590457
5,5 Tonluk Uyuşturucu Operasyonu
5,5 Tonluk Uyuşturucu Operasyonu. İngiliz donanması Güney Amerika açıklarında şimdiye kadarki en büyük uyuşturucu operasyonunu gerçekleştirdi. Operasyonda 5,5 ton kokain ele geçirildi. Kokain taşıdığı belirlenen gemi helikopter ve savaş gemilerinden açılan ateş sonrası etkisiz hale getirilmesinin ardından İngiliz donanmasına bağlı askerler gemiye çıktı. İngiliz askerleri, geminin özel bölmelerine saklanmış uyuşturucuyu bulabilmek için bütün gün uğraştı. Ele geçirilen 5,5 ton kokainin piyasa değeri ise 375 milyon dolardan fazla.
590820
Bahçeli: İhanet projelerine katkıda bulunmamızı beklemek akıl tutulması
Bahçeli: İhanet projelerine katkıda bulunmamızı beklemek akıl tutulması. ANKA Genel Başkanı Başbakan ’ın ‘’na karşı çıkanları kendi çözümlerini getirmemekle suçlamasına "MHP’nin milli devletin kuruluş esasları ve milli birlik konularında nerede durduğu açıktır. Bu temel değerlerin yıkılmasını amaçlayan ihanet projelerine katkıda bulunmamızı beklemek, bu süreçlerin bir kenarında ve köşesinde elimizi taşın altına sokacağımızı düşünmek, Başbakan’dan bile beklenmeyecek bir akıl tutulması olacaktır" sözleriyle yanıt verdi. Bahçeli, partisinin Genel Merkezi’nde milletvekilleriyle birlikte bir toplantısı düzenledi. Toplantı öncesi bir basın toplantısı yapan Bahçeli, ‘Kürt açılımı’na ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın ‘’ sürecine muhalefet edenleri çözüm önerisi getirmeden sürece körü körüne karşı çıkmakla suçladığını anımsatarak, "Başbakan’ın bu süreçte medet umduğu diğer bir ucuz polemik malzemesi de, yıkım projesine karşı çıkanları kendi çözümlerini getirmemekle suçlaması olmuştur" dedi. "Milliyetçi Hareket Partisi’nin milli kimlik, devletin kuruluş esasları ve milli birlik konularında nerede durduğu açıktır" diyen Bahçeli şöyle konuştu: "Bu temel değerlerin yıkılmasını amaçlayan ihanet projelerine katkıda bulunmamızı beklemek, bu süreçlerin bir kenarında ve köşesinde elimizi taşın altına sokacağımızı düşünmek, Başbakan’dan bile beklenmeyecek bir akıl tutulması olacaktır. Milliyetçi Hareketin, Başbakan Erdoğan’ın kurduğu bölünme modelleri borsasında piyasaya süreceği bölünme ve parçalanma reçetesi yoktur."
590311
Okul idaresi isterse okuyabilecek
Alınan bilgiye göre, Fırat Mahallesi'nde yaşayan 15 yaşındaki Cesim Irmak, yaşında geçirdiği menenjit rahatsızlığı sonucu, yıl boyunca okula gidemedi. Aradan sonra eğitimine devam eden Irmak, derslerinde başarı göstererek ilköğretim beşinci sınıfı tamamladı. İlköğretime devam etmek için kayıt yenilemeye giden Cesim Irmak, 15 yaşında olduğu gerekçesiyle kaydını yenileyemedi. Bunun üzerine Cesim Irmak, babası Ahmet Irmak ile İl Milli Müdürlüğüne müracaat ederek, yardım istedi. Cesim Irmak'ın babası Ahmet Irmak, gazetecilere yaptığı açıklamada, çocuğunun 2. sınıfta iken menenjit hastalığı geçirdiğini ve yıl süren tedavinin ardından okuluna kaldığı yerden devam ettiğini belirterek, şunları söyledi: ''Bu yıl öğretime devam etmesi için kayıt işlemlerini yaptırmaya geldik, ama okul idarecileri, çocuğumun yaşının büyük olduğunu belirterek, kayıt işlemlerini yapmadı. Bizde çareyi İl Milli Eğitim Müdürlüğüne gitmekte bulduk. Sorunumuz çözülmezse Valiliğe, gerekirse Başbakan'a kadar gideceğiz. Oğlum başarılı bir öğrenci ve okumak istiyor. Ben de onun okuması için elimden gelen her şeyi yapacağım.'' İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri de ilköğretim çağının 7-14 yaş grubunu kapsadığını ifade ederek, ''ilköğretim çağını aşan çocukların okula alınabilmesi için okul idaresinin öğrenciyi talep ettiğine dair bir yazılı dilekçe vermesi gerekiyor. Biz de Cesim Irmak için okul idaresinden yazılı dilekçe istedik. Bu dilekçe geldikten sonra Valilik onayıyla Cesim Irmak eğitimini sürdürebilir'' dedi.
589412
Bakan Yıldırım'ı heyecanlandıran proje
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, küresel krizde de talep sorunu olmayan, yatırım yapılması gereken yegane sektörün, ulaştırma sektörü olduğunu bildirdi. Yıldırım, Ulaştırma Bakanlığınca Haliç Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 10. Ulaştırma Şurası'nın Bakanlar Oturumu'nda yaptığı konuşmada, oturumun, özellikle küresel krizin, ulaştırma alanındaki yansımalarını değerlendirmek, çözüm önerilerini ele almak, bölgesel ve uluslar arası stratejik hedefleri gözden geçirmek ve görüş alışverişinde bulunmak için çok önemli bir fırsat teşkil edeceğini umduğunu söyledi. Çağın en belirleyici özelliğinin her alanda hakim olan küreselleşme olduğunu dile getiren Yıldırım, kriz ortamlarında ulaştırmanın, tüm dünyada üretim, tüketim ve ticaret ağlarının bel kemiğini teşkil ettiğini kaydetti. Yıldırım, ''Bu bakımdan, ulaştırma altyapı ve hizmetlerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, biz Ulaştırma Bakanlarının öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır'' dedi. Ekonomik kriz sonucunda küresel ekonominin, önceki canlılığını yitirdiğini, kredi imkanlarının daraldığını ve işletme maliyetlerinin arttığını anlatan Yıldırım, şöyle konuştu: ''Bu durum, bir çok sektörde olduğu gibi ulaştırma sektöründe de sorunlara ve iş kayıplarına yol açmıştır. Daralan küresel ekonomi gerçeği karşısında sınırlı imkanlarla hayatta kalma mücadelesi veren şirketleri desteklemek, doğal olarak hükümetlerin birinci görevi olmuştur. Biz de ülke olarak krizin derinleşmemesi için çözümün, iç pazarı canlı tutmak ve desteklemekten geçtiğine inandık. Bu noktada ulaştırma ve iletişim yatırımlarını hız kesmeden sürdürmenin gerekli olduğunu düşündük. Bu alanda piyasanın canlandırılması ve istihdama katkısının devam etmesini önemsedik.'' Ulaştırma yatırımlarının, olumlu sonuçlarının orta ve uzun vadede gözlemlenebileceğini belirten Yıldırım, ''Uzun vadeli yatırımlarla stratejik kararlarımızı hemen bir çırpıda uygulamamız ya da halka bunu göstermemiz, dolayısıyla pek mümkün değildir. Burada, uzun vadeli yatırımlarla kısa vadeli stratejik hedeflerin hayata geçirilmesi arasındaki dengenin kurulmasının son derece önemli olduğunu düşünüyoruz'' dedi. Ulaştırma sektörünün, ülkeler arasındaki ticareti geliştirmek için çok önemli bir araç olduğunu vurgulayan Yıldırım, ''Küresel krizde de talep sorunu olmayan, yatırım yapılması gereken yegane sektör, ulaştırma sektörüdür. Onun için biz, 'Küresel krizin ilacı ulaştırma ve alt yapıya yatırımdır' sloganıyla yola çıktık'' ifadesini kullandı. -MEKKE-MEDİNE HIZLI TREN PROJESİ- 10. Ulaştırma Şurası'nda gerçekleştirilen Bakanlar Oturumu'nun moderatörlüğünü yapan Yıldırım, orta ve uzun vadede Suudi Arabistan demir yollarının Ürdün'e, Suriye'ye oradan da Türkiye'ye bağlanmasının mümkün hale geleceğini ve böylece Arap Yarımadası'nın da Türkiye'den Avrupa'ya, Kafkasya üzerinden de Uzak Doğu'ya bağlanmış olacağını bildirdi. ''Beni heyecanlandıran proje, Mekke-Medine arasında başlamakta olan hızlı tren projesi'' diyen Yıldırım, kuzeybatıya doğru yapılan demir yolu projelerinin de Arap Yarımadası ve Orta Doğu'da oluşturulacak alt yapı çalışmaları için önem taşıdığını ifade etti. Yıldırım, ulaşım ve alt yapı projelerinde mutlaka genel bütçe imkanlarının yanı sıra özel sektörün, küresel sermayenin ve alternatif finans kaynaklarının da devreye girmesi gerektiğini belirterek, temel alt yapı projesi niteliğindeki ulaştırma projelerinin genel bütçe kaynaklarıyla istenilen hızda ve zamanda tamamlamanın mümkün gözükmediğini söyledi. Ülkelerin birbirine ihtiyacı olduğunu dile getiren Yıldırım, ''Eğer ulaşamıyorsak, gelişmeden, büyümeden sosyal refahı sağlamayı düşünemeyiz'' dedi. Yıldırım, istikrarın, ülke yönetimlerinde çok önemli olduğuna dikkati çekerek, beraberinde güveni de getirdiğinin altını çizdi. Küresel sermayenin, istikrar ve güvenin olduğu ülkelere daha rahat gidebileceğini ifade eden Yıldırım, Küresel ticaretin, krize girince önce taşımacılık sektörünün etkileneceğini kaydetti. Yıldırım, böyle dönemlerde ülkelerin birbirleriyle işbirliği içinde ve destek olmaları gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: ''Taşımacılığın önündeki engelleri kaldırmamız lazım. Engelsiz bir taşımacılık, krizin etkilerini daha kolay ve daha kısa bir sürede atlatmamıza katkı sağlayacak. 'Krize inat, yatırıma devam et. Krize inat, ulaştırma yatırımlarına devam et' diyoruz. Artık krizin sona erdiği, tekrar kalkınmanın başlayacağı dönemin yakın olduğunun ayak seslerini de duymaya başlıyoruz. 2010 yılı, bir dönüm noktası olacak diye düşünüyorum. Doğudan batıya ulaşım, enerji ve iletişim koridorlarında Kafkas bölgesi çok önemli rol oynuyor. Kafkas bölgesinde bugün bilinen enerji kaynaklarının büyük bir kısmı bu bölgede yer alıyor. Dolayısıyla gerek doğal gaz, gerek petrolün bu bölgelerden Avrupa'ya taşınması söz konusu. Bu da Türkiye ile bölge ülkeleri arasındaki işbirliklerinin geliştirilmesi anlamına geliyor. Bir aydan kısa bir süre içerisinde İtalya Napoli'de ulaştırma alanındaki krizin etkileriyle birlikte gelişmeler ve alınacak tedbirler, ulaşım ağlarının entegrasyonu gibi projelerde yapılacak toplantıyla değerlendirilecek. İtalya ile Türkiye arasında doğrudan kara sınırı olmamakla birlikte yıllardır başarıyla hizmet eden düzenli bir ro-ro feri hattı var. Özellikle Trieste-Çeşme, Trieste-İstanbul hattında bugün Avrupa'yla Türkiye'nin ticaretine konu olan malların yüzde 60'ı taşınıyor. Böylece, hem ekonomik hemde çevreci olan bir deniz otoyoluyla ticaretimizi gerçekleştirmekteyiz. Bu da iki ülkenin arasındaki en önemli işbirliklerinden birisi.'' Yıldırım, geçen yıl mayıs ayında ''Küresel Kriz ve Ulaşıma Etkileri'' ana temasıyla uluslar arası bir toplantı yaptıklarını ve orada şu sonuçların ortaya çıktığını anlattı: ''Öne çıkanlar, mevcut krizden ders çıkarılması, yaşanılan zorluklara karşı alınacak önlemlerde yol gösterici olmak, olumlu sonuçlarından ancak uzun vadede yararlanabilse de ulaşım altyapı yatırımlarına odaklanmaya hız vermek, maliyet paylaşımında kamu-özel sektör işbirliğini artırmak ve krizde rekabeti bırakıp, bölgesel ikili ve çoklu işbirliklerini artırmak, taşımanın önündeki engelleri kaldırmak.'' Konuşmasının ardından soruları da yanıtlayan Yıldırım, Ar-Ge yatırımlarına bu şurada özel vurgu yapıldığını belirterek, ''Bu şuradan beklediğimiz sonuçların başında ulaşım alt ve üst yapısı düzenleme konularında Ar-Ge faaliyetleri bakımından önemli sonuçlar bekliyoruz. 2023 hedefimiz, Milli gelirin yüzde 2'sini Ar-Ge faaliyetlerine ayırmak ve buna yönelik olarak enstitüler kurmak'' diye konuştu. Başka bir soru üzerine de İran Ulaştırma Bakanı Hamid Behbahani, Nabucco Projesi başlatıldığında İran'ın dahil edilmediğini hatırlatarak, ''Umarım biz de gelecekte bu proje içerisinde yerimizi alırız'' dedi. Binali Yıldırım da ''Nabucco Projesi, herkesin projesidir. Bir insanlık, bir evrensel barış projesidir. bakımdan şüphesiz ki bölgenin en büyük gaz üreticilerinden İran'ın bu proje dışında olması beklenemez. Nabucco Projesi'ne hoşgeldiniz Sayın Bakan'' dedi. AA Anahtar Kelimeler 2009-09-29 00:37:35 fransada 400 km lik hatta milyar gibi bi miktar duydum bizde arazi daglik maliyet oldumu kati yanlizca turkiye kismi20 milyari bulacak ise bu turkiyenin GAP 30 yili gecti bitiremedigini dusunun bunu kac yilda bitirecegini hesaplayin tek caresi rahmetli OZAL in onerip laik kardaslerimizin karsi ciktigi yap islet devret modeli dir zaten CHP karsi cikmasa su an otobanlarda demir yollari da bitmis ve az zaman sonra bizim olucakti CHPnin icrati sadece siir lerde yurda yatirim hikayesi dir gerisi engel
589801
Rusya 'al ya da öde' hükmünde ısrarlı
Rusya 'al ya da öde' hükmünde ısrarlı. Rusya'nın doğalgaz devi Gazprom, Almanya, İtalya ve Türkiye başta olmak üzere tüketicilerinden sözleşmelerde yer alan tüm doğalgazın kapasitesine göre paranın ödenmesini talep ediyor. Rus Kommersant gazetesine göre, Avrupalı tüketiciler anlaşmada öngörüldüğü şekilde alınmayan gaz miktarınca ceza ödemeye yanaşmıyor. Gazprom da anlaşmanın tazminatla ilgili kısmında herhangi bir değişiklik yapılmasına karşı. Gazeteye göre İtalyan ENI, Türk Botaş, Alman E.ON ve başka firmalar "al ya da öde" yükümlülüğünden kurtulmak için çözüm bulmaya çalışıyor. Kommersant'a göre söz konusu alıcı şirketlerin Gazprom'a tazminat olarak 2,8 milyar dolar ödeme yapmaları gerekiyor.
590398
Norveç bu tekmeyi konuşuyor!
bu tekmeyi konuşuyor! Aalesunds FK ile Grenland Skien'in karşı karşıya geldiği Kupası maçında yaşananlar ülke gündemine oturdu. Aalesunds'un 1-0 üstünlüğüyle sona eren maçta Odd Grenland Skien takımının orta saha oyuncusu Kenneth Dokken rakip futbolcu Johan Arneng'e topsuz alanda kasti olarak sert bir tekme attı. Arneng yediği tekme ile neye uğradığını şaşırdı, bir süre yerden kalkamadı. Hakem olayı görmedi ancak kameralar kayıttaydı... İşte an.
589779
Ağlara balık yerine kaykay takılıyor
Ağlara balık yerine kaykay takılıyor. Marmara'da balıkçıların kabusu haline gelen jelimsi tabaka 'kaykay' yüzünden balık avının sağlıklı yapılamadığı bildirildi. Gemlik Balıkçılar Derneği Başkanı Hüseyin Dalarel, 15 Nisan'da başlayan avlanma yasağının sona erdiği Eylülde 'Vira bismillah' diyerek denize açıldıklarını söyledi. Büyük umutlarla, özellikle 'Kaykay'ı bir daha görmemek beklentisiyle açıldıkları denizden elleri boş döndüklerini ifade eden Dalarel, şöyle devam etti: 'Marmara'da kabus haline gelen kaykay, yine en büyük sorunumuz oldu. Kaykay yüzünden Marmara Denizi'nden balıkçılık sona erecek.”
590200
Sahte Çürük Rapora Tutuklama Daha
Sahte Çürük Rapora Tutuklama Daha Gözaltına alınanlardan biri daha tutuklandı. Tutuklu sayısı 8'e yükseldi. Sibel Çarmıklı ve oğlu ise serbest bırakıldı. İstanbul'da düzenlenen sahte çürük raporu operasyonu soruşturması sürüyor. Soruşturma kapsamında gözaltına alınanlardan biri daha tutuklandı. Böylece tutuklu sayısı 8'e yükseldi. Sibel Çarmıklı ve oğlu savcılıkta ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Operasyon sahte çürük raporu olarak başladı. Ancak çete üyelerinin arazi yağmalama ve askeri ihayele fesat karıştırma suçlarını işledikleri de belirlendi. Bunun üzerine soruşturma derinleşti ve farklı noktalara sıçradı. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan isimlerden bazıları ise dikkat çekiciydi. Bunlardan biri Hava Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok'tu. Üçok'un "yağmalamaya azmettirmek ve örgüt üyeliği' suçunu işlediği iddia edildi. Ardından derinleşen soruşturma, siyaset dünyasının tanınan bir ismi Sibel Çarmıklı'ya da sıçradı. Sibel Çarmıklı ve oğlu Murat Çarmıklı gözaltına alındı. Bu kişilerle birlikte, gözaltına alınan kişi daha Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Burada savcı tarafından ifadeleri alınan kişiden 3'ü serbest bırakıldı. Bu kişilerin arasında Sibel Çarmıklı ve oğlu da vardı. Bu arada adliyeye sevkedilerden biri de tutuklandı. Böylece soruşturma kapsamında tutuklananların sayısı 8'e yükseldi.
590608
Cemşir Ağa'yı soydular
Cemşir Ağa'yı soydular ’de izlenme rekoru kıran ‘Hanımın Çiftliği’ dizisinde, elçi başı Cemşir Ağa'yı canlandıran Mehmet Çevik'in çekimler sırasında çalındı. Dizinin başrol oyuncularından 'ın babasını canlandıran Çevik'in, geçen pazar adliyede yapılan çekimler sırasında telefonu çalındı. Adana Büro Amirliği’ne çalıntı başvurusu yapan Çevik, “Telefonum çalınmadı, yer değiştirdi. Telefonumun çalınmasından çok telefon numaralarını kaybettiğime üzülüyorum. Adliyedeki çekimler devam ederken telefonum kayboldu. Değerinin ne olduğunu bilmiyorum, ama içindeki telefon numaraları benim için telefondan değerli” dedi.
590380
Diyarbakırspor Bursaspor'a cezada ısrarlı
Sözcü Suat Önen, kulüp binasında düzenlediği basın toplantısında, Bursaspor-Diyarbakırspor maçında Bursaspor taraftarının çıkardığı ve yönetiminin sesiz kaldığı çirkin ve kabul edilemez davranışlar örtbas edilmek istenirken duyarlı medyanın katkılarıyla konunun gündeme oturduğunu söyledi. Sporun ve özellikle futbolun siyasete alet edilmek istendiği, bu ırkçılık kokan tribün terörünün ilk ve son olmadığını, ancak bardağı taşıran son damla olduğunu ifade eden Önen, şöyle konuştu: ''Futbol sahalarına yakışmayan bu davranışlara karşı önlem alınmaması ve futbol sahalarında insanların kanının akması ve burnunun kanaması, takımımı ligden çekme tepkimizi ortaya çıkardı. Durum üzerine Futbol Federasyonu Başkanı Özgener ile yaptığımız görüşmelerde durumun vahametini gözler önüne serdik ve aynı duyarlılıkla tepki aldık. Eğer adalet herkese ve her yere eşit dağıtılırsa kurumlara güven ve bağlılık artar. TFF'nin bu konuyla ilgili hassasiyetini önümüzdeki günlerde alacağı kararlarda görmek istiyoruz. Sadece başkanın el sıkışması ve iyi niyet açıklamaları ile geçiştirilecek bir olay değildir. Köklü çözümle ilgili tedbir ve caydırıcı cezaların gerekli olduğuna inanıyoruz. Yeşil sahalar siyaset yapılacak yerler değildir. Spor ve futbol dostluğu, kardeşliği ve diyaloğu sağlayan bir araçtır.'' -''YARIN DAHA BÜYÜK SORUNLARA YOL AÇABİLİR''- Suat Önen, bir gazetecinin Diyarbakırspor'un 2005 yılında da deplasmanda oynadığı bir maçta siyasi içerikli tepkilere maruz kalması üzerine, zamanki kulüp yöneticilerinin TFF'ye başvuru yaptığına ilişkin sorusunu, şöyle yanıtladı: ''O dönemlerde Diyarbakırspor yazılı ve sözlü olarak TFF'ye başvuru yaptı. Ancak TFF yönetimi sürekli olarak konunun hassas bir konu olduğunu ifade etti. Futbol Federasyonu, takımları kurallar içerisinde yönlendirir, denetler ve kurallara göre cezalandırır. Hassas konuların statlara taşınması zaten büyük bir yanlıştır. Bu tip konular için duyarsız kalmak ileride büyük bir sorun yumağı halinde önümüze gelir. Bunda böyle oldu. Yarın daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalabiliriz. Böyle bir şeyin bir daha yaşanmaması için federasyondan ve diğer yetkililerden ortak bir tavır bekliyoruz. Bu tavırların ve tepkilerin ortadan kaldırılması için gerekli önlem ve cezalara destek vereceğimizi belirtiyoruz.'' -''AYNI ÜLKENİN FARKLI RENKLERİYİZ''- TFF Başkanı Mahmut Özgener ile dün yaptıkları görüşmede, Başkan Özgener'in de konuyla ilgili hassasiyetini gördüklerini kaydeden Önen, şöyle devam etti: ''Bursa'da Diyarbakırspor seyircisi şiddete maruz kalmıştır. Diyarbakır'daki Fenerbahçe maçında çıkan olayları kınadık. Gerekli cezayı aldık ve bunu çekiyoruz. Bundan ders çıkarıyoruz. Tüm takımların aynı tavrı sergilemesini istiyoruz. Bursaspor başkanının maç ile ilgili açıklaması talihsizliktir. Yaşananları herkes gördü. Aynı ülkenin farklı kenti, farklı iki rengiyiz. Bu renklilik bu ülkenin zenginliğidir. Bu zenginliğe sahip çıkmak gerekirken ötelemek doğru değildir.''
589933
Davutoğlu Clinton görüşmesinin tüm detayları
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, görüşmede Davutoğlu, Ermenistan ile normalizasyon süreci meselesi hakkında son dönemde hızlanan süreç ve gelişmeler hakkında Clinton'a bilgi verdi, ABD tarafı da bu süreci desteklediğini dile getirdi. Kıbrıs konusunda Türk tarafının ''Adadaki müzakere sürecinin sonsuza dek süremeyeceği, yakalanan fırsat penceresinin sonsuza kadar açık kalmayacağı, Güney Kıbrıs yönetimini ayak diremekten vazgeçirecek adımlar atılması gerektiği'', ABD tarafının da ''konuyla ilgilenmeye devam edildiğini'' ifade ettiği belirtildi. Terörle mücadelede varılan noktanın olumlu olduğu, Türkiye, ABD ve Irak arasındaki üçlü mekanizmanın devam etmesi gerektiğinin vurgulandığı görüşmede, işbirliğinin terör örgütü PKK unsurlarının tasfiyesinin sağlanmasına kadar devam etmesi gereği üzerinde durulduğu bildirildi. Bosna-Hersek konusunda ise, Türkiye'nin Bosna'daki Yüksek Temsilcilik Ofisinin lağvedilmesinin erken olduğunu söylediği, Amerikan tarafının ise Bosna'da kısa dönemde anayasa reformu üzerinde durulması gerektiğini ve Türkiye'nin Bosna-Hersek'te oynamakta olduğu olumlu rolü takdir ettiklerini söyledikleri belirtildi. İran'ın nükleer dosyasının da ele alındığı görüşmede, Bakan Davutoğlu'nun İran'a hafta önce yapılan ziyaretteki izlenimlerini Hillary Clinton'a aktardığı kaydedildi. Türkiye'nin İran'a devamlı olarak nükleer konularda şeffaf olmaları gerektiğini söylediği, her ülkenin barışçı amaçlarla nükleer enerjiye sahip olma hakkına saygı duyulduğunu, ancak Türkiye'nin bölgesinde nükleer silah istemediğini ve barışçı yollardan nükleer enerji projesi sürdürmekte olmanın kanıtının da şeffaflıktan geçtiği yönünde İran'a telkinde bulunduğunu Clinton'a söylediği öğrenildi. Görüşmede Hillary Clinton'ın da, ''İran'ın son nükleer tesisi açıklaması ve ardından füze denemesi yapmasının ardından önümüzdeki 4-5 günün çok kritik olduğunu'' söylediği belirtildi. Bu arada, ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa işlerinden sorumlu üst düzey yetkilisi Philip Gordon da, görüşmeye ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye-Ermenistan normalizasyon sürecinin devam etmesi gerektiğini ve ABD'nin sürece destek verdiğini ifade etti.
591144
Marsel İlhan Tayland'da 2. Turda
Marsel İlhan Tayland'da 2. Turda. Marsel İlhan, Tayland Açık Tenis Turnuvası'nda ikinci tura yükseldi. Bangkok'ta düzenlenen, toplam 608.500 dolar ödüllü turnuvada, Marsel İlhan, ilk tur maçında Alman Benjamin Becker ile karşılaştı. Dünya sıralamasında 174 üncü sırada yer alan 22 yaşındaki Marsel İlhan, 40'ıncı sıradaki Becker karşısında ilk seti 6-4 kaybetti. Sporcumuz, ikinci seti 7-4'lük tie break'le kazanarak, setlerde eşitliği sağladı. Üçüncü ve son sette erken servis kıran Marsel İlhan, bu seti de 6-3 alarak ikinci tura yükseldi. Marsel İlhan, ikinci turda Avusturyalı Jurgen Melzer ile karşılaşacak. Melzer, 28 yaşında ve dünya sıralamasında 44 üncü sırada. Jurgen Melzer, 1999 yılında Wimbledon'da gençler şampiyonu olmuştu. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi
590240
Emekçilerden IMF ve Dünya Bankası'na red
IMF ve Dünya Bankası İstanbul'daki yıllık toplantısı kapsamında gerçekleştirilecek seminer ve konferanslara çalışanları temsil eden örgütler de davet edildi. Davet yazısında, 3-5 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek seminer programında güncel ekonomik konuların tartışılacağı 15 oturum düzenleneceği belirtildi. Programın ilk gününde küresel krizin dünya ekonomilerine yansımalarının, ikinci gününde Türkiye'ye ilişkin ve bölgesel konuların, üçüncü gününde ise kriz sonrası durumun tartışılacağı ifade edilen yazıda, programa, IMF ve Dünya Bankası üyesi 185 ülkenin resmi delegasyonlarının yanı sıra özel sektörden, sivil toplu örgütlerinden, basından, ulusal ve uluslararası kuruluşlardan temsilciler ile akademisyenlerin davet edildiği bildirildi. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, IMF ve Dünya Bankası'nın savunduğu ve empoze ettiği politikaların emeğiyle geçinenlerin, dar ve sabit gelirlilerin aleyhine olduğunu belirtti. Bu kuruluşların Türkiye'de özellikle özelleştirmeler, ücretlerin düşük tutulması, bölgesel asgari ücret gibi emek karşıtı talep ve önerilerle bilindiğini ifade eden Kumlu, emeğe bakışını sorunlu buldukları için davetlerine katılmama kararı aldıklarını bildirdi. DİSK, KESK, TMMOB VE TTB'de aldıkları ortak kararla IMF ve Dünya Bankasının davetini geri çevirirken, Hak-iş'in etkinliklere katılacağı belirtildi. Emek ve meslek örgütlerinin genel başkanlarının imzasıyla davete cevaben IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn ve Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick'e birer mektup gönderildi. ''Bizden Aldıklarınızı Geri Veriniz ve Geldiğiniz Yere Gidiniz'' başlıklı mektupta, İstanbul'un IMF ve Dünya Bankası toplantısı için yeniden düzenlendiği belirtildi. Mektupta, ''Trafik size göre ayarlanıyor, oteller sizin için menüler hazırlıyor, kent sizin için temizleniyor ve güvenlik hizmetleri yine sizin için gözden geçiriliyor. Kendinizi evinizde hissedesiniz diye. Biz, bu ülkenin gerçek sahipleri yani emekçileri, yani işsizleri, yani yoksulları, sizi evimize, ülkemize çağırmadık. Bizim davetlimiz olmadığınızdan ülkemizdeki varlığınız bizim için ancak bir zorlama, bir tür zorbalıktır'' görüşüne yer verildi. ''Bu krizi kim ödeyecek?" IMF ve Dünya Bankasının 20. yüzyılda inşa edilmiş ''küresel zorbalar'' olduğu savunulan mektupta, bu örgütlerin sadece sermayenin ve iktidarların sesi olduğu ifade edildi. Mektupta, şunlar kaydedildi: "Davetsiz olarak bulunduğunuz bu ülkenin halkları, sizleri ve temsil ettiğiniz ideolojiyi hiç bitmeyen istikrar programlarınızla, yıllarca emekçilerin alın teriyle üretilmiş kamusal varlıkları talan eden özelleştirmelerinizle, reform olarak direttiğiniz ve her seferinde budadığınız sosyal haklarla çok iyi bilmektedir. Küresel düzeyde yarattığınız krizin bu büyük yıkımında sanki sizin hiç bir etkiniz olmamış gibi, ülkemize gelecekmişsiniz, kapitalizmin krizi için çıkış yolları arayacakmışsınız ve yine hiç utanmadan 1980'li yıllardan bu yana şiddetle savunduğunuz liberal politikaları, yufka yürekli yoksulluk edebiyatına bulandırıp insanlığa çözümmüş gibi duyuracaksınız.'' Mektupta, IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn'a, krizin faturasının 1,4 trilyon doları aştığı yönündeki sözleri anımsatılarak, ''Sıradan bir iktisat öğrencisi bilir ki krizi aşmak sonuçta ödemekle mümkün olur. 'Sayın' IMF Başkanı bu krizi kim ödeyecek? Toplantınıza çağırdıklarınız ya da onların temsil ettiği uluslararası sermaye mi yoksa dünya halkları mı? Yani dünyanın her yerinde işsiz kalanlar, yoksullaşan sıradan insanlar mı?'' soruları yöneltildi. IMF'nin mevcut krizle doğrudan organik bir bağı olduğu vurgulanan mektupta, ''Biz bu toprağın halkları, yarattığınız krizi ödemek istemiyoruz, politikalarınızı alın ve geldiğiniz yere gidin'' denildi. ''Yufka yürekli yoksulluk politikaları" Mektupta, Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick'e yönelik olarak şu ifadelere yer verildi: ''Mevcut krizin dünyanın her yerinde milyonlarca insanı işsiz ve yoksul bıraktığını büyük bir fütursuzlukla açıklıyorsunuz. Peki ama çeyrek yüzyıldır dünyanın her yerinde aralıksız uyguladığınız yapısal uyum politikalarının yaşadığımız küresel krizle hiç bir bağlantısı yok mu? Küresel sermaye adına konuşan siz 'Sayın' Dünya Bankası Başkanı Zoellick dünya halkları için konuşamazsınız. Yufka yürekli yoksulluk politikalarınız olsa olsa trajiktir. Sizin yardımseverliğiniz çağımızın 'yoksullar yasasıdır'. Utanç vericidir. Biz sizin ulufenizi değil, emeğimizin değerini istiyoruz. Yüzyıllar süren emek mücadelesinde kazandıklarımızı ve sizin bizlerden çeyrek yüzyılda dünyanın her yerinde şiddetle kopararak aldıklarınızı geri istiyoruz. Politikalarınızı alın ve geldiğiniz yere gidin. Toplumun gerçek sorunlarının sizi ilgilendirmediğini biliyoruz. Sizlerin paranın ve karın güvenliğini sağlamak için insanın ve toplumun hayatını dikkate almadığınızın farkındayız.''
589896
'Var mısın Yok musun'da şok görüntü
'Var mısın Yok musun'da şok görüntü. Son haftalarda heyecanı doruklarda gezen Var Mısın Yok Musun’da cumartesi günü şok yaşandı. Açılmayan kutulardan birinin boş olduğu kayıtlara girdi. Yarışmada sürekli en sona bir 500 bin kalıyor ancak kimse bu parayı kazanamıyordu. Ekran Timi’nin dikkat çektiği bu durumun ardından Cumartesi günü bir şok yaşandı. Sidal adlı yarışmacının yarıştığı programın sonunda açılmayan kutulardan biri, programın bitişi sırasında yanlışlıkla açılınca kutunun boş olduğu kısa bir sürede olsa kayıtlara girdi. Bir vatandaşın tespit ettiği bu durum video paylaşım sitelerinde yerini aldı. Banttan yayınlanan bir programda böyle bir durumun yaşanması ve buna bir açıklama getirilmemesi kafaları karıştırdı. Kutudaki yazının düşmüş olma ihtimali ve noterin unutkanlığını ihtimallerinin de değerlendirilmesi gereken bu görüntüler, Acun Ilıcalı’nın başını ağrıtacak gibi.
590811
Deva Holding'e 1,34 milyon TL ceza!
Deva Holding'in Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan özel durum açıklamasında, Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu'nca ilaç sektöründe yapılan inceleme sonucunda, şirkete, bağlı ortaklıklarıyla yaptığı işlemlerle ilgili olarak ''transfer fiyatlandırması'' kapsamında toplam milyon 340 bin 977,88 lira vergi aslı ve cezası tahakkuk ettirildiği belirtildi. Açıklamada, söz konusu tahakkuka karşı yasal yollara başvurulacağı kaydedildi.
590555
Ankaragücü'nün puan hesapladığı maç
Ankaragücü, Süper Lig'de hafta sonu sahasında yapacağı Galatasaray maçının hazırlıklarına başladı. Beştepe Cemal Aydın Spor Kompleksi'nde, teknik direktör Hikmet Karaman yönetiminde yapılan çalışmaya, sakatlıkları bulunan Vassell, Igleisas, De Santos ve Hürriyet katılmadı. Gaziantepspor maçında alınan puan nedeniyle oyuncuların oldukça neşeli oldukları gözlenirken, futbolcular antrenmanda kondisyon ağırlıklı bir çalışma yaptı. Ankaragücü Teknik Direktörü Hikmet Karaman, antrenman öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Galatasaray maçının kendileri açısından çok önemli olduğunu belirterek, ''Galatasaray karşılaşması, taraftarımıza puan hediye etme maçı olacak'' dedi. Gaziantepspor maçında ligdeki ilk puanlarıyla tanıştıklarını hatırlatan Karaman, ''Oyuncularımıza ve bizi oraya kadar gelerek destekleyen taraftarlarımıza teşekkür ediyoruz. Gaziantepspor maçı, moral açısından son derece olumlu geçti. Bazı arkadaşlarımız, büyük fedakarlıklar göstererek oynadılar. Annesinin vefat etmesine ve bu nedenle antrenman eksiğine rağmen bizimle Antep'e gelip gol atan Metin Akan'a, sakatlıktan yeni çıkmasına rağmen çok iyi oynayan Koray'a, uzun bir süredir 11'de forma giyememesine rağmen eski günlerine dönüş sinyali veren Murat Duruer'e, asist yapan Ceyhun'a ve sezon başı hazırlık dönemi geçiremeyen ve takımla fazla antrenmana çıkamayan Risp'e özellikle teşekkür ediyorum'' diye konuştu. -GALATASARAY KARŞILAŞMASI- Hikmet Karaman, bu hafta ligde karşılaşacakları Galatasaray'ın çok iyi bir kadroya sahip olduğunu ifade ederek, ''Büyük takımlarla yapılan maçlarda, oyuncuları ekstra motive etmeye gerek kalmıyor'' dedi. Karaman, Galatasaray'ın çok etkili bir futbol ortaya koyduğunun altını çizerek, şöyle devam etti: ''Sonradan oyuna giren futbolcuları, maçın kaderini değiştiriyor. Rakibimizin, özellikleri fazla olan bir kadrosu var. Bu maçta çok dikkatli olmalı ve çok az hatayla oynamamız lazım. Galatasaray karşılaşması, taraftarımıza puan hediye etme maçı olacak.'' -CEMAL AYDIN KURBAN KESTİRDİ- Bu arada, Ankaragücü Kulübü Onursal Başkanı Cemal Aydın, antrenman öncesinde tesislere gelerek, kurban kestirdi. Sezona iyi bir başlangıç yapamayan başkent ekibinde, onursal başkan Cemal Aydın, geçen hafta alınan ilk galibiyet nedeniyle kurban kestirdi. Teknik heyet ve futbolcular, kesilen kurbanın kanını alınlarına sürdükten sonra antrenmana çıktı.
590835
Pfizer, Orta Asya’daki 3. ofisini Bakü’de açtı
Orta ’daki 3. ofisini ’de açtı grubu ve ’dan sonra Orta ’daki üçüncü ofisini ’ın başkenti ’de açtı. Açılışa, Pfizer Kafkaslar ve Orta Asya Bölge yönetimini üstlenen Pfizer Genel Müdürü Melih Memecan, Azerbaycan Ofis Direktörü Fuat Mustafayev ve Pfizer’in Azerbaycan’daki iş ortakları katıldı. A.A muhabirine açılışla ilgili açıklamalarda bulunan Pfizer Türkiye Genel Müdürü Melih Memecan, şirket olarak, Kafkaslar ve Orta Asya Bölgesinde 3. ofisini açmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirtirken, uluslararası birikim ve deneyimleri Azerbaycan’ın hizmetine sunarak daha sağlıklı bir Azerbaycan için çalışacaklarını söyledi. Yaklaşık 10 yıldır Azerbaycan’da distribütörler aracılığıyla faaliyetlerini yürüttüklerini belirten Memecan, şöyle konuştu: “Biz eskiden buradaki hareketleri sadece uzaktan izliyorduk, önemli bir faaliyetimiz yoktu. Ama şimdi temsilcilik ofisini açarak burudaki sağlık sisteminin bir parçası olmak istiyoruz. Buradaki sağlık otoritelerine, doktorlara ve eczacılara dünyadaki yenilikleri anlatacağız, 11 tedavi alanına yayılan ürünlerimizi tanıtacağız, işbirliğimizi artıracağız. Burada şu anda 10. şirketiz, ama dünyanın en büyük şirketlerinden biri olarak burada da birinciliğe oynamak için çabalayacağız.” Pfizer Türkiye olarak Kafkaslar ve Orta Asya bölgesinde Azerbaycan’ın da dahil olduğu ülkenin yönetiminden sorumlu bulunduklarını kaydeden Memecan, “Türkiye’deki tecrübelerimizi bu bölgeye aktarmanın çok olumlu geri dönüşler sağlayacağına inanıyoruz ve 50 yılda edindiğimiz deneyimi Azerbaycan’a aktarmaktan heyecan duyuyoruz” dedi. AZERİ ÇOCUKLARA PNÖMONİ AŞISI Şu anda Azerbaycan’da 37 tescilli ürünü bulunan Pfizer, 2012 yılına kadar bu sayılı 60’a çıkarmayı hedefliyor. Pfizer Azerbaycan’da çocuk hastalıklarının tedavisinde gereken pnömoni aşısını da ruhsatlandırmayı planlıyor. Azerbaycan’daki yatırımları artırmayı ve ekibini büyütmeyi hedefleyen Pfizer, resmi otoritelerle de işbirliklerini geliştirerek, ülke ekonomisinin gelişimi için de önemli bir güç oluşturmayı hedefliyor.
590114
DTP'liler gitmiyor, gözler mahkemede
'liler gitmiyor, gözler mahkemede Haklarında açılan davalar nedeniyle ifade vermeye çağrılan 'li milletvekili bugün ve yarın ki duruşmalara katılmayacak. DTP'lilerin mahkeme tebligatlarını almadıkları öğrenildi. Mahkemeler DTP’li milletvekillerinin ifadelerinin talimatla alınması için 11. Ağır Ceza Mahkemesine müzekkere yazmıştı. DTP Milletvekili 'in de arasında bulunduğu DTP Kadın Meclisi Üyesi 23 kişi ile DTP Milletvekili hakkında ''suçu ve suçluyu övdükleri'' iddiasıyla ’nde ayrı dava daha açılmıştı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, davaların önceki celselerinde Başkanlığına yazı yazarak milletvekillerini ifade vermeye çağırmıştı.
591273
Sarkisyan gelmeden tartışmalar başladı
Sarkisyan'nın maça gelmesini istemeyen Türkiye Kamu-Sen Bursa İl Temsilciliği imza kampanyası başlattı. gün sürecek kampanyada, 50 bin imza hedeflediklerinin belirten Kamu-Sen Bursa İl Temsilcisi Selçuk Türkoğlu, imzaları Meclis'e ve Cumhurbaşkanlığı'na göndereceklerini söyledi. Futbol diplomasisinin Ermenistan Cumhurbaşkanı'nca siyasi bir şantaja alet edildiğini savunan Türkoğlu, "Sarkisyan maça ancak sınır kapısı açılırsa geleceğini beyan etti. Sarkisyan'ın bu şantajına karşı hükümet ve devletimizden tepki bekliyoruz" dedi. Türkoğlu "şantaja rağmen hükümet Sarkisyan'ı Bursa'da ağırlamaya kalkarsa buna Bursalıların ve bizim tepkimiz yüksek olacaktır" diye konuştu.
589905
100 bin Vietnamlı fırtınadan kaçırıldı
Sel ve fırtınalara karşı ulusal mücadele komitesinin yetkilisi Nguyen The Hung, AFP'ye yaptığı açıklamada, Filipinler'de neden olduğu sel felaketinde 240 kişinin ölümüne yol açan Ketsana fırtınasının Vietnam sahillerine beklenenden daha çabuk yaklaştığını ve Vietnam'ı öğle saatlerinde vurabileceğini belirtti. Vietnam meteoroloji uzmanları ise Ketsana'nın Vietnam'ı günün sonunda vurabileceği tahmininde bulunmuştu. Nguyen The Hung, asker ve polisin vatandaşlara yardım etmek için seferber edildiğini, balıkçı teknelerinin sahillere döndüğünü, Hue ve Danang'a yapılacak uçuşların iptal edildiğini, bazı okulların da iki gün tatil edileceğini söyledi. Nguyen, gelecek günlerde nehirlerdeki su seviyesinin artmasından ve sellere yol açmasından endişe edildiğini de belirtti. Yetkili, Ketsana'nın ulaşmasından bir hafta önce kötü hava şartları nedeniyle 18 kişinin, boğularak, akıma kapılarak veya evlerinin yıkılması sonucu hayatını kaybettiğini hatırlattı. Vietnam'da her yıl temmuz-ekim döneminde çok sayıda kişi fırtına, sağanak yağış nedeniyle oluşan sel ve toprak kaymalarında hayatını kaybediyor.
589281
Olaylı maç sonrası aynı masadalar
Olaylı maç sonrası aynı masadalar. Turkcell Süper Lig'de Bursaspor ile Diyarbakırspor arasında oynanan karşılaşmada yaşanılan olaylar nedeniyle Türkiye Futbol Federasyonu'nda(TFF) başkanın katıldığı bir toplantı düzenlendi. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, Bursaspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı ve Diyarbakırspor Kulübü Başkanı Çetin Sümer, Bursa'da yaşanan olaylar ile ilgili basın açıklaması yaptı. TFF Başkanı Mahmut Özgener, maçın bitişinden itibaren iki takımın kulüp başkanlarıyla çeşitli görüşmeler yaptıklarını kaydederek, "Futbolumuzda olmamasını istediğimiz olayların bir daha yaşanmaması adına hepimize görevler düşüyor ve bu nedenle bir mesaj vermemiz gerektiğine inanarak bu toplantıyı gerçekleştirmeye karar verdik." diye konuştu. Son haftalarda oynanan bazı karşılaşmalarda futbol etiğine yakışmayan olayların sıkça ortaya çıkmaya başladığını anlatan Başkan Mahmut Özgener, "Spor ve dolayısıyla futbol ülkemizde ve tüm dünyada kardeşliği öne çıkarması gereken olgulardır. Ülkemizin gözbebeği olan futbol sevinçte ve üzüntüde ülkemizi birleştirici bir olgudur. Bu değerlerden uzaklaşan futbol kimseye bir yarara sağlayamaz. Şiddete yol açacak her davranışın futboldan uzak durması lazımdır. Siyaseti futboldan uzak tutmak başlıca görevimizdir." dedi. Mahmut Özgener, bu tip konularla mücadelenin en yüksek seviyede yaşandığını belirterek, "Futbol sahalarına taşınması istenmeyen olayların ortaya çıkmasını sağlayabilir. Siyaset ve futbol olgularını biraraya getirmek isteyen herkes FIFA tarafından en ağır biçimde cezalandırılmaktadır. Bir süre önce FIFA'dan faır play ödülü almış bir Federasyon olarak bu konuyla çok ciddi biçimde mücadele etmekteyiz." şeklinde konuştu. "DİYARBAKIRSPOR'A YAPILAN ÇOK HAKSIZCA BİR DAVRANIŞTIR" Diyarbakırspor'u siyaset bir yana dursun, bir terör örgütü ile beraber anmanın çok haksız bir davranış olduğunun altını çizen Özgener, "Geniş kitleleri etkileyen futbolumuzun sorumluluğu çerçevesinde faaliyetini sürdürmesini sağlamak federasyonun görevidir. Bu konudaki kararlılığımızı sürdüreceğimizi herkesin bilmesini dilerim. Bu tür yaklaşımlara karşı durmak hepimizin görevidir. Türk futbol ailesinin bu konuda yüksek sorumluluk duygusu ile hareket edeceğini ümit ediyor, herkesi bu mücadelede birlikte davranmaya çağırıyorum. Herkese ve başkanlarımıza çok teşekkür ediyorum. Başkanlarımızın sorumluluğundan dolayı da çok sevinçliyim." ifadelerini kullandı. Başkan Özgener'in ardından söz alan Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı ise bu konuda bir çok şeyin yanlış anlaşıldığını anlatarak, "Böyle bir olayın tazesi tazesine yapılan toplantı her şeye açıklık getirecektir. Bir çok şey yanlış anlaşılmakta. Sayın Başkan kendileri de doğrulayacaktır, Diyarbakırspor, Bursa'ya geldiği zaman kendi tesislerimizde misafir ettik, şeref tribününde beraber olduk. Şeref tribününe gelen fazla misafirlere derhal davetiyelerini bularak oldukça kalabalık bir grubu şeref tribinünde ağırladık. Şeref tribününde hiç bir olay olmadı. Şeref tribününe gelen fazla misafirlere derhal davetiyelerini bularak oldukça kalabalık bir grubu şeref tribinünde ağırladık. Şeref tribününde hiç bir olay olmadı.Ama maalesef hiç arzu edilmeyen bazı olaylar oldu. Bu genelde zaten olan sloganlar biraz daha farklı şekilde bence provoke edilerek yapıldı. Burada Bursaspor'un dahli yoktur. Diyarbakırsporla hiç bir şekilde ters düşünceye sahip değilim, bir önceki yönetimimizde Diyarbakır doğumlu yöneticilerimizde vardı. Böyle bir olayın gündeme gelmesini de doğru bulmuyorum. Bundan sonrası içinde spora kesinlikle siyasetin girmemesinden yanayım." şeklinde konuştu. SÜMER: "DİYARBAKIRSPOR KULÜBÜ HİÇ BİR ÖRGÜT YA DA SİYASİ PARTİYE BAĞLI BİR KULÜP DEĞİLDİR" Son sözü alan Diyarbakırspor Başkanı Çetin Sümer de Bursa taraftarının nahoş tezahüratlarına maruz kaldıklarını hatırlatarak, "Bursaspor bize kendi tesislerini ve idman sahalarını kullandırdılar; ama maç esnasında taraftarlar siyasi oyunlara alet olarak nahoş tezahüratlarda bulundular. Diyarbakır Türkiye'nin bir ilidir ve biz de Türkiye'nin bir takımıyız. Stadyumlarda özellikle spor, kardeşlik olgusu içerisinde hareket etmesi gerekir. Diyarbakırspor Kulübü hiç bir örgüt ya da siyasi partiye bağlı bir kulüp değildir. Siyaset yapmak isteyen arkadaşlara, TBMM'ye gidip siyaset yapmalarını tavsiye ediyoruz." ifadelerini kullandı.
590525
ODTÜ Rektörü öğrenci affını eleştirdi
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, üniversitenin yeni akademik yıla başlaması nedeniyle düzenlenen törende ‘eleştiren kesimleri yıldırma çabalarının endişe verici olduğunu belirtti ve öğrenci affını eleştirdi. Acar’ın mesajları şöyle: Endişe artıyor: “Ülkemizin yasama, yargı ve yürütme erklerini temsil eden önemli kurumlarını yıpratan iç çatışmalar, toplumumuzda düşünen, eleştiren kesimleri yıldırma çabaları ve diyalog eksikliği önümüzdeki önemli sorunların çözümü konusunda endişe duymamıza neden olmaktadır. Bugün, sağlıklı bir vizyona, etkili liderliğe ve iyi yönetime ihtiyaç vardır. Öğrenci affı: Öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumlarının akademik gereklerini yerine getiremeyen ve ilişiği kesilen öğrencilerin siyasi bir kararla tekrar bu kurumlara döndürülmeleri, fırsat eşitliği ilkesi ile izah edilemez ve başka ülkelerde örneği görülmeyen bir uygulamadır.
590882
Otoparktaki cipe 45 bin TL'lik fatura!
Alaçatı'da tatilini geçirmek için gittiği otelin otoparkına bıraktığı son model cipine ertesi gün binmek isteyen işadamı Bal şoke oldu. Bir anda aracından dumanlar yükselen Bal ikinci şoku ise tamircide yaşadı. İşte olayla ilgili ilginç iddialar. Rolex, Omega ve Mont Blanc Türkiye distribütörlüğünü yapan Rotap Saatçilik A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Bal tatil için gittiği otele bıraktığı son cipine ertesi gün binmek isteyince tam anlamıyla şok yaşadı. Aracının otel görevlilerince kullanılıp bozulduğunu iddia eden Bal, 45 bin TL'yi geçen hasarın karşılanması için noter aracılığı ile ihtarname çekti. Ünlü tatil beldesi Alaçatı’da kaldığı Solto Otel’in otoparkına bıraktığı son model cipinin, otel çalışanlarınca gece kendisinden izinsiz kullanıldığını öne süren işadamı Mehmet Ali Bal, aracında 45 bin TL’lik masrafa yol açıldığını belirterek “noter tespit raporu ile” zararının karşılanmasını istedi. Bal, 45 bin TL’lik masrafın yanı sıra, arızalanan aracının 500 TL’lik çekici masrafı ile 10 bin TL manevi tazminat olmak üzere “55 bin 500 TL” talep ederken, Solto Otol’in sahibi Mahmet Akif Akdede ise olayın Bal’ın dediği gibi gelişmediğini aracın daha önce arızalı olduğunu ileri sürdü. "GECE GEZİP, ÇEKİCİ İLE ÇEKMİŞLER" Ağustos ayında tatilini geçirmek için geldiği İzmir Alaçatı’daki Solto Otel’in resepsiyon görevlilerine teslim ettiği 2008 model Range Rover marka cipinin, otoparka çekilmesi gerekirken çalışanlarca gasp edilip, gezildiğini iddia eden Mehmet Ali Bal, gece meydana gelen olayda aracının bozulduğunu ve çekici yardımı ile otoparka çekildiğini iddia etti. Olanlardan habersiz bir şekilde olayın meydana geldiği gecenin ertesi günü aracının kapı önüne getirilmesini istediğini ancak kendisine anahtarının verildiğini aktaran Bal, daha sonra birkaç denemenin ardından çalıştırdığı aracından bir anda dumanlar yükselmesi üzerine en yakın oot tamircisine giderek gerçeği anlamış. Son model cipinin motor kısmında büyük bir hasar olduğu ortaya çıkan Bal daha sonra gittiği yetkili serviste 45 bin TL’lik tahmini bir masraf bedelinin çıkarıldığını, bununla birlikte aracını izinsiz kullanan Solto Otel görevlilerinin tuttuğu çekicinin 500 TL’lik faturasını da ödemiş. OTELİN SAHİBİ: HABER OLACAK OLAK KADAR ÖNEMLİ Mİ? Günlüğü 350 TL’den kiraladığı başka bir araçla başka bir otelde tatiline devam ettiğini ifade eden Bal’ı Solto Otel’in sahibi Mehmet Akif Akdede ise yalanladı. Haber 7’nin konuyla ilgili sorularını cevaplayan Akdede, böyle bir olayın gerçekleşmediğini tüm bunların Mehmet Ali Bal’ın iddiası olduğunu öne sürerken, aracın çekildiği otoparkın otele ait olmadığını ama müşterilerinin araçlarını buraya çektiklerini belirtti. Aracın otoparkdaki görevli tarafından izinsiz kullanılmasını doğrulayan Akdede bu olayın çok önemli olmadığını belirterek Haber muhabirine tepki gösterdi. Mehmet Ali Bal’ın aracının arızalı olarak otele geldiğini ve şoförlerini suçladığını ifade eden Mehmet Akif Akdede, olayın kayde değer olmadığını ve konuşmak istemediğini söyledi.
589746
CSKA'yı imha planı
CSKA'yı imha planı Beşiktaş Teknik Direktörü kaset üzerinde çalıştığı ve yardımcısı Tayfur Havutcu'dan aldığı bilgilerle ezberliği rakibini devirecek strateji belirledi. Denizli futbolcularına “Sakin oynayın. Gol bulamayınca oyundan düşüyorlar. Sabırlı oynarsak kazanırız” dedi Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli'nin Nobre ile Bobo'yu yarınki mücadelede birlikte oynatmayı düşündüğü öğrenildi.ENGİN ALBAYRAK Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli, CSKA Moskova karşılaşmasına dönüm maçı olarak bakıyor. Rus ekibinin maç kasetlerini takıma izleten ve yardımcısı Tayfur Havutçu'dan da ayrıntılı rapor alan tecrübeli teknik adam, CSKA'yı adeta ezberledi. Oyuncularına CSKA Moskova'nın futbolun tüm sertliklerini saha içerisinde uyguladığını anlatan tecrübeli teknik adam hakemlerle gereksiz diyaloğa girilmemesini istedi. Denizli sözlerini şöyle sürdürdü: “Maça sakin başlayın. Oyunun başında yerden ve ayağa paslarla rakibin hızını kesmeliyiz. Orta sahada onlardan daha güçlü silahlara sahibiz. Rakibimiz genellikle ilk 45 dakikalarda gol sıkıntısı yaşıyor. Sonuca gidemeyince de oyundan çabuk düşen bir yapıları var. Bu dönemde baskımızı arttırıp hızlı hücumlarla etkili olmalıyız.” ESKİ CSKA DEĞİLLER Rus temsilcisinin eski gücünde olmadığını da hatırlatan Denizli, golcü Wagner Love takımdan ayrıldıktan sonra önemli ölçüde güç kaybettiğini belirterek, ilk golü atanın kendileri olmaları gerektiğini söyledi. CSKA'nın geriye düştüğünde kolay toparlanamadığını belirten tecrübeli çalıştırıcı, “Ligde aldıkları kötü sonuçların ardından taraftar desteğini de yitiriyorlar. Bu nedenle taraftar baskısı yaşamayabiliriz ancak bir çok maçta yaşadığımız bireysel hatalarımızı tekrarlarsak kendi stresimizi kendimiz oluştururuz. tüm takım defans yapıp, hücuma birlikte çıkmalıyız. Şampiyonlar Ligi'nde boy göstermek istiyorsanız. CSKA Moskova'yı evinde yenmeliyiz. Böylece İstanbul'da ki maça da avantajlı çıkarız. İkincilik için tek rakibimiz Wolfsburg olur” dediği öğrenildi. Kartal'ın çifte silahı Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli, CSKA Moskova ile oynayacakları Şampiyonlar Ligi sınavının taktiğini büyük ölçüde belirledi. Tecrübeli çalıştırıcı basına kapalı olarak gerçekleştirilen taktik çalışmada denediği Nobre ile Bobo'yu yarınki mücadelede birlikte oynatmayı düşündüğü öğrenildi. Manchester United ile oynanan Şampiyonlar Ligi grup elemelerindeki ilk maçta Bobo'yu kadroya bile almayan Denizli, Rusya'da iki Brezilyalı golcüsü ile sonuç arayacak. Denizli'nin bu sezon beklenen performansını sergileyemeyen Tello'yu da on birde oynatmayı düşündüğü, kaleyi ise büyük ihtimalle Hakan Arıkan'ın koruyacağı ifade edildi. CSKA Moskova-Beşiktaş maçını Gonzalez yönetecek Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nde yarın deplasmanda CSKA Moskova ile yapacağı maçı İspanyol hakem Manuel Enrique Mejuto Gonzalez yönetecek. Gonzalez'in yardımcılıklarını Jesus Calvo Guadamuro ve Roberto Diaz Perez Del Palomar yapacak. 4. hakem ise Bernardino Gonzalez Vazquez. Kartal'a Rusya'da taraftar morali Beşiktaş kafilesi Başkan Yıldırım Demirören'in kulübe tesis ettiği özel uçakla dün Rusya'ya gitti. Uzun süren yolculuğun ardından havalimanından otobüsle konaklayacakları otelin yolunu tutan siyah-beyazlı futbolcuların yorgunlukları gözlerden kaçmadı. Beşiktaş kafilesini havaalanında Moskova'da yaşayan Türk vatandaşları karşılarken, teknik direktör Mustafa Denizli başta olmak üzere özellikle Nihat ve kaleci Rüştü'ye büyük ilgi gösterdi. Siyah-beyazlılar, dün akşam saatlerinde ise maçın oynanacağı Luzhniki Stadı'nda antrenman yaptı. Şampiyonlar Ligi'nde bu gece GRUBU: 21.45 Fiorentina-Liverpool 21.45 Debrecen-Lyon GRUBU: 19:30 Rubin Kazan-İnter 21.45 Barcelona-D. Kiev GRUBU: 21.45 Debreceni-Stuttgart 21.45 G.Rangers-Sevilla GRUBU: 21.45 AZ Akmaar-S. Liege 21.45 Arsenal-Olympiakos.
590074
Seki kendini nasıl savunacak?
Seki kendini nasıl savunacak?, 218 gün sonra nihayet hakim karşısına çıkıyor... Seki, savunmasını kendi kaleme aldı, avukatı açıkladı... 218 gündür tutuklu bulunan Deniz Seki, nihayet bu perşembe günü hakim karşısına çıkmaya hazırlanıyor. İlk duruşma Ekinm perşembe günü. ticareti yaptığı ve kullanmak için uyuşturucu satın aldığı gerekçesi ile şubat ayında tutuklanan Deniz Seki, 19 sanıkla birlikte 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak. Seki’nin avukatı ünlü şarkıcının savunmasını kendi hazırladığını söyledi. KULLANICIYIM ANCAK TEMİN EDİCİ DEĞİLİM Avukatı Naim Karakaya ile birlikte savunmasının son hazırlıklarını yapan Seki, tutuksuz yargılanmasını talep edecek. Seki, kullanıcı olduğu, ancak müptela ve temin edici olmadığı yönünde bir savunma hazırlayacak. Ünlü şarkıcının avukatı Naim Karakaya, şunları söyledi: “Deniz Hanım 218 gündür tutuklu bulunuyor. İlk duruşması, perşembe günü Beşiktaş 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde 19 sanıkla beraber olacak. Şu an mahkemeye çıkacak bir tanık, şahit yok. Ancak istenirse bu söz konusu olabilir. Deniz Hanım savunmasını kendi hazırladı. Ben yardımcı oldum. Rahat ve sakin, keyfi yerinde... Tabii ki tutuksuz yargılanmasını umut ediyor. İnancı bu yönde. Ancak bu karar, yüce mahkemenin vereceği karardır.” Karakaya, “Makul sürede yargılanma hakkı”na uyulmadığı gerekçesiyle ’ne yapılan başvuruyla ilgili de, “Seki adında bir dosya açıldı ve incelemeye alındı. Şu an çıkan bir karar yok. Süreç devam ediyor. Tabii ki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, ’deki yargı sistemine müdahale edemez. İhlal olup olmadığını tespit edip, bir ceza söz konusu olabilir, kadar. da 5-6 ay sonra kesinleşecek bir durumdur” dedi.
589979
Meksika'da dinozor tarlası!
Meksika'da 200'den fazla fosili bulunan geniş kazı alanı, halkın ziyaretine açılıyor. Antropoloji ve Tarih Enstitüsünce yapılan açıklamada, dinozorlar ve diğer tarih öncesi türlerin yaşadığı kuzeydeki Coahuila eyaletindeki bölgenin, Ekim'de halkın ziyaretine açılacağı belirtildi. Anılan bölgede, şimdiye kadar 200'den fazla fosili bulundu. Bunlar arasında "bugünkü devekuşunu andıran" etçil fosilleri de bulunuyordu. Enstitü, fosillerin bin metrekarelik alanda bulunduğunu, ancak kazı bölgesinin daha da genişleyebileceğini bildirdi. Bilimsel bir senaryoya göre, 65 milyon yıl evvel büyük bir göktaşı Meksika'nın Yucatan bölgesine düştü. Meydana gelen müthiş infilak, yeryüzünde ani iklim değişikliğine yol açtı. Atmosfere dağılan gaz ve toz bulutları yüzünden dünya hızla soğudu, başta dinozorlar olmak üzere birçok hayvan türü yeni şartlara ayak uyduramayıp yok oldu.
590105
Borsa'da ilk seansta rekor seviye!
Dün 47.815,93 puandan kapanan İMKB Bileşik Endeksi, 282,20 puan ve yüzde 0,59'luk artışla 48.098,13 puandan güne başladı. İlk dakikalardan itibaren yükselişe geçen endeks, 48.420,09 puana kadar çıkarak bu yılın seans içi rekorunu kırmış oldu. Endeks bir ay kadar önce, Ocak 2008'den sonra ilk kez 48.000 puanın üstünde kapandıktan sonra 26 Ağustos Çarşamba günü 1. Seans içinde 48.334,56 puanla 2009 yılı seans içi rekorunu kırmıştı. Endeks 24 ve 25 Eylül günlerinde de seans içinde 48.000 puan seviyelerini denemiş ama rekor çıkmamıştı. Bileşik Endeks, saat 10.40 itibariyle 48.097,89 seviyelerinde bulunuyor.
590301
Süper Loto milyon TL'ye koşuyor
Milli Piyango İdaresinden yapılan açıklamada, geçen haftaki çekilişte bilen çıkmadığı için devreden ikramiyenin milyon 651 bin TL'yi geçtiği belirtildi. Süper Lotonun bu hafta yapılacak çekilişinde bilenlere dağıtılacak ikramiyenin 12 milyon TL'ye ulaşması bekleniyor.
589294
Başbakan Sigarayla Savaşını Anlattı
Başbakan Sigarayla Savaşını Anlattı İstanbul'da hastane açılışına katılan Başbakan Erdoğan, "daha sağlıklı yaşam ve toplum için sigarayı bırakmalıyız" dedi. Vatandaşlardan sık sık paket toplayarak sigara karşıtı duruş sergileyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da sigarayla olan savaşını anlattı. Hastane açılışına katılan Başbakan "daha sağlıklı yaşam ve toplum için sigarayı bırakmalıyız" dedi. Başbakan Erdoğan İstanbul'da Mehmet Akif Ersoy Kalp Damar ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin açılında, sağlık alanında ihmal, erteleme ve öteleme gibi kavramları asla kabul etmediklerini belirtti. Sağlık alanındaki çalışmaların birçok ülkeye örnek olduğunu anlatan Başbakan, İstanbul'da bir grup Amerikalı truistle bu konudaki konuşmalarını anlatttı. Erdoğan, "Turistler de bizim bu sağlık olayını duymuşlar, kabul bir turist grubuydu, nasıl yaptınız bu işi filan dediler, şöyle kısa ayaküstü birşey anlattım kendilerine, anlattıktan sonra, duyduk ki Amerika'ya gidiyormuşsunuz dediler, evet dedim gidiyorum, Obama'ya anlatır mısın bunu dediler." dedi. Başbakan Erdoğan sözü sigaraya getirerek, sigara içenlerden tek tek sigarayı bırakmasını istediğini hatırlattı Erdoğan, "işte bakın burası göğüs hastalıkları kalp cerrahisi ağırlıklı olarak onlara bakıyor bilim konuşuyor zararı var öyleyse sorumlu olan biri olarak başbakan olarak ben de vatandaşımın bu sorunlu alanlardan çıkmasını istiyorum kurtul bundan diyorum sadece sana zararı yok kesene var yengeme var bazen yenge içiyo ona da diyorum beyine zarar çocuklara zararı var." dedi. Başbakan Erdoğan daha sonra, hastaneyi gezerek, yetkililerden bilgi aldı. Başbakan Erdoğan, hastalarla da sohbet ederek onlara çiçek ve çikolata verdi.
589581
Her yerdeler!
Her yerdeler! Hırvat gazetesi adına röportajı gerçekleştiren Ozren Marsic adlı gazeteci, yaptığı yorumda Gabric’in Türkiye’de gerçekten çok mutlu olduğunu gözlemlediğini belirtti. Trabzonsporlu Gabric, ekibinin dışında da taraftarı olduğunu söylerken, ’de trafik kurallarına uyulmadığını belirtti, “Burada araba kullanmak macera” dedi ’un bu sezon başında ’ın takımından transfer ettiği Drago Gabric, ülkesinde yayımlanan Vecernji List gazetesine verdiği röportajında bordo-mavililerin, kent dışında daha çok taraftarı olduğunu savundu. “Kulüp süper. Taraftarlar bizi seviyorlar. dışında daha çok taraftarımız var. ’da oynadığımız zaman, tribünde 10 bin taraftarımız vardı. Sadece İstanbul’da birkaç milyon taraftarımız bulunuyor” diyen Gabric, “Burası fakir bir bölge. Birçok insan çalışmak için Trabzon’u terk etmiş. Ama futbola ve bu kulübe adeta tapıyorlar” şeklindeki sözleriyle Trabzon ve kent insanı ile ilgili izlenimlerini dile getirdi. ‘Yemeklere alışamadım’ Bordo-mavili oyuncu, “Trabzon’daki gece hayatı ile aran nasıl?” sorusuna, “Sadece futbol, antrenmanlar ve maçlar beni ilgilendiriyor. Yalnızca yemeklere alışmam gerekiyor. Mide ağrılarım yüzünden, maçında dahi tek devre oynamak zorunda kaldım. Yemekler bana uymuyor, sanırım baharatlar fazla güçlü” cevabını verdi. Hırvat futbolcu, ’ın eski futbolcularından ’in de yemek konusundaki şikayetlerini kendisine ilettiğini fakat zamanla buna alışacağını düşündüğünü ifade etti. ‘Cale’yle ayrılamayız’ Trabzonspor’un başarısı için vatandaşı ile birlikte ter döken Gabric, “Onunla birbirimizden ayrılamayız. Evlerimizin arasında 20 metre var. Her zaman birlikte vakit geçiriyoruz. Onsuz ne yapardım bilmiyorum. ’ye uyum sağlamış, ’yi biliyor ve çok yardımcı oluyor” dedi. Trabzonspor’un kendisine bir araç tahsis ettiğini belirten 23 yaşındaki futbolcu, “Türkiye’de araba kullanmak tamamen bir macera gibi. Burada, yeşil-kırmızı ışık kuralı diye bir şey yok. Buna ayak uydurmaya çalışıyorum, ne yapabilirim ki” diyerek trafik konusunda yaşadıklarına eleştiri getirdi. Hazırlıklar başladı Trabzonspor, bir günlük iznin ardından maçının hazırlıklarına başladı. Teknik direktör Hugo Broos yönetiminde Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nde yapılan antrenmana olmak için ’da bulunan ’le birlikte, hafif sakatlıkları bulunan Egemen ve Tolga katılmadı. Antrenmana geç kalan Yattara, Broos tarafından uyarılırken, futbolcular idmanda düz koşunun ardından gol çalışması gerçekleştirdi. Çalışmayı yöneticiler de takip etti.
590254
IMF ve DB'ye alternatif banka kurulacak
Güney Amerikalı liderler, bölgedeki projelerin finansmanını sağlamak için ve benzeri ancak alternatif kredi kaynağı yaratacak kalkınma bankası kurulmasına destek çıktı. "The Bank of the South-Güney'in Bankası" için Arjantin, Bolivya, Uruguay, Paraguay, ve Ekvator, başlangıç fonu oluşturacak. 20 milyar dolarlık (12,6 milyar euro) fonun, söz konusu ülke tarafından nasıl paylaşılacağı netlik kazanmadı. Banka fikri, ilk olarak 1998 yılındaki seçimler sırasında Devlet Başkanı Hugo Chavez tarafından ortaya atılmıştı. Chavez, ayrıca, gelecekte Afrika ülkeleriyle oluşturulacak "South-South Bank-Güney Güney Bankası" ile iki bölgedeki projelerin desteklenmesini önermişti. Uzmanlar, ve 'nın, gelişmekte olan ülkelerin kotalarının artırılması ve daha çok seslerini duyurabilmelerine imkan sağlayana dek ülkelerin bu tarz alternatifler üzerinde çalışacağını belirtiyor.
591141
"Ölümcül Bakteri" İddiasına Yalanlama
"Ölümcül Bakteri" İddiasına Yalanlama İstanbul Şişli Eftal Hastanesi: "Bakteri saptanmıştır, ama bu bakteriye bağlı bir hastalık yoktur". Basında çıkan bir haber bütün gözleri İstanbul'daki Şişli Etfal Hastanesi'ne çevirdi. Haberde Onkoloji Kliniğinde önlem alınmadığı için yayılan bir bakterinin lösemili çocuklarda ölümcül tehlikeye yol açtığı anlatılıyordu. Hastane yönetimi haberi yalanladı. Yapılan açıklamada "Bakteri saptanmıştır, ama bu bakteriye bağlı bir hastalık yoktur" denildi. Şişli Etfal Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Suat Turgut, yoğun bakıma alınan lösemili hastanın rutin kontrollerinde, sürüntü kültürlerinde VRE bakterisi bulunduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Turgut, "Ayakta ve yatarak tedavi gören 100 civarında lösemi hastasından kontrol amacıyla sürüntü kültürü almıştır. Kültür sonuçları incelendiğinde hastamızda bu bakteri bulaşığı tespit edilmiştir... Kültür pozitif bulunan lösemi hastalarının hiçbirinde VRE bakterisine ait hastalık belirtileri yoktur" dedi. Tespitin hastalık anlamına gelmediğini belirten başhekim, buna rağmen klinik şefinin gösterdiği hassasiyet sonucunda bakteri görülen lösemi hastalarının ayrı odalara alındığını vurguladı. Prof. Dr. Turgut, "Doktor ve hemşirelerin evlerindeki çocuklarında VRE belirtisi görüldüğü haberi tamamen gerçek dışıdır. Şu an itibariyle hasta olan herhangi bir sağlık personelimiz bulunmamaktadır" diye konuştu. Suat Turgut, bulaşıcı bir hastalık söz konusu olmadığından olayın Sağlık Bakanlığı'na bildirilmediğini vurguladı. Bakteri görülen hastaların ayrı odalarda lösemi tedavileri sürüyor. lösemi hastasından 4'ü kemoterapi tedavileri tamamlandığı için taburcu edildi.
589708
New York’ta neler oluyor?
New York’ta neler oluyor? Liderlerden ve U2’dan sonra şimdi de ben ’tayım. New York’ta inanılmaz hızlı bir tempo var. Uçaktan inip gece gece bavulları otele bırakıp hemen kendimi sokaklara atıyorum. Önce Meatpacking’e gidiyorum. Eskiden sadece kasapların olduğu sonradan Pastis ile popüler hale gelen bölge. Burada STK’de yemek ve sonra meşhur gece kulübü Kiss Fly, hemen yanında lounge ve perdelerle ayrılan dekoruyla kulüpten çok şato salonuna benzeyen özel oda... Masamızda Michael Achenbaum var. Michael genç bir Rus işadamı. Miami, ve New York’ta şubeleri olan Gansevoort otellerinin sahibi. Donald Trump gibi bir kralı. Gece boyunca nereye gitsek, nerenin önünden geçsek sonradan onun olduğunu öğreniyoruz. Ama son derece mütevazı. ‘New York’tan sonra favori şehrim diyor. Çok yakın Türk arkadaşları var. Onların sayesinde İstanbul gece hayatına son derece hakim. Şimdi İstanbul’da yeni bir proje için yer bakıyor. Çok yakında İstanbul’da... New York’ta yanımda Michael varken kral gibiyim, Michael yokken ne siz sorun ne ben söyleyeyim. güzeli Victoria Plaza’da Ertesi gün Türklerin çok sevdiği Nello diye bir İtalyan restoranına gidiyoruz Madison’da. Türkler işletiyor. Yurtdışında İtalyan restoranlarını Türklerin işletmesi çok sık rastlanılan bir durum. E, birbirimize benziyoruz. Nello’da bir şeyler atıştırıp Plaza Otel’e geçiyoruz. Otelin girişinde kocaman bir dalgalanıyor. İçeri girerken kapıda Mica Ertegün’le çarpışıyoruz. Yine her zamanki gibi çok zarif ve şık. Birkaç adım sonra E’yi izleyenlerin iyi bileceği eski Playboy güzeli Victoria Silvstedt ile karşılaşıyoruz. Masadaki erkekler Victoria’yı çok yapay buluyor, meğer Kendra’yı beğeniyorlarmış. yüzden kimse Victoria’ya yüz vermiyor. Carrie ve Big’in düğün yemeği: Buddakan Akşam Sex and The City’de Carrie ve Big’in düğün prova yemeğinin yendiği, uzun masalı Uzakdoğu restoranı Buddakan’a gidiyoruz. Buddakan’ın yemekleri kadar atmosferi de etkileyici. Sonra içeri girmesi çok zor olan gece kulübü Oak’a geçiyoruz. Michael sayesinde yerimiz hazır. Müzik süper. Herkes dans ediyor. Striptizcilerin etrafında dans ettiği borulardan var burada. Boru dansı yapan müşteri de çok. Ertesi gün İtalyan restoranı Cipriani, akşam ise yine Meatpacking’de Bagatelle. Bagatelle tam Lucca gibi bir restoran-. Dekor mekânlarını andırıyor. Dünyanın neresine giderseniz gidin eğlence hep aynı. Yine şişelerce şampanya açanlar var. Bir de gecenin ilerleyen saatlerinde herkes masaların üstüne fırlıyor. MOMA’da Ron Arad sergisi Ertesi gün modern müzesi MOMA’dayım. MOMA uzun bir tadilattan sonra epey büyümüş. Doğrusu bu kadar çok Picasso resmi Picasso Müzesi’nde bile olmayabilir. Endüstriyel tasarımcı Ron Arad’ın ‘No Discipline’ adlı sergisini geziyorum. Kitap kurdu adındaki spiral şeklindeki kitaplık ya da bazı sandalyeler kadar tanıdık ki hepsinin Ron Arad’ın tasarımı olduğunu görmek şaşırtıcı. Mimari tasarım katına girdiğimde kendimi Mozaik ya da Haaz Galeri’de gibi hissediyorum. Binlerce euro’lara satılan ev eşyaları burada satılmıyor ama sergileniyor. Alt katta Gauguinler, Matisseler, Pollocklar derken daha çok görülecek eser var. MOMA’yı hakkıyla gezmeye birkaç saat yetmiyor. Ama yetişmemiz gereken çok önemli bir randevu var, hem de tahmin edin bakalım kiminle! Jude Law ile randevum var! Jude Law tam 15.00’de bizi bekliyor. Broadway’deki tiyatrosunda. ’dan ve ’dan sonra Hamlet New York’ta. Daha resmen başlamamışlar, ama ön gösterim sayesinde New York’ta herkesten önce Jude Law’u izliyoruz, hem de uzansak elini tutabilecek mesafeden... Evet, çok yakışıklı, çok çekici. Her filmine bayılmasam da sahnede oyunculuğuna hayran kalıyorum. saat 15 dakikalık oyunda olağanüstü bir performans sergiliyor. Üstelik de tam ‘Olmak ya da olmamak’ repliği sırasında korkunç bir melodiyle üst üste çalan cep telefonundan bile hiç etkilenmiyor. Jude Law diyor ki ‘Bence 19 ile 40 yaş arasındaki aktörler için yazılmış en iyi rol Hamlet.’ Sonra da ekliyor ‘Hamlet hepimizin sorduğu soruları soruyor. Niye burdayız, biz kimiz, bundan sonra ne olacağız, bütün bunların amacı ne gibi sorulara cevap arıyor.’ Sırf Jude Law değil olağanüstü oynayan. Bütün ekip döktürüyor. Ayrıca oyunu çok sadeleştirmişler. Diyaloglar da kıyafetler de günümüze yakın. Örneğin Hamlet’in annesi, koskoca kraliçe pantolon giyiyor. Shakespeare’in çok ince esprileri de eklenince tadından yenmiyor. Aralarda bol bol gülerek saatin nasıl geçtiğini anlamıyorum. Şimdi Broadway’de ünlü, yakışıklı aktörler çıkarması var. Daniel Craig ve Hugh Jackman’ın yeni oyunu ‘A Steady Rain’i yarın izleyeceğim. Bakalım orada da Hamlet’teki gibi seyircilerin yüzde 90’ı mı kadın olacak? Daniel Craig ve Hugh Jackman izlenimleri...
589370
Uçak düştü, pilot öldü
Karakter boyutu Uçak düştü, pilot öldü. Macaristan Ulaştırma Güvenliği Kurumu Sözcüsü Erika Bajko, başkent Budapeşte'nin 15 kilometre uzağındaki Dunakeszi şehri havaalanından kalkan Apollo Kitfox tipi uçağın, kısa süre sonra alanın 150 metre yakınına düştüğü bildirdi. Uçakta pilottan başka kimsenin olmadığı, nedeni henüz belirlenemeyen kaza sonucu pilotun olay yerinde öldüğü belirtildi.
590470
Sikkelerin izinde tarihe yolculuk
Karakter boyutu Sikkelerin izinde tarihe yolculuk"ikkeler ne anlatır?" sergisini kaçırmayın. 31 Aralık’a kadar görülebilecek olan, Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi’nin yeni sergisi “Sikkeler Ne Anlatır?” sikkeler üzerinden Anadolu’nun görsel zenginliğine ışık tutuyor. Sergi, 55 bin parçalık sikke koleksiyonundan seçilerek oluşturulmuş.
589855
Bursa-Diyarbakır olayları tatlıya bağlandı
Turkcell Süper Lig'de Bursaspor ile Diyarbakırspor arasında oynanan karşılaşmada yaşanılan olaylar nedeniyle Türkiye Futbol Federasyonu'nda(TFF) başkanın katıldığı bir toplantı düzenlendi. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, Bursaspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı ve Diyarbakırspor Kulübü Başkanı Çetin Sümer, Bursa'da yaşanan olaylar ile ilgili basın açıklaması yaptı. TFF Başkanı Mahmut Özgener, maçın bitişinden itibaren iki takımın kulüp başkanlarıyla çeşitli görüşmeler yaptıklarını kaydederek, "Futbolumuzda olmamasını istediğimiz olayların bir daha yaşanmaması adına hepimize görevler düşüyor ve bu nedenle bir mesaj vermemiz gerektiğine inanarak bu toplantıyı gerçekleştirmeye karar verdik." diye konuştu. Son haftalarda oynanan bazı karşılaşmalarda futbol etiğine yakışmayan olayların sıkça ortaya çıkmaya başladığını anlatan Başkan Mahmut Özgener, "Spor ve dolayısıyla futbol ülkemizde ve tüm dünyada kardeşliği öne çıkarması gereken olgulardır. Ülkemizin gözbebeği olan futbol sevinçte ve üzüntüde ülkemizi birleştirici bir olgudur. Bu değerlerden uzaklaşan futbol kimseye bir yarara sağlayamaz. Şiddete yol açacak her davranışın futboldan uzak durması lazımdır. Siyaseti futboldan uzak tutmak başlıca görevimizdir." dedi. Mahmut Özgener, bu tip konularla mücadelenin en yüksek seviyede yaşandığını belirterek, "Futbol sahalarına taşınması istenmeyen olayların ortaya çıkmasını sağlayabilir. Siyaset ve futbol olgularını biraraya getirmek isteyen herkes FIFA tarafından en ağır biçimde cezalandırılmaktadır. Bir süre önce FIFA'dan faır play ödülü almış bir Federasyon olarak bu konuyla çok ciddi biçimde mücadele etmekteyiz." şeklinde konuştu. "DİYARBAKIRSPOR'A YAPILAN ÇOK HAKSIZCA BİR DAVRANIŞTIR" Diyarbakırspor'u siyaset bir yana dursun, bir terör örgütü ile beraber anmanın çok haksız bir davranış olduğunun altını çizen Özgener, "Geniş kitleleri etkileyen futbolumuzun sorumluluğu çerçevesinde faaliyetini sürdürmesini sağlamak federasyonun görevidir. Bu konudaki kararlılığımızı sürdüreceğimizi herkesin bilmesini dilerim. Bu tür yaklaşımlara karşı durmak hepimizin görevidir. Türk futbol ailesinin bu konuda yüksek sorumluluk duygusu ile hareket edeceğini ümit ediyor, herkesi bu mücadelede birlikte davranmaya çağırıyorum. Herkese ve başkanlarımıza çok teşekkür ediyorum. Başkanlarımızın sorumluluğundan dolayı da çok sevinçliyim." ifadelerini kullandı. Başkan Özgener'in ardından söz alan Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı ise bu konuda bir çok şeyin yanlış anlaşıldığını anlatarak, "Böyle bir olayın tazesi tazesine yapılan toplantı her şeye açıklık getirecektir. Bir çok şey yanlış anlaşılmakta. Sayın Başkan kendileri de doğrulayacaktır, Diyarbakırspor, Bursa'ya geldiği zaman kendi tesislerimizde misafir ettik, şeref tribününde beraber olduk. Şeref tribününe gelen fazla misafirlere derhal davetiyelerini bularak oldukça kalabalık bir grubu şeref tribinünde ağırladık. Şeref tribününde hiç bir olay olmadı. Şeref tribününe gelen fazla misafirlere derhal davetiyelerini bularak oldukça kalabalık bir grubu şeref tribinünde ağırladık. Şeref tribününde hiç bir olay olmadı.Ama maalesef hiç arzu edilmeyen bazı olaylar oldu. Bu genelde zaten olan sloganlar biraz daha farklı şekilde bence provoke edilerek yapıldı. Burada Bursaspor'un dahli yoktur. Diyarbakırsporla hiç bir şekilde ters düşünceye sahip değilim, bir önceki yönetimimizde Diyarbakır doğumlu yöneticilerimizde vardı. Böyle bir olayın gündeme gelmesini de doğru bulmuyorum. Bundan sonrası içinde spora kesinlikle siyasetin girmemesinden yanayım." şeklinde konuştu. SÜMER: "DİYARBAKIRSPOR KULÜBÜ HİÇ BİR ÖRGÜT YA DA SİYASİ PARTİYE BAĞLI BİR KULÜP DEĞİLDİR" Son sözü alan Diyarbakırspor Başkanı Çetin Sümer de Bursa taraftarının nahoş tezahüratlarına maruz kaldıklarını hatırlatarak, "Bursaspor bize kendi tesislerini ve idman sahalarını kullandırdılar; ama maç esnasında taraftarlar siyasi oyunlara alet olarak nahoş tezahüratlarda bulundular. Diyarbakır Türkiye'nin bir ilidir ve biz de Türkiye'nin bir takımıyız. Stadyumlarda özellikle spor, kardeşlik olgusu içerisinde hareket etmesi gerekir. Diyarbakırspor Kulübü hiç bir örgüt ya da siyasi partiye bağlı bir kulüp değildir. Siyaset yapmak isteyen arkadaşlara, TBMM'ye gidip siyaset yapmalarını tavsiye ediyoruz." ifadelerini kullandı.
590660
"Kasun'da da yasaklı madde tespit edildi"
Kulübü Başkan Vekili Şekip Mosturoğlu, geçtiğimiz sezonki Beko Basketbol ligi play-off finali serisinde Efes Pilsenli Kerem Gönlüm dışında aynı takımdan Mario Kasun'da da yasaklı madde çıktığını, bunun tesadüf olamayacağını söyledi. Mosturoğlu, geçtiğimiz sezon Beko Basketbol Ligi'nde play-off final serisi beşinci maçından sonra doping testi yapılan Kerem Gönlüm'de yasaklı 'Cathine' maddesinin çıkması ve bununla ilgili yaptıkları araştırmalarla ilgili basın toplantısı düzenledi. Mosturoğlu, Gönlüm'de doping çıkmasının ardından 20 Ağustos 2009'da federasyona başvurarak aynı maç sonrasında doping testi uygulanan Mario Kasun'un örneğinde de aynı maddeye rastlanıp rastlanmadığını sorduklarını ifade ederek, şunları söyledi: "Basketbol Federasyonu bize Kasun'un idrar örneğinde mg. Cathine maddesine rastlandığını bildirmiştir. İnsan vücudu tarafından üretilmeyen, doping literatüründe ise adına sıkça rastlanılmayan cathine maddesine altı maçlık bir seride, doping kontrolü yapılan tek maçta ve rastgele seçilen iki Efes Pilsenli sporcudan alınan numunede de rastlanılmış olmasını tesadüfle açıklayabilmek güç olmasının ötesinde, imkansızdır. "Cathine'nin Efes Pilsenli her iki sporcudan da alınan numunede çıkmış olması bu maddenin organize bir şekilde kullanıldığına karinedir. Hiçbir şekilde Efes Pilsen Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı, yöneticileri ve kulüp başkanının bu organizasyondan haberleri olmadığının altını çiziyoruz. Yine Efes Pilsen Kulübü'nün kurumsal olarak böyle bir organizasyon içinde olmadığını ifade ediyoruz." Şekip Mosturoğlu, ilke ve düşünceleri kendilerine ışık olan Mustafa Kemal 'ün "ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" sözünde yer alan ahlaklı sporcu kavramının, bu çok önemli konunun temel hareket noktasını oluşturduğunu dile getirerek, yaşanan olayların gelişimini anlattı. Beko Basketbol Ligi'nde 2008-2009 sezonunda Efes Pilsen'in şampiyon olduğunu hatırlatan Mosturoğlu şöyle konuştu: "Takımımızla play-off maçları oynayan Efes Pilsen, kendi evinde oynadığı iki maçı kaybetmesinin ardından, son yılların en iyi geri dönüş performanslarından birini göstererek, arka arkaya kazandığı dört maçın ardından şampiyonluğa ulaşmıştır. "Final serisinden sonra, Efes Pilsen'in muhteşem geri dönüşünün ardında yatan nedenler arasında, doping iddiaları da güçlü bir şekilde dillendirilmeye başlanmıştır. Tam bu esnada play-off serisinin beşinci maçının ardından alınan doping numunelerinden Kerem Gönlüm'e ait olanında, "cathine" yoğunluğunun mg/ml'den fazla olduğu (10.7 mikrogram/mililitre) tespit edilmiştir. "Gönlüm'un açıklamalarında ipuçları açık" "Bunun hemen ardından Kerem Gönlüm 18.08.2008 tarihinde bir açıklama yapmış ve 'o dönemde biz sürekli kamptaydık. Verilenler, yenilenler, içilenler hepsi aynıydı', 'örneğin pilot uçağa gider ve kumanda odasına oturur. dolduruldu mu, içerisi temizlendi mi ve benzeri ayrıntılarla uğraşmaz; çünkü ekibine güvenir' şeklinde bir söylemde bulunmuştur. "Kerem Gönlüm'ün bu söyleminde son derece çarpıcı ve açık ipuçları bulunmaktadır. Kerem Gönlüm bu açıklamasında, tevil yoluyla vücuduna giren ve doping ihtiva eden maddenin kamp sırasında alınmış olduğunu, bunun sonucu olarak, kampta bulunan tüm sporcuların da benzer şekilde ve aynı içerikte maddeler yemek ve içmek suretiyle vücutlarına benzer maddenin girmiş olacağını ikrar ve ifade etmiştir. "Daha da ötesinde bu faaliyetin 'ekibin' bilgisinde olduğunu belirtmiş ve bir sporcunun ekip tarafından verilen bir maddede doping ihtiva eden bir madde olabileceğinden şüphelenmeyeceğini ifade etmiştir."
590720
Futbolculara para cezası!
Haberi Ekle Futbolculara para cezası! Gaziantepspor Yönetim Kurulu'nun yaptığı toplantıda, 26 Eylül 2009 Cumartesi günü oynanan Ankaragücü maçında alınan mağlubiyet ve oynanan kötü oyun nedeniyle futbolculara 20'şer bin lira para cezası verildiği bildirildi. Kulüp Başkanı İbrahim Kızıl, Ankaragücü karşılaşmasında oynanan kötü futbol ve alınan 3-1'lik mağlubiyetten dolayı taraftarların göstermiş oldukları tepkide haklı olduklarını ve alınan bu mağlubiyetin Gaziantepspor camiasına yakışmadığını dile getirdi. Ankaragücü maçında oynanan futboldan ve alınan mağlubiyetten dolayı tüm Gaziantepspor camiası ve taraftarlardan özür dileyen İbrahim Kızıl, ''Kaliteli oyunculardan oluşan bu ekibin, ilerleyen haftalarda Gaziantepspor'u hak ettiği yerlere taşıyacağından kimsenin şüphesi olmasın'' dedi. Kızıl, bundan sonraki maçlarda taraftarların ve camiamın takımı yalnız bırakmayarak destek olmalarını istedi.
589886
Olay adam yine sahnede!
Olay adam yine sahnede! Münevver Karabulut cinayetinin arabulucusu Cemil Baran, dün İstanbul’da bir basın açıklaması daha yaptı. Taksim Meydanı’nda konuşan Baran, yine şok iddialarda bulundu: “Olay bir satanist ayini. Önce seks oyunu oynandı. Cem’in babası, Münevver’in tırnaklarında dokusu bulunduğu için tutuklandı. Cinayetin görüntüleri Fatih Garipoğlu’nda” Bugüne kadar birçok iddiada bulunan ve iddialarının çoğu doğru çıkan Gaziantepli yerel gazeteci Cemil Baran, memleketinden dönerek Taksim’de basın açıklaması yaptı. “Bugüne kadar 19 açıklama yaptım. Bunların 18’i doğru çıktı. Cem Garipoğlu, bu saatten sonra fünyesi çekilmiş bir bomba. Kim sahip çıkarsa yanacak. Yakalandığı resmen duyurulmadan, ilk ben açıkladım. Bu saatten sonra Cem’e kimse sahip çıkamaz” diyen Cemil Baran, yeni iddialarda bulundu: “Cem kızı öldürmeden önce, belirli seks oyunları yapmıştır. Kızın üzerinde 26 tane küçük, tane derin bıçak yarası var. Cem bu cinayeti işlerken uyuşturucu aldı. Saç kılı testi yapılırsa uyuşturucu aldığı ortaya çıkar.” Öbür Ahmetler de yakalansın “Pis işler uzmanı Ahmet isimli şoför yakalandı. Ahmet Kavalcı gözaltına alınsın. Burgaz Rakı’nın muhasebecisidir. Aynı zamanda bu işin organizatörü. Ünlü Ahmet ise, Ahmet Özkoca’dır. Bu şahıs da gözaltına alındığında her şey çözülecek. Ahmet Özkoca, Hayyam Garipoğlu’nun pis işlerini halleden, Cem Garipoğlu’nun kaçmasına yardım eden, belki de gidip Bahçelievler sapağına bırakan isimdir. Bir devlet kurumundan emekli olmuştur” dedi. Bahçeşehir’deki villanın güvenlik kamerası ile izlendiğini söyleyen Cemil Baran, “Kızın kesildikten 10 dakika sonra mı, kız kesilirken mi yetişen Cem’in anne ve babasıdır? Daha sonra Hayyam Garipoğlu üçüncü olarak da görüntüleri silen Fatih Garipoğlu geldi” dedi. Taksim’deki açıklamalarına devam edeceğini söyleyen Cemil Baran, “Olay bir satanist ayini. Cinayette kişi olduğu ortada. Kasetler Fatih Garipoğlu’nda. Önce seks oyunu oynandı. Cem’in babası Mehmet Nida, Münevver’in tırnak aralarında doku örneği bulunduğu için hapiste.
590849
TMSF, yılın mevduat sigortacısı seçildi
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), Dünya Mevduat Sigortacıları Birliği (IADI) Genel Kurulu tarafından 2009 yılının en iyi Mevduat Sigortacısı seçildi. TMSF’den yapılan açıklamada, IADI tarafından 2005 yılından itibaren verilmeye başlanan Yılın Mevduat Sigortacısı Ödüllerinin, mevduat sigortacılığı konusunda örnek organizasyon yapısına sahip olan ve uluslararası çalışmalara önemli katkıda bulunan ülkelere verildiği belirtilerek, ödülün 2008 yılında ABD’nin TMSF’si olan FDIC’ye (Federal Deposit Insurance Corporation) verildiği anımsatıldı. Yılın Mevduat Sigortacısı Ödül töreninin, İsviçre’nin Basel kentinde 24 Eylül tarihindeki IADI Yıllık Genel Kurulu toplantısının ardından yapıldığı kaydedilen açıklamada, TMSF’nin ödülünün, Dünya Mevduat Sigortacıları Birliği (IADI) Başkanı Martin Gruenberg tarafından TMSF Başkanı Ahmet Ertürk’e verildiği ifade edildi.
590960
Bu uzay turisti başka
Bu uzay turisti başka. Rus Soyuz roketiyle yarın uzaya gönderilecek olan, Kanada'nın ilk uzay turisti ve ünlü Cirque du Soleil'in kurucusu Guy Laliberte, 12 günlük seyahat sırasında bilimsel deneyler yapan önceki uzay turistlerinin aksine, yörüngeye farklı bir hava getirecek. 350 km uzaklıktaki Uluslararası Uzay İstasyonu'nda (UUİ) Ekimde dünyanın yörüngeden ilk düşünsel eğlence gösterisine ev sahipliği yapacak ve çeşitli ülkelerden 14 kentin katılacağı bu şovu yönetecek olan 50 yaşındaki milyarder Laliberte, gösterisinde, insanların dikkatini küresele ısınma ve su tasarrufu konusuna çekmeyi hedefliyor. Kazakistan'ın Baykonur uzay merkezinden yarın fırlatılacak Soyuz TMA-16 roketiyle uzaya gidecek Laliberte ile Rus komutan Maksim Surayev ve Amerikalı uçuş mühendisi Jeff Williams'ı taşıyan kapsül, cuma günü UUİ ile kenetlenecek. Seyahatine 35 milyon dolar ödeyen, eski "ateş yutucu ve ip cambazı" Laliberte, Ekimde UUİ'den, 14 kentin katılımıyla yöneteceği şovunda, aralarında eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, Kanadalı astronot Julie Payette, U2, Shakira, Quebecli şarkıcı Garou, kompozitör A.R. Rahman, Quebecli biyolog Jean Lemire, şarkıcı Peter Gabriel ve Cirque du Soleil çalışanlarının bulunduğu ünlüler ve çevrecilerle sanat gösterileri sahneleyecek ve şiirler okuyacak. Montreal, Moskova, Santa Monica, New York, Johannesburg, Mumbai, Marakeş, Sidney, Tokyo, Tampa, Meksika, Rio, Paris ve Londra'dan ünlülerin katılacağı şov, Kanada Yayın Kuruluşu RDI'nin Fransızca yayın yapan tüm kanallarıyla Laliberte'nin hayır kuruluşunun web sitesi "onedrop.org"dan naklen gösterilecek. Kanada ve Quebec bayraklarının yer aldığı uzay giysisiyle Laliberte, aylardır uzay seyahati için hazırlanıyordu.
589736
Katsayının kalkmasına öğrencilerden destek
Türkanaliz Araştırma Şirketi'nin 15 ilde bin 980 öğrenci ile yaptığı araştırmada öğrencilerin meslek lisesi mezunlarının üniversiteye girmesini zorlaştıran katsayı uygulamasının kaldırılmasına destek verdikleri ortaya çıktı. Öğrencilerin katsayının kaldırılmasına nasıl baktığıyla ilgili Türkanaliz Araştırma Şirketi bir araştırma yaptı. Araştırma Şirketi, 13 Eylül 19 Eylül tarihleri arasında 15 ilde bir araştırma yaptı. Araştırmaya bin 980 öğrenci katıldı. Araştırmada öğrencilere sorulan 'Üniversiteye girişte uygulanan katsayı uygulamasının kaldırılması, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamış mıdır?' sorusuna deneklerin yüzde 69'u 'Evet' yüzde 7'si ise 'kısmen' cevabı verdiler. Araştırmada ayrıca, 'Meslek liseleriyle düz liselerin puanlarına etkileyen katsayı oranı eşitlendi. Siz bu uygulamayı doğru buluyor musunuz?' sorusuna öğrencilerin yüzde 83'ü 'evet' cevabı verdi.
589411
Hesap gününe inanmayanlara
Konuşan yalnız hakikattir... Kendilerinde her türlü gücü görerek topluma yön vermeye çalışan, bu vesileyle halkın inancına savaş açan, ölme-öldürme planları kuran, yaptıklarından dolayı ne bu dünyada ne de ahrette hesap vermeyeceğini düşünen ve gizli örgütlenmelerle bin bir türlü entrika çevirip tüyü bitmemiş yetimlerin geleceğine ipotek koyan zalimlere: "Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın!’’ (Bakara,11) "Biz ancak düzelticileriz" (Bakara,11) "İnsanların inandıkları gibi inanın." (Bakara,13) "Biz de budalaların inandıkları gibi mi inanalım?" (Bakara,13) ‘’Allah'tan başka bir yaratıcı mı var?’’ (Fatır,3) ‘’İlahınız birdir sizin.’’ (Saffat,4) "Biz birtakım putlara taparız.’’(Şuara,71) ‘’Göklerin ve yerin bütün orduları Allah’ındır ve Allah güçlüdür, hikmet sahibidir.’’(Fetih,7) "Biz sizin gönderildiğiniz şeylere inanmıyoruz" (Zuhruf,24) "Allah ile birlikte dedikleri gibi ilahlar olsaydı, takdirde onlar Arş'ın sahibine bir yol ararlardı.’’ (İsra,42) Allah, zulmedenler topluluğunu başarılı kılmaz. (Ali İmran,86) ‘’İster taş olun, ister demir. İsterse yeniden dirilmesi aklınıza imkânsız gibi görünen herhangi bir yaratık! Ne olursanız olun, mutlaka diriltilip kaldırılacaksınız.’’ (İsra,50) ‘’O halde kimdir bizi diriltecek olan?’’ (İsra,50) ‘’Sizi ilk defa yoktan yaratan!’’ (İsra, 51) Bu sefer, alay ederek başlarını sallayacaklar. (İsra 51) ‘’Ne zamanmış o?’’ (İsra 51) ‘’Belki de yakındır.’’ (İsra 51) ‘’Öldüğümde gerçekten diriltilip (kabrimden) çıkarılacak mıyım?’’ (Meryem 66-67) ‘’İnsan düşünmez mi ki, daha önce hiçbir şey olmadığı hâlde biz kendisini yaratmışızdır.” (Meryem, 66-67) ‘’Biz bir sürü kemik olduğumuz ve ufalanıp tozduğumuz vakit, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?"(İsra 49) ‘’Şimdi siz bu söze mi şaşıyorsunuz?’’ (Necm 59) ‘’..hayat ancak bizim şu dünya hayatımızdan ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman yok eder.’’ (Casiye,24) ‘’Dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadan başka bir şey değildir, hâlâ akıllanmayacak mısınız?’’ (Enam, 32) "Bunları bir yerlerden okuyup öğrenmişsin."(Enam,105) ‘’Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?’’ (Necm 60) ‘’Bu (sözler) apaçık aldatmadan (yalandan) başka birşey değildir’’ (Hud,7) ‘’Hani yıldızlar silindiği vakit, gök kubbe açıldığı vakit, dağlar savrulduğu vakit,(Mürselat,8,9,10) ‘’O gün yalan diyenlerin vay haline!’’(Mürselat 15) ’’..dilesek bunun gibisini biz de söyleriz; bu eskilerin masallarından başka birşey değil!’’ (Enfal 31) "Kininizle ölünüz!" (Al’i İmran,119) ‘’O halde küfrü küfranınızdan (inkar ve nankörlüğünüzden) dolayı tadın azabı!’’ Enfal 35) "Eyvah bizlere! Bu ceza günüdür." (Saffat,20) (Ey şeytan,)"Ah! Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı; sen ne kötü arkadaşmışsın!" (Zuhruf,38) "Böyle söylemek bu gün size hiç de fayda vermez, çünkü zulmettiniz, hepiniz azapta müştereksiniz." (Zuhruf 39) "İşte bu, sizin yalan dediğiniz ayırt etme günüdür." (Saffat,21) "Ey Rabbimiz, bizleri çıkar da yaptıklarımızdan başka yararlı bir iş yapalım. (Fatır,37) ‘’..Allah, eceli geldiği zaman hiçbir kimseyi asla geri bırakmaz.’’
589807
Chavez'in Latin IMF hayali gerçekleşiyor
Güney Amerikalı liderler, bölgedeki projelerin finansmanını sağlamak için IMF ve Dünya Bankası benzeri ancak alternatif kredi kaynağı yaratacak kalkınma bankası kurulmasına destek çıktı. 'The Bank of the South-Güney'in Bankası' için Venezuela, Arjantin, Bolivya, Uruguay, Paraguay, Brezilya ve Ekvator, başlangıç fonu oluşturacak. 20 milyar dolarlık fonun, söz konusu ülke tarafından nasıl paylaşılacağı netlik kazanmadı. Banka fikri, ilk olarak 1998 yılındaki seçimler sırasında Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez tarafından ortaya atılmıştı.
589285
Yattara idmana geç kaldı!
Haberi Ekle Yattara idmana geç kaldı! Turkcell Süper Lig'de Ekim Cuma günü sahasında Gaziantepspor ile karşılaşacak olan Trabzonspor, günlük iznin ardından çalışmalarına yeniden başladı. Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde teknik direktör Hugo Broos yönetiminde yapılan antrenmana, hafif sakatlıkları bulunan takım kaptanı Egemen Korkmaz, kaleci Tolga Zengin ile Almanya'ya ameliyat olmak için giden Zafer Yelen katılmadı. Bordo-mavili oyuncular, kulüp asbaşkanı Hayrettin Hacısalihoğlu ile bazı yöneticilerin de izlediği antrenmanda koşunun ardından kanat organizasyonları çalıştı. İdmanın son bölümünde ise yarı sahada çift kale maç yapıldı. -YATTARA, İDMANA GEÇ KALDI- Bu arada, bordo-mavili takımın Gineli oyuncusu İbrahima Yattara, antrenman sahasına birkaç dakika geç geldi. Teknik direktör Hugo Broos, sahaya en son gelen Yattara'ya saatini göstererek bu futbolcudan sırada düz koşu yapan takıma katılmasını istedi. Trabzonspor, yarın yapacağı çift antrenmanla Gaziantepspor maçının hazırlıklarını sürdürecek.
590239
30 gezeteciye yurt dışında dil eğitim
Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nden (BYEGM) yapılan yazılı açıklamada, yerel ve ulusal basın yayın kuruluşlarında çalışan, İngilizce öğrenmek ve alanları ile ilgili incelemelerde bulunmaya hak kazanan 30 medya mensubunun Londra ve Washington'a gönderildiği belirtildi. Üç ay süre ile İngilizce dil eğitimi alacak olan basın mensupları, alanları ile ilgili bir dizi çalışmalara da uygulamalı olarak katılacak. Yurt içinde ay süre ile İngilizce dil eğitimi alan kursiyerler başarı sıralamasında göre yurt dışına 11 kişiden oluşan komisyon tarafından seçilerek gönderildi. Basın mensuplarından 15 kişi eğitimini Londra’da alırken, diğer 15 kişi ise Washington’da dil eğitimi alacak. İlk programda toplam 30 basın mensubu yurtdışında dil öğrenimi görecek. Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün Başbakanlık Tanıtma Fonu ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin desteğinde düzenledikleri “Yerel ve Yaygın Medya Mensuplarına Yurt İçi ve Yurt Dışında İngilizce Dil Eğitimi Projesi” çerçevesinde yurtdışına gitmeye hak kazanan basın mensuplarının ulaşım, kurs, kitap, konaklama ve diğer eğitim ve kültürel hizmetleri karşılanacak. Basın mensuplarının yurtdışına hareketlerinden sonra bir açıklama yapan Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü V. Salih MELEK, söz konusu projenin yurt içi aşamasının başarıyla tamamlandığını, yurt dışı safhasının da aynı şekilde başarılı olacağına inandığını belirtti ve “Genel Müdürlük olarak, gazetecilerin eğitimi ile ilgili bu tür projelerin sürdürülebilmesi için her türlü katkıya hazırız. Bu proje ile geleceğin basın mensuplarının yetişmesine katkı sağlıyoruz. 21. Yüzyılın getirdiği teknolojik gelişmeler medya ve iletişim alanında en az bir yabancı bir dil bilmeyi zorunlu kılmıştır. Yurtdışı dil eğitimi projesinden yararlanan basın mensupları, basının gelişmesine katkıda bulunabilecekleri gibi ülkemizin medya alanında da gelişmesine katkı sağlayacaktır. Yurt dışına dil eğitimine giden basın mensuplarımıza başarılar diliyorum” dedi.
590484
Liseli genç kızın 'son mesajı'
Liseli genç kızın 'son mesajı' Samsun'da bir lise öğrencisi genç kız okul çıkışı kaçırıldı. 16 yaşındaki liseli kız, cep telefonundan ailesine ve arkadaşına "Beni kurtarın" diye mesaj çekti. Atakum ilçesindeki Namık Kemal Lisesi öğrencisi Zeynep U. (16), dün saat 13.00 sıralarında okula gitti, ancak akşam eve geri dönmedi. Zeynep U., okul çıkışı kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırıldı. Baba Suat U. (57) da kızını bulmak için polisten yardım istedi. Bugün sabah saatlerinde Zeynep U., bir kız arkadaşı ve babasına cep telefonundan mesaj çekerek yardım istedi. Karanlık bir yerde kilitli tutulduğunu belirten Zeynep U.'nun bulunması ve kurtarılması için ailesi bugün Samsun Adliyesi'ne giderek savcıdan yardım istedi. Kızının "Baba beni kurtar" diye cep telefonuna mesaj çektiği Suat U., kızının bir an önce bulunmasını istedi. Amca Nejat U. da, yeğeninin bulunması için seferber olduklarını belirterek yetkililerin ilgisizliğinden dert yandı.
589726
Devlet yılda 300 milyon adet reçetenin parasını ödüyor
Devlet yılda 300 milyon adet reçetenin parasını ödüyor. Ekim’den itibaren birinci, ikinci, üçüncü basamak sağlık kurumlarında ve özel sağlık kurumlarında reçete yazdıranlardan reçeteye alınacak. Birinci basamak ve aile hekimliği muayenelerinde reçete yazılırsa TL, ikinci ve üçüncü basamak kamuya ait sağlık kuruluşlarında reçete yazılırsa TL, özel sağlık kurumlarında reçete yazılırsa 15 TL giderine katkı payı ödemesi var. Çünkü açık veriyor. Açığı önlemek için sağlık harcamalarındaki artışı sınırlama arayışları başladı. Halbuki daha dün, zar zor bir sosyal güvenlik reformu yapmıştık. Hem de çok zor yapmıştık. Reformda emekli olma süresini uzatarak, gelir-gider dengesini tutturma arayışı öne çıkmıştı. Şimdi de sağlık harcamaları sorun teşkil etmeye başladı. Devlet israfı önlemek istiyor 2008 yılında Sosyal Güvenlik Kurumları’nın (SGK) toplam sağlık harcaması 25.3 milyar TL idi. Bu yıl ayda toplam harcama 16.6 milyar TL oldu. Bunun 8.8 milyar TL’si tedavi gideri. İlk ayda 4.7 milyar TL devlet hastanelerine, 1.4 milyar TL üniversite hastanelerine ve 2.6 milyar TL özel hastanelere ödendi. İlaç için devlet kasasından çıkan para ise ayda 7.5 milyar TL oldu ’ların topladığı para emeklilere yapılan ödemeler ile sağlık harcamalarını karşılayamadığı için SGK’ların gelir-gider hesapları açık veriyor. Devler bu açığı bütçeden kapatıyor. 2009 yılının ilk ayında devlet açık kapatmak için bütçeden 17.0 milyar TL aktardı. (8 ayda açık için aktarılan para 19.4 TL’ye ulaştı.) Hastanelere yapılan ödemelere şimdilik dokunulmuyor. Devlet, ilaçtaki israfı sınırlayarak ilaca yapılan ödemelerdeki artışı önlemeye çalışıyor. SGK’lılar+yeşilkartlılar+devlet memurları için 2007 yılında 270 milyon adet reçete yazılmış. Reçete sayısı 2008 yılında 302 milyon adet olmuş. 2009 yılının ayında 166 milyon adede yükselmiş. Devlet reçete başı 48 TL ödüyor Reçete başına devlet kesesinden yapılan ödeme 2007 yılında 41.80 TL, 2008 yılında 43.14 TL iken 2009 yılının ilk ayında 48.02 TL olmuş. Şimdi devlet ortalama 48.02 TL olan reçete parasının TL ile 15 TL arasındaki bölümünü ilaç alacak olanlara ödetecek. Hükümetin bu kararının bir zorunluluktan ortaya çıktığı, ama özellikle alt gelir grubundakilere önemli yük getirdiği ortadadır. Maalesef ’de (1) İlaç (2) Özel giderleri konusunda önemli bir var. Sosyal güvenlik sisteminin yaygınlaştırılmasından ve de iyileştirilmesinden çıkar sağlamak isteyen kötü niyetli ilaç satıcıları ile kötü niyetli özel hastaneler sistemi kötü kullanmaya başladı. Gereksiz reçete yazılımı ve gereksiz teşhis giderleri SGK’nın açığının büyümesine yol açıyor. 57.6 milyon hizmet kapsamında Şunu kabul edelim ki, Türkiye sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılmasında çok önemli yol aldı. 71.5 milyon nüfusun 57.6 milyonu (yüzde 81’i) parasız sağlık hizmetlerinden yararlanıyor. ’de önceki başkanlar sağlık reformunu gerçekleştiremedi, Obama da gerçekleştirmekte zorlanıyor. ABD’de 50 milyon insan sağlık hizmetlerinden hiç yararlanamıyor. Yararlananlar ise paralı yararlanıyor. Paralı yararlanan aileler için hedef yıllık sağlık sigortası ödemesini 2.500 dolara çekmek. Çocuklara parasız sağlık hizmeti vermek ve 50 milyonun bir şekilde sağlık hizmeti kapsamına almak. Biz her şeye rağmen bu konuda iyi yol aldık. Aksaklıklar düzelecek. Ama şunu da bilelim ki sağlık hizmetinin devlete yükü büyük. Bu yükün devleti ezmemesi iki önemli gelişmeye bağlı: (1) Ülkede artacak. Büyüyeceğiz. Büyümeye bağlı olarak ülkenin imkânları da artacak. (2) Ülke imkânlarından yararlananlar gelirleri ölçüsünde vergi ödeyecek. Bütçenin imkânları artacak. Çünkü vermeden almak olmaz. Mümkün değil. Birileri verecek ki, imkânı olmayanlar alabilsin.
590509
Gençlerbirliği hazırlıklara başladı
Beştepe İlhan Cavcav Tesisleri'nde, teknik direktör Thomas Doll yönetiminde gerçekleştirilen ve yaklaşık saat süren antrenmanda, kırmızı-siyahlı futbolcular el topundan sonra koordinasyon çalışması yaptılar. Yarı sahada çift kale maçla tamamlanan antrenmana, Sinan dışında tüm futbolcular katıldı. Sinan'ın dizinden geçirdiği operasyon sonrası, kontrol için Almanya'ya gittiği öğrenildi. Günde çift antrenmanla Fenerbahçe maçı hazırlıklarını sürdüren Başkent temsilcisinin, akşam idmanı saat 17.00'da başlayacak. Bu arada, kırmızı-siyahlılarda sarı kartı bulunan Tozo, Fenerbahçe maçında kart görmesi durumunda Sivasspor maçında takımdaki yerini alamayacak.
590654
İstanbul'da IMF toplantıları alarmı
'da toplantıları alarmı. Valisi Ekim tarihleri arasında Kongre Vadisi'nde bulunan İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilecek Grubu ve Uluslar arası Para Fonu Guvernörler Kurulları yıllık toplantısıyla ilgili İstanbul 'nde açıklama yaptı. Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile birlikte kameraların karşına geçen Güler, toplantının 1955 yılında 'de yapıldığını hatırlatarak “Toplantının ikincisi bu yıl ülkemizde yapılacak. Dünyada bu toplantının ikinci kez yapıldığı tek ülkeyiz. Dünyada kongre turizminde 15. sıradayız. İlk 10'a girmek için uğraşıyoruzödedi.Güler, 'un geleceğinin kongre yatırımına bağlı olduğunu ifade ederek “Kongreye 186 ülkeden devlet başkanı, başbakan ve bakan gibi üst düzey 20 bin kişi katılıyor. Misafirlerimiz Kongre Vadisi'nin çevresindeki 39 otelde ağırlanacak. Katılımcılar için ulaşımlarından sağlığına kadar üst düzey önlemler alındı. Havalimanı'ndan ikametgah yerleşkesine gidene kadar korunacaklardır. kameralarının sayısı artırıldı. Belirli noktalara da bu kameralardan yerleştirildi. Kongre Vadisi'nde de tüm tedbirler alındı" diye konuştu. 10 BİN POLİS Organizasyonda 10 bin polisin görev yapacağını belirten Vali Güler, bin 600 özel güvenlik görevlisinin de görev alacağını söyledi. Dış güvenliğin polis, iç güvenliğin ise polis denetiminde özel güvenlik görevlileri tarafından sağlanacağını dile getiren Güler, 10 bin kişinin hizmet sektöründe görev alacağını belirtti. Vali Güler şöyle konuştu “Kongre boyunca genel olarak yol kapatması yapılmayacak. Kongre vadisinin çevresindeki caddelerde bariyerlerle kapatılacak. Kongre vadisinin giriş ve çıkışlarında dış ve iç kontrol üniteleri oluşturulacak. Heyetlerin geliş ve gidişlerinde trafikte kontrollü geçişler sağlanacak. Bazı alanlarda geçici kapatmalar yapılabilecektir. Adilbaba kavşağı, Küçükçiftlik Caddesi iniş-çıkış, Taşkışla Caddesi, Gümüş Sokağı toplantısı boyunca kapalı olacaktır. Özellikle kongre vadisi çevresinde oturan vatandaşlarımızın Ekim günleri toplu taşım araçlarını kullanmalarını rica ediyorum" TERMAL KAMERA Vali Güler, gazetecilerin “Dünyayı saran domuz gribiyle ilgili bir önlem var mı?ö sorusuna ise “Domuz gribine karşın havalimanında geçtiğimiz dönemlerde termal kamerası önlemimiz vardı. Toplantı nedeniyle de havalimanındaki termal kamera sayımızı artırdık. Kongre merkezine de termal kameralar yerleştirildi. Böylece şüpheli bir durumda önceden müdahale yapılabilecek. 24 saat sağlık ekibi oluşturuldu. Sağlık alanında da üst düzey önlemi almış oldukö diye cevap verdi. Toplantıyı takip edecek basın mensupları için Fatih ve 'de 14 ayrı noktada bin 500 kişilik basın merkezleri oluşturuldu.
589635
MASKELİ PROTESTO
MASKELİ PROTESTO Bir zamanlar balık tutulan, çevresinde yapılan Küçük Menderes’in durumu isyan ettirdi. Kötü koku nedeniyle rahatsız olan köylüler, tepkilerini eylemle sergiledi Bakanlık el koysun Bayındır’a bağlı Furunlu köyü sakinleri, Küçük Menderes Nehri’ndeki kirliliğe isyan etti. Nehre dökülen atıklardan yayılan pis kokulardan perişan olan vatandaşlar ve çocukları tepkilerini maske takarak sergiledi. Atıklarını Küçük Menderes’e bırakarak, nehrin yok olmasına neden olan belediyeler edildi, ’nın duruma el koyması istendi. Beldelerin atıkları Süleyman Turgut, “Kötü kokunun içinde, bataklıkta yaşıyoruz. Küçük Menderes, kenarında durulmaz hale geldi. Bu, Ödemiş ve Tire’nin atıklarından kaynaklanan bir durum. Pis sular sebzelerimize zarar veriyor. Diğer köyler de aynı sıkıntıyı yaşıyor. Küçük Menderes’in kurtarılması için belediyelerimizin de bir an önce arıtma tesislerini bitirmelerini istiyoruz” dedi. Hastalığa davetiye İZMİR İl Genel Meclisi Üyesi Şakir Mucu: Eskiden nehirden balık tutuyor, su içiyorduk. Sanayi ve şehirler büyüdükçe bunların atık suları Menderes’i kirletti. Bayındır arıtmaya kavuştu. Ödemiş, Tire ve beldelerinde arıtma tesisi yok. Atık sular mecburen nehre dökülüyor. Bunun sonucu koku meydana geliyor. Tarlalar sulanıyor. Bu sular hastalık getiriyor. Çocukluk yıllarımızdaki gibi temiz akmasını istiyoruz.
589666
Anadolu efsanesi için henüz erken
Tarihinde ilk kez ligin ilk haftasını yenilgi almadan tamamlayan Kırmızı-Siyahlı ekipte teknik direktör Rıza Çalımbay, temkinli konuşuyor. Galatasaray, Fenerbahçe ve Gençlerbirliği ile birlikte ligin namağlup takımından biri olan Eskişehirspor, şimdiden havaya girmek istemiyor. Anadolu kulüplerinde daha önce Denizlispor'da büyük bir başarı yakalayan Çalımbay, Anadolu efsanesi yorumları için erken olduğunu söylüyor. Eskişehirspor'un şu an için iyi bir konumda olduğunu ifade eden Çalımbay, "Bence istikrarı korumak önemli. Şu an ligde 4. sıradayız ama bu durum beni rahatlatmıyor. Bütün takımlar için bir değerlendirme yapmak çok erken. Bizim için ligin ilk yarısındaki sonuç önemli. Sezon ortasındaki duruma bakarak daha net konuşurum. Es Es fırtınası için henüz erken." ifadesini kullandı. Takımda güzel bir havanın olduğunu belirten Çalımbay, Eskişehirspor taraftarından da desteklerinin sürmesini istedi.
590046
Hasta taşıyan ambulans, motosiklete çarptı: yaralı
Hasta taşıyan ambulans, motosiklete çarptı: yaralı. Hastayı bırakıp çarptığı yaralıyı aldı 'de hasta taşıyan ambulansın çarptığı motosikletin sürücüsü Mustafa Kesici ve yanındaki Umut Karaçam yaralandı. Taşıdığı hastayı indiren ambulans, başını yere çarpan yaralılardan Mustafa Kesici'yi alarak hastaneye götürdü. Diğer yaralı ve indirilen hasta da bir süre sonra çağrılan ambulanslarla hastaneye kaldırıldı. Kaza, bugün saat 01.00 sıralarında Gençosman Mahallesi, Cincin Caddesi'nde meydana geldi. Tepe lambasını açıp siren çalarak rahatsızlanan bir kişiyi hastaneye götüren 112 Hızır Acil’e ait 34 VZ 3928 plakalı ambulans, trafik ışıklarından dönüş yapmak isteyen Mustafa Kesici yönetimindeki 34 ZZ 1042 plakalı motosiklete çarptı. Çarpmanın etkisiyle kaskı olmayan Mustafa Kesici ve beraberindeki arkadaşı Umut Karaçam, asfalt zemine düşerek yaralandı. Ambulanstan inen sağlık ekibi, yaralıya ilk müdahaleyi yaptı, olay yerine ambulans istedi. Ardından taşıdıkları hastayı durumu acil olmadığı için indiren ekip, başını kaldırıma çarpan Mustafa Kesici’yi alarak Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürdü. İsmi açıklanmayan hasta ile yaralı Umut Karaçam da kısa süre sonra kaza yerine gelen iki ambulansla aynı hastaneye kaldırıldı. Tedaviye alınan yaralıların ve hastanın sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi. Görgü tanıkları, ambulansın aşırı hız yaptığını iddia etti.
589808
Türk Federal Meclis'te
Türk Federal Meclis'te Yeşiller Partisi eşbaşkanı Cem Özdemir, Federal Meclis'e girmeyi başaramazken, Sosyal Demokrat Parti'nin Türk kökenli milletvekili Lale Akgün de Federal Meclis'e giremedi. Almanya'da pazar günü yapılan genel seçimlerde Türk kökenli milletvekili Federal Meclis'e girmeyi başardı. Seçim sonuçlarına göre, Aydan Özoğuz SPD (Sosyal Demokrat Parti), Ekin Deligöz Yeşiller, Memet Kılıç Yeşiller, Sevim Dağdelen Sol Parti, Serkan Tören FDP (Hür Demokratlar) partisinden Bundestag'a girmeyi başardı. Yeşiller Partisi'nin Baden-Württemberg eyalet listesinden milletvekili adayı olan avukat Memet Kılıç, ilk kez Federal Meclis'e girmeyi başardı. Kılıç, seçimler için yoğun çaba harcadıklarını ve Almanya genelinde oylarını artırdıklarını belirterek, meclise girdiği için çok mutlu olduğunu söyledi. Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) Hamburg eyalet listesinden milletvekili adayı olan Aydan Özoğuz da SPD'nin aldığı kötü seçim sonucuna rağmen Federal Meclis'e girmeyi başardı. FDP'nin Aşağı Saksonya eyalet listesinden milletvekili adayı olan Serkan Tören de ilk kez Federal Meclis'e girdi. FDP böylece, Almanya'daki genel seçimlerde ilk kez bir Türk kökenli milletvekili çıkartmış oldu. Yeşiller Partisi'nin Bavyera eyalet listesinden milletvekili adayı olan Ekin Deligöz de 4. kez meclise girmeyi başarırken, Sol Parti'nin Kuzey Ren Vestfalya eyalet listesinden milletvekili adayı olan Sevim Dağdelen de ikinci kez meclise girdi.
589781
yılda sahibini milyarder etti
yılda sahibini milyarder etti Sadece yıllık bir geçmişi olan ve son bir yılda kullanıcı sayısı adeta patlayan Twitter'ın piyasa değeri tam milyar dolara ulaştı ve en hızlı yükseliş gösteren internet şirketlerinden biri haline geldi. 2006 yılında kurulan ve son bir yılda yaptığı inanılmaz yükseliş ile dünyanın en büyük sosyal paylaşım ağlarından biri haline gelen Twitter, 1999 yılında sona eren .com balonundan bu yana en hızlı yükseliş gösteren internet şirketlerinden biri haline geldi. Bloomberg'in haberine göre, şirketten hisse satın almak isteyen iki yatırımcı, şirketin yüzde 10'luk kısmı için 100 milyon dolar teklif etti. Böylelikle bir yıl öncesinde 2.2 milyon kullanıcısı bulunan orta halli bir internet şirketi olan Twitter'ın piyasa değeri için belirlenen fiyat milyar dolara çıkmış oldu. Şirket, piyasa değerini bir yıl içinde 20 milyon dolarlardan milyar dolara yükselmedi. En büyük sıçramalardan birini gerçekleştiren Twitter, “nakit akışı ve para kazanma yöntemi netleşmeden” bu piyasa değerine ulaşan ilk şirket oldu.
589564
Komşu ile ortak borsa endeksi
Taraflar arasında varılan anlaşmaya göre, Stoxx Ltd. tarafından hesaplanacak olan GT-30, Fiyat Endeksi ve Getiri Endeksi olarak TL ve Euro değerleri ile yayınlanacak. Endekslerin geriye dönük hesaplanma başlangıç tarihi 31 Aralık 2005, baz değerleri ise aynı tarih itibarıyla bin olarak belirlendi.
590603
Ahmet Türk: ''Türkiye kaybeder"
Genel Başkanı Ahmet Türk, mahkemede sorgu krizinde 'li Emine Ayna ve Selahattin Demirtaş'ın zorla mahkemeye götürülmesi kararı için, "Tamamen hukuksuz bir karar. Türkiye kaybeder" dedi. CNN TÜRK'e konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Türk, "Tamamen hukuksuz bir karar. Bugüne kadar düşüncelerimizi özgürce ifade etmeye çalıştık. Bu nedenle Anayasa'nın 14. maddeye göre yorumlanması doğru değil. 14. maddeye göre, Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü aleyhine işlenen suçlarla ilgili fiili bir durum varsa, bu konu gündeme gelir. Ancak parlamento düşüncelerini ifade eden vekilllere sahip çıkan bir duruşu ortaya koymamıştır" dedi. Kararı özgür düşünceye karşı bir tutum olarak değerlendiren Türk, "Yargıdan, hukuktan kaçma durumumuz yok. Gerçekten dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyoruz. Verilemeyecek hesabımız yok. Kürt sorununun gündeme getirdiğimizden parlamento tarafından ötekileştiriliyoruz" diye konuştu. "Zorla götürülerse diyeceğimiz birşey yok" diyen 'li Türk, "(Mahkemeye) Haksız olduğu için gitmedik. Eğer böyle birşey olursa (zorla götürülürsek) Türkiye kaybeder. Bizim kaybedecek birşeyimiz yok" ifadelerini kullandı. Ahmet Türk Kürt açılımıyla ilgili olarak da, "Diyalog ve ortak aklı ortadan kaldıracak yaklaşımlar Türkiye'ye zarar verir. Önemli bir süreç. Sorunun çözümü kolay değil. Cesaretle ve sabırla süreci götürmeliyiz. Eğer cesaretle demokrasiyi, cesaretle barışı, cesaretle kardeşleşmeyi savunamazsak, birileri tabii ki bu süreci dağıtır" ifadelerini kullandı. "Hükümetten bir adım bekliyor musunuz?" sorusu üzerine de Türk, mahkeme kararı konusundaki muhataplarının TBMM olduğunu söyledi. Türk, "Meclis Başkanı'nın bugün Adalet ve Anayasa komisyonunu ortak toplaması ve bu konuda bir değerlendirme yapması gerekir. Kendi üyeleri ile ilgili bir tartışma Türkiye gündemindeyse, Anayasa ve Adalet komisyonları oturup bu konuyu görüşemiyorsa, bir karar ortaya çıkaramıyorsa, bir eksikliktir diye düşünüyorum" dedi. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, bugün Grup Başkanvekili ve Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ile Genel Başkan Yardımcısı ve Mardin Milletvekili Emine Ayna'nın, talimatla ifadelerinin alınması için
590934
Mektup gelsin, cevabını veririz
Mektup gelsin, cevabını veririz CHP lideri Baykal, Başbakan Erdoğan'ın demokratik açılım konusunda göndereceğini söylediği mektuba ilişkin soruyu, "Mektup gelsin, cevabını ondan sonra vereceğiz." diye cevapladı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın demokratik açılım konusunda göndereceğini söylediği mektuba ilişkin soruyu, "Mektup gelsin, cevabını ondan sonra vereceğiz." diye cevapladı. Deniz Baykal'ın vatani görevini yaptığı Isparta'da komutanı olan emekli Kıdemli Deniz Albay Selçuk Kulen askeri törenle son yolculuğuna uğurladı. Levent Afet Yolal Camii'nde öğlen vakti kılınan cenaze namazı ve törene Kulen'in yakınları, CHP Lideri Deniz Baykal, CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, İl Başkanı Gürsel Tekin ve çok sayıda vatandaş katıldı. Öğlen namazından az bir süre önce cami avlusuna gelen CHP Lideri basın mensuplarının Selçuk Kulen ve gündemle ilgili sorularını cevapladı. Selçuk Kulen'in askerliğinde komutanlığını yaptığını aktaran Baykal, yıllar sonra Kulen'in hiç olmazsa cenazesine gelebildiği için çok mutlu olduğunu söyledi. Basın mensuplarının Başbakan Erdoğan'ın CHP'ye göndereceğini açıkladığı mektupla ilgili soruları üzerine Baykal şu cevabı verdi: "Gelmemiş bir mektup için şimdi cevap vermemi beklemeyin. Mektubu bekliyoruz. Mektup gelince cevabını vereceğiz." cevabını verdi. 'BUNLARI GÜRSEL BEY'LE KONUŞUN' Basın mensuplarının 3. köprü konusundaki soruları üzerine Baykal, İl Başkanı Gürsel Tekin'in konuya daha vakıf olduğunu ve gereken açıklamayı yapacağını söyledi. "Köprü yapılsın mı? Yapılmasın mı?" tartışmasının yanında güzergahın nasıl belirlendiği gibi daha bir çok konunun da tartışılması gerektiğini belirten Baykal, "Güzergahın nasıl belirlendiği, bu konuda daha önce ne gibi çalışmaların yapıldığı, şu anda güzergahın belirlenmiş olup olmadığı... Büyükşehir Belediye Başkanı bir şey söylüyor, Başbakan tam tersini söylüyor. Bunları Gürsel Bey'le konuşun, güzel aktarır. diye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın "Anayasa değişikliği için parlamento ve kurumlar hazır değil" açıklamasının hatırlatılması üzerine Baykal, "Önce hatırlayacaksınız, 'Bu konuya girerken bu konu bir devlet politikasıdır. Bir tarihi fırsatla karşıyayız ilk kez kurumlar arasında bir mutabakat var' diye yola çıktılar, Cumhurbaşkanı'ndan başlayarak. Bir süre öyle götürdüler. Şimdi geldiğimiz noktada başbakan diyor ki: 'Kurumlar arasında mutabakat yok. Bir ortak nokta mevcut değil. Şimdi bunu yapamayacağız.' Ne oldu siz devlet politikası derken neyi kast ediyordunuz. 'Kurumlar arası mutabakat var' derken neyi söylüyordunuz yani bu bu kadar kolay çelişkiye düşen bir anlayış Türkiye'nin temel konularını nasıl çözer Allah aşkına. Yani İçişleri bakanı bir süre önce çıktı 'Anayasa değişikliği söz konusu değildir' dedi. Geçen hafta Başbakan 'kısa orta ve uzun vadeli çözümler üzerinde çalışıyoruz. Uzun vadeli çözüm de Anayasa değişikliğidir' dedi. İçişleri Bakanı'nı kendisi tekzip etti. Şimdi kendisini kendisi tekzip etti. Artık bunların yorum yapmamızı gerektiren durum yok. Ortada bir tutarsızlıklar çelişkiler yumağı var. Maalesef üzüntü verici manzara bu. Hükümetin önce ne yapacağına, ne yapmak istediğini doğru karar vermesi. Onu yapmak için Türkiye kamuoyuna dürüstçe ilan etmesi gerekir." şeklinde cevapladı. 29.09.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir.
590538
İngiltere ekonomisinde iyileşme işaretleri
Ulusal İstatistik Bürosu'nun (ONS) yaptığı açıklamada, ekonominin, Nisan-Haziran dönemindeki daralması önceki çeyrekle karşılaştırıldığında yüzde 0,6 olarak revize edildi. Daha önce söz konusu çeyrekteki küçülme yüzde 0,7 olarak açıklanmıştı. Bu düzeltme imalat ve inşaat sektörlerindeki daha iyi performanstan kaynaklandı. Aynı çeyrekte imalat, daha önceki tahminlerin yarısı kadar yani yüzde 0,1 ve inşaat ise yüzde 2,2 değil yüzde 0,8 daraldı. İngiltere ekonomisi ikinci çeyrekte yıllık bazda ise yüzde 5,5 küçüldü. Capital Economist'de çalışan ekonomist Vicky Redwood, açıklanan verilerin iyi haber olduğunu, ancak genel olarak rakamların ekonomideki düzelmenin kırılgan olacağını gösterdiğini ifade etti. Redwood, ''Düzelme muhtemelen yavaş ve uzun olacak gibi görünüyor'' dedi. İngiltere Hazine Bakanı Alistair Darling, Fransa, Almanya ve Japonya'nın büyüme işaretleri gösterdiğini, İngiltere'nin de resesyonun sonuna yaklaştığını açıklamıştı. Birçok ekonomist, İngiltere'de ekonominin bu yılın üçüncü çeyreğinde yeniden büyümesini bekliyor. İngiltere üçüncü çeyrekte büyürse, bu 2008 yılının başından bu yana ilk çeyrek büyümesi olacak.
590210
Ayaş'tan Sezen Aksu'ya tohum çağrısı
İstanbul'da bir süre önce verdiği konserle sahnelere veda etmek istediğini açıklayan Sezen Aksu, basın mensuplarına ''İzmir-Mordoğan'dan aldığım yazlıkta bahçeme domates dikerek günlerimi geçireceğim'' şeklinde açıklamada bulunmuştu. ''Minik Serçe''nin bu açıklamasına domatesiyle ünlü Ankara'nın Ayaş ilçesinden yanıt geldi. Ayaş Belediye Başkanı Başkaraağaç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Sezen Aksu'yu çok seviyoruz. Sahnelere veda etmesini istemiyoruz. Eğer son konserini verecekse Ayaş'ta versin. Domates yetiştirmek zevkli bir iştir. Ayaş domatesini yetiştirmek ise emek ister, hüner ister. Sezen Aksu, Ayaş'a gelsin konserini versin, biz de ona domates yetiştirmenin inceliklerini anlatalım. Yazlığına her yıl fidesini biz gönderelim. Ayaş domatesindeki lezzeti tattıralım'' dedi. ''Ayaş domatesinin karşısına İsrail tohumunu çıkararak bizim domatesimizi yok etmeye çalışıyorlar'' diyen Başkaraağaç, Ayaş domatesini ellerinden geldiğince yaşatacaklarını ve yaşatmaya çalışacaklarını ifade etti. Başkaraağaç, dünyanın en büyük seslerinden birisi olan Sezen Aksu'nun da kendilerine destek olmasını isteyerek, ''Bu sayede Ayaş domatesimiz Sezen Aksu'nun bahçesinde de Türkiye'mizin her bahçesinde de yaşar'' görüşünü de dile getirdi.
590596
AYM Başkanı Kılıç ''açılış dersi'' verdi
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, toplumun son yıllarda güvensiz, sevgisiz ve hoşgörüsüz yaşantısıyla ciddi bir travma geçirdiğini belirterek, ''Adeta toplumsal bir cinnet hali yaşamaktayız'' dedi. Ufuk Üniversitesi yeni akademik yıla, üniversite konferans salonunda düzenlenen törenle başladı. Törene katılan Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, ''Açılış dersi'' verdi. Konuşmasına, ''Ders veren değerli hocalarımızın karşısında sizlere ders vermek gibi bir niyetim yok'' sözleriyle başlayan Kılıç, ancak hukuk adına ve hukuk devleti anlayışına katkı yapabilmek amacıyla bazı mesajların altını çizmenin bu anlamlı güne uygun düşeceğine inandığını dile getirdi. Demokratik anayasaların en önemli işlevinin, siyasi iktidarı etkili bir şekilde sınırlandırmak suretiyle bireyin hak ve özgürlüklerini korumak olduğunu ifade eden Kılıç, anayasaların bu işlevinin, toplumsal yaşamın olmazsa olmazı özgürlük ve otorite arasındaki denge arayışının sonucu olduğunu kaydetti. Bireysel özgürlüklerin ancak otoritelerin kullanım alanlarının hukuk kurallarıyla belirlendiği ve sınırlandığı durumlarda güvence altına alınabileceğini vurgulayan Kılıç, bu durumun çoğunluk ilkesinin hakim olduğu çağdaş demokratik rejimler için de geçerli olduğunu kaydetti. -''MEŞRULUK KRİZİYLE KARŞI KARŞIYA...''- Demokrasilerde egemenlik halka ait olmakla birlikte egemenliği kullanan siyasi çoğunluğun otoritesinin de sınırsız olmadığına işaret eden Kılıç, şöyle devam etti: ''Buradaki sınır, bireylerin hak ve özgürlükleridir. Burada ifade edilen, iktidarın etkili bir şekilde sınırlandırılmasından sadece yasama ve yürütme organlarını değil aynı zamanda yargı iktidarını da kastettiğini belirtmek isterim. Zira, hesap vermeyen bir yargının sınır tanımazlığı, felaketlerin en büyüğü olarak ifade edilmektedir. Anayasa mahkemeleri, halk iradesi sonucu ortaya çıkan yasama ve yürütme organlarını sınırlandırmak amacıyla kurulmuşlardır. Bu mahkemelerin meşruiyeti de temel hak ve özgürlükleri korumak amacıyla çoğunluğun iktidarını sınırlandırma işlevinden kaynaklanmaktadır. Ancak, 'negatif yasa koyucu' olarak da nitelendirilen Anayasa yargısı alanında faaliyet gösteren aktörlerin varoluş hikmetinden uzaklaştığı, bireysel hakları koruyamadığı ve demokratik siyasi iradeyi vesayet altına almaya kalkıştığı durumlarda Anayasa yargısı meşruluk kriziyle karşı karşıya kalmaya mahkumdur.'' Devletin güç ve kudret demek olduğunu ifade eden Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, bunun sınırlanmadığı ve denetlenmediği yerde keyfilik ve hukuksuzluğun var olacağını söyledi. Hukuk devletinin temel unsuru olan yargının, toplumu hukuk süzgecinden geçirerek arındıran bir niteliğe sahip olduğunu söyleyen Haşim Kılıç, ''Yargı bu görevini ancak iki koşulun var olduğu bir ortamda gerçekleştirebilir. Birincisi çağdaş dünyadaki evrensel hak ve özgürlükleri gerçek anlamda bünyesinde barındıran ve demokrasinin tüm kurum ve kurallarını millet hayatının en uç noktalarına kadar ulaştırabilmiş bir anayasa ve buna uygun çıkarılmış yasaların varlığı, ikincisi de bunları hayata geçirebilme maharetini gösterebilecek hakimlerin varlığıdır'' diye konuştu. -''YARGIÇ, TARAFSIZLIĞIN ONURUNU YÜCELTEREK YAŞAYACAKTIR''- Hak ve özgürlükleri koruma, kollama ve güvenliğini sağlama görevi yargıya emanet edildiğine göre bu emanetin güvenliğinin de ancak yargının tarafsızlığıyla sağlanabileceğini vurgulayan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Hakim, vicdanında kurulan mahkemede tarafsızlığını etkileyecek duygularına, öznel düşüncelerine ve öfkesine kayıtsız kalmak zorundadır. Etrafını saran ideolojik kuşatmalardan kendisini kurtaran yargıç, tarafsızlığın onurunu yücelterek yaşayacaktır. Hakimden beklenen, Sokrates'in ifade ettiği gibi; 'adaleti lütfetmek değil, yasaları doğru uygulamaktır'. Tevfik-el Hakim'de 'yasa maddeleri uygun zamanlarda istediklerimizi vurmak için elimize tutuşturulan silah değildir' derken de yargı yetkisinin vicdanlara emanet edildiğini vurgulamaktadır. Aksi yönde halkın iradesini yansıtmayan, evrensellikten uzak kirli kurallar ve bunu uygulayan kirli vicdanlar toplumu asla arındıramaz.'' -''SORGULAMAYI GÖREV KABUL EDEN ONURLU İNSANLAR...''- Bilginin ancak özgür bir ortamda üretilebileceğini ifade eden Kılıç, beynin görevinin, düşünmek ve düşündüğünü ifade edebilmek olduğunu, bunun için de özgürlük gerektiğini vurguladı. Kılıç, ''Üniversite öğretiminin amacı, doğal olarak özgür beyinler yetiştirmektir. Üniversitesinde uydu beyinler yetiştiren bir toplumun geleceği yok edilmektedir. Şunu unutmamalıyız, demokratik düzen denince kendine güvenen, risk alan, suskun ve uslu değil, sorgulamayı görev kabul eden onurlu insanların yaşadığı ülkeler akla gelir'' dedi. Demokratik devletin ''ses veren'' herkese açık olduğunu söyleyen Kılıç, baskı ve dayatmanın maskeli bir toplum ve iki yüzlü birey üreterek insanları kendisine ait olmayan bir hayatı yaşamaya mecbur edeceğini belirtti. Demokrasinin imkanlarından yoksun kalanların ona yabancılaşacağını ve bağlılıklarını kaybederek, hukuk dışı yöntemlerle seslerini duyurmaya çalışacağını anlatan Kılıç, ''(İçinden düşün, içinden konuş ya da içinden inan) mantığı devlete düşman yaratmaktan başka sonuç doğurmamaktadır. Ancak demokrasi, şiddeti çağıran, suçu kışkırtan ya da hakaret söylemlerini güvence kapsamında göremez'' diye konuştu. -''TOPLUMDA CİNNET HALİ...''- Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, son yıllarda toplumun güvensiz, sevgisiz ve hoşgörüsüz yaşantısıyla ciddi bir travma geçirdiğini belirterek, şöyle konuştu: ''Adeta toplumsal bir cinnet hali yaşamaktayız. Hayatın her aşamasında şiddetin, öfkenin, kinle nefretin dalgalarıyla savrulmaktayız. Birlikte yaşamamak için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Akıllara durgunluk veren ölüm ve cinayet yöntemleri toplumun ilgiyle izlediği dizi programları arasına katıldı. Görsel ve yazılı basının reyting uğruna insani tüm değerleri alt üst eden yaklaşımları, toplumda yaşanan bu travmanın ivme kazanmasında önemli katkıda bulunmuştur. Ekonomik ve siyasi çöküşler bu krizin yanında önemini daha az hissettirmekte, sonuçları ise kontrol altına daha çok alınabilir görülmektedir. Ekonomik hayattaki olumsuzlukların bu soruna olan etkileri şüphesiz ki göz ardı edilmez. Ancak hiç bir gerekçe bu toplumsal çılgınlığın haklılığını izah edemez. Üniversitelerimizdeki tüm sosyologların, toplum bilimcilerin ve felsefecilerin bu sosyal travmaya karşı çok acil çözüm yolları ve çareler üreteceklerine inanıyorum.'' Kılıç, hukuk devletinin topluma sağlıklı ve güven içinde yaşanır bir ortam sağlamayı taahhüt ettiğini belirterek, her bireyin devletten bu yükümlülüğü yerine getirmeyi isteme hakkı bulunduğunu kaydetti. Bu yükümlülüğün sorumlularının yasama, yürütme ve yargı organları olduğunu söyleyen Kılıç, hukuk devletinde bu organların insanlara, insan onuruna yakışan bir hayat sağlama görevi bulunduğunu ifade etti. Haşim Kılıç, ''Aydınlık bir Türkiye'ye ulaşmanın olmazsa olmaz koşulu üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğünün sağlanmasıdır'' dedi. -YENİ KAMPÜS HAZIRLIĞI- Ufuk Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Rıdvan Ege de üniversiteye ilişkin bilgi verdi. Üniversitenin yanında bulunan 350 yataklı hastanenin Türkiye Trafik Kazaları Yardım Vakfı tarafından 15 milyon TL harcanarak onarılmakta olduğunu anlatan Ege, vakfın bu hastaneyi üniversitenin hizmetine sunacağını söyledi. Ege, hastanenin hemen yanında bulunan ve vakfa ait olan 32 bin metrekarelik arsada TOKİ tarafından binalar yapılacağını, yapılaşma gelirinin yüzde 70'inin de vakfa verileceğini anlattı. Bu gelirin büyük kısmının üniversitenin gelişmesi için harcanacağını ifade eden Ege, şöyle dedi: ''Bizim TOKİ ile anlaşmamıza pek sıcak bakmayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı lütfederek projemize izin verirse, sağlanacak gelirden cesaret alarak tıp fakültesi dışında fakülte ve yüksekokullarımızı İncek'te tahsis ve tapusunu aldığımız 55 bin metrekare arsada Ufuk Üniversitesi olarak kampüs tesisleri inşaatına başlayacağız.'' Rektör Prof. Dr. Aral Ege de üniversitelerinin 10 yıl önce kurulduğunu belirterek, bugün yaklaşık 1700 öğrencinin öğrenim gördüğünü anlattı. Öğrencilerin şu anda yaşamlarının en enerjik dönemlerinde olduklarını dile getiren Aral Ege, öğrencilere kendi alanlarını ve bir yabancı dili çok iyi öğrenmelerini önerdi. TOEFL sınavlarında başarı durumunda Türkiye'nin Avrupa ülkeleri arasında sondan ikinci, dünyada ise 161 ülke arasında 93. sırada yer aldığını kaydeden Aral Ege, ''Bu durumu mutlaka düzeltmek gerektiği konusunda herkesin fikir birliği içinde olduğunu düşünmeme rağmen, İngilizce hazırlık okullarını kapatarak bunu nasıl başarabileceğimiz benim kafamda büyük bir soru işareti'' diye konuştu. Konuşmaların ardından Rıdvan Ege, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'a plaket sundu. Törende, ''Onur öğrencileri'' de ödüllendirildi.
590982
Davutoğlu, Holmes ile görüştü
Davutoğlu, New York'taki temaslarının son gününde Holmes ile Türkevinde bir araya geldi. Holmes ile görüşmesinin ardından Davutoğlu, BM'nin eski insan hakları yüksek temsilcisi ve Uluslararası Kriz Grubu (ICG) Başkanı Louise Arbour'u kabul etti. Basına kapalı yapılan toplantıların ardından Davutoğlu BM Güvenlik Konseyinin Afganistan konulu toplantısına katılacak. Davutoğlu'nun bugün ikili temaslarını tamamlayarak New York'tan ayrılması bekleniyor.
590289
Bakanlar Kurulu toplandı
Okul yöneticileri bütçe yetersizliği nedeniyle ciddi sıkıntılarla karşı karşıya.Eğitim harcamalarının kısılması ve kriz nedeniyle birçok okul yöneticisi okulun giderlerini karşılamak için ticari işlere yöneliyor. SSK ve Bağ-Kur emeklileri için haciz konusunda kritik tarih 28 Şubat 2009. Bu tarihte yürürlüğe giren 5838 sayılı kanun la, emekli aylığına haciz konması emeklinin onayına bağlandı.
589365
Suudi Prens ve eşi Kuşadası'nda
Suudi Prens ve eşi Kuşadası'nda. Türkiye'de bulunan Suudi Arabistan Prensi Muhammed bin Suud el Faysal el Suud ile eşi, Kuşadası'nda bol bol alışveriş yaptı. Suudi Arabistan Prensi Muhammed bin Suud el Faysal el Suud, eşi Muhammed bin Dalal el Suud ve çocukları, Malta bandıralı lüks yatla Kuşadası'na geldi. Suudi Kraliyet ailesi mensuplarının yanı sıra yatta çoğu Suudi Arabistanlı olmak üzere, Sudan, Pakistan, Mısır, Eritre ve Fransa'dan toplam 20 kişi daha bulunuyor. Güvenlik önlemleri altında teknelerle karaya çıkan Suudi Prens,eşi ve beraberindekiler, özel lüks araçlara bindi. Bodrum ve Kuşadası sokaklarında dolaşan grup, rahat tavırları dikkat çekti. Suudi Kraliyet ailesi mensuplarının gezi güzergahında sivil ekipler görev yaptı. Efes, Meryemana ve Şirince gibi tarihi ve turistik yerleri gezen grup, Kuşadası'nda da bol bol alışveriş yaptı.
589599
Yargının uyguladığı baskı çileden çıkarttı: İnceldiği yerden kopsun
Yazısına 'İnceldiği yerden kopsun' başlığını atan Tayyar, yazdıkları nedeniyle yaşadığı sıkıntıları 'sitemkâr' bir dille kaleme aldı. Yargıda yaşadığı çifte standartlara dikkat çekti: "Hakkımdaki suç duyurularını adeta atlarcasına sahiplenen Savcı Ali Çakır, ifade almaya bile gerek duymadan patır patır dava açtı. Soruşturma safhasında savunma hakkı tanımadılar. Birinden de yıl ay hapis cezası aldım. Bu karar hukuk tarihine 'kara leke' olarak geçti. İlk kez bir iddianamenin haber yapılması, cezalandırıldı." 'Operasyon Ergenekon' isimli kitabı nedeniyle İşçi Partisi'nin suç duyurusunda bulunduğu Şamil Tayyar, savcının verdiği takipsizlik kararına rağmen, hakkındaki şikâyetler ve suçlamalar nedeniyle Adalet Bakanlığı tarafından hakkında soruşturma açtığı Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz'ın bu kararı bozduğunu belirtti. Tayyar, "Malatya misyonerler davasıyla ilgili belgeler, Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi üyelerinin telefon konuşmaları, Muzaffer Tekin'in Danıştay sorgusundaki ifadeleri, Ergenekon soruşturması kapsamında değerlendirildi. Maksat, ceza vermek..." ifadelerini kullandı. Bir başka CHP milletvekili olan Şahin Mengü'nün bir televizyon kanalında kendisi hakkında söyledikleri nedeniyle açtığı mahkemeyi yerel mahkemede kazandığını söyleyen Şamil Tayyar, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin garip bir gerekçeyle bu kararı bozduğundan dert yandı. Tercüman gazetesinin sürmanşet fotoğrafını yayımlayarak kendisini hedef gösterdiğini, bu gerekçeyle suç duyurusunda bulunduğunu belirtti. Tayyar yazısını şöyle bitirdi: "Hapis cezası vermişler, yıl denetime almışlar, kimin umurunda? Hayatından vazgeçmiş adam için ne ifade eder? Madem öyle, sözüm odur; inceldiği yerden kopsun..." JANDARMADAN GECE YARISI BASKINI Şamil Tayyar, köşe yazısında ilginç bir ayrıntıya da değindi. Bu ayrıntı ise geçtiğimiz yıl jandarmanın bir gece vakti Şamil Tayyar'ın Çay Yolu üzerindeki evine yapılan ani baskına dayanıyor. Ertesi sabah saat 9'da çıkacağı bir mahkemenin tebligatını yapmak için evine çok sayıda jandarmanın baskın yaptığını, sırada kendisinin İstanbul'da bir televizyon programında bulunduğunu yazan Tayyar, bu olayın ayrıntılarını Zaman'a anlattı: "Eşim arayıp olayı haber verince, hemen jandarma üsteğmeni aradım. Özür dilemezlerse, canlı yayında baskını anlatacağımı söyledim. Özür dilediler. gece 23.50'deki son Ankara uçağıyla döndüm. Eğer gece evde olsaydım, beni gece karakola götürüp, duruşma saati olan 9'a kadar alıkoyacaklardı. Çocuklar ve eşim, bu baskın nedeniyle paniklemişler. Hakkımda bir arama kararı bile yokken, apartmanı çevreliyorlar. Hatta bir asker, parmaklıklardan atlamaya çalışırken, takılıp düşmüş."
591184
Manisa'da kız kayıp aileleri perişan
Aziz Gül'ün haberi Manisa’nın Kuşlubahçe ve Spil Mahallelerinde oturan ve Merkez Efendi İlköğretim okulunda 7-8. sınıfta eğitim gören ve gün önce okula gidiyoruz diye evlerinden ayrılan ve bir daha geri dönmeyen 12 yaşındaki Melahat Coşkun ile 13 yaşındaki Seda Çöpürkaya’nın aileleri yetkililere seslenerek “Ne olursunuz kızlarımızı bulun” dediler. Türkiye’de gün olmuyor ki bir genç kız ve kadın kaybolmaya veya evi terk etmeye görsün Manisa merkezde benzeri kayıp olayı ile ilgili Çöpürkaya ve Coşkun ailelerinin Seda Çöpürkaya ve Melahat Coşkun isimli kızlar geçtiğimiz Cuma günü okula gidiyorum diyerek evlerinden ayrılış ayrılış oldu.Sırra kadem basalı gün olmasına rağmen her iki aile aramadık yer bırakmazken polise de başvurmayı ihmal etmediler. Bir yandan polis diğer yandan aileler kızlarının izini bulmak için kendilerine gelen tüm telefon ihbarlarını değerlendirmeye alarak elde ettikleri bilgileri polisle paylaşıyorlar. 7. Sınıf öğrencisi Melahat Coşkun ve 8. sınıf öğrencisi Seda Çöpürkaya derslerinden oldukça başarılı oldukları için eğitim hayatları boyunca da takdir ve teşekkür alıyorlardı. İki çocuk babası olan ve Spil mahallesinde bakkallık yaparak yaşamlarını sürdürmeye çalışan İsmet ve Raziye Çöpürkaya, 1992 yılında oğlu Emrah Çöpürkaya’yı 13 yaşında iken trafik canavarına kurban verdiğini hayatta tek bağlandığı kızı Seda’nın aniden ortalıklardan kaybolması ile yıkıldıklarını belirterek “Kızım ne olursun eve dön sana ne yaptıysak özür dileriz seni çok seviyoruz. Birilerinin eline düşmeden bizim başımızı öne eğdirmeden ne olursun çık gel evine.Nerede olursan ol bizi telefonla araman yeterli hemen gelip seni alırız” diyerek seslendiler.Gözü yaşlı anne baba yetkilileri de göreve çağırarak “Ne olursunuz bulun kızlarımızı” dediler. Annesi bir buçuk yaşında iken babasından boşanıp başka bir kişiyle evlilik yapan 12 Yaşındaki Melahat Coşkun’un Kuşlubahçe Mahallesinde oturan dedesi Saffet Coşkun ise gözyaşlarını torunu için akıtırken “Seni annen beşikte bırakıp kaçtı biricik torunum yemedim yedirdim seni canımdan çok seviyorum neredeysen ne olur çıkıp gel sevindir şu dedeciğini.” şeklinde konuştu. Coşkun ve Çöpürkaya aileleri üç ay önce esrarengiz biçimde mahallelerine gelip yerleşen Birgül Özdemir isimli kadının mahalleyi terk etmesiyle birlikte kızlarının kayıp zamanı aynı güne denk düşmesinde bir gariplik olduğunu belirttiler. Manisa Çocuk Şubesi birimleri de Turgutlu’ya gittiği belirtilen Birgül Özdemir’in izini sürmeye başladı. Evlerinden esrarengiz biçimde kayıplara karışan Seda Çöpürkaya ve Melahat Coşkun isimli öğrenciler İzmir Bayraklı Doğançay mahallesindeki teyzelerine gittikleri okul çantalarını oraya bırakıp sonra da en son olarak Manisa Turgutlu ilçesinde görüldükleri öğrenildi.
590163
İzmir'de minibüs alev alev yandı
İzmir'de minibüs alev alev yandı. İzmir'in Karabağlar ilçesi Eskiizmir semtinde park halinde bulunan bir minibüs yandı. Eskiizmir semtinde gece saat 01.30 sıralarında 35 TD 476 plakalı bir minibüs alev aldı. Çevredeki vatandaşlar durumu polis ve itfaiye ekiplerine bildirdi. Kısa sürede gelen itfaiye ekipleri yanan aracı söndürdü. Yangının, minibüsün hemen yanında bulunan evlere sıçramaması için itfaiye ekipleri çaba sarf etti. Yangının neden başladığı henüz belirlenemedi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. 29.09.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir.
589502
Tadilat öğrencileri perişan etti
öğrencileri perişan etti. ’ndaki Atatürk Öğrenci Sitesi’nde lavabo ve duş yapımı nedeniyle başlayan öğrencileri perişan etti katlı ve 10 bloklu yurdun her katına yapılan üçer kişilik duş ve lavaboyla ilgili bitmeyince yurda kayıtlarını yaptıran öğrenciler zor durumda kaldı. Öğrencilere yurdun dört bloku açılırken, odalara sığmayan öğrenciler için etüt odaları ile koridorlara da ranzalar konuldu. Yer olmadığı için bir ranzada öğrenci kalmak zorunda kaldı. Kayıtların devam ettiği yurdun içi şantiye alanına döndü. 15 Ekim 2009’a kadar tadilat çalışmasının biteceği ve diğer blokların da açılacağı belirtildi. Yurtta kalan bazı öğrenciler, çok zor şartlarda eğitime ve öğretime başladıklarını belirterek, şunları söyledi: “Koridorlar pislik içinde. Kediler geziyor. Sularımız akmıyor. Valizlerimiz merdiven altlarında... Hepimiz hastalanmak üzereyiz.”
590673
Cüneyt Arkınlı resim sergisi
sanatçısı Cüneyt Arkın'ın da aralarında bulunduğu bir grup ressam, eserlerini, Eskişehir'de açtıkları "Dostlar Resim Sergisi"nde izlenime sundu. Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezinde gerçekleştirilen serginin açılışına, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Fuat Gürcüoğlu, Kent Konseyi Başkanı Kazım Kurt ile çok sayıda davetli katıldı. Serginin açılış konuşmasını yapan Ahmet Ataç, Cüneyt Arkın'ı ve aile üyesi diğer ressamları Eskişehir'de görmekten büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Cüneyt Arkın da Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile ortaokuldan sınıf arkadaşı olduklarını belirterek, "Eskişehirliler Büyükerşen gibi bir belediye başkanına sahip oldukları için çok şanslı. Büyükerşen, Eskişehir'i kısa sürede adeta cennete çevirdi" dedi. Ressam Prof. Dr. Fikret Cüreklibatur da çocukluk yıllarında Eskişehir'in çamur içinde olduğunu ifade ederek, "Eskişehir bugün çok güzelleşmiş. Ben de Büyükerşen'i kutluyorum" diye konuştu. Ressam Bercis Kızıltan, Güler Göker, Fikret Cüreklibatur ve Cüneyt Arkın'ın yağlı boya ve sulu boya 60'a yakın eserinin yer aldığı Ekim akşamına kadar açık kalacak.
589970
Babacan çifti Manhattan'da stres attı
Babacan çifti Manhattan'da stres attı Başbakan Yardımcısı ve Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı yaklaşık 10 gündür yoğun temas trafiğini sürdürdüğü ’ta stres attı. Babacan, Manhattan’ın, seçkin ve entel semti olarak bilinen Soho’da eşi Zeynep Babacan ile altında uzun bir süre kolkola yürüdü. Babacan çiftinin yağmurdan korunmak amacıyla şemsiye açarak yaptığı yürüyüşü yakın korumalarının ve gizli servisi elemanlarının uzaktan izlediği görüldü.
590449
'Avrupalıların çoğu Türkiye'ye AB'de sanıyor'
Liberal Demokrat Parti Islington Milletvekili Bridget Fox, Türk sivil toplum örgüt temsilcileri ve AK Parti İstanbul Milletvekili Nursuna Memecan ile bir araya geldi. Türk toplumunun ülkeye olan katkılarını dile getiren Bridget Fox, Türkiye'nin AB üyeliğine olan güçlü desteği sürdüreceklerini söyledi. AK Parti Milletvekili Nursuna Memecan ile görüşmesinde İngiltere'deki Türk toplumunun önemli bir kısmının kalifiye olduğunu ve kendi alanında profesyonel gençler barındırdığına dikkat çeken Fox, Türk toplumunun İngiltere'ye olan katkılarından dolayı resmi ağızlardan daha fazla övgü almayı hak ettiğini söyledi. Aynı partiden Islington Belediye Meclis Üyesi Meral Ece ile de bir araya gelen Bridget Fox, "İnsanların çoğu zaten Türkiye'yi hali hazırda AB'de biliyor. Türkiye'nin Eurovision şarkı yarışmasında yer alması ya da futbol maçları insanların bilinç altında Türkiye'nin AB üyesi olduğunu oluşturuyor." dedi. Türkiye'nin AB üyeliğine adaylık sürecinin Avrupa siyasetinde önemli bir yer tuttuğunu dile getiren Fox, "Türk toplumuna bu siyasette yer almaları için çağrıda bulunuyorum. Seçimlerde bizim misafirlerimiz değil ortaklarımız meslektaşlarımız olsunlar. Bence AB, Türkiye ile ortak bir gelecek kurmalı." diye konuştu.
591013
Varlık Barışı'nda yarın son gün!
Uygulama çerçevesinde, yasal kayıtlarda yer almayan yurt içi ve yurt dışı kıymetlerin kayıtlara intikal ettirilmesi için yarın akşama kadar bankalar, aracı kurumlar ya da vergi dairelerine başvurulması gerekiyor. Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun ile 22 Kasım 2008 tarihinde uygulamaya konulan ve Mart 2009 tarihinde sona eren Varlık Barışı uygulaması, 10 Temmuz 2009 tarihinde uygulamaya giren 2. varlık barışıyla 30 Eylül 2009 tarihine kadar uzatılmıştı. Bu arada Maliye Bakanlığı, Bakanlar Kurulu'na tanınan yetki çerçevesinde başvuru süresinin 31 Aralık 2009 tarihine kadar uzatılabileceği görüşünü taşıyor.
590391
Financial Times: Doğan’a ceza basın özgürlüğü üzerinde korkuyu körükledi
Doğan’a ceza üzerinde korkuyu körükledi Doğan Yayın’a kesilen ve olduğu iddia edilen cezanın ’de mı oluyoruz?” sorularına yol açtığını yazdı. FT cezanın AB’ye başvuran bir ülkede üzerindeki korkuları körüklediğini yineledi. Financial Times’ta yer alan Delphine Strauss imzalı haberde, vergi idaresinin teminat talebinin hükümet ve gazeteleri iktidardaki AKP’yi eleştiren Doğan Yayın’ın sahibi arasında uzun süredir yaşanan karşılıklı meydan okumada çıtayı yükselttiği belirtildi. Makalede, Türkiye’nin en büyük grubu Doğan Yayın’ın 15 gün içinde, rekor vergi cezasına karşı 3.2 milyar dolar teminat yatırmasının istendiği belirtilerek, “Ceza ’ne başvuran bir ülkede basın özürlüğü üzerindeki korkuları körükledi” denildi. 3.2 milyar dolarlık teminatın 2.5 milyar dolarlık vergi ve cezalar toplamını geçtiği, Doğan Yayın ve ana şirket ’in toplam değerine eşit olduğu belirtilen haberde yabancı yatırımcılara yıllardır danışmanlık faaliyeti veren Eurasia gruptan Wolfango Piccoli’nin şu sözlerine yer verildi: YATIRIMCILAR BANA ‘YUKOS OLAYI GİBİ Mİ?’ DİYE SORUYORLAR “Ceza, Türkiye’deki laik kampın payandalarından ve ülkenin eski batılı ve genellikle kökenli iş gruplarından Doğan grubunun varlığını tehdit ediyor. Bazı yatırımcılar bana bu konunun Rusya’daki devi Yukos’a karşı girişilen, büyük cezanın şirketi sakat bıraktığı fakat aynı zamanda yatırımcı algılamasında büyük hasara yolaçan olayla paralel olup olmadığını soruyorlar.” Yukos, Rusya’da ’e muhalefetiyle tanınan bir gruptu. Makalede İstanbul’da Doğan hisseleri toplamayı düşünen bir analistin “En azından şimdilik burası Rusya değil. Uzun bir mahkeme süreci olacak” sözleri de aktarıldı. TÜRK YABANCILAŞABİLİR Fitch Ratings’ten Bülent Akgül’ün cezanın ancak Doğan Holding’in desteğiyle ödenebileceği tahminine yer verilen FT makalesinde, teminatın ödenememesi durumunda varlıkların dondurulması işlemlerinin Doğan ’yi mi, grubun tamamını mı etkileyeceği konusunda bir netlik bulunmadığı belirtildi. Makalede, cezanın Petrol Ofisi üzerindeki Türk payının Avusturyalılara satılması sürecini hızlandırma olasılığına da değinildi.
589306
Grekoromende altın madalya kazanan Avluca'nın yeni hedefini açıkladı
Alkışlar eşliğinde Türk bayrakları ve çiçeklerle karşılanan Avluca'yı eşi ve çocukları da yalnız bırakmadı. Esenboğa Havalimanı'nda ailesiyle hasret gideren Avluca, kızını kucağına alarak öptü. 2008 Pekin Olimpiyatları sonrası Milli Takım'ı bırakmayı düşündüğünü dile getiren Avluca, güreşi bırakmayacağını, 2012 Londra Olimpiyatları'na hazırlandığını söyledi. Ankara'da çok güzel bir atmosferde karşılandığını belirten Avluca, "Gerçekten çok büyük mutluluk verici bir olay, burada şampiyonluğu halkımızla paylaşıyoruz. Televizyon başında bizlerle hop oturup hop kalkan tüm Türk halkına teşekkür ediyoruz." dedi. Daha önce milli takımı bırakacağını söylemesine rağmen bu düşüncesinden vazgeçtiğini söyleyen Avluca, "Milli takımı bırakacağım demiştim. Milli takıma yıllarımızı verdik, birden bırakılmıyor. Salih hocam da ısrar edince 'Yok bırakmayacaksın, istifanı kabul etmiyorum, dilekçeni yırttım.' dedi. Dünya şampiyonu oldum. Çok güzel duygular içindeyim, 2012 Londra Olimpiyatları'na hazırlanacağım." diye konuştu. Geçmişte Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu olan AK Parti Sivas Milletvekili Hamza Yerlikaya da Nazmi Avluca'nın başarısıyla gurur duyduğunu ifade etti. Türkiye'yi sevince boğduklarını vurgulayan Yerlikaya, devamının 2012'de geleceğini kaydetti.
590328
TMSF, dünyada “yılın mevduat sigortacısı” seçildi
dünyada “yılın mevduat sigortacısı” seçildi Tasarruf Mevduatı Fonu (TMSF), Dünya Mevduat Sigortacıları Birliğince (IADI) “Yılın Mevduat Sigortacısı” seçildi. IADI tarafından 2005’den itibaren verilmeye başlanan “Yılın Mevduat Sigortacısı Ödülleri”, mevduat sigortacılığı konusunda örnek organizasyon yapısına sahip olan ve uluslararası çalışmalara önemli katkıda bulunan ülkelere sunuluyor. geçen yıl ’nin ’si olan Federal Deposit Insurance Corporation’a (FDIC) verilmişti. Yılın Mevduat Sigortacısı bu yıl ’nin Basel kentinde yapıldı. Tören, 24 Eylül 2009’daki IADI Yıllık Genel Kurulu toplantısının ardından gerçekleştirildi. IADI Genel Kurulu tarafından 2009 yılının En İyi Mevduat Sigortacısı seçilen TMSF’nin ödülü, IADI Başkanı Martin Gruenberg tarafından Başkan ’e verildi. IADI tarafından yapılan açıklamada, TMSF’nin, risk esaslı sigorta prim tarifesi gibi mevduat sigortacılığı alanındaki bazı gelişmiş uygulamaları yürürlüğe koymuş olması, çözümleme faaliyetleri hakkındaki geniş deneyimi ve uluslararası çalışmalara aktif katılımı, son global finansal krizde önemli rol üstlenen IADI’nin bütün toplantı ve konferanslarında TMSF’nin, deneyimini paylaşması gibi başarı faktörlerinin ve finansal istikrarın sağlanmasındaki örnek uygulamalarının ödülün alınmasında etkin olduğu belirtildi. TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, ödül töreninde yaptığı konuşmada, şu görüşleri dile getirdi: “Yaşadığımız global finansal krizin çok sayıda kaybedeni yanında, birkaç tane de kazananı vardır. Mevduat sigortacılığı ve mevduat sigorta kurumları bu krizin kazananları arasındadır. Kriz sürecinde mevduat sigortacılığının ne kadar hayati bir önem taşıdığı daha iyi anlaşılmıştır. TMSF olarak Türkiye’de pek çok ödüle layık görüldük. Ancak uluslararası alanda böyle bir ödülü almak bizim için çok büyük bir onurdur. Bu ödül, 2008-2010 yıllarına ilişkin ’uluslararası finansal sistemin istikrarının oluşmasında aktif ve öncü bir kurum haline gelmek’ olarak özetlediğimiz vizyonumuzun da gerçekleştiğini görmek açısından önem taşımaktadır.”
590158
Zelaya'dan BM'ye çağrı
Honduras'ın devrik Devlet Başkanı Manuel Zelaya, BM'nin Honduras'ta hukuk devletini tesis etmesini istedi. Başkent Tegucigalpa'daki Brezilya büyükelçiliğine gün önce sığınan Zelaya, cep telefonuyla BM genel kuruluna seslendi. Büyükelçilikte kuşatma altında tutulan Zelaya, "BM'yi, Honduras'ın layık olduğu hukuk ve hürriyet devletini yeniden tesis etmeye davet ediyorum" dedi. Zelaya, BM'nin kendisi ve yanındakilerin can güvenliğini sağlamasını da istedi. Zelaya, 28 Haziranda darbeyle al aşağı edilerek yurt dışına sürgüne gönderilmiş, ancak 21 Eylülde gizlice Tegucigalpa'ya dönerek Brezilya büyükelçiliğine sığınmış ve halka isyan çağrısında bulunmuştu.
590168
Acun'dan boş kutu açıklaması
Acun'dan boş kutu açıklaması 'Var Mısın Yok Musun' yarışmasında geçtiğimiz günlerde bir yarışmacının finale kalan ve içinde 500 bin olması gereken kutusunun boş çıktığının iddia edilmesi üzerine Ilıcalı açıklama yaptı. 'Var Mısın Yok Musun' yarışmasında geçtiğimiz günlerde bir yarışmacının finale kalan ve içinde 500 bin olması gereken kutusunun boş çıktığının iddia edilmesi üzerine Acun Ilıcalı açıklama yaptı. Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre, ılıcalı, "Bu yaşananlara çok şaşırdığını belirterek "Biz her defasında kutulara, paraların yazıldığı farklı bir plaketler yapıştırırız. Bazen kutulardaki plaketlerler düşer. Bu daha önce de oldu. Noter huzurunda yapılan bir yarışmada hile yapmak mümkün değildir. Biz 10 yıllık emeğimizi çöpe atar mıyız. Neden böyle şeylere ihtiyaç duyuluyor anlamıyorum. Şüphesi olana tüm kayıtları gösterebilirim dedi.
589481
İHSAN DAĞI 'Diyarbakırspor dışarı', peki nereye?
Diyarbakırspor'a 'ayrı' muamele edenler Diyarbakır'ı ve Diyarbakırlıları 'ayırırlar'. Bugün Diyarbakır maçlarında 'PKK dışarı' diye bağıranlar aslında futbolcuları değil, tüm Diyarbakır halkını, sembolik olarak da tüm Kürtleri 'dışarı'ya davet ediyorlar. Peki ya Diyarbakır kalkıp giderse? Hiç düşünmediniz mi bunu? Diyarbakırspor Başkanı Çetin Sümer'e kulak vermek gerekiyor: "Diyarbakırspor olarak toplumsal barışı destekler noktadayız. Ama buna rağmen PKK'lı gibi gösteriliyoruz... Maçı, Apo'nun takımıyla MHP'nin takımı arasında oynanıyormuş gibi bir hale getirdiler... Bursa'da yaşananlar daha önce de başımıza geldi, bugün de geliyor, yetkililer böyle ilgisiz kaldıkça yarın da gelmeye devam edecek. Artık statlarda kan akmaya başladı. Daha fazla kan akmaması için yapılacak en doğru işlem, takımı ligden çekmek. Toplumsal barış adına, ülke futbolunu sıkıntıya sokmamak adına gerekirse Diyarbakırspor'u ligden çekeriz." Bu takımın birinci ligde mücadelesi spor adına da siyaset adına da çok değerli. Diyarbakır bu ülkenin bir şehri. Süper Lig'de mücadele eden bir Diyarbakırspor'un varlığı bölgenin Türkiye'ye 'aidiyeti'ni somutlaştıran ve daha da güçlendiren bir imkan, fırsat. Eminim sağduyu sahibi herkes bunu teslim ediyordur. Ancak, Bursaspor maçında meydana gelen olay açıkça gösteriyor ki Türkiye'de, kendilerini 'Türk milliyetçisi' sanan ama 'küçük Türkiye' lobisine çalışan insanlar var... Şimdi de futbol sahalarındalar. Kürt'süz, Diyarbakır'sız bir Türkiye peşindeler. Çözüm ve barış karşıtları siyaseten direnemediler. Toplum büyük çoğunluğuyla hükümetin 'Kürt açılımı'nı destekledi, 'birlik içinde barış' fikrine destek verdi. Şimdi birileri futbol üzerinden kitleleri kışkırtmaya, nefreti ve şiddeti futbol sahalarından sokaklara yaymaya çalışıyor. Futbol Federasyonu soruna acilen el atmalı. Mesele futbol değil sadece, memleketin geleceği... Hükümetin Kürt açılımının 'futbol sahalarında sabote edilmesine' Futbol Federasyonu seyirci kalamaz. Yönetim bu 'iş'i bitirmeli. Yoksa bu 'iş' yönetimin de Türkiye'nin de işini bitirebilecek çapta. Bursaspor kulüp başkanı savunma yaparken bir gerçeği de dile getirmiş: 'Bu tür sloganlar sadece bu maçta atılmadı, her şehirde atılıyor.' Yani sorun ciddi... 'Futbolsever Başbakan' bu işe el koymalı. Son iki aydır neredeyse her konuşmasında altını çizdiği, büyük siyasî riske girerek başlattığı 'barış ve birlik projesi'ni futbol camiasına sızmış üç-beş provokatör sabote ediyor. Buna izin verilemez. Etnik ayrımcılığı, ırkçılığı körükleyen kulüplerin bu ligde yerinin olmadığı anlatılmalı, gerekirse 'ağır cezalarla' anlatılmalı. Bunun için Futbol Federasyonu harekete geçmeli. Daha da gecikmeden. Türkiye'nin yüz yıllık büyük barış projesi üç-beş futbol fanatiğinin veya bu kılığa bürünmüş 'bölücü' provokatörün insafına terk edilemez. Futbol, büyük bir temaşa, her hafta milyonlarca kişiyi stadyumlara ve televizyon başlarına çekiyor. Popüler kültürün hem üretildiği hem de tüketildiği bir alan. Irkçılık ve bölücülük şimdi bu büyük gösteriyi kullanarak yol almaya çalışıyor. Futbol üzerinden büyük kitlelere hızla 'sirayet' ettirilebilecek bir ırkçılık ve bölücülük propagandası yapılıyor. Eğer önümüzdeki hafta maçları da dahil olmak üzere Futbol Federasyonu futbola ırkçılık ve bölücülük zehiri karıştırılmasının önüne geçmezse sorun büyür. Sadece futbol sahalarında kalacak bir sorundan söz etmiyoruz; sokağa taşacak ve siyaseti kilitleyecek bir nefret ve şiddet sarmalı karşısındayız. Top bu kez Federasyon'da.
589966
İzmit Körfezi'nde yangın
Körfezi'nde yangın Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ) Rafinerisine ürün almak için yanaşan kimyasal tankerin makine dairesinde çıktı. Yangına, tanker rafineri dışına çekilerek müdahale ediliyor. Alınan bilgiye göre, İzmit Rafinerisi Faz-1 İskelesine sabah saatlerinde boş olarak yanaşan bin 880 DWT’lik "Sena-3" adlı kimyasal tankerin makine dairesinde yangın çıktı. Tanker, TÜPRAŞ’a ait römorkör ve iki palamar botu tarafından açığa alındı. Elektrik kontağı sonucu çıktığı sanılan yangına römorkörler ve tanker personeli tarafından müdahale ediliyor. Halen tankerde bulunan personelin sağlık durumunun iyi olduğu, yangının çevre ve insan sağlığına şimdilik olumsuz bir etkisi olmadığı, söndürme çalışmalarının sürdürüldüğü bildirildi. TÜPRAŞ yetkililerinin, İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ile Liman Başkanlığını yangın hakkında bilgilendirdiği belirtildi.
589293
Maliye Bakanı Belçika'ya gitti
Maliye Bakanı Belçika'ya gitti Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Belçika ve Lüksemburg'da toplantılara katılacak. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Belçika'ya gitti. THY'ye ait tarifeli uçakla Brüksel'e hareket eden Bakan Şimşek, yarın düzenlenecek, Türkiye-Belçika İş ve Yatırım İmkanları Toplantısı'na katılacak. Maliye Bakanı Şimşek, Belçika Ekonomi Bakanı Van Quickenborne ile birlikte iki ülke arasındaki iş ve yatırım imkanlarının ele alınacağı toplantıda konuşma yapacak. Brüksel'deki temaslarının ardından Lüksemburg'a geçecek Maliye Bakanı Şimşek, 30 Eylül Çarşamba günü Lüksemburg Ticaret Odası'nca düzenlenecek foruma katılacak. Şimşek, 'Türkiye ile Lüksemburg arasındaki Ticari ve Ekonomik İlişkilerin Bugünü ile Geleceğe Yönelik Tahminlerin' ele alınacağı toplantıda, 'Türk Ekonomisinin Dinamizmi ve Avrupa Perspektifi' konulu konuşma yapacak. Toplantıda Lüksemburg Dış Ticaret ve Ekonomi Bakanı Jeannot Krecke, Lüksemburg Ticaret Odası Başkanı Pierre Gramegna, Lüksemburg Büyükelçisi Ayşe Asya ile Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Alpaslan Korkmaz da söz alacak. Daha sonraki oturumlarda da 'Türkiye'de yükselen sektörler, İstanbul Finans Merkezi, Türkiye'nin Cazibesi, Teşvikler ve Türkiye'de İş Yapma' konularında sunumlar gerçekleştirilecek. Bakan Şimşek, Lüksemburg temasları çerçevesinde Maliye Bakanı Luc Frieden'i de ziyaret edecek.
590998
Başbakan Erdoğan Merkel'i kutladı
Edinilen bilgiye göre, Başbakan Erdoğan, aynı zamanda Hristiyan Demokrat Birlik Partisi(CDU) Genel BaşkanI olan Angela Merkel'i telefonla aradı. Erdoğan'ın, Merkel'i seçim başarısından dolayı kutladığı, Merkel'in de Başbakan Erdoğan'a teşekkür ettiği öğrenildi. Almanya Başbakanı Merkel'in, ayrıca, ''en kısa zamanda Türkiye'yi ziyaret etmeyi düşündüğünü'' Başbakan Erdoğan'a ilettiği belirtildi.
590747
Bahçeli'den Erdoğan'a 'hain' iması
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Demokratik Açılım Çalışması''na ilişkin olarak, ''Bölücülüğü siyaset alanına taşıyan Başbakan, Türkiye'nin milli birliğinin temellerine uzaktan kumandalı saatli bir bomba yerleştirmiştir. Başbakan'ın ne pahasına olursa olsun dönüşü olmadığını söylediği yol, Türkiye'yi topyekun kaos ve karmaşa ortamına sürükleyecek kör bir çıkmazın adresidir'' dedi. Bahçeli, milletvekilleriyle genel merkezde yapacağı toplantı öncesinde basın toplantısı düzenledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 23 Temmuzda ''Kürt açılımı için çalışma başlattıklarını'' açıkladığını bu tarihin üzerinden altmış sekiz gün geçtiğini ifade eden Bahçeli, ''bu süre içinde yaşanan bölünme modelleri tartışmaları, sınır tanımayan tehdit ve tahrikler, bölücülük manifestoları ve meydan okumaların siyasi tansiyonu yükselttiğini, toplumda çok tehlikeli bir gerilim ortamının oluştuğunu savundu. Türk milletinin bu gelişmelerden son derece huzursuz, tedirgin ve endişeli olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti: "Muhterem Basın Mensupları Değerli Dava Arkadaşlarım Başbakan Erdoğan’ın 23 Temmuz 2009 tarihinde “Kürt açılımı için çalışma başlattıklarını” açıklamasının üzerinden altmış sekiz gün geçmiştir. Bu süre içinde yaşanan bölünme modelleri tartışmaları, sınır tanımayan tehdit ve tahrikler, bölücülük manifestoları ve meydan okumalar siyasi tansiyonu yükseltmiş, toplumda çok tehlikeli bir gerilim ortamını karşımıza çıkartmıştır. Türk milleti bu gelişmelerden son derece huzursuz, tedirgin ve endişelidir. Bölücülüğü siyaset alanına taşıyan Başbakan, Türkiye’nin milli birliğinin temellerine uzaktan kumandalı saatli bir bomba yerleştirmiştir. Başbakan’ın ne pahası olursa olsun dönüşü olmadığını söylediği yol, Türkiye’yi topyekün kaos ve karmaşa ortamına sürükleyecek kör bir çıkmazın adresidir. Bunun Türkiye’ye bedeli ve faturası korkarız ki çok ağır olacaktır. Bu yolda her bedeli ödemeye hazır olduğunu ifade eden Başbakan’ın Türkiye’yi ateşe attığını hala idrak edememesi çok vahim bir durumdur. Başbakan’ın hırs ve ihtiraslarına set çekilerek bu gidişatın durdurulması, Türkiye için bir beka meselesi haline gelmiştir. Bugünkü basın toplantımızda Başbakan’ın bu yıkım projesinin anlamı ve amacı, arkasındaki niyetler, kapsamı ve içeriği hakkındaki görüşlerimizi somut gerçeklere dayanarak bütün açıklığıyla ortaya koymak ve Başbakan’ı bu gaflet yolculuğunun kaçınılmaz sonuçları hakkında bir kere daha uyarmak istiyorum. Bu vesileyle basınımızın kıymetli temsilcilerini ve siz değerli dava arkadaşlarımı en iyi dileklerimle selamlıyorum. Değerli Basın Mensupları Bu sürecin gerçek niteliğinin doğru anlaşılabilmesi için yapılacak değerlendirmede hayati önem taşıyan hususlar şu noktalarda toplanmaktadır. Birinci husus, Başbakan Erdoğan’ın sürecin adını koymakta zorlanması, hergün yeni ve sahte isimlere ortaya çıkmasıdır. Başbakan’ın “Kürt açılımı” sloganıyla başlattığı bu süreç Türk milletinin büyük çoğunluğunun haklı tepkisini çekmiştir. Bu durum karşısında projenin bölücü niteliğini gizleyecek kılıf arayışına girilmiş ve “demokratik açılım süreci” etiketinde karar kılınmıştır. Bunun da tepkileri yatıştırmaya yeterli olmadığının görülmesi üzerine “milli birlik ve bütünlük projesi”, “barış ve kardeşlik projesi” gibi yedek isimler piyasaya sürülmüştür. Türkiye’nin milli kimliğini değiştirerek kimliksiz bir millet haline getirmeyi amaçlayan bu projenin milli olduğunu söylemek, Türk milletiyle alay etmektir. Türk milletinin bin yıllık kardeşlik hukukunu ve milli birliğinin temellerini dinamitleyecek bu projenin, milli birlik ve kardeşlik projesi olduğunu iddia etmek, Türk milletini akıl ve idraktan yoksun olarak görmek gafletidir. Bu konuda başta Başbakan olmak üzere herkse dürüst ve namuslu olmalıdır. Bu proje, Türkiye’nin etnik temelde ayrıştırılmasını, çözülmesini, çatışmasını ve bölünmesini öngören hain bir yıkım projesidir. Amacı, terör örgütünün bölücü taleplerinin AKP hükümeti eliyle hayata geçirilmesidir. Terör, Başbakan ve hükümetinin eliyle siyasallaşmakta, etnik bölücülük AKP’nin himayesinde meşrulaştırılmaktadır. Başbakan’ın Mübarek Ramazan ayı boyunca kapı kapı gezerek pazarlamaya çalıştığı projenin adı, anlamı ve amacı budur. Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ı, patenti PKK’ya ait, kılavuzluğunu İmralı canisinin yaptığı, ABD destekli böyle bir projenin taşeronluğuna soyunmuştur. Bu projenin içinde millet yoktur, milli değerler yoktur. Bundan dolayı milli değildir. Bu sürecin muhatabı da Türk milleti değildir, bu büyük ailenin onurlu fertleri olan Kürt kökenli vatandaşlarımız da değildir. Bu yıkım projesinin açık ve örtülü muhatapları, bundan yararlanacak tarafları; İmralı’dır, Kandil’dir, Barzani’dir, Talabani’dir, etnik bölücülerdir. İkinci husus bu süreçte benimsenen kavramsal yaklaşımdır. Sorunun teşhisi ve tanımı ile tedavi reçetesi üç bilinmeyenli bir denkleme oturtulmuştur. “Etnik sorun, etnik açılım ve siyasi çözüm” temelinde belirlenen bu denklemi esas alan kavramsal yaklaşım bütünüyle yanlıştır, temelden sakattır. - Burada birinci sakatlık teşhis ve tanımla ilgilidir. Sorunun etnik kimlik sorunu olarak tanımlanması, etnik bölücülüğe meşruiyet zemini kazandıracaktır. Etnik temelde yapılacak bir tanım, çözümün de aynı temelde aranmasını kaçınılmaz kılacaktır. Kamuoyunu aldatmak için “demokratik açılım, milli birlik ve kardeşlik projesi” gibi sahte veya takma adlar kullanılması bu gerçeği değiştirmeyecektir. Adına ne derseniz deyin, çözüm süreci bu zeminde şekillenecektir. Bölücü emellerin toplumsal siyasi kimlik talebi olarak kabul edilmesi ve bu esasta haklı ve meşru görülmesi, siyasi ve hukuki statü taleplerinin alt yapısını hazırlayacaktır. Etnik kimliklere siyasi ve hukuki statü kazandırılmasının adı da etnik bölünme reçetesidir. - Sorunun niteliği ve kaynağının doğru tespit edilememesi de diğer bir yanılgıdır. Bugün karşımızdaki sorun, etnik bölünmeyi amaçlayan silahlı terör sorunudur. Bunun kaynağında bireysel kültürel hak talebi ve demokratikleşme özlemi yatmamaktadır. Türkiye’den istenilen bireysel kültürel haklar değil, bir etnik grup olarak kullanılacak kolektif azınlık hakları ve siyasi statüdür. Bunların odağında, bir etnik grubun ana dilinde eğitim ve öğretim görmesi, bunun resmi alanda kullanılması ve otonom yönetim hakkının tanınması yatmaktadır. Etnik grupların bu kimlikleri ve dilleri ile siyasi ve kamusal hayatta yer alması ve siyasi statü kazanması, masum bireysel kültürel hak talebi olarak görülemeyecektir. Bu bakımdan Başbakan’ın Kürt açılımıyla tatmin etmeyi amaçladığı bölücüler açısından sorun, vatandaşlıkla ilgili genel demokratik hak ve özgürlükler değil, etnik kimliklere azınlık statüsü tanınması sorunudur. - Projenin üçüncü sakatlığı, bölücü emelleri Kürt kökenli vatandaşlarımızın tümüne genelleştirmesidir. Terör örgütü yandaşlarının bölünmez bütünlüğe kastetmek hevesi peşinde koştukları bilinen bir gerçektir. Ancak, yapılan bütün sosyal araştırmaların da gösterdiği gibi Kürt kökenli vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu bu emelleri beslememektedir. Bu kardeşlerimizin Türkiye Cumhuriyeti’nden ayrılmayı arzuladıkları veya azınlık statüsü istediklerini hiç kimse söyleyemeyecektir. Bu gerçekler ortadayken PKK ve maşalarının taleplerinin genelleştirilmesi, PKK’yı bütün bu vatandaşlarımızın sözcüsü olarak görmek ve terör örgütüne geniş tabanlı temsil yetkisi tanımak olacaktır. PKK’nın amaçlarına hizmet edecek olan bu gaflet, her şeyden önce Kürt kökenli kardeşlerimize yapılacak ağır bir hakarettir. Başbakan’ın taşeronluğunu yaptığı açılımın diğer bir sakatlığı ve yanılgısı da budur. Sayın Basın Mensupları Değerli Dava Arkadaşlarım Terör ve etnik bölücülükle mücadele, hükümetin Anayasal görevi ve sorumluluğudur. Bunun gereklerini yerine getirmemek, bölücü emellere hizmet edecek bir süreç başlatarak terör örgütü ile örtülü mütareke, müzakere ve mutabakat arayışlarına girmek başlı başına bir Anayasal suçtur. Başbakan’ın başlattığı sürecin bu açıdan ele alınması hayati önem taşımaktadır. Bu kapsamda üzerinde durulması gerekecek birinci husus, AKP hükümetinin terörle mücadelede sergilediği zaafiyet ve askeri operasyonlar konusundaki tutumudur. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında sıfır noktasına inmiş olan terörün, aradan geçen yedi yıl içinde, terör eylemi ve şehit sayısı bakımından onbeş misli arttığı rakamlarının gösterdiği acı bir gerçektir. Başbakan Erdoğan terörle mücadeleyi baştan itibaren “güvenlik ve özgürlük” dengesi olarak tanımladığı bir denklemin içine sıkıştırmıştır. Terörle mücadelenin etkinliğinin arttırılması için gerekli tedbirlerin alınması konusunda istikrarlı bir şekilde ayak sürümüştür. Irak’ın kuzeyinde yuvalanan PKK terör unsurlarına her desteği sağlayan Barzani’ye karşı caydırıcı önlemler uygulanmasından da ısrarla kaçınılmıştır. Bugün başlatılan Kürt açılımının alt yapısı bu dönemde sinsice hazırlanmaya başlamıştır. PKK’nın askeri tedbirlerle bitirilemeyeceği, terör örgütünün eylemlerini durdurması halinde siyasi çözüm yönünde adımlar atılacağı, AKP yetkilileri tarafından sürekli dile getirilmiştir. Başbakan Erdoğan’ın 17 Kasım 2007 günü teröristlere yaptığı çağrı da çok iyi hatırlanmaktadır. Başbakan; - Dağdaki teröristleri silahlarını bırakarak siyasi platformda demokratik yarışa katılmaya davet ederek “siyasi af” vaat etmiş, - Güvenlik güçlerine karşı ateş açılmadıkça askeri operasyon yapılmasına gerek kalmayacağını söyleyerek de “örtülü ateş-kes” çağrısında bulunmuştur. Bu sözler Başbakan’ın siyasi çözüm süreci başlatma niyet ve hazırlıklarının ilk işaretleri olmuştur. Bugün “Kürt açılımı” kapsamında aynı çağrıların yapılması ve “silah bırakma-siyasi af” tartışmalarının gündeme taşınması bu strateji kapsamında değerlendirilmelidir. Bu bağlamda, Başbakan’ın çok yakın bir yol arkadaşının “PKK’nın silahlarını Türkiye dışına çıkarmasına Türk Silahlı Kuvvetlerinin yardımcı olması ve bunun için operasyonları durdurması gerektiğini” söyleyebilecek kadar ileri gidebilmesi üzerinde de çok iyi düşünülmelidir. Türk Silahlı Kuvvetleri ile teröristler arasında böyle bir simetrik denklem kuran bu hezeyanlar karşısında Başbakan bugüne kadar sessiz kalması, hiçbir tepki göstermemesi çok anlamlıdır. Başbakan’ın bu sessizliği, bu konuda aynı düşünceyi paylaştığının göstergesi olarak kabul edilecektir. Kendisi susmakta, yakın çevresi konuşmaktadır. Bütün bu gelişmeler, AKP hükümetinin terörle mücadeleyi bırakıp mütareke ve müzakere arayışına yönelmeye çok önceden karar verdiğinin ve bunun alt yapısını adım adım hazırladığının somut kanıtlarıdır. Başbakan ve AKP hükümetinin bölücülüğe cesaret ve cüret kazandıran siyasi sicilinin hatırlanması da bugün yaşananların iyi anlaşılması için büyük önem taşıyan ikinci husustur. “Kürt açılımı” sürecini başlatmadan önceki dönemde bu konularda alenen sergiledikleri yaklaşım, AKP’nin bugünkü niyetlerine ışık tutacaktır. PKK’nın siyasi ve hedef ve taleplerinin beş ana noktada toplandığı herkesin bildiği bir gerçektir. Bunlar; - Türk milli kimliğinin yeniden tanımlanarak değiştirilmesi, vatandaşlık kavramının üst kimlik olarak benimsenmesi, - Kürtçe’nin kademeli olarak eğitim sistemi içine alınması ve kamu hizmetlerinde kullanılmasının sağlanması, - Etnik kimlikle siyaset ve örgütlenme hakkının tanınması, - “Yerinden demokratik yönetim” adı altında eyaletler sistemine geçisin altyapısının hazırlanması ve, - Teröristlere genel siyasi af çıkartılması ve siyasal ve toplumsal yaşama katılmalarının sağlanması için gerekli düzenlemelerin yapılmasıdır. Başbakan Erdoğan’ın iktidar döneminde bu konudaki söylemleri ortadadır. AKP’nin 22 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra bir grup bilim adamına hazırlattığı Anayasa değişikliği taslağının ilgili hükümleri de iyi bilinmektedir. Bunlara bakıldığında Başbakan ve arkadaşlarının düşüncelerinin, PKK’nın bu talepleriyle büyük ölçüde örtüştüğü somut bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Başbakan’ın bu konulardaki düşünce ve niyetlerinin Anayasamızın çizdiği çerçeve ile bağdaşıp bağdaşmadığının tespiti, “Kürt açılımı” sürecinin siyasi ve hukuki meşruiyetinin değerlendirilmesinde hareket noktası olmak durumundadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin milli devlet niteliği, üniter siyasi yapısı ve milli birliğinin dayandığı esaslar Anayasamızda açıkça belirlenmiştir. Anayasa’nın “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür, dili Türkçe’dir” hükmünü vaz eden 3.cü maddesi temel çerçeveyi kalın çizgilerle çizmiştir. Bu temel hüküm, devletin kuruluş ilkesinin “çok milletli” bir yapıya dayanmadığını açıkça ortaya koymuş, hangi amaç ve gerekçeyle olursa olsun bu yönde bir düzenleme yapılmasına kapıyı kesin ve nihai olarak kapatmıştır. Bu durumda, Anayasal çerçeve içinde kalınarak Türkiye’de ırk ve dil farklılığı temelinde milli azınlıklar bulunulduğunun savunulması mümkün değildir. Tek millet tek devlet esasına dayanan üniter yapıda kurulmuş milli devletler de; - Farklı etnik kimliklere hukuki ve siyasi statü tanınarak çok parçalı millet yapısı oluşturulmasına, - Kişi hak ve özgürlüklerinin etnik temelli kolektif haklara dönüştürülmesine ve, - Türkçe dışındaki dillere ve farklı kültürlere statü kazandırılarak milli azınlık yaratılmasına yer de yoktur, imkan da yoktur. Devletin resmi dili ve eğitim dilinin Türkçe olduğu ilkesi de, anadilden başlayarak iki dilli eğitim sistemine geçilmesine manidir. Devletin üniter siyasi yapıda kurulduğu ilkesinin bölgesel otonomi modellerine cevaz vermeyeceği de ortadadır. Bu somut gerçekler karşısında Başbakan ve hükümetinin söylem ve eylemleriyle bölünmez bütünlük konusunda Anayasa’nın belirlediği esaslara aykırı hareket ettiklerini, bu anlamda Anayasa suçu işledikleri tespitinde bulunulması kaçınılmaz olacaktır. Değerli Basın Mensupları Kürt açılımı süreci büyük bir sis ve sır perdesi arkasında yürütülmektedir. Başbakan Erdoğan böyle bir puslu ortamda Türk milletini şartlandırmaya ve yıkım projesine psikolojik olarak hazırlamaya çalışmaktadır. Ortak akıl arayışı ve toplumsal tartışma ortamı adı altında amaçlanan, sanal bir toplumsal destek tabanı görüntüsü yaratmak, aynı zamanda siyasi sorumluluğu yayarak bunun AKP’ye olacak siyasi faturasını asgaride tutabilmektedir. Geniş tabanlı milli mutabakat zemini oluşturmaya çalıştığını iddia eden Başbakan, bölünme platformu çabalarında yanına suç ortağı aramaktadır. Başbakan ne yapmak istediğini büyük ölçüde belirlemiş, kafasının içinde kararını vermiştir. Senaryo ortadadır, amaç ve niyetler bellidir. Geçtiğimiz hafta New-York’ta yaptığı konuşmadaki “açılımın hepsi bir anda olmaz; hazmede hazmede, hazmettire hazmettire ilerlememiz gerekiyor” sözleri bunun açık bir ifadesi olmuştur. Bu bakımdan Kürt açılımının içeriğini bilmeden konuştuğumuzu, kendisine haksız yere bölücülük damgası vurmaya çalıştığımızı ve ihanete varan suçlamalarda bulunduğumuzu söylemesi, bundan şikayetçi olması ciddiye alınmayacak boş sözlerdir. Başbakan, Anayasal suç işlemeye tam teşebbüs halindedir. Bu demagojilerle kendisini kurtaramayacaktır. Türkiye’nin başına bela etmeye çalıştığı bu yıkım projesinin içeriğini ve kapsamını anlamak için kahin olmaya ihtiyaç yoktur. Sayın Basın Mensupları Başbakan’ın yıkım projesinde, PKK’nın taleplerinin zamana yayılarak ve kademeli olarak karşılanacağı bir sürecin demokratikleşme adı altında başlatılması öngörülmektedir. Bu talepler, niteliklerine ve fiiliyata geçirilmeleri için gerekli işlem ve tasarruflara göre üç gruba ayrılarak, kısa-orta ve uzun vadeye yayılan bir takvim ve yol haritasına göre taksit taksit karşılanacaktır. Başbakan’ın “paket ve eylem planı yok, süreç var” söylemi bunun bir ifadesi olarak görülmelidir. Bu sürecin birinci aşamasında “iyi niyet adımları” ve “güvenin tesisine yönelik önlemler” adı altında bir dizi idari düzenleme yapılacağı anlaşılmaktadır. Bu ilk adımların, bölücülük gündeminin dahi ileri aşamalarına geçiş sürecinde Türk toplumunu yavaş yavaş alıştırmak fonksiyonu olacaktır. Başbakan’ın “sürecin hazmettire hazmettire ilerletileceği” sözleri, bu ilk adımlarının tatlandırıcı ve hazım ilacı olarak düşünüldüğünü göstermektedir. Bunlar büyük ölçüde idari karar ve tasarruflarla hayata geçirilecek, AKP’nin kontrolu altındaki bazı devlet kurumları da bu amaçla payanda olarak kullanılacaktır. YÖK ve RTÜK bu süreçte kendilerine biçilen rolün gereği olarak esasen sahneye çıkmıştır. Bu ilk aşamanın odağında; Kürtçe’ye statü kazandırılmasında hazırlık adımlarının atılması ve sisteme kademli olarak sokulmasının alt yapısının oluşturulması yer almaktadır. Bu kapsamda; - Kürtçe’nin eğitim sistemine üniversitelerden başlanarak sokulması, - Kürtçe eğitim verecek kadroların yetiştirileceği Kürt dili ve edebiyatı bölümleri ile enstitülerinin kurulması, - Bu dilin Yüksek Öğretimde seçmeli ders olmasının alt yapısının hazırlanması, - Özel kurs ve televizyon yayınlarının denetimsiz ve serbestçe yapılmasının sağlanması, - Pilot bölgelerden başlanarak Kürtçe bilen kamu personeli istihdamı, - Bazı belediyeler ve kamu kuruluşlarında iki dilli kamu hizmeti uygulaması başlatılması, bu konuda ilk planda hayata geçirilecek önlemler arasındadır. AKP iktidarı döneminde TRT-6 ile özel dil kursu ve yayınlar konularında yapılan düzenlemeler bilinmektedir. Şimdi atılacak bu adımlar, önceden yapılanları tamamlayacak ve daha ileri aşamaya taşıyacaktır. Böylece Kürt açılımı çerçevesinde daha sonra gündeme getirilecek düzenlemeler için bir sıçrama tahtası oluşturulacaktır. Bunun yanı sıra, vadeli adımlar kapsamında şunlar üzerinde durulduğu anlaşılmaktadır. - Yerleşim birimlerinin eski isimlerinin iadesi. - Geçici köy koruculuğu sisteminin tedricen tasfiyesi sürecinin başlatılması. - İmralı canisinin tecrit koşullarının iyileştirilmesi. Türk milli kimliği konusunda Başbakan’ın düşüncelerinin şunlar olduğu görülmektedir. Başbakan’ın Türkiye’nin milli kimliğinden derin bir rahatsızlık duyduğu, bu kimlik takıntısını saklama gereği dahi görmediği beyanlarıyla sabittir. Türk milli kimliğini adeta utanılacak sakıncalı bir kimlik olarak gören Başbakan’ın, Türk milletine yeni bir kimlik bulması için Anayasa değişikliği gerekecektir. Bu konu son aşamada gündeme getirilecektir. Açılımın ilk safhasında Türk kelimesine karşı bir temizleme kampanyası başlatılması beklenmektedir. İlk planda “günah keçisi” olarak ilan edilen, büyük Atatürk’ün “Ne Mutlu Türküm Diyene” vecizesinin hedef alınacağı anlaşılmıştır. Başbakan Erdoğan’ın Cumhuriyetin kuruluşunda esas alınan kaynaştırıcı millet anlayışının bu veciz ifadesinden rahatsızlık duyduğu, bunu bir ayrımcılık ve dışlama olarak görme gafletine düştüğü bilinmektedir. Uzun yıllardır beklediği bu fırsat şimdi eline geçmiştir. Bunu nasıl hayata geçireceği ibretle izlenecektir. - Bu kapsamda, içinde Türk sözü geçen ilköğretim öğrenci andının akıbetinin ne olacağı da yaşanacak gelişmelerle anlaşılacaktır. AKP’nin yıkım projesinin orta vadeli ikinci aşamasında, yasal düzenleme gerektiren konuların Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilmesi planlanmaktadır. - Bu kapsamda Kürtçe’nin siyasi iletişim dili olması ve siyasi parti faaliyetlerinde yasal olarak kullanılması öncelikli konu olarak öne çıkmaktadır. AKP’nin bu amaçla Seçimlerin Temel Hükümleri Hakkındaki Kanun ile Siyasi Partiler Kanunun’da yer alan kısıtlamaları kaldırmayı öngördüğü anlaşılmaktadır. Üçüncü ve son aşama kapsamında ise Anayasa değişikliği gerektiren konular yer alacaktır. Bu kapsamda şu üç konu öne çıkmaktadır. - Milli kimlik tanımının değiştirilerek Anayasal vatandaşlık kavramının üst kimlik olarak Anayasa’da ifadesini bulması. - Kürtçe eğitimin önünü açacak Anayasal zemin oluşturulması. - Yerinden yönetim kisvesi altında Türkiye’nin adı konmamış fiili bir eyaletler sistemine geçişinin siyasi ve hukuki altyapısının hazırlanması. Bu üç konunun PKK ve etnik bölücülerin öncelikli talep ve hedefleri olduğu ortadadır. İmralı canisinin “demokratik cumhuriyet” çözümünün de bu temellere dayandığı çok iyi bilinmektedir. AKP hükümetinin bu konularda ne yapmak istediğini anlamak için 22 Temmuz 2007 seçimleri sonrası hazırlattığı Anayasa değişikliği paketinin ilgili hükümlerine bakılması yeterli olacaktır. Başbakan’ın müsait bir zemin ve ortam bulamadığı için gündeme resmen getiremediği bu pakette bu üç konuda Anayasa değişikliği yapılması öngörülmüştür. Değerli Basın Mensupları, Eli kanlı teröristlerin affedilmesi konusu Başbakan’ın yıkım projesinde kilit önem taşımaktadır. Türk milletine hazmettire hazmettire içirilecek zehirli ilacın en hassas unsurlarından birisi budur. Başbakan eli kanlı katilleri bir şekilde affederek ödüllendirmede kararlıdır. Ancak, genel af çıkarmaya gücü ve cesareti yetmeyecektir. Bu nedenle fiili uygulamalarla özel ve örtülü af formülleri üzerinde yoğunlaşmıştır. Kademeli olarak uygulanacak örtülü af projesi çerçevesinde; - İlk planda alt düzeydeki terör unsurlarının kuzey Irak’taki Mahmur kampı üzerinden cezai takibata uğramadan Türkiye’ye getirilmesinin sağlanmasına çalışıldığı, - Bunun yanı sıra, Türk Ceza Kanunu’nun etkin pişmanlık konusundaki 221.ci maddesinde dağdan inişleri özendirecek bazı esneklikler yapılmasının öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Başbakan’ın 2007 seçimleri sonrası dönemde bu maddenin yetersiz olduğunu, bunun cazip kılınması için esnetilmesi ve kapsamının genişletilmesi gerektiğini dile getirdiği hatırlanacaktır. Şimdi bunun gereğinin yapılmasına çalışılmaktadır. Terör örgütünün sözde yönetici kadrosunun Türkiye’nin rızası ve onayıyla siyasi mülteci olarak üçüncü bir ülkeye gönderilmesi, bunlardan arzu edenlerin kuzey Irak’ta kalmaları için düzenlemeler yapılması da bu kapsamda üzerinde çalışılan diğer hususlardır. Kürt açılımının “insani ve vicdani sorumluluğu olduğunu” ifade eden Başbakan Erdoğan, elinde bebek ve şehit kanı olan bu canileri affederek bu sorumluluğunun icabını yerine getirecektir. Başbakan Erdoğan ve AKP yöneticilerinin bu süreçte sergiledikleri siyasi riyakarlık her bakımdan ibret vericidir. Başbakan sıkıştığı zaman paravan olarak kullandığı “tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak” söylemine yeniden sarılmıştır. Bu süreci “bu anlayışla sürdüreceğini, üniter yapı üzerinde spekülasyonlara izin vermeyeceklerini” söylemesi bunun çarpıcı bir örneği olmuştur. AKP yöneticilerinin Anayasa’nın 3.cü maddesinde ifadesini bulan Türkiye’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ilkelerine bağlı olduklarını ve devletin resmi dili ve eğitim dilinin Türkçe olduğunun tartışılmayacağını söylemeleri de bu riyakarlığın diğer tezahürleridir. Başbakan, bir taraftan bunları söylemekte, öbür yandan bu ilkeleri sulandıracak ve temellerini sarsacak adımları demokratikleşme ambalajı içinde atmaya hazırlanmaktadır. Bu ilke ve esasların içinin boşaltılması, arkasından dolaşılarak anlamsız kılınmasına çalışılması Anayasa ihlalidir. Bu ilkelerin içi boş bir slogan olarak kullanılması ve kavramların soysuzlaştırılması siyasi riyakarlığın zirvesidir. Gerçek niyetlerini saklayarak Türkiye’nin milli kimliğini ve kuruluş ilkelerini tasfiye etmeye hazırlanan Başbakan’ın yaptığı da budur. Son günlerde devletin kuruluş ilkelerinin geçerliliğinin sorgulanması, milli devletin dayandığı esasların modası geçmiş kavramlar olarak karalanması ve bölücü amaçlara hizmet edecek şekilde yeniden yorumlanmaya çalışılması, Anayasa dışı bu ihanet projesine zorlama zemin arayışları olarak görülmelidir. Bu amaçla başlatılan tartışmalarda, Anayasa’nın değiştirilemez, değişmesi dahi teklif edilemez hükümlerinin değiştirilebileceğinin de gündeme getirilmesi, tezgahlanan oyunun gerçek hüviyetini ortaya koymaktadır. Başbakan’ın bu yıkım projesini savunmak, buna ahlaki ve siyasi meşruiyet kazandırmak için sarıldığı gerekçe ve dayanaklar, suçluların telaşı içinde kıvrandığını bütün açıklığıyla gözler önüne sermektedir. Başbakan’ın AKP’nin Doğu ve Güneydoğu bölgesinden aldığı oyları kendisini savunma aracı olarak kullanması ibret ve hayret vericidir. Başbakan bölge halkının bu soruna çözüm bulması için kendisine yetki verdiğini söylemekte ve bu nedenle özel sorumluluğu olduğunu iddia etmektedir. Bu sakat mantık kendisi bakımından hazin bir durumdur. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı bu sözleriyle kendisine oy verenlerin Türkiye’nin bölünmesini istediğini söylemekte, aldığı oyları da bölücülük ruhsatı olarak gördüğünü ortaya koymaktadır. Başbakan ayrıca AKP’nin Türkiye’nin her bölgesinden oy aldığını, bu nedenle Türkiye partisi olduğunu söyleyerek bizlerin bölgede neden olmadığımızı polemik konusu yaparak yıkım projesini savunmak telaşına düşmüştür. Başbakan katıldığı bütün seçimlerde çok maskeli siyaset yapmış, Diyarbakır’da bölücü hevesleri okşamış, Orta Anadolu’da sahte milliyetçilik rolüne soyunmuştur. Ancak şimdi oyun bitmiş, yolun sonuna gelinmiştir. Başbakan’ın maskeleri teker teker düşmekte, arkasındaki gerçek yüz, siyasi kimlik ve zihniyet gün ışığına çıkmaktadır. Kürt açılımı bu konuda turnosol kağıdı olmuştur. Değerli Basın Mensupları Milliyetçi Hareket Partisinin Türkiye’nin milli birliğinin temelleri konusundaki görüşleri ve hassasiyetleri çok iyi bilinmektedir. Başbakan’ın yıkım projesine ilişkin düşüncelerimiz de bütün yönleriyle aziz milletimizle paylaşılmıştır. Bu vesileyle önemli gördüğüm bazı hususları kısaca hatırlatmak istiyorum. Türk milleti kavramı birleştirici ve kaynaştırıcı bir oluşumdur. Milliyetçi Hareket, kimsenin etnik kökeniyle, dili, dini ve mezhebiyle ilgilenmeyen, bunları sorgulamayan, Türk milleti kimliğinde birleşerek millet olgusuna birlikte vücut veren bütün vatandaşlarımızı bir bütün olarak kucaklayan bir anlayışın temsilcisidir. “Adımız bir, anımız bir, acımız bir” söylemimizin temsil ettiği anlam da budur. Milleti oluşturan temel unsur kan bağı değildir. Kültür ve duygularda ortaklıktır. Türk milliyetçiliği anlayışımız da buna dayanmaktadır. Cumhuriyetin kuruluşunda farklı etnik kökenleri olan Türk vatandaşları gönüllü ve bilinçli olarak Türk milleti kimliğinde birleşmişler ve bu olguya ortaklaşa vücut vermişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes, millet bilinciyle devleti kuran Türk milletinin eşit ve onurlu bireylerdir. Devletin milli varlılığının temeli, bu milli şuur ve milli birlik ruhudur. Asırlar süren birlikteliğin harcını kardığı kaynaşmış millet yapısı şimdi yıkılmak istenmektedir. Etnik köken farklılıklarının yabancılaştırma ve ayrıştırma gerekçesi olarak görülmesi ve bunun ayrı bir millet oluşturulması için hareket noktası olması hiçbir şekilde savunulamayacaktır. Farklılıkların bir kırılma hattı olarak derinleştirilmesi ve bunların siyasi ve hukuki statü altında kurumsal hale getirilmesinin bir bölünme reçetesi olduğu açıktır. Demokrasinin böyle bir süreçte ayrıştırmanın temel dinamiği ve bölünme aracı olarak kullanılmasının garabeti de ortadadır. Herkes çok iyi bilmelidir ki ayrıştırma çatışmayı, çatışma da bölünmeyi ve parçalanmayı beraberinde getirecektir. Bu durumda Türkiye’nin milli birliği ölümcül yara alacak, bir kardeş kavgası kaçınılmaz hale gelecektir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin endişesinin nedeni budur. Etnik köken farklılıklarına dayanarak milli birliğin temellerini yıkmak, devletin varlığına ve milletin birliğine kastetmek demektir. Bu da ihanetle eş değerdedir. Bunu amaçlayan Kürt açılımın ihanet projesi olduğunu söylemek, bu bakımdan somut temellere dayanan objektif bir durum tespitidir. Bundan rahatsız olan Başbakan’ın yapması gereken matematik ilmini ve sosyolojik tespitleri bırakıp Anayasaya bakması ve bölünmez bütünlük aleyhine fiillerinin ne anlama geldiğini anlamaya çalışmasıdır. İhanetin tanımı burada aranacaktır. Başbakan’ın bu süreçte medet umduğu diğer bir ucuz polemik malzemesi de, yıkım projesine karşı çıkanları kendi çözümlerini getirmemekle suçlaması olmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi’nin milli kimlik, devletin kuruluş esasları ve milli birlik konularında nerede durduğu açıktır. Bu temel değerlerin yıkılmasını amaçlayan ihanet projelerine katkıda bulunmamızı beklemek, bu süreçlerin bir kenarında ve köşesinde elimizi taşın altına sokacağımızı düşünmek, Başbakan’dan bile beklenmeyecek bir akıl tutulması olacaktır. Milliyetçi Hareketin, Başbakan Erdoğan’ın kurduğu bölünme modelleri borsasında piyasaya süreceği bölünme ve parçalanma reçetesi yoktur. Terörle mücadeleyi demokrasi dışı çözüm yöntemi olarak karalayan, buna karşılık teröre teslim olmayı demokratikleşme ambalajıyla pazarlayanların bunu çok iyi anlaması gerekmektedir. Milliyetçi Hareket Türkiye’nin milli birliği ve bütünlüğü dışında kalan hiçbir projenin içinde, yanında ve arkasında olmayacaktır. Türk milletinin milli birliği, kardeşliği ve dayanışmasını yıkmak için yola çıkanlarla da sonuna kadar mücadele edecek, her ne pahasına olursa olsun bu ihanet çemberini mutlaka kıracaktır. Başbakan Erdoğan’a uyarımız, Türk milletinin milli varlığına kastedilmesini hiçbir zaman hazmetmeyeceğini ve bunun karşılıksız kalmayacağını vakit çok geç olmadan anlamasıdır. Sayın Basın Mensupları Değerli Dava Arkadaşlarım Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Ekim’de başlayacak yeni yasama yılına çok ağır bir siyasi ve toplumsal gerilim ortamında girilmektedir. Siyasi iktidar bu konuyu Meclis gündemine getirerek tartışmaya açacağını ilan etmiştir. Konu Meclis’in önüne geldiğinde aziz milletimiz bu hayati konuda herkesin ne düşündüğünü, nerede durduğunu bütün açıklığıyla görmek imkanına kavuşacaktır. Başbakan Erdoğan’ın klişe sloganların gölgesinde ve kapalı kapılar arkasında yıkım projesi tezgahlamak imkanı artık kalmamıştır. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’ndaki görüşmelerin açık mı, kapalı mı yapılması tartışmalarının artık geride kaldığını ümit ediyoruz. İlk önce kapalı oturum yapılmasını isteyen Başbakan’ın, şimdi gönülsüz de olsa açık oturumu kabul etmek çizgisine gelmesi yine de olumlu bir gelişme olmuştur. Başbakan, Meclis huzurunda Türk milletine neyi hazmettirmeyi planladığını dürüst ve namuslu olarak açıklayacaktır. Bu süreçte; - İmralı canisi ile kurulan temas kanallarının, - Terörist başının sözde yol haritasını elde tutarak hangi hesaplarının yapıldığının, - Başbakan ile İmralı arasında bu konuda hangi rekabetin yaşandığının, - Barzani ile görüşmelerde hangi pazarlıkların yürütüldüğünün ve, - ABD ile ne konuşulduğunun ve hangi sözlerin verildiğinin bütün yönleriyle ortaya konulması artık zorunlu hale gelmiştir. AKP yöneticilerinin Meclis oturumunun açık olması halinde her şeyin konuşulamayacağını söyleyerek bundan kurtulmak için şimdiden manevra yapmaya başlamaları beyhudedir. Kürt açılımının arka planı, kimlere ne sözler verildiği ve angaje olunduğu, bu süreçte kimlerle pazarlık yapıldığı Başbakana her hal ve karda sorulacaktır. Bu hesaplaşmadan kaçması, gizli oturum olmadığı için konuşmayarak sütre gerisine saklanması halinde, Türk milleti bu ihanet süreci ve yıkım projesinin ne olduğunu bütün çıplaklığıyla anlayacak ve bunun taşeronları, figüranları ve maşaları hakkında vicdanında gereken hükmü verecektir. Başbakan ve açılım yoldaşları da bu hükmün altından kalkamayacaktır. Hepinizi en samimi duygularla, sevgi ve saygılarımla selamlıyorum." Haber Anahtar Kelimeler 2009-09-29 17:10:13 Hasta oluyorum şu adamın konuşmalarına. metinde ne yazıldığını konuşmasından sonra sorsan bilmez. Çok uzun da konuşunca sanki adam olunuyor. cengizhan 2009-09-29 16:54:44 ne demişti eyvah,uluslarası arenada türkiyeyi zor durumda bıraktın dedi kime dedi başbakana dedi,israili kızdırdın dedi israil bizim mütttefikimiz dedi,büyük milliyetçi bahçeli. ibrahim çalık 2009-09-29 16:53:30 AKP sanki bu ülkede sadece kürtler varmış gibi davranıyor. Kürt milliyetçiliği yaparak (Örnek devlet tv sinde kürtçe kanal) ülkeyi kaosa sürüklüyor. AKP, Amerikadan aldığı yeni talimatlarla bakalım daha neler yapacak. Tayyip kendi sonunu hazırlıyor ama hiç olmazsa ülkemizin sonunu hazırlamak nasip etmesin. SERKAN34 2009-09-29 16:52:53 Bu bir yıkım projesidir..batı yeni bir damat ferit yaratmıştır..sözde islamcı,özde batı emperyalizmin kuklası olanlarla,ermeniler ve ingiliz işbirlikçişi barzani ve içimizdeki uzantıları bu projenin aktörleridir..bu tarihi hesaplaşmadır..Haçlı zihniyetinin ortadoğuyu şekillendirme,Türk devletini parçalama projesidir.. ahmet okutan 2009-09-29 16:51:52 Sayın okurumuz lütfen yorumlarınızı küçük harflerle yazarak yeniden gönderiniz… Anlayışınız için teşekkürler… HUSEYIN AGACCI 2009-09-29 16:47:11 kimin hain olduğunu hatırlarsınız. chp ile sizin elinize bir kaç tabanca verdiler ne yaptığınızı gördük kaç kişinin canına girdiğinizi gördük sayın bahçeli ve baykal. siz konuşmaya devam edin bu ülkeye tek zarar kafatasçılar bu kürt türk farketmiyor bir de atatürkçü adı altında atatürkten bi haberlerden zarar geliyor bak chp li vekilin kardeşide captagon agası çıktı siyasetle zehirledikleri yetmedi birde hapla zehirliyorlar bu ülke sizlerin elinden nice yiğitlerini yitirdi. bırakın artık maşalığı yeter. Hacı Ömür 2009-09-29 16:46:36 Enis Öksüz, Bahçeli`ye: `Allah`ın bir olduğuna inanmasam, Devlet Bahçeli`nin `Allah birdir` sözüne bile inanmayacağım. Böyle birisi çünkü. Bugün `bir` dediğine yarın `iki` der. Apo`yu asacağım diye iktidara gelip, terörist başını idamdan alan Bahçeli`dir.. ANASOL-M döneminde PKK`ya karşı alınacak tedbirleri engelleyen Bahçeli`dir.. Banka hortumcularına af çıkartan, hırsızları kollayan Bahçeli`dir. Bugün şehidler üzerinden siyaset yapan da Bahçeli`dir. Adama sormazlar mı `İktidarda iken sen ne yaptın? diye. Kemal Bilgin 2009-09-29 16:44:48 Sayın Bahçeli bu ülke 70 milyon nufüsu ve değerleriyle bir güç. Eğer sizin turancı ve aşırı milliyetçi söylemlerinize bakarsak, bu ülkenin 25 ila 30 milyonu başbakan gibi hainler! Lütfen sayın Bahçeli bu populist siyaset mantığından vazgeçiniz. Bu ülkenin dünden daha fazla kardeşliğe ihtiyacı var. Hükümetin projesini adı ise demokrasi açılımıdır. Dolayısıyla bilip bilmeden milletin duygularıyla oynamayınız lütfen! Sevgi ve saygılarımla Adnan Cöktü 2009-09-29 16:44:47 Demokrasiye ''şeytan düzeni ,hristiyan buluşu ''diyenler bugün demokratik açılım yapıyor hem de bunu Hristiyan Kulübü dedikleri AB ye uyum sağlamak için.Ve seçimle meclise girmiş bir lider de bu zihniyeti demokratik bir zeminde ifşa ediyor..Peki demokrasiyi dilinden düşürmeyenler neden kritik yaparken demokratik olmayan bir tepki gösteriyor?Yoksa demokrasi sizler için çoklu maskelerden birisi mi?Evet Bahçeli ''PKK ile aynı zihniyeti güdenler haindir'' dedi.Ama başbakan haindir demedi. M.Borahan Bilen 2009-09-29 16:44:18 yazının hepsini okumadım sürekli zırvalama bu memleketin asıl bölücü sizlersiniz diyarbakır öte tarafa ne zaman gittiniz siyaseti bırakacağım diyip de acaba kimlerle görüştün de tekrar seni seçtiler kaldı ki lider kabiliyeti bile yok ancak kağıda yazıp oradan okuyor allah bizi sizlerin ve chp nin şerrinden muhafaza eylesin engin karagöl 2009-09-29 16:37:17 Dağdaki görünür tehlike.Ama bu bahçeli gizli tehdit.Dağdakine çare var ama bu adama maalesef çare yok. Mustafa Pektaş 2009-09-29 16:36:14 aslan devletim benim sen bu ülkeyi kadar seviyorsun ki solcularla bile koalisyon kurabildin ülkeyi develasyonla ayakta tutmaya çalıştın olmadı dışarıdan biz ekonomiyi yönetemedik kemal dervişleri getirdin sonra gördün böyle olmayacak seçime gittin bumu senin ülkeyi sevme aşkın ülkeyi batır sonra yapamayınca kaç iş aş üretemeyenler ancak laf üretir sende ençok yapabildiğin laf üretimini yapıyorsun şu ülkeye bir hayrın dokunsunda bu açılıma destek ver vermeyeceksen bilmediğin şey için konuşmada adam sansın orhan özdemir 2009-09-29 16:35:21 Bu ülkedeki liderleri halk belirlemez. Liderler kendi aralarında yaptıkları düellolar sonucu partilerin başına gelir. Tıpkı mafya liderleri gibi. Türk halkı da bunu demokrasi zanneder. Oysaki TR\'de demokrasinin \"d\" si bile yoktur. Mafyalaşmaya neden olan şey de siyasal partiler yasasının parti liderlerini korumasıdır. Çaktınız mı köfteyi nexuspower 2009-09-29 16:22:10 birinin ağzından laiklik elden gidiyor. birinin ağzından ülke bölünüyor. Türkiye yi korku imparatorluğuna dönüştürdünüz. yetti artık. kaç seçim kaybettiniz. hala anlamadınız mı? mustafa şahin 2009-09-29 16:22:02 devlet bahçeli şehit kanları üzerinden siyaset yapamaz ise sonu yakın demektir. bunun telaşını ve paniğini yaşıyor olamalı, yoksa terörün bitmesine, akan kanın durmasına karşı çıkması başka türlü izah edilemez. mhp'li yöneticiler hafızalarından sildikleri osmanlı imparatorluğunun nasıl hoşgörülü cihana hükmettiğini araştırsınlar. millete bir faydası olmayan sahte mason milliyetçileri osmanlının sonunu hazırlamıştı. yıldırım tuğrul türkeş bile siyonistlere hizmet eden masonlardansa artık gerisini siz düşünün hasan esen 2009-09-29 16:15:50 Bu adam kendisine karşı halkı KİN ve NEFRET teşvik ediyor!!! serkan tekin 2009-09-29 16:15:12 bu adamın soledikleri hep boş türkiye daha once olmadagı kadar güçlü bir ülke oldu kıbrıs oylamasında da kıbrısı satıyorlar demişlerdi bu zihniyet şunu bilin bu ülke senin gibilere rağmen daha da güçlenecek ve senin gibi siyaseti yapanlar tekrar sandıkta eriyecek kurt kurt 2009-09-29 16:07:35 basbakan abd de hazmettıre hazmettıre yapacağız dıyor.sız bızı salak mı sanıyorsunuz akp lıler.mıllıyetcıymısler akp kım vatanseerlık mıllıyetcılık kım kargalar bıle guler.47 ye guvenmeyın acılım ıcın verılmedı basortusu dokunulmazlık ekonomık kalkınma ıcın verıldı kalkınma komur ıle sağlandı kamu kurumları satıldı komur olarak dondu dığerlerı yok.sayın devlet bahcelı bız senı anlayamadık lutfen bızı affet.senın buyukluğun karsısında erıyen akp yı goruyoruz.allah yar ve yardımcın olsun turk mılletı snı sv salih gül 2009-09-29 16:07:23 bu adam şu büyük meclisteya ona yanarım Sonun gelde MHP kardeşlik gelecek sen biteceksin.... Osman Tk 2009-09-29 16:01:34 Kuzey ırakta kürtlerle işbirliğiyapan ingilizler,oyunu Türkiye üzerine kurguluyorlar..Bahçeli milleti bilgilendiriyor..kapalı kapılar ardında oynanan oyunları millete anlatıyor..'siyasal islam' ve kürtçülük akımlarını destekleyen.örgütleyen ve kontrol eden ingiltere tarihi hesaplaşmayı bunlar üzerinden yürütüyor.
589485
BÜLENT KORUCU Temizöz, içtimaı 3G ile mi yapıyor?
Genelkurmay sözcüleri bunun bir unutkanlık veya ihmalden kaynaklanmadığını, bilinçli bir tercih olduğunu beyan etti. Uygulama, kanun ve etik açılardan ayrıca sorgulanmalı ama ben fiilî durumdan başlamak istiyorum. Aylardır hapiste bulunan biri görevinin başındaymış gibi muamele görüyor! Nasıl yani! Askerlik gibi mesai mefhumuna en fazla dikkat edilen meslekte işe gelmeyen kişi aylarca nasıl idare edilir? Herhalde tutanak tutuluyordur. Acaba ne yazıyorlar? İdari izinli filan mı diyorlar? Beş yıl sonra bu kayıtlara bakanlar neyle karşılaşacak, altında imzası bulunanları nasıl yâd edecek? Temizöz, görevinin başındaysa sorumluluklarını nasıl yerine getiriyor? Aynı anda iki yerde bulunmayı başarıp keramet mi gösteriyor? Veya teknolojinin nimetlerinden yararlanıp 3G ile kesintisiz bağlantı halinde mi bulunuyor? Jandarmanın yapmakta olduğu asayiş operasyonlarına katkısı ne oluyor? Görev başında olduğuna göre takip edilen olaylarla ilgili bilgi veriliyor, emirleri alınıyor mu? Yetkileri alınmamış bir jandarma albay olarak cezaevindeki jandarma astlarına emir vermeye kalksa ne olur veya ne oluyor? Aynı korumacı tavırdan yağmaya azmettirme ve çete üyeliğinden tutuklanan Hava Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok da yararlanabilecek mi? Yararlanacaksa; sorguları cezaevinde mi yapacak? Yararlanamayacaksa bu çifte standardı izah etmek mümkün olabilecek mi? Genelkurmay sözcüleri bu durumun kanuna aykırı olmadığı görüşünde. Yukarıdaki sorulardan daha absürt bir yaklaşım. Albay Temizöz, Şırnak ve çevresinde 1993-1995 yılları arasında 23 kişinin öldürülmesi suçlamasıyla tutuklu yargılanıyor. Miras kavgasında amcaoğlunun ölümüne sebep olmaktan mahkeme önünde olsa 'hadi neyse' diyebiliriz. İl jandarma alay komutanı, emniyet müdürü ile alan paylaşımı halinde Kayseri'nin asayişinden sorumlu makam. Hakkındaki suçlama devletin kendisine tanıdığı yetkiyi ve verdiği silahı hukuksuz biçimde kullandığı yönünde. Sonuçları itibarıyla daha ağır bir suç olmakla birlikte atfedilen cürüm 'görevi kötüye kullanma' olarak özetlenebilir. Bu görevi kötüye kullanmanın neticesinde 23 vatandaşın hayatını kaybettiği ileri sürülüyor. Mahkeme, delillere bakarak 'kuvvetli şüphe' görüyor ve tutuklama kararı veriyor. Çalıştığı kurum aynı görev ve yetkileri kullanmasında sakınca görmediğini açıklıyor. Kayseri çapında bir ilin asayişinde söz sahibi kişi, 23 cinayet suçlamasıyla yargılanıyor ve Genelkurmay Başkanlığı bunda bir tuhaflık görmüyor. Yukarıda biraz ironik biçimde anlattığımız gibi fiilen görevinin başında bulunması mümkün değil. halde bu sahip çıkmanın sembolik bir anlamı olmalı. Daha hafif suçlarda, hatta suç olarak bile nitelenemeyecek ahlaki zaaflarda generallerini istifaya zorlayan; bir kuvvet komutanını yargılayıp hapse mahkûm eden Türk Silahlı Kuvvetleri adına izahı zor bir duruş. Hele tutuklanan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan'ın görevden alınması için süreç acilen başlatılmışken... Temizöz, jandarma ile ilgili temel eleştiri konularından olan çok başlılıktan mı yararlanıyor yoksa? Malum jandarmanın bir ayağı Milli Savunma, diğer ayağı İçişleri Bakanlığı'nda. Emniyet genel müdür yardımcısı için tereddüt etmeyen İçişleri, topu Milli Savunma Bakanlığı'na atıyor olabilir. Onlar da paralel pasla Genelkurmay'ın bahçesine gönderiyorlar! Her neyse nihayetinde hepsi birden yıpranıyor. En fazla da adalet duygusu zedeleniyor.
590706
IMF toplantısı için yollar kapanmayacak
IMF toplantısı için yollar kapanmayacak İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde düzenlediği basın toplantısında alınan tedbirleri açıklayan Vali Güler, toplantılar nedeniyle yolların kapanmayacağını söyledi. İstanbul Valisi Muammer Güler, 6-7 Ekim tarihlerinde İstanbul'da yapılacak olan Dünya Bankası ve IMF toplantıları sırasında 10 bin polisin görev yapacağını açıkladı. Güler, "Kongredeki düzeni, tedbiri zorlaştıracak hiçbir harekete izin verilmeyecek" dedi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde düzenlediği basın toplantısında alınan tedbirleri açıklayan Vali Güler, toplantılar nedeniyle yolların kapanmayacağını söyledi. Güler, toplantıların düzenleneceği İstanbul Kongre Merkezi'ne çıkan bazı yolların ihtiyaç olması halinde kontrollü olarak kapatılacağını duyurdu. Kongre süresince 10 bin polis memurunun vardiya halinde görev yapacağını anlatan Güler, 10 bin hizmetlinin ve kongre merkezi içinde de polis nezaretinde bin 600 güvenlik görevlisinin görev yapacağını kaydetti. Güler, "Beşiktaş, Şişli, Fatih, Beyoğlu'nda 14 ayrı noktada basın açıklaması yeri hazırlandı. Bu yerler kongre merkezine yaklaşık 460 metre uzaklıktan başlıyor. Bu yerlerde serbestçe görüş bildirilebilecek. Kongredeki düzeni, tedbiri zorlaştıracak hiçbir harekete izin verilmeyecek. Şiddet içerikli hiçbir şeye izin verilmeyecek. Özellikle suç teşkil edecek şeylerden uzak durulmasını tavsiye ediyoruz" dedi.
590702
Abdülmelik Fırat hayatını kaybetti
Abdülmelik Fırat hayatını kaybetti. HAK-PAR Lideri Abdülmelik Fırat Ankara'da hayatını kaybetti.
589645
Rektör Söylet: Statükoculuk çıkmaz yoldur
Söylet, "Değişime direnmek, gelişmeye ayak sürümek, durağanlık, yani 'statükoculuk' çıkmaz yoldur." dedi. Çağı yakalamanın ne demek olduğunu anlatan Rektör, "Atılım yapmak, bilimsel gelişmelerin gerisinde kalmamak, değişmek ve gelişmek, Atatürk'ün bize adeta bir vasiyeti olarak niteleyeceğimiz 'muasır medeniyetler seviyesine çıkmak' ülküsüne uymak demektir." diye konuştu. Prof. Dr. Söylet, 'Demokratik açılım' konusunda da öncü olmak istediklerini söyledi. Mart ayında kuracakları Kürdoloji Araştırma Merkezi'ni buna örnek gösterdi. Bu merkez ile çözümün parçası olmak için gayret edeceklerini belirtti. Farklılıkları zenginlik olarak kabul ettiklerini dile getiren Söylet, "Merkezimiz bu konuyu her yönüyle araştıracak, bilimsel çalışmalar yapacak, öneriler sunacaktır." diye konuştu.
590493
DTP'liler Yine İfade Vermeye Gitmedi
DTP'liler Yine İfade Vermeye Gitmedi Haklarında terör örgütünün propagandasını yapmak suçlamasıyla dava açılan milletvekili duruşmaya katılmadı. Mahkemede Tuğluk'la ilgili karar çıktı. Terör örgütü propagandasını yaptığı iddiasıyla DTP'li milletvekili hakkında açılan davanın duruşması bugün (29.09.2009) Ankara Adliyesi'nde görülüyor. Bir önceki duruşmaya gelmeyen DTP'liler, bu duruşmaya da katılmadı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi TBMM'ye bir kez daha yazı göndererek müzekkerelerin akıbetini sormus, yeni duruşmayı bugüne ertelemişti. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk hakkında İstanbul, parti eşbaşkanı Emine Ayna hakkında Adana, Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş hakkında Diyarbakır, Diyarbakır milletvekili Aysel Tuğluk hakkında ise birden fazla mahkemede dava açılmıştı. Mahkemeler, milletvekillerinin ifadelerinin talimatla alınması için Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ni yetkilendirmişti. Mahkemenin Tuğluk Kararı Duruşmanın ilk bölümünden Aysel Tuğluk'la ilgili bir karar çıktı. Tuğluk'un duruşması 29 Aralık'a ertelenirken, Nevruz ile ilgili yaptığı konuşma nedeniyle Van Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanının dosyası istendi. Yargılanan DTP'li milletvekili de bugünkü duruşmaya katılmıyor.
590504
Havai Fişek Fabrikasında Patlama
Havai Fişek Fabrikasında Patlama. Sakarya'nın Hendek ilçesindeki bir havai fişek fabrikasında patlama meydana geldi. Olayda işçi yaralandı. Hendek Yukarıçalıca köyü yakınlarındaki havai fişek fabrikasında, belirlenemeyen bir nedenle patlama meydana geldi. Fabrikanın fitil ünitesindeki patlamada, ilk bilgilere göre işçi yaralandı. Yaralıların vücutlarında yanık izleri olduğu, ancak hayati tehlikelerinin bulunmadığı bildirildi. Çıkan yangın ise fabrika görevlileri tarafından kısa sürede söndürüldü. Aynı fabrikada 17 Ağustos günü de patlama meydana gelmiş, kişi ölmüş, 32 kişi de yaralanmıştı.
589754
Ligdeki rekabet Telefutbotbol'da
Ligdeki rekabet Telefutbotbol'da Kısa zamanda sporseverlerin büyük beğenisini kazanan Telefutbol yine dopdolu bir gündemle futbolseverlerin karşısında. Erhan Köknar'ın hazırlayıp sunduğu, Sanlı Sarıalioğlu, Osman Tanburacı ve Selçuk Yula'nın yorumlarıyla renk kattığı programda 7'de yapıp rekor kıran F.Bahçe'nin artıları, G.Saray'ın ligde ilk firesini vermesi masaya yatırılacak. CİNE5'teki program saat 23.15'te başlayacak.
589524
İstanbul için 'isyan' vakti!
İstanbul için 'isyan' vakti! Dünya Bankası (DB) ve Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) İstanbul'da 6-7 Ekim tarihlerinde yapacağı Guvernörler Kurulu Zirvesi için anarşist ve sol gruplar büyük çaplı sokak gösterilerine hazırlanıyor. Kendilerine "Direnistanbul" adını veren ve "Direniş Günleri Koordinasyonu" olarak örgütlenen anarşist grup, 1- Ekim haftasını "Direniş Şenliği" ilan etti. "Direnistanbul", IMF ve Dünya Bankası'na karşı hazırladığı takvimle, toplantının yapılacağı Harbiye'deki Konferans Vadisi çevresinde her gün protesto gösterisi yapmayı planlıyor. Eşcinsel gruplar ile sendika ve sivil toplum örgütlerinin de bulunduğu gruplar, IMF politikalarına veryansın ederek, İstanbul sokaklarına çıkacaklarını duyuruyor. ÇAĞRI YAPTILAR Pazar günü İstiklal Caddesi'nde "Direnistanbul" ile birlikte basın açıklaması yapan bir eşcinsel grubu, "Eşcinselim. IMF'siz yalnızım" yazılı dövizler taşıdı. Ponpon kız kostümü giyen erkeklerin ve erkek takım elbisesi giyen kadınların olduğu grup, IMF'yi protesto eden açıklama yapıp sloganlar attı. "Dünyamızı bize dar edenlere İstanbul sokaklarını dar edelim" sloganıyla eylem yapmaya hazırlanan öteki anarşist gruplar ise internet üzerinden örgütlenmeyi tercih ediyorlar. Yaptıkları çağrılarla, Seattle, Cenova, Prag, Atina, Strasbourg ve en son geçtiğimiz hafta Pittsburgh'da yapılan sokak gösterilerinin benzerini İstanbul'da düzenlemeye kararlı olduklarını dile getiriyorlar. Emniyet şimdiden protestocuların içeri girmesine engel olmak amacıyla Konferans Vadisi çevresini çelik bariyerlerle kapattı.
589898
El Kaide'den Tükiye'ye tehdit
El Kaide'nin iki numaralı ismi Ayman El Zevahiri, yeni yayınlanan ses kaydında Türkiye'yi tehdit etti. Zevahiri, Türkiye'nin, 'da konuşlu Uluslararası Güvenlik ve Destek Gücü "ISAF'ın komutasını gelecek devralmasıyla savaş ilan etmiş olacağını" ileri sürdü. Ayman El Zevahiri, yeni ses kaydından Türkiye'yi hedef aldı. Türk hükümetinin, 'da güçlerine verdiği desteği eleştirdi. Zevahiri, Türk güçlerinin Uluslararası Güvenlik ve Destek Gücü ISAF'ın komutasını alarak, İslam ve Müslümanlara yönelik haçlı seferini yönetme görevini devralacağını iddia etti. "Türk askerleri 'da, Yahudilerin Filistin'de yaptıklarının aynısını gerçekleştirecekler" diye konuşan Zevahiri, "Türk halkının, hükümetin bu politikasına karşı çıkmasını" istedi.
590783
Fenerbahçe'de Güiza bilmecesi
'de Güiza bilmecesi 'de Sheriff maçı öncesi Güiza bilmecesi sürüyor. maçında topuğundaki sakatlığı tekrar eden İspanyol golcünün ağrılarının arttığı ve Perşembe günü maçında oynamasının zor olduğu belirtildi. LigTV'nin internet sitesinin haberine göre; Daum'un Güiza ile ilgili son kararını yarın sabah vereceği belirtilirken, Semih'e de hazır ol talimatı verdiği öğrenildi. Sarı-Lacivertlilerde Antalyaspor maçında sakatlanan diger iki futbolcu Andre Santos ile 'ün durumlarının ise iyi olduğu açıklandı. Teknik Direktör Daum'un bu iki futboluyu maç kadrosuna alacağı ancak onbirde oynatıp oynatmama konusunda henüz kesin bir karar vermediği ifade edildi. Bu arada kaptan Alex kendi internet sitesindeki haftalık yazısında Güzia'nın 'da kaçırdığı gollere yer verdi. Alex, "Mutlu hafta" başlıklı yazısında, "Antalya'da çok zorlandık ama Güzia iki kez kaleciyle karşı karşıya kaldı ama golleri kaçırdı" yorumunu yaptı. Brezilyalı yıldız ligdeki durumlarıyla ilgili olarak da, "Şu anda lideriz. Bu sene takım iyi futbol sergilemese bile saha içinde savaşıyor. Bu da benim için işlerin yolunda gittiğini gösteriyor. evinde iki puan kaybetti. Rakibin puan kaybetmesi her zaman avantajdır. Önümüzde daha bir çok maç var.. Biz hedefi kaybetmeden çalışmaya devam etmeli ve tempoyu artırmalıyız. Zorlularla karşışacağımız biliyoruz. Bu zorluklarla savaşmak için hazırlıklı olmalıyız" dedi.
590572
Yeniceli çiftçiye evlilik oyunu
Yeniceli çiftçiye evlilik oyunu. 'nin Yenice İlçesi'ne bağlı Kurtlar Köyü'nde 34 yaşındaki çiftçi İsmail Boztaş, bin TL karşılığında 'dan getirterek, evlendiği eşinin üç gün sonra kaçması üzerine dolandırıldığını ileri sürerek, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Boztaş, savcılığa verdiği dilekçesinde, evlenmek istediğini yakınlarına söylediğini belirterek, “Bir süre sonra komşu Çiftlik Köyü'nden Halit Tosun, ‘'in İlçesi'nde oturan tanıdıklarım var. Onlar sana bir eş bulur’ dedi. Birlikte Gönen'e gittik. Burada Mustafa Şen ve ablası Derya Şen ile tanıştırıldım. Bana, Azerbaycan'dan eş getirtebileceklerini ancak masraflı olabileceğini söylediler. Kabul edip, bin TL verdim” dedi. Dilekçesinde, Mustafa Şen ve Derya Şen'in tanıştırdığı Azerbaycanlı 37 yaşındaki Arifa Mehmetova ile 31 Temmuz'da Yenice'nin Hamdibey Beldesi Belediyesi'ndeki nikahla evlendiğini ifade eden Boztaş, “Ancak, mutluluğum uzun sürmedi. Üç günlük eşim Mehmetova, izin isteyip Azerbaycan'a gitti. Ancak, dönmeyince, dolandırıldığımı anladım. Hemen Halit Tosun'u arayıp, durumu anlattım. Fakat, bana ‘Elçiye zeval olmaz. Bundan sonraki durum sizleri ilgilendirir’ diye cevap verdi. Dolandırıldım, sorumluların cezalandırılmasını istiyorum” diyerek, şikayetçi oldu. Boztaş, savcılık tarafından başlatılan sonucunda eşinin 'ye dönüş yaptığının saptandığını, yakalanması için çalışmaların sürdüğünü söyledi. Kendisi gibi ilçede benzer şekilde dört kişi daha olduğunu öğrendiği aktaran Boztaş, başkalarının da mağdur olmaması için kendisini dolandıran kişilerin yakalanması için elinden ne geliyorsa yapacağını kaydetti.
590510
Yugoslavya sanal ortamdan siliniyor
İnternet alan adlarını tahsis eden The Internet Corporation for Assigned Names and Numbers (Icann) adlı kuruluşun 2006'da ülke internet alan isimleri listesinden ".yu"yu çıkarmasının ardından, internet sitelerine, ".rs"e (Sırbistan) ve ".me" (Karadağ) uzantılarına geçiş için fazladan zaman tanımıştı. Buna karşın bin civarında web sitesinin hala yeni alan uzantısına geçmediği belirtiliyor. Eski Yugoslavya Cumhuriyeti, 2003'te Sırbistan ve Karadağ olarak yeniden adlandırılmış, 2006'da da Karadağ ayrılma kararı almıştı. 1989'da verilen ".yu" uzantısı ilk olarak Yugoslavya Federal Sosyalist Cumhuriyeti'ne verilmiş, sosyalist cumhuriyetin dağılmasıyla, ".yu" başta yeni bağımsızlığını ilan eden Slovenya tarafından kullanılmış, ancak 1994'te Yugoslavya Federal Cumhuriyeti'ne geçmişti. Bu tarihten beri, Yugoslavya internet alan kaydı, Belgrad Üniversitesi tarafından yapılıyor.
589482
İlk yürüyen merdiven Rizelileri yaraladı
İlk yürüyen merdiven Rizelileri yaraladı. Atatürk Caddesi’nde açılışını Belediye Başkanı AK Partili Halil Bakırcı’nın yaptığı bir alışveriş merkezinin en çok rağbet gören yeri yürüyen merdiven oldu Atatürk Caddesi’nde açılışını Belediye Başkanı AK Partili Halil Bakırcı’nın yaptığı bir alışveriş merkezinin en çok rağbet gören yeri yürüyen merdiven oldu. Kentte ilk kez kullanılan yürüyen merdiven büyük ilgi gördü. Üst katlara yürüyen merdivenle çıkmak isteyenler izdihama yol açtı. İlk kez yürüyen merdivene binen bazı kişiler düşerek hafif yaralandı. Bazı kadınlar korktuğu için merdiven kapatıldı. Bu kişiler üst katlara yürüyerek çıktı. Başkan Bakırcı, 1970’te ’da tanıştığı yürüyen merdivene binerken kendisinin de düştüğünü belirterek, “İnsanımız yeniliklere alışacak” dedi. İşyeri sahibi Yusuf Akgün de halkın yürüyen merdivene binmekte zorlandığını ancak, iniş ve çıkışlarda 1’er kişiyi yardımcı olmaları için görevlendirdiklerini söyledi.
590104
Şimdi de at gribi çıktı
Kanada'nın Nova Scotia eyaletinde bir atın, sivrisineklerce taşınıp bulaştırılan bir virüs nedeniyle öldüğü açıklandı. Kanada Tarım Bakanlığı Nova Scotia eyalet biriminden Veteriner Rob Kerr konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Amerikan Bulaşıcı Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi kayıtlarında Eastern equine encephalitis olarak geçen at gribinin atlarda beyin iltihabına ve sonrasında da ölüme neden olduğunu belirtti. At gribi virüsünün, kuş gribi virüsü ile enfekte olan tavuk ve kuşlardan, atlara, sivrisinekler tarafından taşındığını kaydeden Kerr, ''Virüs, attan ata geçmiyor. Virüsün, sivrisinekler tarafından sokulan atların kanına ya da yiyeceklerine karışması yeterli. Atlar üzerinde kesin öldürücü olan bu virüs, nadiren de olsa insan ölümüne neden olabiliyor'' dedi. At gribine karşı hayvanlar için aşının mevcut olduğunu söyleyen Rob Kerr, eyalette yeteri kadar aşı bulunduğunu ve isteyen at sahiplerine verileceğini söyledi. Sivrisinek tarafından ısırılan atların, 10 gün sonra grip belirtileri gösterdiğini ifade eden Kerr, ''Bölgede daha çok atın enfekte olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bize sınır diğer eyaletlerdeki veteriner arkadaşlarımızı da uyardık'' diye konuştu.
591138
Barbarella savaşı H2
Barbarella savaşı H2"Barbarella" filmindeki başrol, Angelina Jolie ve Megan Fox arasında gerginliğe neden oldu. 29.09.2009 17:26
590215
Japonya'da tüketici fiyatlarında rekor düşüş
Dalgalı seyir izleyen taze gıda fiyatları dışarıda tutularak hesaplanan tüketici fiyatları, işsizliğin artması ve ücretlerin düşmesiyle birlikte, ağustos ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,4 düştü. Böylece, tüketici fiyatları, 1971 yılından bu yana en keskin düşüşü yaşadı. Çekirdek tüketici fiyatlarının altı aydır üst üste düşmesi, dünyanın 2. büyük ekonomisinin bir başka uzun süreli deflasyon tehdidiyle karşı karşıya kalabileceğini gözler önüne seriyor. Japonya Merkez Bankası, bazı ekonomik verilerin toparlanma işaretleri göstermesine karşın şirketlerin ve tüketicilerin harcama konusunda hala gönülsüz davrandığını bildirdi. Ekonomistler, Japonya'da işsizliğin yüzde 5,7'yi aşarak, rekor kıracağını tahmin ediyor.
589661
Efsane futbolcular, bu kez 'Devler Ligi' için ter dökecek!
Show TV'nin yeni yayın döneminde ekrana gelecek olan Devler Ligi adlı yarışma, yeşil sahaların gelmiş geçmiş en ünlü isimlerini ekrana taşıyacak. "Devler Ligi"nin tanıtımı dün yapılırken toplantıya televizyon programcısı, sunucusu ve organizasyonun sorumlusu Acun Ilıcalı, turnuvada mücadele edecek takımların kaptanları Sergen Yalçın, Pascal Nouma, Tanju Çolak, Pierre Van Hooijdonk, Elvir Boliç ve Hakan Ünsal ile yorumculuk yapacak olan Rıdvan Dilmen, turnuvanın hakemi Erman Toroğlu ve Futbol Federasyonu Herkes İçin Futbol Projesi İstanbul Sorumlusu Suat Okyar katıldı. Acun Ilıcalı, yaptığı konuşmada, bu turnuvanın fikrinin Pierre Van Hooijdonk sayesinde oluştuğunu belirterek, maçların 13 hafta boyunca oynanacağını ve kazanacak takımın ciddi bir ödül kazanacağını söyledi. Ayhan Şahenk Spor Salonu'nda oynanacak olan turnuva turlu lig usulüne göre yapılacak ve şampiyon olacak takım toplam milyon lira ödül alacak. eski futbolcunun kaptanlığını yapacağı takımlarda yer alacak eski futbolcular şunlar: Sergen Yalçın'ın takımı: Gökhan Keskin, Recep Çetin, Ömer Gülen, Kaan Dobra, Sait Cemre Özbalkan, Hakan Yurtvermez, Erkan Avseren, Çetin Kahraman. Pascal Nouma'nın takımı: Zafer Öğer, Rahim Zafer, Fikret Demirer, Zeki Önatlı, Bayram Bektaş, Tayfur Havutçu, Yusuf Tokaç, Metin Uzun. Tanju Çolak'ın takımı: Hayrettin Demirbaş, Ergün Penbe, Osman Akyol, Mert Korkmaz, Tayfun Hut, Soner Tolungüç, Hamza Hamzaoğlu, Taner Alpak. Hakan Ünsal'ın takımı: Ahmet Bulut, Bekir Gür, Ümit Davala, Vedat İnceefe, Ahmet Yıldırım, Uğur Tütüneker, Saffet Akyüz, Mehmet Gönülaçar. Boliç'in takımı: Yaşar Duran, Saffet Akbaş, Cem Pamiroğlu, Saffet Sancaklı, Atilla Güneş, Kemalettin Şentürk, Zafer Tüzün, Tarık Daşgün. Pierre Van Hooijdonk'un takımı: Nurettin Yıldız, Taygun Erdem, Semih Yuvakuran, Hakan Tecimer, İlker Yağcıoğlu, Sercan Görgülü, Elvir Baliç, Şenol Ustaömer.
589889
Kuzeydoğu'da yağış var
HAVA SICAKLIĞI: Ülkemiz genelinde ila derece artacak. RÜZGAR: Genellikle kuzey ve kuzeydoğu, zamanla Ülkemizin güney, iç ve doğu bölgelerinde güney ve güneybatı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. KUVVETLİ YAĞIŞ UYARISI: Yağışların; Rize ve Hopa çevrelerinde kuvvetli olması beklendiğinden yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı (sel, su baskını, heyelan, taşkın, yıldırım, ulaşımda aksamalar vb.) ilgililerin ve vatandaşların tedbirli ve dikkatli olmaları gerekmektedir. SİS UYARISI: Sabah saatlerinde Bolu başta olmak üzere Ülkemizin iç bölgelerinde yer yer sis olayı beklendiğinden yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı (düşük görüş mesafesi, ulaşımda aksamalar vb.) ilgililerin ve vatandaşların tedbirli ve dikkatli olmaları gerekmektedir.
590863
PKK operasyonu
PKK operasyonu. Van Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan çalışmalar neticesinde PKK terör örgütüne lojistik destek sağladıkları iddia edilen Cemal AŞAN VAN (AHT) Edinilen bilgiye göre, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ekipleri, yaptıkları istihbarat çalışmaları neticesinde PKK terör örgütüne lojistik destek sağladıkları, temin ettikleri malzemeleri örgütün kırsal alanına kamplarına göndereceklerinin bilgisine ulaştı. Bu bilgiler doğrultusunda harekete geçen TEM Şube Müdürlüğü ekipleri, malzemeleri PKK terör örgütünün dağ kadrosuna götürecekleri öğrenilen nda Demokratik Toplum Partisi (DTP) yöneticisi F.B. ile Y.A. ve İ.K. isimli şahısları Van merkez, Özalp ve Saray ilçelerinde düzenlenen eş zamanlı operasyonla gözaltına aldı. Şahısların işyeri ve ikametlerinde yapılan aramalarda adet jeneratör, iki adet kuru sıkı silah ile bu silahlara ait 14 adet fişek, cep telefonları, hafıza kartları, CD'ler, dokümanlar ile yasadışı PKK/Kongra-Gel terör örgütüne ait sözde çeşitli simgeler bulunarak el konuldu. Zanlıların Emniyet Müdürlüğü'ndeki sorgularının ardından sabah saatlerinde sağlık kontrolünden geçirilmek üzere Van eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldüler. Sağlık kontrolünden geçirilen zanlılar, yoğun güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildiler.
590201
Kadir Has'ın çimleri Fenerbahçe maçına yetiştirilecek
Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim'in Türkiye Estonya maçı sonrası yaptığı eleştiri sonrası gündeme gelen çim sorunu için Futbol Federasyonu'nun tavsiyesiyle Kayseri'ye çağrılan İngiliz Stri firması sahadaki problemlerle ilgili yaptığı ön çalışmada, çimlerin değiştirilmesine gerek olmadığını, bakıma ihtiyaç olduğunu tespit etti. İngiltere'nin en ünlü arenası Wembley Stadı'nın da zeminini yapan firma, analiz sonrası 35 günlük bakım programını uygulamaya koydu. Program kapsamında, havalandırma, sıvı gübreleme, suyun alt tabakaya ulaştırılması ve bazı bölgelere yeni çim ekilmesi gibi çalışmalar yapılacak. Bakımsızlık ve alttan ısıtmalı sistemin toprağı kurutması nedeniyle köklerini zemine salamayan çimler bakım sonrası dünya standartlarına kavuşacak. Milli maç arası, deplasman maçları sırasında gerçekleştirilecek bakım sonrası çimler üzerinde ilk karşılaşma Kayserispor Fenerbahçe arasında oynanacak. Kayseri Büyükşehir Belediye ve Kayserispor Onursal Başkanı Mehmet Özhaseki, Kadir Has Stadı'nın çimlerinin bakım çalışması başlatıldığını söyledi. Türkiye-Estonya maçı sonrası çim sorununu masaya yatırdıklarını anlatan Başkan Özhaseki, Avrupa'da bu konuda en yetkin ekibi barındıran İngiliz Stri firmasının bu çerçevede Kayseri'ye geldiklerini ifade etti. Özhaseki, şöyle devam etti; "Belediyemiz sorumluluğunda Kadir Has Stadı'nın çimlerini, hazır hale getirmek, stadın içindeki spor mağazaları, kafeteryalar, marketler, düğün salonu gibi tesisleri kısa sürede, Başbakanlıktan onay beklediğimiz Spor AŞ tarafından faaliyete getirmek için harekete geçeceğiz. Yaptığımız araştırmada stadın çimleriyle ilgili ayrı rapor geldi. Bunlardan anlaşıldığı üzere birincisi zeminde yeterince havalandırma, özel gübreleme, ara ekimi yapılması gerektiği ortaya çıktı. Dışarıdaki bu tür statlarda da yılda 3-4 kez çim değişi yapıldığını belirledik. İngiliz uzmanlar Kadir Has Stadyumu'nda bugün bakım çalışması başlattı. Çimler Fenerbahçe maçına kadar yetiştirilecek."
590029
ABD: Sarkisyan milli maça gitse iyi olur
Sarkisyan milli maça gitse iyi olur Dışişlerinin, Devlet Başkanı Sarkisyan’a dan ilişkilerin normalleşmesi konusunda adım atmasını ve Sarkisyan’a ’de yapılacak Türkiye Ermenistan maçına gitmesi konusunda telkinde bulundukları öğrenildi. ABD Dışişleri Bakanı, Ermenistan ve Türkiye Dışişleri Bakanını ayrı ayrı ardından ABD masası başkan yardımcısı , konuyla ilgili basın mensuplarına, Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan’ı, Waldorf Astoria otelde ayrı ayrı kabul etmesinin ardından basın mensuplarına konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Türkiye ve Ermenistan milli takımları arasında yapılacak Dünya Kupası Eleme maçına davet edildiğini belirterek, “Biz, Ermenistan Devlet Başkanı’nın, maça resmen davet edildiğini biliyoruz, Sarkisyan bu daveti gerçekleştirirse çok iyi bir şey olur. Bu girişim, gelecekte yaşanacak iyi ilişkiler için iyi bir işaret olabilir” dedi.
589678
Cevahir ile Koyu Bilal define avında
Nadir, mahalleden define arayıcısı bir arkadaşı ile sohbet ederken adam kalp krizi geçirir ve yeni bulduğu define haritasını arkasında bırakarak ölür. Konuşulanları duyan Koyu Bilal ve Cevahir aynı anda definenin peşine düşerler. Ancak çanta da harita da Mürsel'dedir. Üstelik haritadaki define mahalleyi göstermektedir.
590087
Irmak'ın yeni filmi görücüye çıktı
Bu sefer dramın dozunun iyi ayarlandığını ve 'Karanlıktakiler'in Çağan Irmak'ın en iyi filmi olduğunu söyleyen eleştirmenler çoğunlukta. Geçen yıla damgasını vuran ‘Issız Adam’ın yönetmeni Çağan Irmak’ın merakla beklenen yeni filmi ‘Karanlıktakiler’, dün ilk kez sinema yazarlarına gösterildi. Başrollerini Erdem Akakçe, Meral Çetinkaya ve Derya Alabora’nın paylaştığı sancılı bir anne-oğul ilişkisini anlatan film, eleştirmenlerden genelde olumlu yorumlar aldı. Film çıkışı teybimizi sinema yazarlarına uzattık... Uğur Vardan (Radikal): Çağan Irmak sanki, eskizini ‘Kâbuslar Evi’ serisinde yaptığı bir filmle karşımıza gelmiş. Irmak artık yetkin bir yönetmen, ne çekerse çeksin izleniyor. Keza genellikle beğeniliyor da. Bu kez de ilgiye değer bir yapıt ortaya çıkarmış. Film, karakterlerinin psikolojisini derinlemesine veriyor, özellikle Egemen karakterini ve onu canlandıran Erdem Akakçe’yi çok beğendim. Finaldeki Freudyen açıklamaya gerek var mıydı, bence burası tartışılabilir. Son kertede benim için Çağan Irmak’ın başyapıtı, hâlâ ‘Babam ve Oğlum’dur. Sevin Okyay (Radikal): Bu filmin içinde gerçek bir korku filmi gizli olduğunu düşünüyorum. Sanki yola sapılsa daha etkileyici olurmuş gibi geliyor. Onun dışında genel olarak beğendim. İyi oynanmış bir film. İyi bir hikâye. Ege Görgün (www.tersninja.com): ‘Issız Adam’ın Çağan’ın en iyi filmi olduğunu düşünüyordum. Çağan Irmak giderek yükselen bir grafik çiziyor. Bu film beni yanıltmadı. Bir yönetmenin ilk filmiyle son filmi arasında bu kadar çok fark olması inanılmaz. Bu kadar çok beğenmemin sebebiyse filmde büyük şeyler söylenmemesi. Fazla dram peşinde koşmadan, çok basit, çok küçük, minimal bir hikâye anlatıyor. Filmin güzelliği de iyi anlatılmasından, iyi oynanmasından ve gerçekliğinden geliyor. Şenay Aydemir (Referans): Çağan Irmak’ın en iyi filmi. Özellikle Egemen karakterinin işlenişi ve oyunculuğunu çok beğendim. Anne karakterini biraz sorunlu bulsam da, çok göze batan yanları yoktu. Filmin ilk başlarında karakterin üzerinde çok abartılı bir oyunculuk hali vardı, ama daha sonra toplanıldı. İyi yazılmış, iyi yönetilmiş, Erdem Akakçe iyi oynamış. Bence Çağan aramaya devam ediyor. Bakıldığında ‘Issız Adam’, ‘Babam ve Oğlum’, ‘Mustafa Hakkında Her Şey’, ‘Ulak’ başka şeyler. Sürekli aynı filmi çekmiyor, aynı eksen etrafında dönse bile yeni şeyler arıyor. ‘Issız Adam’daki anne oğul ilişkisini burada açıyor. Murat Erşahin (Sinema): Dünyayı dolduran kötülük ve mutsuzluk üzerine kendince bir öykü anlatmış. Çok karanlık bir öykü. Anlattığı şeyde başarılı olmuş; ama mesele neyi nasıl anlattığınızda. Kendi bildiğini, kendi görüşünü, duyumsadığını anlatmış. Çok iyi olabilecekken belli bir yerde kalmış. Burak Göral (SİYAD üyesi): Çağan Irmak sineması içinde farklı bir konumda duracak bir film. Korku öğeleri de içinde barındıran, psikolojik gerilimli bir film. Hikâyeden çok karakter odaklı. Travmatik bir anne oğul ilişkisinden yola çıkarak aslında çağımızın bir profilini de yakalamaya çalışıyor. Üzerine biraz daha düşünmek lazım; ama bu film Çağan Irmak’ın en iyi filmi olabilir. Bu filmde seyirciyle kurduğu ilişki diğerlerinden farklı. dramatik yapının dışında bir tarzı var. Gişe sinemasına hiçbir zaman pirim vermiyor. Elinin tersiyle itiyor gibi. Kendi özgür dünyasını açmak istemiş Çağan. ‘Seyirci ne der?’ kaygısı taşımadan yapmış. Cüneyt Cebenoyan (Birgün): Filmi beğendim. Çağan Irmak’ın insan psikolojisinin derinliklerine inme çabasını çok saygıdeğer buluyorum ve takdir ediyorum. Bildiği ve gördüğü ne varsa seyircisine aktarma çabasını da çok takdir ediyorum. Bulanık noktalar bırakmıyor. ne görüyorsa onu seyirciye gösteriyor. Görmediği şeyleri de ima etmiyor, seyircinin yorumuna bırakmıyor. Filmde oyunculuklar çok iyi. Belki biraz ekspresyonist bir yönü var filmin, dışavurumcu. Ondan bazen rahatsızlık duyduğum oldu. Ama bir yandan da kahramanların klastrofobik, içe kapalı, karanlıkta duran ruh hallerinin yansıması olabilir. Burçin Yalçın (DigiTürk Dergi): Çağan Irmak’ın aşağı yukarı her filmindeki geçmişle hesaplaşma teması bu filmde de var. Burada İstanbul’un el değiştiren sınıfı üzerinden anlatıyor. Artık eski insanların yavaş yavaş devrini kapattığını, bir süreçten geçmekte olduğumuzu anlatıyor. Çok özenli bir renk ve ışık sinematografi çalışması var filmin. Çağan Irmak’ın hiçbir filmine muhteşem diyemem. Ama hepsi belli düzeyin üzerinde. Aynı şey ‘Karanlıktakiler’ için de geçerli. Cumhur Canbazoğlu (www.sinemamuzik.com): Çağan Irmak’ın şu ana kadar yaptığı en iyi film. Yönetmenliği de senaristliği de diyalog bazında gayet takdir edilesi. Ancak çok ağır konulara giriyor. Çözümleri kadar derin olamıyor. Erken filmler çekiyor kendisi için. Issız adamdan sonra bu tip bir film çekmesi Issız Adamı gölgede bıraktı. Böyle bir film çeken adam filmi çekmemeliydi dedirtti.
590447
Filipinler'den ilginç sel manzarası
ÖLÜ SAYISI 240'A YÜKSELDİ Filipinler'i vuran Ketsana tropik fırtınasının başkent Manila'nın da yer aldığı ülkenin kuzey kesiminde yol açtığı sel felaketinde ölenlerin sayısı 240'a yükselirken, yetkililer uluslararası yardım çağrısında bulundu. Ulusal Afet Koordinasyon Konseyi'nden yapılan açıklamada, arama kurtarma ekiplerinin taşkın nehirlerden ve su altında kalan caddelerden cansız bedenler topladığı belirtilerek, ölü sayısının daha artmasından endişe edildiği bildirildi. Başkent ve çevresinde yaklaşık 1,9 milyon insanın barındığı evlerin sular altında kaldığı belirtilen açıklamada, bunların 380 bininin okul, kilise ve benzeri kurum binalarına yerleştirildiği kaydedildi. Hava tahmin raporlarına göre, ülkeyi Cuma günü yeni bir fırtınanın vurabileceğini bildiren yetkililer, yeni bir fırtınanın sonuçlarıyla mevcut kaynaklarla baş edilemeyeceğini vurguladı, uluslararası yardım çağrısında bulundu. Savunma Bakanı Gilbert Teodoro, düzenlediği basın toplantısında, polis, asker ve gönüllülerin 12 bini aşkın insanı kurtardığını, ölü sayısının da daha fazla olmasından endişe ettiklerini kaydetti. Yabancı hükümetlerin yardımcı olmasıyla çalışmalarını daha kolay sürdürebileceklerini söyleyen Teodoro, ''temel ihtiyaçları karşılamak için en iyisini yapmaya çalışıyoruz, ancak buradaki durum çok daha ciddi'' dedi.
591122
Borsa Zirve Yaptı
Borsa Zirve Yaptı Küresel piyasalar kararsız bir tablo çizerken, İMKB Ulusal-100 Endeksi günü 548 puan artarak yılın en yüksek seviyesinden, 48.364 puandan bitirdi. Yayına Giriş: 29.09.2009 18:19:36 Güncelleme: 29.09.2009 18:19:36 Küresel piyasalar kararsız bir tablo çizerken, İstanbul Borsası Ulusal-100 Endeksi günü 548 puan artarak yılın en yüksek seviyesinden, 48.364 puandan tamamladı. Dünya borsalarında yön arayışı devam ederken iyimserlik korunuyor. Piyasalar makro ekonomik göstergeler ile şirket haberlerine duyarlı. Amerika'da Eylül ayı tüketici güven endeksi beklentilerden düşük geldi. Asya borsalarında da yukarı yönlü hareketler ağırlık kazandı. Avrupa borsalarında dünkü (28.09.2009) yükselişlerin ardından bugün (29.09.2009) kararsız ve karışık bir görünüm vardı. New York Borsası dünkü hızlı çıkışın ardından bugün kararsız açıldı. Yurt içinde dış piyasalardaki gelişmeler yakından izleniyor. İstanbul Borsası Ulusal-100 Endeksi günü 548 puan artarak yılın en yüksek seviyesinden, 48.364 puandan tamamladı. Hisse senetleri ise günlük ortalama yüzde 1,14 değer kazandı. Serbest piyasada Amerikan Doları lira 49 kuruş, Avro ise lira 17 kuruştan işlem görüyor.
590467
'Hapis korkusuyla Ürdün'e kaçtı!'
"Hapis korkusuyla Ürdün'e kaçtı!" Uluslararası Tahkim'de milyar dolarlık 'Novahuta' ve 'Eurocement' davasını kaybeden, kasımdaki 10.1 milyar dolarlık Libananco davasının sonucunu bekleyen Cem Uzan'a uzun süredir ulaşılamaması “Uzan kaçtı” iddialarını gündeme getirdi. Uzan'ın bayram tatili için gittiği Antalya'dan Meis Adası'na, oradan da Ürdün'e gittiği ileri sürüldü. İşadamı Cem Uzan bir haftadır kayıp. Kayboluşu gazetelere de konu olan Uzan'ın, geçen hafta Antalya'dan bir tekneyle önce Yunanistan'a ait Meis Adası'na kaçtığı, buradan da Ürdün'e geçtiği iddia edildi. HaberTürk'ün haberine göre, Uzan'ın nerede olduğu sorularına, avukatları yanıt vermekten kaçındı. Evindeki görevliler, “Antalya'ya tatile gitti, henüz dönmedi” dediler. Uzan'ın çalışanları ise “İstanbul'daydı, bir hafta önce kendisiyle konuştuk” yanıtı verdiler. Ancak HABERTÜRK, sonuca gelinen Libananco davası öncesi karşı karşıya olduğu hapis cezası nedeniyle Uzan'ın cezaevine girmemek için ortadan kaybolmuş olabileceği sonucuna ulaştı. İddialara göre Meis Adası'ndan büyük bir tekne ile ayrılan ve Ürdün'e geçtiği ileri sürülen CemUzan'ın yanında ailesi de bulunuyor. AVUKATI: KONUŞMAM Uzan'ın avukatı Şaylan Çığgın, Cem Uzan ile ilgili kendisinin istemi olmadan hiçbir açıklama yapamayacağını belirterek, “Yargılamaları seyrinde gidiyor. Olumsuz bir durum yok. Benim Cem Uzan'ın nerede olduğuna dair bir açıklama yapmam olanaksız. Kendisinden 'Açıklama yap' talimatı gelmeden de konuşmam” dedi. TAHKİM KARARI BEKLİYOR Baba Kemal Uzan'ın, Polonya'da faaliyet gösteren “Novahuta” ile “Eurocement” adlı çimento şirketleri üzerinden 2007 yılında açtığı 4milyar dolarlık tahkim davası aleyhte sonuçlanınca Uzanlar, avukatlık giderleri dahil Türkiye'nin yaptığı tüm masrafları ödeme cezasına çarptırıldı. Türkiye aleyhine açılmış BM ile Dünya Bankası'nda görüşülmeye devam eden 40 milyar dolarlık tahkim davası içinde bulunan 10.1milyar dolarlık Libananco davası kararın ise kasımayında çıkması bekleniyor. Çukurova ve Kepez Elektrik ile ilgili Libananco davası, Türkiye açısından çok kritik bir dava olarak biliniyor. Kulislerde konuşulanlara göre Türkiye'nin uluslararası tahkimde bu davayı kaybetmesi gündemde. Bu nedenle Uzan'ın Libananco davası sonuçlanana kadar ortaya çıkması beklenmiyor. Uzan'ın 2-9 Kasım'da Washington'da Uluslararası Tahkim'de görülecek bu davaya umut bağladığı belirtiliyor. Uzan'ın bu süreçte hakkında kesinleşmek üzere olan hapis cezaları nedeniyle cezaevine girmemek için kaçtığı da iddialar arasında. CEZAEVİ KORKUSU Cem Uzan, Beykoz'daki evinin havuzuna inşa ettirdiği gizli bölmede sakladığı 3milyon 596 bin adet Telsimkontör kartı nedeniyle, “emniyet-i suiistimal” suçundan yargılandığı Küçükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi'nde 3.5 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Uzan'la aynı cezaya çarptırılan diğer sanıklar, Uzan'dan aldıkları talimatla hareket ettiklerini belirtmişti. Yargıtay'daki kararın onanması halinde Uzan'ın hapse gereceği belirtildi. Ürdün Kralı'na yakınlıkları bilinen Uzan Ailesi'nin kaçak fertlerinin Ürdün pasaportu taşıdığı ve bu ülkede yaşadıkları öne sürülmüş, Ürdün yetkilileri ise iddiaları reddetmişti. Yurtdışına çıkış yasağı var Cem Uzan, halen İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devametmekte olan davada, ailesinden Kemal Uzan, Yavuz Uzan, Murat Hakan Uzan ile birlikte yargılanıyor. Sanıklar için “Suç işlemek için örgüt kurmak, nitelikli dolandırıcılık ve devlete karşı dolandırıcılık' suçlarından yıldan 31 yıla kadar, “zimmet' suçundan da 21 yıldan az olmamak üzere hapis cezası isteniyor. Bu davanın şubat ayında görülen duruşmasında avukatının, “CemUzan'da kanser şüphesi var. Tedavi için yurtdışına çıkması gerekiyor” istemimahkeme heyeti tarafından reddedilmişti. Bu davaya 10 Kasım 2009'da devamedilecek. “TMSF görevlilerine hakaret ve tehdit” suçlarından Şişli 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde devameden davada da Cem Uzan'ın aydan 4.5 yıla kadar hapsi isteniyor. Uzan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret suçundan Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 10 bin lira tazminat ödemeye mahkûm olmuş, aynı suçtan Bursa 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde de Uzan'a “Öfke kontrolü ve kişisel gelişim” konusunda kitap okuma cezası verilmişti. Uzan, son olarak “2milyar dolar kara para aklamak”la suçlandığı davanın duruşmasında 25 Haziran 2009'da ifade vermişti. Uzan'a bu davada 10 yıl isteniyor. Uzan villasında sessizlik Cem Uzan'ın Beykoz Çubuklu'daki villasına uzun süredir gelen giden yok. Güven Sazak Villaları'nın güvenlikçileri, “Uzan çiftinin gündüz geliş gidişini görmedik, gece görevlilerine sormanız gerekir” diyerek sessiz kalmayı tercih etti. Villanın yanındaki kahvehanenin sahibi, “15- 20 gündür göremiyoruz. Cem Uzan geldiğinde, korumaları bizim kahvehanede beklerdi. Onlar olduğunda iki masa müşterimiz garanti gibiydi. Son zamanlarda gelmeyince telefonla arayıp nerede olduklarını sorduk. Tatilde olduklarını söylemişlerdi” dedi.
589501
İlköğretim öğrencileri Dağlıca saldırısını da okuyacak
İlköğretim öğrencileri saldırısını da okuyacakAA güncellenme zamanı. Kitapta, haberlerin yer aldığı gazete kupürleri de kullanılıyor.haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda 8. sınıf ve Atatürkçülük” kitabında, ’nın Karakolu’na saldırısı sonucu 12 askerin şehit olması gibi olaylar da var ’nca, Samettin Başol, Tuğrul Yıldırım, Miyase Koyuncu, Abdullah Yıldız ve Ömer Faruk Evirgen’den oluşan komisyona yazdırılan kitabın Atatürk’ün ölümünden sonra ’de yaşanan olaylar ve yakın tarihe ayrılan 7. ünitesindeki “Türkiye’ye yönelik tehditler” bölümünde, bölücü unsurların faaliyetleri, irticai faaliyetler, faaliyetleri, Türk- ilişkileri hakkında bilgi veriliyor. Bu bölümde ?Emniyet?Müdürü ’ın katledilmesi, teröristlerin Karakolu’na saldırısı sonucu 12 Mehmetçiğin şehit olması, saldırılarına karşı vatandaşların çeşitli illerde düzenledikleri mitinglerin haberlerinin yer aldığı gazete kupürleri de kullanılıyor. Bu bölümde Ermeni ’nın Türk diplomatlarına yönelik suikastları ile ordusunun 1991’de ’e girmesiyle baş gösteren Körfez krizi de çeşitli örneklerle anlatılıyor. Kuyruklar da ders kitabında ’nin son 40 yılının belli başlı olaylarının ele alındığı bölümde 1970’li yılların sonlarında vatandaşların çeşitli malları satın almak için girdikleri kuyruklar ile ilk yerli otomobil olan Anadol’un bir fotoğrafı da yer alıyor.?Bu bölümde ayrıca ’nin kuruluşu ile Uluslararası ’nin gelişim öyküsüne de yer veriliyor.
590203
Her 100 çocuktan 6'sının besin alerjisi var
Antalya'nın Kumluca ilçesine bağlı Olympos'ta düzenlenen Alerji Okulu 2009'a katılan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Solunum ve Alerji Bilim Dalından Prof. Dr. Esen Demir, besin alerjisi konusunda AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Dünyada çocukluk yaş grubunda besin alerjisi görülme sıklığının yüzde olduğunu vurgulayan Demir, beş yaş altındaki çocuklarda en sık süt ve yumurtaya karşı reaksiyon görüldüğünü söyledi. Çocuklarda görülen alerji türleri içinde öldürücü alerjik reaksiyona en sık yol açan besin alerjisinin, hiçbir genetik yatkınlığı olmayanlarda da görülebildiğini, ancak genetik yatkınlıklarda daha sık görüldüğünü anlatan Demir, ''Annede alerjik astım varsa, bebeğine ilk ay hiç ek gıda vermeden sadece anne sütüyle beslemesini öneriyoruz. Bebeğe ilk altı ayda sadece anne sütünün verilmesi, alerjik reaksiyon ile daha geç karşılaşmayı sağlıyor'' dedi. Bebeklikte ek gıdaya geçme sürecinde çocuğun herhangi bir ek gıdaya duyarlı olup olmadığını anlamak için yeni gıdaların tek tek eklenmesini ve her yeni gıdaya tercihen birer hafta arayla başlanmasını öneren Esen Demir, şöyle konuştu: ''Bir ek gıdaya başlandıktan bir hafta sonra çocukta kaşıntı, döküntü, yüzde pullanmalar, hırıltılı solunum, ishal, inatçı öksürük, besin almayı reddetme ve kusma gibi bulguların besin alerjisiyle ilişkili olabilmesi olasılığına karşı doktora başvurmak gerekir. Çocuğun herhangi bir ek gıdaya duyarlı olup olmadığını anlamak için yeni gıdalar tek tek eklenmelidir. Çocuğa ilk kez verilecek gıda da çok az miktarda yedirilip, miktarı giderek artırılmalıdır.'' -''KEÇİ SÜTÜ ÇÖZÜM DEĞİL''- İnek sütüne alerjisi olan çocukların ailelerinin keçi sütüne yönlendirildiği bilgisini son günlerde sıklıkla duyduklarını kaydeden Prof. Dr. Esen Demir, inek sütüne alerjisi olanların yüzde 80'inin keçi sütüne de alerjisi olduğunu, koyun sütüne reaksiyon verenlerin de görüldüğünü bildirdi. Süte alerjisi olan çocuğa, sadece süt değil, içinde süt, peynir, yoğurt olan gıdaların verilmesinin de doğru olmadığını belirten Demir, bu çocuklara, reçete ile satılan özel imal edilmiş süt verilmesi, yedirilecek muhallebi ve yoğurdun da sütle yapılması gerektiğini kaydetti. Süt ve yumurta ile bunları içeren gıdaların diyetten kaldırılmasıyla çocuğun gelişme geriliği gösterebileceğini hatırlatan Demir, yumurtanın yerine ete yönelinmesini, ayrıca kalsiyum takviyesinin de uygun olabileceğini söyledi. Demir, çocuklarında besin alerjisi olan ebeveynlerin marketten aldıkları etiketlenmiş ürünlerin üzerinde yazan maddeleri çok iyi bilmesi gerektiğini vurguladı.
590316
Kemal Derviş CNN Türk'te program yapacak
Kemal Derviş’in Esra Tümen Dinçkök ile ayda bir kez yapacağı programın ilki 30 Eylül Çarşamba günü saat 21.00’de CNN TÜRK’te ekranlarında olacak. Esra Tümen Dinçkök ve Kemal Derviş’in hazırlayıp sunacağı Ufuk Turu’nda, dünya ekonomisinin kriz sonrası dönüşümü, yeni dünya düzeninin inşası ve Türkiye’nin yeni ekonomideki yerini konuşulacak. 30 Eylül Çarşamba günü ilk programda Derviş, İstanbul’da yapılacak IMF-Dünya Bankası Toplantıları’nda alınacak kararları tartışmak üzere Ekim Çarşamba günü de alınan sonuçları değerlendirmek için CNN TÜRK ekranında olacak. IMF-Dünya Bankası Toplantıları’nda tartışılacak ana konular arasında yeralan güç kayması, Asya’nın dünya ekonomi yönetimindeki ağırlığının artırılması ilk iki yayında ele alınacak. Krizin sıcak döneminin ardından alınan tedbirler, doların geleceği ve G-8’lerin krizden gerileyerek çıkmasının yarattığı etkiler de Ufuk Turu’nda masaya yatırılacak.
589715
Karakolda kral gibiydim
Güneri Cıvaoğlu BugünKarakolda kral gibiydim GERİDE kalan cumartesi birkaç saatim karakolda geçti. Keyifli saatlerdi. Misket köfte, muska böreği, somon marine gibi atıştırmalık lezzetlerin yanı sıra beyaz ve kırmızı şarapla ağırlandım. “Dilerseniz barda viski ve diğer alkollü çeşitlerimiz de var” dediler. Okurken gözlerinize inanamıyorsunuz belki ama inanın ki bu yazdıklarım gerçek. Yalnız bir önemli not düşeyim... Bu karakol, başka karakol. ’na girişte hemen sol taraftaki yüzyıllık Osmanlı döneminden kalma karakol binası izbe haldeydi. İçinde 20 aile kalıyordu. Topkapı Sarayı karakol binası böyle yenilendi. Konser yemekleri için güzel bir mekân. Arkasına gecekondular yapılmıştı. Bimekân takımı da oralarda sabahlardı. Sonra... Göreve başladığı süreçte Küe Turizmul Günay’ın gözü bu mezbeleliğe takıldı. Her gün binlerce turistin ve bizden ziyaretçilerin geçtiği sarayın iç güzergâhı üzerinde böyle bir mezbeleliğin bulunması inanılır gibi değildi. Buranın bir zamanlar karakol binası olduğunu öğrendi. Dönem fotoğraflarını inceledi. Ve yeniden kazanılmasına karar verdi. yıl önce anlaşma yapıldı. Restorasyonu UKTAŞ (Uluslararası Kongre Sarayı Tesisleri İşletmeciliği Ticaret Ae TÜRSAB’ın (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) üstlendi. yıl içinde bu inci tanesi gibi bina tamamen eski hali ve renkleriyle ortaya çıktı. Bakanlıktan restorasyon için hiçbir harcama olmadı. Binanın arkasındaki gecekondular yıkılıp hafriyat yapılırken, toprağın altında, hemen bitişikteki Aya İrini Kilisesi’nin mensupları tarafından kullanıldığı tahmin edilen kardinallik sarayı da olabilecek mermer sütunlu eski binalar bulundu. Şimdi kalıntılar için kazılar devam ediyor. Önümüzdeki aylarda aydınlatılacak ve üstü kalın cam zeminle kaplanarak ziyaretçilere açılacak. Konser yemekleri AYA İrini’deki konserler öncesi ya da sonrası için keseye göre gidilen mekânlar vardır. Cüzdanı şişkin tanahmet Four Seasons’ın bahçesinde, daha bohem takılanlar bu otelin hemen karşısındaki butik otelin terasında yerler. Birkaç kadeh içerler. Kimileri de -içki yoktur ama- Sultanahmet Köftecisi’ne gider. Artık sanıyorum onlar da Topkapı Karakolu’nda birkaç saat geçirecekler. Çünkü... Karakolu, lezzet duraklarından biri olan Feriye’nin sahipleri işletiyor. Zaten yazının başındaki lezzetler ve içkiler gün açılışı da yapılan Feriye Karakol Restoran’ın ikramıydı. Mekânın bir diğer özelliği de önünde yemyeşil uzanan bahçenin Aya İrini avlusuyla yan yana oluşu... Aya İrini konserleri başlamadan ya da konser arasında stantlarda sandviç ve şarap satışı yapılır. Dileyen, daha kaliteli şaraplar yudumlamak için 10-15 adım öteye uzanabilir. Karakolun duvarlarında binanın eski mezbele halini yansıtan fotoğrafları da görebilirler. SARAY, SARAY OLACAK Başaran Ulusoy Topkapı Sarayı Karakol Restoran’ın açılışında güzel bir konuşma yaptı. Kazandırdıkları diğer tarihi yapıtları da andı. Bakan Ertuğrul Günay’ın gözlerinin içi gülüyordu. “Saray, tam anlamıyla saray olacak” söylemini boş bırakmıyor, içini dolduruyordu: “Burada bir piskoposluk sarayı, öbür tarafta bir külliye, medrese, manastır, mescit ne çıkarsa hepsini sahiplenmeye çalışıyoruz. Saray alanı içindeki matbaa lisesi tahliye edildi. Gelecek yıl içinde restorasyonu bitecek. Avlu içindeki metruk kimyahane de yeniden kazanılarak kullanıma açılacak. Askeriyeye ait depo da boşaltılacak. Tarihi görüntüsüne kavuşturulacak.” Bir de şu “sarayda içki” polemiğine girmekte yarar var. Konserlerde yıllardır zaten içki içilir. Ancak... İkinci avluda daha mahrem olduğu iddia edilebilecek alanlarda da bu tür etkinlikler yapılıyordu. Oysa... Artık hiçbir kutsiyeti olmayan ama tarihi özelliğe sahip avluda böyle etkinlikler gerçekleşiyor. Ben Osmanlı slarının da alkol aldıkları açık bir gerçek olduğu için ikinci avluda alkollü etkinlik kısıtlamasını gereksiz buluyorum ama bir süredir alkol sadece birinci avluyla sınırlı olduğu için protestoculara “Zamanlamanız yanlış” diyorum.
589643
Mustafa Necati Bursalı vefat etti
Rahatsızlığı nedeniyle uzun süredir tedavi gören Bursalı, yarın Yeniköy Bağlar Mevkii Cevahirler Camii'nde öğleyin kılınacak namazın ardından Yeniköy Mezarlığı'nda toprağa verilecek. 1941 yılında Samsun'un Kavak ilçesinin Alaca köyünde doğan Bursalı, ilkokulu köyünde okudu. Merzifon ve İstanbul'da Kur'an-ı Kerim hıfzı çalıştı. Hat sanatına ilgi duyarak Hamit Aytaç'tan icazet aldı. 1965'te Osman Reis Camii imam-hatipliğine tayin edildi ve 1988'de bu görevinden emekliye ayrıldı. Ardında; Yakın Tarihin Din Mazlumları, Mezhepler Tarihi, Ölüm Kabir ve Kıyamet'in aralarında bulunduğu 60'a yakın eser bırakan Bursalı'nın bütün şiirleri Beni Mevla'ya Bırak adıyla yayımlanmıştı.
589544
Filipinler'deki sel felaketinde ölenlerin sayısı 140'a çıktı
Yetkililer sayının 200'e çıkmasından endişe ediyor. Son 40 yılın en büyük felaketinin yaşandığı ülkede 451 bin kişi evini terk etmek zorunda kaldı. 12 milyonluk Manila'nın büyük bölümü, saat süren yağışlar sebebiyle su altında kalmış, başkent ile fırtınanın etkilediği 25 kent, afet bölgesi ilan edilmişti.
590327
Japonya’da tüketici fiyatları rekor seviyede düştü
’da tüketici fiyatları rekor seviyede düştü ’da ağustos ayında tüketici fiyatları rekor düşüş kaydetti. Dalgalı seyir izleyen taze gıda fiyatları dışarıda tutularak hesaplanan tüketici fiyatları, işsizliğin artması ve ücretlerin düşmesiyle birlikte, ağustos ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,4 düştü. Böylece, tüketici fiyatları, 1971 yılından bu yana en keskin düşüşü yaşadı. Çekirdek tüketici fiyatlarının altı aydır üst üste düşmesi, dünyanın 2. büyük ekonomisinin bir başka uzun süreli deflasyon tehdidiyle karşı karşıya kalabileceğini gözler önüne seriyor. Japonya bazı ekonomik verilerin toparlanma işaretleri göstermesine karşın şirketlerin ve tüketicilerin harcama konusunda hala gönülsüz davrandığını bildirdi. Ekonomistler, Japonya’da işsizliğin yüzde 5,7’yi aşarak, rekor kıracağını tahmin ediyor.
589508
Rivaldo'nun aldatıcı hareketi 'utanç' listesinde
Yeni Zelandalı sporseverler, 1986 Dünya Kupası'nda gol atan Maradona'nın sahte hareketini birinci sıraya koyarken, Rivaldo'nun Hakan Ünsal'ı oyundan attıran numarası yedinci sırada yer aldı. Seul'de oynanan maçta, Brezilya Milli Takımı'nın ünlü oyuncusu Rivaldo, maçın son dakikasında köşe atışı için köşede beklerken, Hakan Ünsal'ın vurduğu top, bacaklarına isabet etmesine karşın yüzünü tutarak yere düşmüş, hakem de 2. sarı kart ve kırmızı kartını göstererek Hakan Ünsal'ı oyundan atmıştı. Rivaldo daha sonra hareketinin abartılı olduğunu itiraf edip, "Aslında top yüzüme çarpmadı. Ama kurnazlık futbolun bir parçasıdır." demişti. FIFA, bütün dünyanın ayıpladığı yıldıza sadece 11 bin 500 İsviçre Frangı ceza kesmişti.
589739
FIFA'dan Dilan Gökçek'e görev
FIFA'dan Dilan Gökçek'e görev FIFA kokartlı bayan hakem Dilan Deniz Gökçek, 2011 Bayanlar Dünya Kupası Avrupa Elemeleri grup maçında görevlendirildi. Gökçek perşembe günü oynanacak İskoçya-Gürcistan karşılaşmasında düdük çalacak.
590862
Baykal ekonominin patronları ile buluştu
Ekonomi ve siyasetin konuşulduğu ve saat 45 dakika süren yemek çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, iyi düşüncelerle yola çıktıklarını ve karşılıklı görüş alış-verişinde bulunduklarını ifade etti. Türkiye'nin ekonomisine yön veren iş adamları Hasköy'deki Rahmi Koç Müzesi'nde akşam yemeğinde bir araya geldi. Rahmi Koç'un organize ettiği yemeğe Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, Boyner Holding Murahhas azası Cem Boyner, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği Başkanı (TÜSİAD) Arzuhan Doğan Yalçındağ, İSO Başkanı Tanıl Küçük, Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç ve oğlu Koç Holding Başkanı Mustafa Koç'la birlikte 12 iş adamı katıldı. Muhalefet Partisini temsilen ise CHP lideri Deniz Baykal, Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu, eski hazine müsteşarı ve CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak ile İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin katıldı. Yemekte davetlilere tavuk çorbası, bonfile, browni tatlısı ve somon ikram edildi. CHP'liler yemeğin verildiği Rahmi Koç Müzesi'ne özel otomobilleriyle gelirken, iş adamları deniz yoluyla müzeye ulaştı. Siyaset ve ekonominin konuşulduğu yemek tam saat 45 dakika sürdü. Yemek çıkışında Deniz Baykal aracının içinden basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Rahmi Koç'un davetlisi olarak yemeğe katıldıklarını ifade eden Baykal, iyi düşüncelerle yola çıktıklarını söyledi. İş adamlarının Mayıs ayında iktidar partisiyle yemekte buluştuğunu hatırlatan Baykal, "Bu tarz yemeklerin faydalı olacağına kanaatindeyim. Yemekte siyaset ve ekonomi konusunda görüş alış-verişinde bulunduk" diye konuştu.
591100
Gemi battı: ölü, 100 kayıp
Yetkililer, HB Trans Nyalongo gemisinin dün Sumbuci ve Kasay nehirlerinin kavşağında, Tşikapa kentine 95 km uzaklıkta battığını belirtti. En az 150 yolcunun bulunduğu geminin enkazının nehir dibinden çıkarıldığını kaydeden yetkililer, kişinin cesedinin bulunduğunu, 40 kişinin kurtarıldığını, diğer yolcuların arandığını söyledi. Maymbi'den Tşikapa'ya giden geminin fazla yolcu alması ve güçlü akıntı nedeniyle battığı sanılıyor. Ülkede 13 Eylülde de bir yolcu gemisinin nehrinde batması sonucu 90 kişi ölmüş, 25 kişi kaybolmuştu.
590312
Cudi Dağı'na sonbahar sevkıyatı
Şırnak'ta 'lı teröristleri etkisiz hale getirmek için operasyonlar sürerken, Cudi Dağı'na bu sabah Cizre'den zırhlı araç, mühimmat ve asker sevkiyatı yapıldı. (DHA) -- Şırnak'da 'lı teröristleri etkisiz hale getirmek için 'sonbahar' operasyonları sürdürülürken, Cudi Dağı'nda gizlenen 'lılara yönelik yeni bir operasyon başlatıldı. Cudi'nin Çağlayan, Hisar, Dirsekli kesimlerinde operasyonlar hava destekli devam ederken, bölgeye Cizre'den zırhlı araç, mühimmat ve asker sevkiyatı yapıldı. Cizre Piyade Tugayı'ndan bu sabah saatlerinde çıkan zırhlı araçlar, sivil otobüslerle asker ve kapalı kasa kamyonlarla mühimmat taşıyan konvoy Cudi Dağı'nı gitti. Cizre ilçe merkezinden geçen konvoyun geçişi sırasında geniş güvenlik önlemleri alındı. Konvoya uzaktan kumandalı patlayıcıları önleyen frekans karıştırıcı Jammer'li araçlar da eşlik etti.
591259
Protestolar Talat'ı uçaktan indirtti
'deki temaslarını tamamladıktan sonra sabah 11:10'da uçağı ile bir saatlik bir gecikmeyle İstanbul'a gelen KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat İstanbul Havalimanı'nda kötü bir süprizle karşılaştı. (DHA) -- KKTC'ye gitmek için bindiği Türk Hava Yolları (KTHY) uçağında yolcular tarafından uzun süre bekledikleri gerekçesiyle alkışlı ve ıslıklı protestoya uğradı. Talat bunun üzerine Lefkoşa'ya gitmekten vazgeçti ve uçaktan indi. KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat eşi Oya Talat ile birlikte bir saat gecikmeli olarak saat 11:10'da New York'tan İstanbul'a geldi. Havalimanı VIP görevlileri tarafından 218 numaralı körük altında karşılanan Talat ve eşi sabah 09:00'da kalkması gereken ancak teknik arıza olduğu için bir buçuk saat gecikme veren Türk Hava Yolları'nın uçağına götürüldü. Devlet Konukevi önünde bekleyen KTHY uçağına ön merdivenden binen KKTC Cumhurbaşkanı ve eşi uçağa girdiği anda yolcular tarafından yoğun bir şekilde alkışlı ve ıslıklı protestoya maruz kaldı. Protesto üzerine Mehmet Ali Talat sinirli bir şekilde uçağı terk ederek çıktığı merdivenlerden geri döndü ve VIP görevlilerine "Bir işim çıktı. 'a yarın sabah gideceğim" diyerek uçmaktan vazgeçtiğini söyledi. KKTC Cumhurbaşkanı Talat'ın yarın sabah 'a gideceği bildirildi. KTHY yetkilileri uçağın geç kalkmasının Cumhurbaşkanı'nın beklenmesiyle ilgisi olmadığını belirterek "Uçağımız teknik tabirle Alfa arızası göstermiş. Bu kısa sürede yapılabilir bir arıza demektir. Uçağımız teknik tarafından gerekli tamiratı yapıldı. Teknik arıza varmış gibi gösterilip, yolcular bekletilemez. Çünkü tüm arızalar ve onarımlar Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne bildiriliyor. Bunlar rapor ediliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda da çok hassastır. Hiçbir zaman böyle bir isteği olmamıştır" açıklamasında bulundu. Bu arada uçağa yer hizmeti veren ve isminin açıklanmasını istemeyen bir personel ise "uçağa sabah saat 07:00'de arıza bildirdiler. Uçak 09:30'da kalkacaktı. Birbuçuk saat gecikme verilince 11:00'da kalkması gerekiyordu. Bu arada bir teknisyen geldi uçağa bakıp gitti. Onarım yapılıp yapılmadığını bilmiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı uçağa getirildiğinde saat 11:20'idi. Cumhurbaşkanı Talat uçaktan geri döndükten sonra uçak, saat 11:50'de kapı kapattı ve 12:10'da uçtu" dedi.
590837
BJK, GS ve FB'nin maçları hangi kanalda
Daha önce de bilindiği gibi Beşiktaş'ın Devler Ligi heyecanı Star Tv ekranlarından canlı aktarılacak. Açıklanan programa göre Fenerbahçe'nin Sheriff maçı ise sadece Smart platformundan takip edilebilecek. Beşiktaş gibi Galatasaray'ın Sturmz Graz mücadelesi de açık kanaldan izlenebilecek. Maç Smart platformu dışında, İstanbul, Ankara ve İzmir'de Kablolu Tv yayını olan, aynı zamanda uydudan da takip edilen TNT kanalından naklen verilecek. Bu arada G.Saray'ın gruptaki deplasmanda oynadığı Panathinaikos maçından sonra, evinde yapacağı Sturm Graz maçının da açık kanalda verilmesi dikkat çekti. Smart'ın bu konuda paylaşıma giderek, Fenerbahçe'nin kalan maçlarında da açık kanalı kullanması bekleniyor. CSKA MOSKOVA BEŞİKTAŞ 30 Eylül 2009 Çarşamba Saat: 19.30 Luzhniki Stadı Tv: Star Tv Hd Tv FC SHERİFF FENERBAHÇE Ekim 2009 Perşembe Saat: 20.00 Sheriff Stadı Tv: Smart Euro Futbol kanalı GALATASARAY STURM GRAZ Ekim 2009 Perşembe Saat: 22.05 Ali Sami Yen Stadı Tv: Smart Euro Futbol Kanalı Hdtv ve TNT kanalı Tümspor
589718
Milliyet’in arşivi elinizin altında
Fikret Bila Yön Milliyet’in arşivi elinizin altında. Milliyet 54 yıllık arşivini internet ortamına taşıdı ve erişime açtı. Bu sadece ’de değil dünyada örneği çok az olan bir örnek. İsteyen herkes 376 bin sayfalık dev arşive ücretsiz ulaşabilecek. Milliyet’in demokrasi tarihimizle yaşıt arşivi artık elinizin altında. 1950’den bu yana Türkiye’de, dünyada ne olmuş ne bitmiş bir tık’la ulaşabileceksiniz. Emeğe saygı Milliyet’in 54 yılda basılan tüm sayılarının internet ortamına taşınmasında emeği geçen herkesi kutlamak gerekir. Bu büyük hazineyi büyük emeklerle oluşturup halkın hizmetine sunan Direktörü Yücel Okan Şentürk ve ekip arkadaşları İbrahim Sedef, Ali Çetin Çetinel, Abdurrahman Dolar, Metin Özükara’ya teşekkür borçluyuz. Bu ekip, bu dev projeyi gerçekleştirmek için yıl buyunca geceli gündüzlü çalıştı. Milliyet ciltleri tek tek söküldü, aşınmış sayfalar onarıldı, tarayıcılarla dijital ortama taşındı. Sayfaların içerikleri optik tanıma yazılımıyla tanıtılıp tek sözcükle arama yapılması olanağı sağlandı. Şentürk, verilen emeği şöyle özetliyor: “2006 Temmuz ayından itibaren, beş kişilik bir ekip günde iki vardiya çalışarak günde yaklaşık 600 sayfayı elektronik ortama taşıdı. Dört kişilik bir ekip, sayfalardan haber kupürlerini kesti. Teknik müdürlük hasar onarımı yaptı. Tarama işlemi 2008 Nisan’ına kadar sürdü. Daha sonra hasarlı sayfaların bir kısmı Kütüphanesi’nden temin edilerek dijital ortama taşındı. Bu proje çok emek yoğun, iyi planlama ve itinalı bir çalışma gerektirdi.” Haber kütüphanesi Milliyet’in bu dev hizmeti araştırmacılar, bilim adamları, gazeteciler, öğrenciler başta olmak üzere ilgilenen herkese büyük kolaylık sağlayacak. Artık, Şentürk’ün deyimiyle, ellerinde bir “haber kütüphanesi” var. Sadece haber değil, bilimsel keşifler, dizi yazıları, dizi röportajlar, tarihte yayımlanmış reklamlar da bu kütüphanede mevcut. Sadece habere, olaya ulaşmakla kalmayacak araştırdıkları dönemin ruhunu da Milliyet’te kolayca bulabilecekler. Haber kütüphanesi arzu eden herkesin parmaklarının ucunda olacak. Nasıl kullanılacak? Milliyet arşivine http:/gazetearsivi.milliyet.com.tr veya adresindeki “arşiv” bağlantısı üzerinden erişilebiliyor. Bir veya birden fazla sözcük yazarak arama yapılması mümkün. Gelişmiş aramayla daha fazla ayrıntı girilerek sözcüğün veya sözcüklerin geçtikleri haberlere ve sayfalara ulaşılabiliyor. Milliyet’in farkı Milliyet basında güvenin simgesidir. Güvenirliği nedeniyle her zaman arşiv gazetesi olarak anılmış; araştırmacıların, yabancıların en fazla itibar ettiği gazete olmuştur. “O gün ne olmuştu?” sorusuna yanıt arayanların başvuru kaynağıdır Milliyet. Araştırmacıların en çok atıf yaptığı gazetedir. Milliyet’in internetten kolayca ulaşılacak arşivi, bugünkü genç meslektaşlarımız ve gelecekte mesleğe girecek gazeteciler için de çok büyük değer taşıyacak. Bu arşive her girdiklerinde Milliyet’i Milliyet yapan gazetecilik anlayışını, haberleri, gazetecileri, yazarları, karikatüristleri görecekler. Bu öncü hizmet Milliyet’e yakıştı...
589881
Bakan Davutoğlu'nun diplomasi trafiği
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile yaptığı görüşmede, ''Türkiye ile Ermenistan arasında normalizasyon süreci, Kıbrıs sorunu, terörle mücadele, Bosna-Hersek ve İran'ın nükleer programı'' olmak üzere ana konunun ele alındığı bildirildi. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, görüşmede Davutoğlu, Ermenistan ile normalizasyon süreci meselesi hakkında son dönemde hızlanan süreç ve gelişmeler hakkında Clinton'a bilgi verdi, ABD tarafı da bu süreci desteklediğini dile getirdi. Kıbrıs konusunda Türk tarafının ''Adadaki müzakere sürecinin sonsuza dek süremeyeceği, yakalanan fırsat penceresinin sonsuza kadar açık kalmayacağı, Güney Kıbrıs yönetimini ayak diremekten vazgeçirecek adımlar atılması gerektiği'', ABD tarafının da ''konuyla ilgilenmeye devam edildiğini'' ifade ettiği belirtildi. Terörle mücadelede varılan noktanın olumlu olduğu, Türkiye, ABD ve Irak arasındaki üçlü mekanizmanın devam etmesi gerektiğinin vurgulandığı görüşmede, işbirliğinin terör örgütü PKK unsurlarının tasfiyesinin sağlanmasına kadar devam etmesi gereği üzerinde durulduğu bildirildi. Bosna-Hersek konusunda ise, Türkiye'nin Bosna'daki Yüksek Temsilcilik Ofisinin lağvedilmesinin erken olduğunu söylediği, Amerikan tarafının ise Bosna'da kısa dönemde anayasa reformu üzerinde durulması gerektiğini ve Türkiye'nin Bosna-Hersek'te oynamakta olduğu olumlu rolü takdir ettiklerini söyledikleri belirtildi. İran'ın nükleer dosyasının da ele alındığı görüşmede, Bakan Davutoğlu'nun İran'a hafta önce yapılan ziyaretteki izlenimlerini Hillary Clinton'a aktardığı kaydedildi. Türkiye'nin İran'a devamlı olarak nükleer konularda şeffaf olmaları gerektiğini söylediği, her ülkenin barışçı amaçlarla nükleer enerjiye sahip olma hakkına saygı duyulduğunu, ancak Türkiye'nin bölgesinde nükleer silah istemediğini ve barışçı yollardan nükleer enerji projesi sürdürmekte olmanın kanıtının da şeffaflıktan geçtiği yönünde İran'a telkinde bulunduğunu Clinton'a söylediği öğrenildi. Görüşmede Hillary Clinton'ın da, ''İran'ın son nükleer tesisi açıklaması ve ardından füze denemesi yapmasının ardından önümüzdeki 4-5 günün çok kritik olduğunu'' söylediği belirtildi. Bu arada, ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa işlerinden sorumlu üst düzey yetkilisi Philip Gordon da, görüşmeye ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye-Ermenistan normalizasyon sürecinin devam etmesi gerektiğini ve ABD'nin sürece destek verdiğini ifade etti. ZEBARİ İLE AĞIRLIKLI OLARAK IRAK KONUŞULDU Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari ile görüşmesinde ağırlıklı olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ekim ayının ortasında Bağdat'a yapacağı ziyaretinin detaylarının konuşulduğu öğrenildi. Diplomatik kaynaklar, görüşmede Başbakan Erdoğan'ın beraberinde pek çok bakanla birlikte Bağdat'a yapacağı ziyaretin teknik detaylarının görüşüldüğünü ve bu ziyaret sırasında 40'ı aşkın proje belgesinin imzalanmasının öngörüldüğünü belirtiyor. BM'de yapılan Davutoğlu-Zebari görüşmesinde, Irak ile Suriye arasında son dönemdeki gerginliği gidermeye yönelik çabalar çerçevesinde alınabilecek bazı önlemler hakkında detaylı konuşulduğu ve Bakan Davutoğlu'nun ileriye dönük atılabilecek somut adımlar önerdiği, Irak tarafının da bunları düşüneceklerini söylediği belirtildi. Görüşmede Zebari'nin Davutoğlu'na ''hem sizin kişisel çabalarınız için hem de hükümetinizin çabaları için teşekkür ederiz, komşu olduğumuzu hissediyoruz'' yönünde bir ifade kullandığı da kaydedildi. Davutoğlu, BM'de İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki ile de bir araya geldi. HOLBROOKE İLE AFGANİSTAN VE PAKİSTAN GÖRÜŞÜLDÜ Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD'nin Afganistan ve Pakistan özel temsilcisi Richard Holbrooke ile New York'ta görüştü. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Türkevi'nde yapılan görüşmede, İstanbul'da Pakistan'ın Dostları Toplantısı'nda da bir araya gelen Davutoğlu ve Holbrooke'un son dönemde Afganistan'da meydana gelen gelişmeleri ele aldıkları, Holbrooke'un Afganistan'da özellikle kalkınma, sağlık, tarım, eğitim projelerine önem verdiğini söylediği belirtildi. Türkiye'nin Afganistan'a yaptığı yardımların Türkiye tarihinin en kapsamlı, en büyük insani yardım projesi olduğunu hatırlatan kaynaklar, Holbrooke'un bu durumu son derece takdir ettiğini söylediğini belirtti. Afganistan'a yapılan yardımlarla ilgili ABD ile işbirliği kapsamında Türkiye'den geçen hafta aralarında TİKA yetkililerinin de bulunduğu bir Dışişleri Bakanlığı heyetinin Washington'a gittiğini bildiren kaynaklar, bu görüşmelerde Afganistan'da yürütülecek projelerin konuşulduğunu ve Amerikalıların Türkiye'nin Afganistan'daki olumlu rolünü çok önemsediklerini belirtti. -PAKİSTANLI BAKANLA GÖRÜŞME - Afganistan'da önümüzdeki dönemde bölgesel bir toplantının yapılmasının söz konusu olduğunu belirten diplomatik kaynaklar, Davutoğlu'nun Pakistan Dışişleri Bakanı Mahmud Kureyşi ile de bu konuları görüştüğünü bildirdi. Kureyşi'nin Davutoğlu'na İstanbul'daki Pakistan'ın Dostları Toplantısı'yla ilgili teşekkür ettiğini ve İstanbul toplantısının New York'ta, BM'de düzenlenen Pakistan Dostları Toplantısı'nın başarısının temellerinin atıldığı bir toplantı olduğunu söylediğini kaydetti. Davutoğlu'nun bugün New York'taki temaslarını tamamlamasının ardından Ankara'ya dönmesi bekleniyor.
590642
Hanımın Çiftliği'nde hırsız şoku
Hanımın Çiftliği'nde hırsız şoku Adana'da çekimleri süren "Hanımın Çiftliği" dizisinin adliye binasında kurulan setinde, "Cemşir ağa" rolündeki oyuncunun cep telefonu çalındı. Edinilen bilgiye göre, "Hanımın Çiftliği" adlı televizyon dizisinin adliyede süren çekimleri sırasında oyuncular mola verdi. Dizi de "Cemşir Ağa" karakterini canlandıran Mehmet Çevik adlı sanatçı, mola sırasında değeri yaklaşık bin 550 TL civarında olan cep telefonunu masanın üzerinde unuttu. Bir süre sonra sete dönen Çevik, çekim bittiğinde cep telefonunun olmadığını fark etti. Durumu polise bildiren Çevik, daha sonra Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği'ne giderek ifade verdi. Çevik, Emniyet Müdürlüğü'nden çıkarken basın mensuplarına, "Olay çok büyütülecek bir şey değil. Çalındı değil de yer değiştirdi diyelim. Sadece telefon numaraları önemliydi" dedi.
590431
13:03 Kar yağışı nedeniyle yaylada mahsur kaldılar
nedeniyle yaylada mahsur kaldılar ’nin Ardeşen ilçesindeki bir yaylada bulunun 15 kişi, nedeniyle yolun kapanması sonucu mahsur kaldı. Rize İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sultan Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçenin Sırt Yaylası’nda bulunan bir vatandaşın ile İlçe Özel İdaresi’ne ulaşarak kar yağışı nedeniyle yaylada mahsur kaldıklarını bildirdiğini söyledi. Bunun üzerine sabah erken saatlerde bir iş makinesinin yolu açmak üzere yaylaya gönderildiğini ifade eden Yılmaz, "Ancak yaylaya yaklaşık kilometre kala iş makinesi zincir kırdı. Bu nedenle daha fazla ilerleyemedi. Bunun üzerine yeni ekipler gönderdik. Yaylada kar kalınlığının oldukça fazla olması, çalışmaları zorlaştırıyor" dedi. Gönderilen yeni ekiplerin diğer ekibin bulunduğu yere ulaşmak üzere olduklarını bildiren Yılmaz, kısa süre içinde yayla yolunu açıp burada bulunanların köylerine dönmelerini sağlayacaklarını kaydetti. Yaylada bulunan ve AA muhabirinin telefonla görüştüğü İzzet Önder ise yaylada 15 kişi bulunduğunu belirterek, "Birkaç günden bu yana yaylada etkili kar yağışı var. Kar yağışı sonucu yayla yolunun kapanması nedeniyle köyümüze geri dönemedik. Bu nedenle ilçe özel idare yetkililerine haber verdik" dedi. Yaylanın rakımının bin 300 metrenin üzerinde olduğunu bildiren Önder, "Şu anda yaylada yer yer metre kar var. Kar yağışı halen etkili şekilde devam ediyor. Yolun açılmasını bekliyoruz" diye konuştu.
590008
Clinton’a göre, “İran konusunda önümüzdeki günler kritik”
Clinton’a göre, konusunda önümüzdeki günler kritik” Dışişleri Bakanı ’nun Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmede, ile arasında normalizasyon süreci, Bosna-Hersek ve ’ın programı” olmak üzere ana konunun ele alındığı bildirildi. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, görüşmede Davutoğlu, Ermenistan ile normalizasyon süreci meselesi hakkında son dönemde hızlanan süreç ve gelişmeler hakkında Clinton’a bilgi verdi, ABD tarafı da bu süreci desteklediğini dile getirdi. Kıbrıs konusunda Türk tarafının “Adadaki sürecinin sonsuza dek süremeyeceği, yakalanan fırsat penceresinin sonsuza kadar açık kalmayacağı, yönetimini ayak diremekten vazgeçirecek adımlar atılması gerektiği”, ABD tarafının da “konuyla ilgilenmeye devam edildiğini” ifade ettiği belirtildi. Terörle mücadelede varılan noktanın olumlu olduğu, Türkiye, ABD ve arasındaki üçlü mekanizmanın devam etmesi gerektiğinin vurgulandığı görüşmede, işbirliğinin unsurlarının tasfiyesinin sağlanmasına kadar devam etmesi gereği üzerinde durulduğu bildirildi. Bosna-Hersek konusunda ise, Türkiye’nin Bosna’daki Yüksek Temsilcilik Ofisinin lağvedilmesinin erken olduğunu söylediği, tarafının ise Bosna’da kısa dönemde reformu üzerinde durulması gerektiğini ve Türkiye’nin Bosna-Hersek’te oynamakta olduğu olumlu rolü takdir ettiklerini söyledikleri belirtildi. İran’ın nükleer dosyasının da ele alındığı görüşmede, Bakan Davutoğlu’nun İran’a hafta önce yapılan ziyaretteki izlenimlerini Hillary Clinton’a aktardığı kaydedildi. Türkiye’nin İran’a devamlı olarak nükleer konularda şeffaf olmaları gerektiğini söylediği, her ülkenin barışçı amaçlarla nükleer enerjiye sahip olma hakkına saygı duyulduğunu, ancak Türkiye’nin bölgesinde istemediğini ve barışçı yollardan nükleer projesi sürdürmekte olmanın kanıtının da şeffaflıktan geçtiği yönünde İran’a telkinde bulunduğunu Clinton’a söylediği öğrenildi. Görüşmede Hillary Clinton’ın da, “İran’ın son nükleer tesisi açıklaması ve ardından denemesi yapmasının ardından önümüzdeki 4-5 günün çok kritik olduğunu” söylediği belirtildi. Bu arada, ABD Dışişleri Bakanlığının işlerinden sorumlu üst düzey yetkilisi da, görüşmeye ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye-Ermenistan normalizasyon sürecinin devam etmesi gerektiğini ve ABD’nin sürece destek verdiğini ifade etti.
591281
İmparator Neron'un yemek masasını buldular
Arkeologlar, Roma imparatoru Nero'nun "yemek salonunu" bulduklarını söylediler. Baş arkeolog Francoise Villedieu, yuvarlak şekildeki yemek odasının Dünya'nın hareketini temsil etmek ve misafirleri etkilemek için gece gündüz döndüğünü tahmin ettiklerini söyledi. Villedieu, antik Palatine Tepesi'nde bulunan salonun metre çapındaki bir sütunla desteklendiğini anlattı. Villedieu, aylık kazı çalışmasında odanın temelinin ortaya çıkarıldığını bildirdi. Yemek salonunun bulunduğu, Latince ismi Domus Aurea olan Saray, M.S 64 yılında Roma'nın büyük bölümünü tahrip eden yangının kalıntıları üzerinde inşa edilmeye başlandı. Sarayın inşası M.S 68 yılında tamamlandı.
590885
Güney Afrika’da 507 karatlık elmas bulundu
Güney Afrika’da 507 karatlık elmas bulundu Güney Afrika’da Cullinan madeninde 507,55 karatlık bir elmas bulunduğu bildirildi. Petra Diamonds Konsorsiyumu Genel Direktörü John Dippenaar, yaptığı açıklamada, Cullinan madeninin dünyaya bu olağanüstü kalitedeki elması sunduğunu belirtti. Açıklamada, 24 Eylülde bulunan elmasın yaklaşık 100 gram ağırlığında, istisnai bir renk ve parlaklığa sahip olduğu kaydedildi. Dünyada işlenmemiş 20 büyük elmastan biri olarak kabul edildiği belirtilen bu elmasın, parlaklığı ve rengi konusunda bilirkişi tarafından incelendiği belirtildi. 1905’de Güney Afrika’da aynı madende 3,106 karat değerinde dünyanın en büyük işlenmemiş elması bulunmuştu.
590665
"Min Dit"e Hamburg'da da ilgi büyük
'nın Hamburg kentinde düzenlenen 17'nci Uluslararası Film Festivali kapsamında, Fatih Akın'ın yapımına destek verdiği, yönetmen Miraz Bezar'ın "Min Dit" (Ben Gördüm) adlı Kürtçe filmi de gösterildi. 'da geçen hafta düzenlenen 57. San Sebastian Uluslararası Film Festivalinde "Gaztea Gençlik" ödülü alan "Min Dit", Diyarbakır'da çatışmaların olduğu bir dönemde anne ve babasını kaybeden iki çocuğun dünyasını konu alıyor. Evrim Alataş'ın hikayesini ve Bezar'ın senaryosunu yazdığı filmde Alişan Önlü, Fahriye Çelik, Berivan Ayaz, Hakan Karsak, Muhammed Al ve Şenay Orak rol alıyor. Antalya Portakal Film Festivali yarışmasına da katılacak Kürtçe ilk film olma özelliğini taşıyan "Min Dit" filminin gösterimine, filmin yönetmeni Bezar'ın yanı sıra rejisör Akın ile çok sayıda sever katıldı. Bezar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Antalya Portakal Film Yarışmasına bu filmle katılacaklarını belirterek, "'da yaşıyorum. Bu film Türkiye ve Türkiye'nin açılımı anlamında ilginç bir film. Film dilinin Kürtçe olmasının bir sorun olacağını tahmin etmiyorum" dedi. Miraz Bezar, 2005 yılında film projesine başladığını ve iki yıl Diyarbakır'da yaşadıktan sonra filmi çektiğini kaydederek, "Fatih Akın'ı 10 yıldan bu yana tanıyorum. Bu filmin gerçekleşmesinde onun katkısı büyük oldu. Bu bakımdan kendisine çok şey borçluyum" diye konuştu.
589641
Nikerel'i sanatçı dostları uğurladı
Nihat Nikerel dün öğle vakti Levent Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi. Nikerel'i son yolculuğunda aralarında Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ile Kurtlar Vadisi dizisinin oyuncularının da yer aldığı sinema, tiyatro, iş ve siyaset dünyasından birçok isim yalnız bırakmadı. Tiyatro, sinema ve dizi oyunculuğu ile yazarlık yapan Nihat Nikerel, 1950 yılında Çorum'da dünyaya geldi. Çeşitli sinema ve dizi filmlerde rol almanın yanı sıra kitap da yazan Nikerel, aynı zamanda öğretim görevlisi olarak iletişim bölümlerinde ders veriyordu.
590515
IBM Türk: Kriz, 2009'da şirketleri yeniden düşünmeye teşvik etti
Yazılım sektöründe 2009 yılında yaşananlar, ekonomik krizin etkileri ve 2010 yılı beklentilerinin konuşulduğu toplantıda, IBM Yazılım Satış Müdürü Server Tanfer hazır bulundu. IBM Yazılım Satış Müdürü Server Tanfer, ekonomik krizin iş yaşamına etkilerine değinerek, "Kriz, 2009'da şirketleri yeniden düşünmeye teşvik etti. Bilgi teknolojilerinin işe etkisinin ve yasalarla uyumluluğunun önemini ortaya çıkarttı. Şirketler, rekabetçi olabilmek için hizmet kalitesini artırmak zorunda kaldı. Şirketlerin, ürün ve hizmetlerini tekrar gözden geçirmeleri, riske ve finansal durumlarına odaklı yatırım yapmaları gerekiyor." dedi. Toplantıda, dünyanın her geçen gün daha akıllı hale geldiğine dikkat çeken IBM Yazılım Satış Müdürü Server Tanfer, "Artık iş yapış şekilleri, süreçler, sistemler, ürünler, hizmetler, kısacası her şey akıllı geleceğe hazırlanıyor. IBM olarak biz de 'Akıllı Dünya' vizyonumuz çerçevesinde, alt birimlerimizde birçok çalışma yürütüyoruz. IBM Türk'ün yazılım portföyü, kriz yönetimiyle ilgili ürettiği akıllı çözümlerle, şirketlerin maliyetlerini azaltmasına, kaynaklarını daha etkin kullanmasına ve yeni pazarlar bulmasına yardımcı oldu. Dünya lideri yazılımlarımızla, sektörün ihtiyaçlarına cevap verecek çözümler sunmaya devam edeceğiz." dedi. Yazılım sektörünün 2009 yılını değerlendiren IBM Yazılım Satış Müdürü Server Tanfer şöyle devam etti: "Ekonomik kriz, kurumların, iş yapma biçimlerini değiştirme konusunda arayışlara yönelmesine sebep oldu. Bunun yazılım sektörüne geri dönüşü, ilgi ve talep patlaması şeklinde yaşandı. IBM Türk olarak, 2009 yılında, şu ana kadar hem gelir hem de kadro açısından büyüdük. Yazılım portföyümüzü zenginleştirmeye devam ettik ve pazarın gelişmine katkıda bulunduk. 2. yarıda büyüme hedefimiz devam ediyor. Pazara bakacak olursak, entegrasyon çözümleri konusunda gelişmeye devam edeceğini söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra en hızlı gelişim alanlarından biri, veri etrafında olacak. 2010'da daha hızlı büyümek için güçlü nedenler var. Krizin etkilerinin azalmasıyla pazarın da büyümeye devam edeceğini öngörüyoruz. IBM olarak yatırımlarımız devam edecek. Her sene gerçekleştirdiğimiz geleneksel IBM Yazılım Zirvesi 2009 etkinliğini, 15 Ekim'de Ankara'da ve 22 Ekim'de İstanbul'da gerçekleştireceğiz." şeklinde konuştu.
589295
Ortak Tepki
Ortak Tepki TFF Başkanı Mahmut Özgener, Bursasspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı ve Diyarbakırspor Kulübü Başkanı Çetin Sümer ile ortak açıklama yaptı. Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, Bursasspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı ve Diyarbakırspor Kulübü Başkanı Çetin Sümer, Bursaspor-Diyarbakırspor maçında yaşanan olaylarla ilgili ortak basın toplantısı düzenledi. Özgener, Bursaspor-Diyarbakırspor karşılaşması sırasında yaşanan olayların tüm spor ailesini derinden yaraladığını belirterek, "Son haftalarda oynanan bazı karşılaşmalarda da küfür olaylarının arttığı ve futbol etiğine yakışmayan, futbolumuzu farklı gündemlere taşıma riski gözlemlenen bazı olayların yükselme eğiliminde olduğu gözlemlenmektedir Siyasi konuları, rekabetin, adrenalinin, mücadelenin en yüksek seviyelerde yaşandığı spor sahalarına taşımak, istenmeyen olayların yaşanmasına yol açabilir. Ülkemiz bu konuda geçmişte de birçok tatsız tecrübe yaşamıştır." dedi. Başkan Mahmut Özgener, Dünyada FIFA ve UEFA başta olmak üzere tüm yönetim kurumlarının da bu konuda büyük hassasiyet gösterdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu iki olguyu bir araya getirmeye çalışan her kulüp, futbolcu veya taraftar grubu en ağır şekilde cezalandırılmaktadır. Çok değil daha bir yıl önce FIFA Fair-Play Ödülü'nü almış bir federasyon ve ülke olarak futbolun bu tarz sorunları karşısında sorumluluğumuzun ve kararlılığımızın en üst düzeyde olması gerektiğinin bilincindeyiz. Ülkemiz liglerinde yıllardır mücadele eden güzide bir kulübümüzün ismini siyaset bir yana bir terör örgütü ile birlikte anmak, kulübümüze bu yönde ithamlarda bulunmak hiçbir koşulda kabul edilebilir bir durum değildir. Bu ithamların sadece bir kulüp taraftarı tarafından değil, zaman zaman birçok statta tekrarlandığını üzülerek gözlemlemekteyiz. Statüsü veya ligi her ne olursa olsun, hiçbir kulübümüzün bu ve benzeri bir yaklaşımla karşılaşmaması için gerekli her türlü önlemi alma konusunda kararlıyız." Özgener, konuşmasına şöyle devam etti: "Futbolun ve sporun evrensel değerleri ile oynanabilmesi için gerekli tüm önlemleri alma konusunda kararlılığımızı sürdüreceğiz. Sahip olduğumuz ortak değerleri yüceltmek yerine onları yozlaştıran, çirkinleştiren, tehlikeli hale getiren bu tür yaklaşımlara karşı durmak hepimizin görevidir. Tüm futbol ailesinin bu konuda yüksek bir sorumluluk duygusuyla hareket edeceği beklentisinde olduğumuzu ifade ediyor, tüm kulüplerimizi, futbolseverleri, medya mensuplarını bu mücadelede bizlerle birlikte davranmaya çağırıyoruz." Diyarbakırspor Kulübü Başkanı Çetin Sümer, Bursaspor maçında, Bursasporlu taraftarların nahoş tezahüratlarına maruz kaldıklarını ifade ederek, şunları söyledi: "Bursaspor Kulübü, bize idman sahalarını kullandırdı. Lakin maç esnasında çok kötü, nahoş siyasi oyunlara alet olduk. Biz, Türkiye'nin bir takımıyız. Diyarbakır, Türkiye'nin bir ilidir, Diyarbakırspor da Futbol Federasyonu'na bağlı bir takımdır. Bizler, statlarda siyasi provokasyonlara alet olmamalıyız. Diyarbakırspor, hiçbir siyasi örgüt veya partiye bağlı bir kulüp değildir. Diyarbakırspor, Diyarbakır halkının takımıdır. Siyaset yapmak isteyenler TBMM'ye gidip siyaset yapmalıdır" açıklamasını yaptı. Bursaspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı ise birçok şeyin yanlış anlaşıldığını dile getirerek, şunları ifade etti: "Diyarbakırspor, Bursa'ya geldiği zaman kendi tesislerimizde idman yapmalarını sağladık. Şeref tribününde sayın başkanla beraber olduk. Maçı da sayın başkanla birlikte seyrettik. Şeref tribününde tek laf olmadı. Ben yaşamadım. Ama maalesef hiç arzu edilmeyen bazı olaylar oldu. Bu sefer olaylar biraz daha farklı bir şekilde, biraz provoke edilerek yapıldı. Bunda Bursaspor'un dahli yoktur. Bizim Diyarbakırspor'a karşı bir tavrımız yoktur. Hatta geçmiş yönetimimizde Diyarbakır doğumlu arkadaşlarımız vardı. Bu olayların gündem oluşturmasını da doğru bulmuyorum. Böyle kritik dönemde sağduyu ile hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Spora siyasetin girmemesi gerektiğine inanıyorum."
589478
Kadıköy'de araca silahlı saldırı; ölü
Edinilen bilgiye göre olay, saat 17.00 sıralarında Eğitim Mahallesi Saitbey Sokak'ta meydana geldi. Kimliği henüz belirlenen kişi ya da kişiler, sokakta bulunan 34 TCZ 98 plakalı Opel marka otomobile silahlı saldırıda bulundu. Saldırıda, otomobilde bulunan kişi hayatını kaybetti, kişi de yaralandı. Yaralı şahıs ambülansla hastaneye kaldırıldı. Olay yerini güvenlik çemberine alan polis, inceleme yaptı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. KİMLİKLERİ BELLİ OLDU Kadıköy'de bir otomobile düzenlenen silahlı saldırıda ölen kişinin kimlikleri belli oldu. Eğitim Mahallesi Muratpaşa Caddesi Saitbey Sokak'taki olayda, 34 CTZ 98 plakalı otomobilde saldırıya uğrayanların Erkan Bektaş, Ahmet Aksu ve İsmet Keskin oldukları bildirildi. Saldırıda otomobilde bulunan bu kişilerden 2'sinin olay yerinde, birinin kaldırıldığı hastanede öldüğü ifade edildi.
591205
gündür kayıplar
Manisa Merkez Efendi İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencisi 13 yaşındaki Seda Çöpürkaya ile 7. sınıf öğrencisi 12 yaşındaki Melahat Coşkun, gün önce ayrıldıklarına evlerine dönmedi. Bunun üzerine Çöpürkaya ve Coşkun aileleri, kendi çabalarıyla yaptıkları aramalar sonuç vermeyince gün sonra polise başvurarak çocuklarının kaybolduğunu bildirdiler. Manisa Emniyet Müdürlüğü'nün görevlendirdiği ekipler, kaybolan kızların, Melahat Coşkun'un İzmir Bayraklı'daki teyzesine uğradıklarını ve çantalarını bıraktıklarını, son olarak da Manisa Turgutlu'da görüldüklerini tespit etti. ''Kızlarımız bulunsun" Kayıp çocuk Seda Çöpürkaya'nın annesi Raziye ve babası İsmet Çöpürkaya, ''Çocuklarının bir an önce bulunmasını istediklerini'' söyledi. Kızının başarılı bir okul hayatının bulunduğunu belirten baba Çöpürkaya, ''1992'de oğlumuz Emrah'ı trafik kazasında kaybettik. Kızımızın aniden ortadan kaybolmasına dayanamıyoruz. Yetkililerden çocuğumuzun bulunmasını bekliyoruz'' diye konuştu. Baba Çöpürkaya, ay önce evlerinin yakınına E.Ö. ve B.Ö'nün taşındığını ve kızlarıyla yakınlık kurduğunu, kızlarının kaybolmasıyla onlarında ortadan kaybolduğunu iddia etti. Kızının birileri tarafından kandırılmış olabileceğini öne süren anne Çöpürkaya ise bulunduğu yerden kendilerini aramasını veya en kısa sürede eve dönmesi çağrısında bulundu. Kayıp Melahat Coşkun'un dedesi Saffet Coşkun da kızının eşinden boşandığını ve torununu kendisinin büyüttüğünü belirterek, ''Onu canımdan çok seviyorum, keşke böyle bir olay yaşanmasaydı. Bir an önce evine dönmesini istiyorum'' dedi.
589500
Çoban kız, patlamada parçalanarak öldü
Patlamanın mayın veya havan mermisinden kaynaklanmış olabileceği belirtilirken, talihsiz kızın ağabeyi Refaat Önkol, kardeşinin, köyün karşısındaki jandarma karakolundan açılan ateş sonucu öldüğünü iddia etti. Edinilen bilgiye göre Ecemiş köyünde oturan ilköğretim öğrencisi Ceylan Önkol, ailesine ait hayvanları otlatmaya götürdü. Küçük Ceylan'ın bulunduğu bölgede saat 11.30 sularında patlama oldu. Ses üzerine olay yerine giden köylüler, çoban kızın parçalanmış cesediyle karşılaştı. Ceylan'ın cesedi başında gözyaşı döken aile üyeleri ve köylülerin feryatları yürek dağladı. Patlamaya neyin sebep olduğu henüz netlik kazanmazken Ceylan'ın ağabeyi Refaat Önkol, kardeşinin, köyün karşısındaki jandarma karakolundan açılan ateş sonucu öldüğünü öne sürdü. Bu arada durumu güvenlik güçlerine bildirdiklerini anlatan köylüler, savcının keşif ve otopsi için olay yerine gelmediğini öne sürdü. Savcıyı çağırdıklarını; ancak olumsuz cevap aldıklarını savunan Önkol ailesinin mensupları, "Savcı, 'Ben gelemem, siz cesedi Abalı karakoluna getirin.' dedi. Biz de mecburen götürdük." iddiasında bulundu.
590119
Beşiktaş'ın deplasmanda adı yok
gruplarında bugüne kadar oynadığı 12 deplasman maçından 10'unu kaybederken, kalesinde 36 gol gördü. UEFA Grubu ikinci hafta maçında 'da CSKA Moskova ile karşılaşacak olan bugüne kadar deplasmanlarda son derece başarısız bir grafik çizdi. Siyah-beyazlılar, 'nde deplasmanlarda oynadığı 12 maçtan sadece birini kazanırken, 10 kez yenildi, bir kez ise sahadan beraberlikle ayrıldı. Deplasmanlarda kalesinde toplam 36 gol gören rakip filelere sadece yedi gol atabildi. grup maçlarında deplasmanlardaki tek galibiyetini Londra'da Chelsea'ye karşı aldı. İngiliz takımını 2003-2004 sezonunda Sergen Yalçın'ın golleriyle 2-0 mağlup etmeyi başaran siyah-beyazlılar, aynı sezon Lazio ile Roma'da 1-1 kalarak tek beraberliğini de elde etti. 8-0, 6-0 ve 5-0... Avrupa kupaları tarihinde en farklı yenilgilerini de deplasmanlardaki grup maçlarında aldı. 2007-2008 sezonunda Liverpool'a 8-0 kaybeden hem kendi tarihinin, hem de tarihinin en farklı yenilgisini almış oldu. Siyah-beyazlılar 2000-2001 sezonunda 'nin Leeds United takımına 6-0, 'nın Barcelona ekibine de 5-0 yenilmekten kurtulamadı.
591271
Sudan'da gazetelere 'şartlı' özgürlük
Sudan Gazeteciler Derneği üyeleri, dün Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir ile görüşmüş ve gazetelerin halka sunulmadan önce denetimden geçmesi uygulamasının kaldırılmasını istemişti. Konuyla ilgili bugün bir basın açıklaması yapan Sudan Enformasyon Bakanı Kemal Obied, "Sudan gazetelerinin Sayın Beşir'in de kendilerine ilettiği konular çerçevesinde hareket etmesi durumunda, bundan sonra gazeteler üzerindeki denetim kaldırıldı" açıklamasında bulundu. Kararı değerlendiren Sudan Gazeteciler Derneği Üyesi Makki Magrabi, "Sudan'da geçmişte biz gazeteciler çok zor dönemlerden geçtik, sıkı denetimlere tabi tutulduk. Hükümetler gazetelerin, gazetecilerin üzerinde sıkı denetimler oluşturdu. Bu konuyu sonunda görüşmeler sonunda sona erdirmiş olduk. Bu dönemden sonra gazeteler ve gazeteciler için güzel günlerin yaşanacağını düşünüyorum. Yeter ki gazeteciler etik kurallar çerçevesinde hareket etsinler. Gazeteler üzerindeki polis denetiminin kalkması ile hükümetlerin de gazeteler üzerindeki denetimi de kalkmış oldu" dedi. Akhir Lahza Gazetesi Başyazarı Zeynel Abidin El Acep, "Denetimlerin kalkması kararı alınmış olsa da Sudan'da iki önemli sebep yüzünden denetimlerin kalkması zor gözüküyor. Biri gazetecilerden sorumlu kişinin hükümet tarafından seçilmiş olması ve hükümet politikası doğrultusunda hareket etmesi. Diğer önemli bir konu da, bir çok gazete hâlâ devlet matbaalarından gazetelerini çıkartıyor ve bu matbaalara teknik cihazlar hükümet tarafından veriliyor. Bu da gazeteleri hükümetlere bel bağlamalarına neden oluyor" açıklamasında bulundu.
589580
Derviş Çebi!
Derviş Çebi! Selçuk Çebi, çocuklarıyla hasret giderdi. Dünya Güreş Şampiyonası’nda altın kazanarak kariyerinin en büyük başarısına imza atan sabırla Şeref Eroğlu’nun yedeği olarak milli formayı bekledi, sonunda muradına erdi Tam bir “sabır” sınavıydı minderde geçirdiği yıllar için. Gençlik dönemine iki yıldızlar dünya şampiyonluğu ve Üniversite Yaz Oyunları altını da sığdırmış olsa bile takım mayosunu giyebilmek rüyalarını süsleyen bir hayal oldu uzun yıllar... Güçlü, yetenekli ancak bir kadar da şanssızdı. Türk güreşinin gurur ismi Şeref Eroğlu 66 kiloda ay-yıldızlı formayı giyiyor ve minderin tozunu atıyordu. Dile kolay tam yıl sabırla bekledi Çebi, bıkmadan, usanmadan ve isyan etmeden. Yılların da hızla geçtiğini fark edince çareyi kilo değiştirmekte buldu ve 74 kiloda mayoyu kaptı. Bu şampiyona adını dünyaya haykırabileceği en büyük fırsat olacaktı ve da bunun fazlasıyla farkındaydı. Çok iyi bir hazırlık döneminin ardından gittiği ’da gibi esti, muhteşem maçlar çıkardı. Fırtına gibi esti İlk turda Kazak rakibini hallaç pamuğu gibi attı. İkinci turda Polonyalı rakibi de aynı hüsranı yaşadı. Belaruslu ve Alman rakiplerini de devirerek finale adını yazdırırken “altın madalyanının” da sinyalleri göndermeye başlamıştı. Ev sahibi olmanın verdiği avantajla mindere tribün desteğiyle pek bir havalı çıkan Danimarkalı Madsen de neye uğradığını anlayamadı. Çebi 27 yaşında dünyanın zirvesine adını yazdırırken hedefini de bir kaç cümleyle özetliyor, “Yıllarca sabreden derviş artık yola çıktı. Dünya, Olimpiyat madalyalarını teker teker toplayacağım. Telafi etmem gereken yıllar ve bir kadar da acelem var” diye konuşuyor. Coşkulu karşılama Danimarka’nın Herning kentinde yapılan Dünya Güreş Şampiyonası’nda altın, bir bronz ile takım halinde dünya şampiyonu olan Grekoromen Güreş Milli Takımı, havaalanında coşkulu bir törenle karşılandı. Kafile ’nda Güreş Federasyonu Başkanı Osman Aşkın Bak, İl Gençlik Spor Müdürü Ömer Gümüş ve vatandaşlar tarafından çiçeklerle karşılandı. Şampiyonada 74 kiloda altın madalya alan Selçuk Çebi ve 84 kiloda altın madalyaya ulaşan Nazmi Avluca mutluluklarını ise çocukları ve aileleriyle paylaştılar. Daha sonra Başkente geçen kafile burada da coşkuyla karşılandı ve otobüsle şehir turu attı. Altın yağacak Dünya Şampiyonası’nda madalya kazanan güreşçilere toplam bin 750 Cumhuriyet altını verilecek. Altın madalyayı boynuna takan Nazmi Avluca ile Selçuk Çebi ödül yönetmeliği gereğince biner Cumhuriyet altını alacak. Serbest stilde gümüş madalyada kalan Sezar Akgül 750 Cumhuriyet altınının sahibi olurken, ’ye bronz madalya ile dönen Rıza Kayaalp ile ’ya da 500’er Cumhuriyet altını verilecek. Dünya Şampiyonası’nda takım halinde şampiyonluk kürsüsüne çıkan greko-romen milli takımına da bu başarısından dolayı 500 Cumhuriyet altını dağıtılacağı vurgulandı.
589588
Cezasız kalmayacak
Cezasız kalmayacak. ve yaşanan saha olayları nedeniyle Profesyonel Futbol ’na sevk edildi. Dört kulübün de 20 ile 50 bin lira arasında para cezası alacağı, saha kapamanın beklenmediği ifade edildi Ligin 7. haftası geride kalırken tribünlerin yükselen tansiyonu dört kulübü ağır para cezalarıyla karşı karşıya bıraktı. ve kulüpleri yaşanan saha olayları nedeniyle Profesyonel Futbol ’na sevk edildi. karşılaşmasında rakip takımı hedef alan tezahürat ve saha olayları nedeniyle yeşil-beyazlı kulüp disiplin kuruluna gönderilirken, temsilciler Atilla Ferah ve Bayram Koman’ın raporlarında bölücü örgüt ile Diyarbakırspor takımını özleştirmeye çalışan sloganlara yer verildi. maçında tribünlerde yaşanan gerginlik ve sahaya atılan tehlikeli maddeler nedeniyle ev sahibi takım hakkında disiplin işlemi başlatıldı. Galatasaray müsabakasının bitiminde iki takım taraftarlarının bulunduğu tribünde meydana gelen arbede temsilciler Selim Şener ve Ümit Yüksel tarafından rapor edildi. Bu arada iki polis memurunun taraftarlar arasında kalarak edilmesinin cezayı artırıcı unsur olabileceği belirtilirken, Hukuk müfettişlerinin incelemesi sonunda iki kulüp hakkında da disiplin uygulaması yapılmasına karar verildi. Federasyon sıkıntılı Dört kulübe de 20 ile 50 bin lira arası para cezası verilmesinin gündemde olduğu, saha kapatma veya seyircisiz oynama cezası verilmesini gerektirecek ağırlıkta eylemler tespit edilmediği kaydedildi. Bu sezon talimatta yapılan değişiklik ile ırkçı tezahürata seyircisiz oynama ve ağır para cezası öngörülmesine karşın, Bursaspor Diyarbakırspor maçında gündeme gelen olayların bu kapsama alınıp alınmayacağı konusunun federasyonda sıkıntı yarattığı ifade edildi.
589693
KADİR DİKBAŞ ÖTV indirimi
Bu çerçevede, otomotiv, elektronik, beyaz-eşya, gayrimenkul gibi sektörlerde 16 Mart'tan itibaren üç ay süreyle ÖTV ve KDV indirimine gitti. Mesela 1600 CC'nin altındaki otomobillerde yüzde 37 olan ÖTV, yüzde 18'e indirildi. Beyaz eşyada uygulanan yüzde 6,7'lik ÖTV sıfırlandı. Alınan olumlu sonuçlar üzerine süre, üç ayın sonunda indirimlerin oranı ve kapsamı daraltılarak eylül sonuna kadar uzatıldı. 1600 CC'lik otomobillerdeki yüzde 18'lik indirimli ÖTV, yüzde 27'ye çıkarıldı. Ekim'den itibaren de, yani iki gün sonra, indirimler bitecek eski oranlar devreye girecek. Bir an için ay öncesine dönelim: Piyasalarda çok ciddi bir durgunluk ve karamsarlık hakim. Alışveriş durmuş, stoklar şişmiş. Bankalar kredi musluklarını kapatmış. Şirketler işçi çıkarmaya başlamış, bazı büyük sanayi kuruluşları toplu işçi çıkarmaya hazırlanıyor. İşte bu vasatta çıkarılan vergi indirimi, 2008 sonunda başlayan olumsuz havanın biraz olsun dağılmasını sağladı. Bu sayede, yastık altına çekilmiş birikimler devreye girdi. Parası olup, "Bu fırsat bir daha ele geçmez" diyerek alışveriş yapanlar oldu. Otomotiv satışlarının yarıdan fazlasının peşin yapılmış olması bunun en güzel kanıtı. Bu indirimler, otomotiv sektöründen veya diğer sektörlerden kitleler halinde işçi çıkarılmasının önüne geçti. Tatile çıkan otomotiv şirketleri artan talep karşısında işçilerini geri çağırdı, kısa çalışma ödeneği için İŞKUR'a müracaat edenler müracaatını geri çekti. Ama bu indirimi istismar edenler de oldu tabii ki. Maliye'nin de tespitleriyle beyaz eşya ve elektronikte çok iyi neticeler alınırken, bazı otomotiv firmaları vergi indirimini tüketiciye olduğu gibi yansıtmadı. Sessiz sedasız zamlar yapıldı. Yerli araç satışları da arttı ama en fazla artış ithal araçlarda gerçekleşti. Her şeye rağmen indirimlerin en önemli faydası, istihdama yaptığı olumlu katkıydı. Ticaret ve ekonomiye hakim psikolojinin değişmesini sağladı. Bu hamle, kriz psikolojisinden sıyrılmanın başlangıcı oldu. Bu arada, hızla düşen vergi gelirleri de toparlanmaya başladı. Geriye dönüp baktığımızda, bunu net bir şekilde görebiliyoruz. Mesela motorlu taşıt satışlarının durmasıyla birlikte, bu satışlardan elde edilen ÖTV gerilemiş, şubat ayında en düşük seviyeye ulaşarak 164 milyon TL olmuştu. Düşüş, indirimlerin devreye girdiği mart ayında durdu ve toparlanma başladı. Mart rakamı 263, nisan 253 milyon TL oldu. Üç aylık süre haziran ortasında dolup indirimde kesintiye gidilince, temmuz ayında ÖTV gelirlerinde önemli bir düşüş kaydedildi ama arkasından yeniden bir canlanma başladı. Muhtemelen ekim ayında da sert bir düşüş yaşanacak, ileriki aylarda işler rayına oturacak. Özellikle otomotiv sektöründe indirimin devamı yönünde talepler gelse de, bu ihtimal çok zayıf. Yılın ilk ayındaki bütçe açığı 31,3 milyar TL'yi bulmuş durumda. İndirim bir yana, vergi gelirlerini artırmak için "kaçışı mümkün olmayan" yeni vergiler bile gündeme gelebilir. Evet, günkü bütçe dengesiyle, krize karşı uygulanan geçici vergi indirimi, kendinden beklenen semereyi verdi. Eğer bu indirimler olmasaydı krizin faturası daha ağır olur, bahsettiğimiz sekiz aylık bütçe açığı da daha yüksek çıkabilirdi. Belli sektörlerde gerçekleşen günkü müdahale, genelde ticaretin, ekonominin canlanmasını sağladı, kayıpları küçülttü. Şu anki manzara ise 6-7 ay öncesinden farklı. Yani hızla aşağı doğru giden değil, yavaş da olsa yükselen bir ekonomi söz konusu. Ayrıca, dönemde satışlar durduğu için "satışları artırıp ne kadar vergi alabilirsek kârdır" düşüncesi vardı, şimdi durum farklı. Piyasa açıldı, kredi piyasaları hareketlendi. Dolayısıyla olağanüstü şartlarda yapılan vergi indirimlerinin devamı pek mümkün görünmüyor.
590711
Logitech'ten yeni oyuncaklar
Dünyanın önde gelen bilgisayar çevrebirimleri üreticisi Logitech, devrim yaratan teknolojilerini ve yeni ürünlerini teknoloji meraklılarına tanıttı. Logitech hayranlık uyandıran yeni ürün ve teknolojilerini; Logitech Türkiye Satış ve Pazarlama Müdürü Mustafa Uyar'ın ev sahipliğinde 29 Eylül 2009, Salı günü Radisson SAS Bosphorus'ta gerçekleşen bir toplantıda tanıttı. Logitech, bu yıl, geçtiğimiz senelerden farklı olarak yeni ürünlerinin yanı sıra iki yeni teknolojiyi de profesyonellerin beğenisine sundu. Darkfield İle Mouse Camda Bile Çalışıyor! Logitech, bilgisayar mouse'unu daha önce hiçbir mouse'un gitmediği bir noktaya götürdü. Sınırlar kalktı! Ve Logitech Darkfield Lazer İzleme teknolojisi ile artık mouse'unuz cam ve çok parlak yüzeylerde bile kullanılabilir. Logitech, bu yeni teknolojiye sahip mouse'ları; tam boyutlu Mouse Logitech Performance MX ve kompakt tasarımlı notebook mouse'u Logitech Anywhere MX. Adı: Unifying yani tek receiver'la cihazı kontrol eden teknoloji Tek bir Logitech Unifying receiver altı adet Logitech mouse ve klavyeyle eşleştirilebiliyor; böylece bu teknoloji hem bilgisayarınızdaki USB girişlerinin boş kalmasını sağlıyor hem de nerede olursanız olun farklı aksesuarları mevcut kurulumunuza hızlıca eklemenize imkân veriyor. Logitech Unifying receiver teknolojisi, dört yeni Logitech ürünü; Logitech Wireless Keyboard K350, Logitech Wireless Keyboard K340, Logitech Marathon Mouse M705 ve Logitech Wireless Mouse M505 ile birlikte başlıyor: Ev Eğlence Sektöründe Devrim: Logıtech Harmony 900 Logitech'in yeni uzaktan kumandası Harmony 900, dolap kapaklarının arkasında gizlenmiş ev eğlence cihazlarını bile kontrol etmenizi sağlıyor. Harmony 900, yeniden tasarlanmış RF teknolojisi, tam renkli dokunmatik ekranı ve sezgisel tuş düzeniyle şarj edilebilirliğin lüksünü de yaşatıyor. Logıtech'ten İki Yeni iPod Dock'ı Müziği her an her yerde yaşamak isteyenler için Logitech iki yeni iPod hoparlör dock'u; Logitech Rechargeable Speaker S315i ve Logitech Portable Speaker S125i'yi geliştirdi. Şaşılacak kadar uzun pil ömrüne sahip Rechargeable Speaker S315i, şarj edildiğinde 20 saat kesintisiz müzik dinleme keyfi sunuyor. Logitech Portable Speaker S125i ise taşınabilir özelliği sayesinde yatak odası, mutfak, salon hatta dış mekanlarda bile müzik dinleme imkanı sunarak müziği özgürleştiriyor. Oyunda Düşlenen Hız… Logitech, zafer kapınızdayken bir seçim yapmanıza yardımcı olacak Logitech ödüllü serisi oyun aksesuarlarına yenilerini ekledi. Logitech serisinin bu yeni ürünleri: Logitech Gaming Mouse G500 ve Logitech Gaming Headset G330. Logitech Gaming Mouse G500, en son oyun sınıfı lazer motoru ve mücadeleci görüntüsüyle popüler Logitech G5 laser mouse'un yeni modeli olarak ortaya çıkıyor. Gaming Headset G330 ise uzun saatler süren mücadelelerde bile hiç bitmeyecek bir konfor imkanı yaratıyor. Logıtech'ten Profesyonellere İki Yeni Kablosuz Presenter Logitech bir sonraki sunumunuzda büyük bir etki yaratmanıza yardımcı olacak Logitech Professional Presenter R800 ve Logitech Wireless Presenter R400'ü piyasaya sundu. Lazer işaretleme, kablosuz rahatlık ve slayt gösterisi kontrol tuşlarına sahip bu yeni Logitech presenter'lar size sunum yaparken bulunduğunuz mekanın içinde özgürce dolaşma rahatlığı veriyor. Böylece daha etkili ve güçlü bir sunum yapmaya odaklanmanıza da yardımcı oluyor. 29.09.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir.
590251
3. köprü tartışmasına CHP'den yeni bir belge
Haber Özeti 3. köprü tartışması sürüyor. Konu, Ulaştırma Şurası'nın açılışında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da gündemindeydi. Erdoğan, 3. köprüye karşı çıkanları eleştirdi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve İl Başkanı Gürsel Tekin'in gündeminde de 3. köprü vardı. Tekin, Başbakan'ın "ortada plan veya proje yok" sözlerine imzalı ve mühürlü bir belge ile yanıt verdi. Üçüncü köprü CNN TÜRK'ün de gündeminde. İşte, yıllardır tartışılan ve yılan hikayesine dönen üçüncü köprü güzergahı.
589851
Hakan Albayrak: Son Halife'nin son beyanatı
Hakan Albayrak Son Halife'nin son beyanatı Ertuğrul Osman Efendi'nin vefatı üzerine yazılan birçok yazıda ve verilen birçok beyanatta, memleketten sürgün edilen Osmanlı Hanedanı mensuplarının, uğradıkları büyük haksızlığa ve çektikleri derin acılara rağmen, asla Türkiye Cumhuriyeti aleyhtarı faaliyetlerde bulunmadıkları vurgulandı. Bunu, onların "cumhuriyetçi"liğine ve hatta "Atatürkçü"lüğüne bağlayanlar var. Yanlış. Sultan Vahdeddin'in yeğeni olan Fethi Sami Efendi merhum da Türkiye Cumhuriyeti aleyhtarı faaliyetlerde bulunmamıştı, halbuki cumhuriyete ve bilhassa Mustafa Kemal Paşa'ya fevkalade tepkiliydi; Türkiye'de bir haber ajansına verdiği –asla yayınlanmayan, ama benim izleme imkânını bulduğum- mülakatta bunu açıkça ifade etmekten de geri durmamıştı. Daha ziyade Avrupa ülkelerinde ve Amerika Birleşik Devletleri'nde ikamet eden Hanedan mensuplarının Türkiye Cumhuriyeti aleyhtarı faaliyetlerde bulunmayışları, "cumhuriyetçi"likten veya "Atatürkçü"lükten değil, Batı'nın tezgâhına gelme endişesi gibi soylu bir hassasiyetten kaynaklanıyor. Şöyle bir hassasiyetten: 'Vatanımızdan sürüldük, perişan edildik, ama ne olursa olsun bağrımıza taş basmalıyız, memleketimize zarar vermek isteyen Frenklerin kullanabileceği bir malzeme olmamalıyız, başımıza gelenlerin esas sorumlusunun Frenkler olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız, onlara asla güvenmemeliyiz, bedenen iltica etmek mecburiyetinde kaldığımız Frenklere ruhen iltica etmemeliyiz.' Sürgün macerasının başından beri var bu hassasiyet. Sultan Vahdeddin Avrupa'ya gitmek istememiş, sürgün yeri olarak Hicaz'ı tercih etmişti (orada uğradığı tacizler üzerine –ve külliyen işgal altında olan İslam topraklarının itimat telkin etmemesi yüzünden- ister istemez Avrupa'ya gitti, ama İngiltere ve yahut Fransa'ya değil 'nispeten insaflı bir düşman' olarak gördüğü İtalya'ya yerleşti). Meclis'te alınan hilafeti ilga kararını tanımadığını İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü vasıtasıyla Ankara'ya bildiren Son Halife Abdülmecit Efendi ise, Sapanca'dan bindirildiği Avrupa treniyle sürgüne giderken, Türkiye hududu haricinde verdiği ilk beyanatta, şöyle dedi: "Söyleyeceğim sözler milletin kararı karşısında mutavat etmekten ve talih ve kaderin cilvelerine göğüs gereceğimi bildirmekten ibarettir. Millete daima duacıyım. Şimdilik İsviçre'ye gidiyoruz. Bilahare başka bir yerde ikamet etmek üzere karar vereceğim. İhtirasa-ı ecnebiyyeye alet olmayacağım. Esasen yerli ve yabancı gazetecilere bir şey söylememeye karar verdiğimden beni mazur görünüz. Bundan sonra sanayi-i nefiseye hasr-ı vücut edeceğim." İşin püf noktası şu cümlede: "İhtirasat-ı ecnebiyyeye alet olmayacağım." *** Ertuğrul Osman Efendi'ye ve ahrete intikal eden bütün Osmanoğullarına Cenâb-ı Hakk'tan ganî ganî rahmet diliyorum.
589842
İbrahim Karagül: Acem strancı, Fars ateşi: Üç lider ne demek istedi?
İbrahim Karagül Acem strancı, Fars ateşi: Üç lider ne demek istedi? Pittsburgh'daki G-20 zirvesi, küresel ekonomik krizin konuşulduğu bir zirve olmaktan çok, dünyanın yeni merkez karar organı görüntüsü verdi. Nisan'da yapılan bir önceki zirvede bunun işaretlerini görmüştük. Liderler, krize çözüm bulmanın yanında "yeni bir dünya düzeni" sloganını öne çıkardılar. İngiltere Başbakanı Gordon Brown, Londra Zirvesi'nin kapanışında "Yeni bir dünya düzeni kuruyoruz ve bunu konsensusla kuruyoruz" demişti. Pittsburgh'daki zirvede benzer eğilimler daha da belirginleşti. Dünyanın önde gelen yirmi ülkesini buluşturan platform, bundan sonra bir çeşit BM Güvenlik Konseyi rolü üslenecek. G-20 dışında, küresel meselelerin bu kadar açıklıkla konuşulabileceği başka bir platform şu an söz konusu değil. Güvenlik Konseyi, Irak işgali örneğinde de gördüğümüz gibi, etkili bir karar mekanizması değil artık ve daimi üyelik konusundaki adaletsizlik ulusların bu kuruma güvenini derinden sarsıyor. G-20'nin merkezi platform olma halinin çok açık bir örneğini Pittsburg'da gördük. ABD Başkanı Barack Obama, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, İngiltere Başbakanı Gordon Brown, yani Batı'nın sözcüleri, zirve gündemini değiştirdiler. Dünya ekonomisinin yönünü belirlemek, krize yol açan sistemde yapısal değişiklikleri tartışmak yerine ABD ve Avrupa'nın siyasi önceliklerini zirveye taşıdılar. G-20 zirvesi sanki İran Zirvesi olarak planlanmıştı. Üç lider, "yapay biçimde" İran krizini dünyanın birinci gündemi haline getirdiler. "Zorlama" bir gündem oluşturdular ve bütün dünyayı bu "öncelikli sorun"un ne kadar vahim olduğuna ikna etmeye çalıştılar. Irak işgali öncesi, dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair'in; "Irak füzeleri kırk beş dakikada Avrupa'yı vurabilir" palavrasıyla üç liderin gayretleri birbirine ne kadar da benziyordu. Liderlerin, İran'ın ne kadar büyük tehlike oluşturduğu açıklamalarına daha sonra Almanya da katıldı ve "çok endişeli" olyduğunu duyurdu. Oysa İran, yeni tesis hakkında bilgiyi Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na kendisi bildirmişti. Özel bir gayretle keşfedilmiş, tespit edilmiş bir suç söz konusu değildi. Ortada bir gizleme söz konusu değildi. Buradan şunu anlıyoruz; Bundan sonraki her platformda dünya İran sorununu kilitlenecek. Zamana yayılmış bir kamuoyu çalışması yürütülecek. Kriz de aşılırsa dünyanın tek sorunu İran olacak. Öteden beri, özellikle son aylarda belirginleşen bazı yeni gelişmelere dikkat çekiyorum ve bunun büyük değişikliklere yol açacağında ısrar ediyorum. İran'a saldırı, kısa vadede söz konusu olmayabilir. Belki uzun vadede de olmayacak. Ancak İran, yeni "Soğuk Savaş"ın hedef ülkesi haline gelecek ve Türkiye-İran dengesi, küresel etkiler uyandıracak kadar önemli olacak. Dünya bu ülkeye çok sıkı bir tecride hazırlanıyor. Ambargo kavramının ötesine geçecek bir tecrit bu. Ortadoğu ülkeleri, Batı saflarında İran'a karşı silahlandırılacak, bir askeri denge oluşturulacak. Bölgenin bütün ülkelerinin dış politikalarında bu değişimin işaretlerini görüyoruz. Zirvede İran konusunun bu şekilde öne çıkarılması Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından bile yadırganmış. Nitekim zirve sonrası sözleri bunu gösterir nitelikte. Erdoğan, nükleer silahsızlanma ve bu konuda İran'a yöneltilen tepkileri, "Nasihat verme noktasında olanlar adım atmalı. Onlar atmazsa başkalarından isteme hakları yok. Bu konuda konuşan ülkelerin hepsinde nükleer silah var; örneğin İsrail. İsrail Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na üye değil ama İran üye. Gazze'de fosforlu bomba kullanıldı. 1400 kişi öldü ama bunlar hiç masaya gelmiyor. Aynı şekilde hazırlanmış raporlar da gündeme gelmiyor. Sorumluluk mevkiindeki insanlar olarak bu durumdan rahatsız oluyoruz" şeklinde değerlendirdi. Özellikle İsrail'in öncülüğünü yaptığı "askeri müdahale" konusunda ise; "Silahlı bir müdahale hiçbir toplantıda gündeme gelmedi. İran'a silahlı müdahale tüm dünyayı rahatsız eder. Irak'ta yaşananları görüyorsunuz. Orada bir medeniyet çökmeyle karşı karşıya kalmıştır" cümleleriyle dünyayı uyardı. Daha Irak sorunu çözülemeden dünyanın İran üzerinde devamlı böyle bir şeyi düşündüğünü, tek bahanesinin nükleer silah olduğunu belirten Erdoğan; "Nükleer silahın bulunduğu başka ülkeler var, niye bunlar konuşulmuyor. Bir şeyin tesirinin olabilmesi için önce onu kendinizin yapmaması lazım. Eğer kendiniz bunu yapıyorsanız bunun karşı tarafa tesiri olmaz, yapılan harcamalar da ne nükleer silah yatırımını yapana bir şey kazandırıyor, ne de korkuyu verdikleri topluma" cümlelerini özellikle vurguladı. Ekim'de beş artı bir grubu İran konusunu görüşecek. Muhtemelen yılbaşına kadar yoğun bir İran trafiği izleyeceğiz. Erdoğan'ın İran ziyareti bu açıdan son derece önemli. Türkiye, dünyanın tek sorunu olmaya doğru giden İran'la Batı arasındaki diyalog zeminini güçlü tutmak için elinden geleni yapacak. Askeri seçenek, yeni bölgesel yapılanmaya göre geri plana itilirken, Karadeniz'den Basra Körfezi'ne kadar yeni bir Doğu-Batı sınırı çizilirken, bölge İran tehdidine karşı silahlandırılırken, "Fars ateşi" ve "Acem satrancı" ile Batı arasında inanılmaz bir güç mücadelesi başlıyor. İran füzeleri bizi kaç dakikada vurur, yakında bunu da söyleyecekler.
589652
1. Ergenekon davası Perşembe günü yapılacak
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen davanın bugünkü duruşmasında, taleplerin ardından Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, sanık ve avukatların taleplerine ilişkin aldıkları kararları açıkladı. Buna göre, Danıştay dosyası sanıklarından Osman Yıldırım'a İstanbul Barosunca atanan avukat Ramazan Zeybek, sanıklar Süleyman Esen, Tekin İrşi ve Erhan Timuroğlu'na atanan avukat Burhanettin Aktürk, sanık Alparslan Aslan için atanan avukat Oğuz Kayıran'a duruşma gününün tebliğine karar vererek, yine bu dosyanın sanıklarından Salih Kunter ile İsmail Sağır için avukat tayini amacıyla İstanbul Baro Başkanlığına yeniden yazı yazılmasına hükmedildi. Tayin olunacak avukatların mutlaka duruşmada hazır edilmesi konusunda gerekli işlemin yapılmasına karar veren mahkeme heyeti, tutuksuz sanık İlhan Selçuk'un sorgu ve savunmasının tespiti amacıyla hali hazır sağlık durumunun ilgili yerden sorulmasını hükme bağladı. Tutuksuz sanık Serhan Bolluk'un bu davayla daha önceden birleştirilen dava dosyasına ilişkin sorgu ve savunmasının alınması amacıyla duruşmada hazır edilmesini kararlaştıran mahkeme heyeti, avukat Osman Aydın Şahin'e duruşma gününü bildirdi. Tutuksuz sanık Fuat Turgut'un da duruşmada hazır edilmesi için yazı yazılmasına ve avukatına duruşma gününün bildirilmesine karar veren mahkeme heyeti, bu oturumda yapılan yazılı ve sözlü talepler konusunda gelecek oturumda karar verileceğine hükmetti. Sanıkların tutukluluk durumlarının da gelecek oturumda değerlendirilmesine karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı Ekim Perşembe günü saat 09.30'a bıraktı. Bu arada, sanıklar arasında ''menfaat çatışması'' olduğu gerekçesiyle daha önce avukatlar Ramazan Zeybek, Burhanettin Aktürk ve Oğuz Kayıran'ın yerine İstanbul Barosundan yeni avukat atanmasını isteyen mahkeme heyetine, İstanbul Barosu'ndan gelen yanıtta ''CMK ödemeleri yapılmadığı için avukatların görevlendirme almadıkları'' bildirilmişti.
589965
Küresel silah sektörü: G-20
Beklenen oldu! G-20 Zirvesi dünyadaki şeytaniyatın 'İran' olduğu açıklamasıyla sonuçlandı. Muazzam silahlanma yarışının meşruiyet arayışı 'İran'la' sağlandı. Kapitalizmin yapısal krizinin etkileri engellenemezken, G-20 Zirvesi kendi iç hegemonik çekişmelerinden yeni bir mali sistem yapılandırılamadı.
591089
Eskişehir, Ermenistan maçına hazırlanıyor
Eskişehirspor İdari As Başkanı Ahmet Yalçın, Eskişehir'de 13 Ekimde yapılacak Türkiye-Ermenistan Ümit Milli Takımlarının maçının kent için çok önemli olduğunu belirterek, bu maça çok iyi ev sahipliği yapmaları gerektiğini söyledi. Eskişehirspor İdari As Başkanı Yalçın, Atatürk Stadı'nda düzenlediği basın toplantısında, Türkiye-Ermenistan Ümit Milli Takımlarının maçının 13 Ekimde Eskişehir Atatürk Stadı'nda yapılacağını anımsattı. Bu maçın Eskişehir açısından çok önemli olduğunu ifade eden Yalçın, ''Bu maçta hem Eskişehir hem de yönetimimiz büyük bir sınavdan geçecek. Bu maça çok iyi ev sahipliği yapmamız gerekiyor. Saat 19.00'da başlayacak maçı taraftarlar ücretsiz izleyebilecek'' dedi.
589690
MÜMTAZ'ER TÜRKÖNE Demos
Bizim dünyaya, dünyanın bize bakışı da öyle. Sorunlarımızı ele alma ve çözme tarzımız eskisi gibi değil. Akıllı, iddialı ve cesur bir ülkenin irade ve karar sahibi bir vatandaşı olduğunuzu hissetmiyor musunuz? Demokrasi'nin "demos"undan yani halktan söz ediyorum. Başbakan ödeyeceği bedelden bahsederken, muhalefetin iddia ettiği mahkeme önünde vereceği hesabı veya hayati tehlikeleri değil seçim kaybetmeyi kastediyor. Yani? Halka vereceği hesabı ölçü alıyor. Muhalefet, devlet projesi olarak yürüyen açılıma itiraz ederken korkusuzca devlet kurumlarını ve de askeri hesaba çekiyor. Neden? Çünkü halkın tereddütlerini, endişelerini temsil ediyorlar. İktidarı ile muhalefeti ile siyasî partiler halkın önünde yürüyen bir hesabı görüyorlar. Onları da doğrudan demos yönetiyor ve yönlendiriyor. Bidayetinden beri sınırlı bir demokrasiyle yetinmek zorunda kaldık. Devlet iktidarı sürekli dar bir elit koalisyonunun inhisarında oldu. Siyasî partiler sadece bu ittifakın kendilerine verdiği rolü üstlendi, demokrasi oyununu sürdürdü. Halk olup bitenlere ancak seyirci olarak katıldı. Gücün kendisinde olmadığı yeri geldikçe hatırlatıldı. Bu fiili durum şimdi ters-yüz oluyor. Türkiye yedi yıldır bir tek parti iktidarını yaşıyor. Bu yedi yıl boyunca demokrasinin ne kadar önemli badireler atlattığını artık ince detaylarına kadar biliyoruz. AK Parti'nin kapatılması davası ile sürmekte olan Ergenekon davasını iki somut belirti olarak hatırlamalıyız. Yedi yıllık siyasî istikrar elit koalisyonu karşısında demosun sorun çözme kabiliyetini temsil etti. Türkiye'nin kendi bölgesinde kurduğu düzeni, demosun aklının ve cesaretinin eseri olarak yorumlamak lâzım. Korkularla mefluç devlet iktidarının yalıtılmış politikası yerine Türkiye her şeye el atıyor, ilişkileri yeniden tanzim ediyor. "Açılım"ı Amerikan projesi olarak aşağılayanların, önceki gün Başbakan'ın İran'a sahip çıkan sözlerini kavrayabilecek bir analiz yeteneği geliştirmeleri lâzım. Türkiye, İran'a saldırmak için senaryolar hazırlayan ABD'ye kafa tutuyor. Filistin davasını hatırlatıyor. Dünyanın en sorunlu bölgesi Türkiye'nin kurduğu dengelerle kendine barış ve huzur arıyor. Türkiye'nin kendi bölgesinde kurduğu bu denklemin ana yapıcı unsurunun devletler arasındaki pazarlıklara değil, doğrudan halklar arasındaki sempati ilişkisine dayandığını görmeliyiz. Bu denge devletlerin ince hesaplarına değil, halkların huzur arayışına dayanıyor. Bu yüzden sağlam ve kalıcı. "Demokratikleşme açılımı"na gelince. Bu açılımın gücü -veya güçsüzlüğü- de demosa dayanmasından geliyor. Türkiye bütün sorunların gelip düğümlendiği sorunların anasını çözmek üzere cesaretini topladı ve yola çıktı. Kapalı kapılar arkasında "muhatap"larla çözüm arayanlar kısa zamanda yanıldıklarını anladılar. Çünkü bu sorunu çözecek tek güç halkın kendisinde mevcut. Dar mahfillerin iktidarının, hatta bu sorunu yaratanların çözümü bulması imkânsız. Tersinden bakınca, çözümsüzlüğü savunanların bile halkta oluşacak iradeye dayanması mümkün değil. Sorunu halk çözecek. Umutla umutsuzluk arasında gidip gelenlerin de geleceği görebilmek için gözlerini halka dikmesi lâzım. Kararı halk verecek ve çözüm halkın eseri olacak. AK Parti iktidarı da, muhalefet partileri de bu karara teslim olacak. Devlet katında üretilen ve şiddet sarmalı ile içinden çıkılmaz hale gelen bir sorunu çözeceğiz. Dünyanın her yerinde etnik sorunlar halkların düşmanlığı şeklinde ortaya çıktı. Bizde ise halk bu ayırıma prim vermedi. Sorunu çözmek ve hüküm vermek sırası "demos"a geldiğine göre gönlümüz ve aklımız ferah olmalı.
590990
Fırat, Hınıs'ta toprağa verilecek
Abdulmelik Fırat'ın Erzurum'da yaşayan ve avukat olan yeğeni Abdurrahim Fırat, amcasının perşembe günü öğle namazını müteakip Hınıs'ın Kolhisar Mahallesi'ndeki aile kabristanında toprağa verileceğini belirtti. Fırat, amcasının vefatının Türkiye, Erzurum ve ailesi için büyük bir kayıp olduğunu söyledi. Fırat'ın aile gelenekleri doğrultusunda defnedileceğini dile getiren yeğen Fırat, cenaze namazı öncesi ve esnasında herkesi sağduyulu olmaya davet etti. Fırat, "Abdulmelik Bey'in topluma verdiği mesaj doğrultusunda barış ve insanlık için çabalarını sürdürmelerini istiyoruz." dedi. Kürt siyasetinin önde gelen isimlerinden ve Şeyh Said'in torunu olan Abdulmelik Fırat, henüz yaşındayken aile bireyleriyle Kırklareli'nin Vize ilçesine bağlı Sergen beldesine sürgüne gönderilmişti.
590637
Fenerbahçe'den toplu doping iddiası
kabul edilen ''Cathine' maddesinin çıkması ve bununla ilgili yaptıkları araştırmalarla ilgili basın toplantısı düzenledi. Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri'nde gerçekleştirilen toplantıda, kendilerinin Kerem Gönlüm'de doping çıkmasının ardından 20 Ağustos 2009'da Basketbol Federasyonu'na başvurarak aynı maç sonrasında doping testi uygulanan Mario Kasun'un örneğinde de 'Cathine' maddesine rastlanıp rastlanmadığını sorduklarını ifade ederek, şunları söyledi: ''Basketbol Federasyonu bize Kasun'un idrar örneğinde mg. Cathine maddesine rastlandığını bildirmiştir. İnsan vücudu tarafından üretilmeyen, doping literatüründe ise adına sıkça rastlanılmayan cathine maddesine maçlık bir seride, doping kontrolü yapılan tek maçta ve rastgele seçilen iki Efes Pilsenli sporcudan alınan numunede de rastlanılmış olmasını tesadüfle açıklayabilmek güç olmasının ötesinde, imkansızdır. Cathine'nin Efes Pilsenli her iki sporcudan da alınan numunede çıkmış olması bu maddenin organize bir şekilde kullanıldığına karinedir. Hiçbir şekilde Efes Pilsen Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı, yöneticileri ve kulüp başkanının bu organizasyondan haberleri olmadığının altını çiziyoruz. Yine Efes Pilsen Kulübü'nün kurumsal olarak böyle bir organizasyon içinde olmadığını ifade ediyoruz.'' Şekip Mosturoğlu, ilke ve düşünceleri kendilerine ışık olan Mustafa Kemal Atatürk'ün ''Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim'' sözünde yer alan ahlaklı sporcu kavramının, bu çok önemli konunun temel hareket noktasını oluşturduğunu dile getirerek, yaşanan olayların gelişimini anlattı. Beko Basketbol Ligi'nde 2008-2009 sezonunda Efes Pilsen'in şampiyon olduğunu hatırlatan Mosturoğlu, şöyle konuştu: ''Takımımızla play-off maçları oynayan Efes Pilsen, kendi evinde oynadığı iki maçı kaybetmesinin ardından, son yılların en iyi geri dönüş performanslarından birini göstererek, arka arkaya kazandığı maçın ardından şampiyonluğa ulaşmıştır. Final serisinden sonra, Efes Pilsen'in muhteşem geri dönüşünün ardında yatan nedenler arasında, doping iddiaları da güçlü bir şekilde dillendirilmeye başlanmıştır. Tam bu esnada play-off serisinin 5. maçının ardından alınan doping numunelerinden Kerem Gönlüm'e ait olanında, ''cathine'' yoğunluğunun mg/ml'den fazla olduğu (10.7 mikrogram/mililitre) tespit edilmiştir. Bunun hemen ardından Kerem Gönlüm 18.08.2008 tarihinde bir açıklama yapmış ve 'O dönemde biz sürekli kamptaydık. Verilenler, yenilenler, içilenler hepsi aynıydı', 'Örneğin pilot uçağa gider ve kumanda odasına oturur. Benzin dolduruldu mu, içerisi temizlendi mi ve benzeri ayrıntılarla uğraşmaz; çünkü ekibine güvenir' şeklinde bir söylemde bulunmuştur. Kerem Gönlüm'ün bu söyleminde son derece çarpıcı ve açık ipuçları bulunmaktadır. Kerem Gönlüm bu açıklamasında, tevil yoluyla vücuduna giren ve doping ihtiva eden maddenin kamp sırasında alınmış olduğunu, bunun sonucu olarak, kampta bulunan tüm sporcuların da benzer şekilde ve aynı içerikte maddeler yemek ve içmek suretiyle vücutlarına benzer maddenin girmiş olacağını ikrar ve ifade etmiştir. Daha da ötesinde bu faaliyetin 'ekibin' bilgisinde olduğunu belirtmiş ve bir sporcunun ekip tarafından verilen bir maddede doping ihtiva eden bir madde olabileceğinden şüphelenmeyeceğini ifade etmiştir.''
591188
Terör suçlarında 'çocuk' düzenlemesi
Hükümet Sözcüsü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, terör suçlarıyla ilgisi olan 18 yaşından küçük çocukların çocuk mahkemelerinde yargılanmalarını ve çocuklar lehine alternatif ceza tedbirleri öngören düzenlemelerin Bakanlar Kurulu'nda karara bağlandığını bildirdi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Adalet Bakanlığının AB müzakere süreciyle ilgili hazırladığı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun tasarısının ''demokratik açılım'' konusunu da kapsadığını belirtti. Kanun tasarısı hakkında bilgi veren Çiçek, tasarının terör suçlarıyla ilgisi olan ve yargılanan çocukların durumlarıyla ilgili düzenleme getirdiğini söyledi. Çiçek, bu düzenlemelerin gerçekleşmesi halinde 18 yaşından küçük çocukların bu tip davalarının çocuk mahkemelerinde görüleceğini bildirdi. Bunlarla ilgili alternatif cezai tedbirlere gitme imkanı da olacağını anlatan Çiçek, Ceza İnfaz Kanunu'ndaki cezaların ertelenmesi, denetimli serbestlik gibi çocukların lehine önemli düzenlemelerin Bakanlar Kurulu'nda karara bağlandığını kaydetti. İNSAN KAÇAKÇILIĞI TEŞEBBÜSÜNE CEZA AĞIRLAŞACAK İnsan kaçakçılığıyla ilgili trajik bir durumun söz konusu olduğunu ifade eden Çiçek, ''Bir kısım insanlar geçim derdiyle maceraya atılıyor. Bundan rant elde etmek isteyen çevreler var. Yürürlükteki mevzuat açısından daha caydırıcı tedbirler getiriyoruz'' dedi. Çiçek, bu suçların teşebbüs halinde kalmasının suçun işlenmiş olmasıyla eş değer hale getirileceğini bildirdi. Uyum yasaları kapsamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Türkiye aleyhinde aldığı kararlar üzerine yeniden yargılanmalar yapıldığını anımsatan Çiçek, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun ''yargılamanın yenilenmesini'' öngören 311. maddesinin 2. fıkrasında istisnai hüküm bulunduğunu, ancak bu hüküm yönünden Türkiye aleyhine verilmiş kararlar olduğunu söyledi. Çiçek, ''Bunların da yeniden yargılanmasına imkan veren hukuki düzenleme getiriliyor. Böylece insan hakları açısından mahkeme kararlarının süratle yerine getirilebilmesi için böyle bir düzenleme yürürlüğe girmiş olacak'' diye konuştu. ''AB HUKUK BAŞKANLIĞI'' Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın AB üyelik süreciyle ilgili Bakanlar Kurulu'na bilgi sunduğunu belirten Çiçek, konuyla ilgili ''Hukuk Başkanlığı'' kurulduğunu, bunu önemsediklerini söyledi. AB'de de önemli hukuki değişimler yaşandığını, Türklerin AİHM'de vize gibi konulara ilişkin kararlar aldırdığını natırlatan Çiçek, AB Hukuk Başkanlığının bütün gelişmeleri yakından takip edip ilgili kurumlara danışmanlık yapacağını kaydetti. Bakanlar Kurulu'nda iç ve dış gelişmelerin de ele alındığını belirten Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyareti ve bazı bakanların yurt içi ve yurt dışı seyahatlerinin de değerlendirildiğini aktardı.
590161
Başkentte su kesintisi
Başkentte su kesintisi ANKARA (A.A) Başkentte Kavacık Subayevleri Mahallesi'nde içme suyu şebekesinde yapılacak bağlantı çalışması nedeniyle yarın bazı yerlerde su kesintisi yapılacak. Ankara Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Kavacık Subayevleri Mahallesi Doru Sokak ile Güzin Sokak köşesinde içme suyu şebekesinde yapılacak bağlantı çalışması nedeniyle yarın 08.00-18.00 saatleri arasında bazı yerlere su verilemeyecek. Buna göre, Fahrettin Altay Caddesi'nin tamamı, Köknar, Doru, Güzin, Kış, Kozaklı, Şehit Makbule, Bando, Ergün, Dinç sokaklar, Mehmetçik, Üçyıldız, Üçpınar caddeleri ile İrfan Baştuğ Caddesi'nin alt kısımlarında su kesintisi uygulanacak. 29.09.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir.
589585
Bu hakemle hiç kazanamadı
Bu hakemle hiç kazanamadı güncellenme zamanı Gonzalez ’ın ’ndeki yarınki CSKA maçını, İspanyol hakem Manuel Enrique Mejuto Gonzalez yönetecek Ancak siyah-beyazlılar, bugüne kadar Gonzalez’in yönettiği iki maçtan da mağlubiyetle ayrıldı. İlk olarak 2002-03’te Lazio deplasmanındaki maçta 1-0 mağlup olan Kartal, 2003-04’te de ’ndeki Sparta karşılaşmasını da 2-1 yenilgiyle kapadı.
589755
Sağlık alarmı
Sağlık alarmı Bordo-mavili takım bu sezon en çok, hastalıklardan çekti. Gökhan, Selçuk, Alanzinho, Gabriç, Tjikuzu, Giray ve Tayfun enfeksiyona yakalanmaları nedeniyle zaman zaman takımdaki yerlerini alamadı. Teknik direktör Hugo Broos, sağlık kurulu ile görüşerek oyuncuların sık sık hastalanmalarının nedenlerini sordu. Gökhan Ünal, sezon başında yaşadığı sakatlık ve sonrasında yakalandığı gribal enfeksiyon nedeniyle Sivas ve Diyarbakır maçlarında oynayamamıştı KAMİL ANAHAR Turkcell Süper Lig'e büyük umutlarla giren ancak geride kalan haftada ciddi hayal kırıklıkları yaşayan Trabzonspor, hastalık ve sakatlıklarla boğuşuyor. Bordo-mavili takımda bugüne kadar neredeyse hastalık ve sakatlık geçirmeyen futbolcu kalmazken, teknik direktör Hugo Broos'un konuyla ilgili sağlık heyetiyle sürekli görüştüğü öğrenildi. Broos, sağlık heyetine bu kadar sık sağlık sorunları yaşanmasının nedenlerini sordu. Bordo-mavililerde Gökhan, Selçuk, Alanzinho, Gabriç, Tjikuzu, Giray ve Tayfun çeşitli zamanlarda geçirdikleri gribal enfeksiyon nedeniyle takımdaki yerlerini alamadı. Zafer Yelen ise sakat olduğu için hiçbir maçta oynayamadı. Yattara uzun geçen sakatlığının ardından ancak sahalara dönerken, kaptan Egemen de sağ el bileğindeki kırık nedeniyle bir maçta forma giyemedi, diğer maçlara ise bandajla çıkmak zorunda kaldı. Trabzonspor'da son olarak Engin'in de gribal enfeksiyona yakalanması ve bu nedenle Gençlerbirliği ile oynanan lig maçında forma giyememesi dikkat çekti. Trabzonspor yönetiminin özellikle izin günlerinde kendilerine dikkat etmeyen futbolcular hakkında bazı kararlar alabileceği iddia edilirken, teknik direktör Broos'un da sağlık kurulunu enfeksiyonlar konusunda alarma geçirdiği öğrenildi.
590892
Beşiktaş ligde 12'inci borsada 1'inci
Geçtiğimiz yıl arka arkaya spekülatif atakların odağında kalan Beşiktaş hisselerinde yine benzer bir durum yaşanmaya başlandı. Mayıs ayında 3.66 liradan başladığı hareketini 15 gün içerisinde 14.5 liradan sonrandıran hisseler arkasından tepetaklak olmuş ve yatırımcıları büyük zarara uğratmıştı. Hisseler 14.5 liralık zirveyi takip eden 15 gün için 5.42 liraya kadar gerilemişti. YENİDEN BAŞLADI Belşiktaş hisselerinde son günlerde yeniden hızlı hareketler gerçekleşmeye başladı. 24 Eylül'de 3.28 liradan güne başlayan hisseler, aradan geçen iş günü içerisinde arka arkaya tavan yaparak bugün ilk seans itibariyle 6.3 liraya kadar ulaştı. Hisselerde bu kadar kısa bir sürede yaşanan kazanç ise iki kata dayandı. GÜN GÜN NE OLDU 24 EYLÜL: Hisseler güne 3.78'den başladı ve 4.22'den kapandı. Günlük artış yüzde 11.6 oldu. 25 EYLÜL: Beşiktaş hisseleri günü yüzde 17 artışla 4.94 liradan tamamladı 28 EYLÜL: Hareket dün de devam etti ve kapanış 5.8 liradan oldu. Hisselerin değer artışı yüzde 17.4 olarak kaydedildi. 29 EYLÜL: İlk seans kapanışında hisseler yüzde 8.6 artışla 6.30 lira oldu. HİSSELER NEDEN YÜKSELİYOR? Beşiktaş hisselerinin son günlerdeki bu inanılmaz performansını haklı çıkaracak hiçbir gelişme bulunmuyor. Zaten kulüp de yaptığı açıklamada kamuoyuna açıklanmamış hiçbir özel durum olmadığının altını çizdi. Uzmanlar, hisselerde spekülatif hareketler yaşandığını belirterek yatırımcıları dikkatli olmaları yönünde uyarıyor. Özellikle Mayıs ayındaki harekete da dikkat çeken uzmanlar, bu tip sert hareketlerin yaşandığı kağıtlarda her an hızlı değişimlerin yaşanabileceğini belirtiyor.
590450
'Yargıçlar her türlü ideolojiden arınarak karar vermeli'
Toplumda son günlerde yaşanan cinayetlere de değinen Kılıç, ''Akıllara durgunluk veren ölüm ve cinayet yöntemleri, toplumun ilgiyle izlediği dizi programları arasına katıldı.'' eleştirisinde bulundu. Kılıç, Ufuk Üniversitesi'nde yeni eğitim yılının başlaması nedeniyle ders verdi. Öğrencilere Anayasa Mahkemesi'nin görevlerinin yanı sıra, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı gibi konularda açıklama yapan Kılıç, son günlerde sıkça tartışılan konularda da üstü kapalı görüş bildirdi. Kılıç, hukukun üstülüğünün ve bağımsızlığının sağlanması için yargıçların her türlü ideolojik düşünceden arınarak karar vermesi gerektiğini vurguladı. Kılıç, şunları söyledi: ''Hakim, vicdanında kurulan mahkemede tarafsızlığını etkileyecek duygularına, öznel düşüncelerine ve öfkesine kayıtsız kalmak zorundadır. Etrafını saran ideolojik kuşatmalardan kendisini kurtaran yargıç, tarafsızlığını ve onurunu yücelterek yaşayabilir.'' Toplumda son günlerde yaşanan cinayetlere de değinen Kılıç, Münevver Karabulut cinayetine atıfta bulunarak, ''Akıllara durgunluk veren ölüm ve cinayet yöntemleri, toplumun ilgiyle izlediği dizi programları arasına katıldı.'' diye konuştu. Toplum olarak birlikte yaşamamak için her türlü çabanın ortaya konulduğunu savunan Kılıç, bunun yanlışlığına değinerek, ''Son yıllarda güvensiz, sevgisiz ve hoşgörüsüz bir yaşantısıyla ciddi bir travma geçirmektedir. Adeta toplumsal bir cinnet hali yaşanmaktadır. Hayatın her aşamasında şiddet ve öfkenin, kinin dalgalarıyla yaşıyoruz. Birlikte yaşamamak için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Akıllara durgunluk veren ölüm ve cinayet yöntemleri, toplumun ilgiyle izlediği dizi programları arasına katıldı.'' şeklinde konuştu.
590703
Bizdeki darbeciler saygıdeğer durumda
Bizdeki darbeciler saygıdeğer durumda Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Anayasa'nın 15. maddesinin kaldırılmasına ilişin, “12 Eylül darbesinden beri tabiatın hükmü yürüdü. Arjantin, Çin, ve Yunanistan darbecileri yıllarca hapis yattı. Bizdekiler saygıdeğer durumdalar. Türkiye demokrasiyi kurumsallaştırmakta çok gecikti” dedi. ANKARA (ANKA) Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Anayasa'nın 15. maddesinin kaldırılmasına ilişin, “12 Eylül darbesinden beri tabiatın hükmü yürüdü. Arjantin, Çin, ve Yunanistan darbecileri yıllarca hapis yattı. Bizdekiler saygıdeğer durumdalar. Türkiye demokrasiyi kurumsallaştırmakta çok gecikti” dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nde gazetecilerle bir araya geldi. Anayasa'nın 15. maddesinin kaldırılmasına ilişin, “12 Eylül darbesinden beri tabiatın hükmü yürüdü. Arjantin, Çin ve Yunanistan darbecileri yıllarca hapis yattı. Bizdekiler saygıdeğer durumdalar. Türkiye demokrasiyi kurumsallaştırmakta çok gecikti. Şimdi belki de hesaplaşma yapmak yerine onların yıkmak istediklerini inşa ederek, tarihi bir cevap verebiliriz. Türkiye'nin etnik kültürünü inkar ettiler. Türkiye demokrasi ile yaşayabilir dedi. Türkiye de farklı etnik kökenlilerin olduğunu vurgulayan Günay, Türkiye'de farklı etnik kökenler siz yok diye Anayasaya yazdınız ama yerel diller var. Bunların hepsi halının renkleri gibi objeyi kirletmiyorlar. Bu saatten sonra tekrar yargılayalım yok. Yani kadar zaman geçti aradan şeklinde konuştu. Günay, 1982 Anayasası'nın arkasında olanların bugün söz konusu yasayı en ağır biçimde eleştirdiğini iddia ederek, şöyle konuştu: “1982 Anayasası'nın arkasında olanlar, bugün yasayı en ağır biçimde eleştirmiştir. Akıl dışı bir siyasi ortam oluşuyor bu tartışmalar açılınca. Siyasi partiler ortak bir tavır alması gerekir. Ama bir bakıyorsunuz Anayasa değişsin değişmesin, darbeciler yargılansın yargılanmasın tartışmaları var. Bunlara karşı durması gereken güçler orada saf tutuyor. Yeni bir siyasi yaklaşım geliştirmeye çalışalım. 1991 koalisyonun Anayasa değiştirme ve darbecileri yargılama düşüncesiyle geldi. Çok iyi hatırlıyorum. Ama hiçbir şey olmadı birkaç madde değişikliği sadece.” Günay, “Kürt Açılımı”na ilişkin olarak bir soruya da şu yanıtı verdi: “Bu konuda çok konuşmak istemiyorum. Atatürk'ün hayatı savaşlarda geçmiş bir asker. Bir fikir adamı aynı zamanda. Savaşın arkasında ortaya koyduğu 'yurtta sulh cihanda sulh' vecizesi çok önemli. Bunun önemi günümüze bakınca anlaşılıyor. Aynı zamanda bu çerçevede, sahnelerimizde bir İngilizce oyun oynandığı gibi Kürtçe bir oyun da sergilenebilir. Hazırlanmış bir oyun bizim sahnemizi kullanmak isterse kullanbilir. Demokratikleşme konusunda bakanlık olarak kesinlikle geride kalmayız.” Günay, geçtiğimiz gün Almanya'da gerçekleşen seçimlere ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Günay, dünyada her seçim sonucunda siyasi partilerin kendi programlarına yeniden bakması gerektiğini belirterek şöyle konuştu: “Almanya'da Sosyal Demokratlar bizim için fevkalade önemli. Çünkü Sosyal Demokratlar bir çizgiyi temsil ediyor gözüküyorlar. Geçmiş yıllarda sürecinde Alman Demokratlar daha anlayışlı bir tavır içerisindeydiler. Bu yüzden Almanya'da seçin sonuçlarının Türkiye'nin AB üyelik sürecine olumsuz yansımaları olmamasını temenni ediyorum.”
590983
Yamansız Kuş Cenneti'nde yangın
Çeşitli kuş türlerinin yaşadığı Yamansaz'da 3-4 ayrı noktada çıkan yangın, Antalya Büyükşehir Belediyesine bağlı ekibin karadan, Antalya Bölge Müdürlüğü Türk Kuşu amfibik uçağının da havadan müdahalesiyle kontrol altına alındı. Ekiplerin bölgedeki soğutma çalışmaları sürerken, yangın sonucu geniş alandaki bitki örtüsü ve sazlık alan yer yer zarar gördü. Yangın sırasında Yamansaz bölgesinde yoğun duman da etkili oldu. Yangın nedeniyle yol açma çalışmasına katılan ve çamura saplanan Muratpaşa Belediyesinin iş makinesi de yapılan çalışmayla kurtarıldı. Sazlık alanın hemen çevresinde gecekondular, yakınında da konutlar yer alırken, yetkililer, bölgede sık sık meydana gelen yangınların kasıtlı çıkarıldığı şüphesi üzerinde durulduğunu bildirdi. Olayla ilgili polisin soruşturması da sürdürülüyor.
590182
Denizli siftah peşinde!
Fenerbahçe'nin başında 2001-2002 sezonunda ''Devler Ligi''de ''sıfır' çeken, Beşiktaş'ın başında çıktığı ilk maçta da Manchester United'ın 1-0 galibiyetine engel olamayan deneyimli teknik adam, ilk puan veya puanlarını Moskova deplasmanında almaya çalışacak. Siyah-beyazlıların CSKA Moskova karşısında alacağı puan veya puanlarla deneyimli teknik adam da ''Devler Ligi''nde kariyerindeki ilklere imza atacak. Mustafa Denizli yönetimindeki Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde 2001-2002 sezonunda (F) Grubu'nda yaptığı maçı da yitirerek, hiç puan alamadı. Grup maçlarını gol atıp, 12 gol yiyerek son sırada tamamlayan Denizli yönetimindeki Fenerbahçe, aynı zamanda şimdiye kadar ''Devler Ligi''nde mücadele eden Türk takımları içindeki en kötü performansı sergiledi. Denizli'nin, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın başında çıktığı Avrupa Şampiyonlar Ligi maçları ve sonuçları şöyle: Fenerbahçe Barcelona (İspanya)............: Fenerbahçe Olympique Lyon (Fransa)........: Bayer 04 Leverkusen (Almanya) Fenerbahçe..: Olympique Lyon Fenerbahçe.................: Fenerbahçe Bayer 04 Leverkusen............: Barcelona Fenerbahçe......................: Beşiktaş Manchester United (İngiltere)....:
589493
Savcı polise teslim etti
Savcı polise teslim etti Mustafa Fehmi Okay çetesinin elebaşısı olduğu iddiasıyla tutuklanan Habib Kanat’ın sağ kolu olmakla suçlanan Mustafa Fehmi Okay dün savcılığa teslim oldu. Savcı, Okay’ı sorgulanmak üzere Narkotik Şube Müdürlüğü’ne gönderdi Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ile emniyet müdürleri Murat Nemutlu ile Mustafa Aral’ın da tutuklandığı operasyonuna ilişkin aranan Grup Başkan Vekili Hakkı Süha Okay’ın kardeşi Mustafa Fehmi Okay dün savcılığa teslim oldu. Ancak savcı, Okay’ı sorgulaması için polise teslim etti. Mustafa Fehmi Okay uyuşturucu çetesinin elebaşısı olduğu iddiasıyla tutuklanan Habib Kanat’ın sağ kolu ve uyuşturucu imalathanesinin yöneticisi olmakla suçlanıyor. Okay dün saat 10.00 sıralarında, ’ta bulunan Adliyesi’ne geldi ve soruşturmayı yürüten Mehmet Berk’e teslim oldu. Savcı Berk’in talimatıyla İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltı işlemi gerçekleştirildi. Savcı Berk, adliyede sağlık kontrolünden geçirilen Okay’ı sorgulanması için Narkotik Şube Müdürlüğü’ne gönderdi. Okay’ın bugün adliyeye sevk edilmesi bekleniyor. ‘Kazanlar ısındı’ Polis yetkilileri, Okay’ın “hassas burun” olarak bilinen ve aynı uyuşturucu operasyonu kapsamında tutuklanan Doç. Dr. Hüseyin Fehmi Işık ile uyuşturucu imalathanesindeki işçilerle yaptığı görüşmelerin tek tek kayda alındığını ileri sürdü. Polis, telefonda Okay’ın “Kazanlar hazır” ve “Kazanlar ısındı” diye konuştuğunun tespit edildiğini söyledi. saat ifade verdi Örgüt lideri olduğu ileri sürülen Habib Kanat, tutuklu bulunduğu ’nden dün İstanbul Adliyesi’ne getirildi. Kanat, soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk’in odasının bulunduğu kata çıkarıldı. Kanat, savcı Berk’e saat ifade verdikten sonra yeniden cezaevine gönderildi. Kanat, ve ’te ayrı uyuşturucu imalathanesine yönelik uyuşturucu hap imalatında kullanılan 400 kilo amfetamin ile 36 ton kimyasal maddenin ele geçirildiği operasyonda yakalanmıştı. Okay: Hukukun gereği ne ise saygıyla karşılıyorum CHP Grup Başkan Vekili Hakkı Süha Okay, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan’ın tutuklanmasına neden olan büyük uyuşturucu operasyonuna kardeşi Mustafa Fehmi Okay’ın adının karışması nedeniyle yaptığı açıklamada, “Üzüntü duymaktayım. Kendisinin böyle bir olaya karıştığına ihtimal dahi vermek istemiyorum. Yargı sürecinin gerçekleri ortaya çıkaracağından en ufak bir kuşku duymuyorum. Hukukun gereği ne ise onu saygı ile karşılıyorum” dedi. Okay, dün konuya ilişkin yazılı bir açıklama yaparak, şunları kaydetti: “...Mustafa Fehmi Okay arandığını basından öğrenir öğrenmez, aynı gün (27 Eylül Pazar) Beşiktaş Adliyesi’ne giderek nöbetçi savcı ile görüşmüştür. Nöbetçi savcı, konuyla ilgili savcıyı arayarak bilgi aldıktan sonra 28 Eylül Pazartesi günü tekrar Beşiktaş Adliyesi’ne gelmesini Mustafa Fehmi Okay’a bildirmiştir. Bunun üzerine Mustafa Fehmi Okay bugün (dün) tekrar Beşiktaş Adliyesi’ne gitmiş ve savcılık makamında ifade vermek üzere ’ne gönderilmiştir.”
589880
Uyuşturucu operasyonunda şok!
Uyuşturucu operasyonunda şok! Son zamanların en büyük uyuşturucu operasyonuna adı karışan CHP’li Hakkı Süha Okay’ın kardeşini Çırağan Sarayı’ndaki alemin yaktığı ortaya çıktı. Teknik takipte, Çırağan’da ünlü manken E. G. ile birlikte olduğu tespit edilen Mustafa Fehmi Okay’ın aynı soruşturmada tutuklanan ‘Hassas Burun’ lakaplı kimyager Hüseyin Rıza Işık’la yaptığı telefon görüşmeleri ve şebeke üyelerine verdiği şifreli talimatlar da dinlemeye takıldı. İstanbul’da iki hafta önce gerçekleştirilen, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ile dördüncü sınıf emniyet müdürleri Murat Nemutlu ve Mustafa Aral’ın da aralarında bulunduğu 12 kişinin tutuklandığı son zamanların en büyük uyuşturucu operasyonu kapsamında hakkında arama kararı çıkartılan Mustafa Fehmi Okay, dün sabah saat 10.00 sıralarında teslim olmak için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Beşiktaş’taki binasına geldi. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk’in talimatı üzerine Okay, İstanbul Narkotik polisi tarafından gözaltına alındı. Sağlık kontrolünden geçirilen Okay, saat 10.40 sıralarında sorgulanmak üzere Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü’ne götürüldü. ’Baron’un sağ kolu’ iddiası CHP Grup Başkan Vekili Hakkı Süha Okay’ın kardeşi olan Mustafa Fehmi Okay’ın, 200 milyon Captagon hap imal edebilecek uyuşturucu maddenin yakalandığı operasyonda kapsamında yapılan telefon dinlemelerine takıldığı tespit edildi. “Uyuşturucu baronu” Habip Kanat’ın sağ kolu olduğu ve imalathanenin yöneticisi konumunda olduğu iddia edilen Mustafa Fehmi Okay, polisin yaptığı teknik takibe takıldı. Yaklaşık bir yıldır uyuşturucu şebekesinin faaliyetlerini izleyen İstanbul Narkotik polisi, şebekenin üst düzey sorumluları uyuşturucu baronu Habip Kanat ve “Hassas Burun” kimyager Hüseyin Rıza Işık’ın kadınlarla İstanbul’un Holiday Inn, Four Seasons gibi lüks otellerinde alem yaptığını tespit etti. Çırağan’da 20 bin TL’lik alem Yapılan takiplerde şebekenin üst düzey bir yetkilisinin Çırağan Oteli’nde ünlü manken E. G. ile 20 bin TL karşılığında birlikte olduğu belirlendi. Polisin yaptığı araştırmalarda bu kişinin CHP Grup Başkan Vekili Hakkı Süha Okay’ın kardeşi Mustafa Fehmi Okay olduğu anlaşıldı. Mankenlerin ifadesi alınacak Okay’ın Çırağan Oteli’ndeki alemini tespit eden polis, Habip Kanat ve Hüseyin Rıza Işık’ın da manken T. ve manken P. ile 20 bin TL; manken A. ile 15 bin TL; manken B. ile bin TL karşılığında Holiday Inn ve Four Seasons gibi lüks otellerde birlikte olduğunu belirledi. Narkotik polisinin yaptığı bu takip, operasyonun mankenler dünyasına sıçramasına da neden oldu. Polisin takibine takılan mankenlerin “para karşılığı seks yaptıkları” iddiasıyla önümüzdeki günlerde emniyete çağrılarak ifadelerinin alınacağı belirtildi. ‘Şifreli talimatlar’ Mustafa Fehmi Okay’ın “Hassas Burun” olarak bilinen kimyager Hüseyin Rıza Işık ve uyuşturucu imalathanedeki işçilerle yaptığı görüşmeler de teknik takibe takıldı. Takip sırasında Mustafa Fehmi Okay’ın şebeke üyelerine talimat verdiği, “Kazanlar hazır” ve “Kazanlar ısındı” şeklinde şifreli görüşmeler yaptığı öne sürüldü. Okay’ın, bugün Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk’e ifade vereceği öğrenildi. Kanat’ın ek ifadesi alındı Operasyon kapsamında iki hafta önce tutuklanan Habip Kanat’ın da ek ifadesi alındı. Soruşturmayı yürüten savcı Mehmet Berk’in talimatıyla tutuklu bulunduğu Tekirdağ Tipi Cezaevi’nden saat 13.00 sıralarında cezaevi aracıyla Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirilen Kanat’ın savcı Mehmet Berk tarafından ek ifadesi alındı. CHP’Lİ HAKKI SÜHA OKAY: ‘Kardeşimin adı geçtiği için çok üzgünüm’ CHP Grup Başkan Vekili Hakkı Süha Okay, kardeşinin adının İstanbul’da yürütülen bir operasyonda geçmesinden üzüntü duyduğunu söyledi. Yargı sürecinin gerçekleri ortaya çıkaracağından en ufak bir kuşku duymadığını belirten Okay, “Böyle bir olayın içerisinde kardeşim Mustafa Fehmi Okay’ın adının geçmesinden üzüntü duymaktayım. Kendisinin böyle bir olaya karıştığına ihtimal dahi vermek istemiyorum. Kardeşime ilişkin bu olay için yargı sürecinin gerçekleri ortaya çıkaracağından en ufak bir kuşku duymuyorum. Hukukun gereği ne ise onu saygı ile karşılıyorum.
590126
11:03 Hastayı bırakıp çarptığı yaralıyı aldı
Hastayı bırakıp çarptığı yaralıyı aldı Süleyman KAYA/İSTANBUL, (DHA) 'de hasta taşıyan ambulansın çarptığı motosikletin sürücüsü Mustafa Kesici ve yanındaki Umut Karaçam yaralandı. Taşıdığı hastayı indiren ambulans, başını yere çarpan yaralılardan Mustafa Kesici'yi alarak hastaneye götürdü. Diğer yaralı ve indirilen hasta da bir süre sonra çağrılan ambulanslarla hastaneye kaldırıldı. Kaza, bugün saat 01.00 sıralarında Gençosman Mahallesi, Cincin Caddesi'nde meydana geldi. Tepe lambasını açıp siren çalarak rahatsızlanan bir kişiyi hastaneye götüren 112 Hızır Acil’e ait 34 VZ 3928 plakalı ambulans, trafik ışıklarından dönüş yapmak isteyen Mustafa Kesici yönetimindeki 34 ZZ 1042 plakalı motosiklete çarptı. Çarpmanın etkisiyle kaskı olmayan Mustafa Kesici ve beraberindeki arkadaşı Umut Karaçam, asfalt zemine düşerek yaralandı. Ambulanstan inen sağlık ekibi, yaralıya ilk müdahaleyi yaptı, olay yerine ambulans istedi. Ardından taşıdıkları hastayı durumu acil olmadığı için indiren ekip, başını kaldırıma çarpan Mustafa Kesici’yi alarak Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürdü. İsmi açıklanmayan hasta ile yaralı Umut Karaçam da kısa süre sonra kaza yerine gelen iki ambulansla aynı hastaneye kaldırıldı. Tedaviye alınan yaralıların ve hastanın sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi. Görgü tanıkları, ambulansın aşırı hız yaptığını iddia etti.
589868
07:16 Japon porno oyuncusu tartışma yarattı!
Japon porno oyuncusu tartışma yarattı! Endonezya'da bir Japon kadın porno oyuncusunun Endonezya yapımı bir filmde rol alması tartışma yarattı. Endonezya'da bir Japon kadın porno oyuncusunun Endonezya yapımı bir filmde rol alması tartışma yarattı. Dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi Endonezya'nın Maxima Pictures adlı yapım şirketinin yöneticisi Adi Sudiadi, protestolara rağmen, Maria Ozawa olarak tanınan Japon oyuncuyu filmde oynatmaya kararlı olduklarını belirterek, "Ozawa'nın bir porno filminde değil, bir komedi filminde oynayacağını kaydetti. Uzun metrajlı "Menculik Miyabi" (Miyabi'nin Kaçırılışı) adlı filmde aktrisin Cakarta havaalanına gelişinde üç Endonezyalı öğrenci tarafından kaçırılması anlatılıyor. Ülkenin en yüksek dini otoritesi Endonezya Ulema Konseyi Başkanı Amidhan ise "ahlaki çöküntü" konusunda uyarıda bulunarak, film porno olmasa bile, aktrisin hayranı olacak ve sonrasında onun porno filmlerini izlemek isteyecek gençler için zararlı olacağını savundu. Amidhan, Japon aktrisin bir Endonezya filminde oynamasının yetkililerce yasaklanmasını istedi
591270
Yunan vatandaşı Türkiye'ye açtığı davayı kazandı
AİHM, Yannis Fokas adlı bir Yunan vatandaşının, İstanbul'da ailesinden miras kalan mülklerine ulaşamadığı gerekçesiyle açtığı davayla ilgili bugün aldığı kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin mal ve mülkiyet hakkının korunması konusunda 1. protokolün 1. maddesinin Türkiye tarafından ihlal edildiğine hükmetti. Öte yandan Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) aldığı kararın önemli olduğunu söyledi. Bakoyanni, yaptığı yazılı açıklamada, AİHM'nin Yannis Fokas'ın, İstanbul'da ailesinden miras kalan mülklerine ulaşamadığı gerekçesiyle açtığı davaya değindi. AİHM'nin aldığı kararın, ''mülkiyet haklarının çiğnendiğini belirlemesinin önemli olduğunu'' ifade eden Bakoyanni, söz konusu kararla Yunan vatandaşlarının İstanbul'daki mülklerine ilişkin haklarının tanınmış olduğunu ve benzeri davalar için olumlu sonuçlara giden yolun açıldığını kaydetti. Daha önceki benzeri davalarda olduğu gibi bunda da Yunan hükümetinin faal bir biçimde müdahil olduğunu söyleyen Bakoyanni, ''Bize iletilmiş ve müdahil olduğumuz olan askıdaki diğer davalarda da olumlu sonuçlar alacağımız konusunda iyimseriz'' dedi. Açıklamada, Yunan hükümetinin konuya müdahalesinin, Yunan vatandaşlarının, ''Türkiye tarafından tanınmayan'' İstanbul'daki mülklerine ilişkin hakları konulu yazılı gözlemlerini sunması biçiminde olduğu da kaydedildi.
590177
F.Bahçe zirvede
F.Bahçe zirvede Bu sezon fırtına gibi esen F.Bahçe, ligde maçı da kazanarak Avrupa'nın zirvesine çıktı. Daum'la müthiş bir ivme yakalayan sarı-lacivertlilerin 7'de 7'lik başarısını Avrupa'da hiçbir takım elde edemedi. İngiltere'de Manchester United, Chelsea, İtalya'da İnter, Milan, Almanya'da Bayern Münih, Fransa'da Lyon gibi devlerin hepsi puan kaybetti. G.Saray'ın da takılmasıyla Avrupa'da firesiz yoluna devam eden tek takım F.Bahçe oldu. Sadece İspanya'da Real Madrid, Barcelona ile Yunanistan'da Panathinaikos ve Portekiz'de Braga oynadıkları maçın 5'ini de kazandı. Ancak onların Fener'in istatistiğini yakalaması için önlerinde daha maç var. 1964-65'teki lige en iyi başlangıç rekorunu egale eden F.Bahçe ayrıca ligin en az gol yiyen (3), en çok isabetli şut atan (49) ve en çok isabetli pas yapan (2800) takımı olurken, bu tablo taraftarların gurur kaynağı.
590571
ABD'de iş hayatı asla eskisi gibi olmayacak
Üniversiteyi bitirenler iş bulamayabilir, genç iş gücü işten atılabilir ve emeklilik tarihleri ertelenebilir. Beyaz yakalılar, ekonomik gerileme karşısında kendilerini artan derecede savunmasız hissediyor, mavi yakalıların güvensizliği ise yıllardır biliniyor. Kalıcı iş kayıpları en çok üretim, hizmet ve perakende sektörlerinde yaşanıyor. Şu anda müşteri çağrı servislerinin olduğu gibi tekstil fabrikaları ve hizmet sektöründe de ucuz iş gücü nedeniyle istihdamı yurt dışına kaydıracak ikinci bir dalga yaşanması bekleniyor. Bu iş kollarındaki Amerikalılar, mikroçip montajı ve medikal aletler gibi alanlarda kendilerini yeniden eğitmek zorunda kalacak. Perakendeciler için temkinli tüketici harcamaları nedeniyle büyüme sınırlı olacak. Harvard Business School'da işletme profesörü William George, çok derin bir istihdam krizi içinde olunduğunu, ekonomi normale döndüğünde istihdamın da döneceğini söylemenin zor olduğunu söyledi. ABD'de şu an yüzde 9,7 olan işsizlik oranının bu yıl bitmeden yüzde 10'un üzerine çıkması bekleniyor. İşsizliğin, 2014 yılından önce de normal seviye olarak kabul edilen yüzde 5'e dönmesi beklenmiyor. ŞİRKETLERİN ''YARATICI'' MALİYET DÜŞÜRME TEDBİRLERİ İşten çıkarmaların iş gücünü yeniden şekillendiren tek şey olduğunu düşünmemek gerekiyor. Maliyetleri hızla ve sert şekilde kesmek, iş dünyasını yaratıcı olmaya zorluyor! Uzmanlar, yöneticilerin bu günlerde temel sorumluluğunun bu olduğunu düşünüyor. İzinler, daha az çalışma saatleri ve diğer kısıtlamalar, çalışanların ortalama çalışma süresini rekor düzeyde azaltarak haftada 33,1 saate kadar indirdi. Nebraska'da Premium Protein Products'da çalışan 400 işçi, haziran ayından bu yana ücretsiz izinde olduklarını ve bu durumun en az hafta daha süreceğini ifade ediyor. Bu uygulamaya devlette de rastlanıyor. Baharda çalışanlarına bir hafta süresince izin veren Utah Devlet Üniversitesi gelecek yazın da çalışanlardan izin almalarını istedi. İşten çıkarma yerine iş saatlerini düşürme, şirketler için daha tercih edilebilir bir strateji haline geldi: böylece kıdem tazminatı ihtiyacı düştüğü gibi ekonomi düzeldiğinde tekrar işe alma ve eğitme maliyetinden de tasarruf edileceği düşünülüyor. Pennsylvania Üniversitesi Wharton School of Business Profesörlerinden Peter Cappelli, uygulamanın geçen yılki finansal kriz sırasında çok yaygınlaştığını ve gelecekteki resesyonlarda da olasılıkla uygulanabileceğini ifade ediyor. New Hampshire'da bir danışmanlık firmasında çalışan Bonnie Gerard, haftalık çalışma günlerinin 5'den 4'e düştüğünü, bunun faturalarını ödemesini güçleştirdiğini ifade ederken, ancak işini kaybetmekten kurtulduğunu anlatıyor. Gerard, ''Bu işte olduğunuz günlerde daha fazla odaklanmanızı sağlıyor. Hala aynı hedeflere sahipsiniz'' diyor. Şirketler ne kadar çok maliyet azaltıcı tedbire başvursa ya da toparlanma ne kadar güçlü olsa da milyonlarca iş geri gelmeyecek. Son bir yılda, tarım dışı istihdam 131 milyon kişiye geriledi. 5,8 milyondan fazla otomobil işçisi, bankacı, halıcı, gazeteci, aşçı, garson ve diğerleri işsiz kaldı. Son 12 ay içinde imalat sektöründen 1,6 milyondan fazla kişi, inşaat sektöründen milyon kişi ve finansal sektörden 435 bin kişi işsiz kaldı. ABD, düşük vasıflı imalat sektöründe Çin, Hindistan ve Meksika gibi ucuz işgücü maliyeti olan ülkelerle rekabet edemiyor. Bunun gibi, maliyet baskısı nedeniyle bilgi teknolojileri sektörü de yurt dışına itiliyor. Amerikan işçileri önümüzdeki yıllarda yeni iş alanları için yeniden eğitilme ihtiyacı duyacaklar. Bu iş alanları, binalarda enerji tasarrufu sistemleri oluşturulması gibi uzmanlaşmış bilgi alanları gerektirecek. Üniversite eğitimi almaktansa, bu gibi uzmanlıkları veren liseler çok daha önemli hale gelecek. Kriz ve arkasından gelen durgunlukla rekor sayıda kişinin işsiz kalması, insanları part-time (yarı zamanlı) işlere zorluyor. EMEKLİLİK ERTELENİYOR İşçilerin yüzde 40'ı şu an 55 yaş veya üzerinde. Bu, 1961 yılından bu yana en yüksek seviye olarak ölçülüyor. Daha fazla sayıda kişi ekonomik ve kişisel nedenlerle emekliliğini ertelerken, iş gücü piyasasına gençlerin girmesine engel oluyor. 1990'ların başında beyaz yakalı işçilerin iş güvenliği, teknoloji yurt dışında istihdam yaratmaya imkan sağladığı için kaybolmaya başladı. Çalışma Bakanlığının verilerine göre, son bir yıl içinde yöneticiler ve avukat, doktor ve fon yöneticisi gibi profesyoneller arasındaki işsizlik oranındaki artış yüzde 64'e çıkarken, genel işsizlik oranındaki artış ise yüzde 56 oldu. Bakalorya derecesi ve daha yüksek seviyedekiler için işsizlik yüzde 4,7 ile görece olarak az olsa da, bir yıl önce bu oran yüzde 2,7 idi.
589283
Ermenistan maçına İsveçli hakem!
Haberi Ekle Ermenistan maçına İsveçli hakem! Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamada, Bursa Atatürk Stadı'nda saat 21.00'de başlayacak karşılaşmada İsveç Futbol Federasyonu'ndan Martin Hansson'un düdük çalacağı bildirildi. Karşılaşmada Hansson'un yardımcılıklarını Henrik Andren ve Stefan Wittberg'in yapacağı, dördüncü hakemin de Martin Ingvarsson'un olacağı ifade edildi.
589776
Kar yaylada yakaladı
Kar yaylada yakaladı Karadeniz ve doğu illerinde etkili olan kar yağışı yaşamı olumsuz etkiledi. Erzurum'da gece -5 görülürken, Giresun'da aniden bastıran kar yağışıyla birçok kişi yaylalarda hazırlıksız yakalandı Kar yağışı nedeniyle Ardahan'da bazı tarım arazileri zarar gördü. Gümüşhane Kürtün'de 150 öğrencinin öğrenim gördüğü köy okulu tatil edildi. bin 100 rakımlı Zigana Dağı zirvesinin kimi yerlerinde ulaşım güçlükle sağlanabildi. İlgili haberler Dün etkili olan kar yağışı nedeniyle Rize-Erzurum kara yolunun Ovit Dağı mevkisinde ulaşım kontrollü olarak sağlanırken, Gümüşhane, Giresun ve Sivas'ta ise çok sayıda kişi yaylalarda mahsur kaldı. Gümüşhane Kürtün'e bağlı Günyüzü köyünde yağışın etkisiyle heyelan meydana geldi. Harşit Çayı dere yatağını kapatması sonucu oluşan göl nedeniyle Üçtaş İlköğretim Okulu boşaltıldı. OVİT DAĞI BEMBEYAZ Rize-Erzurum karayolunun İkizdere-İspir arasında bulunan bin 600 rakımlı Ovit Dağı'nda, bir süredir etkili olan soğuk hava nedeniyle birkaç günden bu yana kar yağışı etkili oluyor. Kar kalınlığının bazı yerlerde 10-15 santimetreye ulaştığı, ancak Karayolları ekiplerinin yaptığı çalışma sonucunda yolun ulaşıma açık olduğu belirtildi. Yetkililer, Ovit Dağı yolunda yer yer buzlanma oluştuğu, bu nedenle yoldan geçişin kontrollü olarak sağlandığını, yoldan geçecek sürücülerin araçlarına zincir takmaları gerektiğini kaydettiler. Kar yağışı nedeniyle Güneysu ilçesine bağlı Handüzü, İkizdere ilçesine bağlı Çağrankaya, Çamlıhemşin ilçesine bağlı Kito yaylaları ile bazı dağ köylerinin yolları ulaşıma kapandı. MAÇKA'DA 50 KİŞİ MAHSUR Trabzon'da gece saatlerinde başlayan ve aralıklarla süren kar yağışı özellikle yayla yollarını olumsuz etkiledi. Kar yağışından dolayı Hayrat ve Şalpazarı ilçeleri başta olmak üzere yüksek kesimlerdeki ilçelerde toplam 25 köyün yolu ulaşıma kapandı. Öte yandan, Maçka ilçesine bağlı Üçgedik Yaylası'nda yaklaşık 20 evde 50 kişinin dışarıya çıkamadığı belirtildi. SUŞEHRİ KAR ALTINDA Sivas'ın Suşehri ilçesine bağlı Yukarıakören köyüne ait Kösedağ eteklerinde bulunan Mahmutoğlu Yaylası'nda da dün akşam saatlerinden itibaren etkili olan kar yağışı nedeniyle 21 kişi yaylada mahsur kaldı. Durumun haber verilmesi üzerine ekipler, yaylacıları kurtarmak için yola çıktı. Bu arada, ilçe yakınında bulunan tepelerin de kar yağışı nedeniyle beyaza büründüğü görüldü. Gümüşhane'de 60 köye ulaşılamıyor Gümüşhane'de etkili olan kar yağışı yaşamı olumsuz etkiledi. Gümüşhane merkez ile Kürtün ve Torul ilçelerinde başlayan sağanak, dün sabah saatlerinde yerini kar yağışına bıraktı. Kar yağışının sürdüğü ilçelerde kar kalınlığının yer yer 30 santimetreye ulaştığı bildirildi. Kürtün ilçesine bağlı yaklaşık 60'a yakın köy yolu ulaşıma kapanırken, bazı yaylalarda mahsur kalan vatandaşların kurtarılması için çalışma başlatıldı. Kürtün Kaymakam Vekili Şafak Gürçam, Kürtün ile Özkürtün beldesi ve Kirazlık köyü arasındaki Gümüşhane-Tirebolu kara yolunda kar yağışı ve yola taş düşmesi nedeniyle sıkıntı olduğunu belirterek, 'Sivil savunma ekiplerini çağırdık. Mahsur kalan vatandaşlarımızı kurtarmaya çalışacağız. Önceliğimiz bu yaylalar olacak' diye konuştu. Hayvanlarıyla mahsur kaldılar Giresun'un Görele ilçesine bağlı Sis Dağı Yaylası'nın bazı obalarında yoğun kar yağışı nedeniyle 40 vatandaş hayvanlarıyla birlikte evlerinde mahsur kaldı. Görele Kaymakamı Aykut Pekmez, ilçeye 25 kilometre uzaklıktaki Sis Dağı Yaylası'nda bulunan vatandaşların, yörede kar yağışına hazırlıksız yakalandığını söyledi. Mahsur kalan vatandaşların bir köy muhtarına cep telefonuyla haber vermesi ve muhtarın da kendilerini bilgilendirmesi üzerine bölgeye İl Özel İdaresi Müdürlüğüne bağlı karla mücadele ekiplerinin gönderildiğini ifade eden Pekmez, 'Vatandaşlarımızın sağlık durumları iyi. Ekiplerimiz çalışmalarını sürdürüyor. Akşam saatlerine kadar söz konusu obaların ana arter yolunu açmayı planlıyoruz' diye konuştu.
591254
Türkiye'de domuz gribinde son durum
Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti Grip Çalışma Grubu tarafından İstanbul Tıp Fakültesi Temel Bilimler Binası'nda düzenlenen ''3. Grip Günü'' basın bilgilendirme toplantısında konuşan Badur, ilk vakalarda domuz gribinin yurt dışından taşındığını, ancak artık virüsün yurt içine yerleştiğini söyledi. Badur, ''Türkiye'de bugüne kadar bin 665 örnek incelendi bunlardan 504'ünde domuz gribine rastlandı. Toplumda paniğe gerek yok, ama uyanık ve tedbirli olmak zorundayız'' dedi. Selim Badur, vakaların görüldüğü illerin başında İstanbul'un geldiğini, turist girişinin yoğun olduğu Muğla'nın ikinci, Ankara'nın da üçüncü sırada yer aldığını söyledi. Avrupa Grip İzlem Ağı (EISS) ve Fransa Ulusal Grip Referans Laboratuvarı Direktörü Prof. Dr. Bruno Lina da domuz gribine karşı ''teyakkuzda'' olmak gerektiğini dile getirdi. Lina, mevsimsel grip aşısının domuz gribine karşı koruma sağlamadığını hatırlatarak, mevsimsel aşının yanı sıra birkaç ay içinde piyasaya çıkacak pandemik (salgın) aşının da yaptırılması gerektiğine işaret etti. Diyabet, solum yetmezliği, lösemi, kalp hastalığı gibi kronik hastalığı olanlar başta olmak üzere özellikle hamilelerin mutlaka aşı olması gerektiğini belirten Lina, virüslerin en hızlı taşıyıcısının çocuklar olduğunu ifade etti. Solunum yolu hastalıklarının tüm dünyada arttığını da anlatan Lina, bireysel tedbirlerle toplumda bir koruma zinciri oluşturmanın önemine dikkati çekerek, ''Aşı bizim dostumuzdur. Bir takım asılsız söylentilerle aşıdan kaçındığımızda büyük bir risk alıyoruz. Bugün büyük bir salgınla karşı karşıya değilsek, bunu aşılanmaya borçluyuz. Domuz gribinden ve mevsimsel gripten ölümleri aşıyla önleyebiliriz'' dedi. -AŞI ÇALIŞMALARI- Konuyla ilgili olarak basın mensuplarına verilen bilgide de salgınlar arası dönemlerde her yıl ortalama olarak dünya nüfusunun yüzde 5-30'unu tutan gribin her yıl 250-500 bin kişinin ölümüne ve büyük ekonomik kayıplara neden olduğu belirtildi. Günümüzde Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) önerileri doğrultusunda çeşitli ülkelerde grip aşısının uygulanması konusunda kararlar alındığı ve belirlenen risk gruplarının ücretsiz aşılandığı kaydedilerek, bu bağlamda Sağlık Bakanlığının Türkiye'deki risk gruplarının ücretsiz aşılanmalarını kararlaştırdığı ve 2004 yılından başlayarak aşı ücretinin geri ödeme kapsamına alındığı hatırlatıldı. Ancak buna rağmen Avrupa genelinde yüzde 75 civarında olan aşılanma oranının Türkiye'de yüzde 10'u aşamadığı ifade edildi. Domuz gribi virüsünün hızla yayılım gösterdiği ve bulaş özelliğinin yüksek olmasına rağmen ölüm oranlarının mevsimsel gripte görülenin altında olduğu vurgulandı. Türkiye'de Grip Referans Laboratuvarı olan Refik Saydam Hıfzıssıhha Başkanlığı ve İstanbul Tıp Fakültesi Viroloji Laboratuvarında hastalığın tanısının yapılabildiği de belirtilerek, İstanbul Tıp Fakültesindeki merkeze, 28 Eylül 2009 tarihine dek ulaştırılan bin 592 olası vakada yapılan incelemede toplam 394 adet Influenza (H1N1)v pozitif olguya rastlandığı kaydedildi. Influenza (H1N1)v'ye karşı hazırlanmakta olan aşının büyük olasılıkla bu yılın Ekim ya da Kasım ayında kullanıma gireceği ifade edilerek, yapılan hesaplamalara göre önümüzdeki bir yıl içinde kuzey yarım küre için toplam 4,9 milyar doz pandemi aşısı üretimi öngörüldüğü belirtildi. Aşı kullanıma hazır olduğunda tüm insanlara yetecek kadar aşı sağlanmasının günümüz teknoloji olanakları nedeniyle mümkün olmayacağı bu nedenle aşılanacak öncelikli grupların Dünya Sağlık Örgütü önerileri doğrultusunda, her ülkenin sağlık yetkilileri tarafından belirleneceği ifade edildi. Gribe bağlı ölümlerin büyük çoğunluğunun hastalığın seyri sırasında meydana gelen zatürreye bağlı olduğuna dikkat çekilerek, pandemi aşısına erişemeyecek bireylerin Influenza (H1N1)v ve diğer grip etkenlerinin getirdiği yaşamsal risklerden pnömokok aşısı ile korunabilecekleri anlatıldı. Domuz gribine karşı aşı çalışmalarının son aşamaya geldiği, Sağlık Bakanlığı'nın konuyu yakından takip ettiği belirtilerek, iki doz olarak uygulanacak aşıdan 20-26 milyon doz sağlanması için gerekli adımların atıldığı vurgulandı. Aşının belirlenen risk grupları dışındaki kişilere uygulanmayacağı ve aşıya serbest piyasadan erişilemeyeceği de belirtildi.
589923
Bu elma görenleri şaşırttı!
Elmanın bu çarpıcı renklere sahip olmasının milyonda bir olasılık olduğu ve tesadüfi bir mutasyondan kaynaklandığı düşünülüyor. Elma ’nin Devon bölgesindeki Colaton Raleigh köyünde öyle büyük bir olay oldu ki köy sakinleri elmanın fotoğrafını çekebilmek için Morrish’in evine akın etti. Morrish baldızına vermek üzere biraz elma toplamaya çıktığını ve bu elmayı dalından sallanırken gördüğünü söyledi. 45 yıldır bahçesindeki ağaçlarda elma yetiştiren 72 yaşındaki, emekli boyacı Morrish, "Gerçekten şaşırtıcı bir durum. Sanki yeşil bir elma ile kırmızı bir elma ortadan ikiye bölünmüş daha sonra da birbirine yapıştırılmış gibi görünüyor" dedi. Morrish, "Gözlerime inanamadım. Sapından itibaren mükemmel bir şekilde ortadan kırmızı ve yeşil renklere ayrılıyor. Sanki ben boyamışım gibi" dedi. Uzmanlar bu şekilde yeşil ve kırmızı renklerin mükemmel bir çizgiyle birbirinden ayrıldığı bir elmaya rastlama olasılığının bir milyonda birden az olduğunu söylediler.
590588
Cemal Aydın takıma kurban kestirdi
Beştepe Cemal Aydın Spor Kompleksi'nde, teknik direktör Hikmet Karaman yönetiminde yapılan çalışmaya, sakatlıkları bulunan Vassell, Igleisas, De Santos ve Hürriyet katılmadı. Gaziantepspor maçında alınan puan nedeniyle oyuncuların oldukça neşeli oldukları gözlenirken, futbolcular antrenmanda kondisyon ağırlıklı bir çalışma yaptı. Ankaragücü Teknik Direktörü Hikmet Karaman, antrenman öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Galatasaray maçının kendileri açısından çok önemli olduğunu belirterek, ''Galatasaray karşılaşması, taraftarımıza puan hediye etme maçı olacak'' dedi. Gaziantepspor maçında ligdeki ilk puanlarıyla tanıştıklarını hatırlatan Karaman, ''Oyuncularımıza ve bizi oraya kadar gelerek destekleyen taraftarlarımıza teşekkür ediyoruz. Gaziantepspor maçı, moral açısından son derece olumlu geçti. Bazı arkadaşlarımız, büyük fedakarlıklar göstererek oynadılar. Annesinin vefat etmesine ve bu nedenle antrenman eksiğine rağmen bizimle Antep'e gelip gol atan Metin Akan'a, sakatlıktan yeni çıkmasına rağmen çok iyi oynayan Koray'a, uzun bir süredir 11'de forma giyememesine rağmen eski günlerine dönüş sinyali veren Murat Duruer'e, asist yapan Ceyhun'a ve sezon başı hazırlık dönemi geçiremeyen ve takımla fazla antrenmana çıkamayan Risp'e özellikle teşekkür ediyorum'' diye konuştu. GALATASARAY KARŞILAŞMASI Hikmet Karaman, bu hafta ligde karşılaşacakları Galatasaray'ın çok iyi bir kadroya sahip olduğunu ifade ederek, ''Büyük takımlarla yapılan maçlarda, oyuncuları ekstra motive etmeye gerek kalmıyor'' dedi. Karaman, Galatasaray'ın çok etkili bir futbol ortaya koyduğunun altını çizerek, şöyle devam etti: ''Sonradan oyuna giren futbolcuları, maçın kaderini değiştiriyor. Rakibimizin, özellikleri fazla olan bir kadrosu var. Bu maçta çok dikkatli olmalı ve çok az hatayla oynamamız lazım. Galatasaray karşılaşması, taraftarımıza puan hediye etme maçı olacak.'' CEMAL AYDIN KURBAN KESTİRDİ Bu arada, Ankaragücü Kulübü Onursal Başkanı Cemal Aydın, antrenman öncesinde tesislere gelerek, kurban kestirdi. Sezona iyi bir başlangıç yapamayan başkent ekibinde, onursal başkan Cemal Aydın, geçen hafta alınan ilk galibiyet nedeniyle kurban kestirdi. Teknik heyet ve futbolcular, kesilen kurbanın kanını alınlarına sürdükten sonra antrenmana çıktı.
589417
Ardahan eski belediye başkanı serbest bırakıldı
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, 18 Haziranda ''Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, zimmet, ihaleye fesat karıştırmak'' suçuyla tutuklanan Kayatürk ile belediye çalışanları Bülent Öktem, Metin Marancı, Cengiz Demirci ve Tülay Kendir, bugün mahkemeye çıkarıldı. Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, zanlıların savunmalarının alınmış olması, delillerin büyük çoğunluğunun toplanmış olması nedeniyle tutuksuz yargılanmak üzere tahliyelerine karar verildi. Kayatürk'ün Avukatı Müzeyyen Çiftçi Yolaçan, gazetecilere yaptığı açıklamada, sonucun doğru bir karar olduğunu belirterek, ''Tutuklamalar da bir tedbirdir, tahliyeler de tedbirdir. Sonucun bu şekilde verilmesi doğru ve sevindirici bir karardır'' dedi. Toplam 105 gün tutuklu kalan zanlıların 22 Ekimde mahkemeye çıkacakları kaydedildi.
590699
Baykal İş Dünyasıyla Buluştu
Baykal İş Dünyasıyla Buluştu Türkiye ekonomisine yön veren işadamları Baykal ve kurmaylarıyla buluştu. Baykal, "Bizim için çok önemli güzel bir görüşme oldu" dedi. Yayına Giriş: 29.09.2009 14:42:36 Güncelleme: 29.09.2009 14:48:34 Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal, İstanbul'da iş dünyasının önemli isimleriyle biraraya geldi. Deniz Baykal, yaklaşık saat süren görüşmeyi "Bizim için çok önemli güzel bir görüşme oldu" şeklinde yorumladı. Türkiye ekonomisine yön veren işadamları Baykal ve kurmaylarıyla Rahmi Koç Müzesi'nde buluştu. Toplantıya, Rahmi Koç'un yanısıra Bülent Eczacıbaşı, Cem Boyner, Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın da aralarında bulunduğu iş dünyasının tanınan isimleri katıldı. Toplantı yaklaşık saat sürdü. Deniz Baykal, "Bizim için de çok önemli çok güzel bir görüşme oldu hem onları dinledik hem biz düşüncelerimizi siyasetle iş dünyası arasında böyle temasların zaman zaman yapılması yararlı olur iyi duygularla ayrılıyoruz." dedi.
590576
Ankaragücü başkanı Gökçek bırakmıyor
Sürenin dolmasına bir gün kala evrakları teslim eden Gökçek ile ekibinin istifa etmeyeceği ve Ankaragücü'ndeki görevlerine devam edeceği öğrenildi. Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu, küme düşürdüğü Ankaraspor ile ilgili duruşmalı toplantı yapacak. Toplantıda Ankaraspor'un savunması alınacak ve Tahkim Kurulu konuyla ilgili kararını verecek. Futbol Federasyonu, Ankaragücü kongresinin yeniden yapılmasını, Ahmet Gökçek ve ekibinin istifasını istemiş, aksi takdirde Ankaraspor'u küme düşüreceğini belirtmişti.
590727
İstanbul İki Önemli Toplantıya Hazır
İstanbul İki Önemli Toplantıya Hazır Ekim ayında İstanbul'da yapılacak IMF ve Dünya Bankası toplantıları çerçevesinde hiçbir anayol trafiğe kapatılmayacak. Yayına Giriş: 29.09.2009 14:20:24 Güncelleme: 29.09.2009 14:34:25 İstanbul Emniyeti, Ekim ayı başında yapılacak IMF ve Dünya Bankası toplantılarına hazır. Alınan önlemler çerçevesinde hiçbir anayol trafiğe kapatılmayacak. İstanbul Valisi Muammer Güler, Türkiye'de ikinci kez yapılacak toplantı için alınan önlemleri açıkladı. Kent içinde genel hayatın etkilenmemesi için kongre vadisi ve çevresinde bütün önlemlerin alındığını belirten Güler, herhangi bir anayolun trafiğe kapatılmayacağını birkaç kavşak noktasında kapatmalar olacağını söyledi. Heyet geçişlerinin sırasında trafikte kontrollü izin verileceğini belirten Vali Güler, kongre vadisi alanında iç ve dış güvenlik alanı oluşturulacağını söyledi. Ekim'e kadar devam edecek önlemler çerçevesinde 10 bin emniyet görevlisi ve bin 600 özel güvenlik görevlisi çalışacak. Kongre vadisinde ayrıca 10 bin hizmetli görev yapacak. Bu arada düzenlenecek toplantı nedeniyle bir kriz merkezi oluşturulacak, MOBESE sistemine ek kameralar yerleştirilecek. Kongre vadisine girişte özel kart sistemi uygulanacak. Kongre nedeniyle sağlık alanında da önlemler artırıldı. Özellikle domuz gribine karşı havalimanlarında bulunan termal kamera sayısı artırıldı. Kongre merkezine de termal kameralar yerleştirilerek ve 24 sağlık ekibi hazır bulundurulacak. Bu arada, toplantı öncesi, sırası ve sonrasında yapılmak istenen basın açıklamaları için de Beşiktaş, Beyoğlu Fatih ve Şişli'de alanlar belirlendi.
590162
Benzine kuruş indirim
Benzine kuruş indirim Benzine kuruş indirim geldi. Akaryakıt firmaları 3,26 liraya sattıkları 95 oktan kurşunsuz benzinin litresini bugün 3,20 liraya düşürdü. Motorinin litresi 2,66 liradan satılırken, kırsal motorinin litre fiyatı ise 2,53 lira. Akaryakıtta tavan fiyat uygulamasının sona ermesinin ardından fiyatlara 'nakliye' ayarı yapan firmalar yeni bir indirime daha gitti. Firmaların bu süreçteki üçüncü indirimi pompa fiyatlarına kuruş civarında yansıdı. Benzinin litresi 3,26 liradan 3,20 liraya geriledi. Soldan sağa doğru benzin, motorin ve kırsal motorin fiyaltarı şöyle: OPET İstanbul-3,20-2,66-2,53 İzmir-3,19-2,65-2,53 Ankara-3,19-2,70-2,56 SHELL İstanbul-3,21-2,69-2,53 İzmir-3,21-2,67-2,53 Ankara-3,21-2,69-2,56 29.09.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir.
590038
Ben Zeki Müren...
Nostaljik yolculuğumuzun bugünkü durağında karşımıza Zeki Müren çıktı... Zamane kliplerine benzemese de yine de bizi geçmişe götüren şarkısıyla Zeki Müren ve "Ben Zeki Müren"...
589519
Size inanıyoruz
Size inanıyoruz Beşiktaş Başkanı Demirören, Denizli ve kaptanlarla yaptığı toplantıda "Geçen yıl çifte sevinci yaşatan sizlersiniz. CSKA maçını kazanacak gücünüz de var. Sizlere inanıyoruz" diye konuştu İtalya seyahatini sonlandırarak önceki gün İstanbul'a dönen Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, dün takımla birlikte Moskova'ya giderek teknik direktör Mustafa Denizli ve futbolculara moral verdi. Denizli'ye "Sonuna kadar arkanızdayız" mesajını veren Demirören, kaptanlarla yaptığı görüşmede ise şöyle konuştu: KÖTÜ GÜNLER BİTECEK "Sizlere inanıyor ve güveniyorum. CSKA Moskova maçı bizim için çok kritik bir dönemeç ve buradan galibiyetle dönmenizi istiyorum. Takım olarak bunu başaracak gücümüz var. Ben başkanınız olarak sonuna kadar yanınızdayım. Geçen yıl, çifte kupalı şampiyonluk sevincini bu camiaya yaşatan sizlersiniz. Şimdi kötü günler geçiriyoruz. Ama bunların geride kalacağına eminim. Olumsuz tabloyu değiştirmek sizin elinizde. Bizim kadromuzda bu kalite var. CSKA'yı yenersek, hem Şampiyonlar Ligi'nde herkes bizi konuşacak, hem de ligdeki kötü gidişe de bu moralle son vereceğiz." Öte yandan CSKA-Beşiktaş maçını İspanyol hakem Mejuto Gonzalez yönetecek. MOSKOVA'DA SUNİ ÇİME ALIŞIYORLAR! Beşiktaş, dün Rusya'ya hareket etti ve ayağının tozuyla Moskova'da antrenmana çıktı. CSKA maçının oynanacağı, suni çime sahip Luzhniki Stadı'nda 1.5 saat süren idmanda, Kartal taktik çalıştı ve zemine alıştı. Mustafa Denizli yarınki maç öncesi bugün basın toplantısı yapacak.
589756
Arsenal Gökhan'ın peşinde
Arsenal Gökhan'ın peşinde İngiltere Premiere Ligi takımlarından Arsenal, F.Bahçe'nin milli sağ beki Gökhan Gönül'ü takibe aldı. Arsenal Teknik Direktörü Arsene Wenger'in bir süredir bir çok Avrupa kulübünün peşinde olduğu F.Bahçeli futbolcuyu izlettirdiği öğrenildi. İngiliz yöneticilerin F.Bahçe'yle sözleşmesi 2015'e kadar uzatılan Gökhan'ı almak konusunda çok istekli olduğu devre arasında cazip bir teklifle sarı-lacivertlilerin kapısını çalacakları ileri sürüldü. Yönetimin Gökhan'ı vermeye yanaşmadığı ancak cazip bir teklif gelmesi halinde transferin sözkonusu olabileceği bildirildi.
591274
Güiza ve Santos Sheriff maçında yok!
Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, takımda öncelikli hedeflerinin sağlam bir temel kurmak olduğunu belirterek, ligde alınan 7'de 7'lik galibiyet serisinin yapılan çalışmaların ödülü olduğunu söyledi. Tüm oyuncuların profesyonel futbolda neticenin önemli olduğunu öğrendiklerini ifade eden Daum, ''Futbolun sert ve ciddiye alınacak bir meslek olduğunu öğrendiler, ona göre neticeye oynuyorlar. Tabi bu her zaman hoş olmayabilir. Fenerbahçe için önemli olan sonuçlardır. Futbolda en çok göze batan ve en güzel olan puanlardır, galibiyetlerdir. Bunu her zaman söylerim'' ifadelerini kullandı. Taraftarların karşılaşmalarda bol gol beklentilerini anlayabildiğini ifade eden Daum, şunları kaydetti: ''Bu beklentileri anlayabiliyorum, ama takımı kurmak istediğiniz zaman, bu ev yapmaya benzer, bir inşaata benzer. Bir ev yaparken en önemlisi tabii ki sağlam bir temel yapmak. Ondan sonra yavaş yavaş bazı şeyleri kuruyorsunuz. İlk önce sağlam bir temel, daha sonra duvarlar, en son göze batan şeyler gelir. Emin olun planlarımızdan ileride çok kişi faydalanacak ve ben eminim, Fenerbahçeliyim diyen herkes bu planlardan faydalanacak. Herkesi kastediyorum, hem yönetimi, hem taraftarı, hem de takımı...'' Christoph Daum, şöyle devam etti: ''Yönetimimiz için konuşursak, yönetim sabırlı ve gittiğimiz yolu paylaşıyor, bize destek veriyor. Bundan yüzde 100 eminim. Taraftara gelince, taraftarın çoğu bizi destekliyor, taraftarın çoğu bizim yolumuzda sabırlıdır ve bizim planlarımıza güveniyorlar. Tabii ki bazı taraftarlar ya da bazı kişiler çok hızlı bir yere varmak istiyorlar, çok hızlı hedefe ulaşmak istiyorlar, ama bu konuda şunu demeliyiz; bir yere çok hızlı ulaşırsınız belki sonunda boş ellerle kalabilirsiniz. Bizim hedefimiz ara döneme kadar şampiyonluğa oynamak, üst sıralarda yer almak, aynı zamanda UEFA Avrupa Ligi'nde başarılı olmak. Bu hedeflere ulaşmak için bize gereken nedir; puanlar, puanlar, yine puanlar... Güzel oynamanın ödülü yoktur, kimse öyle bir ödül almadı.'' ROBERTO CARLOS'UN DURUMU Brezilyalı yıldız Roberto Carlos'un Fenerbahçe'de olmasının gurur verici olduğunu, Carlos'un tecrübesiyle, kalitesiyle sadece sahada değil, antrenmanlarda da kendileri için çok önemli olduğunu belirten Alman teknik adam, ''Onunla ilgili dileklerim şudur: Eğer bir gün Fenerbahçe'yi terk ederse, şampiyon olarak terk eder, bu ona yakışır ve hak etmiş olur. Roberto'yla aram çok iyi. Aramızdaki diyalog çok sağlam. Gidecekse şampiyon olarak bu kulüpten ayrılır. Rolü çok büyük, çok değerli bizim için'' şeklinde konuştu. UEFA Avrupa Ligi (H) Grubu'nda deplasmanda Moldova ekibi Sheriff ile yapacakları karşılaşma hakkında da görüşlerini aktaran Daum, ''Zor bir maç olacak. Güçlü bir rakip. Bir puan alırsak güzel olur, puan alırsak çok güzel olur. Her maçtan galibiyetle ayrılmak basit bir şey gibi gözüküyor burada, ancak her galibiyet özeldir. Hiçbir rakibi küçümsememek gerekir. Oynayacağımız takım Sheriff, yıl üst üste kendi liginde şampiyon olmuş, kaliteli yabancı oyuncuları var'' dedi. Daum, ''Her maçta öncelikle dengeyi bulmak lazım. Bunu derken maçın sadece bir kısmı için değil, ilk düdükten son düdüğe kadar dengeli oynamamız lazım. Twente maçında da gördük, bir ara dengeyi bulamadık ve 5-6 dakika içinde gol yedik. Maçın bazı durumlarında tamamen ofansif oynamamız lazım, ama bazı durumlarda da defansa çekilmek gerekiyor'' ifadelerini kullandı. GÜİZA VE DOS SANTOS, MOLDOVA'DA YOK Sheriff maçı öncesi kadrolarında sakatlığı bulunan bazı oyuncuların olduğuna da değinen Daum, ''Güiza ve Dos Santos'un sakatlıkları var, onlar oynayamayacaklar. Sağlam ve hazır olan futbolcularımızla gideceğiz ve başarılı bir şekilde döneceğimize inanıyorum. 15-18 futbolcumuz var hazır olan, onlar en iyi şekilde Fenerbahçe formasını orada temsil edecekler. Her toplantıda herkesin ne kadar önemli, değerli ve herkese ne kadar ihtiyacımız olduğunu söylüyoruz. Bu maçta bunu gerçekleştirmek istiyorum'' şeklinde konuştu. Teknik direktör Christoph Daum son olarak, ligde 45 yıllık rekoru egale ederek 7'de yaptıklarını hatırlatarak, ''Bu yapılan çalışmaların bir ödülüdür, ama rekorlar bir yana, önemli olan şey gerçekçi olmak ve bunu abartmamak. Hedeflerimiz büyük, bu hedeflere ulaşmak için disiplinle ve sabırla çalışmak gerekir. İyi bir başlangıç yaparak iyi bir avantaj elde ettik. Daha iyi olacağız. Bundan emin olun, futbolcularımız bu hedeflere ulaşmak için her gün disiplinli bir şekilde çalışıyorlar. Bize destek veren herkese teşekkür ediyoruz'' dedi.
589647
Baykal: Avcı'nın sözleri Ergenekon davasını bitirdi
Bu kez, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın söylediği iddia edilen cümleler üzerinden değerlendirme yaptı. Beşiktaş Belediyesi'ni ziyaretinde konuşan CHP lideri, Avcı'ya atfedilen "Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan yolsuzluk yapmaz, Ergenekon sanıklarıyla arkadaşlık yapmış olması nedeniyle tutuklanmıştır." açıklamasını hatırlattı. Baykal, bu sözlerin Ergenekon davasını bitirdiğini öne sürdü. Sarıyer Belediyesi'ni de ziyaret eden Deniz Baykal'ın gündeminde bu kez 3. köprü vardı. İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin'in daha önce gündeme getirdiği güzergahla ilgili iddiayı hatırlatan Baykal, "İl başkanımız daha önce çok önemli tespitler yaptı. tespitlerle ilgili olarak Büyükşehir Belediye Başkanı ve Başbakan'ın birbiriyle çelişen, olayı örtbas etmeye çalışan tutarsız açıklamalarını izledik.'' dedi. Gürsel Tekin de güzergaha ilişkin olduğunu ileri sürdüğü ve üzerinde çeşitli bürokratların imzalarının bulunduğu bir belgeyi basın mensuplarına gösterdi. Bu esnada "Başbakan'ın şöyle bir açıklaması oldu 'malum partinin il başkanı yalan söylüyor' demişti. Şimdi yalan söylediğim belgeyi sizlerle paylaşmak istiyorum." dedi. Otoyolları Dairesi Başkanlığı tarafından 17 Temmuz 2009 tarihinde onaylandığı belirtilen belge, 'Kuzey Marmara Otoyolu Ayazağa-Çavuşbaşı Arası (İstanbul Boğaz Geçişi Bölümü) Koridor Planı' başlığını taşıyor. Gazetecilerin belgeyle ilgili ayrıntı görmek istemeleri üzerine konunun uzamasından rahatsız olan Baykal, Tekin'e "Tamam kadar da kalsın. Daha açma." diye müdahale etti. Tekin bunun üzerine belgeyi kapattı ama konuyla ilgili soruları cevaplamaya devam etti. Baykal, il başkanına belgeleri kastederek, "Bunları iyi sakla." diye seslendi. Tekin, daha sonra bunların espiriyle söylendiğini aktardı.
590433
Çankaya Belediyesi'nde promosyon yolsuzluğu: 15 gözaltı
Belediyesi'nde yolsuzluğu: 15 gözaltı Belediyesinde çalışanların maaşlarından elde edilen üzerinden yapıldığı" iddiasıyla 15 kişi gözaltına alındı. Belediyenin çalışanlarının maaşlarıyla ilgili müfettişlerinin yaptığı incelemenin ardından suç duyurusunda bulunmaları üzerine, Şadan Sakınan başlattı. Ankara ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ekipleri, bu sabaha karşı Çankaya Belediyesinde görev yapan, çalışanların maaşlarının yatırıldığı görevlilerinin de aralarında bulunduğu 15 kişiyi gözaltına aldı. Çankaya Belediyesinde çalışanların maaşlarının neması olan 1.6 milyon TL ile ilgili yolsuzluk yapıldığı ileri sürüldü. Yolsuzluk iddiaları üzerine, Vakıfbank Market Şube Müdürü İrfan A. gözaltına alındı. Müdürü, söz konusu parayı dönemin Belediye Hesap İşler Müdür Vekili Nusret Ö’ye elden götürerek verdiğini öne sürdü. Nusret Ö. ise ifadesinde, böyle bir paranın kendilerine ödenmediğini savundu. Gözaltına alınanlar arasında, dönemin Belediye Başkan Yardımcısı İsa V, Nuri T. ve Bediye S. de bulunuyor. Söz konusu parayla ilgili hizmet ve mal karşılığı olmayan bazı faturaların kesildiği de tespit edilerek, söz konusu faturaları kesen firma yetkililerinden de gözaltına alınanların bulunduğu kaydedildi.
590468
AK Partili Başkan attan düştü
AK Partili Başkan attan düştü Antalya'ya bağlı Kepez ilçesinin Belediye Başkanı Hakan Tütüncü nikah kıymak için bindiği attan düştü. AK Parti'nin eski Gençlik Kolları Genel Başkanı olan Tütüncü, attan düşünce nikahı yerde kıydı. Antalya Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Atlı Polis Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Ramazan Toprak ile hemşire Tuğçe Aklaya, nikahlarını at üstünde kıymak istedi. Mekan olarak özel bir atlı spor kulübünü seçen çiftin nikah memurluğunu Hakan Tütüncü üstlendi. Nikahı kıymak için at üstüne çıkan Tütüncü, hayvanın huysuzlanması üzerine yere düştü. Başkan Tütüncü başladığı işi yarım bırakmayarak genç çiftin nikahını ayakları yerde kıydı. Nikah kıyılırken gelin at sırtında, damat ise atın hemen yanında ayakta bekledi.
591268
Gökdeniz'in Rubin'i Inter'den puan aldı
'nin yeni takımı Rubin Kazan, ilk puanını şampiyonu Inter Milan'dan aldı. Kazan'ın Tsentralnyi Stadı'nda oynanan Grubu ikinci hafta maçında Rubin ile Inter 1-1 berabere kaldı. Gökdeniz Karadeniz'in takımı Kazan 11. dakikada Alejandro Dominguez ile öne geçti, 27. dakikada Dejan Stankovic Inter'in golünü kafayla attı. Gökdeniz'in 90 dakika forma giydiği ve bir sarı kart gördüğü mücadelede Inter'in forveti Marco Balotelli 60. dakikada ikinci sarıdan kırmızı kartla takımını 10 kişi bıraktı. Rubin Kazan özellikle Balottelli atıldıktan sonra rakip kalede çok etkili oldu ancak galibiyet golünü bulamadı. 81. dakikada Semak'ın kafa vuruşunda top direkten döndü. Açılış maçında Dinamo Kiev'e 3-1 yenilen Rubin Kazan ilk puanını alırken, iki hafta önce evinde Barcelona ile yenişmeyen Inter ikinci maçından da beraberlikle ayrıldı.
589924
Kayseri'de kaybolan çocuklar, İzmir'de de arandı
Kayseri'nin Talas ilçesinde yaşayan Ahmet Tuna Tekin (8) ile kız kardeşi Dilruba Tekin (6), aynı mahallede oturan 11 yaşındaki Türkan Ay'la birlikte bayramın 2. günü şeker toplamak için evlerinden ayrıldıktan sonra çocuklardan birdaha haber alınamadı. Çocukların bulunması için polis ekipleri yoğun bir araştırma başlattı. Türkiye'nin her bir yanında aranan çocuklar için polis, gelen ihbarları değerlendirerek çalışmalarını sürdürüyor. Çocukların İzmir'in İstasyonaltı Mahallesi 8215 sokakta bir apartmanda olduğu bilgisi üzerine polis ekipleri harekete geçti. Hazırlıklarını tamamlayan polisler adrese baskın düzenledi. Apartman daireleri tek tek aranarak oturanların kimlik kontrolleri yapıldı. Apartmanda yapılan aramalara rağmen çocukların izine rastlanmadı.
589699
Merkez Bankası Başkanı neden harcanmak isteniyor?
Ali Nail Kubalı BakışMerkez Bankası Başkanı neden harcanmak isteniyor? DEĞERLİ okuyucularım, hükümet uzunca bir süredir Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’a taktı kafayı. Daha enflasyonist baskının devam ettiği dönemde, yani kriz başlamadan önce illa da faizlerin aşağı çekilmesi için uğraştılar. Hükümetin ve sanayi kuruluşlarının kendi faiz yüklerini indirmek istemeleri anlaşılır bir şeydi. Ancak dönemde bir taraftan enflasyonist baskı, diğer taraftan dış ticaret açığının sıcak parayla karşılanıyor olması, faizleri aşağı çekmeyi riskli bir önlem haline getiriyordu. Türkiye göreceli olarak birçok ülkeden daha riskli kabul edildiği için sıcak paranın alternatif piyasalara kaçma olasılığı yüksekti. Merkez Bankası da temkinli bir yaklaşımla faizlerle oynamak için zamanın gelmediği görüşündeydi. Bir dönem de Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınması istendi ve bunu gereksiz bulan Merkez Bankası yönetimine ve onun da başı olan Yılmaz’a gene yüklenildi. Bu gün de gerek Başbakan gerekse Babacan yeniden Merkez Bankasına yükleniyorlar. “Merkez Bankası’nın yapacağı hataların hesabı hükümetten sorulur. Merkez Bankası hükümetle ‘uyumlu’ hareket etmelidir.” Bunun tercümesi, “Merkez Bankası’nın bağımsızlığını kaldıralım, orayı da kontrolümüze alalım!”dır. Hükümet YÖK, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu dahil bütün bağımsız kurumları teker teker kendi etki sahasına almaya çaba harcamaktadır. Merkez Bankası yaşadığımız krizde en etkili performansı gösteren kurumdur. Ben de 26 Haziran 2009 tarihli yazımda özetle şunları söylemiştim: “Durmuş Yılmaz bu krizin başından itibaren en sağduyulu kararları alıyor. Bu krizde Türk bankacılık sektörünün iyi bir sınav vermesinde en önemli faktör, kriz henüz Türkiye’ye bulaşmadan Merkez Bankası’nın bankalar arası kısa vadeli kredi piyasalarında paniği önlemek için kendi bünyesinde bir ‘havuz’ oluşturması idi. Bankalar, Türkiye’de ve dünyada, kısa vadeli nakit açık ve fazlalarını birbirlerine verdikleri kısa vadeli kredilerle dengelemekteydiler. Merkez Bankası bu havuzu oluşturup borç veren ve alan bankalara kendisi muhatap olunca, bankaların birbirlerine güvenememesinden doğacak bir paniği ve tıkanmayı önlemiş oldu. Amerika’daki bankacılık sektöründeki çöküşün en önemli nedenlerinden biri bankalar arası kredi piyasasının panikleyip çökmesidir. ABD Merkez Bankası FED böyle bir ‘havuz’ oluşturmayı düşünememiştir. Merkez Bankası bu krizde en doğru kararları vaktinde alan kurumdur, yıpratılmamalıdır.” Durmuş Yılmaz, görevini yapmada ekonomi biliminin gereklerini yerine getirmesi, ‘emir kulu’ haline gelmemesi, bankanın bağımsızlığını yıpratmaması nedeniyle hükümetin şimşeklerini üzerine çekiyor. Prestijli bankacılık ve finans dergisi Euromoney de işte tam bu nedenlerle geçen hafta Durmuş Yılmaz’ı “Yılın Merkez Bankacısı” seçti. Çok da doğru yaptı değerli okuyucularım!
591209
ABD yargısı katliamcı askeri suçsuz buldu
Camp Pendleton'da görülen davada, 28 yaşındaki deniz piyadesi Jermaine Nelson hakkındaki cinayet suçlamasının, sanığın görevi ihmal ettiği suçlamasını kabul etmesi üzerine reddedildiği belirtildi. Irak'ın Felluce kentinde 2004 yılında yapılan operasyon sırasında tutukluları öldürmekle suçlanan deniz piyadesi arasında yer alan Nelson, cinayetten suçlu bulunması halinde ömür boyu hapse mahkum edilebilirdi. Sanıklardan biri, geçen nisan ayında askeri mahkemede, diğeri de geçen yıl federal mahkemede beraat etmişlerdi. AA Anahtar Kelimeler
590454
Teknoloji farenin gözünü açtı
Cam üzerinde çalışma özelliği ile dikkat çeken ürün hakkında bilgi veren Logitech Türkiye Satış ve Pazarlama Müdürü Mustafa Uyar, geliştirdikleri teknoloji ile farenin gözünün açtıklarını, böylece Mouse pad, kumaş, kağıt gibi materyaller üzerinde çalışan yeni farenin şeffaf camı da görerek, üzerinde çalışmaya başladığını söyledi. Logitech olarak bilgisayar mouse'unu daha önce hiçbir mouse'un gitmediği bir noktaya götürdüklerini belirten Mustafa Uyar, yeni farenin, insanların gece gökyüzünde yolduzları gördüğü gibi camı gördüğünü ve böylece sorunsuz çalıştığını anlattı. Farelerin çalışma sınırların kalktığını anlatan Uyar, "Logitech Darkfield Lazer İzleme teknolojisi ile artık mouse cam ve çok parlak yüzeylerde bile kullanılabilir. Logitech, bu yeni teknolojiye sahip mouse'ları tam boyutlu Mouse Logitech Performance MX ve kompakt tasarımlı notebook mouse'u Logitech Anywhere MX olarak kullanıma sunuyor." dedi. Logitech'in duyurusunu yaptığı bir diğer ürün de bilgisayar kullanıcılarının çok fazla USB girişe ihtiyaç duymasında yola çıkılarak geliştirilmiş Unifying. Tek USB girişi üzerinden cihazı kontrol eden teknoloji Logitech mouse ve klavyeyle eşleştirilebiliyor. Böylece bu teknoloji hem bilgisayardaki USB girişlerinin boş kalmasını sağlıyor hem de nerede olursanız olun farklı aksesuarları mevcut kurulumunuza hızlıca eklemenize imkân veriyor. Logitech Unifying receiver teknolojisi, dört yeni Logitech ürünü; Logitech Wireless Keyboard K350, Logitech Wireless Keyboard K340, Logitech Marathon Mouse M705 ve Logitech Wireless Mouse M505 ile birlikte başlıyor.
589309
Talat, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile bir araya geldi
BM binasında Ban'ın bürosunda yapılan görüşme öncesinde Talat ve Ban, el sıkışarak basın mensuplarına görüntü verdi. Daha sonra basına kapalı gerçekleşen toplantıya KKTC'nin New York Temsicisi Büyükelçi Kemal Gökeri ve Ban'ın siyasi işlerden sorumlu yardımcısı Lynn Pascoe da katıldı. Talat'ın toplantının ardından basına bilgi vermesi bekleniyor.
590808
Arabulucu yine konuştu: Hayyam Garipoğlu tekrar gözaltına alınacak
Arabulucu yine konuştu: tekrar gözaltına alınacak İSTANBUL DHA cinayetine ilişkin şok açıklamaları ile gündeme gelen Cemil Baran, Meydanı'ndaki açıklamalarını sürdürdü. 'Yalancılar Hop Dedik Karşınızda Türk Halkı Var' yazılı tişört ile kameralar karşısına geçen Baran, Türk halkını kandıranların ortaya çıkmasını istediğini belirtti. "72 milyonluk 'de milyon hariç herkes benim yanımdadır" diyen Baran, "Benim yürekli savcım Faruk Erşen Yılmaz'a teşekkür ediyorum.Yarın veya bugün Fatih Garipoğlu ve Kasım Garipoğlu tekrar gözaltına alınacaktır. Cem'in 'acıların çocuğu Emrah' gibi yol kenarına terk edilerek, yalnız bırakılmasındaki amaç şahıs ve kurumları kurtarmaktır.Cem fünyesi çekilmiş bombadır.Kim eline alırsa patlayacaktır.Türk polisi bu işi çözemiyorsa ben mahallenin bakkkalı ve manavı ile Cem'i saatte bülbül gibi konuştururum"dedi. 'nun yurtdışında saklandığı konusunda ısrar eden Cemil Baran,"Cem Garipoğlu 'da, 'de yakalanmadıysa kollarımı keserim.Cem Garipoğlu'nun bu cinayeti satanist cinayetidir.Cem kızla 45 dakika seks oyunu oynamıştı.Cem Garipoğlu orada almıştı. Cem'in Ermenistan'da olduğunu belgeleyeceğim. Ondan sonra benim görevim bitiyor.Faruk Erşen Yılmaz yüreklilik gösterip Hayyam Garipoğlu'nu tutuklatmak istedi ama olmadı. Hayyam Garipoğlu'nun telefon konuşmaları dinlenirse ortaya çıkacaktır.Gerçi Hayyam Garipoğlu bugün yarın alınacak" şeklinde konuştu.
591011
İran, Cenevre görüşmelerinin başarılı olmasını istiyor
görüşmelerinin başarılı olmasını istiyor ’ın, perşembe günü ’nin kentinde, dünyanın altı büyük gücüyle programı konusunda yapacağı görüşmelerin başarılı olmasını istediği bildirildi. İran Cumhurbaşkanı ’ın basın danışmanı Ali Ekber Cevanfikr, ajansına yaptığı açıklamada, Cenevre görüşmelerinin hükümeti için eşsiz ve altın bir fırsat olduğunu söyledi. Cevanfikr, görüşmelerin iki taraf için de barış ve hakkaniyet temelinde, yeni bir işbirliği ve anlayış penceresi açması gerektiğini vurguladı. Cevanfikr, Batı’nın cumhuriyetine yönelik yaklaşımını değiştirmesi gerektiğini de kaydetti. Cenevre’deki görüşmelere, BM ’nin daimi üyeleri ve ile AB’nin güçlü üyesi katılıyor.
589783
Kriz hava trafiğine uğramadan gitti
Kriz hava trafiğine uğramadan gitti Sivil Havacılık Genel Müdürü Dr. Arıduru, 'Krizde Avrupa'da hava trafiğinin artmaya devam ettiği tek ülke Türkiye oldu' dedi İSTANBUL (A.A) Sivil Havacılık Genel Müdürü Dr. Ali Arıduru, “Yaşanan küresel ekonomik krizin ardından, Avrupa'da hava trafiğinin artmaya devam ettiği tek ülke Türkiye oldu' dedi. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) tarafından düzenlenen “ICAN 2009 Havacılık Müzakereleri Konferansı'nın açılışında konuşan Dr. Arıduru, konferansın dünya genelinde havacılık hizmetlerinin iyileştirilmesi ve iş birliği imkanlarını ele alma fırsatı yaratacağına inandığını söyledi. PROJELER HAYATA GEÇİYOR Arıduru, uluslararası hava taşımacılığının ICAO standart ve tavsiye kararlarına ilave olarak ICAO nezdinde tescil ettirilmiş olan ve üye ülkeler arasındaki ticari hakların düzenlendiği bin adet ikili hava ulaştırma anlaşması hükümleri doğrultusunda yürütüldüğünü belirtti. “Hava taşımacılığı, sosyo-ekonomik gelişimde katalizör olarak, Türkiye dahil tüm ülkeler için önemli ve vazgeçilmez bir hizmet sektörü olarak ön plana çıkmaktadır' diyen Arıduru, şöyle devam etti: CİROLAR RESMEN PATLADI “Havayolu şirketlerinde çalışan sayısı 5.5 milyon. Turizm gibi alt sektörleri de kattığımızda bu sayı 33 milyona çıkmaktadır. Yaklaşık 500 havayolu şirketinin yıllık cirosu 425 milyar dolara çıkmaktadır. Yapılan araştırmalara göre, sektör, 2026 yılına kadar tahminlerin bir puan altında büyürse, dünya gayri safi milli hasılasında oluşacak azalma 440 milyar dolar olarak öngörülmektedir. Böyle olursa milyon kişinin de işini kaybedeceğinin göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Yaşanan küresel ekonomik krizin ardından Avrupa'da hava trafiğinin artmaya devam ettiği tek ülke Türkiye oldu.'
590910
AKPM Genel Kurul'u devam ediyor
AKPM genel kurulunda bugün yapılan oylamada Jagland 165 oy, rakibi Polonyalı Wlodzimierz Cimoszewicz ise 80 oy aldı. Jagland, 2005 yılından bu yana Norveç Parlamentosu'nda başkanlık görevini yürütüyordu. İngiliz Tery Davis'ten görevi devralacak olan Jagland, Ekim'de genel kurulda yemin ederek görevine başlayacak.
589848
Abdullah Muradoğlu: Almanya'da sol muhalefet..
Abdullah Muradoğlu Almanya'da sol muhalefet.. Kim ne derse desin Almanya seçimlerinin en dikkat çekici sonucu Sol Parti'nin yükselişidir. Eski Doğu Alman komünist partisinin devamı olan Demokratik Sosyalizm Partisi 2007'de solcu sendikacılar grubuyla birleşerek Die Linke(Sol Parti) adını almıştı.. Sol Parti, Doğu Alman eyaletlerine sıkışmış ve aşırı uçlarda gezinen marjinal bir parti görünümü veriyordu.. Sol partilerin bile "koalisyon yeteneği yok" diyerek merkezi iktidarda koalisyon ortağı olarak görmek istemediği bir partiydi. Gerçi eyalet hükümetlerinde hem "Sosyal Demokratlar" hem "Yeşiller", Sol Parti ile koalisyon kurdukları halde iş merkezi hükümete gelince hep burun kıvırıyorlardı. Sol Parti'nin hem Doğu ve hem Batı eyaletlerinde varlık göstermesinde Oskar Lafontaine'nin partiye getirdiği açılımın payı büyük. Hükümetin Afganistan politikasını sert bir dille eleştiren Lafontaine alman askerlerinin geri çekilmesini istiyordu. Seçimden önce işsizler arasında yapılan bir araştırmada oy verilecek partiler arasında ilk sırada Sol Parti'nin çıkması da protesto oylarının yönünü gösteriyordu. *** Sol Parti yükselişe geçerken "Hıristiyan Birlik partileri"yle koalisyon yapmanın bedeli olarak Sosyal Demokrat Parti büyük bir oy kaybına uğradı. Bir önceki seçimlerde SDP'ye oy veren on milyon civarında seçmen başka partilere kaydı.. 146 yıllık bir geçmişi olan Sosyal Demokrat Parti'nin tarihinde aldığı en büyük yenilgiydi bu. SDP'nin Başbakan adayı Frank-Walter -Steinmeier seçim sonuçlarını değerlendirirken, "bizim tarihimizin en büyük acısı" diyecekti bu yüzden.. 1998 seçimlerinde yüzde 44 oy alan SDP'nin bu seçimde aldığı oy yüzde 23.5 idi. Demek ki 1998'den bu yana SDP'nin oy kaybı neredeyse yarı yarıya.. *** Seçimlerin bir diğer ilginç sonucu da FDP(Hür Demokrat Parti)'nin oylarını yüzde 14'ün üzerine çıkarmasıydı. Bu oran da FDP'nin tarihinde aldığı en yüksek oydur bildiğim kadarıyla. Bir önceki seçimlerde Hür Demokrat Parti, Yeşiller ve Sol Parti'nin her birinin oyları yüzde 10'nun altındaydı. Her üç partiden en az oy alanı ise Sol Parti'ydi. Bu seçimlerde her üç parti de oylarını yüzde 10'un üstüne çıkardı.. Ekonomik kriz, işsizlik, göçmenler, sosyal güvenlik ve Afganistan gibi sorunlar gündemdeyken sağ partilerin sayısal çoğunluğu elde etmeleri dikkatle not edilmelidir. *** İlginçlikler bu kadarla sınırlı değil elbet. 11 yıl sonra sağ partiler ilk defa bu seçimlerde az bir farkla da olsa koalisyon yapma oranına ulaştılar. Helmut Kohl Hristiyan Birlik Partileri(CDU-CSU) ile Hür Demokrat Parti koalisyonunu 16 yıl devam ettirmişti. 1998 seçimlerinde ise Sosyal Demokratlar ve Yeşiller Koalisyonu iktidara gelmişti .. İki dönem iktidarda kalan SDP, bir önceki seçimlerde Hıristiyan Birlik Partileri ile koalisyon ortağı olmuştu. Şimdi Hıristiyan Birlik Partileri ve Hür Demokratlar bir koalisyon hazırlığı içindeler. Önümüzdeki dönemde sol, muhalefette kalacak ve bu da Alman siyasi yaşamının gerilimli bir sürece gireceğini gösteriyor. Velhasıl, seçimden birinci çıkmasına rağmen yüzde 1.5'luk bir oy kaybına uğrayan Angela Merkel'i zor günler bekliyor. Lafontaine kendini gösterdi.. Alman seçimlerinden başarıyla çıkan "Sol Parti" genel Başkanı Oskar Lafontaine 1990'larda SDP(Sosyal Demokrat Parti)'nin genel başkanıydı. Partisini 1998'de iktidara taşıyan Lafontaine başbakanlığı Gerhard Schröder'e bırakmıştı. Kendisi de aynı hükümette kısa bir süre Maliye Bakanlığı yapmıştı. Daha sonra Schröder'le siyasi görüş ayrılığına düşen Lafontaine bakanlıktan da istifa etmişti. Sosyal Demokrat Parti'yle 2005'de yollarını kesin olarak ayıran Lafontaine 2007'de Sol Parti'nin başına geçmişti. "Almanya'nın DTP'si" rolü biçilen Sol Parti'yi çekip çeviren Lafontaine, SDP'ye yönelttiği eleştirilerde partinin sosyal demokrasi yeteneğini kaybettiğini vurguluyordu. Neredeyse 150 yıldır Sosyal Demokratların ideolojik ve siyasi alternatif iddiasında bulunarak Marksist gelenekten koptuğunu hatırlatırsak bu eleştirinin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Seçimlerde partisini yüzde 12'lere taşıyan Lafontaine Alman siyasi yaşamında kalıcı bir aktör olduğunu göstermiş oldu. Haymatlos! Şehzade Osman Ertuğrul'un vefatıyla ilgili haberlerde onun birkaç yıl öncesine kadar "haymatlos" olduğu vurgulanıyordu. Başbakan Erdoğan'ın girişimiyle "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı"na giren Osman Ertuğrul Efendi 12 yaşında Türkiye'den çıkarılmıştı. Dolayısıyla durumu aslında ne mülteciye ne de haymatlosa uyuyor. Haymatlos, "ülkesi belli olmayan", "vatansız", "uyruksuz" gibi çeşitli anlamlarda kullanılıyor. Hukuksal metinlerde haymatlos herhangi bir devletin hukukuna göre yurttaşlık hukukundan yoksun bulunan kişiler olarak tarif ediliyor. Resmi kaynaklarda ise daha çok "hiçbir devlet tabiyetinde olmayan kişiler" olarak tanımlanıyor. Bence de bu tanım geçerli sayılmalı. Haymatlos'un daha iyi anlaşılabilmesi için Yönetmen Steven Spielberg'in çektiği ve Tom Hanks'ın başrolü oynadığı "Terminal" filmini hatırlatmak isterim. Bu filmde 16 yıldır haymatlos olarak Paris Charles de Gaulle Havaalanı'nda yaşayan İran'lı Merhan Kerimi Nasseri'nin yaşam öyküsünü anlatılıyordu. Merhum Osman Ertuğrul Efendi'ye gelecek olursak, Osmanlı hanedanından pek çok kadın ve erkeğin yabancı uyrukluğunu almasına karşın hiçbir devletin tabiyetine girmedi. Elbette diğer hanedan üyelerinin yabancı devletlerin tabiyetine geçmeleri kadar doğal bir şey olamaz ama Osman Ertuğrul Efendi'nin yaşamında karşılaşabileceği bütün zorluklara rağmen bu yola gitmemesi takdire şayan bir davranış olarak kaydedilmeli diye düşünüyorum. Onun bir vatanı vardı ve 1924'te olan bitenlerle bir hanedan üyesi olması dışında hiçbir ilgisi yoktu. Sırası gelmişken "İslam Peygamberi" isimli güzide eseriyle tanıdığımız merhum Muhammed Hamidullah Hoca'nın da yaşamının büyük bölümünü haymatlos olarak geçirdiğini de hatırlatalım. 1948'de Hindistan hükümeti Haydarabad Nizamlığı'nı işgal ve ilhak etmişti. Haydarabad'lı olan Hamidullah Hoca bu durumu hiçbir zaman kabullenmedi ve ömrünün sonuna kadar Haydarabad dışında yaşadı. 1908'de doğan ve 2002'de vefat eden Hamidullah Hoca da Osman Ertuğrul Efendi gibi başka bir devletin tabiyetine girmedi. Binlerce Filistinli de 1948'den itibaren Hamidullah Hoca'yla aynı kaderi paylaştı ve bu durum hala devam ediyor.
591095
Sivaslı gençlerin buzdolabı hatırası VİDEO
Sivas'ın değişik noktalarına yerleştirilen MOBESE kameralarına ilginç görüntüler takılmaya devam ediyor. Üniversiteli gençlerin aldıkları ikinci el buzdolabı ile sokakta fotoğraf çektirmesi, geri geri giden bir aracın arkadan gelen araca çarparak takla attırması MOBESE kamerasına yansıdı. 2008 Ekim ayında hizmete giren MOBESE kameralara takılan görüntüler sayesinde bugüne kadar çok sayıda olay aldınlatıldı. Sivas'ın 96 değişik noktasına yerleştirilen MOBESE kameraları, suç işlenmesi ve suçluların yakalanması konusunda polisin elini güçlendirirken, suçlulara da göz açtırmıyor. Alibaba Mahallesi Perşembe Pazarı üst kavşağında geri geri giden bir aracın arkadan gelen seyir halindeki bir araca çarpması sonucu arkadaki aracın takla atması MOBESE kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi. Takla atan aracın sürücüsü yara almadan çevredeki vatandaşlar tarafından çıkarıldı. Takla atan araç çevredeki vatandaşlar tarafından kaldırıldı. Akşam saatlerinde üniversite öğrencilerinin mezattan aldıkları ikinci el buzdolabı ile sokakta fotoğraf çektirmeleri MOBESE'ye takılan ilginç görüntüler arasında. Sivas Lisesi Kavşağı'nda dalgın bir yayaya arkadan gelen otomobilin çarpması kameralara yansıdı. Çarpmanın etkisiyle yaklaşık metre havalanan genç, yolun ortasına düştü. Çevrede bulunan vatandaşlar tarafından 112 Acil Servis ekipleri olay yerine çağırıldı. İlk müdahaleyi olay yerinde yapan sağlık ekipleri yaralı gence boyunluk taktı. Daha sonra sedyeye alınan genç, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Yine Sivas Lisesi Kavşağı'nda seyir halindeki motosikletliye arkadan gelen otomobilin çarpması sonucu motosiklet ve sürücüsü yere düştü çevredeki vatandaşlar gelerek sürücüyü ve motosikletini yerden kaldırdılar. Sürücü yara almadan kazayı atlatırken, olay yerine polisin gelmesiyle kalabalık dağıldı.
589952
Okay'ı yakan 20 bin TL'lik seks alemi
Son zamanların en büyük uyuşturucu operasyonuna adı karışan CHP’li Hakkı Süha Okay’ın kardeşini Çırağan Sarayı'ndaki alemin yaktığı ortaya çıktı. Ünlü mankenle otelde 20 bin TL'ye birlikte olan Okay teknik takibe yakalandı. Teknik takipte, Çırağan’da ünlü manken E. G. ile birlikte olduğu tespit edilen Mustafa Fehmi Okay’ın aynı soruşturmada tutuklanan ‘Hassas Burun’ lakaplı kimyager Hüseyin Rıza Işık’la yaptığı telefon görüşmeleri ve şebeke üyelerine verdiği şifreli talimatlar da dinlemeye takıldı. Vatan Gazetesi'nde Dilek Yıldız imzasi ile yeralan haber şöyle; ’Baron’un sağ kolu’ iddiası CHP Grup Başkan Vekili Hakkı Süha Okay’ın kardeşi olan Mustafa Fehmi Okay’ın, 200 milyon Captagon hap imal edebilecek uyuşturucu maddenin yakalandığı operasyonda kapsamında yapılan telefon dinlemelerine takıldığı tespit edildi. “Uyuşturucu baronu” Habip Kanat’ın sağ kolu olduğu ve imalathanenin yöneticisi konumunda olduğu iddia edilen Mustafa Fehmi Okay, polisin yaptığı teknik takibe takıldı. Yaklaşık bir yıldır uyuşturucu şebekesinin faaliyetlerini izleyen İstanbul Narkotik polisi, şebekenin üst düzey sorumluları uyuşturucu baronu Habip Kanat ve “Hassas Burun” kimyager Hüseyin Rıza Işık’ın kadınlarla İstanbul’un Holiday Inn, Four Seasons gibi lüks otellerinde alem yaptığını tespit etti. Çırağan’da 20 bin TL’lik alem Yapılan takiplerde şebekenin üst düzey bir yetkilisinin Çırağan Oteli’nde ünlü manken E. G. ile 20 bin TL karşılığında birlikte olduğu belirlendi. Polisin yaptığı araştırmalarda bu kişinin CHP Grup Başkan Vekili Hakkı Süha Okay’ın kardeşi Mustafa Fehmi Okay olduğu anlaşıldı. Mankenlerin ifadesi alınacak Okay’ın Çırağan Oteli’ndeki alemini tespit eden polis, Habip Kanat ve Hüseyin Rıza Işık’ın da manken T. ve manken P. ile 20 bin TL; manken A. ile 15 bin TL; manken B. ile bin TL karşılığında Holiday Inn ve Four Seasons gibi lüks otellerde birlikte olduğunu belirledi. Narkotik polisinin yaptığı bu takip, operasyonun mankenler dünyasına sıçramasına da neden oldu. Polisin takibine takılan mankenlerin “para karşılığı seks yaptıkları” iddiasıyla önümüzdeki günlerde emniyete çağrılarak ifadelerinin alınacağı belirtildi. ‘Şifreli talimatlar’ Mustafa Fehmi Okay’ın “Hassas Burun” olarak bilinen kimyager Hüseyin Rıza Işık ve uyuşturucu imalathanedeki işçilerle yaptığı görüşmeler de teknik takibe takıldı. Takip sırasında Mustafa Fehmi Okay’ın şebeke üyelerine talimat verdiği, “Kazanlar hazır” ve “Kazanlar ısındı” şeklinde şifreli görüşmeler yaptığı öne sürüldü. Okay’ın, bugün Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk’e ifade vereceği öğrenildi.
589916
Haber kriteri gerçek oldu: Adam köpeği ısırdı!
Gazetecilik mesleğinin uluslararası haber değerlendirme kriterindeki "Köpeğin adamı değil, adamın köpeği ısırması haberdir" kuralı, Kanada'da gerçek oldu. Kanada'nın Saskatchewan eyaletine bağlı Saskatoon kenti sakinlerinden Jonathon Schacher, komşusunun köpeği ile kavgaya tutuşan terrier cinsi köpeğine sözünü dinletemeyince burnundan ısırdı. Saskatoon'da günün adamı haline gelen Jonathon Schacher, olayı şöyle anlattı: "Evimin arka bahçesi, hayvanın çıkamayacağı kadar yüksek çitle çevrili. Köpeğimi zaman zaman hem gezmesi hem de bazı komutları öğrenmesi için oraya salıveriyorum. gün de köpeğim arka bahçede idi. Birden dışarıdan çığlık ve bağrışma sesleri duydum. Pencereden baktığımda, komşumun köpeği ile benimki birbirine girmişlerdi. Koşup ayırmaya çalıştım olmadı. Verdiğim hiçbir komutu yerine getirmedi. Komşunun köpeğinin burnunu yakalamıştı ve bırakmıyordu. Ben de son çare olarak onun burnundan ısırdım. Canı yanmış olmalı ki, diğer köpeği bıraktı." Jonathon Schacher, "Ben onu ısırdıktan sonra inanılmaz şekilde biranda sakinleşti ve gelip yanıma oturdu" dediği köpeğinin, adeta özür dilercesine kendisinin yüzünü yaladığını sözlerine ekledi.
589366
Antalya'da orman yangını
Antalya'da orman yangını Antalya'nın Kumluca ilçesi Sazak Koyu'nda orman yangını çıktı Antalya'nın Kumluca ilçesi Sazak Koyu'nda orman yangını çıktı. Alınan bilgiye göre, Antalya'nın Kumluca ilçesi Adrasan mevkisi Sazak Koyu'nda orman yangını başladı. Antalya Orman Bölge Müdürlüğüne ait arazöz ile 15 işçinin yamaçlarda başlayan yangını söndürmek için çalışmalara başladığı öğrenildi. Orman Bölge Müdürü Recep Kaşan, yaptığı açıklamada, yangına ilk anda üç ekibin müdahale ettiğini söyledi. Yangının çoban ateşi veya bölgedeki insan yoğunluğundan dolayı sigara ateşinin atılması sonucu çıkmış olabileceğini ifade eden Kaşan, şu ana kadar hektar alanın yandığını belirtti. Kaşan, yangının kayalık alanda çıkması nedeniyle büyüme olasılığı bulunmadığını söyledi. YANGIN KONTROL ALTINA ALINDI Antalya'nın Kumluca ilçesi Sazak Koyu'nda akşam saatlerinde çıkan orman yangını kontrol altına alındı. Antalya'nın Kumluca ilçesi Adrasan mevkisi Sazak Koyu'nda çıkan, Antalya Orman Bölge Müdürlüğüne ait arazöz ile 15 işçinin müdahale ettiği yangında 1,5 hektar alanın zarar gördüğü belirtildi. Antalya Orman Bölge Müdürlüğü yetkilileri, yamaçlarda başlayan yangının tamamen kontrol altına alındığını, soğutma çalışmalarına başlandığını bildirdi.
590199
New York'ta Türk İmzası
New York'ta Türk İmzası Ünlü Times Meydanı bir ilke sahne oldu. Türk Festivali'nde Hitit, Lidya, Osmanlı İmparatorluğu ve modern Türkiye Cumhuriyeti ayrı standlarda tanıtıldı Yayına Giriş: 29.09.2009 06:55:34 Güncelleme: 29.09.2009 10:03:07 New York merkezli Türk Kültür Merkezi ve Türk Amerikan İş Geliştirme Konseyi'nin ortaklaşa düzenlediği festivalle New York'un ünlü Times meydanı bir ilke sahne oldu. Yüzyıldan fazla bir süredir Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan Türkler Amerikalıları ve Times meydanını ziyaret edenleri hayran bırakan bir etkiliğe ev sahipliği yaptı. Festivalde Hitit, Lidya, Osmanlı İmparatorluğu ve modern Türkiye Cumhuriyeti ayrı ayrı standlarda tanıtıldı. Etkinliğin ilk gününde Times meydanında Anadolu Medeniyetleri konulu bir gösteri düzenlendi. Times meydanını dolduran binlerce kişinin ilgiyle izlediği sema gösterisi ve halk oyunlarının yanı sıra hat ve ebru sanatları da icra edildi, mehter takımı gösteri yaptı. Bir hafta sürecek festivale Dışişleri Bakanı Ahmed Davutoğlu ve Devlet Bakanı Ali Babacan da katılarak, New Yorklu Türklerin coşkusunu paylaştı.
589291
Baykal: Bunu aşmamız lazım
Baykal: Bunu aşmamız lazım CHP Genel Başkanı Baykal, "Türkiye sapır sapır dökülüyor. Hukuku, adaleti, demokrasisi dökülüyor. Ekonomisi çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya. Bunu aşmamız lazım' diye konuştu İSTANBUL (A.A) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 'Türkiye sapır sapır dökülüyor. Hukuku, adaleti, demokrasisi dökülüyor. Ekonomisi çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya. Bunu aşmamız lazım' dedi. Baykal, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal'ı makamında ziyaret etti. Deniz Baykal, burada yaptığı konuşmada yaşananların hukuktan ve adaletten uzaklaşıldığını gösterdiğini, kime güvenileceğinin artık bilinmediğini savunarak, şunları söyledi: 'Emniyet Genel Müdürlüğü soruşturma yapıyor, savcılık ve mahkeme karar alıyor. Bir emniyet müdürü diyor ki 'Bu yanlış bir karardır. Ben kendime kefil olamam, ama ona kefil olurum. Herhalde bu Ergenekon davasındaki insanları tanıyor diye bunu aldılar. Tanır, ama tarafsız bir insandır. Bu işlerin dışındadır' diyor. Bu ne biçim bir düzen, ne biçim bir iş. Neye güveneceğiz, neye inanacağız? 'Ergenekon davasına sanık olanlarla yakınlık bir tutuklama nedeni olabilir' diyor. Diyen kim bir emniyet müdürü. Ergenekon davasını bitiriyor bu değerlendirme. Bu, davayla ilgili olarak çok önemli bir tespittir. Resmi hiyerarşi içinde emniyet müdürü genel müdürlüğünün bir girişimi hakkında vicdanının sesini dinleyerek kamuoyunu uyarma ihtiyacı hissediyor. Böyle bir bürokrasi olabilir mi, böyle bir tablo doğal karşılanabilir mi? Nerede hukuk, nerede adalet, kim kime güvenecek? Devlet içindeki yetkililerin birbirlerine tuzak kurdukları, birbirleriyle hesaplaşma, intikam ilişkisi içerisine girdiği değerlendirmeleri, günlük olaylar. Ne kadar üzüntü verici, ne kadar yazık. Ne kadar acı. Bunu söyleyenler de sorumsuz insanlar değil. En ciddi en yetkili olması gereken insanlar. Bu böyle gitmez, bunu söylemek istiyorum.' 'TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ AÇACAĞIZ' Türkiye'nin ciddi bir değişime ihtiyacı olduğunu ve bunu gerçekleştireceklerini belirten Baykal, 'Türkiye sapır sapır dökülüyor. Hukuku, adaleti, demokrasisi dökülüyor. Ekonomisi çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya. Bunu aşmamız lazım. Türkiye'nin önünü açacağız. Türkiye'yi bu bunalımdan, bu sıkıntıdan, bu karabasandan kurtaracağız. Hukuk işleyecek, hak işleyecek' diye konuştu. Belediyelerin bu tablo içinde umut adacıkları olduğunu ifade eden Baykal, Ünal'ı çalışmalarından dolayı tebrik etti. İsmail Ünal da hizmetler ve projeler hakkında bilgi verdi. Konuşmaların ardından İsmail Ünal, Baykal'a üzerinde 'Bağımsızlık benim karakterimdir' yazılı Atatürk madalyası, Necdet Sakaoğlu'nun 'Atatürk'un Beşiktaş Günleri' adlı kitabını ve İranlı bir ressamın Atatürk tablosunu hediye etti. Bu arada Eskişehirspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay ve sanatçı Mustafa Sağyaşar da Baykal'ın başkanlıkta bulunduğu sırada Ünal'ı ziyarete geldi.
591093
"Neyi kastediyorsunuz?"
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, askerlik görevini yaparken komutanı olan emekli Albay Selçuk Kulen'in cenaze töreninin ardından basın mensuplarının çeşitli konulardaki sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin Başbakan Erdoğan'ın ''Anayasa değişikliği gündemde, ama parlamento ve kurumlar hazır değil'' sözleri ile ilgili soru üzerine Baykal, şunları kaydetti: ''Başbakan ve Hükümetin bu konudaki açıklamalarını takip etmekten kamuoyumuz yoruldu. Bir gün söylediklerini gün sonra tekzip ediyorlar. Önce hatırlayacaksınız, 'Bu konu devlet politikasıdır, bir tarihi fırsatla karşı karşıyayız. İlk kez kurumlar arasında mutabakat var' diye yola çıktılar. Cumhurbaşkanı'ndan başlayarak, bir süre öyle götürdüler. Şimdi geldiğimiz noktada Başbakan çıkıp diyor ki 'Geldiğimiz noktada ortak mutabakat yok, ortak politika mevcut değil. Şimdi bunu yapamayacağız. Ne oldu? Siz 'Devlet politikası' derken neyi kastediyorsunuz, 'Kurumlar arası mutabakat var' derken neyi söylüyordunuz? Bu kadar kolay çelişkiye düşen bir anlayış, Türkiye'nin temel konularını nasıl çözer? İçişleri Bakanı bir süre önce 'Anayasa değişikliği söz konusu değil' dedi. Geçen hafta Başbakan 'Kısa, orta ve uzun vadeli çözümler üzerinde çalışıyoruz. Uzun vadeli çözüm Anayasa değişikliği' dedi. İçişleri Bakanı'nı kendisi tekzip etti. Şimdi kendisi kendisini tekzip ediyor. Maalesef üzüntü verici manzara. Hükümetin önce neyi yapacağını doğru saptaması, ne yapmak istediğine doğru karar vermesi ve onu yapmak için yola çıktığını kamuoyuna dürüstçe ilan etmesi gerekir. Ama bunların hiçbirisi yok.'' ''Anayasa değişikliği konusunda temel tercihlerimiz" CHP Genel Başkanı Baykal, ''Anayasa değişikliği yapılması gerektiği kanaatinde misiniz?'' yönündeki bir soruya, bu konunun uzun bir mesele olduğunu, herkesin kendine özgü ideal bir anayasa anlayışı bulunduğunu söyledi. ''Yargının bağımsızlığının güvence altına alındığı, milletvekili dokunulmazlığının kaldırıldığı, milletvekillerinin hiçbirinin hukuki imtiyaza sahip olmadığı bir anayasa özlemlerimiz arasında'' diyen Baykal, şunları söyledi: ''Ancak çok iyi biliyoruz ki bugünkü siyasi şartlar içinde parlamentoda var olan çoğunluk böyle bir değişikliğe destek verme anlayışı içinde değil. nedenle kamuoyuna bu konularda bir umut vermeyi, 'böyle bir değişiklik istiyoruz' diye küçük siyaset yapmayı uygun görmüyoruz. Ama bu demek değil ki bu konuda bizim temel tercihlerimiz yok. Elbette tercihlerimiz var. Onları hayata geçireceğimiz ortamı yaratmaya çalışıyoruz. Umut ediyorum, gün gelecek Türkiye'de yargı bağımsızlığını güvence altına alacak, milletvekili imtiyazlarını, dokunulmazlıkları kaldıracak bir anayasal düzene elbette geçeceğiz. Bunun için çalışıyoruz.'' ''Başbakan Erdoğan'ın davet mektubu" Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan'ın davet mektubuna ilişkin bir soru üzerine, ''Başbakan bir mektup yazarak, görüşme talebinde bulunacağını ifade etti. Mektubu bekliyoruz. Daha mektup gelmedi. Mektup gelirse buna elbette bir cevap vereceğiz. Gelmemiş mektup için cevap vermemi beklemeyin'' dedi. Bir gazetecinin ''Sorunun çözümü için af da dahil her şeyi düşünürüz, demişsiniz'' yönünde hatırlatmada bulunması üzerine Baykal, ''Görüşürsek bu konuları kamuoyuna da çok net şekilde aktarırız. Şimdi yanlış yorumlara elverişli bir şekilde bir değerlendirme yapmayalım. Çok önemli bu konular'' diye konuştu. Baykal, DTP'li milletvekillerinin mahkemeye gitmemesiyle ilgili bir soruya da ''Muhatap biz değiliz'' karşılığını verdi. Koç müzesi'ndeki görüşme İstanbul'a yapılması planlanan 3. Köprü konusunda da Deniz Baykal, ''Köprü yapılsın mı yapılmasın mı?'' konusunun tartışılması gerektiğini, bunun ötesinde güzergahın nasıl belirlendiği, bu konuyla ilgili daha önce ne gibi çalışmaların yapıldığı konularının da ele alınması gerektiğini söyledi. Baykal, ''Konuyla ilgili İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı bir şey söylüyor, Başbakan tam tersini söylüyor'' diye konuştu. ''Yargı işlemelidir" İstanbul'daki uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay'ın kardeşi Mustafa Fehmi Okay'a ilişkin sorular üzerine de Baykal, bu tip konular konusunda tutumlarının açık olduğunu belirterek, ''Yargı işlemelidir. Soruşturmalar en doğru şekilde yapılmalıdır. Gerçek ortaya çıkarılmalıdır. Bir peşin fikirle 'şudur, budur' demek yanlıştır. Gerçeğin ortaya çıkmasını destekliyoruz'' dedi.
591323
Daum: Sheriff güçlü bir takım
Daum: Sheriff güçlü bir takım Teknik Direktörü takımda öncelikli hedeflerinin sağlam bir temel kurmak olduğunu belirtirken, ligde alınan 7'de 7'lik galibiyet serisinin yapılan çalışmaların ödülü olduğunu söyledi. Hedeflere ulaşmak için disiplinli ve sabırlı bir çalışma programı uyguladıklarını ifade eden Daum, Grubu'nda karşılaşacakları Sheriff takımının güçlü bir ekip olduğunu belirtti. FB 'de yayınlanan "Teknik Analiz" programına katılan Alman teknik adam Christoph Daum, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Tüm oyuncuların profesyonel futbolda neticenin önemli olduğunu öğrendiklerini ifade eden Daum, "Futbolun sert ve ciddiye alınacak bir meslek olduğunu öğrendiler, ona göre neticeye oynuyorlar, tabi bu her zaman hoş olmayabilir... Fenerbahçe için önemli olan sonuçlardır, futbolda en çok göze batan ve en güzel olan puanlardır, galibiyetlerdir bunu her zaman söylerim" ifadelerini kullandı. Taraftarların karşılaşmalarda bol gol beklentilerini anlayabildiğini ifade eden Christoph Daum,"Bu beklentileri anlayabiliyorum, ama takımı kurmak istediğiniz zaman bu ev yapmaya benzer, bir inşaata benzer. Bir ev yaparken en önemlisi tabi ki sağlam bir temel yapmak. Ondan sonra yavaş yavaş bazı şeyleri kuruyorsunuz, ilk önce sağlam bir temel daha sonra duvarlar, en son göze batan şeyler gelir. Emin olun planlarımızdan ilerde çok kişi faydalanacak ve ben eminim Fenerbahçeliyim diyen herkes bu planlardan faydalanacak. Herkesi kastediyorum hem yönetimi, hem taraftarı hem de takımı" şeklinde konuştu. Christoph Daum, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yönetimimiz için konuşursak, yönetim sabırlı ve gittiğimiz yolu paylaşıyor, bize destek veriyor. Bundan yüzde yüz eminim. Taraftara gelince, taraftarın çoğu bizi destekliyor, taraftarın çoğu bizim yolumuzda sabırlıdır ve bizim planlarımıza güveniyorlar. Tabii ki bazı taraftarlar ya da bazı kişiler çok hızlı bir yere varmak istiyorlar, çok hızlı hedefe ulaşmak istiyorlar, ama bu konuda şunu demeliyiz; bir yere çok hızlı ulaşırsınız belki sonunda boş ellerle kalabilirsiniz... Bizim hedefimiz ara döneme kadar şampiyonluğa oynamak, üst sıralarda yer almak aynı zamanda Uefa Avrupa Ligi'nde başarılı olmak. Bu hedeflere ulaşmak için bize gereken nedir; puanlar, puanlar yine puanlar. Güzel oynamanın ödülü yoktur, kimse öyle bir almadı" dedi. Brezilyalı yıldız 'un Fenerbahçe'de olmasının gurur verici olduğunu, Carlos'un tecrübesiyle, kalitesiyle sadece sahada değil antrenmanlarda da kendileri için çok önemli olduğunu belirten Alman teknik adam, "Onunla ilgili dileklerim şudur: Eğer bir gün Fenerbahçe'yi terk ederse şampiyon olarak terk eder, bu ona yakışır ve hak etmiş olur. Roberto'yla aram çok iyi, aramızdaki diyalog çok sağlam, gidecekse şampiyon olarak bu kulüpten ayrılır. Rolü çok büyük, çok değerli bizim için" şeklinde konuştu. UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda deplasmanda ekibi Sheriff ile yapacakları karşılaşma hakkında da görüşlerini aktaran Daum, "Zor bir maç olacak güçlü bir rakip. puan alırsak güzel olur, puan alırsak çok güzel olur. Her maçtan galibiyetle ayrılmak basit bir şey gibi gözüküyor burada, ancak her galibiyet özeldir, hiç bir rakibi küçümsememek gerekir. Oynacağımız takım Sheriff yıl üst üste kendi liginde şampiyon olmuş, kaliteli yabancı oyuncuları var" dedi. Kadroda sakatlığı bulunan bazı oyuncuların olduğuna da değinen Daum, "Güiza ve 'un sakatlıkları var, onlar oynayamayacaklar, sağlam ve hazır olan futbolcularımızla gideceğiz ve başarılı bir şeklide döneceğimize inanıyorum. 15-18 futbolcumuz var hazır olan, onlar en iyi şekilde Fenerbahçe formasını orada temsil edecekler. Her toplantıda herkesin ne kadar önemli, değerli ve herkese ne kadar ihtiyacımız olduğunu söylüyoruz. Bu maçta bunu gerçekleştirmek istiyorum" dedi. Daum son olarak ligde 45 yıllık rekoru egale ederek 7'de yaptıklarını hatırlatarak, "Bu yapılan çalışmaların bir ödülüdür, ama rekorlar bir yana önemli olan şey gerçekçi olmak ve bunu abartmamak. Hedeflerimiz büyük bu hedeflere ulaşmak için disiplinle ve sabırla çalışmak gerekir. İyi bir başlangıç yaparak iyi bir avantaj elde ettik, daha iyi olacağız. Bundan emin olun futbolcularımız bu hedeflere ulaşmak için her gün disiplinli bir şekilde çalışıyorlar. Bize destek veren herkesi teşekkür ediyoruz" ifadelerini kullandı.
589440
France Telecom'da İntiharlar Sürüyor
France Telecom'da İntiharlar Sürüyor Fransa telefon devi France Telecom'da çalışan bir kişi daha intihar etti. Fransız yetkililer, 51 yaşındaki işçinin köprüden otobana atlayarak intihar ettiğini açıkladı. İddiaya göre, iki çocuk babası çalışan, aracında bulunan intihar notunda sebep olarak işyerindeki atmosferi gösterdi. Bu ay başında Fransa Çalışma Bakanı Xavier Darcos intihar olaylarının sürmesi üzerine, şirketin sağlık ve güvenlik toplantılarının izlenmesi talimatı vermişti.
590405
"Yedinci Mühür"ün satranç takımı satıldı
Merhum İsveçli yönetmen Ingmar Bergman'ın 1957 yapımı "Yedinci Mühür" (Seventh Seal) filminde kullanılan satranç takımı müzayedede 143 bin dolara satıldı. İsveç'in başkenti Stockholm'deki Bukowski evinde dün yapılan satışta, 2007'de 89 yaşında hayatını kaybeden Bergman'a ait 337 parça 2.6 milyon dolara alıcı buldu. Satıştan elde edilen gelirin, başlangıç fiyatının 10 katı olduğu belirtildi. Satılan parçalar arasında ödüller, Bergman'ın kendi el yazısıyla yazılmış notlarıyla bir yatak başı masası ve senaryolarını yazdığı bir masanın bulunduğu kaydedildi. Yaklaşık bin kişinin ilgi gösterdiği müzayedede satılan satranç takımının yalnızca "beyaz şah"ının eksik olduğu bildirildi. Bergman'ın ünlü filmlerinden "Yedinci Mühür"de, Max von Sydow'un canlandırdığı bir şövalyenin öyküsü anlatılıyor. Filmde, haçlı seferinden evine dönerken, Bengt Ekerot'un canlandırdığı "Ölüm" tarafından yolu kesilen şövalye, hayatta kalmak için "Ölüm" ile satranç oynuyor.
591256
"Horizon-1" gemisinde sona doğru
Kuru yük gemisinin bağlı bulunduğu Horizon A.Ş'nin avukatı Nilgün Yamaner, anlaşmanın gemi personelinin güvenli sulara girmesinin ardından kesinlik kazanacağını söyledi. Bu sürecin hafta, 10 gün sürebileceği belirtiliyor. Anlaşma sağlanmasıyla birlikte 23 personel sağlık kontrolünden geçirilip uçakla Türkiye'ye gönderilecek. Gemi, yeni personel ile yoluna devam edecek. 'dan Ürdün'e giden "Horizon-1" adlı kuru yük gemisi, Temmuz'da, Aden Körfezi'nde 23 mürettebatıyla silahlı korsanlarca alıkonulmuştu.
590485
İşi için takımını bıraktı!
İşi için takımını bıraktı! Spor spikeri Burcu Esmersoy, eskiden Galatasaray taraftarı olduğunu ancak işi nedeniyle takım tutmayı bıraktığını söyledi. televizyongazetesi.com'un haberine göre; Cem Davran ve Tülin Şahin'in sunduğu 'Güzel Bir Gün' programına konuk olan Esmersoy, neden böyle bir karar aldığını şöyle açıkladı: "İnsanlar, bunun yüzüme, ifadelerime, mimiklerime çok yansıdığını söylüyordu." Güzel sunucu, bu söylenenlere uzun süre inanamamış: "Öyle bir şey yok, falan dedim. Daha sonra bana bunların kayıtlarını gösterdiler. Sonuçta artık böyle bir şeyi yapmamam gerektiğini fark ettim ve bir anda takım tutmaktan vazgeçtim."
589944
Ev hapsi dönemi başlıyor...
Bilal Çetin'in haberi 75 bin kapasitesi bulunan cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 115 bini geçince Adalet Bakanlığı, bu yığılmayı önlemek için çözüm arayışlarına başladı. Meclis'in açılmasının ardından cezaevlerindeki sayıyı azaltmaya yönelik bazı adımlar atılacak. Yapılacak yasal düzenlemeler ile cezaevlerinde bulunan 20 bine yakın tutuklu veya hükümlünün evlerine geri gönderilmesi bekleniyor. DÖNÜŞÜMLÜ UYUYORLAR Cezaevlerindeki doluluk nedeniyle ranzalar yetmediği için yerlere yatak atılarak mahkumlar yer yataklarında uyuyor. Erzurum Cezaevi’nde ise mahkumlar ëdönüşümlü' olarak uyku uyuyor. Adalet Bakanı Sadullah Ergin bir televizyon kanalında katıldığı canlı yayında "Af yok" demesine rağmen, Türk Ceza Kanunu ve Ceza İnfaz Kanunu'nda yer alan "denetimli serbestlik" başta olmak üzere "alternatif" ceza yöntemlerinin devreye sokulacağını açıkladı. "ADLİ KONTROL" SİSTEMİ Adalet Bakanlığı'nın çalışmaları arasında cezaevlerindeki 115 bin kişinin 45 bininin tutuklulardan oluşması nedeniyle tutuklama yerine “Adli Kontrol” mekanizmasının genişletilmesi yer alıyor. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 109. maddesine göre adli kontrol yıla kadar olan cezalarda uygulanıyor. Yapılacak düzenleme ile yıla kadar olan cezalarda tutuklama yerine adli kontrol uygulanması planlanıyor. CMK'nın 109. maddesinde tutuklama kararı verilmesine yerine "yurtdışına çıkamamak, hakim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak, hakimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde meslek uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak, her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanamamak ve gerektiğinde kaleme, makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek, silah bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silâhları makbuz karşılığında adl" emanete teslim etmek" gibi tedbirler uygulanabiliyor. YARGI REFORMU TASLAĞINDA VAR Adalet Bakanlığı'nın üzerinde çalıştığı cezaevlerindeki sayıyı azaltmaya yönelik plan, Yargı Reformu Taslağı'nda da yer alıyor. Taslakta "Denetimli serbestlik ile ilgili mevzuat gözden geçirilerek denetimli serbestlik uygulamasını artıracak değişiklikler yapılacaktır" ifadeleri yer alıyor. Taslakta "5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinde düzenlenen kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlardan olan kamuya yararlı bir iste çalıştırma, belli bir meslek veya sanatı yapmaktan yasaklanma gibi yaptırımların daha etkin ve yaygın bir şekilde uygulanması hususunda gerekli eğitim çalışmaları yapılacaktır” deniyor. DENETiMLi SERBESTLiK GENiŞLETiLECEK yıla kadar olan kesinleşmiş hapis cezalarında uygulanan ëdenetimli serbestlik' hükümlerinin yıla kadar olan hapis cezalarında uygulanması sağlanarak cezaevlerindeki kişi sayısının azaltılması planlanıyor. Türk Ceza Kanunu, kısa süreli hapis cezaları yerine "adli" para cezasına, en az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye, mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya, mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya" karar verilmesine imkan sağlıyor.
590964
Süper Lig'de saat değişikliği!
Haberi Ekle Süper Lig'de saat değişikliği! Manisaspor Kulübü'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Ekim 2009 Cumartesi günü Manisa 19 Mayıs Stadı'nda saat 15.00'de oynanacağı belirtilen Manisaspor- Bursaspor lig müsabakasının başlama saati, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından saat 17.00'ye alındı.
589832
Büyük değil 'Sınırsız Ortadoğu Projesi'
Büyük değil 'Sınırsız Ortadoğu Projesi' Şu kesin ki, bu coğrafyada artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Şimdi bölgedeki domino taşlarının tek tek yıkılarak Ortadoğu'nun ekonomik, kültürel, siyasi anlamda en parlak yıllarını yaşayacağı bir dönemle karşı karşıyayız. ALİ ŞAHİN Yıllar önceydi… Pakistan Karaçi Üniversitesi'nde lisansı bitirmiş, yüksek lisansa başlamıştım. Kendisini çok sevmeme rağmen bana karşı hep mesafeli duran Alauddin adında Ürdünlü Arap bir arkadaşım vardı. Yeryüzünde hiçbir güç, sevgi ve hoşgörünün karşısında duramıyor. Karşısındaki güç ne denli katı olursa olsun sevgi ve sabır, tuzun buzu erittiği gibi nefreti, kini, yılların adavetini silip atıyor, kasırgaları dindirip yürekleri sütliman bir rıhtım kılıyor. “Ali”, dedi Alauddin bir gün; “Seni tanıdıktan sonra, Türklerle ilgili kanaatlerim değişti. Ben tarih kitaplarımızda Araplar sefalet içerisindeyken Osmanlı atlarının üzümle beslendiğini okumuştum. Ve bir şeyi anlamakta güçlük çekiyorum hep. Ürdün'de yaşadığım yerlerde siyah köpeklere “Türk” lakabı verirler ve “Türk, Türk, Türk” diye çağırılar. Buradaki Türk arkadaşları tanıdıktan sonra neden böyle olduğunu düşünmeye başladım” dedi. Çok şaşırmıştım. Sanki bir oyun bozuluyordu. Bak Alauddin dedim; “Türkiye'nin de kimi bölgelerinde siyah köpeklere “Arap” lakabı takılır ve “Arap” diye çağrılır. Sence bu bir tesadüf olabilir mi?” Bunu duyunca da çok şaşırdı. “Türklerle Arapları birbirinden koparmak ve uzaklaştırmak için coğrafi sınırlar çizdiler. Bu yetmedi aralarımıza kilometrelerce uzunluğunda mayın tarlaları döşediler. Bunu da yeterli görmeyip bilinçaltlarımıza bizdeki siyah köpeği “Arap”, sizdekini ise “Türk” diye çağırtarak bilinçaltlarımıza kin ve nefret döşediler” dedim. BİLİNÇALTINDAKE ÖTEKİ Aradan yıllar geçti… Pakistan İstanbul Başkonsolosluğu fahri danışmanlığı yaptığım günlerden bir gün Taksim'deki Polis Karakolu'ndan aradılar. İnsan tacirlerinin kurbanı olmuş 28 Pakistanlı ve Nepallinın ifadelerinin alınabilmesi için Urduca bilen bilirkişiye ihtiyaç duyduklarını belirtip destek istediler. Gece geç saatlere kadar süren kimlik tespiti ve ifade alma esnasında karakola aşina olduğu her halinden belli olan, iri yarı ama oldukça miskin bir siyah köpek bulunduğumuz odaya girdi ve kimseye aldırmadan uzanıp kafasını yere koydu. Komiser yardımcısı olduğunu hatırladığım memur, bu rahatlığı görüp siyah köpeğe “Arap nasılsın?” şeklinde seslenince bir anda yıllar öncesine, Alauddin'in sorusuna döndüm yine. Memur arkadaşa Alauddin'in bana yönelttiği; “Arap topraklarında siyah köpeğe neden Türk lakabı takıldığını anlayamıyorum” şeklindeki sorgulamasını anlatıp, siyah köpeği “Arap” şeklinde çağırarak bir bilinçaltı nefretini yaşattığımızı ve nesilden nesle aktardığımızı açıklayarak Peygamber Efendimizin de “Arap” olduğunu hatırlattım. Görevli memur, hiç farkında olmadan, kasıtsız ve bilinçsizce kullandığı ifadenin ne denli sinsi bir tuzak olduğunu anladığında hem şaşkın hem de mahcuptu. Geçtiğimiz günlerde Başbakan Erdoğan'ın, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat ile birlikte İstanbul'da vermiş oldukları iftar yemeğinde hissettiğim sıcaklık kara büyünün bozulduğunu ve Türk Arap ilişkilerinde siyah köpeğin yerini beyaz güvercine bıraktığını gösteriyordu. Sayın Erdoğan'ın Suriye ile ilişkiler konusunda yaptığı tarihi açıklamalar ve Suriye ile yapılan Stratejik İşbirliği Anlaşması, Türk-Arap ilişkilerinde dünyadaki güç dengelerini yerinden oynatacak ve uluslararası politikaları yeniden şekillendirecek bir sürecin yaşandığını gösteriyor. Suriye ile yapılan bu önemli anlaşma, bugünkü Avrupa Birliği'nin ilk adımı olan Avrupa Çelik ve Kömür Topluluğu'nu oluşturmak üzere 1951 yılında imzalan Paris Anlaşması kadar önemli bir adımı oluşturuyor. ŞENGEN DEĞİL ŞAMGEN Başbakan Erdoğan'ın “Şengen Şamgen” benzetmesi bu hedefi işaret eden önemli göstergelerden biri. Söz konusu iftar yemeğinde aynı masayı paylaştığımız İsrail İstanbul Başkonsolosu Moshe Kamhi'nin Başbakan Erdoğan ve Beşar Esad'ın konuşmaları sırasında heyecan ve telaş içerisinde aldığı notlar, İstanbul'da Ortadoğu ve dünya politikası açısından tarihi bir günün yaşandığını gösteren bir başka önemli ayrıntı ve yansımasıydı. İlerleyen süreçte sınırların kalktığı ekonomik, siyasi, kültürel, sosyal her türlü serbest dolaşım hakkının “sınırsız” ve özgürce kullanıldığı ve atılan seri adımların bir 'Sınırsız Ortadoğu Projesi'ne (SOP) dönüştüğü Ortadoğu'da, şüphesiz İsrail kendini rahat hissetmeyecek ve adımlar İsrail'i barışa zorlayacak bir süreç doğuracaktır. SOP, 1948 yılından bu yana dinmeyen İsrail-Arap anlaşmazlığında barışa yönelik atılacak tarihi bir adım potansiyeli taşımaktadır. İsrail'i de içine alacak şekilde büyüyecek bir SOP projesi, İsrail'in güvenlik ve varlık sorununu ortadan kaldırırken sınırlarla var olma zafiyetini, medeniyetlerle var olma zenginliğine dönüştürerek, daha huzurlu ve güçlü bir coğrafya yaratacaktır. 1948 yılındaki sınırlar çizilinceye kadar bir Musevi Müslüman savaşı vaki değildir. Bu nokta unutulmamalıdır. Ve yine unutulmamalıdır ki, bu coğrafya en huzurlu günlerini böyle bir anlayışın hüküm sürdüğü yıllarda yaşamıştır. KÜRT AÇILAMI VE SOP “Sınırsız Ortadoğu Projesi”nde en kritik dönüm noktasını Türkiye'nin başarmak zorunda olduğu “Kürt Açılımı” oynayacaktır. Türkiye, 30 senedir başını kaldırıp gelişmeye ve büyümeye konsantre olamadığı, ekonomisini, canlarını heba ettiği ve ülkeyi bir kanser gibi içten içe kemiren Kürt meselesini çözemediği için büyüyememiş, uluslararası siyasette hak ettiği yeri alamamış ve kendi coğrafyasında tarihi misyonlarını üstlenememiştir. Üzerinde çalışılan Kürt açılımının başarılması, yıllardır yoğun bakımda bitkisel hayat süren Türkiye'nin gözlerini hayata yeniden açması anlamına gelmektedir. Kürt açılımı tamamlandıktan sonra Güney Doğu, sadece Türkiye için değil bölge için de hızla ekonomik, kültürel, ticari ve sosyal anlamda bir cazibe merkezi haline getirilmeli ve Irakla olan güney sınırı kaldırılmalıdır. BÖLGESELLİK VE KÜRESELLİK Bölge terörden arındırılıp kardeşlik, barış, huzur, ticaret ve sosyal yaşam kültürü aşılandıktan sonra Irak'ta yaşayan Kürtler bile bu cazibe merkezinin çekim kuvvetine karşı direnemeyecektir. Hiçbir topluluk, insan hak ve hukukunun üstün tutulduğu, refah seviyesinin yükseldiği, dil, din, kültür ve bireysel değerlerin özgürce yaşandığı bir yaşam alanına dahil olmaktan kendini alıkoyamaz. Bu şekilde sınırların ortadan kalktığı, etnik, kültürel ve bireysel hakların özgürce yaşanabildiği “Sınırsız Ortadoğu”da Türkiye'nin kabusu haline gelen bağımsız bir Kürdistan devleti hayali de zaten kendiliğinden uçuşup gidecektir. Irak ve Afganistan'da süren başarısız operasyonlar, patlak veren ekonomik kriz, oluşmakta olan bölgesel güç merkezleri dünya siyasetinde Amerikan hegemonyasının belirgin bir şekilde zayıfladığını ve önümüzdeki dönemde daha da zayıflayacağını gösteriyor. Çin ve Hindistan merkezli oluşan Güney Asya, Rusya merkezli Kafkaslar ve Orta Asya, Meksika merkezli Güney Amerika gibi bölgesel güç merkezleri yeni dünya sistemini şekillendiren oluşumlardır. Türkiye merkezli oluşacak SOP projesi oluşmakta olan bölgesel güç merkezleri arasında en güçlü ve parlak oluşum olarak ortaya çıkacaktır. Zengin enerji kaynaklarının yanı sıra, bölgenin enerji koridoru ve pazarı oluşu, geniş ticaret hacmi, jeopolitik konumu ve en eski medeniyetlerin merkezi olması hasebiyle yeni bin yılın dünyası Ortadoğu merkezli şekillenecektir. SOP yolunda Suriye ile atılan tarihi adımlar, Ekim ayında Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun birlikte katılacakları Bağdat zirvesiyle Irak'ı da içine alacak şekilde yeni boyutlar kazanacaktır. Ürdün ve Mısırla devam edecek olan tarihi adımlardan sonra İslam Konferansı Örgütü'nün de SOP projesi'ne göre yeniden yapılandırılmasını gerektirecektir. Bir şey kesin, bu coğrafya da artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bölgedeki domino taşlarının tek tek yıkılarak Ortadoğu'nun ekonomik, kültürel, siyasi anlamda en parlak yıllarını yaşayacağı bir dönemle karşı karşıyayız. Siyah köpek büyüsü bozulmuş, lambadaki cin uyanmıştır… GASAM Başkanı
590491
Çin'den boyutlu ay haritası
Çin'den boyutlu ay haritası Çin, boyutlu yüksek çözünürlükte ay haritası çıkardı. Şinhua ajansı, Çinli uzmanların "dünyanın en kapsamlı" ve ayrıntıların görülebildiği boyutlu ay yüzeyi haritasını tamamladıklarını duyurdu. Şinhua ajansı, Çinli uzmanların "dünyanın en kapsamlı" ve ayrıntıların görülebildiği boyutlu ay yüzeyi haritasını tamamladıklarını duyurdu. Ay yüzeyinin tamamını kapsayan haritanın fotoğraf ve videolarının "Çang-ı 1" adlı ay araştırma mekiğinde bulunan kamera tarafından çekildiği bildirildi. Çin Harita ve Ölçeklendirme Akademisi öğretim üyelerinden olan ve çalışmayı yapan uzman ekibin lideri Liu Şienlin, harita sayesinde ayın oluşumu, ay jeolojisi ve ayın gelişimi hakkında daha derinlemesine çalışmalar yapılabileceğini belirterek, "Bu çalışma, ay araştırmalarında yapılacak yeni çalışmalar için köşe taşı niteliğindedir" dedi. Ay'ın yüzeyine 500 metre mesafeden aldığı kayıtlarla net görüş imkanı sağladığı belirtilen mekik, Çin tarafından Ekim 2007'de gönderilmişti.
589833
Açılım 'eşit vatandaş'lığı hedeflemeli
Açılım 'eşit vatandaş'lığı hedeflemeli Devletin yapması gereken şey, bütün vatandaşların hepsini “eşit yurttaş” statüsüne kavuşturmaktır. Başbakan'ın yapmak istediği de budur. Demokratik açılım başarıya ulaşırsa, ülke hızla demokratikleşecek ve muassır medeniyet seviyesine ulaşacaktır. HEKİMOĞLU SÜLEYMAN ÖZCAN Burjuva mahallesinden avam mahallesine geçerken uzak bir dünyanın varlığına seyirci olmamak mümkün değil. Birisi kendi dünyasında lüksten ve her şeyi elde edebilmekten yakınırken öteki ise istediklerini elde edememekten yakınıyor. Birisi okula gitmek için defter bulamazken diğeri defterin üzerinde ki kompozisyonu beğenmiyor ve Ebeveynine; defterinin üzerinde neden Batmen değil de Örümcek Adam olduğunu sorguluyor. Hatta bu defterle okulda prestijinin sarsılacağını ve bu nedenle okula gitmeyeceği tehdidinde bulunuyor. Bu örneği vermemizde ki asıl gaye Doğu ile Batı arasında ki uçurumu daha iyi anlamak gerektiğinin ve açılımın neleri kapsaması gerektiğinin anlatmak. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da öğretmenlik yapanlar bunun en yakın tanıklarıdır. Bugün Doğu ve Güneydoğu'nun birincil sorunu yoksulluktur. Yoksulluğun yanına eğitimsizliği ekleyenlere diyeceğim şu ki; ekonomisi olmayanın eğitim alması mümkün müdür? Eğitim alabilmek için okulların varlığı yeterli midir? Asla. Okula gidebilmek için defterin kitabın ve masrafların karşılanması lazım. Oysaki yılar yılı Doğu ve Güneydoğu Anadolu kendi kaderine terk edilmiş ve insanlar cehalet tuzağına itilmiştir. İşte bu cehalet ve yoksulluk terörün hayat bulmasına sebep olmuştur. Başbakan'ın dediği gibi teröre zemin oluşturan farklılıklar değil yoksulluklardır. Farklılık sadece radikal gruplar ile temas kurulduğunda teröre zemin olmaktadır. FARKLILIKLAR NE ZAMAN TERÖRÜN ZEMİNİ OLUR? Başbakanın son ABD gezisinde yaptığı konuşmada; “farklılıkların teröre zemin oluşturduğu” mantığı bir yandan doğru olmasına rağmen bütününe katılmak imkânsızdır. Farklılıkların terörün zemini olarak kabul ettiğimizde birçok kavimi potansiyel terörist adayı ilan etmiş oluruz ki bu çok yanlıştır. Oysa Başbakan; “farklılıkları hissettirmeye sebep olan aşırı uçtakiler teröre zemin oluşturuyor.” demeliydi. Teröre zemin oluşturanların “DTP ve MHP” gibi aşırı uçtaki partiler olduğunu kamuoyu bilmektedir. Farklılıkların ortadan kalktığına en iyi örnek ise Türk ve Kürt halkı arasında kız alıp vermeleri gösterebiliriz. Aşırı uç milliyetçisi MHP lideri farklılıkların hatırlanmasında en büyük etkendir. Bunu Cumhurbaşkanının Güroymak'ı ziyaretini gösterebiliriz. Cumhurbaşkanı bu ziyaret sırasında ilçeyi Kürtçe ismi olan Norşin ile anmasından sonra Devlet Bahçeli'nin Norşin ve Konstantinopolis benzetmesini insanı tüylerini ürpertmektedir. Bahçeli'nin Kürtler ve Bizansları eşleştirmesi farklılıkları hatırlamaya sebebiyet vermiştir. Kürtlerin birçoğu anda kendilerinin Bizanslara benzetildiğini dilendirmiştir. Bu tür yaklaşımlar farklılıkların ortaya çıkmasına sebep vermektedir. İnkâr politikaları terörün en büyük zeminidir. Bunu da aşırı ırkçı siyasal partiler beslemektedir. NEYİ NEDEN YAPMALIYIZ? Başbakan her seferinde mozaik olmamızı bir zenginlik olarak değerlendirmektedir. Biz zaten farklılıkları ortadan kaldırmış ve Doğu, Batı medeniyeti olarak iç içe geçmişiz. Bugün İstanbul da Kürt nüfusu Diyarbakı'dan fazladır. Aynı şekilde Batı'nın birçok ilinde durum böyledir. Buna rağmen bölünmekten bahsedenlerin hafıza kaybı yaşadığına inanıyorum. Devletin yapması gereken şey, bütün vatandaşların hepsini “eşit yurttaş” statüsüne kavuşturmaktır. Başbakan'ın yapmak istediği de budur. Mevcut açılım Yurdun en ücra köşesinde yaşayanla Ankara da yaşayan arasında fark bırakmayacaktır. Ülke hızla demokratikleşecek ve muasır medeniyetler seviyesine ulaşma hızımız artacaktır. Bu yüzdendir ki söylem ve eylemlerimize dikkat etmeli ve bu yolda öyle ilerlemeliyiz. Ortadoğu da cereyan eden gelişmeleri göz ardı etmemeliyiz. Bu sebeple hükümettin yapmak istediği başbakanın deyimi ile; “İsterseniz Kürt sorunu, isterseniz açılım, isterseniz demokratik açılım paketi deyin” ya da ne derseniz deyin buna destek olalım. Tabanı olduğunuz muhalefet partilerinin liderlerini kutuplaşma yönündeki söylemlerini şiddetle kınayın. Uyanık yurttaş olalım. Çünkü bu ülke hepimizin. Unutmayın ki; yıllık ekonomimizin yüzde 70'ni kemiren bu terör belasıdır. Bu yüzden el ele Kürt, Türk, Laz, Çerkez vs. hep beraber bu terör belasına son verelim. Bunu da ancak birlik ruhu içinde yapabileceğimizi unutmayalım. Bu yüzden siyasi düşüncemiz ne olursa olsun yapılan olumlu gelişmelere köstek değil destek olalım. Benim babam böyle idi bende böyleyim mantığını terk edelim. Bu ülke de taş üstüne taş koyanın destekçisi olalım. Yoksa önce idam edip sonra anıt yapıp sözde itibarı iade yapanlardan ne farkımız kalır? Bu yüzden bir daha bulamayacağımız değerlilerimize sahip çıkalım.
590641
İspanya'da "devlet"in maaşı donduruldu!
'da Zapatero hükümetinin ekonomik krize karşı aldığı önlemler kapsamında, ülke tarihinde ilk kez Kraliyet Ailesi'nin bütçesi donduruldu; Başbakan Zapatero, bakanlar ve üst düzey yargı organları için de aynı uygulama yapıldı. Hükümetin meclise sunduğu 2010 yılının genel bütçesine göre, parlamenter monarşi ile yönetilen 'da ilk kez Kraliyet Ailesi'nin yıllık bütçesinin dondurulması dikkati çekti. 2008'de yüzde 4,5, 2009'da yüzde 2,7 oranında artış alan Kraliyet Ailesi, 2010 yılında 2009'da olduğu gibi yıllık 8,9 milyon euroluk bütçeye sahip olacak. 2010 bütçesinde Başbakan Zapatero ve bakanların maaşlarının üçüncü kez dondurulduğu görüldü. 2008 yılından bu yana aylık bin 665 bin euro olmak üzere yıllık 91 bin 982 euro maaş alan Zapatero'nun 2010 yılında da aynı maaşı alması öngörülüyor. Maaş dondurma uygulaması, bakanlar, devletin üst düzey temsilcileri ve Anayasa Mahkemesi Başkanı ile Yüksek Mahkeme Başkanı gibi üst düzey yargı organları için de geçerli olacak. Hükümet ayrıca, meclis ve senatonun harcamalarında geçtiğimiz yıla oranla yüzde oranında kısıtlama yaptı. 'da eski başbakanlara bağlanan yıllık 90 bin euro yıllık maaş uygulamasına devam edilirken, Leopoldo Calvo Sotelo'nun yaşamını yitirmesinden ötürü bu maaşın sadece Adolfo Suarez, Felipe Gonzalez ve Jose Maria Aznar'a verilmeye devam edileceği bildirildi. Zapatero hükümeti, ana muhalefetteki Halk Partisi'nin (PP) red oyu kullanacağını açıklaması nedeniyle 2010 bütçesinin parlamentodan sorunsuz geçmesi için küçük partiler ile sıkı pazarlık yapıyor.
590357
Benzin fiyatlarında indirim
fiyatlarında indirim ürünlerinden 95 oktan kurşunsuz benzinin satış fiyatında litrede kuruşluk yapıldı. AA muhabirinin belirlemelerine göre, 95 oktan kurşunsuz benzinin fiyatı ve ’da litrede 3,28 lira iken, bugünden geçerli olmak üzere 3,20 liraya indirildi. ’de ise litre fiyatı 3,27 lira olan 95 oktan kurşunsuz benzinin perakende fiyatı 3,19 liraya düşürüldü. Akaryakıt ürünlerinin perakende satış fiyatları şehirlere ve dağıtım şirketlerine göre küçük çaplı değişiklikler gösterebiliyor.
591018
IMF ve Dünya Bankası toplantılar programı!
Rapor, IMF Finans Danışmanı, Para ve Sermaye Pazarları Bölümü Direktörü Jose Vinals tarafından düzenlenecek basın toplantısı ile kamuoyuna duyurulacak. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da yarın IMF ve Dünya Bankası Yıllık Toplantılarına ilişkin İstanbul'da basın toplantısı düzenleyecek. Yıllık Toplantılar kapsamında Ekim Perşembe günü de IMF Ekonomi Danışmanı ve Araştırma Bölümü Direktörü Olivier Blanchard, ''Dünya Ekonomik Görünümü'' raporuna ilişkin basın toplantısı yapacak. Aynı gün ''ABD Ekonomik Görünümü: Beklentiler, Riskler ve Latin Amerika ve Karayiplere Etkisi'' başlıklı bir seminer gerçekleştirilecek. Program akışına göre, Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick ile IMF Yönetici Direktörü Dominique Strauss-Kahn Ekim Cuma günü ayrı ayrı basın toplantısı gerçekleştirecek. Aynı tarihte ayrıca IMF'den Lorenzo Giorgianni tarafından ''IMF Destekli Programlar: Şimdiye Kadar Ne Öğrendik?'' konulu seminer düzenlenecek. Etkinlik takvimine göre, Ekim'de IMF Avrupa Bölümü Direktörü Marek Belka tarafından ''Avrupa Bölgesel Ekonomik Görünümü'' konulu, Dünya Bankası Bölge Başkan Yardımcısı Philippe Le Houerou ve Başekonomist Indermit Gill tarafından ''Avrupa ve Orta Asya Ekonomik Güncelleştirmesi'', IMF Ortadoğu ve Orta Asya Bölümü Direktörü Masood Ahmet tarafından ''Orta Asya Ekonomik Görünümü'' konulu, IMF Afrika Bölümü Direktörü Antoinette Sayeh tarafından ''Sahraaltı Afrika Ekonomik Görünümü'', Shamshad Akhtar tarafından ''Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) Ekonomik Gelişmeler ve Dünya Bankası Potansiyeli'' konulu basın toplantıları yapılacak. Ekim'de ayrıca, resmi programda olmayan, G-7'de yer alan ülkelerin finans ve maliye bakanlarının bir araya geleceği bir toplantı gerçekleştirilecek. IMFC TOPLANTILARI Uluslararası Para ve Finans Komitesi (IMFC) toplantılarının da yapılacağı etkinlikler kapsamında, Ekim'de ''İklim Değişikliği Dünya Kalkınma Raporu''na ilişkin basın toplantısı düzenlenecek. Aynı gün Asya ve Pasifik, Batı Yarım Küresi konularında basın toplantıları ile Uluslararası Ağır Borçlu Yoksul Ülkeler Girişimi (HIPC) Bakanlar Toplantısı, Yoksulluğu Azaltma ve Ekonomik Yönetim Ağı (PREM) toplantısı ile ''H1N1 Grip Salgını Güncellemesi'' konularında toplantılar gerçekleştirilecek. Kemal Derviş de Ekim'de yapılacak bir toplantıya katılacak. Aynı gün IMFC Başkanı Bakan Youssef Boutros Ghali ve IMF Yönetici Direktörü Dominique Strauss Kahn'ın katılımıyla bir basın toplantısı yapılacak. Ayrıca ''Finansal Kriz ve Gelişmekte olan Ülkelere Etkisi'' konulu toplantı ile ''IMF-Finansal İstikrar Kurulu (FSB) Erken Uyarı Sistemi'' konulu seminerin düzenleneceği Ekim'de, Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick ve Dünya Bankası Genel Müdürü Ngozi Okonjo Iweala'nın katılımıyla ''Güney-Güney Mübadele Deneyimi Yıldönümü'' Güncelleştirmesi gerçekleştirilecek. Hazırlık toplantıları kapsamında, Ekim Pazartesi günü DC Başkanı Agustin Carstens, Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick ve IMF Yönetici Direktörü Dominique Strauss Kahn'ın katılacağı basın toplantısı yapılacak ve ''Özel Sektör Geliştirme Kurumları-Krize Yanıt ve Kurtarma Girişimleri'' konusu ele alınacak. Ekim'de ise IMF ve Dünya Bankası Yıllık Toplantıların ana oturumları başlayacak. Aynı gün IMF Yönetici Direktör Yardımcısı Takatoshi Kato yönetiminde, IMF Asya ve Pasifik Bölümü Başkanı Anoop Singh, IMF Asya ve Pasifik Bölümü Kıdemli Danışmanı James Gordon'ın sunuculuğunu üstlendiği seminerde ''Japonya'nın 1990'lardaki Yeşil Filizleri ve Sahte Şafakları: Olası Açılımlar ve Bugün İçin Dersler'' konusu ele alınacak. IMF ve Dünya Bankası Yıllık Toplantıları, Ekim'de gerçekleştirilecek kapanış oturumu ile sona erecek.
590924
Gine'de Katliam
Gine'de Katliam Askerler protesto gösterisi düzenleyen muhaliflerin üzerine ateş açtı; 157 kişi öldü, bin 500'den fazla kişi de yaralandı. Yayına Giriş: 29.09.2009 16:58:25 Güncelleme: 29.09.2009 17:01:11 Yıllardır açlık ve siyasi istikrarsızlık içinde bulunan Batı Afrika ülkelerinden Gine'de güvenlik katliam yaptı. Askerler protesto gösterisi düzenleyen muhaliflerin üzerine ateş açtı: 157 kişi öldü, bin 500'den fazla kişi de yaralandı. Aralık 2008'de kanlı bir darbeyle yönetimi ele geçiren cunta lideri Musa Dadis Camara'nın cumhurbaşkanlığına aday olacağı yolundaki söylentilerin ülkede büyük tepkiye yol açması sonucu yaklaşık 50 bin kişi, Camara'yı protesto için başkent Konakri'deki stadyumda toplandı. Polis ilk olarak kalabalığa gözyaşartıcı gaz ve joplarla müdahale etti. Ancak ilerleyen dakikalarda binlerce kişinin üzerine ateş açıldı. Görgü tanıklarına göre askerler, protestoculara ateş açmakla yetinmeyip zaman zaman süngüyle de saldırdı. 157'den fazla kişinin öldüğü olayda bin 500'den fazla kişi yaralandı. İki muhalif liderin de aralarında bulunduğu yüzlerce kişi, askeri kamyonlara doldurularak götürüldü. Ölü sayısının artmasından endişe ediliyor. Stadyumdaki katliama tepkiler yağmaya devam ediyor. Birleşmiş Milletler, Gine yönetimine itidal çağrısında bulundu. Afrika Birliği de Gine'ye yaptırımlara hazırlanıyor.
590393
Önce mesajı geldi, sonra kendisi ortaya çıktı
Önce mesajı geldi, sonra kendisi ortaya çıktı ’da ailesinin kaçırıldığı iddiası ile dün polise başvurduğu 16 yaşındaki kız öğrenci, "kaçıranların elinden kurtulduğunu" belirterek ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre, Samsun’daki bir lisede öğrenim gören 16 yaşındaki Z.U. Yeşildere Mahallesi’ndeki evine dönmeyince ailesi genç kızı aramaya başladı. Bu sırada baba Suat U’nun cep telefonuna kızına ait telefondan "Baba kaçırıldım, beni kurtarın" mesajı geldi. Bu gelişme üzerine aile polise başvurdu. Gece boyu yapılan çalışmalardan bir sonuç alınmazken, sabah saatlerinde ortaya çıkarak Dikbıyık Jandarma Karakolu’na giden genç kız, burada görevlilere "Kaçıranların elinden kurtulduğunu" söyledi. Kendisini silahlı kişinin okulun önünden bir otomobille kaçırarak Çarşamba taraflarında boş bir binaya götürdüklerini ve burada bir koklatarak bayıltıklarını iddia eden genç kız, daha sonra kendine geldiğinde bağırması üzerine çevrede sesini duyan bir kişinin yardımı ile kurtulduğunu öne sürdü. Yetkililer, genç kızın psikolog gözetiminde alınacak detaylı ifadesi sonrasında anlattıklarının araştırılacağını belirterek, olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğünü söyledi.
590317
Cipler şehre indi, en büyük ilgiyi kadınlar gösterdi
Cipler şehre indi, en büyük ilgiyi kadınlar gösterdi 2000’li yılların başından itibaren gelen talebe göre birçok otomobil firmasının şehir içi trafiğine uygun üretime geçmesi ile birlikte oluşan rekabet, cip fiyatlarını 28 bin TL’ye kadar düşürdü. Bir otomobil firmasının ana bayisinin genel müdürü Feridun Türegün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ’de sektörünün ’ye yapılan indiriminin ardından büyük bir hareketlilik yaşadığını, kendileri de dahil birçok firmanın talebi karşılamakta güçlük çektiğini söyledi. Özellikle ÖTV indirimi ile büyük fiyat düşüşlerinin olduğu 1600 cc motor büyüklüğüne kadar araçların satışında inanılmaz artış olduğunu dile getiren Türegün, ÖTV’de oranların yükseltilmesinden sonra satışların bir miktar azaldığını, ancak son günlerde yine haraketli günler geçirdiklerini anlattı. Otomobilin lüks olmaktan çıkıp artık bir ihtiyaç haline geldiğini, piyasada her bütçeye göre otomobil bulunabildiğini dile getiren Türegün, şöyle devam etti: “Türkiye’de 2000’li yıllar otomobil satışları açısından çok önemli. satış ve ihracatta kriz dönemleri hariç inanılmaz satışlar oldu. Krize rağmen ÖTV indirimiyle satışlar gayet iyi. Otomobil satışları içinde cipler de 2000’li yılların başından itibaren önemli yer tutuyor. Normalde arazi için üretilen, doğa tutkunları tarafından alınan cipler, gelen talebe göre farklılaştı. Cip üreten firmalar, şehire uygun özel modeller üretti. Şehirde araziye göre fazla dayanıklılık gözetilmeyince ve buna paralel satış fiyatları düştü.” Cipe gelen talebin firmaların iştahını kabarttığını vurgulayan Türegün, son birkaç yıldır bazı firmaların da cip üretimine yöneldiğini, piyasadaki rekabetin iyice kızıştığını anlattı. 1300 CC MOTORLU CİPLER Rekabet ile birlikte “Şehir cipleri”nin otomobillerle yarışır konuma geldiğini dile getiren Türegün, “Her firma pazardan pay kapmaya çalışıyor. Bazıları motor büyüklüğünü 1300 cc’ye kadar düşürdü ama çekerden vazgeçmedi. Bir kısmı, 1600 cc’yi korudu ama çekeri terk etti. Performansını düşürdüler ama görünüş açısından hepsi birbiri ile yarışan ihtişamlı modeller çıkardı” dedi. Türegün, şehre inen ciplere en fazla kadınların talep gösterdiğini belirterek, “Gösterişi seven, güvenilir, konforlu, kar ve yağmurda yolda bırakmayacak araç isteyen kadınlar, bütçesine göre cip aldı. Fiyatı 100 bin avro olan cipler kadar 28 bin TL’ye alınabilecek modelleri de bulunuyor. çeker, siyah bir cipe binen kadın kendini daha güçlü hissediyor. Cipler de gerçekten kadın erkek herkese farklı bir imaj kazandırıyor” diye konuştu.
589530
40 yıllık faili meçhul cinayet kitap oluyor
40 yıllık faili meçhul cinayet kitap oluyor 40 yıllık faili meçhul cinayet kitap oluyor 68 kuşağının efsane öğrenci liderlerinden Mustafa Taylan Özgür'ün hiç görmediği yeğeni Sinan Taylan Kıyıcı, 23 Eylül 1969'da öldürülen dayısının 40 yıllık hikâyesini kitaplaştırıyor 68 kuşağının efsane öğrenci liderlerinden Taylan Özgür'ün İstanbul'da öldürülmesi, 40 yıldır faili meçhul dosyalar arasında bekliyor... Taylan Özgür'ün hiç göremediği yeğeni olan ve hem Taylan Özgür'ün, hem de yine yıllarda Nurhak Dağları'nda öldürülen ve Taylan Özgür'ün en yakın arkadaşı olan Sinan Cemgil'in adlarını taşıyan Sinan Taylan Kıyıcı, dayısının 40 yıllık hikâyesini kitaplaştırıyor. Sırtından vurularak öldürülen Özgür'ün faili olarak Lisan Çakıcı adlı bir polis memurunun adı geçti. Çakıcı, Taylan Özgür öldürüldükten sonra Köln Başkonsolosluğu'nda görevlendirildi ve yıl Almanya'da bu görevde bulundu. 1975'te cinayetle ilgili olarak hakkında dava açılan Çakıcı, polislikten atıldı, ancak hiçbir tanığın ifade vermemesi nedeniyle beraat etti. CHP'li İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan döneminde, 1975'te belediyeye alınarak temizlik işleri şefi oldu. Taylan Özgür vurulmadan önce yanında olan ve polis tarafından üniversite bahçesinde havaya ateş ettiği için gözaltına alınan arkadaşı Sait Kozacıoğlu, dönemde duruşmaların hiçbirine gelmeyerek tanıklık etmedi. Üzerinden çıkan silahın bulunamadığı Kozacıoğlu, cinayetle ilgili hiç konuşmadı ve sırlarıyla birlikte Paris'te öldü. 'SUBAY ÖLDÜRDÜ' İDDİASI "Derin Devlet" konulu çok sayıda kitap yazan emekli kurmay yarbay Talat Turhan, Taylan Özgür'ün katilinin 1969'da üsteğmen olan, sonra generalliğe kadar terfi eden bir subay olduğunu söyledi. 1990'da bu iddiayı ortaya atan Turhan, cinayetle ilgili dosyayı 1978'de dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş'e verdiğini ve sırada odada Deniz Baykal, Ertuğrul Günay ve Uğur Mumcu'nun da bulunduğunu öne sürdü. Daha sonra ortaya çıkan sürpriz bir tanık ise olay sırasında 11 yaşında olduğunu ve cinayeti gördüğünü ileri sürdü. Kadir Akın adlı yeni tanık, Mehmet adlı bir komiserin Taylan Özgür'ü arkadan vurduğunu, olayı evinin penceresinden gördüğünü söyledi.
589514
Şişmanlık, çocukların beslenme çantasındaki gıdalarla başlıyor
Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı'nın okul kantinlerinde obeziteye karşı önlem alması gerekiyor. Özellikle cips, kola, gazoz, patates kızartması, hamburger ve tost gibi gıdalar çocukların ayaküstü beslenmesinde önemli yer tutuyor. Çocukluk döneminde dengeli ve yeterli beslenmenin ihlal edilmesi hem çocukların sağlığını hem de okuldaki başarıyı olumsuz etkiliyor. Öğrencilerin, özellikle sabah kahvaltısı ve öğle yemeğini ihmal etmemesi gerekiyor. Çocuğun okula başladığı dönemde beslenme alışkanlıklarında meydana gelebilecek değişiklikler büyük önem taşıyor. Diyet uzmanı Elif Çakırca, yeterli ve dengeli beslenmenin vazgeçilmez ilkelerinden birinin sabah kahvaltısı olduğunu söylüyor. Çakırca, çocukların beslenme çantalarına mutlaka peynirli sandviç, süt ve katkısız meyve suları konulması gerektiğini ifade ediyor. Okul kantinlerinde gazlı içecekler yerine süt ve ayran, çikolata ve bisküvi yerine meyve ve taze sandviçler satılması gerektiğini dile getiren Çakırca, katkılı meyve sularının da şişmanlığa yol açabildiğini belirtiyor. Elif Çakırca, "Anne ve baba, çocuğunun meyve suyunu kendisi sıkarak beslenme çantasına koysun. Beslenme çantalarına ayrıca armut ve elma tarzı meyveler de koyulabilir. Paket halinde alınan hazır meyve sularının da katkısız ve şeker ilavesiz olmasına özen gösterin." şeklinde konuşuyor. Beslenme çantasında hangi gıdalar olmalı? Sağlıklı beslenme için çocukların çantalarında süt ve meyve suyu olmalı. Ama meyve sularını özellikle şu günlerde kendiniz yapabilirsiniz. Ayrıca annelerin kolayına gelen hazır poğaçalar yerine evde yapılmış, poğaça, kek gibi gıdalar konulmalı. Okulda sandviç alma yerine evde sandviç yapma yolu tercih edilmelidir. Çocuğunuzun okul kantininde ne yediğini kontrol edemezsiniz. Çocuklara kuru incir, kayısı, üzüm, hurma, ceviz, fındık gibi gıdaları cazip hale getirerek çantalarına koyabilirsiniz. Okul kantinlerinde gazlı içecek ve cips yasaklandı Eskişehir'deki okullarda cep telefonu yasağının ardından şimdi de gazlı, aromalı içecekler ile cips türü yiyeceklerin satışı yasaklandı. Eskişehir Valisi Mehmet Kılıçlar, çocukların sağlıklı beslenmeleri ve obezitenin önlenmesi maksadıyla okul kantinlerinde gazlı aromalı içecekler ile cips türü yiyeceklerin satışının yasaklandığını bildirdi. Vali Kılıçlar, "Obezitenin önlenmesi için enerjisi yüksek, ancak besin değeri düşük olan enerji içecekleri, gazlı, aromalı, kolalı içecekler ile kızartma (patates kızartması gibi) cipslerin satışı özel öğretim kurumları dahil tüm okullarda yasaklandı." dedi. Bu gıdaların yerine süt, ayran, yoğurt, meyve, sebze suyu ve meyve satışına öncelik verilecek.
589356
Türk: Cesur olalım, cesur adımlar atalım, kurtlar puslu havayı sever, yerler
Türk, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı'nın Ankara Hilton'da verdiği resepsiyonda gazetecilere yaptığı açıklamada, demokratik açılımda başlangıç noktasından uzaklaşıldığının görüldüğünü söyledi. Açılımın milli birlik projesi noktasına geldiğini, tek bir terörist bitine kadar mücadele devam edecek denildiğini, dağdan insinler tasfiye olsunlar peşinde olunduğunu bildiren Türk, böyle bir ortamda mutlu ve umutlu olmak için bir nedenin bulunmadığını öne sürdü. Türk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede de Başbakana ''cesur olalım, cesur adımlar atalım, kurtlar puslu havayı sever, yerler'' dediğini söyledi. Ahmet Türk, şöyle konuştu: ''Başlangıç noktasından uzaklaşıldığını görüyoruz. Tabii ki böyle bir süreci sulandırılan, gerçek sorunun çözümünü esas alan, Türkü Kürdü uzaklaştıracak bir projeden uzaklaştığınız zaman bu çözüme katkı sunmaz. Bunun görülmesi gerekir. Türkiye, uzun yılların ortaya koyduğu sorunların bugüne sarktığı hassasiyetlerin artık çok büyük boyutlara uzaklaştığı bir dönemi yaşadık. Şimdi bütün bunları düşünerek olabildiğince, olgun, kucaklayıcı, birleştirici bir mantıkla hareket etmemiz gerekirken biz dışarıdaki eleştirilerin etkisinde kalarak görmek istediğimiz tabloyu görmekten adeta uzaklaşıyoruz. Benim söylemek istediğim bu. Oysa ki doğru ne ise onda ısrarlı olmak lazım. Eğer bir siyasetçi doğruları görüp de birilerinin hassasiyetleri için doğrulardan vazgeçip farklı bir noktaya gelirse, gerçekten de çok yanlış olur diye düşünüyorum. Yani doğru inandığı gibi. Bir çözüm sürecidir. Bir uzlaşma, bir diyalog sürecidir. Bunu uzlaşıyla, diyalogla çözelim dedikten sonra, bundan uzaklaştığı zaman bunun sürece katkısı olmaz. Tam tersine sürecin daha da hassaslaşmasına neden olur diye düşünüyorum. Bir tek terörist kalıncaya kadar bu devam edecek. Bir anayasa değişikliği söz konusu değil. Af söz konusu değil. Ana dille eğitim söz konusu değil. Yani şimdi bütün bunlar gündemden çıkarsa zaman neyi savunuyoruz veya neyi gündeme getiriyoruz. Yani milli birlik demiyorum bir mutabakat oluşturmaya çalışıyor diğer kesimlerle.''
590622
Aysun Kaptan'ın yakınlarına ‘Anlaşma sağlandı' mesajı
Aysun Kaptan'ın yakınlarına ‘Anlaşma sağlandı' mesajıİZMİR, (DHA) Korsanların kaçırdığı ‘Horizon- 1'de için heyecanlı bekleyiş SOMALİLİ korsanlar tarafından 'nde kaçırılan ‘Horizon 1’ adlı Türk gemisi için, bağlı olduğu şirket yetkilileri ile Somalili korsanlar arasında yapılan görüşmelerin olumlu sonuçlandığına dair aileler bilgilendirildi. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Çalışkan, mürettebatın ailelerine “Anlaşma sağlandı. Gözünüz aydın” dediği belirtildi. Geçen Temmuz'da, silahlı korsanlar tarafından 23 mürettebatıyla kaçırılan ‘Horizon-1’ adlı Türk gemisinin bağlı bulunduğu şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Çalışkan'ın, yapılan pazarlıkların olumlu sonuçlandığına dair aileleri bilgilendirdiği ortaya çıktı. Çalışkan'ın, mürettebattaki 3'üncü kaptan Mustafa Kolgun'un yakınlarına telefonla ulaşıp, “Size müjdeli haberi vermek istiyorum. Konuyla ilgili olumlu gelişmeler var. Konuşmalar çok güzel geçti. Pazarlıkta anlaştık. Müjdeli haber vermek için aradım. Gözünüz aydın” dedi. Çalışkan'ın, 4'üncü kaptan Aysun Akbay'ın 'daki ablası Ayşen Akbay'a da cep telefonundan “Anlaşma sağlandı” yazılı mesajı gönderdiği bildirildi. Kaptan Aysun Akbay'ın 'in İlçesi'nde oturan ve endişeli bekleyişlerini sürdüren ailesinden baba Özcan Akbay, “Kızıma şirketin yönetim kurulu başkanı tarafından mesaj gönderilmiş. Doğru olduğuna inanıyoruz. İnşallah sağ salim kızımıza kavuşacağız” diye konuştu.
590171
Arnavutköy'de otomobil takla attı: ölü
Arnavutköy'de otomobil takla attı: ölü Arnavutköy'de aşırı hız nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybeden Bülent Çevik (42) yönetimindeki otomobil yoldan çıkıp, yaklaşık 50 metre takla attı. Hurdaya dönen araç içinde sıkışan Çevik olay yerinde hayatını kaybetti. Olay dün Habipler yolu üzerinde saat 23.00 sularında meydana geldi. 34 UH 4222 plakalı Renault Megane marka aracın sürücüsü Bülent Çevik, aşırı hız nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybedip, yoldan çıktı. Tel örgüleri yıkıp toprak yola giren araç yaklaşık 50 metre takla attı. Aracın sürücüsü Çevik, hurdaya dönen araç içerisinde sıkıştı. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri, şöförü sıkıştığı yerden güçlükle çıkarttı. Çevik'in olay yerinde hayatını kaybettiği tespit edildi. Olay yerine gelen Olay Yeri İnceleme ekipleri kaza yerine şerit çekti. İncelemelerde bulunan polis ekipleri olay yerinde delil topladı. Kazanın aşırı hız nedeniyle meydana geldiğini ifade eden görgü tanığı Yüksel Varol ise olayı şöyle anlattı: "Otomobil tel örgüleri yıktıktan sonra yaklaşık 50 metre takla attı. Aracın içinde sıkışan sürücüyü itfaiye ekipleri güçlükle çıkarttı. Otomobilin şöförü ise olay yerinde hayatını kaybetmişti" ifadelerini kullandı.
589312
Ermenistan maçının hakemi belli oldu
Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamada, Bursa Atatürk Stadı'nda saat 21.00'de başlayacak karşılaşmada İsveç Futbol Federasyonu'ndan Martin Hansson'un düdük çalacağı bildirildi. Karşılaşmada Hansson'un yardımcılıklarını Henrik Andren ve Stefan Wittberg'in yapacağı, dördüncü hakemin de Martin Ingvarsson'un olacağı ifade edildi.
589888
Başbakan sayısını teke düşürmeliyiz
Bir grup aydın, bayramda yaptığı konuşma nedeniyle Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulundu. Ufuk Uras, Mebuse Tekay, Oya Baydar, Baskın Oran, Cengiz Algan, Ahmet İnsel, Aydın Engin, Mithat Sancar ve Sezgin Tanrıkulu, GK Başkanı'nın, Askeri Ceza Kanunu'nun 148'inci maddesinin 'c' bendine göre aydan aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep ediyor. Bu maddenin özelliği; askerlerin siyasi faaliyette bulunmalarını ve siyasi demeç vermelerini engellemesi... Savcı bu talebi uygun görerek bir iddianame hazırlar mı? Mahkemenin sonucu ne olur? Bunu göreceğiz. Ama konu üstünde düşünmekte yarar var.
590106
Ankara'da nefes kesen kovalamaca VİDEO
Başkent'te bir polis memurunun park halindeki aracını çalan hırsızlar, polisle girdikleri nefes kesen kovalamaca sonucu yakalandı. Polisin, kovalamaca esnasında havaya açtığı uyarı ateşine aldırış etmeyen 1'i kadın zanlı, kaçtıkları aracın lastiği patlayınca yakayı ele verdi. Hırsızların araçla ve yaya olarak kaçma anı Cihan Haber Ajansı kameramanı tarafından saniye saniye kaydedildi. Başkent, dün gece nefes kesen hırsız polis kovalamacasına şahit oldu. Emrah C., Adil A. ve Elif C. akşam saatlerinde bir polise ait olduğu öğrenilen park halindeki 06 RTC 91 plakalı otomobili düz kontak yaparak çaldı. Polisin aracının çalındığını fark edip meslektaşlarına haber vermesiyle, ekipler çalıntı aracın yakalanması amacıyla çalışma başlattı. Çalıntı aracın içerisindeki hırsızlarla, Etimesgut İstanbul Yolu üzerinde görülmesi üzerine polis ekipleriyle hırsızlar arasında nefes kesen takip başladı. İstanbul Yolu üzerinden merkez istikametine doğru hızla giden şahıslar, peşindeki polisleri atlatmak için Anadolu Bulvarı'na döndü. Kaçan aracı sıkıştıran birçok sivil ve resmi polis ekibi şahısların bulvar üzerine hızla dönmesi üzerine takibi bırakmak zorunda kaldı. Ancak Etimesgut Merkez Karakolu'na ait bir araç ısrarlı takibini sürdürdü. Bulvar üzerinde ilerleyen araca peşindeki polisler tarafından, zaman zaman havaya uyarı ateşi açıldı. Ancak şahıslar, polisin uyarı ateşine aldırmadan kaçmaya devam etti. Bulvar üzerinden Aşti istikametine yönelen şahıslar, kovalamaca sırasında zaman zaman kaza tehlikesi atlattı. Aracın viraja girdiği sırada kaldırıma çarpıp lastiğinin patlaması üzerine hırsız polis kovalamacası son buldu. Alparslan Türkeş Caddesi üzerinde aracı terk eden şahıslar, yaya olarak kaçmaya başladı. Polis şahısları yakalamak için burada da havaya uyarı ateşi açtı. Bir süre polislerden kaçarak yol kenarındaki ağaçlık alana giren şahıslar, polislerin ısrarlı takibi neticesinde yakalandı. Yere yatırılarak kelepçelenen biri kadın kişi, polis otosuna bindirilerek ifadeleri alınmak üzere karakola götürüldü. Kelepçelenen Elif C.'nin polis otosuna bindirildiği sırada gözyaşlarını tutamadığı görüldü.
589677
'Canım Ailem' olaylı başlıyor!
Şehnaz'ın otele ortak olduğunun ortaya çıkmasıyla işler karışmış, Samim'in yalan söylediğini öğrenen Meliha evi terk etmiştir. Samim, Meliha'yı ararken Cabbar Ağa'yla burun buruna gelir. Meliha'sından bir daha ayrılmamak üzere yola çıkmıştır, ama olaylar peşini bırakmaz. İkisinin kavgalarına Cabbar Ağa'nın da dahil olmasıyla olaylar iyice karışır!
590781
İspanya’da üst düzeyin maaşları donduruldu
’da üst düzeyin maaşları donduruldu ’da hükümetinin, ekonomik krize karşı aldığı önlemler kapsamında ülke tarihinde ilk kez, Kraliyet Ailesi’nin bütçesi dondurulurken, Başbakan Zapatero, bakanlar ve üst düzey yargı organları için de aynı uygulama yapıldı. Hükümetin meclise sunduğu 2010 yılının genel bütçesine göre, parlamenter monarşi ile yönetilen İspanya’da ilk kez Kraliyet Ailesi’nin yıllık bütçesinin dondurulması dikkati çekti. 2008’de yüzde 4,5, 2009’da yüzde 2,7 oranında artış alan Kraliyet Ailesi, 2010 yılında 2009’da olduğu gibi yıllık 8,9 milyon avroluk bütçeye sahip olacak. Bu arada, 2010 bütçesinde Başbakan Zapatero ve bakanların maaşlarının üçüncü kez dondurulduğu görüldü. 2008 yılından bu yana aylık bin 665 bin avro olmak üzere yıllık 91 bin 982 avro maaş alan Zapatero’nun 2010 yılında da aynı maaşı alması öngörülüyor. Maaş dondurma uygulaması, bakanlar, devletin üst düzey temsilcileri ve Başkanı ile Yüksek Mahkeme Başkanı gibi üst düzey yargı organları için de geçerli olacak. Hükümet ayrıca, meclis ve senatonun harcamalarında geçtiğimiz yıla oranla yüzde oranında yaptı. İspanya’da eski başbakanlara bağlanan yıllık 90 bin avro yıllık maaş uygulamasına devam edilirken, Leopoldo Calvo Sotelo’nun yaşamını yitirmesinden ötürü bu maaşın sadece Adolfo Suarez, Felipe Gonzalez ve Jose Maria Aznar’a verilmeye devam edileceği bildirildi. Zapatero hükümeti, ana muhalefetteki Halk Partisi’nin (PP) red oyu kullanacağını açıklaması nedeniyle 2010 bütçesinin parlamentodan sorunsuz geçmesi için küçük partiler ile sıkı pazarlık yapıyor.
590523
Richard Goldstone'den İsrail'e rest
İsrail'in Gazze Şeridi'nde Aralık sonu ve Ocak başında düzenlediği operasyonlar sırasında hem İsrail'i hem de Filistinli militanları savaş suçları işlemekle suçlayan raporu hazırlayan BM komisyonunun başkanı olan eski Güney Afrikalı yargıç Richard Goldstone, tüm eleştirilere rağmen raporununu savundu. Başta İsrail olmak üzere ABD tarafından da eleştirilen raporla ilgili konuşan Goldstone, 575 sayfalık raporun siyasi yönlendirmeyle hazırlandığını ileri süren İsrail'in eleştirilerini reddetti. Goldstone, ekibinin raporu hazırlarken yasa kurallarına, insan haklarına ve savaş sırasında sivillerin korunması gerekliliğine inanarak hareket ettiğini söyledi. Goldstone, BM İnsan Hakları Konseyi'ne yaptığı açıklamada, ekibinin İsrail'in 27 Aralık 2008-18 Ocak 2009 tarihlerinde Gazze Şeridi'ne düzenlediği askeri operasyonlar sırasında meydana gelen 36 olayı soruşturduğunu ifade etti.
590602
HD 5870 X2 ile CryEngine keyfi!
Bilindiği üzere şu an PC platformunun en iyi grafikli oyunu olan Crysis, yapımcı firmanın hazırladığı CryEngine ile geliştirildi. Artık gözler Crysis 2'ye çevriliyken, CryEngine 3'ün sesleri duyulmaya başlandı. AMD, DirectX 11 etkinliğinde, HD 5870 X2'yi bu oyun motoru ile test etti. 1920x1200 çözünürlükte, anti aliasing (AA) kapalı (CryEngine hiçbir zaman manuel AA'ya ihtiyaç duymuyor) ve derinlik ayarları açıkken kullanılan CryEngine 3'te gayet akıcı bir performans alındı. Sıradaki Crysis oyununun geliştirileceği bu motor, HD 5870 X2'de epey olumlu sonuç veriyor. Tabii işin bir de maddi boyutu var. Henüz AMD, HD 5870 X2'nin fiyatını son kullanıcıya sunmadı. Ufak çapta bir servet olacağı tahmin edilen yeni ekran kartının duyurusu bile yeni yapıldı.
590388
Gaziantep'te kantin operasyonu
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Mali Büro Amirliği ekipleri, Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okulların kantin ihalelerine fesat karıştırıldığı ihbarı üzerine ihaleleri takibe aldı. aylık takibin ardından harekete geçen polis ekipleri, Gaziantep'te sabah erken saatlerde 40'tan fazla ev ve iş yerine operasyon düzenledi. Operasyonda Gaziantep Kantinciler Odası Başkanı Orhan Y. ile Milli Eğitim Müdürlüğünde görevli memurun da aralarında bulunduğu 4'ü kadın 38 kişi gözaltına alındı. Gözaltındaki Kantinciler Odası Başkan Yardımcısı Hakkı A'nın evinde bir ruhsatsız tabanca ve bir okul kantini işletmecisinin evinde de 610 gram esrar ele geçirildi. Gaziantep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirilen ve Gaziantep Emniyet Müdürlüğüne götürülen zanlıların işlemleri için Cumhuriyet Başsavcılığından gün gözetim süresi alındığı kaydedildi.
589606
Kılıç özür diledi
Kılıç özür diledi Teknik Direktörü Kemal Kılıç, karşısında takımını tanıyamadığını belirterek, “Farklı mağlubiyet bize yakışmadı” dedi Lige gibi giren fakat son maçlarda kaybettiği puanlar nedeniyle zirveden inen ’da, Teknik Direktör Kemal Kılıç, Kartal deplasmanda alınan 3-0 yenilgi nedeniyle camiadan özür diledi. Takımını tanıyamadığını ve ilk defa bu kadar kötü oynadıklarını söyleyen diyen Kılıç, ile Kartal randevularında sergilenen futbol arasında dağlar kadar fark bulunduğunu dile getirdi. Maddi ve manevi yönden sıkıntıları bulunmasına rağmen bunun sahaya yansıtılmaması gerektiğini vurgulayan Kılıç, yöneticilerle masaya oturup konuyu masaya yatıracaklarını söyledi. Kılıç, “Her oyuncu giydiği formanın hakkını verecek. Maddi sorunlar motivasyonumuzu etkileyebilir. Ancak kimsenin Bucaspor’u sahada küçük düşürmeye hakkı yok” dedi.
590584
Bahçeli'den sert açılım okları CANLI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin genel merkezinde demokratik açılım çalışmaları ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Bahçeli'nin açıklamaları şöyleydi: Başbakan ülkeyi nasıl bir felakete sürüklediğinin hal farkında değil. Bu projenin milli birlik ve kardeşlik projesi olarak görmek bu milletle alay etmektir. Halkla dalga geçmektir. Bu konuda herkes dürüst ve açık davranmalıdır. Bu Türkiye'nin bölünmesini öngeren hain bir projedir. Başbakan projesi PKK'ya ait. yol haritası İmralı'ya ait ABD'nin desteklediği projeye taşeronluk etmektedir. Bu proje Talabani ve Barzani'nin bölücülük projesidir. Sorunun etnik kimlik olarak görülmesi etnik bölücülüğe meşruiyet kazandıracaktır. Bugün karşımızda olan etnik bölücülüğe sebebiyet vermeye çalışan silahlı bölücülük olayıdır. Bu açılım milli birliğe hizmet etmemektedir. Bu bölücülerin maşası olmaktan öteye gitmez. Süreç PKK'nın amaçlarına hizmet ediyor. PKK'yı Kürt kökenli vatandaşların sözcüsü olarak görmek gaflettir. AK Parti, iktidarı döneminde terör olayları 15 misli artmıştır. Ak Parti, Barzani'ye karşı caydırıcı önlemler uygulamaktan ısrarla kaçınmıştır. Ak Parti sürekli PKK'nın silahlı mücadeleyle bitirilemeyeceğini söyledi. TSK ile teröristler arasında simetrik denklem kuran hezeyanlara karşısında Başbakanın sürekli sessiz kalması manidardır. Ak Parti tutumlarıyla sürekli bölücülüğpe cesaret kazandırıyor. Bu noktada Başbakan'ın siyasi sicili hatırlanmalıdır. Ak Parti'nin 22 Temmuz'dan sonra hazırlattığı Anayasa değişikliği hükümleri PKK'nın talepleriyel örtüşmektedir. Çok parçalı millet yapısı oluşturulmaya çalışılıyor. Türkçe dışı dillere imkan hazırlayarak bir azınlık yaratılmaya çalışılmaya çalışılıyor. Yapılanlar bir Anayasa suçu işleniyor. Bu bir yıkım projesidir. Başbakan buna hazırlanıyor. Açılım süreci büyük bir sis perdesi arkasında yürütülüyor. Başbakan ne yapacağını belirlemiştir. Kafasının arkasında görüşleri bellidir. Amerika'da söylediği açılımın hepsi bir anda olmaz. Hazmede hazmede olacak demesi bu yıkım projesi hakkında önemli ipuçları veriyor. AKP suç ortağı arıyor. Başbakan Anayasa suçu işliyor. Kendisini kolay kolay kurataramayacaktır. Türk toplumu bölücülük sürecine hazırlanıyor. Bunu taksit taksit aşama aşama yapılarak halk gelişmelere hazırlanıtyor. YÖK ve RTÜK kendilerine biçilen rolü yerine getirmeye başladı. Kürtçe'nin eğitim dili olmasının altyapısı hazırlanıyor. Açıılım cumhuriyetin kuruluş harcı temellerine zarar veriyor. Planlara göre son aşamada Anayasa hedef alınacak. Anayasa değişikliği ile milli kimlik tanmımı değişecektir. Atatürk'ün 'Ne Mutlu Türküm Diyene' sözü hedef alınıyor. AKP'nin genel af çıkarmaya gücü yetmez. Teörirstlerin affedilmesi konusu kilit önem taşımaktadır. Terör örgütünün sözde yönetici kadrosu, Türkiye'nin rızasıyla üçüncü bir ülkeye gönderilmesi isteyenlerin Irak'ta kalmasının önü açılacaktır. Elinde bebek ve şehit kanı olan bu canilerin affedilmesi sorumluluğu altına girenler affedilemez. Başbakan'ın sergilediği siyasi riyakarlık manidardır. Başbakan, ülkenin temellerini sarsacak adımları açılım ambalajı içinde atmaya çalışmaktadır. Başbakan niyetini gizliyor. Başbakan'ın sarıldığı dayanaklar, suçluların telaşına benzemektedir. Başbakan aldığı oy oranını bölücülük ruhsatı olarak görmektedir. Bizim bölgede niye olmadığımızı söyleyerek anlamsız bir savunma telaşına düşmüştür. Başbakan'ın maskeleri teker teker düşmektedir. Türk milleti bu noktada turnusol kağıdı olmuştur. Türk milleti kavramı birleştirici ve kaynaştırıcıdır. Milleti oluşturan kanbağı değildir. Milleti aynı duyguların paylaşılması birleştirir. Farklılıkların bir kırılma noktası derinleştirilmesi yanlıştır. Devletin milli varlığının temeli, milli birlik ruhudur. MHP'nin endişelerinin nedeni budur. Kaygımız bir kardeşlik kavgasının başlamasıdır. Bu objektif bir durum değerlendirmesidir. Başbajkan her şeyi bir kenara bırakıp Anayasa'ya bakmalıdır. Bu noktada elimizi taşın altına sokacağımız beklemek veya meselnin bir kenarından tutacağımızın beklenmesi Başbakan'dan bile beklenmeyen bir akıl tutulmasıdır. MHP bu projenin hiç bir yerinde olmayacaktır. MHP'nin bölünme ve parçalanma reçetesi yoktur. Biz bu ihanet projesinin sonuna kadar karşıyız. Bu ihanet çemberini mutlaka kıracağız. TBMM'nin yeni yasama yılına çok ağır bir gerilim ortamı ile girilmektedir. TBMM'deki oturumun açık olması noktasına gelinmesi küçük de olsa bir gelişmedir. Konu Meclis gündemine geldiği kapalı fikirlerini ortaya çıkaracaktır. Verilen sözlerin ortaya çıkması artık kaçınılmazdır.
590896
Abdülmelik Fırat vefat etti
Fırat'ın ölümü HAK-PAR'ın sayfasından da hem Türkçe hem Kürtçe olarak duyuruldu. Uzun yıllardır "Multiple Myelom" adı verilen kan hastalığıyla mücadele eden Fırat, bir süre önce böbrek yetmezliği gelişince Güven Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Dün sabah solunum ve yutma problemi ortaya çıkması üzerine yoğun bakım servisine kaldırılan Fırat, bugün saat 13.55'de solunum ve dolaşım yetmezliği sonucu hayatını kaybetti. Fırat'ın cenazesi yarın Ankara'dan memleketi Erzurum'a götürülecek, perşembe günü de Erzurum'da defnedilecek. Fırat kimdir? 1934 yılında Erzurum'da doğan Fırat, Diyarbakır Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu'ndan mezun oldu. Annesi Şeyh Sait'in yeğeni olan Abdülmelik Fırat 1991'de Erzurum'dan DYP Milletvekili seçilmiş, ancak hükümetin Kürt politikasıyla ters düşerek istifa etmişti. Fırat, kurucusu olduğu Hak ve Özgürlükler Partisi'nin onursal başkanıydı.
590775
Hastanenin bilgisayar sistemi çöktü
Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinin bilgisayar sistemlerinin sabah saatlerden itibaren çökmesi sonucu, çok sayıda hastanın kayıt, muayene, tetkik, yatış ve diğer tüm işlemleri gerçekleştirilemedi, gün boyu süren arıza hastanenin çalışmalarını adeta felce uğrattı. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Ankara'nın en yeni ve en modern hastanelerinden olan ve yıldan bu yana hizmet veren Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinin ileri teknoloji kullanılarak oluşturulan bilgisayar sistemi saat 08.30'da çöktü. Hastanenin hasta kayıt, yatış, muayene, tetkik, laboratuvar, acil servis başta olmak üzere tüm hizmetlerinin durmasına neden olan arıza nedeniyle, polikliniklerin önünde uzun kuyruklar oluştu ve sık sık hastalarla görevliler arasında tartışmalar yaşandı. Hastaneye bağlı çalışan İçişleri Bakanlığı, Beşevler, TEDAŞ, Entodem, Çukurambar ve Ulus'taki semt polikliniklerinde de yaşanan aynı sorun, gün içinde kısmen çözüldü ancak sadece hasta kayıtlarının yapılması sağlandı. Laboratuvar sonuçlarının alınmasındaki sıkıntının devam ettiği öğrenildi. Basın ve halkla ilişkilerden sorumlu Başhekim Yardımcısı Dr. Şanal Tosun, bilgisayar sistemindeki sorun nedeniyle yaşanan sıkıntıları en aza indirmeye çalıştıklarını söyledi. Sistem sorumlusu Başhekim Yardımcısı Uzman Dr. Sinan Korukluoğlu da bilgisayar sisteminin neden çöktüğünü çözemediklerini, bu boyutta bir arızanın ilk kez yaşandığını kaydetti. Korukluoğlu, ''Anormal bir durum oldu. Sistemi kuran firma da sorunu çözemedi. Laboratuvar sonuçları ile ilgili sıkıntı sürüyor. Tahmin edilemeyecek boyutta veri kargaşası oldu. Sistemimizde yıllık veri bulunuyor. Bu verileri kaybetmeden bazı birimleri çalıştırdık. Ancak sorun muhtemelen yarın tam olarak çözülür'' dedi.
590107
Chelsea-Liverpool’da bile bu bilet fiyatı yok
’da bile bu bilet fiyatı yok F.BAHÇE-G.SARAY derbisinin bilet fiyatları açıklandı.. En ucuz 66, en pahalı 315 TL olan biletler dudak uçuklatan cinsten. Sarı-lacivertli kulüp fiyatları açıklar açıklamaz ufak bir araştırma yaptık.. Ve bu hafta sonu ’de oynanacak olan maçının bilet fiyatlarına baktık.. Ve yetişkinler için en pahalı bilet 64 pound çıktı, yani 151 lira. Ve bu fiyatlar tüm sezon, dahil tüm maçlarda uygulanıyor..
589799
İlaca yüzde 40 indirim geliyor
İlaca yüzde 40 indirim geliyor Sağlık Uygulama Tebliği'nde yapılan değişiklikle beraber tüm ilaçlarda yüzde 40'a varan fiyat indirimi gerçekleşecek. Ancak eczacı odaları durumdan pek de memnun değil KONYA (A.A) Konya Eczacılar Odası Başkanı Harun Kızılay, Sağlık Uygulama Tebliği'nde yapılan değişikliğin, neredeyse bütün ilaçların fiyatlarının yüzde 40'a kadar düşmesine neden olacağını söyledi. Tebliğin yurt dışı fiyat ve ilaç listesi ile ilaçlardaki iskontolara ilişkin hükümleri sonucu büyük bir fiyat düşüşü beklendiğini ifade eden Kızılay, 'Bu uygulama sürüdürülebilir bir uygulama değildir. Uygulama ilaç sektörünü büyük sorunlarla karşı karşıya bırakacak' dedi. KARLILIK ZATEN DÜŞÜK Kızılay, ilaçlardaki kârlılık oranının zaten çok düşük olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Türkiye'deki 24 bin eczanenin indirimi karşılayabilmesi mümkün değil. Kira ve personel giderleri son yıllarda çok arttı. Türkiye'de 24 bin eczanede yaklaşık 100 bin kişi çalışıyor. Önümüzdeki süreçte eczacıları çok sıkıntılı günler bekliyor.' İlaç sektörünün bu büyüklükte fiyat düşüşünü kaldıramayacağını, sektörün zaten çok zor durumda olduğunu, yüksek fiyat düşüşlerinin büyük hasarlar oluşturacağını savunan Kızılay, şöyle devam etti: MİLYARLIK ZARAR OLUR “Bu değişiklik, çok sayıda eczanenin kapanmasına neden olacaktır. Yakın gelecekte kronik hastalıklarda ve hayati öneme sahip bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların üretilememesi veya ithal edilememesi gibi bir tehlikeyle karşı karşıya kalabiliriz. Bu fiyat indirimiyle birlikte eczanelerin kaybetmiş oldukları ciro sonucu, tahmini yıllık zarar milyar lirayı bulacaktır.' İşte yapılan değişiklik Resmi Gazete'nin 18 Eylül'deki sayısında yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği'nde, bazı ilaç gruplarında uygulanacak indirim oranlarının kapsamı genişletildi. İlaçların baz iskonto oranları orijinal ve jenerik ayrımı yapılmaksızın yüzde 11 olarak uygulanıyordu. Buna ek olarak, 20 yıllık olarak belirlenmiş ilaçlardan eşdeğer grubu olanların perakende satış fiyatı 10 TL'nin üzerinde olan ve jeneriği olmayan orijinal ilaçlara yüzde 24 baz iskonto yapılacak. Tebliğ'de, Yurt Dışı İlaç Fiyat Listesi'nde fiyat değişikliği yapılan ilaçlarla listeye eklenen ilaçlar da yayımlandı. Buna ilişkin hükümleri 14 Eylül 2009 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi. İlaçlardaki iskontolara ilişkin hükümler ise tebliğin Resmi Gazete'de yayımlanmasından 45 gün sonra yürürlüğe girecek.
590802
CHP'li Okay'ın kardeşi tutuklandı
'li Okay'ın kardeşi tutuklandıBelma ALTUNCU İstanbul DHA Narkotik Şube ekiplerince sivil plakalı bir polis aracıyla adliyeye getirilen Okay, savcı ve hakimlerin giriş yaptığı kapıdan binaya alındı. Adli tabiplikte sağlık kontrolünden geçirilen Okay'ın soruşturmayı yürüten Mehmet Berk tarafından ifadesi alındı. Okay savcılık sorgusunun ardından “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak" suçundan tutuklanması talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. İstanbul Nöbetçi 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tekrar sorgulanan Okay tutuklanarak cezaevine gönderildi. Kimya Mühendisi Mustafa Fehmi Okay, adliye çıkışında basın mensuplarının “Bir şey diyecek misiniz?" sorusuna “Avukatım cevap verecek" şeklinde cevap verdi. Okay’ın avukatı Arzu Acımaz, müvekkiline fiziki ve teknik takip tutanakları ile iletişim tespit tutanaklarının sorulduğunu söyledi. Tutuklamayı gerektirecek bir delilin olmadığını belirten Acımaz, “Müvekkilim ve ailesi yıpratılmaya çalışılıyor. Zaten çok yıprandılar" dedi. Telefon konuşmalarında geçen “kazan" ile ilgili olarak ise “Müvekkilim zaten kimya mühendisi. konuşmanın bir açıklaması var" diye konuştu. Mustafa Fehmi Okay akşam saatlerinde Metris cezaevine konuldu tarihinin en büyük operasyonu kapsamında bugüne kadar Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ile emniyet müdürleri Murat Nemutlu ve Mustafa Aral’ın da aralarında olduğu 12 kişi tutuklanmıştı.
590773
Kriz, işgücünü yeniden şekillendiriyor
Kriz, işgücünü yeniden şekillendiriyor İşe gitmek bir daha aynı olmayacak. Küresel iş gücünü ve iş yerini yeniden şekillendiriyor. Üniversiteyi bitirenler iş bulamayabilir, genç iş gücü işten atılabilir ve emeklilik tarihleri ertelenebilir. Beyaz yakalılar, ekonomik gerileme karşısında kendilerini artan derecede savunmasız hissediyor, mavi yakalıların güvensizliği ise yıllardır biliniyor. Kalıcı iş kayıpları en çok hizmet ve sektörlerinde yaşanıyor. Şu anda müşteri çağrı servislerinin olduğu gibi fabrikaları ve hizmet sektöründe de ucuz iş gücü nedeniyle istihdamı yurt dışına kaydıracak ikinci bir dalga yaşanması bekleniyor. Bu iş kollarındaki Amerikalılar, mikroçip montajı ve medikal aletler gibi alanlarda kendilerini yeniden eğitmek zorunda kalacak. Perakendeciler için temkinli tüketici harcamaları nedeniyle büyüme sınırlı olacak. Harvard Business School’da işletme profesörü William George, çok derin bir krizi içinde olunduğunu, ekonomi normale döndüğünde istihdamın da döneceğini söylemenin zor olduğunu söyledi. ’de şu an yüzde 9,7 olan oranının bu yıl bitmeden yüzde 10’un üzerine çıkması bekleniyor. İşsizliğin, 2014 yılından önce de normal seviye olarak kabul edilen yüzde 5’e dönmesi beklenmiyor. ŞİRKETLERİN “YARATICI” DÜŞÜRME TEDBİRLERİ İşten çıkarmaların iş gücünü yeniden şekillendiren tek şey olduğunu düşünmemek gerekiyor. Maliyetleri hızla ve sert şekilde kesmek, iş dünyasını yaratıcı olmaya zorluyor! Uzmanlar, yöneticilerin bu günlerde temel sorumluluğunun bu olduğunu düşünüyor. İzinler, daha az çalışma saatleri ve diğer kısıtlamalar, çalışanların ortalama çalışma süresini rekor düzeyde azaltarak haftada 33,1 saate kadar indirdi. Nebraska’da Premium Protein Products’da çalışan 400 işçi, haziran ayından bu yana ücretsiz izinde olduklarını ve bu durumun en az hafta daha süreceğini ifade ediyor. Bu uygulamaya devlette de rastlanıyor. Baharda çalışanlarına bir hafta süresince izin veren Devlet Üniversitesi gelecek yazın da çalışanlardan izin almalarını istedi. yerine iş saatlerini düşürme, şirketler için daha tercih edilebilir bir strateji haline geldi: böylece ihtiyacı düştüğü gibi ekonomi düzeldiğinde tekrar işe alma ve eğitme maliyetinden de tasarruf edileceği düşünülüyor. Pennsylvania Üniversitesi Wharton School of Business Profesörlerinden Peter Cappelli, uygulamanın geçen yılki finansal kriz sırasında çok yaygınlaştığını ve gelecekteki resesyonlarda da olasılıkla uygulanabileceğini ifade ediyor. New Hampshire’da bir danışmanlık firmasında çalışan Bonnie Gerard, haftalık çalışma günlerinin 5’den 4’e düştüğünü, bunun faturalarını ödemesini güçleştirdiğini ifade ederken, ancak işini kaybetmekten kurtulduğunu anlatıyor. Gerard, “Bu işte olduğunuz günlerde daha fazla odaklanmanızı sağlıyor. Hala aynı hedeflere sahipsiniz” diyor. Şirketler ne kadar çok maliyet azaltıcı tedbire başvursa ya da toparlanma ne kadar güçlü olsa da milyonlarca iş geri gelmeyecek. Son bir yılda, dışı istihdam 131 milyon kişiye geriledi. 5,8 milyondan fazla otomobil işçisi, bankacı, halıcı, gazeteci, aşçı, garson ve diğerleri işsiz kaldı. Son 12 ay içinde imalat sektöründen 1,6 milyondan fazla kişi, inşaat sektöründen milyon kişi ve finansal sektörden 435 bin kişi işsiz kaldı. ABD, düşük vasıflı imalat sektöründe ve gibi ucuz maliyeti olan ülkelerle rekabet edemiyor. Bunun gibi, maliyet baskısı nedeniyle bilgi teknolojileri sektörü de yurt dışına itiliyor. Amerikan işçileri önümüzdeki yıllarda yeni iş alanları için yeniden eğitilme ihtiyacı duyacaklar. Bu iş alanları, binalarda tasarrufu sistemleri oluşturulması gibi uzmanlaşmış bilgi alanları gerektirecek. Üniversite eğitimi almaktansa, bu gibi uzmanlıkları veren liseler çok daha önemli hale gelecek. Kriz ve arkasından gelen durgunlukla rekor sayıda kişinin işsiz kalması, insanları part- (yarı zamanlı) işlere zorluyor. EMEKLİLİK ERTELENİYORİşçilerin yüzde 40’ı şu an 55 yaş veya üzerinde. Bu, 1961 yılından bu yana en yüksek seviye olarak ölçülüyor. Daha fazla sayıda kişi ekonomik ve kişisel nedenlerle emekliliğini ertelerken, iş gücü piyasasına gençlerin girmesine engel oluyor. 1990’ların başında beyaz yakalı işçilerin iş güvenliği, yurt dışında istihdam yaratmaya imkan sağladığı için kaybolmaya başladı. Çalışma Bakanlığının verilerine göre, son bir yıl içinde yöneticiler ve avukat, doktor ve fon yöneticisi gibi profesyoneller arasındaki işsizlik oranındaki artış yüzde 64’e çıkarken, genel işsizlik oranındaki artış ise yüzde 56 oldu. Bakalorya derecesi ve daha yüksek seviyedekiler için işsizlik yüzde 4,7 ile görece olarak az olsa da, bir yıl önce bu oran yüzde 2,7 idi.
589620
Olta balıkçılarının Bodrum buluşması
Olta balıkçılarının buluşması 8-11 Ekim tarihlerinde düzenlenecek UluslararasıBalıkavı Turnuvası’nda yarışmacılar, el oltası ve kamışla en çok balığı tutmak için mücadele edecek ’nın ilçesinde bu yıl ilk kez düzenlenecek Uluslararası Balıkavı Turnuvası, 8-11 Ekim tarihleri arasında Yalı beldesinde yapılacak. Uluslararası Spor Balıkçılık Federasyonu (IGFA) ve Kempinski Hotel Barbaros Bay organizasyonuyla gerçekleştirilecek etkinlikı, Yalı açıkları ve Gökova koylarında yapılacak. Deniz ve IGFA kuralları kapsamında yapılacak turnuvada, balıkçıların sadece el oltası, kamış, çıkrık ve makara kullanılmasına izin verilecek. Mavi orkinos, uzunkanat orkinos, kılıç, zargana azmanı, lambuka, çıplak, akya ve diğer balık türlerinin avlanacağı organizasyonda sırtı yönteminin yanı sıra dip ve akıntı avlanması yapılabilecek. IGFA Temsilcisi Elvio Pennetti, Bodrum Uluslararası Balık Turnuvası Komisyon Üyesi Haluk Tepe ve Serdar Günser’in hakemlik yapacağı turnuvaya, Bodrum’da tatilde bulunan yerli ve yabancı turistler de mavi yolculuğa çıktıları ahşap yatlarla katılabilecek.
591131
Gençlerin buzdolabı sevgisi
Gençlerin buzdolabı sevgisi Sivas'ta üniversite öğrencisi oldukları bildirilen bir grup gencin, mezattan satın aldıkları ikinci el buzdolabı ile akşam saatlerinde kentin en işlek caddesinde fotoğraf çektirip, yeni eşyalarının yanında yaptıkları birbirinden ilginç ve gülünç hareketler bölgedeki MOBESE kameralarınca saniye saniye kaydedildi. Sivas Emniyet Müdürlüğünce bir yıl önce uygulamaya konulan Mobil Elektronik Sistem Entegrasyonu (MOBESE) kapsamında kentin çeşitli noktalarına konulan kameralara, yine birbirinden ilginç ve komik anlar ile yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazaları yansıdı. Üniversite eğitimi için kente geldikleri belirtilen gençlerin, mezattan satın aldıkları buzdolabı ile akşam saatlerinde şehrin en işlek yerlerinden İstasyon Caddesi'ndeki otobüs durağında fotoğraf çektirip yaptıkları birbirinden ilginç hareketler de bölgedeki MOBESE kameralarınca saniye saniye görüntülendi. Gençlerin birbirlerine sarılıp buzdolabının yanında poz vermeleri, içerisine girmeleri, üzerine çıkmaları, sarıldıkları buzdolabı ile değişik açılardan fotoğraf çektirmeleri, izleyenleri güldürüyor. Görüntülerde, gençler, daha sonra buzdolabını otobüs durağının arkasındaki apartmanda kaldıkları eve taşıyor. TRAFİK KAZALARI Gençlerin komik görüntülerinin yanı sıra kameralara, yaralamalı ve maddi hasarlı hasarlı trafik kazaları da yansıdı. Kameralarca görüntülenen trafik kazalarının genellikle kırmızı ışık ve benzeri kural ihlalleri ile sürücülerin dalgınlığı sonucu meydana geldiği gözleniyor. Alibaba Caddesi Perşembe Pazarı Kavşağı'nda geri manevra yaparak giden bir otomobilin başka bir araca çarparak devrilmesine neden olduğu an, kameralara yansıyan trafik kazaları arasında en dikkati çeken kaza olarak göze çarpıyor. MOBESE KAMERALARININ ÖNEMİ Yetkililer, MOBESE sisteminin kent güvenliği açısından büyük önem arz ettiğini belirtiyor. Sistemin hem suçların aydınlatılması açısından yararlı olduğunu, hem de suçlular için caydırıcı özellik taşıdığını belirten yetkililer, cadde ve sokakların kolayca denetlendiği bu sistemin halkın, can ve mal güvenliğinin korunması açısından da çok önemli olduğunu ifade ettiler.
590302
Puccini'nin Tosca operası Antalya'da
İzleyenleri derinden etkileyen bu psikolojik dram Antalya’da ilk kez sanatseverlerle buluşuyor. Puccini’nin üstün ilham ve kompozisyon kabiliyetini gösterdiği Tosca operasını Antalya Devlet Opera ve Balesi’nde orkestra şefi Alexandru Samoila yönetiyor. Eserin rejisini Kenan Korbek üslenirken dekor tasarımı Tayfun Çebi, kostüm tasarımı Sevtaç Demirer’e ait. Koro şefi Krastin Nastev, ışık tasarımı ise Mustafa Eski gerçekleştiriyor. Eserde Tosca karakterini Burcu Kuru, Feryal Türkoğlu, Cavaradossi’yi Oben Bostancı, Aykut Çınar, Koray Damcıoğlu, Scarpia’yı Tamer Peker, Angelotti’yi Engin Suna, Sagretano’yu Şafak Güç, Spoletta’yı Cüneyt İrfan Erdoğan, Atay Ergezen, Sciarrone’yi Toygarhan Atuner canlandırıyor. Ekim Perşembe günü Tosca operasının prömiyeri, 13 Ekim Salı günü galası Haşim İşcan Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek. Biletler Haşim İşcan Kültür Merkezi (0242 244 24 41) ve Cumhuriyet Meydanı (0242 248 81 83) gişeden, online bilet satışları ise adresinden temin edinilebilinir.
589676
Vicdan Sızlatan 'Şatilla Katliamı'
İsrail, Almanya, Fransa ortak yapımı olan film İbranice, Almanca, İngilizce ve Arapça dillerinde perdeye taşınmıştı. 1982'de I. Lübnan işgali sırasında İsrail'in desteklediği Hıristiyan 'Falanjist' militanları, liderleri Beşir Cemayel'in suikastının intikamı için Sabra ve Şatilla Filistin mülteci kamplarında bir katliam gerçekleştirirler. Ariel Şaron'un 'Beyrut Kasabı' olarak adlandırılmasına sebep olan bu katliama 19 yaşındayken tanık olan İsrailli yönetmen Folman, filmin başrolüne kendisini oturtuyor. Folman, filmde katliamın üzerinden 20 yıl geçtikten sonra Yahudi bir askerin kendi içerisinde yaşadığı suçluluk duygusunu ve psikolojik ayrıştırmasını politik-eleştiri yaparak tarafsız bir şekilde ortaya koyuyor. İsrailli hümanist bir yönetmenin otobiyografik çalışması olan Beşir'le Vals'in özel bir animasyon olmasının nedeni, sadece en son teknolojinin kullanılması değil, hem böyle bir filmin İsrailli bir yönetmen tarafından yapılması hem de sürmekte olan Gazze saldırıları ile kesişmesi. Dramadan çok belgesel, animasyondan çok reel bir film olarak kabul edilen Beşir'le Vals'in sonuna Sabra ve Şatilla kamplarında olay sonrasında çekilen parçalanmış bebek, kadın görüntüleri ile üst üste yığılmış erkek cesetlerinin olduğu gerçek görüntüler eklenmesi, katliamın boyutlarını ve filmin önemini bir kez daha artırıyor. İsrail'den En İyi Yabancı Dilde Film Oscar'ına aday olan Beşir'le Vals, katıldığı her festivalden ödüllerle dönmüş çarpıcı bir savaş karşıtı film.
590919
İki Kore'nin ortası: Dramın böylesi görülmedi
'deki Diamond Dağı her yıl düzenlenen "Yeniden Bir Araya Gelme Buluşması"na şahitlik etti. Güney Kore'den otobüslere bölgeye gelen binlerce kişi 'deki akrabalarıyla gözyaşları içinde hasret giderdi. Savaş zamanı şartları nedeniyle birbirinden ayrı kalan yüzlerce aile bir günlüğüne de olsa bir araya geldi. Bu arada bu seyahata katılmak için başvuran herkes bu şansa ulaşamadı. Seçilmediği için ailesini göremeyen çok sayıda kişi de gözyaşlarına boğuldu.
590883
Manisaspor Bursaspor maçı saat 17:00'de başlayacak
maçı saat 17:00'de başlayacak ’de ile arasında yapılacak maçın başlama saatinde değişiklik yapıldı. Manisaspor Kulübü’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Ekim 2009 cumartesi günü ’nda saat 15.00’de oynanacağı belirtilen Manisaspor- Bursaspor lig müsabakasının başlama saati, (TFF) tarafından saat 17.00’ye alındı.
590460
Vietnam'da ketsana kasırgası
Vietnam'da ketsana kasırgası Vietnam'ın orta kesimlerini vuran Ketsana kasırgasında ölenlerin sayısı 23'e çıktı. Afetle mücadele yetkilileri, saatteki hızı 144 kilometreyi bulan kasırganın, eyalette 23 kişinin ölümüne yol açtığını belirtti. Bir yetkili, kişinin Nguyen Van Vy'da öldüğünü, kişininse Quang Nam'da hayatını kaybettiğini bildirdi, ancak daha başka ayrıntı vermedi. Vietnam'da kasırga vurmadan önce uyarı yapılmış, ülkenin orta kesimlerinden 170 bin kişi tahliye edilmişti. Filipinler'de de 240'dan fazla kişinin ölümüne neden olan Ketsana kasırgasının Laos'a yöneldiği kaydedildi.
590518
Antik kentte mayınlar temizleniyor
Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünde, Karkamış Antik Kenti'nde bulunan 663 bin 800 metre karelik alanda mayının elle kaldırılarak temizlenmesi ihalesine katılan yerli ve yabancı firmaların güvenlik soruşturmasının ardından teklif zarfları açıldı. İl Özel İdaresi İmar Daire Başkanı Ali Aytek başkanlığında, basına açık yapılan toplantıya, teklif veren firmaların yetkilileri de katıldı. Muhammen bedeli milyon 754 bin TL olan ihalede, en yüksek teklifi milyon 972 bin TL ile Sargın İnşaat Makine Sanayi ve Ticaret AS, en düşük teklifi ise milyon 111 bin 111 TL ile Nokta Yatırım İnşaat Gıda Tekstil Petrol Sanayi Ticaret Ltd. Şti. verdi. -9 FİRMA MUHAMMEN BEDELİNİN ALTINDA TEKLİF VERDİ- İhalede, Sargın İnşaat Makine Sanayi ve Ticaret AŞ milyon 972 bin TL, Ertuğrul İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret AŞ milyon 193 bin TL, Ronco Cansiting Corporation milyon 467 bin 828 TL, K.A. Tauber Sperzialbau Gm. milyon 655 bin TL, IDC Savunma Sanayi milyon 600 bin TL, Norm Sanayi Ürünleri İmalat milyon 445 bin TL, ABC Genel Mühendislik Ltd. Şti. milyon 490 bin TL, Asal Eğitim Danışmanlık milyon 480 bin TL, Piroğlu Metal Sanayi milyon 590 bin TL, Mehmet İmam İnşaat Mühendisliği milyon 415 bin TL, Nokta Yatırım İnşaat Gıda Tekstil Petrol Sanayi Ticaret Ltd. Şti. milyon 111 bin 111 TL, ACE İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti milyon 397 bin TL, Countermine Mayın Temizleme milyon 124 bin 130 TL ve Delta İnşaat Danışmanlık milyon 296 bin TL teklif sundu. Bu arada, OSS'de Savunma Sanayi'nin teklif zarfı içinde geçici teminat mektubu olmadığı için şirket değerlendirmeden çıkarıldı. Yüklenici firmanın ihale kapsamındaki işleri 300 günde bitirmesi öngörülüyor. -''BU RAKAMLA BU İŞİ YAPARIZ''- İhale Komisyonu Başkanı Ali Aytek, basına yaptığı açıklamada, ihalenin ilk aşamasında teklif zarflarının dış kontrolünün yapıldığını ve teklif veren 16 firmadan birisinin dış zarfı ihale mevzuatına uygun olmadığı için elendiğini hatırlatarak, daha sonra teklif veren firmaların güvenlik soruşturmasının yapıldığını söyledi. Bugün de firmaların zarflarını açtıklarını ve teklif bedellerini okuduklarını belirten Aytek, bundan sonraki süreçte firmaların sanayi ve ticaret odaları nezdinden belgelerinin eksik olup olmadığının kontrol edileceğini anlattı. Aytek, ''Bu belgeler de uygunsa teklif ettiğimiz bedel üzerinden komisyon bir değerlendirme yaparak, sonucu kamuoyu ile paylaşacak. İhalenin muhammen bedeli milyon 754 bin TL. Bu ihalede aşırı düşük teklif sorgulaması da yapabiliriz'' dedi. Nokta Yatırım'ın sahibi Murat Keklik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gaziantepli bir aile şirketi olduklarını ifade ederek, verdikleri en düşük teklif bedeline ilişkin olarak, şunları kaydetti: ''Bu bedeli tahmin ediyorduk zaten. Biz rakamımızın arkasındayız, bu rakamla bu işi yaparız. Biz daha önce mayın temizleme işi yapmadık. Biz müteahhidiz, ihaleyi kazanırsak, taşerona yaptırırız. Yurt içinden ve yurt dışından bu işi yapmak isteyen gönüllü firmalar var. Şu an mayın temizleme işi yapan, Birleşmiş Milletler nezdinde çalışan firmalar var. Onlarla görüştük, bölgeyi gezdirdik, gayri resmi olarak belli bir rakam üzerinden anlaştık. İhale bizde kalırsa uzman ekipleri kullanacağız.''
589729
Terörist Öcalan'ın yol haritası incelendi
İmralı Cezaevi yetkililerinin çalışmayı bugün Öcalan'ın avukatlarına teslim etmesi bekleniyor. Cezaevi İnfaz Savcılığı'nın daha sonra ikinci bölümü ele almak için çalışmalara başlayacağı ifade ediliyor. Yol haritasının Öcalan'ın avukatlarınca kamuoyuna açıklanıp açıklanmayacağı ise henüz netlik kazanmadı.
590787
Gelibolu'da deniz metre çekildi
Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde deniz Hamzakoy, Eğritaş ve Kayalar mevkiinde dört metre çekildi. Gelibolulu vatandaşların sabahları yürüyüş yaptığı Hamzakoy, Eğritaş ve Feneraltı mevkiinde denizin yaşanan gelgit nedeni ile çekilmesi sonucu sahil genişledi. Yürüyüşlerini Hamzakoy sahil bölümünde yapan vatandaşlar, çekilen denizin ortaya çıkardığı sahil genişliğinde yürüyüşlerini yaparken, ortaya çıkan deniz canlılarını da izlemekten kendilerini alamadılar.
590198
Bakanlar Kurulu'nun Gündemi Yoğun
Bakanlar Kurulu'nun Gündemi Yoğun Toplantıda askere sınır ötesi operasyon yetkisi veren tezkere ile memur maaş zammı ve ÖTV, KDV indirimlerinde süre de gündeme gelecek. Yayına Giriş: 29.09.2009 10:12:24 Güncelleme: 29.09.2009 10:23:00 Bakanlar Kurulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanıyor. Toplantıda askere sınır ötesi operasyon yetkisi veren tezkere ele alınacak. ÖTV, KDV indirimlerinde süre uzatılacak mı, memur maaş zammında oran ne olacak, bu sorular da Bakanlar Kurulu'nda yanıtı aranacak konular arasında yer alıyor. Başbakanlık yeni binada saat 11.00'de başlaması beklenen toplantıda iç ve dış gelişmeler değerlendirilecek. Yaklaşık bir hafta süren Amerika Birleşik Devletleri ziyaretinden hafta sonunda dönen Başbakan Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve G-20 zirvesindeki temasları konusunda kurul üyelerini bilgilendirecek. Askere sınır ötesi operasyon yetkisi veren tezkerenin süresi 17 Ekim'de sona eriyor. Bakanlar Kurulu tezkerenin süresinin uzatılmasına ilişkin Genelkurmay Başkanlığı'nın başvurusunu değerlendirecek. Başbakan Erdoğan, tezkerenin süresinin yıl daha uzatılmasından yana olduklarını belirtmiş ve ilk Bakanlar Kurulu'nda görüşerek Meclis'e sevk edeceklerini açıklamıştı. Demokratik açılım süreci, Avrupa Birliği ile ilişkiler, Almanya seçimleri Bakanlar Kurulu'nda ele alınması beklenen konular arasında. ÖTV ve KDV İndirimi Devam Edecek mi? Bakanlar Kurulu gündeminde ekonomiye ilişkin önemli konular da var. Bazı sektörlerde devam eden KDV ve ÖTV indirimlerinde süre yarın (30.09.2009) sona eriyor. Bu indirimler devam edecek mi, ederse oranlar değişerek mi devam edecek, yoksa etmeyecek mi buna ilişkin değerlendirmeler de Bakanlar Kurulu'nda yapılacak. Memur Maaş Zammı Karara Bağlanacak Memur maaşlarına 2010 yılında yapılacak zam oranı için de Bakanlar Kurulu kararı bekleniyor. Memur sendikaları ve hükümet arasındaki görüşmeler anlaşmazlıkla sonuçlandı. Hükümet yüzde 2,5 artı yüzde 2,5 verdi. Uzlaştırma Kurulu yüzde artı yüzde önerdi. Son sözü Bakanlar Kurulu söyleyecek. Bütçe de Görüşülecek 2010 bütçesi de 17 Ekim de Meclis'e sunulacak, bütçe hazırlıkları da bugünkü Bakanlar Kurulu'nda ele alınması beklenen konular arasında.
590945
Yugoslavya 'net'te de tarih oldu
Yugoslavya 'net'te de tarih oldu Eski Yugoslavya Cumhuriyeti'ne ait internet alan uzantısı ".yu" yarından itibaren kullanılmayacak. İnternet alan adlarını tahsis eden The Internet Corporation for Assigned Names and Numbers (Icann) adlı kuruluşun 2006'da ülke internet alan isimleri listesinden ".yu"yu çıkarmasının ardından, internet sitelerine, ".rs"e (Sırbistan) ve ".me" (Karadağ) uzantılarına geçiş için fazladan zaman tanımıştı. Buna karşın bin civarında web sitesinin hala yeni alan uzantısına geçmediği belirtiliyor. Eski Yugoslavya Cumhuriyeti, 2003'te Sırbistan ve Karadağ olarak yeniden adlandırılmış, 2006'da da Karadağ ayrılma kararı almıştı. 1989'da verilen ".yu" uzantısı ilk olarak Yugoslavya Federal Sosyalist Cumhuriyeti'ne verilmiş, sosyalist cumhuriyetin dağılmasıyla, ".yu" başta yeni bağımsızlığını ilan eden Slovenya tarafından kullanılmış, ancak 1994'te Yugoslavya Federal Cumhuriyeti'ne geçmişti. Bu tarihten beri, Yugoslavya internet alan kaydı, Belgrad Üniversitesi tarafından yapılıyor.
589946
Cem Uzan kaçtı iddiası
iddiası sırra kadem bastı.. Ne gören var ne de duyan. Bayramdan bu yana kimse haber alamıyor. 'ın hapis ihtimali ortaya çıktığı için, 'da bir tekneyle 'e kaçtığı iddia edildi.. İddialara göre bayramdan bu yana haber alınamayan Uzan, tatili için gittiği Antalya'dan bir tekneyle Meis adasına geçti.. Oradan da büyük bir yatla Ürdün'e kaçtı.. Yanında ailesinin de olduğu söylenen Uzan için avukatı "yerini söyleyemem", evindeki yardımcıları ise "tatilden dönmedi" dedi. Gazete 'ün ulaştığı avukatı, Şaylan Çığğın, "Yargılanmaları seyrinde gidiyor. Olumsuz bir durum yok. Benim Cem Uzan'ın nerede olduğunu dair açıklama yapmam olanaksız. Kendisinden "açıklama yap" talimatı gelmeden de konuşmam" dedi. DAVALAR Baba Kemal Uzan'ın, 'da faaliyet gösteren "Novahuta ile" "Eurocement" adlı çimento şirketleri üzerinden 2007 yılında açtığı milyar dolarlık tahkim davası aleyhte sonuçlanınca Uzanlar avukatlık giderleri dahil 'nin yaptığı tüm masrafları ödeme cezasına çarptırıldı. Türkiye aleyhine açılmış ile 'nda görüşülmeye devam eden 40 milyar dolarlık tahkim davası içinde bulunan 10.1 milyar dolarlık Libananco davası kararının ise Kasım ayında çıkması bekleniyor. ve Elektrik ile ilgili olan bu dava çok kritik.. KORKUSU Cem Uzan 'daki evinin havuzuna inşa ettirdiği gizli bölümde sakladığı milyon 596 bin adet kontör kartı nedeniyle "emniyeti suçundan yargılandığı Asliye Ceza Mahkemesi'nde 3.5 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. 'daki kararın onanması halinde Uzan'ın hapse gireceği belirtildi.
591255
Basın Konseyi'nden Cihan'a kınama
Basın Konseyi'nden yapılan yazılı açıklamada, Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Metin Öztürk'ün çeşitli gazetelerde ve haber sitelerinde ''Üniversite öğrencileri tek tek fişlenmiş'' başlığıyla yayınlanan Cihan Haber Ajansı menşeyli haberle ilgili şikayet başvurusunda bulunduğu belirtildi. Şikayet konusu haberde ''Ergenekon soruşturmasıyla ilgili 3. iddianamede ilginç bilgilerin yer aldığı ve Prof. Dr. Osman Metin Öztürk'ün iş yerinde ve ikametgahında yapılan aramalarda, üniversite öğrencilerinin 'cemaatle bağlantılı öğrenciler, ülkücü öğrenciler, PKK sempatizanı öğrenciler...' gibi başlıklar altında fişlendiklerinin'' yer aldığı belirtilen açıklamada, ayrıca Öztürk'ün Rektörlük binasındaki adresinde elde edilen 127, evinde elde edilen 159 ve 476 No'lu CD'lerdeki bilgilere yer verildiği kaydedildi. Öztürk'ün şikayet yazısında, ''iddia edilen konuların 3. Ergenekon iddianamesine dayandırıldığını ve bu iddianamede şüpheli veya başka herhangi bir sıfatla yer almadığını, 2005-2006 yıllarında rektör olmadığını, 2007 yılında bu göreve getirildiğini'' belirttiğine işaret edilen açıklamada, ayrıca Öztürk'ün belirtilen adreste hiçbir zaman ikamet etmediğini, kendisiyle ilgili aramaların Rektörlük binasındaki odası ve yerleşke içindeki rektörlük konutunda yapıldığını ve 127 adet CD'ye el konulduğu bilgisine yer verdiği ifade edildi. Açıklamada, Öztürk'ün ''bu nedenle 159 No'lu CD'nin kendisine ait olmasının imkansız olduğunu, Basın Meslek İlkelerinin ilgili maddeleri uyarınca gazeteci hakkında işlem yapmasını istediği'' belirtildi. Açıklamada, başvuruyu inceleyen Basın Konseyi Yüksek Kurulunun aldığı karara ilişkin şu hususlara yer verildi: ''Şikayet konusu haber incelendiğinde tamamen 3. 'Ergenekon' iddianamesine dayandığı görülmüştür. Osman Metin Öztürk'ün iddianemede şüpheli sıfatıyla yer almadığı, ancak iddianamenin 276. sayfasından başlayan şüpheli Fatih Hilmioğlu ile ilgili bölümde Öztürk'ün isminin geçtiği tespit edilmiştir. Bununla birlikte Öztürk'ün isminin geçtiği ve habere dayanak teşkil eden bölümde 'şüpheli' sıfatının Fatih Hilmioğlu için kullanıldığı ve iddiaların tümünün Hilmioğlu ile ilgili olduğu tespit edilmiştir. Haberde yer alan adresin de Hilmioğlu'na ait olduğu, 159 ve 456 No'lu CD'lerin Öztürk'ün ikametinde veya iş yeri adresinde ele geçmediği tespit edilmiştir. Buna rağmen şikayet konusu haberde CD içeriklerine de yer verilmesinin Basın Meslek İlkeleri'nin 'Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanamaz' şeklindeki 6. maddesini ihlal ettiği oy birliğiyle tespit edilmiştir. Şikayetçinin evindeki aramada çocuk pornosu içeren CD'lerin bulunduğunun belirtilmesinin, şikayetçinin kişilik haklarına saldırı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca şikayetçinin ikametgahında fişlenen öğrencilerle ilgili bilgilerin bulunduğu yönündeki ifadelerin TCK'nın 'kişisel verilerin kaydedilmesi' başlıklı 135. maddesinde belirtilen suçun şikayetçiye atfedilmesi anlamına geldiği saptanmıştır. Bu suretle Basın Meslek İlkeleri'nin 'Kişileri ve kuruluşları eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez' şeklindeki 4. ve 'Yasaların suç saydığı eylemler, gerçek olduğuna inandırıcı makul nedenler olmadıkça kimseye atfedilemez' şeklindeki 10. maddelerinin de ihlal edildiği tespit edilmiştir. Şikayetçinin uzlaştırma mektubunda verdiği cevap ve düzeltme metninin yayınlanması karşılığında uzlaşmak istediğini belirttiğini ve gönderilen 'Özür ve Düzeltme' metninin Basın Yasası'nın 14. maddesinde belirtilen usul kuralları uyarınca gönderilmediğinden, yasal anlamda bir düzeltme olmadığı, bununla birlikte herkesin ifade özgürlüğünü savunan ve basın mensuplarının ve kuruluşlarının etik ilkeler çerçevesinde gazetecilik faaliyetlerini sürdürmelerini amaçlayan Basın Konseyi, Basın Meslek İlkeleri'nin 'Basın organları yanlış yayınlardan kaynaklanan cevap ve tekzip hakkına saygı duyarlar' şeklindeki 16. maddesi anlamında bir cevap metni olduğu ve bu metnin yayınlanmamasının bu maddeyi ihlal ettiğini tespit etmiştir. Yukarda açıklanan sebeplerle Basın Meslek İlkeleri'nin 4. 6. 10. ve 16. maddelerinin ihlali dolayısıyla Cihan Haber Ajansı hakkında oy çokluğuyla 'kınama' kararı verilmiştir.''
589270
Keskin: Bana komplo kurdular
Keskin: Bana komplo kurdular OSMANİYE (CİHAN) Osmaniye'de yaşayan ve Temmuz ayında turiste tecavüzle suçlanarak ay Muğla Cezaevi'nde hapis yattıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Tük aşçı Hamza Keskin, İngiliz Take Break Dergisi'ndeki haberle kendisine komplo kurulduğunu iddia etti. Türk adaletine güvendiğini söyleyen Keskin bu olay yüzünden psikolojisinin bozulduğunu ve iki kez kalp krizi geçirdiğini belirtti. Kendisini Başbakan Recep Tayip Erdoğan'a şikâyet ettiklerini öğrendiğini belirten Hamza Keskin, yaklaşık yıl birlikte yaşadığı Sally Gormley'den çocuk sahibi olduğunu ifade ederek, kendisine Londra'ya gelmesi konusunda baskı yapıldığını öne sürdü. Tecavüz iddialarının yalan olduğu savunan Keskin, "Osmaniye'de evli ve çocuk babasıyken gittiğim Muğla'nın Marmaris ilçesindeki turistik bir restoranda aşçı olarak çalışmaya başladım. Kursa giderek yabancı dil öğrendim. Bu sırada tanıştığım İngiliz Sally Gormley ile birlikte oldum ve eşimden ayrıldım. Sally çocuklarımızı İngiltere'de doğurdu ve ikisine de benim soyadımı verdi. Bu olaya ismimin karışmasının ardından işsiz kalarak adeta sapık muamelesi gördüm. Hakkımda iddiada bulunan kişileri tanımıyorum. Birlikte de olmadım." dedi.
589750
Avrupa Ligi de önemli
Avrupa Ligi de önemli F.Bahçe kalecisi kazandıkları her maçın kendilerine güven ve motivasyon kazandırdığını ifade ederken, "Bu yıl çok iyi gidiyoruz. G.Saray maçı dahil kalan bütün maçları kazanmayı hedefliyoruz" şeklinde konuştu. Milli kaleci Daum'un Türkiye liginin daha önemli olduğu sözlerinin hatırlatılması üzerine ise "Bizim için iki kulvar da önemli. Twente maçı bir elektrik kesintisiydi" dedi. İlgili haberler F.Bahçe kalecisi Volkan Demirel dün idmandan sonra basın mensuplarının sorularını cevapladı. Kazandıkları her maçın kendilerine güven ve motivasyon aşıladığını kaydeden milli kaleci, G.Saray'ın puan kaybetmesiyle ilgili soru üzerine, “Bizi rakiplerimiz değil kendi yaptıklarımız ilgilendiriyor. Sadece G.Saray maçına kadar değil, sezon sonuna kadar kazanabileceğimiz bütün maçları kazanmak istiyoruz. Hedefler büyük, şampiyon olmak istiyoruz. Bu sezon, bütün camianınbeklentisi bu” dedi. DAUM'LA SORUNUM YOK Volkan, sezon başında, Daum ile aralarında geçmişten gelen bir sıkıntı olduğu şeklinde değerlendirmelerin yapıldığı sorusuna ise “Daum ile hiçbir şekilde sorunum olmadı. Geçmişte yaşananlar geçmişte kalmıştır” diye karşılık verdi. Daum'un ligin kendileri için daha önemli olduğunu söylediğinin hatırlatılması üzerine Volkan, “Hocamız iki sezondur gelmeyen şampiyonluk için söylemiş olabilir. Bizim için iki kulvar da önemli. Twente maçı bir elektrik kesintisiydi” diye konuştu. Neredeyiz? Lideriz! F.Bahçe, UEFA Avrupa Ligi'nde deplasmanda oynayacağı Sherif maçının hazırlıklarına başladı. Daum'un yardımcısı Roland Koch, Antalya maçında yenilen gol nedeniyle çekilen ceza şınavının ardından bir gazeteden kestiği puan cetvelini futbolculara göstererek “Neredeyiz?” diye sordu “Lideriz” cevabının ardından teknik heyet ve futbolcular galibiyeti alkışladı. Maçın adamı seçilen Cristian, Koch ve Ayhan Tumani'nin kucağında futbolcuların arasından geçti. saatlik idman sırasında yorgun düşen oyuncular idmanı bitirmesi için Koch'u omuzlara aldı ancak Alman çalıştırıcı insafa gelmeyip çalışmayı sürdürdü.
590521
Ekonomik krizle aileler nasıl başa çıktı?
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), UNICEF ve Dünya Bankası tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen ve bin 102 aile üzerinde uygulanan ankete göre, ailelerin neredeyse 4'te 3'ünün gelirlerinde Ekim 2008 ile Haziran 2009 arasında düşüş yaşandı. TEPAV'dan yapılan açıklamada, TEPAV, UNICEF ve Dünya Bankası tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen ve Adana, Ankara, İstanbul, İzmir ve Kocaeli'de bin 102 aile üzerinde uygulanan Türkiye Refah İzleme Anketi'ne ilişkin özete yer verildi. Anket sonuçlarına göre, ekonomik yavaşlama, daha düşük gelir ve daha yüksek işsizlik sebebiyle Adana, Ankara, İstanbul, İzmir ve Kocaeli'nin merkezindeki ailelerin çoğunluğunun yaşamlarını etkiledi. Söz konusu kentlerde yaşam koşulları ile ilgili olarak yapılan anket, ailelerin neredeyse 4'te 3'ünün Ekim 2008 ile Haziran 2009 arasında gelirlerinde düşüş yaşandığını ortaya çıkardı. Görüşülen yoksul ailelerin 3'te 1'i, kamu hizmet faturalarını ödeyemediklerini, yüzde 9'u ise en azından geçici süreyle de olsa elektriklerinin kesildiğini bildirdi. Ailelerin –eğitim gibi- diğer yaşamsal giderlerini koruyabilmek için gıda harcamalarını azaltarak, gelirlerindeki düşüşe uyum sağladıkları belirlendi. Kentlerde yaşayan yoksul ailelerden çoğunun gelirlerini ve giderlerini dengeleyebilmek için komşularından, dostlarından ailelerinden, topluluklarından ve kamu programlarından yardım aldıkları, birçok ailenin de borç aldıkları tespit edildi. Anket sonuçlarında ailelerin bu geçim zincirlerinin zayıfladığı, en yoksul ailelerin yaklaşık 5'te 1'inin her türlü destekten yoksun kaldıkları yer aldı. İş kayıplarının ekonomik krizin en görünür etkisi olduğu belirtilirken, özellikle kayıt dışı sektörde çalışanlar ve kendi hesabına çalışanlar olmak üzere çalışanların da birçoğunun, işleri olmasına rağmen gelirlerinde düşüş olduğu kaydedildi. Ankete göre, ücretler ve kendi işinden elde edilen gelirler, özellikle yoksullar olmak üzere hane halkının çoğunluğu için düşerken, hane halkı diğer transfer gelirleri de (emekli maaşları, kira ve diğer destekleyici gelirler gibi) ekonomik kriz patlak verdiğinden bu yana nispeten durağan kaldı. KRİZ İLE BAŞA ÇIKMA MEKANİZMALARI Anket sonuçlarında kentlerde yaşayan, özellikle kriz öncesinde de yoksul olan ailelerin, ekonomik sıkıntıyla baş edebilmek için çeşitli önlemler aldığı belirtiliyor. Buna göre, aileler daha ucuz gıda ürünleri alıyor (tüm hane halkının dörtte üçü), gıda dışı ürünlerin daha ucuzunu tercih ediyor (yüzde 65) ve gıda tüketimini azaltıyor. Diğer yaygın uyum mekanizmaları arasında sosyal etkinliklere yapılan harcamaların azaltılması, kendi üretiminden gıda temini (köy bağlantıları yoluyla) ve ulaşım tercihlerinin değiştirilmesi yer alıyor. Öte yandan, ailelerin eğitim ve sağlık harcamalarını mümkün olduğunca korudukları belirtiliyor. Anket sonuçlarında, kent merkezlerinde yaşayan en yoksul yüzde 20'lik dilimdeki ailelerin 4'te 3'ünün gıda tüketimlerini, aynı gruptaki ailelerin yarıya yakınının da çocukları için gıda tüketimlerini azalttığı kaydedildi. Kentlerde yaşayan hane halkının yaklaşık 3'te 1'inin son aylarda elektrik, su ve gaz gibi yaşamsal hizmetlerin faturalarını ödemekte zorlandığı, faturaların ödenememesinin ailelerin yaklaşık yüzde 10'unun geçici olarak elektrik, telefon ve internet hizmetlerinden mahrum kalmasına yol açtığı belirtildi.
589659
Panorama
FUTBOLCU Ceyhun Eriş (Ankaragücü) Ankaragücü'nün Gaziantep deplasmanında 1-0 geriden gelerek 3-1 kazanarak elde ettiği üç puanda üç golün de asistini yapan Ceyhun Eriş'in büyük katkısı oldu. Geçmiş yıllarda olduğu gibi form tutan Ceyhun, takımına önemli bir katkı sağlamış oldu. TAKIM ANKARAGÜCÜ 100. yılına büyük umutlarla giren ancak sezona kötü bir başlangıç yapan A.Gücü, G.Antep deplasmanında taraftarlarını sevindirdi. Sarı-Lacivertliler, 1-0 yenik düştükleri maçta oyundan kopmadı ve zorlu rakibinden puanı golle almasını bildi. TEKNİK DİREKTÖR Rıza Çalımbay (Eskişehirspor) Eskişehirspor ile birlikte başarı çıtasını yükseltmeye devam eden Rıza Çalımbay, Ali Sami Yen'e 6/6 yaparak çıkan G.Saray'a dur demeyi başardı. Öncelikli hedefi olan beraberliği elde eden Çalımbay, takımını ligde üst sıralarda ve namağlup tutmayı da bildi. HAFTANIN OLAYI Tribündeki gerginlikler Önce Antalyaspor taraftarının tehditvari 'formalı kimseyi gezdirmeyiz' açıklaması ama elbette gezen Fenerbahçeliler, sonrasında Bursa'da Diyarbakırspor aleyhine zaman zaman dozu kaçan tezahüratlar ve nihayetinde tribünlere sıçrayan gerginlik, son olarak ise Ali Sami Yen'de maç öncesi ve sonrası Eskişehirspor takım ve taraftar otobüslerine yapılan taşlı saldırı ve maç sonunda statta tribünler arasında yaşanan nahoş hadiseler... HAFTANIN HAKEMİ ÖZGÜÇ TÜRKALP Ligde tecrübe kazanıp, hızlı bir şekilde formunun zirvesine çıkmaya başlayan Özgüç Türkalp, Bursa'da da olumlu not aldı. Kalkan ele çaldığı penaltı ve taç atışından kalecinin elle oynamasına verdiği endirekt vuruş kararlarını doğru yorumladı. Zorluk dereceli maçlar için aday hakemler arasında olduğunu bir kez daha kanıtladı. HAFTANIN RAKAMI: Fenerbahçe, Antalyaspor karşısında 4. deplasman maçından 4. galibiyetiyle ayrılırken Bursaspor ligdeki 4. galibiyetini 4-0'lık skorla Diyarbakır'dan aldı. Ligde takım namağlup unvanlarını devam ettirirken Manisaspor ve ligde 4. sırada yer alan Eskişehirspor ise 4. beraberliklerini aldı. HAFTANIN İNCİLERİ Alanzinho'yu yanlış zamanda süreceksin... Ondan sonra sakatlıktan daha çıkmamış Yattara'yı oyuna alıp Alanzinho'yu oyundan çıkaracaksın... Ayıptır! Bir futbolcuyu yemenin en güzel yolu budur. Şimdi Alanzinho'ya ceza verip rahatlarsın! Netice ne olursa olsun, teknik direktöre bir şeyler anlatmadıkça Trabzon'un işi hiç de iyi değil. Kaleci Sylva'nın yediklerini Tolga yeseydi, bu taraftar ne yapardı, onlara soruyorum. Serdar Bali Star Dokuz sene sonra ilk kez rakip olarak çıktım. Heyecan ve değişik duygular bir aradaydı. Maç başlayana kadardı tabii bunlar, düdük çaldıktan sonra profesyonellik devam ediyor. Galatasaraylı futbolcular her zaman arayıp soruyorlar. Hepsi kardeşlerim benim. Ümit Karan Eskişehirsporlu futbolcu Bunca yıldan beri birçok başarı kazanan bu oyuncular takımı eski haline getirecektir. Suç varsa benimdir. Yaşanan sıkıntılara rağmen, kaosa rağmen Sivasspor sezonu hak ettiği yerde bitirecektir. Bülent Uygun Sivasspor Teknik Direktörü 7'de yapmak çok güzel. Bu seriyi sürdürmemiz gerekiyor. Sorunumuz şu; yüksek tempoya ulaşamıyoruz. 3-4 tane topumuz direkten döndü. Kazanmasını biliyoruz, kazanmayı da biliyoruz. Aykut Kocaman Fenerbahçe Sportif Direktörü Alanzinho, oyundan çıktığı için çok üzgün. Tabii bir oyuncu sonradan oyuna girip, 25 dakika oyunda kalıp sonra çıkarsa morali bozulur. Ama şu anda biz nasıl çalışıyorsak onun da aynı çalışmayı göstermesi gerekiyor. Gustavo Colman Trabzonsporlu futbolcu Yenilmezlik bizim üstümüzde baskı yaratmıyor ancak yenilince yaratır. Hedefimize doğru yavaş yavaş gidiyoruz. Evet namaplup olmak güzel ama bunu sürdürmek önemli... Thomas Doll Gençlerbirliği Teknik Direktörü Bu sezon, benim G.Saray'a ilk geldiğim sezona benziyor. Geçen yıldan çok farklı. Şu anda takım ruhunu yakalamış durumdayız. Galatasaray'dan ayrılırsam Avrupa'ya giderim. Shabani Nonda Galatasaraylı futbolcu Golü Ümit Karan için attım. Bizim takımımızın kaptanı.. Zaten kim gol atsa Ümit'e armağan edecekti. Ben de golü Ümit'e armağan ediyorum.. İlk yarı Galatasaray bizden daha iyi oynadı. Galatasaray büyük takım, biz de iyi oynadık. Puan aldığımız için mutluyum. Mehmet Yılmaz Eskişehirsporlu futbolcu MEDYA ANALİZ Spor, Rize'nin yerel kanalı mı? Bank Asya Birinci Lig maçlarını yayınlayan Spor bu sezon ilginç bir çizgide gidiyor. Ligin ilk haftasında tane Rizespor maçı yayınlayan kanal önümüzdeki üç haftada iki maçını daha verecek Yeşil-Mavili ekibin. Yani haftada maç. Ligde 18 takımın bulunduğu göz önünde tutulursa eğer bunun nasıl bir temele dayandığı pek açıklayıcı olmuyor!
590054
Rize ve Hopa için sel uyarısı
ve Hopa için uyarısıANKA ve Hopa çevrelerinde kuvvetli beklediğinden vatandaşları sele karşı ve içanadolu bölgesinde ise yoğun sis’e karşı vatandaşları tedbirli ve dikkatli olmaları konusunda uyardı. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden edinilen bilgiye göre, hava ’nin büyük bölümünde az bulutlu ve açık olurken, sıcaklık, Türkiye genelinde ila derece artacak. Rüzgar genellikle kuzey ve kuzeydoğu, zamanla ülkenin güney, iç ve doğu bölgelerinde güney ve güneybatı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. -BÖLGELERE GÖRE HAVA- Marmara: Az bulutlu geçecek. Rüzgar; kuzey ve kuzeydoğu (Poyraz) yönlerden kuvvetli olarak esecek. Az bulutlu ve açık, zamanla bölge geneli parçalı bulutlu geçecek. Az bulutlu ve açık geçecek. İç Anadolu: Bölgenin kuzeydoğusu (Kayseri ve Sivas) parçalı bulutlu, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Sabah saatlerinde bölge genelinde sis görülmesi bekleniyor. Batı Az bulutlu geçecek. Sabah saatlerinde bölgenin iç kesimlerinde (Bolu, ve Kastamonu) sis görülmesi bekleniyor. Orta ve Doğu Karadeniz: Parçalı ve çok bulutlu, Doğu Karadeniz (Giresun, Rize, ve Bayburt) ile Ordu çevreleri aralıklı ve yağışlı iç kesimlerinin yüksekleri karla karışık yağmur ve kar yağışlı geçecek. yağışların; Rize ve Hopa çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Parçalı ve çok bulutlu, bölgenin kuzeyi (Erzincan, ve Iğdır) aralıklı yağmur ve sağanak, yüksekleri karla karışık yağmur ve kar yağışlı geçecek. Az bulutlu ve açık geçecek.
589861
Hz. Hatice, Peygamberi Fes-book'da mı buldu?
"bacımıza islam’ın şartını öğretiyoruz” başlığı açarak, tespihin ortasına gül, gülün ortasına vesikalık melül bakışlar oturtarak Müslümanlığın ayarlarıyla oynayan üçüncü sınıf tebliğ metodunu ortaya koyuyorlar diyordu feride. Medeni hali: Lay lay lom.. Cüppeli: Bir kavim bu fes book yüzünden helak olmuştur sarık dururken fes book zırvalığı hepimizin huzurunu kaçırmış kızlarımızı masaüstü yapmıştır. Şakşakçı: Bravo hocam bravo yaşa yaşa Varol. Beyaz ceketli ayar adam: Yo yo yo durunuz her eve kargoyla Mesih yollansın başlığı açtık gayet iyi gidiyor üyelik girişi de iyi maşallah da çıkışı yok biiznillah. Doğan görünümlü medya Şahini: Hocam sen gözü bana mı kırptın gel ben de yaz ekini de çıkartırız yüce tanrının müsadesiyle Cüppeli: Ohoo sen de her selektör yapana yol veriyorsun ŞAHİN. Sen sekine duasını oku senin iş vahim. Bak virajı kötü aldın şampanya patlağına DÖNDÜN. Umre kıvamına gelmişsin dicem ama sen Paris’e git EYFEL'İN etrafı lebbeyke müsait. Şu açıdan söylüyorum prova yapman için, yoksa ALLAH SENİ MANŞETTEN GİRER HUZURU MAHŞERDE estağfurullah.. Şakşakçı: Helal yaşa Varol hocam çok yaşa! Feride, din sıvazlayacağım diye mormine eşarplı kızların eline su dökmeye çalışan zaafın avazını çıkaran adamlara bakıyordu. Bugün birinciyi eskittik ikinciye cila çekelim diyen ayet sömürücüleri "fes! Book" mücahidi olup tebliğ amaçlı dişi gömüler kazarak ve bacımıza islam’ın şartını öğretiyoruz” başlığı açarak, tespihin ortasına gül, gülün ortasına vesikalık melül bakışlar oturtarak Müslümanlığın ayarlarıyla oynayan üçüncü sınıf tebliğ metodunu ortaya koyuyorlar diyordu feride. Hiçbir tarafta durmayacaksın azizim! Hiçbir ceketin kölesi olmayacaksın zira ceketi sana giydirirler. Metropol ortasında kartviziti arkadan yırtılan her adama Hz. Yusuf muamelesi yapmayacaksın zira onlar bütün Züleyhaları kendilerine biçerler. Hiçbir KO medya patronuna yalaka cümleler kurmayacaksın bir gün gelir cümleyi kuran kaleminle taziye ilanın yazılır ürkütücü bir sonuç. “Çok yalnızım ikircikli bunalımlar yaşıyorum” diyerek bulduğun her bloga rumuz şiraze, ay ışığı, bal mumu, ökse otu yazmayacaksın yazsan bile bu arebesk facianın sonuçlarına katlanacak ama bu haksızlık kalimero beş vakit namazındaydı onu da adam sanmıştım” gibi desti izdivaç sazanlarına ait cümleleri kurup fes book cemaatini kendine güldürmeyeceksin azizim.
590644
Ortak ATM uygulaması Ekim'de başlıyor
Bankalararası Kart Merkezi'nden (BKM) yapılan yazılı açıklamada, yeni sistem ile banka kartı sahiplerinin, tüm bankaların ATM'lerinden para çekebilecekleri ve bakiye sorgulama yapabilecekleri kaydedildi. Açıklamaya göre, yine BKM tarafından uygulamaya sokulacak hizmet ile kullanıcılar, kendilerine en yakın ATM'ye cep telefonları ya da internet üzerinden ulaşabilecek. Avrupa'da ilk kez bir ülkede, ATM hizmeti veren tüm bankaların, kart kullanıcılarının işlemlerini kolaylaştıracak ortak bir hizmet protokolüne imza attıkları vurgulanan açıklamada, proje için mevcut altyapısını geliştiren ve ciddi yatırımlar gerçekleştiren BKM'nin, proje için çalışmalarına iki yıl önce başladığı hatırlatıldı. Açıklamada görüşlerine yer verilen BKM Genel Müdürü Sertaç Özinal, projenin asıl hedefinin kart kullanıcılarına daha yaygın bir ATM hizmeti sunmak olduğunu dile getirerek, projenin ekonomiye ciddi katkılar sağlayacağını vurguladı. Ortak ATM Sistemi ile şu an 22 bin adet olan ATM'den, 35 bin ATM'lik verim elde edileceğini belirten Özinal, para çekme işleminin kolaylaşması ile piyasada sirkülasyondaki para hacminin artacağını, nakit dolaşımının hızlanacağını, ekonominin kayıt altına alınmasına destek sağlanmış olacağını ve ülke ekonomisinin canlanacağını ifade etti. Özinal, ''Ekim sonrası artan işlem hacmi ile birlikte 2009 yılı sonunda yıllık toplam işlem adedinin artacağını öngörüyoruz, ayrıca 2010 yılındaki artışın da yüzde 30 oranına ulaşmasını bekliyoruz. Verimlilikteki bu farkın ekonomiye katkısı yaklaşık 300 milyon doları bulacak'' dedi.
591123
İnşaat Sektörünü Kriz Vurdu
İnşaat Sektörünü Kriz Vurdu TÜİK'in 2009 yılı ikinci dönem inşaat sektörü verilerine göre inşaat sektörünün cirosu yüzde 6,5, istihdamı ise yüzde 25 azaldı. Yayına Giriş: 29.09.2009 17:33:30 Güncelleme: 29.09.2009 17:49:21 Küresel krizin etkileri, en fazla inşaat sektöründe hissediliyor. Sektörün cirosu yüzde 6,5, istihdamı ise yüzde 25 azaldı. Türkiye İstatistik Kurumu, 2009 yılı ikinci dönem inşaat sektörü verilerini açıkladı. Buna göre yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre istihdam yüzde 25,3 düştü. Bina inşaat sektörü istindamı endeksi geçen döneme göre yüzde 33,7, bina dışı istihdam endesi ise yüzde 11,2 azaldı. İnşaat sektörünün cirosu ise yüzde 6,4 geriledi.
590180
Chavez'le Kaddafi düşman çatlattı
Chavez'le Kaddafi düşman çatlattı Venezuela lideri Hugo Chavez ile Libya lideri Muammer Kaddafi, anti-emperyalist ittifaklarını "kutladı." Venezuela'nın Porlamar adasında düzenlenen törende konuşan Chavez, "Yeni tarihin sayfalarını yazıyoruz. Tarihi değiştiriyoruz; emperyalizm, burjuvazi ve sömürgecilikle mücadele ediyoruz" dedi. Kaddafi de "Venezuela ve Libya, aynı kaderi paylaşıyor, ortak düşmana karşı aynı mücadeleyi veriyor" ifadesini kullandı ve "Kazanan biz olacağız..." diye konuştu. İki lider, konuşmalarının ardından hararetle kucaklaştı ve birbirlerine hediyeler verdi. Latin Amerika'nın anti-liberal solunun lideri Chavez, Kaddafi'ye Venezuela'nın en yüksek nişanı Kurtarıcı ile ulusal kahraman Simon Bolivar'ın kılıcının kopyalarından birini takdim etti. Kaddafi de Chavez'e Libya'da İtalyan işgaline karşı verilen mücadelenin sembolü sayılan gümüş eyer hediye etti. İki lider, ayrıca dün akşam terörle mücadele bildirgesi imzaladı. Chavez ve Kaddafi, "devlet terörü dahil" her türlü terörle mücadelenin önemine işaret etti.
589273
Çoban kızın cesedi yürek dağladı
Çoban kızın cesedi yürek dağladı 14 yaşındaki çoban kızın parçalanmış cesedi yürek dağladı DİYARBAKIR (CİHAN) Diyarbakır'ın Lice ilçesi Ecemiş köyü yakınlarında hayvanlarını otlatan 14 yaşındaki Ceylan Önkol, uzaktan ateşlenen bir silaha hedef oldu. Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Ecemiş köyünde oturan ilköğretim öğrencisi Ceylan Önkol, ailesine ait hayvanları otlatmaya götürdü. Saat 11.30 sularında faili meçhul bir silahın hedefi oldu. Patlama sesi üzerine bölgeye koşan köylüler, Ceylan'ın parçalanmış cesediyle karşılaştı. Ceylan'ın cesedi başında gözyaşı döken aile üyeleri ve köylülerin feryatları yürek dağladı. Vurulmanın etkisiyle parçalanan küçük çobanın bedeninden kopan et parçaları ağaçlarda asılı kaldı.
590111
Manchester City'den Robinho sahalardan hafta uzak
'den sahalardan hafta uzak takımlarından ’nin forvet oyuncusu sakatlığı nedeniyle sahalardan hafta uzak kalacak. Manchester City Teknik Direktörü Mark Hughes, ay başında milli formasıyla çıktığı maçta ayak bileğinden sakatlanan Robinho’nun, en az hafta forma giyemeyeceğini açıkladı. Hughes, "Robinho’nun bileği hala sargılı. Antrenmanlara çıkmıyor, sadece spor salonunda çalışıyor" dedi. Bu durumda Robinho, elemelerinde Brezilya’nın ve ile yapacağı maçlarda yer alamayacak.
590687
Ortak ATM paylaşımı Ekim'de başlıyor
BKM'den yapılan yazılı açıklamada, yeni sistem ile banka kartı sahiplerinin, tüm bankaların ATM'lerinden para çekebilecekleri ve bakiye sorgulama yapabilecekleri kaydedildi. Açıklamaya göre, yine BKM tarafından uygulamaya sokulacak hizmet ile kullanıcılar, kendilerine en yakın ATM'ye cep telefonları ya da internet üzerinden ulaşabilecek. Avrupa'da ilk kez bir ülkede, ATM hizmeti veren tüm bankaların, kart kullanıcılarının işlemlerini kolaylaştıracak ortak bir hizmet protokolüne imza attıkları vurgulanan açıklamada, proje için mevcut altyapısını geliştiren ve ciddi yatırımlar gerçekleştiren BKM'nin, proje için çalışmalarına iki yıl önce başladığı hatırlatıldı. Açıklamada görüşlerine yer verilen BKM Genel Müdürü Sertaç Özinal, projenin asıl hedefinin kart kullanıcılarına daha yaygın bir ATM hizmeti sunmak olduğunu dile getirerek, projenin ekonomiye ciddi katkılar sağlayacağını vurguladı. Ortak ATM Sistemi ile şu an 22 bin adet olan ATM'den, 35 bin ATM'lik verim elde edileceğini belirten Özinal, para çekme işleminin kolaylaşması ile piyasada sirkülasyondaki para hacminin artacağını, nakit dolaşımının hızlanacağını, ekonominin kayıt altına alınmasına destek sağlanmış olacağını ve ülke ekonomisinin canlanacağını ifade etti. Özinal, ''Ekim sonrası artan işlem hacmi ile birlikte 2009 yılı sonunda yıllık toplam işlem adedinin artacağını öngörüyoruz, ayrıca 2010 yılındaki artışın da yüzde 30 oranına ulaşmasını bekliyoruz. Verimlilikteki bu farkın ekonomiye katkısı yaklaşık 300 milyon doları bulacak'' dedi.
591005
Zenit holiganları öldüresiye dövdü VİDEO
Zenit'in 2-0 kazandığı CSKA maçından sonra çıkan olaylar gündemde. Kezman'ın gol attığı ve Zenit'in kazandığı maç sonunda Petersbug şehri savaş alanına döndü. 50 Kişilik CSKA taraftarıyla Zenit taraftarı karşılaşınca bant koptu. İki takım taraftarları birbirine girdi.
590810
IMF ve DB'yi protesto gösterileri başladı
Devrimci Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipler Birliği (TTB) üyesi bir grup, 6-7 Ekimde İstanbul'da yapılacak ve toplantılarını protesto etti. DİSK, KESK, TMMOB'un ortaklaşa düzenlediği alternatif etkinlikler programı kapsamında, Taksim Gezi Parkı'nda düzenlenen gösteride konuşan KESK Başkanı Sami Evren, ve yıllardır dünya işçilerini ve halklarını, başka bir dünyanın mümkün olmadığına inandırmaya çalıştılar. Oysa ki başka bir dünya mümkündür, alternatif vardır. Emekçiler, ezilenler, bu ülkenin sorumlu bütün insanları olarak ve Dünya Bankasını Ekim'e kadar protesto edeceğiz" dedi. Evren, küresel krizin milyonlarca insanı açlığa sürüklerken, dünyaya kemer sıkma politikalarıyla yeniden düzen kurmaya çalışan örgütleri İstanbul'da görmek istemediklerini söyledi. Bu arada, DİSK/Emekli-SEN İstanbul şubeleri adına yapılan basın açıklamasında da İstanbul'da yapılacak olan ve 'nın toplantılarında, "Emekli aylıklarının ve ücretlerin daha fazla nasıl düşürüleceği, kıdem tazminatlarının ve sosyal güvenlik sisteminin nasıl ortadan kaldırılacağının planlarının yapılacağı" öne sürüldü. "Milyonlarca ve emeklinin daha fazla yoksulluk çekeceğinden endişe edildiği" bildirilen açıklamada, DİSK, KESK, TMMOB, TTB'nin düzenlediği "Alternatif etkinlikler" programına katılım çağrısında bulunuldu.
590110
Julia Roberts Hindistan'da
Julia Roberts Hindistan'da"Ye, Dua Et, Sev" filminin çekimlerine başlandı Ünlü yıldız Julia Roberts yeni filmi ‘Eat, Pray, Love ‘ (Ye, Dua Et, Sev) filmi için Hindistan’da. Başkent Yeni Delhi’ye 65 km uzaklıkta olan Mirzapur ilçesinde yapılan çekimlere Hindu rahiplerin duaları eşliğinde başlanıldı ve yüksek güvenlik önlemi alındı. Elizabeth Gilbert’in otobiyografik eserinden uyarlanan filmin yönetmeni Ryan Murphy. Oscarlı oyuncu Javier Bardem’in de yer aldığı film, sorunlu bir evliliği olan kadının kendini keşfetme yolculuğunu konu alacak.
589877
Maç deyip geçmeyin...
Durun bakalım, hop, bir dakika... Hafta sonu Bursa'da oynanan Diyarbakırspor maçında çıkan olaylar unutulup gidecek mi, yoksa olan-biteni dert edinip bir daha tekerrür etmemesi için gereken tedbirler alınacak mı? Tedbir almakla almamak arasında, ülkenin birlik ve dirliği açısından, derin bir uçurum var çünkü... Tedbir alınmaz, yapılanlar yapanların yanına kâr kalırsa, kelin perçeminden hep birlikte tutabiliriz...
589971
Mustafa Denizli: Fenerbahçe'den daha iyi oynuyoruz
'den daha iyi oynuyoruzDenizli’den F.Bahçe ile ilgili tartışma yaratacak tespit HAFTAYI ’bay’ geçirip puanla 11. sırada yer alan ’ın kurt hocası sergiledikleri futbolla ligde bulundukları pozisyonun taban tabana zıt olduğunu söyledi.. GEÇEN hafta yakın dostlarıyla futbol sohbeti yapan Denizli, bu durumu şu sözlerle açıkladı: “Futbol olarak bakarsan F.Bahçe’den kötü durumda değiliz.. Hatta çoğu maçta onlardan iyi olduğumuzu bile söyleyebiliriz.. Ama onlar hiç vermeden yollarına devam ediyorlar.. Futbol şansı yanlarında.. Biz ise sahada akıttığımız terin, oynadığımız futbolun karşılığını alamadık, çok puan kaybına uğradık.. Yine de umutsuzluğa kapılmıyorum, futbolcularıma da bunu telkin ediyorum.. Biz böyle iyi oynadığımız sürece mutlaka bu kötü gidiş bir noktada sona erecek, F.Bahçe’nin de şansı böyle devam etmeyecek..” Denizli’nin F.Bahçe ile yaptığı kıyaslamayıa otoriteler ne dedi? Bal yapmayan arı gibi “İLK haftanın istatistiklerine bakarsak Denizli’nin kısmen haklı olduğu ortaya çıkıyor.. Çünkü Beşiktaş her maçta geri düştüğü veya berabere oynadığı için gol üretmek adına sürekli hücum etti.. 3. bölgede en fazla onlar topla oynadılar.. Ceza alanı çevresinde en çok onlar baskı kurdu.. Yani bu açıdan F.Bahçe ve G.Saray’dan öndeler.. Ancak diğer büyük takımın özelliği az pozisyon bulmalarına rağmen daha çok gol atmaları.. Yani Beşiktaş hepsinden çok pozisyona girmesine karşın, daha az gol attı..” What is score Denizli? “MUSTAFA Denizli’nin söylediklerine az da olsa katılıyorum. Evet, Beşiktaş F.Bahçe’den daha sistemli bir futbol oynuyor ama kazanamıyor. Futbol sonuç oyunu, önce kazanacaksın. Kazanamadıktan sonra ne kadar iyi oynarsan oyna boşuna.. İngilizler’in bir sözü vardır: ‘What is score?’ (Sonuç ne?) İşte Denizli’ye bu soruyu sormak lazım.. F.Bahçe kötü oynuyor ama galibiyetle ligin zirvesinde.. Başarılı kim, F.Bahçe.. Lider kim F.Bahçe? Beşiktaş’ın kaç puanı var, sadece 6.. İşte sonuç!”
590041
İşe yeni girenin sigorta primi devletten
İsa Yazar'ın haberi İşe yeni girenlerin sigorta primini yıl devlet ödeyecek İhracatın düşmesi ve tüketimin azalmasıyla firmalar işçi çıkarmaya başlayınca sorun Türkiye'nin de gündemine oturdu. Hükümet, işverenin üstündeki yükü hafifletmek ve işten çıkarmaları önlemek için ilk olarak kısa çalışma ödeneğini hayata geçirdi. Sigorta primleri puan indirildi. İstihdamı artırmak için önemli bir teşvik uygulaması daha yürürlüğe girdi. Düzenlemeye göre aralık ayı sonuna kadar yeni işe girenlerin sigorta primleri ay boyunca İşsizlik Fonu'ndan karşılanacak. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun konuyla ilgili genelgesinde önemli bir ayrıntı dikkat çekiyor. aylık teşvik, Bakanlar Kurulu kararıyla yıla kadar uzayabilecek. İşverenlerin düzenlemeden yararlanabilmesi için son üç aydaki çalışan sayısına ek yeni kişileri işe alması gerekiyor. Bunların kayıtlı çalışanlar dışında olması şart. Teşvik, aralık sonuna kadar işe girenleri kapsayacak. İşverenlerin ek istihdam sağladıklarını belirtir dilekçe ile SGK müdürlüklerine başvurması yeterli olacak. Çalışan sayısı son üç ayda azalan firmalar kapsam dışında kalacak. Kaçak işçi çalıştırana, işyerini kapatıp değişik bir isimle açana teşvik yok. Denetimlerde uygulamayı istismar ettiği belirlenen işverenlere ceza kesilecek. Yaklaşık yıldır devam eden küresel krizin ardından Türkiye ekonomisi toparlanma sürecine girdi. Ancak krizin özellikle istihdam üzerindeki tahribatı uzun yıllar devam edecek. Kriz öncesi yıllık yüzde 11 civarında gerçekleşen işsizlik oranı, önümüzdeki üç yıl boyunca yüzde 14'ler seviyesinde olacak. Kriz nedeniyle 1,5 milyon kişi işini kaybettiği gibi her yıl istihdam piyasasına adım atan 800 bin kişi de işe yerleşemedi. Bu durum işsiz sayısının 3,5 milyonu aşmasına yol açtı. İşsizlik sorununun kronik bir hal almaya başlaması istihdam teşviklerinin önemini artırdı. Hükümet, daha önce 18-29 yaş arası gençleri ve kadınları kapsayan istihdam teşvikini bütün herkes için yaygınlaştırdı. Firmaların yeni istihdam sağlamalarını amaçlayan düzenlemenin ayrıntıları ise SGK tarafından tespit edildi. Teşvike göre 2009 yılının Nisan ayında bildirilen sigortalı sayısına ilave olarak 18 Ağustos'tan sonra işe alınanların primi İşsizlik Sigorta Fonu tarafından ödenecek. Teşvik, aralık sonuna kadar işe girenler için uygulanacak. İşe alınacak bu kişilerin, önceki üç aylık dönemdeki kayıtlı sigortalılardan olmaması gerekiyor. Bakanlar Kurulu süreyi yıla kadar uzatırsa 30 Haziran 2010'a kadar işe alınanlar teşvikten yararlanacak. Daha önceki uygulamalarda bu tür teşviklerde süre hep uzatımına gidildiği için prim teşvikinin yıla çıkarılacağı belirtiliyor. Teşvikten yararlanacak kişilerin sigorta primleri, İşsizlik Fonu'ndan SGK'ya aktarılacak. Teşvikten haksız yere yararlanmaların önlenmesi için de çeşitli adımlar atıldı. Buna göre faaliyette bulunan işyerlerinin devredilmesi, birleşmesi veya bölünmesi gibi durumlar yeni işe başlama kabul edilmeyecek. Mevcut işyerinin kapatılarak değişik bir isimle açılması ya da çalışan sigortalıların bütün olarak devredilmesi halinde bu işyerleri teşvikten yararlanamayacak. Ortaklık ilişkisi bulunan şirketlerdeki istihdam kaydırılması da teşvik kapsamı dışında olacak. Firmaların istihdam teşvikinden yaralanabilmesi için kaçak işçi çalıştırmaması gerekiyor. Yapılan denetimlerde kayıt dışı istihdam sağladığı tespit edilen işyerleri, teşvik kapsamı dışına çıkarılacak. İşveren, emekli birini işe alıp destek primini ödese de teşvikten yararlanamayacak. Prim teşviki, fiilen çalışanlar için geçerli olacak. Denetimlerde fiilen çalışmadığı tespit edilenler için işverene ceza uygulanacak. Ayrıca şartları taşımalarına rağmen çeşitli nedenlerle yıllık ücretli izin kullanan veya raporlu olanlar kapsam dışı olacak. Bu madde ile işverenlerin yakınlarını ve tanıdıklarını, çalışmadıkları halde sigortalı göstermesinin engellenmesi amaçlanıyor. Teşvikten kimler, nasıl faydalanacak? Teşvikten yararlanabilmek için son üç aydaki çalışan sayısına ek yeni kişilerin işe alınması gerekiyor. İşe alınacakların son üç ayda kayıtlı çalışanlar dışında olması gerekiyor. Sigorta prim teşvikleri, asgari ücret üzerinden hesaplanacak. Primler İşsizlik Fonu tarafından SGK'ya aktarılacak. 18 Ağustos 2009 ile 31 Aralık 2009 arasında işe girenler teşvikten yaralanacak. Bakanlar Kurulu lüzumu halinde süreyi 30 Haziran 2010'a uzatibelecek. İşverenler ek istihdam sağladıklarını belirtir dilekçe ile SGK il müdürlüklerine başvurları gerekiyor. Kaçak işçi çalıştıran işyerleri teşvikten yararlanamayacak. İşyerlerinin devredilmesi, birleşmesi veya bölünmesi durumlarında teşvik verilmeyecek. İşyerinin kapatılarak değişik bir isimle açılması halinde teşvikten faydalanamayacak. İşveren, emekli birini işe alıp destek primini ödese de teşvikten yararlanamayacak. Prim teşviki, fiilen çalışanlar için geçerli olacak. İzinli ve raporlu olunan dönem, teşvik dışında tutulacak. Halen başka bir prim teşvikinden yararlanan işveren, son teşvikten yararlanamayacak. 'Sağlık harcamalarındaki artış endişe verici' Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Emin Zararsız, genç nüfusa rağmen sağlık giderlerinin altı yılda 7,2 milyar liradan 27,6 milyar liraya çıktığını söyledi. SGK'nın Sosyal Güvenlik dergisine açıklamalarda bulunan Zararsız, "Bizi endişelendiren sağlık harcamalarındaki artıştır. Buna 'dur' demek gerekir. Gereksiz ilaç kullanımını, israfı ortadan kaldırmalıyız." dedi. Zararsız, Türkiye'de son yıllarda sağlık konusunda önemli değişimler yaşandığını belirtti. SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı çatısı altında birleştirilmesine atıfta bulunan Zararsız, "Düşünün 150 hastaneye 40 milyonun, 700 hastaneye 25 milyonun mahkum edildiği sistemden, şimdi hiçbir ayrım olmaksızın 70 milyonun özel, üniversite, devlet hastanelerine rahatça gidebildiği, ilaçlarını eczanelerden rahatça alabildiği bir sisteme geçtik." diye konuştu. Sağlık harcamalarına değinen SGK Başkanı, toplam sağlık harcamalarının gayri safi yurt içi hasılaya oranına bakıldığında Almanya'nın 10,1, Fransa 11,1, İspanya 8,2, İtalya 8,9 iken Türkiye'de ise bu oranın 6,3 olduğunu belirtti.
590490
Beşiktaş çıkış arıyor
Beşiktaş çıkış arıyor Turkcell Süper Lig'de bu sezon henüz istediği sonuçları alamayan ve UEFA Şampiyonlar Ligi'nde de ilk maçını yitiren Beşiktaş, (B) Grubu'nda yarın Rusya'nın CSKA Moskova takımıyla yapacağı karşılaşmayı kazanarak kötü gidişi durdurmayı hedefliyor. UEFA Şampiyonlar Ligi'nde (B) Grubu'nda ilk maçında kendi sahasında İngiltere'nin Manchester United takımına 1-0 mağlup olan siyah-beyazlı ekip, grubundaki ikinci mücadelesini yarın CSKA Moskova takımıyla yapacak. Turkcell Süper Lig'de bu haftayı boş geçen Beşiktaş ile CSKA Moskova arasındaki karşılaşma, Luzhniki Stadı'nda TSİ 19.30'da yapılacak. Siyah-beyazlı takımın yarınki rakibi CSKA Moskova ise grubundaki ilk maçında Almanya'nın Wolfsburg takımına deplasmanda 3-1 mağlup olmuştu. İki takımın da ilk haftayı puansız geçmesinin ardından Beşiktaş, yarınki maçı kazandığı takdirde grubundaki ilk galibiyetine de imza atacak. GÖZLER GOLCÜLERİN ÜZERİNDE Beşiktaş'ın CSKA Moskova takımıyla yapacağı karşılaşmada gözler golcü oyuncuların üzerinde olacak. Siyah-beyazlı takımın başarısız sonuçlar almasında en büyük etken olan gol sıkıntısı sonrası forvet oyuncuları Nobre, Bobo, Holosko ve Nihat'a büyük iş düşecek. Bu dört oyuncu da CSKA Moskova maçı için Rusya'ya götürüldü. BOBO DA KADRODA Teknik direktör Mustafa Denizli'nin Manchester United ile yapılan karşılaşmada kadroya dahil etmediği Brezilyalı oyuncu Bobo da CSKA Moskova karşılaşması için kafilede yer aldı. Bobo, Manchester United maçı öncesi kadrodan çıkarılmış ve Denizli'nin bu yöndeki kararı eleştirilmişti. HAKEM İSPANYOL Beşiktaş ile CSKA Moskova arasındaki karşılaşmayı İspanyol hakem Manuel Enrique Mejuto Gonzalez yönetecek. Rusya'nın başkenti Moskova'daki Luzhniki Stadı'nda oynanacak mücadelede Gonzalez'in yardımcılıklarını Jesus Calvo Guadamuro ve Roberto Diaz Perez Del Palomar yapacak. Karşılaşmanın dördüncü hakemi olarak ise Bernardino Gonzalez Vazquez görev alacak. İLK 11 Siyah-beyazlı takımın yarınki mücadeleye Hakan, Ekrem, Sivok, Ferrari, İbrahim Üzülmez, Serdar Özkan, Ernst, Fink, Tello, Tabata, Bobo 11'i ile çıkması bekleniyor. Beşiktaş, CSKA Moskova maçını bu akşam yapacağı antrenmanla tamamlayacak.
590948
"Beşiktaş kuralları çiğnedi"
"Beşiktaş kuralları çiğnedi" Rus basını, Beşiktaş futbol takımının Moskova'ya gelir gelmez sahada antreman yapmasının Şampiyonlar Ligi tüzüğüne aykırı olduğunu iddia ederek, "Beşiktaş kuralları çiğnedi" yorumunu yaptı. Basında çıkan haberlere göre, Beşiktaş takımının CSKA Moskova ile yapacağı maça iki gün kala antreman için sahaya çıktığı belirtildi. Haberde, "Şampiyonlar Ligi tüzüğünün 14.10 maddesinde, 'Misafir takım maçın yapılacağı stadyumda, maça bir gün kala antreman yapabilir. Eğer karşı tarafla anlaşma sağlayamazsa, bu durumda antreman bir saatten fazla süremez.' deniliyor. Oysa Türk takımı maçtan iki gün önce sahaya çıktı. Beşiktaş takımı hava alanından otele gelir gelmez, hemen Lujniki Stadyumu'na gitti. Üstelik Türk oyuncular iki saat boyunca çimlerde antreman çalışmaları yaptılar." denildi. Tüzüğe göre Beşiktaş bugün sahada çalışma yapamaz iddiası da haberde yer alırken, Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi tüzüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle bugün Lujniki Stadyumu'nda yarın oynanacak maçın son antrenmanını yapmaya hakkı olmadığı iddia edildi. Bu arada haberde takıma ne gibi cezalar verileceğiyle ilgili net bir kuralın olup olmadığıyla ilgili bir açıklama da bulunmuyor. Beşiktaş'ın basına açıklandığı şekilde bugün TSİ 17.30'da Lujniki Stadı'nda antreman yapması bekleniyor.
589533
Neredeyiz? Lideriz!
7'de yaparak liderliğe oturan Fenerbahçe'de keyifler yerinde. Futbolcular, kendilerine puan tablosunu gösterip "Neredeyiz" diye soran Koch'a "Lideriz" diyerek zirveyi kutladı İLİŞKİLİ HABERLER Neredeyiz? Lideriz! Galatasaray'ın Eskişehir'e takılmasıyla liderlik koltuğuna oturan Fenerbahçe, dün belki de sezonun en neşeli idmanını yaptı. Antalyaspor maçında yenilen golün cezası olarak çekilen şınavın ardından Daum'un yardımcısı Koch, bir gazeteden kestiği puan cetvelini futbolcularına gösterdi. Puan cetvelini göstererek "Neredeyiz?" diye soran Roland Koch'a, futbolcular hep bir ağızdan "Lideriz" yanıtını verdi. Ardından herkes alınan galibiyeti alkışladı. Teknik heyetin maçın adamı olarak seçtiği Cristian, Koch ve Ayhan Tumani'nin kucağında futbolcuların arasından geçti. SANTOS&GÖKHAN YETİŞİYOR Antalyaspor maçında sakatlanan Güiza, Andre Santos ve Gökhan Gönül antrenmana katılmadı. Kaptan Alex ise çalışmasını salonda sürdürdü. Topuğunda sorun bulunan Daniel Güiza'nın Sheriff Tiraspol maçına yetişmesinin zor olduğu öğrenilirken, tedavileri süren Santos ve Gökhan'ın oynama ihtimali yüksek. Öte yandan takımla kısa bir koşunun ardından salona geçen kaptan Alex'in, kendisi için hazırlanan özel program doğrultusunda çalıştığı bildirildi. Dar alanda oynanan çift kale maçı yarıda bırakan Deivid'in ise durumu iyi.
589607
Ergenekon'u bilmem, Veli Küçük'ü tanımam
Örgütün lideri olmakla suçlanan Ahmet Tekin Baykal, ilk ifadesinde Ergenekon'u bilmediğini, Veli Küçük'le ise tanışmadığını savundu. İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya önce avukatlar ve tutuksuz sanıklar alındı. Ardından 43 tutuklu sanık salona getirildi. Sanıkların duruşma salonuna alınmasının ardından kimlik sorgulamaları yapıldı. Davanın ilk duruşmasının öğleden sonraki bölümünde mahkeme başkanı iddianameyi özetledi. Mahkeme başkanı, davanın 'Ergenekon Terör Örgütü' iddiasına ilişkin davayla birleştirilmesini talep ettiklerini, ancak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce bu talebin reddedildiğini açıkladı. Ardından örgütün lideri olduğu ileri sürülen Ahmet Tekin Baykal'ın ifadesinin alınmasına başlandı. Ergenekon örgütünü bilmediğini öne süren Baykal, "Başbakan Tayyip Erdoğan'a suikast planı yapan, darbe planlayan bir örgütle benim ne işim olabilir? Ergenekon örgütünü bilmiyorum. Veli Küçük ile en ufak bir tanışıklığım yok. Sami Hoştan ile yıldır tanışırız.'' dedi. Baykal, Dev-Yol örgütüyle ilgisi bulunmadığını ileri sürdü. Aydın'da bazı işyerlerini gasbettiği yönündeki iddiaları reddetti. ÇETE LİDERİNİN AVUKATI CEYHAN MUMCU Duruşma öncesinde Ahmet Tekin Baykal'ın avukatları Ceyhan Mumcu, Ahmet Ömer Ayçiçek ve Şehnur Çağdaş, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Ergenekon davasında İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in avukatlığını da yürüten Ceyhan Mumcu, davanın sanıklarının 14 aydır cezaevinde olduğunu belirterek, makul sürenin aşıldığını ve müvekkilinin davadan beraat edeceğine inandığını söyledi.
589305
Sarımazı'da orman yangını
Alınan bilgiye göre, bugün akşam saatlerinde yaklaşık 180 bin fıstık çamının bulunduğu bin dekar ormanlık alanda yangın başladı. Yangına ilk müdahale Sarımazı ve Ceyhan belediyelerine ait itfaiye ve iş makineleriyle yapıldı. Söndürme çalışmalarında İl Çevre ve Orman Müdürlüğüne ait söndürme helikopteri de kullanıldı. Yaklaşık 1,5 saat süren çalışma sonucu yangın tamamen söndürüldü. Yangına hasadı yapılmış bir mısır tarlasındaki anızların yakılmasının neden olduğu belirtildi. Yetkililer, yangından yaklaşık dekar alanın etkilendiğini belirtti. Yangınla ilgili soruşturma başlatıldı.
589290
Arınç Gündemi Değerlendirdi
Arınç Gündemi Değerlendirdi Demokratik açılım gibi önemli bir konuyu sulandırıp, magazinleştirme çabası içine girmenin doğru olmadığını vurguladı. Yayına Giriş: 28.09.2009 18:37:05 Güncelleme: 28.09.2009 20:46:49 Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TRT İzmir Müdürlüğü'nü ziyaretinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. TRT'nin Turizm ve Belgesel kanalının 17 Ekimde yayın hayatına başlayacağını müjdeleyen Bülent Arınç, yenilenen TRT İzmir Haber Müdürlüğü'nü de hizmete açtı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, demokratik açılım gibi önemli bir konuyu sulandırıp, magazinleştirme çabası içine girmenin doğru olmadığını vurgulayıp, "Türkiye bütünlüğünü, beraberliğini sağlarsa, Türkiye terör belasından kurtulabilirse, Türkiye uçar, Türkiye'yi hiç kimse tutamaz" dedi. Bülent Arınç, bazı çevrelerin demokratik açılımı magazinleştirme çabası içine girdiğini, böylesi ciddi bir konunun bir Hollywood yıldızıyla bütünleştirmenin yanlış olduğunu söyledi. Arınç, "Bunu sulandırmak, bunu küçültmek, bunu hafife almak hele hele siyasi parti liderlerine hiç yakışmıyor. Bunu bir alay konusu yapmak, bu konu üzerinden hükümeti vurmak yaşları çok ileri çok da tecrübeli olduğunu zannettiğimiz bir kısım siyasetçilerin ağzında çok iğreti duruyor doğrusu. dedi. Konunun Türkiye için hayati önem taşıdığını vurgulayan Bülent Arınç, herkesin el birliğiyle çalışması gerektiğini vurguladı. Bülent Arınç, bazı çevrelerin demokratik açılımı magazinleştirme çabası içine girdiğini, böylesi ciddi bir konunun bir Hollywood yıldızıyla bütünleştirmenin yanlış olduğunu söyledi. Arınç, "Bunu sulandırmak, bunu küçültmek, bunu hafife almak hele hele siyasi parti liderlerine hiç yakışmıyor. Bunu bir alay konusu yapmak, bu konu üzerinden hükümeti vurmak yaşları çok ileri çok da tecrübeli olduğunu zannettiğimiz bir kısım siyasetçilerin ağzında çok iğreti duruyor doğrusu. dedi.
591086
Jandarmadan zehir tacirlerine darbe
Alınan bilgiye göre, İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinin 24 Eylül'de saat 04.00 sıralarında yaptığı yol kontrol ve aramasında, Adana-İstanbul seferini yapmakta olan bir şehirlerarası yolcu otobüsü durdurularak arandı. Söz konusu otobüste yolcu olarak bulunan Mahir U. (25) ve Mehmet T. (25) isimli şahıslar tarafından otobüs bagajına bırakılan siyah valize Narkotik ve Psikotrop madde arama köpeği Ravza'nın tepki vermesi üzerine valiz içerisinde siyah naylon poşette yaklaşık kg kubar esrar ele geçirildi. Gölbaşı Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatıyla ele geçirilen kubar esrara el konulurken, jandarma sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen zanlılar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Jandarma ekiplerinin yaptıkları bir başka çalışmada ise 27 Eylül'de Ankara'ya araç içerisinde uyuşturucu madde getirildiği öğrenildi. Yapılan takipte 27 plakalı bir araç, Gölbaşı ilçesi Organize Sanayi Sitesinde durdurularak sürücü Mehmet E.Ş. ve Ahmet Y. yakalandı. Operasyonun devamında ve şüphelilerden alınan bilgiler doğrultusunda yapılan araştırmada, uyuşturucu madde taşıdığı değerlendirilen 27 plakalı başka bir araç Gölbaşı ilçesi Şafak Mahallesi Tek Tesisleri mevkiinde terkedilmiş olarak bulundu. Narkotik ve Psikotrop madde köpeği Ravza'nın da katılımıyla araçlarda yapılan aramada terkedilmiş aracın bagajında siyah üç küçük poşet içerisinde toplam 23 kilogram kubar esrar ele geçirildi. Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda Mehmet E.Ş. ve Ahmet Y. isimli şüpheliler gözaltına alındı. Kaçan bir zanlının yakalanması için çalışmaların sürdüğü bildirildi.
591022
Şimşek: Bu pazara alıcı gözüyle bakın
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 130 Belçikalı ve çokuluslu firma temsilcisine, ''Türkiye, çok büyük bir potansiyele sahip, büyük bir pazar. Bu pazara alıcı gözüyle bakın, gelin Türkiye'de yatırım yapın'' çağrısında bulundu. Belçika Ekonomi Bakanlığı ile Belçika'daki Türk Özel Sektör Derneği ve Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı tarafından düzenlenen '''Türkiye ve Belçika İş ve Yatırım İmkanları Toplantısı''nda konuşan Şimşek, dünyanın küresel krizden çıkmaya başladığını ve her şeyin yavaş yavaş normale dönmekte olduğunu söyledi. ''Krizin tamamen bittiğini söylemek için henüz erken. Tedbirli davranmalıyız. Orta ve uzun vadede hala yapmamız gereken çok iş var'' diyen Şimşek, Türkiye ile Belçika'nın da bu süreçte çok şeyler yapabileceklerini ifade etti. ülkenin her alanda işbirliği ve güç birliği yapabileceğini belirten Şimşek, bu işbirliğinin Türkiye ile Belçika'yı diğer pazarlarda da güçlü hale getireceğini vurguladı. Türkiye ile Belçika'nın bu kapsamda Orta Asya, Ortadoğu, Kafkaslar hatta Avrupa'nın geri kalmış ülkelerinde güçlerini birleştirebileceğine dikkati çeken Maliye Bakanı Şimşek, şöyle devam etti: ''3. ülke pazarlarında verimlilik temelinde birlikte çalışabiliriz. Biz bu yola baş koyduk. Ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmi, yatırımlarla birlikte çok arttı. Bence önümüzde çok daha fazla fırsatlar bulunuyor. Türkiye büyük bir pazar. Belçikalı işadamlarının bu pazara alıcı gözüyle bakmasını istiyoruz. Gelin Türkiye'ye yatırım yapın. Sizlerle daha fazla ortaklık kuralım. Türkiye, çok büyük bir potansiyele sahip. Birçok şirketimiz var, cesaretle iş yapıyor. Afrika'ya gidiyor, diplomatik koşulların çok iyi olmadığı ülkelerde yatırım yapıyor. Bu cesareti gösteriyor. Güçlerimizi birleştirelim, birlikte iş yapalım. Belçika, lojistik, Türkiye ise kara ulaşımında gelişmiş ülkeler. Burada da güçlerimizi birleştirelim. Yine yenilenebilir enerji konusunda neden güçlerimizi birleştirmiyoruz? Türkiye'nin büyük bir enerji ihtiyacı var. Gelecekte artacak taleple başa çıkmak için büyük enerji yatırımlarına ihtiyacımız var. Güçbirliği işlerimizi kolaylaştıracaktır.'' Krize rağmen Belçika şirketlerinin Türkiye'de iyi işler yaptığına da işaret eden Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye'deki bankacılık sisteminin de krizden yüzünün akıyla çıktığını dile getirdi. Türkiye'nin ''Mükemmel değiliz ama mükemmel hale gelmek için elimizden geleni yapacağız'' ilkesiyle hareket ettiğini ifade eden Şimşek, ''Bizim ortaklara ihtiyacımız var. Daha fazla refah için ortaklara ihtiyacımız var'' dedi. BELÇİKA EKONOMİ BAKANINDAN TÜRKİYE'YE DESTEK Belçika Ekonomi Bakanı Van Quickenborne da konuşmasında, Belçika'da bir işi başlatmanın gün sürdüğünü, bu sürenin gün olarak belirlendiği Türkiye'nin bu açıdan İtalya ve Fransa'dan bile daha hızlı davrandığını anlattı. Türkiye'nin çok dinamik bir ülke olduğunu kaydeden Quickenborne, ''Türkiye, son yıllardaki reformlarıyla da oldukça etkileyici. Bugün bir THY, Avrupa'nın 4. büyük havayolu. Bankalarınız var, çok güçlü ve Avrupa'nın en iyi bankaları arasında. Biz de Türkleri burada yatırım yapmaya davet ediyoruz. Belçika, her zaman Türkiye ile arkadaş olmuştur, olacak da. Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğini destekliyoruz. Belki zor olacak ama cesur politikacılara ihtiyaç var. Türkiye'nin, reformlarını tamamladığında AB'ye girmesini memnuniyetle karşılayacağız'' diye konuştu. Belçika Girişimciler Federasyonu Başkanı Rudi Thomaes de, Türkiye'deki genç nüfusa dikkati çekerek, Belçikalı şirketlere, Türk nüfusundan yararlanmalarını tavsiye etti. Thamaes, ''Uzakdoğu'ya, Filipinler'e gitmenize gerek yok. Türk nüfusundan yararlanın'' dedi. TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü ve AB Temsilcisi Bahadır Kaleağası ise, Türk işadamlarının yeni işlere açık olduklarını vurguladı ve Belçika'nın, Türkiye'nin Avrupa açılımında önemli bir kapı durumunda bulunduğunu ifade etti. ''NÜFUSUMUZDAN ENDİŞE ETMEYİN'' Maliye Bakanı Şimşek ve Belçika Ekonomi Bakanı Quickenborne, daha sonra yatırımcıların sorularını yanıtladı. Bakan Şimşek, Türkiye ile Belçikalı yatırımcıların, sınırlı imkanlarla dahi en yüksek getiriyi sağlayacak işler yapabileceklerini belirterek, iki ülke işadamlarının, başta enerji olmak üzere pek çok alanda ortak yatırım yapabileceğini kaydetti. Türkiye'nin enerjide çeşitlendirmeye gitmek istediğini dile getiren Şimşek, şunları söyledi: ''Türkiye'de yeni hidroelektrik santralleri kuruluyor. Rüzgar enerjisinde potansiyel hakkında fikrimiz yoktu. Ama şimdi İngiltere'den sonra Avrupa'nın en yüksek rüzgar enerjisi potansiyeline sahibiz. Güneş enerjisinde 7. büyük ülke durumundayız. Enerji şirketleri neden Türkiye'ye yönelmesin? Belçika bizim için çok iyi bir ortak olabilir. Afrika, Ortadoğu'da bizim güçlü ilişkilerimiz var. Gelin bunlardan faydalanalım.'' Şimşek, Türkiye'nin yeni bir teşvik sistemini uygulamaya koyduğunu, Ar-Ge konusunda çeşitli avantajlar getirdiğini de vurguladı. Belçikalı işadamlarının nüfusla ilgili soruları üzerine de Bakan Şimşek şu bilgileri verdi: ''Nüfusumuzdan endişe ettiğinizi biliyoruz. Ama AB'ye çok büyük uyum sağlayacağız. Bu endişeniz ortadan kalkmalı. Avrupa nüfusu yaşlanıyor. Türkiye'den kimsenin ayrılıp da buraya gelip iş yapmasını istemeyiz. Çünkü güç kaybetmek istemeyiz. Türkiye'nin Avrupa'ya ihtiyacı var. Ama Avrupa'nın da Türkiye'ye ihtiyacı var.'' ŞİMŞEK, ONUR KONUĞU Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Belçika Başbakanı Von Rompoy'un 12 bakanla katılacağı bir toplantıya onur konuğu olarak davet edildi. Belçika'nın başkenti Brüksel'de düzenlenen ''Türkiye-Belçika-İş ve Yatırım İmkanları Toplantısı''na katılan Maliye Bakanı Şimşek, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Belçika Ekonomi Bakanı Van Qickenborne'nin kendisini bu akşam Başbakanın katılacağı toplantıya onur konuğu olarak davet ettiğini söyledi. Şimşek, toplantıda Belçika kabinesinin önemli bir kısmıyla görüşme imkanı elde edeceğini ifade etti. Brüksel'deki temasları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Şimşek, Türkiye'nin küresel krize rağmen güven duyulan, çok güçlü bir ülke olduğunu belirtti. Türkiye ile Belçikalı yatırımcıların yenilenebilir enerji, lojistik, ileri teknoloji alanlarında ortaklık yapabileceğini, aynı şekilde 3. ülkelerde birlikte yatırımda bulunabileceğini kaydeden Şimşek, ''burada Türkiye'den gelen 30'a yakın şirket ve 130 dolayında Belçikalı bire bir toplantılar da gerçekleştiriyor. Dünya ekonomisinin önünde hala ciddi sorunlar var. Bütün bu sorunlara rağmen uzun vadede büyük potansiyeli olan cazip ülkelere yatırımcı ilgisi devam edecek. Türkiye de bu ülkelerden birisi'' dedi. Belçika Ekonomi Bakanı ve Belçika Girişimciler (İşadamları) Federasyonu Başkanının Türkiye hakkında övgü dolu açıklamalarda bulunduğuna da işaret eden Bakan Şimşek, ''Eskiden bunları biz söylediğimizde reklam sayılıyordu. Ancak birçok şeyi burada onlar söylediler. Türkiye, potansiyeli olan muazzam bir ülke'' diye konuştu. Bu arada Maliye Bakanı, İş ve Yatırım İmkanları toplantısının ardından bazı Belçika firması yöneticilerini de kabul ederek, bir süre görüştü.
590019
Düdüklü tencere patladı: yaralı
Edinilen bilgiye göre Konya Seydişehir'de Uludağ Caddesi üzerinde bulunan Yeni Pınar Lokantasında çalışan Hüseyin Aslan (30) mercimek pişirmek üzere ocağın üzerine koyduğu düdüklü tencerenin kapağı ile oynayınca düdüklü tencere bir anda patladı. Patlamanın etkisi ile Aslan vücudunun çeşitli yerleri yanarak yaralanırken oluşan basınç dolayısı ile lokantanın camı kırıldı. Yaralanan Aslan Seydişehir Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Emniyetçe olay ile ilgili soruşturmanın başlatıldığı öğrenildi.
590995
CHP'li Tekin: 3. köprü güzergahı sit alını ilan edilsin
Gürsel Tekin, Emekli Deniz Kıdemli Albay Selçuk Kulen'in cenaze namazı öncesi cami avlusunda basın mensuplarının sorularını cevapladı. Başbakan Erdoğan'ın dün Halkalı Mehmet Akif Ersoy Kalp ve Damar Hastalıkları Hastanesi açılışında 3. köprüye karşı çıkanlar için "1. ve 2. köprüye de karşıydılar, şimdi üzerlerinden geçiyorlar" sözlerinin çok ağır olduğunu söyleyen Tekin, "Ağır laflar etmiş, sayın Başbakanımızın üslubuna hiç yakıştıramadım. Sayın Başbakanımız da 1996 -1997 yılında şiddetle 3. köprüye karşıydı. da 2. ve 1. köprünün üstünden geçiyordu ve 1.ve 2. köprü tartışılırken ben daha ufacık bir çocuktum. Özellikle 1. köprü geçerken daha yaşındaydım. Sayın Başbakanımız dönem köprüyü çok iyi hatırlar. Hiçbir köprü tartışması bu kadar gizemli bu kadar gizli saklı olmamıştı. Tam tersine kamuoyu tarafından tartışılırdı. Bilim adamları, üniversiteler ve odaların da katkısıyla 1. ve 2. köprü hayata geçti. Nedense 3. köprü bir gizemli hale geldi. Gizemli hale getirmenin sebebini de doğrusu anlayabilmiş değilim." diye konuştu. Basın mensuplarının, "Proje sizin açıklamanızdan dolayı mı değişti?" şeklindeki sorusuna ise Tekin şöyle cevap verdi: "Hiç fark etmez.Güzergahlar değişir değişmez İstanbullular bilmesi gereken ise şu: Bizim açıklamış olduğumuz, daha önceden hazırlanan planın su havzası ve orman bölgeleri içinden geçmesiydi. Şimdi doğrusu bu uzun güzergah İstanbul'un can damarı, nefesi olan Ormanı ve suyu su bölgesini tahrip edecek. Bu konuda zaman zaman açıklamalar oldu Çevre Bakanımızın da açıklaması oldu. En az zararı olacak ormana dedi. En az zamanın miktarını da bilmiyoruz. Güzergaha baktığımızda örneğin Belgrad ormanlarının önemli bir kısmını alıyor. 'En az zarar' ne demektir? Hangi bilimsel çalışma var onu bilmiyorum. Ama kurumlar arasında bir diyalogun olmadığı da açık net. Orman Bakanlığı farklı, Ulaştırma Bakanlığı farklı söylüyor. Karayolları farklı proje yapmış. Sayın Başbakanımızı gündeminde farklı şey var. Sayın Belediye Başkanımız hiç konuşmuyor. Sayın Belediye Başkanımızın 3. köprüye karşı olduğunu da çok iyi biliyoruz." şeklinde konuştu. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın "Güzergahın açıklanmamasının neden açıklanmadığı sorularına, "Rant oluşmaması için" cevabını verdiğini hatırlatan Tekin, "3. Köprünün ne karşısındayız ne yanındayız öyle bir tartışma olacaksa 3. Köprü güzergahını sit alanı ilan edersiniz. Yapılaşmaya açmamış olursunuz bu vesileyle de bu rantı da ortadan kaldırmış olursunuz. dedi.
591142
Çin'den Boyutlu Ay Haritası
Çin'den Boyutlu Ay Haritası Çin, yüksek çözünürlüğe sahip Ay haritasını, dünyanın en kapsamlı ve ayrıntıların görülebildiği harita olarak duyurdu. Yayına Giriş: 29.09.2009 11:57:58 Güncelleme: 29.09.2009 12:42:52 Çin, boyutlu yüksek çözünürlükte ay haritası çıkardı. Şinhua ajansı, Çinli uzmanların "dünyanın en kapsamlı" ve ayrıntıların görülebildiği boyutlu ay yüzeyi haritasını tamamladıklarını duyurdu. Ay yüzeyinin tamamını kapsayan haritanın fotoğraf ve videolarının "Çang-ı 1" adlı ay araştırma mekiğinde bulunan kamera tarafından çekildiği bildirildi. Çin Harita ve Ölçeklendirme Akademisi öğretim üyelerinden olan ve çalışmayı yapan uzman ekibin lideri Liu Şienlin, harita sayesinde ayın oluşumu, ay jeolojisi ve ayın gelişimi hakkında daha derinlemesine çalışmalar yapılabileceğini belirterek, "Bu çalışma, ay araştırmalarında yapılacak yeni çalışmalar için köşe taşı niteliğindedir" dedi. Ay'ın yüzeyine 500 metre mesafeden aldığı kayıtlarla net görüş imkanı sağladığı belirtilen mekik, Çin tarafından Ekim 2007'de gönderilmişti.
590807
Üstünel'den Emre Güngör'e uyarı
Gökhan Zan'ın ardından Emre Aşık ve Emre Güngör'ün de sakatlanmasıyla savunmada sıkıntı çekmeye başladı. 6. haftadaki Kasımpaşa maçında forma giydikten sonra geçen hafta yine takımını yalnız bırakan Emre Güngör'e yönetimden uyarı geldi. Futbol şube sorumlusu Haldun Üstünel, Emre ile görüşerek, "bu kadar üst üste adele sakatlığı olmaz. Artık kendine daha fazla dikkat et. Kredini bitiriyorsun. Artık darbe dahi almadan adale sakatlığı yaşamanı kabul edemiyoruz" uyarısında bulundu. 25 yaşındaki savunma oyuncusu geçen sezon sadece beş lig maçında forma giyebildi.
589528
The New York Times, SABAH gazetesi ile Türkiye'ye geldi
The New York Times, SABAH gazetesi ile Türkiye'ye geldi Pulitzer ödüllü kalemlerin yorumlarının yer aldığı The New York Times, SABAH ile her pazar Türk halkıyla ücretsiz olarak buluşacak Dünyanın en saygın gazetelerinden The New York Times ile SABAH'ın altı aydır yoğun bir tempoda sürdürdüğü ortak çalışmada sona ulaşıldı. Bu akşam Çırağan'da yapılacak ve çok sayıda yerli ve yabancı konuğun katılacağı "SABAH New York Times" gala gecesinde, Çalık Holding Başkanı Ahmet Çalık, Turkuvaz Medya Başkan Vekili Serhat Albayrak, New York Times Türkiye Yayın Yönetmeni Alparslan Akkuş ve ABD Kongresi Türk Grubu Başkanı Edward Whitfield birer konuşma yapacak. Modern gazeteciliğin doruk noktası olarak kabul edilen NYT'nin dünyaya yön veren yazıları bu haftadan itibaren her pazar SABAH'la birlikte ücretsiz verilecek. İş dünyası, ekonomi, bilim, sanat, teknoloji, dünya siyaseti ve dünyaca tanınan Pulitzer ödüllü kalemlerin yorumlarından oluşan içeriğiyle NYT International Weekly, her pazar Türkçe ayrı bir gazete şeklinde hazırlanacak. 1.7 MİLYON TİRAJI VAR Kurulduğu 1851'den bu yana "Basılmaya değer bütün haberler" sloganıyla yayımlanan NYT'nin tirajı hafta içi 1.1 milyon, pazar günleri ise 1.7 milyona çıkıyor. NYT, gazetecilikteki bu deneyimini 25 ülkede 29 gazeteyle birlikte verilen The New York Times International Weekly sayesinde milyonun üzerinde insana ulaştırıyor. Artık bu özel seçkiden oluşan gazete, Sabah'la birlikte Türk okurlara da seslenecek.
589383
Fujimori, suçlamaları kabul etti
Fujimori, savcının bugünkü duruşmada suçlamaları okumasından sonra, yargıca sadece kelime söylerek, "Efendim, kabul ediyorum" dedi. Savcılar, Fujimori'nin eski istihbarat servisi başkanına 28 politikacı, gazeteci ve iş adamının telefonlarının gizlice dinlenmesini ve 13 milletvekili, bir televizyon kanalı ve bir gazetenin yayın kuruluna rüşvet verilmesini emrettiğini ileri sürüyor. 71 yaşındaki eski devlet başkanı, hakkında daha önce verilen 25 yıllık bir hapis cezası nedeniyle, ömrünün kalanını hapiste geçirme ihtimali ile karşı karşıya bulunuyor. Ancak, önde gelen devlet başkanı adaylarından olan kızı, seçimi kazanması durumunda babasını affedeceğini söylüyor.
590612
Broos Alanzinho'nun gönlünü aldı
Broos 'nun gönlünü aldı ile oynayacağı maçın hazırlıklarını sabah saatlerinde Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde yaptığı çalışmayla sürdürdü. Teknik direktör Hugo Broos yönetiminde yapılan antrenmana 'da bulunan 'le birlikte, hafif sakatlığı nedeniyle salonda çalışan Tolga katılmadı. Antrenman öncesi geçtiğimiz hafta oynanan maçında, oyuna sonradan almasına karşın 35 dakika sonra dışarı aldığı 'yu kollarının altına alan Broos, futbolcuyla bir süre sohbet etti. Bu görüşme sonrası Alanzinho'yla, Broos arasındaki buzların eriği gözlenirken, Brezilyalı futbolcu antrenman performansıyla beğeni topladı. Bu arada bordo mavililer antrenmanda gruplar halinde yapılan koşunun ardından, savunma ve hücum organizasyonları üzerinde durdu. BİLETLER SATIŞA ÇIKTI Öte yandan Trabzonspor'un, Gaziantepspor'la oynayacağı maçın biletleri bugün satışa çıktı. İlk gün sadece kart sahiplerine satılacak biletlerin fiyatları şu şekilde: "Açık tribün: 15 TL, Maraton Tribünü: 30 TL, Kapalı Yan: 60 TL, Kapalı Orta: 80 TL, 150 TL, VIP özel: 250 TL."
591047
Sakarya Nehri'nde inek kurtarma operasyonu işkenceye dönüştü
Nehri'nde inek kurtarma operasyonu işkenceye dönüştü Nehri'nden su içmek isterken çamura saplanan gebe ineğin kurtarılması çalışmaları işkenceye dönüştü. İtfaiye ekiplerinin gebe olması nedeniyle çekerek kurtarmak istemedikleri inek, sahibinin ısrarı yüzünden ölümle burun buruna geldi. Erenler semtinde oturan Çetin Kazanak'a ait aylık gebe inek su içmek için nehir kenarına geldi. İnek, daha sonra kenardaki çamura saplandı. Sahipleri çıkaramayınca itfaiyeden yardım istedi. İtfaiye ekiplerinin çalışması sırasında gebe olduğu için ineğin karnına kuşak bağlanıp yukarıya çekilerek çıkarılması girişimi uzun süre tartışıldı. İneğin daha önce ayağına zincir de bağlanıp bu yolla çıkarılmaya çalışıldığı anlaşıldı. Diğer ayağının da çıkartılmaya çalışılırken zarar gördüğü belirlendi. İtfaiye ekipleri ineğin dinlendikten sonra kendiliğinden kalkmasının beklenilmesini istedi. Sahipleri gebe ineğin dinlenmeden çıkarılmasını isteyince hayvan bağlanan kemerle yaklaşık metre yükseklikten çıkartıldı. Kurtarma çalışmaları sırasında halsiz kalan inek yeniden yuvarlandı. Bir süre dinlenmeye alınan inek kurtarma ekiplerinin çalışması ile yeniden kurtarıldı.
591012
Soğuklar geliyor bu bitkiler sizi korur
KİM KORKAR KIŞTAN SOĞUKTAN… İstanbul’da 104,6 Frekansıyla yayın yapan Radyo 7’nin sevilen programcılarından Eda Çelebi’nin hazırlayıp sunduğu Eda’yla Gün Ortası programının bugünkü konuğu Şifalı Bitkiler Uzmanı Pınar Alacalı oldu. Kış aylarında vücut direncini koruma yollarının anlatıldığı programda zatürreeden gribal enfeksiyona, boğaz ağrısından bronşite kadar bütün kış hastalıkları hakkında bilgiler ve bitkisel formüller verildi. EDA: Kış hastalıklarından en çok bilinen soğuk algınlığı hakkında neler söyleyebilirsiniz? Pınar ALACALI: Öncelikle bazı bitkilerin herkesin evinde yaz-kış fark etmeksizin olması gerektiğini söyleyebilirim. Örneğin; adaçayı, kuşburnu, ıhlamur bu bitkilerin arasında yer alabilir. Her ne kadar siyah çay kadar rağbet görmese de bu bitkiler vücut direncini arttırmak adına büyük önem taşır. Ihlamur, adaçayı, kuşburnu, kök zencefil, kök tarçın, hatmi çiçeği, kına kına bitkisi karıştırılarak ısıtılmalı. Önemli olansa bu bitkileri hazırlarken kaynatmamak ve karışımı dinlendikten sonra içmektir. Üst solunum yollarında antibiyotik görevi üstlenen zencefil, balgam söktürücü ve öksürük giderici olarak önerilebilir. Bu bitkiler sadece kez kaynatılıp atılmamalıdır. En az 8- kez kaynatılıp içilebilir özellikleri vardır. EDA: Gribal enfeksiyon bu bitkiler kullanıldığı taktirde ayakta da geçirilebilir mi? Pınar ALACALI: Gribal enfeksiyonlarda ilk gün hastalığın üreme süresidir. Bu gün içerisinde kişi hastalığın henüz farkında değildir. İlerleyen dönemde hastalık kendisini göstereceği ve vücutta yerleşmiş olacağı için yorgunluk ve halsizlik halleri baş gösterecektir. Bu halsizlik şifalı bitkiler sayesinde azaltılabilir. Eskiden şifalı bitki denildiğinde akla sadece adaçayı ve ıhlamur gelirken günümüzde yapılan araştırmalarla çok farklı bitkiler ve faydaları da keşfedilmiştir. EDA: Genellikle çocuklarda rastlanan boğaz ağrısı için ne yapılabilir? Pınar ALACALI: Boğaz ağrıları anjin ve faranjit olarak ikiye ayrılıyor. Hastada anjin çeşidi görülüyorsa keçiboynuzu pekmezinin içine çok az zencefil karıştırarak sabah ve akşam bir tatlı kaşığı yenildiğinde, üst solunum yolunda oluşan ve vücuda yerleştiğinde en zor atılan mikrop olan beta mikropları önleyici bir etki görülecektir. Beta mikrobu çocuklarda daha sık görülen ve vücut direncini azaltan bir mikroptur. Bu nedenle özellikle gelişme çağında olan çocuklara keçiboynuzu pekmezi iyi gelecektir. Kilolu çocuklar aç karnına, zayıf çocuklar ise tok karnına bu pekmezi yiyebilirler. EDA: İyileşmesi zor bir hastalık olduğunu bildiğimiz bronşitte şifalı bitkilerin yardımı olabilir mi? Pınar ALACALI: Bronşit griple başlayan bir hastalıktır. Akciğerlerin üşümesi ile başlayan bu hastalık iltihap oluşumu ile astım ve nefes darlığına yol açabilir. Korunmak için destekleyici olarak zencefil ve diğer bitkileri önerebilirim. EDA: Bronşit için neler yapılabilir? Pınar ALACALI: kilo balın içine 50 gram toz zencefil, 50 gram ısırgan tohumu, 50 gram çörekotu ve 20 cc nane yağı karışım haline getirilerek sabah akşam plastik veya tatlı kaşığıyla aç karnına tüketilmeli. Bilindiği gibi bal metal kaşıkla tüketildiğinde içerisinde bulunan birçok faydalı besin değerini kaybetmekte. Bronşit olan kişiler süt, muz, şeker tarzı besinler tüketmemeliler. Çünkü bu besinler çocukta olsun, yetişkin bireyde olsun balgamı arttırıcı ve akciğere yerleştirici özelliğe sahiptirler. EDA: Farenjitle ne şekilde başa çıkabiliriz? Pınar ALACALI: Farenjit, boğaz iltihaplanması için üzerlik tohumu öneririm. Her gün yarım çay kaşığı ılık suya çay kaşığı toz şekerde eklenerek kez içilebilir. EDA: Birçok kişinin şikâyetçi olduğu sinüzit hastalığı için hangi bitkiler önerilebilir? Pınar ALACALI: Çörekotu yağı akşam yatarken burunlarına birer damla damlatıldığı takdirde geniz akıntı şikâyetine iyi gelebiliyor. 40 gün boyunca uygulandığında ki ilk birkaç gün yanma yapsa da devam edilmeli. Ameliyatla bile tedavi edilemeyen sinüzitlerin bu yöntemle iyileştiğini söylemek mümkün. Bunun yanı sıra vücut direncini arttıracak haplarda önerilebilir. EDA: Alerjik reaksiyonlarda bitkilerin ne tür faydaları olabilir? Pınar ALACALI: Nane yağını bir kesme şekere bir damla damlatıp rahatsız olduklarını hissettiklerinde emebilirler.Alerjik hastalıklarda vitamin alımı önem kazanır. Kuşburnu ve Mekke gülü bitkisi kaynatılıp içildiğinde bünye yeterli vitamini almış olacaktır. EDA: Sigara içen kişilerin özellikle rahatsız oldukları öksürük ve balgam için neler yapılabilir? Pınar ALACALI: En sağlıklı olan, kişinin sigarayı bırakması olacaktır ancak böyle bir şey yapılamıyorsa zencefili tavsiye edebilirim. Bunun yanı sıra kendilerine ciğerlerini temizleyecek bir karışım verebilirim: 20 limonu mutlaka cam bir tabağa sıksınlar ve içine özenle yıkadıkları tane taze günlük yumurta bıraksınlar. hafta içinde yumurtanın kabukları eriyecek sadece yumurta zarı kalacaktır. İçine; cep kanyağı, 20 cc kadar nane yağı ve 250 gram nöbet şekeri karışım haline getirildikten sonra her sabah fincan aç karnına içilmeli. Bronşit ve astım tedavisinde de çok etkili bir karışım olduğunu söylemek mümkündür. EDA: Ateş dürücü özelliğiyle kullanılabilecek bitki var mıdır? Pınar ALACALI: Lavanta bitkisi bir su bardağı kaynar suyun içerisine bir çay kaşığı atılarak dakika demlenir. İçerisine nöbet şekerinden bir tatlı kaşığı atılarak içilir. yaşın üstünde çocuklarda ve yetişkinlerde güvenle kullanılabilir. Sinir sistemini güçlendirici ve sakinleştirici etkileri de vardır. EDA: Aşırı stresli kişiler içinde önerebileceğiniz bitki hangisi? Pınar ALACALI: Sarı kantrol bitkisinisabah kahvaltılarında ve akşam yatmadan önce bir bardak demleyerek içebilirler. EDA: Bademcik iltihabı için neler yapılabilir? Pınar ALACALI: Günlük sakızı ateşte kavrulduktan sonra çıkan dumana bir bez tutulur ve bu bez boğaza sarılır. ay boyunca düzenli olarak yapılmalı ve söğüt yaprağı demlenerek akşamları içilmeli. EDA: Kulak enfeksiyonunu bitkilerle aza indirmek mümkün mü? Pınar ALACALI: Kulak iltihabı için papatya yağı oldukça faydalıdır. Akşam yatmadan önce kulağa bir damla papatya yağı damlatılabilir. Bunun yanı sıra yaş ve üzeri çocuklarda sabah akşam çay kaşığı keçiboynuzu ve ısırgan tohumu yedirilebilir. Özellikle ısırgan tohumu iltihap kurutucu özelliğiyle bilinen bir bitkidir. EDA: Özellikle soğuk havalarda birçok kişiyi rahatsız eden göz kızarıklığı için neler yapılabilir? Pınar ALACALI: Kızarıklık göz nezlesinden ya da göz tansiyonundan kaynaklanıyor olabilir. Eğer kızarıklık göz nezlesinden kaynaklanıyorsa çay demiyle gözlere pansuman yapılabilir. Bunun yanı sıra papatya suyu da hem göz kızarıklığına hem de gözaltında oluşan morluklara iyi gelecektir. Kızarıklık tansiyonla alakalı ise zencefil ve zerdeçal bitkisini sabah- akçam birer çay kaşığı tüketebilirler. EDA: Zatürree hastalığında hangi bitkileri kullanmak doğru olacaktır? Pınar ALACALI: Keçiboynuzu pekmezi ve hatta keçiboynuzunun kendisi bu rahatsızlıkta destekleyici olacaktır. litre suyun içerisine 7-8 tane keçiboynuzunu kırıp dakika kaynattıktan sonra içebilirler. Ayrıca zencefil karışımı da zatürree hastalığının iyileşmesinde önemlidir. EDA: Uyku problemi çeken kişiler daha çok hangi bitkilerden faydalanabilir? Pınar ALACALI: Sarı kantrol bitkisi sabah-akşam demlenerek içilebilir. Sakinleştirici ve yatıştırıcı etkisi olan bu bitki uyku EDA: İçinde bulunduğumuz dönemde cilt bakımı nasıl yapılmalı? Pınar ALACALI: yumurta akının içine polen eklenerek ezilir. Macun kıvamına gelen karışım ciltte bir müddet bekletilir. EDA: Kış hastalıklarından korunma için neler yapılabilir? Pınar ALACALI: Programın en başında vermiş olduğum bitkisel karışım kişilerin vücut direncini arttırmada yeterli olacaktır. Sağlıklı beslenmeden diyete, şifalı bitkilerin gizemli dünyasından hayatı yaşanılır kılan pratik bilgilere ve yemek tariflerinden çocuk gelişimine pek çok konu Eda'yla Gün Ortası'nda Alanında uzman konuklarıyla Eda'yla Gün Ortası Pazartesi, Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri saat 12.00’de Radyo 7'de.
590677
Cep telefonu çalınca oyunu yarıda kesti
Aktör Hugh Jackman, 'nin New York kentindeki Broadway'de baş rolünde oynadığı bir oyunu sırasında çalan telefon üzerine oyunu yarıda kesti, çalan telefonun kapatılmasını istedi. "A Steady Rain" adlı oyunun özel gösterimi sırasında bir cep telefonunun çalması üzerine Jackman, seyircilere dönerek sert bir şekilde, "Telefonunuzu açmayacak mısınız" diye sordu. Telefonun çalmaya devam etmesi üzerine, "Hadi, sorun değil, şu telefonu kapatın artık" diyen Jackman, seyircilerin alkışları arasında, "Bekleyebiliriz, utanmayın, telefonunuzu elinize alın ve kapatın" diye devam etti. Telefon sahibinin büyük ihtimalle utandığı için elini cebine atmadığı ve telefonun bir süre daha çaldıktan sonra kapandığı belirtildi. En son "X-Men" adlı filmde süper kahraman Wolverine olarak izleyicilerinin karşısına çıkan 40 yaşındaki Jackman, sahneye de en son 2004 yılında, kendisine Tony ödülü kazandıran "The Boy From Oz" müzikalinde çıkmıştı.
589276
Çöplükte mühimmat bulundu
Çöplükte mühimmat bulundu Çöplükte el bombası ve mühimmat bulundu. Balıkesir'in Dursunbey ilçesinde şehir çöplüğü yakınlarında el bombası ve mühimmat bulundu BURSA- BALIKESİR (İHA) Balıkesir'in Dursunbey ilçesinde bulunan çöplükte el bombası ve mühimmat bulundu. Olay, akşam saatlerinde Dursunbey ilçe merkezinin dışında kalan Meslek Yüksek Okulu yakınlarındaki çöplükte meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, çöplük sahasında temizleme çalışması yapan kepçe operatörü, iş makinesinin kepçesine takılan dolu bir poşeti fark etti. Poşette mühimmat gören şahıs, hemen polisi ve jandarmayı aradı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda güvenlik ekibi sevk edildi. Polis bölgesinde yer alan bölgede geniş güvenlik önlemi alındı. Poşette adet el bombası, bir miktar G-3 ve kaleşnikof mermisi ile adet M72 kutusu bulunduğu öğrenildi. İHA muhabirine konuşan Dursunbey Kaymakamı İbrahim Küçük, çöplük yakınlarında el bombası ve mühimmat bulunduğunu doğruladı. Balıkesir Emniyet Müdürlüğü TEM Şubeye bağlı özel bir ekibin ilçeye sevk edildiği bildirildi. Çok sayıda polis ve jandarma görevlisinin güvenlik önlemi aldığı bölgeye kimsenin yaklaşmasına izin verilmiyor. SİVRİSİNEK İLAÇLAMASI SIRASINDA DA EL BOMBASI BULUNDU Bursa'da dere yatağında sivrisinek ilaçlaması yapan belediye işçileri, patlamamış el bombası buldu. Edinilen bilgiye göre, Yıldırım İlçesi'ndeki Gökdere'nin kurumuş dere yatağında bugün saat 13.30 sıralarında sivrisinek ilaçlaması yapan belediye ekipleri, savunma tipi olduğu bildirilen adet el bombası buldu. Belediye temizlik işçileri, durumu hemen polise bildirdi. Polis, dere çevresinde güvenlik önlemleri alırken, olay yerine bomba imha uzmanları çağırıldı. Halatla dere yatağına inen bomba uzmanı, taşınmasını tehlikeli gördüğünü el bombasının olay yerinde imha edilmesine karar verdi. Bomba imha uzmanı, parçalarının etrafa dağılmaması için üzerine otomobil lastiği koyduktan sonra el bombasını fünyeyle patlattı. Çevredekilerin meraklı bakışları arasında büyük bir gürültüyle patlayan el bombasının parçaları toplandı ve incelenmek üzere polis merkezine götürüldü. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.
590159
İran: İsrail kağıttan kaplandır
İran: İsrail kağıttan kaplandır İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Hasan Firuzabadi, İsrailli yetkililerin İran'a saldırı tehditlerini "boş sözler" diye niteledi ve "İsrail kağıttan kaplandır" dedi. TAHRAN (A.A) Tümgeneral Firuzabadi, bir konferanstaki konuşmasında, "ülkesine yönelik İsrail ve ABD'nin askeri saldırı tehditlerini" değerlendirdi. "ABD, vatandaşlarının vergileriyle İsrail'i donatıyor" diyen Tümgeneral Firuzabadi, "İran'ın olası saldırılara ağır cevap verecek olması onları rahatsız ediyor" dedi. Firuzabadi, İran-Irak savaşına atfen, "Sekiz yıllık kutsal savunma, İran halkı için paha biçilmez bir tecrübe oldu ve bu tecrübe düşmanların saldırısını önlüyor. Onlar, bu tecrübeden yoksun oldukları için Irak ve Afganistan'da yenilgiye uğradılar" ifadelerini kullandı. Yerli savunma sanayinde büyük başarılara imza attıklarını da kaydeden Tümgeneral Firuzabadi, ordunun her türlü ihtiyacını karşılayabilecek düzeye geldiklerini söyledi. Washington ve Tel Aviv yönetimleri, "İran'a karşı askeri saldırı da dahil her türlü seçeneğin masada olduğunu" açıklamıştı. Tahran yönetimi de olası saldırılara "çok ağır cevap vereceği" uyarısında bulunmuş, "bölgedeki ABD üsleri ile İsrail'in hiçbir noktasının güvende olmayacağını" ilan etmişti.
590091
Cipler şehre indi, kadınlar ilgi gösterdi
Cipler şehre indi, kadınlar ilgi gösterdi 10:52 2000'li yılların başından itibaren gelen talebe göre birçok otomobil firmasının şehir içi trafiğine uygun üretime geçmesi ile birlikte oluşan rekabet, cip fiyatlarını 28 bin TL'ye kadar düşürdü. Bir otomobil firmasının Bursa ana bayisinin genel müdürü Feridun Türegün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de otomotiv sektörünün ÖTV'ye yapılan indiriminin ardından büyük bir hareketlilik yaşadığını, kendileri de dahil birçok firmanın talebi karşılamakta güçlük çektiğini söyledi. Özellikle ÖTV indirimi ile büyük fiyat düşüşlerinin olduğu 1600 cc motor büyüklüğüne kadar araçların satışında inanılmaz artış olduğunu dile getiren Türegün, ÖTV'de oranların yükseltilmesinden sonra satışların bir miktar azaldığını, ancak son günlerde yine haraketli günler geçirdiklerini anlattı. Otomobilin lüks olmaktan çıkıp artık bir ihtiyaç haline geldiğini, piyasada her bütçeye göre otomobil bulunabildiğini dile getiren Türegün, şöyle devam etti: ''Türkiye'de 2000'li yıllar otomobil satışları açısından çok önemli. Üretim, satış ve ihracatta kriz dönemleri hariç inanılmaz satışlar oldu. Krize rağmen ÖTV indirimiyle satışlar gayet iyi. Otomobil satışları içinde cipler de 2000'li yılların başından itibaren önemli yer tutuyor. Normalde arazi için üretilen, doğa tutkunları tarafından alınan cipler, gelen talebe göre farklılaştı. Cip üreten firmalar, şehire uygun özel modeller üretti. Şehirde araziye göre fazla dayanıklılık gözetilmeyince maliyet ve buna paralel satış fiyatları düştü.'' Cipe gelen talebin firmaların iştahını kabarttığını vurgulayan Türegün, son birkaç yıldır bazı firmaların da cip üretimine yöneldiğini, piyasadaki rekabetin iyice kızıştığını anlattı. 1300 CC MOTORLU CİPLER Rekabet ile birlikte ''Şehir cipleri''nin otomobillerle yarışır konuma geldiğini dile getiren Türegün, ''Her firma pazardan pay kapmaya çalışıyor. Bazıları motor büyüklüğünü 1300 cc'ye kadar düşürdü ama çekerden vazgeçmedi. Bir kısmı, 1600 cc'yi korudu ama çekeri terk etti. Performansını düşürdüler ama görünüş açısından hepsi birbiri ile yarışan ihtişamlı modeller çıkardı'' dedi. Türegün, şehre inen ciplere en fazla kadınların talep gösterdiğini belirterek, ''Gösterişi seven, güvenilir, konforlu, kar ve yağmurda yolda bırakmayacak araç isteyen kadınlar, bütçesine göre cip aldı. Fiyatı 100 bin avro olan cipler kadar 28 bin TL'ye alınabilecek modelleri de bulunuyor. çeker, siyah bir cipe binen kadın kendini daha güçlü hissediyor. Cipler de gerçekten kadın erkek herkese farklı bir imaj kazandırıyor'' diye konuştu.
590678
Eskişehir Şehir Tiyatroları perdelerini açıyor
Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un, "Gün Olur Asra Bedel" adlı romanından uyarlanan "Mankurt" adlı oyun, Şehir Tiyatroları ile St. Petersburg Theatre For Younger Generation Tiyatrosunun ortak projesi olarak hazırlandı. Yönetmenliğini Şehir Tiyatrosu sanatçılarından Emir Murat İzci'nin yaptığı oyunda Serhat Onbul, Gamze Demirer ve Tulga Serim rol alıyor. Turgut Özakman Sahnesinde Ekimde gerçekleştirilecek prömiyer sonrasında "Mankurt" oyunu sezon boyunca Eskişehir izleyicisiyle buluşmaya devam edecek. "Kimliksizleşme ve insansızlaşma" gibi sorunlara değinen oyun, her iki ülke tiyatrosunun kendi festivallerinde gerçekleştireceği özel gösterimlerde ise Türk ve Rus oyunculardan karma ekipler oluşturularak sahnelenecek. Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi'nin (TÜRKSOY) katkılarıyla gerçekleştirilen oyun, Türkiye'de yapacağı çeşitli turnelerde ve birçok uluslararası festivalinde Eskişehir'i temsil edecek.
590439
13:14 Diyarbakırspor, Bursaspor'a cezada ısrarlı
'a cezada ısrarlı Kulübü Basın Sözcüsü Suat Önen, -Diyarbakırspor maçında yaşanan olaylarla ilgili olarak, "Bu sadece başkanın el sıkışması ve iyi niyet açıklamaları ile geçiştirilecek bir olay değildir" dedi. Sözcü Suat Önen, kulüp binasında düzenlediği basın toplantısında, Bursaspor-Diyarbakırspor maçında Bursaspor taraftarının çıkardığı ve yönetiminin sesiz kaldığı çirkin ve kabul edilemez davranışlar örtbas edilmek istenirken duyarlı medyanın katkılarıyla konunun gündeme oturduğunu söyledi. Sporun ve özellikle futbolun siyasete alet edilmek istendiği, bu kokan tribün terörünün ilk ve son olmadığını, ancak bardağı taşıran son damla olduğunu ifade eden Önen, şöyle konuştu: "Futbol sahalarına yakışmayan bu davranışlara karşı önlem alınmaması ve futbol sahalarında insanların kanının akması ve burnunun kanaması, takımımı ligden çekme tepkimizi ortaya çıkardı. Durum üzerine Futbol Federasyonu Başkanı Özgener ile yaptığımız görüşmelerde durumun vahametini gözler önüne serdik ve aynı duyarlılıkla tepki aldık. Eğer adalet herkese ve her yere eşit dağıtılırsa kurumlara güven ve bağlılık artar. TFF’nin bu konuyla ilgili hassasiyetini önümüzdeki günlerde alacağı kararlarda görmek istiyoruz. Sadece başkanın el sıkışması ve iyi niyet açıklamaları ile geçiştirilecek bir olay değildir. Köklü çözümle ilgili tedbir ve caydırıcı cezaların gerekli olduğuna inanıyoruz. Yeşil sahalar yapılacak yerler değildir. Spor ve futbol dostluğu, kardeşliği ve diyaloğu sağlayan bir araçtır." "YARIN DAHA BÜYÜK SORUNLARA YOL AÇABİLİR" Suat Önen, bir gazetecinin Diyarbakırspor’un 2005 yılında da deplasmanda oynadığı bir maçta siyasi içerikli tepkilere maruz kalması üzerine, zamanki kulüp yöneticilerinin TFF’ye başvuru yaptığına ilişkin sorusunu, şöyle yanıtladı: "O dönemlerde Diyarbakırspor yazılı ve sözlü olarak TFF’ye başvuru yaptı. Ancak TFF yönetimi sürekli olarak konunun hassas bir konu olduğunu ifade etti. Futbol Federasyonu, takımları kurallar içerisinde yönlendirir, denetler ve kurallara göre cezalandırır. Hassas konuların statlara taşınması zaten büyük bir yanlıştır. Bu tip konular için duyarsız kalmak ileride büyük bir sorun yumağı halinde önümüze gelir. Bunda böyle oldu. Yarın daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalabiliriz. Böyle bir şeyin bir daha yaşanmaması için federasyondan ve diğer yetkililerden ortak bir tavır bekliyoruz. Bu tavırların ve tepkilerin ortadan kaldırılması için gerekli önlem ve cezalara destek vereceğimizi belirtiyoruz." "AYNI ÜLKENİN FARKLI RENKLERİYİZ" TFF Başkanı ile dün yaptıkları görüşmede, Başkan Özgener’in de konuyla ilgili hassasiyetini gördüklerini kaydeden Önen, şöyle devam etti: "’da Diyarbakırspor seyircisi şiddete maruz kalmıştır. ’daki maçında çıkan olayları kınadık. Gerekli cezayı aldık ve bunu çekiyoruz. Bundan ders çıkarıyoruz. Tüm takımların aynı tavrı sergilemesini istiyoruz. Bursaspor başkanının maç ile ilgili açıklaması talihsizliktir. Yaşananları herkes gördü. Aynı ülkenin farklı kenti, farklı iki rengiyiz. Bu renklilik bu ülkenin zenginliğidir. Bu zenginliğe sahip çıkmak gerekirken ötelemek doğru değildir."
590848
Messenger ile Merkür'ün aşkının meyvesi
Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesinin () uzay aracı Messenger, Merkür (Utarit) ile dünkü üçüncü buluşmasında, bu 'e en yakın gezegenin bin 500 civarında yeni fotoğrafını çekti. Messenger programının baş sorumlusu Washington'daki Carnegie Enstitüsünde görevli bilim adamları, Merkür'e 230 kilometre uzaklıktan geçen ve saatte 19 bin kilometre hızla yol alan Messenger'ın kamerasının, yavaşlayarak gezegenden bir önceki geçişi sırasında göze çarpan krater ve jeolojik oluşumlara odaklanacağını belirttiler. John Hopkins Üniversitesi Uygulamaları Fizik Laboratuvarından araştırmacılar da Merkür'ün yakınından geçiş sırasında özellikle biri 145 kilometre, diğeri 20 kilometre genişliğinde iki krater ve çevrelerindeki açık renkli toprağı inceleyeceklerini kaydettiler. Bilim adamları, Merkür'ün yer çekiminin etkisiyle hızı saatte bin kilometreye düşen uzay aracının, gezegenin bir kuyruklu yıldızın kuyruğuna benzeyen ince atmosferinin kalsiyum ve sodyum ile diğer atomlarını da inceleyeceğini ifade ettiler. Merkür programının yöneticileri, 14 Ocak'ta ilk kez Merkür'ü ziyaret eden Messenger (Mercury Surface, Space Environment, Geochemistry and Ranging) uzay aracının geçen yıl Ekim'de de krater dolu gezegene 200 kilometre sokularak, binlerce resim çektiğini ve önemli miktarda veri ile görüntüyü Dünya'ya gönderdiğini açıkladılar. Amerikan Mariner 10 uzay aracının 1974 ve 1975'te Merkür'ün yarısına yakınını fotoğrafladığını, Messenger'ın da Ocakta gezegenin yüzde 20 ve Pazartesi günü yüzde 30'dan fazlasını görüntülediğini ifade eden bilim adamları, ellerinde Merkür'ün yüzde 95'inin görüntüsü bulunduğunu ve ilk kez bu gezegenin global görünüşünü inceleme olanağı bulduklarını kaydetmişlerdi. 'nın 2004 yılı Ağustos ayında uzaya fırlattığı Messenger, ilk ziyaretinde olduğu gibi ikincisinde de Merkür'ün karanlık yüzüyle ilgili bilgi toplamış, gezegenin yüzeyi, toprağının bileşimi, dinamik manyetosferi (güneşten gelen hızlı parçacıkların oluşturduğu plazma akımının, gezegenin manyetik alanının etkisiyle saptırılarak engellendiği bölge) ve atmosferini incelemişti. Merkür'ün 'e en yakın gezegen olması, 'in şiddetli çekim gücü, aşırı sıcaklık ve yüksek radyasyon nedeniyle zor bir görevde bulunan Messenger, bu gezegene 3. ve son ziyaretini yaptı. Bu ana dek Amerikan uzay aracı, 'in çevresini 15 kez dolaştı ve milyar kilometre yol katetti. Uzay seyahatine devam edecek olan araç, 2011 Martı'nda son kez uğrayacağı Merkür'ün yörüngesine girip, orada kalacak. Yolculuğu sırasında motorlarının yanı sıra Merkür'ün yer çekimi etkisini de tramplen gibi kullanan Messenger uzay aracı, şimdiye dek gezegenle ilgili yüz binlerce GB'yi aşkın veri gönderdi. Büyüklük olarak 8'inci sırada yer alan, 'in çevresini 88 günde dönen ve 'e yakınlığı dolayısıyla kavrulan Merkür'e ziyareti sırasında elektronik ve gözlem araçları "oda sıcaklığında" çalışması için bir koruyucu kalkanın altında bulunan Messenger uzay aracı, 300 dereceyi aşan bir sıcaklıkla karşı karşıya bulunuyor.
590511
Çankaya Belediyesi'ne operasyon: 15 gözaltı
Belediyenin çalışanlarının maaşlarıyla ilgili İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin yaptığı incelemenin ardından suç duyurusunda bulunmaları üzerine, Ankara Cumhuriyet Savcısı Şadan Sakınan soruşturma başlattı. Ankara Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ekipleri, bu sabaha karşı Çankaya Belediyesinde görev yapan, çalışanların maaşlarının yatırıldığı Vakıfbank görevlilerinin de aralarında bulunduğu 15 kişiyi gözaltına aldı. Çankaya Belediyesinde çalışanların maaşlarının neması olan 1.6 milyon TL ile ilgili yolsuzluk yapıldığı ileri sürüldü. Yolsuzluk iddiaları üzerine, Vakıfbank Finans Market Şube Müdürü İrfan A. gözaltına alındı. Banka Müdürü, söz konusu parayı dönemin Belediye Hesap İşler Müdür Vekili Nusret Ö'ye elden götürerek verdiğini öne sürdü. Nusret Ö. ise ifadesinde, böyle bir paranın kendilerine ödenmediğini savundu. Gözaltına alınanlar arasında, dönemin Belediye Başkan Yardımcısı İsa V, Nuri T. ve Bediye S. de bulunuyor. Söz konusu parayla ilgili hizmet ve mal karşılığı olmayan bazı faturaların kesildiği de tespit edilerek, söz konusu faturaları kesen firma yetkililerinden de gözaltına alınanların bulunduğu kaydedildi.
589377
İran'ın füze denemelerini Rusya, kaygı sebebi olarak gördü
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için bulunduğu New York'ta Rus gazetecilere açıklama yapan Lavrov, İran'dan, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) ile işbirliğine gitmesini ve yeni açıkladığı uranyum zenginleştirme tesisiyle ilgili sorulara doyurucu yanıt vermesini istediğini kaydetti. İran, bugün füze savunma tatbikatının ikinci gününde uzun menzilli balistik füzeleri fırlatmıştı. Devlet televizyonu, Devrim Muhafızları Hava Kuvvetleri tarafından icra edilen tatbikatın son aşamasında bin kilometre menzilli Şahap-3 ve Siccil-1 füzelerinin başarıyla fırlatıldığını duyurmuştu. İran'ın "Kutsal Savunma Haftası" etkinlikleri kapsamındaki yıllık planlı tatbikatın ilk aşamasında kısa menzilli Fatih-110, Tonder-69 füzeleri ile Zilzal roketi ve dün geceki ikinci aşamada da 300 ila 700 kilometre menzilli Şahap-1 ve Şahap-2 füzeleri fırlatılmıştı.
589557
Adana Devlet Tiyatrosu "Perde" Diyor
Adana Devlet Tiyatrosu "Perde" Diyor Devlet Tiyatroları 60. yılında Adana Devlet Tiyatrosu da her yıldan farklı olarak Ekim'de perdelerini açacak. Yayına Giriş: 29.09.2009 02:16:38 Güncelleme: 29.09.2009 02:16:38 Adana Devlet Tiyatrosu (ADT), Ekimde ilk kez sahnelenecek ''Düşmanla Sevişenler'' adlı oyunla perdelerini açıyor. ADT Müdürü Ahenk Demir, Devlet Tiyatrolarının 60. kuruluş yıl dönümünde, ulusal tiyatronun gelişmesine öncülük etme misyonu çerçevesinde Ekimde Türkiye'deki tüm sahnelerini, daha önce sahnelenmemiş yerli oyunlarla açacağını kaydetti. Hedefin, hiç sahnelenmemiş 60 yerli oyunun seyirciyle buluşması olduğunu belirten Demir, ''Genelde ekimin ortalarında ya da sonunda perdelerimizi açıyorduk. Biz de bu yıl Ekimde perdemizi ilk kez sahnelenecek 'Düşmanla Sevişenler' adlı oyunla açacağız. Belki Adana için erken ama kadar hareketli bir festival geçirdik ki, Adanalılar festivalden hemen sonra bizden bir oyun bekliyor. Bu kapsamda Çukurova Üniversitesi ve Gazipaşa Bulvarı'ndaki gişelerimiz açıldı'' dedi. "Düşmanla Sevişenler" Ender Çakmak'ın yazdığı ve Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçılarından Abdullah Ceran'ın yönettiği ''Düşmanla Sevişenler'', kalabalık kadrolu bir oyun. Oyun yerli ama konusu 2. Dünya Savaşı'nda Norveç'te geçiyor. Oyun, Almanların Norveç'i işgali ve buradaki kadınların çektikleri zorluklar ve dramlarını anlatıyor. Geçen yıl 'Barış'la sezonu açtıklarını söyleyen ADT Müdürü Ahenk Demir, bu yıl da savaşın kötülüğünü anlatan ve barışın önemini vurgulayan bir oyunla açmayı tercih ettiklerini söyledi. Yeni sezonun ikinci oyunu, ünlü korku romanı yazarı Stephen King'in, Türkiye'de ''Sadist'' ismiyle yayımlanan ve orijinal ismi ''Misery'' olan romanından uyarlanan bir oyun. Oyunu Devlet Tiyatrosu sanatçısı Hakan Boyal yönetiyor. Bu oyunun prömiyerinin de 17 Kasımda yapılması planlanıyor. Oyunda, bir numaralı hayranının, yazar Paul Sheldon'ı geçirdiği araba kazasından kurtarıp evine getirmesi ve kırılan bacaklarını sarması, karşılığında en sevdiği karakter hakkında çok özel bir roman yazmasını istemesiyle, yazarın yaşadığı gerilim dolu günler anlatılıyor.'' Çocuklar da Unutulmadı Adana devlet Tiyatrosu, daha önce oynanmamış yerli oyunların sahnelenmesi kapsamında, 'Tiyatro Çocukları'' adlı oyunla da perdelerini minik tiyatroseverlere açacak. Ekimde prömiyeri yapılacak oyunu, Şekip Taşpınar yazdı ve yönetiyor. Ayrıca geçen yıl sahnelenen çocuk oyunu 'Küçük Karabalık' bu yıl da devam edecek. Tiyatro Çocukları, yaş ortalaması biraz daha büyük çocuklar, Küçük Karabalık ise ana sınıfı düzeyindeki çocuklar için... Uluslararası Sabancı Tiyatro Festivali İçin Hazırlıklar Başladı Nisan ayında düzenlenecek Uluslararası Sabancı Tiyatro Festivali için hazırlıklara da başlandı. ADT Müdürü Ahenk Demir, geçen yıl çok beğenilen sokak gösterilerine yine yer vermeyi istediklerini söyledi. Salon kapasitesi yetersiz kaldığı için açık havada daha kalabalık kitlelere ulaşmak istediklerini söyleyen Demir, bu yıl Çukurova Üniversitesi ve Merkez Park'taki açık hava tiyatrolarını kullanmayı düşündüklerini de sözlerine ekledi.
589287
"Şanssızlığımız kurbanı olduk"
"Şanssızlığımız kurbanı olduk" TFF 2. Lig 4. Grup takımlarından Malatyaspor Kulüp Başkanı Yardımcısı Mehmet Aydın, sahalarında Kahramanmaraşspor'la 0-0 berabere kaldıklarını hatırlatarak, şansızlıklarının kurbanı olduklarını söyledi. Aydın, yaptığı açıklamada, takımın zamanla kendine geleceğini belirtti. Kahramanmaraşspor, karşısında üstün bir oyun sergilediklerini ifade eden Aydın, ''Biz, sahaya puan almak için çıktık. Takımın performansı iyiydi. Şansızlığımızın kurbanı olduk. Zamanla daha iyi olacağımızı düşünüyorum. Kahramanmaraşspor şampiyonluğa oynayan güçlü bir takım. 24 tane transfer yapmış bir takım. Bu sezon en iyi futbolumuzu oynadık diyebilirim'' diye konuştu. Takımın toparlanmaya başladığını ve büyük ölçüde eksikliklerini giderdiği belirten Aydın, artık bahanelerinin kalmadığını kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı: ''Önümüzdeki hafta deplasmanda Tarsus İdman Yurdu ile karşılaşacağız. Hazırlıklarımız bu maçtan galip ayrılmak için. puan alarak dönmek istiyoruz. Artık oyunumuzu skora yansıtmak istiyoruz. Takım taraftarlarını mutlu edecek.''
589604
Arı kovanı taşıyan kamyonet devrildi yaralıları maskeli görevliler kurtardı
Arı kovanı yüklü bir kamyoneti taşıyan TIR'ın kontrolünü kaybetmesi sonucu yaşanan kazada yaralanan kişiyi bir de arılar soktu. Kovanlardan sürü halinde çıkan arılar sağlık, polis, sivil savunma, itfaiye, orman ve tarım ilçe müdürlüğü ekiplerine de saldırdı. Bölgedeki arıcılardan yardım isteyen 112 acil görevlileri, maske takarak yaralıları kurtarabildi. Binlerce arının soktuğu yaralılardan durumu ağır olan Feyzullah Acar (18) olay yerinde ölürken, hastaneye kaldırılan diğer kazazedelerin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi. Sürücüsünün kimliği henüz belirlenemeyen kasasında arı kovanı yüklü bir kamyonet taşıyan TIR, dün Muğla-Marmaris karayolunun Sakartepe mevkiinde kontrolünü kaybederek yoldan çıktı. Kazada kamyonette bulunan yaklaşık 500 arı kovanı, etrafa saçıldı. Serbest kalan binlerce arı, çevreye büyük tehlike saçtı. Kovanlar arasında mahsur kalan yaralıların kurtarılması için bölgeye çağrılan ekipler de arıların saldırısına uğradı. Kurtarma girişimlerinin sonuçsuz kalması üzerine bölgeye yaklaşık 50 arıcı getirildi. TIR'ın içinde sıkışan Feyzullah Acar, olay yerinde hayatını kaybederken, yaklaşık saat arıların arasında kurtarılmayı bekleyen Yakup Karaca, Naci Aktaş, Şeyhmuz Arslan, Özcan Duman ve Ali Namık Kars ise maske takan 112 acil, polis ve arıcıların yardımıyla araçtan çıkarıldı. Muğla Devlet Hastanesi'ne kaldırılan yaralıların hayati tehlikesinin devam ettiği bildirildi. Aralarında arı sokması alerjisi olan bir doktorun da olduğu kazaya müdahale eden 20 kişinin tedavi altına alındığı öğrenildi. Trafik polisleri, megafonla yoldan geçen araçları, arı saldırısına karşı ikaz etti. Arabalar durdurularak camlarını kapatmaları istendi. Muğla Valisi Ahmet Altıparmak ise, kazayla ilgili soruşturma başlatıldığını belirtti.
589511
Alman Meclisi'ne Türk girdi
Merkel, FDP lideri Guido Westerwelle ile dün bir araya gelerek koalisyon görüşmelerinin ne şekilde yürütüleceğini görüştü. İki parti liderinin başbakanlıkta yaklaşık saat süreyle yaptıkları görüşmenin olumlu hava içinde geçtiği belirtilirken, görüşme hakkında ayrıntılı açıklama yapılmadı. Berlin'deki parti merkezinde dün açıklama yapan Merkel, koalisyonun bir an önce kurulması için çalışacağını duyurdu. 'Radikal piyasacı' olarak nitelenen Liberallere küçük göndermelerde bulunmayı da ihmal etmeyen Merkel, yeni koalisyonda da "sosyal piyasa ekonomisi politikalarının devam ettirileceğini" belirtti. Seçimin asıl galibinin kendileri olduğunun altını çizen Merkel, yeni oluşturulacak koalisyonda "daha fazla CDU'nun olacağını" özellikle vurguladı. Merkel ayrıca, iki Almanya'nın birleşme tarihi olan Kasım tarihine kadar hükümetin göreve başlamasını istediklerini söyledi. İki parti, seçimlerde çoğunluğu sağlamaları halinde koalisyon hükümeti kurmak istediklerini açıklamıştı. Seçim sonrası açıklamada bulunan SPD'nin başbakan adayı Frank-Walter Steinmeier ise "acı bir yenilgi yaşadıklarını" söyleyerek, "güçlü bir muhalefet olacaklarını" duyurdu. Genel Başkan Vekili Andrea Nahles ve gençlik teşkilatı başkanı Franziska Drohsel ise diplomatik dille partide özeleştiri ve değişiklik talebini aktardı. Meclise beş Türk kökenli vekil girmeyi başardı 750 bin Türk seçmenin bulunduğu seçimlerde 30 Türkiye kökenli adaydan sadece 5'i Federal Meclis'e girmeyi başardı. Sol Parti milletvekili Sevim Dağdelen ve Yeşiller Partisi milletvekili Ekin Deligöz yeniden seçilirken, FDP'li Serkan Tören, Yeşiller'den Memet Kılıç ve SPD'den Aydan Özoğuz ilk defa meclise girdi. SPD'li Lale Akgün, Sol Partili Hüseyin-Kenan Aydın ve Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir ise seçilemedi. Türk adaylar, muhtemel Birlik Partileri-FDP koalisyonunun politikaları konusunda endişeli. Zaman'a konuşan Türk adaylardan Sevim Dağdelen, "CDU/CSU-FDP koalisyonu döneminde özellikle ekonomik krizin yüklerinin emekçilerin sırtına yüklenmesine, sosyal eşitsizliğin derinleştirilmesine, göçmenlere yönelik dışlayıcı politikalara karşı daha fazla mücadele etmemiz gerekecek." dedi. Mecliste hukuk ve içişleri komisyonlarında görev almayı hedefleyen Memet Kılıç da CDU-FDP koalisyonuyla göçmenleri ve işçileri zor bir dönemin beklediğini ifade etti: "Çünkü Liberaller ve Hıristiyan Demokratların öncelikleri arasında göçmen hakları ve işçilerin hakları yer almıyor. Zor bir dönemde ciddi bir görev üstümüze alıyoruz." 1994'ten beri Kurt Körber Vakfı'nda çalışan Aydan Özoğuz ise birey olarak seçilmesinden dolayı son derece memnun olduğunu ifade ederek, mecliste anamuhalefet partisi olarak SPD'nin Almanya için ne kadar önemli olduğunu anlatmak için çalışacağını kaydetti. Özoğuz, Türkiye'nin AB üyeliği meselesinin yanı sıra çifte vatandaşlık ve aile birleşimi gibi Türkleri yakından ilgilendiren konularda söz söyleyebilmek için öncelikle CDU ile FDP'nin koalisyon anlaşmasını imzalamasını beklemek gerektiğini ifade etti. Ekin Deligöz de Birlik Partileri ve Liberallerin kuracakları koalisyon hükümetinin göç politikalarını zayıflatacağı görüşünde. Koalisyon ortağı adayı FDP'de 1993'ten beri görev alan avukat Serkan Tören ise partisinin Türkiye'nin AB üyeliği konusunda alması muhtemel tavır konusundaki endişelerin aksine iyimser. Kopenhag Kriterleri yerine getirildiği takdirde Türkiye'ye AB kapısının açık olacağını vurgulayan Tören, göçmenlerin sadece göç ve uyum değil, partilerde örneğin dış politika alanında da görevlerde bulunmaları gerektiğini ifade etti.
589722
Eğitim alanında imam-öğretmen açılımı olmuş!
Serpil Yılmaz SobeEğitim alanında imam-öğretmen açılımı olmuş! Uzun bir süre, sosyolog Prof. Şerif ’in ortaya koyduğu “” kavramı üzerinden dile getirdiği, “Öğretmenler imamlara yenildi” tezini tartıştık. Mardin’in görüşlerinden kısa bir hatırlatma yapacağım: “Bir topluluk meydana gelirken özel bir değer gerekiyor. Bu da ’İyi, doğru ve güzel olan’ dediğimiz değerlerdir. Bu değerler olmazsa kolektif bir toplum oluşamaz. İşte cumhuriyet inşa edilirken bu özel değerlere ilişkin derin bir tanım ortaya koyamadık. Osmanlı’da mahalleler belliydi. Cami, imam, Kuran, tekke, külliye ve esnaf gibi birçok birim bir aradaydı. Bu klasik mahallenin yerine cumhuriyet modern belediyeleri koyarak rakip oldu. Bu rakip içerisinde okul, ders kitapları ve öğrenci gibi unsurlar barındırıyordu.” İmam-öğretmen açılımı Hafta sonu, gazetemizin yıldır sürdürdüğü “” kampanyasından sorumlu Doğan İcra Kurulu üyesi ve mezunlarından oluşan bir grup eğitim gönüllüsüyle, ve Ağrı illerinin köylerine gittik. İlk ve ortaöğretimdeki fiziki eksiklikleri yerinde saptamak üzere yaptığımız bu köy ziyaretlerinde, “imam-öğretmen” dayanışmasını gördük. İmamlar okullaşma oranının artmasında aktif rol alıyorlar. Oğlaklı köyü imamı Ramiz Güner ile Hıdır köyü imamı Rahmi kendilerini tanıtırken “resmi imam” vurgusu yapıyorlar. Bu demek oluyor ki, okullarından mezunlar. Yani köyün ileri gelenlerinin “imam” tayin ettiği, alaylı adamlarından değiller. Eğitim talebi yükseldi Hükümetin ilköğretim çağındaki ihtiyaç sahibi çocuklara verdiği 20-40 TL arasındaki aylık desteğin de etkisiyle, artan eğitim talebi karşısında fiziki kapasite yetersiz kalıyor. Bu nedenle okul ve yurt açığı hızla büyüyor. Her evde en az 8-9 çocuk olduğunu da göz önüne alırsak, eğitim yatırımlarına artan talep karşılanamıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “En az üç çocuk yapın“ talimatı, batının aksine doğuda “nüfus planlaması“ olarak algılanıyor. Ağrı Valisi illerinde okula gitmeyen çağ nüfusunun 14 bin, Van Vali Yardımcısı Halil Berk ise aynı kesim için sayının 45 bin olduğunu belirtiyor. İlköğretimde yüzde 90’lara varan okullaşma oranı, ortaöğrenimde yüzde 40’lara kadar geriliyor. yıllık zorunlu eğitimin altyapısı inşa edilememiş. Ne yurtlar, ne okullar, ne de yollar yetiyor. Yollar demişken, Ağrı-Van arası içimiz dışımıza çıktı; duble yollar delik deşik. Ağrı ile köprü kuruluyor “BÜ-81” adıyla bir mail grubu oluşturan Boğaziçi Üniversitesi mezunlarının, Oğlaklı köyünde yaptırdıkları derslik, köy halkı üzerinde büyük bir coşku yarattı. Bu destek bir işadamının para yardımından çok daha anlamlı. Çocuklara “rol model“ oluşturan bir yakınlaşma doğuyor. Ağrı ile Aşiyan arasında köprü kuruluyor. Eğitim gönüllüsü mezunlardan elektrik mühendisi Yaşar, “Çocukluğumda odamda Einstein’ın resmi asılıydı, ben de buradaki çocuklarda üniversite bir hedef olsun istedim“ diyor. Yerel idarecilerle konuşuyorum, “Öyle çaresiz durumda kalıyoruz ki, bazen dudaklarımızı ısırıyoruz” diyorlar. Gittiğimiz yerlerde ailelerin durumları üç aşağı beş yukarı aynı: Anne henüz 30’una gelmeden 4’üncü, 5’inci bebeğine hamile, baba ve ağabeyler eğer iş bulabildilerse evden 1000-2000 kilometre uzakta ya inşaatta ya da kamyonda çalışıyor, yaşları 7-10 arasındaki çocuklar ise çobanlık yapıyor. Ben de dudağımı ısırıyorum bu tablo karşısında.
589790
Zevahiri'den Türkiye'ye uyarı
Zevahiri'den Türkiye'ye uyarı El Kaide'nin iki numaralı ismi Zevahiri, gelecek ay ISAF'ın komutasını üstlenmeye hazırlanan Türkiye'nin, Afganistan'a savaş ilan etmiş olacağını ileri sürdü. Usame Bin Ladin'in sağ kolu Eymen Ez-Zevahiri, yeni yayınlanan ses kaydında Türkiye'yi hedef aldı. El Kaide'nin iki numaralı ismi Türk hükümetinin, Afganistan'da NATO güçlerine verdiği desteği eleştirdi. Zevahiri, Türk güçleri'nin, 'uluslararası güvenlik ve destek gücü' ISAF'ın komutasını alarak, İslam ve Müslümanlar'a yönelik haçlı seferinin komutasını devralacağını iddia etti. "Türk askerleri Afganistan'da, Yahudiler'in Filistin'de yaptıklarının aynısını gerçekleştirecekler" dedi. Eymen Ez-Zevahiri, "Türk halkının, hükümetin bu politikasına karşı çıkmasını" istedi.
590404
Başörtüsü Kazakistan'da yasak değil
Özgürlük Vicdan ve Din Dernekleri günü dolayısı ile düzenlenen törenler sonrasında bir vatandaşın ''bazı okullarda başörtülü öğrenciler derslere alınmıyor. Böyle bir yasak var mı?'' diye sorması üzerine açıklama yapan Adalet Bakanı Raşid Tusupekov ile Milli Eğitim ve Bilim Bakanı Zhanseit Tuimabayev Kazakistan'da başörtüsü yasağının olmadığını isteyenin inandığı gibi giyinebileceğini söyledi. Anayasanın dini inançların yerine getirilmesinin garantisi olduğunu ifade eden Adalet Bakanı Raşid Tusupekov, ''Anayasamızın 22. maddesine göre herkesin istediği dine inanma ve dininin gereklerini yaşama özgürlüğü vardır. Devlet bu konularda kimseye baskı yapamaz. Bizim ülkemizde din işleri ile eğitim ve devlet işleri birbirlerinden ayrılmıştır. Bu nedenle kimse bir başkasının inancına müdahalede bulunamaz'' diye konuştu. Milli Eğitim Bakanı Zhanseit Tuimebayev de kendisine başörtüsü yasağı ile ilgili sorular yöneltildiğini belirterek, ''Kazakistan demokratik ve laik bir devlettir. Demokratik ve laik devletler, vatandaşlarının dini gerekçelerle giyimlerine karışmaz'' dedi. Okullarda okul üniformalarının giyilmesi gerektiğinin mevzuatta yer aldığını ifade eden Milli Eğitim Bakanı Tuimabayev, bunun öğrencilerin dini inançlarını yaşamasına engel olmadığını kaydetti.
589509
Mezun olduğu üniversiteye cumhurbaşkanı olarak geldi
1969 yılında İÜ İktisat Fakültesi'ne giren Gül, doktorasını da 1983'te aynı üniversitede vermişti. Açılışta Cumhurbaşkanı'na ilgi büyüktü. İÜ'lü akademisyenlerin doldurduğu Beyazıt Fen Fakültesi Cemal Birsel Salonu, tarihî günlerinden birini yaşadı. Gül'ün iştirakiyle birlikte İstanbul Üniversitesi akademik yıl açılışına uzun zamandan sonra bir devlet büyüğü katılmış oldu. Açış konuşması için kürsüye gelen Cumhurbaşkanı'nın heyecanı gözden kaçmadı. Gül, duygularını, "Mensubu olduğum için daima gurur duyduğum üniversiteye bu kez cumhurbaşkanı vazifem dolayısıyla gelmek büyük bir onur." şeklinde dile getirdi. iDEOLOJİK ÇATIŞMALARIN ODAĞI OLUNMAMALI Abdullah Gül, üniversitenin bütün fikir akımlarının yurdu olduğunu ve günlük çekişmeler içerisine girmemesi gerektiğini vurguladı. Üniversitelerin ülke meseleleriyle yakından ilgilenmesinin doğal olduğunu belirtirken bunun için bazı şartlar gerektiğini dile getirdi. Bunları da şöyle sıraladı: "Tavsiyelerinin dikkate alınabilmesi için üniversitelerin günlük çekişmelerin üzerinde meselelere bakabilmeleri, büyük resmi görebilmeleri ve üst perdeden bu tavsiyeleri etkin bir şekilde yapabilmeleri gerekir. Bu bakımdan üniversitelerin ideolojik çatışmaların odağı ve merkezi olmasının gerekli fonksiyonlarını gölgelediği kanaatindeyim." Yeni bir üniversite anlayışına ihtiyaç olduğunu kaydeden Gül, bilimsel tecrübesi bulunan köklü üniversitelerin belirli alanlarda uzmanlaşması gerektiğinin altını çizdi. Cumhurbaşkanı, araştırma üniversitelerinin de bir an önce kurulması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, akademisyenlerin performansa dayalı olarak ödüllendirilmesinin önemine değindi. İstanbul Üniversitesi'nin büyük başarılar kazanacağına inancını dile getiren Abdullah Gül, büyük ve köklü kuruluşların daima yenilenmeye ihtiyaç duyduklarını hatırlattı. İstanbul Üniversitesi'nin de çağın gereklerine göre kendini yenilemesinin kaçınılmaz olduğuna işaret etti. Özellikle Çapa ve Cerrahpaşa tıp fakülteleri binalarının yenilenmesi gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı, her türlü desteğe hazır olduğunu ifade etti. Gül, konuşmasında öğrencilere de tavsiyelerde bulundu. "Okulunuzun kıymetini bilin." diye seslenen Gül, şöyle devam etti: "Zamanınızı boş geçirmeyin. İleride bu yılları çok ararsınız. Sizin çalışma alanınız Türkiye değil dünya olmalı. Kendinizi küresel rekabete hazırlayın. Büyük Atatürk'ün gösterdiği hedef ve ilkelere ancak bu şekilde ulaşırız." Rektör Söylet: Statükoculuk çıkmaz yoldur Akademik yıl açılışında konuşan İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, modernleşmenin ve ilerlemenin önündeki en büyük engelin, statükoyu korumak olduğunu söyledi. Söylet, "Değişime direnmek, gelişmeye ayak sürümek, durağanlık, yani 'statükoculuk' çıkmaz yoldur." dedi. Çağı yakalamanın ne demek olduğunu anlatan Rektör, "Atılım yapmak, bilimsel gelişmelerin gerisinde kalmamak, değişmek ve gelişmek, Atatürk'ün bize adeta bir vasiyeti olarak niteleyeceğimiz 'muasır medeniyetler seviyesine çıkmak' ülküsüne uymak demektir." diye konuştu. Prof. Dr. Söylet, 'Demokratik açılım' konusunda da öncü olmak istediklerini söyledi. Mart ayında kuracakları Kürdoloji Araştırma Merkezi'ni buna örnek gösterdi. Bu merkez ile çözümün parçası olmak için gayret edeceklerini belirtti. Farklılıkları zenginlik olarak kabul ettiklerini dile getiren Söylet, "Merkezimiz bu konuyu her yönüyle araştıracak, bilimsel çalışmalar yapacak, öneriler sunacaktır." diye konuştu.
590846
Hazine tahvil ihalesinde 2.2 milyar TL borçlandı
ihalesinde 2.2 milyar TL borçlandı bugün gerçekleştirdiği ihalesinde, rekabetçi olmayan teklif (ROT) satışlarıyla birlikte net milyar 231.4 milyon TL borçlandı. İhalede ortalama faiz yüzde 2.7 oldu. 30 Eylül 2009 valör ve 16 Temmuz 2014 itfa tarihli olmak üzere, bin 750 gün vadeli cinsinden değişken kuponlu tahvil ihalesinde nominal milyar 855.7 milyon TL teklif gelirken, Hazine bunun nominal milyar 505 milyon TL‘lik kısmını karşıladı. Ortalama faizin yüzde 2.7 olduğu ihalede, Hazine’nin piyasadan net borçlanması milyar 606 milyon TL olarak gerçekleşti. İhalede ROT kapsamında piyasa yapıcı bankalara yapılan 625.3 milyon TL’lik ihraçla birlikte toplam net borçlanma milyar 231.4 milyon TL oldu.
590413
TOKİ inşaatında şüpheli ölüm
inşaatında şüpheli ölümHüseyin TÜCCAR/BURSA, (DHA) ’da inşaatında elektrik teknisyeni olarak çalışan 49 yaşındaki Dursun Bayrak, arkadaşları tarafından elektrik trafosunun önünde ölü olarak bulundu. Merkez Osmangazi ilçesi Hamitler Mahallesi TOKİ inşaatında elektrik teknisyeni olarak çalışan Dursun Bayrak, geçen Pazar günü öğle saatlerinde şantiyede kaldıkları yatakhanede arkadaşlarıyla birlikte çay içtikten sonra, “canım sıkılıyor biraz dolaşacağım” diyerek dışarıya çıktı. Akşam saatlerine kadar şantiyeye dönmeyince arkadaşları, polis merkezine giderek Dursun Bayrak’ın gelmediğini söyledi. Dün saat 15.00 sıralarında C-Blok’ta bulunan elektrik panosunda çalışma yapmak isteyen görevliler yerde Dursun Bayrak’ın cesedi ile karşılaştılar. Polis olay yerinde yaptığı incelemede elektrik panosunda akım bulunmadığını tespit etti. Yapılan incelemenin ardından kalp krizinden yaşamını yitirdiği sanılan Dursun Bayrak’ın cesedi kesin ölüm sebebinin belirlenebilmesi için ’na kaldırıldı. Olayla ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı’nca başlattı.
589597
Baros döktürdü
Baros döktürdü güncellenme zamanı Cim-Bom, ’nde Sturm Graz’la perşembe günü oynayacağı maçın hazırlıklarına başladı ’e karşı 11’de forma giyenler yenileme çalışmasıyla yetinirken diğer oyuncular top kapma çalışmasının ardından çift kale maç yaptı. A2 oyuncularının da yer aldığı maçta, Eskişehir karşısında yedek soyunan Baros attığı üç golle tüm dikkatleri üzerine çekti. Barış ise adalesindeki çekme yüzünden maçı yarıda bıraktı. Adalesinde sertleşme tespit edilen Keita antrenmana katılmazken, özel program uyguladı. ise eşliğinde çalıştırıldı. Bu arada idmanı izleyen ile Murat Yalçındağ, futbolcularla görüşerek moral verdiler. Uzun süren sakatlığı düzelen ve takımla çalışmalara başlayan İsveçli oyuncu Tobias Linderoth hırsıyla dikkat çekti. Elano ve Ayhan’ın da çift kale maçta son derece istekli oldukları gözlendi.
590478
"O" anı anlattı!
Bursaspor ile Diyarbakırspor arasında 26 Eylül Cumartesi akşamı oynanan maçta yaşanan olaylar sırasında oğlu ve yeğenini kucağına alarak tribünden çıkmaya çalışırken fotoğraflanan Diyarbakırspor taraftarı Edip Muratakan, yaşadıklarını anlattı. Bursa'nın merkez Nilüfer ilçesi İhsaniye Mahallesi'nde kahvehane işleten Muratakan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1992 yılında ailesiyle birlikte Diyarbakır'dan Bursa'ya geldiklerini ve tarihten beri burada yaşadıklarını söyledi. Ailece Diyarbakırspor taraftarı olduklarını, bu nedenle 26 Eylül Cumartesi akşamı yaşındaki oğlu Resul Can ve yaşındaki yeğeni Muhammet ile takımlarını desteklemek üzere Atatürk Stadı'na gittiklerini anlatan Muratakan, maç öncesi yaşadıkları heyecanın sonrasında yerini üzüntüye bıraktığını vurguladı. -''POLİS BİZİ KALKANIYLA KORUDU''- Maç öncesi ve sırasında Bursasporlu taraftarların ''PKK dışarı'' yönünde slogan attığını, Diyarbakırsporlu taraftarların da bunun üzerine ateşlenerek ''Biz PKK değiliz'' diye cevap verdiğini ifade eden Muratakan, şunları söyledi: ''Sonrasında olaylar başladı. Üzerimize adeta taş ve koltuklar yağıyordu. Maç süresince sürekli gözüm havada yanımda bulunan oğlum ve yeğenimin üzerine birşey geliyor mu diye baktım. Olaylar kesilmeyince her ikisini de kucağıma alarak tribünden dışarı çıkmaya çalıştım. Sağolsun polisin biri tribünden inerken bizi kalkanıyla korudu. Maçın bitimine 15 dakika kala tribünden sahaya girdim. Bu sırada kucağımdaki çocuklarla stadyumdam ayrılmaya çalışmamız fotoğraflanmış. Sonrasında stadı terk ettik. Kendimden çok oğluma ve yeğenime zarar gelecek diye korktum. Ne mutlu bana ki, her ikisini de burunları kanamadan stadyumdan çıkarttım.'' -''İSTİKLAL MARŞI, HEPİMİZİN MARŞI''- Bursa'da yaşayan bir Diyarbakırlı olarak kente gelen takımlarını kucaklamak için stada koştuklarını dile getiren Muratakan, şöyle devam etti: ''Burada dikkati çekmek istediğim başka bir konu da statta İstiklal Marşı okunurken tüm taraftarlarımız ayağa kalkarak buna eşlik etti. Sonuçta bu ülkenin İstiklal Marşı, hepimizin marşı. Ancak maçı izlerken atılan sloganlar nedeniyle ben kendimi başka bir ülkenin vatandaşı, Diyarbakırspor'u da başka bir ülkenin takımı gibi hissettim. Bir sporsever olarak bu yaşanan olayları çok yanlış görüyorum. Biz hepimiz bu Türkiye'nin vatandaşıyız. Irklarımız, kökenlerimiz ayrı olabilir. Ben bugüne kadar hiç bir zaman kendimi bu ülkede farklı bir insan olarak görmedim. Sadece Bursa'da değil, Diyarbakırspor hangi deplasmana gitse aynı durumlarla karşılaşıyoruz. Hele hele bu demokratik açılım ortamında ortama böyle gerdirmek hiç hoş değil. Umarım Bursa'da yaşananlar son olur.'' Çocuğu ve yeğenini kurtarmaya çalışırken çekilen ve maçtan bir gün sonra gazete ve televizyonlarda geniş şekilde yayımlanan fotoğraflarını gördüğünde çok şaşırdığını ifade eden Muratakan, fotoğrafların tribündeki her şeyi anlattığını vurguladı. Muratakan'ın oğlu Resul Can ile yeğeni Muhammet Muratakan da, tribünde yaşanan olaylar nedeniyle çok korktuklarını, bu tür olayların sürmesi halinde bir daha maça gitmek istemediklerini söyledi.
590374
Haremüşşerif olayı: 50 kişi gözaltında
İsrail polisi, önceki gün Haremüşşerif içinde çıkan olaylardan sonra, dün gece yarısında başlattığı "gözaltı operasyonunda" Eski Kent ve çevresindeki mahallelerde en az 50 Filistinliyi gözaltına aldı. Operasyonun, pazar günü Tapınak Dağı Müminleri adlı gruptan aşırı sağ yerleşimcilerin, İsrail polisinin koruması altında Haremüşşerif yerleşkesine girip, El Aksa Camii içine girme teşebbüsleri üzerine başlayan olaylarla ilgili olduğu ifade ediliyor. Bir görgü tanığı, bugün sabah namazında 45 yaşın altındakilerin camiye alınmadıklarını belirterek, El Aksa camisinden çıkarken farklı noktada, polislerin yaşları 16 ila 18 olan iki genci kelepçeleyerek götürdüğünü gördüğünü anlattı. Gözaltı uygulamasının Eski Kent'in Müslüman mahalleleri Hart-ı Sadiyye, Elvad caddesi, Aslanlı Kapı yakınındaki Bab-Hutta ile Bab El-Silsileh'in yanı sıra Eski Kent'in hemen dışındaki Silvan köyü ile yakınlardaki At-Touri'de yoğunlaştığı kaydedildi.
589929
Porno yıldızı ülkeyi karıştırdı
Porno yıldızı ülkeyi karıştırdı"Gençler ona hayran olacak, izlemek isteyecek" Dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi Endonezya’da, bir kadın porno oyuncusunun yerli yapım bir komedi filminde rol alması tartışma yarattı. Maxima Pictures adlı yapım şirketinin yöneticisi Adi Sudiadi, ‘Maria Ozawa’ adlı Japon oyuncuyu oynatmaya kararlı olduklarını belirtti. “Menculik Miyabi” (Miyabi’nin Kaçırılışı) adlı filmde aktrisin Cakarta Havaalanı’na gelişinde üç öğrenci tarafından kaçırılması anlatılıyor. Ülkenin en yüksek dini otoritesi Endonezya Ulema Konseyi Başkanı Amidhan, ‘ahlaki çöküntü’ konusunda uyarıda bulunarak, film porno olmasa bile, aktrisin hayranı olacak ve sonrasında onun porno filmlerini izlemek isteyecek gençler için zararlı olacağını savundu. Amidhan, Japon aktrisin bir Endonezya filminde oynamasının yetkililerce yasaklanmasını istedi.
591809
Beşiktaş Moskova'da umut maçında
Grubu'ndaki ikinci maçında bu akşam CSKA Moskova ile deplasmanda karşılaşacak. 'de bu sezon istediği sonuçları alamayan ve 'nde ilk maçını kaybeden kötü gidişe bu akşam Moskova'da nokta koymak amacında. 'nde Grubu'na İnönü'de 1-0'lık Manchester United yenilgisiyle başlayan siyah-beyazlılar, ikinci maçını CSKA Moskova ile yapacak. 'ta gözler golcü oyuncuların üzerinde olacak. Siyah-beyazlı takım son beş resmi maçta fileleri havalandıramadı. Teknik direktör Mustafa Denizli forvet oyuncuları Mert Nobre, Filip Holosko ve Nihat Kahveci'yi CSKA maçının kadroya aldı. Denizli'nin Manchester United maçında kadroya dahil etmediği Brezilyalı oyuncu Bobo da CSKA Moskova karşılaşmasının kadrosunda bulunuyor. Luzhniki Stadı'nda TSİ 19.30'da başlayacak karşılaşmanın hakemi İspanyol Mejuto Gonzalez. Gonzalez'in yardımcılıklarını Jesus Calvo Guadamuro ve Roberto Diaz Perez Del Palomar yapacak. 'ın mücadeleye Hakan, Ekrem, Sivok, İbrahim Üzülmez, Serdar Özkan, Ernst, Fink, Tello, Tabata, Bobo 11'i ile çıkması bekleniyor. Grubu'nın diğer mücadelesi, Machester United ile ilk maçta CSKA'yı 3-1 yenen Wolfsburg arasında Old Trafford'da oynanacak.
590886
12 yaşındaki Yasemin haftadır kayıp
12 yaşındaki Yasemin haftadır kayıpTuran KURT/ARAÇ (Kastamonu), (DHA) 'nun Araç İlçesi'ne bağlı Boyalı Köyü'nde hafta önce “Babaanneme gidiyorum” diyerek evinden ayrılan ilköğretim 6'ncı sınıf öğrencisi 12 yaşındaki Yasemin Yardımcı'dan bir daha haber alınamadı. Baba Fatih Yardımcı, kızının hayatından endişe duyduğunu belirterek, “Kızımın kaçırıldığını düşünüyorum” dedi. 15 Eyül 2009 tarihinde, akşam saatlerinde üzerinde beyaz kot pantolon ve kırmızı tişörtü ile evden ayrılan Yasemin Yardımcı'dan bir daha haber alınamadı. Gözü yaşlı baba Fatih Yardımcı, kızının hayatından endişe duyduğunu belirterek, durumu polis ve janadrmaya bildirdiklerini belirterek, bulan ya da görenlerin kendilerine haber vermesini istedi. Baba Yardımcı, “Kızımın kaçırıldığını düşünüyorum” dedi. Boyalı Ertürk Yöndem Yatılı Bölge İlköğretim Okulu 6/A sınıfı ve öğrencileri de Yasemin Yardımcı'nın hayatından endişe duyduklarını dile getirirlerken, sırasının boş kaldığını, kendisini ise özlediklerini, sağ olarak bulunduğuna dair haber beklediklerini belirtti.
590331
Türklüğü yeniden politize edenler
Geçtiğimiz hafta sonu Bursa Atatürk Stadı’ndaki tribünlerde “Mehmetçiğiz, Türküz, Ne mutlu Türküm diyene” yazılı pankartlar açan futbolseverler, acaba PKK şiddetiyle şehit olanların pek çoğunun bizzat orduda görev yapan Kürt askerleri olduğunu hiç duymuşlar mıydı? Peki, bazı futbolseverlerin futbol oynamaya gelen Diyarbakırsporlu futbolcuları PKK’lılarla eşdeğer görmelerinde kimlerin payı vardı?
589301
Gine'de ölenlerin sayısı 14'e yükseldi
Gine İnsan Hakları Örgütü Başkanı Thierno Maadjou Sow, başkent Konakri'nin sokaklarında toplandıktan sonra bir stadyumun içinde ve çevresinde toplanan muhalifleri dağıtmaya çalışan güvenlik güçlerinin kalabalığa ateş açtığını söyledi. Sow, şimdiye kadar 14 kişinin öldüğünü tespit ettiklerini, bu sayıya hastanedekilerin dahil olmadığını belirtti. Görgü tanıkları da olaylar sırasında bazı muhalif liderlerin tutuklandığını, 20 protestocunun da yaralandığını bildirdi. Bu arada, bir görgü tanığı da bir polis karakolunun muhalifler tarafından yakıldığını, bazı polis araçları, ekipmanları ve bir polisin kalabalık tarafından ele geçirildiğini ifade etti. Kendisini Ulusal Demokrasi ve Kalkınma Konseyi olarak tanıtan Cunta yönetimi ise protestocularla görüşmeyeceğini belirtti. Cunta komutanı Musa Diegboro Camara, muhaliflerin devletin otoritesini yenilgiye uğratmak isteyen kişiler olduğunu öne sürerek, "onları durduracağız" dedi. Konakri'deki olayların; cunta lideri Musa Dadis Camara'nın devlet başkanlığı için aday olacağı söylentisi üzerine çıktığı bildiriliyor. 31 Ocak 2010'da yapılacak seçimlere katılacağına dair resmi bir açıklama yapmayan Dadis Camara'nın, özel olarak diplomatlara seçimlerde aday olacağını söylediği ifade ediliyor. Dadis Camara'nın adaylığına karşı olan muhalif partiler koalisyonu, 28 eylülde stadyumda toplantı çağrısı yapmıştı. Cuntanın toplantıyı yasaklamasına rağmen onbinlerce kişi sokakları doldurduktan sonra engelleri aşarak stadyuma girmişti. Öte yandan, muhalif Gine Demokratik Güçler Birliği'nin lideri Cellou Dalein Diallo ile birkaç muhalif siyasetçinin de tutuklananlar arasında olduğu belirtiliyor. Dadis Camara, Devlet Başkanı Lansana Conte'nin ölmesinden sonra 28 Aralık 2008 tarihinde darbeyle iktidarı ele geçirmişti.
590707
Türk'e göre karar hukuksuz
Türk'e göre karar hukuksuz ANKARA TBMM (A.A) DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, DTP'li Selahattin Demirtaş ile Emine Ayna'nın zorla mahkemeye getirilmesi kararının, 'tamamen hukuksuz olduğunu' ileri sürdü. Türk, gazetecilerin sorusu üzerine, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, başka illerde açılan davalar kapsamında talimatla ifadelerinin alınması için DTP Grup Başkanvekili ve Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ile DTP Genel Başkan Yardımcısı ve Mardin Milletvekili Emine Ayna'nın zorla mahkemeye getirilmesi kararını değerlendirdi. Mahkemeden, iki arkadaşlarının zorla götürülmesi ile ilgili bir karar çıktığını hatırlatan Türk, şunları söyledi: 'Tamamen hukuksuz bir karar olduğuna inanıyoruz. Bu kararın, Anayasanın 14. maddesi ile hiçbir ilgisi yok. Biz bugüne kadar düşüncelerimizi özgürce ifade etmeye çalıştık. Bütün söylemlerimizde Türkiye'nin bütünlüğü içinde sorunların çözümünü gündeme getirdik. Bu nedenle 14. maddeye göre yorumlanması doğru değildir. 14. maddeye göre, Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü aleyhine işlenen suçlarla ilgili fiili bir durum varsa, bu konu gündeme gelir. Ancak parlamento gerçekten düşüncelerini ifade eden siyasetçilere, milletvekillerine sahip çıkacak bir duruşu ortaya koymamıştır. Bunu, yargının değil parlamentonun özgür düşünceye karşı davranışının ve tutumunun bir sonucu olarak değerlendiriyoruz. Hukuktan, yargıdan kaçma gibi durumumuz yok. Bütün dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyoruz. Vermeyecek hesabımız yok. Ama farklı düşündüğümüz için, Türkiye'de demokrasiyi, özgürleşmeyi, tartışma ortamını yarattığımız için, Kürt sorununu Türkiye gündemine getirdiğimiz için bugün adeta parlamento tarafından sahiplenmeyen, ötekileştirilen bir tutum ve davranışla karşı karşıyayız. Sonuç olarak, demokrasi mücadelesi veriyoruz, inançlarımız doğrultusunda çalışmalarımızı, çabalarımızı ortaya koyacağız. Zorla götürürlerse diyeceğimiz bir şey yok. Bunun haksız bir uygulama olduğuna inandığımız için bugüne kadar gitmedik. Bundan sonra böyle bir yöntem ortaya çıkarsa Türkiye kaybeder, bizim kaybedecek bir şeyimiz yok.'
590737
Polis, kayıp çocuklar için bin kişiyle görüştü
Polis, bugüne kadar bin 455 personelle yürütülen arama çalışmalarında bin 516 şahısla birebir görüştü. Bin 31 aracın kontrolünü ve sorgunu yaptı. Kayseri Emniyet Müdürü Arif Akkale, Talas ilçesinde kaybolan Ahmet Tuna (8) ve kardeşi Dilruba Tekin (6) ile komşu çocukları Türkan Ay'ın (11) bulunması için geniş çaplı çalışmalar yapıldığını bildirdi. Akkale, yaptığı yazılı açıklamada, arama çalışmalarının çok geniş bir alanda yapıldığına dikkat çekerek, şunları kaydetti: "Çevrede bulunan güvenlik kameralarının detaylı incelenmesine devam ediliyor. Çocukların kaybolduğu tarihten bugüne kadar bin 455 personelin katılımıyla yapılan çalışmalarda bin 516 şahıs ile görüşüldüğü ve bin 31 araç kontrol edilerek sorgulandı. İncelenen 47 güvenlik kamerası kayıtlarının yanı sıra bin 875 ikamet, 147 park ve bahçe, 65 cami, 168 umuma açık alan, 506 metruk alan, 78 kuyu üzerinde gerekli arama tarama çalışmaları yapıldı, sonuç alınamadı. Kayıp çocuklara ait ikametler merkez alınarak; bir kilometre çapında bulunan bütün ikametgâhlar ve ikametgâh sakinlerinin ekipler tarafından gerekli kontrolleri yapıldı." Açıklamada, resmi, sivil, motorize, yaya devriye halinde çalışan ekiplerin konuya duyarlı bir şekilde çalışmalarını yoğunlaştırdığı ifade edilerek, "28 Eylül tarihinden itibaren de bir emniyet müdür yardımcısı sorumluluğunda, üç şube müdürü, üç komiser ve on polis memurundan oluşan özel bir ekip kuruldu. Bu ekibe bilgi derleyecek 44 personel görevlendirildi. Ayrıca sonuç alınıncaya kadar Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü personeli yoğunluk olarak bu bölgede görevlendirildi." denildi.
590988
85 yaşındaki kadın 5. kattan atlamak istedi
Alınan bilgiye göre, Çırpan Mahallesi'nde oturan Poyraz U. (19), birlikte yaşadığı anneannesi Kısmet A'yı eve kilitleyerek, askerlik işlemlerini yaptırmak için askerlik şubesine gitti. Bir süre sonra dışarı çıkmak isteyen yaşlı kadın, kapının kilitli olduğunu fark edince, pencereye çıkarak bağırmaya başladı. Yaşlı kadının kendisini pencereden atacağını söylemesi üzerine, komşuları, polis ve itfaiyeyi arayarak yardım istedi. İhbarın ardından kısa sürede olay yerine gelen ekipler, bölgede güvenlik önlemi aldı. Bu sırada eve gelen torun Poyraz U, içeri girerek anneannesini pencereden indirdi.
589709
Komik adamlar şart
Sina Koloğlu Reyting canavarıKomik adamlar şart Televizyonların en büyük eksikliği komedi şov programları. Ya da esprileri ile yetersiz olan yapımlar. Bir kere bütün “komik unsurlar” siyasi hicivden yoksun. Şöyle sıralayalım: Geçen yılın en flaş iki programı “Komedi Dükkânı” ve “Çok Güzel Hareketler Bunlar”... Zaman zaman “iyi espri”yi yakalıyorlar. Ama bir yerden sonra “aman fazla ileri gitmeyelim” mantığı ile sıradanlaşıyorlar. Yine kaldı Komedyen, bu şovu yapan yine tek isim Levent Kırca. Yani dönüp dolaşıp olan bu. “Korsan ile ünlendi ve sonra bıraktı. keza öyle. Son olarak bu alanda Yavuz Seçkin bir adım attı. Hatta geçenlerde “Comedya”nın eski bölümlerini izledim. Yani şöyle bir şey var; tam hani esprileri oturturken bitiyor ya da bitiriyorlar. Aslında galiba bu zor iş, şöhreti yakaladık hemen “stand up” başlasın diyorlar. Ekranı dizi hegemonyasından kurtarmak adına “komik adamlar” şart. Ama galiba bu gerçekten zor ya da televizyonlar buna yanaşmıyor. ve TV8 En çok bu alanda hareketli kanal Kanal D. Sürekli deniyor. “Kocakafalar” vardı, olmadı. “Haneler”i yazın koydu ve ısrar ediyor. “Çok Güzel Hareketler Bunlar” mesela yine Kanal D’nin bir şekilde keşfi oldu. Zaman zaman “müsamere” havasına bürünse de mizah yazmak ve oynamak öyle kolay değil. Ekip umarım bu sene daha içerikli örneklerle gelir. Kazım ve Hatçe örneği mesela bu skeçlerin unutulmaz ikilisi oldular. TV8 komedyenlerin çıktığı kanal; bu sene de “Taklitçi” ile bu alanda bakalım geleneğini sürdürecek mi? “Komedi Dükkânı” da bakalım nasıl yeniliklerle gelecek? İşte topu topu bu, bu kadar çok izlenen kanallarda. Dediğim gibi, tüm bunların bütünü güncel olayların ve özellikle “siyasi hicvin” hep dışında. Metni yazanın yeteneği ile güzel göndermelerin yer aldığı skeçler bekliyorum. Canlı yayına dönüş! gazetecilere verdiği yemekte kendisi söyledi, “Canlı yayınlar riskli, onun için kanal banta yayına döndü” diye. Hatta bu olayı da desteklediğini vurguladı. Baktım hem kendi programı, hem de ondan önce ekrana gelen “Güzel Bir Gün” canlı yayına dönüyor. Daha önce yaşanan şansızlıklar (telefon bağlantıları ya da programa gelen konukların olur olmaz lafları!) nedeni ve kanalın ceza alması riski yüksek olması yüzünden bant yayına dönülmüştü. Ama galiba bu riski göze alıyorlar. Tabii ki bant yayın “reyting”i etkiliyor. İnandırıcılığı ortadan kaldırıyor. Yani yine “riskli” günlere yelken açılmış olunuyor.
589307
Aliyev, önümüzdeki yıl Avrupa'ya gaz pazarlayabiliriz
Romanya'ya dört bakanla çıkarma yapan Aliyev, "Nabucco bizim genel politikamıza uygun düşmektedir. Azerbaycan'la AB ilişkilerinde enerji faktörü çok önemli yer tutmaktadır. Eğer transit ülkelerle anlaşmaya varılırsa önümüzdeki yıldan itibaren Azerbaycan gazını Avrupa Birliği piyasasına pazarlayabiliriz." dedi. Romanya Cumhurbaşkanı Traian Basescu ve Aliyev düzenledikleri ortak basın toplantısında, iki ülke arasındaki ilişkilerin her geçen yıl daha da artarak gelişmesinden duydukları memnuniyeti ifade etti. Romanya'nın Avrupa Birliği ile aralarında gaz ve petrol başta olmak üzere pek çok alanda köprü görevi gördüğünü söyleyen Aliyev, iki ülke arasında, Romanya'nın Köstence ilinde petrol terminali kuracaklarını ifade etti. İlham Aliyev, transit ülkelerle anlaşmaya varılması halinde gelecek yıldan itibaren Azerbaycan gazının Avrupa Birliği piyasasına pazarlanabileceğini vurguladı. Aliyev, şunları söyledi: "Enerji arzının çeşitlendirilmesi hem tedarikçiler hem de alıcı ülkeler için gereklidir. Nabucco bizim genel politikamıza uygun düşmektedir. Azerbaycan'la AB ilişkilerinde enerji faktörü çok önemli yer tutmaktadır. Nabucco ve diğer kanalların başarıyla sonuçlanacağına eminim." Enerji konusunun Azerbaycan ile Avrupa arasında çok önemli rol oynadığını belirten Aliyev, "Romanya'nın Avrupa Birliği ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerde özellikle de gaz konusunda gösterdiği aracılıktan dolayı teşekkür ederim." dedi. Azerbaycan'ın Nabucco dahil pek çok boru hattı projesinde öncü rol oynadığını vurgulayan Aliyev, "Eğer Azerbaycan'daki gaz- petrol yolu açılmasaydı bugün Erzurum boru hattı ve Nabucco'dan bahsedilemezdi. Çünkü Nabucco'nun fiiliyata geçirilmesi ancak bugün mevcut olan Azerbaycan'da gaz sahasındaki girişimleri ve çabaları ile var olabilmiştir. Eğer Nabucco başarıyla inşa edilirse bölgedeki diğer boru hatları ve boru hatları da başarıyla noktalanacaktır." diye konuştu. Romanya Cumhurbaşkanı Basescu da, enerji sahasında mevcut olan iki ülke arasındaki ilişkilerin sadece Nabucco ile değil aynı zamanda Köstence'de bir gaz terminalinin açılmasıyla gelişeceğini söyledi. "KARABAĞ KONUSUNDA ROMANYA'NIN DURUŞU BELLİ" Basescu, Karabağ anlaşmazlığı konusunda Romanya'nın duruşunun baştan beri değişmediğine vurgu yaparak, çözümün barıştan geçtiğini söyledi. Basescu, 'Her türlü dondurulmuş problem barış yolu takip edilmediği sürece çözüme ulaşamaz. Birbirinin toprak bütünlüğüne saygıyla ve uluslararası prensiplerine bağlı kalınmadan başarı olmaz." değerlendirmesinde bulundu. Karabağ konusunda tarafların uluslararası normlara uygun hareket etmesinin çözümün tek yolu olduğuna işaret eden Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev de verdiği destek için Basescu'ya teşekkür etti. Aliyev, 'Uluslararası normlara uygun hareket edilirse iki ülke arasındaki anlaşmazlık hallolabilir. Böylece Azerbaycan toprakları işgalci kuvvetlerden temizlenebilir.' açıklamasını yaptı.
590437
Kaddafi İspanya'ya yapacağı ziyareti iptal etti
Libya lideri Albay Muammer Kaddafi'nin, 'ya bugün yapmayı planladığı özel ziyareti iptal ettiği bildirildi. Dışişleri Bakanlığı'ndan bir kaynak, Libya liderinin 'ya gelme arzusunu ilettiğini, ancak daha sonra bu ziyareti iptal etmeye karar verdiğini aktardı. Bakanlık ise konuyla ilgili yorumda bulunmaktan kaçındı. ABC gazetesi, Kaddafi'nin, yarın 2016 Olimpiyat Oyunları'nın 'da düzenlenmesi için destek aramak amacıyla Danimarka'ya gidecek olan Kralı Juan Carlos ve Başbakan Jose Luiz Rodriguez Zapatero ile görüşmesinin mümkün olmaması yüzünden ziyaretini iptal ettiğini duyurdu.
589859
Kuş, domuz derken şimdi de 'At gribi'
Kanada Tarım Bakanlığı Nova Scotia eyalet biriminden Veteriner Rob Kerr konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Amerikan Bulaşıcı Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi kayıtlarında Eastern equine encephalitis olarak geçen at gribinin atlarda beyin iltihabına ve sonrasında da ölüme neden olduğunu belirtti. At gribi virüsünün, kuş gribi virüsü ile enfekte olan tavuk ve kuşlardan, atlara, sivrisinekler tarafından taşındığını kaydeden Kerr, ''Virüs, attan ata geçmiyor. Virüsün, sivrisinekler tarafından sokulan atların kanına ya da yiyeceklerine karışması yeterli. Atlar üzerinde kesin öldürücü olan bu virüs, nadiren de olsa insan ölümüne neden olabiliyor'' dedi. At gribine karşı hayvanlar için aşının mevcut olduğunu söyleyen Rob Kerr, eyalette yeteri kadar aşı bulunduğunu ve isteyen at sahiplerine verileceğini söyledi. Sivrisinek tarafından ısırılan atların, 10 gün sonra grip belirtileri gösterdiğini ifade eden Kerr, ''Bölgede daha çok atın enfekte olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bize sınır diğer eyaletlerdeki veteriner arkadaşlarımızı da uyardık'' diye konuştu.
590657
Talat'ı uçaktan indirten protesto
Talat'ı uçaktan indirten protestoNTV'den dönen Cumhurbaşkanı Talat, Ada’ya gitmek için 'da bindiği uçakta protestoya uğradı. Yolcuların, bekletildikleri gerekçesiyle yuhaladığı Talat ve beraberindekiler, uçaktan inmek zorunda kaldı. Edinilen bilgilere göre; Kuzey Cumhurbaşkanı (KKTC) Cumhurbaşkanı ’ı ’tan ’a getiren uçak 11.05’te ’na indi. Mehmet Ali Talat ve heyeti Kıbrıs ’nın 137 yolcusuyla alanda bekletilen uçağına yetişti. Yolcular, uçağa binen Cumhurbaşkanı Talat, eşi ve yanlarındaki heyet yuhalamaya başladı. Sözlü protestonun giderek artması üzerine Cumhurbaşkanı Talat ve beraberindekiler uçağı terk etti. 2.5 SAAT YAPTI Turkuaz Hava Yolları’ndan kiralanan YK02 sefer sayılı TCC adlı uçağın kaptan pilotunun iki saatten fazla bekleyen yolculara Talat’ın gelmesiyle uçağın havalanacağını söylediği ve yolcuların protestosunun bu anonsla başladığı belirtiliyor. ’ye bilgi veren yetkililer; ’nin 9.30’da kalkması gereken uçağının teknik bir arıza nedeniyle alanda bekletildiğini, konunun Mehmet Ali Talat’la ilgili olmadığını açıkladı. Ancak yolcular gecikmenin Cumhurbaşkanı Talat’tan kaynaklandığına inanıyor. KTHY’nin İstanbul-Ercan seferi 2.5 saat rötarla gerçekleştirildi. PROGRAMI İPTAL Cumhurbaşkanı Talat’ın yarın sabah Ada’ya döneceği kaydediliyor. Talat’ın uçuşunu ertelemesi nedeniyle adaya dönüşünde yapacağı basın toplantısı ve diğer tüm programı da iptal edildi.
590683
Denizli'den flaş açıklama: CSKA maçını kaybedersek istifa ederim
Denizli ve Beşiktaş takımı Lujniki stadyumunda dün incelemelerde bulundu. Burada takımına küçük bir antreman da yaptıran Beşiktaş Teknik Direktörü Denizli Rus basınına ilginç açıklamalarda bulundu. Denizli, "Kimsenin burada bize üç puan armağan etmeye hazırlanmadığını gayet iyi anlyoruz. Ama bize kesin zafer lazım, çünkü gruptan çıkabilmemiz için önümüze hedef koyduk. Tabii bunu yapmak kolay olmayacak. Türkiye'deki son maçlardaki Beşiktaş'ın oyunlarına baktığımızda bizim siyah çizgide olduğumuzu söyleyebilirim. Şampiyonlar Ligi'nde bir maçı daha kaybedersek, ben istifa etmek zorunda kalacağım. Diğer taraftan ise CSKA'yı yenmemiz Türkiye şampiyonluğunda başarılı şekilde oynamamıza da katkı sağlayacak." dedi. Rus uzman: CSKA Beşiktaş-Galatasaray maçına "ajan" göndermiş Rus spor uzmanı Anatoli Bışovets, CSKA takımının Beşiktaş takımını A'dan Z'ye tanıyabilmesi için Türkiye'ye kendi adamını gönderdiğini belirtti. Rus spor uzmanı, CSKA Teknik Direktörü Juande Ramos'un Beşiktaş'la ilgili yeterince bilgisi var. Çünkü futbol ustası sayılan CSKA Başkan Özel Danışmanı Vladimir Salkov "ajan" olarak Beşiktaş-Galatasaray maçına gönderildi. Salkov da Beşiktaş'ın zayıf taraflarını tespit ederek not şeklinde Ramos'a ulaştırmış bulunuyor. CSKA'nın Beşiktaş'ı yeneceğini düşünüyorum." diye konuştu.
589749
Banvit-TÜBAD'da geri sayım başladı
Banvit-TÜBAD'da geri sayım başladı 5. BANVİT TÜBAD (Türkiye Basketbol Antrenörleri Derneği) Basketbol Turnuvası yarın başlayacak. Bandırmada düzenlenen ve geleneksel hale gelen turnuvaya Banvit, Beşiktaş Cola Turka, Efes Pilsen, Galatasaray Cafe Crown'un yanı sıra Kızılyıldız (Sırbistan), Union Olimpija (Slovenya) ve Panellinios (Yunanistan) kulüpleri katılacaktır. Maçlar SPORMAX ve SKYTURK canlı olarak yayınlayacak. TÜBAD Başkanı Önder Seden, turnuvaya katılımın her sene arttığını söyledi. Zorlu maçların programı Grubu'nda Efes, Galatasaray ve Union Olimpija, Grubu'nda da Banvit, Beşiktaş, Panellios ve Kızılyıldız yer alıyor. Maçların programı şöyle: YARIN 15:45 Beşiktaş-Kızılyıldız 18:00 Banvit Panellinios 20:15 Olimpija-G.Saray PERŞEMBE 15:45 Kızılyıldız-Panellinios 18:00 Efes- Galatasaray 20:15 Banvit-Beşiktaş CUMA 15:45 Beşiktaş-Panellinios 18:00 Efes- Olimpia 20:15 Banvit-Kızılyıldız CUMARTESİ 11:00 A3 B3 13:15 A2 B2 15:45 A1 B1
591035
Bakanlar Kurulu varlık barışını uzattı
Varlık Barışı'nda süre 31 Ekim 2009'a kadar uzadı Bakan Çiçek Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Çiçek, sınır ötesi operasyonlarlara bir yıl daha izin veren tezkereyi benimsediklerini 3. olarak Anayasanın 101 ve 102 maddesinde değişiklik yapılarak Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçimine ilişkin bundan sonraki seçimlerin nasıl yapılacağını konuştuk. Cumhurbaşkanının seçimiyle ilgili eksiklik giderilmiş olacak. Adalet Bakanlığı'nın AB ile ilgili düzenlemelerle ilgili tasarılar ele alınmıştır. Bunlardan biri de demokratik açılımla ilgili konudur. Bu konuda çocukların cezai durumları ile ilgili düzenlemedir. Cumhurbaşkanlığı terörle ilgili çocukların durumu, hukuki düzenlemeler insan hakları kararı çerçevesinde yargılanmaları konusu ele alınmıştır. Bunun dışında Bakan Bağış müzakerelerle ilgili bilgi vermiştir.
589575
Doktor ve eczacıya vergi takibi
Altı ay boyunca 38 bin 590 avukat, 23 bin 814 eczacı, muayenehane ve özel sağlık kuruluşlarında çalışarak Gelir Vergisi beyannamesi veren 12 bin 458 doktor nezdinde sektör incelemesi yürütülecek. Gelir İdaresi, inceleme öncesi doktor, avukat ve eczacıların bu yıl verdiği Gelir Vergisi beyannamelerini de değerlendirmeye aldı. Avukatların yüzde 17,3'ünün, doktorların yüzde 11,6'sının, eczacıların da yüzde 4,3'ünün zarar ya da sıfır gelir beyan ettiği görüldü.
590759
Trabzonspor'a genç ölüm acısı
Yomra ilçesinde, 12 gün önce kullandığı otomobille geçirdiği trafik kazasında yaralanan Sinan Kuru, tedavi gördüğü Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesinde, bu sabah beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetti. Kuru'nun kulüp personelinden Bican Kuru'nun oğlu olduğu kaydedildi.
589627
Liman tartışması
Liman tartışması Limanı’nın özelleştirilmesi halinde kamunun 49 yılda tam milyar 746 milyon 500 bin dolar zarara uğrayacağı belirtildi. Bununla derslikli 52 bin 339 okulun inşa edilebileceği kaydedildi Liman İş Sendikası, Limanı’nın 49 yıllık yerine limanın verimli bir şekilde işletilmesiyle her ile 649 okul ya da yapılabileceğini savundu. ’ın İzmir Limanı’nın özelleştirilmesi için olumlu görüş vermesi üzerine ihaleyi kazanan grubun imzaya çağrılması üzerine, bir rapor hazırlayarak yılda 59 milyon 500 bin dolar kar ettiği belirtilen limanın özelleştirilmesinden vazgeçilmesi çağrısında bulundu. Sendika tarafından hazırlanan raporda, İzmir Limanı’nın özelleştirilmesinin, “Altın yumurtlayan tavuğun kesilmesi” anlamına geleceği öne sürüldü. Raporda, İzmir Limanı’nın en çok kar eden limanlardan olduğu vurgulanarak, limanın gelirinin giderini karşılama oranının 2003’te yüzde 346, 2004’te yüzde 323, 2005’te yüzde 293, 2006’da yüzde 341, 2007’de yüzde 279 olduğuna işaret edildi. Liman, 59 Milyon dolar kar ediyor İzmir Limanı’nın, özellikle kriz ortamında bütçeye ciddi gelir sağladığına yer verilen raporda, “İzmir Limanı’nın özelleştirilmesi ile kamu limancılığına büyük bir darbe vurulacak, ciddi anlamda gelir kaybı yaşayacak, hem liman hem de demiryollarına yapılan yatırımlar sekteye uğrayacak” denildi, şu görüşlere yer verildi: “İzmir Limanı’nın son yılda elde ettiği ortalama kar 59 milyon 500 bin dolardır. Limanın geliri 49 yıl boyunca sabit kalsa bile elde edeceği kar milyar 915 milyon 500 bin dolardır. İzmir Limanı 49 yıllığına milyar 275 milyon dolara özelleştirilmektedir. Özelleştirmeden doğacak zarar en az milyar 640 milyon 500 dolardır. Limanın 49 yıl boyunca elde ettiği karı her yıl yüzde 10 oranında artırdığı var sayıldığında özelleştirimeden doğacak tahmini zarar milyar 746 milyon 500 bin dolardır. Bu zarar, derslikli 52 bin 339 okulun inşa edilmesinin bedeline denktir. Bu zarar 400 yataklı 182 hastanenin inşa edilmesinin bedeline denktir.”
590826
Odada bırakılan mangal öldürdü
Alınan bilgiye göre, ilçenin Merkezköy köyünde, gece mangalda ateş yaktıktan sonra uykuya dalan Seher Külsoy (69) ile kızı Meryem Arslantürk, karbonmonoksit gazından zehirlendi. Uyanarak gazdan zehirlendiklerini fark eden Aslantürk, durumu telefonla aradığı akrabalarına bildirdi. Olay yerine gelen sağlık ekiplerince yapılan müdahalede Seher Külsoy'un öldüğü belirlendi. Meryem Arslantürk ise Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesinde tedavi altına alındı.
590160
'Alo sanat istiyorum'
'Alo sanat istiyorum' İZMİR (A.A) Kültür ve Turizm Bakan Ertuğrul Günay'ın İzmir'in Menderes ilçesine bağlı Çatalca Köyü'nde izleyip, '25 aylık bakanlığımın en güzel gecesini yaşadım' sözleriyle beğenisini dile getirdiği İzmir Devlet Senfoni Orkestrası'nın (İZDSO) köy konseri, 'Türkiye Sanat Otobüsü' projesine hız kazandırdı. AA muhabirine bilgi veren İZDSO Müdürü Kenan Gökkaya, İZDSO'nun 2000 yılından bu yana Kültür Bakanlığı himayesinde, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü desteğiyle 'güzel sanatları köylerle buluşturma' amaçlı konserler düzenlediğini söyledi. 'Bakan Günay'ın sözleri, yıldır mücadelesini verdiğimiz projenin doğruluğunun en büyük kanıtıdır' diyen Gökkaya, Günay'ın Çatalca konserinin ardından yaptığı konuşmada dile getirdiği destek sözünün, koordinatörlüğünü kendisinin üstlendiği 'Türkiye Sanat Otobüsü' projesine de hız verdiğini kaydetti. Gökkaya, günün koşullarında kentlerde bulunan birçok şeyin artık köylerde de bulunduğunu, ancak güzel sanatların olmadığını, sanatçıların, hayatlarında bir kez olsun, köylerde yaşayan insanlarla güzel sanatları buluşturma zorunluluğu olduğunu belirtti. Gökkaya, 'Bizler, yalnızca büyük şehirlerin sanatçıları değiliz, bu ülkenin sanatçılarıyız' diye konuştu. Mobil güzel sanatlar projesinin, müziği, resmi, heykeli, dansı, güzel sanatların birçok dalını 'Alo sanat istiyorum' diyen köylere götüreceğini söyleyen Gökkaya, köy konserlerine ilk başladıklarında hem sanatçıların hem de konser verdikleri köylerin muhtarlarının tedirgin olduğunu, ancak köy konserlerinde herkesi şaşırtacak kadar olumlu tepkiler aldıklarını kaydetti. Konserlerde sadece klasik Batı müziğinin eserlerini yorumlamadıklarını, köylülere halk türküleri, farklı müzik türleri dinlettiklerini, İzmir Devlet Opera ve Balesi'nden dansçıların kendilerine eşlik ettiğini ifade eden Gökkaya, şöyle konuştu: 'Konserlerde müthiş bir enerji, yakınlık yakalamayı başardık. Köy meydanında Mozart'ı da dinlediler, Aşık Veysel'i de Yunus Emre'yi de. Kendi kültürümüzden yola çıkarak evrensellikle nasıl buluştuğumuzu gördük. Sayın Bakan, konser sonrası ifadeleriyle en ücra köylere varıncaya kadar ulaşılacağının sözünü verdi. Bu, bizim en mutlu günümüz oldu. Otobüsümüz, Anadolu'yu kıyı bucak güzel sanatlarla buluşturacak. Yürüyen bir kültür merkezi olacak. Köyde yaşayan herkes, en azından bir kez güzel sanatların farklı türleriyle tanışma olanağı sağlayacak. Bu proje sayesinde kimbilir, belki köylerde geleceğin Fazıl Say'larına, İdil Biret'lerine ilham vermiş olacağız.' BİR ANNENİN SÖZÜ, ÇALIŞMALARINA IŞIK TUTTU Köy kökenli bir ailenin çocuğu olduğunu ve köydeki yaşamı iyi bildiğini belirten İZDSO Müdürü Kenan Gökkaya, eğitimini sürdürürken annesinin kendisine söylediği 'Ne aldıysan köyüne de götür' sözlerinin, başlattığı köy konserleri projesine ışık tuttuğunu söyledi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın kendisini arayarak, konserleri yakından izlediğini, 'katılan arkadaşları alınlarından öptüğünü' ve bir sonraki konsere geleceğini söylediğinde çok heyecanlandıklarını ifade eden Gökkaya, İZDSO'nun konserlerinde alınan olumlu tepkinin ardından, Kültür Bakanlığının da desteğiyle gezici sanat otobüsü çalışmalarına ağırlık vereceklerini kaydetti. Gökkaya, 'Anneme vermiş olduğum sözü, nihayet yerine getirecek olmanın mutluluğunu yaşıyorum' dedi.
589857
Erkekler de ağlar hem de hıçkırarak
Ringlerin 'Demir Yumruk' lakaplı boksörü Vitali Klitschko, Meksika asıllı ABD’li rakibi Chris Arreola’yı mağlup ederek, Dünya Boks Konseyi (WBC) Ağır Sıklet Şampiyonu oldu. 38 yaşındaki Ukraynalı sporcu, ABD’nin Los Angeles kentindeki Staples Center’de düzenlenen unvan maçının 11. raundunda Arreola’nın ringe geri dönmemesi üzerine galip ilan edildi. Klitschko, rakibine kariyerindeki ilk mağlubiyeti yaşatırken; kendi galibiyet sayısını da 38’e yükseltti." Bu, karşılaşmanın 'spor' tarafı... Ancak heyecanla izlenen mücadele bununla kalmadı. Aralarında California Belediye Başkanı Arnold Scwarzenegger, aksiyon filmlerinin unutulmaz ismi Sylvester Stallone, 'Heroes' yıldızı Hayden Panettiere ve Boksör filmiyle bu yıl Oscar'a aday gösterilen Mickey Rourke'un da olduğu maçta, Chris Arreola, kaybetmenin verdiği üzüntüyle gözyaşlarını tutamadı. California Belediye Başkanı Arnold Scwarzenegger, aksiyon filmlerinin unutulmaz ismi Sylvester Stallone de maçı izlemeye gelenler arasındaydı. Boksör eldiveniyle gözyaşlarını silmeye çabalayan 'dev adam'ın üzüntüsü, çevresindeki pek çok hayranını üzerken, organizasyonun yetkilileri de Arreola'yı teselli etmeye çalıştı. Lakabı gibi gerçekten de 'demir yumrukları'yla rakibinin suratını dağıtan Vitali ise galibiyetin mutluluğuyla ödülünü havalara kaldırıp alkışları kazandı.
590193
Havalar ısınacak HARİTALI
Havalar ısınacak Meteoroloji'den yapılan son değerlendirmelere göre günlük haritalı hava tahminleri... Yapılan son değerlendirmelere göre; Ülkemizin kuzeydoğu kesimleri görülecek olan yağışların; Rize ve Hopa çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. HAVA SICAKLIĞI: Ülkemiz genelinde ila derece artacak. RÜZGAR: Genellikle kuzey ve kuzeydoğu, zamanla Ülkemizin güney, iç ve doğu bölgelerinde güney ve güneybatı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. METEOROLOJİ'DEN UYARILAR KUVVETLİ YAĞIŞ UYARISI: Yağışların; Rize ve Hopa çevrelerinde kuvvetli olması beklendiğinden yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı (sel, su baskını, heyelan, taşkın, yıldırım, ulaşımda aksamalar vb.) ilgililerin ve vatandaşların tedbirli ve dikkatli olmaları gerekmektedir. SİS UYARISI: Sabah saatlerinde Bolu başta olmak üzere Ülkemizin iç bölgelerinde yer yer sis olayı beklendiğinden yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı (düşük görüş mesafesi, ulaşımda aksamalar vb.) ilgililerin ve vatandaşların tedbirli ve dikkatli olmaları gerekmektedir. BÖLGELERİMİZDE HAVA MARMARA: Az bulutlu geçecek. Rüzgar; kuzey ve kuzeydoğu (Poyraz) yönlerden kuvvetli olarak esecek. EGE: Az bulutlu ve açık, zamanla bölge geneli parçalı bulutlu geçecek. AKDENİZ: Az bulutlu ve açık geçecek. İÇ ANADOLU: Bölgenin kuzeydoğusu (Kayseri ve Sivas) parçalı bulutlu, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Sabah saatlerinde bölge genelinde sis görülmesi bekleniyor. BATI KARADENİZ: Az bulutlu geçecek. Sabah saatlerinde bölgenin iç kesimlerinde (Bolu, Düzce, Karabük ve Kastamonu) sis görülmesi bekleniyor. ORTA ve DOĞU KARADENİZ: Parçalı ve çok bulutlu, Doğu Karadeniz (Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane ve Bayburt) ile Ordu çevreleri aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı iç kesimlerinin yüksekleri karla karışık yağmur ve kar yağışlı geçecek. yağışların; Rize ve Hopa çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. DOĞU ANADOLU: Parçalı ve çok bulutlu, bölgenin kuzeyi (Erzincan, Erzurum, Kars, Ardahan, Ağrı ve Iğdır) aralıklı yağmur ve sağanak, yüksekleri karla karışık yağmur ve kar yağışlı geçecek. GÜNEYDOĞU ANADOLU: Az bulutlu ve açık geçecek.
590204
Ciplere en büyük kadınlardan
Bir otomobil firmasının Bursa ana bayisinin genel müdürü Feridun Türegün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de otomotiv sektörünün ÖTV'ye yapılan indiriminin ardından büyük bir hareketlilik yaşadığını, kendileri de dahil birçok firmanın talebi karşılamakta güçlük çektiğini söyledi. Özellikle ÖTV indirimi ile büyük fiyat düşüşlerinin olduğu 1600 cc motor büyüklüğüne kadar araçların satışında inanılmaz artış olduğunu dile getiren Türegün, ÖTV'de oranların yükseltilmesinden sonra satışların bir miktar azaldığını, ancak son günlerde yine haraketli günler geçirdiklerini anlattı. Otomobilin lüks olmaktan çıkıp artık bir ihtiyaç haline geldiğini, piyasada her bütçeye göre otomobil bulunabildiğini dile getiren Türegün, şöyle devam etti: ''Türkiye'de 2000'li yıllar otomobil satışları açısından çok önemli. Üretim, satış ve ihracatta kriz dönemleri hariç inanılmaz satışlar oldu. Krize rağmen ÖTV indirimiyle satışlar gayet iyi. Otomobil satışları içinde cipler de 2000'li yılların başından itibaren önemli yer tutuyor. Normalde arazi için üretilen, doğa tutkunları tarafından alınan cipler, gelen talebe göre farklılaştı. Cip üreten firmalar, şehire uygun özel modeller üretti. Şehirde araziye göre fazla dayanıklılık gözetilmeyince maliyet ve buna paralel satış fiyatları düştü.'' Cipe gelen talebin firmaların iştahını kabarttığını vurgulayan Türegün, son birkaç yıldır bazı firmaların da cip üretimine yöneldiğini, piyasadaki rekabetin iyice kızıştığını anlattı. 1300 CC MOTORLU CİPLER Rekabet ile birlikte ''Şehir cipleri''nin otomobillerle yarışır konuma geldiğini dile getiren Türegün, ''Her firma pazardan pay kapmaya çalışıyor. Bazıları motor büyüklüğünü 1300 cc'ye kadar düşürdü ama çekerden vazgeçmedi. Bir kısmı, 1600 cc'yi korudu ama çekeri terk etti. Performansını düşürdüler ama görünüş açısından hepsi birbiri ile yarışan ihtişamlı modeller çıkardı'' dedi. Türegün, şehre inen ciplere en fazla kadınların talep gösterdiğini belirterek, ''Gösterişi seven, güvenilir, konforlu, kar ve yağmurda yolda bırakmayacak araç isteyen kadınlar, bütçesine göre cip aldı. Fiyatı 100 bin avro olan cipler kadar 28 bin TL'ye alınabilecek modelleri de bulunuyor. çeker, siyah bir cipe binen kadın kendini daha güçlü hissediyor. Cipler de gerçekten kadın erkek herkese farklı bir imaj kazandırıyor'' diye konuştu.
589941
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde intihar
Edinilen bilgilere göre, Milli Müdafaa Caddesi Adalet Bakanlığı karşısındaki Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde görevli ismi Akın olan ve soy ismi öğrenilemeyen güvenlikçi, gece saat 03.30 sularında genel müdürlüğün bahçesinde belindeki silahla kafasına iki el ateş etti. Silah sesini duyarak olay yerine giden diğer güvenlikçiler, müdürlük binasının bahçesinde yerde kanlar içerisinde yatan arkadaşlarını görünce 112'yi aradı. İlk müdahalesi olay yerinde acil servis görevlilileri tarafından yapılan güvenlikçi, ambulansla kaldırıldığı Numune Hastanesi'nde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Olay sonrası polis, Vakıflar Genel Müdürlüğü binasının etrafını çevirdi. Diğer güvenlikçilerin ifadesini alan polis, müdürlüğün güvenlik kayıtlarını inceledi. Olay Yeri İnceleme Ekipleri ise delil aradı. Güvenlikçinin neden intihar ettiği ile ilgili ise herhangi bir açıklama yapılmadı.
590684
Mustafa Fehmi Okay mahkemeye sevk edildi
Pendik'te Narkotik polisinin uyuşturucu hap imalathanesini ortaya çıkarması ve daha sonra emniyet müdürlerinin de tutuklanarak cezaevine gönderilmesi sonrasında Fehmi Okay'ın adı da gündeme gelmişti. Uyuşturucu şebekesiyle bağlantısı olduğu iddiaları ortaya çıkınca dün soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na giderek ifade veren Okay, gözaltına alınarak Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne getirildi. İfadesi alınan Okay, işlemlerinin tamamlanmasının ardından sabah saatlerinde Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne sevk edildi. Adliyede sağlık kontrolünden geçirilen Okay, savcılık sorgusunun ardından mahkemeye sevk edildi.
591164
Çin ve Hindistan daha çok söz hakkı istiyor
ve 'ın hızlı yükselişi, ardından ortaya çıkan ekonomik krizin Batı ülkelerini sarsması dünyada yeni bir ekonomik düzen kurulması gerektiği görüşünü güçlendirdi. Asya ülkelerinin daha aktif olarak yeralacağı bu ekonomik düzende başrolü kimin oynayacağı ise üzerinde en çok tartışılan konular arasında yeralıyor. ülkelerinin odağında yeralacağı yeni ekonomik düzende 'nin de çok aktif olacağı ise kesin. ve 'ın hızlı yükselişi, ardından ortaya çıkan ekonomik krizin Batı ülkelerini sarsması dünyada yeni bir ekonomik düzen kurulması gerektiği görüşünü güçlendirdi. Asya ülkelerinin daha aktif olarak yeralacağı bu ekonomik düzende başrolü kimin oynayacağı ise üzerinde en çok tartışılan konular arasında yeralıyor. ülkelerinin odağında yeralacağı yeni ekonomik düzende 'nin de çok aktif olacağı ise kesin. (CNN TÜRK) -- Ekonomik krizin ortaya çıkadığı en önemli sonuçlardan bir tanesi küreselleşen dünyada sorunlarla hiçbir ülkenin tek başına mücadele etmesinin mümkün olmadığı oldu. Dünyanın en büyük ekonomisi bile krizi aşmak için diğer ülkelerle koordineli hareket etmek zorunda kaldı. İşte bu zorunluluk dünyada yeni bir ekonomik mimari oluşturulması gerektiğini net bir şekilde ortaya koydu. Daha yıl önce kapatılması gerektiği yönünde makaleler yazılan birden bire gündemin odağına oturdu. Hatta küresel ekonominin merkezinde 'nin yeralacağı iyice belirginleşti. Finansman gücü artırılan 'nin görev tanımı da değişiyor. bundan böyle kriz sonrası müdahale yerine kriz öncesi müdahale politikasına geçecek. Yani elinde tuttuğu rezervlerle krizi önleyici bir merkez olarak hareket edecek. Elbette 'nin dünya ekonomisindeki ağırlığı artırılınca 'ye kimin yön vereceği de çok önemli hale geliyor. Şu anda 'deki oy hakkının yüzde 17'si yüzde 30'u da Avrupa'ya ait. Bu da Atlantik eksenine 'yi kontrol etme imkanı veriyor. Hatta tek başına 'deki karar sürecini engelleyebiliyor. Fakat bu durumun çok uzun sürmesi beklenmiyor. Geçtiğimiz mayıs ayında ve Türkiye'nin 'deki oy hakları artırıldı. Önümüzdeki günlerde Endonezya, Singapur, gibi ülkelerin oy hakları da artırılacak. Ancak bunlar da ve 'ı tatmin etmiyor. ve oy haklarının ekonomik büyüklükleriyle eşit hale getirilmesini istiyor. Bu da 'in 'nin ardından en büyük ikinci oy hakkına sahip olması anlamına geliyor. 'in 'deki ağırlığının artırılması gerektiğini herkes kabul etmekle birlikte hiçbir ülke kendi oy hakkının kısılmasını istemiyor. Bu da büyük pazarlıklar yaşanacağı anlamına geliyor.
589549
DTP krizinde gözler Ankara’da
krizinde gözler ’da ’nin ifade vermeleri için gönderdiği davetiyelere, dokunulmazlıkları” bulunduğu gerekçesiyle icabet etmeyen ve duruşmalara katılmayı reddeden ’li beş milletvekili hakkında açılan davalara bugün ve yarın devam edilecek Grup Başkan Vekili ifade vermeye gitmeyeceklerini belirtirken, DTP Milletvekili de uygulamanın olduğunu söyledi. Tuncel, “Meclis Başkanı inisiyatif almalı” dedi. Milletvekillerinin duruşmalara katılmaması halinde nasıl bir yol izleneceğine mahkeme karar verecek. ‘Bize tebligat gelmedi’ DTP Genel Başkanı ve Milletvekili Mardin Milletvekili milletvekilleri Selahattin Demirtaş ve ’a dışında açılan, Tuncel’e de Ankara’da açılan davalar kapsamında ifade vermeleri için tebligat gönderilmişti. Mahkeme, Başkanlığı’na yazı yazarak, milletvekillerini ifade vermeye çağırmış, ancak DTP’li milletvekillerinin duruşmalara katılmaması krize neden olmuştu. Mahkeme, Türk, Ayna ve Demirtaş hakkındaki duruşmayı bugüne, Tuğluk ve Tuncel’in davalarını da yarına erteledi. Bugün ve yarın görülecek duruşmalar öncesinde, gönderilen tebligatı sadece Ayna’nın sekreterinin kabul ettiği öğrenildi. İfade vermeye beklenen Demirtaş, bir kez daha mahkemeye gitmeyeceklerini belirterek, “Bize tebligat gelmedi. Gelmediğine göre de mahkemeye geri gitmiştir diye düşünüyorum. Gidip ifade verme niyetimiz ve düşüncemiz yoktur” dedi. Tuğluk da tebligatı teslim almadıklarını söyledi.
589626
İnşaatçıların istekleri var
İnşaatçıların istekleri var İmar Yasası’nın güncelleştirilmesi, inşaat malzemelerinde ’nin yüzde 8’eçekilmesi ve ’nin olumsuz etkisinin azaltılması için hükümete gidecekler ’de inşaat sektörü temsilcileri bir araya geldi, hükümete seslendi. 14 sivil toplum kuruluşundan 40 yönetici, sorunları ve çözüm önerilerini sıraladı. Rapor hazırlanacağı ve ilgili bakanlıklara iletilerek destek isteneceği ifade edildi. İzmir Ticaret Odası İnşaat Sektör Kurul Başkanı Necip Nasır, beklentileri arasında, inşaat malzemelerinde oranının yüzde 18’den yüzde 8’e düşürülmesinin, 1985 yılında yürürlüğe giren İmar Yasası’nın güncelleştirilmesinin, sığınakların kaldırılmasının ve Toplu İdaresi’nin (TOKİ) sektöre olumsuz etkilerinin azaltılmasının yer aldığını söyledi. Nasır, harcının yüzde 1’e çekilmesini, primlerinin azaltılmasını, konut alım-satım sözleşmelerindeki damga vergisine son verilmesinin de talep ettiklerini dile getirdi, şunları kaydetti: Düşük faizli verilsin “İnşaat malzemeleri lüks değildir, yüzden KDV yüzde olmalı. sosyal konut projelerine devam etmeli, ancak sektöre zararlarını da gözden geçirmeli. Devlet tarafından düşük faizli konut kredileri verilerek güven ortamı yaratılmalı. Biliyoruz ki kriz öncesi vatandaşın yastık altında 40-50 bin TL’si vardı. Şimdi de yastık altında büyük para var. Devletin oluşturacağı fonla bu paralar ekonomiye kazandırılmalı. Sektörümüz bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 18 küçüldü. İstihdamda yüzde 29, ciroda yüzde 12, üretimde yüzde 30 küçülme yaşandı. Bu Cumhuriyet tarihinin en ciddi daralması. Yaklaşık 200 sektöre etki eden inşaatçılığın canlanması için yaptığımız öneriler kayıtdışını azaltacak, uzun vadede devlete getirmeyecek.” Büyükşehir’e de mesaj Nasır, soru üzerine, metro gibi büyük projelerin İzmir firmalarına verilmesi gerektiğini de vurguladı, “Bölge şirketlerinin tercih edilmesi, burada inşaat malzemesi satanları da memnun edecek. İş yapamadığı için kebapçı açacak, catering hizmetine girecek meslektaşlarımız var. Bu meslektaşlarımız yılların deneyimine sahip, İzmir’in altyapısına katkı koymuş müteahhitler. yüzden bu konularda daha hassas davranılmalı” dedi.
589538
'Petrol 30 dolara gerilerse 2012'de Putin seçilemez'
Putin'in 12 yıl daha Kremlin'de oturması ile ilgili kararın alındığını savunan Kasyanov, Josef Stalin'den sonra en uzun süreli iktidarda kalan ikinci liderin Putin olacağı öngörüsünde bulundu. The Moscow Times'a açıklamada bulunan Kasyanov, "Putin'in 2012'de iki altı yıllık dönem için gelmesi kesin. Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev için uygun bir pozisyon oluşturulabilir." dedi. Medvedev'in Kremlin için Putin'le birlikte karar alacakları ile ilgili açıklamasını değerlendiren Kasyanov, "Kararın çoktan verildiğinden şüphem yok." iddiasında bulundu. Medvedev'in sadece kendisi için öngörülen rolü oynadığını savunan muhalif lider, "Putin takımın başı. Medvedev sadece görevini yapıyor. Bugün ona başkan olma rolü düştü. Yarın başka bir rol düşebilir. Putin'in popülist desteği yüksek. Medvedev için halkın arasında bir destek yok." diye konuştu. Kasyanov'a göre petrol fiyatları 30 dolar seviyesine düşmezse Putin, 2024'e kadar Kremlin'de olacak.
589707
Çocuklar ve televizyon
Dr. Hasan İnsel Saatleri durduralımÇocuklar ve televizyon Çocuklar ve televizyon günümüzde neredeyse ayrılmaz ikili haline geldi. Bu durum kuşkusuz haklı olarak pek çok anne babayı kaygılandırıyor. Televizyon gibi video ve oyunları da gene çocukların vakit geçirme araçları arasında. Pek çok aktivitede olduğu gibi, ekran karşısında geçirilen zaman için de “azı karar, çoğu zarar” denilebilir. Uzmanlar küçüklerin zarar görmemesi için bu zamanı, “Eğer fazlaysa, kısıtlamakta ve bazı önlemler almakta fayda var” diyor. Çocuğunuzun ekran karşısında geçirdiği zaman, belki de sizin fark ettiğinizden fazla olabilir. Onun televizyon, sinema, video veya bilgisayar oyunlarıyla geçirdiği zamanı azaltmak gerekiyorsa, bunun için bazı basit adımlar atabilirsiniz: ONA UYGUN PROGRAMI SİZ SEÇİN * Arka plandaki televizyonu elimine edin. Televizyon açıksa sadece arka planda olsa bile çocuğunuzun dikkatini çekebilir. Aktif olarak izlemediğiniz zamanlarda televizyonu kapatın. * Yatak odasında televizyon bulundurmayın. Televizyonu evin ortak kullanım alanında bulundurarak çocuğunuzun neler izlediği hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Televizyon karşısında yemek yemeyin. Çocuğun televizyon izlerken yemek yemesine ve atıştırmasına izin vermek, onun ekran karşısında geçirdiği zamanı artıracaktır. Bu alışkanlık ayrıca çocuğun bilinçsizce atıştırma ve tıkınmasını teşvik ederek aşırı kilo almasına yol açabilir. * Okul günü kuralları koyun. Çocukların okul haftası içinde boş zamanları sınırlıdır. Bu sınırlı zamanın tümünü ekran karşısında geçirmemesine gayret edin. * Çocuğunuza video ve bilgisayar dışında başka eğlence ve aktiviteler önerin. Onu okumaya, spor yapmaya ve başka oyunlar oynamaya teşvik edin. * Çocuğunuza iyi bir rol modeli olun. Kendinizin ekran karşısında geçirdiği zamanı da kısıtlayın. Çocuğunuzun izleyeceği şeyleri planlayın. Kanallar arasında zaplaması yerine uygun programları seçin. İzlenilen program bittiğinde televizyonu kapatın. Aile olarak birlikte izlenen programlar konusunda oldukça seçici davranın. * Çocuğunuzla birlikte izleyin ve izlediği program hakkında onunla konuşun. * Fiziksel aktiviteyi teşvik eden video oyunları seçin. Mümkünse ailece birlikte oynayın. Ders ve okul saatlerini göz önüne alarak televizyon izleme saatlerini uygun bir şekilde ayarlayın. TV karşısında obez olmasın Çocukların TV, sinema, video ve bilgisayar oyunlarına ayırdıkları zamanın günde bir iki saati geçmemesi öneriliyor. Zira bu sürenin uzaması, aşağıdaki risklerle bağlantılı: Günde iki saatten fazla televizyon izleyen çocuklarda aşırı kilo alma riski daha fazla. DÜZENSİZ Çocuk ne kadar çok televizyon izlerse yatağa gitmeye direnme ve uykuya dalma güçlüğü çekme olasılığı kadar artmaktadır. Geç saatlerde izlenmesine müsaade edilen programlar ile çocukların uyku ritmi bozulmaktadır. DAVRANIŞ SORUNLARI: Aşırı televizyon izleyen çocuklarda dikkatini toplama ve benzer sorunlar daha sık görülmekte. Bu durum, eğer anne baba çocukları için yeterli vakit ayıramıyorsa ve çocuğun gelişimini destekleyecek diğer ailevi faktörler eksik ise daha büyük sıkıntıya sebep olabilir. OKUL PERFORMANSINDA DÜŞÜŞ: Odasında televizyon bulunan çocuklarda okul performansı azalmaktadır. Televizyonun çocuklar için bir miktar katkısı olsa bile ekran karşısında aşırı zaman geçirmenin genel olarak psikolojik ve fizyolojik gelişimde sıkıntılara neden olduğu gözlenmektedir. OYUNA AYRILAN ZAMANDA AZALMA: Ekran karşısında çok zaman geçirilmesi sonucunda aktif ve yaratıcı oyunlara ayrılan zaman azalmaktadır. Çocukların oyunlar ve değişik aktiviteler ile kazanacakları ince motor beceriler yetersiz kalmaktadır. Onların arkadaş ortamlarında kazanacakları sosyal adaptasyon yeteneği istenen seviyede olmamaktadır. KULLANIMINDA DÜŞÜŞ: Çocuklar için gerekli olan fiziksel hareketlilikle enerji kullanımı eksik kalmaktadır. TV’yi hayatınızdan tamamen çıkarmayın Bu söylediklerimize bakarak televizyonun tümüyle kötü bir alışkanlık gibi algılanması da yanlış olur. Çocuklar televizyonla kendilerini daha iyi değerlendirebilir, oradan aldıkları bilgileri kendi mantıklarıyla biçimlendirebilirler. Çocuğunuz ekran karşısında iken bu zamanı da verimli değerlendirmesi için elinizden geleni yapın. Bu konuda aktif ve katılımcı olun. TV, video ve bilgisayar oyunları, internet gibi iletişim araçları öncelikle eğitim amaçlı olarak kullanılmalı, eğlence amaçlı ise belli sınırlarda kullanılmalıdır. Bunlarda aşırılığa kaçılması durumunda çocuğun sosyal aktivitelerinde, arkadaş ilişkilerinde, ders başarısında, sportif faaliyetlerinde, yaşa uygun becerilerinin gelişmesinde negatif etkiler görülebilir.
590086
CHP'li Okay'ın kardeşi adliyeye sevkedildi
İstanbul'daki bir operasyonu kapsamında dün gözaltına alınan CHP'li Hakkı Süha Okay'ın kardeşi Fehmi Okay adliyeye sevkedildi. 'taki İstanbul Adliyesi'nde dün gözaltına alındıktan sonra İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne getirilen Okay, işlemlerinin tamamlanması üzerine yeniden 'taki İstanbul Adliyesi'ne getirildi. İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince sivil plakalı bir polis aracıyla adliyeye getirilen Okay, savcı ve hakimlerin giriş yaptığı kapıdan binaya alındı. Okay'ın, adli tabiplikte sağlık kontrolünden geçirildikten sonra soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk'e ifade vermesi bekleniyor.
590860
“.yu” yarın tarih oluyor
“.yu” yarın tarih oluyor Eski Yugoslavya Cumhuriyeti’ne ait internet alan uzantısı “.yu” yarından itibaren kullanılmayacak. İnternet alan adlarını tahsis eden The Internet Corporation for Assigned Names and Numbers (Icann) adlı kuruluşun 2006’da ülke internet alan isimleri listesinden “.yu”yu çıkarmasının ardından, internet sitelerine, “.rs”e (Sırbistan) ve “.me” (Karadağ) uzantılarına geçiş için fazladan zaman tanımıştı. Buna karşın bin civarında web sitesinin hala yeni alan uzantısına geçmediği belirtiliyor. Eski Yugoslavya Cumhuriyeti, 2003’te ve olarak yeniden adlandırılmış, 2006’da da Karadağ ayrılma kararı almıştı. 1989’da verilen “.yu” uzantısı ilk olarak Yugoslavya Federal Sosyalist Cumhuriyeti’ne verilmiş, sosyalist cumhuriyetin dağılmasıyla, “.yu” başta yeni bağımsızlığını ilan eden tarafından kullanılmış, ancak 1994’te Yugoslavya Federal Cumhuriyeti’ne geçmişti. Bu tarihten beri, Yugoslavya internet alan kaydı, Belgrad Üniversitesi tarafından yapılıyor.
590638
Gaziantepsporlu futbolculara 20'şer bin lira ceza...
Gaziantepsporlu futbolculara 20'şer bin lira ceza... ’in 8. haftasında deplasmanda ile karşılaşacak çalışmalarını sürdürüyor. Celal Doğan Tesisleri’nde, teknik direktör ve antrenörler Jesus Quinito, Antonio Miguel, Samuel Pedroso, İsmet Ölmez ve kaleci antrenörü Jorge Silva yönetiminde gerçekleştirilen antrenman, ısınma koşusu ve açma-germe egzersizleriyle başladı. Ana bölümünde taktik çalışmalar yapılan antrenman, stretching çalışmasıyla tamamlandı. Tedavisi devam eden Ferdi Coşkun, eşliğinde sahada istasyon çalışmaları yaptı. Antrenmanı, kulüp başkanı ve bazı yöneticiler ile Emniyet Müdürü Halil Yılmaz da izledi. Gaziantepspor Teknik Direktörü Jose Couceiro, gazetecilere yaptığı açıklamada, maçının geride kaldığını, şimdi Trabzonspor maçına odaklandıklarını söyledi. Ankaragücü karşısında ligin en kötü maçlarından birini oynadıklarını ifade eden Coucerio, "Artık geriye dönüp bakmak bize ve kimseye fayda getirmez. Hatalarımızdan dersler çıkartmalıyız. Tecrübemiz var, yapmamız gerekeni biliyoruz, doğru yola girmemiz gerekiyor. doğru yola Trabzonspor maçı ile başlayıp devamını getirmemiz gerekiyor" diye konuştu. İyi yapılan işlerin unutulduğunu anlatan Coucerio, "Bir önceki maça baktığımızda kötü bir takım olduğumuzu kabul etmiyorum. Bir önceki maçla Ankaragücü maçı arasında dağlar kadar fark var. Mesela ile oynadığımız bir maç vardı, onun da bu maç ile bir alakası olmadığını düşünüyorum. Kötü oynayıp kaybettiğiniz zaman, yapılan bütün iyi işlerin unutulması futbolun doğasında var" ifadelerini kullandı. Coucerio, kazanmak için ne gerekiyorsa onu yapacaklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "’e geldiğim günden itibaren oynadığımız en kötü maç Ankaragücü maçıydı, bunu da saklamaya gerek yok. Trabzonspor maçı da bir başka önemli maç. Tabii ki geçen maça oranla farklı olmamız, kazanmamız ve bunun için ne gerekiyorsa onu yapmamız gerekiyor. İlk geldiğim günden beri devamlı belirttiğim bir konu var; da kendi içimizde olan durumları basınla paylaşmıyorum, kariyerim boyunca da hiç paylaşmadım. Ben hiçbir konuyu paylaşmıyorum, ama basınımız da birçok konuyu öğreniyor. Bunları benden öğrenmiyorlar, nereden öğrendiklerini de inanın bilmiyorum. Basının çok iyi kaynakları var diye düşünüyorum, konuların bana sorulmasına gerek yok. Çünkü her şeyi benden önce öğrendiğinizi görüyorum. Bu ekibimiz için iyi değil." FUTBOLCULARA PARA CEZASI Bu arada, yönetim kurulunun yaptığı toplantıda, 26 Eylül 2009 Cumartesi günü oynanan Ankaragücü maçında alınan mağlubiyet ve oynanan kötü oyun nedeniyle futbolcularımıza 20’şer bin lira para cezası verildiği bildirildi. Kulüp Başkanı İbrahim Kızıl, Ankaragücü karşılaşmasında oynanan kötü futbol ve alınan 3-1’lik mağlubiyetten dolayı taraftarların göstermiş oldukları tepkide haklı olduklarını ve alınan bu mağlubiyetin Gaziantepspor camiasına yakışmadığını dile getirdi. Ankaragücü maçında oynanan futboldan ve alınan mağlubiyetten dolayı tüm Gaziantepspor camiası ve taraftarlardan özür dileyen İbrahim Kızıl, "Kaliteli oyunculardan oluşan bu ekibin, ilerleyen haftalarda Gaziantepspor’u hak ettiği yerlere taşıyacağından kimsenin şüphesi olmasın" dedi. Kızıl, bundan sonraki maçlarda taraftarların ve camiamın takımı yalnız bırakmayarak destek olmalarını istedi.
589760
Ulaşıma 350 milyar dolar akacak
Ulaşıma 350 milyar dolar akacak Türkiye'nin kara, deniz ve havayolu ulaşımında tarihinin en önemli atılımlarını gerçekleştirdiğine dikkat çeken Başbakan Erdoğan, önümüzdeki 25 yıl için de ortaya çok büyük bir hedef koydu: “Türkiye olarak önümüzdeki 25 yıl içinde yaklaşık 350 milyar dolarlık ulaştırma ve haberleşme altyapı yatırımı yapmayı planlıyoruz.” İSTANBUL Başbakan Erdoğan, ulaştırma politikaları denildiğinde artık sadece milli sınırlar içinde bir projeksiyondan değil, daha büyük bir resimden, daha büyük bir projeksiyondan bahsedilmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, “Türkiye olarak önümüzdeki 25 yıl içinde yaklaşık 350 milyar dolarlık ulaştırma ve haberleşme altyapı yatırımı yapmayı planlıyoruz” dedi. 'Hedef 2023' sloganıyla gerçekleştirilen 10. Ulaştırma Şurası Haliç Kongre Merkezi'nde başladı. Şuranın açılış konuşmasını yapan Erdoğan, Türkiye'nin batının köklü demokrasileri ve pazar ekonomileriyle doğunun genç demokrasilerini, Karadeniz ile Akdeniz'i, NATO ile İslam dünyasını, gelişmiş ülkelerle, gelişmekte olanları, farklı kıtaları birbirine bağlayan, birbiriyle buluşturan bir dostluk ve ticaret köprüsü olduğunu söyledi. Sonuncusu 1998 yılında gerçekleştirilen, önceki şuranın ulusal ölçekte düzenlendiğini belirten Erdoğan, bu yıl şuranın boyutlarını daha da genişleterek uluslararası bir platforma taşınmasını arzuladıklarını dile getirdi. 2023 BİR BAŞLANGIÇ OLACAK Ulaştırma politikasını ülkenin kalkınmasında merkezi bir konuma yerleştirdiklerini söyledi: “2023 yılı bizim için bir başlangıç, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümü. Bu tarihe kadar Türkiye'yi dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasında görmek istiyoruz. Hedeflerimizi gerçekleştirmek adına bıkmadan usanmadan çalışmaya devam edeceğiz. Türkiye olarak önümüzdeki 25 yıl içinde yaklaşık 350 milyar dolarlık ulaştırma ve haberleşme altyapı yatırımı yapmayı planlıyoruz. Bunu yap-işlet-devret modeliyle yapacağız.” AVRUPALI LİDERLERE ELEŞTİRİ “Bahsettiğim tüm bu ulaştırma projelerini alınız, Türkiye'nin enerji alanında nasıl bir ana artere dönüştüğüne bakınız. Türkiye'nin medeniyetleri nasıl buluşturduğunu dikkate alınız. Sadece bu bile Türkiye'nin bölge için dünya için özellikle AB için nasıl bir önem ihtiva ettiğini çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkan özellikle Avrupa içindeki kimi liderler 21. yüzyılın vizyonundan, perspektifinden, ufkundan ve misyonundan bigane olarak Türkiye değerlendirmeleri yapıyorlar.” İDELOJİK KİLİTLENME Erdoğan 3. köprüye karşı çıkanları da şu sözlerle eleştirdi: “Kimler buna karşı çıkıyor biliyor musunuz? Sadece her iki tarafı kapalı olanlar var ya, tek istikamete bakanlar var ya, onlar karşı çıkıyor. İdeolojik kilitlenme var. İnsan öncelikli bir bakışları yok bunların. Sadece ideolojileri var.” 1200 uzman şura mesaisi yaptı Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Ulaştırma Şurası'nın ilk defa bütün paydaşları kapsayacak şekilde, uluslararası düzeyde ve en az gelecek 25 yıl perspektifiyle kurgulandığını söyledi. Şuranın gerek içerik, gerekse katılımcıların profili ve yetkinliği itibariyle Türkiye'de bugüne kadar yapılan en kapsamlı etkinliklerden biri olduğuna dikkat çeken Yıldırın, “8 ay boyunca, konusunda uzman 1200 bilim adamı, sivil toplum kuruluşu temsilcisi, uygulamacı ve bürokrat bir araya geldi ve şuranın hazırlıklarını tamamladı. Toplam sektör başlığında 28 çalıştay gerçekleştirildiğini anlatan Yıldırım, ulaşım ve iletişimle ilgili her alanda 100 bine yakın sayfa doküman üretildiğini belirtti. Yıldırım, gün süreyle, bu çalıştaylarda yapılan çalışmaların enine boyuna görüşüleceğini ifade ederek, “Böylece bin sayfalık sonuç dokümanı da şekillenmiş olacak. Bu doküman, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne, 2023 yılına giderken bizim ulaşım ve iletişimde yol haritamız niteliğinde olacaktır” diye konuştu. Ulaştırma şuralarının birincisinin 1945, dokuzuncusunun ise 1998 yılında düzenlendiğini hatırlatan Yıldırım şunları söyledi: “Düzenlenen bu şuraların tamamı ulusal düzeyde olup, ilk defa 10. şura bütün paydaşları kapsayacak şekilde, uluslararası düzeyde ve en az gelecek 25 yıl perspektifiyle kurgulanmıştır.”
590598
çocuğu bulmak için bin 455 polis uğraştı ama...
Kayseri'de Bayramı'nın 2. günü kaybolan çocukların bulunması için sürdürülen çalışmalara bin 455 polis memurunun katıldığı, bin 516 kişiyle görüşüldüğü, bin 31 araç ile bin 875 evin kontrol edildiği bildirildi. Kayseri Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, 21 Eylül'de kaybolan çocuklar için 22 Eylül'den bu yana yapılan arama çalışmalarıyla ilgili bilgi verildi. Arama çalışmalarının devam ettiği, çocukların fotoğraflarının ilgili birimlere dağıtıldığı belirtilen açıklamada, "Çocukların kaybolduğu tarihten bugüne kadar bin 455 personelin katılımıyla yapılan çalışmalarda, bin 516 kişiyle görüşülmüş, bin 31 aracın kontrol ve sorgusu yapılmış, 47 güvenlik kamerası kayıtları incelenmiş, bin 875 ikamet, 147 park ve bahçe, 65 cami, 168 umuma açık alan, 506 metruk alan, 78 kuyu üzerinde gerekli arama tarama çalışmaları yapılmıştır. Kayıp çocuklara ait ikametler merkez alınarak, bir kilometre çapındaki bütün ikametgahlar ve ikametgah sakinlerinin ekiplerce gerekli kontrolleri yapılmıştır" denildi. Dünden itibaren bir Emniyet Müdür Yardımcısı sorumluluğunda şube müdürü, komiser ve 10 polis memurundan oluşan özel ekip kurulduğu, bu ekibe bilgi sağlayacak 44 personel görevlendirildiği bildirilen açıklamada, sonuç alınıncaya kadar da Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü personelinin yoğun olarak bu bölgede görevlendirildiği belirtildi. Kayseri'nin Talas ilçesinde yaşındaki Ahmet Tuna Tekin, yaşındaki kız kardeşi Dilruba Tekin ile aynı mahallede 11 yaşındaki Türkan bayramın 2. günü toplamak için evlerinden ayrılmış ancak geri dönmemişti.
590189
İndirimler sürecek mi?
İndirimler sürecek mi? Otomotiv, beyaz eşya, bilgisayar ve mobilyadaki vergi indirimlerinden yararlanma süresi yarın doluyor. Hükümet kararını bugün açıklayacak. Hükümetin iç piyasayı canlandırmak ve stokları eritmek için başlattığı vergi indirimlerinde sona gelindi. Otomotiv, beyaz eşya, bilişim ve mobilya sektörlerindeki vergi indirimleri yarın sona erecek. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, ÖTV ve KDV indirimleriyle ilgili kararın Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda görüşüldükten sonra bu akşama kadar mutlaka açıklanacağını söyledi. Daha önce vergi indirimlerini uzatma kararı alan hükümet yeni bir süre uzatımına sicak bakmıyor. Tüketicilerin indirimli vergi oranlarından yararlanması için son günlere girildi. Hükümet süre uzatımına gitmezse KDV ve ÖTV indirimleri Ekim ayı başında yürürlükten kalkacak. Bir başka deyişle, Ekim'den itibaren ürünlerin zamlanması nedeniyle, tüketicilerin acele etmesi gerekiyor. NEREDE İNDİRİM VAR? Vergi indirimlerinin bulunduğu sektörler şöyle: Otomotiv: 1600 cc ve altındaki otomobillerde yüzde 37 olan ÖTV oranı yüzde 27 olarak uygulanıyor. Hafif ticari araçlarda ÖTV yüzde 3, hafif ticari araçlarda açık kasalılarda yüzde düzeyinde. Çekiciler, midibüsler, özel amaçlı taşıtlar, kamyonlarda ÖTV yüzde 1; otobüste ise ÖTV alınmıyor. Beyaz eşya: Beyaz eşyada yüzde 6.7'lik KDV oranı yüzde olarak uygulanıyor. Bilişim ve mobilya: Bilgisayar ve mobilyadaki yüzde 18'lik KDV 30 Eylül'e kadar yüzde olacak. Hükümet net alanı 150 metrekare ve üzeri konut teslimlerindeki KDV'yi 15 Haziran'a kadar yüzde yüzde 18 yerine yüzde olarak uygulamıştı.
591195
Bayburt'ta tarihi mühimmata soruşturma
Vali Al, AA muhabirine yaptığı açıklamada, merkeze bağlı Camikebir Mahallesi Ulu Cami Caddesi'nde bir polis memurunun, hurdacılık yapan bir kişinin el arabasında gördüğü mühimmatın dikkatini çekmesi üzerine inceleme başlatıldığını belirtti. Hurdacının mühimmatı aldığı boş dükkanda polis ve diğer yetkililerce inceleme yapıldığını ifade eden Vali Al, ''Dükkanın yıllar önce hurdacılık yapan bir kişiye ait olduğu, bu kişinin vefatının ardından dükkanın oğluna kaldığı belirlendi. Dükkan sahibinin oğlunun isteği üzerine, hurdacılar tarafından dükkandaki malzemeler boşaltılmış. Bu malzemeler, yapılan temizlik sırasında ortaya çıkıyor. Ortaya çıkan malzemeler çok eski, güncelliğini kaybetmiş adeta hurda niteliğinde. Çok eskiden kalma bu mühimmatın bulunmasıyla ilgili emniyette kişinin ifadesi alınıyor'' dedi. Vali Al, bulunan mühimmat arasında roket mermisi bulunup bulunmadığına ilişkin ise ''Henüz bulunan malzemenin roket mermisi olup olmadığı belli değil. Gerekli incelemenin yapılmasının ardından belirlenecek'' diye konuştu.
590156
Fehmi Okay adliyeye sevk edildi
Fehmi Okay adliyeye sevk edildi Uyuşturucu operasyonuna adı karışan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay'ın kardeşi Mustafa Fehmi Okay, emniyetteki sorgusunun ardından sabah saatlerinde adliyeye sevk edildi. Pendik'te Narkotik polisinin uyuşturucu hap imalathanesini ortaya çıkarması ve daha sonra emniyet müdürlerinin de tutuklanarak cezaevine gönderilmesi sonrasında Fehmi Okay'ın adı da gündeme gelmişti. Uyuşturucu şebekesiyle bağlantısı olduğu iddiaları ortaya çıkınca dün soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na giderek ifade veren Okay, gözaltına alınarak Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne getirildi. İfadesi alınan Okay, işlemlerinin tamamlanmasının ardından sabah saatlerinde Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne sevk edildi.
590299
Erdoğan Baykal'dan tazminat kazandı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir köşe yazısına konu olan demecinde, "kişilik haklarına saldırıda bulunduğu" iddiasıyla CHP Genel Başkanı Deniz Baykal aleyhinde açtığı davada, bin TL manevi tazminat kazandı. Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasına, Başbakan Erdoğan'un avukatı Muammer Cemaloğlu ile Baykal'ın avukatı İlsu Çatak katıldı. Avukat Cemaloğlu, Baykal'ın beyanlarında siyasi eleştiri sınırlarının aşıldığını ileri sürerek, davanın kabul edilmesini talep etti. Avukat Çatak ise müvekkili Baykal'ın açıklamalarının, siyasi eleştiri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ve Erdoğan'ın sergilediği siyasi davranışların eleştirilmesi niteliğinde olduğunu savundu. Çatak, davanın reddine karar verilmesini istedi. Yargıç Mahmut Ülgey, davanın kısmen kabul edildiğini belirterek, Baykal'ın, Başbakan Erdoğan'a yasal faiziyle birlikte bin TL manevi tazminat ödemesine karar verdi. Dilekçeden... Davanın dilekçesinde, Murat Yetkin'in, Radikal gazetesinde yayınlanan 27 Şubat 2009 tarihli köşe yazısında, CHP Genel Başkanı Baykal ile yaptığı söyleşiden bazı kesitlere yer verdiği aktarılmıştı. Dilekçede, köşe yazısında, Baykal'ın, Erdoğan ile ilgili, "Bizim bu iyi niyetli ve yapıcı yaklaşımımıza ne dedi Başbakan? 'Kendi işine bak' dedi, 'İktidara gelmek için kırk fırın ekmek yemen lazım' dedi. Karşılığı bu mudur? Şimdi soruyorum: Sen ne biçim siyasetçisin? Bir maganda üslubudur gidiyor. Türkiye de bunu seyderiyor. Bu sorumsuzluklar karşılıksız mı kalacak? Bu maganda üslubunun bir sonu olacak mı?" ifadelerinin yer aldığı kaydedilmişti. Baykal'ın bu ifadelerinin eleştiri ve hak ve görev sınırlarını aştığının kaydedildiği dilekçede, Baykal'dan, yasal faiziyle birlikte 50 bin TL manevi tazminat talep edilmişti.
590113
Abdest alanlar için hijyen otomatı
İzmir'de bir mühendislik firmasının "Pakmatik" adıyla patentini aldığı kumbara sistemi, Kayseri'de üretilmeye başlandı. Kayseri'de Pakmatik cihazının üretimini yapan mühendislik firmasının ortağı Kadir Ekici, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İzmirli mühendis arkadaşı Eyüp Şenbil'in fikir babası olduğu sistemi geliştirerek, kola, çay veya kahve makinelerindeki gibi bir sistem oluşturduklarını söyledi. Pakmatik ile hijyen sağlamayı amaçladıklarını ifade eden Ekici, şöyle dedi: "Arkadaşım Eyüp Şenbil, mantar hastalığına yakalanmış. Doktoru kendisine kalabalık ve hijyen olmayan ortamlarda bulunup bulunmadığını sormuş. Arkadaşımın aklına ilk gelen camide ıslak ayaklarla basılan halıda namaz kılması gelmiş. Bu durum, arkadaşıma fikir vermiş ve hijyenik ortamlarda abdest almayı sağlayacak bir düzenek geliştirmeye karar vermiş. Bu amaçla Pakmatik cihazının patentini aldı ve deneme amaçlı üretim yaptı. Daha sonra, konuyu bizle paylaştı. Biz sistemi daha da geliştirip kullanılabilir hale getirdik. Mühendis arkadaşlarımız ile yaklaşık ayda hazırladığımız sistem, kola, çay ve kahve makinelerindeki benzer sistemle çalışıyor." liraya terlik, havlu ve mendil Pakmatik cihazının İzmir'de 30 civarında, İstanbul'da 50'ye yakın ve Kayseri'de camiye deneme amaçlı konulduğunu bildiren Ekici, seri üretim yapar hale geldikleri sistemi bundan sonra Kayseri'de üreterek, talebe göre Türkiye geneline dağıtacaklarını kaydetti. Pakmatik cihazı için özel malzemeler hazırlattıklarını belirten Ekici, şöyle devam etti: "Pakmatik isimli cihaz, camilerin şadırvanlarına veya abdest alınabilen umumi tuvaletlere monte ediliyor. lira ile çalışan aletin içinden bir kutu çıkıyor. Biz bu kutulara tek kullanımlık terlik, kağıt havlu ve kokulu mendil koyuyoruz. Bu malzemeleri de özel olarak hazırlıyoruz. Otellerde ve hastanelerde kullanılan terlikleri suya dayanıklı olması için daha da geliştirdik. Kağıt havluların emici özelliği fazla olanlarını tercih ettik. Kağıt mendilleri ise gül kokulu olarak hazırlattık. Cihaza madeni lira atarak bu malzemeleri alan vatandaşlar, hijyenik olarak abdest alma imkanına kavuşuyorlar. Hijyene önem verdiğimiz için malzemelerde değişiklik yapmaya da karar verdik. Bundan sonraki üretimlerimizde paketin içine mendil yerine kağıt sabun denilen sabunlar koyacağız." Pakmatik cihazını belli bir ücret karşılığında cami şadırvanlarına yerleştirdiklerini ifade eden Ekici, cihazda satılan her üründen, cami derneklerine de bir miktar katkı sağlayacaklarını bildirdi. Ekici, insanların yeniliklere pek fazla açık olmadığını, bu nedenle cihazı yerleştirmek için cami dernekleri veya belediyeleri ikna etmekte zorlandıklarını söyledi. Sistemi daha da geliştirmeyi düşündüklerini kaydeden Ekici, salonlarında kullanılmak üzere terlik ve havlu alınabilen cihaz üretmeyi de düşündüklerini belirtti.
591063
Massa kazadan sonra ilk kez piste çıktı
Massa, Macaristan sıralama turlarında geçirdiği ciddi kazadan iki sonra pistlere döndü. 'nin Brezilyalı pilotu, Sao Paulo'nın hemen dışındaki bir karting pistinde yedi tur attı. Massa'nın kısa karting deneyiminde, doktoru Dino Altmann ve bir grup arkadaşı da pistteydi. Altmann, Massa'ya sırt ağrısı yaşamaması için bir saatten fazla araç kullanma izni vermedi, zaten giderek şiddetlenen yağmur da deneyimli pilotun yedi turdan fazla atmasına imkan vermedi. 28 yaşındaki Massa'nın, hayati tehlike atlattığı kazadan sonraki ilk araç kullanma deneyiminde herhangi bir sağlık sorunu yaşamadığı belirtildi. Formula 1'e gelecek sezon dönecek olan Felipe Massa, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, kazadan sonra piste ilk kez Kasım ayının sonlarında Florianopolis'teki karting yarışında çıkacağını söylemişti.
589420
Bu işte bir terslik var!
Bu işte bir terslik var! Beşiktaş, gol yollarına çözüm olarak transfer ettiği Nihat’ın suskunluğuna hayıflanırken, Villarreal ise onun gibi golcüyü elden kaçırdığı için yanıyor. Sportif Direktör Cordon, “Onu özlemiyoruz dersek hata yapmış oluruz” dedi Nihat Kahveci, ne İsa’ya yaranabildi, ne de Musa’ya... Geldiği takım, “Nihat’ı nasıl elden kaçırdık” diye dert yanarken, Beşiktaşlılar ise hâlâ gol bulamayan futbolcunun transferinin hata olup olmadığını tartışıyor. Siyah-beyazlı takıma katıldığı günden bu yana Teknik Direktör Mustafa Denizli’den büyük destek gören milli futbolcu, inanılmaz goller kaçırarak Beşiktaş taraftarına saç-baş yoldurdu. Kendisinden beklenen patlamayı bir türlü gerçekleştiremeyen Nihat, ligdeki maçta da şans buldu ancak bunları değerlendiremedi. Buna karşın Villarreal ise Nihat’ın Beşiktaş’a satılmasından dolayı pişmanlık duyduğunu açıkladı. İspanya’da son yıllarda fırtına gibi esen ancak bu sezon aralarında Nihat da olmak üzere bazı futbolcularını satan İspanyol takımı, maçta ancak gol atabildi. Puan cetvelinde sondan ikinci olan Villarreal’in kötü gidişinin tek sebebinin Nihat gibi golcülerin takımdan kaçması olduğu ifade edildi. Villarreal Sportif Direktörü Antonio Cordon, Nihat’ın talihsiz sakatlıklar geçirmesine rağmen forma giydiği sürede büyük golcü olduğunu kanıtladığını söyleyerek, “Türk futbolcunun satışı, bizim için kayıp olmuştur” dedi. Cordon, takımın gol kısırlığı çektiğini vurgulayarak, “Nihat hem golcüydü, hem de diagonal sprintler yaparak rakip defansı dağıtan özelliklere sahipti. Bu futbolcuyu özlemiyoruz dersek hata yapmış oluruz” diye konuştu.
590791
Murat Nehri kıyısında insan kemiği çıktı
Alınan bilgiye göre, hafta sonunda ilçede içme suyu tesis yenileme çalışmaları kapsamında döşenen boruların üstünün örtülmesi için Yeni Mahalle yakınlarındaki Murat Nehri kıyısından kum alan dozer operatörü, kum aldığı yerde kemik parçaları gördü. Emniyet güçlerinin olaydan haber edilmesi üzerine bölgeye gelen ekipler, yaptıkları incelemede bir insana ait olduğu tespit edilen kafatası ile 14 kemik parçası buldu. Kemiklerin DNA testi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu'na gönderildiği öğrenildi. AA muhabirinin görüştüğü yetkililer, bölgede her yıl çok sayıda yaşanan boğulma olaylarında bazı cesetlerin bulunamadığını, kemik parçalarının bu kişilerden birine ait olabileceğini belirttiler. Yetkililer, olayın tüm yönleriyle aydınlatılması için geniş çaplı soruşturma başlatıldığını bildirdiler.
590291
Robinho hafta sahalardan uzak
Manchester City Teknik Direktörü Mark Hughes, ay başında Brezilya milli formasıyla çıktığı maçta ayak bileğinden sakatlanan Robinho'nun, en az hafta forma giyemeyeceğini açıkladı. Hughes, ''Robinho'nun bileği hala sargılı. Antrenmanlara çıkmıyor, sadece spor salonunda çalışıyor'' dedi. Bu durumda Robinho, 2010 Dünya Kupası elemelerinde Brezilya'nın Bolivya ve Venezuela ile yapacağı maçlarda yer alamayacak.
591067
Bebeklerini evlatlık verenlere suçüstü
Alınan bilgiye göre, Yağmurlu köyünde yaşayan Alime K. (34), kocası Yaşar K'nin (39) kendisine şiddet uyguladığını öne sürerek jandarmaya şikayette bulundu. Alime K'nin, jandarmaya, 30 Mayıs 2009'da Tavşanlı Doç. Dr. Mustafa Kalemli Devlet Hastanesinde dünyaya getirdiği erkek bebeğin, eşi Yaşar K. tarafından kendisine gösterilmeden para karşılığında bir aileye evlatlık verildiğini söylediği bildirildi. Çaltılı köyünde ise Aliye K. (31), 2002'de doğan bebeğinin E.A'ya, 2007'de dünyaya gelen bebeğinin A.Ö'ye geçim sıkıntısı nedeniyle eşi Turan K. (35) tarafından para karşılığında evlatlık verildiği yönünde jandarmaya ihbarda bulundu. Jandarma ekipleri, bebeklerin 2002'de Balıköy beldesi yakınındaki Kışla köyü ve 2007'de Emirler köyündeki ailelere verildiğini belirledi. Aliye ve Turan K. çiftinin çocuğu bulunduğu, kez düşük yapan Aliye K'nin hamile olduğu kaydedildi. Yaşar K. ile Turan K'nin jandarma ekiplerince gözaltına alındığı ve adliyeye sevk edildiği öğrenildi. Jandarma, bebek ve çocukların bulunması için çalışma başlattı. Olaylarla ilgili soruşturma sürdürülüyor.
589730
Sarıgül: Baykal iki yüzlü fesat biri
Habertürk'te Balçiçek Pamir'in programına konuk olan Şişli Belediye Başkanı ve Türkiye Değişim Hareketi (TDH) Lideri Mustafa Sarıgül, programda TDH’nin partileşme sürecini anlattı, kurucu kadrosundan isimler saydı, projelerini ve hedeflerini açıkladı. Ama söz dönüp dolaşıp eski genel başkanı Deniz Baykal’a gelince kendini tutamadı. Pamir’in “Deniz Baykal’la aranız nasıl, küs müsünüz?” sorusunu önce “Deniz Bey hakkında konuşmak istemem” diye geçiştirdi. Ancak Pamir, Deniz Baykal’ın, Sarıgül’ün kendisine “CHP Alevilerle dolu” diyerek yakındığını söylediğini hatırlatması üzerine dayanamadı. Sözlerine “O beyefendi mertse gelsin herkesin ortasında, televizyonda karşılıklı konuşalım bu konuyu. Benim Alevi yurttaşlarımızla aram her çok iyi olmuştur” diye başladı ardından da “Bunlar fitne, fesattır, dedikodudur. Deniz Baykal da ikiyüzlü bir adamdır” diyerek son noktayı koydu.
589883
Nazlı Ilıcak'ın vekilliği neden iptal edildi?
Ünlü gazeteci yazar Nazlı Ilıcak, "Herkes, milletvekilliğimin sonlandırılmasını, Merve Kavakçı olayına bağladı. Ama asıl mesele, başkaydı" diyerek milletvekilliğinden ihraç edilmesinin gerçek nedenini açıkladı. yazarı Nazlı Ilıcak, bugünkü köşe yazısının "Genelkurmay'a dava" başlıklı bölümünde kendisinin 28 Şubat döneminde milletvekilliğinden çıkartılmasının gerçek nedeninin TSK'yı eleştirmek olduğunu açıkladı. Ilıcak, Ufuk Uras, Baskın Oran, Ahmet İnsel, Sezgin Tanrıkulu, Aydın Engin, Oya Baydar, Mithat Sancar ve Cengiz Algan gibi aydınların Mardin'deki açıklamaları dolayısıyla, Askeri Ceza Kanunu'nun 148. maddesine muhalefetten, Org. İlker Başbuğ'un hakkında suç duyurusunda bulunmasından söz ederek, "148. madde, askerin siyasi demeç vermesini ya da yazı yazıp, siyasi telkinde bulunmasını cezalandırıyor. Bu maddenin bir benzeri, İç Hizmet Kanunu'nda (madde 43) mevcut" hatırlatması yaptı. Milletvekilliği yaptığı dönemde, Andıç olayını basın toplantısıyla kamuoyuna duyurunca, dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu suçlayıcı bir beyanat verdiğini hatırlatan Ilıcak. "Tüm gayretlerini, meş'um emellerini gerçekleştirmelerinde en büyük engel olarak gördükleri Türk Silâhlı Kuvvetleri'ni yıpratmak yönünde yoğunlaştıran bazı karanlık düşünce sahibi kişi ve kurumların beyhude çabaları, dün olduğu gibi bugün, bugün olduğu gibi yarınlarda da sonuçsuz kalacaktır" dediğini belirtti. Bunun üzerine, Genelkurmay Başkanı aleyhine, kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle dava açan Ilıcak, Kıvrıkoğlu'nun avukatının söz konusu cümlelerin kendisini hedef almadığını açıklamak zorunda kalması üzerinedavadan vazgeçtiğini belirtti. "Herkes, milletvekilliğimin sonlandırılmasını, Merve Kavakçı olayına bağladı. Ama asıl mesele, Andıç ve Kıvrıkoğlu aleyhine açtığım dava idi" diyen Ilıcak, "Nitekim benim gibi milletvekilliği düşürülen ikinci kişi, Bekir Sobacı'ydı. (İkimizden başka milletvekilliğini kaybeden olmadı) Sobacı, Meclis'te (12 Nisan 2001) sarf ettiği şu cümleden dolayı kara listeye girmişti: "Türkiye sütü bozuk bir 28 Şubat sürecinden sonra geldiği bu noktada bugün debelenmektedir, çıldırmaktadır." gün Meclis karışmıştı: "Vayy sen askere sütü bozuk mu dedin?" Tabii iddianamede, bu cümleden söz edilmiyordu. Üniversiteye girmek isteyen başörtülü kızlarla görüşmesi, Sobacı'nın aleyhindeki tek delildi. Ama kızlarla görüşen yalnız Bekir Sobacı değildi. Fazilet Partisi'nden, hatta başka partilerden de çok sayıda milletvekili başörtülü üniversite talebelerine randevu vermiş, onlara sahip çıkmaya çalışmıştı" ifadesini kullandı. Ilıcak, yazısında "Dün dünde kaldı... Bugün hukukun üstünlüğünü korumaya yönelik yeni bir hamle ile karşı karşıyayız. Davadan bir sonuç alınmasa dahi, aydınların gösterdiği tepki yerindedir. Farklı sivil toplum örgütleri, sürekli ve kararlı bir şekilde bu tavrı sergileyebilseler, askerler de, kendi sınırları içinde kalmayı zaman içinde öğreneceklerdir" şeklinde görüş beyanında bulundu.
590524
Kazazede yaşadığı arı dehşetini anlattı
Muğla'da arı kovanı yüklü kamyoneti taşıyan tırın devrilmesi sonucu yaralanan kişinin tedavisi sürüyor. Arıların saldırısı sonucu hastanede tedavi altına alınan Naci Aktaş, ''Arı kovanlarının arasında belki de bir saatten fazla kaldım, arılardan korunmak için orada gördüğüm boş bir kovanı kırdım ve kovanı kafama geçirdim'' dedi. Kasasında arı kovanı taşıyan bir kamyonetin dün Muğla-Marmaris kara yolunun Sakartepe mevkisinde kaza yapmasının ardından yaralanan ve ortalığa saçılan kovanlardan çıkan arıların saldırısına uğrayan kişinin tedavisi, Muğla Devlet Hastanesi ile özel bir hastanenin yoğun bakım servislerinde sürüyor. YAŞADIĞI DEHŞETİ ANLATTI Muğla Devlet Hastanesi yoğun bakım servisinde tedavi gören ve binlerce arının saldırısına uğrayan Naci Aktaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kamyonetin yüklü olduğu tırın frenlerinin tutmadığını öne sürerek, ''Kamyonun dorsesinde fren, balata ve körük yoktu. Erzurum Horasan'dan Marmaris'in Osmaniye köyüne arılarımızı götürüyorduk. Kamyonetin üzerinde 200 kovan arı vardı. Afyon Dinar'dan Aydın Çine'ye kadar ben kullandım arabayı. Arabanın frenleri zayıftı ve fren mesafesi uzuyordu, dorse yükü tutuyordu'' dedi. Aktaş, kazanın yaşandığı bölgeden aşağıya inerken tır sürücüsünün seri vitesle gittiğini de iddia ederek, şunları söyledi: ''Oradan inerken vitesi küçültseydi dururdu araba. Kamyonun dorsesi orada, gidip inceleyebilirsiniz. kampanaların arasındaki boşlukları bir çekin. Gideceğimiz yer yakın olduğu için çocuklar tırın üzerindeki kamyonetin üzerine çıktılar. Keşke kamyonetin içinde otursalardı hiç bir şey olmazdı. Bunların hepsi ihmalden kaynaklanıyor. Arı kovanlarının arasında belki de bir saatten fazla kaldım. Arılardan korunmak için orada gördüğüm boş bir kovanı kırdım, içindeki arıları silkeledim ve kovanı kafama geçirdim. Kovanı geçirmeden önce de arının beni hissedememesi için vücuduma ve kafama toprak attım. Bir an yaşamaktan ümidimi kaybetmiştim.'' Aktaş'ın eşi Gülşen Aktaş ise eşinin kaza geçirdiğini polislerin haber verdiği bildirerek, ''Eşim 15 yıldır arıcılık yapıyor. çocuğumuz var ve geçimimizi arıcılıkla sağlıyoruz. Olayı duyunca çok korktum. Eşimin yaşaması bir mucize'' diye konuştu. ARI İĞNELERİ TEMİZLENDİ Muğla Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Fahri Tuna ise hastanelerine olayın ardından kişi getirildiğine ifade ederek, ''Bu kişilerden 5'i, tedavilerinin ardından taburcu edildi. hastanın tedavisi ise yoğun bakım servislerinde sürüyor. Hastaların sağlık durumları yakından izleniyor'' dedi. Başhekim Tuna, arı sokması teşhisi ile hastaneye getirilen kişilerin vücutlarındaki arı iğnelerinin hemşireler tarafından tek tek temizlendiğini belirterek, ''Arı sokma vakalarında arının iğnesinin vücuttan temizlenmesi büyük önem taşıyor. Bunun nedeni, arının zehrinin iğnede bulunması. Arı sokmalarında erken müdahale ve arı iğnelerinin temizlenmesi hayati önem taşıyor'' şeklinde konuştu. Muğla'da arı kovanı yüklü kamyoneti taşıyan 06 AP 2688 plakalı tırın devrilmesi sonucu Feyzullah Acar (18) yaşamını yitirmiş, Yakup Karaca, Naci Aktaş, Şeymuz Arslan (Tır sürücüsü), Özcan Duman ve Ali Namık Kars ise yaralanmıştı. Yaralılara müdahale etmek isteyen 112 Acil Sağlık, polis, itfaiye ve sivil savunma ekiplerine de arılar saldırdırmıştı.
589552
Davutoğlu, Hillary Clinton’la görüştü
Davutoğlu, ’la görüştü ziyaretini sürdüren Dışişleri Bakanı Prof. Dr. dün ’li mevkidaşı ile bir araya geldi Waldorf Astoria Oteli’nde yapılan ve heyetler arasında gerçekleşen görüşme öncesi Clinton, Türk- ortaklığının önemini vurgulayarak, Davutoğlu ile pek çok alanı kapsayan temel konuları konuşacaklarını söyledi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu da iki ülke ilişkilerinin model bir ortaklığı teşkil ettiğini belirtti.
589742
Başbuğ hakkında suç duyurusu
Başbuğ hakkında suç duyurusu İstanbul Bağımsız Milletvekili Ufuk Uras ve bazı yazarlar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un Güneydoğu ziyareti sırasındaki sözlerine ilişkin soruşturma açılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçe verdi. Dilekçe'de, Askeri Ceza Kanunu'nun 148. maddesinde yer alan "Siyasi amaçlı nutuk söyleyen, demeç veren, yazı yazan veya telkinde bulunanlar fiil daha ağır bir cezayı gerektirmediği taktirde aydan yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılırlar" hükmü hatırlatıldı. Sultanahmet'teki İstanbul Adliyesi'ne gelen dilekçenin altında kendisi ile birlikte; Oya Baydar, Baskın Oran, Ahmet İnsel, Aydın Engin, Mithat Sancar ve Sezgin Tanrıkulu'nun imzasının bulunduğunu söyledi.
589499
Sözen: CHP halka inemediği için başarısız oluyor
CHP'nin halka inemediğini belirten Sözen, İstanbul'daki seçimlerde başarı kazanıldığı görüşüne de katılmıyor. Genel Başkan Deniz Baykal'ın 'başarılı olduk' açıklamalarının aksine, 2007'deki başarısızlığın, 2009'daki yerel seçimlerde de devam ettiğini savunuyor: "Başarının kriteri neticedir. İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığının alınması gerekiyordu. Ancak sonuç ortada. Başarılı olunsaydı gerek yerelde gerekse genelde iktidar olunurdu." Sosyal demokratların yerel siyasette ilk büyük zaferine imza atan isimlerden eski Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Nurettin Sözen, partisine tepkili. 1989 yılında SHP'den İstanbul Büyükşehir belediye başkanı seçilen, geçtiğimiz dönem de Sivas Milletvekili olarak CHP çatısı altında Parlamento'ya giren Sözen, partinin halkla diyaloğunun koptuğu düşüncesinde. Siyaset çevrelerinin ve fikir adamlarının yıllardır CHP'ye yönelttiği 'Halka inemiyor' eleştirisine hak veriyor. Sözen, bunun sonuçlarının genel ve yerel seçimlerde net bir şekilde görüldüğünü savunuyor. "CHP olarak çoktan iktidar olmalıydık. Bu eksikliği bütün CHP'liler hissediyor. Bunun sebebi de halka inmede sorun yaşanmasıdır. Sonuçlar da zaten bu gerçeği ortaya koyuyor." şeklinde konuşuyor. Sözen'e göre program ve tüzükte bir eksiklik yok. Asıl sorun diyalog kuramamakta. Baykal ve Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun son yerel seçimlerde özellikle İstanbul'da başarı sağladığı yönündeki değerlendirmelerine de itiraz ediyor. "Başarının kriteri neticedir." diyerek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın alınamamasının başarısızlık olduğunu savunuyor. İL BAŞKANLIĞI İÇİN YEŞİL IŞIK Partisinin İstanbul il başkanlığı için de adı geçen Sözen, teklif geldiği takdirde bunu değerlendireceğini belirtiyor. "Herhangi bir yere talip değilim, ama partimin emrindeyim." diyen eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, 'Muhtar ol' bile deseler olacağını söylüyor. Herhangi bir görev tevdi edilmesi halinde bunu en iyi şekilde yapabilmek için yeterli bilgi birikimi ve yeteneğe sahip olduğunu ifade ediyor. "Zaten her zaman parti örgütünden daha aktif olmam şeklinde talepler geliyor. Ben de 40 yıllık birikimimi sokağa atacak değilim." sözleriyle teklifi kabul etmeye hazır olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
591085
Mezopotamya Sürgünü; Abdülmelik Fırat
Hak ve Özgürlükler Partisi (Hak-Par) Onursal Başkanı ve Demokrati Parti eski milletvekili Abdülmelik Fırat bugün vefat etti. Darbeci ve baskıcı zihniyete karşı verdiği siyasi ve sosyal mücadele kadar Kürt halkının yanlış yerlere kanalize edilmesini engellemek için yaptığı çalışmalarla da bilinen Abdülmelik Fırat siyasete girdikten sonra adının önüne Şeyh Sait'in torunu titri eklendi... 27 Mayıs askeri darbesini her adımda yaşayanlardan aynı zamanda... Kürt halkı için sembol isimlerden olan Fırat demokrasi verdiği mücadelesiyle de toplumun her kesiminden büyük destekler gördü... Cengiz Çandar onin için "bilgi ve İrfan dalı" benzetmesi yaparken Mehmet Ali Birand ise onun haketmediği muamelere maruz kaldığını şu sözlerle ifade etmişti: "El üstünde taşınıp görüşlerinden yararlanılması gerekirken, en layık olmadığı muamelelere tabi tutuldu." "27 MAYIS'IN EN GENÇ İDAMLIĞI" Fırat, çocukluğundan beri yaşadığı sürgün hayatını, siyasete girişini, darbe günlerini ve Kürt halkına yapılan çift taraflı baskıyı, Ferzende Kaya'nın kaleme aldığı isimli kitapta tüm ayrıntıları anlatmıştı. Kitapta 27 Mayıs'ta, CHP karşıtı olanların nasıl bedeller ödediğine ertaflıca aktaran Fırat, darbeye kısa bür süre kala CHP'den istifa edip DP'ye gelen milletvekillerinin idamla yargılandığını ama buna karşılık olarak aynı sürede DP'den CHP'ye geçenlere ise hiç bir şeyle karışılaşmamasına dikkat çekmişti... FIRAT İÇİN NE DEMİŞLERDİ? Abdülmelik Fırat, daima barışı desteklemiş, genç yaşından itibaren parlamentoda görev almış, Türkiye'yi yöneten dört yüz elli kişinin arasına girmiş, Her zaman kardeşliği ve demokrasiyi savunmuş, bu ülkenin ve Kürt halkının sembollerinden olmuş bir isim. (Ahmet Altan) Abdülmelik Fırat, bu toprakların en köklü ailelerinden bugüne uzanan bir bilgi ve irfan dalıdır. Oturuşu, kalkışı, duruşu, davranışıyla bir 'bey'dir. Melik bey... (Cengiz Çandar) Tanıyanlar iyi biliyor. Çileli bir aileden gelen Abdülmelik Fırat kültürlü bir insan; barıştan, hoşgörüden ve kardeşlikten yana... (Fehmi Koru) Köklerini bu toprakların çok derinlerine salmış olmanın soyluluğu, medrese kültüründen süzülüp gelen bilgeliğiyle küçük hesapların ve küçük adamların çok uzağında bir yerdedir Abdülmelik Fırat. (Gülay Göktürk) Abdülmelik Fırat'ı 1980'li yıllarda rahmetli Uğur Mumcu tanıştırmıştı bana. Cumhuriyet'te bir süre sohbet etmiştik. Kürt sorunuyla ilgili gerçekçi, serinkanlı tespitleri var. (...) Sürgün ve hapislik yılları toplam on yedi. Yani arkasında çileli bir yaşam bırakmış. (Hasan Cemal) Bir İslam bilgini kadar vukuf sahibi. Bir Yezidî hırsıyla Kürt tarihi uzmanı olmuş. Bir bakan kadar devlet mahfilinin umûruna aşina. Sabık bir kral gibi siyasi sürgünlere gitti. Şehirlerden ayrılmazsın da dediler. Cumhurbaşkanlığı köşkünde davetlere de çağırdılar. (Reha Mağden) Abdülmelik Fırat Kürt sorununun çözümü için çok önemli ve ağırlıklı bir insan. Bunu herkes biliyor. El üstünde taşınıp görüşlerinden yararlanılması gerekirken, en layık olmadığı muamelelere tabi tutuldu. Bir gün gelecek Abdülmelik bey gibilerini mumla arayacağız. (Mehmet Ali Birand) Batı dillerinden başka Arapça ve Farsça'yı da bilen Abdülmelik Fırat, Doğu kültürü ile çağdaş bir dünya görüşünden kaynaklanan demokrasi mücahitliğini, dini bütün Müslümanlığı ile devrimci tutum ve davranışı şahsında birleştirilebilen bir düzeye erişmiş bir kişiliktir. Bu nitelikteki bir siyaset adamının varlığı yalnızca Kürt halkı için değil, Türk halkı için de bir kazanımdır. Bu ülkede demokrasi var olacaksa Abdülmelikler'in sayısı artmalıdır. (Mihri Belli) Babası, Şeyh Said'in yeğeni olan Fırat, çocukluğu ve gençliğinin büyük büyük bir bölümünü sürgünde geçirdi. 1952'de meydana gelen "Şeyh Sait İsyanı" oalrak bilinen olaylardan sonra ailesinden bir çok isim idam edildi. 1957'de yaşını büyüterek Adnan Menderes'in genel başkanlığındaki Demokrat Parti'den Erzurum milletvekili seçildi. Kürt aydın, 27 Mayıs İhtilali'nde tutuklanan yaklaşık 500 kişininen genciydi... 1,5 yıla yakın Yassıada'da kalıp, Adnan Menderes ve arkadaşlarıyla birlikte idam cezasına çarptırıldı. Daha sonra cezası hapis cezasına çevrilen Fırat 1,5 sene de Kayseri cezaevinde kaldıktan sonra tahliye oldu... Daha sonra çeşitli zeminlerde siyaset yapan Fırat, 1991'de DYP'den milletvekili seçildi. Daha sonra partisinin Kürt politikası ile trs düşünce farklı zemimlerde siyaset yaptı. Hükümetin son demokratik açılım çalışmalarında sürece olumlu yönde katkıda bulun isimlerden olan Fırat , demokratik açılım ile 'ülkenin bölüneceği' yönündeki endişelere katılmadığını söylemişti. TÜRKLER KÜRTLER BU YÜZDEN AYRILMAZ! Geçtiğimiz Haziran ayının başında yaptığı açıklamada, demokratik açılım ile hem Kürt sorunun hem de PKK terörünün biteceğine inandığını ifade eden Fırat, PKK ile Kürt halkının ayrıştırılmasına dikkat çekmişti. Tükler ile Kürtlerin ne olursa olsun asla ayrılmayacağını belirten Fırat bu tezini şu sözleriyle pekiştirmişti: 40 yıl önce ne bir Kürt bir Türk hakkında ne düşünüyorsa bugün de aynı kanaati taşıyor. 'Benim Müslüman kardeşimdir' diyor. Bu çok önemli bir kredidir. Bu yok olmaz. Ama bu kredi yeterince değerlendirilmiyor. Eğer bu olmasa bu ülke çoktan bölünmüştü. En büyük sebebi budur. 1000 yıldır beraberiz diyoruz. Neden diyoruz? Çünkü Kürt ile Türk'ün birbirine düşman olmamasının sebebi budur. Bizi bir arada tutan başka şey var mı? Dil farkı, anane ve töre farkı var. Ama dinin etkisi ile evlenmişler, ticaret yapmışlar, komşuluklar kurmuşlar. Bunun en önemli sebebi aynı dine inanmalarıdır. Birlikteliklerinin sebebi budur. 25 yıldır PKK'ya rağmen bu birliktelik bozulmadı." 27 Mayıs 1960 Darbesine hem tanıklık etmiş, hem de Adnan Menderes ve arkadaşları ile birlikte idamla yargılanan Abdülmelik Fırat, 27 Mayıs 2009'da yani darbeden 49 yıl sonra Yassıada'ya çıkarak günlerde yaşananları anlatmıştı... 49 yıl sonra ilk kez yargılandığı salona gelerek, 24 TV'nin canlı yayınında, ogünlerde yaşananları anlatan salondaki oturma düzeninden orada yaşananlara, adaya getirilişlerinden uğradıkları işkenceye varan bir hatıralarını aktarmıştı. Adaya getirilişleri ve mahkeme salonuna getirilişleri esnasında tekme tokat dövüldüklerini anlatan Fırat, bizi korkutmak için “bazı tutukluların et kıyma makinelerine atıldığını anlatırlardı” demişit. "YUHALAMAK İÇİN GRUP GETİRİYORLARDI" Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 27 Mayıs'ın canlı tanığı Abdulmelik Fırat dönemde yaşananları şöyle anlatmıştı: "Darbenin yapılabilmesi imkânını sağlayan bizim kendimizi güvenceye almamamız ve CHP’nin fetva vermesi ile gerçekleştirildi. Tutuklanmamız sonrasında ben de çok tekme tokat yedim fakat genç olduğum için dayandım ama bazı milletvekillerinin yaşı ileriydi dayanamıyordu. Bizi bir koridordan geçirirlerdi, koridorun iki tarafından tekmeler gelirdi, ben kendimi korumaya çalışırdım. Buranın kumandanı bize hakaret ediyordu. Ellerimiz havada dışarıya çıkarıyorlardı. Menderesin arkasından gittiniz deyip ağzı köpük yayarak küfür ediyordu. küfür ederken 'bana değil öbürüne küfür ediyor' diyerek kendimizi teselli etmeye çalışıyorduk. Sürekli aşağılanıyorduk. Bize 'sizi buraya tıkan güçler böyle istiyor' diyorlardı. Mahkeme salonuna bizi yuhalamak için gruplar getiriliyordu. Sesimizi yükseltirsek yüzümüze tükürüp aşağılanıp koğuşumuza gönderiliyorduk. Kin, hınç ile bize bakıyorlardı. Bize gelen mektupların “Sayın” yazan kısımları siliniyor, yerine “Düşük” yazılıyordu. "YAŞIMI BÜYÜTÜP MİLLETVEKİLİ OLMAKLA SUÇLANDIM" Savunma yaparken kalp krizinden ölen arkadaşlarımız oldu. İstanbul Valisi Lütfi Kırdar tokat yiyince başını taşa çarptı ve arkadaşlarımız pansuman etti. Benim için açılan mahkeme bile çok basit sebeplerledir. Ceza verebilmek için farklı sebepler buluyorlardı. 'Beni yaşımı büyüterek milletvekili olmaktan suçluyorlardı ve idamımı istiyorlardı.' Ömür boyu ceza verilenler, benim gibi 5–6 yıl ceza alanlar Kayseri’ye gönderildi. Adnan Menderes’in cezası infaz edilirken biz Kayseri’deydik. Çok hazin bir şekilde oldu bu infaz. Yıllar sonra bu salona gelmem 49 yıl öncesi kadar zor oldu. zaman gençtim tekeme tokat getirildim, şimdi ise yaşlıyım adaya çıkmam çok zor oldu."
590734
Honduras'ta darbeciler geri adım attı
Kendi müttefiklerinin, iktidarını muhafaza etmek için fazla ileri gittiği yönündeki eleştirileri üzerine Micheletti, hürriyetlerin geri iade edileceğini ve geçen hafta sınır dışı ettiği Amerikan Devletleri Örgütü'nün (OAS) arabulucu heyetinin de ülkeye girişine izin vereceğini söyledi. 29 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimlerini, Honduras'ın uluslar arası arenada tanınması için bir şan olarak gören bazı muhafazakarların, Roberto Micheletti'nin önceki gün aldığı geçici kararnameden rahatsız olduğu belirtiliyor. Micheletti, söz konusu kararnameyle toplantı, seyahat ve basın özgürlüğünü 45 gün süreyle kısıtlamış ve güvenlik güçlerine tutuklama izni olmaksızın gözaltına alma izni vermişti. Hükümetinin, geçici kararnamenin seçimlere etkisi hakkında endişe duyduğunu kabul eden Micheletti, kongre liderlerinden oluşan bir delegasyonun kendisinden kararı iptal etmesini istediğini kaydetti. 21 Eylül'de gizlice başkent Tegucigalpa'daki Brezilya elçiliğine sığınan devrik Devlet Başkanı Manuel Zelaya ise kararı "Honduras'ta halkı ezen faşist diktatörlüğe delil" olarak gösterdi. Associated Press'in bildirdiğine göre cep telefonuyla BM Genel Kurulu'na seslenen Zelaya, "BM'yi, Honduras'ın layık olduğu hukuk ve hürriyet devletini yeniden tesis etmeye davet ediyorum" dedi. Zelaya, BM'nin kendisi ve yanındakilerin can güvenliğini sağlamasını ve iktidarı elinde bulunduran "diktatörlüğe" sırt dönmesini istedi. Hürriyetleri kısıtlayan kararnamenin, Zelaya destekçilerinin iç savaş çağrılarına karşı alındığını savunan geçici yönetim 24 saat sonra geri adım atmış oldu. Diğer taraftan, Zelaya'ya sığınma imkanı tanıyan Brezilya'ya 10 günlük ültimatom veren Micheletti yönetimi, Brasilia'yı "bayrağını indirmek ve diplomatik temsil hakkını iptal etmekle" tehdit etmişti. Ancak bugün, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva'ya "büyük bir kucaklama" gönderiyorum diyen Roberto Micheletti, diplomatik misyona hiçbir şey olmayacağı sözü verdi.
589518
Ve Murat Aksu 15 Ekim'de aday
Ve Murat Aksu 15 Ekim'de aday Murat Aksu'nun çıkan haberlerin aksine Ekim'de değil, 15 Ekim'de adaylığını açıklayacağı öğrenildi Beşiktaş'ta yapılacak kongre öncesi Yıldırım Demirören'e alternatif olarak bir liste hazırlayan eski yönetici Murat Aksu'nun, çıkan haberlerin aksine Ekim'de değil, 15 Ekim'de adaylığını resmen açıklayacağı belirtildi. Bir dönem Yıldırım Demirören yönetiminde yöneticilik yapan Murat Aksu'nun 15 Ekim'de düzenleyeceği basın toplantısıyla hem adaylığını açıklayacağı, hem de yönetim süresi zarfında hayata geçirilmek üzere hazırladığı projeleri tanıtacağı bildirildi. Beşiktaş'ta Yıldırım Demirören'e artan tepkiler nedeniyle aday sayısının artabileceği ya da bazı isimlerin Murat Aksu ismi altında birleşebileceği de gelen haberler arasında.
589587
Başkan Özgener barıştırdı
Başkan Özgener barıştırdı Başkanı Çetin Sümer dün sabah Futbol Federasyonu Başkanı ’i makamında ziyaret ederek maçında yaşanan olaylardan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi Sümer sadece bu sezon değil, geçmişte de takımının adının bölücü örgüt ile anılmasından şikayet ederken, “Bu takım ve futbolcuları böyle bir muameleyi hak etmiyor. ’nin her yerinde değil ama bazı maçlarda bu tip tezahüratlar hem bizim hem de oyuncularımızın moralini bozuyor. Ülkenin birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğu dönemde bir böyle yapılması ülkeye zarar veriyor” görüşünü dile getirdi. Futbol Federasyonu Başkanı Özgener ile dün bir araya gelen Başkanı ve Diyarbakırspor Başkanı Çetin Sümer basın mensuplarının karşısına çıkarak yaşanan olaylardan duydukları üzüntü ve endişeyi dile getirdiler. Özgener benzer durumların yaşanmaması için gerekli önlem ve yaptırımları devreye sokacaklarını söyledi.
590363
Caz mevsimi
Caz mevsimi İstanbul’un caz merkezi İstanbul Jazz Center (JC’s), yeni programıyla bu sezonda da konuklarına eşsiz bir caz kulübü deneyimi yaşatacak. Açıldığı günden bu yana birbirinden önemli caz sanatçılarını ağırlayan JC’s, Ekim ayından itibaren Lisa Wahlandt Quintet-Bossa Nova Project, Bob James Quartet, Cengiz Yaltkaya Trio, Spyro Gyra, Yellow Jackets, Antonio Ciacca Quartet ve Ernie Watts Quartet gibi dünya çapındaki sanatçı ve grupların konserlerine ev sahipliği yapacak. Mekân, programına Ekim’de Lisa Wahlandt Quintet-Bossa Nova Project konseriyle başlayacak.
590552
Polanski mahkemeye başvurdu
İsviçre ceza mahkemesi, başvuru hakkında "gelecek haftalarda" karar vereceğini açıkladı. Mahkemenin vereceği karara, hem Polanski hem de savcılık ayrıca itiraz hakkına sahip. Polanski, 1977 yılında 13 yaşında bir kızla cinsel ilişkiye girdiği gerekçesiyle hakkında açılan dava nedeniyle ABD tarafından aranıyordu.
590139
11:10 MI6'dan 'Ne Kadar İyi Casus Olursunuz' testi
MI6'dan 'Ne Kadar İyi Casus Olursunuz' testiİSTANBUL, (DHA) İngiliz hükümetlerinin daha 1992 yılına kadar varlığını bile inkar ettiği Dış İstihbarat Servisi MI6, günden bu yana oldukça yol kat ederek, açtığı sitede espriyle karışık casus ilanları bile yayınlamaya başladı. Daily Mail’in haberine göre, bin civarında yeni eleman almaya hazırlanan istihbarat servisi, bu amaçla oldukça eğlenceli bir internet sitesi açtı. Ancak Daily Mail’e göre, MI6 açıklık politikası yolunda epeyce adım atmış olsa da “eski huylar kolay kolay ölmüyor”. Örneğin “depoda” görevlendirilecek Yönetici Yardımcılığı pozisyonu için yıllık 26 bin 138 maaş ödeneceği belirtiliyor ancak işyerinin nerede olduğundan söz edilmiyor. Sıkça Sorulan Sorular bölümünde de, gerçek ajanların hayatları anlatılıyor, ancak okuyanı hayal kırıklığına uğratacak kadar az bilgi veriliyor. Sitedeki ilanda “kraliçe ve ülkesi için casusluk yapmak isteyen adaylar”ın vatandaşı olması ve başvurulardan kesinlikle en yakın dostlarına dahi bahsetmemesi gerektiği belirtiliyor. Başvurudan başkalarına söz edilmesi halinde “başvurunun başarılı olmayabileceği”nin altı çiziliyor. Geçmişte ecstasy veya kullanmak başvuruda engel değil. Ancak adayların işe kabul edilmeleri halinde bu alışkanlıklarından vazgeçmeyi şimdiden göze almaları gerektiği ifade ediliyor. Ve son olarak sitede, muhtemel adayların hem eğlenip hem de bu yeni kariyere ne kadar eğilimli olduklarını sınayan küçük bir yer alıyor. İşte sınav: KRALİÇE İÇİN CASUSLUK YAPABİLECEK YETENEKLERE SAHİP MİSİNİZ?
590151
Filistin'de Umut Işığı
Filistin'de Umut Işığı Filistin'de Hamas ve El Fetih arasında anlaşma umudu doğdu. Mısır'ın tarafların üzerinde anlaşmaya varabilecekleri bir taslağı yakında masaya getireceği bildirildi. Hamas'ın siyasi kanadının lideri Halid Meşal, Şam'da yaptığı açıklamada, Mısırlı yetkililerle yaptığı görüşmelerin olumlu geçtiğini belirtti. Meşal, arabulucu rolündeki Mısır'ın, Hamas ile El Fetih'in üzerinde anlaşabileceği bir plan hazırladığını ve plana son halini vermek için tarafları görüşmeye davet edeceğini söyledi. Halid Meşal, Mısır'ın Ekim ayında planı tarafların imzasına sunacağını duyurdu.
589782
ABD'den sonra ilk kez Türkiye'de
ABD'den sonra ilk kez Türkiye'de ANKARA (A.A) Uluslararası Para Fonu (IMF) ile Dünya Bankası 2009 yıllık toplantısı 6-7 Ekim tarihlerinde, Türkiye'nin ev sahipliğinde İstanbul'da yapılacak. Türkiye, son 60 yılın en büyük küresel ekonomik krizinin ortasında, dünyanın en önemli ekonomik toplantılarından birine ev sahipliği yapacak. 1930 dünya ekonomik buhranından buyana ki en büyük krizin devam ettiği ve bu krizden çıkma arayışlarının bulunduğu böylesine tarihi bir dönemde İstanbul'da IMF-Dünya Bankası yıllık toplantılarının gerçekleştirileceğine dikkat çekiliyor. 15 bin kişinin katılacağı toplantı Türkiye, ABD dışında, IMF-Dünya Bankası yıllık toplantılarına ikinci kez ev sahipliği yapan ilk ülke olarak kayda geçecek.
590724
Türkiye Kupası'nda program!
Haberi Ekle Türkiye Kupası'nda program! Tek maçlı eleminasyon sistemine göre oynanacak maçların programı şöyle: Yarın: 13.30 Turgutluspor-Konya Şekerspor (Turgutlu Eylül) 13.30 Tokatspor-Kocaelispor (Tokat Gaziosmanpaşa) 13.30 Adıyamanspor-Yalovaspor (Adıyaman Atatürk) 13.30 Belediye Vanspor-Şanlıurfaspor (Van Atatürk-Seyircisiz) 13.30 Denizli Belediyespor-Trabzon Karadenizspor (Doğan Seyfi Atlı) 13.30 Güngören Belediyespor-Beykoz 1908 (Mimar Yahya Baş) 13.30 Kastamonuspor-Boluspor (Kastamonu Gazi) 13.30 Kartalspor-Karşıyaka (Kartal) 13.30 Eyüpspor-Mersin İdmanyurdu (Eyüp) 13.30 Gaziantep Büyükşehir Belediyespor-Tarsus İdmanyurdu (GASKİ Spor Tesisleri) 13.30 Giresunspor-Hacettepe (Bahçelievler İl Özel İdare) 13.30 Orduspor-Pursaklarspor (Ordu 19 Eylül) 13.30 İnegölspor-Kayseri Erciyesspor (İnegöl İlçe) 18.00 Bucaspor-Sakaryaspor (Yeni Buca) 18.00 Çaykur Rizespor-Malatyaspor (Yeni Rize) 16.00 Konyaspor-Altay (Konya Büyükşehir Belediyesi Atatürk) 18.00 Adanaspor-Dardanelspor (Adana Ocak) Ekim Perşembe: 18.00 Samsunspor-Kardemir Karabükspor (Samsun 19 Mayıs)
589961
OMV, Petrol ofisini almak için hazırlık yapıyor
OMV CEO’su Ruttenstorfer, Petrol Ofisi’ni almak için sermaye artırımı da dahil tüm seçeneklerini incelediklerini söyledi Petrol ve doğalgaz üretim ve dağıtım şirketi Avusturyalı OMV CEO’su Wolfgang Ruttenstorfer, Petrol Ofisi’nin (PO) alımında sermaye artırımı da dahil olmak üzere tüm finansman imkanlarını değerlendirdiklerini açıkladı. Ruttenstorfer ayrıca, PO sonrasında gerçekleşebilecek satın almaların arama ve üretim alanında olacağını kaydetti. Petrol Ofisi’nin ana ortağı Doğan Holding, ağustos başında Petrol Ofisi’nde sahip olduğu hisseleri kısmen veya tamamen PO’nun diğer ortağı OMV’ye satılmasına yönelik görüşmelere başlama kararı almıştı. Petrol Ofisi’nin ikinci çeyrek sonuçlarına göre şirkette Doğan Holding’in yüzde 54.17, OMV’nin ise yüzde 41.58 hissesi bulunuyor. Ödenmiş sermayesi 577.5 milyon lira olan Petrol Ofisi’nde Doğan Holding’e ait olan pay nominal olarak 312 milyon liraya karşılık geliyor.
590426
DTP'li vekillere polis zoru
Aysel Tuğluk hakkındaki diğer dava Aynı davada ifade vermeyen Aysel Tuğluk "Terör örgütüne üye olmak"tan yargılandığı diğer mahkemeye de gitmedi. Tuğluk'un avukatı da bu duruşmaya da katılmadı.
590351
Atatürk'e benzemeyen Atatürk anıtı
Atatürk'e benzemeyen Atatürk anıtıYüksel MENEKŞE/TOKAT, DHA 'ın Turhal ilçesi belediye binası önündeki görenlerin tepkisine neden oluyor. Boynu bükük bir görünümü olan Atatürk'ün, yanında duran bir kadın ve iki erkek figüründen boyu kısa. Anıttaki Atatürk'ün yüzüne yakından bakıldığında ise bir gözü diğerinden oldukça farklı görünüyor. Turhal ilçesinde, 13 yıl önce dönemin Belediye Başkanı 'li Duran Evren zamanında yaptırılan Atatürk Anıtı, Atatürk'e benzememesiyle tepki çekiyor. Tepkilere rağmen yıllardır belediye binası önündeki meydanda duran anıtta, Atatürk'ün boyu, yanındaki biri kadın üç kişiden kısa olarak dizayn edilmiş. Biçimsiz duran anıtta, boynu bükük ve yere bakan Atatürk'ün yüzüne yakından bakıldığında bir gözü, aslından çok uzak bir şekilde diğerinden farklı görünüyor. İlçe halkı, anıtın değiştirilmesini istiyor.
590674
15:19 Hamile kadına tecavüz
Hamile kadına tecavüzBu olay Avrupa'nın göbeğinde yaşandı. Evinde kocasıyla birlikte huzur içinde televizyon seyreden hamile kadın, korkunç bir saldırıya uğradı. İngiltere'nin başkenti Londra'da iğrenç bir olay yaşandı. 33 yaşındaki hamile kadın kocasıyla birlikte evinde televizyon izliyordu. Dışardan gelen gürültüleri duyan 39 yaşındaki adam dış kapıyı açarak baktığında hırsızla karşılaştı. Kapıyı geri kapatmasına izin vermeyen hırsızlar, adamı etkisiz hale getirdikten sonra hamile kadına tecavüz etti. Tecavüzden sonra hırsızlar adamın arabasını, cep telefonunu, bir dizüstü bilgisayarı ve evdeki nakit parayı alarak ortadan kayboldu. İngiliz polisi hırsızların yakalanması için 20 bin sterlin ödül koydu Mayıs 2008'de yaşanan iğrenç olayın ayrıntıları günışığına çıkmaya başladı. Üç hırsızın güvenlik kameralarındaki görüntüleri de ortaya çıktı.
591196
Kadir Has Stadı'nın çim sorunu hallediliyor
Hizmete açıldığı günden beri eleştirilen stadın çimlerindeki sorunun çözümü için planlanan 35 günlük onarım programı kapsamında, Futbol Federasyonu'nun da tavsiyesiyle Kayseri'ye çağrılan ve Wembley Stadı'nın da zeminini yapan İngiliz firması ile bu firmanın Türkiye'deki ortağı firmanın yetkilileri, çalışmalara başladı. Saha zemini sulanarak yumuşatıldıktan sonra mini traktörün arkasına bağlanan özel aparatın zeminde belirli aralıklarla açtığı 15 santimetre derinlikteki çukurlara sıvı gübre akıtılarak, çimlerin seyrek olduğu bölümlere tohum ekiliyor. Program devam ederken Kayserispor'un bu statta maç yapacağı, bu süre içinde Kayseri Erciyesspor'un maçlarını ise dış sahada oynayacağı belirtildi.
590102
Sınavlar, çocukları strese sokuyor
Psikolog Seval Baysal, zor eğitim koşulları ve sınav stresinin, çocuk ve gençlerin psikolojisini olumsuz etkilediğini söyledi. ''Her yıl SBS, sonunda da üniversite sınavıyla sınanma, çocuklara, gençlere ciddi psikolojik yük getiriyor'' diyen Baysal, velilere ilk ve en önemli tavsiyesinin ''çocuklarını başkalarıyla rekabete sokmamaları'' olduğunu kaydetti. Zaten zorlu bir gelişim sürecinden geçen çocuğun, başkalarıyla kıyaslanmaktan zarar göreceğini ifade eden Baysal, kimi zaman çocuğunu başka çocuklarla değil, evdeki kardeşiyle bile kıyaslayan velilere rastladıklarını, böyle bir durumun öğrencinin kendine güvenini ciddi ölçüde zedelediğini belirtti. Her bireyin gelişiminin ve özelliklerinin farklı olduğunun unutulmaması uyarısında bulunan Baysal, çocuklar için ''yüksek çıtalar'' koymanın, onlardaki kaygıyı artırdığını söyledi. Baysal, eğitim sisteminin anne babaları da ister istemez içine çektiğini ve rekabet ile hırsın devreye girdiğini belirterek, ''Anne babaların kendi hırslarını dengelemeleri, çocuklarıyla birlikte yürümeleri lazım'' diye konuştu. Öğrencilerin sadece ailelerinden değil, çevrelerinde birçok farklı koldan stres artırıcı etkilere maruz kaldıklarını bildiren Baysal, ''Çocuklar için zor süreç, anne babası yapmasa bile çevresi, çoğu zaman okulu öğrenciyi baskıya sokuyor'' dedi. 'Sırf test çözmekle hayata hazırlanılmıyor' Velilerin çocuklarına güvendiklerini sık sık sözlerle ve eylemlerle göstermesi gerektiğini ifade eden Psikolog Seval Baysal, önceki yıllarda üniversite sınavı için endişe duyan öğrencilerin, artık 6. sınıftan itibaren yapılan SBS sınavları nedeniyle strese girdiklerini belirterek, şöyle dedi: ''Sadece sınava odaklı yaşamak, çocukları başarıya götürmez. Bu yılların onların kendilerini geliştirmeleri, sosyalleşmeleri gereken yıllar olduğunu da unutmayalım. Üniversite yıllarında kişinin sadece sınavlardaki başarısı değil, ne kadar donanımlı olduğu da ön plana çıkıyor. Bu donanımın temelleri de öğrencilik yıllarında atılıyor. Sırf test çözmekle hayata hazırlanılmıyor.'' 'Denge ve düzen sağlayın' Ailelere çocukların başarılı olurken aynı zamanda psikolojilerini de koruyabilmeleri için ders ve diğer aktiviteler arasında denge sağlamaları ve düzenli yaşam önerisinde bulunan Psikolog Baysal, sosyal ortamlara girmek, spor yapmak, kitap okumak gibi aktivitelerin, stresi azaltmanın yanı sıra çocuğa gelecekte çok fayda sağlayacak donanım da kazandırdığını söyledi. Uyku, yemek ve çalışma saatlerinin düzenli olmasının, ders programına ek olarak ilgi duyduğu konulara programında yer verilmesinin, öğrenciyi başarıya yaklaştıracağını bildiren Baysal, bu programlar hayata geçirilirken ebeveynler ile çocuk arasındaki iletişimin, diyaloğun canlı tutulması gerektiğini vurguladı. Baysal, şöyle konuştu: ''Sırf sınav odaklı yaşamak, çocuktaki sınav kaygısını artırır ki bu da başarıyı engelleyebilir. Tüm yıl başka hiçbir şey yapmadan çalışan çocukların, bakıyorsunuz sınav gününde karnı ağrıyor, başı ağrıyor, ağlama krizine giriyor. Bunlar stresin etkileri. zaman da tüm yılın emekleri boşa gidebiliyor ya da istenilen sonuçlara ulaşılamıyor. Böyle yaklaşmak yerine, düzenli, ancak başka aktivitelere de olanak tanıyan bir programı uygulamak daha olumlu olacaktır. Hepimiz anne baba olarak başarı istiyoruz, ancak bunu çocuklarımızın ruhsal dengesini bozmadan yapmanın yollarını aramak zorundayız. Kaygı ve stres, performansı olumsuz etkiler. Bu gerçeği hep göz önünde bulunduralım.''
590972
Kadıköy Saldırısında Gözaltı
Kadıköy Saldırısında Gözaltı İstanbul Kadıköy'de bir otomobile düzenlenen ve kişinin ölümüne neden olan olayla ilgili kişi gözaltına alındı. Bu kişinin saldırının zanlısı olduğu belirtiliyor. Fikirtepe Eğitim mahallesinde bulunan bir otomobile dün (28.09.2009) akşam saatlerinde kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce saldırı düzenlenmişti. Saldırıda kişi hayatını kaybetmişti. Olayın ardından geniş çaplı soruşturma başlatan polis kişiyi gözaltına aldı. Bu kişinin olayın zanlısı olduğu belirtiliyor.
590682
DVD ve CD'ler artık kopyalanamayacak
Çalışmada geliştirilen nanoteknoloji tabanlı parmak izine dayalı kripto sistemi ile korunan DVD ve CD'ler hiç bir koşulda kopyalanamayacak. Çalışmanın yapıldığı UNAM araştırmacılarından Yrd. Doç. Dr. Aykutlu Dana, AA muhabirine yaptığı açıklamada, korsanla mücadele için pek çok araştırma kuruluşunun DVD ve CD'lerin kopyalanmasının önüne geçecek yöntemler üzerinde çalıştığını anlattı. Dr. Dana, UNAM asosiye üyesi olan ve Worcester Polytechnic Universitesinde (WPI) veri güvenliği laboratuvarının yöneticisi Doç. Dr. Berk Sunar'ın ekibi ile birlikte gerçekleştirdikleri çalışmanın sonunda DVD ve CD'lerin nano boyutlu yapılarında var olan ve parmak izine çok benzeyen bir şifreleme sistemini ortaya çıkardıklarını bildirdi. Bu şifreleme sisteminin normal bir CD ya da DVD okuyucusu ile okunabildiğini ortaya koyduklarını anlatan Aykutlu Dana sözlerini şöyle sürdürdü: ''DVD ve CD'lerde kayıtlı veri sinyalleri, okuyucu tarafından alındığında her bir DVD ya da CD'nin parmak izi ortaya çıkıyor. Bu bilgi, kopyalamanın engellenmesinde büyük yarar sağlıyor. Çalışmamız tamamlandığında DVD ve CD'lerin yapılarındaki parmak izi, algoritmalar yoluyla okunabilir duruma gelecek. Ayrı ayrı her bir DVD ve CD'nin parmak izi lazer tarafından okunabilecek. Yani DVD ya da CD her açıldığında bir şifreleme sistemi devreye girecek ve böylece fiziksel bir durum nedeniyle bunların kopyalanması neredeyse imkansızlaşacak.'' Dr. Aykutlu Dana, bu tekniğin, CD sürücülerinin üretiminde aygıta eklenecek küçük bir entegre devre ile uygulamaya geçebileceğini bildirerek, kopyalamayı fiziksel olarak engelleyecek bu çalışmada korsanla mücadelede de önemli adımlar atılabileceğine işaret etti. Çalışma ile ilgili ABD'de Berk Sunar'ın bulunduğu WorcesterPolytechnic Üniversitesi üzerinden patent başvurusu yapıldığını bildiren Dana, çalışmanın da ''CD's have fingerprints too'' adıyla SpringerLecture Notes in Computer Science'da yayımlandığını belirtti.
590733
10 yıldır kapalı olan okul açıldı
Ders araç ve gereçleri ilçe kaymakamlığınca, boya ve onarım işleri ise köylülerce yapılan okulun eğitim öğretime başlaması nedeniyle Gümüşhane Valisi Enver Salihoğlu okulu ziyaret etti. Kelkit Kaymakamı Ayhan Işık ve İl Milli Eğitim Müdürü Ferda Yıldırım'ın da katıldığı ziyarette 17 ilköğretim okulu öğrencisi ile 10 anasınıfı öğrencisine ders araç ve gereçleri hediye edildi. Okulun yeniden eğitim öğretime başlaması nedeniyle açıklamalarda bulunan Vali Enver Salihoğlu, bir toplumun gelişmesinde en önemli itici gücün eğitim olduğunu belirtti. Okul öncesi eğitimin insan gelişiminin en hızlı ve en duyarlı dönemini oluşturduğunu vurgulayan Salihoğlu, "Yaşamın ilk yıllarında alınan eğitimin ve geçirilen deneyimlerin, ileri yaşlardaki öğrenme yeteneği ve gelecekteki başarı üzerinde de önemli etkileri vardır. On yıldır kapalı olan okulumuzun açılması ile birlikte geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza daha iyi şartlarda eğitim vereceğimize inanıyorum." dedi.
590563
Trafik kazası geçiren futbolcu, yaşam savaşını kaybetti
geçiren futbolcu, yaşam savaşını kaybetti ’da geçiren ’un süper genç takımı futbolcusu Sinan Kuru, yaşam savaşını kaybetti. Yomra ilçesinde, 12 gün önce kullandığı otomobille geçirdiği trafik kazasında yaralanan Sinan Kuru, tedavi gördüğü Farabi Hastanesinde, bu sabah geçirerek hayatını kaybetti. Kuru’nun kulüp personelinden Bican Kuru’nun oğlu olduğu kaydedildi.
591335
Gürcistan, Rusya'yı AB raporu ile vurdu
Adı açıklanmayan bir Gürcü yetkili, Associated Press'e yaptığı açıklamada, bir Avrupa Birliği müfettişinin raporun bulgularıyla ilgili kendisine bilgi verdiğini söyledi. Yetkili raporda, bazı Rus askerlerinin, Ağustos 2008 gecesi savaş başlamadan önce Güney Osetya'daki Gürcistan topraklarına geçtiğinin yazılı olduğunu da belirtti. Almanya'nın eski Gürcistan büyükelçisi ve rapor ekibinin iki numaralı ismi Uwe Schramm, İsviçreli diplomat Heidi Tagliavini tarafından yazılan raporun, 30 askeri uzmanla hukukçu ve tarihçinin araştırmasına dayandığını bildirdi. Rusya ve Gürcistan savaşın başlamasından birbirini sorumlu tutmuştu. Gürcistan, topraklarına giren Rus askerlerini püskürtmek için saldırdığını iddia ediyor. gün süren savaş, Rus askerlerinin Gürcü kuvvetlerini ayrılıkçı Güney Osetya ve Abhazya bölgelerinden çıkarmasıyla sona ermişti. Raporun yarın açıklanması bekleniyor.
590895
Tekin'den Erdoğan'a 3. köprü yanıtı
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın da katıldığı cenaze töreninde gazetecilerin 3. köprüyle ilgili sorularını yanıtlayan CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, konunun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş tarafından doğrulandığını kaydetti. Kamuyouna imzalı, tasdikli bir belge olduğunu kaydeden Tekin,"Demek ki bu, uzun süredir Sayın Ulaştırma Bakanımızın eylül ayında ihale yapacağım dediği belgeydi. Eğer bu tartışma konusu olmamış olsaydı, önmüzdeki eylül ayında 3. köprü güzergahının ana planı oydu. Galiba şimdi yeni bir güzergah mı beliryecekler yoksa mevcut güzergahları mı değerlendirecekler? Doğrusu onu da bilmiyorum. Bekleyeceğiz göreceğiz" dedi. Başbakan Erdoğan'ın "1. ve 2. köprüye de karşıydılar" yönündeki eleştirisine de cevap veren Tekin," Sayın Başbakanımızın üslubuna hiç yakıştıramadım. Sayın Başbakanımız da 1996-1997 yılında şiddetle 3. köprüye karşıydı. da 1. ve 2. köprünün üzerinden geçiyordu. Hiçbir köprü tartışması bu kadar gizemli, bu kadar gizli saklı olmamıştı. Tam tersine kamuoyu tarafından tartışılırdı. Üniversitelerin ve sivil toplum kuruluşlarının katkısıyla 1. ve 2. köprü hayata geçti. Nedense 3. köprü gizemli hale geldi. Gizemli hale getirmenin sebebini de doğrusu anlayabilmiş değilim" dedi. "3. köprü güzergahını siz mi değiştirtmiş oldunuz?" sorusuna ise Tekin, "Yani bizden dolayı değişebeilir. Güzergahlar değişir değişmez. İstanbul için hazırlanmış planın su havzaları ve orman bölgelerinden geçmiş olmasıydı. Şimdi bu uzun güzergah İstanbul'un nefesi olan suyu ve ormanlarını tahrip edecek. Çevre Bakanımızın da bir açıklaması oldu. En az zarar olacak dedi. En az zararın miktarının ne olduğunu da bilmiyoruz" cevabını verdi. Tekin, planın Belgrad ormanlarının belirli bir bölümünü aldığını da kaydetti. Gürsel Tekin, kurumlar arasında diyalog olmadığını söyleyerek, "Kurumlar arasında diyaloğun olmadığı açık ve net. Orman Bakanlığı farklı söylüyor. Ulaştırma Bakanlığı farklı söylüyor. Karayolları başka bir proje yapmış. Başbakanımız farklı söylüyor. Sayın belediye başkanımız hiç konuşmuyor. Çünkü Sayın Belediye Başkanımızın 3. köprüye karşı olduğunu da çok iyi biliyoruz" dedi. 3. köprüyle ilgili bir haritanın ve rantın sözkonusu olduğu konusuyla ilgili de bir soruyu cevaplayan Tekin, "Ulaştırma Bakanımız niye gizli tutuluyor denildiğinde sayın Bakanımız bir rant yaratılmasın demişti. Sayın Bakanıma da bir çağrım var. Öyle bir tartışma olacaksa, 3. köprü güzergahını sit alanı ilan edersiniz. Yapılaşmaya açmamış olursunuz. Bu vesileyle rantı da ortadan kaldırmış olursunuz" diye konuştu.
589834
Japon KJS'den 3G'li 'Ajanda Netbook'
Japon KJS'den 3G'li 'Ajanda Netbook' MELİH BAYRAM DEDE Japon Netbook Mini tablet PC üreticisi KJS (Kohjinsha Japan), yeni geliştirdiği patentli tasarımı ile artık bir PC'yi ajanda içerisine sığdırdı. Hem de sadece 710 Gr. ağırlıkla. inç dokunmatik dönebilir ekrana sahip olan SK serisi Ajanda PC, küçük olmasına rağmen özellikleri ile de parmak ısırtıyor. Intel Atom işlemci mimarisine sahip SK Serisi, opsiyonel olarak dahili 3G GPRS modem, dahili GPS alıcı ve TV alıcı ile birlikte sunulabiliyor. SK serisinde iki adet web kamerası bulunuyor. Ön kamera ile görüntülü konuşma yapılabilirken, MP'lik Autofocus arka kamera ile yüksek kalite fotoğraf çekebiliyor. Alışılagelmiş Netbook PC'lerden çok daha farklı bir konsepte sahip olan KJS Ürün Serisi'nin diğer modelleri de, Intel Atom işlemci mimarisini kullanıyor. Ürün serisinde inç ile 11.6 inç arası dokunmatik dönebilir ekran, dahili 3G modem, dahili GPS alıcı, dahili DVD sürücü, dahili TV alıcı, dual web kamerası gibi sınıfında başka ürünlerde bulunmayan şaşırtıcı özelliklere sahip ürünler bulunuyor. KJS Netbook PC'ler, Casio PDA ve projeksiyon cihazları distribütörü Mobit Bilişim A.Ş. tarafından ithal ediliyor ve Ekim'de düzenlecek CEBIT Eurasia 2009 Bilişim fuarında Türk kullanıcılarının beğenisine sunulacak. Ürünle ilgili detaylı bilgiler için sitesini ziyaret edebilirsiniz.
591210
Cavit Çağlar'a kötü haber
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, iş adamı Cavit Çağlar ve oğlu Mustafa Çağlar'ın "kara para aklama" suçundan yargılandıkları ve "zaman aşımı nedeniyle davanın ortadan kalkmasına" hükmeden yerel mahkeme kararını usulden bozdu. Şişli 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde "kara para aklama" suçundan yargılanan Cavit Çağlar ve oğlu Mustafa Çağlar'ın yargılaması zaman aşımına uğramış, Yönetim Kurulu üyeleri Şükrü Esat Erkuş, Ahmet Memduh Yaşa, Erman Yerdelen, Tezer Öcal, Şükrü Şankaya ve Ahmet Bozan beraat etmişti. Kararın Maliye Bakanlığı'nca temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 7. Ceza Dairesi, "suçun ortadan kalkmasına neden olan eski yasanın yürürlükten kalktığını, 5237 sayılı yeni yasaya göre zaman aşımı süresinin henüz dolmadığına" işaret ederek, yerel mahkemenin kararını bozmuştu. Şişli 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin ilk kararında direnmesi üzerine dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda görüşüldü. Kurul, yerel mahkemenin direnme kararını "kararda hükme yer verilmediği" gerekçesiyle usulden bozdu.
591191
Oto kaçakçısı barikatla durdurulabildi
Alınan bilgiye göre 45 0828 plakalı kamyonetini tamir için Turgutlu Sanayi Sitesi'nde götüren Tahari Erdal, aracın bir kişi tarafından çalındığını fark ederek durumu polise bildirdi. İhbar üzerine harekete geçen ekipler, kamyonetin Turgutlu-Salihli yoluna çıktığını belirleyerek, peşine düştü. Ekiplerin kovaladığı sürücü, yapılan uyarılara rağmen durmayarak yoluna devam etti. Ahmetli ilçesinde yolu kesen polislerin ikazlarına rağmen durmayan kişi, takibindeki polislerle Salihli ilçesine kadar kaçmayı sürdürdü. Durumun bildirilmesi üzerine Salihli ilçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri Değirmen Odun Köfte tesisleri yakınında yolda barikat kurdu. Yaklaşık 47 kilometre süren kovalamaca, kamyonetin barikatta durmasıyla sona erdi. Kamyoneti çaldığı öğrenilen R.T. (38), bu kez kapıları kilitleyerek polislerin araca girmesini engelledi. Polisin çabaları sonrasında R.T. yakalandı ve gözaltına alındı. Kamyonet ise sahibine teslim edilmek için Turgutlu'ya götürüldü.
589804
Sel mağduru işyerlerinde işçi maaşları hükümetten
Sel mağduru işyerlerinde işçi maaşları hükümetten KIRKLARELİ Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, 'İstanbul'da sel felaketine maruz kalmış işletmelerden ricamız; işçi çıkarmasınlar, onların ücretlerini biz ödeyeceğiz' dedi. Dinçer, AK Parti Kırklareli İl Başkanlığında yaptığı konuşmada, Kısa Çalışma Ödeneği sayesinde İstanbul'da selden zarar gören işletmelerin işçi çıkarmasına gerek olmadığını dile getirdi. Dinçer, şunları söyledi: 'Herhangi bir işletme pazarı daraldığı için veya sel nedeniyle üretim yapamaz duruma geldiyse biz diyoruz ki 'lütfen işçi çıkarma, senin işletmende kalsın.' Ne kadar üretim kapasiten düştü yüzde 30 mu veya yüzde 100 mü? Onun ücretini biz ödeyelim. Buna biz Kısa Çalışma Ödeneği diyoruz. Çalıştıramadığınız kadar olan günün ücretini biz ödeyeceğiz. Ayrıca aynı bölgede sel felaketi nedeniyle çalışamayacak durumda olan işverenlerimizin sosyal güvenlik primlerini geçmişteki aylık primiyle selden sonraki aylık primini bir yıl süreyle erteledik.”
591073
Suudi kraliyet ailesi Bodrum'da
Suudi kraliyet ailesi 'da Suudi Kraliyet ailesinden 24 kişilik grup, ’nın ilçesini gezdi. Prensi Dalal Bin Muhammet Al Saud ile eşi ve akrabaları, bayraklı 104 metre uzunluğunda ve 17 metre genişliğindeki "Turama" adlı yatla Bodrum’a geldi. Yattan teknelerle karaya çıkan grup, buradan özel araçlara bindi. Konukların yattan çıkışı ve otomobillere binişinde, görüntü alınmasına izin verilmedi. Bodrum’un Kale Caddesi’ne gelen Suudi Kraliyet ailesi üyeleri, buradaki mağazalardan alışveriş yaptı. Bir süre ilçeyi gezdikten sonra yata dönen grup, daha sonra Bodrum’dan ayrıldı.
590633
14:45 Liseli aşıklara tren çarptı
Liseli aşıklara çarptı Erkek öğrencinin başı koptu, kız ağır yaralı 'da raylar üzerinde sarmaş- dolaş yürüyen liseli aşıklara arkadan çarptı. 17 yaşındaki Volkan Akyasan başı koparak ölürken kız arkadaşı 17 yaşındaki Aybike Şahin de ağır yaralandı. Samsun Namık Kemal Lisesi 12'nci sınıf öğrencisi olan Aybike Şahin ile erkek arkadaşı Volkan Akyasan, bu sabah okul yerine sahile gezmeye gitti. Birlikte dolaşan iki öğrenci daha sonra raylarda sarmaş- dolaş yürümeye başladı. kenarındaki raylar üzerinde yüyen öğrenciler arkalarından gelen treni fark etmedi. Görgü tanıklarının ifadesine göre, makinist Nuri Ercan yönetimindeki 44 bin 758 sefer sayılı çimento yüklü olan tren, bugün saat 12.00 sıralarında önlerindeki gençleri görüp düdük çalmasına rağmen Akyasan ve Şahin'in kaçmayarak yürümeye devam etti. Samsun Tren Garı’ndan Gelemen Lojistik Köyü'ne giden trenin arkadan çarptığı öğrencilerden Volkan Akyasan'ın başı koptu. Çarpmanın etkisiyle yana doğru fırlayan Aybike Şahin ise ağır yaralandı. Çevredekilerin haber vermesi üzerine ambulansla Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Aybike Şanin'in iç kanama nedeniyle durumunun ağır olduğu belirtildi. Kazayla ilgili sürüyor.
590941
ÖTV indiriminde yarın son gün
ÖTV indiriminde yarın son gün Otomobil satışlarında uygulanan ÖTV indirimindeki süre yarın sona eriyor. Gelir İdaresi Başkanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, vergi dairelerinde yığılmaların önlenmesi ve mükelleflere kolaylık sağlanması amacıyla Ankara, İstanbul, İzmir, Adana ve Bursa'da MTV'yi tahsile yetkili vergi daireleri bugün ve yarın saat 21.00'e kadar açık bulundurulacak.
590120
Kadın ve erkeğin kalpleri farklı
Kadın ve erkeğin kalpleri farklı Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurgül Keser, kalp-damar hastalıklarına kadınların yakalanma ve buna bağlı ölüm risklerinin erkeklere göre daha fazla olduğunu söyledi. Prof. Dr. Nurgül Keser, ''5. Kardiyoloji ve Kardiyovasküler Cerrahide Yenilikler Kongresi'' için bulunduğu Antalya'da, kadın ve erkek kalpleri arasındaki farklılıkları ve hastalığa yakalanma oranlarını anlattı. Kadınlarla erkeklerin damar yapısında farklılıklar olduğunu kaydeden Prof. Keser, şu bilgileri verdi: ''Koroner arterler (kalbi besleyen damarlar) kadınlarda daha küçük, daha ince. Kadın kalbi daha küçük, mikro vasküler dediğimiz küçük damar hastalıkları kadınlarda daha çok görülüyor. Dolayısıyla anjiyo yapıp damarlarda belirgin bir daralma yok dediğimiz hasta grubuyla karşı karşıyayız. Halbuki hastalık var. Tanısı biraz daha güçlük arz edebiliyor. Damarların iç çeperini bir teflon gibi kaplayan zarda belirgin bir hasar ortaya çıkabiliyor.'' MENOPOZ SONRASI Kadınlarda koroner arter hastalıklarında menopozdan sonra belirgin bir artış gördüklerini dile getiren Keser, östrojenin koruyucu etkisinin çekilmesinin ardından yıllardır biriken risk faktörlerinin damarlara etki ettiğini belirtti. Erkeklerde östrojenden kaynaklanan bir koruma olmadığı için damarların hastalığa daha hazırlıklı olduğunu ifade eden Keser, ''Kadınlar menopoza girmelerinin ardından koroner arter hastalıklarına daha hazırlıksız yakalanıyor. yüzden ani enfarktüsler ve ölüm oranları kadınlarda daha fazla ortaya çıkıyor. Enfarktüs geçiren kadınların ölüm oranı, erkeklere göre iki kat daha fazla. Kalp yetersizliği riski erkeklere göre daha fazla" diye konuştu.
589846
İbrahim Kahveci: Doğan da Uzan gibi mi olacak?
İbrahim Kahveci Doğan da Uzan gibi mi olacak? Konunun net anlaşılması için hukuk terimleri içerisine girerek konuyu fazla karıştırmamaya çalışacağım. Çünkü eğer bilimsel yaklaşımla yazıyı yazacak olursak konuya kişisel yaklaşımımızı da engellemiş olabiliriz. Konu kısaca şu: Doğan Grubu'na maliye tarafından kesilen vergi cezalarından kim sorumlu? Bu sorumluluğa iki ana başlıkta cevap verilebilir. 1-Elbette Aydın Doğan, diyerek suç şahıslara yüklenebilir. 2-Cezalar tüzel kişilere kesildiği için suç Doğan Grubu şirketlerinindir denilebilir. Burada önce şu tespiti yapmamız gerekiyor: Doğan Grubu şirketlerine kesilen cezalar yargısal aşamasını tamamlamadığı için henüz kesinleşmemiştir. Dolayısı ile mesela vergi kaçakçılığı cezaları diyebiliriz ama Doğan'a vergi kaçakçısı henüz diyemeyiz. Bir ek açıklama daha yapalım. Vergi idaresi Doğan'dan 4,8 milyar liralık teminat istedi. Eğer bu teminat karşılanamaz ise ne olacak? A-Vergi idaresi teminatı karşılanamaz ve ilerleyen zaman diliminde gelir kaybına uğrayacağına bakarak derhal teminatları paraya çevirebilir. B-Vergi idaresi'nin teminat isteğine karşılık Doğan Grubu yargıya başvurarak temerrüt faizine razı olarak yargılama süreci beklenebilir. Şimdi ana konumuza yeniden dönelim. Doğan'ın cezalarında suç kimde aranacak? Önce sorunun cevap şıklarına göre olası gelişmelere bakalım. 1-A- Yani suç şahsileştirilerek ceza Aydın Doğan ve diğer şahsi sorumlular üzerine bina edilir. Bu durumda vergi idaresi de teminatları eksik bularak sorumlu kişilerin malvarlıklarına haciz koyarak nakde çevirebilir. 2-A- Yani ceza tüzel kişilere (şirketlere) kesildiği için vergi idaresi şirketleri sorumlu tutarak doğrudan bu şirketlere haciz yoluna gider. Ve teminat eksikliği tamamlanamaz ise bu şirketleri nakde çevirme yolunu tercih edebilir. Burada vergi idaresi ile Doğan Grubu arasında (B) şıkkının da işleyebileceğini belirtelim. Bu şart altında yargısal sonuç bekleneceği için epeyce bir süre geçecektir. Ama biz özellikle (A) şıkkını, yani teminat eksikliği ile devletin alacağını derhal tahsile geçme olasılığını acil (yakın sorun) düşünüyoruz. SPK kısa süre önce şirketlerin kefaletleri hakkında düzenlemeye gitti. Şirketlerin ticari faaliyetleri hakkında sınırsız kefalete imkân tanınırken, ana faaliyet konusuna dikkat çekti. Ama aynı SPK yine kısa süre önce Doğan Yayın Holding'in bedelli sermaye artırımına izin verdi. Şimdi ne olacak? Yani suçlu vergi idaresinin şu anki ceza duyurularında olduğu gibi tüzel kişiler ise (Doğan şirketler grubu) zaman cezalar da bu şirketlerden tahsil edilecek mi? Kısaca 4,8 milyar lira ve eski cezalar Aydın Doğan veya borsadan hisse almış Ahmet ve Mehmet ayrımına gidilmeden tüm şirketlerden mi alınacak? Kısaca borsadaki hissedarların da tüm hisseleri elden gidecek mi? Veya suç ve ceza şahsidir ilkesi ile sadece Aydın Doğan gibi sorumluların hisseleri mi nakde çevrilecek? Burada hukuki bir davada sadece fikir yürütüyor, dün yazdığımız konuyu sürdürüyoruz. Yani Aydın Doğan ile küçük hissedarlar ve Doğan çalışanlarının durumunu sorguluyoruz. Acaba bu sorgulamayı SPK yapıyor mu? Acaba İMKB yapıyor mu? Eğer devlet “ben yaparım” diyerek alacağına şahin kesilip tüzel kişileri cezalarda olduğu gibi hacizleri de tüzel kişilere keserse, Doğan Grubu hissedarları açısından bir Uzan vakası daha mı yaşanacak? Şimdi Doğan hissedarları ne yapacak? Halka açıklık kurtaracak mı; yoksa küçük yatırımcı da ne, Aydın Doğan'ı almasaydılar mı denilecek? Doğan'ın cezasına da katlanıp malvarlıklarını onun uğruna heba mı edecekler? Suçlu kim? Şahıs mı, şirketler mi? Biri açıklasın
591198
Celal Doğan: Demokrasi yalnız Kürtler'e olmamalı
Doğan, Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti (GGC) Başkanı Abdullah Sabri Kocaman ve yönetim kurulu üyelerini ziyaretinde yaptığı konuşmada, genel kurulda yeniden başkanlığa getirilen Kocaman'ı tebrik etmek amacıyla ziyaretini gerçekleştirdiğini söyledi. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Doğan, bir gazetecinin demokratik açılım süreciyle ilgili sorusu üzerine, Türkiye demokrasisinin eksiksiz uygulanmadığı müddetçe Türkiye'nin AB'ye üye olma şansının olmadığını savundu. ''Bir defa açılımdan kastınız eğer adını etnik yapı olarak koyarsanız doğru bir strateji izlememiş olursunuz. Bunun adı 'demokratik açılımdır'. Çünkü demokrasi sadece Türkiye'de Kürtlere lazım değildir. Demokrasi Türklere, Ermenilere, Musevilere, Çerkezlere ve Lazlara da lazım'' diyen Doğan, nedenle demokratik açılımın Türkiye'de gerçekleştirilmesi gerektiği konusunda hiç bir tartışmanın olmadığını dile getirdi. Türkiye'de yapılması gerekenler hakkında fikirlerini anlatan Doğan, ''Bireysel haklar konusunda hiç bir tereddüt taşımamalıdır. Kendi anadilini konuşma konusunda önünüze getirilecek engeller anti demokratik uygulamalardır. Ama ana dilin yanında devletin bir resmi dili vardır. Türkiye'nin resmi dili Türkçedir. Türkçe'nin dışında başka bir resmi dili getirdiğiniz zaman devletin üniter yapısını bozma noktasında adım atmış olursunuz. nedenle açılım konusunda meseleyi doğru koymak gerekir'' diye konuştu. Doğan, Mustafa Sarıgül'ün yeni bir parti kurduğu yönündeki soru üzerine de şu anda aktif siyasetin içinde olmadığını, Mustafa Sarıgül'ün kendisinin arkadaşı olduğunu anımsatarak, ''Parti kurma konusunda kendisine telkinlerim şu oldu. Parti kurma konusunda dayandığı bir damar yoksa bu damar ciddi kökleri belli bir yerden almıyorsa bu partiler kalıcı olmuyor. nedenle kendisine parti kurmamasını tavsiye ettim'' dedi. Doğan, aktif siyasete dönüp denmeyeceği konusundaki bir soruya ise ''Aktif siyasetten kastınız bir partiye nikahla bağlı olmaksa şu anda gönlümdeki kızı aramaya çalışıyorum'' yanıtını verdi.
589642
Mevlânâ Haftası panelle sona eriyor
14.30'da Mevlânâ Kültür Merkezi Sultan Veled Salonu'nda başlayacak 'Hz. Mevlânâ Düşüncesi ve Avrupa Birliği Değerleri' başlıklı panele Dr. Mustafa Çıpan, Prof. Dr. Kenan Gürsoy, Prof. Dr. Ahmet İnam, Prof. Dr. Cihan Okuyucu ve Timuçin Çevikoğlu konuşmacı olarak katılacak. Saat 16.00'da Esin Çelebi Bayru, Masood Khalılı ve A. Refik Kutluer, Mevlânâ'dan şiirleri Türkçe, İngilizce ve Farsça olarak okuyacak. 16.20'de Şefika Kutluer, Erol Erdinç yönetimindeki Hacettepe Senfoni Orkestrası eşliğinde İ. Mirzayev'in 'Mevlânâ Flüt Konçertosu'nu seslendirecek. 21.00'de ise Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu, tasavvuf müziğinden örnekler verecek ve semâ ayini icra edecek.
589313
Suriye, İsrail'den UAEK'nın taleplerini yerine getirmesini istedi
BM Genel Kurul çalışmaları için New York'ta bulunan Suriye Dışişleri Bakanı Velid El Muallim, Orta Doğu'nun kitle imha silahlarından arınmış bir bölge olmasını istiyorsa İsrail'in UAEK'nın taleplerini yerine getirmesinin şart olduğunu söyledi. Muallim, İsrail'in nükleer tesisleriyle ilgili bilgileri UAEK'ya vermesini ve nükleer silahların yayılmasını önleme anlaşmasına sadık kalmasını da istedi. ABD ve müttefikleri bölgede nükleer silahların yayılmasında en büyük tehditin İran olduğunu öne sürmelerine rağmen Arap ülkeleri gerçek tehlikenin İsrail olduğunu ve bu ülkenin nükleer silah kapasitesinden korktuklarını belirtiyor.
589278
Ermenistan maçına İsveçli hakem
Ermenistan maçına İsveçli hakem(A) Milli Futbol Takımı'nın 14 Ekim Çarşamba günü Ermenistan ile oynayacağı 2010 Dünya Kupası Avrupa elemeleri grup maçını İsveçli hakem Martin Hansson yönetecek. Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamada, Bursa Atatürk Stadı'nda saat 21.00'de başlayacak karşılaşmada İsveç Futbol Federasyonu'ndan Martin Hansson'un düdük çalacağı bildirildi. Karşılaşmada Hansson'un yardımcılıklarını Henrik Andren ve Stefan Wittberg'in yapacağı, dördüncü hakemin de Martin Ingvarsson'un olacağı ifade edildi.
590710
19.99 TL'ye ADSL internet
19.99 TL'ye ADSL internet TTNET'ten Mbps'ye Kadar Hızlı İnternet 19.99 TL'den Başlayan Fiyatlarla Yıl sonuna kadar TTNET ADSL paketlerine abone olanlar, ilk altı ay boyunca 19.99 TL'den başlayan fiyatlarla internetin keyfine varacak. TTNET, yeni kampanyasıyla Mbps'ye varan hızda internete altı ay boyunca yüzde 50'ye varan indirimle erişim imkanı sunuyor. 31 Aralık 2009'a kadar devam edecek “Hızlı İnternetle Tanış” kampanyası kapsamında yeni TTNET ADSL müşterileri 24 ay taahhüt karşılığında ilk altı ay 19.99 TL'den başlayan fiyatlarla yüksek hızda internet fırsatından yararlanabilecek. Öte yandan dileyen müşteriler, aylık TL'ye kablolu, TL'ye de kablosuz modem sahibi olabilirken TTNET'in katma değerli servisleri; TTNET Müzik, TTNET Video, TTNET Oyun'dan da yararlanabilecek. TTNET ADSL Paket Fiyatları: Paket (İlk ay TL) Normal Tarife NET4 19,99 TL 29 TL NET4 (Plus) 19,99 TL 31 TL NET6 19,99 TL 39 TL NETLİMİTSİZ 29,99 TL 49 TL 1LİMİTSİZ 39,99 TL 45,31 TL 2LİMİTSİZ 49,99 TL 63,81 TL 4LİMİTSİZ 59,99 TL 82,32 TL 8LİMİTSİZ 69,99 TL 99 TL
590157
Davutoğlu, İran ve Irak dışişleri bakanlarıyla görüştü
Davutoğlu, İran ve Irak dışişleri bakanlarıyla görüştü NEW YORK (CİHAN) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari ve İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki ile ayrı ayrı görüştü. 64. BM Genel Kurulu için ABD'de bulunan Bakan Davutoğlu temasları kapsamında Irak ve İran dışişleri bakanları ile bir araya geldi. Zebari ile yapılan görüşmede ağırlıklı olarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak'a yapacağı ziyaretin konuşulduğu öğrenildi. Davutoğlu, daha sonra yine BM'de İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki ve Yemen Dışişleri Bakanı Ebubekir el Kirbi ile de bir araya geldi.
590456
Havan mermisi kızı parçaladı
Lice ile Genç ilçesi arasındaki Demirbağ köyünde yaşayan 15 yaşındaki Ceylan Önkul dün koyun otlatmak için evden ayrıldı. Bu sırada genç kızın üzerine Tabantepe Alay Komutanlığı'ndan atıldığı öne sürülen havan mermisi düştü. Ceylan'ın parçalanmış bedeni köylüler tarafından bulundu. Olayın askerî birliğe haber verilmesinden sonra ceset otopsi için Diyarbakır Hastanesi'ne götürüldü Diyarbakır'ın Lice ile Bingöl'ün Genç ilçeleri arasında yer alan Demirbağ köyünde, Tabantepe Alay Komutanlığı'ndan atıldığı iddia edilen bir havan topunun isabet ettiği koyun otlatan Ceylan Önkul (15) isimli bir çocuk hayatını kaybetti. Köylülerin anlatımına göre, köyde çobanlık yapan ilkokul öğrencisi Önkul, dün öğle saatlerinde hayvanları otlatmak için köyden ayrıldı. Küçük kız Yayla Karakolu yakınlarına geldiğinde, Tabantepe Alay Komutanlığı'ndan geldiği iddia edilen bir havan topu Ceylan Önkul'a isabet etti. Havan mermisinin etkisiyle vücudu parçalanarak tanınmaz hale gelen küçük kızın yanında bulunan onlarca hayvan da telef oldu. Patlama sesinin duyulması üzerine olay yerine koşan köy halkı, 15 yaşındaki ilkokul öğrencisinin yerde yatan cansız bedeniyle karşılaştı. Küçük kızın cesedi, etrafa saçılan parçaların toplanmasının ardından köye getirildi. Daha sonra cenaze, askerin talebi üzerine Bingöl'de bulunan Abalı Karakolu'na götürüldü. Olayın duyulması üzerine çevre köylerden birçok vatandaş Demirbağ Köyü'ne geldi.
591149
Musevi Vakfı anketi: Türkiye'de inançlar özgürce yaşanıyor
Beyoğlu Musevi Hahamhanesi Vakfı tarafından "Türk Yahudi Toplumu ve Yahudi Kültürünü Tanıtma Projesi" kapsamında gerçekleştirilen 'Farklı Kimliklere ve Yahudiliğe Bakış Algı Araştırması' anketinde deneklerin çoğu Türkiye'de Müslüman, Hıristiyan ve Musevilerin dışlanmadıkları ve özgürce yaşadıkları görüşünü dile getirdi. İsrail-Filistin çatışmasında deneklerin büyük bir çoğunluğu hem İsrail hem de Filistin hükümetinin politikalarının çatışma ortamını körüklediğini düşünüyor. Beyoğlu Musevi Hahamhanesi Vakfı tarafından yapılan ve Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Demokrasi ve İnsan Hakları İçin Avrupa Aracı (DIHAA) programı tarafından desteklenen anketten ilginç sonuçlar çıktı. Telefonla yapılan ankette bin 108 deneğe Türkiye'deki demokrasinin işleyişi, kimlik tanımlaması ve Filistin-İsrail çatışmasının Yahudi algısına etkileri gibi sorular yöneltildi. Türkiye İstatistik Kurumu'nun bölgesel nüfus ve kent kır dağılımlarının esas alındığı anket, 18 Mayıs-18 Haziran 2009 tarihleri arasında yapıldı. Çalışmanın amacı, genelde kamuoyunun diğer kimlik ve inançlara bakışını değerlendirmek özelde ise Türk Musevi'lerinin algı ve imajının ölçülmesi olarak belirtildi. DENEKLERİN YAŞ, EĞİTİM VE CİNSİYET DURUMU Ankete katılanların yüzde 49'u erkek, yüzde 51'i ise kadınlardan oluşuyor. Deneklerin yaş aralığı ise şöyle: 18-24 yaş arası yüzde 20, 24-34 yaş arası yüzde 26, 35-44 yaş arası yüzde 21, 45-54 yaş arası yüzde 15, 55-64 yaş arası yüzde 11 ve 65 yaş üzeri yüzde 7. Deneklerin eğitim durumları ise; ilkokul ve altı yüzde 45, orta öğretim yüzde 40, üniversite ve üzeri ise yüzde 15. Deneklerin yüzde 67'si kentten yüzde 33'ü ise kırsal bölgeden seçildi. TÜRKİYE'DE DEMOKRASİNİN İŞLEYİŞİNDEN MEMNUN OLMAYANLAR YÜZDE 44 Ankette Türkiye'de demokrasinin işleyişinden memnunluk derecesi 10 üzerinden 4,3 seviyesinde kaldı. Düşük eğitim seviyesindekiler, AK Parti seçmeni, kırsal kesimde yaşayanlar, dindarlar ve kadınların Türkiye'deki demokrasiden memnunluk derecelerinin daha fazla olduğu gözlendi. Ankete katılanlara sorulan "Genel olarak Türkiye'de demokrasinin işleyişinden ne derece memnunsunuz?" sorusuna deneklerin yüzde 44'ü memnun olmadığı karşılığını verdi. Yüzde 25'i 'ne memnunum ne de memnun değilim derken yüzde 30'u memnun olduğunu ifade etti. "Sizce genelde insanların çoğuna güvenilir mi, yoksa insanlara dikkatli yaklaşmak mı gerekir?" sorusuna dikkatli yaklaşmak gerektiği cevabını verenler yüzde 72 gibi yüksek bir rakam çıkarken, çoğu insana güvenilebilir diyenler ise yüzde 14 oranında kaldı. TC. VATANDAŞI OLARAK GÖRENLER YÜZDE 51 Denekler "Kendinizi tek bir kimlikle tanımlayacak olsanız şu sayacaklarımdan öncelikle hangisini kendinize uygun görürdünüz?" sorusuna yüzde 51 TC vatandaşı, yüzde 19'u Müslüman, yüzde 19'u Türk karşılığını verdi. Aynı soruya Kürt diyenler yüzde 2, Alevi diyenler yüzde oranında kalırken yüzde 7'si kimlik tanımlamadı ve yüzde 1'i de 'cevap yok' dedi. KİMLİK VE İNANÇLAR ÖZGÜR Ankete katılanlara 'Sizce bu kesimlerden her biri toplum içinde kimlik veya inançlarını ne derece özgürce ifade edebiliyorlar' sorusu soruldu. Bu soruya verilen cevapta: Müslümanlar özgür diyenler yüzde 64, ne özgür ne özgür değil diyenler yüzde 17, özgür değil diyenler yüzde 18, fikir belirtmeyenler yüzde 1. Hıristiyanlar özgür diyenler yüzde 60, ne özgür ne özgür değil diyenler yüzde 18, özgür değil diyenler yüzde 13, fikir belirtmeyenler yüzde 9. Museviler özgür diyenler yüzde 57, ne özgür ne özgür değil diyenler yüzde 19, özgür değil diyenler yüzde 14, fikir belirtmeyenler yüzde 10. Alevileri özgür görenlerin oranı yüzde 55 olurken ne özgür ne özgür değil diyenler yüzde 17, özgür değil diyenler yüzde 21, fikir belirtmeyenler de yüzde 7. Ateistler özgür diyenler yüzde 46, ne özgür ne özgür değil diyenler yüzde 19, özgür değil diyenler yüzde 24, fikir belirtmeyenler yüzde 11. Aynı soru kendileri için sorulan deneklerden yüzde 83'ü kendi inanç ve kimliğini özgürce ifade ettiğini söyledi. 'Ne özgür ne özgür değil' diyenler yüzde 9, 'özgür değil' diyenler yüzde 6, fikir belirtmeyenler ise yüzde oranında. İSRAİL VE FİLİSTİN HÜKÜMETLERİ ÇATIŞMAYI KÖRÜKLÜYOR Ankete katılan vatandaşlar iki ülke arasında yaşanan çatışmada her iki ülkenin hükümetini de sorumlu tutuyor. Deneklerin daha çok İsrail hükümetini sorumlu tuttuğu gözlendi. Ankette sorulan İsrail hükümeti ile Filistin hükümeti ve HAMAS'ın izlediği politikaların barışı sağlamaya yönelik mi yoksa daha büyük çatışmalara mı yol açtığı şeklindeki soruya denekler her iki tarafında çatışmayı körüklediğini belirtti. İsrail'in çatışmayı körüklediğini düşünenler yüzde 80, Filistin hükümetinin çatışmayı körüklediğini düşünenler ise yüzde 65 oranında çıktı. Deneklerin yüzde 68'i İsrail'in politikalarından sadece İsrail Devletinin sorumlu olduğunu belirtirken yüzde 20'si dünyadaki tüm Yahudileri sorumlu tuttu. Ankette sırayla MİT, yargı, emniyet, ordu ve siyasi partilerde üst düzey mevkilerde gayrimüslimlerin görev almasından rahatsızlık duyanların oranı, rahatsızlık duymayanlardan fazla çıktı. Sağlık, bilimsel araştırmalar ve belediyelerde gayrimüslimlerin görev almasından ise rahatsızlık duymayanların oranının fazla olduğu gözlendi. KOMŞU OLARAK ATEİSTLE DAHA ÇOK İSTENMİYOR Ankete katılan vatandaşların istemedikleri komşu sıralamasında Ateistler ilk sırada yer aldı. 'Kimleri komşu olarak istemezdiniz' sorusunda ise Ateist bir aile istemeyenlerin oranı yüzde 57, isteyenlerin oranı ise yüzde 42 çıktı. Türk vatandaşı Yahudi azınlığa mensup bir aile istemeyenler yüzde 42, 'isterdim' diyenler yüzde 57 oranında. Türk vatandaşı Hıristiyan azınlığa mensup bir aile isteyenler yüzde 35, istemeyenler ise yüzde 63. Başka ülkeden gelmiş yabancı bir aile istemem diyenlerin oranı yüzde 18, 'isterdim' diyenler ise yüzde 81 seviyesinde. Müslüman ancak farklı bir mezhepten olan bir aile isteyenler yüzde 13, isteyenler yüzde 86.
589670
Kaza yaptı, kadrodan çıktı
Pazar günü antrenmana giderken, 160 bin dolarlık Aston Martin marka aracının kontrolünü kaybeden Bendtner, ciddi bir sakatlıktan kıl payı kurtuldu. Arsen Wenger ise Bendtner'in şok yaşadığını ifade ederek kadrodan çıkarttıkları söyledi.
589379
Sahte çürük raporundan gözaltına alınan Sibel Çarmıklı ile oğlu Murat serbest bırakıldı
Adliye çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çarmıklı "Gerçekler ortaya çıktı" dedi. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın başlattığı "Karargah Evleri" soruşturmasını yürüten askeri savcı Ahmet Zeki Üçok'un da tutuklandığı soruşturma kapsamında gözaltına alınan Beşiktaş Belediyesi Başkan adayı Sibel Çarmıklı, oğlu Murat Çarmıklı, Hayrullay Çelebi ve emekli astsubay Erdem Kılınç Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki sorgusunun ardından Beşiktaş İstanbul Adliyesi'ne sevk edlidi. Sibel Çarmıklı, oğlu Murat Çarmıklı ve Hayrullay Çelebi soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta tarafından sorgulandı. Sibel ve Murat Çarmıklı ile Hayrullah Çelebi savcılık sorgusunun ardından serbest kalırken, Erdem Kılınç tutukluluk istemiyle mahkemeye sevk edildi. Sibel Çarmıklı adliye çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Herkesin başına böyle bir olayın gelebileceğini ifade eden Çarmıklı, önce polislere daha sonra ise soruşturmayı yürüten savcıya ifade verdiğini söyledi. Bütün emeği geçen arkadaşlara ve soruşturmayı gerçekleştirenlere teşekkür ettiğini belirten Çarmıklı, "Gerçekler ortaya çıktı" dedi. Basın mensuplarının "Olay komplo muydu?" sorusuna Çarmıklı, "Birşey söylemek istemiyorum" şeklinde yanıt verdi. SİBEL ÇARMIKLI KİMDİR? 1958'de İstanbul'da doğdu. İlkokulu Maçka İlkokulu'nda, ortaokulu Notre Dame de Sion'da, liseyi St. Michel'de tamamladı. Üniversite eğitimini ABD'de New England Üniversitesi'nde İş İdaresi ve Ekonomi üzerine aldı. 1990-1995 arasında tekstil ve hediyelik eşya sektöründe iki şirketin ortağı ve yöneticisi olarak çalıştı. Siyaset hayatı 1992'de Anavatan Partisi'ne (ANAP) katılımıyla başladı. 1993'te ilçe kongrelerinde İstanbul'un Beşiktaş ilçesinin Yönetim Kurulu Üyeliğine, aynı yıl Temmuz ayında İstanbul İl Kongresi'nde İl Yönetim Kuruluna seçildi. 1993-1998 arasında İl Yönetim Kurulu Üyeliği, medya ve gençlik alanlarından sorumlu İl Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu. 1995 Genel Seçimleri'nde İstanbul I. Bölge'den milletvekili adayı oldu. 1996'da ANAVATAN 5. Olağan Büyük Kongresi'nde Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'na (MKYK) seçildi. 1998'deki 6. Olağan Büyük Kongre'de MKYK adaylığını koyarak bu organın tek kadın üyesi sıfatını kazandı. 18 Nisan 1999 Genel Seçimleri'nde milletvekili aday adayı oldu. 2004'te ANAVATAN İstanbul İl Başkanlığına getirildi, 2005-2007 arasında Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. 2009'da AK Parti'ye katılan Çarmıklı, İstanbul'da Beşiktaş İlçesi Belediye Başkan Adayı oldu. İş adamı Ali Çarmıklı ile evli olan Sibel Çarmıklı'nın çocuğu bulunuyor. Çarmıklı, İngilizce ve Fransızca biliyor.
590977
Baykal'dan Yumuşama Sinyali
Baykal'dan Yumuşama Sinyali Erdoğan'ın Baykal'a göndereceği mektup "açılım" tartışmalarının seyrini değiştirdi. Baykal yumuşama sinyali verdi. Bahçeli'nin tavrı değişmedi. Yayına Giriş: 29.09.2009 17:24:48 Güncelleme: 29.09.2009 17:29:44 "Demokratik Açılım" tartışmalarında siyaset Başbakan'ın CHP liderine göndereceği mektuba kilitlendi. Açılımı her fırsatta eleştiren CHP lideri Baykal "mektup diplomasisi" karşısında yumuşama sinyali verdi. Görüşmelere başından beri kapıları kapatan MHP ise mecliste açık oturum yapılacağı haberini olumlu karşıladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP lideri Deniz Baykal'a göndereceği mektup "Demokratik Açılım" tartışmalarının seyrini değiştirdi. Siyaset arenası Deniz Baykal'a ulaşacak mektuba odaklandı. Başbakan Erdoğan'ın bugünlerde göndermesi beklenen mektup CHP'ye ulaşmadan sürecin başından beri katı tutumunu koruyan Baykal, diyalog için ilk kez yeşil ışık yaktı. Deniz Baykal, "Henüz mektup gelmedi, mektubu bekliyorum. Başbakan bir mektupla görüşme talebinde bulunacağını ifade etti. Henüz mektup gelmedi. Bana bu gelmemiş mektuba nasıl cevap vereceğimi soruyor arkadaşlar. Ben de mektup gelmeden birşey söylemek mümkün değil, mektubu bekliyoruz diyorum." şeklinde konuştu. MHP Sert Tavrını Sürdürüyor MHP ise demokratik açılıma karşı sert tavrını devam ettiriyor. Genel Başkan Devlet Bahçeli Meclis'te gizli oturum isteklerinden vazgeçilmesinden mutlu. Ancak Bahçeli, neyin hazmettirilmeye çalışıldığını öğrenmek istiyor. Devlet Bahçeli, "Başbakan, Meclis huzurunda Türk milletine neyi hazmettirmeyi planladığını dürüst ve namuslu olarak açıklayacaktır...AKP yöneticilerinin Meclis oturumunun açık olması halinde her şeyin konuşulamayacağını söyleyerek bundan kurtulmak için şimdiden manevra yapmaya başlamaları beyhudedir." diye konuştu. Başbakan ve CHP lideri Baykal'ın ne zaman buluşacağı ve uzlaşmanın çıkıp çıkmayacağı ve muhalefetin tavrı merak konusu.
590698
Afganistan'da Otobüse Bombalı Saldırı
Afganistan'da Otobüse Bombalı Saldırı Afganistan'daki şiddet sivilleri vuruyor. Kandahar'da bir otobüsün havaya uçurulması sonucu 10'u çocuk 7'si kadın 30 kişi öldü. Afgan polisi, yol kenarına konulan bombayla bir yolcu otobüsünün hedef alındığını açıkladı. Saldırının düzenlendiği Kandahar, Taliban'ın en güçlü olduğu ve ülkede şiddetin en yoğun yaşandığı bölgelerin başında geliyor. Bu arada Birleşmiş Milletler verilerine göre, ülkede sivil ölümlerinin en yüksek olduğu ay Ağustos olarak kayıtlara geçti. Yıl başından Ağustos sonuna kadar bin 500'den fazla sivil öldüğü açıklandı.
591139
Gol attığı için özür diledi!
Gol attığı için özür diledi! Premier Lig'de pazartesi akşamı Manchester City'nin West Ham'i 3-1 yendiği maçta, attığı golle yıldızlaşan Carlos Tevez, eski takımının ağlarını havalandırdığı için mutlu olamadı. Gollerden sonra sevinmeyen Arjantinli futbolcu, West Ham United taraftarlarından elini kaldırarak özür diledi. Tevez, sezon önce West Ham United'da oynadığı dönemde müthiş bir performans sergilemiş ve takımının Premier Lig'de kalmasında önemli pay sahibi olmuştu.
590103
Kansere çipli takip
Toronto Üniversitesi'nden Shana Kelly'nin başkanlığında Toronto ve Queens Üniversitesi ile Prenses Margaret Hastanesi bilim adamlarından oluşan bir ekibin nanoteknoloji ile geliştirdikleri mikroçip, daha önce bir dizi tetkikle günlerce süren, kanserli hücrelerin bulunması, kanserin türü ve hangi aşamada olduğunun saptanmasını 30 dakikada yapabiliyor. Mikroçip, kanser hastalarının tedavisi boyunca hastalığın seyri ve tedavinin etkileri konusunda da doktorlara kesine yakın veriler sunuyor. Yeni buluşla hastalara oldukça sıkıntı veren başta biyopsi olmak üzere birçok tetkik tarihe karışacak. Mikroçip uygulamasının, bu özellikleri nedeniyle sağlık harcamalarında önemli oranda tasarruf sağlaması bekleniyor. Ekibin başkanı Profesör Shana Kelly, prostat kanseri hastaları üzerinde bir süredir kullanılan ve olumlu sonuçlar alınan mikroçipin, bir cep telefonu boyutunda üretileceğini ve yakında piyasaya sunulacağını açıkladı. Prof. Kelly, cihazın kanserin yanı sıra AİDS, domuz gribi, viral ve bakteriyel enfeksiyon hastalıkları alanında kullanılabilmesi için geliştirme çalışmalarının sürdüğünü kaydetti.
590701
Piyasalarda Karışık Tablo
Piyasalarda Karışık Tablo Asya borsalarında yukarı yönlü, Avrupa borsalarında karışık bir tablo yaşanıyor. İMKB'de ise hisse senetleri yüzde 0,44 değer kazandı. Yayına Giriş: 29.09.2009 13:20:51 Güncelleme: 29.09.2009 13:24:38 Küresel piyasalar karışık bir görünüm sergiliyor. İstanbul Borsası Ulusal-100 Endeksi birinci seansı 214 puan artarak 48 bin 30 puandan tamamladı. Dünya borsaları makro ekonomik göstergeler ile şirket haberlerini takip ediyor. Piyasalar şirket birleşme ve satın alma haberleriyle moral buldu. New York Borsası'nda dün Dow Jones Sanayi Endeksi yüzde 1,28 teknoloji göstergesi Nasdaq ise yüzde 1,90'lık yükseliş kaydetti. Asya borsalarında bugün (29.09.2009) yukarı yönlü hareketler ağırlık kazanmış durumda. Karışık bir tablo çizen Avrupa borsalarında dünkü yükselişlerin ardından hafif kar satışları gözleniyor. Yurt içinde dış piyasalardaki gelişmeler yakından izleniyor. İstanbul Borsası'nda hisse senetleri günün ilk yarısında ortalama yüzde 0,44 değer kazandı. Serbest piyasada Amerikan Doları lira 49 kuruş, Avro ise lira 17 kuruştan işlem görüyor.
590546
'Talas'ta sanki yer yarıldı içine girdiler'
Kayseri Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, 21 Eylül'de kaybolan çocuklar için 22 Eylül'den bu yana yapılan arama çalışmalarıyla ilgili bilgi verildi. Arama çalışmalarının devam ettiği, çocukların fotoğraflarının ilgili birimlere dağıtıldığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Çocukların kaybolduğu tarihten bugüne kadar 1455 personelin katılımıyla yapılan çalışmalarda, bin 516 kişiyle görüşülmüş, 1031 aracın kontrol ve sorgusu yapılmış, 47 güvenlik kamerası kayıtları incelenmiş, 1875 ikamet, 147 park ve bahçe, 65 cami, 168 umuma açık alan, 506 metruk alan, 78 kuyu üzerinde gerekli arama tarama çalışmaları yapılmıştır. Kayıp çocuklara ait ikametler merkez alınarak, bir kilometre çapındaki bütün ikametgahlar ve ikametgah sakinlerinin ekiplerce gerekli kontrolleri yapılmıştır.'' Dünden itibaren bir Emniyet Müdür Yardımcısı sorumluluğunda şube müdürü, komiser ve 10 polis memurundan oluşan özel ekip kurulduğu, bu ekibe bilgi sağlayacak 44 personel görevlendirildiği bildirilen açıklamada, sonuç alınıncaya kadar da Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü personelinin yoğun olarak bu bölgede görevlendirildiği belirtildi. Kayseri'nin Talas ilçesinde yaşındaki Ahmet Tuna Tekin, yaşındaki kız kardeşi Dilruba Tekin ile aynı mahallede 11 yaşındaki Türkan Ay, bayramın 2. günü şeker toplamak için evlerinden ayrılmış ancak geri dönmemişti.
590287
Çelik: Alevi çalıştaylarında aceleye yer yok
Bakan Çelik, Umman Diyanet İşleri ve Evkaf Bakanı Şeyh Abdullah bin Mohamed Al-Salim ile makamında bir araya geldi. Basın mensuplarının Alevi çalıştayları ve Alevi örgütlerinin Kasımda yapacakları mitinge ilişkin sorularını yanıtlayan Çelik, hükümetin, ülkede öteden beri yaşanan sorunları çözmeye dönük yoğun bir çaba içerisinde olduğunu söyledi. Açılım olarak nitelendirilen konuların bu sorunların çözümüne dönük çalışmalar olduğunu vurgulayan Bakan Çelik, özellikle Alevi çalıştaylarıyla ilgili aralık ayı itibariyle bu çalışmaları tamamlamayı düşündüklerini ifade etti. Tüm çalıştaylara katılan ve görüş beyan eden herkesin düşünce ve ifadelerinin tutanaklara geçtiğini, bunların aralık sonunda kitapçık haline getirileceğini ve ilgili kesimlere dağıtılacağını anlatan Çelik, şöyle konuştu: ''İnanıyorum ki çalıştaydan çıkan neticeler de derli toplu bir şekilde özet bilgi olarak da Bakanlar Kurulu'nda ve yetkili kurullarda değerlendirilecek. Böylece sonuca doğru gidilecek. Bu çok gerilere uzanan bir olay. 1400-1500 yıllık bir ihtilaftan bahsediyoruz. Bunun biran önce, haftada, ay içinde çözümü gibi bir yaklaşımı, aceleciliği doğru bulmuyoruz. Olayların mitinglerle, bir siyasi boyut kazanmasıyla da ilgisi yok. Kazanmasını da doğru bulmayız. Çünkü biz samimi bir çalışmayı yürütüyoruz. Samimi şekilde yürütülen çalışmaya katkısı olacak herkesi davet ediyoruz, çağırıyoruz, görüşlerini alıyoruz. Amaç sorun çözmektir, yoksa suyu bulandırmak değil. Geçmişte yeteri kadar bulanıklıklar yaşanmış. Şimdi bunu durulamaya dönük kimin elinde ne varsa buyursun katkı sağlasın ve sorunu çözüme doğru götürelim diyoruz.'' Devlet Bakanı Çelik, bugüne kadar yapılan çalıştaylarda önemli mesafeler alındığını kaydetti. Faruk Çelik, bir başka soru üzerine, Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilat Yasa Taslağı'nın bugün büyük ihtimalle Başbakanlığa sevk edileceğini ve önümüzdeki hafta Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılacağını bildirdi. Bakan Çelik, ''Çok seri olarak da TBMM'ye taşıyacağız ve yeni yıla Diyanet Teşkilat Yasası ile girmiş olacağız'' dedi.
591016
ABD'de tüketici güveni düştü
Piyasalardaki toparlanma sinyallerine karşın istihdam piyasasındaki kaygılar nedeniyle ABD'de tüketici güveni bu ay geriledi. Geçen ay 54,5 olan ''Tüketici Güven Endeksi'' bu ay 53,1'e düştü. Ekonomistler, Endeksin 57'ye çıkmasını bekliyorlardı. Tüketicilerin gelecek aya bakışını yansıtan ''Beklentiler Endeksi'' ise 73,8'den 73,3'e geriledi.
590532
Engelli güzel tacının peşinde
güzel tacının peşinde Suç duyurusunda bulunduğu organizatör, ‘Sponsor verecekti’ dedi 'nın Kemer İlçesi'nde geçen yıl düzenlenen Engelliler 'nda birinci olmasına rağmen vaat edilen altın tacını alamadığı için organizatör hakkında suç duyurusunda bulunan Samsunlu 17 yaşındaki Nergis Demirarslan, “Hiçbir maddi beklentim yok. Verilen söz tutulsun” dedi. Hakkında suç duyurusunda bulunulan organizatör Arif Çelik ise önce Türkiye, sonra da Dünya Güzeli seçilen Demirarslan'ın internetteki sosyal paylaşım sitesi 'taki profiline mesaj gönderdi. Güzellik yarışmasının bir hediye toplama yeri olmadığını söyleyen Çelik, tacı kendisinin değil sponsorun vereceğini ileri sürerek firmayı suçladı. 'da oturan Nergis Demirarslan, 13 Mayıs 2008 tarihinde Prodüksiyon'un sahibi Arif Çelik'in organizatörlüğünde gerçekleştirilen Türkiye Engelliler Güzellik Yarışması'na katıldı. Antalya'nın Kemer İlçesi'nde gerçekleştirilen yarışmada ‘Türkiye Güzeli’ seçilen Demirarslan, daha sonra geçen Mart ayında 'da düzenlenen ’nda da ‘Dünya Güzeli’ seçildi. Türkiye Güzellik Yarışması sırasında organizatör tarafından 1'inci olan güzele altın taç başta olmak üzere çeşitli hediyeler verileceğinin taahhüt edildiğini iddia eden Samsun Ondokuz Mayıs Lisesi Matematik Bölümü 4'üncü sınıf öğrencisi Nergis Demirarslan, tacının aradan geçen yaklaşık 1.5 yıllık süreye karşın hala kendisine ulaştırılmadığını iddia ederek organizatör hakkında ve maddi menfaat temini’ iddiasıyla geçen 17 Eylül'de Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. gün sonra da organizatör Arif Çelik, Nergis Demirarslan'ın Facebook'taki profiline mesaj göndererek aileye cevap verdi. Arif Çelik'in kendi adıyla ve fotoğrafıyla gönderdiği mesajda yarışmada bir firmanın taç vereceğini söylediğini ama daha sonra tacı vermediğini bildirerek, aileyi engelli kızlarının üzerinden menfaat sağlamakla suçladı. HEDİYE TOPLAMA YERİ DEĞİL Gönderdiği mesajda güzellik yarışmasının bir hediye toplama yeri olmadığını dile getiren Çelik, “Çocuğunu oradaki iki kutu hediye için getiren ve bunun peşine düşen insanlar çocuklarının engelini kullanarak menfaat elde etmeye alışmış insanlardır. Yazık, kullanmayın bu gül gibi masum çocuğu demek geliyor anne ve babaya” ifadeleri yer aldı. Organizatöre tepki gösteren Dünya Engelli Güzeli Demirarslan, Türkiye Güzellik Yarışması’na girerken hiçbir maddi beklentisinin olmadığını belirterek sadece yarışmada kendisine vaat edilen altın tacın verilmesini istediğini söyleyerek, “Ben kandırıldığımı, aldatıldığımı düşündüğüm için savcılığa suç duyurusunda bulundum. Arif Çelik bana mesaj göndererek aileme hakaret etti. Bu gönderilen mesajı da savcılığa sunacağım” dedi. Devlet Su İşleri 7. Bölge Müdürlüğü’nde işçi olarak çalışan 48 yaşındaki baba Hürmet Demirarslan ise “Organizatörün mesajında yazdıkları kesinlikle gerçek değil. Bir baba ve anne nasıl kızının üzerinden menfaat sağlayabilir. Bu kişi kendi çıkarları için hareket etmektedir. Biz hakaret dolu bu mesajı da savcılığa sunacağız” diye konuştu.
589683
Ferdi'den 'Boynu Bükük Şarkılar'
Ferdi Tayfur, 'Boynu Bükük Şarkılar' adlı müzik programı ile ekranlarda olacak. İkbal Gürpınar 'Hayatın İçinden' adlı programı sunacak. Kanalın bir başka yeni programı Feth-i Alem'de ise Anadolu efsanelerine yer verilecek. Ayrıca pek çok sevilen program da yeni dönemde devam edecek.
589870
Başkent Moda Günleri
Başkent Moda Günleri 18. Başkent Moda Günleri'nin açılışında düzenlenen defileye 12 giyim firması ve ünlü mankenlerkatıldı. Ankara Giyim Sanayicileri Derneğince (AGSD) düzenlenen Başkent Moda Günleri'nin 18'incisi, düzenlenen defileyle gerçekleştirildi. Defileye, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ve AGSD Başkanı Canip Karakuş'un yanı sıra Başkentte faaliyet gösteren bazı tekstil firmalarının yetkilileri de katıldı. Bakan Çağlayan, defile öncesi yaptığı konuşmada, Ankara'nın bayan konfeksiyonunda önde gelen illerden biri olduğunu belirterek, defileyi düzenleyen AGSD Başkanı Karakuş'u kutladı. Canip Karakuş da 10 yıl önce kurulan derneğin 10 yıldır başkanlığını yaptığını ifade ederek, "100 milyar dolar ihracat için koşacağız" dedi. Konuşmaların ardından Bakan Çağlayan'a desteğinden dolayı plaket verildi. Koreografisini Yasin Soy'un yaptığı ve "Taş Kafes" temasıyla gerçekleştirilen defilede, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinden kıyafetler sergilendi. 12 bayan giyim firmasının yanı sıra Modacı Özlem Akyüz ve Olgunlaşma Enstitüsünün 2009 sonbahar-kış tasarımlarının yer aldığı defilede Şenay Akay, Ece Gürsel, Tuba Özay, Seda Ertan gibi birçok ünlü manken podyuma çıktı.
590315
Bozüyük'te trafik kazası: ölü
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Sedat Bakırcı yönetimindeki 34 UP 7829 plakalı otomobil, Eskişehir-Bozüyük kara yolunun 20. kilometresinde, Yılmaz İlhan'ın (43) kullandığı 34 HNT 45 plakalı otomobille çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle orta refüje çarparak devrilen otomobilin sürücüsü Yılmaz İlhan ve kardeşi Mehmet İlhan (40) kaza yerinde hayatını kaybetti. İlhan kardeşlerin umreden dönen anne ve babalarını karşılamak amacıyla İstanbul'a gitmek için yola çıktığı öğrenildi.
591908
Yüzünüze her dolgu maddesini uygulatmayın!
Yüzünüze her dolgu maddesini uygulatmayın! Her Dolgu Maddesi Güzellik Getirmez UYARI:Yazıdaki bazı görseller rahatsız edici olabilir! Dudaklarını dolgu maddesi ile kalınlaştırdıktan sonra, beklemediği bir sonuçla karşılaşan bir tanıdığımın sorunu ile ilgili araştırma yaparken aslında bu konudaki en iyi uzmanlardan birinin hemen yakınımızda olduğunu fark ettim. Daha önce de başka konularda bizimle kıymetli bilgilerini paylaşan Avrupa Kozmetik Cerrahi Akademisi Eski Başkanı Dr. Ziya Şaylan'ı bir televizyon programında "dolgu maddeleri" ile ilgili bilgi verirken izleyince kendisinden dolgu maddelerinin yol açabileceği sorunlarla ilgili yardımcı olmasını istedim. Dr. Şaylan'ın verdiği bilgiler ve bizimle paylaştığı tecrübeleri ile ilgili yazımızı okumadan önce bir uyarıda bulunmak isterim: Bu yazıda kullanılan görseller gerçek hastalar, vakalar olduğu için rahtasızlık uyandırabilir. Yaşlanmanın etkilerini silmek için pek çok yöntemin adı geçiyor. Bize enjeksiyonla yapılanlar hakkında genel bir bilgi verebilir misiniz? Yaşlanmanın ilk belirtileri olan kırışıklar genellikle cilt altı yağ ve bağ dokusunun azalması nedeni ile meydana gelmektedir. Genç ve orta yaşlarda ortaya çıkan kırışıklar ise genellikle adale kasılması sonucudur ve Botoks (Botulinum toksini) ile ortadan kaldırılır. Artık günümüzde birkaç dakika içinde yapılacak olan bir iğne ile yüzdeki bir kırışıklığın doldurulması ve giderilmesi mümkündür. Ancak şu gerçeği unutmamak lazımdır, sıkılan madde bir yabancı cisimdir ve mutlaka kimse de bir reaksiyona neden olacaktır. Bu yapaysal doldurma her zaman geçici bir olay değildir ve bazen seneler sonra bile olsa hiçte hoş olmayan, ancak ameliyatla düzeltilebilen veya hiç düzelmeyen sertliklere ve iltihabi durumlara sebep olacaktır. Yüze enjekte edilen bir çok madde var. Bunları artıları ve eksileri ile tek tek ele alalım. Mesela silikon? 1960’lı senelerde ilk kullanılan Silikon ile yüzdeki kırışıklar doldurulmuş ancak daha sonra Silikon’un etrafında oluşan nedbe dokusu aşırı derecede sertliklere ve büyümelere sebep olduğundan (bilhassa elmacık kemiklerinde ve dudaklarda, ördek dudağı görünümü) bu maddenin kullanılması başta Avrupa olmak üzere birçok ülkede sınırlanmıştır. (Silikon göğüs protezleri bir kılıf içinde olduklarından bu zararlı etkileri göstermezler). Hastaların yüzünde yanlara doğru bir büyüme meydana gelir ve hastanın bütün dış görünümünü etkileyebilir. Bilhassa travestiler ve sahne sanatçıları bu silikon iğnelerini çok severler ve hatta birbirlerine veya kendilerine enjekte ederler. Bu durumu düzeltmek için defalarca ameliyat gerekebilir ve her zaman da başarılı olunamaz. Meydana gelen sertlikler zamanla cilt altında yerlerini değiştirirler (dolaşırlar) ve bazen de enfekte olurlar. Ben dudaklara sıkılan silikon ve bunun sonucu meydana gelmiş taş dudaklar nedeni ile konuşamayan, bardaktan su ve kaşıktan çorba içemeyen hastalar gördüm. Dudağa sıkılan Silikon sonucu ördek dudağı veya Amerikalıların “Donald Duck“ dudağı dediği arazın önden ve yandan görünümü. Bu durum hasta yaşlandıkça daha da fazlalaşacaktır. Bazı doktorlar silikon enjekte ettikleri halde hastaya bunu söylemezler. Birçok ülkede bunu hastaya yazılı olarak bildirmek zorunludur, ayrıca ilacın hastanın gözü önünde paketinden çıkartılıp kullanılması gerekir. Bize gelen hastaların yarısından fazlası yüzlerine ne enjekte edildiğini bilmemektedirler. Unutmayın problemleriniz seneler sonra ortaya çıkacaktır, doktorunuz belki zaman hayatta bile olmayacaktır ve mesleki hata sigortaları genellikle 10 yıl için geçerlidir. Silikon iğnelerinden seneler sonra meydana gelen aslan yüz görünümü. Bir dönem de kolajen pek modaydı 1980 lerde piyasaya çıkan Kolajen hemen çok yaygın bir kullanım alanı buldu. Kollajenin esası basit olarak sığır derisinin defalarca kıyma makinesinden geçirilip parçalanarak strelize edilip bir enjektöre konulup cilt altına sıkılması prensibine dayanmaktadır. Ancak sığır derisi bir protein olduğundan buna bağlı alerjiler ortaya çıktı (Resim 3) ve ayrıca sıkılan madde en fazla 2-3 ay sonra ortadan kaybolmakta idi. Bugün Kolajen uygulanması artık eskisi kadar sıklıkla olmamaktadır. Buna en büyük neden de Deli Dana Hastalığının bu yolla bulaşıp bulaşamayacağı tartışmaları olmuştur. Kolajen kırışıklara sıkılmadan hafta önce bir alerjik cilt testi gerekir. Test menfi olsa bile alerji ortaya çıkan vakalar mevcuttur. Kolajen enjeksiyonuna bağlı bir alerji vakası. Tedavisi haftalarca sürebilir. Kortizon tedavisi gerekebilir. Hatta bazen her hasta sığır eti yendiğinde tekrarlayabilir. Peki ya akril içeren maddeler? Aslında sorarken bile rahatsız oluyorum çünkü ismi dekorasyon, tamir işlerinde kullanılan maddeleri anımsatıyor. 2002 senesinde İsviçre hükümeti akril içeren maddelerin estetik amaçlarla kullanılmaması gerektiği hakkında doktorları uyardı. Türkiye bu hususta gerekli hassasiyeti göstermedi ve bu işlerde büyük paralar döndüğü için bu zararlı maddelerin bazıları ülkemizde piyasaya çıktılar. Zaten kanımca herhangi bir firma mallarını artık Amerika ve Avrupa da satamayınca onları Türkiye ve benzeri ülkeler de satmaya çalışmaktadır. Ülkemiz maalesef bu zengin ülkelerin arka bahçesi (çöplüğü) durumuna gelmiştir. Poliakrilamitler piyasa da satılan yapıştırıcıların (Uhu, Pattex vs.) ana maddesi ile akrabadır ve kansere sebebiyet verebileceği tartışılmaktadır. Ayrıca büyük oranda sertleşirler ve istenmeyen sonıuçlar verebilirler. Bu maddeleri satan firmalar enjekte edilen az miktarların herhangi bir tehlike olmayacağını öne sürseler de bunun hiçbir bilimsel dayanağı yoktur. Cildinizin altına yapıştırıcı veya bir zamk sıkılmasını ister misiniz ??? Dudağa sıkılan bazı dolgu maddeleri seneler sonra bile iltihaplanabilirler. Yani aslında bu maddeler vücuda yabancı olduğu için sürekli bir risk arz ediyorlar. Vücuda her sıkılan yabancı madde şahıs için bir tehlikedir, bir saatli bombadır. Vücut bu enjekte edilen maddeleri genellikle kabul etmez ve etraflarını bağ dokusu ile kaplayıp bir sertlik veya diğer adıyla bir granulom oluşturur. Bu kitle ilk başlarda gözükmez ve ele gelmez, hasta memnundur ama zamanla sertleşip görünür hale gelince hasta paniğe kapılır. Bazen hasta doktorunu bile tekrar bulamaz veya doktor ben size demiştim veya bana imza vermiştiniz gibi cevaplar verebilir. Bu yabancı maddeler zamanla vücutta dolaşabilirler (kayma sonucu yerlerini değiştirirler) tıpta bunun adı migration veya travelling’dir. En kötüsü de zamanla iltihaplanabilirler. Vücudumuzda en çok dış etkenlere maruz kalan yeri yüzümüzdür, mesela; iltihaplı sivilceler, diş ve dişeti iltihapları, sinüzitler, ergenlik, böcek sokmaları, ufak yaralanmalar, kesikler, uçuk vesaire…. Bu nedenle bu yüzdeki bu dolgu maddeleri daha sık mikrop kaparlar. Dolgu maddesi uygulanmasından yaklaşık olarak iki yıl sonra meydana gelen sertlikler. Peki başka dikkat edilmesi gereken maddeler var mı? Evet, Polylaktik asit. Daha önceleri cerrahide dikiş malzemesi olarak kullanılan bu maddeden elde edilen dolgu maddeleri nadir de olsa iltihaplanıp sertliklere sebep olabilirler. Bu maddenin özünde şeker olması (Mannitol ve süt şekeri asiti) otoriteler tarafından mikropların şekeri çok sevdikleri ve burada çoğalabilecekleri olarak yorumlanmaktadır. Son bir kaç yılda genellikle adını duyduğum dolgu maddesi olan Hyaluronik asit hakkında ne anlatabilirsiniz? Yüze enjekte edilen maddelerin en az zararlı olanları bu maddelerdir. Insan vücudunda zaten bulunan hyaluronik asidin yapay olarak elde edilmiş halidir. Genellikle bu maddeler 3-9 ay arasında vücuttan atılır ve yok olurlar. Bu doktor ve hasta için bir garantidir ve eğer memnun kalınmaz ise zaten yok olacaktır. Fakat hastalar tek bir iğne ile hayat boyu güzellik peşinde koştuklarından ve fazla para harcamak istemediklerinden ve de zararlarını bilmeden daha uzun süre kalıcı maddelere yönelirler, Bu yanlış bir yaklaşımdır. Mutlaka sonuçları olacaktır ve ilk başta güzel gözükmesine rağmen ileride büyük bir ihtimalle sorunlara (Sertlik, deformite, mimik bozukluğu ve enfeksiyonlara) neden olacaktır. Yağ enjeksiyonu bu maddelerden daha doğal değil mi? Kendi yağınızın dolgu maddesi olarak kullanılması ve dondurulup saklanması doğal bir çözüm. Hastanın kendi yağının dolgu maddesi olarak kullanılması bundan 100 sene kadar önce Almanya da başarı ile uygulanmıştır. zaman Dr Lexer hastanın kolundan aldığı yağ ile yüzünü doldurmuş ve hatta yüzdeki ameliyat izlerini doldurmuştur. Daha sonraları silikon ve kolajen dolgu maddeleri yaygınlaşınca yağ enjeksiyonları unutulmuş idi. Ancak bu kimyasal maddelerin yan etkilerinin fazla olması nedeni ile bugün tekrar yağ enjeksiyonları önem kazanmıştır. Doktorunuz kalça veya karnınınızdan aldığı yağı kolaylıkla dolgu maddesi olarak kullanabilir ve hatta geri kalanını da ilerisi için dondurup saklar. Yapılan yağ enjeksiyonları ile yüzünüz daha sağlıklı ve genç bir görünüm kazanacaktır. Unutmamak gerekir ki kendi yağınız size yabancı bir madde değildir ve herhangi bir yan etkiye sebep olmayacaktır. İstediğiniz zaman doktorunuza baş vurup dondurulmuş yağınızı dolgu maddesi olarak kullanabilirsiniz. Hangi maddeler daha güvenceli, hangisini tavsiye edersiniz? İnsanın kendi yağı doğal ve iyi bir alternatif. Ancak sıkılan yağ 6-9 ay kadar yüzde kalıp kaybolmaktadır. Hastanın herhangi bir yerinden alınan yağ yüzüne enjekte edilebilir. Ayrıca dudaklara veya yüze yağ sıkılınca çok uzun bir süre şiş kalmakta ve hastanın iş yerinde ve ailesinde sorunlara sebep olmaktadır. Halbuki hyaluronik asidi muayenehaneye gelen sekreterlere, iş kadınlarına öğle paydoslarında veya hafta sonlarında enjekte edilip arkasından tekrar iş yerlerine veya ailelerine dönmektedirler. Amerikan basını bu tür uygulamalara “Öğle paydosunda gelen güzellik” demektedir. Eğer bir kırışık doldurulacak ise hyaluronik asit ürünleri en güvenceli olanlarıdır. Bunlar vücuda enjekte edildikten 6-9 ay sonra eriyip kaybolmaktadırlar. Bu sayede eğer herhangi bir uyumsuzluk veya komplikasyon olursa kendiliğinden düzelir. Bu hasta ve doktor için bir güvencedir. Bu maddeler Türkiye de Restylane, Juvederm, Puragen, Tyosal, Hylaform ve diğer adlar altında satılmaktadırlar. Diğer bir dikkat edilecek hususta bu adını verdiğimiz dolgu maddeleri daha koyu kıvamlarda piyasaya sürüldüler ancak bunlarda sertliğe ve dudak sertleşmelerine neden olabilmektedirler. Bu durumu göz önüne alın ve doktorunuzun size hangi ilacı enjekte edeceğini iyice öğrenin. Bu hastada meydana gelen sertlik ameliyatla cerrah tarafından çıkartılmak istenmiş ve sonunda doku kaybına bağlı olarak üst dudakta nedbe ve şekil bozukluğu ortaya çıkmıştır. Tekrar söylemek istediğim, bayanların silikon ve akril içerikli kalıcı iğnelerden uzak durup daha sağlıklı olan ve ilerde problem yaratmayan hyaluronik asit ürünlerini veya kendi yağları ile kırışıklarının giderilmesi yöntemini tercih etmeleridir. Belki yakın bir gelecekte insanın kendi vücudundan elde edilen bir ürün (hastanın kendi yağından elde edilen kök hücresi) yüz cerrahisinde kullanılacak ve zaman bu problemlerin bir çoğu ortadan kalkacaktır. Ayrıca şu anda Amerika’da ve Avrupa’da kozmetik ve estetik cerrahların tartıştığı konu kalıcı çözümlerin kalıcı problemler doğurabileceğidir. Gençlilikte, yaşlılıkta tabii olmalıdır. Yaşlılıkta güzeldir. Ama yine de ne kadar geç yaşlanırsak kadar iyidir. Verdiğiniz değerli bilgiler için teşekkür ederiz Sevgili okurlar unutmayın, Fransızların dediği gibi Yüzünüzde ki bir milimetrelik kötü bir iz kalbinizde bir kilometrelik bir yaraya sebep olacaktır
591207
Celal Doğan: "Gönlümdeki kızı arıyorum"
Celal Doğan: "Gönlümdeki kızı arıyorum" Eski Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan, ''Bu süreci (Demokratik Açılım), seçime malzeme yapacak noktaya hiç bir siyasi partinin taşımaması lazım. Demokrasi sadece Kürtlere değil tüm kesimlere gereklidir'' dedi. Doğan, Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti (GGC) Başkanı Abdullah Sabri Kocaman ve yönetim kurulu üyelerini ziyaretinde yaptığı konuşmada, genel kurulda yeniden başkanlığa getirilen Kocaman'ı tebrik etmek amacıyla ziyaretini gerçekleştirdiğini söyledi. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Doğan, bir gazetecinin demokratik açılım süreciyle ilgili sorusu üzerine, Türkiye demokrasisinin eksiksiz uygulanmadığı müddetçe Türkiye'nin AB'ye üye olma şansının olmadığını savundu. ''Bir defa açılımdan kastınız eğer adını etnik yapı olarak koyarsanız doğru bir strateji izlememiş olursunuz. Bunun adı 'demokratik açılımdır'. Çünkü demokrasi sadece Türkiye'de Kürtlere lazım değildir. Demokrasi Türklere, Ermenilere, Musevilere, Çerkezlere ve Lazlara da lazım'' diyen Doğan, nedenle demokratik açılımın Türkiye'de gerçekleştirilmesi gerektiği konusunda hiç bir tartışmanın olmadığını dile getirdi. Türkiye'de yapılması gerekenler hakkında fikirlerini anlatan Doğan, ''Bireysel haklar konusunda hiç bir tereddüt taşımamalıdır. Kendi anadilini konuşma konusunda önünüze getirilecek engeller anti demokratik uygulamalardır. Ama ana dilin yanında devletin bir resmi dili vardır. Türkiye'nin resmi dili Türkçedir. Türkçe'nin dışında başka bir resmi dili getirdiğiniz zaman devletin üniter yapısını bozma noktasında adım atmış olursunuz. nedenle açılım konusunda meseleyi doğru koymak gerekir'' diye konuştu. Doğan, Mustafa Sarıgül'ün yeni bir parti kurduğu yönündeki soru üzerine de şu anda aktif siyasetin içinde olmadığını, Mustafa Sarıgül'ün kendisinin arkadaşı olduğunu anımsatarak, ''Parti kurma konusunda kendisine telkinlerim şu oldu. Parti kurma konusunda dayandığı bir damar yoksa bu damar ciddi kökleri belli bir yerden almıyorsa bu partiler kalıcı olmuyor. nedenle kendisine parti kurmamasını tavsiye ettim'' dedi. Doğan, aktif siyasete dönüp denmeyeceği konusundaki bir soruya ise ''Aktif siyasetten kastınız bir partiye nikahla bağlı olmaksa şu anda gönlümdeki kızı aramaya çalışıyorum'' yanıtını verdi.
590961
"Çarşı" tişörtüne darp iddiası!
Haberi Ekle "Çarşı" tişörtüne darp iddiası! Alınan bilgiye göre, Abdürrahim Akyol (21), Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminali'nde güvenlik güçlerine yaptığı başvuruda, Kocaeli'den Balıkesir'e gitmek üzere yola çıktığını ve otobüsün Bursa'da mola verdiğini söyledi. Terminalde hava almak için araçtan indiğini belirten Akyol, bu sırada yanına gelen bir kişinin, üzerinde ''Çarşı'' yazılı Beşiktaş taraftar tişörtü giydiği gerekçesiyle kendisini dövdüğünü iddia etti. Abdürrahim Akyol'un başvurusu üzerine harekete geçen güvenlik güçleri, olayı gerçekleştirdiği öne sürülen Hüsnü A'yı (18) gözaltına aldı. Zanlının ifadesinde, ''Bursaspor taraftarıyım. Bir anlık öfke sonucu böyle bir olay meydana geldi'' dediği öğrenildi. Hüsnü A'nın, sorgulamasının ardından, adliyeye sevk edileceği bildirildi.
590319
Kayserispor, Es Es'ten puan istiyor
Kulüp basın sözcüsü Yücel Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kasımpaşa karşısında şanssız olduklarını ve gol bulamadıklarını belirterek, şunları söyledi: ''Kasımpaşa karşısında bir türlü golü bulamayıp puan kaybettik. Bir şutumuz direkten döndü. Kasımpaşa karşısında kaybettiğimiz puanı, Eskişehirspor'u yenerek telafi etmek istiyoruz. Eskişehir'e cumartesi günü özel otobüsümüzle gidip, son hazırlıklarımızı yapacağız.'' Şahin, Galatasaray karşılaşmasında hakeme itiraz ettiği için maç ceza alan teknik direktör Tolunay Kafkas'ın cezasının Eskişehirspor karşılaşmasında bitmiş olacağını da ifade ederek, ''Tolunay hocamız yedek kulübesine dönecek ve Eskişehirspor'dan puan alacağız'' diye konuştu.
591049
Organ operasyonunun ardından çıkan dram
Organ operasyonunun ardından çıkan dramDHA hastası olan çocukları için böbrek satın alan çiftin "Ne olurdu sanki gün sonra yapsaydınız operasyonu. Çocuğumuz ölecek. Onu yaşatmak için adeta savaş veriyoruz" dedikleri belirlendi. ve 'da yapılan eş zamanlı operasyonlarda, internet üzerinden veya tanıdıkları aracılığıyla buldukları nakil hastalarıyla maddi durumu iyi olmayan ve para karşılığı organlarını satmak isteyen kişileri buluşturarak komisyon alan 10 kişilik ortaya çıkarıldı. Çeteyle birlikte nakil yapılan ve yapılmayı bekleyenlerle organlarını para karşılığında satan 29 kişi de gözaltına alındı. Çete üyelerinin, organları 20 ile 80 bin lira arasında alıcılara sattıklarını belirledi. Antalya Emniyeti ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Mali Suçlar Büro Amirliği ekipleri, uzun süredir takip ettiği çetesine yönelik bu sabah ilde eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda Mehmet Günay ile birlikte adamı gözaltına alındı. Polis, çete üyeleriyle birlikte organlarını satan ve organları almayı bekleyen 29 kişiyi daha gözaltına aldı. Çete üyelerinin, organları 20 ile 80 bin lira arasında sattıkları belirlendi. Polis organlarını satanların ifadesini ise evlerinde ya da tedavi gördükleri hastanelerde aldı. 10 çete üyesiyle birlikte sağlık durumu uygun olan organ vericileri, bulundukları kentlerden Antalya'ya getirildi. Doktor kontrolünden geçirilen ve Mali Suçlar Büro Amirliği'nde sorguya alınan şüpheliler için gün ek gözaltı süresi alındı. ÇİFTTEN POLİSE SİTEM Antalya polisinin bu yıl içerisinde yaptığı ikinci organ ticareti operasyonunda gözaltına alınan Ankaralı öğretmen çift, ifade için Mali Suçlar Büro Amirliği'ne getirildi. Öğretmen çiftin hastası olan ve nakil bekleyen küçük çocukları için böbrek satın aldıkları, ancak ameliyatın gün sonra yapılacağı ortaya çıktı. Poliste ifade veren adı açıklanmayan öğretmen çift, "Ne olurdu sanki gün sonra yapsaydınız operasyonu. Çocuğumuz ölecek. Onu yaşatmak için adeta savaş veriyoruz" dedikleri belirlendi. Polisin yaptığı operasyonda gözaltına alınan organ verici ve alıcılarının, çete üyelerinin kiraladıkları pansiyonlarda birlikte kaldıkları ortaya çıktı. Çete üyeleri Etik Kurul'dan onay alabilmek için alıcı ve vericinin birbirlerini çok iyi tanımaları gerektiğini, bu yüzden de Etik Kurul üyelerinin kendilerine sorabileceği sorulara yanıt verebilmeleri ve birbirlerini tanıma amaçlı bir arada kaldıkları belirlendi. Bu sabah ayrı ilde düzenlenen eş zamanlı operasyonda gözaltına alınan 10 kişilik organ ve doku çetesinin, birinci derece akrabalarının bile organlarını sattıkları belirlendi. Antalya polisi çete üyelerinin akrabalarının da ifadelerini aldı.
590878
Bursa'da Çarşı tişörtlü kişiye darp iddiası
'da Çarşı tişörtlü kişiye iddiası ’da bir genç, "Çarşı" yazılı tişörtü giydiği için dövüldüğü iddiasıyla polise başvurdu. Alınan bilgiye göre, Abdürrahim Akyol (21), Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminali’nde güvenlik güçlerine yaptığı başvuruda, ’den ’e gitmek üzere yola çıktığını ve otobüsün Bursa’da mola verdiğini söyledi. Terminalde hava almak için araçtan indiğini belirten Akyol, bu sırada yanına gelen bir kişinin, üzerinde "Çarşı" yazılı Beşiktaş taraftar tişörtü giydiği gerekçesiyle kendisini dövdüğünü iddia etti. Abdürrahim Akyol’un başvurusu üzerine harekete geçen güvenlik güçleri, olayı gerçekleştirdiği öne sürülen Hüsnü A’yı (18) gözaltına aldı. Zanlının ifadesinde, taraftarıyım. Bir anlık öfke sonucu böyle bir olay meydana geldi" dediği öğrenildi. Hüsnü A’nın, sorgulamasının ardından, adliyeye sevk edileceği bildirildi.
591062
Barış için gelenlere inanmadı kurşun yağdırdı
İddiaya göre; U.Ç. bir süre önce gittiği düğünde Ü.A. isimli şahıs ile tartıştı. Tartışmanın ardından Ü.A., evini bastığı U.Ç.'yi alnından yaraladı. İki grup arasındaki husumet sürerken, isminin Regaip olduğu öğrenilen şahıs, tarafları barıştırmak için kolları sıvadı. Olay günü Ü.A ve beraberindeki grup, Fikirtepe Eğitim Mahallesi'ne geldi. Olay yerine gelen U.Ç. ise, elindeki silahla şahıslara ateş açtı. Saldırıda kişi hayatını kaybederkekn, U.Ç. kayıplara karıştı. Olayın ardından soruşturma başlatan Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube ekipleri, U.Ç.'yi, A.G. isimli arkadaşının evinde yakaladı. A.G. de firariye yardım yataklık suçundan gözaltına alındı. Şubede sorguya alınan katil zanlısının, "Barışmak için geldiklerine inanmadım ve sıktım" dediği öğrenildi. Şahıslar sağlık kontrolü için hastaneye gönderilirken, katil zanlısı U.Ç. soru soran basın mensuplarına, "Önceki gün bizi yaraladılar" diye bağırdı.
589884
Maliye'den vergiye sıkı takip
Maliye'den vergiye sıkı takip, Ekim Perşembe gününden itibaren 'deki bütün doktor, avukat ve eczacıları vergi incelemesine alacak. 2009-09-28 14:32 Ekim Perşembe gününden itibaren 'deki bütün doktor, avukat ve eczacıları vergi incelemesine alacak. Başkanlığından edinilen bilgiye göre, vergi elemanları, Perşembe gününden itibaren ay boyunca 38 bin 590 avukat, 23 bin 814 muayenehane ve özel sağlık kuruluşlarında çalışarak beyannamesi veren 12 bin 458 doktor nezdinde sektör incelemesi yürütecek. Denetimler sırasında icra daireleri, Veri Ambarı ve ilgili diğer kuruluşların verilerinden de yararlanılacak. Bütün doktor, avukat ve eczacıların yıllık gelir ve beyannameleri, Veri Ambarındaki diğer bilgilerle çapraz kontrole tabi tutulacak, bunlara ilişkin risk analizleri yapılacak. Elde edilen sonuçlar da başkanlıkları ile defterdarlıklara gönderilecek. Her ilde oluşturulacak ekipler, gelen bilgiler ışığında harekete geçecek. Analiz çalışmaları sonucunda riskli bulunan doktor, avukat ve eczacılar yerinde incelemeyle denetime tabi tutulacak. İncelemeler sonucunda vergi kaçıranlar hakkında raporlar düzenlenecek ve cezalı tarhiyata başvurulacak.
589732
Paksüt ile Arseven'in 'haber' kavgası
Paksüt, gazeteci Arseven'in kendisi hakkında yaptığı bir haberi kabinede görevli bir kişinin araması nedeniyle yayından çıkardığı öne sürdü. Suudi Arabistan Krallığının Milli günü dolayısıyla Ankara Swiss Otel'de düzenlediği resepsiyon Paksüt ile Arseven'in tartışmasına sahne oldu. Ankara'da her resepsiyona katılmaları ile bilinen Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Ali Feyyaz Paksüt ve eşi Ferda Paksüt'de davetliler arasındaydı. Neşe işinde resepsiyona gelen ikili büyükelçi ile tokalaştıktan sonra içeri geçti. Paksüt ikilisi bu sırada Vakit Gazetesinin Ankara temsilcisi Serdar Arseven ile karşılaştı. Arseven ve Paksüt ailesi arasında ayak üstü sohbet başladı. Paksüt önce kendisi hakkında yapılan eleştirilere saygı duyduğunu söyledi. Sakin bir şekilde devam eden sohbet konu Ergenekon iddianamesine gelince hararetlendi. PAKSÜT: "KABİNE'DE OLAN BİRİ BENİ ARADI HABER ÇIKMAYACAK" DEDİ Ferda Paksüt kendisi ile telefonda görüştüğü bir konu hakkında haber yapmayan Arseven'i eleştirdi. 'Niçin bu konuyu devam ettirmediniz 'diye gazeteciye çıkışan Paksüt, kabinede görev yapan bir kişi beni arayarak 'O haber çıkmayacak dedi'. Haber yayınlanmadı, benim görüştüğüm kişi sizi de aradı niçin bu olayın üzerine gidemediniz" dedi. Arseven ise gazetecilik görevini yerine getirdiğini belirterek, "Siz çok telaşlandınız bir merhamet gösterip yayınlamadık." şeklinde cevap verdi. Arseven, konuyu Ergenekon iddianamesindeki telefon konuşmalarına getirince bir anda sohbet ortamı gerginleşti. Ferda Paksüt eşini eli ile susturarak konuyu avukatlarımız yakından takip ediyor. İddianameyi değerlendirmek ne sizin ne benim görevim, hâkimlerimizin görevi. Medyaya malzeme olmayalım. İkimiz de Allahtan korkan insanlarız neden yayınlamadığınızı siz de biz de biliyoruz" diyerek Arseven'in yayından ayrıldı. Paksüt ikilisinin bir süre sonra resepsiyondan ayrıldıkları görüldü. Tartışma sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Arseven ise Paksüt'ün yapılan haberlerden rahatsız olduğunu savundu.
591182
Gemi faciası: ölü, en az 100 kayıp
Gemi faciası: ölü, en az 100 kayıp Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde bir geminin batması sonucu kişinin öldüğü, en az 100 kişinin kayıp olduğu bildirildi. Yetkililer, HB Trans Nyalongo gemisinin dün Sumbuci ve Kasay nehirlerinin kavşağında, Tşikapa kentine 95 km uzaklıkta battığını belirtti. En az 150 yolcunun bulunduğu geminin enkazının nehir dibinden çıkarıldığını kaydeden yetkililer, kişinin cesedinin bulunduğunu, 40 kişinin kurtarıldığını, diğer yolcuların arandığını söyledi. Maymbi'den Tşikapa'ya giden geminin fazla yolcu alması ve güçlü akıntı nedeniyle battığı sanılıyor. Ülkede 13 Eylülde de bir yolcu gemisinin Kongo nehrinde batması sonucu 90 kişi ölmüş, 25 kişi kaybolmuştu.
589908
Takım taklavat, hısım akraba soyguna mı?
Önce, Türkiye Devleti çoktan yapması gereken reformları gerçekleştirsin de, elalemle sonra uğraşalım. Yönetimi pas geçip, elalemi öncelikli sıraya almak, bilinçli ya da bilinçsiz “ben bu işi istemiyorum” anlamına gelir. Siyaset erbabının ve uzantılarının çetelerle ilgili gözaltıları bana, doğrudan bir ilişkisi olmaması gerekse de... Siyasete girip de “zenginleşmeyen” çok az insanın bulunduğunu bir kez daha anımsattı. Bu bitmez tükenmez “hizmet aşkı” ne hikmetse genellikle sonunda büyük bir servete dönüşüyor. Osmanlı’da da öyleydi... Saray’da yükseldikçe paralar pullar, hanlar hamamlar artardı. Şimdi de arsa rantlarından, himaye gören uyuşturucu kaçakçılığına kadar çeşitli “işler” siyasetle koyun koyuna. Bir ülkede yeterli üretim ve evrensel hukuk olmayınca her türlü rezillik oluyor. Geçmişte de tüm yolsuzlukların kaynağı devlet rantları oldu.
590889
İstanbul'da elektrik kesintisi
'da elektrik kesintisi ’un Anadolu yakasında, 1, ve Ekim tarihlerinde uygulanacak. Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım AŞ’den (AYEDAŞ) yapılan açıklamada, ve Kartal İşletme Müdürlüğü bünyesindeki trafo merkezlerinde bakım ve onarım çalışması yapılacağı bildirildi. Çalışma kapsamında, Kartal’da Ekim Perşembe günü 00.00-07.00 saatleri arasında Itır Sokak, Fabrikalar Caddesi, Şubesi, Barem Market ile Semt Konağı elektrik alamayacak. Pendik’te ise Ekim Cumartesi günü 08.00-12.00 saatleri arasında Kurtköy Kar Gıda, Yıldız Kondansatör, Demirtaş, Korusan Orman Ürünleri, Plaksa Plastik, Kimya, Boyalıtaş, Zafer Kablo, Koç 13.00-16.00 saatleri arasında Otomotiv, Plastürk, Çetaş Otomotiv, Göçbeyli Çiftlikkent’e elektrik verilemeyecek. Pendik’te Ekim Pazar günü de 13.00-16.00 saatleri arasında Tepeören Deposu, Kartopu Kolonya, İbrahim Demirel, Nazar Et, Aktaş Kimya, Asrın Kimya, Şekerleme, Öz Titiz firmalarında elektrik kesintisi uygulanacak.
590422
Muğla'daki arı saldırısından nasıl kurtulduğunu anlattı
'daki arı saldırısından nasıl kurtulduğunu anlattı ’da yüklü kamyoneti taşıyan tırın devrilmesi sonucu yaralanan kişinin tedavisi sürüyor. Arıların saldırısı sonucu hastanede tedavi altına alınan Naci Aktaş, "Arı kovanlarının arasında belki de bir saatten fazla kaldım, arılardan korunmak için orada gördüğüm boş bir kovanı kırdım ve kovanı kafama geçirdim" dedi. Kasasında arı kovanı taşıyan bir kamyonetin dün Muğla- kara yolunun Sakartepe mevkisinde kaza yapmasının ardından yaralanan ve ortalığa saçılan kovanlardan çıkan arıların saldırısına uğrayan kişinin tedavisi, Muğla Devlet Hastanesi ile özel bir hastanenin servislerinde sürüyor. -YAŞADIĞI DEHŞETİ ANLATTI- Muğla Devlet Hastanesi yoğun bakım servisinde tedavi gören ve binlerce arının saldırısına uğrayan Naci Aktaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kamyonetin yüklü olduğu tırın frenlerinin tutmadığını öne sürerek, "Kamyonun dorsesinde fren, balata ve körük yoktu. Horasan’dan Marmaris’in köyüne arılarımızı götürüyorduk. Kamyonetin üzerinde 200 kovan arı vardı. Dinar’dan Aydın Çine’ye kadar ben kullandım arabayı. Arabanın frenleri zayıftı ve fren mesafesi uzuyordu, dorse yükü tutuyordu" dedi. Aktaş, kazanın yaşandığı bölgeden aşağıya inerken tır sürücüsünün seri vitesle gittiğini de iddia ederek, şunları söyledi: "Oradan inerken vitesi küçültseydi dururdu araba. Kamyonun dorsesi orada, gidip inceleyebilirsiniz. kampanaların arasındaki boşlukları bir çekin. Gideceğimiz yer yakın olduğu için çocuklar tırın üzerindeki kamyonetin üzerine çıktılar. Keşke kamyonetin içinde otursalardı hiç bir şey olmazdı. Bunların hepsi ihmalden kaynaklanıyor. Arı kovanlarının arasında belki de bir saatten fazla kaldım. Arılardan korunmak için orada gördüğüm boş bir kovanı kırdım, içindeki arıları silkeledim ve kovanı kafama geçirdim. Kovanı geçirmeden önce de arının beni hissedememesi için vücuduma ve kafama toprak attım. Bir an yaşamaktan ümidimi kaybetmiştim." Aktaş’ın eşi Gülşen Aktaş ise eşinin kaza geçirdiğini polislerin haber verdiği bildirerek, "Eşim 15 yıldır arıcılık yapıyor. çocuğumuz var ve geçimimizi arıcılıkla sağlıyoruz. Olayı duyunca çok korktum. Eşimin yaşaması bir diye konuştu. -ARI İĞNELERİ TEMİZLENDİ- Muğla Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Fahri Tuna ise hastanelerine olayın ardından kişi getirildiğine ifade ederek, "Bu kişilerden 5’i, tedavilerinin ardından taburcu edildi. hastanın tedavisi ise yoğun bakım servislerinde sürüyor. Hastaların sağlık durumları yakından izleniyor" dedi. Tuna, arı sokması teşhisi ile hastaneye getirilen kişilerin vücutlarındaki arı iğnelerinin hemşireler tarafından tek tek temizlendiğini belirterek, "Arı sokma vakalarında arının iğnesinin vücuttan temizlenmesi büyük önem taşıyor. Bunun nedeni, arının zehrinin iğnede bulunması. Arı sokmalarında erken müdahale ve arı iğnelerinin temizlenmesi hayati önem taşıyor" şeklinde konuştu. Muğla’da arı kovanı yüklü kamyoneti taşıyan 06 2688 plakalı tırın devrilmesi sonucu Feyzullah Acar (18) yaşamını yitirmiş, Yakup Karaca, Naci Aktaş, Şeymuz Arslan (Tır sürücüsü), Özcan Duman ve Ali Namık ise yaralanmıştı. Yaralılara müdahale etmek isteyen 112 Acil Sağlık, polis, itfaiye ve sivil savunma ekiplerine de arılar saldırdırmıştı.
590379
İran: İsrail kağıttan kaplandır
kağıttan kaplandır Başkanı Tümgeneral Hasan Firuzabadi, İsrailli yetkililerin İran’a tehditlerini “boş sözler” diye niteledi ve kağıttan kaplandır” dedi. Tümgeneral Firuzabadi, bir konferanstaki konuşmasında, “ülkesine yönelik İsrail ve ’nin askeri saldırı tehditlerini” değerlendirdi. “ABD, vatandaşlarının vergileriyle İsrail’i donatıyor” diyen Tümgeneral Firuzabadi, “İran’ın olası saldırılara ağır cevap verecek olması onları rahatsız ediyor” dedi. Firuzabadi, İran- savaşına atfen, “Sekiz yıllık kutsal savunma, İran halkı için paha biçilmez bir tecrübe oldu ve bu tecrübe düşmanların saldırısını önlüyor. Onlar, bu tecrübeden yoksun oldukları için Irak ve ’da yenilgiye uğradılar” ifadelerini kullandı. Yerli savunma sanayinde büyük başarılara imza attıklarını da kaydeden Tümgeneral Firuzabadi, ordunun her türlü ihtiyacını karşılayabilecek düzeye geldiklerini söyledi. ve yönetimleri, “İran’a karşı askeri saldırı da dahil her türlü seçeneğin masada olduğunu” açıklamıştı. Tahran yönetimi de olası saldırılara “çok ağır cevap vereceği” uyarısında bulunmuş, “bölgedeki ABD üsleri ile İsrail’in hiçbir noktasının güvende olmayacağını” ilan etmişti.
589795
Kürtlerin de bir açılımı olsun
Kürtlerin de bir açılımı olsun İngiltere'nin başkenti Londra'da konser veren Şivan Perwer, yaklaşık bin kişinin doldurduğu Kuzey Londra'da Hackney Ocean'da sahne aldı. Sahnede Kürtlere seslenen Perwer, tamamen bölünmüş durumda olduklarını belirterek, "Birbirimizi seversek, birlik olursak hiçbir zaman parçalanmayız" dedi. Perwer, "Eğer çözüm düşüncesiyle meseleye eğilmek istiyorsak zaman Kürtlerle oturmalılar, yani savaşan kesimle barışı sağlamak lazım. Eğer barışın gelmesini istiyorsak zaman savaşanlarla oturup konuşmak lazım. Meseleyi genişletmeliyiz. Kürtlerin de bence bir açılımı olmalıdır. Ulusal yapımızı oluşturmalıyız. Böyle olursa biz diğer bölgelerdeki Kürt halkını da ikna edebiliriz" diye konuştu.
589632
İstanbul Eczacı Odası'nda başkan değişmedi
Çağdaş Eczacılar listesinden adaylığını koyan Güngör, 1.595 oy aldı. Eczacının Sesi Hareketi ise 889 oyda kaldı. Seçimlere İstanbul'daki bin 964 üyeden sadece bin 484'ünün katılması dikkat çekti. Seçimlerde kentteki her üç eczacıdan ikisi oy kullanmadı. İki yıl önce yapılan seçimlerde de benzer bir durum yaşanmıştı. İstanbul'da yaklaşık 4.900 eczane sahibi eczacı bulunuyor.
590192
Şimdi de at gribi ortaya çıktı
Şimdi de at gribi ortaya çıktı Kanada'nın Nova Scotia eyaletinde bir atın, sivrisineklerce taşınıp bulaştırılan bir virüs nedeniyle öldüğü açıklandı. Kanada Tarım Bakanlığı Nova Scotia eyalet biriminden Veteriner Rob Kerr konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Amerikan Bulaşıcı Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi kayıtlarında Eastern equine encephalitis olarak geçen at gribinin atlarda beyin iltihabına ve sonrasında da ölüme neden olduğunu belirtti. At gribi virüsünün, kuş gribi virüsü ile enfekte olan tavuk ve kuşlardan, atlara, sivrisinekler tarafından taşındığını kaydeden Kerr, ''Virüs, attan ata geçmiyor. Virüsün, sivrisinekler tarafından sokulan atların kanına ya da yiyeceklerine karışması yeterli. Atlar üzerinde kesin öldürücü olan bu virüs, nadiren de olsa insan ölümüne neden olabiliyor'' dedi. At gribine karşı hayvanlar için aşının mevcut olduğunu söyleyen Rob Kerr, eyalette yeteri kadar aşı bulunduğunu ve isteyen at sahiplerine verileceğini söyledi. Sivrisinek tarafından ısırılan atların, 10 gün sonra grip belirtileri gösterdiğini ifade eden Kerr, ''Bölgede daha çok atın enfekte olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bize sınır diğer eyaletlerdeki veteriner arkadaşlarımızı da uyardık'' diye konuştu.
590590
Halis Toprak hakimi kızdırdı
hakimi kızdırdı Başkanı ’ü gazetelere verdiği ilanlarla çok sert şekilde eleştiren hakkında “Kamu görevlisine basın yoluyla hakaret" suçundan açılan davanın görülmesine devam edildi. 'NDE KİMSENİN YAPAMADIĞINI, BEN YAPTIM" 2. Asliye Ceza Mahkesi'nde görülen duruşmaya hakkında yıla kadar hapsi istenen tutuksuz sanık işadamı Halis Toprak ve taraf avukatları katıldı. Halis Toprak, "Ben 12 yaşından iş hayatına başlayıp Türkiye Cumhuriyeti'nde kimsenin yapamadığını ben yaptım. Ben Türkiye'de Şile'den, 'ye, 'a kadar sanayi tesisi kurdum. Benim herşeyime TMSF el koydu" şeklinde konuştu. HAKİMDEN HALİS TOPRAK'A "NE YANİ AÇ MI GEZİYORSUN" Hakim, "Aylık geliriniz nedir" şeklindeki sorusuna Halis Toprak,"Yok.Hepsini aldı" diye yanıt verince, Hakim, "Ne yani aç mı geziyorsun?" şeklinde konuşarak sorusun tekrarladı, bunun üzerine aylık gelirinin Bin TL olduğunu ifade etti. "BEN AHMET ERTÜRK'E HAKARET ETMEDİM" Halis Toprak, "Ben Ahmet Ertürk'e hakaret etmedim. Ben isuçlama ile ilgili cevapları yazılı olarak sundum. Yazılı savunmamı tekrar ediyorum. Belgelerimi de sundum. Hakaret suçlamasını kabul etmiyorum. Ben bütün suçlama ile ilgili beyanları yazıda yazdım" dedi. "MÜVEKKİLİM DURUŞMALARDAN VARESTE TUTULSUN" Halis Toprak'ın avukatı, müvekilinin duruşmalardan vareste tutulmasını isteyerek,"Müvekkilimin davaya konu yazı 'teki müştekinin konuşmasına cevaptır. Kesinlikle hakaret kastı yoktur. Bu nedenle müvekkilimin beraatine karar verilsin" şeklinde konuştu. HALİS TOPRAK DURUŞMALARDAN VARESTE TUTULDU Mahkeme Halis Toprak'ın avukatı tarafından istendiğinde hazır edilmesi kaydıyla duruşmalardan vareste tutulmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca Ahmet Ertürk'ün bir sonraki duruşmada beyanlarının alınmasına şikayet ve delillerinin sorulmasına karar verererek eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. "SAYIN ERTÜRK BENİM HAKARET ETTİĞİMİ İDDİA EDİYOR HALBUKİ BANA BİN HAKARET ETMİŞ" Duşma sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Halis Toprak, "Sayın Ertürk benim hakaret ettiğimi iddia ediyor. Halbuki bana bin hakaret etmiş, siz daha iyi biliyorsunuz" şeklinde konuştu. "NİYE GELSİN, SİZ TAMSINIZ" "Eşiniz geldi mi duruşmaya size destek vermek için" şeklindeki soruya Halis Toprak,"Niye gelsin siz tamsınız diye konuştu. Halis Toprak daha sonra adliyeye geldiği otomobiliyle adliyeden ayrıldı.
590580
Sacha Baron Cohen'in filmine Malezya yasağı
İngiliz komedyen Sacha Baron Cohen'in "Brüno" adlı filmini "çok fazla cinsellik" içerdiği gerekçesiyle yasakladı. Hindustan Times'ın haberine göre, Ulusal Film Sansür Kurulundan bir yetkili, Cohen'in Avusturyalı bir tutkununu canlandırdığı filmin, cinsel içeriği ve kendi kültürlerine aykırı içeriği nedeniyle yasaklandığını belirtti. Cohen'in Kazak bir muhabiri canlandırdığı ilk filmi Borat'ı da yasaklamıştı.
589748
Gurur tablosu
Gurur tablosu Dünya Şampiyonu Grekoromen Güreş Takımı yurda dönüşünde çiçeklerle karşılandı. Başkan Bak, “Türk güreşi yeniden Dünya'nın zirvesinde” dedi. ENGİN ALBAYRAK Danimarka'daki Dünya Güreş Şampiyonası'nda altın, bronz madalya ile takım halinde dünya şampiyonu olan Grekoromen Milli Takımı, yurda döndü. Kafileyi İstanbul Atatürk Havalimanı'nda İstanbul İl Gençlik Spor Müdürü Ömer Gümüş ve vatandaşlar tarafından çiçeklerle karşılandı. Başkan Osman Aşkın Bak, “Türk güreşi yeniden dünyanın zirvesine çıktı' diye konuştu. Çin'de 2006'daki Dünya Şampiyonası'nda gümüş bronz ile yine takım halinde şampiyon olduklarını anımsatan Bak, bu kez altın, bir bronz madalya ile bu başarının yakalandığını söyledi. Olimpiyat sonrası grekoromen stilde Hamza Yerlikaya, Şeref Eroğlu ve Mehmet Özal'ın sporcuların aktif sporu bıraktıklarını kaydeden Bak, yerlerine genç bir kadronun yerleştirildiğini belirtti. Yeni şampiyonlar çıkarılması gerektiğini vurgulayan Bak, 'İstanbul'da 2011 yılındaki Dünya Şampiyonası'nda tekrar zirvede olmamız lazım. Milletimize böyle bir şampiyonluk yaşattığımız için mutlu ve gururluyuz' diye konuştu. Bunun devamının da geleceği müjdesini veren Bak, “Bunu 2012'de Londra Olimpiyatları'nda taçlandıracağız” dedi.
590132
"Tecrübe Konuşuyor"da yargı masada
Usta gazeteciler Cengiz Çandar ve Hasan Cemal'in hazırladığı "Tecrübe Konuşuyor"da bu kez yargı masaya yatırıldı. Prof. Mithat Sancar ve Prof. Serap Yazıcı'nın katıldığı programda, hükümetin açılım çalışmalarında yargının ve adaletin önemi tartışıldı.
590214
Denizli, Devler Ligi'nde siftah peşinde
Fenerbahçe'nin başında 2001-2002 sezonunda ''Devler Ligi''de ''sıfır' çeken, Beşiktaş'ın başında çıktığı ilk maçta da Manchester United'ın 1-0 galibiyetine engel olamayan deneyimli teknik adam, ilk puan veya puanlarını Moskova deplasmanında almaya çalışacak. Siyah-beyazlıların CSKA Moskova karşısında alacağı puan veya puanlarla deneyimli teknik adam da ''Devler Ligi''nde kariyerindeki ilklere imza atacak. Mustafa Denizli yönetimindeki Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde 2001-2002 sezonunda (F) Grubu'nda yaptığı maçı da yitirerek, hiç puan alamadı. Grup maçlarını gol atıp, 12 gol yiyerek son sırada tamamlayan Denizli yönetimindeki Fenerbahçe, aynı zamanda şimdiye kadar ''Devler Ligi''nde mücadele eden Türk takımları içindeki en kötü performansı sergiledi. Denizli'nin, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın başında çıktığı Avrupa Şampiyonlar Ligi maçları ve sonuçları şöyle: Fenerbahçe Barcelona (İspanya)............: Fenerbahçe Olympique Lyon (Fransa)........: Bayer 04 Leverkusen (Almanya) Fenerbahçe..: Olympique Lyon Fenerbahçe.................: Fenerbahçe Bayer 04 Leverkusen............: Barcelona Fenerbahçe......................: Beşiktaş Manchester United (İngiltere)....:
590668
Protokol İsviçre'de imzalanıyor
Türkiye ve Ermenistan arasında paraflanan protokoller için imza töreni 10 Ekim'de İsviçre'de yapılacak. -- İmzaların İsviçre'de atılacak olmasının nedeni, Bern yönetiminin Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme sürecinde arabulucu olması. Edinilen bilgilere göre, 10 Ekim'de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbantyan İsviçre'de olacak. Protokollere imzaları her iki ülkenin dışişleri bakanları atacak. İsviçre'deki imza töreninin ardından iki protokol Bakanlar Kurulu'na gelecek. Kurul'da görüşüldükten ve Bakanlar Kurulu'nun onayından sonra "uluslararası anlaşma" olarak Meclis'e gelecek. "Diplomatik ilişkilerin tesisi" ve "ikili ilişkilerin geliştirilmesi"ne ilişkin protokollerin ne kadar sürede Meclis Genel Kurulu'nun gündemine geleceği ve Meclis'ten geçeceği ise belli değil.
590743
Kara leke hastalığı 'elma'yı vurdu
Üreticinin geçen yıl 90 kuruşa sattığı elmayı bu sene 30 Kr'a zor verdiği bildirildi. Hastalıktan dolayı ürün kalitesinin yüzde 70 düştüğü belirtildi. Tarım İl Müdürlüğü, oluşturacağı bir komisyonla elmanın üzerinde siyah benek oluşturan kara leke hastalığı ile ilgili durum tespiti yapacak. Sonucu da bir rapor halinde Bakanlık ve ilgi yerlere ulaştıracak. Isparta'da elma üretiminin yaygın olduğu Yukarıgökdere, Kırıntı, Serpil, Çayköy, Balkırı ve Tepeli köylerinde kara leke hastalığından dolayı rekoltede ve kalitede görülen azalma ürünlerin elde kalmasına neden oldu. Üreticiler, yetkililerin uyarıları doğrultusunda gerekli ilaçlamayı yaptıklarını belirtirken, Tarım İl Müdürlüğü sorunu mevsimsel faktörlere bağladı. Kırıntı Köyü Muhtarı İbrahim Ünal, rekoltede ve kalitedeki düşüşten dolayı ürünlerin elde kaldığını söyledi. Bu konuda köyün muhtarı olarak ortak bir dilekçe hazırlayarak Isparta Valiliği, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı'na gönderdiklerini belirten Ünal, Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarının etlenmesini istediklerini kaydetti. Elmadaki kara leke hastalığının mevsimsel değişikliklerden kaynaklandığını ifade eden Ünal, "Biz Tarım İl Müdürlüğü'nün uyarıları doğrultusunda hareket ederek ilaçlama yaptık. Ancak, sonuçta bu hastalıkla karşılaştık. Köyümüzün yıllık bin ton rekoltesi var. Ancak elimizde bin ton sağlam elma ancak var. Şu an için hiçbir talep yok. Geçen yıl 90 kuruş fiyat verilen elmaya tüccar 25 kuruş, meyve suyu fabrikaları da 30 kuruş fiyat veriyor." dedi. Ünal, köylerine kredi ile bin tonluk 1,7 milyon TL'ye buzhane yaptırdıklarını, ancak elmadaki fiyat düşüklüğünden dolayı aldıkları kredinin taksitlerini ödeyemeyeceklerini anlattı. Ünal, köydeki tarlaların yüzde 60'ının hazine arazisi olduğundan çoğu köylünün kira bedelini dahi ödeyemediğini anlattı. Yukarıgökdere Köyü Muhtarı Ahmet Sarı da kara leke hastalığından dolayı yüzde 70 kalite kaybına uğradıklarını, bunun da fiyatların olumsuz etkilendiğini söyledi. Tüccarın 25 kuruş, meyve suyu fabrikalarının da 30 kuruş verdiği elmanın üreticisine zarar ettirdiğini ifade eden Sarı, "Tüccarların çoğu almaya yanaşmıyor. Üretici elmayı hala dalında bekletiyor. İşçinin yevmiyesi 25 lira. İlaç, gübre, sulama gibi giderleri de üzerine koyarsanız üreticinin bu işin altından kalkması mümkün değil. Köy muhtarları olarak yetkililerden bir talepte bulunduk. Borçlarımızın ertelenmesini istedik. Yoksa köylü aldığı kredileri bile geri ödeyemeyecek." dedi. Sarı, Tarım İl Müdürlüğü tarafından yeterli takip ve yönlendirme yapılmadığını ileri sürerek, şöyle devam etti: "22 bin TL'ye köyümüze erken uyarı sistemi kuruldu. Sistem sayesinde havanın her türlü nemi yağışı izlenebiliyor. Üretici buna göre yönlendirilerek ilaçlama ve benzeri çalışmalarını yapıyor. Ancak görevliler duyurularını geliyor kahvehaneye ilan asarak yapıyor. Bu da sağlıklı olmuyor." Isparta Tarım İl Müdürü Mücahit Yeşil de yağmur ve rutubetli bir havanın sürekli hakim olmasından dolayı mantari bir hastalık olan 'kara leke' hastalığının baskı altına alınmasında sıkıntılar meydana geldiğini söyledi. Bu durumun mevsimsel bir durum olduğunu ifade eden Yeşil, "Bizim erken uyarı sisteminden bire bir bilgi alan ve buna göre ilaçlamayı harfiyen yapanlarda sorun yok. Bizim uyarılarımızı dikkate almadan kendi bilgi ve deneyimlerine göre yapanlarda bu sorun yaşanıyor." değerlendirmesinde bulundu.
590233
Yüzde 24 iskonto uygulanacak ilaçlar
Kasım'dan itibaren eczanelerden temin edilecek '20 yıllık olarak belirlenmiş' ilaçlardan, eşdeğer grubu olanların perakende satış fiyatı 10 TL'nin üzerinde olanlar için referans fiyat alıncaya kadar yüzde 24 oranında iskonto uygulanacak. Eczanelerden temin edilecek “20 yıllık olarak belirlenmiş” ilaçlardan, Kasım itibariyle eşdeğer grubu olanların perakende satış fiyatı 10 TL’nin üzerinde olanlar için referans fiyat alıncaya kadar yüzde 24 oranında iskonto uygulanacak. Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen jeneriği olmayan orijinal ilaçlar için iskonto oranı yüzde 24 olacak. Mahsuplaşma nedeniyle mevcut iskontosu yüzde 11’in altında olan ilaçlarda ilave yüzde 13 iskonto için mahsuplaşma yapılmayacak. Mevcut iskontosu yüzde 24’ün üzerinde olan ilaçlar için ilave yüzde 13 iskonto uygulanmayacak. Tebliğ Kasım 2009’da yürürlüğe girecek. Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği Resmi Gazete’de yayımlandı. 23 Ekim 2008 tarihli Tedavi Yardımına İlişkin Tebliğin (6 Sıra Nolu) ilaçlarda uygulanacak indirim oranları ve eşdeğer ilaç uygulamasıyla ilgili 14’üncü maddesinin ikinci fıkrasından gelmek üzere şu fıkralar eklendi: “20 yıllık olarak belirlenmiş ilaçlardan eşdeğer grubu olanların perakende satış fiyatı 10 TL’nin üzerinde olan ilaçlar için referans fiyat alıncaya kadar yüzde 24 oranında (baz iskonto yüzde 11+ yüzde 13 birlikte) iskonto uygulanacak. Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen jeneriği olmayan orijinal ilaçlar için iskonto oranı yüzde 24 (baz iskonto yüzde 11+yüzde 13 birlikte) olacak. Mahsuplaşma nedeniyle mevcut iskontosu yüzde 11’in altında olan ilaçlarda ilave yüzde 13 iskonto için mahsuplaşma yapılmayacak. Mevcut iskontosu yüzde 24’ün üzerinde olan ilaçlar için ilave yüzde 13 iskonto uygulanmayacak. Tebliğ Kasım 2009’da yürürlüğe girecek.
590541
Kazı çalışmasında su borusu patlayınca...
Özel bir firmaya ait iş makinesi, Keykubat Mahallesi Özkul Sokak'ta kazı çalışması yaparken içme suyu borusunu patlattı. Patlayan borudan akan litrelerce içme suyu, Osman Kavuncu Bulvarı'na ve servis yollarına dolarak trafiğin aksamasına neden oldu. Trafik ekipleri, yolun kent merkezine ulaşımı sağlayan şeridini trafiğe kapattı. Ulaşım yaklaşık 45 dakika servis yolundan kontrollü olarak sağlandı. Servis yolundaki iş yerlerinin sahipleri ile müşteriler de yolun karşısına geçmek için bir süre suyun çekilmesini bekledi. Kayseri Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (KASKİ) Genel Müdürlüğü ekipleri, suyu keserek patlayan içme suyu borusunu tamir etmeye başladı. Borunun patlaması nedeniyle mahalleye bir süre su verilemedi.
590713
CHP'li vekilin kardeşi tutuklandı
CHP'li vekilin kardeşi tutuklandı Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan'ın da tutuklandığı İstanbul'daki uyuşturucu operasyonuna ilişkin gözaltına alınan CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay'ın kardeşi Mustafa Fehmi Okay, İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde sorgulandı. Okay, ifadesinin alınmasının ardından Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne gönderildi. Okay, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Operasyon kapsamında Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ile emniyet müdürü tutuklanmıştı.
589759
Sofuoğlu'ndan yeni bir rekor
Sofuoğlu'ndan yeni bir rekor Türk motosikletçi Kenan Sofuoğlu, 14 birincilikle Dünya Supersport Şampiyonası tarihinde en fazla yarış kazanan sporcu unvanına sahip oldu. Kenan Sofuoğlu, 2007 yılında Dünya Şampiyonu olmayı başarmıştı.
590056
Bayram şekeri peşinde kaybolan çocuk için nokta operasyonu
Bayram şekeri peşinde kaybolan çocuk için nokta operasyonu Ramazan Bayramının ikinci günü şeker toplamak için evlerinden ayrılan ve bir daha kendilerinden haber alınamayan ikisi kardeş çocuğun bulunması için arama çalışmaları sürüyor. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Talas ilçesinde arama çalışmalarını günden beri sürdüren polis ekipleri, bazı şüpheli evlere "Nokta operasyonu" düzenlerken, bazı evlere de operasyon yapmak için hazırlık yapıyor. Hazırlık kapsamında Talas ilçesinde ve çevresinde oturan, cinsel taciz ve istismar suçlarından sabıkası olan kişilerin ev adresleri tek tek belirlendi. Talas İlçe Nüfus Müdürlüğü’nden de yalnız yaşayan kişilerin adresleriyle ilgili liste alındı. Mahalle muhtarlarıyla görüşen polis ekipleri de şüpheli kişilerle ilgili bilgi topladı. Yetkililer, adresleri belirlenen bazı kişilerin evlerinde arama yapılması için mahkeme kararının gerekli olduğunu, bu konuda çalışmaların devam ettiğini, mahkeme kararıyla birlikte söz konusu evlere nokta operasyonu düzenleneceğini, operasyon düzenlenen bazı evlerden ise bir sonuç alınamadığını ifade ettiler. -EMNİYET MÜDÜRÜ AKKALE Emniyet Müdürü Arif Akkale, arama çalışmalarının hem genel, hem de nokta olarak sürdüğünü belirterek şunları söyledi: "Aldığımız ihbarları titizlikle değerlendiriyoruz. Çok ciddi ve iddialı bir ihbar aldığımızda, savcılıktan ve mahkemelerden gereken izni alıp, söz konusu adrese baskın düzenliyoruz. Bu tür çalışmalarımız devam ediyor. Kayseri’den asayiş ve çocuk şubede görev yapan 100 polis memurunu sadece bu iş için Talas ilçesinde görevlendirdim." -TELEVİZYONDA İHBARDA BULUNAN KADIN PİŞMAN OLDU Öte yandan, kaybolan çocuklarla ilgili olarak bir televizyon programına Kayseri’den canlı yayında bağlanarak "kaçırılan çocuklardan Türkan’ın teyzesi, eşinden bir müteahhit nedeniyle boşandı. Kaçırılan çocukların bu müteahhitle veya teyzeyle ilgisi olabilir" şeklinde ihbarda bulunan, adının açıklanmasını istemeyen ihbarcı, AA muhabirine pişman olduğunu söyledi. İhbarcı, "Ben Türkan’ın ailesini yakından tanıyorum. Böyle bir olasılık olabilir. Programa bağlandığım için çok pişmanım. Her ihtimali düşünmek lazım. Ben çocuklar belki bulunur diye ihbarda bulundum ama şimdi çok pişmanım" diye konuştu. Polis yetkilileri, suçlanan müteahhidin, haberin yayınlanmasından sonra kendiliğinden gelerek ifade verdiğini, yapılan inceleme sonucu suçlamaların asılsız olduğunun anlaşıldığını ifade etti. Ay ailesi de çocukların kaçırılması ve teyze ile ilgili iddiaların asılsız olduğunu, bu konuda magazin türü yapılan haberlerin kendilerini çok üzdüğünü kaydetti. Kayseri’nin Talas ilçesinde oturan yaşındaki Ahmet Tuna Tekin, yaşındaki kız kardeşi Dilruba Tekin ile aynı mahallede oturan 11 yaşındaki Türkan Ay ile bayramın 2. günü şeker toplamak için evlerinden ayrılmışlar ancak geri dönmemişlerdi.
589553
Kavaf’a şifre tepkisi!
Kavaf’a şifre tepkisi!Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Kavaf’ın “aile yapısına zarar verecek dizilerin şifreli yayımlanması” gerektiği sözlerine kanal yöneticileri, dizi yapımcıları ve oyuncular tepki gösterdi İrfan Şahin (Son dönemde “” ve “Bir Bulut Olsam” dizilerindeki sevişme sahneleri nedeniyle ’ün verdiği cezalarla gündeme gelen ’nin Genel Yayın Yönetmeni): “Bakanın sözlerini ciddiye almıyorum. Dünyadaki bütün kanallara, dizilerine şifre mi koyacaklar? Gerçekten sistemin, teknolojinin nasıl işlediğini bilmemekten kaynaklanan bir durum bu. Konuşulacak bir şey değil.” (“Yaprak Dökümü”nün Ali Rıza Baba’sı, usta oyuncu Halil Ergün): “Yeni dönemlere girerken, açılımlar v.s’ler konuşulurken, böyle abuk subuk yaklaşımlarla şaşırmayalım. Porno film ayrı bir şey, bir dizi ya da sinema filminde aşkı, ilişkiyi anlatırken konulan sevişme sahnesi ayrı bir şey... Ne demek şifrelemek, sansürlemek? Tarih boyu süren ileri, geri kavgası bu... Bitip tükenmeyecek demek ki! Ailenin değerleriymiş, bilmem neymiş. Yapıları zarar görecek aileler, sevişmiyorlar mıymış?” (Sevişme sahneleri nedeniyle tartışılan “Aşk-ı Memnu” dizisinin Adnan’ı): “Günümüzün çağdaşlığına, uygarlığına uymayacak görüş ve düşünce bu...” İnci Kırhan (“Adanalı”nın yapımcısı): zihniyeti hiç doğru değil. Hayatın içinde olan şeylerin dizilerde olmasında ne sakınca var?” Kavaf ise şunları söyledi: “Benim söylediğim bir öneridir. Batı’da uygulanan modellerle ilgi bir tespittir. Bununla ilgili yaptırımı olan kurum RTÜK’tür. Bizimki, sadece bir öneridir, bir fikir jimnastiğidir.”
590877
DTP’li Ayna ve Demirtaş'tan, zorla mahkemeye getirilme kararına tepki
’li Ayna ve Demirtaş'tan, zorla mahkemeye getirilme kararına tepkiFerit ASLAN- Muharrem KONTAZ/DİYARBAKIR, (DHA) ‘Krizi Başkanı çözmek zorundadır’ 11'inci Ağır Ceza mahkemesi tarafından, yargılandıkları davalarda ifade vermedikleri için haklarında zorla getirilme kararı çıkartılan Genel Başkan yardımcısı ile Grup Başkanvekili karara tepki gösterdi. Ayna, “Zorla götürülsek, bunu kabul etmeyiz, ifade vermeyiz” dedi. Demirtaş, ve verdiği imzayla ile yargılanmamıza neden olan Başkanı bu krizi çözmek zorundadır” dedi. DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna ile Grup Başkanvekili ve Milletvekili Selahattin Demirtaş, Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin zorla ifade vermeye getirilme kararını bulundukları Diyarbakır’da değerlendi. Ayna ve Demirtaş, kararın çifte standart olduğunu söyledi. Emine Ayna, kararın Meclis çatısı altındaki eşitsizliği ortaya çıkardığını öne sürerek, “Meclis’te milletvekili seçilmeden önce haklarında onlarca davaları açılan, bunların arasında sayın Başbakan’da var, milletvekili vardır. Bunların davaları dokunulmazlık nedeniyle durduruldu. Ancak, sadece DTP’lilerin davalarının devam etmesi ayrımcılıktır” dedi. ‘GÖTÜRÜLSEK BİLE İFADE VERMEYİZ’ Emine Ayna, dokunulmazlığa rağmen mahkemelerin zorla getirilme kararı vermesinin hukuka uygun olmadığını savunarak şunları söyledi: “Biz hiç bir zaman dokunulmazlıkların arkasına saklanmadık. Biz sadece bu çarpıklığın ve çifte standardın ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Çözüm mahkemelerde değil, Meclis’tedir. Ben daha önce de tebligat almıştım. Daha önce de zorla getirilme kararları verildi. Bu karara karşı aylardır demokratik için mücadele verdiğini söyleyenlerin konuşması ve tepki vermesi gerekir. Zorla götürülmeyi kabul etmiyoruz, zorla götürülsek bile ifade vermeyiz.” DTP Grup Başkan Vekili Selahattin Demirtaş da, mahkemenin bugün verdiği karardan başka bir karar verme şansının bulunmadığını söyledi. Demirtaş şöyle konuştu: “Mahkemenin yapabileceği bir şey yoktu. Krizi mahkeme değil, Meclis’in çözmesi gerekir. Mahkeme Meclis’e fırsat vererek çözüm bulmasını istedi. Ancak, Meclis olayı ertelemek dışında bir şey yapmadı. Karar, hukuka ve yasalara aykırıdır. Bu krizin aşılması için ya ’nın değiştirilmesi, ya da kürsü dokunulmazlığı hariç herkesin dokunulmazlığının kaldırılması gerekir.” ‘BAŞKAN ŞAHİN KRİZİ ÇÖZMEK ZORUNDA’ Meclis’in hiç bir şey yapmadan kendilerinden fedakarlık yapmayı beklediklerini kaydeden Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bize yönelik ayrımcılıktan kaynaklanıyor. Zamanında Adalet Bakanı iken attığı imzalarla bu krizin yaratılmasına neden olan Meclis Başkanı sayın bugün bu krizin giderilmesi için çözüm bulmak zorandadır. Zamanında yargılanmamızın devam etmesi ile ilgili alınan karar politik ve siyasi bir karardı. Eğer Meclis, mahkemeye söz konusu yargılanmaların dokunulmazlık nedeniyle yapılamayacağı yönünde bir yazı yazarsa, mehkemeler bunu bekletici bir karar olarak değerlendirebilir. Ama Meclis bir şey yapmadığı gibi topu mahkemeye atıyor. Zorla götürülsek dahi, bunu istemiyoruz ama ifade vermeyeceğiz. Karar, duruşma günü bizim duruşmada hazır bulundurulmamız anlamına geliyor.” “SÖYLEDİKLERİMİ 1.5 AYDIR HERKES SÖYLÜYOR’ Selahattin Demirtaş, Kürt sorununun demokratik bir şekilde çözülmesi, anaların artık ağlamaması, evlere Türk ve Kürt cenazelerinin gelmemesi ve bu iş için Öcalan’ın katkısı varsa bunun da dikkate alınmasını istediği şeklindeki ifadelerinden dolmayı yargılandığını söyledi. Demirtaş, “Benim söylediklerimi 1.5 aydır ’de her kesim söylüyor ve tartışıyor. Ama ben milletvekili olmama rağmen yargılanıyorum. Bu çarpıklığın düzeltilmesi lazım. Türkiye’ye yakışmıyor” dedi.
589858
Filipinler'de sel suları 240 kişiyi yuttu!
Ulusal Afet Koordinasyon Konseyi'nden yapılan açıklamada, arama kurtarma ekiplerinin taşkın nehirlerden ve su altında kalan caddelerden cansız bedenler topladığı belirtilerek, ölü sayısının daha artmasından endişe edildiği bildirildi. Başkent ve çevresinde yaklaşık 1,9 milyon insanın barındığı evlerin sular altında kaldığı belirtilen açıklamada, bunların 380 bininin okul, kilise ve benzeri kurum binalarına yerleştirildiği kaydedildi. Hava tahmin raporlarına göre, ülkeyi Cuma günü yeni bir fırtınanın vurabileceğini bildiren yetkililer, yeni bir fırtınanın sonuçlarıyla mevcut kaynaklarla baş edilemeyeceğini vurguladı, uluslararası yardım çağrısında bulundu. Savunma Bakanı Gilbert Teodoro, düzenlediği basın toplantısında, polis, asker ve gönüllülerin 12 bini aşkın insanı kurtardığını, ölü sayısının da daha fazla olmasından endişe ettiklerini kaydetti. Yabancı hükümetlerin yardımcı olmasıyla çalışmalarını daha kolay sürdürebileceklerini söyleyen Teodoro, ''temel ihtiyaçları karşılamak için en iyisini yapmaya çalışıyoruz, ancak buradaki durum çok daha ciddi'' dedi.
591088
Askeri okul mağdurlarına AİHM desteği
Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılanma hakkıyla ilgili 6. maddesinin 1. fıkrasını ihlal ettiği görüşüne varan AİHM, başvuru sahiplerine mahkeme masrafları dahil yaklaşık 120 bin avro ödenmesini kararlaştırdı. AİHM, Milli Savunma Bakanlığı tarafından Askeri Yüksek İdare Mahkemeye iletilen belgelerin davacılara açık tutulmaması nedeniyle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Şikayet başvurusunda bulunanlar, haklarındaki suçlamaların dayanağını bilemedikleri için savunma haklarının ellerinden alındığını ileri sürmüşlerdi.
589747
Devler Ligi'nde futbol zamanı
Devler Ligi'nde futbol zamanı Eski ünlü futbolcuların mücadele edeceği “Devler Ligi', bugün Ayhan Şahenk Spor Salonu'ndaki maçlarla başlayacak. Organizasyonun sorumlusu Acun Ilıcalı, turnuva fikrinin Van Hooijdonk sayesinde oluştuğunu belirterek, maçların 13 hafta boyunca oynanacağını ve Devler Ligi'nde şampiyon olacak takımın toplam milyon lira ödül alacağını açıkladı. Turnuvada birçok eski şöhret forma giyecek.
589775
Antalya yanıyor
Antalya yanıyor Sonbaharın olanca hızıyla sürdüğü Türkiye'de bazı bölgeler kışa erken girerken, bazı bölgelerde yaz kendini göstermeye devam ediyor. Gümüşhane, Trabzon, Erzurum, Ardahan ve Giresun'da kar yağışı görülürken, hava sıcaklığının 30 derece ölçüldüğü Bodrum, Marmaris ve Fethiye ilçelerinde turistler denize giriyor. Ölüdeniz'de tatil yapan yerli ve yabancı turistler, güneşli havanın ve denizin keyfini çıkarıyor. Turistlerin bazıları tekne ile mavi yolculuğa çıkarak, bazıları da yürüyüş yaparak tatilini değerlendiriyor. Hava sıcaklığının 34 dereceye ulaştığı Antalya'da turistler ve Antalyalılar, sahillerde güneşleniyor, denize giriyor. Yaklaşık bir haftadır 28 ile 34 derece arasında değişen hava sıcaklığı nedeniyle Antalyalılar ve turistler, sıcaklığı 27 derece olan denizde serinliyor, sahilde güneşleniyor. Yetkililer, bölgenin yarından itibaren yağışlı havanın etkisine gireceğini bildirdi.
589596
Zirve rüzgârı
Zirve rüzgârı Lig liderliği ’nin havasını bir anda değiştirdi. Roland Koch antrenmandan önce gazeteden kestiği puan cetvelini sarı-lacivertli oyunculara gösterip, “Biz şimdi neredeyiz?” diye sordu, “Lideriz” yanıtını aldı Süper Lig’de liderliği ele geçiren ’de, Sheriff’le perşembe günü oynanacak maçının hazırlıkları tam anlamıyla eğlenceye dönüştü. Teknik Direktör yapılan toplantının ardından ’dan yenilen gol nedeniyle oyunculara ceza şınavı çektirdi. Hemen ardından Roland Koch, gazeteden kestiği lig puan cetvelini futbolculara göstererek, “Neredeyiz?” diye sordu. Hep bir ağızdan, “Lideriz” yanıtını veren oyuncular, Koch’u ve galibiyeti alkışladı. Teknik heyetin Antalyaspor maçının adamı olarak belirlediği Brezilyalı Cristian, Koch ve Ayhan Tumani’nin kucağında futbolcuların arasından geçti. Roland Koch yaklaşık saat süren antrenmanın büyük bölümünde takıma tempolu koşular yaptırdı. Alman teknik adamın ağır temposuyla yorgun düşen futbolcular tempolu koşuda ikinci seriyi yaptırmaması için Koch’u omuzlara aldılar, ancak hedefe ulaşamadılar. Koşu bitince kendini yere atan Kazım, “Bold bu koşular yüzünden öldü!” derken, da bir süre bayılma numarası yaptı. Antrenman dar alanda çift kale maçla sona erdi. Antalyaspor maçında sakatlık geçiren Güiza, Andre Santos ve antrenmana katılmazken, Alex çalışmasını salonda sürdürdü. Topuğundaki sorun nedeniyle Güiza’nın MR çekildi, Santos ve Gökhan ise tedavi oldu.
590122
Borsada yılın rekoru
Borsada yılın rekoru Dün 47.815,93 puandan kapanan İMKB Bileşik Endeksi, 282,20 puan ve yüzde 0,59'luk artışla 48.098,13 puandan güne başladı. İlk dakikalardan itibaren yükselişe geçen endeks, 48.420,09 puana kadar çıkarak bu yılın seans içi rekorunu kırmış oldu. Endeks bir ay kadar önce, Ocak 2008'den sonra ilk kez 48.000 puanın üstünde kapandıktan sonra 26 Ağustos Çarşamba günü 1. Seans içinde 48.334,56 puanla 2009 yılı seans içi rekorunu kırmıştı. Endeks 24 ve 25 Eylül günlerinde de seans içinde 48.000 puan seviyelerini denemiş ama rekor çıkmamıştı. Bileşik Endeks, saat 10.40 itibariyle 48.097,89 seviyelerinde bulunuyor.
590614
Broos hucumda Yattara'yı deniyor
Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde, teknik direktör Hugo Broos yönetiminde yapılan antrenmana, hafif sakatlığı nedeniyle salonda çalışan kaleci Tolga Zengin ile Almanya'ya ameliyat olmak için giden Zafer Yelen katılmadı. Bordo-mavili oyuncular, antrenmanda koşunun ardından grup halinde savunma ve hücum organizasyonlarına yönelik bir çalışma gerçekleştirdi. Broos, bu çalışmada hücum bölgesinde Umut, Gabriç ve Yattara'yı denedi. Trabzonspor, bu akşam yapacağı antrenmanla Gaziantepspor maçının hazırlıklarını sürdürecek.
589977
Çorum'da deprem
'da deprem ’da 3.9 şiddetinde bir meydana geldi. Deprem İzleme Merkezi’nin verilerine göre, deprem sabah saat 08.54 de ölçüldü. 3.9 şiddetinde kaydedilen deprem, Çorum merkezinde hissedildi. Bu arada sabah saat 06.06 da da ’nde 3.4 şiddetinde deprem kaydedildi.