte çelenk bıraktı. Her iki ülkenin ulusal marşlarının okunduğu askeri törene, Başbuğ ve Fernandez'in eşleri, Türk askeri heyeti ve Türkiye'nin Madrid Büyükelçisi Ender Arat da katıldı. Madrid'deki resmi görüşmeleri bugün sona erecek olan Orgeneral Başbuğ'un programı gereği, yarın Barcelona kentine geçerek, burada kültür amaçlı turistik bir gezi yaptıktan sonra çarşamba günü Türkiye'ye dönmesi bekleniyor. 588805 Batman'da Korkutan "Yaratık" Batman'da Korkutan "Yaratık" Derede yakalanan ve kaplumbağaya benzeyen garip hayvan, köylüleri korkuttu. Yaratık ağaçları parçalayacak kadar saldırgan... Batman'da köylüler, kaplumbağaya benzeyen ancak yumuşak derisi sebebiyle kaplumbağadan farklı sayılan bir hayvan buldu. Parlak sarı gözleri ve pençeleri olan garip yaratık, köylüleri korkuttu. Ağaçları parçalayacak kadar saldırgan olan yaratığa, çocuklar, Ninja kaplumbağa adını taktı. Batman'ın Beşiri ilçesi Bahçeli köyündeki gölde balıkların aniden azalması ve yüzmeye giden çocukların, gözleri ışık gibi parlayan garip bir yaratık gördüklerini iddia etmesi üzerine köylüler araştırma başlattı. Günlerce gölette aramalarını sürdüren köylüler, sonunda çocukların korkulu rüyası haline gelen ve balıkların yok olmasına neden olduğu ileri sürülen yaratığı yakalamayı başardı. İlk kez böyle bir yaratık gördüklerini belirten köylüler, kaplumbağaya benzeyen ancak üst derisi yumuşak olması sebebiyle kaplumbağadan ayrılan hayvanı, köyde bir havuza koydu. Böyle bir kaplumbağa türünün olup olmadığını öğrenmek için internette araştırma yaptıklarını, ancak benzer bir kaplumbağa türüne rastlamadıklarını belirten köylüler, bulunan hayvanın incelenmesini istiyor. Uzatılan kamış ve ağaç türü nesneleri keskin dişleri ile anında parçalayan hayvanın çok saldırgan ve tehlikeli olduğunu ileri süren Cumali Duran, "Uzun bir uğraştan sonra yaratığı yakalamayı başardık. Önce kaplumbağa sandık ancak yaratığın oldukça saldırgan ve güçlü olduğunu gördük. kadar güçlüydü ki onu ters çevirip köye öyle getirdik" dedi. Köylüler, garip şekilli hayvanın bölgeye nasıl geldiğini anlayamadıklarını dile getirdi. 588014 İşte Saba Tümer'in sevgilisi... büyük halleri için üzerine tıklayın İşte Saba Tümer'in sevgilisi...  Kahkahalarıyla meşhur ünlü haberci Saba Tümer, erkek arkadaşıyla birlikte eğlendiği mekandan çıkarken objektiflere yakalandı. Tümer ve erkek arkadaşı, kameraları görünce panikleseler de birlikte görüntü vermekten kaçınmadılar 588305 Trenle traktör çarpıştı: ölü KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN AKTAY Trenle traktör çarpıştı: ölü KONYAKonya'nın Çumra ilçesinde, tren lokomotifinin tarım işçilerini taşıyan traktöre çarpması sonucu kişi öldü, 10 kişi yaralandı. Edinilen bilgiye göre, Çumra ilçesine bağlı Fethiye köyü yakınlarındaki hemzemin geçitte geri manevra yapan vagonsuz lokomotif, H.G.'nin kullandığı 34 SFV 56 plakalı traktöre çaptı. Kaza sonrası traktör devrildi. Alınan ilk bilgilere göre, kazada kişi öldü, 4'ü ağır 10 kişi yaralandı. Yaralılar, Konya'daki çeşitli hastanelere kaldırıldı. 28.09.2009 589050 Diyarbakır'da patlama: ölü Gündem Haberi Dinle Diyarbakır'da patlama: ölü CİHAN Giriş Saati Güncelleme Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Ecemiş köyü yakınlarında meydana gelen patlamada kişi öldü. Bölgede oyun oynayan 13 yaşındaki Ceylan Özkul henüz sebebi belirlenemeyen patlamada hayatını kaybetti. Patlamanın mayın veya havan mermisinden kaynaklanmış olabileceği kaydediliyor.Yazarlar 588398 'Alo Fetva Hattı'nı arayıp 'ahiret soruları' soruyorlar 'Alo Hattı'nı arayıp 'ahiret soruları' soruyorlar İl Müftülüğü tarafından oluşturulan "Alo Hattı"nın çok sayıda kişi tarafından birbirinden ilginç veya gereksiz sorularla meşgul edildiği bildirildi. İl Müftü Vekili Bayram Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Alo Fetva Hattı"nın yıl önce iş, sağlık sorunları ve çeşitli nedenlerle il ve ilçe müftülüklerine gidemeyenleri telefon aracılığı ile dini konularda bilgilendirmek için kurulduğunu belirtti. Bazı kişilerin, hem kimliklerini gizlemek hem de soracakları sorunun mahremiyeti nedeniyle yüz yüze görüşmekten ısrarla kaçındığını, bu nedenle "Alo Fetva Hattı"nı arayanların fazla olduğunu ifade eden Erdoğan, "Alo Fetva Hattı’nda müftü, müftü yardımcısı, vaiz, vaize ve hizmetleri uzmanı olmak üzere 10 din görevlisinin görev yaptığını" kaydetti. Vatandaşların, Alo Fetva Hattı’na İl Müftülüğü’nün "322 34 71" numaralı telefonunu arayıp erkek vaizler için "22", kadın vaizeler için ise "39"u tuşlamaları halinde ulaşabildiklerini dile getiren Erdoğan, özellikle bu yıl hattı arayıp dini konularda soru soranların sayısında artış yaşandığını, bu nedenle yılbaşından itibaren ilçe vaizlerinden de yararlandıklarını, nöbetleşe görev yapan vaizlerin vatandaşların sorularını cevaplandırmaya çalıştığını söyledi. Hattı arayanlara nöbetçi vaizler tarafından hafta içi 08.30 ile 17.30 saatleri arasında hizmet verildiğini bildiren Erdoğan, "Halkımız bu saatler arasında dini konularda her türlü soruyu bize sorabilir. Öte yandan, bizlere ile ulaşan vatandaşlarımıza da hafta içi ya da hafta sonu fark etmeden elimizden geldiğince bilgi veriyoruz. Hedefimiz, halkımızın doğru bilgilere ulaşmasını sağlamaktır" dedi. -HATTI DAHA ÇOK KADINLAR ARIYOR- "Alo Fetva Hattı"nı arayanların yüzde 70’e yakınını kadınların oluşturduğunu, arayanların yaş ortalamalarının 40 ile 60 arasında yoğunluk kazandığını, vaizlere günde yaklaşık 40 soru yöneltildiğini anlatan Erdoğan, soruların, orucu bozan haller, kadınların özel durumları, abdest alma, namaz, hac ve zekat, aile içi geçimsizlikler, karı ve koca arasındaki problemler, konularında yoğunlaştığını ifade etti. Kandiller, dini bayramlar ve ramazanda hattı arayanların sayısında artış olduğunu söyleyen Erdoğan, bu dönemlerde daha çok erkeklerden soru aldıklarını belirtti. Erdoğan, fetva hattını arayan bazı kişilerin "Hz. Adem ile Hz. Havva anamızın nikahını kim kıydı? Moralim çok bozuk, içmem gerekiyor, orucumu bozabilir miyim? Haram kazançtan zekat verilir mi? Altınların kurbanını kestik, biz de etinden yiyebilir miyiz? Bana bir yıl önce zekat ve fitre verildi. Şimdi aldığım zekat ve fitreler nisap (zekat verilebilecek miktar) miktarına ulaştı. Zekat vermem gerekir mi" gibi birbirinden ilginç veya gereksiz sorular" sorduklarını, bir noktada hattı gereksiz yere meşgul eden bu kişilere dahi cevap vermeye çalıştıklarını söyledi. Uygulamaları doğru yapmak için dinini doğru anlamak gerektiğine işaret eden Erdoğan, "Vatandaşlarımız dini konulardaki sorularını mutlaka müftülere, il ve ilçe müftülüklerindeki vaizlere ya da en yakınındaki din görevlisine sorsunlar. Yetkisiz, din hakkında bilgi sahibi olmayan kişilerin söylediklerini dikkate almasınlar. Uygulama için doğru bilgi şarttır" diye konuştu. 587836 Metro ve esnaf Engin Önen Metro ve esnaf 28 Eylül Pazartesi 2009 YEREL seçimlerde tartışma konusu bile olmamasına rağmen, metro inşaatı, ’in en önemli yerel gündem maddesi. Teknik, hukuki veya politik sıkıntılar nedeniyle yaşanan çok uzun süreli gecikme, İzmir’e çok şeyler kaybettirmektedir. Bütün İzmirlileri ilgilendiren bu büyük projenin çok gecikmesine ilişkin çevremizde çeşitli açıklamalara rastlıyoruz. Kimisi Büyükşehir Belediye yönetiminin beceriksizliği, kimisi hükümetin engellemeleri, kimisi de ihaleyi alan şirketin hükümete yakın oluşuyla bu durumu açıklamayı tercih ediyor. Bütün İzmirlileri, doğrudan etkileyen bir sorun olmasına rağmen, biz bugün konunun bir başka boyutuna değinmeyi tercih edeceğiz. Metro inşaatı nedeniyle ve Poligon bölgesindeki esnafın yaşadığı sıkıntı üzerinden kamu yönetimimizdeki adaletsizlik sorununa dikkat çekmeye çalışacağız.  Yol, kaldırım, alt geçit ve metro gibi icraatlar, bir kentteki yaşam kalitesini yükseltmeye yönelik önemli çalışmalardır. Özellikle büyük kentlerde bu ihtiyaçlar her geçen gün artış göstermektedir. Kentsel yaşam kalitesini artırmaya ve nihayetinde kamu yararına yönelik olmasına rağmen, bazen büyük çaplı projelerin uzun süreli inşaatları sırasında bazı mağduriyetler de yaşanır. Metro inşaatı buna örnektir. Belli bir cadde, uzun süreli olarak inşaat alanına dönebilir ve trafik akışı bu süre içerisinde başka yöne verilebilir vs. Böyle bir durumda bölgedeki işyerlerinin olumsuz etkilenmesi kaçınılmazdır. Kentin birçok alanında yol, alt geçit ve metro inşaatları sırasında bunlar yaşandı. Özellikle sürenin uzaması durumunda iş kapasitesi düşen, kira ve diğer borçlarını ödemekte güçlük çeken esnaf ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Kamu yararına yönelik bu türden çalışmaların zaman zaman bazı bedelleri ortaya çıkabilmektedir. Ancak genel yarara yönelik bu türden kamu hizmetlerinin zararı ve tahribatının sadece belli bir kesim tarafından karşılanması adil bir sonuç değildir. Bu türden kamu yararı gözeten çalışmaların kaçınılmaz olarak vereceği zararları kamunun paylaşması daha adil bir uygulamadır. Bunun tam anlamıyla gerçekleşmesi mümkün olmasa da bu çalışmalar yüzünden büyük zarar görenlerin, bu mağduriyetlerinin azaltılması veya hafifletilmesi için kamu yönetimlerinin bazı tedbirler alması en makul çözümdür. Maalesef bizim kamu yönetimimiz çift yönlü adaletsiz işlemektedir. Çünkü hem yeni düzenleme, plan ve projelerin üretilmesi sonucu ortaya çıkan rantın en azından bir kısmını kamuya döndürecek hem de kamu yararı sağlamaya yönelik bu türden projelerde yarattığı mağduriyeti hafifletecek düzenekleri yoktur. 588775 Bağdat'ta bombalı saldırı: ölü HAKAN ALBAYRAK Bağdat'ta bombalı saldırı: ölü DİVANİYE (A.A) Irak'ın başkenti Bağdat'ın güneyinde, bir minibüse yerleştirilen bombayla düzenlenen saldırıda kişi öldü. Irak polisi, başkentin 150 kilometre güneyindeki Divaniye'nin kuzeyinde, seyir halindeki aracın arka tarafına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu kişinin de yaralandığını belirtti. Saniye kasabasında düzenlenen saldırıda ölenlerin tamamının minibüs yolcuları olduğu kaydedildi. 28.09.2009 DÜNYA 588737 Hastane arşivindeki yangın korku yaşattı Hastanedeki yangın korku yarattı Adana'da özel bir hastanenin de bulunduğu 20 katlı binanın 14'üncü katında yangın çıktı 588894 Bayram'da parayı en çok bunlara harcadık Bankalararası Kart Merkezi (BKM), arife gününün bir gün öncesi dahil olmak üzere, Ramazan Bayramını kapsayan 18-23 Eylül 2009 döneminde, kredi kartlarıyla 12 milyon 894 bin 252 adet işlemle milyar 136 milyon 561 bin 25 lira tutarında harcama yapıldığını açıkladı. BKM'den yapılan yazılı açıklamaya göre, bu döneme ait harcama toplamı 2008 yılına göre yüzde 41 oranında arttı ve yılın en çok işlemi arife gününde yapıldı. Arife gününe denk gelen 19 Eylül Cumartesi günü, BKM Switch sisteminden saniyede 638 adet banka ve kredi kartı işlemi geçerek, son yılın işlem adedi rekoru kırıldı. Arife günü BKM switch sisteminde toplam banka ve kredi kartları ile milyonun üzerinde işlem gerçekleşti. Arife gününün bir gün öncesi dahil olmak üzere, Ramazan Bayramına denk gelen 18-23 Eylül 2009 dönemindeki toplam cironun yaklaşık yarısı olan 520 milyon lira, 19 ve 20 Eylül 2009 tarihlerinde yapılan işlemler sonucu gerçekleşti. 18-19 Eylül 2009 tarihlerinde kredi kartıyla en çok harcamanın yapıldığı sektörler arasında, marketler ve alışveriş merkezleri ile giyim ve aksesuar sektörü başı çekti. Bayramın birinci günü olan 20 Eylül'de ise benzin ve yakıt istasyonları sektörünün cirosu ilk sırada yer aldı. EN ÇOK HARCAMA ABD'DE YAPILDI BKM'nin yerli kredi kartlarının yurt dışı kullanımı verilerine göre, en çok harcama 10 milyon 247 bin 337 lira ile ABD'de yapıldı. milyon 315 bin 270 liralık cirosu ile Fransa ikinci sırada yer alırken, Almanya milyon 570 bin 183 lira ciro ile bu ülkeyi takip etti. 18-23 Eylül 2009 döneminde yurt dışında yapılan alışverişler birçok sektörü kapsarken, harcamalarda giyim ve aksesuar ile konaklama sektörleri üst sıraları paylaştı. Market ve alışveriş merkezleri, hizmet sektörü, yemek ve telekomünikasyon yurt dışına gidenlerin en çok harcama yaptığı diğer sektörler arasında yer aldı. 587886 Trabzonspor Yattara'ya sarıldı OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN Trabzonspor Yattara'ya sarıldı Trabzonspor'da, G.Birliği karşısında alınan beraberliğin yaraları sarılmaya çalışılıyor. Teknik direktör Hugo Broos'un bu hafta oynanacak Gaziantep maçı öncesi kadroda revizyona gitmesi beklenirken Yattara'ya 11'de görev vereceği öğrenildi. Sezon öncesi sakatlanan ve yaklaşık ay sahalardan uzak kalan Yattara'ya G.Birliği maçında 10 dakika görev veren Broos, “Yattara ile artımız daha fazla olacak” şeklinde konuştu. 28.09.2009 588800 FIFA'dan Dilan'a görev! FIFA'dan Dilan'a görev! 28/09/09 14:49 FIFA kokartlı bayan hakemlerimizden Dilan Deniz Gökçek, FIFA tarafından 29 Ekim 2009 Çarşamba günü İskoçya ile Gürcistan arasında oynanacak 2011 Bayanlar Dünya Kupası Avrupa Elemeleri 3. Grup maçında görevlendirildi. İskoçya'nın Edinburg şehrinde oynanacak karşılaşmada Dilan Deniz Gökçek'in yardımcılıklarını Belgin Kumru ve Yeliz Atalay yapacak. İHA 587757 İngiliz polisi, Aslan’ı 10 dakikayla kaçırmış Aslan’ı 10 dakikayla kaçırmışSÜLEYMAN KAYA İstanbul DHA güncellenme zamanı 28.9.2009Burak’ın anne babası, polisin, Garipoğlu’nun yakalanmasında olduğu gibi Aslan’ın yakalanması için de gayretli olmasını istedi. hep yanınızda yıl önce bıçaklanarak öldürülen Burak Şengöçen’in katil zanlısı Serhat Aslan’ın baskın yapılan ’daki evinden 10 dakika önce ayrıldığı öne sürüldü ’deki Hubble Bubble Cafe’de yıl önce kız arkadaşıyla ilgili olarak başlayan tartışma sonrası bıçaklanarak öldürülen Burak Şengöçen’in ’le aranan katil zanlısı Serhat Aslan halen yakalanamadı. ’da görülen Aslan’ın bulunduğu eve İngiliz polisinin baskın yaptığını söyleyen Şengöçen’in babası Murat Şengöçen, “Haber almış olmalı ki, 10 dakika önce kaçmış. Teslim olmuyorsa polis yakalasın. Dayanacak gücümüz kalmadı” dedi. yıldır hukuk mücadelesi veren Burak Şengöçen’in annesi Zuhal ile babası Murat Şengöçen, ’un katil zanlısı ’nun yakalanması için büyük gayret gösteren polisin, aynı özverili çalışmayı Serhat Aslan’ın yakalanması için de göstermesini istedi. Cem Garipoğlu’nun adalet önüne çıkmasına sevindiğini söyleyen Murat Şengöçen şunları söyledi: “5 yıl oldu, oğlumun katili yakalanamadı. Biz burada acı çekerken oğlumun katili Serhat Aslan, Londra’da lüks içinde, elini kolunu sallayarak geziyor.  Davada tutuksuz olarak yargılanan Ferhat Günay’ın yıl hapis cezasını onayladı. da geziyor. Bu durum karşısında ne yapacağımızı şaşırdık.” ‘Milletvekili geldi’ Baba Murat Şengöçen, bir televizyon kanalında yaptığı konuşmada, 2004’te kendisine gelen ANAVATAN Partili bir milletvekilinin “Acınızı nasıl hafifletebiliriz? Hakkınızı nasıl helal edersiniz?” dediğini, kendisinin ise buna, “Hakkı helal edecek olan şu an mezarda yatıyor” yanıtını verdiğini söyledi. Bilge Kağan Lisesi mezunu olan 19 yaşındaki Burak Şengöçen, 25 Eylül 2004’te sevgilisi Nurdan Türkbay’la birlikte Hubble Bubble Cafe’ye gitti. İddiaya göre Şengöçen, burada Türkbay’ın eski sevgilisi Fatih Yavuz ve arkadaşlarıyla kavga etti. Aslan elindeki bıçağı Burak Şengöçen’in karnına sapladı. Olayın ardından, avukat Fikret Aslan’ın oğlu Serhat Aslan kaçtı. Kavgaya karışan Serhat Aslan’ın arkadaşları Fatih Yavuz ve Ferhat Günay 9’ar yıl hapis cezasına çarptırıldı. 588994 Doğan Grubu'nun Maliye ile satrancı KDV'de kilitlendi Doğan, 4.8 milyar lirayı bulan vergi cezasının büyük kısmını oluşturan KDV ile ilgili tespitlerde düzeltme talep etti. Maliye "Tarhiyat öncesi uzlaşma istediğiniz görüldüğünden yapılacak işlem yoktur" dedi Doğan Grubu'na kesilen vergi cezası gerek büyüklüğü gerek medya dengelerine etkisi gerekse dış boyutu ile tartışılmaya devam ediyor. Konunun, dikkat çekmek istediğimiz yönü "mali" ve "hukuki" açılarıyla ilgili. Zira Doğan Yayın Holding, bağlı veya dolaylı bağlı ortaklıklarına dönük vergi inceleme raporlarının kritik bir yönüne itiraz ediyor. KDV yönüne. Gecikme faiziyle birlikte 4.8 milyar lirayı bulan fatura için "Basın özgürlüğünü kısıtlıyor" çıkışı yapılıyor. Olayın "siyasi arka planı" olduğu ileri sürülüyor. Bu tablo haliyle, derin analiz yapmamızı gerektiriyor. DÜZELTME BEKLENTİSİ KIRILDI Önce, Doğan Grubu'nun vergi cezası haberini aldıktan sonra izlediği yola, buna karşı Maliye'nin stratejisine bir göz atalım. Uygulamada, incelemeye alınan şirketin, vergi raporunu hemen görme şansı yok. Denetim elemanı raporunu yazar, okuma komisyonundan geçer. Nihai halini alan rapor, mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine gönderilir. Vergi dairesi rapordaki tespitlere göre teminat ister. Mükellefin, inceleme raporuna erken ulaşması yalnızca "tarhiyat öncesi uzlaşma" ile mümkün. Bunun anlamı, inceleme elemanlarının değil ama üstatların bulunduğu bir heyetle, rap bulguların müzakere edilmesidir. Bu yaklaşım nen) mükellef için "Hata yaptık ama söylediğiniz kadar değil" mesajını içerir. Nitekim Doğan Grubu, taktik olarak bu yöntemi denedi. Rapora hakim olduktan sonra tarhiyat öncesi uzlaşmadan vazgeçti. Lakin bu kararın Gruba sürpriz maliyeti olduğu sonradan fark edildi. Çünkü düzeltme beklentisi kırıldı. Doğan Grubu'nun ağırlıklı tezi, KDV cezasının hatalı olduğuna dayanıyor. Grup, hisse devrini ilmuhaberle yaptığını, kanuna göre hisse senetleri yerine ilmuhaber düzenlenebileceğini, hisse teslimlerinin de KDV'ye tabi olmadığını savunuyor. Hatta bu gerekçe ile Gelir İdaresi'nden "düzeltme" de talep ediyor. Peki ne mi oluyor? Maliye, Doğan Yayın Holding'e, "Tarhiyat öncesi uzlaşma talep ettiğinizden yapılacak işlem yoktur" mealinde yazı gönderiyor. Bir bakıma, "uzlaşma aşamasında gerekçelerinizi anlatabilirsiniz" demeye getiriyor. Doğan Grubu'nun, "Tarhiyat öncesi uzlaşma hakkımızdan vazgeçtik, dilekçemizi yeniden değerlendirin" deme şansı var mı? Var. Ama sonuç alması mümkün mü? Pek öyle görünmüyor. Çünkü, bu yönde bir başvuru yinelenirse Maliye'nin, dilekçeyi yanıtlamak için 60 günlük süresi bulunuyor. Buna karşın Grubun, vergi raporlarındaki tutarların tebliğ edildiği 24 Eylül'den itibaren 30 gün içinde dava açabileceği görülüyor. Dava açılırsa "düzeltme talebi" yine Ankara'dan dönebilir. Merkezi Uzlaşma Komisyonu'yla pazarlığa oturulursa, "Düzeltme isteğinizi Komisyon'da ifade edin" denilmesi söz konusu olabilir. Okan MÜDERRİSOĞLU Sabah 588185 Türk kökenli milletvekili adayı Federal Meclis’e girdi Türk kökenli milletvekili adayı Federal Meclis’e girdi ’da bugün yapılan genel seçimlerde alınan ilk sonuçlara göre, Türk kökenli milletvekili adayı Federal Meclis’e (Bundestag) girmeyi başardı. Hür ’den (FDP) Aşağı Saksonya eyalet listesinden ilk kez milletvekili adayı olan Serkan Tören, Federal Meclis’e girdi. Böylece FDP, Almanya’daki genel seçimlerde ilk kez bir Türk kökenli bir milletvekili çıkarmış oldu. Stade kentinde bulunan “Schraders” adlı kafede, seçim sonuçlarını annesi Nejla Tören (66), kızkardeşi Pınar Wendt (43), FDP’nin Stade kenti parti örgütü başkanı Wolfgang Ehlers ve partili arkadaşlarıyla birlikte izleyen Tören, “Çok mutluyum. 1993 yılından bu yana FDP’de aktif olarak çalışmaktayım. ve FDP koalisyon hükümeti kurarsa, ilgili bakanlıkların içişleri ya da dışişleri komisyonlarında görev almak isterim. ’nin yeri ’dır. Türkiye’nin AB’ye girmesi konusuna ağırlık vereceğim” dedi. Nejla Tören de, “Oğlum adına çok sevinçliyim. ay önce babasını kaybetmişti. Babası oğlumun milletvekili olmasını çok istiyordu. Buruk bir sevinç içindeyim” diye konuştu. Yeşiller Partisi’nin Bavyera eyalet listesinden milletvekili adayı olan Ekin Deligöz de 4. kez meclise girmeyi başardı. doğumlu Deligöz, 2005 yılının kasım ayından bu yana meclisteki aile, kadın ve gençlik komisyonunun başkan yardımcılığını yapıyor.  Deligöz, meclise 4. kez seçilmekten büyük mutluluk duyduğunu, önem verdiği konularda çalışmayı sürdürme olanağı bulduğu için çok mutlu olduğunu söyledi. Sol Parti’nin Kuzey Ren Vestfalya eyalet listesinden milletvekili adayı olan Sevim Dağdelen de ikinci kez meclise girmeyi başardı.  Almanya’nın kentinde doğan ve hukuk bilimleri öğrenimi gören Dağdelen, 2005 yılının ekim ayından bu yana Bundestag üyesi.  Öte yandan, kentinden SPD için milletvekili adayı olan federal meclis üyesi Lale Akgün ise 3. kez aday olduğunu, ancak seçimleri kazanamadığını belirterek, siyasetten çekilme kararı aldığını söyledi.  kentinden doğrudan aday olan Yeşiller Partisi Eşbaşkanı de Federal Meclis’e girmeyi başaramadı. Özdemir, seçmen oylarının 29,9’unu aldı. Özdemir, 2015 yılında yapılacak genel seçimlere yeniden katılmak istediğini bildirdi. 588061 İran'ın kutsal savunma tatbikatı sürüyor Devlet televizyonu, ''Kutsal Savunma Haftası'' etkinlikleri kapsamındaki yıllık planlı tatbikatın ikinci aşamasında, 300 ila 700 kilometre menzilli Şahap-1 ve Şahap-2 füzelerinin başarıyla fırlatıldığını bildirdi. Devrim Muhafızları Hava Kuvvetlerince yapılan tatbikatın ilk aşamasında kısa menzilli Fatih-110, Tonder-69 füzeleri ile Zilzal roketi fırlatılmıştı. Tatbikatın bugün yapılması beklenen son merhalesinde ise uzun menzilli Şahap-3 füzelerinin fırlatılacağı kaydedildi. Yeni füze savunma sistemlerinin de test edildiği tatbikatın, ülkenin hava savunma ve caydırıcı gücünü artırmaya yönelik olduğu belirtildi. İran'ın yerli savunma gücünün en önemli bölümünü kısa, orta ve uzun menzilli Fecr, Hut, Şahin, Zilzal, Fatih, Gadr, Şahap ve Siccil füzeleri oluşturuyor. İran füze teknolojisinin son ürünü olan bin kilometre menzilli, karadan karaya ve katı yakıtla çalışan Siccil-1 füzesi, 12 Kasım 2008'de başarıyla denenmişti. Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı'nda geçen yıl yapılan tatbikatlarda, karadan karaya, karadan denize, denizden havaya orta, kısa ve uzun menzilli füzeler fırlatılmıştı. (AA) 589252 Somali'de çatışma: 13 sivil öldü Ağır silahlarla donatılmış militanların barış gücünde görevli Burundi askerlerinin üssüne yaptığı saldırıda sivil ölürken, görgü tanıkları barış gücü merkezinden atılan füzelerin kentin ana pazar yerine düşmesi sonucu sivilin öldüğünü söyledi. Bakara pazarına düşen füzelerin 25 kişinin de yaralanmasına neden olduğu belirtildi. Bu arada, Somali hükümet kuvvetlerinin Baladwayne kasabasını İslamcı militanlardan geri aldığı bildirildi. Kent sakinleri, şafakta yapılan baskından sonra çıkan kısa bir çatışmanın ardından militanların kasabadan gittiğini söyledi. Çatışmalarda iki kişinin öldüğü, biri polis kişinin de yaralandığı belirtildi. El Şebab militanlarının üslerinden biri olan Etiyopya sınırındaki kasaba, son aylarda birkaç kez el değiştirdi. Güneydeki liman kenti Kismayu'da ise yüzlerce kişi, El Şebab ile Hizbul İslam grubu arasındaki artan gerginliği protesto için gösteri yaptı. 588688 Petrol fiyatı 66 doların altında fiyatı 66 doların altında Uluslararası piyasalarda ham petrolünün fiyatı, ’da borsaların düşmesi ve yatırımcıların bu hafta açıklanacak ABD ekonomisine ilişkin verileri beklemesi nedeniyle 66 doların altına geriledi. Geçen hafta cuma günü 66,02 dolar olan ABD ham petrolünün varil fiyatı Kasım ayı teslimi bugün Asya’daki işlemlerde 46 sent azalarak 65,56 dolara indi.  Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 44 sent gerileyerek, 64,67 dolara düştü. Geçen yıl Aralık’ta 32 dolara kadar inen petrolün varil fiyatı bu yıl en yüksek seviyesini 75 dolarla Ağustos ayında gördü.  ABD’de bu hafta merakla beklenen en önemli ekonomik veri Çalışma Bakanlığı’nın aylık raporu olacak. Yatırımcılar, ayrıca fiyatları, imalat, inşaat harcamaları ve fabrika siparişleri verilerini de yakından izliyor. 587811 Yiğido, 126 gündür maç kazanamıyor Önceki sezonda ''4 büyükler'' ile zirve mücadelesi veren Sivasspor, bu sezon geride kalan maçta bir türlü istediği sonuçları alamadı. Ligde bu sezon üst üste aldığı mağlubiyetler nedeniyle zor günler geçiren Kırmızı-Beyazlı ekip, Trabzonspor, Fenerbahçe, Diyarbakırspor, Manisaspor ve Bursaspor'un ardından önceki gün de deplasmanda İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a yenilmekten kurtulamadı. Bu sezon ligdeki 6. mağlubiyetini alan Sivasspor, 7. hafta sonunda topladığı puanla ligin dibine demir attı. Ligdeki en son galibiyetini geçen sezonun 33. haftasında 24 Mayıs 2009'da Gençlerbirliği'ne karşı 3-2'lik skorla elde eden Sivasspor, bu maçın ardından bugüne kadar geçen 126 günde ligde yaptığı maçta galibiyet elde edemedi. 587903 Geminin rotası belli TAHA KIVANÇ Geminin rotası belli ANKARA İçişleri Bakanı Beşir Atalay, "demokratik açılım"ın gerçekleşmesi halinde halkın birbirine daha çok kaynaşacağını ve bütünleşeceğini belirtti. CHP lideri Deniz Baykal'ın çalışmaya ilişkin 'rotası belli olmayan gemi' ifadesini kullandığının anımsatılması üzerine Atalay, 'Geminin rotası çok belli. Belli olmayan nedir ki? Bu çalışmanını iki amacı var; biri terörü şiddeti önlemek, ikincisi Türkiye'nin demokrasi çerçevesini geliştirmek, standardını yükseltmek, derinleştirmek” diye konuştu. 28.09.2009 POLİTİKA 589216 Maniche maç ceza aldı! Maniche maç ceza aldı! 28/09/09 17:22 Bundesliga'da, cumartesi günü Bayern Leverkusen'e 1-0 yenilgiyle biten maçta, rakip takımdan Arturo Vidal'ın üzerine çıkıp, kırmızı kart gören Maniche, maç ceza aldı. Almanya Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, Köln Kulübü ve Maniche, söz konusu cezaya itiraz etmedi. 589334 Danimarka'nın umut bağladığı proje Danimarka Ulaştırma Bakanı Lars Barfoed, Fehmarn Boğazı'nda kurulacak kara ve demir yolu hattı projesinin, Avrupa'daki en büyük inşaat projelerinden biri olacağını ve yaklaşık 10 bin işçi ve mühendise istihdam sağlayacağını bildirdi. Barfoed, Ulaştırma Bakanlığınca Haliç Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 10. Ulaştırma Şurası'nın Bakanlar Oturumu'nda yaptığı konuşmada, Avrupa'nın şu anda ekonomik ve iklim değişikliği zorluklarından geçtiğini belirtti. Bütün Avrupa'da trafiğin arttığını dile getiren Barfoed, Danimarka'da da trafiğin son 20 yıl içinde yüzde 50 arttığını ve gelecekte de aynı oranda artacağının öngörüldüğünü ifade etti. Şurada bulunan tüm Bakanların önemli bir sorumluluğu olduğuna dikkati çeken Barfoed, karbondioksit salınımlarının azaltılması gerektiğini söyledi. Danimarka Hükümeti'nin, Danimarka'nın ulaştırma politikasını ''Yeşil''e doğru çevirmek istediğini anlatan Barfoed, şunları kaydetti: ''Tabii ki, dünya çapındaki alt yapımızı bu süreçte feda etmeyeceğiz. Bu, çok önemli ve zorunlu bir girişim. Ulaştırma politikamızı ve stratejimizi tekrar gözden geçirmemiz gerekiyor. Danimarka Hükümeti, uzun vadeli bir yeşil plan sundu yakınlarda. Bunun adı, 'Sürdürülebilir ulaştırma ve daha iyi altyapı'' idi. 2020 yılına uygulanılması düşünülen bu politika, Danimarka'da ortaya çıkmış olan en hırslı politika sayılabilir. Danimarkalı partiden 6'sı bu politikayı onayladı ve 20 milyar Avro'dan daha fazla yatırım yapılacak yeşil ulaştırmaya önümüzdeki 10 yıl içinde. Yollarımızı iyileştireceğiz ve böylelikle karbondioksit salınımını azaltmış olacağız. Danimarka hükümeti, aynı zamanda 'yeşil vergi'yi de başlatmak istiyor. Böylece Danimarkalılar enerjiyi verimli kullanan arabalar aldıklarında daha az vergi ödeyecekler. Yolları paralı yapmak da düşünülebilir. Böylelikle arabayı nerede kullanacağımız konusunda belki bizi kere düşündürür.'' Barfoed, Fehmarn Boğazı'nda kurulacak kara ve demir yolu hattıyla Danimarka'yı Avrupa kıtasına daha iyi bağlayacaklarını belirterek, ''Almanya ve Danimarka arasındaki bu köprünün inşaatı, 2012 yılında başlayacak. Bu, Avrupa'daki en büyük inşaat projelerinden biri olacak ve neredeyse 10 bin işçi ve mühendise istihdam sağlanacak'' diye konuştu. -MAKEDONYA ULAŞTIRMA BAKANI- Makedonya Ulaştırma ve İletişim Bakanı Mile Janakieski de bütün ülkelerin amaçlarının aynı olduğunu, ulaştırma konusunda alt yapı inşa etmek istediklerini bildirdi. Ekonomik krizin etkilerini azaltmak için Makedonya Hükümeti'nin mart ayında bir program benimsediğini hatırlatan Janakieski, programın, ekonomik büyümeyi hızlandıracak alt yapı projelerini kapsadığını söyledi. Ulaştırma sektörünün, ekonomik büyümeyi artırmakta çok kilit bir rol oynadığını dile getiren Janakieski, Makedonya Hükümeti'nin başlattığı stratejik alt yapı projeleriyle seyahat maliyetlerini yüzde 20-30 oranında azalttıklarını belirtti. Janakieski, ''Bu dönemde de uygulamalarımıza devam edeceğiz'' dedi. Bölgesel ve yerel yollara da yatırım yapacaklarını anlatan Janakieski, ''Stratejik planları benimsemek ve Makedonya'nın 2015 yılında nerelerde olacağını düşünmek daha önemli. zamana kadar kriz geçmiş olacak. Şimdi alt yapılarını iyileştirmek için çalışan ülkeler, rekabetçiliklerini artırmış olacaklar ve kriz bittiğinde daha iyi bir noktada olacaklar. Gerçek zaman, bu zaman'' şeklinde konuştu. -UKRAYNA- Ukrayna Ulaştırma Bakan Yardımcısı Kateryna Fomenko ise krizin Ukrayna'da ağır sanayiyi ve ulaştırma projelerini etkilediğini söyledi. Ağır sanayide verimliliğin krizde yüzde 40 oranında azaldığını dile getiren Fomenko, Hükümet olarak krizin etkilerini azaltmak amacıyla bir program hazırladıklarını ve hazırladıkları bu programla demir yolu taşımacılığında geçen yıla göre yüzde 40 artış beklediklerini ifade etti. 587944 'Terbiye' adına eziyet eden babaya 2.5 yıl 'Terbiye' adına eziyet eden babaya 2.5 yıl 11 yaşındaki oğlunu sürekli dövdüğü iddiasıyla yargılanan baba, eski eşinin şikayeti üzerine açılan davada 2.5 yıl hapse mahkum edildi. Oğluna "terbiyeli olsun diye" çeşitli cezalar verdiğini itiraf eden baba, "Hoşlanmıyor diye kulağını 15 kez yalardım" diye konuştu. İZMİR (AA) İzmir'de 11 yaşındaki oğlunu sürekli dövdüğü iddiasıyla hakkında dava açılan baba, 2.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Şikayetçi annenin avukatından edindiği bilgiye göre, İzmir 21. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, boşandıktan sonra velayetini aldığı oğlunu dövdüğü öne sürülen baba E.B, oğlunu disiplin altında tutmak için çeşitli cezalar verdiğini, ancak bunun işkence olmadığını savundu. Yargılama sonunda mahkeme, sanığa, 'çocuğa yönelik eziyet' suçundan yıl hapis cezası verdi. Sanığın yargılama sürecindeki iyi hali nedeniyle ceza 2.5 yıla indirildi. Kararın onanması durumunda babanın cezaevine gireceği belirtildi. ÜVEY ABLA HABER VERDİ Manisa'nın Salihli İlçesi'nde yaşayan E.B. ile G.G, yıl önce boşandı. Çocuğun velayeti baba E.B'ye verildi. Ancak bir süre sonra F.B'nin vücu-dunda darp izlerini fark eden üvey ablanın durumu anneye bildirmesi üzerine İzmir'e gelen G.G, çocuğunu geri almak için İzmir 5. Aile Mahkemesi'ne dava açtı. İzmir Adli Tıp Kurumu'nun yaptığı incelemede F.B'ye günlük rapor verdi. KULAK YALAMA CEZASI Çocuğunun velayetini tedbiren alan anne, eski kocası hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine İzmir 5. Aile Mahkemesi uzman bilirkişi heyetine rapor hazırlattı. Raporda, çocuğuna zaman zaman çeşitli cezalar verdiğini belirlenen baba E.B'nin 'Oğluma kulak yalama cezası verirdim. Tuhaf gelecek size; ama oğlum bundan hoşlanmazdı, ben de mesela 15 defa kulağını yalardım' şeklindeki ifadelerine yer vermişti. Mahkeme de bilirkişi raporu doğrultusunda F.B'nin velayetini annesine verdi. Sanık E.B, oğlu F.B'ye yaptığı şeyin işkence olmadığını iddia ederek, uygulamasını 'disiplin' adına yaptığını savundu. 'Çocuğa yönelik eziyet' suçundan babayı 2.5 yıl hapisle cazalandıran mahkeme, velayeti de anneye verdi. 28.09.2009 587723 İran Batı'ya bir kez daha meydan okudu İran Batı'ya bir kez daha meydan okudu 28.09.2009 İkinci nükleer tesisi inşa ettiği için Batı'nın tepkisini çeken İran, dün iki füze denemesi gerçekleştirdi. İran bugün de İsrail'i vurabilecek füzeler deneyecek Batılı ülkelerin nükleer programı ile ilgili tehditleri karşısında geri adım atmayan İran, dün iki kısa menzilli füze denedi. Devrim Muhafızları Hava Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Selami, İsrail'in bugün de bölgedeki ABD üslerini ve Türkiye'yi vurabilecek menzilde olduğu sanılan Şahab-3 füzesinin deneneceğini duyurdu. Füzelerin İran'a tepkilerin sertleştiği dönemde gerçekleştirilmiş olması İran'ın Batı'ya meydan okuduğu şeklinde yorumlandı. İran, hafta başında Birleşmiş Milletler'in uranyum zenginleştirme faaliyetlerini durdurma çağrısına rağmen, Kum kenti yakınlarında ikinci bir nükleer tesis inşa etmekte olduğunu duyurmuş ve büyük tepki çekmişti. Başta ABD ve Fransa liderleri olmak üzere pek çok lider, İran'ın nükleer tesisin varlığını uzun süre saklayarak BM kurallarını çiğnediğini ve işbirliğini reddetmesi halinde daha ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalabileceğini belirtmişti. 587970 Dans festivalinde muhteşem final Dans festivalinde muhteşem finalDHA YAŞAR ANTER DHA BERİVAN ARSLAN Milliyet güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda Belediyesi ve işbirliğiyle düzenlenen 1’inci Uluslararası Dans Festivali, müthiş finalle son buldu. Mavişehir Spor Salonu’nda nefes kesen görsel  şölen sunuldu. Birinciliği İtalyan Jasmina Berardi-Roberto Bianchi kazanırken, adına yarışan Raluca Popa-Alexandru Papainopol ikinci, ’nden Katrin Zabenska-Petr   Çuban da üçüncü oldu. ’Yİ temsil eden Cihat Can ve Gizem Şen ise ilk yedide yer aldı. Birinci olan İtalyan çifte ödülünü Milletvekili Mehmet Ali Susam verdi. İkinci Romanya’nın ödülünü Belediye Başkanı Cevat Durak takdim etti. Üçüncülüğü elde eden Çekler’in ödülünü ise İcra Kurulu Başkanı Erol Yaraş sundu. Başkan Cevat Durak, “Bu güzellik gelecek  yıllarda da sürecek” dedi. Yarışlar ünlülerle renklendi Marina Yacth Club Famous Cup” heyecanına bir kez daha sahne oldu. Dördüncüsü yapılan yelken yarışlarına 50 usta isim katıldı. IRC Rase ve IRC Cruise kategorilerinde nefes kesen çekişme yaşandı. ’ne yelken açan sporculara, birbirinden ünlü isimler de eşlik etti. TEKNELERİN dümenine geçen Yonca Evcimik, Didem Erol, Neşe Erberk ve Sibel Tüzün usta manevralarıyla alkışlandı. Kimileri de sıcak havayı fırsat bilip güneşlendi, renkli görüntüler ortaya çıktı. Organizasyon Komitesi Başkanı Ömer Karacalar, “Bu ilgi bizi sevindirdi” dedi. UMA’da sıra klarnetçilerde URLA Müzik Akademisi (UMA), fagot, flüt, obua ve viyolonselin ardından, şimdi de klarnet ustalık sınıfının final konseriyle müzikseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Yarın saat 19.00’da gerçekleşecek etkinlikte, Fransız klarnet ustası Guy Dangain’in dört gün boyunca verdiği 14 öğrenci, Haydn’ın ‘Presto’su ve Albeniz’in ‘Sevillo’su gibi ölümsüz altı eseri yorumlayacak. Mavi derinlik nefes kesiyor ÇEŞME sadece eşsiz koyları, plajları ve ören yerleriyle büyülemiyor. Sualtı güzellikleriyle de göz kamaştırıyor. Denizin derinliklerdeki gizemli hayat, mağaralar ve batıklar, yerli-yabancı tutkunları çekiyor. Çeşme’nin dünyanın sayılı dalış merkezleri arasında yer aldığına dikkat çekiliyor. Toplam 16 dalış noktası bulunduğu, her birinin ayrı macera yaşattığı belirtiliyor. 587932 Babasının ayak ucuna defnedildi Babasının ayak ucuna defnedildiBursa'da sevgilisi tarafından öldürülen genç kız babasının ayak ucuna defnedildi. Bilecik Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Maliye Bölümü'nü kazanan Malcılar Lisesi son sınıf öğrencisi Gamze Şenay (17), Osmaniye İlçesi'nde gün önce 1.5 yıldır çıktığı erkek arkadaşı Murat Recep Yurdaışık tarafından bıçaklanarak öldürülmüştü. Ardından bir inşaatın 4. katından atlayan genç de canına kıymıştı. Genç kız, Gemlik'in Kurtuldu Köyü'nde Doçent olan babasının mezarının ayak ucuna defnedildi. Yurdaışık'ın cenazesi ise toprağa verilmek üzere memleketi Adana'ya gönderildi. Öte yandan, polis genç kızın bilgisayarının hard diskini incelemeye aldı. Ayrıca polis, genç kız ile erkek arkadaşının cep telefonuna el koydu. 28.09.2009 587873 Kraliçenin Elçisi BEKİR HAZAR Kraliçenin Elçisi Orjinal Adı: Quenn Messenger Yönetmen: Darrell Roodt Oyn: Gary Daniels, Nick Boraine, Eva Habermann KANAL 21.30 Ajan Strong kraliçenin emrinde çalışmaktadır. Strong'u, tatil için gittiği Afrika'da tehlikeli bir serüven beklemektedir. Uluslararası bir şebeke, Strong'u ve iki arkadaşı gazeteci Alex ile fotoğrafcı Letitia'yı kaçırırlar. Aslında esas hedef, İngiliz dışişleri görevlisi Letitia'dır. 28.09.2009 TELEVİZYON 587839 Almanya hatırası Kadri Gürsel Almanya hatırası 28 Eylül Pazartesi 2009 Alman gazetesi Der Tagesspiegel’in 17 Eylül tarihli sayısının birinci sayfa manşetinde yayımlanan, seri çekilmiş üç fotoğraf karesi son yıllarda rastladığım en başarılı “fotojurnalizm” çalışmasıydı. ’daki “büyük koalisyon” hükümetinin ortakları, Demokrat Başbakan ile Sosyal Demokrat Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’i 16 Eylül’deki son kabine toplantısında bir arada gösteren, DPA muhabiri Rainer Jensen imzalı karelerdi bunlar... Fotoğraflar iki açıdan önemliydi: Birincisi, foto muhabirinin biraz şans, biraz da önsezi ile doğru yerde durup, doğru kadrajı yakalaması sonucu, çok enteresan bir anın oluşumunu yansıtarak elde ettiği mesleki başarı bakımından... İkincisi de içerik itibarı ile... Çünkü bir ülkenin dört yıllık siyasi geçmişinin en çarpıcı özetini, üç fotoğraf karesine sığdırmayı başarmıştı DPA muhabiri. Fotojurnalizmin gücü Birinci karede, Steinmeier ve Merkel birazdan yan yana oturacakları koltuklarının arkasında ayakta dururken görülüyorlar. İkisinin de vücudu 15 derece kadar sağa eğilmiş, ikisi de aynı anda, aynı renkte birer dosyayı iki elleriyle aynı seviyede ve aynı dirsek bükülme açısıyla kavramış, önlerindeki toplantı masasına koymak üzereler... İkisi de dosyalarını tam ortasından sol elleriyle alttan, sağ elleriyle üstten tutmuşlar... İkisi de mütebessim... Tek farkları şu: Sağda duran Steinmeier sağa, solda duran Merkel de sola bakıyor. İkinci karede, sol ellerini aynı anda aynı hızla dosyalarından çektiklerini görüyoruz. Sol ellerinin dosyalarına olan uzaklığı aynı. Ve sağ ellerindeki dosyaları masaya koymak için hafifçe aynı doğrultuda öne eğiliyorlar. Bu kez yüzlerinde daha düşünceli bir ifade beliriyor. Üçüncü kare dosyalarını yine aynı hızla ve aynı biçimde masaya koydukları sırada çekilmiş. kadar ki, dosyaların sırtları ile ağızlarının masaya yaptığı açı bile aynı... Sağ dirseklerinin açısı, bedenlerinin eğimi aynı... Eşsiz “koreografi”deki tek uyumsuzluk, öne eğilirlerken Steinmeier’in sol kolunu vücuduna bitişik tutması, Merkel’in ise sol eliyle koltuğun sırtlığına tutunup güç alması olmuş... Vücut dilleri bile aynı Son kabine toplantısı öncesinde sanki iki lider bir araya gelip bir koreografi çalışması yapmışlar... Sonra DPA’nın foto muhabirine haber uçurulmuş ve bir mizansen ortaya çıkmış sanırsınız... Ama tabii ki öyle değil. Bu üç karedeki sembolizmler hayret verici. “Solcu” Steinmeier sağda duruyor ve sağa bakıyor. “Sağcı” Merkel solda duruyor ve sola bakıyor. Evet, zaten Almanya’yı son dört yıldır yöneten “büyük koalisyon”un sırrı da, özeti de bu... Sosyal ’nin (SPD) sağ politikalara destek vermesi, Hıristiyan Demokrat Birlik’in de (CDU) sola yatkın sosyal ve ekonomik politikalar izlemesi... Kısacası, sağda ve soldaki iki büyük kitle partisinin olağanüstü benzeşmesi... İktidarda sergilenen muhteşem uyum... ‘Mutti’ Angela Merkel Bir muhalefet boşluğu yaratıyor kuşkusuz ama küresel mali krizin Almanya’daki gündelik yaşamda şimdilik hemen hiç hissedilmemiş olmasının arkasındaki neden de hem istihdamın, hem de sektörünün desteklenmesinde vücut bulan bu “benzeşme” zaten. Merkel’e Alman halkının “Mutti” yani “Anne” adını takmasının bir nedeni olmalı... Fotoğrafta Merkel iktidar koltuğuna tutunuyor; Steinmeier elini koltuğa değdirmiyor... Elbette... Çünkü Merkel seçime, hükümeti kurmaya en yakın duran lider olarak girdi. Partisi Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) son olarak 23 Eylül’de yapılan seçmen eğilimi araştırmalarında yüzde 35’le birinci sırada görülüyordu.  Bu satırları yazdığım sırada Alman seçmeni oylarıyla Merkel’e olağandışı ölçüde beklenmedik bir yenilgiyi tattırmakla meşgul değil idiyse, hükümeti kurma görevinin Merkel’e verilmemesi gibi bir sonuç düşünülemezdi. Merkel’in gönlünden geçenin Hür Demokrat Parti (FDP) ya da kısa adlarıyla “Liberaller”le bir koalisyon olduğunu herkes biliyordu. Seçmenin de ona Liberallerle koalisyon kurma görevini vermesi bu üç fotoğraf karesini bir “Almanya hatırasına” dönüştürdü. 589110 B.Ç.'nin velayet davasında Üzmez'in karar dosyası istendi B.Ç.'nin velayet davasında Üzmez'in karar dosyası istendiNail KAHRAMAN/ BURSA, (DHA) 'da yazarı 'in cinsel istismardan 13 yıl ay 15 gün hapis cezasına mahkum olmasının ardından, 14 yaşındaki mağdur B.Ç.'nin, ailesi tarafından açılan ‘Velayet davası'nda, Üzmez'in karar dosyası istendi. Bursa'nın Mudanya İlçesi’nde yazar Hüseyin Üzmez tarafından ‘Cinsel istismar, hürriyeti tahdit ve alıkoyma' suçlarından hakkında dava açılması ardından 14 yaşındaki B.Ç. ailesinden alınarak yurda yerleştirildi. Bunun üzerine B.Ç.'nin babası Bekir Ç. ile annesi Livaze Ç., çocuklarını almak için mahkemeye başvurdu. Davanın görüldüğü 1'inci Aile Mahkemesi'ndeki bugünkü duruşmasına B.Ç.'nin annesi Livaze Ç. ile babası Bekir Ç. katıldı. Duruşma hakimi, 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde 13 yıl ay 15 gün alan Hüseyin Üzmez’in dosyasının istenmesine karar vererek, davayı Aralık ayına erteledi. 589173 "Deniz Baykal iki yüzlü bir adamdır" "Deniz Baykal iki yüzlü bir adamdır" 28.09.2009 18:31Balçiçek Pamir’le Söz Sende programının bugünkü konuğu Şişli Belediye Başkanı ve Türkiye Değişim Hareketi (TDH) Lideri Mustafa Sarıgül’dü. Sarıgül programda TDH’nin partileşme sürecini anlattı, kurucu kadrosundan isimler saydı, projelerini ve hedeflerini açıkladı. Ama söz dönüp dolaşıp eski genel başkanı Deniz Baykal’a gelince kendini tutamadı. Balçiçek Pamir’in “Deniz Baykal’la aranız nasıl, küs müsünüz?” sorusunu önce “Deniz Bey hakkında konuşmak istemem” diye geçiştirdi. Ancak Pamir, Deniz Baykal’ın, Sarıgül’ün kendisine “CHP Alevilerle dolu” diyerek yakındığını söylediğini hatırlatması üzerine dayanamadı. Sözlerine “O beyefendi mertse gelsin herkesin ortasında, televizyonda karşılıklı konuşalım bu konuyu. Benim Alevi yurttaşlarımızla aram her zaman çok iyi olmuştur” diye başladı ardından da “Bunlar fitne, fesattır, dedikodudur. Deniz Baykal da ikiyüzlü bir adamdır” diyerek son noktayı koydu. 589197 Günay: Türkiye arkeolojik bir park Günay: Türkiye arkeolojik bir park Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, restorasyon çalışmaları süren ve müze olarak kullanılması planlanan Kızıl Avlu yapısının Güney Kule bölümünün açılışını yaptı.Bakan Ertuğrul Günay, Türkiye'nin büyük zenginlikler barındıran arkeolojik bir park olduğunu söyledi. KENAN TOKGÖZ İZMİR İzmir'in Bergama ilçesinde, Millattan Önce 2. yüzyıldan kalma Kızıl Avlu yapısının, 2006 yılından bu yana restorasyon çalışmaları süren ve müze olarak kullanılması planlanan Güney Kule bölümünün açılışı yapıldı. Açılışa Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, AK Parti İzmir Milletvekili Erdal Kalkan, Almanya'nın Ankara Büyükeçisi Dr. Eckartz Cuntz, Studiosus Vakfı Başkanı Ruth Hopfer-Kubsch Başaran Ulusoy, AK Parti İzmir İl Başkanı Ömür Kabak, Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven çok sayıda Türk ve Alman misafirler katıldılar. Günay, Bergama'da düzenlenen törende yaptığı konuşmada, restorasyona katılan Türk ve Alman çalışanlarını alkışladığını belirterek, 'Bu emsalsiz eseri geçmişten bu güne bu günden geleceğe taşımak için büyük gayret gösterdiniz. Bu emek gerçekten alkışlanmaya değer' dedi.Türkiye'nin doğudan batıya kuzeyden güneye büyük zenginlikler barındıran arkeolojik bir park olduğunu ifade eden Günay, bu zenginliklerin farkında olduklarını ve tarihi zenginliklere, dönem, kültür, medeniyet ayrımı yapmadan 'insanlığın emaneti' anlayışıyla yaklaştıklarını söyledi. Kızıl Avlu'nun Mısır Tanrıları için yapılan, daha sonra çok tanrılı bir tapınak olarak kullanılan Hırıstiyanlığın ilk kiliselerinden biri olarak hizmet veren, bir bölümü de camii olarak kullanılan emsalsiz bir yapı olduğunu ifade eden Bakan Günay, Türkiye'nin pek çok yerinde sahip olunan benzer yerleri koruyarak geleceğe aktarmak için çalışmalar yürüttüklerini kaydetti. KAZILAR SÜRDÜRÜLÜYOR Türkiye'de son yıllarda arkeolojik kazıların sayısının arttığını, bu kazılara ayrılan ödeneğin de yüzde 600 oranında yükseltildiğini belirten Günay, halen Türk ekiplerince 140, yabancı arkeolojik ekiplerce 40 kazının yürütüldüğü bilgisini verdi. Yabancı kazı ekipleri arasındaki Alman ekiplerinin gayretle çalıştıklarını belirten Günay, kazı çalışmaları sırasında koruma, çevre düzeni, restorasyon ve bilimsel yayın kriterlerine önem verdiklerini ifade ederek, yabancı kazılara ilişkin Bakanlık olarak yeni düzenlemeler yapma kararı aldıklarını ve bu düzenlemelerde belirtilen kriterleri arayacaklarını söyledi. Bakan Günay, Türkiye'nin kültür zenginliklerinde Ege'nin ve özellikle İzmir'in ayrı bir yere sahip olduğuna işaret ederek, Bakanlık olarak 'Ege Uygarlıkları Müzesi' projesi olduklarını ve bu müze için İzmir'de yer arayışlarının devam ettiğini kaydetti. TURİZM BELİRLEYİCİ BİR SEKTÖR Dünya ekonomisinde turizmin çok belirleyici bir sektör olduğunu ifade eden Bakan Günay, Türkiye'nin turizminin sadece Akdeniz çanağı ile sınırlı kalmaması yönünde çalışmaları olduğunu belirterek, kültür turizminin yeni gelişen bir alan olduğunu, bu alanda Bergama'nın da büyük payı bulunduğunu söyledi. Bakan Günay, Türkiye'nin kültür turizmi alanında çok şanslı bir ülke olduğunu bildiren 'Türkiye'nin amacı tarihine sahip çıkan, tarihini bilen, ama uygar bir ülke olarak geleceğe doğru yol alan bir ülke olmaktır' dedi. Almanya'nın Ankara Büyükeçisi Dr. Eckartz Cuntz ve Alman konuklara seslenen ve Almanya'da bu gün genel seçim heyecanı yaşandığını hatırlatan Bakan Günay, 'Almanya, Avrupa'nın önemli kanaat liderlerinden biridir. Almaya'daki seçimlerin Avrupa'nın çoğulcu kimliğine katkıda bulunmasını diliyorum' dedi. 28.09.2009 YURT HABERLER 588321 Çin Başbakanı Kuzey Kore'ye gidecek HAKAN ALBAYRAK Çin Başbakanı Kuzey Kore'ye gidecek PEKİN (A.A) Çin Başbakanı Ven Ciabao'nun, nükleer sorunla ilgili görüşmeleri yeniden başlatmak için gelecek hafta Kuzey Kore'ye gideceği bildirildi. Kuzey Kore'nin resmi Kore Merkezi Haber Ajansı (KCNA), Ven'in 4-6 Ekim günlerinde Pyongyang'a 'iyi niyet ziyareti' yapacağını duyurdu. Güney Kore'nin Yonhap Haber Ajansı da diplomatik kaynaklara dayanarak, bu ziyaret sırasında kesintiye uğrayan altılı görüşmelerle ilgili bir açıklama yapılabileceğini ileri sürdü. Kuzey Kore lideri Kim Jong-il bu ayın başlarında Çin'den gelen bir heyeti kabulünde, ülkesinin nükleer programını çok taraflı görüşmelerle sona erdirmek için çalışacağını söylemişti. Zaten yoksul durumda olan Kuzey Kore, füze fırlatması nedeniyle geçen mayıs ayında Birlemiş Milletler'in yaptırımlarıyla karşı karşıya kalmıştı. Bu ülkenin nükleerden arındırılması amacıyla Çin'in ev sahipliğinde ABD, Rusya, Güney Kore, Kuzey Kore ve Japonya'nın katılımıyla düzenlenen altılı görüşmeler, yaklaşık bir yıldır yapılamıyor. Pyongyang yönetimi, ABD'nin düşmanca tutumunu değiştirene kadar görüşmeleri boykot edeceğini açıklamıştı. 28.09.2009 DÜNYA 587884 İntikam için değişti BEKİR HAZAR İntikam için değişti Bir iftira sonucu cezaevinde 10 yıl geçirdikten sonra intikam için yüzünü tamamen değiştirerek yeni bir kimliğe bürünen Yusuf'un öyküsü; 'Ezel' bu akşam başlıyor Kenan İmizalıoğlu, Cansu Dere ve Yiğit Özşener'in rol alacağı Ezel başlıyor. Herkesin kimseye anlatmadığı bir sırrı var. Herkesin bir başkasına göstermediği gizli bir yüzü. Ezel'in oyununda, günlük hayatın maskelerinin arkasında insanların bu vahşi, zalim, ne hırslarından ne de aşklarından bir türlü vazgeçemeyen gerçek yüzleri ekrana gelecek. Önce Yusuf vardı. Küçük dünyasında mutluydu. Sonra Yusuf bir kız sevdi. Ona âşık oldu. Askerden gelecek, onunla evlenecekti. Evrende herşey yerli yerindeydi. Ama Yusuf birden cinayetten hapiste buldu kendini. Bildiği hayat, güvendiği insanlar bir anda yok oldu. Yerine, tek bir soru, on yıl boyunca kızgın bir damga gibi beynini dağladı durdu: Niye? Sevdiği kız Eyşan, en iyi arkadaşı Cengiz ve abisi bildiği Ali, ona korkunç bir oyun oynamıştı. Yusuf cevapları bulamıyordu, çaresizdi. Ta ki hapishanede hayatını değiştirecek bir adamla tanışana dek. Önce Yusuf vardı. Sonra Yusuf öldü. Ezel doğdu. Başka bir yüzle. Başka bir kimlikle. Ama aynı yakıcı soruyla. Niye? SHOW TELEVİZYON 588326 ABD askerlerinin çekilmesine itiraz HAKAN ALBAYRAK ABD askerlerinin çekilmesine itiraz ABD Savunma Bakanı Gates, Afganistan'daki Amerikan birlikleri için çekilme takvimi ve çıkış stratejisi oluşturma çağrılarını reddetti. NEW YORK (ANKA) ABD Savunma Bakanı Robert Gates, Afganistan'daki Amerikan birlikleri için çekilme takvimi ve çıkış stratejisi oluşturma çağrılarını reddetti. CNN haber kanalına verdiği özel demeçte Bakan Gates, Afganistan'daki operasyonları bitirmek için tarih belirlemenin stratejik bir hata olacağı uyarısında bulanarak, Afganistan'da başarısızlığın Amerika'ya büyük bir darbe olacağını söyledi. Gates, yenilginin, felaket boyutlarında sonuçlara yol açabileceğini belirterek, El Kaide gibi örgütlerin faaliyetlerini güçlendireceğini belirtti. Konuyla ilgili Amerikan ABC televizyonuna da konuşan Savunma Bakanı Gates, ABD Başkan Barack Obama'nın, Afganistan'a asker göndermeden önce Amerikan stratejisini gözden geçirdiğini, bu konuda komutanlarla görüş ayrılığı yaşamadığını bildirdi. Gates, Afganistan'daki Amerikan kuvvetleri komutanı Orgeneral Stanley McChrystal'ın daha fazla asker istediğini, bununla birlikte Amerikalı generalin, mevcut stratejinin gözden geçirilmesine destek verdiğini söyledi. 28.09.2009 DÜNYA 587518 Kaka sitem etti! Kaka sitem etti! 27/09/09 19:36 HTSPOR.COM İspanyol yayın organı AS'a açıklamalar yapan Kaka, takımının Tenerife'i 3-0 yendiği karşılaşmada; sonradan oyuna girmiş olmasına rağmen gol attığını; fakat maça yedek başlamanın kendisini hayal kırıklığına uğrattığını ifade etti. Real Madrid gibi büyük bir kulüpte rotasyonun doğal olduğunu belirten yıldız futbolcu; yedek kulübesinde oturmaktan hoşlanmadığını sözlerine ekledi. Kaka, ezeli rakipleri Barcelona için ise yorum yapmaktan kaçındı. Tenerife'i Benzema'nın iki ve Kaka'nın golleriyle 3-0 mağlup eden Real Madrid, 5'te yaptı. 589022 Türk taarruz helikopteri T129 ilk uçuşunu yaptı Milli Savunma Bakanı Gönül, Türk taarruz helikopteri T129'un ilk uçuşunu gerçekleştirdiği, AgustaWestland firmasının Milano yakınlarındaki tesislerinde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, T129'un en son nesil helikopter motoruna sahip olacağını belirterek, bu son nesil motor sayesinde helikopterin yüksek ısı ve yüksek irtifada uçabileceğini söyledi. Helikopterin motorunun TUSAŞ Motor Sanayii'nde monte edileceğini, ASELSAN ile diğer Türk yüklenicilerin de projede yer alacağını kaydeden Gönül, ATAK projesiyle iki ülke arasındaki ilişkilerin ve savunma sanayi işbirliğinin daha da güçleneceğini ifade etti. Milli Savunma Bakanı Gönül, T129 helikopterlerinin bugünkü ilk uçuşunda gösterilen başarının uluslararası pazardaki konumunu güçlendireceğini, bugünkü başarılı uçuşla bu taarruz helikopterine diğer ülkeler tarafından da önemli bir ilgi gösterileceğini ifade etti. AgustaWestland tesislerinde ilk uçuşunu gerçekleştiren T129'u bir İtalyan bir de Türk pilot kullandı. Yaklaşık yarım saat süren gösteri uçuşu başarıyla gerçekleştirilirken, Milli Savunma Bakanı Gönül, pilotları kutladı. Bakan Gönül, helikopterin başında yaptığı açıklamada, T129'un ilk deneme uçuşunu gerçekleştirmesine rağmen, bütün manevraları başarıyla yaptığını, bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetlerinin göz bebeği olacağına inandığını söyledi. Gönül, helikopterdeki en gurur verici noktalardan birinin de Milli Görev Bilgisayarı olduğuna dikkati çekti. -İTALYA MİLLİ SAVUNMA BAKAN YARDIMCISI- İtalya Milli Savunma Bakan Yardımcısı Guido Crosetto da törende yaptığı konuşmada, bugünün, Türkiye ile İtalya arasındaki savunma sanayi işbirliği açısından önemli bir gün olduğunu, Türkiye'nin İtalya'nın savunma sanayinde önemli bir ortak olduğunu söyledi. Crosetto, Türkiye ile ilişkilerin savunma sanayi ve diğer alanlarda çok iyi düzeyde bulunduğunu belirterek, ''İtalya, Türkiye'yi her zaman kendisine çok yakın hissetmektedir'' diye konuştu. Guido Crosetto, Türk savunma sanayinin de dünya da önemli bir yeri olduğunu vurguladı. -AGUSTAWESTLAND ÜST YÖNETİCİSİ ORSİ- AgustaWestland firmasının Üst Yöneticisi (CEO) Giuseppe Orsi ise yaptığı konuşmada, T129 projesinin takvimine göre hızlı bir şekilde ilerlediğini söyledi. TUSAŞ'ın çok yüksek bir teknolojik potansiyele sahip olduğunu belirten Orsi, bu projenin de TUSAŞ ile Türk havacılık sanayi sektörüne önemli katkı sağlayacağını kaydetti. Orsi, bugün gerçekleştirilen ilk uçuşun, Türk savunma sanayinde uzun bir geçmişe dayanan ortaklığın vardığı dönem noktasının yanı sıra müşteri odaklı ve verimli işbirliğinin de örneği olduğunu belirtti. Giuseppe Orsi, bugün itibariyle Türk havacılık sanayinin önemli bir aşamaya geldiğini de vurguladı. Dünyanın en gelişmiş taarruz helikopterinin ilk uçuşunu kutlamaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten Orsi, şöyle konuştu: ''Bugün gerçekleştirdiğimiz bu ilk uçuş, hem Türk sanayisiyle uzun bir geçmişe dayanan ortaklığımızda önemli bir dönüm noktası hem de bu işbirliğinin en modern, en müşteri odaklı çözümleri vaad edilen zaman planı çerçevesinde üretmede ne kadar üretken, ne kadar verimli olduğunun da en güzel göstergesi. Bugün Türk havacılık sanayisi, helikopter pervanesi teknolojisinde yepyeni bir döneme giriyor. Bu başarılı işbirliğini aynı verimlilikle geleceğe taşımaya kararlıyız.'' -TUSAŞ GENEL MÜDÜRÜ DÖRTKAŞLI- Törende bir konuşma yapan TUSAŞ Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı da T129'un kategorisinde en gelişmiş helikopter olduğunu belirterek, 2008 yılında başlayan sürecin bugün en ileri aşamasına ulaştığını söyledi. Bütün aşamaların planlanandan daha hızlı gerçekleştiğini, 2013 yılı Temmuz ayında ilk milli taarrruz helikopteri olan T129'un Kara Kuvvetleri Komutanlığına teslim edileceğini bildirdi. Projedeki nihai amaçlardan birinin de bu helikopterin uluslararası pazara sunulması olduğunu kaydeden Dörtkaşlı, şunları söyledi: ''T129'un ilk uçuşunu izlemek üzere burada bulunmak büyük bir onur. Kategorisindeki en gelişmiş helikopter olacak T129, böylece hem kara kuvvetlerimizin ihtiyaçlarına cevap verebilecek, hem de dış pazarlar için çok çekici bir ürün olacak. Uluslararası helikopter pazarında Türkiye öncü bir rol üstlenecek. Bu noktaya uzun bir yolculuğun ardından geldik. ATAK Takımı'nın gösterdiği bu başarıdan gururluyuz. Bu başarının ardından başka başarıların da geleceğine olan güvenimiz tam.'' TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ (TAI) havacılık ve uzay sistemlerinin hem tasarım, geliştirme, üretim ve entegrasyonda, hem de modernizasyon ve satış sonrası destek süreçlerinde faaliyet gösteren bir teknoloji merkezi. TAI'nin Ankara'daki tesislerindeki dünya standartlarında en gelişmiş teknoloji ürünü üretim ekipmanları, havacılık ve uzay sanayinin pek çok değişik alanında üretim imkanı veriyor. Şirketin bin çalışanının 1200'ünü mühendisler oluşturuyor. Küresel ticari ve askeri helikopter pazarının en önde gelen oyuncularından biri olan Finmeccanica şirketi AgustaWestland, rakipsiz helikopter ürün gamını müşterilerinin misyon gereksinimleri için özel tasarlanmış eğitim ve teknik destek paketleriyle birlikte sunuyor. AgustaWestland'ın İtalya, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'nde üretim tesisleri bulunuyor. Türk şirketleri Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ) ve Aselsan ile İtalyan Finmeccanica Grubu şirketi AgustaWestland'ın oluşturduğu Türk Taarruz Helikopteri (ATAK) T129'un ilk prototipinin uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi. AgustaWestland'ın İtalya'nın Milano'ya bağlı Vergiate kentindeki tesislerinde düzenlenen törende, T129'un ilk prototipi olan P1'in ilk uçuşunu AgustaWestland ve TAI pilotları planlanan zaman ve performans hedefleri dahilinde gerçekleştirdiler. ATAK Programı, Türk Kara Kuvvetlerinin ihtiyacı olan 50 kesin ve 41 opsiyonel taarruz ve taktik keşif helikopterinin, küresel standartlardaki yüksek teknoloji ürünü aviyonik ekipmanlar ile tamamen Türkiye'de geliştirilecek donanım ve yazılım ürünlerinin bir araya getirilmesiyle Türkiye'de üretilerek teminini hedefliyor. Türk havacılık sanayinin tasarım, geliştirme ve üretim fazlarının hepsinde de yabancı ortaklarıyla eşit şartlarda yer aldığı program, planlanan zaman ve bütçe şartlarında ilerliyor. Bugünkü ilk uçuş törenini Milli SAvunma Bakanı Vecdi Gönül'ün yanı sıra Savunma Sanayi Müsteşarı Murat Bayar, ASELSAN ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı yetkilileri de katıldı. -TUSAS-AGUSTA WESTLAND İŞBİRLİĞİ- AgustaWestland Türkiye'de 1960'ların başından bu yana, hem değişik modellerde ticari ve askeri helikopter ve hava araçlarının satışlarıyla, hem de endüstriyel işbirlikleri ve ortaklıklar üzerinden yürüttüğü uzun vadeli ve verimli bir geçmişe sahip. AgustaWestland'ın Türk sanayisi ile olan ilişkisi, 2004 yılı Mart ayında ürün gamındaki en gelişmiş ürünlerden bir tanesi olan AW139 Medium Twin modeli için TAI ile başlattığı işbirliği ile yeni bir döneme girdi. TAI, kısa süre içinde kendi sınıfında global pazarın gözdesi olan bu yeni nesil orta sınıf çift motorlu helikopterin gövdesinin üretimini üstlenmişti. AgustaWestland'ın en gelişmiş ürünlerinden birisi olan bu helikopterin üretimi için başlatılan bu işbirliği, şirketin Türk havacılık ve uzay sanayi ile çok daha uzun ömürlü yeni bir ilişki dönemini başlattı. T129 anlaşması, TAI'yi ana yüklenici, AgustaWestland ve Aselsan'ı ise ana alt yükleniciler olarak belirliyor. Agusta Westland firmasi, Türk Genel Maksat Helikopter Programıyla da ilgileniyor. Programın gereksinimlerini karşılayabilmek için AgustaWestland modern askeri gereksinimlerin tamamını karşılayabilecek çok rollü, 8,1 tonluk bir orta sınıf yeni nesil helikopter olan TUHP 149'u aday olarak Türkiye'ye sunuyor. TUHP 149, orta sınıf çift motorlu kategorisindeki yeni nesil maliyet etkin helikopter ihtiyacını karşılamada önemli bir rol üstlenmesi için tasarlandı. AgustaWestland TUHP 149,9 AgustaWestland'ın Türk Genel Maksat Helikopter Programı (Turkish Utility Helicopter Programme TUHP) için geliştirdiği aday helikopteri. Modern askeri gereksinimlerin tamamını karşılayabilecek çok rollü bir orta sınıf yeni nesil helikopter olan TUHP 149, 8,1 ton ağırlığa sahip. Tasarım Unsurları TUHP 149, tasarım harikası, balistik korumalı, yüksek verimlilikli kompozit kanatlı ana pervane ve kanatlı kuyruk pervanesi ile yüksek hızlı, düşük sarsıntılı, sessiz ve pürüzsüz bir seyir sunuyor. 18 adete kadar asker/yolcu taşıyabilme kapasitesine sahip geniş kabin, raylı geniş kapıları ile hem askerlerin hızlı inmelerini binmelerini sağlıyor, hem de büyük hacimli yüklerin yüklenmesini olağanüstü kolaylaştırıyor. Modern savaş konseptleri için özel olarak tasarlanmış olan TUHP149, tam entegre misyon ekipmanlarına ve gerekenin çok üzerinde kritik sistemlere sahip bir açık sistem mimarisi ile donatılmış, tam dijital bir helikopter. Türk Genel Maksak Helikopter Programı, pilotların iş yükünü azaltarak misyona yoğunlaşabilmelerini sağlayacak eksenli bir otomatik pilot sistemine ve modern cam kokpite sahip. Helikopter, çarpmaya dayanıklı unsurları, zırhlı pilot koltukları, çarpmaya dayanıklı asker koltukları ve kendiliğinden kapanan yakıt tankları ile sağlam bir yapıya ve dolayısıyla yüksek beka kabiliyetine sahip. Yüksek ağırlık taşımaya müsait, yüksek enerji emici, yarı yarıya içeri çekilebilir yüksek hız iniş takımları sayesinde hem rahat iniş kalkış ve taksi yapabiliyor, hem de doğal yüzeylere inip kalkabiliyor. TUHP 149, olabilecek en minimum destek ile uçabilecek, helikopter verimliliğini optimum düzeyde tutarken tüm operasyonel ömrü boyunca tamir masraflarını minimumda tutacak ve böylelikle kamuya maliyeti mümkün olan en aşağı seviyeye çekecek şekilde tasarlandı. Helikopterin eğitiminde kullanılacak tam teçhizatlı bir 'D Seviye' simülatör de AgustaWestland tarafından planlanmakta. 588691 Kayıp çocuklar için Kayseri’de nokta arama çocuklar için ’de nokta aramaRecep İSTEK- A. Oğuz GÜNDÜZ/ KAYSERİ,(DHA) ’de kaybolan çocukla ilgili 25 kilometre çapındaki geniş alan aramasından sonra bugünden itibaren polis özel ekiplerce ev ev, daire daire uygulamasıyla nokta arama çalışmasına başlandı. Talas ilçesinde bayramın 2’nci günü olan 21 Eylül Pazartesi günü şeker toplamak için evlerinden çıktıktan sonra kaybolan 10 yaşındaki Türkan Ay ile yaşındaki Ahmet Tuna Tekin ve kardeşi yaşındaki Dilruba Tekin hala bulunamadı. Arama çalışmaları kapsamında, çocukların bulunduğu ev merkez alınarak, 25 kilometre çapındaki alanda arama çalışmaları tamamlandı. Diğer ekiplerin giremediği derin vadi, çukur, kuyu, mağaralara bakan Sivil Savunma Müdürlüğü ekipleri de yaklaşık 30 kilometrelik alanda yaptığı aramadan sonuç alamadı. Bunun üzerine sivil savunma ekipleri çalışmaları sonlandırdı. ise ilk çalışmayı bitirdikten sonra ikinci aşama olan nokta aramaya geçti. Aramalara daha önce olduğu gibi trafik, bölge trafik, başta olmak üzere idari bürolarda çalışan polis memurları katıldı. Çoğunluğu sivil yaklaşık 800 polis memurunun dönüşümlü olarak katılacağı aramalarda, yine 25 kilometrelik alanda titiz bir arama daha başlatıldı. Bu çerçevede arama yapmak için özel ekipler oluşturuldu. Ayrıca, Yamula Gölü ve kıyılarında da arama yapmak üzere ekipler görevlendirildi. Kent merkezinde ve Talas ilçesinde binaların olduğu yerlerde ise, nokta arama çalışmasına başlandı. Dairelerle, katlarının, kömürlük, depo ve diğer alanlarının tek tek aranarak, tutanaklara geçirileceği ifade edildi. Arama çalışmalarının yanı sıra polis de ailelerin de hayatlarının her aşamasını incelemeye aldı. KAYMAKAM VE BAŞKAN’DAN ZİYARET Bu arada, çocukları kaçırılan ailelerden Tekin ailesine Talas Kaymakamı Salih Bıçak, Belediye Başkanı Rifat Yıldırım, İl Genel Meclisi başkanı Sadettin Aydın ziyarette bulundu. Ziyaret sırasında kaymakam Salih Bıçak “Şu anda arama çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Aileler açısından ve bizim açımızdan zor bir durum” dedi. 588665 Hastanede yangın paniği Adana'da özel bir hastanenin arşiv bölümündeki yangın itfaiyenin müdahalesiyle söndürüldü. Hastanede korkuya yol açan yangında ölen ya da yaralanan olmadı. Alınan bilgiye göre, Atatürk Caddesi üzerindeki özel bir hastanenin 14. katındaki arşiv bölümünde, henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Atatürk Caddesi trafiğe kapatılırken, yangına Adana Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi ekipleri araçla müdahale etti. Bu arada, endişelenen bazı hasta yakınları bina dışına çıktı. Vatandaşlar ve hastaneye gelenler ve personel, itfaiyenin çalışmalarını izledi. Ekipler, binanın 14'üncü katındaki yangına merdiven uzatarak da müdahale etti. Yangın, büyümeden söndürüldü ve ekipler soğutma çalışmalarına başladı. Yangının çıkış nedeninin belirlenmesi için çalışmaların sürdüğü öğrenildi. 587629 Sibel Çarmıklı ve oğlu gözaltında Sibel Çarmıklı ve oğlu gözaltında"Çürük Çetesi" soruşturması sosyeteye sıçradı 28.09.2009 00:02Nihat ULUDAĞ İSTANBUL (AHT) Karargah Evleri soruşturmasını yürüten Hava Kuvvetleri Komutanlığı Adli Müşaviri Hava Savcı Albay Ahmet Zeki Üçok'un tutuklanmasına neden olan Çürük Çetesi soruşturmasında adı geçen Sibel Çarmıklı ile oğlu Murat Çarmıklı İstanbul Organize Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı. Sibel Çarmıklı ve oğlunun Hava Kuvveteri Komutanlığı'na ait satılamaz şerhi bulunan bir arazinin satın alınabilmesi için, siyasetçi ve işadamı H.Ç. ile görüştüğü iddia edilmişti. Arazinin şerhinin rüşvet karşılığında kaldırılması amacıyla Çarmıklar'ın suç örgütünün liderliğini yaptığı öne sürülen M.T.T. ve Ahmet Zeki Üçok ile bir araya gelerek görüştükleri de ileri sürülen iddialar arasında. Sibel Çarmıklı 29 Mart Yerel Seçimleri'nde AK Parti'den Beşiktaş belediye başkan adayı omuştu. 588072 Pis makyaj Zamanın geçtiğini hep biliriz de, somut sonuçlarıyla karşılaşınca afallıyor insan. Yeni fark ettim: 12'sini dolduran oğlumun bıyıkları terlemeye başlamış. Şaşırtsa da üzücü değil bu. Ama bir haber başlığı moralimi bozuverdi: "Brigitte Bardot 75 yaşında!" Gençler ne demek istediğimi anlamazlar. BB'nin çekiciliği başka yıldızların harcıalem cazibesine benzemezdi. Baştan çıkarıcılık ile masumluğun şipşirin bir karışımıydı özelliği. Peri kızı vücudunun üstüne bebek başı kondurulmuş gibiydi. Bu "çocuk kadın" önce Fransa'nın, sonra dünyanın yıllar yılı gözdesi oldu. (Herkesin içinde bir nebze sübyancılık mı var acaba?) Şimdi bu Brigitte 75 yaşında ve bumburuşuk ha? Hay Allah... 588670 Neşeli Hayat'ın yüzü!-Galeri 'NOEL BABA' ROLÜNÜ CANLANDIRDI Yılmaz Erdoğan, sinemaya 'neşeyle' dönüyor! Ünlü oyuncunun senaryosunu ve yönetmenliğini üstlendiği 'Neşeli Hayat' filmi, 27 Kasım'da seyirciyle buluşacak. Erdoğan'ın 'Noel Baba' kılığına giren ama bunun ne olduğunu dahi bilmeyen 'Rıza Şenyurt'u da canlandırdığı filmin yapımcısı ise Necati Akpınar. AFİŞLER FİLMİN İNTERNET SİTESİNDE Çekimleri İstinye Park ve Reşitpaşa Mahallesi'nde yapılan filmin başrolündeki Erdoğan'a BKM Mutfak'tan Ersin Korkut ve Büşra Pekin eşlik etti. Film için Emre Erdem ve Mehmet Turgut dokuz farklı afiş tasarladı. www.neselihayat.com'da yayınlanan bu afişlerden biri, Yılmaz Erdoğan ve ekibi tarafından seçilecek. Sabah Multimedia 588319 Battaniye altında opera izlediler KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN AKTAY Battaniye altında opera izlediler AĞRIAğrı'nın Doğubayazıt ilçesinde 'Ağrı Dağı Efsanesi' operası sahnelendi. İshak Paşa Sarayı'nda sahnelenen operayı izlemeye gelenlerden bazıları soğuk hava nedeniyle battaniye kullanmak zorunda kaldı. 4. Uluslararası Ağrı Dağı Efsanesi Festivali kapsamında Yaşar Kemal'in aynı adı taşıyan romanından Çetin Işıközlü tarafından sahneye uyarlanan "Ağrı Dağı Efsanesi" operası, İshak Paşa Sarayı'nda sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Gürcistan Devlet Senfoni Orkestrası'nın da hazır bulunduğu operada, Ankara ve İstanbul Devlet Opera sanatçıları sahne aldı. Etkinlik, 27 Eylül Dünya Turizm Günü nedeniyle Ağrı Valiliği'nin katkıları ile Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği (ATİD) tarafından düzenlendi. Programda konuşan ATİD Başkanı Seçim Aydın, "Türkiye'de bulunan kültürel değerlerin turizm aracılığı ile dünyaya aktarmasında ulaştığı seviyenin ve bunları birer tanıtım imkânı olarak kullanabilmesinin bir göstergesi olması açısından bu etkinlik özel bir önem taşıyor." dedi. Ağrı Valisi Mehmet Çetin de, "Yaşamanın çok zahmetli olduğu ilimizin tarihi mekânlarını bu tür etkinliklerle dünya çapında duyuracak olmanın heyecanı içerisindeyim." diye konuştu. Sahnelenen operanın ardından Vali Çetin, etkinliğe katılan sanatçılara plaket verdi. Öte yandan, etkinliğe katılamayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, tebrik mesajı göndererek Dünya Turizm Günü'nü kutladılar. BATTANİYEYE SARILDILAR Bu arada, operaya soğuk hava damgasını vurdu. Akşam saatlerinde hava sıcaklığının sıfırın altında eksi dereceye kadar düştüğü İshak Paşa Sarayı'nda sahnelenen operaya çok sayıda vatandaş ilgi gösterdi. Operayı izlemeye gelenler soğuktan battaniyelere sarıldı. 28.09.2009 588110 İran, Kısa Menzilli Füzeler Denedi İran, Kısa Menzilli Füzeler Denedi Devrim Muhafızları'ndan yapılan açıklamada, füzelerin başarı ile denendiği belirtildi. Açıklamada ayrıca, İran'ın kısa menzilli füzelerinin olası saldırılara karşı daha isabetli hale getirildiği ifade edilerek "Herhangi bir askeri eyleme ezici şekilde yanıt vereceğiz. Hangi ülke ya da rejimden geldiği önemli değil" denildi. İran'ın bu testleri gerçekleştirmedeki zamanlaması, nükleer programı nedeniyle artan uluslararası baskılara karşı bir güç gösterisi olarak yorumlanıyor. Öte yandan Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanı Robert Gates, Tahran'ın nükleer programına ilişkin olarak "İran'ı ikna etmenin yolu askeri eylemden ziyade diplomasi ve yaptırımlardan geçiyor" yorumunu yaptı. 589080 Sarkozy ile Villepin kavgası mahkemelik oldu Dominique de Villepin'in avukatı, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin mahkemeye gelerek ifade vermesi talebiyle bugün resmen mahkemeye başvuruda bulundu. Sarkozy'nin geçen hafta televizyon kanallarında yaptığı açıklamada müvekkilini suçladığını belirten avukat, ''Sarkozy'nin masumiyet karinesi ilkesini çiğnediği gerekçesiyle ifade vermesini'' istedi. Bununla birlikte, yasalara göre dokunulmazlığı olan Sarkozy'nin mahkemeye giderek ifade vermesinin mümkün olmadığı belirtiliyor. Dominique de Villepin, geçen hafta başlayan duruşmadan önce basına yaptığı açıklamada, hakkında açılan davayla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Sarkozy'yi ağır bir şekilde suçlamış ve ''Bana karşı olan, bana karşı saplantısı olan, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy yüzünden buradayım. Mahkemeden ismimi temize çıkararak, Fransız halkı önüne özgür bir şekilde çıkacağım'' demişti. Hakkında ön soruşturma açılan Villepin'in bürosu ve evi, yargıç denetiminde polis tarafından iki kez aranmış, bazı belge ve dokümana el konmuştu. Fransa'da "Clearstream skandalı" ile anılan davayla ilgili olarak, "Villepin'in başbakanlık ve içişleri bakanlığı yaptığı dönemde, gizli servisi kullanarak, cumhurbaşkanı adaylığı yarışındaki rakibi Nicolas Sarkozy'yi yıpratmak istediği" iddia ediliyor. 588578 Beşiktaş'ta trafik kazası: 13 yaralı Maslak'taki Harp Akademilerinden Gümüşsuyu Asker Hastanesine giden ve içinde askerler ile asker yakınları bulunan 34 BM 186 plakalı servis midibüsü, Barbaros yokuşundan Beşiktaş yönüne inerken, freninin boşalması sonucu, önünde seyir halinde bulunan 34 UZD 13 plakalı otomobile çarptı. 34 FIN 56 ve 34 DL 2742 plakalı iki aracın da birbirlerine çarparak karıştıkları kazada midibüs, Beşiktaş Semt Polikliniğinin bulunduğu Bostancı Veli Sokak girişindeki çöp konteynerin ve ağaca çarparak durabildi. Kaza sonrası askeri serviste bulunan asker ve asker yakınları, çevredeki vatandaşların yardımıyla midibüsten çıkarılarak Beşiktaş Semt Polikliniğine götürüldü. Aralarında çocukların da bulunduğu asker yakınları ve askerlerden oluşan 13 yaralı, daha sonra ambulanslarla Taksim İlkyardım ve Gümüşsuyu Asker hastanelerine sevk edildi. Yaralanan 13 kişi arasında kolu kırılan bir askerin de bulunduğu, diğer yaralıların durumunun ise iyi olduğu belirtildi. 587931 Gökova'ya görkemli uğurlama Gökova'ya görkemli uğurlama KOCAELİ (A.A) TCG Gökova Fırkateyni, Aden Körfezi, Somali açıkları ve Arap Denizi'nde deniz haydutluğuyla mücadele etmek için Gölcük Deniz Üssü Poyraz Limanı'ndan görkemli bir törenle uğurlandı. Harp Filosu Komutanı Tümamiral Mücahit Şişlioğlu, Poyraz Limanı'nda düzenlenen törende, 27 Eylül 1538'de Amiral Barbaros Hayrettin komutasındaki Osmanlı donanmasının Cenevizli Amiral Andrea Doria komutasındaki büyük Haçlı donanmasını yenilgiye uğrattığını, böylece denizcilik tarihimizde ölümsüz bir zafer kazanıldığını, bugünün aynı zamanda Deniz Kuvvetleri Günü olarak kutlandığını anımsattı. Gurur verici bir diğer olayın da Görev Kuvveti 151 Komutanı taktik komutasındaki TCG Gökova Fırkateyni'nin Aden Körfezi'ne uğurlanması olduğunu ifade eden Şişlioğlu, “Bu sular mazimizin ilk komutanları Piri Reis, Selman Reis, Murat Reis, Seydi Ali Reis ile Türkiye Cumhuriyeti Bahriyesinin Türk sancağını şan ve şerefle dalgalandırdığı bize yabancı olmayan denizlerdir' dedi. ay kalacak TCG Gökova Fırkateyni Komutanı Deniz Yarbay Ender Kahya, Ekim 2009-10 Şubat 2010 tarihlerinde 267 personelle uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde başarıyla tamamlayıp döneceklerini bildirdi. 28.09.2009 589074 Antalya'da kaza: ölü, 11 yaralı Edinilen bilgiye göre, Demokrasi Kavşağı'ndan Antalya Havalimanı istikametine giden iş makinesinin ön sol tekeri arızalanınca araç yalpalamaya başladı. Sürücüsü şerit değiştirmek isterken aynı yöne seyreden 07 AB 0016 plakalı minibüsle çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle iş makinesi refüje çıktı. İçinde yolcuların bulunduğu minibüs ise takla attı. Kazada Mustafa Mercan (47) ve İsa Venez (16) olay yerinde öldü, minibüsteki yolculardan 9'u ise kendi imkanları ve çevredekilerin yardımıyla araçtan çıktı. Araçta sıkışan kişi olay yerine gelen itfaiye ekiplerince çıkarıldı. Yolculardan ikisinin hayatını kaybettiği belirlendi. Durumu ağır olan üçüncü şahıs ise hastaneye kaldırıldı. Kaza sebebiyle havalimanına giden yol uzun süre ulaşıma kapalı kaldı. Kazadan sonra kaçan iş makinesi sürücüsünü arama çalışmaları sürüyor. Yaralıların isimleri ise şöyle: Hasan Ayhan (45), Cengiz Erakça (37), Ramazan Küçükbaşkan (55), Ali İhsan Gülay (35), Ümit Kenan (37), Yusuf Tunalı (62), Erdoğan Turhan (45) Seçil Kutlu (22), Okan Üçgün (34), Enes Sancaktar (21), Hatice Keser (19), Fatma Keser (47), Ekrem Avcı (18), İpek Gün (19), Erhan Rençber. 589036 Ben yaptım oldu' nun kitabını yazıyor KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN AKTAY Ben yaptım oldu' nun kitabını yazıyor ADANAAdana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, siyasi yaşamının 21. yılında 'Ben yaptım oldu" adlı hatıra kitabı yazmaya başladı. Son yerel seçimlerde Milliyetçi Hareket Partisi(MHP)'nden Büyükşehir adayı olan ve bin 500 oy farkıyla başkanlığı kazanan Durak, siyasi geçmişini, belediye başkanlığı döneminde yaşadıklarını yazıya döküyor. Uzun süredir, kitap ismi arayan Durak, sonunda kitabinin ismini bulduğunu söyledi. Kitabın "Ben yaptım oldu" isminde çıkacağını vurgulayan Durak, "Belediye başkanlığı görevini yürütürken 'O ne der? Bu ne der?' diye düşünürseniz hiç bir icraat yapamazsınız. nedenle doğru bildiğinizi yapmanız lazım. Ben de öyle yaptım. Ama kararımı vermeden önce çok detaylı bir danışma sistemi uyguluyorum. Genelde yaptıklarım doğru çıktı. Çok kanunsuz iş de yaptım. Ben yaptım oldu." ifadelerini kullandı. Yöneticilerin imza atarken cesur olmaları gerektiğini ve bu prensibi genç bir memurken bir büyüğünden öğrendiğini kaydeden Adana Büyükşehir Belediye Başkanı, bugüne kadar da taviz vermeden uyguladığını kaydetti. Kişinin kendisinden emin olduktan sonra kanunsuz da olsa halkın yararına verdiği kararlarda sıkıntı yaşamayacağını öne süren Durak "Yönetici kişisel menfaat temin etmediğine dair kendine güveniyorsa hiç tereddüt etmesine gerek yok. Cesurca her icraatın altına imza atabilir." şeklinde konuştu. Bir işi yapmadan önce istişare de ettiğini anlatan Durak, "İlgili yerlerle konuşurum. Şu an tarihi taş köprünün trafiğe açılıp açılmamasını araştırıyoruz. Yüreğir Belediyesi'nin talebini Ulaşım Koordinasyon Merkezi'ne bildirdim. Onlar Seyhan'dan Yüreğir'e tek yön, olmasını istedi. Vali İlhan Atış'a da sordum. da Yüreğir'den Seyhan tarafına açılmasını istedi. Şimdi de meslek odalarına konuyu yazdım. Aldığımız kararlar herkesi memnun etmeyebiliyor ama kararları danışarak lıyoruz." dedi. BAYRAM MERDAN TEFTİŞ KURULU BAŞKANI OLUYOR Öte yandan Durak, Adana Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (Adana ASKİ) görevinden alınan Bayram Merdan'ın Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Başkanlığı'na getirileceğini duyurdu. Bayram Merdan ile belediyede birlikte başladıklarını ve görevlerini birlikte bitireceklerini anlatan Durak, "ASKİ Genel Müdürlüğü görevine getirdiğimiz Seyfettin Yılmaz çalışkan bir akadadaş. Bayram Merdan ise benim en yakın arkadaşım. Teftiş Kurulu Başkanlığı'na getireceğim. Teftiş Kurulu, belediyenin bütün girdi ve çıktılarını kontrol eder. Önemli bir görevdir." dedi. Merdan'ın ASKİ'deki görevini en iyi şekilde yerine getirdiğini anlatan Durak, artık Merdan'ın kendisine daha yakın olacağını vurguladı. 28.09.2009 587889 Milli bilardocular kendine güveniyor OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN Milli bilardocular kendine güveniyor Kastamonu'da düzenlenecek 28. Dünya Artistik Bilardo Şampiyonası'nda favori olarak gösterilen iki Türk sporcudan geçen yılın Dünya Şampiyonu Hacı Arap Yaman ile Dünya 3.'sü ve Avrupa Şampiyonu Serdar Gümüş, bu şampiyonadan çok umutlu olduklarını söylediler. Hacı Arap Yaman, milli takım olarak çok iyi çalıştıklarını ve şampiyonada dereceye gireceklerine inandığını dile getirdi. 28.09.2009 587808 Konya, Ordu'da kendini vurdu Konyaspor'un sayısı ise 49. dakikada rakip defansın ofsayt diye duraklamasını iyi değerlendiren kaptan Tayfun Türkmen'den geldi. Bu arada Orduspor'da Rıdvan, karşılaşmanın 68. dakikasında, Müslüm de 90. dakikada kırmızı kart görerek takımını kişi bıraktı. Konyaspor'da ise Yusuf, 90. dakikada kırmızı kartla oyundan atıldı. Bu sonuçla Hüsnü Özkara'nın çalıştırdığı Konyaspor, Orduspor karşısında aldığı beraberliğin ardından ligdeki puanını 14'e yükseltti. Sezona Osman Özdemir yönetiminde başlayan Orduspor ise üst üste 5. maçından da galibiyet çıkaramadı ve ligde puanda kaldı. YASİN ÇANAKÇI ORDU, CİHAN 588340 Fenerbahçe galibiyetle başladı! Fenerbahçe galibiyetle başladı! 28/09/09 10:41 Ev sahibi olmanın avantajını iyi kullanan Bosna BC, birinci periyodu 16-14 önde tamamladı. İkinci periyotta hücumda etkisini arttıran Fenerbahçe Üllker, bulduğu sayılarla skorda üstünlüğü yakalarken devreyi de 28-39 önde tamamladı. İkinci yarıda yeniden oyuna ortak olan ev sahibi ekip ise üst üste buluğdu sayılarla farkı eritse de Fenerbahçe Ülker final periyoduna 52-54 üstün girdi. Son periyotta üstünlüğünü korumasını bilen sarı-lacivertliler, maçtan 64-67 galip ayrıldı. Fenerbahçe Ülker'de Emir Preldzic attığı 18 sayı ile takımının en skorer ismi olurken, Lynn Greer 16, Gordon Giricek ise sayıyla maçı tamamladı. Fenerbahçe Ülker'in milli basketbolcusu Semih Erden pota altında topladığı 14 ribauntla maça damgasını vuran isim oldu. İHA 587851 Son 4.5 yılda kesilen ceza 64.5 milyar lira, tahsilat 14.5 milyar lira Güngör Uras Olayların içindenSon 4.5 yılda kesilen ceza 64.5 milyar lira, tahsilat 14.5 milyar lira 28 Eylül Pazartesi 2009 Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) vergi cezaları ve diğer para cezaları konusunda bir araştırma yaptırmış. Araştırmadaki ilgi çekici bilgileri özetleyerek aktarmak istiyorum. Vergi cezaları ve diğer para cezaları bütçenin önemli bir kalemi olarak kabul ediliyor. Ve de her yıl bütçeler hazırlanırken yıl tahakkuk edecek para cezaları için ‘hedef’ belirleniyor. Cezalar bütçe açığını kapatan bir kaynak olarak görülüyor. 2009 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nda gelirler 248 milyar lira, giderler 262 milyar lira olarak hedeflenirken, toplam gelirlerin 202 milyar liralık bölümünün vergilerden, 3.7 milyar liranın ‘cezalardan’ sağlanması öngörülmüştü... 2009’daki 3.7 milyar liralık ceza gelirinin, 2.2 milyar liralık bölümünün vergi cezasından, 1.1 milyar lirasının idari para cezasından, 214 milyon lirasının yargı cezasından, 126 milyon lirasının diğer cezalardan oluşması bekleniyordu. 2009’da 12 ay için belirlenen 3.7 milyar lira ceza hedefi, ilk ayda rekor biçimde aşıldı. Resmi kayıtlara göre ilk ayda tahakkuk eden cezalar 15 milyar liraya ulaştı. Doğan grubuna kesilen 3.7 milyar lira ceza hariç olmak üzere, bunun 12.4 milyar lirasını vergi cezaları, 1.9 milyar lirasını idari para cezaları, 340 milyon lirasını yargı cezaları, 120 milyon lirasını idari para cezaları, 138 milyon lirasını diğer idari para cezaları oluşturdu. 2009 yılındaki rekor artışta ’e 3.7 milyar lira vergi cezasının önemli payı oldu. Tahsilat yüzde 22.4 oranında Raporda yer alan bilgilere göre, 4.5 yılda, ağırlığı vergi cezaları olmak üzere, kişi ve kuruluşlara 64.5 milyar liralık ceza faturası çıkartıldı. Son olarak Doğan grubuna kesilen 3.7 milyar liralık da eklendiğinde 4.5 yılda kesilen ceza miktarı 68.2 milyar lirayı buldu. Bu miktara karşılık 2005 ile 2009 yılları arasında, (DYH’ye kesilen 3.7 milyar lira hariç) tahakkuk eden toplam 64.5 milyar liralık para cezasının sadece 14.5 milyar lirası tahsil edilebildi. Başkanı kesilen rekor ceza tutarlarına karşılık tahsilatın ise çok düşük oranlarda kaldığına dikkat çekiyor. Vergi cezalarının büyük bölümünün yargı tarafından ret edilmesi ve tahsilat güçlükleri, tahakkuk eden cezanın ancak yüzde 22.4’ünün tahsiline imkân veriyor. 2008’de uzlaşmaya gidenlerin vergilerinde yüzde 57, vergi cezalarında yüzde 97.5 gerçekleşti.  Geçen yıl uzlaşmaya konu edilen 178 bin 558 adet vergi dosyanın 160 bin 227’sinde uzlaşmaya varıldı.  Uzlaşmaya konu olan vergi tutarı 1.7 milyar lira olarak belirlendi.   Uzlaşma sonucunda tahakkuk eden verginin yüzde 57’sinden vazgeçilerek yüzde 43’lük bölümünde uzlaşma sağlandı.  Uzlaşma sonucu ödenecek vergi tutarı 741 milyon liraya düştü.  Uzlaşmaya giden vergi cezalarının toplamı da 2.3 milyar liraya ulaşırken, yapılan uzlaşma ile bunun da yüzde 97.5’inden vazgeçildi.  Uzlaşma sonucu mükelleflere toplam cezanın yüzde 2.54’ü olan 60.3 milyon lira ceza fatura edildi.  2008’de vergide uzlaşma yoluyla her 100 liralık verginin 57 lirası, her 100 liralık cezanın 97.5 lirası silindi.  Uzlaşma, fiiliyle, vergi ziyai ve vergi cezaları bulunmadığı sürece, bir şekilde vergi kaybına neden olan mükelleflere vergi cezalarından kurtulma imkânı sağlıyor.  Borçlularla uzlaşma yoluna giden ’nca uzlaşmalar sonucu, vergi alacaklarının yarısından fazlasından vazgeçildiği, vergi cezalarının ise neredeyse sıfırlandığı anlaşılıyor. Kaynak: 587975 Bitmeyen projelere eleştiri Bitmeyen projelere eleştiriMUSTAFA OĞUZ DHA güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda (TP) İl Başkanı Hakan Yıldırım, ’de hala 10 yıl önce gerçekleşmesi gereken projelerin çıkarılıp gündem oluşturulduğunu savundu. Yıldırım, “Günümüzde hala tamamlanamamış 30 senelik geçmişi olan projeler bulunmaktadır. Büyük Kanal Projesi 34 yıl, çevre yolu 28 yıldır tamamlanamamıştır. İzmir’de hala inşaatı devam eden metro inşaatı, banliyö hattı uzatılması, çarpık yapılaşmanın olduğu bölgelerde kentsel projeleri gerçekletirilicek. Yeni otobüs alımları olacak, deniz ulaşamı geliştirilecek, arıtma tesisleri ve çamur kurutma tesisleri kurulacak. İzmir’in birinci ligde takımı yokken yeni stadlar yapılacak. alanına yenileri eklenecekti” dedi. 588548 Federer ile Safina'nın keyfi yerinde! Federer ile Safina'nın keyfi yerinde! 28/09/09 12:30 ATP ve WTA Tour, erkekler ve bayanlar dünya klasmanını açıkladı. İsviçreli Federer, erkeklerde 11 bin 255 puanla liderliğini sürdürürken, İspanyol Rafael Nadal ikinci, İngiliz Andy Murray de üçüncü sıradaki yerini korudu. Rus Safina'nın liderliğini devam ettirdiği bayanlar sıralamasında ise ABD'li Serena Williams ikinci, ablası Venus Williams da üçüncü sıradaki yerini sürdürdü. Dünya klasmanında ilk 10 sıra ve puanları şöyle: -ERKEKLER- 1. (1) Roger Federer (İsviçre) 11255 puan 2. (2) Rafael Nadal (İspanya) 8845 3. (3) Andy Murray (İngiltere) 8390 4. (4) Novak Djokovic (Sırbistan) 7330 5. (5) Juan Martin del Potro (Arjantin) 6825 6. (6) Andy Roddick (ABD) 5050 7. (7) Jo-Wilfried Tsonga (Fransa) 3655 8. (8) Nikolay Davydenko (Rusya) 3535 9. (9) Fernando Verdasco (İspanya) 3430 10. (10) Gilles Simon (Fransa) 3090 -BAYANLAR- 1. (1) Dinara Safina (Rusya) 8340 puan 2. (2) Serena Williams (ABD) 7807 3. (3) Venus Williams (ABD) 6645 4. (4) Elena Dementieva (Rusya) 6015 5. (5) Caroline Wozniacki (Danimarka) 5850 6. (6) Svetlana Kuznetsova (Rusya) 5202 7. (7) Vera Zvonareva (Rusya) 5200 8. (8) Jelena Jankovic (Sırbistan) 4870 9. (9) Victoria Azarenka (Belarus) 4592 10. (10) Flavia Pennetta (İtalya) 3490 (Not: Parantez içindeki rakamlar, tenisçilerin bir önceki sıralamasını gösteriyor.) 587850 İstanbul’da 13 bin kişilik ekonomi tartışması Hurşit Güneş Göstergeİstanbul’da 13 bin kişilik ekonomi tartışması 28 Eylül Pazartesi 2009 Her yıl düzenlenen ve ’nın yıllık toplantısı bu yıl 6-7 Ekim tarihlerinde ’da toplanıyor. bu toplantılara ilk defa evsahipliği yapmıyor. Bundan 54 yıl önce de bir kez evsahipliği yapmış. Bu toplantılara öncelikle Merkez bankaları yöneticileri, maliye bakanlıklarının üst düzey bürokratları, özel kesim temsilcileri ve akademisyenler katılıyor. Bu toplantılar, iki yıl üst üste ’da, üçüncüsünde de bir başka ülkede yapılıyor. 2008’de gerçekleştirilen toplantılara yaklaşık bin kişi katılmış. Ancak Washington dışındaki toplantılara çok daha fazla kişi katılıyor. İstanbul ise en kalabalık olanlardan biri olabilir çünkü ’da... Bu nedenle 13 bini aşan bir katılım bekleniyor. Krize çözüm Önceki yıl birkaç görevli İstanbul’a gelerek gündem konusunda bizden de fikir almıştı. zaman aklımıza gelmediğinden, ve diğer ülkelerinin büyümesine işaret etmiştik. Fakat şimdi ana gündem küresel kriz. Bu yılki toplantının başlığı da “Krize çözüm, toparlanmaya destek.” Geçen haftaki ülkeleri toplantısından bir sonuç çıkmamıştı. Bu toplantıdan da bir şey beklenmemeli. Çünkü bu toplantılarda siyasal liderler olmaz. Uzmanlar yaklaşım ve tahminlerini ortaya koyar. Çözümler tartışılır. Ancak resmi programda olmayan, G-7’de yer alan ülkelerin ve maliye bakanları da Ekim’de bir araya geliyor. İlk gün bir IMF yetkilisi (JosÈ ViÒals) Küresel Finansal İstikrar Raporu açıklayacak. Bu rapor önemli. Ardından (1 Ekim’de) IMF’nin Ekonomi Danışmanı Prof. dünya ekonomisinin görünümünü özetleyecek. Bu sunum da çok önemli olacak çünkü toplantının temelini oluşturacak. Lorenzo Giorgianni ise IMF destekli programlardan ne öğrendiğimize ilişkin bir sunum yapacak. Türkiye IMF ile anlaşmalı diye ısrar edenler bu sunumu mutlaka izlemeli. Tabii öğlen IMF Başkanı Dominique ’ın basın toplantısı önemli. Ekim’de dünyanın her bölgesinin IMF sorumlusu küresel krizden nasıl etkilenildiğini özetleyecek. Ekim’de ve borçlu ülkelerin durumu tartışılacak. gibi konular da sunumlar arasında. Ekim Pazar günü IMFC (Uluslararası Para ve Finans Komitesi) Başkanı Boutros-Gali ve IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn’ın saat 15’teki toplantısını izlemek gerekiyor. Burada kritik yorumlar yer alacaktır. Bir daha nasip olmaz Toplantı takviminde talep dengesinin yeniden kurulması, finans sistemi reformları, finans sisteminin sağlığına kavuşturulması, risklerin tespit edilmesi ve “canlandırma politikalarına son verilirken temkinli olunmalı” şeklinde belirlenen temel konular da yer alıyor. Ekim’de de Kalkınma Komitesi (DC) Başkanı Agustin Carstens, ile Dominique Strauss-Kahn basın toplantısı gerçekleştirirken, ve Ekim’de yıllık toplantıların ana oturumları yapılacak. Toplantılar Ekim’de sona erecek. Bütün bunlar olurken ben bir Türk ekonomistine yaşamında bir defa nasip olacak bir olayı kaçıracağım. Ne yazık ki, ’da (ABD) siyasal krizlerin ekonomik temelleri konulu bir konferans vereceğim. Oysa ne Türkiye’de siyasal kriz biter, ne de onu güdüleyen ekonomik sorunlar! 588091 Reuters, Türk hamamını keşfetti Türk hamamını keşfetti Haber Ajansı muhabiri turistlerin yoğun ilgi gösterdiği tarihi hamamları yazdı. Haber, herkesi spa'ların yapay huzuruna karşılık samimi hamamlara davet ediyor Sıcacık sular içinde keyifli bir hamam sefası düşleyin. Yorgunluğunuzu, stresinizi bir kenara koyup, tarihi ve mistik bir doku içinde gelen şifayla mutluluğa yelken açtığınızı... İşte Türk hamamları size bu mutluluk ve dinginliği vaadediyor. Reuters Haber Ajansı, Türk hamamları için böyle diyor. Ajanstan Alexandra Hudson’ın ’deki hamamları gezip deneyimleyerek kaleme aldığı haberde hamamların dünü ve bugünü var. Spa endüstrisinin ‘yapay’ huzuruna kıyasla eski İstanbul dokusunu yansıtan hamamların çok daha samimi olduğunu söyleyen Hudson, herkesi Türk banyosu yapmaya davet ediyor. Hudson hamamların ‘büyük iş’ yapacağını anlayan bazı yatırımcıların kullanılamaz haldeki hamamları yüksek paralarla satın aldığını, küçük bir restore masrafıyla iyi bir kazanç kapısı olarak işlettiğine dikkat çekiyor. Hamamı’nın işletmecisi Aydın Bulut, “Hamamların geleceğini iyi görüyorum. Kapanan hamamlar yeniden açılıyor, ziyaretçilerimiz artıyor, turist grupları geliyor” diyor. 1741’de yapılan Cağaloğlu Hamamı ve küçük bir hamam olan Ayakapı da çok ziyaretçi alan hamamlar arasında. 2008’de 26.3 milyon turist alan İstanbul bu turistlerden pek çoğunu da hamamlarda ağırlamış. Cağaloğlu Hamamı’nde özel masaj dahil, fiyat 55 dolar (yaklaşık 100 TL). ’nde çalışan Osmanlı Uzmanı Nina Ergin, hamamlara olan ilginin canlanmasından söz ederken “1980’den sonra Türkiye’de Osmanlı moda oldu ve hamamlar da bu modanın parçası” diyor. ‘Belki ’da da yaygınlaşır’ Hudson, habere şöyle devam ediyor: “Hamam geleneği Türkler’de İslamiyet’ten sonra başlıyor. Temizliğe önem veren dini, temiz olmak için sık sık banyo yapılmasını öneriyor ve Türkler de gösterişli, huzur veren banyolar yaratıyor. banyolar şimdi hem bedenleri, hem ruhları arındırıyor ve turistler ‘Bizde neden yok böyle yerler?’ sorusuyla dönüyor. Belki yakında Avrupa’da Türk hamamları yaygınlaşır. Ama atmosfer aynı olur mu bilinmez.” (Reuters) 588427 K. Menderes'teki kirliliğe çocuklardan maskeli tepki (DHA) -- Furunlu köylüleri, bir dönem balık tutukları, çevresinde piknik yaptıkları Küçük Menderes nehrinin durumuna tepki gösterdi. Köy yakınından geçen nehirden yayılan kötü koku nedeniyle son derece rahatsız olan köylüler, atıklarını Küçük Menderes'e bırakarak, nehrin yok olmasına neden olan belediyelere karşı Çevre ve Orman Bakanlığı'nın müdahale etmesini istedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Bayırdır arıtmasını tamamlamasını örnek gösteren köylüler, Küçük Menderes'e atık bırakan belediyelerden de sorunu çözmesini istedi. Furunlu Köyü Muhtarı Süleyman Turgut, önce Beydağ Barajı'ndan Küçük Menderes'e su salınmasıyla adeta bayram ettiklerini, kirliliğin nispeten azaldığını ve nehire yerleştirdikleri pompalarla tarla sulamasına geçtiklerini anlattı. Geçen bölgenin bol yağış almasından dolayı, DSİ yetkililerinin gerek kalmadığı düşüncesiyle su bırakmayı kestiğini belirten muhtar Turgut, şöyle konuştu: "Kötü kokunun içinde sivrisinek yuvasında, bataklıkta yaşıyorduk. DSİ'nin Beydağ Barajı'ndan nehre temiz su bırakmasından dolayı bir nebze kurtulduk. Bu ayın başında yine su kesildi. Pis su meydana çıktı, atıklar meydana çıktı. Çok kötü koku var. Küçük Menderes, kenarında durulmaz hale geldi. Bu Ödemiş ve Tire beldelerinin atıklarından kaynaklanan bir durum. Bayındır Belediyesi bu işi aştı. Büyükşehir Belediyesi sayesinde arıtması oldu. Pis sular sebzelerimize zarar veriyor. Diğer köyler de aynı sıkıntıyı yaşıyor. Küçük Menderes'in kurtarılması için diğer belediyelerimizin de biran önce arıtma tesislerini bitirmelerini istiyoruz." Sular dert getiriyor İl Genel Meclisi'nin AK Parti'li üyesi Şakir Mucu da, geçmişte nehirden balık tutup, su içtiklerini anlatırken, "Sanayi ve şehirler büyüdükçe bunların atık suları Menderes'i kirletti. Bayındır, arıtmaya kavuştu. Ödemiş'te, Tire'de ve beldelerinde arıtma tesisi yok. Atık sular mecburen nehre dökülüyor. Bunun sonucu koku meydana geliyor. Zaman zaman mecburen sebze sulanıyor. Baraj suları bir nebze bu pis suları temizledi. Barajın suyu kesilince kötü görüntü ve koku yeniden ortaya çıktı. Bu sular dert, hastalık getiriyor. Herkes rahatsız. Çocukluk yıllarımızdaki gibi temiz suyun akmasını istiyoruz" diye konuştu. Komşu Karahalilli Köyü Muhtarı Hasan Sarıyer de, Furunlu ve kendi köyünün yanı sıra Yeşilova ile Erikli Köyü'nde de aynı sorun bulunduğunu söyledi. Çevre köy ve beldelerin atıklarının nehre karışması nedeniyle suyun bir ara siyah aktığını kaydeden Sarıyer, "Küçük Menderes'in bir önce kurtarılması lazım. Buradan sebzeler sulanıyor. Kirlilikten ve pis kokudan dolayı yerleşim yerleri tehlike altında" dedi. Çocuklardan maskeli tepki Furunlu Köyü İlköğretim Okulu öğrencilerinden bir bölümü tepkilerini maske takarak gösterdi. 8'inci sınıf Öğrencilerden Meltem Aytam, "Köyümüzde pis koku, çok sinek var. Bu Küçük Menderes Nehri'nden kaynaklanıyor. Temiz bir çevre istiyoruz" dedi. Sınıf arkadaşı Kadir Tofur da, "Gece yatarken penceremizi açtığımızda çok pis koku geliyor. Belediyelerimizin arıtma tesisi yapmasını istiyoruz" diye konuştu. 588951 Xerox, Affiliated Computer’ı 6,4 milyar dolara satın alacak Affiliated Computer’ı 6,4 milyar dolara satın alacak Anlaşmayla, her Affiliated Computer hissesi için 63,11 dolar ödeyecek. Oluşturulacak 22 milyar dolarlık kaynakla bilgi teknolojisi ve Affiliated’dan gelen unsurlarla baskı ve kopyalama servisleri birleştirilecek.  Xerox Üst Yöneticisi (CEO) Ursula Burns, Affiliated Computer’ın satın alınmasının, şirketin faaliyetlerinin geliştirilmesini, daha güçlü gelir elde edilmesini ve karın büyümesini sağlayacağını söyledi.  Xerox, satın almanın gelecek yıl servis gelirlerinin üçe katlanarak 10 milyar dolara çıkmasını sağlayacağını tahmin ediyor.  Affiliated Computer hissedarları, hisse başına nakit olarak 18,60 dolar, buna ek olarak sahip oldukları her Affiliated hissesi karşılığı 4.935 Xerox hissesi alacak. Xerox, Affiliated’ın milyar dolarlık borcunu üstlenecek ve Affiliated Computer’ın Sınıfı hisse sahipleri için 300 milyon dolarlık değiştirilebilir imtiyazlı çıkaracak. 588278 Türk Alman meclisinde Hür Demokrat Parti'den (FDP) Aşağı Saksonya eyalet listesinden ilk kez milletvekili adayı olan Serkan Tören, Federal Meclis'e girdi. Böylece FDP, Almanya'daki genel seçimlerde ilk kez bir Türk kökenli bir milletvekili çıkarmış oldu. Stade kentinde bulunan ''Schraders'' adlı kafede, seçim sonuçlarını annesi Nejla Tören (66), kızkardeşi Pınar Wendt (43), FDP'nin Stade kenti parti örgütü başkanı Wolfgang Ehlers ve partili arkadaşlarıyla birlikte izleyen Tören, ''Çok mutluyum. 1993 yılından bu yana FDP'de aktif olarak çalışmaktayım. CDU ve FDP koalisyon hükümeti kurarsa, ilgili bakanlıkların içişleri ya da dışişleri komisyonlarında görev almak isterim. Türkiye'nin yeri Avrupa'dır. Türkiye'nin AB'ye girmesi konusuna ağırlık vereceğim'' dedi. Nejla Tören de, ''Oğlum adına çok sevinçliyim. ay önce babasını kaybetmişti. Babası oğlumun milletvekili olmasını çok istiyordu. Buruk bir sevinç içindeyim'' diye konuştu. Yeşiller Partisi'nin Bavyera eyalet listesinden milletvekili adayı olan Ekin Deligöz de 4. kez meclise girmeyi başardı. Tokat doğumlu Deligöz, 2005 yılının kasım ayından bu yana meclisteki aile, kadın ve gençlik komisyonunun başkan yardımcılığını yapıyor. Deligöz, meclise 4. kez seçilmekten büyük mutluluk duyduğunu, önem verdiği konularda çalışmayı sürdürme olanağı bulduğu için çok mutlu olduğunu söyledi. Sol Parti'nin Kuzey Ren Vestfalya eyalet listesinden milletvekili adayı olan Sevim Dağdelen de ikinci kez meclise girmeyi başardı. Almanya'nın Duisburg kentinde doğan ve hukuk bilimleri öğrenimi gören Dağdelen, 2005 yılının ekim ayından bu yana Bundestag üyesi. Öte yandan, Köln kentinden SPD için milletvekili adayı olan federal meclis üyesi Lale Akgün ise 3. kez aday olduğunu, ancak seçimleri kazanamadığını belirterek, siyasetten çekilme kararı aldığını söyledi. Stuttgart kentinden doğrudan aday olan Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir de Federal Meclis'e girmeyi başaramadı. Özdemir, seçmen oylarının 29,9'unu aldı. Özdemir, 2015 yılında yapılacak genel seçimlere yeniden katılmak istediğini bildirdi. 28 Eylül 2009 588268 ayaklı su yılanı Su yılanı yavrusu gorenleri hayretler içerisinde bıraktı. Su yılanı yavrusunu bulan Hayati Bakkal, "İlk defa böyle bir şey gördüm. Yılan yavrusunu incelenmek üzere üniversiteye verebilirim" dedi. 587930 Viranşehir'de izinsiz gösteri Viranşehir'de izinsiz gösteri VİRANŞEHİR (A.A) Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde bir grup izinsiz gösteri yaptı. İlçenin Karacadağ Caddesi'nde toplanıp, bölücü terör örgütü lehine gösteri yapan grup, ateş yakıp kent merkezine yürümek istedi. Göstericiler, dağılmaları yönünde kendilerini uyaran polis ekiplerine taş ve molotof kokteyli attı. Göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullanarak grubu dağıtan polis ekipleri, yakılan ateşleri tazyikli suyla söndürmeye çalıştı. Bu arada, göstericilerin eylem yaptıkları yerin yakınındaki bir düğün törenine katılanların da atılan gazdan etkilendikleri öğrenildi. 28.09.2009 589207 Turistlere tecavüz ettiği öne sürülen aşçı Hamza konuştu Turistlere tecavüz ettiği öne sürülen aşçı Hamza konuştuİngiliz dergisi Take Break tarafından gündeme getirilen, Muğla'nın Marmaris ilçesinde yıl önce turiste tecavüz ettiği iddiasıyla gözaltına alınan ve ay hapis yattıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Türk aşçı, kendisine komplo kurulduğunu öne sürdü. Osmaniye'de yaşayan ve geçen yıl İngiliz ve Finlandiyalı turiste eğlence yerlerinden konakladıkları otele götürme bahanesiyle kandırarak tecavüz ettiği iddia edilen Türk aşçı Hamza K. (37), iddialarda bulunan kişileri tanımadığını ve birlikte olmadığını söyledi. Hamza K, Osmaniye'de evli ve çocuk babasıyken gittiği Muğla'nın Marmaris ilçesindeki turistik bir restoranda aşçı olarak çalışmaya başladığını, kursa giderek yabancı dil öğrendiğini, bu sırada tanıştığı İngiliz Sally Gormley ile birlikte olduğunu, ardından eşinden ayrıldığını ifade etti. Yaklaşık yıl birlikte yaşadığı Sally Gormley'den Alena (7) ve Cetrin (4) isimli çocukları olduğunu belirten Hamza K, şunları söyledi: ''Sally Gormley, çocuklarımızı İngiltere'de doğurdu ve ikisine de rızamı alarak benim soyadımı verdi. Pasaportlarında benim soyadım yazar. Hiç İngiltere'ye gitmedim, gitmek de istemedim ama çocuklarım geldi. Sally benim de Londra'ya gelmem konusunda ısrar ediyordu. Ancak ben Türkiye'de kalmak istedim. Bu konuda anlaşamıyorduk. İngiltere'deki dergiyle bana komplo kurdular. Tecavüz iddialarının hepsi yalan.'' İngiltere'deki dergide çıkan haber sonrasında çok sayıda İngiliz kadının kendisini aradığını ve bu kişilerin kendisini jigolo olarak gördüğünü, taciz edildiğini öne süren Hamza K, tecavüz olayına isminin karışmasından sonra işsiz kaldığını, hakkında dergi ve gazetelerde çıkan haberlerin ardından Türkiye'de adeta sapık muamelesiyle karşılaştığını ifade etti. Hiçbir firmanın kendisini işe almadığını belirten Hamza K, ''Asıl mağdur olan benim'' dedi. Hamza K, geçen yıl Temmuz ayında, İngiliz ve Finlandiyalı turiste tecavüzle suçlanmış, ay Muğla'da cezaevinde yattıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. 588122 Filipinler'deki sel felaketinde ölü sayısı 100'e çıktı Hükümetten yapılan açıklamada, sel felaketinde kaybolanların sayısının da 32'ye yükseldiği belirtildi. Ülkede son 40 yılda görülen en büyük sel felaketinin söz konusu olduğu ve 451 bin kişinin evini terk etmek zorunda kaldığı, bunlardan en az 60 bininin okul ve kiliselere yerleştirildiği belirtildi. Nüfusu 12 milyon olan başkent Manila'nın büyük bölümü, fırtınanın ardından saat süren yağışlar nedeniyle su altında kalmıştı. Manila ile fırtınanın etkilediği 25 kent, acil durumlar için ayrılan fonların yardım ve kurtarma çalışmalarında kullanılmasına olanak sağlanması amacıyla afet bölgesi ilan edilmişti. 588562 Yeni Yasama Yılı Başlıyor Yeni Yasama Yılı Başlıyor Perşembe günü açılacak olan Meclis'in ilk olarak gündeme alacağı konu; Ermenistan ile ilişkileri normalleştirmeye dönük protokol. Türkiye Büyük Millet Meclisi, yeni yasama yılına Ekim Perşembe günü törenle başlayacak. Yeni yasama yılının açış konuşmasını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yapacak. Yeni yasama yılı açılışı dolayısıyla ilk tören Meclis bahçesindeki Atatürk Anıtı önünde yapılacak. Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin anıta çelenk koyacak, saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okunacak. Genel Kurul da saat 15.00'te Mehmet Ali Şahin'in başkanlığında toplanacak. Açış konuşması, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yapılacak. Açılış etkinlikleri akşam da devam edecek. Başkan Şahin tarafından Meclis'te resepsiyon verilecek. Yeni yasama yılının, gündemdeki önemli konular sebebiyle yine yoğun ve tempolu geçmesi bekleniyor. Terörü sona erdirmeye hedefleyen 'demokratik açılım', Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkileri normalleştirmeyi hedefleyen 'diplomatik açılım' ve Yargı Reformu sırada bekleyen önemli gündem maddeleri. Genel Kurul'un gündemine gelmesi beklenen ilk konu; Ermenistan ile ilişkileri normalleştirmeye dönük protokol. Devam eden diplomatik atakla protokolde yer alan önşartların yerine getirilip 13 Ekim'de yapılacak olan Türkiye-Ermenistan milli maçı öncesinde Meclis'in onayına sunulması planlanıyor. Demokratik Açılım'ın Çerçevesi Netleşiyor Hükümetin uzun süredir üzerinde hazırlık yaptığı 'Demokratik Açılım' projesinin de siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarıyla yapılan görüşmeler çerçevesinde şekillenen ayrıntıları önümüzdeki günlerde Meclis gündemine gelecek. Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı yargı reformu taslağının da kamuoyundaki tartışmalar ışığında Bakanlar Kurulu'nda şekillendikten sonra tasarı olarak Meclis'e gönderilmesi bekleniyor. Taslak, özellikle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısına ilişkin yenilikleriyle dikkat çekiyor. 587687 A. TURAN ALKAN "Âhar tavr ve üslûb-ı mergûb üzre..." Deniz kıyısında Ayestefanoz demekle maruf köy [Yeşilköy] civarında İskender Çelebi bahçesi denilen yere yaklaşıldığında gökyüzü, güne kadar görülüp işitilmemiş garip ve dehşetli gökgürültüsü ve şimşeklerle parçalanmaya, ufuklar "güm be güm gümleyüb" sarsılmaya başladı. Dehşetli fırtınalarla birlikte yağmur bir gün ve bir gece azalmaksızın devam etti; şâhitlerin ifâdesine göre civara 74 adet çok büyük çaplı yıldırım düştü. Ertesi gün öğleden sonra Halkalu Deresi'nden deryâ gibi sel gelip yatağının üstündeki bütün canlıları helâk etti ve bu esnada İskender Çelebi Bağçesi'ni de kuşatıp, köşk içine girerek binayı temelden yıkayazdı. Padişahı, içoğlanlarından iriyarı bir delikanlı sırtına alıp yerden yüksekçe bir dolabın (musandıra) üstüne çıkararak selden kurtarabildi. Bunun üzerine pâdişah yüzünü şükran secdelerine sürerek fukaraya dağıtılmak üzere büyük miktarda sadakalar verdirip kurbanlar kestirdi. gece yağan yağmurun kudurttuğu sel suları, henüz yenilerde [müceddeden] yapılmış su yollarının kemerlerini süprüntü ile doldurup, "irkilen sular" kemerler üzerinden aşarak su kemerleri ve köprülerine büyük zararlar verdi; gece ortasında "Mağlava" diye bilinen su kemeri, korkunç bir gürültüyle yıkıldı ve öteki su kemerleri de çökerek sel sularıyla deniz birbirine geçti. [Sel öyle kuvvetliydi ki] Kağıthane'deki yüksek çınar ağaçlarının üst dallarında bile [!] selin sürüklediği çer çöpün (hâr hâşâk) belirtileri görülebiliyordu. Kağıthane Deresi'nden gelen sel, Ebû Eyyûb Ensârî'ye doğru akub, Türbe-i şerîfin -ki deniz seviyesine göre hayli yüksekçe bir yerdir- içine doluşup bir zirâ [yarım metreden fazla] kadar yükseldi; Haliç'e ve İstanbul limanına sığmayınca, sahildeki kasırlar ve şahnişinli evler dayanamayıp yıkıldılar. Bunların içinde "ziyâde istihkâm üzre olan halâs oldı". Ve Sarây-ı Amire burnı[nda] ki, gayet akındıludur, bir haftadan fazla denizin rengi değişti. Kasaba-ı Silivri'de olan köpri ve Büyük Çekmece'de ve Küçük Çekmece'de Harâmî Deresi'nde ve her ne yerde istihkâm üzre köpriler varsa, bu dehşetli selin kudretine dayanamayıp yıkıldılar. Bu civarda yolcuların geçmesi için gemiler tedârik olundu. Ve bu esnâda Halife-i rûy-ı zemîn-i zemân, asayişin temin edilmesinden sonra cümle devlet erkânıyla birlikte su kemerlerinin üstine, yıkılan yerleri görmeğe varub, Ser-Mi'mârân ve Mühendisân-ı Devrân Sinan Ağa'ya hil'atler giydirüb, "Âhar tavr ve üslûb-ı mergûb üzre müceddeden her ne denlü mâl-ı ferâvân sarf olunursa makbulümdür" diye buyurub... Yukarıdaki pasajları, Prof. Dr. Mehmet İpşirli tarafından yayınlanan Tarih-i Selânikî'nin ilk cildinin ilk sayfalarından, kısmen sadeleştirerek iktibas ettim. Demek oluyor ki, -Ramazan ortasında uğradığımız fakat şimdi unutmaya başladığımız sel felâketi, bölge topoğrafyasının tabii mûtadı, alışkanlığıdır. Sair kroniklerde büyük ihtimâl, bölgeyle ilgili başkaca sel kayıtları da vardır. -Alıntıda çok dikkat çekici ifâde, yıkılan bina ve köprüler içinde "ziyâde istihkâm üzre olanların halâs" olduğu ve ayakta kaldığıdır. Tarih böyle de işe yarıyor: Binâyı sağlam yaparsanız korkulu rüyâ görmezsiniz. -Bir başka dikkat çekici ibâre, Kanunî'nin Mimar Sinan'a tenbihindeki birkaç müthiş inceliktir; diyor ki pâdişah, "Âhar tavr", yani "günün son teknolojisine uygun" yapacaksın ve "Üslûb-ı mergûb" üzre, yani medeniyetimizin estetik kavrayışına hitab eden tarzda yapacaksın ve "bu uğurda ne kadar para harcarsan, kabulümdür; ödeyeceğim". Bayıldım şu siparişin kompozisyonuna; bir cümlede medeniyet dersi. Aziz sütun komşum Ahmet Selim Bey'e rahatsızlığı sebebiyle âcil şifâ ve ifâkat diliyor, yazılarını bir an evvel okumak için sabırsızlanıyorum. t.alkan@zaman.com.tr 589329 Davutoğlu ABD'de Davutoğlu ABD'de 28.09.2009 21:32Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu New York'ta Waldorf Astoria otelinde yapılan görüşmenin başında basın mensuplarının görüntü alınmasına izin verildi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, New York'ta ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile bir araya geldi. Waldorf Astoria Oteli'nde yapılan ve heyetler arasında gerçekleşen görüşme öncesi basın mensuplarının görüntü almasına izin verilirken, iki bakan da görüşmenin içeriğiyle ilgili açıklamada bulundu. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, konuşmasının başında Türk-Amerikan ortaklığının önemini vurgulayarak, Davutoğlu ile pek çok alanı kapsayan temel konuları konuşacaklarını söyledi. Clinton, ''Görüşmemiz, Enerji, AB-Türkiye ilişkileri, Ermenistan ile normalleşme çabaları süreci, Afganistan, Pakistan, İran ve Orta Doğu'yu kapsıyor. Sayın Bakan'a, Türk hükümetinin Ermenistan ile normalleşme çabaları konusunda gösterdiği güçlü tavrından dolayı teşekkür ederim'' dedi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da iki ülke ilişkilerinin model bir ortaklığı teşkil ettiğini belirterek, ''Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama'nın da söylediği gibi Türk-Amerikan ilişkileri model bir ortaklığı teşkil ediyor. Görüşmelerimiz Orta Doğu'dan Asya'ya, Avrupa Birliği'nden, Enerji Güvenliği'ne ve son olarak üyesi olduğumuz BM Güvenlik Konseyi'ne kadar çok derin ve geniş bir alanı kapsıyor. ABD ile ilişkilerimizi geliştirmeye devam edeceğiz'' diye konuştu. Görüşmelerde, Türk heyetinde Davutoğlu'nun yanı sıra Türkiye'nin Washıngton Büyükelçisi Nabi Şensoy ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri hazır bulundu. Samimi bir havada geçtiği bildirilen görüşme öncesi basına görüntü aldırılırken, Türk ve Amerikalı basın mensuplarının dışında Ermenistan medyası da görüşmeye ilgi gösterdi. AA 588796 Bursaspor'dan Diyarbakır'a cevap Bursaspor'dan Diyarbakır'a cevapBursaspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı, Diyarbakırspor Kulübü Başkanı Çetin Sümer'in, ''Bursaspor ceza almadığı takdirde ligden çekilecekleri'' yönündeki açıklamasını yanlış bulduğunu söyledi. Yazıcı, 26 Eylül Cumartesi akşamı sahalarında karşılaştıkları ve 4-0 kazandıkları karşılaşmada yaşanan olaylarla ilgili kamera kayıtlarının bulunduğunu, maçın gözlemcilerinin raporlarının da hazır olduğunu belirtti. Bu maçtaki sloganların sadece Bursa'da değil tüm Türkiye'deki statlarda atıldığını dile getiren Yazıcı, ''Eğer bu sloganlara göre ceza alınacaksa zaman bizim hiçbir maçımızı sahamızda oynamamamız lazım. Bu hemen hemen tüm şehir kulüpleri için de geçerli'' dedi. Yazıcı, sloganların sadece Diyarbakırspor maçlarında değil her maçta atıldığını dile getirerek, şunları söyledi: ''Diyarbakırspor Kulübü Başkanı Çetin Sümer'in 'Bursaspor ceza almazsa ligden çekileceğiz' açıklamasını yanlış buluyorum. Eğer sloganlar sadece bu maçta atılsaydı zaman sayın başkan haklı olabilirdi. Ayrıca, maçın ardından Diyarbakırspor kafilesini uğurlamaya gittim. Art düşünce içinde olsak böyle bir hareket yapar mıydık? Şimdi ben Diyarbakırspor'un sayın başkanı ve yöneticilerine bir şey sormak istiyorum; kendileriyle maçı şeref tribününde yan yana izledik. En küçük bir sataşmaya maruz kaldılar mı? Şimdi tribünlerden ara sıra atılan bir sloganı Bursaspor Kulübü'ne mal etmek yanlış. Söylediğim gibi bu tür sloganlar sadece bu maçta atılmadı.'' 588859 Kocası tarafından kulağı kesilen kadına koruma Kocası tarafından kulağı kesilen kadına koruma Van’da eşi tarafından dövülen ve kulağı kesilen bir kadın, koruma altına alındı. Van’ın Saray ilçesinde yaşayan Sıdıka Platin, eşi tarafından dövülmesi üzerine yakınları tarafından Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Kulağının bir bölümü kesilen, yüzünden ve kafasından aldığı darbeler sonucu yaralanan kadın, tedavisinin ardından Van Cumhuriyet Savcılığı tarafından koruma altına alındı. Sıdıka Platin’in babası Ado Özer, kızının 2001 yılında Faruk Platin ile evlendiğini, evlendikten sonra birçok kez eşinin şiddetine maruz kaldığını belirtti. Kızının, 2004 yılında eşinin evini terk ederek baba evine geldiğini anlatan Özer, ancak kızının, Faruk Platin’in tehditleri karşısında yeniden evine dönmek zorunda kaldığını ifade etti. Son olarak damadının kardeşinin, üç gün önce kendilerini telefonla arayarak, "ağabeyim kızınızı öldürecek, gelin kızınızı götürün" şeklinde konuşması üzerine, durumu Jandarma Komutanlığı ekiplerine bildirdiğini anlatan Özer, şöyle devam etti: "Jandarma ekipleri ile köye gittik. Kapı kilitliydi ve kapıyı kimse açmıyordu. Bu sırada evin dışında olan damadım bizi tehdit etmeye başladı. Ekipler, damadımı gözaltına aldı. Evin kapısı açılmayınca kapıyı kırarak içeri girdik. Kızım yerde yarı baygın halde yatıyordu. Kafası ve gözü yarılmıştı, kanlar akıyordu. Ayağa kalkamıyordu. Sonra kulağının kesildiğini fark ettim. Kızımı alarak köyden ayrıldık." Damadının gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldığını öğrendiğini ifade eden Özer, kızının da tedavisinin ardından devlet korumasına alındığını söyledi. -KADIN DERNEĞİNDEN DESTEK- Saray Kadın Çocuk ve Aile İlişkilerini Geliştirme, Modernleştirme, Koruma ve Güçlendirme Derneği üyeleri de Saray Cumhuriyet Savcılığı’na itiraz dilekçesi sundu. Van Adliyesi önünde gazetecilere açıklama yapan Dernek Başkanı Hamide Yeni, Faruk Platin’in serbest bırakılması üzerine Saray Cumhuriyet Savcılığı’na itiraz dilekçesi sunduklarını belirtti. Sıdıka Platin için avukat tayin edileceğini ifade eden Yeni, Platin’in 2001 yılından bu yana eşinden şiddet gördüğünü bildirdi. Sıdıka Platin’in 2004 yılında şiddet gördüğü gerekçesiyle karakola başvuruda bulunduğunu ifade eden Yeni, "Kadın şikayetinden vazgeçtiğinden dolayı bir şey yapılmamış herhalde. Kadın kendinde cesareti bulamamış. Şimdi ise kadın şikayetinde kararlı. Ancak bu kez eşini serbest bırakıyorlar" dedi 588342 Sahte Çürük Davasında Tutuklama Sahte Çürük Davasında Tutuklama İstanbul'da sahte çürük raporu hazırladıkları iddiasıyla adliyeye sevk edilen 12 kişiden 6'sı tutuklandı. Diğer kişi ise serbest bırakıldı. Emniyet Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan 12 kişi, dün (27.09.2009) emniyetteki işlemlerinin ardından Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne sevk edilmişti. 12 kişiden 6'sı, savcılık ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Diğer zanlı ise tutuklanmaları istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Nöbetçi 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ne çıkarılan kişi, 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yağmaya teşebbüs' ile 'suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak' suçlarından tutuklandı. Tutuklanan kişi Metris Cezaevi'ne konuldu. Bu arada, soruşturma kapsamında Sibel Çarmıklı ve oğlu Murat Çarmıklı da gözaltına alındı. 587827 AHMET ÇAKIR Galatasaray, beklenmeyen ama doğal bir kayıp yaşadı Tabii bunlara bir de Alpaslan Dikmen'in ölüm yıldönümü nedeniyle rahmetlinin ruhunu şad etme kadirbilirliği de eklenebilir. Ali Sami Yen'de herşey iyi güzeldi de bu duygusal yaklaşımlarla gol bulup maç kazanmak kolay değildi. Üstelik Sarı Kırmızılı takım ilk yarım saati tek kale maç oynamasına karşın çok da önemli pozisyonlar bulabilmiş değildi. Bunda Eskişehirspor'un diri takım savunması kadar Cim Bom'un gol ayaklarının verimsizliği de etkendi. Kasımpaşa maçında 45 dakikada attığı gol nedeniyle Nonda'nın oynaması doğaldı. (Hakan Balta'nın stopere çekilip Uğur'un solbekliğiyle Emre Aşık'ın dinlendirilmesi de öyle.) Ancak kulübede Baros otururken mutlaka fazla birşey yapmak gerekiyordu. Kewell'ın biraz tutuk, Arda'nın da kapasitesinin altında kalışı, Keita'nın yükünü artırdı. da devre bitmeden gerekeni yapıp Nonda'ya futbol hayatının en kolay gollerinden birini attırdı. Bu sezonki Cim Bom'un farkı da golde bir kez daha ortaya çıktı. Sürekli arayış, kaliteli ayakların anlık patlamaları, yeterli fizik güçle birleşince rakibin direnci belli noktalarda mutlaka kırılıyor. Ancak ikinci yarının başında Kewell'ın iyice yetersiz kalmaya başlaması, biraz da talihsiz biçimde Cim Bom'un gol yemesiyle sonuçlandı. Oysa dakikaya kadar Sarı Kırmızılı takım rakibine neredeyse hiç pozisyon vermemişti ve bu da pek gol fırsatı sayılmazdı. Asıl ciddi sorun Rıza Çalımbay'ın gol sonrası değişiklikleriydi. Burak Yılmaz'ın yerine Bülent Kocabey ve hele Ümit Karan'ın yerine Serdar'ın girişi Cim Bom için sıkıntıydı çünkü Ümit Karan'la Eskişehirspor 10 kişi oynuyordu. Sonrasında da Ragıp'ı oyuna alarak Galatasaray'ı düpedüz uyuttu Rıza hoca. Nasıl olduğu anlaşılmaz biçimde dakikalar eridi. Evet, yediği gol belki kaza gibiydi ama ikinci 45 dakika boyunca hemen hiçbir pozisyonun olmayışı, Galatasaray'ın 7'de rekorunu da başka hesaplarını da bozan asıl önemli nedendi. Sarı Kırmızılı takımı bu sezon ilk kez bu kadar üretkenlikten uzak gördük. Kaptan Arda gemiyi kurtarmak için çok çırpındı ancak herşeyi onun yapmak istemesi biraz da sorun oldu. Öteki oyuncular adeta onu seyre daldılar kendilerinin de birşeyler yapmaları gerektiğini unutmuş gibiydiler. Son dakikalardaki telaş dolu baskının sonuç getirmesi de mümkün olmadı ve Cim Bom sezonun ilk kaybıyla sarsıldı. Hakem Cüneyt Çakır bir bölümü tartışılır nitelikteki düdükleriyle maçın kısırlaşmasına yol açan bir yönetim anlayışı gösterdi. a.cakir@zaman.com.tr 588312 Adrese teslim Yeşil Kart KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN AKTAY Adrese teslim Yeşil Kart Adana'da sürekli sıra kavgalarının yaşandığı yeşilkart bürosu önündeki kuyrukların, Başbakanlık genelgesi doğrultusunda oluşturulan 'Tek Adımda Hizmet Bürosu' aracılığıyla işlemlerin takip edilmesi ve kartların adrese teslimi sayesinde sona erdiği bildirildi. ADANA (A.A) Yeşil kart talep edenler ya da mevcut yeşilkartının vizesini yeniletmek isteyenlerin doldurdukları formu başvuru bürosuna teslim etmeleri yeterli oluyor. Kişinin gelir durumu kart alma koşullarını taşıyorsa, hazırlanan yeşilkartı kargo ile adresine teslim ediliyor. Adana'nın merkez Seyhan İlçe Kaymakamı İsmail Hakkı Develi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tek Adımda Hizmet Bürosu'nda Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Trafik Tescil Bürosu, Tapu Dairesi, Tarım Müdürlüğü, Vergi Dairesi, Seyhan Belediyesi, Nüfus Müdürlüğü ve Mal Müdürlüğü temsilcilerinin görev yaptığını, bu görevlilerin başvuru sahibiyle ilgili sorgulamayı birer dakika gibi kısa bir sürede tamamladığını söyledi. Develi, 'Oysa, daha önce, başvuru sahibi formunu dolduruyor sonra bu formun altına resmi kurumdan imza toplamak için günlerce uğraşıyordu. Yeşilkart bürosu önünde çok uzun kuyruklar görürdük, hatta kavgalar olurdu, tartışmalar çok olurdu, kapılar yumruklanırdı. Sıra yüzünden çıkan kavgalar da basının gündeminden düşmezdi. Biz bu hizmeti getirmekle vatandaşı rahatlatırken, ayrı resmi kurumun da iş yükünü hafifletmiş olduk' dedi. Bu birimin, 2020 sayılı kanuna göre 65 yaşını doldurmuş muhtaç ve özürlü vatandaşlara maaş bağlanması hakkında kanun, yeşilkart kanununu ve Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfı'ndan yardım isteyen vatandaşların dosyalarının sorgulamasını yaptığını belirten Develi, 'Buradaki dosyaların sorgulaması tamamlandığında karar merci olan İlçe İdare Kurulu'na geliyor ya da vakıf mütevelli heyetine geliyor. Orada her hafta toplantı yapıyoruz. Heyet, bu dosyaları görüşerek karara bağlıyor' diye konuştu. Develi, Türkiye'nin dört bir yanında yeşil kart büroları önünde uzun kuyruklar oluştuğunu ifade ederek, şöyle devam etti: 'Yeşil kart onaylarının çıkıp çıkmadığını öğrenebilmek için insanlar günler boyunca sıra bekliyordu. Yine daha önce burada vatandaş sabaha karşı saat 04.00'te kuyruğa giriyordu. Biz buradaki düzeni polis marifetiyle sağlamaya çalışıyorduk. Bu çileye son vermek için bir ilke imza attık. Yeni kart almak ya da vizesini yeniletmek isteyenler sadece muhtara imzalattıkları başvuru evrakını yeşil kart bürosuna teslim edip evine dönüyor. Geri kalan bütün işlemler büro tarafından yaptırıldıktan sonra kart almaya hak kazananların sağlık karneleri, bir hafta ya da en geç hafta içinde kargoyla evlerine gönderiliyor.' Develi, eve teslim yeşilkart hizmetinin 10 Eylül 2008 tarihinde başlatıldığını, bugüne kadar 32 bin civarında yeşilkartın kargoyla teslim edildiğini, talebi kabul edilmeyenlerin ise bilgilere internet sitesinden ulaşabildiğini kaydetti. Türkiye'nin birçok vilayetinden büyük ilçe olan Seyhan'ın nüfusunun 730 bin civarında, bugüne kadar yeşilkart başvurusunda bulunanların sayısının ise 190 bin civarında olduğunu ifade eden Develi, halen 106 bin aktif yeşil kartlı bulunduğunu, bunun nüfusa oranının ise yüzde 13.5 olduğunu sözlerine ekledi. 28.09.2009 587872 Yargıtay'da kadının adı yok Yargıtay'da kadının adı yok EVİN GÖKTAŞ ANKARA Yüksek yargı organlarında erkek üyeler kadınların altı katı iken Danıştay'da bu dengesizlik kısmen giderildi. Anayasa Mahkemesi'nde 14 üyeden sadece 2'si, 242 üyeli Yargıtay'da sadece 46'sı bayan iken, 70 üyeli Danıştay'da da 38 erkek üyeye karşılık 32 bayan üye bulunuyor. Toplam 21 hukuk ve 11 ceza dairesi bulunan Yargıtay'da kadın sayısı halen azlığını koruyor. Anayasa Mahkemesi ve Danıştay'da bir kaç dönem kadın başkanlar görev yaparken, Yargıtay'da bugüne kadar hiç kadın başkan, baş- kanvekili ve genel sekreter seçilmedi. 28.09.2009 589250 Tam şarjla bir saat gidebiliyor U3-X olarak tanıtılan cihaz daha da geliştirilecek. Sürücünün üst bedeniyle eğildiği sırada hareket, dönüş ve durma eylemlerinin gerçekleştirilmesini mümkün kılıyor. ASIMO'nun araştırmaları sırasında geliştirilen, Honda denge kontrol teknolojisinden faydalanan U3-X, 10 kg'dan daha az ağırlığa sahip. Lityum iyon aküyle hareket eden cihaz tam şarjla bir saat yol alabiliyor. (Zaman) 588290 Soyuz uzay aracı 30 Eylül'de fırlatılacak Soyuz TMA-16 aracı Kazakistan'daki Baykonur Uzay Üssü'nden 30 Eylül'de fırlatılacak. Uluslararası İstasyonu'na fırlatılacak olan araçta Kanadalı milyarder Guy Laliberte, 'li astronot  Jeffrey Williams ve Rus kozmonot Maxim Surayev bulunacak. 587806 Hazırlık maçında Efes, Banvit'i yedi Bu arada Antalya Cup Basketbol Turnuvası'nda Erdemirspor, Oyak Renault'u 80-64 yenerek şampiyon oldu. Ayrıca 'Türk Telekom International Cup 2' turnuvasında finalde Türk Telekom, Beşiktaş Cola Turka'ya 105-103 yenilmesine rağmen ilk maçı kazandığı için şampiyonluğu elde etti. 587865 Başkent'te korkutan yangınlar Edinilen bilgiye göre, ilk yangın, saat 23.00 sıralarında Ulus semti Başbakanlık Basımevi'nin bulunduğu Kevgirli Sokak üzerindeki metruk bir binada çıktı. Nedeni henüz belirlenemeyen yangın, kısa sürede tüm binayı sardı. Yangını, devriye gezen polis ekipleri fark etti. Polis, olay yerine itfaiyeyi çağırırken, TEDAŞ ekipleri de elektrikleri kesti. İtfaiye ekipleri yangını kısa sürede söndürdü. İkinci yangın ise, saat 01.30 sıralarında Altındağ ilçesine bağlı İskitler Büyük Sanayi Tesfiyeciler Caddesi üzerindeki boş bir gecekonduda çıktı. Yangın, kısa sürede büyüyerek tüm gecekonduyu sardı. İtfaiyenin olay yerine yakın olması nedeniyle yangına anında müdahale edildi. Yangının çıktığı gecekonduya yakın evlerde oturanlar da evlerini boşalttı. Nedeni henüz belirlenemeyen yangın sonrası gecekondu kullanılamaz hale geldi. Her iki yangında da can kaybı ve yaralanma yaşanmadı. Yangınlarla ilgili soruşturma başlatıldı. 588052 Otobüsleri taşladılar Otobüsleri taşladılar güncellenme zamanı 28.9.2009Galatasaraylı taraftarların, Eskişehir tribününe geçmesini güvenlik engelledi. hep yanınızda maçı öncesi istenmeyen olaylar yaşandı Galatasaraylı bir grup Sürmeli Otel’de kalan takımını stada getirmek için bekleyen otobüse taşlarla saldırdı. Otelin karşısında toplanan taraftarlar, takım otobüsü boş durumdayken attıkları taşlarla aracın camlarını kırdılar. nedeniyle Eskişehirspor kafilesi tedarik edilen yeni otobüsle stada geldi. Taraftarlar, ’den gelen ve kırmızı-siyahlıları taşıyan otobüse de saldırarak camlarını taşlarla kırdılar. Eskişehirspor Kulübü İkinci Başkanı Mesut Hoşcan, saldırının nedenini anlamadıklarını belirterek, “Yaşanan bu olaylar karşısında emniyet güçleri engellemek için çaba sarfetmedi” dedi. Bu arada Eskişehirsporlu futbolcu Serdar’ın karşılaşma sonrası taraftarlara üçlü çektirmesi seyircisini öfkelendirdi. Sarı-kırmızılılar, Eskişehir taraftarına saldırırken, güvenlik güçleri zamanında müdahale ederek olayları büyümeden önledi. 587990 Mehmet Şeker: Osmanlı düşmanı prof'un zoruna bak Mehmet Şeker 28 Eylül 2009 PazartesiOsmanlı düşmanı prof'un zoruna bak Osmanlı hanedan mensuplarının sürgündeki hazin hikâyeleri, benzerlerine de esaslı ölçüde fark atar, acıklı bir üslupla kurgulanarak kaleme alınmış hayal mahsulü roman ve filmlere de. Gerçek öylesine katıdır ki... Yazarların ve senaristlerin yazdığı eserler, hanedan mensuplarının yaşadıklarına ancak bir nebze yaklaşabilir. 600 yıllık bir cihan devletinden sonra, Avrupalarda Amerikalarda geçen sürgün hayatı, bizim tahmin bile edemeyeceğimiz zorluklarla dolu. Bir kısmını kitaplarda, çekilen belgesellerde, hatırat olarak kaleme alınan eserlerde, yazı dizilerinde ve röportajlarda okuduk. Kimi zaman cenaze törenlerinin dahi birkaç kişiyle yapılması, çekilen maddî sıkıntılar yüzünden. Zorluk, yaşarken de vefattan sonra da kendini her yönüyle hissettiriyor. Ancak... Manevî sıkıntılar yanında, yaşanan maddî sıkıntıların sözü bile edilemez. Sürgün hayatı yaşadıkları ülkelerin vatandaşlığını kabullenmektense, 'vatansız' kalmaya razı olmak... “Benim vatanım Türkiye olmayacaksa, başka bir ülkenin vatandaşlığını kabul edemem” düşüncesiyle bir ömür sürmek... İşte bu sadece Osmanlı tavrı olabilir. Bugün orta halli bir zenginimizin başına bir iş gelse... Siyasî veya başka bir sebepten, bir daha dönmemek üzere yurt dışına göç etmek zorunda kalsa, iki satır düşünelim, nasıl bir gidiş olur bu? Varını yoğunu elinden çıkarıp gider gidecek olan. Hanedan üyeleri, sürgün yolculuğuna çıkarken, bir kül tablası bile almamışlardı. Şehzade Osman Ertuğrul, 97 yaşında vefat etti. Allah rahmet eylesin. Sürgünde geçen bir ömür, başladığı yerde son buldu. Dedesinin yanında toprağa verildi. Cenaze törenindeki kalabalığa bakıp ürkenler olmuştur. Her ne kadar şu günlerde çatlak satırlara rastlamıyorsak da yakında bir koku duyulabilir. Beyler, içiniz rahat olsun. Boş yere korkulara kapılmayın. Ne cenaze törenine katılan hanedan mensupları, ne de vatandaşlar Osmanlı'ya dönme sevdasındadır. sayfa kapanmıştır, bir devir çoktan sona ermiştir. Şimdiki zaman, yeni türküleri layıkıyla söyleme zamanıdır. Geçen gün “Ben bir bilim adamı olarak gerçekleri söylüyorum” diyen bir prof'un sözlerine takıldım. Bakın, beyimizin gerçekleri nasılmış: “Atatürk hiçbir zaman Osmanlı paşası olarak görmedi kendini, böyle bir şeyle övünmedi” gibi bir laf etti gece yarısı konuştuğu oturumda. İşte bu zihniyet, Atatürk'ün gökten bir zembille indiğini söyleyecek zihniyettir. prof'un karşısına “Atatürk Osmanlı değildi. Çin'de doğdu, Çin ordusunda askerdi” diye bir iddia ile ortaya çıksanız, buna kadar fazla itiraz etme gereği duymaz. Osmanlı olmasın da ne olursa olsun. Çünkü Osmanlı çok kaka. Az sonra aynı dudakların arasından şöyle bir cümle de çıktı: “Osmanlı sadece Kürtlere değil, herkese kötü davrandı.” Artık, zoru neyse! Yeni bir devlet kuran Atatürk prof gibi düşman değildi Osmanlı'ya. 587937 Okul polisinin ağına takıldılar Okul polisinin ağına takıldılar Ankara'da uygulamaya konulan her okula bir polis projesi ilk meyvelerini vermeye başladı. Öğrencilerle işbirligi yapan okul polisi Cebeci'de bir liseye sokulmak istenen uyuşturucu maddeyi ele geçirdi FATİH İNCİ/ ANKARA Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir'in okullardaki güven ve huzuru sağlamak için yerleştirdiği her okula bir polis projesi ilk meyvesini verdi. Okulların açılmasıyla harekete geçen zehir tacirlerinin okullara sokmak istedikleri uyuşturucu maddeleri okul polislerinin ağına takıldı. Okullarda öğrencilerle işbirliği yapan okul polisi Cebeci'de bir lisenin duvarında zulalanmış bir miktar esrar ele geçirdi. POLİS ÖĞRENCİ EL ELE Yeni eğitim öğretim yılının açılmasıyla görevlerine başlayan okul polisleri kısa sürede öğrencilerle kaynaşıp suçluları okullardan uzaklaştırmak için çalışmalarını yoğunlaştırdı. "Güvenli Çevre, Güvenli Okul" parolasıyla göreve başlayan polis Cebeci'de bir lisede öğrencilerle işbirliği yaparak okulun bahçesindeki duvarda içilmeye hazır hale getirilmiş bir miktar esrar maddesi buldu. Böylece projenin ikinci gününde Okul Polisi öğrencilerle el ele vererek zehir tacirlerinin oyununu da bozmuş oldu. Okulların açılmasıyla öğrencileri zehirlemek için çalışmalarını hızlandıran zehir simsarlarının, Cebeci semtinde bir lisenin civarında tanesi TL ile 10 TL arasında satılan halk arasında "cigara" diye tabir edilen esrar maddesini zulaladığı ortaya çıktı. Bir öğrencinin esrar maddesini okul polisine söylemesi üzerine içmeye hazır uyuşturucu maddesi ele geçirildi. Olay yerine gelen Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri zehir tacirlerinin okulda bulunan öğrenciler aracılığıyla satış yapmak istedikleri ileri sürdü. Polisin, konuyla ilgili okuldan bir öğrencinin ifadesine başvurduğu belirtildi. 28.09.2009 588864 CHP'li Okay dan kardeşiyle ilgili açıklama 'li Okay dan kardeşiyle ilgili açıklamaANKA Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, ’da yürütülen operasyonuna kardeşi Mustafa Fehmi Okay’ın adının karışmasını "Kendisinin böyle bir olaya karıştığına ihtimal dahi vermek istemiyorum" sözleriyle değerlendirdi. Okay, "Kardeşime ilişkin bu olay için yargı sürecinin gerçekleri ortaya çıkaracağından en ufak bir kuşku duymuyorum. Hukukun gereği ne ise onu saygıyla karşılıyorum" dedi. Okay yaptığı yazılı açıklamada ile İstanbul’da yürütülen uyuşturucu operasyonuna kardeşi Mustafa Fehmi Okay’ın adının karışmasını değerlendirdi. Kardeşinin arandığını basından öğrenir öğrenmez, dün Adliyesine giderek nöbetçi savcı ile görüştüğünü belirten Okay, şunları söyledi: "Nöbetçi savcı, konuyla ilgili savcıyı arayarak bilgi aldıktan sonra bugün tekrar Beşiktaş Adliyesine gelmesini Mustafa Fehmi Okay’a bildirmiştir. Bunun üzerine Mustafa Fehmi Okay bugün tekrar Beşiktaş Adliyesine gitmiş ve savcılık makamınca ifade vermek üzere İstanbul Emniyetine gönderilmiştir. Böyle bir olayın içerisinde kardeşim Mustafa Fehmi Okay’ın adının geçmesinden üzüntü duymaktayım. Kendisinin böyle bir olaya karıştığına ihtimal dahi vermek istemiyorum. Kardeşime ilişkin bu olay için yargı sürecinin gerçekleri ortaya çıkaracağından en ufak bir kuşku duymuyorum. Hukukun gereği ne ise onu saygı ile karşılıyorum. "( 588960 terörist ile mühimmat ele geçirildi Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde yer alan açıklamada, "Bitlis il'i Merkez ilçesi dağlık arazi kesiminde, bölücü terör örgütü mensubu terörist etkisiz hale getirilmiş, terörist sağ olarak, silah ve teçhizatları ile birlikte ele geçirilmiştir" denildi. Teröristlerin üzerinde ele geçirilen malzemeler şöyle: "1 adet M-16 piyade tüfeği, adet Kaleşnikof piyade tüfeği, 34 adet M-16 Piyade tüfeği mühimmatı, 77 adet Kaleşnikof piyade tüfeği mühimmatı, adet M-16 piyade tüfeği şarjörü, adet Kaleşnikof piyade tüfeği şarjörü, adet el bombası,1 adet el telsizi, adet cep telefonu, adet sim kart,1 adet radyo, adet sırt çantası." Bu arada, Bitlis ili Merkez ilçesi dağlık arazi kesiminde, bölücü terör örgütü mensuplarınca döşenen bir adet el yapımı mayın bulundu. (ANKA) Bitlis'te bölücü terör örgütü PKK mensubu terörist silah ve teçhizatları ile birlikte ele geçirildi. Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde yer alan açıklamada, "Bitlis il'i Merkez ilçesi dağlık arazi kesiminde, bölücü terör örgütü mensubu terörist etkisiz hale getirilmiş, terörist sağ olarak, silah ve teçhizatları ile birlikte ele geçirilmiştir" denildi. ANKA 587703 Yalvarıyorum, beni bu illetten kurtarın Uyuşturucu batağına saplanan 25 yaşındaki D.K., önceki gün Adana polisi tarafından Kurtuluş Mahallesi'ndeki bir parkta bulundu. Polise, "Bu illetten kurtulmak istiyorum. Ne olur yardım edin." diye yalvaran genç, önce sakinleştirildi, ardından da Adana Ruh Sağlığı Hastanesi'ne götürüldü. Burada muayene edilen bağımlı genç, eline ilaçları verildikten sonra ailesine teslim edildi. Hastanede yer olmadığı gerekçe gösterilen D.K.'ye, ay sonra tedaviye başlamak için gün verildi. Kurtuluş Mahallesi'ndeki Kolordu Komutanlığı yanında bulunan parkta bulunan D.K.'nin yardımına Adana Emniyet Müdürlüğü'nün toplum destekli polisleri yetişti. Kriz nedeniyle kedisine zarar veren ve sürekli titreyen D.K.'yi önce sakinleştiren polisler daha sonra tedavi için umut verdi. Polis aracıyla Adana Ruh Sağlığı Hastanesi'ne götürülen D.K.'ye gerekli müdahaleler yapıldı. Uyuşturucu kullandığını ve tedavi olmak istediğini dile getiren eden genç, kendisine yardımcı olunmasını istedi. Muayene edildikten sonra adliyede ifade veren talihsiz genç, yıldır uyuşturucu kullandığını, vücudunun delik deşik olduğunu ifade etti. Uyuşturucu bulamadığı zaman her şeyi yaptığını anlatan D.K., "Hırsızlık, gasp dahil birçok kötü şeyleri yapıyorum. Bunun yanında kendime ve aileme zarar veriyorum. Artık hırsızlık yapmak istemiyorum. Ne olur bana yardım edin. Bu illetten kurtulmak istiyorum." şeklinde konuştu. Gençlere uyarılarda bulunan uyuşturucu bağımlısı şunları söyledi: "Uyuşturucudan uzak dursunlar. Kimseyi dinlemesinler. Aileler çocuklarını çok iyi takip etmeli. Kiminle arkadaşlık ettiklerini bilmeli. Kötü kişilerle arkadaş olursa ne olursa olsun çocuklarını onlardan uzaklaştırsınlar. Sonu ölümdür. Ben de çevremin etkisiyle uyuşturucu kullanmaya başladım." Adana Ruh Sağlığı Hastanesi'nde ilk müdahalesi yapılan D.K., 20 yatak kapasiteli bölümde yer olmadığı gerekçesiyle ay sonraya gün verilerek evine gönderildi. Alkol ve uyuşturucu bağımlılarının tedavi edildiği bölümde 105 hastanın beklediğini bildiren yetkililer, talihsiz gencin 106. sırada bulunduğunu aktardı. Polisler, eline ilaçlar tutuşturularak ailesine teslim edilen genci her gün evinde ziyaret edeceklerini ve zamanlarının bir bölümünü kendisiyle birlikte geçireceklerini söyledi. 588766 Kardeşimin adının geçmesinden üzüntü duyuyorum Hakkı Suha Okay, yaptığı yazılı açıklamada, kardeşinin, adının operasyona karıştığını dün medyadan öğrenir öğrenmez Beşiktaş Adliyesine giderek nöbetçi savcı ile görüştüğünü kaydetti. Nöbetçi savcının, konuyla ilgili savcıyı arayarak bilgi aldıktan sonra, bugün tekrar Beşiktaş Adliyesine gelmesini Mustafa Fehmi Okay'a bildirdiğini ifade eden Hakkı Suha Okay, kardeşinin bugün adliyeye gittiğini ve savcılık makamınca, ifade vermek üzere İstanbul Emniyetine gönderildiğini anlattı. Okay, şunları kaydetti: ''Böyle bir olayın içerisinde kardeşim Mustafa Fehmi Okay'ın adının geçmesinden üzüntü duymaktayım. Kendisinin böyle bir olaya karıştığına ihtimal dahi vermek istemiyorum. Kardeşime ilişkin bu olay için yargı sürecinin gerçekleri ortaya çıkaracağından en ufak bir kuşku duymuyorum. Hukukun gereği ne ise onu saygı ile karşılıyorum.'' 588234 Bursa'da çatıdan düşen adam öldü! Alınan bilgiye göre, Ortabağlar Mahallesi Çiğdem Sokak'ta meydana gelen olayda, üç katlı binanın çatı katında çalışan Ramiz Adıgüzel (64) dengesini kaybederek düştü. Ağır yaralanan Adıgüzel, 112 acil servis ambulansı ile kaldırılıdğı hastanede yapılan müdaheleye rağmen hayatını kaybetti. 588873 Rize'de ilk kez yürüyen merdivene bindiler 'de ilk kez yürüyen merdivene bindiler ’de bir alışveriş merkezinin açılışında ilk kez yürüyen merdivene binen vatandaşlar zor anlar yaşadı. Rize Belediyesi parkındaki alışveriş merkezinin açılışını, Belediye Başkanı Halil Bakırcı yaptı. Alışveriş merkezinin yürüyen merdivenine ilk kez binen vatandaşlar, zor anlar yaşadı. Bazı vatandaşlar merdivende düşerken, bazıları ise yürüyen merdivene binmekten korktukları için alışveriş merkezine girmeden geri döndü. Belediye Başkanı Bakırcı, Rize’de ilk kez yürüyen merdiven kullanıldığını belirterek, "Ben de 1970 yılında ’da ilk kez bindiğimde düşmüştüm. yıllardaki anım aklıma geldi. İlk olması nedeniyle tabii önemli. Ancak insanlarımız alışacak" dedi. 587960 Japon KJS'den 3G'li 'Ajanda Netbook' Japon KJS'den 3G'li 'Ajanda Netbook' MELİH BAYRAM DEDE Japon Netbook Mini tablet PC üreticisi KJS (Kohjinsha Japan), yeni geliştirdiği patentli tasarımı ile artık bir PC'yi ajanda içerisine sığdırdı. Hem de sadece 710 Gr. ağırlıkla. inç dokunmatik dönebilir ekrana sahip olan SK serisi Ajanda PC, küçük olmasına rağmen özellikleri ile de parmak ısırtıyor. Intel Atom işlemci mimarisine sahip SK Serisi, opsiyonel olarak dahili 3G GPRS modem, dahili GPS alıcı ve TV alıcı ile birlikte sunulabiliyor. SK serisinde iki adet web kamerası bulunuyor. Ön kamera ile görüntülü konuşma yapılabilirken, MP'lik Autofocus arka kamera ile yüksek kalite fotoğraf çekebiliyor. Alışılagelmiş Netbook PC'lerden çok daha farklı bir konsepte sahip olan KJS Ürün Serisi'nin diğer modelleri de, Intel Atom işlemci mimarisini kullanıyor. Ürün serisinde inç ile 11.6 inç arası dokunmatik dönebilir ekran, dahili 3G modem, dahili GPS alıcı, dahili DVD sürücü, dahili TV alıcı, dual web kamerası gibi sınıfında başka ürünlerde bulunmayan şaşırtıcı özelliklere sahip ürünler bulunuyor. KJS Netbook PC'ler, Casio PDA ve projeksiyon cihazları distribütörü Mobit Bilişim A.Ş. tarafından ithal ediliyor ve Ekim'de düzenlecek CEBIT Eurasia 2009 Bilişim fuarında Türk kullanıcılarının beğenisine sunulacak. Ürünle ilgili detaylı bilgiler için sitesini ziyaret edebilirsiniz. 28.09.2009 BİLİŞİM 587707 Radikal Yahudilerden El Aksa provokasyonu Ağlama Duvarı'na Yom Kippur nedeniyle akın eden binlerce aşırı dinci Yahudi'den bazıları El Aksa Camii'ne girmeye çalıştı. Bunun üzerine camide sabah namazı için bulunan Filistinliler, içeri girenlere taş, ayakkabı ve sandalyelerle karşı koymaya çalıştı. İsrail polisi ve sınır polisleri ise Filistinlilere müdahale etti. Verilen bilgiye göre, polis Haremüşşerif içindekileri dağıtmak için gaz bombaları da kullandı. Kısa süreli gelişen şiddet olaylarında 13 Filistinlinin yanı sıra polisin yaralandığı bildirilirken, Yahudi aşırı dinciler de dışarı çıkarıldı. KUDÜS AA 588774 Süha Okay, Meclis'e gelmedi TAHA KIVANÇ Süha Okay, Meclis'e gelmedi ANKARAEmniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ile polis müdürünün tutuklandığı uyuşturucu kaçakçılığı operasyonu kapsamında kardeşi Mustafa Fehmi Okay'ın da gözaltına alınması, CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay'ı zor durumda bıraktı. CHP Grubu'nda nöbetçi olduğu halde Meclis'e gelmeyen Okay, telefonlarını da görüşmelere kapattı. Mustafa Fehmi Okay, captagon baronu Habib Kanat'ın sağ kolu ve uyuşturucu imalathanesinin yöneticisi olmakla suçlanıyor. Emniyet, Okay'ın hassas burun olarak bilinen kimyager Hüseyin Fehmi Işık ve imalathanedeki işçilerle yaptığı görüşmeleri tek tek kayda aldı. Okay'ın özellikle Tuzla ve Pendik'teki uyuşturucu imalathanesinde kimyager Hüseyin Fehmi Işık ile işçilere talimatlar verdiği iddia ediliyor. Okay'ın talimatları bir 1,5 yıl süren teknik takip sonucu tek tek kayda alındı. Şebekenin şemasını çıkaran polis, captagon baronu Habib Kanat'tan sonra örgütte ikinci isim olarak Mustafa Fehmi Okay'ı tespit etti. CHP'Lİ OKAY KAYIPLARA KARIŞTI Cumhuriyet savcısının talimatıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan Okay, adliyede bir süre bekletildikten sonra Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Okay'ın, yarın Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk'e ifade vermesi bekleniyor. Uyuşturucu operasyonunda bu gelişmeler yaşanırken, Okay'ın ağabeyi CHP Ankara Milletvekili ve Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay zor günler geçiriyor. Okay, bugün CHP Grubu'nda nöbetçi olmasına rağmen TBMM'ye gelmedi. Gazetecilerle olan sıcak ilişkisi ile bilinen Okay'ın telefonlarına da ulaşılamıyor. "BÜYÜK ÜZÜNTÜ DUYUYORUM" Okay, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, kardeşi Mustafa Fehmi Okay'ın adının İstanbul'da yürütülen bir operasyonda geçmesinden üzüntü duyduğunu bildirdi. Okay, açıklamasında şunları kaydetti: "Kardeşimin adının operasyona karıştığını dün medyadan öğrenir öğrenmez Beşiktaş Adliyesi'ne giderek nöbetçi savcı ile görüştüm. Nöbetçi savcı, konuyla ilgili savcıyı arayarak bilgi aldıktan sonra, bugün tekrar adliyeye gelmesini bildirdi. Kardeşinin bugün ifade vermek üzere İstanbul Emniyeti'ne gönderildi. Böyle bir olayın içerisinde kardeşim Mustafa Fehmi Okay'ın adının geçmesinden üzüntü duymaktayım. Kendisinin böyle bir olaya karıştığına ihtimal dahi vermek istemiyorum. Kardeşime ilişkin bu olay için yargı sürecinin gerçekleri ortaya çıkaracağından en ufak bir kuşku duymuyorum. Hukukun gereği ne ise onu saygı ile karşılıyorum." 28.09.2009 POLİTİKA 588911 Yunanistan'da hafif şiddette deprem 'ın kuzeyindeki Halkidiki Yarımadası açıklarında, hafif şiddette meydana geldiği bildirildi. Yunan basını, Atina Yerbilimleri Enstitüsü verilerine dayandırdığı haberinde, Richter ölçeğine göre büyüklükleri 2,6 ile 3,8 arasında değişen depremlerin merkez üslerinin Yarımada'nın Kassandra sahil kenti açıkları olduğunu duyurdu. Saat 10.56-13.12 arasında kaydedilen sarsıntıların bölgede hissedildiği belirtilen haberde, depremlerin can ve mal kaybına yol açmadığı da kaydedildi. 588922 Cemil Baran’dan yeni açıklamalar Cemil Baran’dan yeni açıklamalarMustafa ÖZDABAK/İSTANBUL,(DHA) MUNEVVER Karabulut Cinayeti’nin arabulucusu Cemil Baran, memleketinden dönerek Taksim’de 12.00 sıralarında yaptığı basın açıklamasında ”Bugüne kadar 19 açıklama yaptım. Bunların 18’i doğru çıktı. Cem Garipoğlu, bu saatten sonra fünyesi çekilmiş bir bomba. Kim sahip çıkarsa yanacak. Yakalandığı resmen duyurulmadan, ilk ben açıkladım. Bu saatten sonra Cem’e kimse sahip çıkamaz” dedi. Gizli çekimlerde kullandığı iki kamerayı da gösteren Cemil Baran, ”Cem kızı öldürmeden önce, belirli seks oyunları yapmıştır. Kızın üzerinde 26 tane küçük, tane derin bıçak yarası var. Cem bu cinayeti işlerken uyuşturucu aldı. Saç kılı testi yapılırsa uyuşturucu aldığı ortaya çıkar” dedi. Ahmet isimli şoförün yakalandığını ve pis işler uzmanı olduğunu söyleyen Cemil Baran, ”Ahmet Kavalcı gözaltına alınsın. Burgaz Rakı’nın muhasebecisidir. Aynı zamanda bu işin organizatörü. Ünlü Ahmet ise, Ahmet Özkoca’dır. Bu şahıs da gözaltına alındığında her şey çözülecek. Ahmet Özkoca, Hayyam Garipoğlu’nun pis işlerini halleden, Cem Garipoğlu’ nun kaçmasına yardım eden, belki de gidip Bahçelievler sapağına bırakan isimdir. Bir devlet kurumundan emekli olmuştur” dedi. Bahçeşehir’deki villanın güvenlik kamerası ile izlendiğini söyleyen Cemil Baran,”Kızın kesildikten 10 dakika sonra mı, kız kesilirken mi? yetişen Cem’in anne ve babasıdır. Daha sonra Hayyam Garipoğlu üçüncü olarak da görüntüleri silen Fatih Garipoğlu geldi” dedi. Taksim’deki açıklamalarına devam edeceğini söyleyen Cemil Baran,”Olay bir satanist ayini. Cinayette kişi olduğu ortada. Kasetler Fatih Garipoğlu’nda. Önce seks oyunu oynandı. Cem’in babası Mehmet Nida, Münevver’in tırnak aralarında doku örneği bulunduğu için hapiste” dedi. 588618 Şivan Perver: "Kürtler de açılım hazırlamalı" Avrupa'da yaşayan ünlü şarkıcı Şivan Perver, demokratik açılım sürecinde, "Kürtlerin de bir açılım hazırlaması gerektiğini" söyledi. 'nin başkenti Londra'da düzenlenen yardım amaçlı bir konserde sahne olan sanatçı, kendisini dinlemeye gelenlere hitaben, "Meseleyi biz genişletmeliyiz. Kürtlerin de bir açılım hazırlaması gerekiyor. Ulusal bir birlik yaratmak gerekiyor" diye konuştu. Şivan Perver, "demokratik açılım yapmak isteyenlerin bu konuda çözüm ararken ile de masaya oturmalarını" savundu. Kürtçe başladığı konuşmasına, salondaki çoğunluk tarafından anlaşılmayınca Türkçe olarak devam eden Şivan Perver, "Karma karışık olmuşuz. kadar çok parçalanmışız ki, dilimiz de elimizden giderse, vallahi yok oluruz. Bunu bilmeniz gerekiyor. Bilhassa dilimizi öğrenmemiz gerekiyor" dedi. 588520 Avukat, Doktor ve Eczacı Mercek Altında Avukat, Doktor ve Eczacı Mercek Altında Maliye Bakanlığı, Ekim Perşembe gününden itibaren Türkiye'deki bütün doktor, avukat ve eczacıları vergi incelemesine alacak. Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan edinilen bilgiye göre, vergi denetim elemanları, Perşembe gününden itibaren ay boyunca 38 bin 590 avukat, 23 bin 814 eczacı, muayenehane ve özel sağlık kuruluşlarında çalışarak gelir vergisi beyannamesi veren 12 bin 458 doktor nezdinde sektör incelemesi yürütecek. Denetimler sırasında Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, icra daireleri, Gelir İdaresi Başkanlığı Veri Ambarı ve ilgili diğer kuruluşların verilerinden de yararlanılacak. Bütün doktor, avukat ve eczacıların yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri, Veri Ambarındaki diğer bilgilerle çapraz kontrole tabi tutulacak, bunlara ilişkin risk analizleri yapılacak. Elde edilen sonuçlar da vergi dairesi başkanlıkları ile defterdarlıklara gönderilecek. Her ilde oluşturulacak ekipler, gelen bilgiler ışığında harekete geçecek. Analiz çalışmaları sonucunda riskli bulunan doktor, avukat ve eczacılar yerinde incelemeyle denetime tabi tutulacak. İncelemeler sonucunda vergi kaçıranlar hakkında raporlar düzenlenecek ve cezalı tarhiyata başvurulacak. İlde Pilot İnceleme Bu arada Gelir İdaresi Başkanlığı, sektöre yönelik kapsamlı vergi incelemesi öncesinde eczacılarla ilgili olarak Antalya, Gaziantep ve Tokat'ta pilot incelemede bulundu. İncelemelerde eczanelerin çok büyük bölümünde katkı paylarıyla ilgili belge düzenlenmediği, bu şekilde katkı paylarının katma değer vergisi (KDV), gelir ve kurumlar vergisinin devletten kaçırıldığı saptandı. Aynı şekilde stokların olduğundan fazla gösterildiği de belgelendi. Gaziantep'deki pilot incelemede 381 eczanenin sadece 67'sinde herşeyin düzgün olduğu anlaşıldı. 312 eczanenin vergisel yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediği, 2'sinde de belgelerin eksik olduğu tespit edildi. Gaziantep'deki eczanelerde vergi kaçağı oranı da yüzde 46,4 olarak hesaplandı. Beyannameler Sağlıklı Bulunmadı Gelir İdaresi Başkanlığı, inceleme öncesi doktor, avukat ve eczacıların bu yıl verdiği gelir vergisi beyannamelerini de değerlendirmeye aldı. Bu değerlendirme sırasında avukatların yüzde 17,3'ünün, doktorların yüzde 11,6'sının, eczacıların da yüzde 4,3'ünün zarar ya da sıfır gelir beyan ettiği görüldü. Avukatların yüzde 34'ü, doktorların yüzde 28,2'si, eczacıların ise yüzde 6,7'si, vergide yüzde 15'lik orana tabi ilk dilim olan bin 800 liranın altında gelir elde ettiğini bildirdi. Yine avukatların yüzde 23'2'si, doktorların yüzde 22'6'sı, eczacıların da yüzde 13,2'si bin 801 lira ile 19 bin 800 lira arasında kazanç beyanında bulundu. Yıllık gelirini 19 bin 801 lira ile 44 bin 700 lira arasında gösteren doktorların oranı yüzde 16,2, avukatların oranı 13,5, eczacıların oranı da yüzde 26,4 olarak hesaplandı. Her 100 eczacının 49'u, yıllık gelir vergisi beyannamesinde 44 bin 701 lira ve daha üstünde gelir bildirimi yaptı. Bu düzeyde gelir bildiren avukat sayısı yüzde 12,3'de, doktor sayısı ise yüzde 22'de kaldı. 588607 Göğsünde ameliyat ipiyle yaşıyor Göğsünde ipiyle yaşıyorMehmet EZER/ANTAKYA (Hatay), (DHA) 'te özel bir hastanede kalp ameliyatı olan Antakyalı 31 yaşındaki Mustafa Çerçioğlu, 2.5 yıldır göğsünde ipiyle yaşıyor. 'da özel bir şirketinde satış danışmanı olarak çalışan Mustafa Çerçioğlu, kalbindeki rahatsızlık nedeniyle Gaziantep'teki Özel Hastanesi'ne sevk edildi. Burada yapılan muayenede damar tıkanıklığı saptanan Çerçioğlu, bu hastanede 19 Şubat 2007'de ameliyat edildi. Bir hafta sonra taburcu edilen Çerçioğlu, Antakya'daki evine döndü. İddiaya göre, ameliyat yerinin iltihaplanması üzerine ameliyat olduğu hastaneye giden Çerçioğlu, operasyonu gerçekleştiren Prof. Dr. Bülent Kısacıklıoğlu'na muayene oldu. Doktor, “İçerde ip unutulmuş olabilir, zamanla çıkar” diyerek herhangi müdahalede bulunmadı. Tekrar Antakya'ya dönen Çerçioğlu, rahatsızlığının devam etmesi üzerine kentteki hastanelere gittiğini ancak onlarının da kendisine, “Hangi hastanede ameliyat olduysanız oraya gidin” dediğini ileri sürdü. Sık sık iltihap akıntısı nedeniyle pansuman yaptırdığını belirten Çerçioğlu, “2.5 yıldır vücudumdaki ipten kurtulmak için uğraşıyorum. İpin bir kısmı dışarıdan görünüyordu, elimde çektim çıkartmak için ama canım çok yandı. Ameliyat yerimde ip görünüyor. Antakya'da gittiğim hastanelerdeki doktorlar ameliyat olduğum hastaneye gitmemi söylüyor. Gaziantep'te ameliyat olduğum de ilgilenmiyor. Birkaç kez telefon edip, durumu anlattım ama kimse yardımcı olmuyor. Ameliyatımı yapan doktor da başka bir hastanede çalışıyormuş. Ne yapacağımı şaşırdım” diye dert yandı. Çerçioğlu, yaşadığı sıkıntılar nedeniyle kendisini ameliyat eden doktor hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunup, cezalandırılması istedi. GELSİN TEDAVİ EDELİM Özel Sanko Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Birol Yamak, hastaya tek damar by-pas yapıldığını, cilt altı dokusundaki dikim sırasında yeşil renkli ameliyat ipi kullanıldığını söyledi. Bu dikiş iplerinin alınmadığını belirten Yamak, “Çünkü, bu dikişleri ile ay arasında bazen de yılda vücut eritiyor. Bu süre kişinin vücut yapısına göre değişir. Bazı insanlar da ise erimez. İpin vücuda bir tahribatı olacağını düşünmüyorum. Hasta bize gelse idi gereken yapılırdı. Hemen hastaneye müracaat etsin gereken tedavisini yapalım” dedi. 588189 Helvacı: "Böyle sonuçlar olabilir" Helvacı, maçtan sonra yaptığı açıklamada, aldıkları sonucun futbolun içinde olan bir sonuç olduğunu ifade etti. Kulübün ikinci başkanı, "çok da kötü oynadığımızı düşünmüyorum. İlk yarıda çok pozisyonumuz var, ama olmadı. Ara sıra böyle şeylerin olması lazım" dedi. Taraftarlara, takımlarını destekledikleri için teşekkür eden Helvacı, "takımımızdan ve teknik heyetimizden memnunuz. Bunlar olabilecek sonuçlar. Herhangi bir şeyin sonu ya da başı değil. Sezon daha çok uzun. Oynamaya ve kazanmaya çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. Teknik direktör Frank Rijkaard'ın takımda yaptığı rotasyonla ilgili soru üzerine Helvacı, "maça çok farklı bir kadroyla çıkmadık. Bu teknik sorunları hocayla konuşmak lazım. Hocanın tercihi her zaman doğrudur. Tüm hafta boyunca futbolcularla beraberdir. Sürekli antrenmanlarda onları görüyor" dedi. Galatasaraylı futbolcu Uğur ise normalde sağ bek oynamasına karşın Eskişehirspor maçında sol tarafta oynamasının zor olmadığını ifade ederek, "hocam bana nerede görev verirse orada oynarım. Elimden geleni yaptım. Galibiyet için çok iyi mücadele ettik, karşımızdaki rakip ileriye uzun toplar atıp, bunları kovalamayı düşünüyordu. Sonuçta berabere kaldık" diye konuştu. Eskişehirspor kulübü başkanı Halil Ünal, her iki takımın da iyi mücadele ettiklerini belirterek, "rüzgara karşı talihsiz bir gol yedik. İşte taç çizgisinden 'çıktı-çıkmadı', şaibeli bir gol belki. Ona rağmen savaştık. Namağlup unvanımızı devam ettiriyoruz. Kendi sahamızda zaten maç vermiyoruz" dedi. Hedeflerinin UEFA olduğunu dile getiren Ünal, "düşüşte olan 'a üzülüyoruz. Dolayısıyla onun yerine Anadolu'dan bir takım gelsin istiyoruz. da Eskişehirspor olsun. Çünkü futbol kültürü üst düzey bir takımız" diye konuştu. Ünal, son olarak maçtan önce takım ve taraftarların otobüsüne yapılan saldırı nedeniyle üzgün olduklarını ifade ederek, "hem taraftar, hem de takım otobüsüne çok ciddi saldırılar oldu. Şükür can hasarı yok, ama önemli maddi kayıplar var" dedi. Eskişehirsporlu Ümit Karan, eski takımı 'a karşı oynamanın değişik bir duygu olduğunu belirterek, "eski takımıma karşı dokuz sene sonra ilk kez rakip olarak çıktım. Maçtan sonra soyunma odasına gittim, sohbet ettik. Maçta istediklerimizi yapamadık ama bir puan almak bizi mutlu ediyor" ifadelerini kullandı. 588547 Karıncalar ilham verdi Karıncalar ilham verdiAraştırmacılar, yeni nesil bilgisayar antivirüs yazılımını geliştirmek için karıncaların davranış biçiminden yararlanıyor. Kolonileri tehdit altındayken karıncaların verdiği savunma tepkisi, programcılara bilgisayar virüslerine karşı yeni silah geliştirmede ilham kaynağı oldu. Karıncalardan biri herhangi bir tehdit tespit ettiğinde, düşmanı yenmek için diğerleri hemen bir araya toplaşıyor. ABD'deki Wake Forest Üniversitesinden bir ekip, karıncaların bu stratejisini deneme halindeki bir güvenlik yazılımına adapte ediyor. Daily Telegraph'taki habere göre, bu çerçevede "dijital karıncalar" bilgisayar ağlarında dolaşarak, "işgalci" olup olmadığına bakacak. Bir karınca herhangi bir işgalci belirlediğinde savaşa katılması için takviye "asker" çağıracak. Araştırmacılar, bu yeni karınca temelli sistemin, yeni virüsleri tespit etmek için sürekli güncelleştirme gerektiren geleneksel güvenlik programlarından daha hızlı çalışacağını düşünüyor. Araştırmacı Glenn Fink, "Düşüncemiz, her biri bir tehdit olup olmadığını araştıran bin farklı türde dijital karınca oluşturmak. Bunlar şebekede dolaşırken, doğadaki karıncaların diğerlerini yönlendirmek için arkalarında koku bırakmasına benzer şekilde dijital izler bırakacak. Dijital karınca, tehdit belirlediğinde arkasında güçlü bir iz bırakacak şekilde programlandı" dedi. 587712 Filipinler'de sel felaketi: 83 ölü saat içinde bir aylık yağışın düştüğü başkent Manila, afet bölgesi ilan edildi. Merkezde oturan 60 bin Filipinli okul ve kiliselere yerleştirildi. Fırtına sebebiyle bazı kasabaların tamamı sular altında kaldı. Toprak kaymalarının yaşandığı ülkede, havaalanı uçuşlara kapatıldı. Hükümet, uluslararası toplumdan yardım istedi. Başkent ve çevresindeki illerde okullar ve resmi kurumlar tatil edildi. MANİLA AA 588674 Ufuk Uras'tan Başbuğ'a suç duyurusu İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ hakkında 21-22 Eylül 2009'de Güneydoğu sınır bölgesinde siyasi nitelikte konuşmalar yaptığı iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Orgeneral Başbuğ'un Askeri Ceza Kanunu'nun 148/c. maddesine göre siyasi faaliyette bulunmak suçunu işlediğini söyleyen Ufuk Uras, "Kanıksamayalım ve kim olursa olsun herkesin demokrasiye, sivil siyasete, hukukun üstünlüğüne uymasını sağlayalım" dedi. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusu dilekçesi verdikten sonra basın mensuplarına açıklama yapan Ufuk Uras, "Bu başvurunun bizim açımızdan önemi, Askeri Ceza Kanunu'na göre yaptığımız suç duyurusunun bu ülkede hiç kimsenin imtiyazlı bir yurttaş olmadığı, askeri bürokrasinin devlet memurlarının görev ve yetkilerinin dışına çıkması durumunda cezalandırılma müeyyedesi olup olmadığını görmekti. Yani bu ülkenin Başkanı da olsa bir tür ceza muafiyetinin olmamasını gerektiğini düşünüyoruz" dedi. Yargı ve meclis düzeyinde sürecin takipçisi olacaklarını belirten Uras, "Umarım Türkiye Cumhuriyeti bütünü, yurttaşları ve devlet memurları da dahil hukukun temel ilkelerine uyarlar. Çünkü bir dizi kamu görevlisi arkadaşımız, siyasi faaliyeti nedeniyle ciddi sorunlarla karşılaşırken askeri bürokrasinin bundan muaf olması kabul edilemez" diye konuştu. "Her tür açılım"a destek Her türlü açılımı desteklediklerini de ifade eden Ufus Uras, "Ama bu açılmadan çok saçılmaya döndü. 'Kürt meselesinde bir açılma yapacağız' deyip arkasından sınır ötesi operasyon kararı almak çok anlamlı değil. Eğer bir açılma yapılacaksa buyurun 2010 bütçesi! Gelin bunu savaş bütçesi değil, barış bütçesi yapalım. Gelin Seçim Yasası'nı değiştirelim, eğer yıl sonra olacaksa. Oy hırsızlılığı yapmayalım. CHP veya AKP'nin el ele verip yüzde 10 anlaşmasını ortadan kaldıralım. Gelin yapalım. Kapsamlı bir af yapalım. Silahlı siyasetin, açık siyasete geçişinin koşullarını oluşturalım ki, çocuklarımız ölmesin, analar ağlamasın. yüzden tek güç vardır TBMM. TBMM dışında kendine güç hükmedenlerin, bunlar ister bürokrasi olsun, ister başkaları olsun hukukun müeyyedelerine hazırlıklı olması lazım. Bu ülkede hiç kimsenin ayrıcalıklı konumu olmaması gerektiğini düşünüyoruz" dedi. Sivillerin 'a suç duyurusu Ufuk Uras, "İlk defa sivillerin Başkanlığı'na suç duyurusu. İstediğiniz bir sonuç çıkarsa siyasetin sivilleşmesi adına önemli ve ilk adım gibi bir değrlendirme yapacak mısınız?" sorusuna şu cevabı verdi: "Tabii yapacağız. Benim gördüğüm yaygın bir kanıksama hali var.  Bu kanıksanmış. Defalarca devlet memurları, askeri bürokrasinin en üst yöneticileri siyasi faaliyette bulunuyor. Bu bir kanıksama hali. En tehlikeli şey kanıksamak. Biliyorsunuz filleşme diye bir şey var. Filleri terbiye etmek için küçükken bir kazığa bağlarlar büyüyünce artık kazığı sökmek istemez. Kanıksamıştır. Toplumun da filleşmesi kötü bir şey. Kanıksamayalım ve kim olursa olsun herkesin demokrasiye, sivil siyasete, hukukun üstünlüğüne uymasını sağlayalım. Bu bizim için ilk adımdır. Bunun takipçisi olacağız. Çünkü yasalar benim gördüğüm kadarıyla genelkurmay başkanını adeta cezadan muhaf olduğunu varsayarak yargılayacak bir merci koymamış. Ben dahil bu ülkede herkes yargılanma durumunda. Ama askeri bürokrasi yargılanamıyor. Bunu aşarsak bence Türkiye'nin önü açılır." Açılımın hakiki olması gerektiği belirten Ufuk Uras, bu konuda AKP'nin pragmatik, CHP'nin ise statükocu davrandığını ileri sürdü. Uras, suç duyusu dilekçesinde kendisiyle birlikte Mebuse Tekay, Oya Baydar, Baskın Oran, Cengiz Algan, Ahmet İnsel, Aydın Engin, Mithat Sancar ve Sezgin Tanrıkulu'nun da şikayetçi olarak bulunduklarını ifade etti. Dilekçenin Askeri Savcılığa gönderileceğini söyleyen Ufuk Uras, siyasi nitelikte konuşmalar nedeniyle Orgeneral Başbuğ'un Askeri Ceza Kanunu'nun 148/c. bendine göre aydan aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep ettiklerini belirtti. 588415 DTP'li milletvekillerinin duruşmaları yarın 'li milletvekillerinin duruşmaları yarın tarafından ifade vermeleri için davetiye gönderilen, ancak duruşmalara katılmayan ’li milletvekilinin duruşmaları yarın ve 30 Eylül Çarşamba günü görülecek. örgütünün propagandasını yaptığı" iddiasıyla DTP Genel Başkanı ve Milletvekili hakkında 9. Ağır Ceza Mahkemesinde, Mardin Milletvekili hakkında 8. Ağır Ceza Mahkemesinde, Milletvekili hakkında Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde, Diyarbakır Milletvekili hakkında ise İstanbul ve Diyarbakır ağır ceza mahkemelerinde dava açılmıştı. Mahkemeler milletvekillerinin ifadelerinin talimatla alınması için Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine müzekkere yazmıştı. DTP İstanbul Milletvekili ’in de arasında bulunduğu DTP Kadın Meclisi Üyesi 23 kişi ile DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk hakkında "suçu ve suçluyu övdükleri" iddiasıyla Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde ayrı dava daha açılmıştı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, davaların önceki celselerinde, Başkanlığına yazı yazarak milletvekillerini ifade vermeye çağırmıştı. TBMM’nin mahkemeye verdiği cevaplarda ise "milletvekillerinin sekreterlerine yazının ulaştırıldığı, ancak milletvekillerinin çalışmaları dolayısıyla sık sık Ankara dışında bulunduğundan yazının kendilerine ulaştırılamadığı" belirtilmiş, gerekli işlemler tamamlandığında mahkemeye bilgi verileceği kaydedilmişti. Mahkeme, son celsede TBMM Başkanlığına bir kez daha yazı göndererek, müzekkerelerin akıbetini sormuştu. Mahkeme, yazıya, yeni duruşma günü ve saatini de ekleyerek, duruşmaları ertelemişti. Edinilen bilgiye göre, TBMM Başkanlığı, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine, Emine Ayna’nın sekreterine çağrı kağıdının tebliğ edildiğini, diğer milletvekillerine ise tebliğ edilemediğini bildirdi. -DTP, MİLLETVEKİLLERİNİN İFADE VERMEYECEĞİNİ AÇIKLAMIŞTI- DTP’den, konuya ilişkin olarak 17 Mayıs 2009’da yapılan yazılı açıklamada, "milletvekillerinin ifade vermeye gitmeyecekleri" belirtilmişti. TBMM çatısı altında, adli suçlarından dolayı vekil seçilmeden önce hakkında dava açılan çok sayıda milletvekili bulunduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Adli suçlardan dolayı fezlekesi bulunan vekillere yapılmayan bir uygulamanın, sadece açıklamalarından dolayı yargılanan DTP’lilere karşı hayata geçirilmek istenilmesi düşündürücüdür" görüşüne yer verilmişti. Açıklamada, dokunulmazlığı" başlıklı ’nın 83. maddesi ile "temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması" başlıklı 14. maddelerin değiştirilmesi istenmişti. -MAHKEMENİN KARARI NE OLACAK?- Milletvekillerinin duruşmalara katılmamaları halinde nasıl bir yol izleneceğine Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi karar verecek. DTP Genel Başkanı Türk ile milletvekilleri Ayna ve Demirtaş’ın talimatla ifadesinin alınması yönündeki duruşma yarın görülecek. Tuğluk hakkında, "suçu ve suçluyu övdüğü" iddiasıyla açılan davanın görülmesine de yarın devam edilecek. Tuğluk hakkında, İstanbul ve Diyarbakır ağır ceza mahkemelerinde açılan davalarla ilgili talimat duruşmaları ise 30 Eylül Çarşamba günü görülecek. Mahkeme, DTP İstanbul Milletvekili Tuncel’in de arasında bulunduğu DTP Kadın Meclisi Üyesi 23 kişinin yargılandığı davanın görülmesi de aynı gün devam edecek. 589001 El Zevahiri'den Obama'ya: "Sahtekar" Terör ağı El Kaide'nin iki numaralı ismi Eymen El Zevahiri, Başkanı Barack Obama'nın Batı Şeria'da Yahudi yerleşimlerinin yapılmasını durdurmakta başarısız olduğu değerlendirmesini yaparak, Obama'yı "sahtekar olarak nitelendirdi. El Zevahiri, 28 dakikalık yeni ses bandında, "sahtekar" dediği Obama'nın, "Filistinlilerin acılarından etkilenir gibi görünerek, 'in Batı Şeria'da ve Kudüs'te Yahudi yerleşimleri yapmasına izin verdiğini, aynı zamanda Arap liderlerine de daha fazla taviz vermeleri için baskı yaptığını" ileri sürdü. Başbakanı Angela Merkel'e de yüklenen El Zevahiri, Merkel'i, parlamentoda sarf ettiği "'nın 'daki görevinin uluslararası barış ve güvenliği desteklemek" olduğu sözleriyle yalan söylemekle suçladı. El Zevahiri, "Siz Müslüman topraklarından defoluncaya ve onların işlerine karışmayıncaya kadar uluslararası barış ve güvenlik olmaz" dedi. El Kaide'nin iki numaralı ismi, 'ın başkenti Kabil'deki barış gücü operasyonlarının komutasını gelecek üstlenecek Türkiye'yi de eleştirdi. 588194 Gates, Afganistan’dan Amerikan askerlerinin çekilmesine itiraz etti Gates, ’dan askerlerinin çekilmesine itiraz etti Savunma Bakanı ’daki birlikleri için çekilme takvimi ve çıkış stratejisi oluşturma çağrılarını reddetti. haber kanalına verdiği özel demeçte Bakan Gates, Afganistan’daki operasyonları bitirmek için tarih belirlemenin stratejik bir hata olacağı uyarısında bulanarak, Afganistan’da başarısızlığın ’ya büyük bir darbe olacağını söyledi. Gates, yenilginin, boyutlarında sonuçlara yol açabileceğini belirterek, gibi örgütlerin faaliyetlerini güçlendireceğini belirtti. Konuyla ilgili Amerikan televizyonuna da konuşan Savunma Bakanı Gates, ABD Başkan ’nın, Afganistan’a asker göndermeden önce Amerikan stratejisini gözden geçirdiğini, bu konuda komutanlarla görüş ayrılığı yaşamadığını bildirdi. Gates, Afganistan’daki Amerikan kuvvetleri komutanı Orgeneral Stanley McChrystal’ın daha fazla asker istediğini, bununla birlikte Amerikalı generalin, mevcut stratejinin gözden geçirilmesine destek verdiğini söyledi. 589114 Xerox, Affiliated Computer'ı satın alacak Xerox, Affiliated Computer'ı 6,4 milyar dolara satın alacak. Anlaşmayla, Xerox her Affiliated Computer hissesi için 63,11 dolar ödeyecek. Oluşturulacak 22 milyar dolarlık kaynakla bilgi teknolojisi ve Affiliated'dan gelen unsurlarla baskı ve kopyalama servisleri birleştirilecek. Xerox Üst Yöneticisi (CEO) Ursula Burns, Affiliated Computer'ın satın alınmasının, şirketin faaliyetlerinin geliştirilmesini, daha güçlü gelir elde edilmesini ve karın büyümesini sağlayacağını söyledi. Xerox, satın almanın gelecek yıl servis gelirlerinin üçe katlanarak 10 milyar dolara çıkmasını sağlayacağını tahmin ediyor. Affiliated Computer hissedarları, hisse başına nakit olarak 18,60 dolar, buna ek olarak sahip oldukları her Affiliated hissesi karşılığı 4.935 Xerox hissesi alacak. Xerox, Affiliated'ın milyar dolarlık borcunu üstlenecek ve Affiliated Computer'ın Sınıfı hisse sahipleri için 300 milyon dolarlık değiştirilebilir imtiyazlı hisse senedi çıkaracak. 588611 Şanlıurfa ve Adıyaman'da deprem ve 'da depremŞANLIURFA, (DHA) 'nın Hilvan ve 'ın Çelikhan ilçelerinde sabahın ilk saatlerinde meydana gelen hafif şiddetli depremler, can ve mal kaybına neden olmadı. Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, bugün saat 04.22'de merkez üssü Şanlıurfa'nın Hilvan İlçesi'ne bağlı Ovacık Köyü olan Richter Ölçeği'ne göre 2.7 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Yerin 5.7 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem, kısa süreli korkuya yol açtı. Saat 05.40'ta ise merkez üssü Adıyaman'ın Çelikhan İlçesi olan 3.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi. İlçe merkezi ve köylerinde hissedilip kısa süreli korkuya neden olan deprem, herhangi kayba yol açmadı. 587771 Çakmaklı'yı unutmama günü Ve gazete kupürleri: "Yücel Çakmaklı, 'Kendini Arayan Adam'la setlere dönüyor.", "Yücel Çakmaklı hayata veda etti", "Halkın gönlünde Yücel'di"... Türk sinemasının usta yönetmenlerinden, 'milli sinema akımı'nın öncüsü Yücel Çakmaklı, Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER) tarafından düzenlenen bir programla anıldı. Geçtiğimiz gün İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nde gerçekleşen toplantıya Çakmaklı'nın pek çok mesai arkadaşı, yakın dostu ve izleyicileri katıldı. Mehmet Nuri Yardım'ın yönettiği toplantı, Nevzat Bayhan'ın deyimi ile aslında ne bir 'anma' ne de bir 'hatırlama' toplantısıydı. Bu sefer arkadaşları ve sevenleri onu 'unutmamak, hatırda tutmak' için bir araya geldi. Mikrofona ilk gelen Üstün İnanç, çocukluk yıllarında başlayıp devam eden dostluklarını anlattı. Ardından Mesut Uçakan söz aldı. "Mü'min mü'minin aynasıdır." hadisinden yola çıkarak, "Yücel ağabey benim aynamdı." diyen Uçakan, "Gençliğimizde onu çok eleştirdik, bazen beğenmedik. Biraz olgunlaşınca güzel yanlarını görmeye başladık. Zamanında biz onu eleştirsek de aynısını bize yapmadı. Hep hoş gördü. Dostluğunu hiç eksiltmedi." dedi. Toplantıda Nazif Tunç, Ulvi Alacakaptan, Mehmet Uyar, İbrahim Başer, Reha Yeprem, Ragıp Karadayı, Yaşar Alptekin gibi pek çok isim Çakmaklı ile ilgili hatıralarını paylaştı. KÜLTÜR SANAT bilge2 588245 Kahveci esnafı sigara açılımı istiyor Yaklaşık iki aydır yürürlükte bulunan yasağın kendilerini zorladığını dile getiren esnaf, kahvehanelerde sigara içme bölümleri oluşturulmasını ya da kahvehanelerin sigara içilen ve içilmeyen olarak sınıflandırılmasını istiyor. Konuya ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan İzmir Kahveciler Odası Başkanı İsmail Hakkı Kırdı, 19 Temmuz 2009'da yürürlüğe giren kapalı alanlarda sigara içilmesini yasaklayan yasanın esnafı zor durumda bıraktığını belirterek, ''İzmir'de bin 500 üyemiz var. Her bir esnaf şu güne kadar muhakkak ki yanında çalışan en az bir kişiyi işten çıkarmıştır. Bu da işsizler ordusuna yeni işsizler katılması demektir'' dedi. Yaz döneminde, durumu uygun olanın esnafın kapı önüne masa koyarak, yazı en az zararla atlatmaya çalıştığını ifade eden Kırdı, şöyle devam etti: ''Ama şimdi havalar soğumaya başladı. Bu nedenle insanlar artık içeride oturmak isteyecek. İçeride de sigara içilmeyeceği için iş yeri kapanmalarının kış aylarında artacağından korkuyoruz. Sayın Başbakan, yanlış anlamadıysam bir televizyon programında hava alanlarında sigaralı bölümler açıldığını söyledi. Böylece, restoran, kahvehane, kıraathane, kafeterya gibi iş yerlerinde de sigaralı bölümler olacağının sinyali verilmiş oldu. Bu, bizi sevindirdi.'' -''SİGARA AÇILIMI''- İsmail Hakkı Kırdı, TBMM açıldıktan sonra, acilen bir ''sigara açılımı'' beklediklerini dile getirerek, esnaf olarak sigaranın zararlarını tartışmadıklarını, ekmek savaşı verdiklerini aktardı. Sigara içme konusunun insanların hür iradesine bırakılması gerektiğini savunan Kırdı, ''Kahvehanelerde sigara içilen alanlar yaratılabilir, sigara içilen ve içilmeyen kahvehaneler oluşturulabilir. Bu tarz düzenlemeler kuşkusuz herkesi memnun edecektir'' görüşünü dile getirdi. Kırdı, önlem alınmazsa esnafın zor duruma düşeceğini anlatarak, şunları kaydetti: ''Esnaf ceza yemeye başlarsa, biz de alırız kahvehanelerimizin anahtarlarını Sağlık Müdürlüğü'nün önüne bırakırız. Esnafın para kazanması lazım. Hele hele ekonomik şartların çok zor olduğu bir dönem içerisinde bu sigara yasağı esnafın belini iyice kırdı. Esnaf, vergisini, kirasını ödeyemiyor. Sayın Başbakanımızdan bir an önce sigara açılımı istiyoruz. Esnafın bu sorunun bir an önce bitmesini istiyoruz. Unutmayalım ki insanlar bu ekonomik şartlarda sadece sigaradan değil, stresten ve geçim derdinden dolayı da ölüyorlar.'' 588053 Dikmen’e çok yakıştı Dikmen’e çok yakıştı güncellenme zamanı 28.9.2009Galatasaraylı bütün futbolcular, Alpaslan yazılı 10 numaralı formalarla ısınmaya çıktılar. hep yanınızda Geçen yıl trafik kazasında eden ’ın genel koordinatörü Alpaslan Dikmen, Hasdal Mezarlığı’ndaki kabri başında anıldı Anma törenine Dikmen’in ailesi, yakınları, çok sayıda Yönetim Kurulu Üyesi ve de katıldı. Duygulu anların yaşandığı törende sevenleri, Alpaslan Dikmen’in kabri başında dualar okudu. ’nı dolduran taraftarlar, Dikmen için emekleriyle hazırladıkları yüzlerce pankartı tribünde açtılar. Pankartlarda, “Biz aynı yerdeyiz yine, sense bizsiz şimdi nerede?”, “Her zaman yanımızdasın”, “Işığın takibini sürdürecek” yazıları yer alırken, stat hoparlörlerinden sürekli ’nun, “Unutamadım” şarkısı çalındı. Galatasaraylı futbolcular da, 10 numaralı Alpaslan yazan sarı-kırmızılı formalarla ısındılar. Oyuncular tribünlere kadar gidip sırtlarını dönerek Alpaslan yazısını Galatasaraylı taraftarlara gösterirken alkış aldılar. Atılan golden sonra statta, “Alpaslan Dikmen”  anonsu yapıldı. 589352 Talat Genel Sekreter Ban ile görüştü BM sözcülüğünden yapılan açıklamada, Ban-Talat görüşmesinde Genel Sekreterin Ada'daki iki lideri yollarına devam etmelerini ve görüşmelerin yarattığı tarihi fırsatı kullanmalarını istediği belirtildi. Açıklamada, Ban'ın, görüşmelerin ikinci turuna girilirken tarihi bir sorumluluk ve uzun dönemli bir siyasi vizyonla uzlaşmaya varmanın önemini vurguladığı, BM'nin de özel danışman Alexander Downer'un çalışmalarıyla sürece yardım etmek için elinden geleni yapmaya devam edeceğini teyit ettiği kaydedildi. 588207 Doğu Karadeniz'in yüksek kesimlerine kar yağdı Doğu 'in yüksek kesimlerine kar yağdı Doğu genelinde bir süredir etkili olan yoğun yüksek kesimde kara dönüştü. 'de dün gece başlayan hala devam ediyor. ve Ovit geçitlerinde kar kalınlığı 30 santimetreye ulaştı. Bölgenin sahil kesimi dün geceyi gökgürültülü yağışlarla geçirdi. Ancak hava sıcaklığındaki düşüş yüksek kesimde kar yağışını da beraberinde getirdi. Gümüşhane'yi 'a bağlayan Zigana ve 'yi 'a bağlayan Ovit dağı geçitlerinde kar kalınlığı 30 santimetreye ulaştı. Ovit geçidinde dün gece tipi nedeniyle kesilen bu sabah kontrollü olarak açıldı. Halen her iki geçitte de zincirsiz araçların geçişine izin verilmiyor. Bu arada kar yağışının halen devam ettiği Gümüşhane'de kar kalınlığı da 10 santimetreye yaklaştı. Hava sıcaklığı da gece sıfırın altında dereceye kadar indi. Kar yağışı nedeniyle bazı elektrik hatlarında da arızalar meydana geldi. 588475 Patatesin genetik haritası çıkarılıyor Patates Gen Dizilimi Konsorsiyumu'nda yer alan 16 enstitüde görevli 50'den fazla araştırmacının çalışmalarının sonunda, patatesin gen haritasının yüzde 95'inin taslağı hazırlandı. Araştırmacılar, 12 kromozomdan oluşan patatesin gen haritası sayesinde daha dayanıklı ve besleyici olacağını, çabuk üretiminin sağlanabileceğini vurguladı. Projede görev alan Michigan Üniversitesi bilim adamı Robin Buell, bunun çok önemli bir gelişme olduğunu, çünkü patatesin 6,3 milyarlık dünya nüfusunun beslenmesinde büyük yer tuttuğunu söyledi. bin yıl önce yetiştirildi İlk olarak bin yıl kadar önce Güney Amerika'da yetiştirilen, şu anda da Antarktika hariç tüm kıtalarda yetiştirilebilen patates; mısır, pirinç ve buğdaydan sonra dünyanın en çok üretilen gıda maddeleri arasında dördüncü sırada bulunuyor. Araştırmacılar 1999-2005 yılları arasındaki çalışmalarının sonunda pirincin gen haritasını çıkarmış, geçen yıl da mısırın gen haritasının tamamlanmak üzere olduğunu açıklamıştı. 588653 İstanbul'da Latin kasırgası esecek Latin Amerika ve Karayipler ülkelerinden çok sayıda devlet adamı, sanatçı, iş adamı, uzman ve diplomatik temsilcinin katılımı ile Türk Latin Amerika ve Karayipler Forumu yapılacak. TASAM kıta bazında kurumsallaştırdığı Afrika, Asya ve Avrupa açılımlarının ardından “Latin Amerika ve Karayipler” halkası açılımını kalan son kıta olarak TUKLAD’la birlikte hayata geçiriyor. 8-11 Ekim 2009 tarihlerinde İstanbul’da TASAM (Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi) ve TUKLAD (Karayipler ve Latin Amerika Ticaret Derneği) işbirliği ve organizasyonunda düzenlenecek “Türk Latin Amerika ve Karayipler Forumu”nun teması "Sosyoekonomik İş Birliği ve Kültürel Etkileşim" olarak belirlendi. TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, “Türkiye’nin çok boyutlu dış politika açılımının bir parçası olarak Latin Amerika ve Karayipler ile ilişkilerin geliştirilmesi ve sağlam bir temelde ilerlemesi için ekonomik, sosyal ve kültürel potansiyellerin karşılıklı tanıtılmasına, sivil ve resmi ilgili kurumların, kanaat önderlerinin daha yoğun iş birliği, etkileşim ve iletişimine gereksinim duyulmaktadır” dedi. Türk Latin Amerika ve Karayipler Forumu’nun söz konusu gereksinimin karşılanması ve iş birliği sürecinin güçlü bir ivme ile yükselmesine katkı amacıyla planlandığını dile getiren Başkan Şensoy “LAK Bölgesi’nde yer alan irili-ufaklı 33 ülkenin her biriyle ilişkilerimiz çeşitli alanlarda şu veya bu ölçekte gelişmekte ve ticaret rakamlarımız bu gelişmeler paralelinde giderek büyümektedir. Bölge ile toplam ticaretimiz 2000’li yılların başında milyar Doların altındayken, izleyen yıllardaki büyüme istikrarlı bir seyir izlemiş ve 2006 yılında 3.1, 2007 yılında 4.3 ve nihayetinde 2008 yılında takriben 5.6 milyar Dolar düzeyine ulaşmıştır. Cumhuriyetimizin 100. Yılı olan 2023 perspektifinde bölge ile 40 ila 70 milyar dolar aralığına ulaşabilecek reel dış ticaret potansiyeli mevcuttur. Ülkemiz ile bölge ülkeleri arasında yalnızca ticaret alanında değil bilinenin aksine siyasî, sosyal ve kültürel olarak tarihten gelen güçlü referanslar mevcuttur” dedi. Kurucuları arasında LAK bölgesinden 16 ülkenin Fahri Başkonsolos ve Konsoloslarının yer aldığı TUKLAD (Karayipler ve Latin Amerika Ticaret Derneği) ve Türkiye Brezilya İş Konseyi Başkanı Aykut Eken ise Forum’a Latin Amerika ve Karayipler ülkelerinden çok sayıda devlet adamı, sanatçı, iş adamı, uzman ve diplomatik temsilcinin katılacağını, bölgeye yönelik geçmişte çok sayıda çalışmaya imza attıklarını ve böylesine stratejik ve tarihî bir açılımı TASAM’la birlikte gerçekleştiriyor olmaktan da büyük mutluluk duyduğunu söyledi. 8-11 Ekim 2009 tarihlerinde İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi Boğaziçi salonunda yapılacak olan Türk Latin Amerika ve Karayipler Forumu’nda “LAK Bölgesinde Ekonomik Dönüşüm Kalkınma ve İş Birliği”, “Tarım ve Kalkınma”, “Eğitim ve Sağlık”, “Kültür, Turizm ve Çevre”, Medya ve İletişim”, “LAK Bölgesinin Uluslararası Konjonktürde Artan Önemi” ana başlıkları altındaki konular konuşulacak. Ayrıca Latin müziğini, mutfağını Türkiye ile buluşturacak etkinlikler ve Ortaköy Meydanında halka açık bir müzikal gösteri gerçekleştirilecek. Ayrıntılı bilgi için sitesini ziyaret edebilirsiniz.. 588916 Macaristan’da faiz inmeye devam ediyor ’da faiz inmeye devam ediyor bugün yaptığı faiz kurulu toplantısında yıllık faizlerde 0,50 puan indirime giderek yıllık faizleri yüzde 7,5’e düşürdü. Macaristan Merkez Bankası Başkanı Andras Simor faiz düşürülmesinin ardından yaptığı açıklamada, Macaristan’da ekonominin iyiye gittiğini, yıllık verilerinin de istedikleri gibi seyrettiği için faiz indirimlerine devam ettiklerini söyledi. Macaristan Merkez Bankası 2008 yılı Ekim ayında yüzde 8,5 olan yıllık faizleri puan artırarak yüzde 11,5’e yükseltmişti.  Macaristan’daki ekonomi çevreleri son faiz indirimiyle birlikte yüzde 7,5’e inen faizlerin bu yılın sonuna kadar yüzde 6,5-6,7 civarına gerileyeceğini, 2010 yılında ise faizlerin yüzde olacağı görüşünde bulunuyorlar. 588551 Traktör devrildi Traktör devrildiKaraman'ın Sarıveliler ilçesinde traktörün devrilmesi sonucu 9'u ağır 15 kişi yaralandı. İbrahim Ardıç (20) yönetimindeki plakası öğrenilemeyen arkasında römork takılı traktör, Kaynarca yaylasından ilçeye giderken Killik mevkisinde virajı alamayarak devrildi. Kazada sürücü ile birlikte römorkta yolcu olarak bulunan Cemile (33), Bilal(3), Ayşe (45), Fadime (30), Fatma (30), Latif (10), Ahmet (43) ve Mehmet Danışman (49), Mehmet (35), Şerife (35), Sümeyye (18), Mehmet Ardıç (47) ile Ünzile (33) ve Nurten Yaman (23) yaralandı. Sarıveliler Devlet Hastanesi'ne kaldırılan yaralılardan durumu ağır olan 9'u Konya'daki hastanelere sevk edildi. 587866 Devlet üniversitelerinde söz mütevelli heyetinde Devlet üniversitelerinde söz mütevelli heyetinde YÖK üniversiteleri mütevelli heyetle yönetecek yeni sistem için düğmeye bastı. Rektörün başkanlık edeceği heyette belediye başkanları, üniversitenin eski rektörleri, sendika ve meslek odası başkanları yer alacak. YAKUP BULUT ANKARA Yükseköğretim Kurulu (YÖK) üniversitelerde mütevelli heyet yönetimine geçecek bir çalışma başlattı. Yeni modele göre, üniversitelerin bir kişide toplanan yetkilerle değil, sivil toplum kuruluşları, eski rektörler ve yerel yönetimlerin de yer aldığı mütevelli heyetlerle yönetilmesi sağlanacak. YÖK mütevelli heyet sistemine geçişin ilk basamağı olarak, her üniversitede danışma kurulu kurulmasına karar verdi. Danışma Kurulları Yönetmelik Taslağı üniversitelere gönderildi ve her üniversiteden konuyla ilgili görüş istendi. YETKİ TEK KİŞİDE DEĞİL Taslağa göre danışma kurulunda "üniversitenin eski rektörleri, belediye başkanları, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı meslek odaları başkanları, senato önerisi ile belirlenen iki sivil toplum örgütünün başkanı, sanayi ve ticaret odası başkanları" yer alacak. Danışma Kurulu üyeleri, üniversitenin fiziksel ve yapısal konuları, eğitim-öğretim ve araştırma program ve politikaları, üniversitenin gelişme stratejisi gibi konularda karar alacak. Yeni modelde yetkileri daha sınırlı olan Rektorler üniversite ile ilgili önemli kararları mütevelli heyet kararı ile uygulamaya sokabilecek. Rektörler Danışma Kurulu'na başkanlık edecek ve Kurul calışmalarının sekretaryası da rektörlük tarafından yürütülecek. Danışma Kurulu üyeleri yıl görev yapacak. Demokratik Üniversite Platformu Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu dernekler, vakıflar, koopera-tifler aracılığı ile üniversitelerde elde edilen gelirin kontrol altına alınacağını belirtti. Eğitimciler değişimi destekliyor YÖK'ün mütevelli heyet modeline geçiş çalışması eğitimciler tarafından çok beğenildi. Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Halil Etyemez, "Avrupa'da zaten üniversiteler bir heyetin istişaresi ile yönetiliyor. YÖK Avrupa'daki modeli, dünyadaki modeli ülkemize getirirse çok güzel sonuçlar alınır. Örneğin rektör seçimleri önemini kaybeder ve öğretim üyelerinin kamplaşması diye bir durum olmaz" dedi. 28.09.2009 EĞİTİM 588345 Traktör devrildi: 15 yaralı Edinilen bilgiye göre, İbrahim Ardıç (20) yönetimindeki plakası öğrenilemeyen arkasında römork takılı traktör, Kaynarca yaylasından ilçeye giderken Killik mevkisinde virajı alamayarak devrildi. Kazada sürücü ile birlikte römorkta yolcu olarak bulunan Cemile (33), Bilal(3), Ayşe (45), Fadime (30), Fatma (30), Latif (10), Ahmet (43) ve Mehmet Danışman (49), Mehmet (35), Şerife (35), Sümeyye (18), Mehmet Ardıç (47) ile Ünzile (33) ve Nurten Yaman (23) yaralandı. Sarıveliler Devlet Hastanesi'ne kaldırılan yaralılardan durumu ağır olan 9'u Konya'daki hastanelere sevk edildi. 589063 Bülent Korkmaz Bakü İle Anlaştı Bülent Korkmaz Bakü İle Anlaştı Galatasaray'ın eski teknik direktörü Bülent Korkmaz, Azerbaycan'ın Bakü takımıyla anlaştı. Korkmaz, 1,5 yıllık sözleşmeye imza atacak. Geçen sezonun ikinci yarısında sarı kırmızılı takımı çalıştıran Galatasaray'ın efsane kaptanı Bülent Korkmaz, teknik direktörlük kariyerini Azerbaycan'ın Bakü takımında sürdürecek. Azerbaycan Birinci Ligi'nde mücadele eden Bakü takımının sahasında Karabakh ile oynadığı ve 1-0 kaybettiği karşılaşmayı izleyen Bülent Korkmaz, Başkan Hafız Mammedov'la olumlu bir görüşme yaptıklarını ve her konuda anlaşma sağladıklarını söyledi. Bülent Korkmaz, Azerbaycan ekibi ile 1,5 yıllık resmi sözleşmeye imza atacak. Bakü, 12 takımın yer aldığı Azerbaycan birinci liginde maçta topladığı puanla 10'uncu sırada yer alıyor. 588496 Çift başlı buzağı sahibini şaşırttı Merkeze 16 kilometre uzaklıktaki Aydoğdu köyünde, 30 yıldır hayvancılıkla uğraşan Şekip Akçan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, veteriner hekimin, yaklaşık saatlik sezaryen doğumla, ineğinin çift başlı buzağı dünyaya getirdiğini ve hayatında ilk defa böyle bir durumla karşılaştığını söyledi. İneğin doğumun ardından kanamasının durdurulamaması nedeniyle telef olduğunu belirten Akçan, olayın şaşkınlığını hala üzerinden atamadığını belirtti. Şekip Akçan, şunları söyledi: ''Ahırımda 20'nin üzerinde hayvanım var, dün gece hayvanım veteriner gözetiminde sezaryen ile doğum yaptı. Doğumda çift başlı buzağı dünyaya geldi. Veteriner bir türlü kanamayı durduramayınca ineğim telef oldu. Kısa süre sonra çift başlı olarak dünyaya gelen buzağı da telef oldu.'' UZMAN GÖRÜŞÜ Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Patoloji Ana bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Selim Sağlam, çok yaygın olmayan bu tür olgulara, bölge genelinde zaman zaman rastlandığını bildirdi. Bölge genelinde her yıl az sayıda çift başlı buzağıya rastlandığını söyleyen Sağlam, çift başlı buzağılara rastlanma sebeplerini şöyle açıkladı: ''Bu tür olgular genelde genetik bozukluklardan kaynaklanır. Annenin gebeliğinin erken dönemlerinde geçirmiş olduğu viral hastalıklar ya da gebelik döneminde besinlerden aldığı kimyasal toksinler, buzağısının çiftli başlı olmasına sebep olabilir.'' 588632 Zapatero: "Avrupa solu gerilemiyor" Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero, 'da dün yapılan seçimleri merkez sağın kazanmasının ardından dile getirilen Avrupa'da solun gerilediği yönündeki iddiaların doğru olmadığını söyledi. Cadena adlı özel radyoya konuşan Zapatero, "Avrupa'da rüzgarın muhafazakarların lehine estiği doğru değil, her ülkenin vatandaşı kendi ülkesinin koşullarına göre oy atıyor. Birçok seçimde yaşadığımız tecrübe, bir ülkedeki seçim sonucunun ülkedeki şartların bir meyvesi olduğunu göstermiştir" diye konuştu. Avrupa'daki solcu hükümet başkanlarından biri olan Zapatero, 2004'te iktidara geldi ve 2008 yılında yeniden seçildi. 'da kesin olmayan resmi sonuçlara göre, dün yapılan genel seçimleri Birlik partileri (CDU/CSU) oyların yüzde 33,8'ini alarak kazandı. Federal Seçim Komisyonu'ndan yapılan açıklamada, Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) yüzde 23, Hür Demokrat Parti'nin (FDP) yüzde 14,6, Sol Parti'nin yüzde 11,9 ve Yeşiller Partisi'nin yüzde 10,7 oranlarında oy aldığı bildirildi. Bu rakamlara göre 622 milletvekilinden oluşacak Federal Meclis'teki (Bundestag) koltuk dağılımı; CDU/CSU 239, SPD 146, FDP 93, Sol Parti 76, Yeşiller Partisi 68 şeklinde olacak. 588095 Adana'da mühürlü eve molotofkokteyli atıldı Adana'da, yapıldığı için mühürlendiği belirtilen bir ev, kimliği belirsiz kişi tarafından molotofkokteyli atılarak yakıldı. Merkez Yüreğir ilçesi Süleyman Vahit Caddesi'nde, yapıldığı için polis ekipleri tarafından mühürlenen katlı apartmanın 1. katındaki eve, motosikletli kişi tarafından molotof kokteyli atıldı. Evde çıkan yangın itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü. Motosikletle kaçan kişinin yakalanması için soruşturma başlatıldı. 587529 TEM'de feci kaza Edinilen bilgiye göre, Ankara'dan İstanbul istikametine gitmekte olan Seyfi Küçükkılıç (24) idaresindeki 34 PCV 33 plakalı oto, sürücünün bir anlık dalgınlığı sonucu orta şeritten kaydığı sağ şeritte gelmekte olan Rasim Adıgüzel (29) idaresindeki 34 UB 6606 plakalı kombi aracının ön tamponuna çarptıktan sonra savrularak bariyerlere vurdu. Otomobil, ardından da yolun sol tarafına doğru savrularak orta bariyerlere çarparak durdu. Meydana gelen kazada, Seyfi Küçükkılıç'ın kullandığı otomobilde bulunan Züleyha Küçükkılıç (31), Seyit Küçükkılıç (8), Demet Küçükkılıç (24), Asiye Küçükkılıç (3),Abdullah Küçükkılıç (29) Salih Bayram (7),Veysel Mevlüt Bayram (4), Emine Bayram (30), diğer oto içinde yolcu olarak bulunan sürücünün eşi İlknur Adıgüzel (23) yaralandılar. Yaralılara ilk müdahale, kaza nedeniyle duran araçlardan inen vatandaşlar tarafından yapıldı. Hemşire olduğu öğrenilen bir yolcu, yaralılara ilk müdahaleyi yaptı. Kaza sonrası yaralı baba Seyfi Küçükkılıç, yaralanan oğlunu sakinleştirmek için büyük çaba harcadı. Otomobilin bagaj kısmında bulunduğu öğrenilen çocukların otonun bariyerlere vurduğu esnada yaralandıkları öğrenildi. Yaralılar, olay yerine gelen ambulans ile Düzce Atatürk Devlet Hastanesi ve Düzce Üniversitesi Araştırma Hastanesi'ne götürülerek tedavi altına alındı. Kaza sonrası TEM Otoyolu İstanbul şeridinde uzun araç konvoyları oluştu. Trafik ekipleri, vatandaşların da yardımıyla kaza yapan ve sol şeritte bulunan otoyu yoldan kaldırdıktan sonra yol tekrar ulaşıma açıldı. Jandarma, kaza ile ilgili soruşturma başlattı. 589108 Kanal Haber'de yapılanma Kanal Haber'de yapılanma 28.09.2009 17:26HABERTÜRK TV'nin, yeni yayın dönemine başlamasıyla birlikte önemli bir görev değişikliği yapıldı. HABERTÜRK TV yayın koordinatörü Ali Çağatay Kanal Haber Dairesi Başkanlığı görevine getirildi. Çağatay'ın yeni görevi şöyle duyuruldu: "Kanal Televizyonu Haber Dairesi Başkanlığı’na, daha önce Habertürk Televizyonu Yayın Koordinatörlüğü görevini yürütmekte olan değerli arkadaşımız Ali Çağatay atanmıştır. Kendisine, başarılı çalışmalarının devamını ve yeni görevinin hayırlı olmasını dileriz. Medya Grup Başkanı Kanal Televizyonu Gn. Müdürü M. Kenan TEKDAĞ Suavi DOĞAN" 587530 Bouspor: Aanaspor: Stat: Atatürk Hakemler: Çağatay Şahan xxx, Cumhur Altay xxx, Emre Suna xxx Boluspor: Atacan xxx, Erdem xxx, Erhan xx, Serdar xxx (Dk. 90 Lokman ?), Uğur xx (Dk. 83 İlhan ?), Erman xx, Adem Dursun xxx, Gilman Lika xxx, İbrahim xx (Dk. 61 Cemil x), Ömer xxx, Adem Büyük xxx Adanaspor: Tolgahan xx, İzzet xx, Ersan xx, Koray xx, Anıl xx, Onur x, Mbilla Serges xx, Fevzi (Dk. Metin x), İlyas xx, Emre xx (Dk. 88 Habib ?), Kibong Mbamba (Dk. 45 Rahman x) Goller: Dk. 21 Erdem, Dk. 42 Adem Büyük, Dk. 52 Serdar (penaltıdan) (Boluspor), Dk. 65 Mbilla Serges (Adanaspor) Sarı Kartlar: Dk. 25 Erdem, Dk. 35 İbrahim, Dk. 69 Erman, Dk. 70 Adem Büyük (Boluspor), Dk. 20 Emre, Dk. 35 Kibong, Dk. 38 Fevzi, Dk. 71 Anıl (Adanaspor) Kırmızı Kartlar: Dk. 20 Onur, Dk. 89 Ersan, Dk. 85 Koray, Dk. 86 İlyas (Adanaspor) 587840 Hücumcular iş yapmadı Rıdvan Dilmen Hücumcular iş yapmadı 28 Eylül Pazartesi 2009 Rijkaard sıkıntı yaşadığında öndeki üç hücumcuyu değiştiriyor, sonuca varıyordu. karşısında bu taktik işe yaramadı Ne ilginç. Sezon başından beri metiyeler düzdüğümüz her gün eleştirilen ’nin iki puan gerisine düştü. Galatasaray takımı dün gece iyi oynamadı. İyi oynamadan kazandığı bir iki maç oldu. Ancak bu kez çıkanların yerine giren hücumcular da etkisiz kalınca pozisyon üretemediler. Daha önce ve karşısında da kötüydüler ancak maçı çevrimesini bildiler. Çünkü öndeki hücumcular çok iş yapıyordu. Rijkaard sıkıntı yaşadığında öndeki üç hücumcuyu değiştiriyor, sonuca varıyordu. Galatasaray’da kaleci, savunma ve orta sahada bir farklılık yoktu. Biraz savunmada değişiklik gördük. stopere geçince, solda Uğur görev yaptı. Ancak bu tercih Galatasaray’ın kenar hücumlarını tek taraftan yapmaya mecbur bıraktı. Uğur’dan dolayı soldan hücum yapılamadı. Teknik Direktör Rijkaard oyun içinde bu sorunu giderebilmek için değişiklik yapabilirdi. Örneğin ’ı stopere kaydırıp, Hakan Balta’yı tekrar sola geçirebilirdi. Ama bunu yapmadı. Eskişehir takımı da sadece sağdan gelen ataklara tedbir aldı. Öndeki oyunculardan Keita ve Nonda fena değildi. Kewell ve Arda ise çok kötüydü. Sonradan giren Aydın ve Baros da bir varlık gösteremeyince Galatasaray tabelayı değiştiremedi. Eskişehir takımı ilginç bir kadro ile çıktı. Dörtlü savunmanın önünde Doğa ve Bülent, onların önünde sağda Burak, Solda ileride çift santrfor ve Teknik Direktör 1-1’i yakalayınca öndeki dörtlünün üçünü değiştirdi. Ümit, Youla, Burak çıktı, sistem 4-5-1’e döndü. Aslında bu değişiklik mantıklıydı. Eskişehir, Galatasaray bu kez kendi yarı sahasında beklemeye başladı. Beklerken de fazla pozisyon vermediler, birkaç karambol dışında. Eskişehir fizikli ve canlı bir takım. Yüksek toplarda da iyiler. Oyuncuları belki üst kalitede değil ama özverili oynuyorlar. Rıza hocanın ikinci yılında da Eskişehir’de kalması bir avantaj olmuş. Sonuç olarak dün gece görüldü ki, Rijkaard’ın bir planı yok. Sezon başladığından bu yana işler kötü gittiğinde forvet hattını yeniliyor, günü kurtarıyordu. Eskişehir karşısında bu kez bu formülün işe yaramaması Galatasaray için gelecek adına sıkıntı yaratabilir. Bunun için değişik taktik planlar üretilmeli. Hakem iyi maç yönetti. 588318 'Sahte rapor' soruşturmasında kişi tutuklandı KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN AKTAY 'Sahte rapor' soruşturmasında kişi tutuklandı İSTANBUL"Karargâh Evleri" soruşturmasını yürüten Askeri Savcı Albay Ahmet Zeki Üçok'un ilişkisi olduğu gerekçesiyle tutuklandığı "sahte çürük raporu" çetesi ile ilgili tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edilen kişi tutuklandı. İşçi Partisi'nin "Karargâh Evleri" soruşturmasını yürüten Askeri Savcı Albay Ahmet Zeki Üçok'un tutuklandığı "sahte çürük raporu" çetesi soruşturmada gözaltına alınan 12 zanlı, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta tarafından sorgulandı. Yaklaşık 12 saat sorgulanan şüphelilerden çetenin lideri olduğu iddia edilen Turgay T.'nin de aralarında bulunduğu kişi "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, yağmaya azmettirmek" suçlarından tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildi. kişi, tutuklandı. Aralarında hayat kadınlarının da olduğu kadın ve Hasdal Kışlası'nda görevli sivil memur ise savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı. 28.09.2009 589196 Harput Çocuk Yuvası, rehabilitasyon merkezi oldu Harput Çocuk Yuvası, rehabilitasyon merkezi oldu Çocuk rehabilitasyon merkezine dönüştürülen Harput Çocuk Yuvası'nın açılış törenine Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf katıldı. Çocukların evlere yerleştirilmesinden sonra yuvaya ihtiyaç kalmadığı için burasının rehabilitasyon merkezi işlevi göreceğini belirten Kavaf, koğuş tipi yurtlarda yaşamak zorunda kalan çocukların sayısının yarı yarıya azaldığını söyledi. VEYSİ ERDOĞAN ELAZIĞ Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, Türkiye'de ilk kez, işlevi değiştirilerek çocuk rehabilitasyon merkezine dönüştürülen Harput Çocuk Yuvası'nın dönüşüm törenine katılmak ve kuruma ait tesislerde incelemeler yapmak üzere Elazığ'a geldi. Kavaf'ı havaalanında Vali Muammer Erol, Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu, AK Parti Milletvekili Tahir Öztürk ve yetkililer karşıladı. Kavaf, Harput Çocuk Yuvası'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Harput'taki çocukların çocuk evlerine, evlere yerleştirilmesinden dolayı çocuk yuvasının görevinde, fonksiyonunda bir değişiklik olduğunu kaydetti. Bu durumun bir ilk olduğunun altını çizen Bakan Kavaf, "İlk defa bir çocuk yuvasına ihtiyacımız kalmadığı için rehabilitasyon merkezine dönüştürüyoruz. Yani bundan sonra artık yuva olarak değil rehabilitasyon merkezi olarak hizmet verecek" dedi. Hükümetleri döneminde korunmaya muhtaç çocukların hayatını tamamıyla değiştirecek "Aileye Dönüş Projesi"ni başlattıklarını, ailelerinin sosyal yardım ve hizmetlerle güçlendirilerek çocuklarını en kısa zamanda geri almalarına yönelik çalışmalara ağırlık verdiklerini dile getiren Bakan Kavaf, "Bu kapsamda tüm Türkiye'de binin üzerinde çocuğumuz ailesinin yanına döndürülmüş ve maddi destekle aileler desteklenmeye devam edilmektedir. Ailesi olmayan çocuklarımız için de koruyucu aile mekanizmasını geliştirdik ve güçlendirdik. Şu anda bin 127 çocuğumuz da koruyucu aile yanında yaşamaktadır" diye konuştu. Bakan Kavaf, 2002 yılında 18 bin çocuğun koğuş tipi yurtlarda yaşamak zorunda olduğunu, şimdiki rakamın ise yarı yarıya azaldığını söyledi. BURASI HUZUR ADASI Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, Elazığ Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu'nu da ziyaret etti. Ziyarette Milletvekili Tahir Öztürk, Elazığ Valisi Muammer Erol da bulundu. Elazığ Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'a Belediye hizmetlerini konu alan brifing dosyası takdim etti. Elazığ'ın bir huzur adası olduğunu ifade eden Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu, yakın bir zaman sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ile gelmesiyle birçok yatırımın açılışının gerçekleştirileceğini ifade ederek, “Şehrimizin problemlerini gidermek için ekibimizle 24 saat görevimizin başındayız. Şu anda Fen İşleri Müdürlüğümüz özellikle yağmur sularının tesviyesi için 70 km'lik alanda boru döşeme çalışmalarını sürdürüyor. Belediye Hizmet Binamız 22 bin m² alan üzerine inşaatı devam ediyor. Şehrimizin doğu giriş kapısında 83 dönüm alana sahip yeni Sebze Hali tamamlandı. Şehrin genelinde doğalgaz çalışmaları devam ediyor. Bizlere doğalgaz imkânını sunan başta Başbakanımız olmak üzere, Bakanlarımıza ve Milletvekillerine şükranlarımızı sunuyoruz. Şehrimizin genelinde 114 büyük parkımız bulunmakta. Geçtiğimiz aylarda ilimizi şereflendiren Çevre ve Orman Bakanımız Veysel Eroğlu'nun katılımıyla 150 dönüm araziyi belediyemize kazandırdık." dedi. BAKAN KAVAF'TAN BAŞKANA TEŞEKKÜR Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf çocuk evlerinin oluşmasında katkı sağlayan Elazığ Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu'na; “Belediye Başkanları şehrülemindir ve şehrin babaları konumundadır” diyerek katkılarından dolayı teşekkür etti. Elazığ Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu ziyaretleri anısına Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'a yerel motiflerle işlenmiş el dokuması bir halı hediye etti. Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf daha sonra Elazığ Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu ile birlikte Kaya Karakaya Huzur ve Rehabilitasyon Merkezine giderek burada incelemelerde bulundu. 28.09.2009 YURT HABERLER 589018 France Telecom'da bir intihar daha 'da Telecom şirketinde bugün bir çalışan daha intihar etti. 'nın Haute-Savoir bölgesindeki Alby-sur-Cheran kasabasında bir çalışanın kendisini viyadükten aşağı atarak yaşamına son vermesiyle, şirkette son 18 içinde intihar edenlerin sayısı 24'e çıktı. İntihar eden kişi, geride bıraktığı mektupta, yaşamına son verme kararından şirket yönetimini sorumlu tuttu. Şirketteki intiharlar 'da geniş yankı uyandırırken, sendikaları çalışanların haklarının korunması için hükümetin devreye girmesini istemişti. Sendika, şirketteki yeniden yapılandırma çalışmaları nedeniyle işlerini ve statülerini kaybetme tehdidi altındaki çalışanların büyük stres içinde olduğunu savunuyor. Şirkette 100 bine yakın çalışıyor. 589402 İsrail'de hayat durdu İsrail'de Yahudilerin en kutsal günü olarak kabul edilen Yom Kippur (Kefaret Günü) genel olarak sakin geçti. İsrail'de dün akşamdan bugün gün batımına kadar tüm kamu ve özel araç trafiğinin yanı sıra tren, şehirler arası otobüs ve dolmuş seferleriyle uçaklar durdu. Televizyonlarla radyolar sustu. İnternet siteleri bazı yayınlarına tümüyle ara verdi, kimisi ise sadece ülke dışındaki olayları başlıklar halinde duyurmakla yetindi. Kudüs'te bazı aşırı sağcıların Haremüşşerif'e girmeleri nedeniyle Filistinliler ile İsrail polisi arasında dün çıkan çatışmaların ardından, Kippur Günü'ne gergin başlayan kent, bugünü genelde sakin geçirdi. İsrail askerleri Eski Kent içinde hemen bütün sokaklarda yoğun olarak konuşlandı. Bazı askerler görev başında dua etti, Tevrat okudu. Kudüs'ün Beytullahim ve El Halil'e doğru giden ana caddelerinden "Hebron Yolu"ndan geçen Araplara ait birkaç aracın, bazı Yahudiler tarafından taşlandığı bildirildi. Bir kişinin bu sırada hafif şekilde yaralandığı, bazı araçlarda da hasar meydana geldiği, polisin araçları taşladıklarından şüphelenilen kişiyi gözaltına aldığı belirtildi. Kudüs'ün Batı kesiminde, diğer kentlerde olduğu gibi tüm dükkanlar, kafeler, lokantalar, resmi ve özel iş yerleri kapanırken, Eski Kent'in Yahudi mahallesi haricindeki diğer mahalleleri günlerini normal sürdürdü. Lokantalar, kafeler, iş yerleri hizmet verdi. Kudüs'ün Arap mahalleride de gün olağan şekilde devam ederken, Arap sürücüler genellikle Yahudi tarafına geçmedi. Batı Kudüs caddelerinde sadece güvenlik ve polis araçlarının geçtiği gözlendi. Ülke çapında sadece bisikletlerin trafiğe çıkabildiği İsrail'de yoğun bisiklet kazası yaşandı. Boş yollarda bisiklet ve kaykaylarla gezen çocuklardan 160'dan fazlası yaralanmalar nedeniyle hastanelere taşındı. Gazze'den roket saldırısı Kippur Günü'nde Gazze Şeridi'nden İsrail'e Kassam roketiyle birkaç havan mermisi atıldı. Roketlerden 2'si İsrail tarafına düştü, ancak ölen ya da yaralanan olmadı. İsrail ordusu da roket rampalarının bulunduğu belirtilen bölgenin orta kesimindeki El Mugazzi Mülteci kampını tank ateşine tuttu. Filistinli kaynaklar, saldırıda Filistinli gencin hafif şekilde yaralandığını belirtti. Crocs yasak Öte yandan, aşırı dincilerin Litvanya grubu hahamlarından Haham Elyaşiv, Kippur Günü'nde deriden yapılmadıkları halde, "crocs" adı verilen terliklerin giyilmemesinin iyi olacağını belirtti. Hahamın uyarıda bulunmasının ardında, çok rahat olarak bilinen bu terliklerin, böyle bir günde hissedilmesi gereken manevi ıstırabı yeterince vermemesinden kaynaklandığı belirtiliyor. Deri ayakkabı veya terlikler, asıl amacı bağışlanmak olan Kippur Günü'nde tevazu ve merhametin bir sembolü olarak, geleneksel olarak giyilmiyor. Elyaşiv'in sözlerine rağmen, Kudüs'te Yahudilerin kutsal mekanı Ağlama Duvarı'na gelenlerin pek çoğunun crocs terlikleri ayaklarından çıkarmadıkları gözlendi. 28 Eylül 2009 588494 Diyarbakırspor: "Ligden çekilebiliriz" Diyarbakırspor Kulüp Başkanı Çetin Sümer, maçında rakip taraftarların attığı siyasi sloganlardan büyük rahatsızlık duyduklarını belirterek, ceza almazsa kesinlikle ligden çekileceğiz. Bu konuda kararlıyız" dedi. Başkan Çetin, maçı boyunca rakip taraftarların takımlarına ve kendilerini desteklemeye gelen Diyarbakırspor taraftarına yönelik ırkçı ve siyasi içerikli tezahüratta bulunduğunu ifade etti. Maç boyunca devam eden siyasi sloganların ardından taraftarlarının Diyarbakırspor seyircisine saldırdığını söyleyen Sümer, "Siyasi ve ırkçı içerik dolu sloganlar küçük bir grup tarafından ve kısa süreli yapılmış olsaydı bunu anlardık. Ancak maçtan önce başlayan ve aralıksız devam eden sloganlar maç sonuna kadar devam etti. Buna hakemin ve yöneticilerinin müdahalede bulunmayışı bizi derinden üzdü" dedi. Saldırıların ardından maç sırasında şeref tribününü terk ederek taraftarların yayına gittiğini söyleyen Sümer, "Bursasporlu yöneticiler müdahalede dahi bulunmadı bile. Hakeme maç içinde sloganlar için uyarı anonsu yaptırması için yöneticilerimizle haber ulaştırdık. Ancak anons bile yapmadılar. Artık maçlarımızda bu tür sloganları duymaktan bıktık. Gerekli önlemin alınması lazım" diye konuştu. Sümer, bugün İstanbul'da TFF Başkanı Mahmut Özgener ile görüşeceğini ve Özgener'e rahatsızlıklarını ve kararlılıklarını ileteceklerini söyledi. Sümer, ceza almazsa kesinlikle ligden çekileceğiz. Bu konuda kararlıyız. Irkçı ve siyasi içerikli sloganlar bizi rencide etmiştir. Futbolda siyasetin yeri yok. herhangi bir partinin ne temsilcisi ne de uzantısı değiliz" dedi. Başkan Sümer, bu tür ırkçı ve siyasi sloganların bir daha yaşanmaması için ceza uygulanması gerektiğini kaydederek, "Tüm Diyarbakırspor ve Diyarbakırspor taraftarı bu sloganlardan büyük rahatsızlık duyuyor. Diyarbakırspor bir siyasi grubun temsilcisi değildir" dedi. "Ben mıyım!?" Çetin Sümer, Başkanı İbrahim Yazıcı'ya, "Bu ülke hepimizin. dışarı diyorlar. Ben mıyım?" diye tepki göstermişti. 588847 Var Mısın Yok Musun'da boş kutu şoku Son haftalarda heyecanı doruklarda gezen Var Mısın Yok Musun’da cumartesi günü şok yaşandı. Açılmayan kutulardan birinin boş olduğu kayıtlara girdi. Haber 7’nin Ekran Timi iki hafta önce Var Mısın Yok Musun’da yaşanan ilginç duruma dikkat çekmişti. Yarışmada sürekli en sona bir 500 bin kalıyor ancak kimse bu parayı kazanamıyordu. Ekran Timi’nin dikkat çektiği bu durumun ardından Cumartesi günü bir şok yaşandı. Sidal adlı yarışmacının yarıştığı programın sonunda açılmayan kutulardan biri, programın bitişi sırasında yanlışlıkla açılınca kutunun boş olduğu kısa bir süre de olsa kayıtlara girdi. Bir vatandaşın tespit ettiği bu durum video paylaşım sitelerinde yerini aldı. UNUTKANLIK MI? Banttan yayınlanan bir programda böyle bir durumun yaşanması ve buna bir açıklama getirilmemesi kafaları karıştırdı. Kutudaki yazının düşmüş olma ihtimali ve noterin unutkanlığını ihtimallerinin de değerlendirilmesi gereken bu görüntüler, Acun Ilıcalı’nın başını ağrıtacak gibi. İşte gecenin kare kare hikayesi Kutunun açılış anı Ekran Titmi'nin 17 Eylül'de 'Acun şanslı adam vesselam...' başlıklı değerlendirmesini okumak için (Haber 7-İnternethaber) Multimedia Multimedia 2009-09-28 16:54:32 abi boş ver, olur böyle.. düzmece değildir belki hata falan olmuştur. yoksa yarışacıya verdiklerinin on katını kazanmadan bu işe girmezler zaten emre keskin 2009-09-28 16:06:03 Böyle bir oyunun icinde disinda olmak ve olmamak toplumun yapisini gösteriyor her sey yaliiniz basina gelismiyor. Toplumun egitim seviyesinin yansimasi oyunlara yöneticelere yönetilenlere paun kazandiriyor ne yöteneler ne yöneticiler dogru yönetmeye yönetilmeye razi degiller. Toplum hakkini aramasi gerekiyor ufak defek seylerle mesgul olmadan ziyede geleceklerini ilgilendireren durumlarla ilgilensinler, Saygilar celik kemal 2009-09-28 16:02:07 benzeri tüm programlar hatta loto millipiyango hepsi düzmece ..milleti aldatıyorlar.. Hamza Döne 2009-09-28 15:59:16 Acun da salak dime... TV dünyası hakkında hiç bişey bilmiyosunuz. Adam günde 50-100 bin arası veriyor 1-2 milyon tl lik reklam alıyor. Reklam çeklerini yılda tahsil ediyor, yarışmacılara da parasını yılda veriyor. Dalavere olcak bişey yok herşey ortada. Dizilerde partime yayınlanıyor yapımcılar kanaldan 500-600 bin alıyor, yarışmacı 100 bin almış ne ki... Hile yapılıyorsada başka türlü yapılır böyle salakça yapılmaz. Tahminim kutu içine düşmüştür... atilla ışık 2009-09-28 15:50:30 Kutular elektronik bir yapıya sahip.Bu kutuların aslında hepsi açılana kadar boş.Ve içlerinde ipleri koparılır koparılmaz bir mekanizma devreye girerek rakamı yazıyor hepsi bu kadar. Birilerine 10 milyon dolar versen sana böyle bir makenizma kuramaz mı? murat aksoy 2009-09-28 15:30:12 Defalarca Yorum yazdım..Acun beye defalarca mail attım..Her yerde her platformda bu yarışmanın kandırmaca ve sömürü olduğunu anlatmaya çalıştım..Birilerini kısa yoldan zengin yapan çoluk cocuğu çalışmadan para kazanmaya alıştıran tamamen uydurma-saçma ve diz boyu rezilliğin olduğu bu yarışma izleyenlere ve bu insanlara raiting kazandıranlara hayırlı olsun.. bülent yılmaz 2009-09-28 15:26:14 Bu ve bunun gibi canlı olmayan yarışmaların hepsi düzmecedir. İnanıpta seyredenlere şaşarım... Basri Altınok 2009-09-28 15:19:16 duruma göre kutuların içi mi değiştiriliyordu acaba? eğer böyle bir durum varsa Acun kendini Ağır Cezada bulur. ahmet halil can 588042 Denizli’nin gözü karardı Denizli’nin gözü karardıSERDAR SARIDAĞ güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda CSKA deplasmanından galibiyetle dönmeyi hedefleyen Teknik Direktörü Denizli, ikilisini forvette denedi. ’ya gidecek takım kadrosunu 20 kişiyle sınırlayan Denizli, götürdüğü futbolculardan ikisini de tribüne yollayacak Teknik Direktörü CSKA ’dan galibiyetle dönecek bir kadroyu sahaya sürmeyi hedefliyor. Hazırlıkların ayağını dün sabah yapılan antrenmanla tamamlayan siyah-beyazlı ekibin, sürpriz bir şekilde çift forvet denediği öğrenildi. Mustafa Denizli’nin son idmanda ve ’ya aynı anda görev verdiği vurgulandı. karşısında Bobo’yu ilk on sekize almayan Denizli’nin, Moskova’daki karşılaşmadaki forvet sayısının kararını yarın yaptıracağı son idmandan sonra vereceği bildirildi. Bu arada CSKA Moskova’nın lig maçını izleyen ’dan son bilgileri alan Denizli’nin orta sahayı kalabalık tutacak taktik varyasyonları denediği öğrenildi. Siyah beyazlı takımın dün sabah basına kapalı yapılan antrenmanında futbolcular taktik ağırlıklı bir çalışma yaparken Yusuf’un kademeli olarak idmanlara katıldığı vurgulandı. Antrenmanı yarım sahada çift kale maçla bitiren Teknik Direktör Mustafa Denizli daha sonra kamp kadrosunu açıkladı. Erhan, Erkan, Batuhan, Rıdvan ve Necip ’ya götürülmezken, siyah beyazlı takımda 20 futbolcu Moskova’ya gidecek. Mustafa Denizli burada yaptıracağı iki idmanın ardından ilk on sekize almayacağı iki ismi netleştirecek. 588978 Alparslan Arslan'ın babasından şok iddia Danıştay saldırısı sanığı Alparslan Arslan'ın babası İdris Arslan, oğluna kimyasal ilaç verildiğini öne sürdü. Baba Arslan, "Böylece bir zihin kontrolü yapıldığına inanıyorum." dedi. Alparslan Arslan'ın babası İdris Alparslan, mahkeme salonunun önünde basın açıklaması yaptı. Babası, Alparslan Arslan'ın psikolojik durumunun başından beri bozuk olmadığını söylediğini ifade etti. Arslan, "Kendisine kimyasal ilaç verildiğini düşünüyorum. Böylece bir zihin kontrolü yapıldığına inanıyorum. Uzun zamandır kendisiyle bağlantımız yok, görüşemiyoruz. Defalarca kez dilekçe verdim ama su durumuyla alakalı bir sonuç alamadım." dedi. Oğlunun çok duyarlı ve okul döneminde çok başarılı birisi olduğunu ifade eden baba Arslan, oğlunun durumundan endişeli olduğunu söyledi. Duruşma sırasında oğluna jandarmaların şiddet uyguladığını öne süren Arslan, "Hangi ana babanın yüreği buna dayanır, soruyorum size. Duruşma sırasında çıkıp bağırmayı düşündüm ama dışarı atılırım endişesiyle sesimi çıkaramadım." diye konuştu. CİHAN 587901 Anavatan'a 'Hazine' incelemesi TAHA KIVANÇ Anavatan'a 'Hazine' incelemesi ANKARA Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Anavatan Partisi hakkında İstanbul il binasının satışına ilişkin iddialar ve geri ödenmeyen Hazine yardımı ile ilgili inceleme başlattı.Başsavcılık, İstanbul il binasının satışı ve bu satıştan elde edilen gelirin Siyasi Partiler Yasası'na uygun biçimde harcanıp harcanmadığını inceliyor. Başsavcılık, milyon liraya satılan binanın satışından sonra, binayı alan şirkete ait aynı banka hesabına aynı tarihli birer milyon TL'lik dört ayrı çek kesildiği saptandı. Bina satışından elde edilen gelirin de Anavatan Partisi'nin banka hesabında sadece bir saat tutulduğu daha sonra paranın tamamının parti tarafından geri çekildiği belirlendi. 28.09.2009 POLİTİKA 589242 Olaylı maçın tartışması sürüyor Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, Bursasspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı ve Diyarbakırspor Kulübü Başkanı Çetin Sümer, -Diyarbakırspor maçında yaşanan olaylarla ilgili ortak basın toplantısı düzenledi. Futbol Federasyonu'nun İstinye'deki merkezinde düzenlenen toplantıda konuşan başkan Özgener, Türk futbol kamuoyuna çağrıda bulunarak, Bursa'da oynanan -Diyarbakırspor karşılaşması sırasında yaşanan olayların tüm ailesini derinden yaraladığını belirterek, "Son haftalarda oynanan bazı karşılaşmalarda da küfür olaylarının arttığı ve futbol etiğine yakışmayan, futbolumuzu farklı gündemlere taşıma riski gözlemlenen bazı olayların yükselme eğiliminde olduğu gözlemlenmektedir" dedi. Sporun ve dolayısıyla futbolun, Türkiye'de ve tüm dünyada 'kardeşliği, fair-play'i ve birliği' öne çıkarması gereken olgular olduğunu ifade eden Özgener, şunları kaydetti: "Futbol, ülkemizin göz bebeği olan bir dalı olduğu gibi üzüntüde ve sevinçte tüm ülkemizi birleştiren, kenetleyen en önemli değerlerimizden bir tanesidir. Futbol, bu birleştirici özellikleri içinde barındırmadığı ve bu değerlerden uzaklaştığı takdirde, başta gençlerimiz olmak üzere, hiç kimseye, hiçbir yarar sağlamaz. Şiddete yol açabilecek her türlü davranış, küfür gibi olayların yanı sıra siyaset ve siyasi nedenlerden dolayı gösterilen tüm tepkiler, futbolla asla bir araya gelmemesi gereken olgulardır. Siyasi konuları, amacı ne olursa olsun statlarımıza ve tribünlerimize taşımak hem futbolumuzda, hem de ülkemizde onarılması çok zor tahribatlara yol açma tehlikesi taşımaktadır. Siyasi konuları, rekabetin, adrenalinin, mücadelenin en yüksek seviyelerde yaşandığı sahalarına taşımak, istenmeyen olayların yaşanmasına yol açabilir. Ülkemiz bu konuda geçmişte de birçok tatsız tecrübe yaşamıştır." Başkan Mahmut Özgener, Dünyada FIFA ve UEFA başta olmak üzere tüm yönetim kurumlarının da bu konuda büyük hassasiyet gösterdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:  "Bu iki olguyu bir araya getirmeye çalışan her kulüp, futbolcu veya taraftar grubu en ağır şekilde cezalandırılmaktadır. Çok değil daha bir yıl önce FIFA Fair-Play Ödülü'nü almış bir federasyon ve ülke olarak futbolun bu tarz sorunları karşısında sorumluluğumuzun ve kararlılığımızın en üst düzeyde olması gerektiğinin bilincindeyiz. Ülkemiz liglerinde yıllardır mücadele eden güzide bir kulübümüzün ismini siyaset bir yana bir terör örgütü ile birlikte anmak, kulübümüze bu yönde ithamlarda bulunmak hiçbir koşulda kabul edilebilir bir durum değildir. Bu ithamların sadece bir kulüp taraftarı tarafından değil, zaman zaman birçok statta tekrarlandığını üzülerek gözlemlemekteyiz. Statüsü veya ligi her ne olursa olsun, hiçbir kulübümüzün bu ve benzeri bir yaklaşımla karşılaşmaması için gerekli her türlü önlemi alma konusunda kararlıyız." Özgener, sözlerini şöyle tamamladı: "Futbolun ve sporun evrensel değerleri ile oynanabilmesi için gerekli tüm önlemleri alma konusunda kararlılığımızı sürdüreceğiz. Sahip olduğumuz ortak değerleri yüceltmek yerine onları yozlaştıran, çirkinleştiren, tehlikeli hale getiren bu tür yaklaşımlara karşı durmak hepimizin görevidir. Tüm futbol ailesinin bu konuda yüksek bir sorumluluk duygusuyla hareket edeceği beklentisinde olduğumuzu ifade ediyor, tüm kulüplerimizi, futbolseverleri, mensuplarını bu mücadelede bizlerle birlikte davranmaya çağırıyoruz." Sümer: "Türkiye'nin takımıyız" Diyarbakırspor Kulübü Başkanı Çetin Sümer, maçında, Bursasporlu taraftarların nahoş tezahüratlarına maruz kaldıklarını ifade ederek, şunları söyledi: Kulübü, bize idman sahalarını kullandırdı. Lakin maç esnasında çok kötü, nahoş siyasi oyunlara alet olduk. Biz, Türkiye'nin bir takımıyız. Diyarbakır, Türkiye'nin bir ilidir, Diyarbakırspor da Futbol Federasyonu'na bağlı bir takımdır. Bizler, statlarda siyasi provokasyonlara alet olmamalıyız. Diyarbakırspor, hiçbir siyasi örgüt veya partiye bağlı bir kulüp değildir. Diyarbakırspor, Diyarbakır halkının takımıdır. Siyaset yapmak isteyenler TBMM'ye gidip siyaset yapmalıdır" açıklamasını yaptı. Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı ise birçok şeyin yanlış anlaşıldığını dile getirerek, şunları ifade etti: "Diyarbakırspor, Bursa'ya geldiği zaman kendi tesislerimizde idman yapmalarını sağladık. Şeref tribününde sayın başkanla beraber olduk. Maçı da sayın başkanla birlikte seyrettik. Şeref tribününde tek laf olmadı. Ben yaşamadım. Ama maalesef hiç arzu edilmeyen bazı olaylar oldu. Bu sefer olaylar biraz daha farklı bir şekilde, biraz provoke edilerek yapıldı. Bunda 'un dahli yoktur. Bizim Diyarbakırspor'a karşı bir tavrımız yoktur. Hatta geçmiş yönetimimizde Diyarbakır doğumlu arkadaşlarımız vardı. Bu olayların gündem oluşturmasını da doğru bulmuyorum. Böyle kritik dönemde sağduyu ile hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Spora siyasetin girmemesi gerektiğine inanıyorum." Toplantının ardından iki kulüp başkanı el sıkışarak medyaya görüntü verdi. 587956 Felaketin resmi Felaketin resmi Filipinler'i vuran tropikal Ketsana fırtınası başkent dahil 26 şehri sulara gömdü. En az 106 kişi öldü, onlarca kişi kayboldu. Binlerce insan da evsiz kaldı. MANİLA Güneydoğu Asya ülkesi Filipinler son 42 yılın en büyük felaketiyle karşı karşıya. İki gün boyunca başkent Manila ve 25 şehri esir alan tropikal Ketsana (Ondoy) fırtınası 106 kişinin ölümüne onlarcasının da kaybolmasına yol açtı. Bir ayda yağan yağmur saat içinde düşünce şehrin büyük bir kısmı sulara gömüldü. Binlerce kişi ise evsiz kaldı. Yağmur ikinci gün de yağmaya devam edince şehir afet bölgesi ilan edildi. Manila hükümeti, uluslararası toplumdan yardım istedi. Okulların ve resmi kurumların tatil edildiği bölgede elektrikler kesildi, havaalanları ve limanlarda seferler iptal edildi. 12 milyon nüfuslu Manila ve diğer 25 kentte 280 bin kişi evini terketmek zorunda kaldı. İSTANBUL'DAN DAHA BETER HALE GELDİ Otobüslerin tepesinde veya evlerin çatısında korkuyla bekleyen tam bin kişi kurtarıldı. İlk gün bir aylık yağmur saatte yağdı. İkinci gün de sürünce bölge afet bölgesi ilan edildi. Aniden başlayan tropikal fırtına halkı hazırlıksız yakaladı. Yüzlerce ev sular altında kaldı. Kurtarma çalışmalarına katılan çok sayıda asker de sel sularına kurban gitti. Bazıları da kayıp. 28.09.2009 AKTÜEL 589339 Durmuş Yılmaz: Her Türk vatandaşı gibi Yılmaz, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı'nın Ankara Hilton'da verdiği resepsiyonda gazetecilerle yaptığı sohbette, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile Dünya Bankası 2009 yıllık toplantısının İstanbul'da düzenlenmesinin tanıtım için önemli bir fırsat olduğunu kaydetti. Bundan önceki toplantının Türkiye'de 1955 yılında yapıldığını hatırlatan Yılmaz, ''o günü hatırlayanlar varsa, Türkiye'nin nereden nereye geldiğini bilir'' diye konuştu. Yılmaz, gazetecilerin İstanbul'un finans merkezi olmasına ilişkin soruları üzerine, ''İstanbul'un finans merkezi olmasını her Türk vatandaş gibi destekliyoruz'' dedi. Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, bir gazetecinin, ''başkent Ankara diyor musunuz'' sorusunu, ''Anayasa öyle diyor'' şeklinde yanıtladı. Durmuş Yılmaz, ABD'nin Pittsburgh kentinde yapılan G-20 toplantılarına ilişkin olarak da, toplantılarda doğru ve önemli adımlar atıldığını ama uygulamaya bakmak gerektiğini söyledi. Öte yandan, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Merkez Bankası Başkanı Yılmaz'ı Euromoney dergisi tarafından 2009'un en iyi Merkez Bankası Başkanı seçilmesiyle dolayısıyla tebrik etti. Sabancı, gazetecilerin Merkez Bankasına yönelik eleştirileri hatırlatması üzerine, ''Ben onları eleştiri olarak görmüyorum'' dedi. Bu arada Güler Sabancı'nın taktığı, Sevan Bıçakçı tarafından tasarlanan sedef ve inciden oluşan yüzük ilgi çekti. Resepsiyona daha sonra Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da katıldı. 589003 17:06 Rize'de katlı ev heyelandan çöktü 'de katlı ev heyelandan çöktü nin Güneysu ilçesinde etkili olan yağışlar sonrası meydana gelen heyelanda katlı ev çöktü. Geceyi umreden dönen bir akrabalarının evinde geçiren ev sakinleri şans eseri kurtuldu. Olay Güneli köyü Kukulkaya Mahallesi'nde dün gece meydana geldi. Mehmet Bıyık'a ait katlı ev sonucu çöktü. Ev sahibi Mehmet Bıyık ile eşi ve çocuğu, geceyi umreden dönen bir akrabalarını ziyarete gittikleri evde geçirdikleri için kurtuldu. Bir otomobilin de toprak altında kaldığı heyelan nedeniyle Güneli köyü yolu da ulaşıma kapandı. Ev sahibi Mehmet Bıyık, ailesiyle umreden dönen akrabalarını ziyarete gittikleri için gece evde bulunmadıklarını belirterek "Yaz aylarında çay toplamak için köye gelip evde kalıyoruz. Dün sabah da çay toplamak için geldik. Ev yerle bir olmuş. Gece biz de burada olabilirdik. Allah korudu" dedi. EV İÇİN OTURULAMAZ RAPORU VERİLMİŞ Öte yandan, bölgede yıl önce de heyelan yaşandığı, Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğü yetkililerinin yaptıkları inceleme sonrasında Bıyık'a evde ikamet edilemeyeceği yönünde rapor verdikleri ve aileye bu gelişme sonrasında Güneysu ilçe merkezinde bir afet konutu tahsis edildiği ortaya çıktı. Bu arada çöken evin çevresindeki evin de heyelan riski taşıdığı belirtildi. Vatandaşlar ise, kendileriyle ilgilenilmediğinden yakınarak gidecek yerleri olmadığı için risk taşıyan evlerde oturmaya devam edeceklerini söylediler. 588041 Güiza’ya iki kalkan Güiza’ya iki kalkan güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda ’nin İspanyol oyuncusu Güiza’ya kulüp içinde sadece iki destekçi kaldı. Başkan ve Teknik Direktör Daum’dan başka güveneni kalmayan İspanyol oyuncu için seçenek arayışı da başladı Kaçırdığı mutlak goller nedeniyle önce taraftarın öfkesini çeken Güiza, maçındaki performansı ile de yöneticilerin ciddi tepkisini aldı. Alman çalıştırıcı Daum’un, “Bize 20 gol atar” dediği İspanyol golcü, özellikle kaleci Polat ile karşı karşıya kaldığı ve değerlendiremediği pozisyonlardan sonra tribünde oturan yöneticilerin diline düştü. Başkan ’ın büyük paralar harcanan bu oyuncudan şimdi bile umutlu olmasının yanısıra, ara transferde daha kaliteli bir golcü almanın zorluklarını bilen Daum, Güiza’nın arkasında duran son iki Fenerbahçeli oldu. 589012 17:16 Trafik kazası geçiren Arsenalli Bendtner, Olympiakos kadrosundan çıkarıldı Trafik kazası geçiren Arsenalli Bendtner, Olympiakos kadrosundan çıkarıldı Avrupa Şampiyonlar Ligi (H) Grubu’nda mücadele eden Arsenal’ın Danimarkalı forvet oyuncusu Nicklas Bendtner, trafik kazası geçirdiği için Olympiakos maçının kadrosundan çıkarıldı. İngiliz Arsenal Kulübü’nden yapılan açıklamaya göre, Pazar günü antrenmana giderken, 160 bin dolarlık Aston Martin marka aracının kontrolünü kaybeden 21 yaşındaki Bendtner, ciddi bir sakatlıktan kıl payı kurtuldu. Arsenal Teknik Direktörü Arsene Wenger, konuyla ilgili gazetecilere yaptığı açıklamada, "Nicklas, bugün antrenmana çıkmadı. Ezikleri vardı ve sarsılmış görünüyordu. Yarınki maçta forma giymeyecek" dedi. 588602 Askeri servis aracı kaza yaptı: 13 yaralı İstanbul 'ta freni boşalan bir askeri servisin karıştığı kazada, araçta bulunan askeri personel ile aralarında çocuklarında bulunduğu asker yakınlarından 13 kişi yaralandı. (DHA) -- Maslak'taki Harp Akademileri'nden Gümüşsuyu Asker Hastanesi'ne giden ve içinde askerler ile asker yakınları bulunan 34 BM 186 plakalı servis midibüsünün Barbaros yokuşundan yönüne inerken freninin boşaldı. Kontrolden çıkan araçönünde ilerleyen 34 UZD 13 plakalı otomobile çarptı. 34 FIN 56 ve 34 DL 2742 plakalı iki aracın da birbirlerine çarparak karıştıkları kazada midibüs, Semt Polikliniği'nin bulunduğu Bostancı Veli Sokak girişindeki çöp konteynerina ve yol kenarındaki ağaca çarparak durabildi. Kaza sonrası askeri serviste bulunan asker ve asker yakınları, çevredeki vatandaşların yardımıyla midibüsten çıkarılarak Semt Polikliniği'ne götürüldü. Aralarında çocukların da bulunduğu asker yakınları ve askerlerden oluşan 13 yaralı, daha sonra ambulanslarla Taksim İlkyardım ve Gümüşsuyu Askeri hastanelerine sevk edildi. Yaralıların durumunun ise iyi olduğu öğrenildi. 588627 ‘Anafor Operasyonu' davasına başlandı ‘Anafor Operasyonu' davasına başlandıİZMİR, (DHA) 'nün, Ahmet Tekin Baykal elebaşılığındaki organize suç örgütüne yönelik düzenlendiği ‘Anafor’ adı verilen operasyonuyla yakalanan, 43'ü tutuklu 176 sanığın yargılanmasına başlandı. İzmir 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, bugün başlayan davanın ilk duruşmasına, haklarında 6- 510 yıl istenen, aralarında Ahmet Tekin Baykal'ın da bulunduğu 43 tutuklu ile bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları katıldı. Duruşmaya katılan tutuksuz sanıklardan adliye girişinde, gazetecilere davanın kendisiyle ilgisi olmadığını söyledi. Duruşma öncesi Ahmet Tekin Baykal'ın avukatları Mumcu, Ahmet Ömer Ayçiçek ve Şehnur Çağdaş da gazetecilere açıklamalarda bulundu. Ceyhan Mumcu, dava sanıklarının 14 aydan bu yana tutuklu olduğunu, makul sürenin aşıldığını, müvekkilinin davadan beraat edeceğine inandığını söyledi. Ahmet Ömer Ayçiçek ise, davada eksikler bulunduğunu ve ünlü kişileri de katarak davaların popüler hale getirilmesinin ‘moda’ haline geldiğini öne sürerek, “Bir telefonla çağrıldığında gelebilecek kişiler için Sikorsky helikopterle operasyon düzenlendi” dedi. Geniş güvenlik önlemleri arasında gerçekleştirilen duruşma, sanıkların tespitleriyle başladı. Aydın ve İzmir başta olmak üzere Bölgesi'nde karıştığı birçok suçtan dolayı geçmişte yargılanan, ele başı olmak suçundan hükümlü Ahmet Tekin Baykal ve çete üyeleri, şikayetler üzerine yıl önce teknik takibe alındı. Takip ardından İzmir Emniyet Müdürlüğü ve Organize Suçlarla Mücadele Şube ekipleri, ‘Anafor’ adı verilen operasyonu başlattı. HELİKOPTERLİ BASKIN İzmir başta olmak üzere Aydın, ve 'da 100 ev ve 35 işyerine baskın düzenlendi, 31 otomobilde de arama yapıldı. Bu arada polis, savcının talebi üzerine Ahmet Tekin Baykal'ın 'ndaki çiftliğine, içerisinde özel timlerinin bulunduğu Sikorsky helikopterle baskın yaptı, ancak Baykal çiftlikte yakalanamadı. Polis, Baykal'ın Çeşme İlçesi'nde lüks bir otelin 7'ci katındaki 1711 numarada kaldığını tespit etti. Ekipler, otele baskın yapıp kapıyı kırarak odaya girdi. Ahmet Tekin Baykal, sevgilisi M.K. ile birlikte yakalandı. Eş zamanlı baskınlar kapsamında, sanıkların gösterdikleri yerlerde yapılan aramalarda, 5'i ruhsatlı 21 11 pompalı tüfek, el bombaları, çelik yelek, telsizler, çok sayıda mermi ve evrak ele geçirildi. Operasyon kapsamında Ahmet Tekin Baykal ile birlikte Sami Hoştan, 'li Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, emekli albay Y.Y. emekli emniyet müdür yardımcısı H.E., değişik rütbelerde emniyet görevlisi, avukat, 'dan ayrılma hakim R.S.U., işadamı H.İ., Beşok davasında yargılanıp beraat eden F.T., İzmir Eski Askeri Başsavcısı H.Ç., Nuri ve 'in de avukatlığını yapan E.B. de sanıklar arasında yer aldı. Davanın iddianamesinde, Ahmet Tekin Baykal'ın, ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’, ‘Nitelikli yağma’, ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak’ ve ‘İhaleye fesat karıştırma’ suçlarından 510 yıl, Sami Hoştan'ın ‘Suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak’ ve ‘Kumar Oynatmak’ 66 yıl, İbrahim Tatlıses'in ‘Suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte bilerek yardım’ ve ‘Kumar oynatmak’ suçundan yıl hapisle cezalandırılması istendi. 587515 Merkel ile devam Merkel ile devamAlmanya'da bugün yapılan genel seçimleri, ilk tahminlere göre iktidarda bulunan ve genel başkanlığını Almanya Başbakanı Angela Merkel'in yaptığı Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisi kazandı. Seçimlere katılma oranının da yüzde 72,5 ile bugüne dek yapılan genel seçimlerdeki en düşük oran olduğu bildirildi. Seçimlere katılma oranı 2005 yılında yüzde 77,7 olmuştu. İlk tahminlere göre CDU ve Bavyera eyaletindeki kardeş parti konumundaki Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) Partisi toplam yüzde 33,5, Sosyal Demokrat Parti (SPD) yüzde 22,5, Hür Demokrat Parti (FDP) yüzde 15, Yeşiller Partisi yüzde 10,5, Sol Parti yüzde 12,5, diğer partiler de yüzde oranında oy aldı. Buna göre Almanya Federal Meclisi'ndeki oy dağılımının da fazladan seçilecek milletvekilleriyle şöyle olacağı tahmin ediliyor: CDU ve CSU 186, SPD 143, FDP 95, Sol Parti 80, Yeşiller Partisi 67. Bu ilk tahminlere göre SPD, en kötü seçim sonuçlarından birini alırken, FDP ve Yeşiller Partisi seçimlerde bugüne dek en iyi sonucu elde ettiler. Alınan bu sonuçlara göre CSU ve FDP ile koalisyon hükümeti kurmak isteyen CDU'nun, bu isteğini gerçekleştirme olasılığı büyük görünüyor. 588851 Kaleci Volkan: Bizi rakiplerimiz ilgilendirmiyor Can Bartu Tesisleri'nde antrenmandan sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Volkan, yaptıkları çalışmaların karşılığını aldıklarını ifade ederek, ''Nasıl başlarsanız öyle gider diye bir laf vardır. Geçen yıl kötü başlamıştık. Bu yıl iyi gidiyoruz. Her hafta kazanmak, bize ayrı bir güven ve motivasyon kazandırıyor. İnşallah hep böyle kazanarak devam ederiz. Takım olarak her maçı kazanacağımızı biliyoruz. 90. dakikalarda golleri bulmaya başladık, oyundan kopmuyoruz, mücadele eden diri bir takımımız var. Bu da tabii ki yapılan idmanlara dayanıyor'' diye konuştu. Galatasaray'ın puan yitirmesiyle liderlik koltuğuna oturduklarını ifade eden Fenerbahçeli kaleci, ''Bizi rakiplerimiz değil kendi yaptıklarımız ilgilendiriyor. Sadece Galatasaray maçına kadar değil, sezon sonuna kadar kazanabileceğimiz bütün maçları kazanmak istiyoruz. Hedefler büyük, şampiyon olmak istiyoruz. Bu sezon, bütün camianın, taraftarların, futbolcuların, teknik heyetin beklentisi bu. haftadır galip geliyoruz, bu güzel seriyi inşallah önümüzdeki haftalarda da sürdüreceğiz'' şeklinde konuştu. Bu sezon, lig şampiyonluğu için Galatasaray'ın favori gösterildiği, bunun kendi üzerlerindeki stresi azaltıp azaltmadığı sorulan Volkan Demirel, şöyle konuştu: ''Galatasaray düne kadar hep farklı kazandığı, bizim maçlarımız 1'er farklı skorla bittiği için onlar avantajlı gibi gösterilebilir, ama lig çok uzun bir maraton. Neyin ne olacağı belli olmaz. İlerleyen haftalarda yine puan kayıpları olacaktır. Sonuçta 34 haftanın en üst sırasındaki şampiyon olacaktır.'' -''DAUM İLE ARAMDA SORUN OLMADI''- Volkan, sezon başında, Daum ile aralarında geçmişten gelen bir sıkıntı olduğu şeklinde değerlendirmelerin yapıldığı ifade edilerek, ''Sen buna oynadığım futbolla bir şekilde yanıt verdin, bu konudaki düşüncelerin neler?'' şeklindeki soruya şu yanıtı verdi: ''Daum ile aramda hiçbir şekilde sorun olmadı. Sadece belki basın farklı yansıtmak veya büyütmek istedi. Geçmişte yaşananlar geçmişte kalmıştır. Tabii ki geçmişime bakıyorum, ama her zaman önüme bakan biriyim. Bundan sonra hep öyle olacaktır. Şu an işimi en iyi şekilde yapıyorum ve yapmaya devam edeceğim.'' ''Sezona Daum ile başlamasaydınız 7'de gelir miydi?'' şeklindeki soruya Volkan, ''Onu kimse bilemez. Tabii ki neticede Daum, Türkiye'yi çok iyi tanıyan bir insan. Onun olması bizim için daha fazla bir avantaj getiriyor. Türk yemeklerini, örf ve adetlerini bile bilen birisi. İstiklal marşını söyleyebilen birisi. Gelmesi bizim için avantajdır diye düşünüyorum'' şeklinde yanıt verdi. -''BİZİM İÇİN LİG DE AVRUPA LİGİ DE ÖNEMLİ''- Her Avrupa kupası maçı öncesi Christoph Daum'un, Turkcell Süper Lig'in kendileri için daha önemli olduğu açıklamasının akıllara geldiği hatırlatılarak futbolcuların ne düşündüğü sorulan Volkan, ''Türkiye Ligi şampiyonluğu daha önem kazanmış gibi görünüyor, çünkü iki sezondur gelmeyen bir şampiyonluk var. Bunu kazanmak istiyoruz. Belki bundan dolayı hocamız da böyle bir açıklama yapmıştır. Ama bizim için iki kulvar da çok önemli. Her kulvarda başarılı olmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz'' şeklinde yanıt verdi. -''TWENTE YENİLGİSİ, ELEKTRİK KESİNTİSİ''- Volkan, UEFA Avrupa Ligi'nde Kadıköy'de yaptıkları ilk maçta Twente'ye karşı aldıkları mağlubiyeti ''elektrik kesintisi'' diye özetledi. Sarı-lacivertli futbolcu, ''O maç arada bir elektrik kesintisi gibi oldu. 2-1 bize yakışmadı. Hep söylüyorum Fenerbahçe bu gruptan çıkacaktır'' dedi. Sheriff maçıyla güzel bir seriye başlamak istediklerini anlatan Volkan, ''Fenerbahçe bu gruptan çıkacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. İlk maç kötü bir sonuçtu ama inşallah Sheriff maçıyla beraber orada güzel bir seriye başlayarak Avrupa Ligi'nde de kendimizden söz ettirmek istiyoruz'' şeklinde konuştu. Fenerbahçe ile sezon öncesi yeni sözleşmeyi diğer futbolculara göre geç yaptığı bu nedenle Fenerbahçe'den ayrılma korkusu yaşayıp yaşamadığı sorulan Volkan, ''Ayrılacağımı hiç bir zaman düşünmedim. Düşünseydim farklı hareket ederdim. Onun için son ana kadar da bekledim. Neticesinde de hayırlısı oldu'' dedi. Avrupa Şampiyonası'nda bir maçtan sonra Atletico Madrid yöneticilerinin ellerinde sözleşmeyle karşısına geldiği yönünde söylentiler olduğu konusundaki soruya Volkan, şöyle yanıt verdi: ''Bunları konuşmak eskide, geride kaldı. zamanlar tabii ki sonuçta mukavelesi elinde olan bir futbolcuyla görüşmeler olmuştur, ama ben hiç kimseyle yüz yüze görüşmedim. Menajerler aracılığıyla gelmişlerdir. Detayı ben de biliyorum, menajerim Erdinç Şehit biliyor. Hiçbir zaman ben menajerime ''Git anlaş masaya otur'' demedim. Sadece görüşleri hakkında bilgi edindim. Neticede Fenerbahçe ile anlaştık, fazla konuşmanın anlamı yok.'' Türkiye'de son yıllarda kaleci yetişmediği yönünde değerlendirme yapılarak yöneltilen bir soru üzerine de Volkan, şunları kaydetti: ''Bence çok yetenekli Türk arkadaşlar var. Ama forma şansı bulamıyorlar. Beşiktaş'ta Hakan bulmaya başladı. Galatasaray'da iki sezondur yabancılar oynuyor. Aykut'u, Orkun'u iyi tanıyorum. Yetenekli kaleciler var. Öyle 2-3 maç oynamakla kaleci olunmuyor. Fenerbahçe formasını hazırlık maçları dahil 200'ü aşkın kez giydim. Kendi kendime tam anlamıyla hazır olduğumu veya kaleci olduğumu söylemedim. Kalecinin oynaması lazım. Türkiye'de malzeme var, ama şans vermiyoruz. Şans verdiğimiz taktirde iyi kaleciler yetişecektir.'' Son olarak (A) Milli Futbol Takımı'nın Dünya Kupası şansını değerlendiren Volkan, ''Rakiplerimizin eline bakmak zorundayız. Bosna Hersek'in yapacağı maçlar önem kazandı. Kazanıp bekleyeceğiz. Şansımız çok düşük, ama inşallah ummadık bir şeyler olabilir diye düşünüyorum'' dedi. 588073 Pornocu öğretmen kovuldu Pornocu öğretmen kovuldu 28.09.2009 07:59İngiltere’de 25 yaşındaki Sam Handley isimli öğretmen, öğrencileri tarafından internetteki bir gay porno sitesinde çıplak fotoğraflarının bulunması üzerine kovuldu. 1120 öğrencinin okuduğu okulda şok etkisi yaratan olayda öğrenciler dilbilgisi öğretmenlerinin porno sitesinde bir fotoğrafta yatakta uzanırken görülen resimlerini buldu. Resimler kısa zamanda tüm öğrenciler arasında yayılınca okul yönetimi soruşturma açtı. Soruşturmadan sonra okuldan uzaklaştırılan genç öğretmen pornografi amaçlı poz vermediğini söyledi. 588287 "Galatasaray İspanya'da en çok tanınan Türk" Ankara'da gerçekleştirilen Avrupa Kulüp Şampiyonları Kupası (Continental Cup) grup elemelerine katılan Barcelona Buz Hokeyi takımının antrenörü Ramon Baron, 'da en fazla tanınan Türk takımının olduğunu söyledi. Ankara Polis Akademisi ve Koleji, Slavia Sofya ve Herzliya Pituah takımları ile oynadıkları grup maçlarını ilk sırada tamamlayan Barcelona'nın antrenörü Baron, Ankara'da çok iyi misafir edildiklerini ve organizasyonun mükemmel olduğunu ifade etti. Turnuva boyunca takım olarak da iyi organize olduklarını ve istedikleri sonuçları aldıklarını kaydeden Baron, "organizasyonda bir çok insan görev aldı. Bizimle ilgilendiler. Mükemmel bir organizasyondu, teşekkür ediyoruz" dedi. Buz hokeyinin 'da Türkiye'de olduğu gibi küçük sporlar arasında olduğunu ifade eden Ramon Baron, buz hokeyi liginde beş, ikinci ligde ise sadece üç takım olduğunu belirterek, "'da buz hokeyine ilgi az. Hokey maçlarını bazen yerel televizyonlar yayınlıyor. Televizyon yayınları az olunca bu sporu tanıtmak da zor oluyor" diye konuştu. "Oyunların kralı futbol" Baron, futbolun "oyunların kralı" olduğunu, Barcelona'nın da futbol takımlarının en büyüklerinden olduğunu ifade ederek, "'da televizyonlarda hep futbol var. salonumuz stadın da içinde bulunduğu komplekste. Futbol takımının Barcelona'daki maçlarını izliyorum" dedi. 'da en çok tanınan Türk takımının olduğunu ifade eden Baron, 'da en çok tanınan ikinci takımın üçüncü takımın ise olduğunu söyledi. Ramon Baron, 'ın, Süper Kupa finalinde Real Madrid'i yenmesi nedeniyle 'da en çok tanınan Türk takımı olduğunu kaydetti. teknik direktörü Rijkaard'ın, 'da iyi işler yaptığını ve Barcelona'da çalıştığı dönemde çok sevildiğini belirterek, "Rijkaard 'da çok güzel işler yaptı, başarılı oldu, ama bu geride kaldı. Rijkaard, şu anda 'da kadar takip edilmiyor. Çünkü, 'da önce ligi, sonra ligi takip edilir" diye konuştu. Barcelona'nın Arjantinli forveti Messi'nin çok büyük bir yıldız olduğunu ifade eden Ramon Baron, "evet, Messi çok büyük bir yıldız, ancak bizden de Messiler çıkıyor. Benim takımımda da Messiler var" dedi. 587717 Garp cephesinde yeni bir şey var! Garp cephesinde yeni bir şey var!DIŞ HABERLER SERVİSİ FRANKFURT Milliyet güncellenme zamanı 28.9.2009CDU lideri veBaşbakanAngela Merkel hep yanınızda ’da halk seçimini sağdan yana yaptı. Solsuz bir koalisyon hakkı kazanan Şansolye Merkel’in AByolunda karşıtı retoriğinigüçlendirmesi bekleniyor ’da halk dün düzenlenen genel seçimlerde Federal Meclis’in (Bundestag) yeni üyelerini belirlemek için sandık başına gitti. Oy verme işleminin sona ermesinden kısa bir süre sonra açıklanan sandık çıkış anketlerine göre Başbakan ’in Demokrat Birlik (CDU/CSU) koalisyonu yüzde 33.5’lik oy oranına ulaşarak seçimde ezici bir üstünlükle birinci oldu. Halihazırdaki koalisyon hükümetinde yer alan Sosyal Demokratlar (SPD) yüzde 23’lük oy oranıyla ikinci parti olurken, Merkel’in yeni koalisyon hükümeti için öncelikli tercihi Hür (FDP) yüzde 14.8’lik bir oy oranına ulaşarak üçüncü sırada yer aldı. Eğer bu sonuçlar geçerli olursa /CSU ile FDP’nin ulaştıkları toplam yüzde 48 oy oranıyla merkez sağ bir koalisyon kurmaları mümkün olacak. Bu şekilde ’nin AB üyeliğini destekleyen SPD’den kurtularak 2’nci kez koltuğuna oturacak olan Merkel’in, Türkiye’nin AB sürecine daha yüksek sesle karşı çıkması bekleniyor. Seçimin kesin olmayan sonuçlarına göre Sol Parti’nin de oyların yüzde 13’ünü alarak dördüncü, Yeşiller’in de 10.5’le beşinci sırada yer aldığı görüldü.  Herkesin başbakanı olacak Sandık çıkış anketlerinin açıklanmasının ardından seçim zaferini başkent ’de partililerle kutlayan Merkel, FDP ile birlikte bir hükümet kurabilecek çoğunluğu elde ettiklerini belirtti. Almanya’da yaşayan tüm Almanların başbakanı olmak istediğini söyleyen Merkel, daha şimdiden FDP Genel Başkanı Guido Westerwelle ile telefonda seçim sonrası planlarını konuştuklarını kaydetti. Sandık çıkış anketlerine göre ’ndan bu yana en düşük oy oranını elde eden SPD’nin lideri Frank-Walter Steinmeier ise sonuçları, “Konuşacak bir şey yok. Bu çok acı bir yenilgi” sözleriyle değerlendirdi. Steinmeier, FDP ve CDU/CSU koalisyon hükümetine karşı muhalefet lideri olarak görev yapmaya hazır olduğunu söyledi.  Katılımda rekor düşüş 740 bini Türk kökenli olmak üzere 62.2 milyon kayıtlı seçmenin oy kullanmaya davet edildiği dünkü seçimlerde katılım önceki yıllara oranla oldukça düşük oldu. Ülkede bu yıl halkın bazı bölgelerde eyalet ve belediye seçimleri için kez sandığa gitmiş olması nedeniyle ilk gelen sonuçlara göre kimi eyaletlerde seçime katılım oranı yüzde 50’lerde kaldı. Toplam oy kullanma oranının dört yıl önceki yüzde 77.7’lik seviyesinden rekor bir düşüş göstereceği tahmin ediliyor. CDU’nun Berlin’deki merkez binasında partililer büyük sevinç yaşadı. FDP lideri Westerwelle (sağda) seçim sonuçlarını sevgilisiyle kutladı. Eşcinsel olduğunu saklamayan siyasetçinin Dışişleri Bakanı olması bekleniyor. Türk, milletvekili seçildi Almanya’da dün yapılan genel seçimlerde alınan ilk sonuçlara göre, Türk kökenli milletvekili adayı Federal Meclis’e girmeyi başardı. Hür Demokrat Parti’den (FDP) Aşağı Saksonya eyalet listesinden ilk kez milletvekili adayı olan Serkan Tören, Federal Meclis’e girdi. Böylece FDP, Almanya’daki genel seçimlerde ilk kez bir Türk kökenli bir milletvekili çıkarmış oldu. Yeşiller Partisi’nin Bavyera eyalet listesinden milletvekili adayı olan Ekin Deligöz de 4. kez meclise girmeyi başardı. Sol Parti’nin Kuzey Ren Vestfalya eyalet listesinden milletvekili adayı olan Sevim Dağdelen de ikinci kez meclise girmeyi başardı. Dağdelen, 2005 yılının ekim ayından bu yana Bundestag üyesi. Öte yandan, kentinden SPD için milletvekili adayı olan federal meclis üyesi Lale Akgün ise 3. kez aday olduğunu, ancak seçimleri kazanamadığını belirterek, siyasetten çekilme kararı aldığını söyledi. kentinden doğrudan aday olan Yeşiller Partisi Eşbaşkanı de Federal Meclis’e girmeyi başaramadı. Türklerden Merkel’e    Bu arada Başbakan Angela Merkel Humboldt Üniversitesi’nde oyunu kullandığı sırada üniversitenin önünde toplanan Allmende adlı Türk derneği üyeleri, ülkede yaşayan göçmenlere seçim hakkı verilmesine karşı tutumu nedeniyle CDU’yu protesto etti. Aralarında Sol Parti milletvekili adayı Figen İzgin’in de bulunduğu göstericiler, üzerinde siyah bir harfin yazılı bulunduğu beyaz tişörtlerle yan yana durarak, Almancada “seçim hakkı olmayanlar” anlamına gelen “Wahlrechtslos” sözcüğünü oluşturdu. 588810 Teniste İlk On Sıra Değişmedi Teniste İlk On Sıra Değişmedi ATP ve WTA Tour, erkekler ve bayanlar dünya klasmanını açıkladı. Erkeklerde İsviçreli tenisçi Roger Federer, bayanlarda Rus Dinara Safina liderliğini Teniste dünya klasmanı açıklanırken, erkeklerde İsviçreli tenisçi Roger Federer, bayanlarda Rus Dinara Safina liderliğini sürdürdü. ATP ve WTA Tour, erkekler ve bayanlar dünya klasmanını açıkladı. İsviçreli Federer, erkeklerde 11 bin 255 puanla liderliğini sürdürürken, İspanyol Rafael Nadal ikinci, İngiliz Andy Murray de üçüncü sıradaki yerini korudu. Rus Safina'nın liderliğini devam ettirdiği bayanlar sıralamasında ise ABD'li Serena Williams ikinci, ablası Venus Williams da üçüncü sıradaki yerini sürdürdü. Dünya klasmanında ilk 10 sıra ve puanları şöyle: Erkekler 1. (1) Roger Federer (İsviçre) 11255 puan 2. (2) Rafael Nadal (İspanya) 8845 3. (3) Andy Murray (İngiltere) 8390 4. (4) Novak Djokovic (Sırbistan) 7330 5. (5) Juan Martin del Potro (Arjantin) 6825 6. (6) Andy Roddick (ABD) 5050 588388 Yeter artık Güiza Yeter artık Güiza İspanyol yıldızın kaçırdığı inanılmaz goller, yönetimini de çileden çıkardı. Yeni "golcü" yolda... 'ün haberine göre; Ara transferde kesinlikle iyi bir golcü alınacak. İlk hedef, takımdan ayrılacak olan ’un yerine kaliteli bir yabancı golcü almak. ‘BU GOLLER NASIL KAÇAR?’ Fenerbahçe ’u 2-1 yenmenin sevincini yaşarken, bir isim yine hedef adam olarak ortaya çıktı. Lige çok iyi bir başlangıç yapmasına rağmen ardından yine geçen sezonki görüntüsüne bürünen Güiza, yöneticileri de çileden çıkardı. İspanyol golcü ’da öylesine basit pozisyonları gole çeviremedi ki Semih’in attığı golde yaptığı asist bile kendisine yöneltilen tepkileri dindirmedi. 90 dakika sonrasında bir durum değerlendirmesi yapan yöneticilerin büyük bölümü “Yeter artık Güiza” diyerek isyan ederken, devre arasında iyi bir golcü alınmasına karar kılındı. YERLİ DE TRANSFER EDİLEBİLİR Antalyaspor karşılaşması sonrasında ara transferde kesinlikle bir golcü alınması konusunda fikir birliğine varan yöneticilerin ilk hedefi, yine yabancı oyuncudan yana. Roberto Carlos’un Ocak ayında ülkesine dönmesiyle açılacak olan yabancı kontenjanının kaliteli bir golcü ile doldurulması planlanıyor. Bunun için de şimdiden arayışlara başlandı. Eğer yabancı transferinde istenen gelişmeler sağlanamazsa rota yerli forvete çevrilecek. Bu amaçla bir kez daha için ’un kapısının çalınacağı öğrenildi. Ayrıca iyi para veren çıkarsa Güiza’nın gönderilmesi de gündemde... gol attı sonra sustu Geçtiğimiz sezon büyük umutlar ve önemli paralar karşılığında ’dan Fenerbahçe’ye transfer edilen ilk yılında Süper Lig’de çıktığı 32 karşılaşmada 11 gol atabildi. Kupada maçta gol kaydeden İspanyol oyuncu, F.Bahçe’nin başarısız bir performans sergilediği grubunda ise mücadelede de 90 dakika forma giyse de ağları sadece kere havalandırabildi. Bu sezonun ilk maçında ’a gol atan Güiza hakkında taraftarın fikri değişmek üzereyken, İspanyol oyuncu sonraki karşılaşmasında sadece ’a gol atabildi. Güiza, bu sezon ’nde ise 5-1 sona eren Honved maçında hattrick yaparak toplamıştı. 587711 GÜNSELİ ÖZEN OCAKOĞLU 'Burası İstanbul' dersem, ne dersiniz? Mavi, kampanyaya epey sorumluluk yüklemiş: '2010'un Avrupa Kültür Başkenti'ni şimdiden dünya gündemine taşımak istemiş. İstanbullulara özgü, özgür stilleri öne çıkarırken; şehrin engellenemez özgürlüğüne dem vurulmuş. İstanbul temasını giysilerinde sıklıkla kullanan Mavi, konsept olarak tutarlılık göstermiş. Ayrıca bir başkaldırı cümlesi olması açısından 'Burası İstanbul' söylemi kışkırtıcı yanıyla, bazen kendi kendisine bile başkaldıran gençleri rahatlıkla yakalayabilir. Reklamın sloganı halk arasında değişik vesilelerle farklı yerlerde kullanılmış olduğundan izleyeni hemen yakalıyor, ama yakaladığı yerde de sorularla bırakıyor. Evet, 'Burası İstanbul', ya sonrası? İstediğim gibi giyinirim diyenler, istediğimi yaparım da mı der? Bu cevabı saygısızlık olarak alanlar bunu söyleyen gence ne der, ne yapar? Bir önceki kampanyada milletçe ruhumuzu okşayan 'Çok oluyoruz' yaklaşımı, şimdi neden bu kadar keskin biçimde 'bireyselleşti'? Marka yabancılara satıldı ondan mı? Ve şimdi de soruyorum, acaba bir önceki kampanyadaki 'milliyetçi' okşayış satışları tavan yaptırınca yabancı talipliler mi geldi, yoksa satış görüşmeleri devam ediyorken Mavi'nin değerine değer mi kattık? Bütün bunlar için reklam yapıldıysa, reklam işini yaptı demektir, söylenecek söz yok! Ya duygularımız dersem, "Aman boş ver!" dersiniz olur biter. Ve bir soru daha, söz konusu reklam kampanyasını Ali Taran değil de başkası yapsaydı bu kadar tartışır mıydık? Global marka yerel motif Nescafe, tadını değiştirdiği Classic versiyonunu duyurmak için Türkiye pazarına özel bir reklam kampanyası hazırlamış. Kampanya Türkiye'ye özel olunca elbette her şeyi de yerel olmuş. Avrupa Yakası'nın sempatik ve asabi Laz Dursun'u Ömür Arpacı'nın rol aldığı kampanyada Türk halkının gün içinde enerjisinin düştüğü anlara nazire ediliyor. Nescafe Classic'in böyle zamanlarda zinde kalmak için en doğru içecek olduğu vurgulanıyor. Hem hicvedilen olaylar bildiğimiz hem de hicveden daha önceden tanıdığımız sempatik bir karakter olunca defalarca izlenebilir bir kampanya ortaya çıkmış. Ancak çayıyla ünlü Karadeniz'in yine çayıyla övünen Karadenizlisi çay yerine kahve reklamı yapınca durum biraz ilginç oluyor. İşte 3G bu demek! Fırtına estiren 3G teknolojisi görüntülü telefon kullanımı olarak anlamlandırıldıysa da aslında işin hayatı kolaylaştırmaya yönelik uygulamaları çok daha önemli. Bu alanda atağa geçmesi beklenen sektörler; sağlık ve bankacılık olarak düşünülmüştü. Öyle de oldu. Garanti, İş Bankası ve Akbank, 3G teknolojisiyle kullanılabilecek yeni hizmetlerini duyuran ilk bankalar oldu. Ayrıca yine aynı bankalar, görüntülü çağrı merkezi ve mobil internet şubelerini de neredeyse lansmanla eşzamanlı uygulamaya geçirdi. Bu gelişmeleri kamuoyuna duyuran ilk banka ise Garanti. Reklam filmi, bankacılıktaki uygulamasıyla 3G'yi tek bir göz üzerinden anlatıyor. Ekranı kaplayan kocaman göz, görüntülü konuşma imkânını söze hacet bırakmayacak şekilde anlatırken, daha da önemlisi üstüne yapışan, '3G sadece görüntülü konuşmaktır' algısını da kırmaya çalışıyor. 'Futbol, ayak değil akıl işidir' diyorsanız Nike'ın iştigal alanı spor olunca, sporcuyu da reklamlarında her zaman kullanıyor. Bir önceki kampanyasında Futbol Milli Takımı oyuncularından bazıları ve Fatih Terim kamera karşısındaydı. Hatırlarsınız; Terim oyuncularını motive ederken en vahşisinden mahlûkatlara benzeti yapılıyor ve görselleri oyuncularla senkronize ediliyordu. Ben de eleştirmiştim. Uzun etmeyeyim; bu defa Nike Türkiye tüm dünyada yapılan reklam kampanyasının mesajını taşıyan, ancak özgün motifler de içeren bir kampanya daha hazırladı. Galatasaraylı milli futbolcu Arda Turan da Türkiye ayağı için seçilen futbolcu oldu. Neden? Genç futbolcunun başarısı ortada; aklıyla oynuyor, sadece koşmuyor, gol atıyor ve oyun kuruyor. Peki, bütün bunları nasıl yapıyor? Kendi kendisiyle aklından konuşuyor, münazara ediyor. Futbolun ayaktan ziyade akılla oynandığını gösteriyor. Film, renkleri, çekimi ve Arda Turan'ın iç dünyasını yansıtan cümleleriyle Nike Türkiye'nin ajansı Grey İstanbul'un da futboldan anladığı mesajını veriyor. Ekmek arası döner reklam arası maç Baştan kabul edelim, maçı televizyondan izleyecekseniz reklamları da izlemeyi kabul etmişsiniz demektir. Reklam istemeyenleri stadyuma alalım lütfen. Peki, neden? Bu yıl her milli maç yayını ayrıca açık artırmaya çıkarıldığından en çok parayı veren yayınlama hakkını alıyor. Hal böyle olunca televizyonlar, ne kadar reklam alabiliyorsa tıkıştırıyor ekrana. Bazen 'kör kör parmağım gözüne' halleri yaşanmıyor da değil. En son Fox TV'de yayınlanan Beşiktaş-Fenerbahçe'nin 90 dakikalık maçında 35 dakika boyunca 70 markanın 201 reklamını izlemişiz. Bunların 14 dakikası bant reklammış. Aynı gerekçeyle tepki alan bir başka kanal da ATV. Türkiye-Estonya maçında toplam 62 markanın reklamı gösterilmiş. Bir farklı uygulama olarak da top dışarı çıktığında ya da köşe vuruşuna gittiğinde gerilla reklam misali markalar tam ekran kaplamış beyaz camı. Taraftar sinirlenmekte ne kadar haklıysa, mecralar da kadar haklı. Çözüm, işin biçim, yer ve saniye açısından kurallara bağlanmasında. Kurallar deyince de 'sansür' anlaşılmasından korkarım. Meraklandırmanın dozu iyi ayarlanmalı Kezban'ın, süt markası Aynes'in reklamında oynayan bir ineğin ismi olduğunu öğrenen eli kalem tutan Kezban'lar, Kezban yakınları ve arkadaşları, internetteki forum alanlarını eleştirilerle doldurdu. Peki, haklılar mı? Biraz evet, biraz hayır! Bildiğiniz üzere Anadolu'da süregiden bir gelenek olarak hayvanlara 'sarı kız ve kınalı' gibi isimlerin yanı sıra 'Ayşe, Zeynep ve dahi Kezban' gibi isimler de verilir. Bunun sebebi tamamen sevgi. Şehirli nasıl ki sabah kalkar işine yönelir, köylü de bağına, bahçesine, sürüsüne gider. 'Malına' isim vermesi de bundandır. Sevdiği, ekmeğini kazandığı hayvanlara 'mal' muamelesi yapmaz, yapamaz. Dönelim 'Kezban'a; "Söylemesi kolay, ya ineğin adı Günseli olsaydı!" dediğinizi duyar gibiyim. Bir kez, bir dizide geldiği yeri unutan havalı sosyetik bir karakterin, bir çamaşır makinesi reklamında da evde iş yapmayan genç bir kadının ismiydi. Yani anlayacağınız bir ineğe verilme riski yok gibi gözüküyorsa da başka tehlikeler içeriyor. Takılmayınız lütfen! 588111 TÜRKPA Bakü'de Toplanacak TÜRKPA Bakü'de Toplanacak Kısa adı TÜRKPA olan Türk dili Konuşan Ülkeler Parlamenterler Asamblesi Genel Kurulu Azerbaycan'ın Başkenti Bakü de toplanacak. Meclis Başkanı ve temsilcilerinin katılacağı Genel Kurulda Kardeş ülkeler arasındaki ortak dil, tarih ve işbirliğinin geliştirilmesini amaçlayan toplantıya, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan'dan da temsilciler katılacak. Temsilciler ilk olarak Azerbaycan Devlet Mezarlığını ziyaret edecek. Haydar Aliyev'in kabrine çelenk koyacak temsilciler, Azerbaycan şehitliğini de gezecek. Bugün Konsey toplantısına da katılacak Meclis başkanları, yarın da TÜRKPA'nın açılışında buluşacak. Asamble Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in 2006'da Antalya'da yapılan Türk Dili Konuşan Ülkeler Liderler zirvesindeki önerisiyle hayata geçti.. Asamble anlaşması geçen yıl Kasım ayında İstanbul'da Türkiye, Azerbaycan, Kırgızistan ve Kazakistan tarafından imzalandı. Bakü'de toplanan asambleyle Türk dili konuşan ülkeler artık, sadece devlet başkanları seviyesinde değil, halkın vekilleriyle de temsil edilmiş olacak. Asamble, Türk dili konuşan ülke liderlerinin 2-3 Ekim'de Nahcivan'da yapacakları kritik toplantı öncesi işbirliğini kurumsallaştıran adımlardan birisi olarak değerlendiriliyor. 587760 Zehir tacirini AMATEM'de ilk gördüğümde kızımı uyarmıştım Kocaeli Üniversitesi Kimya Bölümü eski öğretim görevlisi Aylin B.'nin yakalanmasıyla bir nebze olsun rahatlayan anne Yeşim Argun, kızı için açtığı internet sitesinde, cezaevine gönderilen zehir tacirinin bir süre sonra yine AMATEM'e yatırılacağını öne sürdü. Acılı anne, "Ne olur buna engel olalım." çağrısında bulundu. 'Begumveral.com'da kızına hitaben yazdığı yazıda Aylin B. ile karşılaşmasını anlatan Yeşim Argun, zanlı ile tanıştığında ondan ürktüğünü ve kızını uyardığını dile getirdi. Uyarısı karşısında Begüm'ün, "Anneciğim, her şeyini kaybetmiş zavallı bir insan. Neler çektiğini bilsen sen de çok üzülürdün." dediğini ifade etti. Kızını ölüme götüren tacirin Begüm'le aynı odada kaldığını söyleyen Argun, "Nereden bilebilirdim onu AMATEM'e yatırırken ölümünü hazırlayan kişinin yanına bıraktığımı." diye konuştu. Anne Yeşim Argun, kızının uyuşturucu kullandığını yıl önce Begüm'ün bilgisayarını karıştırdığında öğrenmiş. Kızına sorduğunda Begüm'ün dürüstlükle uyuşturucu kullandığını doğrulayan sözleriyle yıkılmış acılı anne. Ancak hemen çözüm yolu aramışlar ve Begüm, kendi isteğiyle tedavi görmeye başlamış. AMATEM'deki doktorlar, "Buraya bu yaşta, bu kadar kararlı ve kendi isteğiyle yatan genç yok." demişler. Uyuşturucu konusunda ailelerin bilinçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Argun, şu tavsiyelerde bulundu: "Çocuğunuzu başıboş bırakmayın, hep ilgili olun. Griple ilgili detaylar nasıl anlatılıyorsa ondan daha tehlikeli ve yaygın olan bu illetlerin belirtileri devamlı yayınlanmalı. Halk bu konuda bilinçlendirilmeli." 589232 Iğdır'da kaza: ölü, yaralı Edinilen bilgiye göre, Mehmet Sağ yönetimindeki 76 AN 108 plakalı kamyonet, Iğdır Çevre Yolu'nda, karşı yönden gelen ve sürücüsünün kimliği henüz belirlenemeyen 04 AN 456 plakalı kamyonla çarpıştı. Kazada, sürücü Mehmet Sağ, kamyonette bulunan Esra Sağ, Birgül, Raşide ve Esmer Boran yaralandı. Iğdır Devlet Hastanesine kaldırılan yaralılardan Birgül Boran (14) öldü. 588093 Pakistan'ta araçlı intihar saldırısı: ölü Polis, Bannu kenti yakınında düzenlenen saldırıda hükümet yanlısı Peştu aşiret lideri Abdülhekim ile iki koruması ve olay yerinden geçen iki kişinin yaşamını yitirdiğini bildirdi. Abdülhekim'in saldırı sırasında korumalarıyla birlikte seyahat ettiği belirtildi. (aa) 588788 Meltem ve Kıvanç yeniden Meltem ve Kıvanç yeniden Giriş Saati Güncelleme Yabancı modellerle alem yaptığı için Meltem Cumbul tarafından terk edilen Kıvanç Tatlıtuğ'un, eski aşkının gönlünü aldığı ve çiftin barıştığı iddia edildi. Aldatılmayı affetmeyen Meltem Cumbul, Kıvanç Tatlıtuğ'un barışma isteğine kayıtsız kaldı. Ancak son haftadır eski sevgilisine güller gönderen, yakışıklı oyuncu "Bir daha asla ihanet etmeyeceğim" sözünü verdiği Meltem Cumbul'un gönlünü aldı. Ünlü çift, gün önce Ulus29'daki bir partiye el ele katılarak barışmalarını dosta düşmana ilan etti. KIVANÇ TÖVBE ETTİ Meltem Cumbul, kendisine bir daha ihanet etmeme sözü veren Kıvanç Tatlıtuğ'u yaklaşık ay sonra affetti. Ünlü çift, gündür birlikte... 588761 Ayrıntılı cinayet haberleri yeni canilere ilham oluyor Korku filmlerini aratmayan cinayet ayrıntıları, kitle iletişim araçları vasıtasıyla sabah-akşam fark etmeksizin sıkça tekrarlanıyor ve toplumun şiddet olaylarına bakışı değişiyor. Bu tür haberler sağlıklı bireylerin şiddeti normal kabul etmesine yol açarken cinayet işlemeye yatkın olan kişilere ise ilham veriyor. Haberdar etmekle cinayet işleyen kişileri medyatik hale getirerek popülerleştirmek arasında ciddi farklar olduğunu söyleyen uzmanlar, şiddete medya aracılığıyla meşruiyet kazandırıldığına vurgu yapıyor. Kız arkadaşını öldürdüğü için aylardır Türkiye'nin birinci gündem maddesi olan C.G.'nin internette fanlarının oluştuğuna dikkat çeken uzmanlar, bu tür haberler yayınlanırken çok dikkatli davranılması gerektiğini söylüyor. Sadece yapabildiğini göstermek için cinayet işleyenler var 17 yaşındaki M.F.'nin annesi Asiye F.'yi öldürmeden önce internet sitesinde 'yakında herkes beni tanıyacak' demesi, şiddet olaylarının medyada nasıl yer bulduğunun en önemli kanıtını oluşturuyor. Şiddetin estetize edilerek adeta kutsallaştırıldığını söyleyen psikiyatrist Prof. Dr. Kemal Sayar, cinayeti işleyen kişilerin kahramanlaştırıldığını belirtiyor. Sadece yapabildiğini görmek için cinayet işleyen gençlerin olduğunu anlatan Sayar, ergenlik çağındaki birçok gencin kahramanlaştırılan bu kişilerle kendini özdeşleştirebileceği uyarısında bulunuyor. Prof. Dr. Kemal Sayar, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Şiddet haberleri ayrıntılarıyla değil, insanlarda oluşturduğu yıkımlarla gündeme gelmeli. Olumsuz örneklerin yaşadığı acılar toplum tarafından doğru algılanmalı. Ancak maalesef medya bu cinayet haberlerini sanki çizgi film verir gibi kullanıyor. Çizgi filmlerdeki insanlar defalarca yere düşse de, vurulsa da zarar görmez. Bu olayın muhataplarının da sanki zarar görmediği ya da acı çekmediği gibi bir intiba uyandırılıyor." Psikiyatrist Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur, cinsel saldırı, yaralanma ve cinayet haberlerinde kullanılan dilden daha çok görüntünün önem taşıdığını söylüyor. Bir görüntünün sayfalarca yazıdan daha çok insanı etkilediğini vurgulayan Sungur, "Hiç bu konuları düşünmemiş biri eğer takıntılıysa görüntüler sayesinde kafasındaki korkularını kolaylıkla cisimlendirmiş oluyor." diye konuşuyor. Haberlerde cinayet ve tecavüze ait ayrıntıların olumsuz etkilerine değinen Sungur sözlerini şöyle sürdürüyor: "İnsanların kendilerini korumak için bu tür haberleri de bilmeye hakkı var. Ama mağdurları ajite eden ya da bu işi yapanları zaman zaman kahraman gibi gösteren, şiddeti önceleyen haberlerle bilmek zorunda değiliz. Mesela 'Annesini 10 parçaya ayırdı' ayrıntısını vermek yerine öldürdüğünü söylemek çok daha doğru bir yaklaşım olur. Çünkü bu bilgiyi bilmek bize ekstra korku ve endişenin dışında bir şey kazandırmaz." Duyguların bulaşıcı olduğunu söyleyen psikiyatrist Bülent Budak, olumsuz örneklerin mümkün olduğunca az gösterilmesi gerektiğini belirtiyor. Özellikle görsel öğelerin çok daha güçlü uyaranlar olduğu için insanları daha fazla etkilediğini ifade eden Budak, bu tür yayınların en çok çocuk ve gençleri etkilediğini dile getiriyor. Olumsuz örneklerin insanlardaki güven duygusunu zayıflattığına dikkat çeken Budak, "Bu olaylar yetişkinlere aile bireylerini kaybetme korkusu veriyor. Depresyon, panik atak ve gece korkuları oluşturuyor." ifadelerini kullanıyor. Münevver Karabulut cinayeti, medya tarafından dizi haline getirildi Cinayet haberlerinin medyada yer alış biçiminden meslek kuruluşları da rahatsız. Münevver Karabulut cinayetinde medyanın büyük hatalar yaptığını düşünen Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, şiddetin meşrulaştırılmaması gerektiğinin altını çiziyor. Cinayetin arkası yarın tadında dizileştirilerek bir gün içinde defalarca yayınlandığını söyleyen Abakay, bu yolla toplumun şiddet bilgisinin artırıldığını vurguluyor. Abakay, "Televizyon ve gazetelerin başında olan insanlar reyting veya tiraj getirdiği için bu tür haberleri gözlerini kırpmadan yayınlıyor." diye konuşuyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç ise gazetecinin her türlü şiddeti haklı gösteren, özendiren ve kışkırtan yayından etik olarak uzak durması gerektiğini aktarıyor. Erinç, özellikle televizyon kanallarında verilen haberlerin çocukların göremeyeceği geç saatlerde verilmesinin önemine dikkat çekiyor. İşlenilen cinayet ve tecavüzü bütün ayrıntılarıyla özendirici bir üslupla veren basının büyük hata yaptığını söyleyen medya eleştirmeni Ragıp Duran da bu tavrın değiştirilmesi gerektiğini vurguluyor. İlkokul çocukları 'cemgaripoğluculuk' oynamaya başladı Televizyonda çocukların da izleyebileceği saatlerde yer alan haber bültenlerinde cinayet haberlerinin çok sık ve ayrıntılarıyla yer alması küçük çocukların dünyasında da şiddeti normalleştiriyor. Haberlerde sık sık tekrar edilen cinayet zanlısının ismi, kötü fiil işlemiş, sevilmeyecek bir karakter olması gerekirken bir kahraman gibi çocukların zihnine kazınıyor. Öyle ki bugün ilkokul çocukları sınıflarında kız öğrencileri kovalayarak 'cemgaripoğluculuk' oynamaya başladı. İlkokul ikinci sınıf öğrencisi yaşındaki İ., ne kadar dehşetli bir halde olduğunun farkına bile varmadan sınıf arkadaşlarıyla oynadıklarını söylediği bu cinayet oyununu şöyle anlatıyor: "Elime bıçağımı alıyorum (elindeki kalem), kızın arkasından koşuyorum, 'cemgaripoğlu' diye bağırıyorum. da korkup kaçıyor. Kızın önüne bi zıplıyorum, bıçağımı saplıyorum." Küçük İ.'nin oyun sandığı bu davranış ve sözleri, bütün ailenin bir araya geldiği akşam saatlerinde yayınlanan haber bültenlerinden aylardır bu topluma aktarılan cinayet hikâyesinin bir sonucu sadece. 588942 Ferrari’nin yeni modeli 458 Italia... ’nin yeni modeli 458 Italia... Lüks spor otomobil üreticisi ’nin yeni modeli 458 İtalia’nın, 378 bin 284 avrodan başlayan anahtar teslim fiyatlarıyla için ön sipariş almaya başladığı bildirildi.  ’tan yapılan açıklamaya göre, İtalyan lüks spor otomobil üreticisi Ferrari’nin yenilikçi V8 motor ve üstün tasarım özellikleriyle ön plana çıkan yeni modeli 458 Italia’nın, 2010 yılının ilk çeyreğinde ilk müşterilerine teslim edileceği belirtildi. Yapılan açıklamada, Ferrari ve markalarının Türkiye’de distribütörlüğünü yürüten FerMas’ın, Ferrari’nin en yeni modeli 458 Italia için 378 bin 284 avrodan başlayan anahtar teslim satış fiyatıyla Türkiye için ön sipariş almaya başladığı kaydedildi. Açıklamaya göre, geliştirme aşamasında pilotu ’in bizzat görev aldığı Ferrari 458 Italia, hem kompakt boyutları hem de aerodinamik yapısını ilk bakışta belli eden bir forma sahip olmasıyla da dikkati çekiyor. Litre başına 127 HP güç üretimi sunabilen V8 motor, 570 HP güç ve 540 Nm’lik maksimum torkuyla sıra dışı performans verilerine imza atılmasına yardımcı oluyor. 0-100 km/s hızlanmasını 3.4 saniyenin altında tamamlayan, ileri otomatik vitesli ve çift kavramalı F1 tipi şanzımana ve 1380 kg’lık boş ağırlığa sahip Ferrari 458 Italia, 325 km/s’lik son hıza erişebiliyor.  Sınıfının en başarılı yakıt özelliklerini de 458 Italia’ya kazandıran motorun 100 kilometrede ortalama 13,7 litrelik yakıt tüketiminin yanı sıra 320 g/km’lik emisyon değeri, aynı zamanda çevreye değer veren teknolojik gelişimin önemini kanıtlıyor. 587522 "Maçın hakkı bu değil" "Maçın hakkı bu değil" 27/09/09 19:15 Hacettepe Teknik Direktörü Önder Özen, çok geç kalmış bir galibiyeti soyunma odasında futbolcularıyla kutladıklarını belirterek, ''Daha önce de söylemiştim, acı çeke çeke öğreniyoruz, bundan sonra da öğrenmeye devam edeceğiz.'' dedi. Önder Özen, 1-0 kazandıkları Samsunspor maçından sonra yaptığı açıklamada, yeni bir takım olduklarını ve takımın yaş ortalamasının da düşük olduğunu belirterek, şunları kaydetti: ''Bu sezon başında en uzun süre kampta kalan takım belki de bizdik. Takımımın performansından memnunum. Sezon başı kampındaki çalışmalarımızın meyvelerini alıyoruz. Ligin fizik gücü en yüksek ve en dinamik takımı biziz. Taktiksel olarak çalışmalarımız devam ediyor. Bu takım skor olarak önde oynamaya alışık değil. Takımımızın önde oynamayı ve netice almayı öğrenmesi gerekiyordu. Bu açıdan bu sonucun önemi büyük. Daha önce de söylemiştim, acı çeke çeke öğreniyoruz, bundan sonra da öğrenmeye devam edeceğiz. Oyun disiplini ve fiziksel performans açısından bir problemimiz nerdedeyse kalmadı. Karşılaşmanın ilk yarısı pek istediğimiz gibi geçmedi, ama ikinci yarıda farkı da artırabilirdik. Samsunspor'u ve kendi oyuncularımı, gösterdikleri mücadeleden dolayı kutluyorum.'' Hafta içinde yapacakları kupa maçına da değinen Özen, bu maçın kendileri için çok önemli olduğunu belirterek, ''Kupa bizim için çok önemli. Kupada uzun süre olmak istiyoruz. Sonuçta lig uzun bir maraton. Bundan sonra ortada 93 puan var. Bunun 60'ına talibiz. İlk yarıyı 23-24 puanda bitirebilirsek, sonrası için hedefte koyabiliriz'' diye konuştu. Samsunspor Teknik Sorumlusu Turhan Özyazanlar da yenilgiyi haketmediklerini belirterek, ''Maçın hakkı bu değildi'' dedi. Önceden gelen bir deplasman fobisi yaşadıklarını ifade eden Özyazanlar, ''Artık bu fobiyi yenmeliyiz. Takıma katılacak yeni oyuncularla beraber bu değişecektir'' diye konuştu. 589011 Trafik kazası geçiren Arsenalli Bendtner, Olympiakos kadrosundan çıkarıldı Trafik kazası geçiren Arsenalli Bendtner, kadrosundan çıkarıldı (H) Grubu’nda mücadele eden ’ın Danimarkalı forvet oyuncusu geçirdiği için maçının kadrosundan çıkarıldı. İngiliz Arsenal Kulübü’nden yapılan açıklamaya göre, Pazar günü antrenmana giderken, 160 bin dolarlık Aston Martin marka aracının kontrolünü kaybeden 21 yaşındaki Bendtner, ciddi bir sakatlıktan kıl payı kurtuldu. Arsenal Teknik Direktörü konuyla ilgili gazetecilere yaptığı açıklamada, "Nicklas, bugün antrenmana çıkmadı. Ezikleri vardı ve sarsılmış görünüyordu. Yarınki maçta forma giymeyecek" dedi. 588162 İrlanda'da Maliye Bakanlığı'na saldırı Polis, Dublin'de dün akşam saatlerinde bakanlık binasının penceresinden içeriye molotof kokteyli sanılan bir nesnenin atıldığını, saldırının küçük çaplı yangına sebep olduğunu açıkladı. Bakanlık binasının kordon altına alındığı ve saldırının soruşturulduğu belirtilirken, başka ayrıntı verilmedi. 588992 Güler Sabancı'ya kraliyet nişanı Güler Sabancı'ya kraliyet nişanı 28 Eylül 2009 Pazartesi, 16:55 İspanya Kralı I. Juan Carlos, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı'ya, İspanya'nın önemli liyakat nişanı olan ''Encomienda de Numero'' nişanı verilmesini kararlaştırdı. İspanya Büyükelçiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, ''Encomienda de Numero''nun İspanya'da en üst düzeyde verilen bir nişan olma özelliği taşıdığı kaydedildi. Sabancı'nın, İspanyol kültürüne ve İspanya ile Türkiye arasındaki ilişkilere her zaman büyük önem verdiği belirtilen açıklamada, Sabancı'nın, gerek İspanyol kültürünün Türkiye'de, gerekse Türk kültürünün İspanya'da tanınması için büyük emek harcadığı belirtildi. Sabancı'nın Picasso'nun ve Dali'nin eserlerini Türkiye'de tanıttığı hatırlatılan açıklamada, Sabancı Müzesi'nin, Figueres'deki Dali Vakfı eserlerini sergileyerek, Dali'nin İspanya dışında şu ana kadar gerçekleştirilmiş en geniş çaplı retrospektif sergisine ev sahipliğı yaptığına dikkati çekildi. Açıklamada, Sabancı'nın 2008 yılında SU Sakıp Sabancı Müzesi koleksiyonundan seçme eserlerin yer aldığı, Osmanlı hat sanatı sergilerinin, İspanya'nın Madrid ve Sevilla şehirlerinde düzenlenmesini sağladığı belirtilen açıklamada, ''Altın Satırlar: Sakıp Sabancı Müzesi'nden Osmanlı Hat Sanatı'' başlıklı serginin Madrid'deki Real Academia de Bellas Artes de San Fernando'da gerçekleştirildiği hatırlatıldı. Açıklamada, Sevilla'da Real Alcczar Sarayı'nda düzenlenen ''Osmanlı Hat Sanatı'' başlıklı serginin ise Nisan-15 Haziran 2008 tarihleri arasında açık kaldığı ve çok büyük ilgi gördüğü belirtildi. İspanya'nın Türkiye Büyükelçisi Joan Clos, Ekim 2009 tarihinde resmi ikametgahında Güler Sabancı'ya ''Encomienda de Numero'' nişanını verecek. AA 588046 ’İyi mücadele puanı getirdi’ ’İyi mücadele puanı getirdi’ güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda Teknik Direktörü iyi bir mücadele ortaya koyarak bir puana ulaştıklarını söyledi  Deneyimli hoca, “Hücumda biraz daha top tutarak, biraz daha aktif olabilseydik belki de kazanabilirdik. Ligde şu an iyi konumdayız, ancak bizim için önemli olan istikrarı koruyabilmek. ’ın sahadan mutlu ayrılması da bizi ayrıca sevindirdi” dedi. 587870 Diyanet'ten tüketen gençliğe çağrı Diyanet'ten tüketen gençliğe çağrı ASLIHAN KARATAŞ Diyanet İşleri Başkanlığı'nın aylık yayın organı Diyanet dergisinin eylül ayı sayısı "gençlik ve sorunlarına" ayrıldı. Gençlerde "üretmeden tüketme, eğlenceye düşkünlük, kendisini birtakım isimlerle ve sembollerle ifade etme hastalığının" yaygınlaştığı belirtilerek, "Tüketim kültürünün esiri haline gençler çok tüketerek ve marka kullanarak dikkat çekmeye çalışmaktadırlar" denildi. "Farklı kültürlere özenti ve onları taklit hastalığının" gençlikte önemli bir yabancılaşmaya yol açtığı vurgulanırken, gençliğin markalaşma derdinde olduğuna dikkat çekildi. 28.09.2009 589004 Dikiz aynası ele verdi Dikiz aynası ele verdi Samsun'da alkollü oldugu iddia edilen sürücünün çarptığı yaya hayatını kaybetti. Kaçan sürücü, olay yerinde düşen aynasından tespit edilerek yakalandı. Bayram OK SAMSUN (AHT) Samsun'un İlkadım ilçesi Hançerli Mahallesi Atatürk Bulvarı üzerinde meydana gelen olayda, Gülsan Sanayi Sitesi'nde iş yeri olan 49 yaşındaki Bayram Özfalcı, alkol aldıktan sonra 55 BA 298 plakalı aracı ile Atakum ilçesinde bulunan evine gitmek için yola çıktı. Atatürk bulvarı üzerinde yaya 43 yaşındaki Osman Cin'e çarptı. Çevredeki vatandaşlar tarafından Samsun Mehmet Aydın Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kazadan sonra olay yerine giden Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Bürosu ile Olay YEri İnceleme Şubesi ekipleri, yaptıkları araştırmada otomobil sağ dikiz aynasını buldu. Yapılan araştırma sonucunda aracın modeli ve cinsi belirlendi. Araç, Atakum ilçesi Mimarsinan Mahallesi'nde buldu. Sürücüsü Bayram Özfalcı, polis tarafından gözaltına alındı. Bayram Özfalcı, verdiği ifadesinde, "Gece birşeye çarptım. Ama ne olduğunu bilmiyorum" dediği öğrenildi. Şüpheli ifadesinin ardından Adliye'ye sek edildi. Bayram Özfalcı, çıkartıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı. 587910 Şehrin perdeleri yeniden açılıyor GÖKHAN ÖZCAN OSMAN AKKUŞAK ÖMER LEKESİZ Şehrin perdeleri yeniden açılıyor İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir TiyatrolarI Ekim'de perdelerini açıyor. 2009-2010 sezonuna yeni oyunlarla başlayacak olan Şehir Tiyatroları, Ekim ayında 8'i yeni, 18 oyunla tiyatroseverlerin karşısına çıkacak. Çıkmaz Sokak, Bozuk Düzen, Mecbur Adam, Tarla Kuşuydu Juliet,Maskeliler seyirciyle buluşacak oyunlar arasında. 28.09.2009 588643 Erman Toroğlu: Helal olsun Keita Helal olsun Keita KEITA’NIN golden önceki resitali herkesin nefesini keserken, karşılaşmayı tribünden izleyen Maraton yorumcusu da pozisyonla ilgili olarak “Keita öyle muazzam bir çalım attı ki, ben onu yiyen 17 numaranın yerinde olsam top çizgiyi geçti diye itiraz edeceğime kenarda durup anın keyfini çıkarırdım.. Bu işler her zaman olmuyor.. Tek harekette kişiyi oyundan düşürüp, sıfıra indi ve golü attırdı.. Helâl olsun..” değerlendirmesinde bulundu. 588038 Sabaha karşı antrenman Sabaha karşı antrenman güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda deplasmanından özel bir uçakla ’a dönen ayağının tozuyla yenilenme antrenmanı yaptı  Teknik Direktör Daum, dün idmanı 02.30’da başlattığı ve çalışma yaklaşık 40 dakika sürdü. Antrenmana sakatlıkları bulunan Andre Santos, ve Güiza katılmadı. İdmanın ardından takıma izin verildi. deplasmanında sakatlanan Gökhan ile Santos’un Sherif maçında forma giyme olasılıklarının çok düşük olduğu belirlenirken, Daum’un bu oyuncuların yerine Carlos ve Önder’e forma vereceği belirlendi. 589331 Taliban'a büyük darbe 'ın batı kesiminde bugün 40 militanının öldürüldüğü bildirildi. Afgan ordusundan yapılan açıklamada, Ferah vilayetindeki Bala Buluk bölgesinde yerel halkın talebi üzerine Afgan ordusuyla Amerikan askerlerinin gece yarısı başlattığı operasyonda 40 militanının öldürüldüğü belirtildi. Çok sayıda militanı ile Afgan askerinin de yaralandığı kaydedilen açıklamada, Amerikan askerlerinden kayıp olup olmadığı konusunda bilgi bulunmadığı belirtildi. 587900 Uras: Baykal Şırnak'ı biliyor da ne oluyor TAHA KIVANÇ Uras: Baykal Şırnak'ı biliyor da ne oluyor Diyarbakır'da "Mezopotamya Sosyal Forumu" kapsamında düzenlenen bir oturuma katılan İstanbul bağımsız milletvekili Ufuk Uras, demokratik açılıma destek veren Kevin Costner'eleştiren CHP lideri Deniz Baykal'a sert çıktı. Uras, "Baykal'a bakıyorsunuz, Hollywood'daki bir sanatçıya caka satıyor. Şırnak'ın yerini biliyor mu diye soruyor. Sen Şırnak'ın yerini biliyorsun da ne oluyor?" diye sordu. 28.09.2009 POLİTİKA 588383 Tren traktöre çarptı: ölü Alınan bilgiye göre, ilçeye bağlı Fethiye köyü yakınlarında tarım işçilerinin barındığı çadırların bulunduğu yerin yakınlarındaki bir hemzemin geçitte, raylar üzerinde geri doğru gitmekte olan vagonsuz lokomotif, Hasan G'nin kullandığı 34 SFV 56 plakalı traktörün, içinde tarım işçileri bulunan römorkuna çarptı. Çarpışmanın etkisiyle traktör ve römork devrildi. İlk belirlemelere göre, kazada kişi öldü, kişi yaralandı. Yaralılar hastanelere kaldırıldı. Kazanın, yanlarında çocuklar da bulunan tarım işçilerinin traktörle çalışacakları tarlaya götürülürken meydana geldiği, yaralı sayısının artabileceği öğrenildi. ZEDHABER-KONYA Hava Durumu 588182 Filistinliler ile İsrail polisi arasında çatışma Kudüs Eski Kent içinde, Haremüşşerif'te El Aksa Camii'ne dün sabah saatlerinde kimi aşırı dinci Yahudiler ile aşırı sağ Yahudi yerleşimcilerin girmeleriyle olayları olayları başladı. Olaylar artarak sürerken, Haremüşşerif çevresindeki sokakları adeta savaş alanına döndü. Filistinli genç ve çocukların polislerine taşlarla saldırması intifada günlerini hatırlattı. 40'a yakın Filistinli yaralanırken, polislere taş attıkları gerekçesiyle Filistinli genç tutuklandı. Polisten yaralananların sayısının da 17 civarında olduğu belirtildi. Görgü tanıklarına göre olaylar, 100 dolayında aşırı dindar Yahudi ve aşırı sağcı yerleşimcilerin polisler eşliğinde önce Haremüşşerif yerleşkesine girmesi, ardından El Aksa Camii içine girmek istemeleri üzerine patlak verdi. Camiye girmeye çalışanların, Tapınak Dağı Müminleri adlı grubun üyeleri olduğu belirtiliyor. Cami içindekilerin, Yahudiler'e taş, ayakkabı ve sandalyeler atmasının ardından olaylar büyüdü, İsrailli polis ve sınır polisleri de cami içinde Filistinliler ile çatıştı. Polis, cami yerleşkesi içindeki gerginliğin sürmesi nedeniyle, önce cami çevresindeki tüm kapıları kapattı ve kimsenin geçişine izin vermedi, ardından da camiye öğle namazı için girmek isteyenlere engel oldu. polisi, cami içinde yaşananlardan sonra camiye girmek isteyen eski Kudüs Müftüsü, İslam Konseyi Başkanı Şeyh İkrima Sabri ile Filistin'in Kudüs sorunlarından sorumlu eski bakanı Hatim Abdülkadir'i de camiye sokmamıştı. Cami girişlerine yüzlerce polis ve sınır polisi yığılırken, polisi, süresindeki Cuma namazları benzeri uygulamayla, yaşları 50 altında olanların camiye girişlerine izin vermedi. Caminin diğer tüm girişleri kapalı tutulurken, yalnızca Arslanlı Kapı'dan kontrollü girişlere izin verildi. Camiye girmek isteyenler gençler ve bir grup Filistinli arasında ağız dalaşı meydana geldi, bu sırada bekleyenler işgali protesto etti, 'in kutsal mekanlara ve Filistinlilere yönelik uygulamasını protesto eden sloganlar attı, kalabalıktan sık sık tekbir sesleri yükseldi. Camiye sokulmayan 150 dolayındaki grup, öğle namazını Aslanlı Kapı'nın önünde kıldı. Filistinli gençlerin dağılmaması üzerine polis, Arslanlı Kapı ve devamındaki Via Dolorosa (Çile Yolu) üzerine kurduğu barikatlarla Filistinliler'in geçişlerine izin vermedi. Polis, içeride polislere taş attıkları gerekçesiyle, camide namazın bitmesinin ardından, dışarı çıkıp cadde üzerindeki bir tuvalette saklanan Filistinli genci tutukladı. Tutuklamalar, Filistinli gençler arasında gerginliği daha da artırdı. İlk olaylar Bab-ül Meclis (Meclis Kapısı) önünde meydana geldi, daha sonra Aslanlı Kapı civarında yoğunlaştı. Sokak aralarında biriken çoğunluğu çocuk yaşta Filistinli gençler polise taşlar, cam şişeler, demirler ve bidonlarla saldırıya geçti. Yüzlerini tişörtleri veya bandanalarla kapatan gençler Eski Kent sokaklarını gözleyen kameraları kırmak için sapanlar kullandı. Polis, sokak aralarındaki gençleri dağıtmak için gözyaşartıcı bomba attı. Yaralananların büyük çoğunluğunun da atılan taşlardan isabet aldıkları, kimilerinin de gözyaşartıcı bombalardan etkilendikleri bildirildi. Olaylar akşam saatlerinde kimi polislerin çekilmesinin ardından nispeten yatışırken, polis hala Via Dolorosa yolunda türlü köşelerde konuşlanmış bulunuyor. Tüm saat 18.00 dolayında Kefaret Günü'ne (Yom Kippur) başlarken, geçen perşembe günü El Aksa Vakfı yetkilileri, Kefaret Günü öncesi kimi aşırı sağcı yerleşimcilerin ve aşırı dincilerin El Aksa'ya girme girişiminde bulunup olay çıkmasına neden olabilecekleri uyarısında bulunmuşlardı. Haremüşşerif, Müslümanlar tarafından en kutsal üçüncü mekan olarak biliniyor. Yahudiler ise yıkılan birinci ve ikinci tapınaklarının cami yerleşkesi altında bulunduğuna inanıyorlar. Tapınak Dağı Müminleri adlı grup üyeleri ise özellikle camiyi yıkıp yerine üçüncü tapınağı inşa etme isteğinde olduklarını sıkça dile getiriyorlar. Hamas ise Haremüşşerif'te meydana gelen olayları "Siyonistlerin kışkırtması" olarak değerlendirdi. Hamas sözcülerinden Sami Ebu Zühri, işgal yönetimini suç işlemekle" suçladı ve Filistinliler'e, olaya karşı misilleme yapma çağrısında bulundu. Gerginlik diğer mahallere de sıçradı Bu arada, Kudüs Eski Kent içinde, Haremüşşerif'te meydana gelen çatışmaların yarattığı gerginlik, Doğu Kudüs'ün kimi mahallelerine de sıçradı. polisinin, akşam saatlerinde başlayan Yom Kippur (Kefaret Günü) nedeniyle Doğu Kudüs'te yolları kapaması ve evlerine dönmeye çalışan Filistinliler'in araçla geçişlerine izin vermemesi sonucu kimi mahallelerde Filistinliler ile polisi karşı karşıya geldiler. Filistinliler'in, yolların Yom Kippur Günü'nün başlamasından az önce trafiğe kapatılmasını protesto ederek, polislere taşlarla saldırdıkları öğrenildi. Olaylar özellikle Şuhafat ve İbrani Üniversitesi'nin yakınındaki El Esaviyye mahallelerinde meydana geldi. Ancak olaylarda yaralanan olup olmadığı henüz bilinmiyor. Haremüşşerif, Müslümanlar tarafından en kutsal üçüncü mekan olarak biliniyor. Yahudiler ise yıkılan birinci ve ikinci tapınaklarının cami yerleşkesi altında bulunduğuna inanıyorlar. Tapınak Dağı Müminleri adlı grup üyeleri ise özellikle camiyi yıkıp yerine üçüncü tapınağı inşa etme isteğinde olduklarını sıkça dile getiriyorlar. Hamas ise Haremüşşerif'te meydana gelen olayları "Siyonistlerin kışkırtması" olarak değerlendirdi. Hamas sözcülerinden Sami Ebu Zühri, işgal yönetimini suç işlemekle" suçladı ve Filistinliler'e, olaya karşı misilleme yapma çağrısında bulundu. Kippur günü başladı Kudüs'te Yom Kippur Günü'nün başladığını bildiren sirenler saat 18.00 civarında çaldı. Yahudi dinine göre günahların bağışlanması için duaların edildiği ve günü aşkın süreyle oruç tutulduğu bu gün, yarın akşam saatlerinde sona erecek. 'de Yom Kippur nedeniyle tüm yaşam duruyor. Tren, uçak ve otobüs seferleri yapılmıyor ve lokantalar, kafeler, eğlence ve alışveriş merkezleri, marketler, işyerleri de kapanıyor. siteleri dahil televizyonların ve radyoların da yayın yapmadığı Yom Kippur Günü süresince yalnızca güvenlik güçleri, acil servisler ve ambülanslar faaliyetlerini sürdürecek. polisi, geçen yıl bir Arap'ın aracını hızla ve gürültülü bir biçimde, müziği de açık olmak üzere Yahudi mahallesinde sürmesi nedeniyle Araplar ile Yahudiler arasında çatışmaların çıktığı, ülkenin kuzeyindeki Akko ve çevresinde, olayların yinelenme olasılığına karşı yoğun güvenlik önlemleri aldı. Gün nedeniyle, dün gece yarısından itibaren Batı Şeria'da da tam kapatma uygulamasına geçildi. Kapatma uygulaması, yarın geceyarısı kalkacak. 588995 El Zevahiri, Türkiye’yi de eleştirdi El Zevahiri, Türkiye’yi de eleştirdi Terör ağı El Kaide’nin iki numaralı ismi Eymen El Zevahiri, ABD Başkanı Barack Obama’nın Batı Şeria’da Yahudi yerleşimlerinin yapılmasını durdurmakta başarısız olduğu değerlendirmesini yaparak, Obama’yı “sahtekar olarak nitelendirdi.  El Zevahiri, 28 dakikalık yeni ses bandında, “sahtekar” dediği Obama’nın, “Filistinlilerin acılarından etkilenir gibi görünerek, İsrail’in Batı Şeria’da ve Kudüs’te Yahudi yerleşimleri yapmasına izin verdiğini, aynı zamanda Arap liderlerine de daha fazla taviz vermeleri için baskı yaptığını” ileri sürdü.  Almanya Başbakanı Angela Merkel’e de yüklenen El Zevahiri, Merkel’i, parlamentoda sarf ettiği “Almanya’nın Afganistan’daki görevinin uluslararası barış ve güvenliği desteklemek” olduğu sözleriyle yalan söylemekle suçladı.  El Zevahiri, “Siz Müslüman topraklarından defoluncaya ve onların işlerine karışmayıncaya kadar uluslararası barış ve güvenlik olmaz” dedi.  El Kaide’nin iki numaralı ismi, Afganistan’ın başkenti Kabil’deki NATO barış gücü operasyonlarının komutasını gelecek ay üstlenecek Türkiye’yi de eleştirdi. 587888 Paşa puanla tanıştı OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN Paşa puanla tanıştı Kasımpaşa deplasmanda Kayserispor ile 0-0 berabere kalarak ligdeki ilk puanını aldı. 58'de Makukula direğe takıldı. 28.09.2009 588880 AKP'li Başkan Zeybekçi'den şok sözler AKP'li Başkan Zeybekçi'den şok sözlerFerah IŞIK DENİZLİ DHA DENİZLİ´nin AKP´li Belediye Başkanı Nihat Zeybekci, kentin büyük bir bölümünün dokuz dere yatağının önünde kurulu olduğunu söyleyerek, ``Doğa ile inatlaşıp, dere yataklarının önüne ve yollar yaptık. On binlerce insan dere yataklarının önüne ve içine yerleşti. Bunun bedelini ağır ödeyeceğiz. Elbette, su bir gün kendi yatağını bulacak. Denizli büyük bir yaşayacak. Doğa intikamını mutlaka alacak'' dedi. Üniversitesi (PAÜ), Denizli Belediyesi, ile Bağlantısızlar ve Diğer Kalkınmakta Olan Ülkeler Bilim ve ´nin işbirliği ile düzenlenen ``Uluslararası Şehirleşme, Arazi Kullanımı, Toprak Kaybı ve Çevre Çalıştayı'' bugün Pamukkale Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi´nde başladı. Arazilerin yanlış kullanımı ve çevresel problemlerin konu edildiği iki günlük çalıştaya 35´i yabancı yaklaşık 200 bilim adamı katılıyor. Belediye Başkanı Nihat Zeybekci, açılış konuşmasında, Denizlilileri şok edecek bir açıklamalarda bulundu. Zeybekci, selin meydana geldiği dere yataklarının Denizli´yi tehdit ettiğini, kısa süre önce ve Marmara bölgesinin yaşadığı felaketin belki de daha büyüğünü kentin yaşayabileceğini kaydetti. Dere yataklarına yapılan yapıların bir an önce boşaltılması ve tabiatla inatlaşılmaması gerektiğini vurgulayan Zeybekci, ``Denizli´nin büyük bir bölümü dokuz dere yatağı önünde kurulu. Kent bu dere yataklarından dolayı tehdidi altında. Her an bir felaket yaşanabilir. Gökpınar, Bağbaşı, Kınıklı, Servergazi, Çamlık, Demokrasi Meydanı, Molla Dereyatağı, Gümüşçay bölgelerinin üst kısımlarında bulunan dev kayalar olduğunu görürsünüz. kayaların tamamı geçmişte dağlardan ve derelerden geldi. Bir gün tekrar gelecekler. Kentin hemen hemen tamamı sel tehdidi altında. Bu kentin üzerinden büyük kayalar ile sel suları mutlaka geçecek'' dedi. Felaket tellallığı yapmadığını kaydeden Zeybekci, ``Biz bu dere yataklarını 1/25 binlik haritalara işleyerek, korumaya çalıştık. ´da aynı şekilde 1/100 binlik haritalara işledi. Ancak bu bölgelerde 10 binlerce insan yerleşmiş. Bu alanların boşaltılması kolay değil'' diye konuştu. DOĞA İNTİKAMINI ALIR Söz konusu bölgelerin tamamen dere yatakları önünde olduğunu ifade eden Zeybekci, ``Bugünkü koşullarda boşaltılması hemen hemen imkansız. Dokuz dere yatağını ve Çevre Orman Bakanlığı yetkilileriyle inceledik. Buradaki tehditleri gördük. Sel bentleri oluşturmak için büyük bir çalışma başlattık. Suyun hafızası milyonlarca yıldır. Geçtiği yeri asla unutmaz. ´Dere yatağı vasfını kaybetmiştir´ diye rapor verilerek, yapılaşmaya izin veriliyor. Bu acizliktir. Dere yatağının arkasındaki dağları ortadan kaldırdınız mı ki, böyle bir rapor hazırlıyorsunuz? Gün gelecek su geçtiği yataktan yine akacaktır. Tabiat intikamını alacaktır. Doğayla inatlaşılmaz. Aklımızı kullanmazsak İstanbul´da olduğu gibi bize de pislik yağar. Biz Denizli´yi yeniden düzenliyoruz. Çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz ama vadileri boşaltmamız gerekir. Vadilere bir an önce büyük kaya ve taşları engelleyici bentler yapmalıyız. Bu konuda bugüne kadar hassasiyet gösteren Çevre ve Orman Bakanlığımızın bundan sonrada desteğini bekliyoruz'' dedi. EKOSİSTEM FONKSİYONLARI Özel Çevre Koruma Kurumu (ÖÇKK) Başkan Vekili ise 2030 yılında dünya nüfusunun yüzde 60´ının şehirlerde ve ağırlıklı olarak kıyılarda yaşayacağının öngörüldüğünü belirterek, ``Yerküre üzerinde insan etkinliklerinin artması ile ciddi değişimler meydana gelmiştir. konsantrasyonları 10 bin yıl önceki doğal seviyesinden yüzde 30-35 daha yüksektir. Küresel ortalama yüzey sıcaklığı 20. yüzyılda 0.6 derece artmıştır. Buz ve kar tabakaları eriyerek deniz seviyesini yükseltmekte, hava durumunu değiştirmektedir'' dedi. Sulak alanların yarısının 20. yüzyılda yok olduğunu kaydeden Özyanık, ``Türlerin yeryüzünden yok oluş hızı, yeryüzü tarihi boyunca bugün bin kat daha fazladır. Yaklaşık 20 bin tür yeryüzünden yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Dünyanın bir çok yerinde olduğu gibi şehirlerimizde ekosistem fonksiyonları kaybolmuştur. Gelinen noktada, yağışların tabi seyrinde akışkanlık oranı yüzde 10 dolayında iken şehirlerde yüzde 70´lere varabilmektedir. Ülkemizde yağmurlara rahmet denirken İstanbul için felaket anlamına gelmiştir'' diye konuştu. ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI Bağlantısızlar ve Diğer Kalkınmakta Olan Ülkeler Bilim ve Teknoloji Merkezi Başkanı Prof. Dr. Arun Kulshreshtha, üçüncü dünya savaşının su ve gıda gibi hassasiyetlerden başlayacağını belirterek, doğanın küresel değişikliği, yanlış arazi kullanımı, erozyon, kentleşme, su sıkıntısı, arazilerinde aşırı sulama ve tuzlanma, endüstriyel kirlenme gibi etkilerden dolayı yok olduğunu söyledi. Dr. Arun Kulshreshtha, çevresel sorunların tespit edilmesi ve çözümlenmesi açısından bu çalıştayın çok önemli olduğunu sözlerine ekledi. 587874 Gizemli Nehir BEKİR HAZAR Gizemli Nehir Orijinal Adı: Mystic River Yönetmen: Clint Eastwood Oyuncular: Sean Penn, Tim Robins Yapım Yılı: 2003 TNT 21.15 Eski çocukluk arkadaşları Jimmy Dave ve Sean yıllar sonra Jimmy'nin en büyük kızının ölümü sonrasında bir araya gelirler. Sean hem bu cinayeti aydınlatmak hem de Jimmy'nin içindeki nefreti frenlemek zorundadır. Diğer tarafta ise Dave, bu cinayet ile açığa çıkan geçmişindeki bazı karanlık gölgeler ile hesaplaşır. 28.09.2009 TELEVİZYON 588359 Bel ağrılarını hafife almayın Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı ve aynı zamanda Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Ramatoloji Uzmanı olan Prof. Dr. Şebnem Ataman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her 100 kişiden yaklaşık 65-80'inin yaşamının herhangi bir döneminde bel ağrısı çektiğini söyledi. Bel ağrılarının genellikle en az 1-2 hafta sürdüğünü belirten Ataman, yapılan çalışmalara göre, bel ağrılarının yüzde 50'sinin ilk hafta, yüzde 90'nın 2. hafta sonunda geçtiğini, yüzde 10'unda ise sorunun devam ettiğini ifade etti. Ataman, iltihaplı olmayan ve bir iki hafta içinde geçen bel ağrılarının, zorlanma, ağır kaldırma, ters hareket yapma, sportif faaliyetler sırasında bel bölgesindeki kasları ve omurgayı zedeleme gibi etkenlere bağlı ortaya çıktığını, bu tip bel ağrılarının 1-2 günlük yatak istirahati ve uygun egzersiz programı ile tedavi edildiğini anlattı. Ağrı şikayetinin uzun süreli olmasının mutlaka dikkate alınması ve fizik tedavi ve rehabilitasyon ya da ramatoloji uzmanına başvurulması gerektiğini vurgulayan Şebnem Ataman, ''2 haftanın üzerinde devam eden, gece ağrısı ve sabahları belde tutukluluk yaratan ağrı, iltihaplı romatizma hastalığının belirtisi olabilir'' dedi. -''OMURGA DIŞINDA DİĞER ORGANLARI DA ETKİLEYEBİLİR''- Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı, AÜ Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Ramatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ataman, iltihaplı romatizma hastalıkları içerisinde en sık beli etkileyen ''Ankilozan spondilit (AS)'' olarak adlandırılan hastalığın, ağrılı, ilerleyici özellikli bir hastalık olduğuna dikkati çekerek, ''Bu hastalık, temelde omurgayı etkilemekle beraber, diğer eklemleri, kiriş ve bağları da etkileyebilir'' diye konuştu. Hastalığın, omurgayı tutarak, omurgada kısıtlılık yaratmasının en belirgin özelliği olduğunun altını çizen Ataman, şöyle devam etti: ''Hastalıkla birlikte öne doğru bükülme ve hareket zorluğu görülüyor. Çok nadir olarak göz, akciğer, barsak, böbrek ve kalbi de etkileyebiliyor. AS'de ilk tutulan bölge sıklıkla leğen kemiğidir. Buna bel, göğüs kafesi ve boyun bölgeleri de zamanla eklenebilir. Bu bölgelerde, kiriş ve bağların kemiğe yapıştıkları yerde inflamasyon 'mikropların neden olmadığı iltihaplanma' ortaya çıkar. Yapışma yerlerinde aşınmalar meydana gelir ve yeni kemik oluşur. Kiriş ya da bağlardaki elastik dokuların yerine kemik dokusunun geçmesiyle birlikte harekette azalma olur. İnflamasyonun tekrarlamasına bağlı kemik oluşumları artar ve omurga kemikleri kaynaşarak bütün bir hal alır ve bu da hareketlerin kısıtlanmasıyla sonuçlanır.'' Ataman, hastalığın başlangıçtaki hareket kısıtlılığının, ağrı ve kas kasılmalarına bağlı ortaya çıktığını ve ilaç kullanımı ile düzeldiğini dile getirerek, ''İleri dönemdeki kemiklerdeki birleşmeden sonra ortaya çıkan hareket kısıtlılığı geriye dönmez. Bunun engellenebilmesi ya da yavaşlatılabilmesi için, düzenli ilaç tedavisi ve egzersiz yapılmalıdır'' uyarısında bulundu. -''BAĞIRSAK VE İDRAR YOLU ENFEKSİYONU TETİKLEYEBİLİR''- Genetik faktörlerin çok etkili olduğunu anlatan Ataman, hastalığın ''HLA B27'' isimli özel bir geni taşıyanlarda görülme sıklığının daha yüksek olduğunu vurguladı. Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı, AÜ Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Ramatoloji Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Ataman, ''Bir ailede eğer ankilozan spondilitli bir kişi varsa, ailenin diğer fertleri arasında da bu hastalığın görülme riski artabilir'' dedi. Bağırsak ve idrar yolu enfeksiyonlarının da hastalığın başlangıcını tetikleyebildiğini bildiren Ataman, mikropların vücutta immün sistemini etkileyerek hastalığın gelişme riskini artırabileceğini söyledi. Hastalığın bir ömür boyu sürdüğünü, son yıllarda çıkan ilaçların çok etkili olduğuna işaret eden Ataman, fizik tedavi, egzersiz ve kaplıcanın bu hastalığın tedavisinde büyük önem taşıdığına dikkati çekti. Ataman, ''Tedavi olunmadığında sakatlık, ve hatta yatalaklık, hayati organlarda tahribiyet görülebilir. Kişinin yaşam kalitesi düşer ve yaşam süresi kısalabilir'' diye konuştu. 588572 Yılın İlk Karı Yağdı Yılın İlk Karı Yağdı Yurdun bir bölümüne yılın ilk karı yağdı. Erzurum, Ardahan ve Gümüşhane, beyaza büründü. Doğu Anadolu Bölgesi'nde yağmur, dün akşam saatlerinden sonra yerini kara bıraktı. Bölgenin yüksek kesimlerinde etkili olan kar yağışı Kars-Digor ve Ardahan-Posof Karayollarında sürücüleri hazırlıksız yakaladı. Karla birlikte yörede hava sıcaklıkları da düştü. Dün(27.09.2009) gece en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında olmak üzere Erzurum'da 5, Ardahan'da ise derece oldu. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde de yılın karı yağdı. Gümüşhane kent merkeziyle Torul ilçesi beyaza büründü. Rize'nin Çamlıhemşin ilçesiyle, Trabzon ve Giresun'un iç ve yüksek kesimlerine de kar yağdı. Kar yağışı, Zigana, Ovit ve Eğribel geçitlerinde ulaşımı zorlaştırıyor. Yetkililer, sürücüleri zincir takmaları konusunda uyarıyor. Bölgede hava sıcaklığı da mevsim normallerinin altında seyrediyor. 589174 Erdoğan'dan rektörlere acele edin çağrısı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, artık hastanelerde rehin alınan hasta haberleri okunmadığını belirterek, ''Artık SSK'lı, BAĞ-KUR'lu vatandaşlarımız ayrı bir ülkenin vatandaşıymış gibi muamele görmüyor'' dedi. Erdoğan, Halkalı'daki İstanbul Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin açılış töreninde, göreve geldiklerinde Türkiye'yi dört temel taş üzerinde büyüteceklerini söylediklerini ve bunların eğitim sağlık, adalet ve emniyet olduğunu belirterek, yılda bu dört alanda Türkiye'ye çok büyük hizmetler, çok büyük eserler kazandırdıkların anlattı. Sağlık alanında ihmali asla kabul etmediklerini, bunu her zaman söylediklerini dile getiren Erdoğan, sağlık hizmetlerinde, erteleme, öteleme gibi kavramları asla kabul etmediklerini belirtti. Erdoğan, bu ülkenin insanlarına nelerin reva görüldüğüne, tedavi olmak, ilaç bulmak için vatandaşın ne gibi sıkıntılar yaşadığına yıllarca tanık olunduğunu ifade etti. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Hastane kapılarında bizler de süründük. Neler çektiğimizi biliriz. İlaç almak için neler çektiğimizi biliriz. Yaşadık bunları. Bu çaresizlikler içerisinden bugünlere geldik. Türkiye bunları yaşadı. Hem de çok uzak bir geçmişi değil, yıl öncesini hatırlarsanız... Bu manzaralar gözümüzün önüne gelir. Cumhuriyet tarihimizin bu anlamda en büyük değişim programı olarak 'Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı işte bunun için kararlı bir şekilde biz başlattık.'' Erdoğan, kısa bir süre önce Sultan Ahmet Camii'nde bir grup Amerikalı turistle karşılaştığını, turistlerin Türkiye'de sağlıktaki reformu duyduklarını belirterek bunun nasıl olduğunu sorduklarını kaydetti. Erdoğan, şunları söyledi: ''Şöyle ayak üstü kısa bir şeyler anlattım. 'Duyduk ki Amerika'ya gidiyorsunuz' dediler turistler. 'Evet gidiyorum' dedim. 'Obama'ya da anlatır mısınız?' dediler. Halbuki Sayın Obama da bu ara sağlık reformunu yaptı, bundan dolayı başı dertte. Bizim burada da başımız dertteydi. Önce sağ olsun doktorlarımız bizi anlamakta zorlandılar. Ve bazı doktor kardeşlerimiz sağ olsun bizi terk ettiler. Eh kendi takdirleri, ama bazı sağ olsun doktorlarımız da 'hayır biz bu yolda varız' dediler ve bizimle beraber 'durmak yok yola devam' dediler ve devam ediyorlar. Şuna inanıyorum; doktorluk mesleği sıradan, rastgele bir meslek değil, sadece para da değil. Onların hasta yatağında şifa bulan bir hastadan aldığı duanın bedeli yoktur. Bunu da iyi düşünmeleri gerekir. Öyle an gelir ki doktor kendine derman olamaz. Hayata böyle bakacağız. bakımdan bazen hastaları ziyaret ederken kendisine uzanan şefkat elini doktorunu gördüğü zaman doktorun şefkat eline yönelik yaptığı duaları dinlerim, gözlerim yaşarır. Bazen de şifa bulur. Anadolu'daki bir hastanın bakarsın orada kendisi bir şeyler hazırlamış getirmiş. Balıydı, peyniriydi vs... Doktoruna takdim edişini de görürüm. Bizim insanımız böyledir. Fakiri, garibi da böyle. Bu iletişimi koparmamak lazım. Onun için biz şu anda attığımız adımlarla aslında sağlıkta gerçekten farklı bir dönüşüm programını başarıyla uygulamanın gayreti içerisindeyiz. Bizi bu noktada yalnız bırakmayan doktor kardeşlerime, hemşire kardeşlerime, tüm sağlık memuru kardeşlerime özellikle teşekkür ediyorum, milletim adına teşekkür ediyorum.'' -EŞİT SAĞLIK HİZMETİ- Bugün aynı değişim programını uygulamak isteyen bir çok ülkeye Türkiye'nin model alınması gerektiğini söylendiğini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Artık hastanelerde rehin alınan hasta haberleri okumuyoruz. Artık SSK'lı, BAĞ-KUR'lu vatandaşlarımız ayrı bir ülkenin vatandaşıymış gibi muamele görmüyor. Haksız rekabete maruz kalan, eşit sağlık hizmetinden kaliteli, yaygın sağlık hizmetinden mahrum kalan vatandaşımızı bu mahrumiyetten hamdolsun bizler kurtardık. Her kenti hastanelerle donattık ve donatmaya devam ediyoruz. Hastanelerdeki hizmetin kalitesini kademe kademe artırdık. Tek eksiğimiz doktor, burada eksiğimiz var. Onun için de rektörlerimizden istiyoruz; doktor yetiştirin, bol doktorumuz olsun. Bu konuda sağ olsun YÖK ile de görüşüyoruz, anlaştık; artık ülkemizde bir profesöre 3,5 öğrenci düşmesin. Almanya'da 23-24-25 tane düşüyor da, benim ülkemde 3.5 düşüyorsa burada bir sıkıntı var demektir. Bunu aşmamız lazım. Türkiye bunu başardığı andan itibaren biz de bu sıkıntıları aşarız.'' 588450 Dünya medyasına göre Almanya'daki seçimin kaybedeni Türkiye... Dünya medyasına göre 'daki seçimin kaybedeni ... ’da ’nin AB üyeliğine karşı çıkanların elde ettiği seçim zaferinin için getireceği muhtemel sonuçlar daha ilk günden dünya basınında yankısını buldu. Medyanın tamamı, Merkel’in yeni dönemde Türkiye’nin AB üyeliğine karşı sesini yükselteceğini savunurken, “Almanya’daki seçimin en büyük kaybedeni Türkiye olacak” diye yazdı. THE TIMES Almanya’daki yeni hükümet şekillenmesinin en büyük kaybedeni Türkiye olacak. Almanya’da Sosyal Demokratlar, önce Yeşiller’le birlikte, sonra da Merkel’in Büyük Koalisyon’unda son, 11 yıldır Türkiye’nin AB üyeliğinin savunuculuğunu yapmaktaydı. Sosyal Demokratlar’ın muhalefete düşmesiyle birlikte, Ankara şimdi ve ’da üyeliğine kuşkuyla bakan hükümetlerle karşı karşıya kalacak. ’in Hür Demokratlar’la oluşturacağı merkez sağ koalisyon, Türkiye’nin üyeliğine karşı sesini daha fazla yükseltecek. Ankara’nın tam üyeliğine karşı çıkan Merkel, “imtiyazlı ortaklık” istiyor. Angela Merkel, seçim kampanyasında dış politikayı genellikle ikinci planda tuttu. Ancak Merkel’in kuracağı merkez sağ hükümet, Türkiye’nin AB üyeliğini engellemek için daha aktif tavır alacak. THE GUARDIAN Alman halkını sadece bir parti lideri değil aynı zamanda halkın başbakanı olduğuna ikna eden Merkel’in merkezci, ideolojik duruşu olmayan, çatışmadan kaçınan, partiler üstü ve bulanık tavrı, ona seçim kazandırdı. ’a yeni birlik? Hayır. Oradaki birliklerin sayısını artırma veya azaltma? Şimdilik değil. Türkiye’nin Hayır. veya ’ın üyeliği? Hayır. ’a yaptırım? Nazik iş. Almanya AB içinde mollaların en büyük ticaret ortağı. Merkel artık içinden gerçekten geçenleri açığa vurma fırsatını yakaladı. Buna, son dört yıldaki pragramatik politikaları nedeniyle hem dış politikada hem de iç politikada bugüne kadar istediği gibi ortaya koyamadığı her şey giriyor. CBS NEWS Merkel’in kuracağı merkez sağ koalisyon, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı daha sert tavır alacak. Merkel, Ankara’nın AB üyeliğine açıkça karşı çıkarken, müstakbel ortağı Hür Demokratlar, üyelik için nihai kararın Türkiye’nin kaydedeceği ilerlemeye göre verileceğini söylüyor. 585946 Kızılay'daki SSK işhanı satılıyor Ziya Gökalp Caddesi'nde SSK işhanı olarak bilinen gayrimenkul açık artırma ile satışı 28 Eylül 2009 tarihinde İnşaat Emlak Daire Başkanlığı'nda saat 10.30'da basına açık olarak yapılacak. 77 milyon 732 bin 500 lira muammen bedelle şatışa çıkarılan gayrımenkulün arsa alanı bin 137 metrekare, inşaat alanı ise 44 bin 205 metrekare. 588515 Meclis açılıyor, DTP'li vekillerin 'ifade verme' krizi kapıda Türkiye Büyük Millet Meclisi Ekim'de açılacak. Fakat Meclis açılmadan DTP'li milletvekillerinin ifadesinin alınması konusundaki sıkıntı devam ediyor. DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in de arasında bulunduğu DTP Kadın Meclisi Üyesi 23 kişi ile DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk hakkında 'suçu ve suçluyu övdükleri' iddiasıyla Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ayrı dava daha açılmıştı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, davaların önceki celselerinde TBMM Başkanlığı'na yazı yazarak milletvekillerini ifade vermeye çağırmıştı. Fakat TBMM, "Milletvekillerinin sekreterlerine yazının ulaştırıldığı, ancak milletvekillerinin çalışmaları dolayısıyla sık sık Ankara dışında bulunduğundan yazının kendilerine ulaştırılamadığını mahkemeye bildirmişti. Son duruşmada da TBMM Başkanlığı'na bir kez daha yazı gönderilerek müzekkerelerin akıbeti sorulmuştu. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ile milletvekilleri Emine Ayna ve Selahattin Demirtaş'ın talimatla ifadesinin alınması yönündeki duruşma 29 Eylül Salı günü yapılacak. DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk hakkında açılan davanın görülmesine de yarın devam edilecek. Tuğluk hakkında, İstanbul ve Diyarbakır ağır ceza mahkemelerinde açılan davalarla ilgili talimat duruşmaları ise 30 Eylül Çarşamba günü görülecek. Milletvekillerinin duruşmalara katılmamaları halinde nasıl bir yol izleneceğine Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi karar verecek. TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Toptan zamanında özel yetkili Ankara 11.Ağır Ceza Mahkemesi adı geçen milletvekili arkadaşlarımıza tebligat yapılması konusunda bir yazı yazmış. Bunun üzerine de Meclis Başkanlığımız, ilgili milletvekillerinin sekreterlerine mahkemeden gelen bu celp yazısını tebliğ etmek istemiş. Zannediyorum iki sekreter bunları almış, diğerleri almamış, iade etmişler. Bu sonuçlar Meclis Başkanlığımızca ilgili ağır ceza mahkemesine bildirilmiş. Dolayısıyla mahkemeden gelen bu yazıyla ilgili meclis başkanlığı üzerine düşeni yapmış ve süreç tamamlanmış. Şu anda Meclis Başkanlığı'mızın gündeminde bu davayla ilgili başka bir konu yok. Ama Ağır Ceza Mahkemesi Meclis Başkanlığı'na başka bir yazı yazar mı, aynı mahiyette, yeniden bir tebligat talebinde bulunur mu, onu bilemiyorum. Böyle bir şey olursa onu geldikten sonra değerlendiririz." ifadesini kullanmıştı. DTP'lilerin ifade vermek üzere polis zoruyla götürülmelerinin söz konusu olup olmayacağına ilişkin bir soruya Şahin, "Onu Meclis'in saygınlığı açısından doğru bulmam." diye cevap vermişti. Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin, DTP'li milletvekillerini yurt dışı gezisine götürdü. Eski Meclis Başkanı Köksal Toptan'ın böyle uygulaması olmamıştı. "Terör örgütünün propagandasını yaptığı" iddiasıyla DTP Genel Başkanı ve Mardin Milletvekili Ahmet Türk hakkında İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Mardin Milletvekili Emine Ayna hakkında Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş hakkında Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk hakkında ise İstanbul ve Diyarbakır ağır ceza mahkemelerinde dava açılmıştı. 589229 Adanaspor'un teknik direktörü Ekrem Al, istifa etti Boluspor maçında alınan farklı mağlubiyetin ardından Teknik Direktör Ekrem Al, kulübün önünü açma adına görevi bıraktığını açıkladı. Adanaspor'un sezon sonunda mutlu sona ulaşacağına inandığını söyleyen Al, ''Adana'da güzel günlerim geçti. Herkese çok teşekkür ediyorum. Uzun süre düşündüm ve Adanaspor'un önünü açma adına görevimden istifa ettim. Turuncu Beyazlı takıma başarılar dilerim''dedi. Öte yandan Adanaspor Yönetiminin yeni teknik direktör konusunda önümüzdeki günlerde açıklama yapacağı belirtildi. 589253 Sarıgül'den Baykal'a ağır salvolar Sarıgül, TDH'nin partileşme sürecini anlattı, kurucu kadrosundan isimler saydı, projelerini ve hedeflerini açıkladı. Ama söz dönüp dolaşıp eski genel başkanı Deniz Baykal'a gelince kendini tutamadı. Balçiçek Pamir'in “Deniz Baykal'la aranız nasıl, küs müsünüz?” sorusunu önce “Deniz Bey hakkında konuşmak istemem” diye geçiştirdi. Ancak Pamir, Deniz Baykal'ın, Sarıgül'ün kendisine “CHP Alevilerle dolu” diyerek yakındığını söylediğini hatırlatması üzerine dayanamadı. Sözlerine “O beyefendi mertse gelsin herkesin ortasında, televizyonda karşılıklı konuşalım bu konuyu. Benim Alevi yurttaşlarımızla aram her zaman çok iyi olmuştur” diye başladı ardından da “Bunlar fitne, fesattır, dedikodudur. Deniz Baykal da ikiyüzlü bir adamdır” diyerek son noktayı koydu. (Haberturk) 587730 Arda 18 orta yaptı ama... Arda 18 orta yaptı ama... 28.09.2009 Arda yine çalışkan bir günündeydi. Milli futbolcu, Eskişehir kalesine 18 orta gönderdi. Bu ortalardaki isabet oranı 6'ydı. Arda 10 kornerin 9'unu kullanırken, rakip kaleye de şut çekti. isabet bulan Galatasaraylı futbolcu maç öncesi sahaya çıktığında zeminin kuruluğundan yakındı ve Futbol A.Ş Genel Müdürü Adnan Sezgin'den sahanın sulanmasını istedi. Suyun ölçüsü biraz fazla kaçınca, zeminin bazı yerleri bozuldu. 587963 Çocuk sahibi olmak için ne kadar vaktiniz kaldı? Ancak bu bekleyiş gebelik şansını belirgin olarak azaltıyor. Öyle ki 35 yaşındaki kadınlarda tüp bebek tedavisi bile yaşla kaybedilen gebelik şansının ancak yarısını telafi edebiliyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Özkan Öztürk, kadınların ömür boyunca sahip olacağı yumurta sayısının anne karnında belli olduğunu söylüyor. Öztürk'ün verdiği bilgilere göre, anne karnında dördüncü ayda 6-7 milyon olan yumurta sayısı doğumda 1-2 milyona kadar azalır, ergenlikte 300 bin, 37 yaşında ise 25 bine iner. Menopoza girmiş bir kadında ise bu rakam bin kadardır. Yumurta yaşlanmasının iki doğal sonucu, azalmış gebelik şansı ve menopozdur. Kadınlarda yumurta sayısının azalmasıyla birlikte 30-33 yaşlarında doğurganlık oranı da düşer. Bu azalma 35-38 yaşında hızlanır. 30 yaşındaki bir kadında her ay gebe kalma olasılığı yüzde 20 oranındadır. 38 yaşında canlı doğum oranı yüzde 50 oranında azalır. 40 yaşında bu azalma yüzde 75'e çıkar. Yaklaşık her 100 kadından 10'unda beklenenden daha erken yumurtalık yaşlanması ve kaybı olur. Her 100 kadından birinde ise erken menopoz gelişir. Yumurtalık rezervi herhangi bir yaşta azalabilir. Bu durumda kişi düzenli adet görmeye devam etse bile gebe kalma olasılığı çok azalmıştır. Bu kadınlarda artan gebelik kayıplarına daha sık rastlanır. Kadının yaşı ilerledikçe yumurta sayısı ve kalitesi azalır. Aile-Sağlık 588204 Katsayı kararı dersanelere başvuruyu artırdı Özel Dershaneler Birliği Derneği (ÖZDEBİR) Başkanı Faruk Köprülü, bu eğitim öğretim yılında üniversiteye girişte katsayı uygulamasının tüm lise mezunları için eşit hale getirilmesi nedeniyle dershanelere meslek lisesi öğrencilerinin başvurularının arttığını bildirdi. Köprülü, yaptığı açıklamada, üniversiteye giriş sınavlarına hazırlık dershanelerine kayıtların devam ettiğini, lise mezunlarının kayıtlarının ekim ayında da süreceğini belirtti. Üniversiteye girişte, 2010'dan itibaren yeni sistemin uygulanmaya başlanacağına işaret eden Köprülü, şöyle konuştu: ''Bu nedenle dershanelerin öğrenci sayısında artış olacağını düşünüyoruz. Çünkü yeni sınav sistemi öğrencinin daha iyi hazırlanmasını gerektiren bir sınav sistemi. Sınav içerik olarak aynı olmakla birlikte daha çok soru yöneltilecek. Bütün müfredattan soru gelme ihtimali artacak. Bundan dolayı öğrencinin daha iyi hazırlanması gerekiyor. Daha iyi hazırlık için de öğrenciler dershanelere ihtiyaç duyacak.'' YÖK'ün, ''katsayı uygulamasının tüm lise mezunları için eşit olması'' yönündeki kararını da anımsatan Köprülü, dershanelere başvuran meslek lisesi öğrencilerinin sayısının da artmaya başladığını ifade etti. Köprülü, ''Meslek lisesi öğrencileri 8-7 yıldır pek dershanelere gelmiyorlardı ama bu yıl meslek lisesi öğrencileri de başvuruyor, bunu gözlüyoruz. Kayıtlarda Yüzde 20, yüzde 30'luk bir artış söz konusu olabilir. Kayıtlar devam ediyor'' dedi. ''VELİLER BİLİNÇLENDİ'' SBS hazırlık kurslarına kayıtların da arttığını belirten Köprülü, hem ''velilerin bilinçlenmesinin'' hem sınavların ilköğretim 6. ve 7. sınıflarda da yapılmasının kayıtların artışında etkili olduğunu söyledi. Köprülü, ''Geçtiğimiz yıllarda veliler çok fazla bilinçli değildi. Milli Eğitim Bakanlığının geçen yıl Türkiye genelinde yaptığı SBS, velilerin bir parça daha bilinçlenmesine neden oldu. Tabii SBS'nin yıllara yayılmasının da etkisi var, kayıtların artışında. Artık 6. ve 7. sınıflarda da öğrenciler dershanelere geliyorlar. Kayıtlarda da en az yüzde 40, yüzde 50 gibi artış söz konusu'' diye konuştu. 2008-2009 eğitim öğretim yılı istatistiklerine göre, Türkiye genelinde bin 262 dershanede milyon 178 bin 943 öğrenci kayıtlı görünüyor. 587813 Çalımbay alınan puandan memnun Eskişehirspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay, G.Saray gibi güçlü bir ekipten deplasmanda puan aldıkları için mutlu olduklarını söyledi. Çalımbay, "Rakibimizin gücünü biliyorduk, bizim bugüne kadar oynadığımız en iyi takımdı. Özellikle ikinci yarıda çok iyi mücadele ettik. 587882 Gelişim Koleji'ne Amerikalı forvet OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN Gelişim Koleji'ne Amerikalı forvet Erkekler Basketbol İkinci Ligi takımlarından Gelişim Koleji, ABD'li Marquise Gray ile anlaştı. Yapılan açıklamada, Michigan State Üniversitesi'nden 2.03 boyundaki Gray ile her konuda anlaşmaya varıldığı ve ABD'li oyuncunun İzmir'e davet ettiği belirtildi. Gray, geçen yıl 38 maçta 3,1 sayı ve 2,8 ribaund ortalamasıyla oynadı. 28.09.2009 588713 İstanbul Üniversitesi'nin açılış töreninde salondan attıran söz 'nin açılış töreninde salondan attıran söz sırasında Cumhurbaşkanı Gül konuşma yaparken bir öğrencinin sözleri gerginlik yarattı... Cumhurbaşkanı üniversitelerden beklentilerinin büyük olduğunu belirterek, "Üniversitelerimizin ’ye her bakımdan önderlik etmesini, lokomotif olmasını, uzun vadede önünü açmasını bekliyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Gül, Üniversitesinin 2009-2010 öğretim yılının açılışı dolayısıyla Fen Fakültesi Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, mezun olduğu üniversitede, cumhurbaşkanı olarak yeni akademik yılın açılışını yapmaktan hem mutluluk hem heyecan duyduğunu söyledi. İstanbul Üniversitesinin Türkiye’nin ilk üniversitesi olduğunu, tarihi ile bu ülkeye büyük katkıları bulunduğunu belirten Gül, onunla ne kadar gurur duyulsa az olduğunu dile getirdi. Abdullah Gül, İstanbul Üniversitesinin sadece tıp, güzel sanatlar, mühendislik ve dallarında değil, bilimin tüm dallarında başlangıç yaparak, Türkiye’ye hizmette bulunduğunu, Türkiye’nin gelişiminde de büyük katkısı olan bir ilim yuvası olduğunu kaydetti. Kendisinin 1969 yılında üniversiteye girdiğini ve üniversitenin bütün fikir akımlarının yurdu olduğunu dile getiren Abdullah Gül, bugün Türkiye’de üniversite sayısının arttığını, İstanbul Üniversitesinin de üniversitelerin gelişmesine verdiği destek ve tecrübe aktarımı ile kıvanç duyması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, İstanbul Üniversitesinin 60 binin üzerinde öğrencisi, binlerce öğretim üyesi ve çalışanı ile bütün bilim dallarına yaptığı katkı ve önemi sürdürdüğünü kaydetti. Büyük ve köklü kuruluşların daima yenilenmeye ihtiyaç duyduklarını, reform kelimesinin de bu ihtiyaçtan kaynaklandığını dile getiren Gül, bunun hem ülkeler için hem üniversiteler, hem ticari işletmeler için geçerli olduğunu söyledi. İstanbul Üniversitesinin çağın gereklerine göre kendini yenilemesi ve büyüklüğünü muhafaza etmesinin kaçınılmaz olduğunu dile getiren Gül, bu nedenle yapılan çalışmaları sonuna kadar destekleyeceklerini bildirdi. Cumhurbaşkanı Gül, özellikle Çapa ve İstanbul Tıp fakültelerinin yenilenmesinin kendi yerlerinde veya başka yerlerde en modern şekilde hizmet verebilmeleri için çok pratik çalışma yapılması gerektiğine inandığını ifade etti. Gül, bununla ilgili bakanlıklar, Valilik, Büyükşehir Belediyesi, diğer ilgili belediyeler ve Üniversitenin önderliğinde bir komite oluşturularak, çalışmanın en doğru şekilde yapılmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Türkiye’nin kalkınması, gelişmesi, refah toplumu haline gelmesi ve bütün vatandaşlarının kendini mutlu hissedebilmesinin öncelikleri olduğunu vurgulayan Abdullah Gül, bütün bunların yolunun, nitelikli eğitimden geçtiğini söyledi. İlk ve ortaöğretimin şüphesiz önemli olduğunu ama nitelikli insan şeklini üniversitelerin verdiğini belirterek, şunları kaydetti: "Üniversitelerimizden beklentilerimiz çok büyüktür. Üniversitelerimizin Türkiye’ye her bakımdan önderlik etmesini, lokomotif olmasını, uzun vadede önünü açmasını bekliyoruz. Bilgi birikimiyle, tecrübeleriyle bilim adamları, analizler, tahliller yapacaktır. Bütün bunların dikkate alınması gerektiğine inanıyorum. Ancak, üniversitelerin tavsiyelerinin dikkate alınabilmesi için üniversitelerin günlük çekişmelerin üzerinde meselelere bakabilmeleri, büyük resmi görebilmeleri ve üst perdeden bu tavsiyeleri etkin bir şekilde yapabilmeleri gerekir. Bu bakımdan üniversitelerin ideolojik çatışmaların odağı ve merkezi olmasının gerekli fonksiyonlarını gölgelediği kanaatindeyim. Türkiye’nin meseleleriyle yakından ilgilenmek üniversitelerin asli görevlerinin içindedir. Gerekli tavsiyeleri, tenkitleri bunun içindedir ama bütün bunların etkili olabilmesi için yukarıdaki bu görüşü savunmalarının elzem olduğu kanaatindeyim." -ÜNİVERSİTELER ARASINDAKİ YARIŞ- Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, üniversiteler arasında bir yarış bulunduğunu ve bu yarışın sadece devlet üniversiteleri arasında değil, devlet üniversiteleri yanında yerini alan ve başarılı olmaya da başlayan vakıf üniversitelerinde de bulunduğunu vurguladı. Üniversitelerin, kendilerini geliştirmeleri, bilim ve üreterek, Türkiye’ye bu yönde katkı vermelerinin beklentileri olduğunu ifade eden Gül, üniversitelerin performanslarının öğrenci tercihleriyle dolaylı bir şekilde ölçüldüğünü dile getirdi. Bu tercihlerin üniversiteler tarafından da dikkate alınması ve daha ileri gitme noktasında çaba sarf etmeleri gerektiğini kaydeden Gül, bütün illerde üniversitelerin kurulduğunu, arzusunun tüm üniversitelerin sağlam temeller üzerinde yükselmesi olduğunu ifade etti. Abdullah Gül, üniversitelerin yaptıkları bilimsel yayınlarla yarıştıklarını, ama bunun yanında ürettikleri projeler, uluslararası kuruluşlardan aldıkları fonlar, kazandıkları patent hakları ve bölgelerine yaptıkları katkıların da başarı kriterleri arasında yerini alması gerektiğini söyledi. Üniversitelerden beklentilerin çok büyük olduğunu vurgulayan Gül, "İnanıyorum ki üniversiteler bunu karşılayacak ve Türkiye’nin geleceğine en büyük yatırımı yapacaklardır" dedi. Konuşmasında öğrencilere de tavsiyelerde bulunan Cumhurbaşkanı Gül, onlardan okullarının kıymetini bilmelerini ve vakitlerini boş geçirmemelerini istedi. Abdullah Gül, "Unutmayın sadece diploma işe yaramıyor. Sizin çalışma alanınız sadece Türkiye değil, tüm dünya. Sadece Türkiye’deki üniversitelerle rekabet edecek, sadece Türkiye’de iş yapacak değil, bütün dünyada iş yapacak formasyona gelmeniz gerekiyor. Onun için önce size iş düşüyor, daha sonra üniversiteye" görüşünü dile getirdi. Cumhurbaşkanı Gül, Atatürk’ün gösterdiği ilke ve hedeflere ulaşmak için öğrencilerin en iyi şekilde yetişmesi gerektiğini, bütün çabalarının da bu amaca yönelik olduğunu söyledi. SALONDAN ATTIRAN SÖZ Abdullah Gül’ün konuşmasını tamamladığı sırada konferans salonunun üst bölümünde oturan öğrencilerden biri "Sayın Cumhurbaşkanım üniversite gençliği, farklılıkları bölünme için değil, birlik için istiyor" diye seslendi. Öğrenci, sivil güvenlik görevlileri tarafından salondan çıkarıldı. Rektör Prof. Dr. İstanbul Üniversitesinin giriş kapısının resminin bulunduğu bir tablo ile öğrencilik dönemine ait üzerinde fotoğrafı bulunan belgeyi Cumhurbaşkanı Gül’e sundu. Abdullah Gül konuşmasının ardından Devlet Konservatuvarı Senfoni Orkestrasının müzik sunumunu dinledikten sonra Rektör Prof. Dr. Söylet ile binasına geçti. 589345 Türk açılımdan umutsuz DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı'nın Ankara Hilton'da verdiği resepsiyonda gazetecilere yaptığı açıklamada, Kürt açılımında başlangıç noktasından uzaklaşıldığının görüldüğünü söyledi. Açılımın milli birlik projesi noktasına geldiğini, tek bir terörist bitine kadar mücadele devam edecek denildiğini, dağdan insinler tasfiye olsunlar peşinde olunduğunu bildiren Türk, böyle bir ortamda mutlu ve umutlu olmak için bir nedenin bulunmadığını öne sürdü. Türk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede de Başbakana ''cesur olalım, cesur adımlar atalım, kurtlar puslu havayı sever, yerler'' dediğini söyledi. Ahmet Türk, şöyle konuştu: ''Başlangıç noktasından uzaklaşıldığını görüyoruz. Tabii ki böyle bir süreci sulandırılan, gerçek sorunun çözümünü esas alan, Türkü Kürdü uzaklaştıracak bir projeden uzaklaştığınız zaman bu çözüme katkı sunmaz. Bunun görülmesi gerekir. Türkiye, uzun yılların ortaya koyduğu sorunların bugüne sarktığı hassasiyetlerin artık çok büyük boyutlara uzaklaştığı bir dönemi yaşadık. Şimdi bütün bunları düşünerek olabildiğince, olgun, kucaklayıcı, birleştirici bir mantıkla hareket etmemiz gerekirken biz dışarıdaki eleştirilerin etkisinde kalarak görmek istediğimiz tabloyu görmekten adeta uzaklaşıyoruz. Benim söylemek istediğim bu. Oysa ki doğru ne ise onda ısrarlı olmak lazım. Eğer bir siyasetçi doğruları görüp de birilerinin hassasiyetleri için doğrulardan vazgeçip farklı bir noktaya gelirse, gerçekten de çok yanlış olur diye düşünüyorum. Yani doğru inandığı gibi. Bir çözüm sürecidir. Bir uzlaşma, bir diyalog sürecidir. Bunu uzlaşıyla, diyalogla çözelim dedikten sonra, bundan uzaklaştığı zaman bunun sürece katkısı olmaz. Tam tersine sürecin daha da hassaslaşmasına neden olur diye düşünüyorum. Bir tek terörist kalıncaya kadar bu devam edecek. Bir anayasa değişikliği söz konusu değil. Af söz konusu değil. Ana dille eğitim söz konusu değil. Yani şimdi bütün bunlar gündemden çıkarsa zaman neyi savunuyoruz veya neyi gündeme getiriyoruz. Yani milli birlik demiyorum bir mutabakat oluşturmaya çalışıyor diğer kesimlerle.'' 28 Eylül 2009 588906 Afganistan'da 12 sivil öldürüldü Afganistan İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Taliban militanlarının, dün ülkenin doğusundaki Kunar vilayetinde kamyon şoförlerine pusu kurarak, şoförü öldürdüğü, bir şoförü de kaçırdığı belirtildi. Açıklamada, militanların araçları ateşe verdiği de ifade edildi. Bakanlığın bir başka açıklamasında da yine dün ülkenin kuzeyindeki Feryab vilayetinde yola yerleştirilen bir bombanın patlaması sonucu bir kamyonetteki kişinin öldüğü, kişinin yaralandığı kaydedildi. BM, önceki gün yayımladığı bir raporda, geçen ayı, bu yıl sivil ölümlerinin en yüksek olduğu ay olarak açıklamıştı. Raporda, Afganistan'da yıl başından ağustos ayının sonuna kadar 1500 sivilin öldüğü, geçen yıl aynı dönemde bu rakamın 1145 olduğu bildirilmişti. Bu yılki sivil ölümlerinin dörtte üçü kadarına militanların saldırılarının yol açtığı, diğerlerinden koalisyon güçlerinin sorumlu olduğu kaydedilmişti. Hava Durumu 589125 Özince: Sadece bu yıl bin 100 kişiyi aldık İş'le Buluşmalar" toplantısının 14'üncüsü Diyarbakır'da yapıldı. ürkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, ekonomik krize rağmen yatırım yapmaya ve kredi vermeye devam ettiklerini belirtti. Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, ekonomik krize rağmen yatırım yapmaya ve kredi vermeye devam ettiklerini belirterek, "2009 yılı ilk aylık döneminde İş Bankası 35 tane şube açmış. Bu yıl Haziran ayı sonuna kadar iş bankası bin 100 kişiyi işe aldı." dedi. Dünya Gazetesi ile birlikte düzenledikleri "İş'le Buluşmalar" toplantısı kapsamında Diyarbakır'da Güneydoğulu işadamlarıyla bir araya gelen Özince, 1931 yılından bu yana Diyarbakır'da faaliyet gösterdiklerini hatırlattı. Bölgede en geniş teşkilatı olan özel banka olduklarını söyleyen Özince, GAP için verilen destek kredileri konusunda İş Bankası'nın yine önde olduğunu belirtti. Kriz döneminde yatırım yapmaya ve kredi vermeye devam ettiklerini dile getiren Özince, bu yılın ilk aylık diliminde Diyarbakır'a 241 milyon lira civarında nakdi kredi verildiğine dikkat çekti. Müşterilerinin talebi doğrultusunda Irak'ta da şube açabileceklerini ifade eden Özince, şöyle konuştu: "Türkiye açısından ticari potansiyeli en fazla Irak ve İran gibi nüfusu büyük ancak serbest piyasa ekonomisindeki deneyimi bizim kadar olmayan ülkelerin yararlı. Bu ülkeler zaten ana piyasalara açılma açısından lojistik yönünden Türkiye'yi kullanma durumundalar. Artı mevcut ticari ilişkilerinin çoğu Türk işadamlarının üzerinde gerçekleşiyor." "İş'le Buluşmalar" toplantısının 14'üncüsü Diyarbakır'da yapıldı. Class Otel'deki toplantıya Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Genel Müdür Yardımcısı Kayhan Söyler, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Galip Ensarioğlu ve KOSGEB Başkan Vekili Mustafa Kaplan Diyarbakır ile bölgedeki işadamları katıldı. Toplantıda konuşan DTSO Başkanı Ensarioğlu, ekonomik krizin kademeli olarak etkisinin azaldığını belirtti. Bu dönemde doğru kararların alınması gerektiğini dile getiren Ensarioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Önerim kamu harcamalarının daraltılması veya vergi artırımının tercih edilmemesidir. Her iki yaklaşım da çok ciddi risklere yol açabilir. Üreticinin desteklenmeye devam edilmesi; ancak yeni gelir arayışlarının kayıt dışı sektöre yönelik olması gerektiğini düşünmekteyiz. Krizden sonra dünyanın siyasi haritasında bir değişme yaşandı. Türkiye'nin bu süreci iyi okuması ve analiz etmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Türkiye'de, Kürt sorunu merkezli olarak başlatılan, demokratikleşme açılımı bu çerçevede bir dönüm noktası olacaktır. Bu sürecin tamamlanabilmesi için başta siyasi partiler olmak üzere, siyaset yapıcısı kurum ve kuruluşların yeniden yapılanması ya da değişmesi gerekiyor. Demokratikleşme adımları, Türkiye-Ermenistan arasında imzalanan protokol ve sonrası oluşacak yeni ticari ağlar, Kafkasları Avrupa'ya Ermenistan ve Türkiye üzerinden bağlayacak olan yeni bir süreç başlatabilir." KOSGEB Başkan Vekili Mustafa Kaplan da yaptığı konuşmada sağladıkları krediler hakkında bilgi verdi: "2008 yılında, '1000+1000 KOBİ Yatırım Destekleme Programı', 'Esnaf ve Sanatkar Destek Kredisi Programı', 'İhracatçı KOBİ Destek Kredisi Programı' ile 'İstihdam Endeksli Cansuyu Kredisi Desteği Programı'ndan oluşan kredi destek programları ile 25 bine yakın esnaf ve sanatkar ile KOBİ'ye 1,6 milyar TL'lik kredi sağladık. 2009 yılında da milyar dolar hacimli 'İhracat Kredisi Destek Programı' hayata geçirilmiştir." Kaplan, yeni dönemde, Diyarbakır özelinde; GAP Eylem Planı kapsamında ildeki KOBİ'lere özel olarak uygun koşullarda kredi faiz desteği sağlayacaklarını kaydetti. Açılış konuşmalarının ardından panelde Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr.Taner Berksoy "Dünyada ve Türkiye'de Krizden Çıkış", Unmaş Unlu Mamuller (UNO) Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Başkanı Hasip Gençer, "Gelişen Türkiye'de Tarım Sektörü", Lojistik Yönetim Danışmanı Atilla Yıldıztekin, "Diyarbakır'ın Gelişmesi için Lojistik Öneriler" ve Dünya Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı Rüştü Bozkurt de "Kriz Sonrasında Yeni Projeler" konulu birer sunum yaptılar. 588412 Konya'da ikinci çatapat zehirlenmesi 'da ikinci çatapat zehirlenmesi ’da kısa süre önce çatapat yiyen bir çocuğun ölmesi olayının ardından, aynı şekilde zehirlenerek komaya giren yaşındaki çocuk hastaneye kaldırıldı. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, merkez Karatay ilçesi Doğanlar Mahallesi’nde çatapat yiyerek zehirlendiği belirlenen yaşındaki Ali Haşsatıcı, ailesi tarafından Meram Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada, çatapat yediği ve çok tehlikeli olan sarı fosfor zehirlenmesine maruz kaldığı anlaşılan minik Ali, yoğun bakıma alındı. Çocuğun hayati tehlikesinin devam ettiği, gerekli müdahalelerin yapıldığı öğrenildi. Konya’da 17 Eylül’de merkez ilçesinde yaşındaki Yusuf Yılmaz, çatapat yemesi sonucu zehirlenmiş, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Bu olay, Konya’da bakkallarda satılması yasak olan bu tür patlayıcıların denetimi konusunda tartışmaları da beraberinde getirmişti. 588917 Devrilen TIR'daki kovanlarda bulunan arılar 20 kişiyi soktu büyük halleri için üzerine tıklayın hep yanınızda Devrilen TIR'daki kovanlarda bulunan arılar 20 kişiyi soktuAhmet BAYRAK- Cavit AKGÜN/ MUĞLA, (DHA)Kazada kişi öldü, kişi yaralandı MUĞLA'da arı kovanı yüklü kamyoneti taşıyan TIR'ın devrilmesi sonucu, kişi öldü, kişi de yaralandı. Devrilen TIR'dan çevreye saçılan kovanlardan dağılan binlerce arı, yoldan geçen penceresi açık araçlardaki yaklaşık 20 kişiyi soktu. Yaralılara müdahale etmek isteyen 112 Acil Servisi, polis, itfaiye ve sivil savunma ekipleri arıların saldırısı nedeniyle zor durumda kaldı. Muğla'dan 'ye arı kovanı yüklü 52 FA 613 plakalı kamyoneti taşıyan 39 yaşındaki Şeyhmus Aslan yönetimindeki 06 2688 plakalı TIR, bugün saat 11.00 sıralarında, Sakartepe Mevkii'nde, aşırı hız nedeniyle virajı alamayarak, devrildi. Kaza sırasında TIR'da bulunan Feyzullah Acar öldü, 28 yaşındaki Şeyhmus Aslan, 49 yaşındaki Naci Acar ile kamyonetteki 29 yaşındaki Özcan Duman, 41 yaşındaki Yakup Karacan ve 39 yaşındaki Ali Namık yaralandı. TIR dorsesinden etrafa saçılan yüzlerce kovandan çıkan binlerce arı, yaralıları ve yoldan geçen penceresi açık araçlardaki 61 yaşındaki Handan Tunaboylu, 52 yaşındaki Tamer Tunaboylu ve 56 yaşındaki Şükran Hülopu'nu soktu. Çevredekilerin haber vermesi üzerine gelen 112 Acil Servis, polis, itfaiye ve sivil savunma ekipleri kovanlardan kaçan arıların saldırısına uğradı. Kurtarma girişimlerinin sonuçsuz kalması üzerine Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği'nin girişimleriyle bölgeye arı maske giyen yaklaşık 50 arıcı getirildi. Arıcı kıyafeti giyen 112 Acil Servisi ekipleri, yaralıları kovanların arasından çıkartı. Kaza ve arı sokması sonucu yaralan Şeyhmus Aslan Özel Yücelen Hastanesi, Naci Acar, Özcan Duman, Yakup Karacan, Ali Namık Kars ambulansla kaldırıldıkları Muğla Devlet Hastanesi'nde tedaviye alındı. Yoldan geçen penceresi açık araçlarda bulunan ve arıların saldırısına uğradıkları belirlenen yaklaşık 20 kadar kişiden 61 yaşındaki Handan Tunaboylu, 52 yaşındaki Tamer Tunaboylu ile Şükran Hülopu da Muğla Devlet Hastanesi'nde tedaviye alındı. Polis ve jandarma ekipleri Muğla- Karayolunun kazaya yakın bölümlerinde sürücülere megafonla “Camlarınızı kapatın arı saldırısı olabilir” anonsları yaparak uyarılarda bulundu. Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği'den gelen arıcılar, çevreye saçılan kovanları ve arıları toplamaya başladı. sürüyor. 588754 Çankaya Belediyesi anketten tatmin olmadı Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, Bahçelievler 7. Cadde ile ilgili yapılan anketin sonucunda "bölge halkının eğiliminin tespit edildiğini iddia etmenin yanıltıcı olacağını" ileri sürdü. Tanık, Ankara Büyükşehir Belediyesince Bahçelievler 7. Cadde'nin trafiğe kapatılıp kapatılmamasına ilişkin yapılan anketle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, anketin "bölge halkının eğilimini yansıttığını söylemenin zor olduğunu" belirtti. Kamuoyu eğilim yoklamalarının yurttaşların söz ve karar süreçlerine dahil edilmesi, yerel demokrasilerin geliştirilmesi, yurttaşların alınan karar ve yaşadıkları coğrafyaya sahip çıkmaları açısından yararlı olduğunu bildiren Tanık, söz konusu yararın sağlanabilmesi için vatandaşların konu hakkında bilgisinin tam olması, konuyla ilgili tüm tarafların eğiliminin eksiksiz yansıtılması ve tarafların yeterli tartışma olanağına sahip olmasının gerektiğini belirtti. Bahçelievler 7. Cadde'deki uygulamanın söz konusu unsurları taşımadığını da öne süren Tanık, şunları kaydetti: "Bölgede yaşayan insanlar yaya yolu önerisiyle trafik akışının nasıl sağlanacağı, otopark sorununun nasıl çözüleceği, bölgenin tümüyle mi, yoksa belirli zamanlarda mı trafiğe kapatılacağı konularında Büyükşehir Belediyesinin ne düşündüğünü öğrenememişlerdir. Bölgenin yaya yolu olması konusu oylamadan önce ortaya atılan içkili bölge tartışmasının gölgesinde kalmış, konuyla ilgili sorulacak sorulardan kimsenin bilgisi olmamıştır. Uygulamadan olumlu ya da olumsuz etkilenecek tüm kesimleri kapsayan bir eğilim yoklaması yapılmadığı gibi, eğilim yoklaması yapılan sınırlı bölge ise her eve ve her iş yerine bir oy hakkı gibi bir yöntemle eğilim yoklaması uygulamasının amacına ve özüne aykırı bir oylama yapılmıştır. Tüm bu olumsuzluklar nedeniyle yapılan uygulama geçerliliği konusunda daha baştan büyük bir güven ve ciddiyet bunalımı yaratmış, oylama listesine alınmayan yüzlerce vatandaşın yanı sıra önceden tanımlanmamış oylama çevresinde yer alan yurttaşların da bir bölümü bu eğilim yoklamasına katılamamışlardır." Anket sonucunda "bölgede yaşan binlerce vatandaşın az bir kısmı ile ankete katılma hakkı verilenlerin dörtte birinin" caddenin trafiğe kapatılmasına karşı çıktığını savunan Tanık, açıklamasına şöyle devam etti: "Bu rakama dayanarak bölge halkının eğiliminin tespit edildiğini iddia etmek yanıltıcı olacaktır. Umuyoruz ki Ankara Büyükşehir Belediye yönetimi kendisinin de doğru ve yararlı bulduğu yaya bölgesi uygulamasını projelendirerek bölge esnafının kaygılarını giderecek çözümlerle birlikte konuyu değerlendirir ve 7. Cadde'nin yaya yolu olması önerisini olumlu şekilde karara bağlar. Kanaatimizce en uygun tutum ve yaklaşım bu olacaktır." Ankaralı "7. Cadde trafiğe kapatılmasın" dedi İçki satışı tartışması ile gündeme gelen Ankara Bahçelievler'deki 7. Cadde sakinleri dün sandık başına gitti. İçki satışı ile ilgili madde ankette yoktu. Anketle sokağın trafiğe kapatılıp kapatılmaması oylandı. 1003 vatandaş caddenin trafiğe kapatılmamasını, 800'ü ise kapatılmasını 587786 Portekiz seçimlerini Sosyalistler kazandı Portekiz Ulusal Seçim Komisyonu'nun, yüzde 80 oranında açılan sandık oranına göre verdiği bilgilerde PS, oyların yüzde 36,5'ini aldı. Ana muhalefette olan muhafazakar görüşlü Sosyal Demokrat Parti (PSD) yüzde 30.2 oranında oy alırken, meclise giren diğer partilerden Sosyal Demokrat Merkez-Halk Partisi ittifakı (CDS/PP) yüzde 10.4, Sol Bloğu (BE) yüzde 9.2 ve Yeşiller ile komünistlerin ittifakından oluşan Demokratik Birlik Koalisyonu (PCP-PEV) yüzde 7.4 oranında oya sahip oldular. Geçen haziran ayında yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerini yüzde 31.7 oranda oy alarak kazanan PSD, aynı başarısını genel seçimlere taşıyamadı. Portekiz'i gelecek yılda yönetmeyi sürdürecek olan PS lideri Jose Socrates, 2005'te yüzde 45 oranıyla kazandığı tek başına iktidarı yitirirken, mevcut duruma göre meclisteki sol görüşlü diğer küçük partilerle anlaşmak zorunda kalacak. Portekiz Televizyonu'nda yapılan seçim sonuçları tartışmalarına katılan uzmanlar, PS'nin koalisyona yanaşmayıp, dışarıdan destek alarak tek başına hükümet kurmayı deneyeceğini savundular. Bu arada genel seçimlerin sürprizini, ülkede 3. siyasi güç durumuna gelen Halk Partisi (PP) ile ittifak kuran Hristiyan Demokratlar'ın (CDS) yaptığı belirtildi. 587785 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Anavatan'daki yolsuzluk iddiaları ile ilgili inceleme başlattı İstanbul il binasının satışından elde edilen gelirin Siyasi Partiler Yasası'na uygun biçimde harcanıp harcanmadığı inceleniyor. milyon liraya satılan binanın satışından sonra, binayı alan şirkete ait aynı banka hesabına aynı tarihli birer milyon TL'lik dört ayrı çek kesildiği saptandı. Elde edilen gelirin partinin banka hesabında sadece bir saat tutulduğu, daha sonra tamamının parti tarafından geri çekildiği belirlendi. Ayrıca binanın satışı için oluşturulan komisyonun aldığı kararlarda aynı kişilere ait farklı imzalar olduğu iddia edildi. Satışın komisyon tarafından değil, tek kişi tarafından yürütüldüğü de öne sürüldü. Bu arada, Anavatan Partisi'nin TBMM'de bulunduğu dönemde Hazine'den aldığı 8,5 milyonluk yardımın geri ödenmemesi ve Siyasî Partiler Yasası'na uygun kullanılıp kullanılmadığı da araştırılacak. ANKARA ANKA 588417 Trabzon'da kar yağışı 'da kar yağışı ’da kar yağışının etkili olduğu yüksek kesimlerdeki 25 köyün yolu ulaşıma kapandı. AA muhabirinin, İl Özel İdaresi Yol Şube Müdürlüğü yetkililerinden aldığı bilgiye göre, gece saatlerinde başlayan ve aralıklarla süren özellikle yayla yollarını olumsuz etkiledi. Kar yağışından dolayı Hayrat ve Şalpazarı ilçeleri başta olmak üzere yüksek kesimlerdeki ilçelerde toplam 25 köyün yolu ulaşıma kapandı. Yetkililer, kapanan köy yollarının yaklaşık 475 kilometre olduğunu, bu yolların açılması için İl Özel İdaresine bağlı 22 ekibin çalışmalara başladığını belirtti. -YAYLADA MAHSUR KALDILAR- Öte yandan, Maçka ilçesine bağlı Üçgedik Yaylası’nda ailesiyle birlikte evlerinde mahsur kalan Hüseyin Hakkı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaylada yaklaşık 20 evde 50 kişinin dışarıya çıkamadığını söyledi. Gece saatlerinde başlayan kar yağışının fırtınayla birlikte etkili olduğunu ifade eden Hakkı, "Gerekli mercilere bilgileri verdik. Burada iki tane felçli hastamız var. Tek çekincemiz onlar. Kısa sürede yolumuzun açılacağına inanıyoruz" dedi. 588957 16:39 Bayramda kredi kartlarıyla milyar 137 milyon lira harcandı Bayramda kredi kartlarıyla milyar 137 milyon lira harcandı Bankalararası Kart Merkezi (BKM), arife gününün bir gün öncesi dahil olmak üzere, Ramazan Bayramını kapsayan 18-23 Eylül 2009 döneminde, kredi kartlarıyla 12 milyon 894 bin 252 adet işlemle milyar 136 milyon 561 bin 25 lira tutarında harcama yapıldığını açıkladı.  ’den yapılan yazılı açıklamaya göre, bu döneme ait harcama toplamı 2008 yılına göre yüzde 41 oranında arttı ve yılın en çok işlemi arife gününde yapıldı. Arife gününe denk gelen 19 Eylül Cumartesi günü, BKM Switch sisteminden saniyede 638 adet ve işlemi geçerek, son yılın işlem adedi rekoru kırıldı. Arife günü BKM switch sisteminde toplam banka ve kredi kartları ile milyonun üzerinde işlem gerçekleşti. Arife gününün bir gün öncesi dahil olmak üzere, Ramazan Bayramına denk gelen 18-23 Eylül 2009 dönemindeki toplam cironun yaklaşık yarısı olan 520 milyon lira, 19 ve 20 Eylül 2009 tarihlerinde yapılan işlemler sonucu gerçekleşti.  18-19 Eylül 2009 tarihlerinde kredi kartıyla en çok harcamanın yapıldığı sektörler arasında, marketler ve alışveriş merkezleri ile giyim ve aksesuar sektörü başı çekti. Bayramın birinci günü olan 20 Eylül’de ise ve yakıt istasyonları sektörünün cirosu ilk sırada yer aldı. EN ÇOK HARCAMA ’DE YAPILDI BKM’nin yerli kredi kartlarının kullanımı verilerine göre, en çok harcama 10 milyon 247 bin 337 lira ile ABD’de yapıldı. milyon 315 bin 270 liralık cirosu ile ikinci sırada yer alırken, milyon 570 bin 183 lira ciro ile bu ülkeyi takip etti. 18-23 Eylül 2009 döneminde yurt dışında yapılan alışverişler birçok sektörü kapsarken, harcamalarda giyim ve aksesuar ile sektörleri üst sıraları paylaştı. Market ve alışveriş merkezleri, hizmet sektörü, yemek ve yurt dışına gidenlerin en çok harcama yaptığı diğer sektörler arasında yer aldı. 588100 İşte Japonlar'ın yeni ulaşım aracı İşte Japonlar'ın yeni ulaşım aracı 28 Eylül 2009 Pazartesi, 08:56 Japon otomobil devi Honda, tıpkı insan gibi ileri, geri, yana ve çapraz olmak üzere tüm yönlere hareket edebilen yeni bir taşıma cihazı geliştirdi. Şirketin, 'her yönde hareket sağlayan dünyanın ilk sürüş sistemi' olarak tanıtılan U3-X'in çift tekerli Amerikan ginger'ın en büyük rakibi olacağı ifade ediliyor. Bu yeni kişisel cihaz, sürücünün üst bedeniyle eğildiği sırada hareket, dönüş ve durma eylemlerinin gerçekleştirilmesini mümkün kılıyor. Bu gelişmeler, Honda'nın insansı robotu Asimo'nun teknolojik araştırmaları sırasında geliştirilen Honda denge kontrol teknolojisinin kullanılması ile sağlandı. Kompakt boyutlu ve tek tekerlekli sürüşe sahip cihaz, sürücünün ayak dayanaklarından zemine kolaylıkla ulaşmasını sağlıyor. Sürücüyü yayalarla aynı göz seviyesinde konumlandırarak hem kullanıcısına hem de çevredeki diğer insanlara iletişim imkanı tanıyor. Honda Motor, cihazın pratikliğini mükemmelleştirmek için gerçek şartlarda yapılan araştırma ve geliştirme çalışmalarının sürdüğünü duyurdu. CİHAN 588529 7. Cadde trafiğe kapanmayacak KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN AKTAY 7. Cadde trafiğe kapanmayacak Bahçelievler 7. Cadde'nin (Aşkabat Caddesi) araç trafiğine kapatılıp kapatılmaması ile ilgili anket çalışması sonuçlandı. Ankete katılan bin kişi '7. Cadde araç trafiğine kapanmasın' derken, 800 kişi 'kapansın' yönünde oy kullandı. ANKARA (İHA) Bahçelievler'den dün sabah saat 10.00'da 7. Cadde üzerinde bulunan benzinlik istasyonunun karşısındaki boş alanda başlayan oylama, akşam saat 17.00'de sona erdi. 22 sandık ve bir oylama TIR'Inda yapılan anket çalışmasında, 7. Cadde ile bu caddeyi kesen 22. Cadde ve sokakta oturan veya işletmecilik yapan vatandaşlardan 12 soruluk anket formuna cevap vermeleri istendi. Oylamanın sayımı Kızılay Bakanlıklar 13. Noter Vekili Sami Aktuğ'un gözetiminde yapıldı. Sayım sonucunu kamuoyuna açıklayan noter vekili Aktuğ, 22 sandık ile mobil elektronik ortamda kullanılan oy sayılarını, 'Bin adet hayır oyu, 800 adet evet oyu ve 28 adet boş çıkmıştır' sözleriyle açıkladı. Anket sonucunun belli olmasının ardından bir açıklama yapan Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi Başkan Vekili Ali İhsan Ölmez, 7. Cadde'nin araç trafiğine kapanması projesinin Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık'a ait olduğunu hatırlatarak, "Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, kendi meclisinde ve vatandaşa sormadan '7. Cadde araç trafiğine kapatılsın' doğrultusunda karar aldı. Ancak caddeler hakkında nihai kararı Büyükşehir Belediyesi vereceği için Büyükşehir onayına geldi. Büyükşehir Belediye Meclisi'nde ise, 'karar almadan önce semt sakinlerinin eğilimlerine müracaat edelim ve eğilim doğrultusunda kararımızı alalım' kararı alındı. Vatandaşın görüşüne müracaat edilmesi kararı oy birliği ile alındı. kararın gereği bugün yapıldı. Ancak oylamanın ne kadar sağlıklı ve demokrat yapıldığının ortaya çıkması için AK Parti ve MHP temsilcileri sabahtan beri buradalar, ama projenin sahibi CHP'nin meclis üyesi saat 11.00'de geldi ve sandıklar açıklanmadan burayı terk etti. Proje sahipleri ortada yoklar" dedi. Oylama sonucunu meclise taşıyacağını kaydeden Ölmez, "Meclis, konuyu buradaki takdiri mutlaka dikkate alarak sonuca bağlar" diye konuştu. 28.09.2009 588875 Uras'tan Baykal'a Kevin Costner yanıtı İstanbul Bağımsız Milletvekili Ufuk Uras, açılım sürecine destek veren ABD'li aktör Kevin Costner'ı eleştiren CHP lideri Deniz Baykal'a sert çıktı ve "Sen Şırnak'ın yerini biliyorsun da ne oluyor?" dedi. İstanbul Bağımsız Milletvekili Ufuk Uras, açılım sürecine destek veren ABD'li aktör Kevin Costner'ı eleştiren CHP lideri Deniz Baykal'a sert çıktı. Uras, Costner için "Şırnak'ın yerini biliyor mu?" diyen Baykal'a "Sen Şırnak'ın yerini biliyorsun da ne oluyor?" dedi. Diyarbakır'da bulunan Ufuk Uras, AKP ve CHP'yi oy hırsızlığı ve ahlaksızlıkla suçladı. CHP lideri Baykal'ın Kevin Costner'a yönelik açıklamalarına cevap veren Uras, "Deniz Baykal bakıyorsunuz Holoywod'daki bir sanatçıya çakas atıyor. Baykal, aktör için 'Şırnak'ın yerini biliyor mu?' diye soruyor. Sen Şırnak'ın yerini biliyorsun da ne oluyor? Coğrafya bilgin iyi de Şırnak'a gidip oradaki şoven siyaseti açıkça savunacak bir durumda olabiliyor musun?" dedi. Uras, "Bütün bu manzaraya baktığımda düzen siyasetçileri ile genetiği bozulmuş organizmalar arasında bir ilişiki var mı diye düşünüyorum? Bugünün meselesi Kürt açılımı diye konuşulan formda açılımdan çok bir saçılma halini nasıl engelleyeceğiz? Eğer AKP iktidarı bu konuda bir açılım yapacaksa bizim için elde var bir. Ama egemenler bildiklerini yapıyor. Bu dönemde nasıl bir yol haritası çıkacak, önümüzdeki hafta Meclis açılacak. Gündemde sınır ötesi operasyon var. Demek ki önümüzdeki süreçte sınır ötesi operasyona 'vet' diyen hiçbir siyasi özne ile siyaseten yan yana gelmemiz mümkün değil" diye konuştu. "PKK, PKK olarak kalmak istiyor mu?" TBMM'de 2010 bütçesinin konuşulacağını hatırlatan Uras, "Açılım yapacaksan bu açılımı 2010 bütçesine savaş bütçesi değil barış bütçesi yansıtacak mısın? Açılım yapacaksan seçim yasasını demokratikleştirecek misin? Yoksa yüzde 10 barajı ile CHP ve AKP yine el sıkışarak oy hırsızlığı yapacak en büyük ahlaksızlık olan hırsızlığını, sürdürecek mi? Bu yüzden önümüzdeki süreçte, önüne genel afı koyan, Anayasa değişikliğini koyan, yerel yönetimlerin yetkilerin artırılmasını koyan, silahlı siyasetten, açık siyasete ggeçişin şartları yani PKK'nın dönüşmesi, PKK'nın kendisi PKK olarak kalmayı istiyor mu? Böyle bir problem mi var dolayısıyla? Silahlı siyasetten açık siyasete, ABD ve Avrupa'da nasıl geçildiyse bunların yol haritaların çıkarılması gerekir" dedi. Radikal 588641 Muğla'da arı saldırısı 'da arı saldırısı ’da yüklü kamyoneti taşıyan tırın devrilmesi sonucu kişi yaralandı. Yaralılara müdahale etmek isteyen 112 Acil Sağlık, polis, itfaiye ve sivil savunma ekiplerine de arılar saldırdı. Alınan bilgiye göre, sürücüsünün kimliği henüz öğrenilemeyen 06 2688 plakalı kasasında arı kovanı yüklü kamyoneti taşıyan tır, Muğla- kara yolunun Sakartepe mevkisinde devrildi. Tırda bulunan kişi ile tırın üzerindeki kamyonette yolculuk yapan kişi yaralandı. Kazada çevreye dağılan kovanlardan çıkan arıların saldırdığı yaralılar zor anlar yaşadı. Çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerine gelen 112 Acil Sağlık, ve polis ekipleri de arıların saldırısına uğradı. Yaralılardan 3’ünü güçlükle arı kovanlarının arasından çıkartmayı başaran sağlık ekipleri, üzerlerinin ve ambulansın ilaçlanmasının ardından kurtardıkları yaralılara ilk müdahaleyi yapabildi. Olay yerine yaklaşık kilometre mesafedeki Gökova Sağlık Ocağında yapılan müdahale sırasında yaralıların elbiseleri üstlerine yapışan arılar nedeniyle çıkartıldı. -BİRÇOK KURUMDAN TAKVİYE EKİP İSTENDİ Arı kovanları arasında mahsur kalan diğer yaralıların kurtarılması için bölgeye çağrılan sivil savunma, itfaiye, orman işletme ve ilçe müdürülüğü ekipleri de arıların saldırısına uğradı. Kurtarma girişimlerinin sonuçsuz kalması üzerine Muğla Arı Yetiştiricileri Birliğinin girişimleriyle bölgeye arı maskesi giyen yaklaşık 50 arıcı getirildi. -YAKLAŞIK SAAT KURTARILMAYI BEKLEDİLER Hem kaza hem de arıların sokmaları nedeniyle canları yanan yaralı girişimlerin sonuçsuz kalması nedeniyle yaklaşık saat devrilen arı kovanlarının içinde kurtarılmayı bekledi. Yaralılar arı maskesi giyen 112 görevlilerince kurtarıldı. Kazada yaralan ve arıların saldırısı sonucu durumları ağırlaşan kişi yapılan müdahalelerin ardından Muğla Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yaralıların hayati tehlikesinin sürdüğü bildirildi. Aralarında arı sokması alerjisi olan bir doktorun da olduğu kazaya müdahale eden 20 kişinin tedavi altına alındığı öğrenildi. Öte yandan, polis ve jandarma ekipleri Muğla-Marmaris kara yolunun kazaya yakın bölümlerinde sürücülere megafonla "Camlarınızı kapatın arı saldırısı olabilir" anonsları yaparak uyarılarda bulunuyor. 588170 Kabarık reçeteler mercek altına alınıyor Ortalamanın üstünde ilaç harcaması olan vatandaşın da mercek altına alınacağını söyleyen Dinçer Türkiye'de kişi başına ortalama ilaç harcamasının 140-150 lira olduğunu vurguladı. Dinçer, kronik hastalar dışında bu tutarın üstünde yapılan harcamalara katılım payı yoluyla denetim getirilebileceğini söyledi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, sosyal güvenlik ve sağlık alanında bundan sonra almayı planladıkları önlemleri Referans'la paylaştı. Dinçer, katılım paylarının yeniden düzenlenmesiyle sistemin kendi içindeki dengelerini gözden geçirmek istediklerini söyledi. Burada talebin katılım payları yoluyla düzenlenmesini öngördüklerini belirten Dinçer, "Birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşları arasında çok ciddi maliyet farklarımız var" dedi. Birinci basamakta reçete yoksa 11-12 liralık bir harcama yapıldığını belirten Dinçer, ikinci basamak devlet hastanelerinde ise bu tutarın 24-26 liraya çıktığını belirtti. Üniversite hastanesinde ise masrafın 48 liraya kadar çıktığını belirten Dinçer, "Soğuk algınlığınız var, üniversite hastanesine gitmek istiyorsunuz. Biz buna engel olmuyoruz. Ama soğuk algınlığı için tam kapasiteli bir hastaneye giderken, bir kez daha düşünülsün istedik. Bu nedenle bazı katılım paylarında artışlar yapıldı" dedi. Dinçer düzenlemelerin yargıdan iptal olması durumunda gelirden çok tasarruftan kaynaklı kayıp yaşanacağını belirtti. Hastanelere global bütçeden vazgeçmedik Sağlıkta yapılacak ödemelere tavan sınırı getirilmesini öngören global bütçe düzenlemesinden vazgeçmediklerini belirten Dinçer, bunu ilgili taraflarla görüşerek yapmak istediklerini söyledi. 2010 yılında global bütçeye resmen geçilmese dahi, harcayabilecekleri üst sınırları belirleyeceklerini belirten Dinçer, "Global bütçe konusunda anlaşamazsak, uygulama yöntemi farklı olacak. Ama kafamızda harcayabileceğimiz üst sınırlar belli olacak" dedi. SGK'nın gelir ve gider dengesine dikkat etmek gerektiğini belirten Dinçer, gelirlerin giderleri karşılama oranının 2002'de yüzde 41 düzeyinde olduğunu söyledi. 2008'de bu rakamın yüzde 58 olduğunu belirten Dinçer, "Ama kriz yılı 2009 sonunda bu rakamın yüzde 43 olacağını varsayıyoruz. Kriz olmasaydı yüzde 60 civarında olacaktı" dedi. Böyle bir ortamda ilaç sanayi ve özel hastanelere krizin maliyetlerini paylaşmayı önerdiklerini belirten Dinçer, "Türkiye ortalama yüzde küçülüyor, ama ilaç sanayi yüzde 15'ten fazla karlı çalışıyor, özel hastaneler yüzde 12 civarında karlı gözüküyor. Ben de masrafları paylaşalım diyorum" diye konuştu. İlaç sektörü pahalı ilaç veriyor Sağlık hizmetlerindeki miktarların ciddi ölçüde arttığını kaydeden Dinçer, daha önceden kişi başına ortalama 2,8 olan sağlık hizmeti miktarının 6'ya çıktığını ve bunun da yılda 420 milyon muayene-tedavi anlamına geldiğini belirtti. İlaç harcamalarında 2008'in ilk ayıyla 2009 yılının aynı dönemini karşılaştıran Dinçer bu dönemde reçete sayısında yüzde 8'lik artış olduğunu, fatura tutarında ise yüzde 26'lık artış olduğunu belirtti. Dinçer, "İlaç sektörü bize pahalı ilaç vermeye başlamış. Reçete başına maliyetlerimiz de 43 liradan 48 liraya çıkmış. Bir başka deyişle ucuz ilaçlar yavaş yavaş piyasadan çekiliyor" dedi. Yakında alınması planlanan tedbirler hakkında da bilgi veren Dinçer, tüm illerdeki eczanelerle ilgili ortalamalar çıkarttıracağını söyledi. SGK'nın ortalamanın üstünde harcama yaptığı tüm eczaneleri denetime tabi tutacağını belirten Dinçer, kişi başına ortalama reçete tutarının üstündeki reçeteleri de gözlem altında tutacağını belitti. Türkiye'de kişi başına ortalama 140 lira ilaç harcaması yapıldığını belirten Dinçer, kronik hastalar hariç bu rakamın üstündeki harcamalarla ilgili önlem alabileceğini söyledi. Dinçer "Belki 140-150 liranın üstündeki ilaç harcamalarında katkı payı oranlarını artıracağım" dedi. SGK İL MÜDÜRLERİNE PERFORMANS KRİTERİ Dinçer, gelecek yıldan itibaren prim gelirlerini artırmak için de harekete geçileceğini söyledi. Her ilde genel sağlık ve sosyal güvenlik primleriyle ilgili olarak il müdürlerine performans kriterleri koyacağını belirten Dinçer, "İl müdürlerini çağırıp tek tek kendilerini hangi ölçütlere göre değerlendireceğimi anlatacağım" diye konuştu. Dinçer, puanlık SSK işveren primi indiriminden ise geri dönüş olmayacağını belirtirken, sosyal güvenlik açıklarının kamuoyunda konuşulduğu kadar da yüksek olmadığını vurguladı. Dinçer, "Sosyal güvenlik ve sosyal korumayla ilgili Hazine'nin harcadığı para 52 milyar TL. Bizim kurumun açığı ise 39-40 milyar TL olacak" dedi. Dinçer, sendikalı işçi sayılarıyla ilgili istatistiklerin ocakta yenilenmesiyle birlikte 16 sendikanın yetkisinde değişiklik olacağını belirtti. SAĞLIK HARCAMALARI HALA AB'NİN GERİSİNDE Sınırlamaların kalkmasıyla harcama artışı olduğunu belirten Dinçer, "Uluslararası standartlar açısından bizim yurttaşlarımızın aldığı sağlık hizmeti halen AB ortalamalarının altında" dedi. Sadece iki konuda gelişmiş ülkelerden farklı bir tablo olduğunu belirten Dinçer, "Birincisi ilaç tüketimiyle ilgili davranış kalıpları farklı. İkincisi de sağlık sigortasında topladığımız primler harcamalara göre düşük. Bu ciddi bir sorundur ve idareyle ilgili. Aslında genel sağlık sigortası primini kim ne kadar ve hangi kapsamda öderse, hizmeti de kapsamda almalı" diye konuştu. SENDİKALARIN DAVRANIŞ KALIPLARI DEĞİŞMELİ Sendikalar Kanunu'nda değişiklik yapılması için de tüm taraflarla ortak mutabakat sağladıklarını belirten Bakan Ömer Dinçer, "Türkiye'deki sendikacılıkta geleneksel davranış kalıplarında ciddi değişikliğe ihtiyaç var. Ben Başbakanlık Müsteşarı'yken, dernekler kanununun hazırlanmasında karşılaştığım bütün eleştiriler sendikalar kanununda değişiklik tartışmalarında da karşıma çıkıyor. ‘Toplumsal huzur bozulacak' gibi çok sayıda eleştiri geliyordu. kanun çıktı, hiçbir şey bozulmadı. Sendikacılıkta da özgürleştirme ve şeffaflaşma olduğunda hareket zihnen gelişir" dedi. KIDEM TAZMİNATINDA SORUN ÇOK, ÜZERİNE GİTMELİYİZ Kıdem tazminatı konusunu da ayrı bir konu olarak değerlendireceklerini berten Dinçer, kıdem tazminatını kaldırmayacaklarını belirtti. Kim çalışıyor ve hak ediyorsa bu hakkını alması gerektiğini belirten Bakan Dinçer, "İşverenlerin büyük kısmı iyi niyetli de olsa kıdem tazminatlarını ucuz kredi olarak kullanıyorlar. Bir finansman aracı olarak kullanıyorlar, bunun bir maliyeti olmalı. Mevcut yapısıyla kıdem tazminatı işverenler için ciddi bir maliyet, buna da bakılmalı. Bu kadar etrafında sorun biriken bir konuyu yok saymak doğru değil. Üzerine gitmeliyiz" dedi. YABANCILARDA İZİN SÜRESİ 15 GÜNÜN ALTINA ÇEKİLECEK Yabancı çalışanlarla ilgili izin sürecini de kısalttıklarını belirten Dinçer, konuyla ilgili bir anısını da anlattı. Bakan olduktan sonra bir büyükelçinin kendisini ziyaret ettiğini ve şirketlerine yabancı çalışanlarla ilgili izinlerin 5-6 ayda verildiğinden şikayet ettiğini belirten Dinçer, "Senin ülkende ne kadar sürede izinler veriliyor' dedim. ‘Benim ülkemde bir ayda veriliyor' dedi. Ben de ‘Üç ay sonra bir aydan daha kısa sürede vereceğim bu izinleri' dedim, sözümü tuttum. ay-1 yıl sonra 15 günden daha kısa sürede bu izin süreçleri tamamlanacak" diye konuştu. Referans 588986 Fethiye'de paraşüt kazası Alınan bilgiye göre, uyruğu ve kimliği henüz öğrenilemeyen bir turist, Babadağ'dan yamaç paraşütüyle atladı. Turist, atlayıştan kısa bir süre sonra dağın eteklerine düştü. Turisti arama çalışmalarına, Dalaman ilçesindeki askeri üsten kalkan bir askeri helikopter, jandarma birlikleri ve paraşütçüler katılıyor. Bölgeye sağlık ekiplerinin de gönderildiği bildirildi. 589059 Mankenden şok itiraf Mankenden şok itiraf SABAH İNTERNET Giriş Saati Güncelleme Güzel manken, kokain alışkanlığı yüzünden bir zamanlar saati 35 bin TL’den fahişelik yaptığını itiraf etti. Son iki yıldır uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle magazin basının gündeminden düşmeyen İngiliz iç çamaşırı mankeni Sophie Anderton, kokain bağımlılığı yüzünden hayatının bir döneminde vücudunu satmak zorunda kaldığını itiraf etti. "Bir süreliğine çok yüksek ücret karşılığı fahişelik yaptım. Ancak bundan utanç duyuyorum. İlk fahişelik yaptığımda şunları düşündüm 'her şey bu kadar mı yani?'" Mirror'ın haberine göre, iç çamaşırı mankeni dönemde her akşam bir şişe votka içtiğini ve kokain kullandığını belirtti. "Beş kişiyle para karşılığı beraber oldum ve 120 bin TL civarında para kazandım; bununla kokain yüzünden aldığım borçlarımı ve ev kredimi ödedim. Artık bırakabilirdim." 588657 Petrol fiyatı 66 doların altında Uluslararası piyasalarda ham petrolünün varil fiyatı, Asya'da borsaların düşmesi ve yatırımcıların bu hafta açıklanacak ekonomisine ilişkin verileri beklemesi nedeniyle 66 doların altına geriledi. Geçen hafta cuma günü 66,02 olan ham petrolünün varil fiyatı kasım ayı teslimi bugün Asya'daki işlemlerde 46 cent azalarak 65,56 dolara indi. Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 44 cent gerileyerek, 64,67 dolara düştü. Geçen yıl aralıkta 32 dolara kadar inen petrolün varil fiyatı bu yıl en yüksek seviyesini 75 dolarla ağustos ayında gördü. 'de bu hafta merakla beklenen en önemli ekonomik veri Çalışma Bakanlığı'nın aylık raporu olacak. Yatırımcılar, ayrıca konut fiyatları, imalat, tüketici güveni, inşaat harcamaları ve fabrika siparişleri verilerini de yakından izliyor. 588457 Solvay ilaç şirketini ABD'li Abbott'a satacak Brüksel merkezli Solvay'dan yapılan açıklamada, Abbott'un, geçen yılki cirosu 2,7 milyar avroyu bulan ve dünya genelinde binden fazla çalışanı bulunan Solvay İlaç için 4,5 milyar avro nakit ve performansa bağlı olarak 300 milyon avro ek ödemede bulunacağı ve yaklaşık 400 milyon avro borcu üstleneceği belirtildi. Satış işlemlerinin 2010'un ilk çeyreğinde tamamlanmasını beklediğini bildiren Solvay, buradan sağlayacağı kaynağı kimya ve plastik sektöründe büyümek için yüksek katma değerli ürünlere yatırımda ve stratejik projelerde kullanacağını duyurdu. 50 ülkede 30 bine yakın çalışanı bulunan Solvay grubunun toplam satışları geçen yıl 9,5 milyar avro düzeyindeydi.Hava Durumu 587856 'TSK Topkapı'daki depoları boşaltsın' Bakan Ertuğrul Günay, söz konusu depoları, sosyal ve kültürel etkinliklerde kullanmak istediklerini söyledi. Savunma Bakanlığı'nın bu yerleri tarihe iade etmesini kararlılıkla ve ısrarla istediklerini belirten Günay, "Bu çağda bu depoların Sur-u Sultani içinde bulunmasına gerek olmadığını düşünüyorum. Buralar bizim teşhirde, sosyal ve kültürel etkinliklerde kullanabileceğimiz alanlar." dedi. Bakan Günay, İstanbul'un tarihî mekânları Ayasofya Müzesi, Topkapı Sarayı ve Sultanahmet Camii'nin de içinde yer aldığı meydanın araç trafiğine kapatılacağını da bildirdi. Ayasofya ve Topkapı Sarayı'nın yılda milyonu aşkın ziyaretçi ağırladığını hatırlatan Günay, söz konusu bölgeyi araç trafiğinden arındırıp, çok rahatlıkla ve hayranlıkla insanların gezebileceği yerler haline getirmeye çalıştıklarını anlattı. Topkapı Sarayı'nda yoğun çalışmalar yaptıklarını belirten Bakan Günay sözlerini şöyle sürdürdü: "Topkapı'yı ben hayal ediyorum ki, önümüzdeki yıllarda Bab-ı Hümayun'dan başlayarak Babüssaade'ye, Gülhane'ye, Ahırkapı'ya kadar bütünüyle dünya saray mekanlarının gezildiği gibi insanların hayranlıkla gezebileceği, Türkiye'nin hem tarihine hayranlık hem bugününe saygı duyabileceği bir hale getireceğiz." Günay, Milli Savunma'nın bot ve battaniye deposu olarak kullandığı yerleri teşhirde, sosyal ve kültürel etkinliklerde kullanmak istediklerini belirtirken, söz konusu depoların bu çağda Sur-u Sultani içinde bulunmasına gerek olmadığını düşündüğünü anlattı. "Milli Savunma'nın bunları tarihe iade etmesini kararlılıkla ve ısrarla istiyoruz." diyen Günay, ayrıca Saray içinde atıl halde bulunan hastaneyi Sağlık Bakanlığı'ndan, okulu da Milli Eğitim Bakanlığı'ndan devralarak, turizme kazandıracaklarını sözlerine ekledi. ZAMAN 588210 Battaniyelere sarılarak opera dinlediler Ağrılılar, şehirlerinde düzenlenen "Ağrı Dağı Efsanesi Operası"nı battaniyelere sarılarak izlediler. 4. Uluslararası Ağrı Dağı Efsanesi Festivali kapsamında düzenlenen "Ağrı Dağı Efsanesi Operası" önce elektrik kesintileri ve ardından başlayan sağanak yağışa rağmen sahnelenerek izleyenlerden tam not aldı. Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesinde bulunan İshak Paşa Sarayı'nda düzenlenen opera etkinliği, sağanak yağış nedeni ile açık avludan kapalı avluya taşınırken birçok davetli yer bulamadığı için eseri ayakta izlemek zorunda kaldı. perde halinde yaklaşık saat süren programda izleyenler soğuk hava nedeni ile oldukça zor anlar yaşadılar. Esintinin oldukça fazla olduğu sarayda izleyenler yanlarında getirdikleri battaniyelere sarılarak operayı seyrettiler. Opera öncesi davetlilere hitap eden Ağrı Valisi Mehmet Çetin, Ağrı'da yaşamanın zorluğuna dikkat çekerek bu tür etkinlikleri yapmanın sevincini yaşadıklarını ifade etti. Birçok Ağrılı ilk defa opera seyretmenin keyfini yaşarken, izleyenler program sonunda opera sanatçılarını ayakta alkışladılar. 588720 Galatasaray'da dünkü maçta yedek kalan Baros, idmanda coştu 'da dünkü maçta yedek kalan Baros, idmanda coştu ’de ile 1-1 berabere kalarak bu sezon ilk kez puan kaybeden ’nde perşembe günü yapacağı Sturm Graz maçının hazırlıklarına ara vermeden başladı. ’nde, teknik direktör yönetiminde basına açık olarak yapılan ve yaklaşık 1,5 saat süren idmanda, futbolcular iki gruba ayrılarak çalıştı. Eskişehirspor maçında ilk 11’de oynayan futbolcular yenileme çalışması yapmakla yetinirken, diğer futbolcular ısınma ve top kapma idmanının ardından, çift kale maç oynadılar. BAROS GOL ATTI Çift kale maçta (A)2 Ligi takımı oyuncuları da yer alırken, Eskişehirspor maçında yedek kalan Baros idmanda attığı gollerle yıldızlaştı. Maçta etkili gözüken Baros, gol birden atarak teknik direktör Rijkaard’a "Hazırım" mesajı verdi. BARIŞ SAKATLANDI Çift kale maçın sonuna doğru arka adalesinde çekme meydana gelen Barış, yarıda bıraktı. Neeskens’e adalesinde çekme olduğunu bildiren Barış, tesislere gitti. ARDA, KEITA, GÖKHAN İDMANA ÇIKMADI Galatasaray’da, Arda, Keita ve Gökhan antrenmana katılmadı. Dün akşam oynanan maç ertesinde sol bacak üst iç adalesinde bir sertlik hisseden Keita ve sol ayak bileğindeki zorlanma hisseden sağlık merkezinde yapılan tedavilerinin ardından koruma amacıyla dinlendirilirken, sakatlığı süren Gökhan ise sağlık merkezinde süren tedavilerinin ardından salon ve sahada özel olarak çalıştı. Sakatlığı devam eden takımdan ayrı çalışırken, ise koruma amaçlı olarak eşliğinde özel olarak idman yaptı Galatasaray, Sturm Graz maçının hazırlıklarını bir günlük aradan sonra, Çarşamba günü ilk on beş dakikası yalnızca basına açık antrenmanla sürdürecek. Bu arada, antrenmanı izlemeye gelen bir genç ile futbolcular ve Rijkaard yakından ilgilendi. 587599 Sultanlar Play-off'da! Sultanlar Play-off'da! 27/09/09 21:40 -ALMANYA: TÜRKİYE: 2- Salon: Centennial Hall Hakemler: Stephan Grider (İsviçre) Susana Maria Jativa Rodriguez (İspanya) Almanya: Ssuschke, Weiss, Beier, Fürst, Kozuch, Brinker (Tzschrlich, Möllers, Thomsen Türkiye: Bahar, Neslihan, Esra, Eda, Naz, Deniz (Nihan, Gizem, Pelin, Gözde Setler: (25-23, 23-25, 18-25, 25-21, 15-9) Süre: 124 dakika (28, 29, 25, 29, 13) 26. Avrupa Bayanlar Voleybol Şampiyonası'nda Türkiye, (B) Grubu'ndaki son maçında Almanya'ya 3-2 yenilerek grubunu 3. sırada tamamladı ve Play-off'lara yükseldi. (B) Grubunda bugün yapılan ilk karşılaşmada İtalya, Fransa'yı 25-22, 25-22, 23-25 ve 25-15'lik setlerle 3-1 yenerken, Türkiye, gruptaki son maçında Almanya ile karşılaştı. Maçın ilk seti başa baş bir mücadeleye sahne oldu. İlk teknik molayı 8-7 önde geçen milli takım, 2. teknik molaya girilirken rakibiyle arasındaki farkı 5'e çıkardı: 16-11. Aradaki farkı çabuk kapatan Almanya, hücumlarda daha etkili olmaya başladı. Karşılıklı ataklarla çekişmeli geçen son dakikalardan galip çıkmayı başaran Almanya, bu seti 25-23 önde bitirdi. İkinci sette özellikle Neslihan'ın bloklarıyla rakip takım için moral bozucu sayılar elde eden (A) Milli Takım, bu sette Almanya'ya nazaran daha etkili bir oyun ortaya koydu. İlk teknik mola 6-5 Almanya üstünlüğüyle geçilse de ay-yıldızlı ekip, 2. teknik molayı 16-15 önde bitirdi ve bu seti 25-23 alarak skoru eşitledi: 1-1 Üçüncü set Almanya'nın üst üste ataklarıyla başladı, ancak bu sefer çabuk toparlanan ay-yıldızlı ekip, ilk teknik molayı 8-5 üstün geçti. İkinci teknik molayı da 16-14 Türkiye önde bitirdi. Esra'nın manşetlerde, Neslihan'ın hücumlarda, Bahar'ın ise bloklardaki etkili oyunlarıyla setin 22. dakikasında Türkiye, rakibine 22-17 üstünlük kurdu. Bu dakikadan sonra toparlanamayan Almanya, seti 25-18 kaybetti: 1-2. Son sette Eda plaselerde rakip sahanın boşluklarını iyi değerlendirirken, Esra da etkili servis atışlarıyla sayı buldu. Bu setin ilk teknik molası 6-5, 2. teknik molası ise 16-14 ay-yıldızlı ekibin üstünlüğüyle geçildi. Ancak Almanya'nın bloklarla geçit vermediği sonraki dakikalarda (A) Milli Takım geriye düştü ve bu seti 25-21 geride bitirdi: 2-2 Tie-break seti Almanya'nın etkili oyununa sahne oldu. Yorgun düşen milli takım oyuncuları, servis ve manşet hatalarıyla seti 15-9, maçı ise 3-2 kaybetti. Böylece (A) Milli Takım, (B) Grubunu galibiyet, yenilgi ve puanla 3. sırada tamamlayarak play-off'lara gitme hakkı kazandı. -PLAY-OFF'LARDA İLK RAKİP SIRBİSTAN- Grubunu 3. sırada tamamlayan Türkiye, play-off'larda (F) Grubu'nda ilk olarak (D) Grubu lideri Sırbistan ile karşılaşacak. Türkiye-Sırbistan maçı, yarın verilecek günlük aranın ardından 29 Eylül Salı günü TSİ 16.00'da Katowice kentinde yapılacak. Ayrıca (B) Grubunu puanla yenilgisiz lider bitiren İtalya ile 2. sırada bitiren Almanya da play-off'larda mücadele edecek. (B) Grubunda yapılan son maçların ardından grupta puan durumu şöyle: TAKIMLAR AS VS PUAN 1.İtalya 3.Almanya 2.Türkiye 4.Fransa 588730 Şivan Perver: Açılımı biz genişletmeliyiz Avrupa'da yaşayan ünlü şarkıcı Şivan Perver, demokratik açılım sürecinde, "Kürtlerin de bir açılım hazırlaması gerektiğini" söyledi. Perver, "Ulusal bir birlik yaratmak gerekiyor" diye konuştu. Londra'da düzenlenen yardım amaçlı bir konserde sahne olan sanatçı, kendisini dinlemeye gelenlere hitaben, "Meseleyi biz genişletmeliyiz. Kürtlerin de bir açılım hazırlaması gerekiyor. Ulusal bir birlik yaratmak gerekiyor" diye konuştu. Şivan Perver, "demokratik açılım yapmak isteyenlerin bu konuda çözüm ararken DTP ile de masaya oturmalarını" savundu. Kürtçe başladığı konuşmasına, salondaki çoğunluk tarafından anlaşılmayınca Türkçe olarak devam eden Şivan Perver, "Karma karışık olmuşuz. kadar çok parçalanmışız ki, dilimiz de elimizden giderse, vallahi yok oluruz. Bunu bilmeniz gerekiyor. Bilhassa dilimizi öğrenmemiz gerekiyor" dedi. 587738 Gecenin yıldızı Hamilton Gecenin yıldızı Hamilton Gecenin yıldızı Hamilton 28.09.2009 Formula 1'de sezonun 14. ve tek gece yarışı olan Singapur Grand Prix'inde mutlu sona ulaşan isim yarışa pole pozisyonda başlayan McLaren Mercedes pilotu Lewis Hamilton oldu Formula Singapur GP'sinde pole pozisyonda start alan Lewis Hamilton ikinci pit stop dışında liderliği bırakmadığı yarışı saat 56 dakika saniyede tamamlayıp Macaristan GP'sinden sonra ikinci zaferini kazanıp kariyerindeki 11'inci birincliğini elde etti. Toyota'dan Timo Glock 9.6 saniye farkla ikinci, geçen sezon burada şikeyle birinci olan Renault'tan Fernando Alonso ise üçüncü sırayı aldılar. Brawn GP ve Red Bull pilotlarının dünya şampiyonluğu için yarıştığı klasmanda Button bu yarışı 5. sırada bitirerek şampiyonluk için çok önemli puanları hanesine yazdırıp sürücüler klasmanında ilk sıradaki yerini korudu. WEBBER'İN ŞANSI KALMADI Singapur'a kadar şampiyonluk mücadelesi veren Mark Webber ise 45. turda kaza yapıp yarışı dışı kalınca bu sezon şampiyonluğu resmen ertelemiş oldu. BMW Sauber'den Nick Heidfeld de 21. turda Force India'dan Adrian Sutil ile çarpışınca uzun süre sonra klasmanda yer alamadı. Bu isimlerin dışında Grosjean, Buemi ve Alguersuari de dün finiş göremeyen sürücüler oldu. Son üç yarışın yapılacağı Japonya, Brezilya ve Abu Dabi yarışları öncesi yampiyonluk yarışı veren Button, Barrichello ve Vettel'e oranla büyük avantaj sağlamış durumda.Gecenin yıldızı Hamilton 587972 En güzel kedi yarışması En güzel kedi yarışmasıİZMİR Milliyet güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda ’DE Festivali kapsamında “Kedi Yarışması” düzenlendi. Bostanlı Park Kafe’deki etkinlikte en şirin, en yakışıklı, sahibine en çok benzeyen, en karizmatik, en güzel barınak ve en güzel ev kedisi seçildi. Dereceye giren kedilerin sahiplerine, mama, konserve, kedi yatağı ve kedi sepeti gibi hediyeler verildi. Başkan Cevat Durak, “Hayvanları sevelim ve koruyalım. Onlar bizim dostlarımız” diye konuştu. 587830 MEHMED NİYAZİ Tarih ve din Avrupa, tarihini keşfetmekle büyüklüğe yöneldi; çünkü tarih birikimdir; her medeniyet de birikimin eseridir. Fakat tarihi yanlış bilmenin veya tarihten yanlış sonuçlar çıkarmanın, onu bilmemekten daha zararlı olduğunu da unutmamalıyız. Kanaatimce de tarihe mal olmuş bir insanın hayatını bir romancı, tiyatro yazarı, sanatı adına değiştirememelidir; günün havasını aksettirmek istiyorsa, dolgu malzemesi olarak, tarihe mal olmayacak sıradan insanlar kullanabilir. Osmanlı Devleti, bütün devletler gibi tüzel kişiliği olan sosyal bir eserdir. Her eseri gün ışığına çıkaran bir insan tipi vardır ve eser kendisini inşa eden tipin özelliklerini taşır. Biz insanı analiz etmeden, hangi kaynaklardan beslendiğini, telakkilerini bilmeden eserini anlatmaya kalkarsak, konuyu daha baştan katlederiz. Ve sonra bir medeniyetin insan telakkisini bilmeliyiz ki; medeniyetin devletinin dilini çözebilelim; çünkü devlet anlayışı, insan telakkisine göre şekillenir. Mesela Hıristiyanlık insanın kötü bir mayadan yaratıldığını, Adem ile Havva'dan ilk günahı miras aldığını, asla değişmeyeceğini kabul eder. Bunun için koyu bir Hıristiyan olan Thomas Hobbes, "İncil'de Adı Geçen Amansız Canavar" adlı eserinde insanı kıskıvrak bağlayacak ölçüde mutlakiyetçiliği savunur. Ona göre toplumda savaş hali tabiidir; güçlünün güçsüzü ezmesi insan fıtratının icabıdır. Devlet otoriter olmazsa, korkunç karışıklıklar doğar; ilahi yönden de iyiliğin ve kötülüğün ne olduğunu tespit etmek hükümdara aittir. Güçlü devletine de "Leviathan" adını verir. Osmanlı Devleti'ni de anlayabilmek için önce onun insan anlayışına eğilmemiz gerekir. İslam'ın temel kaynağında insan şöyle tarif edilmektedir: "İnsanı en güzel şekilde yarattık." (95/4-5) Fakat ayet şöyle tamamlanmaktadır: "Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik, bundan ancak iman eden ve salih ameller işleyenler müstesnadır." Demek ki insan iyi de kötü de olabilir; hayatında eğitim çok önemlidir. Bir de İslamiyet yönetimde liyakate çok büyük değer verir; hatta buna riayet etmeyenin ihanet ettiğini belirtir. Bu iki esası bilmezsek, Osmanlı tarihini kesinlikle anlayamayız. Tarihimizde ünlü olan Has Murat Paşa ile Mesih Paşa kardeştirler. Son Bizans imparatoru IX. Konstantinos'un yeğenleridir. Konstantinos'un çocuğu yoktu; yani bu iki yeğen Bizans tahtının vârisleriydi. Eğitimde Osmanlı bunları yetiştirdi; onlar da devlete büyük hizmetler yaptılar, vezir, vezir-i azam oldular; İstanbul'daki Vatan ve Millet caddelerinin kesiştiği yerdeki cami ve külliyeyi yaptıran Has Murad Paşa, Otlukbeli Savaşı'nda şehit düştü. Tabii aynı zamanda tahtın vârisi, Bizans imparatorunun yeğenlerini eğitip, padişahlık hariç, devletin bütün mevkilerini açmak kendine güvenin sonucudur. Medeniyetlerin temelinde kendine güven yatmıyor mu? Gölgesinden korkanlar insanlığın hayatında ne gibi bir icraatta bulunabilirler? İnsanı, idrakle beraber vicdan yönlendirir; gerek idrakin, gerekse vicdanın oluşmasında din en önemli faktördür. Sosyal konularda analizler yapabilmek, İslam dönemindeki tarihimizde tatminkâr sonuçlar elde etmek istiyorsak, önce İslam'ın temel kaynaklarına dönmeliyiz. m.niyazi@zaman.com.tr 588008 Tuğba Özay'dan Belediye Başkanı'na şok sözler Tuğba Özay'dan Belediye Başkanı'na şok sözler"Yatır beni...Taşı beni, tırmala beni" 28.09.2009 06:23Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde bu yıl 11.si düzenlenen Uluslar arası Sındırgı Yağcıbedir Halı Kültür ve Sanat Günleri Etkinlikleri'ne ünlü manken Tuğba Özay'ın sözleri damgasını vurdu. Sındırgı Atatürk Stadyumu'nda gerçekleştirilen etkinliğe katılan Özay, İtalyan işadamı Mario Ludoviç Fattizzo'yu kızdıracak sözler söylemesi dikkat çekti. Kendisine çiçek takdim etmek isteyen ve bekar olan Sındırgı Belediye Başkanı Özgür Ertuğrul'a 'Yatır beni' diyen Özay, ağzından lafı kaçırınca bir süre duraksadı. Özay'ın bu sözleri, alanı dolduran izleyiciler arasında gülüşmelere sebep oldu. Özay, daha sonra Belediye Başkanı Ertuğrul'a "Taşı beni, tırmala beni" dedi. Özay'ın sözleri karşısında şok olan Başkan Ertuğrul'da Özay'a "Vallahi İtalya'ya kaçmasaydın olurdu. Geçi artık. Seni İtalya'ya kaptırdık" dedi. Bunun üzerine devreye giren ve kalbinin hızlı bir şekilde attığını belirten Özay, "Başkanım çok özür diliyorum. Allah'tan eşim Türkçe anlamıyor. Anlamış olsa mahvolurdum' dedi. Başkan Ertuğrul ise bu sözleri Özay'ın kocasının yanında İtalyanca'da söyleyebileceğini, kendisinde Kuvayi Milliye ruhunun doğduğu topraklarda yetiştiğini ve kimseden korkusunun olmadığını söyledi. Hayranlarına bir de sürpriz yapan Özay, ekim ayında çocuk sahibi olacağını söyledi. Ancak bir süre sonra çocuk değil yeni bir albümle sahneye çıkacağını belirten ünlü manken, sahne perpormansı ile dikkat çekti. Özay, bu gibi etkinliklerin dostluğu ve kardeşliği pekiştirdiğini ifade ederek birlik ve beraberlik mesajı verdi. Uzun zamandır festivallerden uzak olduğunu söyleyen Özay, "1.5 yıldır albüm çalışması yapıyordum. Yakında yeni bir albümle hayranlarımın karşısına çıkacağım. Albümde yer alan bütün parçaların sözleri bana ait" dedi. Özay, çıkaracağı 'Armoni' adlı albümden bir de şiir okudu. Özay'ın okuduğu şiir sevenlerine duygulu anlar yaşattı. Özay'ın derin sırt dekolteli mini eteği, soğuk havada kendisine zor anlar yaşattı. İSMAİL YK İLE YER YERİNDEN OYNADI Sunuculuğunu Tuğba Özay'ın yaptığı gecede, sahneye İsmail YK çıktı. YK, Atatürk Stadyumu'nda sevenlerine hitap etti. Etkinliğin son gününde hayranlarının karşısına çıkan YK 'Bas gaza aşkım bas gaza' parçasıyla kendisini izlemeye gelen davetlilere unutulmaz bir gece yaşattı. Yaklaşık bin kişinin izlediği konserde YK, giyim tarzıyla da dikkat çekti. Etkinlikte yer alan ünlü simaların ilçe halkına mutlu bir gece yaşattığını belirten Sındırgı Belediye Başkanı Özgür Ertuğrul, belediyenin kasasında para çıkmadan etkinliğe maddi ve manevi destek veren sponsorlara teşekkür etti. İha 588448 Yen, dolar karşısında yükselişte Yen, dolar karşısında yükselişte 28 Eylül 2009 Pazartesi, 12:17 Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Japonya'nın yeni hükümetinin, ihracata bağlılığı azaltma çabaları nedeniyle güçlü yene izin vereceği sinyali üzerine yen, bugün 88,22 dolarla 17 Aralık 2008'den bu yana en yüksek seviyesini gördü. Liberal Demokrat Parti (LDP), on yıllardır Toyota ve Sony gibi şirketlerin ihracatta rekabet edilebilirliğine yardım etmek amacıyla zayıf yeni desteklemişti. Ancak Japonya'da yeni hükümeti kuran Japonya Demokrat Partisi'nin (DPJ) Maliye Bakanı Hirohisa Fujii, güçlü yenin, Japon tüketicilere ithal malları satın alma konusunda daha büyük güç vereceğini söyleyerek, yenin güçlenmesine göz kırptı. Japon haber ajansı Kyodo'ya göre, Fujii, bugün yaptığı açıklamada, döviz istikrarının arzu edildiğini, ancak yenin değerini düşürmek için döviz piyasalarında müdahaleye karşı olduğunu ifade etti. Tokyo'da Societe Generale'de görevli Yuji Saito, Fujii'nin açıklamasıyla ilgili olarak, Japonya'nın ''zayıf yen politikasını'' izleyeceği değerlendirmesinde bulundu. JPMorgan Chase bankasından stratejist Junya Tanase de, ''Bu politik tutumda temel bir farklılığı gösteriyor. LDP, ihracatçıları destekliyordu, ancak DPJ, daha fazla Japon tüketicilere odaklandı'' dedi. Geçen ay yapılan genel seçimlerde LDP'nin 50 yıllık iktidarına son veren DPJ'nin yen politikasındaki değişiklik, DPJ'nin, Japonya'nın ekonomi politikasının merkezine büyük şirketleri değil, aileleri ve tüketicileri koymayı amaçladığına işaret ediyor. Bazı uzmanlar, bu değişikliğin, imalatçıların ihracata daha az bel bağlamaya ve daha çok iç pazara hizmet etmeye odaklanmasına yol açacağı yorumunda bulunuyorlar. AA 588188 Filipinler’deki sel: Ölü sayısı 100’e çıktı ’deki Ölü sayısı 100’e çıktı ’i önceki gün vuran Ketsana tropik fırtınasının başkent Manila ve civarında neden olduğu felaketinde ölü sayısı 100’e ulaştı. Hükümetten yapılan açıklamada, sel felaketinde kaybolanların sayısının da 32’ye yükseldiği belirtildi. Ülkede son 40 yılda görülen en büyük sel felaketinin söz konusu olduğu ve 451 bin kişinin evini terk etmek zorunda kaldığı, bunlardan en az 60 bininin okul ve kiliselere yerleştirildiği belirtildi. Nüfusu 12 milyon olan başkent Manila’nın büyük bölümü, fırtınanın ardından saat süren yağışlar nedeniyle su altında kalmıştı.  Manila ile fırtınanın etkilediği 25 kent, acil durumlar için ayrılan fonların yardım ve kurtarma çalışmalarında kullanılmasına olanak sağlanması amacıyla afet bölgesi ilan edilmişti. 589349 Macaristan'da küçük uçak düştü Macaristan Ulaştırma Güvenliği Kurumu Sözcüsü Erika Bajko, başkent Budapeşte'nin 15 kilometre uzağındaki Dunakeszi şehri havaalanından kalkan Apollo Kitfox tipi uçağın, kısa süre sonra alanın 150 metre yakınına düştüğü bildirdi. Uçakta pilottan başka kimsenin olmadığı, nedeni henüz belirlenemeyen kaza sonucu pilotun olay yerinde öldüğü belirtildi. 588966 Münevver satanist ayin kurbanı mı? Atatürk Anıtı önünde gazetecilere açıklamalarda bulunan Baran, cinayet sırasında veya sonrasında eve ilk gelen ismin baba Mehmet Nida Garipoğlu olduğunu iddia etti. Baran, "Ardından amcası Hayyam Garipoğlu ve son olarak da oğlu Fatih Garipoğlu geldi. Güvenlik kamera görüntülerini silen kişi Fatih Garipoğlu'dur. dedi. Münevver'in uyuşturucu kullanılan bir satanist ayininde kurban edildiğini ileri süren Baran, "Burada önce seks oyunları oynandı. 29 yerinden bıçaklandı. Bunlardan tanesi derin bıçak yaralarıdır. Cinayette testerenin yanında bir de balta kullanılmıştır. Anne ve babası sonradan veya olay sırasında eve gelmişlerdir. Baba Garipoğlu, Münevver'in tırnak arasında doku örneği olduğu için hapis yatmaktadır. şeklinde konuştu. C.G'nin teslim olmasının da bir senaryo olduğunu savunan Cemil Baran şöyle konuştu: "Ermenistan'da yakalandı. Suriye ve Gaziantep üzerinden İstanbul'a getirildi. C.G'nin Ermenistan'da yakalanıp Türkiye'ye getirildiği açıklanana kadar Taksim'de konuşmaya devam edeceğim." CİHAN 587824 ALİ ÜNAL Nereden nereye Meselâ, Batı'da vergi kaçırma vatana ihanetle aynı manâya gelip, en ağır şekilde cezalandırılmasına mukabil Türkiye'de âdeta vergi kaçırmayan kimse yoksa da, millî gelirin üçte biri her yıl denetlenemez savunma harcamalarına gitse de, yolsuzluklar âdiyattan olsa da, Türkiye'de halkın "yaşam kalitesi", en gelişmiş ülkelerin bile gerisinde değildir. Dünyada Türkiye halkı kadar az çalışan, işten, mesaiden kaçan ama rahat yaşayan bir Batı ülkesi halkı yoktur. Çünkü rızk, hayata bakar; hayat, varlığın meyvesidir ve hayat gibi rızk da öncelikle Allah'ın elindedir, imtihan sebebidir ve elbette zenginlik ve fakirlikte insan emeğinin büyük rolü varsa da, Allah, dilediğine bol, dilediğine az; dilediği zaman bol, dilediği zaman az verir. Mahir Kaynak, ülkelerin yükseliş ve düşüşlerinde, ülkeler arası münasebetlerde karar mekanizmaları kadar şansın da rolü olduğunu yazıyor. Çünkü rızk meselesinde olduğu gibi, tarihin akışında, ülkelerin, milletlerin yükseliş veya düşüşlerinde insan zihninin kendi değerlendirme kalıplarına sığdıramadığı bambaşka faktörler vardır. Bu faktörler ise, asla şans değildir; çünkü küllî bir iradenin hükmettiği hayatta şansa ve tesadüfe yer yoktur. İnsanlar, toplumlar, hayatın görünen, bilinen kanunları, kaideleri kadar, düşünceleri, tavırları, inançları, ahlâkî-manevî tutumları ve davranışlarıyla da kendilerine yön verirler. Allah, insanların düşüncelerinden, tavırlarından, ahlâkî-manevî tutumlarından, sözlerinden sayısız varlıklar yaratır ve her insan kendi manevî atmosferini belli ölçülerde kendi oluşturduğu gibi, toplumlar da söz konusu faktörlerle atmosferlerini kendileri oluştururlar. Manâ, daima maddeye hükmeder. Mahir Kaynak'ın şans dediği şey, toplumun ve toplumların genel yönelişidir; ahlâkî-manevî tutumudur; gidişatıdır ve bütün bunlara Allah'ın tayin buyurduğu karşılıktır. Bu sütunda defalarca dile getirildiği gibi, AK Parti iktidarıyla birlikte Türkiye'de "İslâmcı" kökene dayalı İslâm hassasiyetli farz edilen kesimler, bilhassa insafsız hücumlar karşısında tuzağa düşerek, kendilerini iktidarın da savunucusu olarak konumlayıp, maalesef adaletsiz ve değerden yoksun sisteme entegre oldular ve ideallerinden büyük ölçüde koptular. İktidar da, AB, demokratik açılım, reel politika gibi gerekçelerle toplumun İslâm'dan kaynaklanan tarihî ve toplum dokusunu oluşturan değerlerini savunamadı. Bir yanda zina gibi, eşcinsellik gibi, alkol gibi marjinal ve toplum çoğunluğunun ahlâk kriterlerinin dışındaki eğilimler koruma altına alınırken, bu eğilimleri eleştirmek bile suçlanır hale geldi. Eğitim sistemimiz, özellikle manevî değerler açısından âdeta felç yaşıyor. Bunların yanı sıra, liberalizm ve düşünce özgürlüğü adı altında, İslâm'ın, Müslüman halkın, hattâ bütün inanç sahiplerinin en kutsal değerleri, meselâ, bir Müslüman şekilde gelecek olsa medyada kıyametin koparılacağı bir hadiseyle kamuoyu gündemine gelen biri tarafından Danimarka'daki karikatür krizinden çok daha seviyesiz, ilkel ve provokatif cümlelerle aşağılanabiliyor. Bu kişi ile, Peygamber Efendimiz'in peygamberliğine ve Kur'an'ın kaynağına kendince şüphe ekebilecek bir iddiası sebebiyle internet üzerinden yazışmıştık ve zaman da hiç yeri olmadığı halde gayet saygısızca inanmadığını belirtmiş ve İslâm hakkında seviyesini ortaya koyan ifadelerde bulunmuştu ve bunu da kendisine ifade etmiştim. En kutsal değerlerimize ve inanç esaslarımıza tarihte görülmedik seviyesizlikte bir saldırı bir gazetede yer alabiliyor ve bu, etnik kökeni belli bir gayrimüslim tarafından yapılıyor da kendi tarafından bir karşılık görmüyorsa, böyle bir saldırı, en bayağısından bir provokasyon olabilir. Bugün sosyal dokumuzda açılan rahnelerin 10 yıl sonra bu ülkede ne yıkımlara sebep olacağını yaşayanlar görecektir. ali.unal@zaman.com.tr 588882 Beşiktaş, CSKA maçına İspanyol hakem Luzhniki Stadı'nda saat 19.30'da başlayacak karşılaşmada, Gonzalez'in yardımcılıklarını Jesus Calvo Guadamuro ve Roberto Diaz Perez Del Palomar yapacak. Karşılaşmanın dördüncü hakemi ise Bernardino Gonzalez Vazquez olacak. 587871 Uzak Ülke BEKİR HAZAR Uzak Ülke Orijinal Adı: Open Range Yönetmen: Kevin Costner Oyuncular: Kevin Costner, Robert Duvall, Annette Bening SHOW 00.15 Boss Spearman, Charley Waite, Mose Harrison ve Button adlı dört arkadaş, sürülerini Eski Batı'nın geniş arazilerinde özgürce dolaştıran göçebe bir gruptur. Şiddetli bir yağmur sonrası erzakları bitince bir arkadaşlarını yakınlardaki Harmonville'e gönderirler, ancak arkadaşlarının dönmemesi üzerine meraka kapılırlar. 28.09.2009 TELEVİZYON 589248 Baykal: Türkiye sapır sapır dökülüyor Baykal, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal'ı makamında ziyaret etti. Deniz Baykal, burada yaptığı konuşmada yaşananların hukuktan ve adaletten uzaklaşıldığını gösterdiğini, kime güvenileceğinin artık bilinmediğini savunarak, şunları söyledi: ''Emniyet Genel Müdürlüğü soruşturma yapıyor, savcılık ve mahkeme karar alıyor. Bir emniyet müdürü diyor ki 'Bu yanlış bir karardır. Ben kendime kefil olamam, ama ona kefil olurum. Herhalde bu Ergenekon davasındaki insanları tanıyor diye bunu aldılar. Tanır, ama tarafsız bir insandır. Bu işlerin dışındadır' diyor. Bu ne biçim bir düzen, ne biçim bir iş. Neye güveneceğiz, neye inanacağız? 'Ergenekon davasına sanık olanlarla yakınlık bir tutuklama nedeni olabilir' diyor. Diyen kim bir emniyet müdürü. Ergenekon davasını bitiriyor bu değerlendirme. Bu, davayla ilgili olarak çok önemli bir tespittir. Resmi hiyerarşi içinde emniyet müdürü genel müdürlüğünün bir girişimi hakkında vicdanının sesini dinleyerek kamuoyunu uyarma ihtiyacı hissediyor. Böyle bir bürokrasi olabilir mi, böyle bir tablo doğal karşılanabilir mi? Nerede hukuk, nerede adalet, kim kime güvenecek? Devlet içindeki yetkililerin birbirlerine tuzak kurdukları, birbirleriyle hesaplaşma, intikam ilişkisi içerisine girdiği değerlendirmeleri, günlük olaylar. Ne kadar üzüntü verici, ne kadar yazık. Ne kadar acı. Bunu söyleyenler de sorumsuz insanlar değil. En ciddi en yetkili olması gereken insanlar. Bu böyle gitmez, bunu söylemek istiyorum.'' ''TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ AÇACAĞIZ'' Türkiye'nin ciddi bir değişime ihtiyacı olduğunu ve bunu gerçekleştireceklerini belirten Baykal, ''Türkiye sapır sapır dökülüyor. Hukuku, adaleti, demokrasisi dökülüyor. Ekonomisi çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya. Bunu aşmamız lazım. Türkiye'nin önünü açacağız. Türkiye'yi bu bunalımdan, bu sıkıntıdan, bu karabasandan kurtaracağız. Hukuk işleyecek, hak işleyecek'' diye konuştu. Belediyelerin bu tablo içinde umut adacıkları olduğunu ifade eden Baykal, Ünal'ı çalışmalarından dolayı tebrik etti. İsmail Ünal da hizmetler ve projeler hakkında bilgi verdi. Konuşmaların ardından İsmail Ünal, Baykal'a üzerinde ''Bağımsızlık benim karakterimdir'' yazılı Atatürk madalyası, Necdet Sakaoğlu'nun ''Atatürk'un Beşiktaş Günleri'' adlı kitabını ve İranlı bir ressamın Atatürk tablosunu hediye etti. Bu arada Eskişehirspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay ve sanatçı Mustafa Sağyaşar da Baykal'ın başkanlıkta bulunduğu sırada Ünal'ı ziyarete geldi. 588472 3D cep telefonları geliyor 3D cep telefonları geliyor 28 Eylül 2009 Pazartesi, 12:35 Tayvan Uluslararası Teknoloji fuarında sergilenen HoloAD adlı yazlım sayesinde, projeksiyonlu telefonların aksine cihaz içinde her hangi bir ek parçaya ihtiyaç duyulmadan üç boyutlu görüntü yaratılabiliyor. Ne var ki görüntüyü izleyebilmek için telefonun özel tasarımlı bir cam prizmanın içinde olması gerekiyor. ntvmsnbc'nin haberine göre, cep telefonunda holografik görüntü almak için yapılması gereken, Innovision Labs aldı firmanın geliştirdiği HoloAD yazılımını bir bellek kartıyla telefona yükleyip çalıştırmak. Cam prizma içindeki telefonun ekranında HoloAD yoluyla yaratılan iki boyutlu görüntü, telefonun içinde bulunduğu prizmanın duvarlarına üç boyutlu olarak yansıyor. Uygulamanın şimdilik reklamcılar için cazip bir sunum yöntemi oluşturacağı belirtilen firma bülteninde, son kullanıcı için görüntülü konuşma çerçevesinde daha pratik uygulamalar geliştirmenin yollarının arandığı ifade ediliyor. 588556 İlaç fiyatları düşecek İlaç fiyatları düşecekKonya Eczacılar Odası Başkanı Harun Kızılay, Sağlık Uygulama Tebliği'nde yapılan değişikliğin, neredeyse bütün ilaçların fiyatlarının yüzde 40'a kadar düşmesine neden olacağını söyledi. Kızılay, yaptığı açıklamada, Bakanlar Kurulunda görüşülen ve Resmi Gazete'de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği'ndeki değişikliğin bayram öncesi yapıldığını anımsattı. Tebliğin yurt dışı fiyat ve ilaç listesi ile ilaçlardaki iskontolara ilişkin hükümleri sonucu büyük bir fiyat düşüşü beklendiğini ifade eden Kızılay, ''Bu uygulama sürüdürülebilir bir uygulama değildir. Uygulama ilaç sektörünü büyük sorunlarla karşı karşıya bırakacak'' dedi. Kızılay, ilaçlardaki karlılık oranının zaten çok düşük olduğunu belirterek, şunları kaydetti: ''Değişiklikle birlikte neredeyse bütün ilaçlarda yüzde 40'a varan bir fiyat düşüşü yaşanacak. Bunu Türkiye'deki 24 bin eczanenin karşılayabilmesi mümkün değil. Kira ve personel giderleri son yıllarda çok arttı. Türkiye'de 24 bin eczanede yaklaşık 100 bin kişi çalışıyor. Önümüzdeki süreçte eczacıları çok sıkıntılı günler bekliyor.'' İlaç sektörünün bu büyüklükte fiyat düşüşünü kaldıramayacağını, sektörün zaten çok zor durumda olduğunu, yüksek fiyat düşüşlerinin büyük hasarlar oluşturacağını savunan Kızılay, şöyle devam etti: ''Bu değişiklik, çok sayıda eczanenin kapanmasına neden olacaktır. Yakın gelecekte kronik hastalıklarda ve hayati öneme sahip bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların üretilememesi veya ithal edilememesi gibi bir tehlikeyle karşı karşıya kalabiliriz. Bu yeni fiyat düşüşleriyle birlikte eczacıların stoklarındaki ilaçlar devlet tarafından bedelsiz olarak kamulaştırılmıştır. Bu fiyat indirimiyle birlikte eczanelerin kaybetmiş oldukları ciro sonucu, tahmini yıllık zarar milyar lirayı bulacaktır.'' SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİNDEKİ DEĞİŞİKLİK Resmi Gazetenin 18 Eylüldeki sayısında yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliğinde, bazı ilaç gruplarında uygulanacak indirim oranlarının kapsamı genişletildi. İlaçların baz iskonto oranları orijinal ve jenerik ayrımı yapılmaksızın yüzde 11 olarak uygulanıyordu. Buna ek olarak, 20 yıllık olarak belirlenmiş ilaçlardan eşdeğer grubu olanların perakende satış fiyatı 10 TL'nin üzerinde olan ve jeneriği olmayan orijinal ilaçlara yüzde 24 baz iskonto yapılacak. Tebliğde, Yurt Dışı İlaç Fiyat Listesinde fiyat değişikliği yapılan ilaçlarla listeye eklenen ilaçlar da yayımlandı. Tebliğin yurt dışı fiyat ve ilaç listesine ilişkin hükümleri 14 Eylül 2009 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi. İlaçlardaki iskontolara ilişkin hükümler ise tebliğin Resmi Gazete'de yayımlanmasından 45 gün sonra yürürlüğe girecek. 587986 Taha Kıvanç: Füzelerinizi alın da... Taha Kıvanç 28 Eylül 2009 PazartesiFüzelerinizi alın da... Pentagon Rendon Group adlı Amerikan şirketiyle ilişkisini hakikaten kopardıysa, bizim medyada birbiri ardına çıkan 'Patriot füzeleri' haberlerini kime borçluyuz? Önce olayın perde gerisini aktarayım: Amerikan savunma bakanlığının Türkiye'ye 7.8 milyar dolar değerinde Patriot füzesi satmak niyetinde olduğu bir Polonya gazetesinde çıktı. Ardından, Pentagon, Bush yönetiminin Avrupa'ya kurma kararı verdiği 'füze kalkanı projesi'nin Obama tarafından iptal edildiğini açıkladı... İki haber arasındaki ilinti çok açıktı, ama yine de Rendon Group adlı şirketi hatırlatacak kadar açık değil... Rendon'u düşünmem sonra meydana gelen gelişmeler yüzünden: "Türkiye'ye füze yerleştirilmesi" diye özetlenebilecek bir proje gerçekten varmış; Pentagon Amerikan Kongresi'ne "Türkiye'ye Patriot satma izni verin" diye başvurdu bile... Aaaa, da ne, bizim Milli Savunma Bakanlığı da, bütçesine, 1.2 milyar dolarlık füze alımını öngören bir madde eklememiş mi? Bu haberle birlikte akıllara bir tek soru üşüştü: Türkiye kendini korumak için sınırlarına Patriot takviyesi yapacaksa, acaba kendini kimden korumak için bunu yapacak? Soru elbette çok haklı bir soru; çünkü savunma bakanlığı bütçesine füze alımı için kaynak öngören Ak Parti hükümeti aynı zamanda çok-yönlü dış politikanın da yürütücüsü... politikanın bildiğimiz en önemli sonucu, Türkiye'yi 'dört bir tarafı düşmanlarla çevrili bir ülke' olmaktan kurtarıp bütün komşularımızla dost haline dönüştürmesi... Eğer bu iddia doğruysa, doğru olduğunu hepimiz kendi gözlerimizle de görüyoruz, bu durumda Patriot kalkanıyla korunmamız öngörülen 'düşman ülke' hangisi? Aklıma 'Rendon Group' adlı Amerikan şirketini düşüren de bu soruyu sorduktan sonra gazetelerde ve televizyonlarda çıkmaya başlayan haberler... Bir habere göre, İran kendisini füzelerle donatıyormuş... 23 Eylül tarihli gazeteden "İran'ın füze şovu" başlıklı 1. sayfa haberinin girişini birlikte okuyalım: "ABD Avrupa'ya füze kalkanı projesi düşünürken, İran Türkiye'yi de vurabilecek füzeleriyle gövde gösterisi yaptı. (..) İran füzelerinin menzilleri Ankara ve İstanbul'a kadar uzanıyor." Gariptir, İran da "Füze ne demek, beni asla küçümsemeyin" diyen çıkışlar yapmaya başladı. İyi komşuluık ilişkileri için çabaladıklarına dair birbiri ardına verdikleri mesajları bilmesem, İranlı yöneticilerin de Türkiye'nin milyarlarca dolarını 'füzelere' harcamasından yana olduklarını düşüneceğim. Ben yine de olan biteni Rendon Group ile bir biçimde ilintileme eğilimindeyim. Zaten, aynı gazete, sadece bir gün önce, "Bu füzelerin menzili İstanbul" başlıklı bir haberle farklı bir ülkeyi 'tehdit' olarak sunmuştu okurlarına: Yunanistan... Okuyalım: "ABD yönetiminin Türkiye'ye 7.8 milyar dolarlık Patriot füze sistemi satacağı yönündeki iddialar bir süredir gündemi meşgul ederken, Yunanistan, 250 kilometre menzilli Scalp füzelerini teslim aldı. Yunanistan, Fransa'dan 250 kilometre menzilli füze satın aldı. Teslim alınan Scalp füzeleri Mirage 2000-5 model uçaklarda kullanılacak. (..) Gazetede yayımlanan krokilerde, füzelerin Meriç bölgesinden fırlatıldığında İstanbul'u, Midilli ve Rodos'tan fırlatıldığında ise Ege bölgesinin tümünü ve İç Anadolu'nun bir bölümünü menzili içinde bulundurduğu gösterildi." Alın size ülkemizi füzelerle korumamız için iki sağlam gerekçe... İran ve Yunanistan'ın füze menzilinde bir ülke Türkiye, ne yani milyarlarca dolara mal olsa da kendimizi korumayalım mı? Bu iki ülke artık düşmanımız değil dostumuz... "Olsun, yarın yeniden düşman haline gelmeyecekleri ne malum?" Böyle düşünmemizi istedikleri kadar belli ki... Rendon Group adlı Amerikan PR şirketi kamuoyu biçimlendirme konusunda Pentagon'a yardımcı oluyordu; ABD kamuoyunu Irak'la savaşın gerekliliğine inandıran propagandayı Rendon sağlamıştı; gazeteleri ve gazetecileri kendi emellerine ram ederek... Gazetecileri askerler için fişlediği ortaya çıkınca, kamuoyundan gelen baskılar üzerine, Pentagon, resmi ilişkisini koparmak zorunda kaldı Rendon'la; bize dönük medya bilgilendirmesini ona bağlamak bu sebeple zor... Peki de, kim böyle düşünmemizi istiyor ve kim hayırlı amaçlara kullanılabilecek ekonomik kaynakları Amerikan silâh şirketlerini ihya edecek biçimde kullanmak niyetinde? Bundan beş-altı yıl kadar önce durduk yerde dört AWACS gözetim uçağı alındığını hatırlar mısınız? Gözetimin uydularla yapıldığı günümüzde milyarlarca dolar kullanılacağı kuşkulu bir uçak filosu alımına aktarılmıştı. Ağızlarını yokladıklarım, zaman, "Yakında emekli olacak Genelkurmay Başkanı istiyor" demekten başka bir gerekçe göstermemişlerdi... Şimdi sebep ne olabilir? 589079 Suudi Kraliyet ailesi Kuşadası'nda Alınan bilgiye göre, Suudi Arabistan Prensi Dalal Bin Muhammet Al Saud ile eşi ve akrabaları, Malta bayraklı 45 metre uzunluğunda ''Turama'' adlı yatla Aydın'ın Kuşadası ilçesine geldi. Çevresinde güvenlik önlemleri alınan yattan teknelerle karaya çıkan Suudi Prens ve beraberindekiler, buradan özel araçlara geçti. Konukların yattan çıkışı ve otomobillere binişinde görüntü alınmasına izin verilmedi. Hafta sonunu Muğla'nın Bodrum ilçesinde geçirdikleri öğrenilen kraliyet ailesine bağlı grup, bir süre ilçeyi gezdikten sonra yata döndü. Konuklar, daha sonra aynı yatla ilçeden ayrıldı. Kuşadası Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin, Suudi kraliyet ailesi için özel önlem almadıkları, gezi güzergahında sadece sivil ekiplerin bulunduğu görüldü. 587982 HER ŞEY SOKAK ÇOCUKLARI İÇİN HER ŞEY İÇİNİZMİR DHA güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda Swiss Otel, yemek kursundan elde edilen altı bin lirayı, zor koşullardaki küçükleri hayatına ve topluma kazandırmak için ayırdı. Bu para, Sokak Çocuklarını Koruma Derneği’ne bağışlandı Suça bulaşmasınlar diye SWİSS Otel Grand düzenlediği yemek kurslarından altı bin lira gelir elde etti. Bu paranın, okulda öğrenim görmeleri gerekirken, kendilerini sokakta, adeta suçun kucağında bulan çocuklar için harcanması kararlaştırıldı. Bu amaçla sembolik çek hazırlandı, Sokak Çocuklarını Koruma, Çocuklar Geleceğimizdir Derneği’ne Pazarlama Müdürü Pınar Baykal tarafından teslim edildi. Destekleri devam edecek PINAR Baykal, toplumsal yaraya dönüşen bu sorunun çözümüne katkıda bulunmak istediklerini söyledi. “Bu bağışı, sosyal sorumluluk anlayışımızın bir gereği olarak yapıyoruz. Sokak çocuklarının topluma kazandırılması için desteğimiz sürecek” dedi. Dernek Başkanı Neşe Can Hürtük de beş yıldızlı otelin tüm yöneticilerine duyarlılıklarından dolayı teşekkür etti, onları örnek gösterdi. 589007 17:11 Şırnak'ta mayın patladı: ölü 'ta patladı: ölü ’ta bölücü mensupları tarafından döşenmiş el yapımı mayının patlaması sonucu, vatandaş hayatını kaybetti vatandaş da yaralandı. Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan açıklamada, "Şırnak il’i Uludere ilçesi, Heştir boğazı inşaatında çalışan sivil aracın, bölücü terör örgütü mensupları tarafından döşenmiş el yapımı mayına basması sonucu, araçta bulunan vatandaş hayatını kaybetmiş, vatandaş yaralanmıştır" denildi. 588968 Ağaca serum sulama... Ağaca serum sulama... ’in kuzeyindeki İç Özerk Bölgesi’nde ağaçlar serum tekniği ile sulanıyor. Özerk bölgenin merkezi Hohhot’un kent merkezinde yapılan yeşil alan uygulamalarında ağaçların sulanması için serum tekniği kullanılıyor. Yetkililer, bu teknikle daha iyi verim aldıklarını, hastalara serum takılmasında olduğu gibi ağaç gövdesine de su serumu bağladıklarını belirtiyorlar.  Ağaçlara asılan küçük su bidonlarına bağlanan ince hortumlardan gelen suyun ucu gibi bir aktarıcıyla ağacın gövdesine uygulandığını ve bu yöntemle suyun damla damla ağacın gövdesine ulaştığını kaydeden yetkililer, az suyla uzun süreli ve sağlıklı sulama yapıldığını ifade ediyorlar.  Yöreyi ziyaret eden turistlerin de ilgilisini çeken sulama sisteminin hem su tasarrufu sağladığı, hem iyi sonuç verdiği belirtiliyor.  Gansu eyaletinde de kumlaşmış topraklara yönelik ıslah çalışmaları sırasında ekolojik ekonomiyi geliştirmek için, bu tür sulama donanımıyla üzüm gibi meyve ağaçları dikildi ve bölgede bitki örtüsü önemli oranda genişletildi.  Aynı yöntem Uygur Özerk Bölgesi’nde su tasarrufu için uygulanıyor. 588606 Batman'da 'göl canavarı' yakalandı GALERİ Batman'da köylüler, kaplumbağaya benzeyen ancak yumuşak derisi sebebiyle kaplumbağadan farklı sayılan bir hayvan buldu. Parlak sarı gözleri ve pençeleri olan garip yaratık, köylüleri korkuttu. Ağaçları parçalayacak kadar saldırgan olan yaratığa, çocuklar, Ninja kaplumbağa adını taktı. Batman'ın Beşiri ilçesi Bahçeli köyündeki gölde balıkların aniden azalması ve yüzmeye giden çocukların, gözleri ışık gibi parlayan garip bir yaratık gördüklerini iddia etmesi üzerine köylüler araştırma başlattı. Günlerce gölette aramalarını sürdüren köylüler, sonunda çocukların korkulu rüyası haline gelen ve balıkların yok olmasına neden olduğu ileri sürülen yaratığı yakalamayı başardı. İlk kez böyle bir yaratık gördüklerini belirten köylüler, kaplumbağaya benzeyen ancak üst derisi yumuşak olması sebebiyle kaplumbağadan ayrılan hayvanı, köyde bir havuza koydu. Böyle bir kaplumbağa türünün olup olmadığını öğrenmek için internette araştırma yaptıklarını, ancak benzer bir kaplumbağa türüne rastlamadıklarını belirten köylüler, bulunan hayvanın incelenmesini istiyor. Uzatılan kamış ve ağaç türü nesneleri keskin dişleri ile anında parçalayan hayvanın çok saldırgan ve tehlikeli olduğunu ileri süren Cumali Duran, "Köyde balıkların azalması ve çocukların gölde garip bir yaratık gördüklerini belirtmesi ile yaratığı aramaya başladık. Uzun bir uğraştan sonra yaratığı yakalamayı başardık. Önce kaplumbağa sandık ancak yaratığın oldukça saldırgan ve güçlü olduğunu gördük. kadar güçlüydü ki onu ters çevirip köye öyle getirdik." dedi. Köylüler, garip şekilli hayvanın bölgeye nasıl geldiğini anlayamadıklarını dile getirdi.Multimedia 588311 Her yıl 40 milyon Çinli hayvanların saldırısına uğruyor HAKAN ALBAYRAK Her yıl 40 milyon Çinli hayvanların saldırısına uğruyor PEKİN (A.A) Çin'de her yıl 40 milyondan fazla kişinin hayvanların saldırısına uğradığı ve ortalama 2400 kişinin kuduzdan öldüğü bildirildi. Çin Sağlık Bakanlığı tarafından Dünya Kuduz Günü dolayısıyla yayımlanan raporda, kuduzdan ölenlerin sayısı bakımından Çin'in dünyada Hindistan'dan sonra ikinci sırada yer aldığına işaret edildi. Çin'de kuduzla mücadele için köpek ve kedilerin topluca itlaf edilmesi hayvanları koruma örgütlerinin tepkisini çekmişti. Raporda kuduzun AIDS ve tüberkülozla birlikte en çok ölüme sebep olan üç bulaşıcı hastalık arasında olduğu hatırlatıldı. 1950 yılından bu yana Çin'de üç büyük kuduz salgını görüldü. Son yıllarda ülkenin kuzey kesimlerinde kuduz vakaları arttı. Geçen Mayıs ayında Şaanşi eyaletinin Hancong şehrinde kişinin kuduzdan ölmesi üzerine 40 bin köpek itlaf edildi. Sichuan eyaletinin Meyşan şehrinde bir köpeğin bir ay içinde kişiye saldırmasından dolayı iki hafta önce yerel yetkililer 4100 kadar köpek ve kediyi öldürttü. Çin basınında yer alan yorumlarda birçok kişinin kuduz aşısı konusunda bilgi sahibi olmadığına dikkat çekildi. Uluslararası Hayvanları Koruma Vakfı'nın (IFAW) Çin'deki bir projesini yöneten Hua Ning Global Times gazetesine yaptığı açıklamada, hayvanları itlaf etmenin kuduzun önlenmesi için kalıcı çözüm olmadığını savunarak, "Bu, koyunları kaybettikten sonra çitleri onarmaya benziyor" diye konuştu. Hu Ning, Çin'de hayvanlara aşı yapılması zorunluluğunu getiren bir yasa taslağı hazırlandığını söyledi. 28.09.2009 DÜNYA 587971 Fuar Açıkhava’da hasret giderecek Açıkhava’da hasret giderecekİZMİR DHA güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda ’E ünlü akını sürüyor. Sırada var. Pop müziğin divası, yarın akşam Açıkhava Tiyatrosu’nda sahne alacak. ’nın dokuzuncu yıl kutlamaları kapsamında hayranlarıyla buluşacak. Hem seslendireceği parçalarla hem kostümleriyle hem de şovuyla yine adından söz ettirecek. Konuklarına unutulmaz saatler yaşatacak. 587787 Mühürlü eve molotof kokteyli atıldı Merkez Yüreğir ilçesi Süleyman Vahit Caddesi'nde, fuhuş yapıldığı için polis ekipleri tarafından mühürlenen katlı apartmanın 1. katındaki eve, motosikletli kişi tarafından molotof kokteyli atıldı. Evde çıkan yangın itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü. Motosikletle kaçan kişinin yakalanması için soruşturma başlatıldı. 588143 Birbirinden güzel duvar kağıtları Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net'in haberine göre, görselliğin her alanda karşımıza çıktığı şu günlerde, sürekli bilgisayar başında çalışan kullanıcıların gündelik rutin içinde ele alabilecekleri güzel bir değişiklik olan duvar kağıtları, çalışma alanlarının tazelenmesi anlamına geliyor. Saatlerce karşısında oturduğumuz ekranda daha renkli ve canlı sahneler görmek istiyorsanız sizin için derlediğimiz duvar kağıtlarını indirerek kullanabilirsiniz. :: Yazan: SDN 589327 Çarmıklı ve oğlu serbest bırakıldı Çarmıklı ve oğlu serbest bırakıldı Sahte çürük çetesi operasyonunda adliyeye çıkarılan Sibel Çarmıklı ve oğlu Murat Çarmıklı savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı. Operasyon kapsamında bugün adliyeye gönderilen Sibel Çarmıklı ve oğlu Murat Çarmıklı ile beraber H.Ç. serbest bırakılırken, Erdem K. tutuklanma talebi ile mahkemeye sevk edildi. Sahte çürük raporu ve satılamaz şerhi bulunan askeri arazilerin pazarlanmasına ilişkin soruşturmada gözaltına alınan Sibel Çarmıklı, oğlu Murat Çarmıklı serbest bırakıldı. Adliye çıkışında konuşan Sibel Çarmıklı, "Bu bir soruşturma. Herkesin başına gelebilir. Suçsuz olduğumuz ortaya çıktı. Soruşturmada emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. İddiaların asılsız olduğu ortaya çıktı. Bu konuyla ilgili başka birşey söylemek istemiyorum" dedi. 589260 Diyarbakır'da bir garip faili meçhul ölüm Diyarbakır'ın Lice ilçesi Ecemiş köyü yakınlarında hayvanlarını otlatan 14 yaşındaki Ceylan Önkol, uzaktan ateşlenen bir silaha hedef oldu. Patlamanın etkisiyle parçalanan çocuk olay yerinde hayatını kaybetti. Köyün karşısında askeri birlik olduğunu belirten Ceylan'ın ağabeyi Refaat Önkol, kardeşinin, jandarma karakolundan açılan ateş sonucu öldüğünü savundu. Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Ecemiş köyünde oturan ilköğretim öğrencisi Ceylan Önkol, ailesine ait hayvanları otlatmaya götürdü. Saat 11.30 sularında faili meçhul bir silahın hedefi oldu. Patlama sesi üzerine bölgeye koşan köylüler, Ceylan'ın parçalanmış cesediyle karşılaştı. Durumu güvenlik güçlerine bildirdiklerini anlatan köylüler, keşif ve otopsi için savcıyı çağırdıklarını, ancak olumsuz cevap aldıklarını kaydetti. Önkol ailesinin mensupları, "Savcı, 'ben gelemem, siz cesedi Abalı karakoluna getirin' dedi. Biz de mecburen götürdük." iddiasında bulundu. Ceylan'ın cesedi başında gözyaşı döken aile üyeleri ve köylülerin feryatları yürek dağladı. 588848 Rusya'dan İran konusunda itidal çağrısı Rusya Dışişleri Bakanlığından bir yetkili, İnterfaks haber ajansına yaptığı açıklamada, "Şu anda duygularımıza yer vermemeliyiz. Sakinleşmeye çalışmalı ve asıl hedefi de sonuç alıcı, yapıcı müzakere sürecini başlatmak olarak belirlemeliyiz" dedi. İran, "Kutsal Savunma Haftası" etkinlikleri kapsamında füze savunma tatbikatını sürdürüyor. 587907 Diyarbakır Oto Show'a büyük ilgi Diyarbakır Oto Show'a büyük ilgi ÖTV indiriminin son günlerinde sektörün kalbi Diyarbakır Oto Show'da atıyor Diyarbakır Oto Show 2009 Fuarı Tüyap, Otomotiv Distribütörleri Derneği, Diyarbakır Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO), Ticaret Borsası (DTB) ile Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (DESOB) tarafından açıldı. 26 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında açık kalacak olan fuarda vatandaşlar araçlar yerine araçları tanıtan mankenlere daha büyük ilgi gösterdi. Vatandaşlar, mankenler Ecel Gürsel ve Asya Öztürk ile fotoğraf çektirebilmek için adeta birbirleri ile yarıştı. Bu arada standları gezen Vali Hüseyin Avni Mutlu ve Başkan Osman Baydemir, lüks spor bir otomobile birlikte bindi. 2010 MODELLERİ TANITILDI Otomobil firmaları Diyarbakır Oto Show 2009'a en yeni modelleriyle katıldı. Toyotasa, fuarda yeni SUV modeli Toyota Urban Cruiser, segmentinin lideri Corolla'nın yeni otomatik şanzımanlı versiyonu ve Optimal Drive teknolojisi ile yenilenen Yaris, Auris ve Avensis modellerini görücüye çıkardı. Yenilenen iç ve dış tasarımı ile Toyota Land Cruiser ve hafif ticari araç segmentinde yer alan pick-up modeli Hilux da standda yerini aldı. 28.09.2009 OTOMOBİL 589081 terörist ile mühimmat ele geçirildi Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde yer alan açıklamada, "Bitlis il'i Merkez ilçesi dağlık arazi kesiminde, bölücü terör örgütü mensubu terörist etkisiz hale getirilmiş, terörist sağ olarak, silah ve teçhizatları ile birlikte ele geçirilmiştir" denildi. Teröristlerin üzerinde ele geçirilen malzemeler şöyle: "1 adet M-16 piyade tüfeği, adet Kaleşnikof piyade tüfeği, 34 adet M-16 Piyade tüfeği mühimmatı, 77 adet Kaleşnikof piyade tüfeği mühimmatı, adet M-16 piyade tüfeği şarjörü, adet Kaleşnikof piyade tüfeği şarjörü, adet el bombası,1 adet el telsizi, adet cep telefonu, adet sim kart,1 adet radyo, adet sırt çantası." Bu arada, Bitlis ili Merkez ilçesi dağlık arazi kesiminde, bölücü terör örgütü mensuplarınca döşenen bir adet el yapımı mayın bulundu. (ANKA) Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde yer alan açıklamada, "Bitlis il'i Merkez ilçesi dağlık arazi kesiminde, bölücü terör örgütü mensubu terörist etkisiz hale getirilmiş, terörist sağ olarak, silah ve teçhizatları ile birlikte ele geçirilmiştir" denildi. Teröristlerin üzerinde ele geçirilen malzemeler şöyle: "1 adet M-16 piyade tüfeği, adet Kaleşnikof piyade tüfeği, 34 adet M-16 Piyade tüfeği mühimmatı, 77 adet Kaleşnikof piyade tüfeği mühimmatı, adet M-16 piyade tüfeği şarjörü, adet Kaleşnikof piyade tüfeği şarjörü, adet el bombası,1 adet el telsizi, adet cep telefonu, adet sim kart,1 adet radyo, adet sırt çantası." Bu arada, Bitlis ili Merkez ilçesi dağlık arazi kesiminde, bölücü terör örgütü mensuplarınca döşenen bir adet el yapımı mayın bulundu. 589137 Denizlispor sıkıntıları yeni yeni aşıyor İpek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, zor günler geçirdiklerini, ancak Denizli halkının ve taraftarın desteği ile bu dönemi atlatacaklarını kaydetti. Transfer edilen futbolcuların uyumu, yaşanan sakatlıklar ve teknik direktör değişiminin bazı sıkıntıları beraberinde getirdiğini vurgulayan İpek, şöyle dedi: ''Sezon başından itibaren bazı sıkıntılarımız oldu. Bu sıkıntıları takım yavaş yavaş aşıyor. Yeni transferlerimizin uyumu zaman aldı. Teknik direktör değişikliği ile birlikte de uyum süreci biraz uzadı. Ancak, Nurullah Sağlam ile tam bir takım havasına bürünmeye başladık. Her hafta, gerek oyun, gerekse anlayış bakımından daha iyiye gidiyoruz.'' Manisaspor maçında takımın mücadeleci bir oyun oynadığını belirten İpek, açık tribündeki bazı taraftarların, ambulansın bayılan bir taraftarı almaya geç gitmesini fırsat bilerek, ''yönetim istifa'' diye tezahürat yapmasını anlayamadığını, bu sloganların takımı olumsuz yönde etkilediğini söyledi. Denizlispor Genel Menajeri Özhan Çetin de takımın oynadığı ilk maça bakıldığında, sezon başında iyi bir hazırlık dönemi geçirilmediğinin ortaya çıktığını belirterek, Nurullah Sağlam'ın göreve gelmesiyle daha ciddi ve daha mücadeleci bir hava yakaladıklarını savundu. Çetin, talihsiz bir dönem geçirdiklerini ifade ederek, ''İki haftadır hücum bölgesindeki futbolcuların sakatlıklarıyla uğraşıyorduk. Manisaspor maçında da savunma oyuncularından Burak, Mehmet, Özden ve Bajiç sakatlandı. Üzerimizde bir şanssızlık ve talihsizlik var. Bunları aşmaya çalışıyoruz'' diye konuştu. 587905 İran'a askeri müdahale gündemde yok TAHA KIVANÇ İran'a askeri müdahale gündemde yok ABD'de gerçekleşen BM Genel Kurulu ve G-20 zirvesinde İran'a askeri müdahalenin gündeme gelmediğini belirten Başbakan Erdoğan, "Bazı şeyler ya yanlış anlaşılıyor, ya da yanlış tercüme ediliyor" dedi. İSTANBUL Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'de gerçekleşen BM Genel Kurulu ve G20 zirvesinde İran'a askeri müdahale konusunun gündeme gelmediğini söyledi. Başbakan Erdoğan ABD temaslarını tamamlayarak yurda döndü. İstanbul Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, ABD'de yaptığı görüşmeler hakkında bilgi verdi. Basın mensuplarının soruları üzerine Başbakan Erdoğan, BM Genel Kurulu ve G20 zirvesinde İran'a askeri müdahalenin gündeme gelmediğini söyledi. İFADE KULLANILMADI "Bazı şeyleri zannediyorum yanlış anlıyoruz. Ya da tercümeler yanlış geliyor" diyen Başbakan, hiçbir toplantıda silahlı müdahalenin gündeme gelmediğini vurguladı. Yaptırımın birçok çeşidi olduğunu belirten Erdoğan, "Bunlar ekonomik yaptırımlar olabilir, ülkelerin diplomatik ilişkilerini kesme yaptırımları olabilir. Akla hemen silahla müdahale geldiği zaman sadece İran'ı rahatsız eden bir konu olmaz dünya uluslarını da rahatsız eden bir konu olur. Şu anda Irak'ta yaşananları görüyorsunuz. Sadece Irak değil tüm dünya uluslarını rahatsız etmiştir ve faturası ağır olmuştur. Böyle bir şey katıldığımız toplantılarda söz konusu olmadı. Özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi gündeminde olduğu halde gündemde kimse böyle bir ifadeyi kullanmadı. Nerden nasıl geldi bilemem" şeklinde konuştu. RAKAMLAR DOĞRU DEĞİL Başbakan Erdoğan Türkiye'nin ABD'den almayı planladığı füze rampalarıyla ilgili de kamuoyunda yanlış bilgilerin yer aldığını ifade etti. Medyada yer alan ifadelerin doğru olmadığını ve henüz alımın kesinleşmediğini vurgulayan Erdoğan, "Bu konuda da ifade edilen rakamlar çok yanlış. 7-8 milyar dolarlık alım söz konusu değil. Verilmiş bir karar söz konusu değil. Savunma Sanayii Müsteşarlığımız konuyla ilgili çalışmalarını yapıyor. Böyle bir şey icra komitesine gelecekse bu paket aslında rampalık bir pakettir ve 1,3 milyar dolarlık bir ihale söz konusudur" diye konuştu. KOMŞUDA FÜZE RAMPASI VAR Alınması gündemde olan füze rampalarının sabit değil mobil olduğunu vurgulayan Erdoğan, konunun tam bu noktada saptırıldığına dikkat çekti. Komşumuz Yunanistan'da tane füze rampası var. Ama Türkiye'nin buna karşılık böyle bir şeyi yok. Ertegün unutulmadı Başbakan Erdoğan, müteveffa Ahmet Ertegün'ün adına eşi Mika Ertegün'e Türkiye Cumhuriyeti Devlet Nişanı takdim etti. Erdoğan'a teşekkür eden Mika Ertegün eşinin ABD'de Türkiye'yi en iyi şekilde temsil ettiğini kaydetti. İşadamları eşlik edecek Irak'a yapacağı gezi hakkında bilgi veren Başbakan Erdoğan, yılbaşına kadar İran-Irak-Washington ekseninde önemli görüşmeler yapılacağını kaydetti. Erdoğan, Bağdat'ta ortak bakanlar kurulu toplantısı yapılacağını hatırlattı. Tahminen 15 Ekim'de Irak'ta olacağını söyleyen Başbakan, geziye İş adamlarının da götürüleceğini dile getirdi. Tezkere uzatılacak Başbakan Erdoğan, hükümete sınır ötesi operasyon için yetki verilmesini öngören tezkere ile ilgili sorulan soruya da “ilk Bakanlar Kurulu toplantısında tezkere konusunu görüşüp hemen parlamentoya sevk edeceğiz. Bu konuda gazetelerde çıkan olumsuz haberler kesinlikle yanlıştır. Biz tekrar bir yıl daha uzatılmasından yanayız. Bunu da bilmenizi isti-yoruz” diye konuştu. 28.09.2009 POLİTİKA 589387 İstanbul, Ankara ve İzmir’den ’ya direkt seferler başladı. Türk Hava Yolları ile İstanbul, Ankara ve İzmir’den ’nın farklı merkezine direkt uçabilirsiniz. Üstelik inanılmaz business class fiyatlarıyla. Frankfurt’a 703 €, Münih’e 696 €, Berlin, Dusseldorf ve Hannover’e 694 €, Stuttgart’a 691 €, Nürnberg’e 689 €, Köln’e 688 €, Hamburg’a 687 €’ya siz de business class ayrıcalığını yaşayabilirsiniz. Genç filomuz, genişleyen uçuş ağımız, konforlu koltuklrımız ve eşsiz hizmet anlayışımızla sizi dünyanın 150’den fazla noktasına ulaştırmanın gururunu yaşıyoruz. Siz de, bir Star Alliance üyesi olan Türk Hava Yolları farkıyla dünyayı keşfetmenin ayrıcalığını yaşayın. 587875 Aşkta Her şey Mümkün BEKİR HAZAR Aşkta Her şey Mümkün Orijinal Adı: Something's Gotta Give Yönetmen: Nancy Meyers Oyuncular: Jack Nicholson, Diane Keaton KANALTÜRK 19.45 wüzmin bekar Harry son sevgilisi Marin'le annesinin Hamptons'taki sahil evinde romantik bir hafta sonu geçirmeye hazırlandığı sırada göğsünde ağrılar başlar. Sonuçta Marin'in dul ve başarılı oyun yazarı annesi Erica iyileşene kadar Harry'ye bakmayı kabul eder. Ve birlikte vakit geçirmeye başlarlar. 28.09.2009 TELEVİZYON 587777 Yavuz, İlhan Berk'i anlatıyor Çırağan Palace Kempinski İstanbul'un, 2007 yılında başlattığı ve Selim İleri'den Devrim Erbil'e kadar pek çok konuğu ağırladığı "Çırağan Sohbetleri"nin bu seferki konuğu şair ve yazar Hilmi Yavuz. 30 Eylül'de saat 19.00'da gerçekleşecek programın moderatörlüğünü ise Şebnem Yüce yapacak. Yavuz, Çırağan Palace Kempinski Sanat Galerisi'nin Mayıs 2007'deki ilk sergisinin konuk sanatçısı olan İlhan Berk'in şiirini ve onun İstanbul'unu anlatacak. Etkinlik ücretsiz olarak takip edilebilecek. (0212 326 46 46) KÜLTÜR SANAT bilge2 587682 Honduras'tan Brezilya'ya Ültimatom... Brezilya'dan Honduras'taki elçiliğine sığınan devrik Devlet Başkanı Manuel Zelaya hakkında 10 gün içinde karar vermesi istendi. Darbeci yönetim, Brezilyalı yetkililerin, Zelaya'nın Honduras'ta şiddeti kışkırtmasını önlemek için gereken önlemleri derhal almasını istedi. Devrik lidere siyasi iltica hakkı tanıma ile yetkililere teslim etme arasında karar vermesi için Brezilya'ya 10 gün süre tanındığı belirtildi. Bu sürenin aşılması halinde Brezilya'nın Honduras'taki diplomatik temsil hakkını yitireceği kaydedildi. Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva ise derhal bir açıklama yaparak Darbecilerin ültimatomlarını kabul etmeyiz dedi. Honduras'taki geçici yönetimin lideri Roberto Micheletti, daha önce Zelaya'nın tutuklanmasını istediklerini ancak, kendisini yakalamak için Brezilya elçiliğine baskın düzenlemek gibi bir niyetleri olmadığını kaydetmişti. Micheletti ayrıca, Brezilya siyasi iltica talebini kabul ederse Zelaya'nın ülkeden ayrılmasına izin vereceklerini söylemişti. Öte yandan darbeci yönetimin, Amerikan Devletleri Örgütü'nden bir heyetin ülkeye girişine izin vermediği haber verildi. 588028 Nazmi’nin büyük azmi Nazmi’nin büyük azmi güncellenme zamanı 28.9.2009Dünya Şampiyonası’nda altın madalya kazanan Nazmi Avluca rotayı olimpiyatlara çevirdi. FOTOĞRAF: TEVFİK ERÇETİN/AA hep yanınızda Mindere veda etme hazırlıkları yaptığı bir dönemde 10 yıllık aradan sonra tekrar dünya şampiyonu olan Nazmi Avluca emekliliği rafa kaldırdı, bir dünya ve olimpiyat altınına daha gözünü dikti ’nın Herning kentinde düzenlenen Dünya Güreş Şampiyonası’nda altın kazanan Nazmi Avluca, 2012 Olimpiyatları’nda da şampiyon olabilecek gücü kendisinde gördüğünü söyledi. Kazandığı dünya şampiyonluğunun ardından, Herning kentindeki bir parkta gezinti yapan ve burada bulunan manejde ata binerek stres atan Avluca, 34 yaşında olduğunu ve 2008 sonrası ’ı bırakmayı düşündüğünü tekrarlayarak,”Milli mayoyu artık genç arkadaşlarıma teslim etme zamanım geldi. Benim performansıma ulaşan genç bir arkadaşım çıkarsa, seve seve milli mayoyu ona bırakırım. Fakat dünyanın en iyisi olduğum sürece milli mayoyu giymeye devam edeceğim” diye konuştu. 2011 Dünya Şampiyonası’nın ’da yapılacağını ve bunun da kendisi için büyük bir fırsat olduğunu tekralayan şampiyon güreşçi,”Bu yıllardır Hamza Yerlikaya, Şeref Eroğlu, Ercan Yıldız, Mehmet Özal gibi şampiyon sporcuların büyük bir özlemiydi. Kendi ülkemizde şampiyonluk yaşamak istiyorduk. 2011 Dünya Şampiyonası’nın İstanbul’a verilmesi de benim için ayrıca bir motivasyon oldu. Bundan sonraki hedefim İstanbul’da üçüncü kez dünya şampiyonu olmak, ardından da Londra’da olimpiyat şampiyonluğunu da kazanarak güreşe veda etmek.”dedi. ‘Hep kürsüye çıktım’ 1999 yılında ’da kazandığı dünya şampiyonluğundan 10 yıl sonra tekrar dünya şampiyonu olduğunu ifade eden Avluca, “Aradan geçen bu sürede sadece 2001 ve 2007’de başarılı olamadım. 2000 ve 2004 olimpiyat yılları olduğu için dünya şampiyonası düzenlenmedi. 2002, 2003’te Milli Takım’da yoktum. 2005’te dünya 3., 2006’da 2. oldum. Hemen hemen her büyük organizasyonda kürsüye çıkmayı başardım” diye konuştu. 587732 "Ortadoğu'da İsrail de nükleer silaha sahip" "Ortadoğu'da İsrail de nükleer silaha sahip" "Ortadoğu'da İsrail de nükleer silaha sahip" Serdar CANIPEK SABAH 28.09.2009 Başbakan Erdoğan, İran'ın nükleer çalışmalarını değerlendirdi: Ortadoğu'da da nükleer silahı olan ülke var, örneğin İsrail. Gazze'de fosfor bombaları kullanıldı. Bunlar masaya gelmiyor ABD'deki temaslarını tamamlayarak dün Türkiye'ye dönen Başbakan Erdoğan, New York'tan ayrılmadan önce ve İstanbul'a varışında gazetecilere açıklamalarda bulundu. Ortadoğu barışına ve ikinci nükleer tesisi New York'ta tartışma konusu olan İran'a değinen Başbakan bölgede İsrail'in de nükleer silahı olduğunu hatırlattı. Başbakan Erdoğan New York'taki basın toplantısında bir gazetecinin "İran'ın nükleer çalışmalarıyla ilgili bir arabuluculuk teklifi oldu mu?'' sorusu üzerine şunları söyledi: HEP BU KONUŞULUYOR "Şu ana kadar bize herhangi bir teklif söz konusu değil. Ancak Ekim'de Solana ile aynı şekilde İran'dan Celili, bir araya gelme durumları var. Bu konuyla ilgili yine Türkiye'nin girişimiyle bu bir araya geliş gerçekleşti. Bundan sonraki süreçte Türkiye'den herhangi bir şey talep edilirse bu konuyla ilgili biz her zaman hazırız diyoruz. Ekim ayı içinde, sonuna doğru bir Tahran seyahatim söz konusu... Bu seyahatte de bölgenin sorunlarını müzakere edeceğimiz gibi bunları da görüşeceğiz. Sayın Ahmedinejad'ın yaptığı açıklamalar bir nükleer silaha yönelik değil, barışçıl amaçlı zenginleştirmeye yönelik. Ve bunun da Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na bildirildiği yönünde açıklamaları var." Ortada böyle bir durum varken, uluslararası medyanın sürekli İran'ı konuştuğunu ifade eden Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Aslında çok daha farklı konuşulacak konular var diye de düşünüyorum. Çünkü konuşanlar hepside kendilerinde nükleer silah olanlar. Biz Ortadoğu'da nükleer silaha tamamen karşıyız. İstemiyoruz böyle bir şeyi. Ortadoğu'da da nükleer silahı olan ülke var, örneğin İsrail. Bir fark var, İsrail UAEK'ya üye değil, İran üye... Kaldı ki Gazze'de fosfor bombaları kullanıldı. Bu ne? Kitle imha silahı. Bunun neticesinde 1400 kadın, çocuk orada öldü, 5000 yaralı. Bunlar hiç masaya gelmiyor. Bunlarla ilgili hazırlanmış raporlar varsa bunlar gündeme gelmiyor. Şahsen, sorumluluk mevkinde olan bir insan olarak rahatsız ediyor. Niçin bunlar masada yok, niçin bunlar konuşulmuyor? Yatıyoruz kalkıyoruz İran... Yani daha adil olmamız lazım. Dürüst davranmamız lazım. Eğer küresel barışı istiyorsak.'' Erdoğan, ABD medyasında gündemde olan "İran'ın nükleer tesislerine saldırmak gibi bir konunun gündemde olup olmayacağına, "İran'a karşı böyle bir çılgınlığın'' yapılıp yapılmayacağına yönelik bir soru üzerine ise "Biz böyle bir şeyi (İran'ın nükleer santrallerine saldırı senaryosu) bölgede temenni etmeyiz, yani bu çok çok yanlış bir şey olur, yani bundan bu çılgınlığa teşebbüs edenler salt olarak zarar görmez'' dedi. Başbakan Erdoğan, "Bakın Irak'la ilgili süreci yaşıyoruz, bunun bize ders olması lazım, yani şimdi sormak gerekir, kendi kendimize soralım yani Irak'ta neyi hallettik. Şu anda bir ülke bir medeniyet bana göre çöktü, milyonu aşkın insan öldü'' diye konuştu. ERİVAN'IN YAKLAŞIMI Erdoğan, Ermenistan meselesi ile ilgili olarak ise şöyle konuştu "Bizim ön kabullerimiz, önyargılarımız yok. Bizim cumhurbaşkanımız hiçbir ön koşulsuz, Ermenistan-Türkiye milli maçını gitti izledi. Dedi mi şunu yaparsanız gelirim diye? Hayır. Gitti izledi. Ama şimdi Sayın Sarkisyan, 'eğer kapı açılırsa ben maça gelirim' diyor. Böyle bir yaklaşım tarzı olur mu? Bu zaten bir şeyi ortaya koyuyor. Demek ki içeriye bazı mesajlar verme gayreti var. Bizim ülkemizde Ermeni vatandaşlarımızla sorunumuz yok. Kaçak Ermeniler var Türkiye'de. Biz onları göndermiyoruz. Bu anlayışları ortaya çok açık ve net ortaya koyuyoruz. Minsk üçlüsüne çok iş düştüğünü belirten Erdoğan "Biraz daha sıkı tutması lazım, hızlı tutması lazım, burada bir neticeye varılması gerekir. Biz bu işi yapmak istiyoruz' demesi lazım, yapmak istiyoruz derlerse bu iş çözülür" dedi."Ortadoğu'da İsrail de nükleer silaha sahip" 588860 15:29 Kocası tarafından kulağı kesilen kadına koruma Kocası tarafından kulağı kesilen kadına koruma ’da eşi tarafından dövülen ve kulağı kesilen bir kadın, koruma altına alındı. Van’ın Saray ilçesinde yaşayan Sıdıka Platin, eşi tarafından dövülmesi üzerine yakınları tarafından Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Kulağının bir bölümü kesilen, yüzünden ve kafasından aldığı darbeler sonucu yaralanan kadın, tedavisinin ardından Van Cumhuriyet Savcılığı tarafından koruma altına alındı. Sıdıka Platin’in babası Ado Özer, kızının 2001 yılında Faruk Platin ile evlendiğini, evlendikten sonra birçok kez eşinin şiddetine maruz kaldığını belirtti. Kızının, 2004 yılında eşinin evini terk ederek baba evine geldiğini anlatan Özer, ancak kızının, Faruk Platin’in tehditleri karşısında yeniden evine dönmek zorunda kaldığını ifade etti. Son olarak damadının kardeşinin, üç gün önce kendilerini telefonla arayarak, "ağabeyim kızınızı öldürecek, gelin kızınızı götürün" şeklinde konuşması üzerine, durumu Jandarma Komutanlığı ekiplerine bildirdiğini anlatan Özer, şöyle devam etti: "Jandarma ekipleri ile köye gittik. Kapı kilitliydi ve kapıyı kimse açmıyordu. Bu sırada evin dışında olan damadım bizi tehdit etmeye başladı. Ekipler, damadımı gözaltına aldı. Evin kapısı açılmayınca kapıyı kırarak içeri girdik. Kızım yerde yarı baygın halde yatıyordu. Kafası ve gözü yarılmıştı, kanlar akıyordu. Ayağa kalkamıyordu. Sonra kulağının kesildiğini fark ettim. Kızımı alarak köyden ayrıldık." Damadının gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldığını öğrendiğini ifade eden Özer, kızının da tedavisinin ardından devlet korumasına alındığını söyledi. -KADIN DERNEĞİNDEN DESTEK- Saray Kadın Çocuk ve Aile İlişkilerini Geliştirme, Modernleştirme, Koruma ve Güçlendirme Derneği üyeleri de Saray Cumhuriyet Savcılığı’na itiraz dilekçesi sundu. Van Adliyesi önünde gazetecilere açıklama yapan Dernek Başkanı Hamide Yeni, Faruk Platin’in serbest bırakılması üzerine Saray Cumhuriyet Savcılığı’na itiraz dilekçesi sunduklarını belirtti. Sıdıka Platin için avukat tayin edileceğini ifade eden Yeni, Platin’in 2001 yılından bu yana eşinden şiddet gördüğünü bildirdi. Sıdıka Platin’in 2004 yılında şiddet gördüğü gerekçesiyle karakola başvuruda bulunduğunu ifade eden Yeni, "Kadın şikayetinden vazgeçtiğinden dolayı bir şey yapılmamış herhalde. Kadın kendinde cesareti bulamamış. Şimdi ise kadın şikayetinde kararlı. Ancak bu kez eşini serbest bırakıyorlar" dedi 587998 Ömer Lekesiz: Yanlış demlenenler için Ömer Lekesiz 28 Eylül 2009 PazartesiYanlış demlenenler için Fıkra bu ya, Hitler'le Stalin, Almanya-Rusya sınırındaki bir lokantanın loş köşesinde fısır fısır konuşuyorlarmış. Dışarıdan gelen biri onları görünce sormuş lokantacıya: “Bunlar Hitler'le Stalin değil mi?” “Evet” demiş lokantacı. “E, ne konuşuyorlar?” diye sorunca, “Ben ne bileyim, git kendin sor” demiş Lokantacı. Adam da gidip sormuş, “Siz iki düşman diktatör, fısır fısır ne konuşuyorsunuz burada?” Hitler: “Biz” demiş, “Üçüncü dünya savaşını planlıyoruz. Bu savaşta altı yüz bin insan bir de bisikletçi ölecek!” Adam gayri ihtiyari gülerek, “E, niye bisikletçi?” diye sorunca, heyecanlanan Hitler, Stalin'e dönüp “Bak ben demedim mi sana, bisikletçi altı yüz bin insandan daha önemli” demiş. Bu fıkrayı geçenlerde yayınlanan “Söyle bakalım Sadık!” başlıklı yazım için anlattım. yazıyı okuyan bir arkadaşım beni arayıp, “Bu yazıdan sadece tuvalet, banyo ve hıyar sözcükleri hatırlanacak” demişti de inanmamıştım, aynen öyle oldu. Edebiyatmış, türlermiş, okurun güzel duygularının istismarına engel olmaya çalışmakmış kimin umurunda “Tuvalet, banyo ve hıyar” var ya, sen ona bak! Aman aman, yanlış anlaşılmasın, bu sözcükleri bilerek kullandım, bundan yana bir pişmanlığım da kesinlikle yoktur; sadece Can Yücel'in kemiklerini sızlatmış olabileceğime ve yetmiş yıllık bir insan ömrünün yirmi yılının tuvaletle banyoda geçtiğinin hatırlanmayışına üzüldüm. Yazının daha ilk satırında sevinçle ya da üzüntüyle gerildiklerinden olmalı, tepki gösterenlerin hiç birisi yazıyı gereğince okumamışlar. En ilginci, asıl “Vur vur inlesin” nidaları eşliğinde okuyanlar hiç mi hiç anlamamışlar. Sanmışlar ki ben Sadık'a ders vermek, haddini bildirmek derdindeyim. Sadık benim yirmi yıllık dostumdur. Onunla edebiyat için kavga da ederim ama dostluğuna, insanlığına, kadirşinaslığına toz kondur(t)mam. Edebiyat adına mükemmel olana birlikte yürüme azim ve gayretinin ortak eylemimiz olduğunun farkındadır. Çünkü önce eser vardır; teoriden önce gelir. Tahir Sami Bey'in Özel Hayatı, La: Sonsuzluk Hecesi, Çö/deniz: Hz. Hatice, Sahipkıran, Gezgin, Dem, Aşk ile Hu: Rabia.. vb. yazılmasalardı ben “Hikayemize sahip çıkalım” deme hakkını kazanamazdım. Öncelikle bu nedenle “vur vur inlesin”cilerin hevesleri kursaklarında kalacaktır. İlgili e-postaları okuyunca dedim ki içimden, yazı atölyesinin namlı isimleri Ali Ural, Jale Sancak, Murat Gülsoy, n'ola bir de yazı okuma dersi koysalar atölyelerine; ben bila bedel bu dersi vermeye hazırım. Onlardan bir çağrı gelinceye kadar, söz konusu yazının ne olduğunu ve nasıl okunması gerektiğini tepkiler üstünden birkaç cümleyle belirteyim: Üstadımızın hikayesini yazmış Sadık; Asım Öz de kitap çevresinde onunla konuşmuş. Sadık, “Bu yazdığım roman değil, hikayedir; hikayeden kastım öykü değildir; bizim bu tarz eserlerimiz için telaffuz edilebileceğimiz müstakil bir türdür. Yayınevi eserimin daha çok satması için 'roman'ı yakıştırmış olabilir; ben de kazançlarına mani olmamak için içime sinmese de bunu sineme çektim” deyip kurtulmak yerine, karıştırmış da karıştırmış konuyu. Buna karşılık ben de “yaptığın hayır olmamış” dedim; yazının içi-dışı, altı-üstü, sağı-solu, önü-arkası bundan ibarettir. Diyor ki, muterizlerden biri: “Sadık abimin kitabı çok güzeldir, sizin kötülemeniz onun güzelliğini örtemez.” İyi de güzel kardeşim, senin Sadık abinin eserini kötülemedim, böyle bir maksadı gösteren tek bir sözcük yoktur orada; sen hangi yazıyı okudun da bu hükme ulaştın? Demiş ki biri de: “Siz objektif değilsiniz, derdiniz Sadık abimin eserini kötülemek!” Hay emi, objektiflerin en büyüğü düşsün kafana; belki anlayışın bu kaza sayesinde açılır da yazıyı adam gibi okursun. Objektif olmayı ya da olmamayı gerektirecek hangi durum var bu yazıda? Objektiflik nedir, neden gerekir, hangi tür yazılarda aranmalıdır hiç düşündün mü? Ben bir kavram kargaşasından söz ediyorum, sen örümceklenmiş bir kafayla kargaşayı kendin için bir kördüğüme dönüştürmekle kalmayıp, anlayış körlüğünü de ifşa ediyorsun. Demiş ki biri de, “Kitap kötü bile olsa, Üstadımızı anlattığı için kötülememeliydiniz; artık bizden değilsiniz” Aklı, mantığı, basireti, tecessüsü, tefekkürü dumura uğratan, edebiyat sevdalılarının ve sahici yazarların içini kanatan, malum yayınevlerine kitch'in, pespayeliğin, köylülüğün, yobazlığın dibini bulduran işte bu mantıktır. Buna karşılık “Allah ıslah etsin” demekten başka yapabileceğim bir şey yoktur; som bir mermer gibi katılaşmış olan, içine işleyebilecek bir tek kıvrım, bir yiv bile bulunmadığı için bu mantığı üretebilen beyine bir damla su niyetine de olsa akıtılacak bir bilgi kırıntısına bile acırım. Kendi vehimlerinde boğulsunlar, ben geçmişte de onlardan değilim, hiç olmadım, biiznillah onlardan olmaya da hiç niyetim yoktur. 588286 William Safire öldü Amerikalı ünlü köşe yazarı Pulitzer ödüllü gazeteci William Safire'ın bir süredir ABD'nin Başkenti Washington yakınlarında kanser tedavisi gördüğü, yazarın dün Maryland eyaletinin Rockville kentinde öldüğü açıklandı. Beyaz Saray'da uzun bir süre sürdürdüğü görevinden ayrıldıktan sonra New York Times gazetesinde köşe yazısı yazmaya başlayan Safire, muhafazakar, fakat bağımsız görüşleri ve iğneleyici diliyle tanınıyordu. 2005 yılında New York Times'daki köşe yazılarına son veren Safire, 2009 yılı başına kadar da New York Times gazetesinin haftalık dergisine zaman zaman İngilizce dilinin kullanımı üzerine yazılar yazıyordu. William Safire, 1978 yılında, köşe yazarlığı dalında en büyük gazetecilik ödülü olan Pulitzer'i kazanmıştı. 28 Eylül 2009 589326 Basın Konseyi Dışişleri'ne karşı çıktı Huduti, yaptığı yazılı açıklamada, Dışişleri Bakanlığı resmi internet sitesinde 26 Eylül 2009 tarihinde Bakanlık Sözcüsü'nün bir soruya cevabı olarak yayınlanan açıklamada, ''iki gazetecinin işgal altındaki Yukarı Karabağ bölgesinde çekim yapmasının, Türkiye'nin politikalarıyla bağdaşmayan ve yasal olmayan bir tutum'' olarak nitelendirildiğine dikkati çekerek şunları kaydetti: ''Aynı açıklamada 'basın mensuplarının benzer habercilik faaliyetlerinin basın özgürlüğü ve normları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektirdiği' belirtilmiş ve 'kardeş Azerbaycan makamlarının da bu ayrımı yapacaklarından emin' olunduğu eklenmiştir. Önemle belirtmek gerekir ki basın mensupları devlet politikası uygulayıcıları değildir. Bu sebeple habercilik faaliyetlerinde devlet politikalarını değil kamuoyunun haber alma hakkını gözetmek zorundadırlar. Aksi bir tutum, kamuoyunun yanlı bilgilendirilmesini beraberinde getirecek ve toplumdaki çoğulcu görüşlerin ortaya çıkabilmesi için gerekli zeminin yok olması sonucunu ortaya çıkaracaktır. Açıklamaya konu habercilik faaliyetinin Azerbaycan makamlarınca iletişim (basın) özgürlüğü norm ve ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmesini isteyen Dışişleri Bakanlığı'nın aynı açıklamada bu faaliyetleri yasa dışı ve devlet politikasına aykırı tutumlar olarak nitelenmesi ise ciddi bir çelişkidir ve ülkemizdeki iletişim (basın) özgürlüğü açısından kaygı vericidir. Tüm kurumları ve yetkilileri iletişim özgürlüğü konusundaki açıklamalarında daha özenli olmaya davet ediyoruz.'' 588267 Yanlış bebeği doğurdu Yanlış bebeği doğurdu 28.09.2009 10:50ABD’de tüp bebek yöntemiyle hamile kaldıktan sonra, klinikte yapılan hata yüzünden bir başka çiftin embriyonunu taşıdığını öğrenen kadın bir erkek bebek dünyaya getirdi. 40 yaşındaki Carolyn Savage, söz verdiği gibi bebeği biyolojik ailesine teslim etti. Detroit’te yaşayan Paul ve Shannon Morell çifti, Savage’ın bebeklerinin “koruyucu meleği’’ olduğunu söyledi. Morell çifti, hatayı öğrenmesine rağmen hamileliğini devam ettiren Savage’a sonsuza kadar minnettar kalacaklarını söyledi. AA 589118 İdil Biret'e yoğun ilgi İdil Biret'e yoğun ilgi Dünyaca ünlü piyanistimiz İdil Biret, önümüzdeki Cuma akşamı ve Cumartesi günü gündüz Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestra'sının 10.sezon açılışında orkestra ile birlikte bir konser verecek. Konserin biletleri konsere günler öncesinden bitti. Can HACIOĞLU ESKİŞEHİR (AHT) Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası 10 konser sezonunu Ekim günü dünyaca ünlü piyanistimiz İdil Biret'in konseri ile açıyor. Dünyaca ünlü piyano sanatçısının konserini öğrenen Eskişehirli sanatseverler Büyükşehir Belediyesinin konser ve tiyatro biletlerinin satıldığı gişe önünde uzun kuyruklar oluşturarak kısa sürede biletlerin tükenmesine neden oldular. Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası yöneticileri senfoni orkestrasının 10. konser sezonunu bu hafta açacağını belirterek," salonumuz yaklaşık 850 kişi alıyor. Cuma ve Cumartesi günü konser verecek sanatçımız İdil Biret'in konser biletleri tükendi. Bu yılda konserlerimiz büyük ilgi görmeye devam edecek" dediler. 588571 Kayseri Kayıp Çocuklarını Arıyor Kayseri Kayıp Çocuklarını Arıyor Kayseri'de bayramın ikinci günü şeker toplamak için evden ayrılan ve bir daha haber alınamayan çocuk, hala kayıp. Çocukları arama çalışmalarına son verildi. Kayseri'nin Talas ilçesindeki evlerinden şeker toplamak amacıyla ayrılan yaşındaki Dilruba ve yaşındaki Ahmet Tuna Tekin kardeşler ile 11 yaşındaki Türkan Ay, gündür kayıp. Çocuklar, yapılan tüm aramaya rağmen bulunamadı. Arama çalışmalarından bir netice alamayan güvenlik güçleri, ilçedeki çalışmalarına son verdi. 588394 CHP'li Okay'ın kardeşi zehir sorgusunda Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ile 4. sınıf emniyet müdürleri Murat Nemutlu ile Mustafa Aral'ın da tutuklandığı İstanbul'daki uyuşturucu operasyonuna ilişkin gözaltına alının CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay'ın kardeşi Mustafa Fehmi Okay adliyeye çıkarıldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğüne bağlı Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine getirilen Mustafa Fehmi Okay, Adli Tabiplikte sağlık kontrolünden geçirildi. Okay'ın, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk'e ifade vermesi bekleniyor. Haber 7-AA Hava Durumu 589350 Hesap Gününe İnanmayanlara Konuşan yalnız hakikattir... Kendilerinde her türlü gücü görerek topluma yön vermeye çalışan, bu vesileyle halkın inancına savaş açan, ölme-öldürme planları kuran, yaptıklarından dolayı ne bu dünyada ne de ahrette hesap vermeyeceğini düşünen ve gizli örgütlenmelerle bin bir türlü entrika çevirip tüyü bitmemiş yetimlerin geleceğine ipotek koyan zalimlere: "Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın!’’ (Bakara,11) "Biz ancak düzelticileriz" (Bakara,11) "İnsanların inandıkları gibi inanın." (Bakara,13) "Biz de budalaların inandıkları gibi mi inanalım?" (Bakara,13) ‘’Allah'tan başka bir yaratıcı mı var?’’ (Fatır,3) ‘’İlahınız birdir sizin.’’ (Saffat,4) "Biz birtakım putlara taparız.’’(Şuara,71) ‘’Göklerin ve yerin bütün orduları Allah’ındır ve Allah güçlüdür, hikmet sahibidir.’’(Fetih,7) "Biz sizin gönderildiğiniz şeylere inanmıyoruz" (Zuhruf,24) "Allah ile birlikte dedikleri gibi ilahlar olsaydı, takdirde onlar Arş'ın sahibine bir yol ararlardı.’’ (İsra,42) Allah, zulmedenler topluluğunu başarılı kılmaz. (Ali İmran,86) ‘’İster taş olun, ister demir. İsterse yeniden dirilmesi aklınıza imkânsız gibi görünen herhangi bir yaratık! Ne olursanız olun, mutlaka diriltilip kaldırılacaksınız.’’ (İsra,50) ‘’O halde kimdir bizi diriltecek olan?’’ (İsra,50) ‘’Sizi ilk defa yoktan yaratan!’’ (İsra, 51) Bu sefer, alay ederek başlarını sallayacaklar. (İsra 51) ‘’Ne zamanmış o?’’ (İsra 51) ‘’Belki de yakındır.’’ (İsra 51) ‘’Öldüğümde gerçekten diriltilip (kabrimden) çıkarılacak mıyım?’’ (Meryem 66-67) ‘’İnsan düşünmez mi ki, daha önce hiçbir şey olmadığı hâlde biz kendisini yaratmışızdır.” (Meryem, 66-67) ‘’Biz bir sürü kemik olduğumuz ve ufalanıp tozduğumuz vakit, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?"(İsra 49) ‘’Şimdi siz bu söze mi şaşıyorsunuz?’’ (Necm 59) ‘’..hayat ancak bizim şu dünya hayatımızdan ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman yok eder.’’ (Casiye,24) ‘’Dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadan başka bir şey değildir, hâlâ akıllanmayacak mısınız?’’ (Enam, 32) "Bunları bir yerlerden okuyup öğrenmişsin."(Enam,105) ‘’Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?’’ (Necm 60) ‘’Bu (sözler) apaçık aldatmadan (yalandan) başka birşey değildir’’ (Hud,7) ‘’Hani yıldızlar silindiği vakit, gök kubbe açıldığı vakit, dağlar savrulduğu vakit,(Mürselat,8,9,10) ‘’O gün yalan diyenlerin vay haline!’’(Mürselat 15) ’’..dilesek bunun gibisini biz de söyleriz; bu eskilerin masallarından başka birşey değil!’’ (Enfal 31) "Kininizle ölünüz!" (Al’i İmran,119) ‘’O halde küfrü küfranınızdan (inkar ve nankörlüğünüzden) dolayı tadın azabı!’’ Enfal 35) "Eyvah bizlere! Bu ceza günüdür." (Saffat,20) (Ey şeytan,)"Ah! Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı; sen ne kötü arkadaşmışsın!" (Zuhruf,38) "Böyle söylemek bu gün size hiç de fayda vermez, çünkü zulmettiniz, hepiniz azapta müştereksiniz." (Zuhruf 39) "İşte bu, sizin yalan dediğiniz ayırt etme günüdür." (Saffat,21) "Ey Rabbimiz, bizleri çıkar da yaptıklarımızdan başka yararlı bir iş yapalım. (Fatır,37) ‘’..Allah, eceli geldiği zaman hiçbir kimseyi asla geri bırakmaz.’’(Münafikun, 11) 589028 Kameralar önünde silahla kendini vurdu Psikolojik sıkıntıları olduğu belirtilen çocuk babası Suat Aydın, Valilik, Yakutiye Kaymakamlığı ve Sağlık Bakanlığı'na derdini anlatamadığı gerekçesiyle Erzurum Adliyesi önünde eşi ile birlikte silahlı eylem yaptı. Çocuğunun yanlış tedavi sonucu öldüğünü yazdığı pankartı açarak elindeki silahla Erzurum Adliyesi önünde silahlı eylem yapan Suat Aydın isimli vatandaş, korkulu anlar yaşanmasına neden oldu. Küfürler ederek etrafa tehditler savuran vatandaşı polis uzun süre ikna etmeye çalıştı. İkna çabalarına rağmen sakinleşmeyen Aydın, kendini karnından vurarak yaralandı. Herkesin gözü önünde kendini vuran Yıldız, kanlar içinde yere düşerek eşi feryatlar attı. Hemen hastaneye kaldırılan Yıldız, tedavi altına alındı. 589211 "Artık uçuşa geçtik" "Artık uçuşa geçtik" Tokatspor Teknik Direktörü Namık Altunsoy, "Tokatspor'u rüzgar şişirdi artık uçuşa geçti" dedi. 28/09/09 17:56 TFF 2. Lig 3. Grup takımlarından Tokatspor, deplasmanda elde ettiği Karsspor galibiyeti sonucu 15 puan ile liderlik koltuğuna oturdu. Fortis Türkiye Kupası 2. kademe mücadelesinde 30 Eylül Çarşamba günü Kocaelispor'la karşılaşacak olan Tokatspor'da, Karsspor maçına çıkmayanların katıldığı antrenman Uzunburun Spor Tesisleri'nde yapıldı. Hem ligde hem de Fortis Türkiye Kupası maçlarında iddialı olduklarını ifade eden Tokatspor Teknik Direktörü Namık Altunsoy, "Kars'ta şimdiye kadar oynamadığımız bir zeminde top oynadık. Bütün avantajlar hemen hemen neredeyse Karsspor'un lehine gelişti. 2-0 önde geçtikten sonra skoru korumayı bildik. Hem lider olarak hem ikinci deplasmanımızdan puanla döndük. Tokatspor'un grubun favori takımı olduğunu gösterdik. Bunların hepsi bizleri mutlu eden şeyler. Tokatspor'u rüzgar şişirdi artık uçuşa geçti. İnşallah sonuna kadar tatlı götürürüz. Kars'a kadar gelen taraftarlarımız, 60 Gençlik Derneği Başkanı ve üyelerine teşekkür ediyorum" dedi. İHA 587879 Bir altın da Selçuk'tan OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN Bir altın da Selçuk'tan 74 kilo sporcumuz fırtına gibi esti sırasıyla Kazak, Polonyalı, Belaruslu ve Alman'ı dize getirdi.. Selçuk Çebi finalde Danimarkalı Mark Madsen'i sayıyla yenip grekoda Türkiye'ye 2. altın madalyayı kazandırdı.. Danimarka'nın Herning kentindeki Dünya Güreş Şampiyonası'nın son gününde Grekoromen Milli Takımı sporcularından Selçuk Çebi, altın madalya kazandı. 74 kiloda ilk turu maç yapmadan geçen Milli güreşçi 2. turda Kazak Adilov'u, 3. turda Polonyalı Kwit'i, çeyrek finalde de Belarus'dan Kikinov'a üstünlük sağladı. Çebi, yarı finalde de Alman Schneider'i 2-0 (2-0/1-0) mağlup ederek finalist oldu. Başarılı güreşçi, finalde karşılaştığı Danimarka'dan Mark Madsen karşısında galibiyete rahat ulaştı. İlk periyotta rakibini minder dışına çıkaran Çebi, periyotu 1-0 kazandı. 2. periyotta kafakol atmak isteyen rakibini köprü pozisyonuna getiren Çebi, aldığı puanlarla 6-0 teknik üstünlükle minderden 2-0 galip ayrıldı. Çebi, böylece Nazmi Avluca'dan sonra Türkiye'ye ikinci altın madalyayı kazandırdı. 120 kiloda mücadele eden Rıza Kayaalp ise, yarı finalde Kübalı Nunez Lopez'e 2-0 mağlup ederek finale yükselmeyi kaçırdı. Reperaj mücadelesinde Belarus'dan Gürcü asıllı Yoseb Cugoşvili'yi 2-0 yenen Rıza Kayaalp, Dünya üçüncüsü olarak ülkemize bir madalya daha kazandırdı. '2012'de de varım' Grekoromen 84 kiloda altın madalya kazanan Nazmi Avluca, 2012 Londra Olimpiyatları'nda da şampiyon olabilecek gücü kendisinde gördüğünü söyledi. 2008 Pekin sonrası Milli Takımı bırakmayı düşündüğünü belirten Avluca, “Düşüncemde değişiklik yok. Performansıma ulaşan genç bir arkadaşım çıkarsa bırakırım. Yoksa mayoyu giyerim” dedi. 2011 Dünya Şampiyonası'nın İstanbul'a verilmesinin kendini farklı motive ettiğini belirten Avlucu, “2011'in İstanbul'a verilmesi benim için büyük motivasyon. Hedefim İstanbul'da 3. kez dünya şampiyonu olmak, sonra da Londra'da şampiyonluğunu kazanarak güreşe veda etmek” diye konuştu. Türkiye Dünya Şampiyonu Danimarka'nın Herning kentinde sona eren Dünya Güreş Şampiyonası'nda Türkiye, grekoromen stilde takım halinde şampiyonluğa ulaştı. 84 kiloda Nazmi Avluca ve 74 kiloda Selçuk Çebi ile altın, 120 kiloda da Rıza Kayaalp ile bronz madalya kazanan Türkiye, 44 puanla şampiyonada ilk sırayı elde etti ve 2006 yılında Çin'in Guangzhou kentinde düzenlenen Dünya Şampiyonası'ndan sonra, tarihinde ikinci kez takım halinde şampiyon oldu. Güreş Federasyonu Başkanı Osman Aşkın Bak, “Danimarka'da tarih yazdık. Tüm dünyaya Türk güreşinin gücünü bir kez daha göstererek tarih yazdık” dedi. 28.09.2009 589046 THY Ankara-İzmir uçuşları başladı İBRAHİM KAHVECİ TAHSİN SINAV THY Ankara-İzmir uçuşları başladı İZMİRTürk Hava Yolları (THY), Ankara-İzmir-Ankara uçuşlarına bugün başladı. THY, artan yolcu talebini karşılamak amacıyla halen AnadoluJet'le yapılanlara ek olarak, her gün Ankara-İzmir-Ankara karşılıklı seferlerinu koydu. Yeni seferlerin tarifesi şöyle: Ankara-İzmir: Kalkış 20:30, Varış 21:50 İzmir-Ankara: Kalkış 08:00, Varış 09:15 28.09.2009 EKONOMİ 588840 ilde etkili kar yağışı yolları kesti-Galeri SİVAS'TA KAR YOLLARI KESTİ Sivas'ın Suşehri ilçesi Kösedağ Mahmutoğlu Yaylası'nda bulunan 21 kişi ve 50 büyükbaş hayvan, kar yağışı nedeniyle yol kapandığı için mahsur kaldı. Mahsur kalan köylülerden Mehmet Kaya, telefonla Yukarı Akören köyü muhtarı Süleyman Şahin'e ulaşarak yardım istedi. Şahin, durumu Suşehri Özel İdare Müdürlüğü'ne ait ekiplere bildirdi. Sabah erken saatlerde yola çıkan ekibin öğle saatlerinde yaylaya varmaları bekleniyor. Olay gününü anlatan mahsur kalan vatandaşlardan Kemal Kaya, birden bastıran kar nedeniyle şaşkına döndüklerini, daha toparlanamadan yoğun kar yağışı nedeniyle yolların kapandığını belirtti. Kaya, "İlçemizin Yukarı Akören Köyü sakinlerinin kullandığı Mahmutoğlu Yaylası'nda hane ve 21 kişi 50 hayvanımızla yaşıyorduk. İlçeye dönmeye hazırlık yaptığım günlerde başlayan yoğun kar yağışı bizi burada mahsur bıraktı. Önce muhtarımız Süleyman Şahin'e ulaştık. da yetkililere ulaşmış. Bizi almak üzere başta muhtarımız olmak üzere yetkililer ve ekiplerin yola çıktığı bilgisi bize ulaştı." dedi. Mahsur kalanlardan Salim Yahşi (58) ise çocukluğundan beri yaz dönemlerinde yaylada yaşadığını fakat şimdiye kadar eylül ayında kar yağdığına hiç şahit olmadığını ifade etti. Olayı haber aldıkları andan itibaren çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyen Suşehri Kaymakamı Yusuf Özdemir, Özel İdare Müdürlüğü'ne ait greyder ve ekibin yola çıktığını en yakın zamanda ise 25 kilometre mesafedeki köylüleri kurtarmak istediklerini sözlerine ekledi. ETKİLİ OLAN SOĞUK HAVA SONUCU YAĞAN KAR NEDENİYLE RİZE-ERZURUM KARA YOLUNUN OVİT DAĞI MEVKİSİNDE ULAŞIM KONTROLLÜ OLARAK SAĞLANIYOR Rize'de etkili olan soğuk hava sonucu yağan kar nedeniyle Rize-Erzurum kara yolunun Ovit Dağı mevkisinde ulaşım kontrollü olarak sağlanıyor. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Rize-Erzurum kara yolunun İkizdere-İspir arasında bulunan bin 600 rakımlı Ovit Dağı'nda, bir süredir etkili olan soğuk hava nedeniyle birkaç günden bu yana kar yağışı etkili oluyor. Kar kalınlığının bazı yerlerde 10-15 santimetreye ulaştığı, ancak Karayolları ekiplerinin yaptığı çalışma sonucunda yolun ulaşıma açık olduğu belirtildi. Yetkililer, Ovit Dağı yolunda yer yer buzlanma oluştuğu, bu nedenle yoldan geçişin kontrollü olarak sağlandığını, yoldan geçecek sürücülerin araçlarına zincir takmaları gerektiğini kaydettiler. -KAPALI YOLLAR- Öte yandan, il genelinde yüksek kesimlerde kar yağışı nedeniyle Güneysu ilçesine bağlı Handüzü, İkizdere ilçesine bağlı Çağrankaya, Çamlıhemşin ilçesine bağlı Kito yaylaları ile bazı dağ köylerinin yollarının araç ulaşımına kapandığı öğrenildi. Rize İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sultan Yılmaz, kapanan yayla yollarının ulaşıma açılması için çalışma başlatıldığını belirterek, ''Kar yağışından dolayı herhangi bir olumsuzluk söz konusu değil. Ancak bu yaylalarda halen kalan vatandaşlarımız bulunuyor. Bu nedenle bu yolları en kısa sürede ulaşıma açmaya çalışıyoruz'' dedi. KÜRTÜN İLÇESİNDEKİ İKİ YAYLADA MAHSUR KALAN VATANDAŞLARI KURTARMAK İÇİN ÇALIŞMA BAŞLATILDI Gümüşhane'de etkili olan kar yağışı yaşamı olumsuz etkiliyor. Gümüşhane merkez ile Kürtün ve Torul ilçelerinde dün akşam başlayan sağanak, sabah saatlerinde yerini kar yağışına bıraktı. Kar yağışının sürdüğü ilçelerde kar kalınlığının yer yer 10 santimetreye, yüksek kesimlerde ise 30 santimetreye ulaştığı bildirildi. Kürtün ilçesine bağlı yaklaşık 30 yayla yolu ulaşıma kapanırken, bazı yaylalarda mahsur kalan vatandaşların kurtarılması için çalışma başlatıldı. Kürtün Kaymakam Vekili Şafak Gürçam, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kürtün ile Özkürtün beldesi ve Kirazlık köyü arasındaki Gümüşhane-Tirebolu kara yolunda kar yağışı ve yola taş düşmesi nedeniyle sıkıntı olduğunu belirterek, ''Şu anda ulaşımı kontrollü sağlıyoruz. Ekipler müdahale ediyorlar'' dedi. İlçeye bağlı yaklaşık 30 yayla yolunun kar sebebiyle tamamen kapandığını ifade eden Gürçam, ''Kürtün ve Torul ilçelerimize bağlı 60'a yakın köy yolu ulaşıma kapalı. Kürtün ilçemizin Elmalı köyünün Çatak Yaylası ile Günyüzü köyünün Sarıtaş Yaylası'nda vatandaşlar mahsur kaldı. Sivil savunma ekiplerini çağırdık. Koordineli bir çalışma ile mahsur kalan vatandaşlarımızı kurtarmaya çalışacağız. Önceliğimiz bu yaylalar olacak'' diye konuştu. Kaymakam vekili Gürçam, ilçeye bağlı Günyüzü köyünde yağışın etkisiyle meydana gelen heyelanın, Harşit Çayı dere yatağını kapatması sonucu göl oluştuğunu da aktararak, şu bilgileri verdi: ''Oluşan bu gölün Üçtaş İlköğretim Okulunu tehdit etmesi nedeniyle 150 öğrencinin öğrenim gördüğü okulu boşalttık. Sel tehlikesi olabilir. Herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması için ekiplerimiz çalışma başlattı.'' DOĞU'DA SOĞUK HAVA VE KAR YAĞIŞI Doğu Anadolu Bölgesi'nin kuzey kesiminde soğuk hava etkili oluyor. Bölgede gece en düşük hava sıcaklığı, eksi dereceyle Erzurum'da ölçüldü. Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, Türkiye'nin güneyindeki alçak basınç sistemi ve ana cephe sisteminin etkisi altında olan Kuzey Doğu Anadolu Bölgesi'nde, Erzurum'da gece en düşük hava sıcaklığı eksi derece oldu. Diğer illerde gece en düşük hava sıcaklıkları, Ardahan'da eksi 2, Kars'ta 0, Ağrı'da 3, Erzincan'da derece olarak kaydedildi. Bölgede bugün en yüksek hava sıcaklıklarının ise Iğdır'da 20, Ağrı'da 18, Erzincan'da 16, Kars'ta 13, Erzurum ve Ardahan'da 10 derece olması bekleniyor. Yetkililer, sıcaklıkların mevsim normallerinin 3-4 derece altında seyrettiğini, özellikle Erzurum, Kars ve Ardahan illerinin yüksek kesimlerinde zaman zaman karla karışık yağmur beklendiğini ifade ettiler. -ARDAHAN'DA TARIM ARAZİLERİ ZARAR GÖRDÜ Bu arada, kar yağışı nedeniyle Ardahan'da bazı tarım arazilerinin zarar gördüğü öğrenildi. Ardahan Ziraat Odası Başkanı Latifşah Sural, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilde dün akşam başlayan ve gece de devam eden kar yağışının tarım arazilerine zarar verdiğini belirterek, ''Bu nedenle ekili araziler kar altında kaldı. Ürünü kar altında kalan çiftçimiz, bu saatten sonra hasattan ümidini kesmiştir'' dedi. Tahminlerine göre il genelinde hasadın yüzde 70'inin kar yağışından olumsuz etkilendiğini ifade eden Saral, şunları kaydetti: ''Artık bu saatten sonra hasattan bir verim beklenemez. Tek bir beklentimiz var, da çiftçimizin banka borcuna hükümetin kolaylık tanınmasıdır. Gerekirse çiftçimizin borcu affedilmelidir. Önümüzdeki günlerde zararın tespiti için daha detaylı bir çalışma yaparak, sonucunu açıklayacağız.'' TRABZON'DA ETKİLİ KAR YAĞIŞI NEDENİYLE 25 KÖYÜN YOLU ULAŞIMA KAPANDI Trabzon'da kar yağışının etkili olduğu yüksek kesimlerdeki 25 köyün yolu ulaşıma kapandı. AA muhabirinin, İl Özel İdaresi Yol Şube Müdürlüğü yetkililerinden aldığı bilgiye göre, gece saatlerinde başlayan ve aralıklarla süren kar yağışı özellikle yayla yollarını olumsuz etkiledi. Kar yağışından dolayı Hayrat ve Şalpazarı ilçeleri başta olmak üzere yüksek kesimlerdeki ilçelerde toplam 25 köyün yolu ulaşıma kapandı. Yetkililer, kapanan köy yollarının yaklaşık 475 kilometre olduğunu, bu yolların açılması için İl Özel İdaresine bağlı 22 ekibin çalışmalara başladığını belirtti. -YAYLADA MAHSUR KALDILAR- Öte yandan, Maçka ilçesine bağlı Üçgedik Yaylası'nda ailesiyle birlikte evlerinde mahsur kalan Hüseyin Hakkı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaylada yaklaşık 20 evde 50 kişinin dışarıya çıkamadığını söyledi. Gece saatlerinde başlayan kar yağışının fırtınayla birlikte etkili olduğunu ifade eden Hakkı, ''Gerekli mercilere bilgileri verdik. Burada iki tane felçli hastamız var. Tek çekincemiz onlar. Kısa sürede yolumuzun açılacağına inanıyoruz'' dedi. EĞRİBEL GEÇİDİ'NDE ZİNCİR TAKILI OLMAYAN BİR TIRIN YAN YATMASI NEDENİYLE ULAŞIMDA GÜÇLÜK YAŞANIYOR Giresun'un yüksek kesimlerinde soğuk hava ve kar yağışı etkili olmaya başladı. AA muhabirinin İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği'nden aldığı bilgiye göre, Eynesil ve Görele ilçesinin Sis Dağı bölgesinde aşırı yağış, yollarda küçük çaplı heyelanlar oluşturdu. Eynesil ve Görele ilçesine bağlı Sis Dağı'ndaki yayla ve obalar, Dereli ilçesine bağlı Bektaş Yaylası ve obaları ile Yağlıdere ilçesine bağlı yayla ve obalarda kar yağışı etkili oluyor. Kar kalınlığının 15 santimetreye ulaştığı yörede, ekiplerin kar mücadelesine başladığı bildirildi. Öte yandan, Kara Yolları Giresun Şube Şefliği'nden alınan bilgiye göre, Giresun'un iç kesimindeki Şebinkarahisar, Alucra, Çamoluk ilçeleri ve Sivas ile bağlantı sağlayan Giresun-Dereli-Şebinkarahisar kara yolu bin 220 rakımlı Eğribel Geçidi'nde sabah saatlerinde, zincir takılı olmayan bir tırın yan yatması nedeniyle ulaşımda güçlük yaşanıyor. Kar ve tipinin devam ettiği geçitte, kar kalınlığının santimetre olduğu, yolda ulaşımın küçük araçlar için kontrollü sağlandığı, bölgeye çekicinin gönderilmesiyle yolun ulaşıma açılacağı bildirildi. HAVA SICAKLIĞININ 34 DERECEYE ULAŞTIĞI ANTALYA'DA TURİSTLER SAHİLLERDE GÜNEŞLENİYOR, DENİZE GİRİYOR Yurdun büyük bölümünde yağışlı hava etkisini sürdürürken, hava sıcaklığının 34 dereceye ulaştığı Antalya'da turistler ve Antalyalılar, sahillerde güneşleniyor, denize giriyor. AA muhabirinin Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden edindiği bilgiye göre, Antalya'da hava sıcaklığı mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor. Yaklaşık bir haftadır 28 ile 34 derece arasında değişen hava sıcaklığı nedeniyle Antalyalılar ve turistler, sıcaklığı 27 derece olan denizde serinliyor, sahilde güneşleniyor. Yetkililer, sıcak havanın bugün de etkili olacağını ve bölgenin yarından itibaren yağışlı havanın etkisine gireceğini bildirdiler. AA-CİHAN Multimedia 588089 Karadeniz illerine şiddetli yağış uyarısı Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan ''meteorolojik uyarı''da, Rize, Trabzon, Giresun, Artvin, Ordu ve Hopa çevrelerinde sabahın erken saatlerinden başlayıp 23.30'a kadar sürecek sağanak ve gök gürültülü sağanak yağış beklendiği belirtildi. Uyarıda ani sel, su baskını, heyelan, taşkın, yıldırım düşmesi ve ulaşımdaki aksamalar konusunda dikkatli olunması istendi. (aa) 588043 Buna da şükür! Buna da şükür!YUSUF KOBAL güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda 2. Başkanı Özdemir, futbolun tatmin edici olmadığını ancak kazanmayı bildiklerini söyledi. Sarı-lacivertli yönetici, şampiyonluk mücadelesinde ’ın yarıştan kopmadığını da ifade etti Başkanı ’ın en büyük yardımcısı 2. Başkan suskunluğunu bozdu, Daum’dan ’a, prim sisteminden ligdeki şanslarına kadar her şeyi anlattı. İşte Özdemir’in ağzından gerçekler:  Oynadığımız futbol pek tatmin edici değil ama, sonuçta kazanmasını biliyoruz. Bu bizim açımızdan önemli. kariyerinde hiç yedek kalmamış bir oyuncu. Belediye maçında yedek kalınca içinde bir burukluk oldu ama, öyle, “Gideyim” diye bir taleple bize gelmedi. Sheriff maçında yabancı kontenjanı da yok, hoca ona görev verebilir.  Biz rakibin gücüne göre her maçtan önce primi belirleyip hocaya sunuyoruz. Bundan sonrasını dağıtması hocanın işi. ve maçlarının primi tabii ki aynı olamaz.  Kazım’a ceza verdiğimiz söylendi ama cezaları biz yönetim olarak vermiyoruz. Hoca ve Aykut Kocaman kendi iç disiplin yönetmeliklerine göre eğer bir oyuncuya ceza verilecekse verirler. En son bize gelir ve onaylarız. da muhasebede hesabından düşülmesi için...  Aykut Kocaman sınırlarını bilen, düzgün bir insan. Aykut hoca asla Daum’un işlerine karışmaz. Kendisine çok destek vermeliyiz.  Daum bizim için önemli bir şans. Geçen senenin kötü imajını kısa bir sürede silmeyi başardı.   Galatasaray da iyi takım ama puanlı sistemde iki takımın ligde kopup gittiğini söylemek doğru olmaz. da yarışın içerisindedir. Geçen sene ligin altıncı haftasında biz de Beşiktaş’ın şu anda aldığı puandaydık. Ama ikinci yarıda alınan puanlara bakıldığında ikinci sıradayız. Üç puanlı sistemde her şey olabilir.  Twente maçında 1-0’dan sonra dakikada inanılmaz iki gol geldi ama herkes şunu iyi bilsin ki, Sheriff maçını kazanacağız.  Kombine bilet fiyatları tartışılıyor. Bakıldığında kombine alanlar bizde 30’a yakın maç izleniyor. yüzden maça bölündüğünde bilet fiyatı fazla pahalı değil. 588136 Bankalararası piyasalarda dolar kotasyonları.. Bankalararası piyasalarda dolar kotasyonları..  Bankalararası piyasada satışta dolar kotasyonları en düşük 1,4970 lira, en yüksek 1,5010 lira seviyesinde bulunuyor. Dolar kotasyonları saat 09.10 itibariyle alışta en düşük 1,4915 lira, en yüksek 1,4920 lira, satışta en düşük 1,4970 lira, en yüksek 1,5010 lira seviyesinde işlem görüyor. 588752 Diyarbakırspor rahatsızlığını TFF Başkanı Özgener'e iletti Diyarbakırspor rahatsızlığını TFF Başkanı Özgener'e iletti Diyarbakırspor Kulüp Başkanı Çetin Sümer, Bursaspor maçında atılan siyasi sloganlardan duydukları rahatsızlığı TFF Başkanı Mahmut Özgener’e iletti. Kulüp Basın Sözcüsü Suat Önen, cumartesi günü oynanan Bursaspor maçında yaşanan olaylardan büyük sıkıntı duyduklarını belirterek, konuyla ilgili duydukları rahatsızlığı Başkan Çetin Sümer ile İstanbul’da TFF Başkanı Özgener ve TFF yönetim kurulu üyelerine anlattıklarını söyledi. Diyarbakırspor’un hiç bir siyasi uzantısının bulunmadığını, futbolun amacının barış ve kardeşliğe katkı sunmak olduğunu kaydeden Önen, şöyle konuştu: "Diyarbakırspor sadece kentin değil bölgenin takımıdır. Düşüncesi ne olursa olsun bütün Diyarbakırspor taraftarını tek çatı altında barındırıyor. Siyasi sloganlardan büyük sıkıntı duyuyoruz. Bu hem kulübe hem de Diyarbakır’a büyük zarar veriyor. Siyasi sloganlardan duyduğumuz rahatsızlığı Başkan Özgener’e ve diğer yöneticilere ilettik. Kendileri gerekli önlemleri alacaklarını belirttiler. Yaşanan olaylardan büyük üzüntü duyduklarını bildirdiler. Derdimiz Bursaspor’un ceza alması değil. Ceza ile bunun önleminin alınmasıdır. Alınmazsa gelecek maçlarda aynı şeyler yaşanacak. Bursaspor maçında seyircimiz taşlı saldırıya maruz kaldı. Çok sayıda taraftarımız atılan taşlardan dolayı yaralandı. Şiddeti nerede olursa olsun doğru bulmuyoruz. Stadyumlar keyifle maç izlenecek mekanlar olmalı. Biz sahamızda çıkan olaylarda ceza aldık. Biz bundan gerekli dersi çıkardık. Sahamızda olan olaylardan sonra yönetim olarak çıkıp yaşananları kınadık. Bunu diğer kulüp yöneticileri de yapmalıdır. Türkiye’nin neresinde olursa olun şiddet yanlıştır. Gereken tepkiyi almalıdır. Maalesef son gün içerisinde bu olaya yeterince tepki duyulmamıştır. Bu Diyarbakırspor camiasını rahatsız etmiştir." 588203 Ankara takımlarının başarılı haftası Ankaraspor'un cezası nedeniyle karşılaşmalara çıkmadığı bu hafta, 10 Ankara takımı, galibiyet ve beraberlik elde etti. Turkcell Süper Lig'de Ankaragücü, deplasmanda Gaziantepspor'u 3-1 mağlup ederken, Gençlerbirliği, sahasında Trabzonspor ile 2-2 berabere kaldı. Bank Asya 1. Lig'de Hacettepe, Samsunspor'u 1-0 yenerek, bu sezonki ilk galibiyetini alırken, TFF 2. Lig'de Türk Telekom, Sakaryaspor'u 2-0 mağlup ederek liderliğini sürdürdü. Yine TFF 2. Lig'de Pursaklarspor, Çankırı Belediyespor ile 2-2 berabere kalırken, başkent derbisinde BUGSAŞ Spor ile Etimesgut Şekerspor 1-1 berabere kaldı. TFF 3. Lig'de Keçiören Sportif, deplasmandaki Ispartaspor maçından 2-2'lik beraberlikle döndü. Ankara Demirspor ise Kırıkkalespor'u 1-0 mağlup ederken, Keçiörengücü, Gebzespor ile 3-3 berabere kaldı. 589041 Haberal öğrencilerini yolda bıraktı KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN AKTAY Haberal öğrencilerini yolda bıraktı Ergenekon örgütünün 'finansörü' olarak yargılanan ancak rahatsızlığını bahane göstererek bugüne kadar hiç cezaevinde yatmayan eski Rektör Haberal'ın sahibi olduğu Başkent Üniversitesi öğrencilerini mağdur etti. ANKARAErgenekon örgütünün 'finansörü' olarak yargılanan ancak rahatsızlığını bahane göstererek bugüne kadar hiç cezaevinde yatmayan eski Rektör Mehmet Haberal'ın sahibi olduğu Başkent Üniversitesi öğrencilerini mağdur etti. Daha önce öğrencilerine taşımalı servis hizmeti sunan Başkent Üniversitesi, 2009-2010 eğitim ve öğretim sezonunda sözleşmede bulunmasına rağmen bu uygulamasını kaldırdı. Öğrenciler, uygulamayı kampüsün içinde alışveriş yapmayarak boykot ederken, bu duruma tepki gösteren veliler, konuyu yargıya taşımaya hazırlanıyor. 12. dalgada gözaltına alınan ve ETÖ davasının 2. iddianamesinde adı Kent Otel ve Patalya Otel'de yapılan toplantıların mimarları arasında geçen Haberal, Ergenekon şemasında örgütü finanse eden isim olarak yer alıyor. Ancak Ergenekon için kesenin ağzını açan Haberal, öğrencilerine karşı bu kadar cömert davranmıyor. Bugüne kadar öğrencilerini şehrin ana güzergâhlarının yanı sıra belli başlı semtlerden servis araçları ile alan üniversite, sözleşmede yazılı olduğu halde bu uygulamayı kaldırdı. 14 DURAK 2'YE İNDİRİLDİ Daha önce 14 farklı noktadan servis araçlar kaldıran üniversite yönetimi, yeni dönemde sadece Sıhhiye ve Tunus Caddesi ile güzergâh üzerinde bulunan duraklardan öğrenci alıyor. Diğer güzergâhları iptal etti. Yeni uygulama üniversitenin web sitesinde de yer aldı. Şehir merkezinden 20 kilometre mesafede bulunun okula öğrenciler kendi imkânları ile gidip gelirken özellikle, Batıkent, Etlik, Keçiören, Mamak gibi üniversite kampüsüne uzak olan ve tek araçla ulaşımın mümkün olmadığı semtlerdeki öğrenciler büyük mağduriyetler yaşıyor. ÖĞRENCİLER BOYKOTTA, VELİLER KONUYU YARGIYA TAŞIYACAK Servis araçları ile gidip gelmek zorunda olan öğrenciler, ilk etapta üniversitenin kantinlerinden alış veriş yapmama, restoranlarından yemek yememe kararı aldı. Öğrenciler, uygulamanın devam etmesi halinde tepkilerini eylemler yaparak devam edeceğini söyledi. Bu uygulamaya asıl tepkiyi ise öğrenci velileri gösteriyor. Kayıt sırasında üniversite ile yaptıkları sözleşmede yazılı olmasına rağmen bu servis araçlarının iptal edilmesinin haksız bir uygulama olduğunu ifade eden veliler, "Biz burayı tercih ederken üniversitenin öğrenciye sunduğu imkânları da göz önüne alarak çocuklarımızı buraya gönderdik. Şimdi ise bize hiçbir şey sormadan bu uygulamaya son vermişler. Çocuklarımız, mağdur edildi. 2-3 araç değiştirmek zorunda kalıyorlar." şeklinde tepkilerini dile getirdi. Veliler, sorurunun çözülmemesi halinde konuyu yargıya taşıyacaklarını vurguladı. AYNI HASTALIKTAN TEDAVİ GÖREN BAŞKA KİMSE YOK Ergenekon soruşturması kapsamında 17 Nisan'da tutuklanan ve aynı gün kalp rahatsızlığı iddiasıyla tedavi altına alınan Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal, gün bugündür hastanede yatıyor. Kalp ritim bozukluğu teşhisi konulan Haberal'ın bu süreçte psikiyatrik rahatsızlığı da ortaya çıktı. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı tarafından mayıs ayında 'ağır anksiyeteli depresyon' tanısı konulan Haberal'ı, bu tarihten itibaren Cerrahpaşa'dan gelen psikiyatri uzmanları muayene ediyor. Mehmet Haberal'ın hastalığıyla ilgili kendilerinden bilgi isteyen Ergenekon savcılarının isteğine Kardiyoloji Enstitüsü'nden ilginç bir cevap gelmişti. Savcıların 'Haberal'ın hastalığını taşıyanlara hastanenizde ne kadar süre tedavi uyguluyorsunuz?' sorusuna enstitünün cevabı, "Haberal ile birebir aynı hastalıklara sahip hasta bulmak mümkün değildir." olmuştu. Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçlarından kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor. 28.09.2009 588952 Unutkanlığın nedenleri ve çareler... İstanbul’da 104,6 Frekansıyla yayın yapan Radyo 7’nin sevilen programcılarından Eda Çelebi’nin hazırlayıp sunduğu Eda’yla Gün Ortası programının dünkü konuğu Nörolog Prof. Dr. Ayşe Altıntaş oldu. Alzheimer ve MS hakkında merak edilenlerin cevaplandığı programda unutkanlığın nedenleri ve tetikleyen hastalıklarla ilgili konuşuldu. EDA: Alzheimer nasıl bir hastalıktır? Ayşe Altıntaş: Genellikle 65 yaşında sıkça rastladığımız, yaşlı nüfusta yoğun olarak gördüğümüz bir hastalıktır. Beyni ve sinir sistemini etkileyerek kişilerin yaşamlarına olumsuz etkiler bırakabilir. Hastalar ya da hasta yakınları genellikle unutkanlık, yıllarca gayet normal bir şekilde zorlanmadan yapılan bir işte zorlanılması şikâyetleriyle bize başvuruyor. Hastalığın evreleri olduğu söylenebilir. 65 yaşın altında kişilerde çok nadir rastladığımız bir hastalıktır. 65- 74 yaş arası kişilerde karşılaşılırken 85 yaş üzerinde bu oran 50lere kadar çıkabilmektedir. Elimizde ki bilgilerden hanımlarda daha sık rastlandığı ve yaşama ömrü uzadıkça hastalığa yakalananların sayısının arttığı sonucunu çıkarabilmek mümkün. Genellikle geçici unutkanlıklar Alzheimer sayılmazken, günlük yaşamımızı sekteye uğratacak kadar önemli şeylerin dahi unutulması bu hastalığın belirtisi olabilir. EDA: Yoğun iş temposunun tetiklediği söylenebilir mi? Ayşe Altıntaş: Yoğun dönemlerde,üzüntülü ve stresli olunan dönemlerde, depresyon durumlarında kişi Alzheimer ya da bunama hastalıklarından herhangi birinde görülen belirtileri gösterebilir. Ayırt edilmesi oldukça güç durumlardır. Hastalarımız küçük ya da devamlı unutkanlıkların sadece Alzheimer ile bağlantılı olmadığını unutmalılar. Altında yatan sebeplerin araştırılması oldukça önemlidir. EDA: Neleri beraberinde getirebilir? Altında yatan sorunlar nelerdir? Ayşe Altıntaş: Tedavi edilebilen bir takım durumlarda aynı Alzheimer gibi bunama tabloları yaratabiliyor. Mesela daha çok vejetaryenlerde görülen B12 vitamin eksikliğinde, mide problemleri sebebiyle vitamin emilimini sağlamayan hastalarda bunama ciddi bir tehlikedir. Böyle durumlarda B12 eksikliği giderildiğinde sorun ortadan kalkabilir. B12 vitamin eksikliği, mide ameliyatı geçirmiş ya da vejetaryen kişilerde sık karşılaşılabilir. Önemli bir hastalıktır ki unutkanlıktan başka felce kadar gidebilecek birçok hastalığı tetikler. Bu sebeple doğal yollar konusunda ısrarcı olmak kişilere büyük zararlar verebilir. Alzheimer hastalığı, bütün tetkikler yapılmasına rağmen herhangi bir sonuca ulaşılamadıysa akla gelmelidir. EDA: Alzheimer hastalığında beyinde görülen değişiklikler neler oluyor? Ayşe Altıntaş: Beyin hücrelerinde harabiyet ortaya çıkar. Harabiyet; sinir hücresi nöronların proteinlerin beyne zararlı hale gelip, çoğalmasıyla kendini gösterir. EDA: Her unutkanlık Alzheimer midir? Ayşe Altıntaş: Her unutkanlık Alzheimer olamaz. Az önce bahsettiğimiz gibi stresli, yoğun ve depresyonlu dönemlerde unutkanlığın sebebi olabilir. Bunun yanı sıra B12 vitamin eksikliği de etkendir. Kansızlık olarak bilinen anemi hastalığında ise hasta kendini çok yorgun ve unutkan hissedebilir. Öncelikle unutkanlığın neden kaynaklandığı tespit edilmelidir. Özellikle unutkanlık şikayeti 65 yaşın altında birindeyse Alzheimer olma durumu oldukça düşüktür. EDA: Alzheimer hastaları nasıl beslenmeli? Ayşe Altıntaş: Bu hastalıkta özel bir beslenme rejimi yoktur. Ancak ben bütün hastalar için sebze meyve ağırlıklı doğal beslenme yöntemlerini önerebilirim. Fast food kültürünün dışında bir hayat sürmek birçok hastalığı kişiden uzak tutmak adına önemli bir adım olacaktır. Sağlıklı, dengeli beslenmek bu tür hastalıkların en önemli tedbirleri sayılabilir. EDA: Alzheimer hastaları yalnız bırakılabilir mi? Ayşe Altıntaş: Hastalığın evresine bağlı bir durumdur.Eğer hastalık ileri evrede ise yalnız bırakılması tehlikeli olacaktır. İleri evrede ki hastalar kendi başlarına giyinemeyen, yemek yiyemeyen, hayatını idame ettirmekten aciz hale gelmiş kimselerdir. Bu aşamada hasta tek başına yaşayamayacağı için çevrenin bakımına muhtaç haldedir. Kimi zaman çok sessiz sakin iken çok siniri ve saldırgan bir halede gelebilir. Geçmişten herhangi bir günü saati saatine hatırlarken dün ne yaptığını unutabilir. EDA: Alzheimer hastaları ile nasıl iletişim kuruyorsunuz? Ayşe Altıntaş: Eğer hastalık ilerlemiş ve yerleşmiş ise iletişim kurmak oldukça zor bir hal alacaktır. Bize getirilen birçok hasta kendi durumunun farkında olmadığı için zorluk çekebiliyoruz. Kimi hastalarımız ise bizi anlamasına rağmen hastalıktan dolayı yardımcı olamıyor. EDA: Bu hastalıkta kesin tedavi var mıdır? Ayşe Altıntaş: Kesin nedeni bilinmediği için tedavi yöntemi de bilinemiyor. Genetik sebepler, çevresel ya da kişisel faktörler, yüksek tansiyon, yüksek şeker, düzensiz hayat bu hastalığı oluşturabilir.Önüne geçmenin en etkili yolu ise beyni kitap okuyarak, bulmaca çözerek sürekli aktif halde tutmaktır. EDA: Alzheimer hastalığı şüphesi olanlar hangi testlerden geçmeli? Ayşe Altıntaş: Öncelikle kan testi ile hastalığın ne olduğu tam olarak bilinmeli. Psikolojik olarak hastanın ne durumda olduğu anlaşılmalı. Bütün tetkikler sonucu hasta da herhangi bir bulguya rastlanmadıysa beyin emarı çekilmeli. EDA: Birbirine yakın olarak bilinen Alzheimer ve Parkinson hastalığını birbirinden ayıran nedir? Ayşe Altıntaş: Birbirinden tamamen farklı iki hastalıktır. Alzheimer değil ancak bunamanın çok özel bir tipinde belirtiler Parkinson hastalığı belirtileri ile benzerlik gösterebiliyor. Parkinson hastalığında istemsiz hareketler elde ya da başta titreme gibi hareketlere yavaşlama görülür. EDA: Alzheimer’e yakalanmamak için neler yapılabilir? Ayşe Altıntaş: Öncelikle sağlıklı bir yaşam sürmek gerekir. Fiziksel ve bedensel egzersizler, doğru beslenme, düzenli bir yaşam oldukça önemlidir. EDA: MS hastalığı nedir? Merkezi sinir sistemi hastalığı da denebilir mi? Ayşe Altıntaş: MS hastalığı Alzheimer hastalığının aksine daha çok 20–40 yaş arası genç kişilerde görülür. Pek çok değişikşekilde ortaya çıkabilir. Görme bozukluğu, kısmi felçler, vücutta uyuşmalar gibi belirtileri olabilir. Sinir hücrelerinin dışını saran zarın iltihaplanması sonucu sinir hücrelerinin yıkımıyla oluşur. Yıkım en başta oluşmadığı için tedaviyle ya da tedavisiz tamamen iyileşebilir. Ancak ileriki dönemler de tamirat giderek zorlaşır. Hastalığın oluşmasında genetik bir geçiş değil genetik bir yatkınlık vardır diyebiliriz. EDA: Kimler MS hastalığına yakalanır? Ayşe Altıntaş: 20- 40 yaş arası özellikle bayanlarda görülen bir hastalıktır. 70 milyonluk nüfusta 30–35 bin kişi bu hastalığı yaşar ki bu da çok büyük bir oran değildir. Orta sıklıkta yaşanan bir hastalıktır. EDA: MS hastalığında felç olma riski var mıdır? Sıklıkla gençlerde görülen bir hastalık olduğunu söylediniz. Eğitim durumunu ne kadar etkiler? Ayşe Altıntaş: Evet bu hastalıkta ataklar ya da ataklar sonrası dönemde felç durumu olabilir. MS hastalığı belirtileri ve kişide bıraktığı izler oldukça farklılık gösterir. Bu sebepten dolayı MS tanısı konan kişinin günlük yaşamında büyük değişiklikler yapmasına gerek yoktur. EDA: Moral bu hastalıkta da çok önemli mi? Ayşe Altıntaş: Tüm hastalıklar da önemli olan moral, bağışıklık sistemi hastalıklarında daha büyük önem kazanır. Bu sadece kulaktan dolma bir söylenti değildir. Yapılan birçok çalışmada yüksek moralin bağışıklık sistemini büyük ölçüde güçlendirdiği kanıtlanmıştır. Kişinin sevdiği şeyleri yapması, spor yaparak kendini zinde hissetmesi önemlidir. Hastalık sürekli hatırlanmamalı ancak tamamen unutulmamalıdır da. EDA: Erken yaşta sigaraya başlamak MS hastalığını tetikler mi? Ayşe Altıntaş: Dolaylı yoldan etkiler ancak tam anlamıyla sebebi değildir. Bilimsel çalışmaların gösterdiği sigaranın MS hastalığını tetiklediği gerçeğidir. EDA: MS hastalığı nelere dikkat etmeliler? Ayşe Altıntaş: MS hastalığı olanlara sadece bir yasak vardır: SICAK… Güneşin dik açıyla geldiği vakitlerde direkt güneş ışığına maruz kalmasınlar. Kaplıcalar, ılıcalar bu hastalığı olanlara büyük zarar verebilir. Bunun dışında yasakları yoktur. EDA: B12 vitamini içinde barındıran gıdalar nelerdir? Ayşe Altıntaş: Kırmızı et, baklagiller B12 için zengin yiyeceklerdir. Bazı kişilerde B12 vitamini vücuttan alımı yeterli olmadığı ya da bir hastalık sonucu kullanılamadığı için ilaç yoluyla bu eksik giderilebiliyor. EDA: MS atakları esnasında neler yapılmalı? Ayşe Altıntaş: Atak denilen kötüleşme hali en azından 24 saat süreli olur. Ellerin kısa süreli, uyuşması gibi belirtiler atak sayılamaz. Böyle bir durumda hemen hekime başvurulmalı. Hastaya yüksek dozda kortizon uygulanır. EDA: Kortizonun yan etkileri var mıdır? Ayşe Altıntaş: Evet vardır. Mide kanamasına, kemik yıkımına, uzun süreli kullanımda katarakt hastalığına sebep olur. MS hastalığında uygun şartlar sağlanarak bu tedavi uygulandığında hiçbir sorun çıkmayacaktır. EDA: MS hastalarına psikolojik destek verilmeli mi? Önlenebilir bir hastalıktır mıdır? Ayşe Altıntaş: MS hastalığı daha çok gençlerde görüldüğü için yanlış bilgilendirildiği takdirde yıkıma sebep olabilir. Bu sebeple hasta doğru bilgilendirilip, bütün endişeleri giderilmelidir. Türkiye’de bulunan bazı ilaçlarla yavaşlatılabilir bir hastalıktır. Sağlıklı beslenmeden diyete, şifalı bitkilerin gizemli dünyasından hayatı yaşanılır kılan pratik bilgilere ve yemek tariflerinden çocuk gelişimine pek çok konu Eda'yla Gün Ortası'nda Alanında uzman konuklarıyla Eda'yla Gün Ortası Pazartesi, Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri saat 12.00’de Radyo 7'de. (Haber 7) 588794 Marmara'da kaykay kabusu Marmara'da kaykay kabusuMarmara'da balıkçıların kabusu haline gelen jelimsi tabaka ''kaykay'' yüzünden balık avının sağlıklı yapılamadığı bildirildi. Gemlik Balıkçılar Derneği Başkanı Hüseyin Dalarel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Nisanda başlayan avlanma yasağının sona erdiği Eylülde ''Vira bismillah'' diyerek denize açıldıklarını söyledi. Büyük umutlarla, özellikle ''Kaykay''ı bir daha görmemek beklentisiyle açıldıkları denizden elleri boş döndüklerini ifade eden Dalarel, şöyle devam etti: ''Marmara'da kabus haline gelen kaykay, yine en büyük sorunumuz oldu. Kaykay yüzünden balık avı sağlıklı yapılamıyor. Balıkçılar, daha geniş aralıkları bulunan ağlarla denize açılmak için hazırlık yapıyor. Diğer ağları kaykay yüzünden denizden bile çıkaramıyoruz. Geniş aralıklı ağlarla da sonuç alacağımızı sanmıyoruz ama denemekte fayda var. Kaykay yüzünden Marmara Denizi'nden balıkçılık sona erecek.'' Jelimsi tabaka ''Kaykay''ın yapışması nedeniyle ağların denizden çıkarılamadığını belirten Dalarel, ''Çelik halatların bile kopmasına yol açıyorlar. Direkleri kırıyorlar, makaraları koparıyorlar. Hatta büyük bir balıkçı teknesi kaykay yüzünden neredeyse batıyordu. Ağlar kaykay ile dolunca balık tutamıyoruz. Her gün hortumlarla ağlardan jel temizliyoruz'' dedi. Birçok balıkçının teknelerini satmayı planladığını dile getiren Dalarel, yetkililerden ''Kaykay''a karşı kalıcı çözüm bulmalarını istedi. Gemlik Körfezi'ndeki balıkçılar da ''Kaykay'' yapışması nedeniyle ağlardan verimli şekilde faydalanamadıklarını, hergün ağ ya da teknede oluşan hasarları onarmak zorunda kaldıklarını söyledi. Jelimsi tabaka yüzünden ağların gözeneklerinin kapandığını ifade eden balıkçılar, ''Mantarlar dibe batıyor. Ağlar ters dönünce balıklar gidiyor. Balık tutamayınca da yanımızda çalışanlara para veremiyoruz. Marmara balıkçısının durumu giderek daha kötüye gidiyor'' diye konuştu. Marmara Denizi'nde, bilim adamlarının bir deniz anası türünün sebep olduğunu bildirdikleri, balıkçıların ''Salya'' veya ''Kaykay'' diye adlandırdığı avlanmayı olanaksız hale getiren beyaz jelimsi tabaka, ağları ağırlaştırarak dibe doğru çekiyor ve gözeneklerini tıkıyor. 589145 Hayyam Garipoğlu’nun serbest bırakılmasına itiraz ’nun serbest bırakılmasına itirazÖzden ATİK/ İSTANBUL, (DHA) ’de kafası kesik halde cesedi bulunan cinayetini soruşturan savcılardan Faruk Erşen Yılmaz, katil şüphelisi Cem G’yi sakladığı iddiasıyla gözaltına alınan işadamı amcası 'nun serbest bırakılmasına itiraz etti. İtirazı, nöbetçi mahkeme değerlendirecek. ’nun şoförü Ahmet Batur’un "Babası Cem’i alırken yanında Hayyam Garipoğlu da vardı" diye ifadesi üzerine gözaltına alınan işadamı Hayyam Garipoğlu, 25 Eylül 2009’da Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınmıştı. Hayyam Garipoğlu, cinayeti soruşturan savcı Faruk Erşen Yılmaz ve Mustafa Öztürk tarafından sorgulandıktan sonra tutuklanması istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilmişti. Nöbetçi 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nce sorgulanan Hayyam Garipoğlu, suçluyu saklamak ile bir ilgisinin olmadığını belirterek serbest bırakılmasını istedi. Mahkeme de suçun vasıf ve mahiyeti, sabit ikametgah sahibi olmasını gözönünde bulundurarak Hayyam Garipoğlu’nun serbest bırakılmasına karar vermişti. GİZLİLİK KARARI KALKTI Bu arada dosyası üzerindeki gizlilik kararının kaldırılması için Cem G.'nin avukatlarının yaptığı itirazı inceleyen nöbetçi mahkeme, gizliliğin kaldırılmasına karar verdi. Soruşturmayı yürüten Savcı Faruk Erşen Yılmaz’ın bu karara itiraz etmesi bekleniyor. 588536 Sibel Çarmıklı adliyeye sevk edildi Karakter boyutu Sibel Çarmıklı adliyeye sevk edildi 28.09.2009 12:37Karargah Evleri soruşturmasını yürüten Hava Kuvvetleri Komutanlığı Adli Müşaviri Hava Savcı Albay Ahmet Zeki Üçok'un tutuklanmasına neden olan Çürük Çetesi soruşturmasında adı geçen Sibel Çarmıklı ile oğlu Murat Çarmıklı İstanbul Organize Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alınmıştı. Çarmıklı dahil kişi adliyeye sevk edildi! 587657 Helvacı'dan ilginç değerlendirme! Mehmet Helvacı, maçtan sonra yaptığı açıklamada, aldıkları sonucun futbolun içinde olan bir sonuç olduğunu ifade ederek, ''Çok da kötü oynadığımızı düşünmüyorum. İlk yarıda çok pozisyonumuz var, ama olmadı. Ara sıra böyle şeylerin olması lazım'' dedi. Taraftarlara, takımlarını destekledikleri için teşekkür eden Helvacı, ''Takımımızdan ve teknik heyetimizden memnunuz. Bunlar olabilecek sonuçlar. Herhangi bir şeyin sonu ya da başı değil. Sezon daha çok uzun. Oynamaya ve kazanmaya çalışmaya devam edeceğiz'' diye konuştu. Teknik direktör Frank Rijkaard'ın takımda yaptığı rotasyonla ilgili soru üzerine Helvacı, ''Maça çok farklı bir kadroyla çıkmadık. Bu teknik sorunları hocayla konuşmak lazım. Hocanın tercihi her zaman doğrudur. Tüm hafta boyunca futbolcularla beraberdir. Sürekli antrenmanlarda onları görüyor'' dedi. Galatasaraylı futbolcu Uğur ise normalde sağbek oynamasına karşın Eskişehirspor maçında sol tarafta oynamasının zor olmadığını ifade ederek, ''Hocam bana nerede görev verirse orada oynarım. Elimden geleni yaptım. Galibiyet için çok iyi mücadele ettik, karşımızdaki rakip ileriye uzun toplar atıp, bunları kovalamayı düşünüyordu. Sonuçta berabere kaldık'' diye konuştu. -ÜNAL: ''NAMAĞLUP UNVANIMIZI DEVAM ETTİRİYORUZ''- Eskişehirspor Kulübü Başkanı Halil Ünal, her iki takımın da iyi mücadele ettiklerini belirterek, ''Rüzgara karşı talihsiz bir gol yedik. İşte taç çizgisinden 'çıktı-çıkmadı', şaibeli bir gol belki. Ona rağmen savaştık. Namağlup unvanımızı devam ettiriyoruz. Kendi sahamızda zaten maç vermiyoruz. İnşallah deplasmanda puan, içerde de puanla yolumuza devam ederiz'' dedi. Hedeflerinin UEFA Avrupa Ligi olduğunu dile getiren Ünal, ''Düşüşte olan Sivasspor'a üzülüyoruz. Dolayısıyla onun yerine Anadolu'dan bir takım gelsin istiyoruz. da Eskişehirspor olsun. Çünkü futbol kültürü üst düzey bir takımız'' diye konuştu. Ünal, son olarak maçtan önce takım ve taraftarların otobüsüne yapılan saldırı nedeniyle üzgün olduklarını ifade ederek, ''Hem taraftar, hem de takım otobüsüne çok ciddi saldırılar oldu. Şükür can hasarı yok, ama önemli maddi kayıplar var'' dedi. Eskişehirsporlu futbolcu Ümit Karan, eski takımı Galatasaray'a karşı oynamanın değişik bir duygu olduğunu belirterek, ''Eski takımıma karşı sene sonra ilk kez rakip olarak çıktım. Maçtan sonra Galatasaray soyunma odasına gittim, sohbet ettik. Maçta istediklerimizi yapamadık ama puan almak bizi mutlu ediyor. Galatasaray lige iyi bir başlangıç yaptı, inşallah böyle devam ederler'' diye konuştu. Eskişehirspor'un golünü atan Mehmet ise golü Ümit'e armağan ettiğini söyledi. 587733 Rekor mutluluğu Rekor mutluluğu 28.09.2009 Alman Bild am Sonntag Gazetesi'ne konuşan Daum, "Çok iyi durumdayım ve çok mutluyum. Kulübün yaklaşık 50 yıl önceki rekorunu yeniledik" dedi Fenerbahçe Teknik Direktörü Daum, Antalya galibiyeti sonrası, Alman basınına açıklamalarda bulundu. Bild am Sonntag Gazetesi'ne konuşan Alman çalıştırıcı, Fenerbahçe'de çok iyi durumda ve çok mutlu olduğunu belirtti. Kulübün yaklaşık 50 yıllık ilk maçta galibiyet rekorunu yenilediklerini hatırlatan Daum, hedeflerine ulaşmak istediğini de dile getirdi. Göreve geldiği günden bu yana sabah 08.30'da tesislere geldiğini, bazı geceler 2'ye 3'e kadar oturup çalıştığını ifade eden Alman teknik adam "Bazı geceler kaldığım da oldu" dedi. Köln'den Fenerbahçe'ye geçmesinin, doğru olup olmadığını ilerleyen zamanlarda anlayacağını ifade eden Daum, "Bunun doğru olup olmadığını, Köln ligde kaldığı ve biz de lig şampiyonu olduğumuz zaman göreceğim. Bunlardan biri gerçekleşmezse, her şeyin doğru olmadığını anlayacağım" diye konuştu. 587630 İsveç'te Çin'e Uygur protestosu İsveç'in başkenti Stockholm'deki Medborgarplatzsen Meydanı'nda düzenlenen mitinge ilgi büyüktü. Mitingde konuşan İsveç Türk Federasyonu Başkanı Hasan Dölek, Çin'in Uygur halkına yönelik katliam yaptığını savundu. Dölek, "Görevimiz sesimizin çıktığı kadar Çin katliamını bütün dünyaya duyurmak. Bugün Doğu Türkistan'da Uygur Türklerine katliam yapılıyor. Sizden ricamız, çevrenizdeki insanlara, komşularınıza bu mezalimi anlatmanız. Elimizde her türlü yazı ve resimler mevcuttur" dedi. İsveç Parlamentosu Çevre ve Yeşiller Partisi Milletvekili Mehmet Çin'in de katıldığı ve bir konuşma yaptığı miting, olaysız şekilde sona erdi. İHA 588777 Gazprom 'al ya da öde' ilkesinde ısrarcı İBRAHİM KAHVECİ TAHSİN SINAV Gazprom 'al ya da öde' ilkesinde ısrarcı MOSKOVARusya'nın doğalgaz devi Gazprom, Almanya, İtalya ve Türkiye başta olmak üzere tüketicilerinden sözleşmelerde yer alan tüm doğalgazın kapasitesine göre paranın ödenmesini talep ediyor. Rus Kommersant gazetesine göre, Avrupalı tüketiciler anlaşmada öngörüldüğü şekilde alınmayan gaz miktarınca ceza ödemeye yanaşmıyor. Gazprom da anlaşmanın tazminatla ilgili kısmında herhangi bir değişiklik yapılmasına karşı. Gazeteye göre İtalyan ENI, Türk Botaş, Alman E.ON ve başka firmalar "al ya da öde" yükümlülüğünden kurtulmak için çözüm bulmaya çalışıyor. Kommersant'a göre söz konusu alıcı şirketlerin Gazprom'a tazminat olarak 2,8 milyar dolar ödeme yapmaları gerekiyor. Haberde, Türkiye'nin doğalgaz sevkiyatı şartlarının kolaylaştırılmasına ilişkin Rusya ile masaya oturmak istediği de kaydediliyor. Gazete, "Konuyla ilgili açıklama Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'dan geldi. Türkiye 'al ya da öde' ilkesinin faaliyete geçmesini önlemeye çalışıyor. 'Al ya da öde' ilkesi alınmayan, ama sözleşmede öngörülen doğalgazın parasının ödenmesini öngörüyor. Türk Bakan'a göre, ülkede doğalgaz tüketimi 2009 yılında yüzde 5,4'e düşecek. Türkiye, geçen yıla göre bu yılın ilk altı ayında Rusya'dan yüzde 25 daha az doğalgaz aldı. Bu sevkiyatın toplamı ise 9,5 milyar metreküp. Rusya'nın dışında Türkiye İran'dan da doğalgaz alıyor." yorumunda bulundu. GAZPROM: ANLAŞMADA DEĞİŞİKLİK YAPMAYIZ Benzer sorunların Batılı ülkelerle yaşandığını belirten Kommersant, bu yılın ilk altı ayında Rus doğalgaz sevkiyatının 46 milyar metreküpe kadar (yüzde 29) düştüğünü yazdı. Örneğin Almanya için bu rakam yüzde 44, İtalya için yüzde 34 ve Fransa için ise yüzde 21 oldu. Gazeteye konuşan Gazprom Yönetim Kurulu'na yakın bir kaynak, daha sonraki aylarda da doğalgaz sevkiyatında durumun değişmediğini, dolayısıyla şirketin Avrupa'daki tüm müşteri firmaları al ya da öde çerçevesinde tazminatı ödemek zorunda olduklarını kaydetti. Kaynak, "İlk olarak İtalyan ENI 18 Ocak'ta tam hesabı kapatmalı. İkinci Türk Botaş, daha sonra Alman E.ON. Arkasından Fransız GDF Suez ve Total şirketleri." dedi. RUSYA'NIN KENDİSİ BENZER DURUMDA TÜRKMENİSTAN'A TAZMİNAT ÖDEMEMİŞTİ Gazete, bir yabancı doğalgaz şirket üst düzey yetkilisine atıfta bulunarak Gazprom'a tazminatın ödenip ödenmeyeceği konusunu faal şekilde Rus tarafıyla görüştüklerini belirtti. Tüm Batılı şirketlerin tazminatı ödemek istemediklerini kaydeden yabancı yetkili, "Öncelikle Rusya'nın kendisi de Türkmenistan'a para ödememişti. İkincisi Başbakan Vladimir Putin Ukrayna'ya benzer durumda ceza ödemesini durdurdu. Üçüncüsü ise kimse 2010 yılında tüketimin artacağı garantisi veremez. Bu durum 2013 yılına kadar sürebilir." şeklinde konuştu. Kommersant'ın yorumuna göre Rusya'nın kendisi daha önce aniden Türkmen doğalgaz sevkiyatını yüzde 90 azaltmıştı, ayrıca hiçbir ceza yaptırımı da söz konusu olmamıştı. 28.09.2009 EKONOMİ 588975 Arıların istilası! Arıların istilası! 28.09.2009 16:44Muğla'da arıları taşıyan kamyon bir TIR'a çarpıp devrildi. 100 kovandan kaçan binlerce kızgın arı, hem kazada yaralananları hem yardıma koşan 20 kişiyi soktu. Yaklaşık bir saat boyunca kurtarılmayı bekleyen kişi, özel giyimli 112 görevlileri ve arıcılar tarafından hastaneye kaldırıldı. Kazadan 1.5 saat sonra kovanların arasında mahsur kalan 18 yaşındaki Feyzullah Acar'ın cesedi bulundu. Kadir TAMER MUĞLA (AHT) Muğla'da arı kovanı yüklü kamyonetin park halindeki TIR'a çarpması sonucu kişi öldü, kişi yaralandı. Yaralılara müdahale etmek isteyen 112 Acil Sağlık, polis, itfaiye ve sivil savunma ekiplerine de arılar saldırdı. Arı saldırısıyla birlikte toplam yaralı sayısı 20'ye çıktı. İLAÇ SIKIP KURTARDILAR Muğla'dan yönetimindeki 06 AD 5272 plakalı kamyonla Datça'daki bir arıcıya 100 kovan arı götüren Şeyhmuz Arslan, Marmaris yolunun Sakartepe mevkisinde keskin viraja hızlı girince direksiyon hakimiyetini kaybetti. Arızalandığı için yol kenarında bekleyen Ali Kars yönetimindeki 06 AP 2688 plakalı TIR'a çarpan kamyon devrilince 100 kovan arı bir anda ortalığa saçıldı. Kazada aracının yanında kurtarıcı bekleyen TIR şoförü Ali Namık Kars ile kamyonda bulunan Şeyhmuz Arslan, Özcan Duman, Naci Aktaş, Yakup Karaca ve Feyzullah Acar yaralandı. Yaralılar arıların saldırısına uğradı. Kızgın arılar yaralılara yardım etmek isteyen vatandaşlar ve olay yerine gelen 112 Acil Sağlık ve polis ekiplerine de saldırdı. Üzerlerine ilaç sıkan görevliler, tütsülerle kovanlara yaklaşmayı denedi. Buna karşın görevliler, yaralılardan ancak Ali Namık Kars, Özcan Duman ve Şeyhmuz Arslan'ı güçlükle arı kovanlarının arasından çıkarmayı başardı. yaralı, ambulansın ilaçlanması ve vücutlarına yapışan arıların çıkarılmasından sonra Gökova Sağlık Ocağı'nda tedavi altına alındı. KAZADA YARALANDI, ARI SOKMASI SONUCU ÖLDÜ Arı kovanları arasında mahsur kalan Naci Aktaş, Yakup Karaca ve Feyzullah Acar'ın kurtarılması için bölgeye çağrılan sivil savunma, itfaiye, orman işletme ve ilçe tarım müdürülüğü ekipleri de arıların saldırısına uğradı. Kurtarma girişimlerinin sonuçsuz kalması üzerine Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği'nin girişimleriyle bölgeye arı maskesi giyen yaklaşık 50 arıcı getirildi. Yaklaşık bir saat kurtarılmayı bekleyen yaralıya arı maskesi giyen 112 görevlileri müdahale etti. Aralarında arı sokması alerjisi olan bir doktorun da olduğu kazaya müdahale eden 20 kişi ise birçok kez arılar tarafından sokuldu. Bu sırada polis ve jandarma ekipleri Muğla-Marmaris karayolunun kaza yerine yakın bölümlerinde sürücülere megafonla ''Camlarınızı kapatın, arı saldırısı olabilir'' anonsları yaparak uyarılarda bulundu. Uzun çalışmalar sonucu kovanların arasından çıkarılan kamyonun kasasında yolculuk yapan 18 yaşındaki Feyzullah Acar'ın yaşamını yitirdiği belirlendi. Sağlık yetkililerinin yaptığı ilk incelemede Acar'ın arı sokmasına bağlı olarak yaşamını yitirdiği belirlendi. HEMEN MÜDAHALE EDİLSEYDİ KURTARILABİLİRDİ Muğla Devlet Hastanesi Başhekimi Fahri Tuna, çok sayıda arı sokması durumunda arı zehrine alerjisi olmayan kişilerin de ölebileceğini söyledi. Tuna, "Çok sayıda arı sokması durumda vücutta kırmızı lekeler oluşur ve şişer, nefes alıp vermekte zorlanma başlar. Bu durumda yarım saat içinde hastaya müdahale edilmesi gerekir. Yoksa ölümle karşılaşılabilir" dedi. "ZOR ŞARTLAR ALTINDA ÇALIŞTILAR" Muğla Valisi Ahmet Altıparmak, ''Kazanın ardından arıların saldırısına uğrayan yaralı, sağlık ekipleri ve arıcılarca kurtarılarak hastanelere kaldırıldı. Hastaneye kaldırılan kişiden 1'i yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren kişinin ölüm nedeni araştırılıyor. Olaya müdahale eden sağlık ekipleri ve diğer görevliler zor şartlar altında görev yaptı" dedi. TÜTSÜLERLE TOPLADILAR Bölgeye saçılan arıların trafiği tehlikeye düşürmesi üzerine Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği tütsülerle arıları kovanlarda toplamak için çalışmaya başladı. Ancak, sadece 10-15 kovan arının toplanabildiği belirtildi. 588764 Tren tarım işçilerini taşıyan araca çarptı: ölü,15 yaralı Raylar üzerinde geri doğru gitmekte olan vagonsuz lokomotif, Cem G'nin kullandığı traktörün, içinde tarım işçileri bulunan römorkuna çarptı. Olay sonucu römorkta bulunan Kevser Gava, Saadet Gava ve Rahime Demir öldü. Yaralanan 15 kişi çevre hastanelere kaldırılırken traktör sürücüsü göz altına alındı. 588159 Almanya'da milletvekili Lale Akgün bu kez başaramadı 'da milletvekili Lale Akgün bu kez başaramadı Alman Federal meclisinde iki dönemdir milletvekilliği yapan Sosyal Demokrat Partili (SPD) Dr. Lale Akgün bu kez seçilemedi. II. Bölge'den direk aday olan Akgün seçimi az bir farkla, Hristiyan Demokrat Partili (CDU) rakibi Michael Paul'un gerisinde tamamladı. Seçimin sonuçlanmasına kısa süre kala diğer SPD'li adaylarla birlikte kürsüye çıkan Akgün partililere, “Seçim süresince verdiğiniz destek ve gösterdiğiniz dayanışmadan ötürü hepinize teşekkür ediyorum. Hep birlikte mücadele ettik. Seçimin nasıl sonuçlandığı önemli değil. Gelecekte de dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz” şeklinde seslendi. Akgün seçim sonucunun kesinleşmesinin ardından ise üzgün olduğunu belirterek, aktif siyasete veda ettiğini ve bundan sonra psikolog olarak mesleğini icra edeceğini söyledi. Köln'de SPD'nin diğer üç adayı Rolf Mützenich, Martin Dörman ve Karl Lauterbach ise tekrar meclise girmeyi başardılar 588012 Meteoroloji'den kuvvetli yağış uyarısı Meteoroloji'den kuvvetli yağış uyarısı 28.09.2009 07:00Yapılan son değerlendirmelere göre; Ülkemizin kuzey kesimlerinde aralıklarla görülecek yağışların; Doğu Karadeniz kıyıları (Giresun, Trabzon, Rize, Hopa) ile Artvin, Ordu ve Ardahan çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. HAVA SICAKLIĞI :Kuzey, iç ve doğu kesimlerde ila derece azalarak mevsim normallerinin ila derece altında seyredecek. RÜZGAR :Genel olarak kuzey ve kuzeydoğu yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, Marmara, Kuzey Ege kıyıları ile yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek. UYARILAR KUVVETLİ YAĞIŞ UYARISI: Ülkemizin kuzey kesimlerinde aralıklarla görülecek yağışların; Doğu Karadeniz kıyıları (Giresun, Trabzon, Rize, Hopa) ile Artvin, Ordu ve Ardahan çevrelerinde kuvvetli olması beklendiğinden yaşanabilecek olumsuzluklara karşı (sel, su baskını, taşkın, yıldırım, ulaşımda aksamalar vb.) tedbirli olunması gerekmektedir. 588806 "Bursa Ceza Almazsa Ligden Çekileceğiz" "Bursa Ceza Almazsa Ligden Çekileceğiz" ''Irkçı ve siyasi içerikli sloganlar bizi rencide etmiştir. Futbolda siyasetin yeri yok. Herhangi bir partinin ne temsilcisi ne de uzantısıyız'' Diyarbakırspor Kulüp Başkanı Çetin Sümer, Bursaspor maçında rakip taraftarların attığı siyasi sloganlardan büyük rahatsızlık duyduklarını belirterek, "Bursaspor ceza almazsa kesinlikle ligden çekileceğiz. Bu konuda kararlıyız" dedi. Başkan Çetin, yaptığı açıklamada, cumartesi günü deplasmanda oynadıkları Bursaspor maçı boyunca rakip taraftarların takımlarına ve kendilerini desteklemeye gelen Diyarbakırspor taraftarına yönelik ırkçı ve siyasi içerikli tezahüratta bulunduğunu ifade etti. TFF Başkanı Özgener İle Görüşeceğim Maç boyunca devam eden siyasi sloganların ardından Bursaspor taraftarlarının Diyarbakırspor seyircisine saldırdığını kaydeden Sümer, şöyle konuştu: "Siyasi ve ırkçı içerik dolu sloganlar küçük bir grup tarafından ve kısa süreli yapılmış olsaydı bunu anlardık. Ancak maçtan önce başlayan ve aralıksız devam eden sloganlar maç sonuna kadar devam etti. Buna hakemin ve Bursaspor yöneticilerinin müdahalede bulunmayışı bizi derinden üzdü. Ben bu saldırıların ardından maç sırasında şeref tribününü terk ederek, taraftarlarımızın yanına gittim. Bursasporlu yöneticiler müdahalede dahi bulunmadı bile. Hakeme maç içinde sloganlar için uyarı anonsu yaptırması için yöneticilerimizle haber ulaştırdık. Ancak anons bile yapmadılar. Artık maçlarımızda bu tür sloganları duymaktan bıktık. Gerekli önlemin alınması lazım. TFF Başkanı Mahmut Özgener ile görüşeceğim. Kendisine duyduğumuz rahatsızlığı ve bu konudaki kararlılığımızı iletmek için randevu istemiştim. Düşüncelerimizi görüşmede ileteceğiz. Bursaspor ceza almazsa kesinlikle ligden çekileceğiz. Bu konuda kararlıyız. Irkçı ve siyasi içerikli sloganlar bizi rencide etmiştir. Futbolda siyasetin yeri yok. herhangi bir partinin ne temsilcisi ne de uzantısı değiliz." Başkan Sümer, bu tür ırkçı ve siyasi sloganların bir daha yaşanmaması için ceza uygulanması gerektiğini kaydederek, "Tüm Diyarbakırspor ve Diyarbakırspor taraftarı bu sloganlardan büyük rahatsızlık duyuyor. Diyarbakırspor bir siyasi grubun temsilcisi değildir" dedi. 587877 Köy düğününde beklenmedik bela BEKİR HAZAR Köy düğününde beklenmedik bela Serhat Tutumluer ve Başak Köklükaya'nın rol aldığı Kül ve Ateş'te, Duygu, Ömer'in iş teklifini, yüklü bir avans almak, her konuda yetkili olmak şartıyla kabul eder. Bir takım karanlık adamlar Ömer'in peşindedir. İsfendiyar Ailesi otelin açılışına davet edilir. Gittikleri açılışta onları bir sürpriz beklemektedir. Ömer Duygu'yu yerel mekanları gezmesi için bir köy düğününe götürür. Dönüşte onları bir bela beklemektedir. STAR TELEVİZYON 588936 Çocuk tacizcisi, çocuk filmi setinde yakalandı Çocuk tacizcisi, çocuk filmi setinde yakalandıTeoman ERİŞ/ALANYA (Antalya), (DHA)  'nın İlçesi ve beldelerinde küçük yaştaki kız çocuğuna tacizde bulunduğu iddiasıyla aydır aranan 25 yaşındaki H.A., ilçede çekimi devam eden ‘Süper Çocuklar’ adlı filmin setinde yakalandı. H.A, suçunu itiraf etti. Alanya'nın Güllerpınarı Mahallesi, Oba ve Tosmur beldelerinde ay içinde yaşları ile arasında değişen kız çocuğuna cinsel tacizde bulunan şüphelinin yakalanması için polis çalışma başlatmıştı. İlk taciz Güllerpınarı Mahallesi'nde meydana gelirken yaşındaki bir kız çocuğu apartmanın altında bulunan depoya indirilmiş ve iç çamaşırı çıkarılarak elle tacizde bulunulmuştu. Daha sonra polise Tosmur ve Oba beldelerinde buna benzer taciz olaylarıyla ilgili şikayet geldi. Alanya 'ne bağlı Asayiş Büro Amirliği, tecrübeli polis memurları Şenel Maden ve Murat Güven'i özel olarak görevlendirdi. Alanya'da meydana gelen taciz olayının ardından bir işyerine ait güvenlik kamerası tacizciyi koşarken görüntüledi. Bu görüntüyü incelemeye alan ikili, araştırmasını daha da genişletti. Tacize uğrayan çocukların verdiği bilgiler doğrultusunda şahsın robot resmini çizen iki polis, şüpheliye benzeyen kişiyi tespit etti. Polis, şüphelinin gizlice fotoğraflarını çekerek tespiti için mağdur kızlara gösterdi ve kız da aynı kişiye işaret etti. Araştırmanın 7'nci ayında şahsın nüfusuna kayıtlı 25 yaşındaki H.A. olduğu belirlendi. Takibe alınan H.A.'nın Alanya'da çekilen ‘Süper Çocuklar’ adlı filmde rol alacağı belirledi. Bunun üzerine harekete geçen polis ekipleri, bu sabah erken saatlerde Oba Beldesi'nde filmin çekiminin yapıldığı stüdyoya baskın düzenleyerek H.A.'yı film kostümleriyle yakalandı. Alanya Emniyet Müdürlüğü'ne getirilen H.A., burada yapılan sorgusunda küçük yaştaki çocukları taciz ettiğini itiraf etti. H.A., sorgusunun ardından doktor kontrolü için Alanya Adliyesi'ne götürüldü. Konuyla ilgili olarak açıklama yapan Alanya Emniyet Müdürlüğü yetkilileri aynı bölgede başka tacizlerin de olabileceği şüphesi üzerine soruşturmayı derinleştirdikleri kaydetti. Yetkililer, bu tür taciz olaylarıyla ilgili şikayetleri olanların Emniyet'e başvurmasını istedi. KÖTÜ ADAM ROLÜNDE Filmin yönetmeni Celal Remo, zanlının gün önce gelerek rol almak istediğini ve kendisine küçük bir figüranlık rolü verildiğini söyledi. Remo, “Ancak polisler bu sabah sete gelerek şahsı götürdüler. Kendisi bugün ilk kez çekime katılacak ve kötü adam rolünde olduğu için filmin kahramanlarından senaryo gereği yiyecekti” dedi. ‘Süper Çocuklar’ adlı film, Sinema Sanatı ve Ltd. Şti. tarafından çekiliyor. Filmin konusu, ışıklı gezegenler sisteminde yer alan ‘Dünya Gezegeni’ ile ışıklı gezegenler sistemi dışındaki siyah tabaka sisteminde bulunan ‘Kuş Gezegen’ arasında geçiyor. Kuş Gezegen'in azılı haydutlarından Şamo ile adamı dünyaya iniş yapıyor, savunmasız çocuklardan Sinem, İlker, Melisa ve Sülo, süper güçlerle donanarak haydutlarla mücadele ediyor. 588197 Campbell'in Carlos isyanı Campbell'in Carlos isyanıNotts County ile yollarını ayıran İngiliz yıldızın "Bana 'Carlos gelecek' demişlerdi. ama gelmedi" açıklaması Fenerbahçeliler'in kafasını karıştırdı. 'den ayrılmayı kafasına koyan 'ye mi gitmeyi planlıyordu? Notts County ile yıllık imzalayan Sol Campbell'in yalnızca 29 gün takımda kaldıktan sonra ayrılırken yaptığı açıklamalar sarı-lacivertlilerde kafalara bu soruyu getirdi. Bİr maça çıktıktan sonra Sven Goran 'ın çalıştırdığı Notts County'i terk eden Sol Campbell, kendisine verilen sözler tutulmadığı için League Two'da mücadele eden kulübünden ayrıldığını söyledi. News of the World'e konuşan İngiliz futbolcu, kendisine büyük transferler yapılacağı sözünün verildiğini belirterek, 'Bana Roberto Carlos gibi birçok yıldızın transfer edileceği söylendi. Fakat hiç kimse alınmadı. Kırgın değilim ama hayal kırıklığı yaşadım. Rüyam bir ayda sona erdi' diye konuştu. 588542 "Daha iyi olacağız" "Daha iyi olacağız" 28/09/09 12:35 İsmail Batur, deplasmanda 2-0 yendikleri Kırşehirspor karşısında ilk yarıda istedikleri oyunu sahaya yansıttıklarını, ancak buna karşılık gol bulamadıklarını belirterek, ''İlk yarının son dakikalarında rakibimizin 10 kişi kalması bizi biraz da olsa rehavete iterken rakip takımın hırslanmasına neden oldu'' dedi. Karşılaşmanın ikinci yarısında istedikleri oyunu sahaya bir türlü yansıtamadıklarını ifade eden Batur, şöyle konuştu: ''Buna rağmen son dakikalarda gol bulmaya başardık. İyi oynadığımız ilk yarıda gol bulamazken, ikinci yarıda goller bulduk. Eğer ilk yarı golü bulabilseydik çok daha farklı bir skor elde edebilirdik. Oyuncularımı yine de gösterdikleri mücadeleden dolayı kutluyorum. Her geçen gün daha iyi olacağımızı düşünüyorum. Gelecek haftalarda izleyenlerin zevk aldığı bir futbol ortaya koyacağımızı ümit ediyorum. Bu takıma güvenenlerin inancını boşa çıkarmamak için mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.'' 589065 Kenan Sofuoğlu Bir İlke Daha İmza Attı Kenan Sofuoğlu Bir İlke Daha İmza Attı Kenan Sofuoğlu, elde ettiği 14 birincilikle Dünya Supersport Şampiyonası tarihinde en fazla yarış kazanan sporcu unvanına sahip oldu. İtalya Imola Pisti'nde koşulan sezonun 12. ayağını birincilikle tamamlayarak kötü gidişe "dur" diyen Kenan Sofuoğlu, aynı zamanda bir ilki de gerçekleştirdi. 1998 yılından buyana düzenlenen Dünya Supersport Şampiyonası'nda 2007 yılında Dünya Şampiyonu olmayı başaran milli sporcu, toplamda kazandığı 14 birincilikle de tarihi bir başarıya ulaştı. Öte yandan Sofuoğlu, 2007 yılında 13 yarışla zirvede yarışı bırakan Fransız Sebastien Charpentien'e ait olan rekoru da eline geçirmiş oldu. Ayrıca şampiyon olduğu 2007 yılında birincilikle bir sezonda en fazla yarış kazanan sporcu unvanını da elinde bulunduran Kenan Sofuoğlu, Supersport'un "en iyi" yarışçısı ilan edildi. Sofuoğlu, Charpentien'in 10 sezonda ulaştığı başarıyı sezonda geride bırakmayı başaran isim oldu. Öte yandan sezonun 13. ayağı 3-4 Ekim tarihlerinde Fransa'nın Magny Cours Pisti'nde koşulacak. 588528 CHP'li Okay'ın kardeşi Adliye'de KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN AKTAY CHP'li Okay'ın kardeşi Adliye'de Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Arslan'ın tutuklandığı operasyonda çetenin iki numaralı ismi CHP Grup Başkanvekili Süha Okay'ın kardeşi M. Fehmi Okay çıktı. YENİ ŞAFAK İNTERNET-AJANSLAR Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ile 4. sınıf emniyet müdürleri Murat Nemutlu ile Mustafa Aral'ın da tutuklandığı İstanbul'daki uyuşturucu operasyonuna ilişkin gözaltına alının CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay'ın kardeşi Mustafa Fehmi Okay adliyeye çıkarıldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğüne bağlı Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine getirilen Mustafa Fehmi Okay, Adli Tabiplikte sağlık kontrolünden geçirildi. Okay'ın, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk'e ifade vermesi bekleniyor. AYRINTILAR GELİYOR... 28.09.2009 588984 Eyüp'te korkutan yangın Eyüp'te korkutan yangın Eyüp'te üç katlı ahşap binada çıkan yangın sonucu yarım saat içerisinde tamamen yandı. İtfaiye ekiplerinin müdahalesiyle alevler çevredeki binalara sıçramadan kontrol altına alınırken, mahalle sakinleri korku dolu gözlerle söndürme çalışmalarını izledi. İSTANBUL (AHT) İslambey Mahallesi, Halitpaşa Caddesi, 59 numarada bulunan üç katlı ahşap binadaki yangın 11:00 sıralarında çıktı. Kimsenin oturmadığı binada çıkan yangın bir anda büyüyerek tüm binayı sararken, alevler metrelerce yükseldi. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri, binayı saran alevleri kontrol altına almakta güçlük çekti. Alevlere yenik düşen ahşap binanın üst katları yıkılınca itfaiye ekipleri de zor anlar yaşadı. Yangının çevre binalara sıçraması önlenirken, üç katlı ahşap bina yarım saat içerisinde tamamen yandı. Korku dolu gözlerle yangının söndürülmesini izleyen mahalle sakinleri, yıllardır boş olan binada zaman zaman tinercilerin ve uyuşturucu bağımlılarının kaldığını yangını da bu kişiler tarafından çıkarılmış olabileceğini iddia ettiler. 588339 Beşiktaş, Rusya'ya gitti! Beşiktaş, Rusya'ya gitti! 28/09/09 10:38 Teknik direktör Mustafa Denizli yönetiminde dün basına kapalı gerçekleştirdiği antrenmanla CSKA Moskova maçının hazırlıklarının İstanbul etabını tamamlayan ve bu sabah özel bir uçakla Moskova'ya giden Beşiktaş'ın kafilesinde şu oyuncular bulunuyor: Rüştü, Hakan, İbrahim Kaş, Sivok, Ferrari, İsmail, İbrahim Üzülmez, İbrahim Toraman, Fink, Ernst, Ekrem, Tello, Uğur, Tabata, Yusuf, Serdar Özkan, Holosko, Nihat, Nobre ve Bobo. 589035 "Kriz Küresel Çare de Küresel" "Kriz Küresel Çare de Küresel" Küresel kriz ile ilgili bu yorumu yapan Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, ihracat rakamlarını da değerlendirdi. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, küresel krizin çözümünün de küresel olduğunu belirterek, ülkelerarası ikili temasları ara vermeden sürdürdüklerini belirtti. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Çin Halk Cumhuriyeti'ne yaptığı ziyaretin hemen ardından, ayağının tozuyla İstanbul'da Türkiye- Brezilya İş ve Yatırım Forumu'na katıldı. Küresel kriz ortamında ikili ticari ilişkilerin geliştirilmesinin önemine değinen Çağlayan, dünyanın 10'uncu ekonomisi olan Brezilya ile dünyanın 17'nci ekonomisi olan Türkiye'nin birlikteliğinin krize karşı önemli bir köprü olacağını vurguladı. Çağlayan, "Küresel kriz varsa bunun çaresi de küreseldir. Böyle bir ortamda ülkelerin birbiriyle olan ticari münasebetleri, ülkelerin birbiriyle olan karşılıklı yatırım imkanları ve yatırım avantajları ve bu avantajları birleştirerek, üçüncü ülkeler nezdinde yapacakları yatırımlar ticari ilişkiler için çok büyük önem arz ediyor" diye konuştu. Türkiye ihracatının 2008 yılında değer bazında yüzde 30 azaldığını belirten Zafer Çağlayan, ihracattaki bu azalmanın miktar bazında ise sadece yüzde 13 olarak gerçekleştiğine dikkat çekti. Çağlayan, şöyle devam etti: "Geçen yıl 100 otomobil satan Türkiye bu yıl 87 otomobil satmıştır. Ama geçen yıl 100 otomobil satan ve bunun karşılığında örneğin 100 dolar gelir elde eden Türkiye bu yıl 100 dolara karşılık 70 dolar gelir elde etmiştir. Bunun tekrar altını çizerek söylüyorum. Dünyadaki emtia fiyatlarının düşmesi ve dolar-euro paritesindeki dünyada yaşanan gelişmelerdir." 588959 Piyanist Brendel Boğaziçi Üniversitesi'nde Yapılan açıklamaya göre, Brendel, dinletisini 07 Ekim akşamı, üniversitenin tarihi salonu Albert Long Hall'de sunacak. Üniversitenin Alfred Brendel ile başlayan Sonbahar 2009 programında, çeşitli sanatçı ve topluluklar sahne alacak. 588779 Kış, Doğu'ya erken geldi (Galeri) KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN AKTAY Kış, Doğu'ya erken geldi (Galeri) Doğu Anadolu Bölgesi'nin kuzey kesiminde soğuk hava etkili olmaya başlarken, bölgede gece en düşük hava sıcaklığı eksi dereceyle Erzurum'da ölçüldü. ERZURUM (İHA) Erzurum Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, Türkiye'nin güneyindeki alçak basınç sistemi ve ana cephe sisteminin etkisi altında olan Kuzey Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki Erzurum'da gece en düşük hava sıcaklığı eksi derece oldu. Diğer illerde gece en düşük hava sıcaklıkları ise Ardahan'da eksi 2, Kars'ta 0, Ağrı'da 3, Erzincan'da derece olarak kaydedildi. Bölgede bugün en yüksek hava sıcaklıklarının ise Iğdır'da 20, Ağrı'da 18, Erzincan'da 16, Kars'ta 13, Erzurum ve Ardahan'da 10 derece olması bekleniyor. Yetkililer, sıcaklıkların mevsim normallerinin 3-4 derece altında seyrettiğini, özellikle Erzurum, Kars ve Ardahan illerinin yüksek kesimlerinde zaman zaman karla karışık yağmur beklendiğini ifade ettiler. Öte yandan dün yağan karla birlikte Palandöken dağının beyaza büründüğünü fark eden bazı Erzurumlular, fırsatı değerlendirerek araçları ile kayak merkezinin bulunduğu yerlere çıktı. Yazı tam yaşamadan kışın geldiğini belirten Erzurumlu gençler, kar topu oynamak için Palandöken dağına geldiklerini söylediler. Erzurum'u Rize'ye bağlayan İspir ilçesinden sonraki Ovit dağı geçidinde kar kalınlığı ise 30 santimetreye ulaştı. Ovit geçidinde gece tipi sebebiyle kesilen ulaşım, bu sabah kontrollü olarak açıldı. Karayolları ekipleri bu bölgede karla mücadele çalışmalarını sürdürüyor. 28.09.2009 588116 Kayıp cevher Elano! HTSPOR Brezilya Milli Takımı’nda ilk 11’de forma giyen Elano Blumer, dün geceyi kulübede bitirdi. Rijkaard’ın son dakikalarda bile süper yıldızı düşünmemesi, oldukça yadırgandı. Dünyada futbol denince Brezilya, Brezilya denince de futbol ve samba gelir akla... Dünya karmasını andıran Brezilya Milli Takımı için de ‘Seleçao’ yani seçilmişler ifadesi kullanılır... 1-2 sezon öncesine kadar Süper Lig’de forma giyen bir futbolcunun Brezilya Milli Takımı’na çağrılması manşetleri süslerken, dün ilginç bir tablo vardı Sami Yen’de... Brezilya Milli Takım Teknik Direktörü Dunga’nın gözdelerinden olan, sezon başında 7milyon euro bonservis ödenerek G.Saray’a transfer edilen Elano, dün geceyi kulübede tamamladı. Aslan kendi evinde 1-1’lik beraberliği bozmak için çaba harcarken, Rijkaard’ın kulübedeki ‘Seleçao’ya son bölümde bile görev vermemesi şaşkınlığa neden oldu. 588065 Kuzeyde yağış hakim Sıcaklık kuzey, iç ve doğu kesimlerde ile derece azalarak mevsim normallerinin ile derece altında seyredecek. Rüzgar, genel olarak kuzey ve kuzeydoğu yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, Marmara, Kuzey Ege kıyıları ile yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek. 588608 Olmaz böyle şey! Olmaz böyle şey! Keita’nın fantastik çalımı ve Nonda’ya attırdığı gol Adnan Polat’ı mest etti G.Saray Başkanı Polat, sezonun en şık hareketiyle Murat Önür’ün içinden geçip takımına golü kazandıran Fildişili oyuncusunu “Bu nasıl adam?” sözleriyle övdü G.SARAY’IN Fildişili yıldızı Abdel Kader Keita, önünde Nonda’ya yaptığı asist öncesindeki fantastik çalımıyla izleyenleri büyüledi. Keita’nın yoktan var ettiği pozisyonla golü bulan sarı-kırmızılılar galibiyeti kaçırsa da Fildişili oyuncu sezonun en güzel çalımını atarak maçın önüne geçti. VUCKO’DAN HAYATİ ISKA 38. dakikada ’ın pasında Keita orta sahaya yakın bir noktada sağ ayağının dışıyla topun altına girerek kendisine müdahale etmeye çalışan Murat Önür’ün adeta içinden geçti. Yıldız futbolcu rakibini şık bir hareketle ekarte ettikten sonra sağ çizgiden hızla ilerleyip Doğa’nın yanına gelmesine fırsat vermeden topu ceza sahasına gönderdi. Vucko’nun ıskasında da Nonda’ya sadece dokunmak kaldı. GOLE sevinen isimlerin başında G.Saray Başkanı Adnan Polat gelirken, Şeref Tribünü’nde Keita’nın golü için “Olmaz böyle şey. Bu nasıl adam?” yorumunu yaptı. 588364 Hitler intihar etmedi mi? Hitler intihar etmedi mi?"Onun olduğu sanılan kafatası kalıntıları bir kadına ait!" 28.09.2009 07:22ABD’li bilim adamları, yıllarca Rus arşivlerinde saklanan Hitler’in kafatası kalıntılarının bir kadına ait olduğunu ortaya çıkardı. Hitler’in 30 Nisan 1945’te kendisini kafasından vurarak intihar ettiği iddia ediliyordu. Connecticut Üniversitesi’nin Hitler’in kafatası üzerinde yaptığı DNA testleri bu iddiayı çürüttü. History Channel için hazırlanan “Hitler’in Kaçışı” isimli belgeselde açıklanacak araştırmaya göre kafatası 40 yaşında bir kadına aitti, Hitler ise 1945’te 56 yaşındaydı. 588250 Imola'da Kenan Sofuoğlu kazandı! Yarışa 2. sıradan başlayan Sofuoğlu, daha ilk tur ile liderliği ele geçirerek tüm yarış boyunca kontrolü altında tuttu ve San Marino'da podyumun tepesinde yer aldı. Şampiyona lideri Crutchlow, yarışın bitmesine tur varken kaza yaparak yarış dışı kaldı ancak 210 puan ile liderliği sürüyor. Şampiyonada 2. sırada yer alan Laverty, burada 2. olarak Crutchlow ile puan farkını 2'ye düşürdü. Kenan Sofuoğlu ise Imola'da kazandığı puanlar ile toplamda 153 puan kazandı ve klasmanda 3. sıraya yükseldi. 2009 Dünya Supersport şampiyonası, Magny Cours ve Portimao'da yapılacak yarışlar ile sona erecek. () 588769 Filipinler'de Sel Felaketi Filipinler'de Sel Felaketi Ülkede son 42 yılın en büyük sel felaketi yaşandı. Felakette ölü sayısı 100'ü aştı. Başkent Manila ile 25 kent afet bölgesi ilan edildi. Filipinler'de son 42 yılın en büyük sel felaketine yol açan tropikal fırtına Ketsane yüzünden yüzde 80'i su altında kalan başkent Manila ile 25 kent afet bölgesi ilan edildi. Fırtına ülkenin bir ayda aldığı yağıştan daha fazla miktardaki yağışı 12 saatte bölgeye bıraktı. Hızı 100 kilometreye ulaşan rüzgarın eşliğindeki yağmurlar bazı kasabaların tamamının su altında kalmasına, toprak kaymalarına yol açtı. 400 binden fazla kişi evsiz kaldı. Ölü sayısı 100'ü aştığı felakette bilançonun ağırlaşmasından endişe ediliyor. Afetin şiddeti ve etkilediği alanın genişliği kurtarma ekiplerini zor durumda bıraktı. Hava şartlarının düzelmesinin ardından, asker ve gönüllülerin de destek verdiği yardım ve kurtarma çalışmalarına hız verildi. Evlerini terketmek zorunda kalanların büyük bölümü okullara yerleştirildiği için eğitime ara verildi. Her yıl yaklaşık 20 tropikal fırtınanın etkilediği Filipinler'de, son felaketin yolaçtığı zarar milyonlarca dolar olarak ifade ediliyor. 588291 Dağlıca baskını ders kitabında Milli Bakanlığınca, Samettin Başol, Tuğrul Yıldırım, Miyase Koyuncu, Abdullah Yıldız ve Ömer Faruk Evirgen'den oluşan bir komisyona yazdırılan, "İlköğretim Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük" dersi 8'inci sınıf ders kitabında, Mustafa Kemal 'ün doğumu, öğrenim hayatı, katıldığı savaşlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu, Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomi, sanat, eğitim, sağlık alanında katettiği aşamalar, dış politika, 2. Dünya Savaşı ve Soğuş Savaş dönemi ayrıntılı olarak ele alınıyor. Kitabın 'ün ölümünden sonra Türkiye'de yaşanan olaylar ve yakın tarihe ayrılan 7. ünitesinde, "Türkiye'ye yönelik tehditler" bölümünde, bölücü unsurların faaliyetleri, irticai faaliyetler, misyonerlik faaliyetleri, Türk-Ermeni ilişkileri hakkında bilgi veriliyor. Gazete kupürlerinin de gösterildiği bu bölümde Türkiye Cumhuriyeti'nin son 40 yılının belli başlı olayları ele alınıyor. Kitabın 1970'li yılların sonlarında vatandaşların çeşitli malları satın almak için girdikleri kuyruklar ile yerli olan Anadol'un bir fotoğrafının yer aldığı bu bölümünde, TRT'nin kuruluşu ile Antalya Uluslararası Portakal Film Festivali'nin gelişim öyküsüne de yer veriliyor. Türk ordusunun 'taki soydaşlarını kurtarmak için gerçekleştirdiği "Barış Harekatı"nın yanı sıra Kore'den Somali'ye, Bosna Hersek'ten 'ya, Makedonya ve 'dan Lübnan ve Sudan'a kadar dünya barışına katkı için aldığı etkin roller de ders konuları arasında bulunuyor. Bölücü unsurların faaliyetlerinin anlatıldığı bölümde ise Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın katledilmesi, bölücü teröristlerin Dağlıca Karakolu'na saldırısı sonucu 12 Mehmetçiğin şehit olması, terör saldırılarına karşı vatandaşların çeşitli illerde düzenledikleri mitinglerin haberlerinin yer aldığı gazete kupürleri kullanıldığı görülüyor. Bu bölümde, Ermeni terör örgütü Asala'nın Türk diplomatlarına yönelik suikastleri ile ordusunun 1991'de Kuveyt'e girmesiyle baş gösteren Körfez Krizi de çeşitli örneklerle anlatılıyor. 588371 Ankara'da 3.6 büyüklüğünde deprem Kazan Kaymakamı Veysel Beyru, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gece meydana gelen depremin ardından ilçedeki sağlık ve sivil savunma ekiplerinin teyakkuz haline geçtiğini söyledi. Yapılan araştırmaların ilçe merkezi ve köylerde can ve mal kaybının yaşanmadığını gösterdiğini belirten Beyru, sabah saatlerinde ilçede normal hayatın devam ettiğini gözlemlediklerini ifade etti.Hava Durumu 587962 Türk Televizyonunun Başarısı Türk Televizyonunun Başarısı Orta Atlantik Bölgesi Emmy Ödülleri töreninde Amerika'da kurulan ilk Türk televizyonu "Ebru TV", üç ödüle layık görüldü. Philadelphia kentinde düzenlenen yarışmada ABC, NBC, PBS, FOX gibi önde gelen Amerikan televizyon kanallarının bir yıl içindeki programları yarıştı. Ve ABD'de yaşayan Türkler tarafından kurulan "Ebru TV" Emmy ödülüne layık görüldü. "Tarih ve Kültür Programları" dalında, "Amerika'daki Dünya: Tayvan" adlı program ödüllendirilirken, Bilim ve Sağlık Programları kategorisinde de "Madde ve Ötesi: Yapay Zeka" adlı program ödüle layık bulundu. Üçüncü ödül ise Program Jeneriği dalında verildi. New Jersey eyaletinden yayın yapan Ebru TV, yayınlarında ağırlıklı olarak sosyal içerikli ve Türk kültürünü tanıtıcı programlara yer veriyor. Çalışanlarının önemli bir bölümü Türk yayıncılardan oluşan televizyon, ABD'nin yanı sıra Kanada'dan da izlenebiliyor. 587734 Jandarmada sarsıcı telekulak skandalı! Jandarmada sarsıcı telekulak skandalı! Jandarmada sarsıcı telekulak skandalı! ABDURRAHMAN 28.09.2009 İstihbarat astsubayı sahte evrakla dört telefonu teknik takibe aldı. Astsubay bir ay sonra yakalanınca "Şüphelendiğim sevgilimi dinledim" dedi. Telekulak denetimsizliği böylece bir kez daha ortaya çıktı İstanbul İl Jandarma Alay Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü, haberleşme özgürlüğü tartışmalarının yaşandığı bir dönemde filmlere konu olabilecek bir dinleme skandalıyla sarsıldı. Murat B. adlı teknik istihbarat astsubayı, sahte imzayla üç aylık teknik takibe dayalı evrak düzenledi. Birinci ayın sonunda dinleme Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanlığı'nda görevli bir kadın memurun dikkatini çekince olay açığa çıktı. Jandarma'nın yürüttüğü idari tahkikat sonucunda İstanbul Maslak'ta görev yapan Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş Murat B. "resmi belgede sahtecilik, özel hayatın ve haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek" suçlarından mahkemeye sevk edilerek tutuklandı. Murat B.'nin amiri Cengiz Ö. ile mesai arkadaşı Murat T. de kamu görevlisi olarak işlenen bir suçu bildirmedikleri gerekçesiyle tutuksuz yargılanıyor. Murat B. ifadesinde, dinlediği telefon numalarından birini sevgilisi Hatice Ç.'nin kullandığını, Hatice Ç.'yi kıskandığı için dinlediğini söyledi ve "Bu numaraları sevgilimin çantasındaki bir kartvizitte gördüm, tek tek arayarak hepsinin erkekler tarafından kullanıldığını tespit ettim" dedi. 20 Haziran-22 Temmuz 2009 arasındaki dinlemeye adı karışan Hatice Ç. olayın ardından sır oldu.Hatice Ç.'nin ifadesinin alınmaması dikkat çekti. BU YOLLA HERKES DİNLENEBİLİR Skandal, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) koordinatörlüğünde yürütülen telefon dinleme faaliyetlerindeki denetim eksikliğini gündeme getirdi ve herkesin dinlenebileceğini gözler önüne serdi. Dinleme olayında astsubayın "Sevgilim kullanıyor" dediği telefon numarası Hasan Atılgan adına çıktı. Astsubay dinleme evrakında ise bu numarayı kullanan kişiyi Aziz Şükrü olarak göstererek teknik takip kararı çıkardı. Bir istihbarat yetkilisine göre, bu tür kafa karıştırıcı unsurlar dosyaya, bazen gerçekte dinlenen kişiyi gizleme amacıyla eklenebiliyor. Bu tür durumlarda araya giren paravan isimler, asıl dinlenen kişiyi maskelemeye yarıyor. Hukukçular, hâkimlerin ve savcıların telefon dinleme kararları verirken daha dikkatli olmaları gerektiğini vurguluyor. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz ceza avukatı Cem Alptekin, mevzuatın bu tür suiistimallere imkân verdiğini söyledi. Alptekin, "Bu olayda vahim bir durumla karşı karşıyayız. Dinleme kararı yazma yetkisini adli kolluğun elinden almak lazım" dedi.Jandarmada sarsıcı telekulak skandalı! 588733 Adliye önünde kendini vurdu Galeri Taksicilik yaparak geçimini sağladığı öğrenilen S.A. (43), Erzurum Adliye binası önünde eşi Semra A'yı da rehin alarak intihar girişiminde bulundu. S.A, 2007'de dokuz aylık kızı Beratül'ü nefes darlığı nedeniyle Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aziziye Araştırma Hastanesi'ne götürdüğünü ve aşırı antibiyotik verilmesi nedeniyle bağışlık sisteminin zayıflaması sonucu öldüğünü iddia etti. Çocuğunun ölümünden Erzurum'daki yetkililerin sorumlu olduğunu öne süren S.A, ''Hiç acımadan evladımızı öldürüp, elimize verenler beni bu hale getirdi'' yazılı bir döviz açtı. Daha sonra, üzerindeki kuru sıkı tabancayla kendini vuracağını söyleyen S.A, elindeki silahı kendisine müdahale etmek isteyen polis memurlarına yöneltti. Polisin uzun süren çabalarına rağmen ikna olmayan S.A, elindeki kuru sıkı tabancayla karnından vurarak kendini yaraladı. Olay yerindeki ambulansla Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan S.A, burada ilk müdahalesinin yapılmasının ardından durumunun ağır olması nedeniyle Aziziye Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. -ESKİ HÜKÜMLÜ VE DAHA ÖNCE DEFALARCA İNTİHAR EYLEMLERİNDE BULUNMUŞ- Bu arada, S.A'nın ''aklı dengesi yerinde olmayan küçük yaşta kız çocuğuna tecavüz'' suçundan yıl 10 ay hüküm giydiği öğrenildi. Bu kişinin ayrıca daha önce Erzurum'un çeşitli semtlerinde saatlerce süren intihar eylemlerinde bulunduğu kaydedildi. AA Multimedia 588584 Trabzon'da kar yağışı etkili oldu AA muhabirinin, İl Özel İdaresi Yol Şube Müdürlüğü yetkililerinden aldığı bilgiye göre, gece saatlerinde başlayan ve aralıklarla süren kar yağışı özellikle yayla yollarını olumsuz etkiledi. Kar yağışından dolayı Hayrat ve Şalpazarı ilçeleri başta olmak üzere yüksek kesimlerdeki ilçelerde toplam 25 köyün yolu ulaşıma kapandı. Yetkililer, kapanan köy yollarının yaklaşık 475 kilometre olduğunu, bu yolların açılması için İl Özel İdaresine bağlı 22 ekibin çalışmalara başladığını belirtti. -YAYLADA MAHSUR KALDILAR- Öte yandan, Maçka ilçesine bağlı Üçgedik Yaylası'nda ailesiyle birlikte evlerinde mahsur kalan Hüseyin Hakkı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaylada yaklaşık 20 evde 50 kişinin dışarıya çıkamadığını söyledi. Gece saatlerinde başlayan kar yağışının fırtınayla birlikte etkili olduğunu ifade eden Hakkı, ''Gerekli mercilere bilgileri verdik. Burada iki tane felçli hastamız var. Tek çekincemiz onlar. Kısa sürede yolumuzun açılacağına inanıyoruz'' dedi. 587765 'Birinci önceliğimiz çocukları bulmak' Sonuç alana kadar çocukların bulunması birinci önceliğimiz." dedi. Emniyet Müdürü Arif Akkale de asılsız ihbarlara dikkat çekerek, "Olayı saptıracak değişik yönlendirmelerden kaçınarak sadece çocukların bulunmasına odaklandık." diye konuştu. KAYSERİ AA 588081 Maç öncesi ve sonrasında olay Maç öncesi ve sonrasında olay maçı öncesi ve sonrası Ali Sami Yen'de istenmeyen görüntüler vardı. Bebaberlik sarı kırmızılıları çıldırttı. taraftarı Eskişehir takım otobüsü ve taraftarlarını taşıyan araçları taşlayıp, hasar verdiler. Maç bitiminde Es-Es tribünlerine saldıran G.Saray taraftarları iki de polisi dövdü Maç öncesinde istenmeyen olaylar yaşandı. 'deki Sürmeli Otel'de kalan kafilesinin otobüsüne taşlı düzenlendi. Eskişehirspor kafilesi oteldeyken, 30-40 metre ilerideki karakolun önünde bulunan Eskişehir takım otobüsünü, Galatasaray taraftarları taş yağmuruna tuttu. Otobüsün camları inerken, Eskişehirspor maçın başlamasına çok kısa bir süre kala Ali Sami Yen'e gitmek için yeni bir otobüs arayışına koyuldu. Galatasaraylı taraftarlar, Eskişehir'den gelen ve taraftarları taşıyan otobüse de saldırarak camlarını taşlarla kırdılar. Ayrıca Eskişehir'den gelen, 26 plaka numaralı araçlar da saldırıya uğradı. İKİ POLİSE Maçın bitiminin ardından Eskişehirsporlu taraftarlar beraberliğin sevincini yaşamaya başlarken, taraftarların Serdar'a saha ortasında üçlü çektirmesi Galatasaraylı seyircileri öfkelendirdi. Galatasaraylı taraftarlar, buna büyük tepki gösterirken, yenilenen eski açık tribündeki taraftarlar misafir tribününe doğru saldırdılar. Bu sırada sarı-kırmızılı taraftarlar arasında kalan iki tane polisin darp edildiği gözlendi. Ancak takviye güvenlik güçlerinin araya girmesiyle olaylar daha fazla büyümeden önlendi. 588253 Borsada yabancı payı arttı Borsada yabancı payı arttı 28 Eylül 2009 Pazartesi, 10:43 Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerine göre, 25 Eylül 2009 tarihinde yabancıların hisse adedi bakımından borsadaki payı yüzde 53,22 olurken, piyasa değeri açısından payı ise yüzde 66,69 olarak gerçekleşti. Yabancılar, bu tarih itibariyle 14 milyar 34 milyon 15 bin 367 adet hisse ile toplam 75 milyar 394 milyon 172 bin 763 lira tutarında piyasa değerini ellerinde bulundurdu. Yabancıların 18 Eylül 2009 tarihinde İMKB'deki payı yüzde 66,60 seviyesindeydi. AA 589033 Can Boğazdan Gelir Dediler... Can Boğazdan Gelir Dediler... Japon Kobayshi dakikada 93 hamburger, Amerikalı Wilkes 10 dakikada 11 "corn dog" (çöpte sosis) yiyerek rekor kırdı. Amerika Birleşik Devletleri, iki ilginç yarışmaya ev sahipliği yaptı. Tennesse eyaletindeki hamburger yeme yarışmasını, dakikada 93 hamburger yiyen Japon Takeru Kobayashi kazandı. Texas'taki "corn dog" yani "çöpte sosis" yeme şampiyonasının birincisi ise 10 dakikada 11 "corn dog" yiyen Amerikalı Michael Wilkes oldu. Tennessee Eyaleti'ndeki Dünya Hamburger Yeme Şampiyonası'na ilgi büyüktü. Yarışma, dünyanın dört bir yanından gelen hamburger tutkunlarını biraraya getirdi. Bu yılki yarışmayı Japon Takeru Kobayashi kazandı. Kobayashi, dakikada tam 93 hamburger yiyerek, güçlü rakiplerini geride bıraktı. Japon şampiyon, birincilik ödülü olarak 20 bin dolar kazandı. Kobayashi'nin en büyük rakibi Amerikalı Joey Chestnut ise 81 hamburger yiyerek ikinci oldu. İlginç bir diğer yarışmanın adresi Texas eyaletiydi. Geleneksel Texas festivali kapsamında yapılan "corn dog" sosis yeme yarışması renkli görüntülere sahne oldu. Yarışmayı, çöp şişi andıran 11 sosisi 10 dakikada yiyen Amerikalı Michael Wilkes kazandı. 15 rakibini geride bırakan Wilkes, üçüncü kez üst üste bu ilginç yarışmayı kazanmış oldu. 588481 Taraf muhabiri Baransu'ya yeni dava Taraf muhabiri Mehmet Baransu'ya açılan davaya ilişkin haber Taraf gazetesinde şöyle yayınlandı: 17 askerin şehit olduğu Aktütün baskınıyla ilgili ceride raporlarını haberleştiren muhabirimiz Mehmet Baransu’ya beş yıldan 10 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığı’nın şuç duyurusu üzerine açılan davada Baransu, “Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklamakla” suçlanıyor. Şu tesadüfe bak Taraf’ta Mehmet Baransu imzasıyla 13 Nisan 2009’da yayımlanan “Ceride Raporları” haberinde Aktütün Karakolu’na baskın zamanı, baskın anında uçakların kalkış saati, Başbakan ve Cumhurbaşkanlığı’na olayın ne zaman bildirildiği, Genelkurmay Başkanı’nın Karargâh’a saat kaçta geldiği gibi bilgilere yer verilmişti. Haberin yayımlanmasından iki ay sonra harekete geçen Askerî Savcılık, 12 Haziran 2009’da muhabirimiz hakkında suç duyurusunda bulundu. Genelkurmay’ın suç duyurusu için seçtiği tarihin “AKP ve Gülen’i Bitirme Planı” haberinin Taraf’ta yayımlandığı güne denk gelmesi dikkat çekti. Söz konusu haberin altında da Baransu’nun imzası vardı. Muhabirimiz hakkında 10 yıla kadar hapis cezası isteyen Askerî Savcılığın suç duyurusu yazısında “Ceride kayıtlarının gizli, gizlilik dereceli, gizlilik derecesi kaldırılmamış veya değiştirilmemiş, TCK’nın 326/1 fıkrası kapsamında olan bilgi ve belgelerden olduğu, bu belgelerin açıklanması suretiyle TCK’nın 329/1 fıkrası gereğince Mehmet Baransu’nun suç işlediği anlaşılmış olup, gereğinin yapılması” talep edildi. Dava 18 kasımda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletilen dosya, buradan da Ergenekon soruşturmasını da yürüten Cumhuriyet Savcısı Ercan Şafak’a gönderildi. 27 Ağustos 2009 tarihinde tamamlanan iddianamenin, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesiyle birlikte Baransu hakkında dava açıldı. Baransu, 18 Kasım 2009’da hâkim karşısına çıkacak. Genelkurmay da açıklamıştı Konuyla ilgili konuşan Mehmet Baransu şöyle dedi: “Ceride raporları, karargâhta yaşanan olaylarla ilgili tutulan günlük notlardan oluşuyor. Bugüne kadar ceride raporlarında yer alan bilgiler binlerce kez Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde basın bildirisi olarak açıklandı. PKK kamplarına yapılan baskınlar, uçakların saat kaçta kampları bombaladığı, PKK’lıların baskın yaptıkları saat, baskınla ilgili bilgiler, Genelkurmay’ı ziyaret eden kişiler gibi birçok konu kamuoyuyla paylaşıldı. Ben haberi baskından altı ay sonra yaptım. Orgeneral Hasan Iğsız da benzer bilgileri baskından hemen sonra basın toplantısı düzenleyerek açıklamıştı. Ben de Iğsız gibi olayı açıkladım. Genelkurmay açıklayınca suç olmuyor, ben açıklayınca mı suç oluyor?” (Taraf) Hava Durumu 587670 Kayseri'den Kasımpaşa'ya İlk Puan Kayseri'den Kasımpaşa'ya İlk Puan Kayseri deplasmanına çıkan ligin son sıradaki takımı Kasımpaşa, şeytanın bacağını kırmayı başardı: 0-0 Turkcell Süper Lig'de 7. hafta karşılaşmasında, Kayserispor Kasımpaşa ile 0-0 berabere kaldı. Ligin son sırasından kurtulmayı başaramayan Kasımpaşa'yı konuk eden Kayserispor, 90 dakika boyunca gol yollarını zorlamasına rağmen etkili son vuruşa kavuşamadı ve karşılaşmayı puanla tamamladı. 18 takımın mücadele ettiği ligin son sırasına demir atan Kasımpaşa ise, 7. hafta sonunda şeytanın bacağını kırmayı başardı. Kayserispor'un gol yollarını tıkayan Kasımpaşa gole izin vermedi ve deplasmandan puanı, dolayısıyla da bu sene ligdeki ilk puanını almayı başardı. İlk Yarı Karşılaşmanın 10. dakikasında Azar'ın ceza alanından yaptığı vuruşta top az farkla dışarı gitti. 16. dakikada Kayserisporlu Makakula, şık çalımlarla girdiği ceza alanında, oluşan karambolden yararlanamadı. Kasımpaşa, 22. dakikada gole çok yaklaştı. Ceza alanına giren Moritz'in yerden vuruşunda, Kayserispor kalecisi Hamidov topu son anda kornere çıkardı. 27. dakikada Cangele'nin ceza alanı dışından yaptığı sert vuruşta top kaleci Tolga'da kaldı. 31. dakikada Cangele'nin kullandığı serbest vuruşta topu kaleci Tolga uçarak kornere çeldi ve ilk yarı golsüz berabere sonuçlandı. İkinci Yarı Karşılaşmanın 58. dakikasında Cangele'nın ortasında Makakula'nın kafa vuruşunda top direğe çarpıp dışarı gitti. 65. dakikada Troısı, uygun pozisyonda topu dışarı attı. 82. dakikada Murat'ın soldan ortasında Crıstıankeller, penaltı noktasında topu ıskaladı. 84. dakikada Troisi, yaklaşık 30 metreden sert vurdu, top dışarı gitti. Kayserispor ile 0-0 berabere kalan Kasımpaşa ligdeki ilk puanını almış oldu. Bu sonuçla ilk puanına kavuşan Kasımpaşa son sırada kalmayı sürdürdü. Ligin orta sıralarındaki seyrini sürdüren Kayserispor ise aldığı puanla toplam puanını 9'a çıkardı ve +1 puan averajla ligde puana sahip diğer rakiplerinin üzerine çıkarak haftayı 8. sırada tamamlamayı başardı. 587920 Yeni havaalanının temeli yıl sonunda İBRAHİM KAHVECİ TAHSİN SINAV Yeni havaalanının temeli yıl sonunda MERSİNAK Parti Mersin Milletvekili Kürşad Tüzmen, çalışmaları sürdürülen Adana Mersin arasındaki uluslararası havalimanının temelinin yıl sonuna kadar atılacağını söyledi. Bakan Yıldırım'ın 'Çukurova Uluslararası Havalimanı' adını verilecek alanın yıl sonuna kadar temelinin atılacağını aktardığını ifade eden Tüzmen, kendilerinin de konunun takipçisi olacaklarını ifade etti. Geçmiş yıllarda söz konusu çalışmanın Adana'daki vatandaşların çok tepkisini çektiğini hatırlatan Tüzmen şöyle dedi: “Şimdi yaptığımız görüşmelerde ise herkesin projeye destek verip, sahip çıkacaklarını gözlemledik. Çünkü bu havalimanı sadece Mersin için değil, tüm Çukurova için gerekli bir alan olacak. Çukurova'nın her konuda çehresi değişecek” dedi. 28.09.2009 EKONOMİ 588471 "Meclis üyesinden müftüye dayak" iddiası "Meclis üyesinden müftüye dayak" iddiası 28.09.2009 12:33Durmuş GÜNSUR BİLECİK (AHT) Bilecik'in Gölpazarı ilçesinde, Müftülük tarafından çökme tehlikesi bulunduğu için Kaykamakamlık'a bildirilen camiyle ilgili alınan yıkım kararı sonrasında İl Genel Meclis Üyesi'nin müftüyü dövdüğü iddia edildi. Müftü günlük rapor alırken, olay yargıya taşındı. Gölpazarı'nda müftü ile il genel meclisi üyesini karşı karşıya getiren ve davayla biten olaylar iddiaya göre, 1963 yılında yaptırılan Yeni Camii cemaatinden bir grubun camide çatlaklar oluştuğu ve çökme tehlikesi yaşandığını dilekçe ile müftülüğe bildirmesiyle başladı. Gölpazarı Müftüsü Mehmet Kaya, İstiklal Mahallesi'ndeki caminin durumunu Kaymakam Ömer Şahin ve Bilecik Vali Yardımcısı Eflatun Can Tortop'a bildirdi. Bayındırlık İl Müdürlüğü'nün yaptığı inceleme ve araştırmanın sonunda Yeni Cami hakkında yıkım kararı alındı. Cami ibadete kapatılınca, Gölpazarı İl Genel Meclisi'nin AK Partili üyesi Nuri Arslan, Ramazan Bayramı öncesinde Arefe günü Müftülüğe giderek, kararın aceleye getirildiğini, cemaatin camisiz kalacağını gerekçe göstererek müftüyle tartışmaya başladığı iddia edildi. Tartışma büyüyünce kavgaya dönüştü ve Nuri Arslan iddiaya göre Müftü Kaya'yı yumrukladı. Müftünün gözlüğü kırıldı ve yüzünde darp izi oluştu. Bu sırada tansiyonu da yükselen Müftü Kaya, Gölpazarı Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı ve tedavisinin ardından taburcu edildi. Makamında dayak yiyen Müftü Kaya, günlük iş göremezlik raporu aldı. Olay yargıya taşınırken, iki taraf da birbirinden şikayetçi oldu. KAFAMA GÖRE YAPMADIM Kİ RAPORLAR VAR Gölpazarı Müftüsü Mehmet Kaya, Meclis Üyesi Arslan'ın kendisine makamında saldırırken gürültüleri duyan memurlar tarafından kurtarıldığını anlattı. Müftü Kaya, "Bu durum bana saldıran kişinin yakınlarının da arasında bulunduğu cemaat tarafından bildirildi. Cami zaten depremde hasar görmüştü. Ramazan'daki yoğunluk nedeniyle de sola doğru eğilmiş. Burada ibadet sakıncalıydı. Kaymakamımız ve ilgili heyet inceledi ve yıkım kararı alınarak cami ibadete kapandı. Bunu duyan bu kişi makamıma geldi. Bana saldırdı, yumruk attı, hakaret etti. Ben burada devleti temsil ediyorum. Cami çökse, cemaatten ölenler olsa sorumlusu kim olacak? Bunun Danıştay saldırısından ne farkı var. Ben tek başıma karar almadım, kafama göre iş yapmadım. Bu kişi hakkında da şikayette de bulundum" diye konuştu. Olayı doğrulayan ama "büyütülecek bir durum olmadığını" söyleyen İl Genel Meclisi Üyesi Nuri Aslan da, "Camiyle ilgili aramızda bir tartışma oldu. Ben zaten yıkım kararı alınan camide daha önce de dernek üyesiydim. Büyütecek bir durum yok. Bu konuyu konuşmak istemiyorum. Ben şikayetçi de değilim" dedi. 588085 AKP kongresinden çıkabilecek sürprizler Haber yazarı Hüseyin Yayman’a göre Başbakan Erdoğan son kongresini yapacak ve partinin 2011 kadrosunu kuracak... Sürprizlere hazırlıklı olmak lazım... Ak Parti kongresini hengi sürprizler bekliyor, neler olabilir? Türkiye açılım tartışmalarıyla yatıp kalkarken siyasetin gizli gündemi AK Parti’nin hafta sonu yapacağı kongre kulisleriyle çalkalanıyor. Başbakan’ın bu haftaki mesaisi kongre olacak. Erdoğan, partide kendisinden sonraki ikinci kişi başta olmak üzere yeni MKYK’yı ve yeni yönetimi oluşturacak. Başbakan kadro tercihiyle Kürt açılımı başta olmak üzere partinin yeni yönünün de işretini verecek. Alevi açılımıyla başlayıp, Kürt açılımıyla süren, Suriye ile bahar havasında ilerleyen ve Ermeni açılımıyla devam eden sıcak gündem, asıl gündemi unutturmuş durumda. Küresel kriz derinleşerek devam ederken işsizlik rakamları hergeçen gün yükseliyor. Ekonomide rakamlar hala olumsuz ve hükümet çevreleri bu durumdan oldukça kaygılı. Hükümet dış politikada vites yükseltirken, ekonominin sorunları açılımın gölgesinde kalıyor. Siyasetin gündemi şimdilik açılım tartışmalarıyla meşgulken belli ki meclisin açılmasıyla bambaşka bir gündem olacak. Yani havaların serinlemesiyle Ankara’nın gündemi ısınacak... Erdoğan, kongrede sadece yeni kurulları seçmekle kalmayacak partiyi 2011 seçimlerine götürecek kadroyu da tayin etmiş olacak. Ona sebep parti çevrelerinde Erdoğan’ın, partinin geleceğini belirleyecek bu kongrede hassas dengeleri gözeteceğini ve Bakanlar kurulundakine benzer bir düzenlemeye gideceği öne sürülüyor. 2011’İN KADROSU SEÇİLECEK! Başbakan Erdoğan, partisinin gireceği kritik dönem öncesinde son kontrollerini yapacak ve belli ki sadakat ilkesini esas alan yeni bir vitrin düzenleyecek. Parti kurullarında büyük ihtimalle muhafazakâr ve gücünü sadece Erdoğan’dan alan isimler yer alacak. Kongrede oluşturulacak MKYK, MDK ve MYK partiyi Erdoğan sonrası döneme hazırlayacak. Bu kongre büyük ihtimalle Erdoğan’ın Genel Başkan olarak katılacağı son olağan kongre olacak. Partinin kuruluşunda alınan karar ve Erdoğan’ın geçenlerde yaptığı açıklamalarda da görüldüğü üzere 2011 seçimleri sonrası Erdoğan parti genel başkanlığını bırakacak ve 2012 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde köşke çıkacak. Erdoğan, genel seçimlerde partisini 1. yaptıktan sonra Cumhurbaşkanlığı seçimlerine girecek ve büyük bir aksilik olmazsa köşke çıkacak. Daha çok zaman var ama Erdoğan kendisinden sonra partiyi kime teslim edeceğinin işaretlerini işte bu kongrede verecek. Kongre öncesinde parti içinde herkes gözünü Erdoğan’a çevirmiş durumda. Kulislerde bazı isimlerin destek arayışları hız kazansa da görev bekleyenler bir şekilde Erdoğan’a ulaşmak ve projelerini anlatmak istiyor. Parti’nin kuruluşundaki üçlü yapı yerini şimdi Erdoğan’ın tek seçiciliğine bırakmış durumda. Belediye başkanlığı seçiminde, il kongrelerinde ve en son kabine değişikliğinde olduğu gibi nihai kararı Erdoğan verecek. Kongreyle Erdoğan’ın liderliği iyice pekişmiş olacak. Geçenlerde bir dostum anlattı. Partinin çok önemli isimlerinden birinin yanına yetenekli bir genç gelmiş ve uygun görülürse bu kongrede hizmete talip olduğunu belirtmiş. Partinin güçlü isimlerinden biri olan bu zat kişiye şu cevabı vermiş. ‘Kongre listelerini bizzat Genel Başkan yapacak ona sebep benim sana fazla bir yardımım olamaz. Sen ne yap, ne et genel başkana ulaş ve talebini kendisine ilet’ demiş. Beğenilse de beğenilmese de partideki işleyiş böyle. Parti içinde beklenti içine girmiş farklı gruplar var. Bir taraftan görev bekleyenler, diğer yandan gizli kulisçiler, başka bir taraftan artık kendisinin değerlendirilmesini bekleyenler...Geçmişin vefasının tesirinde olan ancak geleceği de inşa etmek durumunda bulunan Erdoğan’ın işi oldukça zor. YENİ BİR VİTRİN KURULACAK... Kongre bir anlamda Erdoğan’ın kendisiyle imtihanı olacak. Erdoğan ya partinin kurumsallaşmasına önem verecek veya kişileri öne çıkararak kurumsallaşmayı arka plana itecek. Güçlü liderliğiyle parti içinde alternatif bir güç merkezi oluşmasına izin vermeyen Erdoğan, bu tavrıyla parti içi mücadeleyi kendinden sonraya tehir ediyor. Erdoğan bilerek ya da bilmeyerek ‘Post Erdoğan’ döneminde yönetilmesi zor bir parti bırakacak. Parti kulislerinde en çok konuşulan konuların başında partinin numarasının kim olacağı geliyor. Mir Dengir Fırat’ın ayrılmasıyla boşalan numaraya Abdülkadir Aksu oturmuştu. Bu kongrede Aksu’nun genel başkan yardımcılığının devam etmekle birlikte görev yerinin değişeceği konuşuluyor. Ankara kulislerini yakından takip edenlerin bildiği gibi hangi isim nereye yakıştırılırsa yakıştırılsın Erdoğan’ın sürpriz yapmayı seven mizacı bütün denklemi son anda değiştirebilir. Tayyip Erdoğan artık bir gelenek haline gelen karar alma biçimine göre kamuoyunda ismi konuşulanların yerine değişik isimleri tercih etse de hafta sonuna fazla bir sürede kalmadı. Ankara kulislerinde Mir Dengir Fırat’ın Kürt açılımına paralel yeniden partide görev alacağı ileri sürülse de Fırat’ın MKYK’ya girmekle birlikte MYK’da görev almayacağı öne sürülüyor. Erdoğan güvendiği çekirdek kadroyu partinin karar alma süreçlerine de taşıyacak. SÜRPRİZ DEĞİŞİKLİKLER OLABİLİR! Hüseyin Çelik’in adı birçok görev için geçerken Erdoğan’ın nasıl bir karar vereceği doğrusu merak uyandırıyor. Kürt açılımıyla birlikte ismi yeniden gündeme gelen Ömer Çelik’in partide aktif görev alıp almayacağı ilgiyle takip edilirken bu işleri iyi bilen dostumun değerlendirmesine göre Ömer Çelik parti yönetiminde görev almayacak. Parti kulislerinde bir önceki dönem İstanbul il başkanlığı yapan ve ismi uzun süre bakanlık içinde geçen Mehmet Müezzinoğlu’nun adı Teşkilat Başkanlığı için geçerken, parti kurucularından Haluk İpek’in dinlendirileceği belirtiliyor. Parti içinden alınan bilgilerde MKYK’nın kabine değişikliğinde olduğu gibi büyük ölçüde değişeceği ve yeni isimlerin, yeni yüzlerin listeye gireceği konuşuluyor. Parti kulislerinde MKYK Listesi için ismi geçenlerin bazıları şunlar: Bülent Arınç, Ömer Dinçer, Nihat Ergün, Cemil Çiçek, Feyzullah Kıyıklık, Hüseyin Çelik, Özlem Türköne, İhsan Arslan, Köksal Toptan, Ömer Çelik, Hilmi Güler, Ahmet İnal, Mehmet Müezzinoğlu, Agah Kafkas, Mehmet Ceylan, Suat Kılıç, Sadık Yakut, Ali Osman Sali. Bu işleri iyi bilen dostumun değerlendirmesine göre Köksal Toptan’ın parti yönetiminde bir göreve getirilmesi sürpriz olmayacak. Partinin kuruluşundan bu yana Genel Sekreterlik görevini yürüten ve kuruculardan olan İdris Naim Şahin’in artık yorulduğu bu görevden ayrılacağı ileri sürülse de son kararı Erdoğan’ın vereceğini belirtelim. Tedbiri elden bırakmayan ve il kongrelerinde radikal değişikliklere gitmeyen Erdoğan’ın kafasındaki yönetim listesi hafta sonuna doğru somutlaşacak. 11 Başkanlık için son durum şöyle: 1. Siyasi ve Hukuki İşler Başkanlığı: Partinin numarası olan bu makamı partinin en tecrübeli isimlerinden biri olan Abdülkadir Aksu yürütüyor. Parti çevrelerinde Aksu’nun yönetimde kalacağı ancak görev yerinin değişeceği öne sürülüyor. 2. Teşkilat Başkanlığı: Parti içinden alınan bilgilerde daha önce Hayati Yazıcı’nın bu görevde yardımcılığını yapan ve daha sonra onun yerine bu koltuğa oturan Haluk İpek’in dinlendirileceği ve yeni bir ismin konuşulduğu öne sürülüyor. İpek’le ilgili nihai kararı teşkilattan gelen Erdoğan verecek. 3. Seçim İşleri Başkanlığı: Kulislerde partinin kuruluşundan bu yana bu görevi yürüten Necati Çetinkaya’nın artık yorulduğu ve yerine yeni bir simin getirileceği belirtiliyor. 4. Tanıtım ve Medya Başkanlığı: Halen bu görevi Prof. Dr. Edibe Sözen yürütüyor. Erdoğan nezdinde yüksek kredisi olan Edibe Hocanın durumu belirsizliğini koruyor. 5. Sosyal İşler Başkanlığı: Kulislere göre Profesör Nükhet Hotar’ın yürüttüğü bu görevde değişiklik olması sürpriz olmayacak. Nükhet Hoca’nın ismi etrafında yapılan spekülasyonlar onu bu görevden alabilir. 6. Yerel Yönetimler Başkanlığı: Halen bu görevi Hüseyin Tanrıverdi yürütüyor. Manisa belediyesinin kaybedilmesi Tanrıverdi için eksi oluştursa da kalabilir de gidebilirde... 7. Halkla İlişkiler Başkanlığı: Kulislere en az bilgi sızan başkanlıklardan biri Halkla İlişkiler Başkanlığı. Bu birimin başkanlığını halen Şükrü Ayalan yürütüyor. 8. AR-GE Başkanlığı: AR-GE Başkanlığını sessiz ve derinden bir çalışmayla Reha Denemeç yürütüyor. AR-GE Başkanlığı Türkiye’de ses getiren Siyaset Akademisi programıyla öne çıkarken Erdoğan’ın bunu dikkate alıp almayacağını son liste gösterecek. 9. Ekonomi İşleri Başkanlığı: Partinin kurucularından ve güçlü isimlerinden biri olan Bülent Gedikli’nin durumu belirsizliğini koruyor. Son kararı Erdoğan verecek. 10. Mali ve İdari İşler Başkanlığı: Bülent Gedikli’nin yerine bir süre önce bu göreve getirilen Ahmet Edip Uğur pozisyonu en tartışmasız yerlerden biri. Büyük ihtimalle yerinde kalacak. 11. Dış İlişkiler Başkanlığı: Şaban Dişli’nin görevden alınmasıyla birlikte halen bu başkanlık boş bulunuyor. Bu birimin başkanlığına büyük ihtimalle kadın bir üye gelecek. Hüseyin YAYMAN Haber 588360 Borsa güne satışla başladı Bileşik Endeks, ilk seansın başlarında 143,58 puan düşerek, 47481,39 puan seviyesinde başladı. Hisse senetleri ortalama yüzde 0,30 oranında değer kaybetti. 588862 Suudi Prens Liverpool'un yüzde 50'sine talip Suudi Arabistan gazetesi El Riyad'ın haberine göre, holding şirketi Fama ile F6 spor yatırımları şirketinin başkanı Prens Faysal, ''245 milyon sterlinlik borçla uğraşan kulübün yüzde 50 hissesini satın almakla ilgileniyoruz. Üzerinde anlaşmanın yakın olduğu bu satın alma işleminin değeri 200 ile 350 milyon sterlin olabilecek'' dedi. İngiltere Premier Ligi'nde cumartesi günü Hull'u 6-1 yenen ve üçüncü sırada bulunan Liverpool'dan konuyla ilgili bir açıklama yapılmadı. Fama'dan bir sözcü haberle ilgili yorum yapmaktan kaçınarak, ''Prensin Liverpool'un Hull'a karşı oynadığı maçı izlediğini ve dün, Suudi Arabistan'da bir spor akademisi kurulması için Liverpool ile anlaşma imzaladığını biliyorum'' dedi. F6'dan yapılan açıklamada da, Prens Faysal'ın, Liverpool'un Amerikalı iki ortağından biri olan George Gillett Jr. ile mutabakat zaptı imzaladığı, buna göre Suudi Arabistan'da ve Körfez bölgesinde spor akademileri kurulmasının planlandığı belirtildi. Liverpool'un Amerikalı sahipleri Tom Hicks ve George Gillett'in, kulübü 2007 yılında 218,9 milyon sterline satın almalarından bu yana fırtınalı bir işbirliği bulunuyor. Hicks ve Gillett'ten hiçbiri hissesini diğerine satmak istemiyor. -KÖRFEZ'İN PREMİER LİG SEVDASI- Prens Faysal'ın Liverpool ilgisi, Körfez sermayesinin, İngiltere'nin en başarılı futbol kulüplerinin top koşturduğu İngiltere Premier Ligi'ndeki kulüplere olan sevdasının son örneğini teşkil ediyor. Geçen ay Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) yatırımcı Süleyman El Fehim, Portsmouth futbol kulübünü satın almayı tamamlamış, Abu Dabili Şeyh Mansur Bin Zayed El Nahyan da bir yıl önce Manchester City'yi satın almış ve Tayland Başbakanı Thaksin Shinawatra'nın kulüpteki kontrolüne son vermişti. Şeyh Mansur, kulübü aldıktan sonra kadrosuna kattığı yeni oyuncular için 200 milyon dolardan fazla para harcamıştı. Dubai'nin yöneticisi Şeyh Muhammed Bin Raşid El Maktum'un da Avrupa'da tanınmış bir kulübü satın almakla ilgilendiği söylentileri ortalıkla dolaşıyor. Hicks ve Gillett'in, Ocak ayında kulübü borcu dahil 500 milyon sterline satmak için Körfez bölgesinden yatırımcılarla görüştüğü, ancak fiyat konusunda anlaşmazlık nedeniyle konuşmaların başarısız olduğu kaydedildi. Ağustos ayında Prens Faysal yerel futbol kulübü Al-Hilal'ın internet sitesinde yaptığı açıklamada, F6'nın, birisi İngiltere'den olmak üzere Avrupa'dan iki futbol kulübünü satın almak için bir grup yatırımcıyla görüşmeler yürüttüğünü bildirmişti. Forbes dergisine göre, geçen yıl Liverpool'un değeri borcu hariç milyar doları buluyordu. Böylece Liverpool, Manchester United, Real Madrid ve Arsenal'dan sonra en değerli dördüncü futbol kulübü olma özelliği taşıyor. 587861 "Sahte çürük" soruşturmasında tutuklama "Karargâh Evleri" soruşturmasını yürüten Askeri Savcı Albay Ahmet Zeki Üçok'un ilişkisi olduğu gerekçesiyle tutuklandığı "sahte çürük raporu" çetesi ile ilgili tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edilen kişi tutuklandı. İşçi Partisi'nin "Karargâh Evleri" soruşturmasını yürüten Askeri Savcı Albay Ahmet Zeki Üçok'un tutuklandığı "sahte çürük raporu" çetesi soruşturmada gözaltına alınan 12 zanlı, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta tarafından sorgulandı. Yaklaşık 12 saat sorgulanan şüphelilerden çetenin lideri olduğu iddia edilen Turgay T.'nin de aralarında bulunduğu kişi "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, yağmaya azmettirmek" suçlarından tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildi. kişi, tutuklandı. Aralarında hayat kadınlarının da olduğu kadın ve Hasdal Kışlası'nda görevli sivil memur ise savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı. 588656 Canlarını zor kurtardılar Bursa'da trafik kazası yapan LPG'li otomobil alev alarak yanmaya başladı. Kaza sonrası yaşındaki kız ve ailesi olayı yaşlı gözlerle izledi. Edinilen bilgiye göre, kaza Ankara yolu eski hal önünde meydana geldi. Şehir merkezi istikametine seyreden Üstün Güven Bağcı'nın (34) kullandığı 16 3971 plakalı otomobil, Cüneyt Bayraktar (32) yönetimindeki 16 BM 283 plakalı araca arkadan çarptı. Kazadan sonra otomobilin ön kısmı alev alarak yanmaya başladı. Genç adam otomobilde bulunan yaşındaki kızı Şuheda ve eşi Sibel Bağcı'yı indirip patlama ihtimaline karşı uzaklaştırdı. Yangına ilk müdahale çevredeki otomobillerde bulunan yangın söndürme tüpleriyle yapıldı. Minik Şuheda önce annesine sonra da babasına sarılıp ağladı. 112 mbulansı ile Bursa Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Bağcı ailesi sağlık kontrolünden geçirildikten sonra taburcu edildi. Kazayla ilgili olarak soruşturmaya başlandı. 589099 "Ekonominin de Ergenekon'u var" "Ekonominin de Ergenekon'u var" 28.09.2009 17:17Geçmişteki tüm siyasi liderler medya-siyaset-iş dünyasında kayboldu’ diyen Bulut’a göre Başbakan, siyasi gücü ve itaatkar olmayan yapısıyla sömürü düzenini yıkabilir. Son dönemde medyada en dikkate değer isimlerden biri Yiğit Bulut. Yıllarca Radikal, Referans ve Vatan gazetelerinde köşe yazarlığı, CNN Türk’te Parametre ve Finans Analiz programlarının yapan Bulut Ertuğrul Özkök’le polemiğe girip Doğan grubundan gürültülü bir şekilde ayrıldı. süreçte sözünü dudaktan, gözünü budaktan esirgemedi. Şimdi rakip grupta, Habertürk yazarı ve Habertürk TV genel yayın yönetmeni. Eskiden sert eleştirdiği hükümete ve Başbakan’a şimdilerde övgüler düzmesi de ayrıca merak konusu. Ona ne olduğunu sordum. Hem geçirdiği fikri siyasi dönüşümü, hem de ‘aile grubu’ndan niye ayrıldığını. 1972 doğumlu Yiğit Bulut, Aydın Doğan’ın bacanağı eski bakanlardan Namık Kemal Zeybek’in kızı, Kanal spikerlerinden Şule Bulut ile evli. • Yakın döneme dek ‘ulusalcı’ bir duruşla hükümete Başbakan’a eleştiriler yöneltirken ‘Başbakan’a sempatim var, Allah bileğinin gücünü artırsın’ demeye başladınız. Başınıza saksı mı düştü ne oldu? Aslında kadar hızlı olmadı. Uzun süredir Türkiye’nin eksiği gediği nerede, nereden gol yiyor diye çok ciddi bir veri tabanı oluşturdum kendime. Bu bir değişim değil, bu, her şeyi daha iyi anlamam sonucu vardığım bir sentez. • Neyi idrak ettiniz bu sayede? Türkiye’de 1946’dan bu yana ‘yerleşik düzen’ diye tasvir ettiğim bir sistem var. Recep Peker hükümetindeki ilk devalüasyonla birlikte Türkiye, uluslararası finans kapitalin ağına çekilmeye başlıyor. 11 Eylül saldırısına kadar dünyayı üzerinde taşıyan bu sistemin dört bacağı var. Dünya Bankası, IMF, NATO ve BM. Bu sistemin altındaki diyalektiği Amerika ve Rusya oluşturuyor, dünya bu finansal entelektüel yapıya göre şekilleniyor. 2001’e kadar Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler de bu dört bacaklı sistem tarafından sömürülüyor. Benim gördüğüm ve son dönemde üzerine gitmeye çalıştığım bir sistem bu. ŞIMARIK AİLE ÇOCUĞU DEĞİL • Bu sistemle Başbakan arasında nasıl bir ilgi kurdunuz peki? Başbakan’ı kendime yakın görmemin nedeni siyasi görüş yakınlığı değil, uzun zamandır bu çarkı idrak eden tek siyasi otorite olarak görmemdir. Tansu Çiller bu çarkın bir parçasıydı, Mesut Yılmaz öyle. Ecevit’in karşı koymak istemesine rağmen koyamayışı, Demirel’in teslim olması... Bakın, 1978’de Dünya Bankası bir rapor yayınlıyor “Türkiye’nin ekonomi modeli üreten ülke modeli değil pazardır” diyor. Ecevit de tepki olsun diye Sivas’ta demiryolu temeli atıp diyor ki “Biz pazar değil üreten bir ülke olacağız”. Ama 1980 darbesiyle Dünya Bankası’nın istedikleri oluyor, Türkiye borçlanarak ithal malları tüketen, parasının sürekli devalüe edildiği bir modele itiliyor. Devlet borçlanmaya Osmanlı döneminde başlamış aslında. 1876’da Sadrazam Mahmut Nedim Paşa “Biz borcumuzu yeterince ödedik, artık ödemeyeceğiz” dediği için Harp Okulu öğrencileri bir gecede ayaklanıp Sadrazam’ı deviriyor. Menderes de -Fransa, İngiltere milyar dolar Marshall yardımı alırken Türkiye’ye 178 bin dolar verildiği için- diyor ki “Petrol Ofisi ve İş Bankası’nı Ruslara satıp para bulacağım”. da 40 gün sonra aynen sadrazam gibi indirilip asılıyor. Bunlara bakınca görülüyor ki bu sistem, kendi menfaatlerini korumak için gerektiğinde darbe dahi yapabiliyor. Siyasi görüşlerine karşıyım ama Erbakan’ın da ekonomik açıdan ne yapmaya çalıştığını anlamak gerek. Erbakan “Biz kamunun parasını özel bankalara yüzde 20 faizle veriyoruz, aynı parayı onlardan yüzde 50 ile geri alıyoruz, böyle şey mi olur, değiştireceğiz” dedi ve Erbakan’ın kelleyi götürdüler. İrtica mirtica, bu oyunun kandırmacası. • Osmanlı’dan bu yana sistem bu çarka müdahale etmeye cesaret eden herkese bir bedel ödetmiş yani. Peki ya şimdi? Geçmişteki tüm siyasi liderler medya siyaset iş dünyası üçgeninde kayboldu. Hakkındaki iddialar tartışılır ama bir gerçek var: İlk defa Erdoğan yerleşik düzenden gelmiyor, sokaktan geliyor, bu adamın yaşındayken ayakkabısının altı delik. Gişede bilet satmış. Zengin ailenin bir yere getirilmiş, siyasete girmiş şımarık çocuğu değil. İTAAT ETSEYDİ YOK EDİLİRDİ • İyi de, bu bir ilk değil ki. Süleyman Demirel’in lakabı da “Çoban Sülü”ydü! Ecevit de Demirel de yerleşik değildi belki ama hiçbir zaman bu güce sahip olamadılar. Özal bile olamadı. Anavatan bölünmüş parçaların bir araya getirildiği kendi içinde koalisyondu. Hükümetlerin ömrü AK Parti’ye kadar bir buçuk yıldı. yüzden Başbakanın böyle bir avantajı var. İkincisi; hayatı anlama, algılama tarzı değişik. İşadamlarının yatında gezen, sürekli onlarla istişare eden biri olsaydı, Türkiye adına umut beslediğim biri olmazdı. İnatçı yapısı, kimseye itaat etmemesi, dik başlı olmasıyla -ki bunların hepsi bende de var, belki de yüzden kendime yakın görüyorum- Türkiye adına umut olarak ortaya çıkıyor. • Ya onu nasıl bir son bekliyor? Harcanabilir tabi ama harcanma riskini de göze alabilecek olması çok önemli. İş dünyasıyla orduyla medyayla iyi geçineyim, işbirliği yapayım deseydi çoktan bitmişti. • Bu ‘işbirliği’ni, ‘suç ortaklığı’ olarak kullanıyorsunuz sanırım. Tabi, sistem böyle çalışır. Birine önce bir suç işletir, kendine ortak eder sonra da onu bir yere getirir ve yok eder. • Başbakan’la ilişkiniz nasıl? Gayet iyi, karşılaştığımızda sohbet ediyoruz. Son iftar yemeğinde bazı tespitler de bulunmuştum, bunlar çok önemli, diye altını çizmişti kendisi de. KENDİMİ KULLANDIRTMIŞ OLABİLİRİM • Uzmanlık alanınız finansal ekonomi. Bu alanda ‘yerleşik düzen’ nasıl işliyor? Hazine bonoları kimin elinde belli değil. 2004’te 70 katrilyon hazine bonosu faizi ödedi Türkiye. Şimdi yavaş yavaş düşüyor bu rakam. Düşünün 72 milyon insan çalışıp haftada bir milyar dolar ödüyor bu bin kişiye! Bunların bir kısmı ABD, Alman ve İngiliz bankaları, bir kısmı içeride yerleşik düzenin temsilcileri. Hükümet finansal Ergenekon’a dokunabilecek mi göreceğiz. • Bu yapının siyasi ayağında ne var, zihniyet ve söylem olarak? Atatürk elden gidiyor, irtica geliyor, laiklik elden gidiyor... gibi subjektif kavramlarla siyaset yapanlar, bunlarla halkı peşine takmaya çalışan ama özünde var olan sistemin devamını isteyenler Ergenekon’un siyasi uzantısıdır. Haksız gözaltına alınanların haklarını rezerve ederek söylüyorum: Türkiye’de yerleşik düzenin maşa olarak kullandığı unsurlardan biridir Ergenekon. Bu yapı istediğinde Başbakan kellesi alır, ülkeyi savaşın eşiğine getirir, gündemi değiştirir, faizi yükseltir.. Ucu yurt dışındadır, Almanya’nın Türkiye’deki etkisi önemlidir. • Ergenekon’un darbe yapıcılığı, severliği malum da, her darbede medya da hiç küçümsenmeyecek bir rol oynar. Bu yapının medya ayağı nasıl hareket eder? Bu iş birliği bazen bilerek de olmayabilir, kullanılmış da olabilirler. Adam gerçekten Atatürkçüdür milliyetçidir ama farkına varmadan bu sömürüye alet olabilir. • Buna bir örnek sayar mısınız kendinizi: Mesela 27 Nisan muhtırasının verildiği, 367’nin icat edildiği, kitlelerin cumhuriyet mitingleri vesaire ile planlı şekilde harekete geçirildiği... 2007 yılındaki performansınızı gayet net hatırlıyorum! Olabilir, herkes geçmişte bilmeden bilinçsizce kullandırtmış olabilir kendini. Yani neye su taşıdığımızı bilmemiş olabiliriz. Ama 2007’deki Tayyip Erdoğan da şu andaki kadar başkaldıran bir lider değildi. Şu andaki başkaldırısı ve sisteme müdahale etme isteğiyle bende, gelecek için bir umuda yol açıyor, Türkiye adına. Ertuğrul Özkök beni yok edemedi büyüttü • 10 yıl boyunca Radikal, Referans ve Vatan’da yazdınız, CNN Türk’te program yaptınız. Aydın Doğan eşinizin eniştesi olduğu için ‘damat konjenjanı’ndan istihdam edildiğiniz iddiaları hiç eksik olmadı. Vee, korunaklı yuvadan uçtunuz.. Habertürk’te belki de ilk gerçek sınavınızı vereceksiniz! Dışarıdaki algılamanın dışında onlarla hiç anlaşamadım aslında. Ertuğrul Özkök başta, grup içi lobiler yönetimden uzak tutulmam için mücadele verdi. Türkiye’nin, vatandaşın aleyhine işleyen bu yerleşik düzenle mücadele fikrini hep taşıdım ama oraya yansıtmama izin vermediler, önüme kin duvarı örüldü.. • Bunu neden yaptılar sizce? Ben lider ruhluyum, bir yere girince orayı peşime takarım. Özkök bunu belki bir tehlike olarak gördü. Mehmet Ali Yalçındağ da öyle. • Şimdi Habertürk’ün yayın yönetmenisiz ama sonuçta Doğan grubunda değilsiniz! Ertuğrul Özkök’ün başarısı sayılır mı bu? Bence başarılı olmadı. Beni yok edemedi, büyüttü. Orada olmak benim için Türkiye kamuoyuna ulaşmak için bir araçtı, amaç değil. • Geçmişle ilgili pişmanlığınız ne? Hiç yok. Orada size karşı paranoya var rakip grupsa şirketin kapısını gönlünü açıyor. • güven orada niye oluşmadı? Doğan, size ‘Al bu gazeteyi de sen yönet’ diyebilirdi. Yiğit Bulut gibi biriyle herkes iş yapamaz, Aydın Doğan da. Kendine güvenenler yapabilir ancak. Diğerleri handball, cam macunu gibi elde şekillendirilen yayın yönetmeni ister. • Aydın Doğan “yayın yönetmenlerimin işine asla karışmam” diyor ama. Oraya girmeyeyim ama yukarıda Allah var! • Aile bunca şeyden kırılmış olabilir, hele size yıllarca kol kanat geren Aydın Doğan.. Olabilir, benim için gördüğümde selam vereceğim biridir. Zaten söylediklerim gruptaki sistem hatalarıyla ilgili. Yanlış adamlarla iş tutarsan sonu Maliye Bakanlığı’nda biter. • Doğan iyi çevresi kötü, diyorsunuz yani... Aydın Doğan’a karşı nötrüm. Ne sevgim ne kinim var. 10 sene Türk halkıyla buluşmamı sağladıkları için teşekkür ederim ama bu bir minnet değildir, alışveriştir. Kendimi hiç oraya ait hissetmedim, açıkça söylüyorum. Tek kuruş transfer parası almadım • Bu dönüşümün getirisi ne oldu? Vicdanen rahatım. Başka getirisi yok. • Ya nakdi anlamda? Nakdi de yok. Buraya parayla transfer olmadım, bir lira almadım. Güvendim. • Habertürk’e nasıl yansıyacak peki kişisel idrakiniz, ulaştığınız ‘sentez’? Herkese karşı nötrüm, kendimi nötron gibi hissediyorum. Nötron modeli Habertürk’e de oturuyor. Geçmişten getirdiği bir yük, bagaj yok. Çoğulcu, objektif... • ‘Yandaş’ etiketi yapışırsa size de? Yandaş medya diye bir şey yok. Bunu diyenler analizi yanlış yapıyor. Siz medyayı, Türkiye’yi Nişantaşı, Taksim, Bağdat caddesi üzerine kurup Anadolu’yu yok sayarsanız halk da sizi tasfiye eder. Egomu öldürdüm hırslı da değilim • Kendinize dışarıdan baktığınızda ne görüyorsunuz? Siyasi görüş anlamında hep ortada durdum. Benim için önemli olan sokaktaki bireyin menfaatidir. Bunu bir siyasi şov cümlesi gibi görmeyin. İnanın böyle. • Ya hırs ve şişkin ego meselesinde?  Benim egom yoktur. Öldüreli çok oldu. Hırslı da değilim, hırslı biri 10 yıl çalıştığı yerden öyle kolay ayrılabilir miydi? • Sizin için “MHP genel başkanlığına hazırlanıyor” diyorlar... MHP’nin kapısından adım atmadım. Ama bir gün, parti fark etmez, yerleşik düzenle kavgayı sürdürme görevi bize düşerse üzerimize düşeni yaparız. • Kendinizi, fikirlerinizi biraz fazla ciddiye alıyor olabilir misiniz? Yo. Siz soruyorsunuz, cevaplıyorum. Saçım jöleli çünkü fön çok vakit alıyor • Biliyor musunuz, saçınızı niye bu kadar jölelediğinizi merak edenler var! Benim saçlarım çok dalgalı, bıraktığımda inanılmaz şekilde kabarıyor. • Ama jöle öncesi dönemde saçlarınız dümdüzdü, fönlü müydü yoksa! Hı, çok uğraşıyorduk zamanlar, jöle pratik, iki dakikada hazır oluyor. FADİME ÖZKAN STAR 587846 Görmek ve görülmek Melis Alphan Dikiz aynasıGörmek ve görülmek 28 Eylül Pazartesi 2009 Olimpos’a “görmek ve görülmek için” gidilirdi. Vaktiyle insanların görülmek istedikleri tek bir yer varsa, burası Olimpos’tu. Burada bir isim yapma şansları vardı. Eski Yunan gökbilimcisi Oinopides yıldızların 59 yıllık hareketlerini gösteren bir levhayı Olimpos’a takdim etmişti. Atinalı politikacı Themistocles, Salamis’ten sonra Olimpiyat stadyumuna gelişi şerefine tutulan alkışın tadını çıkarmıştı. Heredot çalışmalarını daha büyük bir kitleye tanıtmak için buradaki Zeus Tapınağı’nda “Heredot Tarihi”nden pasajları yüksek sesle okurdu. zamanlar alışveriş merkezleri ve paparazziler olmadığı için insanlar bu şekilde idare ediyorlardı. Olimpos’ta bulunurken şöhret peşinde koşuyor olsalar da en azından şöhretin altını dolduracak malzemeye sahiptiler. Aradan en az iki bin yıl geçti ve aynı topraklarda yaşayan “çağdaş” toplum bu alışkanlığını kaybetmedi. Sadece... Olimpiyat stadyumu yerine ’a gitmeye... Yüksek sesle okuma yapmak yerine Masa’nın mönüsünü mideye indirmeye... Akılları yerine çantalarının markalarını yarıştırmaya... Politikadan konuşmak yerine umutsuz ev kadını muhabbetleri yapmaya... Başladılar. Amaç aynı ama: Görmek ve görülmek. Görgüsüzlük değilse ne? Olimpiyatlarda çıplak atletler seyredilirken şimdinin “görme ve görülme yeri” İstinye Park’ta odak noktası kıyafetler. Sosyetik diye geçinen ama Türk toplumunda pek de bulunmayan gerçek “” ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir dolu kadın bu alışveriş merkezine ve buradaki restorana kelimenin tam anlamıyla akın ediyor. “Avec costume” ama... Kadın alt tarafı öğle yemeğine bir arkadaşıyla buluşacak, bir tütüsü eksik... Arabasını düz ayakkabıyla sürüyor, arabadan inerken bir telaş topuklularını geçiriyor ayağına. Ne oluyoruz yahu? Alt tarafı bir öğle yemeği yenilecek. Bacak boyu uzayacak olsa kaç yazar? Ha tabii fotoğrafçılar eşliğinde. Bu görgüsüzlük değilse nedir? ’ta, ’da insanların gündüz vakti görmek ve görülmek için bir yere gittiğini göremezsiniz. Onları ya sokakta görürsünüz ya da gece kulüplerinde. Bizdeki gibi bir kamera arsızlığı olduğunu da söyleyemeyeceğim. En azından fotoğraflanma sevdalısı umutsuz ev kadınlarının sayısı kesin daha azdır. Bir de hemen her gün aynı yere gidip yemek yiyorsanız, bir şeyler içiyorsanız, orası sizin için artık mahalle barı gibi bir yer olur. Hani pijamanın üzerine pardösü geçirip uğrayabileceğin bir yer... Ama gördüğüm kadarıyla Masa’da her gün aynı tipler, her gün üşenmeden bayramlıklarını giyiyor, her gün objektife gülümsüyorlar. 40 yıl önceki Bloomingdale’s ’nin meşhur mağazası Bloomingdale’s 1860’ta açıldı. 1872’de çizgisinde kıyafetler satarak “çok katlı mağazalar”ın ilk sinyallerini vermeye başladı. 1886’da büyüdü, 1920’de Manhattan’ın koca bir bloğuna sahip oldu. 1900’lerin başında pazarlamaya ağırlık verildi. İnsanlar başlarını çevirdikleri her yerde “Bütün arabalar Bloomingdale’s’e gider” sloganını görmeye başladı. 1970’lerde bile dahil olmak üzere herkes buradan alışveriş ediyordu. İnsanlar Bloomingdales’e görmek ve görülmek için gidiyordu. Aradan neredeyse 40 yıl geçti. Bizimkiler İstinye Park’ta 40 yıl önceki Bloomingdale’s ambiyansını yakalama peşinde. Atalım artık şu görgüsüzlüğü üzerimizden. Her gün Masa’da pineklemek yerine bir kitap okusalar, bir film izleseler, açılışı dışında da gidip Bienal’i gezseler...  En güzeli bir işe yaramaları olurdu tabii ama nerde? 588501 Erdoğan: "İstanbul'a birkaç havaalanı gerek" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye olarak önümüzdeki 25 yıl içinde yaklaşık 350 milyar dolarlık ulaştırma ve haberleşme altyapı yatırımı yapmayı planlıyoruz" dedi. Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde başlayan 10. Ulaştırma Şurasının açılışı'nda konuştu. Başbakan Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle: -Havayolu ve deniz yolu ulaşımında Türkiye tarihinin en büyük atılımını gerçekleştiriyor. Bu ülkede uçağa binmek lükstü, bunu lüks olmaktan çıkardık. Artık benim vatandaşlarım uçağa binebiliyor. -Göreve geldiğimizde Sabiha Gökçen Havaalanı çalışmıyordu, ne yazık ki orada hayvanlar otluyordu ama şimdi Sabiha Gökçen yetmiyor. 31 Ekimde yeni terminal binasının ve yeni haliyle Sabiha Gökçen'in çok daha farklı şekliyle açılışını yapacağız. Yetiyor mu, yetmiyor... İstanbulumuza bunun yanında daha birkaç hava alanı daha yapmamız gerekecek. Bu da şu anda hedeflerimiz arasında. -Türkiye olarak önümüzdeki 25 yıl içinde yaklaşık 350 milyar dolarlık ulaştırma ve haberleşme altyapı yatırımı yapmayı planlıyoruz. -İstanbul için tarihi ve doğal dokuya zarar vermeden 3. köprüye ihtiyaç var ama burada daha adı duyuldu hemen karşı çıkılıyor. Bugün karşı çıkanlar birinci köprüye de karşı çıkmışlardı ama sonra utanmadan, sıkılmadan birinci köprünün üzerinden seyahat ettiler. İkinci köprüye de karşı çıktılar, sonra utanmadan, sıkılmadan köprünün üzerinden de geçtiler. Şimdi aynen 3. köprüye de karşı çıkıyorlar. Ne yapılacak, ne edilecek hiç farkında değiller. -'de bir nehrin üzerinde 500 metre arayla tane köprü var. Bunlar olmazsa olmaz. Kimler buna karşı çıkıyor biliyor musunuz? Böyle her iki tarafı kapalı olanlar var ya tek istikamette bakanlar var ya işte onlar karşı çıkıyor. İdeolojik kilitlenme var bunlarda. Onunla dünyaya bakıyorlar. İnsan öncelikli bir bakışları yok bunların. Sadece ideolojileri var. ideoloji insanın ve insanlığın hizmetine bir sokabilseler çok şey değişecek. Yolumuza, kararlı şekilde engelleri aşa aşa devam edeceğiz." "Ulaştırma sıkıntısı yaşadık" Erdoğan, ulaştırma politikaları denildiğinde artık sadece milli sınırlar içinde bir projeksiyondan değil, kaçınılmaz olarak daha büyük bir resimden, daha büyük bir projeksiyondan bahsedilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin on yıllar boyunca ciddi bir ulaştırma sıkıntısı yaşadığına işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin bir ucundan diğer ucuna ulaşımın, ister kara, deniz, hava ya da demir yoluyla olsun son derece meşakkatli, tehlikeli ve uzun sürelere, büyük bedellere mal olan bir durum arz ettiğini kaydetti. Erdoğan, yıl önce Türkiye'nin bölünmüş yol ağının bin kilometre civarında olduğunu, dünyanın en önemli pazarlarına, en önemli ekonomilerine bu kadar kısa mesafede olmasına rağmen bölünmüş yol ağının düşük seviyelerde olmasını kabullenemediklerini, 15 bin kilometrelik duble yol, bölünmüş yol hedefi ortaya koyduklarını dile getirdi. Hızlı, rasyonel bir eylem planıyla birlikte bin kilometrelik bölünmüş yol ağına, yılda 10 bin 600 kilometre ilave ederek, bölünmüş yol ağını yaklaşık 16 bin 700 kilometreye çıkardıklarını aktardı. Erdoğan, yol güvenliği konusunda kaydettikleri gelişmelere ilişkin olarak ise şunları söyledi: "Karayollarında ölümlü kaza oranı, bu yollar sayesinde yüzde 80 oranında azaldı. Son yıl içinde gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla, yurt içindeki ulaşım ağımıza deyim yerindeyse tam manasıyla çağ atlattık. Sadece yurt içindeki ulaşım imkanlarına çağ atlatmakla kalmadık. Komşu ülkelerle yaptığımız uluslararası projelerle ulaşımda ciddi bir küresel entegrasyona da adım atmış olduk." 587952 Yanlış çocuğu doğurdu Yanlış çocuğu doğurdu TOLEDO Anne olmak için yıllardır mücadele veriyordu. Sonunda tüp bebek yöntemine başvurmaya karar verdi. Ama hastanenin yaptığı korkunç bir yanlışlık hayallerini alt üst etti. Çünkü 40 yaşındaki Carolyn Savage'a verilen embriyon bir başka çifte aitti. Talihsiz kadın bebeği doğurduktan sonra gerçek ailesine teslim edeceğine dair söz verdi ve verdiği sözü de tuttu. 28.09.2009 AKTÜEL 589006 Şırnak'ta mayın patladı: ölü Şırnak'ta mayın patladı: ölü Şırnak’ta bölücü terör örgütü mensupları tarafından döşenmiş el yapımı mayının patlaması sonucu, vatandaş hayatını kaybetti vatandaş da yaralandı. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan açıklamada, "Şırnak il’i Uludere ilçesi, Heştir boğazı baraj inşaatında çalışan sivil aracın, bölücü terör örgütü mensupları tarafından döşenmiş el yapımı mayına basması sonucu, araçta bulunan vatandaş hayatını kaybetmiş, vatandaş yaralanmıştır" denildi. 589157 AKP'nin prensi attan böyle düştü AKP'nin prensi attan böyle düştüEmre BAYLAN -KAMERA: ANTALYA -DHAAKP Gençlik Kolları Genel Başkanı iken Başbakan ´ın talimatıyla memleketi ´nın merkez İlçesi´ne belediye başkan adayı olan ve seçimi kazanan Hakan Tütüncü, Başbakan Erdoğan´la aynı kaderi paylaştı.  Haftasonu bir at çiftliğinde düzenlenen törende gelin Gülay Tuğçe ve damat Ramazan Alioğlu´nun nikahını at üzerinde kıymak isteyen Tütüncü, At Çitliği´nde düzenlenen nikaha takım elbisesiyle geldi. Takım elbise ve kösele ayakkabılarla ata binen Başkan Tütüncü, biraz uzakta kendisini bekleyen cübbeyi giymek üzere atı hareket ettirmek istedi ama kalabalıktan ürken at seyisinin elinden kurtuldu ve geri geri gitmeye başladı. Geri giden at kendini yere bırakarak Başkan Tütüncü´yü üzerinden attı. 30 yaşındaki belediye başkanı kıvrak bir hareketle atın altında kalmaktan son anda kurtuldu. Ürkmüş atın çifte atmasından korkanan korumalar Başkan Tütüncü´yü korumak için etrafına etten duvar ördü. Seyisin atı uzaklaştırmasıyla tehlike geçerken, Başkan Tütüncü nikahı at üzerinde kıymaktan vazgeçti. Başkan Tütüncü, Günay- Ramazan Alioğlu çiftinin nikahını sandalyede kıydı. 588303 Kar, yaylada mahsur bıraktı KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN AKTAY Kar, yaylada mahsur bıraktı SİVAS (A.A) Sivas'ın Suşehri ilçesinde bir yaylada, kar yağışı nedeniyle mahsur kaldığını bildiren 21 kişiyi kurtarmak için ekip gönderildi. Alınan bilgiye göre, ilçeye bağlı Yukarıakören köyüne ait Kösedağ eteklerinde bulunan Mahmutoğlu Yaylası'nda dün akşam saatlerinden itibaren etkili olan kar yağışı nedeniyle 21 vatandaş yaylada mahsur kaldı. Mahsur kalan vatandaşlar, sabah saatlerinde cep telefonuyla köy muhtarı Süleyman Şahin'i arayarak yoğun kar yağışı olduğunu ve köye gelemediklerini bildirdi. Durumun yetkililere iletilmesi üzerine Özel İdareye bağlı bir iş makinesi, köy muhtarı Şahin'le birlikte yaylada kalan vatandaşları kurtarmak için yola çıktı. Suşehri Kaymakamı Yusuf Özdemir, yaylada kar yağışı nedeniyle mahsur kalan vatandaşları kurtarmak için köy muhtarı Süleyman Şahin'le birlikte İlçe Özel İdare Müdürlüğüne bağlı bir greyderin ilçeye yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta bulunan Mahmutoğlu Yaylası'ndaki vatandaşları kurtarmak için yola çıktığını belirtti. AA muhabirinin telefonla görüştüğü yaylada mahsur kalan vatandaşlardan Salim Yahşi, yaylada hane olarak 21 kişi kaldıklarını, 50 büyükbaş hayvanla birlikte tane de traktörün bulunduğunu söyledi. Kar yağışının dün akşam aniden bastırdığını söyleyen Yahşi, yayladan ayrılmak için hazırlık yaptıklarını, fakat sabah kalktıklarında ise kar yağması nedeniyle hareket edemediklerini bildirdi. Kar yağışının halen devam ettiğini anlatan Yahşi, çocukluğundan bugüne kadar ömrünün çoğunun yaylada geçtiğini, bugüne kadar eylül ayında hiç kar yağışının olmadığını, ilk defa böyle bir durumla karşı karşıya kaldıklarını kaydetti. Bu arada, ilçe yakınında bulunan tepelerin de kar yağışı nedeniyle beyaza büründüğü görüldü. 28.09.2009 588036 Son umudu Yattara! Son umudu Yattara!YUNUS EMRE SEL/DHA güncellenme zamanı 28.9.2009Yattara, Standard Liege ile oynanan hazırlık maçında sakatlanmıştı. hep yanınızda Kötü gidişe son vermek isteyen Teknik Direktörü Broos, karşısında revizyona gidecek, Gineli yıldıza ilk on birde şans verecek Süper Lig’in 7. haftasında deplasmanında 2-0 öne geçmesine rağmen bir puanla sahadan ayrılan ’da, kötü gidişine son vermek isteyen Teknik Direktör Hugo Broos, sakatlığı nedeniyle üç aydır forma giyemeyen Gineli yıldız ’ya yöneldi. maçında takımda revizyona gitmeyi düşünen Belçikalı çalıştırıcının Yattara’ya ilk 11’de görev vereceği belirtildi. Sezon öncesi Standard Liege’le oynanan hazırlık maçında sakatlandıktan sonra ay sahalardan uzak kalan yıldız oyuncuya Gençlerbirliği maçında 10 dakika görev veren bordo-mavili takımın teknik patronu, “Yattara’nın yetenekleri tartışılmaz. Onun gününde olduğu bir maçta çok daha fazla artımızın olacağının farkındayız“ diyerek futbolcusuna olan güvenini bir kez daha gösterdi. Kötü gidişe çare arayan yönetimin de Hugo Broos’la görüşerek bilgi aldığı öğrenildi. Forma bekliyorlar Öte yandan Belçikalı çalıştırıcı, Trabzonlu futbolcuları unuttu. Bordo-mavili takımın kadrosunda yer alan kökenli oyunculardan Barış, Tolga ve Engin formaya hasret kaldı. Bu duruma taraftarlar da tepki göstermeye başladı.  587741 Kurşun zehirlenmesi çocuklarda işitme kaybına neden oluyor Kurşun zehirlenmesi çocuklarda işitme kaybına neden oluyorEROL KÜÇÜKOĞLU Ordu DHA güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda Ordu’da özel bir şirkete ait olan ocağının bakır, çinko ve kurşun atıklarının toplandığı deponun çökerek, atıkların kentin içme suyunun karşılandığı Melet Irmağı’na karışmasının yankıları sürüyor Suya karışan kimyasal maddelerin tehlikeli olduğunu belirten dahiliye uzmanı Dr. Mesut Şahin, kurşun zehirlenmesine karşı uyarıda bulundu. Zehirlenmelerin en çok atıklara maruz kalan kişilerde ve sanayi tesislerinde çalışanlarda görülebileceğini kaydeden Şahin şöyle konuştu: “Kurşuna maruz kalmış balık ve su ürünlerinin tüketilmesi de çok tehlikelidir. Halsizlik, vücut kırgınlığı, gibi belirtiler yaşayanlar, yakın dönemde kurşun içeren maddelere maruz kaldıklarını düşünüyorlarsa hekime başvursunlar.” Belirti vermeden seyredebilir Çocuk hastalıkları uzmanı Dr. Tuğba Bayraktar Aydın da şunları söyledi: “Çocuklarda 10 microgram/dl gibi düşük düzeylerin bile, işitme ve büyüme fonksiyonlarında gerilemeye yol açtığı gösterilmiştir. Kurşun zehirlenmesi belirti vermeden seyredebilir. Çoğunlukla tanı konulamaz ve çeşitli hastalıklarla karıştırılabilir. Kansızlık, konvülziyon yani bayılma nöbetleri, mental retardasyon yani zihinsel gelişme geriliği, bilinç dağınıklıkları, uykuya meyilli haller, belirgin davranış bozuklukları, karın ağrısı gibi belirtilerin görüldüğü durumlarda kurşun zehirlenmesi akla gelmelidir.” 587891 Singapur'da zafer Lewis Hamilton'ın OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN Singapur'da zafer Lewis Hamilton'ın Formula 1'de tek gece yarışı olan Singapur Grand Prix'inde mutlu sona ulaşan isim yarışa pole pozisyonda başlayan McLaren Mercedes pilotu Lewis Hamilton oldu. İngiliz pilot kariyerindeki 11. zaferine ulaşırken, bu sezon ikinci birinciliğini elde etmiş oldu. Toyota'dan Timo Glock 2., Renault'tan Fernando Alonso ise 3.'lüğü elde etti. 28.09.2009 588829 Güney Amerika'da IMFve Dünya Bankası'na alternatif kalkınma bankası kurulacak ''The Bank of the South-Güney'in Bankası'' için Venezuela, Arjantin, Bolivya, Uruguay, Paraguay, Brezilya ve Ekvator, başlangıç fonu oluşturacak. 20 milyar dolarlık (12,6 milyar avro) fonun, söz konusu ülke tarafından nasıl paylaşılacağı netlik kazanmadı. Banka fikri, ilk olarak 1998 yılındaki seçimler sırasında Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez tarafından ortaya atılmıştı. Chavez, ayrıca, gelecekte Afrika ülkeleriyle oluşturulacak ''South-South Bank-Güney Güney Bankası'' ile iki bölgedeki projelerin desteklenmesini önermişti. Uzmanlar, IMF ve Dünya Bankası'nın, gelişmekte olan ülkelerin kotalarının artırılması ve daha çok seslerini duyurabilmelerine imkan sağlayana dek ülkelerin bu tarz alternatifler üzerinde çalışacağını belirtiyor. 588120 "Sahte Çürük Raporu" "Sahte Çürük Raporu" İstanbul'da, "sahte çürük raporu" hazırladıkları iddiasıyla gözaltına alınan 12 kişiden 6'sı tutuklandı. kişi ise serbest bırakıldı. İstanbul'da Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan 12 kişi emniyetteki işlemleri tamamlandıktan sonra Adliye'ye sevk edildi. Burada savcıya yaklaşık 13 saat ifade veren 12 kişiden 6'sı, serbest bırakıldı. kişi ise "suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yağmaya teşebbüs" ve "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak" suçlarından tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. İstanbul Nöbetçi 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi, çetenin lideri olduğu iddia edilen Murat Tugay Tepe ile çetenin üyesi oldukları gerekçesiyle Fehmi Suna, Ömer Uçar, Tahir Mete Turan, İsmail Es ve Taylan Özgür Düşko'nun tutuklanmasına karar verdi. Tutuklanan kişi Metris Cezaevi'ne götürüldü. Bu arada olayla ilgili olarak Sibel Çarmıklı ile oğlu Murat Çarmıklı da gözaltına alındı 588435 Brezilyalı Ronaldo golle döndü Ronaldo, Corinthians'ın Sao Paulo ile 1-1 berabere kaldığı ligi 26. hafta maçında takımının golünü kaydetti. Palmeiras maçında sol eli kırılan ve yaklaşık iki sahalardan uzak kalan 32 yaşındaki Brezilyalı forvet, sakatlığından sonra çıktığı ilk maçta fileleri havalandırmış oldu. Üç kez FIFA tarafından dünyada yılın oyuncusu seçilen ve kariyerini tehdit eden sakatlıklardan sonra futbola geri dönmeyi başaran Ronaldo, 77. dakikada oyundan çıktı. Ronaldo'nun sakatlanmasından sonra ligin zirvesinden uzaklaşan Corinthians, lider Palmeiras'ın 12 puan gerisinde ve dokuzuncu sırada yer alıyor. 588486 Babylon sezonu açıyor Babylon’un sihirli müzik kutusu bu kez 10. sezon için açılıyor. Bol baharatlı bir mönüye sahip Babylon Sound System DJ’leri de Babylon’un 10. sezonunu kutlamak için setlerinin başına geçiyor. Babylon, bu özel gecede bir yandan ilk 10 yılın muhakemesini yaparken, diğer yandan özel bir kitap, dergi, karma albümler ve yeni bir web sitesi ile 10. sezonuna heyecan verici bir başlangıç yapıyor. Gezegenin tüm seslerinin yeniden aynı frekansta toplanacağı gecedeki yerinizi mutlaka alın. Partinin bilet fiyatları şöyle; ayakta 25 TL, öğrenci 15 TL. Program: 29.09.2009- 22:00-03:00 Dj Jonny Rock Dj Style-ist BabaZula featuring Dr.Das (Asian Dub Foundation) 01.10.2009-21:30 02.10.2009-23:00 Jazzanova Live featuring Paul Randolph 03.10.2009-23:00/ 04.11.2009-22:00 Bora Uzer 05.10.2009-21:00 Paleo Pembetiko ile Buzuki Geceleri 06.10.2009-21:30 Sulukule Roman Orkestrası 07.10.2009-21:30 Redd 08.10.2009-21:30 Pinkfloydlar & Prenses 09.10.2009-23:00 İmam Baildi 10.10.2009-23:00 Sergent Garcia En Acoustique 12.10.2009-21:00 Lokal Anestezi Konuk: Mor ve ötesi Daha fazla bilgi için; 28 Eylül 2009 588361 Kayseri'de trafik kazası: yaralı Alınan bilgiye göre, Kayseri-Ankara kara yolu 19. kilometrede, Mehmet Moiz yönetimindeki 12 AP 574 plakalı otomobil yol kenarına devrildi. Kazada yaralanan Mehmet Moiz (32) ile Abdurrahman (58), Sidrede (50), Hacı (31), Mehmet Ali (2), Gizem (4) ve Tülay Moiz (15), Kayseri Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Yaralıların hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. 588088 İngiliz kadınlardan Erdoğan'a mektup İngiliz kadınlardan Erdoğan'a mektup"Tecavüzcü Hamza"yı şikayet ettiler 28.09.2009 08:441 milyon triajlı Take Brake dergisi, İngiliz kadınlara musallat olduğunu iddia ettiği Türk aşçı Hamza Keskin'i sayfalarına taşıdı ve durumu Başbakan Edoğan'a şikayet etti İngiltere’nin milyon tirajlı kadın dergisi ‘Take Brake’, üçü İngiliz turist kadına tecavüzle suçlanan Hamza Keskin adlı Türk aşçıyı gündeme oturttu. Keskin’in İngiliz kadınların ‘kâbusu’ haline geldiğini ileri süren dergi, Başbakan Erdoğan’a hitaben konuyla ilgili maddelik bir dilekçeyi sayfalarına taşıdı ve “Bunlar yapılmazsa, tüm okuyucularımıza Türkiye yerine kadın haklarına saygılı ülkelere gidin çağrısı yapacağız” tehdidini savurdu. Hürriyet gazetesinin haberine göre üçü İngiliz biri Finlandiyalı dört turist kadına tecavüzle suçlanan 37 yaşındaki Türk aşçı Hamza Keskin, İngiltere’de günün konusu oldu. Keskin’in serbest bırakıldıktan sonra bile İngiliz turist kızlara ‘musallat olduğunu’ iddia eden İngiltere’nin en önde gelen kadın dergisi ‘Take Break’, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben konuyla ilgili bir de dilekçe yayınladı. Tehdit dilekçesi Hamza Keskin’in, Marmaris’e altı kez tatile gelen genç bir İngiliz kızının yatak odasına sabaha karşı saat 03.00’te nasıl girdiğini anlatan dergi, ‘Türkiye Başbakanı kadın eşitliğine hoşgörü göstermezse, milyonlarca okuyucusuna Türkiye yerine kadın haklarını sayan ülkelere girmelerini önereceklerini’ tehdidini savurdu. Daha önce İngiliz sevgilisi ile birlikte kapak konusu yaptığı Marmaris’teki otel aşçısı Hamza Keskin’in ‘motosikletli tecavüz zanlısı’ olarak İngiliz kadınların korkulu rüyası haline geldiğini ileri süren ‘Take Braek’ dergisinin, Başbakan Erdoğan’a hitaben yayınladığı maddelik dilekçe şöyle: İşte madde 1. Kadınlar, erkeklerle eşit muamele görmeli. Erkeklerin seks objesi olmamalı. 2. Tecavüz ve cinsel saldırı şikâyetlerine duyarlılık gösterilmeli. 3. Kadınların mülkiyeti, hırsızlardan, dolandırıcılardan ve özellikle Türk sevgililerden korunmalı. 4. Genelde polis ve resmi makamlar, İngiliz kadınlardan gelen şikâyetleri anlayışla dinlemeye istekli olmalı. Tirajı milyon İngiltere’de bir milyonluk tirajıyla en önde gelen kadın dergisi olan ‘Take Break’, Hamza Keskin’i daha önce de iki kızının annesi İngiliz Sally Gormley ile birlikte kapak konusu yapmıştı. Haberde, Keskin’in sevgilisi Gormley’nin, “Sen Marmaris’in motosikletli tecavüzcüsü müsün?” sorusuna Hamza Keskin, “Seks yaptım. Polis aptal” karşılığını vermişti. 588492 Ağlara balık yerine 'kaykay' takılıyor Ağlara balık yerine 'kaykay' takılıyor Marmara’da balıkçıların kabusu haline gelen jelimsi tabaka "kaykay" yüzünden balık avının sağlıklı yapılamadığı bildirildi. Gemlik Balıkçılar Derneği Başkanı Hüseyin Dalarel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Nisanda başlayan avlanma yasağının sona erdiği Eylülde "Vira bismillah" diyerek denize açıldıklarını söyledi. Büyük umutlarla, özellikle "Kaykay"ı bir daha görmemek beklentisiyle açıldıkları denizden elleri boş döndüklerini ifade eden Dalarel, şöyle devam etti: "Marmara’da kabus haline gelen kaykay, yine en büyük sorunumuz oldu. Kaykay yüzünden balık avı sağlıklı yapılamıyor. Balıkçılar, daha geniş aralıkları bulunan ağlarla denize açılmak için hazırlık yapıyor. Diğer ağları kaykay yüzünden denizden bile çıkaramıyoruz. Geniş aralıklı ağlarla da sonuç alacağımızı sanmıyoruz ama denemekte fayda var. Kaykay yüzünden ’nden balıkçılık sona erecek." Jelimsi tabaka "Kaykay"ın yapışması nedeniyle ağların denizden çıkarılamadığını belirten Dalarel, "Çelik halatların bile kopmasına yol açıyorlar. Direkleri kırıyorlar, makaraları koparıyorlar. Hatta büyük bir balıkçı teknesi kaykay yüzünden neredeyse batıyordu. Ağlar kaykay ile dolunca balık tutamıyoruz. Her gün hortumlarla ağlardan jel temizliyoruz" dedi. Birçok balıkçının teknelerini satmayı planladığını dile getiren Dalarel, yetkililerden "Kaykay"a karşı kalıcı çözüm bulmalarını istedi. Gemlik Körfezi’ndeki balıkçılar da "Kaykay" yapışması nedeniyle ağlardan verimli şekilde faydalanamadıklarını, hergün ağ ya da teknede oluşan hasarları onarmak zorunda kaldıklarını söyledi. Jelimsi tabaka yüzünden ağların gözeneklerinin kapandığını ifade eden balıkçılar, "Mantarlar dibe batıyor. Ağlar ters dönünce balıklar gidiyor. Balık tutamayınca da yanımızda çalışanlara para veremiyoruz. Marmara balıkçısının durumu giderek daha kötüye gidiyor" diye konuştu. -"KAYKAY"- Marmara Denizi’nde, bilim adamlarının bir deniz anası türünün sebep olduğunu bildirdikleri, balıkçıların "Salya" veya "Kaykay" diye adlandırdığı avlanmayı olanaksız hale getiren beyaz jelimsi tabaka, ağları ağırlaştırarak dibe doğru çekiyor ve gözeneklerini tıkıyor. 588048 Formsuz Elano kulübeye çekildi Formsuz Elano kulübeye çekildi güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda Cim-Bom’da son iki lig maçında ilk 11’de başlamasına karşın etkisiz bir görüntü çizen Elano Blumer dün yedek soyundu Brezilyalı yıldızın yerine Keita 11’de forma giydi. ’ya geçen hafta üç gol atan Nonda, Rijkaard tarafından 11’de sahaya sürülürken, Baros rotasyon nedeniyle dinlendirildi. Aslan’da kadroya giremeyen Barış maçı tribünden izledi. 588125 Çin Başbakanı, Kuzey Kore'ye gidecek Kuzey Kore'nin resmi Kore Merkezi Haber Ajansı (KCNA), Ven'in 4-6 Ekim günlerinde Pyongyang'a ''iyi niyet ziyareti'' yapacağını duyurdu. Güney Kore'nin Yonhap Haber Ajansı da diplomatik kaynaklara dayanarak, bu ziyaret sırasında kesintiye uğrayan altılı görüşmelerle ilgili bir açıklama yapılabileceğini ileri sürdü. Kuzey Kore lideri Kim Jong-il bu ayın başlarında Çin'den gelen bir heyeti kabulünde, ülkesinin nükleer programını çok taraflı görüşmelerle sona erdirmek için çalışacağını söylemişti. Zaten yoksul durumda olan Kuzey Kore, füze fırlatması nedeniyle geçen mayıs ayında Birlemiş Milletler'in yaptırımlarıyla karşı karşıya kalmıştı. Bu ülkenin nükleerden arındırılması amacıyla Çin'in ev sahipliğinde ABD, Rusya, Güney Kore, Kuzey Kore ve Japonya'nın katılımıyla düzenlenen altılı görüşmeler, yaklaşık bir yıldır yapılamıyor. Pyongyang yönetimi, ABD'nin düşmanca tutumunu değiştirene kadar görüşmeleri boykot edeceğini açıklamıştı. 587768 Oğlunu döven babaya 2,5 yıl hapis Edinilen bilgiye göre Manisa'nın Salihli ilçesinde yaşayan E.B. ile G.G. çifti, yıl önce boşandı. Çocuğun velayeti baba E.B.'ye verildi. Bir süre sonra F.B.'nin vücudunda darp izlerini fark eden üvey ablası, anne G.G.'ye durumu bildirdi. İzmir'e gelen G.G., çocuğunu alarak Salihli'ye götürdü. Çocuğunun sık sık dövülüp işkence gördüğünü iddia eden anne, İzmir 5. Aile Mahkemesi'nde dava açtı. İzmir Adli Tıp Kurumu'nun yaptığı incelemede F.B.'ye günlük rapor verildi. 5. Aile Mahkemesi'nin uzman bilirkişi heyetine hazırlattığı raporda ise çocuğuna zaman zaman çeşitli cezalar verdiğini belirten E.B.'nin ''Oğluma kulak yalama cezası verirdim. Tuhaf gelecek size ama oğlum bundan hoşlanmazdı, ben de mesela on beş defa kulağını yalardım." şeklindeki ifadelerine yer verildi. Mahkeme, bilirkişi raporu doğrultusunda çocuğun velayetini annesine verdi. Anne ayrıca işkence iddialarıyla ilgili cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundu. İzmir 21. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, boşandıktan sonra velayetini aldığı oğlunu dövdüğü öne sürülen baba E.B., oğlunu disiplin altında tutmak için çeşitli cezalar verdiğini, ancak bunun işkence olmadığını savundu. Yargılama sonunda mahkeme, sanığa, "çocuğa yönelik eziyet'' suçundan yıl hapis cezası verdi. Sanığın yargılama sürecindeki iyi hali nedeniyle hapis cezası 2,5 yıla indirildi. 588508 CSKA Moskova Beşiktaş maçını Gonzalez yönetecek CSKA Moskova Beşiktaş maçını Gonzalez yönetecekMOSKOVA, (DHA) Beşiktaş'ın 30 Eylül Çarşamba günü CSKA Moskova ile deplasmanda oynayacağı Şampiyonlar Ligi Grubu maçını İspanya Futbol Federasyonu'ndan Manuel Enrique Mejuto Gonzalez yönetecek. Rusya'nın Moskova şehrindeki Luzhniki Stadı'nda oynanacak ve saat 19.30'da başlayacak karşılaşmada Gonzalez'in yardımcılıklarını Jesus Calvo Guadamuro ve Roberto Diaz Perez Del Palomar yapacak. Karşılaşmanın dördüncü hakemi ise Bernardino Gonzalez Vazquez. 588523 Erdoğan'dan önemli açıklamalar TAHA KIVANÇ Erdoğan'dan önemli açıklamalar İSTANBUL (İHA) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin müzakere sürecinde siyasi davrandığını ve AB üyesi ülkeler içinde Türkiye ile mukayese edilemeyecek ülkeler olduğunu belirterek, "Alınma kararları her yönüyle siyasidir, hiçbir zaman AB müktesebatıyla alakalı değildir" dedi. Bu durumun Türkiye'ye haksızlık olduğu kadar AB'ye de haksızlık olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "Türkiye AB'yi adres olarak ortaya koymuşsa bunun bir nedeni var. Türkiye içindeki muhaliflerin olduğu kadar AB içindeki Türkiye muhaliflerinin de bu fotoğrafı doğru okumasını önemle rica ediyorum" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, ilk kez uluslararası platforma taşınan 10. Ulaştırma Şurası'na katıldı. Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen şurada, Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da hazır bulundu. Şurada bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin köprü ülke olduğunu belirterek, sadece yolcuların gelip geçtiği değil, her geçişlerinde bu topraklara bir şeyler kattıkları bir köprü olduğunu söyledi. Erdoğan, Türkiye'nin Batı'nın köklü demokrasileri ve farklı medeniyetleri, gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olanları farklı kıtaları birbirine bağlayan, birbiriyle buluşturan bir dostluk köprüsü olduğunu da ifade etti. Dünyada hızlı bir entegrasyon süreci yaşandığına değinen Başbakan Erdoğan, "Coğrafi sınırlar ortadan kalkıyor. Ülkeler arasındaki siyasi sınırlar şeffaflaşıyor, psikolojik sınırlar adeta buharlaşıyor. Şimdi yeni bir yüzyıla adım attık. Geçtiğimiz yüzyıldan daha ileride hangi tür adımları atabileceğimizi tartışmalı, bu yönde projeler gerçekleştirmeliyiz" dedi. Başbakan Erdoğan, yolların sadece ülkeleri ve şehirleri değil, toplumları da birbirine bağlayan medeniyet köprüleri olduğunu söyledi. Ulaştırma alanlarında imkanlarını geliştirmiş olan ülkelerin kalkınmayı yaygınlaştırmak, ticareti geliştirmek konusunda önemli mesafeler aldığını belirten Erdoğan, bu ülkelerin kültürel temaslar da en üst seviyeye çıktığını ve standartlarını yükselttiğini kaydetti. Başbakan Erdoğan, "Bu gerçekler doğrultusunda ulaştırma alanında yapılmamışları yapmayı artık kaçınılmaz bir gereklilik olarak gördük ve kendi tarihimizin en nemli ulaştırma projelerini ardı ardına hayata geçirmeye başladık. Biz Türkiye olarak on yıllar boyunca ciddi bir ulaştırma sıkıntısı yaşadık. Türkiye'nin bir ucundan diğer ucuna ulaşım son derece meşakkatli, son derece tehlikeli ve uzun sürelere, büyük bedellere mal olan bir durum arz ediyordu. yıl önce Türkiye'nin bölünmüş yol ağı bin kilometre civarındaydı. Dünyanın en önemli pazarlarına bu kadar kısa mesafede olmasına rağmen bölünmüş yol ağımızın düşük seviyelerde olmasını kabullenemedik. 15 bin kilometrelik duble yol hedefi koyduk. Hızlı bir eylem planı ile birlikte bölünmüş yol ağını 16 bin 700 kilometreye çıkarttık. Ulaşımda ciddi bir küresel entegrasyona adım atmış olduk. Deniz ulaşımından hava yoluna, kara yollarımızdan demir yollarımıza kadar standartlarımızı her geçen gün daha da ileri noktalara taşıyoruz" diye konuştu. "İpek demiryolu projesi"nin gerçeğe dönüşeceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Tüp geçit projesiyle denizin altından iki kıtayı demir yoluyla birbirine bağlıyoruz. Asya ve Avrupa kıtaları kesintisiz biçimde demir yoluyla birbirine bağlanmış olacak. Marmaray Projesi, dünyadaki en önemli projelerden biri olarak kayıtlardaki yerini alacak. milyar dolara mal olacak bu proje bittiğinde boğazın bir yakasından diğerine geçiş sadece dakikaya düşecek. Her gün milyon yolcu bir kıtadan başka kıtaya geçecek. Bu projeler ülkeye değil, bölgeye hizmet ediyor" açıklamasında bulundu. Erdoğan, Türkiye'nin ulaşım alanındaki başarısının göz ardı edilemeyeceğini belirtirken, bugün AB üyesi ülkeler içinde Türkiye ile mukayese edilemeyecek ülkeler olduğunu ifade etti. AB ülkelerinin müzakere sürecinde siyasi davrandığının altını çizen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Alınma kararları her yönüyle siyasidir, hiçbir zaman ab müktesebatıyla alakalı değildir ama almışlardır. Bunları kendilerine söylediğimiz zaman cevap veremiyorlar, verecek cevapları da yok. yıllık projeksiyonla Türkiye'yi değerlendirmek yanlıştır. Türkiye'ye haksızlık olduğu kadar AB'ye de haksızlıktır. Oluşmakta olan fotoğrafı herkes geniş bakış açısıyla değerlendirmektedir. Medeniyetler İttifakı'nın eş başkanı olan Türkiye AB'yi adres olarak ortaya koymuşsa bunun bir nedeni var. Bu AB'ye artı bir güç katmaktır. Bu güçten mahrum edilmektedir. Türkiye içindeki muhaliflerin olduğu kadar AB içindeki Türkiye muhaliflerinin de bu fotoğrafı doğru okumasını önemle rica ediyorum" dedi. Erdoğan, dünün kavramları ile, dünün kelimeleri ile bugüne ait cümleler kurulamayacağını belirtti. Dünün düşünme tarzıyla bugüne ilişkin çözümler üretilemeyeceğini de ifade eden Başbakan Erdoğan, "Avrupalılar karşısında, 'biz de AB'ye girmeyi arzu ediyoruz' deyip de 'hadi bakalım' denildiğinde buna karşı çıkanlar, bunu neyle izah ederler anlamak mümkün değil. Türkiye değişiyor. Türkiye kendisi için değişiyor, bölgesinin huzur ve kalkınması için değinfeler aldığını belirten şiyor. Dünyada barış ve istikrara daha fazla katkı sağlamak için değişiyor. AB'ye yeni bir vizyon kazandırmak için değişiyor. Türkiye'nin bölgesel barış için, küresel barış için refah, kalkınma ve istikrar için bugüne kadar sağladığı, bundan sonra sağlayacağı çok büyük katkılar olacaktır dünyamıza. Biz ülke olarak bu katkıları sağlamaya devam edeceğiz. Biz kıymetimizi bugüne kadar bilmedik ama ne zaman denizden çıkarılıp da karaya atılırsak zaman kıymetimizi anlayacağız. Kendimizi kendimize ve dünyaya iyi tanıtmak durumundayız. Türkiye'yi her alanda büyütmeye, yüceltmeye, farklı bir kulvarda ilerletmeye devam edeceğiz" diye konuştu. 28.09.2009 POLİTİKA 589073 AB: MP3'ler sağlık uyarısıyla satılsın Tüketicinin sağlığından sorumlu AB Komisyonu üyesi Meglena Kuneva, söz konusu müzik çalarların üzerinde, insanların ne kadar yüksek sesle ve ne kadar süreyle müzik dinleyebileceği konusunda bilgi bulunması gerektiğini söyledi. AB'nin geçen yıl yaptığı bir araştırmada, taşınabilir müzik çalarlarda günde bir saatten fazla yüksek sesle müzik dinleyen 10 milyona yakın Avrupalı'nın sağırlık riski altında bulunduğu belirlendi. Bunun üzerine üreticilerden "riski sınırlayacak" öneriler isteyen AB Komisyonu, ses düzeyinin sınırlandırılması ve sağlık uyarılarına yer verilmesi seçenekleri üzerinde duruyor. Üreticileri bir araya getiren Digital Europe platformu ise yasal zemini aşan her türlü baskıya direneceğini bildirerek, yüksek sesle müzik dinleyip dinlememenin insanların tercihine bırakılmasını istedi. 587878 Hülya Avşar yeni sorularla dönüyor BEKİR HAZAR Hülya Avşar yeni sorularla dönüyor Hülya Avşar usulü sohbet ve farklı bir tartışma programı Hülya Avşar Soruyor bu akşam başlıyor. Türkiye ile ilgili araştırmaların sonuçları tartışılıyor; konuklar, gerçekleri tahmin etmeye çalışıyor. Ve soruları Hülya Avşar soruyor. Türkiye'nin kadın erkek ilişkileri, aşk ve evlilik hakkındaki gerçekler canlı yayında konuşuluyor. Tamer Karadağlı ve Arzu Balkan'ın konuk olarak katılacağı “Hülya Avşar Soruyor” ilk bölümüyle ekranda. HABERTÜRK TELEVİZYON 589134 Esra Özmen şaşırtacak Esra Özmen şaşırtacak Kanaltürk'te yayınlanan "Esra Özmen'le Kadınca Kararınca" programı Özmen'in özel bir makyaj şovuyla renklendi. Yarın ekrana gelecek bölümde makyaj sanatçısı Arzu Yurter'in Esra Özmen'e yaptığı makyaj hem stüdyodakileri hem de ekran başındaki izleyicileri şaşkına çevirecek. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım makyajı ile bir anda değişen Esra Özmen konuklarına böylece özel bir sürpriz hazırlamış oldu. Neden Zübeyde Hanım makyajı sorusuna Esra Özmen, Nasıl bir değişik makyaj yapabiliriz diye düşünürken ben çok hayran olduğum Zübeyde Hanım makyajı olup olmayacağımı sordum. Sevgili Arzu Yurter zevkle deyince ortaya böyle güzel bir çalışma çıktı. Zübeyde Hanım hem dünyanın en önemli liderlerinden birinin annesi hem de kadın olarak beğendiğim bir kadın rol modelidir. Duruşu ve azmi ile bana gerçek Türk kadının her zaman kim olduğunu hatırlatan bir modeldir. nedenle birkaç saatliğine bile olsa Zübeyde Hanım'ın suretine benzemek beni inanılmaz gururlandırdı. Duygularımı hissettiklerimi tarif etmenin imkanı yok" dedi. 588265 Hedefonline'da borsa ekranı ücretsiz Bu çalışma hakkında görüştüğümüz Hedefonline Genel Müdürü Hüseyin Kırçıltepeli şunları belirtti; Türkiyede finansal piyasalarda yatırımlarını değerlendiren yatırımcıların bu işlemlerini daha sağlıklı bir şekilde yapmalarına olanak sağlamak amacıyla bu hizmeti sunmaya çalışmaktayız. Finansal piyasalarla ilgili olarak bilgileri anlık ve detaylı şekilde elde eden yatırımcının kazançlarını arttıracağına inanıyoruz. Talep eden tüm yatırımcılara sunduğumuz bu ücretsiz veri ekranları Türkiyede bir ilk olarak şirketimiz tarafından gerçekleştirilmiştir’ Tüm finansal piyasa bilgilerinin sunulduğu canlı borsa ekranlarında yatırımcılar, İMKB Hisse Senedi Piyasası, Kapalıçarsı döviz ve altın piyasası, VOB ile birlikte yurtiçi ve yurtdışı piyasalarını yakından takip edebilir. Finans piyasalarında konu olan ürünlere ait anlık fiyat bilgileri ile birlikte Türkiye ve Dünyadaki anlık haberlerde kullanıcılara sunuluyor. Yaklaşık 1500 sembol içeriği bulunan ekranlarda piyasa yorumları ve profesyonel teknik analiz imkanları ile yatırımcılara yardımcı olunmaktadır. Kullanıcılar, Bilgisayarda çalışan yazılımlarla internet ortamında rahatlıkla sistemi açıp verileri takip edebilirler. Türkiyede veri dağıtım sektöründe çok fazla şirket olmamakla birlikte en fazla kullanılan ekranlardan iki tanesi Hedefonline tarafından sunulmaktadır. Bu ekranları kullanmak için Hedefonline web sayfasından giriş yapıp sadece üye olmak yeterli olacak ve akabinde hemen sistem kullanıma açılacaktır. 587966 Şimşek penaltı golüyle yıkıldı Şimşek golüyle yıkıldı güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda 2. Grup’ta kendisi gibi üst sıralara yaklaşmak isteyen Afyohkarahisarspor’a sahasında 1-0 yenildi. Ali Hürlü’nün 78. dakikada attığı golüyle sonuca giden konuk takım, 83. dakikada Cihan’ın görmesiyle karşılaşmayı 10 kişi tamamladı. Karşılaşmanın 78. dakikadasında ceza sahası içinde Cihan kaleci Onur’un müdahalesiyle yerde kalınca hakem penaltıya hükmetti. Atışı gole çeviren Ali Hürlü konuk takımı 1-0 öne geçirdi. 83. dakikada Olcay’a sert giren Cihan direkt kırmızı kartla oyun dışı kaldı. MAÇIN KARNESİ HAKEMLER: Barış Yavaş, Rüştü Baykal, Hüseyin Kocadağlı Onur (5) Rıdvan (6), Erşan (5), Olcay (4), Efe (5), Yılmaz (5), Uğur (4), Halit (5)Dk. 71 Hakan 5), Volkan (4)(Dk. 46 Nazmi 5), Ahmet Aras (6)(Dk. 59 Doğukan 5), Abdullah (5) AFYONKARAHİSARSPOR: Özer (6) Muhammet (6), Erdal (5), Cihan (6), Taylan (6)(Dk. 56 Ali Baştürk 6), Nihat (6)(Dk. 74 Alper 5), Ömer (6), Hasan (5)(Dk. 60 Ali Hürlü 6), Onur (7), Murat (6), Barış (5) GOLLER. Dk. 78 (Pen.) Ali Hürlü (Afyon) SARI KARTLAR: Olcay, Erşan (İzmirspor), Muhammet, Ali Baştürk, Ömer, Ali Hürlü (Afyon) KIRMIZI KART: Dk. 83 Cihan (Afyon) 588087 Madrid 2016 olimpiyat oyunları için sokaklardaydı 2016 olimpiyat oyunları için aday olan 'nın başkenti Madrid'te yüzbinlerce kişi sokaklara döküldü, bu büyük organizyonu ne kadar istediklerini gösterdi. Yüzbinlerin ortaya koyduğu görsel görülmeye değerdi... 10 588696 Hafriyat alanında, insan kafatası ve kemiği bulundu Hafriyat alanında, insan ve kemiği bulunduSerdar ÖZGÜR/KARAMAN, (DHA) KARAMAN'da hafriyat alanında yaklaşık bir ay önce döküldüğü tahmin edilen toprakta insan ve kemiği bulundu. Kafatası ve kemik incelenmek üzere kriminal laboratuvarına gönderildi. Olay, dün saat 20.00 sıralarında merkeze bağlı Fisadun Köyü yakınlarındaki Konutlarının karşısındaki hafriyat dökülen alanda meydana geldi. Kimliği açıklanmayan ve kamyonu ile hafriyat dökmeye gelen şoför, daha önce dökülmüş olan toprakta bir insan kafatası ve kemik buldu. Durumu hemen polise bildirdi. Olay yerinde çalışma yapan polis, kafatası ve kemikleri, incelenmesi için kriminal laboratuvarına gönderdi. Toprağın tahminen biray önce dökülmüş olduğunu belirten polis, toprağı döken kişilerin yakalanması için çalışma başlattı. 588658 Attırdı, kaçırdı, sayılmadı ve attı...VİDEO Marchelinho'ya hakem engeli. Bir dönem Trabzonspor forması da giyen ve bu sezon ülkesi Brezilya'da top koşturan Marchelinho takımının kendi evinde oynadığı Coritiba-Nautico maçında hakem tarafından engellendi. Marchelinho maçta ilk golün pasını verdi. Ardından kazanılan penaltı atışında topn başına Marchelinho geçti ve meşin yuvarlağı auta attı. Marchelinho80. dakikada bu kez golünü attı ve takıımını öne geçirdi. Ancak bu golden dakika önce Marchelinho'nun kullandığı frikik Brezilya'da spor gündemine oturdu... Frikik atışını kullanan Marchelinho'nun şutu üst direğe çarpıp çizginin içine düştü ama hakem gol kararı vermedi... Tümsporözel 587915 Dubai'nin borcu üçe katlandı İBRAHİM KAHVECİ TAHSİN SINAV Dubai'nin borcu üçe katlandı BAE'nin ticari merkezi konumunda bulunan Dubai hükümetinin borcu, bir önceki yıla kıyasla üçe katlandı DUBAİ Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) ticari merkezi Dubai hükümetinin borcu bir önceki yıla kıyasla üçe katlandı. Dubai'nin borcunun 2009 sonunda 30 milyar dolara ulaşacağı tahmin edili-yor. Fitch Ratings tarafından yapılan açıklamada bu borcun Dubai'nin gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 40'ına denk geleceği ifade edildi. Kredi derecelendirme kuruluşunun ayrıca Dubai hükümetine ait iki şirketin kredi notunu yerel ve federal hükümetin desteğiyle ilgili endişelerinden dolayı düşürdüğü öğrenildi. Kuruluş yetkilileri açıklamada devlet kontrolündeki şirketlerin de dahil olduğu iş sektörünün mali baskı yaşadığını ve Dubai emirliğinin kredi itibarının zayıfladığını söyledi. Fitch, Dubai hükümeti tarafından ilk yarısı daha önce piyasaya sürülen 20 milyar dolarlık bononun ikinci kısmının ne zaman piyasaya sürüleceği ya da kimlerin alabileceğiyle ilgili net bilgi bulunmadığını da belirtti. 28.09.2009 EKONOMİ 587697 Balyoz gürültüsü eşliğinde eğitim Balyoz gürültüsü eşliğinde eğitimNESRİN COŞKUN İzmir DHA güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda Depreme dayanıksız okul binalarının güçlendirme ihalelerini geç yapıp, çalışmaların derslerle birlikte başlamasına yol açan Milli Bakanlığı planlamadan ve zamanlamadan sınıfta kalırken, ’deki Gürçeşme Lisesi de aynı plansızlığın kurbanı oldu  Ana binasının büyük depreme dayanamayacağı üç yıl önce ortaya çıkan Gürçeşme Lisesi’ne gecikmeli kararı bayram öncesi verildi. 24 Eylül Perşembe günü öğretim yılı başlarken 830 öğrencinin bir bölümü biraz uzaktaki Mehmet Emin Yurdakul İlköğretim Okulu’na nakledildi. Liselilerin 14 şubesi de ek binaya yerleştirildi. Müteahhitler güçlendirme yapılacak okulu boşaltıp inşaata başladı.?Ek binada balyoz gürültüsüyle ders yapan öğrenciler ise “Yaz tatili boyunca yapılabilecek işler öğretim yılına bırakılır mı?” diye isyan etti. 589135 Fethiiye'de paraşütle düşen turist kurtarıldı Muğla'nın Fethiye ilçesinde meydana gelen paraşüt kazasında Babadağ eteklerine düşen askeri helikopterle kurtarılarak hastaneye kaldırıldı. Babadağ'daki bin 800 metre rakımlı paraşüt pistinden yamaç paraşütüyle atlayan ve Rus uyruklu olduğu öğrenilen Alexi Golovarrov (35) atlayıştan kısa bir süre sonra dengesini kaybederek dağın eteklerine düştü. Sol bacağında kırık olduğu öğrenilen Golovarrov, askeri helikopterle bulunduğu noktadan paraşütçüler ve askerlerin yardımıyla alındı ve Fethiye Devlet Hastanesi'ne getirildi. Tedavisi süren Rus Alexi Golovarrov'un hayati tehlikesinin olmadığı bildirildi. 588931 IMF ve Dünya Bankası’na alternatif kalkınma bankası kurulacak ve ’na alternatif kalkınma bankası kurulacak Güney Amerikalı liderler, bölgedeki projelerin finansmanını sağlamak için ve benzeri ancak alternatif kaynağı yaratacak kalkınma bankası kurulmasına destek çıktı.  “The Bank of the South-Güney’in Bankası” için Uruguay, ve başlangıç fonu oluşturacak. 20 milyar dolarlık (12,6 milyar avro) fonun, söz konusu ülke tarafından nasıl paylaşılacağı netlik kazanmadı. fikri, ilk olarak 1998 yılındaki seçimler sırasında Venezuela Devlet Başkanı tarafından ortaya atılmıştı.  Chavez, ayrıca, gelecekte ülkeleriyle oluşturulacak “South-South Bank-Güney Güney Bankası” ile iki bölgedeki projelerin desteklenmesini önermişti. Uzmanlar, IMF ve Dünya Bankası’nın, gelişmekte olan ülkelerin kotalarının artırılması ve daha çok seslerini duyurabilmelerine imkan sağlayana dek ülkelerin bu tarz alternatifler üzerinde çalışacağını belirtiyor. 587664 Meteorolojiden Sel Uyarısı Meteorolojiden Sel Uyarısı Yurtda yaşanan sel felaketlerinin ardından Meteorolojiden bir sel uyarısı daha geldi. Bugün (28.09.2009) Doğu Karadeniz Bölgesi'nde şiddetli yağışların etkili olması bekleniyor. Sıcaklıklar ise doğu bölgelerinde ila derece azalacak. Özellikle Rize, Hopa ve Artvin'de aşırı yağışlar bekleniyor. Yurdun kuzeydoğusunda gerçekleşecek sağanak yağış, Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Ordu ve Ardahan'da da etkili olacak. Doğu Anadolu'nun kuzey ve doğusu ile Sivas çevreleri yağışlı geçecek. Şiddetli yağışlar özellikle Giresun, Ordu, Trabzon, Rize ve Artvin'de etkili olacak. Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu'nun kuzeydoğusunda yağışlar Salı günü de devam edecek. Çarşamba günü ise Marmara bölgesinin kuzeyi, Karadeniz kıyıları ve Batı Akdeniz yağışlı geçecek. Sıcaklıklar doğu bölgelerde ila derece azalırken diğer bölgelerde mevsim nomallerinde olacak. Önümüzdeki günlerde sıcaklıkların Ankara ve İstanbul'da yaklaşık 23, İzmir'de 27 derece olması bekleniyor. 587510 Alkollü yakalanan kadın sürücü rezalet çıkardı Otomobil sürücüsü Aslı Arslan yapılan alkol muayenesinde 55 promil alkollü çıktı. Sonuca itiraz eden Arslan polislere tekrar alkol testinden geçmek istediğini söyledi. Polislerden olumsuz yanıt alan Arslan ile otomobilde bulunan ve adının İlknur olduğu öğrenilen bayan arkadaşı, polisin kestiği cezaya Arslan'ın ehliyetine el konulacağı için uzun süre direndiler. Hatırlı dostlarını arayarak polisten kurtulmaya çalışan kız arkadaş başarılı olamayınca polisleri Van'a sürgün ettirmekle tehdit etti. İki kadın, 'size çorba parası verseydik adam olurduk, geç ağabey geç derdiniz' diyerek hakaretlerini sürdürdü. Hakaretler karşısında soğukkanlılığını koruyan polis ekipleri Arslan'ın ehliyetine el koyup alkollü araç kullanmaktan 537 TL para cezası kesti. Hırsını alamayan Arslan ve arkadaşı olayı görüntülemeye çalışan gazetecilere ağır hakaretler ederek saldırdı. Kadınların hışmına uğrayan gazetecileri de polis kurtardı. 587809 Sultanlar, filede 'Panzer'e çarptı Maçın ilk seti başa baş bir mücadeleye sahne oldu. İlk teknik molayı 8-7 önde geçen Ay-Yıldızlılar, 2. teknik molaya girilirken rakibiyle arasındaki farkı 5'e çıkardı: 16-11. Çabuk toparlanan Almanya, geriden gelerek ilk seti 25-23 önde bitirdi. İkinci sette ayağa kalkan Sultanlar, ilk teknik molayı yenik kapatmasına rağmen 2. teknik molayı 16-15 önde bitirdi ve bu seti 25-23 alarak skoru eşitledi: 1-1 Üçüncü sette rakibine oranla daha etkili olan Milli Bayan Voleybol Takımı'mız, seti 25-18 kazandı: 2-1. Mücadelenin en önemli setinde Almanya, filenin önünde yaptığı savunmayla seti 25-21 alarak duruma eşitlik getirdi: 2-2 Tie-break seti Almanya'nın etkili oyununa sahne oldu. Yorgun düşen Ay-Yıldızlılar, servis ve manşet hatalarıyla seti 15-9, maçı ise 3-2 kaybetti. Play-off'lara yükselen Türkiye, Grubu'nda ilk olarak Grubu lideri Sırbistan ile karşılaşacak. Türkiye-Sırbistan maçı yarın saat 16.00'da Katowice'de yapılacak. Mücadele NTV Spor'dan yayınlanacak.SERVİSİ TÜRKİYE ALMANYA: TÜRKİYE: Bahar 5, Neslihan 4, Esra 6, Eda 7, Naz 3, Deniz 3, Nihan 5, Gizem 5, Pelin 6, Gözde ALMANYA: Ssuschke 7, Weiss 6, Beier 7, Fürst 5, Kozuch 8, Brinker 8, Tzschrlich 7, Möllers 5, Thomsen SETLER: (25-23, 23-25, 18-25, 25-21, 15-9) SÜRE: 124 dakika (28, 29, 25, 29, 13) HAKEMLER: Stephan Grider (İsviçre), Susana Maria Jativa Rodriguez (İspanya) 588024 Konya frene bastı 1-1 frene bastı 1-1EROL KÜÇÜKOĞLU/DHA güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda Yeşil-beyazlı takım, Ordu’da puan bıraktı, zirvede rahat bir nefes alma şansını kaçırdı. Tayfun’un golünü Sukaj yanıtladı Bank 1. Lig’in lideri ’da takıldı, üç maçlık galibiyet serisini noktaladı: 1-1. 11. dakikada Tayfun ortaladı, Eser kafayla dokundu, kaleci Fevzi’nin son anda tokatladığı top, üst direğe çarparak kornere gitti. İkinci yarıya hızlı başlayan Konyaspor, 49. dakikada üstünlüğü yakaladı. Ofsayt taktiği uygulayan Ordu defansının arkasına sarkan Erdal meşin yuvarlağı Fevzi’nin yanından ağlara gönderdi: 0-1. 69’da rakibine sert giren Ordusporlu Rıdvan çift sarıdan kırmızıyla oyun dışı kaldı. 80’de Orduspor eşitliği sağladı. Ceza sahasına gelen ortaya iyi yükselen Sukaj’ın kafa vuruşunda top fileleri havalandırdı: 1-1. 90’da hakem İlker Coşkun, Müslüm ve Yusuf’a gösterdi. Hakem Coşkun, tartışmanın devam etmesi üzerine bu oyunculara ikinci sartı kartı da çıkararak oyun alanının dışına yolladı. MAÇIN KARNESİ HAKEMLER: İlker Coşkun, Tuncay Akın, Özgür Ertem ORDU: Fevzi (8) Alaattin (4)(Dk.61 İrfan 4), Hakan (5), Jerry (5), Emre (4)(Dk.83 Erol) Fatih (4), Kemal (3)(Dk.61 Günay 4), Mehmet (4), Sukaj (6) Müslüm (5), Rıdvan (3) Recep (6) Ömer (6), Ufukhan (6), (6), Da Silva (6) Eser (5)(Dk.54 Mehmet Ayaz 4), Erdal (7), Tayfun (6)(Dk.83 Ferdi), Volkan (7) Abdulvahit (7)(Dk.88 Mehmet Şen), Yusuf (6) GOLLER: Erdal (Dk.49), Sukaj (Dk.80) KIRMIZI KARTLAR: Dk.69 Rıdvan, Dk.90 Müslüm (Orduspor), Dk.90 Yusuf (Konyaspor) SARI KARTLAR: Kemal, Rıdvan, Jerry, Mehmet, Fatih, Sukaj, Müslüm (Ordu), Ufukhan, Yusuf (Konya)  587954 Boğazı yüzerek geçti Boğazı yüzerek geçti Kolları olmayan Fransız müthiş bir azim örneği sergileyerek Akdeniz'deki Bonifacio boğazını yüzerek geçti. BONIFACIO (A.A) 15 kilometre uzunluğundaki boğazı geçmeyi kaç insan göze alabilir! O, bir kaza sonucu iki kolunu kaybetmiş olmasına rağmen bu cesareti gösterdi ve başardı. 50 yaşındaki Thierry Corbalan, Korsika ve Sardunya adaları arasındaki boğazı yüzerek geçti. İtalya'nın Sardunya adasından itibaren saat yüzdükten sonra Korsika adasındaki Piantarella plajına ulaşan 29 yaşındaki Corbalan, “Sudayken solungaçlarım varmış gibi hissediyorum, ne ağrı ne acı duyuyorum” dedi. 28.09.2009 AKTÜEL 588815 Bize doğuda devlet takımı, batıda PKK'lı diyorlar Sümer, "Bize doğuda devlet takımı, batıda PKK'lı diyorlar. Biz ne devlet takımıyız ne de PKK'lı. Tek derdimiz bölgenin ihtiyacı olan huzur ve barış ortamını sporla sağlamaktır. Bölgenin Süper Lig de oynayan tak takımıyız. Ne yapacağımızı biz de şaşırdık." dedi. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mahmut Özgener'le görüştüğünü ve siyasi sloganlardan duyduğunu rahatsızlığı dile getirdiğini anlatan Sümer, TFF yetkililerinin de bu konuda kendisi gibi düşündüğünü ifade etti. Sümer, "Özgener, 'Ttakımı ligden çekerseniz dış güçlerin, karanlık güçlerin ekmeğine yağ sürmüş olursunuz. Biz elimizden geleni yapacağız. Slogan atan kulübü ve taraftarına yaptırım uygulayacağız.' dedi. Biz de bir daha benzer bir durumun yaşanması halinde ligden çekileceklerini söyledik." diye konuştu. TFF yetkililerine Bursaspor maçı boyunca rakip taraftarların takımlarına ve kendilerini desteklemeye gelen Diyarbakırspor taraftarına yönelik ırkçı ve siyasi içerikli tezahüratta bulunduğunu anlattığını belirten Sümer, "Siyasi ve ırkçı içerik dolu sloganlar küçük bir grup tarafından ve kısa süreli yapılmış olsaydı bunu anlardık. Ancak maçtan önce başlayan ve aralıksız devam eden sloganlar maç sonuna kadar devam etti. Buna hakemin ve Bursaspor yöneticilerinin müdahalede bulunmayışı bizi derinden üzdü. Ben bu saldırıların ardından maç sırasında şeref tribününü terk ederek, taraftarlarımızın yanına gittim. Bursasporlu yöneticiler müdahalede dahi bulunmadı bile. Hakeme maç içinde sloganlar için uyarı anonsu yaptırması için yöneticilerimizle haber ulaştırdık. Ancak anons bile yapmadılar." şeklinde konuştu. Maçlarda siyasi sloganları duymaktan bıktıklarını anlatan Sümer, bu konuda gerekli önlemlerin alınması gerektiğini aktaran Sümer, şunları söyledi: "Bursaspor ceza almazsa kesinlikle ligden çekileceğimizi belirtmiştik. TFF Başkanı Mahmut Özgener'e bir daha hakkımızda böyle slogan atılması durumunda ligden çekileceğimizi söyledik. Irkçı ve siyasi içerikli sloganlar bizi rencide ediyor. Futbolda siyasetin yeri yok. Herhangi bir partinin ne temsilcisi ne de uzantısı değiliz. Bize doğuda devlet takımı batı da PKK'lı diyorlar. Biz ne devlet takımıyız ne de PKK'lı. Biz Diyarbakır için, Güneydoğu için bir araya gelip futbolu sevdirmeye çalışan bir camiayız.'' 588047 Emre Aşık’a Graz engeli 28 Eylül 2009, Pazartesi ’a Graz engeli güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda Teknik Direktörü maçında bileği burkulan ’ı oynamak istemesine rağmen riske etmedi Hollandalı hoca, bileğindeki şişlik tamamen inmeyen tecrübeli futbolcuyu, ’nde hafta arası Sturm Graz’la oynanacak maç nedeniyle yedek soyundurdu. ’ın yerine ’yı kaydıran Rijkaard, sol bekte Uğur’a görev verdi. 588797 Grip aşısına talep yükseldi Grip aşısına talep yükseldiMevsimsel geçiş dönemi olması nedeniyle soğuk algınlığına bağlı rahatsızlıkların artmasının grip aşısına olan talebi yükselttiği bildirildi. Bursa Eczacı Odası Başkanı Kıvanç Atmaca, gribin, küçük çocuklar, astım dahil olmak üzere solunum sistemi rahatsızlığı olanlar, kalp, tansiyon, şeker ve böbrek hastaları ile 65 yaş üstü kişiler için büyük önem arz ettiğini belirtti. Atmaca, ramazan ayında aşıya talebin az olduğunu, bayramdan sonra aşıya olan talepte ciddi bir yükseliş yaşandığını söyledi. Bazı vatandaşların eczanelerden ''domuz gribi aşısı''nı sorduğunu ve beklediğini öğrendiklerini ifade eden Atmaca, şöyle konuştu: ''Domuz gribi aşısını beklediği için mevsimsel grip aşısı yaptırmayanlar var, ancak bunların sayısı çok değil. Henüz havalar yeni soğudu. Soğuk algınlığına bağlı hastalıkların artması ve okulların açılması, mevsimsel grip aşısı yaptıranların sayısını arttırdı. Grip, çok rahatlıkla bulaşabiliyor ve yayılabiliyor. Bu yüzden biz, risk grupları ve çocuklar başta olmak üzere aşı yaptırılmasını tavsiye ediyoruz. Bursa'da geçen yıl 150 bin civarında vatandaşa grip aşısı yapıldı. Bu yıl henüz 85 bin kişiye yapılmış durumda. Ekim ayının bitmesiyle geçen yılın rakamını kısa sürede yakalarız diye düşünüyorum.'' Mevsimsel grip aşısının domuz gribine karşı koruma sağlamayacağını vurgulayan Atmaca, şunları kaydetti: ''Domuz gribine yakalananlar, vücut dirençleri yüksekse hastalıktan kolay kurtuluyor. Kış aylarında vücudu dirençli tutmak için de mevsimsel grip aşısı yaptırmak gerekiyor. Dirençli vücutla domuz gribine karşı mücadele daha kolay olacaktır. Yaz aylarında Dünya Sağlık Örgütü'nden (DSÖ) bir heyet, Bursa Eczacı Odası'nı ziyaret etti. İlaçlarda soğuk zincirin korunması yolunda görüş alışverişinde bulunduk. DSÖ, domuz gribi virüsünü en tehlikeli virüslerden birisi olduğunu söylüyor. Domuz gribi üzerinde ciddiyetle duruyorlar. Domuz gribine karşı vücut direncinin iyi olması gerekiyor.'' Atmaca, mevsimsel grip aşısının gribe karşı tam koruma sağlamayacağını belirterek, ''Aşı olduktan sonra hastalığa yakalanılmama durumu söz konusu değil. Aynı şekilde dikkatli olunmalıdır. Giyime, tüketilen gıdalara ve bulunulan ortama özen gösterilmelidir'' dedi. 589039 Bitlis'te el yapımı mayın bulundu KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN AKTAY Bitlis'te el yapımı mayın bulundu ANKARA (A.A) Genelkurmay Başkanlığı, Bitlis'in merkez ilçesi dağlık arazi kesiminde el yapımı mayın bulunduğunu bildirdi. Genelkurmay Başkanlığının web sitesinde yer alan, 'Bölücü Terör Örgütüyle Mücadele' başlıklı bölümde, 'Bitlis ili Merkez ilçesi dağlık arazi kesiminde, bölücü terör örgütü mensuplarınca döşenen bir adet el yapımı mayın bulunduğu' belirtildi. 28.09.2009 589066 Turkcell Fair Play Ligi'nde 7. Hafta Turkcell Fair Play Ligi'nde 7. Hafta 7. Hafta değerlendirmesinde Trabzonspor ilk sıradaki yerini korurken, Ankaragücü son sırada bulunuyor. Futbol Federasyonu ve Turkcell'in işbirliğiyle düzenlenen Turkcell Fair-Play Ligi'nde 7. hafta değerlendirme raporu açıklandı. Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, Trabzonspor 10 puanla ilk sıradaki yerini korurken, Ankaragücü 1254 puanla son sırada yer aldı. Turkcell Fair-Play Ligi'nde 7. hafta değerlendirme raporuna göre oluşan puan durumu şöyle: Takımlar Puan 587995 Osman Tanburacı: Ah final pasları! Osman Tanburacı 28 Eylül 2009 PazartesiAh final pasları! Gole kadar Galatasaray'ın final pasları ipi kopmuş tespih taneleri gibi sağa sola dağılıyordu... Eskişehirspor kalesine atak üstüne atak düzenleyen takım bir türlü gol vuruşu yapamadı. Yüksek ortalar da kalede iki metrelik 'Basketçi İveca'ya takılınca Galatasaray 37 dakika havanda su dövdü! Ne yapılabilir diye düşünürken kulübeye baktım; Baroş, Elano, Ayhan, Aydın'ı gördüm... Breh... Breh!... Bunlar başka takımda olsa yedekleri kulübede kürek mahkumu olur diyordum ki Keita yine sahne aldı, topu yine çizgiden götürdü, ortaya kesti Nonda yine gole adını yazdırdı. Tribünler Nonda diye inledi... Keyif taraftarın oldu... İkinci yarı başında, maç boyu güzel işler yapan Arda mükemmel bir hareketle topu kendisi ve rakibi üzerinden ters hamle ile aşırınca Keita'yı pozisyona soktu, Keita her zamanki 'son vuruş' fakiri olunca gol kaleciden döndü!. Bu Keita rüzgarın kanadında gidiyor, seyretmesi göz yoruyor lakin kısırlığı başa bela!... Bu maçta Kewell gölge boksu yapar gibiydi, pek fazla gözükmedi ama ataklarda rakibi peşine takarak alan değiştirmesi arkadaşlarına boş alanlar yarattı. Takım bunlardan faydalanamadı. Sabri de yokları oynadı. Galatasaray oyuna ağırlığını koydu ama etkin bir futbol üretemedi. Bunun tek sebebi boşa giden final paslarıydı! Eskişehirspor'da dört forvet var ve bunlar top tekniği zayıf adamlar, hele Ümit Karan ve Mehmet Yılmaz. Burak tembel cengaver, Youla da velvele!... Üstelik geri de gelmiyorlar. Orta alanda sadece Doğa çırpınıyor. Eskişehir savunması da ileri çıkmayınca gol atmaları kontra uzun toplara kalıyor. Böyle bir oyun tarzı aslında Galatasaray'a cuk! Ama golü yiyen de Galatasaray oluyor. Leo kontrpiyede kalınca Mehmet Yılmaz golü atıyor. Atamayana atarlar işte budur! Galatasaray maç boyu topla dans etti, Eskişehir bir kere geldi golünü attı! Galatasaray sadece bir kez Mehmet Topal'la uzaktan vurdu. Oysa uzun boylu kaleciye en güzel girişim uzaktan ve yerden vuruşlar olmalı. Galatasaray ha bire havadan çalıştı! Bu kez Rijkaard da müdahil olamadı! Oysa becerikli ve son vuruşları iyi olan Elano ve hırçın Baroş bu maçın adamlarıydı sanki... Rıza Hoca sonlara doğru Youla ve Karan'ı oyundan aldı bir puana yattı. Rijkaard'ın çocukları da şut çekmek yerine ısrarla kornerleri mancınıkla atıp, ataklarda da kalenin dibine kadar sokulmayı yeğleyince tek puanda kaldılar. Kenar yönetim bu kez kjilidi çözemedi. Eskişehirspor akıllı ve garanti oynarken Galatasaray'da Servet bile ileriye yollandı, düşünün çaresizliği! 588675 Yen, dolar karşısında yükselişte Japon yeni, doları karşısında ayın en yüksek seviyesine çıktı. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi 'nın yeni hükümetinin, ihracata bağlılığı azaltma çabaları nedeniyle güçlü yene izin vereceği sinyali üzerine yen, bugün 88,22 dolarla 17 Aralık 2008'den bu yana en yüksek seviyesini gördü. Liberal Demokrat Parti (LDP), on yıllardır ve gibi şirketlerin ihracatta rekabet edilebilirliğine yardım etmek amacıyla zayıf yeni desteklemişti. Ancak 'da yeni hükümeti kuran Demokrat Partisi'nin (DPJ) Maliye Bakanı Hirohisa Fujii, güçlü yenin, Japon tüketicilere ithal malları satın alma konusunda daha büyük güç vereceğini söyleyerek, yenin güçlenmesine göz kırptı. Japon haber ajansı Kyodo'ya göre, Fujii, bugün yaptığı açıklamada, döviz istikrarının arzu edildiğini, ancak yenin değerini düşürmek için döviz piyasalarında müdahaleye karşı olduğunu ifade etti. Tokyo'da Societe Generale'de görevli Yuji Saito, Fujii'nin açıklamasıyla ilgili olarak, 'nın "zayıf yen politikasını" izleyeceği değerlendirmesinde bulundu. JPMorgan Chase bankasından stratejist Junya Tanase de, "Bu politik tutumda temel bir farklılığı gösteriyor. LDP, ihracatçıları destekliyordu, ancak DPJ, daha fazla Japon tüketicilere odaklandı" dedi. Geçen yapılan genel seçimlerde LDP'nin 50 yıllık iktidarına son veren DPJ'nin yen politikasındaki değişiklik, DPJ'nin, 'nın ekonomi politikasının merkezine büyük şirketleri değil, aileleri ve tüketicileri koymayı amaçladığına işaret ediyor. Bazı uzmanlar, bu değişikliğin, imalatçıların ihracata daha az bel bağlamaya ve daha çok iç pazara hizmet etmeye odaklanmasına yol açacağı yorumunda bulunuyor. 588009 Türk bakanı ayağına getiren kadın Konuyu kısaca şöyle özetleyelim. Osmanlı İmparatorluğu yıkılmamış olsaydı, Şehzade Ertuğrul Osman 1994’te tahta çıkmış olacak ve 15 yıllık hükümdarımız olarak 23 Eylül 2009 Çarşamba günü saat 20.19'da son nefesini vermiş olacaktı. Bakmayın böyle yazdığıma. Tarihi hadiseleri değerlendirirken şöyle olsaydı, böyle olsaydı muhabbetinden hoşlanmam. Nerden bilebiliriz ki, belki de öyle olmayacaktı. Sosyal olayların 2x2=4 eder gibi kesin sonucu yoktur. Her yeni gelişme sonuca farklı şekilde etki edebilir. Şehzade Ertuğrul Osman’ın cenaze namazına kamuoyu açısından süpriz sayılabilecek çok farklı kesimlerin katılımının ifade ettiği çarpıcı bir değerlendirmeyi aktarmadan önce, yazıya başlık olan konuyu anlatalım ve bir ülkeyi asırlarca idare eden bir ailenin çocukları üzerinde bu etkinin nasıl tezahüt ettiğine örnek verelim. Yıllar önce eski kültür bakanlarımızdan Sayın Namık Kemal Zeybek’ten dinlemiştim. Sayın Zeybek Kültür Bakanı iken Paris’e gider. Paris Büyükelçisi Bakan Sayın Zeybek onuruna geniş katılımlı bir yemek verir. Yemeğin davetlileri arasında yabancı misyon şeflerinden, Paris’in seçkin tabakasından oldukça seçkin bir katılım vardır. Gecenin onur konuğu Sayın Bakan olduğu için dikkatler onun üzerindedir. Katılımcılar yemek boyunca Sayın Bakanın bulunduğu masaya gelerek kendisine selam verirler, hasbihal ederler. Bakanın gözüne bir ara uzak masalardan birinde oturan bir hanımefendi takılır. Gözünü bir müddet ayıramaz. Herkes Sayın Bakanın masasına gelirken, kendisi kalkar onun masasına gider. Daha doğrusu istemdışı adeta oraya doğru yürür gider ayakları. Hanımefendiye selam verir, kendisini takdim eder. Uzatılan eli nazikçe öper. Ardından kiminle müşerref olduğunu sorar. Bayan kendisini, Fransa’da ikamet eden Osmanoğulları Ailesinden bir hanımefendi olarak tanıtır. Sayın Bakan gün hanımefendinin ismini de aktarmıştı ama aklımda kalmadı. Sayan Bakan zaman bu durumu şu şekilde izah etmişti: asırdan fazla koca bir ülkeyi idare eden ailenin fertleri üzerinde liderlik özelliği ve yönetme vasfı öylesine işlemişti ki, ailenin bir bayan ferdi bile bakışlarıyla bir insanı kendisine doğru çekebiliyor ve bulunduğu yerin merkezi kişisi olabiliyordu. Yani ayağa giden değil, ayağına gidilen insan olma özelliği... Doğrusu gün bu anekdot çok ilgimi çekmişti. Son şehzadeye veda... Çok dikkat ettim ama gözümden kaçtı mı bilmiyorum. Sanırım sizlerin de dikkatinizden kaçmamıştır. Vefat eden kişi Osmanlı hanedanının bir mensubu olmasına rağmen, gazetelerde ve televizyon ekranlarında aleyhlerinde tek satır bir haber ve yoruma denk gelmedim. Bu noktanın üzerinde özenle durmak lazım. Kamu vicdanı denilen olgunun ne olduğunu merak edenler, bu örneği çok dikkatli incelemeliler. 86 yıldır bu ülkenin tarih kitaplarında ve resmi öğretilerinde nesillere aktarılan bilgi Osmanlı hanedanının hainliği değil miydi? Vefat eden son şehzade, resmi tarih kitaplarında kendisinden kızıl sultan olarak bahsedilen Sultan Abdülhamit’in torunu, üstelik onu gören hayatta kalmış son şehzade değil miydi? Resmi tarih kitaplarının öğretileriyle 70-80 senedir beyni yıkanan bir millet nasıl oluyor da 97 yıllık ömrünün 85 yılında ülkesine adım atamayan bir insanın cenaze namazına bu kadar yüksek oranda iştirak edebiliyor ve kalabalık bir cenaze namazının ardından milletin omuzlarında ebedi istirahatgahına taşınabiliyor? Demek ki gerçeği ifade etmeyen sahte öğretileri vicdanlar reddediyor, akıllara bazı şeyler zoraki enjekte edilmeye çalışılsa da ruhlar kabullenmiyor. Millet omuzladı... Şehzade Ertuğrul Osman’ın cenaze törenindeki manzaranın ifade ettiği anlamı en iyi tasvir eden yazıya Taraf gazetesinde Yıldıray Oğur’un satırlarında rastladım. Cenazeye katılanların renkli kişiliğine ve ‘acaba neden oradaydı’ dedirtecek kadar farklı toplum kesimlerinden insanların varlığına işaret eden yazıdan bazı satırlara burada yer vermek istiyorum. Arzu edenler bu güzel yazının tamamını bu linkten . Şöyle yazmış Sayın Oğur: “...AKP’li bakanlar, Koç Ailesi, Yaşar Kemal, Mehmet Eymür, Mahmut Ustaosmanoğlu’nu başka hangi cenaze yan yana getirebilirdi ki? Yıllar sonra ilk kez bir cenaze namazına açılan Sultanahmet’in bahçesine gelenler arasında Ertuğrul Günay, Beşir Atalay, Cemil Çiçek gibi bakanların da olması Cumhuriyet’in bir kırmızı çizgisinin daha ihlali gibiydi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de çelengiyle son padişahı selamladı. Ama Cumhuriyetin kırmızı çizgilerini ihlalde AKP’liler yalnız değildi. Türk burjuvazisinden pek çok isim cenazedeydi. En göze çarpan isimler Vehbi Koç’un kızlarından Semahat Arsel ve holdingin veliaht prenslerinden Ali Koç’tu. Sadece burjuvazi de orada değildi. Türkiye’nin dünyaca ünlü “solcu ve cumhuriyetçi” yazarı Yaşar Kemal ve eşi de şehzadenin cenazesinde hazır bulundu. Yaşar Kemal bir ara gazetecilere röportaj verirken tam arkasında ise bir başka çok tanıdık bir isim görüldü: MİT’in çok tartışma yaratmış eski Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür. Cenazedeki en dikkat çekici katılım ise İsmailağa cemaati mensuplarından geldi. Bu yoğun katılımın sebebi daha sonra anlaşıldı. Cemaatin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu ilerlemiş yaşına ve hastalığına aldırmadan tekerlekli sandalyeyle son padişahı uğurlamaya gelmişti. Ustaosmanoğlu, tekerlekli sandalyesi ve arkasında aralarında Cübbeli Ahmet Hoca’nın da olduğu büyük kalabalıkla cenazenin ardından Sultanahmet’ten, 500 metre ilerdeki II.. Abdülhamit türbesine kadar geldi. Türbenin içine girdi ve dua etti. Cami avlusunun bir tarafında renkli gözlü sarışın, şık kıyafetli “beyaz Osmanlı” hanedan kadınları, Afgan kraliyet ailesi kökenli Tarzi ailesinin “beyaz Afgan” üyeleri, onların beyaz ve laik ahbapları, klişe ifadeyle “seçkin bir davetli topluluğu” ve bir diğer tarafında ise yakasına küçük bir kağıda “Allah sizden razı olsun” pankartı asmış başörtülü kadınlar, son şehzadenin tabutuna dokunmak için birbirini ezen dindar erkekler vardı. Öğle namazı bitip Sultanahmet Camisi’ni hınç hınç dolduran cemaat cenaze için akın akın bahçeye doğru koşarken cenazeyi bekleyen ‘seçkin kalabalık’ ezilmemek için arkaya doğru çekildi. Bir nevi halk ‘padişahını’ seçkinlerin elinden aldı. Kalabalıktaki hararetin arkasında ise hanedanın uğradığı haksızlığa olan sessiz bir tepki vardı. Bir rejim değişmiş ve 1924’te Osmanlı ailesi ülkeden kovulmuştu. Cumhuriyet Osmanlı’yı reddetmişti. Cenaze namazındaki mahşeri vicdan için haksız bir reddediş ve sürgündü bu. “Dört kıtaya at koşturmuş atalarımıza” yapılmış bir vefasızlıktı. New Yorklu bir işadamı olan Şehzade Ertuğrul Osman’a evliya muamelesi yapılmasının, ülkenin en Ortodoks tarikatının bu cenazeye tam kadro katılmasının ardında bu tarihi hesaplaşma yatıyordu.” Tek kelime bile... Hiçbir haneden mensubu, bu ülkeden çoluk çocuk kovulmalarına, üstelik yoksulluk içinde zor günler geçirmelerine rağmen Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde tek kelime laf etmedi. Bu noktanın altını çizenlerden biri de verdiği taziye mesajında Sayın Fethullah Gülen oldu. “...Gurbet içinde gurbet yaşasa da milletini ve onun devleti olarak Türkiye Cumhuriyeti Devletini rencide edecek davranışlardan itinayla uzak durmayı milletine karşı bir vefa borcu bilmiş, kıymetli insan Ertuğrul Osman” ifadelerine yer verdi. Olmadık konular ve üç kuruşluk dünya saltanatı için birbine hakaretamiz laflar eden siyasetçiler, ellerinden koca bir ülkenin yönetimi alınan hanedanın bu kendilerini aşkın tavırlarından ders almalılar. Değer mi diye düşünmemeliler... Başbakan Erdoğan’ın ABD dönüşü evine gitmeden ayağının tozuyla Ertuğrul Osman'ın eşi Zeynep Tarzi Osman’ın taziyeleri kabul ettiği Yıldız Parkı içindeki Çadır Köşkü'ne gidip bakanlarıyla birlikte taziye sunması Millet vicdanı denilen olgu bir kez daha gösterdi kendini. Merhuma Allah’tan rahmet, Osmanlı ecdadımızın ahrete irtihal etmiş tüm mensupları için hayır dua dilerken, devletimizin ve milletimizin ebet müddet payidar olmasını temenni ederim. Prof. Dr. Osman ÖZSOY Haber 7 588017 Bursa sonuçları sonuçları güncellenme zamanı 28.9.2009 hep yanınızda 1.KOŞU: 4-6-9-7, ABAKAY, BİRCE, ÖZGÜRSAVARA, GÜNDENKIZI, MÜD: 1.27.65, F: 1.5 BOY, 1.5 BOY, BOY, G: 4.25, İKİLİ(4/6) 7,70 TL SIRALI İKİLİ(4/6) 17,65 TL PLASE İKİLİ(4/6) 4,00 TL PLASE İKİLİ(4/9) 5,80 TL PLASE İKİLİ(6/9) 2,80 TL ÜÇLÜ BAHİS(4/6/9) 9,83 TL TABELA BAHİS(4/6/9/7) 25,35 TL PLASE(4) 1,20 TL PLASE(6) 1,10 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(4/6/9/7) 0,44 TL, SON 800:0.53.76 2.KOŞU: 5-1-4-9, VERYENO, ONTARIO, TOM BAULT, ÖCALIM, MÜD: 2.04.26, F: 1/2 BOY, 2.5 BOY, 1/2 BOY, G: 2.25, İKİLİ(1/5) 3,30 TL SIRALI İKİLİ(5/1) 5,90 TL 1. ÇİFTE(4/5) 26,05 TL PLASE İKİLİ(1/5) 2,80 TL PLASE İKİLİ(4/5) 3,80 TL PLASE İKİLİ(1/4) 4,70 TL ÜÇLÜ BAHİS(5/1/4) 1,97 TL TABELA BAHİS(5/1/4/9) 9,66 TL PLASE(5) 1,05 TL PLASE(1) 1,05 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(5/1/4/9) 0,45 TL, SON 800:0.50.84-0.50.04 3.KOŞU: 6-9-4-8, DAĞ ELMASI, LOZEN, TUNÇYÜREK, GÜLTUNCAKIZI, MÜD: 1.27.83, F: 1/2 BOY, 3.5 BOY, 4.5 BOY, G: 2.05, 1.ÜÇLÜ GANYAN(4/5/6) 4,44 TL İKİLİ(6/9) 3,05 TL SIRALI İKİLİ(6/9) 4,70 TL 2. ÇİFTE(5/6) 4,85 TL PLASE İKİLİ(6/9) 2,80 TL PLASE İKİLİ(4/6) 3,40 TL PLASE İKİLİ(4/9) 4,20 TL ÜÇLÜ BAHİS(6/9/4) 1,42 TL TABELA BAHİS(6/9/4/8) 28,37 TL PLASE(6) 1,10 TL PLASE(9) 1,20 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(6/9/4/8) 2,06 TL, SON 800:0.54.08-0.53.32 4.KOŞU: 10-4-3-8, FIRTINASI, KÜÇÜKER, KARADUMAN, KOÇMAN, MÜD: 1.39.83, F: BAŞ, BOYUN, BOY, G: 4.10, 3. ÇİFTE(6/11,10) 13,80 TL, SON 800:0.59.16 5.KOŞU: 8-7-1-2, SUCCESSFUL DANCER, THREE ANGELS MAN, MAKE ME SMILE, MY SACRIFICE, MÜD: 1.24.39, F: BAŞ, 1/2 BOY, 1/2 BOY, G: 3.00, İKİLİ(7/8) 13,75 TL SIRALI İKİLİ(8/7) 19,00 TL PLASE İKİLİ(7/8) 11,00 TL PLASE İKİLİ(1/8) 10,20 TL PLASE İKİLİ(1/7) 14,30 TL ÜÇLÜ BAHİS(8/7/1) 9,42 TL (19 NOLU BACHATA KOŞMAZ), ÇIKAN ATLA:1,37 TL TABELA BAHİS(8/7/1/2) 29,12 TL ÇIKAN ATLA:0,33 TL PLASE(8) 1,95 TL PLASE(7) 2,80 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(8/7/1/2) 0,66 TL, EFG:8, SON 800:0.48.04 6.KOŞU: 12-3-4-9, PRENSES GÖKSU, BALBOA, BYZANTIUM, ECE KIZ, MÜD: 1.23.99, F: BOY, 4.5 BOY, 1/2 BOY, G: 4.25, İKİLİ(3/12) 29,65 TL SIRALI İKİLİ(12/3) 61,55 TL 4. ÇİFTE(8/12) 13,80 TL PLASE İKİLİ(3/12) 15,10 TL PLASE İKİLİ(4/12) 23,80 TL PLASE İKİLİ(3/4) 51,20 TL ÜÇLÜ BAHİS(12/3/4) 94,66 TL TABELA BAHİS(12/3/4/9) 474,54 TL PLASE(12) 2,10 TL PLASE(3) 3,90 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(12/3/4/9) 9,75 TL, SON 800:0.48.48-0.47.28 7.KOŞU: 9-8-6-4, BLACK STREAM, ZEYTİN DALI, REVAN KIZI, MOZAİK, MÜD: 1.50.96, F: BOYUN, BOY, 1/2 BOY, G: 3.70, İKİLİ(8/9) 4,15 TL SIRALI İKİLİ(9/8) 9,20 TL 5. ÇİFTE(12/9) 28,65 TL ÜÇLÜ BAHİS(9/8/6) 30,31 TL (7 NOLU SNOW MOUNTAIN KOŞMAZ), ÇIKAN ATLA:0,41 TL, EFG:3, SON 800:0.48.40-0.47.96 8.KOŞU: 7-9-4-2, GÖNLÜFERAH, ŞAYESTE, TORNADO, ÇEMŞİT, MÜD: 1.27.10, F: BOY, 1.5 BOY, BAŞ, G: 4.80, İKİLİ(7/9) 14,95 TL SIRALI İKİLİ(7/9) 53,80 TL 6. ÇİFTE(9/7) 67,65 TL PLASE İKİLİ(7/9) 7,00 TL PLASE İKİLİ(4/7) 7,60 TL PLASE İKİLİ(4/9) 2,90 TL ÜÇLÜ BAHİS(7/9/4) 16,55 TL TABELA BAHİS(7/9/4/2) 26,81 TL PLASE(7) 2,50 TL PLASE(9) 1,60 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(7/9/4/2) 0,23 TL,SON 800:0.52.88-0.52.64 9.KOŞU: 12-2-1-10, SOUND OF THUNDER, SOTER ŞAH, KING OF THE HORSES, JIMBILBA, MÜD: 1.44.43, F: 1/2 BOY, 2.5 BOY, BOY, G: 6.95, İKİLİ(2/12) 174,90 TL SIRALI İKİLİ(12/2) 320,05 TL 7. ÇİFTE(7/12) 150,20 TL PLASE İKİLİ(2/12) 28,90 TL PLASE İKİLİ(1/12) 28,90 TL PLASE İKİLİ(1/2) 30,30 TL ÜÇLÜ BAHİS(12/2/1) 245,45 TL TABELA BAHİS(12/2/1/10) 1.402,45 TL PLASE(12) 4,20 TL PLASE(2) 6,50 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(12/2/1/10) 21,03 TL 2.ÜÇLÜ GANYAN(9/7/12) 79,27 TL DÖRTLÜ GANYAN(12/9/7/12) 462,01 TL BEŞLİ GANYAN (8,19/12/9/7/12) 1.684,24 TL (10,11/8,19/12/9/7/12) 14.524,32 TL YEDİLİ PLASE (6,9/4,10,11/7,8,19/3,12/8,9/4,7,9/2,12) 169,32 TL ALTILI GANYANDA 813.350 TL TEVZİYE TABİDİR. sonuçları 1.ÜÇLÜ GANYAN(7/7/1) 1,13 TL 2.ÜÇLÜ GANYAN(8/8/6) 2,65 TL DÖRTLÜ GANYAN(4/8/8/6) 12,77 TL BEŞLİ GANYAN(4/4/8/8/6) 30,24 TL ALTILI GANYAN(9/4/4/8/8/6) 73,98 TL YEDİLİ PLASE (1,6,7,8/4,9/3,4,5/4,7/5,8/4,8/6,8) 3,26 TL ALTILI GANYANDA 1.360.793 TL TEVZİYE TABİDİR. 588724 Berlusconi 'soğuk' esprisinden vazgeçmiyor Berlusconi 'soğuk' esprisinden vazgeçmiyor"Sizlere bronzlaşmış adamdan selam getirdim. Eşi de bronzlaşmıştı" 28.09.2009 14:45İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, daha önce muhalefeti kızdıran şakasını yineleyerek, yine ABD Başkanı Barack Obama ile eşi Michelle'in ''bronzluğundan'' sözetti. ABD'nin Pittsburg kentindeki G-20 Zirvesi'nden dönüşünde partisinin Milano kentindeki toplantısına giden Silvio Berlusconi, ''Sizlere birinden selam getirdim, adı şey olan bir adam, adı..., durun, bronzlaşmış biriydi: haa Barack Obama! İnanamazsınız, ama ikisi de güneşlenmek için plaja gitmiş olmalı, çünkü eşi de bronzlaşmıştı'' deyince, hükümetinin bakanları ve yandaşlarının alkış sesleri duyuldu. Berlusconi, daha sonra zirvenin önemli başlıkları ve hükümetinin eylemlerini anlattığı konuşmasına geçti. Berlusconi, Obama'nın kasım ayında seçilmesinden birkaç gün sonraki açıklamasında, ABD Başkanı'nı, ''genç, yakışıklı ve hatta bronzlaşmış'' diye tanımlamış, muhalefet bu ''komplimanı'' ırkçı bir şaka olarak kınarken, yabancı medya kuruluşları da oyalı bir gaf olarak yansıtmıştı. Berlusconi ise, kendisini eleştirenlere ''salak'' demiş, sözlerini de ''sevgi dolu şaka'' olarak nitelemişti. İHA 588543 Albayrak'tan çarpıcı açıklamalar! Albayrak'tan çarpıcı açıklamalar! "Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ın bütçelerinin yarısı bizde olsa çok daha başarılı oluruz..." 28/09/09 12:54 Trabzonspor Kulübü eski başkanlarından Nuri Albayrak, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ın bütçelerinin yarısının Trabzonspor'da olması halinde bu takımlarla yarışabileceklerini söyledi. Hiç kimseye kırgın olmadığını Trabzon ve Trabzonspor'a yanlış yapıldığını ifade ederek, kulübe hizmet etmek için görevde olmanın şartla olmadığını, Albayrak ailesi olarak her zaman üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını belirtti. Trabzonspor Kulübü Başkanı Nuri Albayrak, görevde bulunduğu süre içersinde birlikte çalıştığı eski takım kaptanı Hüseyin Çimşir'in bırakılmasına çok üzüldüğünü belirterek, "Trabzonspor'da görev yaptığı dönemde kendisiyle iki yıl çalıştım. Kaptan Hüseyin Çimşir'in bırakılmasına çok üzüldüm. Onun yerine alınan oyuncunun da onun yerini dolduramayacağına inanıyorum. Buna çok üzüldüm. Takımımız iyi bir takım genç bir takım, İnşallah bu takımla uzun vadede başarılı oluruz" dedi. "İSTANBUL TAKIMLARININ YARI BÜTÇESİ BİZDE OLSA ONLARDAN DAHA BAŞARILI OLURUZ" Albayrak, "Türkiye'de, Türk ekonomisinin döndüğü bir şehir var. da İstanbul. Bizim mücadele verdiğimiz Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş İstanbul takımları. Futbol artık dünya'da ve Avrupa'da bütçeyle oluyor. Arada bir Sivasspor gibi takımlar çıkıyor ama bunun tesadüf eseri olduğunu tüm spor camiası gördü. Trabzonspor'un ekonomik manada İstanbul takımlarıyla yarışabilmesi için en azından İstanbul takımlarının yarı bütçesi olmalıdır. Bu bütçe bizde olur ise biz onlardan çok çok daha başarılı olacağımıza inanıyorum. Çünkü biz Trabzonspor olarak, Trabzon şehri ve bölgesi olarak verimli bir arazideyiz. Futbol olsun diğer alanlarda olsun Karadeniz insanı zeki olduğunu göstermiştir. Ben İstanbul takımlarının yüzde 40-50 bütçesinin Trabzonspor'da olması halinde takımlardan çok daha iyi işler yapabileceğimize inanıyorum. Biz olayı bu şekilde yaklaştık. Bizler çok tez canlı insanlarız. İnsanlara 3-5 yıl sabredemiyoruz. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım 11 yıldır kulübün başında ama kulübü getirdiği seviye ortada. Fenerbahçe kulübü'nün yıllık geliri 350 Milyon TL.Trabzonspor Kulübü'nün yıllık geliri ise benim dönemimde 50 Milyon TL idi. Bütçesi ise 80 Milyon TL idi. Biz Trabzonspor'u iki yıl idare ettik. Arada 30 Milyon TL fark var. Fark da proje katkısıdır. Kulübü 40 Milyon TL borç ile teslim ettik" dedi. "BİLİNÇLİ İNSANLARIN OLUR OLMAZ KONUŞMALARI BENİ ÇOK ÜZDÜ" Nuri Albayrak görev yaptığı dönemde kendisini üzen, bilinçsiz insanların değil, bilinçli insanların konuşması olduğunu belirterek, "Beni üzen Trabzonspor'da bilinçsiz insanların konuşması değildi. Bilinçli insanların konuşması oldu. Bu konuşmalarda kasıtlı olarak yapılıyordu. Nuri Albayrak göreve geldikten sonra kendisinden önceki yönetimler hakkında bir şey konuştuğunu duydunuz mu? İnsanlar emeklerini ve zamanlarını kulüp için harcadılar. Konuşarak da elimize bir şey geçmez. Ama bizden sonra gelen yönetim, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Faruk Özak da dahil olmak üzere hakkımızda çok şey konuştular. Akla hayale gelmeyecek şeyler konuştular bunlar beni çok üzdü" şeklinde konuştu. "SAYIN BAKAN FARUK ÖZAK BUGÜNKÜ BORCUN SORUMLUSUDUR" Trabzonspor geçmişte olsun bugün olsun yöneten, yönetici arkadaşlarıma teşekkür ediyorum diyen Albayrak, "Ancak camiayı bölecek hareketlerden kaçmak lazım. Sayın Faruk Özak, toplantı organize ediyor ama toplantıya başkanlık yapmış biri olarak bizi davet etme arama lütfunda bile bulunmuyorlar. Bunlar üzücü olaylar. Trabzonspor kimsenin malı değildir. Şu anda sayın bakan kulübe sahip çıkan olarak kendini gösteriyor. Şu anda olan olumlu veya olumsuz hareketlerin yüzde 80'i ona aittir. Trabzonspor bugün 150 Milyon TL borcun altına girmişse birinci derecede sorumlu odur" dedi. "BİZ GÖREVDE OLSAYDIK AKYAZI PROJESİ BAŞLAMIŞ OLACAKTI" Kıyı Kenar Çizgilerinin imara açılması yönünde kanun çıkarttıklarını belirten Albayrak şöyle konuştu, "Kıyı kenarda, Uluslararası oyunların yapılacağı, spor alanlarının olabileceği yönünde kanun çıkardık. Bu aşamadan sonra sayın Bakan Faruk Özak'ın da gücü yetmez bu projeyi durdurmaya, çünkü sayın Başbakanımız projeyi kendisine sunduğumuz ilk günden beri sahip çıkmışlardır. Gelen Belediye Başkanımız da bu projeye sahip çıkıyor. Bu proje olacaktır bunu bilmek lazım. Trabzon şehrinde büyüyecek yerimiz kalmadı. Hüseyin Avni Aker'in yeniden yapılanması bize yakışmaz. Bize sahilde Avrupa standartlarında çok güzel bir stadyum yakışır. Kayseri ve Rize bunu yaptı. Biz bunları yaptığımız zaman arkadaşlar bu projeye karşı çıktılar. Kanunu biz başkanlık görevini bıraktıktan sonra çıkardık. Biz görevde olsaydık. İnanın stat projesinin temelleri atılmış olurdu. Dolgusu da bitmiş olurdu. Ben kimseye kırgın değilim. Trabzon şehrine, Trabzonspor'a yanlış yapılıyor. Bizim orada yapmak istediğimiz şeyleri engellediler. Ufukları bu projeye yetmedi" dedi. Trabzonspor biz her zaman emrindeyiz diyen Albayrak, "Şu anda başkan değilim ama Trabzon ve Trabzonspor için çalışıyorum. Trabzonspor'a hizmet etmek için başkan olmak gerekmiyor. Albayrak ailesi olarak bize ne görev düşüyorsa yapmaya hazırız" şeklinde konuştu. İHA 588887 Ağır ceza hakimini böyle soydular Ağır ceza hakimini böyle soydularTahsin GÜNER İSTANBUL -DHA Adliyesi 5. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Sinan Çelakıl (62), geçtiğimiz hafta İstiklal Caddesi Lisesi yanında bulunan bankamatikten yaklaşık iki deste halinde bin TL para çekti. Paraları cebine koyan Çelakıl, İstanbul'un en işlek caddesinde yürümeye başladı. Hakim Çelakıl'ı bankamatikten itibaren takibe alan kişilik hırsız grubu, Çelakıl'ın bir kafeye girmesiyle harekete geçerek hakimin önünde kavga etmeye başladı. Tantanacılık diye bilinen yöntemle numaradan birbirleri ile kavga eden hırsızlar Hakim Çelakıl'ın üzerine saldırdı. Kavganın ortasında kalan Çelakıl'ın bir anlık dalgınlığından faydalanan hırsızlardan biri, ağır ceza hakiminin cebine elini sokarak, bankadan çektiği deste halinde bulanan 500 TL'sini alarak kaçtı. Olayın ardından soyulduğunu fark eden Çelakıl ve çevreden yetişen vatandaşlar hırsızları kovalamaya başladı. Güvenlik kameralarının da kaydettiği olayda hırsız kaçarak izlerini kaybettirdi. Olayın ardından harekete geçen Asayiş Büro ekipleri tantanacılık olayını gerçekleştirdiği belirlenen T.'yi kıskıvrak yakalarken, kaçan diğer saldırganların yakalanması için çalışma başlattı. TANTANACILIK NEDİR Hırsızların son zamanlarda yoğun olarak tercih ettiği bu yöntem yankesicilerin kaldırımcılık, tırnakçılık ve pislikçilik gibi 21 yöntemi arasında bulunur. Bu yöntemde bir grup hırsız birbirleri ile numaradan kavga eder. Gözlerine kestirdikleri mağdurun ya üzerine atlarlar ve parasını çalarlar ya da kavgayı ayırmaya gelen mağdurun cebindeki parasını alarak kaçarlar. Hırsız grubu bu yöntemi uygularken numaradan tantana yaptığı için yöntem suç dünyasında tantanacılık olarak bilinir. 588409 Çukurova beyaz gelinliği çıkarıyor Lifiyle tekstil sanayisine, çiğidiyle yağ sanayisine, küspesiyle hayvancılık sektörüne ham madde sağlayan pamuğun ekim alanlarının daralması üreticilerini üzerken, bu bitkinin başkentlerinden Çukurova'da, ''beyaz gelinlik'' diye tabir edilen ürünün hasadı tamamlanmak üzere. Yöre, ayda giydiği beyaz gelinliği, 2-3 ay süren uzun soluklu hasatla çıkarıyor. Kozasından çiçek açımına kadar her evresinde tarlalarda görsel şölen sunan pamuk, stratejik bitki olmasına karşın ekim alanları her geçen yıl azalıyor. Çile dolu üretimle Türkiye'yi dünyada tekstil devi yapan Çukurovalılar, pamuğa hak ettiği önemin verilmesini istiyorlar. ''Pamuk'' denince akla gelen ilk yöre olan Çukurova'da, 1970-1980'li yıllarda 350 bin hektarı bulan ekim alanının bugün 30-45 bin hektara kadar gerilemesine rağmen ''beyaz gelinlik'' kozasından çiçek açımına kadar her evresinde tarlalarda görsel şölen sunmaya devam ediyor. Eski Türk filmlerindeki ''ağa'' karakterlerinin kaynağı olduğu kadar, son yıllarda yörede çekilen dizi filmlerin senaryosunda da önemli bir yer bulan pamuk, çileli, zahmetli ve emek yoğun tarımına rağmen yöre çiftçinin ''ilk göz ağrısı'' olması nedeniyle itibar görüyor ancak, sağladığı kazanç mutlu etmiyor. ÇİLELİ YOLCULUK AA muhabirinin yaptığı araştırmalara göre, Çukurova, ''beyaz gelinliği'' ayda giyiyor. Çukurova'da pamuk ekimi 15 Nisan'da başlayıp, 15 Mayıs'ta sona eriyor. Bu dönemde, pamuk tohumları, işlenerek ekime hazır hale getirilen toprakla buluşturuluyor. Bu dönemden itibaren başlayan bahar yağmurları bitkinin çimlenmesi için adeta ''ilaç'' görevi görüyor. İlk bitkilerin görülmeye başlanması ve bitkilerin dört beş yapraklı hale gelmesinden sonra pamukta ilaçlama ve çapalama dönemi de başlıyor. Çapalama, yabancı otları yok ederken, topraktaki suyu koruyor, toprağın havalanmasını ve ısınmasını sağlayarak pamuk köklerinin ve toprak üstü aksamının daha iyi gelişmesine olanak tanıyor. Çapalama elle veya traktörle yapılıyor. Sulu pamuk tarımında tarlanın yabancı ot durumuna göre 2-3 kez el, 3-4 kez traktör çapası yapılıyor. Yabancı otla mücadele yapılmadığında bu otlar hastalık ve zararlılara ev sahibi görevini üstleniyor. Pamuk tarımında fazla tohum kullanıldığından birim alanda olması gerekenden fazla fide çıktığı için seyreltme işleminin yapılması gerekiyor. Pamukta ilk taraklar çıkmaya başladıktan, çiçeklenme devresine girdikten ve kozalar açmaya başladıktan sonra çiftçinin gözü sürekli tarlada oluyor. Hemen her gün tarla kontrolleri yapılarak zararlılar saptanıyor ve zararlıların tarladaki varlığına göre ilaçlı mücadeleye karar veriliyor. Pamukta hasat zamanı, bölgelere, ekim zamanına, uygulanan kültürel işlemlere (sulama, gübreleme ve benzeri), bitkilerin hastalık ve zararlılardan etkilenme durumuna ve pamuktan sonra ekilecek bitkinin ekim zamanına göre değişiyor. HASAT Pamuk hasadı bölgelere göre ağustos ekim aylarını kapsayan dönemde yapılıyor. Ancak, hasadın sonbahar yağışlarından önce bitirilmesi gerekir. Elle pamuk hasadına kozaların yüzde 60-70'ının açtığı dönemde başlaması gerekiyor. Hasat sırasında naylon torba ve gübre çuvalı kullanılmaması, bez torbalara konulması öneriliyor. Toplama esnasında pamukların yabancı madde ile bulaşmamasına özen gösterilmesi ve ıslak olarak toplanmaması ekonomik değerini artırıyor. Hasat sırasında pamuklar açmışken yağacak yağmurlar pamuğun kirlenmesine kalite ve verim kaybına neden oluyor. Kalitesi düşen pamuğun satış fiyatı da düşüyor. Son yıllarda ekonomik değerinin fazla olması nedeniyle makineyle hasat edilmiş pamuğa tüccarlar da üretici birlikleri de daha iyi fiyat veriyor. Bu da Çukurova'da tarım işçilerinin varlığını azaltıyor, ekmek kapılarını kapatıyor. Gerek ekim alanlarının daralması, gerekse makineli hasat nedeniyle yöreye gelen tarım işçilerinin sayısı her yıl azalıyor. Ancak, pamuk, yörenin geleneksel ürünü olarak sonsuza kadar yörenin sembolü olmaya devam edeceğe benziyor. Çile dolu üretimle Türkiye'yi dünyada tekstil devi yapan Çukurovalılar, pamuğa hak ettiği önemin verilmesini istiyorlar. PAMUĞUN SEYİR DEFTERİ İl Tarım Müdürlüğü verilerine göre, Adana'da, 1970'li yıllarda yaklaşık 350 bin hektara ekimi yapılan pamuk, 1980'de 200 bin hektara, 1990'da 108 bin 614 hektara düştü. 1994 ile 1996 yılları arasında tatmin edici taban fiyat verilmesiyle, pamuk ekim alanlarında yeniden bir yükseliş gözlendi. Ancak, bu yükseliş uzun sürmedi. Pamuk ekim alanı 1998 yılında 83 bin 189, 1999'da 46 bin 375, 2000 yılında 44 bin 926 hektara geriledi. 2001 yılında pamuk ekim alanlarında yeniden bir hareketlenme gözlendi. Pamuğun ekim alanları 61 bin 860 hektara çıkınca, Çukurovalı üreticinin geleneksel ürününe yeniden dönüş yaptığı düşünüldü ancak, bu dönüş uzun sürmedi. 2003'te pamuk ekim alanı yeniden 46 bin 765 hektara düştü. Bu tarihten itibaren pamuk ekim alanları sürekli azalarak geçen yıl 40-45 bin hektara geriledi. Bu yıl da yüzde 25-30'luk daralma olacağı tahmin ediliyor.Hava Durumu 588920 Mercedes-Benz Türk, 2. el pazarında faaliyete başladı 2. el pazarında faaliyete başladı Hisselerinin tamamı A.Ş’ye ait olan Mercedes-Benz Taşıt Ticaret ve Servis A.Ş, ağırlıklı ticari araç olmak üzere otobüs, kamyon, hafif ticari araç ve otomobil ürün gruplarında 2. el hizmeti vermeye başladı. Konuya ilişkin düzenlenen basın toplantısında Mercedes-Benz Türk Pazarlama ve Satış Direktörü Süer Sülün, her ürün grubundaki faaliyetini ’in bu alandaki yapısı doğrultusunda marka altında yürüten Mercedes-Benz Taşıt Ticaret’in, kamyonda “TruckStore”, otobüste “BusStore”, hafif ticari araçta “Used1”, otomobilde “EL2” markalarını kullandığını anlattı.  Sülün, faaliyet alanlarının, tüm ürün grupları olduğunu ancak ağır ticari vasıtaya yoğunlaşacaklarını belirterek, otobüs ve kamyon pazarda yurt içi ve ihraç pazarlarına yönelmek istediklerini ifade etti.  Araç alımlarının, Mercedes-Benz araçlarla sınırlı olmadığının altını çizen Sülün, araç alınırken ciddi ekspertiz yapıldığını vurguladı.  Sülün, Mercedes-Benz’den ayrı şirket kurulmasına ilişkin olarak, yeni şirketin faaliyet alanının farklı olduğunu, müşteriye daha hızlı yanıt vermek için böyle bir organizasyona gittiklerini söyledi. Amaçlarının ağır vasıta ve ağır ticari araç pazarına, kalite, kurumsallık ve sürat yapısının getirilmesi olduğunu, pazarda aktif rol almak istediklerini dile getiren Sülün, otobüste yüzde 63, kamyonda yüzde 33 pazar payına sahip iken, “durumdan vazife çıkardıklarını” kaydetti. Sülün, toplam yatırım tutarının milyon avro olduğunu ve önümüzdeki yıl ’da da bir merkez açmayı planladıklarını bildirdi.  “İkinci el piyasasında fiyat belirleyici olacaklarını” belirten Sülün, “Hedefimiz, yıl içinde bu pazarda pazar yapıcı olmak” dedi.  Sülün, ağır vasıtada araç mülkiyetinin el değiştirmesinin en önemli farkları olduğunu ifade etti. HEDEF 1.000 ARAÇ Mercedes-Benz Taşıt Ticaret ve Servis A.Ş Genel Müdürü Osman Nuri Aksoy ise yapılan yatırımın krizle bağlantısı olmadığını, ikinci elle birlikte hizmet zincirlerini tamamladıklarını belirtti. Gelecek yılın ciro hedefine ilişkin olarak Aksoy, “Toplamda haneli rakama ulaşacağız, adet olarak bin” dedi. Aksoy, müşterilerin araçlara Hadımköy’de bulunan merkezden, bayi noktalarından ve internet sayfalarından ulaşabileceği bilgisini verdi.  Mercedes-Benz Finansal Hizmetler’in ikinci el araçlara da olanağı sağlayacağını söyleyen Aksoy, ürün grupları içinde kotaları bulunmadığını söyledi. MERCEDES-BENZ TAŞIT TİCARET VE SERVİS A.ŞMercedes-Benz Taşıt Ticaret ve Servis A.Ş,  Mercedes-Benz marka araçlarla sınırlı olmayıp, her marka ve model taşıtın takas şeklinde veya yeni araç alımından bağımsız peşin alımı ve satımını gerçekleştirecek.  Özellikle otobüs ve kamyon ihracatına önem veren şirket, belirli model ve fiyat aralığındaki otobüs ve kamyonları çeşitli pazarlarında da satışa sunacak. Mercedes-Benz Taşıt Ticaret, 2. el taşıtlarıyla birlikte finansman, ve garantiye kadar tüm hizmetleri, Hadımköy’de bulunan merkezi ve genelinde işbirliği içerisinde olduğu Mercedes-Benz yetkili bayileri aracılığı ile müşterilere sunacak. 588526 Partililer Uzan'ı 'ilan'la arıyor KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN AKTAY Partililer Uzan'ı 'ilan'la arıyor Cem Uzan'ın liderliğini yaptığı Genç Parti'de isyan başladı. 22 Temmuz seçimlerinin ardından Uzan'ın ortadan kaybolması, parti içinde büyük rahatsızlığa neden oldu. Star Gazetesi'nin haberine göre, partililer, Cem Uzan'a ulaşmak için ilan vermek zorunda kaldılar. Bazı üyelerin, partinin resmi internet sitesine yazdıkları, “Sayın Uzan acilen görüşmemiz gerekiyor. Size ulaşamıyoruz. Telefon numaram şu” şeklinde mesajlarla Uzan'a ulaşmaya çalıştıkları belirlendi. Bazı üyelerin de, Genç Parti yönetiminden, parti için bugüne kadar yaptıkları harcamaların bedelini tahsil etmek istedikleri, bu konuda partililerle yönetim arasında tartışmalar yaşandığı bildirildi. Parti yönetiminden ise partililere, “biraz daha sabredin” uyarısı yapıldığı saptandı. 28.09.2009 589255 Lucien Favre ile yollar ayrıldı Kulüpten yapılan açıklamada, Favre'nin bu günden geçerli olmak üzere tüm görevlerinden alındığı belirtildi. Açıklamada, Hertha BSC Berlin'i geçici bir süre 23 yaş altı takımının teknik direktörü Karsten Heine tarafından çalıştırılacağı kaydedildi. Ligde puanla 18. ve son sırada bulunan Hertha BSC, son karşılaşmada puan alamamıştı. 588558 Borsada yabancı payı arttı Borsada yabancı payı arttıYabancı yatırımcıların İstanbul Menkul Kıymetler Borsasındaki (İMKB) payı, önceki haftaya göre artarak yüzde 66,69'a yükseldi. Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerine göre, 25 Eylül 2009 tarihinde yabancıların hisse adedi bakımından borsadaki payı yüzde 53,22 olurken, piyasa değeri açısından payı ise yüzde 66,69 olarak gerçekleşti. Yabancılar, bu tarih itibariyle 14 milyar 34 milyon 15 bin 367 adet hisse ile toplam 75 milyar 394 milyon 172 bin 763 lira tutarında piyasa değerini ellerinde bulundurdu. Yabancıların 18 Eylül 2009 tarihinde İMKB'deki payı yüzde 66,60 seviyesindeydi. 589130 Ronaldo oyundan alınmaktan rahatsız Real Madrid'in rekor bonservis bedeliyle Manchester United'tan aldığı Portekizli Cristiano Ronaldo'nun, teknik direktör Pellegrini'nin tercihiyle son dakikalarda oyundan alınması polemik konusu oldu. Ronaldo'nun son oynanan Tenerife maçında 79. dakikada oyundan alınmasının ardından Pellegrini'ye sırtını dönmesi ve yedek kulübesine giderken sinirli olması İspanyol spor basınının dikkatini çekti. İspanyol gazeteleri, Ronaldo'nun gol krallığı için yarışan ve sürekli oynamak isteyen bir futbolcu olduğunu belirterek, Portekizli futbolcunun istatistiklere göre gollerinin yüzde 25.4'ünü maçın son 15 dakikasında attığına dikkat çekildi. Öte yandan Beşiktaş'ta forma giyen Nihat Kahveci'nin eski takımı Villarreal, La Liga'da tarihinin en kötü başlangıcını yaptı. Teknik direktör Manuel Pellegrini'nin Real Madrid'e gitmesinin ardından Ernesto Valverde ile yeni sezona başlayan Villarreal, şimdiye kadar oynanan maçta sadece iki beraberlik alarak, puanla ligde son sırada bulunuyor. 589090 Turistlere tecavüzle suçlanan aşçı konuştu İngiliz dergisi Take Break tarafından gündeme getirilen, Muğla'nın Osmaniye'de yaşayan ve geçen yıl İngiliz ve Finlandiyalı turiste eğlence yerlerinden konakladıkları otele götürme bahanesiyle kandırarak tecavüz ettiği iddia edilen Türk aşçı Hamza K. (37), AA muhabirine yaptığı açıklamada, iddialarda bulunan kişileri tanımadığını ve birlikte olmadığını söyledi. Hamza K, Osmaniye'de evli ve çocuk babasıyken gittiği Muğla'nın Marmaris ilçesindeki turistik bir restoranda aşçı olarak çalışmaya başladığını, kursa giderek yabancı dil öğrendiğini, bu sırada tanıştığı İngiliz Sally Gormley ile birlikte olduğunu, ardından eşinden ayrıldığını ifade etti. Yaklaşık yıl birlikte yaşadığı Sally Gormley'den Alena (7) ve Cetrin (4) isimli çocukları olduğunu belirten Hamza K, şunları söyledi: ''Sally Gormley, çocuklarımızı İngiltere'de doğurdu ve ikisine de rızamı alarak benim soyadımı verdi. Pasaportlarında benim soyadım yazar. Hiç İngiltere'ye gitmedim, gitmek de istemedim ama çocuklarım geldi. Sally benim de Londra'ya gelmem konusunda ısrar ediyordu. Ancak ben Türkiye'de kalmak istedim. Bu konuda anlaşamıyorduk. İngiltere'deki dergiyle bana komplo kurdular. Tecavüz iddialarının hepsi yalan.'' İngiltere'deki dergide çıkan haber sonrasında çok sayıda İngiliz kadının kendisini aradığını ve bu kişilerin kendisini jigolo olarak gördüğünü, taciz edildiğini öne süren Hamza K, tecavüz olayına isminin karışmasından sonra işsiz kaldığını, hakkında dergi ve gazetelerde çıkan haberlerin ardından Türkiye'de adeta sapık muamelesiyle karşılaştığını ifade etti. Hiçbir firmanın kendisini işe almadığını belirten Hamza K, ''Asıl mağdur olan benim'' dedi. Hamza K, geçen yıl Temmuz ayında, İngiliz ve Finlandiyalı turiste tecavüzle suçlanmış, ay Muğla'da cezaevinde yattıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. 588808 Trabzonspor Yenilerden Verim Alamadı Trabzonspor Yenilerden Verim Alamadı Bu sezon kadrosuna ferhat, Tjikuzu, Zafer, Engin, Gabriç’i katan bordo-mavililer, ligde haftalık bölümde bu oyunculardan tam olarak yararlanamadı. Trabzonspor, Turkcell Süper Lig'de hafta geride kalırken, sezon başında kadrosuna kattığı futbolculardan tam olarak verim alamadı. Bu sezon kadrosuna Ferhat Öztorun, Razundura Tjikuzu, Zafer Yelen, Engin Baytar, Drago Gabriç olmak üzere futbolcu katan bordo-mavililer, haftalık bölümde bu oyunculardan tam olarak yararlanamadı. Söz konusu dönem içinde en fazla forma şansını bulan oyuncu maçta 385 dakika ile Ferhat Öztorun olurken, Zafer Yelen ise hiç forma şansı bulamadı. Tjikuzu Sorun Oldu Trabzonspor'da sezon başında İstanbul Büyükşehir Belediyespor'dan transfer olan Razundura Tjikuzu, disiplinsiz davranışıyla dikkat çekerken, yönetim kurulu tarafından bu futbolcuya para cezası verildi. Ülkesinin milli takım kampından yaklaşık hafta geç dönmesi nedeniyle 120 bin lira para cezası alan Tjikuzu'ya, teknik direktör Hugo Broos, ligin 3. haftasındaki Manisaspor maçından sonra görev vermedi. Tjikuzu, lig maçında toplam 250 dakika görev yaptı. Zafer Yelen'de Sakatlık Sorunu Trabzonspor'a Almanya'nın Hansa Rostock takımından transfer edilen Zafer Yelen ise ilk haftada siftah yapamadı. Bayram tatili nedeniyle en son gittiği Almanya'da doktorlara görünen oyuncunun sakatlığının sürdüğü bildirildi. Gabriç ve Engin Süreklilik Sağlayamadı Trabzonspor'a sezon başladıktan sonra Hırvatistan'ın Hajduk Split takımından transfer edilen Drago Gabriç ise maçta 365 dakika sahada kaldı. Bağırsak enfeksiyonu nedeniyle ligin 2. haftasındaki Diyarbakırspor maçında sahada yer alamayan ve üçüncü haftadaki Manisaspor maçında forma giyen Gabriç, süreklilik sağlayamadı. Sol kanat oyuncusu son hafta oynanan Gençlerbirliği maçında bir gol atmasına karşın ikinci yarı oyundan alındı. Önceki yıllarda Gençlerbirliği ve Eskişehirspor'daki başarılı performansıyla dikkat çeken Engin Baytar ise Trabzonspor'da istikrarlı bir grafik sergileyemedi. Engin, maçta 329 dakika sahada kaldı. 588868 Diyarbakırspor Başkanı, TFF ile görüştü Kulüp Basın Sözcüsü Suat Önen, cumartesi günü oynanan Bursaspor maçında yaşanan olaylardan büyük sıkıntı duyduklarını belirterek, konuyla ilgili duydukları rahatsızlığı Başkan Çetin Sümer ile İstanbul'da TFF Başkanı Özgener ve TFF yönetim kurulu üyelerine anlattıklarını söyledi. Diyarbakırspor'un hiç bir siyasi uzantısının bulunmadığını, futbolun amacının barış ve kardeşliğe katkı sunmak olduğunu kaydeden Önen, şöyle konuştu: ''Diyarbakırspor sadece kentin değil bölgenin takımıdır. Düşüncesi ne olursa olsun bütün Diyarbakırspor taraftarını tek çatı altında barındırıyor. Siyasi sloganlardan büyük sıkıntı duyuyoruz. Bu hem kulübe hem de Diyarbakır'a büyük zarar veriyor. Siyasi sloganlardan duyduğumuz rahatsızlığı Başkan Özgener'e ve diğer yöneticilere ilettik. Kendileri gerekli önlemleri alacaklarını belirttiler. Yaşanan olaylardan büyük üzüntü duyduklarını bildirdiler. Derdimiz Bursaspor'un ceza alması değil. Ceza ile bunun önleminin alınmasıdır. Alınmazsa gelecek maçlarda aynı şeyler yaşanacak. Bursaspor maçında seyircimiz taşlı saldırıya maruz kaldı. Çok sayıda taraftarımız atılan taşlardan dolayı yaralandı. Şiddeti nerede olursa olsun doğru bulmuyoruz. Stadyumlar keyifle maç izlenecek mekanlar olmalı. Biz sahamızda çıkan olaylarda ceza aldık. Biz bundan gerekli dersi çıkardık. Sahamızda olan olaylardan sonra yönetim olarak çıkıp yaşananları kınadık. Bunu diğer kulüp yöneticileri de yapmalıdır. Türkiye'nin neresinde olursa olun şiddet yanlıştır. Gereken tepkiyi almalıdır. Maalesef son gün içerisinde bu olaya yeterince tepki duyulmamıştır. Bu Diyarbakırspor camiasını rahatsız etmiştir.'' 588145 İstanbul'da güpegündüz tecavüz dehşeti 'da güpegündüz tecavüz dehşeti14 yaşındaki ilköğretim okulu öğrencisi bıçak zoruyla tecavüze uğradı Sancaktepe'de 14 yaşındaki ilköğretim okulu öğrencisi, güpegündüz tecavüze uğradı. cadde üzerindeki boş arsaya götürdüğü kız çocuğuna bıçak zoruyla tecavüz etti. Evine dönen ve yaşadıklarını ailesinden gizleyen küçük kız, gece iki kutu içip etmek istedi. Ailesi tarafından son anda hastaneye yetiştirilen kız çocuğu, yaşadıklarını doktorlara anlattı. Polis, saldırganın peşine düşerken küçük kız altına alındı. İstanbul Sancaktepe Meclis Mahallesi'nde yaşayan 14 yaşındaki ilköğretim okulu öğrencisi M.H, geçtiğimiz Pazar günü öğle saatlerinde arkadaşlarıyla gezmek için sokağa çıktı. Biraz dolaştıktan sonra evine gitmek için arkadaşlarından ayrılan M.H, Cemal Gürsel Caddesi'ndeki boş arsanın yanından yürümeye başladı. Bu sırada küçük kızın yanına yaklaşan bir kişi, M.H. ile tanışmak istediğini söyledi. M.H. tanışma teklifini reddedince saldırgan yanındaki bıçağı gösterip küçük kızı zorla cadde üzerindeki boş arsaya sürükledi. Saldırgan, çalı ve otlarla kaplı arsada, küçük kıza bıçak zoruyla tecavüz etti. Dehşet dolu dakikalar yaşanırken öldürüleceğinden korktuğu için sesini çıkartamayan M.H. geçirdi. Saldırgan koşarak uzaklaştı. Gözlerini boş arsanın yanındaki çadırda açan M.H, evine dönüp elbiselerini değiştirdi ve yaşadıklarını kimseye anlatamadı. Evine dönen ve yaşadıklarını ailesinden gizleyen küçük kız, gece iki kutu ilaç içip intihar etmek istedi. Ölümden kıl payı kurtulan M.H. hastanede doktorlara yaşadıklarını itiraf etti. Olaya el koyan Asayiş Şube Gasp Bürosu dedektifleri, saldırganın yakalanması için operasyon başlattı. Okulların açılması ile birlikte tekrar böyle bir olayın yaşanmaması için Sancaktepe Çocuk Büro Polisleri ilçe genelindeki okullarda önlem aldı. Okul civarlarına yerleştirilen sivil polisler saldırganın peşine düştü. Küçük kız ise yaşadıklarının ardından psikolojik tedavi altına alındı. VELİLER KORKU İÇİNDE  Okulların açılmasına az bir zaman kala ilçede yaşanan olayın ardından aileler korku içinde. Çocuklarını okula yalnız göndermeye korkan aileler çaresiz bir durumda emniyet yetkililerinin saldırganı yakalamasını istiyor. 587596 Kayseri'de gol sesi çıkmadı! Kayseri'de gol sesi çıkmadı! 27/09/09 22:15 -KAYSERİSPOR: KASIMPAŞA: 0- Stat: Kayseri Kadir Has Hakemler: Özgür Yankaya, Serkan Akarca, Mehmet Şahan Yılmaz Kayserispor: Hamidov, Durmuş (Dk 81 Gökhan ), Ali Turan, Cangele,Toledo, Bilal, Makakula, Olembe (Dk 52 Troısı ), Aydın Toscalı, Mehmet Eren, Furkan (Dk. 89 Ömer Kasımpaşa: Tolga, Sancak Kaplan, Moritz (Dk. 86 Cenk ), Barış, Koray Avcı, Ali Güneş, Murat Erdoğan (Dk. 85 Ozgür), Emre, Yasir (Dk. 82 Murat Akın ), Christiankeller, Azar Sarı Kart: Dk. 35 Furkan, Dk. 64 Durmuş (Kayserispor), Dk. 40 Ali Güneş, Dk. 58 Emre, Dk. 79 Barış, Dk. 86 Murat Akın (Kasımpaşa) -MAÇTAN DAKİKALAR- Karşılaşmanın 10. dakikasında Azar'ın ceza alanından yaptığı vuruşta top az farkla dışarı gitti. 16. dakikada Kayserisporlu Makakula, şık çalımlarla girdiği ceza alanında, oluşan karambolden yararlanamadı. Kasımpaşa, 22. dakikada gole çok yaklaştı. Ceza alanına giren Moritz'in yerden vuruşunda, Kayserispor kalecisi Hamidov topu son anda kornere çıkardı. 27. dakikada Cangele'nin ceza alanı dışından yaptığı sert vuruşta top kaleci Tolga'da kaldı. 31. dakikada Cangele'nin kullandığı serbest vuruşta topu kaleci Tolga uçarak kornere çeldi. Karşılaşmanın 58. dakikasında Cangele'nın ortasında Makakula'nın kafa vuruşunda top direğe çarpıp dışarı gitti. 65. dakikada Troısı, uygun pozisyonda topu dışarı attı. 82. dakikada Murat'ın soldan ortasında Crıstıankeller, penaltı noktasında topu ıskaladı. 84. dakikada Troısı, yaklaşık 30 metreden sert vurdu, top dışarı gitti. Kayserispor ile 0-0 berabere kalan Kasımpaşa ligdeki ilk puanını almış oldu. 587880 Prens Faysal'ın gözü Liverpool'da OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN Prens Faysal'ın gözü Liverpool'da Suudi Arabistan merkezli Fama Grubu ile F6 grubunun başkanı Prens Faysal Bin Fahd Bin Abdullah, Liverpool'un yüzde 50 hissesini almak istediklerini söyledi. El Riyad gazetesindeki habere göre, 392.3 milyon dolarlık borcu olan Liverpool, işlem gerçekleştiği takdirde 320-560 milyon dolar arasında piyasa değerine sahip olacak. 28.09.2009 587955 Almanlar Elif diyor Almanlar Elif diyor BERLİN Almanların Popstar yarışmasına Türk kızları damgasını vurdu. Pro kanalının düzenlediği yarışmada elemeleri geçerek Las Vegas'taki finallere gitmeye hak kazanan Elif ve Esra halkın ve jürinin gözbebeği haline geldi. Bild gazetesinin "Elif Almanya'yı büyüledi" başlığıyla haber yaptığı 16 yaşındaki Elif önce Almanya'daki elemeleri kazandı, ardından Las Vegas'taki finallerin ilk etabını da başarı ile tamamladı. 28.09.2009 AKTÜEL 587686 ABD adına Erdoğan'dan özür diledi ABD temaslarıyla ilgili olarak The Plaza Oteli'nde düzenlediği basın toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Başbakan Çok samimi söylediler "Bana göre çok çok basit bir olaydı. Bu sadece Washington güvenlik servisiyle, bize verilmiş olan güvenlik görevlileri arasındaki bir olaydı, olayın gazetelere yansıması da bizi üzmüştür. Yani bizim polisimizle, bizim güvenliğimizle alakalı bir konu değil, tamamen kendi güvenlikleri arasındaki bir iletişimsizlikten gelen bir şeydir. Tabii ben olay boyuta gelince artık toplantıya katılmayı da doğru bulmadım. Katılamadığım için de üzüldüm. Böyle olmamalıydı. Aynı şekilde Clinton ailesi de bundan üzüldü ve eşleriyle ertesi gün yemekte görüştüğümüzde onlar da bu konuyla ilgili bize özür beyan ettiler. Bunu da çok samimi bir şekilde söylediler. Böyle bir büyük ebatlı bir şey söz konusu değil." 588255 İlaç fiyatında yüzde 40 düşüş bekleniyor Kızılay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bakanlar Kurulunda görüşülen ve Resmi Gazete'de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği'ndeki değişikliğin bayram öncesi yapıldığını anımsattı. Tebliğin yurt dışı fiyat ve ilaç listesi ile ilaçlardaki iskontolara ilişkin hükümleri sonucu büyük bir fiyat düşüşü beklendiğini ifade eden Kızılay, ''Bu uygulama sürüdürülebilir bir uygulama değildir. Uygulama ilaç sektörünü büyük sorunlarla karşı karşıya bırakacak'' dedi. Kızılay, ilaçlardaki karlılık oranının zaten çok düşük olduğunu belirterek, şunları kaydetti: ''Değişiklikle birlikte neredeyse bütün ilaçlarda yüzde 40'a varan bir fiyat düşüşü yaşanacak. Bunu Türkiye'deki 24 bin eczanenin karşılayabilmesi mümkün değil. Kira ve personel giderleri son yıllarda çok arttı. Türkiye'de 24 bin eczanede yaklaşık 100 bin kişi çalışıyor. Önümüzdeki süreçte eczacıları çok sıkıntılı günler bekliyor.'' İlaç sektörünün bu büyüklükte fiyat düşüşünü kaldıramayacağını, sektörün zaten çok zor durumda olduğunu, yüksek fiyat düşüşlerinin büyük hasarlar oluşturacağını savunan Kızılay, şöyle devam etti: ''Bu değişiklik, çok sayıda eczanenin kapanmasına neden olacaktır. Yakın gelecekte kronik hastalıklarda ve hayati öneme sahip bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların üretilememesi veya ithal edilememesi gibi bir tehlikeyle karşı karşıya kalabiliriz. Bu yeni fiyat düşüşleriyle birlikte eczacıların stoklarındaki ilaçlar devlet tarafından bedelsiz olarak kamulaştırılmıştır. Bu fiyat indirimiyle birlikte eczanelerin kaybetmiş oldukları ciro sonucu, tahmini yıllık zarar milyar lirayı bulacaktır.'' -SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİNDEKİ DEĞİŞİKLİK Resmi Gazetenin 18 Eylüldeki sayısında yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliğinde, bazı ilaç gruplarında uygulanacak indirim oranlarının kapsamı genişletildi. İlaçların baz iskonto oranları orijinal ve jenerik ayrımı yapılmaksızın yüzde 11 olarak uygulanıyordu. Buna ek olarak, 20 yıllık olarak belirlenmiş ilaçlardan eşdeğer grubu olanların perakende satış fiyatı 10 TL'nin üzerinde olan ve jeneriği olmayan orijinal ilaçlara yüzde 24 baz iskonto yapılacak. Tebliğde, Yurt Dışı İlaç Fiyat Listesinde fiyat değişikliği yapılan ilaçlarla listeye eklenen ilaçlar da yayımlandı. Tebliğin yurt dışı fiyat ve ilaç listesine ilişkin hükümleri 14 Eylül 2009 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi. İlaçlardaki iskontolara ilişkin hükümler ise tebliğin Resmi Gazete'de yayımlanmasından 45 gün sonra yürürlüğe girecek. 588487 Okay'ın kardeşi emniyette Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk'in talimatıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltı işlemi yapılan ve sağlık kontrolünden geçirilen Mustafa Fehmi Okay, adliyede bir süre bekletildikten sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Operasyon kapsamında hakkında ''arama'' kararı bulunan ve bu sabah geldiği adliyede gözaltına alınan Okay'ın, yarın Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk'e ifade vereceği öğrenildi. 28 Eylül 2009 588282 Kış erken geldi Rize-Erzurum kara yolunun İkizdere-İspir arasında bulunan bin 600 rakımlı Ovit Dağı'nda, bir süredir etkili olan soğuk hava nedeniyle birkaç günden bu yana kar yağışı etkili oluyor. Kar kalınlığının bazı yerlerde 10-15 santimetreye ulaştığı, ancak Karayolları ekiplerinin yaptığı çalışma sonucunda yolun ulaşıma açık olduğu belirtildi. Yetkililer, Ovit Dağı yolunda yer yer buzlanma oluştuğu, bu nedenle yoldan geçişin kontrollü olarak sağlandığını, yoldan geçecek sürücülerin araçlarına zincir takmaları gerektiğini kaydettiler. Kapalı yollar Öte yandan, il genelinde yüksek kesimlerde kar yağışı nedeniyle Güneysu ilçesine bağlı Handüzü, İkizdere ilçesine bağlı Çağrankaya, Çamlıhemşin ilçesine bağlı Kito yaylaları ile bazı dağ köylerinin yollarının araç ulaşımına kapandığı öğrenildi. Rize İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sultan Yılmaz, kapanan yayla yollarının ulaşıma açılması için çalışma başlatıldığını belirterek, ''Kar yağışından dolayı herhangi bir olumsuzluk söz konusu değil. Ancak bu yaylalarda halen kalan vatandaşlarımız bulunuyor. Bu nedenle bu yolları en kısa sürede ulaşıma açmaya çalışıyoruz'' dedi. Kar yağışı nedeniyle mahsur kaldılar Sıvas'ın Suşehri ilçesinde bir yaylada, kar yağışı nedeniyle mahsur kaldığını bildiren 21 kişiyi kurtarmak için ekip gönderildi. Alınan bilgiye göre, ilçeye bağlı Yukarıakören köyüne ait Kösedağ eteklerinde bulunan Mahmutoğlu Yaylası'nda dün akşam saatlerinden itibaren etkili olan kar yağışı nedeniyle 21 yurttaş yaylada mahsur kaldı. Mahsur kalan yurttaşlar, sabah saatlerinde cep telefonuyla köy muhtarı Süleyman Şahin'i arayarak yoğun kar yağışı olduğunu ve köye gelemediklerini bildirdi. Durumun yetkililere iletilmesi üzerine Özel İdareye bağlı bir iş makinesi, köy muhtarı Şahin'le birlikte yaylada kalan yurttaşları kurtarmak için yola çıktı. Suşehri Kaymakamı Yusuf Özdemir, yaylada kar yağışı nedeniyle mahsur kalan yurttaşları kurtarmak için köy muhtarı Süleyman Şahin'le birlikte İlçe Özel İdare Müdürlüğü'ne bağlı bir greyderin ilçeye yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta bulunan Mahmutoğlu Yaylası'ndaki yurttaşları kurtarmak için yola çıktığını belirtti. 28 Eylül 2009 588076 Almanya'da Türk Federal Meclis'te 'da dün yapılan genel seçimlerde alınan ilk sonuçlara göre, Türk kökenli milletvekili adayı Federal Meclis'e (Bundestag) girmeyi başardı. Hür Demokrat Parti'den (FDP) Aşağı Saksonya eyalet listesinden ilk kez milletvekili adayı olan Serkan Tören, Federal Meclis'e girdi. Böylece FDP, 'daki genel seçimlerde ilk kez bir Türk kökenli bir milletvekili çıkarmış oldu. Stade kentinde bulunan "Schraders" adlı kafede, seçim sonuçlarını annesi Nejla Tören (66), kızkardeşi Pınar Wendt (43), FDP'nin Stade kenti parti örgütü başkanı Wolfgang Ehlers ve partili arkadaşlarıyla birlikte izleyen Tören, "Çok mutluyum. 1993 yılından bu yana FDP'de aktif olarak çalışmaktayım. CDU ve FDP koalisyon hükümeti kurarsa, ilgili bakanlıkların içişleri ya da dışişleri komisyonlarında görev almak isterim. Türkiye'nin yeri Avrupa'dır. Türkiye'nin 'ye girmesi konusuna ağırlık vereceğim" dedi. Nejla Tören de, "Oğlum adına çok sevinçliyim. önce babasını kaybetmişti. Babası oğlumun milletvekili olmasını çok istiyordu. Buruk bir sevinç içindeyim" diye konuştu. Yeşiller Partisi'nin Bavyera eyalet listesinden milletvekili adayı olan Ekin Deligöz de 4. kez meclise girmeyi başardı. Tokat doğumlu Deligöz, 2005 yılının kasım ayından bu yana meclisteki aile, kadın ve gençlik komisyonunun başkan yardımcılığını yapıyor. Deligöz, meclise 4. kez seçilmekten büyük mutluluk duyduğunu, önem verdiği konularda çalışmayı sürdürme olanağı bulduğu için çok mutlu olduğunu söyledi. Sol Parti'nin Kuzey Ren Vestfalya eyalet listesinden milletvekili adayı olan Sevim Dağdelen de ikinci kez meclise girmeyi başardı. 'nın Duisburg kentinde doğan ve hukuk bilimleri öğrenimi gören Dağdelen, 2005 yılının ekim ayından bu yana Bundestag üyesi. Öte yandan, Köln kentinden SPD için milletvekili adayı olan federal meclis üyesi Lale Akgün ise 3. kez aday olduğunu, ancak seçimleri kazanamadığını belirterek, siyasetten çekilme kararı aldığını söyledi. Stuttgart kentinden doğrudan aday olan Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir de Federal Meclis'e girmeyi başaramadı. Özdemir, seçmen oylarının 29,9'unu aldı. Özdemir, 2015 yılında yapılacak genel seçimlere yeniden katılmak istediğini bildirdi. Merkel'in zaferi 'da dün yapılan genel seçimlerde sandık başı anketlerine göre, Sosyal Demokrat SPD, tarihi bir çöküş yaşadı. 588385 Ülkeleri ne böler? Kürt açılımı ya da demokratik açılım gündeme geldiği günden beri CHP ve MHP açılımın ülkenin bölünmesine yol açacağını, açılım diye söylenenlerin tümünün ülkeyi bölünmeye götüren bir planın parçaları olduğunu ileri sürüyorlar. Olaya bu açıdan bakınca da açılıma destek verenlere kolaylıkla hain damgası vuruluverdi. Bu yaklaşımın gerçekle bağdaşmadığı hiç düşünülmedi. Bu arada ısrarla bir de Yugoslavya'ya vurgu yapıldı. Yugoslavya'nın Tito'dan sonra dağılması hatırlatılarak toplum korkutulmaya çalışıldı, hala da çalışılıyor. Açılımı desteklemek en azından toplumun büyük bir kesimi açısından dağılmaya çanak tutmak olarak nitelendirilemez böyle bir nitelendirme haksızlıktır. Ortada bir sorun varsa soruna çözüm bulunması gerekir. Çözüm bulması gerekenler şimdiye kadar bunda başarılı olamadılar. Kan akmaya devam ediyor. Böyle olunca da bırakın olduğu gibi kalsın, akacağı kadar kan aksın bundan bize ne denebilir mi? Açılımı eleştirmek mümkündür.. Yanlış görünen hususlar olabilir. Bunları dile getirmek elbette herkesin görevidir. Ancak, Yugoslavya örneği gösterilerek toplumun korkutulmaya çalışılması elmalarla armutların bir sayılmasına benzer. Çünkü, Türkiye ile Yugoslavya arasında şartlar bakımından hiçbir benzerlik yoktur. Yugoslavya'nın dağılma sürecinde iç etkenler kadar dış etkenlerin de rolü vardır. Bir bakıma Batılı ülkeler Yugoslavya'nın dağılmasını özellikle desteklemişlerdir. 587586 Singapur'da zafer Hamilton'ın Singapur'da zafer Hamilton'ın SİNGAPUR (A.A) Formula 1'de sezonun 14. ve tek 'akşam' yarışı olan Singapur Grand Prix'sini, McLaren Mercedes'in İngiliz pilotu Lewis Hamilton kazandı. bin 73 metre uzunluğundaki Singapur pistinde 61 tur üzerinden yapılan yarışa ilk sırada (pole position) başlayan Lewis Hamilton, saat 56 dakika 6.337 saniyede zafere uzandı. Geçen sezon şampiyon olan, ancak bu yıl kendisinden beklenen performansı gösteremeyen Hamilton, Macaristan Grand Prix'sinin ardından, sezonun 2., kariyerinin ise 11. galibiyetini elde etti. Toyota'nın Alman pilotu Timo Glock, yarışta ikinciliği elde ederken, dünya şampiyonluğu bulunan Renault'nun İspanyol pilotu Fernando Alonso da 3. sırada yer aldı. Çin ve İngiltere Grand Prix'lerinin birincisi, Redbull'un Alman pilotu Sebastian Vettel, mücadeleyi 4. sırada tamamlarken, Avustralya, Malezya, Bahreyn, İspanya, Monaco ve Türkiye Grand Prix'lerinin birincisi, Brawn GP'nin İngiliz Jenson Button ise beşincilikle yetindi. Avrupa ve İtalya Grand Prix'lerinin galibi Brawn GP'nin Brezilyalı pilotu Rubens Barrichello ise altıncı sırada finişi gördü. Markalar klasmanında, Brawn GP 153 puanla birinciliğini sürdürdü. 27.09.2009 587517 Fenerbahçe'den saldırı açıklaması Fenerbahçe'den saldırı açıklamasıFenerbahçe Kulübü, Antalyaspor ile dün yapılan lig maçında, futbolculara sürekli küfür edildiğini, ancak kulüp başkanı Aziz Yıldırım'a yönelik bir saldırı olmadığını açıkladı. Kulübün internet sitesinden yapılan açıklamada, Antalyaspor maçının ilk dakikalarından itibaren başta kaleci Volkan Demirel olmak üzere tüm Fenerbahçeliler'e kimi kendini bilmez taraftarlarca sürekli küfür edildiği belirtilerek, ''Ancak, bazı gazetelerin iddialarının aksine, başkanımız Aziz Yıldırım'ı hedef alan herhangi bir küfür söz konusu değildir. Ayrıca bir gazetede 'Yıldırım'a tokmaklı taciz' başlığıyla yer alan haberdeki iddianın aksine, başkanımıza yönelik herhangi bir saldırı da gerçekleşmemiştir'' denildi. 587604 Singapur Galibi Hamilton Singapur Galibi Hamilton Formula 1'de sezonun 14. ve tek ''akşam'' yarışı olan Singapur Grand Prix'sini, McLaren Mercedes'in İngiliz pilotu Lewis Hamilton kazandı. 5073 metre uzunluğundaki Singapur pistinde 61 tur üzerinden yapılan yarışa ilk sırada başlayan Lewis Hamilton, saat 56 dakika 6.337 saniyede zafere uzandı. Geçen sezon şampiyon olan, ancak bu yıl kendisinden beklenen performansı gösteremeyen Hamilton, Macaristan Grand Prix'sinin ardından, sezonun 2., kariyerinin ise 11. galibiyetini elde etti. Toyota'nın Alman pilotu Timo Glock, yarışta ikinciliği elde ederken, dünya şampiyonluğu bulunan Renault'nun İspanyol pilotu Fernando Alonso da 3. sırada yer aldı. Çin ve İngiltere Grand Prix'lerinin birincisi, Redbull'un Alman pilotu Sebastian Vettel, mücadeleyi 4. sırada tamamlarken, Avustralya, Malezya, Bahreyn, İspanya, Monaco ve Türkiye Grand Prix'lerinin birincisi, Brawn GP'nin İngiliz Jenson Button ise beşincilikle yetindi. Avrupa ve İtalya Grand Prix'lerinin galibi Brawn GP'nin Brezilyalı pilotu Rubens Barrichello ise altıncı sırada finişi gördü. Markalar klasmanında, Brawn GP 153 puanla birinciliğini sürdürdü. Singapur Grand Prix'sinin ardından pilotlar ve markalar klasmanında puan durumu şöyle oluştu: Pilotlar Klasmanı: ------------------ 1. Jenson Button (İngiltere) Brawn 84 puan 2. Rubens Barrichello (Brezilya) Brawn 69 3. Sebastian Vettel (Almanya) Red Bull 59 4. Mark Webber (Avustralya) Red Bull 51.5 5. Kimi Raikkonen (Finlandiya) Ferrari 40 6. Lewis Hamilton (İngiltere) McLaren 37 7. Nico Rosberg (Almanya) Williams 30.5 8. Fernando Alonso (İspanya) Renault 26 9. Timo Glock (Almanya) Toyota 24 10. Jarno Trulli (İtalya) Toyota 22.5 11. Felipe Massa (Brezilya) Ferrari 22 12. Heikki Kovalainen (Finlandiya) McLaren 22 13. Nick Heidfeld (Almanya) BMW Sauber 12 14. Robert Kubica (Poland) BMW Sauber 15. Giancarlo Fisichella (İtalya) Ferrari 16. Adrian Sutil (Almanya) Force India 17. Sebastien Buemi (İsviçre) Toro Rosso 18. Sebastien Bourdais (Fransa) Toro Rosso Markalar Klasmanı: ------------------ 1. Brawn-Mercedes 153 puan 2. RedBull-Renault 110.5 3. Ferrari 62 4. McLaren-Mercedes 59 5. Toyota 46.5 6. Williams-Toyota 30.5 7. Renault 26 8. BMW Sauber 21 9. Force India Mercedes 13 10. Toro Rosso Ferrari Sezonun 15. yarışı olan Japonya Grand Prix'si, Ekim Pazar günü Suzuka Pisti'nde yapılacak. 588058 Diyarbakırspor Ligden çekilmek istiyor 2009-09-28 09:03:28 bursayı şiddetle kınıyıor.terörü doğuran unsurlar bursanın taraftarı gibi adamlardır.böyle bursadaki gibi adamlar oldukça terörde yok olmaz.batıdaki türkler kafalarını değiştirmedikçe türkiye bir yere gelemez.şimdi bursa diyarbakıra geldiğinde onların bize yaklaştığı gibi yaklaşırsak biz terörist,pkk lı oluyoruz,bu adamlar yapınca ses seda yok.ihale yine diyarbakıra kalıyor.federesyon derhal ırkçı bursaya ceva vermeli aksi takdirde cezası diyarbakırda verilir. bay ciddi 2009-09-28 08:59:56 Çok güzel ve olumlu bir düşünce. Hiç olmazsa TSL'de takım sayısı eşitlenmiş olur. Keşke çekilse... alpertunga kızıltürk 2009-09-28 08:56:31 Ne oldu başkan zorunuza mı gitti. Fenerbahçe maçında sahada yapılanlar, istiklal marşı ıslıklamaları, caddelerde polisle çatışmalar normal taraftarın işi miydi zaman neden bunu protesto etmediniz Herkes birşeyler açıyor.. Bursa da taraftar kendi Açılımını başlattı bence. Bunu değiştirmek sizin elinizde. Kaçma tehdidiyle değil davranışınızla gösterin bunu.. Açın her maçta Diyarbakır Tribünlerine dev Türk Bayrağını. Söyletin gür sesle Tribünlerde İstiklal Marşımızı... Yapın bunu inanalım size.. Murat HAM 2009-09-28 08:56:29 hemen cekılın çünkü her maçınız olaylı geğcıyor zaten sızı onun için cıkardılar bırıncı lıgee... ARSLAN ŞEN 2009-09-28 08:42:04 kardeşim türkiyede herkes konuşuyor ve sende cıkıp konuşmuşsun bişey ispatlayacaksan yada birşey yapacaksan once icraatını yap sonra cık deki ben bu sebeplerden dolayı bunu yaptım ..... zaman olur ama ben pkk lı değilim bana ole diyoalr takımı ligden cekeceğim demek boş iş... toprak toprak 2009-09-28 08:29:03 bir mhp li kayserili olarak bursa da olan olayları kınıyorum diyarbakır başkanı çok saygın vatan sever bir adam pkk lı denmesini kınıyorum.bursaya tam yakışmış yuh olsun .diyarbakır sanki başka ülkenin takımımı kendinize bakın sporda bölücülük olmaz.kapatacaksın sahayı bursanın görsünler.. ahmet kayserili 2009-09-28 08:23:10 Yani Bursa da olay çıkmış diyor diyarbakırdaki her maçta olay çıkıyor niye sesiniz çıkmıyor sayın başkan.İşine gelmiyor galiba Erdoğan Yalçın 2009-09-28 08:20:52 ahirette diyarbakırlılar hakkında ön yargılı konuşan günahımızı alanlardan davacıyım mahşerde HAKKIMI HELAL etmiyorum sen ve senin gibi düşünen PKK lı diyen bizi hor gören terorist diyen molotofçu herkesten yaradan rabbimin huzurunda DAVACIYIMMMMMMMMMMMMMMMM...... selim severcan 2009-09-28 08:17:15 bölücülük aynı bayrak altında yaşamak isteyenleri zorla dışarı atmakmıdır yoksa toplumun parçası olmaya çalışmak mı?neden sürekli diyarbakır ve doğu illeri bu kadar çok dışlanıyor,hadi anladık devlet içindeki karanlık bir oluşumun politikası olabilir ama halkta neden böyle bir önyargı var anlamıyorum neden neden!!!madem onları istemiyorsunuz bırakın kendi devletlerini kursunlar .öylede deyince bölücü oluyorlar değil mi?yok yok bu millet adam olmaz bu kafayla daha çok sürünür,,, mehmet ve mehmet 2009-09-28 07:30:48 molotof atarak ligi ateşe vermeden çekilseniz iyi olacak.. Hamza Döne 588549 Bülent Korkmaz Azerbaycan'da Bülent Korkmaz Azerbaycan'da Giriş Saati Güncelleme Galatasaray'ın eski teknik direktörü Bülent Korkmaz Azerbaycan'ın FK Bakü takımıyla sözleşme imzaladı. Kulübün internet sitesine konuşan Bülent Korkmaz şunları söyledi; "Başkan Hafız Memmedov ile ayrıntıları konuştum. Takımın her zaman iddialı olduğunu biliyorum. Futbolcuları daha önceden televizyondan izledim ve buraya gelmeden önce bilgi topladım" dedi. Sahada tam bir takım göremediğini belirten teknik adam "Çok çalışıp takımın performansını üst seviyeye çıkarmalıyız" ifadesini kullandı. Korkmaz, ayrıca hafta sonu yeni takımı Bakü'nün Karabağ ile yaptığı karşılaşmayı tribünden izledi. JABA TECRÜBELİ FUTBOLCU Takımda sadece Jaba'yı tanıdığını belirten Korkmaz "Bu futbolcuyu Türkiye Ligi'nden tanıyorum. Jaba çok yetenekli ve tehlikeli bir futbolcu" dedi. 588152 Karadeniz'de kuvvetli yağış uyarısı! Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nden yapılan "meteorolojik uyarı"da, Rize, Trabzon, Giresun, Artvin, Ordu ve Hopa çevrelerinde sabahın erken saatlerinden başlayıp 23.30'a kadar sürecek sağanak ve gök gürültülü sağanak yağış beklendiği belirtildi. Uyarıda ani sel, su baskını, heyelan, taşkın, yıldırım düşmesi ve ulaşımdaki aksamalar konusunda dikkatli olunması istendi. 588559 Yoksulluk sınırı bin 442 TL Yoksulluk sınırı bin 442 TLTÜRK-İŞ, eylül ayında kişilik bir ailenin açlık sınırını 750, yoksulluk sınırını bin 442 TL hesapladı. TÜRK-İŞ'ten yapılan yazılı açıklamada, konfederasyon tarafından yapılan açlık yoksulluk sınırı araştırmasına yer verildi. Ramazan Bayramı'nın ardından özellikle et ve yumurtadaki fiyat artışının çalışanların mutfağını olumsuz etkilediği, sebze-meyve fiyatlarındaki gerilemenin ise aile bütçesine gelen yükü nispeten azalttığı ifade edilen açıklamada, gelecek ay başından geçerli olmak üzere konutlarda tüketilen elektriğe yapılan yüzde 10'a ulaşan zammın henüz harcamalara yansımadığı kaydedildi. Açıklamada, eylül ayında dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması zorunlu gıda harcaması tutarının (açlık sınırı) bir önceki aya göre yüzde 1,32 oranında artarak 749,81 TL'ye çıktığı belirtildi. Gıda ile birlikte yapılması zorunlu olan kira, yakacak, elektrik, su gibi konut, ulaşım, giyim, sağlık, eğitim gibi harcamalar da dikkate alındığında ''insan onuruna yaraşır bir yaşama düzeyi sağlamak için yapılması gereken harcama tutarının (yoksulluk sınırı) bir önceki aya göre 29 TL yükselerek bin 442,39 TL olarak hesaplandığı'' bildirildi. Bu tutarın, ücret düzeyi değil haneye girmesi gereken gelir toplamı olduğu ifade edilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi: ''Ancak yaşanan ekonomik kriz nedeniyle yaygınlaşan işsizlik, gerileyen enflasyonun da altında kalan ücret-maaş artışları nedeniyle elde edilen toplam gelir yetersiz kalmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) yeni açıklanan hanehalkı tüketim anketinin 2008 yılı sonucuna göre, özellikle en düşük gelirli kesimler, yaşanan geçim sıkıntısı ve artan fiyatlar karşısında 'boğazlarından kısarak' tasarruf yapmak durumunda kalmaktadır. Elde edilen gelirin yetersiz ve çoğunlukla birden çok hanehalkı bireyinin tek gelir kaynağı olması yoksulluk sorununu yakıcı hale getirmektedir. Ülkede uygulanmakta olan IMF-Dünya Bankası patentli ekonomik politikaların yoksulluğun artmasında önemli etkisi bulunmaktadır.'' 587805 F.Bahçe, Balkan Kupası'nı kazandı İlk seti Aris, 25-22 alarak 1-0 öne geçti. İkinci (25-14) ve üçüncü (26-24) setleri kazanan Sarı-Lacivertliler mücadelede durumu 2-1'e getirdi. 4. seti 25-20 kaybeden Fenerbahçe, tie break setini 15-10 karşılaşmayı da 3-2 kazanarak Balkan Kupası'nda şampiyonluğunu ilan etti. 589338 3. köprü tartışmasına CHP'den yeni bir belge 3. köprü tartışması sürüyor. Konu, Ulaştırma Şurası'nın açılışında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da gündemindeydi. Erdoğan, 3. köprüye karşı çıkanları eleştirdi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve İl Başkanı Gürsel Tekin'in gündeminde de 3. köprü vardı. Tekin, Başbakan'ın "ortada plan veya proje yok" sözlerine imzalı ve mühürlü bir belge ile yanıt verdi. 3. köprü tartışması sürüyor. Konu, Ulaştırma Şurası'nın açılışında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da gündemindeydi. Erdoğan, 3. köprüye karşı çıkanları eleştirdi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve İl Başkanı Gürsel Tekin'in gündeminde de 3. köprü vardı. Tekin, Başbakan'ın "ortada plan veya proje yok" sözlerine imzalı ve mühürlü bir belge ile yanıt verdi. Hükümet, İstanbul Boğazı'na 3.köprü yapılmasında kararlı. Konu İstanbul'da başlayan Ulaştırma Şurası'nda da ele alınıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan, şuranın açılışında köprüye karşı çıkanları eleştirdi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da İstanbul'daydı. Yanında da İl Başkanı Gürsel Tekin vardı. Konu bir süre önce Gürsel Tekin'in yaptığı "3. köprü güzergahı belli oldu" açıklamasına geldi. Ve bu açıklamaya hükümetten gelen "henüz kesinleşen güzergah yok" cevabına. Tekin bu sözler üzerine onaylı, temmuzda mühürlenmiş bir proje çıkardı ortaya. Ama tam gösterirken Baykal'dan da uyarı geldi. Gürsel Tekin gösterdiği belgenin Kuzey Marmara Otoyolu Ayazağı-Çavuşbaşı arası koridor planının onayı olduğunu söyledi. Belgenin ilk onayının 15 Temmuz, son onayının ise 17 Temmuz 2009 tarihinde Otoyolları Dairesi Başkanı Kamil Peker tarafından imzalanmış olduğu görüldü.  589048 Yunanistan'da depremler Yunanistan'da depremlerYunanistan'ın kuzeyindeki Halkidiki Yarımadası açıklarında, hafif şiddette deprem meydana geldiği bildirildi. Yunan basını, Atina Yerbilimleri Enstitüsü verilerine dayandırdığı haberinde, Richter ölçeğine göre büyüklükleri 2,6 ile 3,8 arasında değişen depremlerin merkez üslerinin Yarımada'nın Kassandra sahil kenti açıkları olduğunu duyurdu. Saat 10.56-13.12 arasında kaydedilen sarsıntıların bölgede hissedildiği belirtilen haberde, depremlerin can ve mal kaybına yol açmadığı da kaydedildi. 588725 Grip aşısına talep yükseldi Grip aşısına talep yükseldi Mevsimsel geçiş dönemi olması nedeniyle soğuk algınlığına bağlı rahatsızlıkların artmasının grip aşısına olan talebi yükselttiği bildirildi. Bursa Eczacı Odası Başkanı Kıvanç Atmaca, gribin, küçük çocuklar, astım dahil olmak üzere solunum sistemi rahatsızlığı olanlar, kalp, tansiyon, şeker ve böbrek hastaları ile 65 yaş üstü kişiler için büyük önem arz ettiğini belirtti. Atmaca, ramazan ayında aşıya talebin az olduğunu, bayramdan sonra aşıya olan talepte ciddi bir yükseliş yaşandığını söyledi. Bazı vatandaşların eczanelerden ''domuz gribi aşısı''nı sorduğunu ve beklediğini öğrendiklerini ifade eden Atmaca, şöyle konuştu: ''Domuz gribi aşısını beklediği için mevsimsel grip aşısı yaptırmayanlar var, ancak bunların sayısı çok değil. Henüz havalar yeni soğudu. Soğuk algınlığına bağlı hastalıkların artması ve okulların açılması, mevsimsel grip aşısı yaptıranların sayısını arttırdı. Grip, çok rahatlıkla bulaşabiliyor ve yayılabiliyor. Bu yüzden biz, risk grupları ve çocuklar başta olmak üzere aşı yaptırılmasını tavsiye ediyoruz. Bursa'da geçen yıl 150 bin civarında vatandaşa grip aşısı yapıldı. Bu yıl henüz 85 bin kişiye yapılmış durumda. Ekim ayının bitmesiyle geçen yılın rakamını kısa sürede yakalarız diye düşünüyorum.'' Mevsimsel grip aşısının domuz gribine karşı koruma sağlamayacağını vurgulayan Atmaca, şunları kaydetti: ''Domuz gribine yakalananlar, vücut dirençleri yüksekse hastalıktan kolay kurtuluyor. Kış aylarında vücudu dirençli tutmak için de mevsimsel grip aşısı yaptırmak gerekiyor. Dirençli vücutla domuz gribine karşı mücadele daha kolay olacaktır. Yaz aylarında Dünya Sağlık Örgütü'nden (DSÖ) bir heyet, Bursa Eczacı Odası'nı ziyaret etti. İlaçlarda soğuk zincirin korunması yolunda görüş alışverişinde bulunduk. DSÖ, domuz gribi virüsünü en tehlikeli virüslerden birisi olduğunu söylüyor. Domuz gribi üzerinde ciddiyetle duruyorlar. Domuz gribine karşı vücut direncinin iyi olması gerekiyor.'' Atmaca, mevsimsel grip aşısının gribe karşı tam koruma sağlamayacağını belirterek, ''Aşı olduktan sonra hastalığa yakalanılmama durumu söz konusu değil. Aynı şekilde dikkatli olunmalıdır. Giyime, tüketilen gıdalara ve bulunulan ortama özen gösterilmelidir'' dedi. 588463 Petrol fiyatları düşüşte Petrol fiyatları düşüşte 28 Eylül 2009 Pazartesi, 12:28 Uluslararası piyasalarda ABD ham petrolünün varil fiyatı, Asya'da borsaların düşmesi ve yatırımcıların bu hafta açıklanacak ABD ekonomisine ilişkin verileri beklemesi nedeniyle 66 doların altına geriledi. Geçen hafta cuma günü 66,02 dolar olan ABD ham petrolünün varil fiyatı Kasım ayı teslimi bugün Asya'daki işlemlerde 46 sent azalarak 65,56 dolara indi. Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 44 sent gerileyerek, 64,67 dolara düştü. Geçen yıl Aralık'ta 32 dolara kadar inen petrolün varil fiyatı bu yıl en yüksek seviyesini 75 dolarla Ağustos ayında gördü. ABD'de bu hafta merakla beklenen en önemli ekonomik veri Çalışma Bakanlığı'nın aylık işsizlik raporu olacak. Yatırımcılar, ayrıca konut fiyatları, imalat, tüketici güveni, inşaat harcamaları ve fabrika siparişleri verilerini de yakından izliyor. AA 588075 Korkunç bir kadın! Bakın, bayan Kay Scarpetta ne buyurmuş? “Münevver Karabulut cinayeti vahşet değildir...” Bu hanımefendi, kendisini aldatan kocasını “öldürebileceğini”söylüyor. Hayatında hiç “aşk acısı”çekmemiş. Kimseye bağlanmamış. Kimsenin arkasından gözyaşı dökmemiş. İhtimal ki, bunların “süfli duygular”olduğunu düşünüyor... Zayıflık, iradesizlik, kendini bilmezlik... Peki, birilerine dert yanmak... Başını, birilerinin omzuna koymak... Birilerinden yardım istemek... Avunma ihtiyacı hissetmek... Belki ağlamak... Hayır, bunların hiçbirini yapmamış. Bunların her biri “zaaf işareti”hanımefendiye göre... Kimse olmadan da yaşayabilirmiş. Örneğin, otomobil lastiği de değiştirirmiş, elektrik arızalarını da tamir edermiş. Bir başkasına ihtiyaç duymaksızın hayatını pekâlâ idame ettirebilirmiş. İçinde var olduğu “katı Alman disiplini” ve aldığı eğitim ona bunları öğretmiş. Daha doğrusu, onu “bu hale”getirmiş. Halinden de memnunmuş. Hanımefendiyle yapılan röportajı okuduğumda şöyle düşündüğümü hatırlıyorum: “Korkunç bir kadın bu.” 2009-09-28 08:54:33 Hanfendiyi araştırmak lazım demekki zamanından oda aynı hareketleri yapmış ve korkunç bir katil olabilir. haşoliköyü