621482 Bebek için kadın ve erkeğe gerek kalmayacak! Bebek için kadın ve erkeğe gerek kalmayacak! 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, İnsan embriyonik kök hücresinden, sperm ve yumurta hücresinin üretimini sağlayan germ hücreleri elde edildi. tedavisinin yönünü değiştirebilecek bu gelişme, erkek ve kadın olmadan bebek oluşumuna da işaret ediyor. ’nin Üniversitesi’nden Dr. Renee Riejo Pera, yumurta ve sperm hücrelerinin üretimini sağlayan germ hücrelerinin bunu nasıl yaptıklarının bilinmediğine işaret etti. Pera, dergisinde yayımlanan çalışmalarıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Tam kaynağına giderek, insanın normal ve anormal gelişiminin kökenlerine ulaşmaya çalışıyoruz” dedi. Birleşik Krallık Kent Üniversitesi’nden Darren Griffin ise “Buluşun sağlayacağı olanaklar devasa boyutlarda. araştırmalardan kirlilik dahil, çevre koşullarının hamileliğe etkisine kadar birçok konu araştırılabilecek” diye konuştu. 621790 Caner, sigortada Arda'nın katına bedel Futbol tarihi başarılı futbolcular kadar erken sakatlık yaşayan ve hayatının geri kalanında herhangi bir sporu yapamayan futbolcular ile dolu. Müzmin sakat Rıdvan Dilmen ve Okan Buruk gibi... Fenerbahçe'nin eski başarılı defans oyuncusu Okechukwu Uche'nin bacağının kırıldığı ve kariyerinin bittiği an da hâlâ hafızalarda. Son örnek ise derbide ayak tarak kemiği kırılan Milan Baros. Geçtiğimiz sezonun gol kralı Baros, iki ay boyunca sahalardan uzak kalacak. Fenerbahçeli Emre Belözoğlu ile girdiği mücadelede yaşadığı bu sakatlık Milan Baros'u hem psikolojik hem de maddi anlamda etkileyecek. Futbolcuların korkulu rüyası haline gelen sakatlıklarda yeni çözüm sigorta sistemi oldu. Profesyonel çalışmaya başlayan futbolcular geçtiğimiz yıllarda birer birer kendilerini sigortalattı. Bu işlemler arttıkça ilginç istatistikler de ortaya çıkmaya başladı. Bunlara son örnek 400 bin dolara kiralanan Galatasaraylı Caner Erkin'in kendini, 15 milyon euroluk Arda Turan'ın tam beş katına sigortalaması. Arda'nın sigorta bedeli milyon dolarken Caner'in sigorta bedeli milyon 500 bin euro (5 milyon 176 bin dolar). İkisinin seçtiği şirket de Acıbadem Sigorta. Firma Caner için milyon dolarlık üst limitini bozarak milyon dolara kadar çıkmış. FAUL REKORU ARDA'NIN Sigorta bedelindeki bu büyük farkın risk analizi yapıldığında aslında Arda Turan'ın daha fazla bir bedele sahip olması gerekiyor. Çünkü Arda ligde en çok faul yapılan futbolcu. 19 resmi maça çıkan Arda resmi maçlarda en çok faulle karşılaşan futbolcu oldu. Arda'ya yapılan faul sayısı 16. Arda'ya maç başına ortalama 0.84 faul yapılırken, Caner'in faul ortalaması 0.6. Parasal olarak Arda'dan az bir bonservis bedeline sahip olan Caner, oyunuyla da Galatasaraylıların gözünü doldurmadı. Henüz golü bulunmayan Caner'in asisti de yok. Acıbadem Sigorta Genel Müdürü Ömer Karahan "Türkiye'de sporcuya spor hayatını bitirecek kaza, kaza sonucu ölüm veya sakatlanan, oyunculara milyon euroya kadar teminat veriyoruz. Sporcuya sakatlanması sonucunda sakatlandığı gün başına tazminatta veriyoruz. Bu sayede sporcu yaşadığı müsabakalara katılamasa da gelir kaybı yaşamıyor. Daha önce sporcular poliçelerini yurtdışından yaptırıyordu. 18-34 yaş arasındakileri güvence altına alıyoruz. Gençlerbirliği futbolcusu Erkan Özbey'e futboldan uzak kaldığı süre için 307 bin lira tazminat ödedik" dedi. Avrupa'da rekabet arttı, sözleşmelere sigorta şartı kondu GENÇ yaşta 'yıldızlaşan' futbolcuların sakatlık sonrası yapacakları konusunda yurtdışındaki uygulamalar oldukça gelişmiş durumda. Büyük bir sektör bu anlamda oluştu. Türkiye'de sigorta şirketlerinin büyük bir bölümü henüz profesyonel futbolcuları sigortalama konusunda farklı çözümler geliştirmiş değil. Avrupa'da ise kulüpler sözleşmelerine sigorta maddesini mutlaka koyduruyor. Avrupa'da sigorta sektöründeki rekabet de fiyatları oldukça aşağı çekmiş durumda. Haftada ortalama 60 dolar vererek sigorta yaptırmak mümkün düşük liglerde veya amatör branşlarda. Alınan vergiler de oldukça düşük. Vergiler yüzde gibi oranlarda seyrediyor. Türkiye'de futbolcular kısa bir süre öncesine kadar yurtdışından sigorta işlerini hallettiler. Ferdi kaza sigortası ya da sağlık sigortası veya hayat sigortası kulüpler tarafından yapılıyor. Profesyonel sporcu sigortasında ise futbolcunun tekrar oynayamayacak şekilde sakatlanması ve bonservis bedelindeki kayıplar ya da işletme risklerine karşı yaptırılan sigortalar var. Rusya'dan transferi olay oldu Galatasaray'da forma giyen Caner Erkin, CSKA Moskova takımından bir yıllığına 400 bin euroya kiralandı. Sabah 621668 Cumhuriyet Bayramı’na yansıyan sorunlar Fikret Bila YönCumhuriyet Bayramı’na yansıyan sorunlar 30 Ekim Cuma 2009 Cumhuriyetin 86. yıldönümünü kutladık. Halk kutlamalara coşkuyla katıldı. Çağdaşı birçok rejim veya devletin tarihe karıştığı bu süreçte Atatürk’ün “En büyük eserim” dediği cumhuriyetin 86. yaşını kutlaması oturduğu temellerin sağlamlığını gösteriyor. Temelinden sarsılmaya çalışılsa da ’nin 21. yüzyıla ayakta girmesi, pasının sağlamlığı açısından önemlidir. Buna karşın son yıllarda gözlerimiz cumhuriyet kutlamalarının coşkusundan çok gölgesini hissettiren sorunlu alanlara çevriliyor. Basın, haber değeri gördüğü alanları daha yakından izliyor. Bu izleme, cumhuriyetin 86. yıldönümüne yansıyan sorunları kamuoyuna yansıtıyor. nasıl? Örneğin, bayram kutlamaları acaba Diyarbakır’da nasıl, diye mutlaka bakılıyor. Neden bakıldığı da açık. Her yıl olduğu gibi bu yıl da basının gözü Diyarbakır’daydı. Belediye Başkanı törenlere katıldı mı? Valinin elini sıktı mı? Garnizon komutanıyla tokalaştı mı? Aralarında konuştular mı? Belediye Başkanı İstiklal Marşı’nı söyledi mi? Bu soruların yanıtlarının haber değeri taşıması sorunlu bir alanla ilgili olmasından kaynaklanıyor. Bu alan cumhuriyetin “millet” anlayışıyla sorunlu. Resepsiyon bolluğu Ve ’da gözlenen alanlar. Son dönemlerde Cumhuriyet Bayramı için birden fazla resepsiyon düzenleniyor. iki kez ev sahipliği yapıyor. Önce devlet erkânına öğlen eşsiz resepsiyon. Akşam sivil kesime eşli resepsiyon. da mensuplarına yarı bir resepsiyon veriyor. Resepsiyon bolluğunun nedeni bir başka sorunlu alana işaret ediyor: anlayışı. ve ’den gelen ses Son yıllarda Anıtkabir cumhuriyete sahiplenmenin ölçüsü haline geldi. Kaç kişi ziyaret etti, neler yaptılar, neler söylediler? Bu yıl da buna bakıldı. Anıtkabir dolup taştı, “Yaşasın Atatürk, Yaşasın Cumhuriyet” sloganları yükseldi. Törenlerde üst sıralarda yer alan bir haber de İzmir’den yükselmişti. Törenler sırasında devlet erkânı yerini alırken, izleyicilerden “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganı yükseldi. Bu bir başka sorunu yansıtıyordu: Cumhuriyetin nitelikleriyle ve geleceğiyle ilgili kaygılar. Zirvedeki ilişkiler Devletin zirvesi de dikkatle izlendi. Başbakan’la ana muhalefet lideri tokalaştı mı? Başbakan’la Genelkurmay Başkanı tokalaştılar mı, yoksa baş selamıyla mı yetindiler? Cumhurbaşkanı hepsiyle ayrı ayrı tokalaştı mı? Aralarında sohbet oldu mu? Bu soruların yanıtları da haberdi. Çankaya Köşkü’ndeki ilk resepsiyonda Başbakan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral ’un yarım saat baş başa konuşmaları “son dakika” notuyla haber televizyonlarına yansıdı. Bu dikkat de devletin zirvesindeki uyumun öneminden, “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nın ıslak imzalı haliyle bu belgeyle birlikte savcılığa ulaşan ihbar mektubundan kaynaklanıyordu. Sorunlu alan ise demokrasiyle ilgili kaygılardı. (508 yazı) 621358 Ankara'dan Erbil'e bakan düzeyinde ilk ziyaret Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Dış Ticaret'ten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'la birlikte Erbil'e gidiyor. İşadamlarının da eşlik edeceği iki günlük program, bugüne kadar yapılan en üst düzeyli ziyaret özelliğini taşıyor. Erbil'in yanı sıra programın Basra ve Musul'u da kapsayacak olması 'Türkiye, sadece Kürt yönetimiyle değil, Irak'ın tümüyle temas kuruyor' mesajı olarak yorumlanıyor. Bakan Davutoğlu, ziyaret esnasında Basra ve Musul'daki Türk başkonsolosluklarının resmî açılışını da yapacak. Bölgesel Hükümet'in yeni Başbakanı Berham Salih, ziyareti 'tarihî bir olay' olarak değerlendiriyor. Salih, "Dışişleri bakanının gelişi, bölge ile Türkiye arasında açılımlara vesile olacaktır." diyor. Türkiye, Amerikan işgalinin ardından sıkıntılı bir dönem geçiren Irak'taki tüm bölge gruplarıyla ilişki kurma politikasını teker teker hayata geçiriyor. Terör örgütü PKK sebebiyle K.Irak'taki bölgesel yönetimle ilişkiler bir ara gerilmiş olsa da şimdi bahar havası esiyor. Bölgesel yönetim, Erbil'den çıkardığı petrolü Haziran'da Kerkük-Ceyhan Petrol Boru Hattı aracılığıyla Türkiye üzerinden dünya pazarlarına ihraç etmeye başladı. Şimdi de bölgeye Türkiye'den üst seviyedeki ilk ziyaret gerçekleşiyor. Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, beraberinde işadamları ve basın mensuplarıyla birlikte bugün Irak'a uçuyor. Heyet, ilk olarak ülkenin güneyinde Şiilerin yoğun olarak yaşadığı Basra'ya varacak. Uzun süreden beri çalışmaları devam eden, ancak güvenlik sebebiyle bir türlü hizmete açılamayan Türkiye'nin Basra Başkonsolosluğu nisan ayında hizmet vermeye başlamış; ancak resmi açılış gerçekleşmemişti. Basra'da Türkiye'den başka sadece İngiltere ve İran'ın konsolosluğu bulunuyor. Kentte serbest ticaret bölgesi kurulması planlandığından, ziyaret Türk işadamları için yatırım imkânlarını yerinde görmek açısından faydalı olacak. IRAK ANAYASASI'NIN GEREĞİ YAPILIYOR Davutoğlu ve Çağlayan, bugün akşam saatlerinde ise Erbil'e geçecek. Temaslar ABD işgali sonrası Türkiye'den K.Irak'a gerçekleşecek en üst seviyedeki ziyaret olması bakımından büyük önem taşıyor. Ankara'dan Erbil'e gerçekleşecek bu ziyaret, bölgesel Kürt yönetiminin tanınması anlamına geleceği endişesiyle Türkiye'de önyargıyla karşılanmıştı. Ancak diplomatik kaynaklar, bölgesel yönetimin Irak Anayasası'na göre kurulduğu; Türkiye'nin bu anayasayı tanıdığına dikkat çekerek, bu yorumların anlamsız olduğunu vurguluyor. Davutoğlu, Bölgesel Yönetim Başbakanı Behram Salih ile görüşecek. Ancak Kürt lider Mesud Barzani ile görüşme konusunda kaynaklar bilgi vermekten kaçınıyor. Bakan Davutoğlu, yarın ise Musul'a geçerek Türk Başkonsolosluğu'nun açılışını yapacak. Üç ayrı kente gerçekleşecek ziyaretler, Türkiye'nin Iraklı tüm gruplarla ilişki kurduğu anlamına gelecek. Davutoğlu'nun ziyareti, yeni açılımlara vesile olacak Erbil, heyecanla Davutoğlu ve Çağla-yan'ın ziyaretini bekliyor. Bölgesel Hükümet Başbakanı Behram Salih, ziyareti 'tarihî bir olay' olarak nitelendirdi. Cihan'a konuşan Salih, ziyaretin önemine dikkat çekerek şu değerlendirmede bulundu: "Türkiye Dışişleri Bakanı'nın Erbil'e ziyareti çok büyük bir olay. Biz, kendisini çok yüksek bir şekilde karşılayacağız. Davutoğlu'nun gelişi çok önemli anlaşmalara yol açacaktır. Ziyaret, bölge ile Türkiye arasındaki açılımlara da vesile olacaktır. Örneğin, ekonomik ilişkiler daha da ileriye gidecek, daha da güçlü olacaktır." Bölge Başkanı Mesud Barzani'nin de bu ziyareti önemsediğini belirten Behram Salih, "Zaten kendisinin bu yönde konuşmaları var. Ben de yeni kabinenin kurulmasında düzenlenen törende Türkiye ile ilişkilerin daha kuvvetli olması gerektiğini tekrar gündeme getirdim. İlişkilerimiz güçlenmeli. Bunun özellikle altını çizdim." diye konuştu. Musul Valisi Esil Nuceyfi de Türkiye ile olan ilişkilerine özel önem verdiklerini belirterek, Davutoğlu'nun ziyareti ile bu ilişkileri daha da ileriye götüreceklerini söyledi. Ziyaretin "tarihî" olduğunu belirten Nuceyfi, "Bu, ziyaret çok büyük önem arz ediyor. Bu çok büyük bir olaydır. Çünkü Musul'a işgalden ve uzun aradan sonra ilk kez üst düzeyde bir Türk yetkili buraya ziyaret gerçekleştiriyor." dedi. Alihan Hasanoğlu Erbil Cihan 622115 PES 2010'daki yeni özellikler PES 2010'daki yeni özellikler 30 Ekim 2009 Cuma, 13:04 Konami'nin "Winning Eleven" ismiyle başlayan, 5'inci serisi itibariyle "Pro Evolution Soccer" olan oyunseverlerin bağımlı olduğu Pro Evolution Soccer 2010 beklentileri fazlasıyla karşılıyor. Ntvmsnbc'nin haberine göre, Electronic Arts'ın FIFA serisi her ne kadar muhteşem bir pazarlama stratejisine sahip olsa da, oyunseverler için Pro Evolution Soccer kısaca "daha iyi". Oynanabilirliği en tecrübesiz oyuncudan en tecrübeli oyuncusuna kadar keşfe açık olan PES serisi tüm futbol oyunlarına devrim niteliğinde yenilikler getiriyor. Oyunun menüsü ve genel seçimleri diğer PES oyunlarına alışkınlar için aynı. Ancak oyunun kapsamı oldukça genişlemiş; Türkiye'den Sivasspor da artık PES 2010'un takımları arasında. PES 2009'un eksiklerinden olan oyuncuların gerçek suratları, PES 2010'da yer bulmuş. Örneğin Arda Turan hiç tahmin edemeyeceğiniz kadar gerçek. Elbette kadrolarda eksiklikler yok değil; yakında bir data-up date'i gerçekleşecektir ama şimdilik Galatasaray'da Elano, Beşiktaş'ta Matteo Ferrari, İnter Milan'da Sneijder gibi son gerçekleşen transferlerde eksiklikler gözümüze çarptı. Yani oyunun başında sizin yapacağınız değişiklikler sonrasında Serkan alık Manchester City'de, Elano Galatasaray'da oynayacak. Data up date gerçekleşir gerçekleşmez futbolcuların son hallerine, ana menüden SYSTEM SETTINGS Download'a tıklayarak kavuşabilirsiniz. Real Madrid, Barcelona ve İnter Milan'ın Dünya futbolundan tüm yıldızları kadrolarına katmaları diğer takımlarla karşılaşmalarını zor kılıyor. Maçlarınızı özellikle bilgisayara karşı yapıyorsanız, bu sefer karşınızda daha zeki biri var. Kaleciler gerekli vakitlerde ileri çıkabiliyor, Messi gibi futbolculardan top çalmak oldukça zor, ve gol yollarında daha başarılı. Oyunda karakter yaratmada çok şaşırtıcı bir yenilik var; da oyunun PC versiyonunda web kameranızla fotoğrafınızı çekerek oyuncunun suratına entegre edebiyorsunuz. Community ve Online seçenekleriyle de arkadaşlarınıza karşı ya da internet üzerinden diğer PES2010 oyuncularıyla oynayabiliyorsunuz. Gallery altında bulunan Track Record'daki görevleri yerine getirerek bir çok klasik milli takımlarla ve klasik oyuncularla da oynayabilirsiniz. PES 2010'daki en büyük değişiklik ise oyun oynanışında. Artık ulaşacağı yerde bir futbolcu olduğunu bilmeden pas veremiyorsunuz. Koşturup giderken top kontrolünüz düşüyor ve attığınız ortaların anlamı oldukça değişiyor. Özellikle klasik olarak kanattan koşturup orta gol yaratmaya çalışırsanız, daha fazla düşünerek hareket etmeniz gerekiyor. Şut yollarında özellikle İbrahimoviç gibi oyuncular ise fark yaratıyor. Standart gol vuruşları artık neredeyse yok ve oyuncunuz kalitesine göre değişik bir şekilde şut atıyor. Oyunun tanıtımında da kullanılan Lionel Messi ve Fernando Torres ise doğaüstü yeteneklere sahip. Pro Evolution Soccer 2010 bir futbol oyunundan beklentilerinizi fazlasıyla karşılıyor. Bir an evvel oynayıp uzmanı olun, turnuvalarda şampiyonluğu kimseye bırakmayın. 621408 DTP'den bayrak açılımı FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ TAMER KORKMAZ DTP'den bayrak açılımı Van, Hakkari ve Bitlis'te 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları törenlerle kutlandı. İlk kez farklı bir tavır sergileyen DTP'liler komutanlarla, paşalarla tokalaşırken, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir İstiklal Marşı'nı okudu. İlgili haberler YASİN YILMAZ DİYARBAKIR Van, Hakkari ve Bitlis'te 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları törenlerle kutlandı. Van ve Hakkari'de tören alanı çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alınırken, törene katılanlar didik didik arandı. 29 EKİM Cumhuriyet Bayramı Diyarbakır'da düzenlenen törenle coşkuyla kutlandı. Diyarbakır'daki törene katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, kendisine Türk Bayrağı veren şehit yakını yaşındaki Muhammed Can Büyükburç'tan bayrağı aldıktan sonra onu öptü. Törene katılan paşalar da protokoldeki Baydemir'le tokalaştı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği kutlamalara katılan komutanlar Baydemirle tokalaştıktan sonra protokoldeki yerlerini aldı. Törene ilk kez Osman Baydemir'in yanı sıra Yenişehir İlçe Belediye Başkanı Selim Kurbanoğlu ile Sur ilçe Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş'da katıldı. İLK KEZ TOKALAŞTILAR Hakkari Valisi Muammer Türker, Cumhuriyet yaşıtı kişiyle sohbet edip, onlara birer Cumhuriyet altını hediye etti. Törende, Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Lokman Ekinci ve Belediye Başkanı DTP'li Fadıl Bedirhanoğlu'nun birbirleri ile ilk kez tokalaştı. BİRLİK BERABERLİK MESAJI Van, Bitlis ve Hakkari'de Cumhuriyet'in 86'ncı Yıldönümü törenle kutlandı. Van'daki törenler, Atatürk Anıtı'na çelenk konulması ile başladı. Günün anlam ve önemine değinen Van Valisi Münir Karaloğlu, gençlere birlik ve beraberlik mesajları verdi. Vali Karaloğlu, Kurtuluş Savaşı'nı örnek göstererek, “Dün nasıl birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi koruyarak Kurtuluş Savaşımız'ı kazandıysak bugün de önümüze çıkan badireleri aynı kararlılıkla yine birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi koruyarak aşabiliriz” dedi. İlk tokalaşma Tören başlamadan yaklaşık dakika önce protokolün yanına gelen Diyarbakır Şehit Aileleri Derneği Başkanı Ahmet Büyükburç'un oğlu yaşındaki Muhammed Can Büyükburç, kucağında taşıdığı Türk bayraklarından ilk olarak Osman Baydemir'e verdi. Türk bayrağı alan Baydemir, Muhammed Can Büyükburç'u öptükten sonra bayrağını katlayıp korumasına verdi. 30.10.2009 POLİTİKA 621285 Meteoroloji'den etkili yağış uyarısı Marmara ve doğu bölgelerde kuvvetli yağış, ülke genelinde hava sıcaklığında hissedilir derecede azalma bekleniyor. Bugün ve hafta sonu boyunca ülke genelinde hava durumu şöyle olacak: ''Bugün: Marmara, Karadeniz, İç Anadolu, Akdeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde aralıklarla yağmur ve sağanak şeklinde yağış geçişleri bekleniyor. Yağışların, Marmara'nın kuzeyi (sabah saatlerinde Kırklareli ve İstanbul'un Avrupa yakası, öğleden sonra ve akşam saatlerinde İstanbul il geneli, Kocaeli, Sakarya, Kırklareli ve Tekirdağ), Doğu Karadeniz kıyıları (Giresun, Trabzon, Rize ve Hopa), Güneydoğu Anadolu'nun doğusu (Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt) ile Şanlıurfa, Bingöl, Muş, Bitlis, Şırnak ve Hakkari çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Rüzgarın öğle saatlerinden sonra Marmara'da kuzey ve kuzeydoğu (Poyraz) yönlerden kuvvetli (40-60 km/saat) olarak eseceği tahmin ediliyor. 31 Ekim Cumartesi: Marmara, İç Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yağış bekleniyor. Genellikle yağmur ve sağanak, gece saatlerinde Edirne ve Kırklareli çevrelerinde karla karışık yağmur ve yükseklerinde kar şeklinde görülecek yağışların, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya çevreleri başta olmak üzere Marmara bölge geneli ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun doğusunda (Diyarbakır, Batman, Siirt, Mardin, Erzurum, Bingöl, Muş, Bitlis, Van, Hakkari, Şırnak, Kars, Ardahan, Ağrı, Iğdır) kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Kasım Pazar: Yurdun büyük bir bölümünde devam edecek yağışların, Marmara'nın doğusu (İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bursa, Bilecik), Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu'nun güney ve batısı, Doğu Karadeniz'in iç kesimleri (Gümüşhane, Bayburt, Artvin) ile Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor.'' Uyarıda, rüzgarın cumartesi ve pazar günleri Marmara, Kuzey Ege ve Batı Karadeniz'in batısında kuzey ve kuzeydoğu (Poyraz) yönlerden kuvvetli ve kısa süreli fırtına (50-80 km/saat) şeklinde eseceğinin tahmin edildiği ifade edildi. Hava sıcaklığının, hafta sonunda iç ve batı bölgeler başta olmak üzere ülke genelinde hissedilir derecede (5 ila derece) azalarak, mevsim normallerinin altında seyretmesinin beklendiği belirtilen uyarıda, Cuma günü ve hafta sonunda beklenen kuvvetli yağış, ani sıcaklık düşüşü ve kuzeybatı kesimlerdeki poyraz fırtınasının oluşturabileceği ani sel, lokal su baskını, taşkın, yıldırım düşmesi, çatı uçması, deniz ve kara ulaşımında aksamalar, gribal enfeksiyon riski gibi olumsuz şartlara karşı dikkatli ve tedbirli olunması istendi. AA 621870 Berlusconipark Berlusconipark 30 Ekim 2009 Cuma, 09:49 İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi yakın dostu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Türkiye'ye yatırım yapın" çağrısını kırmadı. Berlusconi, İtalya'nın İstanbul Başkonsolosu Massimo Rustico'yla görüşerek Türkiye'ye gerekli alanlarda yatırım yapılması için talimat verdi. Konsolos Rustico,araştırmalar sonucu otopark yatırımı yapılmasının uygun olduğunu söyleyinceBerlusconi aralarında kendi şirketinin de bulunduğu İtalyan firmasını İSPARK'la görüşmek üzere Türkiye'ye yolladı. İSPARK Genel Müdürü Kadir Gurbetçi ve İtalya'nın İstanbul Konsolosu Massimo Rustico arasındaki görüşme 20 Ekim'de Rustico'nun evinde gerçekleşti. Rustico, Başbakan Berlusconi'nin Türkiye'ye 100 milyon Euro'luk yatırım yapmak istediğini belirtti. Görüşmeler sonucunda İstanbul'da park sorununun yaşandığı noktalarda bin araç kapasiteli otoparkların yapılmasına karar verildi. ROMA'DA OTOPARK ZİRVESİ Başkonsolos Massimo Rustico önümüzdeki günlerde İtalya'nın başkenti Roma'ya giderek İSPARK'ın taleplerini İtalyan firmalara iletecek. Rustico'nun Roma ziyareti sonrası hangi İtalyan firmasıyla anlaşma yapılacağı belirlenecek. Rustico'nun iki ülke arasında sürdüreceği görüşmeler sonrası 2009 yılı sonuna kadar imzalar atılacak. Daha önce de İSPARK'la İtalyan yatırımcıların buluşmasında aracı rolü üstlenen Rustico, yaklaşık yıl önce de İSPARK'ı ziyaret etmiş, şirketin projelerini İtalyan işadamlarına tanıtıp işadamlarını Türkiye'ye davet etmişti. BİR ŞİRKET DE BERLUSCONİ'NİN Gayrimenkul ve yatırım alanında şirketleri bulunan Berlusconi ise Başbakan Erdoğan’ın yatırım çağrısına yanıt olarak, aralarında kendine ait bir şirketin de bulunduğu İtalyan finmasını görüşmeler için İstanbul'a gönderdi. İtalyan şirketleri ilk etapta Türkiye’ye milyar Euro yatırım yapacak. Bunun 100 milyon Euro’su da otopark yatırımı olacak. GURBETCİ: DOSTLUK MEYVELERİNİ VERDİ İSPARK Genel Müdürü Kadir Gurbetci, yabancı firmaların ilgisinden memnun olduklarını belirterek, "Bize ‘Türkiye'ye yatırım yapmak istiyoruz' dediler. Biz de kabul ettik. Şu an yapılmış bir anlaşma yok ancak 2009 yılı sonuna kadar belli bir yol kat temiş oluruz. Bizim İSPARK olarak temel hedefimiz İstanbul'daki uygun yerlere yapılan otopark yatırımlarını desteklemek" dedi. Başbakan Erdoğan ve Berlusconi arasındaki dostluğun meyvelerini verdiğini söyleyen Gurbetci, "Bu şimdilik bir adım. Otopark yatırımından sonra yeraltı ve enerji konularında da yatırımlar olacak" şeklinde konuştu. 2009 yılı sonunda yapımına başlanacak projede yap-işlet-devret modeli uygulanacak. 622514 SGK, anlaşmalı boşanan çiftlere suçüstü yaptı SKG Adana İl Müdürü Muhammet Gerçek yazılı açıklamasında, ölen anne veya babalarının üzerinden maaş alabilmek için eşlerinden resmi olarak boşanan, ancak birlikte yaşamaya devam edenlere yönelik incelemelerin sonuç verdiğini belirtti. Bu konuda son günlerde yoğun ihbar aldıklarını ifade eden Gerçek, açıklamasında şunları kaydetti: ''İnceleme kapsamında anne ve babalarının üzerinden yetim maaşı almak için anlaşmalı olarak boşanan, ancak aynı evi paylaşıp eski yaşamlarını devam ettiren 163 kadın belirlendi. Bunlardan 133'ünün kurumdan aldıkları maaşları kesildi. Kadınlar ve eşleri hakkında da Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunuldu. Yeni yasa, muvazaalı boşananların gelir ve aylıklarının kesilmesini öngörüyor. Bu kişiler hakkında yapılan suç duyurusu üzerine 'nitelikli dolandırıcılık' suçu ile dava açılıyor.'' Gerçek, 30 kişi hakkındaki incelemenin ise sürdüğünü kaydetti. 622743 Güzelbey: Kent Konseyi uluslararası boyut kazandı Güzelbey: Kent Konseyi uluslararası boyut kazandı Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Yavuz Coşkun, Kent Konseyi Seçimli Genel Kurulu'nda yapılan seçimde yeni Kent Konseyi Başkanı seçildi. Belediye Başkanı Asım Güzelbey, Suriye'nin Lazkiye Valisi ve heyetinin katılımıyla konseyin uluslararası boyut kazandığını söyledi. AHMET YAVUZ GAZİANTEP Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonunda yapılan Genel Kurula Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr.Asım Güzelbey, Lazkiye Valisi Halil Meşhediyye, Lazkiye Belediye Başkanı Sıddık Mataracı, Kent Konseyi Üyeleri katıldılar. 135 kişinin katılımı ile gerçekleşen Kent Konseyi Genel Kurulunda yapılan oylamada kullanılan 118 oyun 111'ni alan Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun Gaziantep Kent Konseyi'nin yeni başkanı seçildi. Coşkun yaptığı teşekkür konuşmasında, "Ele ele vererek Gaziantep'in sorunlarının çözümünde ve Gaziantep için yeni projeler üretip hayata geçirmekte başarılı çalışmalara imza atacağız" dedi. TÜM HEYETİ SURİYE'YE DAVET ETTİ Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey burada yaptığı konuşmada 2004 tarihinden beri olumlu çalışmalar yapan, üyelerin oylarıyla yıldır başkanlığını yaptığı kent konseyi başkanlığına adaylığını koymayacağını açıkladı. Güzelbey, "Katılımcıları, dost ve komşu ülke Suriye'nin Lazkiye Valisi ve heyetini selamlıyorum. Bu katılımla konseyimiz uluslararası bir boyut kazanmıştır" diye konuştu. Lazkiye Valisi Halil Meşhediyye de, tüm heyeti Suriye'ye davet ederek, "Aynı kültür ve coğrafyanın insanları olarak Türkiye-Suriye ilişkilerinin devamının tüm dünya ülkelerine örnek teşkil edecek nitelikte olması, dünyaya barış mesajları vermesi temennimizdir" diye konuştu. İLİŞKİLER ÜST DÜZEYE ÇIKACAK Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı, "Dost ve kardeş ülke Suriye ile aramızda vize uygulamasının kalkması ile ilişkiler üst düzeye çıkacaktır. Cumhurbaşkanılarının gösterdikleri üstün gayretlerinin ürünü bu güzellikleri bizlerde il valileri ve belediye başkanları olarak yerelde uygulamak için çalışıyoruz. Sayın Dışişleri Bakanı Gaziantep-Kilis-Halep arasında kurulan ilişkilerin Türkiye-Suriye ilişkilerinin diğer illere de yansıtılacağı sözünü verdiler. Dolayısıyla Suriye'ye komşu olan ilimizin ticaret yaşamında canlılığın yaratılması temennimizdir. Suriye ile olan ticaret hacmimizi milyar en kısa zamanda dolara çıkarmayı hedefliyoruz" dedi. Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı'ya, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey'e, Yönetim Kurulu üyelerine, Kent Konseyine şehre yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür plaketi sunuldu. 30.10.2009 621403 Bobo'nun menajeri pazarlığa başladı OSMAN TANBURACI Bobo'nun menajeri pazarlığa başladı Beşiktaş'tan ayrılması gündemden düşmeyen Bobo için gizli gizli görüşmeler yapan menajerin, futbolcusunu isteyen Fransız Kulübü'ne, “G.Saray'a gidebilir” dediği iddia edildi. ENGİN ALBAYRAK Beşiktaş'tan ayrılması gündemden düşmeyen Bobo'yu G.Saray'ın istediği iddia edildi. Fransız football365.fr internet sitesindeki iddiaya göre Bordeaux'un İspanya'nın Xerez takımına gidecek olan Cavenaghi'nin yerine Bobo'yu transfer etmek için harekete geçtiği belirtildi. Haberde Bobo'nun menajeri Bernardo Fernandes'in Bordeauxlu yöneticilere, “Bobo Beşiktaş'tan ayrılmayı düşünmüyor ama yönetim onu yine St.Etienne'e satmak istiyor. G.Saray'da teklif yaptı. Bobo da iyi teklif alırsa gidebilir” dediği öğrenildi. Bordeaux'lu yöneticilerin menajerin bu açıklamasını fiyat artırma politikası olarak gördüğü bildirildi. Geçen sezondan beri birçok kulübün talip olduğu Brezilyalı futbolcu için sezon başında 5.5 milyon euro önerilmiş ancak Beşiktaş yönetimi, milyon eurodan aşağıya satmamaya karar vermişti. Yönetimin, milyon euro verilmesi halinde Bobo'yu devre arasında göndereceği iddia ediliyor. Yönetimin bunun için bazı menajerlik ve avukatlık firmalarıyla temasa geçtiği de kaydedildi. Denizli gol istedi Teknik direktör Mustafa Denizli hafta içinde yapılan antrenmanlarda özellikle forvet oyuncularıyla yakından ilgilendi. Tecrübeli teknik adam Bobo, Nobre, Nihat ve Batuhan ile birlikte Yusuf ve Tello'ya orta ve gol çalıştırması yaptırması dikkat çekti. Beşiktaş taktik çalışıyor Beşiktaş, yarın A.Gücü ile yapacağı maçın hazırlıklarını sürdürdü. Siyah-beyazlılar, kondisyon ve taktik ağırlıklı bir çalışma gerçekleştirdi. Pas ve şut çalışması yapan futbolcular, çalışmayı çift kale maçla tamamladı. Bu arada teknik direktör Mustafa Denizli A.Gücü maçından sonra federasyonun erteleme isteğine olumsuz yanıt vermesi ile ilgili açıklama yapacak. Roma ve Lazio'dan Ferrari'ye kanca İtalya'nın Roma ve Lazio takımlarından Ferrari'ye kanca. Seri A'da kötü sonuçlar alan ve zirve yarışından uzaklaşan iki takımın İtalyan futbolcuyu renklerine katmak için harekete geçtiği ve Beşiktaş'ın kapısını çalmaya hazırlandığı öğrenildi. Özellikle Roma, Ferrari'yle yakından ilgileniyor. Yusuf: Yolumuza devam edeceğiz Yusuf, "Hem Şampiyonlar Ligi, hem de Türkiye Kupası'nda iddialıyız. Beşiktaş'ın bu saatten sonra maç kaybedeceğini düşünmüyorum" dedi. Vize için parmak izi vermelerini rencide edici bulan Yusuf, "Aynı prosedürün Türkiye'ye gelen yabancılar için de geçerli olması gerek" diye konuştu. 30.10.2009 SPOR 621574 Ay'da yürüyen son insan En azından "This is It"te bunu görüyoruz. Eğer hayatta olsaydı, bu filmi izlemek zorunda kalmayacaktık, ama şu durumda elimizde M.J.'den geriye bir tek "This is It" kalmış durumda. yüzden bu filmi iyi değerlendirmeli! Michael Jackson'ın ölümünün hemen ardından son konser provalarının belgesel tarzda bir filme dönüşeceği açıklanmıştı. Koreograf/yönetmen Kenny Ortega, tüm bu süreç boyunca Jackson'ın provalarını yönetiyordu, "This is It" de Ortega'nın yönetmenliğinde karşımıza geliyor. Film size, bir belgeselinki de dahil olmak üzere, bildiğiniz herhangi bir görsel deneyime benzer hiçbir şey vaat etmiyor. İki saate yakın süre boyunca Michael Jackson'la aranıza neredeyse kimse girmiyor ve 'Popun Kralı'nın hemen yanı başındaki dansçıları ile geri vokaldeki şarkıcılarının eşliğinde birkaç hafta sonra başlayacak konserine hazırlanışını izliyoruz. Çekilen filmleri, konserde yer alacak teknolojik cambazlıkları... Tüm bu süreç boyunca M.J. birkaç adım ötemizde, ne var ki yine ulaşılmaz, yine yalnızca dans ve şarkılarıyla meşgul... "They Don't Care About Us"tan "Beat It"e, "Black and White"tan "Billy Jean"e uzanan bu harika performanslar eşliğinde Jackson'ı daha yakından tanıma fırsatı buluyoruz. Paparazzilerin yakasını bırakmadığı bir yıldız olmasına rağmen, çocuk tacizi davaları veya estetik ameliyatlarıyla ilgili haberler dışında Jackson'ı ne kadar iyi tanıyorsunuz? Filme gitmeden önce bu soruyu kendinize sormanızda yarar var, zira çıktığınızda kafanızdaki M.J. tablosunun güne kadar ne kadar eksik kaldığını fark ediyorsunuz. Film ne anlatıyor? Üç şey... Birincisi, provalarda da göreceğiniz gibi, Jackson'ın bu konsere son derece hazır olduğunu... Ekibi ve her zamanki Ay Yürüyüşü'ne eklediği yepyeni koreografileriyle bu konserin altından kalkabilecek durumda olduğunu... İkincisi, işi dışında son derece tevazu sahibi, Tanrı ve insan sevgisiyle bezeli bir ruh barındırdığını... Üçüncüsü, Jackson'ın kendi eserlerini en ufak tınısına dek ne kadar iyi tanıdığı, onları nasıl yansıtacağı konusunda kafasında son derece net fikirler taşıdığını... Görüyoruz ki, elektrogitarın arkasındaki kız da, klavyenin başındaki adam da ne kadar işinin ehli olursa olsun, M.J. onlardan kendi istediğinin dışında bir şey talep etmiyor! Tahmin edersiniz ki, "This is It" muazzam bir sinemasal deneyim sunmuyor. Lakin Michael Jackson'la ilgili gereksiz laf salatalarına başvurmadan, saf bir şekilde bizi onun sahnesinin en ön sırasına oturtuyor. Şarkılarına ne kadar tutkuyla bağlı olduğunu, inzivaya çekildiği yıllar içerisinde dans yeteneğinden tek bir gıdım yitirmediğini ve eğer gerçekleşebilseydi konser şovunun gerçekten muazzam olacağını gösteriyor. 621665 ‘Atatürk’ün hiç görülmemiş fotoğrafları’ Ece Temelkuran Kıyıdan‘Atatürk’ün hiç görülmemiş fotoğrafları’ 30 Ekim Cuma 2009 29 Ekim sabahında ekranlarda bir tür pazar günü rehaveti var. Uzun, çocukluk kahvaltılarının ’deki kovboy filmine denk gelmesi gibi bir atmosfer neredeyse. Genç hanım sevinçle sesleniyor bu ekranlardan birinden. ’da açılan, günün anlam ve önemine denk gelen bir sergiden söz ediyor: “Atatürk fotoğrafları sergisinde gülümseyen Atatürk’ü görmelisiniz. Ayrıca daha önce hiç görmediğimiz fotoğraflar da var sergide!” Bu ‘hiç görülmemiş fotoğraflar’ meselesindeki abartılı merak ve heyecan hep tuhaf gelir bana. Bu ülkede okumuş, yetişmiş, büyümüş hangi insanın gördüğünden daha fazla Atatürk fotoğrafı görmeye ihtiyacı olur? Ve nedendir bu ihtiyaç? Atatürk’ü daha başka nasıl bir fotoğrafta görmelidir ki kişi daha başka bir Atatürk algılasın? Ayrıca niye bu ihtiyaç bu kadar yakıcıdır? Niye Atatürk’ten bambaşka Atatürk’ler çıkarma, Atatürk imgesini zamane ihtiyaçlarına göre modifiye etme ihtiyacı duyuyor insanlar? Okuma-yazma bir toplum olduğumuz için mi ancak ‘resimli’ algı üzerinden kurulabiliyor cümleler? Gibi gibi bir sürü soru sorabilecekken bunları sormuyor ve ‘Atatük’ün hiç görülmemiş fotoğrafları’ sözünün aklıma düşürdüğü ‘hiç bakılmayan fotoğraflardan’ söz etmek istiyorum.  Yürüyen fotoğraflar Bir süredir memleketin en yakıcı sorununun mağdurları, ellerine fotoğraflar alıp anlatıyorlar dertlerini. Şehit anneleri oğullarının fotoğraflarını taşıyorlar sokaklarda. Bu toprağa gömülmüş yüzler, sokaklara dökülüyorlar acı acı çerçevelenmiş olarak. Sonsuz haklılar ve soruyorlar: “Bizim çocuklarımız niye öldü?” Öte yanda ’da da fotoğraflar dolduruyor sokakları. İnsanlar kaybedilen, öldürülen çocuklarının, kocalarının, kardeşlerinin fotoğraflarını, yine aynı acıyla çerçevelenmiş olarak alıp göğüslerine tutup sokağa çıkıyorlar. Onlar da soruyorlar: “Neredeler? Neden öldürüldüler?” 14 yaşında gövdesi parçalanarak bu toprağa gömülen ’un da fotoğrafları taşınıyor sokaklarda. Binlerce insan sesli ya da sessiz fotoğrafın arkasına geçip soruyor: “Neden?” Ötekinin göğsü Bu çok kızdıracaktır kimilerini. Ama bu fotoğraflar işte, esasında onlardır “Hiç görülmemiş fotoğraflar.” Bu ülkede kimsenin bakmak istemediği fotoğraflar bunlardır. Herkesin kendi göğsündeki fotoğrafı görüp ‘ötekinin’ göğsündeki fotoğrafı görmemesidir esas görülmek istenmeyen fotoğraf. Ceylan’ın bir şaşkınlık halinde çekilmiş vesikalığıdır hiç görülmemiş fotoğraf, görmek için peşine düşmemiz gereken. Mehmet ile Baran’ın yan yana durması gereken fotoğraflarıdır... Yeni fotoğrafları, fotoğrafların yarattığı bu karmaşık ve acı dolu ‘büyük resmi’ görmek istemek lazım en az Atatürk’ün hiç görülmemiş fotoğraflarının merak edildiği kadar.  ‘Çağdaş yaşamın teminatı’ Bu ülkede kendini ‘çağdaş yaşamın’ teminatı olarak görenlerin heyecanla, inatla ve umutla yeniden gözden geçirmesi gerekenler bu fotoğraflardır. Dön baba dön Atatürk albümü karıştırmak değildir yapmaları gereken şey. yaşıyor, değişiyor, ölüyor, düşüyor, kalkıyor. Bin türlü şey oluyor. Bu hızın yarattığı şaşkınlık ve tedirginlikten kaçıp eski fotoğraf albümlerine sığınmak sözsüzleştiriyor insanları, dilsizleştiriyor. Bu yüzden en çok onların, yani Türkiye’yi gericiliğe teslim etmemeye kararlı olanların bu gerici ruh halinden çıkıp hakikaten hiç görülmemiş bu fotoğraflara bakmaları gerekiyor: Ceylan’ın fotoğrafına, ölmüş çocukların fotoğraflarına... Bu fotoğraftaki acıları nasıl ortaklaştırabileceğimize bakmaları, gözlerini ve kalplerini bu soruyla yormaları gerekiyor. (253 yazı) 621440 ABD'den şok edici büyüme İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ ABD'den şok edici büyüme Dört çeyrektir üst üste daralan ABD ekonomisi yılın 3. çeyreğinde yüzde 3,5 büyüme kaydederek resesyondan çıkmış oldu ABD Ticaret Bakanlığının açıkladığı verilere göre, ABD'de gayri safi yurtiçi hasıla temmuz-eylül aylarını kapsayan çeyrekte yıllık bazda yüzde 3,5 büyüdü. Ekonomi, çeyrektir üst üste daralma yaşıyordu. Ekonomistler, büyümede 787 milyar dolarlık teşvik planının etkisi olduğunu belirtirken, planın sona ermesiyle büyümenin sona erebileceği endişesini taşıyorlar. ABD ekonomisinin büyümesinde, ağustos ayında sona eren hurda karşılığı otomobil satışı programının da etkisi oldu. ABD'de toparlanma yavaş bir seyir izlerken, hala işsizlik oranı rekor yüzde 9,8 seviyelerinde kalmayı sürdürüyor. ABD ekonomisi en son 2008 yılının 2. çeyreğinde yüzde 2,4 büyüme kaydetmişti. Ekonomik Politikalar Araştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Dean Baker, 'resesyonun bittiğini söyleyebilirsiniz, ancak böyle hissetmiyoruz' dedi. YENİ KONUT SATIŞLARI DÜŞTÜ ABD'de eylül ayında yeni konut satışları yüzde 3,6 düştü. Böylece, yeni konut satışları mart ayından bu yana ilk kez gerilemiş oldu. Ticaret Bakanlığının açıkladığı verilere göre, ağustos ayında 417 bin olan mevsimsel olarak uyarlanmış yeni konut satışları geçen ay yüzde 3,6 düşerek 402 bine geriledi. Ekonomistler, 440 bin yeni konutun satılmasını bekliyorlardı. Yeni konut satışları bir önceki yılla kıyaslandığında geçen ay yüzde 7,8 düşüş kaydetmiş oldu. 30.10.2009 EKONOMİ 622540 Yerel gazetesahibi darp edildi Alınan bilgiye göre, bir grup, Konakoğlu Mahallesi Hükümet Caddesi'ndeki yerel Atılım Gazetesi bürosuna sopalarla girerek buradakileri tehdit etti. Büroda bulunan gazete sahibi Cengiz Özer'i sopalarla döven gruptakiler daha sonra olay yerinden uzaklaştı. Darbedilen Özer'in ambulansla Ceyhan Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındığı, hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. Öte yandan, polisin olaya karıştıkları iddiasıyla iki kişiyi yakalayarak gözaltına aldığı, soruşturmanın sürdüğü kaydedildi. AA 622175 Türk Bakanlara Sıcak Karşılama : Türk Bakanlara Sıcak Karşılama Davutoğlu ve Çağlayan'ın Basra, Erbil ve Musul'u kapsayan Irak ziyareti başladı. İki bakan Basra'da sıcak bir şekilde karşılandı. Yayına Giriş: 30.10.2009 11:50:57 Güncelleme: 30.10.2009 11:59:24 Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Irak'a çıkarma yaptı. Davutoğlu ve Çağlayan, Basra, Erbil ve Musul'u kapsayan Irak ziyaretine başladı. İki bakanın ilk durağı Basra oldu. Davutoğlu ve Çağlayan, burada Irak Ticaret Bakanı ve Basra Valisi tarafından oldukça sıcak bir şekilde karşılandı. Iraklı yetkililer, "Bugün bir bayram günü, bugün tarihi bir gün, işbirliğimiz terörün de yenilmesi demektir" dedi. Iraklı yetkililer, geçmişte zor anlarında yanlarında olan kardeşlerinin bugün de şehirlerin onarılmasında yine yanlarında olduğuna işaret etti. Dışişleri Bakanı Davutoğlu da, "Bugün gerçekten bayram günü, kardeşlerimizin kucaklaştığı gün. Aynı kaderi paylaşıyoruz, geleceğimizi de birlikte şekillendireceğiz." karşılığını verdi. Davutoğlu, "Irak'ın en güneyi huzur içinde olmazsa Türkiye'nin kuzeyi de huzur içinde olmaz" şeklinde konuştu. 621811 Japonya'da şiddetli deprem 09.46 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'da şiddetli deprem ’nın güney sahilleri açığında 6,8 büyüklüğünde şiddetli bir meydana geldiği bildirildi. Ajansı, Japonya’nın güneyindeki Amami Oshima adası açıklarında ve yaklaşık 60 kilometre derinde meydana gelen depremin 6,8 büyüklüğünde olduğunu belirtti. Kuruluş, ilk bilgilere göre can ve mal kaybına yol açmayan depremin (dev deprem dalgası) yaratma riski de taşımadığını bildirdi. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ... 622138 Davutoğlu, Malezya'ya gidecek FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ TAMER KORKMAZ Davutoğlu, Malezya'ya gidecek ANKARA (A.A) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kasımda Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'da düzenlenecek Gelişen Sekiz Ülke (D-8) Dışişleri Bakanları Konseyi 12. Toplantısına katılmak üzere bu ülkeye gidecek. Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, toplantıya Türkiye'nin yanı sıra İran, Mısır, Malezya, Pakistan, Endonezya, Bangladeş ve Nijerya'nın dışişleri bakanlarının katılması bekleniyor. Davutoğlu'nun, D-8 işbirliği çerçevesinde etkinliklerin ele alınacağı toplantının yanı sıra muhataplarıyla ikili görüşmelerde bulunacağı bildirildi. Davutoğlu'nun Kasımda, Malezya Dışişleri Bakanı Datuk Anifah Hj. Aman ile resmi görüşmeler gerçekleştireceği belirtilen açıklamada, bu görüşmelerde Türkiye ile Malezya arasındaki dostluk ve işbirliği ilişkilerinin daha da geliştirilmesi imkanlarının değerlendirileceği ve iki ülkeyi ilgilendiren bölgesel konularda fikir alışverişinde bulunulacağı kaydedildi. Açıklamada, Bakanlar Konseyi öncesinde, 30-31 Ekim günlerinde D-8 27. Komisyon Toplantısının da yapılacağı belirtildi. 30.10.2009 POLİTİKA 622869 TEM'de ölümlü kaza trafiği kilitledi TEM Otoyolu Levent mevkiinde meydana gelen ölümlü nedeniyle trafikte aşırı yoğunluk yaşandı. Turgay Canpulat'ın kullandığı 34 BP 0481 plakalı kamyonetin lastiği patlayınca, Canpulat aracını yolun sağ tarafına çekti. Canpulat aracından inmek üzereyken arkadan gelen Mithat Demirtürk (55) 34 FM 1991 plakalı TIR'ı ile kamyonete hızla arkadan çarptı. Çarpmanın etkisi ile kamyonet yolun dışındaki toprak alana savrulurken deterjan yapımında kullanılan 'lap' maddesi taşıdığı öğrenilen TIR yan yatarak bariyerlere çarptı. Kaza sonrasında yan yatan TIR'ın sürücüsü Mithat Demrirtürk olay yerinde hayatını kaybetti. Kaza nedeni ile TEM otoyolunda aşırı yoğunluk yaşandı. Kaza yapan araçların kaldırılması beklenirken kazanın yaşandığı mevki ve gerisinde trafik yoğunluğu yaşandı. 622185 Ankara belgeyle ilgili yetkisizlik kararı verdi: Soruşturmayı istanbul yapacak Ankara'da Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınarak tutuklanan Serdar Öztürk'ün bürosunda ele geçirildiği ileri sürülen ve kamuoyunda "İrtica İle Mücadele Planı" olarak bilinen belgenin soruşturmasını Ergenekon soruşturmasını yürüten Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yürütecek. Genelkurmay başkanlığı belgenin ilk ortaya çıktığı zaman yürüttüğü soruşturma sonunda belgenin fotokopi olduğunun ortaya çıkması üzerine soruşturmaya takipsizlik kararıyla Ankara Cumhuriyet başsavcılığına göndermişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı başlattığı soruşturma ile belgenin ortaya çıkış sürecini mercek altına alarak Serdar Öztürk'ün avukatlık bürosunda çalışan avukatlar ve yakalama tutanağında ismi geçen Ankara Terörle Mücadele Şube polislerinin ifadelerini almıştı. Aradan 4.5 ay geçtikten sonra sözkonusu belgenin Dnz. Kurbay Albay Dursun Çiçek'in "ıslak imzası bulunan orijinal"inin bir subay tarafından Ankara Adliyesine gönderildiği, oradan da İstanbul'da Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılığa gönderildiği öğrenilmişti. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların belgeyi Adli Tıp Kurumuna gönderdikleri, Adli Tıp Kurumundan yapılan incelemede de imzanın Albay Dursun Çiçek'in el mahsulü olduğunun tespit edildiği ileri sürülüyordu. ŞU ANDA İKİ SORUŞTURMA BULUNUYOR Dnz Kurmay Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı ileri sürülen belge ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı ve İstanbul Beşiktaş'ta bulunan Özel Yetkili Savcılık tarafından iki ayrı soruşturma başlatıldı. İstanbul Beşiktaş'ta bulunan Özel Yetkili Savcı Zekeriya Öz ve beş savcı tarafından Ergenekon soruşturması kapsamında bir hukuki süreç sürdürülüyor. Bu soruşturma ile ilgili olarak belgenin bürosunda ele geçirildiği ileri sürülen Avukat Serdar Öztürk tutuklu bulunuyor. Serdar Öztürk de bu belgenin kendi bürosunda ele geçirilmediğini arama yapan polisler tarafından ya da daha önceden bürosuna konulduğunu ileri sürüyor. "İrtica ile Mücadele Planı" ile ilgili olarak soruşturma sonucunun Ergenekon'un 4. iddianamesinde yer alacağı belirtiliyor. Genelkurmay Başkanlığı da Dnz. Kurmay Albay Dursun Çiçek'in eli mahsulü olduğu belirtilen belge ile ilgili olarak ayrı bir soruşturma başlattı. İhbar mektubunda adı geçen askeri personelin ifadesini aldığı gelen bilgiler arasında. (Gazeteport) 622028 Derbi bitti, ligde mücadeleye devam Süper Lig'de mücadele 11. hafta maçlarıyla devam edecek. Lider zorlu deplasmanında ter dökerken, evinde Sivasspor'u ağırlayacak. Haftanın ilk maçı cumartesi günü Antalyaspor ile arasında oynanacak. Tarihinin en iyi dönemini geçiren bu maçı da kazanıp, lider ile arasındaki beş puanlık farkı en azından korumayı hedefliyor. Günün diğer karşılaşması ile Ankaragücü arasında. Kötü günleri geride bırakmış görünen 18 puanlı siyah-beyazlı takım, son 10 lig maçında yendiği Ankaragücü'nü yenerek zirveye biraz daha yaklaşmak amacında. Olaylı derbide 'ı 3-1 yenen altı maçlık yenilmezlik serisi Trabzon deplasmanında sona eren Kayserispor'a pazar günü konuk olacak. Derbide rakibine tokat attığı için üç maç ceza alan Brezilyalı savunma oyuncusu Fabio Bilica Kayseri deplasmanında forma giymeyecek. Kader Keita'dan yoksun Muhsin Ertuğral yönetiminde ilk galibiyetini Gaziantepspor'u yenerek elde eden Sivasspor'u ağırlayacak. Pazar gününün öne çıkan diğer maçlarında dipten kurtulmaya çalışan Denizlispor, geçtiğimiz hafta Bursa'dan altı gol yiyen İstanbul Büyükşehir'i, ilk galibiyetine Denizli'yi yenerek ulaşan Kasımpaşa da son haftalarda inişe geçen Eskişehirspor'u konuk edecek. Haftanın programı 31 Ekim Cumartesi 16.00 Antalyaspor- (Antalya 20.00 -Ankaragücü (İnönü) Kasım Pazar 14.00 Denizlispor-İstanbul Büyükşehir Bld. (Denizli 14.00 Gaziantepspor-Diyarbakırspor (Kamil Ocak) 14.00 Gençlerbirliği-Manisaspor (Ankara 14.00 Kasımpaşa-Eskişehirspor (Recep Tayyip Erdoğan) 16.00 -Sivasspor (Ali Sami Yen) 20.00 Kayserispor- (Kadir Has) 621562 Org. Iğsız, 'Kaos Planı'nı soran gazetecilere bu cevabı verdi: Bayramınız kutlu olsun Tören bittikten sonra alandan ayrılmak için aracına yönelen Orgeneral Iğsız'ın etrafını gazeteciler sardı. 'Kaos Planı'nı hazırlattığı yönündeki iddiaların sorulması üzerine Iğsız gazetecilere "Bayramınız kutlu olsun." cevabını verdi. Makam aracına binen Iğsız, açıklama yapmadan tören alanından ayrıldı. Hasan Iğsız, akşam ise Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen resepsiyona katıldı. Yaklaşık 15 koruma Iğsız'ın etrafında adeta etten duvar ördü. Resepsiyonda, ihbar mektubunda adı geçen Harp Akademileri Komutanı Orgeneral H. Nusret Taşdeler ile Birinci Ordu Komutanlığı'ndan geçtiğimiz ağustosta emekli olan Orgeneral Ergun Saygun da hazır bulundu. Resepsiyona eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin ve Ergenekon savcısı Zekeriya Öz de iştirak etti. Büyükanıt ve Savcı Öz, ayak üstü sohbet etti. Öz, gergin olduğu gözlenen Büyükanıt'la yan yana gelmemeye özen gösterirken Ergun Saygun'la sohbet etti. Cumhuriyet resepsiyonu çıkışında CHP Kadın Kolları'na mensup bir grubun, Hasan Iğsız'ı alkışlaması dikkat çekti. İhbar mektubunda Eylem Planı'nın hazırlanması emrinin dönemde Genelkurmay II. Başkanı olan Iğsız tarafından verildiği belirtiliyor. Saygun ve Taşdeler'in de benzer belgeler hazırlattığı mektupta şöyle anlatılıyor: "2007 yılı Eylül ayında dönemin Genelkurmay II. Başkanı Org. Ergin Saygun'un emri gereği üniversitelerden bir kısım akademisyen ve CHP yönetiminden bazı politikacıların desteği ile dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral H. Nusret Taşdeler'in himayesinde Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığı'nda şube müdürü olarak görevli kurmay albaylar Dursun Çiçek, Sedat Özüer, İlker Ziya Göktaş ve Fuat Selvi tarafından kamuoyunu yönlendirme maksatlı çeşitli belgeler hazırlandığına tanık oldum." 'DURSUN ÇİÇEK'İN ARKASINDAYIZ' DEMİŞTİ Iğsız, belgede imzası bulunan Albay Dursun Çiçek'i savunmuştu. Belgenin tartışıldığı günlerde Genelkurmay 2. Başkanı olan Orgeneral Hasan Iğsız, ABD Milli Günü resepsiyonunda gazetecilerin sorularını cevaplamıştı. Temmuz 2009'da Hürriyet gazetesinde yayınlanan habere göre Orgeneral Iğsız, "Albay Çiçek'in söz konusu belgedeki imzası konusunda ciddi ithamlar var. Son olayların ardından askerî savcılığın kararı paralelinde siz hâlâ albayınızın arkasında mısınız, tereddüdünüz var mı?" sorusunu şöyle cevaplıyor: "Sayın Genelkurmay Başkanı'mızın söyleyeceklerine ekleyecek bir şeyim yok, ancak tabii ki aynı noktadayız. Bizim tereddüdümüz yok, arkasındayız." DAĞLICA KOMUTANI'NA PLAKETi de verdi 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız ile ilgili tartışmalar sürüyor. Belgede imzası bulunan Albay Dursun Çiçek'i savunmasıyla dikkat çeken Iğsız, 2. Ordu komutanı olduğu 2007 yılında yaşanan Dağlıca baskını sonrasında Dağlıca Tabur Komutanı Yarbay Onur Dirik'e başarı plaketi verdiği ortaya çıkmıştı. İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın orijinalini savcılara gönderen subay, ihbar mektubunda Aktütün ve Dağlıca baskınları ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu. Mektupta yer alan ifadelerde "Bizzat olayların içerisinde (Aktütün'de, Dağlıca'da, Poyrazköy'de, Çukurca'da ve dahi birçok yerde) olduğumuz için gerçekler tarafımızdan tüm çıplaklığıyla biliniyor." ifadeleri kullanılmıştı. 621564 İzmir'de gazino tarandı: ölü Olay, Çatı mevkiinde bulunan Çatı Gazinosu'nda meydana geldi. Gazinoya giden ve henüz kimliği belirlenemeyen silahlı saldırgan, önce güvenlik görevlisi Emre Türk'e (37) ateş ederek öldürdü. Daha sonra içeriye giren zanlı, gazino sahibi Gökhan Gökçe'nin babası İlhan Gökçe'yi (59) vurdu. Çevreye rastgele ateş eden saldırgan, Ali Taşkıran (22) ve Özkan Özçelik'i (26) yaraladı. Ardından kaçarak kayıplara karıştı. Yaralılar, Karşıyaka Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Ölen Türk ve Gökçe'nin cenazeleri İzmir Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı. Jandarma, olaydan sonra kaçan saldırganın kimliğini tespit ederek yakalamaya çalışıyor. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. 621410 Bir günde 4'ü ayaküstü beş belge zirvesi FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ TAMER KORKMAZ Bir günde 4'ü ayaküstü beş belge zirvesi Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Başbuğ, 'ıslak imzalı belge'den sonra ilk kez dün biraraya geldi. Törenler nedeniyle yoğun geçen program nedeniyle Erdoğan ve Başbuğ, protokollerde ve resepsiyonda kez ayaküstü görüşebildi. İlgili haberler ERHAN SEVEN Genelkurmay Başkanlığı'nda hazırlanan 'irticayla mücadele eylem planı ve Ak Parti'yi bitirme planı' ile ilgili yeni gelişmelerin yaşanmasından sonra gözler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un buluşmasına çevrildi. Başbakan Erdoğan'ın yurtdışında bulunduğu sırada, Genelkurmay Başkanlığı'nda hazırlandığı iddia edilen planla ilgili olarak bir ihbar mektubu savcılığa ulaşmış ve Orgeneral Başbuğ'un daha önce söylediği 'bir kağıt parçası' şeklindeki değerlendirmeler konusunda soru işaretleri uyanmaya başlamıştı. Erdoğan da, Pakistan'da yaptığı açıklamada Orgeneral Başbuğ ile Türkiye'ye döndükten sonra bu konuyu ele alacaklarını söylemişti. AYAKÜSTÜ ZİRVE Her perşembe günü Başbakanlık Merkez Binası'nda yapılan haftalık olağan görüşme bu kez 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'na takıldı. Erdoğan ile Orgeneral Başbuğ törenler nedeniyle aslında dün kez biraraya geldi. Anıtkabir'de yapılan ilk törende bir selamlaşma gerçekleşti. Ancak sohbet imkanı olmadı. TBMM'de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün tebrikleri kabul etmesi sırasında Erdoğan ve Başbuğ bu kez Baykal ile birlikte törenin başlaması için kendilerine ayrılan yanyana yerlerde birarada oldu. Ancak burada da liderler ile Başbuğ'un sohbet etmediği görüldü. Erdoğan ile Başbuğ'un üçüncü buluşması resmi geçit törenlerinin yapıldığı Atatürk Kültür Merkezi Hipodrom Alanı'nda gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, vatandaşları selamlama turu yaptıktan sonra Erdoğan ve Başbuğ ile birlikte ikram salonuna geçerek kısa süre birarada bulundu. Yaklaşık dakikalık bölümde ikramda bulunulduğu ve törenlerle ilgili kısa bir sohbetin yapıldığı öğrenildi. Erdoğan ve Başbuğ Köşk'te verilen resepsiyonda da yaklaşık 30 dakika sohbet etti. Sohbete zaman zaman TBMM Başkanı M. Ali Şahin de katıldı. Kritik zirvede yargı vurgusu Başbakan Erdoğan, dün saat 18.25'de Resmi Konutu'nda Genelkurmay Başkanı Başbuğ ile haftalık görüşmeyi gerçekleştirdi. Programda olmayan ve saat 20 dakika süren görüşmede ülke güvenliğine ilişkin konuların yanısıra son günlerde kamuoyunun gündeminde olan 'Eylem Planı' tartışmalarının da değerlendirildiği kaydedildi. Görüşmenin ardından Başbakanlık Basın Merkezi'nden yapılan açıklamada şöyle denildi: "İddia edilen 'Eylem Planı'na ilişkin soruşturma, adli ve askeri yargı tarafından, kendi görev ve yetki alanları kapsamında yürütülmektedir. Soruşturmanın kısa sürede sonuçlanması beklenmektedir. Bu süreçte herkese düşen görev, sürecin sonuçlanmasını beklemek; kişi ve kurumları hedef alan davranış ve yorumlardan kaçınmaktır." 30.10.2009 POLİTİKA 621460 Günü ve içeriğiyle 'Düşüne Taşına' yenilendi BEKİR HAZAR Günü ve içeriğiyle 'Düşüne Taşına' yenilendi TVNET'te her Çarşamba saat 21.00'de yayınlanan Düşüne Taşına, kanalın yeni yayın döneminde, her Cuma 23.30'da ekrana gelecek. İsmail Halis'in sunduğu programda Yusuf Kaplan ve farklı konuklar, düşüncelerini tartışacaklar. Yakın dönem düşünce akımları, modernizm, küreselleşme, kültür ve medeniyet algısı, popüler kültür ve medya gibi konu ve kavramların etraflıca ele alınacağı programda, “İslam düşünce geleneğinin öncü isimleri, Batı felsefesinin ve Sanayi Devriminin şekillendirdiği dünya, kavramsal kaosun açtığı boşluklar” gibi alanlara yönelik derinlikli sorgulamalar da yapılacak. TVNET 23.30 30.10.2009 TELEVİZYON 622078 Başbuğ-Erdoğan görüşmesi doping oldu 12.40 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Başbuğ-Erdoğan görüşmesi olduANKA ’nin, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Merkez Orduevi’nde verdiği resepsiyona, hükümet ile askerler arasındaki ilişkileri geren "İrtica ile Mücadele Eylem" belgesi ile demokratik çerçevesinde dönen 8’i ’lı toplam 34 kişiye Habur sınır kapısında yapılan karşılama damgasını vurdu. Merkez Orduevi’nde yapılan 29 Ekim kutlamalarına Başkanı Orgeneral Başbuğ, Başbakan ile yaptığı ikili görüşme nedeniyle yaklaşık bir saat gecikmeyle katıldı. Dünkü törenler boyunca oldukça gergin olduğu gözlenen Orgeneral Başbuğ’un, ikili görüşmenin ardından katıldığı kutlamalarda neşeli ve moralli olduğu bildirildi. Orgeneral Başbuğ’un gece boyunca eşiyle dans ettiği de kaydedildi. Gece boyunca gazileri ile de Orgeneral Başbuğ’un yakından ilgilendiği öğrenildi. Şehit ve gazi yakınlarının, özellikle "demokratik açılım" çerçevesinde Habur’dan Türkiye’ye giriş yapan mensuplarının karşılanması sırasında yaşananlardan yakındıkları bildirildi. Askeri yetkililerin ise Genelkurmay Başkanlığı’nın bu konuda gerekli açıklamayı yaptığını ve süreci yakından izlemeye devam ettiğini söyledikleri öğrenildi. Şehit ve gazi derneklerinin hafta sonunda da çeşitli kentlerde eylem yapacaklarını söyledikleri, askeri yetkililerin ise bu eylemler sırasında yasal sınırlara dikkat edilmesi yönünden telkinde bulundukları kaydedildi. 622104 Trabzonspor, Beşiktaş maçı hazırlıklarını sürdürüyor 13.02 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, maçı hazırlıklarını sürdürüyor ’in 12. haftasında sahasında ile karşılaşacak olan hazırlıklarını sürdürdü. Bordo-mavili takım, bu sabah saatlerinde kondisyon çalışması yaptı. Teknik direktör Hugo Broos yönetiminde Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nde yapılan antrenmana olan Zafer katılmadı. Oyuncular, iki grup halinde idman yaparken, gruplar kondisyon salonunda kuvvet çalışması gerçekleştirdi. .. ... 621960 Bayrak krizini çözen cep mesajı 10.56 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Bayrak krizini çözen cep mesajı'daki maçta tarafından Azeri bayrağına konan yasağın perde arkasını Büyükelçisi anlattı... Cumhurbaşkanı Gül'ün, kararına rağmen Özel Kalem Müdürü Karslıoğlu'na 'Ceza da alsak stada bayrağı girecek' talimatı verdiği ortaya çıktı. Karslıoğlu, çantasında Azeri bayrağıyla stada girdiğini Büyükelçisi Kılıç'a mesajı ile bildirdi. 'nin Bakü Büyükelçisi Hulusi Kılıç; bayrak krizinin perde arkasındaki talimatı şöyle anlattı: "Öngörmediğimiz bir süreç yaşadık. 'da Azerbaycan bayrakları nedeniyle çıkan, kötü niyetli insanların neden olduğu bir krizdir bu. Ama telefonumda hala Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hüseyin Avni Karslıoğlu'nun mesajı duruyor. Karslıoğlu ile maçtan iki saat önce yazıştık. Ben ona, 'Azerbaycan- arasında maç var. Tribünlerde Türkiye bayrakları açıldı' diye yazdım. BENİM ÇANTAMDA DA AZERİ BAYRAĞI VAR Sayın Karslıoğlu da bana, 'Cumhurbaşkanı (Abdullah Gül) talimat verdi. Ceza da gelse bayraklar stada girecek. Hatta benim çantamda da Azerbaycan bayrağı var' mesajı attı. Bu yazışma saat önce oluyor. Azerbaycan ve Türkiye bayrağının yan yana durması gurur vericidir. Ama orası futbol sahası. Siyaseti dışarıda yapmak lazım. Siyaset sahaya girerse zaman bundan kötü niyetli insanlar yararlanır. 621827 Kaos Planı her kesimden insanı etkiledi Sendikalar, insan hakları örgütleri, aktivistler, sanatçılar ve Genç Siviller, 'kirli eylem planı'na karşı tarihî bir işbirliğine gitti. Belgeyi kabul edilemez bulan sivil toplum örgütleri, darbe planlarını protesto etmek için meydanlara iniyor. Üç gün boyunca Ankara ve İstanbul'da yapılacak mitinglerle cuntacılardan hesap sorulması istenecek. Bugün Ankara'da Mazlum-Der, Memur-Sen, Hak-İş, Hizmet-İş, İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) 'darbelere hayır' diyecek. Yarınki buluşma ise saat 13.00'te İstanbul Taksim Meydanı'nda gerçekleşecek. "Cuntaya hayır, darbeciler yargılansın!" sloganıyla yapılacak protesto gösterisinde, Özgür-Der, Mazlum-Der, İnsan ve Medeniyet Hareketi, Akabe Vakfı, Medeniyet Derneği, Akdav gibi kuruluşlar bir araya gelecek. Gösteriyi, bu kuruluşların oluşturduğu Adalet İçin Dayanışma Platformu organize edecek. Mitingler, pazartesi günü de sürecek. Aralarında Genç Siviller, Devrimci Sosyalist İşçiler Partisi, DTP, Sosyalist İktidar Partisi, Özgürlük Hareketi, Emekçi Hareket Partisi ve Mazlum-Der'in bulunduğu "Darbelere karşı 70 milyon adım koalisyonu" saat 19.00'da İstiklal Caddesi'nde fenerlerle yürüyüş yapacak. Millete kurulan komploya tepkiler çığ gibi büyüyor. Belgeyi kabul edilemez bulan sivil toplum örgütleri 'cuntacılar yargılansın' demek ve darbe planlarını protesto etmek için meydanlara iniyor. Bugün Ankara'da Mazlum-Der, Memur-Sen, Hak-İş, Hizmet-İş, İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) bir araya gelerek 'darbelere hayır' diyecek. Cumartesi günü saat 13.00'te İstanbul Taksim Meydanı'nda Özgür-Der, Mazlum-Der, İnsan ve Medeniyet Hareketi, Akabe Vakfı, Medeniyet Derneği, Akdav gibi kuruluşların oluşturduğu Adalet İçin Dayanışma Platformu, "Cuntaya hayır, darbeciler yargılansın!" sloganıyla protesto gösterisi düzenleyecek. Pazartesi günü ise aralarında Genç Siviller, Devrimci Sosyalist İşçiler Partisi, DTP, Sosyalist İktidar Partisi, Özgürlük Hareketi, Emekçi Hareket Partisi, Mazlum-Der'in bulunduğu "Darbelere karşı 70 milyon adım koalisyonu" 19.00'da İstiklal Caddesi'nde fenerlerle yürüyüş yapacak. Darbecilerin yargılanmasını ve tüm yurtta özgürlüğün hakim olmasını talep eden STK'lar darbe teşebbüslerine tepki gösterecek. Cuntaya açığa çıktı, gereken yapılmalı Doğan Tarkan (Devrimci Sosyalist İşçi Partisi Genel Başkanı): Bu belgeyle cunta açığa çıktı. Bu, çok vahim bir gelişme. Buna karşı vakit kaybedilmeden adım atılmalıdır. Bu adım da, bu göreve karışan bütün isimlerin görevden alınmasıdır. Bu sebeple Genelkurmay Başkanı da görevden alınmalı. Arkalarında çok büyük bir toplumsal güç olacaktır. Hükümet adım atmazsa, halk sokağa çıkıp demokrasi taleplerini dile getirecek. Çünkü toplum artık cunta tehdidi altında yaşamak istemiyor. İhbarcı subaya minnettarız Zeynep Tanbay (Aktivist): Mektubu okuduğumda dehşete kapıldım. Böyle bir cunta fikrinin olması, olayların üzerine yeterince gidilmediğini gösteriyor. Ordu hukuka karşı mücadele veriyor. Cuntanın içinde Ergenekon yapılanması olduğunu düşünüyorum. Bir subayın ve bazı erlerin çıkıp olaylar hakkında tanıklık yapacaklarını söylemeleri, askerlik görevini onurlu ve ahlaklıca yapanların olduğunu düşündürtüyor. Onlara desteklediğimizi göstermeliyiz. Yalnız değiller. TSK apaçık suç işlemiş; ama hâlâ bunu kimin açığa çıkardığını sorguluyorlar. Cinayeti işleyenle değil, onu ihbar edenle uğraşıyorlar. Bu hukuk tanımazlığın son noktası. Emir-komuta dışında adım atılamaz Rıdvan Kaya (Özgür-Der Genel Başkanı): Türkiye'de bu tür darbe tartışmaları söz konusu olduğunda sürekli olarak orduda cuntalar aranıyor. 27 Mayıs sonrası yaşanan bütün darbelerde ordu içinde cunta aramaktan ziyade, cuntanın Genelkurmay'a hâkim olduğunu düşünüyoruz. Emir-komuta dışında tek adım atılmadığını, ordunun hiyerarşiyi böyle sağladığını düşünüyoruz. Genelkurmay 2. Başkanı'nın tek başına böyle bir girişimde bulunamayacağı ortada. Ordunun militarist mantığı, bu tür açıklamaları, illegal oluşumları teşvik ediyor. CHP, ıslak imzayı sulandırıyor Ufuk Uras (Bağımsız Milletvekili): Cuntanın varlığı, Meclis iradesine kasteden anayasal bir suçtur. Plana imza atanlar, sivil yargıda yargılanmalı; kimsenin böyle bir özgürlüğü olmadığı ve Türkiye'nin bir muz cumhuriyeti sayılamayacağının altı çizilmeli. CHP bu ıslak belgeyi daha da sulandırmaya çalışıyor. MHP bile bu işin sonuna kadar gidilmeli derken, CHP'nin bu söyleminin kabul edilebilir yanı yok. Baykal, Genelkurmay Halkla İlişkiler Dairesi başkanı gibi davranıyor. Şimdi hukukun üstünlüğünü savunma zamanı. Hükümet çekingen davranmamalı Roni Marguillez (Yazar-Aktivist): TSK bu işlerden hâlâ vazgeçmedi. Bugün de vazgeçmiş olduklarını zannetmiyorum. Bu durumda hem Genelkurmay Başkanı hem Iğsız hem de gerekli mercilerin bildiği tüm subayların görevden alınması gerekir. Hükümet bunu yapmadığı takdirde yanlış yapar. Burada çekingen davranırlarsa, bundan sonra darbe girişimlerinin önü kesilemeyecek. Utanç duyuyorum Lale Mansur (Sanatçı): Cuntanın varlığına şaşırmadım. Seneye Türkiye'nin yaşadığı ilk darbenin 50. yıldönümü. günden beri birçok darbe yaşadık ve birçok darbe planının yapıldığını gördük. 86. yılını kutladığımız Cumhuriyet'imize yakışmayan ve utanç duyulacak bir tablo yaşıyoruz. Ben her türlü anti militarist faaliyetlerin içerisinde oldum ve olmaya devam edeceğim. Gözümüzün önünde darbe planlanmış Arife Köse (Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur de Girişimi): Cuntanın varlığından öte bunun sürekliliği önemli. Artık hiç şaşırmıyorum. Ayışığı, Sarıkız, Eldiven vs... Halk tarafından ve demokratik yöntemlerle seçilmiş bir hükümet gözümüzün önünde devrilmeye çalışmış. Üstelik Genelkurmay'da en üsttekilerin haberi olmuş ve planlar yapılmış. Sokaktaki insanı isyan ettirecek kadar vahim bir durumdur bu. Öyle bir ortam sağlanmalı ki, bundan sonra bunlar tasavvur dahi edilmemeli. Bunlar, Ergenekon'un omurgası Turgay Oğur (Genç Siviller): Bu belgeyi hazırlayan mekanizmanın, Ergenekon diye adlandırdığımız derin devlet yapılanmasının değişmez omurgası olduğu çok açık. En başta İlker Başbuğ olmak üzere generalinden teğmenine tüm sorumlular görevden alınmalı ve yargılanmalıdır. Millet iradesine suikast belgesi Ahmet Faruk Önal (Mazlum-Der Genel Başkanı): Demokratik Cumhuriyet'imize yakışmayan bir durumu yaşıyoruz. Türkiye bir Latin Amerika, Afrika ülkesi değil. Bu, belge milletin iradesine suikast belgesidir. Demokratik yapıya yakışmayan bu tür oligarşik yapılar kırılmalı. Karargahına, altına hakim olamayan bir komutan görüntüsündeki Başbuğ'un durumunu hükümet gözden geçirmeli ve belge ile ilgili adı geçenler mutlaka yargılanmalıdır. Cuntacılardan kurtulmak için herkese görev düşüyor 'Millete komplo' belgesinin aslının ortaya çıkması aydınlar tarafından 'demokratikleşme fırsatı' olarak değerlendiriliyor. Görüşler özetle şöyle: MHP lideri Bahçeli'nin Başdanışmanı Doç. Vedat Bilgin: Belgenin orijinalinin ortaya çıkması demokratikleşme fırsatıdır. Bu olay 12 Eylül'ün yerleştirdiği militarizmin tasfiyesi için bir imkân. Demokratik süreci sabote edenlere karşı ordu da tarihî rol üstlenmelidir. CHP eski milletvekili, emekli büyükelçi İnal Batu: TSK'da bir cunta ekibi olduğunu düşünüyorum. 1960, 1980 ve 28 Şubat, bunun göstergesidir. Bu belgeler aysbergin bir ucu. Belgede CHP'li politikacıların da isminin olduğu söyleniyor. Gelişmeleri hayretle izliyorum. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun: Askerî yargı soruşturmada 'yetkili benim' diyemez. CMK'nın 250. maddesinin değiştirilmesiyle bu konuda adli mahkemelerin yetkili olduğu kesindir. Tüm hukukçular hemfikir. Tartışma bile olamaz. Bilgi Destek Planı, Lahika ile aynı yerde hazırlanmış Savcılara ulaştırılan 'Bilgi Destek Planı'nın daha önce basına yansıyan 'Lahika' belgesinin üst raporu olduğu ortaya çıktı. Korgeneral Nusret Taşdeler imzalı planın konu ve sayı numaralarının, sivil toplumu fişleyen 'Lahika'dakilerle aynı olduğu anlaşıldı. Söz konusu belge, 'komuta katında onaylanmış böyle bir plan yoktur' şeklinde yalanlanan 'Lahika'yı da doğruluyor. Kaos Planı'nın orijinaliyle birlikte Ergenekon'u soruşturan savcılara gönderilen belgelerin Türk Silahlı Kuvvetleri karşıtlarının yıpratılması ve yargıçların TSK çizgisine çekilmesini içeren Lahika'nın üst raporu olduğu ortaya çıktı. 2007 tarihli Genelkurmay Harekat Daire Başkanı Korgeneral Nusret Taşdeler imzalı Türk Silahlı Kuvvetlerin'nin yapması gereken harekat planının bir üst raporunun ihbarcı subay eliyle savcılığa ulaştığı öğrenildi. Hem Lahika olarak adlandırılan belgenin hem de bir subayın ihbarıyla savcılara ulaşan 'Bilgi Destek Planı'nın sayı ve konuları çakışıyor. Buna göre, HRK.17000- -07/ sayı numaralı iki belgenin de Eylül 2007'de hazırlandığı ortaya çıkıyor. İhbarcı subayın verdiği bilgiye göre; her iki belgenin de Genelkurmay Karargahı'nda hazırlandığı kesinleşiyor. Mektuptaki general, sanık subayları ziyaret etmişti İhbar mektubunda 'Kaos Planı'nı hazırlayan ekipte yer aldığı ileri sürülen Tümgeneral Mustafa Bakıcı'nın ismi daha önce Ergenekon davası sanığı genç teğmenlere yaptığı moral ziyaretiyle gündeme gelmişti. Soruşturmada adları geçen teğmenler verdikleri ifadede, Bakıcı'nın kendilerine "Genelkurmay Başkanı'nın selamı var. (Kemal ve Neriman) Aydın kardeşleri tanırım, onlarla görüşmenizde sakınca yok." dediğini aktarmıştı. DTP, 'Bilgi Destek Planı'nı yargıya taşıyor Muvazzaf bir subayın kaos planının orijinaliyle birlikte Ergenekon savcılarına gönderdiği Bilgi Destek Planı, DTP tarafından mahkemeye taşınıyor. DTP Hukuk Komisyonu Başkanı ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, partilerini hedef alan planla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Kaplan, "Bu yasadışı örgütlenme DTP'yi de hedef alıyor. İrtica ile Mücadele Eylem Planı belgesine ilişkin dava açılırsa ona da müdahil olacağız." dedi. Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlandığı iddia edilen ve son ihbar mektubu ile gün yüzüne çıkan Bilgi Destek Planı, 22 Temmuz 2007 seçimlerini konu alıyor. Planda, "DTP'nin TBMM'ye girmesi, Türkiye demokrasisi için bir talihsizliktir. PKK'yı kardeş ve hatta 'kendileri' ilan eden, teröristbaşının yaşam koşullarını TBMM'ye taşıyacaklarını açıklayan bu kişilerin; geçmişten ders almadıkları, amaçlarının kendilerinden öncekiler gibi demokratik bir platformda görüşlerini dile getirmek değil, devletle kavga etmek olduğu daha ilk günden anlaşılmıştır." ifadeleri yer alıyor. Konuyu partinin ilgili kurullarında değerlendiren DTP, hazırlanan iki ayrı planla ilgili suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. Söz konusu planlarda anayasal düzeni zorla yıkma, hükümetin ve parlamentonun görevini yapmasını engelleme suçları olduğunu belirten Kaplan, bu suçların Türk Ceza Kanunu'na (TCK) göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası gerektirdiğine işaret etti. Planlara ilişkin her türlü yasal haklarını kullanacaklarını kaydeden Kaplan, suç duyurusunun yanı sıra konunun TBMM'de bir araştırma komisyonu tarafından ele alınmasını talep edeceklerini açıkladı. Kaos Planı ile Ergenekon örgütü arasındaki bağlantılar güçleniyor Muvazzaf bir subay tarafından Ergenekon savcılarına gönderilen ihbar mektubunda 'Kaos Planı'nı hazırlayan ekipte yer aldığı ileri sürülen isimlerden biri de Tümgeneral Mustafa Bakıcı. Tümgeneralin adı daha önce Ergenekon davası sanığı genç teğmenlere yaptığı moral ziyaretiyle gündeme gelmişti. Soruşturmada adları Karargâh Evleri'nde geçen teğmenler Mehmet Ali Çelebi ve Noyan Çalıkuşu, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'ndaki ifadelerinde bu ziyaretten bahsetmişti. İki teğmen gözaltına alınmaları üzerine dönem tuğgeneral rütbesinde olan Mustafa Bakıcı'nın kendilerini ziyaret ettiğini anlatmıştı. Teğmenler görüşmede Bakıcı'nın kendilerine "Genelkurmay Başkanı'nın size selamı var. (Kemal ve Neriman) Aydın kardeşleri tanırım, iyi insanlardır, onlarla görüşmenizde sakınca yok." dediğini aktarmıştı. MİT'in, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği 330 sayfalık raporda, 'Karargâh Evleri Projesi'nin tüm detaylarına yer verilmişti. Ergenekon sanıklarının, Harp Okulu öğrencileri ve genç teğmenlerle karargâh evlerinde temas kurduğu ileri sürülüyor. Yine etki altına alınan askerî öğrenci ve teğmenlerin, Hizbuttahrir gibi yasadışı örgütlere sızılmasında kullanıldığı da iddia edilmişti. Neriman ve Kemal Aydın kardeşler ise askerî öğrencilere ve teğmenlere eğitim verdiği, onların kurmay subay olmaları için çalışmalar yaptıkları öne sürülmüştü.GÖKSEL GENÇ İSTANBUL Kirli tezgahtaki dehşet senaryoları 'Kaos Planı'nda dudak uçuklatan senaryolar yer alıyor. Belgede, kamuoyuna Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan askerlerin 'masum' olduğunun empoze edilmesi gerektiği belirtiliyor, medya kullanılarak adım adım yeni bir irtica kampanyası tasarlanıyor. Genelkurmay Harekât Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nde hazırlandığı ileri sürülen belgede, Deniz Piyade Kurmay Kıdemli Albay Dursun Çiçek'in imzası var. Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan emekli Üsteğmen ve avukat Serdar Öztürk'ün bürosunda ele geçirilen sayfalık eylem planı, 'AK Parti hükümeti' ve Fethullah Gülen'i hedef alıyor. 'Durum', 'Vazife' ve 'İcra' ana başlıkları altında hazırlanan planda Fethullah Gülen'in halk nezdinde yıpratılması, ona olan güvenin boşa çıkartılması için kurulan tuzaklar açık ve net bir şekilde aktarılıyor. Planın 'Durum' başlıklı bölümünde Ergenekon soruşturması açık bir dille eleştiriliyor. 'İrticacı' grupların TSK'yı yıprattığı savunuluyor. Planı hazırlayanlar, 'düşman unsurları' ve bunlara karşı alınması gereken önlemleri de tek tek sıralamış. Buna göre, toplumun bir kesimi 'düşman' olarak görülüyor. Burada da TSK'nın yıpratılmak istendiği ileri sürülüyor. İşte insanın kanını donduran 'Kaos Planı'ndan çarpıcı bölümler: 'Düşman unsurlar', Atatürk ilke ve inkılaplarını ortadan kaldırarak, laik, demokratik, sosyal hukuk devletini yıkmak ve yerine dinî esaslara dayalı bir rejim kurma hedeflerini engelleyecek tek kurum olarak TSK'yı görmekte. 'Dost unsunlar', basın ve yayın organları kanalıyla irticai grupların içyüzünü gösteren propaganda çalışmaları planlı bir şekilde yürütülmekte. (Planlama ve Genel Faaliyetler bölümü) İcra edilen propagandalarda dine karşı olunmadığı teması işlenecektir. Eylemler Ergenekon davasının gündemi değiştiriliyor havası oluşmadan planlanacak, dinci medyanın bu konuyu işlemesine imkân tanınmayacaktır. IŞIK EVLERDE SİLAH BULUNMASI SAĞLANACAK "Fethullah Gülen (F.G.)'ciler gemi azıya aldılar, doğrudan TSK'ya saldırıyorlar" teması işlenecek, bu kapsamda muhafazakâr vatandaşların bile 'pes doğrusu, biz de Elhamdülillah Müslüman'ız, ama F.G.'ciler resmen TSK'ya saldırmak için provokasyon yapıyorlar' dedirtecek çalışmalar yapılacaktır." Askerî suç kapsamında yapılacak Işık Evleri baskınlarında, silahlı terör örgütü oluşturmak doğrultusunda; silah, mühimmat, plan vb. materyal bulunması sağlanarak, F.G. grubu "Silahlı Terör Örgütü" "Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü", (FSTÖ) kapsamına aldırılacak ve soruşturmalar askerî yargı kapsamında yürütülecektir. İSKENDER EVRENESOĞLU HAZIR BEKLİYOR İskender Evrenesoğlu, Ömer Öngüt gibi hazırda beklettiğimiz elemanlara medyatik eylemler ve söylemler yaptırılacak ve bu kişiler F.G.'ciler başta olmak üzere diğer irticai gruplarla özdeşleştirilerek, kamuoyunun tüm bu gruplar arasında benzerlik kurması sağlanacaktır. Nurettin Veren gibi isimlerin TV programlarında F.G. grubu hakkında bizim istediğimiz temalar doğrultusunda açıklamalar yapmaları sağlanacaktır. Kurdoğlu cemaati vb. diğer cemaatlere mensup TSK personelinin TSK ile ilişkileri kesilirken F.G. grubuna mensup oldukları için atıldıkları şeklinde haberler yaptırılarak, kamuoyunda F.G. grubunun büyük yara aldığının düşünülmesi sağlanacaktır. Ergenekon kapsamında tutuklanan TSK personelinin masum olduğu, irticayla etkin şekilde mücadele ettikleri için üzerlerine iftira atıldığı şeklinde haberler yaptırılacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okul öğrencilerine ait ibadet, görüntü ve haberlerinin medyada yoğun olarak yer alması sağlanarak, Milli Eğitim Bakanı kamuoyu nezdinde yıpratılacaktır. YENİ SES KAYITLARI DÜZENLENECEK Son dönemde geniş yankı bulan ses kayıtları bilgi kirliliği yaratmak üzere irticacılar tarafından yayınlanmış gibi gösterilecek, ama dinleyenlerin bizi haklı bulacağı tarzda ses kayıtları düzenlenecektir. Çeşitli bilgi ve belgelerle ilgili ortaya yem atılarak yakalanan personel hangi gruba ait olursa olsun F.G.'ci oldukları şeklinde ifade vermeleri sağlanacak ve bahse konu personelin adı basında duyulduktan sonra ahlaki açıdan olumsuzlukları ile ilgili haberler yaptırılacaktır. ALEVİ DÜŞMANLIĞI KÖRÜKLENECEK İhbara dayalı ev baskınları yaptırılarak, buralarda silah ve mühimmatın yanı sıra, F.G.'ciler ile irtibat kurulması istenen oluşumlara (Yahudilik, CIA, MOSSAD, Moon Tarikatı, Humeyni vb.) ait objelerin aynı ortamda bulunması sağlanacaktır. Ev baskınları kapsamında Alevi düşmanlığını körükleyici bilgi ve belgelerin bu evlerde bulunması sağlanacaktır. Ordu tarihî rol üstlenerek darbecileri ayıklamalı VEDAT BİLGİN (GAZİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ) Belgenin orijinalinin ortaya çıkması demokratikleşme için fırsat. Bu olay 12 Eylül'ün yerleştirmeye çalıştığı militarizmin tasfiyesi için bir imkan olabilir. 21'inci yüzyılda halen askerî darbe ve cunta peşinde koşanlar var. Bunun gereğini ilk önce Silahlı Kuvvetler yerine getirmeli. Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafya, istikrarı mecbur kılıyor. Aksi durumda bunalımlar kaçınılmaz. Demokratik süreci sabote edenlere karşı ordu tarihî rolü üstlenmelidir. rol devlete ve demokrasiye istikrar kazandırmaktır. Eğer istikrar içinde yaşayamazsak ciddi bunalımlar olur. Bizi istikrara taşıyacak temel yapı daha fazla demokrasiye açılımdır. Bu süreci sabote edenlere, gayri meşru arayışlara asla taviz verilmemeli. Başbuğ, işi sivil savcılara bırakmalı Hasan Celal Güzel (Eski Bakan) Bu bir faciadır. Türkiye, çok önemli bir noktadan geçmektedir. TSK'nın tepe noktalarında dahi darbeci odakların olduğunu görüyoruz. Elimizi vidanımıza koyup düşünmemiz gerekiyor. Biz bu militarist tehditlerle mi yaşayacağız? Türkiye'de darbeyi artık kimse yapamaz, düşünemez. Artık tankları yürütüp, insanları ezemezler. Genelkurmay Başkanı, 'gereğini yaparız' diyerek bu işi Ergenekon savcılarına teslim etmelidir. Başbakan da, Genelkurmay Başkanı'nı çağırıp, gereğini yaptırmalıdır. Biz bu TSK ile normal savunma konularında bile problem yaşarız. Ordu, milletin namusudur, bu namusa leke süremezler. Normalleşme sürecinin sancıları Kürşad Tüzmen (AK Parti Genel Başkan Yardımcısı) Bu Türkiye'nin normalleşme sürecidir. Çok sıkıntılı, çok riskli konulara giriyoruz. Büyük maliyetler ödüyoruz. Amacımız sizlerin de, bizlerin de herhangi bir şekilde kafasında soru işareti kalmadan bu ülkenin yoluna devam edebilmesini sağlamaktır. Herkes Türkiye'yi Avrupa'nın en iyi ülkesi arasında yer alması için gerekli çalışmayı yapacaktır. Herkes yargnın kararını sabırla beklemeli. CHP, 27 Nisan bildirisine de sahip çıkmıştı İNAL BATU (EMEKLİ BÜYÜKELÇİ) TSK içerisinde cunta ekibi olduğunu düşünüyorum. 1960, 1980 ve 28 Şubat süreçleri bunun göstergesidir. Bu belge de diğer darbeler gibi Türk demokrasisinin vesayet altında olduğunu gösteriyor. Bu belgeler aysbergin bir ucu. Bunun gibi yüzlerce belge olduğunu düşünüyorum. Darbe günlükleri çok daha vahimdi. Orada orgeneraller bir araya gelerek darbe teşebbüsünde bulundular. Bu tür sıkıntılardan kurtulmamızın asgari şartı sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin desteğinden geçer. 27 Nisan bildirisi yayımlandığında bildiriye kelimesi kelimesine katıldığını vurgulayan anamuhalefet partisi liderinin bu belgenin ortaya çıkma zamanının ilginç olduğunu söylemesi, partiler arasında birliğin olmadığının göstergesidir. Belgede CHP'li politikacıların da isminin olduğu söyleniyor. Darbe günlüklerinde de isimleri geçiyor. Gelişmeleri hayretle izliyorum. Askerî yargı, sivil gibi bağımsız değil Prof. Dr. Ergun Özbudun (Anayasa hukukçusu) Askerî yargının sivil yargı kadar bağımsız olması mümkün değil. Albay Dursun Çiçek'in imzasının bulunduğu metnin askerî yargıda değerlendirilmesi halinde, toplumda şüpheler devam eder. İnsanlar bu konunun üstünün kapatıldığı veya belli bir noktaya kadar gidildiğini düşünür. Darbe, cunta tartışmalarına konu olan eylemlere yönelik Anayasa'nın 145. maddesinin değiştirilmesi zorunlu. Bu madde askerî yargının alanını çok geniş tutuyor. Hiçbir Batı ülkesinde askerî yargının bu kadar ayrıcalığı yok. İşe buradan başlamak lazım. Hukuki düzeyde bu sorunu büyük ölçüde halleder, zihniyet düzeyinde halleder mi bilmiyorum. Bu değişiklik yapılsa da darbeci zihniyetin ortadan kalkmasına yönelik kuşkularım var. Görev, sivil mahkemenin Beyazıt Oran (Emekli hâkim) Anayasa Mahkemesi'nde görüşülen düzenlemeye göre, sivil mahkemeler askeri şahısları da yargılayabilmektedir. Askeri savcılık, meselenin askeri boyutlarını ele alacak. Onun dışında geçerli olan esas, askerlerin sivil mahkemede yargılanabilmesi yönünde olduğu için sivil savcılar müdahil olur. gün işlem yapılmalıydı Cafer Tatlıbal (AK Parti Milletvekili) Sayın Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 'Bu bir kağıt parçasıdır, değeri yoktur' demişti. İşte gün bunun bir değer olduğunu kabullenseydi, işlem yaptırmış olsaydı bugün bu olaylar gündeme gelmeyecekti. İç savaş göze alınmış Orhan Miroğlu (Gazeteci) Türkiye'de bir darbe girişimi önlendi. Bu 'iç savaşı göze alarak yola çıkılmış' bir girişim. Bu planı hazırlayanlar sadece darbe planlamakla değil bir etnik çatışmayı hazırlamakla da kendilerini görevli kılmış. Sivil yargı sürecinde bütün bunların detayları ortaya çıkacak. Zaman 622258 MHP'li Vural: Erken seçime hazırız ama... Vural, gazetecilerin erken seçim beklentilerine ilişkin sorularını cevaplandırdı. Vural, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Lideri Deniz Baykal'ın erken seçime ilişkin sohbetini ''Ayak üstü yapılmış sohbetlerle Türk siyasetini yönlendiriyorlar'' şeklinde değerlendirdi. Er ya da geç Türk Milletinin önüne sandığın götürüleceğini belirten Vural, ''İnşallah AKP'yi millet sandıkta bitirecektir. Belgeler ekseninde toplum manipüle edilmeden, bu gelişmeler karşısında milletimiz kararını verecektir. Er ya da geç Türk Milleti sandıkta iradesini buluşturacaktır. Ayaküstü yapılan sohbetlerden ziyade, bunları toplumun tartışmasına sokmaktan ziyade kimin ne niyeti varsa kalksın açıklasın. Başbakanın niyeti varsa kalksın açıklasın, karnından konuşmasın. Yani herkes söylediği laflardan bir yorum çıkarmaya çalışıyor. Net olmak lazım bu gibi konularda'' diye konuştu. MHP olarak, gelişmelerin hesabını sandıkta soracaklarını ifade eden Vural, şunları kaydetti: ''Her an her şey olabilir deniliyor. Varsa vardır, yoksa yoktur. MHP olarak biz her türlü seçime, er ya da geç seçime hazırız. Bir beklenti içinde değiliz ama bir an önce bu milletin ne istediğinin sandıkta belirlenmesine hazırız. Kendileri oturup, açılıp saçılıyorlar, bunu millet mi istiyor? rezil tabloyu, utanç tablosunu milletim isteyemez. MHP olarak bu konuda millete ifade edeceğiz. Seçimlerin er ya da geç olması bizim irademizle olmuyor. Çoğunluk iradesi var. Neyse ortaya koysunlar ona göre değerlendirmemizi yaparız. Ayaküstü yapılmış sohbetteki gelişmeler üzerinden siyaset geliştirmek doğru değil. Biz milletimize meydanlarda bütün bu gelişmeler karşısında sesleneceğiz. Parlamento ne zaman seçim olacağına karar verir. Biz seçime her zaman hazırız.'' -''GERÇEKLERİN AÇIĞA ÇIKMASINI İSTİYORUZ''- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un görüşmesinin ardından Başbakanlık tarafından ''soruşturmanın beklenmesi gerektiği'' şeklinde bildiri yayımlandığını ifade eden Vural, ''Başbakanlıktan yapılan bu açıklama, bizatihi Başbakana verilmiş, bir ihtardır. İran ve Pakistan'da 'TSK, bu lekeyi kaldıramaz' demek suretiyle daha soruşturma safhasında olan bir konu hakkında fikrini ifade eden, daha sonra Başbakanlıkta kendi yaptığı açıklamayla 'Sus Tayyip Erdoğan, soruşturmanın sonucunu bekle' dedirten tarihe geçmiş ilk Başbakan olarak anılacaktır. Kendisi bunu gündeme getirmedi mi? TSK'ya karşı açıkçası eleştiriler yoğunlaşmadı mı? Daha yargı safhasındayken konuşan da Başbakan, 'soruşturmanın sonucu beklenmelidir' diyen de Başbakan. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu'' diye konuştu. Soruşturmanın beklenmesi ve gerçeklerin açığa çıkarılması gerektiğini vurgulayan Vural, spekülasyonları yapanların kimler olduğunu, TSK üzerinde baskı oluşturmak isteyenlerin açığa çıkarılmasını beklediklerini söyledi. Vural, İrticayla Mücadele Eylem Planı adı altındaki belgeye ilişkin olarak ''Bu belge üzerinden Türk halkı manipüle edilmek isteniyor. yıldan bu yana iktidardasınız. Sırça köşklerde rahat rahat oturdunuz. Milletin tercihlerine değil de bir takım yerlerin baskısına, korkusuna sığınan siyaset anlayışı. Kim yazmışsa, ne yazmışsa bu gerçeklerin açığa çıkmasını istiyoruz. Bu hükümetin açıkçası bir takım belgeler ekseninde toplumu manipüle edeceğine, bu açılıp saçılma döneminin toplumda yaptığı tahribata önem vermesini tavsiye ediyorum'' şeklinde konuştu. AA 2009-10-30 15:45:30 evett yaaa gercekdenn secım olsa yınee olmadı bıdaha derlerrr ama olur secımdeee bunlarr sımdıkı acılımı fırsatt bılıpp yukseklerden ucuyorlarr ama yınee olmuyacakk yıne aynı kalacaklarr mualefet olarakkk sankı onlarrr ıktıdara gelıpp kendınıı hıc göstermedılerrr onlardann kaldıı bu mıras yener yılmaz 2009-10-30 15:41:55 neden erken seçime gidilir.giden taraf tüm masrafları karşılarsa bu adaletli olur milletin parası harcanmaz mustafa bulut 2009-10-30 15:38:24 erken seçim olsun ertesi gün bunlar bir daha ister ağlaya ağlaya olmadı olmadı bana ne ben bunu saymam modundalar hep, yazık ya şunların haline bak... Mesut TURAN 2009-10-30 14:56:16 28 şubat sürecindeki zihniyet kendinden olmayanı irticacı olmakla suçluyordu ;şimdiki düzen sahipleride kendinden olmayanı ergenekoncu ilan ediveriyor...Yahu bu milletin hiç mi aklı başında evladı kalmadı.. aslında ne oluyor 2009-10-30 14:41:20 Sayın okurumuz lütfen yorumlarınızı küçük harflerle yazarak yeniden gönderiniz Anlayışınız için teşekkürler ömer kaya 2009-10-30 14:35:57 son zamanlarda yalniz kürt acilimi ile degilde,Ermeni,Suriye,Iran,Sirb, v.s. acilimin dan kimler rahatsiz oluyor?Ben söyleyeyim: Israil ve Türkiyedeki usaklari olan Ergenekoncu, Mason, lionscu,Chp ile Vural,Bahceli ve digerleri.Türkiyenin sadece Masonlarin rotasina bagli kalmasini isteyenlerdir. Ülkücülük ve Cumhuriyetcilik Maskesinin altinda insanlarimizi kandirip,Politika yapanlardir.Ha, belki AKP erken secimde yok olacak onu bilmem. Ama kaybaden yalniz AKP degil Türkiye olacaktir. Dogan Akbaba 621382 TSK, doğruluğunu kabul ettiği andıcın bile üzerini örttü Askerî savcılığın, bu tür konularda ümit verici bir sicile sahip olmaması kafaları karıştırıyor. Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) 28 Şubat sürecindeki gayri hukuki faaliyetleri örtülürken gazetecilerin andıçlanması olayının üzeri davanın sivil yargıdan alınması operasyonunun ardından kapatıldı. Genelkurmay'ın doğruluğunu kabul ettiği andıçta imzası bulunan Org. Çevik Bir ve Tümgeneral Erol Özkasnak hakkında hiçbir idari işleme başvurulmadı. Liberal kesim ile AB yanlılarının takibe alındığı ve Genelkurmay tarafından doğrulanan 'sosyetik fişleme'nin de gereği yapılmadı. Oramiral Özden Örnek'e ait darbe günlükleri görmezden gelinirken Nisan 2007'deki 'sivil toplumu yönlendirme' andıcını yayımlayan Nokta Dergisi basıldı. Bu gelişmelerin tamamında askerî savcılık içeriğe değil, belgeleri kimin sızdırdığına yoğunlaştı. ANDIÇ'LA GAZETECİLER PKK'LI YAPILDI 26 Nisan 1998 tarihli Sabah ve Hürriyet gazetelerinde, PKK terör örgütünün numaralı ismi Şemdin Sakık'a ait olduğu ileri sürülen ifadeleri okuyanlar bazı isimlere inanamıyordu. Her ne kadar Hürriyet Başyazarı Oktay Ekşi "Aramızdaki hainleri tanıyalım" dese de, Mehmet Ali Birand, Cengiz Çandar gibi yazarların PKK ile ilişkili olduklarına inanmak mümkün değildi. Bu ifadelere dayanılarak Mehmet Ali Birand'ın işine son; Çandar'ın da yazılarına ara verildi. Sakık'ın ifadelerinde İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal da suçlanmıştı. Birdal, 15 gün sonra suikasta uğradı. Sözde ifadelerle ilgili şüpheyi doğrulayan ilk açıklama Can Ataklı'dan geldi. Ataklı, 99'un son aylarında Öküz Dergisi'ne şöyle diyordu: "O ifadeler İstanbul sosyetesiyle içli dışlı bir komutan tarafından eklendi. Yayımlanmaması halinde gazeteyi batırmakla tehdit etti." Bir süre sonra FP Milletvekili Nazlı Ilıcak, Yeni Şafak gazetesinde Andıç'ı deşifre etti. 30 Ekim'de Cengiz Çandar, Radikal'e "İftiracı paşaları" bildiğini açıkladı. Bu isimler andıçtaki imzaları doğruluyordu: 'Çevik Bir ve Erol Özkasnak'. Genelkurmay 'andıcı' doğrularken 'taslak' savunmasını yaptı. Oktay Ekşi köşesinde, "Bazı arkadaşlarımıza iftira edenlere yardımda bulunmuş gibi olduk. Böyle adi bir tertibin içinde devletin bulunabileceğini nereden bilebilirdik?" dedi. ...Ve Ocak 20001'de Andıç soruşturmasında görevsizlik kararı verildi. Cumhuriyet Başsavcılığı, FP İstanbul Milletvekili Nazlı Ilıcak'ın "Andıç" başlıklı "güçlü eylem planı" belgesinde imzası bulunduğunu iddia ettiği Genelkurmay eski 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, dönemin Genelkurmay İstihbarat Başkanı Tümgeneral Fevzi Türkeri ve İç İstihbarat Şube Müdürü Bülent Dağsalı hakkında başlatılan soruşturmada 'görevsizlik' kararı verdi. Dosya Genelkurmay Başkanlığı'na gönderildi. Konu bir daha gündeme gelmedi. GENELKURMAY: BİZDE BÇG RAPORU YOK Andıç'la değerlendilmesi gereken bir olay da BÇG roparlarıyla alakalı. 28 Şubat süreci boyunca Batı Çalışma Grubu'na ait olduğu iddia edilen gayri hukuki raporlar doğrultusunda sayısız manşet atıldı. Cumhuriyet Gazetesi bu raporlardan biri sebebiyle mahkemelik oldu. Mahkeme başkanı bu belgeyi istedi. Gazete, topu Anayasa Mahkemesi'ne ve Yargıtay'a atarken bu kurumlar söz konusu belgeyi bulmak için yazışmaya başladı. Belgenin arandığı bir diğer kurum Genelkurmay'dı. Genelkurmay mahkemeye bir yazı göndererek "Raporla ilgili bilgimiz yok. Bizde böyle bir rapor yok." iddiasında bulundu. SOSYETİK FİŞLEMEYİ KABUL ETTİ, İŞLEM YAPMADI Fişleme skandalında da benzer bir süreç yaşandı. Hürriyet'in 'Sosyetik fişleme' başlıklı manşetine göre, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, kaymakamlıklara yazı göndererek, "AB ve ABD yanlısı kişiler hakkında istihbarat toplanmasını" istemişti. Kaymakamlıklara gönderilen yazı kapsamında AB ve ABD yanlısı kişilerin organize bir grup olup olmadığı, söz konusu devletlerle ilişkilerinin mahiyetinin ne olduğu araştırılırken biyografik bilgilerin de toplanması isteniyordu. Yazıda ayrıca azınlıklar, yüksek sosyete, zengin çocukları, tarikatlar, masonlar ve satanistler de izlenme kapsamında değerlendiriliyordu. Genelkurmay haberi doğruladı ve "Çalışmada yer alan bazı hususların düzeltilmesi maksadıyla gerekli incelemelere başlanmıştır.'' dedi. "Hiç kimsenin fişlenmediği, böyle bir görevin hiçbir birliğe emredilmediği''ni kaydetti ve ekledi: "Bu bakımdan, bütün halkımız huzur içinde olmalıdır.'' Ancak konuyla ilgili hiçbir hukukî işlem yapılmadı. 622876 "Türkiye Kıbrıs Türkünün arkasında" Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Çankaya Köşkü'nde ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, Kıbrıs meselesinin ve Kıbrıs Türkünün haklı mücadelesinin Türkiye için önem ve önceliğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, Talat ile Kıbrıs ile ilgili müzakereler hakkında görüş alış verişinde bulunduklarını belirtti. Gül, daha önce de ilan edildiği gibi Türkiye'nin Kıbrıs Türkünün vereceği kararın arkasında olacağını kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül, söz konusu müzakerelere Kıbrıs Türklerinin yapıcı bir şekilde başlamasından duyduğu memnuniyeti yineleyerek, "Ülkemiz de Kıbrıs Türkleri de Kıbrıs sorununun barışçı bir şekilde çözümü için elinden gelen her şeyi yaptı" dedi. Cumhurbaşkanı Gül, 2004 yılına kadar bütün dünyanın anlaşmazlığın bir tarafı olarak Kıbrıs Türklerini ve Türkiye'yi bildiklerini ifade ederek, 2004 yılındaki referandumun ardından kimin çözüm istediğinin, kimin uzlaşmadan yana olup kimin olmadığının görüldüğünü söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Talat'ı bu müzakerelerde desteklediğini yineleyerek, bu sürecin bir takvime bağlanması ve ne zaman sonuçlandırılacağının bilinmesi gerektiğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin müzakerelerin bu yılın sonunda neticelenmesini ve her iki tarafın halkının onayına sunulmasını arzu ettiğini, ancak bunun 2009 sonuna kadar mümkün görünmediğini belirtti. Bulunacak çözümün, kalıcı ve bütün Kıbrıslıların beraber, barış ve iş birliği içerisinde yaşayabilecekleri bir çözüm olması gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, bunun için de Birleşmiş Milletlerin iki kesimlilik, siyasi eşitlik ve yeni bir ortaklık parametrelerinin kesinlikle göz ardı edilmemesi gerektiğini bildirdi. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin müzakereleri desteklediği ve barış içerisinde bir çözümün gelmesini istediği vurgulayarak, "Bütün dünya kamuoyu tarafından bilinsin ki, Kıbrıs Türkleri hiçbir zaman Ada'da bir azınlık statüsünde asla olamaz" dedi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Talat da açıklamasında, Türkiye'nin desteğinin kendileri açısından son derece önemli olduğunu belirtti. 30 Ekim 2009 622435 Askere 'işine bak' demeyi öğrenmeliyiz ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Askere 'işine bak' demeyi öğrenmeliyiz YENİ ŞAFAK İNTERNET Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan bugünkü "Hadi Anlaşalım" başlıklı yazısında "irtica ile eylem planı"nı ele aldı. Hakan, yazısında "Eğer memleketin silahlı kuvvetleri, memleketin meşru iktidarını alaşağı etmek için beceriksizce ve çocukça planlar yaparsa... Hem demokrasi bir daha iflah olmaz bir şekilde sakatlanır... Hem de meşru iktidara hak etmediği bir hayat öpücüğü verilmiş olur... Bu iki nedenden dolayı hepimiz askere, “Sen kendi işine bak” demeyi öğrenmeliyiz..." dedi. İŞTE AHMET HAKAN'IN YAZISININ BİR BÖLÜMÜ BİR: Eğer memleketimizin silahlı kuvvetleri, memleketimizin meşru iktidarını alaşağı etmek için kolları sıvar ve plan üstüne plan yaparsa... iktidardan zerre kadar hoşlanmasak ve çekip gitmesi için dualar etsek bile... Silahlı kuvvetlerin girişimine karşı hep birlikte omuz omuza mücadele etmeliyiz... Silahlı kuvvetler gölgesi ortadan kalkınca, iktidara karşı mücadelemize kaldığımız yerden devam edebiliriz... İKİ: Eğer memleketin silahlı kuvvetleri, memleketin meşru iktidarını alaşağı etmek için beceriksizce ve çocukça planlar yaparsa... Hem demokrasi bir daha iflah olmaz bir şekilde sakatlanır... Hem de meşru iktidara hak etmediği bir hayat öpücüğü verilmiş olur... Bu iki nedenden dolayı hepimiz askere, “Sen kendi işine bak” demeyi öğrenmeliyiz... ÜÇ: Eğer memleketin silahlı kuvvetlerinin içindeki bir yapı, memleketin meşru iktidarını alaşağı etmek için plan yaparken yakalanırsa... Meşru iktidar, planı yapanları bağışlasa bile... Biz bağışlamamalı ve gerekenin yapılması için ortalığı inletmeliyiz... 30.10.2009 GÜNDEM 622095 Kuvvetli yağış ve furtuna uyarısı Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan meteorolojik uyarıya göre bugün, Batı Karadeniz, Marmara ve Kuzey Ege'de esmekte olan fırtınamsı rüzgar, akşam saatlerinden itibaren Kuzey Ege'de fırtınaya (60-75 km/s), cumartesi günü akşam saatlerinde Marmara'da fırtınaya (60-75 km/s), Batı Karadeniz'in batısı ve Kuzey Ege'de de kuvvetli fırtınaya (75-90 km/s) dönüşecek. Uyarıda, ayrıca deniz ulaşımı ve balıkçılık faaliyetleri sırasında oluşabilecek aksaklıklar, çatı uçması, ağaç veya direklerin devrilmesi gibi muhtemel risklere karşı vatandaşlar ve ilgililerin dikkatli olmaları istendi. HAVA SICAKLIĞI :Kuzey ve iç bölgelerde ila derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. BALKANLAR ÜZERİNDEN GELEN SOĞUK VE YAĞIŞLI HAVA ÜLKE GENELİNDE ETKİLİ OLACAK Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan ''Meteorolojik uyarı''ya göre, Türkiye, Balkanlar üzerinden gelen soğuk ve yağışlı havanın etkisine girecek. Marmara ve doğu bölgelerde kuvvetli yağış, ülke genelinde hava sıcaklığında hissedilir derecede azalma bekleniyor. Bugün ve hafta sonu boyunca ülke genelinde hava durumu şöyle olacak: ''Bugün: Marmara, Karadeniz, İç Anadolu, Akdeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde aralıklarla yağmur ve sağanak şeklinde yağış geçişleri bekleniyor. Yağışların, Marmara'nın kuzeyi (sabah saatlerinde Kırklareli ve İstanbul'un Avrupa yakası, öğleden sonra ve akşam saatlerinde İstanbul il geneli, Kocaeli, Sakarya, Kırklareli ve Tekirdağ), Doğu Karadeniz kıyıları (Giresun, Trabzon, Rize ve Hopa), Güneydoğu Anadolu'nun doğusu (Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt) ile Şanlıurfa, Bingöl, Muş, Bitlis, Şırnak ve Hakkari çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Rüzgarın öğle saatlerinden sonra Marmara'da kuzey ve kuzeydoğu (Poyraz) yönlerden kuvvetli (40-60 km/saat) olarak eseceği tahmin ediliyor. 31 Ekim Cumartesi: Marmara, İç Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yağış bekleniyor. Genellikle yağmur ve sağanak, gece saatlerinde Edirne ve Kırklareli çevrelerinde karla karışık yağmur ve yükseklerinde kar şeklinde görülecek yağışların, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya çevreleri başta olmak üzere Marmara bölge geneli ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun doğusunda (Diyarbakır, Batman, Siirt, Mardin, Erzurum, Bingöl, Muş, Bitlis, Van, Hakkari, Şırnak, Kars, Ardahan, Ağrı, Iğdır) kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Kasım Pazar: Yurdun büyük bir bölümünde devam edecek yağışların, Marmara'nın doğusu (İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bursa, Bilecik), Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu'nun güney ve batısı, Doğu Karadeniz'in iç kesimleri (Gümüşhane, Bayburt, Artvin) ile Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor.'' Uyarıda, rüzgarın cumartesi ve pazar günleri Marmara, Kuzey Ege ve Batı Karadeniz'in batısında kuzey ve kuzeydoğu (Poyraz) yönlerden kuvvetli ve kısa süreli fırtına (50-80 km/saat) şeklinde eseceğinin tahmin edildiği ifade edildi. Hava sıcaklığının, hafta sonunda iç ve batı bölgeler başta olmak üzere ülke genelinde hissedilir derecede (5 ila derece) azalarak, mevsim normallerinin altında seyretmesinin beklendiği belirtilen uyarıda, Cuma günü ve hafta sonunda beklenen kuvvetli yağış, ani sıcaklık düşüşü ve kuzeybatı kesimlerdeki poyraz fırtınasının oluşturabileceği ani sel, lokal su baskını, taşkın, yıldırım düşmesi, çatı uçması, deniz ve kara ulaşımında aksamalar, gribal enfeksiyon riski gibi olumsuz şartlara karşı dikkatli ve tedbirli olunması istendi. 621544 Yattara’dan marşlı tepki! Yattara’dan marşlı tepki!YUNUS EMRE SEL/DHA 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’un Gineli yıldızı olması için gereken işlemlerin uzamasına İstiklal Marşı’nı okuyarak tepki gösterdi ’un Gineli yıldızı 1.5 yıl geçmesine rağmen Türk vatandaşlığına geçiş işlemlerinin uzatılmasına İstiklal Marşı’nı seslendirerek tepki gösterdi. Gineli oyuncu 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Türk bayraklarıyla objektiflere poz verilmesi sırasında da, İstiklal Marşı’nın ilk kıtasını eksiksiz okuyarak yetkililere mesaj gönderdi. Gineli oyuncu daha önce de, “Artık konuşmayacağım. Türk vatandaşlığım kabul görene kadar röportajlarımı vereceğim” diyerek tepkisini dile getirmişti. Valiliği’nde Türk vatandaşlığına geçiş işlemleri öncesi yapılan Türkçe mülakatta, hem okuma, hem de konuşma sırasında çok başarılı bulunan Gineli yıldızın, ülkesinin milli takımında oynadığı için ve ’nun yararlandığı imkanlardan faydalanamıyor. Yattara’nın Türk vatandaşlığına geçmesi için başvuru tarihinden itibaren yıl geçmesi gerektiği açıklandı. Öte yandan ’da olan ’in iki hafta içinde Trabzon’a gelerek idmanlara devam edeceği öğrenildi. Gökhan’dan iyi haber Bordo-mavili takımın önceki akşam yaptığı antrenmanda Giray’la girdiği sonrası ayak bileğinden sakatlanan ’ın durumunun iyi olduğu açıklandı. Futbol Şube Sorumlusu sol ayak bileğine darbe alan yıldız oyuncunun maçına yetişmesine engel bir durumun bulunmadığını belirterek, “Sol ayak bileğine bir darbe aldı ve dış yan bağları esnedi. Bu önemli bir durum değil. Ancak biz futbolcumuz için gerekli tedaviyi uygulayacağız” diye konuştu. 622016 Zir Vadisi'nde bıçaklı kavga: ölü AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, olay, dün gece saatlerinde Zir Vadisi'nin girişindeki açık alanda meydana geldi. Mustafa Altundal ile Bennur Ö. arasında bilinmeyen nedenle çıkan kavgada, Mustafa Altundal göğsüne aldığı bıçak darbeleri sonucu olay yerinde hayatını kaybetti. Ağır yaralandığı belirtilen Bennur Ö. ise Sincan Devlet Hastanesinde tedavi altında alındı. Olayla ilgili soruşturma başlatan jandarma, kavgaya üçüncü bir kişinin karışmış olabileceği ihtimali üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. AA 621501 Seksi fuar başladı Seksi başladıAFP 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’NIN Sidney kentinde düzenlenen seks fuarı “Sexpo Syndey 2009”un açılışı renkli görüntülere sahne oldu. Kasım ayının başına kadar sürecek fuara katılan firmalar ilginç tanıtımlara imza atarken fuarı 60 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor. 622799 Salgın Ne Zaman Bitecek? : Salgın Ne Zaman Bitecek? Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Dünyayı ve Türkiye'yi korkutan domuz gribi dalgası ilkbaharda sona erecek" dedi. Yayına Giriş: 30.10.2009 17:17:32 Güncelleme: 30.10.2009 17:37:43 Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Dünyayı ve Türkiye'yi korkutan domuz gribi dalgası ilkbaharda sona erecek" açıklamasını yaptı. Belarus'ta bulunan Bakan Akdağ, laboratuvarlardaki son grip numunelerinin yüzde 30 ila 50'sinin H1N1 virüsü taşıdığını açıkladı. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, iki ülke arasında sağlık anlaşması yapmak üzere Belarus Sağlık Bakanı'nın Zharko'nun davetlisi olarak bu ülkeye gitti. Başkent Minsk'teki hastanelerde incelemelerde bulunan Akdağ, "Daha ilk vakalarda daha önceden bahsettiğimiz risk grupları hemen kendini göstermeye başladı. Hep ne diyoruz, küçük çocuklar, sürekli hastlalığı olanlar, akciğer, kalp, karaciğer hastası kişiler, hamileler asıl risk altındakiler bunlar." diye konuştu. Türkiye'deki son laboratuvar sonuçlarına dikkat çeken Akdağ, şu anki yaşanan grip benzeri hastalıkların H1N1 virüsünden kaynaklabileceğinin altını çizerek, şöyle konuştu: "Şu anda laboravutarlara gelen sonuçlarda hastalıkların yüzde 30-50'sinde H1N1 çıkıyor. Dolayısıyla bu oldukça yüksek bir oran. Öksüren, hapşuran, yüksek ateşli, boğaz ağrısı, kırıklığı olan bir kimse şu mevsimde H1N1 taşıyabileceğini bilmeli, hem kendini, hem çocuklarını, hem toplumu korumalı." Sigara içenlerin de büyük risk altında olduğunu da vurgulayan Sağlık Bakanı, salgının bitiş tarihi olarak ilkbaharı işaret ederek, "Muhtemelen ilkbahara doğru dünya için ikinci dalga diyebileceğimiz, Türkiye için birinci dalga bitecek. Ondan sonra kesin konuşmak zor." dedi. 622804 İstanbul'da aşılama pazartesi başlıyor Vali Güler, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü karşılamak üzere geldiği Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde domuz gribindeki son bilgileri basın mensuplarıyla paylaştı. Son belirlemelere göre 50'ye yakın okulda toplam 102 öğrencide domuz gribi tespit edildiğini belirten Güler, hastanelerde tedavi edilen kişiden iki çocuğun durumunun kritik olduğunu ifade etti. Vali Güler, hastalığın ilk görüldüğü 14 Mayıs tarihinden bugüne kadar tespit edilen vaka sayısının 409 olduğunu, bunların büyük çoğunluğunun tedavilerinin bittiğini vurguladı. Aşılama çalışmalarına Kasım Pazartesi günü sağlık çalışanlarından başlanacağını da anlatan Güler, okullardaki genel temizlik ve hijyenik tedbirlerin artırılması çalışmalarının da sürdüğünü dile getirdi. 622927 Davison kovuldu! Davison kovuldu! 30/10/09 20:31 Macaristan Birinci Futbol Ligi'nde oynanan 13. hafta maçında, Ferençvaroş, Kecskemet takımına 3-1 yenilmiş ve böylece lig sıralamasında 10 puanla 13. sıraya inmişti. Fereçvaroş Kulübü'nden yapılan açıklamada, taraftarların oynanan 13 lig maçının ardından alınan sonuçlar karşısında hiç de memnun olmadıkları, takıma yeni bir kan gelmesi gerektiğine inandıkları için, Bobby Davison ile anlaşılarak yollarını ayırdıkları bildirildi. Ferençvaroş'un, yine bir İngiliz teknik adam olan Craig Short ile anlaşacağı, yeni teknik adamın 2009-2010 sezonunun sonuna kadar görev yapacağı açıklandı. 622193 Ergenekon tutuklusu Veli Küçük, sağlık kontrolünden geçti Tutuklu bulunduğu Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nden jandarmalar nezaretinde Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesine getirilen Küçük'ün genel cerrahi, kulak, burun ve boğaz ile kardiyoloji servislerinde kontrolleri ve kan tahlili yapıldı. Hastane içinde kelepçesiz olduğu görülen Veli Küçük, işlemlerin tamamlanmasının ardından yeniden cezaevi aracına bindirilerek Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesine götürüldü. Küçük'ün avukatı ve aynı zamanda kızı olan Zeynep Küçük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasının sağlık durumunun hastane tarafından izlendiğini belirterek, bugün de rutin kontrolün yapıldığını kaydetti. 622919 TSYD'den Erzurum çıkarması! TSYD'den Erzurum çıkarması! 30/10/09 20:58 Tarihi eserleri gezen TSYD Genel Başkanı Esat Yılmaer ve yönetim kurulu üyeleri, DAGC Başkanı Feridun Fazıl Özsoy ile birlikte Erzurumspor tesislerini ziyaret ederek, burada kulüpte gönüllü olarak görev yapan yönetici ve teknik heyet ile sohbet etti. DAGC ve 2011 Kış Oyunları Genel Koordinatörlüğü'nce düzenlenen "2011'e Doğru Erzurum" konulu panele katılmak üzere Erzurum'a gelen TSYD yönetimi ilk programını Erzurumspor'da gerçekleştirdi. DAGC tarafından Erzurumspor tesislerinde düzenlenen yemekte meşhur Cağ kebabı yiyen TSYD yönetimi burada kulüp yöneticileri ve teknik heyetle bir süre sohbet etti. -ERZURUMSPOR'A ZİYARET- Türkiye Spor Yazarları Derneği Genel Başkanı Esat Yılmazer, Erzurumspor'un içinde bulunduğu sıkıntılı günlerden bir an önce kurtulması temennisinde bulunarak, ülkenin köklü kulüplerinden birisi olan Erzurumspor'un yaşadığı sürecin üzüntü verici olduğunu kaydetti. 2011 Üniversite kış oyunlarına ev sahipliği yapmaya hazırlanan şehirde Erzurumspor'un kapanma noktasına gelmesinin çelişkili olduğunu dile getiren Yılmaer, herkesin el birliği ile Erzurumspor'u yeniden eski günlerine taşıması gerektiğini söyledi. -YILMAER CAĞ KEBABI KESTİ- TSYD Genel Başkanı Esat Yılmaer Erzurumspor tesisleri önünde hazırlan ocağın başına geçerek cağ kebabı kesti. Erzurum'un yöresel cağ kebabının çok leziz olduğunu söyleyen Yılmaer, kadayıf dolmasına hayran kaldı. TSYD yönetimi daha sonra 2011 hazırlıkları kapsamında yapımına devam edilen olimpiyat köyünde incelemelerde bulundu. TSYD yöneticileri buradan kent merkezine geçerek Yakutiye Medresesi, Çifte Minareli Medrese ve Erzurum kongre binasını gezdiler. -2011'E DOĞRU ERZURUM PANELİ- Atatürk Üniversitesi Kültür merkezi Salonu'nda düzenlenecek olan ve DAGC Başkan Vekili Mehmet Şener yöneteceği "2011'e Doğru Erzurum" konulu panele konuşmacı olarak Başbakan Başmüşaviri ve Uluslararası Spor Organizasyonları Başkoordinatörü Mehmet Atalay, Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül, Türkiye Spor Yazarları Derneği Genel Başkanı Esat Yılmaer ve Erzurum 2011 Üniversite Oyunları Genel Koordinatörü Bekir Korkmaz katılacak. 622554 İşçi memur ve emekliye +1 maaş teklifi Çalış ve arkadaşlarının TBMM Başkanlığına sunduğu teklifin gerekçesinde, kış aylarının yaklaşmasıyla özellikle Eylül ayında yapılan okul, yakacak, kışlık giyecek ve yiyecek gibi harcamaların ücretli ailelerin bütçelerini zorladığını kaydetti. ''Bu kesimin maaşlarına yapılan zamların, günlük hayatta kullanılan birçok ürüne yapılan büyük zamlar karşısında kısa sürede eridiğini'' savunan Çalış, aldıkları maaşlarla zar zor geçinmeye çalışan bu kesimin, halk arasında ''dert ayı'' olarak da tabir edilen Eylül ayında çok zorlandıklarını ifade etti. Yaşanan ekonomik krizden pek çok kesimin etkilendiğini belirten Çalış, yakacak, giyecek, yiyecek ve okul ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla, işçi ve memurlar ile memur, işçi ve Bağ-Kur emeklilerine, yılda bir defa olmak üzere Eylül ayı içerisinde bir maaş tutarında 'Kışa Hazırlık Yardımı' adı altında ilave ödeme yapılmasının bu kesimlere çok az da olsa bir nefes aldıracağını ve Eylül ayının yükünü hafifleteceğini belirtti. AA 2009-10-30 18:53:48 Bundan önce sayın MHP millet vekili teklifini yapsa ve arkasına hükümet üyesi ve muhalefet partilerinden destek bulmaya çalışsaydı iyi niyetli olduğuna inanırdım. Seçim takvimi açıklanmış, teklifin kadük olma ihtimalı %99.99 seçmene selam oy istemeye devamdan başka birşeydeğil. Bari her türlü ücretliler diyeydiniz de özel sektörde çalışanlardan da oy alırdınız. Hüseyin ORAKÇI 2009-10-30 16:52:01 Emekli biri olarak kim istemez ki...Derlerki bekara karı boşamak kolay!Yine de insaflı davranıp fazla uçmamış!dah da atabilirdi!Nasıl olsa muhalefet,kabul edilmeyeceğini bile bile niye böyle teklif veriyor,niye hükümet iken böyle birşey yapmadınız?Nemaları,Key paralarını-kazanılmış hak idi-niye ödemediniz?El-cevap;Paramız yok idi..Ya işte böyle atmak kolay!Ben de isterim 5000TL olsun emekli maaşı..Kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi?Çalışmadan yatarak para gelse ne iyi olur! Mustafa YILMAZ 2009-10-30 16:50:44 Böyle birşey olsa mükemmel olur....Ama asgari ücretle tek maaş geçinenlere verilsin...Onların işçi den memurdan ve emekliden daha çok ihtiyacı var... Mücahit ÖZTAŞCI 2009-10-30 16:49:58 tasarınız güzel elinize sağlık ama dediğiniz gibi bir nebze olsun yardımcı olur yeterince rahatlatmaz bunun için bence maaşların yükseltilmesi için bir tasarı hazırlamanız çok verimli olacaktır halil ibrahim çayıroğlu 621899 Milletvekili Seçim Kanunu'nda değişiklik Resmi Gazete'de yayımlandı Milletvekili Seçimi Kanunu'nda yapılan değişiklikle, kanunun 4. maddesinin 3. fıkrasına, ''Şu kadarki nüfusu iki milletvekili çıkarmaya yetmeyen iller, artık nüfus sıralamasında da milletvekili sayısını ikiye çıkaramazsa, önce iki milletvekili çıkaramayan illere ikinci milletvekili verilir'' hükmü eklendi. Kanunun 6. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen, ''TBMM seçimleri beş yılda bir yapılır'' hükmü, ''TBMM seçimleri dört yılda bir yapılır'' şeklinde değiştirildi. Aynı maddenin 2. fıkrası da ''Bir önceki seçimin yapıldığı tarihten itibaren dört yılın dolmasından önceki son pazar günü oy verilir. Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak doksan günlük sürenin ilk günü seçimin başlangıç tarihidir'' olarak yeniden düzenlendi. 622579 DTP, Ak Parti'den özür bekliyor 16.40 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'den özür bekliyorANKA hükümeti açılımdaki kararsızlığı ve iradesizliğini DTP’yi suçlayarak kamufle etmeye çalışmakla suçladı. DTP’den yapılan açıklamada AKP Milletvekili Cafer Tatlıbal’ın bugün gazetelerde yer alan ahlak dışı sözlerinin sorumlusu AKP Hükümeti’dir. Böylesi bir seviyesizliğe karşı hukuki süreci başlatacağımızı belirtiyor, AKP’yi de partimizden özür dilemeye çağırıyoruz. "denildi. DTP Genel Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamada, ‘Kürt sorununun barışçıl çözümü için demokratik kamuoyunun ve halkın aylardır beklediği konusunda cesur ve kararlı olması’ gereken hükümetin milliyetçi odakların tehditlerine boyun eğdiği ve ciddi bir geri adım sürecine girdiği savunuldu. Bunun en somut örneğinin, DTP’yi hedef alan açıklamalar ile İçişleri Bakanı ’ın ‘DTP açılım sürecini tahrip etti’ şeklindeki ifadeler olduğu kaydedilen açıklamada "Bu sözleri bir olarak görüyor ve değerlendiriyoruz. Bu durum Hükümetin, açılım konusunda yaşadığı kararsızlığını, iradesizliğini ve şaşkınlığını DTP’yi hedef alarak kamufleetmeye çalıştığını göstermektedir. Oysa gerçekler gün yüzü gibi ortadadır. Her şeyden önce biz, DTP olarak sürecin bittiğini veya tahrip olduğunu düşünmüyoruz. Bütün engellemelere ve sabote girişimlerine rağmen hükümetin kararlı ve iradeli durması halinde bu sürecin kesintiye uğramadan sürdürüleceğine inanıyoruz. Ve bu noktada en kararlı duran, sürecin barış sürecine evriltilebilmesi için en fazla demokratik mücadeleyi veren parti, DTP’dir. "görüşü dile getirildi. Açılımı engellemeye çalışanların ve başta olmak üzere ‘savaşta ısrar eden odaklar’ olduğunu dile getirilen açıklamada, hükümetin de aynı söylemi kullanarak bu odakların dümen suyuna gittiği belirtildi. Sürece zarar verenin ne ‘’nun ’ye gelişi ne de DTP’nin barışta ısrarı olduğu ifade edilen açıklamada şöyle denildi: "Aksine süreci sıkıntıya sokan barış grubunun gelişini hazmedemeyen, bunu bir provokasyona dönüştürmeye çalışan milliyetçi odakların kışkırtıcı, tahrik edici söylem ve açıklamaları ile bundan ürken hükümetin geri adım atma yönündeki tutum ve yaklaşımlarıdır. Süreci kesintiye uğratan; başlangıçta ‘Bedeli ne olursa olsun asla geri adım atmayacağız’ diyen Sayın Başbakan’ın ‘Gerekirse sil baştan yaparız’ noktasına gelmiş olmasıdır. Hükümetin, projesini bir türlü parlamentoya getirmemiş olması, yaşanan belirsizliğin en önemli nedenlerinden biridir. Parti olarak, barış grubunun gelişinin barışta ve yaşamda ısrar olarak gördük ve önemsedik. Ancak çatışmalardan yana olan güçler ortamı kışkırtmaktadırlar biz bu oyunlara gelmeyeceğiz. Sürece zarar veren bizim barışta olan ısrarımız değil, hükümetin istikrarsızlığı ve kararsızlığıdır." -"HÜKÜMET KARARINI VERMEK ZORUNDA"- Barış grubunun gelişinin yaşam umutlarını artırdığı ancak birkaç gün önce ’de gerçekleştirilen operasyonlarda ‘5 Kürt genci"nin yaşamını yitirdiğini belirtilen açıklamada, hükümetin kararını vermek zorunda olduğu, ‘yaşatma politikası’ndan yana ise bunun gereğini yerine getirmek durumunda olduğu kaydedildi. Açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Bir noktanın daha, demokratik kamuoyu ve halkımız tarafından net olarak görülmesi gerekmektedir: Hükümet, başından buyana açılım konusunda esasa dair DTP’yle herhangi bir siyasi muhataplık geliştirmemiştir. Bu diyalogsuzluk halen sürmektedir. Hükümetle-DTP arasında herhangi bir görüşme söz konusu değildir. Hükümete çağrımızdır; buyurun kürt meselesini meclis gündemine getirin görüşlerimizi çatı altıda açık açık tartısalım buyurun DTP ile diyalog başlatın meselenin esasları konusun da tüm yönleriyle konusalım ve kamuoyuna açıklayalım. Sorumlu liderliğin gereği budur. Süreci karşılıklı adımlarla ilerletelim. Bilinmeli ki, Kürt meselesi tek taraflı kaldırılamayacak kadar ağır hale gelmiştir. Kamuoyu bilmelidir ki demokratik çözüm ve barış sürecinin ilerletilmesi için DtTP olarak bizler sorumluluklarımızın gereklerini yerine getirme çabası içerisinde olmaya devam edeceğiz. -"DTP’DEN ÖZÜR DİLEMEYE ÇAĞIRIYORUZ"- Açıklamada, hükümete bir kez daha çağrıda bulunulduğu belirtilerek DTP’yi hedef haline getiren, suçlayan açıklamalardan vazgeçilmesi istendi. Açıklamada AKP Kahramanmaaş Milletvekili Cafer Tatlıbal’ın DTP’lilere yönelik sözleri de hatırlatılarak "Partimizi hedef alan açıklamalarınız, parti grubunuzdan siyasi nezaket dışı ve siyasi etik dışı söylemlerin gelişmesine yol açmaktadır. Bu tür çirkin yaklaşımlar süreci olumsuz etkilemektedir. Bu da hükümetin giderek kontrolü kaybettiğini göstermektedir. AKP Kahramanmaraş Milletvekili Cafer Tatlıbal’ın bugün gazetelerde yer alan ahlak dışı sözlerinin sorumlusu AKP Hükümeti’dir. Böylesi bir seviyesizliğe karşı hukuki süreci başlatacağımızı belirtiyor, AKP’yi de partimizden özür dilemeye çağırıyoruz. "denildi. 622703 "KEY listeleri" ile ilgili suç duyurusu KESK'e bağlı sendikalara üye bir grup, "Konut Edindirme Yardımı () hak sahiplerinden ödeme yapılmayanların listesini açıklamayarak, görevini kötüye kullandığını" iddiasıyla bazı yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu. KESK Genel Başkanı Evren, suç duyurusunda bulunmadan önce adliye önünde basın açıklaması yaptı. Evren, alacaklarının ödenmesini düzenleyen yasa ve yönetmeliğe rağmen, halen yüz binlerce memurun alacağını alamadığını ifade etti. Ödemelere ilişkin listelerinin "yetkililer tarafından geciktirildiğini" öne süren Evren, "Hiç ödeme yapılmayan veya gülünç düzeyde rakamlar belirlenen bir buçuk milyona yakın emekçinin itirazını sumen altı etmeye çalışıyorlar" dedi. "Yasalara aykırı davranarak, haklarını gasp edenler hakkında suç duyurusunda" bulunacaklarını söyleyen Evren, kamu emekçilerinin alacaklarının, en kısa sürede, faiziyle birlikte ödenmesini istedi. Evren, aksi halde yasal yollara başvuracaklarını bildirdi. KESK'in avukatı Oya Aydın'ın verdiği suç duyurusu dilekçesinde, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı, SGK Başkanı Mehmet Emin Zararsız, SGK Yönetim Kurulu üyeleri ile Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Yönetim Kurulu üyelerinin, ödemelerine ilişkin listelerin hazırlanmamasında kusurları bulunduğu ileri sürülerek, "görevi kötüye kullanmak" suçundan cezalandırılmaları talep edildi. 622457 Kalbimiz Ortadoğu ile birlikte atıyor Kalbimiz Ortadoğu ile birlikte atıyor Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe'nin başkanlığını yaptığı Marmara Belediyeler Birliği ile Filistin Belediyeler Birliği arasında 'Filistin İyi Niyet Protokolü' törenle imzalandı. Altepe, "Kalbimiz Ortadoğu ile birlikte atıyor" dedi. YENİ ŞAFAK BURSA Marmara Belediyeler Birliği'nin 2009 yılı 2. olağan toplantısının ilk gününde Marmara Belediyeler Birliği, Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği, Filistin Belediyeler Birliği, Birlik Encümeni ve Meclis İhtisas Komisyonları ortak toplantısı gerçekleştirildi. Marmara Belediyeler Birliği'nin faaliyetlerinin tanıtılmasıyla başlayan toplantıda, 26 Haziran 2009 Cuma tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde, Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği ve Marmara Belediyeler Birliği Ortak Kurul Toplantısı'nda alınan kararlar değerlendirilirken, Filistin Belediyeler Birliği'yle de 'İyi Niyet Protokolü' imzalandı. HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERMEYE HAZIRIZ Marmara Belediyeler Birliği'nin, Avrupa Birliği ve Uluslararası İlişkiler Ofisi tarafından Avrupa ile sürdürülen faaliyetlerin ve işbirliğinin Ortadoğu'ya da taşınmasını ve Filistin ile Türkiye arasında dostluğun geliştirilmesinin hedeflendiği protokol Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Marmara Belediyeler Birliği Başkanı Recep Altepe, Filistin Belediyeler Birliği Başkan Yardımcısı ve Eriha Belediye Başkanı Hasan Saleh Hussein tarafından imzalandı.“Kalbimiz Ortadoğu ile birlikte atıyor” diyen Başkan Altepe, “Ortadoğu ülkelerine her türlü desteği vermekten ve yanlarında olmaktan çekinmiyoruz. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan da bu konuda bizlere örnek oluyor. Teknik donanım ve güzel yapısıyla, gerek personel gelişimi gerekse şehirlerin sağlıklı kent haline gelmesi noktalarında onlara destek olmaya devam edeceğiz. Bu güzellikleri birlikte yaşayalım” dedi. GELECEK, BİZİM İÇİN ÇOK ÜMİT VERİCİ DEĞİL Filistin'in Eriha Belediyesi Başkanı Hasan Saleh Hussein de, Türkiye'nin tavrından memnuniyet duyduklarını belirttiği konuşmasında, Türkiye'nin tarihi, kültürü, geleneği, halkı ve yerel yönetimiyle kendileri için özel bir ülke olduğunu söyledi. İsrail'in hoş olmayan tavrını sürdürdüğünü ifade eden Hussein, “Gelecek, bizim için çok ümit verici değil. İsrail ordusu barışı baltalama girişimlerine devam ediyor. Çünkü İsrail, barıştan değil, kaos ortamının devam etmesinden yana” dedi. Konuşmasında özgür milletlere seslenen Hussein, “İsrail'in bu sınırtanımaz hareketlerine 'dur' demek için bizimle birlikte olun, bize elinizi uzatın. Barış gelsin. Bizler, yerimizi yurdumuzu terk etmeyeceğiz. Tarihten önce de vardık, var olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. BAŞKAN ALTEPE'YE PLAKET 'Özgür Filistin'de buluşmak üzere' mesajıyla sözlerini noktalayan Hussein, Başkan Altepe'ye desteklerinden dolayı teşekkür plaketi verdi. Başkan Altepe de Ortadoğu'dan gelen konuklara İznik yapımı çini tabak armağan etti. Protokolün imza töreninde ayrıca İslam Başkentleri ve Kentleri Teşkilatı (IBKT) Genel Sekreter Yardımcısı Mohamed Hamdi Mustafa Sayedahmed, IBKT Uzmanı Mohamed Aly, Ürdün Belediye İşleri Bakanı Danışmanı Atef Rawahneh, Tafila Büyükşehir Belediye Başkanı Khaled Hneifat, Aqaba Genel Koordinatörü Tahal Al-Jazi, Filistin Belediyeler Birliği Genel Sekreteri İsam Akel ve Lübnan El-Mina Belediye Başkanı Abdelkader Alameddine de hazır bulundu. SOMUT ADIMLAR ATILMALI Öte yandan Başkan Altepe, toplantının gündem maddelerinden KKTC'deki gelişmeleri de değerlendirdi. KKTC'nin Türkiye'nin bir parçası olduğuna dikkati çekerek, Kıbrıs'a katkı koyacak somut adımlar atılması gerektiğini ve Kıbrıs'ta iz bırakacak çalışmaların da yapılmasının hedeflendiğini söyledi. Ortak kurul toplantısında ayrıca, Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Doç. Dr. Mehmet Bozlağan, birliğin çalışmaları arasında geniş yer bulan mesleki ve teknik eğitimlerin İstanbul dışına da taşınacağını müjdeledi. Bozlağan, Türkiye Belediyeler Birliği ile yapılan anlaşma neticesinde eğitimlerin Bursa, Trakya ve Kocaeli odaklı olarak gerçekleştirileceğini kaydetti. Denizbank'ın çalışmalarına sponsorluk sağladığını da belirten Bozlağan, www.marmara.gov.tr sitesi aracılığıyla da dünyadaki tüm yerel yönetimlerin veri tabanına ulaşılabildiğini vurguladı. 30.10.2009 622349 Alacağını alamadı dükkanı yaktı Alacağını alamadı dükkanı yaktı 30.10.2009 15:24 Samsun'da alacağı olan kişinin dükkanına giden şahıs, dükkanı benzin döküp yaktı. Bayram OK SAMSUN (AHT) Samsun'un İlkadım ilçesi 19 Mayıs Mahallesi Gazi Caddesi'nde gece saat 20.30 sıralarında 40 bin TL alacağı olduğunu iddia ettiği 45 yaşındaki Ramazan G.'nin dükkanına giden 51 yaşındaki Haluk Ö.'nün arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi sonucu Haluk Ö., poşet içerisinde yanında getirdiği benzini dükkana dökerek ateşe verdi. Bir anda dükkan alev aldı. İlk müdahaleyi işyeri sahibi Ramazan G. ile çevredeki vatandaşlar yaptı. Olay yerine gelen Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekipleri, hemen yangına müdahale etti. Kısa sürede yangın kontrol altına alınarak söndürüldü. Yangına söndürmek için müdahale eden işyeri sahibi Ramazan G., duman etkilenerek olay yerine gelen 112 Acil Servis ambulansı ile Samsun Mehmet Aydın Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Ramazan G. ilk tedavisinin ardından taburcu edildi. Olayı gerçekleştirdiği iddia edilen Haluk G. polis tarafından gözaltına alındı. Haluk Ö., Ramazan G.'den 40 bin TL alacağı olduğunu, bunu istemek için dükkanına gittiğini belirterek, "Aramızda tartıştık. Sonra dükkan da yangın çıktı. Dükkanı ben yakmadım" dedi. Gazi Polis Merkezi'nde işlemleri tamamlanan Haluk Ö., adliyeye sevk edildi. 621570 Endonezya'dan Türk firmalarına damping suçlaması İstanbul Hububat Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete, "Umarım Endonezya Antidamping Komitesi (KADI), Dünya Ticaret Örgütü kuralları ve kendi mevzuatlarına uyan karar verir." dedi. Mete, soruşturmada bir yıla yaklaşırken konuya açıklık getiren raporların KADI'ya sunulduğunu ifade etti. Türk firmalarının Endonezya pazarına hızla girdikleri ve fiyatlarını normal fiyatın altında tutarak Endonezyalı üreticilere zarar verdikleri iddialarının doğru olmadığını vurgulayan Mete, "Korumacılık var diye de bu pazarlardan vazgeçecek değiliz. Engelleri aşa aşa yolumuza devam etmeliyiz." diye konuştu. 621329 İşte Olaylı Derbinin Faturası : İşte Olaylı Derbinin Faturası Fenerbahçe'ye maç seyircisiz oynama, Fenerbahçeli Bilica ile Galatasaraylı Keita'ya 3'er maç men cezası verildi. Yayına Giriş: 29.10.2009 22:55:45 Güncelleme: 29.10.2009 22:55:45 Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), Turkcell Süper Lig'deki Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde yaşanan olaylar nedeniyle ceza yağdırdı. Kurul, derbi maçta taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle Fenerbahçe Kulübü'ne maç seyircisiz oynama, rakip takım oyuncusuna yönelik hareketleri nedeniyle de Fenerbahçeli Bilica ile Galatasaraylı Keita'ya 3'er maç men cezası verdi. Yine derbi maçta Galatasaray ise, taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle 15 bin, basın toplantısına futbolcu katılımı sağlamadığı gerekçesiyle de bin olmak üzere, toplam 20 bin TL para cezasına çarptırıldı. Diğer yandan, Bursaspor-İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında meydana gelen gerginliğin İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a faturası ağır oldu. Müsabaka hakemine yönelik hakaretleri nedeniyle futbolcular İbrahim Akın'a 3, Okan Buruk'a resmi müsabakadan men cezası verilirken, hakeme yönelik sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle antrenör Arif Erdem, resmi müsabakada soyunma odası ile yedek kulübesine giriş yasağı aldı. 621724 Muhafazakarların güldüren 10 kompleksi Zurnaysan, halka ZIRTINI dönme ayıptır! 1- 124 Serçe marka arabasının arkasına önce Huzur İslamdadır sonra Atam İzindeyiz yazdıran, çarşambadan cıstak cıstak Sordum Sarı Çiçeğe ilahisiyle çıkıp köşeyi sevdim seni bir kere başkasını sevemem” şarkısıyla dönen modifiye muhafazakarlara gül geç onları anlamakta zorluk çekiyorsan butona bas bu maddeyi bir de Abdurrahman Önül’den dinle! (facia) 2- 3-Bu akşam namazı dışarıda kılalım hayatımcılara ve yakasız gömleklerinin üzerine flar bağlayan takke üstü fötr şapkacılara yine gül geç çünkü ŞAPKA DÜŞTÜ TAKKE GÖRÜNDÜ. 4-Yüce bir iş toplantısında namaz kıldığını saklayan adama daha çok gül çünkü onlar farzlarını bazı ZARFlara tercih ederler ve sen de gülmedikçe indiler melekler gökten saf saf müzikaline bilet alıp mozartın 40. senfonisine gidiyorum hacım diyenlerden olursun. 5-Çocuğuna aldığı “Cemile oruç tutuyor” adlı kitabı Gorki’nin çocukluğum adlı kitabının arasında saklayıp eve götüren babayı yoldan çevirme sen DİN POLİSİ değilsin fakat ona şöyle de çocuklar bu “SAKLAMBACIN” oyun olmadığını anlayacak kadar zekidir. 6-Tarantino’nun KİLL BİLL filminde reklam arası verildikçe “MİNYELİ ABDULLAH” filmine aşkla dönen kompleksli zoomcuları uydudan takip et et ki bu trajediyi ne kadar geç duyarsan kadar faydanadır. 7-Kiliseye gidip neredeyse “pardon bakar mısınız burda mescit var mı?” diyecek intelijansiya müridi olmuş kompleks mimarı adamla oyalanma KOCA SİNANIN tebaasını hatırla ve SÜLEYMANİYENE sahip çık! 8-Radikal söylemlerinden asla vazgeçme sakın yumuşama ne kadar ESNERSEN kadar uyuduğun anlaşılır. Uykunun riyası rüyadır ki bir rüyayı görürken sahip olduklarını bir daha hiç göremeyecek hale gelirsin. Mesela savundukların veya toprağın! 9-Kızının birinci adını Hatice ikinci adını “Ilgın Su” gibi kuşbaşı olmuş isim panayırına bezeyen ve çocuğunu Eyüp Sultanda Hatice, Nişantaşında Ilgıınnn suuuu! diye çağıran annelere de gül geç onlar iki yer arası sürekli F5 yaparak komplekslerini yenilerler. 10- Buraya kadar gülmediysen bazen trajediye de ağlanamayacağını hesaba katarak kahkaha fırlat bu kahkahayı sahiplenecek nice adamları yazmayışım yerimin sınırlı oluşundandır. Tüm bunları sahiplenecek komplekse sahip değilsen da senin şanındandır azizim senin şanındandır! Esra Elönü Haber 30 Ekim 2009 08:15 10 yorum 1,922 okunma 622071 Ukrayna'da domuz gribi karantinası Ukrayna'nın Podrobnosti haber sitesinde yer alan sözlerine göre Knyazeviç, laboratuvarda incelenen 33 örnekten 11'inde A/H1N1 virüsünün bulunduğunu kaydetti. Knyazeviç, salgının çok hızlı yayıldığına işaret ederek, sadece batı bölgelerde değil, bütün Ukrayna genelinde karantina uygulamasını planladıklarını belirtti. Ukrayna Başbakanı Birinci Yardımcısı Aleksandr Turçinov da ülkenin batı bölgelerinde hızla yayılan ve 34 kişinin ölümüne yol açan grip salgını nedeniyle Ukrayna Salgınla Mücadele Komisyonunu bugün olağanüstü toplantıya çağırdı. Batı bölgelerinde başlayan salgına ilişkin bölge sağlık kuruluşlarının zamanında haber vermeyerek ilk başta kendilerinin salgınla mücadele ettiklerini, ancak baş edemeyince merkezi bilgilendirmek yerine basın açıklaması yaptıklarını belirten Turçinov, salgınla mücadele komisyonunun olağanüstü toplantısında alınabilecek önlemleri değerlendireceklerini vurguladı. Grip salgını nedeniyle 19 Ekim tarihinden bu yana Ukrayna'nın batı bölgelerinde (Ternopol 12, Lvov 12, İvano-Frankovsk 6, Çernoviç, Roven ve Zakarpatya'da olmak üzere) gribe yakalanan toplam 34 hasta zatürre sonucu hayatını kaybetti. Sağlık Bakanlığı ölüm vakalarından en az birinin domuz gribi olduğunu doğruladı. AA 621672 Atatürk ve modernite Derya Sazak Siyaset GünlüğüAtatürk ve modernite 30 Ekim Cuma 2009 Saygın tarihçimiz Prof. Halil İnalcık’ın ‘Atatürk ve Demokratik yapıtı, Osmanlı’dan cumhuriyete geçişte ütopya ile gerçekliğin, Mustafa Kemal’in radikal devrimci modernleşme düşüncesiyle çatışan muhafazakâr İslamın günümüze de uzanan kültürel boyutları ve Kürt sorunundan kaynaklanan kimlik tartışmalarıyla ilgili çok değerli açılımlar sunuyor. İnalcık’ın 2007 yılında tamamladığı kitabın ana eksenini (Kırmızı Yayınları) Cumhuriyet Türkiye’sinin hangi evrelerden geçerek, ne tür bir düşünsel birikimin üzerine inşa edildiği sorunu oluşturuyor.                 Halil İnalcık’a göre Tanzimat dönemi, Mustafa Kemal kuşağını ve Batılı düşünce potansiyelini hazırlamıştır: “Modernizasyona kültür ve medeniyet ayrılığı olarak ikili bakış açısını reddeden Atatürk, Batılılaşmayı bazı Tanzimatçılar gibi en radikal şekilde algıladı. Yeni Türkiye ulus devletinde atılacak adım, devletin tam olarak laikleştirilmesiydi. Atatürkçülükteki tam gelenekçi- tutucular tarafından reddedilmekle beraber, günümüz dünyasında temel bir mesele olarak tartışılmaktadır. Atatürk hiçbir zaman dini bir reformcu olmaya özenmediği halde, gerçekte İslamiyette ileriye dönük derin bir devrim yapmıştır. Laikliğin, Türk toplumunda birçok karmaşık soruna, sosyokültürel çatışmalara çözüm getireceği düşünülüyordu. Modern Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu sarsıntılar, dinamik ve gelişen toplumlarda ortaya çıkan temel demografik, ekonomik ve sosyal sorunların belirtileridir, fakat yine de bir kültür ve kimlik bunalımı olarak yorumlanmaktadır. Özetle, bugünkü mücadele, aslında uzun bir tarihi gelişimin sonucudur. Bu sürecin yeni aşamasında yeni sorunlar, yeni güçler sahnededir ve çözüm arayan gruplar, Atatürkçü, sosyalist ve gelenekçi-İslam olsun, bu sorunlara kendi sistemleri kapsamında yanıt bulmaya çalışmaktadır. Bugün Türkiye, içerisinde Ortaçağ Osmanlı bürokratik patron-kul sistemine yer olmayan, sosyal bakımdan giderek farklılaşan, çoğulcu bir topluma doğru gelişme gösteren bir ülkedir. Yeni koşullarda sivil ve askeri ve İslamcı partiler bu sosyal farklılaşmayı anlamak ve sorunları çoğulcu demokrasi içinde çözmeyi denemek zorundadır. Bugün dünya düzeni de ancak böyle bir çözümü kabul eder. Türkiye’nin içinde bulunduğu iç ve dış sorunlar bunu gerektirir.” Kitapta, ‘Osmanlı devam ediyor mu?’ sorusuna yanıt aranan bir bölüm de var. Yaşayan Osmanlı tarihçilerinin başında gelen Prof. İnalcık’a göre, “Anadolu bugün, imparatorluğun etnik ve kültürel bir minyatürü haline gelmiştir.” Günümüzdeki ‘eksen kayması’ iddialarına karşın Türkiye’nin hedefi AB’dir. İslami referansların geçerli olduğu gibi ülkelere baktığımızda laik ve demokratik cumhuriyetin ve Atatürk devrimlerinin değeri çok daha iyi anlaşılmaktadır.          (433 yazı) 622563 Mektuptaki askerler adliyeden ayrıldı ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' olduğu iddia edilen belgeye ilişkin soruşturma kapsamında Adliye gelen yedi kişinin tanık sıfatıyla ifade verdiği, şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan bir kişinin de serbest kaldığı bildirildi. Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine gelen askeri personel olduğu belirtilen sekiz kişiden 7'sinin tanık sıfatıyla savcılarca ifadelerine başvurulduğu öğrenildi. Bu kişiler daha sonra Adliyeden ayrıldı. Şüpheli sıfatıyla Adliyeye gelerek ifade veren bir kişinin de serbest bırakıldığı belirtildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı, Adliyede gazetecilere yaptığı açıklamada, kendisine dokuz kişinin ifade için çağrıldığının söylendiğini, ancak bunlardan birinin yurt dışında olduğu için gelemeyeceğinin bildirildiğini ifade etti. SAVCILIK "İHTARLI" MEKTUP GÖNDERMİŞTİ Medyaya ve kamoyuna yansıyan ihbar mektubunu inceleyensavcılık, aralarında Albay Dursun Çiçek'in de bulunduğu ihbar mektubunda adı geçen subay ve astsubaylar için ihtarlı davetiye göndermişti. İSİM VE RÜTBELERİ Sivil plakalı bir minibüsle hakim ve savcıların giriş yaptıkları bölümden saat 12.50 sıralarında İstanbul Adliyesi'nin bahçesine alınan sivil kıyafetli bu kişilerden birinin kadın olduğu görüldü. Adliyeye gelenlerden,birinin albaydördünün üsteğmen, birinin başçavuş, birinin de sivil memur olduğu öğrenildi. Adliye'de ifade verenler askerlerin isimleri şöyle: Albay Şükrü Kısadere, Üsteğmen Sakallı, Üsteğmen Bozkurt, Üsteğmen Karacaer, Üsteğmen Şahin ve Başçavuş Orhan ilesoyadının Sülük olduğu belirtilen bir sivil memur... MUHABİR ARAÇLA KAPI ARASINDA SIKIŞTI Öte yandan, bir ajans muhabiri, askerleri getiren aracın adliye bahçesine girişi sırasında minibüsle demir kapı arasında sıkıştı. Bunun üzerine duran araç, geri manevra yaparak basın mensubunun sıkıştığı yerden kurtulmasını sağladı. Sıkışan gazeteci arkadaşları tarafından hastaneye götürüldü... (Haber AA) 2009-10-30 18:47:03 Ülkemiz 1950 denberi NATO-İMF ve AB kümesine sıkıştırılıp, sinsice kontrol altına alınıp, yeteneksiz liderlerle 60 yılımızı çaldılar. Bütün iktidarların maliye ve ekonomi bakanları ABD eğitimli olması tesadüf değildir. İthal Derviş'ler İMF masalarında İktidarlara önerilmiş ve seçtirilmiştir. İMF kümesinden çıkmadıkça İktidarlar özgürdür demek ahmaklık ve aptallıktır. Ülkemiz üç kağıt üzerinden yıllarca sömürülmüştür. Hala Borsa'da, Bono'da yabancı sermayeye FAİZ SIFIRDIR.. AKP'li uysal başlara duyurulur.. mahir yenigün 2009-10-30 17:29:51 bu planlar senin benim vergimle memleketi uçuruma sürükleyen kişilerindir. eğer bu pahalılık zamlar vs varsa bunun müsebbibi 400 yıldır bu milletin kanını emen ernegekonculardır. Eğer biz tam demokratik ülke olsaydık şu an isviçreden daha refah içinde olacaktık. Abidin Doğru 2009-10-30 17:27:24 mehmet akcara sadece :):) ya bu yapılanlar hep komlo he 60 darbeside, 1980 darbeside,28 şubatta, 2003,2004 ayışığı sarıkız darbe planlarıdamı komlo sen hangi ülkede yaşıyorsun kuzum.:) çıkar at gözlüklerinide bir sağa soşa bakta kendine fazla güldürme.:) ALFA KANDIRA 2009-10-30 17:04:35 fotokopisi çıkınca bende kağıt parçası dedim.her nekadar yanılmak istemesemde ne yazıkki belgenin doğru olduğunu kabul ediyorum.ordu kevgire döndü.sürekli belgeler uçuşuyor..genelkurmayın ne kadar büyük bir zaaf içinde olduğu açık.yeniden yapılanma şart.genelkurmayın içinde taraf muhabirleri var.bulunmalı.belge ise tam skandal.bunu yazan ordunun niçin pkk yı bitiremediği ortada. kaan 2009-10-30 17:01:58 Yorum yaparken mantıklı ve tutarlı olalım. Bir arkadaş, akp gündem saptırıyor, yaptığı zamları kabul etmeyelim içeriğinde bir yazı yazmış. İnsan önce bir sıkılır, bunları yazarken nereden nereye geldiğimiz nasıl görmez. Eğer yaşın ten büyük ise, önceki zamları ve yolsuzlukları,2001 krizini hatırlaman lazım. Nederen nereye geldiğimizi nasıl görmezsin.Üstelik en sonunda yıllardır derin devlet denilen muammanın da peşine ilk defa bu iktidar düştü. Vatanını seven herkesin bu iktidarı alkışlaması gerek... Ahmet Rıza 2009-10-30 16:44:56 Ülkemizin tartıştığı gündem ne işsizliğe nede açlığa çaredir. AKP İktidarı havanda su dövmemizi, asıl sorunları tartışmamamızı istiyor, toplumu koyun gibi güdüyorlar ve bizler aramızda tartışarak çanak oluyoruz. Arkadaşlar demokrasi eleştirmek ve muhalefettir, dedikodu yapmak değildir. Devlet görevini yapmıyor, bizlerin REFAH'ına hizmet etmiyor, dedikodu üreterek bizleri ALDATIYOR'lar. UYANALIM ve hedefimize AKP İktidarını alalım ki zam'ları ve yeni yıl ZAM'larını eleştirelim... ZAM'larına savaş açalım... mahir yenigün 2009-10-30 16:36:35 savci ergenekondaki gibi birkac tane iceri alir,sonrada PARDON yanlislik yaptik misali yavas yavas cikarlar sucsuzluklari anlasildigi zaman..ergenekondan iceri alinnlar her uc-bes cikiyor disariya sucsuz bulunduklari icin farkinda degilmisiniz?yahu bu bir surec ve bu surecte ergenekon ortaya atildi,ki su acilimlara encok muhalif isimler toplandi farkidaysaniz,kurt acilimi yuzlerine gozlerin bulasti,eh ne olcak askeri kucuk dusureceklerki asker hesabini sormasin acilimin.bakin gorun birsey cikmayacak. Mehmet AKCARA 2009-10-30 16:13:28 albayı vermezler bence cünki işin tam çinde eo yüzden herşeye vakıf eğer onu verirlerse da diğerlerini ele verir.bence onun yerine üç beş binbaşı beş altı yüzbaşı bir okadar üsteğmen teğmen ve bol miktarda astsubayla uzman çavuş verirler çünkü onlardan bol miktarad var.birde askerde hep astlara olu üstlere birşey olmaz bu yazılı bir kural değil belki ama askeriyede böyle bir teamül var YILMAZ BABUTCU 2009-10-30 15:32:03 ben kendimce yorum yapacagim bence bascavus orhandir derim..cunku askerlikten bilirim astsubaylar genelde albay takimlarini pek sevmezler.ve suan ismi verilenler icinde en dusuk rutbeli odur.ust rutbeliler boyle birsey dusunmus olsaydilar coktan dusunurlerdir.bence bascavus albay cicegi sevmedigi icin ihbar etmistir;-) belki mektupta gecenlerde cekememezligin urunudur,belki cavus genelkurmay baskani olmak istiyordur bu vasitayla..tayyip bey g.k baskani yapar yeterki askerler suclu olsun:-))) Mehmet AKCARA 2009-10-30 15:27:09 arkadas mektubu yollayanda dogru soyluyorsa mecbur bunlarn icinde olacak..bu soyledigi olaylari gormus ise oda bu olaylarin icinde yer almitir..belgeler yakildi diyor nasil biliyor oda gorevlendirilmis demekki ki goruyor yakildigini,gorevli olmayan biri istedigini yapsin goremez soyledigi seyleri,askeriye cunku orasi dusun yani..ha suda var ben samimi bir mektup olarakta gormuom bu mektubu..sanki gundem degissin,dusuncesi var ortada.gecmise bakin millet ayaklandimi hep gundem degismistir buda oyle. Mehmet AKCARA 2009-10-30 15:01:58 Acaba bu akşama doğru tutuklanıverseler gene jet hızı ile serbest kalabilecekler mi? Belgeyi gönderen de bunların içinde olmasın mı? zeki alperen 2009-10-30 14:53:03 yapacaklarınızın hep yanınıza kar kalacağını sanmıştınız değil mi? Yunus Emre Özçelik 2009-10-30 14:35:34 "Editörün Notu: Sayın okurumuz, yorumunuzda belirttiğiniz konu değerlendirilmek üzere yetkililere iletilmiştir. Teşekkür ederiz..." Mehmet AKCARA 2009-10-30 14:31:40 "Editörün Notu: Sayın okurumuz, yorumunuzda belirttiğiniz konu değerlendirilmek üzere yetkililere iletilmiştir. Teşekkür ederiz..." ahmet asan 2009-10-30 14:22:36 Benim adım gibi oemin olduğum burası türkiye ise bundanda hiç bir şey çıkmaz.Bu kadar neden beklediler.Halıların altı bilem süpürülmüştür.G.kurmaydan itibaren hepsini görevden alacaksın ki bu iş temizlensin.Gerisi beyhude çaba. OSMAN BAKİ MİNDER 2009-10-30 14:18:22 Bakalım bu sefer seni kim kurtaracak?? zeki 2009-10-30 14:17:46 ülkemizde son olaylar gösteriyor ki birgün herşeyin hesabı sorulur. Hitler bile kurt ininden çıkarılmıştır adem cetinkaya 2009-10-30 14:02:02 her neyse assolistler en son çıkarmış. şu spioncu vatanperver(evet oksimoron bir ifade ama nedenirki başka) subayımızda bir sahneye endam eder inşallah... değilde "gölge adam" vardı bir zamanlar nooldu ona??? Faruk Akpınar 2009-10-30 14:00:08 aha burya yazıyorum eğer sayın başbakan ergenekonu bitirdi bitirdi bitiremezse bu ergenekon başbakanı bitirir. daha kaç aklı başında subay kaldıki ihbar edecek? sahin efe 2009-10-30 13:59:58 piyonları bırakın şah vezir onlar nerde onları bulun.... Mesut TURAN 621679 Gazdan ayağı kesip, biraz aheste yaşamalı Banu Şen Yaşam GüzeldirGazdan ayağı kesip, biraz aheste yaşamalı 30 Ekim Cuma 2009 Yavaş Şehir Chiavenna sokaklarından bir görüntü... Nefes nefese koşarken, bazen bir durup kendine bakmalı insan... Ve sormalı yine kendine “Nereye koşuyorum ben?” diye... Gazden ayağı kesip biraz aheste yaşamalı. Hızlı ve telaşlı adımlar, soluklanmadan konuşmalar, durup dinlenmeden düşünmeler, kısa ve kesik uykular, nereye kadar? Kendi hızına bile yetişemezken insan, yaşamı nasıl sindirebilir ki? Bu kadar hızlı giderken her şey, küçücük bir molada nasıl es verebilir ki? Mola bile mola olmaktan çıkar ya zaman! zaman yavaş yavaş hız kesmeli. Durup, “Ben insanım. Yaşamak için buradayım” diyebilmeli. Başını çevirdiğinde bir kuşun yavaş yavaş çırptığı kanatlarıyla uçabildiğini, bir balığın minik vuruşlarla derinlerde süzülebildiğini, vahşi bir ormanda yavaş salyangozların da yaşayabildiğini görebilmeli. Böyle düşünürken ben, Seferihisar geliyor hep aklıma... Hızla yayılan ‘Yavaş Şehir’ler, ‘Citta· Slow’ düşüncesi ve salyangozlu simgesi... Usul usul yaşamak istiyor insan. Nefes nefese değil de, nefesini sindire sindire. İşte bu yüzden son günlerdeki en güzel düşünce, proje, belediyecilik... Ne derseniz deyin...Bana göre Seferihisar’ın ‘Yavaş Şehir’ projesi... ‘Yavaş Şehir’ ‘Yavaş Şehir’i biraz anlatmak gerekirse... Toskana’nın minik Chianti şehri, 1999’da ilk “Citta· Slow” [İtalyanca yavaş şehir] kenti oldu, ardından Bra, Positano ve Orvieto geldi. Zamanla, yavaşlık dalgası diğer şehirler arasında yayıldı. Artık ’daki 42 ‘Yavaş Şehir’le birlikte, ve ’te de birçok ‘Yavaş Şehir’ var. ’dan, aralarında Hersbruck, Lüdinghausen, Schwarzenbruck, Waldkirch ve Überlingen’in de bulunduğu bazı şehirler, sadece 50 bin’den az nüfusu olan kentlerin kabul edildiği harekete seçilebilmek için başvurdu. ‘Yavaş Şehir’ hareketi, küçük kentlerin geleneksel yapılarını, sıkı kuralları dikkatle uygulayarak korumaları gerektiğini savunuyor: Arabalar şehir merkezlerinden çıkarılmalı, insanlar sadece yerel ürünleri tüketmeli ve sürdürülebilir kullanmalı. Bu küçük şehirlerde, süpermarket ya da zinciri aramanın bir anlamı yok. Seferihisar Belediyesi de bir süre önce ‘Yavaş Şehir’ olmak için merkezi İtalya’da bulunan Yavaş Şehirler Birliği’ne başvurdu. Birlik sonucu olumlu rapor verirse Seferihisar, salyangoz sembollü ‘Yavaş Şehir’ sertifikasını alacak. Seferihisar’ın ‘Yavaş Şehir’ olmak için başvurduğunu duyduğum ilk günden beri ‘Sarı lira gibi ömrümüz’ şiiri geliyor aklıma... “Yaşamak değil beni bu telaş öldürecek” dediği gibi şarin/ telaşla bırakın yolunda/ Ilık rüzgarlara taratmayı saçlarımızı Sevdiğimizle doyasıya bir sohbet bile edemedik biz..../ Gözümüz saatte söyleştik hep, /Koşuşur gibi seviştik,yarışır gibi çalıştık. Hep yetişilecek bir yer vardı Aranacak adamlar,yapacak işler... Bir sonraki günün telaşı bir öncekinin tersine bulaştı,/ Başkalarının hayatı bizimkini aştı./ Kör karanlıkta çalar saat sesi yerine; /Kuşluk vakti kızarmış ekmek kokusu/ Veya yavuklu busesiyle uyanma düşlerini /Ha babam erteledik./ 20’li yaşlardayken 30’lara kurduk saatin alarmını, /30’larımızda 40’lara,belki sonra 50’lere..../ Lakin öyle yanlış kurgulanmış ki hayat, /Kuşlukta uyanma fırsatı sunduğunda size,/ Artık uyku girmez oluyor gözlerinize... /Doyasıya söyleşmek,/ Telaşsız sevişmek için bol zamana kavuştuğunuzda,/Söyleşecek sevişecek kimsecikler kalmıyor yanınızda.../ Yarına sakladığınız bir sarı lira gibi ömrünüz, /Vakti gelip sandıktan çıkardığınızda,/ Bir de bakıyorsunuz ki /Tedavülden kalkmış.../ (83 yazı) 622341 Putin'den Erdoğan'a bayram kutlaması Putin, ''Enerji alanında büyük ortak projelerin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesinin ikili ilişkilere, gerçek anlamda stratejik netlik kazandıracağına Rusya ve Türkiye halklarının refahına, bölgede istikrara ve güvenliğe katkı sağlayacağına inanıyorum'' değerlendirmesinde bulundu. Başbakan Erdoğan'ı AK Parti Genel Başkanlığına yeniden seçilmesi dolayısıyla da tebrik eden Putin, şunları kaydetti: ''Bu vesileyle Türkiye'nin önde gelen siyasi gücü olan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin genel başkanlığına yeniden seçilmeniz dolayısıyla sizleri tebrik etmek isterim. 'Birleşik Rusya' Tüm Rusya Siyasi Partisi ile başkanlığını yaptığınız parti arasındaki temasların işletilmesine hazır olduğumuzu teyit ederim. Sizlere sağlık ve ilerde de başarılar, dost Türkiye Cumhuriyeti'nin milletine de selamet ve barış dilerim.'' AA 622002 Ronaldo'ya göre en iyi Türk 11.40 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'ya göre en iyi Türk 'in Portekizli yıldızı Cristiano 'a konuştu. 'nin 'na katılamamasını sürpriz olarak değerlendiren Ronaldo, teknik direktörlüğü için adı geçen 'den de övgüyle bahsetti. Ronaldo, Real Madrid'e transferinden, Türk Milli Takımı'nın Dünya Kupası'na katılamamasına kadar bir çok konuda çarpıcı açıklamalar yaptı. İşte Ronaldo'nun sözlerinden satırbaşları Scolari ile anlaşırsanız kendinizi şanslı hissetmelisiniz. Çünkü çok iyi bir teknik adam olmasının yanında mükemmel de bir insan. Başarılı olmak için elinden geleni yapacağına eminim. Bakalım, sonucu hep beraber göreceğiz. Ama bu anlaşma olursa keyfini çıkarabilirsiniz. Türk Milli Takımı'nın en iyi oyuncularından biri. 'de birkaç kez ona karşı oynamıştım. Siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama bence en iyi oyuncunuz olabilir. Ayrıca Tuncay hala çok genç ve kendini geliştirebilir. Dünya Kupası'na gidemediğiniz için şanssız, ama bunu kafasına takmadan çalışmaya devam etmesi lazım. .. ... 622493 'Sorumlular ortaya çıkarılmalı' FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ TAMER KORKMAZ 'Sorumlular ortaya çıkarılmalı' Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un 'irticayla mücadele eylem planı'nı da değerlendirdikleri görüşme sonunda yapılan açıklamanın 'ferahlatıcı' olduğunu ve şimdilik yeterli görülebileceğini belirterek, bir an önce bunun sorumlularının ortaya çıkarılması gerektiğini söyledi. İSTANBUL (A.A) Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Anadolu Ajansı (AA) İstanbul Bölge Müdürlüğünü ziyaret etti. Bölge Müdürü Ümit Kanoğlu ve Haber Müdürü Zeki Gümüş'ten AA'nın çalışmaları hakkında bilgi alan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, bugün ayrıca Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve TRT Bölge Müdürlüğü'nü de ziyaret edeceğini bildirdi.  Cumhuriyet'in 86. kuruluş yıl dönümünün bütün yurtta olduğu gibi yurt dışı temsilciliklerinde de sevgi ve coşkuyla kutlandığını anımsatan Arınç, kutlamalara Türkiye'nin Rabat Büyükelçiliğinde tanık olduğunu anlattı.  Arınç, Cumhuriyet Bayramı'nı canı yürekten kutladığını ifade ederek, 'Cumhuriyet fazilettir. Cumhuriyet ilan edildikten bu yana Türk halkı tarafından gerçekten büyük bir özlem ve sevinçle kutlandı ve bugüne kadar hepimiz Cumhuriyete bağlı kaldık ve ilelebet de Cumhuriyetimiz devam edecek' dedi. 'İRTİCAYLA MÜCADELE EYLEM PLANI' Devlet Bakanı Arınç, 'Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un haftalık olağan görüşmesinin ardından yapılan açıklamada, 'İrticayla Mücadele Eylem Planı'na ilişkin soruşturma sürecinin adli ve askeri yargı makamlarınca yürütüldüğü, süreçte herkese düşen görevin, sürecin sonuçlanmasını beklemek, kişi ve kurumları hedef alan davranış ve yorumlardan kaçınmak olduğu belirtildi. Bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusu üzerine, bir ihbar mektubu ve buna ekli birtakım bilgilerle belge konusunun tekrar gündeme geldiğini kaydetti. Belgede yazılı olanlar ve ihbar mektubunda iddia edilen birtakım konuların, 'üzerinde durulmaya değer, önemli konular' olduğunu belirten Arınç, şöyle konuştu:  'Madem ki Cumhuriyetimizi kutluyoruz; Cumhuriyet, 'cumhur', 'milletin kendisi' demektir. Milletin kabul ettiği Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak ve kollamak hepimizin vazifesidir. Demokrasiye yönelmiş birtakım tehditler varsa, bu tehditleri hem bireysel hem kurumsal mutlaka takip etmeli ve önlemeliyiz. (Bu belgede iddia edilen veya üzerinde rapor yazıldığı iddia edildiği hususlar, üzerinde durmaya değer) demiştim. Çünkü burada hem bir siyasi partiye ve onun iktidarına karşı hem de sivil iradeye karşı alınması gerekli, yasa dışı tedbirlerden bahsediliyor. Bunu kim hazırlamış olursa olsun, sivil veya asker fark etmez, bu çok zararlı, tehlikeli ve yanlış, konusu suç teşkil eden bir olaydır. Ne şekilde ortaya çıkarsa çıksın, bunun ortaya çıkış tarzını, zamanlamasını, bundan arzu edilen amacı ayrıca tartışabiliriz, bunun üzerinde çalışabiliriz, durabiliriz. Ama önemli olan gerçekten böyle bir belge var mı, bu belgeyi kim hazırladı, hazırlayış amacı nedir, bu içinde bulunduğu kuruma zarar vermekte midir, değil midir? Bunların üzerinde durmamız gerekir.' 'BİZİM ARADIĞIMIZ CEVAP, BUNDAN FARKLIDIR' Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, belge bir şekilde savcılara ulaştıktan sonra siyasetçilerin ve ilgili kurumun, sadece 'neden bu belge şimdi ortaya çıkmıştır' konusu üzerinde durduğunu ifade ederek, bunun yanlış ve eksik olduğunu söyledi.  Bülent Arınç, şu görüşleri dile getirdi:  'Çünkü 'neden şimdi belge ortaya çıktı' diye hepimiz düşünebiliriz. Ama bu belgeyi kim, niçin hazırladı? Belgeye dayanılarak ne yapıldı, bundan ne amaçlanıyor? Türkiye'de darbe ve cunta heveslileri var mı, yok mu? Bunun araştırılması çok daha önemlidir. Maalesef anamuhalefet partisi liderinin yaptığı açıklamaları ibretle, dehşetle ve üzülerek izliyorum. Koskoca ana muhalefet partisinin lideri, çok uzun konuşmakta, ama bu uzun konuşmanın içerisinde sadece 'Neden bu belge 4,5 ay sonra ortaya çıkarıldı?' konusuna cevap aramaktadır. Oysa bizim aradığımız cevap, bundan daha farklıdır. Bu belgeyi kim hazırladı, niçin hazırladı, kimlerin emir ve talimatıyla bunu yerine getirdi, gerçek midir, değil midir? Bir ana muhalefet partisi liderinin bunun üzerinde durmayıp da topu taca atacak birtakım cümleler sarf etmesini sanıyorum Türkiye'de demokrasiye gönülden bağlı herkes üzülerek izlemektedir. Diğer muhalefet partisi liderinin de düşünceleri bundan farklı değil.' 'FERAHLATICI BİR BİLDİRİ' Başbakan Erdoğan'ın, belgenin yapıldığı iddia edilen kurumun başındaki şahıs olan Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile dün konuyu görüştüğünü anımsatan Arınç, görüşmeden sonra yapılan açıklamanın 'ferahlatıcı' olduğunu söyledi.  Açıklamada, bu konuda gereken incelemenin yapılacağı, yargının gereken araştırma ve soruşturmayı gerçekleştirerek bir sonuca bağlayacağının ifade edildiğini dile getiren Arınç, şöyle devam etti:  'Bunu şimdi yeterli görebiliriz. Ama böyle bir iddia karşısında, askeri bir kurum olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin başındaki şahsın, sayın komutanın da kurum olarak gereken ciddiyeti, kararlılığı ve silahlı kuvvetlerimizin demokrasiye olan bağlılığını vurgulayacak sözlerine ve davranışlarına ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bir an önce bu husus ortaya çıkmalıdır, bunun sorumluları ortaya çıkarılmalıdır. Bundan sonra hiç kimse böyle bir kurumda veya bir başka kurumda bu tür belgeler hazırlamayı, düşünmeyi, bunun üzerinde plan yapmayı aklına bile getirmemelidir. Cumhuriyet'in 86. yıl dönümünde demokrasi ile taçlanmış bir demokratik Cumhuriyet özlemine hepimiz büyük bir ihtiyaç duyuyoruz. Demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet yaşaması için artık darbe teşebbüslerinden, cunta heveslilerinden arındırılmış, yurt içi ve dışı güvenimizi sağlayacak bir silahlı kuvvetleri hepimiz hasretle, özlemle bekliyoruz.' Bu arada, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AA İstanbul Bölge Müdürlüğünden ayrılırken esnaf ile bir süre sohbet etti. Mücevher tasarımcısı Fibula'nın Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk Şerefoğlu, 'birleştirici' özelliği olduğunu ifade ettiği beyaz altından yapılmış firmasının logosunu Bülent Arınç'ın yakasına taktı. 30.10.2009 POLİTİKA 621457 Karayip Korsanları BEKİR HAZAR Karayip Korsanları Orijinal Adı: Pirates Of The Caribbean Yönetmen: Gore Verbinski Oyuncular: Johnny Deep, Orlando Bloom STAR 20.00 Kaptan Sparrow'un korsanlık yaşamı, düşmanı kurnaz Kaptan Barbossa'nın, gemisi Siyah İnci'yi çalmasıyla altüst olur. Bu da yetmezmiş gibi Barbossa, Port Royal kasabasına saldırır ve belediye başkanının kızı Elizabeth'i kaçırır. Kızı kurtarmak ve Siyah İnci'yi ele geçirmek için Will ve Jack güçlerini birleştirirler. 30.10.2009 TELEVİZYON 622639 DTP'den Atalay'a ve Ak Parti'li Tatlıbal'a sert tepki Ak Parti özür dilesin 17.31 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'den Atalay'a ve 'li Tatlıbal'a sert tepki Ak Parti özür dilesin Genel Merkezi tarafından yapılan açıklamada, Milletvekili Cafer Tatlıbal’ın önceki gün 34 'lının 'ye gelişini ve karşılanmasını değerlendirirken "Bu doğru bir hamleydi ama DTP şerefsizlik etti" demesi eleştirilerek, "Böylesi bir seviyesizliğe karşı hukuki süreci başlatacağımızı belirtiyor, AKP’yi de partimizden özür dilemeye çağırıyoruz" denildi. İçişleri Bakanı 'ın, "DTP sürecini tahrip etti" sözleri de, yazılı açıklamada, "Bu sözleri bir olarak görüyor ve değerlendiriyoruz. Bu durum, hükümetin açılım konusunda yaşadığı kararsızlığını, iradesizliğini ve şaşkınlığını DTP’yi hedef alarak kamufle etmeye çalıştığını göstermektedir" diye eleştirildi. "Sürecin zarar göreceği ve biteceği" iddialarına inanılmadığı belirtilen açıklamada, "Bütün engellemelere ve sabote girişimlerine rağmen, hükümetin kararlı ve iradeli durması halinde bu sürecin kesintiye uğramadan sürdürüleceğine inanıyoruz. Sürecin tahrip olduğunu söyleyerek geri adım atmak, hükümetin konusunda ne denli samimi, cesur ve kararlı olduğunu göstermektedir" denildi. ve 'nin dümen suyunda CHP ve MHP başta olmak üzere savaşta ısrar eden odaklar olduğu vurgulanan ve hükümetin de aynı söylemi kullanarak bu odakların dümen suyuna gittiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Sürece zarar veren, ne barış grubunun gelişi, ne de DTP’nin barışta olan ısrarıdır. Süreci sıkıntıya sokan, barış grubunun gelişini hazmedemeyen, bunu bir provokasyona dönüştürmeye çalışan milliyetçi odakların kışkırtıcı, tahrik edici söylem ve açıklamalarıyla, bundan ürken hükümetin geri adım atma yönündeki tutum ve yaklaşımlarıdır. Süreci kesintiye uğratan, başlangıçta ‘Bedeli ne olursa olsun asla geri adım atmayacağız’ diyen Sayın Başbakan’ın, ‘Gerekirse sil baştan yaparız’ noktasına gelmiş olmasıdır. Hükümetin, demokratik açılım projesini bir türlü parlamentoya getirmemiş olması, yaşanan belirsizliğin en önemli nedenlerinden biridir. Parti olarak, barış grubunun gelişini barışta ve yaşamda ısrar olarak gördük ve önemsedik." DTP ile diyalog başlatın Hükümetin açılım konusunda DTP görüşmediğinin belirtildiği açıklamada, "Hükümete çağrımızdır, buyurun, Kürt meselesini Meclis gündemine getirin, görüşlerimizi çatı altıda açık açık tartışalım. Buyurun, DTP ile diyalog başlatın, meselenin esasları konusunda tüm yönleriyle konuşalım ve kamuoyuna açıklayalım. Sorumlu liderliğin gereği budur. Süreci karşılıklı adımlarla ilerletelim" ifadeleri yer aldı. Hakaret dili terk edilsin Hükümetten ve Ak Parti'den DTP'yi hedef alan açıklamalar yapıldığı kaydedilen açıklamada, hakaret dilinin terk edilmesi istenerek, "Bu tür çirkin yaklaşımlar süreci olumsuz etkilemektedir. Bu da, hükümetin giderek kontrolü kaybettiğini göstermektedir. Ak Parti Kahramanmaraş Milletvekili Cafer Tatlıbal’ın ahlak dışı sözlerinin sorumlusu hükümettir" denildi. 622816 Cumhurbaşkanı Gül, İstanbul'a gitti Gül'ü Esenboğa Havalimanı'nda Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, Ankara Vali Vekili Fahri Aykırı, Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir ve öteki ilgililer uğurladı. Cumhurbaşkanı Gül ile eşi Hayrünnisa Gül de İstanbul'a gitti. 622020 Audi'nin 3. çeyrek karı azaldı Alman şirketi 'nin karı, üçüncü çeyrekte yüzde 54 azaldı. Ingolstadt merkezli küresel ekonomideki durgunluğun araçlara olan talebi düşürmesi yüzünden bu yıl üçüncü çeyrekte işletme karının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 54 azalarak, 760 milyon eurodan 348 milyon avroya indiğini açıkladı. Avrupa'nın en büyük şirketi 'e bağlı geçen yıl Temmuz-Eylül döneminde 8,4 milyar avro olan gelirlerinin ise bu yıl aynı dönemde yüzde 15 gerilemeyle 7,3 milyar avro olduğunu belirtti. Bu arada, Fransız şirketi üçüncü çeyrekte gelirlerinin geçen yıl aynı döneme göre yüzde 11,3 düşerek 9,1 milyar avrodan 8,1 milyar euroya indiğini açıkladı. Yeni araçlara olan talep düşüklüğünün Amerika, Avrasya ve dünyanın geri kalan bölgelerinde satışları olumsuz etkilediğine işaret eden şirket, pozitif nakit akışı ve pazar payını artırma hedeflerine ulaşmak için yoluna devam ettiğini kaydetti. bu yılın ilk yarısında 2,71 milyar euro zarar etmişti. 622504 Domuz gribinden ölenlerin sayısı 5700'ye yükseldi Domuz gribinden ölenlerin sayısı 5700'ye yükseldi CENEVRE (A.A) Domuz gribinin, dünyada en az 5700 kişinin ölümüne neden olduğu bildirildi. Dünya Sağlık Örgütünden (DSÖ) yapılan açıklamada, son bir haftada 700 kişinin ölümüyle ölü sayısının en az 5700'e yükseldiği belirtildi. DSÖ daha önceki açıklamasında, 195 ülke ve bölgede en az 5000 kişinin öldüğünü kaydetmişti. 30.10.2009 DÜNYA 622033 Wolfsburg Kasım'da İstanbul'da Siyah-beyazlı takımın ilk maçta 0-0 berabere kaldığı Alman ekibi, Kasım Pazartesi günü saat 12.00'de Sabiha Gökçen Havalimanı'na gelecek. VfL Wolfsburg Teknik Direktörü Armin Veh'in ise aynı gün saat 16.15'te BJK İnönü Stadı'nda basın mensuplarının sorularını yanıtlayacağı, Alman temsilcisinin saat 17.00'de de statta son antrenmanını yapacağı bildirildi. VfL Wolfsburg'in gerçekleştireceği son antrenmanın ilk 15 dakikası basına açık olacak. UEFA Şampiyonlar Ligi'nde hayati bir maça çıkacak Beşiktaş'ın teknik direktörü Mustafa Denizli ise Kasım Pazartesi günü Ümraniye BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde saat 18.15'te basın toplantısı düzenleyecek. Siyah-beyazlı takım, ilk 15 dakikası basın mensuplarına açık olacak son antrenmanını saat 18.45'de gerçekleştirecek. Beşiktaş VfL Wolfsburg arasındaki karşılaşma, Kasım Salı günü saat 21.45'te BJK İnönü Stadı'nda oynanacak. AA 621779 Obama'nın reçetesi işe yaradı Dünya ekonomisinin motoru olarak kabul edilen ABD ekonomisi 3. çeyrekte yüzde 3.5 büyüdü. Böylece, ekonomi küresel krizin patlak verdiği 2008 yılı ikinci çeyreğinden bu yana ilk kez büyüme kaydetti ve durgunluktan çıktı. ABD ekonomisindeki büyüme tahminlerin de üzerinde gerçekleşti. Beklentiler yüzde 3.2 oranında büyümeye işaret ederken artan tüketici harcamaları ve konut satışları büyümeyi yüzde 3.5'e çekti. ABD Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre bu sürpriz büyümenin lokomotifi ise konut satışları oldu. Temmuz- Eylül dönemi krizin ilk işaretlerinin ortaya çıktığı 2007 yılından bu yana bir çeyrekte en fazla konutun satıldığı dönem olarak kayıtlara geçti. 'HÜKÜMETİN BAŞARISI' Uzmanlar, Başkan Barack Obama'nın göreve gelir gelmez açıkladığı 787 milyar dolarlık kurtarma paketinin ekonomik büyümenin itici gücü olduğu görüşünde birleşiyor. Aladdin Capital Holdings başekonomisti Kathleen Stephansen, "Bu başarı hükümet desteği sayesinde gerçekleşti, bu aşikâr" dedi ve ekledi: "Buna rağmen büyüme konusunda özellikle tüketici talebi tarafından kaynaklanan ciddi endişeler var. Özel talep henüz arzu edilen seviyeye gelebilmiş değil." İşsizlik cephesinde haberler kötü MAKRO ekonomik tarafta sağlanan bu iyileşmeye karşın işsizlik cephesinden gelen haberler hâlâ kötü. Eylül verilerine göre, işsizlik oranı son 26 yılın en yüksek rakamı olan yüzde 9.8'e ulaştı. Başkan Barack Obama'nın yemin ederek göreve başladığı Ocak ayında yüzde 7.6 olan işsizlik, aradan geçen ayda 1.2 puan daha arttı. 2010 yılı beklentileri de çok ümit verici değil. Analistler 2010 yılı başında bu rakamın yeni bir zirveye ulaşacağını ve yüzde 10'un üzerine çıkacağı kanaatinde. Büyümenin Eylül- Aralık döneminde de süreceği tahmin ediliyor. Sabah 622763 Devlet 'kimsesizlerin kimsesi' oluyor Devlet 'kimsesizlerin kimsesi' oluyor Trabzon İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, 2007 yılında, kentte yaşamını sürdüren, hayat standartları en düşük seviyede olan kimsesiz, yetim, öksüz, özürlü ve yoksullara yardımcı olmak için 'sosyal risk grubu envanter çalışması' başlattı. TRABZON (A.A) Uygulamanın 'gelemeyene gideceğiz' anlayışı ve 'kimsesizlerin kimsesi' olma prensibi ile gerçekleştirildiğini anlatan İl Sağlık Müdürü Selim Çelenk, amaçlarının ihtiyaç sahibi insanlara devletin şefkat elini uzatmak olduğunu söyledi. Trabzon'da, kimsesiz, yetim, öksüz, özürlü ve yoksullara yardımcı olmak için 'gelemeyene gideceğiz' anlayışıyla yürütülen uygulama kapsamında, ihtiyaç sahiplerine çeşitli yardımlar yapılıyor. Trabzon İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, 2007 yılında, kentte yaşamını sürdüren, hayat standartları en düşük seviyede olan kimsesiz, yetim, öksüz, özürlü ve yoksullara yardımcı olmak için 'sosyal risk grubu envanter çalışması' başlattı. Bu kapsamda 'gelemeyene gideceğiz' anlayışı ile Trabzon'da başlatılan uygulama çerçevesinde, öncelikli olarak ihtiyaç sahibi olmasına rağmen yardım alamayan insanların tespiti gerçekleştirildi. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları aracılığıyla tespit edilen ve sosyal yönden incelenen ailelerin yanı sıra yetim ve ihtiyaç sahibi çocuklara gıda, giyecek, yakacak, eğitim gibi ayni yardım ile nakdi yardım yapıldı. Geçen yıl ise aynı uygulama kapsamında Milli Eğitim Müdürlüğü ile iş birliği yapan kurum, ilköğretim çağındaki yetim ve öksüz çocuklar ile diğer ihtiyaç sahibi çocukları belirleyerek, yaklaşık 150 çocuğa benzer yardımlarda bulundu. Uygulamayı bu yıl da sürdüren kurum, yine 'ihtiyaç sahiplerinin kimsesi olmak' ve devlet kurumlarına başvuruları olmamasına rağmen yardıma muhtaç olduğu saptanan kişilere devletin yardım etmesi için İl Sağlık Müdürlüğü ile ortaklaşa bir çalışma gerçekleştirdi. Bu çalışmada ise 'aile hekimliği' uygulaması kapsamında hizmet veren doktorlarca yardıma muhtaç yetim, öksüz, yaşlı ya da kimsesiz kişilerin isimleri ile aileleri İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bildirildi. BU YIL DA İHTİYAÇ SAHİPLERİNE YARDIM EDİLECEK Bu kişi ya da aileleri incelemeye alan İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü görevlileri, 190 ailenin yardıma muhtaç olduğunu belirledi. Aile hekimlerince bildirilen diğer kişi ya da ailelerin yardıma muhtaç olup olmadığı ve kaç aileye yardım yapılabileceği konusundaki araştırmasını sürdüren İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, gerekli incelemelerin tamamlanması sonrası ihtiyaç sahiplerine para yardımının yanı sıra gıda ve sağlık yönünden yardımcı olacak. Trabzon İl Sosyal Hizmetler Müdürü Selim Çelenk, yaptığı açıklamada, kentin en ücra köşesinde yaşamını sürdüren yardıma muhtaç insanlara devlet olarak destek olmak için çalışma yürüttüklerini ifade etti. BİN 700 KİŞİYE EVEDE BAKIM YAPILDI Uygulamanın 'gelemeyene gideceğiz' anlayışı ve 'kimsesizlerin kimsesi' olma prensibi ile gerçekleştirildiğini anlatan Çelenk, amaçlarının ihtiyaç sahibi insanlara devletin şefkat elini uzatmak olduğunu söyledi. Çelenk, uygulama kapsamında, iş birliği yaptıkları kaymakamlıklar, Milli Eğitim va Sağlık Müdürlükleri tarafından belirlenen kişi ya da ailelerin kendilerine bildirildiğini ifade etti. Çelenk, kurum olarak mesai saati gözetmeksizin çalışarak yardıma muhtaç olanları tespit ederek, yardımcı olmaya çalıştıklarını kaydederek, 'Sosyal devletin gereği olan bu uygulama, devlet tarafından ilk kez Trabzon'da yürütülüyor' dedi. Uygulama ile sosyal çalışmacıların evlere tek tek giderek ailelerle yüz yüze görüşüp sosyal inceleme yaptıklarını anlatan Çelenk, yardımların inceleme sonucu yapıldığını ifade etti. Çelenk, ayrıca 2700 kişiye de evde bakım hizmeti verdiklerini sözlerine ekledi. 30.10.2009 622388 28. İstanbul Kitap Fuarı açılıyor Yurtiçi ve dışından 550 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunu buluşturacak "28. İstanbul Fuarı" yarın açılacak. TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş ve Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından Beylikdüzü'ndeki TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen fuarın açılış törenine, Uluslararası Yayıncılar Birliği Başkanı Herman P. Sprujit de katılacak. Sprujit, törenin ardından uluslararası fuarları ve yayıncılık sektörü üzerine bir panelde konuşacak. Yurtiçi ve dışından 550 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunu buluşturacak fuarda, uluslararası etkinliklerin yanı sıra, söyleşi, panel, şiir dinletisi, atölye ve çocuk aktiviteleriyle birlikte 297 etkinlik yer alacak. Ana teması "Kültürler Arası Diyalogda Çeviri" olarak belirlenen Fuarın "onur yazarı", şair, eleştirmeni ve çevirmen Cevat Çapan olacak. Fuar süresince Cevat Çapan'ın şiirleri, çevirileri ve yaşamı üzerine söyleşi ve panellerin yer aldığı etkinlikler yapılacak. Öğrenci, öğretmen ve emeklilere girişin ücretsiz olduğu fuara giriş ücreti lira olarak belirlendi. Fuar, Kasım'a kadar açık kalacak. Bu yılın yeniliği Fuarda bu yıl okurları karşılayacak önemli bir yenilik de ilk kez açılan "Uluslararası Salon" olacak. 27 ülkeden yayıncılar, editörler ve Yayıncılar Birliği temsilcilerinin yer alacağı "Uluslararası Salon", fuarın ilk günü 11.00-18.00 saatleri arasında açık kalacak. "Uluslararası Salon"a bu sene ilk kez Avrupa Kültür Merkezleri Finlandiya, Hollanda, Romanya, İsveç, İsviçre ve ortak bir stantla katılırken, salonun diğer katılımcıları Amerika Birleşik Devletleri, Bolivar Cumhuriyeti, Romanya ve 'dan yayıncılar ve editörler olacak. Bağımsız bir edebiyat topluluğu olan Literature Across Frontiers ise Bask, Çek Cumhuriyeti, Galler, Estonya, Macaristan, Katalonya, Litvanya, Letonya, İskoçya, İrlanda, Polonya, Portekiz ve Slovenya'yı temsilen fuara katılacak. "Uluslararası Salon" içinde bulunan forum alanı gün boyunca çok sayıda yazarı ağırlayacak ve sektörel etkinliğe ev sahipliği yapacak. Salon içinde ayrıca çevirmenlerin bir arada olacağı çeşitli çeviri etkinliklerinin düzenleneceği bir buluşma noktası olarak "Çeviri Merkezi" de bulunacak. "Uluslararası Salon", kitapseverlerin katılımına açık olacak. Fuarın yabancı konukları 28. İstanbul Kitap Fuarı, yurt dışından çok sayıda yazar, şair, eleştirmen ve çevirmeni ağırlayacak. İstanbul Kitap Fuarı'nın yurt dışından söyleşi ve imza günlerine katılmak üzere 51 yazar konuğu olacak. Kitapları uzun zaman çok satanlar listesinde yer alan yazar Adam Fawer, söyleşi ve imza saatiyle 31 Ekimde okurlarıyla bir araya gelecek. Türkçede özellikle harem ve padişah eşleri üzerine yazdığı romanıyla tanınan Amerikalı yazar Anne Chamberlin, Kasım'da okurlarıyla söyleşide bulunacak. Fuarın Amerikalı bir diğer konuğu ise yazar-senarist Richard Price olacak. Senarist Richard Price da Kasım'da bir panelde konuşacak. Mısır'da kadın hareketiyle ilgili önemli çalışmalar yapan ve muhalif kişiliğiyle tanınan Naw-al El Saadawi Kasımda, 'da yaşayan yazar Olivier Rolin ve David Gibbins 31 Ekimde okurlarıyla buluşacak. Türkiye üzerine yaptığı araştırmalar ve haberleriyle tanınan gazeteci-yazar Marc Semo ise Fransız Kültür Merkezi'nin davetlisi olarak 31 Ekimde Ahmet İnsel ile panele katılacak. 'dan fuara katılan şair Michel Cassir ve Gerard Augustin de Türk şairlerle şiir dinletisine katılacak. Latin Amerika üzerine incelemeleriyle tanınan yazar Richard Gott ve Türkiye'de Avrupa tarihi üzerine yazdığı araştırmalarıyla bilinen Hollandalı yazar Geert Mark Kasımda okurlarıyla bir araya gelecek. Kübalı yazar, şair ve kadın aktivist Nancy Morejon, Afrika ve İspanyol kültürlerinin Küba kimliğine etkileri üzerine söyleşiye katılacak. Romen yazarlar Gabriella Chifu ve Dan Cristea Modern, Romanya edebiyatı üzerine düzenlenen panelde konuşmacı olarak yer alacak. Çevirmenler de katılacak Bu yıl ana teması "Kültürler Arası Diyalogda Çeviri" olarak belirlenen "28. İstanbul Kitap Fuarı"na çok sayıda çevirmen de katılacak. Bunlar arasında, Avrupa Çevirmenler Birlikleri Federasyonu Başkanı Martin de Haan, Maureen Freely, Hanneke van der Heijden, Ingrid Iren ve Rafael Carpintero bulunuyor. Ayrıca, Tanpınar Festivali kapsamında Türkiye'de bulunan Carme Riera ve Bernardo Atxaga (), Valter Hugo Mae, Ingo Schulze (), Olga Tokarczuk, Frank Westerman, Norman Manea ve Dan Lungu (Romanya) da fuarda yer alacak. Türk okuyucuların üzerine yazığı kitabıyla tanıdığı İtalyan yazar Fabio Grassi ve 'dan katılan Dina Rubina, Çeviri Merkezi'nde düzenlenen etkinlikte konuşmacı olacak. Okuma etkinliği Word Express Edebiyat Okuması Yolculuğu'nun son ayağı da İstanbul'da yapılacak. Genç 20 yazar ve şairden oluşan proje kapsamında Adisa Basic (Saraybosna), Netalie Braun (), Christos Chryssopoulos (), Aleksandra Dimitrova (Makedonya), Milan Dobricic (Sırbistan), Adela Greceanu (Romanya), Anahit Hayrapetyan (Ermenistan), Uri Hollander (), Ivan Hriston (Bulgaristan), Katerina Illiopoulov (), Igor Isakovkski (Makedonya), Cladiu Komartin (Romanya), Mirt Komel (Slovenya), Owen Mortell (Galler), Roman Mundair (İskoçya), Makro Pogacar (Hırvatistan), Mina Simic (Hırvatistan) ve Ognjen Spahic (Sırbistan) Kasımda, Fuarda okuma etkinliği yapacak. Sergiler 28. İstanbul Kitap Fuarı Onur Yazarı Cevat Çapan'ın yaşamından fotoğraflardan oluşan "Uzaktan Yakına Cevat Çapan" sergisi, Fuar süresince gezilebilecek. Ağaoğlu Yayınevinin kurucusu Mustafa Kemal Ağaoğlu, ölümünün 10. yılında "Kültür Yaşamında Öncü Bir Girişimci: Mustafa Kemal Ağaoğlu" sergisi ile anılacak. Küratörlüğünü Jülide Bigat'ın yaptığı fotoğraf sanatçıları Uğur Ataç, Muhsin Akgün ve Adil Gültekin'in objektifinden Modalıların fotoğrafları "Modanın Yüzü" adlı ile İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansının düzenleyeceği geleneksel Türk sanatlarından oluşan "Bugünün Ustaları 2009" sergisi de Fuar sürecince görülebilecek. Rahmi Koç Müzesi "Yalvaç Ural Teneke Oyuncaklar" sergisi de Fuar sürecince açık olacak. İstanbul Sanat Fuarı da açılacak 28. İstanbul Kitap Fuarı, ARTİST 2009-19. İstanbul Sanat Fuarı ile eş zamanlı gerçekleştirilecek. Yurt içi ve dışından 100 sanat galerisi ve kurumunun katılacağı fuar, Kasım'a kadar açık kalacak. 19. İstanbul Sanat Fuarı Sanatçı Onur Ödülü sahibi ressam Muhsin Kart, 50. sanat hayatını bir ile kutlayacak. Koleksiyoner Onur Ödülü sahibi Lale ve Cengiz Akıncı'ya ait resim, heykel ve seramik yapıtları da Fuar kapsamında ilk kez sergilenecek. Artrium Sanatevi, Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun çok özel 110 tablosunu sergileyecek. "Bedri Rahmi 100. Yıla Doğru..." adlı sergideki tablolar, Bedri Rahmi'nin oğlu Mehmet Eyüboğlu'nun koleksiyondan oluşacak. Sergideki tüm eserler, koleksiyonerlerden toplanarak, ilk kez Fuar kapsamında sanatseverlere sunulacak. Gençlere Bedri Rahmi Eyüboğlu'nu tanıtmak hedefiyle hazırlanan sergide, ressamın özel eşyaları da sergilenecek. Sergi sürecince Bedri Rahmi'nin sesinden şiirleri dinletilecek ve ilk kez akademi diploması olan eseri de sergide görücüye çıkacak. Ressamın büyük aşkı Mari Gerekmezyan'ın yaptığı Bedri Rahmi büstü de sergide yer alacak. 19. İstanbul Sanat Fuarı "Sanatçı Onur Ödülü" Muhsin Kart'a, "Eleştirmen Onur Ödülü" Prof. Dr. Erhan Karaesmen'e, "Sanatsever Kurum Onur Ödülü" Kadıköy Belediyesine, "Koleksiyoner Onur Ödülü" Lale ve Cengiz Akıncı'ya Kasımda düzenlenecek törenle verilecek. 622167 'Soğuk onu durdurmuyor' Karakter boyutu 'Soğuk onu durdurmuyor' 30.10.2009 12:54 Demet Kutluay, önceki gün kızı İrem’le birlikte İstinye Park’ta alışveriş yaptı. Mekândan ayrılırken, İrem’in montunu giydiren Şener, “Soğuk ya da yağmur onu durduramıyor. İlla dışarıya çıkmak istiyor. Ben de kıramadım” dedi. -HT MAGAZİN-BARIŞ ENGİN 622106 Uçağın kanadı direğe çarptı Saat 08.20'de İstanbul'dan havalanan özel bir havayolu şirketine ait yolcu uçağı, Malatya Erhaç Havaalanı'na iniş yaptı. İnişin ardından aprona girmeye çalışan uçağın sol kanadı, pistin yanındaki aydınlatma direğine çarptı. Kazanın ardından yolcuların indirildiği uçak, bakım için aprona alındı. 622250 çocuk annesi gurbetçiden 14 gündür haber yok 14.04 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, çocuk annesi gurbetçiden 14 gündür haber yokCan ÖZLÜ/İZMİR, AADamatlarını suçlayan 'deki ailesi, hayatından endişe ediyor 'nın kentinde eşi ve çocuğuyla birlikte yaşamını sürdüren 37 yaşındaki Figen Çapkan'dan 14 gündür haber alınamıyor. Çapkan'ın şiddetili geçimsizlik yaşadığı eşi 42 yaşındaki İsmet Çapkan'a ulaşılamaması şüphelerini akla getirirken, kadının 'deki ailesi ise perişan. Ağabey Ahmet Kollar, “İsmet Çapkan daha önce de defalarca kız kardeşimi dövdü. Karakolluk oldular. İsmet Çapkan tedavisi görüyor ve şiddete eğilimi çok fazla. Kardeşimin hayatından endişe ediyoruz” dedi. Anne Aynnur Kollar ise “Kızım sağ olsaydı ne olursa olsun beni arardı. Yaşadığına dair umutlarımız azalıyor” dedi.Yirmi yıl önce İsmet Çapkan ile evlenen ve Almanya'nın Frankfurt kentine yerleşen Figen Çapkan'dan 14 gündür hiçbir haber alamayan İzmir'deki ailesi, Alman Konsolosluğu, İzmir Valiliği ve İl 'ne müracaat etti. Cumhuriyet Başsavcılığı'na da şikayet başvurusunda bulunan aile, Figen Çapkan'ın esrarengiz şekilde ortadan kaybolmasıyla gelecek iyi bir haberi beklemeye başladı.Üzüntüye boğulan acılı anne Aynur Kollar, baba Ergun Kollar ve ağabey Ahmet Kollar, Figen Çapkan'ın eşi ile sürekli kavga ettiğini ve öldürülmüş olabileceğini iddia etti. EN SON 17 EKİM'DE ARADI İddialara göre, Figen Çapkan en son 17 Ekim sabahı 'daki kız kardeşi Şükran Yılmaz'ı telefonla aradı. Konuşmalar sırasında arkadaki tartışma seslerini duyan Şükran Yılmaz, bunun nedenini sordu. sırada telefon kapandı, bir daha görüşme yapılamadı. Figen Çapkan'ın, bir nakliye şirketinde çalışan eşi İsmet Çapkan ertesi gün Şükran Yılmaz'ı arayarak, eşi ve yaşındaki kızları Cansu Çapkan'ın 'de olup olmadığını sordu. Şükran Yılmaz gelişmeleri, İzmir'deki anne ve babasına bildirdi.Kızlarının kaybolduğunu ilk zaman haber alan acılı aile, Figen Çapkan'ın, kızı Cansu ile birlikte bir sığınma evine gittiğini düşündü. 19 Ekim'de Alman Frankfurt Konsolosluğu'na konuyla ilgili e- mail yollayan ağabey Ahmet Kollar, kız kardeşinin herhangi bir sığınma evinde olmadığını öğrendi.Alman polisi, konu ile ilgili olarak devreye girdi ve Figen Çapkan ile kızı Cansu Çapkan'ı aramaya başladı. 23 Ekim günü Cansu Çapkan'ın 'da bulunduğu ortaya çıktı. Almanya'ya getirilen yaşındaki Cansu, verdiği ifadede, kendisini Adana'ya, babasının patronunun bir yakınının getirdiğini söyledi. Havaalanına kadar babasının da geldiğini iddia etti. Cansu'nun, kendisini Adana'ya getirdiğini iddia ettiği Fatih adlı kişi gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldı. Küçük Cansu ise Alman polisinin himayesine alındı. EVİNDE VE KİMLİKLERİ BULUNDU Küçük kızın bulunmasının ardından, esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolan Figen Çapkan'ın hayatta olup olmadığı şüphesine kapılan İzmir'deki ailesi, İsmet Çapkan'a ulaşmaya çalıştı. Çapkan'ın, olayların ardından bir kez Adana'ya giriş yaptığı ve yurt dışına tekrar çıkmadığı öğrenidi. Çiftin Almanya'daki evinde yapılan aramada da Figen Çapkan'ın kimlik ve pasaportuna ulaşılması, genç kadının Türkiye'ye dönme ihtimalini ortadan kaldırırken, Çapkan'ın İzmir'de yaşayan ailesinin de kızlarına defalarca şiddet uygulayan, hastanelik eden İsmet Çapkan'ın kızlarını öldürmüş olabileceği iddialarını da güçlendirdi. ŞİZOFRENİ TEDAVİSİ GÖRÜYOR İsmet Çapkan'a ve onun Aydın'da yaşayan ailesine ulaşmaya çalışan Kollar ailesi, İsmet Çapkan bulunmadan bu esrarengiz olayın çözülemeyeceğine inanıyor. Ağabey Ahmet Kollar, “İsmet Çapkan daha önce de defalarca kız kardeşimi dövdü. Karakolluk oldular. 1.5 yıldır geçimsizlik sıkıntıları var. İsmet Çapkan şizofreni tedavisi görüyor ve şiddete eğilimi çok fazla. Kardeşimin hayatından endişe ediyoruz. Bir eve kapatıp rehin de almış olabilir, hunharca katletmiş de olabilir. Edindiğimiz bilgilere göre İsmet Çapkan 'dan sığınma istemiş ama kabul edilmemiş. Çiftin en büyük çocukları Volkan da olayın ardından bizi aradı ve ‘Babam Türkiye'ye geliyor. Ayağınızı denk alın’ tehdidinde bulundu. Emniyet'ten koruma talep ettik. Bu adamın biran önce bulunup, kardeşimin ölü ya da sağ ortaya çıkartılmasını istiyoruz” diye konuştu.Anne Aynnur Kollar ise “Kızım sağ olsaydı ne olursa olsun beni arardı. Yaşadığına dair umutlarımız azalıyor” dedi. Anneler yanından ayıramayacak. ... 621851 Tek tuşla emekli aylığı bağlanacak İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ Tek tuşla emekli aylığı bağlanacak ANKARA Memurların emekli olmak için Ankara'ya gitme zorunluluğu ortadan kalkıyor. Hizmet Takip Projesi'yle memurların bütün işlemleri görev yaptığı kurum ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında bilgisayar üzerinden yapılacak. Proje pilot olarak Diyanet İşleri Başkanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü personeli için başlıyor. İlk etapta polisler ve Diyanet bünyesinde çalışanların hizmet dökümleri elektronik ortama atılacak. Kamu çalışanları hizmet döküm belgesiyle kapı kapı dolaşmaktan kurtulacak. Elektronik imzanın kullanılacağı sistem 2010 yılında yaygınlaşacak. Memurlar oturdukları yerden tek tuşla emekli olabilecek. Cihan Haber Ajansı'nın 19 Ağustos 2009 tarihli "e-devletten memura: Primlerinizi toplayıp Ankara'ya müracaat edin" başlıklı haberinin ardından düğmeye basıldı. Cihan'ın gündeme getirdiği sıkıntıya göre memurların emekli olurken önceki döneme ait primleri gösteren hizmet cetvelini Ankara'ya getirme zorunluluğu aranıyordu. Haberde, Çalışma Bakanı Ömer Dinçer'in e-devlet ve bürokrasiyi azaltma çalışmalarına rağmen bu tür uygulamanın kamu çalışanlarını zorda bıraktığına dikkat çekiliyordu. Söz konusu haberin ardından harekete geçen SGK yönetimi, milyondan fazla memuru mutlu edecek müjdeyi verdi. Hizmet Takip Projesi (HİTAP) ile hizmet ve emeklilik ayağına ilişkin program çalışmalarına yeniden başlandı. Proje çerçevesinde pilot uygulama için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'in talimatıyla Diyanet İşleri Başkanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü seçildi. Buna göre ilk olarak polis ve diyanet mensuplarının primleri bilgisayar ortamına geçilecek. EMEKLİLİK BELGESİYLE KAPI KAPI DOLAŞMA BİTECEK HİTAP ile Emekli Sandığı çatısı altında çalışan sigortalıların hizmet başlangıcından itibaren bütün bilgileri internet ortamına atılacak. Bu bilgiler bilgisayara kaydedilirken memurlara herhangi bir şart koşulmayacak. Tek tuşla emeklilik için şu bilgiler tozlu raflardan sanal ortama girilecek: "Emeklilik keseneğine esas aylıkları ile kazanılmış hak aylıklarının tespitine ilişkin olarak öğrenim durumu bilgisi, askerlik bilgisi, diğer sigortalılık hallerine ait bilgileri, fiili hizmet ve itibari süresine ait bilgileri, ek gösterge bilgisi, makam, görev, temsil tazminat ve borçlanma bilgileri olmak üzere tüm hizmetleri." Söz konusu dökümlerin internet ortamda alınmasıyla memurlar çalıştıkları kurumlarınca emeklilik belgesi gönderilmeksizin aylığa bağlanacak. Öğretmen için Milli Eğitim Bakanlığı, polis adına Emniyet Müdürlüğü doktor için Sağlık Bakanlığı Kamu Görevlileri Emeklilik İşlemleri Dairesi Başkanlığına emeklilik belgesi gönderilmesi sona erecek. Taranmış fotoğraflarla birlikte emeklilik sevk onayı gecikme olmaksızın elektronik imza ile birlikte yapılacak. Emekli aylığı en kısa sürede bağlanacak. ON-LİNE EMEKLİLİK 2010 YILINDA Sosyal Güvenlik Kurumu'nun verdiği bilgiye göre bütün kamu kurumları sisteme dahil edilerek, sigortalıların bilgileri elektronik ortamla alınacak. Hizmet Takip Projesi programının 30 Haziran 2010 tarihi itibarıyla pilot kurumlarla test ortamında veri alışverişine başlanacak. 31 Aralık 2010'da ise söz konusu sigortalıların hizmet kayıtlarının on-line olarak alınmasını sağlanacak Tüm sigortalıların bilgileri elektronik ortama atılana kadar eski uygulamaya devam edilecek. Bu süre içinde memurların kurumlarından hizmet belgesi istenilmeyecek. Elektronik ortamda gelen belgeye göre emekli aylığı hesaplanacak. 30.10.2009 EKONOMİ 622566 İzmir'de fırtına uyarısı 16.31 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'de uyarısı Valiliği, bugün akşam saatlerinde beklendiğini bildirerek, gerekli tedbirlerin alınması konusunda uyarıda bulundu. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, bölgede etkili olan "fırtınamsı" rüzgarın saat 18.00 itibarıyla fırtınaya (60-75 km/s), yarın da kuvvetli fırtınaya (75-90 km/s) dönüşerek etkisini Kasım Pazartesi günü saat 18.00’e kadar sürdüreceği belirtildi. Fırtınanın yol açabileceği çatı uçması, soba zehirlenmesi, ulaşımda ve balıkçılıkta oluşabilecek aksamalar gibi olumsuzluklara karşı gerekli tedbirlerin alınması istendi. Anneler yanından ayıramayacak. ... 621931 İran'la anlaşma tüketicinin gazını indirecek Hüseyin Özay'ın haberi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, İran ziyareti sırasında imzalanan enerji anlaşması, bir dönem Türkmenbaşı’nın Mesut Yılmaz’a attığı fırça ile gündeme gelen ‘ucuz Türkmen gazının’ kapısının açılmasını sağladı. Anlaşmayla Türkmen gazında yaşanan ‘geçiş sıkıntısı’ İran alternatifi ile çözümlenmiş oldu. Türkmen gazı, İran topraklarında inşa edilecek boru hattı ile Türkiye’ye getirilecek. Bilindiği gibi Türkiye ile Türkmenistan arasında, “Hazar Geçişli Türkmenistan-Türkiye-Avrupa Doğalgaz Boru Hattı Projesi”ne ilişkin anlaşma, 1998 yılında imzalandı. YILMAZ’IN FIRÇA YEDİĞİ PROJE Anlaşmaya göre, hattan 30 milyar metreküplük gaz taşınacak. 30 milyar metreküpün 16 milyar metreküplük kısmı Türkiye’de kullanılacak. 14 milyar metreküpü de Avrupa’ya ihraç edilecek. Türkiye aynı dönemde, Rusya ile de Mavi Akım anlaşması imzaladı. Türkmenistan ise Mavi Akım anlaşması nedeniyle Türkiye’ye büyük tepki göstermişti. Hatta anlaşmanın imzalanmasının ardından Türkmenistan’a ziyarete giden dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ve Enerji eski Bakanı Cumhur Ersümer, Türkmenbaşı’nın ‘gaz fırçası’ ile karşı karşıya kalmıştı. Hafızalardan silinmeyen gaz fırçasında, Türkmenbaşı, Mesut Yılmaz’a, “Bizden 40 dolara gaz almıyorsunuz. Ruslardan 240 dolara gaz alıyorsunuz” demişti. Söz konusu proje, Hazar Denizi’nin altından boru hattının inşasına izin verilmemesi nedeniyle, bugüne kadar hayata geçirilemedi. İRAN ANLAŞMASI YENİ KAPI AÇTI Türkiye’nin İran ile yaptığı anlaşma ile yıllardır Hazar Denizi’ndeki sıkıntı nedeniyle hayata geçirilemeyen Türkmen gazı projesi de canlanmış oldu. İran ile yapılan anlaşmaya göre, Türkmen gazı, İran topraklarında yapılacak boru hattı ile Türkiye’ye getirilecek. BOTAŞ yetkilileri, halen İran’ın gazın büyük kısmını Türkmenistan’dan aldığını belirterek, Türkiye’ye satılan gazın da bir ölçüde İran gazı değil, bu gaz olduğunu kaydettiler. İran ile Türkmenistan arasında inşa edilen boru hattına paralel yeni bir hat yapılarak, Türkmen gazı Türkiye’ye getirilecek. Türkmen gazının gelmesi ile birlikte, Türkiye Azerbaycan’dan daha ucuz bir gaz alma imkanı elde edecek. Pars gazının yarısının satış hakkı Türkiye’nin oluyor Enerji Bakanı Taner Yıldız, İran’la varılan anlaşma ile ilgili şunları söyledi: “İran’da Anayasa gereği petrol ve doğalgaz yataklarının mülkiyet devri söz konusu değil. Bu konuda yaptığınız saha çalışmalarında oranın kullanım hakkını alıyorsunuz. Bir nevi satış hakkını alıyorsunuz belli oranlarda. Biz mesela oradan çıkan gazın yarısının satış hakkını almış oluyoruz. Tabii bunun şartları, fiyatları daha sonra görüşülerek, konuşulacak. Hangi şartlarda ve hangi fiyatlarda alınacağı konusunda öncelikle saha çalışması yapacağız. Saha çalışması sonucunda bir rezerv belirlenecek ve rezervler TPAO’nun kabiliyet alanı içerisinde kalan ve deniz altında 100-150 metre kadar rahat çalışılabilecek platformlarla yapılabilecek bir şey. Sonra üretim sondajlarına geçme aşamasında buradan çıkan gaz miktarı belli olacak ve üretim aşamasına geçilecek.” Öte yandan, İran ile doğalgaz çalışmalarına kasım ayının ilk veya ikinci haftasında başlanacağı öğrenildi. Bir imza ile üç kuş Türkiye ile İran arasında imzalanan enerji anlaşmasında üç ana esas bulunuyor. Anlaşma ile Güney Pars sahasındaki bazı doğalgaz sahaları TPAO’ya tahsis edilecek İran doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınacak. Türkiye, Türkmen gazını da İran toprakları üzerinden Türkiye’ye getirecek. Teknik anlaşma neden imzalanmadı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, İran’a yaptığı ziyaret sırasında, mutabakat zaptının dışında, projelerle ilgili teknik anlaşmalarında imzalanması bekleniyordu. Teknik anlaşmalarda, doğalgaz boru hattı projelerinin ne kadarlık kısmının İran ve Türkiye taraından yapılacağı, boru hatlarının ne olacağı, boru hatları için geçiş ücretinin ne olacağı gibi hükümler yer alacaktı. Ancak iki ülkenin Enerji Bakanlığı yetkililerinin, tüm çalışmalarına rağmen, teknik detaylar üzerindeki görüşmeler sonuçlandırılamadı. Türkiye’de ileride sıkıntı yaşanmaması için, teknik anlaşmalar üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından, teknik anlaşmaların imzalanmasını istedi. İki ülkenin uzmanları çalışarak, teknik detayları belirleyecekler. Türkiye Nabucco’ya gaz buldu Rus Kommersant gazetesi, Başbakan Erdoğan’ın İran’a yaptığı ziyaret ve imzalanan doğalgaz anlaşmasına geniş yer ayırdı. “Ankara Nabucco için İran’da doğalgaz buldu” başlığı ile yayınlanan haberde Rusya’nın Avrupa pazarında konumunun zayıflayacağına dikkat çekilirken, Nabucco’nun ‘Güney Akım’dan önce bitebileceği öngörüsünde bulunuldu. Kommersant’a konuşan uzmanlar, Washington’un karşı çıkmadığı anlaşma ile İran doğalgazının Nabucco doğalgaz boru hattının temel kaynağı olacağı belirtiyor. Gazetenin yorumuna göre, eğer anlaşma uygulanırsa bu durumda Rusya’nın Avrupa doğalgaz piyasasındaki gücü de darbe alacak. İRAN GAZI GÜVENLİ KAYNAK Kommersant “Ankara ve Tahran arasındaki anlaşmalar yerine getirilse, bu durumda Türkiye’nin Güney Pars’tan almayı düşündüğü doğalgaz Nabucco için ilk etapta fazlasıyla yeter. Bu ise şu anlama geliyor: Rusya’yı by-pass ederek Hazar gazının AB’ye yönelik sevkiyat güzergahı olmasını amaçlayan Nabucco güvenli (İran doğalgazı) kaynağına kavuşabilir” yorumunda bulundu. Gazprom konumundan emin Rus Kommersant gazetesine göre, Rus Gazprom, Türk-İran anlaşmasının AB’deki konumunu tehlikeye sokacağını düşünmüyor. Kommersant’a konuşan Gazprom Sözcüsü Sergey Kupriyanov “Bu anlaşmayı biz sadece ortaklarımızın gerçekleştirmeyi planladığı birçok projeden biri olarak görüyoruz” diye konuştu. Star gazetesi-CN 621845 Vali'den Vanlılara: Cejna we pirozbe Yahya ÖYLEK'in haberi Türkiye demokratik açılımı tartışırken Van Valiliği atandığı günden bu yana yaptığı uygulamalarla dikkat çeken Vali Münir Karaloğlu, Cumhuriyetin 86. yılı kutlamaları kapsamında düzenlediği Cumhuriyet Şöleninde Berdan Mardini Türkçe -Kürtçe Konser verdi. Kürt kökenli Sanatçı Berdan Mardini'nin sahne aldığı konserde binlerce Vanlı ellerinde Türk bayraklarıyla eğlendi. Türkiye'de ilk kez Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında verilen Kürtçe konseri TRT Şeş'ten canlı olarak yayınlandı. Cumhuriyet Şöleni etkinlikleri kapsamındaki konser Beşyol Kavşağı'nda yapıldı. Konserden saatlerce önce yerini alan binlerce Vanlı Berdan Mardini konseri öncesi mahalli sanatçıların Kürtçe şarkılarıyla eğlendi. Polisin güvenlik tedbiri aldığı konser alanında vatandaşlara Türk bayrağı dağıtıldı. Berdan Mardini 23 kişilik orkestra ekibiyle sahne aldı. VALİ KARALOĞLU, VANLILARIN BAYRAMINI KÜRTÇE KUTLADI Vali Münir Karaloğlu, AK Parti Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ceylan konseri bir süre izledi. Vali Karaloğlu, Sanatçı Berdan Mardini'ye bir çiçek vererek konsere emeği geçen TRT yönetimi ve ekibine teşekkür etti. Vali Karaloğlu, Vanlıların Kürtçe ve Türkçe olarak kutladı. Vali Karaloğlu'nun 'Bayramınız Kutlu olsun' Kürtçe karşılığı olan 'Cejna we pirozbe' söyleminin beğenen Sanatçı Mardini, bunu Vali Karaloğlu'na tekrarlattı. Karaloğlu, bu toprakları üzerinde en büyük kazanımın Cumhuriyet olduğunu belirterek, "Cumhuriyeti birliğimizi, dirliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşliğimiz koruyarak sonsuza kadar yücelterek geliştireceğiz" diyerek bu konuda alandaki vatandaşlardan söz aldı. SANATÇİ MARDİNİ, ARTIK ANALAR AĞLAMASIN Berdan Mardini, Mezopotamya bölgesi yıllarca çok acı çektiğini ifade ederek, bu acıyı paylaştığını kaydetti. Mardini, "Ama yeter artık ne analar, ne evlatlar ağlasın. Hiç kimse ağlamasın. Herkes bugünkü gibi dilini, dinini özgürce yaşayabilsin. Benim gibi Cumhuriyete inanmış sanatçılar olarak, bunlar artık son bulsun istiyoruz. Cumhuriyet hiç kimsenin değil, hepimizin. Cumhuriyet, Türklerin, Kürtlerin, Arapların Çerkezlerin bu ülkede yaşayan herkesindir. yüzden Cumhuriyeti korumamız gerektiğine inanıyorum" şeklinde konuştu. Mardini seslendirdiği Türkçe ve Kürtçe şarkılarla alanı dolduran binlerce kişiyi eğlendirdi. Zaman zaman Sanatçı Mardini'ye ulaşmak isteyen bazı hayranları platforma yaklaşmak isteyince izdiham oluştu. Polis izdihamın oluşmaması için barikatlar kurdu. Konser devam ederken kutlamalar kapsamında havai fişek gösterisi yapıldı. Yapılan havai fişek gösterisi gök yüzünü renk cümbüşüne çevirdi. Sanatçı Mardini zaman zaman konserini ara vererek havai fişek gösterisini izledi. Vatandaşlar Cumhuriyet kutlamaları kapsamında ilk kez verilen Türkçe-Kürtçe konserden dolayı memnuniyetlerini dile getirdiler. Saat 19.00'da başlayan konser yaklaşık saat sürdü. 622753 'Kümelenmede üniversite-sanayi işbirliği yapsın' 'Kümelenmede üniversite-sanayi işbirliği yapsın' Gaziantep'in girişimcilik ruhunu geleceğe taşımak maksadıyla hazırlanan Genç Girişimcilik Kongresi'nin Gaziantep paneli, MÜSİAD Gaziantep Başkanı Sadullah Tayşi, Gaziantep Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Yavuz Çoşkun, GSO Başkanı Nejat Koçer ve Zieve Üniversitesi Mütevelli heyet Başkanı Taner Nakıboğlu'nun katılımıyla Gaziantep Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi konferans salonunda gerçekleşti. KADİR AKKURT GAZİANTEP “Üniversite-Sanayi Isbirliği ve Teknokentler” konusunun işlendiği panelde konuşan MÜSİAD Gaziantep Başkanı Sadullah Tayşi, 1980'li yıllardan itibaren batı ekonomilerinde konuşulmaya başlayan “Kümelenme” kavramının ülkemizde verimlilik ve rekabet gücünün artırılması anlamında daha çok konuşulmaya başlandığını söyledi. Kümelenmelerin rekabet gücünü arttırmak ve küresel rekabetin güçlü oyuncular olmalarını sağlamak için ilimizin yüksek öğrenim kurumlarına büyük görev düştüğünü belirten Tayşi, "Üniversite sanayi işbirliğini slogan olmaktan çıkarıp hayata geçirme arzusunda olan yeni üniversite yönetimlerimize de yakın işbirliği içerisinde Arge, Ürge ve teknolojik bilimsel destekler yönünde önemli çalışmalar yapılacağına inanıyoruz. İlimizin küresel anlamda ekonomik var olma mücadelesi için iş dünyamız, STK, mülki idaremiz, üniversitelerimiz aheng içinde uyumlu çalışmalarını sürdürmelidir. İlimizin teşebbüs ruhu güç, gaye ve hedef birliği içerisinde geleceğe taşınmalıdır." dedi. 30.10.2009 621289 Azeri bakandan Ermenistan'a sert uyarı Azerbaycan Savunma Bakanı Sefer Abiyev, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın, Azerbaycan'ın Ermeni işgali altındaki topraklara yapacağı ziyareti eleştirerek, ''Sarkisyan'ın bu toprakları ziyaret etme hakkı yoktur, eğer ziyaret ederse, bu onun (bölgeyi) son ziyareti olabilir'' dedi. Azerbaycan basınında yer alan haberlere göre, Ermenistan güçlerinin son zamanlarda çok sayıda askeri tatbikatlar yaptığı yönündeki soruyu Abiyev,''Biz her şeyi iyi biliyoruz. Düşman aktifleşemez'' diyerek yanıtladı. ''Azerbaycan ordusu işgal altındaki toprakları kurtaracak güce sahiptir'' diyen Abiyev, ayrıca Kasımda Türkiye'den bir askeri heyetin Azerbaycan'ı ziyaret edeceğini bildirdi. AA 621390 Gaziantep'te şok sürüyor OSMAN TANBURACI Gaziantep'te şok sürüyor Denizlispor'a yenilerek Türkiye Kupası'na veda eden Gaziantepspor'da şok yaşanıyor. Basın Sözcüsü Mehmet Kızıl, “Turu geçebilirdik. Julio Cesar'ın kaçırdığı penaltı, maçın kırılma noktasıydı” dedi. 30.10.2009 SPOR 622335 Domuz gribine 5700 kurban Domuz gribine 5700 kurban 30.10.2009 15:21Dünya Sağlık Örgütünden (WHO) yapılan açıklamada, son bir haftada 700 kişinin ölümüyle dünyada ölü sayısının en az 5700'e yükseldiği belirtildi. Örgüte göre en fazla ölüm 4175 kişiyle Kuzey ve Güney Amerika kıtalarında yaşandı. WHO daha önceki açıklamasında, 195 ülke ve bölgede en az 5000 kişinin öldüğünü kaydetmişti. Bu arada üç kişinin hastalık nedeniyle yaşamını yitirdiği Türkiye'de bugüne kadar 1602 domuz gribi vakası tespit edildi. Sağlık Bakanlığı, Türkiye'de bugüne kadar tespit edilen vaka sayısının bin 602'ye ulaştığını, 25 kişinin tedavisinin hastanelerde sürdüğünü açıkladı. Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, ilk vakanın belirlendiği 15 Mayıstan bu yana ülkede toplam bin 602 vaka tespit edildiği bildirildi. Bu sayının bugün itibariyle Türkiye'de var olan değil, sürecin başlangıcından bu yana tespit edilen toplam vaka sayısı olduğu vurgulandı. AFP 622491 Kültürel Zenginliğimiz Fransa'da : Kültürel Zenginliğimiz Fransa'da Ressam Metin Asağ'ın sergisinde, Türklerin, Çin'in batısından Balkanlara kadar uzanan coğrafyada yayılan kültürel zenginliği gözler önüne seriliyor. Yayına Giriş: 30.10.2009 11:00:13 Güncelleme: 30.10.2009 12:26:26 Fransa'da devam eden "Türkiye Mevsimi" etkinlikleri çerçevesinde ressam Metin Asağ'ın, "Les turcomanies de Metin Asağ" konulu resim sergisi açıldı. "Galerie Celal" sergi salonunda açılan sergi, 27 Kasım tarihine kadar açık kalacak. Serginin açılışı izin düzenlenen kokteyle, Fransız sanat severler yoğun ilgi gösterdi. Sanatçının eserleri arasında, Ayasofya'da 16.yüzyılın izlerini taşıyan çalışmaları, 4. yüzyıl Bizans dönemi öncesi ve sonrası mozaikleri, Selçuklu döneminden ve günümüze kadar çok iyi tasarlanmış desen ve çiniler, el yazması eserler, miğfer örnekleri ile bazı Osmanlı sultanlarının portrelerinin yanı sıra, Napolyon'un Mısır seferini yeniden yorumladığı tablosu yer alıyor. Sergide ayrıca, 1856'da Ruslara karşı Kırım üçlü ittifakının (Fransa, Osmanlı ve İngiltere'nin) anlatıldığı büyük ebat çalışmaları, Osmanlı dönemine ait tılsımlı gömlekler, seccadeler, kaftanlar, hatlar, ibrik ve maşrapalar, kalkanlar, at alınlıkları, tuğralar, Zeugma ve Büyük İskender ile kraliçe Teodora'nın mozaikleri de var. Asağ'ın deforme edilmiş figürler ve eskitilmiş yüzeyler ile oluşturduğu özgün yorumunda, birbirinden değerli eser örnekleri bulunuyor. Sergide sanatçının eserleriyle, Türklerin, Çin'in Batısından Balkanlara kadar uzanan coğrafyada "Bin Yıllık Yolculuğu" boyunca yaşadığı kültür-sanat ortamı, İstanbul'dan Avrupa'ya ve daha uzaklara yayılan kültürel zenginliği gözler önüne seriliyor. Ressamın eserlerinde, tarihe ve geniş bir coğrafyaya ışık tutularak, geniş bir dönemi kapsayacak şekilde Türk tarihi ve kültürüne ilişkin zengin içerikli tarih projesi ile İslam kültürü konusunda da ayrıntılı bilgi veriliyor. Ressam Asağ, "Türklerin, Anadolu'ya gelişleriyle süren tarihi gelişimini ve bin yıllık yolculuğun izlerinin görülebileceği İstanbul'a ait pek çok önemli eserin de sergide yer aldığını" söyledi. 622747 Mardin'de domuz gribine karşı seferberlik Mardin'de domuz gribine karşı seferberlik Mardin Belediyesi, domuz gribine karşı önlem almak için eylem planını devreye sokuyor. Sağlık Müdürlüğü ile ortaklaşa hazırlanan eylem planı kapsamında; okullara sıvı sabun dağıtılacak, toplu taşıma araçları dezenfekte edilecek, 30 bin el ilanı dağıtılacak, bilboardlarla uyarılar yapılacak. MEHMET ATAY MARDİN Domuz gribine karşı alınması gereken önlemleri hızla uygulamaya geçireceklerini söyleyen Mardin Belediye Başkanı Mehmet Beşir Ayanoğlu,”Halkımızın sağlığı için üzerimize düşen görevleri hiç vakit kaybetmeden yerine getireceğiz.Bu konuda Sağlık Müdürlüğü ile ortaklaşa eylem planı hazırladık.”dedi. Mardin Belediye Başkanı Mehmet Beşir Ayanoğlu, okul ve ulaşım araçlarında domuz gribinin yayılma riskinin daha fazla olduğuna dikkat çekerek, ”Okullara nisan ayına kadar sıvı sabun dağıtımı yapılacak.Şehiriçi ve şehirler arası toplu taşıma araçları periyodik olarak dezenfekte edilecek. Sözkonusu araçların sık sık havalandırılması için uyarılar yapacağız. ”şeklinde konuştu. DOMUZ GRİBİNE KARŞI 30 BİN EL İLANI Halkı domuz gribine karşı uyarıp tedbir alabilmelerini sağlamak için 30 bin broşürün dağıtılacağını söyleyen Başkan Ayanoğlu;” Domuz gribine karşı halkımızı bilinçlendirmek için 30 bin broşürün dağıtımını yapacağız.Ayrıca bilboardlarla uyarılar yapacağız.”dedi. Başkan Ayanoğlu, vatandaşların yapılacak uyarıları dikkate almalarını ve uygulayacakları tedbirler konusunda Mardin halkının kendilerine yardımcı olmalarını isteyerek; ”Önlem paketimizin amacına ulaşabilmesi için halkımızın uyarılarımızı dikkate alıp,söylenen önlemleri uygulamaları gerekir.Zaten belediye ekiplerimiz önlemlerin uygulanmasını çok sıkı bir şekilde denetleyecekler.” dedi. 30.10.2009 621660 Gizli belgeleri açıklama içtihadı! Hasan Pulur Olaylar ve İnsanlarGizli belgeleri açıklama içtihadı! 30 Ekim Cuma 2009 SORUŞTURMAYMIŞ, kovuşturmaymış, yargılanmaymış...   “İsteğe bağlı” hukuki deyimlerdir bunlar! Ne demek “isteğe bağlı” olmak? Bir şüphelinin, bir sanığın beraat etmesi ya da mahkûm olması bu aşamalardan sonra kararıyla kesinleşir, ceza infaz edilir. Bu, hukukun, yargılamanın genel kuralı... Şimdi ise özel bir dönem yaşıyoruz, isteğe bağlı... SORUŞTURMAYA, kovuşturmaya gerek yok, eğer “yandaş ”nın elinde gizli tutanağı varsa, yeter. Öyle uzun boylu sorguya, suale gerek yok, hemen hüküm veriliyor: “Vurun gitsin!” DAHA savcının bile görüp okumadığı kuşkulu “belgeler” çarşaf çarşaf yayımlanıyor. Hani soruşturmanın gizliliği esastı, hani yasaya göre, bunlar aleni duruşmada okunmadan önce yayımlanmazdı? Geçin bir kalem! Şöyle diyerek geçin: “Bu gizli belgelerin, hukuk dışı telefon dinlemelerinin toplumsal yararı varsa...” KİM bu içtihadın mucidi, müellifi? Yandaş medya... Peki, bu toplumsal yarar içtihadı yalnızca, adına denilen şüpheliler ve sanıklar için mi geçerli? GEÇEN gün yazdı, Başbakan ile bir işadamı arasında geçen konuşmayı açıkladı. Bu telefon görüşmesi de tabii Başbakan’ın ve işadamının haberi olmadan gizlice dinlenmiş ve kaydedilmiş. Bu telefon kaydını yayımlamanın toplumsal yararı var mıdır? İRTİCA ile eylem planının altındaki imza ıslak mı, kuru mu? Islak veya kuru, ona yargı karar verecek, oysa yargıdan önce, belgeyi sızdıranlar kararı çoktan verdiler. “Islak imza ihbarı”nı yapan kim? Herhalde yetkililerde kimliği vardır. Savcılığa gönderilen bu belgeyi kim açıklamıştır? Cumhuriyet Başsavcı Vekili da bilmiyor, postayla gelmiş... şöyle diyor: “Gizli soruşturma belgelerini basına verenleri ortaya çıkaracak, biz değil ilgili savcılıktır. Kim ne diyorsa, kim veriyorsa bu ortaya çıkarılmalıdır. Ortaya çıkarılmalıdır ki, bizler de eleştirilmeyelim.” Bizim de sorduğumuz o, başka bir şey değil. Kim gizli olması gereken belgeleri, kimin yararına açıklayıp yayımlatıyor? ALTINDAKİ imzanın yaş mı, kuru mu, ıslak mı olduğu tartışılan bu belgenin adı ne? “İrticayla Mücadele Eylem Planı” Şu “irtica” lafından da bir türlü kurtulamadık gitti. Hatırlar mısınız, bir partinin kapatılması davasında “irticanın odağı” demişti. Hangi partiydi bu parti, hatırladınız mı? (472 yazı) 621707 Meteorolojiden yağış uyarısı 07.20 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Meteorolojiden uyarısı üzerinden gelen soğuk ve yağışlı hava bugünden itibaren ülke genelinde etkili olacak. Devlet İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan ''Meteorolojik uyarı''ya göre, üzerinden gelen soğuk ve yağışlı havanın etkisine girecek. Marmara ve doğu bölgelerde kuvvetli ülke genelinde hava sıcaklığında hissedilir derecede azalma bekleniyor. Bugün ve hafta sonu boyunca ülke genelinde şöyle olacak: ''Bugün: Marmara, İç Anadolu, ile Doğu ve bölgelerinde aralıklarla ve şeklinde yağış geçişleri bekleniyor. Yağışların, Marmara'nın kuzeyi (sabah saatlerinde ve 'un öğleden sonra ve akşam saatlerinde İstanbul il geneli, Kırklareli ve Tekirdağ), Doğu Karadeniz kıyıları (Giresun, ve Hopa), Güneydoğu Anadolu'nun doğusu (Diyarbakır, Siirt) ile Muş, ve çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Rüzgarın öğle saatlerinden sonra Marmara'da kuzey ve kuzeydoğu (Poyraz) yönlerden kuvvetli (40-60 km/saat) olarak eseceği tahmin ediliyor. 31 Ekim Cumartesi: Marmara, İç Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yağış bekleniyor. Genellikle yağmur ve sağanak, gece saatlerinde ve Kırklareli çevrelerinde karla karışık yağmur ve yükseklerinde kar şeklinde görülecek yağışların, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya çevreleri başta olmak üzere Marmara bölge geneli ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun doğusunda (Diyarbakır, Batman, Mardin, Bingöl, Muş, Bitlis, Hakkari, Şırnak, Ağrı, Iğdır) kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Kasım Pazar: Yurdun büyük bir bölümünde devam edecek yağışların, Marmara'nın doğusu (İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Bilecik), Güneydoğu Anadolu, 'nun güney ve batısı, Doğu Karadeniz'in iç kesimleri (Gümüşhane, Artvin) ile ve çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor.'' Uyarıda, rüzgarın cumartesi ve pazar günleri Marmara, ve Batı Karadeniz'in batısında kuzey ve kuzeydoğu (Poyraz) yönlerden kuvvetli ve kısa süreli (50-80 km/saat) şeklinde eseceğinin tahmin edildiği ifade edildi. Hava sıcaklığının, hafta sonunda iç ve batı bölgeler başta olmak üzere ülke genelinde hissedilir derecede (5 ila derece) azalarak, mevsim normallerinin altında seyretmesinin beklendiği belirtilen uyarıda, Cuma günü ve hafta sonunda beklenen kuvvetli yağış, ani sıcaklık düşüşü ve kuzeybatı kesimlerdeki poyraz fırtınasının oluşturabileceği ani lokal taşkın, yıldırım düşmesi, çatı uçması, deniz ve kara ulaşımında aksamalar, gribal riski gibi olumsuz şartlara karşı dikkatli ve tedbirli olunması istendi. Anneler yanından ayıramayacak. ... 622336 Bakan Çubukçu da grip oldu 15.21 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Bakan Çubukçu da olduÖmür AVCI/GÜMÜŞHANE, Hastalığı nedeniyle, 'de okul ziyaretini iptal etti MİLLİ Eğitim Bakanı ’ye yaptığı bir günlük ziyarette okul gezisini, olduğu için iptal etti. Bir grup öğrenciyle Valilik’te görüşen ancak öpüşmeyen Çubukçu, Gümüşhane’nin özellikle kız çocuklarının eğitiminde geldiği noktanın gurur verici ve özendirici olduğunu söyledi. Çubukçu, gezisi boyunca yağan yağmurda da şemsiye kullanmadı ve kırmızı bir şalla başını örttü. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, bu sabah Anadolu Jet’e ait tarifeli uçakla ’a geldi. Yağmurlu bir havada Trabzon’a gelen Çubukçu, çıkışında korumasının şemsiye açmasına izin vermedi. Yeşil işlemeli pardösü, gül rengi çiçekli elbise ve kırmızı ayakkabı giyen Çubukçu, başını kırmızı bir şalla örterek yağmurdan korunmaya çalıştı. Gümüşhane Valisi ’nun makam aracıyla Gümüşhane’ye geçen Çubukçu, öğle yemeğinin ardından Valiliği ziyaret etti. Valilik girişinde ‘Haydi Kızlar Liseye’ kampanyası çerçevesinde Kız Teknik Meslek Lisesi’nde öğrenim görmeye başlayan kız öğrenci tarafından kendisine çiçek verilen Çubukçu, grip olduğunu belirterek çocukları öpmedi ve “Sizi uzaktan öpüyorum. Çabanızı ve okuma azminizi takdirle karşılıyorum” dedi. Valilik şeref defterini imzalayan Çubukçu daha sonra kız öğrencilerle birlikte Vali Enver Salihoğlu’nun makamına geçti. GÜMÜŞHANE'YE ÖVGÜ Çubukçu, burada yaptığı konuşmada, kız ve erkek çocuklarının okullaşmasında Gümüşhane'nin bayrağı önde taşıdığını belirterek, “Kız çocuklarında birincisi. Gurur verici ve özendirici bir durum. Bu kız çocukları meslek sahibi olduklarında önce kendilerini, ailelerini, çocuklarını sonra toplumu ve ülkeyi değiştirecekler” dedi. Çubukçu, valilik makamında karşısında oturan kız çocuklarına dönerek, “Onları okullarında ziyaret edecektim. Beni bekliyorlardı. Belki hayal kırıklığı yaşadılar ama grip enfeksiyonu geçiriyorum. Size geçsin istemedim. Sizi korumak adına gelmedim. yüzden burada gördüm” diye konuştu. Çubukçu’ya daha sonra Kız Sağlık Meslek Lisesi öğrencileri çiçek ve kendi üretimleri olan gümüş takı seti hediye etti. Bakan Nimet Çubukçu, valiliğin ardından Gümüşhane Belediye Başkanı Mustafa Canlı’yı makamında ziyaret etti. Yerel yönetimlere desteğin artırılmasını isteyen Başkan Canlı, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’ya ipekten dokunmuş Fatih Sultan Mehmet’in ’a girişinin resmedildiği bir halı hediye etti. 621400 F.Bahçe'ye maç Keita ve Bilica'ya OSMAN TANBURACI F.Bahçe'ye maç Keita ve Bilica'ya PFDK, derbide yaşananların faturasını kesti. F.Bahçe'ye maç seyircisiz oynama cezası gelirken Bilica ve Keita karşılaşmadan men edildi. Karşılaşma daha başlamadan Cristian ile Arda Turan, birbirine girmiş, bu olaylar sırasında yardımcı hakem Tarık Ongun'un da başına yabancı madde isabet etmişti. Olaylı Fenerbahçe-Galatasaray karşılaşmasının yankıları sürerken Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, dün yaptığı toplantıda derbide yaşanan olayları değerlendirdi. Yaklaşık saat süren toplantı sonrası cezalar belli oldu. Buna göre Fenerbahçe Kulübü'ne taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle resmi müsabakayı sahasında seyircisiz oynama cezası verildi. Sarı-lacivertli kulübün futbolcusu Bilica da rakip takım oyuncusuna yaptığı hareketten dolayı resmi müsabakadan men cezası aldı. Roberto Carlos'a attığı yumruk sonrası kırmızı kartla oyun dışı kalan Keita da PFDK tarafından resmi müsabakadan men cezasına çarptırıldı. Sarı-kırmızılı takım ayrıca taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle 15 bin, basın toplantısına futbolcu katılımı sağlayamaması nedeniyle de bin olmak üzere 20 bin TL para cezası aldı. BİLİCA BEŞİKTAŞ MAÇINDA YOK Bu hafta Kayserispor deplasmanına gidecek Fenerbahçe, 12. haftada Ankaraspor maçını bay geçecek. 13. haftayı da dışarıda oynayacak sarı-lacivertliler, 14. haftadaki Kasımpaşa ve 16. haftadaki Ankaragücü karşılaşmalarında seyircisiz mücadele edecek. Bilica ise, sırasıyla Kayserispor, Beşiktaş ve Kasımpaşa maçlarında forma giyemeyecek. 12. haftadaki Ankaraspor bay geçileceği için Bilica'nın cezası bu maçta işlemeyecek. Keita ise, Sivasspor, Diyarbakırspor ve Manisaspor maçlarında takımdaki yerini alamayacak. Fenerbahçe Kulübü'nün PFDK'nın bu kararına itiraz için Tahkim Kurulu'na başvurması bekleniyor. 30.10.2009 SPOR 622474 Fenerbahçe Kulübü'nden açıklama Fenerbahçe Kulübü'nden açıklama AA Giriş Saati 30.10.2009 13:53 Güncelleme 30.10.2009 13:58 Fenerbahçe Kulübü, medyada yer alan transfer haberlerinin gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Kulübün internet sitesinde yer alan açıklamada, ''Fenerbahçe'ye sürpriz aday: Gökdeniz'', ''Fabiano devre arası için yeşil ışık yaktı'' şeklindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığı kaydedilerek, ''Sezona çok iyi bir başlangıç yapan ve hedeflerine doğru adım adım ilerleyen kulübümüz bu tip transfer iddialarıyla, asılsız dedikodularla yıpratılmaya çalışılmaktadır. Büyük Fenerbahçe taraftarını ve spor kamuoyunu bu haberlere itibar etmemeye davet ediyoruz'' denildi. Yayın tarihi: 30 Ekim 2009 Cuma 622856 Kıbrıs'ta bu yıl çözüm zor 'ta sene sonuna kadar çözüm zor... Hem Türkiye'nin hem KKTC'nin hedefi tutmadı. Cumhurbaşkanı Gül ve KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat resmen açıkladı... Şimdi yeni hedef 2010'un Nisan ayı... Bu sürede Türkiye, adadaki çözüm için uluslararası toplumu harekete geçirme çabasında... Kritik görüşmelerden biri gelecek hafta... Dışişleri Bakanı David Miliband Ankara'ya geliyor... Türkiye'nin limanlarını Rumlara açma konusunda ise Ankara'nın tutumu değişti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet ali Talat ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında federasyonunun bir evrime tabi tutulması şeklindeki düşüncelerin realist olmadığını belirterek, "Bütün dünya kamuoyu tarafından bilinmeli ki Türkleri, hiçbir zaman Ada'da bir azınlık statüsünde asla olmaz" dedi. Gül, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Çankaya Köşkü'nde düzenlediği ortak basın toplantısında Türkiye için Türklerinin haklı meselesinin taşıdığı önemin bilindiğini ifade etti. Başbaşa ve heyetlerarası görüşmelerde geniş bir şekilde görüş alışverişinde bulunduklarını anlatan Gül, Talat'ın konusuyla ilgili gelinen noktada bilgi verdiğini kaydetti. Türkiye'nin KKTC Cumhurbaşkanı Talat'ı müzakerelerinde desteklediğini ve Türkü'nün vereceği kararın arkasında olacağını daha önce açıkladığını anımsatan Gül, Türk tarafının müzakerelere yapıcı bir şekilde başlamasından duydukları memnuniyeti dile getirdi. Gül, Türkiye'nin ve Türklerinin sorununun barışçı bir şekilde çözümü için elinden gelen her şeyi yaptığını ve bunu 2004 yılındaki referandumda tüm dünyaya ispat ettiğini belirtti. "Fırsat zaman kaybedildi" diyen Gül, sorunun devam etmesi ve Rum kesiminde yeni bir yönetimin gelmesi nedeniyle müzakerelere başlandığını anımsattı. Talat'ı müzakere sürecinde desteklediklerini yineleyen Gül, "Ümit ederiz ki bu müzakereler sorununa bir çözüm olur" dedi. Kalıcı çözüm... Cumhurbaşkanı Gül, müzakerelerin bir takviminin olması ve ne zaman sonuçlandırılacağının bilinmesi gerektiğinin altını çizerek, şöyle konuştu: "Bu konu açık uçlu olamaz. Onun için bizim arzumuz, bu yılın sonunda müzakerelerin neticelenmesi ve her iki tarafın halkının onayına sunulmasıdır. Müzakerelerin bu yıl sona ermesi mümkün görünmüyor ama 2010 yılı içerisinde makul bir sürede bunun bitmesini arzu ediyoruz ki müzakerelerin ciddi olduğuna bütün dünya kamuoyu inansın. Burada bulunacak çözüm kalıcı bir çözüm olmalıdır ve burada herkesin huzur içerisinde, bütün Kıbrıslıların barış içinde, iş birliği içerisinde yaşayabileceği bir çözüm olmasıdır. Bunun için de Birleşmiş Milletler parametrelerinin kesinlikle gözardı edilmemesi gerekir. Bunlar, iki kesimlilik, siyasi eşitlik ve yeni bir ortaklıktır. Bunu çözümün sağlıklı olması için söylüyorum. Son dönemdeki bazı söylemler üzüntü vericidir. Özellikle Rum kesiminden gelen söylentileri kastediyorum. federasyonunun bir evrime tabi tutulması şeklinde düşünceler realist olmayan şeylerdir. Bütün dünya kamuoyu tarafından bilinmeli ki Türkleri hiç bir zaman Ada'da bir azınlık statüsünde asla olmaz." Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Gül, Ada'da uygulanan izolasyonlarla ilgili bir soru üzerine, Türkiye'nin, her iki tarafa uygulanan izolasyonların aynı anda kaldırılması görüşünde olduğunu belirtti. Gül, Türkiye'nin bu görüşü her platformda ortaya koyduğunu anlatarak, "Tersini nasıl düşüneceksiniz. Birileri Türklerine ambargo uygulayacak, siz ona kaldıracaksınız. Bunlar siyasi açıdan önemli. Limanları, havaalanlarını açtığımızda Türk ekonomisi mi Rum ekonomisi mi büyük, bundan kimin faydalanacağını, kimi etkileyeceğini açıkça görürsünüz. Bunun siyasi bir anlamı olduğu için yapılması zor" diye konuştu. KKTC'de Nisan ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hatırlatılması ve cumhurbaşkanının değişmesi halinde Türkiye'nin yine destek verip vermeyeceğine ilişkin soruyu yanıtlarken de Gül, KKTC'de işleyen bir demokrasi olduğunu, halk iradesinin her zaman saygıyla karşılandığını kaydetti. En büyük irade... Cumhurbaşkanı Gül, KKTC'li bir gazetecinin, "Türkiye, 'ta da Ermeni açılımı gibi bir açılım yapabilir mi? 'Türkiye'nin 'müzakere sürecini destekliyoruz' söylemi gerçekten sonuç alıcı noktada kararlılık adımını beraberinde getirecek mi yoksa imaj önceliği mi var" sorusunu şöyle yanıtladı: "En büyük irade tanıyorum demektir, resmen tanımasıdır, büyükelçi bulundurmasıdır, burada da KKTC büyükelçisi bulunmasıdır, bayrakların dalgalanmasıdır. Bunun ötesinde büyük adım yok. Bunun ötesinde bazı şeyler yapılabilir. Bunlar ilgili kurumlarla ilgili. Sayın Talat müzakerelere ciddi biçimde hazırlandı. Türkiye bunları göstermelik yapmadığını zaten 2004'te dünyaya ispatladı. Türkiye, Türklerini, 'olmayacak şeyleri kabul ederek çözüm sağladık' gibi bir aldatma içinde olamaz. BM parametreleri bugün ortaya çıkmış değil. Yıllar içinde tartışıla tartışıla ortak kabul edilen fikirler. Bizim daha farklı fikirlerimiz de vardı. Nihayette uzlaşma göstererek BM parametreleri çerçevesi içerisine gelindi. İki kesimlilik dediğimiz şey bu. Başka alternatifler de var. Bu parametrelerin dışına çıkılırsa 'hayır' deriz." Gül, 'ın dışişlerinden sorumlu Devlet Bakanı Nezar Medeni'yi kabulünün ayrıntılarına ilişkin bir soru üzerine, Medeni'nin Kral Abdullah'tan bir mesaj getirdiğini, ancak bunun ne olduğunu söyleyemeyeceğini ifade etti. Talat'ın sözleri KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ise, sorununun bu yıl içinde çözüme kavuşturulmasının zor gözüktüğünü belirterek, "Öyle görülüyor ki, kısa sürede çözüm hedefi bir süre daha erteleniyor. 2009 sonunda bir çözüm gittikçe zor hale geliyor" dedi. Türkiye'nin desteğinin kendileri için çok önemli olduğunu belirten Talat, Türkiye'nin desteği ile aktif politikalarını ve çözüm için çalışmalarını sürdüreceklerini kaydetti.  " sorununun bu yıl içinde çözüme kavuşturulması için elimizden geleni yaptık" diyen Talat, "daha yoğunlaştırılmış müzakereler, takvim konmuş müzakereler, uluslararası toplumun, BM'nin daha fazla katılımının sağlandığı müzakereler" önerdiklerini, ancak Rum tarafının bundan kaçtığını belirtti. Talat, Rum kesiminin avantajlarını kullanarak hem Türkiye'nin ile olan ilişkilerini istismar ederek, hem de uluslararası tanınmışlığı ve üyesi oluşunu kullanarak, süreci daha uzun vadeye yayıp, kendi istediği gibi bir çözümü elde etmeyi hedeflediğini belirtti. Müzakerelerin 2010 başında, özellikle KKTC'de cumhurbaşkanlığı seçiminden önce sonuçlanmasının en önemli dilekleri olduğunu söyleyen Talat, "Bir an önce çözüm bütün uluslararası toplumun da arzusudur. Bu yöndeki politikamız devam ediyor" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Talat, müzakere sürecinde aktif olarak yer aldıklarını ifade ederek, Rum tarafının da ortaya koyduğu, makul olduğu sürece onların endişelerini de dikkate alan önerilerimizle süreci hızlandırmaya çalışıyoruz" diye konuştu. Bu konuda oldukça önemli adımlar atıldığını belirten Talat, birinci turu tamamladıklarını, birinci turun sonunda artık anlaşmazlık noktalarının hangileri olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Talat, şimdi bu noktaları azaltmaya ve bunlar üzerinde köprü kurmaya çalıştıklarını ifade etti. İkinci turda müzakereleri haftada ikiye çıkardıklarını kaydeden Talat, şunları söyledi: Rum tarafının Türkiye'nin süreci nedeniyle yıl sonunda yapılacak zirvesini bir anlamda kullanmak istemesi nedeniyle, ciddi ve büyük ilerlemeler henüz sağlayamıyoruz. Ancak süreç olgunlaşıyor. Bu süreci sonuçlandırmak bundan sonraki dönemde daha kolay olabilecektir. Yeter ki, iyi niyet olsun. Yeter ki, Rum tarafı da Kıbrıslı Türklerle eşit ortak olacağını hazmetsin. Bunu hazmedebildiği takdirde, olgunlaşan müzakere sürecinin ortaya çıkardığı gerçekleri ve farklılıklar üzerine köprü kurma imkanlarını değerlendirerek, kısa sürede çözümü sağlamamız mümkün olabilecektir inancındayım." Süreci ilişkin Türkiye ile istişare içinde olduklarını belirten Talat, Türkiye'nin desteğinin çok boyutlu olduğunu kaydetti. "Biz bir an önce çözümü arzuluyoruz" diyen Talat, BM parametreleri çerçevesinde varılacak çözümün, yaşayabilir ve Kıbrıslı Türklerin tekrar 1974 öncesine dönüşüne engel olacak bir çözüm olmasının hayatı derecede önemli olduğunu belirtti. Talat, "Bütün iyi niyetimiz ve bütün esnekliğimizle müzakereleri sürdürüyoruz" diye konuştu. Yeni bir yol haritası yok görüşmelerinde bundan sonra daha önceki görüşmelerden farklı bir strateji izlenip izlenmeyeceği" ve "müzakerelerden sonuç alınmaması halinde planının ne olduğu" sorusu üzerine Talat, yeni bir yol haritası çizmediklerini belirterek, "Böyle bir şey yok, biz müzakere sürecinin geldiği aşamayı değerlendirdik" dedi. Talat, Türkiye ile yapılan istişarelerin sürekli olduğunu, hemen her aşamada Türkiye ile istişare edilerek politikaların belirlendiğini, dün ve bugün yapılan görüşmelerde gelinen aşamanın değerlendirildiğini kaydetti. "Birçok öneri yapıldı bu dönem içerisinde, bu önerileri biz kendi değerlendirmelerimizle Türkiye'nin değerlendirmelerini bütünleştirerek bugüne kadar yaptığımız gibi yeni önerilerimizle süreci devam ettireceğiz" diyen Talat, araştırma yapıldığında Türk tarafının önerilerle ilgili açık bir üstünlüğünün olduğuna dikkati çekerek, iki taraf arasındaki uçurumu kapatacak önerilerin sürekli Türk tarafından geldiğini belirtti. Talat, "Benim değerlendirmeme göre yeni önerilerin sunulması yeni bir yol haritası olarak sayılmamalıdır" dedi. Müzakerelerin sonsuza kadar süremeyeceğini ve gerçekten bir takvime ihtiyaç duyduklarını belirten Talat, müzakerelerin uzun sürmesi halinde aşılamaz tıkanıklıkların ortaya çıkacağını sözlerine ekledi. Cumhurbaşkanı Talat, şunları kaydetti: "Birleşmiş Milletlerin aktif katılımıyla taraflara, parametrelerin dışına çıkıldığında uyarılarda bulunulmazsa ve tekrar parametrelere dönüşü yönlendirmezse, tarafların ilerleme kaydetmeleri kolay olmaz. Hele Rum tarafında yerleşmiş ön yargılar dikkate alınırsa, Rum tarafının tespit ettikleri pozisyonlarından hareket etmesi söz konusu olmaz. Hem uluslararası tanınmışlığı, hem de üyeliğinden kaynaklanan gücünü kullanarak olduğu yerde çakılır kalır ve ilerleme olmaz." Hem takvim, hem uluslararası toplum devreye girerse sürecin hızlanacağını kaydeden Talat, sürecin tıkanıklığa uğraması durumunda elbette alternatiflerinin olduğunu söyledi. Çözüm için her şeyi yapmak istediklerini belirten Talat, "Bu sürecin sonunda eğer çökerse, 'çözüm için her şeyi yaptık mı' dediğimizde 'evet' diyebilmeliyiz. Bizim çözüm için her şeyi yaptığımızı bütün dünyanın da teslim etmesi gerekiyor. Biz ona konsantre olduk, planlarına değil." diye konuştu. Dışişleri Bakanlığında yapılan toplantıdan çıkan "barışı zorlamak stratejisinin altını nasıl doldurduğu" sorusunu ise Talat şöyle yanıtladı: "Türkiye, çözümü, barışı zorlama stratejisini zaten güdüyor. Ama bunun yapılan çalışmayla bir kere daha teyit edilmesi ve vurgulanması bugüne kadar yürüttüğümüz politikanın doğrulanmasıdır. Biz Türk tarafı olarak bunu yaptık, bütün açılımlar bizden geldi. Yanlış anlaşılmasın, haklarımızdan taviz vererek yapmadık. Biz çeşitli alternatifleri gündeme getirerek, barışı hep zorladık. Türkiye Dışişleri Bakanlığında yapılan çalışma da bu politikanın devamını bir anlamda teyit etmiştir." Talat KKTC'ye döndü Kuzey Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, temaslarını tamamlayarak Ankara'dan ayrıldı. İki günlük resmi ziyaret amacıyla Ankara'ya gelen Talat'ı, Esenboğa Havaalanı'ndan Ankara Vali Vekili Fahri Aykırı ve öteki ilgililer uğurladı. Ankara'da dün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir araya gelen Talat, bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştü. Gül, İstanbul'a geçti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, özel uçak "ANA" ile saat 18.30'da İstanbul'a geldi. Gül'ü, Havalimanı Devlet Konukevi'nde, İstanbul Valisi Muammer Güler, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve öteki ilgililer karşıladı. Cumhurbaşkanı Gül ile eşi Hayrünnisa Gül de İstanbul'a geldi. 622061 En son seccade alırken görüldü 12.26 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, En son seccade alırken görüldü  ’de 14 yaşındaki bir kız dinini seçmesinin ardından kayıplara karıştı. Genç kız son olarak seccade satın alırken görüldü. Sarah Dunn ismindeki kızın, Kuran öğrenmeye karar verdiği için son dönemlerde ailesiyle kavga ettiği ve bu konuda arkadaşlarıyla da sık sık tartıştığı bildirildi. Son olarak 28 Eylül’de ailesi tarafından arabayla Herefordshire kasabasındaki okuluna bırakılan kızdan tarihten bu yana haber alınamadığı belirtildi. Sarah, aynı gün bir alışveriş merkezindeki güvenlik kameralarında seccade alırken görüntülendi. İngiliz güvenlik güçleri genç kıza ulaşmak için seferber olurken, ülkedeki İslami liderler, cemaatine Sarah’ın bulunması için polise yardım etmeleri çağrısında bulundu. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ... 622340 İbrahim Şahin, Gül'ün elini neden sıkmadı? TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün verdiği 29 Ekim resepsiyonunda Hayrünnisa Gül'ün elini sıkmamış ve bu durumla ilgili haberler yapılmıştı. TRT bugün konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. İşte Şahin'in kendisine uzatılan eli sıkmama gerekçesi... TRT Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklama şöyle: "TRT Genel Müdürü Sayın İbrahim Şahin'in, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda Sayın Hayrünnisa Gül ile tokalaşmadığı yönündeki haberler üzüntüyle karşılanmıştır. Sayın İbrahim Şahin defalarca Çankaya Köşkü ve benzeri mekanlardaki resepsiyonlara katılmış olup, kaymakamlık, müsteşarlık ve genel müdürlük görevlerini yaparken daima protokol kuralları çerçevesinde hareket etmiştir. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda da Sayın İbrahim Şahin, Sayın Cumhurbaşkanımızla tokalaşmış, ancak Sayın Hayrünnisa Gül'ün elini uzattığını fark etmediği için kendilerini "baş selamıyla" selamlamıştır. Bilindiği gibi protokol kuralları gereğince, bir bayan elini uzatmadığı sürece karşı taraf elini uzatmaz. Yoğun bir selamlama trafiği içinde yaşanan ve saniyelerle ölçülen bir zaman diliminde gerçekleşen bu durumun, art niyetli bir şekilde yorumlanması düşündürücüdür. TRT'nin kanal açılışlarında ve tanıtım toplantılarında ev sahibi kimliğiyle binlerce kişiyle tokalaşan Sayın Genel Müdürümüzün, protokol kurallarına uymasından dolayı eleştirilmesini ve hakkında manidar yorumlar yapılmasını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz." 2009-10-30 16:06:49 doğan grubu yayınları bunlar. gökhan berrak 2009-10-30 15:56:42 İşte görüyorsunuz ki mahalle baskısını asıl kimler yapıyormuş!Hala herkesin kendileri gibi davranmasını bekleyen,isteyen insanlar ve düzen var!Bu benim özgürlüğüm,inancım;İster bayanın elini sıkarım,istemezsem sıkmam,size ne!Biz sizin ne yaptığınıza karışıyormuyuz!İşinize geldiğinde demokrasi nutukları,işinize gelmediğinde laiklik kalkanı!Ama arkasına saklandığınız putlar bir bir yıkılıyor,herkesin özgürce davrandığı,birbirini ne yapıyor diye röntgenlemediği günler yakın!Korkun faşist laikçiler!Demokrasi ge Mustafa YILMAZ 2009-10-30 15:55:36 kendisini tanırım cok degerli ve cok durust bir kişidir ve aynı zamanda cok calıskan bie kişidir onun bu tavrı ve yuksek ahlakından dolayı ve inancından dolayı tebrik ediyorum pekde onemli konu degil ama pireyi deve yapıyorlor bu zihniyetler recep arslan 2009-10-30 15:45:35 Modernizim dininin gereklerini gerçek din olan İslam dininin üstünde tutan bir çağın insanları olarak ne yazık ki içimizden geleni insanların tepkisi yüzünden çekindiğimiz için yapmaya cesaret edemiyoruz. Yabancı (namahrem) bir kadınla tokalaşmanın caiz olmadığı ve peygamberimizin hiç bir kadınla tokalaşmadığı ve ümmetin 15 asırlık uygulama ve algılaması da böyle olduğu gerçeğine rağmen kendimizi günah işlemek zorunda zannediyoruz. İnancımızın gereğini yerine getiremiyoruz. Allah hepimizi affetsin. Amin ABDULLAH KULOGLU 2009-10-30 15:42:16 Başka bir şeyler mi kalamdı ki bu kadar ehemiyetsiz ve özel durumlar üzerinde duruluyor.Her fırsatta bir şey bulabilirmiyiz nasıl incitebiliriz onları diye kafa yoran uğraşan bu zihniyet malüm zihniyetten başkaları değildir.Sayın Şahin'e dikkat edersek yüksek seviyedeki ahlaklarından dolayı hanfendilerin yüz cihetine bile bakmaktan imtina etti.Allah razı olsun kendileriden.Peygamberimizin sünneti de buydu zaten. zeki alperen 622838 Aksaray'da vahşi cinayet Edinilen bilgiye göre, Meydan Mahallesi'nde bir apartmanının bodrum katında oturan Kübra Kocatürk'ün (23) evine ziyarete gelen 11 yaşındaki erkek kardeşi, içeriden aylık yeğeninin ağlama sesi gelmesine rağmen ablasının kapıyı açmaması üzerine ailesine haber verdi. Eve gelen aile bireyleri, kapıyı çilingir çağırarak açtırınca, Kübra Kocatürk'ü boğazı kesilerek öldürülmüş halde, aylık bebeğini ise cesedin yanında ağlarken buldu. Olay yerine gelen polis ekibi, cinayetle ilgili soruşturma başlattı. Polis, apartmanın garaj kapısında, cinayet zanlısının bulaştırdığı düşünülen kan izleri tespit etti. Kocatürk'ün eşinin Aksaray Organize Sanayi Bölgesi'nde bir iş yerinde çalıştığı belirlendi. AA 621626 U17 Milli Takım'ımız 2. turu garantiledi Gol perdesini erken açan milliler, 10 kişi tamamladığı mücadeleyi farklı kazanarak son karşılaşma öncesi gruptan lider çıkmayı garantiledi: 4-1. 2. tur maçları 4-5 Kasım'da, çeyrek final 8-9 Kasım'da, yarı final 12 Kasım'da, 3.lük-4.lük ve final ise 15 Kasım'da oynanacak. 622736 Putin'den Ukrayna ile doğalgaz krizi uyarısı Putin'den Ukrayna ile doğalgaz krizi uyarısı MOSKOVA Rusya Başbakanı Vladimir Putin, Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko'nun Rusya'nın doğalgaz alacağının ödenmesi ile ilgili blokaj oluşturduğunu ve yeni yılda yeni bir kriz riskinin olabileceği uyarısında bulundu. Moskova'nın dışında bulunan Novo-Ogoryova devlet rezidansında iktidar partisi Birleşik Rusya yöneticileri ile bir araya gelen Putin, "Ukrayna Başbakanı Yulia Timoşenko ile telefonda görüştüm. Cumhurbaşkanı Yuşçenko yeni doğalgaz krizini provoke ediyor. Enerji ödemeleri ile ilgili yeni bir sorun yaşama ihtimalimiz var." dedi. Avrupa Birliği'nin sorunu çözmek için herhangi bir yardım çabası olmadığına değinen Putin, "AB söz verdiği parayı vermiyor." hatırlatmasında bulundu. Ukrayna'da 17 Ocak'ta gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Turuncu devrim liderleri Yuşçenko ve Timoşenko rakip olarak yarışacak. Ocak 2009'da Rusya ile Ukrayna arasında borçların ödenmesi ve fiyat konusunda yaşanan doğalgaz krizi nedeni ile iki hafta boyunca Avrupa sevkıyatı kesilmişti. Rusya Avrupa sevkıyatının yüzde 80'ini Ukrayna üzerinden gerçekleştiriyor. 30.10.2009 DÜNYA 623002 Meryem'in ölümü için 11 kişi sorguda Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde lösemi hastası genç bir kadının ''yakınlarınca solunum cihazının fişinin çekilmesi sonucu öldüğü'' iddiasına ilişkin 13 kişinin emniyette ifadelerine başvuruluyor. 22 yaşındaki Meryem Topçu'nun hayatını kaybetmesinin ardından başlatılan soruşturma kapsamında, bir hastane çalışanı ve güvenlik görevlisi ile Topçu'nun yakınlarından 11 kişi, Asayiş Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Polis, 8'i kadın 13 kişinin olayla ilgili ifadelerine başvuruyor. Bu arada, hastanenin yoğun bakım servisinde görevli doktor ve hemşirelerin de ifadelerine başvurulmak üzere Asayiş Şube Müdürlüğü'ne davet edildiği öğrenildi. SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜNÜN AÇIKLAMASI Öte yandan, İstanbul Sağlık Müdürlüğünden konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hematoloji Servisi'nde 23 Ekimden beri ''akut lokoz'' teşhisiyle yatmakta olan 22 yaşındaki bayan hastanın durumunun kötüleşmesi üzerine bugün saat 01.00 sıralarında Acil Dahiliye Servisi'ne yatırıldığı belirtildi. Hastanın saat 07.55'te kalbinin ve solunumunun durması üzerine acil canlandırma müdahalesi yapıldığı kaydedilen açıklamada, yapılan müdahalelere cevap veren hastanın suni solunum cihazına bağlanarak Acil Dahiliye Gözlem Ünitesi'ne alındığı aktarıldı. Açıklamada, saat 15.20'de hastanın bağlı olduğu suni solunum cihazının tüpünün çıkmış olduğunun ve hastanın hayatını kaybettiğinin görüldüğü ifade edilerek, yapılan kontrollerde ölümün şüpheli bulunması üzerine konunun emniyete ve savcılığa bildirildiği belirtildi. Sağlık Müdürlüğünün açıklamasında, olayla ilgili adli ve idari soruşturma başlatıldığı bildirildi. AA 621778 Wall Street'teki parka Türk bayrağı 'nin New York kentinde 29 Ekim nedeniyle Wall Street semtindeki Bowling Green Park'a Türk bayrağı çekildi. Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) danışmanlarından İbrahim Kurtuluş'un girişimiyle bu yıl 9'uncusu düzenlenen bayrak çekme törenine, New York Başkonsolosu Mehmet Samsar ve eşi Feruze Samsar, Konsolos Yardımcısı Başar Şen, Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) Başkan Yardımcısı Turgay Kadıoğlu, BM Daimi Temsilciliği Askeri Ataşesi Albay Savaş Celepoğlu ile Binbaşı Deniz Bowling Green Parkı Dernek Başkanı Arthur Piccolo ve Türk Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası (TACCI) Başkanı Sevil Özışık katıldı. Başkonsolos Samsar törende yaptığı konuşmada, Türkiye ve arasında çok uzun yıllara dayalı, temeli sağlam ikili ilişkiler bulunduğunu belirtti. Bowling Green Parkı'nda Türkiye Cumhuriyeti'nin 86. kuruluş yıl dönümünde Türk Bayrağı'nın göndere çekilmesinden büyük mutluluk duyduklarını kaydeden Samsar, törene katılanlara teşekkür etti ve herkesin 'nı kutladı. Daha sonra Türk Bayrağı göndere çekildi ve hep birlikte İstiklal Marşı okundu. Ardından Brooklyn Amity okulunun Türk öğrencileri Cumhuriyet'in 86. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla şiir okudu. New York'ta yaşayan Türk toplumu üyelerinin katıldığı bayrak törenine yabancılar da ilgi gösterdi. Törenden önce New York Başkonsolosluğu'nca baklava ikram edildi. New York Başkonsolosu Mehmet Samsar ve eşi Feruze Samsar, bu akşam Waldorf Astoria Otelinde resepsiyonu verecek. 622670 İş Bankası'nın sitesi çöktü Türkiye'nin en büyük bankalarından İş Bankası'nın sitesi çöktü. Vatandaşlar siteye girdiklerinde 'Service Unavailable' şeklindeki server hatası ile karşılaştı. 444 02 02 nolu telefondan ulaştığımızbanka yetkilileri herhangi bir sorun yaşanmadığını açıkladı. Yurdun farklı bölgelerinden okuyucularımız da, siteye giremediklerini veaynı uyarı ile karşılaştıklarını ifade etti. Site bir süre sonra yeniden aktif hale geldi. Haber 621661 Şehit futbolcu Ercan Güven Ters KöşeŞehit futbolcu 30 Ekim Cuma 2009 Fikret Güvercin 23 yaşında amatör futbolcuydu. Forvet oynuyordu. Müthiş yetenekliydi. Gelişmiş kas-beyin koordinasyonu hem sahada harikalar yaratmasını sağlıyordu hem de geçinmek için yaptığı işte... Koca iş makineleri eli ayağı gibiydi. Bir yanı kepçe, bir yanı delici dev yengeçlerde operatördü. gün yine erken kalktı. Anasının hazırladığı azığı yanına aldı. Mis gibi bir ekmek ve bir parça helva vardı naylon poşette. Yaşadıkları yere ve imkanlara göre iyi bir öğle yemeğiydi. doğduğunda kurulmuştu beldeleri. Teröre karşı “devlet-millet el ele” projesine ilk koşan ve savunması kolay olsun diye mezralardan, köylerden toplanıp adeta bir kale oluşturan 7860 kişilik ailenin bir bireyiydi Fikret. Hep tehlikedelerdi. Ama alışmışlardı. Futbol sanki bir bayraktı onlar için... “Buradayız, yaşıyoruz, bizi yıldıramazsınız” bayrağı.  Toprak yola çıktı. Şantiyeye giden tankere el etti. Şöför İsmail’in yanına kuruldu. Hafta sonundaki maçı düşünüyordu belki. Belki evlenmeyi. okuyamamıştı, ama aynı takımda oynayan 17 yaşındaki küçük kardeşi Reşit’in okumasını istiyordu. Hatta futbolu bırakıp okumasını. babasının maaşı yetmez diye evlenmemiş ve ailesine katkı yapıyordu Fikret. Yüzündeki efendilik yüreğinden geliyordu. Hem sahada hem küçük yaşam alanında bir numaraydı.  Ve ecele gidiyordu tankerin şöför mahallinde. Kucağında ekmek-helva, kafasında hayaller-umutlar. Ekmek kadar kutsal, helva gibi tatlıydı son dakikalar. Tam on beş kilometre sonra ruhunu teslim etti. Ön teker hainlerin sinsi mayınına değmişti. Bir yalım, bir gümbürtü, yırtılan çeliklerin sesi ve ölüm. Patlamayı duymuş muydu acaba? Bedenini yakmadan önce görmüş müydü? İnsan parçalanırken ne hissederdi? Fikret Güvercin (18 numara), bir antrenman sırasında kardeşi Reşit (11 numara) ile birlikte... Kalpleri parçalanan anası, babası ve beş kardeşi tahmin edebilirdi ancak. Yer ... Uludere’ye bağlı Şenoba beldesi. Fikret, Şenobaspor’un forvetiydi. Şenoba’nın içinden geçip uzanan Hezil Suyu’nun sınıra sıfır mevkiinde Siyah Kaya Barajı’nda görevliydi. tarafındaki Siyah Kaya Taburu ile Uludere tarafındaki Kayatepe Taburu arasındaki uçurumdan usul usul akan Hezil... Ve ona bir barajla gem vurmaya çalışan Devlet... İşçilerden biriydi Fikret. Rezil katillerin kurbanlarından biri. Ne ölüsü, ne dirisi asla Habur’dan gelen ve otobüsün üzerinden el sallayanlar kadar hürmet görmedi. Asla onlarınki gibi gıcır gıcır spor ayakkabıları olmadı. Can verdi;  Baros’un tarak kemiği kadar önemsenmedi. Tıpkı Ağustos sıcağında bir minibüs içinde mayına kurban giden dört hemşerisi gibi. kimin şehidi şimdi? Devlet’in mi, işçilerin mi, futbolun mu? Futbol bu mu? “Su şişesini kim attı, kim kimin ayağına bastı” kadar mı? Bir futbolcunun vefatı sadece büyük kentlerde mi önemli? Forveti olmadığı için Mahalli Lig’e katılması zor gözüken Şenobaspor kimin takımı peki? Niye hiç kimse başsağlığı maili bile yollamadı? Başkan Hüzeyin Ebuzzeydoğlu kimin başkanı? Nuri Kara kimin hocası? Sayıları 14’ten 13’e düşen futbolcular kimin?.. Fikret hem futbolcuydu hem eşkiyaları durduran bir aileye üyeydi hem de ülkesine hizmet yolunda hayatını kaybetti. Yetmedi mi?.. Dram mı istiyorsunuz; trajedi mi?.. Yardımcı hakemin kafasından akan kanın yüz misliydi Fikret’inki. Heyhat... Güvercin kadar bilinmedik oldu Fikret’in yaşamı da ölümü de. Bize gelince... Neler yapmadık ki bu Cumhuriyet için! Ölen askerlerin künyeleri ağaç olmuş Kızılcahamam’ın ortasına dikilmiş... Fikret gibiler, ağacın altındaki çimenler. Sayması mümkün değil. Bari 29 Ekim’de unutmayalım onları dedim. Nutuk atanlar, zaten kendilerini unutturmazlar. (307 yazı) 621944 Kurbanlık fiyatları el yakacak 10.43 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Kurbanlık fiyatları el yakacakEt fiyatlarında son dönemde yaşanan artışın ardından gözler kurbanlık fiyatlarına çevrildi. Kurbanlık fiyatlarının geçen seneye oranla iki kat yükseleceği tahmin ediliyor. Et fiyatlarında son dönemde yaşanan artışın ardından gözler kurbanlık fiyatlarına çevrildi. ’deki küçükbaş hayvan varlığının gerilemesi, komşu ülkelere yapılan ihracattaki artış gibi nedenlerle kurbanlık fiyatlarının geçen seneye oranla iki kat yükseleceği tahmin ediliyor. Konuya ilişkin AA muhabirine açıklama yapan Perakendeci Kasaplar Odası ve İzmir Besiciler Derneği Başkanı Aydın Mestanlı, Türkiye’den bazı komşu ülkelere büyük miktarda küçük baş hayvan ihracatı yapıldığını, iç piyasadaki hayvan sayısının azalmasıyla fiyatların yükselişe geçtiğini dile getirdi. Mestanlı, "Türkiye’deki küçükbaş hayvan varlığının yüzde 40’lara gerilemesi, özellikle damızlık koyun sayısında büyük azalma olması, bilinçsiz politikasının yürütülmesi ve güney komşularımıza resmi ve gayri resmi giden küçükbaş hayvanlarımızın sayısındaki artış gibi nedenler fiyatları rekor seviyede artırdı" diye konuştu. Geçen sene kilosu 5-6 lira arasında satılan canlı kurbanlıkların toptan fiyatının, bu sene şu anki fiyatların devam etmesi durumunda 12 lirayı bulacağını ifade eden Mestanlı, "Kasaplar et bulmakta zorlanıyor" dedi. Mestanlı, geçen yıl 250-300 lira arasında olan kurbanlık koyun fiyatlarının, bu yıl 500-600 lira arasında olmasının beklendiğini belirterek, "Şu an küçükbaş hayvanların kilosunun toptan satış fiyatı 9,5 lira. Son tüketiciye gelene kadar bu fiyat artıyor tabii. Biz de bu artıştan memnun değiliz. Bize bu artış zarar veriyor" şeklinde konuştu. Bu sene kurban kesenlerin sayısında en az yüzde 40 azalma olacağını tahmin ettiklerini kaydeden Mestanlı, "Zaten piyasada kurbanlık küçükbaş hayvan sayısı yüzde 50 düşecek" dedi. -"VATANDAŞ BÜYÜKBAŞA YÖNELECEK"- Aydın Mestanlı, küçükbaşlardaki kadar olmasa da büyükbaş kurbanlıklarda da fiyat artışı yaşanacağını belirterek, "Geçen sene kilosu 9-9,5 liraya kesilen büyükbaş hayvanların bu sene kilosu 13-14 lira arasında olacak. Kurban kesecek insanlarımız bu yıl daha çok büyükbaşa yönelmek zorunda kalacak. Küçükbaş sayımız Türkiye genelinde bir seneden beri kırmızı alarm veriyor. Ama bu alarmı gören yok" diye konuştu. Hipermarketlerin kurbanlık satışını eleştiren Mestanlı, kredi kartıyla taksitle yapılan kurbanlık alışverişinin hesaplı olmadığını söyledi. Mestanlı, bunun nedenini şu sözlerle açıkladı: "Serbest piyasada köylünün getirdiği maldan alanın en az 70-80 lira karı olur. Ama vatandaş hipermarketlerde 6-8 taksit yapılıyor diye buna mecbur kalıyor. Fiyatı fazla da olsa, veresiye gibi taksitle almayı tercih edebiliyor. Ama aslında daha pahalıya geliyor. Çünkü oralarda hayvan kiloya girerken tok oluyor, su içmiş oluyor, hayvan ağır gelsin diye sıkılaştırılmış yemler veriliyor. Tüketici yanılmış oluyor ve bunu vatandaşın dışarıdan görmesi mümkün değil. Böylece vatandaş 7-8 kilo için fazladan para ödemiş oluyor. Ayrıca köylüden aldığında ’si yok, orada bir de bunu ödüyor. Bu uygulama hayvan yetiştiricilerine zarar veriyor." ... 621317 Dolmabahçe'de sürpriz buluşma Karakter boyutu Dolmabahçe'de sürpriz buluşmaYaşar Büyükanıt, "Mağduruyum" dediği davanın savcısı Zekeriya Öz'le el sıkıştı 30.10.2009 00:14Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 86. yıl dönümü dolayısıyla Dolmabahçe Sarayı'nda verilen resepsiyon, ilginç bir buluşmaya sahne oldu. Emekli Org. Yaşar Büyükanıt ve Ergenekon savcısı Zekeriya Öz resepsiyonda el sıkıştı ve ayaküstü sohbet etti. HABERTÜRK kameraları kayıttaydı... iLGiLi HABERLER 621747 Azerbaycan'dan Ermenistan'a mesaj var Dağlık Karabağ nedeniyle ilişkileri gergin olan 'dan Ermenistan'a mesaj var. Savunma Bakanı Sefer Abiyev, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın, 'ın Ermeni işgali altındaki topraklarına yapacağı ziyareti tehditkar bir üslupla eleştirdi. Abiyev, "Sarkisyan'ın bu toprakları ziyaret etme hakkı yoktur, eğer ziyaret ederse, bu onun son ziyareti olabilir" dedi. basınında yer alan ve Ermenistan güçlerinin son dönemde çok sayıda askeri tatbikat yaptığı yönündeki haberler de Abiyev'e soruldu. Savunma Bakanı, soruya, "Biz her şeyi iyi biliyoruz. Düşman aktifleşemez" diye yanıt verdi. ordusu işgal altındaki toprakları kurtaracak güce sahiptir" diyen Abiyev, ayrıca Kasım'da Türkiye'den bir askeri heyetin 'ı ziyaret edeceğini de açıkladı. 622732 AB'den gardiyanlara dil eğitimi ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN AB'den gardiyanlara dil eğitimi İZMİR Avrupa'da hapishane personeline dil öğretmeyi amaçlayan ve Avrupa Birliği (AB) Yaşam Boyu Öğrenme Programı 'Grundtvig' kapsamında desteklenen ELBEP projesinin son koordinasyon toplantısı İzmir'de yapıldı. Avrupa'da ilk ve tek olan projeyle ilgili olarak dünyanın çeşitli üniversitelerinden gelen heyet, şimdi de Erasmus ve diplomatik görevlilerle sağlık personeline dil öğretmeyi hedefliyor. Avrupa hapishanelerindeki mahkumların kültür uyumsuzluklarını gidermek amacıyla Anadolu Üniversitesi (AÜ) koordinatörlüğünde ve Yaşar Üniversitesi (YÜ) işbirliğiyle iki yıldır yürütülen ve Grundtvig kapsamında desteklenen 'Açık ve Uzaktan Öğretim Yoluyla Avrupa Ceza İnfaz Kurumlarında Dil Engelinin Ortadan Kaldırılması' projesinde sona gelindi. Proje kapsamında Avrupa Uzaktan Öğretim Üniversiteleri Birliği (EADTU/Hollanda), Avrupa Uzaktan ve E-Öğrenme Ağı (EDEN/İngiltere), Antwerp Üniversitesi Dil Merkezi (Linguapolis/Belçika), İnovasyon Vakfı (Polonya), ESTA Eğitim ve Danışmanlık Merkezi (Almanya), Hellenik Açık Üniversitesi (Yunanistan), Moskova İktisat, İstatistik ve Bilişim Devlet Üniversitesi (MESI/Moskova), Fern Üniversitesi (Almanya), AÜ ve YÜ'den akademisyenler, son koordinasyon toplantısı için İzmir'de buluştu. YÜ Selçuk Yaşar Kampüsü'nde bir araya gelen heyet, 24 aydır süren ve yaklaşık 600 hapishane personeline dil öğretmeyi amaçlayan ELBEP projesinin sonuçlarını değerlendirdi. Hem hapishane personeli hem de mahkumlara yarar sağlayan projenin başarıyla sonuçlandığını belirten ELBEP Proje Koordinatörü ve YÜ Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan Türkçe, Rusça, İspanyolca, Yunanca ve Lehçe dillerindeki eğitimlerin, mahkumların kültürel uyumsuzluk ve dil yetersizliğinden doğan iletişim engellerini ortadan kaldırdığını söyledi. Avrupa hapishanelerinde en çok konuşulan beş dilde eğitim verdiklerini ifade eden Rektör Barkan, "Mahkumlara, dışarıda öğrenemedikleri bir dili öğretmek zordu. Biz de işe tersinden baktık. Avrupa dillerini öğreteceğimize, rehabilitasyon hizmeti verecek hapishane personeline, gardiyana, kütüphaneciye, psikoloğa, yani hapse düşen azınlık denebilecek insanları tekrar topluma kazandırma yükümlülüğü olanlara öğrettik." dedi. Avrupa'nın dokuz ülkesinden gelen heyetle birlikte yapılan son koordinasyon toplantısında projenin sonuçlarını titizlikle değerlendirdiklerini kaydeden Barkan, "Spesifik öğrenme gruplarına yönelik çok dilli öğrenme programı kasımda tamamlanıyor. Avrupa'da ilk ve tek olan projenin başarıya ulaştığını tespit ettik. Şimdi aynı sistemi Erasmus, diplomatik misyon görevlileri ve sağlık personeli için de planlıyoruz." şeklinde konuştu. 30.10.2009 GÜNDEM 621917 Vali Karaloğlu'ndan Vanlılara: Cejna we pirozbe Yahya ÖYLEK'in haberi Türkiye demokratik açılımı tartışırken Van Valiliği atandığı günden bu yana yaptığı uygulamalarla dikkat çeken Vali Münir Karaloğlu, Cumhuriyetin 86. yılı kutlamaları kapsamında düzenlediği Cumhuriyet Şöleninde Berdan Mardini Türkçe -Kürtçe Konser verdi. Kürt kökenli Sanatçı Berdan Mardini'nin sahne aldığı konserde binlerce Vanlı ellerinde Türk bayraklarıyla eğlendi. Türkiye'de ilk kez Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında verilen Kürtçe konseri TRT Şeş ve Haber7.com'dan canlı olarak yayınlandı. Cumhuriyet Şöleni etkinlikleri kapsamındaki konser Beşyol Kavşağı'nda yapıldı. Konserden saatlerce önce yerini alan binlerce Vanlı Berdan Mardini konseri öncesi mahalli sanatçıların Kürtçe şarkılarıyla eğlendi. Polisin güvenlik tedbiri aldığı konser alanında vatandaşlara Türk bayrağı dağıtıldı. Berdan Mardini 23 kişilik orkestra ekibiyle sahne aldı. VALİ KARALOĞLU, VANLILARIN BAYRAMINI KÜRTÇE KUTLADI Vali Münir Karaloğlu, AK Parti Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ceylan konseri bir süre izledi. Vali Karaloğlu, Sanatçı Berdan Mardini'ye bir çiçek vererek konsere emeği geçen TRT yönetimi ve ekibine teşekkür etti. Vali Karaloğlu, Vanlıların Kürtçe ve Türkçe olarak kutladı. Vali Karaloğlu'nun 'Bayramınız Kutlu olsun' Kürtçe karşılığı olan 'Cejna we pirozbe' söyleminin beğenen Sanatçı Mardini, bunu Vali Karaloğlu'na tekrarlattı. Karaloğlu, bu toprakları üzerinde en büyük kazanımın Cumhuriyet olduğunu belirterek, "Cumhuriyeti birliğimizi, dirliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşliğimiz koruyarak sonsuza kadar yücelterek geliştireceğiz" diyerek bu konuda alandaki vatandaşlardan söz aldı. SANATÇİ MARDİNİ, ARTIK ANALAR AĞLAMASIN Berdan Mardini, Mezopotamya bölgesi yıllarca çok acı çektiğini ifade ederek, bu acıyı paylaştığını kaydetti. Mardini, "Ama yeter artık ne analar, ne evlatlar ağlasın. Hiç kimse ağlamasın. Herkes bugünkü gibi dilini, dinini özgürce yaşayabilsin. Benim gibi Cumhuriyete inanmış sanatçılar olarak, bunlar artık son bulsun istiyoruz. Cumhuriyet hiç kimsenin değil, hepimizin. Cumhuriyet, Türklerin, Kürtlerin, Arapların Çerkezlerin bu ülkede yaşayan herkesindir. yüzden Cumhuriyeti korumamız gerektiğine inanıyorum" şeklinde konuştu. Mardini seslendirdiği Türkçe ve Kürtçe şarkılarla alanı dolduran binlerce kişiyi eğlendirdi. Zaman zaman Sanatçı Mardini'ye ulaşmak isteyen bazı hayranları platforma yaklaşmak isteyince izdiham oluştu. Polis izdihamın oluşmaması için barikatlar kurdu. Konser devam ederken kutlamalar kapsamında havai fişek gösterisi yapıldı. Yapılan havai fişek gösterisi gök yüzünü renk cümbüşüne çevirdi. Sanatçı Mardini zaman zaman konserini ara vererek havai fişek gösterisini izledi. Vatandaşlar Cumhuriyet kutlamaları kapsamında ilk kez verilen Türkçe-Kürtçe konserden dolayı memnuniyetlerini dile getirdiler. Saat 19.00'da başlayan konser yaklaşık saat sürdü. 622126 Kadın döven Wigan forvetine hapis Bir gece kulübünde kadın döven Wigan Atletic'in forveti Marlon King 18 hapis cezasına çarptırıldı. -- Londra'da bir gece kulübünde cinsel tacizde bulunduğu bir öğrencisi kızı darp eden King, 18 hapis cezasına çarptırıldı. Wigan kulübünden yapılan açıklamada, haftada 35 bin sterlin kazanan 29 yaşındaki forvet oyuncusunun sözleşmesinin feshedileceği belirtildi. Üç çocuk babası King, geçtiğimiz Aralık ayında Soho Revue gece kulübünde meydana gelen olayda, kendisini reddeden genç kıza, "senin sınıfında değilim. Ben bir milyonerim" demiş, kız da "kim olduğun umurumda değil, milyonlarını al ve masamızdan kalk" cevabını vermişti. Görgü tanıkları, mahkemedeki ifadelerinde, duruma çok sinirlenen King'in 20 yaşındaki öğrencisini yere fırlattığını ve yumruk atarak burnunu kırdığını söyledi. Jamaikalı forvetin başı, geçmişte birçok kez kadınlara uyguladığı için derde girmişti. 622177 Ayamama'da Yıkım Başladı : Ayamama'da Yıkım Başladı Sellerde İstanbul'un ağır fatura ödemesine neden olan dereler ıslah ediliyor. Bu kapsamda Ayamama Deresi'ndeki kaçak yapılar yıktırılıyor. Yayına Giriş: 30.10.2009 11:01:06 Güncelleme: 30.10.2009 12:31:57 Çarpık yapılaşma yüzünden her yağmurda felaket yaşayan İstanbul'da, Ayamama Deresi çevresindeki kaçak binaların yıkımına başlandı. Dere yatağında kaçak oldukları belirlenen 108 binanın bazı eklentileri, kendilerine daha önce bildirim yapılan işyeri sahipleri tarafından yıkıldı. Her yağmurda can ve mal kaybının meydana geldiği Ayamama Deresi çevresinde, bir aylık bir çalışma sonucu 108 kaçak yapı veya eklenti belirlenmişti. Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da her fırsatta, bu kaçak yapıları yıkmaya kararlı olduklarını belirtmişti. Yıkım ekipleri sabah saatlerinde iş makineleriyle bölgeye geldi. Bir otelin kaçak istinat duvarı, otel yetkililerince yıkılmıştı. Ekipler bunun üzerine diğer kaçak yapılara yöneldi ve bazı işyerlerinin kaçak eklentilerini yıktı. Yıkımla ilgili bilgi veren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Mustafa Tahmaz, "Yapılan tespitler neticesinde toplam 34'ü işyeri 108 binanın yıkımına karar verildi. Bunlar hazine arazisi üzerinde, süreç tamamlandı ve yıkıma başlamış durumdayız. Genel eğilim işyeri sahipleri kendileri kaldırıyor" dedi. Bir hafta içinde tamamamlanacak yıkım çalışmalarının ardından, bölge, bir proje çerçevesinde ıslah edilecek. 622717 Askerler sivil yargı yolunda mı? TBMM'de son anda bir geceyarısı değişikliğiyle askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasına olanak sağlar hale gelen Ceza Muhakemesi Kanunu'nu değiştiren kanun, asker kişilerin, barış zamanında Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 250. maddesi uyarınca kurulan ağır ceza mahkemelerinin yargı yetkisine giren bir suçu işlemeleri halinde, bu mahkemeler tarafından yargılanmasını öngörüyor. Savaş ve sıkıyönetim halinde işlenen suçlarda ise askeri mahkemelerin yargı yetkisi korunuyor. Kanuna göre, barış zamanında asker olmayan kişilerin, Askeri Ceza Kanunu veya diğer kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi bir suçu tek başına veya asker kişilerle iştirak halinde işlemesi durumunda, asker olmayan kişilere ilişkin soruşturmalar Cumhuriyet Savcıları, kovuşturmalar ise adli yargı mahkemeleri tarafından yapılacak. Değişikliği getiren kanunun iptali için CHP Anayasa Mahkemesi'ne dava açmıştı. Raportör de incelemesini tamamladı. Anayasa Mahkemesi Raportörü'nün hazırladığı raporlar bağlayıcı kabul edilmiyor. Raporlar üyelerin çalışmalarını hızlandırıcı ve onlara yardım edici nitelikte belgeler olarak hazırlanıyor. 30 Ekim 2009 622836 Geçen hafta yatırım araçları 19.19 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Geçen hafta yatırım araçları İSTANBUL (A.A) Menkul Kıymetler Borsasında (İMKB) işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 8,17 değer yitirdi          ’de Bileşik Endeksi, haftalık bazda 4.195,94 puan düşerek, 51.380,65 puandan 47.184,71 puana indi.          Haftalık bazda 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı yüzde 0,60 gerilerken, Cumhuriyet Altının gram satış fiyatı aynı kaldı.          Önceki hafta sonu 50,30 lira olan 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı 50,00 liraya inerken, 336,00 lira olan Cumhuriyet Altınının satış fiyatı değişmedi.          Kapanışta bugün, haftalık bazda Amerikan Dolarının satış fiyatı yüzde 1,63 artarken, avronun satış fiyatı yüzde 0,14 oranında geriledi. Doların kapanıştaki satış fiyatı 1,4920 liraya çıkarken, avronun satış fiyatı 2,2020 liraya indi.          Yatırım fonlarına katılma belgeleri geçen hafta ortalama yüzde 0,20 değer yitirdi.          İMKB ve Piyasasında, ağırlıklı ortalamalara göre çeşitli vadelerdeki bono ve tahvillerin haftalık net getirileri ise yüzde 0,12 ile yüzde 0,14 arasında gerçekleşti.          Önde gelen ve değerlendirmeye alınan 10 kamu ve özel bankanın faiz oranlarına bakıldığında, mevduat faizinin haftalık net getirisi, bir aylık mevduatta yüzde 0,14’ü buldu.          Önceki hafta sonunda ortalama faizleri yüzde 6,9 dolayında olan haftalık reponun net getirisi yüzde 0,12 oldu. ... 622109 Dere yatağındaki binalar yıkılıyor Belediye ekipleri, Ayamama Deresi kenarındaki Holiday Inn Oteli tarafından yapılan istinat duvarının yıkımı için sabah saatlerinde bölgeye geldi. Görevliler, otel yetkililerinin kaçak istinat duvarının kendileri tarafından yıkıldığını belirtmesi üzerine yan taraftaki Botel Bobin Tel Kablo Sanayi ve Ticaret A.Ş'ye ait iş yerine geçti. Firma yetkilileri, bir hafta içerisinde dere yatağındaki yapıların yıkılacağını bildirdi. Daha sonra Yurt İçi Kargo'ya ait alana gelen belediye ekipleri, dere yatağındaki yapıları iş makineleriyle yıktı. Belediye ekipleri, dere yatağında daha önce tespit edilen kaçak yapıların yıkımı ile ilgili çalışmalarını sürdürüyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Mustafa Tahmaz, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, son bir aydır dere yatağındaki kaçak yapıların tespit edildiğini ve iş yeri sahiplerine gerekli uyarıların yapıldığını söyledi. Uyarıların ardından birçok iş yeri veya firmanın kendi alanındaki kaçak yapıyı yıktığını ifade eden Tahmaz, ''Hazine arazisi üzerine yapılan 34 iş yerine ait 108 yapının yıkımı bir hafta içerisinde tamamlanacak. Hazine arazisinde kaçak yapı kalmayacak. Daha sonra buralarla ilgili proje hazırlanarak, ıslah çalışmalarına başlanacak'' dedi. Tahmaz, bir gazetecinin, ''Kaçak yapıların tespiti çok uzun sürmedi mi?'' sorusuna ''Hayır, son bir aydır bu konu üzerinde yoğun bir çalışma yaptık. Tespit ettiğimiz iş yerlerini yıkma çalışmalarını ise şimdi başlattık'' cevabını verdi. 30 Ekim 2009 623008 28. İstanbul Kitap Fuarı'na merhaba Yurtiçi ve dışından 550 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunu buluşturacak "28. İstanbul Fuarı" açılıyor TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş ve Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından Beylikdüzü'ndeki TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen fuarın açılış törenine, Uluslararası Yayıncılar Birliği Başkanı Herman P. Sprujit de katılacak. Sprujit, törenin ardından uluslararası fuarları ve yayıncılık sektörü üzerine bir panelde konuşacak. Yurtiçi ve dışından 550 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunu buluşturacak fuarda, uluslararası etkinliklerin yanı sıra, söyleşi, panel, şiir dinletisi, atölye ve çocuk aktiviteleriyle birlikte 297 etkinlik yer alacak. Ana teması "Kültürler Arası Diyalogda Çeviri" olarak belirlenen Fuarın "onur yazarı", şair, eleştirmeni ve çevirmen Cevat Çapan olacak. Fuar süresince Cevat Çapan'ın şiirleri, çevirileri ve yaşamı üzerine söyleşi ve panellerin yer aldığı etkinlikler yapılacak. Öğrenci, öğretmen ve emeklilere girişin ücretsiz olduğu fuara giriş ücreti lira olarak belirlendi. Fuar, Kasım'a kadar açık kalacak. Bu yılın yeniliği Fuarda bu yıl okurları karşılayacak önemli bir yenilik de ilk kez açılan "Uluslararası Salon" olacak. 27 ülkeden yayıncılar, editörler ve Yayıncılar Birliği temsilcilerinin yer alacağı "Uluslararası Salon", fuarın ilk günü 11.00-18.00 saatleri arasında açık kalacak. "Uluslararası Salon"a bu sene ilk kez Avrupa Kültür Merkezleri Finlandiya, Hollanda, Romanya, İsveç, İsviçre ve ortak bir stantla katılırken, salonun diğer katılımcıları Amerika Birleşik Devletleri, Bolivar Cumhuriyeti, Romanya ve 'dan yayıncılar ve editörler olacak. Bağımsız bir edebiyat topluluğu olan Literature Across Frontiers ise Bask, Çek Cumhuriyeti, Galler, Estonya, Macaristan, Katalonya, Litvanya, Letonya, İskoçya, İrlanda, Polonya, Portekiz ve Slovenya'yı temsilen fuara katılacak. "Uluslararası Salon" içinde bulunan forum alanı gün boyunca çok sayıda yazarı ağırlayacak ve sektörel etkinliğe ev sahipliği yapacak. Salon içinde ayrıca çevirmenlerin bir arada olacağı çeşitli çeviri etkinliklerinin düzenleneceği bir buluşma noktası olarak "Çeviri Merkezi" de bulunacak. "Uluslararası Salon", kitapseverlerin katılımına açık olacak. Fuarın yabancı konukları 28. İstanbul Kitap Fuarı, yurt dışından çok sayıda yazar, şair, eleştirmen ve çevirmeni ağırlayacak. İstanbul Kitap Fuarı'nın yurt dışından söyleşi ve imza günlerine katılmak üzere 51 yazar konuğu olacak. Kitapları uzun zaman çok satanlar listesinde yer alan yazar Adam Fawer, söyleşi ve imza saatiyle 31 Ekimde okurlarıyla bir araya gelecek. Türkçede özellikle harem ve padişah eşleri üzerine yazdığı romanıyla tanınan Amerikalı yazar Anne Chamberlin, Kasım'da okurlarıyla söyleşide bulunacak. Fuarın Amerikalı bir diğer konuğu ise yazar-senarist Richard Price olacak. Senarist Richard Price da Kasım'da bir panelde konuşacak. Mısır'da kadın hareketiyle ilgili önemli çalışmalar yapan ve muhalif kişiliğiyle tanınan Naw-al El Saadawi Kasımda, 'da yaşayan yazar Olivier Rolin ve David Gibbins 31 Ekimde okurlarıyla buluşacak. Türkiye üzerine yaptığı araştırmalar ve haberleriyle tanınan gazeteci-yazar Marc Semo ise Fransız Kültür Merkezi'nin davetlisi olarak 31 Ekimde Ahmet İnsel ile panele katılacak. 'dan fuara katılan şair Michel Cassir ve Gerard Augustin de Türk şairlerle şiir dinletisine katılacak. Latin Amerika üzerine incelemeleriyle tanınan yazar Richard Gott ve Türkiye'de Avrupa tarihi üzerine yazdığı araştırmalarıyla bilinen Hollandalı yazar Geert Mark Kasımda okurlarıyla bir araya gelecek. Kübalı yazar, şair ve kadın aktivist Nancy Morejon, Afrika ve İspanyol kültürlerinin Küba kimliğine etkileri üzerine söyleşiye katılacak. Romen yazarlar Gabriella Chifu ve Dan Cristea Modern, Romanya edebiyatı üzerine düzenlenen panelde konuşmacı olarak yer alacak. Çevirmenler de katılacak Bu yıl ana teması "Kültürler Arası Diyalogda Çeviri" olarak belirlenen "28. İstanbul Kitap Fuarı"na çok sayıda çevirmen de katılacak. Bunlar arasında, Avrupa Çevirmenler Birlikleri Federasyonu Başkanı Martin de Haan, Maureen Freely, Hanneke van der Heijden, Ingrid Iren ve Rafael Carpintero bulunuyor. Ayrıca, Tanpınar Festivali kapsamında Türkiye'de bulunan Carme Riera ve Bernardo Atxaga (), Valter Hugo Mae, Ingo Schulze (), Olga Tokarczuk, Frank Westerman, Norman Manea ve Dan Lungu (Romanya) da fuarda yer alacak. Türk okuyucuların üzerine yazığı kitabıyla tanıdığı İtalyan yazar Fabio Grassi ve 'dan katılan Dina Rubina, Çeviri Merkezi'nde düzenlenen etkinlikte konuşmacı olacak. Okuma etkinliği Word Express Edebiyat Okuması Yolculuğu'nun son ayağı da İstanbul'da yapılacak. Genç 20 yazar ve şairden oluşan proje kapsamında Adisa Basic (Saraybosna), Netalie Braun (), Christos Chryssopoulos (), Aleksandra Dimitrova (Makedonya), Milan Dobricic (Sırbistan), Adela Greceanu (Romanya), Anahit Hayrapetyan (Ermenistan), Uri Hollander (), Ivan Hriston (Bulgaristan), Katerina Illiopoulov (), Igor Isakovkski (Makedonya), Cladiu Komartin (Romanya), Mirt Komel (Slovenya), Owen Mortell (Galler), Roman Mundair (İskoçya), Makro Pogacar (Hırvatistan), Mina Simic (Hırvatistan) ve Ognjen Spahic (Sırbistan) Kasımda, Fuarda okuma etkinliği yapacak. Sergiler 28. İstanbul Kitap Fuarı Onur Yazarı Cevat Çapan'ın yaşamından fotoğraflardan oluşan "Uzaktan Yakına Cevat Çapan" sergisi, Fuar süresince gezilebilecek. Ağaoğlu Yayınevinin kurucusu Mustafa Kemal Ağaoğlu, ölümünün 10. yılında "Kültür Yaşamında Öncü Bir Girişimci: Mustafa Kemal Ağaoğlu" sergisi ile anılacak. Küratörlüğünü Jülide Bigat'ın yaptığı fotoğraf sanatçıları Uğur Ataç, Muhsin Akgün ve Adil Gültekin'in objektifinden Modalıların fotoğrafları "Modanın Yüzü" adlı ile İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansının düzenleyeceği geleneksel Türk sanatlarından oluşan "Bugünün Ustaları 2009" sergisi de Fuar sürecince görülebilecek. Rahmi Koç Müzesi "Yalvaç Ural Teneke Oyuncaklar" sergisi de Fuar sürecince açık olacak. İstanbul Sanat Fuarı da açılacak 28. İstanbul Kitap Fuarı, ARTİST 2009-19. İstanbul Sanat Fuarı ile eş zamanlı gerçekleştirilecek. Yurt içi ve dışından 100 sanat galerisi ve kurumunun katılacağı fuar, Kasım'a kadar açık kalacak. 19. İstanbul Sanat Fuarı Sanatçı Onur Ödülü sahibi ressam Muhsin Kart, 50. sanat hayatını bir ile kutlayacak. Koleksiyoner Onur Ödülü sahibi Lale ve Cengiz Akıncı'ya ait resim, heykel ve seramik yapıtları da Fuar kapsamında ilk kez sergilenecek. Artrium Sanatevi, Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun çok özel 110 tablosunu sergileyecek. "Bedri Rahmi 100. Yıla Doğru..." adlı sergideki tablolar, Bedri Rahmi'nin oğlu Mehmet Eyüboğlu'nun koleksiyondan oluşacak. Sergideki tüm eserler, koleksiyonerlerden toplanarak, ilk kez Fuar kapsamında sanatseverlere sunulacak. Gençlere Bedri Rahmi Eyüboğlu'nu tanıtmak hedefiyle hazırlanan sergide, ressamın özel eşyaları da sergilenecek. Sergi sürecince Bedri Rahmi'nin sesinden şiirleri dinletilecek ve ilk kez akademi diploması olan eseri de sergide görücüye çıkacak. Ressamın büyük aşkı Mari Gerekmezyan'ın yaptığı Bedri Rahmi büstü de sergide yer alacak. 19. İstanbul Sanat Fuarı "Sanatçı Onur Ödülü" Muhsin Kart'a, "Eleştirmen Onur Ödülü" Prof. Dr. Erhan Karaesmen'e, "Sanatsever Kurum Onur Ödülü" Kadıköy Belediyesine, "Koleksiyoner Onur Ödülü" Lale ve Cengiz Akıncı'ya Kasımda düzenlenecek törenle verilecek. 621664 Ya Galatasaraylılar ‘Gezer iptal etmediği için’ birkaç can alsaydı Bilgin Gökberk Köyün DelisiYa Galatasaraylılar ‘Gezer iptal etmediği için’ birkaç can alsaydı 30 Ekim Cuma 2009 başarılı, iyi bir hakem.Di.Di!***Önce...Sevgili eşi de temiz, dürüst bir polis memuru olan temiz, dürüst bir polis memuru, silkelesen 3-5-15 milyar euro çıkacak bir statta sıradışı bir derbinin tek yetkili patronu olabiliyorsa günün birinde, bu tartışmasız bir başarı hikayesidir.Ülkede polisimizin içinde bulunduğu şartların yetersizliğini bilirim, bilirsiniz, Gezer’in durumu bir mucizedir, sadece kutlamamız gerekir onu.Hikayesinin özü budur.Gerisi, bundan sonra yazacaklarım da hikayedir...Bu biline!***’e, ’a konuşmuş, Mehmet iyi iş bitirmiş, Gezer de Gezer’i bitirmiş, bu saatten sonra hakemlik yapamaz, yapsa da yapamaz, normal bir ülkede kafasında bunları kurarak sahaya çıkan birine hakemlik yaptırmazlar.Diyor ki;“50 bin kişi stada gelmişmiş, maçı tatil etse, binlerce insan yürüyüş yapıp, camları çerçeveleri indirecekmiş, Allah korusun bir taraf karşı tarafa saldırsa, bu birkaç cana mâl olsa, bunun hesabını kim verecekmiş, vicdanı çok rahatmış, çok büyük olayları önlediği kanaatindeymiş.”***Şimdi...1-Her derbinin öncesi birbirinin kopyası, artık hiç bir hakem hiç bir derbiyi iptal edemez, yemez.2-ASY’deki rövanşın hakemini şimdiden bitirdi, GS’lı ne yaparsa yapsın, hakem maçı iptal edemez, ederse ve her ne olursa sorumlusu olur, hele rövanşın hakemi Gezer olursa (olması yüzde sıfır ihtimal), ASY ‘de  ‘seyircinin kucağında’ yönetir maçı.3-Gezer’in maç öncesi kafasında bunlar varsa, maç içinde de vardır, onun mantığıyla yorumlayalım kararlarını.a)İlk gol, ‘gol’ değil, ya ‘ofsayt’ ya ‘ofsayt mı’, binlerce FB’li GS’lılara saldırmasın, birkaç cana mâl olmasın diye hemen gol verdi.b)FB aleyhine vermesi gerekse vermeyecekti bu mantıkla, “FB aleyhine penaltı vermedim,50 bin kişi vardı,  birkaç cana mâl olabilirdi, kaç kişinin canını kurtardım, vicdanım rahat“ diyecekti.c)”Alex’in pozisyonu penaltı değildi, birkaç cana mâl olmasın diye penaltı verdim, vicdanım rahat, çok büyük olayları önledim bu penaltıyı vermekle”.Bunu bilmemneremden ben uydurdum!4)Maçı iptal ettiğinde, FB ‘lilerin ’de rakibe saldırıp can alabileceğini düşünüyorsa, iptal etmediğinde de GS’lılar, mesela ‘da FB’lilere saldırıp can alabilirlerdi, Vicdan ne der bu duruma, bu riski niye göze aldı, yoksa sadece FB’lilerin saldıracağını mı düşünüyor?Vicdan’a bu durumu da bir sorsun!5-Maçlarda, hakem kararlarından sonra tarafların birbirlerinin canını alma durumu varsa, bu durumdaysak, bırakın maçı, maçları, lig iptal edilsin, millet çoluğuyla çocuğuyla geliyor, guguş değil bu, bir polis-hakem bu kadar sorumsuzca konuşur mu?6-Maçı iptal etse hiçbir şey olmayacaktı belki, kendi kuruntusu belki, kimse kimsenin canını almayacaktı belki, sadece bir polis o,sadece bir hakem, daha fazlası değil, ne bir psikolog, ne bir sosyolog ,”can almak-vermek laklağı” bir polis-hakemin haddini aşar, bilmediği işlere iş olmasın, başımıza iş açar.7-FB’lileri bir hakem kararı sonrası rakibe saldırıp, canını alabilecek zevat durumuna düşürdü, en büyük potu bu, zırt pırt herkese cevap yetiştiren FB niye susuyor, daha ne deseydi Gezer, küfür mü etseydi?8-Sıradaki BJK-FB derbisinde BJK’lılar, bunun rövanşında GS’lılar hakeme “Bana bak koçum ‘cam-mam’ indiririz ‘can-man’ alırız ha, ona göre koçum ha” diye iş olmayacaklar mı?Olacaklar.İş mi bu yaptığı?Değil!Uzatmayalım...Anladikossunuzdur!***Bu katastrof düşünce sistemiyle maça çıkan birine hakemlik yaptırılmamalıdır.Yaptırılacaksa da, dandik maçlarda yaptırılmalıdır.No derbi bir daha!***Bir 5’likle bitirelim.Bünyamin Gezer başarılı, iyi bir hakem.Di!Benim de beğendiğim inandığım bir hakem.Di.Di! SPORMAX, DEMİREL’İN PEMBE MEDYASININ EN PEMBE ADAMI, PEMBE YORUMLARISpormax, Beko Ligi’nin yayıncı kuruluşu.İyi para verdiler, bu işi iyi yapıyorlar.Ligin yorumcusu Çetin Yılmaz, iyi bir koç o, iyi de yorumcu ve Mustafa İyi ile başarıyla giden programlarına bu yıl çomak sokuldu.Üç kişi oldular.Çomağın ismi Doğan.Bu işi sürekli yapsa keşke, çok da iyi yapar, çok da başarılı olur ve kim ne diyebilir Doğan’a, yorumlarına...Ama...Aynı Doğan, TBF’nin sorumlusu, TBF Başkanı’nın has adamı, kader arkadaşı...Bu günlerde FB basketbol takımına olacağı konuşuluyor.Şimdi...TBF’nin medyacısının, pembe medya seven patronunun en pembe adamının, hele hele FB için adı geçtiği bu günlerde yayıncı kuruluşta pembe yorumlar yapması normal mi?Yorumları inandırıcı, objektif olur mu?Aziz Bey’i eleştiremez, iş bekliyor ondan.Dolayısıyla FB yi de...Tanjeviç’i de eleştiremez, Aziz bey ”Onu eleştiren karşısında beni bulur“ dedi, milli koçumuz da o, patronu kızar.Demirel’i de eleştiremez, patronu o.Dolayısıyla Milli Takımı da... ’i övemez, FB ile araları gergin ve FB ‘yle ha anlaştı ha anlaşacak...Efes’e sövemez, ayıp olur, tetikçi gibi olur, için bile Efes-FB lehine, aleyhine görüş belirtemez, çünkü taraf... ***Erkekler basketbolünün son yıllarda lokomotifi var.Mili takım ve büyük bütçeleriyle iki takımı, Efes ve FB...Üçüne ve TBF’ye dokunamıyor yorumcu.‘Gak’ dese biri arayacak, ’guk’ dese başka biri...Her ‘gak’a, her ‘guk’a karışılma durumu vaziyeti olunca, ortaya sadece ‘gak guk’ çıkıyor.Gak guk diyen yorumcudan, yorumcu olur mu?Olmaz!Bir soru?Spormax’in kardeşi Lig Tv’de, sadece gak guk diyen ve TFF ‘nin sesi olan biri yorum yapabilir mi?***Doğan Hakyemez...Arkadaşım o, yıllardır tartışırız bu konularda...Bu kadar şey kazandı, kazandırdı basketbolda, kim ne başardıysa onun parmağı var işin içinde, her başarıda var.Şimdi...1-Spormax de yorumculuk yapmasa, “TBF de görevim var, medya sorumlusuyum, yakışmaz” dese, ne kaybeder?Hiç!Çok şey kazanır!2-Madem yorum yapmak istiyor, istifa etsin TBF’den yapsın.3-Menajer olursa, ’ü üstüne, Çetin Yılmaz’ı altına getireceği konuşuluyor.Çetin’i de zan altında bırakıyor.Spormax’i de bu işlere alet ediyor.Değiyordur inşallah!İki soru daha;Birincisi Çetin hocaya...Doğan’ın bu durumunu yorumlar mı?İkincisi ortaya...Çomağı kim soktu? (85 yazı) 621371 Cumhuriyet'in 86. yaşına coşkulu kutlama Halkın yoğun ilgi gösterdiği törende çok sıkı güvenlik alındı. Keskin nişancı Özel Tim polisleri çatılara yerleştirildi. Törenlerin şenlik havasında geçmesi için alanda yüzlerce polis görevlendirildi. Geçit törenine katılan öğrenciler, protokolün önünden geçtikten sonra askerlerin yaptığı gibi yürüyüş kararı saydı. Başlarındaki öğretmenlerinin komutlarıyla hareket eden öğrenciler, "Her Türk asker doğar", "Her şey vatan için", "Vatan sana canım feda" ve "Ne mutlu Türk'üm diyene" sloganlarıyla yürüdü. İstanbul Valisi Muammer Güler, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, tören alanına birlikte geldi. Tören, Güler, Iğsız ve Topbaş'ın araç üzerinde halkı selamlamasıyla başladı. Güvenlik önlemleri çerçevesinde selamlama aracı bombaya duyarlı polis köpekleri tarafından arandı. Selamlamadan sonra İstiklal Marşı okundu ve bayrak göndere çekildi. Vali Güler, günün anlam ve önemini anlatan bir konuşma yaptı. Halkoyunları ekipleri gösteriler sundu. Vali Güler'in konuşmasının ardından öğrenciler, Cumhuriyet coşkusunu anlatan şiirler okudu. Daha sonra kentteki ilköğretim ve liseler arasında düzenlenen kompozisyon, şiir ve resim yarışmasında dereceye girenlere ödülleri verildi. Törene ayrıca Rotaryen ve Lions'lar da katıldı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği üyelerinin hemen arkasında yürüyen Lionslar'ı Leo'lar, onları da Rotaryenler takip etti. Kutlamalar sırasında, F-16 uçakları ile askerî helikopter de geçiş yaptı. Tören nedeniyle trafiğe kapatılan Vatan Caddesi, kutlamaların tamamlanmasının ardından yeniden ulaşıma açıldı. Türkmenistan da sevince ortak oldu Cumhuriyet'in kuruluş yıldönümü, Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat'ta da coşkuyla kutlandı. Aşkabat Anadolu İlköğretim Okulu'nda düzenlenen törene Büyükelçi Hüseyin Avni Bıçaklı, işadamları, öğretmen, öğrenci ve Türkmen vatandaşlar katıldı. Törende okulun minik öğrencileri 10. Yıl Marşı eşliğinde gösteri sundu. Türkmen öğrencilerden oluşan folklor ekibinin dansları beğeniyle izlendi. Ülkede faaliyet gösteren özel Türk okullarında da bayrama özel törenler düzenlendi. Dev akvaryumda Türk bayraklı şov Türkiye'nin ilk dev akvaryumu Turkuazoo, Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına ev sahipliği yaptı. Tatili fırsat bilerek Bayrampaşa'daki eğlence alanına giden ziyaretçiler, dalgıçların Türk bayraklı şovuyla karşılaştı. Dalgıçlar, tatlı, tuzlu su ve okyanus balıkları ile tropikal balıkların bulunduğu, beş farklı köpekbalığı türünün yer aldığı akvaryuma ellerindeki bayraklarla daldı. Özellikle çocuklar, gösteriyi ilgiyle izledi. İzleyenleri mehteran coşturdu 29 Ekim kutlamalarına bando ve mızıkanın yanında mehter de eşlik etti. Antalya'nın Elmalı ilçesinde düzenlenen törene katılan vatandaşları Elmalı Mehter Takımı coşturdu. Öğrencilerin folklor gösterisi kutlamalara renk kattı. Bir itfaiye erinin Elmalı itfaiyesinin tepesine çıkarak Türk bayrağı açması heyecanları daha da artırdı. Ayrıca, bazı izleyicilerin tören alanını görmek için Elmalı Kütüphanesi üzerine çıkması protokolü telaşlandırdı. Uyarılar üzerine güvenlik güçleri vatandaşları aşağıya indirdi. Vali Güler'den bayram tokalaşmasına 'jel'li önlem Dünyayı saran, Türkiye'de de hızla yayılan domuz gribine karşı alınan önlemler, 29 Ekim kutlamalarında da kendini gösterdi. İstanbul Valisi Muammer Güler, makamında ağırladığı misafirleriyle tokalaştıktan sonra ellerini jelle temizledi. 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın bayramını tebrik eden Güler, basın mensuplarına da aynı jelden gönderdi. 622237 İtalya'da gün ortasında mafya infazı 13.53 30.10.2009büyük halleri için üzerine tıklayın Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'da gün ortasında infazıGün ortasında yaşanan hesaplaşması tüyleri ürpertti. Polis, Mayıs'ta işlenen cinayetin zanlısını bulamayınca görüntüleri yaymaya karar verdi. 'da mafyanın hesaplaşması gün ortasında sokağa taşınınca ortaya tüyler ürpertici görüntüler çıktı. Bir tetikçi bardan çıkardığı adamı gündüz vakti kaldırıma yatırarak üç el ateş etti. Sonra da gayet soğukkanlı bir şekilde arkasını dönüp gitti. Görüntüler ise güvenlik kameralarına takıldı. Ölen adam 53 yaşındaki Mariano Bacio olarak teşhis edildi. İddiaya göre Bacio'nun rakip çetenin bölgesinde satan başka bir çeteyle ilişkisi varmış. aslında Mayıs ayında işlenmiş. Fakat polis kamera görüntülerine rağmen katili yakalayamayınca çareyi görüntüleri yayınlamakta bulmuş. karşıtı büro, "Videoyu mümkün olduğu kadar geniş bir kesime yaymaya karar verdik. Katil ile ilgili bize bilgi sağlayabilecek herkese ulaşmaya çalışıyoruz" açıklamasını yaptı. İtalya'daki mafyalarla ilgili Gomorrah kitabında Camorra çetesini ifşa eden araştırmacı gazeteci Roberto Saviano ise "Bir şehir savaştaysa, insanlar etraflarında olup bitenlere dikkat etmiyor. Bu video İtalya'nın bazı bölgelerinde hayatın yaşamaya değer olmadğını gösteriyor" yorumunu yaptı. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ... 622454 Ayvalık'a Rumlardan yıllık 10 milyon Euro Ayvalık'a Rumlardan yıllık 10 milyon Euro Yunanistan'ın Midilli Adası'nda yaşayan Rumlar, fiyatların ucuz olması nedeniyle Ayvalık pazarından alışveriş yapıyor. Ayvalık Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Gencer, Rumların ilçe ekonomisine yıllık 10 milyon Euro katkı sağladığını söyledi. YENİ ŞAFAK AYVALIK Yunanistan'ın 110 bin nüfuslu Midilli Adası'nda yaşayan Rumlar, alışveriş için Balıkesir'in Ayvalık ilçesini tercih ediyor. Ayvalık'ta pazarcı esnafı da Yunan turistlerin ilgisine ve alışveriş yapmasına ayak uydurmuş. Pazarda etiketler hem TL, hem de Euro olarak yazılıyor. Perşembe günleri kurulan Ayvalık semt pazarına alışveriş için gelen Rumlar, “Ayvalık çok güzel bir kent. Alışveriş için geliyoruz. Pazardaki fiyatlarda bir hayli ucuz. Bu nedenle Ayvalık'tan alışveriş yapmayı tercih ediyoruz” dediler. Yunan turistlerin Midilli'den gelerek Ayvalık'ta alışveriş yapmalarından en çok pazarcı esnafı ve taksiciler memnun. Pazarcılar Yunan turistlerin Pazar ekonomisine yaklaşık yüzde 20- 30 oranında katkı sağladığını belirtiyor. Ekonomik krizde Rumların alışveriş yapmasını pazarcı esnafı can suyu olarak ta nitelendiriyor. Ayvalık Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Gencer, Rumların ilçe ekonomisine yıllık 10 milyon Euro katkı sağladığını bildirdi. 110 bin nüfuslu Midilli Adası'nın halkının Türkiye'deki fiyatların ucuz olmasından ötürü Ayvalık'tan alışveriş yapmayı tercih ettiklerini de söyledi. Öncelikle Midilli Adası'ndan gelen Yunan misafirlerin sayısının sadece Ayvalık Gümrük kapısından girenlerin sayısı 25- 30 bin civarında olduğunu kaydetti. AYVALIK EKONOMİSİ CANLANIYOR ATO Başkanı Rahmi Gencer, “Buradaki alışverişlerinde Ayvalık'ın ekonomisine canlılık getiriyorlar. Ama Ayvalık'ın bu konuda alt yapısı hazır bir kent, burada yabancı dil sorunu çekmiyorlar esnafımızın büyük bir kısmı anlaşabilecek kadar Rumcayı öğrenmiş durumda. Aynı zamanda esnaftan alışveriş yaparken Euro ilede alışveriş yapabiliyorlar. Uzun yıllardır bu ilişkinin devam etmesinden dolayı da Ayvalık esnafı, ne istediklerini biliyor ve onlara göre hizmet ediyorlar. Onlar da Ayvalık'ta ki bütün esnafları, ticaret erbaplarını öğrendiler” şeklinde konuştu. 30.10.2009 621881 İran otelcilikte "Dedeman" dedi 'ın Şiraz kentinde işletmesini aldığı 200 yataklı oteli 2010 yılında hizmete açacak Dedeman, ülkenin otelcilik alanında ilk yabancı ve Türk markası oldu. Antalya, Muğla ve Gaziantep'in de aralarında yer aldığı güney bölgesinden sorumlu bölge müdürü Tayfun Döşkaya, 2010 yılında 'ın başkenti Bakü ve 'ın Şiraz kentinde iki otelin işletmesini üstleneceklerini söyledi. Dedeman Otelcilik olarak 'a girmenin büyük önem taşıdığını belirten Döşkaya, Şiraz'daki 200 yataklı otel için çok sayıda uluslararası markanın başvuruda bulunduğunu ve bir Türk markasının tercih edildiğini vurguladı. Uluslararası standartlardaki otelin gelecek yıl Mart ayında hizmete gireceğini dile getiren Döşkaya, Dedeman'ın İslam rejimindeki 'a 30 yıl sonra giren ilk yabancı ve Türk otel teşebbüsü olacağına dikkati çekti. Döşkaya, "30 yıl sonra ilk kez yabancı bir marka 'a giriyor. Bu Türk markasıdır. Dedeman olarak orada olmamız çok önemli. 'deki otellerimizin başarısı, yöneticilerimizin son derece duyarlı, kurallara ve geleneklere saygılı olması ve hizmet standardımızın yüksek seviyesi, bu sonucu getirdi. Şiraz'daki otelimiz, standartları yüksek, uluslararası seviyede 200 yatak kapasiteli olacak. 'a, Dedeman markası giriyor. Bürokrasiyi, profesyonel yönetim anlaşmasıyla aştık. 1966 yılında ilk otelimizi açtığımızı söyledik. Yaygın zincir olmamızın rahatlığı bize bu olanağı getirdi. Bizi seçmelerindeki en büyük nedenlerden biri, kültürlerine en yakın ve bulunmuş olduğumuz platformda en iyi olmamızdır" dedi. Döşkaya, Bakü'deki otelin de 360 yatak kapasiteli olacağını kaydetti. Yönetim anlaşması Dedeman Grubu'nun Türkiye ve dünyadaki 22 otelde bin 987 yatak kapasitesine sahip olduğunu belirten Döşkaya, grup bünyesinde bin çalışan bulunduğunu vurguladı. Beş yıl önce alınan stratejik kararla yönetim anlaşması modeliyle büyümeyi hedeflediklerini dile getiren Döşkaya, Dedeman'a isim hakkı vermek isteyen birçok işletme bulunduğunu söyledi. Dünyadaki sayılı otellerin de aynı modelle büyüdüğünü ifade eden Döşkaya, "Sadece ismimizi koyarak bilgi ve becerimizi pazarlıyoruz" dedi. Dedeman'ın Türkiye'de yönetim anlaşması modelini uygulayan ilk zincir olduğuna dikkat çeken Döşkaya, yurt dışında oteli aynı modelle işlettiklerini kaydetti. 622701 Alman büyükelçiden İslam vurgusu Cuntz, "Türkiye'de Antalya ve Alanya'da çok sayıda kilise olduğunu biliyoruz. Almanlar dinleri Türkiye'de istedikleri gibi yaşıyor. İki ülke için de din kavramının çok önemli olduğunu düşünüyorum." dedi. 'Almanya ve Türkiye'de Entegrasyon Dinlerarası Diyalog' konulu uluslararası konferans Antalya'nın Alanya ilçesinde yapıldı. Türk-Alman Dayanışma ve Entegrasyon Derneği (TANDEM) ile Almanya'nın Konrad Adenauer Vakfı tarafından Konaklı Beldesi'ndeki Doğanay Otel'de düzenlenen konferansta konuşan Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçisi Cuntz, İslamiyet'ten övgüyle bahsetti. Almanya'nın Kuzey Vestfalya Eyaleti'nde yaklaşık bir milyon Türk kökenli göçmen yaşadığını anlatan Cuntz, ülke genelinde ise yaklaşık milyon Türkün yaşamını sürdürdüğünü kaydetti. İslamiyet'in kendi kökeninde gelişmesine destek verdiklerini dile getiren Cuntz, "Türkiye'de Antalya ve Alanya'da çok sayıda kilise olduğunu biliyoruz. Almanlar dinleri Türkiye'de istedikleri gibi yaşıyor. Almanya'da Hristiyanlardan sonra en çok Müslümanlar yaşıyor. Türk yazarlar, futbolcular önemli işlere imza atıyor. Türkiye'de de Almanlar çoğunlukta. Bu nedenle her ülkenin vatandaşları gerekli kolaylıkları sağlamalı. İki ülke için de din kavramının çok önemli olduğunu düşünüyorum." diye konuştu. Almanya'nın Bavyera Eyaleti Eski Başbakanı Dr. Günther Beckstein da Almanya'daki Türklerin diğer göçmenlere göre kat daha fazla işsiz olduğunu belirtti. Bu durumun, Türk öğrencilerin 4'te bir oranında lise mezunu olmalarından ve entegrasyon sorunundan kaynaklandığına inanan Beckstein, eğitimin önemine dikkat çekti. Amerika'da olduğu gibi yabancı kökenli insanların belirli semtlerde bir arada yaşamalarına karşı olduklarını aktaran Beckstein, Almanya'da yaşayan yabancıların dağınık halde herkesle iç içe yaşamalarını arzu ettiklerini kaydetti. Almanya Türk Toplumu Genel Başkanı Kenan Kolat da Almanya'daki en büyük sorunun dil bilgisi olduğuna işaret etti. Almanya'da eğitim gören Türk öğrencilerin yüzde 60'ının dil entegrasyonuna ihtiyacı olduğunun altını çizen Kolat, dil entegrasyonunun Alman öğrenciler için yüzde 30 seviyesinde olduğunu belirtti. Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu da ilçede yaşayan göçmenler için 'yabancı' kelimesi kullanmayı doğru bulmadıklarını belirtti. Alanya'da yerleşik olarak yaşayan Almanları 'Yeni Alanyalılar' olarak gördüklerini dile getiren Sipahioğlu, yerli yabancı ayrımına karşı olduklarını sözlerine ekledi. Konferansa TANDEM Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nail Alkan, Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçisi Dr. Eckert Cuntz, Konrad Adenauer Vakfı Türkiye Temsilcisi Jan Senkyr, Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu, Almanya'nın Bavyera Eyaleti Eski Başbakanı Dr. Günther Beckstein, Almanya Türk Toplumu Genel Başkanı Kenan Kolat, Türk-Alman Dostluk Derneği Başkanı Nevin Can, AKP Karabük Milletvekili ve TBMM Türk-Alman Parlamenterler Grubu Başkanı Dr. Mustafa Ünal, Alman Milletvekili, Parlamento Müsteşarı, Alman-Türk Parlamenterler Grubu Başkanı Thomas Kossendey ve ilçede yaşayan Almanlar katıldı. 623481 Sophia, Nicole, Penelope, Kate, ... VİDEO YÖNETMENDE GÖZLERİ VAR! Fİlmde Penelope Cruz, Daniel Day-Lewis'ın canlandırdığı film yönetmeni Guido Contini'nin metresini oynuyor. Müzikalde Black Eyed Peas'ın solisti Stacy Ferguson ise Saraghina adındaki bir fahişeyi canlandırıyor. Saraghina'nın annesini beyazperdenin efsanevi yıldızı Sophia Loren, Kate Hudson ise bir moda yazarını canlandırıyor. Müzikalde bir şekilde tüm bu kadınlar çapkın film yönetmeninin hayatına giriyor. iLGiLi HABERLER İzleyici Hattı: (0212) 313 77 11 (22 veya 33) 622123 Enerji Oburu Çin : Enerji Oburu Çin ABD'nin ardından dünyanın en büyük enerji tüketicisi olan Çin alternatif enerji kaynaklarına yatırımlarını artırıyor. Yayına Giriş: 30.10.2009 11:32:49 Güncelleme: 30.10.2009 11:48:54 Son 30 yıldır durmaksızın büyüyen Çin, alternatif enerji arayışlarına girdi. Enerji ihtiyacının yüzde 70'inden fazlasını kömürden elde eden, karbon gazı salımında önde gelen ülkelerden olan Çin son yıllarda büyük bir hamleyle alternatif enerji kaynaklarına özellikle de rüzgar türbinlerine devasa yatırımlar yapıyor. Rüzgardan elektrik üretiminde dünya dördüncüsü olan ülkenin değişik bölgelerinde rüzgar tarlaları kuruluyor. Rüzgar türbini üretiminde zirveye doğru ilerleyen Çin teşvik politikaları çerçevesinde yüzde 70 yerli parça kullanma zorunluluğu getirmenin yanı sıra üreticilere önemli vergi indirimi sağlıyor. Çin rüzgar enerjisinin elektrik üretimi içindeki halen binde olan payını 10 yıl içinde yüzde 8'e çıkarmayı hedefliyor. 2020'de Çin 100 gigavatlık rüzgar enerji üretim kapasitesine sahip olmayı planlıyor. Dünyanın toplam kapasitesi halihazırda 94 gigavat. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelme yeni iş alanlarının doğmasına ve yan sanayilerin gelişmesine yol açıyor. 622667 Borsada ikinci deprem Borsada ikinci deprem 30 Ekim 2009 Cuma, 17:50 arşamba günü 1yarım seans işlem gören İMKB yüzde 2.9 oranında düşüş yaşamıştı. Dün açıklanan ABD büyüme verileri sabah saatlerinde borsayı 1.86 oranında yükselişle 49 bin 817 puandan açılmasını sağlamıştı.İMKB, banka hisselerindeki sert satışlar nedeniyle kapanışa doğru yüzde düşüşü gördü. Yüzde 3.52 değer kaybıyla İMKB günü 47 bin 184 puan seviyesinden kapadı. Dünyada da durum farklı değil Avrupa borsalarında değer kayıpları yaşanıyor. Yüzde 2'lere dayanan kayıplarla Avrupa'da düşüş trendine girdi. Rus borsası ise yüzde 4'ün üzerinde kayıplar yaşıyor. Dow Jones ise açıklanan olumlu verilerin ardından bugün yüzde 1.5'e varan değer kayıpları ile karşılaştı. Dolar -Euro 1.48'e gerileyen dolar borsalardaki derin kan kayıplarının ardından 1.50'ye kadar yükseldi. Euro ise 2.19 seviyesinden 2.21 seviyelerine kadar yükseldi. Petrol yükseldi ABD'de ekonominin büyümesi petrol fiyatlarına da yansıdı. ABD'nin büyümesinin petrol talebini artıracağı beklentilerini güçlendirmesi üzerine dün 2,41 dolar artışla 79,87 dolardan işlem gören ABD ham petrolünün varil fiyatı Aralık ayı teslimi bugün de sent yükselerek 79,94 dolar oldu. ABD ham petrolünün varil fiyatı bugün Asya'daki işlemlerde bir ara 80,08 doları gördü. Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da sent yükselerek 78,13 dolar oldu. Petrol fiyatı geçen hafta 82 dolara çıkarak yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştı. 622051 Kırsal kalkınmaya hibe desteği! Yüzde 50-75 düzeyindeki hibe desteklerden yararlanmak için, proje önerilerinin 60 gün içinde tarım il müdürlüklerine sunulması gerekiyor. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın 2006 yılında çıkarılan Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı'na dayanılarak hazırladığı ve 2010 yılı uygulama esaslarını içeren ''Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Çerçevesinde Tarıma Dayalı Yatırımların Desteklenmesi Tebliği, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tebliğ, doğal kaynaklar ve çevrenin korunmasını dikkate alarak, kırsal alanda gelir düzeyinin yükseltilmesi, tarımsal üretim ve tarımsal sanayi entegrasyonunun sağlanması, tarımsal pazarlama altyapısının geliştirilmesi, gıda güvenliğinin güçlendirilmesi, kırsal alanda alternatif gelir kaynaklarının oluşturulması, toplu basınçlı sulama sistemlerinin geliştirilmesi, yürütülmekte olan kırsal kalkınma çalışmalarının etkinliklerinin artırılması ve kırsal toplumda belirli bir kapasitenin oluşturulmasına ilişkin usul ve esasları düzenliyor. Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca, bütçe kaynaklarından, tutarı 500 bin liraya kadar ekonomik nitelikli kırsal kalkınma yatırımlarına yüzde 50, toplu basınçlı sulama sistemleri yatırımlarına da yüzde 75 hibe desteği veriliyor. Gerçek ve tüzel kişilerin bu yönde hazırladıkları projeleri, hide destekten yararlanmak üzere 60 gün içinde tarım il müdürlüklerine iletmesi gerekiyor. Yapılacak değerlendirmeler sonucunda, uygun bulunan projelere hibe destek veriliyor. Söz konusu projelerin desteklenmesi için bu yılın bütçesine 250 milyon lira ödenek konmuştu. Gelecek yılın destekleme bütçesi ise, 2010 yılı bütçesinin TBMM'de kabul edilmesi ile kesinleşecek. Kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesine ilişkin bakanlar kurulunun süresinin de 2010 yılı sona erecek olması nedeniyle, hibe desteği verilecek yatırım projelerinin gelecek yıl sonuna kadar tamamlanması gerekiyor. Hibe desteğe ilişkin uygulamayı, Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü (TEDGEM) yürütüyor. Kararname kapsamında, kırsal alanda, gerçek ve tüzel kişiler tarafından hazırlanan ''tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik yeni yatırım tesislerinin yapımı, mevcut tesislerin kapasite artırımı ve teknolojilerinin yenilenmesine yönelik yatırımlar, yarım kalmış yatırımların tamamlanması, alternatif enerji kaynakları kullanan seraların yapımına yönelik yatırımlar, tarımsal faaliyetlere yönelik yapılmış veya yapılacak tesislerde kullanılmak üzere, alternatif enerji kaynaklarından jeotermal, biyogaz, güneş ve rüzgar enerjisi üretim tesisleri, toplu basınçlı sulama sistemi yatırımları'' hibe desteğinden yararlandırılıyor. Program çerçevesinde 81 ilde yapılacak yatırımlar için başvurular kabul edilecek. Yatırım projelerinin Aralık 2010'a kadar tamamlanması gerekiyor. Bu süre içinde tamamlanamayan projeler, yatırımcıların talebi ve il müdürlüğünün uygun görmesi halinde kendi öz kaynakları ile ayı aşmamak üzere verilecek süre içinde tamamlanacak. Başvuru sahibi gerçek ve tüzel kişilerin bakanlık tarafından oluşturulan çiftçi kayıt sistemine (ÇKS) veya bakanlık tarafından oluşturulmuş diğer kayıt sistemlerine son başvuru tarihinden önce kayıtlı olması gerekiyor. Mevcut sulama tesislerinin toplu basınçlı sulama tesisine dönüştürülmesine yönelik iyileştirme ve geliştirme yatırım konularına, sadece sulama kooperatifleri ve köylere hizmet götürme birlikleri tüzel kişilik olarak başvurabilecek. Ekonomik yatırımlar için proje başvurularında hibeye esas proje tutarı, gerçek kişi başvurularında KDV hariç 100 bin lirayı, tüzel kişi başvuruları için ise 500 bin lirayı geçemeyecek. Proje tutarının yüzde 50'si tadar hibe verilebilecek. Proje toplam tutarının, gerçek kişi başvuru tekliflerinde 100 bin lirayı, tüzel kişi başvuruları için ise 500 bin lirayı aşması durumunda, artan kısma ait işlerin proje sahiplerince ayni katkı olarak finanse edilmesi ve yatırım süresi içerisinde tamamlanması gerekiyor. Bakanlık tarafından belirlenen usul ve esaslara uygun olarak kabul edilen mevcut sulama tesislerinin toplu basınçlı sulama sistemi tesisine dönüştürülmesine yönelik yatırım proje tekliflerinde, hibeye esas proje tutarı 500 bin liraya geçemeyecek. Köylere hizmet götürme birlikleri ile sulama kooperatiflerince hazırlanan projelere hibeye esas proje tutarının yüzde 75;ine hibe yoluyla destek verilecek. Haksız yere yapılan destekleme ödemeleri, ödeme tarihinden itibaren Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca, kanuni faizi ile birlikte geri alınacak ve haksız ödemenin yapılmasında ödemeyi sağlayan, belge veya belgeleri düzenleyen gerçek ve tüzel kişiler, geri alınacak tutarların tahsilinde müştereken sorumlu tutulacak. Destekleme ödemelerinden, idari hata sonucu düzenlenen belgelerle yapılan ödemeler hariç, haksız yere yararlandığı tespit edilen üreticiler, yıl süreyle hiçbir destekleme programından yararlandırılmayacak. Tebliğde, projelerin değerlendirilmesine ilişkin kriterler de yer aldı. AA 622970 ADL, Türkiye-İsrail ilişkilerinden umutlu Foxman, ADL'nin New York Grand Hyatt Otelinde iki gündür düzenlenen 2009 yılı toplantısında A.A muhabirine Türk-Yahudi dostluğu ve Türkiye-İsrail ilişkileri konusunda değerlendirmelerde bulundu. Türklere ve Türkiye'ye karşı her zaman ''derin bir dostluk'' hissi içinde olduklarını belirten Foxman, bu dostluğun hem çok eski ve hem de yakın tarihten beri aynı şekilde devam ettiğini söyledi. Ancak ilişkilerde son aylarda bu dostluğu sınayan kimi olaylar meydana geldiğini belirten Foxman, ''Özellikle de dostlar arasında bir şey ters gittiğinde bu daha çok acı verir. Ben kendimi Türkiye'ye çok yakın hissediyorum, yüzden de düş kırıklığını hissediyorum'' dedi. Foxman şöyle devam etti: ''Eğer Türkiye, Orta Doğu'da Müslüman-Arap dünyayla daha fazla dost olmak istiyorsa, tamam... Ama bu neden Türkiye'nin İsrail ve Yahudilerle olan dostluğu pahasına olsun ki... Ben bunun geçici olmasını umuyorum, eski güçlü ilişkilere dönülmesini istiyorum. Ben iyimserim, çok derin olan dostluk ilişkilerimizin bu olayları aşacağına inanıyorum.'' Foxman 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarıyla ilgili olarak ise ADL'nin tutumunda hiçbir değişiklik olmadığını belirterek ''Biz bu konuda bir yasa çıkarılmasına karşı durmaya devam ediyoruz. Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin başlamasına yönelik atılan ilgili adımları memnuniyetle karşılıyoruz, destekliyoruz ve sorunların bu şekilde Türk ve Ermeni halkları tarafından çözülmesi gerektiğine inanıyoruz, ABD Kongresinde ya da Fransız parlamentosunda değil'' diye konuştu. -ADL TOPLANTISI- ADL'nin bugünkü toplantısında Foxman'ın yanısıra İsrail'in New York Başkonsolosu Asaf Shariv ve Washington merkezli Brookings Enstitüsünün ''Saban Center for Middle East Studies'' adlı Orta Doğu Çalışmaları Bölümü Başkanı Kenneth Pollack katıldı. İran'ın nükleer programının sıkça gündeme geldiği toplantıda Yahudi asıllı bir Amerikalı'nın ''Türkiye İran'a mı yakınlaşıyor'' şeklindeki sorusu üzerine Pollack, ''Türkiye'nin İsrail'i son Gazze çatışmaları nedeniyle eleştirdiğini, ancak Türkiye'nin temelde İran'ın nükleer programından oldukça endişeli olduğunu'' ifade etti. Abraham Foxman ise konuşmasında, İsrail ve Hamas'ı Gazze'de Aralık 2008-Ocak 2009 tarihlerindeki çatışmalarda savaş suçu da dahil uluslararası insani hukuk kurallarını çiğnemekle suçlayan BM raporunun hazırlayıcılarından Güney Afrikalı Yahudi asıllı Justice Goldstone'a ''açık mektup'' yazdığını belirterek, Goldstone'un adını bu rapordan çekmesi gerektiğini, raporun artık ''Goldstone raporu'' olarak anılmasının son derece talihsiz ve yakışıksız bir durum olduğu görüşünü savundu. ADL'nin dün geceki toplantısına BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun da katılarak konuşma yaptı. 621480 Büyük ödül Ceylan, Derman ve Sabancı Müzesi’ne gitti Büyük ödül Ceylan, Derman ve Sabancı Müzesi’ne gittiKÜLTÜR SANAT SERVİSİ 30.10.2009Sakıp Sabancı Müzesi Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı: Gururluyuz. Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Büyük Ödülleri’nin 2009 yılı sahipleri belli oldu. Ödül, geleneksel sanatlar dalında Uğur Derman’a, sinema dalında Nuri Bilge Ceylan’a, kültür ve olarak da ’ne verildi Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Büyük Ödülleri’nin 2009 yılı sahipleri belli oldu. Ödül, geleneksel sanatlar dalında Uğur Derman’a, sinema dalında ’a, kültür ve olarak da ’ne verildi. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamada, “Cumhurbaşkanlığı Yönetmeliği”nde, Türk kültür ve sanat yaşamına önemli katkılarda bulunan, ülkenin kültür ve sanatının yücelmesine çalışan ve yabancı uyruklu kişiler ile kurumlara, devlet adına onurlandırmak ve özendirmek amacıyla Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verilmesinin öngörüldüğü hatırlatıldı. DEĞERLENDİRME KURULU’NDA KİMLER VAR? Cumhurbaşkanı ’ün, ödülün, her yıl kültür ve sanatın farklı dallarında verilmesini uygun bulduğu belirtilen açıklamada, Doğan Hızlan, Prof. Dr. İskender Pala, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen, Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı Emin Kuz, Cumhurbaşkanlığı Dışişleri Başdanışmanı Hüseyin Diriöz, Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Ahmet Sever ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Zeynep Damla Gürel’den oluşan Değerlendirme Kurulu’nun öneride bulunduğu kaydedildi. daha sonra duyurulacak bir tarihte ’nde gerçekleştirilecek. Geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri, alanında Yaşar Kemal’e, mimari alanında ’e, müzik alanında ise Dr. Alaeddin Yavaşça’ya verilmişti. ÖDÜL SAHİPLERİ NE DEDİ? Uğur Derman (Hat sanatçısı) Ben yıllardır geleneksel sanatlarla, hat sanatıyla uğraşıyorum. Dolayısıyla bu ödülün şahsımla ilgili bir mesele olduğunu düşünmüyorum. Benim şahsımda geleneksel sanatlara, cumhurbaşkanlığı düzeyinde verilen kıymeti anlamış oluyorum, onun için memnunum. S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi Yönetim Kurulu Başkanı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından müzemize verilen ödül bize sonsuz bir onur verirken, konuyla ilgili açıklamanın Cumhuriyet Bayramı’nda yapılmış olması yaşadığımız gururu daha da artırmıştır. Sabancı ailesi’nin evi ve ailenin lideri Sakıp Sabancı’nın yıllarca yaşadığı ve koleksiyonunu oluşturduğu mekân olan Atlı Köşk, Sakıp Sabancı’nın Osmanlı Hat Sanatı eserleriyle 19. ve 20. yüzyıl Türk resimlerinden oluşan koleksiyonlarını bağışlamasıyla, Sakıp Sabancı Müzesi olarak 2002 yılından bu yana hizmet vermektedir. Sahip olduğumuz ortak sanat mirasımızı korumak, gelecek nesillere aktarmak ve geliştirmek amacıyla kurulan S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi, ayrıca galerileriyle halkımıza ve tüm sanatseverlere dünyanın önemli sanat olaylarını en iyi ve en doğru şekilde sunmayı da kendine görev bilmektedir. S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi bugün dünya çapında ve dünya standartlarında sergiler, eğitimler ve konferanslar düzenleyerek bu gö-revini yerine getirmektedir. Gerçekleştirilen bu başarıda S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi’nin Müdürü Sayın Nazan Ölçer ve genç ekibinin geceli gündüzlü çalışmasının büyük payı vardır. Bununla birlikte müzemizin çalışmalarını destekleyen Müze Yönetim Kurulu üyesi arkadaşlarıma da sonsuz teşekkür ederim. Almış olduğumuz bu ödül bizleri bundan sonra yapacağımız çalışmalar için daha da teşvik ederek cesaretlendirmiştir. Sabancı Topluluğu, gerek şirketleri, gerekse ticari olmayan kurumlarıyla ulu önder Atatürk’ün cumhuriyeti kurarken ortaya koyduğu, ‘muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak’ ilkesi doğrultusunda çalışmaya devam edecektir. 621567 Cuma hutbesinde domuz gribi anlatılacak Din görevlileri, cuma hutbesinde cemaate Sağlık Bakanlığı'nın hastalıktan korunma yöntemleriyle ilgili hazırladığı bilgileri anlatarak, H1N1 virüsüne karşı bilinçlenmelerini sağlayacak. Domuz gribine yakalanmamak için kişisel temizlik kurallarına riayet edilmesi ve uzmanların açıklamalarına kulak verilmesi istenecek. Sakarya İl Müftüsü Sinan Cihan, bugünkü cuma namazında, cuma vaazı ve hutbede domuz gribini işleyeceklerini söyledi. Ağır grip geçiren kişilerin camiye gelmemelerini isteyen Cihan, "Cemaatimiz bizi bu konuda yanlış anlamaz. Çünkü toplumun sağlığı söz konusu. Özellikle cuma namazı gibi kalabalık durumlarda ağır grip olan insanların camiye gelmesi durumunda hastalığı sağlıklı cemaate bulaştırma riski olabilir. Bu sebeple hasta kişilerin iyileşene kadar camiye gelmemesi daha iyi olur." dedi. 622259 Ayamama civarında 100 yapı yıkılacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, kentteki tüm derelerle ilgili çalışma başlattıklarını bildirdi. Topbaş, Yeni Zelanda'nın Ankara Büyükelçisi Andrea Joan Smith ile makamında yaptığı görüşmenin ardından gazetecilerin Ayamama Deresi'ndeki yıkımla ilgili sorularını yanıtladı. Dere yatağında işgal veya olumsuz olan yapılarla ilgili tespit çalışmaları yapıldığını anımsatan Topbaş, bölgedeki maliklere bu konuda ikazlar yapıldığını ve bu ikazların bugün sonlandığını söyledi. Bazı vatandaşların bölgede yapılarını kendilerinin yıkmaya başladığını anlatan Topbaş, bugün başlayan çalışmalar kapsamında yıkım ekiplerinin bölgede bulunduğunu ve yıkımın devam ettiğini aktardı. Topbaş, ''Zannediyorum ki, hafta 10 gün bu çalışmalar devam eder. Bunun paralelinde Ayamama Deresi belki bu sel baskınlarında ön plana çıkan bir alan oldu ama biz bütün derelerde bu çalışmaları başlattık. Adım adım devam ediyoruz. Ayamama'nın içerisinde taşkın alanlarını da dikkate alacak bir proje çalışmamız var'' dedi. Kadir Topbaş, şunları kaydetti: ''Bu olumsuzları bir daha yaşamak istemiyoruz. Artık bu kentte yasalara saygılı olmak zorundayız. Geçmişte bu bölgede yerleşimler olmuş olabilir. Vatandaşı da fazla mağdur etmeden, kendi bölgelerinde gerekirse bir değerlendirme yapmak suretiyle konutlar dahil, konut vermek gerekiyorsa taşkından etkilenebilecek noktaları kastediyorum düzenlemelere gireceğiz. Çünkü hayatını kaybedecek vatandaşlarımızı, mal ve can kayıplarına sebebiyet verebilecek olan noktalarda yönetim olarak müdahale etmek zorundayız. Buna anlayış gösterileceğine inanıyorum.'' Topbaş, bir gazetecinin bölgede kaç yapının yıkılacağı yönündeki sorusu üzerine de ''Daha önce de oradaki durum hakkında bahsedildi. Bir kısmı tamamen kaçak, bir kısmı ruhsata aykırılıklar var, bir kısmı işgal şeklinde. Bunlar 100 civarında. Ayamama bir sembol olduğu için söylüyorum. Biz orada dere akışını normal hale getirebilecek, sıkıntı vermeyecek hale getirmek zorundayız'' diye konuştu. AA 622329 Suriye ve Hindistan'dan elektrik imzası Resmi haber ajansı SANA'nın haberine göre, 33 ayda tamamlanması planlanan proje çerçevesinde, Teşrin elektrik santraline her biri 200 MW kapasitede iki üretici birim eklenecek. Projenin tamamlanmasının ardından artan elektrik ihtiyacının büyük oranda karşılanacağı öngörülüyor. Yapılan araştırmalara göre, artan elektrik ihtiyacının karşılanması için Suriye'de mevcut elektrik üretiminin her yıl 1000 MW arttırılması gerekiyor. Öte yandan, projenin kısmen finanse edilmesi amacıyla Hindistan Hükümeti tarafından Suriye'ye 240 milyon dolarlık kredi önerilmişti. Suriye Devlet Planlama Teşkilatı ile Hindistan İhracat ve İthalat Bankası kredinin ilk kısmını oluşturan 100 milyon dolarlık kredi anlaşması imzalanmıştı. AA 621684 Dünya derbisinden geriye kalanlar Ahmet Talimciler Ters KöşeDünya derbisinden geriye kalanlar 30 Ekim Cuma 2009 ’de futbolun örgütlenmesi sürecinde egemen olan üç takımının etkisi, özellikle 1980 sonrasında basından medyaya geçiş ile birlikte daha da fazla hissedilir olmuştur. Ülkemizin küresel dünyadaki temsilcisi olan İstanbul kenti ve onun takımlarının, üzerindeki etkisinin artmasında görselliğin her geçen gün biraz daha fazla hayatlarımızı esir almasının da büyük etkisi bulunmaktadır.  Görsel medyada yaşanan çeşitlenmenin ardından futbol, bu yeni dönemin en önemli temsilcisi haline gelmiştir. Futbol, son yirmi beş-otuz yıl içerisinde popüler kültürünün en güçlü enstürmanlarından birisidir. Popüler kültürün gündelik hayatla kurmuş olduğu ilişkiler içerisinde futbolumuzun İstanbul temelli yapısının etkisi, hızla Anadolu takımlarını ve onun taraftarlarını etkisiz hale getirmeye başlamıştır. Her şeyin İstanbul merkezli bir yapıya büründüğü ortamda, ticaretten-sanayiye- sinemadan-müzik endüstrisine kadar ne ararsanız artık tek yer söz konusudur: İstanbul. Futbol alanında da süreç, diğer alanlarda olduğu gibi benzer bir biçimde işlemiştir/işlemektedir. Bu hassas dengeyi bozabilecek aktörlerin ortaya çıkabileceği belki de tek şehir ’dir. Ancak İzmir kenti de öylesine kafa karışıklığı içerisinde yaşamaktadır ki, çıkış yolu/yolları arar iken kafasını biraz daha fazla kuma sokmaktadır.  Yaşananlar ve gerçekler Görselliğin olmazsa olmaz olarak dayatıldığı bu yeni kültür modeli içerisinde ‘dünya derbisi’ klişesi de vazgeçilmezlerden bir tanesidir. Her maç öncesinde ve sonrasında günlerce tartışılan (neredeyse her yıl aynı şeylerin tekrarlandığı ve dünyada hiçbir ülke tarafından naklen yayınlanmayan) bir dünya derbisi! İle övünmek de herhalde bize özgü bir durumdur. Hakemin maçı iptal etmesi gerektiğinden başlayarak saha kapatma cezasını adeta ağırlaştırılmış gibi uygulanmalı diyenlere kadar ‘uzman’! görüşleri bir türlü yaşananların ardında yatan gerçeklere temas edemiyor. Sosyolojinin kurucu babalarından olan Weber; ‘akılcı değerlere yer veren otorite/toplum’ kavramlaştırmasında; herkesin aynı hukuk kurallarına tabi olduğu bir durumdan söz etmektedir. Üzerinden seksen altı yıl geçmesine rağmen yönetim konusunda yaşanan çarpıklıklar nedeniyle modernliğin bu en önemli açılımlarından birisini bir türlü tam olarak hayata geçiremedik. Futbolumuz ve onun yönetimi de, yaşanan çarpıklıklar karşısında vermiş olduğu kararlarla bir türlü herkesi aynı potada birleştirecek standartları yakalayamıyor. Bunun yerine medyamızın önümüze her derbi sonrası ısıtıp koyduğu ‘dünya derbisi’ yemeğini ağzımızın suları akarak izlemeye devam ediyoruz. (42 yazı) 622757 Karagüzel: Belediyeler borçlarını ödemiyor Karagüzel: Belediyeler borçlarını ödemiyor TEDAŞ Müdürü Murat Karagüzel, Muş merkez ve ilçeler ile beldelerin kuruma olan borçlarını tahsil etmekte sıkıntı yaşadıklarını dile getirerek, borçların ödenmemesi noktasında belediyeler duyarlılığa davet etti. RECAİ DENİZ MUŞ Muş merkez ve merkez ilçeler olmak üzere Varto Belediyesi haricindeki tüm belediyelerden elektrik borcu alacakları yüzünden sorun yaşadıklarını belirten TEDAŞ Müdürü Murat Karagüzel, “Belediyelerden borçlarımızı tahsil etme noktasında sorun yaşamakta ve sıkıntı çekmekteyiz. Bir tek borcu olmayan belediyemiz Varto Belediyesidir. Onlarda cazibeli su tüketiminde bulundukları için bizlere borcu yoktur. Oluşan bu borçlarda belediyelerimize ait olan içme sularında harcanan elektrik borçlarıdır. Ödemesini yapan belediyelerimizde var. İller bankasından kesintiler yapılıyor ama yeterli değil. Borçların ödenmemesi noktasında şikâyetçiyiz. Bunun yanı sıra belediyelerimizden paramızı tahsil etmekte güçlük çekiyoruz” dedi. ALPARSLAN BARAJI'NA YENİ BİR TARAFO KURULACAK Alparslan Barajında da yeni bir trafo merkezi kurulacağını belirterek Alparslan HES Barajında yapılacak olan yeni trafonun ardından oradan da elektrik dağıtımı yapılacağını vurgulayan TİAŞ 17.İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürü Mehmet Muhti Vural ise; “Malazgirt ve Bulanığ'a yapılacak olan trafo ile elektrik verilmesi sağlanacaktır. Civar illere ise 154 üzerinden verilecektir. Nerede bir üretim merkezi varsa bu enerji tüm sınırlara yayılacaktır ve herkesin bundan faydalanması sağlanacaktır. Alparslan HES Barajında yapılması planlanan bu trafo merkezinin hayata geçirilmesi ile bu yönde sıkıntıların biraz daha düşüşe geçtiğini göreceğiz. Muş halkı bu noktada duyarlı olsun. Kaçak elektrik kullanımı noktasında böyle bir şeye ihtiyaç duymasın. Diğer ilere nazaran yük akışına göre Muş'ta yük artışı fazla artmadı. Buda normal şartlarda sanayi ile sağlanan artıştır” diye konuştu. 30.10.2009 622461 Yeni İnegöl'e Vali Harput'tan ziyaret Yeni İnegöl'e Vali Harput'tan ziyaret Hacı Sevim Yıldız Eğitim Kampusu ve İstaş- Kentaş İlköğretim Okulu'nun tamamlanması için konunun taraflarıyla bir araya gelen Bursa Valisi Şahabettin Harput, yapılan toplantının ardından yüzde 95'i biten İnegöl TOKİ evlerinde incelemelerde bulundu. YENİ ŞAFAK BURSA Vali Harput, Yeni İnegöl'ün çok doğru bir yerde konuşlandığının söyledi. Son rötuşları atılan İnegöl TOKİ Evlerini ziyaret ederek incelemelerde bulunan Vali Şahabettin Harput konuyla ilgili İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş'tan detaylı bilgi aldı. Yeni İnegöl projesinin yapı taşı olan TOKİ Evlerinin yüzde 95'inin bitmiş olmasının sevindirici olduğunu ifade eden Vali Harput, Yeni İnegöl'ün yer seçimi konusunda çok doğru bir seçim yaptığını ifade etti. İnegöl'ün topraklarının en verimli topraklardan olduğunu vurgulayan Vali Harput, "Toki konutlarının yapılmasıyla başlayan Akhisar- Karalar bölgesindeki yeni yapılaşma sadece bu bölgenin gelişmesi adına değil, birçok yönden çok isabetli bir seçim. Bunun özellikle altını çiziyorum. Çünkü İnegöl her şeyden önce İnegöl ovasında Türkiye'nin en verimli arazilerine sahiptir. Görüyoruz ki İnegöl'de sanayileşmenin büyük çoğunluğu ovalarda. Yine aynı şekilde yapılaşmada bu bölgede. Çok akıllı bir seçimle tamamı kıraç ve tepe nokta bir araziye İnegöl'ün gelecekte şekillenmesi hedeflenen Yeni İnegöl konuşlandırılmış" diye konuştu. 30.10.2009 622000 PTT'de zimmete para geçirme: 17 gözaltı Alınan bilgiye göre, PTT Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişleri, ön ödemeli olarak gelen kargolardan elde edilen paraların kayda geçirilmeden bazı görevlilerce zimmete geçirildiğini tespit etti. Ankara Cumhuriyet Savcılığına yapılan suç duyurusunun ardından, Gasp Büro Amirliği ekipleri operasyon başlattı. Operasyon kapsamında, Kargo İşletme Merkezi görevlilerinin de aralarında bulunduğu 17 kişi gözaltına alındı. Kargo dağıtımının özel bir firmaya ihale edildiğini belirten yetkililer, gözaltına alınanların büyük bölümünün firma görevlileri olduğunu bildirdi. Yetkililer, kargo görevlilerinin, vatandaşlarca internet sitesi ve televizyonlardan ön ödemeli sipariş verilen eşyaları kayda geçirmediklerinin, vatandaşlardan aldıkları paraları ise aralarında paylaştıklarının tespit edildiğini kaydetti. Emniyette sorgulaması tamamlanan 17 kişi, Adliye'ye gönderildi. AA 622085 Sony'in kârı geriledi Sony'in kârı geriledi 30 Ekim 2009 Cuma, 12:50 Japon elektronik devi Sony, temmuz-eylül aylarını kapsayan 3. çeyrekte 26,3 milyar yen (289 milyon dolar) zarar açıkladı. Tokyo merkezli şirket, 2010 yılı mart ayında biten mali yıla ilişkin öngörülerini de revize ederek, daha önce 120 milyar yen (1,3 milyar dolar) olan zarar tahminini 95 milyar yene (1 milyar dolar) çekti. Sony, bir önceki mali yılda 98,9 milyar yen zarar etmişti. Şirket, çeyrek yılda, çekirdek elektronik ve cihaz bölümlerinde kara döndüğünü, ancak LCD televizyon ve bilgisayar oyunları çip bölümlerinin, fiyat rekabetinden etkilendiğini bildirdi. SAMSUNG'UN KARI ÜE KATLANDI Güney Koreli elektronik devi Samsung'un 3. çeyrek karı, geçen yılla kıyaslandığında üçe katlandı. Karın artmasında, bilgisayarlar için hafıza kartları ve düz ekran televizyonlardan mobil telefonlara tüketici ürünlerinde artan satışların etkisi oldu. Geçen yıl 3. çeyrekte 1,22 trilyon von kar eden şirket, bu yıl söz konusu çeyrekte 3,72 trilyon von (3,14 milyar dolar) kar elde etti. Şirketin Sözcüsü Reuben Staines, yaptığı açıklamada, şirketin çeyrek yıl net karının tüm zamanların rekorunu kırdığını söyledi. Bir önceki rekor 2004 yılının ilk çeyreğinde 3,14 trilyon yenle kırılmıştı. Şirketin satışları ise geçen yılla kıyaslandığında yüzde 29 artarak 19,3 trilyon vondan 24,86 trilyon vona yükseldi. Dünyanın en çok düz ekran televizyon, hafıza kartı ve LCD satan şirketi olan Samsung, mobil telefon piyasasında ise Finlandiyalı Nokia'nın ardından geliyor. PANASONİC VE TOSHİBA KARA GETİ Japon elektronik üreticileri Panasonic ve Toshiba ise kara geçti. Osaka merkezli Panasonic, temmuz-eylül aylarını kapsayan 3. çeyrekte bir yıldan bu yana ilk kez 6,1 milyar yen (67 milyon dolar) kar etti. Şirketin satışları ise geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında yüzde 20 düşerek 1,7 trilyon yen (19 milyar dolar) oldu. Yılın ilk yarısında şirketin net zararı 46,9 milyar yen (515 milyon dolar) olarak açıklandı. Toshiba ise 3. çeyrekte, maliyetleri kısması ve yüksek hafıza kartı satışları nedeniyle kara geçti. Bir önceki yıl 3. çeyrekte 26,9 milyar yen zarar açıklayan şirket, bu yıl söz konusu çeyrekte 100 milyon yen (1,1 milyon dolar) kar açıkladı. Şirketin çeyrek yıl satışları ise yüzde 13,9 düşerek 1,6 trilyon yen oldu. Toshiba, içinde bulunulan mali yıla ilişkin zarar tahminini ise 50 milyar yen olarak sabit tuttu. AA 622261 Elektriğe zam kesin, tarihi belirsiz! Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, ''Bir no'lu, iki no'lu tarifelerle alakalı olarak bu tarifeleri düzenlediğimiz anda yüzde 5,6 civarında elektriğe bir zam gelecek'' dedi. Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu'nun (OSBÜK) düzenlediği ''3. OSB Enerji Zirvesi''nin açılışında konuşan Yıldız, son 19 günde civarında ülkeye seyahat ettiklerini ve Türkiye adına bazı girişimlerde bulunduklarını, arz güvenliğiyle ilgili olarak Türkiye'nin kısa, orta ve uzun vadeli bağlantılarını yapabilecek görüşmeler gerçekleştirdiklerini anlattı. Yıldız, global kriz nedeniyle tüketimde düşüşler yaşandığını, büyüme hedeflerine ilişkin olarak 2009 rakamlarının revize edildiğini hatırlatarak, ''Bu, bizi rehavete sürüklememeli. Gerek özel sektör gerek kamu, bu manada tedbirlerini almalı'' dedi. Türkiye'nin coğrafyasından kaynaklanan jeopolitiğini iyi değerlendirmek yönünde şu an gelinen noktayı memnuniyet verici olarak tanımlayan Yıldız, şunları kaydetti: ''Nabucco ile başlayan anlaşmaların, Rusya Federasyonu ile beraber bir proje paketiyle halledilmiş olması, Azerbaycan'la yaptığımız görüşmelerin önümüzdeki süreçte olumlu manada sonuçlanacağı kanaatimiz, 1998 yılında yapılan 16 milyar metreküplük doğal gaz anlaşmasının bir türlü hayata geçirilememiş olmasıyla beraber Türkmenistan'da son geldiğimiz noktada önümüzdeki süreçte onun da kaynak ülkesi olarak ülkemizden geçişi, en son Irak ve İran'daki yaptığımız görüşmelerde çok olumlu sonuçlar almamız, inşallah önümüzdeki süreçte Türkiye'nin arz güvenliğiyle alakalı iyi bir noktaya geleceğini göstermektedir.'' ''GİRİN VE ALIN'' Yıldız, 56 tane santralin özelleştirilmesiyle ilgili sürecin başladığını hatırlatarak, ''130 megavatlık ama irili ufaklı. 1926 yılında kurulmuş santraller de var bunların içinde. Şu anda kamuya maliyeti 0,7 cent olan santraller de var. Bence buna hiç tereddütsüz girin ve alın. Özel bir organize sanayine imtiyaz verme durumumuz olmaz. Bu doğru da değil. Çünkü her birinizin burada iki tane, üç tane hüviyeti var. Organize sanayilerin dışında ihalelere girecek özel sektör temsilcileri var. yüzden gelin biz bu rekabet ortamına müdahale etmeyelim ama girin ve alın. Çünkü bu işte alan kazanıyor'' şeklinde konuştu. BOTAŞ BOTAŞ'la alakalı konuda özellikle en son yaptıkları düzenlemeyle 15 milyon metreküpün üzerinde toplam tüketimi olanların farklı bir indirim alma imkanları doğduğunu da anımsatan Yıldız, herkesin bu fırsatları değerlendireceğini düşündüğünü söyledi. BOTAŞ'ın ve TPAO'nun küçülmediğinin görüleceğini ifade eden Yıldız, çünkü yaptıkları bütün anlaşmaların uluslararası arenada bu iki kurumun daha fazla rol almasını, belki daha fazla büyümesini sağlayacağını kaydetti. Yıldız, ''Yurt içinde bu gaz miktarlarını devretmiş olması onun küçüleceği anlamına gelmiyor. Ama piyasayı rahatlatmak ve serbestleştirmek adına önemli mesaj olacağı kanaatindeyim'' dedi. Bir no'lu, iki no'lu tarifelerle alakalı olarak bu tarifeleri düzenledikleri anda yüzde 5,6 civarında elektriğe bir zam geleceğini kaydeden Bakan Yıldız, ''Bunun düzenlenmesi doğru bir şey ama bu zammın geleceği de bu kadar gerçek bir şey. yüzden zamanlamasını çok iyi ayarlamamız lazım. Bildiğiniz gibi otomatik fiyatlama mekanizmaları ile beraber bunlar yapılır. Filmin sonu böyle biter, buna hazırlıklı olacağız. Bu tarifelerin düzenlenmesi işi doğru bir iş. Sonucunun böyle bir noktaya gideceği de bu doğru iş kadar önemli'' diye konuştu. RÜZGARDAKİ GECİKME Bir yatırım yapılırken tahsil edildiği tek yerin vatandaş olduğuna işaret eden Yıldız, ''Bunu itina ile yapmak zorundayız. Vatandaşımıza çok büyük bir yük getirmeden bunları yapmak zorundayız'' şeklinde konuştu. Bakan Yıldız, yenilenebilir enerji kaynakları ile alakalı enerji çeşitlendirmesinde nükleer enerji santralleri ile beraber koydukları politikanın bir kez daha doğru olduğunu gördüklerini söyledi. Taner Yıldız, ''Rüzgardaki yaşanan gecikmelerin önümüzdeki ay ve artı aylık iki dilimde çözüleceğini de rahatlıkla söyleyebilirim. EPDK ile beraber yaptığımız çalışmalarda da bir takvim oluşturuldu ve inşallah bu takvime sıkı sıkıya itina gösterilecek. Teminat mektupları içeride bekliyor. 765 milyon dolarlık teminat mektuplarının bir an önce adreslerine teslim edilmesi lazım'' dedi. En büyük gücün OSB'ler olduğunu söyleyen Yıldız, bu gücü yerinde kullanmak gerektiğini belirtti. Yaptıkları elektrik zammının sanayiciler için tehdit olan yanını fırsata dönüştürmek gerektiğini belirten Yıldız, ''Yapacağınız pazarlıklarla beraber özel sektörü de bu manada sıkıştırmak... Çünkü kamu da zaman kendine daha çok dikkat etmek durumunda. Bizler de aktifleri ile pasifleri ile özel sektör gibi davranıp, karına zararına dikkat eden bir kurum olmak zorunda kalırız. yüzden birbirimizi bu manada teşvik edelim, tabanda değil tavanda buluşalım'' dedi. ''ZAM YAPILACAK DEMEDİM'' Bakan Yıldız, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken, ''Tarifeler düzenlendiğinde yüzde 5,6 zam yapılacak dediniz'' şeklindeki değerlendirme üzerine, şunları söyledi: ''Zam yapılacak demedim. Şunu dedim; bu tarifelerin düzenlenmesi böyle bir sonuç doğuruyor. yüzden, otomatik fiyatlama mekanizması geçerli olduğu için bunun zamanlamasını çok iyi yapmak lazım. Yani bir problemi çözerken, diğer bir problem kaynağını oluşturmamak lazım. Tam olarak bizim buna dikkat etmemiz lazım. Bunu siz yüzde 5,6 zam diye lanse ederseniz, bu vatandaşımıza haksızlık olur, çünkü böyle bir şey yok. Ne zaman var bu? Bu tarifelerin, no'lu, no'lu tarifelerin, haklı gerekçelerle sanayicilerimizin daha uygun elektrik fiyatlarıyla enerji alabilmesini teminen, zamanlamasını çok iyi yapmamız lazım. Çünkü böyle bir düzenleme, böyle bir sonuç doğuruyor.'' ''2010'da zam geleceği'' yönünde algı oluştuğunun belirtilmesi üzerine de Yıldız, ''Eğer, biz bu tarife düzenlemesini 2011'de yaparsak 2010'da gelmez bu zam. Yani bunun tabii sonucudur manasında söylüyorum'' dedi. AA 2009-10-30 15:37:50 bu habere sadece sizin yorum yapmaniz dogru olur bence..eh nede olsa kadar bagiriyorsunuz her haber mesajlarina inadina akp inadina su deyip.hatta bize gecmis hukumetler zamaninda hep zam yapiliyordu ama akp yapmiyor vs diyordunuz,buyrun son yilda yapilan zamlari siz hesap edin.gemis hukumetlerin belki 5-6 yilda yaptigi zammi bu hukumet son yila sigdirdi,dogudaki kacak elektirik paralarini almayan hukumet batiya yukleniyor,acilimin bir parcasida bu olsa gerek.TURKe vur kúrdú gorme.bu adaletinizmi? Mehmet AKCARA 2009-10-30 15:04:21 Ben anlaıyorum elektriğe %25 zam dan bahseiliyor doğalgaz zamlandı emlak vergisi zamlandı, su zadet her ay farkılı geliyor vatandaş ne yapacak zam zam zamda zamların altından nasıl kalkacak. Maaş ların enflasyonda eriyip gittiğini kimseler fark edemiyor mu ver görmemezliken mi geliyor. vadandaş ne yapacak zamlar karşısında bektaş öztürk 2009-10-30 15:00:32 yok artık daha neler vicdan ve mizan lazım bu zammı yapmak için,ettikleri kar yetmedimi yazık olur zam olursa. baybars can 2009-10-30 14:58:10 rahmetli yılda 10 15 kez zam yapıyordu ama 2-3-4-5 yuzdelık dılımlerınde yapıyordu yanı buda yılda 30-40 yuzdelık dılımıne tekabul eder bunlar bır yapıyor 25 bır yapıyor 40. anlamadıgım nokta ecevıt patıyı ıkna edıyordu bunların derdı de yok ama zamda yınede ecevıtle yarısıyorlar. ayrıca bu akp lı yorumcular bırcok yerde yorum yapıp partılerıne destek verıyorlar ama nedense bu tur haberlerde kendılerını goremıyoruz. ugur 2009-10-30 14:52:22 Bu millet gerçeği görmüyor mu? Elektirk kaçak kullananların cezasını biz neden zamlı zamlı çekelim.Bıktık artık seçim gelsin.Adalet ve kalkınma dağıtacağını iddia edenleri silelim gündemizden.Millet bıktı ya... Yorgun Demokrat 2009-10-30 14:47:43 Ankaragücü Şanpiyon olcak SU faturaları ve taşıma ucretlerinde indirim beklemeyin.ANkara lının tek derdi artık...Ayrca Hizmette bekleme.:))Hükümete ve zamlara gelince erkenseçime acilen gidillmeli... emre kılıç 2009-10-30 14:34:48 Sayın bakan bu zammı size oy veren 47 lik kesime yapmalısınız biz size oy vermedik bize böyle bir zam yapamazsınız hakkınız yok. Bu arada dünyanın en pahalı yakıtı en pahalı interneti en pahalı elektriği vb. daha en pahalılar var saymaya gerek yok hepsi türkiye'de bu 47 ye yazıklar olsun bize bu insanları musallat ettiği için. Mustafa ismail EMELEK 2009-10-30 14:24:50 yeter artık Allah tan korkun dünyanın en pahalı elektriğiğni,akar yakıtını kulanıyoruz ve fert basına düşen en düşük gelire sahibiz.memurlara virgüllleri(2,5)hesaplayarak veriyorlar almaya gelince yuzde 26ları,benzin 3,40 ları buldu 2011 de görüşmek dileğiyle .......... eyup durmaz 2009-10-30 14:21:44 Ya arkadaş bunlar elektriğe yeni zam yapmadılar mı?Biri çıksında şunlara vatandaşın geçinmek için kaç takla attığını anlatsın.İnsan zam üstüne zam yapar mı?Sizinde diğerlerinden bir farkınız kalmadı. Ender AYDIN 2009-10-30 14:17:01 durmak yok zamma devam oguz susam 2009-10-30 14:16:21 Ya, daha yeni zam yapmadınız mı Yusuf Yıldırım 2009-10-30 14:14:52 Ankarada secımden önce su 15 tl gelıyordu su an su parası 30-35 tl gelıyor..Elektrık 30-40 gelıyordu su an 65 gelıyor...yanı kafadan 40 tl ıkısıne zam..Devlet bıze yılda 40-50 tl zam yapıyor oda vergı dılımıne gırdın dıye 38 tl kesıyor...Seçimler gelecek nasıl olsa bırdaha zor oy alırsınız enayi yok burda... bulent791 2009-10-30 14:13:22 daha kaç gün olduki zam verileli lütfen diğerlerinden farkınız olsun yoksa seçimlerdede fark kalmaz benden söylemesi.bütün dikta yönetimlerin taktikleri fergi ve zamdır siz onlardan farklı olun diye halk bu desteği verdi almasınıda bilir hanzala birgül 622854 Tuvaletini yaparken öldü Tuvaletini yaparken öldü 30.10.2009 19:59Adana'da, alkol aldığı yerde tuvaletini yaparken yüksekten düşen kişi öldü. Alınan bilgiye göre, Adnan Menderes Bulvarı'nda, Necdet Kaya (48), alkol aldığı sırada tuvaletini yapmak amacıyla 10 metre yükseklikteki Seyhan Baraj Gölü ihata duvarı kenarına yaklaştı. Kaya, tuvaletini yaptığı sırada dengesini kaybederek beton zemine düştü. evredekilerin ihbarı üzerine olay yerine gelen 112 Acil servis görevlileri, Kaya'nın hayatını kaybettiğini belirledi. Soruşturmanın sürdüğü bildirildi. AA 622156 Ayamama deresinde yıkımlar başladı ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Ayamama deresinde yıkımlar başladı İSTANBUL () İstanbul'da sel felaketinden sonra gündeme gelen, dere yataklarındaki yapıların yıkımı için düğmeye basıldı. Küçükçekmece, Bağcılar, Bahçelievler ve Başakşehir'de toplam 34 işyeri ve 108 yapının yıkımına bu sabah itibari ile başlandı. İstanbul'da Eylül ayındaki şiddetli yağışlar sonrası yaşanan sel felaketinin ardından, dere yataklarındaki yapıların yıkımı gündeme gelmişti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yaşanan felaket sonrası Küçükçekmece, Bağcılar, Bahçelievler ve Başakşehir'de 34 işyeri ve 108 yapının yıkımı için mülk sahiplerine tebligat gönderdi. Tebligatların yapı sahiplerine ulaşmasının ardından ise bugün yıkım için harekete geçildi. Sabah erken saatlerden itibaren Basın Ekspres Yolu Bağcılar mevkiine gelen yıkım ekipleri, işyeri sahipleri ile konuştu. Şirket sahipleri ise belediyeden en geç bir hafta zaman isteyip, yıkımı kendilerinin yapacağını beyan etti. Ardından belediye ile görüşen bir kargo şirketi, yıkıma kendi ekipleri ile başladı. Belediyeye bağlı ekipler ise diğer yapıların yıkımı için hazırlıklarını yapıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Mustafa Tahmaz, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, son bir aydır dere yatağındaki kaçak yapıların tespit edildiğini ve iş yeri sahiplerine gerekli uyarıların yapıldığını söyledi.  Uyarıların ardından birçok iş yeri veya firmanın kendi alanındaki kaçak yapıyı yıktığını ifade eden Tahmaz, 'Hazine arazisi üzerine yapılan 34 iş yerine ait 108 yapının yıkımı bir hafta içerisinde tamamlanacak. Hazine arazisinde kaçak yapı kalmayacak. Daha sonra buralarla ilgili proje hazırlanarak, ıslah çalışmalarına başlanacak' dedi.  Tahmaz, bir gazetecinin, 'Kaçak yapıların tespiti çok uzun sürmedi mi?' sorusuna 'Hayır, son bir aydır bu konu üzerinde yoğun bir çalışma yaptık. Tespit ettiğimiz iş yerlerini yıkma çalışmalarını ise şimdi başlattık' cevabını verdi.  30.10.2009 GÜNDEM 622581 4'ü hamile kişide domuz gribi çıktı Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Kemal Çelen, ''Hamilelik, her zaman enfeksiyon hastalıklarına yatkınlığı sağlar. Bu nedenle influenzada gebe olan hastalar daha dikkatli olmak zorundayız'' dedi. Doç. Dr. Çelen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şu anda tıp fakültesi hastanesinde influenza H1N1 şüphesi ile 4'ü hamile toplam hastanın yattığını ifade ederek, hamile hastalardan alınan örneklerin Sağlık Bakanlığına gönderildiğini, ancak sonuçların henüz kendilerine ulaşmadığını belirtti. Hastaların genel durumlarının iyi olduğunu ve gribal bulguları olduğu için kliniğe yatırıldıklarını kaydeden Çelen, hastaların takip ve tedavilerinin yapıldığını söyledi. Hamileliğin başlı başına bağışıklık sistemini düşüren bir olay olduğunu da vurgulayan Çelen, ''Hamilelik, her zaman enfeksiyon hastalıklarına yatkınlığı sağlar. Bu nedenle influenzada gebe olan hastalar daha dikkatli olmak zorundayız. Gebeler, bağışıklık sistemi baskılanmış olan hastalar, genel durum bozukluğu olanlar ve solunum sıkıntısı bulunan hastaları yatırıyoruz. Diğer hastaları da evlerinde takip ediyoruz'' dedi. ''HAMİLE OLAN ŞÜPHELİLERDE SONUCU BEKLEMİYORUZ'' Doç. Dr. Çelen, hamilelerin savunma sisteminin daha zayıf olduğunu bu nedenle sadece influenza değil tüm viral enfeksiyonların hamilelerde daha ağır seyrettiğini belirtti. Hamilelikteki bu hassasiyetin sadece domuz gribi ile ilgili bir konu olmadığına dikkati çeken Çelen, şunları söyledi: ''Viral enfeksiyonların hepsi hamilelerde normal popülasyona göre daha ağır seyreder. Bu nedenle hamile olanların influenza şikayeti ve bulguları varsa, solunum sıkıntısı yaşıyorlarsa, biz bu hastaları hastaneye yatırıp takiplerini yapıyoruz. Bu şekilde takip ettiğimiz hastaları düzeldiklerinde de evlerine gönderiyoruz. Hastanede sürekli tutmuyoruz. Numune alınıp evlerine gönderilen hastaların da bilgileri alınıyor ve sağlık müdürlüğü bu kişilerle irtibata geçiyor. Bulguları taşıyan hamilelere yönelik yan etkisi bulunmayan ilaç tedavisi uyguluyoruz. Bu hastalığı taşıyan hamilelerin bebeklerine hastalığın bir etkisinin olup olmadığı henüz bilinmiyor. Hamile olan şüphelilerde sonucu beklemiyoruz. Genel durumu düzeldiği andan itibaren bu hastaları evine yolluyoruz. Sonuç pozitif çıksa da, çıkmasa da bu durum Sağlık Bakanlığınca kişiye bildiriliyor.'' HASTALAR ÖZEL KLİNİĞE YÖNLENDİRİLİYOR Çelen, DÜ'ye gribal belirtilerle başvuran hastaların acile başvursalar bile grip ve influenza hastalarına ayrılan izole bir bölüme yönlendirildiğini söyledi. Bu hastaların kendilerine ayrılan özel klinikte 24 saat süresince sağlık ekiplerinin gözetiminde muayenelerinin ve tetkiklerinin yapıldığını ifade eden Çelen, yatması gereken hastaların da diğer hastalardan izole bir klinikte yatırıldığını belirtti. Bu özel bölümde görevli doktor, hemşire ve sağlık personelinin de izole edildiğine dikkati çeken Çelen, ''Böylece hastanemizde influenza dışı nedenlerle yatan hastalar ile influenza hastalarının ayırımı yapılmış oluyor. Hastanede yatan şüpheli hastalardan diğer hastalara bulaşma durumunu asgariye indirmek için gereken önlemleri alıyoruz'' dedi. İSTANBUL'DA DOMUZ GRİBİ VAKA SAYISI ARTIYOR İstanbul Valisi Muammer Güler, kentte 50'ye yakın okulda 102 öğrencide ''domuz gribi'' olarak da bilinen H1N1 virüsü tespit edildiğini, 2'si çocuk kişinin hastanelerde tedavi gördüğünü, çocukların durumunun kritik olduğunun ifade edildiğini bildirdi. Vali Güler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şunları kaydetti: ''50'ye yakın okulda 102 öğrencide H1N1 virüsü tespit edildi. Şu anda ayrı hastanede hasta tedavi edilmektedir. Bunların 3'ü normal servislerde, 2'si de yoğun bakımda tedavi görüyor. Bir hastanemizde erişkin normal serviste tedavileri devam ediyor. Durumları iyidir. Sadece ateşlenme durumu nedeniyle gözlem altına alınmışlardır. Ancak bir hastanemizde yaşında bir çocuğun durumu kritik olarak ifade edilmiştir. Bir üniversite hastanemizin yoğun bakımında da 18 aylık bir bebeğin tedavisine devam edilmektedir. Onun da durumunun kritik olduğu ifade edilmiştir.'' Güler, ''son 15 gün içinde özellikle son günde hastalığın yayılmasında bir artış olduğunu söylemek mümkündür'' dedi. SAĞLIK BAKANLIĞI DOMUZ GRİBİ VAKA SAYISININ TÜRKİYE'DE BİN 602 OLDU Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, ilk pandemik A(H1N1) grip vakasının belirlendiği 15 Mayıstan bu yana ülkede toplam bin 602 pandemik A(H1N1) vakası tespit edildiği bildirildi. Bu sayının bugün itibariyle Türkiye'de var olan değil, sürecin başlangıcından bu yana tespit edilen toplam vaka sayısı olduğu vurgulandı. Tedavisi hastanelerde sürdürülmekte olan laboratuvar teyitli pandemik A(H1N1) grip vaka sayının 25 olduğu, bunlardan durumu ağır olan hastanın tedavisinin ise yoğun bakımda sürdürüldüğü belirtilen açıklamada, şunlara dikkat çekildi: ''Vatandaşlarımızın korunma tedbirlerine özenle riayet etmesi, grip belirtileri olan çocukların okul ve dershaneye gönderilmemesi gerekmektedir. İki yaşından küçük çocuklar, kronik hastalığı olanlar, gebeler ve 65 yaş üstündekilerin grip belirtileri ortaya çıktığında mutlaka bir hekime müracaat etmeleri gerekmektedir. Bunların dışındaki kişilerde grip belirtileri ortaya çıktığında evlerinde istirahat etmeleri, ancak genel durumda kötüleşme, solunum güçlüğü, göğüs ağrısı, nefes darlığı, bilinç bulanıklığı, günden fazla süren ateş, ciddi ve sürekli kusması olan vakaların beklemeden doktora müracaatları büyük önem taşımaktadır.'' DÜNYADA DOMUZ GRİBİNDEN ÖLENLERİN SAYISI 5700'YE YÜKSELDİ Domuz gribinin, dünyada en az 5700 kişinin ölümüne neden olduğu bildirildi. Dünya Sağlık Örgütünden (DSÖ) yapılan açıklamada, son bir haftada 700 kişinin ölümüyle ölü sayısının en az 5700'e yükseldiği belirtildi. DSÖ daha önceki açıklamasında, 195 ülke ve bölgede en az 5000 kişinin öldüğünü kaydetmişti. AA 2009-10-30 17:48:41 Gazetelerde ve internet sitelerinde 50 okuldan bahsediliyor, Ankarada grip olan okul kapatılıyor ama Istanbulda grip olan 50 okul ismi soylenmiyor. Bu ne sorumsuzluk? Bu okulların ismini kamuya ilan etsenize? Eger bu bir sorun ise Ankara valiligi neden okulları soyledi? Degil ise siz istanbul da neden bu okulları soylemiyorsunuz? Sn Valiyi kamuyu aydınlatmak adına göreve davet ediyorum Küskün yorumcu 2009-10-30 17:12:11 Kılıç kalkanla savaş döneminden sonra demokrasiyi getirmek için yapılan savaşlarda kullanılan kimyasal silahlar ve misket bombalarından sonra sıra geldi biyolojik savaşlara. Önce deli dana hastalığı icat edilip eldeki sığırlar yokedilip hayvancılık bitirildi. Millet ne yapsın tavuk yemeye başladı. Onlarda kuş gribi bahanesiyle telef edildi. Tavuklar yokolunca keneler çoğalıp kene ısırması başladı. Derken elde sadece domuzlar kaldı onlarda dana eti niyetiyle bu millete yedirildi. Önümüzdek yıl sırada ne var. Durmuş BAYSAL 2009-10-30 17:03:45 Domuz gribinin ülkemizde tam da aşıların gelmesine yakın zamanda patlak verip hızla yayılması ne kadar manidar.Ölüm vakaları üzücü yalnız uzmanlar domuz gribinin normal bizim bildiğimiz gripten daha az zararsız olduğunu söylüyolar.Bu işten gene birileri ceplerini dolduracaklar ama hayırlısı. Yusuf Hakan 2009-10-30 17:02:17 ya ne garip iştir test sonuçları coğu ilde yapılamıyor büyük illere gidiyor testler çok hızlı yayılan bu hastalıkta zamanın çok önemli olduğu ortayken zaman kaybı değilmi testleri büyük şehirlere göndermek....Bu ülkede bazı şeyler ne zaman düzene girecek acaba.. Ertan Aygün 2009-10-30 16:50:44 5700kisi öldüyse bundan korkmaya degmez, sadece sigaradan günde 5700kisiden fazla ölen var sadece türkiyede:-)) Ibrahim Tümüklü 622751 Türkülerimiz sahipsiz Türkülerimiz sahipsiz Türkü ve bozlağın duayeni Neşet Ertaş, Kırşehir'in özellikle türkü ve bozlak kültürüne önem vermesi gerektiğini, aksi takdirde bu kültürün yok olacağını söyledi. Ertaş, "Türkülerimiz ve abdallarımız halen sahipsiz" dedi. ALPARSLAN DEMİRBAŞ KIRŞEHİR Ahilik Haftası kutlamalarına katılarak hemşerilerine konser veren Türkü Baba Neşet Ertaş, Yeni Şafak Gazetesi Kırşehir Muhabiri Alparslan Demirbaş'a özel açıklamalarda bulundu. Neşet Ertaş, Terme Otel'de Yeni Şafak Gazetesi Muhabiri Alpaslan Demirbaş ile uzun süre sohbet etti. Türkü ve bozlağın duayeni Neşet Ertaş, Kırşehir'in özellikle türkü ve bozlak kültürüne önem vermesi gerektiğini, aksi takdirde bu kültürün yok olacağını söyledi. Ertaş, "Sizlerden rica ediyorum; lütfen Kırşehir'de yaşayan abdallarımıza sahip çıkın. Bu kültürün yaşaması isteniyorsa aylık kısa sürede düğünlerde saz çalıp türkü söyleyerek bu milletin mutluluğuna mutluluk katan ustalarımıza sahip çıkın. ay çalışıp, kazandıklarıyla da zor geçiniyorlar" dedi. 'BAYRAM BİLGE TOKEL'E TEŞEKKÜR ETTİ' Neşet Ertaş, abdal geleneğinin yaşatılması konusunda Bayram Bilgi Tokel'in üstün gayretlerinin olduğuna dikkat çekerek, "Bayram kardeşim tarafından yapılan girişimler sonucunda Kültür Bakanlığı'na bağlı müzik topluluğu oluşturuldu ve ustalarımızdan 13-15 aile ayakta kalabildi. Ancak, bu insanların çocukları müziğin dışında şu anda kendilerini eğitime ve okullara verdi. Çünkü, abdallarımıza sahip çıkılmıyor. Çocuklarımız okuyup bir yerlere gelmeyi istiyor. Bebek dünya'ya geldiğinde duvarda asılı kemanı, sazı, davulu görüp 'İşte benim baba mesleğim' deyip bu kültürle büyüyordu. Şimdi bu kalmadı ve bu gelenek unutulmaya başladı. Yöneticilerimizin ustalarımıza ve abdal geleneğine sahip çıkmasını istiyorum" dedi. 'ALLAH'IN SUYUNU MİLLETE VERMİYORLAR' Ertaş, Kırşehir'de termal suyun önemli olduğuna da dikkat çekerek, yerin altından çıkan sıcak suyun Kırşehir halkının evine götürülmesini istedi. Ertaş, "Allah, Kırşehir halkına sıcak suyu nimet olarak vermiş. Ama, bu suyu çıkarıp da halkın evine ulaştırmıyorlar. Bu su boşa akıyor ve millet faydalanamıyor. Allah'ın verdiği suyu Kırşehir'de 2000 eve parayla sattıklarını duydum ve çok üzüldüm. Allah'ın suyunu bu millete niye satıyorlar. Para alsınlar tamam. Ama, düşük alsınlar. Ayrıca, bu suyu tüm evlere versinler. Millet doğalgaz kullanımından dolayı perişan. Ben bu konuda Enerji Bakanı ile de görüşmeye çalışacak ve bu suyun Kırşehir'de evlere verilmesini isteyeceğim" dedi. Ertaş, akşam yemeğin ardından sabah geç saatlere kadar İşadamı Ercan Malkoç ve 'Yeğenim' diye hitap ettiği Merhum Mehmet Ali Altın'ın oğlu İşadamı Oğuz Altın ile sohbet etti. 30.10.2009 622711 Türkiye'de domuz gribi vaka sayısı bin 602 oldu Tedavisi hastanelerde süren vaka sayısının 25 olduğu belirtilen açıklamada, hastanın ise yoğun bakımda olduğu bildirildi. Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, ilk grip vakasının tespit edildiği 15 Mayıs 2009 tarihinden bu yana Türkiye'de toplam bin 602 domuz gribi vakası tespit edildiği belirtildi. Bu sayının bugün itibariyle Türkiye'de var olan vaka sayısı olmadığının altı çizilen açıklamada, "Sürecin başlangıcından bu yana tespit edilen toplam vaka sayısı." denildi. Açıklamada, tedavisi hastanelerde sürdürülmekte olan laboratuvar teyitli domuz gribi vaka sayısının 25 olduğu, bunlardan durumu ağır olan hastanın tedavisinin ise yoğun bakımda sürdürüldüğü kaydedildi. 622419 Piyasalara Moral : Piyasalara Moral Amerikan ekonomisinin yüzde 3,5'luk büyüme yakalaması piyasaları coşturdu. İMKB'de ve Asya borsalarında yükselişler yaşandı. Yayına Giriş: 30.10.2009 13:40:22 Güncelleme: 30.10.2009 13:56:37 Dünya borsaları iyimser bir tablo çiziyor. İstanbul Borsası Ulusal-100 Endeksi birinci seansı 670 puan artarak 49 bin 577 puandan tamamladı. Amerikan ekonomisinin üst üste dört çeyreklik daralmanın ardından yüzde 3,5'luk büyüme yakalaması küresel piyasalara moral verdi. Avro bölgesinde Eylül ayı işsizlik oranı yüzde 9,7 oldu. New York Borsası'nda dün Dow Jones Sanayi Endeksi yüzde 2,04, teknoloji göstergesi Nasdaq ise yüzde 1,84'lük yükseliş kaydetti. Asya borsalarında bugün yukarı yönlü hareketler ön planda. Avrupa borsalarında dün yaşanan yükselişler yerini karışık yatay bir seyre bıraktı. Yurt içinde dış piyasalardaki gelişmeler yakından izleniyor. İstanbul Borsası 1,5 günlük resmi tatilin ardından haftanın son işlim gününe yükselişle başladı. Bileşik endeks seans içinde en yüksek 50 bin 231 puanı gördü. Hisse senetleri günün ilk yarısında ortalama yüzde 1,37 değer kazandı. Serbest piyasada Amerikan Doları lira 48 kuruş, Avro ise lira 20 kuruştan işlem görüyor. 622030 SSK günleri satılabilir mi? SSK günleri satılabilir mi? Resul KURT Okurumuz Jale Çiçek, bir çok kişinin merak ettiği bir şeyi soruyor. Okurumuz diyor ki; “Çok merak ettiğim iki konu var. Kayınvalidemin çeşitli tarihlerde 5-6 sene civarı toplam sigortalılık süresi varmış. Kendi emekliliğine yetmiyor. Bir başkasına devredebilme ya da günlerini satabilme olanağı gibi bir şey duymuş. Böyle ya da buna benzer bir uygulama var mı acaba?” Gerçekten de kendi günleri yetmediği için prim günlerini eşine devretmek isteyenler olabiliyor. Ancak sosyal güvenlik mevzuatımıza göre sigortalılık hakkından vazgeçilemeyeceği gibi, sigorta günleri başkasına da devredemez veya satamaz. Yani prim gün sayısı emeklilik için yeterli olmayanların bu günleri başkasına satması ya da eşine, çocuğuna veya bir başka yakınına devretmesi kesinlikle mümkün değildir. Ancak bazı durumlarda sigortalılar primleri iade alabilmektedir. 4/a (SSK) ve 4/b (Bağ-Kur) sigortalıları ile 5510 Sayılı Kanun’a göre ilk defa 4/(c) (memur) bendi kapsamında sigortalı olanlardan, herhangi bir nedenle çalıştığı işten ayrılan veya işyerini kapatan ve yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli yaş şartını doldurduğu halde malûllük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan sigortalıya primleri iade edilmektedir. Örneğin 65 yaşına gelmiş ama bu tarihe kadar toplam 725 gün prim ödenmiş olan bir sigortalı, talepte bulunması halinde primlerini toptan ödeme yoluyla iade alabilecektir. 4/a (SSK’lı) ve 4/c (memur) sigortalıları kendi adına bildirilen, 4/b bendi kapsamında (Bağ-Kur) ise ödediği malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin her yıla ait tutarı, primin ait olduğu yıldan itibaren yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için, her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek toptan ödeme şeklinde verilecektir. Resul KURT 30 Ekim 2009 11:57 yorum 340 okunma 621479 ‘Aranılan yaşamın’ kıyafetleri ‘Aranılan yaşamın’ kıyafetleriKÜLTÜR SANAT SERVİSİ 30.10.2009Kıyafetler Cumhuriyet tarihini ve Hanımefendisi’ni de yansıtıyorlar. Sahibine göre “sıradan” kızına göre “aranılan”. Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Moda Akademisi’ndeki “Bir Cumhuriyet Hanımefendisi: Mevhibe İnönü” sergisi bir dönem Türk kadınını ve giyimini de gözler önüne seriyor Moda Akademisi’ndeki “Bir Cumhuriyet Hanımefendisi: Mevhibe İnönü” sergisi sadece eski ’nin değil bir dönem Türk kadınının da giyimini gözler önüne seriyor. 2. Cumhurbaşkanı ’nün kızı Özden Toker, “Annemin zamanlarda çok sıradan olarak gördüğü artık ’de aranılır oldu” dedi. Moda Akademisi’nde (İMA) açılan serginin yönetmeni Oylum Öktem İşözen’in küratörlüğündeki sergide, Cumhuriyet tarihinin önemli figürlerinden, İsmet İnönü’nün eşi Mevhibe İnönü’nün kıyafet retrospektifi yer alıyor. Milliyet Sanat dergisinin kasım sayısında, Mevhibe Hanım’ın 1916’dan yaşamının sonuna, 1992’ye kadar giydiği kıyafetlerin bulunduğu sergiyle ilgili olarak, İnönü’nün kızı Özden Toker, Melis Alphan’ın sorularını yanıtladı. Biz Türkiye’de pek kıyafet retrospektiflerine alışık değiliz. Mevhibe İnönü’nün kıyafetlerinden böyle bir sergi düzenleme fikri nasıl oluştu? Anneme göre, annemin yaşam ve giyim tarzı bütün Türkiye’deki insanların bir örneğiydi. Ama tabii annemden sonra çok şey değişti. Baktık ki, annemin zamanlarda çok sıradan olarak gördüğü yaşam tarzı artık Türkiye’de aranılır oldu. Biz de İnönü Vakfı olarak giysileri ortaya çıkarmanın vaktinin geldiğini düşündük. Kıyafetlerini diktirir miydi? Kız enstitüleri açıldıktan sonra annemin birçok şeyi orada dikildi. ’dan gelenlerin getirdiği kıyafetleri de vardı. (Söyleşinin geniş halini Milliyet Sanat dergisinin kasım sayısında bulabilirsiniz) 622768 Hayırseverlerden eğitime 110 milyon TL Hayırseverlerden eğitime 110 milyon TL Eğitime Yüzde 100 Destek Kampanyası kapsamında kayserili hayırseverlerin eğitim alanında yaptığı yatırımlar 110 milyon liraya ulaştı. Aynı süre içinde eğitim alanında devlet kaynakları ile yapılan yatırım ise 79 milyon lirada kaldı. KAYSERİ Kayserili hayırsever işadamları ve sivil toplum kuruluşları eğitim alanında yaklaşık 110 milyon TL'lik yatırım yaptı. 2003 yılından bu yana üniversite, lise ve ilköğretim alanında yatırımlar yapan ve birçok okulunda çeşitli ihtiyaçlarını gideren hayırseverler, yaptıkları yatırımlarla doğdukları topraklarla ödeşmenin heyecanını yaşadıklarını dile getiriyor. Hayırseverler, 2003 yılından bugüne dek 53 yeni binaya 904 derslik ve 25 okula 265 ek derslik yaptırdı. Ayrıca, yatılı bölge ilköğretim okulu, anaokulu, 13 lojman, pansiyon, spor salonu, bilim sanat merkezi, zihinsel engelliler uygulama okulu, gençlik kampusu ve 200 okulun bahçe düzenlemesi yapıldı. DEVLETİN YATIRIMI 79 MİLYON TL Eğitime Yüzde 100 Destek Kampanyası kapsamında hayırseverlerin eğitim alanında yaptığı yatırımlar 110 milyon liraya ulaştı. Aynı süre içinde eğitim alanında devlet kaynakları ile yapılan yatırım ise 79 milyon lirada kaldı. Son olarak Yeni Ufuklar Derneği tarafından Talas'ın Sakal Tutan köyüne derslikli okul yapımı için Valilik'te protokol imzalandı. Yaklaşık 400 bin TL'ye mal olması beklenen okul bir yıl içerisinde eğitim-öğretime açılacak. Kayseri Valisi Mevlüt Bilici, "Gelecek günler daha aydınlık olacaksa bu eğitimle sağlanacaktır. Bu nedenle eğitim alanında atılacak her adımı, yapılacak her yatırımı çok ciddiye alıyor ve önemle takip ediyoruz." dedi. OKUL YERLERİNİ MİLLİ EĞİTİM BELİRLİYOR Kayseri'de hayır işlerinin sadece işadamları tarafından değil, sivil toplum kuruluşları ve yardım dernekleri tarafından da yapılıyor olmasının sevindirici bir durum olduğunun altını çizen Bilici, ülke geleceği için eğitimin önemine dikkat çekti. Kayseri Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata ise okul yerinin kendileri tarafından belirlendiğini vurguladı. Ayata, eğitime yapılan hayırsever desteğinin küçümsenmeyecek derecede artığını ve kriz dinlemediğini dile getirdi. Yeni Ufuklar Derneği Genel Başkanı Mustafa Altun da yapılacak en güzel hayır işinin eğitime olacağını düşündükleri için okul yaptırma kararı aldıklarını söyledi. Altun, ayrıca bin fidan dikmek için Vali Bilici'den yer istedi. Bilici, fidan dikmek isteyen herkese yer gösterebileceklerini aktardı. 30.10.2009 621856 'Obama, Erdoğan'dan ders alsın' 'Obama, Erdoğan'dan ders alsın' Politika haberleri alanında ABD'deki en popülar internet sitelerinden biri olan politico.com, Başkan Obama'nın Başbakan Erdoğan'ın dış politikasından ders alması gerektiğini yazdı. Türkiye'nin Ortadoğu'daki etkisinin giderek arttığını belirten site, Obama ya Erdoğan'ı önümüzdeki ay yapacağı Washington ziyareti sırasında iyi dinlemesi tavsiyesinde bulundu. NEW YORK (ANKA) New American Foundation isimli think-tank kuruluşunun İran projesi başkanı Flyn Leveret ile Stratega isimli politik risk danışmanlık şirketinin yönetim kurulu başkanı Hillary Mann Leverett tarafından kaleme alınan yazıda, Washington'un Ortadoğu'da eski gücünü yitirdiği, bunu tersine çevirmek için de Obama'nın Erdoğan'ın güttüğü dış politikadan ders alması gerektiği ifade edildi. Politika haberleri alanında ABD'deki en popülar internet sitelerinden biri olan politico.com, Başkan Obama'nın Başbakan Erdoğan'ın dış politikasından ders alması gerektiğini yazdı. Türkiye'nin Ortadoğu'daki etkisinin giderek arttığını belirten site, Obama ya Erdoğan'ı önümüzdeki ay yapacağı Washington ziyareti sırasında iyi dinlemesi tavsiyesinde bulundu. New American Foundation isimli think-tank kuruluşunun İran projesi başkanı Flyn Leveret ile Stratega isimli politik risk danışmanlık şirketinin yönetim kurulu başkanı Hillary Mann Leverett tarafından kaleme alınan yazıda, Washington'un Ortadoğu'da eski gücünü yitirdiği, bunu tersine çevirmek için de Obama'nın Erdoğan'ın güttüğü dış politikadan ders alması gerektiği ifade edildi. Türkiye'nin komşularıyla ilişkilerinin dört ana ilkeye dayandığını anlatan Hillary Mann Leverett ve Flyn Leverett, bu ilkeleri şöyle sıraladı: Tüm taraflarla ilişki kurmak, tüm demokratik seçim sonuçlarına saygı duymak, bölge ülkeleriyle kültürel ve ekonomik ilişkileri geliştirmek ve bölgesel ve küresel kurum ve organizasyonlarla ilişkilerin geliştirilmesi için çalışmak. Erdoğan'ın son yıllarda Türkiye'nin bölgedeki etkisini artırdığına dikkat çeken iki uzman, buna Ankara'nin Şam ve Tahran'la olan ilişkilerini örnek gösterdi. Erdoğan hükümetinin bölgesel politikalarının Türkiye'nin çıkarına olduğunu savunan Hillary Mann Leverett ve Flyn Leverett, Suriye, Irak ve İran'la geliştirilen ekonomik ilişkilerin Türk ekonomisini canlı tuttuğuna dikkat çekti. Ankara'nın dış politika ilkeleri doğrultusunda Hamas ve Hizbullah'la da iyi ilişkiler geliştirdiğine dikkat çeken Amerikalı uzmanlar, bunun Türkiye'yi daha güçlü bir küresel aktör haline getirdiğini belirtti. Erdoğan'ın Türkiye'yi İslam dünyasıyla Batı arasında arabuluculuk yapacak nitelikte bir ülke haline getirmeyi amaçladığını kaydeden iki uzman, ABD'nin Türkiye'nin arabuluculuk çabalarından ve rolünden yararlanabileceğini dile getirdi.Erdoğan'ın İran ziyareti sırasında ülkenin dini lideri Ali Hamaney'le de bir görüşme gerçekleştirdiğini hatırlatan politico.com yazarları, Hamaney'in daha önce sadece Rusya'nın eski Devlet Başkanı Vladimir Putin'le görüştüğüne dikkat çekti. Bunun, İran'ın Türkiye'ye verdiği önemim göstergesi olduğunu ifade eden Amerikalı dış politika uzmanları, son anlaşmalarla iki ülke ticaretinin 2011 yılında Erdoğan'ın hedeflediği gibi 20 milyar dolara ulaşabileceğini belirtti. ABD'nin Türkiye'nin İran'la ekonomik ilişkiye girmesine soğuk bakmasına rağmen, Ankara'nin Tahran'la gerçekleştirdiği enerji anlaşmalarının sonunda Batı dünyasının yararına olduğunu yazan Hillary Mann Leverett ve Flyn Leverett, Erdoğan'ın Obama ile gerçekleştireceği görüşmede bu bilinçle hareket ederek 'kendine güvenen' bir şekilde hareket edeceğini yazdı. İsrail Türkiye ilişkilerine de değinen iki uzman, Erdoğan hükümetini iki ülke ilişkilerinin gerilmesi konusunda suçlayan çevrelerin İsrail'in Türkiye'ye ihtiyacının, Türkiye'nin İsrail'e olan ihtiyacından çok daha fazla olduğu gerçeğini gözardı ettiğini dile getirdi. Amerikalı uzmanlar, 'Eğer Obama ABD'nin bölgedeki çıkarlarını korumak istiyorsa, içeriği kulağa hoş gelen konuşmalar yapmaktan öteye giderek, ciddi politikalar gütmeye başlamalıdır. Bunu gerçekleştirmek için de Türkiye'nin Ortadoğu politikalarından ders çıkarmalıdır' dedi. 30.10.2009 DÜNYA 622179 Beşiktaş İle Ankaragücü'nün 93. Sınavı : Beşiktaş İle Ankaragücü'nün 93. Sınavı Yayına Giriş: 30.10.2009 10:39:37 Güncelleme: 30.10.2009 10:39:37 Beşiktaş ile Ankaragücü, yarın (31.10.2009) yapacakları maçla birlikte, ligde 93. kez karşı karşıya gelecek. İki takım arasında bugüne dek oynanan 92 maçta Beşiktaş 63, başkent ekibi ise galibiyet alırken, 22 karşılaşmada da taraflar birbirine üstünlük sağlayamadı. Lig maçlarında siyah-beyazlıların attığı toplam 172 gole, sarı-lacivertliler 63 golle karşılık verdi. Geçen sezon yapılan maçları Beşiktaş, İstanbul'da 1-0, Ankara'da da 3-1'lik skorlarla kazandı. Siyah-beyazlılar, İstanbul'da yapılan 46 lig maçının 37'sini kazanırken, beraberlik alıp, kez de yenildi. Beşiktaş, evinde attığı 97 gole karşılık kalesinde 28 gol gördü. Beşiktaş, Ankaragücü ile ligde yaptığı son sezondaki 10 maçı da kazandı. 2003-2004 sezonunun ikinci yarısında Ankara'daki maçta 1-1 berabere kalan Beşiktaş, daha sonraki 10 maçtan da galibiyetle ayrıldı. Beşiktaş ile Ankaragücü arasındaki en farklı skor, Haziran 1935'te Ankara'daki özel maçta elde edildi. İki takımın ilk kez karşı karşıya geldiği bu maçta Beşiktaş, rakibini 8-0'lık skorla yendi. Beşiktaş ayrıca, 14 Mart 1993'te Ankara'daki lig maçında rakibini 6-0, 18 Aralık 1994'de İstanbul'da, 23 Eylül 2000'de de Ankara'da 5-1 yenerek, farklı skorlu galibiyetler elde etti. Ankaragücü, Beşiktaş'ı ligde son sezonu kapsayan 14 maçtır yenemiyor. Siyah-beyazlı ekip karşısında ligdeki son galibiyetini 2001-2002 sezonunun ikinci yarısında İstanbul'da 2-1'lik skorla alan başkent ekibi, daha sonraki 14 maçta galip gelemedi. İki takım arasındaki son 14 lig maçından 13'ünü Beşiktaş kazanırken, 1'i berabere sonuçlandı. 622027 Çürük elmalar ekonomiye kazandırılacak Edinilen bilgiye göre, Amasyalı elma üreticileri, bahçelerindeki, taze olarak satışa sunulamayacak durumdaki meyveleri değerlendiriyor. ''Elma dibi'' olarak adlandırılan ve ağaçlardan kendiliğinden dökülen elmalar çürümeden satılıyor. Fabrikalarda durumlarına göre sirke, pekmez, meyve suyu ve marmelat yapımında kullanılan elmalar böylece hem ekonomiye kazandırılmış oluyor hem de üreticileri gelir sağlıyor. Amasya'da meyve üreticilerinden elma dibi satın alan yedi merkezden birinin sahibi Hicabi Yalçın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, söz konusu elmaları fabrikalara sattıklarını söyledi. Kendilerinin yılda 400 ton dolayında bu şekilde ürün aldıklarını belirten Yalçın, ''Bu elmalar çeşitli fabrikalarda işleniyor. Bu şekilde çürümeye yüz tutmuş elmalar ekonomiye kazandırılmış oluyor'' diye konuştu. Amasya'da 12 bin 880 dekar alanda dikili yaklaşık 474 bin dolayında elma ağacı bulunuyor. Kentte geçen yıl yaklaşık 17 bin ton dolayında elma üretimi gerçekleştirildi. AA 621581 Hava Soğuyor : Hava Soğuyor Yayına Giriş: 30.10.2009 02:45:54 Güncelleme: 30.10.2009 02:45:54 Marmara ile doğu bölgelerde kuvvetli yağış bekleniyor. Meteorolojiden yapılan uyarıya göre Türkiye; Balkanlar üzerinden gelen soğuk ve yağışlı havanın etkisine giriyor. Hava sıcaklığı, hafta sonunda ülke genelinde ila derece azalarak, mevsim normallerinin altında seyredecek. Marmara, Karadeniz, İç Anadolu, Akdeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde, bugün (30.10.2009) aralıklarla yağmur ve sağanak şeklinde yağış geçişleri bekleniyor. Yağış alacak bölgelere Cumartesi günü, İç Ege de eklenecek. Yağışlar yurdun büyük bir bölümünde Pazar günü de devam edecek. Hafta sonu; Marmara, Kuzey Ege ve Batı Karadeniz'in batısında esecek poyraz, kuvvetli ve kısa süreli fırtınaya dönüşebilir. Vatandaşların; sel, su baskını, taşkın, yıldırım düşmesi, çatı uçması, deniz ve kara ulaşımında aksamalar ile gribal enfeksiyon riskine karşı dikkatli ve tedbirli olmaları gerekiyor. 622183 Dinamo Zagreb'in puanı silindi OSMAN TANBURACI Dinamo Zagreb'in puanı silindi ZAGREB UEFA disiplin komitesi, FC Timişoara-Dinamo Zagreb maçında çıkan olaylar nedeniyle Hırvat takımının puanını sildi. Komite ayrıca Dinamo Zagreb'in Kasım'da Ajax'la ve 17 Kasımda FC Timişoara ile seyircisiz oynamasını kararlaştırdı. UEFA'nın bu kararı internet sitesinden duyruldu. Açıklamada, Ekim'de Romanya'nın Timişoara kentinde oynanan maçta Hırvat taraftarların karıştığı olaylar nedeniyle Dinamo Zagreb'in puanının silinmesine ve hırvat takımına maç seyircisiz oynama cezası verilmesine karar verildiği belirtildi. Ekim akşamı Romanya'nın Timişoara kentinde oynanan FC Timişoara Dinamo Zagreb UEFA Avrupa Ligi grubu maçında taraftarlar arasında olaylar çıkmış, toplam 160 taraftar tutuklanmıştı. Gözlemci raporlarında fanatik hırvat taraftarların Romen seyircilerin üzerine maytap attığı tespit edilmişti. UEFA'nın kararını ağır bulan Dinamo Zagreb yönetimi ise temyize gidecek. Şoka uğradıklarını söyleyen kulübün icra müdürü Damir Varbanoviç, 'Timişoara'da olanlardan kulübümüz değil, polis ve organizatörler sorumlu.' açıklamasını yaptı. UEFA'nın bu kararından sonra grubunda puan durumu şöyle oluştu: 1. Ajax puan 2. Anderlecht puan 3. FC Timişoara puan 4. Dinamo Zagreb puan 30.10.2009 SPOR 621972 Turcas Petrol'den anlaşma duyurusu Turcas Petrol A.Ş, iştiraki RWE & Turcas Güney Elektrik Üretim A.Ş'nin Denizli'de geliştirmekte olduğu yaklaşık 775 MW kurulu gücündeki doğal gaz kombine çevrim elektrik santraline ilişkin olarak Almanya'nın Essen şehrinde taahhüt şirketi METKA ile bir anahtar teslimi mühendislik-satın alma-inşaat anlaşması imzaladığını duyurdu. Turcas Petrol A.Ş'nin Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan RWE & Turcas Güney Elektrik Üretim A.Ş'nin anlaşma imzalaması hakkındaki özel durum açıklamasında, Turcas Petrol A.Ş'nin dolaylı yüzde 100 bağlı ortaklığı Turcas Elektrik Üretim A.Ş'nin yüzde 30 iştiraki RWE & Turcas Güney Elektrik Üretim A.Ş.'nin, Denizli'de geliştirmekte olduğu yaklaşık 775 MW kurulu gücündeki doğalgaz kombine çevrim elektrik santraline ilişkin olarak adı geçen iştirakin Almanya'nın Essen şehrinde Yunanistan Borsasında hisseleri kote olan taahhüt şirketi METKA ile bir Anahtar Teslimi Mühendislik-Satın Alma-İnşaat (EPC) anlaşması imzaladığı kaydedildi. Açıklamada, fazlı EPC anlaşmasının ilk aşamasının mühendislik ve izin prosedürlerini, ikinci aşamasının santralin inşaatını, üçüncü aşamasının da uzun vadeli bakım faaliyetlerini kapsayacağı ifade edilerek, santralin inşaatının 2010 yılı başında başlamasının, ticari işletmeye ise 2012 yılı sonunda geçmesi hedeflendiği bildirildi. Santralin gaz ve buhar türbini gibi ana ekipmanlarının Siemens firması tarafından sağlanacağı belirtilen açıklamada, Turcas ve ortağı RWE'nin, Türkiye ekonomisinin ve enerji sektörünün geleceğine olan güvenini sergileyen Denizli Projesiyle ilgili gelişmeler oldukça kamuoyuna duyurulacağı vurgulandı. aa 622178 Bülent Ersoy'dan Sergi Açılışı : Bülent Ersoy'dan Sergi Açılışı Müzeyyen Senar'ın sanat hayatının kesitlerin yer aldığı "Cumhuriyet'in Divası Fotoğraf Sergisi"ni sanatçı Bülent Ersoy açtı. Yayına Giriş: 30.10.2009 10:19:50 Güncelleme: 30.10.2009 10:57:18 Müzeyyen Senar'ın sanat yaşamından kesitlerin yer aldığı "Cumhuriyet'in Divası Fotoğraf Sergisi", sanatçı Bülent Ersoy tarafından izlenime açıldı. Atatürk'ün huzurunda şarkı söyleyen neslin son temsilcisi olan Senar'ın, fotoğraflarının yanı sıra ünlü simalarla çektirdiği karelerin yer aldığı sergi, Forum Ankara Outlet'te Ankaralıların beğenisine sunuldu. Serginin açılışını Bülent Ersoy ile Senar'ın kızı Feraya Işıl yaptı. Bülent Ersoy, Müzeyyen Senar için Kasım'da Ankara Anadolu Gösteri Merkezi'nde "Cumhuriyet'in Divası Müzeyyen Senar'a Bir Yaşam Armağanı" olarak adlandırılan konserde de sahneye çıkacağını belirtti. Ersoy, rahatsızlığı nedeniyle hastanede bulunan Senar'ı konser günü aralarında görmeyi çok istediklerini vurguladı. Ersoy ve Işıl, daha sonra serginin açılışını yaptı. Kasım'a kadar açık kalacak sergide Senar'ın yaklaşık 250 fotoğrafı yer alıyor. 622887 "Hastane basıp kızlarının fişini çektiler" iddiası İstanbul Okmeydanı ve Araştırma Hastanesi'nde kan kanseri tedavisi gören ve son günlerinde solunum cihazına bağlı olarak yaşatılan 22 yaşındaki Meryem Topçu'nun ailesi ötenazi uygulayarak kızlarının ölümüne neden oldukları iddia edildi. Okmeydanı ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören hastası genç kadının ölümünün ardından, "yakınları tarafından solunum cihazının fişinin çekildiği" iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Alınan bilgiye göre, bir hafta önce hastanede tedavi altına alınan hastası 22 yaşındaki Meryem Topçu, dün akşam kalp krizi geçirdi. Yoğun bakıma alınarak müdahale edilen evli ve bir çocuk annesi Topçu, bu akşam hayatını kaybetti. Genç kadının, "durumunun kötü olduğunu düşünerek, evlerine götürmek isteyen yakınları tarafından solunum cihazının fişinin çekilmesi sonucu yaşamını yitirdiği" iddiası üzerine, savcılık olayla ilgili soruşturma başlattı. Olay yerinde inceleme yapan cumhuriyet savcısı, aile yakınlarından kişinin ifadesine başvurdu. Öte yandan, İstanbul Sağlık Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, Okmeydanı ve Araştırma Hastanesi'nde bugün saat 16.00 sıralarında bir hastanın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olaya savcılık tarafından el konulduğu belirtildi. İstanbul Sağlık Müdürlüğü'nün olayla ilgili ivedilikle idari soruşturma başlattığı vurgulanan açıklamada, gelişmelerin kamuoyuyla paylaşılacağı kaydedildi. 622384 Michael Jackson'ıMichael Jackson'ın son rekoru Film, gösterime girdiği ilk gün dünya çapında 20 milyon dolar hasılat elde etti. BBC'nin internet sitesinde yer alan habere göre, ''This Is It'' adlı yapıma imza atan Sony Pictures film şirketi yetkilileri, filmin ilk gününde büyük ilgi gördüğünü bildirdi. Dünya sinemalarında 27 Ekim Salı günü gösterime giren filmin bir günde 20.1 milyon dolar gişe hasılatı elde ettiği, bunun 7.4 milyon dolarının ABD, iki milyon dolarının ise İngiltere'deki gösterimlerden kazanıldığı kaydedildi. Sony Pictures şirketinden Steve Elzer, filmin elde ettiği başarının, Michael Jackson'ın dünya çapında gördüğü ilginin büyüklüğünü bir kez daha gösterdiğini ifade etti. Şirketin Kuzey Amerika, Avrupa, Latin Amerika ve Asya'daki başarısının inanılmaz derecede iyi bir başlangıç olduğunu vurgulayan Elzer, filmin ''En İyi Film'' kategorisinde Oscar adaylığı için de başvuruda bulunacaklarını bildirdi. Filmin yönetmeni Kenny Ortega da filmin Oscar ödülünü hak ettiğine inandığını belirtti. Yaklaşık iki saatlik ''This Is It'' adlı filmde, Michael Jackson konser provalarını yaparken, provalar sırasında Jackson'ın dans ederek seslendirdiği ''Beat It'', ''Black or White'' ve ''Man in the Mirror'' adlı parçalar da belgeselde yer alıyor. Ünlü şarkıcı Michael Jackson, 25 Haziran 2009 tarihinde 50 yaşındayken hayatını kaybetmişti. Sanatçı, Londra'dan başlayacak 50 konserden oluşan bir turneye hazırlanıyordu. Jackson'ın ''This Is It'' adlı konserleri için 800 bin adet bilet satılmıştı. AA 622094 'Kaos planı halkı hedef alıyor' Bazı sivil toplum kuruluşları ''İrticayla Mücadele Eylem Planı'' iddiaları konusunda yaptıkları ortak açıklamada, ''Hukukun üstünlüğüne dayalı bir rejimin inşa edilebilmesi'' istemini dile getirdiler. Ankara'daki bir oteldeki basın toplantısına MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Halit Ortaköy'ün katıldı. Ünsal tarafından okunan ortak açıklamada, ''İrticayla Mücadele Eylem Planı Belgesi''nin ve girişimin ''hukuk düzenine yönelmiş açık bir tehdit niteliği taşıdığı'' görüşüne yer verilerek, ''Belgenin içeriği ve hedeflerinin vahametini konuşmak yerine basına nasıl sızdığını konuşmak, darbe girişimini hafife almaya ya da örtmeye yönelik değilse nasıl izah edilmelidir?'' denildi. ''Belgenin, bir siyasi parti ve topluluk hedef alınıyor gibi görünse de temelde halk iradesine yönelik bir saldırı niteliğinde olduğu'' savunulan açıklamada, sürecin her aşamasında kamuoyunun aydınlatılmasının önem taşıdığı belirtildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Bizler, şeffaf, hesap verilebilir ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir rejimin inşa edilebilmesi için halk iradesi yok sayılmadan, özgürlüklere yönelmiş tüm tehditlerin tasfiye edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Söz konusu belge ve içeriği ile ilgili olarak, Meclis ve Hükümetten, başta Genelkurmay Başkanı olmak üzere, TSK komuta kademesinin konumunun netleştirilmesini istiyoruz.'' AA 621897 Davutoğlu ve Çağlayan Irak'ta Davutoğlu ve Çağlayan'la birlikte kalabalık bir işadamı ve basın heyetini taşıyan uçak, TSİ 09.30'da Basra havaalanına indi. İki bakan, havaalanında Basra Valisi Talib Kazım Abid El Terim ve Irak Ticaret Bakanı Safa El Din Safi tarafından karşılandı. Davutoğlu ve Çağlayan iki günlük ziyaretleri çerçevesinde Irak'ın Basra, Erbil ve Musul kentlerinde iki ülke işadamlarının katılımıyla düzenlenecek iş forumlarına iştirak edecek, yerel makamlarla görüşmelerinin yanı sıra Türkiye'nin Basra ve Musul başkonsolusluklarının resmi açılışını yapacak. Temaslarını yarın tamamlamaları öngörülen Davutoğlu ve Çağlayan'ın, aynı gün akşam saatlerinde Türkiye'ye dönmeleri bekleniyor. 622620 Özbekistan'dan 2,6 milyar dolarlık yol hamlesi Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov tarafından onaylanan 2009-2014 yıllarında ülkedeki karayollarının modernizasyonu programına göre, 2015 yılına kadar toplam proje tutarı 2,6 milyar dolarlık otoyol yapmayı hedeflerken, söz konusu proje kapsamında toplam uzunluğu 1427 kilometre olan ve ülke doğusunda Kırgızistan, kuzeyinde ise Kazakistan ile bağlayan Andican-Taşkent-Semerkant-Buhara-Kungrad-Beynau (E-40), Buhara-Alat, Buhara-Karşı-Guzar-Termez, Semerkant-Guzar otoyollarının kurulması öngörülüyor. Bu proje kapsamında ayrıca 18 büyük ve 600'dan fazla orta ve küçük çaplı köprü ile 305 dörtyolun yanı sıra bu güzergah üzerinde 200'e yakın benzin istasyonu, 17 helikopter iniş alanı ve gümrük kapısının da kurulması öngörülürken, söz konusu otoyol projesi kapsamında 1,68 milyar dolarının devlet ve Özbekistan Karayolları Fonu meblağlarının yanı sıra Asya Kalkınma Bankası'nın 500 milyon dolarlık kredisi ile bazı yabancı ülke ve finans kuruluşlarının kredilerinden finanse edilmesi planlanıyor. Söz konusu projenin tamamlanmasının ardında ülke üzerinden geçen transit ve uluslararası taşımacılığın yüzde 50, ülke içindeki yolcu ve yük taşımacılığının ise yüzde 65 oranında artması tahmin ediliyor. Özbekistan'da halen karayollarının toplam uzunluğu 146,4 bin kilometre, bunun 42,5 bin kilometresini de otoyollar oluşturuyor. AA 621884 PTT'nin kargo malzemelerini çalan çete çökertildi Ankara Emniyet Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği, Ankara PTT Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapmış olduğu suç duyurusu üzerine bir çalışma başlattı. Ödeme şartlı kargoların, Kargo İşleme Merkezi'ne gelişlerinde ve kamyondan indirilişleri sırasında bina içerisinde bulunan servislerde çalışan dağıtım firması elemanlarınca çalındığı belirlendi. Çalışmada, kargo çetesinin kargoları alıcılara teslim ettiği, ancak, aldıkları ücretleri PTT Genel Müdürlüğü'ne iade etmeyip, zimmetlerine geçirdikleri tespit edildi. Gasp Büro Amirliği, yaklaşık ay süren takibin sonunda gerçekleştirdiği operasyonla, olaya karıştıkları belirlenen, biri PTT'de görevli yetkili memur ve 16 yüklenici dağıtım firma görevlisi, toplam 17 kişi gözaltına alındı. Emniyette sorguları tamamlanan A.E., E.T., H.C., M.E.A., Y.Z., A.Ç., A.R.M., C.M.Y., Ç.K., G.E., H.K., H.K., M.T.T., M.Y., O.K., O.M. ve A.P. mahkemeye sevkedildi. 622080 Hakkari'de 210 kilo eroin ele geçirildi Hakkari Valiliğinden yapılan açıklamaya göre, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, E.G. yönetimindeki kamyoneti, Hakkari-Yüksekova kara yolunda durdurdu. Aramada, çuval içinde 380 paket halinde, toplam 209 kilo 810 gram eroin bulundu. Olayla ilgili gözaltına alınan sürücü E.G ile araçta bulunan H.G, Emniyet Müdürlüğündeki işlemlerin ardından çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. AA 622920 Başkentte elektrik kesintisi Başkentte elektrik kesintisi AA Giriş Saati 30.10.2009 18:59 Güncelleme 30.10.2009 19:00 Şebeke iyileştirme, hat bakım, onarım, direk değişimi, dağıtım sisteminin uzaktan kontrolü ve tesis çalışmaları nedeniyle, 2-4 Kasım arasında Ankara'nın bazı bölgelerinde elektrik kesintisi uygulanacak. Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş'den yapılan açıklamaya göre, Çankaya ilçesinde, Kasımda, 09.00-14.00 saatleri arasında, Dikmen İlker 1. Cadde 66 ve yukarı numaralar ile civarı; 09.00-11.00 saatleri arasında ise Çankaya Yeşilkent Mahallesi, Mühye Köyü içi, Mühye köyü TRT su motorları ve civarı, Karataş yolu sürücü kursu ve civarı, Güven Toprak ve civarı, TRT yansıtıcıları Alpa Toprak ve civarı ile Orman Gözetleme Kulesi'ne elektrik verilemeyecek. Ümitköy Konutkent-2 Sitesi, Çayyolu Sitesi ve Avrupa Evleri'nde de Kasım'da 10.00-12.00 saatleri arasında elektrik kesintisi uygulanacak. Mamak ilçesinde ise Kasımda 10.00-15.00 saatleri arasında, Akdere Mahallesi M.Ali Altın Caddesi, Ş.Ayhan Babadağ Caddesi, 17, 18, 19, 24, 25. ve 30. sokaklar ile Başpınar parkı civarında elektrik kesintisi gerçekleşecek. Etimesgut ilçesinde, Kasımda, 01.00-03.00 saatleri arasında Şeker Fabrikası, Vildan Güleryüz, Motor Fabrikası, İstanbul yolu Arçelik, Emtaş Fabrikası, 12. Hava Üssü, Hava Müzesi, İvaz Prefabrik, Bahçe Kapı Mahallesi, Oyak Beton, Güney Beton Fabrikaları'na elektrik verilemeyecek. Kazan ilçesinde, Kasımda, 09.00-14.00 saatleri arasında Atatürk Mahallesinin bir kısmında; 3-4 Kasımda ise aynı saatlerde Tekke Köyü'nde elektrik kesintisi uygulanacak. Şereflikoçhisar ilçesinde de Kasımda, 09.00-14.00 saatleri arasında Tuzla Mahallesi ve Emek Mahallesinin bir kısmına elektrik verilemeyecek. Yayın tarihi: 30 Ekim 2009 Cuma 622936 Galatasaray Hazırlığı Sürdürüyor : Galatasaray Hazırlığı Sürdürüyor Sarı kırmızılı ekip Pazar günü kendi sahasında ağırlayacağı Sivasspor karşılaşması hazırlıklarını devam ettirdi. Yayına Giriş: 30.10.2009 21:06:36 Güncelleme: 30.10.2009 21:06:36 Galatasaray, Turkcell Süper Lig'de Kasım Pazar günü sahasında Sivasspor ile yapacağı maçın hazırlıklarını gerçekleştirdiği antrenmanla sürdürdü. Florya Metin Oktay Tesisleri'nde teknik direktör Frank Rijkaard yönetiminde basına kapalı gerçekleştirilen antrenmanda, futbolcuların ısınma hareketlerinin ardından taktik ağırlıklı bir çalışma yaptıkları bildirildi. Bucaspor karşılaşmasında aldığı darbe nedeniyle sağ bacak adalesinde ödem oluşan Arda'nın tedavisinin ardından koruma amaçlı olarak sahada takımdan ayrı çalıştığı belirtildi. Sakatlığı devam eden Emre Aşık'ın tedavisinin ardından kondisyoner eşliğinde çalıştığı, Baros'un da sağlık ekibi tarafından evinde dinlendirildiği ifade edildi. 621396 Avrupa Ligi'nde de şampiyonluk önemli OSMAN TANBURACI Avrupa Ligi'nde de şampiyonluk önemli F.Bahçe Teknik Direktörü Daum, Kicker dergisine verdiği röportajda ise 'Öncelikli hedefimiz Süper Lig” açıklamalarının aksine ilk kez UEFA Avrupa Ligi'nde şampiyonluktan bahsetti. Alman teknik adam, sezon sonunda Avrupa Ligi'nde şampiyonluğun çok önemli olacağını, ancak Türkiye Ligi'nde şampiyonluğun doğrudan Şampiyonlar Ligi'ne katılmak için daha da önem taşıyacağını kaydetti. Daha önce konuşulan görev dağılımının iyi bir şekilde yerine getirilmesinden dolayı başarının elde edildiğini vurgulayan Daum, oyuncuların çok iyi hazırlandığını, bunun da kendilerine güven verdiğini sözlerine ekledi. 30.10.2009 SPOR 622733 Eurocup'ta kuralar çekildi OSMAN TANBURACI Eurocup'ta kuralar çekildi İSTANBUL () Türkiye'yi Beşiktaş Cola Turka, Galatasaray Cafe Crown ve Türk Telekom takımlarının temsil edeceği Eurocup'ta kuralar çekildi. İspanya'nın Barcelona şehrinde gerçekleşen kura çekimi sonrasında Grubu'nda yer alan Galatasaray Cafe Crown, Alba Berlin (Almanya), Azovmash (Ukrayna) ve BancaTercas Teramo (İtalya) takımları ile eşleşti. Kura çekimine 4. torbadan giren Beşiktaş Cola Turka, İspanyol DKV Joventut, Unics Kazan (Rusya) ve Telekom Baskets Bonn (Almanya) ile Grubu'nda eşleşti. 2. torbadan gelerek Grubu'na düşen Türk Telekom ise Charleroi Spirou (Belçika), Spartak St. Petersburg (Rusya) ve elemelerden gelecek Bilbao Donetsk eşleşmesinin galibi ile mücadele edecek. Eurocup'da grup maçları 24 Kasım'da oynanacak karşılaşmalarla başlayacak. Eurocup'da gruplar şu şekilde; GRUBU: Alba Berlin, Azovmash, GALATASARAY, CAFE CROWN, B.Teramo GRUBU: Le Mans, Hemofarm, BC Triumph, Pamesa Valencia GRUBU: Aris BSA 2003, Zadar, Siauliai, Hapoel Jerusalem GRUBU: DKV Joventut, Unics Kazan, Telekom Baskets, BEŞİKTAŞ COLA TURKA GRUBU: Cherleroi Spirou, TÜRK TELEKOM, Spartak Petersburg, Bilbao ya da Donetsk GRUBU, Benetton Treviso, Kızılyıldız, Cholet, Dinamo Moskova, Grubu: Nancy, PGE Turow, Gran Canaria, Panellinios GRUBU: BK Ventspils, CEZ Nymburk, L. Biella, Brose Baskets 30.10.2009 SPOR 621421 Domuz gribinden iki ölüm daha ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Domuz gribinden iki ölüm daha ANKARA (AA) Domuz gribi Ankara'dan sonra Diyarbakır ve Konya'da da can aldı. Sağlık Bakanlığı, Diyarbakır'da tedavisi süren 34 yaşındaki B.B. isimli kadının, Konya'da 37 yaşındaki başka bir kadının domuz gribinden hayatını kaybettiğini açıkladı. Yaşamını yitiren B.B. isimli kadının düşük ve erken doğum şüphesiyle 15 gün önce hastaneye yatırıldığı belirlendi. B.B.'nin ailesi “Kimse bize domuz gribi olduğunu söylemedi” diye tepki gösterdi. Bakanlığın açıklamasında, ilk pandemik (H1N1) grip vakasının tespit edildiği 15 Mayıs'tan bu yana Türkiye'de toplam bin 411 pandemik (H1N1) vakası tespit edildiği belirtildi. Grip belirtileri olan çocukların okula gönderilmemesi gerektiği vurgulanan açıklamada, yaşından küçük çocuklar, kronik hastalığı olanlar, gebeler ve 65 yaş üstündekilerin grip belirtilerinde mutlaka bir hekime müracaat etmeleri istendi. 30.10.2009 GÜNDEM 622460 Toçoğlu: Birlikten kuvvet doğar Toçoğlu: Birlikten kuvvet doğar Sapanca'da bir dizi ziyarette bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, “Şehrimizin daha güçlü bir yapıya kavuşması için birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Şehrin dinamiklerini ortak hedef etrafında toparlamalı ve birbirimize destek olmalıyız. Unutmamalıyız ki birlikten kuvvet doğar” dedi. İSMET YILDIZ SAKARYA Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, Sapanca'da bir dizi ziyarette bulundu. Sabah ilk olarak Sapanca Kaymakamı Osman Sarı ve Sapanca Belediye Başkanı İbrahim Uslu ile birlikte Yanık Köyü'nde Nihat Fevzi Ertekin'in evine konuk olan Başkan Toçoğlu, Yanık Köyü Muhtarı Sibel Baykal ve köy sakinleri ile sabah kahvaltısında buluştu. Başkan Zeki Toçoğlu, Yanık Köyü'nün ardından Federal Mogul Piston Sekman ve Gömlek Üretim Tesisleri'ni gezdi. Federal Mogul Türkiye Direktörü Yavuz Erkmen ve Fabrika Müdürü Özer Gebeş'ten bilgiler alan Başkan Zeki Toçoğlu, fabrikanın bütün ünitelerinde incelemelerde bulundu. Fabrikanın çok modern bir şekilde üretim yaptığını söyleyen Başkan Zeki Toçoğlu ise Federal Mogul gibi büyük bir firmanın Sakarya'da olmasından büyük mutluluk duyduklarını söyledi. 'SAPANCA BİZİM İÇİN ÖNEMLİ' Başkan Toçoğlu, en son olarak Sapanca Belediyesi'ni ziyaret ederek Başkan İbrahim Uslu ile görüştü. Sapanca'da yapılanlar ve yapılması gerekenler hususunda İbrahim Uslu ile istişareler yapan Zeki Toçoğlu, Sapanca'nın kendileri için önemli bir ilçe olduğunu ifade etti. Başkan Toçoğlu, “Büyükşehir Belediyesi olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ancak şehrimizin daha güçlü bir yapıya kavuşması için birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Şehrin dinamiklerini ortak hedef etrafında toparlamalı ve birbirimize destek olmalıyız. Unutmamalıyız ki birlikten kuvvet doğar” dedi. Sapanca Belediye Başkanı İbrahim Uslu'da, Büyükşehir Belediyesi'nin ilçeye verdiği destek dolayı Başkan Toçoğlu'na teşekkür etti. 30.10.2009 622036 Doğu Türkistan'da idamlara onay Asliye Mahkemesi 12 kişi hakkında, üçü yıl ertelemeli olmak üzere cinayet, sabotaj ve kundaklama suçlarından ölüm cezası vermişti. Şinhua haber ajansı, Yüksek Mahkemenin aralarında Geni Yusuf ve Ahmetcan Moning adlı Uygurlar ile Han Junbo adlı Han milliyetinden Çinli'nin de bulunduğu 15 kişinin, aldıkları cezaya yaptığı itirazları reddettiğini bildirdi. Ölüm cezaları Yargıtay'da onaylandıktan sonra infaz edilecek. AA 621793 Exxon Mobil'in 3. çeyrek karı yüzde 68 düştü Dünyanın en büyük şirketi Exxon 'in 3. çeyrek karı yüzde 68 düştü. 'li şirketi Exxon'dan yapılan açıklamada, temmuz-eylül aylarını kapsayan çeyrekte şirketin karının geçen yılla karşılaştırıldığında yüzde 68 düşerek 4,73 milyar olduğu bildirildi. Şirket 2. çeyrekte 3,9 milyar kar elde etmişti. Geçen yıl söz konusu çeyrekte ise şirketin karı 14,8 milyar dolardı. Şirketin aylık karı ise geçen yılla karşılaştırıldığında yüzde 65 düşüşle 37,4 milyar dolardan 13,2 milyar dolara geriledi. Exxon Başkanı Rex W. Tillerson, yaptığı açıklamada, küresel ekonomik zayıflığın ve ürünlerine olan talebin düşüşünün sürmesine karşın sağlıklı yatırım programının sürdüğünü ve güçlü sonuçlara ulaşıldığını belirtti. 621407 Türkiye olgunlaşıyor herkes bizi takip ediyor FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ TAMER KORKMAZ Türkiye olgunlaşıyor herkes bizi takip ediyor ABDULKADİR SELVİ A. ALTAY KARATAŞ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yaşanan tartışmaları Türkiye'nin olgunlaşma süreci olarak gördüğünü ifade ederek, ”Çok olgun bir dönemdeyiz. Türkiye olgunlaşıyor. Bu olgunluğun çeşitli ağrıları olabilir” dedi. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle verilen gündüz resepsiyonunda devlet erkanını konuk eden Çankaya Köşkü, akşam saatlerinde de iş, sanat, siyaset ve medya dünyasından 700'ün üzerinde seçkin ismi ağırladı. Resepsiyonda açıklamalarda bulanan Cumhurbaşkanı Gül, demokratik açılım sürecinin bir günlük bir iş olmadığına işaret ederek, "Bunlar bir anlık şeyler değil, bir gelişim sürecidir" diye konuştu. TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNE GÜVENİM TAM Yaşananları Türkiye'nin 'olgunluk ağrıları' olarak nitelendiren Gül şunları söyledi: "Cumhuriyet, 86. yılını kutluyor. Çok olgun bir dönemdeyiz. Türkiye olgunlaşıyor. Bu olgunluğun çeşitli ağrıları olabilir. Herkesin bizi takip ettiği bir dönemdeyiz. Bunların hepsini Türkiye aşar. Benim Türkiye'nin geleceğine güvenim tamdır." Cumhurbaşkanı Gül, “Türkiye'nin yüzü doğuya döndü” deniliyor sorusu üzerine de “Yok. Öyle kolay mı yön değiştirmek. Doğu-Batı nisbi değerlerdir. Önemli olan değerler manzumesidir. Demokrasi, serbest rekabet hepsi mevcuttur. Ayrıca, Türkiye'nin devlet politikası haline gelen bir AB hedefi vardır” cevabını verdi. 30.10.2009 POLİTİKA 622839 Hakkari'de otomobilin üzerine kaya düştü 19.23 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'de otomobilin üzerine kaya düştüBehçet DALMAZ/HAKKARİ, 'den düğün konvoyu ile birlikte İlçesi'ne doğru ilerleyen otomobilin üzerine kaya düştü. Otomobildeki kişi şans eseri yaralanmazken, araçta hasar meydana geldi Kaza, bugün akşam saatlerinde karayolu üzerinde bulunan Depin Mevkii'nde meydana geldi. Hakkari'den İlçesi'ne giden düğün konvoyunun içindeki Fahri Kılıçoğlu yönetimindeki 30 AL 328 plakalı otomobilin üzerine aniden kaya parçaları düşmeye başladı. Yağışlı havadan dolayı yumuşayan zeminden koparak düşen kaya parçalarının küçük çaptaki birkaçı otomobile isabet etti. Sürücü Fahri Kılıçoğlu manevralarla kendilerini kurtardı. Araçta meydana gelirken, otomobilde bulunan sürücü Kılıçoğlu ve yakınları Bediye, Sevda ve Marife Kılıçoğlu olayı yara almadan atlattı. Kazanan şokunu uzun süre üzerinden atamayan sürücü Fahri Kılıçoğlu, şans eseri ölümden kurtulduklarını söyledi. Kendilerine bir şey olmadığı için Allah'a şükrettiklerini belirten Kılıçoğlu, en kasa zamanda kurban keseceklerini belirtirken, tedbir almayan yetkililere de ateş püskürdü. Depin'de benzer birçok olayın yaşandığına dikkat çeken Kılıçoğlu, en kısa zamanda bu sorunun çözülmesi gerektiğini söyledi. Anneler yanından ayıramayacak. ... 621575 İpekyolu'nun film kervanı 14 Kasım'da kalkıyor Sinema ve mimarlık temalarının işleneceği festivalde 45 ülkeden 140'a yakın uzun-kısa metraj ve belgesel filmin gösteriminin yanı sıra filmlerin oyuncu ve yönetmenleriyle söyleşiler yapılabilecek. Bu yıl güne çıkartılan festival, ünlü yönetmenlerin merakla beklenen son filmlerinin yanı sıra her kesime hitap edecek çeşitlilikte filmlere ve genç yönetmenlerin izleyiciyle ilk kez buluşacak eserlerine yer verilecek. Ken Loach, Jane Campion, Sally Potter, Woody Allen, Costa Gavras ve Theo Angelopoulos gibi dünya sinemasının usta yönetmenlerinin son filmleri, festivalin 'Panorama' bölümünde izleyicilerle buluşacak. Dünyanın dört bir tarafından 23 belgesel, 'Balkan Balkan, Gerçeği Söylemek Gerekirse' gibi başlıklar altında gösterilecek. Festivalin açılışı 13 Kasım'da yapılacak. 'Onur Ödülleri' ve 'Emek Ödülleri'nin verileceği gecede Suriyeli oyuncu Ghassan Massoud, onur konuğu olarak yer alacak. Önceki gün Tayyare Kültür Merkezi'ndeki basın toplantısında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, 400'e yakın oyuncu, yönetmen, yapımcı, yazar ve yorumcu ile Bursa'nın renkli gün yaşayacağını belirtti. Başkan Altepe, festivalin onur ödülüne bu yıl Nedret Güvenç ve Muzaffer Tema'nın layık görüldüğünü söyledi. İpekyolu Film Festivali Danışma Kurulu Üyesi Ali Sönmez ise festivalde yarışmada 12 değişik film ve sanatçıya ödül verileceğini açıkladı. Sadece ilk filmini çeken yönetmenlerin katılabildiği uluslararası uzun metrajlı film yarışmasına bu yıl 12 film katıldı. Mehmet Fazıl Coşkun'un Uzak İhtimal filmi, yarışmada Türkiye'yi temsil ediyor. Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivali geçtiğimiz yıl 70 bin izleyiciye ulaşmıştı. 621420 Dağdan geldiler gribe yakalandılar ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Dağdan geldiler gribe yakalandılar İlgili haberler PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine, Kandil'den gelerek 19 Ekim'de Türkiye'ye giriş yapan ve karşılama görüntüleri ile tartışmalara neden olan PKK'lıların tamamının Türkiye'yi etkisi altına alan gripal enfeksiyona yakalanarak hastalandığı ortaya çıktı. DTP Diyarbakır İl Başkanı Fırat Anlı, özellikle Kandil'den gelen ve günlük yorucu bir yolculuktan sonra Diyarbakır'a ulaşanların soğuk algınlığı nedeniyle hastalandıklarını doğrulayarak şunları söyledi: “Arkadaşları doktora götürdük, ilaçlar yazıldı ve istirahat etmeleri istendi. Hangi şartlar altında buraya geldiklerini biliyorsunuz. Bu nedenle aşırı yorgunluk arkadaşları malesef hastanelik etti.” 30.10.2009 GÜNDEM 621534 Altay, Samsun’u farklı yendi: 4-0 Altay, ’u farklı yendi: 4-0 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Bank 1. Lig takımlarından Altay, Ziraat maçında ’u yenerek gruplara kaldı: 4-0. 25. dakikada kaleci Serkan’dan dönen topu Burak ağlara gönderdi: 1-0. 28’de Cenk Ahmet sert bir vuruşla skoru 2-0 yaptı. 31’de Mehmet Sak’ın pasıyla ceza sahasına giren Burak Kenan’ın sert müdahalesiyle yerde kalınca hakem noktasını gösterdi. Atışı kullanan yıldız oyuncu Tiago ağları havalandırarak farkı üçe çıkardı: 3-0. 53. dakikada Yiğitcan ser bir vuruşla maçın skorunu 4-0 olarak belirledi. ekibi bu sonuçla kupada yoluna devam etti. 621876 Çılgın maç Inter'in! Inter Milan, ilk yarısını 4-0 önde kapattığı maçta Palermo'yu 5-3 yenerek 'da liderliğini devam ettirdi. Inter, 'da 10. haftanın en gollü maçında Palermo'yu 5-3 mağlup etti. Karşılaşmanın ilk yarısında mükemmel bir oyun sergileyen Inter, Samuel Eto'o ve Mario Balotelli'nin golleriyle devreyi 4-0 önde kapattı. Teknik direktör Jose Mourinho tarafından "olgun davranmadığı" için sık sık eleştirilen 19 yaşındaki Balotelli, attığı gollerin yanı sıra Eto'o'nun kaydettiği biri penaltıdan iki golü de hazırlayan isimdi. İkinci yarıda Eto'o'nun sakatlanmasıyla sarsılan Inter karşısında kendine gelen Palermo, Fabrizio Miccoli (2) ve Abel Hernandez'in golleriyle farkı bire indirdi. Palermo'nun inanılmaz geri dönüşünü puan veya puanlarla noktalama hayalini 83. dakikada Diego Milito'nun golü bitirdi. 'da üst üste beşinci şampiyonluğunu kovalayan Inter 25 puanla liderliğini devam ettiriyor. Sampdoria'yı 5-1 yenen Juventus 21 puanla ikinci, Sampdoria 20 puanla üçüncü sırada.     10. hafta Bologna  2-1 Siena            Catania 1-2 Chievo Cenova 2-1  Fiorentina       Juventus  5-1 Sampdoria        Lazio  0-1 Cagliari         Livorno 1-0  Atalanta Napoli  2-2  Milan         Parma  2-0  Bari             Udinese  2-1  Roma        622284 Mecliste domuz gribi önlemleri alındı TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, yargıya intikal etmiş konularda konuşmadığını hatırlatarak, ''Dün yapılan açıklama da yargı süreçlerinin beklenmesinin takip edilmesi yönünde idi... Ben de aynı şeyleri söylüyorum'' dedi. Avrasya Gençlik Forumu açılış programına katılmak üzere Antalya'nın Beldibi beldesinde gelen Şahin, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir başka gazetecinin, ''İrtica Mücadele Eylem Planı'' tartışmaları ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un dünkü görüşmesini hatırlatması üzerine, Şahin şunları söyledi: ''Sayın Başbakan ile Genelkurmay Başkanının konuşmaları, zaman zaman gerçekleşen görüşmelerdir. Dün Başbakanlıktan bu konu ile ilgili açıklamalar yapıldı. Benim TBMM Başkanı olarak yargıya intikal etmiş konularla ilgili açıklama yapmadığımı biliyorsunuz. Dün yapılan açıklama da, yargı süreçlerinin beklenmesinin takip edilmesi yönünde idi. Ben de aynı şeyleri söylüyorum.'' H1N1 GRİBİ ÖNLEMLERİ Şahin, bir gazetecinin, halk arasında ''domuz gribi'' olarak bilinen, pandemik A(H1N1) gribine yönelik TBMM'de tedbir alınıp alınmadığını sorması üzerine, ''Gayet tabii... Bizim sağlık ünitemiz bu konuyla ilgili, sağlık açısından alınması gereken tedbirler ne ise onları alıyor. Sağlık Bakanlığımız ile koordineli şekilde yapıyorlar'' dedi. Şahin, ''Bir hijyen yapılıyor mu?'' şeklindeki sorusuna da, ''Yapıyorlar, yapıyorlar'' karşılığını verdi. TBMM Başkanı Şahin, Kemer ilçesindeki doktor ihtiyacına ilişkin bir soru üzerine de, ''Siz beni Sağlık Bakanı zannettiniz'' diye espri yaptı. Şahin, doktor ihtiyacı sorununun kendisine de intikal ettiğini söyledi. Türkiye'nin istediği her yere anında doktor gönderme imkanının bulunmadığını ve doktor açığı olduğunu dile getiren TBMM Başkanı Şahin, ''Sağlık bakanımızdan rica ettim. Bu konu ile ilgileniyor. Sanırım yakın bir zamanda bu ihtiyaç karşılanır'' dedi. Şahin, Cuma namazını da Beldibi Sahil Camisinde kıldı. 621962 Türk kadınının ev temizliği araştırması Ipsos KMG’nin bir araştırmasına göre Türkiye’deki ev kadınlarının yüzde 96.2’si evini bir yardımcı olmadan kendisi yapıyor. Şairin, ‘Ve kadınlar, bizim kadınlarımız: Korkunç ve mübarek elleri ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle anamız, avradımız, yarimiz ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki ve kara sabana koşulan ve ağıllarda ışıltısında yere saplı bıçakların oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan kadınlar...’ dediği Türk kadını ev temizliğinde de bütün sorumluluğu üstlendiği ortaya çıktı. Yüzde 96’sı yardım almıyor Türk kadınlarının yüzde 96.2’si ev temizliğini hiçbir yardımcısı olmadan kendisi yapıyor. Ipsos KMG, Türkiye’yi temsil eden 6200 hanede gerçekleştirdiği ‘Ev Bakım Ürünleri Kullanım ve Tutum Araştırması’ ile ev kadınlarının temizlik alışkanlıklarını ortaya çıkardı. Ipsos KMG Tüketici Panelleri ve Medya Koordinatörü Kıvanç Bilgeman, araştırmada ortaya çıkan verilerin son derece ilgi çekici olduğunu söylerken, araştırmaya göre, temizlik ürünlerini çoğunlukla kendi seçen ev kadınlarının üçte ikisi en az her gün mutfak ve tuvalet temizliği yapıyor. Her renge eşit muamele Türkiye’deki evlerin yüzde 48’inde elde yıkama yapılmazken, makinede çamaşır yıkayanların yüzde 64’ü ise haftada 3-4 yıkama yapıyor. Makinedeki yıkamaları göz önüne alındığında ev kadınlarını koyu ve açık renklileri birbirinden ayırıyor ve eşit sayıda yıkama yapıyor. Yarısı yumuşatıcı kullanıyor Türkiye’de ev kadınlarının yüzde 49’u her yıkamada çamaşır yumuşatıcısı kullanırken yüzde 15’i ise hiç kullanmadığını söylüyor. Yumuşatıcı kullanmayan kadınların büyük kısmı fiyatların yüksek olduğunu ve halihazırda kullandığı deterjanın koku verdiğini söylüyor. Türkiye’de ev kadınlarının yüzde 46’sı çamaşır yumuşatıcısı miktarını belirlemek için ürünün kapağını kullanıyor. Makine olsa da elde yıkıyor Türkiye’deki evlerin yarısında bulaşık makinesi bulunuyor. Ancak bulaşık makinesi bulunan evlerin yüzde 26’sında bulaşıklar genelde elde yıkanıyor. Bulaşık miktarı fazla olduğunda makine kullanılıyor. En çok çamaşır suyunda market markaları tercih ediliyor Ev kadınlarının önemli kısmı ev temizliğinde pek çok alanda (private lable) market markalı ürün kullandığını belirtiyor. Market markalı ürün kullanma oranının çamaşır suyunda diğer temizlik ürünlerine kıyasla daha yüksek olduğu görülürken, krem banyo/mutfak temizleyicilerde de ev kadınlarının büyük kısmı market markalı ürün tercih ediyor. Türkiye’deki ev kadınlarının yüzde 58’i market markalı ürünlerin daha ekonomik olduğunu düşünüyor. Yüzde 37’si ise markalı ürünlerle arasında kalite farkı olduğunu söylüyor. Sadece 1/5’i market markalı ürünlerin kullanacakları yüzeye zarar vereceğini düşünüyor. Hürriyet 622066 'Deli İbrahim'le perde diyecekler 'Deli İbrahim'le perde diyecekler 30.10.2009 12:27 Bursa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, 2009-2010 sanat sezonunu "Deli İbrahim" adlı oyunu ile açıyor. Turan Oflazoğlu'nun kaleme aldığı ve oyuncu ve yönetmen Ali Düşenkalkar'ın yönettiği "Deli İbrahim", 30 Ekim Cuma (bugün) saat 20.30�da Tayyare Kültür Merkezi'nde sahnelenecek. Ağabeyi IV. Murat'ın ölümünden sonra annesi Kösem Sultan ve çevresinin ısrarı ile tahta geçen Sultan İbrahim'in yaşadığı dramı konu alan oyunda, Altuğ Görgü, Nihal Türksever, E. Ertan Akman, Günay Y. Güney, Murat Liman, Müge Açıkdüşünenler, Bülent Uçar, Didem Hun Liman, Nilgün Türksever Görgü, M. Eren Topçak, Esra Yaşar, Uğur Serener, İlyas Sarı, Seyit Ahmet Sancak, Burhan Narınç, Suat Oktay Şenocak, Asaf Baran Bozkurt, Cansu Can, Sinem Akar, Kaan Nalcı ve Yavuz Selim Sancak rol alıyor. IV. Murat^'ı usta sanatçı Y. Kenan Işık'ın seslendirdiği Deli İbrahim, cumartesi günü ise saat 14.00'da Tayyare Kültür Merkezi'nde sahnelenecek. 622509 Sarkisyan'ın ziyareti Bakü'yü kızdırdı Azeri APA ajansının haberine göre, başkent Bakü'de basına konuşan Azerbaycan Savunma Bakanı Sefer Abiyev, Sarkisyan'ı sert uyardı. Abiyev, "Sarkisyan'ın bu topraklara ayak basmaya hakkı yok. Muhtemelen bu Sarkisyan'ın son ziyareti olacak! Azerbaycan ordusu, işgal edilmiş topraklarını kurtarmaya muktedirdir ." dedi. Azeri Savunma Bakanı Ermenistan'ın son zamanlarda yaptığı askeri tatbikatları dikkatle izlediklerini de belirtti. Abiyev, "Her şeyden iyi haberimiz var." diye konuştu. Abiyev, Kasım'da Türk askeri üst düzey heyetin Azerbaycan'ı ziyaret edeceğini de sözlerine ekledi. TARİHİ FOTOLAR CN'DA Bu arada Cihan Haber Ajansı, Rus haber ajansları ile işbirliği çerçevesinde 1992 yılında Yukarı Karabağ'da yaşanan çatışmalardan üç kare fotoğrafı yayınlıyor. Fotoğraflarda 22 08 1992 tarihinde Yukarı Karabağ'da Ermeni nüfusun yoğunlukta bulunduğu Artsevaşan kasabasında Azeri askerlerle Ermeni askerlerin sıcak çatışma anı kareleri yer alıyor. 622520 Veliler, Domuz gribine karşı kalıcı önlem istiyor ÖVDER Başkanı Orhan Yüce, ekonomik krizin, okulların açılmasıyla velileri daha fazla etkilemeye başladığını belirterek, merkezî ve yerel yönetimlerin desteğine her zamankinden fazla ihtiyaçları olduğunu söyledi. Domuz gribinin, özellikle öğrencileri tehdit ettiği okullarda, yıllardır hizmetli ve sağlık personeli eksikliği yaşandığını dile getiren Yüce, yüzde 90'ının temiz ve sağlıklı olmadığını öne sürdü. İşinden atılmış, yoksullaşmış velilerin bulunduğu okulların sağlık ve temizlik açısından riskinin daha fazla olduğunun vurgulandığı açıklamada, temizliğin yanısıra dengeli ve sağlıklı beslenmenin önemine değinildi. ÖVDER Başkanı Yüce, hükümetten, öğrencilerin beslenme, sağlık, barınma, ulaşım, eğitim, giysi ve üniversitelerde harç giderlerinin karşılanmasını isterken, belediyeden de işsiz ve yoksul ailelerin ulaşım ve su giderlerinin karşılanmasını, kırtasiye, beslenme, giysi ve barınma yardımları yapılmasını istedi. Orhan Yüce, bu taleple topladıkları binlerce imzayı belediyeye teslim edeceklerini ve takipçisi olacaklarını sözlerine ekledi. 621295 Konya'da domuz gribinden ölüm Bakanlık vefat eden 37 yaşındaki kadın hastanın kronik rahatsızlığı olduğunu da açıkladı. Böylece Türkiye'de H1N1'den ölenlerin sayısı 3'e yükseldi. Şu anda 16 kişi daha H1N1 rahatsızlığından hastanelerde yatıyor. Bunlardan 3'ünün durumu ağır. Türkiye genelinde H1N1 rahatsızlığından dolayı tedavi görenlerin sayısı ise bin 411. Sağlık Bakanlığının açıklaması şöyle: "Tedavisi hastanelerde sürdürülmekte olan laboratuvar teyitli pandemik A(H1N1) grip vaka sayımız 16'dır. Bunlardan durumu ağır olan hastanın tedavisi ise yoğun bakımda sürdürülmektedir. Konya'da altta yatan kronik hastalığı bulunan 37 yaşında bir bayan vatandaşımız hastaneye yatırıldığı gün hayatını kaybetmiş ve alınan numunede pandemik A(H1N1) pozitif bulunmuştur. Pandemik gripten vefat eden toplam kişi sayısı 3'e yükselmiştir. yaşından küçük çocuklar, kronik hastalığı olanlar, gebeler ve 65 yaş üstündekilerin grip belirtileri ortaya çıktığında mutlaka bir hekime müracaat etmeleri gerekmektedir. Bunların dışındaki kişilerde grip belirtileri ortaya çıktığında evlerinde istirahat etmeleri, ancak genel durumda kötüleşme, solunum güçlüğü, göğüs ağrısı, nefes darlığı, bilinç bulanıklığı, günden fazla süren ateş, ciddi ve sürekli kusması olan vakaların beklemeden doktora müracaatları büyük önem taşımaktadır." 622558 Nuriye Akman: 'Çöple besleniyoruz' Radyo programcılarından Eda Çelebi’nin hazırlayıp sunduğu Eda’yla Gün Ortası programına Zaman Gazetesi Yazarı Nuriye Akman konuk oldu. Söyleşi denince akla ilk gelen isim Türkiye’deki en iyi röportaj gazetecilerinden biri olan Zaman Gazetesi Yazarı Nuriye Akman çağın en büyük sorunu iletişimsizlik ile ilgili önerilerde bulundu. İletişimde kitap okumanın öneminden bahseden Yazar Akman, iletişimde özgüvenin en önemli etken olduğunu söyledi. Çağımızın en büyük sorunu iletişim kurmak. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz? Birincisi öz güvenimiz yok. İkincisi ise Türkçemiz çok zayıf. Kendimizi dar bir kelime kapasitesiyle idare edebileceğimizi zannediyoruz. Kendimizi geliştirmiyoruz. Üçüncüsü ise ülkenin genel atmosferi ile ilgili. Yeterince demokrasi gelişmediği içselleştirilmediği için de bir korku oluyor ister istemez. Neyi ne kadar ifade edersem nasıl karşılanır şüphesi büyük etkenlerden... Bir de tabii çöple besleniyoruz. Ne demek çöple beslenmek. Yararı olmayan, kalitesi düşük görsel uyarana muhatap olmak. Günde saatini televizyona ayıran, günde bir tane bile gazete okumayan, gazete alışkanlığı olmayan insanlarımız var. Kaldı ki gazete okumak yetmez. Biraz edebiyatla haşır neşir olmak gerekir. Okumamanın sonucu dünyaya siyah beyaz bakmak gibidir. Eleştiri insan ilişkilerini nasıl etkiliyor? Eleştiri, yaratıcı eleştiri olmadıkça, art niyetli yapıldıkça kaosa sebebiyet verir. Başka hiçbir şeye sebep olmaz. İşe teşekkür etmekle başlamak en iyi yol. Yüzde 100 haksız bile olsa eleştiride haklılık-haksızlık yoluna gitmeden ilk önce teşekkür ederek “ben hiç bu şekilde düşünmedim” diyerek bu yeni bakış açısıyla birlikte düşünme başlamak en iyi yaklaşım şekli olacaktır. Sizi eleştiren insana güler yüzle bakmak kolay olmayacağı gibi öğrenilmeyecek de bir şey değildir. Dinleme insan ilişkilerini nasıl yönlendiriyor? İnsanlar dinlemeyi pasif bir eylem zanneder ama tam tersi oldukça aktif bir eylemdir. Herkesin, herkesi çok dikkat ile dinlemesi lazım. Ne yazık ki beynimizde bazı süzgeçler var. Çocukluğumuzdan itibaren öğrendiğimiz bizim beynimize yerleştirilen bazı değer yargıları var. Dinlediklerimiz bu değerlerden süzülerek geçiyor. Bize anlatılanların bir bölümü beynimize çarpıtılarak geliyor. Bir bölümünü de hiç duymuyoruz. Dinlemek insanın kendini tanımasına çok yardımcı oluyor. Tartışmak ne zaman bize yararlı oluyor? Aslında tartışmak hiç yararlı değil. Oluşan zemini tartışmadan çıkartıp, anlamaya döndürmek lazım. Neden tartışıyoruz, amacımız nedir? Bunu iyi bilmek lazım. Kişinin amacı bir şeyler öğrenmek ise buna yönelik sorulan sorular, ses tonu, hatta beden dili çok farkı olur. İtham etmek, karşı tarafı köşeye sıkıştırmak istiyorsa zaman çok farkı olur. Aile içinde iletişimin önemi nedir? Kiminle konuşursak konuşalım birinci kural kibar olmaktır. İkinci ise –meli –malı şeklinde emirler vermemek. Şunu yapmalısın bunu yapmalısın emirleri muhakkak aksi tesirlere sebebiyet verecektir. Kendimizi ifade ederken ne istemediğimize değil, ne istediğimize odaklanmak çok önemli. 622878 Gökdeniz'den gol asist Premier Ligi 27. hafta karşılaşmasında evinde Krylya Sovietov'u konuk eden Rubin Kazan, rakibini 1'lik skorla geçerek şampiyonluğa bir adım daha yaklaştı. Temsilcimiz Gökdeniz golün asistini yaparken, birini de kendisi attı. Ligi'nde son üç haftaya girilirken şampiyonluk yarışı da nefes kesmeye devam ediyor. Temsilcimiz Gökdeniz Karadeniz ve Hasan Kabze'nin de formasını giydiği geçen yılın şampiyonu, bu yılda aylardır liderlik koltuğunu kimseye bırakmayan Kazan ekibi Rubin, bu hafta da çok önemli bir galibiyet alarak liderliğini sürdürdü. Gökdeniz Karadeniz yıldızlaştığı karşılaşmada golün asistini yaparken birini de filelere kendisi bıraktı. Karşılaşmanın ilk yarısı golsüz sona ererken, ikinci yarının hemen başında Gökdeniz'in ortasında Ryzansev'in kafa vuruşunda üst direkten dönen topu Noboa tamamlayarak takımını 1-0 öne geçirdi. Bu golden sadece dakika sonra 56'da yine Gökdeniz'in akıl dolu ara pasında kaleci ile karşı karşıya kalan Bukharov topu ağlara göndermekte zorlanmadı ve durumu 2-0'a getirdi. Konuk ekip 61'de Koller ile farkı bire indirse de temsilcimiz 63'te sahneye çıkarak kafa ile filelere bıraktığı golle farkı tekrar 2'ye çıkardı. Bu golden sonra iyice rahatlayan Rubin hız kesmedi ve 76'da Gökdeniz'in mükemmel pasında tekrar Bukharov topa ön direkte dokundu ve karşılaşmanın sonucunu 4-1 olarak ilan etti. Rubin Kazan bu galibiyet ile puanını 56'ya yükseltirken liderliği de kaptırmamış oldu. Rubin'in en yakın takipçisi Spartak Moskova pazar günü Rostov'u konuk edecek. 621530 Üçüncü kuşak Türkler gurbette kalıyor Sadece Avrupa'da değil, uzak kıta Avustralya'da da gurbetçilerimizin giderek yıldızlaşması Milli Takım sorumlularının yakın gelecekte işlerinin hem zorlaşıp hem kolaylaşacağının işareti. Milli takımlar arasındaki gurbetçi kapma yarışının kızıştığı bir dönemdeyiz artık. Şimdilerde Mesut Özil'i, Eren Derdiyok'u, Gökhan İnler'i nasıl kaçırdığımızı konuşurken yakın gelecekte bu listeyi tutmanın dahi zorlaşacağı günleri ufukta görmek mümkün. Özellikle gurtbetçi yetenekleri takip etmesiyle öne çıkan 'cezasahası.net' isimli futbol blogunda yapılan 'altın gurbetçiler 11'inde geçen isimleri henüz kamuoyumuz tanımıyor. Arsenal ile yıllık sözleşme imzalayan Hollanda 17 yaş altı milli takımının kaptanı Oğuzhan Özyakup'a aşina olsak da Fransa genç milli takımlarında yer bulan Atilla Turan'ı bilmiyoruz örneğin. Ya da Avusturya 16 yaş altı milli takımında oynayan Mehmet Bulut'u... Bayern Münih altyapısından Cüneyt Köz ve Chelsea'ye transfer olan Gökhan Töre de milli takımlar sorumlularının radarlarına yakalananlardan. Avustralya U-16'sında ter döken Kerim Bulut ise uzaklardaki Türk gençlerinin öncülerinden olacak gibi. Sayıları ve nitelikleri arttıkça daha sık gündeme gelen gurbetçi yeteneklerimizi takip etmenin, mevcut yapıya göre çok daha sistematik, çok daha profesyonel ve çok yönlü bir yapıyı gerektirdiği aşikâr. Milli takımlar adına Avrupa'yı tarayan antrenörlerin gözden kaçırdıkları bir yana, bir süredir gözle görülür bir 'tercih sorunu' da yaşıyoruz artık. Yurtdışındaki üçüncü kuşak Türklerin artık takip edilmesi zorlaşan bu yeni durumlarına Süper Lig kulüplerimiz de yeni pozisyon almış durumda. Ülkemizde top koşturan gurbetçi gençlerin büyük çoğunluğunun genç yaşta olması bunun örneği. 622276 Maliye'yi şok eden şirketin sel uyanıklığı İstanbul'daki son sel felaketinin ardından ''defterlerim selde kayboldu'' diye mahkemeden karar çıkartan büyük bir şirketin defterleri Maliyede bulundu. Maliye Bakanlığı, mülklerinin üzerine baz istasyonu kurduranlar için vergi takibatına geçme kararı aldı. Maliye Bakanlığı yetkililerinin verdiği bilgiye göre, İstanbul'da Eylül ayı başında meydana gelen ve çok sayıda can ve mal kaybına yolaçan sel felaketi, bazı suistimallere de neden oldu. Felaketin hemen ardından vergi borçluları için aylık bir ödeme kolaylığını uygulamaya koyan Maliye Bakanlığı, bu süreyi bir süre daha uzatmayı planlarken, Bakanlığa ulaşan bir mahkeme kararı, yetkilileri de şaşkına çevirdi. Üst düzey bir Maliye yetkilisi, sel felaketinden sonra yaşanan bu olayı şöyle anlattı: ''Sel felaketiyle ilgili mükelleflere tanıdığımız kolaylığı uzatmayı düşünürken, mahkemeden bir karar geldi. İstanbul'da faaliyet gösteren ve Türkiye'nin ilk 700 şirketi arasında yer alan bir firma, mahkemeden 'Selde bütün defterlerim kayboldu' diye karar çıkartmış. Mahkemenin bu kararı da bize gönderilmiş. Söz konusu şirket, mahkemeye sadece bu yıl değil, geçmiş yıllara ilişkin defterlerin de selde kaybolduğunu beyan etmiş. Mahkeme de bu beyana göre 'defterler selde kayboldu' şeklinde karar vermiş. Ancak defterler bizde. Çünkü bu şirket, daha önce vergi incelemesine alınmış ve çerçevede defterleri de selden önce alınmış. Yani selde kaybolduğu ileri sürülen defterler Maliyede. Biz de, bu durumla ilgili Savcılığa başvuruda bulunduk. Bu olay son derece ciddi bir suç. Hapis cezası bile gerektirebilecek bir suç.'' BAZ İSTASYONLARINA VERGİ İNCELEMESİ Bu arada Maliye Bakanlığı, Türkiye'deki bütün baz istasyonları için vergi takibatına geçme kararı aldı. Baz istasyonları için mülk sahiplerine, yılda bin ile 50 bin dolar arasında ödeme yapıldığı duyumları üzerine harekete geçen Bakanlık, Gelir İdaresi Başkanlığına, ''Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan (BTK), Türkiye'de nerede, kaç baz istasyonu bulunduğunu öğrenin'' talimatını verdi. Bakanlık, Gelir İdaresi Başkanlığının, BTK'dan gelecek bilgilerin ardından da, ev, arsa ya da arazisine baz istasyonu kurduran kişi ve kuruluşlar ile apartman yönetimlerinin buradan elde ettikleri gelirleri beyan edip etmediklerinin tespit edilmesini istedi. AA 2009-10-30 16:01:22 Su anki vergi kanunlari tum insanlari vergi kacakcisi olmak icin zorluyor kanunlar oyle duzenlenmiski kimi isterseniz vergi kacakcisi haline getirebilirsiniz sadece yada soruyla ulkemizdeki tum insanlar vergi kacakcizi olarak nitelenebilir Halil Calkap 2009-10-30 15:49:28 bak doğana 4,5 mil tl para kaçırmış binlerce mükellef kaçırsa kadar kaçıramaz herkes adam gibi verse vergisini bu kadar vergide olmaz zaten. selman eder 2009-10-30 15:33:12 yıllar once bir vergi uzmanı gelmişti yurtdışından adamın beyanını hatırlıyorumda türkiye vergi ni tam olarak verirsen ayakta kalmanın imkanı yok demişti... ole yada bole herkes bunu kaçırıyor. burda suç birazda devlette maaşımızı bile veremeyen bi atölye de çalışıyoruz üstüne birrde vergi.. ee bizler kapı dışarı işsizlik daha da artsın falan filan bu hikaye uzar... hortumların tümü kesilip insnalar da insaflı olunca herşey düzelir. oda olmayacağına gore... toprak toprak 2009-10-30 14:52:16 şu ülkede vergi kaçırmayan varmı denetleme az artması lazım ilk önce istanbuldan başlasınlar.... gökmen kalyoncu 621915 Borsa güne yükselişle başladı 09.55 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, güne yükselişle başladıABD'den gelen büyüme rakamları haberi piyasayı coşturdu. güne yükselişle başladı. Dolar ise inişte. Serbest piyasada dolar 1.48 TL'ye kadar geriledi. İşte rakamlar... Bileşik Endeksi birinci seansta, çarşamba günü yapılan tek seans kapanışına göre 670,54 puan artarak 49.577,49 puandan kapandı. Hisse senetleri ortalama yüzde 1,37 değer kazandı. güne hızlı başladı  İMKB Bileşik Endeksi birinci seansta, çarşamba günü yapılan tek seans kapanışına göre 910,60 puan artarak 49.817,55 puan seviyesinde açıldı.Hisse senetleri, bu seviyede ortalama yüzde 1,86 oranında değer kazandı.  İlk yarıda yüzde 2.31 değer kazandı İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Ulusal 100 Endeksi, birinci seansın ilk yarısında yükseldi.  Endeks, seansın saat 30 dakikalık bölümünü, önceki ikinci seans kapanışına göre 1.130,36 puan artarak 50.037,31 puandan geçti. Hisse senetleri bu seviyede ortalama yüzde 2,31 değer kazandı.  İlk bölümde işlem hacmi ise 761.4 milyon lira olarak gerçekleşti. İstanbul ve Ankara’da dolar, avro ve sterlinin alış-satış fiyatları, saat 12.00 itibariyle şöyle: İSTANBUL ALIŞ SATIŞ ABD Doları 1,4840 1,4880 Avro 2,2000 2,2050 Sterlin 2,4550 2,4750 ANKARA ABD Doları 1,4800 1,4930 Avro 2,1950 2,2150 Sterlin 2,4400 2,4900 ... 622465 Michael Jackson'dan 'son' rekor Michael Jackson'dan 'son' rekor AA Giriş Saati 30.10.2009 15:34 Güncelleme 30.10.2009 15:36 Pop müziğin kralı Michael Jackson'ın gerçekleştiremeden yaşama veda ettiği ''This Is It'' adlı konserler dizisinin prova ile kamera arkası görüntülerinin yer aldığı belgesel film, ilk gününde bir rekora imza attı. Film, gösterime girdiği ilk gün dünya çapında 20 milyon dolar hasılat elde etti. BBC'nin internet sitesinde yer alan habere göre, ''This Is It'' adlı yapıma imza atan Sony Pictures film şirketi yetkilileri, filmin ilk gününde büyük ilgi gördüğünü bildirdi. Dünya sinemalarında 27 Ekim Salı günü gösterime giren filmin bir günde 20.1 milyon dolar gişe hasılatı elde ettiği, bunun 7.4 milyon dolarının ABD, iki milyon dolarının ise İngiltere'deki gösterimlerden kazanıldığı kaydedildi. Sony Pictures şirketinden Steve Elzer, filmin elde ettiği başarının, Michael Jackson'ın dünya çapında gördüğü ilginin büyüklüğünü bir kez daha gösterdiğini ifade etti. Şirketin Kuzey Amerika, Avrupa, Latin Amerika ve Asya'daki başarısının inanılmaz derecede iyi bir başlangıç olduğunu vurgulayan Elzer, filmin ''En İyi Film'' kategorisinde Oscar adaylığı için de başvuruda bulunacaklarını bildirdi. Filmin yönetmeni Kenny Ortega da filmin Oscar ödülünü hak ettiğine inandığını belirtti. Yaklaşık iki saatlik ''This Is It'' adlı filmde, Michael Jackson konser provalarını yaparken, provalar sırasında Jackson'ın dans ederek seslendirdiği ''Beat It'', ''Black or White'' ve ''Man in the Mirror'' adlı parçalar da belgeselde yer alıyor. Ünlü şarkıcı Michael Jackson, 25 Haziran 2009 tarihinde 50 yaşındayken hayatını kaybetmişti. Sanatçı, Londra'dan başlayacak 50 konserden oluşan bir turneye hazırlanıyordu. Jackson'ın ''This Is It'' adlı konserleri için 800 bin adet bilet satılmıştı. Yayın tarihi: 30 Ekim 2009 Cuma 622844 Ya ev kiraları da yüzde 25 zamlanırsa? Önceki gün yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği'ne göre, gayrimenkullerde vergiye esas olan metrekare maliyet fiyatlarına yüzde 12 ile yüzde 25 oranlarında artış yapıldı. Bu artış emlak vergisine yansıyacağından, ev sahipleri 2010'da daha fazla ödeme yapacak. Bahane edebilirler Haber ev sahiplerini üzerken kiracıları da endişelendirdi. Ödenecek vergi yıllık da olsa, kiracılar ev sahiplerinin bu miktarı kira bedellerine yansıtmasından korkuyor. Daha önce yüzde 50 ila 100 arısındaki artışlardan şikayet eden kiracılar bu gelişme karşısında ikinci bir şok yaşamaya başladı. Kriz döneminde adeta kral olan ve ev sahipleriyle pazarlık yapıp kiralarını artırmayan kiracılar bu gelişme karşısında zor durumda kalabilirler. Kiracılar "Ev sahipleri bu zammı bahane olarak göstererek aynı oranda artış isteyebilirler. Bu yüzden mutlaka kira artışlarını düzenleyen bir yasa çıkmalı" diye çağrıda bulunuyorlar. Borçlar kanununda yapılan değişiklik kira artışlarını bir önceki yılın ÜFE oranına bağlıyor. Fakat kiracılar bu yasanın pratikte de uygulanmasını ve sıkı denetlenmesini istiyor. Enflasyonun üzerinde Türkiye'de kira artışları son yıllarda sürekli olarak enflasyonun üzerinde gerçekleşiyor. Son birkaç yılın ortalamaları dikkate alındığında kira artışları yüzde 20 civarlarında seyrediyor. Bu da enflasyondan 2-3 kat fazla. Kira artışlarındaki bu yüksek oranlar enflasyonun da yüksek çıkmasına yol açıyor. (Takvim) 621353 Genel seçimler artık yılda bir olacak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan, ''Milletvekili Seçimi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'' ile milletvekili seçimlerinin yılda bir yapılması, nüfusu milletvekili çıkarmaya yetmeyen illere milletvekili çıkarma hakkı tanınması öngörülüyor. Cumhurbaşkanı Gül tarafından onaylanan kanun, yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderildi. Kanunla milletvekili seçimlerinin yılda bir yapılması öngörülüyor. Bir önceki seçimin yapıldığı tarihten itibaren yılın dolmasından önceki son pazar günü oy verilecek. Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak 90 günlük sürenin ilk günü, seçimin başlangıç tarihi olacak. Değişiklikle, nüfusu milletvekili çıkarmaya yeterli olmayan illere milletvekili çıkarma hakkı da getiriliyor. AA 621896 Kütahya'da katlı ahşapbina yandı AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, gece, Balıklı Mahallesi Osmanlı Caddesi üzerindeki katlı ahşap binada henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Kütahya Belediyesine ait itfaiye ekibi, arazözle müdahale edilen yangın sırasında cadde trafiğe kapatıldı ve çevredeki araçlar çekicilerle bulundukları yerden kaldırıldı. İtfaiye ekiplerince yaklaşık 1.5 saatte söndürülen yangın sonrası bina çökerek, kullanılamaz hale geldi. Yangın sırasında çevredeki bazı binaların camlarının kırıldığı gözlendi. Kütahya Belediye Başkanı Mustafa İça, yangın söndürme çalışmalarını izleyerek yetkililerden bilgi aldı. Polis ve itfaiye ekipleri, kundaklama sonucu çıkarıldığı tahmin edilen yangınla ilgili hasar tespit çalışmasına başladı. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor. 622582 Eurocup'da kuralar çekildi, işte rakipler İspanya'nın Barcelona kentinde gerçekleşen kura çekimine ikinci torbadan katılan Türk Telekom, (E) Grubu'nda Belçika'dan Charleroi Spirou, Rusya'dan Spartak St.Petersburg ve elemelerden gelecek Bilbao-Donetsk eşleşmesinin galibi ile mücadele edecek. Kura çekimi sonrasında (A) Grubu'nda yer alan Galatasaray Cafe Crown, Almanya'dan Alba Berlin, Ukrayna'dan Azovmash ve İtalya'dan BancaTercas Teramo takımları ile eşleşti. Kuraya 4. torbadan giren Beşiktaş Cola Turka, İspanya'nın DKV Joventut, Rusya'nın Unics Kazan ve Almanya'nın Telekom Baskets Bonn ile (D) Grubu'nda karşılaşacak. Avrupa Kupası'nda grup maçları 24 Kasım'da oynanacak karşılaşmalarla başlayacak. Kupada kura çekimi sonrasında oluşan gruplar şöyle: (A) Grubu: Galatasaray Cafe Crown, Alba Berlin, Azovmash, BancaTercas Teramo (B) Grubu: Le Mans, Hemaform, BC Triumph, Pamesa Valencia (C) Grubu: Aris BSA 2003, Zadar, Siauliai, Hapoel Jerusalem (D) Grubu: DKV Joventut, Unics Kazan, Telekom Baskets, Beşiktaş Cola Turka (E) Grubu: Türk Telekom, Charleroi Spirou, Spartak St.Petersburg, Bilbao ya da Donetsk (F) Grubu: Benetton Treviso, Kızılyıldız, Cholet, Dinamo Moskova (G) Grubu: Gran Canaria, Nancy, PGE Turow, Panellinios (H) Grubu: BK Ventspils, CEZ Nymburk, L. Biella, Brose Baskets AA 622731 Rusya idam cezasını tartışıyor Rusya idam cezasını tartışıyor MOSKOVA Rusya kamuoyu idam cezasını tartışıyor. 2010 yılında ülkede idam cezasının yeniden uygulanabileceğiyle ilgili çıkan haberler, ülkedeki siyaset dünyasını ikiye böldü. Rus basınına göre, aslında Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, çocuklara yönelik cinayet olaylarında idam cezasının uygulanmasından yana. İdam cezasının yeniden uygulanabileceğiyle ilgili haberler, özellikle Rusya Parlamentosu alt kanadı Devlet Duması milletvekilleri arasında tartışmalara yol açtı. Bazı milletvekilleri idam cezasının yeniden gündeme getirilmesine gerek kalmadığını, olayı hukuki düzeyde çözülmesini savunuyor. Diğer milletvekilleri ise tehlikeli canilerin öldürülmesi gerektiğini talep ediyor. Duma Başkan Yardımcısı ve iktidar Birleşik Rusya Partisi Meclis Grup Başkan Yardımcısı Lyubov Sliska, idam cezasının tekrar uygulanması gerektiğini savunuyor. Rus Eho Moskvı radyosuna konuşan milletvekili Sliska, "Bu lazım. Çünkü Rusya büyük ülke ve idam cezası olmadan ülkede cinayet vakaları daha da fazla olur. Özellikle çocuklara, yaşlı insanlara ve ekonomik alanda yapılan suçlara karşı bu ceza uygulanmalı. Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda doğru bir karar alacağını umuyoruz." dedi. Duma milletvekili Pavel Kraşennikov ise idam cezasının işe yaramayacağını savundu. Kraşennikov, "Bir hakimin kararına göre birisinin hayatına son vermek yanlış. Hakimin yanlışlığı yüzünden masum, suçu olmayan birisi de hayatını kaybedebilir." diye konuştu. ANAYASA MAHKEMESİ KASIM'DA KARARINI AÇIKLAYACAK Rusya Anayasa Mahkemesi idam cezasına yönelik moratoryumun kaldırılması konusunu gözden geçiriyor. Moratoryum ise Şubat 1999 yılında Anayasa Mahkemesi'nce yürürlüğe girmişti. Fakat Ocak 2010 yılından itibaren moratoryumun formalite temelleri, gerekçeleri ortadan kalkıyor, çünkü tüm Rusya'da mahkemelerde jüri heyetleri de soruşturmaya katılabilecek. Anayasa Mahkemesi, hakimlerin 2010 yılından itibaren idam cezasını verme hakkının olup olmadığıyla ilgili son sözünü Kasım'da söyleyecek. Rusya ayrıca Avrupa Sözleşmesi'nin 6. protokolünü imzalamış, ama henüz onaylamamış. Bu belge idam cezasının kaldırılmasını öngören insan haklarının korunmasıyla ilgili. MEDVEDEV ÇOCUK CİNAYETLERİNDE İDAMA SICAK BAKIYOR Medvedev, çocuklara yönelik vahşi cinayetlerde idamdan yana. Rus Newsru.com haber portalına göre, Başkan Medvedev'in mevcut moratoryumu iptal etmeyi düşünmüyor. Rus Vedomosti ise, Medvedev'in yakın çevresine atıfta bulunarak, "Aslında Medvedev çocukların vahşice öldürülmesiyle ilgili olaylarda idamın uygulanmasına karşı çıkmadığını ima ediyor." iddiasında bulundu. Fakat, Medvedev'in Basın Sözcüsü Natalya Timakova ise moratoryumun kaldırılmasıyla ilgili konunun görüşülmediğini belirtti. RUS KİLİSESİ İDAMA KARŞI ÇIKIYOR Rus Ortodoks Kilisesi'nin idama karşı çıktığı açıklandı. Kilise üst düzey yetkilisi Vsevolod Çaplin, "Tabii ki, idam cezasının olmaması en iyisi. Eğer toplum kendisini kötülüklerden korumakta yeterince güçlüyse, bu durumda insanlar canilere merhamet gösterebilir, onların hayattan yoksun bırakmayabilir." dedi. Tüm bunlara rağmen ise Rus toplumunda idam cezasının tekrar uygulanması gerektiğini savunanların sayısı giderek artıyor. Rus Obşestvennoe Mnenie (Kamuoyu Görüşü) isimli fonun 2006 yılında yaptığı ankete göre Rusların yüzde 63'ü idamdan yana. 30.10.2009 DÜNYA 622408 Başbakanlık erken seçim sohbetini yalanladı Başbakanlık kaynaklarından edinilen bilgiye göre, bazı basın yayın organlarında yer alan ve Başbakan Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Baykal arasında dün Anıtkabir'de yapılan sohbet ile ilgili yayımlanan diyalogların bazı kısımlarının doğru olmadığı kaydedildi. Başbakanlık kaynakları, dün Anıtkabir'de Başbakan Erdoğan ile Deniz Baykal arasında bir sohbet gerçekleştiğini, ancak gazetelere yansıdığı biçimde özellikle ''erken seçimi ima eden bölümlerin sohbette yer almadığı'' kaydedildi. Haberlerde Deniz Baykal'a atfen, ''sizin ne yapacağınız belli olmaz. Bu yüzden yurt gezilerimizi sürdürüyoruz'' ve Başbakan Erdoğan'a atfen, ''evet haklısınız, her şey olabilir'' cümlelerinin ''sohbet sırasında konuşulmadığı ve tamamen hayal ürünü olduğu'' vurgulandı. 622308 TOKİ'den Gebze'de 'mülkiyet gaspı' açıklaması Toplu Konut İdaresi'nden (TOKİ) yapılan açıklamada, ''Hiç kimsenin yasalar çerçevesinde korunmuş mülkiyet hakkını gasp etmek veya 'tapulu arazilerin boş gösterilip konut yapılmak istenildiği, fakirlerin değil para babalarının destekleneceği' savının gerçekle bağdaşmayacağı açıktır'' denildi, TOKİ, gazetelerde yer alan, ''Gebze'de Kentsel Dönüşüm Projesine'' ilişkin haber konusunda yaptığı yazılı açıklamada, TOKİ ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Gebze Belediyesi arasında 12 Mart 2008'de ''Gebze Kirazpınar Mahallesi Kentsel Yenileme (Gecekondu Dönüşüm) Projesi''nin imzalandığı ve çalışmaların başlatıldığı anımsatıldı. İdarenin amacının yıllardır çözümlenememiş imar ve uygulama problemlerinin vatandaşların muvafakati ile kentsel yenileme projesi sayesinde çözümlemek olduğu ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Hiç kimsenin yasalar çerçevesinde korunmuş mülkiyet hakkını gasp etmek veya basında yer alan haberlerde değinildiği gibi 'tapulu arazilerin boş gösterilip konut yapılmak istenildiği, fakirlerin değil para babalarının destekleneceği' savının gerçekle bağdaşmayacağı açıktır. Bölgede bulunan mülk sahiplerinin proje kapsamında mevcut taşınmazlarının güncel piyasa değerleri dikkate alınarak, bedeli karşılığında İdaremizce bölgede yapımı gerçekleştirilecek konutlardan faydalanmalarına yönelik uzlaşma süreçleri yürütülecektir. Kaldı ki imar uygulaması sonucu İdaremiz mülkiyetinde bulunan yaklaşık 40.000 metre kare arazi üzerinde ihale çalışmamız başlatılmıştır.'' Açıklamada, TOKİ'nin bugüne kadar uyguladığı ve uygulamaya devam ettiği kentsel yenileme projelerinde, ''kentlerdeki yoksul komşulukların yenilenmesini, kent halkına daha iyi barınma koşulları sağlanmasını, halkın kentse entegrasyonunun önündeki engeli teşkil eden fiziksel-sosyal-ekonomik olarak köhnemiş kent parçalarının halkın katılımı ve desteği ile tasfiye edilerek yenilenmesini ve geleceğin mutlu başarılı ve kentle barışık bireylerinin oluşmasında yaşam standartlarının yükseltilmesini'' amaçladığı belirtildi. İdarenin, rant çevrelerinin değil yoksul ve alt gelir grubu insanların gözetildiği projelerin oluşturulmasını temel prensip olarak benimsediği belirtilen açıklamada, idarenin uygulamaları sonucunda bölgelerdeki halkın devlete olan inancı ve güveninin tazelendiğinin gözlemlendiği belirtildi. aa 623004 Türkiye soğuk ve yağışlı havaya teslim Yağışın geceden itibaren Marmara, Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu'da etkili olduğu ifade edildi. Meteoroloji uzmanları, yağışın su baskınlarının ötesinde ufak çaplı sele de neden olma ihtimalinin bulunduğu belirtiliyor. Edirne, Tekirdağ, Kırklareli ve İstanbul çevrelerinde görülecek aşırı yağışlar bugün de aynı şiddette devam edecek. Doğu Karadeniz'de ise pazartesi gününe kadar sürecek. Elverişsiz hava koşulları nedeniyle, bu sabah yapılması gereken Bostancı-Yenikapı-Armutlu, Bostancı-Yenikapı-Bandırma ve Kabataş-Kadıköy-Bursa deniz otobüsü seferleri iptal oldu. 622423 Aşının tek dozu yeterli mi? Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) uzmanları, domuz gribi hastalığına yol açan A/H1N1 virüsüne karşı geliştirilen aşının tek bir domuzunun, 10 yaş üstü çocuklar ve yetişkinlerin hastalığa bağışıklık geliştirmesi için yeterli olduğunu açıkladılar. DSÖ uzmanları, Cenevre'de aşı uzmanlarıyla üç gün süren görüşmelerden sonra yaptıkları tavsiyelerde, 10 yaş üstü çocuklar ve yetişkinler için tek bir doz aşının yeterli olduğunu, ancak hangi aşıların tek bir doz vurulabileceği konusundaki son sözü sağlık denetçilerinin söylemesi gerektiğini bildirdiler. Uzmanlar, ay ve 10 yaş arasındaki çocuklara tek mi yoksa çift doz mu aşı yapılmasına karar vermek için daha fazla veriye ihtiyaç duyulduğunu belirttiler. Avrupa'daki ilaç denetçileri, lisanslı domuz gribi aşılarının, herkese en az hafta arayla iki doz yapılmasını önerirken, Amerikalı yetkililer, 10 yaş altı çocuklar için çift doz önerisinde bulunuyor. 30 Ekim 2009 621511 35 KİŞİLİK TECAVÜZ! 35 KİŞİLİK TECAVÜZ!DIŞ HABERLER 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’de alanında 10 genç bir kıza tecavüz etti. Çevreden geçen 25 kişiden hiçbiri yardım etmedi, hatta bazıları fotoğraf çekti SAN Francisco yakınlarındaki Richmond’da bir lisenin bahçesinde 10 kadar gencin 15 yaşındaki bir kıza tecavüzüne tanık olan çevredeki birçok kişinin sadece seyredip sessiz kalması ’de günün konusu oldu. Olay Richmond Lisesi’nde yaşandı. Çete mensubu ve yaşları 21’den küçük 10 erkek, genç kıza 2.5 saat süreyle masasında tecavüz etti. Polis memuru Mark Gagan’ın verdiği bilgiye göre, bu sırada gelip geçenlerin sayısı 25’i bulmasına rağmen kimse genç kızın yardımına koşmadı.  Bazıları güldü, bazıları teşvik etti! HATTA bazıları gülerek tecavüzcü gençleri teşvik etti, bazıları da cep telefonlarıyla olayın resimlerini çekti.  Polis Gagan, çevredekilerin ruh halini anlatırken psikolojisi hâkim olmuş. Barbarca” dedi. Tecavüz, gencin eylemleriyle ilgili böbürlenmelerini işiten bir kadının polisi aramasıyla ortaya çıktı. Yaşları 16-21 arasında değişen şüpheli, geçen hafta sonu tutuklandı, kurban tedaviye alındı. 120 bin nüfuslu Richmond, ABD’nin en çok suç işlenen kentleri arasında. 621647 Emin Başkan'ın bir planı var Bahattin'in de dolduruşa getirmesiyle, Emin'in çalışmalarını, bulunduğu mevkiyi kullanarak baltalayan Müsteşar, Emin'in zeki planıyla geri adım atmak zorunda kalacaktır. Ahmet Uğurlu ve Emel Müftüoğlu'nun rol aldığı diziyi Yunus Nihat Özcan yönetiyor. TRT1 21.35 622425 "Nezaketten" elini sıkmamış TRT Genel Müdürlüğü, Genel Müdür İbrahim Şahin'in, Cumhuriyet Resepsiyonu'nda, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül'ün elini sıkmadığı haberleriyle ilgili bir açıklama yaptı. "Şahin, protokol kurallarına hep uydu" TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin'in Hayrünnisa Gül ile tokalaşmadığı yönündeki haberlerin üzüntüyle karşılandığını belirten açıklamada, "Sayın İbrahim Şahin defalarca Çankaya Köşkü ve benzeri mekanlardaki resepsiyonlara katılmış olup, kaymakamlık, müsteşarlık ve genel müdürlük görevlerini yaparken daima protokol kuralları çerçevesinde hareket etmiştir" denildi. Açıklamada şöyle denildi: "29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda da Sayın İbrahim Şahin, Sayın Cumhurbaşkanımızla tokalaşmış, ancak Sayın Hayrünnisa Gül'ün elini uzattığını fark etmediği için kendilerini 'baş selamıyla' selamlamıştır. Bilindiği gibi protokol kuralları gereğince, bir bayan elini uzatmadığı sürece karşı taraf elini uzatmaz. Yoğun bir selamlama trafiği içinde yaşanan ve saniyelerle ölçülen bir zaman diliminde gerçekleşen bu durumun, art niyetli bir şekilde yorumlanması düşündürücüdür. TRT'nin kanal açılışlarında ve tanıtım toplantılarında ev sahibi kimliğiyle binlerce kişiyle tokalaşan Sayın Genel Müdürümüzün, protokol kurallarına uymasından dolayı eleştirilmesini ve hakkında manidar yorumlar yapılmasını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz." Benzer bir olay Ahmet Necdet Sezer ile yaşanmıştı Benzer bir olay 10'uncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in bir kutlama kabulünde de yaşanmıştı. Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Başkanvekili Ali Paşa Aksu, TBMM'deki bir 29 Ekim töreninde törende 10'uncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in elini sıkmadan ve bakmadan önünden hızlıca geçip gitmiş, olay töreni izleyen basın mensupları ve Cumhurbaşkanı Sezer tarafından şaşkınlıkla karşılanmıştı. Daha sonraki saatlerde bir başka etkinliğe katılan Aksu, "Unutkanlık mı?" sorusuna, "Herhalde, başka bir şey yok" dedi. "Kasıt var mı?" sorusuna da Aksu, "Hayır, hayır, kasıt yok. Cumhurbaşkanı, Cumhuriyetimizi temsil ediyor. O'nun eli sıkılmaz da kimin eli sıkılır bugünkü günde?" diye konuşmuş ve heyecandan Cumhurbaşkanı Sezer'i fark etmediğini söylemişti. (Fotoğraf, milliyet.com.tr'den alınmıştır) 30 Ekim 2009 laik Türkiye cumhuriyeti devletinde yaşanan bu tablolara bakar mısınız ?..ne kadar utanç verici hallere şahit oluyoruz.başta kamusal alan sayılan devletin en yüksek kademesindeki kurumda türban baş köşede. laik Türkiye cumhuriyeti kadınını temsil etmeyen manzaralar ve diğer taraftan kadın eli sıkmayan bir zihniyetin elemanı.bu eleman ki TRT gibi bir kurumun gn.müdürü sıfatındaki bir şahıs.şu geldiğimiz tablo Türkiye'nin 86 yıl sonraki geldiği veya gerilediği noktayı gösteriyor. çok acı verici bir tablo.. (ALİ ATLIER) 1998-2009 2005-2009 622099 Kur'an ayetlerini manyetik elektriğe dönüştürecek Bu telkinleri Kur'an-ı Kerim ayetleri, Cevşen, esmalar ve Peygamber Efendimiz'e (sas) Cibrîl-i Emîn ile beraber semadan bir hediye olarak indirilen ve Hz. Ali tarafından nazmedildiği bildirilen 'Celcelutiyye' duası ile uygulayan Aktaş, henüz ilkokulda iken astral çıkışlar yaşadığını belirtiyor. Üniversitede iken manevî konularla ilgilenmeye başlayan ve özellikle Risale-i Nur'daki 15. ve 29. sözlerin ilgisini çekmesiyle manevî alanda incelemeler yapan Aktaş, kendisinde olan biten hadiselerin nedenini bu şekilde öğrendiğini ifade ediyor. Son beş yıldır Doğu ve özellikle Hint felsefesiyle de ilgilenen Aktaş, "Doğu sadece bu işin maneviyat ayağını almış, dünyayı soyutlamış. Batı felsefesi ise sadece dünyayı hedef alıyor. İslam ise tam anlamıyla iki âlem arasında denge sağlıyor." diyor. İstanbul Mecidiyeköy'de bulunan Tarih ve Kültür Araştırmaları Derneği'nde seminerler düzenleyerek manevî telkinlerde bulunan eğitmen-yazar, yaptığı telkin eğitiminin kişisel gelişimin İslamî versiyonu olmadığını, bunun mana sultanlarının yapıp tavsiye ettiği şeylerin teknolojik düzeyde ve tasavvufta konumlandırılmasına dayandığını ifade ediyor. 100 m²'ye Kur'an'dan elektrik enerjisi "Risale-i Nur Külliyatı beni işleyen, Mevlânâ da parlatan bir manadır. Benim yaptığım çalışmaların misyonu, insanın Doğu öğretilerine gitmesi yerine İslam'da çok fazla olan bu tür şifa kapılarını gösterip anlatmak." diyen Aktaş, psikologlardan farkının, reçete yerine ayetler yazarak kişilere telkinde bulunmak olduğunu anlatıyor. Ona göre, Kur'an'ın 'Allah zahirde ve batında size ayetlerini gösterecektir. Siz de bilip tanıyacaksınız.' ayetinde hareketle, asıl reiki (Doğu felsefesinde meditasyon yöntemi) birbirimize yaptığımız dualar ve tefekkürdür. "Celcelutiyye bütün bu felsefelerdeki enerji çalışmalarının ismidir. İnsanın batınında kalmış istidatların ve yetilerin en güzel şekilde dengede kullanılmasıdır. Kişisel gelişimlerde gazlar vardır, Celcelutiyye bu gazın yanına fren ve debriyajı da koyuyor. Bütün bu Doğu öğretileri insanı firavunlaştırırken tehlikeli yola sapmadan nefsinizin de hakkını vererek, onu dönüştürerek bir insan yapıyor." diyen Aktaş, eğitimlerin sonucunda çok olumlu sonuçların alındığını belirtiyor. Bilinçaltına gönderilen gizli kayıtların yani sublimanel tekniğinin zaten kullanılan bir teknik olduğunu belirten eğitimci-yazar, bu subliminallerin altında psikologları kiralayıp secret'ler, özgüvenle ilgili şeyler yazmak yerine Kur'an'daki ayetleri yerleştiriyor. Teknik kısaca şöyle: Kur'an-ı Kerim ayetleri ve esmalar bir ritimle okunuyor. Bu kayıt 8-12 hertz dalga boyuna, beynin alfa dalga boyutuna getiriliyor ve istenen müziğin altına yerleştiriliyor. Bu frekanslar insandaki klasörleri tetiklemek suretiyle bir denge sağlıyor. Sekiz aylık bir eğitim süreci dışında isterseniz bunun için hazırlanmış CD'leri üçer kez 21 günlük süreyle dinleyerek de bu telkinleri kendinize yapabiliyorsunuz. Aktaş'ın üzerinde çalıştığı bir konu ise kendi deyişiyle 'dünyayı sarsacak' bir manyetik cihaz. "Bu asrın savaşı manyetik yani bilinçaltı savaşları. Şu an öyle bir cihaz yaptırıyoruz ki, Kur'an ayetlerini cihaza yükleyip manyetik elektriğe dönüştürerek manyetik alana yayacağız. Kişisel bazda herkes 100 metrekareye bu iyi enerjiyi yayabilecek. Negatif ses ve görüntüler nasıl bizim bilinçaltımızı etkiliyor ve bize farklı telkinler veriyorsa (buna vesvese diyoruz) bizim yapacağımız çalışmayla pozitif bir enerji yayılacak." diyen Aktaş'ın "Gizli Telkinle Kur'an Terapisi" ve Dr. Hakan Yalman'la birlikte yazdıkları "Sözlerin ve Renklerin Gizemi" adlı iki kitabı var. s.zengin@zaman.com.tr 622630 İstanbul'da 50 okulda 102 vaka var İstanbul'da hastalığın ilk görüldüğü 14 Mayıs'tan bugüne kadar tespit edilen vaka sayısının 409 olduğunu ifade eden Güler, bunların büyük çoğunluğunun tedavilerinin bittiğini vurguladı. Son 15 günde 150 pozitif vakanın tespit edildiğini, son günde ise sadece 56 öğrencide görüldüğünü anlatan Güler, "Son günde öğrenci sayılarında 46'dan 102'ye ulaşılmış olması, okul sayısının 21'den 50'ye çıkması hastalığın daha geniş bir alanda kendisini gösterdiğini, yayılma hızının da beklentilere uygun olarak artmaya devam ettiğini gösteriyor" dedi. Güler, ancak ciddi olguların son derece az olduğuna dikkat çekerek, şu anda ayrı hastanede hastanın tedavi edildiğini, 3'ünün normal serviste, 2'sinin ise yoğun bakım servisinde bulunduğunu kaydetti. Vali Güler, bir hastanede erişkinin normal serviste tedavilerinin devam ettiğini, sağlık durumlarını iyi olduğunu sadece ateşlenme nedeniyle gözlem altında alındıklarını anlattı. Ancak bir hastanede tedavi gören yaşında bir çocuk ile yine bir hastanesinin yoğun bakımında tedavi altında bulunan 18 aylık bir bebeğin sağlık durumlarının kritik olduğunun ifade edildiğini belirten Güler, rahatsız olan diğer çocukların tedavilerinin ise evlerinde sürdürüldüğünü söyledi. Okullardaki genel temizlik ve hijyenik tedbirlerin artırılması çalışmalarının da sürdüğünü aktaran Güler, durumun izlendiğini, koruma tedbirlerinin artırılmasının şu anda en önemli husus olduğunu söyledi. Aşılama pazartesi başlıyor "Aşılama çalışmalarına Pazartesi günü sağlık çalışanlarından başlanmış olacaktır" diyen Güler, Sağlık Bakanlığından 60 bin 500 doz aşı geldiğini, gelecek olan diğer aşılara göre hangi risk gruplarından aşılamaya devam edileceğinin Bakanlığın ilgili kurullarınca kendilerine bildirileceğini kaydetti. Vali Güler, "Son 15 günde, özellikle de günde havaların soğumasına da bağlı olarak yayılmada bir artış olduğunu söylemek mümkündür. Bununla ilgili olarak vatandaşların gerekli tedbirleri almaya devam etmelerini kendilerinden bekliyoruz" diye konuştu. Ülke genelinde bin 602 vaka Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada da, ilk pandemik A(H1N1) grip vakasının belirlendiği 15 Mayıs'tan bu yana ülkede toplam bin 602 pandemik A(H1N1) vakası tespit edildiği bildirildi. Bu sayının bugün itibariyle Türkiye'de var olan değil, sürecin başlangıcından bu yana tespit edilen toplam vaka sayısı olduğu vurgulandı. Açıklamada, tedavisi hastanelerde sürdürülmekte olan laboratuvar teyitli pandemik A(H1N1) grip vaka sayının 25 olduğu, bunlardan durumu ağır olan hastanın tedavisinin ise yoğun bakımda sürdürüldüğü belirtildi. Açıklamada, "Vatandaşlarımızın korunma tedbirlerine özenle riayet etmesi, grip belirtileri olan çocukların okul ve dershaneye gönderilmemesi gerekmektedir. İki yaşından küçük çocuklar, kronik hastalığı olanlar, gebeler ve 65 yaş üstündekilerin grip belirtileri ortaya çıktığında mutlaka bir hekime müracaat etmeleri gerekmektedir. Bunların dışındaki kişilerde grip belirtileri ortaya çıktığında evlerinde istirahat etmeleri, ancak genel durumda kötüleşme, solunum güçlüğü, göğüs ağrısı, nefes darlığı, bilinç bulanıklığı, günden fazla süren ateş, ciddi ve sürekli kusması olan vakaların beklemeden doktora müracaatları büyük önem taşımaktadır" dedi. Diyarbakır'da 4'ü hamile vaka Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Kemal Çelen, "Hamilelik, her zaman enfeksiyon hastalıklarına yatkınlığı sağlar. Bu nedenle influenzada gebe olan hastalar daha dikkatli olmak zorundayız" dedi. Doç. Dr. Çelen, şu anda tıp fakültesi hastanesinde influenza H1N1 şüphesi ile 4'ü hamile toplam hastanın yattığını ifade ederek, hamile hastalardan alınan örneklerin Sağlık Bakanlığı'na gönderildiğini, ancak sonuçların henüz kendilerine ulaşmadığını belirtti. Hastaların genel durumlarının iyi olduğunu ve gribal bulguları olduğu için kliniğe yatırıldıklarını kaydeden Çelen, hastaların takip ve tedavilerinin yapıldığını söyledi. Hamileliğin başlı başına bağışıklık sistemini düşüren bir olay olduğunu da vurgulayan Çelen, "Hamilelik, her zaman enfeksiyon hastalıklarına yatkınlığı sağlar. Bu nedenle influenzada gebe olan hastalar daha dikkatli olmak zorundayız. Gebeler, bağışıklık sistemi baskılanmış olan hastalar, genel durum bozukluğu olanlar ve solunum sıkıntısı bulunan hastaları yatırıyoruz. Diğer hastaları da evlerinde takip ediyoruz" dedi. Doç. Dr. Çelen, hamilelerin savunma sisteminin daha zayıf olduğunu bu nedenle sadece influenza değil tüm viral enfeksiyonların hamilelerde daha ağır seyrettiğini belirtti. 621648 Senin annen bir melekti yavrum Bir dönem Ayhan Işık, Erol Taş ya da Türkan Şoray'dan bile fazla kazanan çocuk yıldızların özel hayatları, ezberleyip kurdukları upuzun ve zor cümleler, büyük bir başarıyla akıttıkları gözyaşları ve kocaman kahkahaları Hasibe Eren'in esprili anlatımıyla ekrana geliyor. 24 20.00 622235 Avro bölgesinse enflasyon aydır ekside! AB istatistik kurumu Eurostat'ın verilerine göre, Haziran'da eksiye indikten sonra Temmuz ayında -0,7'ye kadar gerileyen enflasyon, Ağustos'ta yüzde -0,2 ve Eylül'de yüzde -0,3 düzeyinde kalmıştı. Enflasyonun ekside kalmasında son haftalarda avronun dolar karşısında değerlenmesinin Avrupa'da enerji fiyatlarını geriletmesi ve ithalatı ucuzlatması yanında, artan işsizliğin talebi dizginlemesi de etkili oluyor. AA 622619 Doğalgazda indirim olacak mı? Doğalgazda indirim olacak mı? 30 Ekim 2009 Cuma, 17:13 Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, İran ziyareti sırasında imzalanan enerji anlaşması, bir dönem Türkmenbaşı’nın Mesut Yılmaz’a attığı fırça ile gündeme gelen ‘ucuz Türkmen gazının’ kapısının açılmasını sağladı. Star gazetesinin haberine göre, anlaşmayla Türkmen gazında yaşanan ‘geçiş sıkıntısı’ İran alternatifi ile çözümlenmiş oldu. Türkmen gazı, İran topraklarında inşa edilecek boru hattı ile Türkiye’ye getirilecek. Bilindiği gibi Türkiye ile Türkmenistan arasında, “Hazar Geçişli Türkmenistan-Türkiye-Avrupa Doğalgaz Boru Hattı Projesi”ne ilişkin anlaşma, 1998 yılında imzalandı. YILMAZ’IN FIRA YEDİĞİ PROJE Anlaşmaya göre, hattan 30 milyar metreküplük gaz taşınacak. 30 milyar metreküpün 16 milyar metreküplük kısmı Türkiye’de kullanılacak. 14 milyar metreküpü de Avrupa’ya ihraç edilecek. Türkiye aynı dönemde, Rusya ile de Mavi Akım anlaşması imzaladı. Türkmenistan ise Mavi Akım anlaşması nedeniyle Türkiye’ye büyük tepki göstermişti. Hatta anlaşmanın imzalanmasının ardından Türkmenistan’a ziyarete giden dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ve Enerji eski Bakanı Cumhur Ersümer, Türkmenbaşı’nın ‘gaz fırçası’ ile karşı karşıya kalmıştı. Hafızalardan silinmeyen gaz fırçasında, Türkmenbaşı, Mesut Yılmaz’a, “Bizden 40 dolara gaz almıyorsunuz. Ruslardan 240 dolara gaz alıyorsunuz” demişti. Söz konusu proje, Hazar Denizi’nin altından boru hattının inşasına izin verilmemesi nedeniyle, bugüne kadar hayata geçirilemedi. İRAN ANLAŞMASI YENİ KAPI ATI Türkiye’nin İran ile yaptığı anlaşma ile yıllardır Hazar Denizi’ndeki sıkıntı nedeniyle hayata geçirilemeyen Türkmen gazı projesi de canlanmış oldu. İran ile yapılan anlaşmaya göre, Türkmen gazı, İran topraklarında yapılacak boru hattı ile Türkiye’ye getirilecek. BOTAŞ yetkilileri, halen İran’ın gazın büyük kısmını Türkmenistan’dan aldığını belirterek, Türkiye’ye satılan gazın da bir ölçüde İran gazı değil, bu gaz olduğunu kaydettiler. İran ile Türkmenistan arasında inşa edilen boru hattına paralel yeni bir hat yapılarak, Türkmen gazı Türkiye’ye getirilecek. Türkmen gazının gelmesi ile birlikte, Türkiye Azerbaycan’dan daha ucuz bir gaz alma imkanı elde edecek. Pars gazının yarısının satış hakkı Türkiye’nin oluyor Enerji Bakanı Taner Yıldız, İran’la varılan anlaşma ile ilgili şunları söyledi: “İran’da Anayasa gereği petrol ve doğalgaz yataklarının mülkiyet devri söz konusu değil. Bu konuda yaptığınız saha çalışmalarında oranın kullanım hakkını alıyorsunuz. Bir nevi satış hakkını alıyorsunuz belli oranlarda. Biz mesela oradan çıkan gazın yarısının satış hakkını almış oluyoruz. Tabii bunun şartları, fiyatları daha sonra görüşülerek, konuşulacak. Hangi şartlarda ve hangi fiyatlarda alınacağı konusunda öncelikle saha çalışması yapacağız. Saha çalışması sonucunda bir rezerv belirlenecek ve rezervler TPAO’nun kabiliyet alanı içerisinde kalan ve deniz altında 100-150 metre kadar rahat çalışılabilecek platformlarla yapılabilecek bir şey. Sonra üretim sondajlarına geçme aşamasında buradan çıkan gaz miktarı belli olacak ve üretim aşamasına geçilecek.” Öte yandan, İran ile doğalgaz çalışmalarına kasım ayının ilk veya ikinci haftasında başlanacağı öğrenildi. Bir imza ile üç kuş Türkiye ile İran arasında imzalanan enerji anlaşmasında üç ana esas bulunuyor. • Anlaşma ile Güney Pars sahasındaki bazı doğalgaz sahaları TPAO’ya tahsis edilecek • İran doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınacak. • Türkiye, Türkmen gazını da İran toprakları üzerinden Türkiye’ye getirecek. Teknik anlaşma neden imzalanmadı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, İran’a yaptığı ziyaret sırasında, mutabakat zaptının dışında, projelerle ilgili teknik anlaşmalarında imzalanması bekleniyordu. Teknik anlaşmalarda, doğalgaz boru hattı projelerinin ne kadarlık kısmının İran ve Türkiye taraından yapılacağı, boru hatlarının ne olacağı, boru hatları için geçiş ücretinin ne olacağı gibi hükümler yer alacaktı. Ancak iki ülkenin Enerji Bakanlığı yetkililerinin, tüm çalışmalarına rağmen, teknik detaylar üzerindeki görüşmeler sonuçlandırılamadı. Türkiye’de ileride sıkıntı yaşanmaması için, teknik anlaşmalar üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından, teknik anlaşmaların imzalanmasını istedi. İki ülkenin uzmanları çalışarak, teknik detayları belirleyecekler. Türkiye Nabucco’ya gaz buldu • Rus Kommersant gazetesi, Başbakan Erdoğan’ın İran’a yaptığı ziyaret ve imzalanan doğalgaz anlaşmasına geniş yer ayırdı. “Ankara Nabucco için İran’da doğalgaz buldu” başlığı ile yayınlanan haberde Rusya’nın Avrupa pazarında konumunun zayıflayacağına dikkat çekilirken, Nabucco’nun ‘Güney Akım’dan önce bitebileceği öngörüsünde bulunuldu. Kommersant’a konuşan uzmanlar, Washington’un karşı çıkmadığı anlaşma ile İran doğalgazının Nabucco doğalgaz boru hattının temel kaynağı olacağı belirtiyor. Gazetenin yorumuna göre, eğer anlaşma uygulanırsa bu durumda Rusya’nın Avrupa doğalgaz piyasasındaki gücü de darbe alacak. İRAN GAZI GÜVENLİ KAYNAK Kommersant “Ankara ve Tahran arasındaki anlaşmalar yerine getirilse, bu durumda Türkiye’nin Güney Pars’tan almayı düşündüğü doğalgaz Nabucco için ilk etapta fazlasıyla yeter. Bu ise şu anlama geliyor: Rusya’yı by-pass ederek Hazar gazının AB’ye yönelik sevkiyat güzergahı olmasını amaçlayan Nabucco güvenli (İran doğalgazı) kaynağına kavuşabilir” yorumunda bulundu. Gazprom konumundan emin Rus Kommersant gazetesine göre, Rus Gazprom, Türk-İran anlaşmasının AB’deki konumunu tehlikeye sokacağını düşünmüyor. Kommersant’a konuşan Gazprom Sözcüsü Sergey Kupriyanov “Bu anlaşmayı biz sadece ortaklarımızın gerçekleştirmeyi planladığı birçok projeden biri olarak görüyoruz” diye konuştu. 622752 MÜSİAD'tan Trabzon-İran güzergahına destek MÜSİAD'tan Trabzon-İran güzergahına destek MÜSİAD Trabzon Şube Başkanı Ahmet Sarı, Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın İran'a düzenledikleri ziyarete ilişkin yazılı açıklama yaptı. KAMİL ANAHAR TRABZON Başkan Ahmet Sarı, “Başbakanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan'ın İran'a düzenledikleri diplomasi ziyaretleri sırasında Trabzon limanıyla İran'ın Bender Abbas bölgesinin ulaşımının birleştirilmesi gerektiğine yönelik açıklaması Trabzon kavşaklı demiryolu için tarihi bir fırsat olarak nitelendirilmelidir. Bunun yanı sıra İran ile dış ticaretin riyal ve TL cinsinden yapılacak olması da bu bölge ile olan ticari ilişkilerin kısa dönemde yükseleceği anlamına gelmektedir."diye konuştu. Başkan Sarı,"MÜSİAD Trabzon Şubesi olarak altını çizerek bir kez daha Trabzon kamuoyunu göreve davet ediyor ve Trabzon kavşaklı demiryolunun oluşan tüm olumlu konjonkture rağmen yeterince gündeme taşınmadığını belirtmek istiyorum. Bir seneyi aşkın süredir MÜSİAD olarak sürdürdüğümüz Trabzon Demiryolu Platformu çalışmalarının da bir an evvel bitirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu doğrultuda Başbakanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan'ın İran'da gerçekleştirdiği açıklamaları olumlu yönde manidar buluyor ve bu konuyla ilgili paydaşların harekete geçmesini bir kez daha talep ediyoruz.” diye konuştu. 30.10.2009 622651 Poyraz fırtınası seferleri iptal ettirdi Alınan bilgiye göre, Çanakkale Boğazı ile Kuzey Ege'de etkili olan poyrazın saatteki hızının 30 kilometreyi bulduğu, zaman zaman da fırtınaya dönüştüğü bildirildi. Çanakkale Boğazı ile adalar arasında deniz ulaşanımını sağlayan Gestaş yetkilileri, yarın saat 09.00'da Çanakkale'den Bozcaada'ya, 18.00'da ise Bozcaada'dan Çanakkale'ye yapılması gereken deniz otobüsü seferlerinin fırtına nedeniyle iptal edildiğini duyurdu. Yetkililer, boğaz hattındaki diğer seferlerin normal devam ettiğini, iptal edilen seferlerin rüzgarın etkisini kaybetmesinin ardından yeniden başlayacağını bildirdi. Meteoroloji müdürlüğü yetkilileri ise kentte etkili olan poyrazın sabaha karşı şiddetini artıracağını belirterek, saatteki hızının 90 kilometreye ulaşmasının beklendiğini ifade ettiler. AA 622455 Vali Kıraç, Gediz Üniversitesi'ni ziyaret etti Vali Kıraç, Gediz Üniversitesi'ni ziyaret etti 2009-2010 akademik yılına merhaba diyen Gediz Üniversitesi'nin hazırlık binasını ziyaret eden İzmir Valisi Cahit Kıraç, İzmir'in üniversite kenti olma yolunda önemli adımlar attığını söyledi. KENAN TOKGÖZ İZMİR Gediz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyfullah Çevik, Mütevelli Heyeti Başkanı Abdullah Kavuk, Mütevelli Heyeti üyeleri Ahmet Küçükbay, Önder Barlas ve Genel Sekreter Adnan Yeşildal ile görüşen İzmir Valisi Cahit Kıraç, hazırlık binasını gezerek üniversite hakkında bilgi aldı. Vali Cahit Kıraç'a, bir sunum gerçekleştiren Rektör Prof. Dr. Seyfullah Çevik, Sipahi Eğitim Sağlık ve Spor Vakfı tarafından kurulan ve İzmir'in 4'üncü vakıf üniversitesi ünvanını taşıyan Gediz Üniversitesi'nin teknoloji ve bilimin ışığında çağdaş kuşaklar yetiştireceğini söyledi. Gediz'in, kurucu vakfın bağışlarıyla kendi malvarlığına sahip nadir üniversitelerden biri olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Seyfullah Çevik, İzmir'in eğitimde İstanbul'a göre sosyal, kültürel ve fiziksel ortam açısından daha elverişli olduğunu vurguladı. 2010 MAYIS AYINDA BİTECEK Gerçek bir vakıf üniversitesi bilinciyle kaliteli akademik kadro ve öğrencileri buluşturduklarını belirten Çevik, “Büyük bir üniversite olmayı değil; niteliksel olarak güçlü bir hale gelmeyi istiyoruz. Genç, donanımlı ve vizyon sahibi kadromuzla öğrencilerimize geniş uygulama olanakları sunacağız” diye konuştu. Bu yıl ilkleri yaşadıklarını ve bütün çalışmaları tamamladıklarını da belirten Rektör Çevik, Seyrek'te bulunan kampüsün inşaatının da 2010 Mayıs ayı sonunda biteceğini söyledi. 25 bin metrekarelik kapalı alanda olimpik ölçülerdeki kapalı spor salonu, 420 kişilik konferans salonu, fitness salonu, öğrenci kulüpleri, mühendislik laboratuvarları, derslikler ve kafeteryanın bulunacağını belirten Prof. Dr. Seyfullah Çevik, toplamda bin öğrenciye eğitim verecek kapasiteye sahip olduklarını sözlerine ekledi. 30.10.2009 623001 İstanbul'da halk otobüslerine domuz gribi önlemi İstanbul'da özel halk otobüsleri artık daha hijyenik olacak. salgını, özel halk otobüsü sahiplerini de harekete geçirdi. Otobüslerde dezenfekte çalışmaları başlatıldı. Uygulama kapsamında, yolculara anti bakteriyel özellikli ıslak mendil de dağıtılacak. İstanbul'da hizmet veren bin 55 adet özel halk otobüsü için, ilk ilaçlama çalışması Yenibosna'daki otobüs durağında yapıldı. Araçlar özel ilaçla dezenfekte edildi. Otobüsler boyunda günde bir ilaçlanacak. Ayrıca yolculara anti bakteriyel özellikli ıslak mendil de dağıtılacak. Çalışmaların 280 bin liraya mal olacağı öngörülüyor. 622029 Yunanistan'da eski bakanın evine bombalı saldırı Elefterotipiya gazetesi ile özel ALTER televizyonunu telefonla arayan, kimliği henüz belirlenemeyen bir kişinin, Yannaku'nun Kato Patisia semtindeki evinin bulunduğu apartmanın girişine yerleştirilen patlayıcı maddenin 20 dakika içinde infilak edeceği ihbarında bulunduğu bildirildi. Binanın önüne bir çantada bırakılan zaman ayarlı patlayıcının saat 04.32'de infilak etmesi sonucu, bina girişi ile park halinde bulunan bir araçta ciddi maddi hasar oluştu. Saldırıda yaralanan olmadığı ve bomba imha uzmanlarının olay yerindeki incelemelerini sürdürdüğü belirtildi. AA 622022 Davutoğlu Kuala Lumpur yolcusu Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, toplantıya Türkiye'nin yanı sıra İran, Mısır, Malezya, Pakistan, Endonezya, Bangladeş ve Nijerya'nın dışişleri bakanlarının katılması bekleniyor. Davutoğlu'nun, D-8 işbirliği çerçevesinde etkinliklerin ele alınacağı toplantının yanı sıra muhataplarıyla ikili görüşmelerde bulunacağı bildirildi. Davutoğlu'nun Kasımda, Malezya Dışişleri Bakanı Datuk Anifah Hj. Aman ile resmi görüşmeler gerçekleştireceği belirtilen açıklamada, bu görüşmelerde Türkiye ile Malezya arasındaki dostluk ve işbirliği ilişkilerinin daha da geliştirilmesi imkanlarının değerlendirileceği ve iki ülkeyi ilgilendiren bölgesel konularda fikir alışverişinde bulunulacağı kaydedildi. Açıklamada, Bakanlar Konseyi öncesinde, 30-31 Ekim günlerinde D-8 27. Komisyon Toplantısının da yapılacağı belirtildi. AA 2009-10-30 12:42:26 Sayın DAVUTOĞLU lütfen hızınızı biraz olsun azaltınız. TÜRK MİLLETİ olarak ömrü hayatımızda sizin (Cumhurbaşkanı ve Başbakanımız dahil)kadar hızlı çalışan dışişleri bakanı ve kabine görmedik.İnanın takip etmekten başımız döndü.Bakmayın şikayetimize,hoşumuzada gidiyor dünyayı hallaç pamuğu gibi atmanız :)Yalnız birileri sizin bu gezilerden accaaipp harcırah aldığınızı ve sırf onun için gezdiğinizi zannedebilir :)) ALLAH yolunuzu daim açık eylesin.Mübarek CUMA vakti hürmetine her türlü tehlikelerden korusun. Mikail GÜNAY 621733 Suç mağduru her vatandaşa tazminat Billa Çetin'in haberi AB uyum süreci kapsamında 'Suç Mağdurlarına Yardım Hakkındaki Kanun' için kolları sıvayan hükümet kanun tasarısı hazırladı. Tasarıya göre, suç mağduruna veya onun ölümü hâlinde bakmakla yükümlü olduğu kişilere Anayasa'nın sosyal devlet ilkesine uygun olarak yardım sağlanacak. Tasarıyla suç sebebiyle zarar görenlere ödenecek yardım miktarları da belirlendi. YAKINLARA YARDIM Yaralananlara bin 250 TL'ye, sakatlananlara bin TL'ye kadar yardımda bulunulacak. Yaşamak için gerekli hareketleri yapmaktan aciz ve hayatını başkasının yardım ve desteğiyle sürdürebilecek derecede malûl olanlara ise toplam 26 bin TL'ye kadar tazminat verilecek. Suç nedeniyle ölenin anne, baba, eş ve altsoyuna toplam 15 bin TL'ye kadar ödeme yapılacak. MASRAFLAR KARŞILANACAK Tasarıyla cinsel taciz veya tecavüze uğrayanlara da yardımda bulunulması öngörülüyor. Cinsel taciz nedeniyle ruhsal bakımdan zarar gören kişilerin tedavi masrafları devlet tarafından karşılanacak. Cinsel taciz nedeniyle zarar gören kişilere bin 250 TL yardımda bulunulacak. ÜST SINIR 26 BİN TL Tecavüz nedeniyle başkasının yardım ve desteğiyle hayatını sürdürebilecek kadar zarar gören kişiler ise 26 bin TL'ye kadar tazminat ödenecek. Tecavüz sırasında hayatını kaybedenlerin aileleri de yardımdan yararlanacak. Bugün 622674 Yaz Kur'an kurslarına 'Anayasa' düzenlemesi Devlet Bakanı Faruk Çelik, yaz dönemi Kur'an kurslarında yaş sınırının kaldırılması çalışmalarıyla ilgili olarak, ''Sosyal açıdan baktığımız zaman, vatandaşların bu konuyla ilgili yoğun talepleri var. talepleri biz dillendiriyoruz, ifade ediyoruz'' dedi. Bursa'da, bir mühendislik firmasının yeni hizmet binasının açılış törenine katılan Faruk Çelik, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çelik, bir gazetecinin ''Yaz dönemi Kur'an kurslarında yaş sınırının kaldırılmasına yönelik tasarıyla ilgili yeni bir çalışma var mı?'' yönündeki sorusu üzerine, din eğitimi ve öğretiminin nasıl olacağının Anayasa'nın 24. maddesinde belirtildiğini vurguladı. Din eğitiminin bireylerin kendi tercihleri ve reşit olmayan kişilerin de kanuni temsilcilerinin kararıyla verilebileceğini ifade eden Çelik, şunları söyledi: ''Bu çerçevede, Türkiye'de Diyanet Teşkilat Yasası'na ilave edilen bir maddede, ilköğretim 5. sınıfı bitirmeden yaz Kur'an kurslarına gidemeyecekleri şeklinde bir madde şu anda yürürlükte. Bunun Anayasa ile uyumu çerçevesinde tartışma ve değerlendirmeler yapılıyor. Anayasa Mahkemesinin de Danıştay tarafından götürülen bu konuyla ilgili bir kararı var. Anayasa mahkemesi bu kararı açıkladı ama henüz gerekçesi henüz ortaya çıkmış değil. gerekçe çerçevesinde, konu hükümetimiz tarafından ele alınacak. Ona göre, olması gereken çözüm neyse, çözüm getirilecek. Ama sosyal açıdan baktığımız zaman vatandaşların bu konuyla ilgili yoğun talepleri var. talepleri biz dillendiriyoruz, ifade ediyoruz. Bizden bu konunun, kısıtlayıcı anlayışın Anayasa'da olmadığı, dolayısıyla yasalarda olmaması gerektiği şeklindeki talepleri biz de kamu oyuyla paylaştık. Ama Anayasa Mahkemesinin kararı mutlaka dikkate alınarak, bu konuda bir düzenleme yapılacağını ifade edebilirim.'' Bakan Çelik, ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' olduğu belirtilen belgeyle ilgili soru üzerine de, Türkiye'nin demokratik ve şeffaf bir ülke olduğunu hatırlattı. Türkiye'de artık olan biten ne varsa bunu saklamak ve gizlemenin mümkün olmadığını anlatan Çelik, şunları kaydetti: ''Bir şekilde bu süreçte tüm ayrıntılarıyla bu konuların ortaya çıktığını hep birlikte görüyoruz. Bahse konu belge, yoğun bir şekilde tartışılıyor. Bu belge asıl belge midir, değil midir? Yargı sürecinde mutlaka bir netlik kazanacaktır. Netliği kazanınca herkes tabii ki hukuka saygılı olmak durumundadır. Hukukun kararı tecelli edecek, ortaya çıkacaktır. Ama şu safhada, bu konuyla ilgili çok daha fazla birşey söylemeyi ben doğru bulmuyorum. Yargıya intikal etmiş bir konu, ifadeler alınacak, belge üzerinde incelemeler yapılacak. Neticesinde bir karar aşamasına gelinecek. Eğer gerçekse bu belge, demokrasi açısından hiç kimsenin olumlu bakması, 'Demokratik bir düzende, sistemde böyle şeyler olabilir' diyemeyeceği bir tabloyla karşı karşıyayız demektir. zaman gereğinin yapılması gerekiyor. 'Belge asıl bir belge değildir' diyorsa da bu belgeyi bu hale getirenler, toplumda bu haberlerin sansasyonel haber şeklinde yayılmasına vesile olanlar, hesap verecektir. İki tarafı da hukuk ve yargı çözecektir.'' AA 622588 Doğubeyazıt'ta mayın bulundu 16.45 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'ta bulundu AĞRI'nın Doğubayazıt ilçesi'nde patlamamış adet imha edildi. Doğubayazıt ilçesi'ne bağlı Sokmaya Köyü İlkbahar Komu mevkii'nde madde ihbarını alan İl Jandarma Komutanlığı ekipleri 27 Ekim saat 04.00 sıralarında belirtilen bölgede arama yaptı. Yapılan kontroller sonucunda patlamamış halde adet 155 mm çapında obüs mühimmatı bulundu. Patlayıcılar İl jandarma Komutanlığı Olay Yeri İnceleme Timi (OYİT) ekibi tarafından imha edildi. Olayla ilgili tahkikat devam ediyor Anneler yanından ayıramayacak. ... 621297 Çocukken 'Hükümet'ti, büyüyünce 'Vali' oldu Bir gazetecinin esprisi üzerine çocukluk yıllarına giden Vali Kara, aslında yufka yürekli olduğunu fakat görünüşte sert bir yapıya sahip olduğu için çocukken mahalle arkadaşlarının kendisine 'Hükümet" dediklerini söyledi. Cumhuriyet resepsiyonunun en renkli sohbeti gazeteciler ile Kars'ın Erzincanlı Valisi Ahmet Kara arasında yaşandı. Masaları tek tek dolaşan ve katılımları için teşekkür eden Vali Ahmet Kara, gazetecileri ziyaretinde hoş bir sohbete daldı. Vali Kara, eşleriyle birlikte resepsiyonun verildiği Öğretmenevi'ne gelen Kars Kuzeydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yücel Sezer, Cemiyetin Genel Sekreteri Burhan Akyıldırım, kızıyla birlikte resepsiyona katılan yerel Halk Gazetesi'nin sahibi Hıdır Keleş'in bulunduğu masada hoş bir sohbete başladı. Bu arada Vali Kara'dan yaşça da büyük olan Gazeteci Hıdır Keleş bir espri yaparak Vali Kara'ya görünüşüyle korkutan bir yapıya sahip olduğunu söyledi. Vali Kara da "Böyle açık sözlü olmanız çok güzel. Ben de öyle açık sözlüyüm. Onun için benden korkmayın yani. Korkulacak hiçbir huyum yok benim" dedi. Vali Kara'nın bu arada, "Korkutucu mu görünüyorum?" diye sorması ve gazetecilerden birinin "Evet öyle görünüyorsunuz" diyerek espiri yapması herkesi kahkahaya boğdu. Vali Kara ise kendisinin köylü olduğunu ve köydeki lakabının da 'Hükümet' olduğunu belirterek, "Köyde bana 'Hükümet' diyorlardı. Yani aslında bir soğuk tarafım vardır, doğrudur. Ama ne yapayım Allah öyle yaratmış beni. Yoksa öyle korkulacak yanım yoktur. Biz buradaki gazeteciler benden yaşça büyüksünüz. Hiç korkmayın size saygısızlığımız hiç olmaz" diye konuştu. Kuzeydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yücel Sezer de, "Köyde size arkadaşlarınız 'Hükümet' diyerek görünüşünüz itibariyle size bir şeyler ifade etmek istemiş olabilirler. Ben bu vesile ile burada bir şey arz etmek istiyorum. Yani şu andaki Valimizin espri olarak bu korkutma tarifinin gerçeğinde ben şunu anlıyorum, orada bir korku olayı yok. Sayın valimiz prensiplerini yaşamında bir hazine kabul etmiş kıstas olarak da onlara dikkat ediyor" şeklinde izahat getirdi. 621532 Bizimkiler sahnede Bizimkiler sahnede 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’de heyecan 12 karşılaşma ile sürerken, ve da sahne aldı. ’dan Toronto Raptors’a transfer olan 12 sayı, ribaunt ve asistle, karşısındaki 101-91’lik galibiyette önemli rol oynadı. Milli basketbolcu, maç sonrasında TV’de ‘Game programına konuk olarak herkesi 2010 Dünya Şampiyonası’na çağırdı. “’de neler yapacağımı görmenizi istiyorum” ifadesini kullandı.  Denver ile ’ın Denver’daki mücadelesinden, ev sahibi 114-105 galip ayrıldı. Jazz forması giyen maçın 24. saniyesinde rakibiyle girdiği mücadelede dizinden sakatlanınca karşılaşmaya bir süre ara verdi ve soyunma odasına gitti. Tedavisinin ardından tekrar sahaya dönen Okur, sekerek mücadele ettiği karşılaşmada 13 sayı, ribaunt ve asistle oynadı. DİĞER SONUÇLAR -Indiana:  120-109 -Philadelphia: 120-106 -Charlotte: 92-59 Miami-:  115-93 Memphis-:  74-96 -New Jersey:  95-93 Oklahoma-Sacramento:  102-89 San Antonio-N. Orleans:  113-96 Golden State-Houston:  107-108 Clippers-:  107-109 622997 Belediye otobüsüne molotofla saldırdılar Edinilen bilgiye göre, Mustafa Kemal Mahallesi 3001 Caddesi üzerinde toplanan terör örgütü yandaşı yaklaşık 50 kişilik grup, slogan atıp yolu trafiğe kapattı. Yüzleri maskeli grup, daha sonra Altunizade-Mustafa Kemal Mahallesi arasında sefer yapan belediye otobüsünü durdurdu. Otobüs şoförü İbrahim Sünnetçi ve yolcuları zorla indiren grup, daha sonra otobüse molotofkokteyli fırlattı. Bir anda alev alan belediye otobüsü Ümraniye İtfaiye ekipleri tarafından söndürüldü. Büyük çapta maddi hasarın meydana geldiği otobüs kullanılamaz hale geldi. Olayların ardından bölgeye sevk edilen çevik kuvvet ekipleri gruba müdahale etti. Polisin biber gazıyla yaptığı müdahalenin ardından grup, ara sokaklara dağıldı. Eylem nedeniyle bir süre kapanan cadde, olayların bastırılması üzerine yeniden trafiğe açıldı. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldı. iha 2009-10-31 01:10:16 traş yapma takma aadının anlamını açıkla dedim az evvel. hani tek bayrak tek devlettik açıklasana şu takma adının anlamını. medlerin adınıda kirletiyosun hakan can 2009-10-31 01:05:31 kardeş senle biz aynı taraftayız ne yaptın sen bana söylemediğini biliyorum ve aynen katılıyorum hakan can 2009-10-31 00:57:03 1. yeni demokratik sivil bir anayasa 2. anadilde egitim 3. yerel yönetimlerin güclenmesi kürtlerin icislerini kendileri yapmalari 4. kürtce yer isimlerin talep olmadanda geri iadesi 5. kürtce özel tv. radyo ve gazeteler 6.üniversitelerde kürdoloji enstitüsünün kurulmasi ve kürtcenin gelistirilmesi 7. PKKyle af pismanlik veya teslimiyet seklinde degil iki taraf icinde onurlu bir baris ve bu dogrultuda PKKnin silah birakip dagdan inmesi. 8. kürtlere verilen bütün haklarin anayasal güvence altina alinmasi hurrian-med imperator 2009-10-31 00:55:52 doguda kim elektirik,su parasi oduyor,soylesene bana,turkiyenin en guzel yerlerini parsellemissin,mantar gibi heryerdesiniz,sizin oldugunuz yerlerde her turlu pislik,sorun var,1 taneniz adam etmezsiniz ama it surusu gibi bir araya gelince delikanli olursunuz,basiniz sikistimi,esit haklar dersiniz,devlet bize bahkmiyir dersiniz,siz haddinizi cokdan astiniz,size bu firsati verenlerden ve sizlerden tum bu yaptiklarinizin hesabi sorulacak,benim ulkemde saddam gibi bir lider yok,olsa kokunuze kibrit cakardi... nurcan deniz 2009-10-31 00:52:31 sen ilk önce kullandığın takma adın anlamını yaz buraya sonra tek bayraktan tek devletten bahset. ayrıca alacağınız bir karış toprak yok burada bu biiir. ikincisi ise ayrılsanız dahi en fazla iki sene içerisinde tekrar birleşmek için yalvarırsınız. neden mi aşiretlerinizden dolayı oluşacak iktidar kavgaları sebebiyle. hakan can 2009-10-31 00:51:53 sen hangi haklardan bahsediyorsun?benim odedigim vergi ile sen ve senin gibi dusunen kurtler benim kamu mallarimi yakip-yikacak,sen ondan sonra esit haklar isteyeceksin,sen benim askerimi kahpece arkadan vur,sen benim kamu otobusumu yak,sen benim sirtimda asalak gibi yasa,sen bu ulkede mafyalas,sen vur,kir,dok,ondan sonra esit hak iste,kurt diye bir milletmi var?korfez savasinda size kucak acanlarin allah belasini versin,sana verilen hak bu ulkede kimseye verilmiyor... nurcan deniz 2009-10-31 00:43:55 Hainler idam edilmediği sürece bunları sıkça yaşıyacağız orası kesin. Amaçları ülkeyi iç savaşa sürüklemek merak ediyorum Ordumuz kuzey ırağa nezaman girecek yoksa barzani yakında nükleer silahı olursa hiçde şaşırmayalım abd sürekli besliyor adamları israil isteklerine yavaş yavaş ulaşıyor Sayın Başbakanım açılımdan önce bu adamların sesini soluğunu kesmelisin idamı tekrar geri getir ülkemizin ab ye ihtiyacı yok biz kendi kendimize yeteriz serkan demirel 2009-10-31 00:34:10 devlet bir halk statüsünde kürtlere bütün haklari verecek ve asimile etmekten vazgececek türk halkinin hangi haklari varsa kürt halkida ayni haklara sahip olacakki adalet saglansin kürtlerin devlete aidiyeti kuvvetlensin aynen sizin devlete aidiyet kuvvetiniz gibi. aman devlete baglanmayin demissin ne yapalim peki topraklarimizi alip ayrilalimmi bunumu istiyorsun. tek devlet tek bayrak ve türkcenin resmi dil kalmasina asla karsi degiliz. ama bunlarin disinda hersey konusulur ve yapilabilir seylerdir hurrian-med imperator 2009-10-31 00:33:49 Kardeşler siz PKK içinde bu işe çomak sokmak isteyenlerin olmadıgınımı sanıyorsunuz ve ayrıca ERGENEKON üye olanlarda var yani işlerine gelmediğinden bu süreci baltalamaya çalısıyorlar egemen 2009-10-31 00:32:36 haberleri iyi takip et olayi iyi analiz et anlarsin eyerki hic bisey bilmiyorsan sana su örnegi verebilirim onlar ergenekoncu olsaydi buna inanki birtanesini kacirmadan Polis hepsini yakalardi ve en az üc ay mahkeme olmak icin cezaevinde ergenekon savcilarinin ifade almasini beklerdi ve buna inan acilima Türklerin ihtiyaci var Türklerin haklari pkk dan daha kisitli Polis verilen emri uygular Polise tutuklayin dedikleri zaman yine birtanesini kacirmaz ama görüyoruz Polisi yapilani bursada bir Polis aciga ali Remzi Altunkaya 2009-10-31 00:31:34 ya sen açılımı kimler için yapıyorsun ,kürtler için .otobüsü yakan kim kürtler, bırakın hayal kurmayı ergenokonmuşda falan filan yapanlar pkk lılardır.ve kendini kürt olarak görenlerdir.ortalığı bulandırıp her işi ergenokana yıkıp işin içinden çıkamazsınız iş okadar basit değil .inadına yapan chp liler şimdi neredeler.işte inadına diyen akplilerde sonları aynı olacak .bu milletle inatlaşmayın milletin sesine kulak verin.ağlayanşehit ailelerini duyun.duymazsanız indın sonunda ne olacak ilk seçimde göreceğiz özgür 2009-10-31 00:29:13 ne barış istemesi bunlar mı istiyor barışı. aldanmayııın. ayrıca ERGENEKOM değil günah keçisi yaptığınız şeyin adını bari doğru yazın. hakan can 2009-10-31 00:20:15 burda bazilarinin anlayacagi dilde yorumlari dile getirmeye ugrasiyorum sende haklisin dozunu kaciriyoruz azicik fakat bazilari sindire sindire bize herseyi kibarca söylüyor nerde ögrendilerse bu Türkceyi onlar özgür deyildi haklari kisitliydi nasil yorum yaziyorlar bizde sizmi susturacaksiniz otobüsler halkin vergisiyle alindi onlarin anasi almadi otobüsü bosalttiklarinda icine onlari doldurup yakacaksin bak sen bidaha oluyormu neymis ara sokaklara dagilmislar Polise tam yetki Hükümete yuhhhh Remzi Altunkaya 2009-10-31 00:10:15 orada klavyenin basında klavyasör sun göruyorum. benden ayrın gayrın yok hatta ben kürdüm demesen kürt oldugunuda bilen yok değilmi.agır konusacagım ama yayınlamazlar hoş yinede yayınlamayacaklar ya eee bozacının şahidi şıracı.tasvip etmiyormus.sonra otobusu yakan kürt bunda benimde hakkım var der ertesi gun otobus geç kalında vay bana kürt dedilerde öyle otobus gelmedi der.allah yukarıda hepsinin hesabı var merak etmeyin ya bu dünyada ya öte tarafta cuneytakar 2009-10-31 00:04:52 demek devlet size daha çok hak verse daha çok bağlanacaksınız devlete. aman bağlanmayın istemiyoruz. ayrıca eğe devlet size 80 yıldır dediğin gibi bir asimile politikası uygulasaydı tozunuz kalmazdı şu anda. asimileymiş tüm kanallar sizlerle doldu be. ne asimilesi hakan can 2009-10-31 00:02:23 bence PKK deil bu süreçte böle bi aptallık yapacaklarını sanmıyorum Barışı çok istedilkleri belli yoksa neden öncü göndersinler ERGENEKOM iş başında ülkeyi karıştırmak ve AKP bitirmek için yapıyolar yemezler... Herşeye rağmen AKP diyorum açılıma tam destek egemen 2009-10-31 00:02:00 alin size akp el tayip acilim ve ülke elden gidiyor lan diyenlerle TSK yi karalama Polisi kisitlama isleriyle meskul AB iyi korkutmus gözünü akp nin birde ABD ye namus sözleri var sanirim yoksa bu güne kadar Türkiyede cok kötü yönetimler iktidarlar oldu yag benzin kuyruklari oldu millet sigarasiz kaldi ama hicbirzaman bukadar ne ab ne abd ne pkk bukadar taviz verilmedi otobüsü yakanlarin analarinin mali yaksinlar onlarin anasinin alin teri ile alindi tabi yakanlara diyorum ve yandaslarina anlamislardir Remzi Altunkaya 2009-10-31 00:01:50 açılımınızın çomak sokmaya gereği kalmadı bi kere. bakıyorumda temcit pilavı gibi ergenekonu doladınız dilinize ısıtıp ısıtıp sürüyorsunuz piyasaya. açılım kendi evlatlarını yiyecektir bu sözümü unutmayın sayın açılımcılar.otobüsleri pkklıların yaktığı belli kaldıki pkklılar olmasın ne farkeder devletime düşman olan babam dahi olsa demin yazdıklarım aynen geçerlidir. size kaldı pkklıları savunmak hakan can 2009-10-30 23:58:02 bu polisin yetkisini alan kim. bu yasaları avrupa birliğine göre uyarlıycağız diyen kim alt kimlik üst kimlik var diyen kim demokrasiymiş ne demokrasisi kardeşim hani benim demokrasim ?? bana söz hakkı yok pkk ya var bu açılımı destekleyenin ALLAH belasını versin kendi ülkemizde hükümet sayesinde esir olduk fuat danacı 2009-10-30 23:57:48 bu olayın 3/1 avrupada olsa eylemcinin hayatlarını karartırlar bizdeki cezalar yeterince caydırıcı değil adamlar paşalar gibi otobüs yakıyorlar yazıklar olsun ahmet altay 622130 Abi Önkol: Tek isteğimiz faillerin ortaya çıkması ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Abi Önkol: Tek isteğimiz faillerin ortaya çıkması DİYARBAKIR (A.A) Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Şenlik köyünde 28 Eylül'de meydana gelen patlamada hayatını kaybeden Ceylan Önkol'un ağabeyi Rıfat Önkol, 'Bizim yetkililerden istediğimiz bir an önce faillerin ortaya çıkarılması' dedi. Ceylan'ın ağabeyi Rıfat Önkol yaptığı açıklamada, annesinin her gün olay yerine gidip ağladığını belirterek, tek isteklerinin Ceylan'ın ölümüne neden olan kişilerin bulunması ve olayın aydınlatılması olduğunu söyledi. Bunun kendilerini çok mutlu edeceğini ifade eden Rıfat Önkol, 'Biz de insanız ve bu ülkenin vatandaşıyız, madem Kürt, Türk kardeş deniyor zaman bu kan artık dökülmesin. Bizim yetkililerden tek isteğimiz olayın bir an önce aydınlanmasıdır. Olayın üzerinden bir ay geçmesine rağmen hiç bir açıklama yapılmadı' diye konuştu. Lice savcısının olaydan hafta sonra kendilerini çağırdığını ve ona olayı tüm detayıyla anlattıklarını dile getiren Rıfat Önkol, yetkililerden de davacı olduklarını söyledi. Ceylan Önkol'un amcası Yayla Köyü Muhtarı Abdusamet Gencioğlu ise olaydan hemen sonra doktoru ve savcıyı aradıklarını, ancak kendilerine olay yerine gelemeyeceklerini söylediklerini iddia etti. Bunun üzerine AK Parti Diyarbakır Milletvekili Kutbettin Arzu'yu aradığını bildiren Gencioğlu, 'Savcının olay yerine gelmemesi ile adalet yerini bulmamıştır. Biz hepimiz Türk vatandaşıyız. Bundan dolayı bize de aynı adaletin uygulanmasını istiyoruz' dedi. Ailenin Avukatı Serdar Çelebi, olayla ilgili bilirkişi raporlarını talep etmelerine rağmen kendilerine verilmediğini öne sürerek, şöyle konuştu: 'İlk başta dosyaya gizlilik kararı vardı. Sonra bilirkişi raporunu tek verdiler. Dosyanın içerisinde fotoğraf ve görüntü olarak neler var bilmiyoruz. Bu durumda bilirkişi raporuna sağlıklı bir itirazda bulunmak mümkün değil. Onun için dosyayı aldıktan sonra genel olarak inceleyip, ona göre itiraz edeceğiz.' Bu arada, suç duyurusu üzerine Adalet Bakanlığınca Lice Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kamil Çolak hakkında başlatılan inceleme devam ediyor. Bunun yanı sıra Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca savcıyı güvenlik gerekçesiyle olay yerine götürmeyen jandarmalar hakkında başlatılan soruşturma da sürüyor. 30.10.2009 GÜNDEM 622498 Üstünel'den Çarpıcı Açıklamalar : Üstünel'den Çarpıcı Açıklamalar "Hakem Bünyamin Gezer, maçı iptal etmesi gerektiğini ve korktuğunu açık açık ilan etti." Yayına Giriş: 30.10.2009 15:28:38 Güncelleme: 30.10.2009 15:28:38 Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulu ve Futbol Şubesi Üyesi Haldun Üstünel, Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) tarafından derbi maçla ilgili açıklanan kararların, kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını söyledi. Üstünel, şöyle konuştu: "Yaşananlar nedeniyle bugüne kadar sessizliğimizi koruduk. Ancak açık ve net anlaşılan şudur ki, suni oluşturulan kamuoyu baskısı ve dış etkenler altında aldığı kararlarla, bizleri hayal kırıklığına uğratmıştır. Alınan kararlar sonrası görüldü ki, federasyon ve kurulların hukuk ile ceza anlayışında renklere göre farklılıklar oluşmaktadır" Yaptıkları değerlendirmeyle kesinlikle Fenerbahçe karşısında aldıkları yenilgiye kılıf arama niyetleri olmadığını söyleyen Haldun Üstünel, şunları söyledi: "O gece futbol performansımız, beklentileri karşılamaktan çok uzaktı. Biz bunu biliyoruz ve içimizde durumu sorguluyoruz. Ne biz yönetim olarak memnunuz, ne de futbolcular memnun. Kendi içimizde sorguluyoruz ve gereken önlemleri alacağız." Hakem Bünyamin Gezer'in düşüncesini merak etiğini kaydeden Üstünel, Gezer'in, "Maçı iptal etseydim çok şey olurdu" sözlerine tepki göstererek, "Bunu söyleyerek zaten maçı iptal etmesi gerektiğini ve korktuğunu açık açık ilan etti. Bu korkuyla maçı yönetti ve aldığı karaları da gördük" diye konuştu. Derbi maçta Arda Turan'ı iterek gerginliğin başlamasına neden olan Fenerbahçeli futbolcu Cristian'a değinen Üstünel, "Arda Galatasaray'ın kaptanı ve Galatasaray kaptanına kimse el kaldıramaz. Böyle davranış sergileyenlerin de bu sahalarda yeri yok" diyerek tepkisini dile getirdi. Haldun Üstünel, derbi maçta yaşanan olaylara Fenerbahçe yöneticilerinin hiçbir müdahalede bulunmadığını ileri sürerken, "Henüz ısınma bölümünde taraftarlarını selamlamaya giden futbolcularımıza saldırıldı, özellikle kaptanımız Arda Turan'a bilinçli bir şekilde taciz yapıldı. Yabancı maddeler atıldı. Oyuncumuz Keita'nın gözünden sakatlanmasına ramak kaldı. Hakeme saldırı oldu. Arda'ya 55 bin kişi toplu halde küfür etti. Ama hiçbir Fenerbahçeli yönetici bu duruma müdahale etmedi. Rövanş maçı çok daha farklı olacak. Nasıl konuk ağırlanırmış en güzel şekilde göstereceğiz" şeklinde konuştu. Galatasaray kulübü olarak başarı kanıtlarını müzelerinde sergilediklerini dile getiren Üstünel, Turkcell Süper Lig'de bu sezonu şampiyon olarak tamamlayacaklarını iddia etti. Kesinlikle hayal kurmadıklarını belirten Üstünel, "Bizde gerçekler var. Ligdeki 18. şampiyonluk kupası, mayıs ayında Galatasaray'ın müzesinde olacak. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. kupa, Ali Sami Yen Stadı'nda havaya kalkacak. Galatsaray'a gönül verenlerin içi rahat olsun"dedi. 622317 Erken seçim sohbetine yalanlama Başbakanlık kaynakları, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal arasında dün Anıtkabir'de gerçekleşen sohbette, gazetelere yansıdığı biçimde özellikle "erken seçimi ima eden bölümlerin sohbette konuşulmadığını" belirtti. Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, bazı basın yayın organlarında yer alan ve Başbakan Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Baykal arasında dün Anıtkabir'de yapılan sohbet ile ilgili yayımlanan diyalogların bazı kısımlarının doğru olmadığı öğrenildi. Başbakanlık kaynakları, dün Anıtkabir'de Başbakan Erdoğan ile Deniz Baykal arasında bir sohbet gerçekleştiğini, ancak gazetelere yansıdığı biçimde özellikle "erken seçimi ima eden bölümlerin sohbette yer almadığını" bildirdi. Deniz Baykal'a atfen, "Sizin ne yapacağınız belli olmaz. Bu yüzden yurt gezilerimizi sürdürüyoruz" ve Başbakan Erdoğan'a atfen, "Evet haklısınız, her şey olabilir" cümlelerinin "sohbet sırasında konuşulmadığı ve tamamen hayal ürünü olduğu" ifade edildi. 622383 Fashionable İstanbul'dan akıllarda kalanlar... "Fashionable İstanbul By Avea", dünya devlerine evsahipliği yaptı. Etkinlikte pekçok ünlü modacının tasarımları sergilendi, etkinliğe aralarında Bruce Willis, Bar Rafaeli gibi dünyaca ünlü isimler katıldı. İşte, Fashionable İstanbul'dan akıllarda kalanlar... 621577 Pancaroğlu, İstanbul'u arp ile anlatacak İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın desteğiyle, Arp Sanatı Derneği bünyesinde gerçekleştirilecek proje, dünya arp literatürüne Türk kültüründen yeni eserler kazandırmayı amaçlıyor. Altı bestecinin İstanbul temalı eserler üreteceği projenin anlaşması 23 Ekim'de imzalandı. Albüm kaydının da yapılacağı İstanbul ve Arp'ın konser programı da olacak. İstanbul'un ana tema olacağı çalışmada arp veya Osmanlı arpı olarak adlandırılan çeng enstrümanı için besteler yapmak üzere Özkan Manav, Hasan Uçarsu, Turgay Erdener, Mahir Çetiz, Barış Perker ve Arda Agoşyan yer alacak. 2010'un Mart ayında sanatçıların bestelerini tamamlaması beklenirken projenin dünya prömiyerinin gelecek yılın sonbaharına yetişmesi planlanıyor. 621680 İzmir’den bakınca... Feyzi Hepşenkal Arayışİzmir’den bakınca... 30 Ekim Cuma 2009 Cumhuriyet bayramlarının değişmez ve hatta vazgeçilmez uygulamasıdır. Her 29 Ekim’de gazeteler, birinci sayfalarını “Atatürk’ü ve Cumhuriyet’i anan ve anlatan” kompozisyonlarla taçlandırır. Dün bütün gazetelere baktım. İlginçtir, Cumhuriyet’e ve devrimlerine körlük derecesinde şaşı bakan, ideolojik temelli gazeteler bile; gayet efendice 29 Ekim’i kutlamışlardı. Tek istisna... Taraf’tı. Cumhuriyet Bayramı ile ilişkili tek haber, sayfanın sol alt köşesinde yer almıştı ve “Cumhuriyet için çok derine daldı” başlığını taşıyordu. Aslında olay, başlık kadar manidar değildi! Çünkü beş yıl mücadele ettiği hastalıktan yeni kurtulan normal koşullarda çok daha derine dalabilen biriydi. Ama “sığlık” ile malûl ise kimi kafalar... Ne gelir elden! *  *  düşman işgalini “ilk günden son güne” yaşayan tek Anadolu ilidir. İzmirli onun için, özgürlüğün de, Cumhuriyet’in de değerini iyi bilir. Ve İzmir’den bakınca ’de olan bitene... Kurulan sinsi tezgâhta, ülkenin başına geçirilecek yeni bir çuvalın ilmek ilmek dokunduğu fark ediliyor. Tezgâh bir paravanın ardında. Paravanda ise yağlı kara bir boya ile çizilmiş “tank ve postal” resimleri var. Kötü anılar dürtükleniyor ha bire. Birileri “Şşşt şşşt geliyor” demekte. Neymiş gelen? Darbe. Olabilir. Darbe heveslisi bir avuç “kifayetsiz muhteris” her zaman bulunabilir ve kıt akıllarıyla, sığ kafaların ekmeğine yağ da sürebilir! Boşuna heveslenmesinler... Çünkü yemezler! Çünkü artık aklı başında hiç kimse, ne ordunun darbe yapmasına göz yumar Türkiye’de; ne de darbe bahanesiyle Türk ordusunun darmadağın edilmesine fırsat verip, ülkeyi emperyalist güçlerin tutsağı eder. Randevu krizi OTOKENT Başkanı Yılmaz Akın,  yedi aydır İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan randevu almak için yırtınıyormuş. Nafile. Hani ya, kaza bir olur, iki olur, üç olur... Randevu talebi her seferinde çöpe gider mi? Yılmaz Akın “Bu da bir ihtimal” demiş olmalı ki, son randevu talebini marifetiyle yollamış. Bunca zahmete hiç gerek yoktu aslında. Çünkü Otokent çatısı altındaki bin 200 iş sahibi, aynı zamanda ya Esnaf Odası, ya Ticaret Odası üyesi. Dolayısıyla... İzmir Esnaf Odaları Başkanı Zekeriya Mutlu ile İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş’ın da “ilgi ve sorumluluk” alanına giriyor yaşananlar. Yılmaz Akın meseleyi keşke onlara bir çıtlatsaydı... Randevunun kralını anında alırlardı! Tek karelik kafa! (224 yazı) 622168 "Dönüm maçı" "Dönüm maçı" 30/10/09 12:53 Eskişehirspor Başkanı Halil Ünal, Kasım'da deplasmanda Kasımpaşa ile yapacakları maçtan üç puan alacaklarını söyledi. Halil Ünal, Eskişehirspor'un bütün ülkeyi kucaklayan, Süper Lig'deki en büyük takımlardan biri olduğunu savundu. Eskişehirspor Kulübü Başkanlığı'nı, görevlerin en yücesi olarak gördüğünü ifade eden Ünal, şöyle konuştu: ''Görevimi severek ve aşkla yapıyorum. Kasımpaşa maçından üç puan alacağız. Kasımpaşa, bizim için önemli bir deplasman. Önümüzdeki üç haftada üç galibiyetle puan alarak çıkış yakalama hazırlığı içindeyiz. Kasımpaşa'nın ardından Denizlispor ve Ankaragücü ile yapacağımız maçlardan da üç puan alarak ligde zirve yarışından kopmak istemiyoruz. Sakat ve cezalı oyuncularımızın takıma dönmesiyle daha iyi yerlere geleceğiz.'' -''ÜMİT FORMA GİYECEK, YOULA'NIN OYNAMASI ZOR''- Teknik direktör Rıza Çalımbay da Kasımpaşa maçının Eskişehirspor için adeta dönüm maçı olduğunu belirterek, ''Bu maçı kazanıp Kayserispor ve Beşiktaş mağlubiyetlerini telafi etmek istiyoruz'' dedi. Bütün futbolcuların Kasımpaşa maçını kazanmak için hazırlandığını anlatan Çalımbay, şöyle devam etti: ''İki haftadır sakatlıklar ile cezalı oyuncuların sıkıntısını yaşıyoruz. Kimse bunun farkında değil. Herkes sonuca bakıyor. Ancak, takımda sakat ve cezalı oyuncuların bulunması futbolumuzu etkiledi. Kaptan Ümit, Kasımpaşa maçında forma giyecek, ancak Youla'nın oynaması zor. Beşiktaş maçında iyi oynayıp kaybettik. Bir daha öyle kötü bir gol yemememiz gerekiyor. Beşiktaşlı futbolcu Ekrem Dağ, hiç topa dokunmadan gol attı. Üzüldüğümüz olay bu. Böyle basit goller yememiz lazım.'' Kaptan Ümit Karan da Kayserispor maçındaki sakatlığının düzeldiği belirterek, ''Kasımpaşa maçında forma giyeceğim. Bu maçta galip gelmek için elimizden geleni yapacağız. Gol atmak istiyorum. Eskişehirspor, iyi yerlere gelecek'' dedi. A.A. 622300 The Economist: "Türkler Ortadoğu'ya geri döndü" 'de yayımlanan "The Economist" dergisi, "Türkiye'nin 'ye katılım amacı ortadan kalkar ve Türkiye 'a baskı girişimlerini zayıflatıyor gibi görünürse, Batı'nın Türkiye'ye karşı ılımlı tavrının değişebileceğini" yazdı. Makalede, "Türkiye Ortadoğu'ya dönüyor" yorumu yapıldı. "Türkiye ve Ortadoğu-Doğuya ve Güneye Bakmak" başlıklı makalesinde, Türkiye'nin son dönemdeki dış politikasını ve bölgesinde oynadığı rolü konu aldı. Makalenin yanında ise dergi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sırtını Batı'ya dönmüş, elinde teleskopla cami minaresinden Doğu'ya bakarken çizilmiş bir karikatürüne yer verdi. "Avrupa'nın kararsızlığından bıkan ve sıkılan Türkiye, Arap komşularıyla yıllardır süren husumetini değiştiriyor" ifadesiyle başlayan derginin makalesinde, "Orta Asya'dan Anadolu'ya göç eden Türkler Ortadoğu'ya geleli 1000 yıl oldu. Bu bin yılın yarısı bölgeyi yönettiler. Ama Osmanlı İmparatorluğu çöküp, Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılında kurulunca, eski köklerinden koparak, Avrupa'ya yöneldiler ve Amerika'nın Sovyetler Birliğiyle soğuk savaşını kabul ettiler" denildi. "Türklerin artık Ortadoğu'ya geri döndüğü"nün öne sürüldüğü makalede, Türkiye'nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yla ihracatının son yılda kat artarak 2008 yılında 31 milyar dolara ulaştığı belirtildi. ve Ermenistan... Türkiye'nin projesi gibi anlaşmalarına attığı imzalara, Ortadoğu ve Arap ülkelerinde yaptığı yatırımlara da dikkat çekilen makalede, Türkiye'nin ayrıca 'ın kuzeyinde de birçok altyapı anlaşması imzaladığı ve alışveriş merkezleri, oteller ve okullar yaptığı kaydedildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son ziyaretinin ve "'ın sivil amaçlarla nükleer üretebilme hakkı olduğu" görüşlerinin de anımsatıldığı dergide, Ermenistan'la son dönemde ilerleyen ilişkilere ve imzalanan protokollere de değinildi. Makalede, "Eğer iki ülkenin parlamentoları da atılan adımı onaylarsa, 16 yıldır donmuş olan diplomatik bağlar yeniden kurulacak" denildi. "Komşularla sıfır problem" politikası "Bu pragmatik diplomasinin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından şevkle yürütüldüğünü" yazan dergi, Davutoğlu'nun "Stratejik Derinlik" kitabına da gönderme yaparak, kitapta "komşularla sıfır problem" politikasının anlatıldığını belirtti. Bölgedeki güç boşluğunun Türkiye'nin başarılı olmasına neden olduğunu yazan dergide, "Türkiye'nin bölgede olumlu karşılanmasının bir sebebi de, 'a göre birçok Arabın Türkiye'yi daha ılımlı bir denge ve Batıya açılan bir pencere olarak görmesi" ifadeleri yer aldı. ile ilişkiler Dergi bu çerçevede Türkiye'nin ile ilişkilerine de değindi. Türk yetkililerin, Doğu'ya ilginin Batı'ya karşı soğuma anlamına gelmediğini anlattıklarını kaydeden dergi, yetkililerin Türkiye'yi kullanışlı bir köprü, barış için bölgesel bir güç ve demokrasi modeli olarak sunduklarını yazdı. Batılı ülkelerin de genel olarak bu görüşe katıldığı ve Türkiye'nin Doğu'ya kayışına karşı çıkmadıkları belirtildi. Ancak dergi Batının bu tavrının değişebileceğine işaret etti. The Economist, "Eğer Türkiye'nin 'ye katılım amacı ölür ya da Türkiye 'a baskı girişimlerini zayıflatıyor gibi görünürse, Batının bu ılımlı tavrının değişebileceğini" yazdı. Türkiye'nin Doğu'ya yönelmesinin bedelleri olduğunu, Türkiye- ilişkilerinin mevcut durumunu örnek göstererek anlatan dergi, Türkiye'de özellikle kamuoyunun 'e karşı artan bir "düşmanlık" beslediğini kaydetti. Ancak makalede Türk yetkililerin, "'le ilişkileri kesmek gibi bir niyetleri olmadığı" görüşlerine de yer verildi. Batı'nın Türkiye kaygısına Erdoğan yorumu Türkiye'nin izlediği dış politika bir süredir tartışma konusu... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'taki çıkışıyla başlayan süreç ile tatbikat krizine kadar vardı. Türkiye'nin yüzünü Batı'dan Doğu'ya çevirdiği haberlerinin yoğunlaştığı böyle bir gündemde 'a giden Erdoğan'a da ziyareti sırasında bu soru soruldu. Başbakan'ın cevabı "" oldu. Batı basını da bu konudaki endişelere geniş yer ayırıyor. 621631 Ankaralılar, havuzda rekor peşinde Masterlar Dünya ve Avrupa rekortmeni Lestideau'nun 200 metre kelebek, 200 metre karışık, 50 metre sırtüstü, 50 metre kelebek ve 400 metre karışık yarışmalarında yeni rekora imza atması bekleniyor. 622238 Yağış Bozova'yı harabeye çevirdi Galeri Etkili olan sağanak yağışın ardından Bozova ve çevresindeki irili ufaklı derelerin taşması sonucu biriken sel suları, Yaylak beldesi ile çevresindeki köyleri etkiledi. Kaymakamlığın uyarısıyla gece geç saatlerde beldede bulunan birçok ev tahliye edilirken, sel nedeniyle beldede 60 ev ve 70 civarında iş yeri, ekili alanlar, haberleşme ve enerji nakil hatları ile bazı araçlar zarar gördü, birkaç büyük baş hayvanın da telef olduğu belirtildi. Olayın ardından gece saatlerinde beldeye giden Şanlıurfa Valisi Nuri Okutan ile Kaymakam Mehmet Özel, incelemede bulunup, yürütülen çalışmaları denetledi. Selle ilgili Kaymakam Özel başkanlığında beldede bir kriz masası oluşturuldu. Şanlıurfa Belediyesinin yanı sıra, çevre ilçelerin belediyeleri, Devlet Su işleri, Sivil Savunma ve Sağlık ekipleri, beldede çalışmalarını sürdürüyor. ''ZARAR ÇOK BÜYÜK'' Belediye Başkanı İbrahim Halil Göçer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, selin neden olduğu zararın çok büyük olduğunu söyledi. 11 yıl önce belde olan Yaylak'ta 60 ve 70'lı yıllarda buna benzer sel felaketinin yaşandığını belirten Göçer, şunları kaydetti: ''Gece geç saatlerde sel sularının beldemize geleceği yönünde uyarı aldık. Bunun üzerine evlerin bir kısmını boşalttık. Fakat sel suları çok şiddetli olduğu için ciddi hasara yol açtı. Sabah saatlerinden itibaren hasar tespit komisyonun yaptığı incelemede ilk belirlemelere göre 60 ev ve 70 iş yeri selden etkilendi, ayrıca ekili alanlarımız, haberleşme ve enerji nakil hatları zarar gördü. Ekiplerin çalışmaları devam ediyor.'' SİİRT'TE SAĞANAK YAĞIŞ SONUCU TOPRAK KAYMASI MEYDANA GELDİ Siirt-Baykan kara yolunda sağanak yağış nedeniyle toprak kayması meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, dün gece başlayan ve bugün de etkisini sürdüren sağanak yağış nedeniyle Siirt-Baykan kara yolunda toprak kayması oldu. Karayolları 94. Şube Müdürlüğü ekipleri, kara yolunda yaklaşık 300 metre uzunluğunda bir alana yayılan toprağı kaldırmak için çalışma başlattı. Toprak kayması nedeniyle kara yolunda trafik tek şeritten kontrollü olarak veriliyor. ŞANLIURFA VALİSİ NURİ OKUTAN: YAĞIŞTAN ZARAR GÖREN BÖLGELERİMİZDE YARALARI SARACAĞIZ Şanlıurfa Valisi Nuri Okutan, yağıştan zarar görenlerin yaralarının sarılacağını bildirdi. Şanlıurfa Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, Vali Nuri Okutan'ın yağıştan zarar gören Bozova ilçesi ve Yaylak beldesinde gece saatlerinde incelemelerde bulunduğu ifade edildi. Yağıştan en fazla zarar gören Yaylak beldesinde yürütülen çalışmaları denetleyen Vali Okutan'ın vatandaşlarla da görüştüğü kaydedildi. Vali Okutan'ın burada yaptığı açıklamada, gece Bozova ilçe merkezi ve Yaylak beldesi ile çevresindeki bazı köylerin yoğun yağış aldığını, bu nedenle Bozova'da bir köprünün hasar gördüğünü, ayrıca Yaylak beldesinde dere çevresinde ev ve iş yerleri etkilendiği bildirdi. -CAN KAYBI YOK- Konuyla ilgili kriz masası oluşturup, 50 civarında personel görevlendirdiklerini ifade eden Okutan, şunları kaydetti: ''Önce temel ihtiyaçları ve eksikleri tespit edip gidermeye çalışıyoruz. Diğer taraftan da hasar tespiti yapıyoruz. Araçların, hayvanların, iş yerlerinden malzemelerin kaybolduğu ve hasar gördüğü tespit edildi. Başbakanlık Acil Yardım Genel Müdürlüğü ile Bakanlığımızla irtibat halindeyiz. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfını harekete geçiriyoruz. Can kaybımız yok. Ancak mal kaybıyla ilgili hususu, tespit edeceğiz ve diğer taraftan da vatandaşların ihtiyaçlarını gidereceğiz. Biz sel ile ilgili çevreyi uyarmıştık. Nitekim bu uyarının olumlu etkisini burada gördük. Can kaybı olmamasının böyle bir nedeni var.'' Dere çevresindeki yapılaşmalara dikkati çeken Okutan, şöyle devam etti: ''Maalesef burada da görülüyor, derelerin etrafına yapılaşma yapılması, tahrip edilmesi, müdahale edilmesi bu tür sonuçları doğruyor. Dereler ve köprüler fonksiyonunu göremeyince sular, evleri ve iş yerlerini basıyor. İnşallah bunları da zaman içerisinde kamu ve vatandaş tarafı olarak düzeltmiş oluruz. Bütün vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyorum. Bu yaraların sarılacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın. Evleri su basmış olmakla birlikte vatandaşlarımız açıkta kalmayacak. Tüm eksikleri gidermeye gayret edeceğiz. Yağıştan zarar gören bölgelerimizde yaraları saracağız.'' AA 621341 Boğaziçi Köprüsü'nde müthiş gösteri Cumhuriyetin 86. kuruluş yıldönümü münasebetiyle gerçekleştirilen ışık, ses ve havai fişek gösterileri göz kamaştırdı. Gösterinin startı, Dolmabahçe Sarayı'nda valilik tarafından düzenlenen resepsiyonda verildi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle görkemli bir tören düzenledi. Boğaziçi Köprüsü ve Kız Kulesi arasındaki alanda deniz üzerinde yapılan muhteşem gösteri, İstanbullulara unutulmaz bir görsel şölen sundu. Boğaz'da deniz üzerinde kurulan dev platformda gerçekleştirilen ses ve ışık gösterileri ile havai fişek gösterileri, canlı yayınlarla tüm dünyaya iletildi. Gösterinin startı, Dolmabahçe Sarayı'nda valilik tarafından düzenlenen resepsiyonda verildi. Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu'na İstanbul Valisi Muammer Güler, 1. Ordu Komutanı Hasan Iğsız, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ile çok sayıda davetli katıldı. Resepsiyonda ilk önce dev bir pasta kesildi. Pastanın içinden çıkan, elinde şapkasıyla selam verirken görülen Atatürk heykeli, büyük beğeni topladı. Bir konuşma yapan Vali Güler, "Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını kaybettiği bu mekanda yapılan organizasyonu çok beğendim. Bu bakımdan gösterileri organize eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş'ı tebrik ediyorum. Burada bu dev pastayı yapan Selahattin Aydın'ı da teşekkür ediyoruz. Büyük Atatürk'ün bize emanet ettiği laik, demokratik, sosyal devletin sonsuza dek izinde olacağız. Birlik ve beraberlik içinde gururla cumhuriyetimize sahip çıkacağız" dedi. Vali Güler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş ve 1. Ordu Komutanı Hasan Iğsız'ın butona birlikte basmalarıyla Cumhuriyet coşkusu gökyüzüne yansıdı. Gösteride Boğaz Köprüsü üzerinde 800 metre uzunluğunda ateş şelalesi oluşturuldu. Gösteriler, yapılan canlı yayınlarla Türkiye ve çok sayıda ülkeden eş zamanlı olarak izlendi. Gösterileri yerinde izlemek isteyen bazı vatandaşlar ellerinde Türk bayraklarıyla sahile akın etti. Vatandaşlar, Boğaziçi Köprüsü ile Kız Kulesi arasındaki ışık, ses, lazer ve havai fişek gösterilerini daha yakından izleme fırsatı buldu. Gösterilerde 16 ayrı noktadan 48 bini aşan sayıda havai fişek atışı yapıldı. Ağırlığı 10 kilogramın üzerinde olan en büyük havai fişek, yaklaşık 250 metre yükseğe çıktı. Boğaziçi Köprüsü üzerinde 42 ateşleme sistemi ile 800 metre ateş şelalesi oluşturuldu. Gösteri öncesinde İstanbul'un ana arterleri, meydanları, sokakları, kamu binaları ve gökdelenleri bayraklarla süsledi. Cadde ve meydanlara yaklaşık 60 bin Türk bayrağı, bin elektrik direğine cumhuriyet flaması ve 50 üst geçide de duyurular asıldı. Öte yandan İstanbul'un birçok ilçesinde Cumhuriyet coşkusu farklı etkinliklerle kutlandı. Bakırköy ve Bağcılar'da bir araya gelen binlerce vatandaş, ellerinde Türk bayrakları ile kortej oluşturarak yürüyüş yaptı. AA- 2009-10-30 03:09:55 Yorumları okudum ve içim cız etti. Yav biz nasıl bir milletiz ki hiç bir şeyden memnun olmuyoruz ya ne var bu kutlamalarda da bununda saçma sapan yorumlar ediyorsunuz neymiş bissürü fakir varken aç varken bu kutlama olur mu bilmem ne israf falan. Arkadaşım ne alakası var bu bir hem cumhuriyet kutlamasıdır hem turist çekme oyunudur hala anlamıyor musunuz. Boşuna dil dökmeyin ortalığa gayet hoş ve medeni olmuş teşekkürler KADİR TOPBAŞ teşekkürler tüm emeği geçenlere.. inşallah bir daha 87. yılda..... Oğuzhan 2009-10-30 02:45:26 Ortaköy'de görüş alanımı kapatan ağacı kınıyorum. Metin Yazar 2009-10-30 01:23:50 Başta belediye başkanımıza ve tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Her şey çok güzeldi, özellikle ay yıldızlı fişekler muhteşemdi. Asıl güzellik sonunda saklıydı.Gösteriden sonra Ortaköy'e doğru yürürken araba başında toplanmış insanlar gördük. merak ettik baktık Yaşar Büyükanıt. Vatandaşları selamlayarak aracına bindi. giderken laikçi model şapkalı bir ihtiyar teyze arkasından koşuyordu ve bağırıyordu "bizi bırakma, sana ihtiyacımız var, laiklik gidiyor ülke gidiyor" az daha aracın altında kalacaktı:) Mimiga 2009-10-30 01:17:13 Trafikte harcamaya gözümüz etmediği vakti laleleri seyredek içimiz açılarak geçireceğiz, 3-5 koşan deli için yolları kapattılar dediğiniz Avrasya Maratonu her sene tekrarlanacak, Fetih ve Cumhuriyet kutlamaları devam edecek. Sizin kadar ben de vergi ödüyorum ve güzel bir şeyler görmek istiyorum. Yapmasalar bu sefer de cumhuriyet düşmanları diyecektiniz. Mimiga 2009-10-30 01:10:21 Adam erkenden gelip en güzel yere yerleşiyor. Gösterinin başından sonuna kadar tepemde çit çit çekirdek çitliyor. Arada waaooooww wuuuww fiyuu fiyuu bağırıyor. Gösteri bitiyor yüzünde meymenetsiz bir ifadeyle "yarın otobüse zam yapacaklar, fuzuli para harcıyorlar, bizden çıkaracaklar israf" bilmem ne. Kendinden geçerek izlerken iyiydi ama! Mimiga 2009-10-30 00:25:50 bunların her yıl yapılması güzel bir şey, şöyle bir düşünün bakalım istanbulda mekanlar, oteller tıkabasa dolu oluyor, kazanan esnaf oluyor, yurt dışından binlerce turist bu güzel görüntüler için geliyor kazanan hava yolları kazanıyor, bir çok kalabalık bu güzel görüntüleri izlerken simitçi, köftecisi, kestaneci kazanıyor, daha ne olsun söylemekle bitmez, bazı arkadaşlar bunu israfa dayandırıyorlar çok yazık, rahatsız olanlar varsa bu güzel görüntüleri izlemezler olur biter. Muhammet 2009-10-30 00:05:22 iyi güzel de kardeşim buy kafar da israf yapılmaz ki! tama bir dakika en alasını yap ama on dakika da ne opluyor evren 2009-10-29 22:44:11 Arkadaşlar kızcaksınız ama ben iett ye haksız yere yapılan zamlara karşı çıkıyorum. bana diyorla ki bütçe sıııntısı yaşıyoruz. Şimdi Allah aşkına bu israf değidr de nedir? Bu kadar yapılan iett iski zamları bu kadar laleler bu kadar havai fişekler. Ben hakkımı helal etmiyorum... şinasi konuksever 2009-10-29 21:38:04 Bu cumhuriyeti müslüman askerler canları bahasına kurdu.Çünkü vatan sevgisi İMANDANDIR.Ama ne yazıkki ittihat terakki zihniyetli faşit Cumhuriyetçilerin yüzünden müslüman halk cumhuriyetten soğudu ve birkaç elit dinsiz zümrenin eline kaldı.Tıpkı bayrağımız gibi.tıpkı İstiklal marşımız gibi.Ama artık cumhuriyeti canı bahasına kuran müslümanlar uyandı ve cumhuriyeti demokratik bir cumhuriyet haline, tüm insanların coşkuyla kutlayabileceği hale getiriyor.Bayramı kutlamak önce müslümanların hakkıdır. Mustafa YILMAZ 2009-10-29 21:20:44 yaptığın eylemler ve söylemlerin ile cumhuriyeti eleştirecek cumhuriyetin vermiş olduğu haklarla başa geleceksin.Alttan alttan cumhuriyet rejiminin altını oykacaksın.Sonra iki tane havai fişek patlatıp cumhuriyete bağlılığını göstereceksin.Sizin cumhuriyete bağlılığınız patlatığınız havai fişek gibi 10 saniyelik. ampülü sönmüş vatandaş 2009-10-29 20:55:31 EVET İLK görünüşte insaf gibi algılanabilir. Yorumları okudum kimisi Almanya ile kıyaslamış Kimisi israf demiş kimisi ruhu doyurucu demiş... Bakın bu tür basit birşey gibi görünen bazı eylemler kutlamalar dışarıdan bakıldığında TÜRKİYENİN GÖVDE GÖSTERİSİNE dönüşmektedir. Örneğin bir yabancı bu olayı ızledıgınde ADAMLARA BAK CUMHURIYET BAYRAMLARINI NASILDA KUTLADILAR ADAMLAR NASIL BAGLILAR derler. inanın bunu derler. CUMHURYETIMIZI ATALARIMIZI BIZE BU CENNET VATANI HEDIYE EDEN INSANLARI ... DEVAMI SIMDI Ahmet Kilic 2009-10-29 20:49:53 Hurrian-med Imperator almanya ile ilgili cok sacma yorum yapmiszin, Almanya türkiyemi? almanyayi amerikalilar, fransizlar v.s kurdu. Ama türkiyeyi kim kurdu? Nasil Kurdu? MUSTAFA KEMAL ATATÜRK bu ülkeyi cok zor sartlarda kurdu. Türkiyenin kurulusu kutlanmali, dünya ülkemizin kimseye teslim olmayacagini görmeli. Ne Mutlu Türküm Diyene. Ortadogu Sahini 2009-10-29 19:52:16 size göre her şey israf laleler için de aynısını söylüyorsunuz. bu kadar emek ilgi ve özene karşı çıkıyorsunuz. bize de sadece siz ne anlarsınız ki hepinize üç beş dağıtılsa daha sevinirsiniz ucuz muhabbetler! fatmanur güneş 2009-10-29 19:47:53 Babamın sözleri gibi sözler bunlar ruhu doyurmak bedeni doyurmaktan daha önemlidir. Bırakın insanlar seyretsin fotoğraflarını çeksin, farklı işte ne güzel. Siz stadyumda kutlanan işkenceye dönüşen bayramlara bakın, çocuklar artık kaçıyorlar. Kutlama platformlarını sadece protokol görebiliyor. hakyemez 2009-10-29 19:45:46 gercek ten cok yazık ya harcana parayla kac aile doyar yazık bunlar nasıl insan müslüman yazık sword 2009-10-29 19:41:26 sov yapiyoruz sov. dünyaya gücümüzü gösteriyoruz. dünyaya cumhuriyetimizin gücünü gösteriyoruz.halka topluma her türk asker dogari hatirlatiyoruz. ekonomimizin gücünü gösteriyoruz havai fiseklerle. sov yapioruz sov hurrian-med imperator 2009-10-29 19:25:00 kırılıyor, intihar ediyor. milyonlarca liralık havai fişek de ne oluyor. Bu ne biçim kutlama. Bir kere de bayramı manasına göre kutlasak. Kutlamamız bile ithal. Her gün milyonları çöpe atacağınıza bir keresinde paraları halka dağıtsanız be akıl fakirleri.Hep gösteriş münayiş. ozon onur 2009-10-29 19:23:20 neyi mi kalkınacakmıyız? yoksa tarihle mi övgülenip duracağız (Türk tarihinde önemine çokça inandığım GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ve onun kurduğu TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇOK ÇOK ÖEMLİ. BU TARTIŞMAK ÇOK ANLAMSIZ) bu anlamsızlığı sürdürmek devlet erkanını ip gibi dizip abartıp durmak ne kar anlamlı. GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK 'ü anlamak demek onun devrimlerine sahip çıkmak demek diye anlıyorum... 34 yaşındaki bir rehber öğretmen olarak '' tek bir şeye ihtiyacımız var çalışkan olmak'' deyişini öneriyorum k.ertürk 2009-10-29 19:21:20 almanyanin hicbir milli veya dini bayrami devlet tarafindan böyle abartili bir sekilde kutlanmaz. almanyada bayramlar hicbir sekilde resmi bir sekilde bu kadar sasali abartili bir sekilde kutlanmaz. bayramlar tamamen halk inisiyatifinin elindedir. halk kutlarsa kutlar. hurrian-med imperator 2009-10-29 19:18:32 Neyleyim aç ve evsiz binlerce insanın yaşadığı ülkede patlayan fişekleri ben..Açlar doysun, yaşlılar rahat bulsun, garipler iş bulsun, borçlular edalara kavuşsun, adaletsizlikler son bulsun, neyleyim patlayan fişekleri ben..ödeyemediği faturadan elektriği kesik yüzlerce ev varken..hastalar ağlar, çocuklar korkarken gelecekten... serhat ayvaz 621531 SÜLEYMAN SARGIN Bizi çocuklarımıza soracaklar Yüce Allah, Hz. Zekeriyya'nın, en samimî hislerle "tertemiz bir zürriyet" için yakarışını (Âl-i İmran, 3/38) Hz. İbrahim'in "Ey Rabb'imiz! Neslimizden Sana itaat eden bir ümmet çıkar." (Bakara, 2/128) duasını nazara vermekte, bize de şu duayı talim buyurmaktadır: "Rabb'imiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl!" (Furkân, 25/74) Bu duaların hemen hepsinde, tertemiz, masum ve günahsız nesillere dikkat çekilmiştir. Öyleyse konu, sadece sayının çokluğu değil, çocukların keyfiyet derinlikleriyle Allah nazarında makbul olmalarıdır. Yani Allah Resûlü'nü sayıca değil kıvam itibarıyla sevindirecek nesiller yetiştirmektir. Bu ise en başta anne-babanın görevidir. Bunun için ebeveynin mutlaka dikkat etmesi gereken hususlar vardır. Bir kere, tohumun temiz bir zemine bırakılması, sonra da bırakıldığı yerde gelişirken temiz bir hava ile havalandırılması, temiz ışıklarla aydınlatılması, temiz su ile sulanması ve tımar edilmesi yetiştirilmek istenen neslin kaliteli yetişmesi bakımından çok önemlidir. Yavrunun sperm ve yumurta buluşması anından itibaren gıdası, annesinin davranışları, bulunduğu ortam; anne ve babanın daha önceki ve daha sonraki tavırları da onun keyfiyetinin şekillenmesinde önemli vesilelerdir. Anne-babanın önemli vazifelerinden biri de kendi rızıklarına dikkat etmeleri, çocuklarına da hoş ve helâl rızık yedirmeleridir. Bu itibarla, bakım ve görümüyle sorumlu bulunduğumuz çocuklarımıza ve diğer aile fertlerine helal lokma yedirme mecburiyetindeyiz. Meseleyi yaşadığımız çağın şartlarına bağlayarak onlara haram veya şüpheli şeyler yediremeyiz. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin ifadeleriyle: "Yanlış yollarla elde ettiğimiz kazanç da, kazançla beslenen çocuklarımız da, cehennem zakkumu gibi bir gün mutlaka bizim başımızı ağrıtır, belki de kan kusturur." Allah Resûlü'nün tavsiyeleri çerçevesinde, çocuğa, sevimli, mânâsı düzgün iyi bir isim koymak, anne-babanın ilk vazifelerinden biridir. Daha sonra süt emzirme, çocuğun nafakasının temini ve terbiyesinin deruhte edilmesi meseleleri gelir. Hadis-i şerifte buyurulduğu gibi "Her yeni doğan çocuk temiz bir fıtrat üzere doğar." Adeta o, yazısız bir kâğıt gibidir. Üzerine Allah'ın hoşuna giden hususları yazmak, mahşerde geçerli olan, hesapta mizanda kıymet ifade eden nakışlar işlemek anne-babanın vazifesidir. Anneye-babaya düşen, bu yazı ve nakışları mevsiminde, hem de silinmeyecek şekilde çocuklarının ruhuna yazıp nakşetmektir. Çocukların yetiştirilmesinde, Allah'ın öğretilmesi, yaşlarına ve kültür seviyelerine göre Allah'a iman fikrinin kalblerine yerleştirilmesi, pek çok şahsî vazifenin önünde gelir. Ayrıca babası çocuğa dinini diyanetini, okuyup yazmasını, Kur'ân okumasını, hatta biniciliği, yüzmeyi, atıcılığı ve devrin şartlarına göre ona faydalı olacak değişik sporları da öğretmelidir. Beyindeki güç ve kuvveti sadece pazulara hasreden sporları değil, hayat ve sıhhat için faydalı ve yarınlarına mukaddime nevinden her biri kendi sahasında önem arz eden bütün sporları öğretmelidir. Anne-babanın çocuklarına her bakımdan güzel örnek olmaları da onların en temel görevlerindendir. Her mümin anne-baba, çocuklarını gayet tabiî olarak toplumun sıhhatli ve mükemmel bir parçası şeklinde yetiştirmeyi düşünür. Ancak bu iyi niyet, anne-babanın hayatına aksetmez ve namaz, hac, oruç, zekat.. gibi ibadetlerle derinleştirilmezse bir anlam ifade etmez. Söz ve nasihatlerimizin çocuklarımız üzerinde tesir oluşturmasını istiyorsak, evvelâ kendimiz dediklerimizi eksiksiz yaşamalı, sonra bunu onlardan beklemeliyiz. Doğru sözün yanında doğru hareket çok mühimdir. Çünkü çocuğun nazarında, davranışlarımızla sözlerimiz arasındaki tezat, onun bize olan güvenini sarsar. Hayatta, bir kez olsun yalanımızı ya da davranış ve söz çelişkimizi yakalayan çocuk, bunu zihninde taşıdığı sürece, biz onun nazarında güvenilmez biri olarak kalırız. Dolayısıyla da sözlerimiz onda hiç mi hiç makes bulmaz. Öyleyse, davranışlarımızı öyle ayarlamalıyız ki, onlar bizi evlerinin içinde baba, anne değil de birer melek farz etmeliler. Bizde ciddiyet, bizde vakar, bizde hassasiyet görmeli ve sonuna kadar bize güvenmelidirler. Unutmamamız gereken önemli hususlardan biri de evlatlarımızdan ahirette sorguya çekileceğimiz gerçeğidir. İmâm Zeynü'l-Abidin hazretleri 'Risaletü'l-Hukuk' adlı eserinde, "Sa'yinin semeresi çocuğunun senden olduğunu, hayrının ve şerrinin de senden sorulacağını bileceksin." diyerek bize işin ahirete bakan yanını hatırlatır. Bu yüzden evlatlarımıza karşı vazifemizin muhasebesini sık sık yapmalı ve Nebiler Serveri'nin veda haccında ashabına ve ümmetine sorduğu gibi kendi evlatlarımıza, "Yakında beni sizden soracaklar, nasıl cevap verirsiniz?" diye sormalıyız. Onlardan, Efendimiz'in aldığı cevap gibi, "Evet anneciğim, evet babacığım siz bize karşı vazifenizi yaptınız; biz şahidiz!" cevabını alabiliyorsak ne mutlu bize! Değilse vay hâlimize... 622633 Ekranda rezil diyologlar! Köpekler, canlı yayında yarışmacıların önce krema sürülmüş ayaklarını yaladı ardından da yüzlerini. Buraya kadar sıradışı bir yarışma deyip geçiştirilecek görüntüler, Bobo adlı köpeğin bayan yarışmacının üzerine çıkmak isteyince yaşandı. İşte canlı yayındaki rezil diyaloglar; -M.A.E: Bu köpeğin ismi ne? Bobo -M.A.E: Bobo erkek mi? Evet -M.A.E: Belli oluyor (gülerek söylüyor) Bobo şimdi de ayaklara gidiyor bakın (Bobo mini etekli mankenlerin bacaklarına doğru yönelerek, arkaya geçmeye çalışıyor). Anladı ki böyle gitmiyor oraya gidiyor. Bobo gel yavrum sen yüzleri yala! (Milliyet) 621393 U17 Milliler Kosta Rika'yı golle geçti OSMAN TANBURACI U17 Milliler Kosta Rika'yı golle geçti FIFA U17 Dünya Kupası ikinci maçında Kosta Rika ile karşılaşan U17 Milli Takımı, sahadan 4-1'lik galibiyetle ayrıldı ve grupta lider olarak üst tura çıkmayı garantiledi. Teknik direktör Abdullah Ercan yönetimindeki Milliler, ikinci zaferini 3. dakikada Ömer Ali Şahiner, 33. dakikada Muhammet Demir, 42. dakikada Engin Bekdemir ve 70. dakikada Gökay İravul'un golleriyle elde etti. Kosta Rika'nın tek golü 44'te Moya'dan geldi. 53'te Onur Karakabak kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Milliler, gruptaki son maçını yarın Yeni Zelanda ile yapacak. 30.10.2009 SPOR 622473 "3 kupaya da talibiz" "3 kupaya da talibiz" AA Giriş Saati 30.10.2009 14:53 Güncelleme 30.10.2009 14:53 Fenerbahçeli futbolcu Özer Hurmacı, sarı-lacivertli ekibin bu sezon takım olarak formda olduğunu ifade ederek, ''3 kupaya da talibiz'' dedi. Sarı-lacivertli futbolcunun, Fenerbahçe Televizyonu'na yaptığı açıklamalar, kulübün internet sitesinde de yayınlandı. Sezona iyi başladıklarını kaydererek, ligde Gaziantepspor'a karşı deplasmanda şanssız bir mağlubiyet aldıklarını anlatan Özer, ''UEFA Avrupa Ligi'nde de Turkcell Süper Lig'de de lideriz. Ziraat Türkiye Kupası'nı da inşallah uzun aradan sonra müzemize getiririz. Çünkü bunu gerçekten başarabilecek kalitemiz var. kupaya da talibiz. kupada da emin adımlarla ilerlemek istiyoruz ama hep maç maç düşünmemiz gerekiyor. Şimdi sadece Kayserispor maçını düşünmemiz gerekiyor. Maç maç düşündüğümüz zaman zaten başarıyı yakalarız'' şeklinde ifadeler kullandı. Uzun süren sakatlık döneminin ardından sezona geç başladığını hatırlatan Özer, performansının daha da yükseleceğini vurgulayarak, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: ''Her şey iyi gidiyor, performansım daha da yükselecektir. Şu an antrenmanlarda daha çok çalışıp, diğer maçlarda forma şansı bekliyorum. Kısa vadede bakacak olursak yavaş yavaş artık maç oynamam gerektiğini düşünüyorum. Kondisyonumu almam gerektiğini düşünüyorum. Steaua Bükreş maçında 70 dakika oynadım. Bu benim açımdan iyi oldu. Uzun vadeli düşünürsek de zaten Fenerbahçe camiası çok büyük bir camia. Burada bu takıma uzun yıllar hizmet etmek istiyorum. Onun için de her zaman iyi olmak istiyorum. Daha çok çalışmak gerektiğini biliyorum.'' Fenerbahçeli futbolcu son olarak, Turkcell Süper Lig'de Kayserispor ile yapacakları maç için de, ''Kayserispor zor bir rakip, ama kazanmak istiyoruz. Kayseri'nin her sene güçlü bir takımı var. Bu sene de öyle. Kendi evinde daha iyi oynuyorlar. Bizim için tabi ki içeride dışarıda fark etmemesi lazım. İnşallah Kayseri'ye gidip, yenip geleceğiz'' şeklinde ifadeler kullandı. Yayın tarihi: 30 Ekim 2009 Cuma 621556 Güven timleri sayesinde suç oranı dörtte bir azaldı Emniyet Genel Müdürlüğü, suç oranlarının hızla düşmesini planlı ve projeli operasyonlara bağlıyor. Emniyet verilerine göre simitçi kılığına giren polisler, sadece bir yıl içinde 46 bin zanlıyı adalete teslim etti. Emniyet Genel Müdürlüğü 2009 verilerine göre güven timleri, Temmuz 2008-Ağustos 2009 arasındaki 14 aylık dönemde toplam 37 bin 531 oto hırsızlığı, kapkaç, yankesicilik, gasp, yaralama, ruhsatsız silah ve bıçak taşıma olayına müdahale etti. Bu müdahaleler sonucunda 46 bin 651 kişi yakalandı. 2009 yılında suçların genel durumuna bakıldığında oto hırsızlığında yüzde 28, geçmişte ölümlere neden olan kapkaç suçunda yüzde 42, otodan hırsızlık suçlarında yüzde 23, yankesicilik suçlarında yüzde 25, işyerinden hırsızlık suçlarında yüzde 16, evden hırsızlık suçlarında yüzde 8, bıçaklı ve silahlı gasp suçlarında yüzde 27'lik azalma olduğu görüldü. Emniyet, suç istatistikleri çalışmasının sonunda AB ülkeleri başta olmak üzere bazı gelişmiş ülkelere oranla Türk polisinin suçu aydınlatmada oldukça başarılı olduğunun altını çizdi. Raporda, "İnterpol verilerine göre suç aydınlatma oranları dikkate alındığında, Türkiye yüzde 61,71 oranı ile AB ülkeleri dahil birçok ülkeden daha iyi düzeydedir." denildi. 621996 Mahkemeden "sosyal devlet" vurgusu Sakarya Birinci Ağır Ceza Mahkemesi kararında, "Devletin görevini yerine getirmemesi ve yaşama hakkını koruyacak kadar sağlık güvencesi sağlamadığı için suç işlenmiştir" denildi. Mahkemenin bu kararına Cumhuriyet Savcısı Yargıtay nezdinde itirazda bulundu. Sakarya Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nin emsal teşkil edecek kararına konu olan olay Şubat 2009 tarihinde meydana geldi. 33 yaşındaki Saynur Kandemir, Karasu Devlet Hastanesi'ne doğum yapmak için başvurdu. Sosyal güvencesi olmayan Saynur Kandemir, hastane masraflarını karşılamak için kızkardeşi Aysel Dervişoğlu'nun sağlık karnesini alarak doğumu kardeşi yapmış gibi gösterdi. Bir süre sonra gerçek ortaya çıkınca Saynur Kandemir hakkında Sosyal Sigortalar Kurumu'nu yaklaşık 400 lira zarara uğratarak dolandırıcılık yaptığı iddiasıyla Sakarya Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. "Başka çarem yoktu" Soruşturma kapsamında ifade veren Saynur Kandemir, eşi ile arasının bozuk olduğunu ve kendisine bakmadığını ileri sürerek, başka çaresi olmadığı için bu yolu seçtiğini söyledi. Kandemir, kızkardeşinin sağlık karnesini de onların haberi olmadan kullandığını iddia etti. Kızkardeş Aysel Dervişoğlu ve eşi Ali Dervişoğlu da, sağlık karnesinin kendilerinden habersiz alındığını belirtirken, Saynur Kandemir'in hiçbir geliri olmadığı için ve zor durumda olduğu için bunu yapmış olabileceğini söyledi. Sakarya Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yıla varan hapis cezası istemi ile yargılanan Saynur Kandemir, kızkardeşi ve eniştesi için hakim emsal niteliğinde bir karar verdi. Mahkeme genç kadının 'Hiç bir geliri ve sosyal güvencesi olmadığı için suçu işlemek zorunda kaldığı' tespitinde bulundu. "Devlet görevini yerine getirmedi" Sosyal devlet olan Türkiye Cumhuriyeti'nin bu görevini yerine getirmediği için kadının bu suçu işlemek zorunda kaldığı belirtilen ararda özetle şöyle denildi: "Mahkememizin yaptığı tespitte, sanık Saynur Kandemir'in herhangi bir işte çalışmadığı ve gelirinin olmadığı anlaşılmaktadır. Kocasının ilgilenmediği ve ekonomik olarak da destek almadığı anlaşılmaktadır. İçinde bulunduğu bu olumsuz koşullar içerisinde olan Saynur Kandemir gerek kendi sağlığı, gerekse doğacak çocuğunun sağlığı ve yaşama hakkını düşünerek ve içinde bulunduğu çaresizlik içerisinde ablasının sağlık karnesini kullanmıştır. Tüm bu durumlar karşısında sanık Saynur Kandemir, Sosyal bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin kendisine asgari yaşama şartlarını sağlayacak bir gelir temin edememesi ve en azından yaşama hakkını koruyacak kadar sağlık güvencesi sağlamaması karşısında zorunlu olarak sözkonusu suçu işlemiştir. Devletin anayasa ile üzerine yüklenen görevleri yerine getirmemesi ve sanığın da suç bu nedenle işlemek zorunda kalması karşısında, sanığın işlediği eylemin haksızlık içeriğinin azlığı dikkate alınarak sanığa ceza verilmesine yer olmadığı karar vermek gerekmektedir." 621282 Saraçoğlu kaptıldı, Keita ve Bilica ceza aldı Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), Turkcell Süper Lig'deki Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde yaşanan olaylar nedeniyle ceza yağdırdı. Kurul bugünkü toplantısında aldığı kararlarla, derbi maçta taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle Fenerbahçe Kulübü'ne maç seyircisiz oynama, rakip takım oyuncusuna yönelik hareketleri nedeniyle de Fenerbahçeli Bilica ile Galatasaraylı Keita'ya 3'er maç men cezası verdi. Yine derbi maçta Galatasaray ise, taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle 15 bin, basın toplantısına futbolcu katılımı sağlamadığı gerekçesiyle de bin olmak üzere, toplam 20 bin TL para cezasına çarptırıldı. Diğer yandan, Bursaspor-İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında meydana gelen gerginliğin İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a faturası ağır oldu. Müsabaka hakemine yönelik hakaretleri nedeniyle futbolcular İbrahim Akın'a 3, Okan Buruk'a resmi müsabakadan men cezası verilirken, hakeme yönelik sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle antrenör Arif Erdem, resmi müsabakada soyunma odası ile yedek kulübesine giriş yasağı aldı. PFDK'nın verdiği diğer cezalar şöyle: 30 gün hak mahrumiyeti: Mustafa Tanı (Karsspor yöneticisi) 15 gün hak mahrumiyeti: Gökhan Köse (Tokatspor yöneticisi) gün hak mahrumiyeti: Mahmut Çeceli (Bulancakspor) maç soyunma odası ve yedek kulübesine girememe: Şakir Erhan Şahinkaya (Karsspor antrenörü) maç soyunma odası ve yedek kulübesine girememe: Nurettin Koç (Adanaspor Antrenörü) maç: Evren Erdem (Turgutluspor), Cüneyt Öztürk (İskenderun Demirçelikspor) maç soyunma odası ve yedek kulübesine girememe: Cüneyt Kural (OYAK Renaultspor doktoru) maç seyircisiz oynama: Adanaspor. maç: Jimmiy Dixon (Manisaspor), Ziya Yokuş (Karsspor), Onur Aydın (Darıca Gençlerbirliği), Yavuz Kibar Çiftçi (Düzcespor) maç: Mustafa Döngez (Alanyaspor), Ali Yıldırım (İstanbul Maltepespor) İhtar: M.Kemal Kılıç (Adanaspor Teknik Direktörü), İzmirspor, Abdullah Ünye (Bafra Belediyespor antrenörü) 90 bin Lira: Eskişehirspor. 25 bin Lira: Şakir Erhan Şahinkaya (Karsspor antrenörü) 14 bin Lira: İstanbul Büyükşehir Belediyespor. 10 bin Lira: Göksel Gümüşdağ (İstanbul Büyükşehir Belediyespor Kulübü Başkanı) 8 Bin Lira: Mersin İdmanyurdu, Samsunspor. 7 bin 500 Lira: Manisaspor, Altay. 5 bin Lira: Diyarbakırspor, Beşiktaş, Kasımpaşa, Giresunspor, Darıca Gençlerbirliği. 3 bin 500 Lira: Sakaryaspor. 2 bin 800 Lira: Alanyaspor, Erzurumspor. 2 bin 500 Lira: Turgutluspor. 2 Bin 400 Lira: Etimesgut Şekerspor, Diyarbakırspor. 2 bin Lira: Akhisar Belediyesi Gençlikspor, Çorumspor, Mardinspor, Çerkezköy Belediyespor, Sürmenespor. Bin 400 Lira: Bulancakpor. Bin 500 Lira: Ünyespor. Bin Lira: Bayrampaşaspor, Lülerburgazspor. 2009-10-30 00:53:52 Ceza yiyeceklerini bildiklerinden once Baroniyi tv'ye cikartip YALAN soylettiler. Olmadi; adamlarini cikartip GS'lilere terbiyesiz diyebildiler, da olmadi ARDA'nin ''Manita!'' haberleri medyaya servis edildi yine, yok da olmayinca Bilgisayar hokkabazligi yaptilar ve en sonunda fb'li topcularin ne kadar ''kuzu!'' olduklari haberlerini servis ettiler. Ama bizim yorumcu kardeslerimizin kafasi KUSLUK VAKTINDEN sonra calismadigi icin yediler tabi :) Aslantepeli 2009-10-30 00:44:43 millet türkiye kupasının isim hakkını fener almiş artık fortis türkiye kupası degil FENEREAT TÜRKİYE KUPASI olmus ismail 2009-10-30 00:38:08 fener mac hesaplıyordu ona gore davrandılar bu macı alalım varsın kasımpasa macı seyircizi olsun dediler..ama olmadı tas gitti hakemin kafasını yardı ceza oldu iki..kafası yarılan hakem penaltı olmadıgını gordü korkusundan bir sey diyemedi..bilicayıda hesaba katmamıstı fener mac ceza revamı bu adama ...simdi ne olcak bu fenerin hali gelen gecen vurur...gs imdadına yetişene kadar iş işten gecmiş olur cok havalandınız 10 sene oldu kendi evinizde gs yi yendik diye antremanlarda palyanco bile oldunuz ismail 2009-10-30 00:26:39 bu olaylar saha kapatma ile cozulmuyor. Verceksin 1-2 milyon ceza veya yil transfer yasagi bak bakalim ne oluyor. Bi kac densizin yaptigini binlerce seyirciye mal etmemek lazim. Ha kulup ne yapacak onlarda Avrupada oldugu gibi kamara sistemi ile kim ne yapti ise tesbit edip bi daha stada sokmayacak. Saygilar Mustafa 2009-10-30 00:13:35 yahu ON yıldır rezil olduğunuz yetniyor hala federasyona bilmem kime suçlu muamelesi yapıyorsunuz.eğer federasyonla şampiyon takım arıyoprsanız kendinize bakın son şampiyonluğunuz??? siz bu kafayla giderseniz bir ON yıl daha beklersiniz ama olsun siz 3/1 ni almaya alışıksınız KRAL FARUK 2009-10-30 00:12:08 ama keşke her takıma bu kadar objektif olunabilse. televizyon görüntüleriyle bilicaya maç ceza veren federeasyon kasımpaşa 6s maçında kendini bir anda ringlerde zannedip rakibine Allah verdi demeyip girişen keitaya niye en ufak bir ceza verilmedi. cezalar caydırıcı ama herkese adil olsun... bengi felah 2009-10-30 00:11:21 sene önce sami yende sahanın yüzlerce pet şişeyle doldurulmasına,stadın yakılıp yıkılmasına,bir polis memurunun gözünün kör olmasına sadece ve sadece maç ceza verenler,1 pet şişe ve kimin attığı belli olmayan bir cisme maç ceza vererek gs yi kolladığını belli etmiştir,Türk futbol tarihinin en çok kollanan va hakem hatalarından en çok nemalanan kulübü gs dir... osman nurol 2009-10-30 00:10:45 Sami yen deki sulu maci ISITIP ISITIP servis yapiyorlar. kadar geriye gideceginize esas gecen seneki CENTiLMENLiGiMiZDEN soz edin. Sn. Aziz Yildirimi maca davet edip, gayet guzel agirlayan kimdi? Hemde kirmizinin ciktigi macta sizin Baskaniniza misavirperverligi gosteren kimdi? Biz 7-0 deyince mazi diyorsunuz ama isinize geldi mi TARiHTEN secip secip aliyorsunuz. 27+1=28=Ne Kupasi? zuhahahahaha :) Aslantepeli 2009-10-30 00:10:15 ulan samiyende tonla su atıldı koltuklar yakıldı yıkıldı nerdeyse yeni stad yapılmadan yıkıyorlardı stadı maç ceza bir bardak suya maç allah korkusu da yok bunlarda be bu kadar belli etmeyin taraf olduğunuzu lugano geçen sene kafayla dokundu maç kerata resmen adamı darp ediyo maç güldürmeyin insanı.arda denen bebeninde kaldırın kçn neden bitmiş olayı alevlendiriyo bırak öle kalsın nasılsa ceza yok ben olsam bnde yaparım neyse cinconlular seneyede bi senaryo hazırlayın şimdiden bizim tarife belli3-5 selami 2009-10-30 00:09:03 keita geçen yaptıgı hareketten dolayı nden ceza verilmedi, tekrar ediyorum geçende söyledim eger fenerbahçe bu ligde olmasın lig azerbeycan liginden farksız olur..cünki taraftar,ekonomi,vizyon,yönetim ve bir cok faktörle sizlerin cok ilerisindeyiz bunu siz ve izlenme oranı düşme kaygısı duyan lig tv ,hiç kimsenin iplemediği köşe yazarları!!! hepiniz aradaki ucurumun büyüdügünü görüyorsunuz....biz en iyisiyiz ve hep öyle olacagız ...ezikler Birol gökdemir 2009-10-30 00:02:42 bence bu tür sitelerdeki yorum bölümünü kapatmak lazım..toplumda nekadar cahil insan oldgu ortaya cıkıyor.. fanatik gazatesinden sporu takip eden kitle yine sporu anca böyle yorumlar yazık... daha antalyada geçen sahada bi görevlinin kafasını yardılar para cezası verildi,daha geçen haftalarda bu cok bilmiş gs camiasının taraftarları koltukları kırıp sahaya attılar ,fb-gs derbisi bitiminde tribunu atese verdiler şimdi cıkmışlar federasyon fb yi kayırıyor diyolar.. ardaya neden ceza yok ada kavgadaydı Birol gökdemir 2009-10-29 23:54:30 arif isimli arkadaşlar ün ini aldıktan sonra sizleri buralarda yeni yeni görüyoruz, biz hep buralardaydık, buralarda da olacağız. dut yemiş bülbüle dönen gs ve ezik taraftarıdır. cezaya gelince bilica ve baroni karıştırılmış gibi geliyor hem haberde hem yorumlarda, tff karıştırıp yanlış adama ceza vermeiyse, çünkü bilicanın hiç bir hareketi yok, lig tv el altından görüntü falan vermediyse. ilginçtir ligtv fb lehine olan görüntüleri yakalayamıyor. sayılmayan gol de kale arkası görüntüsü olmadığı gibi. veli yazar 2009-10-29 23:43:56 Sami yende sahaya 10 ton su at saat ana avrat söv koltukları futbolcuların kafasına at maç ceza al.Kadıköyde bardak suya maç ceza.Bu Mahmut denen adam Ulusoydan bile daha cesaretliymiş.Adaletinizi yiyim ben sizin.... Abdullah BAHAR 2009-10-29 23:14:28 Bakıyorum dut yemiş bülbül halinden sıyrılmış,kanarya gibi geveze geveze ötüyorsun.Sende biraz adalet duygusu olsa bunları yazmazdın kardeş.Ayrıca Keitaya atılan şişe FB taraftarlarından iyi takip et.Ligtv bile bunu açıkladı ve kanıtladı.Her neyse bu maç size hediye gibi oldu,bizim size sadakamız olsun.Ama emin olun ki bu maçtan birinde puan kaybedecek FB görecez... Arif ŞİLFELER 2009-10-29 23:08:08 Bu federasyon ve pfdk taraflı olduğunu açıklamıştır bu cezayla.Hangi adalet mantığına sığar ki bu ceza?Ev sahibi takımın oyuncuları maç başlamadan olay çıkaracak,taraftar yan hakemin kafasını yaracak,GS li Keitanın gözüne gelen pet şişeyi fırlatacaklar,rakibe sürekli sert müdahalede bulunacaklar ve sonucunda maç ceza alacaklar ha!TFF ve PFDK hem kendine hemde Türk futboluna kamçı vurmuştur.Böyle adalet olmaz olsun.Bu yönetim oldukça FB nin sırtı yere gelmez.Ancak emin olun Kayseride darbe yiyecekler... Arif ŞİLFELER 2009-10-29 22:54:18 Maç başında olayları başlatan Baroniydi.Isınmakla meşgul ardanın yanında ne işi var ve neden onu ittiriyor,ayağına basar?Oturduğunuz yerden atıp tutmayın...Biraz objektif olun.Federasyonunuz size hediye verdi işte yaptığınız çirkeflikler için,daha ne istiyorsunuz... Arif ŞİLFELER 2009-10-29 22:35:09 Kesinlikle tüm fb-gs gs-fb derbileri seyircisiz oynanmalı. üstelik en az yıl... Emre Toprak 2009-10-29 22:26:44 Tahkim olayi bozmazsa bu karar ile fener ilk yarinin sonuna kadar (ki zaten topu topu mac) kendi seyircisi onune cikamiyor. Keita ve Bilica'nin mac'lik cezasina da kimsenin itirazi olmaz herhalde. Bakalim yarin yapilacak aciklamalar ne yonde olacak. Bu arada Sn. Mustafa Denizli de TFF'ye meydan okumaya hazirlaniyor diye okudum. Bu lig nereye gidiyor kimse kestiremiyor. Aslantepeli 2009-10-29 22:12:46 bursanin sahasi niye kapanmadi ,diyarbakir macindan sonra !ali samiende kamyon pet atildi ,yuz milyon kufur edildi mac,kadikoyde bir tane pet atildi,kufur yok mac.acaba Aziz baskan diyarbakirli diye olabilir mi deniz kara 2009-10-29 22:07:41 arda'ya ceza verilmemiş. iyi kollamaya devam edin bakalım. KAYA TRABZONLU 622666 Dış ticaret açığı azaldı Türkiye'nin, bu yılın dokuz ayındaki (Ocak-Eylül dönemi) ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30,5 gerileyerek 73 milyar 116 milyon ithalatı da yüzde 38,8 azalarak 100 milyar 142 milyon oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2009 yılı Eylül ayı dış ticaret istatistiklerini açıkladı. Ocak-Eylül döneminde dış ticaret açığı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 53,7 azalarak 27 milyar 26 milyon dolara geriledi. 2008 yılının Ocak-Eylül döneminde yüzde 64,3 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı ise bu yılın aynı döneminde yüzde 73'e yükseldi. Geçen yıl Ocak-Eylül döneminde 105 milyar 187 milyon dolarlık 163 milyar 543 milyon dolarlık ithalat yapılmıştı. 2008 yılı ilk dokuz ayında dış ticaret açığı 58 milyar 356 milyon ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 64,3 olarak gerçekleşmişti. Aylık açık TÜİK'e göre 2009 Eylül ayında ise 2008 yılının aynı ayına göre yüzde 33,6 gerileyerek milyar 501 milyon ithalat yüzde 30,4 azalarak 12 milyar 449 milyon oldu. Söz konusu ayda dış ticaret açığı, 2008 yılının aynı ayına oranla yüzde 22,5 azalarak milyar 948 milyon olurken, ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 68,3 olarak belirlendi. Geçen yıl Eylül ayında, 12 milyar 793 milyon dolarlık 17 milyar 885 milyon dolarlık ithalat yapılmıştı. Söz konusu ayda dış ticaret açığı milyar 91 milyon ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 71,5 olmuştu. Devam edecek... 622326 Özer Hurmacı: "Üç kupaya da talibiz" Fenerbahçeli Özer Hurmacı, bu sezon takım olarak formda olduklarını ifade ederek, "üç kupaya da talibiz" dedi. Özer, FB TV'ye yaptığı açıklamada sezona iyi başladıktan sonra Gaziantepspor'a karşı deplasmanda şanssız bir mağlubiyet aldıklarını söyledi. UEFA 'nde de Süper Lig'de lider olduklarını hatırlatan Özer, "Ziraat Türkiye Kupası'nı da inşallah uzun aradan sonra müzemize getiririz. Çünkü bunu gerçekten başarabilecek kalitemiz var. üç kupaya da talibiz" dedi. Üç kupada da emin adımlarla ilerlemek istediklerini ancak hep maç maç düşünmeleri gerektiğini belirten Özer, "şimdi sadece maçını düşünmemiz gerekiyor. Böyle düşündüğümüz zaman zaten başarıyı yakalarız" diye konuştu. Uzun süren sakatlık döneminin ardından sezona geç başladığını vurgulayan Özer, performansının daha da yükseleceğini söyledi: "Her şey iyi gidiyor, performansım daha da yükselecektir. Şu an antrenmanlarda daha çok çalışıp, diğer maçlarda forma şansı bekliyorum. Kısa vadede bakacak olursak yavaş yavaş artık maç oynamam gerektiğini düşünüyorum. Kondisyonumu almam gerektiğini düşünüyorum. "Steaua Bükreş maçında 70 dakika oynadım. Bu benim açımdan iyi oldu. Uzun vadeli düşünürsek de zaten camiası çok büyük bir camia. Burada bu takıma uzun yıllar hizmet etmek istiyorum. Onun için de her zaman iyi olmak istiyorum. Daha çok çalışmak gerektiğini biliyorum." Fenerbahçeli futbolcu, pazar günü karşılaşacakları 'un zor bir rakip olduğunu belirterek, "ama kazanmak istiyoruz. Kayseri'nin her sene güçlü bir takımı var. Bu sene de öyle. Kendi evinde daha iyi oynuyorlar. Bizim için tabii ki içeride dışarıda fark etmemesi lazım" dedi. 621275 'Türkiye olmasa bu hayat neye yarar?' Vladimir Jirinovski, Türkiye'de demokratik açılımı desteklediğini belirterek, "Türkiye'yi çok seviyorum. Türkiye olmasaydı, bu hayat neye yarardı?" dedi. Jirinovski, Türkiye'nin Moskova Büyükelçiliği tarafından verilen Cumhuriyet'in 86. yıl dönümü resepsiyonunda Türk gazetecilerin sorularını Türkçe yanıtladı. Türkçe'yi Moskova'daki Şarkiyat Üniversitesi'nde öğrenen ardından Türkiye'deki görevi sırasında geliştiren Jirinovski, Türkiye'yi çok sevdiğini belirterek, "Ne sağcıyız, ne solcu, futbolcuyuz, futbolcu. Sevemez kimse seni Türkiye, Rusya olmadığı zaman. Sevemez kimse seni, benim sevdiğim kadar. Sen olmasaydın, bu hayat neye yarardı? Türkiye olmasaydı bu hayat neye yarardı? Ne mutlu Türkiye ve Rusya'ya" diye konuştu. Türkçeyi şu ana kadar nasıl unutmadığı yolundaki bir soru üzerine, Jirinovski, "Türkiye'yi çok seviyorum ve Türk dili benim için müzik gibidir. Türk mutfağını çok seviyorum. Burada (Resepsiyon) biraz kurnazlık yapıyorsunuz. Hiç Türk yemeği yok. Nerede haşlama, kebap? Nerede işkembe çorbası" şeklinde konuştu. "BİZDE GAZ VAR, SİZDE BORU HATTI" Türkiye'nin yüzünü sürekli batıya döndüğünü ancak iki ülke arasında ilişkilerin özellikle son dönemde yavaş yavaş geliştiğini kaydeden Jirinovski, şunları kaydetti: "Her zaman batıya bakıyorsunuz. Batının size faydası olmaz. Türkiye, Rusya'nın kızkardeşi gibidir. Aramızdaki ilişkiler daha geniş olmalı. Şimdi Mavi Akım var, Güney Akım'ı yapıyoruz. Türkiye, Rusya'nın transit ülkesi olabilir. Gaz bizde boru hattı sizde, beraber para alıyoruz. Bu çok iyi." DEMOKRATİK AÇILIMA DESTEK Türkiye'de özellikle "Kürt sorunu ve Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesini içeren demokratik açılımı" nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Jirinovski, "Türkiye hem Ermeni, hem de Kürt sorununda açılım yapıyor. Türkiye, Müslüman dünyasına örnek olabilir" dedi. Türkiye ve Ermenistan sınırının açılması gerektiğini, insanların ve yüklerin taşınmasına olanak sağlayacak demir yolu bağlantısı kurulması gerektiğini ifade eden Jirinovski, şunları kaydetti: "Türkiye, Ermenistan, Gürcistan, Abhazya ve bütün Karadeniz çevresindeki bütün sınırları yok etmek gerekir. Neye lazım gümrük ve sınır? AB'nin kuyruğunda kalmak günah. Sizin neyinize lazım. Kaç yıldır AB kapısında bekliyorsunuz? 10,20,30, 50 yıl. Bu zayıf ve fakir Avrupa'ya katılmak istiyorsunuz. Ama kuzeyde zengin ve kocaman bir Rusya var. Anlamıyorum. Kurtuluş savaşı sırasında Rusya Türkiye'ye para ve silah yardımında bulundu. Bu yardım olmasaydı şimdi orada Yunanlılar ve İtalyanlar vardı." TÜRKİYE'DEN 17 MİLYON AVRO TAZMİNAT TALEBİ" Jirinovski, Türkiye'deki görevi sırasında 17 gün gözaltında kaldığını ve kendisinin de bu 17 gün karşısında tazminat talep ettiği şeklindeki sözlerine, gülerek, "Tabii istiyorum. Türkiye'nin bana 17 milyon avro borcu var. Her gün için bir milyon avro istiyorum" yanıtını verdi. Jirinovski, bir gazetecinin daha önce dolar istediğini hatırlatması üzerine, "Şimdi avro istiyorum çünkü enflasyon" karşılığını verdi. "UKRAYNA'DA BİR GÜN YİNE RUS BAYRAĞI DALGALANACAK" Jirinovski, bir başka soru üzerine Ukrayna'nın da kendilerinin küçük kız kardeşi olduğunu belirterek, "Şimdi bağımsızlar ama yakında yine orada Rus bayrağı dalgalanacak. Ukrayna AB üyeliğini çok istiyor ama olamaz. İki devlet her şeye karar veriyor. ABD ve Rusya" ifadesini kullandı. "OBAMA ABD'NİN SON BAŞKANI OLACAK" Rusya'nın dünyada tek süper güç olarak kalacağını ve karşısındaki devletlerin olası bir üçüncü dünya savaşında sadece saat dayanabileceğini ileri süren Jirinovski, "Obama, ABD'nin son Cumhurbaşkanı olacak. Amerika bitti tamam. Çin'den bir şey olmaz. İslam dünyasından bir şey olmaz. Yalnız Rusya. Bizde en korkunç silah var. Bizim için saat yeter. Bütün üçüncü dünya savaşı bu saat içinde biter. Obama uyurken harp biter. saat yeter" dedi. Jirinovski, Türkiye ve Rusya'nın yakınlaşması gerektiğini, bu yüzden Türkiye'deki herkesin Rusça öğrenmesini, okullarda Rusça öğretilmesini de istediğini sözlerine ekledi. AA 621782 Fenerium'da Arda forması satılacak 09.31 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'da Arda forması satılacak geçen pazar 'nda 'ı 3-1 yenmişti. Maç bitiminde Galatasaraylıları kızdırmak için statta Galatasaray'ın bu yıl giydiği mor formayı çağrıştıran Kayahan'ın "Bir Mahsun Mor Menekşe Ağlıyor Mu Ne?" şarkısı çalınmıştı. Fenerbahçe, MESAM'a (Musiki Eserleri Sahipleri Meslek Birliği) başvurup Kayahan'ın "Mor Menekşe" şarkısının isim hakkını satın almaya karar verdi. Ayrıca kulüp, "Mor Menekşe" ve "Ard ARDA 10 kere" yazılı tişört bastırıp mağazalarında satacak. Fenerbahçe 10 yıldır Galatasaray'ı, Şükrü Şaracoğlu Stadı'nda hep yeniyor. .. ... 621926 Bilimin yapay çocukları yolda ABD’li Standford Üniversitesi’nden uzmanlar insanın embriyonik kök hücresinden sperm ve yumurta hücresinin üretimini sağlayan germ hücreleri elde ettiler. Prof. Dr. Renee Riejo Pera, yıl içinde döllenebilecek yapay yumurta ve onu dölleyecek yapay sperm elde edebileceklerini açıklarken bunun için gerekli bilgi ve teknolojiyi sahip olduklarını kaydetti. Buluş sayesinde erkek sperm ve dişi yumurta hücrelerinin üretimiyle başlayan insan gelişiminin birçok noktası aydınlanacak. Genetik hastalıkların çocuğa geçiş süreci anlaşılacak, böylece tedavi ve önlem konularında farklı yollar bulunabilecek. Pera, Nature dergisinde yayımlanan çalışma hakkında “İnsanın normal anormal gelişiminin kökenlerine ulaşmaya çalışıyoruz” dedi. Germ hücrelerinin bunu nasıl yaptıklarının, hangi genlerin ve yolların kullanıldığını çözemediklerini anlatan Pera yeni hedeflerinin germ hücrelerinden insan derisi geliştirmek olduğunu söyledi. Star gazetesi 622665 Dünyanın, doğa harikası adası! Bu adalara gidenin dönesi gelmiyor, dünyanın en gözde tatil ve yaşam alanları olan adalarda yaşam tam anlamıyla bir harika. Bu adalarda yaşayan insanlar hayata tekrar geldiklerini hissediyorlar... Sadece resimlerde gördüğümüz, belkide gidilmesi hayal olan dünyanın en bilindik adalarının özelliklerini hiç merak ettiniz mi...İşte dünyanın en favori yedisi... 1- MALDİV ADALARI Güney Asya’da Hint Okyanusu’nun içinde ve Hindistan’ın güneybatısında yaklaşık 2000 kadar adadan ibaret olan Maldiv Adaları'nın ekonomisi; balıkçılığa, deniz ürünlerinden elde edilen gelirlere ve tarıma dayanır. Nüfusu 240.000 ve başkenti Male olan Maldivler, dünyanın bir numaralı turizm bölgelerinden biri. Gerek muhteşem okyanusu, gerekse de harika doğası ile gelenlerin hayran olduğu biryer olan Maldivler,beyaz kumlu sahilleri, masmavi okyanusu ve yeşilin her tonunda bitki örtüsü ile dünya turizmin cazibe merkezi olmuştur. Ayrıca Hint okyanusunun çiçeği ve romantizmin merkezi Maldiv Adaları dünya üzerinde balayı için en ideal bölgelerden ve cennet adalar olarak tabir edilir. Cennet adalar Maldivler'de gidebileceğiniz yerler Hukuru Miskiiy, Mulee-aage, Başkanlık Sarayı, Sultan Parkı ve Müzesi, The Artificial Beach... EKOTRENT 621999 Aziz Yıldırım boşanmanın eşiğinde Eşi Yıldız Yıldırım’la yaklaşık bir yıldır ailevi sorunlar yaşadığı bilinen ve bu yüzden evi terk ettiği iddia edilen Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım boşanma sürecini başlattı. Aziz Yıldırım’ın geçtiğimiz günlerde boşanma konusunda avukatıyla görüştüğü ve dava açılması için talimat verdiği öğrenildi. Ailesinin yakın dostlarının uzun süredir Yıldırım çiftinin arasını yapmaya çalıştığı ancak bu çabaların bir sonuç vermemesi üzerine Yıldırım’ın böyle bir karar aldığı iddia edildi. DAHA ÖNCE YALANLAMIŞTI Daha önce bir dergi, Yıldırım’ın eşi Yıldız Yıldırım’la ciddi sorunlar yaşadığını yazmıştı. Bunun üzerine kulübün internet sitesinden “Haber içeriği tümü ile gerçek dışı ve hayal ürünüdür. Yıldız-Aziz Yıldırım çifti boşanmak için mahkemeye başvurmadıkları gibi, derginin iddialarının tersine mutlu bir yaşantı sürmektedirler. Derginin doğrulatma ihtiyacı bile duymadan insanların ailevi yaşantısını hayal ürünü senaryolarla spekülasyon konusu yapması basın etiğine aykırıdır ve sadece reyting amaçlıdır. Sorumluları hakkında hukuki yollara başvurulacaktır” açıklamasına yer verilmişti. 29 yıllık evli Yıldırım çiftinin iki kızı bulunuyor. Aziz Yıldırım bir süre önce büyük kızından bir torun sahibi olmuştu. Fenerbahçe tarihinin son 11 yılına damgasını vuran Başkan Aziz Yıldırım, aynı zamanda Fenerbahçe tarihinin en fazla şampiyonluk gören başkanı unvanının da sahibi. 621807 Sahil güvenlik uçağı askeri helikopterle çarpıştı 09.45 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, uçağı askeri helikopterle çarpıştı ’nin Güney sahili açıklarında sahil güvenliğe ait bir uçağın bir askeri helikopterle havada çarpışması sonucu meydana gelen kazada helikopterin düştüğü bildirildi. yetkilileri ABD donanmasına dayanarak yaptığı açıklamada çarpışmanın dün yerel saatle 07.00’de meydana geldiğini belirtti. Çarpışmanın ardından helikopterin, adalarının güneyindeki San Clemente Adası’nın 24 kilometre doğusunda düştüğünü kaydeden yetkililer, bölgedeki teknelerin helikopteri bulmak amacıyla yürütülen arama çalışmalarına katıldığını duyurdu. Kazanın ayrıntıları hakkında açıklamada bulunmayan yetkililer, helikopterde kaç kişinin bulunduğu konusunda da bilgi vermedi. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ... 621596 Fehmi Koru: Özü ve sözü bir Cumhuriyet Fehmi Koru 30 Ekim 2009 CumaÖzü ve sözü bir Cumhuriyet Cumhuriyet Bayramı bu yıl da önceki yıllardan farksız geçti; yediden yetmişe herkes 'Cumhuriyet' ile bağını yenilemiş oldu. Geçmiş günleri anarak tahtlı-saltanatlı bir düzen beklentisi dillendiren, ya da yönetimin hep belirli ellerde kalmasını arzuladığını dışa vuran aykırı sesler bu yıl da işitilmedi. Cumhuriyet'e kalkan bir el olmadığı için “Cumhuriyet'e kalkan eller kırılacak” türü içi boş sloganların gereğini yerine getirmeye de mahal kalmadı. Aksini düşünmek için hiçbir sebep olmadığı halde, nedense, sanki Cumhuriyet her an 'tehlike' altına düşebilirmiş gibi düşünenler, böyle düşünüldüğünü belli eden mesajlar bu yıl da eksik değildi. Oysa, halk, kendi temsilcileri eliyle yönetilmekten çok memnun bugün; Çankaya Köşkü'ne veya Başbakanlık Konutu'na baktığında, sistem tercihinin doğruluğuna bir kez daha inanıyor. halde tehdit değerlendirmeleri neden yapılıyor? Galiba şundan: Cumhuriyet'i kuran koalisyonun bir ayağı köklü bir değişime uğradı; ikinci ayağın gücü ise kazanılan demokratik olgunlukla zayıfladı, daha da zayıflayacağa benziyor. koalisyonun bugünkü ortakları bundan memnun değiller; değişim yalnızca kendilerini ve iktidarlarını zorladığı halde, bunu, tehlikede olan Cumhuriyet sistemi imiş gibi yansıtmayı uygun görüyorlar. Koalisyonun iki ayağı vardı Cumhuriyet kurulurken: Asker ve sivil... Kuruluş döneminin kendine özgü şartları, kestirmeden 'sivil' diye adlandırılan kitlenin aslında bir 'elit grubu' olmasını gerektirmişti. Aralarında tarihsel bağlar bulunan, belli bir çizgiyi sürdüren, sosyal hayatta zaten dirsek teması halinde yaşayan elitler, içlerindeki politika meraklılarını devreye sokarak, kuruluştaki 'asker-sivil koalisyonu' şartlarını yakın dönemlere kadar sürdürdüler. Şablona uymayanları öne çıkarsa ve dışarlılıklara da hükümetler kurdursa bile iktidarı onlara teslim etmeyen bir sistemdi ülkede egemen olan. İstenmeyen siyasi gelişmeler yüzünden sivil kanatta elit egemenliği tehlikeye düştüğünde, koalisyonun diğer ortağı hemen devreye giriyor ve sistemi eski rayına oturttuktan sonra yerine çekiliyordu. 27 Mayıs (1960), 12 Mart (1971), 12 Eylül (1980) ve hatta 28 Şubat (1997), ülkeye egemen elitler koalisyonunun sivil ayağı tehdit altına düştüğünde gerçekleştirilen askeri müdahalelerin tarihleridir. Kuruluş şartları aradan geçen onlarca yıl içerisinde değiştiği halde kurucu elit kadronun temsilcilerini her halükârda iktidarda tutan sistem -ara ara yapılan müdahaleler sayesinde- hep süregeldi. Bugün 'tehlike' sinyalleri veren işte bu sistemdir. 2002 sonrasında ciddi biçimde niyetlenilmiş en az iki darbe girişimi başarıya ulaşamadı. 'Islak imzalı belge', denemeden vazgeçilmek niyetinde olunmadığını ortaya koyuyor. Elitler koalisyonunun her daim iktidarda kalmasını sağlayan sistemin kilit taşı durumundaki Cumhurbaşkanlığı makamı, seçim süreci boyunca sergilenen ayak oyunlarına rağmen, kurucu koalisyonun arzusu hilâfına -ancak kurucu felsefeye bütünüyle uygun biçimde- halktan biri tarafından dolduruluyor bugün... Cumhuriyet, sözlük anlamına ve evrensel kabullere daha uyumlu bugün. Özü ve sözü bir Cumhuriyet'le daha yeni yeni tanışıyor Türkiye... Böyle olunca da “Cumhuriyet tehlikede” türü yaygaralar havada kalıyor. Kendi kendisini yönettiğini artık daha fazla hisseden halk, yavaş yavaş elde ettiği özde ve sözde Cumhuriyet'i neden tehlikeye atsın ki? Cumhuriyet bütün tarihi boyunca hiç bugünkü kadar tehlikeden uzak olmamıştı. Tersini düşünenler kendilerini yanıltıyorlar. 621377 Parti teşkilatlarını uyardı: Tahrik arayışları başladı, çatışmadan kaçının "Milliyetçi Hareket mensuplarına yönelik tahrik arayışlarının başlatılacağına dair işaretler alınmıştır." diyen Bahçeli, bu süreçte dikkat edilmesi gereken hususları 10 maddede sıraladı. Tartışma ve çatışmadan kaçınılması istenen genelgede, "Demokrasi dışı odakların siyasete müdahaleye davet eden çağrılarına dikkat edilecek, partililerimiz ve aziz milletimizin bu konuda bilgilenmesi sağlanacaktır." denildi. Bu dönemde MHP'nin üstlendiği 'milli sorumluluğun' öneminin daha da arttığını vurgulayan Devlet Bahçeli, küçük bir kıvılcımın büyük patlamalara sebep olacağı bir toplumsal hassasiyet ortamının doğduğuna işaret etti. MHP lideri, "PKK teröristlerine yapılan karşılama törenlerine yönelik haklı tepkiler, ortamı tahriklere açık hale getirmiştir." dedi. Geçmiş yıllarda ülkücülerin, 'çıkartılmak istenen kavgaların tarafı olmadığını, karanlık sokaklardan uzak durarak ülkeyi küresel senaryolardan koruduğunu' belirten Bahçeli, bu tavrın sürdürülmesi talimatını verdi. Genelgede, "Milliyetçi Hareket, ocak, ülkü, hilal gibi partimizin sembollerini çağrıştıran, istismar eden veya kullanan bizim dışımızdaki yabancı dernek, parti, kurum gibi oluşumlardan uzak durulacak, bu gruplarla bağımızın olmadığı kamuoyuna anlatılacaktır." denildi. Partinin düzenlediği toplantı ve kararlaştırılmış kampanyalarının haricinde münferiden hareket ve tepki gösterilmeyeceği yönünde uyarı yapıldı. Ayrıca genel merkezin belirlediği işaret, slogan, marş, sembol ve kavramlar dışında materyal kullanılmaması ve tanıtım disiplinine riayet edilmesi istendi. Bahçeli, MHP'nin tamamen meşru zeminde demokrasinin sunduğu imkanları sonuna kadar kullanarak, ülke meselelerini aşmak konusunda kararlı olduğunun altını çizdi. 622611 Eski Yunan bakanının evine bombalı saldırı 'ın başkenti Atina'da eski Milli Bakanı ve ana muhalefet partisi Yeni Demokrasi (YDP) milletvekili Marietta Yannaku'nun evinin bulunduğu binanın hedef alındığı bombalı saldırının "Ateş Hücreleri" adlı terör örgütü tarafından düzenlendiği olasılığı üzerinde durulduğu bildirildi. Yunan basın-yayın organları, polis kaynaklarına dayandırdıkları haberlerinde, saat 04.32'de gerçekleştirilen saldırıda zaman ayarlı patlayıcının bir tencerenin içinde binanın önüne yerleştirildiğini, bunun da benzer eylemleri nedeniyle "Ateş Hücreleri"ni akla getirdiğini duyurdular. Haberlerde, Terörle Mücadele ekiplerinin olay yerindeki araştırmalarını sürdürdükleri de kaydedildi. Yannaku'nun Kato Patisia semtindeki evinin bulunduğu apartmanın girişinde sabaha karşı, ciddi maddi hasara yol açan bir patlama meydana gelmişti. Saldırı öncesinde Elefterotipiya gazetesi ile özel ALTER televizyonunu telefonla arayan, kimliği henüz belirlenemeyen bir kişi, patlayıcı maddenin 20 dakika içinde infilak edeceği ihbarında bulunmuştu. Öte yandan, "Ateş Hücreleri" geçtiğimiz Ekimde Atina'da bir kişinin yaralandığı bombalı saldırıyı üstlenmişti. Polisin bir süre önce kentin Halandri semtinde bir hücre evine düzenlediği baskında üyesi gözaltına alınan örgütün, aracılığıyla yayımladığı bildiride, eski Başbakan Kostas Karamanlis'in, Pedion tu Areos Meydanı'nda miting yaptığı sırada yakındaki Gilfordu Caddesi'nde bir çöp tenekesine ev yapımı patlayıcı yerleştirilmesi eylemini üstlendiği kaydedilmişti. Örgüt, hücre evi operasyonu nedeniyle bundan böyle gazeteci, polis ve savcıların hedef alınacağı eylemler gerçekleştireceğini de bildirmişti. Adı son bir yıl içinde duyulan "Ateş Hücreleri", Eylül ayı başında Selanik kentindeki Makedonya-Trakya Bakanlığı binasını, Haziran ayında ise Atina'da eski İçişleri Bakan Yardımcısı Panayotis Hinofotis'in oturduğu apartmanı hedef alan bombalı saldırıları üstlenmişti. 621503 ‘Washington sniper’ı iğneyle öldürülecek sniper’ı iğneyle öldürülecekDIŞ HABERLER 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’NİN eyaletinde 2002’de büyük yaratan keskin nişancı John Allen Muhammed’in önümüzdeki ay edileceği açıklandı. Muhammed ve genç ortağı Lee Boyd Malvo, çevresinde üç hafta süren eylemleri sırasında keskin nişancı tüfeğiyle 10 kişiyi öldürmüştü. Vinginia Dairesi’nden yapılan açıklamada Muhammed’in eyaletteki cezaevlerinde kullanılan iki yöntemi olan elektrikli sandalye veya zehirli iğne arasından seçim yapmadığı, bu durumda mahkûmun cezasının zehirli iğne ile infaz edileceği bildirildi. 621484 DÜNYADA SALGIN DÜNYADA SALGINDIŞ HABERLER SABETAY VAROL Paris 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’da 22 kişiyi öldürdü... Ekonomide korku dalgası... ’dan fakir ülkelere aşı... ’da aşı polemiği... ’da 22 kişiyi öldürdü İran ’ndan yapılan açıklamaya göre, ülkede 22 kişi hayatını kaybetti. Bakanlığın hastalık merkezi yöneticisi Muhammed Mehdi Gooya, bin 638 kişiye teşhisi konduğunu kaydetti. Ölümlerin  yaş aralığının ila 24 olduğu belirtildi. Öte yandan İran’ın başkenti Tahran’da okulun nedeniyle kapatıldığı öğrenildi. İran’da domuz gribinden ilk ölüm 26 Ağustos’ta yaşanmıştı.  Ekonomide korku dalgası ’ın 2008’de geçtiği bir habere göre olası bir salgınının dünyaya trilyon dolara mal olabileceğini, gayri safi milli hasılada yüzde 5’lik bir düşüş yaratabileceğini hesaplamıştı. Bu öngörüsünün doğru çıkması, domuz gribi salgınının işletmeleri işleyemez hale getirmesi durumunda, ekonomideki durgunluğun dünya çapında bir depresyona dönüşmesi kaçınılmaz olacak. ’de yapılan bir anket ise şirketlerin, çalışanlarının domuz gribine yakalanma korkusu yaşadığını ortaya koydu. Harvard Üniversitesi’nce  yapılan ankete göre, şirketlerin yüzde 84’ü çok sayıda çalışanının hastalanıp işe gelememesinin iş üzerinde çok olumsuz etkisi olacağını düşünüyor. Buna rağmen işverenlerin yüzde 96’sı hasta çalışanının işe gelmesini istemiyor.  ’dan fakir ülkelere aşı (WHO), yaklaşık 100 fakir ülkeye 200 milyon doz domuz gribi aşısı gönderileceğini açıkladı. WHO Genel Direktörü Margaret Chan, Genel Sekreteri ’la birlikte, aşı üreticilerinin fakir ülkeler için aşı üretmesini sağlamaya çalıştıklarını söyledi. Chan, bugüne kadar 200 milyon doz aşı için söz aldıklarını söyledi. ’da aşı polemiği 871 milyon euro ödenerek devlet tarafından satın alınan 94 milyon doz domuz gribi aşısı Fransa’da, bu aşıya harcanan paralarla ilgili polemiğe neden oldu. Le Parisien gazetesi dünkü sayısında aşı imal eden ilaç fabrikalarının, resmi sağlık kurumlarının kararlarını hangi yollarla etkilediğini irdeleyen bir yazı yayımladı. 622128 STK'lar, cuntacıların yargılanmasını istedi ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN STK'lar, cuntacıların yargılanmasını istedi İSTANBUL Ergenekon savcılarına gönderilen "AK Parti ve Gülen'i bitirme planı" belgesinin gerçek olduğunun Adli Tıp Kurumu'ndan onaylanmasının ardından harekete geçen sivil toplum kuruluşları, ihbar mektubunda ismi geçenlerin yargılanması için suç duyurusunda bulundu. Polisin adliye önünde açıklama yapılmasını engellemek için basın mensuplarıyla dernek temsilcilerinin arasına tek sıra dizilmesi ilginç görüntü oluşturdu. Mazlum Der, Özgür Der, Adaleti Savunanlar Derneği gibi pek çok sivil toplum kuruluşu, Sultanahmet'teki İstanbul Adliyesi'ne gelerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusu dilekçelerini teslim etti. Suç duyurusunda bulunmadan önce sivil toplum kuruluşları adliye önünde bir basın açıklaması yapmak istedi. Polis, açıklamanın adliye kapısında değil yan tarafta yapılmasının gerektiğini söyledi. Dernek temsilcileri ise açıklamalarının çok kısa olduğunu ve kimseyi engellemediklerini belirterek, kapıda yapmak istediklerini belirtti. Yaşanan tartışmada her iki tarafta geri adım atmayınca bir polis amiri çevik kuvvet polisinin basın mensuplarıyla dernek temsilcilerinin arasına girmesini istedi. Polisin tek sıra halinde önlerinde durması da dernek temsilcilerinin açıklama yapmasını engelleyemedi. Grup adına açıklama yapan Mazlum Der İstanbul Şube Başkanı Cihat Gökdemir, bugüne kadar cunta planlarının yargı önüne gelmediğini belirtti. Dursun Çiçek imzalı belgenin gerçek olduğunun artık anlaşıldığını kaydeden Gökdemir, "Onlarca sivil toplum kuruluşu bugün cuntacılar hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Bu isimlerin bir an önce sivil mahkemelerde yargılanmasını istiyoruz." diye konuştu. Açıklamanın ardından sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri adliyeye girerek suç duyurusunda bulundu. Sivil toplum kuruluşlarının yargı önüne çıkmasını istedikleri isimler ise suç duyurusunda şöyle sıralandı. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Albay Dursun Çiçek, 1. Ordu Komutanı Hasan Iğsız, Korgeneral Mehmet Eröz, Tümgeneral Mustafa Bakıcı, Albay Hicri Dinçerol, Albay Sedat Özüer, Albay İlker Ziya Göktaş, Albay Fuat Selvi ve soruşturma ile tespit edilecek diğer kişiler. Bu arada, açıklamaya katılan ve ilginç bir önlük giyen Adem Çevik isimli dernek temsilcisi, basın mensuplarının ilgi odağı oldu. Çevik'in kendi hazırladığı yeleğin ön tarafına "Lanet Cunta sürgüne" arkasına da "Darbe virüsü domuz gribinden ölümcüldür" yazması dikkat çekti. 30.10.2009 GÜNDEM 622847 Hazine'nin vergi dışı gelirleri aylık dönemde milyar TL'ye ulaştı 19.27 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Hazine'nin vergi dışı gelirleri aylık dönemde milyar TL'ye ulaştıANKARA (ANKA) Yılın aylık döneminde KİT’ler, Kamu Bankaları ve şirketlerinden elde edilen çeşitli vergi dışı gelirler milyar 967 milyon 476 bin TL oldu. Bu gelirin milyar 328 milyon 603 bin TL’si yılın ikinci çeyreğinde gerçekleyen 3’üncü Nesil GSM lisans ihalesinden kaynaklanırken, yılın 3’üncü çeyreğinde gerçekleşen vergi dışı gelirlerin genel toplamı ise 721 milyon 215 bin TL oldu.  Yılın aylık döneminde KİT’ler, Kamu Bankaları ve şirketlerinden elde edilen çeşitli vergi dışı gelirler milyar 967 milyon 476 bin TL oldu. Bu gelirin milyar 328 milyon 603 bin TL’si yılın ikinci çeyreğinde gerçekleyen 3’üncü Nesil (3N) GSM lisans ihalesinden kaynaklanırken, yılın 3’üncü çeyreğinde gerçekleşen vergi dışı gelirlerin genel toplamı ise 721 milyon 215 bin TL oldu. kamu sermayeli bankalar, Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) ve GSM şirketlerinden elde edilen "Vergi Dışı  Normal Gelirlerini" açıkladı. Yılın aylık döneminde elde edilen vergi dışı normal gelirlerin genel toplamı milyar 967 milyon 476 bin TL oldu. Bunun milyar 171 milyon TL’sini KİT’lerden ve kamu bankalarından elde edilen toplam vergi dışı gelirlerden oluşurken, milyar 328 milyon 603 bin TL’si ikinci çeyrekte gerçekleşen 3’üncü Nesil GSM lisans ihalesinden elde edildi. Yine ikinci çeyrekte gerçekleşen GSM 900 İlave Frekans Bandı Tahsis Bedeli’nden elde edilen gelir ise 42 milyon 793 bin TL oldu. EN BÜYÜK VERGİ DIŞI GELİR KALEMİ KAMU BANKALARINDAN ELDE EDİLEN TEMETTÜ Yılın aylık döneminde gerçekleşen milyar 171 milyon TL’lik toplam vergi dışı normal gelirler başlığında en büyük gelir kalemini milyar 89 milyon 143 bin TL’yle kamu bankalarından elde edilen temettü gelirleri oluşturdu. Bu dönemde KİT’lerden elde edilen temettü gelirleri milyar 429.8 milyon TL olurken, GSM şirketlerinden alınan Hazine payları ve sulh sözleşmeleri uyarınca yapılan tahsilat milyar 328 milyon 603 bin TL düzeyinde gerçekleşti. KİT’lerden elde edilen hasılat payları 191 milyon 57 bin TL’ye ulaşırken, kamu bankalarından elde edilen diğer gelirler 131 milyon 323 bin TL düzeyinde oldu. İştiraklerden elde edilen gelir bu dönemde milyon 69 bin TL’ydi. ÜÇÜNCÜ ÇEYREKTE VERGİ DIŞI GELİRLER 721.2 MİLYON TL Yılın 3’üncü çeyreğinde gerçekleşen vergi dışı normal gelirlerin genel toplamı 721 milyon 215 bin TL oldu. Bunun 152 milyon 424 bin TL’si KİT’lerden elde edilen temettü gelirlerinden, 482 milyon 617 bin TL’si ise GSM şirketlerinden elde edilen vergi dışı gelirlerden oluşurken, KİT’lerden elde edilen hasılat payları 77 milyon 79 bin TL, kamu bankalarından elde edilen diğer gelirler ise milyon 94 bin TL oldu. ... 621601 Hakemlerin işine karışmayız Özgener, Lig TV'ye yaptığı açıklamada, derbide en çok tribün olaylarına canının sıkıldığını belirterek, "Çok önemli bir derbi, beklentisi çok olan bir derbi. Tribün olayları ne kadar az olursa, bizim futbola bakış açımız ve memnuniyetimiz kadar fazla olur. Maç öncesi ve maç sırasındaki olaylara baktığınız zaman, olmaması gerekir diye düşünüyorum." dedi. Mahmut Özgener, derbi maçta hakemlerin maça çıkması yönünde bir telefon trafiğinin yaşandığı şeklindeki iddiaların doğru olmadığına dikkati çekerek, kendisinin de tribünde olduğunu ve bir görüşme yapmadığını ifade etti. Başkan Özgener, sırada telefonla başka biriyle de konuşsa farklı yorumlara sebep olacağını belirterek, "Üstüne basa basa söylüyorum. Bazılarının işine gelir ya da gelmez. Biz kurullarımızın işine karışmıyoruz. Hakemlerimizin işine karışmıyoruz. Biz yetki verdiğimiz insanlara sonuna kadar güveniyoruz. Dolayısıyla yetki verdiğimiz insanlar da bizim verdiğimiz yetkiler doğrultusunda kararlarını alıyorlar. Burada da hakeme bir yetki verilmişti sezon başındaki talimatlara göre, da ona göre kararını vermiştir ve bu maçı oynatmıştır. Bunun arkasında bin tane şey aramak kesinlikle doğru değil. Bunlar futbola zarar veriyor. Futbolun iyiliği hepimizin temennisiyse bir kere bu senaryoları üretmekten lütfen vazgeçelim.'' diye konuştu. 622742 Bektaş, köyler arası rekabet başlattı Bektaş, köyler arası rekabet başlattı Muş Valisi Erdoğan Bektaş, rekabet ortamı oluşturmak ve teşvik amacıyla süt fabrikasına en çok süt veren köye 'süt sağım ünitesi' kurulacağını açıkladı. RECAİ DENİZ MUŞ Daha önce köy köy dolaşarak, kurulacak olan süt fabrikasının açılması için istenilen oranda süt verilmesini sağlayan Muş Valisi Erdoğan Bektaş, şimdi de köyler arası rekabet ortamını başlatmak için en çok süt verecek olan köye süt sağım ünitesi kuracağını ifade etti. Süt fabrikasının bölgedeki hayvancılık sektörünü ayakta tutabilecek tek umut kaynağı olduğunu vurgulayan Bektaş, Muş'ta kalkınmanın ancak hayvancılıkla olacağını ifade etti. Bektaş, ürünlerin elde kalmayacağını, bununla ilgili pazar sıkıntısı olmadığını dile getirdi. Üretimi arttırmak için teşvik ve ayrıcalıklar sağlayacağını kaydeden Bektaş, "Hayvancılık sektörünün gelişmesine destek olarak süt üretimine en çok katkı sağlayan köye bir süt sağım ünitesi kuracağız" dedi. 30.10.2009 621471 İsrail'e mesaj: Türkiye'nin rolünü anlamak önemli İsrail'de oldukça sağcı çizgisiyle tanınan düşünce kuruluşu BESA Begin-Sedat Stratejik Etütler Merkezi'nin dün düzenlediği toplantıya katılan Büyükelçi Çelikkol, görevine yeni başladığını ancak bölgedeki siyasi durumun ve Türkiye-İsrail ilişkilerinin kendisi için yeni olmadığını belirtti. Büyükelçi, "Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin ne kadar önemli olduğunu herkes biliyor, ama Türkiye'nin bölgedeki ve dünyadaki rolünü iyi anlamak da çok önemlidir." dedi. İki ülke ilişkileri, çoğunlukla Filistinli sivillerin öldüğü Gazze savaşı, 'Anadolu Kartalı' tatbikatı ve 'Ayrılık' dizisi nedeniyle gerilmişti. Aynı toplantıda konuşan Bahçeşehir Üniversitesi'nden Prof. Burak Küntay, Gazze savaşına dikkat çekerek, halkının yüzde 99'u Müslüman olan Türkiye'nin Gazze'de olan bitenlerle sıkıntısı bulunduğunu kaydetti. Gazeteci Sami Kohen ise komşularıyla sıfır sorun ve çok boyutlu dış politika yaklaşımıyla Türkiye'nin, pasif bir dış politikadan aktif bir dış politikaya geçtiğini hatırlattı. BESA Merkezi'nden Prof. Amikam Nahmani de, "Bize daha az ihtiyaç duyan bir devle uğraşıyoruz, Türkiye bizsiz de yaşayabilir." diye konuştu. Bu arada, Tel Aviv'deki 29 Ekim resepsiyonuna, yakın zamanda da Türkiye'yi ziyaret edecek olan Ticaret, Sanayi ve Çalışma Bakanı Binyamin Ben-Eliezer'in katılacağı bildirildi. Jerusalem Post gazetesine göre, Cumhurbaşkanı Şimon Peres ve Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, resepsiyona iştirak etmeyecek. Lieberman'ın yerine Genel Direktör Yossi Gal katılacak. İsrailli yetkililer, tek bakanla katılımın Tel Aviv'in Türkiye ile ilişkilerde "kapıyı açık tutma" niyetini gösterdiği yorumunu yaptı. 622658 Fermi'den inanılmaz görüntüler! Neler yapacağı büyük merakla beklenen NVIDIA'nın yeni nesil grafik işlemcisi Fermi ile elde edildiği iddia edilen görüntüler İnternet ortamına sızdı. Çin kaynaklı Pczilla adlı sitenin ele geçirdiği görüntülerde bulunan detay seviyesi bugüne kadar gördüğümüz hiçbir modellemede yok. Yüz modellemelerindeki detay seviyesi gerçekten inanılmaz Bu görüntülerin gerçek olup olmadığı konusunda kesin konuşmak henüz imkansız. Ancak görüntülerde yer alan insan yüzlerindeki detayların gerçekten inanılmaz derecece gerçekçi olduğunu söyleyebiliriz. Modellenmesi zor olan kısımlardan olan saç ve sakalların gerçekçiliği de çok etkileyici. Saç ve sakallar da çok gerçekçi Ray Tracing Ele geçirilen görüntülerden birinde ise ray-tracing adı verilen teknolojinin kullanıldığını görüyoruz. Bu görüntüde özellikle üzerinde durulması gereken konu ışıklandırma. Çok sayıdaki kaynaktan gelen ışığın görüntüye yansıyan şiddet seviyeleri oldukça gerçekçi. Bunun dışında yansıma ve gölgeler de gerçekmiş izlenimi uyandırıyor. Çok sayıda kaynaktan yayılan ışık çok iyi modellenmiş Bu görüntülerin oyunlarda kullanılması için henüz erken fakat gelişen teknoloji ile beraber noktaya giderek yaklaştığımızı da söyleyebiliriz. NVIDIA, Fermi tabanlı kartlarını ne zaman piyasaya çıkaracağını henüz söylemedi ve şu sıralarda meydanı AMD'ye bıraktı ama şimdiden sağlam bir şekilde geri döneceğinin sinyallerini vermeye başladı. :: Yazan: SDN 621994 Tüzmen: "ABD'deki pozitif etkiler 2010'a yansıyacak" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Kürşad Tüzmen, küresel ekonomik krizin olumsuz etkilerinin 'de kaybolmaya başladığını, bu gelişmelerin Türkiye'ye de olumlu şekilde yansıyacağını söyledi. Tüzmen, "'deki pozitif etkiler 2010'un ilk çeyreğinde yansıyacak" dedi. Devlet eski Bakanı Kürşad Tüzmen, 16 Mart'ta seferlere başlayan ve Adana-Mersin yolunu 1,5 saatten 45 dakikaya indiren seferiyle Mersin'den Adana'ya geldi. AK Parti Adana milletvekilleri Fatoş Gürkan ve Vahit Kirişçi ile İl Başkanı Mustafa Kebude'nin karşıladığı Tüzmen'e TCDD çalışanları çiçek sundu. Tarihi Adana Garı önünde değerlendirmelerde bulunan Tüzmen, Adana-Mersin arasında demiryolu ulaşımının hızlı ve konforlu hale getirildiğini vurguladı. Adana ve Mersin'in Türkiye'nin kalkınmasında büyük sorumluluklar üstlendiğini, iki komşu kentin kaderinin ortak olduğunun altını çizen Tüzmen, 21'inci yüzyılda gerçekleştirilecek altyapı ve lojistik imkanlarıyla Çukurova'nın dünyanın en önemli ticaret merkezlerinden biri haline geleceğini kaydetti. Türkiye'nin dış ticaret hacminin 330 milyar dolara ulaşan dev bir ülke olduğunu vurgulayan Tüzmen, lojistik yatırımların da ihracata dönük şekilde hızlandırıldığını ifade edip, Tarsus'un Yenice İlçesi'ne kurulacak lojistik köyün çok önemli bir yatırım olduğunu bildirdi. Tüzmen, "İslahiye, Kamışlı ve yeni açılacak Çobanbey kapısı ise günlük demiryolu taşımacılığı kapasitemiz 20 bin tondan 30 bin tona çıkacak" dedi. Küresel ekonomik krize ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tüzmen, 'den pozitif sinyaller geldiğini, en sıkıntılı günlerin geride kaldığına ilişkin yorumlar yapıldığını ifade edip, şunları söyledi: ", krizi ihraç etti. Bu krizi Avrupa Birliği ülkeleri en çok ithal etti. Avrupa Birliği'nin konumu bizi de çok etkiledi. kendini yeniledi. Finansman açısından sağlıklı bir hale geldi. 'de dördüncü çeyrekte yaklaşık 3.5 oranında büyümenin yakalanmasıyla, biz 2010'un ilk çeyreğinden itibaren pozitif etkilerini göreceğiz. Krizin bir dalga boyu var. dalga boyunu tamamladıktan sonra Türkiye'ye geldi. Olumlu etkinin bize gelmesi de bir süreç alacaktır. Ama yeni dönem planı olarak komşu ve çevre ülkeler stratejisini oturttuğumuz için, ticaretimizin yarısını komşu ülkelere yapar hale geldik. Eskiden komşularımızla yaptığımız ticaretin, toplam ticaretimizdeki payı yüzde 3'tü şimdi yüzde 48'e yükseldi. konusunda da Türkiye'nin önünde önemli bir süreç var. Hidrokarbon zengini bir ülke olan sahip olduğu petrolü, doğalgazı Avrupa'ya satmak için Türkiye'yi geçiş ülkesi olarak kullanmalı. Aynı şekilde Avrupa ülkeleri de Asya'ya ulaşmak için Türkiye'yi kullanmalı. Buna yaparak dünya ticaretinden pay alacağız." Tüzmen, Adana ve Mersin'in işlenmiş tarım ürünleri ihracatı ve taşımacılık-lojistik sektörlerinde eşgüdümle hareket ederek, rekabetçi sanayiler kurarak gelişimi hızlandıracağını sözlerine ekledi.Adana Garı'nda TCDD yetkililerinden yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi alan Tüzmen, daha sonra hızlı trenle Mersin'e döndü. 621462 Çocuklarda mahremiyet eğitimi BEKİR HAZAR Çocuklarda mahremiyet eğitimi Hafta içi her gün şehrin değişik mekanlarından canlı olarak yayın yapan 'Bu Ülke' Sepetçiler Kasrı'nda. Görkem Yeltan'ın sunduğu programa 'Çoçuklarda Mahremiyet Eğitimi/Labirent' kitabının yazarı pedegog Adem Güneş ve İlhan Koman'ın oğlu Ahmet Koman konuk oluyor. TRTTÜRK 20.10 30.10.2009 TELEVİZYON 622642 'BP'de iş sağlığı ihmali'ne rekor ceza ABD İş Güvenliği ve Sağlık İdaresi, İngiliz petrol devi BP'ye iş güvenliğini ihmal ettiği gerekçesiyle 87 milyon dolarlık rekor para cezası kesti. İdare, 2005 yılında 15 kişinin öldüğü Teksas'daki petrol rafinerisindeki patlama, BP'nin, iş güvenliğini sağlayacak önlemleri almadığını savunuyor. İş Güvenliği ve Sağlık İdaresi, 87 milyon dolarla tarihindeki en büyük cezayı kesmiş oldu. BP Sözcüsü, hükümet yetkilileriyle konunun çözümü için birlikte çalışacaklarını, bu konuyla ilgili bir başka soruşturma yürütüldüğünü, İş Güvenliği ve Sağlık İdaresi'nin bunun sonucu beklememesinin hayal kırıklığı yarattığını bildirdi. Sözcü, karara kesinlikle katılmadıklarını buna karşılık sorunun çözümü için birlikte çalışmayı sürdüreceklerini söyledi. aa 622371 ABD ekonomisini Obama'nın planı kurtardı Beyaz Saray Ekonomik Danışmanı Jared Bernstein, yaptığı açıklamada, 288 milyar dolarlık vergi kesintilerinin teşvik olarak aktarılması da eklendiğinde, teşvik planının milyondan fazla iş kurtardığını ya da yarattığını söyledi. Bernstein, ''recovery.gov'' web sitesinde teşvik harcamalarının kullanımı ve istihdama ilişkin verilerin yayımlanacağını da belirterek, ''Bu, şeffaflığın benzeri görülmemiş bir örneği, Amerikalı vergi verenler bakıp tıkladıkları zaman, vergilerinin istihdam yarattığını görebilecekler'' dedi. Verilerin internette yayımlanmasıyla, teşvik harcamalarının nasıl harcandığına ilişkin en büyük ve en eksiksiz bilgilere ulaşılmış olunacak. AA 622142 Irak ile yeni sınır kapısı açılıyor İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ Irak ile yeni sınır kapısı açılıyor ANKARA/BASRA (A.A) Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, 2010 yılı sonuna kadar Irak ile sınır kapısı daha açılması için mutabakat zaptının imzalandığını belirterek, bunlardan biri Şino Bölgesinde, diğerinin de Suriye sınırına yakın bir noktada olacağını kaydetti. Çağlayan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve iş adamlarından oluşan bir heyetle Irak'a düzenlenen gezinin başlangıcında uçakta gazetecilere bilgi verdi. Bakan Çağlayan, Türk iş adamlarının Irak'ın kuzeyinde, Bağdat'ta iş yaptıklarını ancak Güney Bölgesine fazla inmediklerini ifade ederek, iş yapılan alanı çeşitlendirmek istediklerini, geziyle de bunu amaçladıklarını anlattı. Irak'ın güney bölgelerinde de alt yapı ve üst yapı işlerinin öne çıktığını ifade eden Çağlayan, Türk müteahhitlerinin 15-20 yıl iş yapabilecek kapasitesinin bulunduğunu söyledi. Türk müteahhitlerinin Irak'ta öne çıktığını dile getiren Çağlayan, bir inşaat firmasının 750 milyon dolarlık hastane ihalesini almasını örnek gösterdi. '...ORTAK LOJİSTİK MERKEZİ KURULMASI GÜNDEME GELEBİLİR' Bu ziyaretin geçtiğimiz günlerde Irak'ta gerçekleştirilen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyinin sağladığı altyapıda gerçekleştirildiğini kaydeden Çağlayan, konseyin toplantısının ardından 48 mutabakat zaptı imzalandığını, bunlardan 6'sının kendi bakanlığını ilgilendirdiğini, alanda da işbirliğinin gündemde olduğunu söyledi. Türkiye ve Irak sınır kapılarında görülen yoğunluğun işlerde gecikmeye yol açtığını ifade eden Çağlayan, yeni sınır kapısı açılması için iki ülke arasında mutabakat zaptı imzalandığını belirtti. Çağlayan, 2010 yılı sonuna kadar bu yeni sınır kapısının açılacağını kaydederek, bir soru üzerine, detay vermek istemediğini, ancak sınır kapılarından birinin Şino, diğerinin de Suriye sınırına yakın bir noktada olacağını belirtti. Bakan Çağlayan, yeni açılacak sınır kapılarının ticaretin gelişimine önemli katkı sağlayacağına inandığını vurguladı. İki ülke arasında ortak lojistik merkezi kurulmasının da gündemde olduğunu ifade eden Çağlayan, ayrıca Irak'ta serbest bölge kurulması konusuna da destek vereceklerini söyledi. Çağlayan, iki ülke arasında ortak serbest bölge kurulmasının da gündeme gelebileceğini kaydetti. İKİ ÜLKE ARASINDA TİCARET Çağlayan Irak'ta yapılacak tüm yatırımlar, özelleştirmelerle ilgili Irak'ta kurulan Ulusal Yatırım Konseyi ile bakanlığının işbirliği içinde çalıştığını belirterek, Irak'ta yapılacak tüm yatırımların Türkiye'nin de gündeminde bulunacağını söyledi. İki ülke arasındaki ticaret hakkında da bilgi veren Çağlayan, Türkiye'nin geçen yıl Irak'a 3,9 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini bildirdi. Türkiye'de 70 ilin Irak'a ihracat yaptığını ifade eden Çağlayan, en fazla ihracat yapan 12 ilin 11'ini Doğu ve Güneydoğu illerinin oluşturduğuna dikkat çekti. Çağlayan, 2009 yılı ilk ay verilerine göre, tek başına Gaziantep'in ihracatının 1,1 milyar dolar olduğunu belirterek, Şırnak, Muş, Mardin, Siirt, Amasya'nın öne çıkan illeri oluşturduğunu söyledi. Çağlayan, ülke arasındaki ticaret hacminin geçen yıl 5,3 milyar dolar olduğunu, rakamın bu yıl milyar dolara ulaşmasının beklendiğini ifade etti.  30.10.2009 EKONOMİ 621583 DTP'nin Habur şovu, Meclis'teki 'açılım' görüşmesini erteletti Atalay, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 86. yıldönümü sebebiyle Çankaya Köşkü'nde verdiği resepsiyonda medyanın Ankara temsilcilerinin sorularını cevapladı. PKK'lı teröristlerin karşılanmasında yaşanan görüntülerle alakalı DTP'yi suçlayan Atalay, karşılamaları organize eden bu partinin süreci tahrip ettiğini belirtti. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Irak'a yapacağı ziyarete de değinen Atalay, bunun önemli adım olacağına dikkat çekti. Atalay, Kuzey Irak'ın terör örgütünün platformu olmaktan çıkarılması gerektiğinin altını çizerken örgütte dağılmanın başladığını savundu. 622506 "Belge"yle İlgili Suç Duyurusu : "Belge"yle İlgili Suç Duyurusu "Demokrasiye Müdahale Belgesi"yle ilgili çeşitli sivil toplum kuruluşları da İstanbul'da suç duyurusunda bulundu. Yayına Giriş: 30.10.2009 15:15:54 Güncelleme: 30.10.2009 15:25:42 "Demokrasiye Müdahale Belgesi"yle ilgili çeşitli sivil toplum kuruluşları da İstanbul'da suç duyurusunda bulundu. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarını temsil eden yaklaşık 20 kişilik grup, saat 11.00 sıralarında Sultanahmet'teki İstanbul Adliyesi'ne geldi. Grup basın açıklamasını adliyenin önünde yapmak isteyince kısa süren bir gerginlik yaşandı. Ardından gruba giriş kapısının yanında yer gösterildi. Mazlum-Der İstanbul Şubesi Başkanı Cihat Gökdemir, yaptığı basın açıklamasında, "Genelkurmay Başkanı'nın kağıt parçası olarak nitelediği belgenin gerçek olduğu ortaya çıktı. Biz onlara sivil toplum örgütleri olarak bu konuda sesimizi çıkarıyoruz, ve bu insanların sivil yargı önünüde yargılanmasını istiyoruz" diye konuştu. Açıklamadan sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, belgede adı geçen 1'inci Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız, diğer subaylar ve belgeyi hazırladığı öne sürülen Albay Dursun Çiçek hakkında suç duyurusu dilekçesi savcılığa verildi. Grup daha sonra olaysız dağıldı. 621328 "DTP Süreci Tahrip Etti" : "DTP Süreci Tahrip Etti" Köşk'te Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna katılan İçişleri Bakanı Atalay, demokratik açılım sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yayına Giriş: 30.10.2009 00:36:12 Güncelleme: 30.10.2009 00:36:12 İçişleri Bakanı Beşir Atalay, teröristlerin teslim olma sürecinde yaşanan gösterilerle ilgili olarak, "DTP süreci tahrip etmiştir" dedi. Çankaya Köşkü'nde Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna katılan Beşir Atalay, demokratik açılım sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Atalay, teröristlerin teslim olması sırasında yaşanan gösterilerle ilgili olarak Demokratik Toplum Partisinin süreci tahrip ettiğini belirterek, "Yapılan miting ve gösterilerin, DTP'nin kontrolü altında yapılmadığı görüşü doğru değildir" dedi. Atalay, açılım sürecinde örgüt üyelerinin silah bırakıp gelmelerinin de gözardı edilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Süreçle ilgili Meclis'teki görüşmeyi bir an evvel yapmak gerektiğinin altını çizen İçişleri Bakanı Atalay, görüşmenin Başbakan Erdoğan'ın takviminin yoğunluğu dolayısıyla gerçekleşmediğini söyledi. Atalay, görüşmenin "bilgilendirme" ya da "genel görüşme" şeklinde olabileceğini de belirtti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın, Kuzey Irak ziyaretine de değinen Atalay, ziyaretin iyi bir adım oacağını belirterek, "Kuzey Irak'ın terör ortamı olmaktan çıkarılması gerek" dedi. 621802 Apple'dan sihirli fare Eski dostumuz fareler, zamanla tasarımlarında değişiklikler yaşasa da hep standart özelliklere sahipti. Ancak firmalar bu cihazları evrimleştirmeye kararlı. Geçtiğimiz günlerde Microsoft geleceğin fare tasarımlarını açıklamıştı. Bu olaya cevap çok geçmeden Apple tarafından geldi. Hiç sihirli durmuyor değil mi? Firma iPhone'da kullandığı teknolojileridende faydalanıp Sihirli Fare (Magic Mouse) adlı bir cihaz yarattı. Bu fare sihrini teknolojisinden alıyor. Geliştirilmiş optik okuyucusu sayesinde, her yüzende çalışabiliyor. Hem Bluetooth'a hem de normal kablosuz bağlantı noktalarına uygun. Hiç hiçbir tuş bulunmayan bu ürünün üst kısmı sensörlerle kaplı. Farenin üzerine hafifçe dokunduğunuz zaman Apple logosu yanmaya başlıyor ve cihaz aktif oluyor. Yaptığınız ayarlara göre aletin özellikleri de değişiyor. İsterseniz parmaklarınızı dış yüzeyde hareket ettirerek imleci kımıldatabiliyorsunuz. Ne sihirdir ne keramet el çabukluğu marifet Tıklama yapmak için sağ ya da sol tarafa dokunmak yeterli oluyor. Aynı şekilde sayfaları aşağıya almak ya da programına göre resim çizmek içinde farenin üst yüzeyindeki sensörler kullanılabiliyor. :: Yazan: SDN 622500 Beşiktaş'ta Hedef Seriyi Sürdürmek : Beşiktaş'ta Hedef Seriyi Sürdürmek Yayına Giriş: 30.10.2009 14:59:52 Güncelleme: 30.10.2009 14:59:52 Turkcell Süper Lig'de Ankaragücü'nü konuk edecek Beşiktaş, rakibini yenerek son haftalarda yakaladığı galibiyet serisini sürdürmeyi hedefliyor. Sezona kötü başlayan, ancak son dönemde toparlanan siyah-beyazlı takım, Denizlispor maçında yakaladığı ivmeyi Ankaragücü'nü mağlup ederek sürdürmeye çalışacak. Beşiktaş, Denizlispor mücadelesine kadar oynadığı maçta sadece galibiyet alabilmiş ve karşılaşmadan da beraberlik sağlayarak puan toplayabilmişti. Bu kötü sürecin ardından toparlanan siyah-beyazlı ekip, yükselen grafiğinde, önce Denizlispor'u, ardından Kasımpaşa ve Eskişehirspor'u yenerek üst üste maçtan puan çıkardı. Ankaraspor maçından da hükmen galip çıkan Beşiktaş, maçta topladığı 12 puan sonunda üst sıralara doğru tırmanmaya başladı. Siyah-beyazlı ekip, Ankaragücü karşısında da yükselen grafiğini sürdürmeyi ve alacağı puanla zirveye doğru tırmanışını sürdürmeyi amaçlıyor. 622596 Eylül ayı dış ticaret verileri açıklandı İhracat Eylül ayında, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 33,6 azalarak, milyar 501 milyon dolar oldu. İthalat da Eylül ayında yüzde 30,4 oranında azalarak, 12 milyar 449 milyon dolar olarak gerçekleşti 2008 Eylül ayında yüzde 71,5 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2009 Eylül ayında yüzde 68,3'e geriledi. Türkiye'nin, bu yılın dokuz ayındaki (Ocak-Eylül dönemi) ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30,5 gerileyerek 73 milyar 116 milyon dolar, ithalatı da yüzde 38,8 azalarak 100 milyar 142 milyon dolar oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2009 yılı Eylül ayı dış ticaret istatistiklerini açıkladı. Ocak-Eylül döneminde dış ticaret açığı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 53,7 azalarak 27 milyar 26 milyon dolara geriledi. 2008 yılının Ocak-Eylül döneminde yüzde 64,3 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı ise bu yılın aynı döneminde yüzde 73'e yükseldi. Geçen yıl Ocak-Eylül döneminde 105 milyar 187 milyon dolarlık ihracat, 163 milyar 543 milyon dolarlık ithalat yapılmıştı. 2008 yılı ilk dokuz ayında dış ticaret açığı 58 milyar 356 milyon dolar, ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 64,3 olarak gerçekleşmişti. AYLIK AÇIK TÜİK'e göre 2009 Eylül ayında ise ihracat, 2008 yılının aynı ayına göre yüzde 33,6 gerileyerek milyar 501 milyon dolar, ithalat yüzde 30,4 azalarak 12 milyar 449 milyon dolar oldu. Söz konusu ayda dış ticaret açığı, 2008 yılının aynı ayına oranla yüzde 22,5 azalarak milyar 948 milyon dolar olurken, ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 68,3 olarak belirlendi. Geçen yıl Eylül ayında, 12 milyar 793 milyon dolarlık ihracat, 17 milyar 885 milyon dolarlık ithalat yapılmıştı. Söz konusu ayda dış ticaret açığı milyar 91 milyon dolar, ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 71,5 olmuştu. TÜİK verilerine göre, 2008 ve 2009 Eylül ayları itibariyle dış ticaret rakamlarındaki gelişme şöyle: (Milyon Dolar) Eylül Değişim Ocak-Eylül Değişim 2008 2009 Yüzde 2008 2009 Yüzde ------- ------ ------ ------ ------- ------- İhracat 12,793 8,501 -33,6 105.187 73,116 -30,5 İthalat 17,885 12,449 -30,4 163,543 100,142 -38,8 Dış denge -5,091 -3,948 -22,5 -58,356 -27,026 -53,7 Karşılama Oranı-Yüzde 71,5 68,3 64,3 73,0 aa 621767 Dünyaları harcadı ama... 09.17 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Dünyaları harcadı ama...Alex ‘sevdası’ 39.5 milyon Euro’ya patladı  Hagi’den sonra ’yi sarsan Alex’in benzerini arayan G.Saray, Lincoln&Elano’ya dünyaları harcadı. F.Bahçe ise kaptana yılda 18.3 milyon ödedi HAGI’DEN beri yüzü gülmeyen G.Saray, ne çektiyse Alex’ten çekti.. 'Nde Yalımcan Sarpyel imzası ile yeralan habere göre, 2004-05 sezonunda F.Bahçe’ye gelen Brezilyalı yıldızın giderek yükselen formu ve ezeli rakibin tırmanışıyla kendisi için ’yeni’ bir Alex arayışına giren sarı-kırmızılılar, bu uğurda tam 39.5 milyon Euro harcadı ama sonuç alamadı.. NECATİ ve ’de hayâl kırıklığı yaşayan G.Saray, 2007’de Lincoln’ü alarak büyük bir mali yükün altına girdi. Sambacı’ya milyon Euro ilk yıl ve sonraki sezon da 2.5 milyon Euro veren Aslan, Lincoln’le alacağı milyon Euro için davalık durumda. Ve bu para Brezilyalı’ya yakın. SEZON başında Lincoln’den vazgeçen ve M.City’den Elano’yu alarak Türkiye’de yılın transferine imza atan yönetim, yine Brezilyalı olan bu oyuncudan da henüz verim alamadı.. Elano için İngiliz kulübüne milyon Euro, kendisine de yıllık 3.5 milyon Euro’dan yıllık (14 milyon) ödeyecek olan sarı-kırmızılılar böylece yeni bir Alex için son yılda 39.5 milyon Euro (87 milyon TL) harcamış oldu.. ALEX YARI FİYATINA F.BAHÇE ise Alex’e yılda 18.3 milyon Euro harcadı.. Cruzeiro’ya 3.5 milyon Euro bonservis, Sambacı’ya ilk senesinde toplam milyon Euro veren ve son sezon da da 3.3 milyon Euro ödeyen sarı-lacivertliler, kaptandan 131 maçta 110 gol, 112 asistlik bir geri dönüş aldı! LINCOLN’ÜN G.Saray forması ile çıktığı 67 maçta 16 gol, 31 asisti; Elano’nun ise 12 maçta gol asisti bulunuyor. .. ... 622808 Uçak, aydınlatma direğine çarptı Pegasus Havayolları Genel Müdürü Sertaç Haybat, yaptığı yazılı açıklamada, PGT-168 uçuş kodlu İstanbul-Malatya seferini yapan uçağın, Malatya terminaline girişi sırasında ''park sahasının yetersiz oluşu, sahada aynı yerde başka bir uçağın yer alması, bu uçağın park yerine giriş yolunu bloke etmesiyle kule ve yer görevlilerinin yönlendirmesi sonucu, diğer uçağın arkasından dolaşırken sol kanat ucunun aydınlatma direğine çarptığını'' kaydetti. Teknik ekibin olay mahalline gönderildiğini ve detaylı inceleme başlatıldığını ifade eden Haybat, olayla ilgili gerekli raporlamanın da en kısa süre içerisinde yapılacağını bildirdi. 622680 Yunanistan'da yeni bir örgüt daha Yunan basın-yayın organları, örgütün Atina'da yayımlanan Elefterotipiya gazetesine gönderdiği bildiriyle eylemi üstlendiğini duyurdular. Haberlerde, örgüt ve bildirinin gerçekliği konusunda yoğun şüpheler olduğu, polisin konu üzerindeki çalışmalarını sürdürdüğü belirtildi. Kentin kuzeyindeki ''Agia Paraskevi'' semtinde meydana gelen olayda, semt karakolu önüne gelen, kimlikleri henüz belirlenemeyen ve AK-47 Kalaşnikov tipi otomatik silahlarla ateş açan motosikletli kişiler, yaşları 20 ila 25 arasında değişen biri kadın polisi yaralamışlardı. Terörle Mücadele ekiplerince karakol önünde yapılan incelemelerde, 100 kadar boş mermi kovanı bulunduğu belirtilen haberlerde, saldırganların kullandığı, çalıntı oldukları belirlenen motosikletlerin ''Halandri'' semti metro istasyonu yakınında terk edilmiş vaziyette bulundukları kaydedilmişti. Bu arada, Kamu Güvenliği Bakanı Mihalis Hrisohoidis, karakolların önündeki silahlı saldırılara hedef olan nöbetçilerin kaldırılacağını açıkladı. Hrisohoidis, halen uygulanan ruhsatsız silah taşımayı hafif suç kapsamına alan yasal düzenlemelerin değiştirileceğini de kaydetti. Yunan basın-yayın organları, karakolların korunması için elektronik ve mekanik önlemlerin uygulamaya alınmasının düşünüldüğünü ve halen koruma görevinde kullanılan yaklaşık bin polis memurunun devriye çıkarılmasının planlandığını belirttiler. AA 621894 Kavgayı ayırmaya çalışırken hayatını kaybetti Edinilen bilgiye göre, Hürriyet Caddesi'ndeki fotoğraf stüdyosuna gelen S.B. (19) ile stüdyo çalışanlarından Ahmet Parmaksız (38) arasındaki kavgayı ayırmaya çalışırken ağır yaralanan Nazilli Emniyet Müdürlüğü Trafik ve Tescil Büro Amirliğinde görevli Sivil Memur İshak Gün (43), Nazilli'deki hastaneden, Denizli Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edildi. Hastanede yaşam destek ünitesine bağlanan İshak Gün, sabaha karşı yaşamını yitirdi. Nazilli'deki fotoğraf stüdyosuna gelen S.B, tartıştığı iş yeri çalışanı Parmaksız'ı tabancayla ateş ederek öldürmüş, tesadüfen olay yerinde bulunan ve kavgaya müdahale etmek isteyen İshak Gün'ü de göğsünden vurularak ağır yaralamıştı. Olayın ardından kaçan zanlı, daha sonra suç aletiyle Hürriyet Polis Merkezine giderek teslim olmuş, cinayetin kan davasından kaynakladığı ileri sürülmüştü. 621722 Türkiye'nin özgün ekseni "Türkiye eksen mi değiştiriyor" sorusu bir süredir Batı'nın gündeminde. Bu soruda Batı adına duyulan kaygı var. "Eksen değiştirmek"ten kasıt, Türkiye'nin Batı'dan kopup İslam dünyasına yönelmesi. Türkiye'nin özgün ekseni "Türkiye eksen mi değiştiriyor" sorusu bir süredir Batı'nın gündeminde. Bu soruda Batı adına duyulan kaygı var. "Eksen değiştirmek"ten kasıt, Türkiye'nin Batı'dan kopup İslam dünyasına yönelmesi. Bu sorunun gündeme gelmesinde AK Parti iktidarının Batı'dan görünen ideolojik kimliğinin önemli etkisi bulunduğunu söylemek mümkün. "İslamcı" köklerden gelen bir kadro, zaten bu açıdan gözaltındadır, böyle bir şey her zaman beklenir ve her davranışının satır arasında bu nitelikte yönelişler aranır. Eh, bu iktidar, -İslam dünyası ile ilişkileri geliştiriyor, Üstelik, Batı'da "sakıncalı" görülen ülkelerle sıfır gerilimli bir ilişki düzeni kuruyor... Ve üstelik, -İsrail'le ilişkilerde fark edilir bir soğuma gözleniyorsa.... Bunun adı "Batı ile mesafeli, İslam dünyası ile sıcak ilişki" demektir ve bunun da adı "Yeni bir eksen arayışı"dır. Batı'da zihinler böyle çalışıyor. Ve bu zihin dünyası, medyada somut yorumlara dönüşüyor. Bu zihin dünyasının altında, "Türkiye'yi Batı ekseninde tutma, bunu bir tür bağımlılığa dönüştürme, güdümleme, Türkiye'nin muhtemel açılım alanları olan İslam coğrafyası ile ilişkileri gözetleme, (Rusya ile ilişkiler de böyle bir gözle görülebilir) bunu Türkiye için risk algılamasına dönüştürme" gibi unsurlar var. Diyelim bir Batı ekseni var. Onun içinde belki farklılaşan bir Amerika-Avrupa ekseni var. Türkiye Amerika ekseninde olsun, eksenden kopmadan AB ekseninde olsun ve tüm dış politika hesaplarını bu eksen kıskacında yapsın. Kendi çıkarlarını ihlal sonucuna varsa bile... Evet, Batı'da zihinler böyle çalışıyor. Batı, mesela bir "Şer ekseni" oluşturuyor ve tüm ülkeleri bu eksene karşı aldıkları tavra göre değerlendiriyor. Sonra, elindeki küresel medya ağı ile bu ekseni, evrensel değer haline getiriyor. Ve istiyor ki başka birçok ülke gibi Türkiye de, bu ekseni kutsasın ve kendisini "Şer ekseni"nden uzaklaştırıp, Batı'nın çıkar eksenine monte etsin. Türkiye uzunca dönemler, böyle bir dış eksene paralel durmayı tercih etti. AK Parti Hükümeti, başka bir şey yapıyor. Özgün bir "Türkiye ekseni" inşa etmeye çalışıyor. 622587 Eurocup'ta rakipler belli oldu Türkiye'den Cola Turka, Cafe Crown ve 'un katılacağı Eurocup'ta kuralar çekildi. Kuraya ikinci torbadan katılan Grubu'nda Belçika'dan Charleroi Spirou, 'dan Spartak St.Petersburg ve elemelerden gelecek Bilbao-Donetsk eşleşmesinin galibi ile mücadele edecek. 'nın Barcelona kentinde gerçekleşen kura çekiminde Grubu'nda yer alan Cafe Crown, 'dan Alba Berlin, Ukrayna'dan Azovmash ve 'dan BancaTercas Teramo takımları ile eşleşti. Kuraya dördüncü torbadan giren Cola Turka, 'nın Joventut, 'nın Unics Kazan ve 'nın Telekom Baskets Bonn ile Grubu'nda karşılaşacak. Avrupa Kupası'nda grup maçları 24 Kasım'da oynanacak karşılaşmalarla başlayacak. Kupada kura çekimi sonrasında oluşan gruplar şöyle: A: Cafe Crown, Alba Berlin, Azovmash, BancaTercas Teramo B: Le Mans, Hemaform, BC Triumph, Pamesa Valencia C: Aris BSA 2003, Zadar, Siauliai, Hapoel Jerusalem D: DKV Joventut, Unics Kazan, Telekom Baskets, Cola Turka E: Charleroi Spirou, Spartak St.Petersburg, Bilbao ya da Donetsk F: Benetton Treviso, Kızılyıldız, Cholet, Dinamo Moskova G: Gran Canaria, Nancy, PGE Turow, Panellinios Grubu: BK Ventspils, CEZ Nymburk, L. Biella, Brose Baskets 621516 Yoğun bakımda taciz iddiası Yoğun bakımda taciz iddiasıİSTANBUL DHA 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’de bulunan bir özel hastanede çalışan hastabakıcı Y.A., yoğun bakım odasında 17 yaşındaki Z.N.K.’yı taciz ettiği iddiasıyla gözaltına alındı. İddialara göre, evinde ilaç içerek intihar girişiminde bulunan Z.N.K., dün saat 11.00 sıraları ailesi tarafından hastaneye kaldırıldı. Z.N.K., midesi yıkandıktan sonra yoğun bakım odasına alındı. Bu sırada odaya giren hastabakıcı Y.A., güvenlik kamerasındaki CD’yi ters çevirerek, Z.N.K.’ya elle tacizde bulun-du. Olay, Z.N.K.’nın taburcu olduktan sonra olanları ailesine anlatmasıyla ortaya çıktı. 621852 katlı bina yangında çöktü ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN katlı bina yangında çöktü KÜTAHYA (A.A) Kütahya'da kundaklama sonucu çıkarıldığı sanılan yangında, kullanılmayan katlı ahşap bina çöktü. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, gece, Balıklı Mahallesi Osmanlı Caddesi üzerindeki katlı ahşap binada henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Kütahya Belediyesine ait itfaiye ekibi, arazözle müdahale edilen yangın sırasında cadde trafiğe kapatıldı ve çevredeki araçlar çekicilerle bulundukları yerden kaldırıldı. İtfaiye ekiplerince yaklaşık 1.5 saatte söndürülen yangın sonrası bina çökerek, kullanılamaz hale geldi. Yangın sırasında çevredeki bazı binaların camlarının kırıldığı gözlendi. Kütahya Belediye Başkanı Mustafa İça, yangın söndürme çalışmalarını izleyerek yetkililerden bilgi aldı. Polis ve itfaiye ekipleri, kundaklama sonucu çıkarıldığı tahmin edilen yangınla ilgili hasar tespit çalışmasına başladı. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor. 30.10.2009 GÜNDEM 622915 Off-roud start aldı! Off-roud start aldı! 30/10/09 21:0 Kültür ve Turizm Bakanlığınca 2001 yılında UNESCO'ya aday şehir gösterilen bin yıllık tarihi Mardin şehri artık, yarış otomobilleri ile anılıyor. 2007 yılında birinci Yapılan Mardin Mezopotamya Rallisi'nin bu yıl da 2.'sine ev sahipliği yapan Mardin'de, yarış severlerin büyük heyecanı ve coşkusu yaşanıyor. Ağır ve güçlü arazi koşullarını kat eden Off-roud araçlarından 9'u Mardin'de tek etaplı yarışla start aldı. Tarihi kentin Cumhuriyet Meydanında düzenlenen start alma töreninde konuşan Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu Başkanı Mümtaz Tahincioğlu, Mardin'de böyle bir etkinliğin yapılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Tahincioğlu, "İlkini 2007 yılında büyük bir katılımla yaptığımız Mezopotamya Rallisi'nin bu yıl 2'ncisini yapıyoruz. Ralli öncesi arazi aracımızla Off-roud yarışı yapıyoruz. Mardin artık yarış otomobilleri ile anılan bir kent oldu. Gerekli altyapıya sahip olan Mardin'de, bu tür etkinliklerin komşu ülkeler Suriye, Irak, İran gibi ülkelerin katılımını da önümüzdeki yıl sağlayarak, uluslar arası bir boyut kazandırmaya hedefliyoruz" dedi. Mardin Gençlik ve Spor il Müdürü Cevat Ercan da, Off-roud ve Ralli gibi otomobil yarışlarının yapıldığı bir olmanın sevinci ve heyecanının yaşadıklarını belirterek, "Tarihi kentimizin tanıtımına büyük katkı sağlıyor. Emeği geçenlere teşekkür ederim" ifadesini kullandı. Yarışseverler de böyle bir etkinliğin Mardin'de yapılmasından son derece mutluluk duyduklarını ve kentin bu tür organizasyonlara sahip altyapısının olduğuna vurgu yaptılar. Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu Spor Kurulu Başkanı Metin Çeker ise, Mardin'de yapılan Off-roud ile Ralli yarışlarından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Umarım yarış severler bundan büyük keyif alır" yorumunda bulunu. Tarihi Cumhuriyet meydanından start alan Off-roud araçları tek parkurla yarışı Savur Kapı 75'nci yıl aile parkında tamamladı. Sabancı Kent Müzesi ile Dilek Sabancı Sanat Galesinde yapılan ödül töreni ile Offroud yarışması tamamlandı. Yarında Marin'de 2'nci Mezopotamya Rallisi törenle start alacak ve Pazar güne kadar ayrı köy üzerinden gerçekleşecek 90 ile 200 kilometrelik parkurlar kat edilerek yarışmalar yapılacak görkemli ödül törenleri ile sona erecek. 622842 Genç kadın, boğazı kesilerek öldürülmüş bulundu 19.24 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Genç kadın, boğazı kesilerek öldürülmüş bulunduHasan BÖLÜKBAŞ/AKSARAY, 'da, aylık kız bebek annesi olan 22 yaşındaki Kübra Kocatürk, evinde boğazı kesilerek öldürülmüş bulundu Olay, saat 16.00 sıralarında Meydan Mahallesi 697'nci Sokak'ta bulunan Zehra Hanım Apartmanı'nda meydana geldi. 48 yaşındaki Naciye Kocatürk, gelini Kübra Kocatürk'ü ziyaret için evine gitti. Evde olduğundan emin olduğu gelinin, ısrarla çaldığı kapıyı açmaması üzerine endişelenen Naciye Kocatürk, polise haber verdi. Çağrılan çilingir yardımıyla evin kapısının açılmasıyla endişeyle içeri dalan Naciye Kocatürk, gelinin yerde kanlar içindeki cansız bedeniyle karşılaştı. Sinir krizi geçiren Naciye Kocatürk'ü polisler sakinleştirmeye çalıştı. Evdeki beşiğinde uyuyan bebeğe ise yakınları sahip çıktı. İlk belirlemelere göre, boğazı bıçakla kesilerek öldürülen Kübra Kocatürk'ün cesedi, yapılmak üzere Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Kübra Kocatürk'ün, 1.5 yıl önce Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrikada işçi olarak çalışan 23 yaşındaki Murat Kocatürk'le evlendiği, ay önce bir kız bebek dünyaya getirdiği belirtildi. Polis, cinayetle ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı. Anneler yanından ayıramayacak. ... 621598 Ali Bayramoğlu: Askerler ve sivil askerler Ali Bayramoğlu 30 Ekim 2009 CumaAskerler ve sivil askerler Islak imza kriziyle ilgili Ankara kulisleri Ankara temsilcilerinin köşelerine yansıyor. Bunlara aslında kulis dememek lazım. Daha çok askeri karargâh içindeki arayışlara, yeni doğrulama çabalarına ve bu çabalara yönelik medya desteklerine işaret ediyorlar. Birlikte okuyalım: "İhbar mektubu ve ıslak imzalı olduğu öne sürülen belgenin savcılığa ve belli basın organlarına yansıması, genellikle, gündem değiştirme çabası olarak değerlendirildi. Bu değerlendirme, 'Hükümet Habur'dan yansıyan manzaralarla tıkandı, toplumda çok büyük tepki oluştu, bu durumda, gündemi değiştirmek ve hedef tahtasına yeniden TSK'yı koymak için belge ve ihbar hamlesi yapıldı' görüşüne dayandırıldı. Belgenin ve ihbarın hükümete ve iktidar partisine can simidi olduğu yorumları yaygınlaştı" Fikret Bila dün böyle yazıyordu Ardından şu uyarıyı yapıyordu: "Bu hamlenin Org. Başbuğ'u sıkıştırarak, son dönemde uyumlu görünen sivil-asker ilişkilerini zedelemesi, Başbakan Erdoğan'ın arzu edeceği bir sonuç olmasa gerekir..." Askerin nasıl bir savunmaya gideceği, başbakanın ne tür adımlar atma ihtimali olduğu elbet önemlidir, hatta "aman şu dönem kritiktir, dikkat edin" de diyebilir bir gözlemci Ve denebilir ki, bunlar sıcak siyasetin, güçler dengesinin, sürmekte olan büyük bir iktidar savaşının kaçınılmazlarıdır Ama işin bir de diğer yönü, ilkelerle ilgili yönü var. Bu yön de aslında bugün sıcak siyasetin bir parçasını oluşturuyor, gazetecilerinki dahil alınacak tavırlar bu siyasetin bir parçası haline geliyor. Her zaman seyredemez, seyrettiğiniz iddiasında bulunamazsınız. Şöyle: Ortada sadece iki grup, iki eşit taraf arasında alan kontrolüne yönelik bir iktidar mücadelesi yoktur. Derin bir değişim sürecinde, iki tarihi temel anlayış arasında bir kavga vardır. Birincisi askeri vesayet anlayışını, ikincisi demokrasinin ön ve gerekli koşulu olan sivil bir iktidar düzenini temsil etmektedir Türkiye'de son yılların, belki de tüm dönemlerin en büyük skandallarından biri yaşanıyor. Darbeciliğe soyunan, bunun üzerini kapatmaya çalışan, doğru söylemeyen bir karargâh politikası ya da kuvvetli bir ordu içi cunta bulunuyor. "Islak imza makineyle mi atılmış", "zamanlaması neden şimdi", "ihbarcı subay neden aylarca beklemiş", "belge niye önce basına gitmiş" gibi az akıllı sulandırma gerekçeleri, "Ordu ihbarcı subayın peşinde" gibi gündemi kaydırma manşetleri ciddi ahlaki ve etik sorunlar taşıyorlar. Ve bunlar orta ve uzun vadede gelişmeleri belirleme, manipüle etme şansına hiçbir şekilde sahip bulunmuyorlar. Özden Örnek günlüklerini aklınıza getirin Resmi bir evrak mıydı söz konusu olan? Nasıl oldu da bu günlüklerdeki hemen her gelişme, Hürriyet ve Milliyet gazetelerinin bilinçli körlüğüne rağmen adım adım doğrulandı? Mustafa Balbay'ın günlükleri benzer bir durumla karşı karşıya kalmadı mı? Orduyu korumak, askerin prestij kaybını engellemek isteyenlerin, başta gazeteciler olmak üzere, ilk yapacakları iş ordunun savunma ve saldırı hamlelerinin aracı olmaktan vazgeçmektir. Yapacakları ikinci iş, içinde bulunduğumuz dünya, bölge ve ülke koşullarında askeri yaralayan asıl unsurun askeri vesayet düzeni olduğunu görmektir. Asker muhtıra veriyor zora düşüyor Andıç hazırlıyor ortaya çıkıyor... İstemediğini ilan ettikleri seçim kazanıyor Kendi içinde örgütleniyor gayri meşru duruma düşüyor Bu işte sivillerin de payı var 2007-2009 arasının öyküsü budur 2010'a az kaldı, öykü hızlanacaktır 622910 Orta Doğu'yu birlikte tekrar inşa edeceğiz FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ TAMER KORKMAZ Orta Doğu'yu birlikte tekrar inşa edeceğiz Davutoğlu ve Barzani'nin ortak düzenledikleri basın toplantısında Davutoğlu, "Araplar, Türkler, Kürtler, Şiiler, Sünniler Orta Doğu'yu birlikte tekrar inşa edeceğiz. Dolayısıyla herkesin cesaretli adımlar atmasının vakti gelmiştir" diye konuştu ERBİL (A.A) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Erbil'i ilk kez ziyaret ettiğini belirterek, 'Biz kendimizi burada evimizde hissettik dedi. Bakan Davutoğlu, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin lideri Mesud Barzani ile düzenlediği ortak basın toplantısında, misafirperverliğinden dolayı Barzani'ye teşekkür etti ve Barzani'in Türkiye ile dostluğunun çok eski ve kadim olduğunu ifade etti. Davutoğlu görüşmelerde birçok konuyu detaylı bir şekilde ele aldıklarını söyleyerek, 'Ortak bir vizyonda aynı yaklaşımı sergilediğimizi gördük. Bu ortak vizyon Orta Doğu bölgesine bakışa dayalı bir vizyondur' diye konuştu. Ahmet Davutoğlu, bu vizyon çerçevesinde ortak güvenlik anlayışı, siyasi diyalog,ekonomik entegrasyon ile etnik ve dini grupların bir arada yaşamasının söz konusu olduğunu belirterek, 'Araplar, Türkler, Kürtler, Şiiler, Sunniler Orta Doğu'yu birlikte tekrar inşa edeceğiz. Dolayısıyla herkesin cesaretli adımlar atmasının vakti gelmiştir' dedi. Davutoğlu, Orta Doğu'nun küçük bir örneği olan ve bu grupların hepsini barındıran Irak'ın güvenlik ve refahının Türkiye için çok önemli olduğunu, çünkü Irak halkını en yakın akraba olarak gördüklerini ifade etti. Irak halkının mutluluğunun kendi mutlulukları, onların acılarının kendi acıları olduğunu söyleyen Davutoğlu, Irak'ın güvenliğine yönelik bir tehdidin de Türkiye yönelmiş bir tehdit olduğunu belirtti. Bakan Davutoğlu, sabah saatlerinde Basra'da olduğunu hatırlatarak, 'Bizim için Basra da Erbil de bizim şehirlerimizdir. Ankara ve İstanbul da bütün Iraklıların şehirleridir' dedi. Ziyaretinin tarihi bir ziyaret olduğunu belirten Davutoğlu, iki ülkenin ortak refah ve huzuru önündeki tek ciddi engelin terör tehdidi olduğunu ve bu tehdidin bazen Bağdat'a, bazen de Türkiye'ye yönelik çıkabildiğini kaydetti. Mesud Barzani ile ortak bir vizyonu paylaşmaktan dolayı mutlu olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi: 'Şimdi gerekli adımları atma vaktidir. Bütün Arap, Kürt, Türkmen kardeşlerime sesleniyorum. Gelin bütün bu bölgeyi yeniden inşa edelim. Basra'dan yola çıkan birisi Edirne'ye kadar güvenlik sıkıntısı olmadan gidebilsin.' Davutoğlu, Erbil'i çok gelişmiş bulduklarını belirterek, Türk işadamları ile birlikte bu şehri daha da geliştirmek istediklerini söyledi. 'Et ve tırnak gibi iç içe geçmiş bu kardeşlik ilişkisini kimsenin bozmasına izin vermeyelim' diyen Davutoğlu, Erbil'e de başkonsolosluk açma kararı aldıklarını, böylelikle Türkiye'nin Irak'ın Avrupa'ya açılan kapısı, Irak'ın da Türkiye için Körfez'e ve güneye açılan kapı olacağını kaydetti. Davutoğlu, 'Çocuklarımız inşallah bizden daha güzel günler görecek. Bu güzel günleri Sayın Barzani gibi basiretli liderlerin ve arkadaşlarının kuracağına inanıyorum' dedi. Ahmet Davutoğlu, konsolosluğun ne zaman açılacağının sorulması üzerine 'Bununla ilgili görüşmelerin başlatıldığını, en kısa zamanda konsolosluğu açmak istediklerini söyleyerek, bundan sonrasının Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari'nin vereceği izne ve sağlanacak imkanlara bağlı olduğunu belirtti. Ziyareti çerçevesinde hafta önce imzalanan 48 anlaşmanın uygulamasına ilişkin imkanları araştırdıklarını belirten Davutoğlu, bu çerçevede Irak'a işadamları ve gazetecilerle birlikte geldiklerini kaydetti. Bakan Davutoğlu bir başka soru üzerine de Türk ve Irak halkları birlikte el ele verdiklerinde terörün kalmayacağını, aksine tarihte kurulmuş eski güçlü medeniyetin tekrar ayağa kaldırılabileceğini belirterek, 'Dağlar bizi ayırmayacak, birleştirecek. zaman bu Orta Doğu bölgesi dünyanın en cazip çekim alanların birisi olacak' dedi. "BÖLGENİN GELECEĞİ İÇİN TÜRKİYE'NİN ROLÜ ÇOK ÖNEMLİ" Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin lideri Mesud Barzani, bölgenin geleceği ve ekonomik ilişkilerin gelişmesi için Türkiye'nin rolünün çok önemli olduğunu söyledi. Barzani, Irak'ta bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'yla yaptığı ortak basın toplantısında, bu ziyaretin önemli bir adım olduğunu, konsolosluk açma kararının bölge için çok olumlu bir gelişme olduğunu söyledi. Bugünlerde Orta Doğu olarak hassas bir dönemden geçildiğini belirten Barzani, "Bölgenin geleceği için ve ekonomik ilişkilerin gelişmesi için Türkiye'nin rolü çok önemli. Irak halkı ve bölge halkı olarak Türkiye ile olan ilişkilere çok önem veriyoruz. Kürdistan bölgesi, Irak için bir köprü rolü oynuyor çünkü istikrarlı bir bölge olarak görülüyor" dedi. Türkiye'de son dönemde demokratik açılım çerçevesinde atılan adımları desteklediklerini belirten Barzani, bu adımlar dolayısıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı kutladı. Barzani, "İnşallah en yakın zamanda şiddet sona erer, ne Kürt ne de Türk gençlerinin kanı akmasın. Başbakan Erdoğan'ın bu politikasının iyi bir sonuca ulaşacağına inanıyorum. Sayın Davutoğlu'nu da kutluyorum oynadığı rol dolayısıyla. Türkiye için ve bölge için önemli bir rol oynamakta" diye konuştu. Mesud Barzani, Türkiye ve Irak'ın kuzeyindeki yönetim arasındaki ilişkilere ilişkin bir soruya karşılık, şunları söyledi: "Ben ilişkilerimizde sorunlar olmasını doğal görmüyordum. İlişkilerin şimdiki hali doğal. Bunu da önemli bir adım olarak görüyorum ve ilişkilerin daha da gelişeceğine inanıyorum. Bu ziyaret vesilesiyle de ilişkiler pek çok alanda daha da gelişecek. Türkiye'nin son zamanlarda izlediği politika çok doğru ve tam destek vermeye hazırız. Görüşmelerimiz de kardeşçe ve olumlu bir atmosferde geçti." Barzani terörle ilgili bir başka soruya karşılık da, hiçbir şekilde şiddeti onaylamadıklarını belirterek, "Türk ve Kürt gençlerinin kanlarının dökülmesi bizi üzüyor. Erdoğan'ın politikası sebepleri çözmeyi amaçlıyor. Türkiye'nin bu cesaretli adımını destekliyoruz ve Türkiye ile işbirliği içindeyiz" dedi. Barzani, ortak basın toplantısının ardından Davutoğlu ve beraberindeki heyete akşam yemeği verdi. 30.10.2009 POLİTİKA 622332 Kongo'da etnik çatışmalar: 47 ölü Demokratik Cumhuriyeti'nin kuzeyinde çıkan etnik çatışmalara müdahale etmeye çalışan en az 47 polisin öldürüldüğü bildirildi. Yerel yetkililer, Dongo köyünde dün çıkan çatışmalarda bilinmeyen sayıda sivilin de hayatını kaybettiğini belirtti. Yetkililer, polislerin silahlı köylüler tarafından öldürüldüğünü kaydetti. Bu arada etnik çatışmaların 'nun doğusunda süren çatışmalarla bağlantılı olmadığı bildirildi. BM'den geçen salı yapılan açıklamada, Demokratik Cumhuriyeti'nin doğusunda hafta sonu düzenlenen saldırılarda 10 sivilin öldürüldü kaydedilmişti. ocak ayında, aralarında 1994'teki Ruanda soykırımına karışanların da bulunduğu Ruanda'ya Özgürlük Demokratik Kuvvetleri (FDLS) mensuplarına yönelik operasyon başlatmıştı. Operasyon başladığından bu yana 1000 sivil ölmüş, bin kadına tecavüz edilmiş, 900 bin kişi evlerinden olmuştu. 621554 Cezalar artınca ehliyeti alınan şoför sayısı 3'e katlandı Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre bu yılın ilk ayında ehliyeti alınan sürücü sayısı yüzde 230 yükselişle bin 785'e çıktı. 2008 yılında 100 puan sınırını aşarak ehliyetine el konulan şoför sayısı bin 655 idi. Bakanlığın, AB standartlarında hazırladığı 'Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik' Ocak 2009'da yürürlüğe girdi. Ceza puanlarının artırıldığı yeni düzenleme ile yetkililer, trafik canavarlarına göz açtırmıyor. Hata yapan sürücüler hem para cezası hem de ceza puanına çarptırılıyor. Kırmızı ışık kuralına uymayan şoförlere 128 TL para cezasının yanında 20 ceza puanı veriliyor. Ceza puanı yıl içinde 100 sınırını aşan şoförlerin ehliyetlerine ay el konuluyor. Süre sonunda eğitim gördüklerini belgeleyenlerin ehliyeti iade ediliyor. Kişinin aynı hatayı ikinci kez yaparak 100 ceza puanı alması halinde bu kez ay sürücü belgesi alınıyor. Ayrıca psikoteknik değerlendirme ve psikiyatri muayenesine tabi tutuluyor. Sürücülük yapmasına engeli bulunmayanlara ehliyetleri ay sonra tekrar veriliyor. Bir yıl içinde üçüncü defa 100 ceza puanı alanların ise sürücü belgeleri iptal ediliyor. Ehliyeti olmadan araç kullandığı tespit edilen kişiler, mahkemeye sevk edilerek 265 TL hafif para cezası ve aydan aya kadar hapis cezasına mahkum ediliyor. Bahçelievler'de minibüsçülük yapan Yaşar Damgacı (40), ehliyetine el konulan sürücülerden yalnızca biri. Ayakta yolcu taşıdığı gerekçesiyle bu cezaya çarptırıldığını anlatan Damgacı, "Hem para cezası kesildi hem de ay işimi yapamadım. İstanbul trafiğinde ayakta yolcu almadan gitmek çok zor. çocuğum var, evim kira. Çok sıkıntı çektim. Puanların indirilmesi gerekiyor." diyor. Bahçelievler Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Halit Yılmaz da, "Böyle devam ederse taksi, minibüs ve otobüs gibi ticari araçlarda çalıştıracak şoför bulamayacağız." iddiasında bulunuyor. Fahri Trafik Müfettişleri Derneği Başkanı Avukat Sami Güleçyüz ise, kameralı denetim sisteminin ceza sayısında artıştaki en önemli faktör olduğuna dikkat çekiyor. Güleçyüz, ceza puanlarındaki artışın seyir halindeki şoförlere çekidüzen vereceğinin altını çiziyor. 100 ceza puanı sınırını aşan şoför sayısı 2006'da bin 860 iken 2007'de bin 115'e, 2008'de bin 655'e, 2009'da ise bin 785'e yükseldi. 622186 Albay Çiçek ve subay adliyede Yaklaşık 10 kişilik bir askeri gurubu taşıyan minibüsle gelen askerlerin, Albay Dursun Çiçek imzalı 'AKP ve Gülen'i bitirme planı' belgesinin ıslak imzalı orjinalini savcılığa gönderen subayın ihbar mektubunda, 'evrakları yok ettikleri iddia edilen' subay ve astsubaylar oldukları iddia ediliyor... Medyaya ve kamoyuna yansıyan ihbar mektubunu inceleyen savcılık, aralarında Albay Dursun Çiçek'in de bulunduğu ihbar mektubunda adı geçen subay ve astsubaylar için ihtarlı davetiye göndermişti. 622730 Anavatan'da 61 kişi istifa etti ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Anavatan'da 61 kişi istifa etti TRABZON Anavatan Partisi'nin yarın Ankara'da yapılacak kongrede tüzel kişiliğini sona erdirip Demokrat Parti (DP) ile birleşmesi beklenirken, teşkilatlardan birleşmeye tepki istifaları geliyor. Trabzon'da birleşmenin 'Anavatan'ın ruhunu bitireceğini' düşünen 61 kişi partilerinden istifa ettiklerini açıkladı. Anavatan Partisi'nin, Trabzon'un Vakfıkebir İlçe Başkanı Cahit Kurt ve 14 yönetim kurulu üyesinin de aralarında bulunduğu 61 kişi istifa etti. Vakfıkebir İlçe Başkanı Cahit Kurt, Anavatan Partisi ile DP'nin bütünleşmesi sürecinde yaşanan olayları asla tasvip etmediklerini söyledi. Kurt, partinin yöneticilerinin, partiye üye olmayan kişiler tarafından yönlendirildiği ve Anavatan Partisi'nin özünden koparılıp birilerinin güdümüne sokulmaya çalışıldığını savundu. 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal'ın kurduğu Anavatan Partisi'nde siyasete girdiklerini ifade eden Kurt, 'Ancak gelinen bu noktada yaşanan gelişmeler üzerine arkadaşlarımızla birlikte Anavatan Partili olarak siyasi hayatımıza ara vermeye karar verdik.' diye konuştu. Kurt, DP ile bütünleşmenin, Anavatan'ın kuruluş ruhunu yok edeceğine inandığını ifade etti. Demokrat Parti (DP) ve Anavatan Partisi'nin kongreleri yarın Ankara'da aynı salonda yapılacak. Anavatan Partisi'nin 10. Olağan Büyük Kongresi saat 10.00'da, DP'nin 6. Olağanüstü Büyük Kongresi de yine aynı gün saat 11.00'de Atatürk Spor Salonu'nda toplanacak. Kongrede, 20 Mayıs 1983 tarihinde kurulan Anavatan Partisi'nin, DP ile birleşmesi amacıyla tüzel kişiliğinin sona ermesine karar alınması bekleniyor. 30.10.2009 GÜNDEM 622602 'Kürt açılımıyla' birlikte son seçim anketi Ersin ÇELİK'in haberi SONAR Araştırma Şirketi"Ekim 2009 Türkiye Geneli Siyasi Eğilimler Araştırması"nın sonuçlarını açıkladı. Hükümetiin “Demokratik açılım” adı altında ele aldığı ve kamuoyunda “Kürt açılımı olarak” adlandırılansüreçle birlikteAK Parti'ninoy oranının düştüğü gözlemlenirken CHP'nin yanı sıra MHP ve Saadet Partisi yükselişe geçmiş durumda. 20 İLDE BİN KİŞİ İLE YÜZYÜZE SONAR'ın 5-25 Ekim tarihleri arasında, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Eskişehir, Gaziantep, Kayseri, Konya, Mersin, Samsun ve Van'dan oluşan 15 il, 20 ilçe ve 20 köyde bin kişi ile yüzyüze görüşerek yaptğı anketin hata payı 1,73 olarak açıklandı. <<< AK PARTİ YÜZDE 31,68 Buna göre anketin kararsız seçmenin oy oranı dağıtılmamışsonuçlarına göre;AK Parti yüzde 27.45, CHP yüzde 24.45, MHP16.98, DTP 5,74 Saadet Partisiyüzde 5,30 oranında oy alıyor. Yüzde 13.35 oranındaki kararsızlar dağıtıldığında ise AKP’nin oy oranı yüzde 31.68, CHP’nin yüzde 28.21, MHP’nin ise yüzde 19.59 oluyor. DTP yüzde 6,62'ye çıkarken, Saadet Partisi ise 29 Mart seçimlerine göre oylarını yaklaşık yüzde oranında artırarak yüzde 6.12’ye taşıyor. Diğer partiler için sonuçlar ise şöyle; BBP 2.19, DSP 2.00, DP 1.89, ve Diğer 1.69 oranında... 2009-10-30 19:10:05 bu sitede bile her 10 yorumcudan 3-4 tanesi akp yı ıstemıyorsa akp nın oyunda gercekten bir düşme olacaktır. benim tahmınım akp: %30-34 arasında bır oy alır. son zamanlarda benzıne elektırıge dogalgaza yapılan zamlar işsizlik oranının artması akp nın oyunda azalmalara sebeb olacaktır. acılımın devam edıp etmemesı onemlı devam ederse akp oylarında dahada düşme olur. vazgecılır ise acılımdan secım sımdı olmadıgı ıcın oylarda düşmeye sebeb olacagını sanmıyorum ugur 2009-10-30 19:07:10 oy kaygısı değil memleket kaygısı olduğundan bu adımı atıyor sonuna kadar arkasındayız, Allah yardımcısı olsun..mhp ve chp at gözlüğüyle mi bu memlketi yönetecek güldürmeyin beni.. BaRaN GüLeR 2009-10-30 19:01:54 ak partiye hiç oy vermemiş biri olarak yazıyorum bir dahaki seçimde oyum ak partiye artık şu tabularımızdan kurtulalım zaman içeride ve dışarıda her gün biraz daha güçlü bir türkiyeyi daha rahat göreceğiz... ünal 2009-10-30 19:01:50 Ortada hicbirsey yokken gittiler aramizda cok büyük sorun varmis gibi Kürt acilimi yaptilar. Sanki ezilen bir millet varmis havasi olusturdular. Yillarca bizi düsman olarak gören Kürtler baris istedi, demekki düsmanmisizki baris istiyorsunuz. Bir kardes düsman olmadigi kisi ile neden barissinki Siz DTP'yi desteklemeye devam edin iktidara chp-MHP gelirse ozaman görürüm ben sizi Basörtülü kizlar halen kapaida beklerken ERMENILERLE ugrasirsa böyle oy kaybedersin. Nevsehirli50FB 2009-10-30 18:59:16 bide şu chp liler kendini böle kültürlü eğitimli sanıyolar ya tam bi komedi..araştırsınlar bakalım en çok üni. mezunu üni. okuyan hangi partide:)aşağıdaki yorumlarda bi öğretmen abimiz var kendi çok kültürlü eğitimli galiba halka cahil diyo...senin okuduğun üniversitenin alasını okuyorum ben..okuduğum sınıfta 32 tane erkek var 24 tanesi ak partili..bu örnekde ak partini seçmenine cahil diyen beylere gelsin... EsRaReNGiZ 2009-10-30 18:56:56 Anyayı konyayı ondan sonra görürsünüz,eğer mhp ve chp bu ülkede iktidar olursa çokkkkkkkkkkkk süper bir yönetim göstermek zorunda,abd,ye,israile,çine rest çekip,işsizliği bitirmek,maaşlara büyük zamlar yapmak zorunda ,eğer doğuda kan akmaya,gençlerimiz işsiz kalmaya,memur,emekli eski sefil günlerine dönmeye başlarsa vayyyyy gidi chp+mhp vayyyyyy gerçi olan yine bizim bunları süpermen sanan safffff halka olur,sanki daha önce ülkeyi batıranlar uzaydan gelenler partilerdi yaaaa. halil yarbaşı 2009-10-30 18:56:19 kardeslerim ben avrupada yasayan bir vatandasim ak partinin bukadar calitigini biz burda goruyoruzda siz neden gorduyunuz halde gormezden geliyorsunuz avrupayi solluyoruz gecmisden ders alin artik ak partiye bakmayin gorun artik avrupa biterken turkiye yeseriyor dan ye kadar guzellesiyor bunun farkinda olun 80 yildir ne yaptilar rusvet den hirsizliktan yolsuzluktan nerelere geldik bakmayin gorun cennet vatani turyemi canimdan cok seviyorum sevecende siz ne derseniz deyin ALLAH Razi olsun akp lilerden can kahraman 2009-10-30 18:55:05 1000 tane oyum olsun 1000 ide ak partiye feda olsun..chp ile mhp rüyalarında bile iktidar olamzlar şakşakcıları boşuna sevinmesin..saadete gelince saadet devri bitti bu ülkede paşalar höyt dediğinde hocanızın korkudan kaçtığı günleri unutmadık..artık ak parti var..tayyip erdoğan bağımsız seçime girse en az %35 alır.tayyip erdoğan var oldukça oyum onun..allah başbakınımızdan binlerce kez razı olsun.. EsRaReNGiZ 2009-10-30 18:50:21 Baykal veya Bahçeli gelir Erdogandan çok daha iyi yönetir değilmi :)) Yada ordu gelir erdogandan daha iyi olur degilmi:)) Recep Tayyip ERDOĞAN 86 yıllık Cumhuriyetimizin gelmiş geçmiş en karizmatik ve çalışkan başbakanıdır. 2011de en az yüzde 50 ile kazanacak. 2015 tede Cumhurbaşkanı olacak yavuz selim 2009-10-30 18:49:03 editör'ün notu:sayın yorumcumuz llütfen yorumlarınızda küçük harf kullanınız.selamlar ünal 2009-10-30 18:46:27 editör'ün notu:sayın yorumcumuz lütfen yorumlarınızda küçük harf kullanınız.selamlar isa kocacık 2009-10-30 18:41:51 drsun cicekte cıkan planı hatırlayın akpartiyi yıpratma planını .ergenekonla pkk ilişkisi ortada pkklıların donusundeki asırılıklar neye kme yarıyor kimler istismar ediyor pkk chp mhp deilmi yalan yanlıs mansetlerle kim yıpratılıyor ak parti sahte anketlerden kim dusuyor havası pompalanıyor ak parti belgeyi hazırla yanlar uygulamay devam ediyor bolgesel guc olma adına tum dunyanın dikaktini toplayan kim ak parti yeniden dogusundan basına kardeslik koprusu kuran kim ak parti ama ne himetse oy kaybediyo kaan can 2009-10-30 18:39:52 Kimse kimseyi kandırmasın.. Bu açılım meselesi Kamuoyunun en hassas noktası..Öyle bir gol yendi ki..Sen teröristi dağdan indiriyorum diye hamle yap, adamlar gözümüzün içine baka baka gelip bir de şov yapsın. Tam bir şok! Bu görüntüler Türk kamuoyunun hafızasına kazındı artık ve de Türkiye buna henüz hazır değildi.. Açılım kararı doğru mu yanlış mı bunu tarih bize yaşatarak öğretecek..AKParti ise bunun siyasi sonucuna katlanacak.. Adem Cengiz Er 2009-10-30 18:37:39 Allah aşkına yorumcular ne bekliyorsunuzki tabiki düşecek Ekonomik kriz kürt açlımı bunların hepsi etken.. düşmeyecekde ne olcak. Tabii şimdi çıkan ıslak imza, israil'e laf atmalar falan filan ile ayakta durma çabalarıda boşuna değil. Akp 30 larda hala güçlü bir parti buda su götürmez bir gerçekdir. Ahmet Osman 2009-10-30 18:37:21 Chp ve sağ kolu Mhp ye bir sorun bakalım ki iktidar olmak istiyorlar mı?Daha muhalefeti bırak,meclise girmek adabından yoksullar.Varsa yoksa kendileri gibi düşünmeyenlere efelenmek,küfretmek.Şehidimiz gelir C.Başkanına söverler...Allah aşkına siz askere gönderdiğiniz evladınızı C.Kurmayamı teslim ediyorsunuz,C.Başkanınamı?Postal yalakaları,karakolda şaşıyorlar,mahkemede apışıp kalıyorlar.Bence en az %42 ile Akparti kazanır.Açılım yapmak yürek ister.Şehit olmak ile alkışlamak atrı şeyler... Recep GÜLER 2009-10-30 18:35:33 Demokrasi, halkın refahını yükseltemeyen, hele ZAM yapan'ı ilk seçimde tepeleme sistemidir. Muhalefeti İktidara karşı teşvik etmektir. Ülkemizde ise Lidere BİAT etme sistemi olmuştur. AKP'den önce hangi İktidar partisi lidere OY vermiştiniz, onlarda ZAM bindirdikçe gine savunulduğu için BABA altı kere ülkeyi duvara çarptı, Siz uysal başlı kör BİAT seçmenler sayesinde Yedi kere seçildi. Hala geçmişten ders alamadığımızı görüyoruz. Açlığa, işsizliğe, geçim sıkıntısına rağmen AKP'yi destekliyorsanız ne denir.. mahir yenigün 2009-10-30 18:35:05 yine karşılıklı atışmalar çanak tutmak için bu tür haberlerin çıkması normal..seçimlere sene var. fakat sizin küçük ufkunuz büyük işleri görmeye yetmiyor. Çevrendeki komşu ülkeler ile, Rusya ile sağlam ilişkiler kurmuş bir ülkeyiz. İsrail'e "höyt" demişiz, kendi projelerini uyguluyorsun. içeride ki devleyin iliğini sömüren çetelerin canına ot tıkamışsın ve karşılarında CHP ve arka bahçesi MHP, brokrasinin dinazorları var. Terörür durdukmak için proje üretiyorsun. Bırak Melih Aşık mantığı ile düşünmeyi!! olgar kara 2009-10-30 18:34:29 sırf onun için istiyorum akp nin al aşağı olmasını olsun bakalım mhp eskiden ne yapmışda şimdi ne yapacak bir görsünler tekrar ereken seçim bankaların içini tekrar boşaltmalar hanzoların hiç bişyden analamayan adamları daire başkaı atamalar bi başalasada tekrar millet bir gününü görse ah keşke düşse akp de istmeyenler boyunun ölçüsünü bi alsa ama işte olan unutkanlığı dünyaca olan biz akıllı türk milletine olucak MUHAMMET EMİN HINISLIOĞLU 2009-10-30 18:33:44 Araştırma şirketi Sonar'ın yaptığı son ankete göre, 22 Temmuz genel seçimlerinin galibi yüzde 29,04'lük oy oranıyla AK Parti olacak. Meclis'e Ak Parti'nin yanı sıra yüzde 14,08'lik oy ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), yüzde 12,18 oy oranı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), yüzde 12,07 oy oranı ile Doğru Yol Partisi (DYP) ve yüzde 8,27 oyla Genç Parti girebiliyor. Demokratik Türkiye Partisi'nin oyu ise yüzde 2,60'da kalıyor. ahmet köse 2009-10-30 18:33:27 eğer bugün seçim olsa bile, yarınki sonuçlar AK PARTİNİN tarihte görülmemiş zirve sonucunu görüp dudakları hayretten uçuklamazsa bende insan değilim....size söylüyorum, eyyyyyyyyy GAFLETTEKİ İNSANLAR, bugüne kadar hangi iktidar ALLAH İÇİN bukadar mücadele vermişti? görüşürüz bakalım ogünler gelecek elbet.siz biraz daha avuçlarınızı yalaya durun. harun uğur 622426 Başbakanlık'tan "erken seçim" açıklaması Uzun süredir konuşulan erken seçim senaryoları, önceki gün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal arasında Anıtkabir'de geçen konuşmayla yeni bir boyut kazandı. AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç, Başbakan Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Baykal arasında ayaküstü erken seçim konuşmalarını "latife" olarak değerlendirdi. Meclis'te, Cuma namazı çıkışı gazetecilerin kamuoyunda oluşan erken seçim beklentilerine ilişkin sorularını yanıtlayan Kılıç, Türkiye'nin özel ve genel koşullarının, bir erken seçimi gerektirmediğini belirterek, seçimlerin 2011 yılında yapılacağını söyledi. İktidar partisi açısından bir erken seçimin adını bile telaffuz etmenin tamamen gereksiz olduğunu savunan Suat Kılıç, muhalefetin "Meclis çalışmalarına katılmak ve seçimlere hazır halde beklemek" görevi bulunduğunu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal arasında ayaküstü seçim üzerine konuşulanları ise "latife" olarak değerlendirdi. Kılıç, Baykal ile Erdoğan arasında bir erken seçimin konuşulmadığını kaydetti. "Hükümetin icraat ve sorumluluk noktasında yurt içinde ve yurt dışında tam saha press konumunda çalıştığına" dikkat çeken Kılıç, özellikle muhalefet partilerinin erken seçim beklentilerini şöyle değerlendirdi: "Muhalefetin hükümet etme sorumluluğu, icraya ilişkin bir sorumluluğu yok. Yapacakları iki şey var, Meclis çalışmalarına katılacaklar, Anadolu'yu gezecekler. Bu anlamda Başbakan'ın, muhalefetin Anadolu'yu dolaşmasına zemin hazırladığını diyebiliriz. Dolaşırlarken Türkiye'nin bir tarafında değil, her tarafında dolaşsınlar. Doğu'ya, Batı'ya, Kuzey'e Güney'e de gitsinler. Gitsinler ki özellikle demokratik açılım süreciyle ilgili vatandaşın hissiyatını, destekleyen tavrını yerinde inceleyebilsinler." 30 Ekim 2009 621890 Ayamama Deresi'nde yıkımlara başlandı Sabah saatlerinde Ayamama Deresi'ne gelen ekipler, daha önceden tebligat yapılan binaları kontrol etti. Tebligattan sonra bazı bina sahipleri de, hazine arazisi üzerindeki yapıları kendi imkanlarıyla yıktı. Yıkılmayan binalar ise bugün belediye ekiplerinin denetimiyle gerçekleştirildi. Yıkımları değerlendiren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Ahmet Tahmaz, "Sel felaketinden sonra yapılan aylık çalışmada 34'ü işyeri olmak üzere 108 yapının kamu sahasını işgal ettiği tespit edildi. Tebligat yapılan bazı işyeri sahipleri hazine arazisi üzerindeki yapıları kendileri yıktı. Yıkılmayanları isi bugün gerçekleştiriyoruz. hafta içinde yıkım işlemlerinin tamamlanmasını bekliyoruz." diye konuştu. 622475 Askerler adliyede Askerler adliyede AA Giriş Saati 30.10.2009 13:26 Güncelleme 30.10.2009 14:44 “İrtica ile Mücadele Eylem Planı”nın orijinalinin savcılığa iletildiği haberlerinin ardından albay, başçavuş, üsteğmen ve sivil memur adliyeye geldi. İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' olduğu belirtilen belgeye ilişkin soruşturma kapsamında askeri personel oldukları belirtilen bazı kişiler Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine getirildi. Albay Dursun Çiçek'in de adliyeye getirildiği öne sürülmüştü. Ancak daha sonra Çiçek'in adliyeye getirildiğinin doğru olmadığı belirtildi. Sivil plakalı bir minibüsle hakim ve savcıların giriş yaptıkları bölümden saat 12.50 sıralarında adliye bahçesine alınan sivil kıyafetli bu kişilerden birinin kadın olduğu görüldü. Bu arada, bir gazeteci, aracın adliye bahçesine girişi sırasında minibüsle demir kapı arasında sıkıştı. Bunun üzerine duran araç, geri manevra yaparak basın mensubunun sıkıştığı yerden kurtulmasını sağladı. Yayın tarihi: 30 Ekim 2009 Cuma 621670 Yaşananlar unutulmazsa, dersler çıkarılırsa, asker sorunu sivil-asker elbirliğiyle çözülür! Hasan Cemal ‘Islak imza’yla Türkiye’de demokrasinin halleri (4)Yaşananlar unutulmazsa, dersler çıkarılırsa, asker sorunu sivil-asker elbirliğiyle çözülür! 30 Ekim Cuma 2009 Islak imza olayının patlak vermesi ya da karargahında bir adet hükümeti devirme planının ortaya çıkmasıyla birlikte yapılan bazı yorumları günlerdir hayretle izliyorum. Evet, hayretle... Sanki burası değil. Sanki bu yorumları yapanlar bir başka gezegende yaşıyorlar. Hey, farkında mısınız? Burası Türkiye! Bu ülkede kaç tane askeri darbe yaşandı, kaç tane askeri müdahale gördük. 27 Mayıs’ı unuttunuz mu? 12 Mart’ı unuttunuz mu? ’ü unuttunuz mu? ’ı unuttunuz mu? 27 Nisan’ı unuttunuz mu? Bunlar Türkiye’de yaşanmadı mı? Askeri darbelerle sehpaları, Zirverbey Köşkü gibi, Askeri gibi işkencehaneler kurulmadı mı? Menderes’ler, Talat Aydemir’ler, ’ler, Erdal’lar asılmadı mı? Ya da yaşanmadı mı?.. Lütfen zaman ayırıp Başbakan Yılmaz döneminde, 1990’ların sonunda yazılan resmi Susurluk Raporu’nu okuyun bir zahmet. Özellikle ’daki faili meçhul çarkının nasıl döndüğünü öğrenmeye çalışın. Bunlar hep bu ülkede yaşandı.   Ya hükümetlere komutanlar tarafından verilen uyarı mektupları... Başbakanların yüzüne gibi çarpan Genelkurmay Başkanı açıklamaları... Bunları yaşamadık mı? 2002 yılı sonrasını anımsayın. AKP’nin milletvekili seçimlerini kazanıp tek başına hükümet olmasından sonra yaşananları unuttunuz mu? Emekli Komutanı Oramiral ’in günlüklerinde yer alan darbe tertipleri hayal miydi? Beyler, biraz ciddi olun. Sarıkız, Ayışığı, Eldiven...  Bunlar size neyi çağrıştırıyor? 2003 ve 2004 yıllarında, ’nin komuta kademesinde darbe tezgahları çevrilmedi diyebilir misiniz? Yeni 28 Şubat’lar için özellikle medyaya dönük baskılar yaşanmadı diyebilir misiniz? Soruyorum, diyebilir misiniz? Özkök Paşa diyemiyor. Özkök Paşa yalanlamıyor. Daha dört beş yıl önce, eğer Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda ve demokrasiye bağlı bir komutan, Orgeneral oturmuyor olsaydı, Türkiye’nin yine bir darbeyle sarsılması ihtimali çok yakınlara gelmişti. Uçurumun kıyısından döndük. Onun sayesinde... Tehlikenin farkında mıydınız? Özden Örnek günlükleri eğer ’ın günlükleriyle birlikte okunursa, Türkiye’de demokratik rejimin bundan çok kısa bir süre önce nasıl bir tehlikenin eşiğinden döndüğü daha iyi ortaya çıkar. Savaşları unutuldu mu? ’ün 2007’de Cumhurbaşkanı olmasını önlemeye dönük 367 formülünü arkalamak için, bir gece vakti Genelkurmay Başkanı Paşa tarafından kaleme alınıp yayınlanan 27 Nisan e-muhtırası yoksa gerçek değil miydi?  dosyası da Türkiye’de demokrasi ve hukukun üstünlüğüne kurulan tuzaklarla doludur. Yargılanma sürecinde hukuk açısından yapılan bazı yanlışlar ve haksızlıklar, davanın demokrasiyle ilgili özünü değiştirmez. Ergenekon operasyonu eğer olmasaydı, Türkiye’de oluk gibi kan akıtabilecek yeni çarklar işleyecekti. Hatta işlemeye başlamıştı bile... Yine bu operasyon olmasaydı, şunu iyi bilin, da hayal olurdu. Bunların hiç biri hayal değildi, rüyada görülmedi, başka gezegende yaşanmadı, Türkiye’de meydana geldi hepsi. Unuttunuz mu?.. Ya andıçlar... Anımsıyor musunuz? Kaç meslektaşımızın, kaç aydının hayatını bir süre cehenneme çeviren andıçlar nerede hazırlandı? Genelkurmay’da değil mi? Daha birkaç yıl öncesine ait, neredeyse bütün sivil toplum örgütlerini düşman ilan eyleyen andıçlar da Genelkurmay karargahından çıkmadı mı? Şimdi ‘ıslak imza’ya bu tepkiniz nedir? Neyi temize çıkarmaya çalışıyorsunuz? Darbe tertiplerini mi, hükümeti devirme planlarını mı?. Ayıp! Evet, ‘asker sorunu’ diye de bir sorunu var bu ülkenin. Bunu da çözmek lazım. Çünkü bu sorun, Türkiye’de birinci sınıf demokrasi ve hukuk devletine açılan yolları yıllardır tıkıyor. Çünkü bu sorun, Türkiye’de sivil-asker ilişkilerini demokrasilerde olması gereken olağan rayından çıkartarak, gerçek bir siyasi istikrar ortamına açılan yolları mayınlıyor. Eğer Türk Silahlı Kuvvetleri daha fazla yıpranmak istemiyorsa, demokrasi ve hukuk devletinin temel ilkelerinin ışığında kendini değiştirmek zorunda diye düşünüyorum. Ve asker içinde de bu değişimden yana olanların gitgide ağır basacağına inanıyorum. (451 yazı) 622499 Özer: Kupaya da Talibiz : Özer: Kupaya da Talibiz Özer Hurmacı: "Fenerbahçe'ye uzun yıllar hizmet etmek istiyorum. kupaya da talibiz." Yayına Giriş: 30.10.2009 15:58:12 Güncelleme: 30.10.2009 15:58:12 Fenerbahçeli futbolcu Özer Hurmacı, sarı-lacivertli ekibin bu sezon takım olarak formda olduğunu ifade ederek, "3 kupaya da talibiz" dedi. Sezona iyi başladıklarını kaydererek, ligde Gaziantepspor'a karşı deplasmanda şanssız bir mağlubiyet aldıklarını anlatan Özer, "UEFA Avrupa Ligi'nde de Turkcell Süper Lig'de de lideriz. Ziraat Türkiye Kupası'nı da inşallah uzun aradan sonra müzemize getiririz. Çünkü bunu gerçekten başarabilecek kalitemiz var. kupaya da talibiz. kupada da emin adımlarla ilerlemek istiyoruz ama hep maç maç düşünmemiz gerekiyor. Şimdi sadece Kayserispor maçını düşünmemiz gerekiyor. Maç maç düşündüğümüz zaman zaten başarıyı yakalarız" şeklinde ifadeler kullandı. Uzun süren sakatlık döneminin ardından sezona geç başladığını hatırlatan Özer, performansının daha da yükseleceğini vurgulayarak, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Her şey iyi gidiyor, performansım daha da yükselecektir. Kısa vadede bakacak olursak yavaş yavaş artık maç oynamam gerektiğini düşünüyorum. Kondisyonumu almam gerektiğini düşünüyorum. Steaua Bükreş maçında 70 dakika oynadım. Bu benim açımdan iyi oldu. Uzun vadeli düşünürsek de zaten Fenerbahçe camiası çok büyük bir camia. Burada bu takıma uzun yıllar hizmet etmek istiyorum. Onun için de her zaman iyi olmak istiyorum. Daha çok çalışmak gerektiğini biliyorum." 621600 Taha Kıvanç: Hayret ki, ne hayret Taha Kıvanç 30 Ekim 2009 CumaHayret ki, ne hayret Hakikaten hayret: Dünyanın dört bir tarafında aynı anda çıkan haber ve yorumlara göre Türkiye ray değiştirmiş; Batı'ya doğru yol alırken birdenbire Dağu yönüne doğru dümen kırmış... New York Times, Guardian, Le Monde gibi baba gazetelerde, dünyanın öndegelen haber ajanslarında hep aynı noktaya vuran ön plana çıkıyor. Ben böyle bir tesadüfe hayret etmeyeyim de kim etsin? Pakistan ve İran gezisinin son durağı olan Tahran'da düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Tayyip Erdoğan, kendisine hangi konuda soru yöneltilirse yöneltilsin, lâfı doğruca Türkiye'nin Batı ile ittifakının sarsılmaz bir gerçeklik olduğuna İranlı gazeteciler “Petrol” diye ağızlarını açtılar, Başbakan Erdoğan “Biz Avrupa Birliği üyesi olma kararımızdan dönecek değiliz” dedi... Onlar “Nükleer” sözcüğünü telâffuz etiler, cevap içinde mutlaka 'Batı' sözcüğü geçecek biçimde geldi... Dünkü gazetelerde New York Times, Le Monde, Guardian makalelerinden alıntılarla birlikte Tayyip Bey'in Tahran basın toplantısında söyledikleri de yer aldı. İddiaya tepki... Sanki biliyormuş gibi... “Haklısın” dedi kuşkumu ifade ettiğim bir danışman; “Böyle bir yaylım ateşin başlayacağını istihbar etmiştik, bugünlerde olacağını da biliyorduk...” Şimdikine benzer bir durumla şu sıralarda iktidarla ilişkilerini yeniden tamir etme derdinde olan bir işadamının çok yönlü girişimi sırasında karşılaşmıştık. İşadamının kendisi ve yakınları Washington'da üs kurmuş, erişebildikleri herkese sıkıntılarını abartarak anlatmışlardı: “Bankamıza el koydu Ak Parti hükümeti; mahkemelerde çıkan kararları da uygulamıyor” diyorlar ve ekliyorlardı: “Farklı bir mezhepten olduğumuz için... Anlarsınız ya!” Katıldığım uluslararası bir toplantıda ismi büyük bir Amerikalı yanıma kadar gelerek bu iddiayı tekrarlamış ve aksine yazılar yazdığım için beni suçlamıştı. Ona şunu söylediğimi hatırlıyorum: “Bankasına el koyan Ak Parti Hükümeti değildi; mahkemenin verdiği/vereceği bir kararı uygulamamak da hiçbir hükümetin haddine değil...” Yanımdan şaşırarak gittiğinin aynı toplantıya katılan bir dostum tarafından cep telefonuyla çekilmiş kanıtı da var... günlerde dünya medyasında Ak Parti aleyhine çıkan haber, yazı ve yorumların haddi hesabı yoktur. Bir ara ne bulursam dosyalamaya çalışmış, sayı onlarcayı aşınca arkasını bırakmıştım. “Bu ne iş?” diye sorduğum ABD başkentinden bir dostum, “Paran varsa bu tür yaygaraları koparmak sanıldığından kolaydır” diye başlayan bir nutuk çekmişti bana... 'Lobicilik' diye bir meslek var Batı dünyasında; parayı basan reklâmını da saldırısını da başkasına yaptırabiliyor. Lobi şirketinin elemanları önce hedefi belirliyorlar parayı sayanlarla, sonra da hedefi yermekte (veya övmekte) yararlanacakları medya organlarını... Gazeteler ve televizyonlarda şirketin dostları varsa zaten mesele yok, olur ya hiçbir tanıdık bulunmuyorsa, ya aktarılan bilgi ve belgelerle aklı çelinen, ya da hediyelerle kıvamına getirilebilen kişiler aranıyor... “Her gazetede ve televizyonda birini mutlaka buluyorlar” diyemem, ama çoğu kez bulmakta başarılı oluyorlar... Önceden belirlenmiş bir takvime göre de yaylım ateş başlatılıyor... Bu yolla düşürülmüş hükümet, başbakan, bakan hayli fazladır dünyada. Le Monde, Guardian, New York Times gibi babalar başta olmak üzere dünyanın öndelen gazetelerinde aynı hedefi döven haber ve yazılar çıkacak da, hedef ayakta kalmayı başaracak... Çok zordur, çok... Sinek küçük de olsa mide bulandıyor. İşadamının organize ettiği önceki saldırılar sırasında bile siyaset şöyle bir dalgalanmıştı. saldırıların faydası şu oldu: Başbakan Erdoğan ve yakın çevresi yaylım ateş konusunda bilinçlendi ve kulaklarını dört açmaya başladı. Yeni saldırı dalgasının radarlarına takılması sayededir... Acaba bu defa saldırının esas kaynağının ne/neresi olduğunu görüyor, biliyorlar mı? “Gördük, biliyoruz” cevabını verdi bana kaynağım, ama isimlendirme çabalarıma meydan bırakmadı. Anladığım, son yayınların arkasındaki lobi-sermaye ilişkisini iktidar ayrıntılarıyla fark etmiş... Herhalde bunları yanlarına bırakmayacaktır. İşin ilginç yönü, sağda-solda çıkan yazı, haber ve yorumları manşetlerine taşıyan bildik gazetelerin de, değişik sütunlarından iktidarı benzer bir organizasyonla suçlamaya başlamaları... Onlar da, “Islak imzalı sahici belgenin zamanlaması bu işin planlı olduğuna işaret ediyor” iddiasında... Onlar 'ıslak imzalı belgenin planlı olduğu' iddiasında... İktidarın tepeleri de yurtdışında haklarında çıkan ve oradan gazetelere yansıyan “Hükümet ray değiştiriyor” haberlerinin planlı olduğuna inanıyor... El el üstünde kimin eli var? 622888 Gül: Kıbrıs Türkleri, hiçbir zaman Ada'da azınlık statüsünde olamaz Cumhurbaşkanı Gül, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'la yaptığı görüşmenin ardından düzenlediği ortak basın toplantısında, Türkiye'nin Kıbrıs Türk'ünün vereceği kararın arkasında olacağını belirtti. Kıbrıs meselesinin ve Kıbrıs Türkü'nün haklı mücadelesinin Türkiye için önem ve önceliğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, Kıbrıs ile ilgili müzakereler hakkında görüş alış verişinde bulunduklarını belirterek, daha önce de ilan edildiği gibi Türkiye'nin Kıbrıs Türk'ünün vereceği kararın arkasında olacağını vurguladı. Cumhurbaşkanı Gül, söz konusu müzakerelere Kıbrıs Türklerinin yapıcı bir şekilde başlamasından duyduğu memnuniyeti yineleyerek, Türkiye'nin de Kıbrıs Türklerinin de Kıbrıs sorununun barışçı bir şekilde çözümü için elinden gelen her şeyi yaptığının altını çizdi. 2004 yılına kadar bütün dünyanın anlaşmazlığın bir tarafı olarak Kıbrıs Türklerini ve Türkiye'yi bildiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, 2004 yılındaki referandumun ardından kimin çözüm istediğinin, kimin uzlaşmadan yana olup kimin olmadığının görüldüğünü kaydetti. GÜL: MÜZAKERE SÜRECİ TAKVİME BAĞLANMALI Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Talat'ı bu müzakerelerde desteklediğini yineleyen Cumhurbaşkanı Gül, bu sürecin bir takvime bağlanması ve ne zaman sonuçlandırılacağının bilinmesi gerektiğine dikkat çekti. Türkiye'nin müzakerelerin bu yılın sonunda neticelenmesini ve her iki tarafın halkının onayına sunulmasını arzu ettiğini kaydeden Gül, ancak bunun 2009 sonuna kadar mümkün görünmediğini söyledi. Bulunacak çözümün, kalıcı ve bütün Kıbrıslıların beraber, barış ve iş birliği içerisinde yaşayabilecekleri bir çözüm olması gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, bunun için de Birleşmiş Milletlerin iki kesimlilik, siyasi eşitlik ve yeni bir ortaklık parametrelerinin kesinlikle göz ardı edilmemesi gerektiğini aktardı. "Bütün dünya kamuoyu tarafından bilinsin ki, Kıbrıs Türkleri hiçbir zaman Ada'da bir azınlık statüsünde asla olamaz" diyen Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin müzakereleri desteklediği ve barış içerisinde bir çözümün gelmesini istediğine yeniden vurgu yaptı. TALAT: BÜTÜN AÇILIMLAR BİZDEN GELDİ, BARIŞI HEP ZORLADIK Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da açıklamasında, Türkiye'nin desteğinin kendileri açısından son derece önemli olduğunu belirterek, verdiği destekten dolayı Cumhurbaşkanı Gül'e teşekkür etti. Çözüm için her şeyi yapmak istediklerini belirten Talat, barışa zorlama stratejisi sürecinin çökmesi halinde, 'çözüm için her şeyi yaptık mı' denildiğinde 'evet' diyebilmeleri gerektiğini söyledi. Çözüm için Türk tarafının her şeyi yaptığını bütün dünyanın da teslim etmesi gerektiğinin altını çizen Talat, KKTC olarak çözüme odaklandıklarını, planlarının gündemlerinde olmadığını kaydetti. Türkiye'nin çözümü, barışı zorlama stratejisini uygulamayı sürdürdüğünü hatırlatan Talat, "Ama bunun yapılan çalışmayla bir kere daha teyit edilmesi ve vurgulanması bugüne kadar yürüttüğümüz politikanın doğrulanmasıdır. Biz Türk tarafı olarak bunu yaptık, bütün açılımlar bizden geldi. Yanlış anlaşılmasın, haklarımızdan taviz vererek yapmadık. Biz çeşitli alternatifleri gündeme getirerek, barışı hep zorladık. Türkiye Dışişleri Bakanlığında yapılan çalışma da bu politikanın devamını bir anlamda teyit etmiştir." dedi. 622656 Çöp kamyonunda havayi fişek patladı 17.44 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Çöp kamyonunda havayi fişek patladı ’de çöp kamyonuna atılan havai fişeğin patlaması esnaf ve vatandaşları tedirgin etti. Alınan bilgiye göre, Arifiye Mahallesi Belediye Sokak’ta kim tarafından bırakıldığı belli olmayan havai fişek kutuları, temizlik işçileri tarafından Odunpazarı Belediyesi’ne ait çöp kamyonuna atıldı. Sıkıştırma işlemi sırasında kamyonun içindeki havai fişek patlamaya başladı. Patlama nedeniyle çevredeki esnaf ve vatandaşlar tedirgin oldu. İl Şubesi ekiplerinin bölgede yaptığı incelemede, patlamanın havai fişeklerden kaynaklandığı anlaşıldı. Patlamamış havai fişeklerin Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sonrasında yanlışlıkla çöpe atılmış olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Anneler yanından ayıramayacak. ... 621474 Rapor tartışması Rapor tartışmasıGÜRKAN AKGÜNEŞ İstanbul 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ATK’nın belgedeki imzanın Çiçek’e ait olduğu tespiti tartışma yarattı. Alkan “Kurasız görevlendirme şaşırtıcı”, Doç. Kurtaş “Rapor verilmemeliydi” dedi ’nun (ATK), “İrticayla Mücadele Eylem Planı” belgesindeki imzanın Albay Dursun Çiçek’e ait olduğu yönündeki raporu tartışma yarattı. Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Nevzat Alkan, genel prosedüre aykırı bir biçimde, kura çekilmeden görevlendirme yapıldığını belirterek, “İlk defa olan şaşırtıcı ve riskli bir şey” dedi. Raporun verildiği Fizik İhtisas Dairesi’nin eski başkanlarından Yrd. Doç. Dr. Ömer Kurtaş ise, “Kura yoksa şüpheli bir durum. belgeye göre böyle bir rapor verilmemeli. imza tek haraketten oluşmuş, tersimi basit, taklidi kolay” diye konuştu. Islak imzanın Albay Çiçek’e ait olduğu yönündeki raporu Fizik İhtisas Dairesi Başkanı Prof. Dr. Bülent Üner ile uzmanlar Dr. Hacı Mehmet Akın ve Dr. Lokman Başer hazırladı. Üner’in ay önce ihtisas dairesine başkan olarak atandığı, Akın’ın da Adli Tıp Grup Başkanı olarak görev yaparken, kısa zaman önce kuruma geldiği belirtildi. İlk defa iki kişi belirlenmiş Başer ise, belgenin fotokopisi üzerinde ilk incelemeyi yapıp “el ürünü tespiti yapılamaz” kanaatini savcılığa bildiren uzmanlardan biri. Ancak, orijinal olduğu söylenen belgenin incelemesinde Başer görev alırken, fotokopi incelemesinde kendisine eşlik eden uzman olan Dr. Kağan Gürpınar’a görev verilmedi. Doç. Alkan, savcılarınca ATK’ya gönderilen dosyanın prosedüre aykırı biçimde incelendiğini öne sürdü. ATK Fizik İhtisas Dairesi’ne gelen dosyaların sıraya konulup kurayla belge inceleme uzmanlarına sevk edildiğine dikkat çeken Alkan, “İlk defa bu olayda içerden iki kişiyi belirlemişler, dosyayı onlara vermişler” dedi. Kritik dosyalarda geçmişte tüm uzmanların katılımıyla karar verildiğini belirten Alkan, dairedeki birçok uzmanın dosyadan haberdar olmadığını söyledi. Alkan, kuruma ilk olarak gönderilen fotokopi belgeyi inceleyen uzmana, ıslak imzalı belgenin incelenmesi sırasında bir başka uzmanın eşlik etmesinin enteresan olduğunu savundu. 622305 Özer Hurmacı: kupaya da talibiz 14.53 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, kupaya da talibiz Fenerbahçeli sarı-lacivertli ekibin bu sezon takım olarak formda olduğunu ifade ederek, "3 kupaya da talibiz" dedi. Sarı-lacivertli futbolcunun, Televizyonu’na yaptığı açıklamalar, kulübün internet sitesinde de yayınlandı. Sezona iyi başladıklarını kaydererek, ligde ’a karşı deplasmanda şanssız bir mağlubiyet aldıklarını anlatan Özer, ’nde de ’de de lideriz. Ziraat ’nı da inşallah uzun aradan sonra müzemize getiririz. Çünkü bunu gerçekten başarabilecek kalitemiz var. kupaya da talibiz. kupada da emin adımlarla ilerlemek istiyoruz ama hep maç maç düşünmemiz gerekiyor. Şimdi sadece maçını düşünmemiz gerekiyor. Maç maç düşündüğümüz zaman zaten başarıyı yakalarız" şeklinde ifadeler kullandı. Uzun süren sakatlık döneminin ardından sezona geç başladığını hatırlatan Özer, performansının daha da yükseleceğini vurgulayarak, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Her şey iyi gidiyor, performansım daha da yükselecektir. Şu an antrenmanlarda daha çok çalışıp, diğer maçlarda forma şansı bekliyorum. Kısa vadede bakacak olursak yavaş yavaş artık maç oynamam gerektiğini düşünüyorum. Kondisyonumu almam gerektiğini düşünüyorum. maçında 70 dakika oynadım. Bu benim açımdan iyi oldu. Uzun vadeli düşünürsek de zaten Fenerbahçe camiası çok büyük bir camia. Burada bu takıma uzun yıllar hizmet etmek istiyorum. Onun için de her zaman iyi olmak istiyorum. Daha çok çalışmak gerektiğini biliyorum." Fenerbahçeli futbolcu son olarak, Turkcell Süper Lig’de Kayserispor ile yapacakları maç için de, "Kayserispor zor bir rakip, ama kazanmak istiyoruz. ’nin her sene güçlü bir takımı var. Bu sene de öyle. Kendi evinde daha iyi oynuyorlar. Bizim için tabi ki içeride dışarıda fark etmemesi lazım. İnşallah Kayseri’ye gidip, yenip geleceğiz" şeklinde ifadeler kullandı. .. ... 621746 Erdoğan'ın ABD ziyeretinin gündemi Beyaz Saray Sözcüsü Robert Gibbs, Başkan Barack Obama'nın Aralıkta Başbakan Erdoğan ile Beyaz Saray'da görüşeceğine işaret ederken, iki ülkenin stratejik ortaklığa ve tarihi dostluğa sahip olduğunu belirtti. NATO müttefiki Türkiye'nin müşterek zorlukları ele almada önemli bir ortak olduğunu ifade eden Gibbs, ''Başkan Obama, iki ülkeyi ilgilendiren bir dizi stratejik konuda Erdoğan ile görüş alışverişinde bulunmayı dört gözle bekliyor'' dedi. Gibbs, ziyaret sırasında ele alınacak konular arasında, Afganistan ve Pakistan'a dair ortak stratejinin hayata geçirilmesi, Irak ile ekonomik ve güvenlik işbirliğinin ilerletilmesi, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi hedeflerinde gelişme katedilmesi, Kıbrıs meselesinin çözümünün teşviki, Ermenistan ile ilişkilerin normalizasyonu, Orta Doğu barış çabaları ve insan haklarını saydı. AA 621719 Pes vallahi, bravo, bu kadar olur! İnsanlık tarihi sanırım böyle bir sponsorluk olayı görmemiştir. Adamların işletmecilikteki dehasına resmen şapka çıkarttım. Doğrusu ‘bu kadarına da pes’ dedim. Göreceksiniz, okuyunca siz de bana hak vereceksiniz. ‘Vay be’ diyeceksiniz. Anlatacağım olayıStar gazetesi yazarıŞamil Tayyar’ın köşesinde okudum. Yazıda sözü iddia edilen iddia satır aralarında kaynayıp gitmesin, aleme ibret olsun, terörün bir başka yüzü herkesçe görünsün diye buraya taşıma ihtiyacı duydum. Yazıyı okurken, eşim, “hayrola seni bu kadar eğlendiren ne oldu” diye sordu. Bir yandan gülerken, öbür yandan geçtiğimiz yıllarda yaşadığım bir olayı hatırladım ve “eğer arkadaşımız doçent olacaksa, bu insanlara ordinaryüs profesör unvanı verilmeli” diye düşündüm. İletişim alanında doçentlik sınavına giren ve akademik çalışmaları büyük ölçüde reklamcılık üzerine olan bir adaya sınavda, “Reklam sektörü açısından ürün ve program karşılaştırması yapar mısın? Yani hangi ürünün reklamını hangi tür programlara verelim ki, hedef kitleye en etkin bir şekilde ulaşma imkanı bulabilelim” diye sormuştum. Adayın yapacağışuydu: Örneğin deterjan reklamının kadın programlarına, yağreklamınının yemek programlarına, enerji içeceklerinin ya da spor malzemelerinin spor ve gençlik programlarına iyi gideceğini ifade etmesi gerekiyordu. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündü ama, kadarı da yeterliydi. Ben adayın eserlerine olumsuz puan vermiştim. Diğer juri üyeleri olumlu olduğu için aday sözlüsınava gelmişti. Adayın bu kadar kolay bir soruya cevap verememesi jüri üyelerinde hayret uyandırdı. Gelelim Şamil Tayyar’ın 28 Ekim tarihli yazısında yer alan ve yukarıdaki örneği hatırlamamıza vesile olan iddiaya. Şu satırlar “OHAL Gazileri ve Şehit Aileleri Dayanışma Derneği Başkanı Müslüm Öztürk, demokratik açılımla ilgili uzun bir mektup gönderdi. Biliyorsunuz, Öztürk, sürecin ilk günlerinde bazı şehit anneleriyle Diyarbakır’a giderek ilk kucaklaşmayı gerçekleştiren isimdir. günden sonra çok acılar çekmiş, iftiralarla boğuşmuş. Mektubunda hüzünlü bir dille bunları anlatıyor. Şöyle yazıyor: “Hiç kimsenin düşünemeyeceği konu ise belli başlı büyük mitingleri organize eden ve maddi destek sağlayarak gazi ve şehit ailelerimizi protestolara sürükleyenlerin TSK hastanelerine protez satan medikalciler olduğudur. Bu kişileri ispat etmeye de hazırız.” Görüyorsunuz, Şehit Aileleri Dayanışma Derneği Başkanı Müslüm Öztürk’ün iddiası çok net: Şehit ve gazilerimizin katıldığı kimi protesto eylemlerinin arkasında TSK hastanelerine protez satan medikalcilerin olduğunu iddia ediyor. Ne kadar dahiyane bir sponsorluk çalışmasıgörüyor musunuz? Anlatabildim mi şimdi, neden bu insanlara pazarlama iletişimi alanında fahri ordinaryüs profesörlük unvanı verilmeli dediğimi... Mantık kurgusuna bakınız; Demokratik açılım karşıtımitinglere destek olmak suretiyle süreci engellemek ve tıkamak... Açılımın başarılıolmamasıdurumunda terörün devam etmesini temenni etmek. Terör devam ederse gencecik fidanların dağda, tepede, bayırda teröristlerle yapılan çatışmalarda kol bacaklarını kaybetmelerini, yaralanmalarını ümit etmek... Ekranlara yansıyan her çatışma haberini, yeni müşteriler geliyor beklentisiyle avuçlarını ovuşturarak izlemek... Kazanma umutlarını, birilerinin kaybetmesi üzerine kurgulamak... Bunları çoğaltabilirsiniz. Kandan ve irinden beslenen bir terör lobisi çıktıortaya. Şimdi barış ortamı ya sağlanırsa diye ödleri patlıyor. Şehit ve gazilerimizin katıldığı kimi protesto eylemlerinin arkasında TSK hastanelerine protez satan medikalcilerin olduğu yönündeki iddia bile, 'İrtica ile mücadele eylem planı'nın 'ıslak imzalı' orijinal belgesini Ergenekon savcılarına gönderen muvazzaf subayın sayfalık mektubunda dile getirdiklerinin yanında hiç Belgedeki iddialar doğruysa, Aktütün ve Dağlıca karakol baskınları, Çukurca'da mayın patlaması ve Poyrazköy cephaneliği gibi skandal eylemler de cuntanın işiymiş. Danıştay’ı saymaya gerek yok bile. Doğrusu hiç şaşırmadım. Nihayetinde eğer iddialar doğruysa protezciler sonuçtan nemalananlar.. Ya sebep olanlar? Kardeşi kardeşe kırdırmayıbaşaranlar kimler? Kırdırmak isteyenleri anlarım da, alet olanlara ne demeli? Uyanmak lazım artık. Dalga geçiyorlar milletle... Acılarımız üzerinde horon tepiyorlar. Göstere göstere... Prof. Dr. Osman ÖZSOY Haber www.osmanozsoy.com.tr 30 Ekim 2009 08:03 41 yorum 19,827 okunma 2009-10-30 09:53:55 Cenanbı hakka sığınıp kötü insanların şerrinden bizi koruması için dua etmakten başka çare yok.Bu kadar sığlaşan bir kişiliğe sahip insanlar çoğalıyorsa gerçkten dikkatli olmaklazım çünkü bazı sektörler çalışsın diye mağduriyet sebepleri oluşturulabilir.Ha birde Tarihimize bakacak olursak geçmişimizn pek istikrarlı olduğu söylenemez. neden ..?çünkü işte bu bahsedilen(eğer doğruysa)kişiler yüzünden. FATİH VOLKAN YENİTÜRK 2009-10-30 09:52:21 Ben şahsen böyle bir durumu hazmedemem. Demokrasi adına daha ağır ama onurlu eziyetlere milletçe hazırız da bu insanımıza yapılan en acımasız bir dayatmadır. Benim mahkemem neden teröristin ayağına gidiyor? şehzade muamelesi insanımızı rencide etmiştir. Bunun izahını kimse yapmaya çalışmasın. çünki izahı yok. "Öcalanın talimatıyla sürece katkı için geldim" ifadesinin hiç mi anlamı yok. İmralıdaki teröristin öncelikleri neden benim sade vatandaşımda yok. hüseyin şahin 2009-10-30 09:47:59 Bilin Bakalim Istanbul yenibosna da kurulu olan bir cocuk bezi firmasi, Devlet hastaneleri ve askeri hastanelere neler satmaktadirlar. Bu firma kimlerindir. Hatta bu firmayi dolayli yoldan belcikalilara bile satmislar. Ilginc degil mi. Evet evet, Masonlari dediginizi duyargibiyim. Bakiniz sizlerde biliyorsunuz. Hasta bezi satiyorlarmis. yara bantlari satiyorlarmis, Orada calisan bir erkek arkadasim soylemisti.. Cem Tekin 2009-10-30 09:47:20 arkadaşım sadece başlığı mı okuyup yorum yapıyorsun. ya da hiç mi düşünmüyorsun. sponsoru olsun olmasın diyen yok ama sponsor şirket TSK ya protez satan şirket. Şimdi az daha düşün sen... hakan karakuş 2009-10-30 09:45:49 bu nedirya manyak şaşırdım adamlar bir insanın üzerinden bukadarmı nemalanır bu haberi basında kesin duyursunlar bunlarkanla beslenen vampir gibiler çokşeyler söylemek isterdim ama sadece............ selim aydoğan 2009-10-30 09:45:30 işin içinde iş var tezgah belli kullanılan beyinsizlerde herkes kime hizmet ediyor görmüyor eğer menzil belliyse senin iyiniyetle sarıldığın fikir düşünce inanç ve doğrularını çek etmen lazım gelir herzaman söyledim doğru tektir hak birdir karşısına geçip düşman olursan böyle şeytanın kölesi olursun himetçilik ayakçılık kahramanca yaparsın nerde savunduklarınız doğrularınız aydınlığınız uşaklar oşman aktaş 2009-10-30 09:36:48 hey allahım yaa minarenin kılıfıda hazır baksana!!şehit aileleri suçlu gaziler suçlu medikalciler suçlu vatansever ler suçlu :) akp haklı pkk haklı ....fazla bi yorum yapmak istemem ama akp nin köşe yazarları iyi otganize ediyo bu tip işleri :))) vay anasını yaa koskaca şehit ailelerinin tepkisini nereye dayandırıyolar:)) sayın yazarlar(kalemşörler) çabalarınız beyhude..bu millet akp nın ipini çekmiştir..halkın içine girin de sonra köşenizde masalları yazarsınız..bakın halk ne diyor adil şahin 2009-10-30 09:34:04 asiozan kardeşime katılıyorum. "Yorum" değil "teyit" köşesi olmuş. Gelelim asas meseleye; Sponsorluk talep edilmeden yapılamaz. Hele de TSK ile ilgili bir kurum ise. İkinci konu olaya şehit yakını veya vatanını seven herhangi bir kişi olarak bakalım. Dağdan in, halkın arasına karış iş bitsin. Böyle mi? Sen sokakta bu kişiye nasıl bakarsın?Komşun olsun istermisin? Aynı yerde çalışırmısın? Çocuğu senin çocuğuyla aynı sırada otursun. Hiç yüzünden uzayan mahkemelerde sürünen insanlara ayıp olmuyor mu? hüseyin şahin 2009-10-30 09:10:51 Burada üzüldüğüm taraf medikalcıların protesto eylemlerini desteklediği deyil şehit ailelerinin düştüğü hal, gerçekten çok yazık. şunu soruyorum milletimize ve şehit ailelerine, bu açılım nasıl olmalı, Türk bayrağına sarılı şehitlerimizizin gelmesimi, yoksa dağdan gelen pkk lıların karşılama şeklimi? hangisi bizi sevindirir!!! fikret yürek 2009-10-30 09:09:31 Binlerce şehit ailesinin; binlerce gazi ailesinin bu terörist şovuna tepki göstermesi kadar doğla başka ne olabilir ki? Neden bu olayı bu kadar basite indirgiyorsunuz? insanları acısını anlamak için kendinizi onları yerine koyun bir süreliğine ve düşünün; siz de aynı tepkiyi vermezmisiniz? Değil mi kendi çocuğunu bırakın öldürmeyi sakatlamayı mahallesinde birinden dayak yese, oğluna tokat atılsa ortalığı ayağa kaldıran bir ana-baba neden oğlu şehit veya gazi olduğunda bu yapılanlara tepki göstermesin ki? çotanak 2009-10-30 09:03:03 doğrusu şaşırmadım,ohaldan rant elde edip A.Gaffar Okkan'ı ortadan kaldıranlar, Eşref paşayı,Uğur Mumcu,Turgut Özal,daha hatırlayamadıklarım isimler,hepsi bir barış uğruna mücadele etti,hepside kendi mücadelesinde yanlız kalıp yok edildi,işte onları yanlız bırakılmaya zorlayanlar,barışı istemeyenler,kardeşi kardeşe vurduranlar,kan üstünden para kazanmayı ticaret bilenler,doğrusu hiç şaşırmadım,zaten her dökülen kardeş kanının altında ayrı bir sponsor var,hakları kısıtlayanlar sponsorlar olmadan beceremez remzi kızılay 2009-10-30 08:56:32 yandaş basın ermeni açılımına, kürt açılımına destek verip hükümetten ne bekliyor. İlk önce bu sponsorluğu açıklayın. Kıyıda köşedeki haberler üzerine yazı yazacağınıza Remzü Gür içinde bir yazında eğer çamur ise bu olay temizlensin ve içimiz rahatlasın. koksal deniz 2009-10-30 08:52:55 burası bir yorum fikir köşesidir yazılarınıza katılıp katılmamak kişisel görüştür!!! yazarların yorumlarına aykırı olan yorumlar yayinlanmiyor neden kaç kez yorum yolladim bir çok konu için çoğunu göremedim yayimlanmadı..içinde asla küfür vs. yoktu.sizler nasıl özgür basın diye israrci iseniz bende fikirlerimi ,hür irademi kimseye bağli kalmadan hür bir insan olarak yaşamak vede yazmak fikrimi korkmadan söylemek istiyorum .lütfen asiozan 2009-10-30 08:51:27 ya artık diyecek bir şey bulamıyorum ya bu iş doğruysa gerçekten süper bir kurgulama bence bu iş adli makamlara sevkedilmeli bu yazı ihbar kabul edilipşuna bak ya memleketi ne hale getirdiler bu medikalciler ve ilaç şirketleri her şeyi yapar para için Ahmet ÜZÜMCÜ 2009-10-30 08:47:25 açılım denilen süre başladığından beri yaklaşık tüm medya diyebilirim!hep dağdaki teröristlere destek gibi yayinlar yazilar yazdılar.terörstleri bölücüleri asla kardeş kabul etmem!ama bölücü olmayan tüm kürtler can kardeşimdir.ülkesinin şehidini gazisini unutup can ve ırz düşmanı olan teröristlere kardeş diyenleri kınarım.diğer yandan tsk,ya protez sağlayan medikallerin bu tür işlere soyunması hem ilginç hem utandırıcı.sehidlerimize gazilerimize sponsor kalmadımı başka ülkemizde!vefa borcunuzu lütfenödeyin asiozan 2009-10-30 08:45:53 yandaş basın ermeni açılımına, kürt açılımına destek verip hükümetten ne bekliyor. İlk önce bu sponsorluğu açıklayın. Kıyıda köşedeki haberler üzerine yazı yazacağınıza Remzü Gür içinde bir yazında eğer çamur ise bu olay temizlensin ve içimiz rahatlasın. koksal deniz 2009-10-30 08:45:17 Koskoca bir profesörün bu kadar basit bir mantığa sığınarak köşe yazısı yazmasına şaşırdım doğrusu. Biraz daha mantık sayın hocam. Bu söyledikleriniz hem birtakım insanları zan altında bırakıyor hemde şehit yakınları ve gazilerimizi incitiyor. Artık bu ülkede kendi iradesiyle tepki gösterebilen insanlar olduğuna inanalım lütfen. hakan 2009-10-30 08:41:26 tebrikler hocam: Memlekete ihanet eden edene ali akbaş 2009-10-30 08:41:07 Ben şunu anlıyorum. Hem çocuklarımızın bilerek şehit düşmelerine göz yumacaksın. Hem de onların ailelerini kullanarak demogoji yapacaksın. Bunuda vatan için diye astlarına lanse edeceksin. Artık hiç bir şey gizli kalmayacak. Herkes gerek bu dünyada gerekse ahirette cezasını çekecek. Ama şehitlerin veballerini bilmiyorum nasıl ödeyecekler. mustafa 2009-10-30 08:40:06 öncelikle size eşekkür ederim hocam bize böyle önemli bilgileri aktardığınız için, gerçekten tüyler ürpertici ben de daha askerliğimi yapmadım bu yazıdan sonra bi hayli kararsız kaldım ALLAH SONUMUZU HAYIR ETSİN ersin 622681 Manisaspor yeni bir başlangıç peşinde Bakkal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ziraat Türkiye Kupası play-off turunda Kayserispor'u eledikten sonra lig maçı için Ankara'da çalışmalarına devam ettiklerini, yarın yapacakları antrenmanın ardından karşılaşma için hazır olacaklarını söyledi. Uzun süredir iyi oyunlarını, ancak bunu skora yansıtamadıklarını kaydeden Bakkal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Kayserispor maçında tur atlamak güzeldi. Ancak futbolcularımızın moralinin yerine gelmesi bizim için daha iyi oldu. Maçtan sonra Ankara'da kamptayız. Ligin iyi takımlarından Gençlerbirliği ile zor bir karşılaşma oynayacağız. Ancak Ankara'dan puan veya puanlarla dönmek için elimizden geleni yapacağız. Son haftalarda aldığımız kötü sonuçların ardından Gençlerbirliği maçı ile yeni bir başlangıç yapmak istiyoruz. Kayserispor karşısında daha önce şans bulamayan futbolcularımızın performansı beni çok sevindirdi. Takımda kimin oynayıp oynamayacağı belli değil. Takım içindeki rekabetin artması, takımın gücünü de etkileyecektir.'' Manisaspor'da, Kasım Pazar günü oynanacak Gençlerbirliği maçında kart cezalıları Dixon ve Eren forma giyemeyecek. AA 622792 19:15 Birleşik Krallık'tan İran'a sert tepki 19.15 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Birleşik Krallık'tan 'a sert tepkiLONDRA (A.A) Birleşik Krallık hükümeti, ’daki büyükelçiliğinde çalışan Hüseyin Rassam’ın casusluk yaptığı gerekçesiyle dört yıl hapis cezasına çarptırılmasına sert tepki gösterdi          Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığının internet sayfasından yapılan açıklamaya göre, Dışişleri Bakanı "derin endişesini" dile getirerek, şunları söyledi:          "Hüseyin Rassam’ın dört yıl hapis cezasına çarptırıldığına dair haberler derin endişe verici. Böyle bir karar, tamamen gerekçesizdir ve daha fazla büyükelçilik çalışanının normal ve yasal görevlerini yapmaktan dolayı tutuklanabilecekleri anlamına gelmektedir.          Tahran’daki büyükelçimiz dışişleri bakan yardımcısıyla konuşarak, endişelerini dile getirmiş ve daimi müsteşarımız ’daki İran büyükelçisini aramıştır.          Bu kararın temyize gideceğini anlıyoruz. Yetkilileri bu sert kararı en kısa zamanda değiştirmeye çağırıyorum."          Konuya ilişkin AB ve diğer uluslararası ortaklarla yakın irtibat içinde olunduğunu belirten Miliband, "Bu, İran’daki bütün diplomatik topluma karşı yapılmış bir saldırıdır" dedi.          Birleşik Krallığın Tahran Büyükelçiliğinde "siyasi danışman" olarak görev yapan Hüseyin Rassam, Haziran 2009’da İran’da yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından tutuklanmıştı.          Tahran’da geçen Ağustos ayında Rassam’ın da aralarında bulunduğu bazı ülkelerin yabancı misyon temsilcileri ile çalışanları "casusluk yaptıkları gerekçesiyle" mahkemeye çıkarılmıştı. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ... 621481 ABD'den Türkiye'nin bölgedeki rolüne övgü Temsilciler Meclisi'ndeki Dışişleri Komitesi'nde konuşan Feltman, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki PKK varlığıyla ilgili endişeleri olduğunu ancak Irak'ın istikrarına katkıda bulunmadaki 'çok olumlu bir rolü' görmezden gelinemeyeceğini ifade etti. Feltman, Ankara'nın Tel Aviv ve Şam arasında arabuluculuk yaptığını da hatırlattı. Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin de sağlıklı bir yöne doğru ilerlediğine işaret eden Feltman, birkaç yıl önce düşman olan iki ülkenin şimdi giderek yakınlaştığına dikkat çekti. Bakan Yardımcısı, 'Anadolu Kartalı' tatbikatının iptaline yol açan nedenleri "kaygıyla" izlediklerini de kaydetti. 622810 Avrupa'nın doğalgaz talebi 2020'de 700 milyar metreküp olacak Rusya'nın Avrupa'ya yönelik gaz satışları 2009 Temmuz ayından itibaren, 2008 ve 2007'nin aynı dönemlerinin üzerinde gerçekleştiği kaydedilen açıklamada, "Avrupalı tüketicilerin Ekim ayında bazı günler için günlük alımları, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 (en fazla 90 milyon metreküp) daha yüksek seyretti." denildi. Rusya'nın iç piyasasında günlük gaz tüketim miktarı da geçen yılın Ekim ayındaki seviyeye ulaştığı kaydedilen değerlendirmede, "Gazprom'un analizleri, dünya enerji piyasalarının gaz talebindeki artış eğiliminin uzun dönemli olacağını gösteriyor. Özellikle, Avrupa ülkelerinde gaz tüketiminin 2020 yılı itibariyle bugünkü değerlerin yüzde 12,5 üzerine, yıllık 700 milyar metreküpe çıkacağı öngörülüyor." bilgisi yer aldı. Gazprom ayrıca Kuzey Amerika, Asya ve Pasifik ülkelerinin gaz taleplerinde de artış yaşanacağını kaydederek şu öngörülerde bulundu: "Şirket analizlerine göre 2020 yılı itibariyle, Amerika kıtasında gaz tüketimi yüzde 6,5'luk bir artışla 800 milyar metreküpü, Asya ve Pasifik'te yüzde 59'luk bir artışla 710 milyar metreküpü aşacak." 622370 Servis minibüsüyle uyuşturucu servisi Servis minibüsüyle uyuşturucu servisi 30.10.2009 15:40Muharrem AĞLAR AHT Operasyan bir ihbarla başlatıldı. Kaçakçılarının Van'dan İstanbul'a getirdikleri uyuşturucuyu Avrupa ülkelerine göndereceği duyumunu alan jandarma, zanlıları gün boyunca adım adım takip etti. Mahkeme kararı ile yapılan operasyonda 06 TPE plakalı minibüs durduruldu ve içindeki kişi gözaltına alındı. Minibüsü baştan aşağıya arayan jandarma, önce uyuşturucuya ulaşamadı. Detaylı incelemenin ardından servis minibüsünün aslında bir uyuşturucu deposu olduğu ortaya çıktı. Kapı boşlukları, tavan aralıkları ve koltuk altlarındaki özel yapılmış bölmelere saklanmış birer kiloluk paketler halinde 95 kilo eroin bulundu. Zanlıların, uyuşturucuyu Avrupa ülkelerine göndermek için plan yaptıkları tespit edildi. Jandarma uyuşturucuya el koydu. Adliyeye sevkedilen M. S. G., A. I. ve S. . adlı zanlılar tutuklanarak cezaevine gönderildi. 622976 Türk Heyeti, Zigetvar'da Türk heyetinde bulunan, Dostluk Grubu Eşbaşkanı, aynı zamanda Türkiye AB Karma Parlamento Başkanı olan Ak Parti Karaman Milletvekili Lütfi Elvan, Dostluk Grubu Başkan Yardımcısı Ak Parti Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ve Dostluk Grubu Genel Sekreteri, Ak Parti Isparta Milletvekili Sait Dilek bugün Zigetvar kentine geldi. Zigetvar Belediye Başkanı aynı zamanda hükümet partisi olan Macaristan Sosyalist Partisi'nin (MSZP) Milletvekili olan, Macaristan-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu'nun Macar Eşbaşkan Yardımcısı Jozsef Paizs ile bir araya gelen Türk heyeti, belediye sarayında yapılan toplantının ardından tarihi Zigetvar Kalesi'nde incelemelerde bulundu. Türk heyeti, kale içindeki Kanuni Sultan Süleyman Cami'ni gezdi. Ardından, Zigetvar şehrinin girişindeki Macar-Türk Dostluk Parkı'nı ziyaret ederek, Kanuni'nin buradaki büstüne çelenk koydu. Zigetvar temaslarının ardından A.A muhabirine açıklamalarda bulunan Türk Heyeti Başkanı Lütfü Elvan, "Zigetvar'da kendilerine gösterilen büyük ilgiden dolayı çok mutlu olduklarını, Belediye Başkanı'na teşekkür ettiklerini" söyledi. Elvan, Zigetvar Kalesi'ndeki Kanuni Cami'nin yarım olan minaresinin eski hali olan 30 metreye çıkarılması ve caminin restore edilmesi için Türkiye'ye döner dönmez çalışma başlatacaklarını açıkladı. 622444 Jimmy Carter Türkiye'den ayrıldı Jimmy Carter Türkiye'den ayrıldı İSTANBUL (A.A) Tatil için Türkiye'ye gelen eski ABD Başkanı Jimmy Carter, özel bir uçakla İstanbul'dan ayrıldı.  Amerika Birleşik Devletleri'nin 39. başkanı olan Jimmy Carter, eşi ve torunlarıyla tatil için geldiği İstanbul'daki ziyaretini tamamlayarak, ülkesine dönmek üzere öğle saatlerinde Atatürk Havalimanı'na geldi. Devlet Konukevi'ne gelişinde havalimanı görevlilerinin isteğini kırmayarak onlarla fotoğraf çektiren Carter, gazetecileri de el sallayarak selamladı. Eşi Rosalynn ve torunları Jeremy ve Hugo'nun da eşlik ettiği Jimmy Carter'ı, İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Ali Ulutaş ve diğer ilgililer uğurladı. 30.10.2009 DÜNYA 622266 Bükreş maçlarının hakemleri belli oldu 14.19 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Bükreş maçlarının hakemleri belli olduİSTANBUL, 'nde mücadele eden temsilcilerimiz ve 'ın gruplarında oynayacağı dördüncü maçları yönetecek hakemler belli oldu. UEFA Avrupa Ligi (H) Grubu'nda Kasım Perşembe günü oynanacak Fenerbahçe- maçını Futbol Federasyonu'ndan Thomas Einwaller yönetecek. Fenerbahçe 'nda saat 22.05'te başlayacak karşılaşmada Einwaller'in yardımcılıklarını Roland Heim ve Norbert Schwab yaparken, maçın ilave yardımcı hakemleri Bernhard Brugger ve Dietmar Drabek, dördüncü hakemi ise Oliver Drachta olacak. UEFA Avrupa Ligi (F) Grubu'nda Kasım Perşembe günü oynanacak -Galatasaray karşılaşmasını ise Futbol Federasyonu'ndan Michael Weiner yönetecek. Dinamo Stadı'nda TSİ 20.00'da başlayacak karşılaşmada Weiner'in yardımcılıklarını Christoph Bornhorst ve Matthias Anklam yapacak. Maçın ilave yardımcı hakemliklerini Babak Rafati ve Peter Gagelmann, dördüncü hakemliğini ise Marco Fritz yapacak. .. ... 622765 Burdur'da domuz gribi önlemleri alındı Burdur'da domuz gribi önlemleri alındı Burdur Valisi İbrahim Özçimen başkanlığında toplanan ilgili birim amirleri toplantı neticesinde bir basın bildirisi yayınladı. FERİT ERÖZ BURDUR Burdur halkının eğitim durumunun yüksek olması nedeniyle domuz gribi konusunda halkın çabuk bilinçlendiği, bunun da önemli bir avantaj olduğunu belirtildi. Gerekli tedbirlerin alınacağının açıklandığı basın bildirisinde, alınan kararlar şöyle:"Tüm Türkiye' de olduğu gibi 30.09.2009 gününden itibaren okullarımızda gerekli temizlik yapılacaktır. Sağlık Müdürlüğü bu konuda ilgili kurumların bilgilerini artırıcı sunumlar yapacaktır. Bu mevzudaki Sağlık bakanlığınca hazırlanan bilgilendirme afişleri tüm kurumlara ulaştırılacaktır. İlimizde bulunan okulların tamamında önleyici tedbir olarak sıvı sabun bulundurulacaktır. İlimizdeki Tüm okulların park ve bahçelerinde Belediyemiz Park ve Bahçeler Müdürlüğü gereken temizliği sağlayacaktır. İl Müftülüğümüz bu konuda halkımızı aydınlatacaktır. İl Merkezi dışındaki Belde ve Köylerimizde toplum sağlığı merkezleri gerekli bilgilendirme ve denetimler yapılacaktır." 30.10.2009 622784 "Arda'ya kimse el kaldıramaz" "Arda'ya kimse el kaldıramaz" AA Giriş Saati 30.10.2009 17:07 Güncelleme 30.10.2009 17:30 Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulu ve Futbol Şubesi Üyesi Haldun Üstünel, Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) tarafından dün derbi maçla ilgili açıklanan kararların, kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını söyledi. Florya Metin Oktay Tesisleri'nde bir basın toplantısı düzenleyen Haldun Üstünel, kulüp olarak etkileyici olmamak adına derbi maçta yaşananlar hakkında değerlendirmede bulunmadıklarını belirtirken, verilen cezalar sonrası Futbol Federasyonu ile hukuk kurulunu ağır şekilde eleştirdi. Galatasaray olarak Futbol Federasyonu ve kurullarına güvenerek süreci takip ettiklerini aktaran Üstünel, ''Yaşananlar nedeniyle bugüne kadar sessizliğimizi koruduk. Ancak açık ve net anlaşılan şudur ki, suni oluşturulan kamuoyu baskısı ve dış etkenler altında aldığı kararlarla, bizleri hayal kırıklığına uğratmıştır. Alınan kararlar sonrası görüldü ki, federasyon ve kurulların hukuk ile ceza anlayışında renklere göre farklılıklar oluşmaktadır'' dedi. PDK'nın verdiği cezalardan duydukları memnuniyetsizlikten ötürü bugün basın toplantısı yaptıklarını vurgulayan Üstünel, ''Eğer cezalardan memnun olsaydık, bu toplantıyı yapıyor olmazdık. Fikirlerimizi beyan ediyoruz. Daha önce kendi sahamızda yapılan maç sonrası bize uygulanan cezaya yakın olmalıydı bu cezalar da. Bu yönden sıkıntı duyuyoruz. Alınan kararların daha inandırıcı, emsallerine uygun olması gerekiyor'' diye konuştu. Üstünel, aynı durumun Ali Sami Yen Stadı'nda yaşanması halinde nasıl bir cezayla karşılaşacaklarını düşündüklerinin sorulması üzerine, ''Bu tarz kararlar demek ki forma rengine göre veriliyormuş. Biz federasyona ve kurumlarına hala güveniyoruz ama alınan kararlar biraz daha süzgeçten geçirilmeli ve muhatap kulübün Galatasaray olduğu bilinmeli'' yanıtını verdi. ''YENİLGİYE KILIF ARAMIYORUZ'' Yaptıkları değerlendirmeyle kesinlikle Fenerbahçe karşısında aldıkları yenilgiye kılıf arama niyetleri olmadığını söyleyen Haldun Üstünel, şunları söyledi: ''O gece futbol performansımız, beklentileri karşılamaktan çok uzaktı. Biz bunu biliyoruz ve içimizde durumu sorguluyoruz. Ne biz yönetim olarak memnunuz, ne de futbolcular memnun. Kendi içimizde sorguluyoruz ve gereken önlemleri alacağız. Ancak pazar akşamına döndüğümüzde, futbola yakışmayan görüntülerin altını çizmek istiyoruz. Kadıköy'de yardımcı hakemin kafasının yarılmasına kadar futbol dışı eylemler Türkiye'nin gözü önünde cereyan etti. Yardımcı hakemin kafasına dikiş atıldı ve 10 dakika gecikmeli maça başlanabildi.'' ''BÜNYAMİN GEZER KORKTU'' Haldun Üstünel, derbi maçın hakemi Bünyamin Gezer'in koktuğu için maçı oynatmak zorunda kaldığını ileri sürdü. Hakem Bünyamin Gezer'in düşüncesini merak etiğini kaydeden Üstünel, Gezer'in, ''Maçı iptal etseydim çok şey olurdu'' sözlerine tepki göstererek, ''Bunu söyleyerek zaten maçı iptal etmesi gerektiğini ve korktuğunu açık açık ilan etti. Bu korkuyla maçı yönetti ve aldığı karaları da gördük'' diye konuştu. Bünyamin Gezer'in bir gazeteye yansıyan, ''Maçı izlemeye 50 bin kişi gelmiş, tatil etsem protestolar olur, camlar çerçeveler indirilirdi'' ve ''Yardımcı hakeme yabancı madde atılması münferit bir olaydı. Hakemler olarak bizi etkileyen bir ortam yoktu'' sözlerine göndermede bulunan Üstünel, ''Acaba hakem maçı devam ettirirken etkilendiği 50 bin kişiden, maç oynanırken de etkilendi mi?. Ayrıca hakem küfürü yalnızca kendisine yapılınca mı küfür sayıyor?. Maç öncesi hakemin yaralanması, dikiş atılan kafası ile maça çıkması ve tüm bunlara rağmen maçın oynatılması, Bünyamin Gezer'in Türk futbolunda milat olacak bir kararı vermesine engel olmuştur. Türk futbolu için büyük bir fırsat kaçmıştır. Yıllar önce bu fırsatı merdiven boşluklarını doldurduğumuz için kaçırdığımızı iddia edenlerin, bugün sessizliğini anlamakta güçlük çekiyorum'' ifadelerini kullandı. Kendilerinin en büyük dileğinin, cesur hakemlerin sahada yer alması olduğuna vurgu yapan Üstünel, ''Maalesef çoğunda cesaret yok. Özellikle büyük maçlarda gösterdikleri yönetimler ortaya koyuyor ki, cesur hakem Tükiye'de az bulunuyor'' dedi. ''GALATASARAY KAPTANINA KİMSE EL KALDIRAMAZ'' Derbi maçta Arda Turan'ı iterek gerginliğin başlamasına neden olan Fenerbahçeli futbolcu Cristian'a değinen Üstünel, ''Arda Galatasaray'ın kaptanı ve Galatasaray kaptanına kimse el kaldıramaz. Böyle davranış sergileyenlerin de bu sahalarda yeri yok'' diyerek tepkisini dile getirdi. Üstünel, Arda'nın uzun süre Galatasaray'a hizmet edeceğini söyleyerek, ''Ona sahip çıkmamız gerekiyor. Kaybetmek için değil, kazanmak için çaba sarf etmek en büyük isteğimiz. Arda'yı bizden başka kimse ne yargılayabilir, ne de cezalandırabilir'' şeklinde konuştu. ''FENERBAHÇE YÖNETİCİLERİ MÜDAHALE ETMEDİ'' Haldun Üstünel, derbi maçta yaşanan olaylara Fenerbahçe yöneticilerinin hiçbir müdahalede bulunmadığını ileri sürerken, ''Henüz ısınma bölümünde taraftarlarını selamlamaya giden futbolcularımıza saldırıldı, özellikle kaptanımız Arda Turan'a bilinçli bir şekilde taciz yapıldı. Yabancı maddeler atıldı. Oyuncumuz Keita'nın gözünden sakatlanmasına ramak kaldı. Hakeme saldırı oldu. Arda'ya 55 bin kişi toplu halde küfür etti. Ama hiçbir Fenerbahçeli yönetici bu duruma müdahale etmedi. Rövanş maçı çok daha farklı olacak. Nasıl konuk ağırlanırmış en güzel şekilde göstereceğiz'' şeklinde konuştu. ''ŞAMPİYON OLACAĞIZ'' Galatasaray kulübü olarak başarı kanıtlarını müzelerinde sergilediklerini dile getiren Üstünel, Turkcell Süper Lig'de bu sezonu şampiyon olarak tamamlayacaklarını iddia etti. Kesinlikle hayal kurmadıklarını belirten Üstünel, ''Bizde gerçekler var. Ligdeki 18. şampiyonluk kupası, mayıs ayında Galatasaray'ın müzesinde olacak. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. kupa, Ali Sami Yen Stadı'nda havaya kalkacak. Galatsaray'a gönül verenlerin içi rahat olsun'' derken, Galatasaray taraftarının sadece iyi gün dostu olmadığını, kötü zamanlarda da desteğini hep sürdürdüğünü kaydetti. ''DERBİLER BAYRAM HAVASINA GEÇMELİ'' Derbi maçların sürekli gergin ortamlarda oynanıyor olmasının kendilerini endişelendirip endişelendirmediği şeklinde yöneltilen bir soru üzerine Üstenel, 'Endişe taşımıyorum dersem yanlış olur. Derbiler aslında bir bayram havasında geçmeli. Bundan önceki dönemlerde yöneticilerin karşılıklı demeçleriyle ortam geriliyordu ve biz bunun önüne geçtik. Ancak şimdi de futbolcuların birbirlerine inanılmaz derecede agresif davranmaları, görülen kartlar, ortamın gerilmesi bizi mutlu etmiyor. İnşallah her şey daha güzel bir ortama kavuşur'' yanıtını verirken, kendilerinin yemek davetini Fenerbahçe yönetiminin kabul etmediğini aktardı. Yayın tarihi: 30 Ekim 2009 Cuma 622551 Özer Hurmacı: kupaya da talibiz Sarı-lacivertli futbolcunun, Fenerbahçe Televizyonu'na yaptığı açıklamalar, kulübün internet sitesinde de yayınlandı. Sezona iyi başladıklarını kaydererek, ligde Gaziantepspor'a karşı deplasmanda şanssız bir mağlubiyet aldıklarını anlatan Özer, ''UEFA Avrupa Ligi'nde de Turkcell Süper Lig'de de lideriz. Ziraat Türkiye Kupası'nı da inşallah uzun aradan sonra müzemize getiririz. Çünkü bunu gerçekten başarabilecek kalitemiz var. kupaya da talibiz. kupada da emin adımlarla ilerlemek istiyoruz ama hep maç maç düşünmemiz gerekiyor. Şimdi sadece Kayserispor maçını düşünmemiz gerekiyor. Maç maç düşündüğümüz zaman zaten başarıyı yakalarız'' şeklinde ifadeler kullandı. Uzun süren sakatlık döneminin ardından sezona geç başladığını hatırlatan Özer, performansının daha da yükseleceğini vurgulayarak, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: ''Her şey iyi gidiyor, performansım daha da yükselecektir. Şu an antrenmanlarda daha çok çalışıp, diğer maçlarda forma şansı bekliyorum. Kısa vadede bakacak olursak yavaş yavaş artık maç oynamam gerektiğini düşünüyorum. Kondisyonumu almam gerektiğini düşünüyorum. Steaua Bükreş maçında 70 dakika oynadım. Bu benim açımdan iyi oldu. Uzun vadeli düşünürsek de zaten Fenerbahçe camiası çok büyük bir camia. Burada bu takıma uzun yıllar hizmet etmek istiyorum. Onun için de her zaman iyi olmak istiyorum. Daha çok çalışmak gerektiğini biliyorum.'' Fenerbahçeli futbolcu son olarak, Turkcell Süper Lig'de Kayserispor ile yapacakları maç için de, ''Kayserispor zor bir rakip, ama kazanmak istiyoruz. Kayseri'nin her sene güçlü bir takımı var. Bu sene de öyle. Kendi evinde daha iyi oynuyorlar. Bizim için tabi ki içeride dışarıda fark etmemesi lazım. İnşallah Kayseri'ye gidip, yenip geleceğiz'' şeklinde ifadeler kullandı. AA 621979 Ayamama Deresi'nde yıkım başladı Belediye ekipleri, Ayamama Deresi kenarındaki Holiday Inn Oteli tarafından yapılan istinat duvarının yıkımı için sabah saatlerinde bölgeye geldi. Görevliler, otel yetkililerinin kaçak istinat duvarının kendileri tarafından yıkıldığını belirtmesi üzerine yan taraftaki Botel Bobin Tel Kablo Sanayi ve Ticaret A.Ş’ye ait iş yerine geçti. Firma yetkilileri, bir hafta içerisinde dere yatağındaki yapıların yıkılacağını bildirdi. Daha sonra Yurt İçi Kargo’ya ait alana gelen belediye ekipleri, dere yatağındaki yapıları iş makineleriyle yıktı. Belediye ekipleri, dere yatağında daha önce tespit edilen kaçak yapıların yıkımı ile ilgili çalışmalarını sürdürüyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Mustafa Tahmaz, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, son bir aydır dere yatağındaki kaçak yapıların tespit edildiğini ve iş yeri sahiplerine gerekli uyarıların yapıldığını söyledi. Uyarıların ardından birçok iş yeri veya firmanın kendi alanındaki kaçak yapıyı yıktığını ifade eden Tahmaz, "Hazine arazisi üzerine yapılan 34 iş yerine ait 108 yapının yıkımı bir hafta içerisinde tamamlanacak. Hazine arazisinde kaçak yapı kalmayacak. Daha sonra buralarla ilgili proje hazırlanarak, ıslah çalışmalarına başlanacak" dedi. Tahmaz, bir gazetecinin, "Kaçak yapıların tespiti çok uzun sürmedi mi?" sorusuna "Hayır, son bir aydır bu konu üzerinde yoğun bir çalışma yaptık. Tespit ettiğimiz iş yerlerini yıkma çalışmalarını ise şimdi başlattık" cevabını verdi. AA 622428 Bugün seçim olsa... SONAR Araştırma şirketinin yaptığı seçim anketinden sürpriz sonuçlar çıktı. Ankete göre bugün seçim olsa AKP yüzde 27.45, CHP yüzde 24.45, MHP ise yüzde 16.98 oy alıyor. Yüzde 13.35 oranındaki kararsızlar dağıtıldığında ise AKP'nin oy oranı yüzde 31.68, CHP'nin yüzde 28.21, MHP'nin ise yüzde 19.59 oluyor. Saadet Partisi ise 29 Mart seçimlerine göre oylarını yaklaşık yüzde oranında artırarak yüzde 6.12'ye taşıyor. SONAR Araştırma şirketinin 5-25 Ekim tarihleri arasında "yüzyüze anket yöntemi" kullanarak yaptığı araştırma, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Eskişehir, Gaziantep, Kayseri, Konya, Mersin, Samsun ve Van illerinde farklı ekonomik ve yaş gruplarından tesadüfi yöntemle seçilen bin kişiyle gerçekleştirildi. Araştırmanın hata payının yüzde 1,73 olduğu belirtiliyor. Araştırmada birleşik oy pusulası kullanılarak kararsızların payının düşük olmasının sağlandığı ifade ediliyor. SONAR'ın birleşik oy pusulasında sırasıyla AKP, CHP, MHP, Genç Parti, DSP; Saadet Partisi, Demokrat Parti, DTP, Türkiye Partisi, Anavatan Partisi, BBP ve diğer seçenekleri yer aldı. 30 Ekim 2009 biz ne kadar hissi olarak,millet gerçekleri gördü iktidar değişecek diye beklesekte gerçekler(bazen) acıdır.medya tarikat liberal ortaklığı ile oluşturulmuş bu tür (iktidar)yapılanmaları kolay kolay bozulamıyor. tamam biz bağımsız kaynaklardan gerçekleri öğrenebiliyoruz fakat bu üçlü gölgesindeki halk gerçekleri kabullenemiyor ancak (en fazla)yüzde 5-10 gibi bir oy kaybına uğruyor.bunu örneğini de 80 90 lı yıllarda anap ile yaşadık. tipik bir sağ meyilli halk örneği. (ayhan teymur) Anavatan Partisi gibi yarından itibaren tüzel varlığına son verilecek bir partinin ismi ankette geçiyor ama TKP, ÖDP, Emep gibi partilerin adı diğerin içinde saklı kalıyor! AKP geriliyor ama onun kadar gerici MHP ilerliyor, bizde burada sevinçli bir haber olarak bunu görüyoruz. Var olmayan partiler anketlerde yer alıyor, tabela partileri (ANAVATAN, Genç Parti, Türkiye Partisi gibi) "normal" seçenekler olarak göz önünde bulunduruluyor. Sormak gerekiyor bu anketlerin bilimsel olması hata payıyla mı ilişkili yoksa zihniyetiyle mi? Zihniyet burada sakat olan. Anketler ile yapılan tek şey halkın kandırılmasından başka bir şey değil. (deniz vural) 622129 Meteoroloji'den İstanbul'da fırtına ve yağış uyarısı ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Meteoroloji'den İstanbul'da fırtına ve yağış uyarısı İSTANBUL (A.A.) Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, İstanbul'un bugün öğleden sonra, Balkanlar'dan gelen soğuk ve yağışlı havanın etkisine gireceğini bildirdi. Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünün yaptığı meteorolojik uyarıya göre, bugün öğleden sonra soğuk havayla birlikte başlayacak olan yağış, gece boyunca etkisini arttırarak devam edecek. Yarın Pazar günü de etkili olması beklenen kuvvetli yağışın yanı sıra, rüzgarın kuzey ve kuzeydoğu (Poyraz) yönlerden kuvvetli ve kısa süreli fırtına şeklinde eseceği tahmin ediliyor. Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, ilgili kurum ve kuruluşları, fırtınanın ve yağışın oluşturabileceği muhtemel olumsuzluklara karşı tedbirli olmaları yönünde uyardı. Meydana gelebilecek muhtemel olumsuzluklara karşı İstanbul Valiliğinin koordinasyonunda kamu kurum ve kuruluşlarının teyakkuz halinde olduğunun belirtildiği açıklamada, vatandaşların da fırtınanın etkisiyle bina ve çatılardan düşebilecek materyallere karşı dikkatli ve tedbirli olmaları istendi. Özellikle amatör denizciler ile balıkçıların ve küçük teknelerin denize çıkmamaları, daha önce su baskını problemi ile karşılaşılan bölgelerde yaşayan vatandaşların dikkatli ve tedbirli olmaları, bulundukları bölgede sorun teşkil edebilecek durumları en yakın sorumlu kamu kuruluşlarına bildirmeleri, su tahliye yolları, dere kenarı gibi riskli alanlara araçlarını park etmemeleri, zorunlu olmadıkça özel araçlarıyla trafiğe çıkmamaları, toplu taşıma araçlarını kullanmaları, bodrum katlarında faaliyet gösteren iş yerlerine malzeme bırakmamaları ve çalışma yapmamalarının can ve mal güvenlikleri açısından önem taşıdığı bildirildi. 30.10.2009 GÜNDEM 622372 Akşama kadar 75 binanın yıkımı bitecek Akşama kadar 75 binanın yıkımı bitecek 30.10.2009 15:41İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Ayamama Deresi yatağındaki 23 iş yerine ait 75 yapının yıkımının bugün tamamlanacağını bildirdi. Belediyeden yapılan yazılı açıklamada, Ayamama Deresi çevresindeki imar, harita ve zabıta müdürlüklerinin yaptığı çalışmalarda 108 imara aykırı yapının tespit edildiği hatırlatıldı. Kaçak yapıların yıkılmasıyla ilgili tebligatların geçen hafta yapıldığı belirtilen açıklamada, bazı firmaların tebligatlara uyarak kaçak ve imara aykırı yerleri kendi ekipleri tarafından yıktırdığı kaydedildi. Açıklamada, Büyükşehir Belediyesi Zabıta Müdürlüğü yıkım ekiplerinin iş makinesi ve personel takviyesi yaparak yıkımlara katıldığı belirtildi. Sahipleri tarafından yıkılmayan kaçak ve imara aykırı yapıların belediye ekiplerince yıkıldığının vurgulandığı açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Bugün yapılan çalışmalarda; 14 iş yerine ait 37 işgalli yapı sorumlular ve zabıta ekipleri tarafından yıkıldı. iş yerine ait 38 işgalli yapı yıkımları devam ediyor. Toplam 23 iş yerine ait kaçak 75 yapı gün sonu itibari ile yıkılmış olacak. Aynı bölgede 11 iş yerine ait 33 kaçak yapının yakılması ise önümüzdeki hafta içinde yapılacak. Bu yapılardan bazılarını iş yeri sorumluları kendileri yıkıyor. Bazı iş yerleri hafta sonu kendilerinin yıkımları yapacaklarını belittiler. Yapılan çalışmalar değerlendirildikten sonra yıkımlar önümüzdeki hafta devam edecek.'' AA iLGiLi HABERLER 621569 Genetiği değiştirilmiş ürün satana hapis cezası verilecek İnsan ve hayvan sağlığı için yapılan düzenlemeye aykırı hareket edenlere para ve hapis cezası verileceği bildirildi. Bakanlıktan yapılan açıklamayla, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalara Dair Yönetmelik ile ilgili bilgi verildi. Yönetmelikle, insan, hayvan sağlığı ve refahı, tüketici çıkarları ve çevrenin en üst düzeyde korunması için GDO ve GDO'lu ürünleri içerek gıda ve yem maddelerinin ithalatı ve bebek mamalarında kullanımının yasaklandığı kaydedildi. TÜBİTAK, üniversite öğretim üyeleri ve araştırmacılardan oluşan 11 kişilik bilimsel kurulca insan ve hayvan sağlığını riske etmeyenlere izin verilmesi halinde etiketleme zorunluluğu getirildiğine dikkat çekildi. Yönetmelik hükümlerine aykırı hareket edenlere kanunlar çerçevesinde izin iptali, para cezası, toplama, imha, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve hapis cezası dahil cezalar verileceğine vurgu yapıldı. 622053 Muhtarın su isyanı: Cinsel hayatımız bitti Mersin'in Tarsus ilçesine bağlı Dorak Köyü muhtarı köylerindeki susuzluk nedeniyle, cami minaresinden hoparlörle köylüye derdini anlatırken, "Cinsel hayatımız sona ermiştir" dedi. İçme suyu yüzünden Şahinpınar Köyü ile mahkemelik olan Dorak Köyü sakinleri, davayı kaybedince susuz kaldı. Köy muhtarı Erol Boz ise soruna çözüm bulamayınca cami minaresinden hoparlörle ilginç bir şekilde derdini anlattı. Muhtar Boz, köylülere hoparlörden şunları söyledi: "Değerli vatandaşlarım köyümüz yaklaşık bir aydır su sıkıntısı yaşamaktadır. Suyumuz ile ilgili davayı maalesef kaybettik. Bildiğiniz gibi her şey suyla oluyor. Yani eşlerimizden ayrı yatalım. Cinsel hayatımız sona ermiştir. Suyla ilgili her türlü çareye başvurduk ama olumlu sonuç alamadık. Davalı olduğumuz Şahinpınar Köyü muhtarı sorun çıkarıyor. Bütün birimlerin sesimizi duymasını istiyor, saygılar sevgiler sunuyorum." Köylüler ise komşu köylerden eşeklerle ve katırlarla su taşımak zorunda kaldıklarını belirterek, eşlerinin kendilerini eve almadıklarını söylediler. Su olmadığı için eşi Latif Kaya'yı eve almadığını söyleyen Huriye Kaya, rezil olduklarını ifade etti. Kocası eşekle su almaya giden Elife Borlu ise susuzluktan perişan olduklarını söyleyerek, boş su bidonlarını yere attı. Muhtar Erol Boz'da, "2006 yılında su projemizi yaptık. Köye kadar suyumuzu çektik. Bu proje yapılınca Şahinpınarı köyü bizi mahkemeye verdi. Mahkemede şöyle dediler; 'Bu su dereyi besliyor bu sudan bizimde almamız gerekiyor' dediler. Mahkemeye verdiler kazandılar. Biz Yargıtay'a gönderdik ret geldi. Bir aydır köyümüzde su yok, fakat su kaynağında boşuna dereye akıp, gidiyor' diyerek dert yandı. Muhtar Boz, suyun kaynağının kendi köylerinde olduğu halde susuz kaldıklarını, haksızlığa uğradıklarını dile getirdi. 622322 Fethiye'de yaban domuzu operasyonu Alınan bilgiye göre, bir yaban domuzu, yiyecek bulmak için Fethiye kent merkezindeki Otağ Sitesi'nin bahçesine girdi. Vatandaşlar, bahçede kendilerine saldıran ve bazı araçlara küçük çapta zarar veren domuzun yakalanması için polise, zabıtaya ve Fethiye Belediyesi Hayvan Barınağı yetkililerine haber verdi. Olay yerine gelen Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı, Fethiye Avcılar ve Atıcılar Derneği Başkanı Ali Yörük ile Fethiye Emniyet Müdür Yardımcısı Okan Karadeniz, domuzun etkisiz hale getirilmesi konusunda görüş alışverişinde bulundu. Fethiye Kaymakamlığının onayının alınmasının ardından, domuzun vurulması için çalışma başlatıldı. Avcı Zafer Gökmen'in ateş açması sonucu yaralanan domuz, kaçmaya başladı. Bu sırada bir polis, kalaşnikofla ateş ederek sarmaşıklar arasında saklanan domuzu öldürdü. Fethiye Belediyesi Hayvan Barınağı ekipleri, giydikleri eldivenle domuzu barınak aracına yükleyerek götürdü. Sitede yaşayan vatandaşlar, domuzun etkisiz hale getirilmesi çalışmalarını endişe ve merak içinde balkonlarından izledi. AA 621305 AB, Çek Cumhuriyeti'ni ikna etmeyi başardı Klaus, Temel Haklar Sözleşmesi'nden muafiyeti II. Dünya Savaşı'nın ardından eski Çekoslavakya'dan sürülen etnik Almanların el konulan mülklerinin iadesine yönelik AB mahkemelerinde dava açılmamasını garantiye almak için öne sürmüştü. Lizbon Anlaşması müzakerelerinde Temel Haklar Sözleşmesi'nden çalışma hukukunu etkileyeceği gerekçesiyle İngiltere ve eşcinsel evliliği meşrulaştıracağı gerekçesiyle Polonya 2007 yılında muaf tutulmuştu. AB Dönem Başkanı İsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt, zirvede ilk günün ardından düzenlediği basın toplantısında, ''Çek Cumhurbaşkanı ve hükümetinin talep ettiği konularda uzlaşma sağladıklarını'' belirterek, İngiltere ve Polonya örneğinde olduğu gibi Çek Cumhuriyeti'ni AB Temel Haklar Sözleşmesi'nden muaf tutmak için Lizbon Anlaşması'na yeni bir cümle ekleyeceklerini söyledi. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso da ''önündeki son engeli kaldırdıkları Lizbon Anlaşması'nın kısa sürede yürürlüğe gireceğini'' kaydetti. Çek Başbakanı Jan Fischer ''çok iyi bir sonuç elde ettiklerini'' söylerken, zirveye katılmayan Cumhurbaşkanı Klaus'u sürekli bilgilendirerek nihai uzlaşma öncesinde onayını aldıklarını aktardı. Klaus'un, Lizbon Anlaşması'nı imzalamak için beklediği Anayasa Mahkemesi görüşünün en erken Kasımda olumlu yönde çıkacağı tahmin ediliyor. AA 621436 '3 deniz açılımı' ile TL bölgesi yapacak İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ '3 deniz açılımı' ile TL bölgesi yapacak MERSİN () AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kürşad Tüzmen, Hazar Denizi, Karadeniz ve Akdeniz'in bulunduğu coğrafyada 'Türk Lirası Bölgesi' oluşturmak istediklerini belirterek, böylece bölgede yerel para birimleriyle ticaret yapılmasına imkan sağlamak istediklerini söyledi. Tüzmen, açıklamasını şöyle sürdürdü: Nasıl mı? İran, Rusya, Suriye ve Irak'ta karşılıklı olarak yerli para birimlerimizi kullanalım. Bu durum, bizim daha önce yapmış olduğumuz komşu ve çevre ülkeler stratejisinin '3 Deniz Açılımı' idi. Hazar Denizi, Karadeniz ve Akdeniz etrafındaki ülkelerle yerli para birimiyle ticaret yapılması açılımıydı. Yani son dönemdeki moda deyimiyle açıklayayım; bu bir 'Türk Lirası Açılımı'dır.“ Tüzmen, söz konusu deniz etrafında da 'Türk Lirası Bölgesi' oluşturmakta kararlı olduklarını ve bu yolda emin adımlarla ilerlemek istediklerini sözlerine ekledi. 30.10.2009 EKONOMİ 621525 Titanic'ten kat büyük STX Europe Tersanesi şimdi de The Allure of the Seas gemisini önümüzdeki yıl sonbahar aylarında yetiştirmek için çalışmalarına başladı. Royal Caribbean Cruise Lines için hazırlanan Oasis of the Seas adlı gemi tam bir eğlence merkezi. 361 metre uzunlukta ve 47 metre genişliğindeki dev gemi bin 360 yolcu kapasitesine sahip. 1,4 milyar dolara mal olan 2.100 mürettebatlı gemi, 1912'de ilk yolculuğunda batan Titanic'ten kat büyük. Dev gemi ilk yolculuğunda ABD limanı Fort Lauderdale'den Haiti'ye gitmek üzere demir alacak. Gemide havuzlar, gerçek ağaç ve bitkilerin bulunduğu bahçe, restoranlar, eğlence salonları, sinema salonları ve futbol sahası büyüklüğünde amfitiyatro bulunuyor. Çok lüks bir semti andıran gemide havuz sörfü, kaya tırmanma gibi aktiviteler de tasarlanmış. 622486 işçi akıma kapıldı işçi akıma kapıldı CN Giriş Saati 30.10.2009 12:39 Güncelleme 30.10.2009 12:39 Nevşehir'de enerji nakil hatlarının yeraltına alınması sırasında çıktıkları elektrik direğinde akıma kapılan işçi hayatını kaybetti. Olay, Nevşehir'in Yeni Sanayi Sitesi'nde bulunan bir akaryakıt istasyonunun arka bölümünde yaşandı. Medaş Nevşehir Müessese Müdürlüğü tarafından enerji nakil hatlarının yeraltında alınması çalışmalarını yürüten işçilerden Ali Sarıbıyık (26), Davut Demirci (23) ve İlan Ateş (25) henüz belirlenemeyen bir nedenle elektrik akımına kapıldı. Vücutlarının çeşitli yerlerinde önemli yanıkların oluştuğu öğrenilen işçi, Nevşehir Şevki Atasagun Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Kahramanmaraş'tan bir süre önce elektrik hatlarının yeraltına alınması çalışmaları için geldikleri belirtilen işçiden İlan Ateş ve Davut Demirci bütün müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Yapılan ilk müdahaleyle hayata döndürülen Ali Sarıbıyık da bir süre sonra hayatını kaybetti. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. Yayın tarihi: 30 Ekim 2009 Cuma 622766 Konyalı firmalardan Kazakistan atağı Konyalı firmalardan Kazakistan atağı AKTİSAD üyesi işadamlarının da katıldığı Türkiye-Kazakistan İş ve Yatırım Forumu'nda önemli kararlar alındı. Kazakistan'dan gelen 49 firmanın yetkilileri ile 415 Türk işadamının yaptıkları ikili görüşmelere, Konya'dan firmalar katıldı. İSMAİL POÇAN KONYA Aktif İşadamları ve Sanayiciler Derneği (AKTİSAD) üyesi işadamlarının da katıldığı Türkiye-Kazakistan İş ve Yatırım Forumu'nda önemli kararlar alındı. Kazakistan'dan gelen 49 firmanın yetkilileri ile 415 Türk işadamının yaptıkları ikili görüşmelere, Konya'dan firmalar katıldı. AKTİSAD'ın üyesi olduğu Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) liderliğinde Kazakistan İşadamları Derneği (KAZKA) ve Kazakistan Ulusal Ekonomi Odası (ATAMEKEN) işbirliği ile düzenlenen Türkiye-Kazakistan İş ve Yatırım Forumu'na, gıdadan inşaata, tekstilden otomotive, hayvancılıktan lojistiğe hemen hemen tüm sektörlerden firmalar katıldı. İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen foruma Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev de katıldı. Foruma katılan Kazakistanlı firma yetkilileri, Türkiye ile iş yapmanın kolay olduğunu belirterek, "Türk firmalar ile olan ilişkilerimizi daha da kuvvetlendirmek için buraya geldik" dedi. ATILMASI GEREKEN ADIMLARI ATACAĞIZ Türkiye- Kazakistan İş ve Yatırım Forumu'na katılan AKTİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Akın, Kazakistan'da 80 milyar dolarlık yeni yatırım projesi olduğuna işaret ederek, "Foruma katılan Kazakistan Endüstri ve Ticaret Bakanı Asset İssekeşef, Türk işadamlarına 'Yeni bir işbirliği dalgası başlatalım' teklifinde bulunmuştur. İşadamı ve sanayicilerimiz bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmelidir. İki ülke arasındaki milyar dolarlık ticaret hacmi bizim potansiyelimizi yansıtmıyor. Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanımız Zafer Çağlayan'ın 2012 yılı için iki ülke arasında hedefin 15 milyar dolara çıkarılması çağrısını dikkate alacağız. Konya adına atılması gereken adımları atacağız" dedi. TİCARET İŞBİRLİĞİ GELİŞTİRİLECEK Kazakistan'ın Türkiye'nin tecrübelerinden faydalanmak istediğini ifade etmesini çok manidar bulduklarını belirten Akın, şunları söyledi: "İki ülke ticaret hacminin yeterli olmadığı önemli bir gerçek. Önümüzdeki yıllarda ticari işbirliğimizi üst seviyelere çıkarmak için işbirliği tekliflerini çok iyi değerlendirmemiz gerekmektedir. Küresel ekonomik krizin etkisinin artık yavaşladığını görüyoruz. Krizin etkilerinin tamamen ortadan kalkması için iki ülke iş dünyasına büyük görevler düştüğünün farkındayız. Kazakistan'daki farklı serbest ticaret bölgesi işadamı ve sanayicilerimiz için çok cazip fırsatlar sunmaktadır. Buraları değerlendirme adına girişimlerde bulunmamız gerekiyor.Türk işadamı ve sanayicilerimizin Kazakistan üzerinden Rusya ve Belarus'a açılmaları büyük önem taşıyor. Kazakistan'ı yeni ticaret pazarlarına açılmak için bir köprü yapmak elimizdedir. Bu yöndeki girişimler geç kalmadan başlatılmalı." 30.10.2009 622615 Betis'in maçı H1N1 yüzünden iptal ikinci lig takımlarından Real Betis ve Villareal takımlarının yapacağı maç, yüzünden ertelendi. Mehmet Aurelio'nun da formasını giydiği Betis'te 13 futbolcuda H1N1 virüsünün tespit edilmesinden sonra kulübün yaptığı başvuruyu inceleyen Futbol Federasyonu, pazar günkü Betis-Villarreal maçını erteledi. Betis'te Carlos Garcia, Sergio Garcia, Arzu, Sunny, Israel, Nelson, Fernando Vega, Caffa, Pavone, Emana, Damia, Nano ve Juande'nin oldukları kesinleşirken, önlem olarak bu hafta tüm antremanların da iptal edildiği açıklandı. 'da geçen haftalarda basketbolda da benzer bir sorun yaşanırken, takımındaki bazı oyuncularda görülmesinden dolayı Estudiantes'in bir maçı ertelenmişti. 621743 Barack Obama'nın en zor anı 08.56 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'nın en zor anı Başkanı 'dan hava üssüne getirilen 18 tabuta selam durdu. Başkanı Delaware eyaletindeki Dover Hava Kuvvetleri Üssü’ne gelerek ’da ölen askerlerin cenazelerinin üsse getiriliş törenine katıldı 18 tabutu selamlayan Obama’nın geldiği -New Jersey’ye yakın Dover Üssü, ABD’nin yurtdışında ölen askerlerin cenazelerinin getirildiği ana üs. Afganistan’da gün önce iki Amerikan helikopteri çarpışmış, askerle devlete bağlı “uyuşturucuyla savaş dairesi” personeli ölmüş, bir gün sonra da yola ’ın yerleştirdiği bombanın patlamasıyla asker yaşamını yitirmişti. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ... 622216 Tüzmen ABD'yi gösterip Türkiye'yi rahatlattı Tüzmen, TCDD 6. Bölge Müdürlüğünün çalışmaları sonucu Mersin-Adana arasını 45 dakikaya düşüren hızlandırılmış tren (rayotobüsü) seferiyle Mersin'den Adana'ya geldi. Yolcular ve TCDD personeliyle sohbet ederek, seyahatle ilgili bilgiler alan Tüzmen'i Adana Garı'nda TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı, AK Parti Adana Milletvekili Vahit Kirişçi, Adana Milletvekili Fatoş Gürkan Zopcuk, AK Parti İl Başkanı Mustafa Kebude karşıladı. TCDD çalışanları, Tüzmen'e çiçek verdi. Tüzmen, burada yaptığı açıklamada, altyapı ve lojistik imkanlarıyla Çukurova'nın dünyanın en önemli ticaret merkezlerinden biri haline geleceğini belirtti. TCDD'nin çalışmalarıyla seyahatin daha kolay hale geldiğini, bunun ticareti de olumlu etkileyeceğini vurgulayan Tüzmen, Adana ve Mersin'in Türkiye'nin kalkınmasında büyük sorumluluklar üstlendiğini ifade etti. Tüzmen, ''Lojistik Köyler Projesi'' kapsamında lojistik merkezlerin tren hattının etrafında oluşmaya başladığını belirterek, ''imkanlar ihracata dönük şekilde hızlandırılmış. Islahiye, Kamışlı ve Çobanbey kapısı, günde toplam 30 bin ton ihracata dönük demir yolu taşımacılığı kapasitesine sahip hale geliyor'' dedi. ABD'deki büyüme rakamlarının pozitif sinyallerinin Türkiye'ye geldiğini anlatan Tüzmen, şöyle devam etti: ''ABD'den pozitif sinyaller alıyoruz. Tartışmalar da kriz döneminin en sıkıntılı günlerinin geride kaldığını ortaya koyuyor. Krizin ilk başta bize doğru gelişi biraz vakit aldı; dalga boyu var, dalga boyunu tamamladıktan sonra Türkiye'ye geliyor. Krizi ABD başarılı bir şekilde ihraç etti, kriz kendisindeydi, bütün ülkelere ihraç etti. AB, krizi en çok ithal eden konumda. Bu bizi de çok etkiledi. Yeni dönem planı olarak komşu ve çevre ülkeler stratejisini oturttuğumuz için, bakın ticaretimizin yarısını komşu ülkelere yapar hale geldik. Eskiden toplam ticaretteki payı yüzde 3'tü şimdi yüzde 48'e geldi. ABD kendini yeniledi. Çok büyük firmalar sistemden çekildiler. Ancak, finansmanı açısından çok daha sağlıklı bir ABD görüyoruz. Orada büyüme oranlarının artmasını bekliyorduk. ABD'de üçüncü çeyrekten sonra ve dördüncü çeyrekte yaklaşık 3,5 oranında büyümenin yakalanmasıyla, biz 2010'un birinci çeyreğinde pozitif, ikinci çeyreğinde çok daha pozitif etkilerini göreceğiz. Bu etkinin bize gelmesi zaman sürecini, dalga zaman sürecini alacaktır.'' Tüzmen, İran ve Pakistan gezilerinden yeni geldiklerini belirterek, şunları kaydetti: ''Çok önemli bir süreç yaşıyoruz. Akıllı şekilde süreci kontrol edersek, Türkiye'nin transit geçiş ülkesi olduğunu anlatabilirsek, burada büyük yatırımlar olacaktır. İran hidrokarbon zengini bir ülke, ancak, bunu, petrolü, doğalgazı Avrupa'ya satmak için Türkiye'yi geçiş ülkesi olarak kullanmalı. Aynı şekilde Avrupa ülkeleri de Asya'ya ulaşmak için Türkiye'yi kullanmalı. Dünya ticaretinden büyük pay alacağız.'' Adana ve Mersin'deki yatak kapasitelerinin artırılması gerektiğine de değinen Tüzmen, ''Antalya'nın toplam milyonluk yatak kapasitesine ulaşmak için çok zaman var. Adana ve Mersin 20 bin yatakla hizmet verirken, yanı başındaki Alanya ilçesi 40 bin yatak kapasitesine sahip. Bunu düzeltmemiz gerekir'' diye konuştu. Tüzmen, daha sonra Mersin'e hareket etti. AA 621998 Hastanenin 'hasta kabul edemem'ine son Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Orhan Koç, özel ve kamu hastanelerinin acil servislerinin işleyişinin yeniden düzenlendiğini belirterek, bu düzenlemeyle hastanelerin ''vakayı kabul etmiyorum'' gibi bir lüksünün olmayacağını bildirdi. Antalya'nın Belek beldesinde düzenlenen 5. Türkiye Acil Tıp Kongresi'ne katılarak, acil tıp uzmanlarına 16 Ekimde yayımlanan ''Yataklı Sağlık Tesislerinde Acil Servis Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ'' hakkında bilgi verdi. Koç, AA muhabirine yaptığı açıklamada da, Sağlık Bakanlığının tebliği uyarınca iki ay içerisinde kamu, üniversite ve özel hastanelerin acil servislerinin aynı standarda getirileceğini hatırlattı. 112 komuta merkezlerinin acil vakalarla ilgili tek yetkili olacağı sistemle artık acil hastaların hastane hastane dolaştırılmayacağına işaret eden Koç, şunları kaydetti: ''Yayımlanan tebliğ ile özel ve kamu hastanelerin tümünün acil servislerinin işleyişlerine yeniden düzenleme getirildi. Acil servisler fiziki mekan şartlarından, tıbbi donanımlarına ve insan kaynaklarına kadar standardize edilecek. İl sağlık müdürlükleri bünyesinde kurulan komisyonlar, iki ay içerisinde tüm hastanelerin acil servislerini gözden geçirerek seviyelendirecek. Hastanelerin hasta kapasitesi, vakaların özelliği ve branşlara göre ağırlıklı oranı, fiziki şartları, bulundurduğu malzeme, tıbbi donanım ve personelin niteliği, hizmet verdiği bölgenin özellikleri, bulunduğu konum, bünyesinde faaliyet gösterdiği sağlık tesisinin statüsü gibi ölçütler dikkate alınarak üç ayrı seviyeye ayrıldı. Bu şekilde komuta merkezi acil hastaları, hastanenin sahip olduğu şartları göz önünde bulundurarak sevk edecek.'' NEDEN İHTİYAÇ DUYULDU? Koç, Sağlık Bakanlığının karadan ambulans sayısını artırarak ve hava ambulansları ile paletli ambulansları devreye sokarak hastaya ulaşma süresini il merkezlerinde 8, köylerde ise 25 dakikaya indirdiğini vurguladı. Tüm bunlara ve hastanelerin yoğun bakım yatak kapasitelerinin artırılmasına rağmen, koordinasyonsuzluk nedeniyle acil vakalarda zaman kayıpları yaşanabildiğini dile getiren Koç, şöyle konuştu: ''Özellikle vaka alındıktan sonra bir hastaneden diğerine nakil esnasında ciddi sıkıntılar oluşabiliyor. Bunların çözümü için üniversite, özel sektör ve Sağlık Bakanlığı hastanelerinin tümünü yönetecek, koordine edecek bir komuta kontrol merkezine gerek vardı. Bu düzenlemeyle 112 Komuta Merkezini yetkili kılıyoruz. 112 merkezindeki ilgili kişi, vakanın tedavisinin hangi hastanede yapılacağına dair kanaatini ortaya koyacak ve hastaneyi belirledikten sonra hastayı sevk edecek. Hastanelerin, 'vakayı kabul etmiyorum' gibi bir lüksü olmayacak çünkü kendisine verilen rol, sorumluluk bu. Yaşanan vakalara baktığımız zaman esas problemin iletişimsizlik ve koordinasyonsuzluktan kaynaklandığını görüyoruz. Acil bir hastanın tedavisiyle ilgili ciddi donanımlı hastanelerimiz olmasına rağmen vakanın oraya ulaştırılmasında sıkıntı oluyor.'' ACİLLERDE NE DEĞİŞECEK Koç'tan alınan bilgiye göre, hastaları acil servislerde sağlık ekipleri karşılayacak. Sağlık ekipleri, hastaların şikayetlerini dinleyerek önceliklerini belirleyecek. Tedavide öncelikli hastalar ''sarı'' alana, daha acil olanlar ise ''kırmızı'' alana alınacak. Ayakta başvuran hastalar ise ''yeşil'' alanda doktor bekleyecek. Tetkik ve tahliller için gerekli numuneler hastaların bulunduğu yerde alınarak, görevli personel tarafından ilgili birimine ulaştırılacak. Hastalara görüntüleme birimlerine de sağlık personeli ya da hostesler refakatinde gidecek. Acil servisin kurulu bulunduğu sağlık tesisinde aynı uzmanlık dalından ve üzeri sayıda uzman doktorun görev yaptığı branşlarda her bir uzmanlık dalı için acil branş nöbeti düzenlenecek. Doktorlar branş nöbetlerini servislerde değil acil servis bünyesinde oluşturulacak muayene odalarında tutacaklar. 621860 IMF emeklilik yaşını yükseltecek IMF emeklilik yaşını yükseltecek 30 Ekim 2009 Cuma, 10:09 Uluslararası Para Fonu (IMF), Avrupa'nın en fakir ülkesi Moldova'ya verilecek 590 milyon dolar tutarındaki krediyi onayladı. yıl içinde taksitler halinde verilecek kredinin Moldova Meclisi tarafından da 2010 yılı başında onaylanması bekleniyor. Moldova Başbakanı Vladimir Filat, IMF ile yapılan anlaşmanın ülkedeki bütçe açığını kapatmada yardımcı olacağını söyledi. Vladimir Filat, 2010 yılından itibaren emekliler için bazı muafiyetlerin kaldırılacağını da açıkladı. Bu çerçevede emeklilik yaş sınırının yükseltilmesi bekleniyor. Moldova'da ortalama maaşlar 350 dolar seviyesinde. 621741 Çinli uzmandan aşı olma çağrısı Çinli uzman, Şinhua haber ajansına verdiği demeçte, aşı olunmaması durumunda bunun ileride sınırsız sorunlara yol açabileceği uyarısında bulundu. Ciddi domuz gribi vakalarının arttığına işaret eden Zeng, Çin'in sağlık çalışanı ve teçhizat kapasitesinin zorlanabileceğine ve bu nedenle hazırlık yapılmasının gerekli olduğuna dikkati çekti. Zeng, domuz gribi salgınının kış ve ilkbahar aylarında zirveye çıkacağını ileri sürdü. Çin'de şu ana kadar yaklaşık 400 bin kişinin aşı olduğunu ve ciddi reaksiyon görülmediğini anlatan Zeng, ''hiçbir aşı risksiz değildir, ama aşının yararları risklerinden çok büyüktür'' diye konuştu. Zeng, Çin'de domuz gribi aşısı üretiminde kullanılan tekniklerin normal grip aşısı üretiminde de kullanıldığını ve ''olgunlaşmış teknikler olduğunu'' söyledi. Çinli yetkililer aşının geçici ateş ve bitkinlik gibi yan etkilerinin ciddi seviyede olmadığını savunuyor. Çin'in tanınmış internet sitelerinden sohu.com'un kısa süre önce düzenlediği ankete katılan 2000 kişinin yüzde 54'ünden fazlası güvenlik gerekçesiyle aşı olmayı düşünmediğini belirtmişti. Bu arada ülkedeki grip vakalarının yüzde 80'ine domuz gribi virüsünün yol açtığını belirten Sağlık Bakanlığı yetkilileri, havaların soğumasıyla grip salgını mevsiminin başlayacağını hatırlatarak, kontrol ve önleme çalışmalarının zorlaşacağını kaydetti. Bakanlık yetkilileri aşı tedarikinin hızlandırılacağını da duyurdu. Çin Sağlık Bakanlığı ülkede şu ana kadar kişinin domuz gribinden öldüğünü ve tespit edilen 42 bin vakadan 30 bin 854'ünün iyileştiğini bildirdi. AA 621958 112 yaşındaki adam 17'lik kızla evlendi Daha önceki karısından 18 çocuğu olan Ahmed Muhammed Dore, yeni karısı Safiye Abdullah’la da çocuk yapmak istediğini söyledi. Dore, yıllardır Abdullah’ın evlenecek yaşa gelmesini beklediğini belirterek, “Bugün Tanrı benim rüyamı gerçekleştirdi. Onu evliliğe zorlamadım, aşkım konusunda ikna edebilmek için deneyimlerimi kullandım ve sonra evlenmeye karar verdik” dedi. Milliyet 2009-10-30 11:31:46 Türkiye de olması imkansız belikide dünyada benzer olaya bulunmaz..! yuhh dedim bir ara :) bizde 10 yaşı bile çok görüyorlar adamla arasında 90 yaş rahat :) olayın detaylarını merak ettim çogum olsun istiyorum demiş maaşallah ya:) mehmet tozlu 2009-10-30 11:15:42 Adam ile onyedilik karısının isimlerinden müslüman oldukları anlaşılıyor. İslâm hukukunda erkeğe dörde kadar evlilik müsaadesi var. Beşincisi imkânsız. Adam Somali'den buraya gelip haberi tekzip edemez nasılsa. Milliyet kaynaklı bu tür haberleri tebessümle okuyoruz. Ömer DEMİRBAĞ 621923 Kur'an ayetlerini manyetik elektriğe dönüştürecek Bilinçaltımız her gün binlerce gizli ya da açık mesajla bir bombardıman yaşıyor. Reklam, müzik ve siyasi amaçlı kullanılan bu tekniğin olumlu yönde de kullanılabileceği gerçeğine işaret eden Kubilay Aktaş, üstelik kişiye özel hazırlanan telkinlerle olumsuz durumların ortadan kaldırılabileceği fikrinde. Bu telkinleri Kur'an-ı Kerim ayetleri, Cevşen, esmalar ve Peygamber Efendimiz'e (sas) Cibrîl-i Emîn ile beraber semadan bir hediye olarak indirilen ve Hz. Ali tarafından nazmedildiği bildirilen 'Celcelutiyye' duası ile uygulayan Aktaş, henüz ilkokulda iken astral çıkışlar yaşadığını belirtiyor. Üniversitede iken manevî konularla ilgilenmeye başlayan ve özellikle Risale-i Nur'daki 15. ve 29. sözlerin ilgisini çekmesiyle manevî alanda incelemeler yapan Aktaş, kendisinde olan biten hadiselerin nedenini bu şekilde öğrendiğini ifade ediyor. Son beş yıldır Doğu ve özellikle Hint felsefesiyle de ilgilenen Aktaş, "Doğu sadece bu işin maneviyat ayağını almış, dünyayı soyutlamış. Batı felsefesi ise sadece dünyayı hedef alıyor. İslam ise tam anlamıyla iki âlem arasında denge sağlıyor." diyor. İstanbul Mecidiyeköy'de bulunan Tarih ve Kültür Araştırmaları Derneği'nde seminerler düzenleyerek manevî telkinlerde bulunan eğitmen-yazar, yaptığı telkin eğitiminin kişisel gelişimin İslamî versiyonu olmadığını, bunun mana sultanlarının yapıp tavsiye ettiği şeylerin teknolojik düzeyde ve tasavvufta konumlandırılmasına dayandığını ifade ediyor. 100 m²'ye Kur'an'dan elektrik enerjisi "Risale-i Nur Külliyatı beni işleyen, Mevlânâ da parlatan bir manadır. Benim yaptığım çalışmaların misyonu, insanın Doğu öğretilerine gitmesi yerine İslam'da çok fazla olan bu tür şifa kapılarını gösterip anlatmak." diyen Aktaş, psikologlardan farkının, reçete yerine ayetler yazarak kişilere telkinde bulunmak olduğunu anlatıyor. Ona göre, Kur'an'ın 'Allah zahirde ve batında size ayetlerini gösterecektir. Siz de bilip tanıyacaksınız.' ayetinde hareketle, asıl reiki (Doğu felsefesinde meditasyon yöntemi) birbirimize yaptığımız dualar ve tefekkürdür. "Celcelutiyye bütün bu felsefelerdeki enerji çalışmalarının ismidir. İnsanın batınında kalmış istidatların ve yetilerin en güzel şekilde dengede kullanılmasıdır. Kişisel gelişimlerde gazlar vardır, Celcelutiyye bu gazın yanına fren ve debriyajı da koyuyor. Bütün bu Doğu öğretileri insanı firavunlaştırırken tehlikeli yola sapmadan nefsinizin de hakkını vererek, onu dönüştürerek bir insan yapıyor." diyen Aktaş, eğitimlerin sonucunda çok olumlu sonuçların alındığını belirtiyor. Bilinçaltına gönderilen gizli kayıtların yani sublimanel tekniğinin zaten kullanılan bir teknik olduğunu belirten eğitimci-yazar, bu subliminallerin altında psikologları kiralayıp secret'ler, özgüvenle ilgili şeyler yazmak yerine Kur'an'daki ayetleri yerleştiriyor. Teknik kısaca şöyle: Kur'an-ı Kerim ayetleri ve esmalar bir ritimle okunuyor. Bu kayıt 8-12 hertz dalga boyuna, beynin alfa dalga boyutuna getiriliyor ve istenen müziğin altına yerleştiriliyor. Bu frekanslar insandaki klasörleri tetiklemek suretiyle bir denge sağlıyor. Sekiz aylık bir eğitim süreci dışında isterseniz bunun için hazırlanmış CD'leri üçer kez 21 günlük süreyle dinleyerek de bu telkinleri kendinize yapabiliyorsunuz. Aktaş'ın üzerinde çalıştığı bir konu ise kendi deyişiyle 'dünyayı sarsacak' bir manyetik cihaz. "Bu asrın savaşı manyetik yani bilinçaltı savaşları. Şu an öyle bir cihaz yaptırıyoruz ki, Kur'an ayetlerini cihaza yükleyip manyetik elektriğe dönüştürerek manyetik alana yayacağız. Kişisel bazda herkes 100 metrekareye bu iyi enerjiyi yayabilecek. Negatif ses ve görüntüler nasıl bizim bilinçaltımızı etkiliyor ve bize farklı telkinler veriyorsa (buna vesvese diyoruz) bizim yapacağımız çalışmayla pozitif bir enerji yayılacak." diyen Aktaş'ın "Gizli Telkinle Kur'an Terapisi" ve Dr. Hakan Yalman'la birlikte yazdıkları "Sözlerin ve Renklerin Gizemi" adlı iki kitabı var. Çizgi filmlerde pornografi, müziklerde şeytan övülüyor "Subliminal kayıt denilen gizli kayıt tekniği ile belli müziklerin altına telkinler gömülüyor. Bu zaten psikoterapide kullanılıyor. Büyük hipermarketler kullanabiliyor. Ya da Michael Jackson, Led Zeppelin, Madonna, Eminem, Metallica gibi sanatçılar müziklerin altına şeytanı öven şeyler yerleştiriyorlar. Eminem'in bir parçası var, tersten okuyunca 'Ey şeytan sen bizim Tanrımızsın, bize 666'yı vereceksin' diyor. Çizgi filmlerde de pornografik sahneler ve yazılar yerleştiriliyor. Mesela Donald Duck'ta laptopta yazışıyor, görüntüyü yaklaştırdığınızda çıplak dans eden bir kadın görünüyor. Aslan Kral'da yüz küsür yerde 'sex' yazısı var. Bu telkinlerle insanların duygularını kullanıyorlar. Maalesef bilinçaltımız çalınıyor. Bu teknolojinin ileri türevleri savunma sanayiinde kullanılıyor. İnsanlar iPod'larına Cevşen, Celcelutiyye, Kur'an koyup dinlemeli, hatta dinlemeseler de bunu çalmalılar. Yaydığı frekanstan çıkan enerji olumlu etkileyecektir." Başörtüsü altına polyester bone takmak çok tehlikeli "Üzerimizde bazı duaların iPod'umuzdan çalması koruyuculuk sağlar. Almanya'dan özel bir örtü getirttim, gümüş tellerle örülerek yapılmış. Derslerimde talebelere veriyorum ve onlar bone olarak takıyorlar, manyetik alanları engelliyor. Tesettürlüler polyester bone takıyorlar, en büyük tehlike bu. Çünkü polyesteri tepe çakrasında kullanıyorlar, bu da düzensizliklere sebebiyet veriyor. Yüzde 100 pamuklu kıyafetler giymek lazım. Özel boyalar getirtiyoruz, boya ile oda boyandığında cep telefonları çekmiyor odada. Ozon jeneratörlerimiz var, havadaki bütün kötü enerjiyi emiyor. Yıldız seslerini bile kullanıyorum "Şifa ile ilgili ayetleri su sesinin altına yerleştiriyoruz, ilim ile ilgili ayetleri yunus balığı sesinin altına gömüyoruz. Yıldız seslerini bile kullanıyorum. İleriki zamanlarda bunları albüm olarak sunacağız. Sekiz dakikalık müziğin altında 1,5 saatlik ayet yerleştiriyoruz, müziği kat kat çıkıyoruz, yedi kanaldan. İlk dört kanalda arınma-korunma ayetleri, son üç kanaldaki ayetler ise kişinin sorununa ilişkin ayetler. Bunları 21 gün dinliyorlar. Üç defa 21 dinlemek çok faydalı. Bu CD'ler bittikten sonra insanda bazı farklılıklar oluşuyor, iç sesler oluyor. İnsanların bilinçaltına gönderdiğimiz bu telkinler bir noktada bilemediğimiz boyutta bir tür şifa sağlıyor. Kanser hastası da arıyor, onlara şifa ayetleri veriyorum. Direkt şifa sağlamıyor ama insanların âleminde konuyla ilgili bir bilgi, bir yol açılıyor. Kanseri yenen birkaç kişiye uyguladım bunu. Bir hasta yurtdışında çok doktora gitmişti. Verdiğim müzikleri dinledikten sonra rüyasında evine giren kedilerin öldüğünü ve onları belli bir yere topladığını görüyor. Sonra bu kişi Yeditepe Üniversitesi'ndeki bir doktorla tanışıyor, doktor Türkiye'de ve sadece beyindeki bölgeyle çalışan ender isimlerden birisi. Doktor dedi ki, 'Sanki tümör bir tarafa toplanmış, ameliyat kolay oldu.' dedi, adam yaşadı yani." Domuz gribine karşı frekansla korunabilirsiniz "Manyetik olarak en tehlikeli yer Çamlıca'dır. Bütün bu baz istasyonlarından yayılan frekansların her birinin temsil edildiği metafizik âlemde bir mahlukat var. Mikrobun da domuz gribinin de frekansı vardır. Domuz gribinin frekansı tespit edilmiştir, frekansı üzerinizde taşıyıp çaldığınızda vücudunuz gribe karşı bağışıklık kazanıyor ve korunabiliyorsunuz. Manyetik aşılama gibi bir şey." 621550 Kocaman destek! Kocaman destek! 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Teknik Direktör galibiyetinde Sportif Direktör ’ın büyük katkısı olduğunu söyledi, “Bana rakiple ilgili fikirlerini belirtti. Bu alışverişte bazı şeyleri daha iyi görebildim” ifadelerini kullandı Teknik Direktörü Teknik Direktörü ’ın derbiden sonra olaylar için yaptığı, “Bu Fenerbahçe’nin bir stratejisiydi” şeklindeki açıklamasına tepki gösterdi. Alman hoca, ’de katıldığı programda, “Hiçbir zaman öyle bir strateji uygulamam, hiçbir zaman futbolculardan böyle bir şey istemem. Hiçbir zaman rakip takımın böyle bir şey düşünmesini söz konusu etmem. ’a yenildikten sonra biz onları tebrik ettik, hiçbir kötü söz kullanmadık. Hiçbir stratejilerini değerlendirmedik, tebrik ettik ve saygı duyduk. Tabii yenilgiden sonra büyüklük göstermenin ne kadar zor olduğunu biliyorum. Rijkaard ve Keita yanlış biliyor. Çünkü tespit edilmiş, su bardağı Galatasaray taraftarının olduğu tribünlerinden atılmış” dedi. Daum, derbinin kazanılmasında sportif direktör ’ın da büyük katkısı olduğunu söyledi.  Maçtan önce taktiksel anlamda analiz yaptıklarını kaydeden Alman çalıştırıcı, “Çok önemli ve değerli şeyler söyledi. Galatasaray ile ilgili kendi fikirlerini dile getirdi. Bu fikir alışverişinde bazı şeyleri daha iyi görebildim. Kendisine teşekkür ediyorum ve Aykut Kocaman’ın rolünün ne kadar önemli olduğunu belirtmek istiyorum” diye konuştu. Emre ve Kazım’ın performanslarını da öven Fenerbahçe’nin hocası, “Emre inanılmazdı. Her yere koşan, sahanın her yerinde olan, sezon başından bu yana her zaman aynı seviyeyi yakalayan bir Emre görüyoruz” dedi. İşte Daum’un sırrı! Teknik Direktör Daum, takımın iyi olması için teknik direktör olarak oyuncuların kalbine ve kafasına ulaşmak gerektiğini belirtti. Alman hoca, dergisine verdiği röportajda, kulüpte ve takımda belirgin bir yapının olduğunu, herkesin kendi pozisyonunu ve görevini iyi bir şekilde bildiğini kaydederek, “Teknik direktör olarak oyuncuların kalbine ve kafasına ulaşmak lazım. Böylelikle bütün takım iyi olur” dedi. Daum, sezon sonu hedefinin sorulması üzerine ise ’nde şampiyonluğun çok önemli olacağını, ancak Ligi’nde şampiyonluğun doğrudan ’ne katılmak için daha da önem taşıyacağını sözlerine ekledi. Alman hoca, Alex’e de övgü yağdırdı, “O gerçek bir lider oyuncu” yorumunu yaptı. 622553 Thomas Doll: Hedef puan Thomas Doll, Beştepe İlhan Cavcav Tesisleri'nde düzenlediği basın toplantısında, ligde ve kupada üst üste alınan yenilginin geride kalan maçlardaki performansı gölgelediğini belirterek, ''Sezon başında bu futbolcularla yola çıktık. Bu futbolcularla da sezonu bitireceğiz. Önemli olan her hafta üstüne koyarak devam etmek'' dedi. Ziraat Türkiye Kupası'na veda edilmesiyle ilgili olarak Doll, ''Kupa, Avrupa'ya gitmenin en kısa yolu. Biz bunu çarşamba günü elenerek, elimizden kaçırdık. Fakat bunu unutup önümüze bakmalıyız. Avrupa hedefini yakalamak için ligde ilk sırada yer almak zorundayız. Amacımız haftadan haftaya hedefi yakalama. Mayıs ayında Avrupa kupasına katılabilecek durumda olursak ne mutlu bize'' diye konuştu. Manisaspor Teknik Direktörü Mesut Bakkal'ın kırmızı-siyahlı oyuncuları iyi tanıyor olmasının kendileri için dezavantaj oluşturup oluşturmayacağına ilişkin bir soruya ise Doll, ''Mesut Bakkal'ın çalıştırdığı dönemden çok farklıyız. Onun oyuncuları tanıması bizi ilgilendirmez. Takım değişti ve şu anda değişik bir karizması var. Bizim amacımız kendi sistemimizi ortaya koymak. Futbolcuların ve bizim düşüncemiz bu maçtan puan almak'' yanıtını verdi. Genç bir takım olduklarını söyleyen Alman teknik adam sözlerini şöyle sürdürdü: ''Takımın tecrübe ve başarıya ihtiyacı var. Tecrübe sonucunda başarı gelebilir. Ayağımız yere basmalı ve hedeflere böyle gitmeliyiz. Kulübün son senelerde yaşadıkları ortada. Şu andaki durum, bu takımın takım olabilmesinden kaynaklanıyor. Takım olarak iyiyiz. Bu anlamda da yıldız bir futbolcuya ihtiyacımız yok. Yıldımızı da kendimiz yaratacağız. Pozisyon yaratıyoruz gol bulamıyoruz. Çok pozisyon harcıyoruz. İyi bir forvetimiz de olsa bundan daha iyi olamazdık. Mustafa ve Kahe performans olarak iyi. Djite'yi oynatsak haksızlık olur. Djite çok çalışmalı.'' AA 622202 Koç: Hükümet, ekonomide ne gerekiyorsa yapıyor Mustafa V. Koç, Fortune Türkiye Dergisi'nin, Kasım 2009 sayısında yer alan röportajında, Türkiye'de işlerin, 2010 senesinin ortasıyla birlikte normal seviyesine döneceğini tahmin ettiğini belirtti. Türkiye'nin bugün normalde yüzde 5-6'lık bir büyüme ivmesi kazanmasının gerek işsizliği önleme açısından gerekse ekonomiyi belirli bir düzeyde tutabilme açısından çok önemli olduğuna değinen Koç, sürdürülebilir bir büyümenin şart olduğunu vurguladı. Koç, bu büyümeyi Türkiye'nin 2008 yılına kadar yaptığını ancak ondan sonra, krizden, büyümenin de nasibini aldığını dile getirerek, ''Bu sene de aşağı yukarı yüzde 6'lık küçülme öngörülüyor. Fakat izafi olarak baktığımız zaman, diğer ekonomilere göre Türkiye çok fazla etkilenmedi. Etkilendi ama mesela bir Batı Avrupa'ya, İngiltere'ye, Amerika'ya göre daha az etkilendi. Bunun da en önemli nedeni, finans sektörünün 2001 senesinden sonra gerçekleştirdiği yapısal reformlardan kaynaklanan sağlam yapısından ileri geliyor. bakımdan çok şanslıyız'' ifadelerini kullandı. Hükümetin başta bu krizin Türkiye'yi etkilemeyeceği gibi bir algılamaya sahip olduğunu belirten Koç, Hükümetin bu durumun hiç de düşündükleri gibi olmadığını daha sonradan gördüğünü ifade etti. -IMF ANLAŞMASI- Mustafa V. Koç, şunları kaydetti: ''Çünkü bugün neredeyse yüzde 100 Batı'ya entegre olmuş ve dünyanın 16. büyük ekonomisi olarak, Türkiye'nin etkilenmemesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Ama şimdi gerekli önlemler alınıyor ve ne gerekiyorsa onu da yapıyorlar. Ali Babacan zaten daha önceden de ekonomiden sorumlu Devlet Bakanıydı. Kendisi bütün konulara yeterince vakıf. Orta Vadeli Planı da açıkladılar. Tahmin ediyorum, dış kaynaklı birtakım görüşmeler de oluyor. Dolayısıyla, (hadise kontrol altında) diyebilirim. IMF anlaşması şimdiye kadar yapılmadı, bir şey olmadı. Ama şimdi herhalde bildikleri bir şey var, devamlı görüşme halindeler çünkü. Türk ekonomisi bu saatten sonra sıkıntı falan da yaşamaz. Ama başta olsaydı borsa bu kadar düşmez, dolar da çıkmazdı, daha iyi olurdu. Ayrıca Ali Babacan da IMF ile ilgili düşüncelerini belirtti: 'Orta Vadeli Ekonomik Programda büyümenin finansmanı için IMF anlaşması iyi bir araç olabilir, olmazsa biz başka şekilde finanse ederiz ama olursa iyi olur' dedi. İhracat pazarları kriz nedeniyle tamamıyla durdu. Bizim üretimimizin özellikle beyaz eşya ve otomotivde yüzde 60'a yakını ihracat pazarlarına gidiyor. Bunun da çoğu Batı Avrupa'ya. 2001 krizinden sonra buradaki sıkıntıları ihracat pazarlarıyla geçiştirmek imkanına sahiptik ama bu sefer hem içeride hem de dışarıda sorunlar yaşandığı için çok ciddi önlemler almak zorunda kaldık. Mümkün olduğu kadar az çalışan çıkarmaya çalıştık. Zaten işsizlik büyük bir bela Türkiye için. Fabrikaları bir aylığına kapattık. Çok ciddi tasarruf tedbirleri aldık. Kredilerimizi kıstık ama şimdi işler gerçekten normale dönmeye başladı. Ayrıca nisan ayından 30 Ekim'e kadar olan vergi indirimi de satışların patlamasına, daha doğrusu normale dönmesine yol açtı. Bence Hükümet burada çok yerinde bir uygulamada bulundu. Bütün stoklarımızı erittik ve bayiler de rahat bir nefes aldı. Artık sene sonunu iyi-kötü görebiliyoruz.'' Bir optimistlerin, bir de pesimistlerin bulunduğunu ifade eden Koç, kendisinin daha iyimser tarafta olduğunu belirtti. Koç, çok dikkatli olmak gerektiğini, dile getirerek, kendisinin 2010 senesinde kötü bir senaryoyla karşılaşacağını düşünmediklerini, bugün işsizliğin dışında tüketici güveninin yavaş yavaş geri gelmeye başladığını vurguladı. 621424 Resepsiyonda sürpriz buluşma ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Resepsiyonda sürpriz buluşma İlgili haberler Cumhuriyet'in 86. yıldönümü nedeniyle Dolmabahçe Sarayı'nda verilen resepsiyonda iki önemli isim bir araya geldi. Ergenekon mağduru olduğunu söyleyen Emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile Ergenekon Soruşturması savcılarından Zekeriya Öz resepsiyonda ayak üstü sohbet etti. Büyükanıt, Savcı Öz ile hangi konularda konuştuğu şeklindeki soruyu “Nezaket kuralları çerçevesinde sohbet ettik” diye cevaplandırdı. Resepsiyonda ayak üstü sohbet eden Büyükanıt ve Öz, havai fişek gösterilerini de bir süre beraber izledi. IĞSIZ CEVAP VERMEDİ Öte yandan, resepsiyona katılan 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız, orijinali Ergenekon savcılarına gönderilen demokrasiye müdahale planı belgesiyle ilgili sorulan soruları cevapsız bıraktı. Iğsız, basın mensuplarının “Cumhuriyet Bayramı ile ilgili mesaj verip vermeyeceği” yönündeki sorusunu da cevaplandırmadı. 30.10.2009 GÜNDEM 622517 New York Borsası, düşüşle açıldı EKLER BÖLGESEL Borsanın açılışında, düne göre, Dow Jones Sanayi Endeksi 43 puan azalarak 9.919,00 puan oldu. Açılışta, Nasdaq Teknoloji Endeksi ise puan değer kaybedip 2.091,00 puana geriledi. 621770 Petrol piyasalarında bizleri neler bekliyor? Krizde ilk sene bitti neler yaşandı ise yaşandı düşüncesi yerine artık kuralların hakim olmaya başlama zamanın geldiği ve sonrasında krizin etkilerinden kurtulup yeni bir döneme başlamak zamanı geldiği FED başkanın geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamalarda baskın konumda oldu. ABD finans piyasalarında 100 yıllık şirketleri bıraktık 100. batan bankaya odaklanması dolarda değer kaybının bir süre daha devam edeceği düşüncesini yineledi. Avrupa MB dolara artık değer kazandırın demeçlerine rağmen bu yönde Hiçbir çalışma göstermemeleri kontrolü piyasa nabzına bıraktıklarını ve aslında ABD ye bıraktıklarını ortaya koydu. Bunda karlı çıkan altın pozisyonlarını alış yönünde koruyan hedge fonlar oldu. Şimdi sırada petrol fiyatlarının getireceği dalgalanama etkisi piyasalarda izlenebilir. Fakat burada izlediğimiz altın veya diğer metal fiyatlarında ki gibi serseri mayın fiyat hareketleri değil düzenli bir yükseliş olacak gibi görünüyor. Bunda da asıl etkenin OPEC ve ülkelerin dikkatli davranışları olduğu ortada. Şimdi izlenecek politkada ülkeler kozlarını paylaşıyor. Hala ana güç olarak ABD ekonomisi diğer ülkelere rest çekmeye devam ediyor. AB Merkez Bankaları artık faizi değiştirin uyarılarına Asya dan destek gelirken FED başkanı hemen ekranların başında 2010 da bakarız faizlere açıklamasını yineliyor. Geçtiğimiz hafta bu açıklamasına ek olarak artık yeni bir krize hazılık yapma dönemindeyiz yüzden kurallarımızda buna göre ayarlanmalı diyerek topu politikacılara attı. Bu açıklamalar bir süre daha devam edecektir ve bu durumda FOREX (para piyasaları) piyasalarında da hareketlilik ve heyecan sürekliliğini koruyacaktır. Geçtiğimiz ay boyunca emtia enstrümanlarına oluşan talebin kısa vadeli olmayışı doların yeniden yalpalamasına ve tarihi rekorların yeniden oluşabileceği düşüncesini yarattı. Yeni ayın ilk haftasında gerek emtia kanadında gerekse para piyasaları (FOREX) kanadında oluşabilecek yatay sürecin ise bir erteleme periyodu olarak algılayabiliriz. Global piyasalar ve kendi ekonomimizde toparlanma sinyalleri ortaya çıkmışken petrol fiyatlarında ki düzenli yükseliş risk unsuru olma yolunda ilerliyor. Fakat yaşanan fiyatsal hareketler de sertleşme görülmediğinden kontrol altında tutularak oluştuğunu söyleyebiliriz. 2008 yılına bakacak olursak fiyatsal hareketlerde 78$ üzerinde ki açılışlardan itibaren haftalık bazda ortalama 4$/6$ lık yükselişler gözlemlenmiş görünüyor. Bu da bazı piyasa yorumcularında çift dip etkisinin ortaya çıkabileceği yönünde açıklamalar yapmalarına neden oluyor. Piyasalar açısından asıl sorun ise petrolün maniplasyona açık bir yatırım aracı olmasıdır. Biraz geriye gidersek petrol fiyatlarının 85$ üzerinde yaptığı hareketlerde öncelikle 100$ seviyelerine daha sonrada 147$ seviyesine kadar sert yükselişler yaşaması çeşitli fonların sebeb yokken ortaya çıkardığı fiyatsal hareketlerden kaynaklandığı basında da yer almıştı. Bu durumda global piyasalarda resesyon yaşanırken petrole bu kadar talep olması global krizde yeni bir tetik etkisi yaratmıştı. Hemen sonrasında da dünyada petrolü ençok tüketen ülke olan ABD den müdahale gelmesi ile 30$ seviyelerine kadar çekilmeler yaşandı. Şimdi ise durumda farklılaşma olup olmayacağı öne çıkıyor. Şuan için kontrollü bir şekilde trend aralığını izlemeye devam eden petrol de 78$ direncinin üzerine çıkma olasılıkları önem arz ediyor. Bu durumda fiyatsal hareketlerde sertleşme düşüncesi fonları yeniden riskli alımlara yönlendirebilir ve bu da global krizde yeni bir sayfa açabilir. Bundan öncekinde petrol dışında diğer emtialarda da yaşanan yükselişler önem arz etmişti. Petrol kanadında güçlenme seğri devam edecek gibi görünüyor. Yükseliş trendinde olan siyah altın güçlenmesinde bir süre ara verip yatay bir konuma geçebilir. NYMEX petrol fiyatlarına göre konuşursak yeni önemli seviyesi 83$ üzeri açılışın 94$ ile 100$ seviyelerine daha çabuk gelebileceğini düşündürüyor. Orta vade de bu seviylerin görüleceğine inanış artmış görünüyor. Bu hafta izlenebilecek yatay bant hareketinin 77$ ile 82$ arasında olabileceğini düşünüyoruz. Yatırımcılar peki bu konuda ne yapmalı. Bilhassa yatırımcılardan çok dövizle, kıymetli madenlerle, dış ticaret, lojistik firmaları bu hareketlenmeyi iyi takip etmeli ve işinde profesyonellerden bu konuda yardım almalarını tekrar ediyoruz. Hiç yoktan kendilerini bu yönde profesyonel olarak eğitebilecek kurumlara yönelmeleri risklerini çok büyük ölçüde azaltacaktır. Hatta karlı bile çıkabilirler. Deniz Lenger TeleTrade 30 Ekim 2009 09:19 yorum 62 okunma 621342 Yurtta bugün ve haftasonu yağış var Marmara ve doğu bölgelerde kuvvetli yağış, ülke genelinde hava sıcaklığında hissedilir derecede azalma bekleniyor. Bugün ve hafta sonu boyunca ülke genelinde hava durumu şöyle olacak: ''Bugün: Marmara, Karadeniz, İç Anadolu, Akdeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde aralıklarla yağmur ve sağanak şeklinde yağış geçişleri bekleniyor. Yağışların, Marmara'nın kuzeyi (sabah saatlerinde Kırklareli ve İstanbul'un Avrupa yakası, öğleden sonra ve akşam saatlerinde İstanbul il geneli, Kocaeli, Sakarya, Kırklareli ve Tekirdağ), Doğu Karadeniz kıyıları (Giresun, Trabzon, Rize ve Hopa), Güneydoğu Anadolu'nun doğusu (Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt) ile Şanlıurfa, Bingöl, Muş, Bitlis, Şırnak ve Hakkari çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Rüzgarın öğle saatlerinden sonra Marmara'da kuzey ve kuzeydoğu (Poyraz) yönlerden kuvvetli (40-60 km/saat) olarak eseceği tahmin ediliyor. 31 Ekim Cumartesi: Marmara, İç Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yağış bekleniyor. Genellikle yağmur ve sağanak, gece saatlerinde Edirne ve Kırklareli çevrelerinde karla karışık yağmur ve yükseklerinde kar şeklinde görülecek yağışların, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya çevreleri başta olmak üzere Marmara bölge geneli ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun doğusunda (Diyarbakır, Batman, Siirt, Mardin, Erzurum, Bingöl, Muş, Bitlis, Van, Hakkari, Şırnak, Kars, Ardahan, Ağrı, Iğdır) kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Kasım Pazar: Yurdun büyük bir bölümünde devam edecek yağışların, Marmara'nın doğusu (İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bursa, Bilecik), Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu'nun güney ve batısı, Doğu Karadeniz'in iç kesimleri (Gümüşhane, Bayburt, Artvin) ile Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor.'' Uyarıda, rüzgarın cumartesi ve pazar günleri Marmara, Kuzey Ege ve Batı Karadeniz'in batısında kuzey ve kuzeydoğu (Poyraz) yönlerden kuvvetli ve kısa süreli fırtına (50-80 km/saat) şeklinde eseceğinin tahmin edildiği ifade edildi. Hava sıcaklığının, hafta sonunda iç ve batı bölgeler başta olmak üzere ülke genelinde hissedilir derecede (5 ila derece) azalarak, mevsim normallerinin altında seyretmesinin beklendiği belirtilen uyarıda, Cuma günü ve hafta sonunda beklenen kuvvetli yağış, ani sıcaklık düşüşü ve kuzeybatı kesimlerdeki poyraz fırtınasının oluşturabileceği ani sel, lokal su baskını, taşkın, yıldırım düşmesi, çatı uçması, deniz ve kara ulaşımında aksamalar, gribal enfeksiyon riski gibi olumsuz şartlara karşı dikkatli ve tedbirli olunması istendi. İSTANBUL İstanbul ve çevresinde, bugünden itibaren hafta sonu 07.00-14.00 saatleri arasında kuvvetli sağanak beklendiği bildirildi. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan meteorolojik uyarıda, bugün sabah saatlerinde İstanbul'un kuzey ve batı kesimlerinde, öğleden sonra ve akşam saatlerinde de il genelinde kuvvetli poyrazla birlikte sağanak beklendiği kaydedildi. Uyarıda, cumartesi günü poyraz fırtınasıyla birlikte il genelinde, pazar günü de yine poyraz fırtınasıyla birlikte Anadolu yakasında kuvvetli sağanak beklendiği duyuruldu. Uyarıda ayrıca, ani sel, su baskını, çatı uçması, ağaç veya direklerin devrilmesi, kara ve deniz ulaşımında aksamalar gibi muhtemel risklere karşı vatandaşların ve ilgililerin dikkatli olmaları istendi. AA 621830 Gazetelerde Bugün CUMHURİYET 86. yıl gururu Cumhuriyet Bayramı tüm yurtta geniş katılımlı törenlerle kutlandı. Büyük coşku Başkentte genç, yaşlı binlerce yurttaş, ellerinde Türk bayrakları ve Atatürk posterleriyle Anıtkabir ve Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenlere akın etti. İstanbul’da Vatan Caddesi’ndeki tören alanını dolduran on binlerce yurttaşın Türk bayrakları ve Atatürk posterleriyle cadde “kırmızı-beyaz” renklere büründü. HÜRRİYET Herkese düşen görev beklemek "Islak imzalı" İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın görüşüldüğü Erdoğan-Başbuğ zirvesinin ardından "Herkese düşen görev, soruşturma sürecinin sonuçlanmasını beklemektir" açıklaması yapıldı. MİLLİYET Erken seçim sohbeti Baykal'ın erken seçimi ima ederek "Sizin ne yapacağınız belli olmaz" sözlerine Erdoğan "Evet her an her şey olabilir" yanıtını verdi. RADİKAL Bayram günü belge için zirve Başbakanlık'taki zirvenin ardından açıklama: Herkese düşen görev soruşturmaların sonucunu beklemektir. AKŞAM Bu bayrak stada girecek Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Hulusi Kılıç, Bursa'daki Ermenistan maçının perde arkasını anlattı: Azeri bayrağı, Gül'ün talimatıyla özel kalem müdürünün çantasında stada girdi. POSTA Cumhuriyet coşkusu Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanının 86'ncı yıldönümü coşkuyla kutlandı. Tüm yurttaki törenlere halkın yoğun ilgisi vardı. VATAN Bu da DTP'nin açılımı Habur'daki görüntülere yükselen tepkileri dikkate alan DTP'li belediye başkanları ilk kez tam kadro 29 Ekim törenlerine katıldı, komutanlarla el sıkıştı, İstiklal Marşı söyledi. HABERTÜRK Çok güzel hareketler Açılım 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına damgasını vurdu. DTP'liler birçok yerde törenlere tam kadro katıldı. Askerler, DTP'lilerle ilk kez tokalaştı. BİRGÜN Gergin Cumhuriyet 29 Ekim törenlerinde tokalaşmayan Başbuğ ile Erdoğan dün akşam saatlerinde 'belge' gündemli kritik bir görüşme gerçekleştirdi. SABAH Açılımlı bayram Cumhuriyet Bayramı'na DTP'li belediye başkanları tam kadro katılıp komutanlarla bayramlaştı. Törenlere belge gerginliği damgasını vurdu. TERCÜMAN Sessiz ve derin Demokratik açılım ve belge tartışması nedeniyle yaşanan gerilim, kutlamada yüzlerden okundu. YENİ ŞAFAK Mektup zirvesi Cumhuriyetin 86. yıl kutlamalarına 'ıslam imzalı' darbe andıcı damgasını vurdu. Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, Köşk'teki yarım saatlik zirveden sonra Konut'ta biraraya geldi. ZAMAN Sivil toplum, 'kirli plan'a karşı meydanlara iniyor Millete ve hükümete yönelik kirli tezgahın üstünü örtme çabaları sivil toplum örgütlerinin tepkisini çekti. 30 Ekim 2009 622886 Samatya Eğitim Hastanesi'nde güvenlikçi terörü Acil Servis'e gelen bir ambulansın yolunu tıkayan park halindeki bir aracı görüntülemeye çalışan muhabir Çıtak, hastanede görevli İsmet Yayla ve Harun Yeter adındaki iki güvenlik görevlisi tarafından boğazından tutarak darp edildi. Çalıştıkları kuruma yakışmayacak şekilde, ağza alınmayacak ifadeler kullanan bu iki güvenlik görevlisi, araya giren vatandaşlar tarafından olay yerinden uzaklaştırıldı. Olayla ilgili gelişmeler geliyor. ZAMAN 621394 Türkiye'de her kulüp FIFA'lık OSMAN TANBURACI Türkiye'de her kulüp FIFA'lık UEFA Tahkim Kurulu üyesi Levent Bıçakcı, en çok dosyanın Türkiye hakkında olduğunu belirterek, Beşiktaş'ın Del Bosque konusunda yaşadığı zorluğu F.Bahçe'nin de Aragones konusunda yaşayabilceğini söyledi. UEFA Tahkim Kurulu Üyesi Levent Bıçakcı, şu anda FIFA'da en çok dosyası olan ülkenin Türkiye olduğunu söyledi. Bıçakcı, CAS'ta her Türk takımın davası olduğunu belirterek, “FIFA'da en çok dosyası olan ülke Türkiye. Biz genelde haksız olduğumuz için sonuç aleyhimize oluyor' dedi. Bıçakcı, Türk kulüplerinin yeterince incelemeden sözleşme imzaladığını anlattı. “F.Bahçe, Beşiktaş'ın Bosque'de yaşadığı sıkıntıyı yaşar mı' sorusuna Bıçakcı, 'Beşiktaş bütün antrenörlerinde aynı sıkıntıyı yaşadı. Fenerbahçe de eğer yıllık sözleşme yapıp, yıl içinde sözleşmesini haksız olarak feshettiyse aynı sıkıntıyı yaşayacaktır' diye konuştu. 30.10.2009 SPOR 622189 Kanserden ölen küçük kızın, ağlatan mesajları ABD'de iki yıl önce beyin kanserinden ölen yaşındaki çocuğun, ölmeden önce evin birçok köşesine anne ve babası için yüzlerce küçük not yazdığı ortaya çıktı. Elena Desserich adlı küçük kız, ölmek üzere olduğunu öğrendikten sonra notlar yazmaya başladı. Ardından da notlarını kütüphane rafındaki kitapların arasına, valizlerin içine, giysi çekmecelerinin dibine, salondaki dolabın içindeki porselen tabak takımlarının arasına ve kutuların içindeki fotoğrafların arasına yerleştirdi. Bir gün annesi evde gezinirken notlardan birini buldu; sonra diğerini. Küçük kız notlarda ailesini ne kadar sevdiğini ve onları çok özleyeceğini anlatmış. Annesi Brooke, iki yıl geçmesine karşın hâlâ evin birçok yerinden notlar çıktığını söyledi. 621997 Domuz gribi cinsel yolla da bulaşır mı? Eşlerden biri gripse iyileşene kadar yatak odası ayırın Son günlerde domuz gribi tehlikesinin tüm dünyayı sarmış durumda olduğuna dikkat çeken CİSED Genel Başkanı Dr. A. Cem Keçe; “Domuz gribine neden olan virüsün adı tipi H1N1 ilk olarak ay önce Meksika'da ortaya çıktı ve hastalık kısa sürede tüm dünyaya yayıldı. Şu sıralar Türkiye'de de domuz gribi vakalarına rastlanıyor ve bu durum herkesi endişelendiriyor. Domuz gribinin belirtileri asında diğer grip türleri ile benzerlik göstermektedir ve insandan insana bulaşmaktadır. Domuz gribinin temel belirtileri; yüksek ateş, öksürük, boğaz ağrısı, genel vücut ağrısı, baş ağrısı, halsizlik, üşüme ve yorgunluktur. Bazı durumlarda kusma ve ishal de görülebileceği gibi, ağır vakalarda zatürre, solunum yetmezliği ve bazen ölüm de görülebilir. Grip mevsimi olarak adlandırabileceğimiz şu günlerde sağlımızı korumak için insanlarla yakın temastan kaçınmalıyız. Eşiniz sık sık yurt dışına gidiyorsa domuz gribi tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir, ancak özellikle bugünlerde ülkelere girerken sıkı bir şekilde sağlık taramaları yapılmaktadır. Yine de eşiniz Türkiye'ye döndüğünde gerekli testleri yaptırabilir. Eğer eşlerin ikisinde de hastalık belirtileri yoksa öpüşmelerinde bir sakınca yoktur. Ancak eşlerden biri gripse iyileşene kadar yatak odası ayırılabilir.” dedi. Domuz gribinden korunma yöntemleri nelerdir? Domuz gribine karşı korunmada en önemli yöntemin hijyen olduğunun altını çizen CİSED Genel Başkan Yardımcısı Psikolog Gülüm Bacanak; “Domuz gribinde ellerin temizliği büyük önem taşır, çünkü en etkili önlem sık sık ellerin yıkanmasıdır. Virüs; hastalığı taşıyanlarla aynı ortamı paylaşmayla, öksürme, öpüşme, hapşırma, tokalaşma, sarılma, yakın mesafede konuşma gibi hava yoluyla ve temasla bulaşmaktadır. Bu nedenle burun ve ağız temizliği de çok önemlidir. Burunu silme yerine burnu bol suyla yıkma ve sümkürme tercih edilmeli; antiseptik (mikroorganizmaların çoğalmasını engelleyen ve onları öldüren madde) gargara ile gargara yapılmalıdır. Bunun dışında öksürürken ya da hapşırırken ağız ve burnun tek kullanımlık mendil ile kapatılması ve mendilin atılması, elin sabunlanması önemlidir. Beslemeye dikkat edilmeli, bol sıvı alınması, vücut direncinin arttırılması için ve vitaminlerinden zengin sebze ve meyvelerin bol bol tüketilmesi ve immün sistemi güçlendirici ilaç kullanılması gerekmektedir. Ayrıca genel olarak kişisel temizlik önlemlerinin alınması, odaların sık sık havalandırılması, kalabalık ve havasız ortamlardan mümkün olduğunca kaçınılması, zorunlu haller dışında salgının yaşandığı bölgelere olan seyahatlerin ertelenmesi gerekir. Ateşin 38 derecenin üzerine çıkması, şiddetli öksürük, eklem ağrıları, iştahsızlık gibi belirtiler görüldüğünde derhal doktora başvurmalıdır.” dedi. Domuz gribi cinsel yolla bulaşmaz Domuz gribinin diğer grip türleri gibi yakın temas, öksürük veya hapşırma gibi yollarla bulaşmakta olduğuna dikkat çeken CİSED Genel Başkanı Dr. A. Cem Keçe; “Ayrıca havasız ortamlarda, virüsün bulaşmış olduğu bir yere dokunulduktan sonra eller ağız ya da buruna götürüldüğünde de hastalık bulaşabilir. Ancak domuz gribine yol açan virüsün cinsel yolla bulaştığına dair bir bilgi henüz yoktur. Bu nedenle prezervatif yani kondom kişiyi domuz gribinden korumaz. Ancak grip olan bir kişinin zaten öpüşme, sevişme gibi yakın temaslardan kaçınması gerekeceği için cinsel ilişkiyi bu dönemde önermiyoruz.” dedi. Sevişmeden önce ağız ve burun temizliğine dikkat edin Dostlarla karşılaşıldığında öpüşmenin toplumsal bir alışkanlık ve vazgeçilmesi zor bir gelenek olduğuna dikkat çeken CİSED Genel Sekreteri Psikolojik Danışman Fatoş Ayrık; “Ama sağlık söz konusu olduğunda ufak bazı önlemler bile çok önemli olabilir. İnsanlarla öpüşmekten, tokalaşmaktan ve yakın temastan kaçınmak, odaları sık sık havalandırmak ve elleri sıkça sabunla yıkamak hayat kurtarıcı olabilir. Çiftlere gelince, zaten çiftler birbirlerinin sağlık durumundan haberdardırlar ve gerekli kontrollerden geçtikleri zaman öpüşmelerinde ya da yakınlaşmalarında bir sakınca olmayacaktır. Ancak çiftlerin sevişmeden önce ağız ve burun temizliğine dikkat etmeleri çok önemlidir. Yani çiftler eğer genel temizlik kurallarına ve beslenmelerine dikkat ederlerse cinsel hayatları bu durumdan etkilenmeyecektir.” dedi. Domuz gribinin psikolojik etkileri nelerdir? Domuz gribinden korunmada olumlu düşünmenin önemini de vurgulayan CİSED Genel Başkan Yardımcısı Psikolog Gülüm Bacanak; “Domuz gribi ile ilgili haberlerin medyada yaygınlaşması insanlarda bir panik havasına da neden olabiliyor ve özellikle hastanelerde, okullarda, kreşlerde ve kalabalık ortamlarda çalışan kişiler psikolojik olarak grip belirtileri göstermeye başlayabilirler. Gerekli temizlik kurallarına uyduktan sonra sakin olmak, olumlu düşünmek ve açık havada egzersiz yapmak, kişinin hem psikolojik olarak hem de bedenen hastalıktan etkilenmesini engelleyecektir.” dedi. CİSED’in iletişim bilgileri Basın mensuplarına CİSED’in telefon, e-posta, web site ve adresini haberlerinde kullanmaları çağrısında bulunan CİSED Genel Sekreteri Psikolojik Danışman Fatoş Ayrık; “Değerli basın mensubu dostlarımız; yaptığımız, yapmaya devam ettiğimiz anketlere katılımın artması ülkemizde yaşanan cinsel sorunların fotoğrafını en doğru şekilde çekmemize yarıyor. Ancak haberlerinizde CİSED e-posta, web site, adres ve 24 saat hizmet veren telefonlarımızın kullanılması anketlere olan katılımları arttıracaktır. Böylece ülkemizdeki cinsel sorunların oransal olarak tespitine katkıda bulunmuş olacaksınız. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonrada derneğimize verdiğiniz desteğin devam edeceğini umuyoruz.” dedi. 622638 Yıldız, nükleer ihalesinde uzatma beklemiyor Bakan Yıldız, NTV'ye yaptığı açıklamada, Akkuyu nükleer santrali ihalesinde yeni bir uzatmaya gidileceğini tahmin etmediğini belirterek, ihalenin Kasım ayı içinde sonuçlandırılabileceğini söyledi. Yıldız, Azerbaycan'a doğal gaz konusunda yapılacak geriye dönük ödemelerin ''bir yük getireceği kesin'' diyerek, ''Ama bunu en az derecede aktarmaya çalışacağız. Rakamlardan anladığımız kadarı ile böyle bir zammın olmasını temenni etmiyoruz. Siyasi irade için zam istenmeyen bir olaydır. Olabildiğince zammın olmamasını temenni ediyoruz'' şeklinde konuştu. Azerbaycan'dan doğal gaz akışının 2007 Temmuz ayında başladığını, 2008 yılının Nisan ayında da revizyon hakkının doğduğunu ifade eden Taner Yıldız, Türkiye'nin 10 ay ucuz fiyattan doğal gaz aldığını kaydetti. dönemdeki piyasa fiyatları ve anlaşmanın, söz konusu fiyat düzeyini getirdiğini kaydeden Bakan Yıldız, daha sonra geriye dönük bu fiyatı revize edeceklerini, farkı ödeyeceklerini her platformda beyan ettiklerini hatırlattı. ''TÜRKİYE, DOĞAL GAZ VE PETROL KONUSUNDA ÇOK CİDDİ BİRİKİME SAHİP'' İran'da yapılan görüşmelerle ilgili bir soru üzerine, Türkiye'nin petrol ve doğal gaz konularında çok ciddi bir birikime sahip olduğunu, Türkiye'de yaptıkları çalışmaların, oradaki çalışmalara rahatlıkla ışık tutabileceğini ve bu işi çok rahat yürütebileceklerini gösterdiğini ifade eden Bakan Yıldız, İran'ın güney Pars sahasında petrol ve doğal gaz çıkarımı konusunda gelecek hafta bir heyetin İran'a gideceğini bildirdi. Heyetin bir ön çalışma yapacağını ifade eden Bakan Yıldız, sahanın son derece verimli olduğunu, birçok firmanın bölgede yer aldığını ifade etti. İran'dan doğal gaz alımında al ya da öde yükümlülüklerinin bir süre ertelenmesi konusunda sürdürülen görüşmelere ilişkin bir soru üzerine de Bakan Yıldız, İran ile sürdürdükleri görüşmelerde, Türkiye'nin çıkarlarını ve menfaatlerini ön planda tuttuklarını kaydederek, görüşmelerde, karşı tarafın bunu anlayabileceği tarzda empati yaptıklarını belirtti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, al ya da öde yükümlülüğünün ertelenmesi konusunda sürdürülen görüşmelerden ümitli olduğunu ifade ederek, bu konu ile ilgili olarak henüz bir yanıt alamadıklarını bildirdi. Yıldız, ''ama birtakım şartlar oluştu. yüzden bu konuda karşılıklı görüşüyoruz. Al ya da öde yükümlülüklerinin ertelenmesi, en azından 2-3 yıl ertelenmesi ile alakalı konuyu gündeme getirmiş olduk'' şeklinde konuştu. AA 622545 Anavatan'da 61 kişi birden istifa etti Trabzon'da birleşmenin 'Anavatan'ın ruhunu bitireceğini' düşünen 61 kişi partilerinden istifa ettiklerini açıkladı. Anavatan Partisi'nin, Trabzon'un Vakfıkebir İlçe Başkanı Cahit Kurt ve 14 yönetim kurulu üyesinin de aralarında bulunduğu 61 kişi istifa etti. Vakfıkebir İlçe Başkanı Cahit Kurt, Anavatan Partisi ile DP'nin bütünleşmesi sürecinde yaşanan olayları asla tasvip etmediklerini söyledi. Kurt, partinin yöneticilerinin, partiye üye olmayan kişiler tarafından yönlendirildiği ve Anavatan Partisi'nin özünden koparılıp birilerinin güdümüne sokulmaya çalışıldığını savundu. 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal'ın kurduğu Anavatan Partisi'nde siyasete girdiklerini ifade eden Kurt, ''Ancak gelinen bu noktada yaşanan gelişmeler üzerine arkadaşlarımızla birlikte Anavatan Partili olarak siyasi hayatımıza ara vermeye karar verdik.'' diye konuştu. Kurt, DP ile bütünleşmenin, Anavatan'ın kuruluş ruhunu yok edeceğine inandığını ifade etti. Demokrat Parti (DP) ve Anavatan Partisi'nin kongreleri yarın Ankara'da aynı salonda yapılacak. Anavatan Partisi'nin 10. Olağan Büyük Kongresi saat 10.00'da, DP'nin 6. Olağanüstü Büyük Kongresi de yine aynı gün saat 11.00'de Atatürk Spor Salonu'nda toplanacak. Kongrede, 20 Mayıs 1983 tarihinde kurulan Anavatan Partisi'nin, DP ile birleşmesi amacıyla tüzel kişiliğinin sona ermesine karar alınması bekleniyor. Trabzon'da birleşmenin 'Anavatan'ın ruhunu bitireceğini' düşünen 61 kişi partilerinden istifa ettiklerini açıkladı. Anavatan Partisi'nin, Trabzon'un Vakfıkebir İlçe Başkanı Cahit Kurt ve 14 yönetim kurulu üyesinin de aralarında bulunduğu 61 kişi istifa etti. Vakfıkebir İlçe Başkanı Cahit Kurt, Anavatan Partisi ile DP'nin bütünleşmesi sürecinde yaşanan olayları asla tasvip etmediklerini söyledi. Kurt, partinin yöneticilerinin, partiye üye olmayan kişiler tarafından yönlendirildiği ve Anavatan Partisi'nin özünden koparılıp birilerinin güdümüne sokulmaya çalışıldığını savundu. 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal'ın kurduğu Anavatan Partisi'nde siyasete girdiklerini ifade eden Kurt, ''Ancak gelinen bu noktada yaşanan gelişmeler üzerine arkadaşlarımızla birlikte Anavatan Partili olarak siyasi hayatımıza ara vermeye karar verdik.'' diye konuştu. Kurt, DP ile bütünleşmenin, Anavatan'ın kuruluş ruhunu yok edeceğine inandığını ifade etti. Demokrat Parti (DP) ve Anavatan Partisi'nin kongreleri yarın Ankara'da aynı salonda yapılacak. Anavatan Partisi'nin 10. Olağan Büyük Kongresi saat 10.00'da, DP'nin 6. Olağanüstü Büyük Kongresi de yine aynı gün saat 11.00'de Atatürk Spor Salonu'nda toplanacak. Kongrede, 20 Mayıs 1983 tarihinde kurulan Anavatan Partisi'nin, DP ile birleşmesi amacıyla tüzel kişiliğinin sona ermesine karar alınması bekleniyor. 622087 Renault ve Audi'nin kârları düştü Renault ve Audi'nin kârları düştü 30 Ekim 2009 Cuma, 12:52 Alman otomotiv şirketi Audi'nin karı, üçüncü çeyrekte yüzde 54 azaldı. Ingolstadt merkezli Audi, küresel ekonomideki durgunluğun Audi araçlara olan talebi düşürmesi yüzünden bu yıl üçüncü çeyrekte işletme karının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 54 azalarak, 760 milyon avrodan 348 milyon avroya indiğini açıkladı. Avrupa'nın en büyük otomotiv şirketi Volkswagen'e bağlı Audi, geçen yıl Temmuz-Eylül döneminde 8,4 milyar avro olan gelirlerinin ise bu yıl aynı dönemde yüzde 15 gerilemeyle 7,3 milyar avro olduğunu belirtti. Bu arada, Fransız otomotiv şirketi Renault, üçüncü çeyrekte gelirlerinin geçen yıl aynı döneme göre yüzde 11,3 düşerek 9,1 milyar avrodan 8,1 milyar avroya indiğini açıkladı. Yeni araçlara olan talep düşüklüğünün Amerika, Avrasya ve dünyanın geri kalan bölgelerinde satışları olumsuz etkilediğine işaret eden şirket, pozitif nakit akışı ve pazar payını artırma hedeflerine ulaşmak için yoluna devam ettiğini kaydetti. Renault, bu yılın ilk yarısında 2,71 milyar avro zarar etmişti. AA 621366 İstanbul’da coşkulu kutlama ’da coşkulu kutlamaDHA, AA İstanbul 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Cumhuriyet Bayramı törenlerine katılmak isteyen yüzlerce İstanbullu erken saatlerden itibaren bayraklar ve Atatürk posterleriyleVatan Caddesi’ne akın etti Vatan Caddesi’nde düzenlenen tören, Valisi 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız ve Büyükşehir Belediye Başkanı ’ın araç üzerinden halkın bayramını kutlamasıyla başladı. Törende konuşan Güler, Cumhuriyet ve demokrasinin evrensel standartlara ve çağdaş normlara giderek daha da yakınlaştığını söyledi. Güler, “Bugün 73 milyonluk bir ülke olarak birlik ve beraberliğimizi pekiştirmenin ve kardeşlik bağlarımızı güçlendirmenin yegane yolu, ülkenin bütün fertlerini etnik kökenlerine ve inançlarına bakmaksızın var olan farklılıklarıyla kabul etmek ve birlikte yaşama irademiz ve kararlılığımızı korumaktır. İhtiyacımız olan en önemli husus, birlik ve beraberliktir” dedi. Klasik otomobiller kortejde Kompozisyon, resim ve şiir yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödüllerinin verildiği törende, karma bando takımı eşliğinde, askeri ve sivil okullardan öğrenciler, ’ne (TSK) ait tank taburu, stinger takımı, top bataryaları ve diğer askeri unsurlar ile İstanbul ’ne ait araçlar geçiş yaptı. Kortejde, bu yıl ilk defa İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği üyelerine ait 1950 ve 1960’ların klasik otomobilleri de yer aldı. Korteje ayrıca, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı gibi sivil toplum örgütlerinin temsilcileri de katıldı.  Subaylar kılıç kuşandı ’ya ait ’lar ve helikopterlerin de alan üzerinde uçuş gerçekleştirdiği törene, subaylar kılıç kuşanarak katıldı. Törende asker ve araçların geçişi, alanda bulunan vatandaşlar tarafından büyük alkış aldı. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı tören boyunca, alanı gören çevredeki yüksek binalarda keskin nişancılar görev yaptı. ’nda Posta Gazetesi Bando Takımı tarafından düzenlenen gösteride 10. Yıl, ve Zafer Marşları’nın yanı sıra Atatürk’ün sevdiği şarkılar seslendirildi. Göz kamaştıran gösteriler Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla ’nda verilen resepsiyon sonrası ile arasında ışık, lazer ve havai fişek gösterisi düzenlendi. Davetliler daha sonra Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği şöleni izlemek için sarayın rıhtım bölümüne geçti. Vali Güler, Belediye Başkanı Topbaş ve 1. Ordu Komutanı Org. Hasan Iğsız, butona basarak,   16 noktadan yapılan 48 bin havai fişek atışını başlattı. Boğaziçi Köprüsü üzerinde  42 ateşleme sistemiyle  800 metre ateş şelalesi oluşturuldu. Gösteri   Fahir Atakoğlu’nun   müziği eşliğinde izlendi. FOTOĞRAF: GARBİS ÖZATAY Cumhuriyet’e bağlılık yürüyüşü Kadıköy Belediyesi, “Cumhuriyete Bağlılık Yürüyüşü” düzenledi. ’nde Suadiye Işıklar’dan başlayan yürüyüşe, Kadıköy Belediye Başkanı İl Başkanı sanatçı Yonca Evcimik ve manken ile çok sayıda vatandaş katıldı. 622489 "Vicdanlı bir insanmış" "Vicdanlı bir insanmış" CN Giriş Saati 30.10.2009 11:48 Güncelleme 30.10.2009 11:48 Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde bir terzi çırağı, sokakta bulduğu altın takı setini sahibine teslim etti. Çırağın bu davranışı "Ülkede böyle insanlar da var" dedirtti. Yaklaşık bin TL tutarındaki takının, hafta sonu yapılacak bir düğünde takılmak için alındığı ortaya çıktı. Mehmet Ali Çıkar, oğlu Hüseyin'e hafta sonunda yapacağı düğünde takı almak için kuyumcular çarşısına gitti. Yanında eşi ve ailesi de bulunan Mehmet Ali Çıkar, kuyumcudan bin TL değerinde altın set satın aldı. Daha sonra alışverişini tamamlayan Çıkar ve ailesi eve döndü. Aldıkları altın setini düşürdüklerini eve gelince fark eden Çıkar, neye uğradığını anlayamadı. Reyhanlı'da terzi çıraklığı yapan Sinan Sanok ise öğle arası yol kenarında bulduğu altın takı setini sahibine teslim etmek için önce belediyeden anons ettirdi, sonra da polis karakoluna götürdü. Bu gelişmelerden haberdar olan Çıkar ailesinin üzüntüsü kısa sürdü. Reyhanlı Belediyesi'nden ilçede altın kaybedenlerin belediyeye veya polis merkezine gitmesi gerektiğini duyurunca Çıkar ailesi soluğu karakolda aldı. Altın setini bulan terzi çırağı Sinan Solak'ı karakolda sarılıp öpen baba Çıkar, "Demek ki vicdanlı bir insanmış. Demek ki iyi bir aile eğitimi almış. Kendisini ve ailesini tebrik ederim." dedi. Sinan Sanok da altını sahibine verdiği için mutlu olduğunu belirterek, "Hakkım olmayan bu altın setini bozdurup yeseydim sonunda mutlaka acısı çıkardı." diye konuştu. Yayın tarihi: 30 Ekim 2009 Cuma 622432 Bakan'dan Azeri gazı yorumu: Çaresiz değiliz İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ Bakan'dan Azeri gazı yorumu: Çaresiz değiliz ANKARA Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Azerbaycan ile doğalgaz anlaşmasından sonuç alınamaması durumunda Türkiye'nin çaresiz kalmayacağını söyledi. Yıldız, 'Bizim gönlümüz bu anlaşmanın yapılmasından yanadır. Ama ille de yapılmayacaksa çaresiz kaldık diye bir konu söz konusu olamaz.' dedi. Meram Elektrik Dağıtım A.Ş'nin devri töreni öncesinde gazetecilerin sorularını Azerbaycan heyetinin doğal gazda fiyat ve diğer konularda görüşülmesi için ne zaman geleceğinin sorularını "Önümüzdeki hafta veya bir sonraki hafta, yani haftalık bir süreç içinde bir araya gelinip, görüşülecek." sözleriyle cevapladı. Azerilerle her zaman anlaşmaya yakın olduklarını dile getiren Yıldız, "Bizim açımızdan her zaman yapıcı, pozitif yaklaşımlarımız oldu Azeri kardeşlerimize. Yine aynı şekilde olacaktır. Buna rağmen sonuç alınır ya da alınmaz toplantı sonunda göreceğiz.' diye konuştu. Her ülkenin doğal gaz tedarikiyle alakalı güzergah çeşitlendirmesine gittiğini söyleyen Yıldız, kaynak ülkelerin de bu anlamda güzergah çeşitlendirmesiyle ilgili alternatifleri bulunduğunu dile getirdi. Yıldız bu anlamda Türkiye'nin anlaşma olmazsa çaresiz kalmayacağını aktardı. Azerilerle anlaşma yapabilecekleri kanaatinde olduğunu kaydeden Yıldız, İran'daki Güney Pars bölgesine ilişkin ise "Türkiye'nin coğrafyası, stratejik konumu dikkate alındığında kendi çıkarına olan projeleri fırsata çevirecektir." dedi. 30.10.2009 EKONOMİ 621983 Buca'da G.Saray-F.Bahçe rekabeti 11.21 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'da G.Saray-F.Bahçe rekabeti ’ın, ligde ve karşısında aldığı yenilgilerin ardından, Ziraat ’nda bir başka "sarı-lacivertli" önünde 2-1 galip gelirken de oldukça zorlanması, çeşitli esprilerin yanısıra, ekibinde yaşanan eski bir "renk" tartışmasını yeniden gündeme getirdi. Bucaspor Kulübü’nün 1999-2006 yılları arasında başkanlığını yapan Yusuf Muhafız’ın önerisiyle, 2001 yılında yapılan olağanüstü genel kurulda oylamaya sunulan tek maddelik önerge kabul edilmiş ve kulübün "sarı-lacivert" olan renklerine, "kırmızı" da ilave edilmişti. Bu tarihten itibaren kulübün logosunda ve maçlarını oynadığı statda da "sarı-kırmızı-lacivert" renkler kullanılmaya başlanırken, Başkan Muhafız değişikliğe gerekçe olarak, "İzmir’de sarı-lacivert renklere itibar olmamasını" göstermişti. Yusuf Muhafız 2006 yılında kulüp başkanlığından ayrılırken, Şeref Üstündağ’ın kulüp başkanlığı döneminde gerçekleştirilen 2007 yılındaki genel kurulda kulübün renkleri yeniden gündeme getirildi. Bucaspor genel kurulu tercihini bu kez "sarı-lacivert" renklere dönülmesi yönünde kullandı. MUHAFIZ: "ARTIK KULÜBE ADIMIMI ATMIYORUM" Bucaspor’un "sarı-lacivert" renklere dönmesinin hiçbir getirisinin olmadığını, aksine kulübün "özgün" bir kimlik kazanmasını engellediğini savunan eski kulüp başkanı Yusuf Muhafız, "Armadan kırmızı rengin çıkarılmasından bu yana, artık kulübe adımımı dahi atmıyorum" dedi. Başkanlığı döneminde İzmirli çocukların sarı-lacivertli renklere itibar etmediğini gözlemlediğini ifade eden Yusuf Muhafız, AA muhabirine yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Ayrıca dönemde ’dan gelen bir yazıda, kulüplerin 3. bir rengi formalarına ilave etmeleri isteniyordu. Yaptığımız araştırmalar neticesinde kulübün kuruluş yıllarında zaten sarı ve lacivertin yanısıra kırmızı rengi de kullandığını tespit etmiştik. Sonrasında, Bucaspor forması giymiş eski futbolcuların ve büyük çoğunluğu Fenerbahçe sempatizanı olan yönetim kurulu üyelerimin de desteğiyle ’kırmızı’ rengi gündeme getirdik. Genel kurulda kulübün renkleri ’sarı-kırmızı-lacivert’ olarak değiştirirken sadece aleyhte oy çıktı. Bu değişikliğin ardından futbol okullarımıza olan ilgi yüzde 500 oranında arttı. Büyük gelirler elde ettik. Bucaspor, herhangi bir büyük takımın taklidi görüntüsünden kurtuldu. Özgün renkleriyle İzmir’de sempati toplamaya başladı." Yusuf Muhafız, Bucaspor’un renklerine "kırmızı" ilave edilmesini, kendisinin Galatasaray taraftarı olmasına bağlayanlar çıktığını da belirterek, "Evet sarı-kırmızılı iki takıma, Galatasaray ve ’ye sempatim var. Hatta Galatasaraylı Genç İşadamları Derneği’nin de üyesiyim. Fakat yaptığımız değişiklik sadece Bucaspor’un menfaatleri içindi. Maalesef sonrasında kulüpteki Fenerbahçe sempatizanların isteği gerçekleşti ve büyük bir fırsat kaçırıldı" dedi. GÜNDOĞAN: "KIRMIZI RENK TEPKİ ÇEKMİŞTİ" Bucaspor Kulübü’nün bugünkü başkanı Erdal Gündoğan ise 2001 yılında kulübün renklerine "kırmızı" ilave edilmesinin büyük tepki çektiğini iddia etti. Bucaspor’un kurulduğu 1928 yılından bu yana "sarı-lacivert" renkleri taşıdığını belirten Gündoğan, "Camianın tepkileri üzerine Şeref Üstündağ’ın başkanlığı döneminde yeniden sarı-lacivert renklere dönüldü. Renklerimizin bir başka kulübü çağrıştırması bizi ilgilendirmiyor" diye konuştu. .. ... 622264 F.Bahçe'den transfer iddialarına yanıt Fenerbahçe Kulübü, medyada yer alan transfer haberlerinin gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Kulübün internet sitesinde yer alan açıklamada, ''Fenerbahçe'ye sürpriz aday: Gökdeniz'', ''Fabiano devre arası için yeşil ışık yaktı'' şeklindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığı kaydedilerek, ''Sezona çok iyi bir başlangıç yapan ve hedeflerine doğru adım adım ilerleyen kulübümüz bu tip transfer iddialarıyla, asılsız dedikodularla yıpratılmaya çalışılmaktadır. Büyük Fenerbahçe taraftarını ve spor kamuoyunu bu haberlere itibar etmemeye davet ediyoruz'' denildi. AA 622478 "Final gibi bir maç olacak" "Final gibi bir maç olacak" Gaziantespor Teknik Direktörü Jose Couceiro, "Diyarbakır maçını şartlar ne olursa olsun kazanmalıyız" dedi. 30/10/09 15:38 Türkiye Kupası play-off turunda Denizlispor'a 4-1 yenilerek kupaya erken veda eden Gaziantepspor, Pazar günü evinde oynayacağı Diyarbakırspor maçının hazırlıklarını sürdürüyor. Celal Doğan Tesisleri'nde yapılan antrenmanın ana bölümünde iki gruba ayrılan takımda, Denizlispor karşılaşmasında ilk 11'de görev alan oyuncular, maç ertesi programlarını sahada rejenerasyon çalışması yaparak tamamladı. Diğer oyuncular ise teknik çalışma yaptı. Teknik Direktör Jose Couceiro yönetiminde yapılan antrenmana sakatlıkları süren Brezilyalı forvet Beto ile kaptan Rodrigo Zurita katılmadı. Antrenman yenileme çalışmasıyla tamamlandı. Gaziantespor Teknik Direktörü Jose Couceiro, Türkiye Kupasından şanssız şekilde elendiklerini söyleyerek, ''90 dakika boyunca Denizlispor'un bir tane pozisyonu var. Uzatmada dakika içerisinde yenilen gol var. Tabii ki başımızı öne eğmeyeceğiz başımız dik olacak. Ne yapmamız gerektiğini biliyoruz. Her şeyi unutturmak için hafta sonu oynayacağımız maçı kazanmamız gerekiyor. Bence ekibimiz, yenildiğimiz iki maçta da kalitesini gösterdi ama bazı anlarda yapılan hatalar bize pahalıya patladı. Gol pozisyonu yakaladığımıza seviniyorum ama bu kadar gol kaçarsa artık ne yapılabilir tam olarak ben de bilemiyorum'' diye konuştu. Diyarbakırspor maçının çok büyük önem kazandığını ifade eden Jose Coucerio, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Tabii ki çok zor bir maç. Diyarbakırspor özellikle kontratağa çok iyi çıkan bir ekip. Ama şartlar ne olursa olsun kazanmamız gerekiyor. Yani yüzleşmemiz gereken final gibi bir maç olacak. Bu maçtan galibiyetle ayrılacağımızı düşünüyorum. Özellikle bu son iki maçta yaşadıklarımızı kafamızdan silmemiz gerekiyor.'' Gaziantepsporlu Erman Özgür ise kupa maçını unutup Diyarbakırspor'u düşündüklerini söyleyerek, ''Yapacak bir şey yok. Diyarbakırspor maçıyla inşallah bir parça olsun kendimizin ve seyircimizin moralini düzeltmek istiyoruz. Diyarbakırspor ile aynı puandayız. Futbolda ne olacağı çok belli olmuyor. Çok zor bir maç olacak'' dedi. Murat Ceylan da, Ziraat Türkiye Kupası'nda Denizlispor'a şanssız bir şekilde mağlup oldukları için üzgün olduklarını, Turkcell Süper Lig'de bu haftaki rakipleri Diyarbakırspor karşısında ise sahaya mutlak puan parolasıyla çıkacaklarını ifade etti. Ceylan, Diyarbakırspor maçına tüm taraftarı davet etti. Pazar günü Kamil Ocak Stadyumu'nda oynanacak olan Gaziantepspor-Diyarbakırspor maçının bilet fiyatları, kale arkası tribün 10, maraton tribün 15, kapalı tribün 20 ve gold tribün 50, misafir takım bilet fiyatı ise 10 TL olarak açıklandı. -SPONSOR TÜRK OIL'DEN ÖĞRENCİLERE BÜYÜK JEST- Gaziantepspor'un sponsoru olan Türk Oil firmasının kulübe ve taraftara destek vermeye devam ettiği, Türk Oil'in sezon sonuna kadar, takımın Kamil Ocak Stadyumu'nda oynayacağı maçlarda bin 500 öğrencinin bilet masraflarını karşılayacağı bildirildi. Yapılan anlaşma gereği, Kamil Ocak Stadyumu Nolu Kale arkası tribünü, Türk Oil Tribünü olarak 3500 öğrenciye ayrılacağı ifade edildi. Uygulama Diyarbakırspor maçıyla başlayacak. 621754 Anıtkabir'i Cumhuriyet Bayramı'nda 148 bin kişi ziyaret etti 09.07 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'i Cumhuriyet Bayramı'nda 148 bin kişi ziyaret ettiCumhuriyet Bayramı’nda ziyaretçi akınına uğradı. 29 Ekim’de 131’i yabancı olmak üzere toplam 148 bin 102 kişi Atatürk’ün manevi huzuruna çıktı.  Cumhuriyet Bayramı’nda, ziyaretçi akınına uğradı. 29 Ekim’de 131’i yabancı olmak üzere toplam 148 bin 102 kişi ’nin Kurucusu Ulu Önder ’ün manevi huzuruna çıktı ve saygı duruşunda bulundu. Cumhuriyet 86. yıldönümü nedeniyle dışından otobüslerle gelen vatandaşların da bulunduğu çok sayıda kişi, Anıtkabir’de buluştu. Türk bayrakları ve Atatürk resimleri taşıyan vatandaşlar, Atatürk’ün kabrine kırmızı-beyaz karanfiller ve Türk bayrakları bıraktılar. Bazı vatandaşların kırmızı ve beyaz renklerin ağırlıklı olduğu kıyafetler ile üzerinde ay ve yıldız ile Atatürk fotoğrafının bulunduğu giysiler giydikleri görüldü. Yaşlıların yanı sıra anne ve babalarıyla gelen ellerinde Türk bayrakları taşıyan minik ziyaretçiler de dikkati çekti. Başkanlığı’nın internet sitesindeki Anıtkabir ziyaretçi sayısına ilişkin verilere göre, bugün 131’i yabancı, 147 bin 971’i yerli olmak üzere, toplam 148 bin 102 kişi Anıtkabir’i ziyaret etti. Böylece, Ekim ayında, Anıtkabir’i ziyaret edenlerin sayısı 945 bin 149’a ulaştı. 621464 Jennifer Lopez göz kamaştırdı GALERİ Karakter boyutu Jennifer Lopez göz kamaştırdı GALERİ 29.10.2009 12:23 Selin Kunt Tütüncü Michael Jackson anısına yapılan "This is it" filminin Los Angeles galasına katılan Jennifer Lopez kıyafetiyle ilgi odağı oldu. Minicik siyah elbisesi ve vamp çizmeleriyle gerçek bir latin ateşine dönüşen yıldız eleştirmenlerden tam not aldı. HABERTURK.COM 621814 İnternet siyasete katılımı artırdı 09.47 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, İnternet siyasete katılımı artırdı sosyal bilimciler, internet sayesinde ’de siyasete katılımın arttığını savunuyor. Çin’de internet ortamında yaklaşık milyon 300 forum ve 200 milyon civarında yayını bulunuyor. Forum ve blog, Çinlilerin internet aracılığıyla görüşlerini ve ve düşüncelerini ileteceği iki önemli pencere haline geldi. Sosyal Bilimler Akademisi Basın ve İletişim Araştırma Enstitüsünden Araştırma Yardımcısı Yang Bingyan, diğer kanallarla kıyaslandığında internetin, vatandaşların siyasete ve tartışma konularına katılımında üç avantaj sunduğunu belirterek, bu avantajları şöyle sıraladı: "Birincisi, internet aracılığıyla katılımın boyutu çok genişledi. İkincisi diğer platformlarla kıyaslandığında internete herkes girebiliyor. Üçüncü olarak da, duygu ve düşünceleri internet aracılığıyla aktarmak hem daha güvenli, hem daha kolay. Çünkü kişilerin kendini internet üzerinden ifade ederken isimlerini gizleme şansı da var." Çin Uluslararası Radyosu’nun yorumuna göre, 360 milyon internet kullanıcısıyla bu konuda dünyada birinci sırada bulunan Çin’de internet, vatandaşlar için sadece teknolojik bir ürün değil, hayatın toplum, siyaset ve ekonomi gibi bütün alanlarını doğrudan etkileyen önemli bir elektronik iletişim ağı durumunda. İnternetin Çin’deki önemini bir Çinli gazeteci "İnternet halka çok yakın olduğu kadar, Connanhay’a (Çin yönetiminin bulunduğu yer) da çok yakın" sözleriyle özetliyor. Radyonun yorumunda, Çinliler için internetin yaygınlaşmasının yalnızca bir bilgi devrimi yaratmakla kalmayıp, aynı zamanda demokrasinin gelişmesine de büyük katkı sağladığı ileri sürüldü. Yorumda internetin demokrasinin gelişmesinde olumlu rol oynamasını sürdürmek için, hükümetin bu yöndeki denetimleri arttırması kadar, vatandaşların da ilgili yasalara uymasının çok önemli olduğu ve böylece internetin Çin’de tam anlamıyla demokrasi inşasının yeni bir kanalı haline geleceği savunuldu. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ... 621470 Baykal tören yerine Nefes’i izlemeye gitti Baykal tören yerine Nefes’i izlemeye gitti 30.10.2009CHP lideri, “Nefes filminden çok etkilendim” dedi. Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Hipodrom’daki Cumhuriyet Bayramı törenine katılmayan lideri aynı saatlerde bir grup CHP milletvekiliyle birlikte “Nefes: Vatan Sağolsun” filmini izledi Yönetmen Levent Semerci’nin sınırına bin 365 metre yükseklikteki Karabal Jandarma Karakolu’nu korumakla görevlendirilen bir yüzbaşı komutasındaki 40 askerin hikâyesini anlattığı filmi izledikten sonra açıklama yapan Baykal, “Çok etkilendim, çok çarpıcı bir çalışma olmuş. Bu filmi gerçekleştirenleri kutluyorum. Sahip olduklarımızı kolayca gözden çıkarabileceğimizi düşünmeye kalkanlar umarım yeni bir değerlendirme yapma ihtiyacını hisseder” dedi. En çok etkilendiği sahnenin sorulması üzerine tüm sahnelerin etkileyici olduğunu belirten Baykal,  filmde anlamlı, sembolik mesajları olan sahneler olduğunu söyledi. 621508 Alfred Hitchcock’un Sapık’ının müziği de korkutuyor Alfred Hitchcock’un Sapık’ının müziği de korkutuyor 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, YAPILAN araştırma, en ürkütücü film müziğinin, yönetmen Alfred Hitchcock’un Sapık filminde banyoda işlenen sahnesinde kullandığı Bernard Hermann’ın bestesi olduğunu ortaya koydu. En korkutucu tema müziği kullanılan öteki filmler Omen (Kehanet), Ring (Yüzük), Operadaki Hayalet ve Exorcist olarak sıralandı. 622273 Orhan Pamuk'un 3. kitabı İbranice'ye çevrildi Edebiyat Ödülü sahibi 'un İbraniceye çevrilen kitaplarının sayısı üçe çıktı. Pamuk'un 1998'de yayımlanan "Benim Adım Kırmızı" romanı, Kinneret Zmora-Bitan Dvir yayınevi tarafından Moşe Sevilla-Şaron'un tercümesiyle yayımlandı. 'de yayımlanan Haaretz gazetesi, halen Amerika'da bulunan ile kitapları, edebiyat ve Ödülü üzerinde konuştu. "Kırmızı, Siyah ve Kar Perspektifleri" başlıklı yazıda, 'un şimdiye kadar iki kitabının İbraniceye çevrilip 'de yayımlandığı hatırlatıldı. "Beyaz Kale" de Moşe-Sevilla-Şaron'un çevirisiyle basılırken, "Kara "ı Şlomo Avayou çevirmişti. 'un 2006'da Edebiyat Ödülü kazandığı anımsatılan yazıda, Pamuk'un 2006'da Time dergisinin dünyadaki 100 etkili insan listesinde gösterdiği, İngiliz The Guardian gazetesinin de kendisini 21. yüzyılın en önemli yazarları arasında saydığı kaydedildi. Gazeteye konuşan Pamuk, ressam olmak istediği halde bundan vazgeçme nedeni hakkında şunları söyledi: "Colombia Üniversitesinde edebiyat ve resim üzerine bir konuşma yaptım. Görüntüler ve kelimeler arasındaki ilişki, benim için birbirine kökünden bağlı bir konu. Buna ayrıca sosyal bir cevabım da var: Bir odada tek başıma kalkıp yaratarak, bulup çıkararak, yazarak, resmederek kitaplarla ilgili bir şeyler yapıyorum. Daima yaratıcı bir dürtü de hissediyorum. İki yıl önce de resme tekrar başladım." edebiyatın genellikle stil, dil, ruh haliyle ilgili olduğunu, ancak bu konuda konuşmanın zor olduğunu belirtirken, bu gizemli şeylerle on binlerce örnekten yola çıkarak iletişim kurulabileceğini ifade etti ve "Unutmayın ki İsrailli okuyucu, kitabı tercümesinden okuyacak. Ne yazık ki, ne kadar iyi tercüme olursa olsun bazı orijinal intibalar, izlenimler ortadan yok olacak. Ama en azından bu bir şiir değil, belirli konular, belirli düşünceler, belirli imgelemlerden bahseden ve ikinci bir dile de geçen bir roman. En azından bu konuda iletişim halindeyiz" dedi. Pamuk, Ödülünün getirdiği şöhretin yalnız kalma ihtiyacı ile çatışmadığını belirterek, "Yalnız kalmak istiyorum, ama kalamıyorum diyen insanlara inanmayın. Bütün yapacağınız telefonun fişini çekmek veya kapıyı kilitlemek. İnsanlardan, özellikle yazarlardan bir türlü yalnız kalamadıkları şikayetleri duyuyorum. Ama bunu yapmak çok kolay" dedi. hayatınıza bir değişiklik getirdi mi?" sorusuna ise Pamuk şu cevabı verdi: Ödülü ile ilgili bir eğilim fark ettim. Herkes benden şikayetçi olmamı bekliyor. Şikayetçi olacak hiçbir şey yok. Herkese tavsiye ederim. Bu gerçek bir mutluluk. Ama evet, hayatımı değiştirdi, e-posta ve banka hesabımı kabarttıkça kabarttı. Bana daha büyük şevk de verdi. Şimdi eskisinden daha fazla çalışıyorum." 622433 'Özelleştirme çalışmalarımız hızlı şekilde devam ediyor' FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ TAMER KORKMAZ 'Özelleştirme çalışmalarımız hızlı şekilde devam ediyor' ANKARA Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bir süredir ara verilen özelleştirmelere devam etmekte son derece kararlı olduklarını söyledi. Özelleştirme kapsamında 18 kuruluş bulunduğunu kaydeden Şimşek, "Bunlara ilişkin çalışmalarımız hızlı şekilde devam etmektedir. 40 milyar dolar civarında özelleştirme söz konusu." şeklinde konuştu. Meram Elektrik Dağıtım A.Ş'nin Alarko Cengiz İnşaat A.Ş'ye devri törenine katılan Şimşek, özelleştirmelere ilişkin bilgi verdi. Kriz ortamına rağmen Sakarya, Başkent ve Meram elektrik dağıtımlarından milyar 240 milyon dolara yakın özelleştirme uygulaması geçekleştiğini söyleyen Şimşek, "Bunun 1.4 milyar doları tahsil edildi. Toplamda 2,5 milyar dolar civarında özelleştirme geliri beklenmektedir." dedi. Türk şeker portföyünde bulunan şeker fabrikaları ile Tekel'e ait tesislerin de özelleştirme süreçlerinin devam ettiğini dile getiren Şimşek, Karayolları Kanunu'nda değişiklik yapıldıktan sonra otoyolların özelleştirmesine de hız vereceklerine vurgu yaptı. Şimşek, Galataport'un özelleştirmesi de devam edeceğini söyledi. İç Anadolu Bölgesi'nin elektriğini temin eden Meram Elektrik Dağıtım A.Ş'nin özelleştirme ihalesini Alarko ve Cengiz firmaları almıştı. milyondan fazla abonesi olan Meram Elektrik için 440 milyon dolar peşin ödendi. Devir törenine Enerji Bakanı Taner Yıldız, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Özelleştirme İdaresi Başkan Vekili Ahmet Aksu, Enerji Bakanlığı Müsteşarı Metin Kilci, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Hasan Köktaş ile ihaleyi kazanan firmaların temsilcileri katıldı. 30.10.2009 POLİTİKA 621629 Hamide, genç yetenekleri arıyor Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Spor Eğitim Daire Başkanlığı'nda çalışan Bıkçın, bir pilot bölge belirleyip burada genç kızlara üst düzey tekvando eğitimi verilmesini sağlayacak. 621414 Türkiye asayişte AB'yi solladı ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Türkiye asayişte AB'yi solladı FATİH İNCİ/ ANKARA Türkiye, asayişte AB ülkelerini yüzde 67 ile geride bıraktı. Emniyet Genel Müdürlüğü, 2009 yılı suçla mücadele verilerini hazırladı. 2009 yılında suçların genel durumuna bakıldığında oto hırsızlığında yüzde 28, geçmişte ölümlere neden olan kapkaç suçunda yüzde 42, otodan hırsızlık suçlarında yüzde 23, yankesicilik suçlarında yüzde 25, işyerinden hırsızlık suçlarında yüzde 16, evden hırsızlık suçlarında yüzde ve bıçaklı ve silahlı gasp suçlarında yüzde 27'lik azalma olduğu görüldü. YÜZDE 67 İLE ÖNDE Emniyet Genel Müdürlüğü 2009 verileriyle hazırladığı çalışmada halkın arasına simitçi, çiçekçi ve diğer görünümlerle sokulan güven (sokak) timlerinden de büyük başarı sağlandığının altını çizdi. Raporda, "İnterpol verilerine göre suç aydınlatma oranları dikkate alındığında, Türkiye yüzde 61.71 oranını ile AB ülkeleri dahil birçok ülkeden daha iyi düzeydedir" denildi. 30.10.2009 GÜNDEM 621686 Hande Ataizi’ye ilk ‘Hıyar’ davası Ali Eyüboğlu aliceHande Ataizi’ye ilk ‘Hıyar’ davası 30 Ekim Cuma 2009 ’nin  imajını zedeleyen haberler yapan magazincilere “Hıyar” demesinden sonra bu köşeden bir çağrı yapmıştım... “Hande’ye ‘Hıyar’ı yedirmenin zamanı” başlıklı yazımış öyle noktalamıştım: Hande Ataizi de telefonla katıldığı ’deki programda, imajını zedeleyen haberler yapan magazincilere “Hıyar” dedi.ya bu “hıyar”ı yiyip, içinize sindireceksiniz, ya da dava açıp Hande’ye yedireceksiniz. size “altın fırsat”! Çağrım üzerine harekete geçen ilk magazinci Burhan Akdağ oldu. Akdağ, Hande Ataizi hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Şimdi bu suç duyurusundan sonra ’nın yapacağı belli. Savcı, başvuruyu değerlendirip, Atazi’nin “Hıyar” diyerek basın yoluyla magazincilere hakaret edip, etmediğine karar verecek. Savcı, Akdağ’ın avukatı Haşim Korkmaz’ın yaptığı suç duyurusunu değerlendirirken mutlaka Ataizi’nin de ifadesini alacak. Ataizi, savunmasını yaparken, “Ben şikâyetçiyi kastetmemiştim” diyebilir... Öyle sanıyorum ki savcı, zaman Ataizi’ye şu soruyu yöneltecektir: “Peki zaman kimi ya da kimleri kastettiniz?” Ataizi’nin bu soruya vereceği yanıt ve savcının açacağı dava, çorap söküğü gibi işin devamını getirecek. Çünkü aldığım istihbarata göre Akdağ’ın ardından birçok magazinci peş peşe Ataizi hakkında suç duyurusunda bulunup, dava açacak... Öner Erkan doğru söylemiş! 46’ncı ’nde “Bornova Bornova”daki rolüyle “En İyi Erkek Oyuncu” seçilen Öner Erkan demiş ki, “Ödül beklemiyordum, benim için sürpriz oldu”... Öner Erkan gerçekten de çok doğru söylemiş... Çünkü, “En İyi Erkek Oyuncu” ödülü, Öner Erkan’dan çok “Başka Dilde Aşk” filmindeki sağır ve dilsiz aşık rolüyle izleyen herkese dersi veren Mert Fırat’ın hakkıydı. Bence jüri sadece Mert Fırat’ın değil, “Başka Dilde Aşk”ın da hakkını yedi. “Altın Portakal”ın jürisi, Antalya halkının “En İyi Film” seçtiği “Başka Dilde Aşk”a hiç ödül vermedi. Son yılların en güzel sözü Bu sözü en sadık okurlarımdan biri olan Belgin Atilla gönderdi... Sanal alemde herkesin birbirine forward ettiği bir söz müdür bilmiyorum, ama ben çok sevdim... Bana günün değil, son yılların en güzel sözü gibi geldi. Cumhuriyetimizin 86. yılını kutladığımız bir dönemde sizlerin de seveceğini umut ederek paylaşmak istedim: “Türk insanı para gibidir; ışığa  tut, içinde Atatürk yoksa sahtedir.” ‘Ezel’ ve casino reklamı! ’de casino yasağı var mı? Var... Türkiye, casinoları yasaklamakla doğru mu yaptı, yoksa yanlış mı yaptı, ayrı bir tartışma konusu... Ama kesin olan bir şey var ki, Türkiye’de casino yasak... Peki Türkiye’de televizyonlarda casino reklamı yasak mı? Yasak... Peki zaman basında çıkan bu haberde anlatılan ne? “Yeni dönemin reyting rekorları kırmaya aday dizisi Ezel, kumarbazların iştahını kabarttı. ’taki kumar turizmi patladı. Kumar sahneleriyle de öne çıkan ve Kaya Artemis Resort&Casino’da çekilen dizinin ardından Kıbrıs’a ziyaretçi trafiği yüzde 20 arttı. Yapımcılığını Ay Yapım’ın üstlendiği, yönetmenliğini Uluç Bayraktar’ın yaptığı dizide Yiğit Özşener, Barış Falay gibi isimler rol alıyor. Ezel’in kaldığı odaya büyük ilgi Kaya Hotels Resort CEO’su Sami Türkay, “Ezel dizisi bize proje olarak geldiğinde iyi  bir iş çıkacağını bekliyorduk ki öyle de oldu. Ezel karakterinin kaldığı; gecelik fiyatı 2.500 euro olan kral suiti için çok sayıda telefon aldık” dedi. Grand Casino Club Genel Müdürü Aydoğan Turay ise “Casino hâlâ tabu olduğu için, haliyle böyle bir dizide yer alması dikkati çekiyor. Bu da hem casinoya hem de diziye ilgiyi artıran bir faktör” diye konuştu. Jolly Tur Genel Müdürü Figen Erkan de, “Ezel” dizisiyle birlikte Kıbrıs turlarında şimdiden geçen yılın ekim ayına göre yüzde 20 arttığını, kumar turizmi için gelenlerin yaş ortalamasının 25 yaş üstü olduğunu söyledi. Şimdiye kadar polislerden başka hiç kimsenin ’nun peşine düşüp, ’daki kaçak kumarhanelere gittiğine dair tek bir haber okumadım. Sadece polisler gidiyor Topaloğlu’nun izinden... Onlar da “kaçak kumarhaneler”i bulmak için takip ediyorlar “Uzaylı”yı...  Ama “Ezel” dizisini izleyip sonra da kumar oynamak için Kıbrıs’a gidenlerin sayısı yüzde 20 arttığına göre demek ki bir tuhaflık var bu işte... Acaba, “İnsanlar özenmesin” diye sigaralı ve içkili sahnelere buzlandırma mecburiyeti getiren RTÜK, ekranlardaki “casino yasağı”nı kaldırdı da benim mi haberim olmadı? (385 yazı) 621968 Almanya'nın birleşmesi kimleri ürkütmüş? Fransız ve İngiliz diplomatik arşivleri, ve Birleşik Krallığın 1989 yılında 'nın birleşmesinden çok ürktüklerini ortaya koydu. İki 'yı ayıran Berlin duvarının yıkılmasından 20 yıl sonra, Paris ve Londra 1989 yılını kapsayan diplomatik arşivlerini halka açtı. 'nın Avrupa İşlerinden sorumlu Devlet Sekreteri Pierre Lellouche, 1989 yılında Paris ve Londra'nın iki 'nın birleşmesinden doğacak güçlü bir 'dan endişe duyduklarını, ama bugün 'yla olan ilişkilerinden emin olduklarını göstermek istediklerini ve ilişkilerde daha fazla şeffaflık için, 'nın birleşmesini konu alan 1989-1990 yıllarını kapsayan diplomatik arşivleri halka açtıklarını söyledi. Arşivdeki belgeler, dönemin Cumhurbaşkanı François Mitterrand ve dönemin Başbakanı Margaret Thatcher'in, soğuk savaş ve İkinci Dünya Savaşı'nın kendilerinde yaratığı travmadan dolayı iki 'nın birleşmesinden korktuklarını ortaya koyuyor. Arşivdeki belgeleri gözden geçiren Fransız tarihçi Maurice Vaisse, tarihte Almanlarla birçok kez savaşan Fransızların, 1989 yılında birleşmeden doğacak olası güçlü bir 'dan anlaşılır bir şekilde çekindiğini belirtti. Vaisse ayrıca, 'nın güçlü bir karşısında dönemin Sovyetler Birliği'nin tepkisinden de çekindiğini söyledi. 'nın başkenti Paris'teki siyasal bilimler enstitüsünde profesör olan Vaisse, özellikle Margaret Thatcher'in güçlü bir 'dan "çok ürktüğünü" belirtti. 'nın başkenti Moskova'daki Kremlin sarayından gizlice çıkartılıp İngiliz arşivlerine konulan ve Thatcher'in Eylül 1989'da Moskova'da dönemin Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'la yaptığı görüşmenin kayıtlarına göre, görüşme sırasında Thatcher, "'nın birleşmesinin Birleşik Krallık ve Batı Avrupa'nın çıkarına olmadığını" ifade etti. "Birleşmiş bir istemiyoruz" diyen Thatcher, "Çünkü bu birleşme savaş sonrası Avrupa'nın sınırlarında değişikliğe yol açar" görüşünü diye getirdi. Thatcher'in eski danışmanı Charles Powell'ın anısına göre, eski Başbakanı Thatcher, 20 Ocak 1990 tarihinde eski Fransız Devlet Başkanı Mitterand'la yaptığı görüşme sırasında, Mitterrand'nın kendisine "birleşmiş bir 'nın eski nazi diktatörü Adolf Hitler'in yayıldığı alandan daha fazla alana yayılmasından" korktuğunu ifade etti. Arşivlerdeki bir belge, Thatcher'in Mart 1990'da Londra'daki Fransız büyükelçiliğinde katıldığı bir yemek sırasında, Başbakanı Helmut Kohl'un "değiştiğini, başka bir adam olduğunu, kendisini üstün gördüğünü ve her şeyi yapabileceğini" söylediğini aktarıyor. 'dan yollanan bir telgrafı içeren bir belgede ise, Thatcher'in, "Alman tehdidine karşı, ve Birleşik Krallığın birleşmesi gerektiğini ve gerçekten demokratikleşmiş ve pazar ekonomisine geçmiş bir 'nın 'ya karşı bir denge unsuru olabileceğini" belirttiği yazıyor. Arşivdeki belgeler, 1989 yılında 'nın birleşmesi karşısında, 'nın Birleşik Krallığa nazaran daha uzlaşıcı bir tavır takındığını, Paris'in aslında birleşmeyi istemediğini, ama bunun kaçınılmaz olduğunu da ifade ettiğini ortaya koyuyor. Vaisse, eski Fransız asker ve Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle'un (1890-1970), 1959 yılında "Birleşme Alman halkının olağan kaderi olacaktır" şeklindeki sözlerini hatırlatarak, 'nın iki 'nın birleşmesi konusundaki tutumunu daha başından belli ettiğini söyledi. 622993 Şino ve Ovaköy'de yeni kapı açılıyor Bakan Çağlayan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve iş adamları heyetiyle gerçekleştirdiği Irak temasları çerçevesinde, ''Türkiye Cumhuriyeti-Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Birinci İş Forumu''na katıldı. Çağlayan, forumun açılışında yaptığı konuşmada, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile birlikte 80 iş adamının katıldığı Irak temaslarına Basra'dan başladıklarını belirterek, ikinci adımın Erbil olduğunu, yarın da Musul'a geçmeyi planladıklarını söyledi. Bu temasların Irak ile ikili ilişkilere büyük katkı sağlayacağına inandığını vurgulayan Çağlayan, Türkiye ve Irak'ın tarih boyunca her zaman kardeş olduğunu, Türkiye'nin Irak'ın en zor günlerinde yanında yer aldığını kaydetti. Bunun Irak ile ekonomik ilişkilere de yansıdığını ifade eden Çağlayan, şu an Erbil'de 500'e yakın Türk iş adamının bulunduğunu, bölgede yapılan inşaatların yüzde 70-80'inin Türk müteahhitlerce gerçekleştirildiğini bildirdi. -SINIR KAPILARI- Çağlayan, bu ziyaretin, geçtiğimiz günlerde yapılan Irak ile yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyi toplantısının uzantısı olduğunu ifade ederek, konseyin dünyaya model olacağına inandığını söyledi, bu kapsamda yapılan ve öngörülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. İki ülke arasında serbest ticaret anlaşması imzalanması, organize sanayi bölgeleri kurulması, iş fuarlarının düzenlenmesi gibi çalışmaların gündemde bulunduğunu anlatan Çağlayan, gümrük kapılarında yaşanan sorunların aşılması amacıyla da yeni gümrük kapısının açılmasının planlandığını kaydetti. Çağlayan, ''Bir tanesi Şino olabilir, bir tanesi Ovaköy olabilir, bunlar henüz netleşmedi, üzerinde çalışılıyor'' dedi. -TİCARET HACMİNDE HEDEF 20 MİLYAR DOLAR- Türkiye ile Irak arasında dış ticaret hacminin giderek arttığını kaydeden Çağlayan, 2009'un ayında Türkiye'nin Irak'a ihracatının geçen yıla oranla yüzde 50 arttığını belirtti. Çağlayan, bundan sonraki hedefin ticareti tek taraflı geliştirmek değil iki ülke için de ''kazan-kazan'' ilkesiyle yeni anlaşmalar, ortaklıklar oluşturmak olduğunu söyledi. Irak'ın ihracat profiline bakıldığında bunun yüzde 98'ini petrolün oluşturduğunu ifade eden Çağlayan, Irak'ın Suudi Arabistan'dan sonra en fazla petrol rezervine sahip ülke olduğunu, ayrıca 3,2 trilyon metreküp doğal gaz kaynağı bulunduğunu belirtti. Çağlayan, bir ülkenin tek ürüne dayalı ticaret yapmasının ülkeyi ''mutlu etmeyeceğini'' kaydederek, ''Petrol fiyatları artarsa mutlu olursunuz düşerse bir bakarsınız kazandıklarınızı da almış beraber götürmüş. Irak'ın mutlaka sanayi, ticaret, hizmetler, bankacılık gibi sektörlerde yatırım yapacak noktaya gelmesi lazım'' dedi. Bakan Çağlayan, geçen yıl 5,3 milyar dolar olan iki ülke arasındaki ticaret hacmi için 20 milyar dolarlık hedef koyduklarını ifade ederek, iş adamlarının önündeki engelleri kaldırmak için işbirliğiyle çalışacaklarını söyledi. Çağlayan, ayrıca Basra'da olduğu gibi Erbil'de de Müslüman ülkelerin nüfusu ve kapladıkları alana oranla dünya gelirinden çok düşük pay aldıklarını belirterek, Müslüman ülkeler arasında işbirliğinin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. -BAKANDAN TÜRKÇE KONUŞMA- Bölgesel Kürt Yönetiminde yeni oluşan kabinede görev alan Sanayi ve Ticaret Bakanı Sinan Çelebi, konuşmasını Türkçe yaptı. Türkiye'de uzun yıllar yaşadığını ifade eden Çelebi, bu heyeti ağırlamaktan ''büyük mutluluk duyduğunu'' söyledi. Türkiye'nin Körfez krizinden önce, kriz sırasında ve geçmişteki tüm sıkıntılarda Irak'ın yanında yer aldığını kaydeden Çelebi, ''müteşekkir olduklarını'' kaydetti. Türkiye'nin önemli bir stratejik konumu bulunduğunu, kendileri için dünyaya açılan kapıyı oluşturduğunu ifade eden Çelebi, Türkiye'nin demokratik sistemi ve AB yolunda ilerlemesinin bölge için büyük yarar sağladığını söyledi. Çelebi, demokrasi alanında yeni ancak hızlı adımlar attıklarını kaydederek, ''Biz komşuyuz, bin seneden beri beraber yaşamaktayız. Örf ve adetimiz çok birbirine benzer, aynı milletler sınırın iki tarafında, ister Türk olsun ister Kürt olsun, tek amacımız bu kardeşliğin devamıdır'' diye konuştu. Bu kardeşliğin devamında ekonominin önemli bir faktör olduğunu dile getiren Çelebi, Türk şirketlerinin Erbil'deki ağırlığına dikkati çekti, sanayi, tarım, altyapı ve diğer alanlarda ikili işbirliğini geliştirmek istediklerini kaydetti. Çelebi, ''Bizim arzumuz devlet olarak, millet olarak Türkiye'nin burada daha fazla katkısı olmasıdır'' dedi. Çalışmaların verimli geçmesini dileyen Çelebi, ''Burası sizin vatanınızdır, sizleri burada görmek gurur veriyor'' sözleriyle konuşmasını bitirdi. AA 621426 'Islak andıç'ta süre doldu gözler savcıda ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN 'Islak andıç'ta süre doldu gözler savcıda 'Darbe andıcı'nda ıslak imzası bulunan Albay Çiçek ve cuntanın faaliyetlerini örtmek için belgeleri imha eden subay dün de ifade vermedi. Süre bugün 17.30'da doluyor. Son kararı Ergenekon savcıları verecek. İlgili haberler HABER MERKEZİ ANKARA Orijinali ortaya çıkan 'darbe andıcı'nda imzası bulunan Albay Dursun Çiçek ve cuntanın faaliyetlerini örtmek için belgeleri imha ettiği ileri sürülen subayın ifade vermesi için tanınan süre bugün doluyor. Subayların ifadesi 17.30'a kadar alınamazsa, tutuklama kararıyla İstanbul'a getirilmeleri gündemde. CUNTA'YI ÖRTBAS ETTİLER Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Genelkurmay Başkanlığı'nda görevli bir subayın kamuyonda 'darbe andıcı' olarak bilinen 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın orijinalini cuntanın faaliyetlerini anlattığı bir ihbar mektubuyla göndermesinin ardından harekete geçmişti. Başsavcılık, Genelkurmay Başkanlığı'na yazı yazarak, 'darbe andıcı'nın ortaya çıktığı 12 Haziran'dan sonra cunta faaliyetlerini örtmek için 40 çuval belgenin imhasında ve bilgisayardaki dökümanların silinmesinde görev alan askerle birlikte belgeyi hazırlayan Albay Dursun Çiçek'i ifadeye çağırdı. İHTARLI DAVETE CEVAP YOK Talimat yazısında söz konusu subayların bir hafta içinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gelerek ifade vermeleri istendi. İlgili kişilerin bu süre içinde ifade vermeye gitmemeleri halinde 'zorla getirilmeleri' istendi. Ancak, gün geçmesine rağmen Genelkurmay Başkanlığı Çiçek ve askeri ifade vermeye göndermedi. Bir haftalık süre bugün sona eriyor. Çiçek ve diğer subaylar bugün saat 17.00'ye kadar Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara ifade vermezse, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın nöbetçi mahkemeye başvurarak haklarında 'yakalama emri' çıkarması bekleniyor. Bu durumda subaylar gözaltına alınarak ifade için İstanbul'a getirilecek. 30.10.2009 GÜNDEM 622187 Yemen'de bombardımanda sivillerin öldüğü iddiası İsyancılar, dün sabah erken saatlerde hükümete ait savaş uçaklarının Saada eyaletine bağlı Razeh'i vurduğunu savundu. Görgü tanıkları, aralarında odun toplayan bir grup kadının da olduğu hedeflerin bombalandığını iddia etti. Hükümet yetkilileri, iddiayla ilgili açıklama yapmadı. Yemen'in Suudi Arabistan sınırındaki Saada bölgesinde, hükümet güçleriyle Şii isyancılar arasında yaklaşık yıldır çatışmalar devam ediyor. 622480 Utandıran prezervatif muhabbeti Utandıran prezervatif muhabbeti GÜNAYDIN Giriş Saati 30.10.2009 13:07 Güncelleme 30.10.2009 14:37 Hülya Avşar Soruyor'a önceki gün '1 Kadın Erkek' dizisinin oyuncuları; Demet Evgar ve Emre Karayel katıldı. Programda Avşar ile Karayel arasında geçen prezervatif muhabbeti çok güldürdü. Avşar, "Ünlü olduktan sonra, gidip de nasıl prezervatif alınıyor?" diye sorunca, Karayel espri yaptı: "Aldırıyoruz yani, kadar da değil! Yoksa ondan sonra 'Abi ne marka kullanıyorsun?' diyerek cep telefonuyla fotoğrafımızı çekecekler!" Avşar'ın, "Erkeklerin işi de ne kadar zor" demesi üzerine Karayel, yaşanan konuşmalardan utanarak "Gerçekten iyice terbiyesiz biri oldum. Bir an öyle hissettim" dedi. Yayın tarihi: 30 Ekim 2009 Cuma 621946 Ayamama deresinde yıkım başladı 10.43 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Ayamama deresinde yıkım başladı Büyükşehir Belediyesinin aldığı karar doğrultusunda Ayamama Deresi yatağına yapılan binaların yıkımına başlandı. Belediye ekipleri, Ayamama Deresi kenarındaki Holiday Inn Oteli tarafından yapılan istinat duvarının yıkımı için sabah saatlerinde bölgeye geldi. Görevliler, otel yetkililerinin kaçak istinat duvarının kendileri tarafından yıkıldığını belirtmesi üzerine yan taraftaki Botel Bobin Tel Kablo Sanayi ve Ticaret A.Ş’ye ait iş yerine geçti. Firma yetkilileri, bir hafta içerisinde dere yatağındaki yapıların yıkılacağını bildirdi. Daha sonra Yurt İçi Kargo’ya ait alana gelen belediye ekipleri, dere yatağındaki yapıları iş makineleriyle yıktı. Belediye ekipleri, dere yatağında daha önce tespit edilen kaçak yapıların yıkımı ile ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Zabıta Daire Başkanı basın mensuplarına yaptığı açıklamada, son bir aydır dere yatağındaki kaçak yapıların tespit edildiğini ve iş yeri sahiplerine gerekli uyarıların yapıldığını söyledi. Uyarıların ardından birçok iş yeri veya firmanın kendi alanındaki kaçak yapıyı yıktığını ifade eden Tahmaz, "Hazine arazisi üzerine yapılan 34 iş yerine ait 108 yapının yıkımı bir hafta içerisinde tamamlanacak. Hazine arazisinde kalmayacak. Daha sonra buralarla ilgili proje hazırlanarak, ıslah çalışmalarına başlanacak" dedi. Tahmaz, bir gazetecinin, "Kaçak yapıların tespiti çok uzun sürmedi mi?" sorusuna "Hayır, son bir aydır bu konu üzerinde yoğun bir çalışma yaptık. Tespit ettiğimiz iş yerlerini yıkma çalışmalarını ise şimdi başlattık" cevabını verdi. Anneler yanından ayıramayacak. ... 622866 Bu cep telefonu Türkiye'de üretilecek! 2009-10-30 21:59:01 nokianın çıkış yeri finlandiya fakat artık nokia da ucuz işçilikten dolayı fabrikalarını çine taşıdı artık finlandiye çıkışlı nokia görmek zor:) ayrıca ülkenin nüfusuyla orantılı birşey değil bu. bu işler sağlam bir dış politika ile, yatırım çekmekle oluyor... Selçuk Albayrak 2009-10-30 21:53:05 yapmıştı zamanında bi telefon kimse almadı aynı ona benzer etrafınıza bir bakın hiç yerli malı varmı? alperen 2009-10-30 21:06:03 şu aralar telefon almayı düşünüyordum..general mobile aldım gitti be.. ahmet gürbüz 2009-10-30 21:02:39 haberi okuyanda işsizlik sorunu çözüldü zanneder yabancı yatırımcı verdiğinden çok alır 550 tl. bu millet geçinir derseniz elinizi vicdanınıza koyun adem havva 2009-10-30 21:02:09 Bu kafayla gidenler oldugu sürece bu Ülke bir adım gitmez. Milyonlarca işsiz var, yabancı sermaye iş olanagı açıyor tuzu kuru arkadaşlar begenmiyor. İddia ediyorum yabancı sermaye yani yabancı patronlar Türkiyedeki patronlardan daha iyiler işçileri ezmiyorlar, haklarını sosyal olanaklarını sunuyorlar. Bizim yerli patronlar ne yapıyor iyice sürününceye kadar eziyim işçiyi sene hayvan gibi kullanır işi bittimi tazminatsız bez parçası gibi çöpe atarım diyor. Kanunlar işverenden yana olmaz olsun böyle kanun Haydar_Emmi 2009-10-30 20:59:14 spotculuktan başlayıp grey ürün ithal ederek devam eden firma hatlı çin telefonları ile süze yaptı ama yerli olduğunu biliyorum çünki aynı sektördeyim her ne kadar amerikan malı gibi çağrışım yapsada türklerin çinde yaptırdıkları bi markadır...hayırlı olsun tabiki güzel gelişme soner can 2009-10-30 20:55:37 3g 4g yada 5g özlliği yoksa boşuna üretilmesin! MEHMET KURT 2009-10-30 20:53:57 durumu bence baltalamayalım güzel haber tabi ki biz de isteriz çoğu şey biz de üretilsin ama vergilerden dolayı hiç bir firma bize yanaşmıyor ne yazıkki ayrıca general mobile nokia dan daha zengindir çünkü sadece telefon üretmiyor bu haber bence çok iyi bir başlangıcı gösteriyor. herkeze iyi akşamlar. hasan tokgöz 2009-10-30 20:20:33 milyon nüfüslu finlandiya nokia gibi bir dünya devini üretiyor, koskoca türkiye cumhuriyeti yabancı bir marka ülkemizde üretim yapack diye gururlanıyor. ilginç.... ali aslan 622231 Bucaspor formasında GS-FB rekabeti Tevfik Erçetin'in haberi Galatasaray'ın, ligde Ankaragücü ve Fenerbahçe karşısında aldığı yenilgilerin ardından, Ziraat Türkiye Kupası'nda bir başka ''sarı-lacivertli'' Bucaspor önünde 2-1 galip gelirken de oldukça zorlanması, çeşitli esprilerin yanısıra, İzmir ekibinde yaşanan eski bir ''renk'' tartışmasını yeniden gündeme getirdi. BUCASPOR KULÜBÜ ESKİ BAŞKANI MUHAFIZ: İZMİR'DE SARI-LACİVERT RENKLERE İTİBAR YOKTU. KIRMIZI RENK KULÜBÜMÜZE ÖZGÜNLÜK VE SEMPATİ KAZANDIRMIŞTI Bucaspor Kulübü'nün 1999-2006 yılları arasında başkanlığını yapan Yusuf Muhafız'ın önerisiyle, 2001 yılında yapılan olağanüstü genel kurulda oylamaya sunulan tek maddelik önerge kabul edilmiş ve kulübün ''sarı-lacivert'' olan renklerine, ''kırmızı'' da ilave edilmişti. Bu tarihten itibaren kulübün logosunda ve maçlarını oynadığı statda da ''sarı-kırmızı-lacivert'' renkler kullanılmaya başlanırken, Başkan Muhafız değişikliğe gerekçe olarak, ''İzmir'de sarı-lacivert renklere itibar olmamasını'' göstermişti. Yusuf Muhafız 2006 yılında kulüp başkanlığından ayrılırken, Şeref Üstündağ'ın kulüp başkanlığı döneminde gerçekleştirilen 2007 yılındaki genel kurulda kulübün renkleri yeniden gündeme getirildi. Bucaspor genel kurulu tercihini bu kez ''sarı-lacivert'' renklere dönülmesi yönünde kullandı. MUHAFIZ: ARTIK KULÜBE ADIMIMI ATMIYORUM Bucaspor'un ''sarı-lacivert'' renklere dönmesinin hiçbir getirisinin olmadığını, aksine kulübün ''özgün'' bir kimlik kazanmasını engellediğini savunan eski kulüp başkanı Yusuf Muhafız, ''Armadan kırmızı rengin çıkarılmasından bu yana, artık kulübe adımımı dahi atmıyorum'' dedi. Başkanlığı döneminde İzmirli çocukların sarı-lacivertli renklere itibar etmediğini gözlemlediğini ifade eden Yusuf Muhafız, AA muhabirine yaptığı açıklamada şunları söyledi: ''Ayrıca dönemde UEFA'dan gelen bir yazıda, kulüplerin 3. bir rengi formalarına ilave etmeleri isteniyordu. Yaptığımız araştırmalar neticesinde kulübün kuruluş yıllarında zaten sarı ve lacivertin yanısıra kırmızı rengi de kullandığını tespit etmiştik. Sonrasında, Bucaspor forması giymiş eski futbolcuların ve büyük çoğunluğu Fenerbahçe sempatizanı olan yönetim kurulu üyelerimin de desteğiyle 'kırmızı' rengi gündeme getirdik. Genel kurulda kulübün renkleri 'sarı-kırmızı-lacivert' olarak değiştirirken sadece aleyhte oy çıktı. Bu değişikliğin ardından futbol okullarımıza olan ilgi yüzde 500 oranında arttı. Büyük gelirler elde ettik. Bucaspor, herhangi bir büyük takımın taklidi görüntüsünden kurtuldu. Özgün renkleriyle İzmir'de sempati toplamaya başladı.'' Yusuf Muhafız, Bucaspor'un renklerine ''kırmızı'' ilave edilmesini, kendisinin Galatasaray taraftarı olmasına bağlayanlar çıktığını da belirterek, ''Evet sarı-kırmızılı iki takıma, Galatasaray ve Göztepe'ye sempatim var. Hatta Galatasaraylı Genç İşadamları Derneği'nin de üyesiyim. Fakat yaptığımız değişiklik sadece Bucaspor'un menfaatleri içindi. Maalesef sonrasında kulüpteki Fenerbahçe sempatizanların isteği gerçekleşti ve büyük bir fırsat kaçırıldı'' dedi. BUCASPOR KULÜBÜ BAŞKANI GÜNDOĞAN: KIRMIZI RENK, BUCASPOR CAMİASINDA TEPKİ ÇEKTİĞİ İÇİN KULÜBÜN ARMASINDAN ÇIKARILDI Bucaspor Kulübü'nün bugünkü başkanı Erdal Gündoğan ise 2001 yılında kulübün renklerine ''kırmızı'' ilave edilmesinin büyük tepki çektiğini iddia etti. Bucaspor'un kurulduğu 1928 yılından bu yana ''sarı-lacivert'' renkleri taşıdığını belirten Gündoğan, ''Camianın tepkileri üzerine Şeref Üstündağ'ın başkanlığı döneminde yeniden sarı-lacivert renklere dönüldü. Renklerimizin bir başka kulübü çağrıştırması bizi ilgilendirmiyor'' diye konuştu. AA 2009-10-30 16:08:44 buca spor dediğin bir mahalle takımı ilçe tamam ama kimsenin umrunda değil bucalı bile tutmuyor çünkü düne kadar amatörde oynayıp durdu başkanda konuşuyor boş boş kimse rağbetetmiyormuş ksk altay göztepe varken bucayı tutanmı olur amatör kümdeyken komik olmada sus gündeme böyle gelinmez fenerlim 2009-10-30 15:23:57 koca koca adamlarsınız komik olmayın şu yaptığınız yorumlara bir bakın Allah aşkına.renkten tırsıyormusuz fb kazanmış falan bilan :D komik duvar yazıları diye yayınlamak lazım bunları.biz kadıköye bayrağı dikmişiz uefa ve süper kupayı almısız yıldızlar topluluğu kurmusuz yeni stadımız yapılmakta.Türkiye kupası zaten malum yani yazmama gerek yok.siz de sadece kadıköyde aldığınız galibiyetlerle övünmeye avunmaya devam edin.kücük takımlar büyük takımları yenmeleriyle övünürmüs zaten Adrenalin 2009-10-30 15:00:17 ...! MFK 2009-10-30 14:07:32 Herzaman olduğu gibi burda da FB kazanmış. Şaşırılcak birşey değil. Serkan Huner 622019 ABD Kongresi üyelerine gizli inceleme Washington Post gazetesine sızdırılan rapora göre, komite, 30'dan fazla milletvekili ve bazı yardımcılarının faaliyetlerini, savunma lobiciliği ve görevini kötüye kullanma gibi konularla bağlantılı olarak inceleme altına aldı. Gazete, Temmuz ayında hazırlanan raporda, Temsilciler Meclisi'nin, Savunma Bakanlığı (Pentagon) harcamalarını denetleyen etkili bir alt komitesine mensup milletvekili hakkında da etik komitesince inceleme yürütüldüğünün belirtildiğini yazdı. Washington Post'un ele geçirdiği gizli rapora dayanarak yayımladığı habere göre, iki ayrı etik bürosunca yürütülen incelemeler, Temsilciler Meclisi'nin Ödenekler Komisyonu'na bağlı Savunma Alt Komitesi Başkanı John Murtha ile birlikte komitenin diğer üyesini kapsıyor. Bu milletvekillerinin, etkin lobi şirketlerinden PMA Grup ile olan ilişkisinin incelendiğini yazan gazete, rapora göre, milletvekillerinin, federal fonların PMA Grubunun müşterilerine yönlendirilmesine yardım ettiği ve şirket ile müşterilerinden kampanya bağışları aldığını belirtti. Müfettişlerin incelemesi altındaki milletvekillerinin, Demokrat Parti milletvekilleri John Murtha, Peter Viscloscky, James Moran, Norm Dicks ve Marcy Kaptur ile Cumhuriyetçi Parti milletvekilleri Bill Young ve Todd Tiahrt olduğu bildirildi. Gazete, Kongre'nin eski bir çalışanı tarafından kurulan lobi şirketinin, Adalet Bakanlığının cezai soruşturması altında olduğunu kaydetti. "Standartlar Komitesi Haftalık Özet Raporu" adlı 22 sayfalık belgede ayrıca, etik komitesinin, 19 milletvekili ve bazı personel hakkında yürüttüğü incelemelerin özetine de yer verildiği bildirildi. Etik Komitesi, Kongre'deki en "ağzı sıkı" komitelerden biri olarak biliniyor. Washington Post'un haberine göre, komitenin üyeleri, geçmişteki ya da şimdiki incelemeler hakkındaki hiçbir faaliyeti açığa çıkarmamaya dair yemin ediyor. Gazete, komiteden yapılan açıklamaya dayanarak, belgenin herkesin girebileceği bir bilgisayar ağına yanlışlıkla konulduğunun tahmin edildiğini belirtti. Belgenin, incelemelerle bir bağlantısı olmayan bir kaynak tarafından Washington Post'a sızdırıldığı ifade ediliyor. AA 622243 Ayıdan post, Ezel'den 'Lost' olur mu? Bu hafta ‘Bravo’lar çoğunlukta. İlk tebrik organ bağışına destek veren ‘Yaprak Dökümü’ne… Peşinden Yumurcak TV’ye bir tebrik, bir tenkit… Habertürk’ün reklamını bir yerlerden hatırlıyor musunuz? Hatırlamayanlar için Ekran Timi hatırlatıyor. Tebriklerden biri de Mehtap TV’nin ‘Kadraj’ına… Kapalıçarşı mı, Ezel mi? Dört yılda hiç büyümeyen çocuk olur mu? Ekran Timi karşılaştırdı, övdü, dövdü, hataları yazdı… 120 diye bir filmimiz var bizim. 2008'de iki kere vizyona girdi. buçuk milyona yakın izlendi. Ama yine deizleyemeyenlerdenseniz işte size fırsat.... Okan Bayülgen'den 'böö' geldi...(Dil konusundaki hassas okurlarımızdan özür dilerim.) Ekran Timi öneriyor ‘Güzel Haberler’in adı ‘Cinsel Haberler’ olsun İşte Ekran Timi'ne bu hafta takılanlar: Yaprak Dökümü’nde ‘organ bağışı özendirildi “Haydi hep beraber organ bağışına” Önceki gün akşam yine ellerde kağıt mendiller ile izlendi Yaprak Dökümü. Malum milli maçlarla aynı saatte yayınlandığı zamanlarda bile gün liderliğini kimseye bırakmayan ve Türkiye’nin dizisi unvanını elinde bulunduran Yaprak Dökümü dün bütün izleyicileri sosyal bir sorumluluğa çağırdı satır arasında. Dizinin uslanmaz kızlarından Necla’nın gencecik eşi Cem aniden geçirdiği bir kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu. Buraya kadar her şey normal ama güzel olan Cem’in ölüm ilanlarının verildiği gazetelerde yer alan “Cem Aydınoğlu’nun organları kişiye hayat verdi” haberiydi. Önce geçiştirilecek sandığımız bu haber dizimizin dertli babası Ali Rıza Bey’in ağzından kızı Necla’yı teselli etmek için yaptığı konuşmada da oldukça geniş yer buldu. Ali Rıza Bey karaciğer, göz ve böbrekleri üç farklı kişiye hayat veren damadının ve ailesinin örnekdavranışından oldukça etkili bir şekilde bahsetti. Her kesimden çok sayıda izleyiciyi ekranlara kilitleyen bu başarılı dizinin “organ bağışı” konusundaki bu etkili yayını umarız yerini bulur ve ülkemizde daha çok insan organlarını bağışlayarak hasta insanlara bir umut ışığı olur. Yumurcak TV’ye yakışmıyor Küçük çocuğu olan hemen her annenin can simidi Yumurcak TV. Gerek, özellikle Meryem Akbal yapımcılığındaki eğitici ve öğretici yüzde yüz Türk yapımlar, gerekse dünyada çocuk eğitimi ve gelişimi dendiğinde akla ilk gelen çizgi dizi ve filmler ile çocuklarımızın eğitiminde önemli bir eksiği dolduruyor Yumurcak TV. Son zamanlarda Yumurcak Tv adına hiç de hoş olmayan bir detay gözümüze takılır oldu. Bunlar “doğrudan satış” başlığı altında kanalda verilen reklamlar. Televizyonlar tabiî ki reklam verecek buna sözümüz yok ancak bu tanıtıcı reklam kuşakları ne yazık ki fazlasıyla abartılıyor. Özellikle son zamanlarda yaptığım bir gözlem şu ki bu kuşaklarda aynı tanıtım bandı en az beş kez üst üste tekrarlanıyor. Bu tanıtım bantlarını izleyen küçük çocukların yaşları da göz önüne alındığında bunun pek de sağlıklı bir tanıtım olmadığı aşikar. Bu kadar güzel işlere imza atılan bir televizyonun bu uyarımıza kayıtsız kalmayacağını umuyoruz. Habertürk reklamı ‘esinlenme’ mi? İzlediniz mi bilmiyorum. Habertürk Gazetesinin bir reklamı dönüyor ekranda şu aralar. Reklamda gazetenin haber merkezi bir mutfak olarak temsil edilerekgazeteciler de eksende mutfağın aşçıları olarak resmediliyor. Reklam gayet güzel, çekimler estetik, hoş, metinler özenli yazılmış. Göze kulağa beyne hitap ediyor. Yalnız iki yıl önceki Kanal Haber için hazırlanan tanıtımda aynı bu temada değil miydi? Hatta Mehmet Ali Birand ve ekibi ellerinde kepçelerle ve tencerelerle poz vermemiş miydi? Şimdi bir iş ne kadar güzel olursa olsun taklitten öteye gidemez diyor insan. Acaba Habertürk ekibi bu reklamı ajansa yaptırırken kimsenin aklına bu fikrin daha önce yapıldığı akıllarına gelmedi mi merak ediyorum. Ya da çok hoşlarına gitti hepsinin de bizimde aynısından olsun mu dediler.Kim bilir! Mehtap TV’de fotoğraf tutkunları için! Tematik yayınları ve herkesin beğenisine seslenen yayınlarıyla Mehtap TV izlerken en çok haz aldığım kanallardan bir tanesi. Ekran estetiği açısından gayet şık, içerik olarak da oldukça zengin ve doyurucu. Sanat dalları konusundaki geniş yelpazesiyle de belki de ekranların en geniş içeriğine sahip. Örneğin fotoğraf sanatına ilgi duyanların ya da fotoğraf sanatındaki gelişmeleri takip etmek isteyenlerin takip edebilecekleri ekrandaki nadide bir program Kadraj. Fotoğrafın tekniği hakkında da bilgi veriliyor, fotoğrafçılık alanındaki yeniliklere de. Fotoğraf sanatçılarıyla röportajlar da var programda, yeni fotoğrafçılar için tüyolar da. Hatta fotoğraf sergileri ve yarışmaları hakkında da bilgiler veriliyor programda. Kısacası Mehtap TV meraklısı için bir okul bir akademi gibi. TV ekranlarından sürekli yakınan, şikayet edenler acaba ekranda hiç alternatif arayışına giriyorlar mı?Bence çok şey kaçırıyorlar… Daha ilk başladıklarında Kapalıçarşı ve Ezel diye bir yazı yazmıştım. İki yeni diziyi kıyaslamıştım. İddialı bir giriş yapan Ezel’in tıkanacağını ancak daha naif olan Kapalıçarşı’nın daha uzun soluklu olacağını yazmıştım. Ancak reytingler bunun tam tersini söylüyor. Gerçi hala Kapalıçarşı Ezel’i yakın takipte ama reytingleri yarı yarıya. Kapalıçarşı ve Ezel Tim olarak genel olarak Ezel’i beğeniyoruz ama bu eleştirmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Ben Kapalıçarşı izleyicisiyim açıkçası. Ama son iki bölümde bir tıkanma oldu gibi. Yönetmenin değişme nedenini bilmiyorum ama onunla birlikte birçok şey de değişti. Bir kere zaten karanlık olan rengi daha da garipleşti. Soluk ve grenli bir görüntü izliyoruz. ATV’nin genelinde bir sorun var ama bu Kapalıçarşı’da had safhada. Yapımcının ya da TV yönetiminin buna bir çözüm bulması gerekiyor. Ayrıca hikâye de birden hızlandı. Ağır abi olan Cemal birden liseli gençler gibi davranmaya başladı. Adamın karizması yerle bir oldu. Sevilen bir dizinin böyle heba olmasına gönlümüz razı olmaz... Ezel öyle değil mesela. Sanki sinema filmi izliyor gibi oluyorsunuz. Ya gerçekten iyi stok yaptılar rahat çalışıyorlar ya da gerçekten iyi yapıyorlar bu işi. Ancak onun da başka zaafları var. Geçen akşam Yüksel Aytuğ’un Medyatik programında da bir örneğine yer verildi. Eyşan’ın oğlunun senede hiç büyümediğini görüyoruz. Ama son bölümdeki daha büyük gaf vardı. Ali’nin Ezel’in gerçekte kim olduğunu araştırması için görevlendirdiği adamın flashbackte Ezel’in adamı olduğunu anlıyoruz. Burada bir sorun yok. Ancak Ali’ye bir açığını bulduğunu söyleyerek çıkan adam belgedeki adrese gittiğinde şok oluyor. Meğer orası Ezel’in babasının dükkanıymış. Telefonda Ali’ye yanlış yapmışım diyor ve sonra atölyeye giriyor. Orada Ezel’in babasıyla yaptığı konuşmalardan ise adamın daha önce buraya geldiğini, hatta asıl patronu Ezel adına siparişler verdiğini anlıyoruz. Madem bu işleri bu adam takip ediyor zaman neden bunun farkına oraya gidince varıyor. Yoksa ani hafıza kayıpları mı yaşıyor? Dünyayı kasıp kavuran Lost dizisinden özenilerek yapılan Ezel’de flashback bölümleri ile bağlantı iyi kurulamıyor. Senarist ve Reji ekibinin tekrar tekrar Lost’u izlemesini ve ders almasını tavsiye ediyorum. Okan her yerde! Son zamanlarda Okan her yerde. Zaten haftanın üç gecesi program yapıyor, yetmiyormuş gibi başka programlara da sık sık konuk oluyor. Bunda son filminin etkisi büyük tabi ama zaten Okan’ın söyleyecek şeyi bitmiyor. Geçen akşam izlediğim Medyatik programının konuklarından biri de Okan Bayülgen’di. Yüksel Aytuğ kendisine Burcu Esmersoy’la ilgili son dönemde sansasyon yaratan açıklamasını sordu. Ama kardeşim bu kadar mı evirilip çevrilir bir laf? Bir bakıyorsunuz evet söyledim kız güzel değil diyor. Bir taraftan da ben aslında… deyip lafı geveliyor. Bir taraftan özür dilemem diyor, bir taraftan da ortamı yumuşatmaya çalışıyor. Oysa biz Okan Bayülgen’i lafını sakınmaz, geri de adım atmaz olarak bilirdik! Kısa Kısa Güzel Haberler, ‘Cinsel Haberler’ olsun NTV’de yayınlanan ‘Güzel Haberler’in adının ‘Cinsel Haberler’ olarak değiştirilmesini talep ediyorum. Her konuyu cinselliğe bağlayabilen Müjde Ar’ı da tebrik etmeden geçemeyeceğim. Kurtlar Vadisi’nde dakika içinde 10 bant tanıtım yayınlayan ekibe de tebriklerimi iletiyorum. 120’yi bu sefer "sakın" kaçırmayın! Bu filmle ilgili bir şeyler yazamamak içimde kalmıştı… Üstelik iki kere vizyona girmesine rağmen yazamadım. Sinemada izleyip bir de aile erkânına topluca izletme amacıyla DVD’den ikinci kez izlememe rağmen bir iki satır da olsa karalayamamıştım… Kısmet TV’de ilk kez olarak bu akşam 20.15’de Kanal D’de yayınlanmasınaymış… Evet bahsi geçen ve bu akşam ekranlara gelecek olan filmin adı; 120… 15 Şubat 2008’de gösterime giren ve milyondan fazla seyirci tarafından izlenerek “2008 Yılının En Çok izlenen İkinci Filmi” olan “120”, 30 Ağustos Zafer Haftası nedeniyle, 29 Ağustos 2008 Cuma günü Türkiye genelinde yeniden gösterime girmişti… Çok da iyi edilmişti… Şimdi ise 29 Ekim haftasında herkesin evinde olacak. Peki bu film neden bu kadar önemli ve neden izlenmeli… kadar çok bahanesi var ki saymakla bitmez… Bir kere bizim hikâyemiz 120… 95 yıl önce yıkılmak üzere olan bir devleti parselleyen düşmanlara karşı atalarımızın verdiği topyekun mücadelesinden “küçücük bir hikayenin” beyaz perdeye yansıtılmış hali… Yakın tarihini sadece tarih kitaplarında, “ne yazıldıysa” onunla öğrenmek zorunda kalan Cumhuriyet gençliği 120’yi asla kaçırmamalı. 120, şanlı geçmişimizin belleklere kazırken görsel bir de şölen sunuyor. Film, adını aldığı 120 tane Van’lı fidanın, Kafkas cephesine giden Van Tümen Komutanlığı askerlerine cephane götürmek için karda kışta, yalın ayak, baş açık koyuldukları ölüm yolunun acıklı hikayesini anlatıyor… Anlatmakla kalmıyor, yaşatıyor adeta… Bu film senaryosunun perdeye yansıtılması kadar, gerçeğe yakın sahneleri ile de başarılı bir yapım… Ayrınca Ekran Timi adına bu film için Milli Eğitim ile Kültür ve Turizm Bakanlıklarına bir çağrım olacak… İki bakanlık kafa kafaya verse de bu film tüm lise ve ilköğretim okullarındaki tarih dersi olarak, -iki tarih dersi yerine geçer- topluca öğrencilere izletilse fena mı olur? Eğer filmi izlemediyseniz, bu akşam 20.15’de ekran karşısına geçip izlerseniz yukarıdaki soruma emimim “evet” diye cevap vereceksiniz… Müzmin muhalifler Haber 7’nin okur kitlesi içerisinde ‘müzmin muhalif’ bir grup var. Haber ne yapsa eleştiriyorlar. Son yazımıza da muhalefet eden arkadaşlar ‘neden şunu yazmıyorsunuz, neden bunu yazmıyorsunuz?’ diyerek sitemlerini iletmişler. Ekran Timi izlediği şeyleri eleştiriyor, izlemediği şeyleri eleştirmiyor. Bir de hatırlatma yapalım; Ekran Timi bir kişiden oluşmuyor. Ekran Timi’nin içinde aynı konuda farklı görüşler olabilir. Bir kişinin beğendiğini diğeri beğenmeyebilir. Bu tür yazılarla karşılaşırsanız şaşırmayın. EKRAN TİMİ Haber 621980 'Üç ay ömür' Bodrum'da 15 yıla uzadı Alman Gabrielle Büchter 15 yıl önce kansere yakalandı. Akciğerinde başlayıp vücuduna yayılan kanser nedeniyle doktorlar 'Üç ay ömrün kaldı. Git güzel bir yerde son günlerini geçir' dediler. da Bodrum'a yerleşti. Bu yıl Bodrum'da 15. senesi... Almanya’da yakalandığı kanser nedeniyle doktorların en fazla üç ay ömür biçtiği 55 yaşındaki Dr. Gabrielle Büchter, son günlerini geçirmek üzere yerleştiği Bodrum’da hayata tutunmayı başardı. Yüzme, düzenli spor ve çam havası sayesinde Bodrum’da 15’inci yılını dolduran Büchter, “Doktorlar ‘dünyanın en güzel yerine git son günlerini orada yaşa’ dediklerinde bir an tereddüt etmeden Bodrum’a gelip yerleştim. Çam havası ve günde beş saat sporla 15 yıldır yaşıyorum. Bodrum aşkı ve insanların sevgisiyle hayata tutundum, artık başka bir yere gitmem” dedi. Almanya’nın Hannover kentindeki özel bir hastanede radyolog doktor olarak çalışırken önce akciğer kanserine, altı ay sonra da yumurtalık ve kalın bağırsak kanserine yakalandığını, beyninde ise metastaz tespit edildiğini öğrenen bir çocuk, üç torun sahibi Gabrielle Büchter, kemoterapi ve çeşitli ilaç tedavilerine başladı. Tedaviler olumlu sonuç vermedi, kanser ilerledi. Doktorlar 1994 yılında Büchter’e artık yapılabilecek bir şey kalmadığını sadece üç aylık ömrü olduğunu, bunu iyi değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine emekli olup tüm parasıyla Bodrum’un Güvercinlik köyü yakınlarında bir çiftlik evi satın alan Büchter buraya yerleşti. Büchter, 15 yıl önce yerleştiği Bodrum’da her gün üç saate yakın yürüyüş yaparak ve bahçesindeki havuzda günde iki saate yakın yüzerek yaşama yeniden tutundu. Bodrum’a yerleşmesinin 15’inci yılını iki gün önce turizmci Sedat Alparslan ve Türk dostlarıyla birlikte kutlayan Büchter, “Yürüyecek durumda değildim” dediği günleri şöyle anlattı: “Doktorlar üç ay ömrümün kaldığını söyleyince inanmak istemedim, ancak tüm tıbbi tetkikler ve her türlü tedavi yöntemi uygulanmış çare bulunamamıştı. Doktorların kararından sonra 15 yıl önce eşimle birlikte gelip âşık olduğum Bodrum’a yerleşme ve ömrümün son günlerini burada yaşamaya karar verdim. Çam ormanları ve zeytinlikler arasındaki çiftliğimde günde beş saate yakın spor yaparak ve çiftlikte yetiştirdiğim organik ürünlerle beslenerek hayata yeniden tutundum. Koşu, yürüyüş ve yılın 12 ayı yaptığım yüzme egzersizleri beni hem dinç hale getirdi hem de yeniden sağlığıma kavuşmamı sağladı. Bodrum’a geldiğimde yürüyecek durumda değildim. Buranın sihirli havası yaşantımda gerçek bir mucize yarattı. Sağlığımın iyi olduğunu öğrenen ve benim gibi hastalığa yakalanan dört Hollandalı ve üç Alman aile buradan ev alarak yerleşti. Şu anda hastalıklardan bir eser kalmadı. Cep telefonu, bilgisayar kullanmıyorum, tele-vizyon seyretmiyorum. Ömrümün burada geçireceğim.” Radikal 622773 Yeşil kartlıydı, işkadını oldu 'Of Sofrası' açtı Yeşil kartlıydı, işkadını oldu 'Of Sofrası' açtı Of Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı bünyesinde gelir getirici proje kapsamında Of Uzungöl yolu üzerinde Zehra Sümer'e ait Yöresel Yemek yeri Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık'ın eşi Sema Kızılcık tarafın açıldı. KAMİL ANAHAR TRABZON Açılışa Of Kaymakamı Tuncay Sonel ve eşi Handan Sonel, Belediye Başkanı Oktay Saral, Emniyet Müdürü Atıl Çiçek, İlçe Müftüsü Mehmet Genç, belde belediye başkanları ve vatandaşlar katıldı. İş yerine kavuşmanın mutluluğunu yaşayan Zehra Sümer, "Allah devletimizden razı olsun, hayallerim gerçekleşti. Yeşil kartlı idim, şimdi ise iş kadını oldum. Çocuklarımı iyi bir şekilde yetiştireceğim. Atom karınca Kaymakamımızdan Allah razı olsun" diyerek duygularını dile getirdi. Kaymakam Tuncay Sonel ise şunları söyledi: "Şu ana kadar Kaymakamlığımız SYDV bünyesinde 25 aileye Gelir Getirici Proje çıkarttı. Ayrıca köylerden ilçe merkezine gelen 219 Lise Öğrencisine Verilen Öğle Sıcak Yemek Projesi, 30 öğrenciye Gemi İmalatı Teknolojileri Projesi, 691 öğrenciye Evde Ders Çalışma Masası Verilmesi Projesi, 575 engellinin Yılın Bir Günü Değil Her Günü Hatırlanması ve Onlara Destek Verilmesi Projesi, Öğren Okuma Yazmayı Al Altınlı Diplomayı kapsamında 1296 Okuma Yazma Bilmeyene Ulaşma ve Onları Okur-Yazar Yapma Projesi, her ay Oku Kitabını Al Altınını Projesi ile İlçe genelindeki 26 okulda en çok kitap okuyan 26 öğrenciye Kitap ve Altın Dağıtımı Projesi, Trabzon Of arası Belediye otobüslerine kitap konulması ile İlçe genelindeki 90 kahvehane, kuaför ve berbere Kitaplıklar Yaptırılması Projesi, 212 Yetim ve Öksüz Çocuğa Mektup ve İsteklerinin Gerçekleştirilip Onlara Sahip Çıkılması Projeleri başarıyla uygulandı. Bunlara devam edilmektedir" 30.10.2009 622924 "Hedef ilk iki" "Hedef ilk iki" 30/10/09 20:42 İspanya'nın Barcelona kentinde çekilen kura sonunda Almanya'nın Alba Berlin, Ukrayna'nın Azovmash ve İtalya'nın BancaTercas Teramo takımı ile aynı gruba düştüklerini hatırlatan Çevik, şöyle konuştu: ''Zorlu bir grupta mücadele edeceğiz. Avrupa Kupası'nda yer alan 32 takım da birbirinden güçlü. Henüz takımları analiz etme fırsatımız olmadı, ancak Alba Berlin'in Avrupa'da tecrübesi oldukça fazla. Azovmash, bütçesini daraltmasına rağmen her sene Avrupa kupalarında başarılı sezonlar geçiriyor. İtalyan ekip BancaTercas Teramo'yu da inceliyoruz. Amacımız grupta ilk iki takım arasına girmek. Kepez Belediyesi maçından sonra tam takım olarak idman yaptık. Her geçen gün iyiye gideceğimizi düşünüyorum.'' 622330 Bülent Uygun, 3. Lig takımına fahri danışman oldu 15.19 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, takımına fahri danışman oldu ’un eski teknik direktörü TFF 1. Grup’ta mücadele eden temsilcisi Nilüferspor’a "fahri danışman" oldu. Uygun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bursa’da aynı sitede oturdukları ve aile dostu olduğunu söylediği Nilüferspor Kulübü Başkanı Nevzat Tuna’nın önceki gün kendisine gelerek yardım istediğini söyledi. Tuna’nın, Mehmet Aka’nın hafta başı görevinden istifa ettiğini, bu nedenle takımın şu anda teknik direktörünün bulunmadığını kendisine ilettiğini anlatan Uygun, "Başkan benden takımın başına bir teknik direktör getirene kadar futbolculara yardımcı olmamı talep etti. Bunun dışında bana uzun vadeli güzel projelerden bahsetti. Kulübe danışman olarak hizmet vermemi istedi" dedi. Uygun, teknik adam olarak liglerinde birçok takıma destek verdiğini belirterek, şöyle devam etti: "Başkan Tuna’nın isteğini geri çeviremezdim. Başkan ile takımı uzun vadede en azından Bank 1. Ligi’ne çıkarma hedefleri doğrultusunda oturduk, plan ve proje hazırladık. Ben de üzerime düşen görevi yerine getirebileceğimi söyledim. İki gündür de takımın antrenmanlarını izliyorum. kardeşlerimle bilgi birikimlerimi paylaşıyorum. Bundan da çok mutlu oluyorum. Bir çok hocamız 2. liglerdeki, 3. liglerdeki takımlara destek vermeli. Oralara giderek oyuncuların sorunlarını, sıkıntılarını, tesislerini yerinde görmeli." Genç teknik adam, Türk futboluna hizmet verme adına bu tür çalışmalarının devam edeceğini ifade ederek, Nilüferspor’da uygulayacakları projenin başarılı olacağına inandığını vurguladı. "Fahri danışman" olarak hizmet vermeye başladığı Nilüferspor’un hafta sonu deplasmanda oynayacağı Lüleburgazspor maçını da izleyeceğini kaydeden Uygun, oyuncuların iki günde yaşadıkları heyecanının kendisini mutlu ettiğini sözlerine ekledi. .. ... 622698 Hazine'nin Kasım ayı borç takvimi Aynı dönemde Hazine Müsteşarlığı, toplam 10 milyar TL’lik iç borç servisine karşılık, 10.9 milyar TL toplam iç borçlanma gerçekleştirilmesini öngördü. Hazine Müsteşarlığı Kasım Ayı İç Borçlanma Stratejisi’ni açıkladı. Buna göre, Hazine Kasım ayında milyar 640 milyon TL’si piyasaya, 351 milyon TL’si kamu kurumlarına yapılan satışların geri ödemelerine olmak üzere toplam milyar 991 milyon TL iç borç ödemesi yapacak. Hazine Müsteşarlığı, milyar 991 milyon TL’lik iç borç servisini farklı tarihte gerçekleştirecek. -18 KASIM'DA 4.1 MİLYAR TL'LİK İÇ BORÇ ÖDEMESİ YAPILACAK- Hazine Müsteşarlığı piyasalara Kasım tarihinde 46 milyon TL’lik iç borç ödemesi yaparken, Kasım tarihinde milyar 83 milyon TL’lik iç borç servisi gerçekleştirecek. Hazine Müsteşarlığı’nın 18 Kasım’da gerçekleştireceği milyar 99 milyon TL’lik iç borç ödemesinin milyar 840 milyon TL’si piyasaya, 259 milyon TL’si kamu kurumlarına yapılacak. 25 Kasım tarihli milyar 764 milyon TL’lik iç borç ödemesinin milyar 672 milyon TL’si piyasaya, 92 milyon TL’si kamu kurumlarına olacak. milyar 991 milyon TL’lik iç borç ödemelerinin milyar 897 milyon TL’si TL cinsi olurken, milyar 698 milyon TL’sini döviz cinsinden ödemeler, 396 milyon TL’sini ise dövize endeksli ödemeler oluşturacak. -İÇ BORÇ SERVİSİNİN 10 MİLYAR TL’LİK BÖLÜMÜ ANA PARA- Kasım ayında gerçekleştirilecek 10 milyar TL’lik iç borç servisinin 8.3 milyar TL’sini anapara, 1.7 milyar TL’sini ise faiz oluşturacak. 400 milyon TL’lik dış borç servisinin ise 200 milyon TL’si anapara ödemelerine, 200 milyon TL’si faiz ödemelerine yapılacak. Kasım ayında Hazine Müsteşarlığı 10.9 milyar TL’lik borçlanma gerçekleştirecek. Bunun 10.5 milyar TL’si piyasadan ihale yoluyla iç borçlanma, 400 milyon TL’si ise kamuya ihraçlar şeklinde olacak. Diğer finansman kalemlerinin 500 milyon TL açık vermesi öngörülüyor. Faiz dışı dengenin Kasım ayında milyar TL açık vermesi bekleniyor. Hazine’den yapılan açıklamaya göre Kasım ayının son iş gününden bayram tatiline denk gelmesi nedeniyle Kasım ayı içerisinde tahakkuk etmesi beklenen 5.4 milyar TL tutarındaki vergi gelirinin nakit girişi Aralık ayında gerçekleşecek. Özelleştirme ve İşsizlik Sigortası Fonu’na aktarımların 400 milyon TL olması hedefleniyor. Hazine Müsteşarlığı’nın Kasım ayı kasa banka değişim öngörüsü ise 6.1 milyar TL’lik fazla vereceği yönünde. Hazine’den yapılan açıklamada, Kasım ayında uluslararası piyasalardan borçlanma, özelleştirme geliri ya da uluslar arası kuruluşlardan ilave kaynak kullanımı söz konusu olması halinde kaba banka rakamının değişebileceği ifade edildi. -KASIM’DA BORÇLANMA LESİ YAPILACAK- Hazine Müsteşarlığı Kasım ayında borçlanma ihalesi gerçekleştirecek. Hazine’nin yapacağı ihalelerden ilki 16 Kasım tarihinde gerçekleştirilecek. 11 Kasım valörlü ihale 13 ay (385 günlük) TL Cinsi İskontolu Tahvil ihalesi olacak. Hazine Müsteşarlığı’nın 17 Kasım’da gerçekleştireceği iki ihalenin de valör tarihi 18 Kasım olacak. lelerden ilki 21 ay (623 gün) vadeli TL Cinsi İskontolu Tahvil (r-o) ihalesiyken, yıl (bin 778 gün) TÜFE’ye Endeksli Tahvil (r-o) ihalesi olacak. TL Cinsi İskontolu Tahvil ihalesinin itfası Ağustos 2011'de, yıl vadeli TÜFE’ye Endeksli Tahvilin itfası ise Ekim 2014 tarihinde gerçekleşecek. Hazine’nin 24 Kasım’da düzenleyeceği 25 Kasım valörlü yıl (2 bin 499 gün) TL Cinsi Değişken Kuponlu Tahvil (r-o) ihalesinin itfa tarihi 28 Eylül 2016 olacak. Hazine’den yapılan açıklamada, halka arz ve TAP yöntemlerinin kullanılması suretiyle DİBS ihracına veya geri alım ya da değişim ihalesi yapılmasına karar verilmesi durumunda bilgilerin kamuoyuyla paylaşılacağı bildirildi. (ANKA) 621627 M.United'a golü iki taraftar attı! Ancak maçta yaşanan bir olay, İngiliz medyasında günlerdir konuşuluyor. M.United kalecisi Ben Foster'ın kale vuruşu kullanmaya hazırlandığı bir esnada sahaya dalan iki taraftar, topu Foster'ın önünden almaya çalıştı. İki holiganın paslaşması sonucu ise arkadaşının yardımına gelen diğer taraftar voleyle topu kaleye gönderdi. 621548 Cumhuriyet çocukları Cumhuriyet çocukları 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 17 Yaş Altı Milli Takımımız, Dünya Kupası Grubu’nda ’ya gol yağdırdı, 2. maçında 2.galibiyetini alarak turu garantiledi ’da devam eden 17 Yaş Altı Dünya Kupası D?Grubu’nda Milli Takımımız, ’yı 4-1’lik farklı skorla geçerek ikinci tura çıkmayı garantiledi. Önceki günkü aşırı nedeniyle  21. dakikada yarıda kalan karşılaşma   dün yeniden oynanırken millilerimiz rakibine karşı çok üstün bir oyun ortaya koydu. 3. dakikada Ömer, 33. dakikada Muhammet ve 42. dakikada Engin’in golleri ile skoru 3-0 yapan ay-yıldızlı ekibimiz 44’te Moya’nın golüne engel olamayınca ilk yarıyı 3-1 önde kapadı. 53. dakikada Onur ikinci sarıdan kırmızı kartla oyun dışı kaldı. 70. dakikada sahneye çıkan Gökay, Kosta Rika filelerini bir kez daha havalandırdı ve maçın skorunu belirledi: 4-1. Öte yandan, millilerimiz, Nijerya’da kaldıkları otelde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı da kutladı. Milliler, üzerlerine giydikleri ay-yıldızlı tişörtlerle toplu fotoğraf çektirerek, Cumhuriyet Bayramı’nda galibiyet yemini ettiler. Millilerimiz gruptaki son maçını yarın ile oynayacak. MAÇIN KARNESİ HAKEMLER: Jerome Damon, Enock Molofe, Kenneth Chichenga. Deniz (6) Okan  (6) (Dk. 79 Kamil),  Furkan (6),  Oğulcan (7),  Orhan (6) Ömer (7), Ufuk (7), Onur (6) Berkin (5) (Dk. 54 Nurettin (5) Engin (6) (Dk. 60 Gökay (6), Muhammet (7) KOSTA RİKA: Vargas (4) (4), Mora (5),  Soto (5), Tejede (4) -  Vega (3) (Dk. 38 Moya (4), Adrian Mora (5),  Golobio (4),  Pena (4),  Mayorga (4) (Dk. 46 Calderon (4),  Campbell (4) (Dk. 68 Huertas (4) GOLLER:  Ömer (Dk.3) ,  Muhammet (Dk.33), (Dk.42), Moya (Dk.44), Gökay (Dk.70),  :  Onur (Dk.53) 621654 MEHMET YILMAZ Hesap verebilmek Özetle diyor ki... -Herkes hesap verecek. -Herkes demokratik hukuk devletinin gereklerini yerine getirecek. -Herkes hukuk devleti sınırları içinde kalacak, kurallara uyacak. Gül'e göre uyulması gereken kurallar neler peki? -Anayasa, kanunlar ve evrensel demokratik standartlar. Bunlar yazılı olanları... Cumhurbaşkanı Gül, yazılı olmayan kurallar hususunda da evrensel demokratik standartlara uygun hareket edilmesi gerektiği kanaatinde. Albay Dursun Çiçek imzalı belge kamuoyunda tartışılırken verilen bu mesajların muhatabı kim? Cumhurbaşkanı'na göre herkes. Yani... Askerler, siviller, bürokratlar, hâkimler, savcılar, politikacılar, aydınlar, yazarlar, çizerler vs... Hukukun evrensel normlarından muaf "imtiyazlı" bir sınıfın olmaması gerektiği mesajını veriyor Gül. Ardından da önemli bir hüküm cümlesi kuruyor: -Aslında Türkiye, bütün bu konularda rayına giriyor. Peki, bu cümlenin ihtiva ettiği mananın mefhum-u muhalifi nedir? Ana hatlarıyla belirtilecek olursa... -Yasalar, kurallar tam olarak uygulanmıyor. -Demokratik hukuk devletinin gerekleri yerine getirilmiyor. -Hukuk devleti sınırları içinde herkes hesap vermiyor. Hâl böyle olunca da... -Kurumlar şeffaf yönetilmiyor ve kamuoyu denetimine açık tutulmuyor. Türkiye'deki değişim sancısının nirengi noktası işte burası. "Kol kırılır yen içinde kalır" mantığının terk edilmesi ve kurumların kendi sınırlarını aşmadan, hukuk devleti içinde hesap verebilir duruma gelmesi gerektiğinin üzerinde duruluyor. Bu hakikati de devletin başındaki isim, altını çizerek dile getiriyor. Yıkmadan, kırıp dökmeden evrensel hukuk kurallarının uygulanabilir hale gelmesi bu açıdan çok mühim. Bu, birilerinin sık sık vurguladığı gibi, bir yapıyı "rövanşist" duygularla tamamen yıkıp yenisini inşa etmek anlamına gelmiyor. Aksine... Rahnedâr olmuş bir yapıyı restore etmek, sağındaki solundaki delikleri tıkamak, sökükleri tamir etmek anlamına geliyor. Dursun Çiçek imzalı belgeye bu bilgiler ışığında bakıldığında ise karşımıza "vahim" bir tablo çıkıyor. -Meşru bir hükümeti (AK Parti) devirmek için kumpas kuruluyor. -Fethullah Gülen hareketini silahlı terör örgütü kapsamına aldırmak ve soruşturmaları askerî yargı kapsamında yürütmek amacıyla Işık Evleri denilen yerlere baskınlar düzenleme ve bu baskınlar sırasında evlerde silahlı terör örgütü oluşturma doğrultusunda silah, mühimmat, plan vb. materyal bulunmasını sağlayacak planlar yapılıyor. Ayrıca... Alevi düşmanlığını körükleyecek bilgi ve belgelerin baskınlar sırasında evlere bırakılması da isteniyor. halde bu plan nedir? Aslî vazifesi milletin güvenliğini temin etmek olanların aldığı bir güvenlik tedbiri midir? Yoksa... Meşrû hükümeti devirmek için hazırlanan bir darbe planı mıdır? Dünyanın ve Türkiye'nin gittiği istikamete bakılırsa bu plan bir güvenlik tedbiri olamaz. Çünkü güvenlik kavramı hızla değişiyor. Askerî güvenlikten insanî güvenliğe geçiş söz konusu. En önemlisi de... Devletin güvenliği, bireylerin güvenliğini temin etmeye matuf bir araç hüviyetinde artık. Eğer hukuk evrensel standartlarıyla uygulanır, kurumlar hesap verebilir hale gelirse işte zaman hiç kimse güvenlik gerekçesiyle bu tür darbe planları yapmaya cesaret edemez. Gül'ün deyimiyle... Türkiye'de işler rayına oturur. 621903 Kalp hastaları dikkat! Kalp hastaları dikkat! Havaların soğuması ile birlikte özellikle kalp, damar ve şeker hastalarının kendilerine daha çok dikkat etmeleri gerektiği belirtildi. TRABZON () Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Özel İmperial Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Kaan Kulan, soğuk havaların kalp rahatsızlığı bulunan kişiler için riskli olduğunu söyledi. Soğuk havanın damarlarda daralma meydana getirerek özelikle koroner damarlarında problemleri olan kişilerde kalbin beslenmesini bozduğunu kaydeden Kulan “Kalbin ritim bozukluğunu artırır ve bunun sonucu olarak da göğüs ağrısı ve kalp krizi oluşabilir. Bundan başka soğuk hava kanın reolojisini bozarak da iskemiyi artırabilir. Bu nedenle kalp damar hastalarının çok dikkatli olması gerekir” dedi. Soğuk ve rüzgarlı havada özellikle göğüs ve yüz kısmının soğuğa karşı kalın giysilerle mutlaka korunması gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Kaan Kulan “Kalp hastaları soğuk havalarda mecbur kalmadıkça dışarı çıkmamalı. Dışarı çıkmaları durumunda ise kalın giysilerle göğüs bölgesi, ağız ve burun mutlaka korunmalı. Soğuk hava artırdığı kardiyak iskemi sonucu kalp çalışma düzeninin bozulmasına (ritm bozukluğu) ve ani ölümlere yol açabilir. Kış mevsiminde sık görülen grip ve diğer solunum yolu hastalıkları, kalp hastalıklarını ağırlaştırmaktadır. Grip, gerek kalp gerekse akciğer hastaları için ciddi tehlike oluşturabilir. By-pass'lı hastalar, kalp yetersizliği ve şeker hastalığı olanlar gribe karşı konmalıdır. Kış mevsiminde kalp romatizmalarına yol açan üst solunum yolu enfeksiyonları da sık görülmektedir” diye konuştu. Doç. Dr. Kaan Kulan, şeker hastalarının da soğuktan kendilerini titizlikle koruması gerektiğini hatırlatarak “Sıcak havada damarlar nasıl genişlerse, soğuk havada da daralır. Bu nedenle kalp, damar ve şeker hastaları soğuktan çok daha fazla etkilenir. Damarlarında tıkanma ve daralma olan hastaların soğuk havada damarları daha da daralır. Bu da kalp hastalarında krizi tetikleyebilir. Hava sıcaklığı ile insan sağlığı arasında ciddi bir ilişki vardır. Hava sıcaklığının günlük, aylık, mevsimsel değişimlerimin insan sağlığı ile paralellik gösterdiği, özellikle yazın sıcak ve nemli havalarda ve ani değişiklik gösteren soğuk havalarda havaların kardiyak etkileri olduğu belirlenmiştir” şeklinde konuştu. 30.10.2009 SAĞLIK 622017 Özel öğretim kurumları yönetmeliğinde değişiklik Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı. Bakanlıkça açılması uygun görülen tüm özel okullara iş günü içinde kurum açma izni verilecek. Raporda eksiklikler belirtilmiş ise bu eksikliklerin giderilmesi için kurucu veya kurucu temsilcisinin taahhüdü doğrultusunda valilikçe en fazla 60 gün ek süre verilebilecek. Verilen ek süre içinde eksikliklerini tamamlayamayan kuruma ait belgeler, kurucu veya kurucu temsilcisine iade edilecek. Daha önceki yönetmelikte yer alan ''Ruhsat alma'' başlıklı madde ''Atatürk Köşesi'' başlığı ile değiştirildi. Buna göre, özel okul öncesi eğitim kurumlarında, eğitim etkinliklerinin yapıldığı alanların dışında uygun bulunan bir yerde, Atatürk inkılap ve ilkelerini içeren anlamlı bir kompozisyon oluşturacak şekilde Atatürk köşesi düzenlenecek. Özel ilköğretim okullarında Atatürk köşesi, okul binasının girişinde, uygun bir yerde temiz, düzenli, Atatürk'ün hayatını, inkılaplarını yansıtacak ve anlamlı bir kompozisyon oluşturacak şekilde düzenlenecek. Özel ortaöğretim okulları ile diğer özel öğretim kurumlarında ise yönetimin bulunduğu binanın girişinde kolayca görülebilecek en uygun yerde Atatürk köşesi oluşturulacak. Atatürk köşesine zeminden yüksekte, Atatürk'ün büstü veya maskı konulacak. Atatürk'ün fotoğrafı, Türk Bayrağı, İstiklal Marşı ve Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi uygun biçimde asılacak. Atatürk köşesinde madalyon, gravür, fotoğraf, Atatürk'ün eğitimle ilgili sözleri ile kitap, tablo ve levhalara da yer verilebilecek. -BEDENSEL ÖZÜRLÜ BİREYLER İÇİN ''ASANSÖR''- Bedensel özürlü bireylere ait öğretim programı uygulayan özel eğitim okulu açılacak binaların, giriş katının üst veya alt katı olması halinde binada bedensel özürlü bireylerin kullanımı için gerekli standartlara uygun asansör bulunması gerekecek. Okullar dışındaki diğer özel öğretim kurumlarının belirli bölümleri birlikte kullanarak aynı binada başka bir özel öğretim kurumu açılmayacak. Kurum, valilikçe yapılacak inceleme sonucunda kurumda öğrenim gören öğrenci veya kursiyer bulunmadığı, eğitim personeli ve diğer personelin özlük ve benzeri hakları açısından ilişiğinin kalmadığı ve kurum açma izni veren merci tarafından da uygun görüldüğünde, öğretim yılı sonu veya dönem sonundan önce de kapatılabilecek. Özel eğitim okullarının örgün eğitim birimleri dışındaki özel eğitim ve rehabilitasyon birimlerinde görevli öğretmenler aylık karşılığı haftada en fazla 20, ders saat ücret karşılığı en fazla 20 olmak üzere haftada toplam 40 saate kadar derse girebilecek. Usta öğreticiler ile özel eğitim okulu ve özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri dışındaki diğer kurumlarda görevli eğitim personeli ise aylık karşılığı en fazla 20, ders saat ücret karşılığı da en fazla 20 olmak üzere haftada toplam 40 saate kadar derse girebilecek. Önceki yönetmelikte yer alan ''Kız meslek lisesi çocuk gelişimi ve eğitimi bölümü mezunları, özel okul öncesi eğitim ve özel eğitim kurumlarında usta öğretici olarak görevlendirilebilir'' hükmü ise yürürlükten kaldırıldı. Yönetmelikte belirtilen nitelik ve şartları taşımayan ancak, yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce kurumlarda yönetici olarak çalışmakta olanlar ile görev almak istediği türdeki özel öğretim kurumunda en az bir yıl yöneticilik yaptıklarını belgelendirenlerin özlük hakları saklı kalacak. AA 622700 Cumhurbaşkanı Gül için dua ediyorlarmış Cumhurbaşkanı Gül için dua ediyorlarmış 30.10.2009 18:36Türkiye ile İsrail ilişkileri son dönemde büyük gerginlik yaşarken, Türkiye'deki Yahudi Cemaatinin önderi Hahambaşı İsak Haleva,, "Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için her cumartesi dua ediyoruz" dedi. Bu ilginç ayrıntı dünkü ankaya Köşkü Resepsiyonu'nda yaşandı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,"Camilerde ediyorlar mı bilmiyorum ama sinagoglarda, hem de ismimi anarak dua ediyorlarmış, sağolsunlar." dedi... Türkiye ile İsrail,, Davos'taki "one mınute" olayıyla başlayan ve sonra ortak tatbikattan İsrail'in dışlanmasıyla büyüyen krizi yaşayadursun, Türkiye'deki Yahudi Cemaati, Cumhurbaşkanlığı makamıyla belki de en sıcak dönemini geçiriyor. Bu durum ankaya Köşkü'nde akşam verilen Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu'nda ilginç bir diyalogla kendini gösterdi. Resepsiyon girişinde konuklarını tek tek karşılayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül,salonda dolaşmaya geçtiklerinde Türkiye'deki Yahudi Cemaatinin önderi Hahambaşı İsak Haleva ile karşılaştı. Cumhurbaşkanı Gül, Habertürk Televizyonu Ankara Temsilcisi Ünsal Ünlü'ye "Biliyor musun, museviler her cumartesi sinagoglarda, hem de adımı anarak benim için dua ediyorlarmış" dedi. Bundan sonraki sohbetse, yaşanan sıcak dostluğu gösterir nitelikteydi. HALEVA: Sayın Cumhurbaşkanım, bu hafta üç kez dua ettik. CUMHURBAŞKANI GÜL: Öyle mi, neden üç kez? HALEVA: Haftalık ayinimiz dışında, bir düğünümüz bir de ayrıca törenimiz vardı. CUMHURBAŞKANI GÜL: Sağolun, çok teşekkür ederim. İsak Haleva, Habertürk'e "Biz kendisi için duamızı hiç eksik etmiyoruz" açıklaması yaparken, Cumhurbaşkanı Gül, "Camilerde ediyorlar mı bilmem ama sağolsunlar sinagoglardan dua alıyoruz" diyerek güldü. Haleva'nın bundan sonra yöneldiği kişi de Cumhurbaşkanı’nın eşi Hayrünnisa Gül'dü. Haleva'nın Bayan Gül'den bir isteği vardı: HALEVA: sayın cumhurbaşkanımıza iyi bakıyor musunuz? HAYRÜNNİSA GÜL: Bakıyorum tabii. HALEVA: Lütfen ona iyi bakın hanımefendi. 622204 Hasta olsanız bile bebeği emzirin Hasta olsanız bile bebeği emzirin Sağlık Bakanlığı, domuz gribi olunsa bile bebeklerin emzirilmeye devam edilmesi gerektiğini belirtiyor. ANKARA Sağlık Bakanlığı'nın internet sitesinde verilen bilgiye göre, domuz gribi yaşından küçük bebeklerde daha ağır seyrediyor. Bu nedenle bebeklerin korunmasına özellikle dikkat edilmesi gerekiyor. Bebekleri beslerken veya onunla ilgilenirken, yüzüne doğru öksürüp hapşırılmaması, hastalık halinde ise mutlaka maske kullanılması ve bebeklerin öpülmemesi büyük önem taşıyor. Bakanlığın internet sitesinde, domuz gribinde bebeklerin beslenmesi konusunda sıkça yöneltilen sorular ve cevapları şöyle: Anne sütü bebekleri bu hastalıktan korur mu Anne sütünün bebekleri hastalıklardan koruyucu etkisi oldukça fazladır. Anne sütü, bebeğin bağışıklık sistemini güçlendireceğinden, gribin daha ağır seyretmesini de engelleyebilir Grip olduğumu düşünüyorsam bebeğimi emzirmeyi sürdürmeli miyim Evet, emzirmeye devam etmelisiniz. Çünkü, bağışıklık sisteminin gelişiminde anne sütü oldukça önemlidir. Emzirmek, bebeklerin hastalıklarla başa çıkabilmelerine de yardımcı olur. Hastayken bebeğimi emzirebilir miyim Hasta olsanız bile emzirmeyi kesmeyiniz. Bebekler en az ay boyunca ek olarak su bile verilmeden anne sütü ile beslenmelidir. Eğer emziremeyecek kadar hastaysanız, pompa ile sütünüzü cam bir biberona sağıp bebeğinize verilmesini sağlayınız. Bebeğim hasta ise emzirmem doğru mudur Hasta olan bebeğiniz için yapabileceğiniz en faydalı şeylerden biri onu emzirmeye devam etmektir. Bebekler hasta oldukları zaman, daha çok sıvıya ihtiyaç duyarlar. Anne sütü diğer sıvı gıdalardan çok daha faydalıdır. Eğer bebeğiniz ememeyecek kadar hasta ise sütünüzü damlalık kullanarak vermeyi deneyiniz. Emzirirken antiviral grip ilacı almak doğru mudur Doktor tarafından tavsiye edilen antiviral grip ilacı kullanan anneler bebeklerini emzirmeye devam edebilirler. 30.10.2009 SAĞLIK 622797 Askere Sivil Yargı Sinyali : Askere Sivil Yargı Sinyali Anayasa Mahkemesi Raportörü: Askerler sivil mahkemelerde yargılanabilir. Anayasaya uygundur." Yayına Giriş: 30.10.2009 18:39:24 Güncelleme: 30.10.2009 19:00:14 Anayasa Mahkemesi raportöründen ses getirecek rapor. "Askerler sivil mahkemelerde yargılanabilir, anayasaya uygundur" Raportör bu kararıyla, askere sivil yargı yolunu açan düzenleme ile ilgili raporunu tamamlayıp mahkemeye sunmuş oldu. Demokrasiye müdahale planı belgesiyle ilgili tartışmalar devam ederken, yargı süreci de işliyor. İşte tam bu dönemde Anayasa Mahkemesi'nde de önemli bir gelişme yaşandı. Suç işleyen askerlerin sivil hakim karşısına çıkmasının önünü açan yasal düzenleme için Anayasa Mahkemesi raportörü, "anayasaya uygundur" dedi. Raporun mahkeme üyelerine dağıtıldığı öğrenildi. Şimdi gözler Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ta. Kılıç, yasal düzenlemenin iptal istemini esastan görüşmek üzere bir tarih belirleyecek. Sonrasında da mahkeme kararını verecek. Askere sivil yargının önünü açan düzenlemenin iptali için CHP, Anayasa Mahkemesi'nin kapısını çalmıştı. Öncesinde ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bir kaç düzenleme istemiş ve yasaya onay vermişti. Düzenleme anayasal düzene karşı suç işleyen, ülkenin bütünlüğünü bozan askerlerin askeri mahkemelerde değil, sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açıyor. Yine anayasal düzeni bozmak kastıyla suç örgütü kuran ve üye olan askerlerin de sivil hakim karşısına çıkarılması bu yasal düzenlemeyle mümkün olacak. 621749 Ankara'dan Erbil'e bakan düzeyinde ilk ziyaret İki günlük ziyaret çerçevesinde Irak'ın Basra, Erbil ve Musul kentlerinde iki ülke iş adamlarının katılımıyla iş forumları düzenlenecek. Yerel makamlarla bir araya gelinerek, Türkiye'nin Basra ve Musul başkonsolusluklarının resmi açılışı yapılacak. Davutoğlu ve Çağlayan'ın temaslarını tamamlamalarının ardından yarın akşam saatlerinde Türkiye'ye dönmeleri bekleniyor. DIŞİŞLERİ BAKANI DAVUTOĞLU VE DEVLET BAKANI ÇAĞLAYAN IRAK'A GELDİ Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, temaslarda bulunmak ve çeşitli açılışlar yapmak üzere Irak'a geldi. Davutoğlu ve Çağlayan'la birlikte kalabalık bir işadamı ve basın heyetini taşıyan uçak, TSİ 09.30'da Basra havaalanına indi. İki bakan, havaalanında Basra Valisi Talib Kazım Abid El Terim ve Irak Ticaret Bakanı Safa El Din Safi tarafından karşılandı. Davutoğlu ve Çağlayan iki günlük ziyaretleri çerçevesinde Irak'ın Basra, Erbil ve Musul kentlerinde iki ülke işadamlarının katılımıyla düzenlenecek iş forumlarına iştirak edecek, yerel makamlarla görüşmelerinin yanı sıra Türkiye'nin Basra ve Musul başkonsolusluklarının resmi açılışını yapacak. Temaslarını yarın tamamlamaları öngörülen Davutoğlu ve Çağlayan'ın, aynı gün akşam saatlerinde Türkiye'ye dönmeleri bekleniyor. 621893 Büyükanıt'tan Öz'e 'Beni almaya mı geldiniz' esprisi Habertürk TV'nin kaydettiği görüntülerde Büyükanıt, Öz ile önce tokalaştı, ardından 'Ben sizi basından tanıyorum. Buraya beni almaya mı geldiniz?' esprisi yapınca üçlü arasında gülüşme yaşandı. Büyükanıt, Savcı Fikret Seçen ile de tokalaştı. Büyükanıt çıkışta, basın mensuplarının sorusuna ise 'Son günlerde gelişen olayları değerlendirmedik. Sadece nezaket görüşmesi yaptık' diye cevap verdi. 622851 işçinin ölümüyle ilgili skandal iddia Meram Elektrik Dağıtım A.Ş Nevşehir İşletme Müdürü İnan Baykan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, olayla ilgili olarak Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını, kendilerinin de idari yönden olayı soruşturduklarını söyledi. İşçilerin akıma kapıldığı direkte hem yüksek hem de alçak gerilim hattının bulunduğunu ifade eden Baykan, şunları anlattı: ''Normalde her iki hattın da ayrı olması gerekir. Ancak, bu direkten hem yüksek hem de alçak gerilim hattı birlikte geçiyormuş. Direk değiştirilmek istenirken alçak gerilim hattındaki elektrik kesilmiş, ama yüksek gerilim hattındaki akım kesilmemiş. Çalışanlardan birinin boyu uzun olduğu için akım kesilmeyen tellere temas etmesi sonucu işçi de akıma kapılmış. Şuan olayı araştırıyoruz. direkte elektrik olmaması gerekirdi.'' Yaşamını yitiren işçilerin hizmet alımı yaptıkları firmada çalıştıklarını belirten Baykan, hem elektrik direklerini değiştiren hem de elektrik arızalarına bakan her iki firmanın da iş güvenliği açısından gerekli önlemleri alması gerektiğini, bu konuda da inceleme başlattıklarını sözlerine ekledi. Yeni Sanayi Sitesi 14. Blok'taki yüksek gerilim hattında çalışan İlhan Ateş (26), Davut Demirci (23) ve Ali Sarıbıyık (25), elektrik akımına kapılarak yaklaşık 10 metreden düşmüş, ambulansla kaldırıldıkları Nevşehir Devlet Hastanesinde de tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamışlardı. AA 2009-10-30 20:41:39 ya açıklamayı yapan il (işl.) müdürü elektrik mühendisi ya da teknik personel değil ya da yaptığı açıklama yanlış yansıtılmış. aynı direkte hem alçak gerilim hem yüksek gerilim elbette olur; ki buna da müşterek direk denir. hatta özellikle şehir merkezindeki şebekelerde yüksek gerilim olan her direkte alçak gerilim de illa ki olur. alçak gerilim için ayrıca bir direk dikilmez. dolayısıyla aslında il müdürü (işl. müdürü) 'nün böylesine temel bir bilgiye sahip olmaması gerçekten vahim. Emre Güllü 621354 Türkiye'de domuz gribinden 3. ölüm Sağlık Bakanlığı, Konya'da bugün hastaneye kaldırılan 37 yaşındaki bir kadının, domuz gribinden hayatını kaybettiğini bildirdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, hastanelerde tedavisi sürdürülen ve laboratuvar teyidi pandemik (H1N1) grip vakası sayısının 16 olduğu, bunlardan durumu ağır olan hastanın yoğun bakımda tedavisinin devam ettiği duyuruldu. Açıklamada, Konya'da, kronik hastalığı bulunan 37 yaşında bir kadının bugün hastaneye kaldırıldığı ve hayatını kaybettiği belirtildi. Açıklamaya göre, bu kadından alınan numunede pandemik A(H1N1) virüsü bulunduğu tespit edildi. Bu ölümle, Türkiye'de pandemik gripten ölen kişi sayısı 3'e yükseldi. Bakanlığın açıklamasında, yaşından küçük çocuklar, kronik hastalığı olanlar, gebeler ve 65 yaş üstündekilerin grip belirtileri ortaya çıktığında mutlaka bir hekime müracaat etmeleri gerektiği vurgulandı. Bu kişiler dışında, grip belirtileri ortaya çıkan kişilerin, evlerinde istirahat etmeleri, ancak genel durumda kötüleşme, solunum güçlüğü, göğüs ağrısı, nefes darlığı, bilinç bulanıklığı, günden fazla süren ateş, ciddi ve sürekli kusması olan vakaların beklemeden doktora müracaat etmeleri istendi. AA AA 2009-10-30 02:09:08 geçen arkadaşların bazılarının yolu carrefoura düşmüş tahmin edin karşılarına ne çıkmış DİKKAT DOMUZ GRİBİNE KARŞI BİLMEM NE MARKA SIVI SABUN geldi.kapış kapış satılıyor tabi bu arada.almışlar malüm sabunu ellerine,bakmışlar etikete, ipler burda kopuyor,evet buda aşı gibi,grip gibi MADE İN İSRAİL?yani unakıtanın kuşgiribi var diye birzamanlar pastorize yumurta satması gibi.anlayan anladı.ölenlere Allah'tan rahmet, mekanları cennet olsun, sebepler çok, ölüm muhakkak, sadece salgın çıkınca hatırlıyoruz,ölümü Karaduman 2009-10-30 00:54:05 Bakın ölen kadın kronik hasta deniliyor...asıl ölüm sebebi domuz gribi değil yani...sonuçta hasta grip olup vücudu dirençsiz kaldı diye diğer hastalığa yenildi ve vefat etti Allah rahmet eylesin...siz bu domuz gribi işine veryansın ettikçe bnede bunları buraya yazmaya devam edeceğim...bir örnek vereyim...kişi aids virüsü kaptığı zaman aidsten ölmez...grip olur ve ölür çünki aids gribe karşı bağışıklık sistemini çökertir...anlamışınızdır umarım...bu yüzden domuz gribi=normal grip ahmet mete 2009-10-29 23:55:39 tüm vucudum yanıyordu cevatın yaktığı odun ateşinin içinde kalmışım gibi bir hal vardı..her tarafim ağrıyordu nefes almakta zorlanıyordum kendi kendime dedimki yoksa domuz gribimi oldum ..düşündüm taşındım acaba bakanı arayıp aşımı istesem napsam..karar veremedim..en sonunda kendi başımın çaresine bakma kararı verdim şu bilindik toz grip ilacını dağ kekiği çayına kattım..sıcak sıcak içtim iki üç kazak giydim iki battaniye bir yorganın altına girdim üç günlük sivi içtiğimi bir saat içinde ter yoluyla attim Yitik Şehrin Figüranları 623479 Ünlülerin seks hayatları Ünlülerin seks hayatları"Özellikle ipek eşarplarla yatağa bağlanmayı seviyorum" 30.10.2009 10:26Gösteri dünyasının ünlüleri bazen bazı konularda öyle ilginç sözler sarf ediyorlar ki.. İnternetteki sky showbizz sitesi ünlülerin cinsellikle ilgili demeçlerini derledi ve ortaya işte bu sonuç çıktı. Boşanmaya karar verdiği sonra da barışmak için çaba harcadığı eşi Peter Andre ile cinsel yaşamlarını şöyle anlattı Jordan: "Ben uç noktaları severim. Hostel filmini izlediyseniz ne demek istediğimi de anlıyorsunuz demektir. İşte bizim yatak odası hayatımız film gibiydi." LINDSAY LOHAN "Yalnız başıma uyumaktan nefret ediyorum. Farklı ilişkiler içinde olmayı seviyorum. Hatta aynı zamanda bir kaç kişiyle görüşmeyi de seviyorum. Ben bir seks bağımlısı değilim. Sadece ondan keyif alıyorum." STİNG Evet altı saat boyunca seks yapabilirsiniz. Ama bu akşam yemeğini ve belki bir filmi de içerir. Tantra sadece seksle ilgili bir öğreti değil. Bu hayranlığınızı ifade edebilmenizi sağlayan bir ibaret biçimi aynı zamanda. Seks kutsal bir sanat ve inanılmayacak kadar eğlenceli. EVA LONGORIA Güzel yıldız yatakta en çok kelepçeli oyunları sevdiğini söylüyor. Longoria "Özellikle ipek eşarplarla yatağa bağlanmayı seviyorum. Bence yatakta kontrol erkekte olmalı. Bu inanılmaz hoşuma gidiyor" diyor. BEYONCE Ünlü şarkıcı Beyonce, eşi Jay-Z ile birlikte yaşadıkları hakkında şöyle konuştu; "Biz eşim Jay-Z ile çok seksi siyah bir elbise gibi oluyoruz. Ancak her kadın başka başkadır. Her kadının ayrı ayrı sırları vardır. Yoksa da olması gerekir." dedi. 622916 Avrupa'dan dönüşler öncelikli değil Avrupa'dan dönüşler öncelikli değil AA Giriş Saati 30.10.2009 19:55 Güncelleme 30.10.2009 19:58 İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Avrupa'dan gelecek terör örgütü mensuplarına yönelik bir çalışma olmadığını belirterek, ''Avrupa'dan gelişleri birinci planda görmüyorum. Esas olan Kuzey Irak'tan, dağdan silah bırakıp dönüşlerdir'' dedi. Atalay, Samanyolu Haber Televizyonu'nda canlı yayına katılarak, gündemdeki konulara ilişkin soruların yanıtladı. Beşir Atalay, bir soru üzerine, demokratik açılım sürecine ara verilmediğini, sadece terör örgütü üyelerinin dönüşlerine ara verildiğini ifade ederek, terör örgütü üyelerinin Türkiye'ye girişlerinde yaşanan olayların hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini vurguladı. Terör örgütü mensubu grupların dönüşünün ''terörle mücadelenin bir başarısı'' olduğunu ifade eden Atalay, ''Sürece dönük, devletin tutumuna dönük bütün karar ve uygulamaları açıklaması var. İşlemlerin tamamı hukuka uygun yapılmıştır'' diye konuştu. DTP yöneticileriyle çalışmalar kapsamında görüştüğünü, terör örgütü mensuplarının Türkiye'ye girişinden sonra ise görüşmediğini belirten Atalay, sözlerine şöyle devam etti: ''Görüşmeler durdu diye bir karar yok. Biz, bu süreci devlet projesi olarak bütün boyutlarıyla kendimiz planlayarak yapıyoruz. İllegal yapılarla veya kişilerle görüşmemiz söz konusu değildir. DTP, TBMM'de grubu bulunan partidir, milletimizin oylarıyla gelmiştir. Milleti ve milletin Meclis'teki temsilcilerini çok önemsiyoruz. Burada oy hesaplarıyla bu işe girmedik. Samimiyetle ülkemizin sorunlarını çözelim istedik. Oy hesabı yapsaydık 'bugüne kadar nasıl geldiyse öyle gitsin' derdik.'' ''TÜRKİYE'DE TERÖRLE İRTİBATLI BİR STATÜKO OLUŞMUŞ'' İçişleri Bakanı Atalay, ''demokratik açılıma karşı çıkan partilerin oy hesabıyla hareket edip etmediklerinin'' sorulması üzerine, Türkiye'de terörle irtibatlı bir statükonun oluştuğunu ve bunun büyük bir sektör haline geldiğini savundu. Bu sektörün ticari, siyasi boyutları olduğunu, menfaat grupları bulunduğunu ifade eden Atalay, ''Vatandaşımız da çıplak gözle baksa bunları görür. Birlikte yürüme çabalarına katılmayan, her yapılanın altında boşluklar, hatalar arayan, toplumun bazı kesimlerini provoke için kullanan siyasi partilere ne dersiniz? 'Terörün bitmesi onu rahatsız ediyor' dersiniz'' dedi. Atalay, bir soru üzerine de süreç içerisinde şehit aileleriyle tekrar görüşeceğini bildirerek, şehitlik derecesini en doğru şekilde anlayan partinin AK Parti olduğunu, şehit ailelerinin hiçbir şekilde rencide edilmeyeceğini dile getirdi. ''Demokratik açılım'' sürecinin kasım ayının ilk yarısında TBMM'de gündeme getirileceğini ve gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için çaba harcanacağını anlatan Atalay, ''Bunun mutlaka Meclis'te görüşülmesi gerekiyor. Kasım'ın ilk haftası olabilir gibi bireysel öngörüm vardı. Başbakanımız ile görüştüm, bu hafta Başbakanımız programıyla uyuşmuyor gibi bir görüntü oluştu. Belki kasımın ikinci haftasına kalabilir. Meclis'teki açık görüşmenin Kasım'ın ilk yarısında olması daha iyi olur diye düşünüyorum'' değerlendirmesinde bulundu. ''AVRUPA'DAN DÖNÜŞLERİ BİRİNCİ PLANDA GÖRMÜYORUM'' Avrupa'dan gelecek terör örgütü mensuplarına ilişkin bir görüşme olup olmadığının sorulması üzerine de Atalay, ''Hayır. Bizim başkalarının ifadelerinden ziyade kendi planımız esas. Türkiye Cumhuriyeti kendi planlarını yapıyor. Avrupa'dan gelişlerle ilgili bir çalışmamız yok. Benim kendi düşüncem; Avrupa'dan gelişleri birinci planda görmüyorum. Esas olan Kuzey Irak'tan, dağdan silah bırakıp, dönüşlerdir. Kuzey Irak'tan dönüşler yakın zamanda olabilir. Dönüşler Mahmur'dan olur, dağdan olur. Avrupa öncelikli olmaz'' yanıtını verdi. Atalay, Mahmur Kampı'na yönelik çalışmalara ilişkin bir soruya da şöyle yanıt verdi: ''Orası 90'lı yıllarda Türkiye'den gidenlerin yaşadığı bir yer. Orayla ilgili bütün bilgiler elimizde. Planlamalar bir süredir yapılıyordu. Dışişleri Bakanımızın gidişinde oranında bir yeri olacak. Mahmur'u insani boyut olarak ele almak gerekiyor. Biz Mahmur'u hep önemli görüyoruz. Irak devlet başkanı ve hükümetinin de Mahmur ile talepleri var. Kampın, terörist üreten mekan gibi de olumsuz bir yanı var. Biraz daha erken müdahale edelim isteniyor.'' Atalay, bir soru üzerine de ''demokratik açılım''a karşı çıkan siyasi partilerin kaybedeceğini vurguladı. Oluşturulması düşünülen İnsan Hakları Birimi'ne ilişkin açıklamalarda da bulunan Atalay, birimin Türkiye'nin geneliyle ilgili olacağını, kontrol ve denetim mekanizmalarını sivil hayata kaydırmak istediklerini, bu yüzden sivil mekanizmaları geliştirmenin yollarını aradıklarını söyledi. Yayın tarihi: 30 Ekim 2009 Cuma 622913 Maliye'den uzlaşma daveti Maliye'den uzlaşma daveti AA Giriş Saati 30.10.2009 20:19 Güncelleme 30.10.2009 20:20 Doğan Yayın Holding A.Ş, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'nın, şirkete, doğrudan bağlı ortaklığı Doğan TV Holding ile dolaylı bağlı ortaklıkları Yapım Reklamcılık, Doğan Prodüksiyon Hizmetleri ve Alp Görsel İletişim Hizmetlerine uzlaşma davetiyesi gönderdiğini duyurdu. Doğan Yayın Holding'in Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan şirket ve bağlı ortaklıkların uzlaşma davetiye iletilmesine ilişkin açıklamasında, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'nın, Nisan 2002-31 Mart 2003 hesap dönemi Vergi ve Ceza İhbarnameleri (15.731.189 TL vergi aslı, 19.451.322 TL vergi ziyaı cezası) ile ilgili olarak Doğan Yayın Holding A.Ş'ye; 2005, 2006, 2007 ve 2008 hesap dönemi Vergi ve Ceza İhbarnameleri (kurum geçici vergi aslı ve özel usulsüzlük cezaları hariç, 1.545.303.367,60 TL vergi aslı, 2.101.244.167,74 TL tutarında vergi zıyai cezası) ile ilgili olarak da doğrudan bağlı ortaklığı Doğan TV Holding A.Ş ile dolaylı bağlı ortaklıkları Yapım Reklamcılık ve Dağıtım A.Ş., Doğan Prodüksiyon Hizmetleri A.Ş. ve Alp Görsel İletişim Hizmetleri A.Ş.'ye uzlaşma davetiyesi gönderdiğini bildirdi. Açıklamada, ''Bilindiği üzere, uzlaşmanın vaki olmaması durumunda, Şirketimiz ve Bağlı Ortaklıklarımızın, kendilerine tebliğ edilen Vergi ve Ceza İhbarnamelerinin terkini amacıyla açmış oldukları davalarda, dava süreci kaldığı yerden devam edecektir'' denildi. Yayın tarihi: 30 Ekim 2009 Cuma 621315 Bakü'de Cumhuriyet Bayramı Coşkusu : Bakü'de Cumhuriyet Bayramı Coşkusu Yayına Giriş: 30.10.2009 00:27:40 Güncelleme: 30.10.2009 00:27:40 Azerbaycan'da Cumhuriyet Bayramı coşkusu yaşandı. Bakü'deki Cumhuriyet resepsiyonu görülmeye değerdi. Yer Gülistan Sarayı... Milletvekilleri, bakanlar, yabancı misyon şefleri, askerler, Türk ve Azerbaycan vatandaşları kısacası kutlamalara yüzlerce insan katıldı. Salon tamamen doldu. İki ülkenin milli marşları sanatçı Azerin'in sesiyle yankılandı. Ev sahibi Büyükelçi Hulisi Kılıç Cumhuriyet'in Türkiye'ye kazandırdıklarına vurgu yaptı ve Türkiye'nin her zaman Azerbaycan'ın yanıda olacağını kaydetti. Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Abid Şerifov'da iki ülke kardeşliğinin sonsuza kadar süreceğini söyledi. Resepsiyonda sohbetin konusu da Türkiye Azerbaycan ilişkileri oldu. 621669 Nefes’ten ders almak Güneri Cıvaoğlu BugünNefes’ten ders almak 30 Ekim Cuma 2009 EKİM ayında çok sayıda Türk filmi vizyona girdi. Biri dışında hiçbiri yüz binden fazla gişe yapamadı. Ama ’ya karşı bir sınır karakolunda savaşan komandoların öyküsünü anlatan “NEFES” filmi, milyonu aştı, rekora gidiyor. Neden? Askeri hedef yapmayı “misyon” edinenler, derin bir nefes alarak “NEFES”i düşünmeli. Her kurum gibi bünyesinde de yanlış kişiler ve yanlışlıklar olabilir. Elbette eleştirilecektir. Fakat kurumun itibarını yıpratmadan... Makas değiştirmek GÜNDEMDEN düşürülen “ıslak imza” amacına ulaştı. “Habur kapısında mobil yargı, PKK giysileriyle, otobüsü üstünde zafer işaretleriyle süslenen gösteriler, APO pankartları, ‘Biji Apo’ sloganları, 10 binlerin refakat ettiği konvoy” artık tartışılmıyor. Şimdi komutanlar sorgulanmakta. Peki... Bu, gündeme makas değiştirme operasyonunun siyaset bilançosu nedir? ’nin Başkanı ’e göre AKP’nin puan kaybı büyüktü. Net bir rakam alamadım ama izlenimim yüzde otuz dolaylarında düşmüş olabileceği yolunda. Halk desteğindeki bu fay kırılması, “ıslak imza” süreciyle birlikte onarıldığı yorumu yapılabilir mi? Kamuoyunun nabzını yıllardır tutan araştırmaların cevabı “olumsuz...” Toplumda en yüksek güven oranı hâlâ askere... Daha önceleri yüzde doksan olan destek oranı, bir süredir yüzde seksene gerilemiş olsa bile hâlâ açık ara birinci. Türk milleti askeriyeye “peygamber ocağı” olarak bakıyor. Yani “ıslak imza” AKP’nin kaybettiği oyları geri getirmez ... Fakat, “Habur ve sonrası görüntüleriyle” başlayan oy kanamasını durdurmuş olabilir. AKP için gene de kazanç. Bedeli var ÖTE yandan kamuoyu araştırmaları ve siyasi tahlillerde güvenilir isim Tarhan Erdem’in, önemli bulduğum görüşünü yansıtmakta fayda var: Konjonktürel dalgalanmalarla kamuoyu yoklamalarının saptadığı, ani ve büyük destek yükselmeleri ya da kayıtları kısa süreli olabiliyor. Bir süre sonra duygusal şişkinlikler ya da kırılmalar törpüleniyor. Normallere yakın değerlerde istikrar kazanıyor. Tarhan Erdem’in bu tespiti ’nin ötesinde küresel ölçekli bir gerçek. Ama... Bir defaya mahsus etkenler için... Buna karşılık etkenler birbirini izleyen süreklilik gösterirse “geri dönüşümlü esnek” değil, kalıcı ve katı fay kırıkları oluşur. Kürt açılımının böyle bir “bedel” riski var. Deneyimli kamuoyu araştırmacılarına göre, Türkiye’de bir siyasi partiye destek için birinci etken “ekonomi.” AKP yönetiminde başarılı olamadı. Oylarındaki düşüşün temel nedeni buydu. Türkiye’nin ikinci gerçeği ise PKK konusunda olağanüstü duyarlıktır. ’ın yakalanması ve Türkiye’ye getirilmesi Ecevit’e öyle bir prim yaptırmıştı ki, ilk seçimde birinci parti olmuştu. PKK’lıların Habur girişine sanal kırmızı halı döşemenin de bedeli bunun tam tersinin olabileceğine karinedir. Olay “tekil” görünse bile “süreklilik” gösterdiği için oyları büyük oranda etkilemiştir. VE ŞİMON Peres Başbakan olduğu dönemde, ’de kudurmuştu. Yüzde bini aşmıştı. Oy kaygısı nedeniyle acı ilacı hiçbir hükümet içiremiyordu. Şimon Peres, “ne pahasına olursa olsun enflasyonu tek haneli rakama indirmeye” karar verdi. Ciddi bir hazırlık ve yol haritasıyla bu kararı uygulamaya koydu. Nelerle karşılaştığını kendisinden dinlemiştim. Topluma ve ekonomiye öylesine dar bir deli gömleği giydirmişti ki, etrafında kendisini destekleyen kimsecikler kalmamıştı. Ona herkes ateş püskürüyordu. Hükümetteki ortağı olan partide homurdanmalar yankılanıyordu. Hatta “eşinin bile sonunda onu eleştirmeye başlamış olduğunu” söylemişti. Yoluna yapayalnız devam etti. Darbeler aldı. Çok acı çekti. Zaman zaman oylarının siyaset borsasında tahta kapattıracak kadar tabana vurduğunu gördü. Yolundan dönmedi. Sonunda hedefine ulaştı. Enflasyonu yüzde 10’un altına indirdi. İsrail’in siyaset gurusu oldu. Günü kurtaran “siyasetçi değil” yarınların sorumluluk bilincine sahip “devlet adamı” olmak böyle bir şey. Bu sürece, sadece gözü kara cesaret, sağduyu ve bilgelikle çizilmiş bir plan refakat ediyordu. “Ne olursa olsun bu yoldan dönüş yok” derken inandırıcıydı. Ardından “Gerekirse sil baştan yaparız” söylemiyle “U” dönüşünün gelmeyeceği inancını veriyordu. Kanın durması için doğru karardır, zamanlaması gerçekçidir ama bu sürecin iyi yönetildiği söylenemez. İyi yönetilseydi, Başbakan Erdoğan ’dan gelecek PKK’lılar için frene basıp “Gerekirse sil baştan yaparız” der miydi? (473 yazı) 621429 Türkiye nükleer enerji için kolları sıvadı İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ Türkiye nükleer enerji için kolları sıvadı İran'ın doğalgazını çıkarmak için protokol imzalayan Türkiye Moskova ile nükleer işbirliğine gidecek Orta Doğu'nun en stratejik bölgesinde yeralan Türkiye, enerji kaynaklarını çeşitlendirmek için bölge ülkeleriyle sıkı bir temasa geçti. Önceki gün İran ile yapılan doğalgaz anlaşması ile Avrupa'daki elini güçlendiren Ankara nükleer alanda da Moskova yönetimi ile karar aşamasına gelmiş durumda. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, nükleer enerji ile ilgili projelerinin bulunduğuna dikkat çekerek, “Çok kısa bir sürede artık bu konuda da kararımızı vermemiz gerekiyor” dedi. Önceki gün Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği'nde düzenlediği basın toplantısında konuşan Erdoğan şöyle devam etti: Moskova ziyaretim olacak ve böylece işi sonuçlandıracağız. İran ile doğalgaz konusunda anlaştık. İran hem tedarikçi ülke, hem transit, hem tüketici ülke.” Türkiye'nin İran ve Rusya ile başlattığı enerji kulisi ise Amerika ve Avrupa tarafından sıkı bir şekilde takip ediliyor. 30.10.2009 EKONOMİ 622415 Erdoğan'ın İran Gezisinin Yankıları : Erdoğan'ın İran Gezisinin Yankıları ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, "Türkiye'nin İran'la yaptığı anlaşmanın detaylarını bilmiyoruz. İran'la ilişki kurulması yöntemini takip ediyoruz." Yayına Giriş: 30.10.2009 14:33:36 Güncelleme: 30.10.2009 14:46:14 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İran ziyaretinin yankıları sürüyor. Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ian Kelly, Washington'da düzenlediği günlük basın toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İran ziyareti ve iki ülke arasında imzalanan anlaşmaları değerlendirdi. "İran ile Türkiye arasındaki bu anlaşmalara ilişkin herhangi bir reaksiyonunuz var mı?" sorusu üzerine Kelly, anlaşmaya ilişkin detayları bilmediğini, Tahran'ın barışçıl amaçlı nükleer enerji programı ile ilgili itirazlarının olmadığını söyledi. Sözcü, "İran'la ilişki kurulması yöntemini takip ediyoruz. Fakat seçeneklerimizi de açık tutuyoruz. Bu seçeneklerin neler olacağına ilişkin detay vermeyeceğim" dedi. Öte yandan Amerikan Savunma Bakanlığı Sözcüsü Geoff Morrell de Türkiye'nin İran'la anlaşma imzalamasının kendileri açısından sorun olup olmadığını ilişkin bir soruya cevap vermekten kaçındı. 622034 İzmir iki gemi mürettebatı domuz gribi Gemi dün akşam saatlerinde İzmir'den ayrıldı. Alınan bilgiye göre, dün İzmir Limanına yanaşan İtalyan bayraklı Costa Romantica gemisindeki mürettebatta domuz gribi hastalığı tespit edildi. Bir mürettebatın ateşlenmesi üzerine gemideki laboratuvarda yapılan test sonucu, kişide H1N1 virüsüne rastlandı. Hastaların gemideki sağlık tesisinde karantina altına alındığı öğrenildi. Konuyla ilgili AA muhabirine açıklama yapan İzmir Limanı Mülki İdare Amiri Vali Yardımcısı Şükrü Kara, hastalıkla ilgili gemide gerekli önlemlerin alındığını, gerekli bilgilendirmeyi önceden yaptıklarını söyledi. Hastaların gemide karantina altında tutulduğunu kaydeden Kara, ''Kente girişleriyle ilgili herhangi bir talep olmadı. Yaklaşık bin kişilik yolcu kapasitesine sahip bu gemilerde, domuz gribine karşı gereken önlemler alınıyor. Hastalığı da zaten kendi sağlık tesislerinde saptamışlar'' dedi. Kara, İzmir Limanı'nda domuz gribine karşı termal kamera ve diğer hijyenik tedbirlerin alındığını da kaydetti. Costa Romantica gemisinin dün akşam saatlerinde İzmir'den ayrılarak Yunanistan'ın Santorini Adası'na hareket ettiği belirtildi. AA 622406 Bakan Yıldız'dan Azeri gazı yorumu Yıldız, ''Bizim gönlümüz bu anlaşmanın yapılmasından yanadır. Ama ille de yapılmayacaksa çaresiz kaldık diye bir konu söz konusu olamaz.'' dedi. Meram Elektrik Dağıtım A.Ş'nin devri töreni öncesinde gazetecilerin sorularını Azerbaycan heyetinin doğal gazda fiyat ve diğer konularda görüşülmesi için ne zaman geleceğinin sorularını "Önümüzdeki hafta veya bir sonraki hafta, yani haftalık bir süreç içinde bir araya gelinip, görüşülecek." sözleriyle cevapladı. Azerilerle her zaman anlaşmaya yakın olduklarını dile getiren Yıldız, "Bizim açımızdan her zaman yapıcı, pozitif yaklaşımlarımız oldu Azeri kardeşlerimize. Yine aynı şekilde olacaktır. Buna rağmen sonuç alınır ya da alınmaz toplantı sonunda göreceğiz.'' diye konuştu. Her ülkenin doğal gaz tedarikiyle alakalı güzergah çeşitlendirmesine gittiğini söyleyen Yıldız, kaynak ülkelerin de bu anlamda güzergah çeşitlendirmesiyle ilgili alternatifleri bulunduğunu dile getirdi. Yıldız bu anlamda Türkiye'nin anlaşma olmazsa çaresiz kalmayacağını aktardı. Azerilerle anlaşma yapabilecekleri kanaatinde olduğunu kaydeden Yıldız, İran'daki Güney Pars bölgesine ilişkin ise "Türkiye'nin coğrafyası, stratejik konumu dikkate alındığında kendi çıkarına olan projeleri fırsata çevirecektir." dedi. 621541 Real Madrid’te Aragones sesleri ’te Aragones sesleri 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, İspanya ’nda takımı Alcorcon’a 4-0 yenilen ’de, Teknik Direktör Manuel Pellegrini’nin değiştirileceğini iddia eden Michael Laudrup’tan ’e kadar geniş bir aday listesi sundu. Şilili hocanın görevden alınması halinde en güçlü adayın Laudrup olduğunu iddia etti. Laudrup’un dışında ’nin eski hocası ,  İtalyanlar’dan Roberto Roberto Donadoni ve Luciano Spaletti ile İsveçli Sven gibi isimler de adaylar arasında yer aldı. 621689 Gece atıştırmaları kilo olarak döner Dilara Koçak İyi yaşamGece atıştırmaları kilo olarak döner 30 Ekim Cuma 2009 Üniversite öğrencisiyim, gece sınava çalışırken yediklerim kontrolden çıkıyor. Kilo almak istemiyorum ve yurtta kalıyorum ne yapmalıyım? Uyanık kalmak için çoğumuzun ilk yaptığı büyük bir bardak kahve içmektir. Tabii günümüzde kahve çeşitlerinin ve lezzetlerinin de artmasına bağlı olarak bu seçimler kahve ve tüketimini artırdı. Kilo almak istemiyorsanız şekersiz ve kremasız seçeneklere yönelmeniz daha uygun olacaktır. Bir de “Ders çalışıyorum, yanına cips, çikolata eklemekten ne çıkar?” derseniz bu ilaveler başarınızı değil sadece kilonuzu artırır. Üstelik geç saatte aşırı yemek yerseniz uyumakta zorluk çekebilirsiniz. Bu gibi durumlarda; şekersiz bir kahve yanında diyet bisküvi, kuru meyve, kuru yemiş tüketmek iyi olacaktır. Ancak, 10 fındık veya tam ceviz yediğinizde, tatlı kaşığı yağ aldığınızı veya meyveleri tüketirken porsiyon miktarlarına uymak gerektiğini unutmayın. Abur cuburu buzdolabınızdan çıkarın Eğer yurtta kalıyorsanız, abur cuburları odanızdan uzak tutun. Odanızda buzdolabınız varsa; az yağlı yoğurt, meyve, müsli barlar bulundurabilirsiniz. Genel olarak kampuslerde bulunan otomatlar ise yüksek kalorili cips, bisküvi, çikolata vs içerir. Bunlar yerine oda sıcaklığında koruyabileceğiniz kuru ve taze meyveler daha iyi seçimdir. Market listenizi gözden geçirin ve bazı ürünleri her hafta düzenli olarak almaya özen gösterin. Meyve, müsli, yulaf, light süt, yoğurt, peynir, tam tahıllı ürünler mutlaka alışveriş listenizde yer almalı. Sigarayı bıraktım ve bu boşluğu yemekle doldurmak istemiyorum. Kilo almamak için ne önerirsiniz? Sigara birçok insan için yemek bitiş sinyalidir. Kişi karnı doyduğu anda bir sigara yakar ve böylece yemekten uzaklaşır. Sigarayı bırakınca bu alışkanlık ve beyne komut verme bir süre fazla yemekle sonuçlanır. Sigarayı bıraktıktan sonra oluşan boşluk hissi, genelde yemekle doldurulmaya çalışılır. En büyük tehlike avuç avuç kuru yemiş, çekirdek gibi yağlı gıdalar yemektir. Oysa salatalık, kereviz sapı, meyve daha sağlıklı atıştırmalıkladır, çünkü yağ içermezler ve düşük kalorilidirler. Ayrıca bol su içmek de faydalı olacaktır. Sigara bırakılınca sebebiyle metabolik hızda azalma yaşanabilir. Buna engel olmak için düzenli bir egzersiz programına başlanmalıdır. Spor yapanların sigarayı bırakma başarısı yapılan çalışmalarda iki kat daha fazla bulunmuştur. Sigarayı bırakıldığında kan şekerinizde düzensizlik oluşabilir ve canınız tatlı isteyebilir. Bunu önlemek için şekersiz çiklet çiğneyin, şeker ihtiyacınızı meyvelerden veya taze sıkılmış meyve sularından karşılayın. Ancak her bir çay bardağı taze meyve suyunun yaklaşık 45-50 kalori içerdiğini unutmayın. Benim ve eşimin kilosu normalden fazla, ben değişmeye çalışsam da eşim bu konuda biraz inatçı. İki kızım var onların da ileride kilo problemleri olmasından korkuyorum, ne önerirsiniz? Çocukları olumlu olarak etkilemek, daha derinlerde bir tutum gerektirir. Sizin de olarak bunlara yürekten inanıp yaşam tarzınız haline getirmeniz ve uygulamanızla başarılabilir. İnsanlar genelde kendilerine söylenenleri değil, gördüklerini yaparlar. Bu benim için de, sizin için de, çocuğunuz için de böyledir. nedenle, çocuğunuzun seçimlerinde istediğiniz tarz, öncelikle sizin beslenme tarzınız olmalıdır. Bu konuda dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri, çocuklarınızı daha az yemesi için teşvik ederken, “diyet” kelimesini kullanmaktan kaçınmanızdır. Araştırmalar, diyet yapmaları istenen çocuğun, daha fazla yediği veya kötü beslenme alışkanlıkları geliştirdiğini ortaya çıkarmıştır. Çocukların beslenme eğitimlerinde diğer önemli bir nokta da, ne yemesi gerektiğini dikte etmeniz yerine, ailenizin beslenme seçimlerin-den bahsederek, onları yönlendirmenizdir.  (258 yazı) 621565 Yüzerek Gürcistan'a geçen Rizeli gençler kefaletle serbest Edinilen bilgiye göre, 17 gün önce 'sınır ihlali' yaptıkları iddiasıyla tutuklanan Arif Kaya (23) ve amcasının oğlu Muhammet Kaya'nın (22), mahkemece kefaletle serbest bırakılması kararlaştırıldı. Kararın ardından ülkeye giden Arif Kaya'nın dayısı Murat Ülker, belirlenen 10 bin lira kefaleti ödedi. Bunun üzerine salıverilen Arif Kaya ile Muhammet Kaya, Sarp Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye döndü. Muhammet Kaya, yüzerek Gürcistan'a geçtikleri yönündeki iddianın doğru olmadığını ifade etti: "Tuvalet ihtiyacımızı gidermek için kayalıklara indik. Gürcü askerleri bize silah doğrultarak sınırı ihlal ettiğimizi söyledi. Biz sınırın nerede olduğunu bile bilmiyorduk. Gözaltına aldılar. 16 gün boyunca çok eziyet çektik." Dayı Murat Ülker ise şunları anlattı: "2 yeğenimi kurtarmak için 10 bin lira civarında kefalet ödedim. Ayrıca oradaki avukata ve diğer görevlilere de ayrı ayrı para ödemek zorunda kaldık. Eşyalarına da el koydular." Rize'nin Ardeşen ilçesinde yaşayan Arif, Muhammet Kaya ve arkadaşları Osman Osmanoğlu, 13 Ekim'de gezmek için Sarp Sınır Kapısı'na gitmişti. Pasaportu olan Osmanoğlu'nun, aracına mazot almak için sınır kapısından Gürcistan'a girmesinin ardından kıyıdan yüzerek aynı ülkeye gittikleri öne sürülen Arif ve Muhammet Kaya, Gürcistan güvenlik kuvvetlerince gözaltına alınıp, çıkarıldıkları mahkemece 'sınır ihlali' yaptıkları iddiasıyla tutuklanarak cezaevine konulmuştu. 622696 Gül-Talat ortak basın toplantısı: 2009 da çözüm zor gözüküyor 18.30 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Gül-Talat ortak basın toplantısı: 2009 da çözüm zor gözüküyor Cumhurbaşkanı sorununun bu yıl içinde çözüme kavuşturulmasının zor gözüktüğünü belirterek, "Öyle görülüyor ki, kısa sürede çözüm hedefi bir süre daha erteleniyor. 2009 sonunda bir çözüm gittikçe zor hale geliyor" dedi. Talat, ’nde Cumhurbaşkanı ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, sıcak karşılama ve destekten dolayı Gül’e "içtenlikle" teşekkür etti. ’nin desteğinin kendileri için çok önemli olduğunu belirten Talat, Türkiye’nin desteği ile aktif politikalarını ve çözüm için çalışmalarını sürdüreceklerini kaydetti. "Kıbrıs sorununun bu yıl içinde çözüme kavuşturulması için elimizden geleni yaptık" diyen Talat, "daha yoğunlaştırılmış müzakereler, takvim konmuş müzakereler, uluslararası toplumun, ’nin daha fazla katılımının sağlandığı müzakereler" önerdiklerini, ancak Kıbrıs tarafının bundan kaçtığını belirtti. Talat, Rum kesiminin avantajlarını kullanarak hem Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerini istismar ederek, hem de uluslararası tanınmışlığı ve AB üyesi oluşunu kullanarak, süreci daha uzun vadeye yayıp, kendi istediği gibi bir çözümü elde etmeyi hedeflediğini belirtti. Müzakerelerin 2010 başında, özellikle KKTC’de cumhurbaşkanlığı seçiminden önce sonuçlanmasının en önemli dilekleri olduğunu söyleyen Talat, "Bir an önce çözüm bütün uluslararası toplumun da arzusudur. Bu yöndeki politikamız devam ediyor." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Talat, sürecinde aktif olarak yer aldıklarını ifade ederek, "Kıbrıs Rum tarafının da ortaya koyduğu, makul olduğu sürece onların endişelerini de dikkate alan önerilerimizle süreci hızlandırmaya çalışıyoruz" diye konuştu. Bu konuda oldukça önemli adımlar atıldığını belirten Talat, birinci turu tamamladıklarını, birinci turun sonunda artık anlaşmazlık noktalarının hangileri olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Talat, şimdi bu noktaları azaltmaya ve bunlar üzerinde köprü kurmaya çalıştıklarını ifade etti. İkinci turda müzakereleri haftada ikiye çıkardıklarını kaydeden Talat, şunları söyledi: "Kıbrıs Rum tarafının Türkiye’nin AB süreci nedeniyle yıl sonunda yapılacak AB zirvesini bir anlamda kullanmak istemesi nedeniyle, ciddi ve büyük ilerlemeler henüz sağlayamıyoruz. Ancak süreç olgunlaşıyor. Bu süreci sonuçlandırmak bundan sonraki dönemde daha kolay olabilecektir. Yeter ki, iyi niyet olsun. Yeter ki, Kıbrıs Rum tarafı da Kıbrıslı Türklerle eşit ortak olacağını hazmetsin. Bunu hazmedebildiği takdirde, olgunlaşan müzakere sürecinin ortaya çıkardığı gerçekleri ve farklılıklar üzerine köprü kurma imkanlarını değerlendirerek, kısa sürede çözümü sağlamamız mümkün olabilecektir inancındayım." Süreci ilişkin Türkiye ile istişare içinde olduklarını belirten Talat, Türkiye’nin desteğinin çok boyutlu olduğunu kaydetti. "Biz bir an önce çözümü arzuluyoruz" diyen Talat, BM parametreleri çerçevesinde varılacak çözümün, yaşayabilir ve Kıbrıslı Türklerin tekrar 1974 öncesine dönüşüne engel olacak bir çözüm olmasının hayatı derecede önemli olduğunu belirtti. Talat, "Bütün iyi niyetimiz ve bütün esnekliğimizle müzakereleri sürdürüyoruz" diye konuştu. -"YENİ BİR YOL HARİTASI ÇİZMEDİK" "Kıbrıs görüşmelerinde bundan sonra daha önceki görüşmelerden farklı bir strateji izlenip izlenmeyeceği" ve "müzakerelerden sonuç alınmaması halinde planının ne olduğu" sorusu üzerine Talat, yeni bir yol haritası çizmediklerini belirterek, "Böyle bir şey yok, biz müzakere sürecinin geldiği aşamayı değerlendirdik" dedi. Talat, Türkiye ile yapılan istişarelerin sürekli olduğunu, hemen her aşamada Türkiye ile istişare edilerek politikaların belirlendiğini, dün ve bugün yapılan görüşmelerde gelinen aşamanın değerlendirildiğini kaydetti. "Birçok öneri yapıldı bu dönem içerisinde, bu önerileri biz kendi değerlendirmelerimizle Türkiye’nin değerlendirmelerini bütünleştirerek bugüne kadar yaptığımız gibi yeni önerilerimizle süreci devam ettireceğiz" diyen Talat, araştırma yapıldığında Kıbrıs Türk tarafının önerilerle ilgili açık bir üstünlüğünün olduğuna dikkati çekerek, iki taraf arasındaki uçurumu kapatacak önerilerin sürekli Kıbrıs Türk tarafından geldiğini belirtti. Talat, "Benim değerlendirmeme göre yeni önerilerin sunulması yeni bir yol haritası olarak sayılmamalıdır" dedi. Müzakerelerin sonsuza kadar süremeyeceğini ve gerçekten bir takvime ihtiyaç duyduklarını belirten Talat, müzakerelerin uzun sürmesi halinde aşılamaz tıkanıklıkların ortaya çıkacağını sözlerine ekledi. Cumhurbaşkanı Talat, şunları kaydetti: "Birleşmiş Milletlerin aktif katılımıyla taraflara, parametrelerin dışına çıkıldığında uyarılarda bulunulmazsa ve tekrar parametrelere dönüşü yönlendirmezse, tarafların ilerleme kaydetmeleri kolay olmaz. Hele Rum tarafında yerleşmiş ön yargılar dikkate alınırsa, Rum tarafının tespit ettikleri pozisyonlarından hareket etmesi söz konusu olmaz. Hem uluslararası tanınmışlığı, hem de AB üyeliğinden kaynaklanan gücünü kullanarak olduğu yerde çakılır kalır ve ilerleme olmaz." Hem takvim, hem uluslararası toplum devreye girerse sürecin hızlanacağını kaydeden Talat, sürecin tıkanıklığa uğraması durumunda elbette alternatiflerinin olduğunu söyledi. Çözüm için her şeyi yapmak istediklerini belirten Talat, "Bu sürecin sonunda eğer çökerse, ’çözüm için her şeyi yaptık mı’ dediğimizde ’evet’ diyebilmeliyiz. Bizim çözüm için her şeyi yaptığımızı bütün dünyanın da teslim etmesi gerekiyor. Biz ona konsantre olduk, planlarına değil." diye konuştu. Dışişleri Bakanlığında yapılan toplantıdan çıkan "barışı zorlamak stratejisinin altını nasıl doldurduğu" sorusunu ise Talat şöyle yanıtladı: "Türkiye, çözümü, barışı zorlama stratejisini zaten güdüyor. Ama bunun yapılan çalışmayla bir kere daha teyit edilmesi ve vurgulanması bugüne kadar yürüttüğümüz politikanın doğrulanmasıdır. Biz Türk tarafı olarak bunu yaptık, bütün açılımlar bizden geldi. Yanlış anlaşılmasın, haklarımızdan taviz vererek yapmadık. Biz çeşitli alternatifleri gündeme getirerek, barışı hep zorladık. Türkiye Dışişleri Bakanlığında yapılan çalışma da bu politikanın devamını bir anlamda teyit etmiştir." 622483 75 günde 18 bin kişi! 75 günde 18 bin kişi! 30/10/09 15:26 Trabzonspor Telekominikasyon Genel Müdürü Sinan Zengin yaptığı yazılı açıklamada, GSM operatörü Avea ile mobil telekomünikasyon alanında işbirliğine giden Trabzonspor'un, 75 gün içinde 18 bin kişiyi Trabzoncell'li yaptığını kaydetti. Gün başı ortalama 240 kişi ile Trabzoncell sayısıyla, gösterdiği büyüme oranıyla bu alanda çok iddialı olduğunu ortaya koyduğunu ifade eden Zengin, şunları kaydetti: ''Trabzoncell satış rakamlarında şehir bazında yüzde 50 oran ile Trabzon başı çekerken, İstanbul yüzde 25 ile ikinci sırada yer aldı. Geri kalan yüzde 25'lik dilimde yer alan şehirlerin satış rakamlarında birbirlerine çok yakın oldukları dikkat çekti. Numarasını taşıyarak Trabzoncell'e geçenler ile yeni hat alanların yarı yarıya olduğunun gözlemlendiği verilerde dikkat çeken bir diğer nokta ise, abonelerinin yüzde 90'ının haber paketine üye olması ve üyeliklerini aktif olarak kullanması. Sadece Trabzon değil, Türkiye'nin pek çok ilinde Trabzoncell'e gösterilen yoğun ilgi hedeflenen rakamlara kısa sürede ulaşılacağının sinyalini verdi.'' Zengin, içinde bulunulan dönemde mobil telekomünikasyon hizmetinin kulüpler için ciddi bir ek gelir imkanı yaratmaya başladığını vurgulayarak, şöyle devam etti: ''Bu konuda rakiplerimizin daha sonra başlamamıza rağmen 75 gün içerisinde ortaya çıkan verilere bakıldığında en hızlı büyüyen operatör olduğumuzu görüyoruz. Bugün ulaştığımız 18 bin rakamı her şeyden önce, taraftarımızın takımına ve şehrine sonuna kadar destek verdiğinin bir göstergesi. Hem taraftarımıza, hem de takımımıza kazandıran ve ekonomik alt yapımızın daha da güçlenmesini sağlayacak olan Trabzoncell'e tüm Trabzonlular'ın ve Trabzonsporlular'ın daha fazla sahip çıkmasını istiyorum. Kısa ve orta vadede hedefimiz 250 bin abone ve bu doğrultuda da kulübümüze 5–6 milyon lira civarında gelir kazandırmak. Şu anki veriler doğrultusunda bu hedefimizi geçeceğimizi açıkça söyleyebilirim.'' 622503 Azerbaycan'dan Sarkisyan'a sert uyarı Azerbaycan'dan Sarkisyan'a sert uyarı MOSKOVA Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın geçtiğimiz günlerde Azerbaycan'ın Yukarı Karabağ dışındaki işgal edilmiş topraklarını ziyaret etmesi ve askeri tatbikatları denetlemesi Bakü'yü kızdırdı. Azeri APA ajansının haberine göre, başkent Bakü'de basına konuşan Azerbaycan Savunma Bakanı Sefer Abiyev, Sarkisyan'ı sert uyardı. Abiyev, "Sarkisyan'ın bu topraklara ayak basmaya hakkı yok. Muhtemelen bu Sarkisyan'ın son ziyareti olacak! Azerbaycan ordusu, işgal edilmiş topraklarını kurtarmaya muktedirdir ." dedi. Azeri Savunma Bakanı Ermenistan'ın son zamanlarda yaptığı askeri tatbikatları dikkatle izlediklerini de belirtti. Abiyev, "Her şeyden iyi haberimiz var." diye konuştu. Abiyev, Kasım'da Türk askeri üst düzey heyetin Azerbaycan'ı ziyaret edeceğini de sözlerine ekledi. TARİHİ FOTOLAR CN'DA Bu arada Cihan Haber Ajansı, Rus haber ajansları ile işbirliği çerçevesinde 1992 yılında Yukarı Karabağ'da yaşanan çatışmalardan üç kare fotoğrafı yayınlıyor. Fotoğraflarda 22 08 1992 tarihinde Yukarı Karabağ'da Ermeni nüfusun yoğunlukta bulunduğu Artsevaşan kasabasında Azeri askerlerle Ermeni askerlerin sıcak çatışma anı kareleri yer alıyor. 30.10.2009 DÜNYA 622562 300 milyar Euro’luk devlere Türk vitamini Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 300 milyar Euro’luk devlere Türk vitamini Türk CEO‘su Dr. Paul Doany Telekom Ağı Operatörleri Birliği online eğitim programı Vitamin’in ve geldiği noktayı dev şirketlerin tepe yöneticilerine anlattı. Vitamin’in farklı dile çevrilip başta olmak üzere çeşitli ülkelerde kullanıldığını belirten Doany "Vitamin ürünümüz de global bir ürün haline geldi" dedi Türk Telekom CEO‘su Dr.Paul Doany Avrupa Telekom Ağı Operatörleri Birliği (ETNO-European Telecommunications Network Operators Associaton) toplantısında toplam ciroları 300 milyara ulaşan dev şirketlere Vitamin’i anlattı. ETNO Genel Kurulu kapsamında ’nın kentinde şirketinin ev sahipliğinde düzenlenen CEO zirvesi ciroları toplami 300 milyar Euro’yu bulan Avrupa’nın dev telekom operatörlerini biraraya getirdi. Türk Telekom CEO’su Dr. Paul Doany zirve kapsamında düzenlenen "Dijital Avrupa: Gelecek nesil yatırımlar, ekonomik toparlanma ve süreklilik" başlıklı panelde bir konuşma yaparak Türk Telekom’un ’de eğitim ve sağlık başta olmak üzere geliştirdiği ve uygulamaya koyduğu yenilikleri anlattı. Toplantıda Doany Türk Telekom’un özellikle eğitime odaklı bir proje olarak Türk Telekom Grubu bünyesinde geliştirilen online eğitim programı "Vitamin" hakkinda bilgi verdi Bilgi teknolojilerinin eğitime yapacağı pozitif etkinin önemini vurgulayan Doany, Türk Telekom Grubu şirketi Sebit tarafından geliştirilen online eğitim programı Vitamin’i ve geldiği noktayı dev şirketlerin tepe yöneticileriyle paylaştı. Bu teknoloji ile genç nesillerin yaşadıkları bölgeler arasında hiçbir fark olmadan aynı değerli eğitim içeriğine ulaşabildiğini anlatan Doany Vitamin’in farklı dile çevrilip başta ABD olmak üzere çeşitli ülkelerde kullanıldığını anlatırken "Dünyanın heryerinden Fen ve Matematik aynı ve Vitamin ürünümüz de global bir ürün haline geldi" diye konuştu. Türk Telekom Grubu olarak genişbantın penetrayonunun artmasını desteklemek amacıyla altyapıya ve genişbanta yaptıkları yatırımlarına hız verdiklerini ifade eden Doany, genişbant erişiminin eğitime yapacağı katkılara odaklandıklarını belirtti. Vitamin’in tüm okullarda ücretsiz olarak kullanıma açık olduğunu hatırlatan Türk Telekom CEO’su "Öğretmenlere özel olarak hazırlanmaış Vitamin’i de öğretmenler ücretsiz olarak kullanıyor. Böylece hem sosyal sorumluluk projesi olarak topluma katkı sağlamış oluyoruz hem de ticari bir ürün olarak pazara sunmuş oluyoruz. Bu model kendi içinde sürdürülebilir bir yapı oluşturuyor. Biz sonuçlardan çok memnunuz." diye konuştu. Vitamin’in başarısını Avrupalı meslektaşlarıyla paylaşan Paul Doany’ye panel dinleyicileri arasından "Eğitim dışında başka alanlarda da benzer bir model uygulama planınız var mı? Sağlık sektörü için planlarınız nasil?" sorusu geldi. Doany geliştirdiğimiz güçlü internet ve iletişim altyapıları üzerinden eğitim ile birlikte ikinci odaklandığımız alan sağlık olacak. Bu alanlarda bilgi ve iletişim teknolojileri sayesinde yaratılacak verimlilik ve geliştirmelerin topluma hem maddi hem de manevi olarak çok büyük katkıları olacağını belirten Doany, Türk Telekom Grubu olarak iki proje ile sağlık alanındaki projelerimize başladık" dedi. Eğitimi sanal ortama taşıyacak yeni projeler uzerinde de çalıştıklarını belirten Doany öğrencileri öğretmenleriyle sanal ortamda olarak bir araya getiriyoruz. Artık lise versiyonu ile birlikte Vitamin tüm orta öğrenim müfredatını kapsar hale geldi. Bu ürünün global arenada çektiği ilgiyi gururla anlatıyorum. Türkiye’de yetişmiş genç Türk mühendislerinin geliştirdiği bu ürün artık dünyaca tanınır hale geldi. Türk inovasyonunu dünyaya sunmaya devam edeceğiz. Bir yandan altyapıya ve istihdama yatırma devam edip sabit hatları yeni teknolojiler ile geliştirmeyi, mobil pazarda konumumuzu güçlendirmeyi, genişbant teknolojileri ve katmak değerli servislere odaklanırken diğer yandan Vitamin gibi Wirofon gibi teknoloji ürünlerininin bölgemizde gelişmesi ve dünyaya ihraç edilmesi için teknoloji şirketlerimizi destekliyoruz" dedi. “Adil rekabet tanımı değişmeli” Türk Telekom CEO‘su Dr.Paul Doany Avrupa Telekom Ağı Operatörleri Birliği toplantısında, "Telekom sektöründe adil rekabetin tanımının değişmesi gerektiğini belirterek, Avrupa buna uyum sağlamaz ise rekabette geride kalır. Mevcut regülasyonlar yatırımı azaltıyor, inovasyonu sınırlıyor" diyerek ’ne mesaj verdi. 250 milyar Euro ciro, milyon 36 ülkeden 42 üyeye sahip ETNO’nun bu seneki CEO Zirvesi’nde gelecek nesil yatırımların ekonomiye katkısı ve süreklilik konusu ele alınırken, şirketleri tarafından neler yapılabileceği masaya yatırıldı. "Dijital Avrupa: Gelecek nesil yatırımlar, ekonomik toparlanma ve süreklilik" başlığı altında telekom sektörünün topluma katkısı ele alındı. ETNO, tüm üyeleri ile yaklasik 300 milyar Euro’luk iş hacmine sahip. ETNO üyeleri geçen yıl yaptığı 33 milyar Euro’luk yatırım, ile dünya genelinde milyonunun üzerinde kişiye iş olanağı sağlıyor. Deutsche Telekom, Telecom Italia, Telefonica, France Telecom, Telenor ve gibi önde gelen telekomünikasyon operatörlerinin üyeleri arasında yeraldığı ETNO’da Türk Telekom da kurucu üye olarak yer alıyor. ETNO’nun gözlemcileri arasında ise AT&T, Telstra ve Verizon gibi dünya telekomünikasyon devleri bulunuyor. ... 622289 Hülya Avşar öldü yaşasın Ahmet Hakan! Entelektüel söylemleri bırakıp şöhretin albenisine kapıldılar. Sonuçta olan oldu. Toplum artık sanatçıların değil medya dünyasındaki popüler yazarların peşinde. Çok değilbundan on yıl öncesine kadar yazan çizen okuyan kesim arasında 'entelektüel' tiplerin yeri başkaydı. Eli kalem tutan, ağzı güzel laf yapan, okumuş yazmış entelektüel adamlar gittikleri mekanlarda saygıyla karşılanırdı. Sohbet ortamlarının aranılan isimleriydi onlar. Hatta has sohbet erkanı,'entelektüel' olanı 'entel misin dantel mi' geyiğinde olandan bir çırpıda ayırır hangisine itibar etmesi gerektiğini çok da iyi bilirdi. Yani bir anlamda herşeyi bildiğini söyleyene değil, bilginin hikmetine erene saygı duyulurdu. Köşe yazarları fikri tartışmalarıyla anılır bu yüzden ceza alanlar müstear isimlerin gölgesinde kavgalarını kahramanca sürdürürdü. Bilmem hangi köşe yazarına hakaret ettiği için değil ateşli yazılar kaleme aldıkları için çağrılırlardı mahkeme önlerine. Bu yüzden de yüzleri kızarmadan, pişmanlık duymadan fikirlerini sonuna kadar savunur, gerekirlerse hapse bile girmeyi göze alırlardı. Peki bugün ne oldu? sohbetlerin yapıldığı ortamlar birer bireryok oldu. Yazdığı yazı yüzünden cezaevine düşen yazar çizer kalmadı. Fikri tartışmalar biteli yıllar oldu. Bol bol köşesinde geyik çeviren isimler kaldı geriye. Havada savrulan parfüm kokuları, gidilen ünlü mekanlar, yapılan fasıllar, kola takılan sevgililer var artık. Bir de Özge Uzun'un uzun bacakları, Serdar Turgut'un penis öyküleri, Oray Eğin'in show programı, Fehmi Koru'nun fasıllı geceleri, okey partileri var.. Bu tabloya bakıphep birlikte 'entelektüellik öldü yaşasın popülerlik'diye çağa uygun bir slogan atmak geliyor insanın içinden. Ama slogan atmaktan çok daha heyecanlı bir durum var ki onu da medya takip merkezleri gözler önüne seriyor. Bilmem farkında mısınız, medya takip merkezleri her hafta medyada hakkında en çok haber çıkan isimleri açıklıyor. Eskiden bu listede ilk sırayı Hülya Avşar alırdı. Ama bayağı bir zamandır Avşar, birinciliği Ahmet Hakan'a kaptırdı. Burada mesele Ahmet Hakan'ın birinciliği hangi taktiklerle Hülya Avşar'dan aldığı değil elbette. Hele sözümüz Ahmet Hakan'a hiç değil. Asıl mesele magazin rüzgarının uzun zamandır medyadan yana estiğini göstermek. Niye bir zamanlar dudak bükerek küçümsediğimiz televole seyircisi artık Demet Akalın, Serdar Ortaç, Sibel Can ya da Gülben Ergen'le ve daha bilmem kimle ilgilenmek yerine Saba Tümer'in kahkahası, Ahmet Hakan'ın kavgaları, Müge Anlı'nın cinayet çözme çabası, İclal Aydın'ın dizilerdeki performansını konuşmaya başladı. Herşeyin özeti aslında bu! Magazin rüzgarı artık medya dünyasında esiyor. Hatta bugüne kadar ‘dünyayı kurtaran’ yazarlar tayfasında yer alan isimler bile artık şöhretli bir isme dönüşme hevesinde. Yavaş yavaş yazılan yazıların, verilen röportajların kıvamı değişmeye başladı. Yıllar yılı gazete köşelerinde bilgilerini su gibi akıtıp toplum üzerine birbirinden çarpıcı analiz yapmaktan fena halde sıkılmış durumdalar. Onlar da neon ışıklı şöhreti bol havası nefsi arzuluları pompalayan ortamlarda olmak istiyor. Yani itiraf etmeseler de artık ‘bir avuç sıkıcı okuyucu’yla ciddi konulara dalmaktan onlar da fena bunalmışlar. Her ne kadar ‘eski arkadaşları’ndan bazılarının eğlenceli dünyada keyif çattığını görüp yüksek sesle ayıplasalar da için için orada olma hayaliyle yanıp tutuşuyorlar. Başta da dediğim gibi nefis bu, önünde durmak kolay mı? İşte bakın sonunda biri ‘kimselere çaktırmadan’ yanına gazeteci bir arkadaşını alarak reinaya girmiş bile. Sakalını kesmiş mi takım elbise giymiş mi dans etmiş mi ayrıntıyı şimdilik kimseler söylemiyor. Söylemesinler de zaten bize ne! Ayşe OLGUN Haber ayseolgun@yahoo.com 30 Ekim 2009 14:45 yorum 1,215 okunma 622745 KIR-ÇED, doğayı koruyor KIR-ÇED, doğayı koruyor Kırşehir Çevre Koruma Derneği üyeleri doğa katliamına 'Dur' demek için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. KIR-ÇED Başkanı Mustafa Bağ ve yaklaşık 36 üye ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, Kızılırmak Havzası üzerinde bulunan Kocabey Kavaklığında yaşanan doğa katliamını duyurmak için eylem yaptı. ALPARSLAN DEMİRBAŞ KIRŞEHİR Kırşehir'de kurulu bulunan Çevre Koruma Derneği KIR-ÇED, üyeleri ile birlikte doğa katliamına 'Dur' demek için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. KIR-ÇED Başkanı Mustafa Bağ ve yaklaşık 36 üye ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, Kızılırmak Havzası üzerinde bulunan Kocabey Kavaklığında yaşanan doğa katliamını duyurmak için eylem yaptı. KIR-ÇED'in anlamlı etkinliğine çok sayıda sivil toplum kuruluşunun ve basınmensuplarının destek vermesi dikkat çekerken, etkinliksonrasında açıklama yapan Bağ, "2004 yılından beri Kızılırmak havzası üzerinde bulunan Kocabey Kavaklığı ile uzantısı olan Sıdıklı Sazlıklarının Milli Park statüsüne alınması ile ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bugüne kadar olumlu yönde bir çözüme ulaşılamadık. Bölgede yerel halk ve çevre ilçe, belde ve köyler tarafından ağaç katliamı yapılmakta. Bu bağlamda Kır-Çed olarak bir etkinlik yaparak doğa güzelliğini ve doğaya verilen zararları gözler önüne sermek, dikkatleri bir kez daha bu alana çekmek için böyle etkinlik düzenledik. Etkinlikten alınan verileri ve inceleme sonuçlarını Çevre ve Orman Bakanlığına göndereceğimiz ikinci dosyaya ekleyeceğiz. Etkinlik bir anlamda doğaya gösterilen acımasızca bakış ve buna bağlı olarak da tahribe karşı protesto niteliği taşıyor. Programa derneğimizin 36 üyesi ile sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Tüm katılımcılara teşekkür ediyorum" diye konuştu. BİN BİR ÇEŞİT KUŞ TÜRÜNÜ RESİMLEDİK Tekne gezintisi ile yaptıkları incelemeleri aktaran Bağ, "İncelemelerimizde bu havza içerisinde küçük adacıklar gördük. Burada yaban hayatı ve kuş popülasyonu yoğun bir şekilde görülüyor. Adaların birinde küçük gri kurt ile 20 civarında yaban domuzu gördük. Bunların yanı sıra bin bir çeşit kuş türünü resimledik. Otsul türlere tanıklık ettik. Bu doğa harikası bölgeyi gelecek nesillere bozulmadan bırakmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bundan sonra burayı korumak ve yetkililere duyurmak için etkinliklerimiz sürdüreceğiz" dedi. Bağ, gezinin aynı zamanda belgesel niteliğinde olduğunu belirterek, yapılan çekimlerin yerel ve ulusal basın kuruluşlarına servis edildiğini sözlerine ekledi. 30.10.2009 622800 "Açılıma Değil, Şova Karşıyız" : "Açılıma Değil, Şova Karşıyız" İstanbul'da teslim olan teröristlerin karşılanış biçimini protesto eden şehit yakınları bu mesajı verdi. Bir protestoda Tekirdağ'da yapıldı. Yayına Giriş: 30.10.2009 17:40:21 Güncelleme: 30.10.2009 17:45:42 Demokratik açılım kapsamında teslim olan teröristlerin Habur Sınır Kapısı'ndaki karşılanış biçimleri, İstanbul ve Tekirdağ'da protesto edildi. Şehit yakınları, İstanbul'da Bayrampaşa Atatürk Parkı'nda toplandı. Daha sonra yürüyüşe geçen grup, terör örgütünü lanetleyen sloganlar attı. Akan kanın durmasını isteyen şehit yakınları, açılıma değil siyasi şova karşı olduklarını belirttiler. Çevredeki vatandaşlar da alkışlarla destek verdi. Tekirdağ'ın Çorlu ilçesi'nde de "Şehitlere Saygı, Teröre Lanet" yürüyüşü düzenlendi. Çorlu Belediyesi arkasında toplanan yaklaşık bin kişi Atatürk Meydanı'na kadar yürüdü. Şehit anneleri kortejin önünde yer aldı. Gruba balkonlarındaki vatandaşlar ve sürücüler destek verdi. Atatürk Meydanı'nda terörle mücadele kapsamında şehit düşen Çorlulu askerlerin isimleri tek tek okundu. Etkinlik çocukların seslendirdikleri 'Andımız'la sona erdi. 622570 Çin'de rüşvet ihbar hattı Çin'de rüşvet ihbar hattı 30.10.2009 16:36in Komünist Partisi Disiplin Komisyonu ile Teftiş ve Denetleme Bakanlığı rüşvet ve yolsuzluklara karşı ihbar hattı ve internet sayfası hazırladığını duyurdu. CCTV'nin (in Merkez Televizyonu) haberine göre, ihbar hattı ve internet sitesinin, son yıllarda artan rüşvet ve yolsuzluk olaylarının ardından, halkın gördüğü usulsüzlükleri anında merkezi hükümete aktarması için kurulduğu bildirildi. Parti üyelerinin herhangi bir yolsuzluğa karışması veya kanun dışı taleplerde bulunması halinde halkın internet ya da ihbar hattı yoluyla kendilerine müracaat etmesini beklediklerini belirten yetkililer, ayrıca yolsuzluğa karşı açtıkları bu savaşta, kamuoyunun önerilerini rahatça bu yolla kendilerine aktarabileceğini söyledi. in Komünist Partisi, çok sayıda üyesinin ve yüksek bürokratın son zamanlarda birçok yolsuzluk ve skandala karışmasının ardından yeni düzenlemeler yapmıştı. Komünist Parti, geçen hafta parti üyelerinin hayat kadınları ile beraber olmalarını yasaklamış, yasağa uymayanların cezalandıracağını ve kariyer yapamayacağını duyurmuştu. AA 622121 Dünya Borsaları Coştu : Dünya Borsaları Coştu Yayına Giriş: 30.10.2009 11:23:29 Güncelleme: 30.10.2009 11:36:29 Amerikan ekonomisinin durgunluktan çıktığı yolundaki haberler, gündür düşüş yaşayan dünya borsalarına doping etkisi yaptı. Ancak Amerikan yönetimi, ekonomik büyümenin hala halka yansımadığını, işsizliğin azalmadığını belirterek, temkinli davranıyor. Son dört çeyrekte sürekli küçülen Amerikan ekonomisi, yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 3,5 büyüdü. Ancak işsizlik rakamları hala rekor seviye olan yüzde 9,8'de. Ekonomistler, büyümede, teşvik planı ve hurda karşılığı otomobil satışı programının etkisi olduğunu, planın sona ermesiyle büyümenin sona erebileceği endişesini taşıyor. Amerikan Başkanı Barack Obama da ekonominin tam olarak toparlanması için hala uzun bir yol olduğunu söyledi. Amerikan Hazine Bakanı Timothy Geithner de yaptığı açıklamada, milyonlarca kişi için hala zor günlerin devam ettiğini belirtti. Amerikan yönetiminin temkinli açıklamalarına karşın, Amerikan ekonomisinin durgunluktan çıktığı haberi, Asya'da borsaları coşturdu. gündür düşen Asya borsaları yükselişe geçti. Petrolün varili de 80 dolara yaklaştı. 621402 Cimbom hız kesmedi OSMAN TANBURACI Cimbom hız kesmedi Ziraat Türkiye Kupası play-off turunda Bucaspor'u 2-1 yenerek gruplara kalan G.Saray, Süper Lig'de Kasım Pazar günü sahasında Sivasspor ile yapacağı maçın hazırlıklarına ara vermeden başladı. İdmanda, Bucaspor karşısında forma giyen oyuncular rejenerasyon çalışması yaptı. Diğer futbolcular ise şut çalışmasının ardından yarı sahada çift kale maç yaptı. İdmana sakatlığı süren Baros katılmazken, Emre Aşık, Arda ve Ayhan ise takımdan ayrı çalıştı. Antrenmanda Arda ve Elano'nun moralinin oldukça bozuk olduğu gözlenirken diğer oyuncuların neşesi yerindeydi. Cumhuriyet Bayramı kutlandı Taraftarlara açık gerçekleştirilen antrenman öncesi Cumhuriyet Bayramı kutlandı. Galatasaray teknik heyeti ve futbolcular Türk bayrağıyla basın mensuplarına görüntü vererek Türkiye Cumhuriyeti'nin 86. kuruluş yıl dönümünü kutladı. 30.10.2009 SPOR 621360 Gül: Doğu-batı ne demek? Gül: Doğu-batı ne demek? 30.10.2009Resepsiyona Kore Askeri Ataşesi eşiyle katıldı. Geleneksel kıyafetleriyle gelen ataşenin eşi, Gül çiftini eğilerek selamladı. YAVUZ ÖZDEN Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Gül, dış politikada doğuya yöneliyor” tartışmasıyla ilgili olarak, “Demokrasi, insan haklarına saygı gibi değerler doğudaysa doğuda, batıdaysa batıda. Bu değerler yasalarla giderek güçleniyorsa Türkiye’nin doğuda mı, batıda mı olduğu anlamsız” dedi Cumhurbaşkanı ’nın son dönemde yöneldiği nedeniyle oluşan doğuya yöneliyor” tartışmalarını değerlendirirken, “Ne demek doğu-batı? Demokrasi, şeffaflık, hukukun üstünlüğü, ekonomisi gibi değerler kurallarla, yasalarla giderek güçleniyorsa Türkiye’nin doğuda mı, batıda mı olduğu anlamsız” dedi. Gül, dün akşam Köşk’te verdiği eşli Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. ’nin 86. yaşını kutladığını hatırlatan Gül, “Artık Türkiye onuncu, yirminci, kırkıncı, ellinci yıllarda değil. Her şeyiyle çok olgun” dedi. Türkiye’nin çevresince yakından takip edildiğini ve örnek alındığını söyleyen Gül, Türkiye’nin yolunda emin adımlarla ilerlediğini dile getirdi.  Temel ilkelerde mutabakat var Cumhuriyetin temel ilkeleri üzerinde mutabakat olduğunu ve bunun dışında düşünenlerin dikkate alınmayacak kadar marjinal bulunduğunu belirten Gül, şunları söyledi: “Kaygıya gerek yok. Sorunları olgunluk içinde kendi gücümüz, kendi inisiyatifimiz, kendi aklımız, kendi birikimlerimizle çözebilecek olgunlukta olalım.  Karşılaştığımız sıkıntılı durumları bu birikimle hep beraber aşacağız. Hedef belli. Atatürk’ün gösterdiği muasır medeniyet seviyesi.  Kimsenin, Cumhuriyet’ten dönüş ya da Cumhuriyet’ten başka yönetim tarzı düşünecek hali söz konusu olamaz.” Gül, Türkiye’nin doğuya yöneldiğine dair değerlendirmeler olduğunun ifade edilmesi üzerine, doğu-batı konusunun nispi olduğunu belirtti. Demokrasi, insan haklarına saygı, serbest piyasa ekonomisi gibi değerlerin önemli olduğunu vurgulayan Gül, “Bu değerler doğudaysa doğuda, batıdaysa batıda. Ne demek doğu-batı? Demokrasi, insan hakları, şeffaflık, hukukun üstünlüğü, serbest piyasa ekonomisi gibi değerler kurallarla, yasalarla giderek güçleniyorsa Türkiye’nin doğuda mı, batıda mı olduğu anlamsız” diye konuştu.“Türkiye ne AB’ye, ne ona, ne buna mecbur. Gidişatımızı kolaylaştırmazlarsa, biz birçok şeyi kendi kendimize yaparız” diyen Gül, ’taki süreci konusunda,  “Bu yılın sonuna kadar bu işin bitmesini arzu ediyoruz” dedi. Gül, bitmemesi halinde makul sürede tamamlanmasını istediklerini belirterek, aksi durumu “Zaman geçirme taktiği gibi oluyor” diye nitelendirdi. 621500 Parlak şarkıcıyı çakallar parçaladı Parlak şarkıcıyı çakallar parçaladı 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’NIN doğusunda Cape Breton Tepeleri Milli Parkı’nda yürüyüşe çıkan Torontolu gelecek vadeden şarkıcı Taylor Mitchell’ın (19) iki çakal tarafından parçalanarak öldürülmesi ülkeyi şoke etti. Son albümü East Coast’un tanıtımı kapsamında turneye çıkan Mitchell çakal saldırısına uğradığı sırada parkta tek başına yürüyüş yapıyordu. Vahşiyaşam biyoloğu Bob Bancroft, çakalların Mitchell’e bir geyik ya da başka bir av olduğunu düşünerek saldırmış olabileceğini söyledi. Utangaç bir hayvan olarak bilinen çakalların insanlara yönelik saldırılarına nadiren rastlanıyor. Taylor Mitchell, 2009 Folk Müzik Ödülleri’nde “yılın genç müzisyeni” kategorisinde aday gösterilmişti. 621718 Soğuk ve yağışlı hava kendini gösterecek Balkanlar üzerinden gelen soğuk ve yağışlı hava ülke genelinde etkili olacak. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nden yapılan "Meteorolojik uyarı"ya göre, Türkiye, Balkanlar üzerinden gelen soğuk ve yağışlı havanın etkisine girecek. Marmara ve doğu bölgelerde kuvvetli yağış, ülke genelinde hava sıcaklığında hissedilir derecede azalma bekleniyor. Bugün ve hafta sonu boyunca ülke genelinde hava durumu şöyle olacak: "Bugün: Marmara, Karadeniz, İç Anadolu, Akdeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde aralıklarla yağmur ve sağanak şeklinde yağış geçişleri bekleniyor. Yağışların, Marmara'nın kuzeyi (sabah saatlerinde Kırklareli ve İstanbul'un Avrupa yakası, öğleden sonra ve akşam saatlerinde İstanbul il geneli, Kocaeli, Sakarya, Kırklareli ve Tekirdağ), Doğu Karadeniz kıyıları (Giresun, Trabzon, Rize ve Hopa), Güneydoğu Anadolu'nun doğusu (Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt) ile Şanlıurfa, Bingöl, Muş, Bitlis, Şırnak ve Hakkari çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Rüzgarın öğle saatlerinden sonra Marmara'da kuzey ve kuzeydoğu (Poyraz) yönlerden kuvvetli (40-60 km/saat) olarak eseceği tahmin ediliyor." 31 Ekim Cumartesi: Marmara, İç Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yağış bekleniyor. Genellikle yağmur ve sağanak, gece saatlerinde Edirne ve Kırklareli çevrelerinde karla karışık yağmur ve yükseklerinde kar şeklinde görülecek yağışların, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya çevreleri başta olmak üzere Marmara bölge geneli ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun doğusunda (Diyarbakır, Batman, Siirt, Mardin, Erzurum, Bingöl, Muş, Bitlis, Van, Hakkari, Şırnak, Kars, Ardahan, Ağrı, Iğdır) kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Kasım Pazar: Yurdun büyük bir bölümünde devam edecek yağışların, Marmara'nın doğusu (İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bursa, Bilecik), Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu'nun güney ve batısı, Doğu Karadeniz'in iç kesimleri (Gümüşhane, Bayburt, Artvin) ile Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. UYARILAR Uyarıda, rüzgarın cumartesi ve pazar günleri Marmara, Kuzey Ege ve Batı Karadeniz'in batısında kuzey ve kuzeydoğu (Poyraz) yönlerden kuvvetli ve kısa süreli fırtına (50-80 km/saat) şeklinde eseceğinin tahmin edildiği ifade edildi. Hava sıcaklığının, hafta sonunda iç ve batı bölgeler başta olmak üzere ülke genelinde hissedilir derecede (5 ila derece) azalarak, mevsim normallerinin altında seyretmesinin beklendiği belirtilen uyarıda, Cuma günü ve hafta sonunda beklenen kuvvetli yağış, ani sıcaklık düşüşü ve kuzeybatı kesimlerdeki poyraz fırtınasının oluşturabileceği ani sel, lokal su baskını, taşkın, yıldırım düşmesi, çatı uçması, deniz ve kara ulaşımında aksamalar, gribal enfeksiyon riski gibi olumsuz şartlara karşı dikkatli ve tedbirli olunması istendi. 622704 Öcalan: Bundan sonra hiçbir grup Türkiye'ye gelmeyecek 18.44 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Öcalan: Bundan sonra hiçbir grup 'ye gelmeyecek ’nın lideri "demokratik açılımın” "hikaye" olduğunu iddia etti ve “Asıl amaçları PKK’nin tasfiyesi” dedi. Öcalan, bundan sonra hiçbir grubun ’ye gelmeyeceğini açıkladı. Öcalan, Başbakan ’ı demokratik konusundaki son tutumu nedeniyle eleştirdi, Başbakan Yardımcısı ’ın açılıma yaklaşımını ise övdü.  Terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan, demokratik açılımın "hikaye" olduğunu iddia etti ve “Asıl amaçları PKK’nin tasfiyesidir” dedi. Öcalan, bundan sonra hiçbir grubun Türkiye’ye gelmeyeceğini açıkladı. Erdoğan’ın birkaç rolü birden oynağını belirterek, “Ama Kürtler bu golü yemez” diyen Öcalan, ’nın Korsika’ya tanıdığı hakların Kürtlere tanınması önerisinde bulundu. ANF’nin haberine göre, Öcalan, ’da avukatlarıyla yaptığı haftalık görüşmede, “demokratik açılım”a ilişkin çok önemli değerlendirmelerde bulundu. "KARŞILAMAYA AKP’LİLER DE GİTTİ" İDDİASI Barışın ciddi bir iş olduğunu ve saygı gösterilmesi gerektiğini kaydeden Öcalan şöyle dedi: “Bu oyun değildir, ciddi olunması gerekiyor. Saygı gösterilmesi gerekir. Barış işi ciddi bir iştir, saygı ister. Her şey anlaşılmıştır. Bu grupların gelişi ve buna karşı Kürt halkının onurlu sahiplenişi, duruşu, Hükümetin gerçek yüzünü, niyetini ortaya çıkarmıştır. Hükümetin planı suya düştü. Oraya gidenler sadece ya da PKK sempatizanı değildir. AKP’liler de gitti. Hükümeti korkutan da budur. Kendi oy kaybından korktu. Ama bu durum öyle oy hesabıyla yürütülecek bir durum değil. Barış ciddiyet ister. Ben, çağrıma uyup gelen bütün arkadaşlara teşekkür ediyorum. Böylece bana bağlılıklarını göstermişlerdir. Bu grupların gelişi ve Kürt halkının tutumuyla barıştan yana olduğumuzu gösterdik. Kürt halkı barış iradesini açıkça ortaya koymuştur. Ama buna karşılık Hükümet ciddi yaklaşmamıştır.” "SAYGISIZLIK YAPIYORLAR" Öcalan, “Bu böyle olmaz. Bir yandan İçişleri Bakanı bir şey diyor, diğer yandan bu şehit aileleri istismar amaçlı Meclis’e giriyorlar, Meclis Başkanı’yla görüşüyorlar, saygısızca konuşuluyor, hakaret ediliyor, terör merör diyorlar. Bu saygısızlıktır” diye konuştu. "ARINÇ’A SESLENİYORUM..." “Sil baştan ne demek? Ne yapıyorlarsa yapsınlar. Zaten bunların barış gibi bir niyetleri yok. Bunlar barışta ciddi değil, samimi değil. Bunların tek amacı tasfiyedir. ile ’yi de geçelim, bunlar zaten barış istemiyor. Biri ulusalcı diğeri milliyetçi faşist. Bunlar zaten savaş istiyor. Bülent Arınç’ın yaklaşımı biraz daha olumlu gibi görünüyor. Sayın Arınç’a buradan sesleniyorum. Bu AKP’nin yaptığı dine sığmaz, bin yıllık kardeşlik diyorlar, kardeşliğe de sığmaz, demokrasiye de sığmaz. Sayın Bülent Arınç, tarihini biliyorsunuz; Uhud savaşını, Bedir savaşını, Hendek savaşını bilirsiniz. Beş bin asker ve beş bin öldü diyorlar, kırk bin de bizden öldü diyorlar, toplam elli bin. Elli bin kişi ölmüşse orada savaş vardır. Terör diyorlar terör de olsa yine ortada bir savaş vardır. Savaş varsa ortada iki taraf olur. Ve barış da taraflar arasında olur.” "AÇILIM HİKAYE, ASIL AMAÇ PKK’NIN TASFİYESİ" “Başbakan’ın duygusal davranmaya hakkı yok. Ben on yıldır burada dünyanın en yalnız insanı durumunda tutuluyorum ama en zor anımda bile duygusal davranmıyorum. Barış süreci oy kaygısıyla yürütülemez. Bunlar hala koltuklarının derdindeler. AKP, samimi değil. Bu barış grubunun gelmesiyle AKP’nin ne yapmaya çalıştığı açıkça ortaya çıkmıştır. Zaten benim grup çağırmamdaki amaç da buydu. Bunlar sözde burada beni kullanarak bu meseleyi kendilerince halledeceklerini hesaplıyorlar. Beni bu amaçla kullanamazlar.Açılım hikaye, asıl amaçları PKK’nin tasfiyesidir.” Öcalan şöyle devam etti: “İsmail Beşikçi ve Baskın Oran’ın gazetede çıkan yazılarına cevap vermek istiyorum. İsmail Beşikçi yazısında kırk milyon Kürt var, Kürtlerin de bir devletinin olması gerektiğini söylüyor. Olaya devletçi yaklaşıyor. Anlıyorum onu, İyiniyetlidir,dürüsttür. Devlet istemelisiniz mesajını veriyor. Ama benim ne demek istediğimi tam anlamıyor. Benim de sosyolojik yönüm güçlüdür. Beşikçi de sosyologtur ama devleti iyi tahlil edemiyor. Bu son savunmalarımda devlet konusundaki düşüncelerimi anlattım. Devlet halklara özgürlük getirmez.” "TÜRK ÜST KİMLİĞİ DEHŞETTİR" “Ben savunmalarımda devletin çözüm olmadığını tarihsel toplumsal temelde anlattım, açımladım. K. Marks, Lenin, bunlar da devleti iyi tahlil edememişlerdir. K. Marks’a kucak açıyordu, onlar tarafından besleniyordu, ’ya karşı kullanma amacındaydı. K.Marks İngiliz ajanıdır demiyorum ama objektif olarak İngiliz politikalarına hizmet etmiştir. Alman sosyalistleri, komünistleri Marks’ı bu yüzden sevmezlerdi. nedenle komünizm yerine Almanya’da milliyetçilik gelişmiştir. faşizmi deniliyor ama kapitalist modernite faşizmin ta kendisidir. Lenin, “sosyalist devlet” üzerine kafa yoruyordu. Prodhon, Kropotkin ve Bakunin bunlar devleti daha iyi tahlil etmişlerdi. Hatta Kropotkin, Lenin’e karşı çıkarak “sen diktatörlüğü getiriyorsun, demokrasiyi yok ediyorsun” diye karşı çıkmıştı. Lenin de ona “bunamış” diyordu. Ama sonuçta Sovyetler birliği yıkıldı, bugünkü krizde kapitalizmi ayakta tutan ülkedir. Dolayısıyla Kropotkin haklı çıktı. Öncesinde Sovyetler Birliği de objektif olarak kapitalizme hizmet etmiştir. Devletin sosyalisti olmaz. Sosyalist devlet de olmaz. Baskının, sömürünün, zorbalığın kaynağı devlettir. Devlet tümüyle de kötüdür demiyorum. İyi yanları da var; demokratik devlet, hukuk devleti olursa.” “Yine Baskın Oran yazısında “Türk üst kimliği korkunçtur” diyor. Çok geç kalınmış bir tespittir, benim yazılarımı incelemiştir. Tabi kendisinin de incelemeleri var. Ben siyasaldayken Baskın Oran zaman asistandı. zaman da yazıları vardı ancak son yıllarda daha iyi anlıyor. da söylüyor, ben de söylüyorum Türk üst kimliğinde gerçek Türklük de yok. Evet, Türk üst kimliği korkunçtur, ben de dehşettir diyorum. Türk üst kimliği bütün halklara dayatılıyor. Türk üst kimliğini yaratanlar da Türk değiller. İttihat Terakki’nin kurucularından ikisi Kürt -biri Abdullah Cevdet– biri biri Arnavuttur. İdeologları da Ziya Gökalp’tır. Ziya Gökalp Zaza Kürdüdür.” "BENİ TÜRKİYE'YE TESLİM ETTİ" "1944’ten sonra ABD devreye girdi, Türkiye ABD politikalarına teslim oldu. Suphi Kahraman ve Türkeş 1958’lerde ABD’de eğitilmişlerdir. Gladio’yu geliştirdiler. bünyesinde ’da bu Gladio örgütleri kuruldu. ’da çok güçlüdür mesela Berlusconi de takımdandır. Ama Gladio’nun Avrupa merkezi Almanya’dadır. Beni buraya getiren de Gladiodur. istedi Gladio’nun Avrupa kanadı bunu yaptı. AB de bunlara uydu, bütün kapılar kapatıldı. Yunan dostlarımız da ihanet edince buraya getirildik. Bu işi ABD yapmıştır, beni buraya getirmiştir. Buraya getirilirken bir Amerikalı da vardı uçakta. İngilizce konuşuyordu. Buraya kadar da geldi. “Bakın Öcalan’ı sağ salim size teslim ediyorum” dedi. Kendisi de zaten doktordu, sağlık personeliydi.” "BENİM ÜZERİMDEN PKK’YI TASFİYE EDEMEZLER" “Benim sağ olmamı, yaşamamı istiyorlardı. Buradaki idarecilerinin bir rolü yok, onlarla bir problemim, ilişkim de yok. Bundan sonra ne olur bilemem. Beni öldürebilirler de ilaçla mı başka bir şekilde mi bilemiyorum, ABD’ye, beni buraya getiren güçlere kalmış bir şey. Bana geri adım attırmak için cezaları ve fiziki müdahaleye varan yaklaşımlar oldu. Ama ben burada geri adım atmadım, atmam da. Ben ölsem de yaşasam da Kürt halkı onurlu bir barış dışında bir şeyi kabul etmez, etmemeliler, kendi iradelerini korurlar. Kürt halkı bu noktaya gelmiştir. Beni kullanarak benim üzerimden kesinlikle PKK’yı de tasfiye edemezler. 2004’te de Osmanları kullanarak beni ve PKK’yi tasfiye etmeye çalıştılar. AKP ve ABD’nin yaptığı Güney’deki küçük Kürt devletçiği çerçevesinde bu işi çözmekti. yüzden bu Osman ve diğerlerini satın aldılar. Hala bunlara aslında parayı ABD veriyor. Bunlar için tek değer para ve kadındır.” UTANSIN" “Diyarbakır utansın, Diyarbakır’daki aydınların kanı kaynamıyor, anadilini öğretmek bir küçük kıza kalmış. Hükümet diyor ki biz işte Kültürel, ekonomik ve sosyal açılımlar yapıyoruz. Bunun anlamı Kürtlere sosyal, Kültürel, ekonomik soykırımdır. Halkın yüzde sekseni işsiz, işte Diyarbakır ortadadır. Ağrı- ekseninde Kürt açılımından söz ediliyor. Hükümet burada ekonomiyle, dağıtarak kendi yandaşlarını oluşturma politikası yürütüyor.” "ERDOĞAN ÜÇ KURAL İHLALİ YAPIYOR, KÜRTLER BU GOLÜ YEMEZ" Erdoğan’ın birkaç rolü birden oynadığını ifade eden Öcalan, şunları dile getirdi: “Erdoğan’ın birkaç rolü birden oynamak istiyor. Erdoğan da geçmişte futbol oynamıştı, futbolu iyi bilir. Futbolda oyunun kuralları önceden bellidir, oyunun ortasında kurallar değiştirilmez, değiştirilirse kural ihlali olur. Kürtler oyunda kural ihlali yapmıyor ama Erdoğan oyunun ortasında kendisi üç kural ihlali yapıyor. Bir yandan savunmada oynayacağım diyor, kaleyi koruyorum diyor, işte bunu tek devlet, tek millet, tek bayrak deyip yapıyor, sözde kaleyi savunuyor. Bu birinci kural ihlali. Aynı anda oyun başlamışken bu sefer orta sahada oynayacağım diyor. İkinci kural ihlalini yapıyor. Yine aynı oyunda bu sefer ben ileride oynayacağım, gol atacağım diyor. Bu da üçüncü kural ihlalidir. Oyun böyle oynanmaz. İşte bu açılımla ileride oynayarak Kürtlere gol atmaya çalışıyor. Ama Kürtler bu gölü yemez. Diyarbakırlılar futbolla ilgililer, iyi anlarlar.” "KORSİKA’YA TANINAN HAKLAR TANINSIN" “Üçüncü çizgi ise bizim savunduğumuz yoldur. Kürtlerin örgütlemesi ’dir. Devletin bunu kabul etmesi gerekiyor. Ama işte bu nedenle bir kısım tutuklamalar oldu. Devlet, ’ı nasıl kabul ediyorsa KCK’yi de kabul etmelidir. KCK klasik anlamda bir değildir ama toplumun kendini demokratik örgütlemesidir. Daha iyi anlaşılsın diye bir metafor kullanıp benzetme yapacağım. KCK okunuşu “Keçık”e benziyor. Keçık de küçük kız anlamına geliyor. İşte bizim KCK anlayışımız küçük kız, kadının sürekli aşk ve özgürlük arayışına benzer. Bu aşk mutlak aşka benzer. Bu aşka güç getirebilenler bu aşkı yaşasınlar, güç getiremeyenler uzak dursunlar. Bizim tek devlet, tek millet, tek bayrakla bir sorunumuz yok. Bizim devletin üniter yapısıyla da bir sorunumuz yok. İstedikleri kadar tek tek tek kalabilirler. Biz çok şey istemiyoruz. Bunlar kendilerine örnek aldıkları Fransa’nın Korsikaya tanıdığı hakları tanısınlar yeter, başka bir şey istemiyoruz. Korsikalılara haklarını ve özgürlüklerini, bölgesel özerkliklerini verdiklerinde Fransa’nın üniterliği mi bozuldu? Hayır. Kürtlerin kendi anadillerini öğrenmelerine bile izin vermiyorlar. Bu açılım hikayesi de AKP’nin de değil ABD’nindir. Kasım 2007 görüşmesinden sonra başlayan bir süreçtir. Bu sadece Hükümetin projesi değil, devletin projesidir.” “Daha önce Özal’a da sormuştum. Birşeyler yapmak istiyorum dediğinde; kendi kendime Özal ya devleti tanımıyor ya da samimi değil demiştim ama sonu biliniyor. Erbakan da aynı şekilde Devlet Başkanı aracılığıyla görüştü, mektuplar yolladı. Ben kendisine de söyledim; sizin buna gücünüz yetecek mi? Evet dediler ama bir süre sonra da devrildi. Askeri cepheden ‘97’de Karadayı onlar vardı. Aynı şeyi onlara da demiştim. İşte gücünüz var mı diye. Güçleri olmadığı ortaya çıktı. Buraya getirildiğimde de soruşturma aşamasında aynı şeyleri söylemiştim bazı yetkililere. ‘99’da Ecevit’le de aynı süreç yaşanmıştı ama olmadı.” “Benim silahları bıraktırma iradem var, gücüm de var. Ta 1999’da hakime de söylemiştim. Hakim bana “Apo sen silahları bıraktırabilir misin?” Diye sormuştu. Evet güvence verilirse üç ay içinde silahları bıraktırabilirim, demiştim. Hükümete, AKP’ye yedi yıl süre verdik. Şimdi diyorlar ki, askerler de buna dahil; “ah biz keşke süreci değerlendirseydik” diyorlar. Niye değerlendirmediniz, niye adım atmadınız, nerdeydiniz? Demek ki amaçları çözüm değilmiş, tasfiyeymiş. 2004’te Osmanlar üzerinden bunu denemeye çalıştılar, olmadı.” "ONURLU BİR BARIŞTAN BAŞKASI KABUL EDİLEMEZ" “Barış grubunun gelişinden de anlaşılıyor ki silah bırakma konusunda hala PKK’yi ikna edebilirim. Beni dinliyorlar, bana bağlılar. Ama ben artık karışmıyorum. Ben demokratik çözüm ve barış konusunda üzerime düşeni yaptım. Kürt halkı onurludur, onurlu bir barıştan başka bir şeyi kabul edemez. Kürtlerin barış iradesi oluşmuştur. Kürt halkı herkese, MHP, CHP, AKP, DTP bütün partilere, aydınlara sorsunlar; bizim barış irademiz var ya sizlerin var mı? Barışa karşı olanlara geçit vermeyelim. Söylediğim gibi ben burada ölebilirim, öldürülebilirim de bilemiyorum ama ben olsam da olmasam da Kürt halkı ve hareketi kendi kararlarını kendileri verecek, kendi özgürlüğünden, onurundan taviz vermeyecek bir noktaya gelmişlerdir. Ben buradan savaş kararı da veremem, vermem. Bu kararı sadece PKK’nin kendisi verebilir. Gerilla arkadaşlarım bana bağlıdır biliyorum ama gerilla olmak zordur. Kendilerini iyi korusunlar. Kendi içlerindeki benzeri şeyleri tasfiye etsinler. İşte içlerindeki Ergenekon benzeri şeyler nedeniyle bulundukları mağarada toplu olarak imha oluyorlar. Bunları açığa çıkarmaları gerekiyor." Anneler yanından ayıramayacak. ... 622777 "Ucu açık müzakere olmaz" "Ucu açık müzakere olmaz" Giriş Saati 30.10.2009 18:47 Güncelleme 30.10.2009 18:48 Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kıbrıs sorunun çözümü için yürütülen müzakere sürecinde KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ı desteklediklerini belirterek, "Müzakere sürecinin ucu açık olamaz, bir takvimi olması gerekir" dedi. Cumhurbaşkanı Gül ve KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Çankaya Köşkü'nde başbaşa ve heyetlerarası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye için Kıbrıs meselesinin önemi ve önceliğinin bilindiğini belirterek, "Bu çerçevede Sayın Talat'ı Türkiye'de bir kez daha ağırlamaktan duyduğum memnuniyeti ifade etmek isterim" diye konuştu. Talat ile geniş bir şekilde Kıbrıs'ta yürüttükleri müzakerelerle ilgili görüş alışverişinde bulunduklarını ve Talat'ı kendilerini bilgilendirdiğini vurgulayan Gül, "Biz, Sayın Talat'ı bu müzakerelerde desteklediğimizi ta başından ilan ettik" şeklinde konuştu. Türkiye ve Kıbrıs Türk'ü, Kıbrıs sorunun barışçıl bir şekilde çözümü için elinden geleni yaptığını, 2004'deki referandum ile de bütün dünyaya ispatladığına işaret eden Gül, şunları kaydetti: "Bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak Sayın Talat'ı bu müzakerelerde destekliyoruz. Ümit ederiz ki bu müzakereler Kıbrıs sorununa bir çözüm bulur. Bu iş ciddi bir olduğuna göre bunun bir takviminin olması ve ne zaman sonuçlandırılacağının bilinmesi gerekir. Bu konu ucu açık olamaz. Onun için bizim bu yılın sonunda bu müzakerelerin neticelendirilmesi ve neticede 2004 yılında olduğu gibi her iki tarafın halkının onayına sunulmasıdır. Müzakerelerin bu yılın sonuna neticelenmesi pek mümkün görünmüyor. Ama 2010 yılı içerisinde, makul bir süre içerisinde bunun bitmesini arzu ediyoruz ki, bütün dünya kamuoyu da bu müzakerelerin ciddi olduğuna inansın." Çözümün kalıcı olması gerektiğini, bunun için de BM parametrelerinin kesinlikle gözardı edilmemesini gerektiğini vurgulayan Gül, Rum yönetimin son dönemde yaptığı açıklamada tepki gösterdi. Gül, "Son dönemlerde gördüğümüz bazı söylemler bu açıdan üzüntü vericidir. Özellikle Kıbrıs Rum Yönetimi'nden gelen söylemleri kastediyorum bununla. 'Kıbrıs Federasyonunun bir evrime tabi tutulması' şeklinde düşünceler, bunlar hiç realist olmayan şeylerdir. Şu da bütün dünya kamuoyu tarafından bilinsin ki Kıbrıs Türkleri, hiçbir zaman ada da bir azınlık statüsünde asla olmaz. Eğer ki birinin kafasında böyle bir düşünce varsa, bunun olamayacağını bilmesini isterim" şeklinde konuştu. "TÜRKİYE'NİN DESTEĞİ BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ" KKTC Cumhurbaşkanı Talat ise, sıcak karşılama ve verdiği destekten dolayı Gül'e teşekkür ederek, "Türkiye'nin desteği bizim için çok önemli. Türkiye'nin desteğiyle, çözüm için çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi. "Biz gerçekten bu sorunun bu yıl içerisinde bir çözüme kavuşturulması için elimizden geleni yaptık" diyen Talat, şunları söyledi: "Ancak Kıbrıs Rum Yönetimi sürekli olarak bundan kaçtı. Avantajlarını kullanarak hem Türkiye'nin AB ile olan ilişkilerini istismar ederek, hem de uluslararası tanınmışlığını ve AB üyesi oluşunu kullanarak süreci daha uzun vadeye yayıp, kendi istediği çözümü elde etmeyi hedef yaptı. Bu nedenle de öyle görülüyor ki kısa sürede çözüm hedefi bir süre daha erteleniyor. 2009 yılı sonunda çözüm gittikçe zor hale geliyor. 2010 yılı başında bunun sağlanması, özellikle KKTC'deki Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce bunun sonuçlanması bizim en büyük dileğimizdir." Müzakere süreci hakkında bilgi veren Talat, süreçte birinci turun tamamlandığı ve anlaşmazlık noktalarının iyice ortaya çıktığını ifade etti. İkinci tur kapsamında, bu anlaşmazlık noktalarını azaltmayı ve bunlar üzerinde köprü kurmaya çalışacaklarını dile getiren Talat, şöyle devam etti: "Bu ikinci turda müzakereleri biraz hızlandırdık. Ancak Kıbrıs Rum Yönetimi'nin tutumu nedeniyle ciddi ilerlemeler sağlayamadık. Ancak süreç olgunlaştı. Olgunlaşan süreci sonuçlandırmak, bundan sonraki dönemde daha kolay olabilir ancak yeter ki iyi niyet olsun. Yeter ki, Kıbrıs Rum tarafı Kıbrıslı Türklerle eşit iki ortak olacağını hazmetsin. Hazmederse, olgunlaşan müzakere sürecinin ortaya çıkardığı gerçekleri değerlendirerek, kısa sürede çözüme sağlayabileceğimiz mümkün olabilecektir. Bu süreçte Türkiye ile istişare içindeyiz. Türkiye, hem siyasi hem de teknik destek vermektedir." "YENİ BİR YOL HARİTASI ÇİZMEDİK" Talat, bir gazetecinin sürece ilişkin yeni bir yol haritası çizilip çizilmediğine yönelik sorusuna, "Yeni bir yol haritası çizmedik. Böyle bir şey yok. Biz müzakere sürecinin geldiği aşamayı değerlendirdik. Hemen her aşamada Türkiye ile istişare yapıyoruz ve politikalarımızı belirliyoruz. Dün ve bugün yapılan görüşmelerde gelinen aşamaya değerlendik" karşılığını verdi. Müzakere sürecinde gerçekten bir takvime ihtiyaç olduğuna işaret eden Talat, şunları kaydetti: "Sonsuza kadar müzakere süremez. Sonsuzu bırakın uzunca bir sürede süremez. Çok uzun sürerse haliyle tıkanıklıklar ortaya çıkar ve bunlar aşılamaz. Hem takvim hem de BM'nin daha aktif katılımı, bu ikisi birlikte olmalı. Eğer bu olmaz ise, ve sonuç itibariyle mesele tıkanıklığa uğrarsa ve bu süreç çökerse, elbette ki alternatiflerimiz vardır. Takdir edersiniz ki, bunları bugün tartışmamız doğru değildir. Şimdi çözüm için her şeyi yapmak istiyoruz. Ancak bu süreç çökerse alternatifsiz değiliz." Bir gazetecinin, 'Geçen hafta Ankara'daki toplantıda 'barışı zorlama stratejisi' belirlendi. Bunun altını siz nasıl dolduruyorsunuz?' sorusu üzerine Talat, "Türkiye, 'barışı zorlama stratejisi' zaten güdüyordu. Ama bunun yapılan çalışmayla bir kere daha teyit edilmesi aslında bugüne kadar yürüttüğümüz politikanın bir anlamda da doğrulanmasıdır. Bu süreçte önemli adımlar hep bizden geldi, barışı zorladık" diye konuştu. "LİMANLARI AÇMAK EKONOMİK DEĞİL, SİYASİDİR" Kıbrıs Rum Yönetimi'ne yönelik kısıtlamaların kaldırılması noktasında limanların ve havaalanlarının açılmasına ilişkin bir soru üzerine Gül, şunları söyledi: "İzolasyonların aynı anda kaldırılması fikri bizim hala savunduğumuz bir düşüncedir. Doğrusu bu değil mi? Bunu her platformda söylüyoruz zaten. Yani tersini nasıl düşünecek siniz? Siyasi açıdan önemli, yoksa ekonomik açıdan değil, açık söylüyorum. Ekonomik açıdan biz limanları ve havaalanları açtığımızda her halde 'Türkiye ekonomisi mi büyük, Kıbrıs Rum ekonomisi mi büyük' yan yana koyarsanız kimin bundan faydalanacağını açıkça görürsünüz. Onun için her iki tarafından da bu kısıtlamaları kaldırsın düşüncesindeyiz." Gül ise, bir gazetecinin Suudi Arabistan'ın Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Nezar Medeni'nin ziyaretine ilişkin soruya ise, "Kendisi, Suudi Arabistan Kralı'nın mesajını getirdi" karşılığını verdi. Gül, 'Müzakereler, KKTC'deki seçimlerin sonrasına sarkarsa, siz yeni KKTC Cumhurbaşkanını da destekleyecek misiniz?' sorusuna da, "KKTC'nın gurur duyacağı en önemli şeylerden biri işleyen demokrasisidir. Oradaki halk iradesi neyse her zaman saygıyla karşılanmıştır" değerlendirmesinde bulundu. Gül, KKTC'li bir gazetecinin, 'Türkiye bir çok açılım yaptı. Kıbrıs konusunda da böyle bir açılım yapması söz konusu olabilir mi?' sorusu üzerine, "En büyük irade 'tanıyorum' demektir, resmen tanımasıdır, orada büyükelçi bulundurmasıdır ve burada KKTC'nin büyükelçisinin bulunmasıdır. Bunun ötesinde daha büyük bir adım yok" şeklinde konuştu. Yayın tarihi: 30 Ekim 2009 Cuma 622449 'Domuz gribi dünyaya trilyon dolara mal olacak' ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN 'Domuz gribi dünyaya trilyon dolara mal olacak' YALOVA () İstanbul Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şafak Karaahmetoğlu, domuz gribinin dünyaya maliyetinin trilyon doları bulacağını söyledi. Bu yıl Yalova Üniversitesi'nin ev sahipliğinde İstanbul Üniversitesi iş birliği ile düzenlenen 7. Uluslararası Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi, Yalova'nın Termal ilçesinde bulunan Termalium Wellness Hotel'de başladı. Kongreye çeşitli üniversitelerden 40'ı yabancı toplam 180 bilim adamı katıldı. Kongrenin açılışında bir konuşma yapan Yrd. Doç. Dr. İbrahim Gürhan Yumuşak, daha önce yapılan kongreler ve bu kongrenin temel hedefleri hakkında bilgi verdi. Yumuşak, bu kongrede bilgi ekonomi ve yönetim alanında çalışan araştırmacı, uzman, bilim insanı ve uygulayıcıların bir araya getirilerek yeni bilgi ve görüşlerin paylaşılmasının hedeflendiğini söyledi. İstanbul Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şafak Karaahmetoğlu ise, domuz gribinin dünyaya pahalıya mal olacağını belirterek, "Geçmişten gelen ve günümüzde de güncelliğini koruyan bazı konuların, bu kongreler sürecinde ağırlıklı olarak incelendiğini görüyoruz. Bunlardan birisi Ermenistan, diğeri ise demokratik açılım konusuydu. Bunlar daha sonra açılım şeklinde oldu. Ve gördük ki strateji çok önemli bu konularda. Zira siz yürüdüğünüzde dahi bir etki yapıyorsunuz, havayı hareketlendiriyorsunuz. Bunun da mutlaka bir tepkisi oluyor. tepkileri daha önceden ne kadar iyi hesaplayabilirseniz kadar iyi sonuçlar alabiliyorsunuz. Bunda bilgi, ekonomi ve yönetim çok önemli. Buna güncel bir örnek vermek gerekirse, domuz gribi ile ilgili Cerrahpaşa ve Çapa'daki tıp fakültelerimizde çalışmalar yapıyoruz. Bilgiye ulaşmak yolunda cep telefonlarımız susmak bilmiyor. Toplum bu konuda sürekli olarak bilgilenmek istiyor. Domuz gribi gençleri ve çocukları daha çok etkiliyor. Oysa diğer gripler yaşlıları daha çok etkiliyordu. Bu anlamda radikal bir farklılık var. Ekonomik açıdan ise daha önceki kuş gribinin dünyaya 4.4 milyar dolar dolara mal olduğunu biliyoruz. Domuz gribi neye mal olacak onu bilmiyoruz ama en azından virüse karşı yapılan aşı yumurtalarda denendiğinden yumurta fiyatları artacak. İnsan ölümlerini tabii hesaplayamıyoruz. Ama ekonomik olarak maliyetin trilyon dolara kadar varabileceği söyleniyor. Peki bunu nasıl yöneteceğiz? Bununla ilgili tıp fakültelerimiz toplantılar yaptı. Ancak bunu yönetmenin hiç de kolay olmayacağını görebiliyoruz. Yatak boşaltmak bile bir problem" dedi. Kongre Kasım 2009 Pazar günü son bulacak. Kongreye sunulacak 180 tebliğ katılanlara dağıtılacak. 30.10.2009 GÜNDEM 621673 Genetiği değiştirilmiş organizmalar? Abbas Güçlü DiyalogGenetiği değiştirilmiş organizmalar? 30 Ekim Cuma 2009 Genetiği değiştirilmiş organizmalar yani GDO’lar, bizim için çok yeni kavram. Ama hayatımızın tam içindeler. Yediğimiz içtiğimiz her şeyde onlardan bir şeyler var. Peki yararlı mı zararlı mı? Görüşler kadar farklı ki aşısı ve ıslak imza konusundaki tartışmalar onun gölgesinde kalır. Önceki gece ’ta sabaha kadar bu konuyu tartıştık, işte özeti: Prof. Dr. Kenan Demirkol öğretim üyesi  ’da hayvanlar üzerinde yapılan deneyler sonucu, GDO’lu ürünlerin organ hasarı, ve böbrek yetmezliği, düşük gibi rahatsızlıklara yol açtığı kanıtlanmıştır.   Sanayiye yakın bazı bilim adamları bizi bilime karşı gelmekle suçluyorlar. Ama çalışmalar ortada; insanı yok et, hayvanı yok et, çevreyi yok et, sonra ben bilim yaptım de. Bilim buysa, ben bilim yapmıyorum.   GDO’lu ürünlerden kim, ne yarar sağlıyor? Toplum daha besleyici, vitamin zengini bir besin mi alıyor? Hayır. ilacı yemiş oluyor. Verim artışı olmuyor. Dolayısıyla çiftçiye de yarar sağlamıyor. Sadece bunu üreten firma yarar sağlıyor. Durum ortada.   Dışarıdan bakarak hiçbir şekilde GDO’lu ürünle GDO’suz ürünü ayırt edemezsiniz.   Beslenmeye dair çarpıcı bir örnek; 1700 yılında ’de bir kişinin yılda tükettiği şeker miktarı gram iken bugün tam 70 kilo. Yani insan vücudu bu kadar şekeri tüketmeye uygun bir yapıda değil. gibi bazı ilaçlar genetiği değiştirilmiş bakterilere ürettirilir. Böyle yararları da var. Bunlar aleyhine bir şey söylemiyoruz.  Gürol Ergin CHP Muğla Milletvekili   Biz CHP olarak Biyogüvenlik Yasası’nın çıkmasını istiyoruz. Ve bunun Tohumculuk Yasası çıkmadan, çıkması gerektiğini hep söyledik. Aylar önce ’ye GDO’lu ürünler hakkında bir araştırma önergesi verdik. Bu önerge hâlâ Meclis gündemine getirilmedi. Bir şeyler saklanıyor. Ne gariptir ki; bu yasa çıkmadan, apar topar, asla kabul edilmesi mümkün olamayan bir çıktı. Bu, hükümet adına ayıptır. Bu yönetmeliğin tek amacı GDO’lu ürünlerin ’ye serbestçe girmesi ve Türk insanının bunları tüketmeye yöneltilmesi.   Bir süre önce, Tarım Bakanı ve ardından müsteşarı, “GDO’lu ürünlere asla izin vermeyeceğiz” dedi. Ve bugün anlaşıldı ki Sayın Bakan da, Sayın Müsteşar da Türk ulusuna yalan söylediler.   Şu an dünyada var, Türkiye’de de yatağa aç giren insanlar var. Fakat bunu önlemenin çaresi insanları yarın kendilerinden sonraki kuşaklara nasıl etkisi olacağını bile belirleyemediğimiz bir biçimiyle beslemek midir? Yoksa herkesin gıdaya ulaşabileceği bir rejimi oluşturmak mı? Dünyanın bugünkü sorunu gıdanın azlığı değil gıdaya ulaşmadaki eşitsizliktir.   Diyorlar ki bu ürünleri bebeklere yedirmiyoruz. Ama bebeği doğuracak, doğduktan sonra emzirecek anneye yediriyorlar. Burada müthiş bir paradoks var. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı   Türkiye’ye 1998 yılından bu yana her yıl milyonlarca ton genetiği değiştirilmiş ürün giriyor. Geçen güne kadar bu konuda hiçbir düzenleme yoktu, soran da yoktu. Her yıl en az milyon ton soya, milyon ton ülkeye rahatça giriyordu.   Şimdi GDO’lu ürünlerin ekimine de izin veren taslağını ’ndan geri çektiler, yerine ekime izin vermeyen bir yönetmelik çıkardılar. Ekimine zaten Türkiye’nin ihtiyacı yok, yenilmesine de izin verilmemeli.   Şu anda yaş sebze tohumunun yüzde 88’ninde dışa bağlıyız. Sertifikalı hububat tohumunun ise ancak yüzde 25’ini kendimiz karşılayabiliyoruz. Bu asla kendiliğinden olmadı. Eğer siz araştırma enstitülerini tasfiye eder, bütçelemezseniz, teknik elemanları desteklemez, tarım işletmelerini bozup üzerine otel yaparsanız, Türkiye’nin tohumculuk deneyimi ortadan kaybolur.   Türkiye bir gen cenneti. 13 bin bitki türü yaşıyor bu ülkede. Koskoca kıtasında bizden daha az bitki türü var. Ve biz bu cennetin üzerinde yaşayan insanlar, tohumda dışa bağımlıyız.   Türkiye’de tüketici sofrasına ulaşan 800’den fazla üründe GDO’lu gıda olduğu hem ulusal hem de uluslararası laboratuvarlarda kanıtlandı. Prof. Dr. Selim Çetiner Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi   Televizyonlarda yayımlananları izleyince ben de GDO’ya hayır diyorum. Ama tüm bilgiler sansasyonel. Dünyada çok önemli oranda GDO’lu tarım yapıyor. Bir ekonomik yararı olmasa yapmazlardı herhalde.   Yaptığım bir araştırma sonucu Türkiye’nin her yerinden toplanan 51 hayvan yeminden 50’sinde genetiği değiştirilmiş soya çıktı. Bunlar ’nin ithal ettiği soyalarla aynı. Yani AB de Türkiye’nin ithal ettiği soyaları ithal ediyor. AB diyor ki biz bu yemlerin ithalatını engelleyecek olursak bizim hayvancılığımız çöker, yurtdışından ithal etmek zorunda kalırız. Yani Avrupa Birliği’nde ithal edilmiyor diye bir şey yok.  Bilimsel verilere dayalı olarak, risk analizleri yapılsın, insan sağlığı ve çevre üzerindeki etkileri araştırılsın, yasal çerçevesi çizilsin, ondan sonra bundan ekonomik ve verimsel katkı sağlayacağını düşünen çiftçi eker, düşünmeyen ekmez. Üzerine de etiketini koyarsınız, isteyen alır, isteyen almaz.  Prof. Dr. Sabahattin Özcan Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı - Bitkilere aktarılan bir genle, bitki, zararları böcekleri öldüren bir üretiyor. Böcek bu zehiri yediği zaman ölüyor ve bitki kendi kendisini korumuş oluyor. Tabii ki biz de yemiş oluyoruz fakat yapılan araştırmalarda bu zehrin hayvanlar, insanlar ve yararlı böceklere zararının olmadığı görülüyor. Zararlı olduğunu gösteren bulgular da var ama bu bulgular kendi içinde çelişkili.   Eğer insan ve hayvan sağlığı için riskleri varsa sonuna kadar araştırılsın, olmadığına kanaat getirilirse, bu ürünleri üretelim ve kullanalım.  Bu ürünler dünyada 125 milyon hektarlık alanda üretiliyor, 7’si Avrupa ülkesi olmak üzere 25 ülke bu bitkileri üretiyor, 54 ülke de tüketiyor.  Avrupa Birliği’nde ise çok az, 125 milyon hektarın 107 bini Avrupa’da. Üretmiyorlar ama tüketiyorlar. Yıllık 30 milyon ton soya tüketimleri var.   Biz ne yapıyoruz, çiftçimiz üretmesin ama ithal edilsin diyoruz. Bu çok saçma.  Yanlış kullanıldığı zaman biyolojik savaş silahı olarak da kullanılabilir. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde gerçekleştirilen programın videosunu abbasguclu.com.tr’den izleyebilirsiniz. Özetin özeti: Bu konuda da uyutuluyoruz!.. (437 yazı) 621685 Çöpçatanların karnesi Sina KOLOĞLU Çöpçatanların karnesi 30 Ekim Cuma 2009 Öğleden sonraların en çok kullanılan formatı evlilik programları. kadar çok evlenmek isteyen ya da bu şekilde kendini ekranda eşe dosta göstermek isteyen var ki... Bence güzel bir şey. Millet “Yahu televizyona çıkıp evlenilir mi?” diyor. Artık devir gerçeğin şovu devri. Sanki internette tanışma ya da görücü usulü daha muhteşem! Evet şu sıralar ekranda “Zuhal Topal ile İzdivaç”, “Su Gibi”, “’da Evlen Benimle” Dest-i İzdivaç var. Bu ekibin içinde en ilginç olan isim Yasemin Bozkurt. Flash TV’de “Dest-i İzdivaç” programını sunuyor. Yılların televizyoncusu. Şimdi hiç gocunmadan, sıfırdan başladı. Ama onun işi bu, seyrettim keyifle yapıyor. Star’ın evlendirme programında Zuhal Topal var. Topal bir oyuncu. Burada da sunuculukla arasında gidip geliyor. Şov yapma isteği çok fazla.  Esra Erol bu işin piri. Flash TV’de böyle kendi halinde baş-ladı, dikkatleri çekti, sonra transfer oldu. Şimdi şöhret sahibi. Ama günlerin samimiyeti yok. Şimdi “şöhretli abla” durumunda. Flash TV’de daha “mahalle kızı” iken şimdi ’de “hanımefendi” havasında. Haber kanalında olsa olacak yani! ’ta Songül Karlı ile Uğur Arslan iyi bir ikili oldu. Stüd-yoya girdiğiniz an kendiniz değil kameranın istediği kişiler oluyorsunuz ve bunu oynamak zorundasınız. Bu iki isim uzun zaman uğraştı ve bunu başardı. Programları da “kendi içinde düzeyini” koruyor.  Karlı, “cazgır kızımız” olurken Uğur Arslan, sakinliğiyle onu dengeliyor.  ‘Yabanhane’ olay oldu! ’nin “Haneler” programına arada takıldım. Gülmeye çalıştım olmadı. Çok gürültülü, abartılı bir espri anlayışı var. Neyse, ama şu an yeni bir olay başlamış durumda;  “Yabanhane”.  İnternette tıklanma rekorları kırıyor. ile Gülşen Bubikoğlu’nun başrollerini paylaştıkları kült filmlerden biridir “Yaban”. Bütün “haneler” içinde bu bölüm alıp başını gitmiştir. Fırat Doğruloğlu gerçekten Kadir İnanır haliyle milleti yerlere yatırmaktadır. Bu işi kim akıl etmişse ne diyeyim... Peki bu duruma Kadir ağabey ne diyor?  Kadir Abi, çok bozulmuş! Kadir İnanır iki açıdan bakıyor olaya. ve ’in de bu karakteri hicvettiklerini söylüyor “ama” diyor “kaliteli yaptılar”. “Bu çok cıvık olmuş” diye ekliyor. Cine5’teki “Dizi Magazin” programına konuşmuş İnanır. İkinci bakışı ise; kendi şan ve şöhretinden yararlanma durumu. “Bu işten para kazanıyorlar” diye ekliyor İnanır. Yani lafı telif hakkına getiriyor Bu sonuçta rolü oynayan aktörün görüşü. Ama rolün kendisi zaten kendi başına gülmeye yeter. Bir de oradan bakmak lazım. “Genç çocuklar yapmışlar” da denebilir. (167 yazı) 622726 Almanya'dan Türkiye'ye Enerji Yatırımı : Almanya'dan Türkiye'ye Enerji Yatırımı Yayına Giriş: 30.10.2009 15:49:30 Güncelleme: 30.10.2009 16:11:24 Büyük bir Alman firması, Denizli'de doğal gaz santrali inşa edecek. Essen kentinde kurulu Alman enerji devinin, bir Türk firmasıyla Denizli'de 775 megavat kurulu gücünde doğalgaz kombine çevrim santrali inşa etmek üzere ortak girişim sözleşmesi imzaladığını bildirdi. Santral yatırımına gelecek yıl başlanması ve 2012 yılında bitirilmesi planlanıyor Alman Şirketin Yönetim Kurulu Üyesi Leo Birnbaum, kendileri için cazip olan Türkiye pazarında başka yatırımlarda da bulunmaya arzuladıklarını belirtti. 622224 İşçiler elektrik akımına kapıldı: ölü 13.15 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, İşçiler elektrik akımına kapıldı: ölü  ’de, yüksek gerilim hattında çalışırken elektrik akımına kapılarak yaklaşık 10 metre yükseklikten düşen işçi yaşamını yitirdi. Edinilen bilgiye göre, taşeron bir firma adına Yeni Sanayi Sitesi 14. Blok’taki yüksek gerilim hattında çalışan İlhan Ateş (26), Davut Demirci (23) ve Ali Sarıbıyık (25), elektrik akımına kapılarak yaklaşık 10 metre yükseklikten düştü. Ambulansla Nevşehir Devlet Hastanesine kaldırılan işçiler, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Yetkililer, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını belirtti. Anneler yanından ayıramayacak. ... 621450 İstanbul semalarında görsel şölen İstanbul semalarında görsel şölen İlgili haberler İSTANBUL (AA) Cumhuriyetin 86. kuruluş yıldönümü münasebetiyle gerçekleştirilen ışık, ses ve havai fişek gösterileri göz kamaştırdı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle görkemli bir tören düzenledi. Boğaziçi Köprüsü ve Kız Kulesi arasındaki alanda deniz üzerinde yapılan muhteşem gösteri, İstanbullulara unutulmaz bir görsel şölen sundu. Boğaz'da deniz üzerinde kurulan dev platformda gerçekleştirilen ses ve ışık gösterileri ile havai fişek gösterileri, canlı yayınlarla tüm dünyaya iletildi. Gösterilerde 16 ayrı noktadan 48 bini aşan sayıda havai fişek atışı yapıldı. Ağırlığı 10 kilogramın üzerinde olan en büyük havai fişek, yaklaşık 250 metre yükseğe çıktı. Boğaziçi Köprüsü üzerinde 42 ateşleme sistemi ile 800 metre ateş şelalesi oluşturuldu. CADDELERE 60 BİN BAYRAK ASILDI Gösteri öncesinde İstanbul'un ana arterleri, meydanları, sokakları, kamu binaları ve gökdelenleri bayraklarla süsledi. Cadde ve meydanlara yaklaşık 60 bin Türk bayrağı, bin elektrik direğine cumhuriyet flaması ve 50 üst geçide de duyurular asıldı. Öte yandan İstanbul'un birçok ilçesinde Cumhuriyet coşkusu farklı etkinliklerle kutlandı. Bakırköy ve Bağcılar'da bir araya gelen binlerce vatandaş, ellerinde Türk bayrakları ile kortej oluşturarak yürüyüş yaptı. 30.10.2009 621974 Bayülgen: 'Star TV yönetcileri kaskafalı' İşte Bekir Hazar'ın köşesine taşıdığı olay: Kim kaskafalı? Okan Bayülgen'in freni patlamış damperli kamyonu andıran sözleri şaftı attırıyor bazen.. KanalTürk'teki Medyatik programında raydan çıktı Okan. Olay çok vahim. Anlatayım. Programı sunan Yüksel Aytuğ Startv'de yayınlanan Dest-i İzdivaç programından bir görüntüyü getiriyor ekrana. Dest-i İzdivac'da sunucu Zuhal Topal küçük bir çocuğu yanına alıyor. Çocuğun elinde bir kağıt. Okuyorlar üzerinde yazanı. “Babama eş yani bana cici anne arıyoruz” yazıyor. Zuhal Topal “Tamam bulacağız cici anneyi” diyor. Gerçekten sinir bozucu bir görüntü. Çocukların bile bu programlara reyting uğruna alet edilmesi çirkin ötesi... Buna yapılan eleştirilerin tamamının yanındayım. Ancak sadece eleştirilerin... Yüksel Aytuğ bu sahneler yayınlandıktan sonra Okan'a dönüyor, “Ne diyorsun” sorusunu yöneltiyor. Doğan Grubu'nun Startv'sinde yayınlanan bu görüntüler için Doğan Grubu'nun KanalD'sinde çalışan Okan Bayülgen net bir cevap veriyor; “Zuhal burada oynuyor, işini yapıyor. Yöneticilerin çoğu kaskafalı” diyor. Eğer ortada yenmiş bir nane varsa bu naneyi yiyen Doğan Grubu'nun bir kanalı. Okan'a bu yorumu yaptıran Star'da yayınlanan izdivac programı. Bu program yüzünden yöneticileri suçluyor. Şimdiii... Okan'ı sinirlendiren programın yapıldığı Startv yöneticileri kaskafalı mı? Çünkü Okan'a bu tabiri kullandıran Dest-i İzdivac'ın kanalda yayınlanmasına bu yöneticiler göz yumuyor. Okan'a sorma hakkı doğmaz mı zaman? “İcra Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı kaskafalı mı? Startv İcra kurulu Başkan yardımcısı Murat Saygı kaskafalı mı? Startv Dramalardan Sorumlu İcra Kurulu üyesi Melis Civelek kaskafalı mı?” diye.. Lafın gittiği yeri bilerek konuşacaksın ekranda. İki defa düşünerek. Bir kelime yakar kavurur adamı... TDK sözlüğünde “Kazkafalı=Kafasız” yazıyor... Okan çıkıp “Yahu ben kazkafalı demedim kas dedim kaskafalı” diyerek yırtmaya çalışabilir. Çünkü TDK sözlüğünde kaskafalının anlamı yok. Ama bunun da bahanesi yok. *** M.Ali Birand CNNTürk haber masası toplantısında ve de canlı yayında “NTV'yi de Show haber'i de kutlarım. Kıskandım. Yaptıkları gazeteciliktir. Korcan büyük iş yaptı” dedi. Rakip kanalın Kandil dağına çıkmasını kompleks yapmadan övdü. Kompleksi bu Birand'ı, hiç kompleks yapmadan kutluyorum. Bekir Hazar Yeni Şafak 622333 Trabzonspor 75 günde 18 bin kişiyi Trabzoncell'li yaptı 15.20 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 75 günde 18 bin kişiyi Trabzoncell'li yaptı Telekominikasyon Genel Müdürü Sinan Zengin, rakiplerinden daha sonra başlamalarına rağmen, 75 gün içerisinde en hızlı büyüyen operatör olduklarını belirtti. Zengin yaptığı yazılı açıklamada, ile mobil alanında işbirliğine giden Trabzonspor’un, 75 gün içinde 18 bin kişiyi Trabzoncell’li yaptığını kaydetti. Gün başı ortalama 240 kişi ile Trabzoncell sayısıyla, gösterdiği büyüme oranıyla bu alanda çok iddialı olduğunu ortaya koyduğunu ifade eden Zengin, şunları kaydetti: "Trabzoncell satış rakamlarında şehir bazında yüzde 50 oran ile başı çekerken, yüzde 25 ile ikinci sırada yer aldı. Geri kalan yüzde 25’lik dilimde yer alan şehirlerin satış rakamlarında birbirlerine çok yakın oldukları dikkat çekti. Numarasını taşıyarak Trabzoncell’e geçenler ile yeni hat alanların yarı yarıya olduğunun gözlemlendiği verilerde dikkat çeken bir diğer nokta ise, abonelerinin yüzde 90’ının haber paketine üye olması ve üyeliklerini aktif olarak kullanması. Sadece Trabzon değil, ’nin pek çok ilinde Trabzoncell’e gösterilen yoğun ilgi hedeflenen rakamlara kısa sürede ulaşılacağının sinyalini verdi." Zengin, içinde bulunulan dönemde mobil telekomünikasyon hizmetinin kulüpler için ciddi bir ek gelir imkanı yaratmaya başladığını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Bu konuda rakiplerimizin daha sonra başlamamıza rağmen 75 gün içerisinde ortaya çıkan verilere bakıldığında en hızlı büyüyen operatör olduğumuzu görüyoruz. Bugün ulaştığımız 18 bin rakamı her şeyden önce, taraftarımızın takımına ve şehrine sonuna kadar destek verdiğinin bir göstergesi. Hem taraftarımıza, hem de takımımıza kazandıran ve ekonomik alt yapımızın daha da güçlenmesini sağlayacak olan Trabzoncell’e tüm Trabzonlular’ın ve Trabzonsporlular’ın daha fazla sahip çıkmasını istiyorum. Kısa ve orta vadede hedefimiz 250 bin abone ve bu doğrultuda da kulübümüze 5–6 milyon lira civarında gelir kazandırmak. Şu anki veriler doğrultusunda bu hedefimizi geçeceğimizi açıkça söyleyebilirim." .. ... 622120 Azerbaycan'dan Ermenistan'a Uyarı : Azerbaycan'dan Ermenistan'a Uyarı Azerbaycan Savunma Bakanı Abiyev, Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın, işgal altındaki Azerbaycan topraklarına son ziyareti olabileceğini söyledi. Yayına Giriş: 30.10.2009 11:33:00 Güncelleme: 30.10.2009 12:11:53 APA Ajansının haberine göre Savunma Bakanı Sefer Abiyev, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın bu toprakları ziyaret etme hakkının bulunmadığını belirtti. Abiyev, "Eğer ziyaret ederse, bu onun (bölgeyi) son ziyareti olabilir" dedi. Ermenistan'ın bölgede çok sayıda askeri tatbikat yaptığı yönündeki soruyu Abiyev, "Biz her şeyi iyi biliyoruz. Düşman aktifleşemez" diye cevapladı. Abiyev bir soru üzerine "Azerbaycan ordusu işgal altındaki toprakları kurtaracak güce sahiptir" dedi. 621584 DTP, sağduyulu davranıp çözüm için risk almalı Farklı görüşlere mensup 22 Sivil Toplum Kuruluşu (STK), demokratikleşme sürecine destek amacıyla bir araya geldi. Ortak açıklama yapan sivil toplum temsilcileri, "AK Parti geri adım atmadan açılımı aynı kararlılıkla sürdürmelidir. DTP de çözüme ulaşılması noktasında sağduyulu bir şekilde hareket edip çözüm yönünde risk almalıdır." dedi. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarından sonra Mardin Ticaret ve Sanayi Odası'nda bir araya gelen sivil toplum örgütü başkanları, hem hükümete hem de DTP'ye çağrıda bulundu. 22 dernek adına hazırlanan basın açıklamasını okuyan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Ali Tutaşı, herkesi sürece destek vermeye çağırdı. Tutaşı, "Cumhuriyet'imizin kuruluş yıldönümünü kutladığımız bugünde 86 yıl önce gösterilen sağduyu ve birlikteliğin aynı kararlılıkla devam ettirilmesi için atılan adımların kesintiye uğramaması gerektiğini düşünüyoruz." diye konuştu. Yüzyıllardan beri farklı din, dil ve ırkların Mardin'de hoşgörü ve barış içinde yaşadığını hatırlatan Oda Başkanı, bu birlikteliğin bütün Türkiye'ye örnek olmasını diledi. Tutaşı, bütün siyasî partilerin sorunun çözümüne katkı sağlamasını da istedi. Yapılan birtakım fevri hareketlerin bu süreci sekteye uğratmaması gerektiğini vurgulayan Tutaşı, açıklamasını şöyle sürdürdü: "DTP çözüme ulaşılması noktasında sağduyulu bir şekilde hareket edip çözüm yönünde risk almalıdır. Aynı şekilde CHP ve MHP'nin de sorunları görmezlikten gelip süreci siyasî bir fırsat olarak değerlendirmemesi gerekir. Halkı ayrıştırıcı ve tahrik edici bir siyaset izlenmemelidir. AK Parti'nin açılımla ilgili söylemlerini geri adım atmadan aynı kararlılıkla sürdürmesini istiyoruz. Yıllardır süre gelen sorunların bir günde çözülemeyeceğinin farkındayız. Ancak hızlı bir şekilde ve kararlılıkla bu demokratikleşme sürecinin devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın bütün siyasî otoriteleri bir çatı altında toplayıp sorunun çözümünde sağduyulu davranmalarını sağlamasını istiyoruz." 622117 Hristofyas'tan Küstah Benzetme : Hristofyas'tan Küstah Benzetme Dimitris Hristofyas, AB'nin Türkiye'ye tavizkar tutum takındığını iddia etti ve bunu İkinci Dünya Savaşı öncesi Hitler'e verilen tavizlere benzetti. Yayına Giriş: 30.10.2009 11:21:27 Güncelleme: 30.10.2009 11:39:22 Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, İngiliz Guardian gazetesinin internet sitesinde yayımlanan demecinde, Annan planı öncesinde KKTC'ye verilen sözleri unutarak Türkiye'nin üyelik sürecinde kurallara uymadığını ve Avrupa Birliği'nin Ankara'ya taviz verdiğini öne sürdü. Bu durumun kendisine, "İkinci Dünya Savaşı öncesinde daha saldırgan olmaması için Hitler'e taviz verilmesini hatırlattığını" bildiren Hristofyas, daha sonra yaptığı gafın farkına vararak "Türkiye ile Nazi Almanya'sını kıyaslamadığını" kaydetti. Kıbrıs'taki kapsamlı çözüm müzakerelerinin "beklentilerini karşılamadığını" kaydeden Hristofyas, "Farklılıklarımız ve fikir ayrılıklarımız var. Derin, derin farklılıklar" diye konuştu. Hristofyas, Kıbrıs'ta tıkanıklığın büyük ölçüde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan kaynaklandığını iddia etti ve "Sayın Erdoğan ile her konuda anlaşamıyoruz" dedi. 622190 Hitler'in yardımcısının anıları geçmişe ışık tutacak Daily Telegraph gazetesindeki habere göre, Emir subaylığı kariyerine muharebeye gönderilerek son verilmesine rağmen yaptıklarını ve Hitler'in politikasını savunmaya devam eden Darges'in, Führer'in yakın çevresinde geçirdiği yılı anlattığı anıları, "Yahudilerin, Hitler'in talimatıyla katledilmediğini" savunan sağ görüşlü tarihçilerin bu tezini çürütecek. Uzmanlar, Hitler'in katıldığı tüm büyük konferanslara iştirak eden, sosyal meşguliyetlerinde yanında olan ve aldığı kararlara şahitlik eden SS subayı Darges'in, Yahudilerin katledilmesine yönelik planlardan bihaber olma şansı bulunmadığını ve yaşadıklarını anılarında gerçek yüzüyle anlatması halinde sağ görüşlü tarihçilerin iddialarının çürütüleceğini söylüyorlar. -FRITZ DARGES KİMDİR- SS'lere Nisan 1933'te katılan Darges, 1936'da, Hitler'in özel sekreteri Martin Bormann'ın emir subaylığına getirildi. 1940 yılında Führer'in özel görevlileri arasına dahil edilen Darges'in rütbesi aynı yıl yarbaylığa yükseltildi. Darges, bundan sonraki yılının tamamını Hitler'in yanında geçirdi. Darges'in emir subaylığı kariyeri, Rastenburg'da 18 Temmuz 1944'te yapılan bir toplantı sırasında, Hitler'e verdiği esprili bir cevapla son buldu. Darges, kendisini bir sinekten kurtarmasını isteyen Hitler'e, sineğin uçan bir haşere olduğunu, bununla bir havacının ilgilenmesi gerektiğini söyledi ve bunun sonucunda kendisini doğu cephesinde savaşırken bulundu. Daha önce bir Alman gazetesine verdiği demeçte, Hitler'le 1934 yılında bir parti mitinginde tanıştığını ve kendisini sıcakkanlı, sempatik bulduğunu söyleyen Darges, hiçbir zaman Hitler'i kötüleyen bir açıklama yapmadı. Bir keresinde Hitler, Eva Braun ve Eva Braun'un kız kardeşi Gretel ile İtalya'ya gittiklerini, Gretel'in kendisine yakın ilgi gösterdiğini, ancak hiçbir zaman Führer'in bacanağı olmayı düşünmediğini kaydeden Darges, "Emir subayı olarak Hitler'in günlük programlarından mesuldüm. Her an yanında olmak zorundaydım. Kendisini bir dahi olarak gördüğümü söylemeliyim. Hepimiz büyük Alman imparatorluğunun hayalini kurduk. Bu yüzden Hitler'e hizmet ettim, şimdi olsa yine yaparım" diye konuşmuştu. 622437 Ali Doğan, Beşiktaş'ta başkanlığı düşünmüyor OSMAN TANBURACI Ali Doğan, Beşiktaş'ta başkanlığı düşünmüyor K.MARAŞ Beşiktaş delegesi Ali Doğan, kulüp başkanlığına aday olma gibi bir düşüncesinin bulunmadığını söyledi. Ankara'dan Kahramanmaraş'a gelen sanayicilerin arasında bulunan Doğan, Sanayi ve Ticaret Odası'nda basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Beşiktaş'ta Murat Aksu'nun adaylığını değerlendiren Doğan, "Yetenekli bir kardeşimiz ama Beşiktaş'ta görev almak zor." dedi. Beşiktaş'ın durumunu da zor gördüğünü belirten Doğan, "Böyle her babayiğidin bu işin üstesinden geleceğini zannetmiyorum." açıklamasında bulundu. Kulüp başkanlığına aday olma gibi bir düşüncesinin olmadığını dile getiren Doğan, "Daha önce öyle bir kombinasyon oluştu. Beşiktaş'ın ileri gelenleri toplandılar. Kendileri de bulunmak ve katılmak üzere söz verdiler. Ama zaman benim şartlarım müsait değildi. Daha doğrusu çalıştığımız kurumun patronu buna şiddetle karşı çıktı. Futbol Federasyonu için de bize teklif geldi. Her ikisini de gerçekleştiremedik. Bugün ben işlere bakmıyorum. Daha rahatım. Bugün de benim şartlarım uygun değil. Hem sağlık problemlerim var. Hem de parayı bulamadık. işe yeterince ayıracak imkânımız yok." şeklinde konuştu. Beşiktaş'taki başkanlık yarışını değerlendiren Doğan, "Mevcuttan çok şikayetçiler. Ama gelecek olanların da ne yapacaklarını kimse bilmiyor. Şu kötü demek yetmiyor. Neyi yapacaksın?. Ne getireceksin?. Onların da daha getireceğini görmedik. Tamam, adaysınız da ne yapacaksınız onu bilmiyorum. Bunlar yarın ortaya çıktığında belli olur." ifadesini kullandı. Doğan, Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'ndeki durumunun da zor olduğunu sözlerine ekledi. 30.10.2009 SPOR 621555 18 yaşına girdi babasının yattığı cezaevine nakledildi 17 Eylül'de tutuklanan katil zanlısı, 18 yaşından küçük olduğu için Maltepe Cezaevi'nin çocuk koğuşuna konulmuştu. Dün itibarıyla 18 yaşına giren C.G., babası M.N.G.'nin de tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'ne sevk edildi. Yoğun güvenlik önlemleri altında cezaevi ring aracıyla Maltepe Cezaevi'nden çıkarılan C.G., jandarma eskortu ve polis özel harekat şubesine ait ekipler eşliğinde Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ne ulaştırıldı. Katil zanlısının No'lu cezaevindeki tek kişilik bir koğuşa yerleştirildiği öğrenildi. 622495 Bardakoğlu'ndan Domuz Gribi Cevabı : Bardakoğlu'ndan Domuz Gribi Cevabı "Hacılarımız ölmeye değil, ibadet etmeye gidiyor" diyen Bardakoğlu, camilerde tüm hijyenik tedbirlerin alındığını kaydetti. Yayına Giriş: 30.10.2009 16:10:37 Güncelleme: 30.10.2009 16:24:33 Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu 4. Dini Yayınlar Kogresinde gazetecilerin sorularını cevapladı. Bardakoğlu gazetecilerin, "Hacılar arasında domuz gribi aşısı olmak istemeyenler var mı?" sorusuna, "Hacı adayları şimdiye kadar bütün tedbirleri yerine getiriyor. Ölmeye değil, ibadet etmeye gidiyorlar" dedi. Vekaletle kurban kesilip kesilmeyeceği konusu ile ilgili olarak da "Vekaletle kurban kesilmeli ancak bu yardım kampanyasına dönüştürülmemeli" şeklinde konuştu. Camilerin domuz gribine tedbir olarak ilaçlanması ile ilgili olarakta Bardakoğlu, "Bütün hijyenik tedbirler alınıyor" diye cevap verdi. Bardakoğlu, hem hacı aday adaylarının grip aşısı vurulması, hem de camilerin ilaçlanması konusunda Sağlık Bakanlığı ile koordineli çalıştıklarını belirtti. 621491 Migros açılışında elektroniğe hücum Raflarda bulunan toplam 1.022 televizyon, 850 adet cep telefonu, TIR dolusu deterjan ve 30 ton ayçiçeği yağı sabah saatlerinde bitti. Açılışta ayrıca, ton tavuk, 2,5 ton kıyma, ton pirinç, 4,5 ton muz, bin 500 çift çorap ve bin 200 adet de gömlek satıldı. bin 350 metrekare kapalı alana kurulu mağazada 250 kişi çalışırken, toplam 24 kasa hizmet veriyor. Migros Genel Müdürü Özgür Tort, 5M Malatya'nın, 81 ile yaygınlaşma hedeflerinin en canlı örneği olduğunu söyledi. Dünya kuru kayısı ihtiyacının yüzde 80'ini karşılayan Malatya'nın her geçen gün gelişen ekonomik kaynakları ile bölgesinin önde gelen illerinden biri haline geldiğini belirten Tort, "Böyle önemli ve anlamlı bir günde yedinci 5M mağazamızı Anadolu'nun gelişen yüzü Malatya'da açmanın heyecanı içindeyiz. Migros olarak Malatya'nın bu olağanüstü gelişiminin içinde istihdam gücümüzle bulunmak istedik. Zengin bir tarihe ve kültürel geçmişe sahip Malatya'nın gelişen yüzünün bir parçası olmak bize ayrı bir kıvanç veriyor." dedi. Migros Ticaret bünyesinde Migros, Tansaş, Şok İndirim Marketleri ve Macrocenter mağazaları yer alıyor. 621568 Kamyonetin yakıt deposundan 53 kilo eroin çıktı Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri, uyuşturucu madde kaçakçılığı, ticareti ve nakli yapan şahıs ve organizasyonlara yönelik 'Alacakaranlık 24' kod adlı operasyon düzenledi. Operasyon kapsamında M.U. (41) isimli şahsın idaresindeki araç Erzincan girişinde durduruldu. Aracın 'zula' tabir edilen gizli bölmelerinde 500'er gramlık paketler halinde 53 kilo eroin bulundu. Gözaltına alınan M.U., mahkemeye çıkarıldıktan sonra tutuklandı. Bu arada, Erzincan Valisi Abdulkadir Demir, eroin ele geçirildiği haberi üzerine, il emniyet müdürü ile birlikte Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne giderek bilgi aldı. Demir, 2009 yılında Erzincan'da Kaçakçılık Şubesi tarafından 414 uyuşturucu madde vakasının aydınlatıldığını belirterek, gelinen noktanın Erzincan açısından büyük önem arz ettiğini söyledi. 622707 Aurelio'nun maçına domuz gribi engeli Mehmet Aurelio'nun da formasını giydiği Real Betis'te 13 futbolcuda kamuoyunda domuz gribi olarak bilinen H1N1 virüsünün tespit edilmesinden sonra kulübün yaptığı başvuruyu inceleyen İspanya Futbol Federasyonu Rekabet Komitesi, bu Pazar günü oynanaması gereken Real Betis-Villarreal maçını erteledi. Real Betis'te Carlos Garcia, Sergio Garcia, Arzu, Sunny, İsrael, Nelson, Fernando Vega, Caffa, Pavone, Emana, Damia, Nano ve Juande'nin domuz gribi oldukları kesinleşirken, önlem olarak bu hafta tüm antremanların da iptal edildiği açıklandı. İspanya'da geçen haftalarda basketbolda da benzer bir sorun yaşanırken, takımındaki bazı oyuncularda domuz gribi görülmesinden dolayı Estudiantes'in bir maçı ertelenmişti. 622401 DTP'li başkana 'sayın' gözaltısı İzmir Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, bir basın açıklamasında, terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'a, 'sayın' dediği için hakkında yakalama kararı çıkartılan Mukades Kubilay'ın, sabah saatlerinde Adnan Menderes Havalimanı'na geleceği bilgisini aldı. Takip başlatan ekipler, Mukaddes Kubilay'ı havalimanında yakaladı. Gözaltına alınan Kubilay, işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. 621949 Ağlaya ağlaya kazandı 10.44 30.10.2009büyük halleri için üzerine tıklayın Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Ağlaya ağlaya kazandı Danimarkalı 19 yaşındaki tenisçi Wozniacki sakatlıktan ağlayarak oynadığı maçta 25 yaşındaki Zvonareva'yı yenmeyi başardı Tek bayanlarda dünyanın ilk tenisçisinin mücadele ettiği ve adını 'ın başkenti Doha'dan alan Doha Turnuvası'nın üçüncü gününe müthiş bir başarı öyküsü damga vurdu. Sabah'ın haberine göre; Bayanlarda dünyanın numarası olarak Doha'ya gelen 'nın önceki gün sakatlanıp çekilmesi üzerine turnuvaya katılan Rus raket Vera Zvonareva ile karşılaşan Caroline Wozniacki dün gece inanılmaz bir maç çıkardı. Sol ayağında oluşan krampa ve maç boyu çektiği acıya rağmen Danimarkalı tenisçi, Zvonareva'yı 6-0, 6-7 (3) ve 6-4'lük setlerle 2-1 mağlup etti. 19 yaşındaki tenisçi maç sırasında zaman zaman acıdan yerde kalırken, son vuruşunun sayı olması ve yarı finale kalmasının ardından hüngür hüngür ağladı. Wozniacki'nin mücadelesini Doha'daki tenisseverler ayakta alkışladı. Dün oynanan diğer maçta Safina'nın sakatlanmasıyla 2009'u ilk sırada kapatmayı garantileyen Rus Elena Dementieva'yı 6-2 ve 6-4'lük setlerle yenip yarı finale kalmayı başardı. .. ... 622131 'Geleceği birlikte şekillendireceğiz' 'Geleceği birlikte şekillendireceğiz' BASRA (A.A) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkler ve Iraklıların asırlardan beri birlikte yaşadıklarını, geleceklerini de birlikte şekillendireceklerini belirtti. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ile birlikte Irak'ın Basra kentine gelen Davutoğlu, Irak Ticaret Bakanı Safaeddin Safi ve Basra Valisi Şiltag Abbud Meyyah ile birlikte ortak basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, bugünün "Iraklı kardeşleriyle birlikte kutlanan bir kucaklaşma ve bayram günü" olduğunu kaydetti. Türkler ve Iraklıların asırlardan beri birlikte yaşadıklarını, geleceklerini de birlikte şekillendireceklerini ifade eden Davutoğlu, Türkiye'nin Irak'ın refah ve huzurunu kendi refah ve huzuru gibi gördüğünü belirtti.  "Eğer Irak'ın güneyindekiler refah ve huzur içinde olmazsa, Türkiye'nin kuzeyindeki ya da herhangi bir bölgesindeki insanların da refah ve huzur içinde olamayacaklarını" söyleyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bundan sonra da bunun için birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Bizler Basra'ya gelen ilk yabancı dışişleri bakanı ve ticaret bakanıyız. Bundan iki hafta önce Bağdat'ta 48 anlaşma imzaladık. Ama bu anlaşmaları sadece imzalamak önemli değil, hayata geçirmek de önemli. Bunun için bir an önce Irak'ın çeşitli kentlerini gezerek uygulama alanlarını araştırmak istedik. Bu kez de 80 iş adamı ve 20 gazeteci ile Basra, Erbil ve Musul'a gideceğiz. Bu ilk ziyaretimiz, ama inşallah son ziyaretimiz olmayacak."  BASRA BAŞKONSOLOSLUĞUNUN AÇILIŞI Davutoğlu, bugün Türkiye'nin Basra Başkonsolosluğunun açılışını yapacaklarını belirterek, "Başkonsolosumuz Ali Rıza Özcoşkun. Ama bundan sonra onun adı Ali Rıza El Basri'dir ve onun memuriyeti Türk Dışişleri Bakanlığında olabilir, ama bundan sonraki temel görevi Basra halkının da refahı için çalışmaktır" diye konuştu. "Size Türkiye'den 72 milyondan selam getirdim" diyen Davutoğlu, "İnşallah bundan sonra Basra'dan yola çıkan bir yolcu, selametle İstanbul'a kadar gidebilecek. Son terör saldırılarından ölenlere rahmet, ailelerine de baş sağlığı diliyorum. Irak'ın geleceği çok parlaktır. Bugünler zor günler ama geçecek. Irak iyi yetişmiş insanı, doğal zenginlikleri ve Mezapotamya'nın zenginlikleri ile geleceğin yükselen yıldızı olacak. Türk kardeşleriniz her zaman iyi ve kötü günde sizin yanınızda olacaklar ve Türkiye Irak işbirliği bütün bölgenin kaderini olumlu yönde değiştirecek" dedi. Irak Ticaret Bakanı Safi de konuşmasında, Davutoğlu ve Çağlayan'ın "Irak'ın iki dostu" olduğunu belirterek, "Daha iki hafta önce buradalardı ve kısa bir sürede yeniden ziyaret etmeleri bu dostluklarının bir göstergesi. Türkiye-Irak ilişkileri her alanda iyi düzeyde ve bu tarihi ziyaretle ilişkiler daha da gelişecek" dedi. Basra Valisi Meyyah da iki ülke arasında ilişkilerin tarih boyunca hep iyi olduğunu ve iki halkın aynı siperlerde birlikte savaştıklarını söyledi.  "Irak'ın ve özellikle de Basra'nın yabancı yatırımcılar için cazibe merkezi olduğunu" belirten Basra Valisi, Iraklılar ve Türklerin el ele vererek terörün üstesinden gelmesi gerektiğini kaydetti.  Meyyah, Türkiye'nin hep Irak'ın yanında olduğunu söyledi ve bundan dolayı teşekkür etti. 30.10.2009 DÜNYA 622837 Ekim ayında yatırım araçları 19.21 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Ekim ayında yatırım araçları İSTANBUL (A.A) ’de işlem gören hisse senetleri ekim ayında ortalama yüzde 1,51 oranında değer yitirdi          Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Ulusal 100 Endeksi, eylül ayında 725,59 puanlık düşüşle 47.910,30 puandan 47.184,71 puana indi. Mali endeksteki aylık ortalama düşüş yüzde 1,88, sanayi endeksindeki düşüş yüzde 0,95 ve hizmetler endeksindeki düşüş de yüzde 2,82 oldu.          Böylece üst üste ayı artışla tamamladıktan sonra 8. ayda gerilemiş oldu. İMKB aylık bazda mart ayından eylül ayına sürekli bir artış gerçekleştirmişti.          Ekim ayında serbest piyasada bütün döviz türleri artış gösterdi.          aylık bazda yüzde 0,27 artışla 1,4920 liraya, avro yüzde 1,47 artışla ekim sonunda 2,2020 liraya, İngiliz Sterlini yüzde 3,51 artışla 2,4740 liraya ve Frangı yüzde 1,89 artışla 1,4570 liraya yükseldi.          Ekim ayında 24 ayar külçe altının satış fiyatı yüzde 4,49 oranında artarak 47,85 liradan 50,00 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 4,35 oranında artarak 322,00 liradan 336,00 liraya çıktı.          Yatırım fonlarına katılma belgeleri ekim ayında ortalama yüzde 0,57 oranında artış kaydetti.          Ekim ayında, hazine bonosu ve devlet tahvilindeki aylık net kazançlar yüzde 0,54-0,73 arasında oldu. Aylık yatırımcıları da net yüzde 0,55 kazanç elde ettiler. ay vadeli mevduat faizinin net getirisi ise yüzde 0,80 olarak gerçekleşti. ... 621796 Serbest piyasada dolar güne nasıl başladı? 09.40 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Serbest piyasada güne nasıl başladı? serbest piyasada 1,4940, avro 2,2120 liradan güne başladı.  ’da 1,4880 liradan alınan dolar 1,4940 liradan satılıyor.  2,2050 liradan alınan avronun satış fiyatı ise 2,2120 lira olarak belirlendi.  Serbest piyasada Çarşamba günü kapanışta doların satış fiyatı 1,5000 lira, avronun satış fiyatı ise 2,2160 lira olmuştu.  Bankalararası piyasa Bankalararası piyasada satişta dolar kotasyonları en düşük 1,4930 lira, en yüksek 1,4940 lira seviyesinde bulunuyor. Dolar kotasyonları saat 09.05 itibarıyla alışta en düşük 1,4870 lira, en yüksek 1,4890 lira, satışta en düşük 1,4930 lira, en yüksek 1,4940 lira seviyesinde işlem görüyor. ... 623140 Gözlüğü çıkardı herkesi şaşırttı Gözlüğü çıkardı herkesi şaşırttı 30.10.2009 15:04 Elektronik dans müziğinin Türkiye’deki en başarılı isimlerinden biri olarak gösterilen Bedük, Etiler’de bulunan bir mekânda sahne aldı. Farklı müzik tarzı ve imajıyla dikkatleri üzerine çeken Bedük, MTV Türkiye finalistleri arasında yer almıştı. Sapphire adlı mekânda sahne alan Bedük, kendisini görüntüleyen kameraların gittiğini düşünerek gözlüğünü çıkartınca objektiflere ilk kez gözlüksüz haliyle yakalandı. Müzik dünyasında şöhrete kavuştuğu ilk günden beri gözlüklerini hiç çıkarmayan başarılı sanatçı, hayranlarını olduğu kadar kendisini sürekli gözlükleriyle görüntüleyen basın mensuplarını da şaşkınlığa uğrattı. -HT MAGAZİN-Uğur SOYSAL 622690 Linux'tan Windows 7'ye cevap En iyi kullanıcı dostu Linux dağıtımı olarak piyasaya sürülen Ubuntu 9.10, daha hızlı başlama, 3G desteği gibi geliştirilmiş seçeneklerle Windows 7'ye meydan okuyor. Kullanıcıların, işletim sistemlerinde ihtiyaç duyduğu yazılımları ekleyebilmesi veya çıkartabilmesi için yeniden yapılandırılan Ubuntu Software Center, yüzlerce ücretsiz uygulamayı tek tıklama ile bilgisayarınıza kurabiliyor. İnternetteki İşletim Sistemi Ubuntu One servisini de işletim sistemine dahil eden Linux dağıtımı, diğer işletim sistemlerinde olmayan bir seçeneği sunuyor. Kullandığını bilgisayardaki önemli belgeler, ayarlar, kişi listesi, vb. dosyaları ücretsiz olarak size verilen GB'lık alana yükleyerek dilediğiniz her yerden entegre edebiliyorsunuz. Dileyenler, ayda 10 dolar vererek bu alanı 50 GB'a da yükseltebiliyorlar. 621284 Gül ve eşinden Köşk'te eşli resepsiyon Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, siyaset, iş ve sanat dünyası, yabancı misyon ve sivil toplum temsilcileri, Ermeni ve Musevi din adamlarınden oluşan geniş yelpazedeki davetli topluluğuna eşli resepsiyonu verdi. Çankaya Köşkü'ndeki resepsiyon öncesinde Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, konukları karşılayacakları salona çalışma ziyareti için Türkiye'ye gelen KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve eşi Oya Talat ile birlikte girdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül resepsiyon için siyah papyonlu bir smokin, eşi Hayrünnisa Gül ise boydan siyah elbise üzerine kısa beyaz ceket giydi. Gül çiftinin konuklarını anons eşliğinde karşılaması 55 dakika sürdü. Resepsiyona 800 kişinin eşiyle birlikte davet edildiği öğrenildi. Eşsiz gelenler Devlet Bakanları Mehmet Aydın, Egemen Bağış, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil eşleriyle resepsiyona katılırken, Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Milli Bakanı Nimet Çubukçu, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek eşsiz geldi. Resepsiyona aralarında Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın da bulunduğu bazı milletvekilleri, Ankara Valisi Kemal Önal, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve eşi Nevin Gökçek, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdür Vekili Salih Melek, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. Hilmi Bengi ile Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Tahsin Aktı, basın yayın organlarının temsilcileri ve bazı iş adamları da katıldı. Resepsiyona katılan bazı büyükelçilerin ve yabancı misyon temsilcilerinin eşlerinin yerel kıyafetler giydikleri gözlenirken, Kore Büyükelçiliği Askeri Ateşesi'nin eşi, Cumhurbaşkanı Gül'ün önünde eğilerek selam verdi. Çankaya Köşkü, resepsiyonla iş ve sanat dünyasının renkli isimlerine de ev sahipliği yaptı. Resepsiyona, ünlü müzisyen Mazhar Alanson Biricik Suden ile Sibel Can oğlu Engin ile Gülben Ergen eşi Mustafa Erdoğan ile Metin Şentürk, tiyatrocu Kenan Işık, Zara da eşleriyle birlikte geldi. Davetliler arasında tarihçi İlber Ortaylı, yazar Doğan Cüceloğlu, Devlet Sanatçısı Okay Temiz, ünlü vokalist Yıldız İbrahimova, karikatürist ve oyuncu Hasan Kaçan, oyuncular Erdal Özyağcılar, Kadir Çöpdemir, Tuba Büyüküstün, Oktay Kaynarca, ses sanatçıları Zerrin Özer, Hakan Altun, Yeşim Salkım, Ercan Saatçi, şair İbrahim Sadri, tiyatrocu Şehnaz Çakıralp, iç mimar Zeynep Fadıllıoğlu, manken Vahe Kılıçarslan da yer aldı. Bazı dini azınlık temsilcileri de Cumhurbaşkanı Gül'ün davetine uyarak, resepsiyon için Çankaya Köşkü'ne geldi. Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva, İstanbul Süryani Katolik Kilisesi Patrik Vekili Yusuf Sağ, Ermeni Patrikhanesi Başpiskoposu Aram Ateşyan, Katolik Ermeni Cemaati lideri Ohannes Çolakyan resepsiyona katıldı. 622023 Bulgaristan'da 95 kilogram eroin ele geçirildi Gümrükler Kurumundan yapılan açıklamaya göre, Türkiye'den Almanya'ya gitmek üzere transit geçiş için Bulgaristan'a giriş yapan bir yolcu otobüsünün bagajında 90 paket halinde 45 kilogram eroin bulundu. Görevliler, kime ait olduğunu tespit etmek amacıyla uyuşturucuyu görmezden gelerek otobüsü takip altına aldırdı. Örgütlü Suçlarla Mücadele Servisi, Filibe kentinde mola veren otobüsteki uyuşturucuyu almaya çalışan üç kaçakçıyı suç üstü yakaladı. Olayla ilgili açılan soruşturma kapsamında uyuşturucu kaçakçılığı şebekesinin lideri olduğu belirlenen P.Z. adlı 42 yaşındaki bir Bulgar vatandaşının da başkent Sofya'da gözaltına alındığı bildirildi. Bulgaristan İçişleri Bakanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamada, başka bir operasyon sırasında yine Filibe bölgesinde bir minibüste yapılan aramada 101 paket halinde 50 kilogram daha eroin ele geçirildi. Eroin paketlerinin minibüsün bagajındaki lahana dolu bidonların içinde bulunduğu bildirildi. Polis, bu olayla ilgili kişinin gözaltına alındığını açıkladı. AA 621753 İhbarcı subaya açık çağrı hazırlığı İstanbul Başsavcılığı, ihbar mektubunu yazan "meçhul subaya" ulaşmak için "herkesin hukuka yardımcı olmasını isteyerek" ilanen çağrı yapabilecek. İstanbul Başsavcılığı, İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın ıslak imzalı aslı ile belgenin nasıl hazırlandığına yönelik iddiaları içeren ihbar mektubunu gönderen meçhul kişi ile nasıl temasa geçebileceğinin yollarını arıyor. Bu çerçevede savcıların kamuoyu önünde, "herkesin hukuka yardımcı olmasını isteyerek" genel bir "çağrı ilanı"nda bulunmaları da üzerinde düşünülen formüller arasında. İstanbul Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı, "Bu ismi biz biliyoruz da açıklamıyor değiliz. Bizim tarafımızdan da bilinmiyor" dedi. Savcılık, kişinin resmen başvuruda bulunmasını sağlayacak yolları arıyor. SABAH'a ulaşan bilgilere göre meçhul subaya ulaşmak için yöntem arayışı çerçevesinde ilk değerlendirmede, gayrı resmi de olsa ihbar mektubunu gönderen kişiye "ilanen çağrı"da bulunulmasının yasalara aykırı olmayacağı görüşü belirginleşti. Savcılık kaynaklarının bunu, "Her kurum ve kişinin hukuka yardımcı olması gerektiği, bu konuda yasal yol ve düzenlemeler bulunduğu" gibi genel bir çağrıyla da yapabileceği konuşuluyor. Başsavcılık bu yöntemi uygularsa ihbar mektubunu gönderen kişiye, "gizli tanıklık hakkının bulunduğu" nu da üstü kapalı olarak hatırlatmış olacak. İstanbul Başsavcılığı'nın kendilerine posta yoluyla geldiğini açıkladığı imzasız ihbar mektubunun sonunda, "Sayın Savcım, tanık olarak çağırmanız durumunda da gelmeye hazırım" ifadesi bulunuyordu. Mektuptaki bu ifade nedeniyle kamuoyunda, ihbarda bulunan kişinin aslında savcılıkça bilindiği ancak açıklanmadığı kanaati oluşmuştu. 'İHBAR İNANDIRICI' İstanbul Başsavcılığı, ihbar mektubunda, isim, adres veya imza olmamasına rağmen Genelkurmay'a yazı yazarak, Albay Dursun Çiçek ve askerin sorgulanmaları için işlem başlattı. Çolakkadı, bunu şöyle açıkladı: "Bazı belgeler vardır, alelade hazırlandığı içeriğinden bellidir. Bazen polis ihbar hattına bir telefon ihbarı gelir. Kişi ismini söylemez ama iddianın temeli vardır. Bunlar nasıl dikkate alınıyorsa gelen bu mektubu da aynı şekilde değerlendirdik. Adli Tıp Kurumu da imzanın Çiçek'in el ürünü olduğu tespiti yaptı." Sabah 622375 Cimbom ve Kanarya'nın UEFA hakemleri Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre (H) Grubu'nda mücadele eden Fenerbahçe'nin, Kasım Perşembe günü İstanbul'da Romanya'nın Steaua Bükreş takımıyla yapacağı mücadeleyi Avusturyalı Thomas Einwaller yönetecek. Einwaller'in yardımcılıklarını Roland Heim ve Norbert Schwab yapacak. Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda saat 22.05'te başlayacak karşılaşmanın ilave yardımcı hakemleri Bernhard Brugger ve Dietmar Drabek, dördüncü hakemi ise Oliver Drachta olacak. (F) Grubu'nda yer alan Galatasaray'ın deplasmanda Kasım Perşembe günü Rumen temsilci Dinamo Bükreş ile yapacağı karşılaşmayı Alman Michael Weiner yönetecek. Dinamo Stadı'nda TSİ saat 20.00'da başlayacak karşılaşmada Weiner'in yardımcılıklarını Christoph Bornhorst ve Matthias Anklam yapacak. Maçın ilave yardımcı hakemliklerini Babak Rafati ve Peter Gagelmann, dördüncü hakemliğini ise Marco Fritz yapacak. AA 622135 Ukrayna'da domuz gribi alarmı Ukrayna'da domuz gribi alarmı ANKARA (A.A) Ukrayna Sağlık Bakanı Vasiliy Knyazeviç, ülkenin batı bölgelerinden hızla yayılan grip salgının domuz gribi olduğunu doğrulayarak, "bütün ülkenin karantinaya alınacağını" bildirdi. Ukrayna'nın Podrobnosti haber sitesinde yer alan sözlerine göre Knyazeviç, laboratuvarda incelenen 33 örnekten 11'inde A/H1N1 virüsünün bulunduğunu kaydetti.  Knyazeviç, salgının çok hızlı yayıldığına işaret ederek, sadece batı bölgelerde değil, bütün Ukrayna genelinde karantina uygulamasını planladıklarını belirtti. Ukrayna Başbakanı Birinci Yardımcısı Aleksandr Turçinov da ülkenin batı bölgelerinde hızla yayılan ve 34 kişinin ölümüne yol açan grip salgını nedeniyle Ukrayna Salgınla Mücadele Komisyonunu bugün olağanüstü toplantıya çağırdı. Batı bölgelerinde başlayan salgına ilişkin bölge sağlık kuruluşlarının zamanında haber vermeyerek ilk başta kendilerinin salgınla mücadele ettiklerini, ancak baş edemeyince merkezi bilgilendirmek yerine basın açıklaması yaptıklarını belirten Turçinov, salgınla mücadele komisyonunun olağanüstü toplantısında alınabilecek önlemleri değerlendireceklerini vurguladı. Grip salgını nedeniyle 19 Ekim tarihinden bu yana Ukrayna'nın batı bölgelerinde (Ternopol 12, Lvov 12, İvano-Frankovsk 6, Çernoviç, Roven ve Zakarpatya'da olmak üzere) gribe yakalanan toplam 34 hasta zatürre sonucu hayatını kaybetti. Sağlık Bakanlığı ölüm vakalarından en az birinin domuz gribi olduğunu doğruladı.  30.10.2009 DÜNYA 621533 Efes partiye başladı partiye başladı 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’deki ilk maçında Lietuvos’a yenilerek şaşırtan ’de ağırladığı Partizan’ı devirmeyi başardı, ilk galibiyetini aldı Grubu’ndaki temsilcimiz, ’nin büyük bölümünün dolduğu maçta Partizan’ı 77-67 yenmeyi başardı. İki takımın da tutuk başladığı maçta, özellikle Rakocevic’in boş şutlardan yararlanamaması nedeniyle skor bulmakta sıkıntı çeken savunmasıyla ayakta kalmayı başarsa da, ilk periyot 15-15 tamamlandı. İkinci periyotta dışarıdan da şut sokmaya başlayan  Efes, savunmadaki başarıyı devam ettirip peş peşe bloklar yapınca farkı açmaya başladı,  16. dakikayı da 29-20 önde geçmeyi başardı. Ancak maçı koparma noktalarında çok basit hatalar yapan temsilcimiz, devreyi 37-35 mağlup kapadı. İkinci yarıya daha hareketli başlayan son çeyreğe sayı önde girmeyi başardı: 57-53. Dördüncü periyot karşılıklı basketlerle başlarken, pota altını iyi kullanan Efes Pilsen, 35. dakikada farkı yeniden sayıya kadar çıkardı. Partizan’ın son hamlesi farkı sayıya kadar indirse de, Rakocevic’in basketleriyle mücadeleden 77-67 galip ayrılan Efes oldu. 622291 Michael Jackson'dan son rekor 14.45 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'dan son rekor Pop müziğin kralı ’ın gerçekleştiremeden yaşama veda ettiği "This Is It" adlı konserler dizisinin prova ile kamera arkası görüntülerinin yer aldığı belgesel film, ilk gününde bir rekora imza attı. Film, gösterime girdiği ilk gün dünya çapında 20 milyon hasılat elde etti. ’nin internet sitesinde yer alan habere göre, "This Is It" adlı yapıma imza atan Pictures film şirketi yetkilileri, filmin ilk gününde büyük ilgi gördüğünü bildirdi. Dünya sinemalarında 27 Ekim Salı günü gösterime giren filmin bir günde 20.1 milyon dolar gişe hasılatı elde ettiği, bunun 7.4 milyon dolarının iki milyon dolarının ise ’deki gösterimlerden kazanıldığı kaydedildi. Sony Pictures şirketinden Steve Elzer, filmin elde ettiği başarının, Michael Jackson’ın dünya çapında gördüğü ilginin büyüklüğünü bir kez daha gösterdiğini ifade etti. Şirketin Kuzey ve ’daki başarısının inanılmaz derecede iyi bir başlangıç olduğunu vurgulayan Elzer, filmin "En İyi Film" kategorisinde adaylığı için de başvuruda bulunacaklarını bildirdi. Filmin yönetmeni Kenny Ortega da filmin Oscar ödülünü hak ettiğine inandığını belirtti. Yaklaşık iki saatlik "This Is It" adlı filmde, Michael Jackson provalarını yaparken, provalar sırasında Jackson’ın dans ederek seslendirdiği "Beat It", "Black or White" ve "Man in the Mirror" adlı parçalar da belgeselde yer alıyor. Ünlü şarkıcı Michael Jackson, 25 Haziran 2009 tarihinde 50 yaşındayken hayatını kaybetmişti. Sanatçı, ’dan başlayacak 50 konserden oluşan bir turneye hazırlanıyordu. Jackson’ın "This Is It" adlı konserleri için 800 bin adet bilet satılmıştı. Evinizin havasını değiştirecek. 621803 AYAMAMA'DA ISLAH AYAMAMA'DA ISLAH 30.10.2009 09:44Sel felaketinden sonra Ayamama Deresi'nde dere yatağına yapıldığı tespit edilen 108 binanın yıkımına başlandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Ahmet Tahmaz, hafta içinde yıkımları tamamlayacaklarını söyledi. Sabah saatlerinde Ayamama Deresi'ne gelen ekipler, daha önceden tebligat yapılan binaları kontrol etti. Tebligattan sonra bazı bina sahipleri de, hazine arazisi üzerindeki yapıları kendi imkanlarıyla yıktı. Yıkılmayan binalar ise bugün belediye ekiplerinin denetimiyle gerçekleştirildi. Yıkımları değerlendiren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Ahmet Tahmaz, "Sel felaketinden sonra yapılan aylık çalışmada 34'ü işyeri olmak üzere 108 yapının kamu sahasını işgal ettiği tespit edildi. Tebligat yapılan bazı işyeri sahipleri hazine arazisi üzerindeki yapıları kendileri yıktı. Yıkılmayanları isi bugün gerçekleştiriyoruz. hafta içinde yıkım işlemlerinin tamamlanmasını bekliyoruz." diye konuştu. Cihan 621428 Denizden ayu çıkabilü ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Denizden ayu çıkabilü Denize açılan balıkçıların ağına ayı takıldı. Ağı toplarken büyük ağırlık hissedince çok fazla balık tuttuklarını düşünerek sevinen balıkçılar, bir anda karşılarında ayı görünce neye uğradıklarını şaşırdı. Türkan, yaşadıkları şaşkınlık ve korku dolu anları ömrü boyunca unutmayacağını belirterek “Bunca yıllık balıkçıyım. Ağlarımıza ilk kez ayı takıldı” ifadesini kullandı. KASTAMONU (AA) Kastamonu'nun Cide ilçesinde, denizin kıyı kesiminde ağlarına balık yerine ayı takılan balıkçıların bulunduğu teknenin sahibi, yaşadıkları şaşkınlık ve korku dolu anları anlattı. 'Bayramoğlu' adlı balıkçı teknesinin sahibi 53 yaşındaki Rafet Türkan, 29 yıldır Cide'de balıkçılık yaptığını belirterek, bir süre önce arkadaşıyla Karadeniz'de balığa çıktıklarını söyledi. ÇOK BALIK GELİYOR SANDIK Cide ile İnebolu ilçeleri arasında Şaraltı mevkiinde 'balığın yakamozunu gözetlemeye başladıklarını' ifade eden Türkan, şöyle devam etti: 'Kıyıya yakın kesimde arkadaşlar bir yakamoz gördü. Biz de bunun üzerine balık var zannederek yakamozun etrafına ağ attık, yakamozun etrafını sardık. Ağı toplarken büyük ağırlık hissettik ve çok sayıda balık tuttuğumuzu zannederek sevindik. İyice çektiğimizde, ağda çırpınan kocaman bir hayvan gördük. Gecenin karanlığının da etkisiyle hepimiz ürperdik, ürktük, korktuk. Daha sonra, çırpınan şeyin ayı olduğunu fark ettik. Bu sırada ayı, ağı parçalamaya başladı. Biz de ağın bir kısmını kestik. Böylelikle tekne ile ağın irtibatını kopardık. Bu sırada ayı da ağdan kurtularak yüzerek karaya çıktı. Ardından da denize sıfır olan ormanlık bölgeye girerek gözden uzaklaştı.' 30.10.2009 GÜNDEM 621805 Cadde'de kavga çıktı! 09.44 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Cadde'de kavga çıktı! 'nde dün gece düzenlenen Cumhuriyet yürüyüşünde kavga çıktı. ve taraftarları Şaşkınbakkal'da birbirine girdi. Cadde'deki önünde biriken Beşiktaş taraftarlarına Fenerbahçelilerin laf atmasıyla başlayan kavganın bir anda büyüdüğü öğrenildi. İki taraftan da çok sayıda kişinin yaralandığı ve çeşitli hastanelerde tedavi edildiği, polisin bazı taraftarları gözaltına aldığı bildirildi. .. ... 621355 Sivil toplum, 'kirli plan'a karşı meydanlara iniyor Sendikalar, insan hakları örgütleri, aktivistler, sanatçılar ve Genç Siviller, 'kirli eylem planı'na karşı tarihî bir işbirliğine gitti. Belgeyi kabul edilemez bulan sivil toplum örgütleri, darbe planlarını protesto etmek için meydanlara iniyor. Üç gün boyunca Ankara ve İstanbul'da yapılacak mitinglerle cuntacılardan hesap sorulması istenecek. Bugün Ankara'da Mazlum-Der, Memur-Sen, Hak-İş, Hizmet-İş, İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) 'darbelere hayır' diyecek. Yarınki buluşma ise saat 13.00'te İstanbul Taksim Meydanı'nda gerçekleşecek. "Cuntaya hayır, darbeciler yargılansın!" sloganıyla yapılacak protesto gösterisinde, Özgür-Der, Mazlum-Der, İnsan ve Medeniyet Hareketi, Akabe Vakfı, Medeniyet Derneği, Akdav gibi kuruluşlar bir araya gelecek. Gösteriyi, bu kuruluşların oluşturduğu Adalet İçin Dayanışma Platformu organize edecek. Mitingler, pazartesi günü de sürecek. Aralarında Genç Siviller, Devrimci Sosyalist İşçiler Partisi, DTP, Sosyalist İktidar Partisi, Özgürlük Hareketi, Emekçi Hareket Partisi ve Mazlum-Der'in bulunduğu "Darbelere karşı 70 milyon adım koalisyonu" saat 19.00'da İstiklal Caddesi'nde fenerlerle yürüyüş yapacak. Millete kurulan komploya tepkiler çığ gibi büyüyor. Belgeyi kabul edilemez bulan sivil toplum örgütleri 'cuntacılar yargılansın' demek ve darbe planlarını protesto etmek için meydanlara iniyor. Bugün Ankara'da Mazlum-Der, Memur-Sen, Hak-İş, Hizmet-İş, İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) bir araya gelerek 'darbelere hayır' diyecek. Cumartesi günü saat 13.00'te İstanbul Taksim Meydanı'nda Özgür-Der, Mazlum-Der, İnsan ve Medeniyet Hareketi, Akabe Vakfı, Medeniyet Derneği, Akdav gibi kuruluşların oluşturduğu Adalet İçin Dayanışma Platformu, "Cuntaya hayır, darbeciler yargılansın!" sloganıyla protesto gösterisi düzenleyecek. Pazartesi günü ise aralarında Genç Siviller, Devrimci Sosyalist İşçiler Partisi, DTP, Sosyalist İktidar Partisi, Özgürlük Hareketi, Emekçi Hareket Partisi, Mazlum-Der'in bulunduğu "Darbelere karşı 70 milyon adım koalisyonu" 19.00'da İstiklal Caddesi'nde fenerlerle yürüyüş yapacak. Darbecilerin yargılanmasını ve tüm yurtta özgürlüğün hakim olmasını talep eden STK'lar darbe teşebbüslerine tepki gösterecek. Cuntaya açığa çıktı, gereken yapılmalı Doğan Tarkan (Devrimci Sosyalist İşçi Partisi Genel Başkanı): Bu belgeyle cunta açığa çıktı. Bu, çok vahim bir gelişme. Buna karşı vakit kaybedilmeden adım atılmalıdır. Bu adım da, bu göreve karışan bütün isimlerin görevden alınmasıdır. Bu sebeple Genelkurmay Başkanı da görevden alınmalı. Arkalarında çok büyük bir toplumsal güç olacaktır. Hükümet adım atmazsa, halk sokağa çıkıp demokrasi taleplerini dile getirecek. Çünkü toplum artık cunta tehdidi altında yaşamak istemiyor. İhbarcı subaya minnettarız Zeynep Tanbay (Aktivist): Mektubu okuduğumda dehşete kapıldım. Böyle bir cunta fikrinin olması, olayların üzerine yeterince gidilmediğini gösteriyor. Ordu hukuka karşı mücadele veriyor. Cuntanın içinde Ergenekon yapılanması olduğunu düşünüyorum. Bir subayın ve bazı erlerin çıkıp olaylar hakkında tanıklık yapacaklarını söylemeleri, askerlik görevini onurlu ve ahlaklıca yapanların olduğunu düşündürtüyor. Onlara desteklediğimizi göstermeliyiz. Yalnız değiller. TSK apaçık suç işlemiş; ama hâlâ bunu kimin açığa çıkardığını sorguluyorlar. Cinayeti işleyenle değil, onu ihbar edenle uğraşıyorlar. Bu hukuk tanımazlığın son noktası. Emir-komuta dışında adım atılamaz 622062 Domuz gripli hastanın ölüm sebebi Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Sait Alan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendilerine 14 gün önce solunum güçlüğü, öksürük ve balgam yakınmaları nedeniyle başvuran 34 yaşındaki hastada solunum sıkıntısı, öksürük, balgam gibi şikayetler bulunduğunu, ancak hastanın gribal bir enfeksiyon belirtisi taşımadığını söyledi. Hastadan şüphe üzerine numune alındığını ve alınan numunenin Ankara Refik Saydam Hıfzısıhha Başkanlığına gönderildiğini ifade eden Alan, hastadan alınan örneklerde H1N1 virüsünün pozitif çıktığını hatırlattı. Hastanın ölüm raporunun hazırlandığını kaydeden Alan, şöyle dedi: ''Hastanın ölüm raporunda, ölüm nedeni 'Ağır septis ARDS Kardiyo pulmoner arrest' olarak belirtildi. Buradaki septis, kanın zehirlenmesini, kana mikrop karışmasını, ARDS, ağır akciğer solunum yetmezliğini, kardiyo pulmoner arrest ise kalbin ve akciğerin durmasını ifade ediyor. Hastanın ölüm raporunda H1N1 virüsünün pozitif olması ayrıca belirtilmemiş. Belirtilebilirdi. Ancak ölüm raporunda yer alan ARDS tanısı zaten ağır akciğer solunum yetmezliği olarak H1N1 virüsünün pozitif olduğunu da içeriyor. Hastanın sonuçları pozitif çıktıktan sonra ailesine gereken bilgiyi verdik. Hastayı izole ettik. Ancak tüm müdahalelere rağmen kurtaramadık.'' AA 622296 Evin bahçesinde bulunan kadın cesedinin kimliği belli oldu 14.49 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Evin bahçesinde bulunan kadın cesedinin kimliği belli oldu ’nın Karataş ilçesinde bir evin bahçesinde başı vücudundan ayrılmış bulunan cesedin, yaklaşık 20 gün önce kaybolan Hüsne Topal’a ait olduğu tespit edildi. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, 28 Ekimde Karataş ilçesi Mahallesi Mutlu Dede Caddesi’ndeki katlı yazlık evin bahçesinde bulunan ve elleri ile ayakları bağlandıktan sonra öldürüldüğü belirlenen kadına ait cesedin kimliğinin tespitiyle ilgili Asayiş Şube Müdürlüğü Büro Amirliği ekiplerinin başlattığı çalışma olumlu sonuçlandı. Tanınmayacak hale gelen ve üzerinde kimlik çıkmayan Adana ’na kaldırılırken ekipler, cesedin 60-65 yaşlarında bir kadına ait olduğunun tespit edilmesinden sonra Kayıplar Büro Amirliği’nde bu yaşa uygun başvuruları araştırdı. Çalışmalar sonucunda 10 Ekimde yengesi Hüsne Topal (65) ile ilgili başvuru yapan Gülsemi Ertürk’e ulaşılarak, Adli Tıp Kurumu’na gelmesi istendi. Ertürk, cesedin Hüsne Topal’a ait olduğunu elbisesinden teşhis etti. Topal’ın kesin kimlik tespitinin yapılması için yakınlarından numune alınarak, yapılması talimatını verdi. Kesin kimlik tespitinin ardından cenazenin aileye teslim edileceği öğrenildi. Belediye Evleri Mahallesi’nde eşi öldükten sonra tek başına yaşadığı öğrenilen Topal’ın yaklaşık 20 gün önce ortadan kaybolduğu, kadına ait evdeki bileziğin de yerinde olmadığı belirlendi. Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Topal’ın öldürülmesiyle ilgili soruşturmayı sürdürüyor. Anneler yanından ayıramayacak. ... 621775 ABD'de uçakla helikopter havada çarpıştı 'nin Güney California sahili açıklarında sahil güvenliğe ait bir uçağın bir askeri helikopterle havada çarpışması sonucu meydana gelen kazada helikopterin düştüğü bildirildi. Sahil Güvenlik yetkilileri donanmasına dayanarak yaptığı açıklamada çarpışmanın dün yerel saatle 07.00'de meydana geldiğini belirtti. Çarpışmanın ardından helikopterin, Channel adalarının güneyindeki San Clemente Adası'nın 24 kilometre doğusunda düştüğünü kaydeden yetkililer, bölgedeki teknelerin helikopteri bulmak amacıyla yürütülen arama çalışmalarına katıldığını duyurdu. Kazanın ayrıntıları hakkında açıklamada bulunmayan yetkililer, helikopterde kaç kişinin bulunduğu konusunda da bilgi vermedi. 621571 TEKZİP Zırhlı hedefe LAW'lı saldırı", 13. sayfasındaki "LAW'ların hedefinde savcılar vardı" başlığı ve Mutlu Özay, Erkan Acar imzasıyla yayımlanan haberde: Halen Ümraniye'de bulunan bombalarla ilgili olarak yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli durumunda bulunan, müvekkil Mustafa Levent Göktaş hakkında, şeref ve haysiyetini ihlal edici ve gerçek dışı, çirkin iddialara yer verilerek, iddialar gerçekmiş gibi haber yapılıp, müvekkilin kamuoyu önünde suçlu ilan edilmesi amaçlanmıştır. Bu tutumun Anayasa'nın 38. maddesindeki "masumiyet karinesi" ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 157, Türk Ceza Kanunu'nun 285. maddesindeki "soruşturmanın gizliliği" ilkesine aykırılığı ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesindeki "sanık hakları ile dürüst yargılanma hakkının" ihlal edildiği tartışmasızdır. Haberdeki Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan müvekkilin, Poyrazköy'de Bedrettin Dalan'a ait olduğu iddia edilen arazide bulunan silah ve mühimmatı; tahliye edilmediği takdirde, soruşturmayı yürüten savcılara yönelik suikastta kullanmak üzere talimat verdiği yolundaki, iddialar tamamen gerçek dışı uydurma ve atfı cürümden ibarettir. Haberde; İstek Vakfı'na ait arazide bulunan mühimmatların, soruşturmayı yürüten savcılara yönelik suikastta kullanılacağı dün basına yansıdı. 10. dalgada tutuklanan Albay Levent Göktaş'ın Silivri Cezaevi'nde kendisini ziyaret eden emekli Binbaşı Levent Bektaş'a, "Eğer cezaevinden çıkmazsam, silahları Bedrettin Dalan'ın arazisine göm. Onları savcılara yönelik suikastta kullanın." dediği öne sürüldü, denilmektedir. Müvekkil ileri sürüldüğü gibi Levent Bektaş isimli şahıs tarafından cezaevinde ziyaret edilmemiştir. Bu husus basit bir araştırma ile öğrenilebileceği gibi, tutukluların ziyaretçileri ile camlı bölme arkasında ve konuşmalarının kayıt altına alındığı telefon ile görüştükleri de keza öğrenilebilirdi. Ancak amaç, basın meslek ilkelerine aykırı olarak müvekkilin kişilik haklarına, şeref ve haysiyetine yönelik saldırı olduğundan, böyle bir araştırma gereği dahi duyulmaksızın, kim olduğu belli olmayan bir şahıs tarafından düzenlenip basına servis edilen mektup, gerçekliği kanıtlanmış gibi haber yapılması kabul edilemez. Bu tutumun tarafsız habercilik anlayışıyla bağdaşması mümkün değildir. Bu konu ile ilgili olarak soruşturma savcılığınca müvekkilin ifadesine dahi başvurulmamıştır. Hal böyle iken, Poyrazköy'deki arazide bulunan silahlar müvekkile aitmiş ve müvekkil bu silahların, araziye gömülmesi ve tahliye edilmediği takdirde, savcılara yönelik suikastta kullanılması için talimat vermiş gibi, haber yapılmasının ve kamuoyunun yanlış bilgilendirilerek müvekkilin suçlu ilan edilmesinin başlı başına suç olduğu tartışmasızdır. İlgililer hakkında cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacaktır. Kamuoyunun bilgisine saygı ile sunulur. Mustafa Levent Göktaş Vekili Av. Basri Aydın 621486 Akdağ: Aşı bir sigorta Akdağ: Aşı bir sigorta 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, aşısında önceliğin sağlık çalışanları ve ay ile yaş arasındaki bebeklere verileceğini söyledi. “Aşının ’ye getirilmiş olması Türk halkı için bir fırsat, bir diyen Akdağ aşı takvimiyle ilgili olarak şu bilgileri verdi: “Kasımın başında sağlık çalışanlarıyla aşılamayı başlatıyoruz. Daha sonra bebeklere ve kronik hastalığı olanlara yapacağız. İlköğretim çağındaki çocuklar için de hastalığın erken yayılmaya başladığı şehirleri öne alarak bir aşılama programını kasımın sonuna doğru başlatacağız.” Akdağ, aşı tartışmalarıyla ilgili olarak da “Bilimsel kurullar aşılamanın gereğine işaret ediyor. Halkımız bilim dünyasının görüşlerine kulak vermeli” dedi. 622074 Soğuk ve yağışlı hava geliyor! Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan meteorolojik uyarıya göre, bugün; Marmara, Karadeniz, İç Anadolu, Akdeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde aralıklarla yağmur ve sağanak şeklinde yağış geçişleri olacağı tahmin ediliyor. Yağışların, Marmara'nın kuzeyi (sabah saatlerinde Kırklareli ve İstanbul'un Avrupa yakası, öğleden sonra ve akşam saatlerinde İstanbul il geneli, Kocaeli, Sakarya, Kırklareli ve Tekirdağ), Doğu Karadeniz kıyıları (Giresun, Trabzon, Rize ve Hopa), Güneydoğu Anadolu'nun doğusu (Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt) ile Şanlıurfa, Bingöl, Muş, Bitlis, Şırnak ve Hakkari çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Rüzgarın öğle saatlerinden sonra Marmara'da kuzey ve kuzeydoğu (Poyraz) yönlerden kuvvetli (40-60 km/saat) olarak eseceği tahmin ediliyor. Yarın; Marmara, İç Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yağış bekleniyor. Genellikle yağmur ve sağanak, gece saatlerinde Edirne ve Kırklareli çevrelerinde karla karışık yağmur ve yükseklerinde kar şeklinde görülecek yağışların, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya çevreleri başta olmak üzere Marmara bölge geneli ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun doğusunda (Diyarbakır, Batman, Siirt, Mardin, Erzurum, Bingöl, Muş, Bitlis, Van, Hakkari, Şırnak, Kars, Ardahan, Ağrı, Iğdır) kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Pazar günü; Yurdun büyük bir bölümünde devam edecek yağışlar, sabah ve gece saatlerinde Bolu, Kastamonu, Gümüşhane, Bayburt, Artvin ile Doğu Anadolu'nun kuzeydoğusunda (Erzurum, Kars, Ardahan) karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Yağışların, İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bursa, Bilecik, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu'nun güney ve batısı, Doğu Karadeniz'in iç kesimleri (Gümüşhane, Bayburt, Artvin) ile Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Rüzgarın yarın ve Pazar günleri Marmara, Kuzey Ege ve Batı Karadeniz'in batısında kuzey ve kuzeydoğu (Poyraz) yönlerden kuvvetli ve kısa süreli fırtına (50-80 km/saat) şeklinde eseceği tahmin ediliyor. HAVA SICAKLIĞI 5-7 DERECE DÜŞECEK Hava sıcaklığının; hafta sonunda iç ve batı bölgeler başta olmak üzere ülke genelinde hissedilir derecede (5 ila derece) azalarak, mevsim normallerinin altında seyretmesi bekleniyor. Pazartesi günü; yurdun büyük bölümünde devam edecek yağışların, genellikle yağmur ve sağanak, sabah ve gece saatlerinde Batı ve Doğu Karadeniz'in iç kesimlerinin yüksekleri (Bolu, Kastamonu, Gümüşhane, Bayburt, Artvin) Doğu Anadolu'nun kuzeydoğusu (Erzurum, Kars, Ardahan) ve Eskişehir ile Kütahya'nın yükseklerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde görülecek yağışların, Doğu Karadeniz (Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane, Bayburt) Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Hatay, İskenderun ve Kahramanmaraş çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Salı günü; yurdun doğu bölgeleri ile batı kıyılarının yağışlı geçeceği öngörülüyor. Yağışların, sabah ve gece saatlerinde Doğu Anadolu'nun kuzeydoğusu ile Doğu Karadeniz'in iç kesimlerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor. Doğu bölgelerde devam eden yağışların Çarşamba günü etkisini kaybedeceği, batı bölgelerde ise yağışların aralıklarla devam edeceği tahmin ediliyor. Vatandaşlardan ve ilgililerden, kuvvetli yağış, ani sıcaklık düşüşü ve kuzeybatı kesimlerdeki poyraz fırtınasının oluşturabileceği ani sel, lokal su baskını, taşkın, yıldırım düşmesi, çatı uçması, deniz ve kara ulaşımında aksamalar, gribal enfeksiyon riski gibi olumsuz şartlara karşı dikkatli ve tedbirli olunması istendi. 621671 Annemin cumhuriyeti Rıza Türmen Annemin cumhuriyeti 30 Ekim Cuma 2009 Annem 90 yaşında. Başka 29 Ekim’lerde olduğu gibi, dün de arkadaşlarıyla birlikte Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katıldı. Elinde bayrak, 10. Yıl Marşı’nı söyleyerek sokaklarda yürüdü. Annem ne ‘vesayetçi’, ne ‘askerci’, ne de ’ulusalcı’. Sadece, bir genç kız olarak cumhuriyetin kuruluş yıllarını yasamış, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyete inanmış, cumhuriyetin heyecanını, umutlarını yasamış bir Türk kadını. Annem yeni kurulan cumhuriyetin yepyeni bir ulus toplum anlayışı getirdiğini, toplumu çağdaş uygarlığa bağladığını, özgürlüğe, eşitliğe, modernliğe, ilerlemeye yönelik kapılar açtığını görmüş. Bu açılan kapıdan bağımsız, özgür, eşit bir birey olarak yürüme, eğitim görme, üniversiteyi bitirme olanağını bulmuş. Cumhuriyet annemin kişiliğini de şekillendirmiş, ona bir kimlik vermiş. Genç bir insan için böyle bir değişimin parçası olmaktan daha heyecan verici ne olabilir? Bu nedenle annem bugün cumhuriyete sahip çıkarken aynı zamanda kendi kimliğine sahip çıkıyor. Cumhuriyet-demokrasi Annemin bu yürüyüşünün altında sadece bir sevinci paylaşmak isteği yatmıyor. Aynı zamanda Cumhuriyet ülküsünü koruma gereksinimi duyduğu için yürüyor. Annem cumhuriyetin savunulmasına gereksinim olduğunu düşünüyor. Ama bunun demokrasi dışı yollardan yapılması gerektiğine inanmıyor. Cumhuriyetin savunulması gereğinin, demokrasi dışı yolları meşru kıldığına da inanmıyor. Annemin ciddi kaygıları var. Cumhuriyetin, laik, modern, çağdaş, demokratik bir toplum yaratma projesinden uzaklaştığını düşünüyor. Dinsel alanın toplumsal yasamda giderek daha geniş bir yer kaplamasından, ’nin yüzünü Batı’dan Doğu’ya çevirmesinden kaygı duyuyor. Devlet eliyle toplumun cumhuriyet değerlerinin yerine başka değerlerin geçtiği bir topluma dönüştürülmesini üzüntüyle izliyor. Bütün bunların demokrasi perdesi altında gerçekleştirilmesini, cumhuriyetten uzaklaşıldıkça demokrasiye yaklaşıldığı gibi bir yaklaşımı anlamakta güçlük çekiyor. Cumhuriyet halk egemenliğine dayanan, despotizme karşı bir yönetim biçimi. Cumhuriyetle demokrasi arasında bir karşıtlık değil, bir iç içelik bulunmakta. Cumhuriyet kavramı, demokrasiyi, çoğulculuğu, laikliği, insan haklarını, hukuk devletini de içeriyor. Bunlar olmazsa cumhuriyet eksik kalır. nedenle Türkiye’deki cumhuriyetçilik-demokrasi ekseninde sürdürülen tartışma yapay bir tartışma. Sorun, cumhuriyetin içini demokrasi, hukuk devletiyle doldurabilmek. Bunu gerçekleştiremiyorsak cumhuriyet içi boş bir kabuk olarak kalır. Siyasi ve ulusalcı Cumhuriyet bir modernleşme projesi olduğu kadar bir özgürleşme projesi. Özgür bir birey olmak ancak özgür, demokratik bir siyasal topluluğun üyesi olmakla mümkün olabilir. Demokratik bir cumhuriyette özgürlük hem bireysel, hem toplumsal bir nitelik taşır. Bu amaçla, devletin özgürlükleri sınırlayıcı değil, genişletici ve koruyucu bir rol oynaması önemli. Bunun için siyasal alanın totaliter eğilimlerden arınması gerekir. Ancak bu yeterli değil. Bireylerin de aktif bir yurttaş olarak kamusal katılmaları, sorumluluk üstlenmeleri, apolitize olmamaları, özgürlükçü, demokratik bir cumhuriyetin vazgeçilmez koşulu. Bu ise, etkili bir sivil toplum örgütlenmesini gerektiriyor. Türkiye’de demokratik bir cumhuriyetin önünde iki türlü engel var. Siyasal İslam ve ulusalcılar. İslamcı kanadın belirgin özelliği, farklı düşüncelere tahammülsüzlük, tartışma yerine karşısındakini ‘vesayetçi’, ‘Kemalist’, ‘darbeci’ gibi kodlarla ötekileştirmesi. Öte yandan siyasal iktidarın çoğulcu bir toplum yerine, kendisi gibi düşünen monolitik bir toplum yaratma çabaları. Kendisinden farklı düşünenler, eleştirenler üzerinde açık ya da örtülü baskı kurması. Annemin cumhuriyeti Buna karşılık, cumhuriyeti demokrasiden ayrı ve üstün gören ulusalcı, otoriter cephenin siyaset dışı müdahalelerle siyasetin alanını daraltması, demokrasiye kırılgan bir nitelik kazandırması demokratik cumhuriyetin önündeki bir başka engel. Türkiye’de cumhuriyetin demokratlaşması için bu iki kutup arasındaki çatışmadan, kutuplaşmanın topluma egemen olmasından kurtulmak gerek. Bunun için siyaset alanı içindeki ve dışındaki totaliter eğilimlerden arınmaya, toplumsal bir diyaloğa ihtiyaç var. Bunu sağlamanın araçları üzerinde ciddi bir biçimde düşünmeliyiz. Annemin beklediği ve bizim görmek istediğimiz cumhuriyet ancak böyle gerçekleştirilebilir. (112 yazı) 621619 İstatistiklere göre; Milli Takım'a yerli hoca lazım 1930 yılından başlayarak bugüne kadar 18 kez düzenlenen, en önemli futbol organizasyonu Dünya Kupası'nın tarihinde henüz hiçbir ülke yabancı teknik direktörle mutlu sona ulaşamadı. 1960'tan bu yana her yılda bir organize edilen Avrupa şampiyonaları da yine yerli teknik direktörlerin zaferleriyle sonuçlandı. Avrupa şampiyonalarında bugüne kadar sadece Yunanistan, 2004 yılında Alman teknik direktör Otto Rehhagel ile kupaya uzanma başarısını gösterdi. Türkiye de futboldaki en önemli başarılarını Türk teknik adamların yönetiminde elde etti. 2002'de Şenol Güneş yönetiminde dünya 3.lüğünü kazanan Milli Takım'ımız, Euro 2008'de bu kez Fatih Terim idaresinde 3.sü oldu. G.Saray 2000'de Terim'le UEFA Kupası'nı müzesine taşırken, 1988-1989'da Mustafa Denizli ile Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda yarı final oynama başarısını gösterdi. 622443 Michael Jackson'dan son rekor Michael Jackson'dan son rekor Pop müziğin kralı Michael Jackson'ın gerçekleştiremeden yaşama veda ettiği 'This Is It' adlı konserler dizisinin prova ile kamera arkası görüntülerinin yer aldığı belgesel film, ilk gününde bir rekora imza attı. Film, gösterime girdiği ilk gün dünya çapında 20 milyon dolar hasılat elde etti. ANKARA (A.A) Pop müziğin kralı Michael Jackson'ın gerçekleştiremeden yaşama veda ettiği 'This Is It' adlı konserler dizisinin prova ile kamera arkası görüntülerinin yer aldığı belgesel film, ilk gününde bir rekora imza attı. Film, gösterime girdiği ilk gün dünya çapında 20 milyon dolar hasılat elde etti. BBC'nin internet sitesinde yer alan habere göre, 'This Is It' adlı yapıma imza atan Sony Pictures film şirketi yetkilileri, filmin ilk gününde büyük ilgi gördüğünü bildirdi. Dünya sinemalarında 27 Ekim Salı günü gösterime giren filmin bir günde 20.1 milyon dolar gişe hasılatı elde ettiği, bunun 7.4 milyon dolarının ABD, iki milyon dolarının ise İngiltere'deki gösterimlerden kazanıldığı kaydedildi. Sony Pictures şirketinden Steve Elzer, filmin elde ettiği başarının, Michael Jackson'ın dünya çapında gördüğü ilginin büyüklüğünü bir kez daha gösterdiğini ifade etti.  Şirketin Kuzey Amerika, Avrupa, Latin Amerika ve Asya'daki başarısının inanılmaz derecede iyi bir başlangıç olduğunu vurgulayan Elzer, filmin 'En İyi Film' kategorisinde Oscar adaylığı için de başvuruda bulunacaklarını bildirdi. Filmin yönetmeni Kenny Ortega da filmin Oscar ödülünü hak ettiğine inandığını belirtti. Yaklaşık iki saatlik 'This Is It' adlı filmde, Michael Jackson konser provalarını yaparken, provalar sırasında Jackson'ın dans ederek seslendirdiği 'Beat It', 'Black or White' ve 'Man in the Mirror' adlı parçalar da belgeselde yer alıyor. Ünlü şarkıcı Michael Jackson, 25 Haziran 2009 tarihinde 50 yaşındayken hayatını kaybetmişti. Sanatçı, Londra'dan başlayacak 50 konserden oluşan bir turneye hazırlanıyordu. Jackson'ın 'This Is It' adlı konserleri için 800 bin adet bilet satılmıştı.  30.10.2009 622501 Avrupa Hakemleri Belli Oldu : Avrupa Hakemleri Belli Oldu Fenerbahçe-Steaua Bükreş maçını Avusturyalı Einwaller, Dinamo Bükreş-Galatasaray maçını Alman Weiner yönetecek. Yayına Giriş: 30.10.2009 15:43:28 Güncelleme: 30.10.2009 15:43:28 Fenerbahçe ve Galatasaray'ın UEFA Avrupa Ligi'nin 4. haftasında yapacağı maçları yönetecek hakemler belli oldu. Grubu'nda mücadele eden Fenerbahçe'nin, Kasım Perşembe günü İstanbul'da Romanya'nın Steaua Bükreş takımıyla yapacağı mücadeleyi Avusturyalı Thomas Einwaller yönetecek. Einwaller'in yardımcılıklarını Roland Heim ve Norbert Schwab yapacak. Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda saat 22.05'te başlayacak karşılaşmanın ilave yardımcı hakemleri Bernhard Brugger ve Dietmar Drabek, dördüncü hakemi ise Oliver Drachta olacak. Grubu'nda yer alan Galatasaray'ın deplasmanda Kasım Perşembe günü Rumen temsilci Dinamo Bükreş ile yapacağı karşılaşmayı Alman Michael Weiner yönetecek. Dinamo Stadı'nda saat 20.00'da başlayacak karşılaşmada Weiner'in yardımcılıklarını Christoph Bornhorst ve Matthias Anklam yapacak. Maçın ilave yardımcı hakemliklerini Babak Rafati ve Peter Gagelmann, dördüncü hakemliğini ise Marco Fritz yapacak. 622293 Ankaragücü'nde toplantı skandalı... 14.46 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'nde toplantı skandalı...ERCAN ATA ANKARA DHA Kulübü'nde bugün ilginç bir olay yaşandı. Taraftarlardan sorumlu yönetici Bekir Çakan'ın basın toplantısı diğer yöneticilerden tarafından yarıda kesildi. Onursal Başkan ve Onursal Başkanı ve Büyükşehir Belediye Başkanı 'in anlaşmasıyla "Güçbirliği" adı altında oluşturulan Melih Gökçek'in oğlu Ahmet Gökçek başkanlığında kurulan yönetime, Cemal Aydın kanadından yönetime giren Bekir Çakan'ın Beştepe Tesisleri'nde kulübün sıkıntıları ilgili düzenleyeceği basın toplantısı Ahmet Gökçek'in listesinden yönetime giren Ayhan Atalay tarafından yarıda kesildi. Bekir Çakan toplantıda, "Ben Ankaragücü'nün tüm birimlerinde görev aldım. Yönetime geldiğimizden bu yana yaşananlar bizi çok üzdü. Bir karşılaşmadan sonra bir arkadaşım bana gelip 'Ligden Ankaragücü mü düştü Ankaraspor mu düştü anlayamadım' dedi. Çakan, son dönem içerisinde maaşlarının ödenmemesi, kulübün icralarla boğuşması ve kulüp otobüsünün icradan kaçırılıp saklanması konularını basın mensuplarına anlatırken, Ahmet Gökçek listesinden yönetime giren Levent Çamur ve Ayhan Atalay odaya girerek Bekir Çakan'ı toplantısını bölerek odanın dışına çıkardı. Çakan başka bir odaya götürülürken, basın mesupları da toplantının bittiği söylenerek bina dışarına çıkarıldı. 40 dakika sonra dışarıya Ahmet Gökçek listesinden yönetime giren yöneticilerle dışarı çıkan Bekir Çakan sıkıntıların giderilmesi yönünde anlaştıklarını kaydederek, Bir ileşitim eksikliği oldu. Ben 'de yaşıyorum. Bu sıkıntıların devam etmesi halinde başkan Gökçek'e istifamı vereceğim" dedi. Çakan toplantısının bölünmesiyle ilgili ise "Benim kimseden korkum yok. Daha öncede sıkıntılar hakkında görüşmek için talebim oldu ancak muhatap bulamadım. Ancak bunun sözünü aldım. Bu sıkıntılar girdirilmediği taktirde istifa edeceğim" ifadelerini kullandı. Genel Sayman Ayhan Atalay ise "Aramızda hiçbir problem yok, sadece iletişim sıkıntısı yaşadık. Toplantının bölünmesini ise sadece Kulübün borcu 11 trilyon deniyordu. Göreve geldiğimizde borcun 40 trilyon olduğunu gördük. Kulübün liralık dahi alacak parası yok. aydır maaş alamayan personelin maaşını ödedik. Adeta devraldık. Sıkıntıları çözmek için çaba sarf ediyoruz" şeklinde konuştu. ANKARAGÜCÜ YÖNETİCİMİNDEN ORTAK AÇIKLAMA: Ankaragücü’nde taraftardan sorumlu yönetici Bekir Çakan’ın basın açıklamasının, kulübün bir başka yöneticisi Ayhan Atalay tarafından yarıda kesilmesinin iletişim eksikliğinden kaynaklanan bir sıkıntı olduğu bildirildi.          Kulüp yöneticilerinden Levent Çamur, Ayhan Atalay, Nadir Koç, Mehmet Ercan, Yavuz Bulut ve Bekir Çakan ortak bir basın toplantısı düzenledi. Daha önce açıklaması yarıda kesilen Bekir Çakan, yaptığı açıklamada, "İletişim eksikliğinden kaynaklanan bir anlaşmazlık vardı. Bunu görüştük ve aramızda hallettik" dedi.          "Bundan sonra iletişim problemi yaşamamak için gerekli tedbirler alınacak" diyen Çakan, şöyle konuştu:          "Ben taraftardan sorumlu yönetici olarak sıkıntılarımı dile getirdim. Bu sıkıntıların iletişim eksikliğinden kaynaklı olduğunu öğrendim. Buradan şunu dile getirmek istiyorum ki, sıkıntıların giderilmemesi durumunda başkan Ahmet Gökçek’e istifamı vereceğim. Ben Ankaragüçlü’yüm. Ankaragücü için gerekirse kapıcılık bile yaparım."          Ayhan Atalay da şunları dile getirdi:          "İletişimsizlik nedeniyle Bekir Bey bu toplantıyı yapma gereği duymuş. Gerçekleştirdiğimiz görüşmede kendisine gerekli açıklamaları yaptık. Hepimiz  Ankaragücü’nün başarısı için uğraşıyoruz. Bundan sonra da uğraşmaya devam edeceğiz. Çalışanların maaşı konusunda da elimizden geleni yapıyoruz. Ödeme  yapmaya başladık. Bayram arefesinde ödeme yaptık. Daha sonra da ödemeler yapıldı. Maddi sıkıntıları çözmek için elimizden geleni yapıyoruz."          Kulübün borçlarına değinen Levent Çamur ise, "Biz yönetime gelmeden önce söylenen borç 11 milyon liraydı. Şimdi 40 milyon liraya yükseldi. Biz iyi niyetli bir yönetimiz ve sıkıntıları çözmeye çalışıyoruz" diye konuştu. .. ... 621367 'Sizin için şunu yaptım' deme! Ancak sayılabilecek kadar az vâkıa olsa da, değişik hikmet ve maslahatlara binaen, kendisinin muhatapları için nasıl büyük bir nimet olduğunu hatırlattığı durumlar da söz konusudur. Mesela Huneyn Harbi sonrası gelişen hâdiseler buna bir misal olarak zikredilebilir. Hatırlanacağı üzere Huneyn Harbi'nde elde edilen ganimetleri Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) daha ziyade gönüllerini İslâm'a ısındırmak istediği insanlara dağıtmış ve bazı şahıslara hususiyet arz edecek şekilde paylar vermişti. Böyle yapmakla (sallallâhu aleyhi ve sellem) yeni Müslüman olmuş bu fertlerin gönüllerini almak, onları da istikbalin kahraman sahabileri hâline getirmek, kendi semahatini sergileyerek onların gönlünde de imanın oturaklaşmasını sağlamak murad buyuruyordu. Ayrıca bu kişilerin birçoğu, kavim ve kabileleri arasında söz sahibi olan insanlardı. Siz fakir fukaraya bakar, onları görüp gözetirsiniz; ama öyle birisi de vardır ki, onun gönlünü kazandığınız zaman arkasındaki binlerce insanın da gönlünü kazanmış olursunuz. şahıs; "Buyurun gelin!" dediği zaman ardındaki binlerce insan da size katılmış olur. Fetanet-i azam sahibi Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) ganimet taksiminde bu ve benzeri birçok hikmet ve maslahat gözetmişti. Şu an biz belli ölçüde bunları düşünüp idrak edebiliyoruz ancak günkü şartlarda Ensar'dan üç-beş genç bunları düşünememişti. Düşünememiş ve "Daha onların kanı kılıçlarımızdan damlıyor, hâlbuki en fazla payı da onlar alıyor!" demişlerdi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) Ensar'ın, aralarına başka kimse almadan, hemen bir çadırın altında toplanmasını emretti. Tabiî bu husus da taktik açısından ayrıca üzerinde durulabilecek bir konudur. Zira fitneye yol açabilecek, dedikodu denilebilecek şeyler konuşulmaya başlanmıştı. Bundan dolayı problem çözülürken fitne ve dedikodunun şuyû' bulmaması adına muhacir topluluğunun söylenenleri duymaması dikkat edilmesi gereken bir husustu. Ayrıca Ensar'ın bütününe toplu bir şekilde hitap edilmek suretiyle, bu sözleri dillendiren kişilere karşı perde yırtılmamış, onlar hususi mahiyette hırpalanmamış olacaktı. Bu da kimsenin suçlu duruma düşürülmemesi, suçluluk psikolojisi içine itilmemesi adına önem arz etmekteydi. Hâsılı, Peygamber Efendimiz (aleyhi ekmelüttehâyâ vetteslimât) Ensar'ı toplamış ve onlara minnet ifadeleri olarak telakki edilebilecek şu sözleri söylemişti: "Ben geldiğimde, siz dalâlet içinde değil miydiniz? Allah, benimle sizi hidayete erdirmedi mi? Ben geldiğimde, siz fakr zaruret içinde kıvranmıyor muydunuz? Allah, benim vesilemle sizi zenginleştirmedi mi? Ben geldiğimde siz, birbirinizle düşman değil miydiniz? Allah, benimle sizin kalblerinizi telif etmedi mi?" Elbette orada bulunanların çoğu zaten O'na (sallallâhu aleyhi ve sellem) çok iyi inanmış kimselerdi. Efendimiz (aleyhi elfü elfi salâtin ve selâm), her cümle ve soruyu bitirdikçe onlar topluca: el-minnetü lillâhi ve lirasûlihî– Evet, evet, minnet Allah'a ve Resûlü'ne aittir!" diye gürlemişlerdi. (Buhârî, menâkıbü'l-ensâr 1-2; megâzî 56) Görüldüğü üzere burada –hâşâ– nimetlerin onların başına kakılması, yüzüne vurulması mevzubahis değil; aksine muhatapları içine düşebilecekleri bir vartadan kurtarma, fitnenin önünü alma ve ortaya çıkmış problemi çözmeye matuf bir gaye söz konusudur. Bir Arpa Boyu Yol Alamayan Tali'sizler Şimdi mevzuun bize bakan yönüne gelecek olursak, hangi yolla olursa olsun, bu yaptığımız iyiliklerin hiçbirini minnet işmam edecek ölçüde dahi olsa dile getirmemiz doğru değildir. Bu konuda bize düşen şöyle düşünmektir: Allah'a binlerce hamd ve sena olsun ki bizi sizinle beraber böyle güzel bir yola hidayet eyledi; eyledi de iman ve İslâm hayatımız, gönül ve ruh dünyamız itibarıyla henüz gerçek bayrama eremesek de Rabb'imiz bize el ele, omuz omuza âdeta bir bayram sevinci yaşattı. 622481 En iyi futbolcu hangisi? Geçen sezon FIFA "Dünya'da Yılın Futbolcusu" ödülünü alan ve bu sezon Real Madrid'e rekor bir ücretle transfer olan Cristiano Ronaldo unvanını koruyabilecek mi? Yoksa kamuoyunda "favori" olarak gösterilen Messi mi Dünya'da Yılın Futbolcusu seçilecek? FIFA tarafından açıklanan 23 kişilik listede İspanya La Liga'dan yıldız yer alıyor; kaleci Iker Casillas, defans oyuncusu Carles Puyol, orta sahadan Andres Iniesta ve Xavi ve forvette Fernando Torres ile David Villa. İngiltere Premier Lig'den de Frank Lampard, Steven Gerrard, Wayne Rooney ve John Terry 23 kişilik kısa listede adı açıklanan yıldızlar. -23 KİŞİLİK ADAY LİSTESİ- Michael Ballack (Almanya), Gianluigi Buffon (İtalya), Iker Casillas (İspanya), Cristiano Ronaldo (Portekiz), Diego (Brezilya), Didier Drogba (Fildişi), Michael Essien (Gana), Samuel Eto'o (Kamerun), Steven Gerrard (İngiltere), Thierry Henry (Fransa), Zlatan Ibrahimovic (İsveç), Andres Iniesta (İspanya), Kaka (Brezilya), Frank Lampard (İngiltere), Luis Fabiano (Brezilya), Lionel Messi (Arjantin), Carles Puyol (İspanya), Franck Ribery (Fransa), Wayne Rooney (İngiltere), John Terry (İngiltere), Fernando Torres (İspanya), David Villa (İspanya), Xavi (İspanya). Sizce bu ödüle kim layık? İlgili görüşlerinizi "" linkine tıklayarak yazabilirsiniz. SÖZ SİZDE... 622393 Couceiro: Ne olursa olsun kazanmalıyız Celal Doğan Tesisleri'nde yapılan antrenmanın ana bölümünde iki gruba ayrılan takımda, Denizlispor karşılaşmasında ilk 11'de görev alan oyuncular, maç ertesi programlarını sahada rejenerasyon çalışması yaparak tamamladı. Diğer oyuncular ise teknik çalışma yaptı. Teknik Direktör Jose Couceiro yönetiminde yapılan antrenmana sakatlıkları süren Brezilyalı forvet Beto ile kaptan Rodrigo Zurita katılmadı. Antrenman yenileme çalışmasıyla tamamlandı. Gaziantespor Teknik Direktörü Jose Couceiro, Türkiye Kupasından şanssız şekilde elendiklerini söyleyerek, ''90 dakika boyunca Denizlispor'un bir tane pozisyonu var. Uzatmada dakika içerisinde yenilen gol var. Tabii ki başımızı öne eğmeyeceğiz başımız dik olacak. Ne yapmamız gerektiğini biliyoruz. Her şeyi unutturmak için hafta sonu oynayacağımız maçı kazanmamız gerekiyor. Bence ekibimiz, yenildiğimiz iki maçta da kalitesini gösterdi ama bazı anlarda yapılan hatalar bize pahalıya patladı. Gol pozisyonu yakaladığımıza seviniyorum ama bu kadar gol kaçarsa artık ne yapılabilir tam olarak ben de bilemiyorum'' diye konuştu. Diyarbakırspor maçının çok büyük önem kazandığını ifade eden Jose Coucerio, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Tabii ki çok zor bir maç. Diyarbakırspor özellikle kontratağa çok iyi çıkan bir ekip. Ama şartlar ne olursa olsun kazanmamız gerekiyor. Yani yüzleşmemiz gereken final gibi bir maç olacak. Bu maçtan galibiyetle ayrılacağımızı düşünüyorum. Özellikle bu son iki maçta yaşadıklarımızı kafamızdan silmemiz gerekiyor.'' Gaziantepsporlu Erman Özgür ise kupa maçını unutup Diyarbakırspor'u düşündüklerini söyleyerek, ''Yapacak bir şey yok. Diyarbakırspor maçıyla inşallah bir parça olsun kendimizin ve seyircimizin moralini düzeltmek istiyoruz. Diyarbakırspor ile aynı puandayız. Futbolda ne olacağı çok belli olmuyor. Çok zor bir maç olacak'' dedi. Murat Ceylan da, Ziraat Türkiye Kupası'nda Denizlispor'a şanssız bir şekilde mağlup oldukları için üzgün olduklarını, Turkcell Süper Lig'de bu haftaki rakipleri Diyarbakırspor karşısında ise sahaya mutlak puan parolasıyla çıkacaklarını ifade etti. Ceylan, Diyarbakırspor maçına tüm taraftarı davet etti. Pazar günü Kamil Ocak Stadyumu'nda oynanacak olan Gaziantepspor-Diyarbakırspor maçının bilet fiyatları, kale arkası tribün 10, maraton tribün 15, kapalı tribün 20 ve gold tribün 50, misafir takım bilet fiyatı ise 10 TL olarak açıklandı. -SPONSOR TÜRK OIL'DEN ÖĞRENCİLERE BÜYÜK JEST- Gaziantepspor'un sponsoru olan Türk Oil firmasının kulübe ve taraftara destek vermeye devam ettiği, Türk Oil'in sezon sonuna kadar, takımın Kamil Ocak Stadyumu'nda oynayacağı maçlarda bin 500 öğrencinin bilet masraflarını karşılayacağı bildirildi. Yapılan anlaşma gereği, Kamil Ocak Stadyumu Nolu Kale arkası tribünü, Türk Oil Tribünü olarak 3500 öğrenciye ayrılacağı ifade edildi. Uygulama Diyarbakırspor maçıyla başlayacak. AA 621808 Honduras'ta darbe krizi çözüldü 'ta darbeyle görevinden uzaklaştırılan devrik Devlet Başkanı Manuel Zelaya ve darbeyle oluşturulan yeni yönetimin müzakerecileri arasında, Zelaya'nın görevine iadesi olasılığını öngören bir anlaşmaya varıldığı belirtildi. Amerikan Devletleri Örgütü (OAS) Siyasi İlişkiler Sekreteri Victor Rico, söz konusu anlaşmanın, halkı ve demokrasisi için yararlı bir anlaşma olduğunu söyledi. Rico, anlaşma metnini basına açıklamadı, ancak Zelaya'nın görevine iadesinin yolunun açıldığını kaydetti. Askeri darbe sonrası ülkesine gizlice girerek Büyükelçiliğine sığınan Zelaya da, devlet başkanlığının yeniden tesis edilmesi konusunda iyimser olduğunu açıkladı. Zelaya, bu gelişmeyi demokrasisi için bir zafer" olarak nitelendirdi. Darbe sonrası geçici olarak devlet başkanlığına getirilen Roberto Micheletti ise, anlaşmanın Zelaya'nın akıbetini Yüksek Mahkeme ve Kongre'ye bıraktığını belirtti. Micheletti, daha önce de, darbeyle görevinden uzaklaştırılan Zelaya'nın görevine dönüşü olasılığını da kapsayan anlaşmayı imzalamaya hazır olduğunu, bu anlaşmanın ülkedeki siyasi krizin sona erdirilmesi sürecinin başlangıcı olacağını açıklamıştı. memnun Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, 'ta siyasi krizi sona erdiren ve devrik Devlet Başkanı Manuel Zelaya'nın görevine dönüşünün yolunu açan anlaşmayı övgüyle karşıladı. Clinton, ziyareti sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, halkını, Başkan Zelaya ve Başkan Micheletti'yi vardıkları tarihi anlaşmadan dolayı tebrik ederim" dedi. Dışişleri Bakanı, seçimlere gidilmesini de kapsayan anayasal düzenin yeniden tesisinden yana olduklarını hatırlattı. Amerikan Devletleri Örgütü (OAS) Siyasi İlişkiler Sekreteri Victor Rico, 'ta devrik Devlet Başkanı Zelaya ve darbeyle oluşturulan yeni yönetimin müzakerecileri arasında, Zelaya'nın görevine iadesi olasılığını öngören bir anlaşmaya varıldığını bildirmiş, ancak anlaşma metnini basına açıklamamıştı. 28 Haziran'da darbe ordusu, devlet başkanlığı görev süresini uzatmaya çalışarak anayasayı ihlal ettiği iddiasıyla 28 Haziran'da bir darbeyle Zelaya'yı devirerek sürgüne göndermişti. Darbe uluslararası alanda tepkilere yol açarken, Zelaya da geçen ülkesine gizlice girerek 'nın Büyükelçiliğine sığınmıştı. Ülkedeki siyasi krize çözüm bulmak için uluslararası arabulucularla müzakereler yürütülüyordu. 621737 Erdoğan'ın ABD ziyaretinde neler konuşulacak? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'ye yapacağı ziyarete ilişkin olarak Beyaz Saray'dan da bir açıklama geldi. Beyaz Saray Sözcüsü Robert Gibbs, Başkan Barack Obama'nın Aralık'ta Başbakan Erdoğan ile Beyaz Saray'da görüşeceğine işaret ederken, iki ülkenin stratejik ortaklığa ve tarihi dostluğa sahip olduğunu belirtti. müttefiki Türkiye'nin müşterek zorlukları ele almada önemli bir ortak olduğunu ifade eden Gibbs, "Başkan Obama, iki ülkeyi ilgilendiren bir dizi stratejik konuda Erdoğan ile görüş alışverişinde bulunmayı dört gözle bekliyor" dedi. Gibbs, ziyaret sırasında ele alınacak konular arasında, ve 'a dair ortak stratejinin hayata geçirilmesi, ile ekonomik ve güvenlik işbirliğinin ilerletilmesi, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi hedeflerinde gelişme katedilmesi, meselesinin çözümünün teşviki, Ermenistan ile ilişkilerin normalizasyonu, Ortadoğu barış çabaları ve insan haklarını saydı. 622692 İdo'dan sefer iptallari 18.29 30.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'dan sefer iptallari ’ndeki elverişsiz nedeniyle bazı seferleri iptal edildi. Deniz Otobüsleri (İDO) A.Ş’nin internet sitesinden alınan bilgiye göre, saat 18.15 -18.45 kalkışlı Armutlu, 18.00 Bostancı-18.30 Yenikapı kalkışlı ve 18.00 Kabataş-18.20 kalkışlı deniz otobüsü seferleri iptal oldu. Yarın yapılması gereken saat 08.00 Armutlu-08.15 Armutlu T.K-Yenikapı-Bostancı, 09.00 Bursa-Kadıköy-Kabataş ve 15.30 Bandırma-Yenikapı-Bostancı deniz otobüsü seferleri de iptal edildi. Anneler yanından ayıramayacak. ...