567796 DTP'liler yeniden Kuzey Irak'a gitti Genel Başkanı Ahmet Türk, Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna'nın yanı sıra milletvekilleri Sebahat Tuncel, Hatip Dicle, Sevahir Bayındır ve Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir ile İstanbul'dan Süleymaniye'ye gitti. Genel Başkanı Ahmet Türk, Havalimanı'nda yaptığı açıklamada 'ın kuzeyine yapacakları ziyareti değerlendirdi. Türk, "Amacımız, çabamız gerçekten barışçıl bir sürecin gelişmesi, yaşanan acılı süreçlerin sona ermesidir" dedi.  Ahmet Türk,  "Bizler de bu çalışmaların başarılı bir şekilde sonuçlanması konusunda çaba gösteriyoruz. Türkiye'de birçok sivil toplum örgütü, meslek örgütü ile bu konuda yapılabilecek çalışmalar ve katkılar üzerinde tartıştık, konuştuk. Tabii ki, aslında bir Türkiye sorunu ama diğer taraftan da bugün farklı bölgelerde, farklı ülkelerde yaşayan Kürtler de var" diye konuştu. Türk sözlerine, Kürtlerinin bu barışçıl sürece katkısını sağlamaya yönelik hem sayın Cumhurbaşkanı Celal Talabani, hem Kürt Federe Yönetimi Başkanı sayın Mesud Barzani ile görüşüp düşüncelerini almak istiyoruz. Bu süreçte neleri yapabiliriz, barışçıl bir sürecin gelişmesi için nasıl katkıları olur... Yine Türkiye'de ve özellikle Orta Doğu halkları arasında barışın, kardeşliğin gelişmesi için hangi hassasiyetler üzerinde durmamız gerekir gibi konularda kendilerinin düşüncelerini alacağız. Bizim düşüncelerimizi aktaracağız. Amacımız, çabamız gerçekten barışçıl bir sürecin gelişmesi, yaşanan acılı süreçlerin sona ermesidir. 30 yıllık çatışmalı sürecin tamamen bitmesi ama Kürtlerin de yaşadıkları bu topraklarda daha özgür, daha eşit ve daha katılımcı bir noktada olmasıdır" diye devam etti. "Diyalog sürecidir" Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Türk, "Somut talepleriniz olacak mı?" sorusuna şu karşılığı verdi: "Bu bir diyalogtur, diyalog sürecidir. Şu anda hükümet tarafından da hazırlanmış bir yol haritası, bir proje yok. Burada önemli olan, bence, bu sorunu çözmeye yönelik niyetlerin ortaya çıkmasıdır, bu konuda ciddiyetin ortaya çıkmasıdır. Biz bu konuda kararlıyız, kararlılıkla barış içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hükümetin de daha cesur, daha kararlı olmasını istiyoruz. Ben her zaman sorunlarımızın iç dinamiklerle çözülmesini arzu eden, şekilde bakan bir insanım ama günümüzdeki sorunlar bazen komşu ülkeleri de bazen tüm dünyayı da ilgilendiren sorunlar olarak önümüze geliyor. Bu bir çalışmadır, bu çalışmanın başarılı olmasını umut ediyoruz." Türk, bir gazetecinin "demokratik açılım konusunda TBMM'de kapalı oturum yapılacağını, buna MHP'nin karşı çıktığını, bu konuda kendi düşüncesinin ne olduğunu" sorması üzerine, "Günümüz dünyasında, çağdaş demokratik ülkelerde olduğu gibi, TBMM açık oturumlar yaparak her şeyi tartışabilmelidir. Yine başka yerlere baktığımızda hiçbir demokratik ülkede kapalı oturumlar yapılmaz. Halktan saklayacağımız bir şey yok. Bizim niyetimiz halkımızın, halklarımızın sevgiyle kucaklaşmasıdır. Bunun için halkın iradesi ile gelmiş olan insanların özgürce düşüncelerini ortaya koyması ve bunları toplumla paylaşmasıdır" şeklinde konuştu. Ahmet Türk, bir soru üzerine de 'ın kuzeyine yönelik ziyaretinin Bayramı'na kadar devam edeceğini ve bayramda döneceklerini bildirdi. 568177 Yaşlılara hizmette kızlarımız Kadın duyarlılığını, gizil gücünü, kreatif yeteneklerini, sağduyusunu yaşlılarımızın hizmet ve bakımına da sunmalıyız, bunun şartlarını ve organizasyonunun bir an evvel geliştirmeliyiz Yaşlılık veya yaşlanma ile ilgile her yazıda, konuşmada ve bilgilendirmede bir saptamayı özellikle altını çizerek vurguluyoruz. Yaşlılık bir hastalık değildir. Yaşamın bir evresidir. Gençlik Çağı, Ergenlik Dönemi gibi kendine özgü sorunları vardır. Deneyim kazanmış, derin ve geniş düşünme, yorumlama olanaklarını tüm benliği ve bedeni ile yaşamış, bunları hayata geçirme fırsatını bulmuş ve kaçırmış ve nihayet olgunlaşmış bu insanların aramıza daha yoğun katılması sosyal, ekonomik ve duygusal artı değerler katacağı kesindir. Uygarlaşmanın bir ölçüsü de toplumların yaşlılarından yararlanarak onlara sağlıklı, güvenli, huzurlu bir hayat sunmasıdır. Bunun için tüm alanlarda onlara sunacağımız hizmetin kalitesini ve sayısı arttırmak için projeler üretmeli ve kısa, orta ve uzun vadeli planlarımızı sıraya koymalıyız. Yaşlı deneyimlidir. Ama çabuk olmayabilir örneğin. Bir ortak çalışmada lider olabilir de, bir çırpıda merdivenleri aşamaz. En leziz yemek tarifleri ondadır da uzun zaman ayakta soğan doğrayamaz. Kaç defa su verilmiş çelik gibi bedeni daha çabuk yorulur ama dinlenme süresi de daha kısadır. Hayat arkadaşı başka bir evrendedir belki; sevdiği can evlatları haklı olarak kendilerine yeni düzenler kurmuşlardır, baldan tatlı torunlar yeni deneyimler kazanmak, görmek, tanımak, varlığını kabul ettirmek için mücadele etmektedirler. Büyüklerine zaman ayıramamaları sevgi eksikliğinden değildir. Zaman hep az gelmektedir. Maddi, manevi anne ve babalarına, büyük anne ve büyük babalarına yardımcı olamamak onlar için de üzücüdür. Bu akil insanlar çocuk veya torunlarının yanlarında yaşamaktadırlar. Düzenini bozmak istemeyen ve maddi olarak bunu karşılayabilenler evlerinde sürdürürler hayatlarını. Bazen istenmeyen ve beklenmeyen nedenlerle bu olanaklar ortadan kalkarsa toplumun oluşturmak ve geliştirmek zorunda olduğu yaşlı bakım evleri, yuvaları, siteleri, köyleri, kendine özgü hastalıkları olan yaşlılar için sağlık kuruluşlarında, bölümlerde yaşamak durumundadırlar. Toplum bu üç değişik yaşam alanlarında yaşlılarımızı yalnız bırakmamalıdır. Ekonomik ve sosyal gücünü bir yandan gençlerine bir yandan yaşlılarına aktarmalıdır. Sosyalleşme, uygarlaşma hızlandıkça iş bölümünde çeşitlenme nicelik olarak artmakta ve daha fazla nitelik ve eğitilmişlik gerektirmektedir. Yaşlılarımıza gerek evlerde gerek toplu yaşam alanlarında destek olabilmek için eğitilmiş genç ve dinamik insanlara ihtiyacı vardır. Genç sayımız yeterlidir. Eğitimlerinde eksikler giderilmeli ve onlara iş alanları yaratılmalıdır. Okumuş, okumamış tüm erkek gençlerimiz askerlik hizmeti ile bir yandan yurdun savunmasına hazırlanırken burada sosyalleşmektedirler. Toplu olarak bu görevi yaparken insan ilişkileri gelişmekte, başka kültürlerden, yaşan biçimlerden gelen yaşıtları ile kendi kültürlerini kıyaslama ve paylaşma olanağı bulmaktadırlar. Ülkenin her yöresinden gelen başka şehirler dağılan delikanlılar ülkesini tanıma fırsatı elde etmektedir. Anne, baba desteği akraba, hemşeri dayanışması dışında da dostluklar, alış verişler olabileceğini öğrenmektedirler. Bu yaşanan sekiz, on iki ay tüm hasret ve zorluklarına rağmen yıllar içinde çok verimli, kazanımlı zamanlar olarak değerlendirilmektedir bunu yaşayanlar tarafından. Ancak eğitimli, eğitimsiz kızlarımız askerlik görevinden muaf olduklarından bu anlamda sosyalleşememektedirler. İlk bakışta genç kadınlarımız için olumlu gibi gözüken durum eğer serinkanlı ve mantıklı olarak değerlendirilirse onlara zarar verdiği görülecektir. Özellikle okutulmamış, okuyamamış, okumamış kızlarımız çok mağdur olmaktadırlar. Bu gençler çok dar çevrede sosyalleşmeden, çoklu, yabancılarla ilişkiye giremeden evde, tarlada ücretsiz hizmetli olmakta, ya da çok yakın bir atölyede benzeri, tanıdığı kişilerle kısıtlı, tek yönlü ilişkiye girmekte ve genellikle yaşamına maddi manevi katkısı olacak eğitimden mahrum kalmaktadır. Erkek yaşdaşları gibi onlarda devletin şemsiyesi, güvencesi altında eğitilip öğretilip görevlendirseler, Trabzon doğumlu kızımız Konya' yı, Tekirdağlı arkadaşımız Hatay'ı tanırken Severekli Ereğlili ile Göynüklü Muşlu ile kaynaşır, dertde tasada ortak olduklarını, sorunlarının aslında aynı olduğunu anlarlar. Bu muhteşem gizil güç ülkenin daraldığı, kendine ihtiyaç duyduğu yerde kadın gücü, duyarlılığı, sevecenliği, yaratıcılığı ile yetişir sosyal ve sağlık yaralarına merhem olur. Bunun adı diğer ülkelerde olduğu gibi Sosyal Görev olabilir. Erkek arkadaşları gibi belli yaşta Sosyal Göreve alınacak genç kadınlarımız altı- sekiz ay teorik ve pratik kurslarda ücret almaları sağlanarak eğitilir. Sosyal güvenceleri başlarken para kazanmanın gururu ve güveni kazandırılır Bu eğitim ve öğretim başta sağlık ve sosyal hizmetlerde denenir, olgunlaştırılır ve ülke hizmetlerinin her alanında yaygınlaştırılır. Sosyal Görev ve Sosyal Görevliler kavram ve faaliyetleri tartışılır ve toplumumuzun kültürel yapısına sindirilene kadar istekli kadınlarımız hangi yaşta olurlarsa olsunlar sağlıklı ve hasta yaşlılarımıza ailelerinin yanında, kendi evlerinde veya toplu yaşadıkları mekânlarda, okullarda, sağlık kuruluşlarımda görevlendirmek üzere hemen eğitime alınmalıdır. Kanunlar ve Yönetmelikler bunun için yeterlidir. Bu şekilde eğitilmiş gençler ücret karşılığı kendi ebeveynlerine, akrabalarından yaşlılara, diğer yalnız yaşayan hasta olamayan yaşlılara yardım ve destek sağlayarak tam gün veya yarım gün istihdam edilebilirler. Yaşlılarımız sevgi ve ilgi, gençlerimiz gururlu ve doyurucu bir yaşam istiyor ve bekliyor. Bunları kucaklaştıralım.. 568525 Evini terk eden karısını bıçakladı Eşinin ölümüne sebep olan öfkeli koca kendini de bıçakladı. Zanlı kocanın hastanedeki tedavisi sürüyor. Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı Kestelek köyünde ikamet eden Meryem-Kurtuluş Belen çifti cep telefonu mesajı nedeniyle tartıştı. Cep telefonuna gelen mesaj nedeniyle eşinden dayak yiyen 20 yaşındaki Meryem Belen, evini terk ederek Karacalar köyündeki babasının evine gitti. Bunun üzerine Kurtuluş Belen(27), eşini geri getirmek için kayınpederinin evine gitti. Genç çift arasında çıkan tartışmada koca, yıl önce evlendiği genç kadını bıçakladı. Vücudunun çeşitli yerlerinden aldığı bıçak darbesiyle ağır yaralanan Meryem Belen, kaldırıldığı Mustafakemalpaşa Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Sinirlerine hakim olamayan Kurtuluş Belen, daha sonra kendi bacaklarını bıçakladı. Yaralanan Kurtuluş Benli'nin tedavisi sürüyor. Genç çiftin 18 aylık bir kız çocukları olduğu bildirildi. 567602 Google "mini mini birleri" unutmadı bugün Türkiye sayfası için özel bir logo yayımladı. "Haydi Çocuklar Okula" başlıklı doodle'da okul çantası, kalem, defter gibi resimler bulunuyor. Bugün okul hayatına ilk adımlarını atan "mini mini birler"i unutmayan Türkiye sayfasındaki doodle'ını okulların açılmasına ayırdı. Logoya tıklandığında "Okulun ilk günü" başlıklı arama sonuçları yer alıyor. Nedir bu Doodle? "Doodle" olarak nitelendirilen özel tasarımlı logolar, 1999 yılından itibaren 'nin kurucuları Larry Page ve Sergey Brin tarafından kullanıldı. Doodle uygulamaları, tüm dünya ülkeleri için önemli gün ve tatillere, kültürel olaylara ve tarihte yer alan önemli kişilere bu platformda yer vererek, dikkati çekmeyi amaçlıyor. Ayrıca kullanıcıları bu özel tasarımlı logonun üstüne tıklayarak, güne/kişiye/konuya özel daha ayrıntılı bilgiye erişebiliyorlar. OYUN: Siz bir Doodle uzmanı mısınız? 566857 Seyrantepe'deki stadın yapımında gecikme olacak Seyrantepe'deki stadın yapımında gecikme olacak 1905 GSYİAD derneğinin iftarında konuşan Galatasaray Kulübü Başkanı Polat, "Stadın yapımında ay gecikme olacak' dedi. İSTANBUL (A.A) 1905 Galatasaraylı Yönetici ve İşadamları Derneği'nin (GSYİAD) geleneksel iftar yemeği Feriye Lokantası'nda verildi. İftar yemeğine katılan Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, Seyrantepe'deki inşaatı devam eden stadın yapımında ay gecikme olacağını söyledi. İhaleyi alan firmayı tanıdıklarını kaydeden Polat, 'İnşaat senede bitecek. Şu ana kadar yeni stattan yaptığımız koltuk satışlarından 45 milyon dolar kazandık. Hedefimiz 100 milyon dolardı. İnşaat sekteye uğradığı için satışa ara verdik. Stadın yapımında ay gecikme olacak' diye konuştu. Kulübün GSM hattı 'GSMobile'e milyon üye yapmayı arzuladıklarını anlatan Adnan Polat, bunu başarabilmeleri halinde kulübe çok ciddi bir gelir elde edeceklerini dile getirdi. Başkan Polat, GSTV'nin Digitürk'e geçtikten sonra bu platformun en çok izlenen kanalından birisi olduğunu ifade etti. Bütün derneklerin birlik ve beraberlik içinde olmasından çok memnun olduğunu kaydeden Adnan Polat, küskünlüklerin ortadan kalkmasının sevindirici olduğunu ifade etti. Bu arada, Polat, eski açık tribünün üstünü kapatan GSYİAD üyesi Cengiz Duyar'a da plaket verdi. 567721 Danıştay'dan "Dinleme" İçtihadı Danıştay'dan 'dinleme' için içtihat kararı. Ergenekon soruşturması sebebiyle sürekli eleştirilere sebep olan telefon dinlemeleri konusunda Danıştay önemli bir karara imza attı. Yargı dünyasında içtihat niteliğindeki kararın ortaya çıkması şöyle gelişti: İçişleri Bakanlığı, Fırtına Operasyonu kapsamında mazot kaçakçılarına bilgi sızdıran polis memuru S.K.'yi meslekten ihraç etti. Polis memuru S.K., meslekten ihracına ilişkin İçişleri Bakanlığı işleminin iptali için İstanbul 5. İdare Mahkemesi'ne başvurdu. İdare Mahkemesi, kaçakçılara bilgi sızdırdığı için meslekten atılan polis memurunu haklı buldu. Mahkeme, İçişleri Bakanlığı'nın 'meslekten ihraç' işlemini iptal etti. İdare Mahkemesi, kararın gerekçesinde, "Telefon konuşmaları dışında söz konusu eylem ve işlemlerde bulunduğuna ilişkin yeterli ve inandırıcı deliller bulunmamaktadır" dedi. Bunun üzerine, İçişleri Bakanlığı, kararın bozulması için Danıştay'a başvurdu. Danıştay 12. Dairesi de İdare Mahkemesi kararını bozarak emsal bir karara imza attı. Danıştay 12. Dairesi, Fırtına Operasyonu kapsamında mazot kaçakçılarına bilgi sızdıran polis memuru S.K.'nin meslekten ihraç edilmesinde iletişimin tespiti tutanaklarını yeterli görmeyen idare mahkemesi kararını bozdu. Danıştay, bozma kararında, "Telefon konuşmaları hakim kararıyla hukuka uygun olarak elde edilmiş delillerdir" dedi. Bozma kararından sonra dosya tekrar İstanbul 5. İdare Mahkemesi'nde görüşülecek. İçtihat niteliğindeki bu kararın, Ergenekon soruşturması sebebiyle sürekli eleştirilere sebep olan telefon dinlemeleri konusundaki tartışmaları da bitirmesi bekleniyor. 567474 Doğu Karadeniz'e Yağış Uyarısı Meteorolojiden Doğu Karadeniz için yağış uyarısı... Trabzon, Rize ve Hopa çevresinde kuvvetli gökgürültülü sağanak yağış bekleniyor. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nden yapılan uyarıya göre; Trabzon, Rize ve Hopa çevrelerinde kuvvetli gökgürültülü sağanak yağış saat 13.00'de başlayacak ve yarın sabah (16.09.2009) 06:00'ya kadar sürecek. Uyarıda, yetkililerle vatandaşların ani sel ve su baskınına karşı tedbirli olmaları istendi. 568168 12 Dev Adam'ın Slovenya'ya şansı tutmuyor Alim Tunçay'ın haberi  (A) Milli Erkek Basketbol Takımı, tarihinde Slovenya ile bugüne kadar yaptığı 13 maçta, yenilgi, galibiyet aldı. Rakibiyle ilk kez İspanya'daki Barcelona Olimpiyat Oyunları elemelerinde 25 Haziran 1992'de karşılaşan Türkiye, Slovenya'ya 82-79 yenilmişti. Geride kalan 13 maçta Slovenya potasına toplam 933 sayı atan Türkiye, kendi potasında ise 1001 sayı gördü. -4 GALİBİYETİN 3'Ü TANJEVİÇ DÖNEMİNDE- Tarihinde Slovenya'ya karşı başarılı sonuçlar alamayan Türkiye, galibiyetin 3'ünü başantrenör Bogdan Tanjeviç döneminde elde etti. Tanjeviç döneminde rakibiyle kez karşı karşıya gelen ''12 Dev Adam'', galibiyet, yenilgi aldı. Millilerin Tanjeviç döneminde Slovenya ile yaptığı maçlar ve sonuçları şöyle: ''Efes Pilsen World Cup 3'' (İstanbul) 30.08.2004 Türkiye-Slovenya: 63-88 02.09.2004 Türkiye-Slovenya: 68-73 ''Efes Pilsen World Cup 4'' (İstanbul) 02.09.2005 Türkiye-Slovenya: 79-67 ''Efes Pilsen World Cup 5'' (Ankara) 30.07.2006 Türkiye-Slovenya: 93-70 15. Dünya Şampiyonası (Japonya) 26.08.2006 Türkiye-Slovenya: 90-84 35. Avrupa Şampiyonası (İspanya) 08.09.2007 Türkiye-Slovenya: 51-66 -RESMİ MAÇLARDA GALİBİYET- ''12 Dev Adam''ın Slovenya'ya karşı resmi maçlarda galibiyeti bulunuyor. Türkiye, tarihinde Slovenya ile yaptığı resmi maçın 5'inde salondan yenilgiyle ayrılırken, sadece maçı kazanabildi. (A) Milliler, rakibini Japonya'daki 15. Dünya Şampiyonası'nda 90-84 yenerek, resmi maçlardaki tek galibiyetini almıştı. Türkiye'nin Slovenya ile yaptığı resmi maçlar ve sonuçları şöyle:      Organizasyon           Yer         Tarih        Sonuç Barcelona Olim.Oy.Ele.    İspanya     25.06.1992     79-82 12. Akdeniz Oyunları      Fransa      16.06.1993     77-99 29. Avrupa Şampiyonası    Yunanistan  27.06.1995     74-93 32. Avrupa Şampiyonası    Türkiye     01.09.2001     57-71 15. Dünya Şampiyonası     Japonya     26.08.2006     90-84 35. Avrupa Şampiyonası    İspanya     08.09.2007     51-66 (Not: Tabloda ilk takım Türkiye olarak verilmiştir) 567294 Doçent baron Doçent baron İstanbul'da narkotik timler, en büyük uyuşturucu baskınını gerçekleştirdi. Çete lideri olarak yakaladıkları kişinin 'Hocam' diye hitap ettikleri, Emniyet'in bilirkişisi Doç. Dr. H.R.I. olduğunu gören polisler, büyük şaşkınlık yaşadı. İSTİHBARAT SERVİSİ (İSTANBUL) İstanbul'da gerçekleştirilen büyük bir uyuşturucu operasyonunda çete liderini yakalayan narkotik timleri, gözlerine inanamadı. Çünkü karşılarındaki uyuşturucu baronu, yıllarca bilirkişi olarak görüşlerine başvurdukları ve 'Hocam' diye hitap ettikleri Doçent H.R.I.'ydi. Eski öğretim görevlisi ve suç ortağı tutuklanarak cezaevine gönderildi. EN BÜYÜK BASKIN İstanbul Narkotik Polisi, Tuzla ve Pendik'te ayrı uyuşturucu imalathanesine yönelik operasyonlarda, uyuşturucu hap imalatında kullanılan 400 kilogram amfetamin ile 36 ton kimyasal madde ele geçirdi. Ele geçirilen madde miktarının Türkiye'de bugüne kadar ele geçirilen toplam amfetamin miktarının katı olduğu belirtildi. Operasyonu yürüten polisler, çetenin lideri olarak Doç. Dr. H.R.I. ve işadamı H.K'yı gözaltına altı. Çete lideri olarak Doç. Dr. H.R.I.'yi karşılarında gören polisler, gözlerine inanamadı. 'HOCA' SUÇLU ÇIKTI Birçok üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışan yüksek kimya mühendisi H.R.I, Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde uzun süre bilirkişi olarak görev yapmıştı. Polislerin 'Hocam" diye hitap ettiği H.R.I, narkotik operasyonlarında ele geçirilen uyuşturucu hapların içeriğini analiz ediyordu. H.R.I'nın yardımcısı H.K'nın ise ünlü bir işadamı olduğu ve yaptığı hayır işleriyle tanındığı bildirildi. Olayla ilgili gözaltına alınan 11 kişiden 9'u tutuklanarak cezaevine gönderildi. Polisler 'Hoca' şoku yaşadı Narkotik timlerinin ekip arkadaşı gibi gördüğü ve “Hocam” diye seslendiği H.R.I. Emniyet teşkilatı ile sürekli sıcak ilişkiler kurdu. Akademisyen baronun, polis çocuklarına da eğitim bursu ayarladığı öğrenildi. 568202 Başbakan'ın Görüşme Trafiği Yoğun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan demokratik açılım sürecini Milli Güvenlik Kurulu üyesi bakanlarla değerlendirdi, ardından Genelkurmay başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'u kabul etti. Başbakan bugün (15.09.2009) Çankaya Köşkü'ne de çıkacak. Başbakanlık'taki Güvenlik Toplantısına başbakan yardımcıları Cemil Çiçek, Bülent Arınç, Ali Babacan ile İçişleri, Dışişleri, Adalet ve Milli Savunma Bakanları katıldı. İki saat süren toplantıda demokratik açılım süreci değerlendirildi. Süreçle ilgili önümüzdeki günlerde iki önemli adım var, bunlardan ilki Meclis'te yapılacak olan oturum, diğeri de Başbakan Erdoğan'ın CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'dan talep edeceği randevu. Bugünkü Güvenlik Toplantısı'nda işte bu iki adımın ardından yani meclisin açılmasından, ekim ayının sonunda yapılacak olan Milli Güvenlik Kurulu toplantısına kadar olan sürede atılması gereken adımlar üzerinde duruldu. Öte yandan bu zirvenin ardından Başbakanlık'ta önemli bir görüşme daha başladı. Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'u kabul etti. Başbakan günün son görüşmesini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yapacak. Erdoğan, Perşembe günü Ankara dışında olacağı için Cumhurbaşkanı ile haftalık olağan görüşmesi bugün (15.09.2009) gerçekleşiyor. 568342 17:25 ‘Güzel hayat’ vaadine jandarma baskını ‘Güzel hayat’ vaadine jandarma baskınıÖzgür YILMAZ/ALANYA (Antalya), (DHA) SIRBİSTAN'dan 21 yaşındaki Julijona L. ile 17 yaşındaki D.M. adlı kızları ‘güzel hayat’ vaadiyle kandırarak Türkiye'ye getirdikten sonra fuhuş yaptıran tur operatörü ve arkadaşı, jandarmanın düzenlediği operasyonla yakalandı. Sırbistanlı tur operatörü ve arkadaşı, sevk edildikleri mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. İki kız ise sınır dışı edilmek üzere Antalya Yabancılar Şube Müdürlüğü'ne gönderildi. Sırbistanlı tur operatörü 47 yaşındaki Sasa Midroviç ile arkadaşı 52 yaşındaki Halil Ergizeg, Sırbistan'dan İstanbul'a, İstanbul'dan da Antalya'ya getirdikleri Julijona ile D.M. adlı genç kızları havaalanından otomobille Avsallar Beldesi'ndeki bir otele yerleştirdi. İddiaya göre Midroviç ve Ergizeg, Julijona L. ile D.M.'ye zorla fuhuş yaptırmaya başladı. Genç kızlar, pazarlandıkları bir müşteriye Sırbistan'dan güzel hayat vaadiyle getirildiklerini ancak zorla fuhuş yaptırıldıklarını anlattı. Müşterinin durumu, ‘156 Jandarma İmdat’ hattına bildirmesi üzerine İncekum Jandarma Komutanlığı harekete geçti. Kızların pazarlandığı otele baskın düzenleyen jandarma ekibi, zorla fuhuş yaptırılan kızları kurtardı. Kızları pazarladığı ileri sürülen Sasa Midroviç ile Halil Engizeg Jandarma tarafından yakalanarak gözaltına alındı. İfadelerinin ardından Alanya Adliyesi'ne sevk edilen zanlılar, ‘zorla alıkoymak’ ve ‘fuhuşa teşvik etmek’ suçlarından tutuklanarak Alanya Tipi Ceza ve İnfaz Kurumu'na gönderildi. Sırbistan'dan getirilen Julijona ile D.M. sınır dışı edilmek üzere Antalya Yabancılar Şube Müdürlüğü'ne teslim edildi. 567301 Notlar benim değil ben Bolt muyum Notlar benim değil ben Bolt muyum Yağış nedeniyle ara verilen 2. “Ergenekon” davasına dün devam edildi. Tutuklu sanık Mustafa Balbay, “Günlük adındaki notlar bana ait değildir. Usain Bolt olsam bu kadar sürede günlük oluşturamam” dedi. Tuncay Özkan da savcı Mehmet Ali Pekguzel'e bir kitap göndererek tepki gösterdi Gençliğinde atletizmle uğraştığını söyleyen Balbay, “10 yıllık notlar dakika 33 saniyede oluşturulmuş görünüyor. Bunun kopya olduğu açıktır. Bunun delil olup olmayacağını mahkemenize bırakıyorum” dedi. İSTANBUL (A.A) İstanbul'daki sağanak yağış nedeniyle ara verilen ikinci “Ergenekon' davasının 5. duruşması dün yapıldı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salondaki duruşmaya, birleştirilen ikinci ve üçüncü davaların 53 tutuklu sanığından gazeteci Tuncay Özkan, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, eski Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek'in de aralarında bulunduğu 48'i katıldı. Duruşmaya, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün mazereti nedeniyle katılmadığı için heyete Hasan Hüseyin Özese başkanlık yaptı. NOTLAR BANA AİT DEĞİL İkinci “Ergenekon” davasının tutuklu sanığı Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi sanık Mustafa Balbay, “İddianamede yer alan ve bana atfedilen günlük adındaki notlar bana ait değildir” dedi. Balbay, “Yaz boyunca bu iddiaları araştırdım. İlk gördüğümde 'bu montaj olabilir' demiştim. 10 yıllık notlar dakika 33 saniyede oluşturulmuş görünüyor. Ben eskiden atletizmle uğraştım. Usain Bolt olsam bu kadar sürede günlük oluşturamam. Bunun kopya olduğu açıktır. Bunun delil olup olamayacağını mahkemenize bırakıyorum” dedi. ABD Büyükelçisi ile gizli kapaklı toplantı yaptığına ilişkin iddialar olduğunu dile getiren Balbay, “gizli kapaklı” olduğu iddia edilen toplantının ABD Büyükelçisi ile gazeteciler Fikret Bila, Erdal Sağlam ve Mustafa Öncel'in de katıldığı resmi yemek olduğunu kaydetti. Tutuklu sanık Hasan Atilla Uğur, bütün hayatını PKK ile mücadeleye adadığını belirterek, bu örgütle ilişkili kişilerle bağlantı kurduğu iddialarının doğru olmadığını, bunların iftira olduğunu söyledi. M.A., AKPINAR'DI Tutuklu sanık Tuncay Özkan da iddianamede suçunun delillerinin kendisine söylenmediğini söyledi. Özkan, “terör örgütünün delili olarak gösterilen telefon konuşmasını yaptığı M.A'nın Metin Akpınar, “örgüte yeni eleman kazandırmasının delili olarak gösterilen konuşmayı gerçekleştirdiği S.B'nin de Süheyl Batum” olduğunu söyledi. Tuncay Özkan, iddianamede yer alan bazı tespitlere tepki gösterdi. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'e kitap sunan Özkan'ın, sesini yükselterek tepkisini dile getirdiği görüldü. BENİ KORUYABİLİR MİSİNİZ? Tutuklu sanık Adil Serdar Saçan ise “İçeriye attığım insanlarla aynı örgütte ve yan yana koğuşlarda tutuluyorum. Yarı yarıya içeriye attığım insanlarla dolu. Beni cezaevinde koruyabileceğinizi mi sanıyorsunuz” dedi. Günlükleri nasıl sildiğini anlatmıştı Mustafa Balbay'ın “İddianamede yer alan ve bana atfedilen günlük adındaki notlar bana ait değildir” sözleri şaşkınlık yarattı. Balbay kendisine ait olmadığını söylediği notlarla ilgili olarak köşesinde bunları kendi eliyle sildiğini şöyle ifade etmişti: “2000'li yılları ileride yazacak olursam, güncel yazdığım haberlerin yeterince ışık tutacağını düşündüm. Bu notları bulundurmak artık anlamsızdı. Gazetenin bilgisayar sistemi yenilenirken arkadaşlar saklayacağım dosya olup olmadığını sordu. Bir an düşündüm ve “yok” dedim. Notları yok hükmünde saydım. Bu anlamda başka notlarım yok. 567874 MHP'den Erdoğan'a; Çuvaldan haberiniz var mıydı? MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “AKP İntihara Gidiyor” isimli kitapta yer alan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 2003 yılındaki Türk askerinin başına çuval geçirileceğini bildiği iddiasını Meclis gündemine taşıdı. Vural, Meclis başkanlığına sunduğu soru önergesinde, 2003 yılında, Irak’ın kuzeyinde ABD askerleri tarafından bölgede görev yapan Türk askerlerinin başına çuval geçirilmesi olayını gündeme getirdi. Konuyla ilgili Ahmet Akgül’ün 2007 yılında basılan “AKP intihara gidiyor” isimli kitabında yer alan iddiaları hatırlatan Vural, Başbakan Erdoğan’a, ‘çuval geçirme’ olayından haberdar olduğunuza ilişkin iddialar hakkında bilgi sahibi misiniz? Bu iddialar doğru değilse bu kitapta yer alan konuşma hakkında herhangi bir hukuki girişime girdiniz mi? Bu konuda bir tekzip yapılmış veya dava konusu edilmiş midir? Yapılmışsa hangi tarihte yapılmıştır?” 566788 En akıllı kompakt sedan: Fiat Linea Fiat ve Koç grubu ortaklığıyla kurulan Tofaş’ın Bursa’daki fabrikasında üretilen Linea’ya isim bulma macerası İtalya’da sonuçlanmış. Türk müşterilerin de en çok oy verdiği “Linea” birincilikle otomobile isim olarak konmuş. Bugün, Linea’yla otobanlarda ve İstanbul trafiğinde sık sık karşılaşmamızın sebebini, Türk tüketicisinin bilinçli otomobil tercihinin giderek yerleştiğine bağlamanın yanlış olmayacağını düşünüyorum. Tabi, ekonomi ve orta düzey konforun sıkı birlikteliğinin de bu tercihe etkisini yazmadan geçmemek lazım. YENİ SEDAN İMAJI                                                                               Markanın Punto ile başlattığı yeni nesil binek marka imajını sürdürdüğü Linea, ön tasarım olarak küçük kardeşini çok anımsatmakla birlikte, diğer tasarım unsurlarına göz atıldığında “Punto’nun sedanı mı acaba” öngörüsünü de tamamen çürütüyor. Karoserin ön, yan ve arka kısımlarında çizgisel olarak kullanılan krom çıtalar, araca farklı ve modern bir görünüm kazandırmış. Bagaj kapağının dar eşiği ve tutma kolu problemi de kullanımı biraz zorlaştırıyor. Bagaj 500 litrelik hacmiyle geniş bir kullanım alanı sunarken, bu oran arka koltuklar yatırıldığında 870 litreye kadar çıkıyor. BLUE&ME ÖZGÜRLÜĞÜ İç mekân tasarımında kokpite göre biraz yüksek konumlandırılmış koltuklar ve el freni ile kolçak arasındaki uyumsuzluk dışında, kullanılan malzeme, plastik kısımlara rağmen iyi sayılabilecek ölçülerde. Üç kollu direksiyon spor bir dizayna sahip. Üzerindeki standart kumanda butonlarına ek olarak Microsoft ortaklığıyla geliştirilen “Blue&Me” sistemi kumanda düğmesi yer alıyor. Bu teknoloji, hoparlörler aracılığıyla araç içerisinde sesli arama ve görüşme yapmanıza imkân tanıyor. Ayrıca bu sistem sayesinde, gösterge üzerindeki ekrandan, gelen kısa mesajları da okuyabiliyorsunuz. Linea’nın “Sizi Anlayan Otomobil” reklâm sloganı da bu özellikten geliyor. KONFOR VURGUSU Aracın karakteristik özelliklerine bakıldığında sürücüsünü yormayan sürüş unsurlarına sahip olduğunu görebiliyorsunuz. Gayet akışkan vites geçişleri ve ayaklarınızı yormayan pedallar ve rahat koltuklar, dayanılmaz İstanbul trafiğinde sürekli artan stres yoğunluğunuzu hafifletici özellikler arasında sayılabilir. Linea’nın yine konforu önemseyen yumuşak süspansiyon yapısı yol tutuş konusunda da güvenlikten taviz vermiyor. Zira hızınızı iyi ayarladığınız takdirde araç, sert virajlarda da stabilitesini muhafaza edebiliyor.   EKONOMİK MOTOR Linea’nın 90 HP gücündeki 1.3 litrelik Multijet motora sahip turbo dizeli, rakipleriyle kıyaslamalarda Fiat’ın en çok güvendiği donanımı. Bunun en önemli nedeni turbo özeliğine rağmen sağladığı yakıt ekonomisi ve aradan kolaylıkla sıyrılmayı başardığı cazip fiyatı. Bu motor özeliklerine göre otomobilin hızlanma değerleri de bence oldukça iyi. Buna karşın, performans olarak en önemli dezavantajı ise düşük devirlerde çekiş konusunda yaşanan yetersizlik. Frenler de çok hassas değil fakat etkili.   SINIFININ EN UZUNU 4560 mm. ile kompakt sınıfın en uzun otomobili sayılabilecek Linea, bunun aksine iç mekânda ve özellikle arka kısımda aynı oranda genişlik hissi vermiyor. Arkada üç kişinin aynı anda istenen rahatlıkta yolculuk etme şansı düşük.   GÖRÜŞ AÇIK Görüşe de birkaç cümleyle vurgu yapmak gerekirse, iç dikiz aynasını çok sık kullanan bir sürücü değilseniz sorun yok. Zaten yan aynalar yeterli görüşü sağlıyor. Sadece uzun gövde ve yüksek arka kısım park esnasında biraz sorun teşkil ediyor ama sorunsuz çalışan park sensörleri bu durumda kurtarıcı rolünü başarıyla üstleniyor. UZUN YOL NOTLARI Yazının bundan önceki kısmını yazdıktan hemen sonra Linea ile bir de uzun yol tecrübem oldu. Otomobilin şehirli kimliği yanında gerçek bir uzun yol aracı olduğunu yazmazsam bu, Fiat’a ve Linea’ya haksızlık olur. Yolculuğumuz boyunca gidiş-geliş yaklaşık 2400 km. yol yaptık. Ortalama hızımızın 110 km/h olduğunu söyleyebilirim. Sonuç: Yakıt sarfiyatı yaklaşık 130 litre.. 100 km’de ortalama tüketim 5.4 litre. Linea’nın hoşa giden bir yanı da güncel değerlerin sürekli gözünüzün önünde olması. Kalan yol durumu, seyahat süresi, ortalama tüketim ve anlık tüketim gibi uzun yolculuklarda işinize çok yarayacak bilgileri gösterge panelinin ortasına yerleştirilen küçük dijital ekrandan kolaylıkla takip edebiliyorsunuz. Örneğin dışarıdaki hava sıcaklığının 1C dereceyi gösterdiği anlarda buzlanma uyarısı yapması, “Aklını seveyim Linea” dedirtecek cinsten. Linea ile gece yolculuğumuz kısa ışıkların yetersizliği yüzünden biraz keyifsiz geçti diyebilirim. Bu durum sürüş güvenliği açısından da risk teşkil ediyor kuşkusuz. ÖNEMLİ BİR HATIRLATMA! Bitirirken son bir ricam uzun yol kamyon şoförlerine. Şehirlerarası yollarda en çok yaşanan kazalar hatalı sollamalar ve arkadan çarpmalardan kaynaklanıyor. Arkadan çarpmalar küçük otomobillerin ağır vasıtalara çarpması şeklinde vuku buluyor çoğunlukla. Ne olur, araçlarınıza gerekli sayıda reflektör yani yansıtıcı takmayı unutmayın. Biraz yağmur ve sis varsa, aracınız biraz da eski modelse, çamur ve tozdan yarısı kapanmış  arka lambalarınızla inanın gece sizi seçmek kadar zor ki. Küçük bir tedbirle  bir çok büyük üzüntünün önüne geçebilirsiniz. Emniyet kemerleriniz bağlı, kısa farlarınız ve yolunuz daima açık olsun. İyi sürüşler. Demişken gelelim bugüne.   Yazının bundan önceki kısmı otomobilin Türkiye’de satışa sunulduğu ilk çeyrekte kaleme alınmış. Yani, 2007’nin Aralık ayında. Bahse konu modelse, 1.3 Multijet dizel 90 hp.   Bugün yenilenmiş Linea’nın nasıl bir fark ortaya koyabildiğine yazının kalınlaştırılmış kısımlarına dikkatinizi çekerek vurgu yapmak istiyorum.   Motor yine Multijet dizel. Fakat bu kez değerlendirmeme tabi olan model 1.6 litre 105 hp gücünde.   Bir kere Linea tasarımcıları eksikleri iyi görmüş ve Linea’yı daha kusursuz bir formüle bürümüşler.   Bakar bakmaz Linea’nın genel hatlarında bir değişiklik görmeniz mümkün değil. Ancak otomobili kullandıkça değişimin farkına varabiliyorsunuz.   Öncelikle ergonomik problemler bir bir ortadan kaldırılarak, sürüş güvenliğini tehdit eden ya da kullanım zorluğu yaşatan durumlar düzeltilmiş. Fakat ön yolcu koltuğu yükseklik ayarı gözden mi kaçmış acaba? Bir sonraki makyaja kalmış görünüyor.   Neyse. Park ve geri manevra ile ilgili sorun da aşılmış. Arka kısım alçaltılarak dikiz aynasına daha geniş bir açı sağlanmış. Far altı sensörlerle de buna katkıda bulunulmuş.   Kısa farlara gelince, aydınlatma seviyesi, sürüş güvenliğinizi tehdit etmiyor artık.   Güçlü 1.6 motor ise 1.3’deki çekiş zafiyetini yaşatmıyor. Otomobil ciddi yokuşlarda bile ikinci viteste devrini koruyabiliyor. Fakat bu motorun, 1.3’e göre daha gürültülü olduğunu söylemek de mümkün. Hem rölantide hem de normal seyrinde gürültü had safhada.   Fiat’ın pazarlama stratejisini yürüten grup bu kez Yeni Linea’da slogan değişikliğine gitmiş ve Linea harflerinin yerleriyle oynayarak “Aile” vurgusunu ön plana çıkarmış. “Ailen İçin En İyisi” sloganı yerine oturmakla birlikte yine de Linea’nın fonksiyonel özellikleri göz önüne alındığında, aynı zamanda iş kolik bir otomobil olduğu da rahatlıkla ifade edilebilir.   Hillholder mucizesi Active donanımı hariç üst donanımlarda standart olarak sunulan bu özelliği artık Fiat modellerinin çoğunda görmek mümkün. Bu mucize özellik sayesinde yokuşta kalkmak sorun olmaktan çıkıyor. İki saniyelik kalkış desteği sağlayan sistem özellikle yeni sürücülerin hayli işine yarayacak cinsten. Stres azaltıcı katkısının yanı sıra yakıt sarfiyatını da bir miktar düşüren hillholder teknolojisi bence artık tüm otomobillerde standart olarak sunulmalı.   Linea ‘da merkezi kilit sizin inisiyatifiniz dışında devreye giriyor. Yani araç hareket ettikten bir süre sonra kapılar otomatik olarak kilitleniyor. Manuel olarak kontrol etme imkânı olmayışı bir dezavantaj kanımca.   Linea iyi bir şehirli olmasına karşın uzun yol için de ekstra avantajlar sunabilen gerçekten işlevsel bir otomobil. Bunun yanı sıra hem şehirde hem de uzun yolda sunduğu yakıt ekonomisiyle de alkışı hak ediyor doğrusu. Salih ÖZDERYA Haber 7  567705 Ankaraspor'un satışı! Ankaraspor Kulübü Başkanı Ruhi Kurnaz, Futbol Federasyonu'nun Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) ve ardından Tahkim Kurulu'ndan çıkacak kararı beklediklerini söyledi. Ruhi Kurnaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Futbol Federasyonu Hukuk Kurulu tarafından Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na (PFDK) sevk edilmelerinin ardından, buradan çıkacak kararı Tahkim Kurulu'na taşıyacaklarını kaydetti. Tahkim Kurulu'nun kararına göre hukukçuların işlem yapacağını dile getiren Kurnaz, ''Bununla ilgili olarak yabancı bir hukukçuya konuyu verdik. Federasyonun kurullarından çıkacak karara göre işlem yapılacak'' dedi. -ANKARASPOR SATILABİLİR- Ankaraspor'un bir anonim şirket olduğunu anımsatan Kurnaz, takımın satılmasına da sıcak baktıklarını dile getirdi. İyi bir teklif olması durumunda takımı satabileceklerini kaydeden Kurnaz, ''Federasyonun prosedürlerini uygulayabilecek birileri olursa satabiliriz. Turkcell Süper Lig'de takımı olmayan bir kent veya olan kent fark etmez. Takımın satılmasıyla ilgili görüşmelerimiz var. Ancak biz henüz şirketin mali açıdan değerini çıkarmadık. Ayrıca alacak kişi sadece futbolcu olarak mı değerlendirecek ya da şirket olarak mı alacak buna bakmamız gerekiyor'' diye konuştu. 568111 Galatasaray'da Servet dinlendirildi Florya Metin Oktay Tesisleri'nde, teknik direktör Frank Rijkaard yönetiminde basına kapalı olarak gerçekleştirilen antrenmanda, ısınma hareketlerinin ardından taktik çalışmalar yapıldığı bildirildi. Servet'in, geçirmekte olduğu gribal enfeksiyon nedeniyle sağlık ekibi tarafından dinlendirildiği açıklandı. Sağlık merkezinde yapılan tedavilerinin ardından Gökhan'ın salonda, Ayhan, Linderoth ve Aydın'ın ise salonda ve sahada özel olarak çalıştırılmaya devam edildikleri belirtildi. Galatasaray, çalışmalarını bu akşam basına ve taraftara kapalı ikinci bir antrenmanla sürdürecek. 567857 El Zeydi serbest bırakıldı El Zeydi serbest bırakıldı IRAK ABD'nin eski Başkanı George W. Bush'a geçen yıl ayakkabılarını fırlattığı için hapse mahkum olan Iraklı gazeteci Muntazır El Zeydi serbest bırakıldı. ABD'nin eski Başkanı George Bush'a Aralık 2008'de Bağdat'ta ayakkabılarını fırlatan Iraklı gazeteci Muntazar El Zeydi, artık özgür. Zeydi'nin kardeşi Uday, ayakkabı fırlattığından dolayı ay hapis yatan Zeydi'nin bu sabah serbest bırakıldığını açıkladı. Zeydi'nin serbest bırakılması, birçok televizyon tarafından da canlı yayınlanıyor. Zeydi'nin dün planlanan salıverilme işlemleri, belgelerindeki eksikliklerden dolayı bugüne ertelenmişti. El Zeydi, ABD eski Başkanı Bush'a Bağdat'ta Irak Başbakanı Nuri El Maliki ile düzenlediği bir basın toplantısı sırasında ayağındaki ayakkabıları çıkartarak fırlatmıştı. Bush, sıkı bir manevra ile ayakkabılardan kurtulurken, El Zeydi ise "misafir devlet başkanına hakaret ve saldırıdan" yıl hapisle cezalandırılmışdı. Ceza, temyiz mahkemesince yıla indirilmişti. Suç olarak nitelenen hareketinden dolayı hapis yatan Zeydi, özellikle Arap dünyasında halk tarafından ise bir kahraman olarak görülüyor. Katar Emiri Şeyh Hamid bin Halife El Tani de cezaevinden çıktığında spor otomobiller, altın at ve madalya sözü vermiş, Arap babalar kızlarını onunla evlendirmek için sıraya girmişti. Zeydi'nin şimdi gazeteciliğe devam edip etmeyeceği henüz bilinmiyor. Zeydi'nin birçok kanaldan program yapma teklifi aldığı da belirtiliyor. 568224 Anakara'da nesli tüekenmek üzere olan ölü vaşak bulundu Anakara'da nesli tüekenmek üzere olan ölü vaşak bulundu ’nın Çubuk ilçesinde ’de nesli tükenme tehlikesi altında bulunan bir vaşak, ölü olarak bulundu. Alınan bilgiye göre, Çubuk’un Yukarı Çavundur Mahallesi’ndeki ormanlık alanda bir çoban tarafından bir vaşak ölü olarak bulundu. Durumun Orman Bölge Şefliği yetkililerine haber verilmesinin ardından bölgeye giden ekipler yaptıkları incelemede hayvanın, "karakulak" diye bilinen, "Anadolu vaşağı" olarak da adlandırılan step vaşağı olduğu belirlendi. Nesli yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan vaşağın bölgede birkaç kez görüldüğünü aktaran yetkililer, vaşağın avcılarca telef edildiğinin tahmin edildiğini bildirdiler. NESLİ TEHLİKEDE Dünya Doğayı Koruma Birliğince "Nesli Tehlikedeki Türler" arasına alınan vaşaklar, Türkiye’de ve İç Anadolu’da ender olarak görülüyor. Genel olarak geceleri avlandığı için doğal ortamda çok fazla görünmeyen vaşaklar, ağaçsız açık alanlarda, insanların yerleşim yerlerinden mümkün oldukça uzakta, kayalık ve dağlık bölgelerde yaşıyor. İnsanlara saldırmayan vaşaklar, şubat ile nisan aylarında çiftleşiyor. Vaşakların gebelik süresi 10 hafta sürüyor, genel olarak 2-3 yavru doğuyor. Vaşaklar ortalama 10-12 yıl yaşıyor. .. 568160 Yola Muhsin Yazıcıoğlu'nun adı verildi Başkan Vekili Mehmet Savruk başkanlığında toplanan Büyükşehir Belediye Meclisi, yapımı tamamlanan yeni cadde ve sokaklara verilecek isimleri görüştü. Toplantıda, geçen yıl hizmete açılan Şehirler arası Otobüs Terminali ile Kuzey Çevre Yolu bağlantısını sağlayan yola Muhsin Yazıcıoğlu'nun adının verilmesi kararlaştırıldı. Meclis toplantısında ayrıca, 2010 yılında Kayseri'de düzenlenecek Dünya Basketbol Şampiyonası maçları için Basketbol Federasyonu ile Kayseri Büyükşehir Belediyesi arasında imzalanacak olan protokol için Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'ye yetki verilmesi de onaylandı. 567046 Beşiktaş havlu atmaz! Rıdvan Dilmen Beşiktaş havlu atmaz! 15 Eylül Salı 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! ilginç bir kadro ile çıktı. Rakibi ile puan farkını ya 3’e düşürecekti, ya 9’a çıkaracaktı, ya da oyunu tutup gol atan galibe oynayacaktı. oyun felsefesini farkı 3’e düşürmek üzerine belirlemişti. Özellikle orta sahada. Topla gidebilen oyuncuları oynattı. Hatta Ekrem’i orta sahanın ortasında kullandı. Önünde ’yı, ileri uçta da Yusuf, ve Nihat üçlüsünü görevlendirdi. Hepsinin özellikleri dripling yapabilmeleriydi. Denizli maçtan sonra basın toplantısında “duran toplardan korkuyordum” dedi. Korktuğu da başına geldi. Takım kısalmıştı ve bunun faturasını ödedi. Mustafa hoca aslında planlarında haklı çıktı. Savunmada yaşayacağı sıkıntıyı bildi, ama üç puanı getirecek pozisyonları da üretti. 3-4 net pozisyon kaçırdı. Hem de en iyi oyuncusu Serdar Özkan ile. Beşiktaş kulübede çok kuvvetliydi. Geçen sezon şampiyonluğu getiren kenarda oturuyordu. 18’e bile alınmamıştı. Beşiktaş geçen yılki rakipleri ile çekişmiyor. ve çok farklı. yüzden geriden gelip yine uzun vadede onları geçerim hesapları bu kez tutmayabilir. Gözüken de zaten. Denizli ve öğrencilerinin Manchester maçından sonra acil moral motivasyonuna ihtiyaçları var. Ben Beşiktaş’ın erken havlu atacak bir kadroya sahip olduğunu düşünmüyorum. Ama 6. hafta itibariyle kredileri sıfır. Fener biraz daha pozitif olmalı Şampiyonluğa oynayan takımlar genelde lige nasıl başlarsa öyle devam ederler. Fenerbahçe geçen sene beraberliği ile sezona girmiş, ardından iniş çıkışlar göstermiş ve erken havlu atmıştı. Bu yıl konsantrasyonları üst düzeyde. Başkanı, yöneticisi, oyuncusu, teknik adamı ve taraftarı yüksek motivasyonla lige başladılar. Son iki hafta iyi futbol ortaya konmamasına rağmen mücadele, arzu ve istek vardı. Geçen yıl olmayan bu özellik iyi oynamadan kazanmayı getirdi. Geçen sezon iyi oynamadığı ve mücadele etmediği maçları hep kaybediyordu. Örneğin ’ya 1-0’dan 2-1 yenilmişti. Bursa ve maçlarında hırslı oyun, en azından rakipler kadar boğuşmak ve savaşmak starları da öne çıkardı. Bursa’da işi Alex halletti. Geçen yıl Alex ve Güiza da yetmiyordu. Bu yıl sezona iyi başlayan Emre’nin de olmamasına rağmen, hücum organizasyonları aksamasına rağmen üç puanla dönmeyi başardılar. Fenerbahçe ligin sonuna kadar arzusunu devam ettirecek gibi gözüküyor. Ancak oyunu biraz daha pozitif oynaması lazım. Üç tane önemli deplasmanı geçtiler. Bu büyük avantaj. Kendilerine güvenleri büyük avantaj. ’nin başlaması da avantaj. Çünkü teknik heyet oyuncuları fiziksel ve psikolojik açıdan sürekli hazır tutma şansına sahip olacak. Kendilerine güvenleri çok Galatasaray da 5’te yaptı. Gol ortalaması da 3’ün üzerinde. Öndeki dört oyuncu, kimi oynatırsanız oynatın iş yapıyor. Baros’un oyun içindeki performansı ile attığı goller adeta birbirine ters düşüyor. Hatta bu maçta tam çıkacakken iki gol buldu. Bu da önemli özellik bir forvet için. Sabri’de ilerleme var. Her geçen gün daha iyi oynuyor. Emre müthiş profesyonel. Servet’te az, ’da çok düşüş gözleniyor. ile işlerini yapıyorlar. Hücumda yaptıkları her olumlu şey ekstra oluyor. Onlar da öndeki dört oyuncunun açığını kapatırken biraz savunmanın arasına fazla giriyorlar. Bu da orta alandan çabuk çıkan takımlara karşı pozisyon vermelerine yolaçıyor. Beşiktaş örneği gibi. Galatasaray, ve Beşiktaş maçlarına baktığımızda önce duran toplarla rakiplerini çözüyor. Öne geçtikten sonra daha da tehlikeli oluyorlar. Aslında 0-0 giden oyunda rakibi çözmeleri gerekir. Ama kendilerine güvenleri çok. Şu ana kadar Rijkaard’ın skora göre yaptığı değişiklikler hep pozitif. Arda son iki maçtır yorgun, doğal. Keita doksan dakikanın tamamında etkili değil. Etkili oynadığı bölümlerde ise büyük tehlike. 567603 Tehditkar Serena nihayet özür diledi Kim Cljsters ile oynadığı Açık yarı finalinde çizgi hakemine karşı "tehditkar" tavrı yüzünden para cezası alan Serena Williams özür diledi. Williams, yazılı bir açıklamayla çizgi hakeminden, rakibinden, USTA'dan ve dünyanın dört bir yanındaki tenisseverlerden özür diledi. 'li tenisçi, "hatalı olduğumu kabul ediyorum. Şunu açıkça belirtmem gerekir ki kendimi gerektiği gibi kontrol edemedim ve gençlere kötü örnek oldum. Böyle bir davranış, her ne olursa olsun sporda kabul edilemez" dedi. Dünyanın numarası, maçın çok kritik bir anında aleyhine ayak hatası veren çizgi hakemine çok sert tepki göstererek, "Tanrı şahidim olsun ki... bu topu alıp senin boğazına sokacağım" demişti. İkinci servisinde ayak hatası yüzünden 15-40 geriye düşüp maç puanı karşılama durumunda kalan Williams, ilk sette raket kırdığı için aldığı uyarı sonrası çizgi hakemine tavrı nedeniyle otomatik olarak ikinci kez uyarı almış ve maç sona ermişti. Serena Williams maçtan sonra yaptığı açıklamada özür dilemesini gerektiren bir durum olmadığını ve özür dilemeyi kesinlikle düşünmediğini söylemişti. 567162 Albaraka Türk'ten emekli maaşı Yapı Kredi Bankası'ndan sonra Albaraka Türk Katılım Bankası, SSK ve Bağ-Kur emeklilerine ait maaş ödemelerini yapabileceğini bildirdi. Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayımlanan açıklamada bankanın Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile protokol yaptığı belirtildi. 567116 Colin Kazım'a tepki İLİŞKİLİ HABERLER Colin Kazım'a tepki Colin Kazım'a tepki DENİZ DERİNSU 15.09.2009 Birçok pozisyonu şahsi davranarak harcayan Kazım'a, saha içinde tepki veren kaptan Alex'ten sonra, soyunma odasında da takım arkadaşları sitem etti Bursaspor deplasmanından galibiyetle dönen Fenerbahçe'de futbolcular bir yandan puanın sevincini yaşarken bir yandan da Colin Kazım'a tepki gösterdi. 90 boyunca birkaç önemli pozisyonu harcayan ve Kaptan Alex'in eleştirisine maruz kalan Kazım, maç bitiminde ise soyunma odasında takım arkadaşlarının tepkisini aldı. 'ERKEN KOPABİLİRDİ' Kendine oynaması nedeniyle eleştirilen genç futbolcuya bazı isimlerin "Erkenden rahatlayabileceğimiz bir maçı senin yüzünden son dakikaya kadar panik içinde yaşadık. Bu bencillik sana bir şey kazandırmak, takıma da çok şey kaybettirir" uyarısında bulundukları öğrenildi. Bu konuşmalara şahit olan teknik direktör Christoph Daum'un, tartışmanın kavgaya dönüşmemesi kaydıyla bu şekilde iletişimlerin takıma faydası olacağını düşündüğü bildirildi. Öte yandan Andre Santos da, takımdaki en iyi arkadaşı Colin Kazım'ı dünkü antrenman öncesinde yanlışlarıyla ilgili uyardı. İLİŞKİLİ HABERLER Colin Kazım'a tepki 567740 Kazdıkça turist geliyor Kültür ve Turizm Bakanlığı adına 1990 yılından bu yana Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat İdil başkanlığında yürütülen kazı çalışmalarıyla ilgili değerlendirme toplantısı düzenlendi. Kazı alanında yapılan toplantıda Nysa Antik Kenti ve kazılarla ilgili bilgi veren Prof. Dr. İdil, Karia bölgesinin en önemli merkezlerinden biri olan Nysa'nın diğer antik yerleşimlere göre farklı özelliklere sahip bulunduğunu anlattı. M.Ö. 3. yüzyılda kurulan, Roma egemenliği döneminde parlak bir dönem yaşayan Nysa'nın, özellikle eğitim alanında çok önde olduğunun belirlendiğini ifade eden Prof. Dr. İdil, kentin, diğer yerleşimlerden farklı olarak bir vadi üzerine kurulduğunu, ortasından akan bir akarsuyla ikiye ayrıldığını belirtti. Kentin ortasından geçen akarsu üzerine inşa edilen stadyum ve köprülerin dönemin mühendislik başarısı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İdil, özellikle akarsu üzerine bir küvet biçiminde kurulan ve gladyatör dövüşlerinin yapıldığı stadyumun dikkat çektiğini ifade etti. Prof. Dr. İdil, Nysa'nın çok iyi korunmuş bir kütüphane ve meclis binasına sahip olduğunu, kütüphanenin Efes'teki Celsus Kütüphanesi'nin ardından en iyi korunmuş ikinci antik kütüphane ve meclis binasının da Anadolu'nun en iyi korunmuş antik meclisleri arasında yer aldığını söyledi. Kent içindeki 10-11 bin kişi kapasiteli antik tiyatroda bulunan frizlerin de en iyi korunmuş kabartmalar arasında yer aldığını dile getiren Prof. Dr. İdil, 1900'lü yılların sonunda kazılmaya başlanan kentin, 1990 yılından bu yana da Kültür ve Turizm Bakanlığı adına Ankara Üniversitesi tarafından kazıldığını bildirdi. -''NYSA, TURİSTLERİN DİKKATİNİ ÇEKMEYE BAŞLADI''- Prof. Dr. İdil, kazı ve restorasyon çalışmalarıyla tiyatro, kütüphane ve yaşlılar meclisi yapılarının ortaya çıkarıldığını, Türkiye'nin tanıtımında önemli bir işlev üstlenebilecek yapıda bulunan kentin bölgedeki turizmi de hareketlendirdiğini belirterek, şöyle devam etti: ''Farklı özelliklere sahip kentin büyük bir turistik çekim potansiyeli var. Kazılara başladığımız dönemde çok az turist geliyordu. Bir kaç yıl sonra Japon turistler gelmeye başladı. Haftada 4-5 otobüs turist geliyor. Kenti görenlerin yaptığı tanıtım, acentelerin de dikkatini buraya yöneltti. Zamanla acentelerin getirdiği turistlerin yanında Avrupa ülkelerinden karavanlarıyla çok sayıda turist gelmeye başladı. Kazı ve restorasyon ilerleyip kentin güzelliği daha fazla ortaya çıktıkça turist sayısının da artacağını umuyoruz. Dağlık bir arazide kurulmuş, benzer topografiye sahip bir kentin çok görülmemesi insanları etkiliyor. Kazılarda benim amacım Nysa Antik Kenti'ni bir arkeolojik rekreasyon alanı haline getirmek. Akarsu üzerine kurulan stadyumu restore edip yeniden su ile doldurarak burada görsel etkinliklerin yapılabileceği bir ortam yaratmak istiyoruz. Ancak bu hedef çok büyük bir yatırım gerektiriyor. Devletin imkanlarıyla bu hedefe kısa sürede ulaşmak zor. 18 yıllık çalışmamızda Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı'nın verdiği destek sayesinde hız kazandık. Hedeflerimizin gerçekleşmesi de verilecek desteğe bağlı.'' Prof. Dr. İdil, Türkiye'de kazı alanlarında büyük bir güvenlik sorununun bulunduğunu, Nysa'da da geçen yıllarda hırsızlık olaylarının görüldüğünü belirterek, yüksek değere sahip bazı eserleri demir parmaklıklarla kapatmak zorunda kaldıklarını ifade etti. Kazı Başkanı Prof. Dr. Vedat İdil, bu önlemin de yeterli olmayabileceğini, antik kentlerin bekçiler tarafından korunmasının zorunluluk olduğunu sözlerine ekledi. -YAŞAR HOLDİNG'İN KAZILARA DESTEĞİ SÜRECEK- Kazıların sponsorluğunu yürüten Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı'nın organize ettiği toplantıya katılan Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı ise Eğitim ve Kültür Vakfı'nın uzun yıllardır eğitim, kültür ve sanat faaliyetlerine büyük destekler sağladığını, arkeolojide de aktif bir destekleme politikası izlediklerini bildirdi. Vakfın 1998 yılından bu yana Nysa Antik Kenti kazılarını desteklediğini ifade eden Yiğitbaşı, ''Burada bu kadar büyük bir şehir olduğunu bilmiyorduk. Kazılar devam ettikçe büyüleyici bir görüntü ortaya çıkıyor. Biz de heyecanlanıyoruz. Arkeolojiye desteğimiz sürecek'' dedi. 566795 11 milyon sokak lambası Keban'a eşit Dünyayı ve Türkiye'yi kasıp kavuran küresel ekonomik krize rağmen, milyon dolar yatırım yaparak Türkiye'nin ilk Light Emitting Diyote (LED) ampul fabrikasını Manisa'ya kuran SL Enerji ve Aydınlatma Elektrik-Elektronik San. Ve Tic. Ltd. Şti., üç yıl süren Ar-Ge çalışmaları sonucu elektrik tüketiminde yüzde 70 tasarruf sağlayan lambaları üretmeye başladı. Endüstri Mühendisleri Mahmut Bülbül ve Elektrik- Elektronik Teknisyeni Rasim Çelik tarafından kurulan şirket, LED'li trafik işaret levhaları ofis ve büro aydınlatmaları üreterek sektöründe lider konuma geldi. YAPILACAK BİRÇOK KISITLAMALARLA AYDINLANMADA VERİMLİLİĞİ ARTIRABİLİRİZ yıl önce AR-GE çalışmalarına başladıklarını ve 1,5 yıl önce tamamlayarak seri üretim aşamasına geldiklerini belirten Endüstri Mühendisi Mahmut Bülbül “Özellikle dünyada hem global olarak önemli olan enerjinin verimliliği konusunda hayata geçmesi ve uygulanabilmesi için LED aydınlatma sistemleri üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Bilindiği gibi dünyada elektrik kullanımın yüzde 19’u aydınlatma üzerine kullanılmakta. Yapılacak birçok kısıtlamalarla aydınlanmada verimliliği artırabiliriz. Enerji darboğazlığında aydınlanmada iyileştirme söz konusu. Bu bağlamda hem ülkemize faydalı olabilmek için, dışa bağımlı bir konuyu daha iyi bir noktaya taşımak için enerji verimliliğiyle ilgili çalışma yaptık” dedi. EİNSTEİN’İN AMPULÜ BULMASINDAN SONRA LED EN BÜYÜK BULUŞ OLARAK KABUL EDİLİYOR LED ile ilgili bütün dünyada aydınlatma da bir dönüşüm yaşandığını belirten Bülbül, “LED’le ilgili şöyle bir iddia var. Einstein ampulü bulmasından sonra LED en büyük buluş olarak kabul ediliyor. Eskiden daha çok görsel amaçlarla kullanılıyordu şimdi aydınlatma fonksiyonu olarak kullanılıyor. Bizde bu bağlamda dış aydınlatma ürünü olarak kullanmaya başladık. Çünkü oradaki tüketimler fazla olduğu için dışarıdan aydınlatma yapmaya başladık. Yoğun olarak kullanılan iç aydınlatmalarımız seri olarak üretilmeye devam ediyor. Çok yoğun kullanılan kamuda, belediyede kullanılan sokak lambaları. Eskiden sokak lambaları ampullerle aydınlatılıyordu, hala bütün Türkiye bununla aydınlatılıyor. Yaklaşık 11 milyon sokak lambası olduğu bilgisi var Tedaşın. Ama yüksek enerji tüketimi nedeniyle de sadece 5,5 milyon tanesi aydınlatılarak kullanılıyor. Geri kısmı ismi ise yapılması rağmen karanlık. Bir sokak lambası hali hazırda 250 waatlık ampullerle ısıtılıyor. 250 waatlık ampulde toplamda 300 waatlık ampul tüketimi anlamına geliyor. Her bir lamba ortalama 250 waatlık bir lambanın 300 waatlık enerji tüketimi yerine biz 90 waatlık enerji tüketimi LED aydınlatmayla aynı ışığı elde edeceğini biliyoruz. Bu da yüzde 70’e varan bir tasarruf anlamına geliyor. LED teknolojisi aydınlatmaya girdikçe eski tip ampullerin kullanımını gerek kamu olarak, gerek toplum olarak kullanımı azaltarak ülkemize tasarruf sağlamış oluruz, nedeni LED’in çok uzun ömürlü aydınlatma aracı olması” olduğunu söyledi.  LED GECE KULLANILDIĞINDA 10–12 YILA TEKABÜL EDİYOR Klasik aydınlatmalarda 20 bin–30 bin saatlardan bahsedildiğini söyleyen Bülbül, “LED’de ise aydınlatma minimum 50 bin saat olarak kabul edilir. LED üreticisi firmalar tarafından taahhüt ediliyor. LED gece kullanıldığında 10–12 yıla tekabül ediyor. Bir ampulün 10–12 yıl değiştirilmediğini, normal lambaların yılda değiştiğini düşünürsek çok ciddi anlamda bakım ve onarım maliyetini de aşağıya düşürüyor. Normal lambaları hem maliyetli, hem de ciddi sıkıntıları doğuran bir durumdur. LED maliyeti 10’da birine kadar düşürüyor. LED’in dirençli bir yapısı olması, ültraviyole ışınları yansıtmaması, ısınma yapmaması bunda önemli bir etkendir. LED’de sıcaklık 70–80 derece arasında kalıyor. Türkiye küresel ısınmaya 5,5 milyon lambayla 300 derecelik ısıtmayla katkıda bulunuyor. Bu katkıyı yüzde 70 azaltmamız söz konusudur” dedi. AB ÜLKELERİ LED’DE YAYGIN KULLANIMA GEÇİYOR Enerji darboğazlığı yaşayan AB, Uzakdoğu ve Amerika ülkelerinin bu konuda hızla çalışmalar yapıp yaygın kullanıma geçmeye çalıştığını belirten Mahmut Bülbül,  “Bizim ülkemizde de dışa bağımlı bir enerji konusunun bu kadar düşük maliyetlerle, yeni yatırımlar, yeni barajlar, yeni nükleer santraller kurmak yerine mevcut tüketimi aşağıya çekerek potansiyel elimizde olduğu için bunu da yaygın kullanım olarak hayata geçmesini bekliyoruz. Bunun için girişimlere başladık, çalışmalarımız devam ediyor. LED’li aydınlatmalarla yenilenebilir enerji kullanmanı çok daha iyi. Sokakta 300 waatlık bir lamba kullandığımızda onu bir güneş enerjisiyle destekleyerek aydınlatmak istediğimizde kullanmamız gereken güneş pareli ihtiyacı çok yükse miktarlarda ama bu 300 waatlık tüketimi 90 waatlıklara çektiğimizde daha az güneş paneliyle bu ihtiyaç giderilmiş oluyor. LED kullanıldığında enerjiyi gerekli olan güneş paneliyle sağlamak mümkün. 60 waatlık LED’i 80 waatlık bir güneş paneliyle hiç enerji kullanmaksızın bu ürünü enerjiye ihtiyaç duymadan gün çalıştırabilirsiniz. Ülkemizin bu kadar güneşli yapısını biz yenilenebilir enerji kaynaklarıyla da değerlendirerek yapılır. Önce LED’le tüketimi aşağıya çekmek gerekiyor, sonra bunu güneş paneliyle desteklediğimde maliyetini düşürmüş oluyoruz. Bu da yenilenebilir enerji kullanımı açısından önemli bir durumdur. Enerjimizin yüzde 48’ini elektrik ve doğalgazdan üretiyoruz. Doğalgazın tamamını İran, Rusya’dan ithal ediyoruz. Tamamen dışa bağımlı bir konu. Bu konu Türkiye’nin cari açığıyla ilgili bir konu. Böyle bir konuda biz yaygın LED kullanımıyla dışa bağımlığımızı, cari açığımıza etki edecek bir yapı sunuyoruz” dedi. 11 MİLYON SOKAK LAMBASININ TAMAMI LED’E DÖNÜŞTÜĞÜNDE KEBAN BARAJI EDER Türkiye’de 11 milyon sokak lambasının tamamı LED’e dönüştüğünde yaklaşık tane memleketimize kurduğumuz Keban Barajı eder diyen Bülbül, “Bu hesaplama sadece Tedaş’ın sahip olduğu sokak lambalarıyla ilgili. Bunu evlerdeki, fabrikalardaki, park bahçelerdeki kullanımları da düşündüğümüzde bu söyleyeceğimiz rakam kat kat artacaktır. Her bir kilowaat saat enerji tüketiminde 0,5gram karbondioksit üretiliyor. Bir ağaç yılda 20 gram karbondioksit temizliyor. Biz tüketimde yüzde 70’lik bir farkın olduğunu söylüyoruz” dedi. 58 MİLYON ADET AĞAÇ DİKMİŞ GİBİ FAYDA SAĞLAMIŞ OLURUZ LED’e dönüşümün yeşil çevre anlamında çok önem taşıdığın bilinmesi gerektiğini söyleyen Bülbül, “Çevreye biz 58 milyon adet ağaç dikmiş gibi fayda sağlamış oluyoruz. Türkiye’nin KYOTO sözleşmesiyle karbondioksit miktarını azaltma taahhüdü var.  Karbondioksit tüketimin azaltılması anlamında LED’e geçişin çok önemli olduğunu biliyoruz. Enerji tüketimini azaltmak yeni enerji yatırımlarını yapmaktan daha iyidir. Dolaysıyla mevcut kaynakları kullanmaya başlıyorsunuz. Bunu sürekli araştırıyoruz bir firma daha oldu mu diye. Ama LED’li üretimde çok önemli bir faktör var. LED’de üretimde hauzing dediğimiz bunun mekanik tasarımı ve mekanik ekipmanları, elektronik kartıyla, termal yapısıyla dizayn edilmesi gereken bir üründür. Bu haliyle hem mekanik tasarımı hem, elektronik tasarımı diğer donanımlarıyla ilgili özel bir ürünü Türkiye’de şuana kadar görmedik. Biz bunu kendi imkânlarımızla, kendi teknolojilerimizle ürettiğimiz ve teknolojik bir ürün olduğu için ülkemiz koşullarında ürettiğimizde herhangi bir ülkede fiyattan ekonomik fiyatıyla ülkemize kazandırma çabası içerisindeyiz. Uzakdoğu’dan bile daha iyi maliyetlerle biz bunu üretiyoruz. Dolaysıyla biz bunu kendi ülkemizin koşullarıyla ürettiğimizde Türkiye’nin ihtiyacını karşılama ihtiyacı içindeyiz” diye konuştu. 566797 Beşiktaş, Manchester'a hazır BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde teknik direktör Mustafa Denizli yönetiminde yapılan ve ilk 15 dakikası basına açık olan antrenmanda, futbolcuların taktik ağırlıklı bir çalışma yaptığı bildirildi. Antrenmana tedavileri süren Delgado, Batuhan Karadeniz, Korcan Çelikay'ın katılmadığı kaydedildi. Antrenmanın ardından tüm futbolcuların tesislerde kampa alındığı ifade edildi.  AA 567999 “Ben özgürüm, ancak ülkem halen esir” “Ben özgürüm. Ancak ülkem halen esir”ABD'nin eski Başkanı George W. Bush'a ayakkabı fırlattığı için hapse mahkum olan Iraklı gazeteci Muntazır El Zeydi, aylık hapis cezasını tamamlamasının ardından bugün tahliye edildi. "İşte ben özgürüm ama ülkem hala esir" diyen El Zeydi, işkenceye maruz kaldığını, kendisine elektrik verildiğini ve demirle dövüldüğünü söyledi.Milyonlarca kişinin gözünde kahraman olan Iraklı gazeteci Muntazır El Zeydi, ABD'nin mevcudiyetiyle ülkesinin halen esir tutulduğunu söyledi. El Zeydi, bugün serbest bırakılmasının ardından düzenlediği basın toplantısında, ABD'nin, Saddam Hüseyin'in devrildiği işgalin üzerinden 6,5 yıl geçmiş olmasına rağmen Irak'taki mevcudiyetini korumasına dikkati çekti ve "Ben bugün özgürüm. Ancak ülkem halen esir" diye konuştu. Basın toplantısını, koruma ordusunun eşliğinde geldiği El Bağdadiya televizyonunda düzenleyen El Zeydi, gözaltına alındığı ilk günlerde dövüldüğünü, elektrik şoku verilerek kendisine işkence edildiğini söyledi. İşkence edenlerin kimliklerini daha sonra ifşa edeceğini kaydeden El Zeydi, Başbakan Nuri El Maliki'den özür dilemesini beklediğini ifade etti. El Zeydi'ye işkence edildiği iddiası daha önce ailesi tarafından da dile getirilmişti. El Zeydi'nin cezaevinde tutulduğu sırada dövüldüğü, kolunun ve kaburgalarının kırıldığı, iç kanamasının olduğu ileri sürülmüş, bu iddialar Irak ordusu tarafından reddedilmişti. BİR DİŞİ EKSİK Basın toplantısının yapıldığı binaya Irak bayrağına sarılı olarak gelen ve siyah güneş gözlüğünü toplantı sırasında dahi çıkarmayan Zeydi'nin dişlerinden birinin eksik olduğu ve bunun konuşmasını etkilediği gözlemlendi. Zeydi'nin konuşmasından öne çıkanlar ayrıca şöyle: "Bana destek olan herkese teşekkür ediyorum. Yaptığım hareket çok konuşuldu. Beni özgürleştiren ve beni eyleme sevkeden yaşadığımız dönemdi. Nasıl bizi ezmek istedilerse geçtiğimiz yıllarda hep milyon şehit düştü bu işgalin altında ülkede milyon yetimimiz oldu, milyon dulumuz oldu. Ülkemizi terk etmek zorunda kalan binlerce ıraklı oldu. Herkes acı çekti, Şiisi, Sünnisi, Kürdü" "Geçmişte hepimiz 10 yıldan fazla ABD ambargoları nedeniyle aç kaldık ama sabrımızdan yıkılmadık. ABD kurtuluş iddiasıyla komşuyla komşuyu, kardeşle kardeşi ayırdı. Ülkemizde artık heryer mezardı. İşte işgal bu. İşgal bizi dağıtıyor" "İşgal evleri yok etti. Hapishanelerde on binlerce insan var. Ülkemin ve Bağdat'ın yıkıldığını görmek beni çok yıktı. Ben işgali kötüyü reddetmeyi seçtim. Katliamlar beni yıktı. Kurbanların çektikleri acılar ve yetimlerin çektikleri beni yıktı. Kendimi çok kötü hissediyordum. Her gün bir medyacı olarak bu görüntüleri aldıktan sonra kendimle hesaplaşıyordum, bu acıyı nasıl kaldıracağım diye" "Kurbanlara söz verdim onların intikamını alacağım diye. Her masum kan damlasına birşey vermek istedim. Eğer zalimler bu ayakkabının ne anlama geldiğini, acısını anlarsa belki masumların nasıl öldüğünü anlarlarsa, bunların nasıl insanlık kıstasını aştığını anlarlar diye düşündüm. Ayakkabı atarak onlara tepkimi göstermek istedim. İşgali reddettiğimizi göstermek istedim" "Bizimle dalga geçer gibi 'demokrasi ve zafer' iddiasıyla geldiler. Vatanımın onurunu savunmak istedim. Bazıları diyorlar ki neden Bush'a bir soru sormadın. İşte burada yanıt veriyorum size. Nasıl soru sorabilirim ki. Bize toplantı öncesi emir verildi 'hiçbir soru soramazsınız' diye. Mesleğimizi kötü yönde kullananlar var. Eğer vatanseverlik olmazsa mesleğimiz de bir işe yaramaz" "MALİKİ'DEN ÖZÜR İSTİYORUM"- "Medya ve basın olarak size yarattığım bu sorundan dolayı sizden özür diliyorum. Ancak ben vicdani tepkimi vermek istedim. CIA ajanları gazeteci kılığına girmişlerdi. Amerikan istihbaratı ve ona bağlı tüm istihbaratlar hiçbir şekilde benim peşime düşmediler." "Irak Başbakanı uydulara çıkıp da benim hapishanede yatakta rahat uyuduğumu öğrendikten sonra rahat uyuduğunu syledi ama ben en kötü işkenceyi görüyordum. Elektrik verdiler, demirlerle dövdüler beni. İşkencelere maruz kaldım. Ki bunlar basın toplantısı sürdüğü dönemde yapıldı bu işkenceler. Sabah bırakıldım kadar soğuktu ki kış bile ondan sıcaktır" "Sayın Maliki'den bir özür istiyorum. Ordu ve tüm yetkililer bana işkence yapılmasını istediler" ARAP ÜLKELERİNDE "KAHRAMAN" İLAN EDİLDİZeydi, Bush'a ayakkabı fırlattıktan sonra özellikle Arap ülkelerinde kahraman olmuştu. Iraklı gazetecinin hapiste yattığı süre içinde şansı da açıldı; Katar Emiri, Zeydi'ye spor otomobiller, altın at ve madalya sözü verdi. Hatta, Arap babalar kızlarını onunla evlendirmek için teklif yağdırıyor. Gazeteci, Aralık 2008'de Bağdat'ı ziyaret eden Bush'a, basın toplantısı sırasında ayakkabılarını fırlatmış, fakat hedefi tutturamamıştı. Gazeteci, misafir devlet başkanına hakaret ve saldırıdan sene hapisle cezalandırılmış, cezası temyiz mahkemesince yıla indirilmişti. 567204 Cenazesi karıştırılan Topkaya'nın ağabeyi DNA örneği verdi Topkaya, kendisinden alınan DNA'nın 'TIR sürücüsü Hüseyin Türmenoğlu' diye Gaziantep'e gönderilen cenazeyle aynı olduğunu öğrendiklerini söyledi. Gelişmelerle ilgili bilgi almak için Adli Tıp Kurumu'na gelen Hayrettin Topkaya, 10 Eylül'de teslim aldıkları cenazeyi yıkarken yanlışlığı fark ettiklerini belirtti. gün Adli Tıp'ta iki tane cenaze bulunduğunu kaydeden Topkaya, şöyle devam etti: "Bir tanesi Gaziantep'e gönderilecekti. Hemen Adli Tıp yetkililerini arayıp haber verdik. Ancak bizi ciddiye almadılar. Cenaze Gaziantep'e gitti ve orada defnedildi. Ben Adli Tıp Kurumu'nda DNA örneği verdim. Benden alınan numunenin Gaziantep'e gönderilen cenaze ile aynı olduğu bildirildi. Şimdi cenazemizin bize teslim edilmesini bekliyoruz. Ancak yetkililerden detaylı bilgi alamıyoruz." Hüseyin Topkaya, defin için gelen yakınlarının perişan olduklarını ifade ederken, yetkililerin karışıklığı en kısa sürede gidermelerini istedi. 567170 'Garipoğlu ailesi ile yaş pazarlığı yok' İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın geçen hafta katil zanlısı için çemberin daraldığını söylemesinin ardından bazı gazetelerde Cem'in yakalandığına ilişkin haberler yayınlandı. Ancak bu iddia önceki gün hem İçişleri Bakanı Beşir Atalay hem de Çapkın tarafından yalanlandı. İstanbul Valisi Muammer Güler de dün Emniyet Müdürlüğü'nde düzenlediği basın toplantısında katil zanlısını yakalama çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Gazetecilerin "Cem Garipoğlu'nun yakalandığı ancak Garipoğlu ailesinin yaş pazarlığı yaptığı" yönündeki iddiaları hatırlatması üzerine, "Bazı ülkelerde yakalandığına dair basında çıkan haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Böyle bir pazarlık da söz konusu değildir." dedi. Yaşla ilgili TCK'nın öngördüğü istisnaların zaten uygulamalarda her gün geçerli olduğunu ancak böyle bir pazarlığın söz konusu olamayacağını aktaran Güler, "Aradan geçen süreyle ilgili suçun işlendiği kanundaki durumuna ilişkin TCK'da düzenlemeler var. Ancak onlar adli konular. Bizi ilgilendirmemektedir. Biz çemberi daraltacak her türlü hassasiyet içersindeki çalışmaları sürdürüyoruz." diye konuştu. Vali, katil zanlısının amcası Hayyam Gariboğlu ve ailesinden zanlıya para transferi yapıldığına dair bilgiye de ulaşamadıklarını kaydetti. Karabulut'un cesedi, Mart 2009'da Etiler'deki bir çöp konteynerinde bulunmuştu. Talihsiz kızın başı bir gitar kılıfı, gövdesi ise valizin içine konulmuştu. 568450 Kırşehir Eğitim-Bir-Sen'den iftar Kırşehir Eğitim-Bir-Sen'den iftar Eğitim-Bir-Sen Kırşehir Şubesi üyeleriyle düzenlediği iftar programlarında bir araya geldi. ALPARSLAN DEMİRBAŞ KIRŞEHİR gün boyunca Coşkuntuna otelde Merkez, Boztepe, Akçakent, Akpınar üyelerine iftar daveti veren Eğitim-Bir-Sen Kırşehir Şube Başkanı Ali Rıza Aka bu davetlerle, "Ramazanın manevi iklimini, dayanışma ve kaynaşma içinde üyelerimizle birlikte yaşayalım istedik" dedi. İftar programlarında karşılıklı sohbet ve değerlendirmelerle verimli bir iletişim sağladı. Programlarda Başkan Aka konuşma yaptı. Aka konuşmalarında, "Değerli arkadaşlar; yönetime geldikten sonra temsilcilerimizle yaptığımız ilk toplantıda şöyle demiştik: Tanışacağız, birlikte başlayacağız, birlikte bitireceğiz. Bütünleşmek, birlikte özlemek, birlikte kucaklamak, birlikte sahip olmak, birlikte mahrum olmak, birlikte istemektir. Tanışıp bütünleşenler Sevdaları bölüşmekte, hüzünleri bölüşmektedir. Birbirlerini dinleyenlerdir, birbirlerine söyleyenlerdir. Birlikte olmak barışmaktır,bağışlamaktır. Barışmaksızın, bağışlamaksızın Hakk'a ulaşmak olmaz" ifadelerini kullandı. Eğitim-Bir-Sen sendikacılık anlayışıyla hem ulusal bazda hem de yerel bazda çalışmalarına devam ettiğini kaydeden Ali Rıza Aka, "Sendikamız zirvelerin her zaman münhal, olduğu anlayışından hareketle çıtayı daha yukarılara yine kendisi taşıyacaktır. Arkamıza bakıp “ne kadar çok yol almışız” tesellisine kapılmadan “yürüyecek çok yolumuz var” bilincini kuşanarak çalışmalarımıza devam edeceğiz.Üye sayımız sizlerin de destek ve özverisiyle ilimizde 800 'e ulaştı. Eğitim-Bir-Sen Milli Eğitim Bakanlığında yetkili sendika oldu. Memur-Sen yetkili konfederasyon oldu. Bu yetkinin rehavetine kapılmadan daha gür bir ses için yeni birlikteliklere ihtiyacımız var" diye konuştu. 567547 Ferguson: "Beşiktaş'ın futbolcuları akıllı" Manchester United teknik direktörü Alex Ferguson, 'ın akıllı futbolculardan kurulu bir takım olduğunu, ve maçlarından edindikleri tecrübeden yararlananacaklarını söyledi. Ferguson, Grubu mücadelesinde ile yapacakları maç öncesi İnönü Stadı'nda basının sorularını yanıtladı. İskoç teknik adam, daha önce ve ile oynadıklarını hatırlatılarak, ile oynamanız bir anlamda üçleme olacak. Ne düşünüyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Değişik tecrübeler edindik. Çeşitli kereler ve ile oynadık. bizi Old Trafford'da yenen bir Türk takımı. Ne kadar tecrübe olacağını kim söyleyebilir... Her maç farklı bir tecrübe oluyor tabii ki. 'a karşı bize faydası olacak." hakkındaki fikirleri sorulan Ferguson, "stadın atmosferiyle ilgili, tecrübelerimizle ilgili her şeyimizi ortaya koyacağız. 'ın çok akıllı futbolculardan kurulu olduğunu, kısa paslarla istikrarlı gittiklerini ve oyuncuların çok değişmeden oynadıklarını gözlemledim" dedi. 'ın derbide 'a yenilgisiyle ilgili olarak da Ferguson  "maalesef onlar için kötü bir yenilgi oldu. her zamanki kadrosuyla çıkmadı. Tello'yu, Bobo'yu oynatmadı. Oyunun bazı bölümlerinde gayet iyi, başarılı hareketleri de oldu" değerlendirmesi yaptı. Bir İngiliz gazetecinin, "Türkiye'de tuhaf bir durum var. Seyirciler maçtan çok önce stada geliyor. Bu size bir baskı uygular mı?" sorusuna Ferguson, "gerçekten Türkiye'ye has bir durum. Saat 12 gibi stada geliyorlar. Bayağı kuvvetli bir taraftarları söz konusu" diye yanıt verdi. Manchester United'ın bu yılki kadrosuyla geçen sezon ki kadrosu arasında mukayese yapması istenen Ferguson, "takımımız bu yıl da kuvvetli. Ronaldo gitti, ama şu anda genç bir takım var. Takımımız gayet iyi" dedi. Ferguson ile birlikte toplantıda yer alan kaleci Ben Foster, 'ın bu sezon Türkiye Ligi'ndeki performansının hatırlatılması üzerine, "biz bunu fazla hesaba katmayacağız. Deplasman takımlarının Türkiye'de ne zor şartlarda oynadığını biliyoruz. Çıkıp normal futbolumuzu oynayacağız" şeklinde konuştu. 568042 15:17 Kamu-Sen'den DTP'li vekil Aysel Tuğluk'a suç duyurusu Kamu-Sen'den 'li vekil 'a suç duyurusuHilmi DUYAR Balıkesir DHA Kamu-Sen İl Temsilcisi Hüseyin Yurdakul, ``Süreç tıkanırsa ayrılığı konuşabiliriz'' diyen Milletvekili hakkında, 'nin ülkesi ve devleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedef alan konuşmalar yaptığı gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu. Kamu-Sen'e bağlı sendikaların başkan ve yöneticilerinin yanı sıra İl Başkanı Mehmet Duran, Merkez İlçe Başkanı Bayram Çılgın ile partililer de Balıkesir Adliyesi'ne gelerek Yurdakul´a destek verdi. ``DTP'nin en cüretkar milletvekillerinden biri'' diye tanımladığı Milletvekili Aysel Tuğluk'un 10 binlerce kişinin ölümüne neden olan örgütünü övücü sözlerine, Eylül'de Diyarbakır'da düzenlenen mitingin ardından yenilerini eklediğini belirten Yurdakul, 'nde Eylül´de yayınlanan ``Süreç tıkanırsa ayrılığı konuşabiliriz'' başlıklı haberini de suç duyurusuna delil olarak gösterdi. Yurdakul ``Eğer bu süreçte tıkanırsa, zaman Kürtler de ayrılığı tartışmaya başlayabilir. Mutlaka Öcalan ve PKK çözümün birer parçası haline getirilmeli. PKK'nın bir kitle gücü, tabanı var. Bana göre akıllı bir devlet, sürece Öcalan'ı da '' diyen DTP'li Tuğluk hakkında gerekli soruşturmanın yapılması ve cezalandırılması için kamu davası açılmasını istedi. Yurdakul, Tuğluk'un bu sözleriyle Türkiye Cumhuriyeti devletinin bölünmez bütünlüğünü hedef aldığını ve terör örgütünü övdüğünü vurguladı. Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ı da eleştiren Yurdakul, ``Yok yok demokratik açılımı. Başbakan (Artık analar ağlamasın) diyor. Biz bu vatan için 'de 250 bin, 'ta 90 bin, 'da 30 bin şehit verdik. Onların anaları yok muydu? Onların da anaları ağladı. Vatan için, bayrak için gerekirse 30 bin vatan evladının daha anası ağlar'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın Güneydoğu'daki dağlara yazılan ``Ne mutlu Türküm diyene'' yazılarının silinmesi yönündeki açıklamalarını da eleştiren Yurdakul, ``Bizler (Ne mutlu Türk'üm' dersek, onlar da ne mutlu Kürtüm) diye yazarmış. Bu milletin adı Türk Milleti'' dedi. Hüseyin Yurdakul daha sonra dilekçesini cumhuriyet savcılığına verdi. 568088 Arnavutluk'ta 5.4 büyüklüğünde deprem Arnavutluk Sismoloji Enstitüsünün açıklamasında, TSİ 11.37'de meydana gelen depremin merkez üssünün, Kavaya kentinin kilometre güneybatısı olduğu da kaydedildi. İlk belirlemelere göre depremde can ve mal kaybı olmadı. Arnavutluk'un kuzeyindeki Peşkopi kentinde Eylülde meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki depremde 1000'e yakın ev zarar görmüştü. 567968 14 yaşındaki kızı tokatlayıp öpen kapıcı, gözaltına alındı 14 yaşındaki kızı tokatlayıp öpen kapıcı, gözaltına alındıHakan ÇELİKBAŞ/SAMSUN, (DHA) ’da bir sitede kapıcılık yapan 24 yaşındaki Fedai K., apartmana giren 14 yaşındaki F.D.’ye atıp yanağından öptüğü iddiasıyla polis tarafından gözaltına alındı. Fedai K. ifadesinde, “Ben apartmanın kapıcısıyım. Gireni çıkanı kontrol etmek zorundayım. F.D. apartmana girince ‘Nereye gidiyorsun?’ diye sordum. Cevap vermeyince tokat attım. Ancak onu öpmedim” dedi. Kız ise kapıcının kendisine tokat atıp yanağından öptüğünü belirterek şikayetçi oldu. Olay, dün Derebahçe Mahallesi Türkmenler Sokak'taki Burcu Kent Sitesi’nde meydana geldi. Sitenin içindeki markette çalışan lise öğrencisi F.D., Blok’taki bir müşterisinin siparişlerini götürmek için apartmana girdi. kapısı önünde beklerken evli ve çocuk babası kapıcı Fedai K. yanına gelerek ‘Nereye gidiyorsun?’ diye sordu. Cevap alamayınca sinirlenen Fedai K., kıza, iddiaya göre bir tokat atarak boğazından tutup yanağından öptü. Neye uğradığını şaşıran F.D., apartmandan koşarak kaçıp polise giderek şikayetçi oldu. Şikayet üzerine apartmana giden polis ekipleri, Fedai K.'yı gözaltına aldı. Fedai K., Emniyetteki ifadesinde, “Ben, apartmanın kapıcısıyım. Gireni, çıkanı kontrol etmek için nereye gittiğini sormak zorundayım. Kız, asansör kapısı önünde elinde poşetlerle bekleyince, nereye gittiğini sordum. Bana cevap vermedi. Yanına yaklaşarak tekrar sordum. Yine cevap vermedi. Bunun üzerine ben de tokat attım. Kesinlikle öpmedim. Bana atıyor” diyerek kendini savundu. F.D. ise, yaz tatilinde harçlığını çıkarmak için sitenin marketinde çalıştığını söyleyerek, “A Blok’taki bir müşterinin siparişlerini götürmek için apartmana girdim. Asansör beklerken kapıcı bana ‘Nereye gidiyorsun?’ diye sordu. Ben ona cevap vermedim. Yanıma gelerek ‘Niye cevap vermiyorsun?’ diyerek tokat attı. Sonra da boğazımdan tutararak yanağımdan öptü. Kendisinden şikayetçiyim” dedi. Olayla ilgili sürüyor. 568529 Bakanlar Frankfurt fuarını gezdiGaleri Ziyaret sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ergün, otomotiv sektöründe yeni bir yaklaşımın Frankfurt fuarında görüldüğünü söyledi. Ergün, şunları kaydetti: ''Türkiye'de otomobil satışlarının ve ihracatın yarısına yakınını oluşturan Renault firması, yeni modelini Türkiye'de üretmeye başlıyor. Fluence modeli, Megane'ın yerine geçecek. Bu modelin, 2010 yılından itibaren üretimine başlanmış olacak. Aynı modelin elektriklisi ise 2011 yılından itibaren üretime başlayacak ve Türkiye'nin Avrupa'da otomobil üretiminde beşinci olan yeri daha da güçlenecek. Bugün milyon 150 bine yaklaşan otomobil sanayi üretimimiz, önümüzdeki süreçte 1,5-2 milyona yaklaşmış olacak. Artık Türkiye, dünyada otomotiv sektöründe en iddialı ülkeler arasında yer alıyor. Zaten üretimimizin yüzde 80'ini ihraç ediyoruz, özellikle Avrupa Birliği ülkeleri ve dünyanın diğer ülkelerine, Amerika'ya da ihracat başlamış oldu. Geçen aylarda Ford, önemli bir ihracat adımı atmış oldu. Şimdi Renault da ihracat potansiyelini yeni ürünleriyle ortaya koymuş oluyor.'' ''EYLÜL SONUNDA YENİ DEĞERLENDİRME YAPACAĞIZ'' Elektrikli modelin ilk ihracatının İsrail ve Danimarka gibi ülkelere yapılacağını ve  bu yeni modelle Türkiye'nin elektrikli otomobil üretiminde bir ilki gerçekleştiren ülkeler arasına gireceğini ifade eden Ergün, uzun zamandır konuşulan hibrid otomobil üzerindeki çalışmaların, hibridi de aşan ful elektrikli bir otomobil üretimiyle gerçekleşmiş olacağını söyledi. Bakan Ergün, ekonomik krizin etkilerini en aza indirmek açısından vergi indirimleri uyguladıklarını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu vergi indirimlerinin, özellikle iç piyasada önemli bir canlanma meydana getirdiğini de gördük. aylık bir uygulamadan sonra vergi indirim oranlarını, bir miktar azaltarak yeniden sürdürdük. Eylül ayı sonu itibarıyla yeni bir değerlendirme yapacağız. Bu değerlendirmede vergi indirimlerini hangi miktarda sürdürüleceği veya yeni seçeneklerin ortaya çıkıp çıkmayacağı Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda (EKK) arkadaşlarla birlikte yapacağımız değerlendirmeyle ortaya çıkacak. Bu arada en önemli konu, geçen aylık indirimle ilgili bir teknik çalışma sürdürülüyor. Onu da arkadaşlar masaya getirecek. Hurda indirimi konusunda da, ay sonunda yeni yaklaşımın ne olacağını birlikte değerlendirdiğimizde sırada açıklama yapabileceğiz.'' DEVLET BAKANI ZAFER ÇAĞLAYAN Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ise fuara ''gelini almaya geldik''lerini belirterek, elektrikli aracın Türkiye'de yapılmasının son derece önemli olduğunu vurguladı. Türkiye'nin otomotiv sektöründeki ihracatına değinen Çağlayan, şunları kaydetti: ''Her iki ihraç edilen araçtan bir tanesi Renault'un ürünleri... Dolayısıyla 40 senedir devam eden bir dostluk ve Renault'yu biz Türkiye'de Türk firması olarak kabul ediyoruz. Bu çerçevede dediğimiz gibi, önce gelinimizi görmeye geldik. Bu gelin, tabi Türkiye'ye gelecek. Beni ilgilendiren kısmı, bu gelinin Türkiye'ye gelip üretildikten sonraki ihracat kısmıdır. Sayın Bakanımı da tabii ki yatırım ve üretim kısmı ilgilendirecek.  Böylesine bir araç yıllardır hep konuşuluyor. Elektrikli oto, hibrid oto, artık hibridin bir kenara bırakıldığı gerçek manada yüzde 100 elektrikli otonun yapıldığı bir devrim olarak görmek lazım bunu. Bunun Türkiye'de yapılacak olması, Türkiye'yi dünya üzerinde çok önemli bir üretim üssü haline getirecek. Türkiye, otomotiv sektöründe bir üretim üssü olmaya her yönüyle hazır. Gerek teknolojisiyle, gerek bilgi birikimiyle, gerek nitelikli yetişmiş elemanıyla bu aracın hemen bundan sonra üretime girmesiyle beraber, şu anda imzalanmış olan ülkelere ihracat yapılacak olması, Türkiye'yi elektrikli otoda bir yatırım üssü, bir ihracat üssü yapacaktır. Konuşmamıza göre 2011 yılından itibaren Türkiye'de üretim başlayacak. Bu araç, ilk defa sadece Türkiye'de üretilecek, elektrikli ve yüzde 100 elektrikli ihracatı da Türkiye'den yapılacak. Otomotiv sektörü, üretiminin yüzde 80, 90'ını ihracat yapıyor. Türkiye, dünyanın elektrikli oto üretiminde dağıtım üssü haline gelecek, diğer ülkeler karşısında.'' Bakanlar Ergün ve Çağlayan daha sonra fuarı gezip araçları inceledi. Renault'un Fluence modelini inceleyen Bakan Çağlayan'ın ''Bu araçlar çok güzel, hem de geniş. Makam aracı bile olur. Renault bu araçlardan iki bakanlığa hediye ederse, bunları biz makam aracı olarak kullanabiliriz'' sözüne karşılık Ergün, ''Bana hediye edilen aracı da sana veririm'' şeklinde espiri yaptı. Bu arada, fuarda Renault standını, bakanlar Nihat Ergün ve Zafer Çağlayan ile birlikte Renault Başkanı Carlos Ghosn, Renault Mais Genel Müdür İbrahim Aybar ile Oyak Otomotiv ve Çimento Şirketleri Yönetim Kurulu Başkanı Celal Çağlar da gezdi. 567208 KCK operasyonunda 10 kişi tutuklandı Aralarında DTP'li eski belediye başkanları ile il genel meclis üyelerinin de bulunduğu 19 kişinin ifadeleri sevk edildikleri cumhuriyet savcılığınca alındı. Nöbetçi mahkemeye sevk edilen 19 kişiden 10'u 'terör örgütüne üye olmak' suçundan tutuklandı, kişi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bu arada, gözaltıları protesto etmek için adliye binası önünde oturma eylemi başlatan DTP'li bazı milletvekilleri eylemlerine son verdi 567576 Bütçe açığı büyüyor okur değerlendirme ortalaması: Kitap Cumhuriyeti 1998-2009 2005-2009 Bu sitenin İçerik ve Haber Yönetim Sistemi altyapısı tarafından geliştirilmiştir. Kişisel İşlemler 567734 Microsoft'tan 'görüntü arama' motoru Microsoft'un başkan yardımcısı Yusuf Mehdi ABD'nin San Francisco kentinde düzenlenen TechCrunch50 teknoloji konferansında yaptığı açıklamada, bu görsel aramanın, bilgi arama ve bulmanın daha grafik bir yöntemi olduğunu belirtti. Yeni görüntü arama motoruyla, yüzde 20 daha hızlı görüntü sonucu bulmanın mümkün olduğunu ifade eden Microsoft yetkilileri, bunun büyük bir kataloğu sayfa sayfa karıştırmaya benzediğini kaydettiler. Microsoft, Google'ın egemenliğindeki internet arama ağında rakip olduğu Bing arama motorunu üç ay önce başlatmıştı. 566868 Polat: Seyrantepe'de ay gecikme olacak İftar yemeğine katılan Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, Seyrantepe'deki inşaatı devam eden stadın yapımında ay gecikme olacağını söyledi. İhaleyi alan firmayı tanıdıklarını kaydeden Polat, ''İnşaat senede bitecek. Şu ana kadar yeni stattan yaptığımız koltuk satışlarından 45 milyon dolar kazandık. Hedefimiz 100 milyon dolardı. İnşaat sekteye uğradığı için satışa ara verdik. Stadın yapımında ay gecikme olacak'' diye konuştu. Kulübün GSM hattı ''GSMobile''e milyon üye yapmayı arzuladıklarını anlatan Adnan Polat, bunu başarabilmeleri halinde kulübe çok ciddi bir gelir elde edeceklerini dile getirdi. Başkan Polat, GSTV'nin Digitürk'e geçtikten sonra bu platformun en çok izlenen kanalından birisi olduğunu ifade etti. Bütün derneklerin birlik ve beraberlik içinde olmasından çok memnun olduğunu kaydeden Adnan Polat, küskünlüklerin ortadan kalkmasının sevindirici olduğunu ifade etti. Bu arada, Polat, eski açık tribünün üstünü kapatan GSYİAD üyesi Cengiz Duyar'a da plaket verdi. 568380 Japon ve İngiliz devlerinde işçi kıyımı Japonya havayolları şirketi Japan Airlines (JAL), 6,800 personeli işten çıkaracak. JAL Başkanı Haruka Nishimatsu, yaptığı açıklamada, ''Personel azaltılması bekleyemez'' dedi. Nishimatsu, uluslararası bir şirketle işbirliği yapmayı planlayan JAL'ın, gelecek ay ortasına kadar bu konuda bir anlaşma yapacağını ifade etti. Japon medyası, bazı ABD'li ve Avrupalı şirketlerin, Nisan-Haziran döneminde milyar dolardan fazla zarar eden JAL'den hisse almayı amaçladığını yazdı. Bu arada, savunma sanayinin önde gelen şirketlerinden İngiliz BAE Systems, 1116 personelin işine son verecek. Şirket, Woodford fabrikasını 2012 yılı sonuna kadar kapatacağını, burada 630 personelin işine son verileceğini açıkladı. Şirket, Samlesbury fabrikasında 205, Warton fabrikasında 170 ve Farnborough fabrikasında da 111 personelin işten çıkarılacağını belirtti. BAE Systems, mevcut ve gelecekteki iş durumunu gözden geçirerek personel azaltma kararını verdiğini kaydetti. Şirket, 106 bin 400 kişiye istihdam sağlıyor. Öte yandan, Rusya'nın en büyük otomotiv şirketi AvtoVAZ, kayıplarını azaltmak için çalışma gücünü yüzde 5'den fazla azaltacağını açıkladı. Togliatti kentinde kurulu AvtoVAZ, Aralık ayından itibaren bin personelin işine son verileceğini bildirdi. Fransız Renault'un yüzde 25 hissesine sahip olduğu şirketin araçları düşük kalitesi yüzünden çok ilgi görmüyor. 568505 Gül, Erdoğan kabul etti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kabul etti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında Çankaya Köşkü nde gerçekleşen görüşme yaklaşık bir saat sürdü. 567690 Süper Loto milyona doğru gidiyor Karakter boyutu Süper Loto milyona doğru gidiyor 15.09.2009 11:08 Süper Loto 100. haftasında yeni bir milyoner yaratacak gibi görünüyor. 99. haftasında ki çekilişte 6. bilen çıkmayınca milyon 686 Bin lira gelecek haftaya geçti. 15, 21, 22, 33, 39 ve 54 numaralrının çıktığı çekilişte verilen diğer ödüller şöyle: bilen 62 kişi bin 854 TL 10'ar Kr bilen bin 274 kişi 91 TL 65'er Kr bilen 94 bin 194 kişi TL 80'er Kr 567016 Anne kitap okursa çocuk da okur Çocuğun ilk öğretmeninin anne olduğunu belirten Petra Ottmann, kitap okuma alış kazanmada okul öncesi eğitimin çok önemli olduğunu söyledi. Çocukların 3-6 yaş arasında taklitçi yeteneklerinin üst seviyede olduğunu vurgulayan Ottmann, anne ve babanın çocuğun yanında birlikte kitap okumasının pozitif etki yapacağını kaydetti. Avrupa ülkelerinde çocuk oyuncağı satan dükkanlarda çocuk kitaplarının da satıldığını belirten Ottmann, Almanya'da çocukların kitap okumayı rol modelle öğrendiğini anlattı. Ottmann, "Başta Almanya olmak üzere hiç bir Avrupa ülkesinde anne ve baba çocuğa kitap oku yavrum demez. Anne ve baba evde sürekli kitap okuduğu için çocuğa örnek teşkil ediyor. Ben kitap okunan bir evde büyüdüm. Çocuğumda aynı. Çocuğum kitap okumuyor diyen anneleri görünce şaşırıyorum. Vaktinin büyük bir bölümünü televizyon ekranı başında geçiren bir annenin çocuğu nasıl kitap okusun. Çocukların küçük yaşta kitap okuma alışkanlığı kazanması için kitapların resimli olması gerekir." diye konuştu. Bir çocuğun karakterini kazanmasında 0-6 yaş grubunun çok önemli olduğunu vurgulayan Ottmann, eğitim ve öğretiminde temelini okul öncesi eğitim oluşturduğunu kaydetti. Ottmann, Almanya'da okul öncesi eğitim oranın yüzde 52 olduğunu bildirdi. Alman pedagog, çocuk kitap okumuyor diyen anne ve baba ilk önce kendisinin kitap okuması gerektiğini kaydetti. 567144 Kuzey Iraklı Kürtler Fransa'dan silah istiyor Le Figaro'nun Ortadoğu uzmanı muhabiri Goerges Malbrunot'nun gazetenin internet sitesindeki blogunda kaleme aldığı makalede Kürt yetkililerin son aylarda bu yöndeki girişimlerini artırarak Paris'e yaklaşmaya çalıştığı belirtiliyor. Paris ise Bağdat'taki merkezi hükümetle ilişkilerini bozmamak için Kürtlerin bu talebine şimdilik mesafeli duruyor. Makalede, Fransız bir diplomatın Le Figaro'ya yaptığı şu açıklamalara yer veriliyor: "Bizden askerî mühimmat ve adamlarının Fransa'da eğitilmesini istediler. Bunu Bağdat'taki merkezi hükümet aracılığıyla yapmalarını tavsiye ederek bütün taleplerini geri çeviriyoruz. [Fransa Dışişleri Bakanı] Bernard Kouchner'in Kürtlere yakınlığı ve Kürdistan'ın gelişimi için gösterdiği büyük ilgiden dolayı, bu talepler bizi zor durumda bırakıyor." Bir dönem Bağdat muhabirliği yapan ve 2004'te dört ay tutsak tutulan Fransız gazeteci, Paris'in Kuzey Irak yönetimi ile istihbarat paylaşımı yaptığı, "Kürt gerçeğini tanıdığını" fakat, silahlanma ve petrol konusunda kesinlikle Bağdat'ı "kızdıracak" hiçbir girişimde bulunmak istemediğine dikkat çekiyor. Bunun nedeni ise Fransa'nın Bağdat ile aylardır sürdürdüğü dev petrol ihalelerine ilişkin müzakereler. Fransa, 2007 yılında Erbil'e bir konsolosluk açmıştı. 567900 İstanbul'da insan kaçakçılığı operasyonu Alınan bilgiye göre, İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Afganistan, Pakistan ve İran'dan karayolu ile getirdikleri kaçakları Edirne'ye, oradan da Yunanistan'a gönderen A.Ş. elebaşılığındaki grubu izlemeye aldı. Çalışmalar kapsamında, Yabancılar Şube Müdürlüğü'nde görevli polisler E.D, E.T. ve B.B. ile irtibatlı olan suç örgütünün, kendilerine göz yummaları için polislere rüşvet verdikleri de yapılan telefon konuşmalarından tespit edildi. Afganistan, Pakistan ve İran'dan getirilen kaçakların Avrupa'ya gönderilmeden önce Fatih'teki eve yerleştirildikleri bilgisine ulaşan polis, söz konusu adreslere düzenlediği operasyonla, kaçakçılığı organize ettikleri gerekçesiyle kişi ile kendilerine yardımcı oldukları tespit edilen polis ve 78 kaçağı yakaladı. Polisteki işlemleri tamamlanan 11 kişi, İstanbul Adliyesi'ne sevk edildi. 78 kaçak ise sınır dışı işlemlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla Yabancılar Şube Müdürlüğü'ne teslim edildi. 567341 Hz. Yusuf Hz. Yusuf Orijinal Adı: Joseph Yön: Roger Young Oyn: Paul Mercurio, Ben Kingsley, Martin Landou, Lesley Ann Warren ATV 20.00 Hz. Yakub'un oğlu Hz. Yusuf'un babası tarafından çok sevilmesi, zeki ve çok güzel oluşu diğer 11 erkek kardeşi tarafından kıskanılır. Kardeşleri, Hz. Yusuf'u kandırarak bir kuyuya atarlar, anne-babalarına ise kardeşlerini bir kurdun yediğini söylerler. Hz. Yusuf'u bulan bir kafile onu köle olarak satmak üzere Mısır'a götürür. 567681 Çin'den Irak ve Afganistan'a mayın dersi Şinhua ajansında yayımlanan habere göre, mayın temizlemeyle ilgili eğitim Nanjing kentindeki askeri bir binada verilmesine karşılık Çin bu eğitimin bir tür sivil insani yardım olduğunu ifade ediyor. Ajans, Çin Dışişleri Bakanlığına dayandırarak verdiği haberinde, kursun ''Çin hükümetinin Afganistan ve Irak'la dostane işbirliği ilişkilerine verdiği önemi gösterdiği'' kaydetti. Haberde ayrıca kursun ''Çin hükümetinin, iki ülkenin ekonomik kalkınma ve sosyal yapılanmasına yardımcı olunmasındaki olumlu tutumu işaret ettiği'' belirtildi. 567276 Sivasspor eski günleri arıyor Sivasspor eski günleri arıyor Ligde önceki sezonda elde ettiği başarılarla adından sıkça söz ettiren Sivasspor, bu sezon şu ana dek aldığı başarısız sonuçlarla taraftarını üzdü. Kırmızı-beyazlılar, oynadığı maçta puanla tanışamadı. 567384 Vurduğu arkadaşını sırtında taşıdı Vurduğu arkadaşını sırtında taşıdıHasan BÖLÜKBAŞ DHA Aksaray merkeze bağlı Gücünkaya Köyü Akdoğan Mezrası’nda önceki akşam 19.00 sıralarında, 14 yaşındaki M.K., yayla evinde babasına ait ruhsatsız tabancayı alarak yaşındaki arkadaşı A.K. ile birlikte oynamaya çıktı. M.K.’nin elindeki silahın ateş alması sonucu A.K. karnından vuruldu. Arkadaşını engebeli arazide yaklaşık kilometre sırtında taşıyan M.K., anayola geldiğinde cep telefonu ile olayı yakınlarına bildirdi. Vurulan çocuk yakınları tarafından hastaneye kaldırıldı. 567181 Ankaragücü’ne ‘dev’ yönetim Olağanüstü genel kurulunu 30 Ağustos’ta yapan ve Ahmet Gökçek’in başkanlığını onayladıktan sonra bir daha toplanamayan Yönetimi, dün görev dağılımını da yaptı. ve ’ın ortak oluşturduğu ve her iki kanattan eşit sayıda temsilcinin yer aldığı yönetim kurulu tam 33 kişiden oluştu. Ahmet Gökçek başkanlığında yapılan toplantıda Mehmet Kemal Ünsal ve Nuri Elibol başkan vekili, Mehmet Ural ile Avni Kavlak da başkan yardımcısı oldular. Genel sekreterliğe Sidar Tunca, saymanlığa ise Ekrem Sarısu getirildi. Her iki taraftan birer kişinin görev yapacağı 12 asbaşkanlık oluşturuldu. Bu arada Melih Gökçek’in başkan vekili olmasını ve icra kurulunda yer almasını istemediği Serdar Özersin hukuk işlerinden sorumlu asbaşkan seçildi. 568210 Kütahya'da 3.9 şiddetinde deprem Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nün tespitlerine göre, saat 12.23'te merkez üssü Simav ilçesi olan 3.9 büyüklüğünde deprem kaydedildi. 8.6 kilometre derinlikte oluştuğu belirlenen ve can, mal kaybına yol açmayan deprem, vatandaşlar arasında tedirginliğe neden oldu. Bazı vatandaşların ev ve iş yerlerinden çıkarak bir süre sokaklarda beklediği gözlendi. 567666 Başka darbe olmadı mı bu memlekette? Aydın Doğan'a kesilen vergi cezası bütün bir gündemi hallaç pamuğu gibi attı. Oysa Ramazan'ın Eylül ayına denk geldiği şu günlerde, ya oruçsuzlara tahammül edemeyen Ramazan magandaları ya da 12 Eylül ağlamalarıyla dolu günler bekliyorduk. Gerçi hiç yok da değil. Vatan sözgelimi, Ramazan klasikleri artık baymış olduğundan olsa gerek, “Erzurum'dan gericilik manzaraları” haberlerini “İran'da Tankini Patlaması” filan gibi başlıklarla ikame ediyor. İranlıların evlerindeki özel havuzlarda kullanmak üzere mayokini ve üzeri atlet formunda olan tankiniyi tercih ettiklerini ve hangi ünlü dünya markalarını filan tercih ettiklerini haberleştiriyor. refleks sönümlenmiş değil anlayacağınız. Bu yıl eskisi kadar görkemli olmasa da, 12 Eylül ağlamaları da duyuyoruz. Darbelerin şirin olanıyla olmayanını ayırt eden, 27 Mayıs'la 28 Şubat'ı şartların sonucu ve kaçınılmaz, dolayısıyla neredeyse makul bulabilen, bulmasa bile içleri asla 12 Eylül'e yandığı kadar yanmayanların ağlamaları bu dökülenler. Her 12 Eylül tekrarlanır bu seremoni. Yeni değildir. İşin kötüsü, adaletsizdirler de. Şu kadar insan işkenceden geçirildi, gözaltında kayboldu, dert sahibi oldu filan derler. Ama, anacakları adların, ağıtlar yakılıp, gözyaşı dökülmesi için, bayraklaştırılması, sembolleşmesi için “sol” tandanslı olması şarttır. MHP camiası-ülkücü kesim de, 12 Eylül'den ve sonuçlarından hiç memnun kalmamış ve en az sol cenah kadar “kurban vermiş”, “acı çekmiş”tir oysa. Ama mızmızlanma işinde asla solcular kadar iyi olamamışlardır mesela. 568189 "Bu takım kaybetmeyi sevmiyor" Bank Asya 1. Lig ekiplerinden Bucaspor'da, teknik direktör Kemal Kılıç, ''Lig başında şampiyonluk için yola çıkmadık ama kendimize güvenimiz artıyor'' dedi. Kılıç, kulüp binasında düzenlenen haftalık basın toplantısında yaptığı konuşmada, mağlup oldukları Konyaspor maçınının ilk yarısında ''lider takım'' gibi oynamadıklarını ve yaptıklarını bariz hatayla 2-0 geriye düştüklerini söyledi. Ancak ikinci yarıda beraberliği yakaladıklarını ve hatta öne geçebilecek pozisyonu da bulmalarına rağmen müsabakadan mağlubiyetle ayrıldıklarını kaydeden Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Lig başında şampiyonluk için yola çıkmadık ama kendimize güvenimiz artıyor. Enteresan bir ligde mücadele ediyoruz. Bu hafta Çaykur Rizespor, Kardemir Karabükspor hiç tahmin etmeyecekleri sonuçlar aldılar. Bu haftaki Boluspor maçından galibiyetle ayrılırsak, elbette şampiyonluğumuzu ilan etmeyeceğiz. Ancak bizim takımın da bu yarışın içinde olabileceğini göstereceğiz.'' Bir basın mensubunun maç içerisinde Yılmaz'ın agresif tutumlarını hatırlatması üzerine Kılıç, tek tek futbolcular hakkında konuşmadığını, ancak oyuncularla yapacağı toplantıda bu konu üzerinde duracağını söyledi. Kılıç, Yılmaz'ın sinirlerine hakim olamayışının kendilerine dezavantaj sağladığını belirterek, daha sakin olması gerektiğini kaydetti. Takımın Mehmet Batdal'ın yokluğunda iki maçta gol attığını hatırlatan Kılıç, Kaleci Cenk'in 10 gün sonra takımla birlikte çalışmalara başlayacağını, yeni transferlerden İlhan'ın ise henüz hazır olmadığını söyledi. Kılıç, Türkiye Kupası 2. kademe maçında Sakaryaspor ile eşleşildiğinin hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti: ''Rakibimizi küçümsemeyeceğiz. Kupada gidebildiğimiz yere kadar mücadelemizi sürdürmek istiyoruz. Elbette maçlar sahada kazanılıyor. Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray ile oynamak ve seyircilerimize de izlettirmek istiyoruz. Ligde iyi bir konumdayız, kupayı bırakalım diyemeyiz.'' -BUCASPOR BASIN SÖZCÜSÜ MEHMET BEKTUR- Bucaspor Basın Sözcüsü Mehmet Bektur da yaptığı konuşmada, Konyaspor maçında alınan mağlubiyete rağmen ortaya konan mücadelenin sevindirici olduğunu, ''Bu takım TFF 2. Lig'de kaybetmeyi sevmiyordu. Bank Asya 1. Lig'deki takımlara karşı da sevmiyor. Beraberliğe bile razı olmayan bir takımız'' diye konuştu. Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı'nın Konyaspor maçına gelmesinin, kendileri için çok önemli olduğunu belirten Bektur, ''Sayın Tatı'nın Konya'daki müsabakayı izlemesi, ilçedeki en yüksek katılımlı seçimi galip bitirmiş kişinin sizinle beraber olduğunu gösteriyor. Bu, kulübe destek olunacağının bir işareti. İzmir Büyükşehir Belediyesinden de destek bulabilirsek, sorun yaşamayız'' dedi. Bektur, gündemlerinde olağanüstü bir kongre bulunmadığını, ancak kişisel fikri olarak yönetimi güçlendirmek için bazı değişikliklere gidilebileceğini ifade etti. Bunun için yönetim kurulunda bir karar alınması gerektiğinin altını çizen Bektur, başkanlık için bir iddiasının bulunmadığını kaydetti. Bugüne kadar gişe hasılatından yaklaşık 14 bin 500 lira gelir elde ettiklerini, ancak bin 500 lirasını ceza olarak ödediklerini hatırlatan Bektur, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Seyircilerimiz bilet bedeli değil, federasyona ceza bedeli ödüyor. Özellikle deplasmanlarda holiganizmi engellemeye yönelik bir taraftar kitlemiz yok. Bundan sonra deplasmana giden yönetim kurulu üyeleri, maçı taraftarlarla birlikte izleyebilir.'' 567996 "El bombası bulunmadı" "El bombası bulunmadı" 15.09.2009 14:41Manavgat Cumhuriyet Başsavcısı Talat Deniz, Antalya'nın Manavgat ilçesinde 50 ile 80 arasında el bombası bulunduğuna ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Başsavcı Deniz, yaptığı yazılı açıklamada, Manavgat'ın Titreyengöl mevkisinde kazı çalışması yapıldığı ve bu çalışmalar sonucu 80 savunma tipi el bombası bulunduğuna ilişkin haberlerin asılsız olduğunu belirterek, ne 14 Eylülde, ne de yakın zamanda Titreyengöl mevkisinde kazı çalışması yapılmadığı gibi, savunma tipi el bombası da ele geçirilmediğini bildirdi. Cumhuriyet Başsavcısı Talat Deniz, açıklamasında, dün itibariyle bazı televizyon kanallarında alt yazı olarak Antalya'nın Manavgat İlçesi Titreyengöl mevkisinde yapılan kazılarda 50-80 adet savunma tipi el bombası ele geçirildiğine dair haberler yayınlandığı hatırlatıldı. Deniz açıklamasında, bunun tamamen asılsız olduğunu belirterek, ''Ne 14 Eylül 2009 tarihinde ne de yakın zamanda Manavgat Titreyengöl mevkisinde herhangi bir kazı çalışması yapılmadığı gibi, savunma tipi el bombası da ele geçirilmemiştir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur'' ifadelerine yer verdi. 568449 ETSO esnafa mevlitli iftar verdi ETSO esnafa mevlitli iftar verdi Van'ın Erciş Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) tarafından esnafa mevlit ve iftar yemeği düzenlendi. Tekevler Mahallesi'nde bulunan Kardelen yemek fabrikası ve düğün salonunda verilen 1000 kişilik iftar yemeğine Erciş Kaymakamı Ferhat Kurtoğlu, Erciş Belediye Başkan Vekili Cafer Eroğlu, Çelebibağı Belediye Başkanı Veysel Keser katıldı. SADIK ÇAKIR ERCİŞ ETSO Başkanı Abdulkadir Arslan, dayanışma içerisinde Erciş'in sorunlarını çözmek için bir araya geldiklerini söyledi. Erciş'in hizmette geri kaldığını belirten Arslan, Erciş Devlet Hastanesi'nde 60 tane uzman doktor bulunması gerekirken, uzman doktor olduğunu söyledi. Arslan, "Hastanemiz ihtiyaca çok iyi cevap veremiyor. Ufak bir mudalede vatandaşları Van Devlet Hastanesi'ne sevk ediyorlar. Daha önce hastanemizde bulunan tomografi cihazı ihalesi bittiği için aydır çalışmıyor. Bu sorunların biran önce bitirilmesi lazım." dedi. 150 bine yaklaşan Erciş nüfusunda hizmet veren özel servis sorunlarının halledilmesi gerektiğini ifade eden Arslan, eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e Van'da yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür etti. Arslan, "Hizmetlerimizle ve alt yapılarımızla il olmayı hak ediyoruz." diye konuştu. Erciş Kaymakamı Ferhat Kurtoğlu ise, "Böyle bir iftar yemeğinde bir araya gelmemiz dayanışmayı ve kaynaşmayı sağlıyor. Biz sivil örgütlerin görüşlerini önemsiyoruz, bizim bazı sıkıntılarımız var bunları giderme çabasındayız. Morgedik Barajı'nın ve 33 derslik lisenin temeli atıldı, bu projelerin gerçekleşmesi lazım." dedi. 568308 Erkek çocuğa cinsel istismara 14 yıl hapis 'da yaşındaki erkek çocuğunu kandırarak cinsel istismarda bulunan ve tutuklu yargılanan 41 yaşındaki Mustafa Akbulut, 14 yıl ay hapis cezasına çarptırıldı. Olayı öğrendikten sonra Karabulut'u döven çocuğun babası 32 yaşındaki Olgun K. ve akrabası 27 yaşındaki Tahir K.'ya ise ay 10 gün verildi. Bu cezalar ertelendi. Yavuz Selim Mahallesi'nde yaklaşık yıl önce meydana gelen olayda, iddialara göre Mustafa Akbulut, yaşındaki A.K. adlı erkek çocuğunu, “Hurda toplamaya gidelim” diyerek kandırıp, boş bir alana götürdü. Mustafa Akbulut, burada boğazına bıçak dayadığı çocuğa cinsel istismarda bulundu. Daha sonra da evinin yakınına bırakarak gitti. A.K.'nın olayı babası Olgun K. ve akrabası Tahir K.'ya anlattı. Bunun üzerine kişi, yakaladıkları Akbulut'u döverek hastanelik etti. Olayın ortaya çıkması üzerine tutuklanan Mustafa Akbulut, bugün son kez hakim karşısına çıktı. Mahkemede küçük çocuğun suçlamalarını kabul etmeyen sanık, beraatini istedi. Ancak mahkeme sanığa cinsel amaçlı alıkoymak ve cinsel istismarda bulunmak suçlarından toplam 14 yıl ay hapis cezası verdi. Karabulut'u döven Olgun K. ve Tahir K. ise ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı. Ancak daha sonra bu cezaları ertelendi. 567758 Süper Loto’da milyon 686 bin lira devretti ’da milyon 686 bin lira devretti 6/54’ün geçen hafta yapılan çekilişinde bilen çıkmadığı için, milyon 686 bin lira devretti.  İdaresi Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, bu hafta yapılacak çekilişte, Süper Loto 6/54’te bilenlere dağıtılacak ikramiyenin milyon liraya ulaşması bekleniyor. 567450 Del Potro, Federer'i devirmeyi başardı Tenis tarihi için inanılmaz bir gün daha... Amerika Açık'ta son yılın şampiyonu Roger Federer, numaralı Juan Martin Del Potro'ya yenilerek, tarihe geçme şansını kaybetti. Karşı tarafta ise baştan sona kadar istikrarlı ve kararlı oyununu sürdüren Juan Martin Del Potro, Federer'i saat dakika sonunda Nadal dışında bir Grand Slam finalinde ilk kez yenme onuruna erişti. Amerika Açık şampiyonluğunu kez kazanan Roger Federer ile finalde karşılaşan Del Potro İsviçreli rakibini 3-6 7-6 4-6 7-6 ve 6-2'lik setler sonucunda 3-2 mağlup ederek kariyerindeki ilk Amerika Açık şampiyonluğuna ulaştı. Maça Federer iyi başladı ve henüz 2.oyunda servis kırarak set sonuna kadar avantajını korudu. 3-6 İkinci sete de servis kırarak başlayan Federer için herşey yolunda görünüyordu. Ancak seti kazanmak için servis atan Federer, 30-0'dan servis kırdırdı ve tie-breaklerle rakibine teslim oldu. 7-6 Üçüncü sette ilk servis kıran Del Potro oldu fakat Roger'ın geri dönüşüyle birlikte kazanan 4-6'yla Federer'di. Dördüncü sete yine Federer ilk servisi kırdırarak başladı, setin sonuna doğru skoru eşitlese de yine tie-break bölümünde üstün olan Del Potro'ydu. Bu bölümde hakemin bir kararına oldukça sinirlenen Federer yavaş yavaş maçtan kopmaya başladı. Nitekim final setine de servis kırdırarak başlaması, Del Potro'nun şampiyonluk yolunu açıyordu. 8.oyunda kez şampiyonluk puanını çeviren Roger Federer, 3.'sünde karşılık veremeyerek kariyerinde ilk kez Nadal dışında bir tenisçiye finalde yenildi. Del Potro maçtan sonra gözyaşlarını güçlükle tutarak şampiyonluğunu kutladı. 568343 17:28 Belediye önünde 3. köprü ve sel eylemi Belediye önünde 3. köprü ve sel eylemiHaluk ATALAY/İSTANBUL,(DHA) İSTANBUL Kadın Platformu ve Halkevleri üyesi iki ayrı grup, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) önünde yaşanan sel felaketi ile yapılması planlanan 3. Köprü projesini protesto etti. Saraçhane’deki İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) binası önünde toplanan Halkevleri üyesi yaklaşık 50 kişilik grup, “Yağmur değil rant, yıkım köprü öldürür” yazılı pankart açtı. “Halkın barınma hakkı var” yazılı dövizler taşıyan grup sık sık “Kahrolsun AKP, direne direne kazanacağız” sloganları attı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Başkanı Kadir Topbaş’ın eleştirildiği basın açıklamasını Sarıyer Halkevleri Şube Başkanı Hasan Polat okudu. AK Parti’nin neoliberal belediyecilik ve kent anlayışının yaşanan sel felaketi nedeniyle iflas ettiğini öne süren Polat “Ne acı ki bir Başbakan felaketin ortasındaki yoksul halkın gözünün içine bakarak ’şimdi gerekirse bizler buraları afet bölgesi ilan ederiz, Burada her türlü yıkımı yapabiliriz, Yasanın bize verdiği yetkiler var’ diyor. Kadir Topbaş da ‘Ayamama deresinin hat yatağını işgal eden ne varsa yıkıp geçeceğiz. Belki acımasız olacağız bazılarının canı yanacak’ diyerek esas dertlerinin yoksul halkın yaşama haklarını ellerinden alarak kent merkezlerinden sürmek olduğunu dile getiriyor” dedi. Emekçi halkın haklarını, ormanını ve suyunu savunma kararlılığı olduğunu belirten Polat, “İnsanca yaşanacak bir kent ve ülke için mücadele edeceğiz. Köprü projesine izin vermeyeceğiz. Bu mücadeleyi emin olun ki kazancağız” dedi. Grup, açıklamanın ardından sessizce dağıldı. İstanbul Kadın Platformu üyesi yaklaşık 30 kişi, yaşanan sel felaketinde servis minibüsünde hayatını kaybeden kadın işçilerin isimlerinin yazılı olduğu pankartları açtı. Kadir Topbaş ve İstanbul Valisi Muammer Güler’in derhal istifa etmesini gerektiğini öne süren kadınlar, savcıları konuyla ilgili soruşturma açmaya çağırdı. Grup adına yapılan açıklamada, “Afetin sorumluları rant amaçlı yapılaşmaya dur demeyen belediye ve kazancını insan hayatından üstün gören patronlardır” denildi. Grup, açıklamanın ardından olaysız dağıldı. 566787 Gerekiyorsa oturumu açık da yaparız Gerekiyorsa oturumu açık da yaparız Hükümet Sözcüsü Çiçek, kapalı ya da açık herhangi bir endişelerinin olmadığını, gerekiyorsa oturumu açık da yapabileceklerinin belirterek, İstanbul'da son yaşanan üzücü olaylar da dahil olmak üzere bundan sonra konunun tek elden yürütüleceğini ve bunun sorumluluğunu da kendisinin üstleneceğini söyledi ANKARA (A.A) Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, 'Demokratik açılım' ile ilgili TBMM'de yapılacak oturumu, kapalı ya da açık yapma gibi bir endişeleri bulunmadığını belirterek, 'Gerekiyorsa biz bu oturumu açık da yaparız ama böylesine hassas bir konunun tribünlere oynayarak konuşulması yerine daha soğukkanlı, daha derli toplu konuşulması için söylenmiş bir fikirdir, bir yöntemdir' dedi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Devlet ve bağlı müesseselerde çalışan işçilere her yıl ödenen ilave tediyelerin her yıl iki taksitte ödendiğini hatırlatarak, ilk taksitin bayramdan önce, 17 Eylül 2009'da ödeneceğini, diğer yarısının ise 25 Kasım 2009'da ödeneceğini bildirdi. Cemil Çiçek, 'Zaten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız da BAĞ-KUR ve SSK emeklilerinin maaşlarının bayramdan evvel ödenmesiyle ilgili açıklamayı yapmıştı' dedi. Toplantıda Avrupa Birliği (AB) konusu üzerinde durduklarını belirten Çiçek, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın 'Türkiye'nin AB İletişim Stratejisi' ile ilgili Bakanlar Kurulu'na bilgi sunduğunu söyledi. Türkiye'de ve AB ülkelerinde yapılan kamuoyu yoklamalarında, 'AB üyesi ülkelerin Türkiye'yi yeterince tanımadığı, Türk vatandaşların da AB konusunda yeterli bilgi iletişimine sahip olmadığı'nın görüldüğünü ifade eden Çiçek, bunun yanlış değerlendirmelere yol açtığını kaydetti. Çiçek, bunun için konunun, hem içerde hem dışarda bilimsel yöntemlerle ve çok gerçekçi verilerle kamuoylarına tanıtılması ve bu iletişimin sağlanması gerektiğini vurguladı. AB Genel Sekreterliğinin bununla ilgili çok kapsamlı bir çalışma yaptığını söyleyen Çiçek, 'Sayın Bakan bilgi sundu. Biz de Bakanlar Kurulu'nda bu stratejiyi benimsemiş olduk. Bundan sonra faaliyetler bu strateji çerçevesinde yürütülmüş olacak' dedi. AFET KOORDİNASYONU, ÇİÇEK SORUMLULUĞUNDA YÜRÜTÜLECEK Çiçek, İstanbul, Tekirdağ ve diğer bazı illerde yaşanan sel felaketiyle ilgili çalışmaları devam ettiğini, henüz tüm yerleşim merkezlerinde kesin hasar tespitlerinin yapılamadığını belirtti. Bu tespitler yapıldıktan sonra başta kamu olacakları olmak üzere ne gibi kolaylıklar sağlanacağını ortaya koyacaklarını belirten Çiçek, şöyle konuştu: 'Bugün aldığımız bir karar şudur; bildiğiniz gibi bu tür felaketler olduğu zaman bir çok devlet kuruluşu konuyla ilgilenmektedir. Aynı yerleşim merkezi içeresinde Devlet Su İşlerinin, Karayollarının ve mahalli idarelerin, yerel yönetimlerin görev alanına giren, sorumluluğunda olan hususlar var. Gelinen noktada böyle tecrübelerden sonra konunun tek elden koordine edilmesi, planlanması ve birlikte bu sorunların, muhtemel sorunların çözülebilmesi noktasında konunun tek elden yürütülmesi gerekmektedir.' Bununla ilgili yasal bir düzenlemeyi geçen yasama dönemi içerisinde çıkardıklarını anımsatan Çiçek, bu yasa ile Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık Acil Durum Genel Müdürlüğü'nün birleştirildiğini, tek çatı altında toplandığını kaydetti. Çiçek, sözlerine şöyle devam etti: 'Bundan sonra bu konularla ilgili son İstanbul'da yaşanan üzücü olaylar da dahil olmak üzere bundan sonra konu tek elden yürütülecektir, koordinasyon tek elden sağlanacaktır. Bunun sorumluluğunu da ben üstlenmiş olacağım. Zaten çıkan yasa Başbakanlığa bağlı olarak çıkmıştı. Sayın Başbakan bu koordinasyonunun tarafımızdan yapılmasını uygun görmüştür. Bu anlayış çerçevesinde konuyu derhal, birlikte ele alıp hiç olmazsa bundan sonra üzücü olaylar meydana gelmesin, şayet gelebilecekse onun önlemlerini önceden belli bir plan dahilinde alalım diye yeni bir anlayışla konuya yaklaşmış olmaktayız.' MEMUR MAAŞLARINDAKİ ARTIŞ Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Memur maaşlarına yapılacak zammın Bakanlar Kurulu toplantısında gündeme gelip gelmediğine ilişkin soru üzerine Çiçek, konunun gündeme gelmediğini söyledi. Memur maaş zamlarının daha önceki toplantılarda şeklen ele alındığını ifade eden Çiçek, TBMM'ye sunulmadan önce bütçenin Bakanlar Kurulu toplantısında her zaman ele alındığını, 17 Ekim'de bütçenin TBMM'ye sunulmuş olacağını ve dolayısıyla memur maaş kat sayılarının da bütçede yer alacağını kaydetti. Çiçek, 'Şunun bilinmesinde fayda var, biz seçimle gelmiş bir iktidarız eğer çalışan insanımıza gerçekten beklentileri karşılayacak bir ödeme yapma imkanımız olursa bunu vatandaşımızın biz bunu bugüne kadar esirgemedik, esirgemeyiz. Eğer geçmişte telaffuz edilen bir rakam varsa bu çok ince hesabın, ayrıntılı bir hesabın sonucudur. Dolayısıyla Sayın Yazıcı tarafından sendikalarımıza teklif edilen rakam günkü bir hesap çerçevesinde yapılmıştır. Ancak bugün bu konu gündeme gelmedi. Bu konu Ekim ayı içerisinde Meclis'e sunulurken zaten orada yer almış olacaktır' diye konuştu. BAHÇELİ'YE YANIT MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, 'demokratik açılım' çalışmalarıyla ilgili olarak TBMM'de kapalı oturum yapılması durumunda 'Hükümet kapalı oturumda bir bilgi verirse biz bu bilgiyi açıklayacağız' dediğinin hatırlatılması ve değerlendirmesinin sorulması üzerine, Çiçek, TBMM'de ilk kez kapalı oturum yapılmayacağını, cumhuriyetin kurulduğu günlerden bugüne kadar farklı zamanlarda böyle oturumlar yapıldığını hatırlattı. 'Bunun kendine göre bir mantığı ve gerekçesi olduğunu' söyleyen Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Bizim noktada bir endişemiz yok. Üzerinde durduğumuz, karar verdiğimiz, yürütmekte olduğumuz çabaları kamuoyu önünde açık da kapalı oturumda da tartışırız. Kapalı oturumda daha soğukkanlı, daha derli toplu konuşmanın avantajları var. Yoksa bir çekincemiz olduğundan, milletimizden herhangi bir şeyi sakladığımızdan dolayı değildir. Gerekiyorsa biz bunu açık da yaparız, bunda hiç tereddüt yok. Ancak üzerinde durmamız gereken şey şu; bir yöntemi, bir talebi beğenmiyor olabilirsiniz ya da sizin buna karşılık bir kısım taleplerimiz olabilir ama bunların hepsinin yürürlükteki mevzuat çerçevesinde yapılması lazım. Eğer insanlar yürürlükteki mevzuatı 'ben tanımam' demeye getiriyorsa zaman bu ülkede hukuk devletini nasıl tesis edeceğiz? Yani kapalı oturumlardaki değerlendirmelerin 10 yıl geçmeden hiçbir şekilde yayınlanamayacağı ortada iken, bu mevzuat hükmü iken ben 'bunu tanımam, buna rağmen açıklama yaparım' diyorsa, zaman söylenebilecek ne vardır diye doğrusu düşünürüm. Açıkça ifade edelim, bizim kapalı ya da açık herhangi bir endişemiz yok, gerekiyorsa biz bu oturumu açık da yaparız. Ama böylesine hassas bir konunun tribünlere oynayarak konuşulması yerine daha soğukkanlı, daha derli toplu konuşulması için söylenmiş bir fikirdir, bir yöntemdir. Nitekim bunu ilk defa biz de gündeme getirmiyoruz. Geçmişteki insanlar bu toplantılar yapıldığında, Cumhuriyetin ilk kurulduğu günlerden bugüne kadar kapalı oturumlarda dile getirilen hususlar, milletten saklanan, gizlenen hususlar değildi. formatta, şekilde konuşulması konunun önemi ve varılmak istenen amaç açısından daha doğru bulunduğu için iç tüzüğe böyle bir hüküm konulmuştur. İcap ediyorsa biz açık da konuşuruz. Bizim milletimizden saklayacağımız, milletimize söylemeyeceğimiz, kapalı kapılar arkasında bu işleri konuşacağız diye bir konu da yok. Biz milletimizle her zaman iç içeyiz ve açıkça da konuşuruz.' BU İŞİN DE KENDİ TABİATINDAN KAYNAKLANAN BİR HIZI VAR' Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, 'demokratik açılım' ile ilgili çalışmaları aralıksız sürdürdüklerini belirterek, 'Bizim kararlılığımızda ve konuya verdiğimiz önemde en ufak bir değişiklik yok' dedi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bugünkü toplantıda benimsenen 'AB İletişim Stratejisi'nin tanıtım konusunda ne gibi değişiklikler getireceğinin sorulması üzerine, Çiçek, geçen yasama döneminin son günlerinde AB Genel Sekreterliği teşkilatında ihtiyaçlara göre yeni bir yapılanmaya gidildiğini hatırlattı. Bunlardan birinin de iletişimin sağlanmasıyla ilgili olduğunu belirten Çiçek, iletişim sağlandığı ölçüde kamuoyunun konuya bakışının farklılaşabildiğini vurguladı. Çiçek, şunları söyledi: 'Ciddi bir bilgi eksikliği olduğu kanaatini taşıyoruz. Muhtelif ziyaretlerimizde, görüşmelerimizde, vatandaşlarımıza 'AB'den ne anlıyorsunuz' diye sorulduğunda ciddi bir bilgi eksikliği olduğu ortaya çıkıyor. Zaten Reform İzleme Grubu da bu ihtiyacı geçmişte gördüğü için böyle bir başkanlığın kurulması ve yeni bir anlayışla sivil toplumun da desteğin alarak, yeni bir strateji belirlenmesini karara bağlamıştı. Bu çerçevede yapılan bir belgelendirme var. Bunun içerisinde çok değişik unsur ve yöntemlerle bu iletişimin sağlanması söz konusu.' 'İMRALI'DAKİ GÖRÜŞME' Çiçek, 'Bazı basın yayın organlarında Abdullah Öcalan'ın geçen hafta İmralı'da kız kardeşiyle yaptığı görüşmeyi Kürtçe gerçekleştirdiği yönünde haberler yansıdı. Bu konuda size bir bilgi ulaştı mı?' sorusunu, şöyle yanıtladı: 'Hayır, ulaşmadı. Zaten biz bu konuya olumlu bakıyoruz. Neticede dil iletişim içindir, insanların birbirlerini anlamaları, ilişki kurmaları, meramlarını karşılıklı söylemeleri bakımındandır. Geçmişte bazı yasaklar geldiyse bunu engellemekten ziyade, başka sebeplerden dolayı gelmiştir, kişiye mahsus da bir kısıtlama değildir. Onun da özellikle altını çizeyim; bunlar genel ve eşit düzenlemelerdir. Doğruluğu, yanlışlığı tartışılabilir ama genel ve eşit düzenlemedir. Kişiye mahsus bir düzenleme değil. Zaman içerisinde zaten alanda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. İhtiyaç hasıl oldu mu yeni kararlar alınabiliyor, çerçevede değerlendirilmesi gereken bir husustur. Şayet söylendiği tarzda bir şey gerçekleştiyse bu Adalet Bakanlığı'nın bilgisi dahilinde olan bir husus.' 'İŞİN ZORLUĞUNUN FARKINDAYIZ AMA...' 'Demokratik açılım çalışmalarında baştaki hızın ve temponun düştüğünün' ifade edilmesi ve 'takvim konusunda değişiklik olup olmadığının' sorulması üzerine, Çiçek, 'bunun bir algılama meselesi' olduğunu söyledi. Çiçek, şunları kaydetti: 'Bizim kararlılığımızda ve yapmak istediğimiz konuda herhangi bir yavaşlama, işi ağırdan alma söz konusu değil. Tam tersi biz bunun uzun bir süreç olduğunu, Sayın Başbakanımız, bizler yaptığımız konuşmalarda hep ifade ettik. Zaten kısa sürede bu sorun çözülebilecek nitelikte olsaydı bugüne kadar bu işin çözülüyor olması lazımdı. Cumhuriyetin kuruluşundan beri 60 tane hükümet gelmiş. Biz 60. hükümetiz. Konunun iki boyutu var. Bir demokratik standartlarla ilgili kısmı, bir de terörle ilgili kısmı var. Özellikle etnik, bölücü terör açısından bakıyorsan ilk eylem konulduğu tarihten, 1984'ten 2009'a kadar 25 yıl geçmiş, 15 tane de hükümet geçmiş iş başında. Öbür açıdan bakarsak 60 hükümet. Dolayısıyla bu konu eğer kamuoyundaki yüksek beklenti hilafına çok kolay olabilseydi şimdiye kadar çözülebilirdi. Biz bu işin zorluğunun farkındayız ama çözümsüzlüğün de bu işi daha da zor hale getirdiğini, işi ağırdan almanın, yarına, bir başka hükümete bırakmanın Türkiye'ye nelere mal olduğunu, ne tip acılara mal olduğunu her gün hem görüyoruz hem de yaşıyoruz. Bu sorunun çözülmesi lazım. Çözüm için gayret gösteriyoruz ama bu işin de kendi tabiatından kaynaklanan bir hızı var. Onun için aşırı beklentiye girmek yerine kendi tabi seyri içinde bunun götürülmesi lazım. Biz kendi yönümüzden bu çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Toplantılar yapılıyor. Size bazen bilgi veriliyor, belki bazen bilginiz olmuyor olabilir. Bu toplantılara devam ediyoruz. Nitekim Ekim'de TBMM açılacak, işin Meclis boyutu var. İdari tasarruflarla yapılacak işler var. Başka türlü yapılması gereken çalışmalar var. Bunların hepsini çok kapsamlı ve çok yönlü olarak yapıyoruz. Onun için bizim kararlılığımızda ve konuya verdiğimiz önemde en ufak bir değişiklik yok 567749 Ankaraspor Başkanı: Takımın satışıyla ilgili görüşmelerimiz var Başkanı: Takımın satışıyla ilgili görüşmelerimiz var Kulübü Başkanı Ruhi Kurnaz, Futbol Federasyonu’nun Profesyonel Futbol (PFDK) ve ardından ’ndan çıkacak kararı beklediklerini söyledi. Ruhi Kurnaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Futbol Federasyonu Hukuk Kurulu tarafından Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na (PFDK) sevk edilmelerinin ardından, buradan çıkacak kararı Tahkim Kurulu’na taşıyacaklarını kaydetti. Tahkim Kurulu’nun kararına göre hukukçuların işlem yapacağını dile getiren Kurnaz, "Bununla ilgili olarak yabancı bir hukukçuya konuyu verdik. Federasyonun kurullarından çıkacak karara göre işlem yapılacak" dedi. ANKARASPOR SATILABİLİR Ankaraspor’un bir anonim şirket olduğunu anımsatan Kurnaz, takımın satılmasına da sıcak baktıklarını dile getirdi. İyi bir teklif olması durumunda takımı satabileceklerini kaydeden Kurnaz, "Federasyonun prosedürlerini uygulayabilecek birileri olursa satabiliriz. ’de takımı olmayan bir kent veya olan kent fark etmez. Takımın satılmasıyla ilgili görüşmelerimiz var. Ancak biz henüz şirketin mali açıdan değerini çıkarmadık. Ayrıca alacak kişi sadece futbolcu olarak mı değerlendirecek ya da şirket olarak mı alacak buna bakmamız gerekiyor" diye konuştu. 567880 We will embrace terorists who lay down arms We will embrace terorists who lay down arms Syria President Bashar Assad said that, if the 1500 Syrian terrorists leave terorism, the state will accept their entry to Syria. Before Turkey visit, Syria President Bashar Esad accommodated Turkish journalists. Assad answered to the questions of The Chief Editor of Yeni Şafak newspaper Yusuf Ziya Cömert's and the other journalist's. Come and being forgiven "If 1500 Syrian terorists leave terorism, they can return to their country. if somebody leave terorism, either in Turkey or Syria, you should claim and do something about them." Bashar Assad said. Purpose is to terminate terorism "We have done the same thing for Muslim Brothers problem. We have embraced who left terorism. We wil embrace again. Because our aim is to terminate terorism not to take revenge." Assad emphasized. Terorism is the region's problem "PKK problem is not only Turkey's matter but also Syria's and Iraq's. We can not terminate this problem by USA's shooting method. You destroy one, but another one can displace them." Assad contiuned. Davos was an honorable manner Erdoğan did not show his personel manner in Davos. He was there as Turkey's Prime Minister. This manner proved that Turkey could assume such an honorable attitude with it's independent decision on the matter. 568658 Talabani, DTP heyetini kabul etti heyetini kabul ettiRamazan YAVUZ/SÜLEYMANİYE, (DHA) Genel Başkanı başkanlığındaki DTP heyeti, 'ın kentinde, Irak Devlet Başkanı Celal ile görüştü. Ahmet Türk, görüşmede, Kürt sorununun sözde değil, pratikte atılacak somut adımlarla çözülebileceğini söyledi. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Genel Başkan Yardımcısı milletvekilleri Sevahir Bayındır, Büyükşehir Belediye Başkanı Demokratik Toplum Kongresi sözcüsü ile birlikte 'a gitti. Süleymaniye 'nda DTP'liler çiçeklerle karşılanırken, Ahmet Türk, “Kürt sorunun çözümü için neler yapılabilir, kim ne yapabilir? Buna ilişkin görüşmelerimiz olacak” dedi. Türk, şunları söyledi: “'de Kürt sorununun çözüm tartışmaları devam ediyor. Başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere, yetkililer bu konuda çeşitli açıklamalarda bulunuyor. Hepinizin bildiği gibi, sadece Türkiye'nin sorunu değil, 'nun sorunudur. Kürt sorunu çözülmeden, Ortadoğu'da barış ve demokrasi gelişmez. Çünkü burada Kürtler, Araplar, Türkler ve Farslar birlikte yaşıyorlar.” DTP heyeti daha sonra Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin Süleymaniye'deki çalışma ofisine geçerek, Talabani ile basına kapalı bir görüşme yaptı. Görüşmede, Türk'ün Kürt sorununun sözde değil, pratikte atılacak somut adımlarla çözülebileceğini söylediği belirtildi. Yaklaşık saat süren görüşmenin ardından herhangi bir açıklama yapılmadı. DTP'liler yarın da Bölgesel Kürt Yönetimi lideri ile 'de görüşme yapacak. 568407 Çin'de tek ayaklı yılan bulundu Çin'de tek ayaklı yılan bulundu ANKARA (A.A) Çin'de tek ayaklı bir yılanın bulunduğu bildirildi.  İngiliz Daily Telegraph gazetesinin haberinde, ülkenin güneybatısındaki Suining'de yaşayan 66 yaşındaki Duan Çiongziu'nun, tek ayaklı yılanı geceyarısı yatak odasında duvara tırmanırken bulduğu belirtildi. "Geceyarısı garip bir tırmalama sesiyle uyandım. Işığı yaktım ve bu canavarı duvara pençesiyle tırmanırken gördüm" diyen Duan, ayakkabısıyla vurarak öldürdüğü yılanı alkol dolu bir şişede sakladığını kaydetti.  Yılanın, şu anda Nançhang'daki bir üniversitede bilim adamlarınca incelendiği belirtilirken, yılan uzmanı Long Şuai, yılanın tek ayağı için, "Bu gerçekten şoke edici, ancak otopsi yapana kadar nedenini bilemeyeceğiz" dedi.  568052 Çaldıkları kasadan tedavülden kalkmış para çıktı Alınan bilgiye göre, merkez Yıldırım ilçesinde Doğa Parkı'ndaki ormanlık alanda çelik kasa olduğu ihbarı üzerine olay yerine giden güvenlik güçleri, balyozla kırılmış bir çelik kasa buldu. İçinde çok sayıda tedavülden kalkmış para ve tesbih bulunan çelik kasayla ilgili yapılan araştırmada, kasanın Tahtakale Mahallesi'nde Hasan Hüseyin M.'ye ait iş erinden kimliği henüz belirlenemeyen kişilerce çalındığı belirlendi. Zanlıların, işyerine yaklaşık 20 kilometre mesafedeki ormanlık alana plakası alınamayan beyaz bir kamyonetle götürdükleri kasadan tedavülden kalkmış paralar çıkınca bırakıp kaçtıkları öğrenildi. Kasayı çalan hırsızların yakalanması için çalışma başlatan polis, paralar üzerinde parmak izi incelemesi yaptı. Öte yandan, kasanın çalındığı işyeri sahibi Hasan Hüseyin M, eski paralara ve tespihlere karşı ilgisi olduğu için koleksiyon yaptığını söyledi. 568277 Ferrari: Herkesi buraya çağıracağım Herkesi buraya çağıracağım ’ın İtalyan oyuncusu Matteo bir kampanyasıyla ’yi tanıtmak istediğini söyledi. Ferrari, Beşiktaş Kulübü’nün çocuklara yönelik çıkardığı Yavru Kartal Dergisi’nin eylül sayısında yer alan röportajında, gelmeden önce kendisine Türkiye hakkında hep olumsuz şeylerin anlatıldığını belirterek, "Maddi olarak çok geri olduğunu, memleketlere benzediğini söylediler. Ama kim Türkiye için olumsuz konuşuyorsa buraya gelmemiş demektir. Türkiye hakkında bir reklam kampanyası düzenlemek istiyorum. Herkesi buraya gelmeye çağıracağım ve güzelliklerini anlatacağım. Çünkü burayı çok sevdim ve olumlu anlamda çok şaşırdım" dedi. Beşiktaş’ta ilerleyen senelerde kaptan olmak isteyip istemeyeceği sorusunu yanıtlayan İtalyan oyuncu, "Bu çok önemli bir konu. Kaptan olmak büyük bir sorumluluk. Davranış olarak arkadaşların için çok önemli bir örnek oluyorsun. Ben henüz 23 yaşındayken Parma’da kaptan oldum. Ki takımda benden yaşça büyük futbolcular da vardı. Beşiktaş’ta kaptan olmak benim için onur olur. Çünkü gerçekleşirse bu takıma çok şey verdiğimi gösterir" diye konuştu. Beşiktaşlı oyuncu, ’nin çok zorlu bir lig olduğunu vurgulayarak, "Öncelikle gruptan çıkmak istiyoruz. Bu büyük bir başarı olacaktır. Sonrasında da devam ettirmek için çalışacağız" dedi. 568347 Taşkın eylem planı hazır Taşkın riski bulunan bölgeler belirlenecek. Bunun için maddi kaynak ayrılacak. Eylem planında, Dere güzergahı üzerinde akış güvenliğini engelleyen tüm yapılar yıkılacak Dere yataklarının üst bölümlerindeki havzalar ağaçlandırılacak Küresel ısınma ile ilgili veriler dikkate alınacak 568140 Kanada Grand Prix'si yeniden takvimde Kuzey Amerika'da yapılan tek Formula yarışı olan ve mali sorunlar nedeniyle bu sezon takvimden çıkarılan Kanada Grand Prix'si, gelecek sezondan itibaren yeniden koşulacak. 1978 yılından bu yana Montreal Pisti'nde yarışlara ev sahipliği yapan Kanada, 1987 yılından sonra ilk kez bu sezon takvimden çıkarılmış, yerine Birleşik Arap Emirlikleri'nde düzenlenen Abu Dabi Grand Prix'si alınmıştı. -LOTUS YENİDEN PİSTLERDE- Uluslararası Otomobil Sporları Federasyonu (FIA), 2010 sezonunda yarışacak 13. takımın adını, ''Lotus'' olarak açıkladı. 1994 yılından bu yana, Formula pistlerinde yer almayan, Malezya Hükümeti ve Malezyalı iş adamlarınca desteklenen, İngiltere orjinli Lotus takımı, 16 yıl aradan sonra yeniden yarışlarda mücadele edecek. Öte yandan FIA, daha önce, gelecek sezon yarışlardan çekileceğini açıklayan, ancak fikir değiştiren BMW Sauber'den gelen başvuruyu reddederken, kontenjanda yer açılması halinde, bu takımın da 2010 sezonunda yarışabileceğini belirtti. FIA yönetimi, takım sayısının, 14'e çıkarılma ihtimalinin de bulunduğunu kaydetti. 568114 Fatih Bayhan'ın ilk babalık heyecanı Haber yazarı Fatih Selma Sezen Bayhan çifti, ay 10 günden beri yolunu bekledikleri bebeklerine bugün kavuştular. Bayhan ailesi, Ankara Akrapol Hastanesi'nde bugün dünyaya gelen yavruya Aras Burak adı verdiler. Sezeryenle doğan bebeklerini kucağına alan Fatih Bayhan, "Tamamen kişisel bir algı. Bu duyguyu kimseye anlatamazsınız" dedi. Haber olarak, Selma Sezen-Fatih Bayhan çiftine, yavruları Aras Burak'ı sağlıklı bir şekilde insanlığa yararlı biri olak büyütmelerini diliyoruz. 568126 Taraf yazarıyla 'örgütü' ilgileniyormuş! Habertürk televizyonunda Balçiçek Pamir ile Söz  Sende programına konuk olan Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı ve Emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu, bir yazısında kendisini ‘Türk Bölücübaşı’ olarak nitelendiren gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı’ya sert cevap verdi. Kütahyalı için, "müptezel ve sahtekar" ifadelerini kullanan Osman Paşa, "Onunla örgüt ilgileniyor" dedi. Çanakkale Savaşı’nda Kürtlerin yer almadığını da iddia eden Pamukoğlu’nun tartışma yaratacak açıklamaları şöyle: Çanakkale’de Türk kürt beraber savaştık cümlesine büyük bir tepki verdiniz. Yanlış mı anlaşıldınız yoksa sözlerinizin arkasında mısınız? Hayır sözlerimin arkasındayım. Çanakkale’yi Osmanlı yapmış, Cumhuriyetle ilgisi nedir? 1. Dünya savaşında Kürdistan, Ermenistan diye karşımıza çıktılar bunlar. Bunların bütünü köpeksiz köyde çomaksız oynayarak milleti tahrik ediyorlar. Bu yorum bölücü değil mi sizce? Niye bölücü olsun? Asıl onlar bölmeye çalışıyor. Sen benim bayrağımı gösterme sen Eruh’ta çık Dağlıca’yı ak tütünü basan tiyatro oynatsın. Onlar bunları yapsın, ben bölücü müyüm? Onlar bunlar diye bahsetmek bile ayrımcılık değil mi? Değil. Herkes haddini bilecek.  Çerkezler Abazlar, Lazlar, Pomaklar, gürcüler niye bir şey demiyor da bunlar sürekli konuşuyor. Güya Cumhuriyet’in iki kurucusu varmış. Anlayamadığım şu, Çanakkale’de Kürtler savaşmış olsa ne olur? Yani niye rahatsız oluyorsunuz bundan? İnsanın üzerinde baskı  kuruyorlar. Ne iki kurucusu? Nüfusunuz neydi, kaçtı? Çanakkale’de Osmanlı subayı, Osmanlı askeri çatıştı. Elinizde bir haritayla kim nerede şehit oldu diye anlatıyormuşsunuz. Genelkurmay harp tarihi bu. Türk tarihi, bütün illerde şehit olanlar. Bundan da alınanlar var. Bir müptezel, sahtekar Osman paşa haritayla geziyormuş diye yazmış. Gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı’dan mı bahsediyorsunuz? Gazeteciyse gazeteciliğini bilecek. Adam gibi adam olsun. Dürüst olsun. Kendisi burada olmadığı  için konuşmayalım hakkında. Niye konuşuyor, yazıyor ama! Evet ama ben bu programda izin vermiyorum böyle şeylere. Sizi epey kızdırmış anlaşılan. Neyse, ben kızmadım zaten örgüt ilgileniyor. Ne demek o? İlgileniyorlar. Ne demek anlamadım ilgilenmek? Mesaj çekiyorlar, protesto ediyorlar, ilgileniyorlar yani! Rasim Ozan Kütahyalı  ne yazmıştı? Türk bölücübaşı Osman Pamukoğlu Önümüzdeki dönemde Türkiye yeni bir fenomenle tanışacak...Türkler Türkiye’nin bölünmesini isteyecek...Türk bölücülüğü/ayrılıkçılığı ideolojisi filizlenme aşamasını geçti bile,artık bu ideoloji gövdeleşmeye başlayan bir olgu haline geliyor...Önce 2000’lerin başında ulusalcılık peydah oldu,gövdeleşti,kurumlaştı.Anadamar Türk milliyetçiliği çizgisinden belirgin olarak ayrıldı,yarı-devlet desteğiyle örgütlendi.Hatta bu ideolojik şemsiye altında bir askeri darbe girişimi bile oldu...  Bu ulusalcılık damarı  2000’ler itibariyle “bölünmez bütünlük” vurgusunu koruyordu. “Biz bu vatanı hep beraber kurduk.Emperyalistler bizi bölemez” diskurunu muhafaza ediyordu.Türk devletinin klasik birlik-bütünlükçü söyleminden ayrılmıyordu bu çizgi...Fakat dış söylem böyle olsa da,ulusalcı ideolojinin sosyolojik tabanında kaynamalar belirgin biçimde başlamıştı.O sosyolojik tabanla yakın temas içinde olan gözleri açık herkes ayrılıkçı/bölücü Türkçü bir ruh halinin filizlenmeye başladığını hissediyordu. “Bölünmez bütünlük” vurgusuna, “Türk-Kürt hepimiz kardeşiz,etle tırnak gibiyiz.Bu vatanı hep beraber kurduk” söylemine inancı her geçen gün azalıyordu ulusalcılığın tabanını oluşturan kitlelerin...Öfkelendiğinde  “Çok istiyorlarsa verelim oraları,zaten sırtımıza yük oluyorlar,milyarlarca dolar paramız gidiyor,defolsunlar gitsinler”  diyerek bölünme talep eden ulusalcı Türk ruh hali her geçen gün daha kökleşti geçtiğimiz dönemde...Örgütleyicisini bekleyen tehlikeli bir kitle adım adım oluştu 2000’li yıllarda...Önce bölünme sonra da Batı bölgelerinde yer alan Kürtlerin Kürdistan’a gönderilmesini isteyen bölücü/ayrılıkçı Türkçülük fenomeni 2010’lu yıllarda karşımızda olacak...Bunu bilelim...  Tuncay Özkan’ın bu kitleyi örgütleyecek bölücü Türk lideri adayı olduğunu düşünüyordum ben,fakat Özkan’ın içeri girmesiyle başlattığı hareket sönmeye başladı...Özkan’ın hareketi sönebilirdi,ama bölücülük potansiyeli içeren ulusalcı/laikçi kitle yerinde duruyordu...Şu an bu kitleyi örgütlemeye aday bir adam var...O adam Osman Pamukoğlu...Emekli bir Tümgeneral,1993-95 döneminde Hakkari Dağ Komando Tugayını yönetmiş.Yazdığı kitaplar çok sattı.Ardından faşist bir gazetecinin desteğiyle Kan Uykusu diye bir belgesel yaptı.Ulusalcı gençler arasında iyiden iyiye fenomen oldu...Pamukoğlu son dönemde bir siyasal parti kurdu,yurt çapında örgütleniyor...Pamukoğlu’nun bu partiyle birlikte başlattığı söylemleri tamamen bölücü/ayrılıkçı Türkçü bir mahiyet arzediyor...Bunu açıkça dillendirmiyor ama bu kendini bilmez generalin attığı tüm tohumlar bu memlekette bir iç savaşı tetikleyecek nüveler içeriyor...  Bu aralar Osman Pamukoğlu yanında bölücü bir harita ve istatistik tablosuyla il il geziyor...Geçenlerde ART televizyonunda da bu harita ve tabloyu göstererek bölücü  söylemlerine devam etti...Bu general “Beraber kurduk biz bu ülkeyi,Çanakkale’de,Kurtuluş Savaşında beraber savaştık” söyleminden rahatsız oluyormuş!O sebeple bu savaşlardaki şehit istatistiklerini çıkartmış!Güneydoğu’dan bu savaşta ölenlerin oranı %2 imiş!Şehit ola ola bölgeden 585 kişi şehit olmuş!...O bölge insanları yani Kürtler bu vatanı kurarken bizimle savaşmadı!Bu vatanı beraber kurmadık,biz Türkler kurduk,biz Türkler öldük! diyor açık açık bu general...Daha da ileri gidiyor,bu kendince %2 olan Kürt oranını da küçümseme amaçlı şöyle söylüyor... “Çanakkale’de Alman taburları,Arap taburları da bizle savaştı,onları da kendimizden mi sayacağız beraber savaştık diye,bu vatanda hak iddia edemez kimse”...Pamukoğlu “Türkiye Türklerindir” faşizan ideolojisine kendini öyle kaptırmış gibi milyonu aşkın Arap yurttaşımızı dışlayan,hor gören bu ahlakdışı sözleri söylemekten de çekinmiyor... Bak Osman Pamukoğlu...Ne kadar farkındasınız bilmiyorum ama bu konuşmalarınızın hepsi bu toplumu bileşenlerine ayıracak,bu vatanı  bölecek,bir iç savaşı tetikleyecek kana susamış söylemlerdir...Bu vatanın tamamının “Kan Uykusu” ile mi uyumasını mı istiyorsun sen? Ne demek,hangi bölgeden kimin ne kadar şehit olduğunu hesap etmek?Bunun haritasını çıkarıp,şehir şehir dolaşarak insanları kışkırtmak? Ne demek Çanakkale şehitlerini etnik gruplara göre bölüp,bunun üzerinden siyasal propaganda yapmak? Siz çıldırdınız mı? Aklınızı mı kaçırdınız? Bu hassas süreçte binlerce Türk gencinin de sizin gibi çıldırmasını ve “Kürtler zaten bizle savaşmadı,bu vatanın sahibi biziz” diyerek Kürtlere saldırmasını mı istiyorsunuz? Bu saçmasapan faşizan bölücü propagandaların ardından “Kürtler yine de bizim kardeşimizdir” denmesinin bir anlamı mı kalır?  Bu yaptıkların vatana ihanet değil midir? Kendine gel...Bölücülük yapma Osman Paşa... 567119 Tahrik! G.Saray'ın Avrupa Ligi'ndeki rakibi Panathinaikos'un hocası Henk Ten Cate'den ilginç motivasyon: Bu benim ve Rijkaard'ın değil, Yunanistan ile Türkiye'nin maçı UEFA Avrupa Ligi'nde Perşembe akşamı Atina'da Galatasaray'ı ağırlayacak olan Panathinaikos'un Hollandalı teknik direktörü Henk Ten Cate maçı futbol sahası dışına taşıdı! Barcelona'da Frank Rijkaard'ın yardımcılığını yapan ve G.Saray'ın hocası gibi Surinam asıllı olan Ten Cate, Pazar akşamı deplasmanda 1-0 kazandıkları Panthrakikos maçının ardından basın toplantısında fitili ateşledi. Rijkaard ile karşı karşıya gelmesinden daha önemli olanın Yunanistan-Türkiye rekabeti olduğunu ifade eden tecrübeli teknik adam şöyle konuştu: "Bu maç, benimle Rijkaard'ın maçı değil. Yunanlılar'ın, Türkler'le mücadelesi olacak. Futbolcularım bu maçın önemini biliyor. Onları motive etmeme gerek yok. Ben de Panathinaikos'un kazanması için elimden geleni yapacağım." PANATHİNAİKOS YASTA! Şampiyonlar Ligi play-off turunda kendi sahasında Atletico Madrid'e 3-2 kaybettiği maçın ardından taraftarların protesto ettiği Hollandalı teknik adam, Perşembe akşamı 71 bin kişilik Atina Olimpiyat Stadı'nın dolması için "Yunanistan-Türkiye" rekabetini gündeme getirirken, ligde maçta galibiyet alan ve kalesinde gol görmeden rakip fileleri kez havalandıran takımının Galatasaray karşısında topa daha çok sahip olarak galip geleceğini iddia etti. Bu arada Ten Cate'nin motive etmeye çalıştığı Panathinaikos taraftarı yasta... Panthrakikos deplasmanından dönen Atina kulübünün taraftarlarını taşıyan otobüsün kaygan yolda hakimiyetini kaybetmesi sonrasında iki kişinin hayatını kaybettiği, ikisinin ise ağır yaralandığı öğrenildi. 567831 MAN Türkiye'de Türk CEO dönemi Türkiye Üst Yöneticiliğine (CEO) Münür Yavuz atandı. Türkiye'den yapılan açıklamaya göre Yavuz, Türkiye A.Ş Yürütme Kurulu Başkanı Dr. Jens Foerst'in yerine CEO olarak atandı. 'ın Türkiye'deki ticaret şirketi Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş'nin CEO'su Kazım Tuncay Bekiroğlu ile birlikte Münür Yavuz'un da üretim şirketi Türkiye A.Ş'ye CEO olarak atanmasıyla, ilk kez Ticari Araçlar Grubu'nun Türkiye'deki iki tepe yöneticisi de Türk oldu. Jens Foerst ise Ticari Araçlar Nutzfahrzeuge) Otobüs Grubu Üretim Direktörü oldu. Aynı zamanda Türkiye A.Ş Yönetim Kurulu üyeliği görevini de sürdürecek olan Foerst'a, Posen (Polonya), Plauen () ve Ankara'daki otobüs üretim fabrikaları bağlandı. 568200 Erdoğan, Ankara'dan 13 gün uzak kalacak Erdoğan, Ankara'dan 13 gün uzak kalacak ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 16-28 Eylül tarihleri arasında Ankara dışında bulunacak. Bu süre içerisinde daha önce Ankara'da yapılan AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı İstanbul'da gerçekleştirilecek. Erdoğan, 16-28 Eylül tarihleri arasında önce İstanbul ve ABD'de bulunacak. Erdoğan, bugün akşam saatlerinde İstanbul'a gidecek ve 28 Eylül tarihine kadar Ankara'dan uzak kalacak. Erdoğan, yarın AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından düzenlenecek iftar programının onur konuğu olan Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'la bir araya gelecek ve daha sonrada iftar yemeğine katılacak. Erdoğan, 17 Eylül tarihinde ise gazete ve televizyonların yayın yönetmenleriyle iftar programında buluşacak. Erdoğan, 18 Eylül tarihinde ise AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısına katılacak. Cumartesi ve pazar günlerini İstanbul'da geçirecek olan Erdoğan, 21 Eylül Pazartesi günü saat 12.00'de İstanbul'dan New York'a harekete edecek. New York'ta BM Genel Kurulu'na katılacak ve ikili temaslarda bulunacak Erdoğan, daha sonra G-20 Zirvesi'ne katılmak üzere Pennsylvania eyaletinin Pittsburgh şehrine geçecek. Erdoğan, 27 Eylül'de Türkiye'ye dönecek, 28 Eylül'de ise İstanbul'da bir açılışa programına katıldıktan sonra Ankara'ya hareket edecek. 568053 İki hastaneye 'kopan parmak' cezası Özel Medikal Park Sultangazi Hastanesi ve Özel İstanbul Vatan Hastanesi hakkında, acil vakalar dışında on gün süreyle hasta kabulünün durdurulmasına karar verildi. İstanbul'da bulunan Özel Medikal Park Sultangazi Hastanesi, Özel İstanbul Vatan Hastanesi, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ile Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi ilgilileri hakkında yapılan inceleme sonucunda, Acil Servis Hizmetleri Yönetmeliği'nin 15, Özel Hastaneler Yönetmeliği'nin 39, Acil Sağlık Hizmetlerinin Sunumu Hakkındaki 2008/13 sayılı Başbakanlık Genelgesi'nin 3. maddesine aykırı olarak, ampute parmağın muhafaza şekli kurallarına uyulmaması ve 112 Ambulans Servisi Komuta Kontrol Merkezi'nin devreye sokulmamış olmasından dolayı, Özel Medikal Park Sultangazi Hastanesi ve Özel İstanbul Vatan Hastanesi hakkında, Özel Hastaneler Yönetmeliği'nin 39. Maddesi gereğince, 'acil vakalar haricinde on gün süreyle hasta kabulünün durdurulmasına', teminen raporun bir örneğinin İstanbul Valiliği'ne gönderilmesine karar verildi. Bakanlıktan yapılan açıklamada ayrıca şu görüşlere yer verildi: "İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi ilgilileri hakkında, hastanın resmi kaydının yapılmamış olması, kendileri tarafından yapılamayacağına karar verilen tedavinin, yapılacağı kurum ve bu kuruma hastanın nakli için 112 Ambulans Servisi Komuta Kontrol Merkezi'nin devreye sokulmamış olması ve ampute parmağın muhafaza şekli kurallarına uyulmaması, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ilgilileri hakkında ise, ampute parmağın muhafaza şekli kurallarına uyulmaması ve hasta yakınlarıyla iletişim eksikliği hususunda gerekli işlemin tesisi ve önlemlerin alınmasına yönelik gereği için, raporun bir örneğinin İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'ne, Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde gerek acil tıp asistanının kendi yetkisini aşan bir şekilde inisiyatif kullanıyor olmasının, gerek bu hasta bazında gereğinin yerine getirilememiş olmasının, gerekse kendileri tarafından yapılamayacağına karar verilen tedavinin yapılacağı kurum ve bu kuruma hastanın nakli için, 112 Ambulans Servisi Komuta Kontrol Merkezi'nin devreye sokulmamış olması ve ampute parmağın muhafaza şekli kurallarına uyulmamasının nedenleri ve gereğinin ifası için, raporun bir örneğinin Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne gönderilmesinin yerinde olacağı' kanaatine varılmıştır." 568442 Biden'den Irak'a sürpriz ziyaret Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, Biden'ın ziyaretinde Amerikalı askerler ve Iraklı liderlerle bir araya geleceği bildirildi. Bağdat'taki merkezi hükümetin yanı sıra Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin yetkilileriyle görüşecek Biden'in, Irak'taki BM misyonunun yetkilileriyle de bir araya gelmesi bekleniyor. Uzmanlar, Biden'ın ziyaretinde, Amerikalı muharip askerlerin Irak'tan çekildiği bir dönemde, Iraklı liderlere sıkıntılı konularda siyasi uzlaşmaya varmaları için baskıya devam edeceği yorumunda bulundu. 568195 El Zeydi serbest ABD'nin eski Başkanı George W. Bush'a geçen yıl ayakkabılarını fırlattığı için hapse mahkum olan Iraklı gazeteci Muntazır El Zeydi bugün tahliye edildi. ABD'nin eski Başkanı George Bush'a, Bağdat'ta basın toplantısı düzenlediği sırada ayakkabılarını fırlatan ve milyonlarca kişinin gözünde kahraman olan Iraklı gazeteci Muntazır El Zeydi, ABD'nin mevcudiyetiyle ülkesinin halen esir tutulduğunu söyledi. "BEN ÖZGÜRÜM, ÜLKEM HALA ESİR" El Zeydi, bugün serbest bırakılmasının ardından düzenlediği basın toplantısında, ABD'nin, Saddam Hüseyin'in devrildiği işgalin üzerinden 6,5 yıl geçmiş olmasına rağmen Irak'taki mevcudiyetini korumasına dikkati çekti ve "Ben bugün özgürüm. Ancak ülkem halen esir" diye konuştu. "HAPİSTEYKEN İŞKENCEYE UĞRADIM" Basın toplantısını, koruma ordusunun eşliğinde geldiği El Bağdadiya televizyonunda düzenleyen El Zeydi, gözaltına alındığı ilk günlerde dövüldüğünü, elektrik şoku verilerek kendisine işkence edildiğini söyledi. İşkence edenlerin kimliklerini daha sonra ifşa edeceğini kaydeden El Zeydi, Başbakan Nuri El Maliki'den özür dilemesini beklediğini ifade etti. El Zeydi'ye işkence edildiği iddiası daha önce ailesi tarafından da dile getirilmişti. El Zeydi'nin cezaevinde tutulduğu sırada dövüldüğü, kolunun ve kaburgalarının kırıldığı, iç kanamasının olduğu ileri sürülmüş, bu iddialar Irak ordusu tarafından reddedilmişti. Basın toplantısının yapıldığı binaya Irak bayrağına sarılı olarak gelen ve siyah güneş gözlüğünü toplantı sırasında dahi çıkarmayan Zeydi'nin dişlerinden birinin eksik olduğu ve bunun konuşmasını etkilediği gözlemlendi. Gazeteci, 2008 Aralığında Bağdat'ı ziyaret eden Bush'a, basın toplantısı sırasında ayakkabılarını fırlatmış, fakat hedefi tutturamamıştı. Gazeteci, misafir devlet başkanına hakaret ve saldırıdan sene hapisle cezalandırılmış, cezası temyiz mahkemesince aya indirilmişti. Zeydi'nin şimdi gazeteciliğe devam edip etmeyeceği henüz bilinmiyor. Zeydi'nin birçok kanaldan program yapma teklifi aldığı da belirtiliyor. Eyleminden sonra tüm Arap ülkelerinde kahraman olan Iraklı gazeteciye Katar Emiri Şeyh Hamid bin Halife El Tani, cezaevinden çıktığında spor otomobiller, altın at ve madalya sözü vermiş, Arap babalar kızlarını onunla evlendirmek için sıraya girmişti. 567386 07:06 West kızdırdı, Gaga büyüledi West kızdırdı, Gaga büyüledi  2009 MTV Video Müzik Ödülleri’nde ‘Yılın Videosu’ ödülünü Beyonce kazandı. Geceye Taylor Swift’in ödülünü almasının ardından “Bu ödül Beyonce’nin hakkı’’ diyerek sahneye fırlayan Kanye West ile En İyi Yeni Sanatçı ödülünü kazanan Lady GaGa’nın sıra dışı kıyafetleri damgasını vurdu.  2009 MTV Video Müzik Ödülleri töreni önceki gece New York’ta düzenlendi. Russell Brand’in sunduğu tören, Michael Jackson’a övgü performansıyla başladı. Madonna’nın Jackson hakkında yaptığı konuşmanın ardından pop müziğin kralının ‘hit’ şarkılarından bazıları muhteşem bir dans gösterisiyle sahneye taşındı. Törende ilk ödül, ‘En İyi Kadın Sanatçı Videosu’ kategorisinde Taylor Swift’e gitti. ‘’You Belong With Me’’ videosuyla ödülü kazanan Swift, tam sahneye çıktığı sırada Kanye West sahneye fırladı ve genç şarkıcının elindeki mikrofona sarılarak “Bu ödül Beyonce’nin hakkı, bu ödül aslında onundu.” diyerek izleyenleri şaşırttı. Bu olay üzerine Swift, teşekkür konuşması yapamadan sahneden ayrıldı. Kimileri West’in bu hareketini soğuk bir şaka olarak değerlendirdi. Ünlü şarkıcı daha önce de buna benzer bir olaya imza atmıştı. 2006 yılında ‘En İyi Video’ kategorisinde ödül almayı bekleyen West, ödülü Justice vs. Simian’ın “We Are Your Friends” şarkısına kaptırınca sahneye fırlamıştı. “Single Ladies” klibiyle ‘Yılın Videosu’ ödülünü kazanan Beyonce, ödülünü aldıktan sonra Taylor Swift’i tekrar sahneye davet etti. Swift’in teşekkür konuşmasının ardından her iki sanatçı da sarılarak birbirlerini tebrik ettiler. BRITNEY TÖRENE KATILAMADI En İyi Yeni Sanatçı ödülünü kazanan Lady GaGa’nın etkileyici “Paparazzi” performansının ardından törenin belki de en çok merak edilen ‘En İyi Pop Videosu’ ödülüne sıra geldi. Bu dalda Beyonce, Lady Gaga Wisin Yandel ve Cobra Starship featuring Leighton Meester arasından ödülü kazanan isim “Womanizer” klibiyle Britney Spears oldu. Ünlü şarkıcı turnede olduğu için törene katılamadı. Gecede ödül alanların dışında Pink, Alicia Keys gibi birçok ünlü şarkıcı sahne aldı. Muhteşem törenin kapanışı da Michael Jackson’ı anlatan “This Is It” belgeselinin fragmanıyla yapıldı. Russell Brand’in de en başta söylediği gibi 2009 MTV Video Müzik Ödülleri, Michael Jackson’a armağan edildi... KAZANANLAR Yılın Videosu: Beyonce, Single Ladies (Put Ring On It) En İyi Yeni Sanatçı: Lady Gaga, (Poker Face) En iyi Hip-Hop Videosu: Eminem, (We Made You) En İyi Erkek Şarkıcı Video: T.I. f/ Rihanna, (Live Your Life) En İyi Pop Videosu: Britney Spears (Womanizer) En İyi Rock Videosu: Green Day (21 Guns) En İyi Kadın Şarkıcı Video: Taylor Swift (You Belong With Me) .. 567956 Kenya'da kabileler çatıştı: 24 ölü Yetkililer, Samburu ile Pokot kabilelerinin bu sabah başlayan çatışmalarında onlarca kişinin de yaralandığını söylediler. Kurbanların çoğunun kadınlarla çocuklar olduğu çatışmaların toprak ve su yüzünden çıktığı belirtildi. 567206 Aşkla, inançla, umutla, parayla, yemekle... 11. Uluslararası İstanbul Bienali'nin rehber kitapçığının son sayfalarında şöyle bir reklam var: "İnsan neyle yaşar? Yemekle mi? Suyla, havayla mı? Sevgiyle, tutkuyla, ahlakla, erdemle, gururla, heyecanla, parayla, bilgiyle mi?" Bir diğer reklam ise "İnsan filmle yaşar. İnsan futbolla yaşar. İnsan diziyle yaşar. İnsan belgeselle yaşar. İnsan yemekle yaşar. İnsan haberle yaşar. İnsan sanatla yaşar. İnsan oyunla yaşar." gibi cümlelerle uzayıp gidiyor. Reklamları bir tarafa bırakıp Bienal'in ilk ve tek pazartesi gününü fırsat bildik ve sergi mekânlarını gezdik. Sanatseverlere, mekânda karşılaştığımız insanlara, cümle Bienal ahalisine "İnsan neyle yaşar?" diye sorduk. Bir an durup düşünülesi bu soru, biraz zor, biraz kışkırtıcı, biraz anlamsız, biraz ..., biraz ..., biraz ..., biraz ... Listeyi uzatmak mümkün. Zira her Âdem oğlunun her Havva kızının bu basit gibi gözüken soruya bir cevabı vardı mutlaka. İşin garibi mekânları gezen sanatseverlerin pek çoğu yabancıydı. Türklerin sayısı ise bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar. Kimi görevliler "Türkler pek erken gelmez Bienal'e" diyor, kimileri de "Türkçe konuşmayı unuttuk"... Karaköy sırtlarına demirleyen devasa geminin bu yabancı ilgisinde büyük etkisi var. Sabahın erken saatlerinde sergi mekânlarında bekleşen yabancı sanatseverler bizimkilerden bir hayli ilgili. Bienal ziyaretçilerinin çoğunluğunu şimdilik yabancı sanatçılar, turistler, okulların tatil olmasını fırsat bilen öğretmenler ve öğrenciler oluşturuyor. Yavaşça yanlarına yaklaşıp 'İnsan neyle yaşar?' diye sorduğumuzda biraz şaşkın, bir halin ardından cevaplar geliyor. Kimi mekân sorumluları dışında kimse böyle bir soruya hazırlıklı değildi. Cevap olarak pek çok kimsenin dilinden aşk ve para sözcükleri düştü. Dört başı mamur politik Bienal'in karşısında, bu cevaplar ilginç bir tablo çıkarıyor aslında. 11. Uluslararası İstanbul Bienali, başlığını 'İnsan Neyle Yaşar?' adlı şarkıdan alıyor. Bu şarkı, Bertolt Brecht'in tam 80 yıl önce yazdığı Üç Kuruşluk Opera adlı oyunun ikinci perdesinin kapanış parçası. Bienal'e ilham veren bu şarkı ise soruya şöyle cevap veriyor: "İnsan neyle yaşar: ezip hiç durmadan. soyup, dövüp, yiyip yutarak insanları./ yaşayabilmek için hemen unutmalı,/ insanlığı unutmalı insan./ katı gerçek budur, kaçınılmaz./ kötülük yapmadan yaşanamaz." Antrepo No.3, Feriköy Rum Okulu ve Tütün Deposu'na kurulan Bienal 'öğretici' olmak adına elinden geleni yapıyor. Bakalım insan neyle yaşar? sorusu Bienal izleyicilerinin dünyalarına ne katacak? Bienal 30 Eylül'e kadar pazartesi hariç her gün 10.00-19.00 saatleri arasında ziyarete açık. İnsan neyle yaşar? sorusuna ne dediler... Ayfer Tunç (Yazar): Varlığını fark etmekle Ahmet Çorapçı (İşsiz): 'Daha iyisi var mıdır?' sorusuyla Pelin Özbek (Öğrenci): Aşkla Gizem Yeşildoğan (İşletmeci): Güvenle Alilja Bielauska (Sanatçı): Tutkuyla Yasemin Tükelay (Öğrenci): Parayla Osman Zorlu (Mimar): İnançla Türkan Işık (Öğrenci): Mutlulukla Halil Görmez (Serbest): Parayla Melis Turanlıgil (Mekan sorumlusu): İnsan yaşayıp yaşamadığını sorgulasın önce Merve Elveren (Grafiker): Tek bir cevabı yok Gülda Bayar (Mimar): Aşkla Murat Gülsoy (Yazar): Neyle yaşadığı belli, onlara nasıl ulaşacağı belli değil Cansu Özkan (Performansçı): Sanatla Yeşim Gürsel (Öğrenci): Su ve yemekle Pınar Kaya (İletişimci): Sevgiyle Jendith Kaum (Sanatçı): Daha iyi şeylerin hayaliyle Hale Peker (Öğretmen): Yüreğiyle Nurettin Kaya (Güvenlik Görevlisi): Her şeyle Bedriye Öncü (Doktor): Su ve havayla Erke Sarıt (Öğrenci): Kırmızıyla İclal Nazlı (Mimar): Baskıyla Seval Avaz (İktisatçı): Tutunarak yaşar, tutundukları da değişkendir Berkay Alkışel (Öğrenci): Umutla Katya Nikonarova (Sanatçı): Hayata direnerek 567567 Sarkisyan protokolü parti liderleriyle görüşecek Ermenistan Radyosu'nun haberine göre, Sarkisyan'ın basın sözcüsü Samuel Fermanyan, Cumhurbaşkanı'nın görüşme talebinin ülkedeki tüm parti liderlerine bildirildiğini açıkladı. Fermanyan, önümüzdeki günlerde gerçekleşmesi beklenen buluşmanın, protokolün öngördüğü “iç siyasi danışmalarö çerçevesinde yapılacağını bildirdi. Türk-Ermeni protokolünün görüşüleceği buluşma, Sarkisyan'ın siyasi parti liderleriyle bu yıl içinde yapacağı üçüncü görüşme olacak. Daha önce Kasım ve Mart aylarında siyasi parti liderleriyle bir araya gelen Ermenistan Cumhurbaşkanı, bunlarda sırasıyla Dağlık Karabağ ve küresel krizi görüşmüştü. Yaklaşık 50 siyasi parti liderinin katıldığı bu görüşmelere muhalefetteki Ermeni Ulusal Kongresi katılmamıştı. Sarkisyan'ın Türk-Ermeni protokolünü ele alacağı buluşmaya, protokole şiddetle karşı çıkan Miras Partisi lideri Raffi Hovanasyan ile Ermeni Devrimci Federasyonu ARF liderlerinin de katılması bekleniyor. Ermenistan Radyosu'na göre ARF'nin, protokol konusunda yeni öneriler getireceği tahmin ediliyor. 567655 İçki referandumu bütün açılımları buharlaştırabilir... Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin iç ve dış siyasetindeki tıkanıklıkları konu alan açılımlarını desteklememek mümkün değil. Uzlaşma, diyalog, empati, barış, farklılıkların birlikteliği ve benzeri tüm olumlu kavramlar, bu açılımların itici güçleri. İşi somuta aktarıp, yapılması gerekenleri dün kendimce listelemiştim. Hatırlatayım: Bir tercih yapmak zorundayız. 568034 Sel mağdurlarının vergi borcu erteleniyor Sel felaketi nedeniyle zarar gören mükelleflerin ikmalen, resen veya idarece tarh edilen ve vadesi Eylül ile 30 Eylül 2009 tarihlerine rastlayan vergi ve cezalarının ödeme süreleri vade tarihlerinden itibaren ay süreyle uzatıldı. Söz konusu mükelleflere Eylül'de başlayıp 30 Eylül'e kadar vermeleri gereken beyannamelerini Ekim ayında verilecek beyannameler ile birlikte verme imkanı da getirildi.   Açıklamadan Vergi Usul Kanunu'nun 13'üncü maddesinde mücbir sebep halleri ve Maliye Bakanlığı'nın mücbir sebep sayılan haller nedeniyle bölge, il, ilçe mahal veya afete maruz kalanlar itibariyle mücbir sebep hali ilan etme ve vergi ödevlerini yerine getiremeyecek olanları tespit etmeye yetkili olduğunun hükme bağlandığı hatırlatılan açıklamada, Kanunun 111'inci maddesinin de beyannamelerin verilme süreleri ile bu beyannamelere istinaden tahakkuk eden vergilerin ödeme sürelerini uzatma yetkisi tanıdığı ifade edildi. İstanbul ve Tekirdağ illerinde Eylül tarihinde başlayan yağmur nedeniyle meydana gelen sel felaketinden zarar gören mükelleflerin durumunun, Vergi Usul Kanununca mücbir sebep hali kapsamında değerlendirildiği bildirilen açıklamada, bu nedenle sel felaketine maruz kalan mükelleflere, Eylül 2009 da başlayıp 30 Eylül 2009 tarihine kadar vermeleri gereken beyannamelerini Ekim 2009 ayında verilecek beyannameler ile birlikte vermeleri imkanı getirildiği kaydedildi. Aynı şekilde bu beyannameler üzerine ödenecek vergilerin ödeme süresinin de Ekim 2009 ayında verilecek beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süresinin bitim tarihine kadar uzatıldığına işaret edilen açıklamada, ''diğer taraftan sel felaketi nedeniyle zarar gören mükelleflerin ikmalen, resen veya idarece tarh edilen ve vadesi Eylül 2009 ila 30 Eylül 2009 tarihlerine rastlayan vergi ve cezalarının ödeme süreleri de vade tarihlerinden itibaren ay süreyle uzatılmıştır'' denildi.   Mükellefler selden zarar gördüklerini ispat ederek başvurabilirler Bu uygulamadan yararlanmak isteyen mükelleflerin, 30 Eylül 2009 tarihine kadar bağlı oldukları vergi dairesine bir dilekçe ile başvurmaları gerektiği belirtilen açıklamada, başvuru sırasında selden zarar gördüklerini ispat eden belgelerin (itfaiye raporu, polis tutanağı gibi) de ibraz edilmesi gerektiği kaydedildi. 567619 Sevgili kardeşim bir daha söylüyorum! Sevgili kardeşim bir daha söylüyorum! Yaz sezonunda uçak trafiğinde yoğun günler yaşayan İstanbul Atatürk Havalimanı'nda bir ay önce hava trafik kontrolörü ile Türk Hava Yolları'nın iniş için alçalan Bükreş İstanbul uçağının pilotu arasındaki uçuş trafiği yoğunluğunda yaşanan konuşma internete düştü. Airkule adlı internet sitesinin yayınladığı ses kaydında bir ay içinde Atatürk Havalimanı Kontrol Kulesi'nde görevli bir hava trafik kontrolörü ile Türk Hava Yolları'nın inişe geçen Bükreş İstanbul uçağının pilotu arasındaki uçuş trafiği yoğunlunda ki diyalog dikkat çekiyor. HaberTürk'ün haberine göre, günlük saatte 24 iniş, 16 da kalkış olmak üzere toplamda 960 uçak kullanımı kapasitesine sahip olan Atatürk Havalimanı'nı yaz ayında günde ortalama 870 uçak kullandı. Atatürk Havalimanı, 16 Ağustos Pazar günü toplamda 904 uçak uçak iniş-kalkış ve 111 bin yolcu sayısıyla da rekor kırmıştı. Atatürk Havalimanı'nda, 2009 Temmuz'unda kalkış yapan uçak sayısı 161 bin 216 olarak gerçekleşti. Yaz sezonunda uçak trafiği yoğun olan İstanbul Atatürk Havalimanı Kontrol Kulesi'nde görev yapan bir hava trafik kontrolörü ile Türk Hava Yolları'nın inişe geçen Bükreş İstanbul uçağının pilotu arasında ki konuşmalar söze gerek bırakmıyor. İşte konuşmalar: PİLOT: 10 Dakika içinde inmemiz gerekiyor. Yakıtımız yok, zaman Sabiha Gökçen'e divert ediyorum. ATC:Türker 1444 anlaşılmadı efendim PİLOT: Benim en geç 10 dakika içerisinde inmem lazım. Sabiha Gökçen'e divert ediyorum eğer vermeyecekseniz ATC: Anlaşıldı efendim inişte üç numarasınız. Emergency deklare ediyor musunuz? PİLOT: Yakıtım bu en fazla dokuz dakika bekleyebilirim. İnmem gerekiyor. Fazla yakıt almıyoruz biliyorsunuz. ATC: Emergency deklare etmiyorsanız sizi gökçene yönlendireyim. PİLOT: Yakıttan düşerseniz Emergency deklare ediyorum dakikalık bekleme yakıtım var Müsait değilseniz Sabiha Gökçen'e divert ediyorum. ATC: Anladım rapor edin müsait değil. Sağdan uçuş başı 0-9-0 PİLOT Sağdan 0-9-0 efendim Emergency kabul etmiyorsunuz tamam. ATC: Emergency deklare ediyorsanız sizi 06 için Atatürk Havalimanı'nın kısa pisti) için vektörleyeceğim. PİLOT: Güzel kardeşim daha ne söyleyelim yakıtım bu diyorum. saat geldiğinde Emergency yakıtım zaten. Anlamıyor musunuz her halde dakika içinde emergency yakıta düşüyorum söylemek istediğim bu. ATC. Efendim bana Emergency deklare ettiğiniz belirtirseniz diyorum sizi alacağım diyorum bende. PİLOT: Sevgili kardeşim bir daha söylüyorum Şu anda dakika içinde beş geçe emergency yakıt ilan etmiş olacağım ATC: Efendim ben Emergency deklare ediyorum cümlesini bekliyorum sizden Emergency yakıt ayrı bir şey efendim bende sizin güzel kardeşiniz değilim bu arada. PİLOT: Lütfen rapor edersiniz beş gece Emergency yakıta düşüyorum şu anda beklemedeyim 568172 Kolonya fiyatlarına zam yapılmadı Konya'da Kolonyacılar Sitesi'nde faaliyet gösteren Önder Kolonyaları Sahibi Hasan Baykan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha çok ziyaretlerde misafirlere ikram edilen kolonyanın özellikle bayramlarda yaygın olarak kullanıldığını anımsattı. Sektörün de yaklaşan bayram nedeniyle yaklaşık 2-3 ay öncesinden hazırlıklara başladığını ifade eden Baykan, ''Ramazan Bayramı için kolonyacıların stok üretimleri Haziran-Temmuz aylarında başlar. Bu yıl da yaklaşık 2-3 ay öncesinden başlayan hazırlıklarımızı tamamladık. Satışların iyi gideceğini umuyoruz'' dedi. Baykan, Türkiye'de kolonya üretiminde lider konumda olan Konya'da faaliyet gösteren yaklaşık 30 firmanın bayramlık ürünlerini satışa sunduğunu belirterek, şunları kaydetti: ''Vatandaşlar bu yıl kolonyaları zamsız fiyattan alacak. Kolonyanın ham maddesi olan etil alkolü Brezilya, Pakistan gibi ülkelerden ithal ediyoruz. Ancak bu yıl dolardaki ani artış nedeniyle hammadde maliyetlerimiz önemli oranda arttı. Geçen sene dolar 1,25 lira iken bu yıl 1,80'e kadar çıktı. Şu anda dengeye oturmuş vaziyette ama geçen yıla oranla daha yüksek. Ayrıca ambalaj fiyatları da arttı. Artan maliyetleri, vatandaşın kriz nedeniyle alım gücünün zayıf olduğunu düşünerek fiyatlara yansıtmadık. Yani kar marjlarımızı düşürerek fiyatları sabit tutuk.'' Bayram öncesi piyasada bir hareketliliğin olduğunu, bu nedenle bu yıl satışlardan umutlu olduklarını dile getiren Baykan, bayramın harman dönemine yakın bir zamana denk gelmesinin de satışların iyi gitmesini sağlayacağına inandıklarını bildirdi. Baykan, limon ve tütün başta olmak üzere gül suyu, iğde, menekşe gibi birçok çeşitte farklı kokulu kolonyaların üretildiğini, 280 gram kolonyanın 1-1,5 liradan, 420 gram kolonyaların da 2-2,5 liradan satın alınabileceğini bildirdi. Baykan, vatandaşlardan, kendilerinin ve misafirlerinin sağlığına zarar gelmemesini için merdiven altı tabir edilen kalitesiz ürünlere itibar etmemelerini istedi. 568007 Funda Arar'dan gecikmeli konser Funda Arar'dan gecikmeli konser 15.09.2009 14:51 Antalya'daki konseri yağmur nedeniyle ertelenen Funda Arar, dün akşam Konyaaltı Açıkhava Tiyatrosu'nda buluştuğu hayranlarına unutulmaz bir gece yaşattı. Soner ÖZCAN ANTALYA (AHT) Olumsuz hava koşulları nedeniyle 11 Eylül'deki Antalya konseri iptal edilen Funda Arar, dün akşam, gün gecikmeli de olsa Antalyalı hayranlarıyla buluştu. Konyaaltı Açıkhava Tiyatrosu'nda sahne alan Funda Arar'ın konserine bin kişi katıldı. Saat 21.00'da çıktığı sahnede yaklaşık saat kalıp, en sevilen 20 şarkısını seslendiren Arar, hayranlarına unutamayacakları bir gece yaşattı. Sahneye yeşil renkli, dekolteli bir kostümle çıkan Arar konserin ortasında elbisesini değiştirerek mavi renkli bir kostüm giydi. Konserde hayranlarıyla bol bol şakalaşan Arar, istek parçaları da değerlendirmeyi ihmal etmedi. 567960 Hasta almaya giden ambulansa, hemzemin geçitte tren çarptı Hasta almaya giden ambulansa, hemzemin geçitte çarptıAli TOYDEMİR/KONYA, (DHA) 'da geçiren bir hastaya müdahaleye giderken, bariyeri kapalı olan hemzemin geçidinin boş olan bölümünden geçmek isteyen 112 Acil Servis ambulansına, yük treni çarptı. Ambulansın şoförü ve sağlık görevlileri, kazayı yara almadan atlattı. Kaza, saat 11.00 sıralarında merkez Meram İlçesi Hacı İsa Efendi Mahallesi Caddesi'ndeki hemzemin geçitte meydana geldi. 112 Acil Servis'e, Hacı İsa Efendi Mahallesi'nde kalp krizi geçiren bir hastanın olduğu ihbarı yapıldı. Bunun üzerine 45 yaşındaki Ertuğ Yıldız'ın kullandığı 42 BBM 24 plakalı 112 Acil Servis ambulansı hastaya müdahale etmek için olay yerine haraket etti. Hastaya yetişmek isteyen Yıldız, Azerbaycan Caddesi'ne geldiğinde bariyeri kapalı olan hemzemin geçidinin sol tarafındaki boş olan bölümünden geçmek istedi. Bu sıra Konya Garı'na yaklaşan makinist 48 yaşındaki idaresindeki 43015 sefer sayılı yük treni, ambulansa çarptı. yaklaşık 400 metre ileride durabildi. Çarpmanın etkisiyle ambulansta bulunan hemşire 29 yaşındaki Meral Durmuş şok geçirirken, doktor 34 yaşındaki Yüksel Kurt ve şoför Ertuğ Yıldız da kazadan yara almadan kurtuldu. Hemşeri Durmuş, Dr. Kurt ve sürücü Yıldız tarafından sakinleştirildi. Kalp krizi geçiren 87 yaşındaki Yüksel Keskin için ise başka bir ambulans sevk edildi. Keskin, ilk olarak Konya Hava Hastanesi'ne orada yapılan ilk tedavinin ardından da Meram Hastanesi'ne kaldırıldı. Keskin'in sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi. 568092 Taraf'ın Aktütün haberine beraat istendi Aktütün Karakolu'na Ekim 2008'de yapılan ve 17 askerin şehit olduğu saldırıyla ilgili yaptığı haberlerde Genelkurmay Başkanlığı'na ait yasaklanan bilgileri açıkladığı suçlamasıyla yargılanan Taraf Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Adnan Demir'in beraati istendi. Demir hakkında beraat talep eden savcı mütalaasında, kurumları incitici de olsa kamuoyunu bilgilendirmenin demokratik toplumun gereği olduğunu belirtti. Genelkurmay Başkanlığı'ndan mahkemeye gönderilen yazıda ise Taraf'ta yer alan bilgi, görüntü ve belgelerin gizli olduğu ifade edildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanık Adnan Demir ve avukatı Ergin Cinmen katıldı. Duruşmada esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar bir sayfalık mütalaasında, PKK terör örgütü tarafından Aktütün Jandarma Karakolu'na silahlı saldırı düzenlendiğini ve çok sayıda askerin şehit olduğu bu olayın gazetede haber yapıldığını anlattı. Mütalaada, vahim nitelikli kamuoyunu sarsıcı eylem hakkında kamuoyunun haber alma, basın yayın kuruluşunun da bilgi edinme ve bu bilgiyi yayma hakkının bulunduğu kaydedildi. Gazetede bu terör eylemi ile ilgili olarak güvenlik güçlerine ve yetkililere yönelik sert, keskin ve eleştirel nitelikte haberler yapıldığı, yayınlanan bilgi ve belgelerin de terör eylemi ile ilgili olduğu anlatıldı. Saldırıyla ilgili gazetenin elde ettiği bilgi ve belgeler olduğu ifade edilen mütalaada, bu bilgi ve belgelerin yayınlanmasının, gizli kalması gereken bilgileri açıklamaya yönelik olmadığı, kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik olduğu belirtildi. Mütalaada, "Saldırının vahim nitelikte olması, toplumun bilgi edinme hakkının bulunması, yayın organının basın kanununa göre bilgiyi edinme, yayma, eleştirme ve yorumlama hakkının bulunduğu, bu hakların kamuoyu gerçeği öğrenebilme ve bilgi edinmesine yönelik olması karşısında terör saldırısından sonra gazetenin bu haklar çerçevesinde edindiği bilgileri toplumu bilgilendirme amaçlı yayınlama hakkının, kurumları incitici olsa da, bulunması demokratik toplumun gereğidir." Savcı, basın özgürlüğü çerçevesinde kamuoyunu bilgilendirme amaçlı haberler yapıldığı gerekçesiyle beraat talep etti. Mütalaaya karşı diyecekleri sorulan Demir ve avukatı, yazılı savunma sunmak için süre istedi. Mahkeme, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Adliye çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Demir, "Hak yerini buldu. Biz sadece basın özgürlüğünü savunduk. Yalnızca haber özgürlüğünü savunduk" dedi. Demir, Aktütün Karakolu'na yapılan saldırıda, askerin ihmalinin kamuoyu tarafından araştırılması gerektiğini söyledi. Öte yandan, mahkemenin talebi üzerine Hakim Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu imzasıyla mahkemeye gelen yazıda Taraf'ta yer alan belge ve bilgilerin gizli olduğu belirtildi. "Taraf Gazetesinde yayımlanan belge, görüntü ve bilgilerin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 336/1. maddesi kapsamında yetkili makamların karar ve düzenleyici işlemlerine göre açıklanmasının yasaklandığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgi ve belgelerden olduğu tespit edilmiştir." denildi. İDDİANAME İstanbul Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen tarafından hazırlanan iddianamede, Aktütün Karakolu'na yapılan saldırıdan sonra 14, 15, 16, 18, 26 ve 28 Ekim 2008 tarihli Taraf gazetelerinde Aktütün saldırısına ilişkin gizli bilgilere yer verildiği anlatılıyor. İddianamede Taraf Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Adnan Demir'in "yasaklanan bilgileri açıklamak" suçundan yıldan yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. 568667 Geylani:Huzur istemeyen üç bela var, bunlar Başbuğ, Baykal ve Bahçeli Geylani:Huzur istemeyen üç bela var, bunlar Başbuğ, Baykal ve BahçeliBehçet DALMAZ/HAKKARİ, (DHA) ’de Milletvekili belediye başkanları ve partililer, Çukurca İlçesine bağlı Kazan Vadisi’nde operasyonlar sırasında öldürülen ’nın Çukurca Bölge sorumlusu ‘Diljad’ kod adlı Ramazan Yıldız ile ‘Kemal Şivişki’ kod adlı Aziz Özer için taziye ziyaretinde bulundu. Ölen teröristler için dua okumasının ardından Kürtçe açıklamalarda bulunan Milletvekili Geylani, “’nin huzurunu istemeyen üç bela var. Bunlardan biri Başkanı Orgeneral diğeri Genel Başkanı ve Genel Başkanı Bahçeli’dir. Bu savaş onların umurlarında değil” dedi. DTP’li Hakkari Milletvekili Hamit Geylani, DTP'li olan Hakkari Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu, Belediye Başkanı Ruken Yetişkin, Belediye Başkanı Sedat ile yaklaşık 100 DTP’li, kilometre yürüyerek Bağlar Mahallesi’ndeki PKK’lı teröristler için kurulan taziye çadırına gelerek burada teröristlerin ailelerine başsağlığı dileklerinde bulundu. Taziyede Belediye Başkanı Bedirhanoğlu’nun Kürtçe dua okumasının ardından açıklamalarda bulunan Milletvekili Geylani, Genel Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin barışı istemeyen üç isim olduğunu söyledi. ‘Demokratik konusunda iki adım atan Başbakan ’ın da bu üç isimden korktuğunu iddia eden Geylani Kürtçe olarak şöyle konuştu: “DTP Genel Merkezimizin adına şehit olanların ailelerine başsağlığı diliyorum. PKK’lıların sadece bir evi değil, milyonlarca evleri ve sahipleri vardır. Türkiye’deki sistem iki yüzlü, korkak ve yalancı bir sistemdir. Yaklaşık bir aydan bu yana demokratik acılımla ilgili çalışmalar yapılıyordu ve gündeme getiriliyor. Ne yazık ki, böyle bir süreçte yine operasyonlar yoğunlaştı. Kirli savaş yine devam etti. gün önce çok sayıda DTP’li tutuklandı. Türk, Kürt halkları hepsi operasyonların durmasını istiyordu. Her iki taraf da cenazelerin gelmemesi için barış istiyor. Türkiye’nin huzurunu istemeyen üç bela var. Bunlardan biri Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, diğeri CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve MHP Genel Başkanı Bahçeli’dir. Bu savaş onların umurlarında değil. Çünkü onların ne oğulları ne de kızları ne de yakınları çatışmalarda ölmemiş. Çatışmalarda ölenler gariban Türk ve Kürtlerdir. Bu nedenle bunlar hep savaş istiyor. Çünkü bu savaş biterse onların saltanatları da biter. Artık bu acı günleri görmek istemiyoruz. Tek isteğimiz ne Türk askerleri, ne de Kürt çocukları ölsün. Başbakan Erdoğan’a sesleniyoruz. Türkiye’nin başına bela olan üç kişiden korkmasın. Korkunun ecele faydası yoktur. Eğer korkmazsa ya savaş, ya barış desinler. Kürt halkını daha fazla kandırmasınlar. Hiç kimse Kürt halkını kandıramaz. Bahçeli, Baykal ve Başbuğ söylüyorlar ki; bir kalana kadar bu mücadele devam edecek. 25 yıldır mücadele ettiler de ne oldu. Dönemin Genel Kurmay Başkanı Büyükanıt ne demişti: Bütün dağına gitse yine de PKK’lıları bitiremezler. Onlar da bunun farkında. PKK Lideri Öcalan Kürtler için bir realitedir. Türkiye’nin bir gerçeğidir. Bu barışın muhatabı sayın Öcalan’dır.” PKK’lı terörist Aziz Özer’in babası Hacı Özer ise, akan kanın durması, operasyonların son bulması için Başbakan Erdoğan’a seslendi. Özer, “Operasyonlar yoğunlaştıkça her iki taraftan cenazeler geliyor. Yeter artık bu akan kan dursun. Artık barış istiyoruz. Başbakan bir yandan Demokratik açılım diyor, diğer yandan vuruyor. Bu ne biçim Müslümanlık” dedi. 567561 Bütçe açığı büyüyor!.. Türkiye'nin açığı ayda yüzde 800 artarak 31 milyar 336 milyon TL'ye çıktı. 567516 Malezya'da içki içmeye yine kırbaç cezası 'da yine bir Müslüman, içki içtiği için kırbaç ve hapis cezasına çarptırıldı. Ülkenin doğusundaki Pahang eyaletinin Yüksek İslam Mahkemesi sözcüsünün açıklamasına göre, mahkeme yargıcı Abdülrahman Yunus, Nazaruddin Kameruddin adlı erkek işçiyi yıl hapis ve kırbaç cezasına çarptırdı. Sözcü, 27 Ağustos'ta bir restoranda içki içtiğini itiraf eden Kameruddin hakkında Eylül'de yıl hapis istemiyle dava açıldığını, kefalet parasını ödeyecek parası olmayan sanığın, davanın açıldığı tarihten bu yana hapiste olduğunu da belirtti. 'da içki içmek suç, ancak 13 eyaletten sadece 3'ünde kırbaç cezası var. Temmuz ayında yine aynı yargıç, ancak bu dava kamuoyunda büyük tepki çekmişti. 28 milyonluk nüfusunun yüzde 60'ını Müslümanların oluşturduğu 'da İslami yasalar, Müslüman olmayanlara uygulanmıyor. 567396 Güngören'de iki araç kundaklandı Olay Akıncılar Mahallesi Yavuz Sokak'ta saat 01.00 sıralarında meydana geldi. Kar maskeli saldırgan ya da saldırganlar, park halindeki Wolswagen Polo ve Renault Twingo marka araçlara molotofkokteylleri attı. Saldırı sonrası yanmaya başlayan otomobiller, bir anda alev topuna döndü. Bu arada saldırganlar olay yerinden koşarak hızla uzaklaştı. Araçların yandığını gören mahalle sakinleri durumu polis ve itfaiye ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri araçlardaki yangını kısa sürede söndürdü. Konuyla ilgili araştırma yapan Olay Yeri İnceleme ekipleri, olay yerinde delil aradı. Saldırganların attığı molotof kokteylini bulan emniyet güçleri olay yerine şerit çekti. Sesi duyan mahalle halkı gecenin bir yarısında sokağa döküldü. Evde uyuduğu sırada ufak bir patlama sesi ile uyandığını dile getiren Polo marka aracın sahibi Orkun Güneş, aracının tamamen kullanılamaz hale geldiğini belirtti. Görgü tanığı Özkan Özcan ise olayı şöyle anlattı: "Kar maskeli bir kişi sokaktan koşarak uzaklaştı. Sokağın yanı başına geldiğimde araçların yandığını gördüm. Bunun üzerine ben de polis ve itfaiyeyi arayarak ihbarda bulundum" Polis, konuyla ilgili soruşturma başlattı. 568076 Gölette mühimmat bulundu Gölette mühimmat bulundu Bilecik'teki Kurtköy Göleti'nde balık avlayan bir vatandaş mühimmat buldu. Bulunanlar arasında bir adet boş law silahı, bir adet havan mühimmatı ve bir adet ses bombası yer alıyor. BİLECİK Kurtköy sulama barajında balık avlayan bir vatandaş, gölette mühimmat bulunca durumu emniyete bildirdi. Jandarma ekipleri, göletin sularının çekilmesi ile mühimmatın kıyıya vurduğunu tespit etti. Bulunanlar arasında bir adet boş law silahı, bir adet havan mühimmatı ve bir adet ses bombası yer alıyor. Bozüyük Mühimmat Bölük Komutanlığı'nca görevlendirilen sürveyanlar tarafından incelenen mühimmatların her hangi bir tehlike arz etmediği belirtildi. 567872 Diyarbakırspor: Başarımız tesadüf değil Başkan Sümer, yönetici Suat Önen ile kulüp binasında düzenlediği basın toplantısında, göreve geç gelmelerine rağmen kısa sürede çok büyük işler yaptıklarını, özellikle takımı oluşturmak için çok çaba sarf ettiklerini söyledi. Göreve gelirken kısa, orta ve uzun vadeli projelerini açıkladıklarını, bunları birer birer devreye sokmaya başladıklarını ifade eden Sümer, ''Başarımız tesadüf değil. Emek ve iyi niyetin sonucudur. Bunun için çok yoğun çalıştık. Bu çabaların sonucunu alıyoruz'' dedi. DİYARBAKIRSPOR STORE AÇILIYOR- Başkan Sümer, orta vadede gerçekleştirmek istedikleri projeyi gündeme aldıklarını ve bunları başarmak için çalışma başlattıklarını kaydederek, şöyle konuştu: ''Bunlardan birincisi Diyarbakırspor'un lisanslı ürünlerinin satıldığı Diyarbakırspor Store mağazasını açmaktır. Bunun için bir iş merkezinde dükkan belirledik. Şirket kurma çalışmasını başlattık. Bayramdan sonra mağazayı açacağız. İkinci proje Diyarbakırspor Okulu, üçüncüsü ise Diyarbakırspor A.Ş'ye geçmektir. Diyarbakırspor'u kurumsal yapıya kavuşturmalıyız. Aksi takdirde kulüp bir yere varamaz.'' -DUYGULANDIRAN DESTEK- Sümer, kulübün yaşadığı en büyük sıkıntının maddi sorun olduğunu, bu sorunu yönetim kurulunun tek başına çözmesinin mümkün olmadığını söyledi. Kentin tüm bileşenlerini kulübe katkı sunmaya davet eden Sümer, şöyle devam etti: ''Transferleri çok kısıtlı bir bütçeyle gerçekleştirdik. Takımın borçları nedeniyle çok sayıda haciz işlemi var. Alacaklı kişilerle görüşüp, alacaklarının bir kısmından vazgeçmelerini teklif edip, karşılığında kalan borç miktarı için yönetici olarak kendi çeklerimizi veriyoruz. Bu sayede icraları kaldırmaya çalışıyoruz. Bugüne kadar yayın geliri olarak tek kuruş dahi almamışız. Kulüp için çok büyük çaba sarf ediyoruz. Gerek vali, belediye başkanı, milletvekilleri ve sivil toplum örgütlerinin takıma katkısı henüz olmadı. Kayserili işadamı Hacı Boydak futbolcularımızın evleri için mobilya, Karadenizli bir işadamımız ise kulübe otobüs hibe etti. Diyarbakır ve bölge dışındaki işadamlarımızın bu desteği bizi duygulandırdı. Bu dostlarımıza ve takıma katkı sunan işadamı Mehmet Özmen ile eski kulüp başkanımız Ali İhsan Kaya'ya teşekkür ediyoruz.'' -''BAYRAM MÜJDESİ BEKLİYORUZ'' Basın sözcüsü Suat Önen ise Diyarbakırspor olarak yaklaşık 1.5 yıl önce başlatılan ve içerisinde yeni stadyumunda bulunduğu projenin uygulamaya konulmasının çok önemli olduğunu ifade ederek, ''Bu proje Diyarbakırspor'un en önemli geleceğidir. Vali beyden bayram öncesi bu projeyle ilgili bayram müjdesi bekliyoruz'' dedi. 568403 Kuş yerine arkadaşını vurdu Kuş yerine arkadaşını vurdu ÇANAKKALE (İHA) Çanakkale merkeze bağlı Sarıcaeli köyünde O.K, kuş yerine yanlışlıkla arkadaşını vurdu. Edinilen bilgiye göre arkadaşı S.D ile Sarıcaeli köyünde havalı tüfekle kuş avlayan O.K, bir ağacın yanında gördüğü kuşlara ateş etti. Bu sırada ağacın yan kesiminde bulunan arkadaşını fark etmeyen O.K, kazayla S.D'yi sol kolundan vurdu. Hafif şekilde yaralanan S.D tedavisinin ardından taburcu edilirken, gözaltına alınan O.K ise ifadesinden sonra Cumhuriyet Savcısı'nın talimatı ile serbest bırakıldı. 566799 Kanadoğlu'ndan dokunulmazlık uyarısı Kanadoğlu, İzmir'in Bergama ilçesinin düşman işgalinden kurtuluşunun 87. yıl dönümü nedeniyle Belediye Meclis Salonunda ''Çağdaş Yaşam ve Demokrasi'' konulu konferans verdi. Yargıya sahip çıkılması gerektiğini belirten Kanadoğlu, şöyle konuştu: ''Dokunulmazlıkların sınırlandırılması gerekir. Suçluların bu ülkeyi rahat bir şekilde yönetmesine olanak sağlanıyor. Yargıya sahip çıkın. Nasıl mı çıkacaksınız, gücünüzü ve iradelerinizi birleştirin.'' Kanadoğlu, ''15-20 milyon kişi meclise yürüse olur mu?'' şeklindeki soru üzerine, ''Yeterli olan gücü göstermek lazım. 15 milyon yarattık. İnşallah yine yaratırız. Hala Türkiye'de hakim ve savcılar var. Her hakim, savcı korkutulamaz'' yanıtını verdi. 568319 Erdenay: "Gruptan birinci çıkmak istiyoruz" Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda çeyrek finale grup birincisi olarak çıkmak isteyen milli takım, ikinci tur Grubu'ndaki son maçında Slovenya ile karşılaşacak. Şampiyonada oynadığı beş maçı da kazanan ve çeyrek finali garantileyen Türkiye, grup liderliği için Slovenya'yı yenmek zorunda.     milli takım grubu lider olarak tamamladığı takdirde çeyrek finalde Grubu'nun dördüncü takımıyla, aksi halde üçüncü takımıyla eşleşecek.     Milli takım menajeri Harun Erdenay, Slovenya'yı da yenip, kayıpsız grup lideri olarak çeyrek finale çıkmak istediklerini söyledi. Takım olarak çok memnuniyet verici bir performans sergilediklerini ve yabancı basın tarafından favori olarak gösterildiklerini kaydeden Erdenay, şunları söyledi: "Türkiye'nin burada en iyi defans yapan, takım oyunu sergileyen ekip olduğu söyleniyor hep. Final için şimdiden en büyük favorilerden biri olarak gösteriliyoruz yabancı basın tarafından. Slovenya çok potansiyelli bir takım. Hücum güçleri çok yüksek. Galip gelip, kayıpsız, grup lideri olarak çeyrek finale devam etmek istiyoruz." Tüm takım olarak başarıya kilitlendiklerini vurgulayan Erdenay, "herkes takım için bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bunda da kaptan Hidayet'in rolü büyük. Birleştiriciliği işimizi kolaylaştırıyor" ifadelerini kullandı. Slovenya maçı öncesi Hidayet'in dizindeki, Ender'in belindeki ağrıların sürdüğünü kaydeden Erdenay, Ömer Aşık'ın ise sinüzitlerinde problem olduğunu belirtti. Onan: "Psikolojik barajı geçtik" Milli takımın tecrübeli oyuncusu Ömer Onan, çeyrek finali garantilemiş olmalarının kendilerine olumlu yansıdığını aktardı. Onan, gittikleri üç Avrupa Şampiyonası'nda çeyrek final göremediklerini hatırlatarak, "şimdi ilk sekizi garantiledik ama kimse başarı olduğundan bahsetmiyor. Üst üste maçlarımızı kazandığımız için ilk sekizin önemi kalmadı. Bu bizim için psikolojik bir barajdı ve geçtiğimiz için mutluyuz" dedi. Ömer Onan, maçlarını kazanmaları nedeniyle özgüvenlerinin arttığını, bazen iyi oynamasalar da sonuca gittiklerini vurgulayarak, "bu saatten sonra kimseden çekinmiyoruz. Ne olursa olsun Slovenya'yı yenip, lider olarak gruptan çıkmak, sonra da ilk dörde kalmak hedefimiz" ifadelerini kullandı. Milli oyuncu yaşadığı hastalığa değinerek şunları söyledi: "Çok üzgünüm, çünkü iki çok ağır tempolarda çalıştık ve şampiyonaya çok hazır durumdayken hastalanmam kötü oldu. Vücuduma bir sürü girdi. Her gün iğneler oldum. Antiboyitk kullanmayı daha bugün kestim. Oynamakta çok zorlanıyorum, bazen potaya bile bakmak istemiyorum. İnanıyorum ki, artık vücudum toparlayacak. 4-5 gün ateşle yattım. Vücut yorgun. En azından savunma yönünde tüm gücümü takıma katkı sağlamak için harcıyorum. Bundan sonra daha iyi olacağıma inanıyorum." 566850 Ele geçirilen terörist sayısı Ele geçirilen terörist sayısı Çukurca'da ölü ele geçirilen terörist sayısı yükseldi HAKKARİ (İHA) Hakkari'nin Çukurca ilçesi Kazan Vadisi'nde sürdürülen operasyonlarda etkisiz hale getirilen terörist sayısının 8'e yükseldiği bildirildi. Valilikten yapılan açıklamada, "Çukurca ilçesi Kazan Vadisi'nde Eylül 2009 tarihinde başlayan operasyonlarda etkisiz hale getirilen teröriste ilave olarak 13 Eylül günü terörist daha bikesi makineli tüfeği ve kaleşnikof piyade tüfeği ile birlikte ölü olarak ele geçirilmiştir. Çatışmalarda çok sayıda terörist etkisiz hale getirilmiş olup, Bölgede operasyonlar devam edilmektedir. Ayrıca Yüksekova ilçesi Yeşiltaş Jandarma Bölüğüne yakın ateşli silah kaza sonucu uzman çavuş şehit olmuştur. Olayla ilgili tahkikat devam edilmektedir" denildi. 566862 Beşiktaş'ın güçlü olduğunu göstermek istiyoruz Beşiktaş'ın güçlü olduğunu göstermek istiyoruz Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli, "Şampiyonlar Ligi'nde ilk hedefimiz gruptan çıkmak. 7-8 puan bir üst tura çıkmamıza yetecektir. Beşiktaş'ın İstanbul'da ne denli güçlü olduğu göstermek istiyoruz" dedi. İSTANBUL (İHA) Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli, Şampiyonlar Ligi'nde ilk hedeflerinin gruptan çıkmak olduğunu söyledi. BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde basın toplantısı düzenleyen Mustafa Denizli, "Bu gruptan çıkmak için öncelikli olarak minimum ve maksimum puan sınırlarını belirlememiz lazım. Benim yaptığım çalışmalara göre bu grupta doğru zamanda doğru takımla veya puan bir üst tura çıkmamıza yetecektir. Herhangi bir şekilde elde edeceğimiz 10 veya 11 puan bizi üst tura çıkaracaktır" dedi. Güçlü bir grupta güçlü rakiplerle oynayacaklarını ifade eden tecrübeli teknik adam, Manchester United maçının başlangıç açısından son derece önemli bir mücadele olduğunu belirterek, "Beşiktaş'ın İstanbul'da ne denli güçlü olduğunu ne denli asılan bir takım olduğunu göstermek istiyoruz. Göstermemiz lazım. Evimizde bu turnuvaların havası son derece değişik ve farklıdır. Biz belki lige düşündüğümüz ölçüde başarılı başlayamadık. Bu yarın için bizi herhangi umutsuzluğa, negatifliğe itmeyecek. Futbolcularımın ve Beşiktaş'ın Avrupa arenasında yoluna devam etmesi için bu grupta her şeyimizi ortaya koyacağız" diye konuştu. Şampiyonlar Ligi'nin havasının son derece farklı olduğuna dikkat çeken Denizli, "Büyüklüğümüzü bilen camiayız. Ben, futbolcularımla bu duyguyu biliyor ve yaşıyorum. Bütün Beşiktaşlılar'ın bunu bilmesini istiyorum. Birkaç olumsuz sonuç ne bizim ne camianın büyüklüğüne gölge düşürmez" dedi. Manchester United'ın turnuvaların favori ekiplerinden birisi olduğunu ifade eden Denizli, İngiliz ekibinden alınacak her puanın içeride ve dışarıda işlerini büyük ölçüde kolaylaştıracağını kaydetti. Beşiktaş'ın Alman futbolcusu Fabian Ernst ise basın toplantısında yaptığı açıklamada, Şampiyonlar Ligi'nde mücadele etmenin kendileri için büyük bir onur olduğunu belirterek, "Grubumuzda Manchester United'ın ardından takımın gruptan çıkma ihtimali bulunuyor. Yarınki atmosfer bizi olumlu etkileyecek. Bu şekilde en iyisini yapmaya çalışacağız. Takımda bulunan herkes, en iyisini yapmaya çalışıyor. Maçlarda çok efor sarf ediyoruz. Kısa sürede daha iyi sonuçlar alacağız. Kötü sonuçlara rağmen iyi mücadele ettik. Goller gelmeye başladığında sonuçların tatmin edici olduğunu göreceksiniz" dedi. Alman futbolcu, eski takım arkadaşı Cisse'yi özleyip özlemediğinin sorulması üzerine ise, "Cisse'yi tabi ki özlüyorum. Hem takım arkadaşım olarak, hem insan olarak onu özlüyorum" cevabını verdi. 568120 54 yıl sonra gelen 2. ev sahipliği! Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nın bu yıl İstanbul'da Ekim ayında gerçekleştireceği ve 13 bin civarında kişinin katılmasının beklendiği Yıllık Toplantılar'a, 1955 yılından sonra ikinci kez ev sahipliği yapmış olacak. Yıllık Toplantılar'a ilişkin düzenlenen medya çalıştayı ile basın mensuplarına verilen bilgiye göre, IMF ve Dünya Bankası Yıllık Toplantıları her yıl merkez bankalarının temsilcilerini, maliye ve kalkınma bakanlarını, özel sektör yöneticilerini ve akademisyenleri küresel önem taşıyan meseleleri tartışmak üzere bir araya getiriyor. İstanbul'da yapılacak toplantılar, dünyanın ekonomik görünümü, yoksulluğun ortadan kaldırılması, ekonomik kalkınma ve yardımların etkililiğine odaklanacak. Bu yılki toplantılara, IMF ve Dünya Bankası'nın Guvernörler Kurulları'nın yanı sıra 186 ülkenin maliye bakanları, merkez bankası uzmanları, işadamları, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katılacak. Yıllık Toplantılar, iki yıl üst üste Washington'da yapılırken, üçüncü kez başka ülkede yapılıyor. 2008'de gerçekleştirilen toplantılara yaklaşık bin kişi katılırken, Washington dışındaki toplantılara çok daha fazla kişi katılıyor ve arada bine varan farklar oluyor. Sanayileşmiş ve gelişmekte olan ülkelerin oluşturduğu G-20 grubunun üyelerinden biri olan Türkiye, 13 bin civarında kişinin katılmasının beklendiği bu yılki toplantılar ile 1955 yılından sonra ikinci kez ev sahipliği yapmış olacak. Türkiye, bu toplantılarla ikinci kez ev sahipliği yapan tek ülke durumunda olacak. ''Dünya ekonomisinin çöküşün eşiğine gelmesinden'' bir yıl sonra gerçekleştirilecek ve 24-25 Eylül'de 20 gelişmiş ve gelişmekte olan pazar ekonomisinin bir araya geleceği Pittsburgh Zirvesi'nin ardından düzenlenecek IMF ve Dünya Bankası Yıllık Toplantıları'nda, küresel ekonomik toparlanma dönemine yönelik strateji belirlenecek. Dolayısıyla bu yılki toplantılar, 1930'larda yaşanan büyük buhrandan sonra dünya ekonomisinin karşı karşıya kaldığı ''en ağır kriz'' sonrasında uygulanacak strateji açısından büyük önem taşıyor. ''KRİZE ÇÖZÜM, TOPARLANMAYA DESTEK'' BAŞLIKLI TEMEL KONULAR IMF ve Dünya Bankası'nın ''Krize çözüm, toparlanmaya destek'' başlığını taşıyan Yıllık Toplantıların'da talep dengesinin yeniden kurulması, finans sistemi reformları, finans sisteminin sağlığına kavuşturulması, risklerin tespit edilmesi ve ''canlandırma politikalarına son verilirken temkinli olunmalı'' şeklinde belirlenen temel konular ele alınacak. Politikalara yönelik tartışmalara ev sahipliği yapacak toplantılarda, ayrıca politikalara yön veren kurumlar, sivil toplum kuruluşlarıyla ve özel sektörle bir araya gelecek. Bu gruplarla daha önce de gayri resmi toplantılar yapan IMF, Türkiye'ye gelecek Fon yetkilileri aracılığıyla bu toplantılara devam edecek. 400 KİŞİLİK BASIN MERKEZİ OLUŞTURULDU IMF ve Dünya Bankası Yıllık Toplantıları için İstanbul Kongre Merkezi bölüme ayrıldı. Rumeli binasında yerli ve yabancı basın mensupları için 400 kişilik bir basın merkezi oluşturuldu. Ziyaretçiler ve delegeler ile ikili toplantılar için ayrılan bölüme basın girişi sınırlı olurken, lobi bölümü tamamen basına açık olacak. 30 Eylül Çarşamba günü yan etkinliklerle başlayacak toplantılar, 6-7 Ekim'de gerçekleştirilecek Yıllık Toplantılar ve ardından kapanış oturumuyla sona erecek. PROGRAM AKIŞI Program akışına göre, 30 Eylül'de IMF Finans Danışmanı, Para ve Sermaye Pazarları Bölümü Direktörü Jose Vinals tarafından ''küresel finansal istikrar raporu'' açıklanacak. IMF Ekonomi Danışmanı ve Araştırma Bölümü Direktörü Olivier Blanchard Ekim Perşembe günü ''Dünya Ekonomik Görünümü'' raporuna ilişkin basın toplantısı düzenleyecek. Söz konusu rapor, gün önce ambargolu olmak kaydıyla basın mensuplarına dağıtılacak. Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick ile IMF Yönetici Direktörü Dominique Strauss-Kahn Ekim Cuma günü ayrı ayrı basın toplantısı yapacak. 3-5 Ekim arası seminerler programına ayrılırken, Ekim'de Avrupa, Orta Asya ve Sahraaltı Afrika bölgelerine ilişkin ekonomik görünüm konuları ele alınacak. Ayrıca resmi programda olmayan, G-7'de yer alan ülkelerin finans ve maliye bakanlarının bir araya geleceği bir toplantı da Ekim'de gerçekleştirilecek. Uluslararası Para ve Finans Komitesi (IMFC) ise Ekim'de toplanacak. Aynı gün öğleden sonra IMFC Başkanı Youssef Boutros Ghali ve Dominique Strauss-Kahn'ın katılımıyla bir basın toplantısı yapılacak. Ekim'de de Kalkınma Komitesi (DC) Başkanı Agustin Carstens, Robert Zoellick ile Dominique Strauss-Kahn basın toplantısı gerçekleştirirken, ve Ekimde Yıllık Toplantıların ana oturumları yapılacak. IMF ve Dünya Bankası Yıllık Toplantıları Ekimde gerçekleştirilecek kapanış oturumu ile sona erecek. Bu arada, Dünya Bankası, toplantılara ilişkin ayrıntılı programını önümüzdeki günlerde duyuracak. Öte yandan, bugüne kadar toplantılara yurt dışından bakanlık düzeyi dışında bir katılımın bildirilmediği kaydedildi. 567259 ATIF KEÇECİ Umutlanalım ama kimlerle ve nasıl? Galatasaray karşısında alınan farklı mağlubiyetin analizi enine boyuna yapıldı. Rakip iyi oynamamış, kendisi fırsatları kullanamamış, neticede kötü gidişe dur denilememişti. Şimdi tüm duyu organları bu geceki müsabakaya odaklanmış durumda. Mustafa Denizli'nin takım tertibinin bu maçta da enteresanlıklar taşıması bekleniyor. Ali Sami Yen kadrosunda ne gibi değişiklikler olabileceği üzerine beyin jimnastiği yapanımız çoğunlukta. Derbi maçı kadrosu, teknik heyetin rakip oyuncuları dikkate alarak yaptığı bir seçim. Yani onların doğrusu. Yapılan eleştiriler ise çoğunluğu aynı noktada birleştirmişti, kadro yanlıştı. Yöneticiler bile, sakat oldukları söylenen futbolcuların ilk onbirde sahaya sürüldüğünü görünce kandırıldıklarını düşünüp serzenişte bulunuyorsa bu işin içinde hakikaten bir iş var. Şimdi rakip dünya futbol arenasının en önemli markalarından Manchester United. Yakın tarihte Fenerbahçe'ye karşı Tuncay Şanlı'nın üç golüne cevap bile veremeyerek yenilgisi hafızalarda tazeliğini korumakta. Yani her şeye rağmen yenilmeyecek takım değil. Aynen Beşiktaş'ın başka bir dev Barcelona'yı aynı skorla yendiği gibi. Kadro zenginliği Cristiano Ronaldo'nun ayrılmasına rağmen gücünü koruyor. Kalede 1.97'lik Van Der Sar rakiplere zor geçit veriyor. Defansta Neville, Ferdinand, Evra nefes aldırmıyor. Owen, Anderson, Berbatov, Rooney, Giggs, Park, Nani, Scholes hepsi başlı başına kontrolleri güç futbolcular. Ve başlarında tecrübe abidesi Alex Ferguson. Böyle maçlar artık, "Vatan Millet Sakarya" mantığı ile kazanılamıyor. Futbolcu yüreğini sahaya koyarsa olay değişebiliyor. Profesyonellik böyle maçlarda kendini göstermeli ve içinden kahramanlar çıkarttığında anlamını bulmalıdır. Şartlar karşısında Beşiktaş önce ne yapmaması gerektiğini düşünmeli ve oyun mantalitesini onun üzerine kurmalıdır. Mesela yine tek santrfor Nihat olacaksa, ön liberoda Ekrem oynayacaksa, İsmail'in önünde Yusuf yer alıp defansif anlamda hiçbir katkı sağlamayacaksa oyun kurucu görevinin verileceği isim aralarda kaybolacaksa işler zora girer. İtici güç tribünlerden yana bir sıkıntı olmaz, olası erken yenen bir gol bile onları susturmamalı. Geçmiş örnekler bu hususta en büyük güvence. Maçın sonucu Devler Ligi'nde iyi de kötü de olsa yıkım değil. Zira ileride daha çok maç var. Temennimiz Beşiktaş'ın bu maçtan yüzünün akı ile çıkıp bir anlamda kötü gidişe de "dur" diyeceği bir sonuçla geceyi şenlendirmesidir. 568660 Jandarmadan çete operasyonu Jandarmadan operasyonuTevfik AKAN/ERZURUM, (DHA) İl Jandarma Komutanlığı, Hınıs ve Karaçoban ilçelerinde  kurarak çek tahsilatı yapan 3'ü kamu görevlisi olan toplam 23 kişiyi yakaladı. Zanlılardan 18'i çıkartıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı. İl Jandarma Komutanlığı, bir süre önce kendilerine gelen bir ihbarı değenlendirerek istihbarat çalışmalarına başladı. Yapılan çalışmalar sonucunda Hınıs ve Karaçoban İlçeleri'yle köylerinde tefecilik, çek senet tahsilatı ve insan ticareti yapan bir çetenin varlığını ortaya çıkardı. Düzenlenen operasyon sonucu aralarında örgüt liderininde bulunduğu 3'ü kamu görevlisi olmak üzere 23 kişi yakalandı. Yakalanan kişilerin ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda 52 adet dolu senet, 11 adet boş senet, 26 adet çek yaprağı, 20 adet hesap cüzdanı, 19 adet alacak-verecek defteri, adet adet ruhsatsız 26 adet av tüfeği fişeği, 13 adet 7,65 milimetre çapında mermisi, adet tabanca şarjörü, adet diz üstü adet bilgisayar kasası, adet hard adet muşta, adet mm çapında tabanca mermisi, adet jop, 25 adet 31 adet sim kart, ile 150 bin lira değerinde altın ele geçirildi. Adli makamlara sevkedilen 23 şüpheliden 18'i organize suç örgütü kurmak suçundan tutuklanarak Hınıs kapalı cezaevine gönderildi. 568557 Beşşar Esad ve Bamir Topi'den sel felaketi dolayısıyla Gül'e başsağlığı mesajı Alınan bilgiye göre Esad mesajında, can kayıpları ve büyük maddi hasara neden olan sel felaketi haberini büyük bir üzüntüyle öğrendiğini ifade ederek, ''Üzüntülerinizi paylaşır, sizi ve dost Türk halkını bu gibi felaketlerden ve her türlü kötülüklerden koruması için Yüce Allah'a niyaz ederim'' dedi. Esad, sel felaketinde yaşamını yitirenlere rahmet, yaralılara acil şifalar dileklerini de iletti. Arnavutluk Cumhurbaşkanı Topi de mesajında, sellerin yol açtığı can ve mal kayıplarını üzüntüyle öğrendiğini belirtti. Ölenler ve kayıpların ailelerine şahsı ve Arnavutluk halkı adına başsağlığı dileklerini ileten Topi, mesajında ''Bu zor anlarda Arnavutluk halkının Türk halkının yanında olduğunu belirtirken, yaraların en kısa süre içinde sarılacağını ümit etmekteyim'' dedi. 567100 Darbe planları okunurken duruşmada yoktular Sel felaketi sebebiyle ara verilen ikinci Ergenekon davasına dün yeniden başlandı. Silivri'de görülen beşinci duruşmada ikinci ve üçüncü iddianamenin özetinin okunmasına devam edildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmaya, aralarında İbrahim Şahin, Tuncay Özkan, Adil Serdar Saçan, Mustafa Özbek, Mustafa Balbay'ın bulunduğu 48 tutuklu sanık katıldı. Mehmet Haberal, Levent Ersöz, Fatih Hilmioğlu, Süleyman Solmaz ve Mustafa Dönmez ise duruşmaya gelmedi. İlk dört duruşmada hazır bulunan Hurşit Tolon da mahkeme salonunda yoktu. DANIŞTAY SALDIRISI ERGENEKON İŞİ Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Danıştay saldırısının laiklik karşıtı değil, para için Ergenekon örgütünün talimatıyla yaptırıldığını okudu. Ergenekon örgütünün istihbarat sonucu elde ettiği bilgileri şantaj, tehdit, yıpratma ve sindirme amacıyla kullandığını anlatan Pekgüzel, iddia edilen Ergenekon terör örgütünün yapmayı planladığı eylemleri de sıraladı: "Yargıtay'a sabotaj ya da suikast, NATO üssüne sabotaj ya da suikast, Yaşar Büyükanıt'a suikast, Orhan Pamuk, Fehmi Koru, DTP milletvekilleri ve Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'e yönelik suikast" Mehmet Ali Pekgüzel, İbrahim Şahin'de ele geçirilen tedhiş planları ve S-1, S-2 listelerini de okudu. Ergenekon'un diğer terör örgütlerinden farklı olarak kendine has bir yapısı olduğunu belirtti. Savcı Nihat Taşkın da "Ergenekon örgütü neden silahlı terör örgütüdür?" başlıklı bölümde, örgütün yaptığı eylemlerin ve planlarının Terörle Mücadele Kanunu'na göre "terör suçu" olduğunu kaydetti. PAŞAYA SORMUŞ: BENİ KORUR MUSUNUZ? Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde söz alan tutuklu sanık Tuncay Özkan, 'emekli Oramiral Özden Örnek'in günlüklerinde adının geçtiğini' hatırlattı. İlginç ifadeler kullanan Özkan, "Örnek'i kere ziyaret ettim. 'Televizyon kanalı kuracağım OYAK'tan reklam verir misiniz?' dedim. 'Recep Tayyip Erdoğan bana saldırırsa beni korur musunuz?' diye sordum.'' şeklinde konuştu. Adil yargılanmak istediğini ifade eden Özkan, mahkemenin kendi hakkını savunmasını istedi. Özkan, 'terör örgütünün delili olarak gösterilen telefon konuşmasını yaptığı M.A.'nın Metin Akpınar', 'örgüte yeni eleman kazandırmasının delili olarak gösterilen konuşmayı gerçekleştirdiği S.B.'nin de Süheyl Batum' olduğunu söyledi. Tutuklu sanık eski polis müdürü Adil Serdar Saçan, "İçeriye attığım insanlarla aynı örgütte ve yan yana koğuşlarda tutuluyorum. Beni cezaevinde koruyabileceğinizi mi sanıyorsunuz." diye konuştu. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, tutuklu sanıklardan işadamı İbrahim Özcan'ın "Bana tutukluluk delillerini verin. Ben Anadolu insanıyım, bizim orada bu durum kan davası gerekçesidir." sözlerinin tehdit içerikli olduğunu belirterek suç duyurusunda bulunulmasını istedi. Mahkeme, duruşmayı 17 Eylül Perşembe gününe ertelerken, dünkü talepleri ise 18 Eylül Cuma günü yapılacak duruşmada değerlendirecek. 568565 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'ndan müjde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'ndan müjde Ömer Dinçer Balçiçek Pamir'le Söz Sende'de açıkladı: "Kimseyi kovmayın maaşlarını biz ödeyelim" 15 Eylül 2009 Salı, 19:13 Selzede işletmelere bir müjdeli haber de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan geldi. Çalışma Bakanı Ömer Dinçer Balçicek Pamir’in hazırlayıp sunduğu “Söz Sende” programında, İşçilerinizi çıkarmayın ücretlerini kısa çalışma ödeneğinden biz ödeyelim" dedi... Çalışma Bakanı, selzede işletmelerin SSK prim borçlarının yıl süreyle erteleneceğini de açıkladı. İşsizliğin Türkiye ekonomisi için büyük bir yük olduğunu belirten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, selden hasar gören işletmecilere seslendi.. Ömer Dinçer, "İşçilerinizi çıkarmayın biz onların ücretlerini kısa çalışma ödeneğinden vereceğiz" dedi... Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, İstanbul ve Tekirdağ'daki selden zarar gören işletmelerin faiz alınmaksızın SSK primlerinin de bir yıl ertelendiğini söyledi. İşletmelerin bu avantajlardan yararlanmak için selden zarar gördüklerini ispat eden belgeleriyle İŞKUR'a başvurmaları gerekiyor... Bakan Dinçer, İstanbul'daki sel temizliği için ise bin kişinin toplum yararına işe alınacağını da açıkladı. Hisse senedi verileri dakika, Tahvil-Bono-Repo özet verileri 15 dakika gecikmelidir. Site Verileri FOREKS üzerinden sağlanmaktadır İMKB isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. İMKB ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen İMKB'ye ait olup, tekrar yayınlanamaz. Bu sayfalarda yer alan bilgilerdeki hatalardan, eksikliklerden ya da bu bilgilere dayanılarak yaplan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı HABERTURK.COM sorumlu tutulamaz. 567984 CEO'lar otomobillerini böyle tanıttı 17 Eylül'de Frankfurt'ta açılacak IAA Uluslararası Fuarı öncesi dünyaca ünlü otomobil firmalarının CEO'ları ürettikleri son model araçlarla birlikte basının karşısına çıktı... 10 566806 "12 Eylül" Sansürsüz'de Karakter boyutu -Üye olmayan okurlarımızın yorumları "Misafir" kullanıcı adıyla yayınlanmaktadır. -Sayfamızda yer alan okur yorumları, kullanıcılarımızın kendi görüşleridir. Okur yorumlarından haberturk.com sorumlu tutulamaz. İzleyici Hattı: (0212) 313 77 11 (22 veya 33) 567694 İstanbul'da taksi ücretlerine zam İstanbul'da taksi ücretleri yeniden düzenlendi. Düzenleme kapsamında gece tarifesi kaldırıldı. Alınan bilgiye göre, İstanbul Taksiciler Esnaf Odası'nın zam talebini değerlendiren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME), taksimetre açılış ücretini TL'den 2,5 TL'ye, kilometre başına ücreti 1,3 TL'den 1,4 TL'ye çıkarttı. İlk 10 dakikası ücretsiz olmak üzere sonraki dakikalık periyotlarla bekleme ücreti ise 0,25 TL olarak kaldı. Düzenleme kapsamında gece tarifesini kaldıran UKOME, Silivri, Çatalca, Şile, Büyükçekmece, Sultanbeyli, Esenyurt ve Beylikdüzü'nde çalışan ''C'' ve ''M'' seri plakalı taksiler için ilçe hudutları dışına çıkılması durumunda sınır dışında kalan mesafe için kilometre ücretinin yüzde 50 zamlı uygulanması, bu araçların ilçe dışlarına yolcu götürebilecekleri, ancak gittikleri yerlerden yolcu alamayacakları, merkezi alanda çalışan ''T'' seri plakalı ticari araçların da söz konusu ilçelere yolcu götürebilecekleri, ancak buralardan yolcu alamayacakları uygulamasına devam edilmesini kararlaştırdı. UKOME, köprü ve otoyol geçiş bedellerinin tamamının da müşteriden alınması uygulamasının devamı yönünde karar aldı. Kadıköy, Seyrantepe, Zeytinburnu, Beşiktaş ve Aksaray'da belirlenen noktalarda 16 Eylül Çarşamba günü saat 24.00'e kadar taksimetrelerini ayarlatacak olan taksiciler, 17 Eylülde yeni tarifeyi uygulayacak. ''TAKSİCİ ESNAFI ZOR GEÇİNİYOR'' İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Başkanı Semih Kaçanoğlu, yeni düzenlemeye ilişkin yaptığı açıklamada, İstanbul gibi günden güne büyüyen bir mega şehirde 24 saat hizmet veren taksici esnafının son dönemlerde büyük sıkıntılar çektiğini bildirdi. Trafiğin artık günün her saatinde yoğun olduğunu, bu yoğun trafikte çalışan esnafın mazot ve LPG giderlerinin artmasıyla birlikte iş yapma olasılığının da yarı yarıya düştüğünü öne süren Kaçanoğlu, ''15 Aralık 2007 tarihinde aldığımız yüzde 15'lik taksi zammının üzerinden 20 ay geçmiştir. Bu yüzden büyük ölçüde mağdur olunmaktadır. Taksici esnafı günlük kazancı ile zor geçinmektedir'' dedi. Kaçanoğlu, gece tarifesinin kaldırılmasına ilişkin de şu değerlendirmede bulundu: ''Ülkemizde yaşanan ekonomik kriz nedeniyle 18 bin taksinin gece işlerinin azaldığından dolayı müşteri bulamamaktan şikayet eden esnafımız ile yapılan toplantılarda, gece tarifesinin kalkması konusunda karar alınmıştır. Esnafımızın işlerinin artacağını tahmin etmekteyiz. Esnafımızın mağdur olmaması açısından da açılış yüksek tutulmuştur. 567446 Edibe Sözen'den fasıllı sahur ziyafeti  Ankara Modern Sanatlar Merkezi'ne dönüştürülen ''CER Atölyeleri''ndeki Tasavvuf Müziği Konseri sonrasında bazı AK Partililer, restore edilen Hamamönü'ndeki sahur yemeğinde bir araya geldi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen'in Altındağ Belediyesi tarafından yeniden düzenlenen Hamamönü'ndeki Kamil Paşa Konağı'nda verdiği sahur yemeği, bazı partililer ile basın kuruluşu temsilcilerini buluşturdu. Yemeğe, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Necati Çetinkaya, Abdülkadir Aksu ve Hüseyin Tanrıverdi ile bazı milletvekilleri, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki ile bazı gazete ve televizyon temsilcileri katıldı. Konuklara, çeşitli ikramlarda bulunulan yemekte, Sözen konuklarıyla tek tek ilgilendi. Sahurda, fasıl ekibinin yanı sıra sanatçı Özhan Eren, Türk Sanat Müziği eserlerini seslendirdi. 567323 Rusya'dan Chavez'e tarihi işbirliği kredisi Rusya'dan Chavez'e tarihi işbirliği kredisi Silah alımı için Rusya'dan 2,2 milyar dolarlık kredi alan Chavez, "Bu roketlere sahip olduktan sonra kimse bizi vuramaz" diyerek düşmanlarına gözdağı verdi MOSKOVA ABD karşıtı söylemleri ile bilinen Chavez, Rusya ile tarihi bir anlaşma yaptı. Gürcistan'ın ayrılıkçı bölgeleri Abhazya ve G. Osetya'nın bağımsızlıklarını geçen hafta gerçekleştirdiği Moskova ziyaretinde tanıyan Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, Rusya'dan aldığı silahlar ve kredi ile ilgili açıklama yaptı. Chavez, Moskova'dan silah alımında kullanılmak üzere 2,2 milyar dolar kredi aldıklarını söyledi. BİZİ BOMBALAYAMAZLAR Satın alınan silahlar arasında 92 adet T-72 tank, 400 km menzilli füzeler, S-300 füze savunma sistemi bulunuyor. Dünyanın en büyük petrol rezervlerinden birine sahip olduklarını kaydeden Chavez, "Bu roketlere sahip olduktan sonra bize gelmeleri ve bizi bombalamaları çok zor olacak" dedi. Venezuela, Rusya'dan 2004 yılından bu yana toplam 4,4 milyar dolarlık alım gerçekleştirdi. 567452 Kayseri'de traktör kazası: yaralı AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Mustafa Tipi (45) yönetimindeki 38 FU 721 plakalı traktör Develi ilçesine bağlı Bakırdağı köyü yakınlarında, eğimli yolda sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıkarak devrildi. Kazada, traktörde bulunan ve yaralanan sürücü Tipi ile Halit Aladağ (17), Ali Aladağ (18) ve Fevzullah Tipi (10) Develi Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Yaralıların hayati tehlikesinin bulunduğu bildirildi. 567950 Hızlı trende doğan bebeğe ömür boyu bedava bilet Hızlı trende doğan bebeğe ömür boyu bedava bilet hızlı treni Thalys’te doğan bebeğe ömür boyu bedava bilet hediye edildi.  Thalys’ten yapılan açıklamada, 1996 yılında hizmete giren hızlı trende, dün Brüksel yakınlarında saatte yaklaşık 300 kilometre hızda gerçekleşen ilk doğumda doktor ve hemşireden oluşan trendeki acil sağlık ekibinin de görev aldığı belirtildi. ve yaşlarındaki çocuklarıyla birlikte yolculuk eden Alman anne, başarılı doğumun ardından trenin birkaç dakika içinde Brüksel’e ulaşmasıyla hastaneye kaldırıldı. Thalys tarafından ömür boyu bedava bilet hediye edilen kız bebek, yolculukla başladığı hayatında ve arasında istediği kadar seyahat edebilecek. 566796 Chery Tiggo3'te, bin TL'lik indirim 60 yıllık Mermerler Otomotiv güvencesiyle satışa sunulan Türkiyeli r.  İLK 359 KİŞİYE  BİN TL İNDİRİM Güvenlik testleri İngiliz Hükümetine bağlı resmi onay kuruluşu VCA (Vehicle Certification Agency) tarafından yapılan, Çin’in bir numaralı otomobil devi Chery, Mermerler Otomotiv güvencesiyle girdiği Türkiye pazarında iddialı çıkışını sürdürüyor. Türkiyeli Chery, 30 Eylül’de sona erecek ÖTV indirimini kendi kampanyalarıyla da destekleyerek, tüketiciye cazip imkanlar sunuyor.  Chery’nin Tiggo3’lere özel kampanyasında, 359 şanslı tüketici, Tiggo3 modelini bin TL indirimli satın alma fırsatı bulacak. SUV segmentindeki Tiggo3, şehir trafiğinde güçlü duruş, konfor ve sürüş keyfi isteyenlere, zor şartlara sahip arazi yollarında bile hızını kesmeyen macera tutkunlarına otomobil kullanmanın zevkini doyasıya yaşatıyor. 119 beygir güç üreten 1,6 litrelik benzinli motor, ileri manuel şanzıman, Forza ve Lusso alternatifleriyle farklı donanım seçeneği bulunan Tiggo3 Türkiye pazarında kısa zamanda özel bir yer edindi. Yol bilgi ekranı, sürücü ve yolcu hava yastığı, fren yapılması halinde gücün ön ve arkadaki akslara dengeli şekilde dağılmasını ve böylece güvenli fren yapılmasına yardımcı olan EBD sistemi, ABS, elektrikli ve ısıtmalı yan aynalar, immobilizer, klima gibi özelliklerin standart olarak sunulduğu Tiggo3 Forza 34 bin 990 TL, Tiggo3 Lusso ise 35 bin 990 TL satış fiyatı ile otomobilseverlerin beğenisine sunuluyor. 567350 Ağaç kesen Türk'e yıl hapis cezası Ağaç kesen Türk'e yıl hapis cezası MOSKOVA Rusya'da yasadışı yollarlarla ağaç kesen bir Türk'e, mahkeme yıl şartlı hapis cezası verdi. Kaçarken havaalanında yakalanan şahsın, kestiği ağaçlar için de para ödemesine hükmedildi. Ormandaki zararın, 26 bin dolar olduğu belirtildi. 567641 İzmir'in Piyer Loti'sinde Ramazan coşkusu Örnekköy Çilek Çam Dağı Orman Alanı'ndaki bölge, milyon lira harcanarak lokanta, çay bahçesi, düğün, nişan ve sünnet gibi özel programlara evsahipliği yapacak şekilde düzenlendi. Toplam 850 bin metrekarelik arazinin, şimdilik 375 bin metrekaresi hizmete açıldı. Alanın her tarafına özel çim döşendi. Aydınlatma için de yeni teknolojili ve güneş enerjili LED ampuller kullanıldı. İzmir Körfezi'ne eşsiz bir bakış sunan Altınpark City, en uzak yerler Narlıdere ve Adnan Menderes Havalimanı'na 15, şehir merkezine dakika mesafede. İşletmeci Doğan Aslan, İzmirlilerin de artık bir Piyer Loti'si olduğunu söyledi. Ege Bölgesi'nin en büyük yaşam kompleksini kurduklarını belirten Aslan, konser ve tiyatro gibi organizasyonlara da ev sahipliğini yapacaklarını ifade etti. Özel olarak döşedikleri çimlerle oluşturulan bin, bin 500 ve bin 200 kişilik kır bahçelerinde yemekli ve yemeksiz organizasyonlar düzenlediklerini anlatan Aslan, "Kapalı salonumuz ve bahçesinde yaklaşık bin kişiyi ağırlayabileceğimiz Doğa Cafe'de, konuklarımıza çok özel tatlar sunacağız. Et ağırlıklı menümüz, dünya kahvelerimiz ve çaylarımızın yanı sıra tamamen doğal ürünlerden hazırladığımız kahvaltımız da vazgeçilmez lezzetler arasında yer alacak." dedi. 568139 Yunanistan'da domuz gribinden ilk ölüm Yunan basını, Sağlık Bakanlığına dayanarak, 29 yaşındaki Fransızın, Atina Sismanoglio hastanesinde bu sabaha karşı öldüğünü duyurdu. Hastanın domuz gribi haricinde herhangi bir sağlık sorunu bulunmadığı ve Yunanistan'da doğrudan H1N1 virüsünden ölen ilk kişi olduğu belirtilen haberlerde, ülkede daha önce A/H1N1 virüsü taşıyan iki kişinin hayatını kaybettiği ancak bu kişilerin ölüm nedeninin başka hastalıklar olduğu ifade edildi. binin üzerinde domuz gribi vakası görülen Yunanistan'a iki hafta içerisinde 500 bin adet domuz gribi aşısı gelmesi bekleniyor. Bu aşılar öncelikle sağlık kurumları çalışanları, kronik rahatsızlıkları olanlar ve yaşlılar gibi risk gruplarına yapılacak. Sonbaharda yoğunlaşması beklenen grip vakalarının tedavisi için ülke genelinde eczanelere antiviral ilaçlar dağıtıldı, ancak bunlar yalnızca reçeteyle satılacak ve doktor kontrolünde kullanılmaları zorunlu. Yunanistan'da ilk domuz gribi vakası 18 Mayısta belirlenmişti. 567725 Putin'den silah sanayine tam destek Yeni model silah üretimi ile ilgili programın başarılı bir şekilde gerçekleştirildiğini kaydeden Putin, "Sizler bunu harika bir şekilde yapıyorsunuz. Çalışmalarınızla ülkemizin savunma gücü ve vatandaşlarımızın güvenliğine büyük katkı sağlıyorsunuz." dedi. Rusya'nın dünya silah sanayinde lider olma çabasına katkı sağlandığını ifade eden Putin, ülkenin ekonomik, bilimsel ve teknolojik gelişiminde de savunma sanayinin öncülüğüne dikkat çekti. Anlaşma sağlanan projeler üzerinde çalışmaların yoğunlaşmasını isteyen Vladimir Putin, "Takımın iyi olduğunu görüyorum. Yeni düşünceler, parlak fikirler, ve ilginç gelişmeler bekliyorum." dedi. 2008 yılı silah ihracatında 8,5 milyar dolarlık bir rakamı yakalayan Rusya, Latin Amerika ve Ortadoğu ülkelerine silah satışına öncelik vermiş durumda. Son olarak Venezüela Devlet Başkanı Hugo Chavez'e 100'e yakın tank, kısa menzilli füze ve S-300 savunma sistemlerinin satışını gerçekleştiren Moskova'nın sadece bu ülkeye toplam satışı 4,4 milyar doları yakalamış durumda. Rusya, Çin ve Hindistan'ın dışında İran ve Suriye'ye de yoğun silah satışı gerçekleştiriyor. Son olarak Suudi Arabistan'dan da Rusya'dan önemli oranda silah alımı yapacak. Riyad'ın Rusya'dan 30 adet Mi-35 savaş helikopteri, 120 adet Mi-17 ulaşım helikopteri, 150'den fazla T-90 tank, 250 civarında BMP-3 savaş araçları ve çok sayıda füze savunma sistemleri karşılığında 2,4 milyar dolar ödeme yapacağı kaydediliyor. 566942 Obama, Küba'ya uyguladıkları ticari ambargoyu bir yıl uzattı Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, Obama'nın ambargoyu bir yıl daha uzatan kararı bugün imzaladığı belirtildi. 567558 Arsenalli Eduardo'nun cezası kaldırıldı Eduardo'nun itirazını değerlendiren UEFA, futbolcunun penaltı kazanmak için ceza sahası içinde kendiğini bilerek yere attığı yönünde kesin bir kanaat edinmediğini belirtti. İki maçlık cezası kaldırılan doğumlu Hırvat golcü,  Arsenal'in Grubu'nda oynayacağı Standard Liege ve Olympiakos maçlarında takımdaki yerini alabilecek. Eduardo, Arsenal'in Celtic ile oynadığı play-off rövanşında tartışmalı bir penaltı kazanmış, vuruşu kendisi gole çevirerek takımını 1-0 öne geçirmişti. Eduardo, Arsenal'in sitesine yaptığ açıklamada, "gerçek nihayet anlaşıldığı için çok memnunum. Ben dürüst bir futbolcuyum, gol şansı yakalamak için hile yapacak bir tip değilim" dedi. UEFA'nın olayı ele alış ve idare tarzını başından beri sert şekilde eleştiren Arsenal menajeri Arsene Wenger, Eduardo için "cadı avı" başlatıldığını iddia etmişti. 566852 Memur-Sen'den hükümete 'zam' çağrısı Memur-Sen'den hükümete "zam" çağrısı Memur-Sen Genel Başkanı Gündoğdu, "Henüz vakit var. Hiç değilse uzlaştırma kurulu kararlarını dikkate alın' dedi. ANKARA (A.A) Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, memur maaşlarına yapılacak zam konusunda henüz vakit olduğunu, hiç değilse Uzlaştırma Kurulu kararlarının dikkate alınması gerektiğini söyledi. Gündoğdu, Fevzi Hoca Lokantası'ndaki iftar yemeğinden basın mensupları ve konfederasyona üye sendikaların Ankara şube yöneticileri ile bir araya geldi. Ahmet Gündoğdu, yemeğin ardından yaptığı konuşmada, toplu görüşme sürecinde yaşananlara ilişkin bilgi verdi. Uzlaştırma Kurulunun verdiği kararla kendilerini teyit ettiğini vurgulayan Gündoğdu, toplu görüşmelerden sonuç alınamamasını 'masanın sorunlu oluşuna ve Kamu İşveren Kurulunun beceriksizliğine' bağladı. Memur maaşlarına yapılacak zam konusundaki fırsatın henüz kaçırılmadığını dile getiren Gündoğdu, 'Henüz vakit var. Hiç değilse Uzlaştırma Kurulu kararlarını dikkate alın' dedi. Gündoğdu, memur maaşlarına yapılacak zam konusu netleşinceye kadar, memurlara müjdeli bir haber verebilmek için çalışacaklarını söyledi. Ahmet Gündoğdu ayrıca alın terini koruyan, özgürlükleri genişleten yeni bir anayasa talep ettiklerini kaydetti. 567909 Hızlı trende doğan bebeğe ömür boyu bedava bilet Thalys'ten yapılan açıklamada, 1996 yılında hizmete giren hızlı trende, dün Brüksel yakınlarında saatte yaklaşık 300 kilometre hızda gerçekleşen ilk doğumda doktor ve hemşireden oluşan trendeki acil sağlık ekibinin de görev aldığı belirtildi. ve yaşlarındaki çocuklarıyla birlikte yolculuk eden Alman anne, başarılı doğumun ardından trenin birkaç dakika içinde Brüksel'e ulaşmasıyla hastaneye kaldırıldı. Thalys tarafından ömür boyu bedava bilet hediye edilen kız bebek, yolculukla başladığı hayatında Fransa, Belçika, Hollanda ve Almanya arasında istediği kadar seyahat edebilecek. 567656 UEFA Avrupa Ligi takımları ihya edecek Emine ÇAĞLAYAN'ın haberi UEFA Avrupa Ligi, hem futbol heyacanını yükseltecek hem artan gelirleriyle takımları ihya edecek. Eski adıyla UEFA Kupası yeni adıyla Avrupa Ligi bu hafta başlıyor. Bu yeni lig hem futbol heyacanını yükseltecek hem artan gelirleriyle takımları ihya edecek. Örneğin, geçen yıl 37.5 milyon euro olan UEFA primleri bu yıl 135 milyon euroya çıktı. Türkiye bu ligte Galatasaray ve Fenerbahçe ile temsil ediliyor. İşte Cimbom ve Sarı Kanarya üzerinden şampiyon olacak takımın kazançları: Galatasaray ve Fenerbahçe’nin kasasına gruplara kaldıkları için şimdiden 1’er milyon euro girdi. KATILIMLA 600 BİN EURO Avrupa Ligi’ne katılım payı takım başına 600 bin euro. 48 takımlı Avrupa Ligi’nde her grupta takım bulunuyor. Her takım grubunda maç oynayacak.  Takımlarmız her maç başına 50 bin euro ve galibiyette 120 bin euro, beraberlikte 60 bin euro alacak. Böylece maçı galibiyetle bitiren bir takımın kasasına milyon 20 bin euro girecek. Gruptan çıkanlar ise 200 bin euro daha alacak. Gruptan çıktıktan sonra finale kadar maç oynayacak takımlar yine maç başına 50 bin euro alırken, her galibiyette 120 bin euro, beraberlikte 60 bin euro daha alacak. Takımlarımız final maçına kadar maç kaçırmadan gelirlerse kasalarına milyon 360 bin euro koyacak. YAYIN GELİRİ YÜKSEK Yine çeyrek finale çıktıklarında 400 bin euro, yarı finale çıktıklarında da 700 bin euro daha kazanacaklar. 12 Mayıs 2010’da Almanya’nın Hamburg kentindeki 60 bin kişilik HSH Nordbank Arena’da oynanacak final maçına kalanlar ise ayrıca milyon euro prim alacak. Kupayı kaldıran takım ise milyon euroya daha sahip olacak. Bu primlere ek olarak UEFA toplamda 54 milyon euro medya payı da dağıtacak. Türk takımlarının 500.6 biner euro pay alması bekleniyor. Öte yandan stat gelirlerininin Galatasaray için milyon euro, Fenerbahçe için 10 milyon euro olması bekleniyor. Bu hesaplar dikkate alındığında, Avrupa Ligi’nde şampiyon olmaları halinde Fenerbahçe’nin kazancı 18 milyon euroyu, Galatasaray’ın kazancı 12 milyon euroyu geçecek. 568435 İhsanoğlu, Yozgat'ı ziyaret edecek Yozgat Belediye Başkanı Yusuf Başer'in davetlisi olarak kente gelecek olan İhsanoğlu, 18 Eylül Cuma günü çeşitli ziyaretlerde bulunacak. İlk olarak Yozgat Valisi Amir Çiçek ve Belediye Başkanı Başer'i ziyaret edecek olan İhsanoğlu, daha sonra babası Yozgatlı İhsan Efendi'nin Mısır'a göç etmeden önce yaşadığı tarihi evi gezecek. Akşam, Kent Park'ta onuruna verilecek iftar yemeğine katılması planlanan İhsanoğlu, iftar sonrasında tarihi Hayri İnal Konağı'na geçerek burada ''Ramazan Sohbeti''nde bulunacak. İhsanoğlu'nun Yozgat ziyaretinden bir gün önce İstanbul'da Filipinler Devlet Başkanı Gloria Arroyo ile bir araya geleceği, görüşmede İKT'nin ara buluculuğunda Filipin Hükümeti ile Moro Müslümanları arasında süren barış görüşmelerinin ele alınacağı kaydedildi. Aynı günün akşamında ise İhsanoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile özel bir iftar yemeğine katılacak. 567168 AHMED ŞAHİN Kadir Gecesi'ni kendimiz hakkında, nasıl bin aydan hayırlı hale getirebiliriz? Ancak kendi zatında bin aydan hayırlı olan bu geceyi, biz kendi hakkımızda nasıl bin aydan hayırlı hale getirebiliriz? Bin ay yaşamış gibi bir sevap kazanmaya nasıl vesile kılabiliriz? İşte mesele burada, geceyi kendi hakkımızda da bin aydan hayırlı hale getirebilme meselesinde. Şayet bu geceyi de sıradan bir gece gibi (günahları terk etme kararı almadan) geçirirsek, elbette sıradan bir gece gibi sonuç alırız, diğer gecelerden farklılık söz konusu olmaz gelecek hayatımızda.. Öyle ise sıradan bir gecelikten çıkaran bir farklılık olmalı, geçmişte yaşadığımız günahlı halleri gelecekte bir daha yaşamama kararı almalıyız Kadir Gecesi'nde.. Böyle mühim bir kararı nasıl alabiliriz bu gecede? Önce alışageldiğimiz ibadet ve dualarımızı büyük bir heyecanla yapar, bunları tamamladıktan sonra bir köşeye çekilerek geçmişimizi, geleceğimizi düşünmeye başlar, hayatımızın bir muhasebesini yaparız. -Bugüne gelinceye kadar yaşadığım hayatım tam hedefini bulmuş, gayesine ermiş mi? Vicdanen rahat mıyım yaşadığım hayattan? Yoksa yer yer pişman olduğum yanlışlar yapmış, sürçmelere maruz kalmış mıyım? Şayet böyle yanlışlar yapmışsam bu gece öylesine kesin bir karar almalıyım ki, bin ay yaşasam dahi bu günahlı halleri gelecekte bir daha tekrar etmemeli, tertemiz bir İslami hayat yaşama niyetine bu geceden itibaren karar vermeliyim!. İşte geçmişteki yanlışları bir daha tekrar etmeme niyetine girmeyi biz, 'Kadir Gecesi'ni kendi hakkında bin aydan hayırlı hale getirme niyeti ve kararı olarak yorumluyoruz. Böyle bir kararla ihya etmiş olduğumuz Kadir Gecesi'nden sonra kalıcı bir İslami hassasiyet kazanmış, daha takvalı bir hayat yaşama niyetine girmiş oluyoruz. Şayet bu gecede geleceğimize ait daha temiz İslami hayat yaşama niyetine girmez de sadece geceye mahsus ibadetlerle kalırsak, geceden sonra eski günah ve hatalar yine sürüp gider. Geleceğe ait kalıcı bir şey kazanmamış oluruz bin aydan hayırlı bir geceden sonra da. Nitekim öyle de olmaktadır yaşanan umumi hayatta.. Bu sebeple, Kadir Gecesi'nde günahları azaltma, sevapları da çoğaltma kararı alarak nefsimize demeliyiz ki: -Hayatımın bundan sonraki kısmında şimdiye kadar getirdiğim kötü alışkanlıklarımı birer ikişer terk edecek, iyi alışkanlıklarımı da birer ikişer artırarak daha temiz bir İslami hayat yaşama azim ve aşkında olacağım!. İşte Kadir Gecesi'nde aldığımız bu, daha günahsız bir İslami hayat yaşama kararıyla gecemizi kendimiz hakkında bin aydan hayırlı hale getirmiş oluruz. Çünkü bu kararla bin ay da yaşasak daha günahsız bir hayat yaşayacaktık. Hadis-i şerifte, müminin niyeti amelinden hayırlıdır, buyrularak, niyetini düzelten mümin, böyle bir ikrama layık görülüyor. Yeter ki, daha temiz bir İslami hayat yaşama niyetine girme kararı alalım Kadir Gecesi'nde.. -Var mısınız günahları terk edip sevapları devam ettirme kararı alarak Kadir Gecesi'ni kendi hakkımızda bin aydan hayırlı hale getirme azim ve niyetine? Unutmayın, böyle bir niyetten sonra tek ay dahi yaşasak, bin ay yaşamış gibi ikram görebiliriz Rabb'imizin yanında. Çünkü bin ayda yaşasak tertemiz bir İslami hayat yaşayacaktık Kadir Gecesi'nde aldığımız bu karar sebebiyle. İşte bu niyet ve karara biz, 'zatında bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesi'ni, kendi hakkımızda da bin aydan hayırlı hale getirme niyet ve kararı' diyor, böyle bilinçli bir niyetle ihya edeceğimiz Kadir Gecesi diliyoruz size, bize, hepimize!. 567568 İran toplantısı Türkiye'de yapılacak Avrupa Birliği'nin Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana, ile 5+1 Grubu (BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi ve ülkeleri arasındaki, 'ın nükleer faaliyetlerinin ele alınacağı toplantının muhtemelen Türkiye'de gerçekleşeceğini açıkladı. BBC'nin haberine göre bu sabah Brüksel'de gazetecilere bir açıklama yapan Solana, Batılı ülkelerde Tahran yönetimi arasındaki görüşmenin Ekim'de “büyük bir ihtimalle Türkiye'de" gerçekleşeceğini duyurdu. İlk olarak 'da yapılacağı iddia edilen toplantının yönü, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun geçen hafta Tahran'a yaptığı ziyaretten sonra Ankara'ya dönmüştü. Ancak Türk Dışişleri dün, toplantının Türkiye'de yapılmasına dair Ankara'nın bir teklifi olmadığını öne sürmüştü. Söz konusu toplantıda, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (IAEA) 28 Ağustos'taki son raporunun da masaya yatırılması bekleniyor. IAEA'nın raporunda, "'ın nükleer programının barışçıl olduğu, müfettişlerin nükleer tesislerde inceleme ve denetleme yapmasına izin verdiği ve kurum ile işbirliğini artırdığı" belirtilmişti. Raporda, 'ın nükleer faaliyetlerinde son dönemde yavaşlama görülse de, “Natanz'daki tesislerde uranyum zenginleştirmeye ve Arak'taki ağır su reaktöründeki faaliyetlere devam edildiği" kaydedilmişti. Rapordaki olumlu ifadelerin, 'a karşı yeni yaptırım kararı alınması için ve 'i iknaya çalışan ve 'nın elini zayıflatacağı yorumları yapılıyor. 'ı nükleer silah peşinde olmakla suçlayan bu ülkeler, önerilerine cevap vermesi ve müzakerelere başlanması için Tahran yönetimine eylüle kadar süre vermişti. artı ülkelerinin, nükleer faaliyetlerinin askıya alınması karşılığında yaptırımların durdurulması önerisi Tahran yönetimince reddediliyor. 567904 Bakan Eker, İsveç'te İsveç'in güneyinde, tarıma elverişli topraklara sahip Vaexjo kentinde 14-15 Eylül günlerinde düzenlenen, 27 AB üyesi ülke ile aday ülkelerin katıldığı Tarım Bakanları Toplantısına İsveç Tarım Bakanı Eskil Erlandsson ev sahipliği yaptı. Eker'in de katıldığı toplantıda Avrupa Birliği üyesi bakanlar, değişen iklim koşullarının tarım üzerindeki etkisini tartıştı. Resmi nitelik taşımayan toplantılarda bir araya gelen bakanlar aile fotoğrafı çektirdi. 567661 Deli Veli faşist miydi 1970’li yıllarda, Türkiye yine bugünkü gibi bölünmüştü. Yine kutuplaşmış, insanlar birbirlerine, girdikleri mevzilerden bakıyordu. Dünya, “bizim siperdekilerle”, “karşı mevzidekilerden” ibaret, iki kutuplu bir âlemdi. yüzden 1977 seçimi akşamı Ecevit’in Meclis’te çoğunluğu ele geçirdiğini öğrendiğimizde, “Ohh faşistler gitti, hayatımız  kurtuldu” diye sevinmiş, ertesi sabah kalkıp da, Milliyetçi Cephe’nin iki-üç sandalye ile çoğunluğu aldığını öğrendiğimizde “dünyanın sonu gelmişti”. günlerde Ankara’nın efsanevi isimlerinden biri Atatürk Lisesi’nin müdürü Deli Veli’ydi. “Faşistin Allahı” diyorduk. Ülkücülerin bütün kötülüklerini simgeleyen beş-on kişiden biriydi. Önceki gün Hürriyet Pazar’da onunla ilgili şeyleri okuduğumda, kutuplaşmanın insanlarla ilgili ne büyük haksızlıklara yol açtığını bir kere daha öğrendim. 567799 12:26 Taraf Gazetesi Müdürü'ne beraat istendi Müdürü'ne beraat istendi Karakolu'na Ekim 2008’de yapılan saldırıyla ilgili yaptığı haberde Başkanlığı'na ait gizli belgeleri açıkladığı iddia edilen Sorumlu Yazı İşleri Müdürü 'in yargılandığı davada, "beraat" kararı verilmesini istedi. 567425 Esad'dan önemli mesaj: "Dağdaki PKK'lıları alırız" Yarın Türkiye'yi ziyaret edecek olan Devlet Başkanı Beşar Esad, İstanbul'a gelmeden önce Türkiye'ye "kürt açılımı" ile ilgili çok önemli bir mesaj gönderdi: "Silah bırakırlarsa dağdaki Suriyeli 'lıları alırız" Türkiye ziyareti öncesi Türk gazetecileri kabul eden Devlet Başkanı Beşar Esad, Ankara'nın son dönemlerde başlattığı açılım politikasının sadece Türkiye'yi değil tüm bölgeyi de olumlu yönde etkileyeceğini söyledi. 'ya karşı mücadelede 'nin Türkiye'nin yanında yer aldığının altını çizen Esad, Kuzey 'ta barınan ve sayıları 1500 olduğu öne sürülen kökenli teröristlerin silah bırakması durumunda bunları ülkesine kabul edeceğini söyledi. Ancak Kürt açılımının zamanlaması konusunda kaygıları olduğunu vurgulayan Esad, "ülke bütünlüğünün en önemli hedef" olması gerektiğini belirtti. Ermeni açılımı: Ermeni açılımına da destek veren Esad, "Ermeni açılımı bizi de yakından ilgilendiriyor. Üstelik bu yalnızca 'de yaşayan Ermeni azınlığı ilgilendiren bir konu olduğu için de değildir. İki ülke arasındaki ilişkiler rahatlarsa çevredeki ülkeler de rahatlar. Onun için bizim daha fazla çözümlere ve açılımlara ihtiyacımız var" dedi. görüşmeleri: dolaylı görüşmelerine de değinen lideri, Türkiye'nin arabuluculuğu olmadan ile doğrudan görüşme fikrine sıcak bakmadıklarını kaydetti. lideri Esad yarın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın vereceği "Kardeşlik yolunda bir adım daha" temalı iftar davetine katılacak. 566939 Özbekistan Milli Takımı, Boks Şampiyonası'nda dünya 2. oldu İtalya'nın Milano kentinde düzenlenen şampiyonada, altın, gümüş ve bronz olmak üzere toplam madalya kazanan Özbekistan, milli takımlar sıralamasında Küba ile ikinciliği paylaşırken, şampiyonada birinci sırayı toplam madalya kazanan Rusya elde etti. Özbekistan Boks Federasyonu İcra Direktörü Daniyar Ergaşev, yaptığı açıklamada şampiyonanın kendileri için çok başarılı geçtiğini ifade ederek, ''Milli Takım ilk defa böyle bir başarıya ulaştı. Boksta önemli bir yeri olan Küba Milli Takımı ile aynı sayıda madalya elde ettik'' dedi. 567556 Taksilerde gece tarifesi kaldırıldı Taksilerde gece tarifesi kaldırıldı 15 Eylül 2009 Salı, 10:52 İstanbul Büyükşehir Belediyesi UKOME, taksi, minibüs ve okul servislerine yüzde ile 15 arasında zam yaptı. Yeni tarifeye göre taksimetre açılış ücreti TL'den 2.5 TL'ye çıkarıldı. Gece tarifesi olarak adlandırılan uygulama ise kaldırıldı. Taksimetre bekleme ücreti ise 25 kuruştan 30 kuruşa çıkarıldı. Minibüslerde ise yüzde 10 zam yapıldı. İndi-bindi 1.2 TL'den 1.3 TL'ye çıkarıldı. Okul servislerinde ise zam oranı yüzde 5. 566928 On Numara Çekildi Milli Piyango Genel Müdürlüğünce düzenlenen On Numara oyununun bu haftaki çekilişi yapıldı. 371. Hafta'nın kazandıran numaraları; 4, 9, 11, 13, 16, 21, 25, 32, 38, 43, 46, 47, 52, 56, 59, 61, 64, 65, 66, 74, 75 ve 79 olarak belirlendi. 568464 Üzmez, yarın yeniden yargı önünde Üzmez, yarın yeniden yargı önündeNail KAHRAMAN/BURSA, (DHA) 'da 14 yaşındaki B.Ç.'ye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuklu olarak yargılanan 'in karar aşamasına gelen davasına yarın devam edilecek. 'nın hakkında 30 yıla kadar hapis cezasını istediği Üzmez hakkında mahkemenin kararını açıklaması bekleniyor. Bursa'da geçen yıl 25 Nisan'da B.Ç. adlı kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yargılanan Hüseyin Üzmez'in karar aşamasına gelen duruşmasına yarın devam edilecek. Aynı davada tahliye edildikten sonra Adli Tıp Genel Kurulu'nun, B.Ç.'nin ruh sağlığının bozulduğunu içeren rapor vermesi ardından tekrar tutuklanan Hüseyin Üzmez, yarın 9'uncu kez yargılanacağı dava için duruşmaya getirilecek. Cumhuriyet Savcısı Abdullatif Yüksel’in, önceki duruşmada Hüseyin Üzmez hakkında, B.Ç.'ye İstanbul ve Mudanya’da iki kez cinsel istismarda bulunduğu için ayrı ayrı 15’er yıldan toplam 30 yıla kadar istediği Hüseyin Üzmez hakkında kararın verilmesi bekleniyor. Yarın yapılacak duruşmaya Çocuk Servisi'nde aydan bu yana yatarak tedavisi devam eden B.Ç. katılmayacak. Mahkemede, Hüseyin Üzmez ile ‘Cinsel istismara iştirak' ve ‘Hürriyeti tahdit' suçlarından beraatı istenen B.Ç.'nin tutuksuz yargılanan annesi Livaze Ç.'nin katılması bekleniyor. 568487 Peugeot'nun yenileri görücüye çıktı Frankfurt Fuarında 5008, RCZ ve yeni elektrikli modellerinin dünya prömiyerlerini gerçekleştirdi. Frankfurt Fuarında 5008, RCZ ve yeni elektrikli modellerinin dünya prömiyerlerini gerçekleştirdi. Basın açılışı bugün gerçekleştirilen fuarda bin 900 metrekarelik fuar alanında 32 farklı otomobil ve konsept araçlarını sergiliyor. 'nun çevre duyarlılığı ve "HYbrid4" teknolojisinin ön planda olduğu fuarda yeni modellerinin yanı sıra çevreci konseptlerini de tanıttı. Yeni model 5008 ile sürüş keyfini en yüksek düzeye taşımayı amaçlarken, 5008, güvenliği güçlendiren head-up display, mesafe uyarısı gibi ileri teknolojileri, veya yolcunun rahatlığı için konfordan ödün vermeyen üst düzey dinamik sürüş özelliklerini, eksiksiz ve çevre dostu motor gamı ile son nesil sürüşe yardımcı donanımları da bulunduruyor. konsept model 308 RCZ'in 2007 Frankfurt Fuarı'ndaki tanıtımından iki yıl sonra, 2010 ilkbaharında pazara sunmayı planladığı RCZ Coupe modelini de ilk kez bu fuarda gösterdi. Bu arada fuarda yüzde 100 elektrikli BB1 konsepti ve sıfır salınımlı iOn modelini de tanıttı. 2010 yılı sonunda pazara sunulacak iOn, 130 kilometrelik menzil sağlarken, 2,50 metre uzunluğu ile dört kişinin ulaşımına imkan veren BB1 ise çevreye maksimum saygı göstererek, motorlu taşıt kavramını mimari, stil, iç tasarım, kullanım ve iletişim gibi bütün boyutları ile yeniden keşfediyor. 567472 Patrick Swayze Kansere Yenildi Holywood bir yıldızını daha kaybetti.... Ünlü aktör Patrick Swayze, hayata gözlerini yumdu. Swayze yıldan bu yana pankreas kanseri ile mücadele ediyordu. Sinema kariyerine 1979 yılında başlayan Patrick Swayze, 1987 yılı yapımı "Dirty Dancing/Kirli Dans" filmi ile dünya çapında ün kazandı. Filmin tüm beklentileri aşan gişe hasılatı ve kendi söylediği "She is like the wind" şarkısı, Swayze'ye Holywood yıldızlığını getirdi. 1990 yılında Woopie Goldberg ile birlikte rol aldığı "Ghost" filmi ise, aktörü kariyerinin zirvesine taşıdı. Medyum aracılığı ile nişanlısıyla iletişim kurmaya çalışan cinayete kurban gitmiş bir adamı oynadığı film, ülkemizde de büyük beğeni toplamıştı. kez 'Altın Küre' ödülüne aday gösterilen sanatçı, yıldan bu yana pankreas kanseri ile mücadele ediyordu. 57 yaşında ölen Patrick Swayze, rahatsızlığına rağmen son olarak "The Beast adlı dizide rol almıştı. 568394 Ömer Onan: Hiç bir rakipten çekinmiyoruz Mehmet Fatih Duman bildiriyor İkinci tur (F) Grubu maçlarının oynandığı Lodz kentinde konakladıkları Andel's Otel'de basın mensuplarına açıklama yapan Ömer Onan, gittikleri Avrupa Şampiyonası finalinde çeyrek final göremediklerini hatırlatarak, ''Şimdi ilk 8'i garantiledik ama kimse başarı olduğundan bahsetmiyor. Üst üste maçlarımızı kazandığımız için ilk 8'in önemi kalmadı. Bu bizim için psikolojik bir barajdı ve geçtiğimiz için mutluyuz'' dedi. Ömer Onan, maçlarını kazanmaları nedeniyle öz güvenlerinin arttığını, bazen iyi oynamasalar da sonuca gittiklerini vurgulayarak, ''Bazen iyi oynayamıyoruz ama herkes yorgun çıkıyor. Üst üste maçlar yapılıyor. Dün yendiğimiz Sırbistan da Avrupa'nın en iyi savunma yapan takımıydı. Hiç boş şut attırmadılar. Maçı sonuna kadar kovalayıp kazanabiliyoruz. Bu saatten sonra da kimseden çekinmiyoruz. Ne olursa olsun Slovenya'yı yenip, lider olarak gruptan çıkmak, sonra da ilk 4'e kalmak hedefimiz. İnşallah alnımızın akıyla çıkarız'' ifadelerini kullandı. Milli oyuncu, yaşadığı hastalığa değinerek, şunları söyledi: ''Çok üzgünüm, çünkü ay çok ağır tempolarda çalıştık ve şampiyonaya çok hazır durumdayken hastalanmam kötü oldu. Vücuduma bir sürü ilaç girdi. Her gün iğneler oldum. Antiboyitk kullanmayı daha bugün kestim. Oynamakta çok zorlanıyorum, bazen potaya bile bakmak istemiyorum. İnanıyorum ki, artık vücudum toparlayacak. Ben 4-5 gün ateşle yattım. Vücut yorgun. En azından savunma yönünde tüm gücümü takıma katkı sağlamak için harcıyorum. Bundan sonra daha iyi olacağıma inanıyorum.'' 568164 gram altın 49 TL, gram küf 28 bin TL Dilek Sezen'in haberi Ondokuz Mayıs Üniversitesinde (OMÜ) başlatılan bir araştırmada kullanılacak gram saf aflatoksinin fiyatı 50 bin TL'yi aşınca proje zora girdi. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, OMÜ Ziraat, Veteriner Fakülteleri ile Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü tarafından, Ünye'de faaliyet gösteren bir Alman Maden firmasının desteğiyle ''Karma Yeme Küf Önleyici Olarak Bentonit İlavesinin Yumurta Tavuklarının Performansına ve Bazı Kan Parametrelerine Etkileri'' konulu proje hazırlandı. OMÜ'nün bu yıl ilk sanayi destekli projesi olan söz konusu projede kullanılacak gram saf aflatoksinin 10 miligramının 129 avro olması ise projeyle ilgili bazı sıkıntılar yaşanmasına neden oldu. Proje Başkanı Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ergin Öztürk, hayvan yemlerinde depolama, taşıma şartları ve iyi kurutulamamaya bağlı küflenmenin dünya genelinde yaşanan önemli bir sorun olduğunu, bu durumun hayvanlarda verim kaybına ve bu yemleri yiyen hayvanların ürünlerinin tüketilmesi sonucu insan sağlığı açısından olumsuz etkilere yol açtığını ifade etti. Belirli ölçülerde yemlerin içine konulan bentonit adlı kayanın nemi emdiğini ve küfün toksik etkisini azalttığını belirten Prof. Dr. Öztürk, gözenekleri sayesinde nemi emen söz konusu kaya türünün bu nedenle hayvan yemlerinde kullanıldığını kaydetti. Prof. Dr. Öztürk, projeyi ''Ünye'de Alman bir firma tarafından çıkartılan bentonitin değerlendirilmesi, ne kadar yeme hangi ölçüde bentonit katılması gerektiği, bentonitin yemlerdeki küfe etkisinin ne olduğuyla'' ilgili hazırladıklarını söyledi. Projeden sağlıklı bir sonuç alabilmek için saf aflatoksinin küflenmemiş yeme katılarak, hayvanlar üzerindeki etkilerinin gözlenebileceğini bunun için küfün mutlaka saf halde olması gerektiğini söyleyen Öztürk, şunları kaydetti: ''Gıdaları küflendirerek aflatoksin elde etmek çok kolay, ancak saf halde aflatoksin elde etmek laboratuvar ortamında oldukça zahmetli elde ediliyor. Bu yüzden yurt dışından belli başlı laboratuvarlardan alınan bu malzemenin fiyatı çok yüksek. 10 miligram saf halde aflatoksinin fiyatı 129 avro. Bizim grama ihtiyacımız var. Bunun fiyatı da 50 bin TL'yi aşıyor. gram aflatoksinin fiyatı projenin toplam maliyeti kadar. Küf deyip geçmemek lazım şu an altından daha kıymetli görünüyor.'' Prof. Dr. Öztürk, araştırma yapacak bilim adamlarına da seslenerek, projede saf halde küf kullanılacak araştırmalarda, küfün maliyetini gözönüne almalarını istedi. 568553 Bakan'dan "İlaç Fiyatı" Müjdesi Hükümet ilaç fiyatlarını düşürecek bir kararnameyi Bakanlar Kurulu'nda imzaya açtı. Böylece hem vatandaş ilaca daha az para ödeyecek hem de devletin rekor seviyelere ulaşan ilaç harcamaları düşecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, bu önemli açıklamaları, TRT'de yayınlanan İşin Doğrusu programında yaptı. Türkiye'de İlaç Sektörü Son Yılda Kat Büyüdü Krize rağmen 2008 yılında yüzde 15 kârlılıkla çalışan ilaç sektörünün bu yıl da 15-20 oranında kârlılıkla çalışması öngörülüyor. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun buyıl ilaç sektörüne 15,7 milyar lira para aktarması bekleniyor. Bu rakam ile Türkiye, sağlık harcamalarında Avrupa ülkeleri arasında ilaca yüzde 43 ile en yüksek oranda para ayıran ülke durumunda. Avrupa ülkeleri arasında ilaca en çok para ayıran Yunanistan'da bile bu rakam yaklaşık yüzde 22 yani Türkiye'nin yarısı kadar. Global bütçe çalışması ile devletin ilaca ödediği yüksek rakamı düşürmeye çalışan hükümet, eczanelerden ve ilaç firmalarından da kriz ortamında elini taşın altına koymasını bekliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, "Tüm Dünya yüzde 1,2 küçülmüşken, bizim ülkemiz de yüzde küçülmüşken ilaç sektörü yüzde 15'ten fazla büyüyorsa zaman biz en büyük alıcı olarak onlara şunu deme hakkına sahibiz bizim ülkemizin karşı karşıya kaldığı krizin maliyetlerini siz de bizimle paylaşın" dedi. Kararname Bakanlar Kurulu'na Sunuldu Bakanlar Kurulu'na sunulan yeni ilaç kararnamesi hem vatandaşın cebini düşünüyor hem de devletin yaptığı rekor ödemeleri. Türkiye'de, eşdeğer ilaçlara orjinal ilaçların yüzde 80'i oranında ödeme yapılıyor. Yeni kararname ile lisans süresi sonunda eşdeğer ilaçlara ve orjinal ilaçlara, ilk fiyatın yüzde 60'ı oranında ödeme yapılacak. Kararname ile orjinal ilaç ve aynı etkiye sahip eşdeğer ilaç fiyatları hem ucuzlayacak hem de lisans süresi sonunda eşitlenecek. Ömer Dinçer konuyla ilgili şunları söyledi: "Biz mesela bugün bir kararname imzaya açtık. kararnamede orjinal ilaçlarla eşdeğer ilaçların fiyatları konusunda belirlenmiş olan oranları değiştiriyoruz. Böylece ilaç fiyatlarında çok ciddi oranda indirimler yapma imkanımız ortaya çıkacak." 567222 Maliye Bakanı Şimşek, Çin'e gitti THY'nin tarifeli uçağı ile Pekin'e hareket eden Şimşek, 18 Eylül akşamına kadar Çin'de resmi temaslarda bulunacak. Şimşek, Pekin'de Maliye Bakanı Xuren ve diğer yetkililerle bir araya gelecek. Görüşmelerde, ''Türkiye ile Çin arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin artırılması ve Çinli firmaların Türkiye'de yapacakları yatırımlar'' ele alınacak. Bakan Şimşek'İn, 19 Eylül Cumartesi günü Türkiye'ye dönmesi bekleniyor. 567108 G.Saray zirvede Fenerbahçe dibe vurdu Futbol Federasyonu ve Turkcell işbirliğiyle 2008-2009 sezonunda uygulanmaya başlanan Turkcell Fair-Play Ligi'nde, 5. hafta değerlendirme sonucu, ertelenen Kayserispor-Ankaraspor maçı dışında açıklanırken, Turkcell Süper Lig lideri Galatasaray, fair-play liginde de zirvede yer alıyor. Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, sarı-kırmızılılar, Gençlerbirliği ve Trabzonspor ile birlikte aynı puanla zirvede bulunuyor. Bursaspor maçında oyuncusu sarı kart gören Fenerbahçe ise 25 puanla sıralamada son sıraya düştü. Turkcell Fair-Play-Ligi'nde 5. hafta sonunda değerlendirme şöyle oluştu:  TAKIMLAR: PUAN ---------------- ----- 1- Galatasaray 2- Gençlerbirliği 3- Trabzonspor 4- Beşiktaş 5- Denizlispor 6- Ankaraspor 11 7- Antalyaspor 11 8- Kasımpaşa 11 9- Sivasspor 11 10-Bursaspor 14 11-Gaziantepspor 14 12-İstanbul B.Ş.Bld 16 13-Eskişehirspor 16 14-Manisaspor 18 15-Ankaragücü 20 16-Kayserispor 24 17-Diyarbakırspor 25 18-Fenerbahçe 25 566872 Yeni Polo 30 bin 800 TL GALERİ VW Binek Araç Genel Müdürü Vedat Uygun, yıl sonuna kadar bin 500 adet yeni Polo satmayı hedeflediklerini belirterek, “Araç piyasaya çıkmadan 800 adedini sattık. Talep çok yüksek. Araç alabilsek bin 500 adetten çok fazla satarız” dedi. Uygun, 2010 yılında yeni Polo’yla pazar paylarını artıracaklarını belirterek, “2010’da bin 500 yeni Polo satmayı hedefledik. Bu satışla 2009’da yüzde olan pazar payımızı yüzde 9’a çıkartmak istiyoruz. İstediğimiz araç sayısını yurtdışından alsak yüzde 9.5’u da yakalarız” diye konuştu. Yeni Polo, Türkiye’de ilk planda 1.4 litre 85 beygirlik benzinli ve 1.6 litre 90 beygirlik CR dizel motor seçenekleriyle ithal edilecek. Yeni Polo’nun, her iki motor seçeneğinde de ileri manuel şanzıman ve ileri DSG şanzıman seçeneği yer alıyor. 567160 ABD ile Çin arasında ticaret savaşı Amerika'nın Çin malı lastiklere özel vergi uygulama kararına Pekin yönetimi ABD menşeli bazı otomobil ve tavuk eti ürünlerine, antidamping ve antisübvansiyon soruşturması başlatarak misilleme yaptı. Uzmanlara göre, ABD'nin attığı ilk adım, bazı diğer Çin mallarına karşı ticari şikâyetlerin önünü açabilir ve Batılı devletlerin G20 toplantısında Çin'in desteğini aradığı bir dönemde gerginliğe yol açabilir. Çin, ABD Başkanı Barack Obama'nın cuma günü yaptığı ve Çin menşeli lastiklere 26 Eylül'den itibaren yüzde 35 oranında koruyucu gümrük tedbirleri getirileceği yönündeki açıklamanın ardından hızlı tepki göstererek Dünya Ticaret Örgütü'nden (DTÖ) vergiler konusunda ABD'yle istişarelerde bulunmasını isteyeceğini açıkladı. Çin ayrıca, ABD'den gelen tavuk ürünleri ve motorlu araç parçalarıyla ilgili antidamping soruşturması başlattı. ABD'nin Çin'e sattığı tavuk ürünlerinden elde ettiği gelir yılda 800 milyon doları buluyor. Çin Uluslararası Radyosu'nun haberine göre, yurtiçi sektör temsilcileri, damping ve sübvansiyon gibi eşitsiz ticari yöntemlerle Çin piyasasına giren ABD'li otomobil ve tavuk eti ürünlerinin, yerel üreticilere baskı oluşturduğu gerekçesiyle Ticaret Bakanlığı'na başvurarak, antidamping ve antisübvansiyon soruşturması başlatılmasını istemişti. Ticaret Bakanlığı'ndan bir yetkili, ekonomik krizin başladığı tarihten bugüne kadar, Çin'in ticari korumacılığa somut olarak karşı çıktığını kaydederek, dünya ekonomisinin yeniden canlandırılmasını sağlamak için dünya ülkeleriyle birlikte hareket etmeye hazır olduğunu ifade etti. ABD'de halen, elektrikli battaniyeden bir çelik hammaddesine kadar uzanan birtakım Çin menşeli ürün hakkında şikayetler bulunuyor. Öte yandan Avrupa Birliği ise Çin malı ayakkabılarla ilgili harekete geçmeye hazırlanıyor. 568528 Çin'deki gemi kazasında 20 kişi öldü Şinhua ajansının haberine göre, kaybolan 13 kişinin de cesedine ulaşılmasıyla daha önce olarak açıklanan ölü sayısı 20'ye çıktı. 567460 Duş başlıklarına dikkat! Duş başlıklarının solunum yolu hastalıklarına yol açan bir bakterinin gelişimine ortam hazırlayabildiği ortaya çıktı. ABD'nin Colorado Üniversitesi'nden Norman Pace ve ekibi, vereme bağlı olmayan akciğer iltihaplanmalarındaki artış ile duş yapmak arasında ilişki olabileceğini gösteren bazı araştırmaların sonuçlarından yola çıktı. ABD'nin kentinde 50 duş başlığını inceleyen araştırmacılar bu duş başlıklarının üçte birinde büyük oranda "mikrobakteri mikobakterium avium" belirlendi. Hamilelerin, yaşlıların ve bir hastalık nedeniyle bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerin risk grubunda olduğunu belirten araştırmacılar, bakterinin yorgunluğa, kuru ve inatçı öksürüğe ve soluğun kesilmesine yol açabileceğini vurguladı. Metal duş başlıklarının plastiklere göre daha az bakteri barındırabileceğine dikkati çeken araştırmacılardan Laura Baunmgartner da, bakterinin bulaşma riskini azaltmak için duşun altına girmeden önce suyun bir dakika akıtılabileceği önerisinde bulundu ve sağlıklı kişilerin endişelenmemesi gerektiğini belirtti. Araştırma, "Proceedings of the National Academy of Sciences" dergisinde yayımlandı. 567179 Trabzon’a durmak yok! İstanbul ’u 6-1 yenerek moral bulan maçının hazırlıklarına ara vermeden başladı. Teknik Direktör Hugo Broos yönetiminde yapılan antrenmana izinli olan Song, sakatlıkları süren Yattara, ile kampından dönmeyen katılmadı. Asbaşkan Namibyalı oyuncunun geciktiğini ve kural ne gerektiriyorsa, onu uygulayacaklarını söyledi. Belediyespor karşısında forma giyen oyuncular hafif bir koşu yaparak idmanı tamamlarken diğer futbolcular yarı sahada maç yaptı. Öte yandan dünkü karşılaşmada gol atan ’ın küçük kızı Ezginaz, idmanda neşe kaynağı oldu. 567188 ‘Bir sezonda bile gol atmadım!’ İstanbul filelerini üç kez havalandıran ’un tecrübeli kaptanı “Normalde sezon boyunca üç gol atamıyorum” dedi, futbolculuk yaşamında ilk kez hat-trick yaptığını ifade etti İstanbul ’a üç gol atarak ’u farka taşıyan golleriyle ilgili ilginç açıklamalar yaptı. Futbolculuk yaşamında ilk kez bir maçta gol attığını da açıklayan Egemen, “Normalde ben sezon boyunca gol atamıyorum. En son geçen sezon kupa maçında ’a gol atmıştım. Ligde ise formasıyla Hacettepe karşısında gol atma başarısı göstermiştim” dedi. İlk golden sonra inanılmaz büyük bir mutluluk yaşadığını ifade eden Kaptan, “Belki klasik olacak ama bu maçta kim gol atsaydı, aynı sevinci yine yaşardım. Çünkü zor bir dönemden geçiyorduk. Tek isteğimiz kazanmaktı. En içten duygularımla söylüyorum, önemli olan takımın kazanmasıydı” diye konuştu. Maçtan sonra kendisini ilk olarak eşinin tebrik ettiğini de sözlerine ekleyen Egemen, şunları söyledi: “Arkadaşlarım maç içinde ve sonrasında beni kutladılar. Ama telefonu elime aldığımda ilk arayan eşim oldu. Sonra babam ve arkadaşlarım aradı. Hepsi şaşırdı. Normal bir sezonumda gol atan bir olarak inşallah bundan sonra oynayacağımız müsabakalarda da takımıma skor anlamında katkı yaparım. Antrenmanlarda yan toplardan çok gol atıyordum. Ama maçlarda bunu başaramıyordum. Bu sefer kaleyi bulmayı başardım.” Egemen, cuma günü ’u yenerek taraftara hediyesi vermek istediklerini belirtti. 567891 Çanakkale Boğazı'ndan geçen dev petrol platformunun halatı koptu Bahama bandıralı, 79,25 metre boyunda ve 63 metre yüksekliğindeki dev platform, Norveç bandıralı römorkör Bourbon Surf'ün yedeklisi olarak saat 07.25'te boğaza girdi. Boğaz geçişinde platforma, Kıyı Emniyeti Müdürlüğü'nün Kurtarma-2, Kurtarma-3, Söndüren-5 ve Söndüren-10 römorkörleri eşlik etti. Boğaz, platformun geçişi sebebiyle saat 03.30'dan itibaren çift yönlü olarak transit gemi geçişlerine kapatıldı. Saatte 5,5 deniz mili hızla ilerleyen Scarabeo-6, 10.05'te Çanakkale önlerine ulaştı. Buradan geçişini tamamlamak üzereyken çeki işlemi yapan Norveç römorkörünün halatlarından biri koptu. Kısa bir süre akıntılı bölgede sağa sola kontrolsüz şekilde ilerleyen dev platformu, Kıyı Emniyeti römorkörleri başarılı bir manevrayla yeniden kontrol altına aldı. Kumkale girişinden Gelibolu çıkışına kadar 36 mil uzunluğundaki Çanakkale Boğazı geçişini saatte tamamlayacağı belirtilen platform Marmara Denizi'ne açılmadan önce, saat 13.00'te Ege'den Marmara yönüne transit gemi geçişlerine izin verileceği öğrenildi. Marmara'dan Ege yönüne boğaz trafiği ise saat 14.30'da açılacak. 567020 12 Dev Adam Avrupa'da tarih yazıyor SIRBİSTAN: 64 TÜRKİYE: 69 Salon: Lodz Arena Hakemler: Guerrino Cerebuch xx (İtalya), Lazaros Voreadis xx (Yunanistan), Sergey Mikhaylov (Rusya) Sırbistan: Teodosic xxx 16 Tripkovic 3, Tepic x, Velickovic xx 12, Perovic xx 8, Paunic 2, Raduljica xx 8, Markovich x, Bjelica x, Krstic xx 11, Macvan Türkiye: Kerem xx 9, Ömer Onan xx 3, Hidayet 4, Ersan xxxx 22, Ömer Aşık xxx 11, Semih xx 6, Sinan xx 5, Oğuz 2, Ender xx 1. Periyot: 18-20 Devre: 33-36 (Türkiye lehine) 3. Periyot: 52-55 Normal Süre: 64-64 Faulle Çıkan: 39.32 Tripkovic (Sırbistan) 36. Avrupa Erkekler Basketbol Şampiyonası (F) Grubu karşılaşmasında Türkiye, Sırbistan'ı uzatmada 69-64 yendi ve 5. maçını da kazanmayı başardı. Karşılaşmaya özellikle hücumda tutuk başlayan milliler, savunmadaki etkili oyunlarıyla dengenin bozulmasını önledi. Sırbistan'da Tripkovic, Perovic ve Teodosis'in sayılarına, Ömer Aşık, Ersan, Ömer Onan ve Kerem'e karşılık veren (A) Milli Takım, son saniyesine 18-18 eşitlikle girilen ilk periyodu Semih'in basketiyle 20-18 önde geçti. İkinci periyotun ilk dakikalarında sayı bulmakta sıkıntı çeken milliler, Raduljica ile Krstic'i de durdurmakta zorlandı. Ömer Aşık'ın üst üste kaçırdığı serbest atışlar sonrası üstünlüğü ele almakta zorlanan milliler, Sinan, Ender ve özellikle Ersan'ın skorer oyunuyla devreyi de 36-33 üstün kapatmasını bildi. Mücadelenin üçüncü çeyreğine etkili başlayan milliler, Ömer Aşık, Hidayet ve Ersan'la sayılar bulurken, 27. dakikada farkı sayıya kadar yükseltti (50-42). Velickovic'in basketleriyle oyundan kopmamayı başaran Sırbistan'da Teodosic'in son saniye üçlüğüne karşın (A) Milli Takım son periyota 55-52 galip durumda girdi. Büyük çekişmeye sahne olan son periyotta her iki takımın da savunmaları ön plana çıktı. Çok fazla top kaybı yapan Sırbistan'a karşılık, Türkiye'nin ise düşük şut yüzdeli oyunu farkın açılmasının önüne geçti. Başa baş bir şekilde son saniyelerine girilen maçta skor 64-64 iken Sırbistan hücum süresini kullanamadı ve 3.4 saniye kala hücum şansı Türkiye'ye geçti. Kerem'in turnikeye girdiği pozisyonda pota altında Hidayet'in tamamladığı top basket olurken, sürenin dolup dolmadığını anlamak için hakemler televizyon görüntülerini izledi ve basketi geçersiz saydı. Normal süre 64-64 sonlandı. Uzatma bölümünde Sırbistan'a sayı şansı tanımayan (A) Milli Takım, zorlu mücadeleden 69-64 galip ayrıldı. (A) Milli Takım, (F) Grubu'nda grup liderlik için 16 Eylül Çarşamba günü Slovenya ile karşı karşıya gelecek. GRUPTA PUAN DURUMU İkinci tur (F) Grubu'nda bugün yapılan ikinci maçların ardından sıralama ve puan durumu şöyle: SIRA  ÜLKE   PUAN ------------------------ 1-    Türkiye     2-    Slovenya    3-    İspanya     4-    Sırbistan   5-    Polonya     6-    Litvanya    567770 Jackson’ın fragmanı tıklanma rekoru kırdı Jackson’ın fragmanı kırdı ’ın sadece iki hafta vizyonda kalacak kısa metrajlı filmi “This is it”in fragmanı tıklanma rekorları kırıyor. Film, ’ın sahneye dönüş konserleri için yaptığı provalardaki çekimlerden seçilen sahnelerden oluşuyor. Film tüm dünyada 28 Ekim’de gösterime girecek. 567312 Sigorta şirketleri sınıfta kaldı Sigorta şirketleri sınıfta kaldı İSTANBUL (İHA) Sel felaketi sonrası, hasar tespiti için ekspertiz yapan sigorta şirketlerinin, zor bir dönemden geçen firmalara çıkardıkları zorluklarla sınıfta kaldıklarını ifade eden MÜSİAD Hizmet Sektör Kurulu Başkanı Coşkun Topaloğlu, "Sigorta şirketlerinden beklentimiz, kazanç değil sadece yaralarının sarılmasını isteyen işletmelerin zararlarının biran önce ve zorluk çıkarılmadan tanzim edilmesidir" dedi. Özel sigorta şirketlerince sigortalı olan işletmelerin hızlı ve eksiksiz hizmet alma beklentisinde olduğunu belirten Topaloğlu, "MÜSİAD olarak zorluk çıkaran sigorta şirketlerin çok yakından takipçisi olacağız. 567618 Danıştay'ın 'gizli reklam' kararı Danıştay'ın 'gizli reklam' kararı ANKARA (A.A) Danıştay, televizyonda sunucunun önündeki dizüstü bilgisayarın markasının ekrandan görünmesinin 'gizli/örtülü reklam' anlamına geldiğine hükmetti. Özel bir televizyon kanalında yayımlanan bir programda sunucunun önündeki dizüstü bilgisayarda markasının göründüğü, bu yolla bilgisayarın örtülü reklamının yapıldığı gerekçesiyle televizyon kanalına idari para cezası verildi. Televizyon kanalı, cezanın iptali istemiyle Ankara 10. İdare Mahkemesinde dava açtı. Mahkeme, 'program sunucusunun kullandığı dizüstü bilgisayarın kapağından yer alan markanın firması ile televizyon kanalı arasında programın finansmanının sağlanması yönünde bir ilişki bulunmadığı' gerekçesiyle idari para cezası verilmesine ilişkin işlemi iptal etti. Bunun üzerine Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, uyuşmazlık konusu reklamın 4077 sayılı yasaya aykırı olduğunu, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını öne sürerek, mahkeme kararının kanun yararına bozulması isteğiyle Danıştaya başvurdu.  Danıştay Başsavcılığı da 'Ülke çapında yayın yapan davacı şirkete ait televizyon kanalında dizüstü bilgisayarın örtülü reklamının yapılmasının kanuna aykırı olduğunu, bu nedenle davacı şirkete idari para cezası verilebileceğini' ileri sürerek, mahkeme kararının temyizen kanun yararına bozulmasını istedi. Dosyayı görüşen Danıştay 10. Dairesi, İdare Mahkemesi kararını 'Hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere' kanun yararına oy birliğiyle bozdu. Dairenin kararında, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 16. ve 17. maddelerine işaret edildi. Kararda ayrıca, Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğinde 'Reklamların yasalara, genel ahlaka uygun, doğru, dürüst ve gerçekçi olmak zorunda olduğu, biçimi ve yayımlandığı mecra ne olursa olsun bir reklamın 'reklam' olduğu açıkça anlaşılması gerektiği ve örtülü reklam yapılamayacağı' kurallarına yer verildiği hatırlatıldı. Kararda, 'Sunucunun önündeki dizüstü bilgisayarın kapağında makul ölçülerden büyük yazılmış bilgisayar markasının kameranın doğrudan kaydedebileceği şekilde yerleştirildiği ve böylece markanın doğrudan görülebilecek şekilde konumlandırıldığının anlaşıldığı' belirtildi. Bu şekilde bir kullanımın 'gizli/örtülü reklam' anlamına geldiği vurgulanan kararda, bu nedenle davacıya idari para cezası verilmesine ilişkin işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı vurgulandı. 568227 Şırnak'ta PKK'lı teslim oldu 'ta 'lı teslim oldu ’ta ’dan kaçan bir güvenlik kuvvetlerine teslim oldu. Başkanlığı’nın sitesinde yeralan bilgiye göre, Şırnak’ın Güçlükonak ilçesinde bölücü terör örgütünden kaçan terörist güvenlik güçlerine teslim oldu. Böylece, 09 15 Eylül tarihleri arasında teslim olan PKK’lı sayısı oldu. PKK’lı ölü ele geçirilirken PKK’lı da yakalandı. Bir haftalık süre içinde etkisiz hale getirilen PKK’lı sayısı 13 olarak gerçekleşti. 567300 'ASALA'yı bitirdik' palavra 'ASALA'yı bitirdik' palavra İSTİHBARAT SERVİSİ Kenan Evren'in damadı ve eski MİT'çi olan Erkan Gürvit, “ASALA'yı bitirdik lafları palavradır” dedi. ASALA militanını sorgulayan tek kişi olduğunu belirten Gürvit, “ASALA'yı kimse bitirmemiştir. Orly Havaalanı saldırısıyla kendi kendisini bitirmiştir ASALA. Ayrıca ben ASALA militanı sorgulayan tek kişiyim. Üç ay Esenboğa'da yakalanan Levon Emekçiyan'ı sorguladım. Asıl militan öldü. Bu, ikinci sınıf olandı ve yaralı ele geçti” diye konuştu. EYMÜR YÜZ KARASI Gürvit, Vatan Gazetesi'nden Senem Altan'a verdiği röportajda, ASALA'ya karşı yapılan operasyonlarda Abdullah Çatlı'nın kullanılıp kullanılmadığıyla ilgili soruya şu yanıtı verdi: “Hiç tanımıyorum. Bu tip olaylara ne var derim ne de yok derim. Onlar bizim istihbaratımızın gizli kalması gereken konularıdır. Mehmet Eymür istihbaratçıların yüz karasıdır. İstihbaratçı kitap yazmaz, oturup anlatmaz” Gürvit, Kürt açılımında terör örgütü PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'ın yol haritasının dikkate alınıp alınmaması sorusununa ise “Asla Öcalan muhatap alınmamalı. Silahlı güç üzerinde etkisi var deniliyor. 1999'da getirilişini hatırlayın. Uçakta 'memleketine hoş geldin' dediler şaşırdı. 'Benim anam Türk'tür. Türk devleti için çalışmayla hazırım' dedi. Böyle lider olur mu? Duruşmalarda da dedi. Bu adamın yapısı. Lider değil bu adam” dedi. 568158 Trabzonspor'da ödül ve ceza Bordo-mavili kulüpten yapılan açıklamada, takım kaptanı Egemen Korkmaz'a İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında gösterdiği üstün performanstan dolayı ekstra prim verilmesinin uygun görüldüğü kaydedildi. Başkan Sadri Şener'in önerisiyle alınan karara gerekçe olarak, Egemen Korkmaz'ın, yaşanan olumsuzluklar karşısında hem kendisini hem de takım arkadaşlarını olumlu yönde motive etmesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında sergilediği üstün performansla attığı gol gösterildi. Buna göre Egemen'e bu maçın galibiyet priminin katı prim verileceği açıklanırken, primin maddi değerinden çok manevi yanının büyük önem taşıdığına dikkat çekildi. Trabzonspor'da geçen hafta perşembe günü milli takım kampından dönmesi beklenen, ancak henüz Trabzon'a gelmeyen Namibyalı oyuncu Tjikuzu'ya ise para cezası verileceği açıklandı. Yönetmeliklere göre, Tjikuzu'ya 120 bin liraya kadar para cezası verilebileceği bildirildi. 568248 Kızı sobada yakılan anne, adliye koridorunda bayıldı Kızı sobada yakılan anne, adliye koridorunda bayıldıÖzgür SARI/KONYA,(DHA) ’da yaşındaki komşularının kızı Beyza Çökekoğlu’nu evinde boğarak öldürdükten sonra cesedi odun sobasında yakmaktan yargılanmasına başlanan 23 yaşındaki Kezban Uslu hakkında ağırlaştırılmış ömürboyu istendi. Mahkemeye gelen Beyza’nın üç haftalık hamile olan 21 yaşındaki annesi Asuman Çökekoğlu, duruşma sonunda adliye koridorunda geçirdi. Tutuklu sanık Kezban Uslu, akıl sağlığıyla ilgili Adli Tıp raporu için Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde olduğu için duruşmaya katılmadı. yaşındaki Beyza Çökekoğlu, 30 Nisan 2009 Perşembe günü, Meram İlçesi Alavardı Mahallesi Kıraç Sokak’taki evlerinden, markete ekmek ve yumurta almaya gitti. Marketten ekmek ve yumurta aldıktan sonra evlerine dönmek üzere olan Beyza, aniden ortadan kayboldu. Konya Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Büro Amirliği ekipleri, yaklaşık aylık çalışma sonucunda Beyza’nın, cinayete kurban gittiğini belirledi. Polis, Beyza’yı evinde boğarak öldürdükten sonra cesedi odun sobasından yakan, yan komşuları Kezban Uslu’yu gözaltına aldı. ÖLDÜRÜP KAHVALTIYA GİTTİM Gözaltına alınan Kezban Uslu, ’na verdiği ifadede, cinayeti tüm soğuk kanlılığıyla şöyle anlattı: “5 ay önce çocuğumu kaybettim. Bu nedenle, başkalarını da aynı acıyı yaşamasını istedim. Kızı, bakkaldan evime getirdikten sonra hemen boğarak öldürdüm. Kendi çocuğum sokakta oynuyordu. Eşim de işe gitmişti. Evde yalnızdım. Sobaya bolca odun atıp, cesedi de içine koydum. Kolonya dökerek sobayı tutuşturdum. Sık sık odun atmayı sürdürdüm. Sonra da kızın aldığı ekmek ve yumurtayı yanıma alıp, komşuma kahvaltı yapmaya gittim.” AİLESİ KATILDI Kezban Uslu, çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı. Tutuklu Kezban Uslu’nun, ‘Çocuğu ya da beden, ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiyi öldürme ve delilleri ortadan kaldırma’ suçundan ağırlaştırmış ömürboyu hapis cezası istemiyle 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına başlandı. Cinayet sanığı Kezban Uslu, yerinde olup olmadığına dair Adli Tıp raporu için Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde olduğundan duruşmaya katılmadı. Mahkemeye, Beyza Çökekoğlu’nun annesi Asuman, tornacılık yapan babası 31 yaşındaki Seyit Çökekoğlu, yakınları ve taraf avukatları katıldı. Mahkeme Başkanı, ilk olarak anne Asuman Çökekoğlu’na duruşmalara katılmak isteyip, istemediğini sordu. Acılı anne, haftalık hamile olduğunu ve sağlığı el verdiği sürece tüm duruşmalara katılmak istediğini söyledi. KEZBAN DA ARAMA ÇALIŞMALARINA KATILDI Ardından tanıklardan Kezban Uslu’nun ev sahibi 68 yaşındaki Emine Gürbüz ile kızları 37 yaşındaki Fatma ile 29 yaşındaki Şenay Gürbüz dinlendi. Olay gününü anlatan Emine Gürbüz, şunları söyledi: “Beyza’yı sokakta gördüm. Elinde içinde, Kezban’nın bize getirdiği poşete benzeyen bir poşet ve içinde ekmek vardı. Kezban, beyaz poşetin içerisinde yumurta ve ekmek getirdi. Bizimle kahvaltı yapmak istediğini söyledi. Yumurtaları siz pişirirken ben aşağı ineceğim ve sobayı yakacağım diyerek kendi evlerine indi. Ben yukarıdan soba ile uğraştığını gelen seslerden duymuştum. Daha sonra bize tekrar geldi ve birlikte kahvaltı yapmaya başladık. Bu sırada Beyza’nın ailesi, kızlarının kaybolduğunu söyleyerek etrafta kızlarını aramaya başladılar. Kezban da heyecanla aşağı inerek arama çalışmalarına katıldı.” Fatma Gürbüz de, Beyza’yı aradıkları sırada Kezban Uslu’nun evine de baktıklarını, sobanın yanında kül gördüğünü ve bunu sorduğunda Kezban Uslu’nun aceleden dökülmüş olabileceğini söylediğini anlattı. Şenay Gürbüz de “Kezban bize kahvaltı yapmak için eve geldi. Kahvaltı yaptığımız sırada Beyza’nın kaybolduğunu duyduk. Hep birlikte Beyza’yı aramaya başladık” dedi. Anlatılanları izleyen Beyza’nın annesi Asuman Çökekoğlu, gözyaşlarına hakim olamadı. Tanıkları dinleyen mahkeme heyeti, Kezban Uslu’nun tutuklukuk halinin devamına karar verip, duruşmayı 15 Ekim'e erteledi. Asuman Çökekoğlu, duruşma salonundan çıktıktan sonra koridorda baygınlık geçirdi. Yakınlarının müdahalesi sonucu kendine gelen Asuman Çökekoğlu, gözyaşları içinde adliyeden ayrıldı. 568334 Kamu alımlarında yeni dönem Kamu ihale yasası, Avrupa Birliği () direktiflerine uyumlu hale getiriliyor. İhaleli, ihalesiz tüm kamu alımları için tek bir düzenleme yapılacak. Değişiklikte eşik değer esas alınacak. Yani ihalelerin yabancılara açılma limitinde Avrupa Birliği standartına geçilecek. Bu çerçevede Avrupa Birliği'ne uydurulacak eşik değer tutarının üzerindeki ihaleler bire bir direktiflerine uygun olacak. Eşik değerin altındaki ihalelerde ise esnek bir yapı uygulanacak. Kamu İhale Kurumu Başkanı Hasan Gül, "Tüm ihalelerin yabancılara açılması söz konusu olur mu?" sorusuna, "Bu tamamen mevzuatı nasıl düzenleyeceğimize bağlı. Hükümetin tasarrufundaki bir konu" yanıtını verdi. Mevcut uygulamada ihale eşik değerin üzerindeyse yabancıları alma zorunluluğu olduğunu anlatan Gül, altında ise yüzde 15 fiyat farkı uygulandığını belirtti. Gül, yeni düzenlemede de benzer bir formülün hayata geçirilebileceğini söyledi. Düzenleme ile "istisnalar" da önemli ölçüde daraltılacak. Yasa kapsamı dışında alım yapılmasını öngören "istisnalar", savunma, güvenlik, acil durum, araştırma geliştirme gibi zorunlu alanlarla sınırlı olacak. Kamu alımları yasasına içinde son şekli verilecek. 567192 Katlı otopark teşviği iptal Büyükşehir Belediye Meclisi, 1994 yılından bugüne kadar uygulanan ve kent merkezine yüksek katlı yapılar yapılmasına neden olan çok katlı otopark teşviğini şehircilik ilkeleri, plan bütünlüğü ve kent estetiğine aykırılıklara neden olduğu gerekçesiyle iptal etti. Katlı otoparklarla ilgili olarak yeni bir hazırlanacak. Büyükşehir Belediye Meclisi, Başkan Vekili Sırrı Aydoğan’ın yönetiminde toplandı. Çok katlı otopark yapımını teşvik etmek amacıyla Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından 1994 yılında alınan karar Şehir Plancıları Odası Şubesi’nin başvurusu dikkate alınarak iptal edildi. Grup Sözcüsü Murat Bakan, karar nedeniyle Kent merkezinde kentsel estetiğe uygun olmayan, plan bütünlüğüne ve şehircilik esaslarına aykırı yüksek yapıların inşaa edildiğini söyledi. AKP’li Murat Akdemir ise iptalin yanlış olduğunu, kentteki otopark ihtiyacının karşılanması için iyi bir uygulama olduğunu savundu. Akdemir, bu kararla özel teşebbüsün otopark çözümüne katkısının da önünün kesildiği, yeni bir yönetmelik yapmadan mevcutun iptalinin yanlış olduğunu söyledi. Öte yandan, belediye otoparklarında mahkemeler tarafından yürütmesi durdurulan zamlı tarifenin yerine yapılacak yeni komisyonlara sevkedildi.  Zamma mahkemeden durdurma Başkan Vekili Aydoğan, mahkemenin sadece aylık abone ücretlerine yapılan zamla ilgili yürütmenin durdurulması kararını verdiğini, açık otoparklarla ilgili bir mahkeme kararı olmadığını söyledi.  Mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı vermesiyle birlikte yeni tarife hazırlanana kadar aylık aboneler eski tarifeye dönmüştü. Açık otoparklarda abonelik 170 TL’den eski tarife olan 100 TL’ye kapalı otoparklardaki 175 TL’lik aylık abonelik ücreti ise 110 TL olarak uygulanıyor.  567011 Siirt'te 14 Eylül tabelaları indiriliyor Mustafa Kemal Atatürk’ün Siirt’e gelişinin 93. yıl dönümü son kez 14 Eylülde kutlandı. Vali Necati Şentürk, Atatürk’ün Siirt’e geliş tarihinin yanlış bilindiğini bu nedenle bundan sonra kutlamaların 27 Kasım günü yapılacağını söyledi. Atatürk Anıtı’nda çelenk sunulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Valilik önünde düzenlenen törende konuşan Vali Necati Şentürk, bir tarih hatasının önümüzdeki yıldan itibaren düzeltileceğini bildirdi. Şentürk, Atatürk’ün hatıralarını okuduğunu kaydederek şöyle dedi: "Atatürk 27 Kasım 1916 tarihinde Siirt’e gelmiş. Türk Tarih Kurumu Yayınları arasında çıkan kitaplarda bu durum Atatürk’ün ağzından açık bir şekilde belirtiliyor. Türk Tarih Kurumu ve Genelkurmay Harp Dairesi Başkanlığı ile görüşerek kutlama törenlerini 27 Kasım tarihine alacağız. Bu arada birkaç okulumuza 14 Eylül adını vermişiz. Bunların da adını 27 Kasım olarak değiştireceğiz. Kutlama töreni önümüzdeki yıldan itibaren 27 Kasım da yapılacak." Siirt İlim Spor Araştırmaları Vakfı Sanatçısı Lütfü Turşak’ın konserinin ardından kutlama törenleri kapsamında, Siirt’in yakın tarihini yansıtan fotoğraf sergisinin açılışı yapıldı. 567090 Savcıların oturduğu sitenin önünde suikast silahı Uzi bulundu Sokaklara bırakılan silahlara dün bir yenisi eklendi. Bu kez adres İstanbul Başakşehir'di. 2. Etap içerisinde bir sitenin temizlik görevlisi sabah çöplerini boşaltmak için geldiği konteynerlerin yanında beyaz bir poşet buldu. Çöp sanarak konteynıra atmak isteyen görevli, poşetin içerisinden gazeteye sarılı olan silahı yere düşürdü. Ağır olan ve düştüğünde metal sesi gelen poşetten şüphelenen temizlik görevlisi, içerisini kontrol edince silah olduğunu gördü. Poşeti yere bırakarak, güvenlik görevlilerine haber verdi. Ardından emniyete bilgi verildi. Kısa süre sonra polis olay yerine geldi. Ekipler silahı inceledi. Olay yerine bomba imha ekibi de çağrıldı. Çöp konteynerleri ve çevresinde inceleme yapıldı. Ancak başka bir silaha rastlanmadı. Silahın şarjörü yoktu, seri numarası da silinmişti. Uzi, ayrıntılı inceleme için Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Silahın önemli bazı davalara bakan hakim ve savcıların ikamet ettiği Başakşehir'de bulunması dikkat çekti. Çöp konteynerine 20 metre uzaklıkta 44 daireli binanın tamamında hakim, savcı ve avukatlar otururken yan binanın ise İSKİ'de çalışan memurlara ve daire başkanlarına ait olduğu öğrenildi. ERGENEKON BAĞLANTISI ARAŞTIRILACAK Silahın Ergenekon soruşturması kapsamında ele geçirilen silahlarla ilgisinin olup olmadığı araştırılıyor. Silahı bulan temizlik görevlisi, sabah 7.30'da çöpleri boşaltmak için geldiği sırada poşeti bulduğunu ve ağır olmasından şüphelendiğini söyledi. İçerisini açtığında silahı gördüğünü ve hemen yere bıraktığını anlatan şahıs, el izinin bu arada silaha geçmiş olabileceğini söyledi. Gözaltına alınan görevli ifadesinin ardından serbest bırakıldı. 567624 Kadir Gecesi'nde nasıl dua edilir? Kadir Gecesi'nde nasıl dua edilir? Bugün Gazetesi Yazarı Mehmet Paksu, bugünkü köşe yazısında Kadir Gecesi 'nasıl dua edilmeli' konusunu ele aldı. Paksu, Kadir Gecesi'nin mahiyetini de anlatırken geceyi değerlendirmek için yapılması gerekenleri de kaleme aldı. İŞTE PAKSU'NUN YAZISI: Bu gecede nasıl duâ edileceğini Hazret-i Âişe (r.a.) Peygamberimiz'e soruyor:"Yâ Resulallah, Kadir Gecesi'ne rastlarsam nasıl duâ edeyim?" Resulullah Aleyhissalâtü Vesselâm: "Allâhümme inneke afüvvün kerîmün tühibbü'lafve fa'fü annî" Yani: "Allah'ım! Sen affedicisin, kerem sahibisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle, dersin' buyurdu." Ayrıca gecede Kur'ân'a çok yer ayırmalı. Bol bol Kur'ân okumalı ve dinlemeli. Kendimizi Kur'ân'a muhatap etmeli. Kur'ân sanki ilk defa bize inmiş bir ruh hali içinde olmalı. *** Kadir Gecesi neden bin aydan hayırlıdır? "Bin ay" seksen üç sene dört aylık bir süredir. Geçmişteki salih kimselerin bir ömür boyu kazandıkları manevi mertebeyi bir gece içinde elde etme fırsatıdır. Peygamberimiz Sahabilere İsrailoğulları'ndan dört kişinin seksen sene boyunca hiç günah işlemeden ibadet ettiklerini anlattı. Sahabiler bunu hayretle karşıladı. Cebrail Aleyhisselâm geldi, "Yâ Muhammed, ümmetin birkaç kişinin seksen sene ibadetinde hayrete düştüler. Allah sana ondan daha hayırlısını indirmiştir" diyerek Kadir Suresi'ni okudu ve "İşte bu senin ve ümmetinin hayran kalışından daha hayırlıdır" buyurdu. *** Mübarek gecelerde ölenler âhirete imanlı mı gider? Bir kimsenin iyilik ve kötü­lüğü Allah'a olan kulluğu ile ölçülür. İmanı olduğu halde, İslâm'a uymayan hal ve hareketleri varsa bu insan günahkâr insandır. Bu çeşit insanlar ölünce onları nasıl bir son bek­ler? Peygamber Efendimiz'in (a.s.m.) bu konudaki ifa­deleri açıktır: "Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz; nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz." Bu gerçek başka bir hadiste de şöyle dile getirilir: "Kim ne halde iken ölürse, Allah onu şey üzerine di­riltir." (Feyzü'l-Kadîr, 6: 226.) Allah'a ve diğer iman esaslarına inanan bir insan, öldüğü zaman mü'min ve Müslüman sayıldı­ğından Müslüman olarak işlem görür. Böyle birisinin âhiretteki durumunu Peygamberimiz (a.s.m.) şöyle dile getiriyor: "Kim Allah'tan başka bir ilâh olmadığını bilerek ölürse cennete girer." (Müslim, İman: 43.) Bir mü'min mübarek gün ve gecelerin birinde ve­fat ederse, Cenâb-ı Hakk'ın ona ayrı bir muamele edece­ğine dair bir hadis-i şerifte şöyle buyrulur: "Bir Müslüman cuma günü veya gecesi ölürse Cenâb-ı Hakk onu kabir fitnesinden (sualinden ve azabın­dan) kurtarır." (Tirmizî, Cenâiz: 73; Müsned, 2:176.) Başta cuma günü ve gecesi olmak üzere, Kadir Gecesi gibi gecelerde vefat edenlere Cenâb-ı Hak vakitlerin hürmetine ayrı bir muameleye tabi tutacak­tır. Bir mü'min ölmeden önce böyle bir gecede Cenâb-ı Hakk'ın affına ermişse haliyle bu nimetten faydalanacak ve kurtula­caktır. Bunun yanında imandan yoksun olan, mü'minlere karşı sürekli düşmanlık duyguları taşıyan bir kimsenin durumu ebedi bir kayıp ve büyük bir hüsrandır. Kadir Gecesi'nde de ölse sonuç değişmeyecektir 567114 "Zor olacağını biliyorduk" 36. Avrupa Erkekler Basketbol Şampiyonası'ndaki galibiyet serisini Sırbistan karşısında da sürdüren ve (F) Grubu'nu ilk iki sıra içinde bitirmeyi garantileyen (A) Milli Takım'da yardımcı antrenör Orhun Ene, zor olacağını bildiklerini kaydetti. Maç sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Orhun Ene, ''Savunmada iyiydik ancak zor olacağını biliyorduk. İki takım da savunmayı iyi yaptı. Fakat biz İspanya maçında olduğu gibi hücumda çok iyi organize olamadık. Bu durumu kontrol altına almamız gerekiyor'' diye konuştu. Ene, Sırbistan karşısında beklenen performansının altında kalan Hidayet için ise, ''Hidayet bizim liderimiz. çok iyi oynamasa da takımın bir arada kalmasını sağlıyor. Çok kötü oynarken bir anda çok iyi de olabilir. Her şeyi değiştirebilecek tarzda bir isim. Bu da koçun bir kararı'' ifadelerini kullandı. Milli oyuncu Semih Erden ise Sırbistan karşısında çok yorulduklarını belirterek, ''Çok iyi maç çıkardık. Rakibimiz gerçekten güçlüydü. Sonunda gülen taraf biz olduk. Bu yüzden çok sevinçliyiz. Savaşmadan, mücadele etmeden maç kazanılmıyor. Biz de bunu yaptık. Bazı aksaklıklar olsa da, iyi bir mücadele ortaya koyduk'' dedi. 568452 Eğitimde Trabzon'u ilk 10'a taşıyacağız Eğitimde Trabzon'u ilk 10'a taşıyacağız 'İlköğretim Haftası' Türkiye genelinde olduğu gibi Trabzon'da da törenlerle kutlanıyor. Trabzon'un eğitimde hak ettiği yerde olmadığını ifade eden Vali Kızılcık, öncelikli hedeflerinin şenri ilk 10 içine taşımak olduğunu söyledi. TRABZON (İHA)- Temel Yaşar Çoruh İlköğretim Okulu'nda düzenlenen İlköğretim Haftası açılış töreninde konuşan Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, Trabzon'un eğitimde hak ettiği yerde olmadığını ifade ederek, öncelikli hedeflerinin Trabzon'u ilk 10 içine taşımak olduğunu söyledi. 'İlköğretim Haftası' Türkiye genelinde olduğu gibi Trabzon'da da törenlerle kutlanıyor. Sabah ilk olarak Trabzon Valiliği önündeki Atatürk Anıtı'na çelenk sunulup, saygı duruşunda bulunulmasının ardından Temel Yaşar Çoruh İlköğretim Okulu'nda tören düzenledi. Burada düzenlenen törene Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, Trabzon Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, okulu yaptıran hayırsever işadamı Temel Yaşar Çoruh, bürokratlar, veliler, davetliler ve öğrenciler katıldı. HAK ETTİĞİMİZ YERDE DEĞİLİZ Trabzon'un bin yıllık tarihi geçmişe sahip bir kültür, sanat ve estetik şehri olduğunun altını çizen Vali Kızılcık, Trabzon'un eğitimde hak ettiği yerde olmadığını kaydetti. Bu kadar önemli bir kültür ve eğitim şehrinin böylesine hak etmediği bir konumda olmasının kabul edilir olmadığını ifade eden Vali Kızılcık, öncelikli hedeflerinin 30'lu sıralarda olan Trabzon'un ilk 10 içine girmesini sağlamak olduğunu söyledi. Vali Kızılcık, konuşmasına şöyle devam etti: “Trabzon'u hak ettiği seviyeye taşımak için başta KTÜ Eğitim Fakültesi ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlardan oluşan bir çalışma grubu oluşturarak, eksikliklerimizi tespit edip neler yapacağımıza karar vereceğiz. Bu çalışmalar sonucunda Trabzon'u mutlaka ilk 10 içine taşıyacağız. EN İYİ EĞİTİM VERİLMELİ Yeni bir eğitim-öğretim yılının ülkemize ve şehrimize hayırlı olması temennisinde de bulunan Vali Kızılcık, eğitimin toplumda vazgeçilemeyecek en temel unsurların başında geldiğini vurgulayarak, geleceğin Türkiye'sine yön verecek olan gençlere en iyi şekilde eğitim verilmesinin ve topluma faydalı bireyler olarak yetiştirilmesinin öncelikli amaçları olduğu söyledi. Konuşmaların ardından sınıfları gezen Vali Kızılcık, okula yeni başlayan birinci sınıf öğrencileriyle sohbet ettikten sonra onlara çeşitli hediyeler verdi. Daha sonra İlköğretim Haftası kutlamaları çerçevesinde Vali Recep Kızılcık, 100. Yıl İlköğretim Okulu ve Hüseyin Hüsnü Aker Anaokulu'ndan bir grup öğrenciyi makamında kabul etti. 567223 New York Borsası yükselişle kapandı Borsanın temel göstergesi Dow Jones 21.39 puan artarak 9.626,80 puana, teknoloji endeksi Nasdaq da 10.88 puan kazançla 2.091,78 puana yükseldi. 567311 EKK'nın gündeminde İstanbul olacak EKK'nın gündeminde İstanbul olacak ANKARA (A.A) Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK), Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan başkanlığında 20. toplantısını yapacak. Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK), Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan başkanlığında 20. toplantısını, 16 Eylül 2009 Çarşamba günü saat 14.00'te yapacak. Hazine Müsteşarlığı kampüsünde bulunan Uğur Ercan toplantı salonunda gerçekleştirecek olan Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nun gündem konusu 'İstanbul Finans Merkezi' olacak. Toplantıya, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'in yanı sıra, kamu kuruluşlarının üst düzey yöneticileri ile sektör temsilcileri katılacak. 567085 Dedikodu bombası Dedikodu bombasıANTALYA AA güncellenme zamanı 15.9.2009Bombaların bulunduğu söylenen bölgede herhangi bir arama çalışması yapılmadığı görüldü. ’nın ilçesine bağlı turistik Titreyengöl bölgesindeki bir arazide yapılan kazıda, savunma tipi 80 bulunduğu öne sürüldü İddianın duyulması üzerine çok sayıda gazeteci bölgeye akın etti. Ancak bu konuda her hangi bir çalışmaya rastlanmazken, peş peşe yalanlama geldi. Kaymakamı Hacı İbrahim Türkoğlu ile yetkilileri iddiaları yalanladı. Kaymakam Türkoğlu, “Haberi duyunca ilgili birimleri aradım. Ancak, böyle bir bilgi yok. Ne jandarmada, ne de poliste bomba bulunduğuna dair bir bilgi yer almıyor” dedi. Antalya Valisi Aladdin Yüksel olayla ilgili olarak “Yok böyle birşey. İddialar gerçeği yansıtmıyor.” dedi. 568574 KİPTAŞ'tan ev alanlar da mağdur Başakşehir'deki Sular Vadisi sakinleri belediye iştirakı KİPTAŞ'ı evlerini dere yatağına yapmakla suçluyor. KİPTAŞ'ın yaptığı evleri sular basınca, milyon dolarlık lüks villa sahiplerinin de sabrı taştı. Başakşehir'de yüz binlerce dolarlık lüks vilları KİPTAŞ'tan satın alanlar kandırıldıklarını düşünüyorlar. Yaşanan selde eşyaları çamur yığınına dönen ev sahipleri  zamanla evlerinin yakınındaki derenin de doldurulduğunu ve derenin sel sularını taşıyamadığını söylüyorlar. Tüm bunlara bir de vilların üst bölgesine yapılan binalar eklenince, yamaçtaki toprak villa sahiplerinin bahçelerine dolmuş. KİPTAŞ konutlarında oturanlan belediyenin ilgisizliğinden şikayetçi. KİPTAŞ'tan ev alanlar dereyatağında oldukları bilgisi kendilerinden saklandığı gerekçesiyle mahkemey başvurmaya hazırlanıyor. 567578 Kamu alımlarında yeni dönem Kamu alımlarında yeni dönem 15 Eylül 2009 Salı, 11:04 Düzenlemeyle, yasanın Avrupa Birliği (AB) direktiflerine uyumlu hale getirilmesi amaçlanıyor. Bu çerçevede, ''eşik değer'' esas alınarak, bu değerin üzerindeki ihaleler bire bir AB direktiflerine uyumlu hale getirilecek. ''Eşik değer''in altında kalan ihaleler ise mevcut durumdan daha esnek bir yapıya kavuşturulacak. Avrupa Birliğinde eşik değer, direktifler yönüyle böyle bir anlam taşıyor ancak Türkiye'deki mevzuatta ''ihalelerin yabancılara açılma limiti'' olarak yer alıyor. Eşik değer tanımının AB'ye uydurulması amacıyla ''tüm ihalelerin yabancılara açılması söz konusu olur mu?'' sorusuna karşılık Kamu İhale Kurumu (KİK) Başkanı Hasan Gül, ''Bu tamamen mevzuatı nasıl düzenlemeyeceğimize bağlı. Teknik olmadığı için bizim karar vereceğimiz bir konu değil, hükümet tasarrufta bulunabilir. alan mutlaka belli bir şekilde düzenlenmesi gereken bir alan değil'' diye konuştu. Düzenlemeyle, eleştirilere konu olan ''istisnalar'' da önemli ölçüde daraltılacak. Yasa kapsamı dışında alım yapılmasını öngören ''istisnalar'', savunma, güvenlik, acil durum, araştırma geliştirme gibi zorunlu alanlarla sınırlı olacak. ''YASA KAPSAMI GENİŞLEYECEK'' KİK Başkanı Hasan Gül, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Avrupa Birliğine sunduğu ulusal program kapsamında hangi mevzuatın ne zaman hayata geçirileceği konusunda taahhütte bulunduğunu ifade ederek, bu takvime göre AB'ye tam uyumlu Kamu İhale Kanunun, 2009-2010 yıllarında tamamlanması gerektiğini kaydetti. 2010 yılı sonuna kadar yasanın hayata geçirilmesi gerektiği için çalışmaya bir kaç ay içinde son şeklini vermeye uğraştıklarını belirten Gül, ''Yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Yasanının adını da kamu ihale kanunu değil, kamu alımları kanunu gibi düşünüyoruz'' şeklinde konuştu. Gül, ihalenin, sadece belli bir alım usulü oluşturduğuna dikkati çekerek, ''Bir takım kamu alımları ihalesiz yapılabiliyor. Bu kanun hepsini kapsayacağı için ihaleli, ihalesiz... Kanun kapsamı genişleyecek'' dedi. ''TEMEL FARK, EŞİK DEĞERE DAYANIYOR'' Hasan Gül, soru üzerine mevcut kanun ile yeni hazırlanan kanun arasındaki temel farkın ''eşik değere'' dayandığını belirtti. ''Eşik değer''de Avrupa Birliği mantığına geçileceğini kaydeden Gül, bu çerçevede eşik değer tutarının üzerindeki ihalelerin bire bir AB direktiflerine uygun olacağını, altındaki ihalelerde ise esnek bir yapının uygulanacağını ifade etti. Gül, yasanın büyük ölçüde eşik değerin üzerindeki ihaleleri kapsayacağını, altında kalan ihaleler için ise temel prensiplerin bulunacağını, ayrıntıların ikincil mevzuatla belirleneceğini anlattı. ''YERLİ İSTEKLİYE FİYAT AVANTAJI ÜYELİĞE KADAR GEÇERLİ'' ''Eşik değer AB'ye paralel kılınırken Türkiye'de de ihalelerin tüm AB ülkelerine açık hale getirilmesi söz konusu olacak mı?'' sorusuna karşılık KİK Başkanı Gül, özetle şu bilgileri verdi: ''O tamamen mevzuatı nasıl düzenleyeceğimize bağlı. Biz, şimdiki mevzuatımıza paralel düzenleme yapabiliriz. Şu anda idareler eşik değerin altındaysa hiç ihaleye yabancı sokmam diyebiliyor, idarelerin inisiyatifi bulunuyor. Eşik değerin üzerindeyse yabancıları almak zorundayız. Fakat yüzde 15'e kadar yerli istekli lehine fiyat farkı uygulayabiliyoruz. Yerli istekliye fiyat avantajı, AB direktiflerine aykırı ancak biz üye oluncaya kadar bunu koruma hakkımız var ve bu yönüyle bu alanda her halükarda zaten direktiflere aykırı bir durum oluşturuyoruz. Konu teknik olmadığı için bizim karar vereceğimiz bir konu da değil. Hükümet orada hangi tasarrufta bulunursa bulunabilir. alan mutlaka belli bir şekilde düzenlenmesi gereken bir alan değil. Yeni mevzuatta mevcudun benzerini de yapabiliriz, tamamen farklı bir şey de yapabiliriz. Eşik değerin altında yabancıları kabul ederim ama eşik değerin altında da yüzde 15'e kadar fiyat farkı uygularım diyebiliriz. alan siyasi bir alan... Biz ancak alternatiflerin ne olabileceğini sunabiliriz.'' ''YENİ BİR DENETİM MEKANİZMASINA GEREK YOK'' Düzenlemede nasıl bir esneklik öngörüldüğünün sorulması üzerine Gül, durumu şöyle bir örnekle açıkladı: ''AB'deki mevcut direktiflerde otelcilik, yemek, güvenlik, organizasyon gibi bazı hizmet alımları çok esnek. Ama bizde mesela yemek işi varsa, belli bir tutarın da üzerindeyse açık ihale usulüyle yapmak zorundayız. Halbuki böyle alanlarda, açık ihaleyle başarılı sonuç almak çok zor. Çünkü durum en ucuza vermek gibi bir sonuca gidiyor, ama bu tür hizmet ihalelerinde fiyatın ötesinde kalite önemli. AB direktifleri bu anlamda bir takım ihalelerin sadece alanda faaliyet gösteren kişilerin davetiyle yapılmasına izin veriyor. Bunu nasıl düzenleyeceğimiz, bize bırakılmış bir şey. Biz illa kadar esnek bırakmayabiliriz.'' Esnek yapının suistimalleri de beraberinde getirebileceği hatırlatılarak, ''Kamu İhale Kurumu da denetimden uzaklaştı. Esnek yeni yapıya paralel yeni bir denetim mekanizması düşünüyor musunuz?'' sorusuna karşılık Gül, ''Denetim sistemimizde bir boşluk yok ama her zaman daha iyi yapmaya çalışmak lazım. Onun ötesinde özel bir denetim mekanizmasına gerek yok, çünkü şu anda kamuda denetim sistemimizde boşluk yok'' dedi. Gül, bu yöndeki başka soru üzerine, ''Denetimde bir boşluk yok derken tüm ihaleler kanuna, mevzuata uygun yapılıyor, hiçbir problem olmuyor anlamında değil. Demek istediğim bu usulsüzlükler, suistimaller mevzuatta denetim boşluğu olduğu için yapılmıyor, öyle bir boşluk yok. Yine insanlar bunu yapıyor olabilir ama bu, boşluktan değil. Çünkü denetim, hiçbir zaman tüm işlemlerin ve ihalelerin yüzde 100 denetimi anlamında yapılmaz, seçicilik vardır. Suistimal yapan kişiler de ortaya çıkmaması için bir takım şeyler yaparlar'' diye konuştu ve mevcut denetim mekanizmasının bu yönüyle yeterli olduğunu söyledi. ''BİR KISIM İSTİSNALAR KALKMIŞ OLACAK, ORASI NET'' Hasan Gül, ''istisnalar'' konusunda nasıl bir düzenleme yapılacağının sorulmasına karşılık, istisnaların önemli ölçüde sınırlandırılacağını anlattı. ''Bizde bu alan biraz daha karışık'' diyen Gül, Türkiye'de, AB'de olduğu gibi bir eşik değer ayrımı olmadığı için alımların genel olarak çok katı bir hale geldiğini, bu nedenle istisnaların ortaya çıktığını söyledi. Gül, ''Biz Avrupa Birliği anlamında bir eşik değer uygulamasına geçtiğimiz zaman istisnaların pek çoğunu artık yazma gereği olmayacak. Çünkü bu kapsamdaki alımların çoğu eşik değerin altında kalacak, biz de zaten orayı daha esnek düzenleyeceğimiz için istisnalara çok ihtiyaç kalmayacak'' diye konuştu. Hasan Gül, AB'de de istisna kapsamında bulunan savunma, güvenlik, acil durum, araştırma geliştirme gibi bir takım hizmet alımlarının istisna kapsamında yer almaya devam edeceğini, ancak bunun dışındaki istisnaların analiz edildiğini söyledi. Gül, ''Bunlardan hangisinin AB direktifleri anlamında istisna olacağı, hangisinin özel ihale usullerine veya daha esnek ihale usullerine tabi olacağı, hangisinin ise istisna olmayacağına yönelik çalışmalarımız var. Onları ilerde ilgili kurumlarla tartışarak, sonuçlandıracağız. Bir kısım istisnalar kalkmış olacak, orası net'' diye konuştu. 568154 Gelin kebabı tarifi Malzemeler Hamur için 1.5 Su bardağı un Çorba kaşığı sıvıyağ Yarım çay kaşığı kabartma tozu Biraz su, tuz Üzerine Çorba kaşığı sıvıyağ Adet soğan 250 gr kıyma Adet sivri biber Adet domates Adet mantar Çorba kaşığı ince kıyılmış maydanoz Tuz, karabiber, kekik Sos için Çay kaşığı salça Tatlı kaşığı un Su bardağı et suyu Hazırlanışı     Önce hamuru hazırlayın.     Bunun için un, tuz, sıvıyağ ve kabartma tozunu karıştırın.     Yeterli miktarda su ilave edin.     Yoğurarak hamur haline getirin.     Üzerini nemli bezle örtüp, dinlendirin.     Sonra hamurdan iri parçalar koparın.     Yemek tabağı büyüklüğünde açın.     Teflon tavayı yağlayın.     Hamuru tavaya alıp, arkalı önlü kızartın.     Üst malzeme için sıvıyağı kızdırın.     Soğanı rendeleyip, yağda kavurun.     Kıymayı ekleyip, kavurun.     Küçük doğranmış biber, domates ve mantarları ilave edin.     Tuz, karabiber ve kekiği ekleyin.     Hamuru servis tabağına alın.     Üzerine malzemeyi yayın.     Salça, un ve suyunu çırpın.     Ateşte koyulaşana dek pişirin.     Yemeğin üzerine gezdirin.     İnce kıyılmış maydanozla süsleyip, servis yapın. 566810 İspanya: 84 Litvanya: 70 Avrupa Erkekler Basketbol Şampiyonası (F) Grubu ikinci karşılaşmasında İspanya, Litvanya'yı 84-70 yendi. Bu sonuçla Litvanya, çeyrek finale çıkma şansını tamamen yitirmiş oldu. Salon: Lodz Arena Hakemler: Sreten Radovic xxx (Hırvatistan), Zoran Sutulovic xxx (Karadağ), Ademir Zurapovic xxx (Bosna Hersek) İspanya: Rubio xx 5, Fernandez xx 11, Navarro xxx 13, Garbajosa xx 10, Pau Gasol xxx 19, Mumbru xx 5, Lopez xx 5, Marc Gasol xx 9, Reyes xx 7, Llull x, Claver x, Cabezas Litvanya: Kalnietis xx 8, Lukauskis x, Maciulis 2, Petravicius xx 13, Ksistof Lavrinovic xx 6, Darjus Lavrinovic xx 4, Delininkaitis xx 8, Jomantas xx 11, Kleiza xx 8, Javtokas xx 10, Maziutis 1. Periyot: 15-24 Devre: 40-32 (İspanya lehine) 3. Periyot: 64-43 568352 "Açılım"a Suriye'den Tam Destek "Demokratik Açılım"a Suriye'den tam destek geldi. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Türkiye'nin gayretlerini olumlu bulduklarını söyledi. Esad ayrıca, PKK içindeki Suriye uyruklu militanları silah bırakıp, örgütten ayrılmaları halinde derhal ülkesine kabul edeceklerini açıkladı. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, kritik Türkiye ziyareti öncesi çok önemli açıklamalarda bulundu. "Terör Sorununa Kapsamlı Çözüm Lazım" Suriye'nin de tıpkı Türkiye gibi uzun yıllardır terörle mücadele ettiğine dikkat çeken Esad, Türkiye'nin terörü oluşturan sebepleri, demokratik yöntemler kullanarak, ortadan kaldırma çabasını desteklediklerini duyurdu. Esad, "Biz Amerikan yöntemiyle, yani sadece teröristi avlamak suretiyle, terörizmi çözemeyiz. Çünkü yok ettiğin teröristin yerine bir başkası gelir. Onun için kapsamlı bir çözüm olması lazım. Teröre neden olan olguların iyi değerlendirilmesi, analiz edilmesi lazım" diye konuştu. "Devletler Affedici Olmalı" Terör sorunundan bölgede bulunan üç ülkenin de etkilendiğine vurgu yapan Esad, devletlerin affedici olması gerektiğine değindi. Beşşar Esad, şöyle devam etti: "İster Suriye'de, ister Türkiye'de olsun birileri terörizmden vazgeçmişse, mutlaka onlara sahip çıkmamız, onları kollamamız lazım. Biz 1980'li yıllarda terörü bırakanları kucakladık. Yine kucaklayacağız ve affedeceğiz. Devlet affeder. Çünkü bizim hedefimiz terörü bitirmektir, intikam almak değil." Konuşmasında Türkiye-Ermenistan arasında gelişen ilişkilere de değinen Esad, iki ülke ilişkilerinin rahatlamasının çevredeki ülkeleri olumlu etkileyeceğini belirtti. Esad'tan Davutoğlu'na Övgü Suriye Devlet Başkanı, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, bölgedeki gerginlikleri gidermek için yaptığı girişmeleri takdirle karşıladıklarını da sözlerine ekledi. 567052 Bizde ulus devlet Taha Akyol ObjektifBizde ulus devlet 15 Eylül Salı 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! ESKi zamanlarda insanların okula ihtiyacı yoktu; ürünlerini de ya köyde paylaşırlar veya kasabada satarlardı. Türk ve köyleri, birbiriyle sıkı ilişki kurmadan kendi hallerinde yaşayıp giderdi. Ticaretin ve şehirleşmenin gelişmesi milyonlarca insanı ticari ilişkilere yöneltti, “ortak dil” meselesi ortaya çıktı... Devletlerin yaygın işine girmeleri de bu süreçle ilgilidir. Eğitim ama hangi dilde?! Gazete, kitap ama hangi dilde? Dünyada milliyetçiliklerin başlangıcı “benim dilim” sözüdür! Önceleri Osmanlı “herkes kendi dilinde” diye düşündü. Rum, Bulgar, ve nihayet milliyetçilikleri ‘kendi’ okullarında, özellikle ‘kendi’ tüccarların desteğiyle gelişti. Louise Nalbandyan’ın “The Armenian Revolutionary Movement” adlı eseri bu konuda çok aydınlatıcıdır. Kan gövdeyi götürüyor Osmanlı’da Türkler Türkçülük yaptığı için ayrılıkçı milliyetçiliklerin geliştiği iddiası, mutlak yanlıştır. Osmanlı yönetici sınıfı imparatorluk parçalanmasın diye “Türk” kavramını kullanmaktan sakınmış, herkesi “Osmanlı” üst kimliğinde birleştirmek istemişti. Buna rağmen ayrılıkçı milliyetçi hareketler güçlenerek büyüdü. Hepsi kendi okulunu, kendi devletini istiyordu. Bu unsurlar kendi ulus devletlerini kurarken etnik temizlik yaptılar. ’da, ayrıca ve ’da milyonlarca katledildi, Anadolu’ya ‘tehcir’ edildi. Anadolu nüfusu daha bir İslamlaştı ve Türkleşti. Edebi alandaki Türk milliyetçiliğini “Başka çare yok, kendi ulus devletimizi kuralım” fikrine yönelten, bu tarihi süreçtir. 1912’deki utanç verici Balkan bozgunu dağılan çokuluslu imparatorluğun mecalsizliğini yansıtır. Üç sene sonraki destanı ise doğmakta olan milli şuurun simgesidir. Milli Mücadele’nin formülü “Misak-ı Milli” imparatorluk siyasetinin reddidir; Müslüman Arapları da ayrı sayarak “Türkler ve Kürtler”den oluşan “Camia-yı ”ye dayalı bir milli devleti amaçlar. Milli devlet diyorum çünkü bayrak öteden beri tektir, resmi dil öteden beri Türkçedir. “Türkler ve Kürtler” sözü etnik federasyonu, siyasi anlamda ‘halklar’ kavramını ifade etmez. Milletvekilleri etnik kimliklerine göre değil, bulundukları illerden “milli temsil”e göre seçilirler... Mustafa Kemal’in Protokolleri’nde söylediği, “Kürtlerin kültürlerini geliştirebilmesi”dir. Ocak 1923’te basın toplantısında söylediği ise bütün illerin özerkliğe sahip olması, bundan Kürtlerin de istifade etmesidir. Etnik federasyon eğilimi, hatta iması bile hiçbir zaman olmamıştır. Köşe yazısına sığmaz, “Ama Hangi Atatürk” adlı kitabımda ayrıntılarıyla anlattım; ’da yükselen ırkçı görüşlerin ve isyanların da etkisiyle 1930’larda aşırı merkeziyetçi bir etnik Türkçülüğe savruldu. Muhalefet ve farklı görüşler susturulduğu için uyarı ve değişik öneriler de mümkün olmadı... Yanlış politikalar Ve, cumhuriyetin Mahmut Esat Bozkurt şunları söyleyebildi: “Bu memleketin efendisi Türktür. Öz Türk olmayanların Türk vatanında bir hakkı vardır; da hizmetçi olmaktır, köle olmaktır!” (Milliyet, 17 Eylül 1930) Büyük bir hatanın sözle dışa vurumuydu bu. isyanının ve Hoybun teşkilatının lideri Kürtçü milliyetçi İhsan Nuri, Bozkurt’un bu sözlerini bütün teşkilatına dağıtarak ayaklanma çağrısı çıkarmıştır. (Emin Karaca, Eteklerindeki Ateş, sf. 100 vd.) İktisat Vekili Celal Bayar, Ekim 1936 tarihli raporunda, Kürtlere yapılan davranışların “aksülamel” (tepki) doğurmasından kaygılandığını yazmıştır. Bu, Kürt milliyetçiliğiydi tabii. İsyanların bastırılmasında aşırı şiddet kullanılmış, bugünkü Kürt nesillerini Kürt milliyetçiliğine yönelten acı hatıralar yaşanmış, de bu derin yaralara tuz biber ekmiştir! Ve bugün dev bir sorunla karşı karşıyayız: Köklü tarihi, sosyolojik ve kültürel temellere dayalı bir ulus devlet olan Türkiye, Kürt milliyetçiliğinin kendi ulus devletini kurma savaşı karşısında ne yapabilir?! Yarın bunu konuşalım. 568561 TCDD'den bayramda ek seferler TCDD'den yapılan yazılı açıklamaya göre, bayram nedeniyle artan yolcu talebinin karşılanması için 18 Eylül-22 Eylülde YHT bağlantılı adet ek ''Bayram Ekspres'' tren seferi yapılacak. Bayram süresince Ankara-Eskişehir-Ankara arasında günde 15 YHT, Eskişehir-Haydarpaşa-Eskişehir arasında ise Bayram Ekspres treniyle YHT bağlantılı 12 trenin işletileceği kaydedilen açıklamada, şu bilgilerde yer verildi: ''Ek Bayram Ekspres treninin Eskişehir'den kalkış saati 10.45 Haydarpaşa'ya varış 14.53, Eskişehir'den kalkış 14.50, Haydarpaşa'ya varış 18.55, Haydarpaşa'dan kalkış 08.30 Eskişehir'e varış 12.26, Haydarpaşa'dan kalkış 15.20, Eskişehir'e varış 19.30'dur. Bu trenlere Eskişehir-Haydarpaşa-Eskişehir arasında Başkent Ekspresine uygulanan ücretler uygulanacak. Ankara-Haydarpaşa-Ankara arasında kombine taşıma ücret uygulamasına da devam edilecektir. Ayrıca yolcu taleplerinin karşılanması için İzmir Mavi Treni, Eylül Ekspresi, İç Anadolu Mavi Treni, Meram Ekspresi, Doğu Ekspresi, Çukurova Mavi Treni ve Eylül Mavi Trenlerinin kapasiteleri artılacaktır.'' 568145 Tüm kamu alımları yasa kapsamına giriyor Düzenlemeyle, yasanın Avrupa Birliği (AB) direktiflerine uyumlu hale getirilmesi amaçlanıyor. Bu çerçevede, ''eşik değer'' esas alınarak, bu değerin üzerindeki ihaleler bire bir AB direktiflerine uyumlu hale getirilecek. ''Eşik değer''in altında kalan ihaleler ise mevcut durumdan daha esnek bir yapıya kavuşturulacak. Avrupa Birliğinde eşik değer, direktifler yönüyle böyle bir anlam taşıyor ancak Türkiye'deki mevzuatta ''ihalelerin yabancılara açılma limiti'' olarak yer alıyor. Eşik değer tanımının AB'ye uydurulması amacıyla ''tüm ihalelerin yabancılara açılması söz konusu olur mu?'' sorusuna karşılık Kamu İhale Kurumu (KİK) Başkanı Hasan Gül, ''Bu tamamen mevzuatı nasıl düzenlemeyeceğimize bağlı. Teknik olmadığı için bizim karar vereceğimiz bir konu değil, hükümet tasarrufta bulunabilir. alan mutlaka belli bir şekilde düzenlenmesi gereken bir alan değil'' diye konuştu. Düzenlemeyle, eleştirilere konu olan ''istisnalar'' da önemli ölçüde daraltılacak. Yasa kapsamı dışında alım yapılmasını öngören ''istisnalar'', savunma, güvenlik, acil durum, araştırma geliştirme gibi zorunlu alanlarla sınırlı olacak. ''YASA KAPSAMI GENİŞLEYECEK'' KİK Başkanı Hasan Gül, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Avrupa Birliğine sunduğu ulusal program kapsamında hangi mevzuatın ne zaman hayata geçirileceği konusunda taahhütte bulunduğunu ifade ederek, bu takvime göre AB'ye tam uyumlu Kamu İhale Kanunun, 2009-2010 yıllarında tamamlanması gerektiğini kaydetti. 2010 yılı sonuna kadar yasanın hayata geçirilmesi gerektiği için çalışmaya bir kaç ay içinde son şeklini vermeye uğraştıklarını belirten Gül, ''Yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Yasanının adını da kamu ihale kanunu değil, kamu alımları kanunu gibi düşünüyoruz'' şeklinde konuştu. Gül, ihalenin, sadece belli bir alım usulü oluşturduğuna dikkati çekerek, ''Bir takım kamu alımları ihalesiz yapılabiliyor. Bu kanun hepsini kapsayacağı için ihaleli, ihalesiz... Kanun kapsamı genişleyecek'' dedi. 'TEMEL FARK, EŞİK DEĞERE DAYANIYOR' Hasan Gül, soru üzerine mevcut kanun ile yeni hazırlanan kanun arasındaki temel farkın ''eşik değere'' dayandığını belirtti. ''Eşik değer''de Avrupa Birliği mantığına geçileceğini kaydeden Gül, bu çerçevede eşik değer tutarının üzerindeki ihalelerin bire bir AB direktiflerine uygun olacağını, altındaki ihalelerde ise esnek bir yapının uygulanacağını ifade etti. Gül, yasanın büyük ölçüde eşik değerin üzerindeki ihaleleri kapsayacağını, altında kalan ihaleler için ise temel prensiplerin bulunacağını, ayrıntıların ikincil mevzuatla belirleneceğini anlattı. 'YERLİ İSTEKLİYE FİYAT AVANTAJI ÜYELİĞE KADAR GEÇERLİ' ''Eşik değer AB'ye paralel kılınırken Türkiye'de de ihalelerin tüm AB ülkelerine açık hale getirilmesi söz konusu olacak mı?'' sorusuna karşılık KİK Başkanı Gül, özetle şu bilgileri verdi: ''O tamamen mevzuatı nasıl düzenleyeceğimize bağlı. Biz, şimdiki mevzuatımıza paralel düzenleme yapabiliriz. Şu anda idareler eşik değerin altındaysa hiç ihaleye yabancı sokmam diyebiliyor, idarelerin inisiyatifi bulunuyor. Eşik değerin üzerindeyse yabancıları almak zorundayız. Fakat yüzde 15'e kadar yerli istekli lehine fiyat farkı uygulayabiliyoruz. Yerli istekliye fiyat avantajı, AB direktiflerine aykırı ancak biz üye oluncaya kadar bunu koruma hakkımız var ve bu yönüyle bu alanda her halükarda zaten direktiflere aykırı bir durum oluşturuyoruz. Konu teknik olmadığı için bizim karar vereceğimiz bir konu da değil. Hükümet orada hangi tasarrufta bulunursa bulunabilir. alan mutlaka belli bir şekilde düzenlenmesi gereken bir alan değil. Yeni mevzuatta mevcudun benzerini de yapabiliriz, tamamen farklı bir şey de yapabiliriz. Eşik değerin altında yabancıları kabul ederim ama eşik değerin altında da yüzde 15'e kadar fiyat farkı uygularım diyebiliriz. alan siyasi bir alan... Biz ancak alternatiflerin ne olabileceğini sunabiliriz.'' 'YENİ BİR DENETİM MEKANİZMASINA GEREK YOK' Düzenlemede nasıl bir esneklik öngörüldüğünün sorulması üzerine Gül, durumu şöyle bir örnekle açıkladı: ''AB'deki mevcut direktiflerde otelcilik, yemek, güvenlik, organizasyon gibi bazı hizmet alımları çok esnek. Ama bizde mesela yemek işi varsa, belli bir tutarın da üzerindeyse açık ihale usulüyle yapmak zorundayız. Halbuki böyle alanlarda, açık ihaleyle başarılı sonuç almak çok zor. Çünkü durum en ucuza vermek gibi bir sonuca gidiyor, ama bu tür hizmet ihalelerinde fiyatın ötesinde kalite önemli. AB direktifleri bu anlamda bir takım ihalelerin sadece alanda faaliyet gösteren kişilerin davetiyle yapılmasına izin veriyor. Bunu nasıl düzenleyeceğimiz, bize bırakılmış bir şey. Biz illa kadar esnek bırakmayabiliriz.'' Esnek yapının suistimalleri de beraberinde getirebileceği hatırlatılarak, ''Kamu İhale Kurumu da denetimden uzaklaştı. Esnek yeni yapıya paralel yeni bir denetim mekanizması düşünüyor musunuz?'' sorusuna karşılık Gül, ''Denetim sistemimizde bir boşluk yok ama her zaman daha iyi yapmaya çalışmak lazım. Onun ötesinde özel bir denetim mekanizmasına gerek yok, çünkü şu anda kamuda denetim sistemimizde boşluk yok'' dedi. Gül, bu yöndeki başka soru üzerine, ''Denetimde bir boşluk yok derken tüm ihaleler kanuna, mevzuata uygun yapılıyor, hiçbir problem olmuyor anlamında değil. Demek istediğim bu usulsüzlükler, suistimaller mevzuatta denetim boşluğu olduğu için yapılmıyor, öyle bir boşluk yok. Yine insanlar bunu yapıyor olabilir ama bu, boşluktan değil. Çünkü denetim, hiçbir zaman tüm işlemlerin ve ihalelerin yüzde 100 denetimi anlamında yapılmaz, seçicilik vardır. Suistimal yapan kişiler de ortaya çıkmaması için bir takım şeyler yaparlar'' diye konuştu ve mevcut denetim mekanizmasının bu yönüyle yeterli olduğunu söyledi. 'BİR KISIM İSTİSNALAR KALKMIŞ OLACAK, ORASI NET' Hasan Gül, ''istisnalar'' konusunda nasıl bir düzenleme yapılacağının sorulmasına karşılık, istisnaların önemli ölçüde sınırlandırılacağını anlattı. ''Bizde bu alan biraz daha karışık'' diyen Gül, Türkiye'de, AB'de olduğu gibi bir eşik değer ayrımı olmadığı için alımların genel olarak çok katı bir hale geldiğini, bu nedenle istisnaların ortaya çıktığını söyledi. Gül, ''Biz Avrupa Birliği anlamında bir eşik değer uygulamasına geçtiğimiz zaman istisnaların pek çoğunu artık yazma gereği olmayacak. Çünkü bu kapsamdaki alımların çoğu eşik değerin altında kalacak, biz de zaten orayı daha esnek düzenleyeceğimiz için istisnalara çok ihtiyaç kalmayacak'' diye konuştu. Hasan Gül, AB'de de istisna kapsamında bulunan savunma, güvenlik, acil durum, araştırma geliştirme gibi bir takım hizmet alımlarının istisna kapsamında yer almaya devam edeceğini, ancak bunun dışındaki istisnaların analiz edildiğini söyledi. Gül, ''Bunlardan hangisinin AB direktifleri anlamında istisna olacağı, hangisinin özel ihale usullerine veya daha esnek ihale usullerine tabi olacağı, hangisinin ise istisna olmayacağına yönelik çalışmalarımız var. Onları ilerde ilgili kurumlarla tartışarak, sonuçlandıracağız. Bir kısım istisnalar kalkmış olacak, orası net'' diye konuştu. 567385 06:58 Vurduğu arkadaşını sırtında taşıdı Vurduğu arkadaşını sırtında taşıdıHasan BÖLÜKBAŞ DHA merkeze bağlı Gücünkaya Köyü Akdoğan Mezrası’nda önceki akşam 19.00 sıralarında, 14 yaşındaki M.K., yayla evinde babasına ait ruhsatsız tabancayı alarak yaşındaki arkadaşı A.K. ile birlikte oynamaya çıktı. M.K.’nin elindeki silahın ateş alması sonucu A.K. karnından vuruldu. Arkadaşını engebeli arazide yaklaşık kilometre sırtında taşıyan M.K., anayola geldiğinde ile olayı yakınlarına bildirdi. Vurulan çocuk yakınları tarafından hastaneye kaldırıldı. 568494 Adebayor yandı! Adebayor yandı!İngiliz ekiplerinden 'nin Togolu golcüsü Emmanuel Adebayor Futbol Federasyonu'ndan kaçamadı. Formda golcü iyi bir savunma yapamazsa en az maç ceza alacak. Geçtiğimiz hafta sonu ile oynanan ve 4-2 M.City üstünlüğü ile biten maçta rakip takımdan Robin Persie'ye yerdeyken sert bir müdahalede bulunan, bununla birlikte gol sevincini Arsenal tribünleri önünde tepki toplayacak bir hareketle yapan Adebayor'un cezalandırıldığı açıklandı. Konuyla ilgili olarak İngiliz Federasyonu "Adebayor için Robin van Persie'yi sakatlamaya yönelik yaptığı hareket ve Arsenal taraftarları önündeki gol sevinci sebebiyle açılan soruşturmada futbolcuya ceza verilmesine karar verilmiştir. Hakem Mark Clattenburg Robin van Persie'ye yapılan hareketi görmediğini, görmesi durumunda oyuncuyu oyun dışına göndereceğini maç sonu raporunda belirtmiştir. Futbol Federasyonu futbolun içindeki bu tip sert hareketlere tamamen karşıdır." açıklamasında bulundu. Arsenal'den 'e bu yaz 42 milyon dolara transfer olan Adebayor'dan konuyla ilgili olarak Çarşamba günü TSİ ile saat 19.00'a kadar bir savunma beklenirken, futbolcunun otomatik olarak şu an maç ceza aldığı açıklandı. Sporx 567451 Panathinaikos GS mıaçının ayrıntıları Galatasaray'ın İstanbul'dan çarşamba günü saat 13:20'de Atina Uluslararası Elefterios Venizelos havalimanına ulaşması bekleniyor. Sarı-Kırmızılı takımın teknik direktörü Frank Rijkaard, saat 18:45'te Olimpiyat Stadı'nda basın toplantısı düzenleyecek. Galatasaray, 19:00'da maçın oynanacağı statta antrenman yapacak. Panathinaikos takımının teknik direktörü Henk Ten Kate'nin basın toplantısı ise 19:30'da başlayacak. Daha sonra Yeşil-Beyazlı takım saat 20:00'da son çalışmasını yapacak. Basın mensupları, UEFA kuralları gereği takımların yapacakları antrenmanların ilk 15 dakikasını takip edebilecek. Galatasaray-Panathinaikos arasında perşembe günü oynanacak ve saat 20:00'da başlayacak maçı İtalyan hakem Paolo Tagliavento (36) yönetecek. Panathinaikos'un herhangi bir maçında daha önce düdük çalmayan Tagliavento, 10 Avrupa maçında görev aldı. İtalyan hakem, Yunan takımı AEK'nın 2007 yılında Salzburg'la (0-1) yaptığı maçta sahaya çıkmıştı. -Yunanistan'da 20. yüzyılın en başarılı takımı Yoncalar- Öte yandan Uluslararası Futbol Tarihi ve İstatistikleri Federasyonu, 20. yüzyılda Avrupa'daki en başarılı 200 takımı açıkladı. Yunan takımları arasında ilk sırayı alan Panathinaikos (1908), Avrupa'daki sıralamada ise 59 puanla 57'ci oldu. -Rakip sahalarda takımlar seyircisiz kalacak- Yunan spor gazeteleri, iki yakım yönetiminin gerginlik çıkabileceği gerekçesiyle, Atina ve İstanbul'da oynanacak maçlara rakip takım seyircilerinin alınmaması kararına vardıklarını duyurdu. 74 bin kişilik O.A.K.A. Olimpiyat Stadı'nda oynanacak maçın bilet fiyatları, 15 Euro ile 60 Euro arasında değişiyor. Diğer taraftan Yunanistan'da yaşayan Türkler, Galatasaray'ın Atina'da yapacağı maçı heyacanla bekliyor. Ancak Yunanistan'da Sarı-Kırmızılı takıma gönül veren taraftarlar, maçı, Panathinaikos seyircisiyle izlemek zorunda kalacak. Batı Trakya'dan çok sayıda taraftarın otobüslerle başkente geleceği bildirildi. Yunan üniversitelerinde eğitim gören Batı Trakyalı öğrencilerin yanısıra Atina'da çalışan Türkler de maç saatini bekliyor. -Seitaridis yuvaya döndü- Son olarak Yoncalar, Yunan milli takımının yıldız defans oyuncularından Giorkas Seitaridis'i kadrosuna kattı. yıl sonra eski takımına dönen yıldız oyuncu, hazır olmadığı için Galatasaray maçında forma giyemeyecek.   567991 Valiye saldırıda "Ergenekon" iddiası Eski Van Valisi Hikmet Tan'a yönelik 2004 yılında gerçekleştirilen bombalı saldırıyla ilgili müebbet hapis cezasına çarptırılan sanığın avukatı Dincel Aslan, "olayda Hizb-ut Tahrir- bağlantısı olduğu" iddiasıyla Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yeniden yargılama talebinde bulundu. Avukat Dincel Aslan, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mehmet Ekinci'ye yeniden yargılama talebine ilişkin sayfalık dilekçe sundu. Dilekçesinde müvekkillerinin müebbet hapis cezasına çarptırıldığını ve temyiz başvurularının Yargıtayca reddedildiğini belirten Aslan, "Mahkemenizin 2009/79 esas sayılı dosyada yargılanan Mahmut Toy isimli sanık, yargılamanın yenilenmesini isteyen müvekkillerimi tanımadığını belirtmiştir. Müvekkillerim de bütün aşamalarda Sanık Mahmut Toy'u tanımadıklarını belirtmişlerdir" dedi. Saldırıda kullanılan aracın Mahmut Toy tarafından Mehmet Şirin Akan'da satın alındığının tespit edildiğine yer verilen dilekçede, "Mahmut Toy'un kullandığı telefon numarası ile müvekkillerimin kullanmış oldukları telefonlar arasında herhangi bir görüşmenin yapılmadığı anlaşılmaktadır" cümlesine yer verildi. Eski Van Valisi Hikmet Tan'ın çeşitli televizyon kanallarına yaptığı konuşmaların da yargılanmanın yenilenmesi isteminde önemli etken olduğu vurgulanan dilekçede, şu ifadeler yer aldı: "Eski Van Valisi Hikmet Tan'ın olaydan sonra çeşitli televizyon kanallarına yaptığı konuşmada kendisine yönelik olayda ve 'den şüphelendiğini söylemiştir. Konuşmasının devamında 'Eğer mahkemeler ve savcılar tarafından ifadem alınmak isterlerse seve seve ifade vereceğim' demiştir. Sayın Tan'ın DEP milletvekilleri ile Van Valiliğinde görüşmesi dolayısı ile Van'daki askeri makamlar tarafından tehdit edilmesinin hemen akabinde suikast olayının meydana gelmesi anlamlıdır ve çeşitli televizyonlara vermiş olduğu beyanda bu hususu dile getirmiştir. Suikast girişiminden hemen sonra olay mahallinde bulunan bir takım vatandaşların Hizb-ut Tahrir işaretini yapıp, slogan atılması olayını araştırmak gerekir. En son ülkenin çeşitli yerlerinde yapılan operasyonlarda Hizb-ut Tahrir- örgütlerinin bağlantılarına rastlanmıştır." Dilekçede, ayrıca yargılanmanın yenilenmesi istemlerinin kabul edilmesi ve eski Van Valisi Hikmet Tan'ın tanık olarak dinlenmesi için müzekkere yazılması talep edildi. Olayın geçmişi Eski Van Valisi Hikmet Tan'a Temmuz 2004'te bombalı saldırı düzenlenmiş, saldırıda kişi yaşamını yitirmişti. Makam aracı büyük zarar gören Vali Tan, saldırıdan şans eseri yara almadan kurtulmuştu. Olayın ardından saldırıyla ilgili Faruk Taştan, Mehmet Kırdağ, Ahmet Örek ve Erkan İnan tutuklanmıştı. Van Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan sanığın yargılandığı davanın karar duruşması 25 Mart'ta Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmüştü. Sanıklardan Mehmet Kırdağ, Faruk Taştan ve Ahmet Örek, "Terör örgütü mensubu olarak devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırma amacına yönelik vehamet arz eden silahlı eylemde bulunmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmış, diğer sanık Erkan İnan ise terör örgütü üyesi olmak suçundan yıl hapis cezasıyla cezalandırılmıştı. 568485 Talat gelecek hafta New York’a gidecek Talat gelecek hafta ’a gidecek Cumhurbaşkanı temaslarda bulunmak amacıyla gelecek hafta ’a gidecek.  Genel Sekreteri ile de görüşecek olan Talat’ın programı henüz netleşmedi. KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca bugün düzenlediği haftalık brifingde, Cumhurbaşkanı Talat’ın ’de devam eden temasları ve gelecek hafta yapacağı New York ziyareti hakkında bilgi verdi.  Talat’ın New York ziyaretinin 22-28 Eylül tarihleri arasında olacağını kaydeden Erçakıca, “Ban’ın yoğun programı ve Talat’ın adadan uzun süreliğine ayrılmak istememesinden dolayı New York ziyaretini birkaç güne yoğunlaştırmak istediklerini” söyledi. Erçakıca, gazetecilerin sorusu üzerine, aynı tarihlerde New York’ta bulunacak lideri ve BM Genel Sekreteri Ban’ın katılımıyla 3’lü bir görüşmenin gerçekleşeceğini sanmadığını belirtti.  Erçakıca, Türk tarafının böyle bir görüşmeye hazır olduğunu, ancak Rum tarafının konuya sıcak bakmadığını kaydetti. MÜZAKERELER PERŞEMBE GÜNÜ Talat ile Hristofyas’ın kapsamlı çözüm müzakerelerine perşembe günü devam edeceğini de anımsatan Erçakıca, liderlerin “Yönetim ve Güç Paylaşımı” başlığı altında yer alan “yürütme” konusunu görüşmeyi sürdüreceğini, geçen hafta ortaya konan görüşler doğrultusunda değerlendirmeler yapılacağını belirtti.  Erçakıca, başka bir soruyu yanıtlarken, hükümetin heyetinde yer alacak temsilcisinin ismini henüz bildirmediğini söyledi. BRÜKSEL TEMASLARI Cumhurbaşkanı Talat’ın Brüksel’deki temaslarını sürdürdüğünü de ifade eden Erçakıca, ’nun iki önemli üyesiyle görüşen Talat’ın bu sabah da AB üyelerinin Brüksel’deki temsilcileri ve çeşitli düşünce kuruluşlarıyla kahvaltıda buluştuğunu belirtti. Erçakıca, Talat’ın bugün çeşitli basın mensuplarıyla görüşmeler yapacağını ve akşam üzerinden KKTC’ye döneceğini söyledi. 567197 Kral Abdullah, 312 milyon dolar bayram harçlığı dağıtacak Suudi sosyal sigorta sistemine kayıtlı tüm Suudi vatandaşların yararlanabileceği acil yardım ile ülkedeki fakirlik oranının azaltılması hedefleniyor. Suudi Arabistan, ülkedeki yüzde 13,3'lük fakirlik oranını 2020 yılı itibarıyla yüzde 2,2'ye düşürmeye çalışıyor. 567892 Kenya'da çatışma: 24 ölü Yetkililer, Samburu ile Pokot kabilelerinin bu sabah başlayan çatışmalarında onlarca kişinin de yaralandığını söylediler. Kurbanların çoğunun kadınlarla çocuklar olduğu çatışmaların toprak ve su yüzünden çıktığı belirtildi. 568004 Valiye saldırıda 'Ergenekon' iddiası Valiye saldırıda 'Ergenekon' iddiası"Olayda Hizb-ut Tahrir-Ergenekon bağlantısı olduğu" iddiasıyla yeniden yargılama talep edildi 15.09.2009 14:49Eski Van Valisi Hikmet Tan'a yönelik 2004 yılında gerçekleştirilen bombalı saldırıyla ilgili müebbet hapis cezasına çarptırılan sanığın avukatı Dincel Aslan, "olayda Hizb-ut Tahrir-Ergenekon bağlantısı olduğu" iddiasıyla Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yeniden yargılama talebinde bulundu. Avukat Dincel Aslan, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mehmet Ekinci'ye yeniden yargılama talebine ilişkin sayfalık dilekçe sundu. Dilekçesinde müvekkillerinin müebbet hapis cezasına çarptırıldığını ve temyiz başvurularının Yargıtayca reddedildiğini belirten Aslan, "Mahkemenizin 2009/79 esas sayılı dosyada yargılanan Mahmut Toy isimli sanık, yargılamanın yenilenmesini isteyen müvekkillerimi tanımadığını belirtmiştir. Müvekkillerim de bütün aşamalarda Sanık Mahmut Toy'u tanımadıklarını belirtmişlerdir" dedi. Saldırıda kullanılan aracın Mahmut Toy tarafından Mehmet Şirin Akan'da satın alındığının tespit edildiğine yer verilen dilekçede, "Mahmut Toy'un kullandığı telefon numarası ile müvekkillerimin kullanmış oldukları telefonlar arasında herhangi bir görüşmenin yapılmadığı anlaşılmaktadır" cümlesine yer verildi. Eski Van Valisi Hikmet Tan'ın çeşitli televizyon kanallarına yaptığı konuşmaların da yargılanmanın yenilenmesi isteminde önemli etken olduğu vurgulanan dilekçede, şu ifadeler yer aldı: "Eski Van Valisi Hikmet Tan'ın olaydan sonra çeşitli televizyon kanallarına yaptığı konuşmada kendisine yönelik olayda Ergenekon ve Jitem'den şüphelendiğini söylemiştir. Konuşmasının devamında 'Eğer mahkemeler ve savcılar tarafından ifadem alınmak isterlerse seve seve ifade vereceğim' demiştir. Sayın Tan'ın DEP milletvekilleri ile Van Valiliğinde görüşmesi dolayısı ile Van'daki askeri makamlar tarafından tehdit edilmesinin hemen akabinde suikast olayının meydana gelmesi anlamlıdır ve çeşitli televizyonlara vermiş olduğu beyanda bu hususu dile getirmiştir. Suikast girişiminden hemen sonra olay mahallinde bulunan bir takım vatandaşların Hizb-ut Tahrir işaretini yapıp, slogan atılması olayını araştırmak gerekir. En son ülkenin çeşitli yerlerinde yapılan operasyonlarda Hizb-ut Tahrir-Ergenekon örgütlerinin bağlantılarına rastlanmıştır." Dilekçede, ayrıca yargılanmanın yenilenmesi istemlerinin kabul edilmesi ve eski Van Valisi Hikmet Tan'ın tanık olarak dinlenmesi için müzekkere yazılması talep edildi. Olayın geçmişi Eski Van Valisi Hikmet Tan'a Temmuz 2004'te bombalı saldırı düzenlenmiş, saldırıda kişi yaşamını yitirmişti. Makam aracı büyük zarar gören Vali Tan, saldırıdan şans eseri yara almadan kurtulmuştu. Olayın ardından saldırıyla ilgili Faruk Taştan, Mehmet Kırdağ, Ahmet Örek ve Erkan İnan tutuklanmıştı. Van Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan sanığın yargılandığı davanın karar duruşması 25 Mart'ta Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmüştü. Sanıklardan Mehmet Kırdağ, Faruk Taştan ve Ahmet Örek, "Terör örgütü PKK mensubu olarak devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırma amacına yönelik vehamet arz eden silahlı eylemde bulunmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmış, diğer sanık Erkan İnan ise terör örgütü üyesi olmak suçundan yıl ay hapis cezasıyla cezalandırılmıştı. 567205 Benzin istasyonundaki yangın ucuz atlatıldı Alınan bilgilere göre, Mahallebaşı semtindeki istasyonun yer altındaki yakıt tanklarından, işletmeye ait tankere akülü pompa vasıtasıyla mazot ve benzin nakli yapılmak istendi. Bu esnada akülerin şasi yapması sonucu hortumlar ve pompa cihazı alev aldı. İstasyon çalışanları alevlere köpük sıkarken tanker olay yerinden hızla uzaklaştırıldı. Yangın tanklara ulaşmadan söndürülünce korkulan olmadı. 567290 Elano'yu dört gözle bekliyoruz Elano'yu dört gözle bekliyoruz G.Saray'ın Çek golcüsü Milan Baros, Brezilyalı futbolcunun da uyum sürecini tam olarak atlatıp aralarına katılması sonrasında çok daha güçlü bir takım haline geleceklerini söyledi. ABDULLAH EĞİLMEZ Beşiktaş derbisinde attığı golle maçın kahramanı olan Milan Baros, ülkesinde katıldığı bir radyo programında önemli açıklamalar yaptı. Elano'nun kendileri için çok büyük bir değer olduğunu belirten Baros, “Şu anda tam hazır değil. Uyum sorununu atlatmaya çalışıyor. Gerçek anlamda bizimle beraber olduğu zaman takım olarak daha da muhteşem bir hale geleceğiz. Keita'da muhteşem bir transfer. Mustafa, Gökhan Zan, Franco da gücümüze güç kattı” dedi. Bu sene herşeyin daha farklı olduğunun da altını çizen Baros, “Hiçbir rakipten ciddi anlamda çekinmiyoruz. Beraberliğe dahi tahammülümüz yok. Çünkü biz ikinciliğin bile başarısızlık sayıldığı bir ülkede oynuyoruz. Bütün kupalara talibiz” diye konuştu. Polat: Seyrantepe ay gecikecek GSYİAD Derneği'nin geleneksel iftar yemeğine katılan G.Saray Başkanı Adnan Polat, Seyrantepe'de inşaatı devam eden stadın yapımında ay gecikme olacağını açıkladı. Polat, yeni stattan yaptıkları koltuk satışından da 45 milyon dolar kazandıklarını kaydetti. Rijkaard'ı Servet korkusu sardı Boğazları enfeksiyon kapan Servet'in rahatsızlığı teknik direktör Rijkaard'ı korkutuyor. Hollandalı teknik direktör, milli oyuncusun perşembe günkü Panathinaikos maçına yetiştirilmesi konusunda doktorlara ültimatom verdi. 567526 Hamilelikte sigara bebekte astım riskini artırıyor Kadınların hamilelikte içmesinin bebeklerinde riskini dört ile altı kat artırdığı bildirildi. Kadınların hamilelikte içmesinin bebeklerinde riskini dört ile altı kat artırdığı bildirildi. İsveçli doktorların yaptığı ve bugün Viyana'da düzenlenen Avrupa Pnömoloji Kongresinde sunulan araştırma, tütün ürünleri tüketiminin bebeklerin yetersiz kiloda doğmasına yol açtığını gösterdiği, bu durumun astıma yakalanma riski konusunda etkisi olduğu belirtildi. 1996-2008 arasında yaklaşık bin 400 çocukta astımın gelişimini izleyen İsveçli doktorların araştırmasında, tiryaki annelerin çocuklarının, içmeyen annelerin çocuklarına göre ortalama olarak 211 gram daha az kiloda doğdukları ortaya kondu. Tiryaki annelerin çocuklarının yaklaşık 24,3'ünün 2,5 kilodan daha az ağırlıkta doğduğu, içmeyen annelerin çocuklarında ise bu kiloda doğum oranının yüzde 4,1 olduğu belirtildi. Hamilelik döneminin tamamında içen kadınların zayıf doğan çocuklarının astıma yakalanma riskinin yüzde 23,5 olduğu, bu oranın içmeyen kadınların normal kiloda doğan çocuklarında yüzde 7,7 olduğu kaydedildi. 567620 Böcekler evlere giremeyecek Böcekler evlere giremeyecek Sel Felaketi ile birlikte ortaya çıkan fare ve yılanlar yüzünden zor anlar yaşanıyor. İlaçlamanın da etkisini göstermediği bölgelerde korku nedeniyle insanlar evlerine veya işyerlerine giremiyor. Havaların soğuması evlere veya sıcak işlerlerine sığınan böcek, fare sayısını arttırıyor. Kimyasal ilaçların ekolojik dengeye verdikleri zararı önleyebilmek için Avrupa'dan ithal edilen Ultrasonic Elektromanyetik Ses Sinyali veren cihazlar öneriliyor. Bu cihazların takılı olduğu mekanlara zararlı böcek ve sürüngenler giremiyor. Değişken ses sinyalinin insanlara, evcil hayvanlara ve akvaryum balıklarına hiçbir zararı bulunmamakta ve ses sinyali duyalamayacak frekansta değişken olarak yayılmakta. Ahlat Pazarlama tarafından getirtilen cihazlar Avrupa'da yıl boyunca en iyi ürün ödülüne sahip olduğu için ve %100 Müşteri memnuniyet sağladığı için Türkiye'de de satış sayısı onbinleri buldu. Ahlat Pazarlama Yetkilisi Hakan Yılmaz, "Türkiye Geneli Bayiliklerin verildiğini ve her geçen gün Türkiye Genelindeki Bayilerin sayısının hızla arttığını" belirtti. Ürünün dağıtımı Binbirmarka.com sanal mağazacılık tarafından yapılıyor. 568243 Beşiktaş'ta Bobo kadro dışı teknik direktörü Mustafa Denizli, Manchester United maçı öncesinde beklenmedik bir kararla Bobo'yu kadro dışı bıraktı. 'nde Grubu'nda bu akşam Manchester United takımını konuk edecek 'ta Brezilyalı forvet Bobo, sakatlığı olmadığı halde kadrodan çıkarıldı. Maçın hazırlıklarını dün tamamlayan siyah-beyazlı takımda çalışmanın ardından Bobo da kampa alınırken, genç oyuncu maça saatler kala kadroda olmayacak oyuncular gibi Nevzat Demir tesislerindeki kamptan ayrıldı. Sezon başında satılması gündemde olan, ancak kadroda kalan ve daha sonra tekrar transferi gündeme gelen Bobo, son dönemde yaşadığı sakatlığın yanı sıra form düşüklüğü yaşıyordu. 567653 Gitti Vali, geldi pisuvar! Hanefi CEYHAN'ın haberi Hanefi CEYHAN'ın haberi Eski Ordu Valisi Ali Kaban'ın "itikadımıza ters" diyerek kaldırttığı cami tuvaletlerindeki pisuvarlar, Kaban'ın merkeze alınmasıyla yeniden takılmaya başladı. İlk uygulama Ünye'de başladı. Ünye'nin en büyük camisi olan Büyük Cami tuvaletlerinden sökülen pisuvarların yerlerine vatandaşın talebiyle yenileri takıldı. 567750 İşsizlik artışı Haziran’da yüzde 13’le fren yaptı artışı Haziran’da yüzde 13’le fren yaptı Haziran döneminde yüzde 13 oldu. İşsizlik bir yıllık dönemde 3.6 puan artarken, Mayıs döneminde gerçekleşen yüzde 13.6 seviyesinin 0.6 puan altında gerçekleşti. İşsiz sayısı bir yıllık dönemde 972 bin kişi artarken, dönemlik bazda 113 bin kişi azaldı. İşsizlikte yıllık bazda 3.6 puanlık artış olması Haziran döneminde de işsiz kalanların sayısının 406 bin kişi olması kriz etkisiyle işten çıkarmaların sürdüğünü gösterdi. Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 23.7 oldu. İstatistik Kurumu (TÜİK), Mayıs-Haziran-Temmuz aylarını kapsayan Hanehalkı Araştırması 2009 Haziran Dönemi sonuçlarını açıkladı. ŞUBATTAKİ TARİHİ ZİRVEDEN GERİYE DÖNÜŞ  HIZI YAVAŞLADI Bu rakamlarla oranı Haziran döneminde geçen dönemin istihdam oranı olan yüzde 41.6’dan yüzde 42.5’e yükselirken, işsizlik oranı Mayıs dönemine göre 0.6 puan gerileyerek yüzde 13.6’dan 13’e indi. Şubat döneminde işsizlik oranı yüzde 16.1’le tarihi rekor kırmıştı. Bu dönemde işsiz sayısı milyon 802 bin olmuştu. Mart döneminde ise Şubat’a göre işsizlik oranı 0.3 puan, işsiz sayısı 26 bin kişi azalmıştı. Böylece, Mart ayında dönemlik bazda cüzzi bir toparlanma işareti görülmüştü. Nisan ayında da bu toparlanmanın devam ettiği gözlendi. Ancak Nisan döneminde işsiz kalanların toplam işsizlere oranının yüzde 9.8’ini oluşturması ve bu dönemde işsiz kalan sayısının geçen döneme göre yaklaşık bin kişilik artış göstermesi, kriz nedeniyle işsiz kalanların sayısının arttığını gösterdi. Haziran ayında işsizlik oranı yüzde 13.6, işsiz sayısı ise milyon 382 bin kişi olmuştu. Her ne kadar Şubat’tan bu yana işsizlik oranlarındaki düşüş devam etse de, düşüş hızında yaşanan azalma dikkat çekiyor. GENÇ İŞSİZ ORANI HAZİRAN’DA YÜZDE 23.7 OLDU Haziran döneminde istihdam oranı geçen yılın aynı dönemine göre 1.1 puan gerileyerek yüzde 42.5 oldu. Haziran 2009 döneminde istihdam edilenlerin yüzde 26.4’ü yüzde 18.4’ü sanayi, yüzde 6.3’ü inşaat, yüzde 48.9’u ise hizmetler sektöründe yer aldı. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payının 1.3 puan, hizmetler sektörünün payının 0.7 puan arttığı, buna karşılık sanayi sektörünün payının puan azaldığı, inşaat sektörünün payının ise değişmediği görüldü. İşsizlik oranı ise bu dönemde geçen yılın aynı dönemine göre 3.6 puan artarak yüzde 13 oldu. Aynı dönemler itibariyle tarım dışı işsizlik oranı yüzde 11.9’dan yüzde 16.4’e, genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 18’den yüzde 23.7’ye çıktı. Kentte işsizlik oranı 4.4 puan artışla yüzde 16’ya, kırsalda işsizlik oranı 1.9 puanlık artışla yüzde 7’ye ulaştı. TARIM DIŞI İŞSİZLİK ORANI ARTTI Türkiye’de tarım dışı işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 4.5 puanlık artışla yüzde 16.4 seviyesinde gerçekleşti. Bu oran erkeklerde geçen yılın aynı dönemine göre 4.5 puanlık artışla yüzde 15, kadınlarda ise 4.1 puanlık artışla yüzde 21.3 oldu. Bu dönemdeki işsizlerin yüzde 71.2’sini erkek nüfus, yüzde 59.1’ini lise altı eğitimliler, yüzde 27.2’sini bir yıl ve daha uzun süredir iş aramakta olanlar oluşturdu. İşsizlerin yüzde 30.7’si “eş-dost” vasıtasıyla iş ararken, yüzde 89.2’sinin (2 milyon 915 bin kişi) daha önce bir işte çalıştığı görüldü. Daha önce bir işte çalışmış olan işsizlerin yüzde 48.1’i “hizmetler”, yüzde 26.1’i “sanayi”, yüzde 16.5’i “inşaat”, yüzde 6.8’i “tarım” sektöründe çalışmış olup, yüzde 2.5’i ise yıldan önce işinden ayrıldı. İşsizlerin yüzde 23.4’ünün çalıştığı iş geçici olup işi sona erenler, yüzde 25.6’sını işten çıkarılanlar, yüzde 15.5’ini kendi isteğiyle işten ayrılanlar, yüzde 9.5’ini işyerini kapatan veya edenler,   yüzde 6.6’sını ev işleriyle meşgul olanlar, yüzde 9.8’ini öğrenimine devam eden veya yeni mezun olanlar, yüzde 9.6’sını diğer nedenler oluşturdu. İSTİHDAMIN YÜZDE 71.5’İNİ ERKEKLER OLUŞTURDUHaziran döneminde istihdam edilen nüfusun yüzde 71.5’ini erkekler oluşturdu. İstihdam edilenler arasında yüzde 59.8’la lise altı eğitimliler en yüksek payı alırken, istihdamın yüzde 59.3’ünü ücretli, maaşlı ve yevmiyeli, yüzde 25.9’unu kendi hesabına ve yüzde 14.8’ini ise ücretsiz aile işçisi meydana getirdi. İstihdam edilenlerin yüzde 61.2’sinin “1-9 kişi arası” çalışanı olan işyerlerinde çalıştığı Haziran döneminde, istihdam edenlerden yüzde 2.9’unun ek iş yaptığı görüldü. İstihdam edenlerden yüzde 3.2’si mevcut işini değiştirmek veya mevcut işine ek olarak bir iş ararken, ücretli olarak çalışanların yüzde 87.7’si sürekli bir işte çalıştı. Yaptığı işten ötürü herhangi bir kuruluşuna kayıtlı olmadan çalışanların oranı, önceki yılın aynı dönemine göre 0.8 puanlık azalışla yüzde 45.7 olarak gerçekleşti. Bu dönemde, geçen yılın aynı dönemine göre tarım sektöründe sosyal güvenlikten yoksun çalışanların oranı yüzde 88.5’ten yüzde 86.7’e düşerken, tarım dışı sektörlerde yüzde 30.3’ten yüzde 31’e yükseldi. UMUTSUZLARIN SAYISI ARTTI “Umutsuzlar” olarak bilinen, iş aramayıp, çalışmaya hazır olanların sayısı geçen yılın aynı dönemine göre Haziran ayında 222 bin kişi artarak milyon 848 bin kişiye çıktı. Geçen yıl bu rakam milyon 626 bin kişiydi. Umutsuzların 778 bini erkek, milyon 70 bini kadınlardan oluştu. Umutsuzlar içinde yer alan, iş bulma ümidi olmayanların sayısı geçen yıla göre 186 bin kişi artarak 683 bine yükseldi. Haziran döneminde çalışma çağındaki nüfus geçen yılın aynı dönemine göre 875 bin kişi arttı. Bu dönemde Türkiye’de kurumsal olmayan nüfus bir önceki yılın aynı dönemine göre 819 bin kişilik bir artış ile 70 milyon 368 bin kişiye, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus ise 875 bin kişi artarak 51 milyon 507 bin kişiye ulaştı. İSTİHDAMDA SANAYİNİN PAYI GERİLEMEYE DEVAM ETTİ Haziran döneminde istihdam edilen Buna göre 2009 yılı Haziran döneminde istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 164 bin kişi azalarak, 21 milyon 947 bin kişiye düştü. Bu dönemde tarım sektöründe çalışan sayısı 253 bin kişi artarken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 417 bin kişi azaldı. Haziran 2009 döneminde milyon bin kişi işe yeni başlamış veya iş değiştirmiş olup, bunun toplam istihdam içindeki oranı yüzde 9.1 oldu. İşe yeni başlayan veya iş değiştirenlerin yüzde 28.8’i 25-34 yaş grubunda yer aldı. Bu dönemde işe başlayan veya iş değiştirenlerin yüzde 15.6’sı “sanayi”, yüzde 34.7’si “hizmetler”, yüzde 22.6’sı “inşaat” sektöründe, yüzde 28.8’i ise “tarım” sektöründe işe başladı. KAYIT DIŞILIK ORANI YÜZDE 45.7Yaptığı işten ötürü herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadan çalışanların oranı, önceki yılın aynı dönemine göre 0.8 puanlık artışla yüzde 45.7 olarak gerçekleşti. Bu dönemde, geçen yılın aynı dönemine göre tarım sektöründe sosyal güvenlikten yoksun çalışanların oranı yüzde 88.5’den yüzde 86.7’ye düşerken, tarım dışı sektörlerde yüzde 30.3’ten yüzde 31’e çıktı. İŞGÜCÜNE KATILMA ORANI YÜZDE 0.7 ARTTI Haziran döneminde, Türkiye genelinde işgücüne katılma oranı, geçen yılın aynı dönemine göre 0.7 puanlık artışla yüzde 48.8 olarak gerçekleşti. Erkeklerde işgücüne katılma oranı yüzde 71.1, kadınlarda ise 1.5 puanlık artışla yüzde 27.4 oldu. Kentsel yerlerde işgücüne katılma oranı 0.4 puanlık artışla yüzde 46, kırsal yerlerde ise 1.5 puanlık artışla yüzde 55.5 seviyesinde gerçekleşti. İşgücünün ve yaş dağılımları ise; toplam işgücünün yüzde 18’ini 15-24 yaş grubundakiler oluşturdu. Lise altı eğitimlilerde işgücüne katılma oranı yüzde 47 iken, yükseköğretim mezunlarında bu oran yüzde 82.9 oldu. Lise altı eğitimlilerde erkeklerin işgücüne katılma oranı yüzde 69.7 iken, kadınlarda yüzde 23.6. Lise ve dengi okul mezunlarında erkeklerde işgücüne katılma oranı yüzde 75 iken, kadınlarda yüzde 23.6. 568283 hakemli maç sistemi 17 Eylül'de başlayacak hakemli maç sistemi 17 Eylül'de başlayacak Futbolda "5 hakemli maç" sistemi, grup maçlarından itibaren uygulanmaya başlanacak. Futbolda radikal değişikliklerden biri olarak görülen, "5 hakemli maç" sistemi, ilk kez 17 Eylül Perşembe günü yapılacak UEFA Avrupa Ligi grup maçlarından itibaren uygulamaya konulacak. Deneme maksatlı olarak, geçen yılki Avrupa 19 Yaş Altı turnuvalarında uygulanan bu sisteme göre, mevcut sistemdeki hakemlere ilaveten, ayrı hakem daha sahada olacak. Ancak bayrağı ve düdüğü olmayan bu hakemler, sadece kulaklık taşıyacak. Kulaklıklarla orta hakemle sürekli temas halinde olacak hakemlerin en önemli görevi, topun gol ve kale çizgisini geçip geçmediğine karar vermek olacak. Tartışmalı pozisyonlarda son sözü söyleyecek olan bu hakemler, ceza alanı içinde görülemeyecek hareketlerin yanı sıra, korner ve serbest atışlarda oyuncuların birbirlerine olan hareketlerini de izleyecek. Bu sistemin, hakem hatalarını en aza indirgeyeceğine inanan UEFA yetkilileri, tartışmalı pozisyonlarda daha sonradan izlenen video görüntülerine de gerek kalmayacağı görüşündeler. 568572 Orta vadeli program yarın açıklanıyor Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, açıklanması üç geciken üç yıllık orta vadeli programı yarın açıklayacak. Orta vadeli program hem hükümetin gelecek üç yıl içinde atacağı mali adımlara hem de bütçeye yol gösterici nitelikte olacak. 2010-2012 döneminde, yani ekonomik kriz sonrası Türkiye'sinde ekonomiye tasarruf tedbirleri damgasını vuracak. Ekonomi yönetimi bir süredir alınacak bu tedbirler üzerinde çalışıyordu. Mayıs ayında açıklanması beklenen programın gecikmesi, kriz ortamının yarattığı belirsizlik ve ile görüşmelerde sona gelinememesine bağlanıyordu. Program açıklanmadan önce özellikle alınacak tasarruf önlemlerine vurgu yapılması dikkat çekti. Sosyal güvenlik, sağlık, ve yerel yönetimler alanında tasarruf önlemlerinin programda yer alması bekleniyor. EKK "İstanbul finans merkezi" gündemiyle toplanıyor Öte yandan Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK), Ali Babacan başkanlığında 20'nci toplantısını yarın saat 14:00'te yapacak. Hazine Müsteşarlığı kampüsünde bulunan Uğur Ercan toplantı salonunda gerçekleştirecek olan EKK'nın gündem konusu "İstanbul Finans Merkezi" olacak. Toplantıya, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'in yanı sıra, kamu kuruluşlarının üst düzey yöneticileri ile sektör temsilcileri katılacak. 567612 İşsizlikte Düşüş Sürüyor Türkiye İstatistik Kurumu, Mayıs-Haziran-Temmuz dönemini kapsayan Hanehalkı İşgücü anketini açıkladı. Ancak geçen yılın aynı dönemine göre işsizlik oranı 3,6 puan arttı. Böylece işsiz sayısı milyon 269 bin kişi oldu. Bu dönemde kentlerde işsizlik oranı 4,4'lük artışla yüzde 16, kırsal yerlerde ise 1,9 artışla yüzde 7'ye yükseldi. Tarım dışı işsizlik oranı ise 4,5 puanlık artışla yüzde 16,4 olarak gerçekleşti. 567683 Anel Telekom cep telefonu üretecek Anel Telekomünikasyon'un Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan açıklamasında, Anel ve Gençcell İletişim Hizmetleri A.Ş arasında General Mobile Inc. marka cep telefonlarının bağlı ortaklıkları AnelEs Elektronik tarafından üretilmesi konusunda görüşmelere başlanıldığı bildirildi. Açıklamada, bu kapsamda yıl içinde yaklaşık milyon adet cep telefonu üretilmesinin planlandığı, çerçeve anlaşmanın imzalanmasını takiben yatırımcılara gerekli açıklamanın yapılacağı duyuruldu. 567955 Şırnak Beytüşşebap'ta esnaf kepenk açmadı Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde dün 'lı teröristin cenazesinde çıkan olayların ardından ilçede bugün esnaflar kepenk açmadı. Olaylarda polis memuru yaralanırken, bir uzman çavuşun otomobiline saldıran göstericiler, araca hasar verip ters çevirdi. Hakkari'nin Çukurca İlçesi Kazan Vadisi'nde gün önce çatışması sonrası güvenlik güçlerinin bölgede düzenlediği operasyonda öldürülen teröristten biri olan 'Cudi' kod adlı Rızgar Aşgan'ın cenazesi akşam Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesine getirilip, defnedildi. Daha sonra toplanan yaklaşık 500 kişilik grubun ilçeye geri ödünüşü sırasında terör örgütü ve Abdullah Öcalan lehine sloganlar attı. Geniş güvenlik önlemleri alan polis, grubu dağılmaları yönünde uyarıda bulundu. Dağılmamakta ısrar eren grup ile polis arasında taşlı sopalı arbede yaşandı. Arbedede atılan taşlardan polis memuru yaralandı. Durumu ağır olan bir polis memuru Şırnak 237'üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı'ndan istenen Skorsky helikopterle Şırnak Devlet Hastanesi'ne kaldırılıp, tedavi altına alındı. Bunun üzerine polis grubu dağıtmak için biber gazı kullanıp havaya ateş açtı. Göstericiler ilçede görevli bir uzman çavuşa ait özel otomobile de saldırdı. Yuzleri puşularla kapalı gösterciler taşlarla camlarını kırıp, kabortasına hasar veridği otomobili daha sonra ters çevirdi. Arbedenin ardından gece boyunca polis, ilçede sıkı güvenlik önlemleri aldı. Kepenkler açılmadı Beytüşşebap'ta dün gece yaşanan olayların ardından bu sabah esnaflar kepenklerini açmadı. Fırın ve eczanelerin dışında tüm işlerinin kapalı olduğu ilçede halkın evlerinde kalmayı tercih ettiği gözlendi. Beytüşşebap'ta polisin bugünde aldığı sıkı güvenlik önlemlerini sürdürdüğü görüldü. 567187 Son kurban Denizli! Sırf, hocanın deyimiyle kendisine kılavuzluk yapmaya çalışan kargalar değil, yönetimdeki arkadaşları da kuyusunu kazmak için uğraşıyor. Yönetim, Denizli’nin kıymetini bilmeli. Başkan ve ekibi kendilerini Mustafa hocanın ipten aldığını unutmamalılar ’nun tedavisi bir türlü mümkün olmayan hastalığı “istikrarsızlık” derbiden sonra sevimsiz yüzünü iyiden iyiye göstermeye başladı... Son kurban ... Kimdir Denizli?... Üç büyük kulübü de şampiyon yapmış bir efsanedir... ’a ilkleri yaşatmış gerçek bir liderdir... İnsanların bir dönem diye tanımladığı şeyleri gerçeğe dönüştürmeyi başarmış bir fenomendir... Şimdi kellesi istenmektedir. Sırf, hocanın deyimiyle kendisine kılavuzluk yapmaya çalışan kargalar değil, yönetimdeki mesai arkadaşları da kuyusunu kazmak için uğraş vermektedir... Evet, Denizli sezona sıfır konsantrasyonla başlamıştır. geçen seneki heyecanında eksilme olduğu tartışılmazdır. Kadro seçimleri hatalıdır... 5. hafta geride kalırken, halen sistem kararsızlığından kurtulamamıştır... Tamam da bunların hiçbirisi hocanın ’tan kopmasını sağlayacak deliller değildir. Gelecek günlerde her şeyin düzelmeyeceğini kim garanti edebilir. Bugünkü tabloda sadece Denizli mi sorumlu? ’ı elinden kaçıran, Nihat’a kimselere sormadan imza attıran, ’ya diğer alternatiflere aldırmadan milyon euroyu sayan başkanın hiç mi kabahati yoktu? Acaba bu transferlerin hangisi hocanın rızası ile oldu? Geçtiğimiz sezon Mustafa Denizli’nin her hamlesine “Hocamıza güveniyoruz. en iyisini bilir” etiketini yapıştıran yöneticilerin, derbisinden sonra verdikleri “Daha kadroları gördüğümüzde başımıza neler geleceğini anladık. Bizimle dalga geçiyorlar” şeklindeki beyanatlar nankörlüğün daniskasıdır. 70 dakika tek kale oynayan, sayısız gol fırsatı kaçıran Beşiktaş’ta, Rüştü ikramları yapmasa, biraz akıllı olsa, boynuna ip geçirilen Denizli bugün Rijkaard’ı dize getiren deha olarak manşetlere çıkmayacak mıydı? Saha kenarında rakibi izlemekten başka bir şey yapmayan, takımını rahatlatacak tek bir tedbir almayan kahraman Rijkaard ile Denizli’nin rolleri bugün farklı olmayacak mıydı? Beşiktaş Yönetimi, Denizli’nin kıymetini iyi bilmelidir. Başkan ve arkadaşları bugün koltuklarında rahat rahat oturuyorlarsa bunu Mustafa hocaya borçlu olduklarını unutmamalılar.  Şu an Beşiktaş’ın ihtiyacı olan tek şey güven ortamıdır. Denizli ve öğrencileri geçen yılki başarıdan sonra biraz toleransı fazlasıyla hak ediyorlar. Dokuz puanlık fark çok fazla görünse de bu ligin altından daha çok sular akacağı unutulmamalıdır. Ayrıca kalitesinden kimsenin şüphe duymayacağı bu takımın ’da büyük işler yapmayacağını kim savunabilir? Demirören’in tahriklere ve baskılara kapılıp Denizli’ye sırtını dönmesi çok büyük hata olacaktır. Aynı senaryo yıllar önce ’de yaşanmıştı. Denizli ile yolları ayırdığında her şeyin düzeleceğini sanmıştı. Fenerbahçe daha sonra iki yıl toparlanamadı. Beşiktaş da düzlüğe çıkacağım derken, kendini çukurun içinde bulabilir. Şimdi ’yi yeniden filizlendirip, sabırla beklemek zamanıdır. Mustafa hocanın silkinip ayağa kalkması için bir kıvılcım gerekmektir. Bu da ’nde zaferidir. Neden olmasın! HAFTANIN PORTRESİ EGEMEN (Trabzon) Benim diyen forvetlere taş çıkarttı. Belediye ceza sahasına gittiği her pozisyonda ağları havalandırdı. Zamanlaması, doğru ve akıl dolu vuruşlarıyla parmak ısırttı. Attığı üç golün dışında savunmadaki görevini de eksiksiz yaptı, dikkatiyle tam puan aldı. HAFTANIN HOCASI HUGO BROOS (Trabzon) Geldiği günden bu yana arayış içinde. Sürekli taşlarla oynuyor, en iyisini bulmaya çalışıyor. Okların yavaş yavaş üzerine çevrildiği bir dönemde Belediye karşısında aldığı bu flaş sonuç Belçikalı hocaya gibi geldi, yeniden güven tazeledi. HAFTANIN HAKEMİ maçındaki yönetimiyle yeniden eski günlerine döndüğünün izlenimlerini verdi. Kendinden emin, otoriter tavrıyla oyunun kontrolünü elinden bırakmadı. Pozisyonlara yakındı, avantaj uygulamalarında hata yapmadı. Kritik karşılaşmanın üstesinden kolay gelmeyi başardı. HAFTANIN TAKIMI Bordo-mavili takım üzerindeki kara bulutları Büyükşehir Belediye önünde dağıtırken, arzulu ve hırslı futbolu ile göz doldurdu. Oyunun hiçbir dakikası disiplinden kopmadı, farklı galibiyetle sıkıntıları aştığını kanıtladı. 567439 New York'ta El Kaide Alarmı Amerika Birleşik Devletleri'nin New York kentinde polisin, Queens semtindeki bazı evlere "El Kaide şüphesi" ile baskınlar düzenlediği belirtiliyor. CNN ve yerel televizyon kanallarında yayımlanan haberlerde, Federal Haberalma Teşkilatı (FBI) ve New York Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin ya da eve ortaklaşa baskın yaptıkları kaydedildi. Haberlerde, baskınların, terör örgütü El Kaide ile bağlantısı olduğuna inanılan ve bir süredir emniyet birimlerince takip edilen Afgan asıllı bir şüphelinin New York'a gitmesi sonucu yapıldığı belirtildi. Kimliği açıklanmayan şüphelinin New York'tan ayrıldığı da gelen haberler arasında. 567876 Göletten lav silahı çıktı Alınan bilgiye göre, merkeze bağlı Kurtköy sulama barajında balık avlayan bir kişi, göletteki suların çekildiği bölgede silah ve mühimmat gördü, durumu güvenlik güçlerine bildirdi. Olay yerine gelen jandarma ekipleri, bölgede inceleme yaptı. Jandarma ekipleri, birer adet havan mühimmatı, lav silahı ve ses bombası buldu. Bulunan mühimmatlar, Bozüyük Mühimmat Bölük Komutanlığı görevlilerince incelendikten sonra araştırılmak üzere muhafazaya alındı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. 567346 Cannes'a niyet Venedik'e kısmet Cannes'a niyet Venedik'e kısmet Venedik Film Festivali'nde 'Soul Kitchen' filmiyle Jüri Özel Ödülü'nü kazanan Fatih Akın, filmi Cannes Film Festivali'ne yetiştiremediği için Venedik Film Festivali'ne katıldığını söyledi. Akın, 'Die Welt' gazetesine verdiği röportajda, Venedik Film Festivali'ne ilk kez katıldığını belirterek, 'Filmi Cannes'e yetiştiremediğimiz için buraya katıldım. Şimdi tepkilere baktığımda bunun doğru olduğunu düşünüyorum' dedi. 'Soul Kitchen'i yapıp yapmama konusunda tereddüt ettiniz mi' sorusuna ise Akın, 'Komedi filmi yapayım mı? Bu bir risk değil mi? Bunu kendi kendime sordum. Ancak sonuçta filmlerin birbirinden farkı yok' diye konuştu. 568536 Hidayet: Madalyanın rengini söyleyemiyorum ama Kaldıkları otelde basın mensuplarına açıklama yapan Hidayet Türkoğlu, elde edilen başarılı sonuçların ardından kendilerinden beklentinin yükseldiğini ve bunun da güzel bir şey olduğunu dile getirdi. Hidayet, şöyle devam etti: ''İnsanlara bu güveni tattırmamız güzel. Sergilediğimiz oyundan dolayı insanların bize verdiği desteğe teşekkür ediyoruz. Amacımız şampiyonayı madalya ile tamamlamaktı ve şu anda oraya doğru gidiyoruz. Şu an rengini söyleyemiyorum ama gidişata göre belirlenecektir. Bizi izlemeye devam etsinler. Bizimle gurur duymalarını sağlayacak başarılar elde edilecektir. Tüm Türkiye'ye umarım mutlu bir bayram yaşatırız.'' -''SAKATLIĞIM GÜNDEMDE OLMAMALI''- Hidayet Türkoğlu, dizindeki sakatlığıyla ilgili yöneltilen sorular üzerine, bu konuyu gündemde tutmak istemediğini vurguladı. Takımda iyi giden bir hava olduğunu ve sakatlığının gündeme gelmesiyle bunun bozulmasına izin veremeyeceğini aktaran Hidayet, şöyle konuştu: ''Daha önce de sakat oynadığım zamanlar oldu. Dinlenirsem sakatlığımın iyiye gideceği gerçek ama böyle bir zamanımız yok. Hızlandırılmış tedaviye devam ediyoruz. Şu anki havanın, benim sakatlığımla, dinlenmemle veya oynamamamla bozulmasını istemiyorum. Atık elimden geldiğince en iyisini yapıp, takıma faydalı olmaya çalışacağım. Gönül isterdi ki daha iyi durumda olup, takıma daha fazla katkı sağlayayım. Şu an kısıtlı bir fayda sağlayabiliyorum. Kaptan olarak havanın bozulmasını istemiyorum. Takımın her yönde başına çekmek zorundayım. Bu durumda bu gerekiyor. Takımı yalnız bırakmak istemiyorum. İnşallah Türkiye'ye iyi noktalarda döneriz.'' Milli oyuncu Oğuz Savaş ise ''Önemli galibiyetler alıyoruz. Grupta bir maç kaldı ve sıramızı belirleyecek. Çeyrek finale namağlup ve grup birincisi gitmek istiyoruz. İnşallah böyle devam ederiz. Çok iyi mücadele ediyoruz. İspanya ve Sırbistan galibiyetleri de gerçekten çok önemliydi'' değerlendirmesini yaptı. 567365 Taha Kıvanç: Okuduğunu da anlamıyor, dinlediğini de... Okuduğunu da anlamıyor, dinlediğini de... Büyüklerim "Aman senden yaşlılarla münakaşa ederken nezaketi elden bırakma" öğüdünde bulundukları için midir, nedir, Oktay Ekşi söz konusu olduğunda lâfımı hep sakındım bugüne kadar... Ben ne kadar alttan alırsam alayım, Hürriyet başyazarı en galiz ifadeleri benim için sarf etmekten hiç çekinmedi. Ne yapayım, bu da benim kaderim işte... Hürriyet'in en çok sattığı pazar günü, başka yazarlar hafif konularla idare ederken, Oktay Ekşi'nin neredeyse bütünüyle bana ayrılmıştı. Yazdığım bazı yazılardan hareketle, benim kendisi gibilerin gazetelerinden kovulmalarını istediğimi yazdı. Sayesinde 'gizli faşist' de, 'borazancıbaşı' da, 'dedikoducu' da oldum... Sebep? "Bugünkü medya düzenini 27 Mayıs'tan sonra askerler kurdu" tezim yüzünden... Şöyle diyor: "Bugünkü medya düzeni meğer 27 Mayıs 1960 ihtilalini gerçekleştiren subayların kurgusuymuş. Bu medyanın düzelmesi -yani iktidarın hoşuna giden bir medya haline gelmesi, böylece de Aydın Doğan'ın vergi cezası adı altında çökertilmemesi- için kişilerin süratle tasfiye edilmesi gerekirmiş." Ayrıca gazetesinin patronu Aydın Doğan'a da, "Sen iyisin, bunlar kötü, iktidarın gazabına uğramak istemiyorsan kötülerle yolunu ayır" tavsiyesinde bulunduğumu iddia ediyor Oktay Bey... Neresinden tutayım, bilmem ki? Tezim meydanda ve döneme ilişkin hangi kaynağa başvursam, hangi tanıklığı dinleyip okusam tezimin daha da güçlendiğini görüyorum. Evet, bugün (tabii dün de) Türk medyasında köşeleri tutanlar 27 Mayıs sonrasında darbecilerin çıkarttıkları 'Öncü' gazetesinde biraraya gelmiş kişiler... Onlara askerler el vermişti, yıllardan beri onların el verdiklerinin medyada önleri açılıyor. İki lâfı zor biraraya getirebilen mizantrof birilerine televizyon programı yaptırılıyorsa sebebi budur. 'Usta-çırak' ilişkisi sanmayın bu elvermeyi; tiplerin her darbeden önce ve sonra yazıp çizdiklerine bir göz atın... Neyse... Bu tez bir tespit, buradan "Atın bunları" sonucu nasıl çıkıyor anlamadım... Benim anlamamam önemli değil de, hakkımda yazılar yazan, etrafta ileri geri lâflar eden Hürriyet başyazarının atıfta bulunduğu yazıları anlamayışı olağanüstü vahim. Zahmet edip kadar yazımı okuyan Oktay Bey neredeyse herbirinde yapmaya çalıştığım uyarıları gözden kaçırmış olamaz. Şu tür uyarılarımı: "Umarım ülkemizin en büyük medya grubundan kimsecikler 'tasfiye' edilmez. Bugün kimler yönetimdeyse daha uzun yıllar yönetimde kalmaya, kimler gazetelerinde köşeleri işgal ediyorsa yıllarca yazmaya devam ederler. // 'Tasfiye' bizim mesleğimize uygun bir sözcük değil zaten..." Oktay Bey gibiler tasfiye olursa bizler ne yazacağız? İnsan kendi eliyle velinimetine ihanet eder mi? Başkaları etse de ben etmem... Herhalde koca başyazarın bildiği halde gerçeği okurlarına farklı gösterdiğini düşünecek değilim; bu yüzden sergilediği derin 'lapsus' için bir başka sebep bulmam gerekiyor. "Aman ha!" diyecek büyüklerimi kızdırmayacağım; kızdırmayacağım çünkü Oktay Bey gençliğinde de böyleydi; gerçeği karıştırırdı. Kendisiyle yapılmış en ilginç TV programlarından biri Samanyolu-TV'de yayımlanmıştı. Halit Esendir'in görüştüğü Oktay Ekşi'nin programda anlattığı anılardan birinin ara başlığı şöyle: "Meclis'te yapılan konuşmayı yanlış haber yaptım..." Yanlış, ama ne yanlış! Yıl 1952. Oktay Ekşi sırada Dünya gazetesine Ankara'dan katkıda bulunuyor. Gazetenin temsilcisi Çetin Altan, genç muhabire, "Bugün Meclis'te Fuat Köprülü ve arkadaşlarının anayasa dilinin Osmanlıca'ya dönüştürülmesine ilişkin yasa önerisi görüşülecek, izleyip yazar mısın?" diye soruyor. Büyük hatiplerimizden Hamdullah Suphi Tanrıöver var kürsüde... "Herkes gibi ben de Tanrıöver'i hayranlıkla izliyordum" diye anlatıyor Oktay Ekşi. Konuşma çok uzunmuş ve sonunda söylediklerinden, "Bence anayasanın dilinin arı Türkçe olarak korunması doğru olur" anlamını çıkarmış... Haberi gazeteye geçerlerken, Çetin Altan birkaç kez, "Emin misin, gerçekten arı dili mi savundu?" uyarısında bulunmuş; her seferinde "Ben oradaydım, elbette arı dili savundu" cevabını almış... Sonrasını Hürriyet başyazarının anlatımından aktarayım: Çetin Altan: "Oktay bugünkü Zafer'i okudun mu?" // Oktay Ekşi: "Gördüm, ama neden sordunuz?" // ÇA: "Orada Hamdullah Suphi'nin Meclis konuşmasının metni var"// OE: "Çetin ağabey, biz de geniş şekilde dün akşam onu verdik." // ÇA: "Tamam; ama Zafer'deki tutanak metni Hamdullah Suphi'nin arı Türkçe'yi değil Osmanlıca'yı savunduğunu gösteriyor..." Bir keresinde de Kipriyanu'yla görüşmüş, "Klerides'le görüştüm" diye haber yapmış Oktay Ekşi... Dinlediğini de okuduğunu da anlamayan, karşısındakini tanımayan bir başyazar var karşımızda... Bari doğruyu söylese! . 567454 Akdeniz'de memelinin nesli tehlikede Uluslararası Doğayı Koruma Birliğinden (IUCN) yapılan açıklamada, Akdeniz bölgesindeki memelilerin geleceğinin ''kaygı verici'' olduğu belirtilerek, bölgede özellikle bazı etoburlar ile tavşan, geyikgiller gibi otobur türlerinin tehlike altında olduğu vurgulandı. Aralarında ''İran alageyiği''nin de bulunduğu türün neslinin ise tükendiği bildirildi. Bölge ülkelerinden 250'yi aşkın uzmanın katıldığı araştırma sonucunda, sivrisıçan, kirpi, köstebek türlerinin "hayatta kalmakta zorlandığı" açıklanırken, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan türlerin yoğun olarak Türkiye'de, Akdeniz'in doğusundaki bölgede ve Kuzeybatı Afrika'da bulunduğuna dikkat çekildi. Araştırılan 320 memeli türünün yüzde 3'ünün neslinin ''kritik olarak tehlikede'', yüzde 5'inin ''tehlike altında'' ve yüzde 8'inin ''tükenebilir'' olduğu belirlenirken, Akdeniz'deki memeli hayvanlar topluluğunun dörtte birinin azaldığı vurgulandı. Birlik, bölgedeki hayvanları korumak ve biyolojik çeşitliliği kaybetmemek için acilen harekete geçilmesi gerektiği uyarısında bulundu. 568027 Şimdi sizin için geldiler işte Şimdi sizin için geldiler işte 15.09.2009 15:01Meşhur hatta artık klişe olmuş bir Brecht hikâyesidir. “Naziler komünistleri götürdüklerinde sustun. Çünkü komünist değildin... Sendikacıları götürdüklerinde sustun. Sendikacı değildin... Sosyalistleri içeri aldıklarında sustun. Sosyalist değildin... Yahudileri tutukladıklarında sustun. Çünkü Yahudi değildin... Sonra senin için geldiler. Ve artık ses çıkaracak kimse kalmamıştı.” Yazarken ben bile içine düştüğüm bu klişe çukurundan sıkıldım. Yazarken insan ister istemez forward mailleri ilk kendine gelmiş zannedip köşesine pazar yazısı yapan daktilo döneminden kalma köşe yazarı psikolojisine kapılıyor. Ama bazen hayat işte bu klişeler kadar kaba saba ve basit olmayı gerektirebiliyor. Mesela Doğan Holding’e verilen vergi cezası karşısında. Ben Aydın Doğan’ı Hababam Sınıfı’ndaki okul sahibine benzetiyorum. Hani “Okulum, dükkânım, ekmek teknem” diye hayıflanan, pek sevilmeyen ama benim Mahmut Hoca idealizminden daha sahici bulduğum patron tiplemesine. Bence Aydın Doğan ne Hürriyet kadar milliyetçi ne de Milliyet kadar Kemalist. Radikal kadar solcu ve demokrat, Posta kadar eğlenceli olmadığı da çok açık. Aydın Doğan bir patron. AKP’den pek hoşlanmayan kentliler için gazete çıkaran bir patron. Bu kadar. Onun Vehbi Koç’un oğlu olduğuna da, Hürriyet’in aslında devletin gayrı resmî gazetesi olduğu efsanelerine de inanmıyorum. Aslında oturup bu saray kavgaları üzerine yazmak istemezdim. Ama serde aktivistlik var ya Hürriyet gazetesinde bile çıksa “Direniş Çağrısı” diye bir şey gördüğünde insan kayıtsız kalamıyor. Mağdura kimliği sorulmaz. Yardım isteyene, dayanışmaya çağırana “sen kimlerdensin” denmez. Ahmet Hakan’ın vergi cezasına karşı dün köşesinden “söz söyleme hakkı” için hepimizi direnişe çağırması karşısında işte böyle karışık duygulara kapıldım. Vergi cezasını haksız buluyordum ama yine de bu bende bir infial yaratmıyordu. Doğrusu çağrıyı yapan Ertuğrul Özkök olsaydı, kayıtsız kalmak için bir an bile düşünmezdim. Ama Ahmet Hakan bir zamanlar herkes susarken her akşam Kanal Haber’de bu direniş çağrılarını –hadi klişeye yeniden dönelim- bu kez sadece Komünistler için değil Yahudiler için geldikleri günlerde de yapmış biriydi. Tersinin olmasını isterdim ama Ahmet Hakan’ın bu çağrısına büyük bir destek geleceğini zannetmiyorum. Aslında bu ülkede onun destek istediği “söz söyleme hakkı” için yıllardır mücadele veren, hapishanelerde yatan insanlar, STK’lar var. Ama onların hiçbirinde Aydın Doğan’a verilen bu öldürücü vergi cezası bir kıpırtı hatta bir homurdanma sesi bile yaratmadı.Kimse Hürriyet’in hürriyeti için bir bildiriyi imzalayacak kadar bile enerji sarfetme heveslisi değil. Peki, bu bazı Doğan Grubu köşe yazarlarının yazdığı gibi “onların aslında kendine demokrat olduğuna” mı işarettir? Doğan Grubu’nun karşı karşıya kaldığı bu haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan mıdır? Pek öyle değil. İşte klişenin açıklayıcılığı burada devreye giriyor. Ahmet Kaya için geldiklerinde, sesinizi çıkarmadınız. Hatta “Vay Şerefsiz” diye manşetler attınız. Merve Kavakçı’yı Meclis’ten atarlarken, sesinizi çıkarmadınız. Hatta çocuklarının ilkokulda yuhalanmasına kadar varan linçi siz yönettiniz. Hrant Dink için gelenler sizin attığınız manşetlerle döşenmiş yollardan yürüdü. Onun ölümüne neden olan yanlış anlaşılan yazısının doğrusunu yazmaya bile tenezzül etmediniz. Başörtülü kızlar için gelsinler diye kampanya yaptınız. Hatta gelmeyenleri rejim düşmanı ilan ettiniz. ‘Türkiye Türklerindir’ demekte ısrar ettiniz. Kürtler için gelenleri omuzlarınıza aldınız. Albay Temizözleri kurtarmak için seferber oldunuz. Diğer gazeteler kapatılırken, gazeteciler, yazarlar tutuklanırken, baskı altına alınırken ne yaptığınızı ise hiç hatırlatmayacağım. Ve işte sonunda bugün sizin için de geldiler. Ortada kimse olmamasına neden şaşırıyorsunuz ki? 567296 Güler: bin 401 bina zarar gördü Güler: bin 401 bina zarar gördü İstanbul Valisi Muammer Güler, sel baskınlarının yaşandığı yerlerde hasar tespit çalışmalarında yüzde 75 seviyesine gelindiğini belirterek, “Şu ana kadar yapılan hasar tespit çalışmalarında 1039 iş yeri toplam bin 401 binanın selden etkilendiği belirlenmiştir' dedi. Güler düzenlediği basın toplantısında, Eylülde Çatalca ve Silivri'nin, Eylülde ise Başakşehir ve Küçükçekmece Basın Ekspres yolu bölgesinin yoğun yağış aldığını hatırlattı. Sel olaylarının hemen ardından acil müdahale ve arama kurtarma çalışmalarının başlatıldığını anlatan Güler, Kimlikleri tespit edilen şu anda 27 kişi hayatlarını kaybetmiştir' diye konuştu. 567349 En kral harçlık En kral harçlık DUBAİ Suudi Arabistan kralı Abdullah, ülkedeki fakir ailelere Ramazan ve bayram masrafları için 312 milyon dolarlık acil yardım yapılması kararı aldı. Sosyal sigorta sistemine kayıtlı tüm Suudilerin yararlanabileceği yardımla, fakirlik oranının azaltılması hedefleniyor. Yardım, fakir ailelerin aylık sigorta ödemelerine ek olarak yapılacak. 566779 Alanya'da Hint keneviri bulundu Alanya'da Hint keneviri bulundu Alanya'da bin 584 kök Hint keneviri ele geçirildi ANTALYA Antalya'nın Alanya ilçesinde bir meyve bahçesine düzenlenen operasyonda bin 584 kök Hint keneviri ele geçirildi. İstihbari bilgiler doğrultusunda çalışma başlatan Alanya'nın Demirtaş beldesi Jandarma Karakolu ekipleri, Kozlar Yaylası'nda Hint keneviri ekildiğini belirledi. Yaylaya operasyon düzenleyen jandarma ekipleri, meyve bahçeleri arasında bin 530, kurutulmaya bırakılmış 54 olmak üzere toplam bin 584 kök Hint Keneviri ele geçirdi. Kenevirlerle ilgili olarak R.M. (31), H.M. (54) ve G.Ç. (34) isimli şahıslar gözaltına alındı. Demirtaş Jandarma Karakolu'na götürülen zanlılardan H.M. sorgusunun ardından serbest bırakıldı. R.M. ve G.Ç. ise sorgularının ardından Alanya Adliyesi'ne sevk edildi. Zanlıların sorgusu sürüyor. 567067 Emeklilik Rehberi Necati Çetiner Emeklilik RehberiEmeklilik Rehberi 15 Eylül Salı 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! AYTAÇ ÖZERBEK: 11 Ekim 1993 tarihinde başlayan sürenizin toplamı yıl ay  26 gün. Bu süre toplam bin 936 gün eder. ’dan kısmi aylığından emekli olabilmeniz için 44 yıl ay (bin 261 gün) zorunlu SSK’lı olmanız ve 58 yaşınızı da doldurmanız gerekmektedir. AYHAN TURAN: Bağ-Kur’dan maluliyet talebinde bulunabilmeniz için ödemiş olduğunuz primler yeterli. Ancak, maluliyette en az yüzde 60 oranında çalışma gücünüzü kaybetmiş olmanız gerekmektedir. 568351 Köşk'te sürpriz zirve... Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bugün Milli Güvenlik Kurulu (MGK) üyesi bakanlarla biraraya gelen, ardından da Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'la haftalık olağan görüşmesini yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı Çankaya Köşkü'nde kabul edecek. ERDOĞAN-BAŞBUĞ GÖRÜŞMESİ SAAT 15 DAKİKA SÜRDÜ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile olağan haftalık görüşmesi sona erdi. Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleşen görüşme yaklaşık saat 15 dakika sürdü. Görüşme sonrasında Orgeneral İlker Başbuğ'u Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala uğurladı. Erdoğan ile Başbuğ arasında gerçekleşen görüşmede 'demokratik açılım' çalışmasıyla ilgili gelinen son durumun ele alındığı tahmin ediliyor. 566870 Diyarbakır'da 10 kişi KCK'dan tutuklandı Edinilen bilgiye göre, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca bir süre önce başlatılan operasyonda gözaltına alınan ve aralarında DTP'li eski belediye başkanları ile il genel meclis üyelerinin de bulunduğu 19 kişinin ifadeleri sevk edildikleri Cumhuriyet Savcılığınca alındı. Nöbetçi Mahkeme'ye sevk edilen 19 kişiden 10'u ''terör örgütüne üye olmak'' suçundan tutuklandı, kişi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bu arada, gözaltıları protesto etmek amacıyla dün adliye binası önünde oturma eylemi başlatan DTP'li bazı milletvekilleri ile belediye başkanları adliyeye sevk edilenlerle ilgili kararın açıklanmasıyla oturma eylemlerine son verdi. 567494 ABD'de bazı evlere El Kaide baskını 'nin New York kentinde polisin dün Queens semtindeki bazı evlere "El Kaide şüphesi" ile baskınlar düzenlediği belirtiliyor. CNN ve yerel televizyon kanallarında yayımlanan haberlerde, Federal Haberalma Teşkilatı (FBI) ve New York Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin dün sabaha karşı Queens semtinde ya da eve ortaklaşa baskın yaptıkları kaydedildi. Haberlerde baskınların terör örgütü El Kaide ile bağlantısı olduğuna inanılan ve bir süredir emniyet birimlerince takip edilen Afgan asıllı bir şüphelinin hafta sonunda New York'a gelmesi ve Queens'te bazı kişilerle görüşmesi üzerine yapıldığı yer aldı. Kimliği açıklanmayan şüphelinin New York'tan ayrıldığı da bildirildi. Polis yetkilileri soruşturmanın devam ettiğini belirtmekle yetinirken Queens'te baskın düzenlenen evlerde Afgan kökenli kişilerin bulunduğu da ifade edildi. Şu ana kadar herhangi bir tutuklama olduğu yönünde resmi bir açıklama yapılmadı. Başkanı Barack Obama'nın dün Wall Street'te konuşma yapmak üzere New York'a gelmesi dolayısıyla kentte güvenlik önlemleri en üst düzeye çıkarılmıştı. Bu arada New York Times gazetesine konuşan ve FBI'dan olayla ilgili bilgi alan bazı Kongre temsilcileri baskınların "acil bir tehlikeyi durdurma" amacıyla yapılmadığını, operasyonun daha çok genel düzeyde "önleyici" nitelikte olduğunu belirtti. Gazete, görgü tanıklarına dayandırdığı haberinde, Afgan asıllı şüphelinin önce New York'tan Colorado'ya taşındığı ve geçen hafta sonunda bir iş nedeniyle New York'a geldiği yönünde bir bilgiye de yer verdi. 568516 THY'den, pilot-kule diyaloğuna inceleme THY'den yapılan yazılı açıklamada, bugün bazı basın yayın organlarında yer alan haberlere değinilerek, şunlara yer verildi: ''(THY pilotuyla kule arasında ilginç konuşma) başlıklı haberde yer alan iddialarla ilgili ortaklığımız Genel Müdürlüğünce inceleme başlatılmıştır. Yapılacak incelemede, haberlerde iddia edilen konuşmaların gerçek olup olmadığı araştırılacak, ortaklığımıza ait bir uçuş ise elde edilecek veriler uçuş emniyeti açısından değerlendirilerek gereği yapılacaktır.'' 566931 Bolivya lideri Morales'ten İspanya'ya "cumhuriyet" gafı Madrid'de bugün işadamlarının katıldığı konferanstaki konuşmasında "Dün, İspanya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Moratinos ile yemek yedim" diyen Morales, salonda bulunan davetlileri şaşırttı. Morales, konferansın ardından programı gereği İspanya Kralı Juan Carlos ile görüştü. Bu arada İspanya'daki ilk resmi ziyaretinde İspanyol işadamlarını ülkesine yatırım yapmaya davet eden Morales, bununla beraber "Biz patron değil ortak arıyoruz. Ülkenin kurallarına saygı gösterdiği sürece her yatırımcı Bolivya'ya hoşgelmiştir. Ama siyaset yapan, Bolivya'da seçim kampanyalarını finanse etmek için para teklif eden işadamlarını istemiyoruz" mesajlarını verdi. Öte yandan Bolivya Devlet Başkanı, Kolombiya'nın askeri üslerini ABD'nin kullanmasına izin vermesiyle ilgili bir soru üzerine, "Askeri üslerin olduğu yerde barış ve demokrasinin olmadığını" söyleyerek, "Bolivya, ne ABD ne de başka bir ülke ile ilişkisini kesmeyecektir" dedi. 568064 'Kurtlar Vadi'ye ne zaman iniyor? 'Kurtlar Vadi'ye ne zaman iniyor? Kurtlar Vadisi Pusu dizisinin yeni yayın dönemindeki bölümleri 24 Eylül'de başlıyor. Gülay Afşar'ın sunduğu 'Haber Merkezi Hafta Sonu' programının konuğu Kurtlar Vadisi Pusu dizisinin senaristi Bahadır Özdener oldu. 'nin haberine göre, Özdener, dizinin 24 Eylül'de Star TV ekranlarında izleyici ile buluşacağını belirtti ve yeni sezon ile ilgili bazı bilgiler verdi. DİZİYE YENİ KARAKTERLER KATILIYOR Özdener, diziye yeni karakterler katılacağını ve bu karakterlerin İskender Büyük, Muro gibi karakterler kadar güçlü olmasını arzuladıklarını ifade etti. Özdener, "Kurtlar Vadisi'nin kendi gerçekliği içerisinde birçok karakter oyunun içerisine giriyor ve çıkıyor. Zaman içerisinde Muro gibi, İskender Büyük gibi çok güçlü Kurtlar Vadisi figürleri çıktı. Bunların her ikisi de sinema filmine taşınmış oldu, kadar güçlü karakterlerdi. Yeni sezonda da yaratacağımız karakterler umuyorum ki kadar güçlü olurlar. İkisi de karakterlerin siyasi anlamda çok güçlü olacaklar. Bakalım yeni bir şeyler denemiş olacağız. Umarım seyircimiz bunu sever" şeklinde konuştu. DİZİ BU KONSEPTİN SON TURUNDA Dizinin konsepti ve nasıl şekilleneceği hakkında değerlendirmede de bulunan Özdener, şöyle konuştu: "Dizi bu konseptin son tur açılımında. Şöyle ki, gladio diye bir fikri dizinin içerisinde ortaya attık. Bazı dönen dolapların, bazı oynanan oyunların gladio adlı örgüt tarafından organize edilidiğini anlatmaya başladık. Ve bu ekibin dizinin içerisindeki başbakana bir suikast tertip etmesi ile diziye sezon arası verdik. Bu sezon finalinde Polat Alemdar ve Başbakan vurulmuşlardı, ikisi de yaralıydı. Dizi bu heyecanla başlayacak. Polat ve Başbakan yaşıyor mu, yaşamıyor mu? Bu suikastin arkasında kimler var?" ÖZAL SUİKASTİNİN ARKA PLANI KURTLAR VADİSİ'NDE 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a Kartal Demirağ tarafından düzenlenen suikast girişimine dikkati çeken senarist Bahadır Özdener, Kurtlar Vadisi Pusu dizisinin son bölümünde dizi içindeki başbakana yapılan suikasti bu olayla örtüştürdüklerini ima etti. "Birazcık günlere de atfen ve suikastin arka tarafının hiç açılmamasına atfen bir oyun açıyoruz" diye konuşan Bahadır Özdener, yeni sezonda bu konsept çerçevesinde yeni karakterlerle izleyicilerin buluşacağını belirtti. TÜRKİYE'Yİ İYİ TAKİP EDİYORUZ Güncel konuların ilerisinde gitmeye gayret ettiklerini ifade eden Bahadır Özdener, Ergenekon davasından önce bu konuya dizide yer verdiklerini, ancak bu konuda kendilerine haksız eleştiriler yapıldığını vurguladı. Türkiye'yi yıldır iyi takip ettiklerinin altını çizen Özdener, "Türkiye'yi çok önceden görmeye çalışan, projeksiyonlar sunan bir ekip olmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla daha Ergenekon ismini Türkiye'ye duymamışken, biz dizinin içerisinde bu tür oluşumları anlatmaya başladık" dedi. 567591 11:10 Bedava un dağıtımında çıkan izdihamda 18 kadın öldü Bedava un dağıtımında çıkan izdihamda 18 kadın öldü ’ın Karaçi kentinde ramazan ayı dolayısıyla bedava un dağıtımı sırasında çıkan izdihamda 18 kadın öldü.  Yetkililer ve görgü tanıklarının verdiği bilgilere göre dar koridorları bulunan bir binada yapılan gıda yardımı sırasında kalabalık nedeniyle kadınlar arasında panik yaşandı. Panik üzerine koruma görevlileri binayı boşaltmak için şiddete başvurdu. Karaçi polis şefi Vasim Ahmed ilk belirlemelere göre izdihamda 18 kadının öldüğünü belirtirken Karaçi Sivil Hastanesi’nden Muhammed Emin Han, bazı kadınların boğularak öldüğünü ve 20 ceset bulunduğunu kaydetti.  Kalabalık arasında bulunan 30 yaşındaki Kulsoom, “Yüzlerce kadın küçük koridora girmek için birbirlerini itmeye başladı ve koruma görevlileri mekanı boşaltmak için bizi dövmeye başladı. Düştüm ve ezilmeye başladım. Kalbim sıkıştı, öleceğimi sandım” dedi. Polis Şefi Ahmed, un yardımını yapan kişinin, yardımla ilgili olarak daha önce polisi uyarmaması nedeniyle gözaltına alındığını söyledi. Başbakan Yusuf Rıza Gilani ise olayla ilgili başlatılmasını istedi. 567195 Polis, âfet derecesinde bir olayı engelledi Güler, Tuzla ve Pendik'teki uyuşturucu imalathanelerine yapılan operasyonlarda uyuşturucu hap imalatında kullanılan 400 kilogram amfetamin, ton amfetamin maddesi üretilebilecek 36 ton kimyasal madde ele geçirildiğini açıkladı. Söz konusu miktarın Türkiye'de bugüne kadar ele geçirilen toplam amfetamin miktarının katı olduğunu belirten Güler, "Tespit edilen imalathanelerde, yurtdışında hammaddesi temin edildikten sonra amfetamin haline dönüştürülen ve piyasa değeri milyar TL olan 200 milyon adet captagon yapılabilecek miktarda uyuşturucu madde ele geçirilmiştir." dedi. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde açıklama yapan Vali Güler, yapılan operasyonlarda, yakalanan şüpheliler arasında yabancı uyruklu kişilerin de bulunduğunu vurguladı. Güler, yurtdışı bağlantıları olan ve Ortadoğu ülkelerine gönderilmek üzere uyuşturucu madde imalatı yapan geniş kapsamlı organize bir suç örgütünün deşifre edildiğini ifade ederken, yakalanan kişilerin üzerlerinde ve bulundukları adreslerde yapılan aramalarda, tabanca, pompalı tüfek ile 18 bin Euro ele geçirildiğini kaydetti. GÜVEN TİMLERİ OKUL ÖNLERİNDE NÖBETTE Açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan İstanbul Valisi Güler, bir gazetecinin, "Okullar açılırken, okul önlerinde uyuşturucuya karşı ne gibi önlem alındı?'' şeklindeki sorusuna şu karşılığı verdi: "Gençlerimizi ve çocuklarımızı okul önlerinde 'torbacı' diye tabir ettiğimiz satıcı kişilere karşı korumak için her türlü önlemi aldık. Uyuşturucuya karşı gençlerimize ve çocuklarımıza bilinçlendirme projesiyle, kendilerine nasıl yaklaşıldığını ve bu kişilerden nasıl korunacaklarını içeren bilgilendirme seminerleri düzenlenerek broşürler dağıtılacak. Güvenlik timlerimizle de okul önlerinde her türlü güvenliği sağlayacağız.'' İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın da İstanbul'un 250 ayrı noktasında güven timleri görevlendirildiğini söyledi. Çapkın, çalışmalar bin 719 bağımlı ve sokak satıcısı hakkında yasal işlem yaptıklarını kaydetti. 567677 İçki içtiği için kırbaç ve hapis cezası aldı Ülkenin doğusundaki Pahang eyaletinin Yüksek İslam Mahkemesi sözcüsünün açıklamasına göre, mahkeme yargıcı Abdülrahman Yunus, Nazaruddin Kameruddin adlı erkek işçiyi yıl hapis ve kırbaç cezasına çarptırdı. Sözcü, 27 Ağustosta bir restoranda içki içtiğini itiraf eden Kameruddin hakkında Eylülde yıl hapis istemiyle dava açıldığını, kefalet parasını ödeyecek parası olmayan sanığın, davanın açıldığı tarihten bu yana hapiste olduğunu da belirtti. Malezya'da içki içmek suç, ancak 13 eyaletten sadece 3'ünde kırbaç cezası var. Temmuz ayında yine aynı yargıç, bir kadını içki içmek suçundan kırbaç cezasına çarptırmış, ancak bu dava kamuoyunda büyük tepki çekmişti. 28 milyonluk nüfusunun yüzde 60'ını Müslümanların oluşturduğu Malezya'da İslami yasalar, Müslüman olmayanlara uygulanmıyor. 568463 Belediye önünde 3. köprü ve sel eylemi Belediye önünde ve sel eylemiHaluk ATALAY/İSTANBUL,(DHA) Kadın Platformu ve Halkevleri üyesi iki ayrı grup, (İBB) önünde yaşanan sel felaketi ile yapılması planlanan projesini etti. ’deki İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) binası önünde toplanan Halkevleri üyesi yaklaşık 50 kişilik grup, değil yıkım köprü öldürür” yazılı pankart açtı. “Halkın barınma hakkı var” yazılı dövizler taşıyan grup sık sık “Kahrolsun AKP, direne direne kazanacağız” sloganları attı. Başbakan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Başkanı ’ın eleştirildiği basın açıklamasını Halkevleri Şube Başkanı Hasan Polat okudu. ’nin neoliberal belediyecilik ve kent anlayışının yaşanan sel felaketi nedeniyle ettiğini öne süren Polat “Ne acı ki bir Başbakan felaketin ortasındaki yoksul halkın gözünün içine bakarak ’şimdi gerekirse bizler buraları afet bölgesi ilan ederiz, Burada her türlü yıkımı yapabiliriz, Yasanın bize verdiği yetkiler var’ diyor. Kadir Topbaş da ‘Ayamama deresinin hat yatağını işgal eden ne varsa yıkıp geçeceğiz. Belki acımasız olacağız bazılarının canı yanacak’ diyerek esas dertlerinin yoksul halkın yaşama haklarını ellerinden alarak kent merkezlerinden sürmek olduğunu dile getiriyor” dedi. Emekçi halkın haklarını, ormanını ve suyunu savunma kararlılığı olduğunu belirten Polat, “İnsanca yaşanacak bir kent ve ülke için mücadele edeceğiz. Köprü projesine izin vermeyeceğiz. Bu mücadeleyi emin olun ki kazancağız” dedi. Grup, açıklamanın ardından sessizce dağıldı. İstanbul Kadın Platformu üyesi yaklaşık 30 kişi, yaşanan sel felaketinde servis minibüsünde hayatını kaybeden kadın işçilerin isimlerinin yazılı olduğu pankartları açtı. Kadir Topbaş ve İstanbul Valisi ’in derhal istifa etmesini gerektiğini öne süren kadınlar, savcıları konuyla ilgili açmaya çağırdı. Grup adına yapılan açıklamada, “Afetin sorumluları rant amaçlı yapılaşmaya dur demeyen belediye ve kazancını insan hayatından üstün gören patronlardır” denildi. Grup, açıklamanın ardından olaysız dağıldı. 568726 Hrant Dink ödülü Alper Görmüş'e Uluslararası Vakfı'nca düzenlenen "Uluslararası Ödülleri"nin birincisi Taraf Gazetesi Yazarı Alper Görmüş ile Haaretz Gazetesi Muhabiri Amira Hass'a verildi. Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenen ödül töreninde konuşan 'in eşi Rakel Dink, eşinin bugün 55. doğum günü olduğunu ve 32 önce yaşama hakkının gasp edilip elinden alındığını söyledi. adına tanıdık tanımadık bir çok insanın seferber olduğunu, "bu yarayı nasıl saralım" diye düşündüklerini ifade eden Dink, "Kardeşleri, yeğenleri, çocukları, torunları ve ben ailece karar verdik, 'vakıf açacağız' diye. Vakıf olarak doğum günü niyetine onun yaşamını, verdiği mücadeleyi kutlamak, benzer mücadeleler veren ve söylenmesi gerekenleri her şeye rağmen cesaretle söyleyebilen kimselere teşekkür etmek için 15 Eylüller'de bir ödül vermek istedik. Dünyanın her yerinde acıların, adaletsizliklerin yaşandığını ve başkalarının da bedeller ödediğini biliyoruz. Bu ödülle onların emeğine, döktükleri tere el vermek, omuz vermek istedik. Ödül alacak dostlarımızın sevinci bizim heyecanımıza heyecan kattı. Bugün ödül alanlar Hrant'a, onlara ödüldür" dedi. Törende daha sonra Rakel Dink, Taraf Gazetesi Yazarı Alper Görmüş ile Haaretz Gazetesi Muhabiri İsrailli Gazeteci Amira Hass'a ödüllerini sundu. Alper Görmüş, ödül haberini aldığı ilk andan beri bu hediyenin omuzlarına yüklediği sorumluluk üzerinde düşündüğünü dile getirdi. "Anladım ki gibi büyük bir mücadele ve gönül adamının hatırasına düzenlenmiş bu ödülün tedirgin edici yanı da varmış" diye konuşan Görmüş, "Hayatta en sevdiğim varlığım kızımı kucağıma aldıktan sonra 'Ya ona bir şey olursa' korkusuyla yaşıyordum. 22 yıl sonra ödül komitesi bir korku daha verdi kucağıma, günün birinde 'Bu adama ödülü verilmemiş miydi?' sorusunu haklı kılacak korku bu... Ancak bu ödülü aldığım için gururluyum" diye konuştu. Amira Hass da devletine karşı öfkesinin bulunduğunu, bunu sözlerle ifade etmesinin çok zor olduğunu belirterek, "Çünkü benim mesleğim yazı yazmak" dedi. İsrailli gazeteciler olarak göstermekte oldukları cesareti Türkiye'deki gazetecilerin cesaretiyle kıyaslamanın mümkün olmadığını belirten Hass, "Çünkü bizim 301. maddemiz yok. İstediğimiz gibi özgürce yazabiliyoruz, istediğimizle görüşebiliyoruz. 'da, 'de, Filistin'de beni duyan insanlar var. Biz gerçeklerin duyulmasını istiyoruz" ifadesini kullandı. Törene Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, eşi Beyhan Bağış, sanat, edebiyat ve basın camiasından çok sayıda davetli katıldı. 567627 'Hanımın Çiftliği'ne polis baskını Hanımın Çiftliği dizisinde oynamak isteyenler için kayıt alan bir iş yeri 'para alınıyor' yönünde yapılan ihbar üzerine polis tarafından basıldı. Yapılan ihbar üzerine Galeria İş Merkezi'ndeki iş yerine gelen polis, şirket çalışanları ile görüştü. Polis dizinin figüran seçimi ve irtibat bürosu olarak kullanılan mekanın vergi levhasını ve para karşılığı verdikleri makbuzu inceledi. Mekanda görevli bir kadın ise Hanımın Çitliği dizisine figüran seçtiklerini belirterek, "Figüranlık için başvuranlardan fotoğraf ve kırtasiye masrafı olarak makbuz karşılığı TL alıyoruz. Figüranlar bir bölüm karşılığı 20 TL alıyor ama bizim de masraflarımızı karşılamamız için bu parayı almamız gerekiyor. Malum Türkiye'de kriz var. Bu parayı almak zorundayım" dedi. Polis, işyerindeki makbuzları ve evrakları tek tek inceledi. Yapılan incelemede, şirketin resmi adresi ile faaliyet gösterdiği adresin farklı olduğu anlaşılırken yetkililer ise adres değişikliğinin yeni olduğunu söylediler. Çekimleri Mersin'in Tarsus ilçesi, Yenice beldesi, Adana ve Karataş'ta süren Hanımın Çiftliği dizisinde kullanılan küfürlü sözler Adanalıların tepkisini çekmişti. Dizi şimdi de oyuncu alımlarıyla gündeme geldi. Adana'da, diziye oyuncu seçtikleri bildirilen bir iş yerinden, dizide oynamak için para alındığını öne süren bazı kişiler 155'e ihbarda bulunmuştu. 567741 Google, internete dergi mantığı getiriyor Google, internete dergi mantığı getiriyor MELİH BAYRAM DEDE Dünyanın en büyük arama motoru Google, gazetecilerle yaşadığı telif sorunları devam ederken, bu kez de dergi mantığıyla webde sörf yapmayı sağlayan bir teknolojiyle gündemde. Google'ın Flipper adını verdiği ve “interneti dergi takip eder gibi gezme” mantığına dayalı sistem, web sayfalarının görüntülerine daha hızlı erişim sağlıyor. Google Flipper'ın ilk fikrini, şirketin kurucularından Larry Page, yaklaşık bir yıl önce açıklamış ve haber kaynaklarına hızlı erişim sunacak bu teknolojiyle ilgili ipuçları vermişti. Başlangıç olarak ABD basını olmak üzere, dünyadaki çeşitli gazete, dergi ve portallerin web sayfalarını içeren Google Flipper'a Google Labs üzerinden erişilebiliyor. Önceden öngörüntüsü alınmış sayfaların hızlı bir şekilde gezilmesini sağlayan Google Flipper'da kullanıcılar isterlerse özgün web sayfasına da tek tıkla ulaşabiliyor. Öte yandan Rupert Murdoch'un sahibi olduğu News Corp.'un, internet haberlerini ücretlendirmek üzere ortak bir konsorsiyum kurmak için görüşmeler yürüttüğü biliniyor. 568531 İsrail iki Hamas liderini yakaladı İsrail askerleri, İç Güvenlik Servisi Şabak (Şin Bet) ile kılık değiştirmiş özel timlerin, Muhammed Harviş ile Kemal Samara adlı Hamaslıları, El Halil tepelerinde bir köyde dün gece düzenlenen operasyonda ele geçirdiği bildirildi. Muhammed Harviş'in (26) Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları'nın Tulkarem sorumlusu olduğu, aynı zamanda Netanya'da 2002 yılında bir otelde Pesah (Hamursuz) bayramı sırasında düzenlenen intihar eyleminin sorumluları arasında yer aldığı ifade edildi. İsrail ordusundan verilen bilgiye göre, bir operasyon sırasında İsrail askerleri tarafından yaralanan Harviş, tedavisi sonrasında da Batı Şeria'daki eylemlerini sürdürdü. 2004 yılından bu yana arandığı belirtilen Harviş, Filistin Yönetimi güvenlik güçlerince tutuklandı. Bir süre Eriha'daki cezaevine kalan Harviş, 2006 yılında serbest bırakıldı. Kemal Samara'nın (25) ise Harviş'in yardımcısı olduğu bildirildi. Her iki Hamaslının da aslen Tulkarem'in mülteci kampında yaşadığı, ancak tutuklanmaktan korktukları için El Halil'de bulunduğu ifade edildi. Her iki kişinin de İsrail İç Güvenlik Servisi tarafından sorgulamaya alındığı belirtiliyor. Bu arada yine İsrail güvenlik güçlerinin geçen temmuz ve ağustos aylarında Ramallah yakınlarında yaptıkları ortak operasyonlarında, El Fetih'in Tanzim örgütü militanlarından 5'ini tutukladığı bildirildi. Tutuklananların, ikinci intifada döneminde İsrail'e karşı saldırılarda yer aldıkları ifade edildi. 567469 Obama'dan bankalara sert uyarı Obama'dan bankalara sert uyarı 15 Eylül 2009 Salı, 08:47 ABD Başkanı Barack Obama, yaptığı konuşmada ikinci bir Büyük Depresyon ile toplumu tehdit eden kontrolsüz ve düşüncesiz hareketler konusunda Wall Street'e sert bir şekilde uyarıda bulundu. Obama, ABD'li yatırım bankası Lehman Brothers'ın çökmesinin yıl dönümünde New York'ta Wall Street'teki tarihi Federal Hall binasında yaptığı konuşmada, ABD ekonomisi ve finans sistemi aşağı yönlü bir sarmaldan çıkıyor olsa bile daha fazla kurtarma paketi hazırlayamayacaklarını ifade etti. Obama konuşmasında, ''Son iki yıldaki fırtınanın zayıflamaya başladığı konusunda emin olmalıyız'' dedi. Obama, ekonomi normal durumuna geri dönse dahi bu durumun vurdumduymazlığa yol açamayacağını belirtti. Buna karşılık Obama, ''Maalesef, finans sektöründe bu anı yanlış okuyanlar var. Onlar Lehman vakasından ve halen düzelmeye çalıştığımız krizden ders çıkarmak yerine olanları görmezden geliyorlar'' dedi. Obama, sert mesajlarıyla finansal kurumları uyardı: ''Bu krizin kalbindeki umursamaz davranışların ve aşırı başıboşluğun olduğu günlere geri dönmeyeceğiz'' Bu arada ABD'nin, Çin'den ithal edilen otomobil ve kamyonet lastiklerine uygulanan 4'lük gümrük vergisi oranını 35'e yükselterek, bu ürünün ithaline kısıtlama getirmesini savunan Obama, ticaret sisteminin çalışması için ticaret anlaşmalarının uygulanması gerektiğini, bu yüzden bu kararı aldığını söyledi. Kışkırtıcı olmak ya da korumacılığı artırmak için davranmadığını belirten Obama,ticareti artırmanın ve ticaret anlaşmalarının ABD'nin ekonomik büyümesini temeli olduğunu, ticaret anlaşmalarını uygulamanın açık ve serbest ticaret sistemini sürdürmenin parçasını oluşturduğunu kaydetti. Hisse senedi verileri dakika, Tahvil-Bono-Repo özet verileri 15 dakika gecikmelidir. Site Verileri FOREKS üzerinden sağlanmaktadır İMKB isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. İMKB ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen İMKB'ye ait olup, tekrar yayınlanamaz. Bu sayfalarda yer alan bilgilerdeki hatalardan, eksikliklerden ya da bu bilgilere dayanılarak yaplan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı HABERTURK.COM sorumlu tutulamaz. 567483 Ambulanslar navigasyonla tanıştı, gecikme derdi ortadan kalktı Türkiye'nin en ücra köşesindeki mahalle bilgilerinin bile yer aldığı navigasyon cihazlarıyla donatılan ambulanslar, hastanın adresini kaybolmadan buluyor. Ambulans sürücüsünü sesli ve görüntülü olarak yönlendiren cihaz sayesinde, ambulansların hızı, bulunduğu mevki ve güzergâhı uydu üzerinden İl Ambulans Kontrol Merkezi ve Sağlık Bakanlığı tarafından da takip ediliyor. Konya'da hizmet veren 15 hızır acil ambulansı, şu an adres bulmayı ve araç takibini kolaylaştıran navigasyon cihazlarıyla donatıldı. Konya 112 Acil Servis doktoru Ali İhsan Yöntem, günde ortalama 10 acil vakaya giden hızır acil ambulanslarının, navigasyon sayesinde çok büyük rahatlama yaşadığını söyledi. Bazen dakikaların, hatta saniyelerin hayat kurtardığına dikkat çeken Dr. Yöntem, gelişen teknolojiyle insanların artık sağlık hizmetlerine daha hızlı ulaşabildiğini belirtti. Olayların yüzde 90'ına ilk 10 dakikada ulaşmanın artık dünyada bir standart haline geldiğini söyleyen Dr. Ali İhsan Yöntem, navigasyonun hastalara ulaşmayı hızlandırdığını belirterek şunları kaydetti; "Ambulanslarımız uydudan rota alarak olaya ulaşıyor. Yaklaşık inçlik ekrana sahip navigasyon cihazına verilen adres bilgilerini giriyoruz. Daha sonra navigasyon cihazı ambulans sürücüsüne talimat vererek en kısa yolu sesli olarak tarif ediyor. Caddeye çıktığımızda 'ilk caddeden sağa, ilk sokaktan sola' gibi talimatlar veriyor. Yanlış adrese gittiğinizde yeni bir rota belirleyerek en kısa yoldan tekrar adrese ulaşılmasını sağlıyor." Ambulanslara yerleştirilen veri terminalleri sayesinde hastanın tüm bilgilerinin de komuta merkezine ve hastaneye ulaştırıldığı bilgisini veren Yöntem, "Hasta daha gideceği hastaneye ulaşmadan önce hastaneye bildiriliyor. Hastanelerde bulunan modüller sayesinde doluluk durumları izlenebiliyor." dedi. 567707 New York'ta El Kaide baskını ABD'nin New York kentinde polisin dün Queens semtindeki bazı evlere ''El Kaide şüphesi'' ile baskınlar düzenlediği belirtiliyor. CNN ve yerel televizyon kanallarında yayımlanan haberlerde, Federal Haberalma Teşkilatı (FBI) ve New York Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin dün sabaha karşı Queens semtinde ya da eve ortaklaşa baskın yaptıkları kaydedildi. Haberlerde baskınların terör örgütü El Kaide ile bağlantısı olduğuna inanılan ve bir süredir emniyet birimlerince takip edilen Afgan asıllı bir şüphelinin hafta sonunda New York'a gelmesi ve Queens'te bazı kişilerle görüşmesi üzerine yapıldığı yer aldı. Kimliği açıklanmayan şüphelinin New York'tan ayrıldığı da bildirildi. Polis yetkilileri soruşturmanın devam ettiğini belirtmekle yetinirken Queens'te baskın düzenlenen evlerde Afgan kökenli kişilerin bulunduğu da ifade edildi. Şu ana kadar herhangi bir tutuklama olduğu yönünde resmi bir açıklama yapılmadı. ABD Başkanı Barack Obama'nın dün Wall Street'te konuşma yapmak üzere New York'a gelmesi dolayısıyla kentte güvenlik önlemleri en üst düzeye çıkarılmıştı. Bu arada New York Times gazetesine konuşan ve FBI'dan olayla ilgili bilgi alan bazı Kongre temsilcileri baskınların ''acil bir tehlikeyi durdurma'' amacıyla yapılmadığını, operasyonun daha çok genel düzeyde ''önleyici'' nitelikte olduğunu belirtti. Gazete, görgü tanıklarına dayandırdığı haberinde, Afgan asıllı şüphelinin ay önce New York'tan Colorado'ya taşındığı ve geçen hafta sonunda bir iş nedeniyle New York'a geldiği yönünde bir bilgiye de yer verdi. 568084 Halk Evleri '3. köprü'yü protesto etti Kendilerine "Halkevleri Derneği" adını veren bir grup eylemci, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Saraçhane'deki binası önünde toplandı. Göstericiler adına açıklama yapan Hasan Polat, iktidarın amacının köprü değil, rant olduğunu savundu. Başbakan Erdoğan ve Kadir Topbaş aleyhine sık sık slogan atan eylemciler, ekolojik dengenin bozulduğunu söyleyerek, geçtiğimiz günlerde yaşadığımız sel afetinin de bilinçsiz yapılaşmaya bağladı. Üçüncü köprünün yapılması halinde doğanın daha acı şekilde intikam alacağını söyleyen göstericiler, yeni köprünün yapılması halinde İstanbul'u daha zor günlerin beklediğini öne sürdü. Eylemciler, basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde belediye önünden ayrıldı. 568005 CHP'li milletvekili İnce'nin evinden silahları çalındı 'li milletvekili İnce'nin evinden silahları çalındıSüheyla GÖZDERELİLER/YALOVA, (DHA) Milletvekili Muharrem İnce'nin Yalova kent merkezinde bulunan evine kimsenin bulunmadığı sırada giren hırsız veya hırsızlar, ruhsatlı tabancayı alarak kaçtı. CHP Milletvekili Muharrem İnce'nin Caddesi üzerinde bulunan katlı binanın 3'üncü katındaki evine sokak kapısının kilitini açarak giren hırsız veya hırsızlar, yatak odasında bulunan İnce'ye ait biri dedesinden kalan Nagant, 'nin kendisine verdiği Smith Wesson ve şahsına ait Sarsılmaz marka tabancayı alarak kaçtı. Daha önce de 'da, aracında bulunan hazırladığı dosyaları çalınan CHP Milletvekili Muharrem İnce, konuyla ilgili olarak konuşmak istemediğini söyledi. Olayla ilgili soruşturmaya Yalova Cumhuriyet Savcılığı'nca başlandı. Evde parmak izi alan polis, hırsız veya hırsızların kimliğini araştırıyor. 567093 Türkiye, iki devden birini seçecek helikopter üretiminin önü açılıyor Agusta: Kodları vereceğiz Amerikalılar bunları vermez Agusta Westland Başkan Yardımcısı Ugo Rossini ihaleyi kazanmaları halinde Türkiye'yi 16 milyar dolarlık bir helikopter pazarının en büyük oyuncusu yapacaklarını belirtiyor. Rossini, Türkiye'ye önerdikleri TUHP149 model helikopterden önümüzdeki 20 yılda bin adet üretileceğini ifade ediyor. Helikopterdeki en hassas teknolojilerin ortak üretileceğine dikkat çekerken, "Misyon bilgisayarı da Aselsan'la birlikte üretilecek. Hepsinden önemlisi kaynak kodları da her iki tarafa açık olacak. Amerikalılar bunu yapamaz." diyor. Rossini ayrıca, TUHP 149'un Türkiye'deki tesislerde üretilip test edileceğini belirtiyor. Ugo Rossini, TUHP149 programının hem TAI'nin, hem de başta Aselsan, TEI, Roketsan ve Havelsan olmak üzere Türk havacılık ve uzay sanayiinden pek çok başka şirketin yeni teknoloji geliştirme ve üretme sürecine daha etkin katılımı sağlayacağını söylüyor. Rossini ayrıca, Agusta Westland'ın teklifini TAI ile yüzde 50 eşit ortaklık üzerine kurduğunu kaydediyor. Türkiye'nin sınırsız ihracat hakkına sahip olacağını belirten Rossini, "Türkiye, kendi ihtiyacı olan 109 tane helikopteri ürettikten sonra bu helikopteri istediği üçüncü ülkeye, istediği şartlarda satabilir." diyor. Agusta Westland'ın TAI ile birlikte geliştirdiği taarruz helikopteri T129 ile ilgili çalışmaların tüm hızıyla sürdüğünü anlatan Ugo Rossini, "Terörle mücadelenin taarruz kısmında T129 ana taşıyıcı olmaya aday." ifadelerini kullanıyor. EMRE SONCAN ANKARA Sikorsky: Türkiye 25 yılda milyar dolarlık parça satar Sikorsky Başkan Yardımcısı Stephen Estill, ihaleyi kazanmaları halinde Türkiye'nin Sikorsky'den alacağı her bir Blackhawk için, şirketin TAI'ye ihraç etmek üzere bir helikopter siparişi vereceğini söylüyor. Türk savunma sanayiinin 25 yıl içinde Blackhawk satışları, parça imalatı ve sağlanacak hizmetlerden milyar dolar gelir elde edeceğini vurgulayan Estill, helikopterlerin Türkiye'de Sikorsky ile ortak üretileceğini kaydediyor. Tüm dünyaya satılacak bu Blackhawk'ların üzerinde, Türkiye'de üretildiğine dair bilgi yer alacağını dile getiren Estill ayrıca, anlaşma imzalandığı anda TAI'ye milyar dolarlık helikopter parçası siparişi vereceklerini dile getiriyor. Sikorsky'nin önümüzdeki yıl için 12 milyar dolarlık sipariş aldığını anlatan Estill, "Bu helikopterleri üretmek için yardıma ihtiyacımız var. Ve altyapısını hazırlamış olan Türkiye'den daha iyi gidebilecek bir yerimiz yok." diyor. Estill, Türkiye'ye en son teknoloji ürünü olan T-70 modelini teklif ettiklerini söylüyor. Bu modeli 'Türk Blackhawk'ı' olarak adlandıran Estill, Türkiye'de üretilecek helikopterlerin Sikorsky adı altında tüm dünyaya ihraç edileceğini dile getiriyor. Projenin ortalarına doğru işçiliğin yüzde 90'ının Türkiye'de yapılacağını belirten Estill, ABD'den gelen parçaların zaman içinde azaltılacağını vaat ediyor. Stratejik hammaddelerin ise ABD'den gelmeye devam edeceğini belirtiyor. Estill'e göre eğitim için yabancı pilotlar Türkiye'ye gelecek, parçalar Türkiye'de tamir edilecek. HANGİ KUVVET KAÇ TANE ALACAK? Jandarma Genel Komutanlığı 30 Kara Kuvvetleri Komutanlığı 20 Emniyet Genel Müdürlüğü 20 Orman Genel Müdürlüğü 20 Özel Kuvvetler Komutanlığı 11 Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Hava Kuvvetleri Komutanlığı Sahil Güvenlik Komutanlığı Genelkurmay Elektronik Sistemler Başbakanlık 568110 Hemzemin geçitte ambulans paniği Edinilen bilgiye göre Ertuğ Yıldız yönetimindeki 42 BBM 24 plakalı ambulans, 112 Acil Servis telefonuna yapılan ihbar üzerine bir hastaya müdahale için yola çıktı. Merkez Meram ilçesi Trafik Tescil Şube Müdürlüğü önündeki hemzemin geçide geldiğinde, ambulansın sürücüsü, inmekte olan bariyerin yanından geçmeye çalıştı. Bu sırada ambulansın aniden motoru durdu. Tren garına yaklaşmış olan Mustafa Vural idaresindeki 63015 sefer sayılı yük treni hızını azaltmaya çalışmasına rağmen ambulansa çarptı. Hafif çarpma sonucu araçta hasar meydana geldi, telsiz anonsu üzerine kaza yerine çok sayıda ambulans gönderildi, fenalık geçiren sağlık görevlilerine olay yerinde müdahale edildi. Kaza nedeniyle yol bir süre trafiğe kapatılırken, önce tren gara çekildi, ardından ambulans, çekici yardımıyla olay yerinden kaldırıldı. Polis makinist Mustafa Vural ile ambulans sürücüsü Ertuğ Yıldız’ın ifadesini aldı. 567219 İzmir'de 'orkinos' eylemi Yaklaşık bine yakın Seferihisarlı ve yarımadadan gelen destekçiler, ellerinde meşalelerle teknelere binerek Greenpeace gemisini ziyaret gitti. Sığacık Meydan'da birlikte yapılan basın açıklamasında yükselen tek ses Sığacık'a "Orkinos Çiftliği kurdurmayacağız" oldu. Kampanyada toplanılan 10 Bin imza TBMM ve ilgili bakanlıklara gönderilmek üzere zarflara kondu. Dün akşam Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Çevre Koruma Derneği Başkanı Vahdi Sarıkaya ve bine yakın çevre dostu Seferihisar Sığacık'ta buluştu. Akşam saatlerinde Sığacık açıklarına demirleyen Greenpeace'in ''Gökkuşağı Savaşçısı'' gemisine teknelerle giden vatandaşlarla Greenpeace ekibi arasında büyük bir dostluk yaşandı. Teknelerden yükselen ''Orkinos Çiftliği İstemiyoruz'' seslerine Greenpeace üyeleri alkışlarla karşılık verdi. Sığacık meydanında düzenlenen basın açıklamasında ilk sözü alan Seferihisar Çevre Koruma Derneği Başkanı Vahdi Sarıkaya,''Biz yarımada ve koylarının bu tür çiftliklere uygun yerler olmadığını düşünüyoruz. Kapalı koy ve körfezlerde Kültür Balıkçılığının yaptığı azot kirliliği, hastalık kirliliği, görüntü kirliliği nedeniyle üretim durdurulmalıdır'' dedi. Sarıkaya şunları söyledi: ''Şirketlerin karlılığı sürekli kılma mücadelesi halkın ucuz balık tüketiminin kaynağı gibi gösterilerek tüketici yanlış bilgilendirilmemelidir. Diğer devletlerin kendi ülkelerinden uzak tuttuğu bu tip işletmecilik sonucunda ortaya çıkan çöplük, ülkemizde üretimde başarı olarak ortaya konulmamalıdır. Desteklerinden ötürü Greenpeace örgütüne, uzaklardan gelerek limanımıza demirleyen Rainbow Warrior gemisi ve kaptanı Derek Nicholls ve mürettebatına teşekkür ediyoruz. Topladığımız 10 Bin imza, halkımızın istek ve temennileri TBMM ve ilgili bakanlıklara Ekim ayında teslim edilecektir.'' Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer,''Greenpace'e gösterdiği duyarlılık için çok teşekkür ediyorum. Hukuk, vatandaşın ve kamunun hakkını korumak için vardır. Seferihisar vatandaşı bu orkinos çiftliklerini istemiyor. Bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini söylüyor. Bu eylemin özünde bu var. Biz hakkımızı, hukukumuzu istiyoruz. Bunu geri almak için ne gerekiyorsa yapacağız ve bu çiftlikleri buraya sokmayacağız'' dedi. Soyer açıklamasını şöyle sürdürdü: ''Buradan bir mesaj göndermek istiyorum. Avrupa Birliği geçenlerde orkinosların ticaretinin sınırlandırılmasına dair bir karar aldı. Bizde bu çerçevede harekete geçtik. Avrupa Birliği Çevre Komisyon Başkanı Samaras'ı davet ettik. Burada kendisini konuk edeceğiz. Bizim yanımızda yer aldığını burada kendisi ifade edecek. Avrupa Birliği Komisyonu'nda da biz gidip konuşma yapmayı talep ettik. Talebimizde olumlu karşılandı. Ekim ayı içerisinde Avrupa Birliği komisyonunda bir konuşma yapacağız ve hakkımızı orada da arayacağız.'' Greenpeace adına konuşan Denizler Kampanyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşı ise karşılaşama içi teşekkür ederek,'' gemideki bütün arkadaşlar bu güne kadar bu kadar heyecan verici bir karşılamayla karşılaşmadıklarını söylüyorlar. Bu da Seferihisarlıların kendi denizlerine ne kadar sahip çıktıklarının tüm dünyaya bir göstergesi oldu. Bundan sonra bu kampanyanın ne kadar büyüyeceğinden de emin olduk. Sığacık körfezi bizim yürüttüğümüz kampanya için de çok önemli'' diye konuştu. Akdeniz'in kurtarılması ve yüzyıllar önceki güzel, temiz ve canlılarıyla bir bütün haline dönmesi için uğraştıklarını kaydeden Dökmecibaşı şöyle konuştu: ''Ne yazık ki endüstriyel çıkarlar elimizdeki en güzel kaynağı yok etme eşiğinde. Orkinoslar bunun en belirgin örneklerinden biri. Dünyada soyu tükenmekte olan türlerden biri arasına girmek üzere. Bu anlamda bütün dünyada çok ciddi bir hareket varken, Türkiye'de ne yazık ki çiftliğimizi oradan oraya mı taşıyalım, başka hangi koylara çiftlik kuralım hala bunu tartışıyoruz.'' Greenpeace'in Rainbow Warrior gemisi bugün ziyaretçilere açık olacak. Gemiyi ziyaret etmek isteyenler için, 11.00, 14.00 ve 16.00 saatlerinde Sığacık Körfezinde tekneler kaldırılacak. 568359 TRT, Euronews'e ortak oldu Kanaldaki en büyük dördüncü paya sahip olan TRT, hissedar olarak kanalın denetleme kuruluna da katıldı. TRT'den yapılan yazılı açıklamada, Ocak 2010'da Türkçe Euronews'un yayın hayatına başlaması amacıyla 27 Şubat 2009'da imzalanan ortaklık anlaşmasının Ağustos 2009'da uygulamaya konduğu hatırlatıldı. Açıklamaya göre TRT, yüzde 25,37'lik pay sahibi olan France Televisions,  yüzde 22,84'lük pay sahibi olan RAI ve yüzde 16,94'lük pay sahibi olan RTR'nin ardından yüzde 15,70'lik payla Euronews'un en büyük dördüncü hissedarı oldu. TRT aynı zamanda, Pier Luigi Malesani'nin başkanlığını yaptığı Euronews Denetleme Kurulu'na da katıldı. TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin TRT'nin Euronews'un en büyük hissedarlarından biri olarak çok büyük bir adım attığını, dünyaya sekiz dilde yayın yapan ve Avrupa'nın en çok izlenen uluslararası haber kanalında Türkçe yayın yapılacak olmasının çok anlamlı ve gurur verici olduğunu ifade etti. Ortaklığın sadece Türkiye'nin AB'ye giriş sürecine değil, aynı zamanda Türkiye'nin yurt dışında tanıtılmasına da katkı sağlayacağını kaydeden Şahin, işbirliğinin iki kuruluşun karşılıklı bilgi ve tecrübe paylaşımı açısından da önemine işaret etti. Euronews İcra Kurulu Başkanı Philippe Cayla da TRT gibi saygın bir ortakla çalışmanın kendileri için mutluluk kaynağı olduğunu dile getirerek, Türkçe yayınlar sayesinde hem kanal dağıtım ağının hem de Türkçe konuşulan bölgelerdeki seyirci kitlesinin genişleyeceğini belirtti. Cayla, bu ortaklık sayesinde Türkçe konuşan bölgelerden gelen haberlerin daha fazla ve ayrıntılı şekilde ele alınmasının da sağlanacağını kaydetti. EURONEWS'UN TÜRKÇE YAYINI Euronews, Almanca, Arapça, İspanyolca, Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Portekizce ve Rusça'ya ek dokuzuncu dil olarak Ocak 2010'dan itibaren günde 24 saat Türkçe yayın yapacak.  34 uydudan oluşan geniş bir ağ üzerinden dünyaya ulaşacak olan Euronews Türkçe yayını, Euronews yayınının iletildiği kablo, ADSL, uydu gibi dijital dağıtım ağları aracılığıyla 150 ülkede 293 milyon hanede seyredilebilecek.  Euronews'un internet sitesi olan ''www.Euronews.net''e, mevcut sekiz dilin yanı sıra Türkçe de eklenecek. TRT de Türkiye'de 17 milyondan fazla eve ve Türkçe konuşan komşu ülkelere farklı dağıtım ağları aracılığıyla Euronews'un Türkçe versiyonunu yayınlayacak. Dünyada gelişen olayları Avrupa bakış açısıyla işleyen Euronews, Ocak 1993'te kuruldu. Günde 24 saat, eş zamanlı olarak dilde yayın yapan Euronews'ta her yarım saate bir haber bülteni ve gündeme ilişkin ayrıntıları içeren programlar yayınlanıyor. 568263 Silopi’de DTP’nin gençlik yapılanmasına operasyon: 14 gözaltı ’de ’nin gençlik yapılanmasına operasyon: 14 gözaltıHalil COŞKUN/SİLOPİ (Şırnak), (DHA) ’ın İlçesi’nde ’nin gençlik kolları olarak bilinen Yurtsever Demokratik Gençlik grubu üyelerinin evlerine yapılan operasyonda 14 kişi gözaltına alındı. Silopi DTP’nin gençlik yapılanması olan Yurtsever Demokratik Gençlik grubuna sahur vakti operasyon düzenledi. Barbaros, Başak, Ofis ve Şehit Harun Bey Mahallesi’nde eş zamanlı düzenlene operasyona özel hareket timleri de destek verdi. Operasyonlarda Emin Gören, Kezban Tanboğa, Süleyman Algan, Mahsun Kunur, Mazlum Kunur, Abdullah Kunur, Cemal Kunur, Veli Kunur, Suat Sansur, Tahir Konur, Osman Kunur, Mehmet Kunur, Rıza Kunur, Mustafa Kunur adlı kişiler gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar Silopi ve Şırnak Emniyet Müdürlüğü’ne götürülürken, evlerdeki aramalar sırasında bazı yasadışı yayınlar ile çok sayıda dokümana da el konuldu. 567343 New York'da İstanbul'u gez New York'da İstanbul'u gez Ressam Gönül Engin Yılmaz, New York'ta Moda Haftasına ev sahipliği yapan mekanlardan biri olan Waldorf Astoria Otelinde İstanbul'u tanıtan bir sergi açtı. İstanbul'da turist rehberliği de yapan Yılmaz, doğaya ve yaşadığı şehir İstanbul'a olan derin sevgisini yıllardır resimlerine aktardığını belirtti. New York Başkonsolosu Mehmet Samsar da sergiyi ziyaret etti. 567315 Obama 'yardımı azaltalım' diyecek Obama 'yardımı azaltalım' diyecek WASHINGTON ABD Başkanı Barack Obama, bugün yapacağı bankacılıkla ilgili reformlar konusunda yasamada meydana gelen tıkanıklığı gidermeyi hedefleyen geniş kapsamlı konuşmasında hükümetin finans sektörüne müdahalesini azaltmaktan bahsedecek. Konuşmayı gören bir hükümet yetkilisi, Obama'nın gelecekteki olası mali krizleri engellemek için global seviyede koordinasyon çağrısında da bulunacağını belirtti. Türkiye saatiyle 19.10'da yapacağı konuşmada Obama, Wall Street'teki firmalara sorumluluk almaları ve 2008-2009 mali kaosuna yol açan dikkatsiz davranışları tekrar etmekten kaçınmaları için uyarıda bulunacak. Obama'nın konuşması, Lehman Brothers'ın iflasının yıldönümüyle aynı gün gerçekleşmiş olacak. 568535 Koru: Bu düzen elbette gidecek Video TVNET’te Ali Bayramoğlu’nun sunduğu Dün ve Bugün programına katılan Yeni Şafak yazarı Fehmi Koru 27 Mayıs darbesinin ardından oluşturulan medya düzeninin bugün hala etkili olduğunu söyledi. Bu düzenin mutlaka gideceğini söyleyen Koru, Bunun yandaş medyacılık olmadığını belirtti. Fehmi Koru şunları söyledi. “Benim aslında çok basit bir tezim var. Türkiye’de bugünkü medya düzeni aslında 1960’ta 27 Mayıs’ın hemen ardından kurulan bir düzendir. dönemde askerlere şak şak tutan insanlar, onların eliyle kurdurulmuş olan bir gazetede buluştular ve ardından onlar bugün bile arada tabi ömürleri devem etmeyerek hayatını kaybedenler oldu. Ama bugün hala sağ ve hayatta olanların önemli bir bölümü gazetelerde televizyonlarda hep kilit noktalarda bulunuyorlar. Şimdi tabi onların yaşları kemale erdi. bakımdan belki kendileri doğrudan bu konularda muhatap olarak görmüyor olabilirler. Bir de önemli bir şey var. Onların el verdiği insanlar bu medyada tekrar önemli yerlere gelebiliyorlar. bakımdan düzen bugün hala geçerli dediğim zaman birileri kalkıp diyorlar ki vay bunlar tasfiye de istiyorlar. Bu düzen elbette gidecek. Yani bu düzenin kendisini hala askeri bir anlayışı kırk yıl boyunca yansıtmış olan bir düzen bugün demin konuştuğumuz demokrasinin bütün kurallarının işlediği bütün kanallarının açık olduğu özgürlüklerin insanlar tarafından her türlü boyutuyla kullanmak istediği bir ortama ayak uydurması mümkün mü? Bu insanların zihniyetinin hakim olduğu medyanın. Bir şekilde bu düzen değişecek.” Fehmi Koru’ya göre bu durum bir tasfiye de gerektirmiyor. “Bu tasfiye gerektirmiyor. Yani illa birileri gidecek onların yerine birileri gelecek anlamına gelmiyor. Bu sisteme bu yeni gelene ayak uydurması lazım. Şimdi bu ayak uydurma siyasi iktidarın yandaşı olmak anlamına gelmiyor. Bütün gazetelerin hemen bütün köşelerin bütün televizyonların orada yapılan yorumların iktidar yanlısı olduğu bir ülkede yaşamak istemem. Herkes fikirlerini özgürce savunmalı. Ama yani şimdi özgürlüklere her defasında karşı çıkmış 27 mayıstan başlayarak öncesinde ve sonrasında bütün darbeleri hem hazırlamış zihniyetiyle yazdıklarıyla hem de sonrasında darbe olunca alkış tutmuş olan insanlar. Yeni bugünün yine etkin kalemleri olmaya nasıl devam edebilirler? Böyle bir şey zaten düşünülemeyecek bir şey." 567988 Rusya Gürcü gemilerine el koyacak Rus Sınır Muhafaza Kuvvetleri'nden Viktor Turfanov, yaptığı açıklamada, Gürcistan'ın bu yıl içinde Abhazya karasularına giren 20'den fazla gemiyi alıkoyduğunu söyledi. Turfanov, 'nın ihlallerde bulunarak Abhaz karasularına akın edecek Gürcü gemilerine el koyacağını sözlerine ekledi. 568678 ABD'nin gizli savunma harcaması açıklandı ABD Ulusal İstihbarat Başkanı Dennis Blair, istihbarat harcama miktarını, 200 bin personelli istihbarat topluluğunun yıllık strateji planı çerçevesinde açıkladı. Strateji planının artık gizliliği kaldırılan bölümüne göre de Amerikan istihbarat kuruluşları ''İran'ın nükleer programını, Kuzey Kore'nin değişiklik gösteren tutumlarını ve militan grupların kışkırttığı isyanları'' tehdit olarak görüyorlar. El Kaide örgütüne karşı öncesine göre daha güçlendikleri değerlendirmesini yapan Blair, mücadele alanları arasında Çin'in askeri modernizasyonu, diplomasinin doğal kaynaklarla yönlendirilmesi ve Rusya gücünün artırma çabalarını saydı. Blair, ''İlk kez içinde bulunduğumuz dünyayı iyi anladığımızı düşünüyorum'' dedi. Yetkililer, Blair'in açıkladığı istihbarat harcamalarına ilişkin rakamın, 16 istihbarat kurumuyla Pentagon'un askeri istihbarat faaliyetleri harcamalarını kapsadığını bildirdi. ABD'nin son yıllarda kimi gizli istihbarat harcamalarının açıklanması konusunda adımlar attığı ve 16 istihbarat kuruluşunun yalnızca 2008'de 47.5 milyar dolar harcadığını açıkladığına işaret edilirken, ancak bu rakamların askeri istihbarat faaliyetlerini kapsamadığına dikkat çekildi 568507 Avrupa Komisyonu'ndan Akdeniz için ortaklık kararı Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu İletişim Programı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, komisyonun ortak hareket etme kararında, Akdeniz'in yarı kapalı olması ve denizcilik faaliyetlerinde ortak hareket etmenin gerekliliğinden yola çıkıldı. Avrupa Komisyonu, Akdeniz'deki ortaklık için, Avrupa Komşuluk Politikası (ENP) ve Avrupa Komşuluk ve Ortaklık Aracı (ENPI) kapsamında teknik destek sağlanarak farkındalığın artırılması ve uygulama mekanizmalarının tespitine yardımcı olunması gerektiği konusunda görüş bildirdi. AB üyesi olmayan Akdeniz ülkeleriyle diyaloğa girilmesine karar veren komisyon, denizcilik faaliyetlerinin çoğu için ana çerçeveyi ortaya koyan, fakat Türkiye, Suriye, İsrail ve Libya tarafından onaylanmayan Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Konvansiyonu'nun (UNCLOS) onaylanması ve işbirliği içinde uygulanmasının teşvik edilmesini kararlaştırdı. Müşterek programlar ve kapasite inşası yoluyla, ortak ülkelerle temel verilerin toplanması için işbirliği olanaklarının araştırılması yönünde karar alan Avrupa Komisyonu, şu adımları atmaya karar verdi: ''Gemi kazaları ve yasadışı petrol boşaltım dahil olmak üzere gemilerin neden olduğu kirlenmenin önlenmesinde Akdeniz'deki ortak ülkelerde bulunan denizcilik idareleri ve liman yetkililerinin kapasite artırımının öneminin vurgulanması, Avrupa Deniz Güvenliği Ajansı'nın (EMSA) kirliliği önleyici deniz araçları temin ederek Akdeniz'deki ortaklarla kirlenmeye bağlı kazalar da dahil olmak üzere teknik işbirliği başlatmasının önerilmesi, Akdeniz'deki ortak ülkelerle diyalog oluşturarak bu ülkelere mali yardım sağlamak yoluyla Akdeniz'de Frontex tarafından koordine edilen faaliyetlere bu ülkelerin katılımının sağlanması, uyuşturucu maddelerle mücadele için deniz gözetleme faaliyetlerinin entegrasyonuna Akdenizli ortakların dahil edilmesinin dikkate alınması.'' 568137 Kırtasiye ürünlerinde kanserojen riski Birliğin Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Dinç, yaptığı açıklamada, okul öncesi ve ilköğretim birinci sınıf öğrencileri için ders zilinin dün çaldığını, 2009-2010 eğitim öğretim yılının ise 24 Eylülde başlayacağını hatırlattı. Bu dönemde öğrenci velilerinin, çocukları için okul ve kırtasiye malzemelerini temin etmek amacıyla çarşı pazar dolaşmaya başladığı anlatan Dinç, piyasadaki su matarası, okul çantası, kalem ve silgi gibi ürünlerin sağlıklı olup olmadığıyla ilgili Tüketiciler Birliği olarak kapsamlı bir araştırma yaptıklarını söyledi. Dinç, araştırma sonucunda, emsal kaliteli ürünlerle kıyaslanamayacak kadar düşük fiyatlardan satılan okul gereçlerinin pek çok çoğunun, özellikle küçük yaştaki çocukların sağlığını orta ve uzun vadede ciddi şekilde etkileyebileceğini tespit ettiklerini vurguladı. -ÇOCUKLARI BEKLEYEN TEHLİKELER- Çin malları başta olmak üzere, okul malzemeleri imalatında yoğunlukla yararlanılan plastik ürünlerde, atık plastikler kullanılabildiğini ifade eden Dinç, şunları kaydetti: ''Plastiklerin yumuşatılması için kullanılan fitalat; kanser, böbrek ve karaciğer bozukluğu, cinsel gelişim problemleri, hormon yapısı, büyüme ve metabolizma bozukluklukları yapabilmektedir. Kırtasiye ürünlerin kaplamasında sağlamlık ve parlaklık için kullanılan ağır metaller, deriden ya da ağız yoluyla insan vücuduna geçer. Kanserojen, zehirli ve alerjiktir. Böbrek, karaciğer ve eklemlerde birikir ve çocuklarda sinir ve bağışıklık sistemini tahrip eder. Boya kalemlerinde kullanılan ''azo boyar'' maddeler kanserojendir. Ciltte alerjik rahatsızlık yapar. Çantalarda kullanılan buruşmazlık, su geçirmezlik özelliği sağlayan ve yine ağaç kırtasiye ürünlerinde kullanılan su itici özelliği sağlayan formaldehit, deride alerjik reaksiyon, göz ve solunum yollarında tahrişe neden olur. Metallerin sertliğini artırmak ve paslanmayı engellemek için kalem, kalemtıraş, pergel gibi ürünlerde kullanılan nikel, yüksek derecede alerjik bir maddedir. Plastik matara, beslenme kabı, diğer plastik ürünler, ağaç kırtasiye ürünlerinde antibakteriyel özelliği sağlayan, mantar önleyici özelliği olan, spor giysilerde terleme önleme özelliği için kullanılan kalay, beyin ve sinir sistemini etkileyebilir. Bağışıklık sistemine zarar verebilir, kısırlığa yol açabilir.'' -GÜVENLİ OLMAYAN MARKAYI ALMAYIN- Dinç, bu nedenle güvenilir olmayan markaların ürünlerinin çocuklar için kesinlikle satın alınmamasını, bu konuda son derece duyarlı olunmasını, kaliteli ürünün pahalı olmasına karşın uzun yıllar kullanılabileceğinin akıllardan çıkarılmamasını istedi. Plastiklerde kullanılan katkı maddelerinin zararlarının net bir şekilde ortada olduğunu anlatan Dinç, ''Türkiye'de kısırlık oranı geçmiş yıllara göre arttı. Uzmanlar, bu durumun baş aktörünün plastik katkı maddeleri ve diğer kanserojen maddelerin hayatımıza girmesi olduğunu belirtiyor. Plastiği hayatımızdan tümüyle çıkarmamız belki olanaksız ancak en azından anaokulu ve ilköğretim çağında bulunan, bu tür zararlı maddelerden yoğun şekilde etkilenen çocuklarımızı, plastiğe bağlı kanserojen madde etkisinden kurtarmalıyız'' diye konuştu. -OYUN HAMURUNA DİKKAT, KOKULU SİLGİ VE KALEMİ LİSTEDEN ÇIKARTIN- Mustafa Dinç, oyun hamurlarındaki tehlikeye de dikkati çekerek, sadece güvenilir markaların tercih edilmesinin önemini yineledi ve AB ülkelerinde üretilmiş ürünlerin alınabileceğini belirtti. Kokulu silgide, bu kokunun elde edilebilmesi için üretimde solvent bazlı bağımlılık yapıcı maddelerden yararlanıldığını bildiren Dinç, ''Kokulu kalem ve silgiden de özenle kaçınılması gerektiğini'' sözlerine ekledi. 567557 MALİ'nin eski eşi yeni sevgilisiyle MALİ'nin eski eşi yeni sevgilisiyle 15.09.2009 10:56 Mehmet Ali Erbil’le yıl önce görkemli bir törenle evlenmiş ve dönemin en çok dikkat çeken ismi olmuştu Sedef Altuntaş. Ancak bu evlilik kısa sürdü… Annesi İffet Erkuvan’la birlikte bir süre medyanın gündeminden inmeyen Sedef Altuntaş, daha sonra uzun süreli bir ortadan kayboluş süreci yaşadı. Bu dönemde medyada çalıştığı öğrenilen Sedef Altuntaş önceki gün erkek arkadaşıyla birlikte görüntülendi… İlk tanındığı dönemde genç bir kızken orta yaşlı bir bayan haline gelen Sedef, Mehmet Kula’yla birlikte konuşmamayı tercih etti. 568035 Veliler eğitimden şikayetçi Bağımsız Eğitimciler Sendikası'nın, Ankara'da 1297 veli arasında yaptırdığı anketle velilerin eğitim-öğretim konusundaki görüşleri belirlenmeye çalışıldı. Anket sonuçlarına göre, velilerin yüzde 45.2'si ilk ve ortaöğretimde verilen eğitimi ''Yetersiz'', yüzde 28.1'i ''Ezbere dayalı'', yüzde 19.1'i ''Basmakalıp'' buluyor. Eğitimin ''Kaliteli'' olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 5.4. Velilerin yüzde 46.9'u Türk eğitim sisteminin ''Ezbere dayalı'' olmasından şikayet ederken, yüzde 19.8'i ''Her yıl yapılan değişikliklerden'', yüzde 11.8'i de ''Deney ve uygulama yapılmamasından'' yakınıyor. Ankete katılanların yüzde 37.5'i eğitimin amacının ''Meslek edindirmek'', yüzde 31.4'ü ''Gelişme ve ilerleme sağlamak'', yüzde 23.4'ü ise ''Topluma yararlı insanlar yetiştirmek'' olması gerektiğini dile getiriyor. Velilerin yüzde 40.5'ine göre en kaliteli eğitimi fen liseleri veriyor. Fen liselerini, Anadolu liseleri ve kolejler izliyor. ''Normal liselerin'' kaliteli eğitim verdiğini düşünenlerin oranı yüzde 3.1, imam hatip liselerinin kaliteli eğitim verdiğini düşünenlerin oranı yüzde 1.7, meslek okullarının kaliteli eğitim verdiğini düşünenlerin oranı ise yüzde 1.5. Özel okulda okutmak istiyorlar Ankette, çocuklarını özel okullarda okutmak isteyenlerin oranının yüksek çıktığı görülüyor. Velilerin yüzde 76.1'i çocuğunu özel okulda, yüzde 11.5'i devlet okullarında, yüzde 8.8'i yurtdışındaki okullarda okutmak istiyor. Veliler, çocuğunu göndereceği okulu seçerken eve yakın olmasına veya bulunduğu çevreye göre değil, iyi eğitim vermesini dikkate alıyor. Katılanlar yüzde 88.9'u ise özel okulların devlet okullarına göre daha kaliteli eğitim verdiğini düşünüyor. ''Okullarda verilen eğitim günlük hayatta kullanılıyor mu?'' sorusuna ise velilerin yüzde 73.1'i tarafından ''Hayır'' cevabı verildi. "Kurs ücretleri zorluyor" Okul ihtiyaçlarının bütçelerini etkilediğinden yakınan velilerin oranı yüzde 79.1'i buluyor. Veliler en fazla kurs ücretlerinin bütçelerini zorlamasından şikayetçi olurken, bunu servis ücretleri ile okul kıyafetleri izliyor. Velilerin yüzde 96.1'i devlet okullarında kesinlikle kayıt parası alınmamasını isterken, ''Alınmalı'' diyenlerin oranı ise yüzde 0.2'de kalıyor. Velilerin yüzde 93.2'si okullarda toplanan paraların gerekli yerlerde kullanılmadığını düşünüyor. Velilere göre okulların en büyük sorunu ''Sınıfların kalabalık'' olması (Yüzde 51.3). ''Okul içinin ve çevresinin yeterince temiz olmamasından'' yakınan velilerin yüzde 61.5'i ise okulları yeterince ''Temiz ve güvenli'' bulmadığını dile getiriyor. "Meslek okulları meslek edindirmiyor" Meslek liseleriyle ilgili soruları da yanıtlayan velilerin yüzde 82.4'ü, bu okulların ''Öğrencilerin meslek edinmelerine imkan sağlamadığı'' görüşünde. Yüzde 87'si Meslek lisesi mezunlarının üniversite sınavlarında haksızlığa uğradığını düşünmüyor. Bu soruya olumlu yanıt verenlerin oranı yüzde 8.9'da kalıyor. Okulların meslek seçiminde öğrencileri doğru yönlendirmediği görüşünü belirtenlerin oranı yüzde 90.3 olurken, veliler, öğrencilerin okuldaki başarısının ÖSS ve SBS'yi etkilemesini istiyor. Kıyafet ve din dersleri ''Okullarda kıyafet serbest olmalı mı?'' sorusuna velilerin yüzde 47.4'ü karşı çıkarken, yüzde 49.4'ü serbest bırakılmasını istiyor. ''Sizce okullarda din dersleri zorunlu mu olmalı'' sorusuna velilerin yüzde 47.6'sı ''Zorunlu olmalı'', yüzde 30.4'ü ''İsteğe bağlı olmalı'' yanıtını verirken, yüzde 11.8'si ise ''Tamamen kaldırılmasını'' istiyor. 568204 "Açılım" Kontenjanı Doldurdu Huzur ve güven ortamı öğrencilerin tercihlerini de etkiliyor.Doğu ve Güneydoğu'daki üniveristelerin kontenjanları doldu. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ne bu yıl yaklaşık bin öğrenci kayıt yaptırdı. Yerleşkesi Van Gölü kıyısında bulunan Yüzüncü Yıl Üniversitesi bölgenin en köklü üniversitelerden biri. Üniversite, yaşanan terör olaylarından olumsuz etkilendi. Demokratik açılım süreciyle yakalanan olumlu hava, bu durumu tersine çevirdi. Üniversiteye ilgi, tahminlerin üzerinde oldu. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Prof.Dr. Hasan Ceylan, "Bu sene bin 600 kayıt yaptırdı bize. Daha çok ağırlıklı Doğu ve Güney Doğu Anadolu olarak yüzde 70 bu bölgenin çocukları." diye konuştu. Geçmiş yıllarda boş kalan kontenjanlar kapasiteler yüzde 20 arttırıldığı halde doldu. Bölgedeki öğrenciler şartlar daha iyi olduğu için Yüzüncü Yıl Üniveristesi'ni tercih etti. Vanlıların en büyük beklentisi ise yakalanan olumlu havanın devam etmesi. 567544 Bu gece Kadir Gecesi Bu gece Kadir Gecesi İşleri Başkanı "Kadir Gecesi, insanın kendisine dönerek gaflet içinde geçirmiş olduğu günleri sorgulama, unutarak ve bilmeyerek işlediği hatalara tövbe etme ve af dileme, bir daha yapmama kararlılığını Allah’ın sonsuz rahmet ve mağfiretini umarak yineleme, insanların arasındaki sevgi ve bağışlamanın herkesi kucaklaması için bu yolda yeni adımlar atma zamanıdır" dedi. Bardakoğlu, bugün kutlanacak Kur’an-ı Kerim’in ’e indirilmeye başlandığı gün olan Kadir Gecesi dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Manevi arınma ve yücelme, paylaşarak zenginleşme mevsimi olan Ramazan ayının son günlerini idrak ederken, bu gecede, Kadir Gecesi’ne ulaşmanın heyecan ve mutluluğunun yaşanacağını belirten Bardakoğlu, Kur’an-ı Kerim’de "Bin aydan daha hayırlı" olduğu bildirilen Kadir Gecesi’nin insanlık için kurtuluş reçetesi olan Kur’an’ın indirilmeye başlandığı, esenliğin bütün dünyayı kuşattığı, dua ve tövbelerin kabul edildiği bir kutlu gece olduğunu ifade etti. Bütün insanlık için hidayet rehberi olan Kur’an-ı Kerim’in bu gecede indirilmeye başlanmış olmasının Kadir Gecesi’ni diğer bütün zaman dilimlerinden üstün kıldığını vurgulayan Bardakoğlu, "Varlık ve varoluş bilgisinin ders kitabı, bütün kainatın özeti ve Allah’ın insanlara uzattığı kurtuluş halkası olan Kur’an’la değer kazanan Kadir Gecesi’nin kıymetinin bilinmesinin, ancak Kur’an’a gönülden yönelmek ve onun insanlığa sunmuş olduğu eşsiz mesajını okumak, anlamak ve yaşamakla mümkün olacağına işaret etti. Kur’an’ın anlaşılmak, fert ve toplum hayatına rehber olmak için gönderildiğini belirten Bardakoğlu, mesajında şunları kaydetti: "Okumuş olduğumuz Kur’an’ı anlayarak hayatımıza yansıttığımızda Kur’an zaman bizlere şifa ve rahmet olacaktır. Çünkü Kur’an sadece bilgi kaynağı değil, aynı zamanda tüm insanlığa bir fırsat olarak sunulan yol haritasıdır. Fatiha’dan başlayıp, Nas suresiyle tamamlanan bu hayat rehberimiz bizi şirkten, zulümden ve her türlü nefsani sapmalardan sakındırmakta, Allah’a şeksiz iman ve tam bir teslimiyetin yolunu göstermekte, kutlu Nebilerin hayatından kıssalarla bugünümüze ölümsüz örnekler taşımaktadır. Ölümü ve ahireti hatırlatarak, hesabını verebileceğimiz bir hayatı yaşamanın uyarısını yapmaktadır. O, bizlere bir yandan namaz, zekat, hac ve dua gibi ibadetlerle Rabbimize yaklaşmanın, diğer yandan sabır, doğruluk, yardımlaşma, af, adalet ve merhamet gibi ahlaki erdemlerle donanarak örnek bir fert ve toplum olmanın bilincini aşılamaktadır. Onun insanlığın ufkunda yanan ışığı, her dönemde insanlığı aydınlatmaya devam edecek, taşımış olduğu değerler, getirmiş olduğu evrensel ilkeler her zaman taze ve yeni kalacak, yaptığı çağrı kıyamete kadar sürecektir. Kur’an bu üstün özelliklerine bizzat kendisi tanıklık etmekte ve tüm insanlığa ’Ey İnsanlar. İşte size Rabbinizden bir örgüt, kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet olan Kur’an geldi..." şeklinde seslenmektedir." Mükafatların sınırsız olarak verildiği Kadir gecesinin, insanın kendisine dönerek gaflet içinde geçirmiş olduğu günleri sorgulama, unutarak ve bilmeyerek işlediği hatalara tövbe etme ve af dileme, bir daha yapmama kararlılığını Allah’ın sonsuz rahmet ve mağfiretini umarak yineleme, insanların arasındaki sevgi ve bağışlamanın herkesi kucaklaması için bu yolda yeni adımlar atma zamanı olduğunu ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, şöyle devam etti: "Bize manevi derinliğinde arınma ve bağışlanma fırsatı sunan bu mübarek gün ve geceler, yaşantımızda kalıcı değişiklikler meydana getirmediği müddetçe tam anlamıyla idrak edilmiş sayılmaz. Bu sebeple ibadetlerimizde ve ahlaki yaşantımızda istikrar ve istikametin önemli bir husus olduğu bilinmeli, her ayı Ramazan ve her gün ve geceyi Kadir Gecesi gibi yaşamaya gayret etmeli, kırgınlık, kin ve nefretin yerine, sevgiyi, hoşgörüyü, dostluk ve kardeşliği hakim kılmalı, yetimlerin, kimsesizlerin, fakir ve muhtaçların yüzünü güldürmeli, onlara yardım elini uzatmalıyız. Bu duygu ve düşüncelerle vatandaşlarımızın, soydaş ve dindaşlarımızın Kadir Gecesini tebrik ediyor, Yüce Mevlamız’dan, tuttuğumuz oruçları ve yaptığımız tüm ibadetlerimizi kabul etmesini, bu gecede yapılan dua ve yakarışların, aleminin birlik, dirlik ve beraberliğine, toplumsal birlikteliğimizin güçlenmesine, insanlığın barış, huzur ve saadetine vesile olmasını niyaz ediyorum." -, VE ’TEN YAPACAK- TRT, Kadir Gecesi dolayısıyla bu akşam saat 21.30’da Amasya II. Camii ile Bosna Hersek Gorajde Kenti’ndeki 15 bin kişilik camiden dönüşümlü olarak mevlit programı yayınlanacak. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Fikret Karaman’ın konuşma yapacağı programda, başkanlığın ilahi korosu da ilahiler söyleyecek. Program, aynı saatte TRT Avaz’dan da izlenebilecek. 566781 Selzedelerin İSKİ ve İGDAŞ faturalarına erteleme Selzedelerin İSKİ ve İGDAŞ faturalarına erteleme Sel felaketinden zarar gören konut ve iş yerlerinin su faturaları ertelenecek ya da taksitlendirililecek. Ayrıca Ramazan Bayramı'nda toplu taşım hizmetleri yüzde 50 indirimli uygulanacak ve 24 Eylül'de 06.00-13.00 saatleri arasında ilk ve orta öğretim öğrencilerine toplu taşım araçları ücretsiz olacak İSTANBUL (A.A) İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi, sel felaketinden zarar gören konut ve iş yerlerinin su faturalarının ertelenmesi ya da taksitlendirilmesini karara bağladı. Alınan bilgiye göre, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin eylül ayı toplantılarının ilk birleşimi Saraçhane Belediye Sarayı'ndaki Meclis Salonu'nda gerçekleştirildi. Meclis 1. Başkanvekili Ahmet Selamet'in yönettiği toplantıda meclis üyeleri Derya Yanık, Metin Karakaş ve Yalçın Yönet'in sel felaketinden zarar gören konut ve iş yerlerinin su faturalarının gözden geçirilmesi yönündeki yazılı önergeleri ele alındı. 'Teklif karar' olarak görüşülerek oy birliğiyle kabul edilen önergeye göre; kamu kurumlarınca selden zarar gördüğü tespit edilen konut ve iş yerlerinin su faturaları mümkünse tahsil edilmeyecek ya da ertelenecek veya taksitlendirilecek. Önergeyle mağdur vatandaşlara bu konuda kolaylık sağlanması için İSKİ Genel Kurulu'na yetki verildi. Bu arada, yine selden zarar gören konut ve iş yerlerindeki doğalgaz faturalarının da benzer bir şekilde yapılandırılması yönünde verilen bir başka yazılı önerge de Başkanlık Makamına havale edildi. İGDAŞ faturalarıyla ilgili son kararı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş verecek. 566816 AB, Rum tarafını motive etsin AB, Rum tarafını motive etsin KKTC Cumhurbaşkanı Talat, Olli Rehn'le görüştü. Talat, "AB'den Rum tarafına baskı yapmalarını istemiyorum, motive etsinler" dedi. BRÜKSEL (A.A) KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, AB'den Rum tarafına baskı yapmalarını istemediğini, istediğinin Rum tarafını motive etmeleri olduğunu söyledi. AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn'le AB Komisyonu'nda bir saati aşan görüşmenin ardından basına konuşan Talat, "AB'den Rum tarafına baskı yapmalarını istemiyorum. Benim istediğim Rum tarafını motive etmeleridir. Nasıl motive edileceği konusunda biz görüşlerimizi söyledik. İzolasyonların kaldırılması dedik, direkt uçuşlar dedik, doğrudan ticaret dedik. Ancak bunu yapmadılar, yapamadılar. zaman top onlarda. Bu motivasyonu onların yaratmaları lazım. Bu Avrupalılar her şeyi düşünüyorlar, bunu da düşünsünler" dedi. AB'nin Kıbrıs'ta çözümü gerçekten istiyorsa bu doğrultuda taraflara yardımcı olması gerektiğini belirten Talat, şöyle konuştu: "Sorunun çözümünü biz istiyoruz, Rum tarafı da istediğini söylüyor. Bana sorarsanız (Rum lider Dimitris) Hristofyas'ın da şahsen çözüm istediğine inanıyorum. Tabi Rum yönetimindeki kurulu düzenin çözüm isteyip istemediği konusunda ciddi şüphelerim var. Dolayısıyla Hristofyas'ın da çözüm istediği ölçüde ve istediği doğrultuda desteklenmesi lazım. Unutmayın bu anlaşma iki tarafta da oylamaya girecek. Geçen defa Rum tarafı oylamada çözümü reddetti. Bu kez bunun olmaması için iyi bir iletişim stratejisi geliştirilmesi lazım. AB bu konuda uzmandır." Rum basınının çözümü engelleyici tutum aldığını ve karşı tarafa sundukları her öneriyi değerli bulmadığını anlatan Talat, "Halkın Rum medyasının esiri olmaması gerekiyor. Rum tarafında çözüm isteyen güçlere destek gerekiyor. Türk tarafında ise AB'ye bir güvensizlik var. Bunun ortadan kaldırılması lazım. Bunun da yolu daha önce verilen ve tutulmayan sözlerin ikame edecek adımların atılması" diye konuştu. Talat, "AB'nin ve özellikle AB Komisyonu'nun kısa sürede bir çözüm istediği izlenimini edindim. Çözümün en uygun zamanı bu yıl içindedir. Bu benim kanaatim ancak izlenimim AB'de de bu beklenti var, yani bu yıl içinde çözüm beklentisi var. Çünkü onlar da Kıbrıs sorunu yorgunu oldular" ifadelerini kullandı. Kıbrıs'ta muhtemel bir anlaşmanın AB müktesebatına uyumlu hale getirilmesinin ve muhtemel sapmalara karşı hukuki güvenceye kavuşturulmasının önemine dikkat çeken Talat, bu konudaki hassasiyetlerini bir kez daha Rehn'in dikkatine sunduklarını dile getirdi. Talat, KKTC'de gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili Rehn'le görüş alışverişinde bulunup bulunmadığının sorulması üzerine "Ona daha çok var. Biz ondan önce çözüm öngörüyoruz, yani daha büyük işlerimiz var" dedi. Talat, Kıbrıs Rum kesimine limanlarını açmaması nedeniyle AB'nin Türkiye hakkında yapacağı değerlendirmeyle ilgili görüşünün sorulması üzerine ise "Burada önemli olan nokta şu: Türkiye olumsuz bir rol oynuyor mu? Türkiye olumsuz bir rol oynadığında tabiki bir sorun olacak. Ama herkesin kanaati odur ki Türkiye (Kıbrıs'taki çözümde) olumlu rol oynuyor. Türkiye doğru çizgidedir, çözümü tam olarak destekliyor. Türkiye'ye yaptırım yapılması sanırım yapılabilecek en büyük haksızlık olur" diye konuştu. 567772 Ankara Üniversitesi Anıtkabir'de Rektör Prof. Dr. Cemal Taluğ, dekanlar, dekan yardımcıları, öğretim elemanları ve üniversiteye yeni kayıt yaptırmış yüzlerce öğrenci Aslanlı Yol'dan yürüyerek tören alanına geldi. Taluğ'un, 'ün mozolesine çelenk koymasının ardından saygı duruşunda bulunuldu. Daha sonra Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayan Taluğ, deftere şunları yazdı: "Ulu Önder Mustafa Kemal Ankara Üniversitesi ailesine bu yıl katılan yeni öğrencilerimiz huzurunuzda bulunuyorlar. Onlar, Ankara Üniversitesinde yüksek öğrenim hayatına adım atmanın coşkusunu yaşıyorlar. Ankara Üniversiteliler bugüne değin ulusumuza çizdiğiniz aydınlık yoldan hiç ayrılmadılar. Huzurunuzda bulunan ailemizin genç bireylerinin de onlara armağan ve emanet ettiğiniz Cumhuriyetimizin temel değerlerine daima bağlı kalacaklarına inanıyor ve güveniyoruz. En derin saygı ve şükranlarımızla." 567893 29 yılda 148 bin kişi yollarda öldü Birçok kaza sonrası 30 günlük takip yapılmadığı için sonradan vuku bulan ölümlerin bu sayıya eklenmediğini vurgulayan Memiş, hesaplamalarına göre gerçek ölüm sayısının 298 bin civarında olduğunu kaydetti. Bunlara bakarak her kişiden birinin trafik kazasında öldüğünü ya da yaralandığını belirten Dernek Başkanı Memiş, bu sebeple aşırı hız, dikkat eksikliğine sebep olan uykusuzluk ve yorgunluktan kaçınılması gerektiğini söyledi. Türkiye'de yaklaşık 20 milyon sürücü bulunduğunu ve kazalarda alkol faktörünün her geçen gün arttığını belirten Memiş, 2007 yılında 106 bin 166 kişi alkollü araç kullanırken 2008'de bu sayının 133 bin 757'ye ulaştığını kaydetti. Kural ihlâli sebebiyle geçen yıl milyon 45 bin kişiye ceza kesildiğini hatırlatan Memiş, bunun toplam araç sayısının yüzde 60'ına tekabül ettiğini vurguladı. 568552 Ankaraspor Ligden Düşürüldü Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, Ankaraspor'un Lig'den düşürülmesine karar verdi. 567304 gün boyunca toplu taşıma 50 indirimli gün boyunca toplu taşıma 50 indirimli Bayramda oto yol ve köprüler ücretsiz, toplu taşıma ise yüzde 50 indirimli. Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Ramazan Bayramı'nda otoyollar ile Boğaz köprülerinden ücretsiz geçiş imkanı sağlanacağını bildirdi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısından yaptığı açıklamada, arife günü olan 19 Eylül Cumartesi gece yarısından başlayarak 22 Eylül gece yarısına kadar oto yollar ve boğaz köprülerinden ücretsiz geçiş sağlanacağını söyledi. Çiçek, bayramın birinci günü olan 20 Eylül'den 22 Eylül gece yarısına kadar belediyelerle bunların kurdukları işletmelerce yürütülen toplu taşıma hizmetlerinde de kolaylık sağlanmasına ilişkin karar alındığını ifade etti. Devlet ve bağlı müesseselerde çalışan işçilere her yıl ödenen ilave tediyelerin her yıl iki taksitte ödendiğini hatırlatan Çiçek, ilk taksitin 17 Eylül 2009'da ödeneceğini, diğer yarısının ise 25 Kasım 2009'da ödeneceğini bildirdi. SELZEDELERE KOLAYLIK İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi de, bayram boyunca İstanbul'daki toplu ulaşımın yüzde 50 indirimli olmasına karar verdi. Bu kapsamda üç günlük bayram süresince İETT otobüsleri, şehir hatları vapurları, metro, tramvay, hafif metro ve fünüküler yüzde 50 indirimli hizmet verecek. Toplantıda, okulların açılacağı 24 Eylül Perşembe günü 06.00-13.00 saatleri arasında ilk ve orta öğretim öğrencilerine toplu taşıma araçlarının ücretsiz olması ve sel felaketinden zarar gören konut ve iş yerlerinin su faturalarının ertelenmesi ya da taksitlendirilmesini karara bağlandı. 567099 Mahkemede ifade değiştirdi: Notlar benim değil Balbay daha önce notların kendisine ait olduğunu ancak montajlanmış olabileceğini ileri sürmüştü. Mustafa Balbay ayrıca 'kendisine ait olmadığını iddia ettiği notlardan faydalanarak Cumhuriyet gazetesine yazı dizisi hazırlamıştı. Gazete, söz konusu yazı dizisini günlerce yayınlamıştı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde mahkeme başkanı sanıklara söz verdi. Tutuklu sanık Hasan Atilla Uğur, bütün hayatını terör örgütü PKK ile mücadeleye adadığını belirterek, bu örgütle ilişkili kişilerle bağlantı kurduğu iddialarının doğru olmadığını savundu. Ergenekon'da yönetici olmakla suçlanan sanıklardan Mustafa Balbay ise "İddianamede yer alan ve bana atfedilen günlük adındaki notlar bana ait değildir. Yaz boyunca bu iddiaları araştırdım. İlk gördüğümde 'bu montaj olabilir' demiştim. 10 yıllık notlar dakika 33 saniyede oluşturulmuş görünüyor. Ben eskiden atletizmle uğraştım. Usain Bolt olsam bu kadar sürede günlük oluşturamam. Bunun kopya olduğu açıktır. Bunun delil olup olamayacağını mahkemenize bırakıyorum. Bana atfedilen notlar üzerinden başkaları da suçlandığı için bunların delil değeri taşıyıp taşımadıklarına ilişkin karar çıkartılması çok önemli.'' diye konuştu. Balbay, kendisine 'yargısız infaz' yapıldığını savundu. Şöyle konuştu: "Gazeteciliğimden hiçbir endişem yok. Yanıt veremeyeceğim hiçbir soru yok." 567464 'Hayalet' yıldız kansere yenildi Amerikalı oyuncu Patrick Swayze yaşamını yitirdi. Patrick Swayze'ın sözcüsü, uzun süredir pankreas kanseriyle mücadele eden oyuncunun 57 yaşında hayata veda ettiğini belirtti. 1952'de Houston'da doğan Swayze, annesi koreograf, dansçı ve dans öğretmeni Patricia Yvonne Helen'ın okulunda dans eğitimi aldı. Greace müzikalinin Broadway versiyonunda rol alan Swayze, 1983'deki "The Outsiders" (Dışlanmışlar) filmiyle tanınmaya başladı. 1985'deki "North and South" (Kuzey ve Güney) dizisinde ise ilk büyük başarısını yakaladı. 1987'deki "Dirty Dancing" (İlk Dans, İlk Aşk) filmindeki dans öğretmeni "Johnny Castle" rolü ile üne kavuştu. Swayze, filmdeki rolüyle "Altın Küre" adaylığını kazandı. Film müziği "She's Like the Wind" şarkısını seslendirdi. Şarkı da listelerde birinciliğe oturdu. En önemli filmi 1990'deki Demi Moore ve Whoopi Goldberg ile oynadığı "Ghost" (Hayalet) oldu. 1991'de Keanu Reeves ile macera filmi "Point Break"de (Kırılma Noktası) oynadı ve People dergisi tarafından yılın en seksi erkeği seçildi. 1996'de "Letters from Killer" (Bir Katilden Mektuplar) filmini çekerken attan düştü. İki ayağı kırıldı ve omzundaki dört tendon koptu. Filme iki ay ara verildi, film 1999'ta sinemalarda izlenebildi. Sakatlığı nedeniyle beyaz perdeden uzak kalsa da 2000'de Billy Bob Thornton ve Charlize Theron ile "Waking Up in Reno" (Çarpık İlişkiler) ve Melanie Griffith ile oynadığı "Forever Lulu"da (Daima Lulu) beğeni topladı. Aynı yıl kendi kullandığı küçük uçakla kaza geçirdi. Uçak acil iniş yaptı, oyuncu yara almadı. Sonraki çalışmaları 2001'deki Donnie Darko, 2004'te "King Solomon's Mines", 2007'de "Christmas in Wonderland", 2008'de "Powder Blue" oldu. 2004'deki "Dirty Dancing 2" ise ilkinin başarısını yakalayamadı. 1975'den bu yana Lisa Niemi ile evli olan Patrick Swayze Mart 2008'de pankreas kanserine yakalandığını açıkladı. Ocak 2009'da kanserin az da olsa karaciğerine sıçradığını duyuran Swayze, Ocak 2009'da kemoterapinin yan etkisi olan zatürreye yakalandı. 16 Ocak'ta taburcu oldu. Nisan 2009'da doktorlar hastalığın tamamen karaciğerine sıçradığını açıkladı. 566831 Elektrik çarpan boyacıyı toprağa gömdüler Mevlana Mahallesi Muammer Aksoy Caddesi 860 sokak üzerindeki Mevlana Parkı içinde yer alan SEDAŞ'a ait eletktrik tarafosunu boyayan Kaan Yılmaz bir anda elektrik akımına kapıldı. Yaklaşık 3,5 metreden yere çakılan yaralının imdadına vatandaşlar yetişti. Çevredeki vatandaşlar tarafından toprağa gömülen ve ardından 112 ambulansla Darıca Farabi Devlet Hastanesi'ne kaldırılan yaralı yoğun bakıma alındı. Durumu ağır olan Kaan Yılmaz'ın tedavisinin devam ettiği bildirildi. İşçilerin boya yaptığı sırada kapalı olması gereken cereyanın nasıl ve kim tarafından verildiği araştırılıyor. 568493 Ankaraspor'a şok karar Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, Ankaraspor'un bir alt lige düşürülmesine karar verirken, Ankaraspor Kulübü Başkanı Ruhi Kurnaz ile Ankaragücü Kulübü Başkanı Ahmet Gökçek'e hak mahrumiyeti cezası verdi. Haber devam edecek 567901 THY'nin yeni uçuşları Kasım'da başlıyor Sabiha Gökçen Havalimanı'nda yeni tarife konseptinin tanıtımı için düzenlenen basın toplantısında konuşan THY Genel Müdür Yardımcısı Orhan Sivrikaya, Kasımda başlatılacak uçuşların haftanın günü Moskova, Londra, Köln, Stuttgart, Berlin, Hannover ve Amsterdam'a yapılacağını söyledi. Sivrikaya, Sabiha Gökçen Havalimanı'nın yeni terminalini hizmete açıldığı tarihten sonra THY'nin de yeni tarife konseptine geçeceğini ifade ederek, ''THY ve Sabiha Gökçen arasında yapılan iş birliği ile bundan sonra Avrupa Yakası'na geçmeden Avrupa'ya uçabileceksiniz'' dedi. İstanbul'un Anadolu yakasının 4,5 milyon olan nüfusunun bazı çevre illerle birlikte 5,6 milyonluk bir kitleye ulaştığını anlatan Sivrikaya, bu yıl itibarıyla milyon olan yolcu kapasitesinin 2010 yılında 1,8 milyon kişiye çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Bu oranın yüzde 80'lik bir artış olduğunu anlatan Sivrikaya, şöyle konuştu: ''Sabiha Gökçen Havalimanından daha uygun dış hat uçuş yapabilme olanakları ile birlikte ''Miles&Smiles'' (M&M) üyelerine ücretsiz otopark hizmetleri ve Atatürk Havalimanı ile karşılaştırıldığında daha düşük bağlantı süreleri gibi fırsatları yolcularımıza sunacağız. Ayrıca, Business Class servisi sunacak tek hava yolu şirketi olarak da Sabiha Gökçen Havalimanını kullanan yolcularımıza hizmet vereceğiz.'' Türk Hava Yollarının yurt içinde noktaya uçtuğunu hatırlatan Sivrikaya, Kasımda Adana'ya da uçuş başlatacaklarını, bunun Anadolu Yakası'nda yolcu trafiğinin gelişmesi için çok önemli olduğunu söyledi. Sivrikaya, uçuşların başladığı sırada kampanya kapsamında bazı promosyonlarında yapılacağını, ilk gelen 30 yolcunun tek yönde her şey dahil 84 avroya uçuş yapabileceğini dile getirdi. Sivrikaya ayrıca, yolcuların Sabiha Gökçen üzerinden 20 avro fark ücreti ödeyerek iç hat seferlerine devam edilebileceği kaydetti. ''M&S'' üyelerinin Sabiha Gökçen Havalimanı üzerinden yapılan tüm seferlerde mil toplama imkanlarına hiç bir kısıtlama getirilmeden sahip olacağını anlatan Sivrikaya, üyelerin Atatürk Havalimanından güne kadar ücretsiz park imkanı alabileceğini ve CIP salonlarını ücret farkı olmadan kullanabileceklerini bildirdi. Sivrikaya, THY'nin Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan uçan yolculara da yıldızlı ikramlarda bulunmaya devam edeceğini de söyledi. İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı Yatırım Yapım ve İşletme AŞ (İSG) üst düzey yöneticisi Gökhan Buğday ise sadece Türkiye'nin değil Avrupa'nında en yeni havalimanı olduklarını belirtti. Halen 100'den fazla hava yolu ile işbirliği içinde olduklarını belirten Buğday, ''Ancak bayrak taşıyıcı diye tanımladığımız Türkiye'nin en önemli kuruluşlarından THY'nin dış hat tarifeli uçuşlarına havalimanımızdan başlamasını kurumumuz ve gelecek hedeflerimiz için çok önemli ve anlamlı bir kilometre taşı olarak değerlendiriyoruz'' dedi. Buğday, yeni terminalin ve ilave birimlerinin 31 Ekimde tamamlanarak hizmete açılacağını kaydederek, bu tarihten sonra birlikte çalışacakları hava yolu şirketlerinin sayısının hızla artmasını beklediklerini ifade etti. 567399 12 Dev Adam, tarihe geçti Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda ikinci tur grubuna namağlup çıkan ve Grubu'ndaki ilk maçında, son Dünya Şampiyonu İspanya'yı yenerek çeyrek finale kalmayı garantileyen Milli Basketbol Takımı grubunda ikinci maçında Sırbistan ile karşı karşıya geldi. 12 Dev Adam bu maçı da uzatma periyotu sonucunda 69 64 kazanarak Polonya'daki tarihi yürüyüşünü sürdürdü. Normal süresi 64 64 sona eren karşılaşmada Milliler dakikalık uzatmada sayı bulurken, Sırbistan hiç bir sayı üretemedi ve salondan da 69 64 mağlup ayrıldı. Milli Basketbol Takımı bu galibiyetle grupta ilk iki sırayı bu galibiyetle garantilerken, Ay yıldızlı ekip Grubu'ndaki son maçı 16 Eylül Çarşamba günü TSİ ile 22.00'de Slovenya ile oynayacak. Polonya'da düzenlenen Avrupa Şampiyonası'nda Milli Takım, ikinci tur Grubu'nda oynadığı ikinci maçta uzatma periyodu sonunda Sırbistan'ı 69-64 yendi ve yoluna yenilgisiz devam etti. Milli Takım, Avrupa Şampiyonası ikinci tur Grubu'nda oynadığı ikinci maçta Sırbistan ile karşılaştı. Normal süresi 64-64 eşitlikle tamamlanın maçın uzatma periyodunda Ay yıldızlılar, Sırbistan'ı 69-64 yendi. Ersan İlyasova 22 sayı ve 11 ribaund ile maçın yıldızı olurken, Ömer Aşık ise 11 sayı ve ribaund ile mücadele etti. Bu sonuçla 12 Dev Adam Grubunu ilk içinde bitirmeyi garantiledi. Milli Takım, gruptaki üçüncü maçını 16 Eylül Çarşamba günü Slovenya ile 22:00'de yapacak. Mücadele NTV'den canlı olarak yayınlanacak. Milliler son karşılaşmasındanda galip gelmesi durumunda grubunu lider tamamlayacak. Karşılaşmanın ilk sayısını Millilerimiz, serbest atış çizgisinden Ömer Aşık ile bulurken, Ersan İlyasova'nın sayılık basketine Sırbistan, Uros Tripkovic ile cevap vererek ilk sayılarına ulaştı. Kosta Perovic'in pota altından bulduğu basketin ardından Ay Yıldızlılar, üst üste hücumdan boş döndü. İyi savunma yaparak potasında kolay sayıya izin vermeyen Millilerimiz, maçın bu bölümünde Ömer Onan-Ömer Aşık ikilisi ile skordaki suskunluğunu bozdu ve 4. dakikayı 7-9 önde geçti. Ersan İlyasova ile hızlı hücumdan bir basket bulan Kırmızı Beyazlılar, serbest atışlardan potasında gördüğü sayıya da Kerem Tunçeri ile hemen karşılık verdi. Milos Teodosic ile skor üreten Sırbistan, Ömer Aşık ve Ersan İlyasova'yı durdurmakta zorlandı. Millilerimiz, saniye içinde Semih Erden'in bulduğu basket ile ilk periyodu 18-20 önde tamamladı. İkinci periyoda iki takım da savunmasını sertleştirerek başladı. Sırbistan, Miroslav Raduljica ile skor üretirken, Milliler 3.5 dakika boyunca sayı bulamadı. Sinan Güler'in sayılık basketi ile skor sıkıntısına çözüm bulan Kırmızı Beyazlılar, Semih Erden ile bir basket daha buldu ve 14. dakikayı 24-25 önde geçti. Nenad Krstic- Miroslav Raduljica ikilisi ile hücumda etkili olan ve serbest atışlardan skor bulan rakibi karşısında Ay Yıldızlılar, serbest atış çizgisinden Ender Arslan ile boyalı alandan ve sayı çizgisin gerisinden de Ersan İlyasova ile basketler bularak skordaki üstünlüğünü korudu. Alan savunması ile Sırbistan'ı yanlış şut seçimlerine zorlayan Millilerimiz, ilk yarının son dakikasında önce Ender Arslan, ardından da Sinan Güler ile basketler bularak, soyunma odasına 33-36 önde gitti. Maçın üçüncü periyoduna Ömer Aşık'ın pota altından bulduğu basketle başlayan Kırmızı Beyazlılar, rakibinin skor bulamadığı dakikalarda farkı arttırma şanslarını iyi değerlendiremedi. Sırbistan, Nikola Velickovic'in sayılık basketi ile bu periyottaki ilk sayılarına ulaşırken, ribaundlarda çok etkili olan Millilerimiz, Kerem Tunçeri'nin başarılı organizasyonları sonucunda Ömer Aşık ile bir basket daha buldu. Ersan İlyasova'nın serbest atışlardan kazandırdığı sayılarla maçan 23. dakikasında Milliler, farkı sayıya çıkarttı (36-42). Hidayet Türkoğlu'nun basketinin ardından Kerem Tunçeri ve Ersan İlyasova ile sayılık basketler bulan Ay Yıldızlılar, 27. dakikaya girilirken farkı sayıya çıkarttı (42-50). Bu dakikadan sonra Sırbistan, içerden ve dışarıdan bulduğu sayılarla skorda dengeyi kurmaya çalışsa da Milliler, Oğuz Savaş ve Kerem Tunçeri'nin serbest atışlardan kazandırdığı sayılarla son periyoda 52-55 önde girdi. Mücadelenin son 10 dakikalık bölümüne Kırmızı Beyazlılar, Ender Arslan'ın serbest atışlardan bulduğu bir sayı ile başlarken, Sırbistan, Ersan İlyasova'nın sayılık basketine Nikola Velickovic ile hemen karşılık verdi. Milan Macvan ile serbest atışlardan arka arkaya sayı bulan Sırbistan, son dakikaya girilirken skorda dengeyi kurdu (59-59). Ender Arslan'ın basketi ile suskunluğunu bozan Milliler, Ömer Aşık ile potasında gördüğü baskete de hemen yanıt verdi. Maçın son dakikalarında iki takım da skor üretmekte zorlandı. Sırbistan'ın bulduğu sayılık basketin ardından Semih Erden ile serbest atıştan sayı kazanana Ay Yıldızlılar, maçın bitimine 28 saniye kala skorda dengeyi kurdu (64-64). Hücumdan boş dönen rakibi karşısında Kırmızı Beyazlılar, son 3.4 saniyede skor üretemedi ve maçın normal süresi bu sonuçla tamamlandı. Uzatma periyoduna Semih Erden'in serbest atış çizgisinden bulduğu sayı ile başlayan Milliler, savunmada etkili olarak rakibine üst üste hücumda sayı şansı tanımadı ancak bu bölümde skor da üretemedi. Ersan İlyasova'nın hızlı hücum sonunda ürettiği basket ile son 20 saniyeye 64-67 önde giren Ay Yıldızlılar, rakibine hiç sayı şansı vermedi ve maçtan Kerem Tunçeri'nin serbest atışlardan bulduğu sayılarla 64-69 galip ayrıldı. Salon: Lodz Arena Sırbistan (64):Bojan Popovic, Milenko Tepic (1 ribaund, asist), Milos Teodosic 16 (6 ribaund, asist), Ivan Paunic (2 ribaund), Nemenja Bjelica (8 ribaund, asist), Stefan Markovic (2 ribaund, asist), Uros Tripkovic 3, Miroslav Raduljica (2 ribaund), Nenad Krstic 11 (7 ribaund, asist), Kosta Perovic (1 ribaund), Nikola Velickovic 12 (7 ribaund, asist), Milan Macvan (2 ribaund), Türkiye (69): Sinan Güler (3 ribaund, asist), Ömer Onan (1 ribaund, asist), Ersan İlyasova 22 (11 ribaund), Semih Erden (4 ribaund), Kerem Tunçeri (2 ribaund, asist), Oğuz Savaş 2, Ömer Aşık 11 (6 ribaund), Ender Arslan (2 asist), Hidayet Türkoğlu (7 ribaund, asist) 1. Periyot: 18-20 2. Periyot: 15-16 3. Periyot: 19-19 4. Periyot: 12- Uzatma: 0-5 568329 DTP'li Demirtaş Fırat'ın sözlerine cevap Grup Başkan Vekili Selahattin Demirtaş, operasyonların durdurulması için AK Parti eski Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat'ın ", poligonun dışına çıksın" sözlerini anlamlı bulduklarını söyledi. Demirtaş, "hükümet bu çağrıyı açıkça 'ya yapabilir"dedi. AK Parti eski Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, operasyonların durdurulması için ", poligonun dışına çıksın" dedi. Bu sözler 'de yankı buldu. Demirtaş, "eğer şimdi hükümet olarak böylesi bir çağrısı varsa bu sadece sayın Fırat'ın bir önerisi ve çağrısı değilse, hükümet bu çağrıyı açıkça 'ya yapabilir. Biz, 'nın bütün silahlı unsunlarının, güçlerinin, gerillalarının Türkiye sınırlarının dışına çıkmasını istiyoruz. Çağrısını hükümet yapabilir. Çağrıyı yapmak anaların acısını durdurcaksa hükümet niye böyle bir çağrıdan kaçsın ki?" dedi. Kuzey 'a giden heyetinin Kandil'de 'lılarla bir görüşme yapmasının söz konusu olmadığını belirten Demirtaş, "böyle bir düşüncemiz veya böyle bir harketten yola çıkarak ziyaret gerçekleştirmiş değiliz. Eğer gerçekten Kandil ile ile bir temas kurulacaksa bu ancak devletin ve hükümetin bilgisi dahilinde olur. Onun dışında 'nin böylesi bir işe kendi başına girmesinin pek bir anlamı yoktur. Bu aşamada da hükümetin ve devletin üzerinden böyle bir niyetinin olmadığı diyalog kurma niyetinin olmadığı anlaşılıyor" diye konuştu. 567240 David Beckham sahada cinnet geçirdi FC Dallas'ın sahadan 6-3'lük skorla galip ayrıldığı maçın son dakikalarında çıkan kavgada, İngiliz yıldız David Beckham, Dallas forması giyen Hernandez'in boğazına sarıldı. Yaşanan olayın ardından İngiliz yıldızın ay içinde 2. kez ceza alması gündemde. İngiltere formasıyla 2010 Dünya Kupası'nda mücadele etmeyi çok isteyen Beckham, geçen ay Milan'dan teklif almıştı. Geçen sezon Milan'da kiralık olarak oynadıktan sonra ABD'ye geri dönen İngiliz yıldıza, en son Kanada ekibi Montreal talip olmuştu. Amerika Futbol Ligi'nde (MLS) oynamak isteyen Montreal, ünlü futbolcu Beckham'ı kadrosuna katarak MLS iddiasını güçlendirmek istiyor. 567520 Sekiz Akdeniz memelisinin nesli tükendi Uluslararası Doğayı Koruma Birliğinden (IUCN) yapılan açıklamada, Akdeniz bölgesindeki memelilerin geleceğinin "kaygı verici" olduğu belirtilerek, bölgede özellikle bazı etoburlar ile tavşan, geyikgiller gibi otobur türlerinin tehlike altında olduğu vurgulandı. Aralarında alageyiği"nin de bulunduğu türün neslinin ise tükendiği bildirildi. Bölge ülkelerinden 250'yi aşkın uzmanın katıldığı araştırma sonucunda, sivrisıçan, kirpi, köstebek türlerinin "hayatta kalmakta zorlandığı" açıklanırken, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan türlerin yoğun olarak Türkiye'de, Akdeniz'in doğusundaki bölgede ve Kuzeybatı Afrika'da bulunduğuna dikkat çekildi. Araştırılan 320 memeli türünün yüzde 3'ünün neslinin "kritik olarak tehlikede", yüzde 5'inin "tehlike altında" ve yüzde 8'inin "tükenebilir" olduğu belirlenirken, Akdeniz'deki memeli hayvanlar topluluğunun dörtte birinin azaldığı vurgulandı. Birlik, bölgedeki hayvanları korumak ve biyolojik çeşitliliği kaybetmemek için acilen harekete geçilmesi gerektiği uyarısında bulundu. 568132 Dila resmiyete ölü olarak geçirildi Mehmet AKSEL'in haberi Sel felaketinde kaybolan kişi, resmi kayıtlara ‘Ölü’ olarak geçirildi.Geçtiğimiz hafta Marmara ve Trakya bölgesini yerle bir eden sel felaketinin üzerinden hafta geçmesine rağmen kayıplardan henüz bir haber alınamadı. Sel felaketinde kaybolan kişi, resmi kayıtlara ‘Ölü’ olarak geçirildi. Aramalarda umut kesildi Çatalca'da hayvan otlatırken aniden bastıran yağmurun getirdiği sele kapılarak kaybolan yaşındaki Ceyda Gider ve 65 yaşındaki Gülseren Dursun'u arama çalışmalarından umut kesildi. İstanbul Valiliği Afet Yönetim Merkezi'nden Sorumlu Vali Yardımcısı Hikmet Çakmak, sel felaketinde kaybolan kişiyi arama çalışmalarından bir sonuç alınamadığını vatandaşların resmi tutanaklara ölü olarak geçtiğini bildirdi. İstanbul'u felç eden sel sırasında otomobilinin içindeki evrakların ıslanacağını düşünen Nihat Serdiyol, evden dışarıya çıktı. Torpido gözündeki evrakları alıp gelecekti. Ancak uzun süre eve dönmeyişi üzerine arayışa geçen aile, otomobillerinin de yerinde olmadığını gördü. Dila’dan hiç iz yok 112 Acil Servis ve 155 Polis İmdat'ı arayan aile Nihat Serdiyol'un kaybolduğunu duyurdu. Bir hafta süren aramalarda otomobil bulundu ancak içinde Nihat Serdiyol'un izine rastlanamadı. Selde kaybolan1.5 yaşındaki Dila Manav'ın da yaşadığına dair henüz hiçbir bulguya rastlanılmadı. 567761 İngilizler 'herhangi biri'ni Brown'a tercih ediyor The Times Of London gazetesinin yayımladığı, Populus tarafından yapılan kamuoyu yoklamasına göre, vatandaşların sadece yüzde 34'ü Brown'un Britanya için bir kazanç olduğuna inanıyor. Ankete katılanların yüzde 48'i, "herhangi birinin, Brown'dan daha iyi lider olacağı" yönünde görüş bildirdi. Brown'un liderliğini yaptığı Partisi'nin oy oranının yüzde 27'ye gerilediği ve Muhafazakarların yüzde 41 civarında destek gördüğü de belirlendi. 568198 Elektrik Zammında Son Durum TEDAŞ, yeni elektrik tarifesini Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'na sundu. TETAŞ'ın elektriğin toptan fiyatına yüzde 21'lik zam talebinin ardından TEDAŞ'a bağlı 20 elektrik dağıtım şirketi nihai tüketiciye yansıyacak elektrik zam oranlarını belirledi. TEDAŞ Ekim'den geçerli olacak yeni elektrik tarifesi için yüzde ila 11 arasında zam talebinde bulundu. Enerji Piyasası Kurulu, bu ay içerisinde zam talebini değerlendirerek karara bağlayacak. 568199 Bakan'dan "İlaç Fiyatı" Müjdesi 5 İlaç fiyatları ucuzluyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, konu ile ilgili kararnamenin Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldığını söyledi. TRT-2'de yayınlanan "İşin Doğrusu" programına konuk olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer önemli açıklamalarda bulundu. İlaç fiyatlarında ciddi bir indirim yapılacağını açıklayan Dinçer, şunları söyledi: "Bir kararname imzaya açtık. kararnamede orjinal ilaçlarla eşdeğer ilaçların fiyatları konusunda belirlenmiş olan oranları değiştiriyoruz. Böylece ilaç fiyatlarında çok ciddi oranda indirimler yapma imkanımız ortaya çıkacak." Bakan Dinçer, bürokratik süreçlerin şeffaflaşacağını ve önümüzdeki aylarda vatandaşların işlemlerin hangi aşamada olduğunu internet üzerinden öğrenebileceğini açıkladı. ay süren yabancılara Türkiye'de çalışma izni verilmesine ilişkin işlemle ilgili de yeni bir adım atılıyor. Bu uzun süre artık çok daha kısalacak. Dinçer, "Biz yıl sonuna kadar alacağımız tedbirlerle bunu 30 güne düşüreceğiz. 30 günde bizden izin için müracaat etmiş herkes ya iznini alacak işlemini tamamlayacak. Yahut da izin veremeyeceğimizi kendilerine söyleyeceğiz ve işlemi yine tamamlayacağız" dedi. 568504 Elektrik şirketleri zamma hazırlanıyor Elektrik şirketleri zamma hazırlanıyor 20 elektrik dağıtım şirketi, Ekim'den itibaren geçerli olmak üzere fiyat tarife artışı için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu na başvurdu. ANKARA Elektrik dağıtım şirketleri, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'na (EPDK) Ekim'den itibaren geçerli olmak üzere fiyat tarife artışı için başvurdu. Perşembe günü yapacağı kurul toplantısında başvuruları değerlendirecek olan EPDK, Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş.'nin (TETAŞ) Ekim'den geçerli olacak yüzde 21.08'lik artışının tüketicilere yansımasını sağlayacak olan ulusal bir tarife açıklayacak. Edinilen bilgiye göre, TETAŞ'ın Ekim'den itibaren geçerli olacak fiyat artışı çerçevesinde, 20 elektrik dağıtım şirketi, Ekim'den itibaren geçerli olmak üzere EPDK'ya fiyat tarife teklifinde bulundu. Dağıtım şirketlerinin her birinin maliyet artışları çerçevesinde hesapladığı tarife başvurularının, yüzde 10'luk bir fiyat artışına işaret ettiği öğrenildi. 20 dağıtım şirketinin yaptığı başvurunun, Perşembe günü EPDK nın kurul toplantısında görüşüleceği öğrenildi. 568094 Endonezya'da 38 kişinin cesedi bulundu Yerel hükümet sözcüsü, Sumatra eyaletinin geri kalmış bölgelerinde etkili olan sel baskınları yüzünden şimdiye kadar 38 ceset bulunduğunu belirtti. Sağlık Bakanlığı Kriz Merkezi yetkilisi Rüstem Pakaya, su altında kalan evlerini terk eden yaklaşık 200 aileye acil yardımın ulaştırılmak üzere olduğunu kaydetti. Binlerce takım adadan oluşan Endonezya, mevsimsel sağanak yağışlar nedeniyle her yıl su baskınlarıyla mücadele ediyor. Kurtarma yetkilileri daha önce yaptıkları açıklamada selde 25 kişinin kaybolduğunu bildirmişti. 566883 Açıklama yapmam doğru olmaz Açıklama yapmam doğru olmaz Bahçeli'nin 'gizli oturum' açıklaması üzerine TBMM Başkanı Şahin, "Meclis başkanı olarak vuku bulmamış bir konu ile ilgili açıklama yapmam doğru olmaz" dedi ANKARA TBMM (A.A) TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'Demokratik Açılım' konusunda Mecliste kapalı oturum yapılması durumunda içeriğini açıklayacaklarını bildirmesi hususunda, TBMM İçtüzüğünün 70. maddesini anımsatmakla yetindi. Şahin, 'Meclis Başkanı olarak vuku bulmamış bir konu ile ilgili açıklama yapmam doğru olmaz' dedi. Milletvekillerine iftar yemeği veren Şahin, yemek öncesi gazetecilerin konuya ilişkin sorularını yanıtladı. Şahin, Bahçeli'nin açıklamasının anımsatılması üzerine, 'Kapalı oturumun nasıl yapılacağı, kapalı oturum yapılması halinde kapalı oturuma katılanların nasıl davranacakları hususu içtüzüğün 70. maddesinde düzenlenmiştir. Bütün bu sorularınızın cevabını 70. maddeyi okursanız oradan almanız mümkündür. Bunun dışında benim bir açıklama yapmama ihtiyaç yok' dedi. Bir gazetecinin, '70. maddeyi okuduk. (Devlet sırrıdır) diyor. Türk Ceza Kanunu'na mı bakacağız?' sözleri üzerine ise Şahin, '70. madde, devlet sırrı ve bütün bunlarla ilgili değerlendirmeleri hukukçu arkadaşlarımız yaparlar. Meclis Başkanı olarak vuku bulmamış bir konu ile ilgili benim açıklama yapmam doğru olmaz' diye konuştu. 568361 France Telekom şirket intiharlarına çare arıyor Çalışma Bakanı Xavier Darcos ile yaptığı görüşmeden sonra basının sorularını yanıtlayan France Telecom Genel Müdürü Didier Lombard, alacakları yeni önlemlerle şirketteki intiharların önüne geçecekleri sözünü verdi. Psikolojik olarak zor durumda olan çalışanların, şirket dışından bir psikolog ile görüşmesi için "özel bir telefon hattı" oluşturulacağını kaydeden Lombard, yine kurum içindeki doktorların sayısının artırılacağını söyledi. Lombard, sendikanın seçeceği bir özel danışmanlık kurumunun, şirketteki yeni düzenleme çalışmalarıyla ilgili bir rapor hazırlayacağını bildirdi. Bu arada France Telecom'un, kurum içindeki yeniden düzenleme çalışmaları çerçevesinde sürdürülen tayinlere ekim ayı sonunu kadar ara verdiği belirtildi. Sendika temsilcileri, şirketteki yeniden yapılandırma operasyonlarıyla çalışanların işlerini ve statülerini kaybetme tehdidi altında büyük stres içinde çalışmasını, intiharların artmasının en büyük nedeni olarak görüyor. Son olarak cuma günü bir kadın görevlinin, çalıştığı binanın penceresinden atlamasıyla, son 18 ayda şirketteki intihar vakası sayısı 23'e çıkmıştı. İntiharlar Fransa'da geniş yankı uyandırırken, işçi sendikaları, çalışanların haklarının korunması için hükümetin devreye girmesini istemişti. Fransa'da devlet, 1997 yılında özelleştirilen şirketin hisselerinin yüzde 26'sını elinde bulunduruyor. Şirkette 100 bine yakın kişi çalışıyor. 568568 Downer, 'Kıbrıs'ta taraflardan ödün istedi BM Genel Sekreteri'nin Özel Danışmanı Alexander Downer, sorununun çözümlenebilmesi için her iki tarafın da karşılıklı olarak ödün vermeye hazır olması gerektiğini söyledi. Downer, müzakerelerin 1. turunda pozisyonlarını ortaya koyup, çizgilerini çizen liderlerin, 2. turda daha aktif çalışması gerekeceğini kaydetti. Alexander Downer, Türk Ajansı-'a (TAK) yaptığı açıklamada, sorununun çözümlenebilmesi için her iki tarafın da karşılıklı olarak ödün vermeye hazır olması gerektiğini, iki liderin de bunun bilincinde olduğunu belirtti. Birinci turda birçok konuda yakınlaşmalar olduğunu, üzerinde çok çalışılması gereken "Mülkiyet"te dahi uzlaşılan noktalar bulunduğunu kaydeden Downer, bugüne kadar yapılanları ve elde edilen başarıları küçümsememek gerektiğini, uzun yıllardır devam eden sürecin zor bir süreç olduğunu söyledi. Liderlerin çözüm kararlılığından duyduğu memnuniyeti yineleyen Downer, "Burada sorununun çözümünü sağlamada kararlı iki lider var. Gerçekçi olmak gerekir. Tarafların müzakere etmesi gerekiyor. Ve bu iki liderin bunu yapamaya hazır olduğunu görüyoruz" dedi. Downer, "birinci turda karşılıklı olarak taviz verip, birçok önemli konuda önemli uzlaşılar elde eden liderlerin ikinci tura, farklılıklarıyla ilgili yeni öneriler sunarak başladığını" belirtti. Downer, ilerleme elde edilebilmesi için liderlerin "Yönetim ve Güç Paylaşımı" ile "Mülkiyet"e odaklanması gerektiğini ifade ederek, ikinci turda müzakere başlığının da ele alınmasının muhtemel olduğunu, ancak bunu liderlerin belirleyeceğini kaydetti. İkinci turun ne kadar süreceğini bekleyip görmek gerektiğini söyleyen Downer, BM'nin liderlere bu konuda herhangi bir şey dikte ettirmesinin mümkün olmadığını belirtti. Downer, 1. turda pozisyonlarını ortaya koyup çizgilerini çizen liderlerin, 2. turda daha aktif çalışması gerekeceğini söyledi. "Referanduma daha çok var" İkinci turda çözümlenmemiş konulara çeki düzen verileceğini ve üçüncü turda liderlerin al-ver sürecine başlamak istediğini ifade eden Downer, "Bazı zor konular birinci turda çözümlendi. Bazı konular ise ikinci turda çözümlenecek. Ve geriye kalanların üçüncü turda sonuçlandırılması gerekiyor" dedi. "Referanduma daha çok zaman olduğunu, öncelikle tarafların bir anlaşmaya ulaşması gerektiğini" kaydeden Downer, sorununun çözümlenebilmesi için önce liderlerin müzakere başlığında da anlaşması, bunun referandumda her iki tarafta da kabul edilmesi ve başarıyla uygulanması gerektiğini söyledi. Downer, "Referandumun ne zaman olacağını söyleyemem ama bir anlaşma olana kadar referandum olmayacak. Bir anlaşma olması halinde de mutlaka bir referandum yapılacak ve bu referandum anlaşma sağlanır sağlanmaz yapılacak" dedi. Alexander Downer, sürecin kilitlenmesi durumunu şimdilik düşünmek istemediğini, şu anda varsayımlara dayanarak spekülasyon yapmanın doğru olmayacağını kaydetti. Liderlerin bölgeli, toplumlu federasyona bağlı olduğuna inandığını kaydeden Downer, yürütülen müzakerelerin de bu çerçevede sürdüğünü belirtti. Downer, BM Güvenlik Konseyi'nin desteklediği, "siyasi eşitliğe dayalı, tek uluslararası kimlikli, bölgeli ve toplumlu bir federasyon modeli" dışındaki bir modelle ilgili yardım talebini ise karşılamadıklarını söyledi. Downer, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un tarihi henüz belli olmayan görüşmesinde liderlere, BM'nin başlatılan sürece büyük önem verdiğini ve büyük beklentileri olduğunu söylemesinin beklendiğini aktardı. "Adaya çok büyük yatırım yapan ve sorunun çözümüne katkı koyması için yüksek profilli, deneyimli adamlarını görevlendiren BM'nin bu kez çözüme ulaşılması yönünde yüksek beklentiler taşıdığını" söyleyen Downer, tarafların, başta BM olmak üzere uluslararası kuruluşların kendileri ve performanslarıyla ilgili yüksek beklenti içinde olduğunu bilmesi gerektiğini belirtti. 568043 15:20 Asker ailesinden Genelkurmay'a şikayet Asker ailesinden Genelkurmay'a şikayet Şanlıurfa’da 19 Ağustos 2009 tarihinde 20.Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda çıkan yangında yaralanan Patnoslu er Cüneyt İlgün’ün ailesi, yangında ihmal olduğu gerekçesiyle GenelKurmay Başkanlığına şikayet mektubu gönderdi. Şanlıurfa 20. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda vatani görevini yapan Adanalı er Osman Boran ile Ağrılı er Cüneyt İlgün, kuru otları toplamakla görevlendirildiği sırada yangın çıkmış, yangında iki er de çeşitli yerlerinden yaralanmıştı. Ağrı’nın Patnos ilçesinde oturan aylık asker Cüneyt İlgün’ün babası Vahyettin İlgün, Diyarbakır’da tedavi gören oğlunu ilçeye getirdi. Oğlunun sağlığıyla ilgili AA muhabirine açıklamada bulunan Vahyettin İlgün, oğlunun vücudunun çeşitli yerlerinde yanıklar bulunduğunu belirterek, ciddi sıkıntılar çektiğini söyledi. İlgün, yangın sırasında bir uzman çavuşun oğlunu ve Adanalı askeri ateşin yanına yaklaşmaya zorladığını öğrendiğini belirterek, "Olayı 15 gün sonra televizyon ve gazetelerde öğrendim. Olaya sebebiyet veren Uzman Çavuş bir gün olsun oğlumu hastanede ziyaret etmedi. Oğlumu eve getirdiğimde ne Şanlıurfa’daki birliğinden ne de buradaki askeri yetkililerden kimse arayıp sormadı... Yoksa olayı saklamaya mı çalışıyorlar. Genelkurmay Başkanlığı’na şikayet dilekçesi gönderdik. Sorumluların derhal bulunup cezalandırılmasını istiyoruz" dedi. -OLAY- 19 Ağustos 2009 tarihinde Şanlıurfa 20. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda vatani görevini yapan er Osman Boran ile er Cüneyt İlgün, kuru otları toplayıp imha etmekle görevlendirildiği sırada yangın çıkmış, yangında iki er çeşitli yerlerinden yaralanmıştı. Yaralılar önce Şanlıurfa’da daha sonra Diyarbakır Asker Hastanesi’nde tedavi altına alınmıştı. 567057 Çanak tutmasın Güneri Cıvaoğlu BugünÇanak tutmasın 15 Eylül Salı 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! KANIN durmasını isteyen herkesin -ilke olarak- desteklediği “”, dün de gündemindeydi. doruklarında “daha gerçekçi bir yol haritasının” karakalem eskizleri oluşmakta... Henüz sadece “eskiz” aşamasında olmak nedeniyle elbette somut adımlar tartışılamıyor. Ancak... Her projenin arkasında “karar”, yani “irade” vardır. Önünde ise hayata geçirilmesi için planlara dönüşecek “eskizler...” nedenle şimdilik projenin arkasındaki iradeye omuz veren toplum psikolojisi inşa edilmekte. Bu topraklardaki insanlarımızın büyük çoğunluğu, “kanın durması için çözüm formüllerinin üretilmesi” ortak paydasında yer alıyorlar. Aklın yolu ANCAK...Projenin fizibilitesi, yani yapılabilirlik etütlerinde ortak paydanın da bütünlüğü -tam- sağlanabilmiş değil. Suyun kendi yolunu bulması gibi, projesinin arkasında toplum çoğunluğunun bulunduğu açılımın da yol haritası doğal vadisinde çizilmelidir. Suyu yatağına geri akıtmak mümkün olmadığı gibi açılımın da ilerleyemeyeceği yokuşlara vurulmaması gerekir. nedenle bazı gerçeklerin altını çiziyorum... “Silahlar sussun... Bunun için de parmaklar tetikten çekilsin” söylemini kullananların hepsi aynı kafada değil. Bir kısmı, toplumdaki “kanın durması için bir şeyler yapılması” inanç psikolojisinden yararlanarak, ortak paydaya sızma yapıyorlar. Devletin meşru güvenlik güçlerini, dağdaki ’lılarla aynı terazinin kefelerine koymak çabasındalar. Güvenlik güçlerinin anayasal ve yasal misyonu, dağda ya da düzde devletin tekil egemenliğinin sağlanmasıdır. Meşruiyet dışı başka güçlerin tasallutundan korumaktır. PKK terörü de bunun için hedeftir. İşte “silahlar sussun, parmaklar tetikten çekilsin” sloganını  PKK’yı ve güvenlik güçlerini aynı terazinin kefelerine koymak için kullanan ve “asker operasyon yapmasın, PKK koymasın. Birbirlerine uzaktan baksınlar” kafasında olanlar için “aklını peynir eklemekle yemiş olanlar” diye yazmıştım. Oyuna gelmeyenler ÖTE yandan... Gene bu “silahlar sussun, parmaklar tetikten çekilsin” genel söylemini artniyetsiz ve akılcı olarak kullananlar da var. Onlar “aklını peynir ekmekle yememiş olanlardır.” Birincilerin oyunlarına gelmeyen bu ikincilerin, fizibilitesi de olan akılcı yol haritası eskizi şöyle: “PKK eylem koymamalı ve güvenlik güçlerinin operasyon yapabileceği coğrafyadan da uzaklara çekilmeli, böylece çatışmanın olmadığı, kan dökülmediği bir süreçte çözüm daha kolaylaşır.” Ayrıntıları tartışılabilir ama genel yaklaşım doğru. Zaten PKK da “tek taraflı ilan etmiş değil midir? halde bu tavrını sürdürmeli, güvenlik güçlerinin operasyon yapmasına gerek olmayacak coğrafyalara çekilmelidir. Kısacası “ateşkes ilan ettim” diye açıklama yapıp sonra da güvenlik güçlerinin burnunun dibinde namlu göstermek ve operasyona çanak tutmak, kanın durmasını istiyor demek değildir. SARKİSİSTAN BU “Sarkisistan” adı Alin Taşçıyan’dan...  Sarkis Zabunyan’ın ’deki sergisinin adına gönderme yaparak “SİTE, sergiden çok daha öte bir etkinlik” söylemini kullanıyor. Sarkis, gerçekten kavramsal sanatın bu dünyadan öte bir gezegeni gibi... Sergisinin her mekânında bizlere yapmakta olduğumuz” hissini veriyor. Devasa boyutlardaki çalışmalar, derinlere tüpsüz daldırıyor. Sonra fırlatıp havaya uçuruyor. Yerçekiminin kalktığı, ağırlığın sıfırlandığı hafifleme seansları da yaşanıyor. Bir site içinde yansıtıyor bunların hepsini... eleştirmenliğinin tehlikeli coğrafyasına girmeden teğet geçerek Sarkis Zabunyan’a dönelim... İstanbul’da doğmuş. ’ni bitirmiş. 1964’ten bu yana ’te çalışıyor. Resim, heykel, ses ve video enstalasyonlarına odaklanmış. Paris Bienali Resim Ödülü’nü ve Fransız Ulusal Büyük Heykel Ödülü’nü almış. 567183 Denizli’nin korkusu yok ’ın hocası, hayatı boyunca hiçbir mücadeleden yılmadığını belirtti, “İlk hedefimiz gruptan çıkmak. Doğru zamanda alacağımız veya puan bir üst tura yükselmemiz için yetecektir” dedi Teknik Direktör ’nde oynayacakları ilk maç olan sınavı öncesinde düzenlediği basın toplantısında ilk hedeflerinin gruptan çıkmak olduğunu söyledi. Tecrübeli hoca “Yaptığım çalışmalara göre bu gruptan doğru zamanda alınacak veya puan bir üst tura çıkmamız için yetecektir. Herhangi bir şekilde elde edeceğimiz 10 veya 11 puan bizi üst tura kesin çıkaracaktır” dedi. Lige düşündükleri ölçüde başarılı başlayamadıklarını vurgulayan Denizli, “Bu bugün için bizi herhangi bir umutsuzluğa, negatifliğe itmeyecek. Şampiyonlar Ligi’nin havası son derece farklıdır. Alınan bir iki kötü sonuç camianın büyüklüğüne gölge düşürmez” diye konuştu. Mustafa Denizli, bazı basın yayın organlarında yerine geleceği iddia edilen isimlerin yazılmasının hatırlatılmasına ve “Futbolcularla veya yönetimle aranızda sorun var mı?” sorusuna ise şu yorumu yaptı: “Bu camiaya girdiğim saatten itibaren her şeyimi ’ın başarısı için ortaya koyuyorum. Ne futbolcularımla, ne yönetimle aramda sorun olması söz konusu değildir. Hayatım boyunca hiçbir mücadeleden yılmadım. Başarmanın keyfini daha büyük bir şekilde yaşadım. Birilerini yerime getirebilirler. Hayatımız boyunca buraya demir atmadık. Ben önce bu camianın teknik sorumlusuyum. Yıllar evvel de taraftarı oldum” yorumunu yaptı. 567890 "Dere Yatakları İşgal Edilmemeli" Çevre ve Orman Bakanlığı, sel felaketinin ardından fazla mesai yapıyor. Bakan Veysel Eroğlu, dere yataklarını işgal edenler hakkında yasal işlemler yapılacağını söyledi. Eroğlu, İstanbul ve Trakya'yı vuran selin ardından alınacak önlemleri yarın (16.09.2009) bir basın toplantısı ile açıklayacak. Veysel Eroğlu konuyla ilgli şunları söyledi: "Dere yataklarının işgal edilmemesi lazım. Esasen başbakanımızında bir genelgesi vardı. Bu genelgeye uyulması gerekir. Bu genelgeye uymayanlar hakkında işlem yapılacak. Ben bütün bölgelere talimat verdim. Teker teker dereler inceleniyor. Herhangi bir şekilde kaçak yapılaşma dere yatağını işgal etme veya dere yatağına yapılmış yanlış birtakım yapılar köprü gibi teker teker tespit edecekler. İlgili belediyesi ve bu konuda mülki amirlere gerekli yazılar yazılacak. Kaldırmadıkları taktirde. bunlarla ilgili yasal işlem yapılacak." 567184 Alex omuzlarda galibiyetinin moraliyle dünden itibaren Twente maçının hazırlıklarına başladı. Doğum günü olan ve maçının tek golünü atan Alex, antrenörleri tarafından omuzlara alınarak onurlandırıldı. İdmanda ikinci kutlama da teknik heyetin Bursaspor maçında çok başarılı bulduğu Bilica için yapıldı. Maçın adamı seçilen Bilica da kucakta taşındı ve takım arkadaşlarının şakalarına maruz kaldı. Saha içinde kısa bir toplantı yapan Teknik Direktör Daum, “Bu tempoda devam etmeliyiz. Çalışmalarımızın sonucunu alıyoruz” derken, futbolculardan birbirlerini kutlamalarını istedi.  maçında oynayan oyuncular, kısa bir koşunun ardından tesislere geçerken, diğerleri ise normal çalışmasını sürdürdü. Çalışmalara ayağından sakatlanan Selçuk katılmadı. Deniz ise tek başına çalıştı. Bu arada Önder de elinden oldu. 568018 Haziranda işsiz sayısı milyon 269 bine çıktı Krizin üzerindeki olumsuz etkisi devam ediyor. İşsiz sayısı geçen yılın haziran ayına göre bu yılın haziranında 972 bin kişi arttı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), üçer aylık dönemler itibarıyla her açıkladığı Hanehalkı İşgücü Anketi'nin "Mayıs-Haziran Temmuz" dönemini kapsayan "Haziran 2009" sonuçlarını açıkladı. Anket sonuçlarına göre, geçen yılın haziran ayında yüzde 9,4 olan oranı, bu yıl 3,6 puanlık artışla yüzde 13'e yükseldi. İşsizlik oranı bu yılın mayıs ayı ile kıyaslandığında ise 0,6 puan azalış gösterdi. Mayıs ayında oranı yüzde 13,6 düzeyindeydi. İşsizlik oranı şubat ayında yüzde 16,1, mart ayında yüzde 15,8, nisan ayında da yüzde 14,9 olarak hesaplanmıştı. Ülke genelinde yüzde 13 olan oranı, kentsel yerlerde yüzde 16, kırsal yerlerde yüzde olarak belirlendi. Geçen yıl yüzde 11,9 olarak belirlenen tarım dışı oranı da bu yıl haziran ayında yüzde 16,4'e yükseldi. Genç nüfustaki oranı da yüzde 18'den yüzde 23,7'ye çıktı. Haziranda istihdam edilenlerin sayısı, bir önceki yıla göre 164 bin kişi azalarak 21 milyon 947 bin kişiye düştü. Bu dönemde, tarım sektöründe çalışanların sayısı 253 bin kişi arttı, tarım dışı sektörlerde çalışanların sayısı ise 417 bin kişi azaldı. İşgücü anketine göre, haziran döneminde Türkiye'de kurumsal olmayan sivil nüfus, bir önceki yılın aynı dönemine göre 819 bin kişilik artışla 70 milyon 505 bin kişiye, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus da 875 bin kişi artarak, 51 milyon 644 bin kişiye ulaştı. İstihdam oranı yüzde 42,5'e geriledi Geçen yıl haziran ayında yüzde 48,1 olan işgücüne katılma oranı, bu yıl yüzde 48,8 oldu. Söz konusu oran, kentsel yerlerde yüzde 46, kırsal yerlerde yüzde 55,5 olarak belirlendi. Erkeklerde işgücüne katılma oranı yüzde 71,1, kadınlarda ise yüzde 27,4 oldu. Aynı dönemler itibarıyla istihdam oranı yüzde 43,6'dan yüzde 42,5'e geriledi. Bu oran, kentsel kesimde yüzde 38,6, kırsal kesimde yüzde 51,6 olarak hesaplandı. İşgücüne dahil olmayanların sayısı 26 milyon 361 binden 26 milyon 428 bine çıktı. Kayıtdışı istihdamın oranı ise 0,8 puan artarak yüzde 45,7'ye ulaştı. Tarım dışı yüzde 16,4'e yükseldi Haziran 2009 döneminde istihdam edilen toplam 21 milyon 947 bin kişinin yüzde 26,4'ü tarım, yüzde 18,4'ü sanayi, yüzde 6,3'ü inşaat, yüzde 48,9'u ise hizmetler sektöründe çalışıyor. Önceki yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında, toplam istihdam içinde tarım sektörünün payı 1,3 puan, hizmetler sektörünün payı 0,7 puan arttı, sanayi sektörünün payı ise puan azaldı. İnşaat sektörünün payında ise değişiklik gözlenmedi. Haziran ayı itibarıyla Türkiye genelinde işsiz sayısı, 2008'in aynı dönemine göre 972 bin kişi artarak, milyon 269 bin kişiye yükseldi. İşsizlik oranı ise 3,6 puanlık artışla yüzde 13 seviyesinde gerçekleşti. Kentsel yerlerde oranı 4,4 puanlık artışla yüzde 16, kırsal yerlerde ise 1,9 puanlık artışla yüzde oldu. Türkiye'de tarım dışı oranı geçen yılın aynı dönemine göre 4,5 puanlık artışla yüzde 16,4'e ulaştı. Bu oran erkeklerde geçen yılın aynı dönemine göre 4,5 puanlık artışla yüzde 15, kadınlarda ise 4,1 puanlık artışla yüzde 21,3'e çıktı. Genç nüfustaki Bu yılın mart ayında yüzde 27,5, nisan ayında yüzde 26,5, mayıs ayında yüzde 24,9 olan genç nüfusta oranı, haziran ayı itibarıyla yüzde 23,7'ye geriledi. Ancak geçen yılın haziran ayındaki yüzde 18'lik oran dikkate alındığında, genç nüfustaki oranı 5,7 puan artış gösterdi. Anket sonuçlarına göre, işsizlerin yüzde 71,2'si erkek, yüzde 59,1'i lise altı eğitimli, yüzde 27,2'si de bir yıl ve daha uzun süredir iş arıyor. İşsizlerin yüzde 30,7'si 'eş-dost' vasıtasıyla iş bulmaya uğraşıyor, yüzde 89,2'si (2 milyon 915 bin kişi) daha önce bir işte çalışmış. Daha önce bir işte çalışmış olan işsizlerin yüzde 48,1'i hizmetler, yüzde 26,1'i sanayi, yüzde 16,5'i inşaat, yüzde 6,8'i tarım sektöründe istihdam edilmiş, yüzde 2,5'i ise yıldan önce işinden ayrılmış. İşsizlerin yüzde 25,6'sını işten çıkarılanlar oluşturdu İşsizlerin yüzde 23,4'ü çalıştığı iş geçici olup işi sona erenler, yüzde 25,6'sını işten çıkarılanlar, yüzde 15,5'ini kendi isteğiyle işten ayrılanlar, yüzde 9,5'ini işyerini kapatan-iflas edenler, yüzde 6,6'sını ev işleriyle meşgul olanlar, yüzde 9,8'ini öğrenimine devam eden veya yeni mezun olanlar ve yüzde 9,6'sını diğer nedenlerle işlerinden ayrılanlar oluşturdu. İstihdam edilenlerin yüzde 71,5'i erkek Haziran dönemi itibarıyla istihdam edilenlerin yüzde 71,5'i erkek. İstihdam edilenlerin yüzde 59,9'u lise altı eğitimliler oluşturdu. İstihdam edilenlerin yüzde 59,3'ü ücretli, maaşlı ve yevmiyeli, yüzde 25,9'u kendi hesabına ve işveren, yüzde 14,8'i ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor. Çalışanların yüzde 61,2'si 1-9 kişi arası çalışanı olan işyerlerinde istihdam edildi. Çalışan kesimin yüzde 2,9'unun ek işi var. Halen bir işi olanların yüzde 3,2'si mevcut işini değiştirmek için veya mevcut işine ek olarak bir iş arıyor. Ücretli olarak çalışanların yüzde 87,7'si sürekli bir işte çalışıyor. Tarımda kayıtdışı istihdam yüzde 86,7 TÜİK'e göre, kayıtdışı istihdam edilenlerin oranı, Haziran 2009'da, 2008 yılının aynı dönemine göre 0,8 puan artarak yüzde 45,7'ye yükseldi. Buna göre söz konusu oran geçen yıl haziran ayında yüzde 44,9 düzeyindeydi. Bu dönemde, önceki yılın aynı dönemine göre tarım sektöründe kayıtdışılık yüzde 88,5'den yüzde 86,7'ye düştü, tarım dışı sektörlerde ise yüzde 30,3'ten yüzde 31'e yükseldi. İşgücü dışında olanlar Ankete göre, haziran itibarıyla işgücü dışında olan 26 milyon 428 bin kişinin yüzde 45,7'si daha önce bir işte çalıştı. Daha önce bir işte çalışıp, söz konusu dönemde işgücü dışında olan 12 milyon 69 bin kişinin yüzde 10,5'i emeklilik, yüzde 5,2'si mevsim gereği, yüzde 7,6'sı sağlık nedeniyle, yüzde 4,6'sı eşinin isteği ve evlilik, yüzde 5,3'ü işten çıkarılma/işyerinin kapanması, yüzde 4'ü işinden memnun olmama ve yüzde 13,9'u da diğer nedenlerle en son çalıştıkları işten ayrıldı. Haziran döneminde 406 bin kişi işten ayrıldı Haziran itibarıyla milyon bin kişi işe yeni başladı veya iş değiştirdi. Bu kişilerin toplam istihdam içindeki oranı yüzde 9,1 olarak hesaplandı. İşe yeni başlayan veya iş değiştirenlerin yüzde 28,8'i 25-34 yaş grubunda bulunuyor. Bu dönemde işe başlayan veya iş değiştirenlerin yüzde 15,6'sı sanayi, yüzde 34,7'si hizmetler, yüzde 22,6'sı inşaat sektöründe, yüzde 27,1'i ise tarım sektöründe işbaşı yaptı. Mevcut işsizlerin yüzde 12,4'ünü oluşturan 406 bin kişi bu dönemde işten ayrıldı. 567623 AK Partililer sahurda buluştu AK Partililer sahurda buluştu ANKARA Ankara Modern Sanatlar Merkezi'ne dönüştürülen 'CER Atölyeleri'ndeki Tasavvuf Müziği Konseri sonrasında bazı AK Partililer, restore edilen Hamamönü'ndeki sahur yemeğinde bir araya geldi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen'in Altındağ Belediyesi tarafından yeniden düzenlenen Hamamönü'ndeki Kamil Paşa Konağı'nda verdiği sahur yemeği, bazı partililer ile basın kuruluşu temsilcilerini buluşturdu. Yemeğe, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Necati Çetinkaya, Abdülkadir Aksu ve Hüseyin Tanrıverdi ile bazı milletvekilleri, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki ile bazı gazete ve televizyon temsilcileri katıldı. Konuklara, çeşitli ikramlarda bulunulan yemekte, Sözen konuklarıyla tek tek ilgilendi. Sahurda, fasıl ekibinin yanı sıra sanatçı Özhan Eren, Türk Sanat Müziği eserlerini seslendirdi. 567390 Tablonun gizli yüzü Son günlerde art arda gelen şehit haberleri, Kürt açılımı tartışmasını küllendirdi. Sanki açılımın ivmesi düştü, kamuoyunun heyecanı medyadaki itiş kakış nedeniyle azaldı gibi bir atmosfer var. Siyasiler, bazı bölgelerde seçmen tepkisinden rahatsız olmaya başladı. Genel Merkez'e 'frene basalım' mesajı geliyor. DTP zaten Abdullah Öcalan'ın sürecin içinde olmamasından dolayı isyanlarda. Her fırsatta 'Dağ fare doğurdu' diyor, PKK'yla müzakere dışında demokratik açılımın her adımını 'kozmetik' diye es geçiyor. Genelkurmay'ın 'Son terörist ölünceye kadar' açıklaması, PKK'lıları 'terörist' değil 'dağdaki akrabalarımız' olarak gören Güneydoğu halkının bir bölümünde hayal kırıklığı yarattı. Hasan Cemal geçen  hafta Milliyet'te çok güzel aktardı bu ruh halini. Kendilerini kapıp koyvermek, kanmak, sonra da yüzüstü kalmak istemiyorlar. PKK deseniz, çok başlı ve 'kimin eli kimin cebinde' durumu sergiliyor. Bir yandan güya tek taraflı ateşkes, diğer yandan artan saldırılar. Tepede Murat Karayılan var, ancak sağdan solda karışanlar, Karayılan'ın liderliğini zayıflatmak isteyenler çok. Örgütün demokratik açılım sonucunda gerçekten dağdan inmesi ihtimalini sabote etmek istiyorlar. Yalnız Cemil Bayık gibi sertlik yanlıları değil, örgütün Avrupa'daki bazı temsilcileri ve bazı yabancı güçler de her an bu projenin önünü tıkamaya hazır. Kamuoyu deseniz henüz bir şey anlamış değil. Bir habere bir bu habere bakıyor; bir yandan şehit cenazelerine lanet yağdırıyor, diğer yandan evlenip PKK'dan kaçan genç kadının hikayesiyle kederlenip 'Bitsin bu kardeş kavgası' diyor. Kafalar karışık. Peki bu karman çorman tablo ne demek? Açılım iflas mı etti? Hayer etmedi. 567938 Bush’a ayakkabı fırlatan gazeteci serbest Bush’a ayakkabı fırlatan gazeteci serbest Eski Başkanı ’a ayakkabılarını fırlattığı için hüküm giyen Iraklı gazeteci Muntazır bugün serbest bırakıldı. Kardeşi Uday El Zeydi’nin muhabirine yaptığı açıklamaya göre, ağabey El Zeydi, ay hapis yattıktan sonra bu sabah hürriyetine kavuştu.  Gazeteci, 2008 Aralığında ’ı ziyaret eden Bush’a, basın toplantısı sırasında ayakkabılarını fırlatmış, fakat hedefi tutturamamıştı. Gazeteci, misafir devlet başkanına hakaret ve saldırıdan sene hapisle cezalandırılmış, cezası temyiz mahkemesince yıla indirilmişti. 567640 Meyve ve sebze fiyatları ucuzladı AA muhabirinin Antalya Büyükşehir Belediyesi Toptancı Hali'nden edindiği bilgiye göre, sonbaharın gelmesi ve yağışların başlamasına rağmen, Antalya'nın yüksek (yayla) bölgelerinde yaz sezonunun devam etmesi nedeniyle, üretim bolluğu yaşanıyor. Pazara bol miktarda ürünün girmesiyle, yaş meyve sebze fiyatları geçen haftaya göre ucuzlarken, çeri domatesin fiyatı, geçen haftaya göre 30 kuruş, yayla domatesin (Yayla 144) 10 kuruş, Kaliforniya biberinin 50 kuruş, ıspanak ve aysberg marulun fiyatı 20 kuruş, kabak, karnabahar, taze fasulye ve patlıcanın fiyatları 10 kuruş ucuzladı. Kış sebzesi pırasa (yayla), karnabahar, dekorluk kabak, yayla domatesi ve dolmalık biberin fiyatı ise 10'ar kuruş arttı. Elma, beyaz incir, siyah incir, yerli muzun fiyatı 20'şer kuruş artarken, karpuz, portakal ve beyaz üzüm 10, kavun 15 kuruş ucuzladı. Antalya Toptancı Hali'nde bamya 2,50 lira, dolmalık biber 1,10 lira, Kapya biberi 1,70 lira, Kaliforniya biberi lira, muhacir biber 1,10 lira, sivri biber 1,20 lira, çeri domates 3,20 lira, yayla 144 cinsi domates 1,30 lira, yayla domates 1,00 lira, taze fasulye 1,80 lira, ala barbunya 1,50 lira, beyaz barbunya 2,50 lira, ıspanak 1,10 lira, kabak 0,70 lira, bal kabak 1,00 lira, karnabahar 1,20 lira, aysberk marul (adet) 2,00 lira, düz marul 1,20 lira, patlıcan lira, topak patlıcan 70 kuruş, salatalık (badem) 90 kuruş, silor salatalık 1,50 lira, kuru sarımsak 5,00 liradan işlem gördü. Armut 2,20 lira, avakado (tane) lira, elma 1,40-1,60 lira, greyfurt lira, beyaz incir 2,40 lira, siyah incir 2,20 lira, karpuz 55 kuruş, kavun 90 kuruş, limon (Yatak-17 Kg Kasa) 55 lira, yerli muz 2,60 lira, portakal 2,70-2,60 lira, şeftali 2,20 lira, çekirdeksiz üzüm 1,30 lira, beyaz üzüm 1,50 liradan alıcı buldu. Geçen haftaki değerini koruyan ananas, tanesi liradan satışa sunulurken, Hindistan cevizinin tanesi, geçen haftaya göre lira ucuzladı ve liradan satıldı. Kivi tanesi 1,30 lira, mango tanesi 6,50 liradan, ithal muz (18 kg) kolisi 55 liradan işlem gördü. Papaya, fiyatı 50 kuruş ucuzlayarak 5,50 liradan işlem gördü. Pepino tanesi 50 kuruş ucuzlayarak liradan, sarımsak (Kg) 6,50, zencefil kilosu 10 liradan alıcı buldu. 567878 14 yaşındaki büşra iki gündür kayıp 14 yaşındaki büşra iki gündür kayıp ANTALYA (İHA) Antalya'da yaşayan lise öğrencisi 14 yaşındaki Büşra Peker'den ailesi iki gündür haber alamıyor. Antalya'da, evlerde temizlik yapan Fadime Peker, iki gündür kayıp olan 14 yaşındaki Büşra Peker isimli kızının hayatından endişe duyduğunu söyledi. Lise öğrencisi kızının iki gün önce odasında kaybolduğunu söyleyen Fadime Peker, "Odasına girdiğimde penceresi açık bir haldeydi. İki gündür ondan hiçbir haber alamıyorum. Yanında hiç para yok. Polise kızımı bulmaları için başvurdum. Kızımı gören duyarlı insanların bana haber vermesini bekliyorum" dedi. 568477 Tanjevic: "Herkes mutlu ben mutlu" Mutlu olduğunu, çünkü kendilerini izleyenlerin de halinden memnun olduğunu vurgulayan Tanjevic, "şimdi çeyrek finaller çok önemli. Yarın Slovenya ile önemli bir mücadele var. Onlara çok büyük saygı duyuyorum" dedi. Tüm rakiplerin güçlü olduğuna dikkati çeken Sırp çalıştırıcı, "bütün maçlarda topu kazanmak için savaşıyoruz. Oyuncular birbirini çok seviyor. Bu maçları kazandığımız için değil, iyi bir grup olduğumuz için. Kazanmaya devam etmeliyiz. Slovenya'yı da yenmeliyiz" diye konuştu. Tanjevic, Grubu'ndan eşleşebilecekleri takımların sorulması üzerine, rakiplerini seçme şanslarının olmadığını ve bu konuyu da hiç düşünmediğini dile getirdi. Deneyimli teknik adam, "Slovenya karşısında bazı oyuncuları dinlendirebilir ve böylece çeyrek finallere enerjimizi saklayabiliriz" şeklinde konuştu. Tanjevic, sakatlığına rağmen Hidayet'in takıma hala önemli katkı sağlamayı sürdürdüğünü aktardı. 568318 Kısa filmler yarışıyor Kısa filmler yarışıyor"7. PAM Kısa Film Festivali" 21-23 Ekim 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. 15.09.2009 16:57 Etkin Prodüksiyon tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle düzenlenen, ''PAM Kısa Film Festivali''nin 7'ncisi, 21-23 Ekim 2009 tarihleri arasında Profilo AVM Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamaya göre, festival kapsamında ulusal düzeyde, ''Kısa film yarışması'' düzenlenecek. Profesyonel ve amatör herkese açık olan ve konu sınırlaması bulunmayan yarışmaya, ''Kurmaca'', ''Belgesel'' ve ''Canlandırma'' türlerinde süresi 20 dakikayı geçmeyen kısa filmler kabul edilecek. Seçici Kurul üyeliklerini, İstanbul Üniversitesi (İÜ) İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Suat Gezgin, Beykent Üniversitesi Sinema Bölüm Başkanı Prof. Dr. Oğuz Makal, İÜ İletişim Fakültesi Sinema Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ceyhan Kandemir, İstanbul Kısa Filmciler Derneği Başkanı Oktay Güzeloğlu ve yapımcı-yönetmen Vural Çavuşoğlu'nun oluşturduğu yarışmaya son katılım tarihi Ekim olarak belirlendi. 567577 Duş başlığı bakteri yuvası ABD'nin Colorado Üniversitesi'nden Norman Pace ve ekibi, vereme bağlı olmayan akciğer iltihaplanmalarındaki artış ile duş yapmak arasında ilişki olabileceğini gösteren bazı araştırmaların sonuçlarından yola çıktı. ABD'nin kentinde 50 duş başlığını inceleyen araştırmacılar bu duş başlıklarının üçte birinde büyük oranda "mikrobakteri mikobakterium avium" belirlendi. Hamilelerin, yaşlıların ve bir hastalık nedeniyle bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerin risk grubunda olduğunu belirten araştırmacılar, bakterinin yorgunluğa, kuru ve inatçı öksürüğe ve soluğun kesilmesine yol açabileceğini vurguladı. Metal duş başlıklarının plastiklere göre daha az bakteri barındırabileceğine dikkati çeken araştırmacılardan Laura Baunmgartner da, bakterinin bulaşma riskini azaltmak için duşun altına girmeden önce suyun bir dakika akıtılabileceği önerisinde bulundu ve sağlıklı kişilerin endişelenmemesi gerektiğini belirtti. 15 Eylül 2009 567598 11:22 Microsoft’tan görüntü arama motoru Microsoft’tan görüntü arama motoru Yazılım devi Microsoft, kendi arama motoru Bing’de görüntü aranmasına olanak sağlayan bir hizmetin beta versiyonunu başlattı. Microsoft’un başkan yardımcısı Yusuf Mehdi ABD’nin San Francisco kentinde düzenlenen TechCrunch50 teknoloji konferansında yaptığı açıklamada, bu görsel aramanın, bilgi arama ve bulmanın daha grafik bir yöntemi olduğunu belirtti.  Yeni görüntü arama motoruyla, yüzde 20 daha hızlı görüntü sonucu bulmanın mümkün olduğunu ifade eden Microsoft yetkilileri, bunun büyük bir kataloğu sayfa sayfa karıştırmaya benzediğini kaydettiler. Microsoft, Google’ın egemenliğindeki internet arama ağında rakip olduğu Bing arama motorunu üç ay önce başlatmıştı. 567231 Kupada 2. kademe kuraları çekiliyor Maslak Sheraton Otel'de gerçekleştirilecek kura çekimine, 1. kademe maçları sonunda tur atlayan 18 takım, geçen sezon Bank Asya 1. Lig'de mücadele eden ve Turkcell Süper Lig'e yükselemeyen 15 takım ile Turkcell Süper Lig'den Bank Asya 1. Lig'e düşen takım katılacak. 568122 Berna'nın cesedi hafta sonra bulunabildi AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Erzurum'dan yıl önce çalışmak için göç ettikleri Tekirdağ'ın Saray ilçesinde bir çiftlik evine yerleşen ve gün önce sele kapılan Çakar ailesinin küçük üyesi Berna'nın cesedine Galata Deresi'nde ulaşıldı. Sivil savunma ekiplerince sürdürülen arama çalışması sonucunda çiftlik evinin de yer aldığı kilometrelik alandaki dere içinde bulunan Berna'nın cesedi, Saray Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Berna'nın cenazesinin memleketi Erzurum'un Pasinler ilçesine gönderileceği bildirildi. Tekirdağ'ın Saray ilçesinde bir çiftlik evinde çobanlık yapan Fatih Çakar (50), eşi Handan (30), kızları Büşra (12), Afra (6) ve Berna (8), Eylülde meydana gelen selde boğulmuş, Çakar ailesinden anne Handan ve kızları Büşra ve Afra'nın cesetleri, sel felaketinin yaşandığı bölgenin 5-6 kilometre uzağında, baba Fatih Çakar'ın cesedi ise 10 Eylülde dere yatağında bulunmuştu. 568181 Sabit ücret milyar TL gelir sağladı Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın soru önergesine verdiği yanıt, Türk Telekom'un sabit ücret uygulamasından 2008 yılında milyar 902 milyon 283 bin 878 TL gelir elde ettiğini ortaya koydu. Yıldırım, Türk Telekom'un abone sayısının 17 milyon 502 bin 205 olduğunu kaydederken brüt satış gelirini de milyar 986 milyon 136 bin 751 TL olarak açıkladı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın Türk Telekom'un sabit ücretten sağladığı gelir ve abone sayısına ilişkin soru önergesini yanıtladı. Işık, önergesinde "Vatandaşlarımızın almadığı hizmet karşılığında ödemeye devam ettikleri sabit ücret uygulaması, yarısından fazlası yabancılara ait olduğu halde adı hala Türk Telekom olarak devam eden kuruluşa haksız kazanç sağlamaya yol açmıyor mu? Şimdiye kadar bu paralardan geri ödeme yapılmış mıdır? Yapıldıysa kaç aboneye ne kadar ödeme yapılmıştır?" diye sordu. Bakan Yıldırım ise Türk Telekom'un yüzde 55 oranındaki hissesinin Oger Telekomünikasyon A.Ş'ye devredildiğini ve bir kamu şirketi olmaktan çıktığını belirtti. BAKAN'DAN SABİT ÜCRET SAVUNMASI Yıldırım, Türk Telekom'un abone sayısı ile satış geliri ve sabit ücret gelirleri konusunda ise şu bilgileri verdi: "Türk Telekom'un 2008 yılı verileri itibariyle abone sayısı 17 milyon 502 bin 205'tir. Brüt satış geliri milyar 986 milyon 136 bin 751 TL, sabit ücret geliri ise milyar 902 milyon 283 bin 878 TL'dir. 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 13'nci maddesinin 1'nci fıkrasında "Tarife; abonman ücreti, sabit ücret, konuşma ücreti, hat kirası ve benzeri değişik ücret kalemlerinden birisi veya birkaçı olarak tespit edilebilir' hükmü yer almaktadır. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere sabit ücret işletmeci tarafından uygulanan tarifeler kapsamında yer almakta olup sabit ücret alınmasında herhangi bir hukuka aykırılık sözkonusu değildir." Sabit ücretin, telefon hattının bakım ve onarım maliyetlerini içerdiğini, fiziksel hattın aktif olarak tutulabilmesi için alındığını ifade eden Yıldırım, "Abone sadece internet hizmeti talep etse dahi, telefon hattının aktif tutulması gerekmektedir ve bu işlemin Türk Telekom'a maliyeti sabit ücret yoluyla karşılanmaktadır. Sabit ücret uygulaması AB ülkeleri başta olmak üzere pek çok ülkede sabit telefon hattının bakım, onarım ve işletim maliyetleri karşılığında alınmaktadır. Bu yönüyle ele alındığında kullanıcıların aldığı hizmetin ses hizmeti veya internet erişim hizmeti olması önem arz etmektedir. Zira her iki kullanımda da telefon hattının bakım, onarım ve işletim maliyetleri bulunmaktadır." dedi. 568069 Türkiye'nin Çin'e ihracatı kriz dinlemedi Türkiye'nin Çin'e ihracatı kriz dinlemedi PEKİN Küresel finans krizine rağmen Türkiye'nin Çin'e olan son aylık ihracatı geçen yılın aynı dönemine oranla artarak 500 milyon dolar oldu. Türkiye'nin Pekin Büyükelçiliği Ticaret Başmüşavirliği'nden alına son verilere göre, Haziran'dan sonra başlayan Türkiye'nin Çin'e olan ihracatı Temmuz'da geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 14 artarak, 175 milyon dolar gerçekleşti. Ağustos ayında da büyüme devam etti ve geçen yılın aynı dönemine oranla ihracat bu ayda da yüzde 18 artarak, 190 milyon dolar oldu. Haziran'daki ihracat 122 milyon dolar gerçekleşmişti. Türkiye'nin Pekin Büyükelçiliği Ticaret Başmüşaviri Ender Öncü, bu sonuçların Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 24-29 Haziran'daki tarihi Çin ziyaretinde temelleri atılan ve Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın 29 Ağustos-1 Eylül tarihlerindeki Çin ziyaretiyle devam eden ticari ilişkilerin olumlu neticeleri olduğunu kaydetti. Öncü, yıl sonunda Çin'e olan ihracatın geçen yıl gerçekleşen 1.437 milyar dolarda kalacağı yada bu rakamı geçeceğinin beklendiğini söyledi. 568216 Erdoğan'ın ziyaret ettiği sokakta hizmet yarışı başladı Erdoğan'ın ziyareti sırasında gecekonduların bulunduğu Çankaya Belediyesi'nin görev alanına giren 211. Sokak'ın asfaltının olmadığı ortaya çıkmıştı. ASKİ, sokakta şebeke suyu hattını yeniden kurmak için harekete geçti. Bu sırada sokağa gelen Çankaya Belediyesi ekipleri söz konusu sokakta ASKİ tarafından kazı çalışması başlatılmasına rağmen asfalt dökmeye başladı. ASKİ'nin kazı çalışması tamamlanan yerlerde asfaltın dökülebileceğini belediyeye bildirmesine rağmen ilçe belediye ekipleri kazı çalışmasının yapıldığı yerde asfalt dökmeye başlamasıyla birlikte ekipler arasında tartışma çıktı. Bu durumu gören sokak sakinleri, çalışmaların aynı anda yürütülüyor olmasından dert yandı. Sokağın toprak yol olmasından dert yanan Mehmet Köse, ''Biz tozu senedir çekiyoruz. Kalp hastasıyım. Bu tozun yüzünden kimimiz verem, kimimiz kalp hastası olduk. Bu yolun yapılmasını istiyoruz. Biz iki belediye arasında kaldık. partisi, partisi, partisi demeyiz önemli olan hizmet bizim için.'' diye konuştu. Başka bir mahalleli Erdoğan Eren ise, ''Biz artık yağmur, çamurdan bıktık. Çocuklarımız yağmurlu günlerde okula giderken utanıyor. Yağmur yağdığı zaman çocuklarımız, ayakları bir karış çamur içinde okula gidiyor. Bir de Çankaya'da oturuyoruz.'' dedi. 568418 TFF'ye destek! Denizlispor Kulübü Başkanı Ali İpek, kulüp binasında basın toplantısı düzenleyerek yarın oynayacakları Sivasspor maçı öncesi açıklamalarda bulundu. Sezon başında Milli Takım düzeyinde oyuncular transfer ettiklerini ancak fikstür dezavantajının yanı sıra teknik direktör konusunda da sıkıntı yaşadıklarını belirten İpek, golde puan alınamaması ve gol yenilmesinin kendilerini teknik direktör değişikliğine mecbur bıraktığını söyledi. Diyarbakırspor maçının son bölümlerinde taraftarların futbolcuları protesto etmesi ve yönetimi istifaya çağırmasının gerçek taraftarlığa yakışmadığını belirten Ali İpek, Denizlispor'un yaşanan sıkıntıları en kısa sürede yine taraftarlarıyla aşacağına inandığını söyledi. Turkcell Süper Ligi'nde 3. hafta oynanması gereken ancak TFF tarafından yarına ertelenen Sivasspor maçını mutlaka kazanmak için sahaya çıkacaklarını belirten Ali İpek, "Tüm taraftarlarımızı bu maça bekliyoruz. Taraftarlarımızı birlik ve beraberlik içinde olmamız gerekiyor. Her zaman birliktelik çok önemlidir. Gerçek Denizli sevdalılarıyla birlikte olmak istiyoruz. İyiyken de, kötüyken de birlik içerisinde olmamız gerekiyor. Önümüzde zorlu bir maraton var. Bu zorlu maratonu yıllardan beri nasıl taraftarlarımızla birlikte onların desteğiyle aştıysak, yine onların desteğiyle aşacağımıza inanıyorum" diye konuştu. Hafta sonunda deplasmanda karşılaşacakları Ankaraspor'la ilgili soruları da cevaplandıran İpek, Ankaraspor olayında TFF'nin kararlarının doğru olduğunu belirtti. Ankaraspor için alınan kararların yıllar önce başka takımlar için de alınması gerektiğini ifade eden Denizlispor Başkanı Ali İpek, geçen sezon ligin bitimine hafta kala Gençlerbirliği-Hacettepe maçının oynandığını ve Gençlerbirliği'nin bu maçı kazandığını belirterek, "Gençlerbirliği bu maçı kazanmasaydı ligden düşen takım olacaktı. Ama aynı Hacettepe diğer takımlara ligde kök söktürdü. Bizden bir puan aldı. Galatasaray'la başa baş oynadı ve galip geldi. yüzden böyle durumlarda kafalarda soru işaretleri kalıyor" dedi. Ankaraspor olayının Türk futbolu içerisinde konuşulan bir olay olmadığını söyleyen Ali İpek, "FIFA'nın tüm dünyadaki bir uygulaması. İngiltere'de takımı olan bir kişinin Macaristan'daki bir takımda ufak bir hissesi olduğu için Macaristan takımını UEFA Kupası'ndan dışladılar. TFF daha önceki yıllarda yapması gereken ancak geciktirdiği işleyişi bu kez yürürlüğe koydu. Böyle de olması gerektiğine inanıyorum" dedi. Ankaraspor'un ligden düşürülmesi kararı alınması halinde bunun Türk futbolu için bir sıkıntı oluşturmayacağına inandığını ifade eden Denizlispor Başkanı Ali İpek, "Eğer bu lig böyle devam etseydi zor şekilde ilerleme olurdu. Ben açık söylüyorum. Geçen sezon Gençlerbirliği-Hacettepe maçı oynandıktan sonra biz zor durumda kalsaydık FIFA'ya kadar gidecektik. Bu davayı da kazanırdık" dedi. Öte yandan Denizlispor'da Sivasspor maçı hazırlıkları bugün yapılan idmanla sona erdi. Yarın akşam 21.00'de Atatürk Stadı'nda oynanacak maçta kart cezalısı Bajic'in yanı sıra sakatlıkları süren Çağlar, Murat Karakoç ve Süleyman Olgun'un forma giymeyecekleri belirtildi. Denizlispor Sivasspor maçı bilet fiyatları da, kale arkası 10 TL, maraton tribün 20 TL, kapalı tribün de 40 TL olarak açıklandı. İHA 567148 Çiçek: Oturumu açık da yaparız endişemiz yok Hükümet Sözcüsü lideri ’nin, “demokratik çalışmalarıyla ilgili olarak ’de kapalı oturum yapılması durumunda “Hükümet kapalı oturumda bir bilgi verirse biz bu bilgiyi açıklayacağız” sözlerine ilişkin olarak, kapalı ya da açık yapma gibi bir endişelerinin bulunmadığını belirtti ’nun dünkü toplantısının ardından açıklama yapan Çiçek, Bahçeli’nin “kapalı oturumdakileri açıklarım” sözleriyle ilgili olarak şunları söyledi:“Bizim bir endişemiz yok. Üzerinde durduğumuz, yürütmekte olduğumuz çabaları kamuoyu önünde açık da kapalı oturumda da tartışırız. Kapalı oturumda daha soğukkanlı konuşmanın avantajları var. Yoksa bir çekincemiz olduğundan, milletimizden bir şeyi sakladığımızdan dolayı değildir. Gerekiyorsa biz bunu açık da yaparız, bunda hiç tereddüt yok.” Çiçek şöyle devam etti: “Eğer insanlar yürürlükteki mevzuatı ‘ben tanımam’ demeye getiriyorsa zaman bu ülkede hukuk devletini nasıl tesis edeceğiz? Yani kapalı oturumlardaki değerlendirmelerin 10 yıl geçmeden  yayımlanamayacağı ortada iken, bu mevzuat hükmü iken ben ‘bunu tanımam, açıklama yaparım’ diyorsa, zaman söylenebilecek ne vardır diye düşünürüm. Açıkça ifade edelim, bizim kapalı ya da açık herhangi bir endişemiz yok, gerekiyorsa biz bu oturumu açık da yaparız. Ama böylesine hassas bir konunun tribünlere oynayarak konuşulması yerine daha soğukkanlı, daha derli toplu konuşulması için söylenmiş bir fikirdir, bir yöntemdir.”  Afet koordinasyonu Çiçek,  sel felaketlerinin ardından, Afet İşleri, Sivil Savunma ve ’a bağlı acil durum genel müdürlüklerinin birleştirilip tek çatı altında toplandığını hatırlatarak, “Koordinasyon tek elden sağlanacak. Bunun sorumluluğunu da bendeniz üstlenmiş olacağım” dedi. 567152 Sel mağduru işletmelere sigorta şoku İstanbul İkitelli'de geçen hafta meydana gelen sel felaketinde milyonlarca lira zarara uğrayan işletmelere bir darbe de sigortacılar vurdu. MÜSİAD Hizmet Sektör Kurulu Başkanı Coşkun Topaloğlu, sigorta şirketlerinin hasar tespiti amacıyla yaptıkları ekspertiz çalışmalarında, firmalara daha işin başında 'çıkardıkları zorluklar ile' kara gün dostu olmadıklarını gösterip 'sınıfta kaldıklarını' iddia etti. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği yöneticisi Topaloğlu, özel sigorta şirketlerince sigortalı olan işletmelerin, hızlı ve eksiksiz hizmet alma beklentisi taşıdıklarına dikkati çekerek, şunları aktardı: "Beklenen hizmeti çok hızlı veren şirketler olmakla birlikte hasar tespiti için ekspertize gönderilen eksperlerin, işletmeleri ve vatandaşları sorgularcasına ve şüpheli gözle yaklaşımları zaten canı yanan işletme sahiplerini ve vatandaşlarımızı daha çok yaralamıştır. Bu tür katastrofik hasarların ülkemizde her zaman olmadığı gerçeğinden hareketle, sigorta şirketlerinin sigortalılarını rehabilite etmesi, işletmelerin zararlarının karşılanması noktasında daha duyarlı olması gerektiğini düşünmekteyiz. Zorluk çıkaran sigorta şirketlerinin çok yakından takipçisi olacağız." Topaloğlu, sigorta şirketlerinden beklentilerinin kazanç değil, sadece yaralarının sarılmasını isteyen işletmelerin zararlarının bir an önce ve zorluk çıkarılmadan tanzim edilmesi olduğunu belirtti. Sigorta şirketlerinin poliçe teminatlarının içinden 'Sel-Su Baskını' klozunu çıkarmış olduklarını duyduklarını da ifade eden Topaloğlu, "Bu konuda sigorta şirketlerinin bir araya gelerek birlikte hareket etme kararı aldıkları görülüyor. Alınan bu karar derhal uygulanmaya konulmuş olmalıdır ki bugünlerde yenilenmesi gereken birçok sigorta poliçesi için sigorta şirketleri 'Sel-Su Baskını' teminatlarını vermemektedir. Bu hususlarda Rekabet Kurulu'nu ve devletin sair kurumlarını göreve davet ediyoruz." ifadelerini kullandı. İTO'DAN SANAYİ BAKANI'NA ZİYARET İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş ve beraberindeki yönetim kurulu üyeleri, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'ü ziyaret ederek, kentte meydana gelen selden doğan zarara ilişkin bir rapor sundu. Burada konuşan Bakan Ergün, "Vergi ertelemesinden kredi ertelemesine, yeni kredi imkanlarından kayıpların imkanlar ölçüsünde karşılanmasına kadar bütün başlıkları birden değerlendirmek ve bu başlıklardan hangisini hızlı şekilde harekete geçirebilirize bakmamız lazım." dedi. Hasar tespit raporlarının beklenmesi gerektiğini dile getiren Ergün, "Şunu rahatça ifade edebiliriz ki İstanbul'da bu zararı gören arkadaşlarımız yalnız bırakılmayacaktır." diye konuştu. 567190 DOKUNULMAZLAR Şampiyonası’nda gibi esen Milli Takımımız uzatma bölümünde hiç sayı yemediği maçtan zaferle ayrıldı, ’ı nefes kesen mücadelede yıkarak 5‘te yaptı, hedefine bir adım daha yaklaştı Takımımız, ’da düzenlenen Şampiyonası’ndaki 5. maçını da kazandı, ’ı uzatmaya giden maçta 69-64 yenerek yeni bir destan yazdı. Maça iki takım da tutuk başlasa da, Ersan ve Ömer Aşık’ın kişisel gayretleri ile skor bulan savunmayı da iyi yapıca  ilk periyodu 20-18 önde bitirdi. Sırbistan 12 dakikada 22-20 öne geçmeyi başarsa da, Ender ve Sinan’ın müthiş mücadelesi, Semih’in de hem savunma hem de hücumdaki becerisi oyunda kalmamızı sağladı.  Sinan’ın smaçı devreyi 36-33 önde bitirmemizi sağladı. İkinci yarıya daha iyi başlayan Türkiye, Ömer Aşık’ın basketleriyle 25. dakikayı da 44-38 önde geçmeyi başardı. Kerem’in hücumdaki başarılı organizasyonu ile farkı sayıya kadar çıkaran Türkiye, serbest atış kaçırmaya devam edince 3. periyot sonunda Sırbistan farkı sayıya indirdi: 55-52. Son çeyreğe Ersan’ın basketleriyle başlayan ve 33. dakikada farkı tekrar sayıya (59-52) çıkaran ay-yıldızlı ekibimiz, 25. dakikada rakibine yakalandı: 59-59. İki takımın da müthiş savunma yaptığı maçta son dakikaya girilirken Türkiye 63-61 öne geçmeyi başardı. Teodosic üçlükle takımını öne geçirse de, Semih 2’de serbest atışla 28 saniye kala durumu eşitledi, son saniyedeki hücumda Kerem’in turnikesini tipleyip basket yaptı ancak hakemler pozisyonu hakem masasındaki monitörden izledikten sonra sürenin dolduğu kararını verdi. Uzatma bölümünde dakika boyunca sadece Semih’in serbest atıştan attığı tek sayı olunca son dakikaya 65-64 girildi. Hido’nun kaptığı topu Ersan basket yaptı fark 3’e çıktı, 12 Dev Adam uzatmada hiç basket yemediği maçı 69-64 galip tamamladı. Mehter desteği! Sırbistan karşısında Milli Basketbol Takımımız’ı, gurbetçiler yalnız bırakmadı. Sayıları yaklaşık olarak 100 civarında olan taraftarlarımızın bir kısmı mehter takımı kıyafetleriyle salonda yer aldı ve ortaya renkli görüntülerin çıkmasını sağladı. Kritik karşılaşmanın dün sahne alan son mücadele olması ve ev sahibi Polonya ile Lodz’da en çok taraftarı bulunan ülke olarak dikkatleri çeken ’nın bizden önce maçlarını oynaması nedeniyle salonun çok büyük bir kısmı boş kaldı. Sakat sakat oynadılar Milli Basketbol Takımımız’ın iki yıldız oyuncusu ve Ender Arslan, dünkü mücadelede iğne olduktan sonra oynayabildi. Dizinden sakat olan ve son idmana katılmayan Hidayet ile antrenmanda beli tutulan Ender’in dün yapılan kontrollerinden sonra oynayabileceklerine karar verildi. Ancak ağrıları bulunan iki oyuncu da iğne olarak takımdaki yerlerini alabildi. İlk tur maçlarında hastalığı nedeniyle sıkıntı yaşayan ’ın ise tamamen iyileştiği öğrenildi.           568065 Bayramda tatlı ikramlarını geri çevirin Bayramda tatlı ikramlarını geri çevirin BURSA Ramazan Bayramı ile birlikte normal beslenme sürecine geçecek olan vücudun çeşitli sorunlar yaşayabileceğini belirten uzmanlar, tatlı ikramlarının geri çevrilip bol bol tüketilmesini öneriyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Önder Akkaya, Ramazan ayı boyunca tutulan oruç sonrası normal beslenme alışkanlığına geçişin başlangıçta yadırganabileceğinin altını çizdi. Ramazan ayı boyunca midenin uzun süreli açlığa alıştığını, ancak bayramın gelmesiyle birlikte yemek alışkanlıklarının eskiye döndüğünü ifade eden Dr. Akkaya, bu durumun metabolizmada adaptasyon sorununu ortaya çıkaracağını söyledi. Bayramda normal yeme düzenine geçişte psikolojik olarak daha fazla yemek yeme eğilimi ortaya çıktığını söyleyen Doruk Sağlık Grubu İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Önder Akkaya, Ramazan boyunca dinlenmeye çekilen midenin, bayramda ikram edilen karbonhidrat ve kolestrol oranı yüksek tatlı ve hamur işleriyle çok yorulmaması gerektiğini dile getirdi. Akkaya, ayrıca bu yiyeceklerin fazla tüketilmesi durumunda mide ve bağırsak sisteminde çeşitli rahatsızlıklara yol açacağının altını çizdi. Beslenme alışkanlığının normale dönmesi açısından bayramın ilk günü yediklerimize dikkat etmemizin çok önemli olduğunu söyleyen Dr. Akkaya, "İlk gün özellikle azar azar ve sık sık beslenilmeli. Kahvaltı kesinlikle atlanmamalıdır. Bir porsiyondan fazla tatlı tüketilmemeli, ikramlar geri çevrilmelidir. Porsiyonlar azaltılmalı, davette sunulan yiyeceklerin yarısı yenilmelidir. Ağır, yağlı yiyecekler içermeyen öğünler planlanmalıdır." tavsiyesinde bulundu. Akkaya, şöyle devam etti: "Karbonhidrat ve kolestrol oranı yüksek tatlı ve hamur işlerinin yanı sıra çay, kahve, konsantre ve gazlı içecekleri de ölçülü tüketmek gerekir. Bol su tüketimi de bayramda mide sağlığı açısından önemlidir. Ayrıca hamur işi, şerbetli tatlıların yerine sütlü tatlıları tercih etmeliyiz. 568103 Umrelerini bir de rehberden dinleyin Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ile aynı gazetenin yazarı Ahmet Hakan'a umre ziyaretinde eşlik eden rehberler, izlenimlerini Cihan'a anlattı. İki Hürriyet yazarına Medine'de eşlik eden Mustafa Nalbant ile Mekke'de rehberlik yapan Osman Korkmaz, medyada günlerce yer tutan ziyaret hakkında ilginç detaylar aktarıyor.   Rehberlerin ifadelerine göre Özkök, hem Medine'de hem Mekke'de namaz kılmış. İki ismin Medine'de en çok Peygamber Efendimiz'in (s.a.s) kabrini ziyaretlerinde etkilendiklerini aktaran Nalbant, kendisine içkinin yasaklanması ve Peygamber Efendimiz'in mübarek naaşı ile ilgili daha fazla soru yönelttiklerini söylüyor. İki yazarı Mekke'de gezdiren Osman Korkmaz da hem Özkök'ün hem de Hakan'ın "çok heyecanlı ve istekli" olduklarını aktarıyor. Korkmaz, Ertuğrul Özkök'ün Kâbe'den çok etkilendiğini anlatarak, "Biz farklı bekliyorduk buradaki insanları. Kâbe beni bu kadar etkilemeyecek zannettim." dediğini belirtiyor. KUBA MESCİDİ'NDE NİYE NAMAZ KILDILAR? Ertuğrul Özkök ve Ahmet Hakan'a Medine'de rehberlik yapan Mustafa Nalbant, kendilerinin Medine'ye öğleye doğru saat 11:00 sularında geldiklerini belirtiyor. İki ismi otelde karşıladıklarını söyleyen Mustafa Nalbant, Hakan ve Özkök'ü ilk gördüğünde dikkatini çeken en bariz özelliklerini "Çok beyefendi insanlardı." diye anlatıyor. Ziyaret programlarında Kuba Mescidi, Cuma Mescidi, Yedi Mescitler, Uhud, Kıbleteyn Mescidi ve Medine'deki değişik yer bulunduğunu belirten Türk rehber, ilk olarak Kuba Mescidi'ne gittiklerini söylüyor. Kuba Mescidi hakkında kendilerine bilgi verdiğini, burasının İslamiyet'teki ilk mescit olduğunu, Peygamber Efendimiz'in sık sık bu mescidi ziyaret ettiğini, burada iki rekât namaz kılmanın bir Umre sevabı kazandıracağını söylediğini anlatan Mustafa Nalbant, bunu duyunca Ertuğrul Özkök ve Ahmet Hakan'ın içeri girip birlikte namaz kıldıklarını ifade ediyor. İÇKİNİN YASAKLANDIĞI YERİ ÖZELLİKLE GÖRMEK İSTEDİLER Daha sonra gayri ihtiyari olarak, içki ayetinin indiği yerin buraya çok yakın olduğunu söylediğini belirten Nalbant, ardından yaşananları şöyle anlatıyor: "Onlar da 'Hocam ne olur bizi oraya götür' dediler. Oraların çok merak edilen, gezilen yerlerin olmadığını söylememe rağmen ısrarla oraya gitmek isteyince Yakup Beyle birlikte oraya götürdük. Orada Ertuğrul beyle ayakta biraz sohbet ettik, bana Kuran'da içkinin nasıl yasaklandığını ve hamrın (içki) ne olduğunu sordu. Ben de hamrın gün için hurmadan yapılan bir içki çeşidi olduğunu söyledim. 'Peki, öteki içkiler ne oluyor?' dedi. Ben de, Kur'an'da hamr ile alakalı hükümler çıkarılırken hamrda bir özellik vardır, bu da sekir (sarhoşluk) verme özelliğidir. Buna da illet denir dedim. Çok memnun oldular ve orada sohbetimiz öyle bitirdik." Ardından da Peygamber Efendimiz'in mübarek naşının gasledilmesinde kullanılan suyun çıkartıldığı kuyuya gittiklerini belirten Mustafa Nalbant, kendisine burada da birtakım sorular soran ikiliye Efendimiz'in vefatı, yıkama işleminin nasıl ve kim tarafından yapıldığı hususunda bilgi vermiş. Ardından Cuma Mescidi'ne gidildiğini aktaran Nalbant, Peygamber Efendimiz tarafından ilk Cuma namazının burada kıldırıldığını ve mabedin Osmanlı mimarisiyle yapıldığı bilgisini aktarmış. ÖZKÖK EN ÇOK EFENDİMİZ'İ SELAMLADIĞINDA ETKİLENDİ Daha sonra programda Peygamber Efendimiz'in kabrini ziyaret olduğunu ifade eden Mustafa Nalbant, Ahmet Hakan'ın kolundaki rahatsızlıktan dolayı bu ziyaret için tenha bir vakit denk getirmeye çalıştıklarını belirtiyor. Mustafa Nalbant, Ertuğrul Özkök ve Ahmet Hakan'ın, Medine ziyaretlerinde en çok burada etkilendiklerini düşünüyor. Nalbant, Efendimiz'in kabrini ziyaretlerini şöyle anlatıyor: "Efendimiz'i edeple selamladılar. Selam kapısından geçerek insanlarla birlikte yürüdük. Efendimiz'in önünde durup selamladım. Ertuğrul bey de, Ahmet bey de durup selamladılar." Mustafa Nalbant, Ertuğrul Özkök ve Ahmet Hakan'ın en çok Peygamber Efendimiz'i (s.a.s) selamladıklarında etkilendiklerini söylüyor. Nalbant, "Efendimizin (s.a.s) karşısında durmaktan çok etkilendiler diye düşünüyorum. Çünkü yüz ifadeleri çok değişmişti oraya geldiklerinde. Ayrıca Kuba'dan ve içki ayetinin indirildiği yerden, Efendimiz'in naaş-ı mübareklerinin yıkandığı kuyunun bulunduğu yer etkilendikleri diğer yerlerdi." diye konuşuyor. AHMET HAKAN: YOK HOCAM, ÖYLE ŞEY OLUR MU? Nalbant, Medine'deki ilginç anekdotlarına devam ediyor: "Daha sonra Mescidin (Mescid-i Nebevi) içine girdik orada Mescid-i Nebevi'de Türkiye'den bin işçi ve mühendisin çalıştığını, ayrıca Kuba Mescidi'nde de Türklerin çalıştığını kendilerine anlattım. Mescitteki kubbelerin açılıp kapandığını, avludaki şemsiyelerin kimler tarafından yapıldığını hatta yerdeki mermerlerin özelliklerine varıncaya kadar her şeyi anlattık. Mermerlerin denizden çıkarıldığını ve güneşte ısınmadıklarını söyleyince Ahmet Bey 'Yok ya hocam, öyle şey olur mu' dedi. Ben de zaman terliklerinizi çıkarın deneyin dedim. Avluda yalın ayak dolaşınca "Ya hocam gerçekten doğru söylüyorsunuz' dedi." Ardından programda olmasına rağmen zaman kısıtlı olduğu için Yedi Mescitler'i, (Hendek Savaşı'nın olduğu mekan), Kıbleteyn Mescidi'ni gezemediklerini belirten Nalbant, iki Hürriyet yazarı için "Bu mekanlar normalde Umreye gelen insanların üç-beş günde dolaşabileceği yerler. Onlar büyük bir gayret göstererek birkaç saat içinde yapmaya çalıştılar." yorumunda bulunuyor. DÜNYANIN EN BÜYÜK İFTAR SOFRASINI BERABER TOPLADIK! Nalbant, iki ismin kendisine yönelttiği en ilginç soruların ise içki ve Peygamber Efendimiz'in naşı konusunda olduğunu söylüyor. Nalbant, Peygamberimizin naşı ile alakalı olarak kendisine "Naşı mı demek lazım, cesedi mi demek lazım?" diye sorduklarını, kendisinin de "Mübarek naaşları, aziz naaşları desek daha iyi olur" diye cevap verdiğini söylüyor. Son olarak iki yazarın kendisinden Mescid-i Nebevi'de iftar yapmak istediklerini söyleyen Nalbant, iftarı ise şu sözlerle anlatıyor: "İftar zamanı geldiler, biz onlara yer ayırmıştık. Orada bulunan Türk arkadaşlar onları görecekleri için çok heyecanlanmışlardı. Geldiler, 'Selamün aleyküm' diyerek selam verdiler. Onlara yoğurt, tukka (baharat) yedirdik, hurma ikram ettik. Bizimle birlikte iftar yaptılar. Hatta beraber sofrayı topladık, kendileri de bize yardımcı oldular. Ahmet bey ve Ertuğrul bey sofrayı beraber tuttular. Ahmet beyin ifadesiyle 'dünyanın en büyük iftar sofrasını' beş dakikada topladık." ÖZKÖK, UMRE İÇİN ÇOK İYİ HAZIRLANMIŞ Ertuğrul Özkök ve Ahmet Hakan'a Mekke'de rehberlik yapan Osman Korkmaz, Özkök'ün Kâbe'den çok etkilendiğini vurguluyor. Nüans Turizm'in rehberi olarak dört senedir kutsal topraklarda görev yaptığını belirten Korkmaz, oraya gelen herkeste bir heyecan gördüklerini söylüyor. "Çünkü Harem (Kâbe) insanları etkiliyor, ben etkilenmedim diyeni şimdiye kadar hiç görmedim." diyen Korkmaz, Ertuğrul Özkök ve Ahmet Hakan'ın da heyecanlı olduklarını anlatıyor. Gece 03:00 gibi Mekke'ye geldiklerini anlatan Korkmaz, ama ikisinin de ne yüzlerinde ne bedenlerinde herhangi bir yorgunluk ifadesi olmadığını, aksine ziyaretin heyecanı olduğunu ifade ediyor. Korkmaz, Ertuğrul Özkök'ün kendisine ilk olarak Kâbe'nin çok önemli bir yer olduğunu söyleyerek, oraya nasıl gidebileceklerini ve ziyaret adabını sorduğunu aktarıyor. Ertuğrul Özkök ile ilgili ilk intibalarının ise şöyle özetliyor: "Ertuğrul Bey gördüğüm kadarıyla buralarla alakalı ve çok kültürlüydü. Açıkçası bu kadarını beklemiyordum. Gelmeden önce burayla ilgili önemli kitaplar okuduğunu söyledi. Ertuğrul Bey dersine çok güzel bir şekilde çalışmış, hazırlığını yapmıştı." Osman Korkmaz, kendisine ayrıca Kâbe'yle ilgili olarak "Kâbe ne zaman yapılmış, ne zaman ziyaretler başlamış, ne zaman cazibe merkezi haline gelmiş?" gibi sorular sorduklarını ekliyor. ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN DİLİ DUAYA ÇOK YATKIN Ardından Kabe'ye ziyaret hazırlıklarının yapıldığını belirten Korkmaz, ilk Kabe ziyaretini şu kelimelerle anlatıyor: "İlk önce hazırlıklar yapıldı, niyetler yapıldı. Telbiyeler söylendi. Özkök'ün dili dualara çok yatkın, söylediklerimizi çok rahat bir şekilde söylüyor. Ben çok samimi olduklarını gördüm." Korkmaz ayrıca Özkök'ün ziyaretten sonra kendisine Müslüman olduğunu söylediğini belirterek, burada da ilk defa namaz kıldığını itiraf ettiğini aktarıyor. Korkmaz, Özkök'ün tavaftan sonra iki rekat namaz kıldığını söylüyor. Özkök veya Hakan'da "ihramı ilk giydiklerinde düşecek" diye bir endişe olup olmadığı konusunda ise "İlk defa ihram giyen herkeste aynı duygular oluyor. 'Acaba bir tarafım açılır mı, acaba düşer mi, uygun durdu mu üzerimde' gibi." şeklinde konuşuyor. HER ŞEYE RAĞMEN HİÇ YORGUNLUK BELİRTİSİ GÖRMEDİM Korkmaz, Ertuğrul Özkök'le ilgili olarak şöyle devam ediyor: "Ben şunu gördüm. Özellikle Ertuğrul Bey çok samimiydi ve şöyle itiraf ediyordu: 'Kâbe beni bu kadar etkilemeyecek zannettim.' Kâbe'ye bakıyor, orada dualarını yapıyordu. Çok heyecanlı ve istekli olduğunu gördüm. Yaklaşık bir tavaf, bir say kilometredir. Ama buna rağmen hiçbir yorgunluk belirtisi görmedim. heyecanla, istekle ibadetlerini tamamladı. Ertuğrul Özkök, bir taraftan Kâbe'yi seyrediyor, bir taraftan 'Bu kadar beklemiyordum Kâbe'nin beni bu kadar etkileyeceğini' diyordu. İnsanlara bakıyordu. İnsan selinin içine girmesi, dualar etmesi, Say'daki koşuşturması, Kâbe'yi ikinci kattan seyretmesi farklıydı. 'Burada ben gerçekten bizim fark edemediğimiz İslam'ın güzelliklerini, Müslümanları gördük' demesi çok güzeldi." "İslam'a farklı açılardan bakanlar ilk önce gelsinler Harem'e (Kâbe'ye) bir girsinler... Buradaki İslam'ı buradaki Müslümanları bir görsünler." şeklinde konuşan Osman Korkmaz, Ertuğrul Özkök'ün de sürekli olarak "Biz farklı bekliyorduk buradaki insanları." dediğini aktarıyor. Rehberlik yaptığı ünlüler arasında sanatçılar ve önemli işadamları olduğunu söyleyen Korkmaz, "Gezdirdiğim, rehberlik yaptığım şahıslardan en samimi gördüğüm insanlardan biri Fatih Kısaparmak beydi. çok etkilenmişti." diyor. 568387 Freni boşalan kamyonet bahçeye uçtu Edinilen bilgilere göre Saray Mahallesi'nde uzun süredir park halinde duran 07 3695 plakalı kamyonet, bir anda hareket etmeye başladı. Kısa sürede hızlanan kamyonet, yaklaşık 20 metre ilerde bulunan demir bariyerleri yıkarak İzzet Azakoğlu Apartmanı'nın bahçesine uçtu. Apartman bahçesinde kimse bulunmadığı için kazada can kaybı olmadı. Gürültü üzerine balkona çıkan apartman sakinleri, bahçede devrilmiş halde bulunan kamyoneti göründe kısa süreli şaşkınlık yaşadı. Apartmanın bahçesinde bulunan kamyonet bir süre sonra olay yerine çağrılan çekici ile kaldırılarak sanayiye götürüldü. Olayı duyduktan sonra apartmana gelen kamyonetin şoförü Hasan Araslı (23), aracın çalıştığı şirkete ait olduğunu söyledi. Kamyoneti düzgün bir şekilde park ettiğini iddia eden Araslı, "Park ettikten sonra araç yürümesin diye lastiklerin altına taş yerleştirmiştim. Ancak taşları galiba çocuklar oynarken çıkarmışlar. Kamyonetin nasıl hareket ettiğini anlayamıyorum. Çok şükür maddi hasardan başka kaybımız yok." dedi. 568392 Rhea, Vakıf Girişim'in yüzde 31,15'i için anlaştı Rhea Yatırım Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Onur Takmak, Vakıf Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş'nin yüzde 31,15 hissesini satın almak üzere Vakıfbank ile anlaşma sağladıklarını, bu yatırım kararını, Türkiye'nin krizden yavaş yavaş çıktığını gördükleri için aldıklarını bildirdi. Takmak, Rhea Grubu'nun yeni dönem hedeflerini anlatmak amacıyla Conrad Oteli'nde düzenlenen basın toplantısında, Vakıf Girişim'in yüzde 31,15'ine denk gelen hisselerini milyon 150 bin 302,50 liraya satın almak üzere Vakıfbank ile anlaşma sağladıklarını ve tarafların, imtiyazlı hisselerin devri için Sermaye Piyasası Kurulu'na (SPK) başvurduklarını söyledi. SPK onay sürecinin ile hafta arasında sürdüğünü ve sürecin tamamlanmasının ardından Vakıf Girişim'in faaliyetlerine artık Rhea Yatırım Grubu yönetiminde devam edileceğini dile getiren Takmak, ''Varlık yönetimi konusunda uzmanlaşmış, bu alanda yurt dışında ve yurt içinde yatırımlar yapan Rhea, Vakıf Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığının sermaye yapısını hızla güçlendirerek önemli yatırımlar yapmayı planlıyor'' dedi. Rhea'nın, Türkiye'deki faaliyetlerine 2006 yılında başladığını, gayrimenkul, sağlık, enerji ve tarım alanlarında yatırımları olduğunu ifade eden Takmak, telekom ve finansal hizmetler sektörlerine de girmeyi planladıklarını bildirdi. Ülke ekonomisine katkısını gördükleri ve hedeflerine uygun tüm KOBİ'lerin kendilerinin ilgi alanına girdiğini belirten Takmak, ''Bu iş için uzun zamandır çalışıyoruz. Ancak üç yıldır beklettiğimiz bu yatırımın kararını, Türkiye'nin krizden yavaş yavaş çıktığını gördüğümüz için aldık. Öncelikli yatırım alanlarımız arasında enerji, temiz enerji teknolojileri, sağlık hizmet ve teknolojileri, tarım üretim ve teknolojileri ile bilgi teknolojileri yer alıyor'' şeklinde konuştu. -''YATIRIM İÇİN GÖRÜŞTÜĞÜMÜZ 20-25 ŞİRKET VAR''- Türkiye'de girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının önünün çok açık olduğunu vurgulayan Takmak, bankacılık sektörünün bu dönemde KOBİ'lere finansman sağlama konusunda ''yavaş'' davrandıklarını ve bu durumun kendileri için bir fırsat olduğunu söyledi. Bankaların şirketlere sadece kredi verdiklerini, kendilerinin ise şirketlere sermaye koyarak ortak olduklarını ifade eden Takmak, ''Çalışacağımız şirketlere ile 20 milyon avro aralığında finansman sağlayacağız. Teknoloji şirketleri için de 3-4 milyon avroluk bir sepetimiz olacak. Şu anda yatırım yapmak için görüştüğümüz 20-25 şirket var'' diye konuştu. -''BORSA'YA KOTE OLDUĞU İÇİN TERCİH ETTİK''- Basın toplantısında soruları da yanıtlayan Takmak, bir gazetecinin, Vakıf Girişimi tercih etme nedenine ilişkin sorusunu şöyle yanıtladı: ''Vakıf Girişim olmasaydı biz zaten girişim sermayesi yatırım ortaklığı kurmak için başvurumuzu yapacaktık. Vakıf Girişimi, halihazırda Borsa'ya kote olduğu için tercih ettik. Bizi, biraz daha hızlandırmış oldu. Vakıf Girişim, 2005-2006 yıllarından sonra uyuyan bir şirket haline gelmiş. Bir yatırım yapılmamış. Şirketin portföyünde sadece Hazine Bonosu kalmış. Şirkette şu an 4,5 milyon liralık Hazine Bonosu var. Bizim aldığımız hisse payı, bunun 1,2 milyon lirasına tekabül ediyor. Yani milyon lira civarında da prim ödemiş durumdayız.'' Onur Takmak, bir gazetecinin, ''SPK onay vermezse ne yapacaksınız'' sorusunu da, SPK'nın her zaman için böyle bir hakkı olduğunu, ancak kendilerine güvendiklerini ve çekinecekleri bir şey olmadığını söyledi. Başka bir soru üzerine de, Rhea Grubu'nun bir aile şirketi olduğunu ifade eden Takmak, ''Türkiye'de Borsa'ya kote olmayan yatırım enstrümanlarında ciddi boşluk var. Bu enstrümanlarda yoğunluğumuzu artıracağız'' dedi. Takmak, Türkiye'de tercihen yüzde 50-50 ortaklık yaparak ya da kontrol hissesini alarak ile yıl vadeli yatırımlar yapacaklarını bildirdi. 567849 Ortadoğu'da Gizli Görüşme İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile Filistinli başmüzakereci Saib Erakat'ın, Ortadoğu barış sürecini canlandırma çabaları çerçevesinde Kudüs'te gizlice görüştüğü bildirildi. Haaretz gazetesinin haberine göre Peres ve Erakat, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Obama, İsrail Başbakanı Netenyahu ve Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Abbas'ı nasıl biraraya getirebileceklerini ele aldı. Üçlü görüşmenin 23 Eylül'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantıları sırasında yapılması planlanıyor. Gazetenin haberine göre Peres, Yahudi yerleşimleri ve diğer konularda görüş ayrılıklarının çözülebileceğini, asıl önemli olanın ise görüşmelerin ay sonunda başlaması olduğunu vurguladı. Peres, Erakat'tan, İsrail tarafının niyetini Mahmud Abbas'a aktarmasını istedi. Yahudi yerleşim inşaatları durmadıkça Abbas'ın Netenyahu'yla bir araya gelmesi beklenmiyor. 567542 Genç işsizliği arttı Geçen yıl yüzde 9.4 olan yüzde 13'e çıktı. Geçen yıla göre işsiz sayısında artış olduğu görülüyor. Genç işsizliği yüzde 23.7 olurken tarımdışı ise 16.4'e çıktı. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) üçer aylık dönemler itibarıyla her açıkladığı Hanehalkı İşgücü Anketi'nin, "Mayıs-Haziran-Temmuz 2009" dönemini kapsayan, "Haziran" sonuçlarına göre, Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 972 bin kişi artarak, milyon 269 bin kişiye yükseldi. oranı ise 3,6 puanlık artışla yüzde 13 seviyesinde gerçekleşti. oranı kentlerde yüzde 16, kırda yüzde olarak hesaplandı. oranı 2009 Mayıs ayında yüzde 13,6 düzeyindeydi. Söz konusu dönemde iş gücüne katılım oranı ise yüzde 48,8 oldu. . 567127 Erdoğan: Çözüme her zamankinden yakınız Erdoğan: Çözüme her zamankinden yakınız Erdoğan: Çözüme her zamankinden yakınız 15.09.2009 Başbakan Erdoğan demokratik açılım konusunda kararlı olduklarını belirterek "Bedeli ne olursa olsun bu süreci nihayete erdirmek asli görevimizdir" dedi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Milli Birlik Projesi olarak nitelendirdikleri demokratik açılım konusunda kararlı olduklarını belirterek "Son derece hassas bir süreçten geçiyoruz ancak altını çizerek ifade ediyorum, çözüme her zamankinden daha yakınız" dedi. Erdoğan, AK Parti Dışilişkiler Başkanlığı tarafından Ankara'da görevli büyükelçilere verilen iftar yemeğine katıldı. Yemekte bir konuşma yapan Erdoğan, Türkiye'nin AB üyelik süreci, demokratik açılım ve medya özgürlüğü konularına değindi. Erdoğan şu mesajları verdi: DEMOKRATİK AÇILIM: Çözüme yönelik umutlarımız her zamankinden fazla ve biz bu işi mutlaka çözmeliyiz diye inanıyorum. Yine söylüyorum; bedeli her ne olursa olsun, bizim partimiz bundan ne yönde etkilenirse etkilensin bu süreci nihayete erdirmek bizim asli görevimizdir. Gözü yaşlı annemizin hali, akan kanın durması bizim için her şeyden önemlidir. Türkiye'nin bu demokratik süreci tamamlaması, tüm bölgeleri yakından ilgilendiriyor. Ekonomisi güçlü Türkiye tüm dünya için kazanç olacak, denge unsuru olacak. AB de kazanacak. Ebediyen bu sorunlarla yaşayamayız. GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ: Statükonun devamından çıkar sağlamaya alışmış kesimler süreci engellemek için her yola başvuruyor. Son derece hassas bir süreçten geçiyoruz. Ancak çözüme ulaşmaya çok daha yakınız. Bize bedeli her ne olursa olsun bu milli birlik projesini tamama erdirme konusunda son derece kararlıyız. Geri adım atmayacağız. Taviz vermeyeceğiz. AB ÇABAMIZ SÜRÜYOR: Türkiye'nin AB'ye yönelik stratejik hedef çabası sürüyor. Avrupa'nın Türkiye'ye yönelik siyasi mülahazalar çerçevesinde açıklamalar yapması ve tavır ortaya koyması gelecek açısından endişe vericidir. İLİŞKİLİ HABERLER Erdoğan: Çözüme her zamankinden yakınız 567280 Bu gece 'Bin aydan daha hayırlı gece' Bu gecede mevlitler okunacak, dualar edilecek, televizyonlar bazı camilerden canlı yayınlar yapacak. Diyanet İşleri Başkanlığı bu yıl, Kadir Gecesi’nde vatandaşların kolay ulaşabileceği ve halkın yoğunlukla ziyaret ettiği yurtçapındaki bin 194 camiyi, ibadet etmek isteyenler için sabaha kadar açık tutacak. İstanbul'da Sultan Ahmet, Eyüp Sultan, Fatih, Hırka-i Şerif, Süleymaniye, Beyazıt, Yıldız Hamidiye, Büyük Mecidiye, Sinan Paşa, Yuşa, Yakuplu Merkez, Bezm-i Alem Valide Sultan, Sümbül Efendi, Ayazma, Hoca Ali Rıza camilerinin aralarında bulunduğu 72 camide vatandaşlar sabaha kadar ibadet edebilecek. Kanal 7, saat 22'de Ortaköy Camisi'nden Kadir Gecesi Özel Yayın'ı yapacak.. CAMİLER KAPANMAYACAK Peygamber Efendimiz bu mübarek zaman diliminde Kadir Gecesi'nin olduğu bildiriliyor. Edilen duaların son derece makbul olduğu bu 10 günlük sürede itikafa girmek isteyenler için Diyanet İşleri Başkanlığı, ülke genelinde 758 cami belirledi. Ayrıca Ramazan'ın 27. gününü 28. gününe bağlayan gece büyük coşkuyla kutlanan Kadir Gecesi de tüm camilerin sabaha kadar açık olacağı bildirildi. 567134 Balbay: Usain Bolt olsam yapamam Bana atfedilen günlük adındaki notlar bana ait değildir. 10 yıllık notlar dakika 33 saniyede oluşturulmuş görünüyor Birleştirilen ikinci ve üçüncü iddianamesinin duruşmasında söz alan Temsilcisi “İddianamede yer alan ve bana atfedilen günlük adındaki notlar bana ait değildir. 10 yıllık notlar dakika 33 saniyede oluşturulmuş görünüyor. olsam bu kadar sürede günlük oluşturamam. Bunun kopya olduğu açıktır” dedi. Gazeteci da, suç delili olarak gösterilen telefon dinlemelerindeki M.A.’nın sanatçı S.B.’nin ise Prof. Dr Süheyl Batum olduğunu anlattı. ’daki yağışta duruşma salonunun hasar görmesi nedeniyle ara verilen ikinci “Ergenekon” davasının 5. duruşmasına dün yeniden başlandı. Silivri Yerleşkesi’ndeki duruşmaya 48 tutuklu sanıkla bazı tutuksuz sanıklar katıldı. Öğleden sonraki oturumda ilk sözü alan tutuklu sanık emekli Albay Hasan ,  “Ben yıllardır ’yla mücadele ettim. Onlarla işbirliği içinde olduğumu söylemek insafsızlıktır” dedi. Uğur, Ergenekon örgütüne üye olduğu iddiasıyla cezaevinde olduğu dönemde ise, “terör örgütlerinin hedefi olduğu” gerekçesiyle kendisine özel koruma verilmesi kararı alındığını söyledi. ‘Notlar bana ait değil’ Mustafa Balbay da, “İddianamede yer alan ve bana atfedilen günlük adındaki notlar bana ait değildir. Yaz boyunca bu iddiaları araştırdım. İlk gördüğümde ‘bu montaj olabilir’ demiştim. 10 yıllık notlar dakika 33 saniyede oluşturulmuş görünüyor. Ben eskiden atletizmle uğraştım. Usain Bolt olsam bu kadar sürede günlük oluşturamam. Bunun kopya olduğu açıktır” dedi.  Balbay, Savcı ’ın 19 Ocak tarihli yazısına karşın hâlâ bilgisayarının ya da imajının (kopyası) teslim edilmediğini de anlattı. Eski Organize Suçlar Şube Müdürü da, “İçeriye attığım insanlarla aynı örgütte ve yan yana koğuşlarda tutuluyorum. Beni cezaevinde koruyabileceğinizi mi sanıyorsunuz.” dedi, ‘Sözde ’ya tepki Ergenekon davasının tutuklu teğmenlerinden ise,  savcı ’in 1’inci Ergenekon davasının 85’inci duruşmasındaki görüşünde “Sözde TSK” demesini eleştirerek, “Zaman kimin sözde kimin özde olduğunu gösterecektir” dedi. Tutuksuz sanık Prof. Dr. ise kendisinin şeytana pabucunu ters giydirecek kadar zeki olduğunun söylendiğini belirterek, “İddianamede Selimiye’de bir savcıyı bir bakışımla ederek öldürdüğüm anlatılıyor. 2’nci iddianamede de, ‘Allah Yalçın Küçük’ü yaratmakla hata yaptı. Tek yaratmalıydı.  Küçük’e ne gerek vardı’ diyor. İddianameye bakarsanız ben insan değilim beyinim. Beyinden beyne akıyorum. Salı günü burada oturuyordum. Birden elektrikler gitti hava karardı, gök gürledi, sel bastı, bunları ben yapmadım” dedi. 567122 Türkleri unutamamış! Türkleri unutamamış! BAHADIR BEYARSLAN 15.09.2009 1993'te Galatasaray'ın Şampiyon Kulüpler Kupası'nda elediği 1996'da ise Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nde Old Trofford'da 1-0 yendiği M.United'ın hocası Ferguson dün İstanbul'da günleri hatırladı Manchester United Teknik Direktörü Alex Ferguson, Beşiktaş maçı öncesi takımına son idmanını BJK İnönü Stadı'nda yaptırırken, gazetecilerin de sorularını yanıtladı. İngiliz ekibin 'Sir' lakaplı hocası, daha önce Galatasaray ve Fenerbahçe ile oynadıkları maçlar hatırlatılınca, "Çeşitli kereler Galatasaray ve Fenerbahçe ile oynadık. Fenerbahçe bizi Old Trafford'da yenen bir Türk takımı" yorumunu yaptı. Beşiktaş'ın akıllı futbolcularınv kurulu bir takım olduğunu söyleyen Ferguson, hafta sonundaki derbiyi takip ettiğini de söyledi. TÜRKİYE ZOR DEPLASMAN Galatasaray maçı için Sir, "Maalesef onlar için kötü bir yenilgi oldu. Beşiktaş her zamanki kadrosuyla çıkmadı. Tello'yu, Bobo'yu oynatmadı" değerlendirmesini yaptı. Ferguson ile birlikte toplantıda yer alan kaleci Ben Foster ise Beşiktaş'ın bu sezon Türkiye Ligi'ndeki performansının hatırlatılması üzerine, "Biz bunu hesaba katmayacağız. Deplasman takımlarının Türkiye'de ne zor şartlarda oynadığını biliyoruz. Çıkıp normal futbolumuzu oynayacağız" dedi. 568393 Kartal'da şok gelişme: Bobo kadro dışı Maçın hazırlıklarını dün yaptığı antrenmanla tamamlayan siyah-beyazlı takımda çalışmanın ardından Bobo da kampa alınırken, genç oyuncu bugün maça saatler kala Manchester United karşılaşmasında kadroda olmayacak oyuncular gibi BJK Nevzat Demir Tesisleri'ndeki kamptan ayrıldı. Sezon başında satılması gündemde olan, ancak kadroda kalan ve daha sonra tekrar transferi gündeme gelen Bobo, son dönemde yaşadığı sakatlığın yanı sıra form düşüklüğü yaşıyordu. Bu arada dünkü antrenmanda kulağına top gelen ve küçük bir operasyon geçiren kaleci Rüştü'nün durumunun ise maç saatine kadar kesinlik kazanacağı bildirildi. 567489 Portakal! Burda kal! Portakal! Burda kal!Mehmet Demirkol Tuna taşar anlarım... Ren taşar anlarım... taşar tamam... Ama Ayamama taşınca ve insanlar ölünce ancak dehşete kapılabilirim. Tuna taşarsa insanlar ölebilir. Çünkü şehri Tuna’nın etrafına kurmanın bir mantığı vardır. Önce ulaşımdan yararlanmak misal... Peki ya Ayamama’nın yanına TIR otoparkı kurmanın mantığı ne?  Bir gün önce kişinin sele kapıldığı şehirde bir gün sonra, taşmazsa sürpriz dereninin kıyısındaki TIR Parkına kadar araç ve şoförün doluşmasına izin vermek? Geçen haftayı televizyon başında dehşet içinde geçirmişseniz bu ve bunun gibi onlarca soru kafanızın içinde dönüp durmuş, içine düştüğünüz dehşet büyüdükçe büyümüştür. Ben öyleydim. depremini, laf olsun diye değil tam merkez üssünde, Donanma’da asker olarak yaşamış ve kadar sonrasının da olduğunu yakından görmüş birisi olarak bu rezaletten sonra ancak size şunu salık verebilirim: Şimdiden kaçın! Canınızı kurtarın!  Tabii hafta boyunca kafamın içinde büyüyen dehşetin aynı korkunçluktaki finalini de Pazar öğleden sonra yaşayacağımı bilemezdim. B.Belediyespor’u karşısında görmeden... Bakın! Bu utanç verici ve korkunç felaket için ’da, ölenleri hiç tanımayanlar saygı duruşunda bulundu. Bosna’da da... Ülkenin her yerindeki spor müsabakalarından önce insanlar saygı duruşu için ayağa kalktı. Peki bu korkunç, utanç verici felaketin sahibi olan Büyükşehir Belediyesi’nin futbol takımı ne yaptı biliyor musunuz? İnsanlar hâlâ sel korkusuyla yaşarken, şehir hâlâ alarmdayken, kayıpların tamamı henüz bulunmamışken sahaya ‘portakal rengi forma’yla çıktı!   Reddedin, rahatlayın Umursamazlığın, vurdumduymazlığını dibine vurduk böylece! Hadi kendinizi sorumlu olarak görmüyorsunuz? Tamam halk suçlu! Peki kardeşim sizin hiç utanmanız, sıkılmanız da mı yok? Ananız babanız size yas tutmayı da mı öğretmedi? Hadi siyahı bulmadınız. Tescilli beyaz formanız var. Onu giyseydiniz ya! En azından “Biz bu şehrin halkı kefenimiz üzerimizde yaşarız” demiş olurdunuz!    Bakın ’a. Feyzalın! Maça çıkarılmadılar diye sitesinde yaptıkları açıklamada, mavi-beyaz olan panterli armalarını karartmışlar, siyah-beyaz yapmışlar. Onlar yas tutmayı biliyor(!) Bu memlekette neyin yas tutmaya değer olduğunu da gösteriyorlar. Ya da yas tutmayacaksanız siz de onlar gibi yapın bir açıklama: Spor Kulübü’nün İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle hiçbir organik bağlantısı yoktur. İsim benzerliğinden kaynaklanan sanal bir ilişkilendirme yapmak ayıptır. Bu yüzden ölenler bizimle ilişkili değildir. Dolayısıyla biz portakal da giyeriz mor da!” Reddedin! Siz de rahatlayın.      567140 DTP, Barzani ve Talabani’ye gidiyor Hükümetin demokratik açılımına yönelik endişelerini dile getiren Kürt sorununun çözümüne yönelik “yol haritası” oluşturmak için bugün Kuzey ’a gidecek  Genel Başkan başkanlığındaki bir heyet ve ’de Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı ve Devlet Başkanı Celal ile görüşerek açılıma destek sunmalarını isteyecek.  heyetinin, ’a yerleşen Türk vatandaşlarının bulunduğu Mahmur Kampı’na da gitmesi bekleniyor. 567601 11:25 İşsizlik artışı Haziran’da yüzde 13’le fren yaptı İşsizlik artışı Haziran’da yüzde 13’le fren yaptı İşsizlik Haziran döneminde yüzde 13 oldu. İşsizlik bir yıllık dönemde 3.6 puan artarken, Mayıs döneminde gerçekleşen yüzde 13.6 seviyesinin 0.6 puan altında gerçekleşti. İşsiz sayısı bir yıllık dönemde 972 bin kişi artarken, dönemlik bazda 113 bin kişi azaldı. İşsizlikte yıllık bazda 3.6 puanlık artış olması Haziran döneminde de işsiz kalanların sayısının 406 bin kişi olması kriz etkisiyle işten çıkarmaların sürdüğünü gösterdi. Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 23.7 oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mayıs-Haziran-Temmuz aylarını kapsayan Hanehalkı İşgücü Araştırması 2009 Haziran Dönemi sonuçlarını açıkladı. ŞUBATTAKİ TARİHİ ZİRVEDEN GERİYE DÖNÜŞ  HIZI YAVAŞLADI Bu rakamlarla istihdam oranı Haziran döneminde geçen dönemin istihdam oranı olan yüzde 41.6’dan yüzde 42.5’e yükselirken, işsizlik oranı Mayıs dönemine göre 0.6 puan gerileyerek yüzde 13.6’dan 13’e indi. Şubat döneminde işsizlik oranı yüzde 16.1’le tarihi rekor kırmıştı. Bu dönemde işsiz sayısı milyon 802 bin olmuştu. Mart döneminde ise Şubat’a göre işsizlik oranı 0.3 puan, işsiz sayısı 26 bin kişi azalmıştı. Böylece, Mart ayında dönemlik bazda cüzzi bir toparlanma işareti görülmüştü. Nisan ayında da bu toparlanmanın devam ettiği gözlendi. Ancak Nisan döneminde işsiz kalanların toplam işsizlere oranının yüzde 9.8’ini oluşturması ve bu dönemde işsiz kalan sayısının geçen döneme göre yaklaşık bin kişilik artış göstermesi, kriz nedeniyle işsiz kalanların sayısının arttığını gösterdi. Haziran ayında işsizlik oranı yüzde 13.6, işsiz sayısı ise milyon 382 bin kişi olmuştu. Her ne kadar Şubat’tan bu yana işsizlik oranlarındaki düşüş devam etse de, düşüş hızında yaşanan azalma dikkat çekiyor. GENÇ İŞSİZ ORANI HAZİRAN’DA YÜZDE 23.7 OLDU Haziran döneminde istihdam oranı geçen yılın aynı dönemine göre 1.1 puan gerileyerek yüzde 42.5 oldu. Haziran 2009 döneminde istihdam edilenlerin yüzde 26.4’ü tarım, yüzde 18.4’ü sanayi, yüzde 6.3’ü inşaat, yüzde 48.9’u ise hizmetler sektöründe yer aldı. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payının 1.3 puan, hizmetler sektörünün payının 0.7 puan arttığı, buna karşılık sanayi sektörünün payının puan azaldığı, inşaat sektörünün payının ise değişmediği görüldü. İşsizlik oranı ise bu dönemde geçen yılın aynı dönemine göre 3.6 puan artarak yüzde 13 oldu. Aynı dönemler itibariyle tarım dışı işsizlik oranı yüzde 11.9’dan yüzde 16.4’e, genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 18’den yüzde 23.7’ye çıktı. Kentte işsizlik oranı 4.4 puan artışla yüzde 16’ya, kırsalda işsizlik oranı 1.9 puanlık artışla yüzde 7’ye ulaştı. TARIM DIŞI İŞSİZLİK ORANI ARTTI Türkiye’de tarım dışı işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 4.5 puanlık artışla yüzde 16.4 seviyesinde gerçekleşti. Bu oran erkeklerde geçen yılın aynı dönemine göre 4.5 puanlık artışla yüzde 15, kadınlarda ise 4.1 puanlık artışla yüzde 21.3 oldu. Bu dönemdeki işsizlerin yüzde 71.2’sini erkek nüfus, yüzde 59.1’ini lise altı eğitimliler, yüzde 27.2’sini bir yıl ve daha uzun süredir iş aramakta olanlar oluşturdu. İşsizlerin yüzde 30.7’si “eş-dost” vasıtasıyla iş ararken, yüzde 89.2’sinin (2 milyon 915 bin kişi) daha önce bir işte çalıştığı görüldü. Daha önce bir işte çalışmış olan işsizlerin yüzde 48.1’i “hizmetler”, yüzde 26.1’i “sanayi”, yüzde 16.5’i “inşaat”, yüzde 6.8’i “tarım” sektöründe çalışmış olup, yüzde 2.5’i ise yıldan önce işinden ayrıldı. İşsizlerin yüzde 23.4’ünün çalıştığı iş geçici olup işi sona erenler, yüzde 25.6’sını işten çıkarılanlar, yüzde 15.5’ini kendi isteğiyle işten ayrılanlar, yüzde 9.5’ini işyerini kapatan veya iflas edenler,   yüzde 6.6’sını ev işleriyle meşgul olanlar, yüzde 9.8’ini öğrenimine devam eden veya yeni mezun olanlar, yüzde 9.6’sını diğer nedenler oluşturdu. İSTİHDAMIN YÜZDE 71.5’İNİ ERKEKLER OLUŞTURDUHaziran döneminde istihdam edilen nüfusun yüzde 71.5’ini erkekler oluşturdu. İstihdam edilenler arasında yüzde 59.8’la lise altı eğitimliler en yüksek payı alırken, istihdamın yüzde 59.3’ünü ücretli, maaşlı ve yevmiyeli, yüzde 25.9’unu kendi hesabına ve işveren, yüzde 14.8’ini ise ücretsiz aile işçisi meydana getirdi. İstihdam edilenlerin yüzde 61.2’sinin “1-9 kişi arası” çalışanı olan işyerlerinde çalıştığı Haziran döneminde, istihdam edenlerden yüzde 2.9’unun ek iş yaptığı görüldü. İstihdam edenlerden yüzde 3.2’si mevcut işini değiştirmek veya mevcut işine ek olarak bir iş ararken, ücretli olarak çalışanların yüzde 87.7’si sürekli bir işte çalıştı. Yaptığı işten ötürü herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadan çalışanların oranı, önceki yılın aynı dönemine göre 0.8 puanlık azalışla yüzde 45.7 olarak gerçekleşti. Bu dönemde, geçen yılın aynı dönemine göre tarım sektöründe sosyal güvenlikten yoksun çalışanların oranı yüzde 88.5’ten yüzde 86.7’e düşerken, tarım dışı sektörlerde yüzde 30.3’ten yüzde 31’e yükseldi. UMUTSUZLARIN SAYISI ARTTI “Umutsuzlar” olarak bilinen, iş aramayıp, çalışmaya hazır olanların sayısı geçen yılın aynı dönemine göre Haziran ayında 222 bin kişi artarak milyon 848 bin kişiye çıktı. Geçen yıl bu rakam milyon 626 bin kişiydi. Umutsuzların 778 bini erkek, milyon 70 bini kadınlardan oluştu. Umutsuzlar içinde yer alan, iş bulma ümidi olmayanların sayısı geçen yıla göre 186 bin kişi artarak 683 bine yükseldi. Haziran döneminde çalışma çağındaki nüfus geçen yılın aynı dönemine göre 875 bin kişi arttı. Bu dönemde Türkiye’de kurumsal olmayan nüfus bir önceki yılın aynı dönemine göre 819 bin kişilik bir artış ile 70 milyon 368 bin kişiye, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus ise 875 bin kişi artarak 51 milyon 507 bin kişiye ulaştı. İSTİHDAMDA SANAYİNİN PAYI GERİLEMEYE DEVAM ETTİ Haziran döneminde istihdam edilen Buna göre 2009 yılı Haziran döneminde istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 164 bin kişi azalarak, 21 milyon 947 bin kişiye düştü. Bu dönemde tarım sektöründe çalışan sayısı 253 bin kişi artarken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 417 bin kişi azaldı. Haziran 2009 döneminde milyon bin kişi işe yeni başlamış veya iş değiştirmiş olup, bunun toplam istihdam içindeki oranı yüzde 9.1 oldu. İşe yeni başlayan veya iş değiştirenlerin yüzde 28.8’i 25-34 yaş grubunda yer aldı. Bu dönemde işe başlayan veya iş değiştirenlerin yüzde 15.6’sı “sanayi”, yüzde 34.7’si “hizmetler”, yüzde 22.6’sı “inşaat” sektöründe, yüzde 28.8’i ise “tarım” sektöründe işe başladı. KAYIT DIŞILIK ORANI YÜZDE 45.7Yaptığı işten ötürü herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadan çalışanların oranı, önceki yılın aynı dönemine göre 0.8 puanlık artışla yüzde 45.7 olarak gerçekleşti. Bu dönemde, geçen yılın aynı dönemine göre tarım sektöründe sosyal güvenlikten yoksun çalışanların oranı yüzde 88.5’den yüzde 86.7’ye düşerken, tarım dışı sektörlerde yüzde 30.3’ten yüzde 31’e çıktı. İŞGÜCÜNE KATILMA ORANI YÜZDE 0.7 ARTTI Haziran döneminde, Türkiye genelinde işgücüne katılma oranı, geçen yılın aynı dönemine göre 0.7 puanlık artışla yüzde 48.8 olarak gerçekleşti. Erkeklerde işgücüne katılma oranı yüzde 71.1, kadınlarda ise 1.5 puanlık artışla yüzde 27.4 oldu. Kentsel yerlerde işgücüne katılma oranı 0.4 puanlık artışla yüzde 46, kırsal yerlerde ise 1.5 puanlık artışla yüzde 55.5 seviyesinde gerçekleşti. İşgücünün eğitim ve yaş dağılımları ise; toplam işgücünün yüzde 18’ini 15-24 yaş grubundakiler oluşturdu. Lise altı eğitimlilerde işgücüne katılma oranı yüzde 47 iken, yükseköğretim mezunlarında bu oran yüzde 82.9 oldu. Lise altı eğitimlilerde erkeklerin işgücüne katılma oranı yüzde 69.7 iken, kadınlarda yüzde 23.6. Lise ve dengi okul mezunlarında erkeklerde işgücüne katılma oranı yüzde 75 iken, kadınlarda yüzde 23.6. 568257 ‘Sevmiyorum’ cinayetine ömürboyu hapis istemi 'in Çeşme İlçesi'nde, boşandığı eski eşi Burcu Taşçı'yı, yeniden bir araya gelme teklifini kabul etmeyip, “Seni sevmiyorum, seninle evlenmeyeceğim” sözlerine kızarak, iki çocuğunun gözleri önünde 23 yerinden bıçaklayarak öldüren S.Y. hakkında, ağışlaştırılmış ömür boyu istemiyle açılan davaya başlandı. Sanık S.Y. savunmasında, gördüğünü, olay anını hatırlamadığını söyledi. 34 yaşındaki S.Y. geçen Haziran'da, ayrıldığı eşi 27 yaşındaki Burcu Taşçı, yaşındaki oğlu B.Y. ve eşinin ilk evliliğinden olan oğlu 11 yaşındaki M.P. ile Çeşme İlçesi'nde bir otele yerleşip denize girdi, yaptı. Daha sonra İzmir'deki evlerine gitmek için yola çıkan S.Y., süresince sık sık tekrarladığı barışma teklifini araç içerisinde yineledi. Burcu Taşçı, boşanmalarının ardından kendisini sürekli rahatsız eden ve barışmak isteyen S.Y.'nin son teklifini de reddetti. Taşçı'nın, “Seni sevmiyorum, seninle evlenmeyeceğim” diyerek bağırmasına sinirlenen S.Y. bıçakla saldırdı. Burcu Taşçı'yı, vücudunun çeşitli yerlerine isabet eden 23 bıçak darbesiyle yaraladı. Ağır yaralı olarak Hastanesi'nde kaldırılan Taşçı öldü. Olayın ardından dağlık araziye doğru bir süre kaçan S.Y. de bileklerini kesip intihara teşebbüs etti, kayaların arasında baygın halde yerde yatarken bulundu. Tedavisinin ardından tutuklanan S.Y. hakkında İzmir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde ağırlaştırılmış ömürboyu hapis cezası istemiyle dava açıldı. “HATIRLAMIYORUM”  Daha önce de adam öldürmek suçundan 19 yıl hapse mahkum olan ve şartılı salıverme ile serbest kalan sanık S.Y.'nin yargılanmasına başlandı. Hakim karşısına çıkarılan S.Y., ifadesinde psikiyatride kullanılan çeşitli ilaçlar içtiğini, psikolojik tedavi gördüğünü belirtip, “Ancak ruhsal yönden herhangi bir sağlık kuruluşunda yatarak tedavi görmedim. Olayın nasıl olduğunu ise hiç hatırlamıyorum. Olayın ardından bileklerimi de kesmişim. Gözümü hastanede açtım” dedi. HASTASI”  Sanığın avukatı Ömer Faruk Bayar da savunmasında, üzücü olayın, müvekkilinin ceza ehliyetini etkileyecek biçimde akıl hastası olmasından kaynaklandığını, S.Y.'nin evliliği boyunca eşinin kendisini sürekli aldattığı yönünde bir kuruntu ile yaşadığını öne sürdü. Bu yüzden çiftin devamlı tartıştıklarını ve ardından boşandıklarını, ancak çocuklar için tekrar bir araya geldiklerini vurguladı. Bayar, olay günü de bu nedenle bir tartışma yaşandığını ve müvekkilinin huzursuz bir şekilde eski eşini öldürdüğünü savundu. Avukat Bayar, müvekkilinin teknik manada bir hastası olduğunu iddia ederek, normal bir insanın, çocuklarının gözü önünde eşini bıçaklamasının, gece vakti çocuklarını yalnız bırakarak, olay yerinden uzaklaşmasının mümkün olmadığını ileri sürdü. S.Y.'nin cezaevine girdikten sonra dengesiz davranışları nedeniyle Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'ne kaldırılıp, 20 gün boyunca tam akıl hastalarına uygulanan tedavi gördüğünü de söyledi. “KIZINI ÖLDÜRDÜM LEŞİNİ ALIN”  Duruşmada tanık olarak tanık olarak dinlenen Burcu Taşçı”nın annesi Gülten Keser, kızının ‘Yusuf’ olarak tanıdıkları S.Y'nin iş yerinde çalıştığını, rıza göstermemesine rağmen evlendiklerini anlattı. S.Y'nin kızını sürekli tehdit ettiğini, dövdüğünü anlatan Keser, “Bu olayın ardından sanığın annesi, babası ve kardeşi evimizi bastılar. Sanık kızımı öldürdükten sonra, damadım Alkan Seyrek'i arayarak, ‘Burcu'yu öldürdüm. Leşini Çeşme Otobanından gelin alın’ demiş. Bunu yapan sanık, şimdi olay anını hatırlamıyor. Kendisi, akıl hastası veya deli numarası yapıyor” dedi. TORUNLARI İÇİN HUKUK MÜCADELESİ BAŞLATTI  Kızının ölümüyle yıkıldığını belirten Gülten Keser, ölüm nedeniyle velayetleri gereği sanık S.Y.'ye geçen torunları için hukuk mücadelesi başlattığını da söyledi. S.Y.'nin yakınlarının torunları yaşındaki K.Y. ve B.Y.'yi almak istemisi üzerine, Aile Mahkemesi'nde dava açtığını anlattı. Torunlarının velayetinin kendisine verilmesini isteyen Gülten Keser, “Sürekli S.Y.'nin yakınlarınının taciz ve tehdidi altındayız. Kızımı aldılar ama torunlarımı vermemek için elimdeki tüm imkanı kullanacağım. Onlar kızımdan bana kalan emanet. Kızım iyi niyetini canıyla ödedi. Onu öldüren S.Y.'nin en büyük cezayı almasını istiyorum” dedi. “BEN SENİ HİÇ ÖLDÜRMÜŞ MÜYDÜM”  Tanık olarak dinlenen, Burcu Taşcı'nın ilk evliliğinden olan oğlu M.P, olay gün sanık, annesi ve küçük kardeşi B. ile Çeşme'ye tatile gittiklerini, yemek yerlerken sanık ve annesi arasında tartışma çıktığını anlattı. Sanığın annesine, “Ben seni hiç öldürmüş müydüm?” dediğini belirtti. Yemekten sonra, otelden ayrıldıklarını ve İzmir'e dönüş hazırlığı yaptıklarını söyleyen M.P, Çeşme Otoyolu gişelerini geçtikten sonra annesi ve sanık arasında yeniden tartışma çıktığını, araç durunca annesinin indiğini ve koşmaya başladığını söyledi. M.P., sanığın da araçtan inerek annesinin peşinden gittiğini, yakalayıp yolun kenarındaki demirlere sürükleyerek bıçakla ilk olarak sırtından, daha sonra da birçok kez karnından bıçakladığını, annesi yere düştükten sonra da sanığın bileklerini kesip kaçtığını belirtti. Annesine gidip yardım ettiğini, birlikte araca döndüklerini dile getiren M.P, “Arabaya binince annem bana ‘kardeşini kucağına al’ dedi. Arabayı çalıştırmayı deneyecektik. Hatta annem kardeşimi bir kere sevdi, sonra arabayı çalıştıramadık” dedi. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verip, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. Duruşma sonrası iki tarafın yakınları arasında kısa süreli sözlü tartışma yaşandı. 568048 Ateş olmayan yerden duman çıktı! Antalya'nın Manavgat ilçesinde 80 el bombası bulunduğu iddiasının "nereden çıktığı" tam bir bilmeceye döndü. Dün birçok haber ajansı, iddiayı "flaş haber" ibaresiyle servis etti. Haber üzerine gazeteciler bölgeye akın etti, ancak tüm resmi makamlar haberi yalanladı. Son yalanlama bugün Manavgat Cumhuriyet Başsavcısı Talat Deniz'den geldi. (CNNTURK.COM) -- Yazılı bir açıklama yapan Başsavcı Deniz, Manavgat'ın Titreyengöl mevkiinde kazı çalışması yapıldığı ve bu çalışmalar sonucu 80 savunma tipi el bombası bulunduğuna ilişkin haberlerin asılsız olduğunu belirtti. Deniz, ne 14 Eylül'de, ne de yakın zamanda Titreyengöl mevkiinde kazı yapılmadığı gibi, savunma tipi el bombası da ele geçirilmediğini bildirdi. Manavgat Kaymakamı Hacı İbrahim Türkoğlu da haberlerin gerçeği yansıtmadığını söylemişti. Türkoğlu, "Haberi duyunca ilgili birimleri aradım. Ancak böyle bir bilgi yok. Ne jandarmada, ne de poliste bomba bulunduğuna dair bir bilgi yer almıyor" dedi. Antalya Emniyet Müdürlüğü yetkilileri de, ilçede el bombaları bulunduğu iddialarını yalanlayarak, basın organlarının duyumlarla haber yaptıklarını ifade etti. Basında yer alan haberler İddiaya göre, bir ihbarı değerlendiren emniyet güçleri, Manavgat'ta beş yıldızlı otellerin bulunduğu Titreyengöl bölgesindeki arazide dün sabaha karşı kazı yaptı. Buna göre, bir otelin hemen karşısındaki arazide yapılan kazıda çıkartılan savunma tipi 80 el bombası, Antalya'dan gelen bomba imha ekibi tarafından kontrol edilerek etkisiz hale getirildi. 567870 Kayıp kişiyi arama çalışmaları sürüyor Çatalca Kaymakamı Yüksel Ayhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, selde kaybolan Ceyda Gider (8) ve Gülseren Dursun (65) adlı vatandaşların, jandarma, sivil savunma, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Çatalca Belediyesi ekiplerince Yeşilköprü mevkisinde arandığı söyledi. Ayhan, 27 köy ve mahallede hasar tespit çalışmalarının devam ettiğini ve çalışmaların bugün tamamlanacağını belirterek, şunları kaydetti: ''İlçedeki sağlık taramaları devam ediyor. Sel sırasında telef olan hayvanlar da ekiplerce toplanıyor. İSKİ, köyümüz haricindeki bütün köylere su hattını bağladı. köyümüze tankerlerle su sağlıyoruz. İlçede ve köylerimizde elektrik var. Sel sırasında hasar gören, 4'ü ana köprü olmak üzere toplam 17 köprümüzde çalışmalar devam ediyor. Akalan Köyü Köprüsü'nden geçit sağlanıyor.'' Ayhan, havaların da iyi olmasıyla çalışmaları hızlandırdıklarını, kayıp olan vatandaştan 5'inin cesedine ulaştıklarını söyledi. -SİLİVRİ'DEKİ ÇALIŞMALAR- Silivri Kaymakamı Ahmet Mesut Demirkol da kayıp olan Nihat Serdiyol (76) ile 1,5 yaşındaki Dila Manav'ı arama çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Denize sürüklenen 177 otomobilin tamamının çıkarıldığını ve hepsinin kullanılamaz durumda olduğunu ifade eden Demirkol, 604 adeti yazlık olmak üzere 1112 konut ile 546 iş yerinin ağır hasarlı olduğunu belirtti. Konutlardaki eşyalarda çok büyük zarar bulunduğunu, evlerin içine 2-3 metreye kadar sel sularının dolduğunu anlatan Demirkol, iş yerlerinin de yüzde 100 hasarlı hale geldiğini bildirdi. Başbakanlık Afet Fonu'ndan gönderilen milyon TL'lik yardımı vatandaşlara dağıttıklarını dile getiren Demirkol, şunları söyledi: ''Konut sahiplerine 500, iş yeri sahiplerine 1500 TL para yardımı yaptık. İlçemizde, Kızılay ve belediyenin işbirliğiyle sıcak yemek dağıtılıyor. Konut sahiplerine 360 adet çekyat yardımı yapıldı. okulumuz eğitime hazır değil. Valilik izniyle bu okullarda eğitim 28 Eylülde başlayacak. Sel ve çamur dolan okulların bodrum katlarında tahliye ve temizlik çalışmaları sürüyor. Silivri Devlet Hastanesi ve Selimpaşa Travmatoloji Hastanesi yarı kapasiteyle hizmet veriyor. Bu hastanelerimizde röntgen ve laboratuvar hizmeti verilemiyor.'' Temizlik yapılan alanlarda, belediye ekiplerince mikroplara karşı ilaçlama çalışmaları yapıldığını kaydeden Demirkol, ilçede su, elektrik ve ulaşım açısından bir problem olmadığını, genel hayatı etkileyecek düzeyde bir sorunlarının bulunmadığını ifade etti. 567823 Bayram şekerine dikkat Gıda Mühendisleri Odası (GMO) Yönetim Kurulu Başkanı Atakan Günay, gıda güvenliğinin sadece bayrama özgü bir sorun olmadığını, yıl boyunca gıda güvenliği ile ilgili çeşitli sorunlar yaşandığını söyledi. Türkiye'de 50 bine yakın gıda üretim yeri olduğunu tahmin ettiğini ifade eden Günay, bunların hemen hemen yarısının kaçak olarak faaliyet gösterdiğini öne sürdü. Şeker Bayramı'nda şeker, çikolata ve benzeri gıdaların tüketiminin arttığına dikkati çeken Atakan Günay, ''Bu tür ürünlerin tüketimi, bu dönemde yıl ortalamasının 8-10 katına çıkmaktadır'' dedi. Günay, kaçak imalathanelerde üretilen ürünlerin bayram döneminde çok düşük fiyatlarla satışa sunulduğunu anımsatarak, hangi koşullarda üretildiği bilinmeyen bu ürünlerin halk sağlığını tehdit ettiğini vurguladı. "Sokakta satılan ürünler satın alınmamalı" Alışverişlerde, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın onayladığı ürünlerin satın alınması gerektiğine dikkati çeken Günay, ''Sokakta satılan şeker, çikolata, tatlı gibi ürünler kesinlikle satın alınmamalıdır. Ambalajlı ve etiketli ürünler tercih edilmelidir. Tüketici, son kullanım tarihi geçmiş ürünleri satın almamalıdır. Kimi yerlerde satılan ürünlerin korunmuş olması, cam bölmeler içinde yer alması ve satış elemanlarının eldiven kullanmasına dikkat edilmelidir. Güvenilir ve tanınmış markaların ürünlerinin alınmasında çok büyük yarar vardır'' diye konuştu. Tanınmış markaların ambalajlarının sahtesinin de yapılabileceği uyarısında bulunan Günay, tüketicilerin, ilgili kamu kurumlarına başvurarak aldıkları ürünlerin üretim izni olup olmadığına ilişkin bilgi edinebileceklerini kaydetti. Üretim izni olmayan sağlıksız ürünlerin tüketilmesinin neden olduğu hastalıklara da değinen Günay, gerekli hijyenik koşullarda üretilmeyen şeker ve tatlıların, başta enfeksiyon hastalıkları olmak üzere zehirlenme, alerji ve daha ileri yıllarda da kanserojen etkilerinin görülebileceğini ifade etti. "Denetimler yetersiz" ''Denetimlerin neredeyse sıfır noktasında olduğunu'' belirten Günay, ''Bırakın kayıt dışını kayıt altına almayı, kayıt altında olanlar bile yeterli sıklıkta denetlenemiyor. Herhangi bir firma, Tarım ve Köyişleri Bakanlığından üretim izni alıyor. yıl boyunca firmaya hiç gidilmiyor. Dolayısıyla denetim noktasında büyük bir boşluk var'' dedi. Günay, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın bünyesinde yeterli denetim elemanı olmadığını belirterek, çeşitli meslek gruplarından bin 500 denetim elemanının bininin kırsal kalkınma projesinde, bin 500'ünün bürokraside çalıştığını söyledi. Üretim ve satış yerlerinin denetimi için geriye bin kişinin kaldığını anlatan Günay, ''Denetimle ilgili mevzuat uyarınca, denetim en az kişilik ekiple yapılıyor. Dolayısıyla 500 ekip var. Kimi denetliyor bu 500 ekip? 50 bin tane üretim yerini. 500 bine yakın da satış yeri var. 500 ekiple Türkiye çapında denetim yapmak bir yana, orta büyüklükte bir kenti ancak denetlersiniz'' diye konuştu. 566864 CANLI İZLE Türkiye'nin rakibi Sırbistan Türkiye, eski Yugoslavya’nın dağılmasının ardından Sırbistan ile yaptığı resmi maçta yenilgi aldı. İlk kez 1995 Avrupa elemelerinde rakibine mağlup olan Milliler, ev sahipliği yaptığımız 2001 Avrupa finalinde de Sırbistan’a 78-69 yenilerek, 2. olmuştu. 2002 Dünya (110-78), 2003 Avrupa Şampiyonası’nda da (80-76) rakibimize yenilmiştik. İlk tur (D) Grubu'nda tüm maçlarını kazanan, ardından avantajlı olarak lider başladığı ikinci tur (F) Grubu'nda İspanya'yı yenerek çeyrek finale çıkmayı garantileyen ''12 Dev Adam'', bu bölümü de lider olarak tamamlamayı hedefliyor. MAÇ BAŞLADI İlk periyot: 20-18 Türkiye İkinci periyot: 36-33 Türkiye 567131 Ordu Valisi gitti pisuvarlar geldi Eski Ordu Valisi Ali Kaban’ın ve dinen uygun olmadığı” gerekçesiyle “itikadımıza ters” diyerek kaldırttığı cami tuvaletlerindeki pisuvarlardan bazıları, Kaban’ın merkeze alınmasının ardından yerine takılmaya başlandı Ordu ve ilçelerdeki camilerin tuvaletlerinde bulunan pisuvarların müftülüklere 20 Temmuz’da gönderilen resmi yazıyla kaldırttırılması tepkilere neden olmuştu. Dönemin Valisi Kaban’ın talimatıyla kaldırılan pisuvarlarla ilgili haber, büyük yankı uyandırmıştı. Toplam altı camiden kaldırılan pisuvarlar 10 gün önce görevden alınan Kaban’ın Ordu’dan ayrılması üzerine yeniden takılmaya başlandı. Ünye İlçesi Merkez Büyük Cami tuvaletinden sökülen pisuvarlar cumartesi günü tekrar yerine konuldu. Diğer camilerde kaldırılan pisuvarlar ise yerine takılmadı. İl Müftü Vekili Veysel Çakı, yerlerine takılan pisuvarlar hakkında bilgisinin olmadığını belirterek, “Bununla ilgili herhangi bir talimatım veya görüşmem olmadı” dedi. 568026 BMW Sauber'e Ortadoğulu alıcı Formula takımının satışı için merkezi İsviçre'de bulunan Qadbak Investments firmasıyla anlaştı. AG'den yapılan açıklamada, F1 takımının satışı için Ortadoğu firması Qadbak Investments ile anlaşma sağlandığı belirtildi. Açıklamada anlaşmayla ilgili ekonomik şartlar dile getirilmedi. geçtiğimiz aylarda Formula 1'den bu sezon sonunda çekileceğini açıklamıştı. FIA, bugün 'nin 2010 sezonu için yaptığı giriş başvurusunu reddederek 13. takım olarak Lotus'u kabul etmiş ancak 'nin 14. takım olarak gridde yer almasına olumlu yaklaştığını bildirmişti. 567816 12:41 Boğaz'dan kale geçti! Boğaz'dan kale geçti!'ndan dev platformu geçtiErdem SÜREK/ÇANAKKALE, (DHA) ‘Scarebeo-6’ adlı yüzer bir kaleyi andıran dev platformunun geçişi nedeniyle, bugün saat 03.30’dan itibaren, 11 saat süreyle, çift yönlü transit geçişine kapatıldı. Tersanesi'ne onarıma giden Bahama bayraklı petrol platformu, saat 07.25’te, 'nden Çanakkale Boğazı'na giriş yaptı. 79.25 metre boyunda, 63 metre yüksekliğindeki dev petrol platformuna, Çanakkale Boğazı geçişinde, Kıyı Emniyeti Müdürlüğü’nün ‘Kurtarma-2’ ‘Kurtarma-3’, ‘Söndüren-5’ ve ‘Söndüren-10’ adlı römorkörlerin yanı sıra ’ın Abukır Limanı'ndan bu yana çeki işlemi yapan bayraklı römorkör ‘Bourbon Surf’ da eşlik etti. Saatte 5.5 mil hızla ilerleyen ‘Scarabeo-6’ saat 10.05’de Çanakkale önlerine ulaştı. Bu sırada küçük bir aksilik yaşandı. Kıyı emniyetine ait bir römorkör dümen vazifesi yaparak, geri geri ilerleyip, dev platforma yön verirken, çeki işlemi yapan ‘Bourbon Surf’dan platforma verilen çeki halatının biri koptu. Kısa süre akıntılı bölgede sağa sola kontrolsüz şekilde ilerleyen dev platformu, kıyı emniyeti römorkörleri başarılı manevrayla yeniden kontrol altına aldı. Dev platform, geçişi sırasında Çimenlik ve Kilitbahir kalelerini yaklaşık dakika süreyle perdeledi. Platformun 36 mil uzunluğundaki Çanakkale Boğaz geçişini saat 14.30’da tamamlayabileceği belirtildi. 568425 "Altın Portakal" İçin Geri Sayım 7. sanata gönül verenlerin festivaline bir aydan az bir süre kaldı. Bu yıl 46. kez gerçekleştirilecek olan "Antalya Altın Portakal Film Festivali", 10 Ekim'de başlıyor. Bu yılki festivalde, 16 film yarışacak. Altın Portakal Film Festivali jürisi ve yarışmaya katılacak filmler, İstanbul'da düzenlenen toplantıyla tanıtıldı. Bu yıl uzun metrajda 16, kısa metrajda 26 ve belgesel dalında 25 film yarışacak. Uzun metrajda "En İyi Film", 300 bin lira para ödülünün de sahibi olacak. Sayar: "Festivalin Uluslararası Niteliğini Güçlendireceğiz" Tanıtım toplantısında konuşan AKSAV Genel Sanat Yönetmeni Vecdi Sayar, "50. yıla vardığımızda Türk Sineması'nın bir panoromasının ortaya çıkartmak için yola çıktık. Antalya son yılda özellikle uluslararası bir nitelik kazandı. Biz bu çizgiyi daha da ileri taşıyacağız" dedi. Bu yılki festivalin temaları ise "Sinema ve Müzik" ve "Film Şeritleri ile 1960'lara Yolculuk" olacak. Mahallelere yayılacak festivalde sinemaseverleri açık havada sinema şöleni bekliyor. Ücretsiz gösterimlerle filmleri izleyebilecek olan sinemaseverler, kendi filmlerini çekme şansını da yakalayacak. Oyuncular tabi ki mahalleli olacak. Bu konuda konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, "Kendi mahallelerinin çekimini yapacaklar, onları yarıştıracağız. Jüri kendilerinden oluşacak, kendi kendilerine oynayacaklar, seçecekler ve sonunda kendi mahalleleri birinci olursa, onu anıtsal biçimde Antalya'da yaşatmak istiyoruz" diye konuştu. Sinema yazarı Murat Erşahin ise festivalle ilgili olarak, "Filmlerin konuşulacağı, filmin tarıtışalacağı, sinemayla iç içe bir festival olacağını düşünüyorum. Antalyalı insanların filmleri seyretmesini ve film hakkında bize soru sormasını çok istiyorum" şeklinde konuştu. Oyuncu Selda Alkor da "Türk Sineması'na getirisi asla inkar edilemez. Bana göre Antalya Film Festivali, Türkiye'nin Oskar Ödülleri anlamındadır" dedi. 46. Antalya Altın Portakal Film Festivali, 17 Ekim gecesi düzenlenecek ödül töreniyle sona erecek. 568671 Gökçek federasyonu eleştirdi Gökçek federasyonu eleştirdiANKARA (A.A) Profesyonel Futbol ’nun, ’un bir alt lige düşürülmesiyle ilgili kararını değerlendiren  Büyükşehir Belediye Başkanı ve Ankaraspor Kulübü Onursal Başkanı "Önce kendi şaibelerini temizlesinler" dedi.          Melih Gökçek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bundan önce mevcut federasyon zamanında da benzer durumların yaşandığını, ancak tüm bu olanlara ses çıkarılmadığını belirterek, şunları kaydetti:          "Aynı durum, Büyükşehir Belediye Başkanı ’ın ile arasında olan ilişki için de aynı. Hacettepe- ilişkisine neden ses çıkarılmadı? İsim değişikliğine izin verilmediği bir ortamda Belediyesi olayına neden müsaade edildi? Altay’ın oyuncusunu oynatmadığı maç sonrasında Kayseri ligde kalırken, ligden düştü. Bu konuda neden açılmadı? ’un formasında bir gazoz firmasının reklamı var. Bu firma da Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ’a ait. Yani Kızıl, bir takımın sponsorluğunu yapıyor. Bunlara neden sessiz kalınıyor. Futbol Federasyonu’nun dönem önceki seçiminin intikamı benden alınıyor."          Alınan bu kararda asıl hedefin kendisi olduğunu savunan Gökçek, şöyle devam etti:          "Melih Gökçek’in oğlu başkan oldu diye maç satılacakmış gibi gösteriliyor. Federasyonun, bana karşı anlamadığım bir düşmanlığı var. Benim anlamadığım noktalardan biri de ’nin bu olaya sessiz kalmasıdır. Bu da enteresan. Biz, ’nın kurallarına aykırı hiçbir şey yapmadık. İşin çivisi çıktı. Ben yaptım oldu mantığıyla hareket ediyorlar. Federasyon, yapılanların hesabını hukuki boyutlarda ve FIFA nezdinde verecek. Hukuki açıdan ve FIFA nezdinde bunun hesabını verecekler ve pişman olacaklar. Ödeyecekleri tazminat cezaları federasyonun da sonu olacak. Onlarca davanın sonunda da federasyonun verdiği bu zarar Türk sporuna olur. Ankaraspor, en fazla yıl bekler ve sonra yeniden bu lige gelir. Federasyonun kendi atadığı ’dan başka bir karar beklenemezdi." 566889 4. iddianame yazılıyor İstanbul Ümraniye'de ele geçirilen el bombalarının ardından başlatılan Ergenekon operasyonuyla ilgili olarak 4. iddianamenin hazırlanmasına başlandı. 4. iddianamede, 'İrtica ile mücadele eylem planı'nda imzası bulunduğu ileri sürülen Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek ile emekli Orgeneral Çevik Bir'in de sanık olarak yer alması bekleniyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 17 Temmuz 2009'da hazırlanan 3. iddianame teslim edildi. Görülmeye başlanan davanın ardından Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların 4. iddianameyi hazırlamakta oldukları öğrenildi. Poyrazköy kazıları ve bu kazılarla ilgili gözaltına alınan şüphelilerin iddianamede yer alacağı tahmin ediliyor. 4. iddianamede yer alacak isimlerin Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, avukat Serdar Öztürk, yarbay Ercan Kireçtepe, Deniz binbaşı Emre Onat, Deniz binbaşı Eren Günay'ın da olacağı öğrenildi. İddianamede Emekli Orgeneral Çevik Bir, MİT İstanbul eski Daire Başkanı Nuri Gündeş, İstek Vakfı Kurucusu Bedrettin Dalan, Yaşar Öz, Kürşat Yılmaz ve 28 Şubat sürecindeki sahte şeyh Ali Kalkancı'nın da sanık olarak yer alması bekleniyor. Ergenekon soruşturması kapsamında 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen arama kararları doğrultusunda Poyrazköy Keçilik mevkiinde 21 Nisan'da başlatılan kazılara 28 Nisan Salı günü son verilmişti. Kazılarda şu malzemeler ele geçirilmişti: 15 adet dolu lav silahı, adet boş lav silahı, 14 adet el bombası, 24 adet el bombası fünyesi, 450 gram C3 patlayıcı madde, adet hakem bombası, adet gösteri bombası, adet bubi tuzağı, adet kullanılmış bubi tuzağı, 23 adet işaret fişeği, 45 adet sis bombası, 15 adet aydınlatma fişeği, 30 metre uzunluğunda infilaklı fitil, 38 metre uzunluğunda saniyeli fitil, bin 17 adet çeşitli çapta fişek ve tane siyah renkli kamuflaj kremi tüpü. 566930 Macaristan Parlamento Başkanı Szili istifa etti Szili, üyesi olduğu Macaristan Sosyalist Partisi'ni (MSZP) 2010 yılında yapılacak genel seçimlere hazırlamak amacıyla istifa ettiği belirtildi. Katalin Szili'den boşalan göreve 22 ret oyuna karşın 319 evet oyu alan Bela Katona getirildi. Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de 1944 yılında dünyaya gelen Bela Katona, 1989 yılında komünist rejimin sona ermesinin ardından kurulan Macaristan Cumhuriyeti'nde Macaristan Sosyalist Partisi (MSZP) adına beşinci dönemdir milletvekili olarak görev yapıyordu. Bela Katona partisinin hükümet olduğu dönemlerde bakanlık ve parti genel başkan yardımcılığı görevlerinde bulunmuştu. 567858 Amerikalı oyuncu Patrick Swayze öldü Amerikalı oyuncu Patrick Swayze öldü LOS ANGELES (A.A) Amerikalı oyuncu Patrick Swayze yaşamını yitirdi. Patrick Swayze'ın sözcüsü, uzun süredir pankreas kanseriyle mücadele eden oyuncunun 57 yaşında hayata veda ettiğini belirtti. 1952'de Houston'da doğan Swayze, annesi koreograf, dansçı ve dans öğretmeni Patricia Yvonne Helen'ın okulunda dans eğitimi aldı. Greace müzikalinin Broadway versiyonunda rol alan Swayze, 1983'deki "The Outsiders" (Dışlanmışlar) filmiyle tanınmaya başladı. 1985'deki "North and South" (Kuzey ve Güney) dizisinde ise ilk büyük başarısını yakaladı. 1987'deki "Dirty Dancing" (İlk Dans, İlk Aşk) filmindeki dans öğretmeni "Johnny Castle" rolü ile üne kavuştu. Swayze, filmdeki rolüyle "Altın Küre" adaylığını kazandı. Film müziği "She's Like the Wind" şarkısını seslendirdi. Şarkı da listelerde birinciliğe oturdu.  En önemli filmi 1990'deki Demi Moore ve Whoopi Goldberg ile oynadığı "Ghost" (Hayalet) oldu. 1991'de Keanu Reeves ile macera filmi "Point Break"de (Kırılma Noktası) oynadı ve People dergisi tarafından yılın en seksi erkeği seçildi. 1996'de "Letters from Killer" (Bir Katilden Mektuplar) filmini çekerken attan düştü. İki ayağı kırıldı ve omzundaki dört tendon koptu. Filme iki ay ara verildi, film 1999'ta sinemalarda izlenebildi. Sakatlığı nedeniyle beyaz perdeden uzak kalsa da 2000'de Billy Bob Thornton ve Charlize Theron ile "Waking Up in Reno" (Çarpık İlişkiler) ve Melanie Griffith ile oynadığı "Forever Lulu"da (Daima Lulu) beğeni topladı.  Aynı yıl kendi kullandığı küçük uçakla kaza geçirdi. Uçak acil iniş yaptı, oyuncu yara almadı. Sonraki çalışmaları 2001'deki Donnie Darko, 2004'te "King Solomon's Mines", 2007'de "Christmas in Wonderland", 2008'de "Powder Blue" oldu. 2004'deki "Dirty Dancing 2" ise ilkinin başarısını yakalayamadı. 1975'den bu yana Lisa Niemi ile evli olan Patrick Swayze Mart 2008'de pankreas kanserine yakalandığını açıkladı.  Ocak 2009'da kanserin az da olsa karaciğerine sıçradığını duyuran Swayze, Ocak 2009'da kemoterapinin yan etkisi olan zatürreye yakalandı. 16 Ocak'ta taburcu oldu. Nisan 2009'da doktorlar hastalığın tamamen karaciğerine sıçradığını açıkladı. 567235 [PANORAMA] TAKIM Galatasaray Dev maçta son şampiyon Beşiktaş'ı 3-0 ile geçtiler. Fenerbahçe ile birlikte 5/5 yaparlarken yüksek gol ortalamalarını ve liderliklerini devam ettirdiler. Belki muhteşem bir futbol sergilemediler ama Beşiktaş gibi bir rakibi 3-0 yenmiş olmak başlı başına bir başarı zaten. TEKNİK DİREKTÖR Christoph Daum (Fenerbahçe) Zorlu Bursa deplasmanında takımının galibiyetinde önemli bir rol üstlendi Daum. Türkiye liginde her zaman için standartların üstünde bir çizgiye sahip olan Daum, evinde kolay maç kaybetmeyen rakibini doğru oyuncu tercihlerinin de etkisiyle 1-0 ile geçerken kayıpsız ilerleyişini de sürdürdü. TOPLU SONUÇLAR VE GOLLER Manisaspor-Sivasspor: 3-1 Goller: Dk. Simpson, Dk. 45 İsaac, 90 Kemal (Manisaspor), Dk. 55 İbrahim Şahin (Sivasspor) Galatasaray-Beşiktaş: 3-0 Goller: Dk. Mustafa Sarp, Dk. 65 ve 82 Milan Baros (Galatasaray) İstanbul Büyükşehir Bld.-Trabzonspor: 1-6 Goller: Dk. 8, 19 ve 48 Egemen, Dk. 27 Gökhan, Dk. 29 ve 90+2 Umut (Trabzonspor), Dk. 43 Serhat (İstanbul Büyükşehir Belediyespor) Bursaspor-Fenerbahçe: 0-1 Gol: Dk. 42 Alex (Fenerbahçe) Gaziantepspor-Kasımpaşa: 1-0 Gol: Dk. 48 Beto (Gaziantepspor) Gençlerbirliği-Eskişehirspor: 2-2 Goller: Dk. 21 ve Dk. 59 Kahe (Gençlerbirliği), Dk. 23 Doğa, Dk. 45 Burak (Eskişehirspor) Antalyaspor-Ankaragücü: 1-0 Gol: Dk. 26 Necati Ateş (Antalyaspor) Denizlispor-Diyarbakırspor: 0-0 ŞAMPİYONLAR LİGİ VE AVRUPA LİGİ PROGRAMI Bugün: Beşiktaş-Manchester United 21.45 Perşembe: Panathinaikos-Galatasaray 20.00 Fenerbahçe-Twente 22.05 6. HAFTANIN PROGRAMI Çarşamba: Denizlispor-Sivasspor (Erteleme maçı) 21.00 Cuma: Trabzonspor-Antalyaspor 21.00 Cumartesi: Ankaragücü-Gençlerbirliği 21.00 Ankaraspor-Denizlispor 21.00 Beşiktaş-Kayserispor 21.00 Diyarbakırspor-Manisaspor 21.00 Eskişehirspor-Gaziantepspor 21.00 Sivasspor-Bursaspor 21.00 Pazar: Fenerbahçe-İstanbul Bş.Bld. 21.00 Pazartesi: Kasımpaşa-Galatasaray 21.00 [HAFTANIN OLAYI] Ankaraspor'a maç yasağı Ankaragücü-Ankaraspor-Gökçek ailesi arasındaki karşılıklı alışverişler Futbol Federasyonu'nun dikkatinden kaçmayınca bir soruşturma açıldı ve bunun sonucunda Ankaraspor'un maçlara çıkması yasaklandı. Bunun ilk örneği de Kayserispor maçında yaşandı. Bundan sonraki sürecin ve işleyişin ne olacağı merak konusu olmaya devam ediyor. HAFTANIN HAKEMİ (BÜLENT YILDIRIM) Yıldırım ilk derbisini yönetmesine rağmen çok başarılıydı. Saha içi ve dışı olaylarıyla öne çıkan maç, hem taraflar hem kendisi hem de hakemlik adına önemliydi. Yardımcı hakemleri ile birlikte, sorunsuz bir maça imza attı. Derbi maçlarının genelinin dışına çıkarak, haftanın hakemi olmayı başardı. HAFTANIN RAKAMI: Ligin 5. haftası geride kalırken G.Saray ve F.Bahçe maçın 5'ini de kazanarak yollarına devam ediyorlar. Kasımpaşa ise maçın 5'ini de kaybetti. F.Bahçe, G.Saray, Eskişehir ve G.Birliği maçı da kaybetmezlerken, Kasımpaşa ve A.Gücü de 5. maçlarında yine galibiyet göremediler. [HAFTANIN İNCİLERİ] Mustafa Denizli, şampiyon yap bizi; Yıldırım Demirören yeter!.. Galatasaray tribünleri Beklediğimiz hücumcu bir gün geri gelecek demiştim, geri geldi; işte Egemen. Hugo Broos Trabzonspor Teknik Direktörü Bu akşam hakeme acıdım. Bu maçta Fenerbahçeli futbolcular itirazda bulundular, eline vurdular bunu biz yapsaydık; biz Anadolu takımıyız diye kaç tanemiz kart görecekti? Ali Tandoğan Bursasporlu futbolcu Bir dönem İngiltere'ye gitme fırsatım vardı. Menajerim, Sir Alex Ferguson'la konuştu ve Ferguson da beni kalecisi olarak görmek istedi. Ancak sonunda ben Barcelona'ya gitmek istedim. Ancak tecrübelerim bana İngiltere'ye gitmem gerektiğini gösterdi. Rüştü Reçber Beşiktaş kalecisi Galatasaray müthiş mi oynadı? Hayır ama 3-0 bitti. Nasıl attı golleri? Bireysel yetenekli oyuncuları var. Mustafa hocanın mutlak surette futbolun doğrusunu yapması lazım, artık mucizelerin peşinde olmaması lazım, hayal âleminde dolaşmaması lazım. Beşiktaş'ın yedeklerini ver bana, tane adam oynatayım şampiyonluğa oynarım; Denizli için 'bir zamanlar iyi hocaydı' derim. Rıdvan Dilmen NTV Spor Futbol koşmadan oynanmıyor. Böyle durarak elim belimde ben de oynarım. Hatta daha âlâsını oynarım. Biz niye bıraktık ki futbolu. Koşmadan oynanacağını bilseydim eğer, emin olun sene daha devam ederdim. Sergen Yalçın Vatan puanlık fark önemli değil. Mustafa Denizli Beşiktaş Teknik Direktörü hafta geride kaldığında liderle son şampiyon arasındaki fark puan ise Mustafa Denizli oturup düşünmelidir. Belki yine 'kargalar' falan diyecek ama unutma kargaların da bir görüşü olabilir değil mi Sayın Denizli? Ahmet Çakar Sabah Beşiktaş hâlâ hazırlık maçı yapıyor. Atak hattı ve anlayışı her maçta değişince, futbolcular birbirini anlamaya çalışmaktan top oynayamıyor. İbrahim Altınsay Radikal [MEDYA ANALİZ] Ersun Yanal niye umuyor? Lig TV'de Bursaspor-Fenerbahçe maçının hemen öncesinde son yorumlarını yapan Ersun Yanal, Bursaspor'un sol, Fenerbahçe'nin sağ kanadını yorumlarken 'Umarım Fenerbahçe'yi çok zorlamaz' dedi. İyi de neden umuyor? Yanal Fenerbahçe yorumcusu değil ki, maçın yorumcusu diye biliyorduk. Sergen Yalçın dersini çalışmamış NTV Spor'da milli maç öncesi yorum yapan Sergen Yalçın, Milli Takım'ın oyun kurgusunu anlatırken sözü Ermenistan maçımıza getiriyor ve 1-0 geriye düşüp, çok zorlandığımızı ama sonunda maçı 2-1 kazandığımızı anlatıyor. Halbuki söz konusu maç 2-0 bitmişti... Anlaşılan Sergen Yalçın, dersine çalışmadan çıkmış programa. 568460 'Ekonominin düzeldiğini söylemek için erken' 'Ekonominin düzeldiğini söylemek için erken' 15 Eylül 2009 Salı, 17:20 ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, ekonominin, bir yıl önceye göre iyi durumda bulunmasına rağmen, düzeldiğini söylemek için çok erken olduğunu söyledi. Geithner, ABC televizyonunda yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Barack Obama'nın başkanlık kampanyasında söz verdiği gibi orta sınıfın gelir vergisinin artırılmasını istemediğini ve bu konuda taahhüdüne bağlı kalmayı sürdüreceğini ifade etti. Finansal istikrar konusunda yönetimin herhangi bir garanti veremeyeceğini bildiren Geithner, ''ABD ve dünyada finansal istikrarı sağlamak konusunda bir yükümlülüğümüz var'' dedi. Bütçe açığı konusuna da değinen Geithner, Amerikalıların, ABD'nin sürdürülemez mali pozisyonu olduğunu anladıklarını sandığını, bu açığı zamanla azaltmak zorunda olduklarını belirtti. Geithner, Obama'nın yılda 250 bin dolardan az kazanan insanların gelir vergisinin artırılmasına kesinlikle karşı olduğunu kaydetti. Geithner, şunları söyledi: ''Ekonomide durum bir yıl önceye göre daha iyi ancak, henüz düzelme olmadığını söyleyebilirim. Biz düzelmeyi, insanların çalışmaya başlaması, tekrar iş bulması, işletmelerin tekrar yatırıma başlaması olarak tanımlıyoruz ve biz bu noktada değiliz. Ekonomiyi tekrar yoluna sokmak için yapılması gerekenleri yapıyoruz ve akla uygun her programı dikkatlice inceliyoruz.'' Hükümetin, finansal kurumlara yönelik acil kredi programının bitmesine ne zaman izin vereceğini söylemek için çok erken olduğunu bildiren Geithner, yönetimin, otomotiv sektörüne dahil olmaktan nasıl hemen çıkabileceğini bilmediğini ancak, muhtemelen bunun bir yıl içinde olmayacağını ifade etti. 566964 Sudoku çözen robot Hisse senedi verileri dakika, Tahvil-Bono-Repo özet verileri 15 dakika gecikmelidir. Site Verileri FOREKS üzerinden sağlanmaktadır İMKB isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. İMKB ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen İMKB'ye ait olup, tekrar yayınlanamaz. Bu sayfalarda yer alan bilgilerdeki hatalardan, eksikliklerden ya da bu bilgilere dayanılarak yaplan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı HABERTURK.COM sorumlu tutulamaz. 567024 Beşiktaş'ta Rüştü şoku! İngiliz ekibiyle yapacağı karşılaşmanın son hazırlığını bugün gerçekleştirdiği antrenmanla tamamlayan siyah-beyazlılarda, çalışmada sağ kulağına top gelen Rüştü, küçük bir operasyon geçirdi. Antrenmanın hemen ardından hastaneye giden Rüştü'ye müdahalede bulunulurken, tecrübeli kalecinin maçta oynayıp oynamayacağına ilişkin durumunun Salı günü belli olacağı öğrenildi. Rüştü, operasyon sonrası tesislerde kampta olan takıma yeniden katıldı. 566784 Akaryakıt istasyonu kurşunlandı Akaryakıt istasyonu kurşunlandı SAKARYA Sakarya'nın Serdivan ilçesinde bir kişi alacak verecek meselesi yüzünden akaryakıt istasyonunu kurşunladı. D-100 karayolunun Beşköprü mevkisinde bulunan Hendek Belediye Başkanı Ali İnci'nin kardeşi Halit İnci'ye ait akaryakıt istasyonuna gelen V.E., ruhsatsız tabancasıyla iş yerini kurşunladı. Ölen ya da yaralananın olmadığı olayda kurşunlar işyerinin yazıhanesine isabet etti. Olayın ardından kaçan V.E. kısa sürede silahıyla birlikte gözaltına alındı. V.E. polisteki ifadesinde alacak verecek meselesi yüzünden işyerini kurşunladığını söylediği öğrenildi. Zanlının emniyetteki sorgusu sürerken polis olay yerinde yaptığı incelemede adet boş kovan buldu. Saldırganın bir süre önce Halit İ'nin sahibi olduğu şirkette nakliye işi yaptığı öğrenildi. 567617 Tren garında patlama Tren garında patlama TİFLİS Gürcistan'ın Zugdidi kentinde bulunan hızlı tren garında bu sabah patlama meydana geldi. Patlamada can kaybının yaşanmadığı, Zugdidi-Tiflis seferinde kullanılan hızlı trende büyük çapta maddi hasarın meydana geldiği belirtildi. Yetkililer, Gürcistan'dan tek yanlı bağımsızlığını ilan eden ayrılıkçı Abhazya bölgesi yakınında bulunan Zugdidi kentindeki patlamayı, terör saldırısı olabileceğini söylüyor. Gürcistan İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, patlamanın tren rayları üzerine döşenen bomba ile gerçekleştiğini duyurdu. Bakanlığın açıklamasına göre saldırganlar tesir gücü yüksel TNT karışımı bir bomba türünü kullandı. Gürcistan yönetimi patlama ile ilgili geniş çaplı araştırma başlattı 566782 Dokunulmazlıkların sınırlandırılması gerekir Dokunulmazlıkların sınırlandırılması gerekir Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu, "Dokunulmazlıkların sınırlandırılması gerekir" dedi. BERGAMA (A.A) Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 'Dokunulmazlıkların sınırlandırılması gerekir' dedi. Kanadoğlu, İzmir'in Bergama ilçesinin düşman işgalinden kurtuluşunun 87. yıl dönümü nedeniyle Belediye Meclis Salonunda 'Çağdaş Yaşam ve Demokrasi' konulu konferans verdi. Yargıya sahip çıkılması gerektiğini belirten Kanadoğlu, şöyle konuştu: 'Dokunulmazlıkların sınırlandırılması gerekir. Suçluların bu ülkeyi rahat bir şekilde yönetmesine olanak sağlanıyor. Yargıya sahip çıkın. Nasıl mı çıkacaksınız, gücünüzü ve iradelerinizi birleştirin.' Kanadoğlu, '15-20 milyon kişi meclise yürüse olur mu?' şeklindeki soru üzerine, 'Yeterli olan gücü göstermek lazım. 15 milyon yarattık. İnşallah yine yaratırız. Hala Türkiye'de hakim ve savcılar var. Her hakim, savcı korkutulamaz' yanıtını verdi. 566890 Sivas'ta feci kaza: ölü Sivas'ın Ulaş ilçesinde kamyonetle otomobilin çarpışması sonucu kişi öldü, kişi yaralandı. Sİvas'ın Kangal ilçesinden Ulaş istikametine gitmekte olan Ramazan Yuvacı yönetimindeki 58 AH 089 plakalı bir inşaat firmasına ait kamyonet, karşı yönden gelen Mahmut Öztürk (55) idaresindeki 58 NH 201 plakalı otomobille Ulaş çıkışındaki Üçgöz köprüsünde çarpıştı. Otomobil sürücüsü Mahmut Öztürk, sıkıştığı otomobilde olay yerinde, gelini Mehtap Öztürk (26) ve aylık torunu Metehan Öztürk ise hastaneye kaldırılırken yolda yaşamını yitirdi. Kazada, otomobilde bulunan Batuhan, Sevda, Nazlı Öztürk ile kamyon sürücüsü Ramazan Yuvacı ve kamyonda bulunan Hayrettin Çoban yaralandı. Yaralılar, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde tedavi altına alındı. Kazada yaşamını yitiren Mahmut Öztürk'ün eşi Nazlı, kızı Sevda, gelini Mehtap ve torunları Metehan ve Batuhan Öztürk'ün Ulaş'tan Deliilyas'a iftara gitmek üzere yola çıktıkları öğrenildi. 566825 KCK Operasyonunda 10 Kişi Tutuklandı Terör örgütü PKK'nın şehirlerdeki uzantısı KCK'ya yönelik kişi ise serbest bırakıldı. Gözaltına alınan 19 kişi, emniyetteki sorgulamalarının ardından, ifade vermek üzere geniş güvenlik önlemleri altında Diyarbakır adliyesine getirildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca ifadesi alınan zanlılardan 9'u serbest bırakıldı. 10 kişi ise tutuklanma istemiyle mahkemeye sevkedildi. Mahkeme aralarında DTP'li belediye başkan yardımcısı ve il genel meclisi üyelerinin de bulunduğu 10 kişinin tutuklanmasına karar verdi. Diyarbakır ve Van'da, 11 Eylül'de terör örgütünün şehirlerdeki uzantısına yönelik düzenlenen operasyonda aralarında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Genel sekreter yardımcısı, Bağlar, Yenişehir ve Kayapınar belediye başkan yardımcılarının da bulunduğu 19 kişi gözaltına alınmıştı. 566772 KCK'dan gözaltına alınan 19 kişiden 10'u tutuklandı Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla Diyarbakır, Van, Batman, Mardin ve Şırnak'ta eş zamanlı yapılan operasyonda aralarından DTP'li eski belediye başkanları, parti yöneticileri ve il genel meclisi üyelerinin de bulunduğu 19 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanların polisteki sorgularının ardından bugün sabahın erken saatlerinde savcıya ifade vermek üzere adliyeye sevk edilmişti. Adliyeye sevk edilen 19 kişiden 9'u savcılıktaki ifadelerinin ardından serbest bırakılmıştı. Diğer 10 zanlı tutuklanma talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilmişti. Nöbetçi mahkeme tarafından ifadesi alınan 10 kişi tutuklandı. Tutuklanan kişinin isimleri şöyle: Büyükşehir Belediye Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Bayrak, Diyarbakır merkez Kayapınar İlçesi Belediye Başkan Yardımcısı Sebahattin Dinç, DTP Bismil eski İlçe Başkanı Galip Kandemir, DTP çalışanı Hasan Hüseyin Ebem, Bağlar Belediye Başkan Yardımcısı Hacı Erdemir, Şırnak Belediye eski Başkanı Ahmet Ertak, Diyarbakır İl Genel Meclisi Başkanı DTP'li Şehmus Bayhan, DTP Yerel Yönetimler Komisyonu üyesi Kerem Duruk, Demokratik Toplum Kongresi üyesi Alaaddin Aktaş ve DTP meclis üyesi Mehmet Tari. Bilindiği gibi Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Demir Çelik, Diyarbakır Bağlar İlçesi Belediye eski Başkanı Yurdusev Özsökmenler, Bismil Belediye eski Başkanı Şükran Aydın, Mazıdağı Belediye eski Başkanı Nuran Adli, Diyarbakır merkez Yenişehir Belediye Başkan Yardımcısı İhsan Uğur, DTP Kadın Meclisi üyeleri Azize Yağız, Melike Karagöz, SELİS Kadın Merkezi Aktivisti Sosyolog Behice Ok ve DİHA muhabiri Gülistan Aksoy savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı. 567976 107 yaşında 23. kocayı arıyo 107 yaşında 23. kocayı arıyo 'nın Başkenti Kuala Lumpur'un küçük bir köyünde yaşayan 107 yaşındaki Mek Wok Kundor kendisine 23. kocasını arıyor. Ancak bir sorunu var. Çünkü hala evli... Kundor ninenin kendinden 70 yaş küçük, 37 yaşındaki kocası şu anda bir merkezinde tedavisi görüyor. 107 yaşındaki kadın da uyuşturucu tedavisi olduğu için ondan ümidi çoktan kesmiş. Çünkü kocasının rehabilitasyondan sonra iyileşince kendini terk edeceğine inanıyor. Kondor, "Yalnızlıktan kurtulmak için yaşıma uygun birisiyle evlenmek istiyorum" şeklinde konuştu. 567850 Barroso Yeniden Seçilebilecek mi? Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso için oylama yapacak. Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu yarın (16.09.2009) Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun görev süresinin uzatılıp uzatılmamasına karar verecek. Avrupa Parlamentosu'ndaki Sosyalist, Yeşil ve Liberal grup, daha önce yaptığı açıklamalarda, "özellikle küresel mali krizi karşısında pasif ve etkisiz kaldığı" gerekçesiyle Barroso'nun tekrar seçilmesine karşı çıkmıştı. Barroso'nun tekrar seçilebilmesi için Avrupa Parlamentosu'nun onayı gerekiyor. 568663 Şehit er Bilal Sarı'ya son görev Şehit er Bilal Sarı'ya son görevMurat SÖZERİ/MUT (Mersin), (DHA) 'ın İlçesi'nde kaza kurşunuyla şehit olan Jandarma Er Bilal Sarı'nın cenazesi, memleketi 'in Mut İlçesi'nde toprağa verildi. Silopi 72'nci Zırhlı Tugay Komutanlığı 2'nci Motorlu Piyade Taburu'nda görev yapan ve kaza kurşunuyla şehit olan Jandarma Er Sarı için Mut'a bağlı Aşağıköselerli Köyü'nde tören düzenlendi. Törende konuşan Mut Garnizon Komutanı Yüzbaşı Aydın Özyürek, şehidin önünde saygı ile eğildiklerini söyledi. Yüzbaşı Özyürek konuşmasının ardından aileyi teselli ederek, başsağlığı diledi. Kılınan cenaze namazının ardından köy mezarlığına götürülen Er Bilal Sarı'nın cenazesi toprağa verilirken babası Mehmet, annesi Münire ve eşi Cennet Sarı’nın sinir krizleri geçirdi. 3.5 yaşındaki bir kız çocuğu babası olan Bilal Sarı'nın cenaze törenine, Mersin Valisi Hüseyin Aksoy, Mut Kaymakamı Osman Yenidoğan, Belediye Başkanı Murat Orhan, AKP Mersin Milletvekili Ali Er, Mersin Milletvekili Kadir Ural, 6. Kolordu Komutanı Korgeneral Nejat Bek, Bölge Komutanı Tuğamiral Mustafa Karasabun, Garnizon Komutanı Yüzbaşı Aydın Özyürek ile çok sayıda kişi katıldı. 568566 Afganistan'a ABD askeri takviyesi mi? Başkanı Amiral Michael Mullen, sayılarının artırılmasına rağmen, 'da daha fazla Amerikan askerine ihtiyaç olacağını söyledi. Senato komitesinde konuşan Mullen, 'daki direniş güçlerine karşı savaşan Amerikan askerlerinin sayısının artırılması gerektiğini belirtti, ancak ne kadar takviye askere ihtiyaç duyulduğu hakkında açıklama yapmadı. Mullen, 'nin 'daki çabalarının sonuca ulaşması için Amerikan kamuoyu ve Kongre üyelerini sabırlı olmaya davet etti. CNN'in yaptığı ve dün yayımladığı bir kamuoyu yoklamasında, Amerikan vatandaşlarının yüzde 58'nin savaşa karşı olduğu, yüzde 39'unun ise desteklediği ortaya çıkmıştı. 'da yılın başında 32 bin olan asker sayısını kademeli olarak 62 bine çıkardı. Sayının yıl sonunda 68 bine ulaşması bekleniyor. 567326 New York'ta bir davulcu New York'ta bir davulcu New Yorkluları Ramazan ayında sahura uyandırmak için yıllardır davul çalan Pakistan asıllı Muhammed Boota, kentin geniş bir kesiminde rahatça davul çaldığı 'eski Ramazanları aradığını' söyledi. New York Times, Müslüman nüfusunun ağırlıkta olduğu Brooklyn'de yaşayanları sahura kaldıran Boota'ya geniş yer verdiği haberinde, Boota ve davulunun Pakistanlı göçmenlerin yaşadığı küçük bir alanla sınırlı kaldığını, bir çok yerde davul çalmanın yasaklandığını yazdı.2002'den beri New Yorkluları sahura kaldıran Boota, geçimini limuzin şoförlüğü yaparak sağlıyor. 567381 Yale’de cinayet Yale’de cinayet ’de beş gündür kayıp olan doktora öğrencisi kızın cesedi, okuduğu Yale Üniversitesi’nin laboratuvar binasında bir duvarın içinde bulundu. ABD ülkenin en saygın üniversi-telerinden Yale’in kampusundan çıkan cesedi konuşuyor. Günlerdir aranan doktora öğrencisi 24 yaşındaki Annie Le’nin cesedi, üniversitenin moleküler laboratuvarındaki bir duvarın içinde bulundu. gün önce kayıp olduğu bildirilen Le’nin cesedi nişanlısı Jonathan Widawski’nin evlenmeyi planladığı önceki gün bulundu. Üniversitenin güvenlik kamera kayıtlarına göre Le, en son Yale Tıp Okulu binasına girerken görüldü. Polis, Le’nin binadan çıktığını gösteren bir kayda rastlamadı. Nişanlısı şüpheli değil Genç kadının cinayete kurban gittiğini düşünen polis, ’taki ’nde doktora yapan nişanlısı Jonathan Widawski’nin şüpheli olmadığını belirtti. yönetimi olayla ilgili üzüntülerini belirtirken sürüyor. 568060 Dışişleri Bakanı Davutoğlu CHP'de Dışişleri Bakanı Davutoğlu CHP'de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ermenistan ilişkileri konusunda bilgi vermek üzere CHP Genel Merkezi'ne geldi. ANKARA Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ermenistan ilişkileri konusunda bilgi vermek üzere CHP Genel Merkezi'ne geldi. CHP'li kurmayların karşıladığı Davutoğlu, burada CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile görüşmeye geçti. 568179 Twente Fenerbahçe'ye bileniyor Fenerbahçe'yle UEFA Avrupa Ligi ilk maçında İstanbul'da karşılaşacak olan Hollanda ekibi FC Twente hazırlıklarının Hollanda etabını tamamladı. 17 Eylül'de Fenerbahçe'yle İstanbul Şükrü Saracoğlu Stadı'nda UEFA Avrupa Ligi maçına çıkacak olan FC Twente, hazırlıklarının Hollanda etabını tamamladı. Hengelo şehrindeki spor tesislerinde bugünkü çalışmasını tamamlayan takim, İstanbul'da Fenerbahçe'ye karşı oynayacağı maç için geri sayıma başladı. Çok az taraftarın izlediği son antrenmanda teknik direktör Steve McClaren'in moralinin bozuk olması ve futbolcularına sürekli kızması dikkat çekti. Takımın hazırlıkları ve İstanbul'da Fenerbahçe'yle oynayacakları karşılaşmayla ilgili olarak Turk basınına hiçbir şekilde bilgi vermek istemeyen McClaren, tüm açıklamalarını İstanbul'da karşılaşma öncesi düzenleyeceği basın toplantısında yapacağını söyledi. Bu arada antrenmanı takip eden Türk basın mensupları Twente'li yöneticilere teknik direktör Steve McLaren'e verilmek üzere bir Fenerbahçe forması hediye ettiler.. 568396 Kılıç: Kapalı oturum saplantımız yok Kılıç, gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında, demokratik açılım konusundaki süreçle ilgili TBMM'de milletvekillerinin bilgilendirilmesi gereği olduğunu belirtti. CHP ve MHP'nin, konuyla ilgili olarak İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın görüşme talebini kabul etmediğini anımsatan Kılıç, ''Süreçle ilgili muhalefet partilerinin söyleyecekleri, önerileri nedir? Bu konuda arayış var. Açık ya da kapalı oturumun gündeme gelmesi, bununla alakalıdır'' dedi. AK Parti grubunun açık ya da kapalı oturum yapmak şeklinde saplantısı olmadığına işaret eden Kılıç, partisinin, ''kapalı kapılar ardında müzakere etmeye ihtiyaç duyacağı bir görüşünün söz konusu olmadığını'' vurguladı. AK Parti'nin hiç bir yaklaşımı milletten gizli tutmadığını, demokratik açılım sürecine ilişkin yaklaşımların şeffaf yapılması arzusunda ve kararlığında olduğunu ifade eden Kılıç, ''Demokratik açılım sürecinin muhatabı milletimizdir. Milletten gizlenmesi söz konusu değildir. Kapalı oturum düşüncesi, milletten bir şey gizlemek anlamında gelmiyor. Bu iftiradır'' diye konuştu. 568444 Gül, Erdoğan'ı kabul etti Çankaya Köşkü'ndeki haftalık olağan görüşme yaklaşık bir saat sürdü. 568375 Aşkale Milli Eğitim Müdürü ölü bulundu Erzurum'un Aşkale ilçesinde Milli Eğitim Şube Müdürü olarak görev yapan Tuncer Işık, ilçe merkezinde 2009- 2010 eğitim ve öğretim döneminin başlamasıyla ilgili törenlere katılmadı. Bunun üzerine İlçe Milli Eğitim Müdürü Yakup Yaman ve mesai arkadaşları Işık'ın kaldığı lojman binasına gitti. Yaman ve yanındakilerin uzun süre zili çalmalarına rağmen cevap alamaması üzerine lojmanın kapısı kırıldı. Daireye giren Yakup Yaman ve beraberindekiler Işık'ın yataktaki cansız bedeniyle karşılaştı. Olayın polise bildirilmesi üzerine Işık'ın cesedi otopsi yapılmak üzere Aşkale Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Işık'ın lojmanda tek başına kaldığı ve eşi çocuklarının Uşak'ta olduğu öğrenildi. 567597 "İzin dönemi hastalananlara ek izin" kararı 'da çalışan Francisco Pereda'nın izin dönemini hastalanarak geçirmesi üzerine Avrupa Adalet Divanı kararını açıkladı. Daily Telegraph gazetesinin bugün, manşetten verdiği karara göre Avrupa Adalet Divanı'nın kararıyla, artık hasta geçirilen günlerinin işverenden talep edilebileceğini bildirdi. 'daki bir dava üzerine alınan karar, Avrupa Çalışma Saatleri Yönergesi'ne taraf olan tüm ülkeleri bağladığı belirtildi. Kararın ardından, ve diğer Avrupa ülkelerinde bu uygulamanın dürüst olmayan çalışanlar tarafından istismar edilebileceği tartışılmaya başlandı. İngiliz gazetesi, açıklanan son kararla birlikte, yönergeyle ilgili eleştirilere bir yenisinin daha eklendiğini vurguladı. Stajyer doktorların hastanelerdeki çalışma saatlerini haftada 48 saatle sınırlayan yönergeyi, fazla mesai yaparak daha fazla para kazanmak isteyen çalışanlar da eleştirdi. 567812 Taraf'a "Aktütün" davasında beraat istemi Hakkari'deki Aktütün Jandarma Karakolu'na Ekim 2008’de yapılan saldırıyla ilgili yaptığı haberde Başkanlığı'na ait gizli belgeleri açıkladığı iddia edilen Taraf Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Adnan Demir'in yargılandığı davada, Cumhuriyet savcısı "beraat" kararı verilmesini istedi. (DHA) -- Hakkari'de bulunan Aktütün karakoluna Ekim 2008 tarafından saldırı düzenlenmiş, saldırıda 15 asker şehit olmuştu. -Taraf polemiği Taraf gazetesinde 14 Ekim 2008'de Aktütün Jandarma Karakolu Bayraktepe mevkiine yapılan saldırı sonrasındaki operasyonlara ilişkin olduğu iddia edilen görüntüler yayınlanmıştı. Gazete haberinde, iç güvenlik harekat durum raporları ve insansız hava araçlarının ilettiği anlık istihbarat bilgileri ile 'ın baskından bir önce haberdar olduğunu belirtmişti. İddiaya göre, insansız hava aracı, saldırının gerçekleştiği 10 Ekim günü de sabah 9.35'ten itibaren yani saldırının başlamasından 3.5 saat önce aldığı görüntüleri Elektronik Sistemler Komutanlığı'na ve İkinci Başkan'a iletmeye başlamıştı. Taraf, terörist hareketlerinin izlendiği ile ilgili uydu verileri olarak iddia ettiği görüntüleri de kamuoyuna açıklamıştı. Başkanı Orgeneral 15 Ekim'de Aktütün Jandarma Sınır Karakolu'nun emniyetini sağlayan Bayraktepe'de meydana gelen terör eylemiyle ilgili eleştiri ve iddialara sert yanıt vermiş ve "Terör örgütünün yaptığı eylemleri, altını çiziyorum, başarılı gibi gösterenler, tekrar ifade ediyorum, başarılı gibi gösterenler akan ve akacak olan kanının her damla sorumluğuna ortak olurlar" demişti. Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı Yasemin Çongar da aynı gün, Başkanı Orgeneral 'un  açıklamasını şaşkınlık içinde izlediklerini söylemiş ve Org. Başbuğ'un "emredici cümlelerle, doğrudan kamuoyunu ve medyayı karşısına alarak böyle bir üslubu kullanma cüretini bulmuş olmasının hem şahıs hem de kurum adına üzücü olduğu"nu belirtmişti. 568433 Evlerde internet kullanımı artıyor Ipsos KMG'den sonuçlara ilişkin yapılan açıklamaya göre, Türkiye'deki internet sahipliği ve harcamaları özellikle son bir yıldır düzenli bir artış gösterdi. Sonuçlara göre, hanelerde internet sahipliği yüzde 26 civarına ulaştı. Ortalama aylık internet harcaması ise 34-35 lira düzeyinde seyrediyor. İnternet sahipliğindeki artış, en çok Akdeniz Bölgesi'nde, Ankara ve İzmir kentlerinde, ayrıca 3-4 kişilik hanelerde görüldü. İnternete en sık 15-17 yaş grubunun giriş yaptığının dikkat çektiği sonuçlara göre, internette kalma süresine bakıldığında 177 günlük ortalama kullanım dakikası ile 18-24 yaş grubu öne çıkıyor. 25-34 yaş grubunda ise internete giriş sıklığı düşüş gösterirken, internette kalış süresi günlük ortalama 165 dakikayı buluyor. İnternetin, en yoğun öğleden sonraları ve akşam saatlerinde kullanıldığı gözlemlenirken, 25 yaş üstü grup interneti sabahları da yoğun bir şekilde kullanıyor. Ipsos KMG Tüketici Panelleri ve Medya Koordinatörü Kıvanç Bilgeman, sonuçlara ilişkin değerlendirmesinde, internette harcanan zamanın büyük bir kısmının oyun ve ''chat'' amaçlı kullanıldığını belirterek, şunları kaydetti: ''Oyunları en çok 15-17 yaş grubu tercih ederken, bu tercih oranı 35-54 yaş aralığında da görülmekte. Erkekler internette geçirdikleri zamanın büyük bir kısmını oyun oynayarak geçiriyor, 'chat' ise yine azımsanmayacak bir yükseklikte... Kadınlar ise interneti en çok 'chat' yapmak için kullanıyorlar. Bunu, oyunlar ve e-mailler takip ediyor.'' 567210 Japonya da güneşi görecek 17-25 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek 22. Uluslararası Tokyo Film Festivali'nin jüri başkanlığını, Şerif Gören'in 'Yol' filmini izledikten sonra sinemacı olmaya karar verdiğini söyleyen Meksikalı ünlü yönetmen Alejandro Gonzalez Inarritu üstleniyor. Mısır ve Hindistan'dan da davet alan 'Güneşi Gördüm', bayram haftasında Türkiye'de yeniden gösterime girecek. 568058 Maliye'den Selzedelere İyi Haber Selden etkilenenlere sevindirici bir haber de Maliye'den geldi. Maliye selden etkilenen mükelleflerin vergi borcunu bir ay süre ile erteleyecek. Türkiye genelinde geçen hafta yaşanan sel olaylarından zarar gören mükelleflerin vergi borcu ay süreyle ertelendi. Düzenleme ile tahakkuk eden vergi ve ceza ertelenebilecek. Uygulamadan yaralanmak isteyenlerin 30 Eylül'e kadar bağlı oldukları vergi dairesine dilekçe ile başvurmaları gerekiyor. Zarar görüldüğüne dair belge de uygulamadan yararlanmak isteyenler için zorunlu olacak. 568546 "12 dev adam"a Erdoğan desteği Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda tarih yazan 12 Dev adama devletin zirvesinden destek geldi. Sırbistan'ı yenerek çeyrek finale kalmayı garantileyen Basketbol milli takımımız yarı finale kaldığı takdirde Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin, Başbakan Tayyip Erdoğan, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Özak ile bazı bakan, milletvekilleri ve bürokratlarla Polonya'ya çıkarma yaparak 12 Dev adama destek olacak. Başbakan Erdoğan, 12 Dev adamın çeyrek finali garantiledikleri Sırbistan galibiyeti sonrası Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel'i telefonla arayarak kutladı. Başbakan Erdoğan' Demirel'e Finale kalacağınıza ve şampiyon olacağınıza inanıyorum. Bugüne kadar gösterdiğiniz ve aldığınız sonuçlar bunun göstergesi.Göğsümüzü kabarttınız.Türkiye'yi sevince boğdunuz.Yarı finalde mutlaka yanınızda olacağım.Finale kalacağınıza inandığım için final maçı yapacağınız tarihte programlanmış ABD gezisi var. Yine de gelmeye çalışacağım. Hepinizi kutluyorum. Başarılar diliyorum "dedi.Ş. 567070 Bienal partileriyle şehre döndük Vedat Milor de-gustoBienal partileriyle şehre döndük 15 Eylül Salı 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! selden sonra şimdi de bienal etkisinde. Bienalle paralel olarak yürütülen sergiler ve partiler sayesinde bu hafta çok hareketli geçti. Sanatçılar, sanata yatırım yapan iş adamları ve kadınları, ikoncanlar derken her etkinlikte çok renkli bir kalabalık vardı. Bazılarında birbiriyle hiç alakasız bir sürü isim bir araya geldiği için partiler sönük geçti, bazılarında ise en aklınıza gelmeyecek kişiler aynı mekanda aynı müzikle eğlendi.  Haluk Akakçe’nin daveti Önce çarşamba günü Haluk Akakçe için Les Ottomans’da verilen parti vardı. İlk parti olduğu için tabii ki herkes oradaydı. Perşembe günü Haluk Akakçe’nin ‘Reenkarnasyon’ adlı sergisi Tepebaşı’nda Nupera’nın binasındaki Tabanlıoğlu Mimarlık’ın ofisinde açıldı. Sergiye gelen herkesin ortak hissi ‘Ben de böyle bir ofiste çalışmak istiyorum’ oldu. Bunda merkezi olması kadar yüksek tavanların da etkisi vardı. Haluk Akakçe’nin bu çalışmaları şimdiye kadarkilerden çok farklıydı. Ne kadar pozitif bir his verseler de, isimleri ne kadar eğlenceli olsa da şimdiye kadar en çok beğendiğim Haluk Akakçe işleri değildi. Gece boyunca en çok Akakçe’nin çalışmalarının inanılmaz değer kazandığı konuşuldu. Hatta serginin daha ilk saatlerinde iki resim dışında hepsinin satılmış olması herkesi şaşırttı, özellikle de liste fiyatlarını gördükten sonra. Haluk Akakçe fuşya lastik ayakkabıları ve minik köpeğiyle birlikte herkesle ilgilendi. Akakçe’nin hemen yanı başında Şebnem Işık vardı. ’un İngiliz moda editörlerinden ’de çalışan yabancılara şenlikli, uluslararası bir kalabalık vardı.  Sergiden sonra Nuteras’a çıkıldı. Orada kısa bir moladan sonra doğru ’de Sarkis’in ‘Site’ adlı sergisine gidildi. Sonra da hâlâ hızını alamayanlar Large İstanbul’daki bienal partisine koştu.   Zaha Hadid Münferit’te Cuma gecesi Antrepo’da bienalin açılışı vardı. Çok kalabalık olacağını tahmin ederek gitmekten son anda vazgeçtim. Liman’daki partiye de katılmadım. Zaten gecenin asıl olayı Münferit’teki özel davetti. Münferit, Filiz Sarper ’nın oğlu Ferit Sarper’in Asmalımescit’te açmak üzere olduğu yeni modern meyhane. Ferit Sarper aynı zamanda Beylerbeyi ’nın da sahibi. Burayı da son zamanların en parlak mimarları Seyhan Özdemir ve Sefer Çağlar (Autoban) yapmış. Bienal ve diğer etkinliklerini takip eden kesim için bu yemeğe davetli olmak çok önemliydi. Yemeğin onur konuğu Iraklı mimar Zaha Hadid oldu. Serviste aksaklıklar olsa da herkes yemekleri anlata anlata bitiremiyor. Münferit daha resmen açılmadı, bayramdan sonra açılacak. İki gece üst üste aynı kalabalıkla karşılaştıktan sonra cuma gecesi daha farklı bir program istedim. Önce Zuma’da üç kız yemek yedik. Kızlardan biri diğeri de The House Cafelerin ortağı Canan Özdemir olunca bol bol güldük. Sonra Anjelique’e geçtik.  Gecenin en’leri Cumartesi gündüz istikamet ’ta Bej... Akşam Les Ottomans’da Galerist ve Autoban’ın Private Banking sponsorluğundaki partisi. Partinin en şık ismi İnci Aksoy’du. İnci Aksoy, bienale çok yoğun ilgi olmasından, yabancı gazetecilerin İstanbul’a akın etmesinden dolayı çok mutluydu. Keşke hava böyle olmasaydı diyordu. Partinin en dikkat çeken isimlerinden biri ’ydu, Zeynep Fadıllıoğlu jean ve büstiyer kombiniyle genç kızlara taş çıkartıyordu. Diğer favorim Fatoş Yalın’dı. Jackie Kennedy tarzıyla yine her zamanki gibi çok zarifti. Gecenin en çok eğlenen isimleri ve ’dı. Eda’yla ’teki programı, ‘Trendikon’ hakkında konuştuk. Başlarda çok heyecanlandığını ama şimdi kamera karşısında rahatladığını anlattı. Eda ve Ece meşhur Hercules and Love Affair grubundan ayrılıp Jessica adıyla yeni bir grup kuran ekip sahnedeyken bol bol dans ettiler. Solist Nomi Ruiz’in dış görüntüsü, hareketleri ve şahane sesinden bile bir zamanlar erkek olduğunu anlamıyorsunuz. Sahnede son derece dişi bir kadın. Bu grubu uzun zamandır ’ye getirmeye çalışanlar varmış ama kısmet Haluk Akakçe’ye olmuş. Grup üyeleri Haluk Akakçe’yi çok sevdikleri için kıramamışlar. Bienal boyunca bir süre daha İstanbul’da kalacaklar.  Bienal Kasım’a kadar devam edecek. Daha görülecek çok sergi ve performans var. Kaçırmayın! 567281 Amerika Açık'ta zafer Clijsters'in Amerika Açık'ta zafer Clijsters'in ABD Açık Turnuvası'nda tek bayanların şampiyonu, Belçikalı Kim Clijsters oldu. 2007'de henüz 24 yaşındayken tenisi bırakıp, bu yıl kortlara geri dönen, Clijsters, numaralı seribaşı Danimarkalı Caroline Wozniacki'yi 7-5 ve 6-3'lük setlerle 2-0 yenerek şampiyon oldu. Bir buçuk yıl önce anne olan ve kortlara döndükten sonra katıldığı turnuvada şampiyonluğu kazanan 26 yaşındaki tenisçi, ABD'de 2. zaferine ulaştı. Clijsters, 1980'de Wimbledon şampiyonu Evonne Cawley'den sonra, doğum yaptıktan sonra 'Grand Slam' kazanan ilk tenisçi oldu. Bank Asya'da sessiz kapanış Bank Asya 1. Lig 4. hafta kapanış maçında Kocaelispor ile Adanaspor 0-0 berabere kaldı. Evsahibi Kocaelispor, puanla 13. sırada yer alırken Adanaspor puanla 6.'lığa yükseldi. 568325 46. Altın Portakal Film Festivali Antalya Büyükşehir Belediyesi ve festivali düzenleyen Antalya Kültür ve Sanat Vakfı (AKSAV) Başkanı Mustafa Akaydın, 10-17 Ekim tarihleri arasında yapılacak 46. Altın Portakal Film Festivali'ne ilişkin festival genel sanat yönetmeni Vecdi Sayar, AKSAV Genel Koordinatörü Göksel Kumsal ve jüri üyeleriyle Dedeman Otel'de basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, yönetmen ve müzisyen Ülkü Erakalın, sinema oyuncuları Berhan Şimşek, Selda Alkor, Yusuf Sezgin, Erol Günaydın, festival müziği ''Antalya'ya Koş'' şarkısının bestecisi Ali Kocatepe ve sinema eleştirmeni Atilla Dorsay da katıldı. Akaydın, burada yaptığı açıklamada, Haziranda genel kurulunu yapan AKSAV'ın, 2,5 aylık dönemde çok zengin bir festival programı hazırladığını bildirdi. Programı hazırlarken Karlovy Vary ve Venedik film festivallerine katılarak nitelikli filmler için bağlantılar kurduklarını belirten Akaydın, milyon lira olarak öngörülen festival bütçesinin milyon lira olarak gerçekleşeceğini, geçen yılki festival bütçesinin ise 21 milyon lira olduğuna dikkati çekti. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın milyon 200 bin liralık kaynağı peşin olarak geçen hafta gönderdiğine işaret eden Akaydın, Türk Tanıtma Fonu'ndan sorumlu Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'dan da bir katkı beklediklerini ifade etti. Akaydın, bu yılki festivalin ''Sinema ve Müzik'' ile '''Film Şeritleri ile 1960'lara Yolculuk''' temalarıyla şekillendirildiğini bildirdi. Festivale yoğun ilgi Festivale bu yıl sinemacıların ilgisinin çok yoğun olduğunu belirten Akaydın, şunları söyledi: ''Altın Portakal tarihindeki tüm zamanların en yüksek katılımı bu yıl yaşandı. Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması'na 43 film başvurdu. Bu 43 eser, ön jürimiz tarafından değerlendirmeye tabi tutuldu ve 16 film finale kaldı. '' Akaydın, festivalde bir başka rekorun da ulusal ölçekte gerçekleştirilen kısa film yarışmasında gerçekleştiğine işaret ederek, ''Kısa film yarışmamıza tam 234 film başvurdu ve yine tüm zamanların katılım rekoru kırıldı'' dedi. Akaydın, şöyle devam etti: ''Festivalimizdeki ve ülkemizdeki bir ilkten bahsetmek istiyorum. 'Halkın Portakalı' adını verdiğimiz bu program sanatsal yaşamdan soyutlanmış, sadece popüler kültür ögeleri ve TV'ler tarafından kuşatılmış halkı birebir sinema sanatının içine çekmeyi hedefliyor. Antalya'nın 10 mahallesinden seçilen toplam 80 kişilik amatör sinemacı, daha bugünden senaryo yazmaya, drama yapmaya, ışık ve görüntü yönetmeye ve yönetmenlik koltuğuna oturmaya hazırlanıyor. Eylülde başlayan sinema atölyesi kursları 21 Eylüle kadar sürecek ve ardından Antalya'nın amatör sinemacıları kendi mahallelerinin sosyal gerçeklerini perdeye yansıtacak. Daha sonra, halkımızın çektiği bu filmlere yine halkımızın kendisi oy verecek ve 'Halkın Portakalı Ödülleri' sahiplerini bulacak. Ödülü kazanan filmin yönetmeninin mahallesine 'Halkın Portakalı Anıtı' dikilecek ve ödül kazanan filmin kadrosu bu anıta isimlerini yazdırarak efsaneleşecek.''   Jüri üyeleri Festivalin genel sanat yönetmeni Vecdi Sayar, ''Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması''nın jüri başkanlığını yönetmen Erden Kıral'ın yapacağını, jüride oyuncular İzzet Günay ve Nurgül Yeşilçay, yönetmen Mustafa Altıoklar, sanat yönetmeni Mustafa Ziya Ülkenciler, sinema yazarı Ömür Gedik, senarist Sırrı Süreyya Önder, oyuncu ve müzisyen Yavuz Bingöl ile yazar Zeynep Oral'ın yer alacağını bildirdi. Sayar, Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) ödüllerini belirleyecek jüride ''Ulusal Yarışma'' için Seray Genç, Bural Göral ve Deniz Yavuz, ''Uluslararası Yarışma'' için Ali Hakan, Ayla Kanbur ve Kerem Sanatel, ''Ulusal Belgesel Film Yarışması'' ana jürisinde Enis Rıza Sakızlı, Prof. Dr. Cemal Kafadar, Nurdan Arca, Kemal Öner ve Haşmet Topaloğlu, ''Kısa Film Yarışması''nın ana jürisinde Özcan Alper, Hilmi Etikan, Mehmet Açar, Aslı Selçuk ve Tülin Özen'in yer alacağını kaydetti. Ön jüri değerlendirmeleri sonucu ''Uzun Metraj'' dalında 16, ''Kısa Film'' dalında 26, ''Belgesel Film'' dalında da 25 filmin yarışmaya seçildiğini ifade eden Sayar, ''Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması''nda ise Asya ve Avrupa'nın önemli yönetmenlerinin imzasını taşıyan 10 filmin yarışacağını ifade etti.   'Kısa film'de nefes nefese yarış ''Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması''na seçilen filmlerin tamamının 2008 ve 2009 yapımı olduğuna işaret eden Sayar, ''Kısa Film'' dalında yarışmaya 234 kısa metraj film başvurusu yapıldığını, bu filmlerden 26'sının ön eleme sonunda finalde yarışmaya hak kazandığını, ön jüri tarafından filmin de yarışma dışı gösterim için seçildiğini söyledi. Jürinin ''En İyi Film'' olarak belirlediği kısa filmin, ''Altın Portakal Heykeli'' ve 10 bin lira ile ödüllendirileceğini kaydeden Sayar, ''Kısa Film'' dalında ikinci bir ödülün de ''Digital Film Academy (DFA)'' ödülü olduğunu açıkladı. Sayar, Işıl Özgentürk, Selen Uçer ve Prof. Dr. Akın Yıldız'dan oluşan ön jürinin, ''Kısa Film'' dalında Yılmaz Deniz Aydemir'in ''Araf'', Şenol Çöm'ün ''Artı Derece'', Demet Öztürk'ün ''Aşkın El Hali'', Mehmet Güven'in ''Ateş Böcekleri'', İmdat Serhat Karaaslan'ın ''Beş Lira'', Deniz Tarsus ve Gökhan Okur'un ''Dalga Teorisi'', Göksel Ergene'nin ''Defin'', Gözde Sukmenyıldız'ın ''Döldöş'', Eli Kasavi'nin ''Dönek'', Efe Conker'in ''Geri Dönüşüm Günlüğü'', Murat Uğurlu'nun ''Gördüm'', Altan Yücel'in ''İki Asker'', Nazlı Eda Noyan'ın ''İnce İnce İşledim'', Akın Andırın'ın ''İnsansılar'', Ozan Yıldırım'ın ''Kayıp Aranıyor'', Mehmet Ali Baran'ın ''Kırmızı İp'', Aksel Zeydan Göz'ün ''Kısır Döngü'', Mustafa Dok'un ''Köy'', Bilal Çakay'ın ''Salıncak'', Fırat Mançuhan'ın ''Sapak'', Cahit Çeçen'in ''Tamirci Çırağı'', Övünç Anğun'un ''Un Ya Da İrmik Helvası'', Veysel Çelik'in ''Uyuyan Günah da İşlemez'' ile ''2932'', Ferit Katipoğlu'nun ''Üçte Bir'' ve Hüseyin Bulut'un ''Vol'' filmlerini seçtiğini bildirdi.   Belgesel filmleri Sayar, ''Ulusal Belgesel Film Yarışması''na 92 belgesel film başvurusu yapıldığını, bu filmlerden 25'inin yarışmaya hak kazandığını, yarışmada birinci gelen belgesel filme ''Altın Portakal Heykeli''nin yanı sıra 15 bin lira ödül verileceğini, ''En İyi İlk Belgesel Film''e de bin lira para ödülünün sunulacağını kaydetti. Vecdi Sayar, Hakan Aytekin, Fatih Orbay ve Hüseyin Çimrin'den oluşan ön jürinin değerlendirmesi sonucu bu alanda Serdar Güven'in ''Alamet-i Üstüvane'', Melisa Önel'in ''Ben Ve Nuri Bala'', Beste Demirel Çobanoğlu'nun ''Beyoğlu Kontu Giovannı Scognamıllo'', Marianna Economou'nun ''Çanlar İplikler Ve Mucizeler'', Aydın Öztek'in ''Çürüğüm Askerim Reddediyorum'', Soner Yıldırım ve Mehtap Köseoğlu'nun ''Dönüş'', Oğuz Karabeli ve Belgin Cengiz'in ''Kağıthane'', Fotos Lamprınos'in ''Kaptan Kemal Bir Yoldaş'', Metin Avdaç'ın ''Kara Altından Altın Mikrofona'', Merve Tutaşı'nın ''Kelebeğin Göçü'', Tekin Timoçin ve Abdurrahman Öner'in ''Kıvırcık Saçlı Bir Adam'', Savaş Karakaş'ın ''Kocaoğlan'ı Kurtarmak'', Didem Şahin'in ''Lady Muhtar'', Rodi Yüzbaşı'nın ''Mezra Ezidiya'', Müjde Arslan'ın ''Ölüm Elbisesi Kumalık'', Nurullah Dinçer'in ''Özgürlüğe Mahkum'', Öykü Yağcı'nın ''Sahipsiz İstanbul'', Mihriban Sezen'in ''Sokağın Sesi'', Aygün Filiz'in ''Son Değirmenler'', Elif Ergezen'in ''Şairin Ölümü'', Murat Şeker'in ''Türk Gibi Başla Alman Gibi Bitir'', Nesrin Aktolun'un ''Ustanın Sırrı'', Melis Birder'in ''Ziyaretçiler'', Metin Kaya'nın ''100 Bin Kişiydiler'' ve Çayan Demirel'in ''5 Nolu Ceza Evi'' filmlerini seçtiğini ifade etti. kıtadan yansımalar Sayar, bu yıl festivalin ''Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması'' bölümünde Avrupa ve Asya sinemalarından örnekler izleneceğine de işaret ederek, şu bilgileri verdi: ''Yarışma dışı bölümde ise kıtadan yapıtlar yer alacak. Macaristan'dan, İngiltere'ye, Bulgaristan'dan Fransa'ya, Ermenistan'dan, Sırbistan'a, Hollanda ve İsveç'ten Slovakya'ya uzanan çok geniş bir coğrafyadan bir film seçkisi 'Uluslararası Yarışma' kapsamında 10–17 Ekim tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşturulacak.''   Türk sinemasında nostalji Bu yıl ''Altın Portakal''ın da doğduğu yıllar olan 1960'ların Türk sinemasına odaklanılacağının da altını çizen Sayar, Türk sinemasının en verimli yılları olan yılların 10 yönetmeninden birer filmin festival kapsamında gösterileceğini bildirdi. Vecdi Sayar, şöyle devam etti: ''Altın Portakal olarak bu yılın onur ödülü alan sanatçılarını da birer filmleriyle selamlarken, Türk sinemasının usta oyuncularından Kadir İnanır sinemada 40. sanat yılını Altın Portakal'da kutlayacak. Festival çerçevesinde Vadullah Taş'ın hazırladığı '40 Yılın Anısına 40 Kadir İnanır Filmi' afiş sergisi düzenlenecek. Festival çerçevesinde, kısa bir süre önce arka arkaya kaybettiğimiz Aykut Oray, Ersin Pertan, Salih Dikişçi ve Yücel Çakmaklı'yı birer filmleriyle sevgiyle anıyoruz.'' Sayar, festival kapsamında, senarist ve yazar Vedat Türkali, yönetmen Ülkü Erakalın, besteci Yalçın Tura ve sinema sanatçısı Sevda Ferdağ'a ''Onur Ödülü'', Erol Günaydın'a ''Yıldırım Önal Anı Ödülü'', set işçisi Halil Dede'ye de ''Emek Ödülü'' verileceğini açıkladı.   İlk kez 'İlk Film Ödülü' verilecek Festival Genel Sanat Yönetmeni Sayar, 46. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında düzenlenecek, ''Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması''nda birinci olan filmin 300 bin lira ile ödüllendirileceğini, ''En İyi İlk Film'' kategorisinde verilecek ödülün ise hızla gençleşen ve yenilenen Türk sinemasının genç ve yeni yönetmenlerini ilgilendirdiğini anlattı. Vecdi Sayar, festival çerçevesinde verilecek ''Seyirci Ödülü''nün ise Antalya Kent Konseyi Kültür Sanat Komisyonu tarafından oluşturulan jüri üyeleri tarafından belirleneceğini ve ödülün ulusal yarışma filmlerinden birine verileceğini ifade etti.   Kürtçe bir film Basın toplantısında söz alan jüri üyelerinden senarist Sırrı Süreyya Önder de ''Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması''na kabul edilen filmlerden Miraz Bezar'ın yönettiği 'Min Dit''in Kürtçe olduğunu belirterek, festivalde bir Kürt filminin de yarışacak olmasını olumlu bulduğunu söyledi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın da Kürtçe'nin Anadolu'da kullanılan ve yaşayan bir dil olduğunu, Kürtçe dilinde bir filmin festivalde yarışmasında mahsur bulunmadığını belirtti 568337 17:13 DTP'li Demirtaş: Hükümet açıkça PKK’ya çağrı yapabilir 'li Demirtaş: Hükümet açıkça ’ya çağrı yapabilirFerit ASLAN- Muharrem KONTAZ/DİYARBAKIR, (DHA) DEMOKRATİK Toplum Partisi (DTP) Grup Başkan Vekili operasyonların durdurulması için eski Genel Başkan Yardımcısı ’ın “, poligonun dışına çıksın” sözlerini anlamlı bulduğunu belirterek, “Eğer şimdi Hükümet olarak böylesi bir çağrısı varsa bu sadece sayın Fırat’ın bir önerisi ve çağrısı değilse, Hükümet bu çağrıyı açıkça PKK’ya yapabilir. Biz, PKK’nın bütün silahlı unsunlarının, güçlerinin, gerillalarının sınırlarının dışına çıkmasını istiyoruz. Çağrısını Hükümet yapabilir. Çağrıyı yapmak anaların acısını durduracaksa hükümet niye böyle bir çağrıdan kaçsın ki” dedi. Demirtaş, Kuzey ’a giden heyetinin ’de PKK’lılarla bir görüşme yapmasının söz konusu olmadığını söyledi. DTP Grup Başkan Vekili ve Milletvekili Selahattin Demirtaş, DTP’nin Kuzey Irak’a gerçekleştirdiği ziyaret, DTP’ye yönelik operasyon ve operasyonların durdurulması için ortaya atılan çözüm önerileriyle ilgili DHA’ya değerlendirmelerde bulundu. Demirtaş, DTP lideri Genel Başkan Yardımcısı milletvekilleri Sevahir Bayındır, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı ve Demokratik Toplum Kongresi sözcüsü ’nin bugün Kuzey Irak’a ziyaret gerçekleştirdiklerini belirterek, “Önceden planlanmış bir ziyaretti. bölgesinde yerel seçimler yapıldı. Hem yeni yönetimin kutlanması hem de son siyasal süreç ile ilgili karşılıklı bir görüş alışverişi planlanıyordu. Yapılacak olan görüşmelerde, özellikle Kürt sorunundan kaynaklanan sorunların çözümün bir bütünlüklü proje olarak ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Elbette çözüm Türkiye’dedir ama komşu ülkelerde de Kürtler yaşıyor. Türkiye, kendi iç sorununu çözerken diğer ülkelerde yaşayan Kürtlerin sorunlarının çözümünde motor olacağını düşünüyoruz” dedi. ‘ULUSAL KÜRT KONFERANSINI ÖNEMSİYORUZ’ DTP’li Demirtaş, bu yılın başlarında gündeme gelen ancak gerçekleştirilmeyen ulusal Kürt konferansının da görüşmelerde gündeme geleceğini söyledi. Demirtaş, bu konuda şöyle dedi: “Bu konferans, daha önce tartışıldı. Hatta destek verip gözlemci göndereciğini söyledi. Ancak, DTP’nin yerel seçimlerden güçlü çıkması konferansı askıya aldı. Bizce yapılması gerekir. hem Kürtlere büyük acılar yaşatıyor, hem de bölgedeki devletlere sıkıntı yaşatıyor. Aynı zamanda uluslararası güçlerin bölgede ’da at oynamaları sonucunu doğuruyor. Kürtlerin kendi aralarında yaratacağı birlik Kürt sorununu daha rahat çözüme kavuşturur. Böyle bir konferansın önumüzdeki dönemlerde gerçekleşmesi DTP açısından önmsediğimiz bir gelişmedir. Heyetimiz bu konunun ne aşamada olduğunu elbette irdeleycektir. Tarafların ne düşündüğünü öğrenecektir.”  ‘DEVLET VE HÜKÜMETİN BİLGİSİ OLMADAN KANDİL İLE GÖRÜŞÜLMEZ’ Demirtaş, Kuzey Irak’a giden DTP heyetinin Kandil’de PKK’lı yöneticilerle görüşüp görüşmeyeceği şeklindeki soruya şu yanıtı verdi: “Böyle bir düşüncemiz veya böyle bir hareketten yola çıkarak ziyaret gerçekleştirmiş değiliz. Eğer gerçekten Kandil ile PKK ile bir temas kurulacaksa bu ancak devletin ve hükümetin bilgisi dahilinde olur. Onun dışında DTP’nin böylesi bir işe kendi başına girmesinin pek bir anlamı yoktur. Bu aşamada da Hükümetin ve devletin DTP üzerinden böyle bir niyetinin olmadığı diyalog kurma niyetinin olmadığı anlaşılıyor. Dolayısı ile gezide heyetimizin böylesi bir proramı yoktur.” Kürt sorununun çözümünde DTP’nin muhatap olduğunu ancak PKK ve Öcalan’ın dikkate alınması gerektiğini söyleyen Demirtaş, şöyle dedi: “DTP, Kürt sorununun çözümünde muhataptır. Muhataplığa hazırdır. Böylesi bir gücü, iradesi ve kararlılığı vardır. Ama, bu şu demek değildir. DTP tek başına bu sorunun çözümünü gerçekleştirir iradesini kabul etmiyoruz. Öcalan ve PKK’nın dikkate alınmadığı, onların sürece dahil edilmediği bir çözüm DTP’nin tek başına muhataplığı ile çözülecek bir çözüm değildir. Bunu anlatmaya çalışıyoruz. Hükümet, Öcalan ile diyalog kurulması konusunda ikna olur ve bunun sağlıklı bir sonuç yaratacağı konusunda ikna olursa, partimizin bu konulardaki çağrılarını dinlerse son derece ön açıcı olur. Elbetteki DTP bu konuda katkı sunmaya hazırdır. Öcalan ile temas kurulmasında DTP’ye ihtiyaç yoktur. Adalet Bakanlığına ait cezaevinde hükümlü olarak tutuluyor kendisi. Kendisi ile görüşülebilir.”  ‘BAŞBAKAN, PKK’YA SINIRLARIN DIŞINA ÇIKMA ÇAĞRISI YAPSIN’ AK Parti eski Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’ın operasyonların durması ile dile getirdiği, “PKK poligonun dışına çıksın’ sözlerini de değerlendiren Selahattin Demirtaş, sözlere destek verip Başbakan ’ın PKK’yı çağrı yapmasını isteyerek şunları söyledi: “Bu PKK’nın daha önce uygulamış olduğu ve denemiş olduğu bir yöntemdi. dönem çatışmaların durması açısından sonuç verdi. verilerine göre çatışmalar yüzde 100 düştü. Fakat, Hükümet dönemde bu süreci doğru anlamadı ve değerlendiremedi. Kaybetti fırsatı. Eğer şimdi Hükümet olarak böylesi bir çağrısı varsa bu sadece sayın Fırat’ın bir önerisi ve çağrısı değilse, Hükümet bu çağrıyı açıkça PKK’ya yapabilir. Biz, PKK’nın bütün silahlı unsunlarının, güçlerinin, gerillalarının Türkiye sınırlarının dışına çıkmasını istiyoruz. Çağrısını Hükümet yapabilir. Çağrıyı yapmak anaların acısını durduracaksa hükümet niye böyle bir çarıdan kaçsın ki. Çağrıya cevap vermek de PKK’nın vereceği bir karardır. Başbakan çıkıp operasyonlar devam eder diyeceğine PKK’ya açık bir çağrı yapsın. Bu kamuoyu yaratabilir. Hükümletin yapacağı böyle bir çağrıdan sonra elbette değerlendiririz. Ama DTP olarak tek başına çağrımızın bir sonuç yaratmayacağı çok açıktır. PKK, Hükümetin konuya bakış açısını merak eder ve yaklaşımındaki samimiyetini görmek ister. Yoksa DTP olarak biz geçmişteki çağrıları da yaptık. Bu zaman zaman dikkate de alındı. Buyursun Başbakan çıksın PKK’ya basın toplantısında bir çağrı yapsın.”  ‘DTP OPERASYONU İLE ERGENEKONCULARIN GAZI ALINMAYA ÇALIŞILIYOR’ DTP’lilere yönelik gerçekleştirilen ve son olarak 10 kişinin tutuklanmasıyla sonuçlana operasyonu değerlendiren Demirtaş, Albay ’ün duruşmasının olduğu gün DTP’lilere yönelik gerçekleştirilen operasyonun tesadüf olmadığını, bunun planlanmış bir süreç olduğunu iddia etti. Demirtaş, şöyle dedi: “Yani, Ergenekonculara şu mesaj verilmek isteniyor. Bir taraftan sizinle mücadele ediyoruz ama diğer taraftan DTP’lileri tasfiye ediyoruz. Bu mesaj ile Ergenekoncuların gazı alınmaya çalışılıyor. Bizi kurbanlık koyun haline getirmeye çalışıyorlar. 14 Nisan’da yine DTP’ye yönelik yapılan operasyonun aynı gününde ’un bir dalga operasyonu yapıldı. DTP ile Ergenekon’u aynı haber aynı kefeye koymak istiyorlar. Bu nafile bir çabadır. Çünkü Ergenekoncular Kürt halkının katilleridir. Bizi katillerimiz ile aynı çerçeveye, aynı fotoğrafa koymaya çalışıyorlar. Bu ahlaksızca bir şeydir. DTP’ye yönelik operasyon, siyasi ve Hükümet merkezli olduğu açıktır. açıklandığında bu davanın Hükümet ayağını kendi delillerimiz ile ortaya koyacağız.”  ‘, KAPALI OTURUMDA KONUŞULANLARI AÇIKLARSA MECLİSİN DÜZENİNİ BOZAR’ DTP Grup Başkan Vekili Selahattin Demirtaş, MHP lideri ’nin Kürt sorununun çözümü ile ilgili Meclis’in kapalı oturumunda yapılan konuşmaları kamuoyuna açıklayacağını belirtmesiyle ilgili şunlrı söyledi: “MHP, yasayı çiğner mi çiğnemez mi kendileri bilir. MHP adına karar verecek halimiz yoktur. MHP, bu süreci nasıl bozarız, nasıl daha fazla kan akar diye baktığı için katkı sunmak gibi bir gayretleri yoktur. DTP olarak bu kadar baskıya rağmen, bu kadar tutuklama ve sindirmeye rağman, biz halen barış diyoruz. MHP gibi bugüne kadar bu savaşın hiçbir sonucundan etkilenmemiş bir parti sürekli savaş çağrıları yapıyor. Kapalı oturum kararını Hükümet verir. Ama, Kürt sorunu her yerde açık açık tartışılmalıdır. Kapalı oturumda hükümetin söyleyebileceği gizli bir şey yok aslında. Çünkü, Kürt sorunu ile ilgili bilinmeyen hiçbir şey yok. MHP’nin bilmediği ve bizim bildiğimiz hiç bir şey yok. Yani sanki biz Hükümet tarafından çok bilgilendiriliyoruz da MHP’nin bilgisi yok, bu yanlıştır. Kapalı oturumun sonuçlarının kamuoyuna açıklanması Meclis’in düzenini bozar. Bugüne kadar yapılmamış bir şeydir. Kamuoyuna açıklanmaması lazımdır. Suç işlemeyi göze alıyorsa onların bileceği bir şeydir.” 567672 Yener Yermez'e 'görülmüştür'lü tehdit Davut GÜLEÇ'in haberi İşadamı  Üzeyir Garih'i öldürme suçundan müebbet hapis cezasıyla Kırıkkale Cezaevi'nde bulunan Yener Yenmez, Ergenekon soruşturması sürecinde yeniden gündeme geldi. Yermez, bir gazeteye gönderdiği mektupta cinayeti kendisinin işlemediğini, Ergenekon bağlantılı kişilerin ailesini tehdit etmesi nedeniyle üstlendiğini öne sürmüştü. Bu açıklamaların ardından Savcı Zekeriya Öz'e tanık sıfatıyla ifade veren Yermez'e 20 gün sonra bir mektup geldi. Mersin Cezaevi'nde yatan hükümlü Selim Özdemir (21)'den gelen ve cezaevi yönetiminde 'görülmüştür' damgası bulunan mektupta Yermez, Ergenekon savcıların verdiği ifade nedeniyle tehdit ediliyordu. ÇOK ÖTEN HOROZUN BAŞI KESİLİR Selim Özdemir mektubunda 'Çok fazla öten horozun başına neler gelir bilirsin. Uşak'ta neler oldu mesela bunları unutma. Bu arada bizim paşaların da sana çok çok selamı var. Eğer istersen soyunla ilgilenelim diyorlar. Ne dersin ilgilensinler mi? Ailenle ne dersin? Neyse, sen rahat ol. Akıllı ol' diye tehdit savurdu. Olayla ilgili dava açıldı. Kırıkkale Cumhuriyet Savcısı Ramazan Ünal tarafından hazırlanan iddianamede mektubun tehdit içerikli olması ve cezaevi idaresi kanalıyla gelmesinden dolayı soruşturma açıldığı belirtildi. İddianamede şüphelinin tehdit suçundan cezalandırılması istendi. Selim Özdemir ifadesinde mektubu yazdığını belirterek 'Yermez'i cezaevinden tanıyorum. 'Uşak'ta neler oldu bunları unutma' derken Yermez'in Uşak'ta bulunan kardeşinin başına neler geldiğini kastettim. Nuriş kardeşleri tanımam' dedi. KARANLIK GÜÇLER BULUNSUN Yener Yermez'in avukatı Coşkun Özgür Piroğlu yaptığı açıklamada şöyle dedi:  '8 yıl önce Yermez'e günlerce işkence yaparak Garih cinayetini üstüne yıkan karanlık güçler, bu cinayetin aydınlanmasını engellemek için müvekkilimi tehdit etmekteler. Garih cinayetinin aydınlanması için mektubun kimlerin talimatıyla gönderildiğini bulmalılar. Selim Özdemir'i günlerde kim ziyaret etti? Hangi suçtan ve kimlerle beraber yatmaktadır?' Avukat Piroğlu, kayıtlarda hükümlü olan Özdemir'in aynı dosyada sabıkasız gözüktüğünü söyledi. 568577 trilyonluk liralık korsan kitap ele geçirildi İstanbul'da düzenlenen operasyonlarda, yaklaşık 300 bin adet korsan ele geçirildi. kişinin gözaltına alındığı operasyonda ele geçirilen korsan kitaplar İstanbul Emniyeti'nde teşhir edildi. Kitapların yazarları da polisin bu başarılı operasyonuna destek vermek için basın açıklamasına katıldılar. Matbaalar, depolar basıldı. Piyasa değeri milyon 200 bin lirayı bulan 260 bin korsan ele geçirildi. Ele geçirilen korsan kitaplarla İstanbul Emniyeti'nin bahçesinde adeta bugün bir fuarı kurulmuştu. İstanbul polisi, uzun zamandır korsan basan bir şebekeyi izliyordu. Küçükçekmece, Bağcılar, Bayrampaşa, Zeytinburnu, Avcılar, Eyüp ve Beylikdüzü'nde operasyon için düğmeye basıldı. Son ürünü matbaalarda korsan basan şebeke, kitapçılarda en çok satanlar listesinde üst sıralarda yer alan kitapları basıyordu. Operasyonda 300 bin adet korsan kitaba el konurken kişi gözaltına alındı. Yüzlerce koli korsan kamyonlara yüklenip İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Matbaa mühürlendi  ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün bahçesinde korsan kitaplar teşhir edildi. Kitapların yazarları da polisin bu başarılı operasyonuna destek vermek için basın açıklamasına katıldılar. Yazarlar emek hırsızlığının altını çizerek yasaların eksikliği kadar uygulanamamasını eleştirdi. 566814 Bayramda Otoyol ve Köprüler Ücretsiz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. Yaklaşık saat süren toplantıdan önemli kararlar çıktı... Otoyol ve Köprüler Ücretsiz Hükümet, bayram boyunca otoyollar ve Boğaz köprülerinden geçişlerin ücretsiz olmasını kararlaştırdı. 19 Eylül Cumartesi gece yarısından 22 Eylül gece yarısına kadar sürücüler otoyolları ve köprüleri ücretsiz olarak kullanabilecek. Afetzedelere Gereken Kolaylık Sağlanacak İstanbul ve Trakya'yı vuran sel de kurulun gündemindeydi. Toplantıdan sonra konuşan hükümet sözcüsü Cemil Çiçek, kamu alacakları başta olmak üzere afetzedelere gereken kolaylığın gösterileceğini söyledi. Hasar tespit çalışmalarının sonlanmadığını anlatan Çiçek, bundan sonra afet durumlarında da yeni bir yaklaşım tarzının benimsendiğini söyledi. Çiçek, şunları kaydetti: "Çalışmalar devam ediyor, kesin hasar tespit çalışmaları yapılabilmiş değil, kamu alacakları başta olmak üzere kolaylıklar sağlayabiliriz, felaketlerde bir çok devlet kurumu müdahale ediyor. Konunun tek elden koordine edilmesi gerekiyor yasal düzenlemeyi yapmıştık. Afet İşleri Genel Md, Sivil Savunma, Başbakanlık acil durum yönetimi koornidasyonu tek elden sağlanacak ve başbakan beni uygun gördü." Demokratik Açılım da Gündemdeydi Bakanlar Kurulunun gündemindeki önemli konulardan birisi de demokratik açılım tartışmalarıydı. Meclis'te kapalı oturum yapılırsa, detaylarını açıklarız diyen MHP lideri Bahçeli'ye yanıt hükümet sözcüsü Cemil Çiçek'ten geldi. Bakanlar Kurulu toplantısının ardından soruları yanıtlayan Çiçek, "Milletten bir şey sakladığımız yok, cumhuriyetin kurulduğu günden bu yana kapalı oturumlar yapılıyor" dedi. Cemil Çiçek, "Bizim kapalı ya da açık bir endişemiz yok. Gerekiyorsa biz bu oturumu açık da yaparız, ama böylesine hassas bir konunun tribünlere oynayarak konuşulması yerine daha soğukkanlı daha derli toplu konuşulması için söylenmiş bir fikirdir, bir yöntemdir." dedi. "Çözüm için Gayret Gösteriyoruz" Cemil Çiçek, demokratik açılım takvimine ilişkin olarak da çalışmaların kararlılıkla sürdürüleceğini vurguladı. Çiçek şunları söyledi: "Biz bu işin zorluğunun farkındayız ama çözümsüzlüğünde bu işi daha da zor hale getirdiğini, işi ağırdan almanın, yarına bırakmanın, bir başka hükümete bırakmanın Türkiye'ye nelere mal olduğunu, ne tip acılara malolduğunu her gün hem görüyoruz, hem de yaşıyoruz. Bu sorunun çözülmesi lazım. Çüzüm için de gayret gösteriyoruz." Memur Zammı Gündeme Gelmedi Öte yandan, memur zammının da Kurulda görüşülmesi bekleniyordu. Zam, Kurul toplantısının gündemine hiç gelmedi. Memurların zam oranlarının Ekim ayı içinde belli olması bekleniyor. 567257 KADİR DİKBAŞ Krize karşı silah ABD ve Rusya, dünyanın en büyük silah üreticisi ve satıcısı. Bu ülkelerin son dönemlerdeki silah satışları dikkat çekici. Otomotivden elektroniğe kadar pek çok sektörde darbe yiyen ABD, dünyada lider olduğu savunma sanayiinde kendini göstermeye çalışıyor. Rusya da, petrol fiyatlarında görülen düşüş yüzünden uğradığı gelir kaybını telafi edecek arayışlar içinde. Silah ihracatı da bunun en güçlü alternatifi. Bir anlamda, krize düşen bazı ülkeler silaha, silah satışına sarılmış gibi. Bunu bariz bir şekilde gösteren de ABD ve Rusya. Dün Venezuela Cumhurbaşkanı Hugo Chavez, tank ve uçaksavar füzeleri almak üzere Rusya'nın ülkesine milyar dolar borç vereceğini açıkladı. Rusya, bundan önce de Mısır, Suriye, Libya, Myanmar, Vietnam, Venezuela ve Türkmenistan'la da hava savunma sistemi satışında anlaşmış teslimatlara başlamıştı. ABD'nin satışları içinde de en yeni satış bizimle ilgili. Türkiye'ye 7,8 milyar dolarlık hava savunma ve füzesavar sistemi satılması gündemde. Uluslararası Barış Araştırmaları Estitüsü'nün (SIPRI) 2004-2008 verilerine göre de, ABD ve Rusya dünyanın en büyük silah tedarikçisi. İki ülke dünya "konvansiyonel" silah ihracatının yüzde 56'sını gerçekleştiriyor. 1990'lı yıllardan bu yana silah alımına hız veren Çin ise, son beş yılda en fazla silah ithalatı yapan ülke olmuş. Bu dönemde yapılan dünya ithalatının yüzde 11'i Çin'e ait. Bu ülkenin en büyük tedarikçisi de yüzde 92 ile Rusya. Bu arada Çin, kriz yılı 2009'un savunma bütçesinde de yüzde 15'lik artışa gitti. İthalatta Çin'den sonra yüzde ile Hindistan var. Hindistan da, silah konusunda Rusya'dan besleniyor. İlginçtir, komşumuz Yunanistan ithalatçılar arasında yüzde pay ile beşinci sırada yer alıyor. Onun en büyük tedarikçisi de Almanya. Aşağıdaki tabloda, kimin kimlere silah sattığı görülüyor. ABD Ortadoğu ve Güney Kore'ye, Rusya ise Çin ve Hindistan pazarına hakim. Kuruluşun savunma harcamaları verilerine göre de, ilk beş ülke ABD, Çin, Fransa, İngiltere ve Rusya. Bu ülkeler trilyon 464 milyar dolar olan 2008 yılı dünya askerî harcamalarının yüzde 60,2'sini gerçekleştirmiş. En fazla harcamayı yapan ABD'nin dünya toplamındaki payı yüzde 41,5. Değer olarak da 607 milyar dolar. Bu rakam, neredeyse Türkiye'nin bir yıllık milli gelirine denk. 2008'de dünya savunma harcamalarında yüzde 4'lük artış yaşanmış. Aynı yıl dünya ekonomisi yüzde 3,2 büyümüştü. 2009 için IMF'nin büyüme tahmini yüzde -1,3. Yani küçülme. Fakat savunma harcamalarının küçülüp küçülmeyeceği belirsiz. Yapılan açıklamalara, ihracat bağlantılarına bakılacak olursa anlaşılan savunmaya ve silaha giden para, krize rağmen büyümeye devam edecek. Şu noktayı da unutmamak gerekiyor ki, en fazla savunma harcaması yapan ilk beş ülke, aynı zamanda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi. Dünya ile ilgili kararlarda veto hakkına sahip ülkeler, en fazla silaha, askerî harcamaya sahip. Yani bir anlamda dünya silah güçle yönetiliyor. Soğuk Savaş bitti ama silahlanma yarışı bitmedi. Ortadoğu'da bitmeyen İsrail saldırıları, Irak ve Afganistan'ın işgali, Gürcistan'da yaşanan kriz ve daha pek çok eski ve yeni gerilim var... Silah satışlarını tetiklemek için bazı bölgelerde ufak tefek kıvılcım çakması, ülkeler arası gerginlikler çıkması/çıkarılması yetiyor. Ve bir ülke silahlanınca komşusu ve diğerleri de harekete geçme ihtiyacı hissediyor. Etraf silahlanırken siz beyaz bayrak çekemezsiniz. 567861 Kürt sorunu Ortadoğu'nun da sorunu Kürt sorunu Ortadoğu'nun da sorunu İSTANBUL Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk, Kürt sorununun sadece Türkiye'yi ilgilendiren değil Ortadoğu'nun da istikrarını esas alan çok önemli ve çok yönlü bir sorun olduğunu söyledi. Ahmet Türk başkanlığında Emine Ayna, Sabahat Tuncel, Hatip Dicle, Sevahil Bayındır ve Osman Baydemir'den oluşan DTP heyeti, açılım sürecine destek almak üzere öğle saatlerinde Irak'a gitti. Atatürk Havalimanı'nda açıklama yapan Ahmet Türk, Türkiye'deki Kürt sorununun çok boyutlu olduğunu savundu. Türk, 'Bütün bu boyutlarını gördüğümüz için hem komşu ülkelerle ilişkiler, hem de Irak Kürdistan'daki yönetimi, Irak cumhurbaşkanının bu konudaki barışçıl çabaların güçlendirilmesi konusunda kendileriyle görüşmeler yapacağız, düşüncelerini alacağız. Biz düşüncelerimizi ifade edeceğiz. Bu sürecin barışa evrilmesi için güç ve katkı sunmalarını isteyeceğiz.' dedi. Kürt sorununun sadece Türkiye'yi ilgilendiren değil gerçekten Ortadoğu'nun da istikrarını esas alan çok önemli çok yönlü bir sorun olduğunu belirten Türk, çözüm için olabildikçe geniş bir mutabakatı sağlayarak, farklı ve çeşitli kesimlerin düşüncelerini alarak doğru bir yaklaşımı ortaya koymak için çaba ve çalışma sürdürdüklerini dile getirdi. Kürtlerin Ortadoğu'nun ülkesinde yaşadığını anlatan Ahmet Türk, 'Tabii ki, onun etkisi bu sorunun çözümü konusunda herkese önemli görevler düşüyor. Önemli olan makul, Kürt halkını tatmin eden rahat ve özgürlüklerini esas alan bir yaklaşım biçiminin ortaya çıkmasıdır.' görüşünü belirtti. Türk, Irak'ın ardından Suriye'ye de gidecek misiniz?' sorusuna şu an böyle bir programları olmadığını ancak ileride olabileceğini kaydetti. Celal Talabani ve Mesud Barzani'nin yanı sıra diğer yetkililerle görüşecek heyetin 20 Eylül'de Türkiye'ye dönmesi bekleniyor. 566876 Manchester'ın Beşiktaş onbiri İngiliz ekibinin teknik direktör Alex Ferguson yönetiminde gerçekleştirdiği antrenmanın ilk 15 dakikalık bölümü basın mensuplarına açık tutuldu. Manchester United'in yarınki mücadelede Beşiktaş karşısında sahaya çıkması beklenen muhtemel 11 şöyle: Foster, Fabio, Ferdinand, Vidic, Evra, Valencia, Scholes, Carrick, Park, Owen, Berbatov. Bu arada, Manchester United'in çalışmasının başında stat dışında ''Beşiktaş'' tezahüratları duyuldu. 568345 Kağıt ve tuzdan çevreci ve ucuz pil 'deki Massachussets Institute of Technology tarafından yayınlanan Technology Review dergisinde yer alan habere göre, son derece hafif, yeniden doldurulabilir batarya, selüloz elyaflarının preslenmesiyle yapılan ince kağıt parçalarını elektrod, tuz çözeltisini de elektrolit olarak kullanıyor. Araştırmanın başında yer alan Maria Stromme, yeni bataryanın ucuz, üretimi kolay ve çevreci olması, ayrıca medikal cihazlar ve kumaşlara iliştirilmiş sensörleri çalıştırabilmesi gerektiğini söyledi. Batarya yapmak için ileri düzeyde malzeme ve teçhizata ihtiyaç duyulmaması gerektiğinin de altını çizen İsveçli bilim adamı, bu tip pillerin gelişmekte olan ülkelerde de üretilebilmesinin önemine işaret etti. Yeni tip bataryadaki yeniden doldurulabilir ince film tasarımı sıvı veya jöle kıvamı yerine katı elektrolitler kullanıyor. Tuz-kağıt pilin, kablosuz sensörler, akıllı kartlar, medikal implantlar gibi düşük kullanan taşınabilir cihazlarda kullanılan lityum pillerin yerini alabilmesi için ideal olacağı düşünülüyor. Uzun raf ömrüne sahip bu ince film bataryalar ayrıca şarjını yıllarca muhafaza edebiliyor ve on binlerce kez şarj edilebiliyor. Lityum bataryaların volt sağlamasına ve gram başına saatte 200 ila 300 milivatt depolayabilmesine karşılık, kağıt batarya volt veriyor ve gram başına saatte 25 milivat toplayabiliyor. Bu pillerin yüksek sağlamaları için seri bağlanmaları gerekiyor. Bilim adamları, lityum bataryadan daha çabuk şarj edilebilen kağıt bataryayı şimdi daha da geliştirmeyi hedefliyor. Tuz-kağıt bataryanın yıl içinde ticari şeklinin piyasaya sunulması bekleniyor. 567882 11 Kişilik Iraklı Heyet İçişleri'nde 11 kişiden oluşan Iraklı heyet İçişleri Bakanlığı'ndan yetkililerle görüşüyor 567737 Gürcistan'da tren garında patlama Yetkililer, Gürcistan'dan tek yanlı bağımsızlığını ilan eden ayrılıkçı Abhazya bölgesi yakınında bulunan Zugdidi kentindeki patlamayı, terör saldırısı olabileceğini söylüyor. Gürcistan İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, patlamanın tren rayları üzerine döşenen bomba ile gerçekleştiğini duyurdu. Bakanlığın açıklamasına göre saldırganlar tesir gücü yüksel TNT karışımı bir bomba türünü kullandı. Gürcistan yönetimi patlama ile ilgili geniş çaplı araştırma başlattı 568426 Hakem Sayısı 5'e Çıkıyor Futbolda "5 hakemli maç" sistemi, UEFA Avrupa Ligi grup maçlarından itibaren uygulanmaya başlanacak. Futbolda radikal değişikliklerden biri olarak görülen, "5 hakemli maç" sistemi, ilk kez 17 Eylül Perşembe günü yapılacak UEFA Avrupa Ligi grup maçlarından itibaren uygulamaya konulacak. Mevcut sistemdeki hakemlere ilaveten, ayrı hakem daha sahada olacak. Ancak bayrağı ve düdüğü olmayan bu hakemler, sadece kulaklık taşıyacak. Kulaklıklarla orta hakemle sürekli temas halinde olacak hakemlerin en önemli görevi, topun gol ve kale çizgisini geçip geçmediğine karar vermek olacak. Tartışmalı pozisyonlarda son sözü söyleyecek olan bu hakemler, ceza alanı içinde görülemeyecek hareketlerin yanı sıra, korner ve serbest atışlarda oyuncuların birbirlerine olan hareketlerini de izleyecek. Bu sistemin, hakem hatalarını en aza indirgeyeceğine inanan UEFA yetkilileri, tartışmalı pozisyonlarda daha sonradan izlenen video görüntülerine de gerek kalmayacağı görüşündeler. 568099 Bir tasfiye (transfer) hikayesi: Bekir Coşkun! Dorduncukuvvetmedya'dan Fikri Takip adıyla yayınlanan yazı: Bunlar kendilerini akıllı herkesi aptal mı sanıyorlar Bekir Coşkun Hürriyet'ten ayrılıp Habertürk'e geçti, iki yıl önce yaşananlar tekrar etmeye başladı. Üstüne bir de 'Medyada tasfiye' tartışmaları eklenince durum daha da karmaşık bir hal aldı.Her kafadan bir ses çıkıyor.   Bekir Coşkun'un Hürriyet'ten ayrıldığını açıklamasından sonra belli başlı köşe başlarında ayrılma nedeni olarak 'Muhalif' yazıları ve 'Tasfiye' söylemi ortaya atıldı... Kendisi baskı nedeniyle ayrılmadığını söylese de gerçek nedeni açıklamıyordu bir türlü... Böyle olunca da her türlü yoruma açık kapı bırakıyordu... Belki de bunu bilinçli olarak yapıyordu... Kim bilir...   Oysa Bekir Coşkun aylar öncesinde verdiği bir söyleşide kendisine Ciner'in 'Büyük Paralar' teklif ettiğini açıkça söylemişti... Hatta ayrılma kararı verdiğini, konuyu  Hürriyet yönetimiyle de görüştüğünü anlatmıştı...   Peki bütün bunlara rağmen, neden Hürriyet'ten ayrılmasıyla yazılarındaki muhalif içerik arasında bağ kuruluyor?..   "TASFİYE HİÇBİR ŞEYDİR, PARA İSE HER ŞEY.."   Bekir Coşkun'un 23 Şubat 2009 tarihinde yani ay önce Vatan Gazetesi'nden Sanem Altan'a verdiği mülakatta Ciner Grubu'na transferiyle ilgili planının bütün detayları anlatmıştı aslında....     Coşkun, Ciner'in çok büyük para teklif ettiğini söylüyordu...   SORU: Ciner Grubu’nun çıkacak olan yeni gazetesinden size transfer teklifi geldi. Sonra ne oldu?   CEVAP: Aslında bunu anlatmam doğru mu bilmiyorum ama herkes bir şey söylüyor, doğrusu bilinsin artık. Ciner Grubu’ndan teklif geldiğinde ben, “Daha gazete çıkmasına çok var, olabilir, görüşebiliriz” dedim. Açık söyleyeyim sırada bende aslında hâlâ da Emin’in kovulmasından dolayı Hürriyet’e karşı bir güvensizlik, bir kırgınlık vardı. Bir gün aynı şey benim de başıma gelir endişesi. Hürriyet’in genel yapısı içinde, yazar kim, bu yazar kim, Bekir Coşkun kim? Kenarda köşede unutulmuş insanlarız. Bütün bunlar beni kırdı-ezdi. yüzden Hürriyet’ten ayrılmayı düşünüyordum. Fatih Altaylı Cunda’ya geldi, sözleşme dosyasını dahi getirmişti. Fatih arkadaşım, onunla çalışabileceğimi de düşünmüştüm ama hiçbir şey konuşmadık, anlattı ben “Şu an Hürriyet’te çalışıyorum, sana bir şey diyemem, dersem Hürriyet’ten hemen ayrılmam gerekir” dedim. da “Saygıyla karşılıyorum ama seni aramızda görmek istiyoruz” dedi. Sonra bir kez Ankara’da görüştük. Artık kararımı vermiştim, Ciner Grubu’yla anlaşacaktım. Ertuğrul’a haber vermek için İstanbul’a gittim. Çünkü daha önceden ona sözüm vardı, “Sana kazık atmayacağım” diye. Gittim “Bak Ertuğrul, sizin yapınızda gitme, sana şunu verelim yoktur, ben de bunu istemeye gelmedim zaten, sakın böyle algılama. Sadece sana verdiğim sözü kaldırmaya geldim. Senden izin istiyorum” dedim. Ertuğrul “Olmaz” dedi. Bütün Hürriyet üzerime geldi. Okuyucular da öyle. Sanki biliyorlarmış gibi otelin lobisinde karşılaştıklarım “Sakın Hürriyet’ten ayrılmayın” diyenler. “Bırakırsanız biz de bırakırız” diyenler. Bir de bir gün bir işadamı bana uçakta demişti ki “Servetimin yarısını veririm 10 gün sizin yerinizde Hürriyet’te yazmak için.” Bütün bunlar beni çok etkiledi. Ayrıca ekonomik kriz döneminde Hürriyet’i bırakıp gitseydim sadece para için gitmiş gibi olacaktım. Çok da büyük para vardı gerçi. Kalmaya karar verdim. Gitmek istiyorsam Ertuğrul’u hiç görmemem gerekiyordu, bir mektup yazıp odasına bırakıp kaçmam lazımdı. ()   BASKI GÖRMÜYORMUŞ; HİSSEDİYORMUŞ...   Bekir Coşkun Hürriyet'ten ayrılma kararı verdikten sonra geçtiğmiz günlerde Akşam Gazetesi'ne konuşmuştu. Coşkun, kendi istediğiyle ayrıldığnı söylüyor, baskı görmediğini ancak baskıyı hissettiğini söylüyordu... SORU: Gönderilmeniz söz konusu mu? Hayır öyle bir şey yok. Aslında hem benim hem de Aydın Doğan'ın canı yanıyor. Çünkü Türkiye'de artık yeni bir sistem kuruluyor. İkimiz de bunun kurbanıyız. Silindir gibi herkesi ezerek gidiyor. Kendinden olanın yaşama hakkı var sadece. SORU: Baskı mı yapıldı yazılarınızla ilgili? Hayır ama baskıyı hissediyordum. Muhalif yazılarımın bedelini biri ödeyecekti. Ben, patron... Ama en ağır bedeli okuyucu ödeyecek. Gerekçe sormayın, yorum yapmayacağım. VE HUZURLARINIZDA EMİN ÇÖLAŞAN...   Hürriyet'ten kovulduktan sonra  aylarca 'Beni hükümet attırdı' şeklinde kampanya yürüten hatta üstüne iki de kitap yazan Emin Çölaşan yine sahne almış gözüküyor...   Çölaşan bu kez de Akşam gazetisine konuşmuş ve Bekir Coşkun'un Hürriyet'ten ayrılmasıyla ilgili birtakım sözler sarfetmiş...   Çölaşan'ın söylediklerine geçmeden önce Bekir Coşkun'la olan ilişkisine dikkat çekmek gerekiyor.     KANKA MESELESİ...   Bekir Coşkun Vatan Gazetesi'nde yayınlanan aynı söyleşide Emin Çölaşan'la ilgili bakın neler söylüyor:   SORU: Emin Çölaşan’ın kovulmasından sonra da siz zor günler yaşadınız değil mi? Çok mu yakın iki arkadaşsınız siz gerçekten?   COŞKUN: Kanka değiliz. Rakibiz bir yerde. Dürüst olmak lazım. Grup çalışması yapamazsın gazetecilikte. Bireyseldir. Yazılarından dolayı kim kovulmuş olsa ben onun için de aynı tepkiyi verirdim Hürriyet’te. Ama beni atsalar Emin’in kılı kıpırdamazdı. Umrunda bile olmazdı. Ne diyeceğini de biliyorum “Bekirciğim geçmiş olsun. Olur böyle şeyler, üzülme, herkesin başına gelir” diyecekti. Bir daha da aramazdı. Yemin ediyorum böyle olurdu. Bu benim gerçek düşüncem..   Hürriyet'ten kovulmayı hala içine sindiremediği anlaşılan Emin Çölaşan'ın, Bekir Coşkun'un 'Kankam değil' demesine rağmen hakkında söyledikleri ilginç...   SORU: Yakın arkadaşınız Bekir Coşkun da Hürriyet'ten ayrıldı...   CEVAP: Bekir, Hürriyet'te herkesin olduğu gibi mutsuzdu. Hürriyet'in pek çok yazarı da, Hürriyet'in muhabirlerinin tamamı da Hürriyet'ten mutsuz. Şunun için mutsuz, gönderilen haberler yer bulmuyor gazetede, çöpe atılıyor. Aman iktidarı kızdırmayalım diye. Köşe yazarları özgür değil, her köşe yazarı yazısını ölçülü olarak yazmak zorunda kalıyor. Çünkü patronun ve Hacı Ertuğrul'un (Özkök) tavrını biliyorlar. AKP iktidarından nasıl korktuklarını biliyorlar. Dolayısıyla herkes mutsuz. Bekir'in kopacağını uzun zamandır bekliyordum. Nitekim oldu, kopuş gerçekleşti. Bekir'in üzerinde de baskı vardı. Bekir'in yazılarını Hacı Ertuğrul makaslamaya başlamıştı. Gitmesi Hürriyet için çok büyük kayıptır.   Ben Hürriyet'ten kovulduktan sonra Bekir aynı şeylerin kendisinin de başına geleceğini biliyordu. Ben ona söyledim, Ertuğrul tarafından yazıları sansür edilirken dedim ki, 'Benim içinde yer aldığım filmi ister istemez sen de izliyorsun. Belki daha kötüsü olacak.' Bekir'in kafasında sonuçta hep Hürriyet'ten şu veya bu biçimde kopmak olduğunu tahmin ediyordum. da gerçekleşti. Bana göre iki sene iyi dayandı. Bütün baskılara rağmen. Benim yaşadığım olayları da yaşıyordu. Bekir, yazılarının sansür edilmesine tavır koyunca Ertuğrul, onu arayıp torunlarının üzerine yemin billah ediyormuş. Bunları Hürriyet'teki arkadaşlar bana açıkça anlatıyordu. Aynı şeyleri ben binlerce kez yaşamıştım. Size somut bir örnek vereyim. Duyduğuma göre mesela Bülent Arınç hakkında yazı yazma deniliyormuş Bekir'e. Çünkü RTÜK falan Bülent Arınç'a bağlı ya. Adı da Manisalı olarak geçiyormuş. 'Manisalı hakkında yazı yazma' deniliyormuş. Bunların hiçbirini Bekir'den duymadım çünkü böyle konuları anlatmaktan hoşlanmaz.   SORU: Coşkun'un 'Aydın Doğan'a 10 kişilik tasfiye listesi gitti' sözleri...   10 kişilik liste varmış. Bu listenin var olduğunu Aydın Doğan da doğrulamak zorunda kalıyor. Ama listeyi Aydın Doğan'a kimin verdiğini bilmiyorum. Tayyip Erdoğan doğrudan doğruya vermez. uğraşmaz doğrudan bu işle, ama hükümet tarafından verilmiştir. İşin özü şurada: Doğan Grubu'nun yedi tane gazetesi, üç tane de televizyonu var. Bu patronun hükümetle yüzlerce işi var. Ben bire bir yaşadığım için biliyorum bu olayları. Bunlar Erdoğan'dan resmen korkuyorlar. Hacı Ertuğrul'a hep derdim ki, 'Ya arkadaş, elinizde böylesine güç var, siz bunlardan korkacağınıza bunlar sizlerden korksunlar. Her gün Tayyip Erdoğan sizi arayıp 'Benden bir emriniz var mı' diye sorsun. Benim elimde yedi gazete, üç TV kanalı olacak ve bunlardan korkacağım. Siz Türkiye'yi yıkarsınız. Yolsuzlukların üzerine, kepazeliklerin üzerine gidin dedim. Ama hep korktular.    Durum yeterince açık değil mi?   Bekir Coşkun Hürriyet'ten ayrılmayı 'Büyük paralar' teklif edildiği için aylar öncesinde kafaya koyuyor... Bunun için uygun zemini yokluyor... Zamanı geldiğinde de harekete geçiyor...     Sonrasında 'Tasfiye listesi' adı altında birtakım efsaneler tedavüle sokuluyor, beyanatlar veriliyor, köşelerde yazılıyor...     Bütün herşey ortadayken, bunlar kendilerini akıllı herkesi aptal sanıyor... 567842 Bilecik'te lav silahı ve havan mühimmatı bulundu Alınan bilgiye göre, merkeze bağlı Kurtköy sulama barajında balık avlayan bir kişi, göletteki suların çekildiği bölgede silah ve mühimmat gördü, durumu güvenlik güçlerine bildirdi. Olay yerine gelen jandarma ekipleri, bölgede inceleme yaptı. Jandarma ekipleri, birer adet havan mühimmatı, lav silahı ve ses bombası buldu. Bulunan mühimmatlar, Bozüyük Mühimmat Bölük Komutanlığı görevlilerince incelendikten sonra araştırılmak üzere muhafazaya alındı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. 567616 İran'la nükleer müzakereler Türkiye'de mi olacak? İran'la nükleer müzakereler Türkiye'de mi olacak? BRÜKSEL Avrupa Birliği dış politika yüksek temsilcisi Javier Solana, İran'la nükleer müzakerelerin büyük ihtimalle Türkiye'de gerçekleştirileceğini söyledi. Brüksel'de gazetecilerin İran'la müzakerelerin nerede yapılacağı sorusunu cevaplayan Solana, "Henüz kesin karar verilmedi; ama büyük ihtimalle Türkiye'de yapılacağını düşünüyorum." dedi. İran'la müzakereleri başlatacak ülkeyi temsil eden Solana, Batı'nın İran'la müzakerelerde hâlâ 'havuç-sopa' olarak adlandırılan çift yönlü politikayı sürdürdüğünü dile getirdi. AB yetkilisi, bununla birlikte şimdi yaptırımları konuşmanın zamanı olmadığını vurguladı. İran, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi ülke ve Almanya'yla nükleer programıyla ilgili kapsamlı müzakerelere başlama kararı almış, fakat uranyum zenginleştirme faaliyetlerinden vazgeçmesinin söz konusu olmadığını açıklamıştı. Javier Solana, yeni müzakerelerde ABD'nin de resmî olarak temsil edileceğini belirterek, İranlıların bunu olumlu karşıladığını dile getirdi. 567004 Hamilelikte sigara riski kat artırıyor İsviçli doktorların yaptığı ve bugün Viyana'da düzenlenen Avrupa Pnömoloji Kongresinde sunulan araştırma, tütün ürünleri tüketiminin bebeklerin yetersiz kiloda doğmasına yol açtığını gösterdiği, bu durumun astıma yakalanma riski konusunda etkisi olduğu belirtildi. 1996-2008 arasında yaklaşık 3400 çocukta astımın gelişimini izleyen İsveçli doktorların araştırmasında, tiryaki annelerin çocuklarının, içmeyen annelerin çocuklarına göre ortalama olarak 211 gram daha az kiloda doğdukları ortaya kondu. Tiryaki annelerin çocuklarının yaklaşık 24,3'ünün 2,5 kilodan daha az ağırlıkta doğduğu, sigara içmeyen annelerin çocuklarında ise bu kiloda doğum oranının yüzde 4,1 olduğu belirtildi. Hamilelik döneminin tamamında sigara içen kadınların zayıf doğan çocuklarının astıma yakalanma riskinin yüzde 23,5 olduğu, bu oranın sigara içmeyen kadınların normal kiloda doğan çocuklarında yüzde 7,7 olduğu kaydedildi 568727 Orta vadeli program bugün açıklanıyor Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, açıklanması üç geciken üç yıllık orta vadeli programı bugün açıklayacak. Orta vadeli program hem hükümetin gelecek üç yıl içinde atacağı mali adımlara hem de bütçeye yol gösterici nitelikte olacak. 2010-2012 döneminde, yani ekonomik kriz sonrası Türkiye'sinde ekonomiye tasarruf tedbirleri damgasını vuracak. Ekonomi yönetimi bir süredir alınacak bu tedbirler üzerinde çalışıyordu. Mayıs ayında açıklanması beklenen programın gecikmesi, kriz ortamının yarattığı belirsizlik ve ile görüşmelerde sona gelinememesine bağlanıyordu. Program açıklanmadan önce özellikle alınacak tasarruf önlemlerine vurgu yapılması dikkat çekti. Sosyal güvenlik, sağlık, ve yerel yönetimler alanında tasarruf önlemlerinin programda yer alması bekleniyor. EKK "İstanbul finans merkezi" gündemiyle toplanıyor Öte yandan Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK), Ali Babacan başkanlığında 20'nci toplantısını bugün saat 14:00'te yapacak. Hazine Müsteşarlığı kampüsünde bulunan Uğur Ercan toplantı salonunda gerçekleştirecek olan EKK'nın gündem konusu "İstanbul Finans Merkezi" olacak. Toplantıya, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'in yanı sıra, kamu kuruluşlarının üst düzey yöneticileri ile sektör temsilcileri katılacak. 568068 İsrail ve Filistinli uzmanlar barış planı hazırladı İsrail ve Filistinli uzmanlar barış planı hazırladı TEL AVİV İsrailli ve Filistinli uzmanlar, iki taraf arasında planlanmış şimdiye kadarki en detaylı barış planı olabilecek bir tasarı hazırladı. Bugün Tel Aviv'de açıklanan planın hiçbir resmi yanı bulunmuyor. Ancak İsrailli ve Filistinli liderlerin ilgisini çekebilecek gibi duruyor. İsrailli ve Filistinli uzmanların yer aldığı Cenevre Girişimi tarafından hazırlanan planın merkezinde Batı Şeria'nın yüzde 98'i, Gazze Şeridi'nin tamamı ve Kudüs'ün Arap bölgelerini kapsayan bir Filistin devleti kurulması bulunuyor. Haritalarla birlikte 400'den fazla sayfadan oluşan plan İsrail askerleri için bir çekilme planı ve hatta silahlardan arındırılmış bir Filistin'de hangi silahların bulundurulabileceğini içeren bir silah listesi bile bulunuyor. Planı yaklaşık yıllık bir süre zarfında hazırlayan Cenevre Girişimi'nde uzmanların yanı sıra eski hükümet görevlileri ve arabulucular da yer alıyor. 567082 EKREM DUMANLI Yargıya güven Yargıya güvenmek gerekiyor kuşkusuz. Çünkü herkesin adalete sığınmaktan başka çaresi yok. Ne var ki böyle bir güvenin tesis edilemediği de aşikâr. Öteden beri bu böyledir. Türk fikir hayatının çok önemli bir yazarı yarım asır önce 'zulüm adalet tacını giyerse' deyip bir çığlık atıyordu. Keşke gün sese kulak verilebilseydi. Bugün durum daha da karışık. Yüksek yargının adaleti temsil etmesi ve hakem rolünü üstlenmesi gereken bazı birimleri, siyasî parti gibi görülüyor. Hatta bir siyasî parti gibi de değil. Malum bir partinin noteri gibi de görülüyor. Ne yazık ki algı böyle. Ve ne yazık ki bu algı boşuna oluşmuyor. Çok acı! Bugünlere bir çırpıda gelinmedi. Yargının imajını en çok yargının bizatihi kendisi altüst etti. kadar gerilere gitmeye de gerek yok. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında hokus pokus yapıldı ve onlarca yıldır süren Meclis geleneği '367 zorunluluğu' sayesinde altüst edildi. Tam bir hokkabazlıktı yapılan. Çünkü hiçbir cumhurbaşkanı seçilirken böyle bir şart istenmemişti. 'Olsun, nasıl olsa Anayasa Mahkemesi (AYM) buna izin vermez' diyenler hüsrana uğradı. Bazı üyeler 'Biz bu kararı torunlarımıza anlatamayız' dedi ama iş işten geçmişti. Meclis 411 oyla bir yasayı onayladı. Anayasa'da çok açık bir şekilde AYM'nin yetkisi belirtiliyordu ve teamül de hep çerçevede cereyan ediyordu. Ne yazık ki AYM, yetkisini aşarak içeriğe müdahale etti. Üstelik akla hayale gelmeyecek yasakçı gerekçelerle. YARSAV diye bir örgüt var; yüksek yargıdan pek çok kişi de buna üye. 1980 öncesi Pol-Bir, Pol-Der gibi örgütler vardı; Polisler onlara üyeydi ve yandaş-karşıt ikilemi içinde yaşıyorlardı. Olan da vatandaşa oluyordu. YARSAV da böyle bir görüntü veriyor. Nerede siyasî bir olay var, bu örgütün başkanı orada. Üstelik bu kişi hâlâ savcılık yapıyor. Ama ne hikmetse Ergenekon sanıklarına taktikler verebiliyor. Halkın neredeyse yarısının oyunu alan bir partinin kapatılması tezgâhında aktif roller üstleniyor. AYM üyesi bir kişinin durumu ondan geri mi? Maalesef! Beyefendi, eşiyle beraber her siyasî kavganın içinde. Ankara'nın göbeğinde bir hâkim bahsi geçen kişileri aratmıyor zaten. Adam daha yazılmamış yazılar için gazete isimleri vererek yayın yasağı getiriyor. Hukuk tarihinin en komik kararını nasıl alıyor? Komşusu mahkemeye giderek... Bir de televizyonlara çıkıp Anayasa'ya aykırı kararlarını savunup adeta canlı yayında tartışacak adam arıyor... Demem ki yargı durup dururken kan kaybetmiyor. HSYK'nın son operasyonu bile başlı başına korkunç bir hataydı. Sokaktaki vatandaş ne düşünüyor: 'Ergenekon örgütünü araştıran savcılar/hâkimler tayin ve terfi silahı kullanılarak sindirilmeye çalışılıyor.' Bu imajın oluşmasında asıl sorumlu HSYK'nın bizzat kendisi. Ergenekon zanlıları ile oturup kalkan, onların gizli toplantılarına iştirak ettiği resmen ortaya çıkan kişiler zanlılar hakkında 'aile dostum, arkadaşım' der; ardından da savcı ve hâkimleri harcamaya kalkarsa (en azından böyle bir imajın oluşmasına sebep olursa) tabii ki yargı yıpranır. Üstelik HSYK'nın halk nezdinde bir sabıka kaydı var. Şemdinli savcısı Ferhat Sarıkaya'nın ocağını söndürdü bu ekip. Savcı yanlış bir mütalaada bulunsa bile bu kadar orantısız ceza uygularsan kamu vicdanı senin kâbusun olur, peşini bırakmaz. HSYK'nın verdiği orantısız ceza Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden dönüyor. AİHM, ocağı söndürülen (meslekten men edilip avukatlık bile yapamayacak hale getirilen) savcı Sacit Kayalı'nın mesleğe iadesini istiyor. HSYK'dan tık yok. Başa dönerek şu soruyu tazelemek isterim: Güvenilir bir yargı sistemine ihtiyaç var mı? Evet! Ancak yargıya güvenmek için yargının hem bağımsız olması gerekiyor hem tarafsız. Yargı reformu buna katkı sağlayabilir; ancak sorunun çözümü şu zihniyet değişikliğinden geçiyor. Yargı mensupları cübbeyi giydiği an siyaset elbisesini çıkarıp atmış olacak. Bizde yargı bağımsız olmasına bağımsız da tarafsız mı konuda çok büyük bir tereddüt var. Yargı bu tereddütü ortadan kaldırmaya mecbur. 566826 Erdoğan'dan 'Açılım' Değerlendirmesi Başbakan RecepTayyip Erdoğan başlattıkları demokratik açılım sürecini her türlü engelleme çabasına karşın tamamlamak konusunda kararlı olduklarını vurguladı. Ak Parti Genel Merkezi'nde büyükelçi ve medya temsilcileri ile iftar yemeğinde biraraya gelen Erdoğan, "Bu proje milli bir projedir, siyaset üstü bir projedir, bedeli ne olursa olsun nihayete erdirmek asli görevimizdir" diye konuştu. 567115 Şimdiki hedefimiz Bayram hediyesi! Şimdiki hedefimiz Bayram hediyesi! Şimdiki hedefimiz Bayram hediyesi! 15.09.2009 İlk kez bir maçta gol atan Egemen, "Bu hafta da kazanıp bayram hediyesi vermek istiyoruz" dedi Büyükşehir maçının kahramanı Egemen, kulübün internet sitesine yaptığı açıklamada, kariyerinde ilk kez gol birden attığını belirterek "Takım olarak iyi başladığımız lige yeniden tutunmanın mutluluğunu yaşıyoruz" dedi. Diyarbakır ve Manisa mağlubiyetlerinin, istedikleri futbolu oynayamamalarından kaynaklandığını ifade eden Trabzon kaptanı, "Belki hocamızın isteklerini gerçekleştiremedik, belki de konsantre olamadık. Kötü neticeler bizi olumsuz etkilemişti. Ama milli arada havamız değişti. Şimdi önümüzdeki maçı da kazanarak taraftara bayram hediyesi vermek istiyoruz" diye konuştu. 567873 Jeffrey'den Ermenistan sürecine destek Jeffrey'den Ermenistan sürecine destek ABD Ankara Büyükelçisi James Jeffery, normalleşme sürecine giren Türkiye-Ermenistan ilişkilerini değerlendirirken, “Süreci destekliyoruz, inşallah bu süreç devam edecek. Bu konu Türkiye ile Ermenistan arasındaki müzakerelerde, onun için siz karar vereceksiniz” dedi. ANKARA ABD Ankara Büyükelçisi James Jeffery, normalleşme sürecine giren Türkiye-Ermenistan ilişkilerini değerlendirirken, “Süreci destekliyoruz, inşallah bu süreç devam edecek dedi. Jeffery, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'e, tebrik ziyaretinde bulundu. Basına kapalı olarak gerçekleşen ziyaret yaklaşık yarım saat sürdü. Jeffery, ziyaret sonrası Meclis'ten ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı. “Türkiye Ermenistan” ilişkilerinin sorulması üzerine Jeffery, Türkiye ile Ermenistan arasında ki mutabakat metinlerine destek verdiklerini, bu sürecin devam etmesini umduklarını söyledi. Normalleşme sürecine giren Türkiye ile Ermenistan ilişkilerini değerlendirirken, ABD'nin süreci siyasi olarak desteklediklerinin altını çizdi. ABD Büyükelçisi Jeffery, “Süreci destekliyoruz, inşallah bu süreç devam edecek. Bu konu Türkiye ile Ermenistan arasındaki müzakerelerde, onun için siz karar vereceksiniz. Somut halde bütün Kafkasya'da barış ve istikrar arıyoruz dedi.. Mink grubunda faaliyetlerimiz var. Mesela, Gürcistan ile kırgınlık hakkında sonuç arıyoruz. Özellikle Ermenistan ile Türkiye arasındaki süreci destekliyoruz” dedi. 567172 Hicaz'a trenle günde gidilecek Türk Amerikan İşadamları Derneği'nin düzenlediği iftar yemeğine katılan Aka, Hicaz Demiryolu Projesi hakkında basın mensuplarına bilgi verdi. Osmanlı topraklarında gerçekleştirilen ilk demiryolunun, İngilizler tarafından 1856 yılında işletmeye açılan İskenderiye-Kahire demiryolu olduğunu ifade eden Aka, demiryolunun I. Dünya Savaşı'nda ve sonrasında tahrip edildiğini, 1918 yılında ise Medine bağlantısının tamamen kesildiğini söyledi. Hicaz demiryolunun yeniden hayata geçirilmesi için Türkiye, Ürdün ve Suudi Arabistan'ın, bu hattın yapılmasına müştereken karar vermesi gerektiğinin altını çizdiğine dikkat çeken Aka, TCDD'nin bu anlamda gerekli girişimleri sürdürdüğünü belirtti. Aka, "Bu önemli projeye hayat vermek için demiryolunun geçtiği diğer ülkelerin de taşın altına ellerini koyması gerekiyor. Bu projenin tamamlanması diğer ülkelerin katkısı olmadan mümkün değil. Projeye, Türkiye olarak hızlı tren istasyonlarıyla başlamış durumdayız. Suriye ve Ürdün, çalışmalara 2010'da başlayacak. Suudi Arabistan'da ise çalışmalar 2012 yılında tamamlanmış olacak. Proje tamamlandığında İstanbul'dan yola çıkan bir tren, 24 saatte Mekke'de olacak." ifadelerini kullandı. 568659 Düşler Sahnesi perdelerini açıyor UEFA 'ndeki temsilcilerimizin maç özetleri CNNTürk'te... Panathinaikos Twente maçlarının ardından özel yayın... Barış Kuyucu'nun sunduğu, Bülent Tulun ve Engin Verel'in yorumları ile katıldığı Futbolda Avrupa Gecesi Perşembe 21:50 ve 00:30'da  CNN Türk'te... 568028 CHP Milletvekili İnce'nin evinden tabancası çalındı Milletvekili İnce'nin evinden tabancası çalındıSüheyla GÖZDERELİLER/YALOVA, (DHA) Milletvekili Muharrem İnce'nin Yalova kent merkezinde bulunan evine kimsenin bulunmadığı sırada giren hırsız veya hırsızlar, ruhsatlı tabancayı alarak kaçtı. CHP Milletvekili Muharrem İnce'nin Caddesi üzerinde bulunan katlı binanın 3'üncü katındaki evine sokak kapısının kilitini açarak giren hırsız veya hırsızlar, yatak odasında bulunan İnce'ye ait biri dedesinden kalan Nagant, 'nin kendisine verdiği Smith Wesson ve şahsına ait Sarsılmaz marka tabancayı alarak kaçtı. Daha önce de 'da, aracında bulunan hazırladığı dosyaları çalınan CHP Milletvekili Muharrem İnce, konuyla ilgili olarak konuşmak istemediğini söyledi. Olayla ilgili soruşturmaya Yalova Cumhuriyet Savcılığı'nca başlandı. Evde parmak izi alan polis, hırsız veya hırsızların kimliğini araştırıyor. 568100 Savcı Murat Gök'e cinsel taciz davası Alınan bilgiye göre, Tırpan Operasyonu kapsamında tutuklanan babası H.İ'nin durumu hakkında görüştüğü Murat Gök'ün kendisini cep telefonuna attığı mesajlarla taciz ettiğini ileri sürerek Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunan Ü.E.İ, bu kez avukatı Tarcan Ülük aracılığıyla 6. Asliye Hukuk Mahkemesine 20 bin lira tazminat istemiyle başvurdu. Taciz iddialarıyla ilgili Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığının yanı sıra Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna şikayette bulunulduğu kaydedilirken, cep telefonu mesajları da dilekçeye eklendi. İlk duruşmanın Kasım 2009 tarihinde yapılacağı öğrenildi. Diğer yandan avukat Tarcan Ülük, Samsun Cumhuriyet Savcılığına atanan Murat Gök'ün kendisini tehdit ettiğini, bu nedenle kendisi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu bildirdi. Ülük, Gök'ün kendisine ''Seni hafta içinde İzmir'deki arkadaşlarımın yapacağı operasyonla aldıracağım'' şeklinde haber gönderdiğini iddia etti. -ÜLÜK, YENGEÇ OPERASYONUNDA TUTUKLANMIŞTI- Murat Gök tarafından İzmir Adliyesindeki rüşvet iddialarına ilişkin yürütülen ''Yengeç 2'' operasyonu kapsamında gözaltına alınıp tutuklanan Tarcan Ülük, operasyona ilişkin davanın ilk duruşmasında, usulsüz sorgulama yapıldığını, kendisinin ve ailesinin mağdur edildiğini ileri sürmüş, gözaltına alındığında eşinin aylık hamile olduğunu ve çocuğunun doğumu sırasında eşinin yanında olamadığını dile getirmişti. Ülük, ifadesi sırasında ağlamış, arkadaşları tarafından teskin edilmişti. Murat Gök, ise Ü.E.İ. ile bir süre ilişki yaşadıklarını, 25 Eylülde başka bir kişiyle evlenmek için gün aldığını belirterek ''Tam evlilik öncesi ve hakime rüşvet iddiasıyla hakkında dava açıp tutuklanmasına yol açtığım Tarcan Ülük'ün avukatlığını üstlendiği bu hanımın davranışını takdirlerinize bırakıyorum'' şeklinde görüş bildirmişti. Murat Gök'ün düğünü iptal edilmişti. 568518 Barroso'nun görev süresi oylanacak Yarınki oylamayla, AB liderlerinin daha önce desteğini alan Barroso'nun beş yıl daha görevde kalmasına kesin gözüyle bakılıyor. AP'de 256 sandalyeyle en güçlü siyasi grup konumunda olan Hristiyan Demokrat Grup, bugün düzenlediği basın toplantısında, Barroso için yarın "evet" oyu kullanacağını bir kez daha teyit etti. AP'de 88 sandalyeli Liberal ve 55 sandalyeli Muhafazakar grubun da Barroso'yu yarınki oylamada desteklemesi bekleniyor. Sosyalist Grup, "küresel mali krizde etkisiz kaldığı" gerekçesiyle Yeşil Grup ise "küresel ısınma karşısında etkili politikalar geliştiremediğini" öne sürerek, daha önce Barroso'yu desteklemeyeceğini açıklamıştı. Barroso'nun yeniden görev süresinin uzatılabilmesi için, 736 üyeli parlamentonun 369 üyesinin desteğini alması gerekiyor. 567189 ‘Rekor kırabilir’ Hollandalı teknik adamın, ’da üç ayda başarıyı yakaladığına vurgu yaptı, “Rijkaard, ’de bütün rekorları alt üst edebilir” ifadelerini kullandı ’nın uzun süre teknik direktörlüğünü yaptığı için İspanyol medyası tarafından yakından takip edilen ’ın hocası ’a övgü geldi. İspanyol Sport gazetesi, “Frank Rijkaard’ın Türk sevdası” başlığıyla verdiği haber analizde ünlü teknik direktörün kısa sürede başarıyı yakalayarak, kendisini kanıtladığına dikkat çekti. Haberde, Rijkaard’ın, Galatasaray’da başarılı olamayacağına inananların sessizliğe gömüldüklerinin altı çizilerek, “Bazı kesimler onun, ’da gösterdiği başarıyı Galatasaray’da tekrar edemeyeceğine inanıyordu. Geçen zaman bu kişilerin yanıldıklarını gösterdi” yorumu yapıldı. Galatasaray’ın, Rijkaard yönetiminde çıktığı 11 resmi maçta galibiyet, beraberlik aldığını hatırlatan gazete, bu tablonun hem Hollandalı teknik adam hem de sarı-kırmızılı takım için bir gurur kaynağı olduğunu ifade etti. Haberde, Frank Rijkaard’ın üç ayda elde ettiği başarıyla ’yi fethettiği de belirtilerek, “Uzun süredir başarıya hasret kalan Galatasaraylı taraftarlar yeniden ülkede futbolun efendisi olmaya başladılar. Rijkaard, Türkiye’de artık bütün rekorları alt üst edebilecek teknik adam olarak görülüyor” ifadeleri kullanıldı. 566812 A.Gücü'ne bir darbede UÇK'dan! Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Uyuşmazlık Çözüm Kurulu (UÇK), Gökhan Emreciksin'in Fenerbahçe'ye transfer olduğu dönemde yaşanan gelişmelerle ilgili olarak Ankaragücü'nün Boluspor'a 550 bin Euro ödemesine karar verdi. Son günlerde, TFF ile sıkıntılı bir dönem yaşayan Ankaragücü'ne bir darbe de UÇK'dan geldi. UÇK, Ankaragücü'nün, Gökhan Emreciksin'in transferinden elde ettiği ücretten 550 bin euroyu Boluspor'a ödenmesini kararlaştırdı. Bilindiği gibi, Gökhan Emreciksin, 2007-2008 sezonun devre arasında Boluspor'dan Ankaragücü'ne transfer olmuştu. Burada başarılı bir grafik çizen Gökhan Emreciksin, 2007-2008 sezonun devre arasında ise Fenerbahçe'ye geçmişti. Tüm bu gelişmeler yaşanırken, Ankaragücü ile Boluspor arasında özel bir sözleşme olduğu ortaya çıkmıştı. Sözleşmede, Gökhan Emreciksin'in milyon Dolar'ın üzerinde bir bedelle başka bir kulübe satılması durumunda bonservis bedelinin yarısını Boluspor'un alacağı belirtilmişti. Gökhan'ın Fenerbahçe'ye transferinin ardından Boluspor, hakkı olan parayı istemiş dönemin Ankaragücü başkanı Cemal Aydın ise transferin milyon doların üstünde gerçekleşmediğini iddia ederek bu parayı ödememişti. Boluspor'un federasyon nezdinde açtığı davayla ilgili olarak UÇK kararını verdi. UÇK, Gökhan Emreciksin'in Fenerbahçe'ye milyon 100 bin Euro'ya transfer olduğunu belirledi ve Ankaragücü'nün Boluspor'a 550 bin Euro ödemesi gerektiği hükmüne vardı. Ankaragücü, kararla itiraz süresinin dolduğu gün olan bugün (Pazartesi) Tahkim Kurulu'na gerekli itirazını yaptı. İHA 568252 Topuz mu, Kazım mı? Topuz mu, Kazım mı? 'de 5'te yaparak sezona gibi giren 'de gözler 'ne çevrildi. Sarı lacivertliler, perşembe günü 'de oynayacakları Twente maçının hazırlıklarını sürdürürken, yönetim ve teknik direktör Daum'un futbolcuları Avrupa Ligi'ne motive etmek için yoğun çaba harcadığı öğrenildi. LigTV'nin sitesinin haberine göre; Teknik Direktör Daum'un oyuncularıyla yaptığı toplantıda "Yönetimimiz ve ben ilk hedefin Ligi şampiyonluğu olduğunu söyledik ama katıldığımız her kupada da iddialı olmak zorundayız. Avrupa Ligi sizler için de çok önemli bir podyum. Hepiniz en yüksek hırsınızı ve futbol kalitenizi bu ligde göstermelisiniz" dediği belirtildi. Daum'un Twente karşısında orta saha ve sağ kanatta değişiklik yapmayı planladığı belirtildi. Alman hocanın karşısında orta sahada görev yapan 'u sağ kanatta Kazım'ın yerine monte edip, 'nu da gerçek yerinde oynatmayı düşündüğü ileri sürüldü. Sarı lacivertlilerde sakatlığı devam eden 'ın birkaç gün içinde takım ile birlikte çalışmalara başlayacağı belirtilirken, Bosna ile oynanan milli maçta sol el tarak kemiği kırılan 'nın başarılı bir operasyon geçirdiği açıklandı. Bu arada Teknik Direktör Daum'un Bursaspor maçı sonrası dönüş yolculuğunda takım yemeğine katılmayan İspanyol golcü Güiza ile bir görüşme yapacağı öğrenildi. Öte yandan Fenerbahçe'nin rakibi Twente de hazırlıklarını sürdürüyor. ekibinin ülkesindeki son antrenmanını az sayıda izlerken, Teknik Direktör Steve Maclaren ve futbolcular basın mensuplarını sorularını yanıtsız bıraktı. Bu arada bir gurbetçi tarafından Twente yöneticilerine Fenerbahçe forması hediye edildi. 567018 Size can yaktırmazlar Kadir Bey Selin ardında bıraktığı en önemli mesaj; kayıplardan ziyade rantçı bir zihniyetin geleceğimize verdiği zararın boyutu değil mi? Zihinlerimizin doğrunun aksine kendi isteklerimizin doğrultusunda çalışıyor olması en büyük problemimiz. CHP ve Ak Parti daha yaralar sarılmadan tam bir savaşa başladı. ‘Çamur’ meydan muharebesi Baykal’ın tır garajını gezmesi ile başlatılmış oldu. Kim yaptı, hesabını kim verecek ve hadi birini yargılayalım diyen zihinler çatışmaya başladı hemen. CHP’nin tam bir siyasi ‘afet’ dalgası oluşturmak için saldırıya geçtiği anda Topbaş’ın kesin kararlı açıklaması geldi: ‘Belki biraz acımasız olacak ama kimse kusura bakmasın. Gereken soruşturmaların talimatını verdik.’ Hadi bakalım… ‘Çamur meydan muharebesinde’ neler olacak, yoksa ‘Filler ve çimen’ mi olacak ortam. Asıl bundan sonra neler olacağına bakalım. Selin üzerinden günler geçti ve… Hani ‘Kimse kusura bakmasın’ diyen açıklamayı bir kez daha hatırlayın ve hafızalarınızı şöyle bir canlandırın. Bu ülkede kimse cesur kararların ardından cesaretli duranların ‘kendi menfaatlerine’ dokunmasına seyirci kalıp ona destek vermedi bunu da hatırlayın. Bunun için şu soruların derhal cevabını bulmak gerekiyor. Sayın Topbaş, öncelikle kendi meclisinin önüne getirdiğinde kararlarını kaç kişi sana destek verip hadi yıkalım diye cesurca arkanızda yer alacak acaba? Ya ‘çamur altında’ siyasi enkaz senaryoları yazmaya kalkan ama kendilerinin de ak kaşık olmadığını hatırlamayan CHP kanadından kaç meclis üyesi destekçi olacak Ayamama’da radikal kararlara. Gürsel Tekin başta olmak üzere İl yönetimi proje teklif edip İstanbul’u kurtaralım diyecek mi size? Bitmedi… Selde canı yananların dışında kaç kişi binasını dere yatağında diye yıkmaya gittiğinizde size buyurun efendim hoş geldiniz diyecek acaba? Yetmedi dere yataklarının kenarında işyeri olanların kaçı hadi arkandayız deyip yola koyulur sizinle? Sürekli cezalandıracak bir suçlu arayanlar neler yapacağı en önemli merak konusu? Seçimde oy kaybederiz diye sizi ne kadar çok insan siyasi kaygı içerisine itmeye çalışacak? Bunun içindir ki İstanbul’da yıkımı yapmanız zor. Bundan dolayı cesurca söylenmiş bu sözlerin ardında durmak gerekli. Ama bu yıllardır toplumda süregelen ve kolay düzeltilemeyecek bir anlayışın yıkımı olacağından olsa gerek çok zor uygulanacak bir karar. Bu kararlılık için muhalefette iktidarda destek olmalı. Hatta ortak karar alma noktası bulunmalıdır. Ortak karar alınamıyorsa şayet -ki zor olduğunu bugünden görüyorum- doğru olanın kararlılığını da baltalamamak gerekli değil mi? Zihniyetler bu değişimi yaşarsa her şey çok kolay olacak. İşiniz bundan dolayı kolay değil. Zihniyetlerin yıkımı için bu afet bir ‘milat’ olsun. 568166 Sel bu kez Endonezya'yı vurdu: 25 kayıp Sağlık Bakanlığı Kriz Merkezi yetkilisi Rüstem Pakaya, aşırı yağışlar sonucu meydana gelen su baskınlarının, yüzlerce kişinin evini terk etmesine neden olduğunu söyledi. Kamu binalarına ve diğer yüksek binalara taşınan 200 kadar aileye acil ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için yardımda bulunulduğu kaydedildi. Binlerce takımadadan oluşan Endonezya, mevsimsel sağanak yağışlar nedeniyle her yıl su baskınlarıyla mücadele ediyor. 568558 Rum siyasi partileri, Türkiye'nin AB sürecini değerlendirdi Ele alınan konulara ilişkin görüşlerini dünkü toplantıda sunmaya başlayan siyasi partiler, görüş sunmayı bugün tamamladı. Rum radyosu, toplantıda, "yükümlülüklerini yerine getirmezse Türkiye'nin AB sürecinin bloke edilmesi" gibi sert düşüncelerin de konuşulduğunu duyurdu. Toplantının yarın ve cuma günü de devam edeceği belirtildi. Rum yönetimi sözcüsü Stefanos Stefanu, ulusal konseyin bugünkü toplantısından sonra yaptığı açıklamada, Rum siyasi partilerinin tümünün görüşlerini sunduğunu ve üyelerin ortaya konulan konuları görüşmeye başladıklarını ifade etti. Konuların görüşülmesinin yarın tamamlanacağını belirten Stefanu, cuma günkü toplantıda ise Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın, ele alınan konuları özetleyeceğini ve bir karar alınacağını bildirdi. Rum basınına göre Rum siyasi partilerinin çoğu, "Türkiye yükümlülüklerine uymazsa tam bloke taraftarı" ve Hristofyas'tan Kıbrıs sorununda taktik değişikliği istiyor. -RUM TEZLERİNİ ANLATMAK İÇİN YURT DIŞINA ÇIKACAKLAR- Bu arada toplantının dünkü bölümünde Kıbrıs Rum yönetimi lideri Hristofyas ile Rum Dışişleri Bakanı Markos Kiprianu, siyasi parti başkanlarına, Türkiye'nin AB katılım süreci ve diğer AB üyesi ülkelerin tepkilerine ilişkin bilgi verdi. Güney Kıbrıs'ın Türkiye'nin "yükümlülüklerini" yerine getirmesinde ısrar edeceği ve müzakere sürecine ilişkin kesin tavrını ekim ayında belirleyeceğini ifade eden Hristofyas, rol dağılımlarının yapılacağını ve siyasi liderlerin, Rum tarafının tezlerini duyurmak amacıyla yurt dışına ziyaretler yapmakla görevlendirileceğini açıkladı. -"DOWNER ÖZÜR DİLEDİ"- Hristofyas ayrıca, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer'in kendisini telefonla arayarak, müzakerelerde sunulan görüş ve belgelerin basına sızdırılması konusunda BM adına özür dilediğini ileri sürdü. Hristofyas, Rum Ulusal Konseyi toplantılarında ele alınanların basına sızmasından ve kendisine Kıbrıs sorununda stratejisi bulunmadığı yönünde yapılan eleştirilerden üzüntü duyduğunu da ifade etti. Hristofyas, dünkü toplantıda ayrıca, yurt dışında son dönemde yaptığı temaslar hakkında bilgi verdi ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Larnaka Havaalanının açılışına katılmak için Güney Kıbrıs'a gelebileceğini söyledi. Hristofyas, Sarkozy'nin, Larnaka Havaalanının Kasım 2009'da yapılacak açılışına katılmak için Güney Kıbrıs'a gelme ihtimalinin, Paris'i ziyareti sırasında ele alındığını belirtti ve Fransa'daki temaslarından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Rum Dışişleri Bakanı Kiprianu da toplantıda, Rum siyasilere, Türkiye'nin AB sürecine değinerek, "Ankara'nın aralık ayına kadar yükümlülüklerini yerine getireceğine dair bir işaret bulunmadığını" söyledi. "Birçok AB ülkesinin Türkiye'ye karşı sert yaptırımlar uygulanmasını istemediğini" belirten Kiprianu, AB Komisyonu'nun, "Aralık ayını yolun sonu olarak görmediğini, bir değerlendirme olarak gördüğünü" kaydetti. -RUM SİYASİLERİN ÖNERİLERİNDEN- Bazı Rum siyasi partilerin, ulusal konseyde Hristofyas'a sunduğu görüşler arasında, müzakerelerde, "ilk olarak güvenlik, toprak, mülkiyet ve 'yerleşikler' (Türkiye kökenli KKTC vatandaşları) konularının ele alınması, iki kesimlilik, federasyon ve siyasi eşitlik kavramlarının tartışılarak kesinlik kazandırılması, nüfus sayımı yapılması ve KKTC'de eski Rum mallarının satılması ile KKTC vatandaşlıklarının verilmesi konusunda moratoryum yapılması, Kıbrıs sorununun çözümü durumunda İngiliz üslerinin ne olacağı, hakemlik ve sıkı takvimlerin reddi" gibi öneriler bulunuyor. 567356 "Karabulut" Filmi Yıldızlar Geçidi Münevver Karabulut cinayetini konu alan "Karabulut" isimli filmde; Cüneyt Arkın, Perihan Savaş, Ekrem Bora gibi birçok ünlü sanatçı yer alacak. "Karabulut" filminin yapımcısı Melih Göğebakan, Yönetmen Şahin Gök, Basın Danışmanı Ali Önal ve bazı oyuncularla Mardan Oteli'nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Ali Önal, senaryonun insani değerler üzerine kurulu olduğunu belirtti. Filmde gençlerin ekstrem duygulara varış hikayesinin anlatılacağını dile getiren Önal, "İnsan hayatında her daim olagelen paradoksların sorgulanması, tartışmaya açılması, objektif bakış açısıyla irdelenmesi, dersler çıkarılması ve bir yerde de gençlerimizin sorunlarıyla toplum ve gençler arasındaki ilişkilerde kırılma noktaları filmde ele alınacak" diye konuştu. Daha önce düzenledikleri basın toplantısında yabancı prodüksiyon firmalarıyla da görüştüklerini hatırlatan Önal, "Yabancı prodüksiyon firmaları, projemize tamamen kapitalist bir yaklaşımla baktı. Maddi beklenti kaygısı, toplumsal içerikli olması fikrini geride bırakmıştır. Bu nedenle projenin tamamen yerli kaynaklarımızca tamamlanması fikri oluşmuş ve görüşmelere son verilmiştir" dedi. Filmin çekimlerine 20 Ekimde başlayacaklarını kaydeden Önal, Şubat 2010'da filmin vizyona girmesini hedeflediklerini dile getirdi. Yapımcılığını Melih Göğebakan'ın yaptığı, senaryosunu İnci Uluçay'ın yazdığı "Karabulut" filminin yönetmenliğini Şahin Gök yapacak. Antalya, İstanbul, Rusya ve Almanya'da çekilecek filmin oyuncu kadrosu ise şöyle: "Cüneyt Arkın, Perihan Savaş, Ekrem Bora, Tarık Tarcan, Selçuk Ural, Sümer Tilmaç, Serpil Çakmaklı, Almeda Abazi, Selahattin Taşdöven, Özcan Varaylı, Naci Taşdöven, Vatan Şaşmaz, Tuğçe Özbudak, İbrahim Yılmaz, Gaye Aksu, Baran Ayhan, Yüksel Arıcı, İpek Tanrıyar, Berna Öztürk, Kerim Yağcı, Ayfer Çalgıcı, Barış Kömürcüoğlu, Uğur Işılak, Tuğba Özay, Çetin Yeltekin, Turgay Tanülkü, İsa Yıldırım ve Coşkun Döğen." Yapımcı Melih Göğebakan, basın mensuplarının, 30 Temmuzda düzenlenen basın toplantısında, Münevver Karabulut'u oyuncu Yasemin Balık'ın canlandıracağının belirtildiğini hatırlatmaları üzerine, projenin genişlemesi üzerine Yasemin Balık'ın "herhangi bir sebep olmadan" ayrılmasına karar verdiklerini söyledi. 567571 Gazetelerde Bugün CUMHURİYET ‘Günlükler benim değil’ İkinci Ergenekon davasının 5. duruşmasında söz alan gazetemiz Ankara temsilcisi ve yazarı Balbay, kendisine yargısız infaz yapıldığını söyledi. Balbay, “Bana atfedilen günlük adı verilen notlar bana ait değildir. Belgelere göre ben 10 yıllık notları dakika 33 saniyede oluşturmuş gibi görünüyorum. Usain Bolt olsam bu kadar kısa sürede dosya oluşturamam. Çok açık bir şekilde kopyalama yapılmış” dedi. Balbay, “bu notların delil değeri taşıyıp taşımayacağına ilişkin bir an önce karar verilmesini” istedi. HÜRRİYET Hassas burun Marko baronu Burnunun hassas koku alma özelliği nedeniyle İstanbul NArkotik Şube'ye bir dönem bilirkişilik yapan Yüksek Kimya Mühendisi Doçent Doktor Hüseyin Rıza Işık, çeteye milyar liralık Captagon hap üretirken yakalandı.   MİLLİYET İşte selin bilançosu Vali Güler, İstanbul'u vuran sel felaketinin korkunç boyutlarını açıkladı; bin 401 bina etkilendi, 60 bina yıkıldı, 300 bina hasarlı   RADİKAL Belediyenin yaptığı siteyi sel basarsa... Belediye Kuruluşu Kiptaş tarafından yaptırılan Başakşehir, selden en çok zarar gören bölgelerden. Başakşehir Lisesi harap halde...   AKŞAM Bir destek bir kaygı PKK silah bırakırsa örgütteki 1.500 Suriyeli teröristi kabul ederiz. Önemli olan terörün son bulması   POSTA Acıya dayanamadı İzmir Aliağa'da 11 Eylül 2008'de bir okul servisinin devrilmesi sonucu öğrenci ölmüştü. kazadan yaralı kurtulan 14 yaşındaki Musa Arslan, kazada ölen en yakın arkadaşı Hidayet Gergin için önceki gün yapılan anma törenine katıldıktan sonra kendini asarak intihar etti. Musa'nın uzun süredir "Arkadaşlarımın acısına dayanamıyorıum" dediği öğrenildi   VATAN Akademik baron Son yılların en büyük uyuşturucu operasyonundan inanılmaz bağlantılar çıktı. Narkotik polisin, 'hocam' dediği Doç. Hüseyin Rıza Işık ile birlikte 11 kişi, milyarlık malzemeyle ele geçirildi   HABERTURK 'Bizim PKK'lıları biz affederiz' Suriye Lideri Beşar Esad: Birileri terörizmden vazgeçmişse onlara mutlaka sahip çıkmalıyız BİRGÜN Parası olmayan da yaşam hakkı ABD'de, yoksulların sigortalı olmasına karşı çıkan milyon kişinin "paraları yoksa ölsünşer" diye bağırmasını sosyalist iktisatçılar değerlendirdi: Türkiye'de de tehlike yakın   SABAH Hayırsevere bak Ataşehir'de hayır için babası adına cami yaptıran işadamı Habib Kanat, İstanbul'daki en büyük uyuşturucu madde operasyonunda yakalandı. TERCÜMAN Patriot bilmecesi ABD yönetiminin Türkiye'ye füze satmak için Kongre'den izin süreci başlatması, "Ekonomik krizde bu alım nereden çıktı, füzeler hangi tehdide karşı kullanılacak" sorularına neden oldu YENİ ŞAFAK Silah bırakanı kucaklarız Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, şu an PKK saflarında bulunan bin 500 Suriye kökenli teröristi, terörü bırakmaları halinde ülkelerine kabul edeceklerini söyledi. ZAMAN Dağdaki Suriyelileri alırız Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, Türkiye'nin Kürt sorununu çözmeyi hedefleyen demokratikleşme ve Ermeni açılımlarını desteklediklerini açıkladı. 15 Eylül 2009 Maliye kendini savunmaya savunmuş En çok kesilen Doğana değil diye Peki Kime Biz söyleyelim Naylon faturacı birkaç zata ve İmar Bankacılara kesilmiş. Naylonculardan tahsili imkansız onlar zaten naylon faturacı tası tarağı toplayıp başka yerde tezgaha devam etmektedirler. Maliyeden beklenen Hergün kapı kapı milyona yakın bedava gazete dağıtan Fethullahçı Zaman Gazetesine emsal bedelle kaç kuruşluk ceza kesildiğidir. Biz söyleyelim sıfır incelemeye bile alınamamıştır. Bedava gazete dağıtmak emsal bedeline göre KDV kaçırmanın varlığını gösterir. Hadi her akşam iftar sofralarında buluşan maliyeciler şu bizim ZAMAN bir inceleseniz. Bedavanın kaynağını bulsanız. haram para mıdır kara paramıdır. ne kadar KDV kaçırılmaktadır. Biz de bak maliye doğru söylemiş Zamana da cezasını kesmiş deyip sizi aklasak. Bizde maliye tarafsızmış desek. 567663 Kürt takımı Dalkurd, 1. ligi garantiledi Mardin'in Nusaybin İlçesi'ne bağlı Girmeli köyünün eski muhtarı Ramazan Kızıl tarafından kurulan takımın kadrosunda Nusaybinli sporcu yer alıyor DalKurd Spor, 2004'ten bu yana İsveç'te katıldığı bütün liglerde birinci oldu. Kürt futbol takımı DalKurd, ligin bitmesine hafta kala birinci lige çıkmayı garantiledi. Bugüne kadar sadece üç kez yenilgi yüzü gören takımın antrenörlüğünü Hırvat Bernhard Brcic yapıyor. Logo olarak Kuzey Irak bölgesel yönetiminin bayrağını seçen takım, ligde başarılı olursa, Türk takımlarının Avrupa kupalarındaki rakibi olmaya aday. 567844 El Zeydi serbest bırakıldı ABD'nin eski Başkanı George Bush'a Aralık 2008'de Bağdat'ta ayakkabılarını fırlatan Iraklı gazeteci Muntazar El Zeydi, artık özgür. Zeydi'nin kardeşi Uday, ayakkabı fırlattığından dolayı ay hapis yatan Zeydi'nin bu sabah serbest bırakıldığını açıkladı. Zeydi'nin serbest bırakılması, birçok televizyon tarafından da canlı yayınlanıyor. Zeydi'nin dün planlanan salıverilme işlemleri, belgelerindeki eksikliklerden dolayı bugüne ertelenmişti. El Zeydi, ABD eski Başkanı Bush'a Bağdat'ta Irak Başbakanı Nuri El Maliki ile düzenlediği bir basın toplantısı sırasında ayağındaki ayakkabıları çıkartarak fırlatmıştı. Bush, sıkı bir manevra ile ayakkabılardan kurtulurken, El Zeydi ise "misafir devlet başkanına hakaret ve saldırıdan" yıl hapisle cezalandırılmışdı. Ceza, temyiz mahkemesince yıla indirilmişti. Suç olarak nitelenen hareketinden dolayı hapis yatan Zeydi, özellikle Arap dünyasında halk tarafından ise bir kahraman olarak görülüyor. Katar Emiri Şeyh Hamid bin Halife El Tani de cezaevinden çıktığında spor otomobiller, altın at ve madalya sözü vermiş, Arap babalar kızlarını onunla evlendirmek için sıraya girmişti. Zeydi'nin şimdi gazeteciliğe devam edip etmeyeceği henüz bilinmiyor. Zeydi'nin birçok kanaldan program yapma teklifi aldığı da belirtiliyor. 567135 DSP’den ‘sel haritası’ sorusu Milletvekili Hüseyin Mert, Başbakan ’ın yanıtlaması istemiyle hazırladığı soru önergesiyle, “’nin sel riski haritası olmadığı” iddiasını Meclis gündemine taşıdı Mert, Meclis Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde,  “Ülkemizin ‘sel risk haritası’ ve ‘sel planı’ olmadığı iddiası doğru mudur? Doğru ise bunun kanuni dayanağı ve gerekçesi nedir?” sorularını yöneltti.  567852 Aylık Bütçe Açığı 31,3 Milyar Lira Maliye Bakanlığı, Temmuz ve Ağustos ayı bütçe sonuçlarını açıkladı. Buna göre Temmuz ayında bütçe giderleri 23 milyar 392 milyon lira, bütçe gelirleri ise 16 milyar 785 milyon lira oldu. Bu ayda bütçe açığı milyar 607 milyon lira olarak gerçekleşti. Ağustos ayındaysa bütçe milyar 525 milyon lira açık verdi. Bu ay faiz dışı fazla milyar 533 milyon lira olarak hesaplandı. Ortaya çıkan rakamlar sonrasında yılın ayında bütçe açığı 31 milyar 36 milyon lira oldu. Yine aynı dönemde faiz dışı fazla ise milyar 189 milyon lira olarak gerçekleşti. 567071 Gastronominin sonu: El Bulli Vedat Milor de-gustoGastronominin sonu: El Bulli 15 Eylül Salı 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! Geçen haftaki yazımda tarafından “dünyanın en etkili 100 adamından biri seçilen” İspanyol El Bulli lokantası sahibi Ferran Adria’nın 1990 sonlarında gerçekten lezzetli ve yaratıcı yemekler pişirdiğini ancak lokantasının genellikle sinek avladığını anlatmıştım. İşte sıralar Ferran’ın başına devlet kuşu konuyor. Kuşun adı Fransız Joel Robuchon. Dünyanın en ünlü şefi. Burada yemek yiyor ve “burası dünyanın en iyisi” gibi şaşırtıcı bir iddiada bulunuyor. Kendisini tanıyanların ya da tanıyanları tanıyanların bildiği gibi Robuchon bin pişman. Şu andaki El Bulli lokantasını hiç tasvip etmiyor. Ama ok bir kez yaydan çıkıyor ve daha da yaratıcı olalım derken kantarın topuzu kaçmaya başlıyor. Neler mi oluyor? Olan şu. Hazır ve donmuş gıda sektörünün büyükleri Ferran’ı önce destekleyip sonra mutfağına yön vermeye başlıyorlar. Amaç uzun mesafe taşımacılığa uygun ve süpermarket raflarında bozulmayacak ve tuzlu ya da tatlı sevenlerin müptela olacağı ürünler yaratmak. Mevsimsellik ve tazelik gibi kavramlar tabii ki bu durumda hiçbir anlam ifade etmiyorlar. Bunların yerine sentetik ve kimyasal ürünler geçiyor. El Bulli’nin ’da bir laboratuvarı var.  Burada çalışan biyokimyagerler çeşitli gıda maddelerinin doğal yapısını bozup sıvılar ve aromalar elde ediyorlar. Bunları deniz yosunundan elde edilen nötr alginate’lara ile enjekte ediyorlar. Bu jöle kalsiyum klorürlü suya bırakılınca havayla temas eden tarafı sertleşiyor, içi sulu kalıyor. İsterseniz sıvı nitrojen ile jöleyi dondurabiliyorsunuz. Tabii işin kısmı da var. Jöleye istediğiniz nesnenin şeklini verebiliyorsunuz.  İçine de istediğiniz aroma ve lezzeti enjekte edebiliyorsunuz. Kimse ne yediğini pek anlamıyor. Daha çok bir oyun. Ama yediğiniz hiçbir şey aslının çapında değil. Ağzınıza attığınız birçok maddenin de güya lezzeti konsantre etmek için moleküler yapısı ile oynanırken ortaya aşırı tuzlu ya da tatlı, daha çok çocukların ve hazır yemek ile büyüyen Amerikalıların damak zevkine hitap eden cinsten lezzetler çıkıyor. Denek tahtası gibi kullanıyor 35 küçük öğün yiyorsunuz 250 euro karşılığı ama sanki ilk beş dakikada sonunu tahmin ettiğiniz bir film gibi. Şaşırtmaca çok ama gerçek anlamda sürpriz yok. Sanki biri sizi denek tahtası gibi kullanıyor. Aynen öyle. Ama bu gönüllü deneklik için taa ve ’den gelmişsiniz.  Denek olmak için belki milyon başvurmuş, sadece bin kişi seçilmiş (lokanta sadece akşam ve ay açık). Kendi kendinize bile itiraf edemezsiniz bu işte bir bit yeniği olduğunu. Cesaret ister “Acemi nalbant zanaatını Kürt eşeğinde bellermiş... Ferran Adria’nın da zanaatını bizim üzerimizde bellemesi bıraz ağırıma gidiyor doğrusu...” demek (Selahattin Duman). İşin doğrusu şu ki uluslararası gurmelerin pek çoğu değil 250 euro burada yemek yemenin bedeli falakaya yatırılmak olsa bunu kabul edecekler. Kim kazançlı çıkıyor? Daha sonra da,  Selahattin Bey’in ifadesi ile önlerine “moleküler yapısı değiştirilip nitrojen ile dondurulup kiraz şekline sokulmuş tezek” gelse bunu da yiyecek ve tam bir “damak patlaması” yaşayacaklar. Peki bu işten kim kazançlı çıkıyor? Ferran kazançlı çıkıyor çünkü; hem çok zengin oldu hem de artık yemek pişirmesi gerekmiyor. Kışın “food scientist”lerin hazırladığı yaz mönüyü oluşturacak bilimum öğünün tadına bakıyor ve eleme yapıyor ya da “şuna biraz susam aroması ekleyin” falan diye buyuruyor. Lokanta açık olduğu zaman da onun görevi ‘imtiyazlı’ misafirler ile el sıkışmak ve ‘çiyz’ deyip fotoğraf çektirmek. Avangard lokantacılar ve Michelin yıldızlı şefler kazançlı çıkıyor; çünkü mutfakta yemek pişirmeden nasıl kârlarını artıracaklarını öğreniyorlar. En önemlisi de kaliteli ve taze malzeme tedarik etme gereği ortadan kalkıyor. 15 öğünlük bir mönü dizayn edip bunu 12 ay değiştirmeden sunmak mümkün hale geliyor. Parayı verip düdüğü çalanlar da inşallah kazançlı çıkacak çünkü ‘organik ürün’ ‘sağlıklı doğal besin’ gibi modalar bu kesimin kârlarını olumsuz etkiliyor. Bazı yeniliklere ihtiyaçları var ve bu yüzden Ferran Adria ve başka bazı avangard şefler ile yakın ilişkiler içindeler. Peki bütün bunlar tamam da Batı dünyasındaki yemek eleştirmenleri ve gurmeler ne oluyor?  Neden bir Türk gazeteci hariç kimse “Kral aslında çıplak” diye haykırmıyor? Bunun cevabını da siz düşünün artık. Not: İsteyen okuyucu benim El Bulli konusundaki ‘El Bulli vs Can Roca’ yazımı www.gastromondiale.com blogumdan bulabilir Restaurant Reviews: Spain bölümünde. 567075 Elazığ Sonuçları 1.KOŞU: 1-4-2-3, COŞKUNSOY, ÜNLÜSEL, KAN YILDIRIM, KÜÇÜK ŞAH, MÜD: 1.18.16, F: UZAK, 1.5 BOY, BOY, G: 1.20, İKİLİ(1/4) 6,05 TL SIRALI İKİLİ(1/4) 6,75 TL PLASE İKİLİ(1/4) 5,70 TL PLASE İKİLİ(1/2) 8,50 TL PLASE İKİLİ(2/4) 25,10 TL ÜÇLÜ BAHİS(1/4/2) 4,87 TL TABELA BAHİS(1/4/2/3) 29,80 TL PLASE(1) 1,05 TL PLASE(4) 1,05 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(1/4/2/3) 1,87 TL, Son 800:0.52.16 1.KOŞU: 1-4-2-3, COŞKUNSOY, ÜNLÜSEL, KAN YILDIRIM, KÜÇÜK ŞAH, MÜD: 1.18.16, F: UZAK, 1.5 BOY, BOY, G: 1.20, İKİLİ(1/4) 6,05 TL SIRALI İKİLİ(1/4) 6,75 TL PLASE İKİLİ(1/4) 5,70 TL PLASE İKİLİ(1/2) 8,50 TL PLASE İKİLİ(2/4) 25,10 TL ÜÇLÜ BAHİS(1/4/2) 4,87 TL TABELA BAHİS(1/4/2/3) 29,80 TL PLASE(1) 1,05 TL PLASE(4) 1,05 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(1/4/2/3) 1,87 TL, Son 800:0.52.16  2.KOŞU: 10-15-7-13, YEKSUVAR, SEYİTAHMET, DEVİR, BİRİCİK, MÜD: 1.24.80, F: BOYUN, 1.5 BOY, 1/2 BOY, G: 8.55, İKİLİ(10/15) 152,20 TL SIRALI İKİLİ(10/15) 468,20 TL 1. ÇİFTE(1/10) 13,85 TL PLASE İKİLİ(7/15) 31,50 TL PLASE İKİLİ(10/15) 40,30 TL PLASE İKİLİ(7/10) 11,50 TL ÜÇLÜ BAHİS(10/15/7) 342,99 TL TABELA BAHİS(10/15/7/13) 1.306,53 TL PLASE(10) 4,95 TL PLASE(15) 5,90 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(10/15/7/13) 24,70 TL, Son 800:0.58.76 -0.58.40  3.KOŞU: 7-1-9-2, DÖKERHAN, CANMURAT, OCEAN KING, KOŞULANTAY, MÜD: 2.09.45, F: UZAK, 2.5 BOY, BOY, G: 4.05, 2. ÇİFTE(10/7) 167,10 TL, Son 800:0.55.28-0.55.08  4.KOŞU: 10-4-1-11, MAROXIE, BARONUM, ARYUŞ, TİLİA, MÜD: 1.58.45, F: 1/2 BOY, BOY, BOY, G: 9.85, İKİLİ: 32,75 TL SIRALI İKİLİ(10/4) 94,30 TL PLASE İKİLİ(1/4) 139,70 TL PLASE İKİLİ(4/10) 16,70 TL PLASE İKİLİ(1/10) 84,60 TL ÜÇLÜ BAHİS(10/4/1) 209,72 TL Çıkan Atla:3,27 TL TABELA BAHİS(10/4/1/11) 2.242,44 TL Çıkan Atla:15,33 TL PLASE(10) 2,30 TL PLASE(4) 3,25 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(10/4/1/11) 30,66 TL, Ç.AT:( NOLU THEIRRY HENRY), EFG:7,  5.KOŞU: 4-12-5-9, DAMLASEL, SEVİNÇBİR, SAÇANHAN, ESİNBEY, MÜD: 1,47,65, F: 4,5 BOY, BOY, 1/2 BOY, G: 1,60, İKİLİ(4/12) 4,35 TL SIRALI İKİLİ(4/12) 4,05 TL 3. ÇİFTE(10/4) 17,20 TL PLASE İKİLİ(4/12) 5,20 TL PLASE İKİLİ(4/5) 12,40 TL PLASE İKİLİ(5/12) 16,70 TL ÜÇLÜ BAHİS(4/12/5) 8,08 TL TABELA BAHİS(4/12/5/9) 20,57 TL PLASE(4) 1,05 TL PLASE(12) 1,05 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(4/12/5/9) 0,68 TL, Son 800:1.00.12  6.KOŞU:  5-6-8-3, ÖZGÜRCAN, BARMEYT, EKİNSU, KAHRAMAN KOÇ, MÜD: 1.16.03, F: UZAK, BOYUN, BOY, G: 1.25, İKİLİ(5/6) 2,40 TL SIRALI İKİLİ(5/6) 3,20 TL 4. ÇİFTE(4/5) 2,10 TL PLASE İKİLİ(5/6) 2,40 TL PLASE İKİLİ(5/8) 2,30 TL PLASE İKİLİ(6/8) 2,30 TL ÜÇLÜ BAHİS(5/6/8) 0,69 TL TABELA BAHİS(5/6/8/3) 1,92 TL PLASE(6) 1,05 TL PLASE(5) 1,05 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(5/6/8/3) 0,16 TL, 7.KOŞU:  2-5-13-4, TUNÇER, AKPTAN GÜR, ALİMBALIM, ALTO, MÜD:  2,18,20, F: UZAK, BAŞ, BOY, G: 7,40, İKİLİ(2/5) 75,30 TL SIRALI İKİLİ(2/5) 146,45 TL 5. ÇİFTE(5/2) 13,60 TL PLASE İKİLİ(2/5) 35,30 TL PLASE İKİLİ(2/13) 48,70 TL PLASE İKİLİ(5/13) 60,30 TL ÜÇLÜ BAHİS(2/5/13) 241,22 TL TABELA BAHİS(2/5/13/4) 2.934,17 TL PLASE(2) 3,65 TL PLASE(5) 2,90 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(2/5/13/4) 20,87 TL ,  8.KOŞU: 6-12-8-7, MAGNIFIQUE, OKCİHAN, MELAVİH, MON JARDIN, MÜD: 1,42,97, F: BOY, 2,5 BOY, UZAK, G: 2,00, İKİLİ(6/12) 37,90 TL SIRALI İKİLİ(6/12) 37,75 TL 6. ÇİFTE(2/6) 24,15 TL PLASE İKİLİ(8/12) 43,60 TL PLASE İKİLİ(6/12) 20,30 TL PLASE İKİLİ(6/8) 12,90 TL ÜÇLÜ BAHİS(6/12/8) 47,84 TL TABELA BAHİS(6/12/8/7) 571,18 TL Çıkan Atla:10,48 TL PLASE(6) 1,90 TL PLASE(12) 4,15 TL TABELA BAHİS SIRASIZ(6/12/8/7) 20,96 TL EFG:6, Ç.AT: NOLU BİBLOS ALTILI GANYAN(7/10/4/5/2/6,9) 233,80 TL BEŞLİ GANYAN(10/4/5/2/6,9) 44,37 TL DÖRTLÜ GANYAN(4/5/2/6,9) 3,78 TL ÜÇLÜ GANYAN(5/2/6,9) 1,82 TL YEDİLİ PLASE(10,11,15/1,7/4,10/4,12/5,6/2,5/6,9,12) 177,15 TL ALTILI GANYANDA 787.910 TL TEVZİYE TABİDİR. 567692 Akdeniz'de deprem Merkezi Datça'ya 350 km mesafede olan 4.3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, Akdeniz'de saat 04.13'te, büyüklüğü 4.3 olarak ölçülen hafif şiddette bir deprem kaydedildi. Depremin merkezinin, Datça'ya yaklaşık 350 km mesafede olduğu bildirildi. 567438 Erzincan'da trafik kazası: ölü, 14 yaralı İstanbul'dan Ağrı'ya gitmekte olan 34 AP 6519 Plakalı yolcu otobüsü, Erzincan-Erzurum kara yolunun 10. kilometresinde karşı yönden gelen DQD 531 Gürcistan plakalı otomobille çarpıştı. Kazada otomobilde bulunan ve henüz kimlikleri belirlenemeyen kişi hayatını kaybetti, otobüste bulunan 14 kişi yaralandı. Kaza yerindeki ilk müdahalenin ardından Erzincan'daki hastanelere kaldırılan yaralıların isimleri şöyle:Necmettin Yerlikaya, Gökhan Tunç, Mehmet Tunç, İsmail Gürol, Betal Dursun, Soner Sökmenci, Mehmet Fatih Bayar, Ekrem Tunç, Abdulhakim Adıgüzel, Necmettin Kocaboğa, Osman Uçar, Sinan Turan, Kutfettin Kaya ve İran uyruklu Bita Motamedian Erzincan devlet Hastanesi'nde tedavi altına alınan yaralıların hayati tehlikelerinin bulunmadığı öğrenildi. Erzincan Devlet Hastanesi'nde A.A muhabirine açıklama yapan otobüs yolcuları, ''Otobüsün sahur yapmak amacıyla Erzincan'da ki bir benzin istasyonuna dönmek istediğini, karşı yönden gelen otomobilin şerit değiştirerek otobüse çarptığını'' söyledi. 568208 Arnavutluk'ta 5.4 şiddetinde deprem Arnavutluk Sismoloji Enstitüsünün açıklamasında, TSİ 11.37'de meydana gelen depremin merkez üssünün, Kavaya kentinin kilometre güneybatısı olduğu da kaydedildi. İlk belirlemelere göre depremde can ve mal kaybı olmadı. Arnavutluk'un kuzeyindeki Peşkopi kentinde Eylülde meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki depremde 1000'e yakın ev zarar görmüştü. 567496 Oruç kanununu protesto edenlere gözaltı Güvenlik kaynakları, başkent Rabat'ın 80 kilometre güneyindeki Muhammediye'de kanunu protesto etmek için halka açık biçimde oruç bozmaya çalışan biri gazeteci kişinin kanuna muhalefetten mahkemeye sevk edilmelerine karar verildiğini açıkladı. Muhammediye Ulema Konseyi de, bu girişimi kınayan bir açıklamada bulundu. Fas'ta ilk kez oruç tutmayan bir grup, kamuoyu önünde kendilerine oruç tutmama hakkı tanınmasını istiyor. Bu girişimin, "Alternatif Bireysel Özgürlükleri Savunma Hareketi" tarafından düzenlendiği belirtiliyor. Yetkililer, hareketin bugüne kadar tanınmadığını da bildiriyor. 568524 'Kriz geçti demek için erken' Geithner, ABC televizyonunda yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Barack Obama'nın başkanlık kampanyasında söz verdiği gibi orta sınıfın gelir vergisinin artırılmasını istemediğini ve bu konuda taahhüdüne bağlı kalmayı sürdüreceğini ifade etti. Finansal istikrar konusunda yönetimin herhangi bir garanti veremeyeceğini bildiren Geithner, ''ABD ve dünyada finansal istikrarı sağlamak konusunda bir yükümlülüğümüz var'' dedi. Bütçe açığı konusuna da değinen Geithner, Amerikalıların, ABD'nin sürdürülemez mali pozisyonu olduğunu anladıklarını sandığını, bu açığı zamanla azaltmak zorunda olduklarını belirtti. Geithner, Obama'nın yılda 250 bin dolardan az kazanan insanların gelir vergisinin artırılmasına kesinlikle karşı olduğunu kaydetti. Geithner, şunları söyledi: ''Ekonomide durum bir yıl önceye göre daha iyi ancak, henüz düzelme olmadığını söyleyebilirim. Biz düzelmeyi, insanların çalışmaya başlaması, tekrar iş bulması, işletmelerin tekrar yatırıma başlaması olarak tanımlıyoruz ve biz bu noktada değiliz. Ekonomiyi tekrar yoluna sokmak için yapılması gerekenleri yapıyoruz ve akla uygun her programı dikkatlice inceliyoruz.''  Hükümetin, finansal kurumlara yönelik acil kredi programının bitmesine ne zaman izin vereceğini söylemek için çok erken olduğunu bildiren Geithner, yönetimin, otomotiv sektörüne dahil olmaktan nasıl hemen çıkabileceğini bilmediğini ancak, muhtemelen bunun bir yıl içinde olmayacağını ifade etti. 567429 Bedava un izdihamı: 18 ölü Pakistanlı yetkililer ve görgü tanıklarının verdiği bilgilere göre dar koridorları bulunan bir binada yapılan gıda yardımı sırasında kalabalık nedeniyle kadınlar arasında panik yaşandı. Panik üzerine koruma görevlileri binayı boşaltmak için şiddete başvurdu. Karaçi polis şefi Vasim Ahmed ilk belirlemelere göre izdihamda 18 kadının öldüğünü belirtirken Karaçi Sivil Hastanesi'nden Muhammed Emin Han, bazı kadınların boğularak öldüğünü ve 20 ceset bulunduğunu kaydetti. Kalabalık arasında bulunan 30 yaşındaki Kulsoom, ''Yüzlerce kadın küçük koridora girmek için birbirlerini itmeye başladı ve koruma görevlileri mekanı boşaltmak için bizi dövmeye başladı. Düştüm ve ezilmeye başladım. Kalbim sıkıştı, öleceğimi sandım'' dedi. Polis Şefi Ahmed, un yardımını yapan kişinin, yardımla ilgili olarak daha önce polisi uyarmaması nedeniyle gözaltına alındığını söyledi. Başbakan Yusuf Rıza Gilani ise olayla ilgili soruşturma başlatılmasını istedi. 15 Eylül 2009 566874 Ferguson: G.Saray ve F.Bahçe tecrübe oldu Ferguson, Avrupa Şampiyonlar Ligi (B) Grubu mücadelesinde yarın Beşiktaş ile yapacakları maç öncesi BJK İnönü Stadı'nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. İngiliz ekibin teknik direktörü, daha önce Galatasaray ve Fenerbahçe ile oynadıklarını hatırlatılarak, ''Beşiktaş ile oynamanız bir anlamda üçleme olacak. Ne düşünüyorsunuz?'' sorusuna verdiği yanıtta, ''Değişik tecrübeler edindik. Çeşitli kereler Galatasaray ve Fenerbahçe ile oynadık. Fenerbahçe bizi Old Trafford'da yenen bir Türk takımı. Ne kadar tecrübe olacağını kim söyleyebilir... Her maç farklı bir tecrübe oluyor tabi ki. Yarınki maçımızda da bize faydası olacak'' diye konuştu. Beşiktaş hakkındaki fikirleri sorulan Ferguson, ''Stadın atmosferiyle ilgili, tecrübelerimizle ilgili her şeyimizi ortaya koyacağız. Beşiktaş'ın çok akıllı futbolculardan kurulu olduğunu, kısa paslarla istikrarlı gittiklerini ve oyuncuların çok değişmeden oynadıklarını gözlemledim'' şeklinde ifadeler kullandı. Beşiktaş'ın derbi maçta Galatasaray'a yenilgisiyle ilgili olarak da Ferguson, ''Maalesef onlar için kötü bir yenilgi oldu. Beşiktaş her zamanki kadrosuyla çıkmadı. Tello'yu, Bobo'yu oynatmadı. Oyunun bazı bölümlerinde gayet iyi, başarılı hareketleri de oldu'' değerlendirmesi yaptı. Bir İngiliz gazetecinin, ''Türkiye'de tuhaf bir durum var. Seyirciler maçtan çok önce stada geliyor. Bu size bir baskı uygular mı?'' sorusuna İngiliz ekibin teknik direktörü, ''Gerçekten Türkiye'ye has bir durum. Saat 12 gibi stada geliyorlar. Bayağı kuvvetli bir taraftarları söz konusu'' diye yanıt verdi. Manchester United'ın bu yılki kadrosuyla geçen sezon ki kadrosu arasında mukayese yapması istenen Ferguson, ''Takımımız bu yıl da kuvvetli. Ronaldo gitti, ama şu anda genç bir takım var. Takımımız gayet iyi'' dedi. Ferguson ile birlikte toplantıda yer alan kaleci Ben Foster, Beşiktaş'ın bu sezon Türkiye Ligi'ndeki performansının hatırlatılması üzerine, ''Biz bunu fazla hesaba katmayacağız. Deplasman takımlarının Türkiye'de ne zor şartlarda oynadığını biliyoruz. Çıkıp normal futbolumuzu oynayacağız'' şeklinde konuştu. 566897 Çözüme her zamankinden daha yakınız AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Demokratik Açılım'' çalışmasında, ''son derece hassas bir bir süreçten'' geçilmekte olduğunu, ancak ''çözüme her zamankinden daha yakın olunduğunu'' vurgulayarak, ''Yine söylüyorum; bedeli her ne olursa olsun, bizim partimiz bundan ne yönde etkilenirse etkilensin bu süreci nihayete erdirmek bizim asli görevimizdir'' dedi. Erdoğan, AK Parti tarafından Parti Genel Merkezi'nde yabancı ülkelerin büyükelçilerine verilen iftar yemeğine katıldı. Başbakan Erdoğan, iftar yemeğinin ardından yaptığı konuşmada, büyükelçilerle iftarda bir araya gelmekten mutluluk duyduğunu ifade etti. yıldır düzenlenen iftar yemeğinin, AK Parti için geleneğe dönüştüğünü belirten Erdoğan, bu davetin bundan sonra da devam edeceğini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti: ''Eminim bu güzel atmosferin sizlerle teneffüs edilmesi inanıyorum ki bu sofrayı çok daha anlamlı kılıyor ve bundan dolayı ayrıca memnuniyet duyuyoruz. Zira Ramazan ve oruç ihtiva ettiği bir çok anlamın ötesinde anlaşmadır, dayanışmadır, kendisini başkasının yerine koyma, başkasının hissiyatını anlama deneyimidir. Ramazan açlıkla yokluğu, yoksulluğu, yalnızlığı, kimsesizliği hissetme, kendisini yoksullarla, kimsesizlerle, ihtiyaç sahipleriyle özdeşleştirip; onların hissiyatını anlama çabasıdır.'' Ramazan'ın kelime anlamı itibariyle ''Ateşi yutan'' manasına geldiğini belirten Erdoğan, Ramazan'ın öfke, hiddet, açgözlülük, oburluk, hoşgörüsüzlük, şiddet ve öfke gibi bir çok hastalığı da yok ederek, açığa çıkmasını engellediğini ifade etti. Erdoğan, Ramazan'ın en çok hoşgörü ve merhametin ayı olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Yüce Yaratıcımızın rahman isminin tezahürü rahmet ve merhamet, inansın veya inanmasın tüm insanlar, tüm canlılar üzerinde tecelli eder. Allah'ın merhameti ayrım gözetmez, kimseyi dışarda bırakmaz, Allah nimetlerini tüm insanlara ayrım gözetmeksizin bahşeder. Biz insanlar da Rahmet'i, merhameti, affetmeyi, iyilik etmeyi birbirimizden esirgememeliyiz. Sadece Müslümanlar arasında değil, bir arada yaşayan ve hangi etnik gruptan olursa olsun her dilin, her dinin, her mezhebin kaynaşması, konuşması, tanışması, yardımlaşması ve dayanışması Ramazan ayının daha yoğun bir şekilde ortaya çıkardığı güzel bir manzaradır. Bugün Türkiye'nin hangi iline, ilçesine giderseniz gidiniz, Ramazan heyecanı ile dayanışma, yardımlaşma ve birbirini anlama çabasının doruk noktasına ulaştığını da çok somut olarak görürsünüz. Açıkçası bu yardımlaşma ve dayanışma belli dini gruplar, belli mezhepler arasında da cereyan etmez. Gerek Ramazan ayı içinde gerek diğer aylarda bu topraklar üzerindeki Müslümanlar yemeklerini her zaman Hristiyanlarla, Musevilerle, farklı mezhep, din fark etmez, paylaştılar. Aynı şekilde Musevilerin, Hristiyanların da sofralarını Müslümanlarla paylaştığına bu toprakların uzun tarihi boyunca her zaman şahit olduk.'' ''AK PARTİ HİÇ KİMSEYİ ÖTEKİ OLARAK DIŞLAMAMAKTADIR'' Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin bir çok vasfıyla övündüğünü, bir çok farklı yanıyla da gurur duyduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: ''Ancak yüzyıllar, bin yıllar boyunca bu ülke üzerinde farklılıkların bir ve bütün olarak hoşgörü içinde yaşamış olmalarından çok daha ayrı bir gurur duyduğumu ifade etmek istiyorum. Zaman zaman küçük anlaşmazlıklar olmuştur, küçük çaplı tartışmalar, tatsızlıklar yaşanmıştır. Tarihte olmuş birlik ve bütünlüğü bozmaya dönük girişimler ortaya çıkmıştır. Çok şükür binlerce yıl boyunca oluşmuş, şekillenmiş, güçleşmiş ve güçlenmiş dostluğumuz ve bu dostluğumuzu yok etmeye yönelik bu topraklar üzerindeki hoşgörü iklimini zedeleyecek, bir hoşgörüsüzlük, bir tahammülsüzlük ortamı bütün bu atmosfer içinde asla oluşmamıştır. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum; benim ülkemin her bir vatandaşı dili, dini, mezhebi, etnik kökeni, rengi, düşüncesi her ne olursa olsun devlet karşısında kendisini birinci sınıf vatandaş olarak hissetmek durumundadır. Bunu tüm boyutlarıyla sağlamanın mücadelesini verdik, veriyoruz. Biz tüm insanları, 'Yaradanı yaradılandan ötürü sevme' anlayışımızda olduğu gibi tüm vatandaşlarımızı da aynı samimiyetle kucaklamanın gayreti içerisindeyiz.'' AK Parti İktidarı'nın, kendisine oy versin vermesin 71,5 milyon vatandaşın tamamının hükümeti olarak hareket ettiğini vurgulayan Erdoğan, ''AK Parti herkese aynı azimle hizmet götürmekte, hiç kimseyi öteki, diğeri olarak dışlamamaktadır'' dedi. ''TÜM ÇETELEŞMELERE KARŞI SARSILMAZ DURUŞ...'' Demokrasinin, evrensel insan hak ve özgürlüklerinin, adaletin, hukukun ve bunun yanında ülkedeki her vatandaşa tek tek ulaşılma gayretlerinin aynı hızda, aynı kalitede olmasının Hükümeti'nin en asli görevi olduğunu kaydeden Erdoğan, şunları söyledi: ''Tarih boyunca bir arada yaşama kültürünün canlı ve somut mekanı olan Türkiye topraklarını bugün de demokrasi, insan hakları ve hukuk noktasında bölgesinin örnek bir devleti haline getirmenin gayreti içindeyiz. Siz değerli büyükelçilerimiz bizim bu çabalarımıza en yakından şahit olduğunuzu biliyorum. Son dönemde hukuk dışı örgütlere yönelik yürütülen bu mücadele, hukuk idealinde ortaya koyduğumuz samimiyetin açık tezahürüdür. Özellikle demokratik bir ülkeye, bir hukuk devletine yakışmayan, ülkeyi, toplumu, istikbalimizi adeta içten içe kemiren tüm mafya tarzı örgütlenmelere, tüm hukuk dışı yapılanmalara, tüm çeteleşmelere ve karanlık güç odaklarına karşı sarsılmaz bir duruş sergiledik. Altını çizerek ifade ediyorum; hukuk çerçevesi içerisinde kararlı bir mücadele ortaya koyduk ve koymaya devam ediyoruz. Avrupa'da çeşitli ülkelerin tarihi içinde yaşadığı deneyimi biz bugün yaşıyoruz. Süreci nihayete erdirerek, yüksek standartlı, şeffaf bir demokratik hukuk devleti statüsüne kavuşturma konusunda son derece kararlıyız.'' ''MİLLİ BİRLİK PROJESİ'' Başbakan Erdoğan, demokratikleşme ve hukukun üstünlüğünün sağlanmasına yönelik reformlara paralel olarak ülke genelinde huzurun ve istikrarın ve bunun yanında refahın kalıcı olarak tesisi amacıyla tarihi önemde bir girişim içinde bulunduklarına dikkati çektiği konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bir süre önce başlattığımız 'Milli Birlik Projesi' adı altındaki demokratik açılım sürecimiz kararlı bir şekilde ilerliyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yaklaşık 25 yıldır devam eden, enerjimizin ve kaynaklarımızın önemli bir kısmını tüketen problemi, demokrasi, hukuk ve insan hakları çerçevesinde kalıcı olarak çözmeyi hedefliyoruz. Tabii ki bu demokratik açılım sürecinin neleri kapsadığı konusunda sürekli olarak altını çizerek ifade etmeye gayret ettiğimiz bir şey var, da görüşmeler devam ediyor. Bunlar terör sorununu, Türkiye'deki hak ve özgürlükler noktasındaki sıkıntıları, işsizlik sorunumuzu kapsıyor. Yani sorun alanları ile ilgili neler varsa bütün bunları kapsayan bir süreç ve bunun kısa, orta, uzun vadeli bir takvimi var. Ve bu takvim içerisinde ele alınmak suretiyle bu sorunlarla mücadelemizi kararlı bir şekilde devam ettireceğiz. İktidarda bulunduğumuz yıl boyunca bu alanda önemli reformlar geliştirdik. bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını azaltmak. Ekonomik olarak geride kalmış il ve bölgelerimizi ekonomiye kazandırmak, demokratik talepleri karşılamak noktasında son derece samimi bir duruş sergiledik ve samimiyetin gereğini de yerine getirdik'' Erdoğan, bu sürecin psikolojik, sosyolojik, askeri, siyasi, diplomatik ve ekonomik boyutları bulunduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: ''Bütün bunların enine, boyuna değerlendirmesini yapmak suretiyle bu süreci çalıştıracağız. Şimdi ise uzlaşma ile konuşarak, tartışarak, görüş alışverişinde bulunarak, herkesi ve her kesimi dinleyerek yeni, köklü ve kalıcı bir çözüm sürecini devam ettiriyoruz. İçişleri Bakanım yaklaşık bir aydır görüşmeler yapıyor. Önerileri, görüşleri dinliyor, not ediyor. Çok önemli mesafeler kat ettiğimizi buradan ifade etmek isterim. Zira şu son bir ay içinde Türkiye'nin bu meseleyi bütün samimiyetiyle, bütün açık yürekliliğiyle tartışıyor, konuşuyor olması bize geldiğimiz noktanın ne kadar umut verici olduğunu gösteriyor. Elbette bu sürecin karşısında duracak olanlar vardır, nitekim var. Elbette önümüze engeller çıkacaktır, nitekim çıkıyor da. Ancak biz siyaseten bize, yani AK Parti'ye bedeli her ne olursa olsun, bu Demokratik Açılım sürecini, bu Milli Birlik Projesi'ni tamama erdirmek konusunda son derece kararlıyız. Geri adım atmayacağız, taviz vermeyeceğiz, bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Çünkü gözü yaşlı annelerin feryadı bizim için herşeyden daha önemlidir.'' Polatlı'da dün bir şehit ailesinin evini ziyaret ettiğini anımsatan Erdoğan, ''gerek baba, gerek anne, gerek kardeşler, hepsinin bir taraftan ne kadar mütevekkil olduğunu gördüm, bu tabii bu milletin, bu toplumun değerlerinden kaynaklanan bir güçtür, ne kadar mütevekkil olduklarını gördüm, isyanın olmadığını gördüm. Fakat biz bunları bile yaşamak ve bunların bile yaşanmasına fırsat vermek istemiyoruz, çünkü akan kanın durması bizim için herşeyden daha önemlidir, çünkü ülkemizin huzur ve güvenliği, insanımızın dirlik ve bütünlüğü bizim siyasetimizin varlık sebebidir'' dedi. ''BU PROJE, SİYASET ÜSTÜ BİR PROJEDİR'' Erdoğan, Türkiye'nin bu ''Demokratik Açılım' sürecini tamamlamasının ve terörün ülke gündeminden çıkmasının başta bölge ülkeleri olmak üzere tüm dünyayı yakından ilgilendirdiğini ifade ederek, şöyle konuştu: ''Huzurunu, istikrar ve güven ortamını tam anlamıyla tesis etmiş, güçlü ekonomisiyle barışçı dış politikasıyla demokratik parlamenter sistemiyle Türkiye, sadece kendisi için değil, hiç kuşkusuz tüm bölge için, tüm dünya için bir kazanç olacak, bir denge unsuru, bir istikrar unsuru olacaktır. Gerek İran ile ilgili sorunlarda, gerek Irak ile Suriye ile ilgili, İsrail, Filistin ile ilgili sorunlarda, Orta Doğu'nun genelinde, Kafkaslar'da... Bütün bunların çözümünde Türkiye gerçekten alacağı aktif rolle inanıyorum ki barışçı görevini yerine getirmenin gayreti içinde olacaktır. Aynı zamanda Avrupa Birliği kazanacak bu mücadelede, Tek tek Avrupa ülkeleri kazanacak. İnanıyorum ki bu başlattığımız Milli Birlik Projesi'nin lokal etkisi olan sadece Türkiye'nin bir bölgesini, bazı illerini ilgilendiren bir reform süreci olduğuna asla inanmıyorum. Tam tersine bu süreç bölgesel meselelerin çözümüne katkı sağlayacak son derece önemli bir süreçtir.'' ''ÇÖZÜMSÜZLÜK SİYASET TARZI OLAMAZ'' Başbakan Erdoğan, sorunları zamana bırakmak, sorunları çözümsüz bırakmak, çözümsüzlüğü bir çözüm gibi sunmanın, artık bu yeni dönemde bir siyaset tarzı olamayacağını, olmaması gerektiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ebediyen Orta Doğu'daki sorunlarla yaşayamayız. Ebediyen istikrarsız, güvensiz, huzursuz çatışma alanlarıyla, çatışa bölgeleriyle yaşayamayız. Ben hemen her uluslararası toplantıda dile getiriyorum; bugün bazı lokal meseleler bir takım ülkelerin çok uzağındaymış gibi algılanabilir, ancak gün gelir hesap döner ve bu sorunlar tüm dünya ile ülkeleri de olumsuz etkilemeye başlar. Diğer bir deyişle; 'Bana yönelik terör kötüdür, ona yönelik terör iyidir' şeklindeki son derece tehlikeli bakış açısının terk edilme zamanı çoktan geçmiştir. Bu noktada son dönemde uluslararası alanda olumlu gelişmeler yaşandığını da gördük. Ancak çok daha fazlasını beklediğimizi, terörle mücadelemizde çok destekleyici bir tutumun sergilenmesi gerektiğini de hatırlatmak durumundayım.'' ''ENGELLEMEK İÇİN HER TÜRLÜ YOLA BAŞVURUYORLAR'' Başbakan Erdoğan, başlatılan ''Demokratik Açılım'' sürecini sekteye uğratmak, toplumsal barışı tahrik etmek, zihinleri bulandırmak için her türlü gayretin gösterildiğine dikkati çekerek şöyle konuştu: ''Son iki hafta içinde tam 11 askerimiz terörle mücadele ederken hayatlarını kaybettiler. Sorumluluk taşıması gereken kesimler süreci baltalayacak açıklamalar yapıyorlar. Statükonun devamından, mevcut durumun devamından çıkar sağlamaya alışmış kesimler, Demokratik Açılım sürecinin başlatılmasına karşı çıkıyor ve engellemek için her türlü yola başvuruyor. Son derece hassas bir bir süreçten geçiyoruz ancak altını çizerek ifade ediyorum; çözüme her zamankinden daha yakınız. Çözüme yönelik umutlarımız her zamankinden fazla ve biz bu işi mutlaka çözmeliyiz diye inanıyorum. Yine söylüyorum; bedeli her ne olursa olsun, bizim partimiz bundan ne yönde etkilenirse etkilensin bu süreci nihayete erdirmek bizim asli görevimizdir. Son derece samimi hislerle yola çıktık. Kanayan bir yarayı tedavi etmek, akan kanı durdurmak, göz yaşını dindirmek için yola çıktık. Bu proje milli bir projedir, siyaset üstü bir projedir, herkesi kucaklayan, sarıp sarmalayan bir projedir. Bu büyük kardeşlik projesine komşu ülkeler başta olmak üzere tüm dünya ülkelerinin, tüm büyükelçilerimizin destek vermelerini arzu ettiğimizi de bu vesile ile belirtmek istiyorum. Bu bölgedeki her bir ülkenin istikrarı, refahı, kalkınması, tüm bölgenin istikrarına, refahına, kalkınmasına katkı sağlar. Türkiye'nin terör sorunundan tamamen kurtulması, demokratik açılımlarını gerçekleştirerek huzur ve refahı kalıcı olarak sağlaması tüm bölgeye yarar sağlayacaktır 567077 İşte PKK’nın gümrük kapısı! İşte ’nın gümrük kapısı! ’nın yürüttüğü haraç faaliyetleri ilk kez kamuoyuna sunuldu. İstihbarat birimlerinin kaydettiği görüntülerde PKK’lıların gümrüklü sahası da belgelenmiş oldu. İşte etmesi gereken korucularla PKK'lıların haraç pazarlığı. Görüntülerde bir yanda 'da teröre karşı mücadele etmesi gereken korucular, diğer yanda onlardan "gümrük vergisi" adı altında haraç alan PKK'lılar görülüyor. Katırlar arka arkaya sıralanmış yolu tutmuş gidiyorlar. Hepsinin heybeleri dolu. Kiminde mutfak tüpü, kiminde giyim eşyası kiminde ise gıda maddesi var. Bunlar korucuların kaçakçılıkta kullandıkları katırlar. İstikametleri sınırı. Tam olarak 'ın Uludere ilçesine bağlı Gülyazı civarı. Katırlar yüklerini tarafına taşıyorlar. Başlarında da sahipleri, yani korucular var. Türkiye'den yüklenen mallar kamyonlarla sınıra kadar getiriliyor. Yolun bittiği yerde de  kamyondan katırlara yükleniyor. Görüntüdeki kamyonet, yükünü boşaltmış tozu dumana katarak gidiyor. Çünkü yeni yük alması, geri dönmesi gerekiyor. Katır kervanı tozlu topraklı patikaları aşıyor. Irak tarafındaki toplanma merkezine ulaşıyor. Burada yükler boşaltılıyor. Ortalık sanki pazar yeri gibi. Kalabalığın arasındaki silahlı kişiler dikkat çekiyor. Aralarda dolaşıp kontroller yapıyorlar. Onlar PKK'lı teröristler. Katırların mallarını boşalttığı bu nokta da, PKK'nın sözde gümrük bölgesi. Katırlardan indirilen mallar, bir kez daha kamyonlara, kamyonetlere yükleniyor. Araçlar ırak plakalı. Eli silahlı PKK'lılar yükleme ve boşaltmanın her anını takip ediyor. İŞTE GÖRÜNTÜLER... 567182 Kewell’ın yerine Elano Aslan’da Elano yeniden ilk 11’e giriyor. Teknik Direktör Rijkaard’ın, ’dan yorgun döndüğü için derbinin ikinci yarısında şans verdiği sambacıyı, ’la perşembe günü oynanacak maçta 11’de sahaya süreceği öğrenildi. Hollandalı hocanın, Kewell’ı ise kulübeye çekeceği vurgulandı. Bu arada çalışmalarını bugün sürdürecek ’da, sakatlıkları devam eden ve Aydın’ın yanı sıra, kondisyon eksiği bulunan Ayhan, ’a götürülmeyecek. Bu arada Süper Lig’in 6. haftasında Galatasaray’ı ağırlayacak bilet fiyatlarını 150 TL olarak belirledi. Stadı’nda yapılacak maçta taraftarların 150 TL ödeyerek maçı izleyebilecekleri açıklandı. Kasımpaşa iki hafta önceki maçında biletleri sadece 10 TL’den satışa çıkarmıştı. 567699 Fenerbahçe'yi linç etmek istiyorlar 5'te yapan Fenerbahçe'yi Bursaspor maçında nasıl buldunuz? S.Y- Fenerbahçe, Bursaspor karşısında sezonun en mücadeleci oyununu ortaya koydu. 568388 Öğrencilerin yeni iş kapısı reklam hamallığı İSırtlarına astıkları reklam panolarını saat gezdiren öğrenciler, karşılığında 40 lira kazanıyor. Kendi reklamlarını, Alsancak semti Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde dolaştıran SunExpress Kurumsal Pazarlama Müdürü Borga Dinçler, "moving board" denen uygulamadan oldukça memnun kaldıklarını ve diğer illerde de kullanacaklarını söyledi. Uygulama ajansları tarafından ilk önerildiğinde bu tekniğin oldukça dikkatlerini çektiğini anlatan Dinçler, "Zira açık hava reklamında hedef, kitlenizin geçeceğini düşündüğünüz cadde, kavşak gibi önemli noktalarda yer almaktır. Taşınan reklam ise mesajınızı hedef kitlenizin bulunduğu yere taşıma gibi oldukça etkili bir iletişim şansı veriyor." dedi. Bu ilginç outdoor uygulamasını ilk olarak İzmir'de Kordon ve Alsancak'ta denediklerini, çok başarılı geri dönüşler aldıklarını anlatan Dinçler, hattâ panoları taşıyanlardan uçak bileti olmak isteyenler olduğunu anlattı. Borga Dinçler, "Bu da çalışmanın, görünürlüğüne ek olarak müşterilerle karşılıklı iletişim ortamı kurulmasına da imkan sağladığını gösterdi." şeklinde konuştu. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklam Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Belma Fırlar ise teknoloji temelli gelişmekte olan dünyada rekabetin ulaştığı boyutun, günümüz örgütlerini iletişim planlarında değişik uygulamalarla farklılaşmaya yönelttiğini söyledi. Moving board olarak adlandırılan bu açık hava reklam uygulamasının da söz konusu değişim, oluşum ve yenilenmelerin bir sonucu olduğunu ifade eden Doç. Dr. Fırlar, böyle bir gelişmenin ana sebebinin, açık hava reklamcılığının gelişime ve yeniliklere en uygun ortamın sağlamansı olduğunu söyledi. "Reklam hamalı" öğrenciler saat boyunca caddeyi bir baştan bir başa dolaştıklarını ve büyük ilgi gördüklerini anlatıyor. 567554 Fahriye Evcen izleyenleri çok şaşırttı? Fahriye Evcen izleyenleri çok şaşırttı? 15.09.2009 10:51 Reyting rekortmeni dizi Yaprak Dökümü'nün Necla'sı Fahriye Evcen, konuk olduğu programda kendisiyle ilgili özel bilgileri paylaştı. Yaprak Dökümü'nün oyuncularından Fahriye Evcen, ekranda şarkı söyleyerek izleyenleri şaşırttı. Tülin Şahin ve Cem Davran'ın sunduğu Kanal D'deki 'Güzel Bir Gün' programının ilk konuğu Fahriye Evcen oldu. Yaprak Dökümü'nde Necla karakterini oynayan Evcen, İngilizce, Almanca ve İspanyolca bildiğini anlattı. İngilizce'yi ana dili gibi değilse de günlük konuşma dilini bildiğini söyleyen Evcen, İspanyolca'yı da okulda öğrendiğini ifade etti. "Şu an İspanya'ya gitsem çok rahat anlarım ama yıl ara verdim" diyen Evcen, şu an konuşmakta biraz zorlanabileceğini ifade etti. Bir süre önce yapılan üniversite sınavlarında Boğaziçi Üniversitesi'ni kazanan Fahriye Evcen, sınava hazırlanmak için Almanya'da bir ekip ve hocayla çalıştığını belirtti. BEN YAŞLARDA ASLA TÜRKİYE'YE GELMEYİ İSTEMEZDİM Sınava hazırlık sürecinde oradaki gençleri gözlemleme fırsatı edinen Evcen, kendisinin 17-18 yaşındayken asla başka bir ülkede ya da Türkiye'de yaşamayı istemediğini ancak gençlerin "Biz Türkiye'yi çok seviyoruz ve ne olursa olsun geri döneceğiz" dediklerini anlattı. GÜZEL OYUNCUNUN SESİ DE GÜZELMİŞ Bu arada programda izleyenleri de şaşırtan Fahriye Evcen, oyunculuğunun yanısıra çok da güzel bir sese sahip olduğunu gösterdi. Biri İngilizce olmak üzere iki şarkı söyleyen Evcen'in sesinin Türkü'lere de çok yatkın olduğu gözlendi. 'Beyaz Giyme Söz Olur' türküsünü Cem Davran ile birlikte söyleyen Fahriye Evcen'e bir albüm yapma tavsiyesinde bulunan Tülin Şahin, "Özcan'a veriyorum siparişi tamam mı?" dedi. Bu sırada Cem Davran'ın kısa süreli şaşkınlığı Evcen'i utandırdı. Davran, Özcan Deniz'in adını duyunca "Kime?"diye sordu. Fahriye Evcen ve Özcan Deniz birlikteliğini hatırlayamayan ve kısa süreli bir şaşkınlık yaşayan Cem Davran'ın daha sonra "Haaaa" diyerek durumu kavraması Fahriye Evcen'i de çok güldürdü. 568142 Lost'a İran ayarı Bir yolcu uçağının  bir adaya düştükten sonra kazazedelerin hikâyelerinin anlatıldığı dizinin İslamiyet’e uygun olmayan sahnelerine sansür uygulanması gündemde. İranlılar Silver Screen isimli dağıtım şirketi tarafından üç sezonu piyasaya sunulan Lost’un DVD’lerine büyük ilgi gösterince İran’ın resmi kanalı IRIB diziyi programına aldı. Ancak dizinin televizyonda yayınlanması için kadınların İslamiyete uygun olmayan kıyafetli sahnelerinin, erkek-kadın temasının olduğu sahnelerin kesilmesi gerekiyor. Gerekli sansürün İran Kültür ve İslami Rehberlik Bakanlığı’ndan geçirileceği belirtiliyor. Eski Kültür Bakanı Muhammed Hüseyin Saffar-Harandi Lost’un “siyonist görüşü” barındırdığını söyleyerek dizinin yayınlanmasına tepki gösteriyor. Ancak dizinin İran kültürüne yakın olduğunu düşünenler de var. Sinema eleştirmeni Seyid Ghotbizadeh “Bizim klasik edebiyatımızdan ötürü bu hikayenin atmosferi İranlı ve doğulu izleyiciye yakın geliyor. Doğu izleyicileri bu hikayeyi daha iyi anlayabilir, doğal olarak da daha çok sevecek” dedi. 567126 'Meclis oturumu açık ya da kapalı fark etmez' 'Meclis oturumu açık ya da kapalı fark etmez' 15.09.2009 Başbakan Yardımcısı Çiçek, demokratik açılımla ilgili oturum için "Açık-kapalı herhangi bir endişemiz yok. Gerekirse açık da yaparız" dedi Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin, hükümetin demokratik açılım konusunda Meclis'te düzenlemeyi planladığı kapalı oturumdaki görüşmeleri kamuoyuna duyuracakları açıklamasına, "Bizim kapalı-açık herhangi bir endişemiz yok, gerekirse açık da yaparız. Böylesine hassas bir konunun tribünlere oynamak yerine, daha derli toplu konuşulması için söylenmiş bir fikirdir, öneridir" tepkisini gösterdi. Bakanlar Kurulu dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında toplandı. Hükümet sözcüsü Çiçek toplantı sonrası, Meclis'teki toplantı ile ilgili olarak MHP lideri Bahçeli'ye şu yanıtı verdi: "Gizli oturum, ilk defa yapılıyor değil. Bizim kapalı-açık herhangi bir endişemiz yok, gerekirse açık da yaparız. Böylesine hassas bir konunun tribünlere oynamak yerine, daha derli toplu konuşulması için söylenmiş bir fikirdir, öneridir. Kapalı oturumlarda dile getirilen konular, milletten saklanan, gizlenen konular değildir. İcap ediyorsa biz açık da konuşuruz." KÜRTÇE GÖRÜŞME Çiçek, açılımın temposunun düştüğü eleştirilerine de yanıt verirken de Yavaşlama ve işi yavaştan alma söz konusu değildir"diye konuştu. Bakan Çiçek, Abdullah Öcalan'ın İmralı cezaevinde kız kardeşi ile Kürtçe görüşme yaptığı yönündeki haberlerle ilgili şöyle dedi: "Bize bilgi ulaşmadı ancak buna olumlu bakıyoruz. Neticede dil, iletişim içindir. İnsanların meramını söyleme, birbirlerini anlamaları bakımından önemlidir. . 567388 Sıcaklık düşüyor Hava sıcaklığı yağış alan yerlerde derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Yapılan son değerlendirmelere göre; Marmara'nın güneyi, Kuzey ve İç Ege, Göller Yöresi, Doğu Akdeniz'in iç kesimleri, Orta Karadeniz Kıyıları, Doğu Karadeniz ile Sinop, Tokat, Eskişehir, Konya, Kırşehir, Nevşehir, Kars, Ardahan, Iğdır, Ağrı ve Van çevreleri ile Ankara'nın güney ve batı çevre ilçelerinde beklenen sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışların; Trabzon, Rize ve Hopa çevrelerinde kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Rüzgar genellikle kuzey yönlerden, Akdeniz kıyıları ile zamanla ülkemizin güneydoğu kesimlerinde güney ve güneybatı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek. 568679 İnönü'den gol sesi gelmedi Futbolda Avrupa Şampiyonlar Ligi (B) Grubu'nda Beşiktaş ile İngiltere'nin Manchester United takımları arasında yapılan karşılaşmanın ilk yarısı golsüz eşitlikle tamamlandı. Avrupa Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk maçını İngiliz devi Manchester United ile yapan Beşiktaş, taraftarlarının müthiş desteğiyle maça başladı. İlk karşılaşmada son yılın finalistini yenerek grup mücadelesine iyi bir başlangıç yapmayı planlayan teknik direktör Mustafa Denizli, hücum ağırlıklı bir kadroyu sahaya sürdü. İlk dakikadan itibaren rakip kaleye yüklenen siyah-beyazlı takım, ilk 20 dakikada rakip kalede pozisyon bulamadı. Siyah-beyazlı takım, solda Nani, sağda da Valencia'nın bindirmelerinde zor anlar yaşadı. İlk 15 dakikadaki istekli oyununu sonraki bölümlerde gösteremeyen evsahibi ekip, son bölümde kıpırdandıysa soyunma odasına 0-0 beraberlikle gitti. Büyük bir Avrupa deneyimine sahip Manchester United, maçın başından itibaren sakin oynayarak hedefine ulaşmaya çalıştı. Rakibin agresif futboluna karşın sahaya iyi yayılarak baskıya izin vermeyen İngiliz ekibi, daha tehlikeli ataklar geliştirdi. Topa daha çok sahip olan ve rakibine göre daha fazla şut atan konuk ekip, oyun üstünlüğüne karşın gol bulamadı. 13. dakikada Carrick'in uzak mesafeden sert şutunda, top kaleci Hakan'da kaldı. 14. dakikada Nani'nin soldan kullandığı köşe atışında arka direğe yönelen topu İbrahim Üzülmez çizgiden uzaklaştırdı. 26. dakikada Serdar Özkan'ın uzak mesafeden sert şutunda, Vidiç'in ayağına çarpan ve kaleciyi aşan top, üstten az farkla auta gitti. 45. dakikada Serdar Özkan'ın sol çaprazdan sert şutunda, top farklı bir biçimde şekilde auta gitti ve mücadelenin ilk yarısı golsüz eşitlikle kapandı.   İşte maç kadroları Futbolda Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde (B) Grubu'nda Beşiktaş ile İngiltere'nin Manchester United takımı arasında yapılacak karşılaşmanın hakem ve takım kadroları şöyle: Stat: BJK İnönü Hakemler: Nicola Rizzoli, Nicola Nicoletti, Renato Faverani (İtalya) Beşiktaş: Hakan, İbrahim Kaş, Sivok, Ferrari, İbrahim Üzülmez, Holosko, Ekrem, Tabata, Ernst, Serdar Özkan, Nobre Manchester United: Foster, Neville, Evans, Vidic, Evra, Carrick, Scholes, Anderson, Nani, Valencia, Rooney 568509 Ankaraspor Süper Lig'den düşürüldü Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun bugün yapmış olduğu toplantının ardından Ankaraspor, küme düşürüldü. PFDK, Ankaraspor'un Bank Asya 1. Ligi'ne düşürülmesine karar verdi. Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun bugün yapmış olduğu toplantıda Ankaraspor ile ilgili olarak, Ankarasopr A.Ş.'nin, aynı ligde mücadele ettiği MKE Aankaragücü Spor Kulübü ile arasındaki ilişkinin, sportif rekabeti engelleyici, müsabakaların ve ligin dürüstlüğünü, kamuoyunun ligin dürüstlüğüne ilişkin algısını zedeleyecek nitelikte olması nedeniyle, TFF Statüsü'nün 18. ve 76. Maddeleri ile Kulüp Tescil Talimatı'nın 17. Maddesine aykırılıktan dolayı talimatlara aykırılık nedeniyle FDT'nin 45/1. Maddesi uyarınca konuyla ilgili uluslararası kural ve kabullerde belirlenmiş olan ölçütler de dikkate alınarak takdiren Bir alt lige düşürülmesine karar verildi" denildi. 568305 G.Saray ve F.Bahçe'nin maçları beş hakemli UEFA maçlarıyla birlikte futbolda ciddi bir değişikliğe gidiliyor. UEFA 'nde maçlar beş hakemle oynanacak. Futbolda radikal değişikliklerden biri olarak görülen, "beş hakemli maç" sistemi, 17 Eylül Perşembe günü yapılacak UEFA grup maçlarından itibaren uygulamaya konulacak. Deneme amaçlı olarak geçen yılki Avrupa 19 Yaş Altı turnuvalarında uygulanan sisteme göre, mevcut sistemdeki hakemlere ilaveten, iki ayrı hakem daha sahada olacak. Bayrağı ve düdüğü olmayan, sadece kulaklık taşıyacak bu iki ekstra hakem ceza sahası içindeki pozisyonları izlemek üzere kale arkalarında görevlendirilecek. Ekstra hakemler sadece topun gol çizgisini geçip geçmediğini kontrol etmekle kalmayacak, futbolcuların hakemi kandırmaya yönelik hareketlerini de takip edecek. Bu sistemin, hakem hatalarını en aza indirgeyeceğine inanan UEFA yetkilileri, tartışmalı pozisyonlarda daha sonradan izlenen video görüntülerine de gerek kalmayacağı görüşünde. Beş hakemli karşılaşmalar, UEFA gözlemcileri tarafından dikkatle izlenecek. Gözlemciler daha sonra yeni sistemin başarılı olup olmadığı konusunda rapor verecek. UEFA 'ndeki Türk ekipleri ve yeni uygulama hakkında Merkez Hakem Komitesi Başkanı Oğuz Sarvan tarafından bilgilendirildi. 567394 Sonsuz filminin galası yapıldı Galaya filmin oyuncularının yanısıra çok sayıda tiyatro, ses ve sinema sanatçısı katıldı. Filmde 'Volkan' karakterini canlandıran İsmail Hacıoğlu, "Oldukça keyif alarak oynadığım bu projenin seyirciden de tam not alacağına inanıyorum." dedi. Senaryosunu Can Sinan'ın yazdığı, Cemal Şan'ın yönettiği üç kanser hastasının arkadaşlığını ve hayata tutunma çabalarını anlatan "Sonsuz" filmi, 18 Eylül'de vizyona girecek. Başrollerini İsmail Hacıoğlu, Süleyman Turan, Ferhat Gündoğdu, Şevket Çoruh ve Ayça Bingöl'ün üstlendiği filmin galası dün gece Maslak TİM Şhow Center'da yapıldı. Galaya filmin oyuncuları ve teknik ekibinin yanasıra çok sayıda ses, tiyatro ve sinema sanatçısı katıldı. Filmde 'Volkan' karakterini oynayan İsmail Hacıoğlu, filmin çekim aşamasının oldukça başarılı geçtiğini belirterek, "Duygusal bir film. Üç kanser hastasının hayata tutunma çabalarını anlatıyor. Vizyona girdikten sonra seyirciden tam not alacağına inanıyorum." dedi. Hacıoğlu, filmin yönetmeni Cemal Şan'ın da oldukça başarılı olduğunu belirterek, "Cemal Şan yeni bir proje ile gelirse seve seve çalışırım." diye konuştu. Filmde 13 yaşında töre cinayeti ile hapse girip, 20 yılını ıslah evinde geçirdikten sonra gün ışığı dahi görmeden kanser hastalığına yakalanan ve hastaneye yatan Serhan ile aynı hastanede kanser tedavisi gören eski aktör Süleyman Turan ve ara sıra hastaneye tedaviye gelen Volkan'ın kesişen hayatları anlatılıyor. 568551 "Slovenya maçını kazanmalıyız" (A) Milli Basketbol Takımı Antrenörü Bogdan Tanjevic mutlu olduğunu, çünkü kendilerini izleyenlerin de halinden memnun olduğunu vurgulayan Tanjevic, ''Şimdi çeyrek finaller çok önemli. Çarşamba günü Slovenya ile önemli bir mücadele var. Onlara çok büyük saygı duyuyorum'' dedi. Tüm rakiplerin güçlü olduğuna dikkati çeken Sırp çalıştırıcı, ''Bütün maçlarda topu kazanmak için savaşıyoruz. Oyuncular birbirini çok seviyor. Bu maçları kazandığımız için değil, iyi bir grup olduğumuz için. Kazanmaya devam etmeliyiz. Slovenya'ya karşı da kazanmalıyız'' diye konuştu. Tanjevic, (E) Grubu'ndan eşleşebilecekleri takımların sorulması üzerine, rakiplerini seçme şanslarının olmadığını ve bu konuyu da hiç düşünmediğini dile getirirken, ''Slovenya karşısında bazı oyuncuları dinlendirebilir ve böylece çeyrek finallere enerjimizi saklayabiliriz'' şeklinde konuştu. Diğer yandan Tanjevic, sakatlığına rağmen Hidayet'in takıma hala önemli katkı sağlamayı sürdürdüğünü aktardı. 567645 İlhan: Çok heyecelandım ama tarih yazdım ABD Açık Tenis Turnuvası'nda 1. turu geçerek büyük başarı kazanan milli tenisçi Marsel İlhan'ın seribaşı olduğu, ITF Mens Circuit Future Tenis Turnuvası, Yeşilyurt Spor Kulübü kortlarında ana tablo maçları başladı. Amerika Açık Tenis Turnuvası'nda 3'ü elemelerde, 1'i de ana tabloda maç kazanarak tarihe geçen Marsel, "Grand Slam'lerde daha önce hiç tur geçmemiştim. Tarih yazdım diyebilirim, ileride daha da büyük başarılar elde etmek istiyorum" açıklamasını yaptı. ABD'li rakibi John Isner ile oynadığı maçta heyecanlandığını anlatan Marsel, "Isner dişli bir rakipti. Wimbledon finalisti Roddick'i de geçerek bunu gösterdi. Turnuvada çok eleme maçı yapmıştım, Isner'in ise ikinci maçıydı ve ülkesinde oynuyordu. İlk defa öyle bir korta çıktım. bin seyirci vardı ve maç Eurosport'tan canlı yayınlanıyordu. Çok heyecanlıydım. Bundan sonra bu tür maçlar kazanacağıma inanıyorum" dedi. Yeşilyurt Spor Kulübü'nün düzenlediği bu turnuvanın kendisi için çok önemli olduğunu kaydeden milli tenisçi, "Türkiye'de düzenlenen bu turnuvaları her zaman kazanmak zorundayım. Daha önce future serisinde turnuva kazandım. Önümüzdeki hafta Bangkok'a gidiyorum. Orada da iyi bir turnuva geçirmek istiyorum" diye konuştu. "YALNIZ ADAM" Yeşilyurt Kulübü Başkanı Levent Gökçe ise sporcuları Marsel'in 22 yaşında bir tarih yazdığını kaydederek, "Ancak kendisi tarih kitabının ilk sayfasını yazdı. Bundan sonra eminim ki bu kitaba çok sayfalar ekleyecek. 13 bin kişilik Yeşilyurt Spor Kulübü ailesi kendisinin arkasındadır. Kendisi ancak sponsorluk açısından 'Yalnız adam'dır" yorumunu yaptı. Marsel İlhan'ın antrenörü Ca Üner ise Amerika Açık'ta elemelerden çıktıktan sonra ünlü tenisçi Roger Federer ile sohbet ettiğini belirterek, "Kendisi daha önce böyle bir organizasyonda Türkiye'den hiç sporcu duymadığını söyledi" ifadesini kullandı. 567817 12:42 yıldır aranıyordu, feribot kuyruğunda yakalandı yıldır aranıyordu, kuyruğunda yakalandıHüseyin FİLİZ/BANDIRMA (Balıkesir), (DHA) 'in İlçesi'nde birçok suçtan yıldır aranan 24 yaşındaki Sait Polat, terminalindeki kuyruğunda jandarmanın düzenlediği operasyonla otomobilinde yakalandı. Sahte kullanan Polat'ın üzerinde hattı farklı kişilere ait telefon bulundu. Bandırma Jandarma Bölük Komutanlığı ekipleri, kaçakçılığı’, ‘adam öldürmeye teşebbüs’ ve ‘çıkar amaçlı su örgütü üyesi olmak’ suçlarından yıldır aranan Sait Polat'ın, 34 VYZ 46 plakalı otomobille Bandırma'dan İDO'ya ait feribotla 'a gideceğini belirledi. Jandarmalar, dün feribota binmek için aracında bekleyen Sait Polat'ı, Hakkı Polat adına düzenlenen sahte kimlikle yakaladı. Sait Polat'ın cebinde hatları farklı kişilere ait bulundu. Gözaltına alınan Polat, çıkartıldığı nöbetçi mahkemece tutuklanıp cezaevine konuldu. 567748 Microsoft’tan görüntü arama motoru ’tan görüntü arama motoru devi kendi Bing’de görüntü aranmasına olanak sağlayan bir hizmetin beta versiyonunu başlattı. Microsoft’un başkan yardımcısı Yusuf Mehdi ’nin San Francisco kentinde düzenlenen TechCrunch50 konferansında yaptığı açıklamada, bu görsel aramanın, bilgi arama ve bulmanın daha grafik bir yöntemi olduğunu belirtti.  Yeni görüntü arama motoruyla, yüzde 20 daha hızlı görüntü sonucu bulmanın mümkün olduğunu ifade eden Microsoft yetkilileri, bunun büyük bir kataloğu sayfa sayfa karıştırmaya benzediğini kaydettiler. Microsoft, ’ın egemenliğindeki arama ağında rakip olduğu Bing arama motorunu üç ay önce başlatmıştı. 567437 Satürn'de ocakta başlayan fırtına devam ediyor Kongrede yapılan açıklamada, bu fırtınanın, 2004'de Satürn'ün yörüngesine giren ve gezegeni inceleyen Amerikan Cassini uzay aracının belirlediği 9. fırtına olduğu belirtildi. Çapının bin kilometreyi bulduğu sanılan bu atmosfer olayının genellikle Satürn'ün güney yarım küresinde, bilim adamlarınca "fırtına geçidi" adı verilen bölgede meydana geldiğine, şimşeklerin oluşturduğu radyo dalgalarının Dünya'da oluşanlardan bin kat güçlü olduğuna dikkat çekildi. Avusturyalı, Fransız ve Amerikalı bilim adamlarının yaptığı incelemelere katılan Avusturya Bilim Akademisi'nden Georg Fischer, bu fırtınaların gücünün ve süresinin şaşırtıcı olduğunu, yaydığı radyo dalgalarının Satürn'ün iyonosferini incelemek için faydalı olacağını da ifade etti. Satürn'de bundan önceki uzun süreli fırtınalar, 2007 Kasım ayında ve 2008 Temmuz ayında meydana gelmişti. 568511 Bilgisayarda futbol bir başka. İşte yeni Oyun! Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net editörlerinden 10 üzerinden 8.1 puan almayı başaran, menajerlik oyunlarının en bilindik isimlerinden biri olan Championship Manager'ın 2009/2010 sezonu versiyonu nihayet yayınlandı. Son yıllarda iyice rölantide giden yapım, Football Manager'ın gölgesinde kalmıştı. Sıradan geliştirmelerle satışa sunulan oyun, bir türlü büyük rakibini geçmeyi başaramıyordu. Nihayet yapımcı Beautiful Game Studios silkinip kendine geldi ve Championship Manager 2010 için sıkı düzenlemeler yaptı! Evvela ülkemiz oyuncuları için çok önemli bir yenilik, Championship Manager 2010'da (CM 2010) bizi bekliyor. Öyle ki, yeni yapım tamamen Türkçe dil desteği ile beraber geliyor! Dolayısıyla, yeteri kadar İngilizcesi olmadığı için menajerlik oyunlarının karmaşasından uzak duran kullanıcılar, artık CM 2010 ile takımlarının başına geçebilecek. Tamamen Türkçe olan yapımda, enteresan çeviri hataları da görmek mümkün. Ancak metilerinden tamamen farklı bir dilde olmasından iyi olduğu için, bu problemi sineye çekmekte zorlanmıyoruz. Championship Manager 2010'daki kariyerimize başlamadan, hangi transfer dönemine göre oyuna start vereceğimizi seçmemiz gerekiyor. İsteğe bağlı olarak ya Temmuz ayındaki transfer içerikleriyle oynayabiliyoruz ya da Eylül, yani alım satımların tamamlandığı dönemdeki kadrolarla menajerliğe başlıyoruz. Oyunun yapımcısı Roy Meredith, geçtiğimiz ay ülkemize gelip, Championship Manager'ı bizzat kendisi tanıtmıştı. Orada yaptığı konuşmasında, kullanıcıların son transferlerden memnun olmayabileceğini, bu yüzden de isteğe bağlı olarak Temmuz ayındaki kadrolarla oyuna başlayabileceğini belirterek, duruma açıklık getirmişti. Eğer siz kadroların son halinden memnunsanız, Eylül ayını seçerek, kariyerinize ilk adımı atabilirsiniz ancak bu durumda ufak bir download yapmanız gerekiyor. Zira Eylül kadroları, yapımın resmi İnternet adresinden 116 MB büyüklüğünde bir dosya ile iniyor. Bu update'i indirmek için oyundaki arabirimi kullanmanız yeterli. Gayet şık tasarlanan menüler, türün yeni kullanıcılarını ürkütecek tarzda çok ayrıntı içeriyor. Aslında Championship Manager 2010 çok ayrıntılı bir oyun. Menajerlik ile ilgili aklınıza gelebilecek hemen her türlü içerik yapımda mevcut. Bunlar arasında en çok dikkatimi çeken, Roy Meredith'in de ülkemizde tanıttığı duran top organizasyonları. Antrenman bölümünden ayarlayabileceğiniz bu uygulamada, topun ne taraftan geleceğini, kim tarafından gönderileceğini, ceza sahasında kimlerin koşacağını ve kaleye şutu kimin çekeceğini ayarlıyorsunuz. İşin zevkli yanı bundan sonra başlıyor... Taktik tahtasında işaretlediğiniz organizasyonu anında uygulamaya dökebiliyorsunuz. Bunun için "Çalışmaya Git" sekmesini tıklamanız yeterli. Baktınız ki işler istediğiniz gibi gitmiyor, zaman hemen değişikliğinizi yapıp, yeniden uygulamada tecrübe ediyorsunuz. İlk kez bu özelliğin başına geçtiğimde, sanırım farkında olmadan bir saat kadar vakit harcadım. Zira zaman ayırarak, oldukça başarılı duran top organizasyonları çıkarmanız olası. Gelelim en çok merak edilen kısımlardan maç motoruna. Tamamen 3B tasarlanan Championship Manager saha içi görseleri, evvela animasyonlarıyla dikkat çekiyor. Futbolcuların animasyonları çok akıcı olmasına karşın, çoğunlukla göze abartılı geliyor. Örneğin, sadece iki metre ötesindeki adama pas vermek için topa öyle bir vuruyor ki, iki ayağı da yerden kesiliyor. Animasyon bu şekilde olmasına karşın görüntüye baktığımızda, meşin yuvarlağın tıngır mıngır gittiğini görüyoruz. Bir de koşu yaparlarken, futbolcuların savrulma durumları var ki, hemen hemen her hızda düşüp takla atmamak için adeta yan yatarak dönüş yapıyorlar. Bütün animasyon problemlerinin haricinde yapay zekaya göz gezdirdiğimizde, hâlâ bir hayli zayıf olduğunu görüyoruz. Topa çok yakın olan defans oyuncusu iki adım öteye gidip müdehale yapmıyor, taa karşıdan gelen futbolcu, topu kapıveriyor. Dahası var; kaleciyle karşı karşıya kalan oyuncular dümdüz vurup topu file bekçisine teslim ediyor. Barcelona takımında, kimsenin olmadığı yere doğru pas veren futbolcular bile gördüm... Maç analiz yazılımı ProZone'un varlığını koruduğu yapımda, geçmiş maçlarınız hakkında detaylı bilgi edinmek ve takımdaki zayıf yerleri keşfetmek için bu programı kullanabilirsiniz. İki takımı karşılaştıran yazılım, maç içerisinde kimin hangi bölgede nasıl üstünlük sağladığının raporunu, görüntülü olarak kullanıcıya sunuyor. Genel olarak bakıldığında, Championship Manager 2010, serinin önceki oyunlarından daha başarılı bir hale gelmiş. Rakibi Football Manager (FM) ile karşılaştırdığımızda (Şimdilik 2009) görsel bakımdan daha iyi görünüyor olsa da, yapay zeka açısından epey yol alması gerekiyor. Football Manager, geniş ve gerçekçi veritabanının yanında, başarılı maç motoruyla da türünün en ileri örneği olarak gösteriliyor. Ancak bu demek değil ki, CM oynamayacağız. Hele ki tamamen Türkçe olmuş Championship Manager, ülkemizdeki FM kullanıcılarının önemli bir kısmını kendi saflarına çekebilir. Ancak yine de son sözü söylemeden, Football Manager 2010'u beklemek gerek. Puan: 10/8.1 567310 Sağlıkta katılım payı artırılıyor Sağlıkta katılım payı artırılıyor CAHİT SARAÇOĞLU Dünya ülkelerinin tamamında sağlık harcamalarındaki artışın bütçeye yükü artarken, Türkiye'de de ciddi rakamlara çıkmaya başladı. ABD sağlık harcamaları için trilyon dolar ayırırken, bu yılsonu Türkiye'de sağlık harcamalarının 35 milyar TL'nin üzerinde olması bekleniyor. Hükümet, sağlık harcamalarında global bütçe uygulamasına geçmeye hazırlanırken, 2010-2011 yıllarında bütçe üzerindeki yükü hafifletmek amacıyla tedbirler getiriyor. Tedbirlerin başında, katkı payı alınması yer alıyor. Reçetelerde, muayenede ve ilaçta katkı payı alınacak. Birinci basamak katılım payı olmayacak. Muayene olursa katılım payı düşük alınacak. İlaç ve reçete yazılırsa, katılım payı biraz daha yüksek olacak. Böylece, hastanın reçete ve ilaca yönelmemesi sağlanacak. Hastaların reçete düzenlenmesi halinde fazla katkı payı ödeyeceğini düşünmesi sağlanacak. Hükümetin, katılım paylarında bir katına kadar artırma yetkisi vardı. Temmuz ayında çıkarılan kanunda 10 katına kadar belirleme yetkisi alındı. Böylece, TL katılım payı 20 TL'ye kadar çıkarılabilecek. Kamu sağlık harcamalarında 2010 yılında artış olacağı öngörülüyor. Katkı payı tedbirleriyle bütçede yıllık 1.5 milyar TL tasarruf amaçlanıyor. Bürokratların işin içinden çıkamaması nedeniyle, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek devreye girdi 566829 Ulaş'ta kamyonetle otomobil çarpıştı: ölü, yaralı AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Sİvas'ın Kangal ilçesinden Ulaş istikametine gitmekte olan Ramazan Yuvacı yönetimindeki 58 AH 089 plakalı bir inşaat firmasına ait kamyonet, karşı yönden gelen Mahmut Öztürk (55) idaresindeki 58 NH 201 plakalı otomobille Ulaş çıkışındaki Üçgöz köprüsünde çarpıştı. Otomobil sürücüsü Mahmut Öztürk, sıkıştığı otomobilde olay yerinde, gelini Mehtap Öztürk (26) ve aylık torunu Metehan Öztürk ise hastaneye kaldırılırken yolda yaşamını yitirdi. Kazada, otomobilde bulunan Batuhan, Sevda, Nazlı Öztürk ile kamyon sürücüsü Ramazan Yuvacı ve kamyonda bulunan Hayrettin Çoban yaralandı. Yaralılar, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde tedavi altına alındı. Kazada yaşamını yitiren Mahmut Öztürk'ün eşi Nazlı, kızı Sevda, gelini Mehtap ve torunları Metehan ve Batuhan Öztürk'ün Ulaş'tan Deliilyas'a iftara gitmek üzere yola çıktıkları öğrenildi. 568328 Gökçek 'içki referandumu'ndan vazgeçecek mi? Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek, Bahçelievler 7. Cadde'nin "içkili yer bölgesi" olarak ilan edilip edilmemesinin refarandum ile tespit edilmesiyle ilgili CNN TÜRK'ün sorularını yanıtladı. Gökçek, "Hiç bir zorlama yoktur. Sayısız Bahçelievler sakini cafelerin havasının meyhaneye döndüğünü ve orada kavga çıktığını bana iletti. Biz "Bahçelievler'de alkollü mekenların çoğalmasını ister misiniz?" diye soruyoruz. Vatandaşın kanaatinin alınmasından neden korkuluyor. Referandumdan vazgeçerebilirim de..." dedi. 568368 Altın Portakal'da Kürtçe film de yarışacak  Almanya ve Türkiye'de yaşayan Miraz Bezar'ın yönetmenliğini yaptığı Kürtçe film "Min Dit", Türkçe alt yazılı olarak festivalde jüri karşısına çıkacak. Festivalin büyük jürisinde yer alan Senarist Sırrı Süreyya Önder, Kürtçe bir filmin festivalde yer almasından dolayı onur duyduğunu söyledi. Önder, "Beni en çok onurlandıran olaylardan biri ustaların yanında geleceğin ustalarının da yer alması ve Kürtçe konuşulan bir filmin festivalde yarışmasıdır." diye konuştu. Önder, "Min Dit" isimli filmin festivalde yer almasının toplumsal açıdan duyarlılığın bir göstergesi olduğunu belirtti. Diyarbakır'da çekilen ve terör olaylarının tırmandığı bir dönemde anne babasını kaybeden iki çocuğun dünyasını konu alan film, Yönetmen Miraz Bezar'ın Evrim Alataş ile birlikte yazdıkları hikâyeden oluşuyor. Miraz Bezar'ın senaryosunu yazdığı filmde Şenay Orak, Muhammed Al, Hakan Karsak, Berivan Ayaz, Fahriye Çelik, Alişan Önlü rol alıyor. Almanya'da yaşayan Miraz Bezar ödüllü kısa filmleriyle tanınıyor. 568072 Yemek yemeyen çocuğa ne yapmalı? İstanbul’da 104. Frekansıyla yayın yapan Radyo 7’nin programcılarından Eda Çelebi’nin hazırlayıp sunduğu Eda’yla Gün Ortası programının bugünkü konuğu çocuk sağlığı ve hastalıkları Uzmanı Doktor Beril Bayrak Bulucu oldu. Çocuklarda iştahsızlık ve çocuk sağlığı konularında konuşulan programda merak edilenler konuşuldu. Bebeğin, aya kadar herhangi bir ek besin olmaksızın anne sütüyle beslenebileceğini belirten Beril Bayrak Bulut, savunma mekanizması yeni oluşan bebeğin ihtiyaç duyduğu bütün besinleri fazlasıyla anne sütünden alabileceğini aktardı. İlerleyen yaşlarda da karşılaşılacak hastalıkların da bu sayede en aza indirileceğini söyleyen Bulucu, annelere çocukların beslenmesi hakkında bilgiler verdi. Dr. Bulucu, az yemenin hangi noktada sorun olduğunu, obeziteye giden yolu, çocuğa yemek yeme yöntemlerini anlattı. EDA: Çocuklarda iştahsızlık neden kaynaklanır? Beril Bayrak Bulucu: Çok sık karşılaşılan bir sorundur. İki ayrı çeşide ayrılır. Bunlardan biri geçici iştahsızlık diğeri ise kalıcı iştahsızlık. Geçici iştahsızlığın birçok nedeni olabilir ve bu nedenler yaşa bağlı olarak değişim gösterebilir. Diş çıkarma, hava değişimi, hastalık, duygusal sorunlar gibi pek çok sebebi vardır. Kalıcı iştahsızlık nedenlerinde ise; geçirilen hastalıklar, yapısal sorunlar yer alır. Çocuğun içinde bulunduğu ruh hali ve psikolojik durumu da bu konuda önem kazanır. EDA: Az yemek yiyen bütün çocuklar iştahsız sayılabilir mi? Beril Bayrak Bulucu: Böyle düşünmek her zaman doğru olmayabilir. Çocuklar kendi gereksinimlerinin farkında olabiliyorlar. Bu sebeple annenin ondan beklediği kadar çok yemek gereksiniminden fazlası olduğu için çocuk tarafından kabul edilmiyor.  EDA: Çocuk yemek yemiyorsa anne ne yapabilir? Beril Bayrak Bulucu: Öncelikle yaşa göre gereksinim anneler tarafından öğrenilmeli. Çocuk kaç yaşındaysa ona orantılı olarak porsiyon kaşık kullansınlar. Bu hem rahatlatıcı, hem de belirleyici olabilir. Her şeyden önce annenin bilinçli olması büyük rol oynar. EDA: Az yiyen çocuk daha sağlıklı mı olur? Beril Bayrak Bulucu: Az yemekten çok doğru yemek çocuğa sağlık kazandıracaktır. Çünkü günümüzde obezite hastalığı özellikle çocuklarda hızla yayılmakta. Anneler çocuğum az yiyor deyip ipin ucunu kaçırırlarsa maalesef çok daha büyük problemlerle karşılaşabilirler. Dönem dönem çocuğun beslenmesi zaten değişecektir. Sağlıklı olansa ne kilolu ne de zayıf olmak. En sağlıklı olan doğru beslenmeyi bilmektir. EDA: Obezite tehlikesi olan çocuklara diyet önerilir mi? Beril Bayrak Bulucu: Evet öneriyoruz. Ama bu konuda önemli olan ailenin ne kadar bilinçli olduğu. Çocuk bize başvurduğunda obezitenin hangi evrede olduğu, ne zamandır bu sorunla baş edildiği bilgilerinin bize verilmesi oldukça önemli. Çok büyük bir obezite sorunu olmadığı zamanlarda öncelikle beslenme alışkanlığı düzenliyor ve kilo alımını engelliyoruz. Çok ciddi bir obezite sorunu varsa diyette gerekebiliyor. EDA: Çocuklara iştah şurubu öneriyor musun? Beril Bayrak Bulucu: İştah şuruplarından önce çocuğun neden yemediği konusunda iyi bir gözlem yapılmalı. Çocuk; çok ısrar edildiği, yemeği sevmediği ya da çok fazla abur cubur yediği için yemek yemiyor olabilir. Bu sebeple öncelikle aileden bunlara dair bilgiler almakta fayda var. Yine temiz havada çocukla oynayıp acıkması sağlanabilir. Yemekten önce fazla sıvı tükettirmemek, iştah açıcı özelliği olan dereotu, nane gibi doğal besinleri yemeklerine karıştırmakta yapılabilecekler şeyler arasında. Hiçbir şekilde çocuğun beslenmesinde olumlu bir değişim yoksa zaman doktor kontrolünde iştah şurubu alınabilir. EDA: Çocuğu düzenli yemeye alıştırmak için, yemek saati dışında yemek vermemek doğru mu? Beril Bayrak Bulucu: Çocuğun, düzeni öğrenme açısından önemli olabilir. Ancak yemek konusunda çocuğa da söz hakkı tanınmalı. Aileyle birlikte, pişen yemeğin yenmesi konusunda anne söz sahibiyse yenecek miktar konusunda çocuk karar vermelidir. Söylenecek her şeyi sorgulamadan çocuğa dikte ettirmek kesinlikle yanlıştır. Eğer aile çocuğa doğru mesaj verir nitelikte davranırsa hiçbir sorun kalmayacaktır. EDA: Bebeklerde beslenme bozukluğunu önlemek için ne yapılabilir? Beril Bayrak Bulucu: Bebeklik dönemi, beslenme açısından önemli bir dönmedir. Her yerde ısrarla tekrarlansa da hatırlatmada yine fayda var diye söylüyorum bebek için en temel besin anne sütüdür. Anne sütü özellikle ilk dönemlerde önemli çünkü bebeğin savunma ve gelişim mekanizması için ihtiyaç duyulan bütün besinler anne sütünde mevcut. Ve anne sütüyle beslenen çocuklar acıktıklarını ya da ne kadar besine ihtiyaç duyduklarını fark eder. Bu sebeple obezite riski de ortadan kalkmış olur. EDA: Okulların başlamasıyla iştahsızlıkla ilgili sıkıntılar da artıyor mu? Beril Bayrak Bulucu: Okulda çocuğun beslenme düzeni değiştiği için bu tür sıkıntılar olabiliyor. Sabah saatlerinde iştahsız olan çocuklar en önemli öğün olan kahvaltıyı yapmakta zorluk çekiyorlar. Bunun yanı sıra yemekli okullarda çocuk, okul yemeklerine ve ortamına alışamadığı için sıkıntı yaratabiliyor. Bunun tam tersi, arkadaşlarını model alarak ya da inatlaşarak okuldayken daha çok yemek yiyen çocuklarda var. Bu konuda yapılacak en önemli şey beslenme alışkanlığının kazandırılmasıdır. EDA: Çocuklar tatlı yemeyi çok seviyor. Bu konunun tehlike oluşturmaması için anneler ne yapabilir? Beril Bayrak Bulucu: Tatlı, çok fazla alışkanlık yapan besin türüdür. Aşırı tatlı tüketiminde, insülin dengesi bozulabilir, şeker hastalığı ve obezite gibi hastalıklarla karşılaşılabilir. Çok erken yaşlarda insülin dengesi bozulması ilerleyen yaşlarda birçok hastalığın tetikleyicisi olacaktır. Çocuklara direkt tatlı vermek yerine tatlı ihtiyaçlarını karşılayacak meyve, reçel, pekmez verilebilir. Eğer anne evde tatlı yapacaksa, fazla şeker kullanımından kaçınmalı.   EDA: Aile içinde ki değişimler, mesela annenin hamile olması ya da anne babanın ayrılması çocuğu etkiler mi? Bu gibi durumlar çocuğa nasıl söylenebilir? Beril Bayrak Bulucu: Kesinlikle etkiler. Yeni doğan bebeklerde bile en küçük değişikliklerin yansımalarını görmek mümkündür. Mesela ailenin taşınarak çocuğun oluşturduğu çevreden uzaklaşması, aile bireylerinin kavga etmeleri ve daha irili ufaklı birçok sorun çocuğun yemek yeme düzenini değiştirebilir. Çünkü çocuklar hayatlarındaki yapılanmaya oldukça bağlı yaşarlar. Bu gibi durumlar çocuğu önceden hazırlayarak, her aşamada yanında olarak alıştırılabilir. Çocuğa anlayışla yaklaşmak ve konu hakkında görüş bildirmesini sağlamakta sorunları çözebilir. Sağlıklı beslenmeden diyete,  şifalı bitkilerin gizemli dünyasından hayatı yaşanılır kılan pratik bilgilere ve yemek tariflerinden çocuk gelişimine pek çok konu Eda'yla Gün Ortası'nda.  Alanında uzman konuklarıyla Eda'yla Gün Ortası Salı,  Çarşamba ve Perşembe günleri saat 12.00' de Radyo 7'de. 567322 Yeşil sahalarda Dalkurd açılımı Yeşil sahalarda Dalkurd açılımı İsveç futbol liglerinde yıldır fırtınalar estiren Kürt futbol takımı DalKurd İsveç birinci ligine çıkmayı garantiledi. Mardin'in Nusaybin İlçesi'ne bağlı Girmeli köyünün eski muhtarı Ramazan Kızıl tarafından kurulan takımın kadrosunda Nusaybinli sporcu yer alıyor DalKurd Spor, 2004'ten bu yana İsveç'te katıldığı bütün liglerde birinci oldu. Kürt futbol takımı DalKurd, ligin bitmesine hafta kala birinci lige çıkmayı garantiledi. Bugüne kadar sadece üç kez yenilgi yüzü gören takımın antrenörlüğünü Hırvat Bernhard Brcic yapıyor. Logo olarak Kuzey Irak bölgesel yönetiminin bayrağını seçen takım, ligde başarılı olursa, Türk takımlarının Avrupa kupalarındaki rakibi olmaya aday. 567378 Akif Emre: Bir medeniyet ölçüsü olarak tuvalet kağıdı Akif Emre 15 Eylül 2009 SalıBir medeniyet ölçüsü olarak tuvalet kağıdı Türk basınının en eski kalemlerinden birinin yıllar önce kendine özgü üslubuyla, 'neden medenileşemediğimiz'i açıkladığı yazısını okurken içine düştüğüm hayret durumunu hala hatırlarım. İleri yaşına rağmen basının büyük gazetelerinde çalakalem yazmaya devam eden yazarın 'çetin' polemikleriyle uğraşmayı göze alamadıklarından mıdır nedir, en muhalifleri bile bu yazıya bir cevap olsun yazmamışlardı, ya da ben görmemiştim. Türk aydınının medeniyet tasavvurunu faş eden bu yazı özetle şunu savunmaktaydı: tuvalet kağıdı kullanmak bir çağdaşlaşma, medenileşme gereğidir. Bir ülkenin tuvalet kagıdı tüketim miktarı ülkenin medenilik durumunun göstergesidir. Bab-ı alinin büyük polemik üstadı batılılaşma sevdamızla 'medenileşme' durumumuzu aynı kefeye koyarak tuvalette su kullanmaya devam ettiğimiz sürece medeni toplumlar seviyesine çıkamayacağımızı savunuyor; medeniyet anlayışını da tuvalet kagıdına indirgiyordu. Türk aydınlarının batının düşüncesinden, tefekküründen çok biçimsel yönüyle, gardropuyla ilgilendiği çok tekrarlanan bir husustur. Ancak bu "çetin" polemikçinin işi tuvalet kağıdına kadar indirme cesaretindeki seviye düşüklüğü de az bulunur bir örnekti. Kendine ait ne varsa hepsinden iğrenen garbzede bir aydın örneği olması bir yana, içinden çıktığı toplumu da bu kadar aşağılamasına rağmen hala itibar görüyor olması tuhaf bir durum. Muhteşem bir medeniyeti yaşamış, inşa etmiş ve medeniyete çok şey katmış bir toplumu 'antropolojik bir vaka' düzeyine indirgeyip tuvalet dersi vermesi batılılaşma maceramızın nerelerde takılıp kaldığına iyi bir örnekti. Tuvalet kağıdı kullanmayı medeniyetin turnusol kağıdı gören yaşlı polemikçi basınımıza kendi soyadından iki isim daha kattı. İşlek kalemleri bir yana turnusol kagıtları pek değişmedi. Yeni nesil olması nedeniyle belli komplekslerden, kalıplardan kurtulmuş olmaları beklenen bu kalemlerden birinin sel felaketi üzerine yazdığı yazıyı okurken babasının yıllar önce medeniyet göstergesi olarak tuvalet kağıdına övgü yazısını hatırladım. Selden ölenler üzerine yazdığı yazıda haklı olarak bunca yıldır sürdürülen aymazlığa, tedbirsizliğe, sorumsuzluğa karşı çok güzel bir eleştiri yapmış. Sonuçta başımıza gelen felaket temelde bir ahlak sorunu. Aç gözlülüğün, rantçılığın, çarpık şehirleşmenin önümüze koyduğu acı fatura. Üstelik bu felaketle ilk kez karşılaşmıyoruz. 14 yıl önce de taşan dereden ders alınmadığı gibi bundan sonra da gerekli ders alınacağından da emin değiliz. Toplumu eleştirip, yöneticileri uyarırken temel kalkış noktası Türk aydınlanmacılarına özgü pozitvist bir yorum dikkat çekiyor. İnsanlığın yaratıldığından beri doğayla başa çıkmaya çalıştığı tezinden başlayıp uygarlığın temelini bu kavgaya bağlayan beylik ifadelerle devam etmiş. Öyle ya. uygarlık, doğanın şiddetine mağlup olmamayı öğrenmek demek olduğuna göre demek ki yeterince ezememişiz doğayı. Doğayı boğuşup alt edilmesi gereken vahşi bir güç olarak algılayan medeniyet tasavvurunun dünyayı ne hale getirdiğini görmemek için bunca sel felaketi yaşamak da yetmiyormuş. Evreni, tabiatı ilahi bir harmoni olarak görüp onunla uyum içinde bir dünya kurmak yerine, bir düşmanı yok etmek istercesine her türlü dengesini bozma pahasına tabiata meydan okuyan modern dünyanın geldiği sonuç bu değil mi? Adeta emanete ihanet eden insanoğlunun ödemek zorunda kaldığı bir bedel değil mi yaşananlar. Sorun mikro düzlemde alınacak tedbirlerle sınırlı değil. Adım adım gelmekte olan küresel dengesizliğe neden olan insanın kendine, evrene bakışı, medeniyet anlaşımda yatıyor.Makro düzlemde kainata nasıl yaklaştığımız, tabiatla kurulan ilişkinin mahiyeti ve bunu kaçınılmaz sonuçlarıyla alakalıdır. Bir yanda tabiata savaş açarak onu yenmeye and içmiş, kazanmayı, çıkarı kutsamış modern insanın kurduğu bir medeniyet diğer tarafta makro ölçekte dengesi alt üst olan çevrenin, tabiatın, kozmosun bize geri dönen sonuçlarıyla karşı karşıyayız. Bu aç gözlülükle beton yığını şehirler inşa ediyor, daha çok kazanmak hırsıyla geleceğimizi tüketiyoruz. Batı uygarlığı bugün geldiği noktada bu aç gözlülüğü, kazanma hırsını daha incelikli yöntemlerle yapıyor. Vahşi kapitalizmden ders alsa da tüketim ve kazanma hırsını terk etmeyen ve daha da sistematik hale getiren ve bedelini de gelişmemiş ülkelere fatura etmeye kalkan küresel bencillik söz konusu. Tüketim çılgınlığı alabildiğine tahrik edilirken yüzeysel bir çevrecilik bunu önlemeye yetmiyor. İnsanın kendine, tabiata, evrene karşı bakışını yeniden düşünmeden, ilahi olanla sağlıklı bir ilişki kurmadan, aşkın olan gerçekle temas etmeden bu dengeyi kurması imkansız. Medeniyeti tuvalet kağıdında aramaya devam eder, maddi azgınlığımız sel sularında boğuşmaya devam eder. 568517 Pilotla kulenin 'güzel kardeş' kavgası Yoğun hava trafiği sebebiyle Atatürk Havalimanı’na iniş sırası beklerken ‘tur atan’ Türk Hava Yolları’nın Bükreş-İstanbul seferini yapan yolcu uçağının pilotu ile kuledeki kadın trafik kontrolörü arasında ilginç bir diyalog yaşandı. Kadın görevli anonslarda kendisine, “güzel kardeşim” diye hitap eden pilota “Ben sizin güzel kardeşiniz değilim” diyerek sert çıktı. THY’nin yaklaşık bir ay önceki Bükreş-İstanbul seferini yapan 1444 sefer sayılı uçağı öğle saatlerinde iniş sırasında 3’üncü olduğu için havada beklemeye başladı. Pilot, öncelik isteyerek “iniş için” kuleyle temasa geçince ilginç bir diyalog yaşandı. İnternette havacılık haberleri yayımlayan ‘airkule.com’ adlı sitede dün yer alan kule ile pilot arasındaki diyalog şöyle gelişti: Pilot: En geç 10 dakika içinde inmem gerekiyor. Yakıtım bu kadar. Sabiha Gökçen’e davet ediyorum vermeyecekseniz. Kule: İnişte numarasınız. Emergency deklare ediyor musunuz? Pilot: Efendim emergency yok. İşte yakıtım bu, en fazla dakika bekleyebilirim. Fazla yakıt almıyoruz biliyorsunuz. Kule: Emergency deklare etmiyorsanız Gökçen’e sizi yönlendireyim. Pilot: Eğer yakıtla müsaitseniz emergency deklare ediyorum. dakikalık bekleme yakıtım var. İnelim, müsait değilseniz Sabiha Gökçen’e iniyorum, tamam. Kule: Anlatın efendim, rapor edin. Müsait değil. Sağdan uçuş başı 090. Pilot: Efendim ‘emergency yakıtı’ kabul etmiyorsunuz. tamam. Kule: Efendim, ‘emergency’ deklare ediyorsanız, sizi 06 için vektörleyeceğim. Pilot: Güzel kardeşim daha ne söyleyeyim size ‘yakıtım bu’ diyorum. saat geldiği zaman ‘emergency yakıtı’nın saati. Anlamıyorsunuz herhalde. dakika sonra emergency yakıtına düşüyorum. Kule: Efendim emergency deklare ettiğinizi belirtirseniz sizi alacağım ben de diyorum. Pilot: Sevgili kardeşim bir daha söylüyorum. Şu anda dakikaya indim. dakika sonra emergency yakıt ilan ediyorum. geçe emergency yakıt ilan etmiş olacağım. Kule: Efendim ben ‘emergency deklare ediyorum’ cümlesini bekliyorum sizden. Emergency yakıt ayrı bir şey. ‘Ben de sizin güzel kardeşiniz değilim’ bu arada. Pilot: Lütfen rapor eder misiniz? Ben geçe emergency yakıta düşüyorum. Şimdi de beklemedeyim tamam. İnternette yayımlandı Kule kontrolörü ile THY pilotu arasında havada yaşanan dialog ‘airkule.com’ adlı sitede yayımlandı. 567398 'Muhteşem bir mücadele oldu Bütün oyuncuların çok iyi performans sergilediğini belirten Barbaros Akkaş, "Uzatmada da olsa kazanmayı başardık. Ne olursa olsun oyuncuların hepsi çok iyi mücadele etti. Yenilgisiz takım olarak biz ve Fransa kaldık. İki gün sonra Slovenya ile liderlik maçı oynayacağız. İlk ikiyi garantiledik. Daha da önemlisi çeyrek final öncesi bir gün daha dinleneceğiz. Slovenya karşısında halkımızı en iyi şekilde temsil edeceğiz. Buraya gelen takımların 11'i final oynamaya adaydı. Hem Sırbistan hem de Slovenya bu ülkeler arasında yer alıyor. Slovenya maçımız zorlu geçecek. Artık çaprazdan gelecek takıma da bakacağız." dedi. Ay Yıldızlılar, ikinci tur Grubu'ndaki son maçını 16 Eylül Çarşamba günü Slovenya ile oynayacak. 22.00'de başlayacak bu önemli karşılaşma NTV'den naklen yayınlanacak. HARUN ERDENAY: GERÇEK GÜCÜMÜZÜ GÖSTERDİK Bu arada Milli Takım Menajeri Harun Erdenay, Sırbistan galibiyeti sonrası yaptığı açıklamada "Gerçek gücümüzü gösterdik" dedi. Ay yıldızlı ekibin Sırbistan'ı uzatma sonunda 69-64 mağlup ettiği karşılaşma sonrasında Milli Takım Menajeri Harun Erdenay yaptığı açıklamada, "Gerçek gücümüzü gösterdik" dedi. Sırbistan'ı mağlup ettikleri için çok mutlu olduklarını belirten Erdenay, "Öncelikle Sırbistan'ı yendiğimiz için çok mutluyuz. Hücumda etkili olamamamıza rağmen kazandık. Uzatmaya giden bir maçta böyle güçlü bir takım karşısında iyi savunma yaptık. İnanılmazdık. Bu da bizim gerçek gücümüzü gösterdi. Sayı atamadığımız günde kazanıyoruz." dedi. Hedeflerinin grup liderliği olduğunu da söyleyen Erdenay, "Şimdi tek hedef Slovenya maçını kazanmak. Rakibimizi de mağlup edip grup lideri olarak hedefimize emin adımlarla ilerlemek istiyoruz" şeklinde konuştu. 12 DEV ADAM YENİLGİSİZ LİDER Öte yandan Milli Basketbol Takımı, ilk grupta Litvanya, Bulgaristan ve Polonya, ikinci grupta ise İspanya galibiyetleriyle 4'te yaparken, Sırbistan karşısında da yeni bir tarih yazdı. Ay yıldızlı ekip, başabaş giden Sırbistan maçında son hücumu kullanamayınca mücadele 64 64 berabere tamamlandı. dakikalık uzatma periyodunda Sırbistan'a sayı şansı vermeyen 12 Dev Adam, bulduğu sayı ile skoru 69 64 getirdi ve salondan da bu skorla galip ayrılarak 5'te yaptı. 567730 Karayolları sürücüleri uyardı: Yollar kan gölüne dönmesin Turhan, "Yılın en kritik dönemindeyiz. Hem tatil dönüşü, hem bayram trafiği yollardaki trafiği iki kat arttıracak. Sürücülerimiz gidecekleri yere bir an önce gitme arzularını biraz olsun dizginlemeli. Seyahat esnasında yorulduklarında dinlenmelerini, trafik işaret ve işaretçilerine uymalarını öneriyorum." dedi. Turhan, 15 Eylül'den itibaren trafikteki yoğunluğun daha da artacağına işaret ederek, "Tatilde olan vatandaşlar okulların açılmasıyla evlerine dönüyor. Üniversiteliler büyük kentlere gidiyor. Bunun yanında bayram trafiği olacak. Normalde yaz aylarında yüzde 70 civarında olan trafik artışı, bayramın okulların açılmasından önceye rastlaması sebebiyle yüzde 90'lara ulaşacak. Sürücülerin, gideceği yere saat önce gitme bilinciyle hareket etmelerinin, belki çok daha geç gitmelerine belki telafisi çok mümkün olmayan sıkıntılar verebileceğini göz önüne almaları lazım. Duygularıyla değil mantıklarıyla hareket etmeleri gerekir." diye konuştu. "SABAH VE AKŞAM SAKİNLİĞİNDE YOLA ÇIKIN" Yaz olması dolayısıyla kurum olarak yollarda asfalt kaplama çalışmaları yaptıklarını kaydeden Turhan, sürücülerin çalışma yapılan yollarda işaretçilere uymalarını istedi. Turhan, yol acemisi denen yılda bir iki defa yolu kullananların işaret ve işaretçilere dikkat etmelerinin kendi can güvenliği ve mal emniyeti açısından önemli olduğunun altını çizdi. Uzun süreli ve uzun mesafeli yolculuklarda, sürücülerin şehir merkezlerinden gidecekleri yere hareket ettiklerini ifade eden Turhan, rahat yolculuk için zaman dilimi verdi: "Şehir civarındaki iş trafiğinin olmadığı sabah ve akşam mesai öncesi trafiğe yakalanmadan yola çıkmaları kendi menfaatlerinedir. Zamanı, yolu iyi kullanma açısından." 567339 Karpaz pazarlığı Karpaz pazarlığı Rum basını, müzakere tutanaklarını yayımladı. Hristofyas'ın, müzakerelerde, Karpaz'ın Rumlara verilmesini ve buraya 20 bin 'Rum'un yerleştirilmesini' istediği tutanaklara girdi. Talat'tan olumsuz yanıt alan Rum lider ise 'ayrıma' tehdidinde bulundu LEFKOŞA (A.A) Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer ile görüşmesinde, Karpaz'ın Rumlara verilmesini ve buraya 20 bin 'Rum göçmenin yerleştirilmesini' istediği açıklandı. Rum liderin, zorlayıcı bir ikilemle karşı karşıya kaldığında, müzakerelerden 'ayrılma' tehdidinde bulunması 'BM tutanakları'na da yansıdı. 'AYRILMA TEHDİDİ' Rum Fileleftheros gazetesi, Hristofyas ve BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer'in 14 Nisan tarihli görüşmesinin tutanaklarını yayımladı. Tutanaklara göre, Hristofyas, Türk talepleri ile 'Kuzey'de temiz bir Türk devleti, Güney'de ise karma bir devlet oluşturulacağından" endişe ediyor. Rum tarafının her fırsatta, Karpaz'ın kendilerine verilmesini talep ettiği ancak KKTC lideri Mehmet Ali Talat'ın bu öneriyi reddettiği belirtildi. İki liderin, 'kapalı kapılar arkasında büyük savaşa tutuşmalarından sonra salondan gülümseyerek çıktıkları' da aktarıldı. 'Talat'ın karar alma konusunda yetersiz kaldığı' öne sürülen haberde, 'her zaman müzakereler sırasında 2-3 kez Ankara'yla istişare etmesi gerekiyor' iddiasına yer verildi. 14 Nisan tarihli belgeye göre, Hristofyas, zorlayıcı bir ikilemle karşılaşınca 'ayrılmakla' tehdit ediyor. 568106 Fethiye'de kaza: yaralı Edinilen bilgiye göre, Çamköy mevkiinde sabah saat 10.00 sularında Antalya istikametinden Fethiye'ye gelen Fethi Gökmen idaresindeki 48 FY 448 plakalı araç, karşı yönden gelen Muhammet Çelik'in kullandığı 48 FA 086 plakalı araçla kafa kafaya çarpıştı. Kazanın, Muhammet Çelik'in aracını mıcıra kaptırdıktan sonra direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonrasında meydana geldiği öğrenildi. Kaza sonrasında aynı aileden Fethi Gökmen(27) eşi Fatma Gökmen(24) çocukları Meryem(14), Gizem(2), Semih(1) ve sürücünün annesi Ayşe Gökmen(50) ile diğer araçta bulunan sürücü Muhammet Çelik(37) ile aynı araçta bulunan Recep Özbek yaralandı. Yaralılar 112 acil servis ambulanslarıyla Fethiye Devlet Hastanesi'ne kaldırılırken, yaralılardan yaşındaki Semih Gökmen ile Recep Özbek'in durumlarının ağır olduğu bildirildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. 566863 Sembolik referandum sonucu panikletti İspanya'nın doğusundaki Katalonya özerk yönetiminin Arenys de Munt ilçesinde dün yapılan ve yüzde 96 "evet" oyuyla Katalonya'nın İspanya'dan ayrılmasını savunan sembolik referandum, tartışmalara yol açtı. İspanya'da Sosyalist Başbakan Jose Luis Rodriguez Zapatero hükümeti, referandumun ciddiye alınmaması ve büyütülmemesi gerektiği görüşünü savundu. Başbakan Yardımcısı ve hükümet sözcüsü Maria Teresa Fernandez de la Vega, basına yaptığı açıklamada "Referandumların nasıl olacağı Anayasa ve yasalarla belirlenmiştir. Arenys de Munt'da olan Anayasa ve yasa dışıdır. Yasal bağlantısı, değeri veya sonucu sıfırdır. Ve bu tip suni polemikleri beslemek iyi değildir" dedi. Adalet Bakanı Francisco Caamano, sembolik referandumu "sadece bir gösteriydi" diye yorumlarken, Katalan olan Savunma Bakanı Carme Chacon da  "Katalonya ile ilgili verdiğimiz imaj bana endişe veriyor. Biz aşırıcı değiliz" değerlendirmesinde bulundu. Bu arada ana muhalefetteki Halk Partisi'nin (PP) lideri Mariano Rajoy, "küçük bir konu değil ve bununla ilgili oyun oynamaya gelmez" dediği sembolik referanduma bazı Katalan siyasi partilerin destek vermiş olmalarını "şaşırtıcı ve endişe verici" olarak yorumladı. Rajoy ayrıca, "referandumu görmezlikten geldiği" gerekçesiyle Başbakan Zapatero'yu eleştirdi. Madrid özerk yönetiminin başkanı olan PP'li Esperanza Aguirre ise biraz daha sert bir dille "Bu referandum midemi bulandırıyor. Bana totaliter rejim yanlısı ülkeleri hatırlatıyor" şeklinde konuştu. Öte yandan mahkeme kararıyla anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle belediye tarafından organize edilmesi yasaklanan sembolik referandumu yapan "Kendi geleceğine karar vermek için Arenys Hareketi" adlı dernek, "Referandum sonucu beklentilerimizin üzerine çıktı. Oylama, bağımsızlığa doğru ulusal bir hareketin ilk adımı oldu" açıklamasında bulundu. Ayrıca, Katalonya bölgesindeki 60 kadar küçük belediyenin, Arenys de Munt'taki referandumun benzerini yapmak için çalışma başlattığı duyuruldu. Arenys de Munt'ta yaşayan 16 yaşının üstündeki yaklaşık bin kişinin çağrıldığı, tamamen özel girişimle organize edilen referanduma 2681 kişi katılmış (yüzde 41),  "Katalonya'nın, AB ile bütünleşmiş sosyal, demokratik, egemen bir devlet olmasından yana mısınız?" sorusuna 2579 kişi "evet" yanıtını vermişti. 567167 ŞAHİN ALPAY Bağımsız Türkiye Komisyonu'ndan tam isabet Bu reformlar sonucunda AB Konseyi, 2005 sonunda Türkiye ile katılım müzakerelerine başlanması kararı aldı. Ne var ki, bu tarihten 2008 sonuna kadar Türkiye'de reformlar durduğu gibi, müzakerelerde de pek az ilerleme kaydedildi. 2005-2008 arasında yaklaşık üç yıl süreyle reformlar neden durdu? Bu soruya cevaben ileri sürülen başlıca iki "teori" var. Türkiye'yi İran'a çevirmek için gizli bir gündemi olduğuna inananlara göre AKP hükümeti reformları, meşruiyetini güçlendirmek ve iktidara yerleşmek için uyguladı. 2005'te katılım müzakereleri kararı alınır alınmaz da reformlara sırt çevirdi; İslamcı ve milliyetçi yüzünü gösterdi. Reformlara destek veren AB yanlısı kesimden bazıları da reformların durmasını, AKP'nin özünde tutucu olmasıyla; iktidarda kalmak ve bunun nimetlerinden yararlanmak için statüko ile, yani laikçi-milliyetçi bürokrasiyle uzlaşma arayışında olmasıyla açıkladılar. Başkaları ise, reformların durmasını esas olarak AB'den gelmeye başlayan olumsuz sinyallerin tetiklediğini ileri sürdüler. Başta Fransa ve Almanya liderlerinin Türkiye'ye tam üyelik yerine ayrıcalıklı ortaklık önermeye başlamaları; Kıbrıs'ta Birleşmiş Milletler'in çözüm planına hayır diyen Rum kesiminin AB'ye üye yapılması; Kıbrıslı Türklere verilen sözlerin tutulmaması, vs. Türkiye kamuoyunda AB üyeliğine verilen desteği yüzde 70'lerden 40'lara kadar indirdi. Bundan cesaretlenen laikçi-milliyetçi AB karşıtı muhalefet, AKP iktidarına karşı darbe tezgahlarına girişti; asker müdahale tehditlerinde bulunmaya başladı; Başsavcı Anayasa Mahkemesi'nde AKP'yi kapatma davası açtı. AKP içindeki reform muhalifleri de kendilerini gösterdi. Bütün bunlar reformların durmasına neden oldu. Ben yazılarımda her zaman ikinci teoriyi savundum. Bazı ünlü Avrupalı siyasiler ve akademisyenlerden oluşan ve koşulları yerine getirdiği takdirde Türkiye'nin AB'ye üye olmasından yana tavır alan Bağımsız Türkiye Komisyonu'nun yeni yayımlanan raporu da bu görüşü benimsiyor. Türkiye AB ilişkilerinde gelinen nokta üzerine son derece isabetli bir değerlendirmeyi içeren "Avrupa'da Türkiye: Kısır döngüyü kırmak" başlıklı raporda şöyle deniyor: "Ne yazık ki, 2005'ten bu yana Avrupalı siyasi liderlerden gelen olumsuz tepkiler ve Avrupa kamuoyunda genişlemeye karşı artan tereddütler, Türkiye'ye bütün koşulları yerine getirse de istenmediği izlenimini verdi. Dahası, fasılların yarısından fazlasının askıya alınmasıyla katılım süreci kösteklendi. Türkiye'de AB üyeliğine ve gerektirdiği güç ve pahalı reformlara destek azaldı. Bu durum AKP hükümetinin, giderek cesaretlenen AB karşıtlarının, kısmen sözde İslamcılığın yükselişine karşı laik ilkeleri savunma bahanesiyle uyguladıkları, AB üyeliği için gerekli siyasi ve sosyal reformları önlemeye yönelik ciddi baskıları altında kalmasına yol açtı." Raporda şu hususun da altı çiziliyor: "Avrupalı liderlerin olumsuz tavır ve politikaları önceki tüm AB kararlarıyla çelişiyor... AB'nin inanılırlığını, güvenilirliğini ve anlaşmalara sadakat ilkesini ihlal ediyor." Reformların durmasından iktidarın İslamcılığını ve tutuculuğunu sorumlu tutan teori, AKP hükümetinin (AB'den hiçbir teşvik görmediği halde) bu yılın başından itibaren ikinci bir reform dönemini başlatmasıyla giderek savunulamaz hale geliyor. Bugün Türkiye'de tartışılan konu, AKP'nin reformları savsaklattığı değil, siyasi rakiplerinden gelen direniş karşısında birçok cephede reform girişimlerini başarıya ulaştırıp ulaştıramayacağı. AKP ideal anlamda liberal ve demokrat bir parti değildir; eleştirilecek pek çok politikası da vardır. Ama bugün için AB normlarında bir devlet ve toplum haline gelme yolunda Türkiye'nin yegane umudu AKP iktidarı. Bunu görmek için, rakiplerinin haline şöyle bir bakmak yeter. 567405 Amerikalı oyuncu Patrick Swayze yaşamını yitirdi. Amerikalı oyuncu yaşamını yitirdi. 'ın sözcüsü, uzun süredir pankreas kanseriyle mücadele eden oyuncunun 57 yaşında hayata veda ettiğini belirtti. 1952'de Houston'da doğan Swayze, annesi koreograf, dansçı ve dans öğretmeni Patricia Yvonne Helen'ın okulunda dans eğitimi aldı. Greace müzikalinin Broadway versiyonunda rol alan Swayze, 1983'deki "The Outsiders" (Dışlanmışlar) filmiyle tanınmaya başladı. 1985'deki "North and South" (Kuzey ve Güney) dizisinde ise ilk büyük başarısını yakaladı. 1987'deki "Dirty Dancing" (İlk Dans, İlk Aşk) filmindeki dans öğretmeni "Johnny Castle" rolü ile üne kavuştu. Swayze, filmdeki rolüyle "" adaylığını kazandı. Film müziği "She's Like the Wind" şarkısını seslendirdi. Şarkı da listelerde birinciliğe oturdu. En önemli filmi 1990'deki ve Whoopi Goldberg ile oynadığı "Ghost" (Hayalet) oldu. 1991'de Keanu Reeves ile macera filmi "Point Break"de (Kırılma Noktası) oynadı ve People dergisi tarafından yılın en seksi erkeği seçildi. 1996'de "Letters from Killer" (Bir Katilden Mektuplar) filmini çekerken attan düştü. İki ayağı kırıldı ve omzundaki dört tendon koptu. Filme iki ay ara verildi, film 1999'ta sinemalarda izlenebildi. Sakatlığı nedeniyle beyaz perdeden uzak kalsa da 2000'de Billy Bob Thornton ve Charlize Theron ile "Waking Up in Reno" (Çarpık İlişkiler) ve Melanie Griffith ile oynadığı "Forever Lulu"da (Daima Lulu) beğeni topladı. Aynı yıl kendi kullandığı küçük uçakla kaza geçirdi. Uçak yaptı, oyuncu yara almadı. Sonraki çalışmaları 2001'deki Donnie Darko, 2004'te "King 's Mines", 2007'de "Christmas in Wonderland", 2008'de "Powder Blue" oldu. 2004'deki "Dirty Dancing 2" ise ilkinin başarısını yakalayamadı. 1975'den bu yana Lisa Niemi ile evli olan Patrick Swayze Mart 2008'de pankreas kanserine yakalandığını açıkladı. Ocak 2009'da kanserin az da olsa karaciğerine sıçradığını duyuran Swayze, Ocak 2009'da kemoterapinin yan etkisi olan zatürreye yakalandı. 16 Ocak'ta taburcu oldu. Nisan 2009'da doktorlar hastalığın tamamen karaciğerine sıçradığını açıkladı. .. 568324 Füze alımı Meclis'te CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde, Türkiye'nin, topraklarını uzun menzilli füze saldırısında korumak amacıyla füzesavar sistemi almaya karar verdiği ve bunun için ihale açtığının ortaya çıktığını belirterek, şu soruları yöneltti: ''Ağır ekonomik krizin yaşandığı dönemde Türkiye, hangi tehdide karşı 12 milyar liralık füze alımı için ihale açtı. Bu füzelerin dış krediyle alınacağı, dolayısıyla maliyetinin daha da artacağı doğru mu? Ülkemize Patriot füzelerinin yerleştirilmesi, ABD'nin yaşamsal ulusal çıkarı için gerekli olduğu Obama tarafından açıklandığına göre, ABD çıkarı için Türkiye neden böylesine yüklü masrafa giriyor? Türkiye, bölgede ABD'nin çıkarlarını koruyan jandarması mı oluyor? 566895 Körfez'de gol sesi çıkmadı! -KOCAELİSPOR: ADANASPOR: 0- Stat: İsmetpaşa Hakemler: Özgür Yankaya, Ejder Yapıcı, Erdem Gökalp Kocaelispor: Metin, Emirhan, Cem Sinan, Burak (Dk. 83 Koray ), Mehmet (Dk. 60 Hamza ), Onur, Bilal, Harun (Dk. 89 Ensar ), Gökhan, Uğur, Serdar Adanaspor: Tolgahan, İzzet, Ersan, Recep, Anıl (Dk. 46 Rahman ), Onur (Dk. 62 Habib ), Mbamba, Fevzi Özkan, İlyas Kahraman, Metin, Etame Sarı Kartlar: Dk. 87 Recep, Dk. 90 Fevzi, Dk. 90 Mbamba (Adanaspor) 567292 Gelin silahı bırakın devlet sizi affetsin Gelin silahı bırakın devlet sizi affetsin Ankara ziyareti öncesi, teröre karşı güçlü bir mesaj veren Suriye lideri Beşşar Esad, PKK saflarında bulunan bin 500 teröriste seslendi: Gelin silah bırakın. Hedefimiz intikam almak değil. Sizi kucaklamaya hazırız. YUSUF ZİYA CÖMERT ŞAM Türkiye ziyareti öncesi Türk gazetecileri kabul eden Suriye Devlet Başkanı Beşşad Esad, Ankara'nın son dönemlerde başlattığı açılım politikasının sadece Türkiye'yi değil tüm bölgeyi de olumlu yönde etkileyeceğini kaydetti. PKK'ya karşı mücadelede Suriye'nin Türkiye'nin yanında yer aldığının altını çizen Esad, Kuzey Irak'ta barınan ve sayıları 1500 olduğu öne sürülen Suriye kökenli teröristlerin silah bırakması durumunda bunları ülkesine kabul edeceğini söyledi. Ermeni açılımına da destek veren Esad, “Ermeni açılımı bizi de yakından ilgilendiriyor. Üstelik bu yalnızca Suriye'de yaşayan Ermeni azınlığı ilgilendiren bir konu olduğu için de değildir. İki ülke arasındaki ilişkiler rahatlarsa çevredeki ülkeler de rahatlar. Onun için bizim daha fazla çözümlere ve açılımlara ihtiyacımız var” dedi. TÜRKİYE BÖLGEDE LİDER ÜLKE AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın vereceği iftar yemeğinin bu yılki onur konuğu olan Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Türkiye gezisi öncesi aralarında Yeni Şafak Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert'in de olduğu bazı gazetelerin yöneticilerini kabul etti. Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularına açık yüreklilikle cevap veren Esad, son yıllarda Türkiye ile Suriye arasındaki dostluk ilişkilerinin her alanda kendini gösterdiğini ve bunun artarak devam edeceğini söyledi. Suriye Devlet Başkanı Esad, yeni dönemde Türkiye'nin Ortadoğu ve Kafkaslar'da daha fazla istiyatif aldığını belirterek, bu girişimlerin ABD tarafından da kabul gördüğünü belirtti. Son olarak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Irak ile Suriye arasında baş gösteren krizde hemen devreye girdiğini hatırlatan Esad, önümüzdeki günlerde bu soruna dair İstanbul'da bir toplantı yapılacağını hatırlattı. GELİP DEVLETE SIĞINSINLAR Çarşamba günü Başbakan Erdoğan ile teröre karşı mücadele ve Kürt açılımı konusunu ele alacaklarının altını çizen Suriye lideri Esad, “PKK konusu üç komşu ülkeyi ilgilendiren bir konu.. Bu sorunu ortaklaşa nasıl çözebiliriz üzerinde durulması gerekir. Çünkü hem Suriye, hem Türkiye, hem de Irak'ta ortak etkenler var. Bu konu üzerinde hem güvenlik hem de siyasi alandaki işbirliğimizi nasıl geliştirebiliriz onun yollarına bakmalıyız. Devlet olarak terörü bırakanı kucakladık, yine kucaklayacağız ve affedeceğiz. Devlet affeder. Çünkü bizim hedefimiz terörü bitirmektir” diye konuştu. Davos saygın bir tavırdı Gazeteciler Esad'a Başbakan Erdoğan'ın Davos'taki tavrını da sordu. Esad, Erdoğan'ın 'One minute” çıkışı ile ilgili, şöyle konuştu: “Sayın Başbakan'ın tavrı halk arasında duygusal bir coşku yarattı. Ama ben devlet başkanı olarak duygusal konuşamam. Burada bir eylemsel durum ve bunun sonucu var. Sayın Başbakan tavrı sergilerken kişisel tavrını sergilemedi. Türkiye Cumhuryeti'nin Başbakanı olarak tavrı sergiledi. Bu Türkiye'nin kendi egemen kararıyla ne kadar saygın bir tavır alabildiğini kanıtlamıştır. Bu tavır tam anlamıyla Made in Turkey bir tavırdır. Türkiye'nin egemen bir tavrı olduğu için çok önemlidir” Iran'ın nükleer çabasını da değerlendiren Esad, “İran'ın kime karşı silah kullanacağı sorusu önemli. Bu silahları Türkiye'ye karşı kullanabilir mi? Sanmam. İsrail'e karşı kullanabilir mi? Onu da sanmam, çünkü İsrail ve çevresinde İsrailli'den çok Arap yaşıyor. Nükleer silahlara kullanılmak üzere sahip olunmuyor, caydırıcılığından faydalanmak üzere arzulanıyor” dedi. Su konusunda sorun yaşamıyoruz Türkiye ile Suriye arasındaki su geçişlerini değerlendiren Suriye lideri Esad, “Bir önceki kış Başbakan Erdoğan beni aradı. Güneydoğu'da kuraklık olduğunu söyledi. Ürdün'den gelip bizim topraklarımız üzerinden Türkiye'nin Hatay vilayetine geçen Asi nehrinden akan suyun artırılmasını istedi. Bizim de su sorunumuz olduğu halde ben Türkiye'ye verilen suyun artırılması talimatı verdim. Geçtiğimiz dönemde Fırat ve Dicle konusundaki taahhütlerinin tamamını Türkiye yerine getirdi. Dicle konusunda da Irak Suriye ve Türkiye bir uzlaşmaya vardı. Ortak bir komisyon kurularak su konusunda da ilişkiler çok iyi bir noktaya getirildi” dedi. 568055 El Zeydi: Ben bugün özgürüm, ancak ülkem hâlâ esir Zeydi, serbest bırakılmasının ardından düzenlediği basın toplantısında, ABD'nin, Saddam Hüseyin'in devrildiği işgalin üzerinden 6,5 yıl geçmiş olmasına rağmen Irak'taki mevcudiyetini korumasına dikkati çekti ve "Ben bugün özgürüm. Ancak ülkem halen esir" diye konuştu. Basın toplantısını, koruma ordusunun eşliğinde geldiği El Bağdadiya televizyonunda düzenleyen El Zeydi, gözaltına alındığı ilk günlerde dövüldüğünü, elektrik şoku verilerek kendisine işkence edildiğini söyledi. İşkence edenlerin kimliklerini daha sonra ifşa edeceğini kaydeden El Zeydi, Başbakan Nuri El Maliki'den özür dilemesini beklediğini ifade etti. El Zeydi'ye işkence edildiği iddiası daha önce ailesi tarafından da dile getirilmişti. El Zeydi'nin cezaevinde tutulduğu sırada dövüldüğü, kolunun ve kaburgalarının kırıldığı, iç kanamasının olduğu ileri sürülmüş, bu iddialar Irak ordusu tarafından reddedilmişti. Basın toplantısının yapıldığı binaya Irak bayrağına sarılı olarak gelen ve siyah güneş gözlüğünü toplantı sırasında dahi çıkarmayan Zeydi'nin dişlerinden birinin eksik olduğu ve bunun konuşmasını etkilediği gözlemlendi. Gazeteci, 2008 Aralığında Bağdat'ı ziyaret eden Bush'a, basın toplantısı sırasında ayakkabılarını fırlatmış, fakat hedefi tutturamamıştı. Gazeteci, misafir devlet başkanına hakaret ve saldırıdan sene hapisle cezalandırılmış, cezası temyiz mahkemesince aya indirilmişti. 567129 Sırat köprüsü İLİŞKİLİ HABERLER Sırat köprüsü Sırat köprüsü 15.09.2009 Son G.Saray yenilgisi sonrası koltuğu sallanan Mustafa Denizli ile taraftarın yüzünü bu sezon hiç güldüremeyen Beşiktaşlı futbolcular, M.United karşısında kritik bir sınav verecek Lige kötü başlayan son şampiyon Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi macerası bugün start alıyor. Ligde istenilen sonuçların alınamaması; son G.Saray hezimetiyle bir anda camianın hedefi durumuna gelen Mustafa Denizli için bu geceki Manchester United karşılaşması ayrı bir önem taşıyor. Bir gün önce oyuncularına, "Artık kredimiz kalmadı, çabuk tükettik. Siz şampiyonsunuz ve bu takımı da siz ayağa kaldıracaksınız" diyen Mustafa Denizli'nin alacağı kötü bir sonuç hem Beşiktaş'ı karıştıracak hem de tecrübeli teknik adamın durumunu zora sokacak. Yönetim içinden ağır eleştiriler alan Mustafa Denizli için başkan Yıldırım Demirören sessizliğini koruyor. United ve Kayseri maçlarını milat olarak kabul eden başkanın bu maçlardaki sonuçlara göre Denizli'yle ile ilgili önemli kararlar alabileceği öğrenildi. HAKEM İTALYAN Saat 21.45'te başlayacak olan M.United maçını İtalyan hakem Rizzoli yönetecek. Bu arada Kartal, United karşılaşmasının ardından grubundaki maça (CSKAve Wolfsburg) deplasmanda çıkacak. 567644 107 yaşında 24. kocasını arıyor Malezya'da 107 yaşındaki Wook Kundor, 24'üncü kez evlenmek istiyor. yıl önce 37 yaşındaki Muhammed Musa ile evlenen Kundor, uyuşturucu bağımlısı olan kocasının genç bir kadınla evlenmek için kendisinden ayrılacağını söyledi. Kundor, artık düzgün bir ilişki istediğini belirtti. 568051 CHP için kurşun yediğim günlerime acıyorum PKK'ya katılmasından firarına, JİTEM'e alınmasından, orada şahit olduğu operasyon ve cinayetlere, Ergenekon'dan günümüzdeki Kürt açılımına kadar son derece çarpıcı ve net açıklamalarda bulunan Abdulkadir Aygan, bunu "vicdani bir sorumluluk, Türkiye'de başlayan güzel bir sürece katkı sağlamak ve başka kötü olayların yaşanmaması adına" yaptığını iletti. Stockholm'e yaklaşık 500 kilometre mesafede yaşayan Aygan, Cihan muhabirinin uzun uğraşları sonunda kamera karşısına geçmeyi kabul etti. İsveç İstihbaratı tarafından yoğun güvenlik önlemleri altında korunan ve başkalarıyla görüşmesine izin verilmeyen Aygan, yetkililerin izin verdiği tek tanıdığı vasıtasıyla görüşme yapabiliyor. Beş saat süren röportaj da bu dostunun evinde gerçekleştirildi. Bugün ilk bölümü yayınlanan uzun mülakatın tamamında, şu ana kadar yapılan konuşmaların, röportajların bir değerlendirilmesi, yanlış yansıyan bilgilerin kritiği ve devam eden dava sürecine katkı sağlayabilecek oldukça önemli hususlar ele alındı. Ayrıca Aygan, özel arşivindeki birçok belge, bilgi ve dokümanı da paylaştı. TÜRKİYE'DE YARGILANSAM CEZA ALMAM; AMA BENİ ÖLDÜREBİLİRLER... Son günlerde, savcılığa bildikleri noktasında yardım edeceği yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Aygan, "Bunu her zaman söylüyorum, yardıma hazır olduğumu. Ben şu an Türkiye'de yargılansam da ceza alacağıma inanmıyorum; çünkü ceza alacak bir durum yok. Ben cezadan, şundan bundan korkmuyorum. Benim korkum, şu an yürütmekte olan Ergenekon, JİTEM, faili meçhuller davalarının tanığıyım. Belki de tek canlı tanığıyım ve iddialarını açıkça devam ettiren biriyim. Beni ortadan kaldırmak isteyecekler. Bundan çekincem..." diyor. Türkiye'deki resmi kurumlardan, savcılıktan herhangi bir resmi talebin olup olmadığını sorduğumuzda ise Aygan, daha gelmediğini ama kısa sürede geleceğini tahmin ettiğini söyledi. Yazışmalarda gerçek ismi olan Abdulkadir Aygan mı yoksa Aziz Turan isminin mi kullanıldığının sorulması üzerine Aygan, resmi makamların iki ismi de kullandığını, Türkiye'den gelen evraklarda ikisinin de geçtiğini belirttikten sonra "Benim için hiçbir şey sorun değil, ben bir şeyden kaçınmıyorum, ifade vermekten de kaçınmıyorum." diyor. BAŞKA İTİRAFÇILAR DA VAR; AMA TAM KONUŞMUYORLAR... BEN DE TAM KONUŞMUYORUM, İADE DURUMLARI VAR! Muhbir olarak, itirafçı olarak başkalarının da ortaya çıktığına değinen Aygan şöyle devam ediyor: "Başkaları da çıkıyor ortaya, ben muhbirim diye, onlara kitabın ortasından atıyorum. Mesela, İbrahim Babat bazı şeyler konuşuyor, biliyor. Ama bazı gerçekleri perdeliyor, güvenliği gereği belki yapmak da zorunda. Şimdi ben de bazı şeyleri gizliyorum, evet; şahsıma ait bazı gerçekleri gizliyorum, niye yalan söyleyeyim kardeşim! Ama yapmak zorundayım; bir aile sorumluluğum var ve başka sebepler... Yarın bir gün iade meselesinde filan karşıma çıkacak bunlar. İbrahim Babat söylerse, Ali Ozansoy söyleseydi, Adil Timurtaş doğru konuşsaydı yani, ki Adil Timurtaş benden de çok şey biliyor, kendi bulunduğu çevreyle ilgili olarak. Tamam, benim birimimle ilgili olarak bilemez; ama onun haricinde özel harekâtçılarla filan hepsiyle içli dışlıydı. İstanbul'dan tutun, ülkenin birçok yerindeki olaylarla ilgili şeyleri bilir o." DEMOKRATİKLEŞMEYE KATKIDA BULUNMAK İSTİYORUM Neden konuştuğunu ise şöyle açıklıyor Aygan: "Ben bunları size konuşuyorum; bir fedakârlık, bir görev olarak, bir insani vazife olarak. Yoksa, basına konuşmaya ne ihtiyacım var; kitap da yazmışım... Yardımcı olmak istiyorum, bu sürece karınca kararınca bir katkım olsun istiyorum. Elbirliğiyle bu düğüm çözülsün diye." Aygan, Ergenekon davası ve Kürt açılımının hararetle konuşulduğu sürece katkıda bulunmak istediğinin altını çiziyor. Abdulkadir Aygan, bazı sorularımıza şu cevapları verdi: HER ŞEY, DARBE ŞARTLARINI HAZIRLAMAK İÇİNMİŞ PKK üyeliğinden, JİTEM ve oradan da İsveç'e ilticaya uzanan hayat sürecinizden kısaca bahsedebilir misiniz? Ben yoksul denilebilecek veya köylülükten başlayan, köylü ve daha sonra da mevsimlik isçi olan bir ailenin çocuğundan biriyim. Okul yıllarım; ilkokul, ortaokul ve yıl da lise dönemim biraz da göçmen kuşları gibi geçti. Yani oradan oraya nakil... Ailenin ekonomik ve sosyal durumu ister istemez çocukların hayatına ve eğitimine de yansıyor. Yan Nizip Atatürk Okulu'nda başlayan eğitim, eski adı Misis olan Yakapınar İlkokulu'nda devam etti ve orada ilkokulu bitirebildim. Ortaokulu da yine Nizip Lisesi'nde başladım ama ortaokulu bitirmem de Osmaniye Ortaokulu'nda nasip oldu. Liseye de Adana Motor Meslek Lisesi'nde başladım, ancak yıl sürdürebildim eğitimimi, daha sonra ara verdim 1978'de. dönemi hatırlarsınız; can güvenliği diye bir şey yoktu, toplumda, öğrenciler arasında kamplaşmalar başladı. Polisin içerisinde bile Polder, Polbir gibi sağ sol ayrışmaları başladı. İdeolojik ayrışmalar çatışmalara dönüşmeye başladı. Kavgalarla başlayan bu süreç, daha sonra kanlı olaylara sahne oldu. Tabi bunun nedenlerini de günümüzde çözebiliyoruz; kimler neden bunları başlattı, bugünlerde ortaya çıkıyor. Bu bir süreçmiş, yani birileri bir süreç başlatmış. Türkiye'de darbe şartlarını hazırlamak ve de askeri darbe yapmak için. Cuntayı başa getirmek için hazırlanan bir senaryonun parçalarından biriymiş bu sağ sol çatışmaları, toplumun değişik ideolojik kamplara ayrışması... ÜLKÜCÜ GENÇLERLE AYNI KOĞUŞTAYDIK dönemdeki hadiseleri, bugünkü dava süreçlerini vs. görünce mi bu tahlilleri yapıyorsunuz? Evet, tabii. Ben 12 Eylül'de Gaziantep 5. Zırhlı Tugayı askeri cezaevindeydim. 12 Eylül'ü orada karşıladık. Ülkücü gençlerle aynı koğuşlarda, aynı yemekhanelerdeydik, aynı çatı altında, aynı koşullar altındaydık. Zoraki yaptırılan, spor denilen ama aslına psikolojik, fiziki işkencelere maruz kaldık. Saçlarımız sıfıra vurulmuş, üzerimize giydirilenler siyaha boyanmış eski asker elbiseleri. Yani insan aynaya baktığında kendisini tanıyamıyordu. Yani sağ-sol fark etmiyordu. Mesela diyelim bir tarafta 50-60 tane PKK'lı denen bir grup, diğer tarafta ise 20-30 kişilik ülkücü grup; aynı çileleri çekiyorduk. Ve dönemde Kenan Evren cuntası yönetime el koymuş oldu. PKK İLE ORTAOKUL YILLARINDA TANIŞTIM PKK'ya katılma sürecine biraz değinecek olursak... Benim PKK ile ya da bu siyasi irtibatım daha ortaokul döneminde başladı, Osmaniye Ortaokulu'nda okurken. Osmaniye zaman Adana'ya bağlı bir ilçeydi, sonradan il oldu. Burada ilk başta benim kişisel merakım daha çok atletizm üzerineydi. Koşuda iyiydim. Derslerime de dikkat ediyordum, okul arkadaşlarımla diyalogum iyiydi. Sosyal ilişkilerim iyiydi; yani çevremdeki insanlarla, öğretmenlerimle saygı ve sevgiye dayanan bir münasebetim vardı. Bu bazılarının dikkatini çekti. İlk başta ülkücülerin dikkatini çekti, ülkücüler yanaştı bana. Yani ben ülkücü olarak bilmiyordum onları. Bir folklor kültür derneği vardı; Gâvurdağı Kültür Derneği deniyordu. Aslında orada ülkücülerin, MHP'nin görüşü paralelinde seminerler veriliyordu, faaliyetler yürütülüyordu. Fakat ben bunu bir iki sefer gittikten sonra öğrendim ve çevremin etkisiyle bir daha gitmedim. Çünkü dönemde bizde ailecek sosyal demokratlığa yakın bir yapımız vardı. Annem babam namazında niyazındaydı, tarikatlıydılar fakat siyasî olarak CHP Ecevitçiliğini kendimize daha yakın buluyorduk. Bu yüzden dernektekilerle irtibatımı kestim. Tabi kestikten sonra CHP'li gençler bir çalışmamız oldu, 1975'de senatonun bir seçimi olacaktı. CHP yönetiminden rahmetli Mustafa Üstündağ, Ali Topuz ve Ferda Güley Osmaniye'ye geleceklerdi. CHP İÇİN KURŞUN YEYİNCE ALİ TOPUZ GEÇMİŞ OLSUNA GELDİ İşte onların geleceği gün, bir akşam öncesi yazı asamaya çıktık şehir içerisinde. Ülkücü gençler pusu kurmuşlardı, üzerimize ateş açtılar. Sağ tarafımdan bir kurşun isabet aldım ve kurşunu hastanede çıkaramadılar. Ankara'da üç yıl sonra ancak çıkarabildiler. İşte ben hastanede yatarken, hastane yatağındayım, zaman Ali Topuz ve Ferda Güley geçmiş olsuna geldiler. Zaten zaman ben kaç yaşında bir gencim daha; öyle bir siyasi bir yönüm yok henüz. Bir daha da görüşmem olmadı onlarla. Ankara'ya bir iki defa daha gittik ancak CHP milletvekili Emin Altınbaş'la görüştük, onun yanına gittik, uygun bir hastane bulması hususunda yardımcı olması için, çünkü insan güvenemiyor. Doktorlar da bölünmüş; bazı doktorlar var, ideolojisi senin ideolojine ters olabilir. Polisler bile ayrılmış ki, açıdan. Emin Altınbaş zaman CHP milletvekili idi, sağ olsun yardımcı oldu tabii. Baştabip ile temasa geçti ve ameliyatımı sağladı. Benim kurşunu zaman aldılar. CHP NASYONAL-FAŞİST BİR ÇİZGİDE... BENCE DOĞUDA DA BATIDA DA ERİYECEK CHP'de aktif rol almışsınız; hatta canınızı bile ortaya koymuşsunuz. CHP'nin son dönemlerdeki genel yaklaşımlarını nasıl buluyorsunuz peki? Şimdi CHP'nin bana yaklaşımı hiç önemli değil; zaten öyle bir beklentim yok ki. CHP'nin şu anki genel tutumunu, muhalefet yaklaşımını benimsemiyorum. Ve CHP için geçen yıllarıma acıyorum ve kurşun yediğime de acıyorum yani. CHP öyle bizim bildiğimiz gibi bir şey değilmiş meğer. Maske takmış nasyonal faşist bir zihniyet portresi var gözümde şimdi. Sadece Kürt meselesi değil, her konuda hiçbir sosyal demokrata yakışmayacak tavırlara giriyorlar. Baykal'ın yaptıklarına partiden de ses çıkmadığına göre onu onaylıyor demek. Partinin yönetimi de aynı düşüncede. Böyle bir parti sosyal demokrat olamaz, liberal dahi olamaz. Nasyonal sosyalist bir çizgide gidiyor. Sosyal demokrasinin merkezlerinden kabul edilen İsveç'te yaşarken, buradaki uygulamalardan yola çıkarak, CHP'den ne beklerdiniz? Maalesef biliyorsunuz CHP şu an sosyalist enternasyonale üye bir parti. Üye, fakat üyelikten çıkarılması konuşuluyor, hatta bizzat İsveçli vekillerden gelen taleplerle... Atılsa iyi olur. Yani çoktan hak etmişti. ilkelere uymuyor, sıfata yakışmıyor. Eğer gerçek bir sosyal demokrat parti kimliğine bürünmek istiyorsa çok büyük bir revizyon gerekiyor. Büyük operasyon yapılmalı CHP içerisinde ve bu zihniyet temizlenmeli. Ve kendi yani eski bildiğimiz çizgiye gelmeli. Onun dışında, bu haliyle de halkın desteğini kaybetmiş durumda ve giderek daha da kaybedecektir eriyecektir. Özelikte bu Ergenekon, Kürt açılımı gibi süreçlerden sonra özellikle Doğuda bunun yansımaları görülecek midir sizce? Doğuda da, batıda da bekliyorum. CHP'yi destekleyen bölgeler yani örneğin Burdur gibi Antalya gibi, İzmir gibi, İstanbul gibi nasıl desem yani dışa açık ve en çok turist çeken yerler. Dış ülkelerdeki insanlarla ilişkide olan insanlar, açılıma ve gelişime uygun yerler ve tahsil düzeyi yüksek insanların yasadığı yerler. Ben insanların aydın olacağını düşünüyorum ki aydın insanların da bu çizgiyi kabul etmelerinde bir anlam veremiyorum, kabul edemiyorum. Yani bu çizgiyi kabul etmemeleri lazım. KAOSTAN BESLENEN KESİM, ÇÖZÜM İSTEMİYOR Siz Doğu'yu iyi biliyorsunuz. PKK'nın, JİTEM'in, askeriyenin içinde de bulundunuz. Doğudaki meselenin bitmesini istemeyenler de var sanırım. Doğu, Kürt meselesinin bu zamana kadar çözülememesinde PKK'nın, JİTEM'in ve de Ergenekon'un dahli ne kadar oldu sizce? Özellikle bahsettiğim bürokrasi kesiminde... ve özellikle de şunun altını çizmek istiyorum: evet, her ülkenin kendisini koruma aygıtı olarak ordusu olacak, ordusuz devlet diye bir şey olmaz. Altı yıldan fazladır İsveç'teyim, bu zamana kadar askeri 2-3 sefer ancak görmüşümdür. Kürt meselesinin çözümünü kimler, niçin istemiyor sizce? Bazı siyasetçi ve yazarlar bu konuda konuştukları zaman: "Dış güçler istemiyor". Kardeşim, önce kendi içine bak. Kendi içinde bu çözümü istemeyenler var. Bürokraside, askeriyede, ulusalcı kesimde, bölgedeki aşiretçi düzeni devam ettirmek isteyenler, koruculuk sisteminin devam etmesini isteyenler. İşte bunların, doğu meselesinin sona ermesini istemiyorlar. Çünkü çıkarları var bu ortamda. Toplumda çok da saygınlığı olmayan kimseler gücü arkalarına alıp bölgede astığım astık, kestiğim kestik hareket ediyorlar, bölgeyi haraca bağlıyorlar, kaçakçılık işleri yapıyorlar. Çünkü bazı kesimler askeriyeden, bazı bölge ve yerlerden araba yapılmadan serbest geçiş için belge almışlar. Serbestçe de silah, bomba taşıyorlar, kimse de onların evini, arabasını arayamıyor. tabii adam da bunun bitmesini istemiyor. Adamın karakteri de bu zaten. FATİH TERİM İLE AYNI OKULDA OKUDUM, VELİLERİMİZ DE AYNIYDI PKK'ya katılma sürecinize tekrar dönecek olursak, yaralanmanızdan sonra Öcalan'ın ziyareti var sanırım... Yaralanma olayından sonra Abdullah Öcalan, eniştesiyle beraber Osmaniye'ye bana geçmiş olsun ziyaretine gelmişlerdi. Öcalan ile de anne tarafından akrabayız. Önümüzdeki yıl da Adana Motor Meslek Lisesi'nde öğrenime başlayacağım. İyi bir atlettim, okul yönetimi spora önem veriyordu. Mesela Fatih Terim bizim okuldan. Benim başladığım sene futbol yüzünden okulu bırakmıştı. Benim velim, aynı zamanda Fatih Terim'in velisidir; Şinasi Alkan Bey. Kayserili'ydi kendisi. Okula başladığım sene, aslen Ordu Ünyeli olan PKK'nın ilk kurucu kadrolarından olan Haki Karer gelmişti Adana'ya. Orada okula geldiler, beni buldular. Bir teneffüs arasında bahsetti, "Abdullah Öcalan, seninle görüşmemizi istedi" dedi. Böylece irtibatlanmış olduk. Daha sonra Abdullah Öcalan'ın kardeşi Osman Öcalan da geldi, Arif Göktaş da geldi. Bu şahıs daha sonradan örgüt tarafından öldürülmüştü. Bunlar geldiler ve Meydan Mahallesi'nde "komün ev" dedikleri bir ev tuttular. Erkek Lisesi ile Sanat Okulu'nun hemen arkasındaydı ev. Hareketli, maceralı bir hayat mı daha cazip geldi size aslında? Aslında size dedim ya, Osmaniye'de vurulduğum zamanlarda Doğu Perinçek'in bir derneği vardı. Bir kültür derneği idi ama adını şu an hatırlamıyorum. Tam Osmaniye'nin merkezindeydi, caddenin ucunda. Biz bu derneğe gelip giderken, Doğu Perinçek'in broşürlerini, Aydınlık Gazetesi'ni okuyorduk zamandan. Orada Vietnam ile ilgili, sömürgeciliğe karşı mücadele eden ülkelerle, Che Guvera ile ilgili afişler vardı. Bende aynı zamanda Atatürkçülük vardı. Atatürk'e bir hayranlık vardı, yakamıza Atatürk rozeti takıyorduk. Niye dersek; çünkü bağımsızlıkçı, antiemperyalist bir rol yüklüyorduk Atatürk'e zaman. Hem Kürt milliyetçiliği etkisinde idiniz, hem de Atatürkçülük. Bunda bir çelişki görmüyordunuz zaman öyle mi? Hayır, görmüyorduk. Yani Atatürk, 'Yurdu kurtarmıştır, halk desteğini alarak ülkeyi düşmanlardan temizlemiştir, iyi bir şeyler yapmıştır' diye bakıyorduk sadece. PERİNÇEK İÇİN ÇALIŞTIĞIM İÇİN YAZIKLAR OLSUN! PERİNÇEK ASLINDA STATÜKOCU BİR FAŞİSTMİŞ... arada Doğu Perinçek'ten de etkilendiniz sanırım. Peki, şu anki Doğu Perinçek'i nasıl değerlendiriyorsunuz? Ergenekon davasında tutuklandı malum... (Gülüyor) Doğu Perinçek, sinsice bir oyun oynamış. Bakın yine hayıflanıyorum şimdi, onun broşürlerini götürüp okuldaki öğretmenlere dahi veriyordum, satıyordum, getirip parasını derneğe veriyordum. Hâlbuki ben hareketi, böyle davalara yardımcı olmayı seviyordum. Ama adam da maske takmış meğer. Demek o, şimdi Ergenekon diye ortaya çıkan adamların isteği doğrultusunda toplum içerisinde yol almış, samanlık altından su yürütmüş. Kendisini solcu, bağımsızlıkçı filan göstermiş fakat değil, aynı bir faşist, nasyonal sosyalistten bir farkı yok onun. Perinçek'in 40-50 yıllık mücadelesine baktığımızda zaman nereye hizmet etmiştir? Mevcut statükoya hizmet etmiş, statükonun devamında çıkarı olanlara hizmet etmiş, halka, demokrasiye filan hiç hizmet etmemiş. İşte görüyorsunuz; gidiyor Bekaa'da Apo'yla gül alıp, gül veriyor, daha kimlerle görüşüyor. Bir bakıyorsunuz dergisinde öyle dokümanlar yayınlıyor ki, onları belki MİT bile elde edemiyor. Yani askeriyeyle ilgili, askerin içiyle ilgili bir konuda dosyalar. Yani bir yerler ona veriyor, servis yapıyorlar ona. Toplumu kendi istikametinde yönlendirmek için medya gücünü kullanmışlar. Çok karanlık bir adammış, yazıklar olsun ki onun broşürlerini okulda satmışım. İnsan işte, gençliğin verdiği halle, insan bilemiyor. Siyasi bilinç düzeyin, hayat tecrüben yok, bilemiyorsun, önüne gelen şeyi doğru olarak görüyorsun. 567866 Felçli Rümeysa'nın dramı Felçli Rümeysa'nın dramı ANKARA (İHA) 12 yaşındaki felç hastası Rümeysa Kaptan, başkentte umutla iyileşeceği günü bekliyor. Küçük kız Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in yardımıyla özel bir hastanede ozon tedavisi görürken, kalacak yerleri olmayan ailesi de Büyükşehir Belediyesi'nin şefkat evlerinde kalıyor. Kütahya'da yaşayan 12 yaşındaki Rümeysa Kaptan, 10 ay önce amansız bir hastalığa yakalandı. Türkiye'de ender görülen sinir ucu iltihabı (Transversmylit) hastalığına yakalanan Rümeysa, ailesi tarafından tedavi için ay önce Ankara'ya getirildi. Maddi imkansızlıklar nedeniyle Büyükşehir Belediyesi'nin şefkat evlerinde kalan aile, ay boyunca kızlarına çare aradı. Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı'nın konuyu Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e iletmesinin ardından Gökçek aile ile görüşmeyi istedi. Küçük Rümeysa'nın bütün masraflarını karşılamak istediğini söyleyen Gökçek, Rümeysa'nın özel bir hastanede tedavisinin yapılması için talimat verdi. Daha önce gördüğü ilaç tedavilerine olumlu yanıt alamayan Rümeysa, özel hastanede ozon tedavisi görüyor. Baba Halil Kaptan, çocuğunun hastalığı için il il dolaştığını belirterek, son duraklarının Ankara olduğunu söyledi. Başkan Gökçek'in yardımından dolayı sevinç duyduklarını anlatan Kaptan, kızı Rümeysa'nın bir an önce iyileşerek yaşıtları gibi top oynamak ve okula gitmek istediğini söyledi. 567132 Şırnak’ta operasyon: terörist öldürüldü Belediye Başkanı ‘savaş tanrıları can istiyor’ derken, yeni görevli Uzman Çavuş Güler’in ‘tüfek temizlerken şehit olduğu’ bildirildi ’nin ilçesine bağlı Yeşiltaş Köyü Jandarma Karakolu’nda görevli olan ve 25 gün önce piyade uzman onbaşı olan Mustafa Güler (23), önceki akşam ilk görev yerinde şehit düştü.  Hakkâri ve ’da son bir haftada 12 askerin şehit edilmesinin ardından operasyonlar dün sabah genişletilirken Çukurca Kazan Vadisi’nde öldürülen sayısı da dün ele geçen üç teröristle birlikte sekize yükseldi. Teröristlerden birinin cenazesinin teslim alınması sırasında Hakkâri Belediye Başkanı ’li Fadıl Bedirhanoğlu, savaş tanrılarının daha fazla can almak istediğini öne sürdü. Operasyona bin asker katıldı Alınan bilgilere göre Güler, karakolda tüfeğini temizlerken silahı bir anda ateş aldı ve yere yığılıdı. Güler’in şehit düştüğü haberi Ordu’nun Ünye ilçesi Yeşilkent beldesindeki ailesine Kaymakam Osman Günaydın ve askeri yetkililerce sağlık ekipleri eşliğinde iletildi. Siirt’in Eruh ilçesi ile Hakkâri ve Van’da son bir haftada 12 askerin şehit edilmesinin ardından bölgede sürdürülen operasyonlar, dün sabahtan itibaren geniş kapsamlı hale getirildi. Operasyona yaklaşık bin asker ve katıldı. Cenaze verilmedi olay çıktı Bestler-Dereler Bölgesi’nde yer yer çatışmalar yaşandığı, ’nın üst düzey yöneticilerinin teröristlere küçük gruplar halinde kaçmaları yönünde telsizle talimatlar verdiği öğrenildi. Dün biri kadın üç teröristin daha öldürüldüğü bildirilirken,  Hakkâri Devlet Hastanesi morguna gelen bir grup, Kazan Vadisi’nde öldürülen diğer üç teröristin de cenazesini istedi. nedeniyle cesetlerin verilmemesi üzerine, grup şehir merkezine doğru yürüyüşe geçti. Grup il başkanlığı binası, araçlar ve işyerlerini taşladı.  Bu arada Kazan Vadisi’nde gün önce astsubayın şehit olduğu çatışmanın ardından düzenlenen operasyonda öldürülen teröristten Rızgar Aşgan’ın cenazesi dün akşam ’ın İlçesi’ne getirildi. İlçede toplanan yaklaşık 500 kişilik DTP’li grup, sloganlar eşliğinde Aşgan’ın cenazesini asri mezarlığa gömdü. Grup ilçeye dönüşü sırasında, polislerle taşlı, sopalı saldırıda bulundu. Olaylarda biri ağır polis yaralandı. 568234 France Telecom'dan intiharları önleme sözü Çalışma Bakanı Xavier Darcos ile yaptığı görüşmeden sonra basının sorularını yanıtlayan France Telecom Genel Müdürü Didier Lombard, alacakları yeni önlemlerle şirketteki intiharların önüne geçecekleri sözünü verdi. Psikolojik olarak zor durumda olan çalışanların, şirket dışından bir psikolog ile görüşmesi için "özel bir telefon hattı" oluşturulacağını kaydeden Lombard, yine kurum içindeki doktorların sayısının artırılacağını söyledi. Lombard, sendikanın seçeceği bir özel danışmanlık kurumunun, şirketteki yeni düzenleme çalışmalarıyla ilgili bir rapor hazırlayacağını bildirdi. Bu arada France Telecom'un, kurum içindeki yeniden düzenleme çalışmaları çerçevesinde sürdürülen tayinlere ekim ayı sonunu kadar ara verdiği belirtildi. Sendika temsilcileri, şirketteki yeniden yapılandırma operasyonlarıyla çalışanların işlerini ve statülerini kaybetme tehdidi altında büyük stres içinde çalışmasını, intiharların artmasının en büyük nedeni olarak görüyor. Son olarak cuma günü bir kadın görevlinin, çalıştığı binanın penceresinden atlamasıyla, son 18 ayda şirketteki intihar vakası sayısı 23'e çıkmıştı. İntiharlar 'da geniş yankı uyandırırken, sendikaları, çalışanların haklarının korunması için hükümetin devreye girmesini istemişti. 'da devlet, 1997 yılında özelleştirilen şirketin hisselerinin yüzde 26'sını elinde bulunduruyor. Şirkette 100 bine yakın kişi çalışıyor. 567048 Savaşı kazandık Ümit Avcı KritikSavaşı kazandık 15 Eylül Salı 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! İki takımın da savunmaya daha çok konsantre olacağı gün gibi ortada olan bir maçtı. Sırplar’ın maça en skorer isimleri Krstic ile değil de 2.17’lik Perovic ile başlamalarının altında yatan neden de Ömer Aşık’ı durdurma çabasıydı. İki takım da pota altını kapatmayı ilk hedef olarak seçince, iş dışarıdan atılacak ekstra basketlere kaldı. Sahaya sakat sakat çıkan Hidayet’in 6’da ile şut attığı ilk yarıda, bu yükü de, savunmada ve ribuntlarda mükemmel işler yapan Ersan taşıdı. Kenardan gelen isimlerden Semih’le Sinan’ın müthiş katkısı, bir gün önce beli tutulan Ender’in ’ın farkı artırabileceği ve tempo kazanacağı bir pozisyonda kendisini yerlere atarak adeta savaşması, ilk yarıyı önde bitirmemizi sağladı. İkinci yarıda ise savunmaların dozu iyice arttı ve ortaya birisinin çıkıp dengeleri bozması lazımdı. görevi aldı. Her takım guardı kadar konuşurmuş ya, sağolsun Ivkovic elindeki yarım guardı Teodosic’i kenarda tutma yoluna giderken Kerem Tunçeri hem uzunları, hem de Ersan’ı beslemeye devam etti. Son çeyrekte doğru dürüst sayı bile atılmadı. dakikalık uzatmada ise fauller dışında bizim tek basketimiz vardı, Sırbistan ise sayı atamadı. Sonuçta 12 Dev Adam 13 faul kaçırdığı, Hidayet’in 16’da ile oynadığı maçı Sırbistan gibi inatçı bir takıma karşı kazandı. Bu galibiyet gerçekten çok anlamlı. Çünkü artık ilk ikide olduğumuz garanti. Yani çarşamba liderlik maçını oynadıktan sonra, çeyrek final için bir gün dinlenme şansımız oldu. (57 yazı) 567096 Aziz Babuşcu belgeleri açıkladı, CHP İl Başkanı'na 'istifa' sözünü hatırlattı Babuşcu, CHP İl Başkanı Gürsel Tekin'in, "Mahkemeye başvuranların CHP'li olduğunu ispat edin, istifa edeyim." çağrısına belgeyle cevap verdi. Mahkemeye başvuranlardan Bahattin Kıroğlu ve Şerif Sezen'in CHP İl Genel Meclisi üyesi olduklarını açıklayan Babuşcu, belgeleri basına dağıttı. Ardından, "Sayın Tekin, sözünün eri misin, dürüst müsün göreceğiz. İstifa etmezsen bu halk seni vicdanlarında mahkûm edecek. Erkek gibi sözünü tutmaya davet edeceğim." diye seslendi. İstanbul'da yaşanan sel felaketinin ardından CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve İl Başkanı Gürsel Tekin'in yaptığı açıklamalar sonrası Aziz Babuşcu da bir basın toplantısı düzenledi. Babuşcu, ıslah çalışmasını engelleme kampanyasının öncülüğünü CHP'nin yaptığını anlattı. "Gerekçe de çok komikti." diyen AK Parti İl Başkanı, bu gerekçeyi şöyle açıkladı: "Tarih boyunca bir kez bile taşmadığı, içinden suyun bile akmadığı derenin iskan edilmesine neden gerek duyuluyor?" Babuşcu, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı da 'cenazeler üzerinden siyaset yapmakla' eleştirdi. "Kendinizi televizyonlarda bir izleyin. Ayağınızda çizme, daha yaralar sarılmamış, insanlar gözyaşı döküyor, siz çamurun ortasında basına, 'Başbakan geldi mi, belediye başkanı geldi mi? Suçlu AK Partili belediyeleler' diye açıklama yapıyorsunuz.Yakıştı mı size Sayın Baykal?" diye sordu. İkitelli'deki garaj ruhsatlarından tanesinin CHP tarafından verildiğini açıkladı. CHP, sel afeti için genel görüşme istedi Marmara Bölgesi'nde 32 kişinin hayatına mal olan sel felaketi, Meclis gündemine taşındı. CHP, konunun TBMM Genel Kurulu'nda yapılacak bir 'genel görüşme' ile ele alınması önerisinde bulundu. Meclis Başkanlığı'na verilen önergede, felaketin dere yataklarının imara açılmasından kaynaklandığına işaret edilirken konuyla ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi suçlandı. Grup başkan vekilleri Hakkı Suha Okay ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun imzasını taşıyan önergede, belediyenin felakete karşı hiçbir önlem almadığı öne sürüldü. Davanın avukatı CHP'li başkanın amca oğlu çıktı Silivri'de can alan Boğluca Deresi ile ilgili çarpıcı belgeler ortaya çıkmaya devam ediyor. Silivri'yi selden kurtaracak projeyi durdurmak için CHP'lilerin dava açtığının ortaya çıkmasından sonra davacı avukatının da şimdiki CHP'li Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar'ın amca oğlu olduğu ortaya çıktı. Başkanın amcasının oğlu Ramazan Işıklar'ın, İBS Hukuk Bürosu tarafından İstanbul İdare Mahkemesi'ne açılan davanın davacı vekilinden birisi olduğu, dava ile ilgili talep belgesinde yer aldı. Avukatın akrabası olduğunu kabul eden Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, ancak uzun bir süredir kendisiyle görüşmediğini söyledi. Başkan Işıklar, bu konunun partisiyle bağdaştırılmaması gerektiğini savundu. BABUŞCU AÇIKLADI, TEKİN YAN ÇİZDİ Bu arada, "Boğluca Deresi'ndeki imarın iptali için mahkemeye başvuranların CHP'li olduğunu ispatlayın istifa edeyim." diyen CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu'nun belgeli ispatına rağmen istifa etmeyeceğini söyledi. Tekin, "Dava kurumsal olarak CHP tarafından açılsaydı istifa edecektim." dedi. Tekin, davayı açan CHP'lilerin ise kişisel hareket ettiğini savundu. 568075 Ordu şehidine ağladı Şehit Piyade Uzman Onbaşı Mustafa Güler (23) için Ünye Cumhuriyet Meydanı'nda tören düzenlendi. Cenazenin Ünye Devlet Hastanesi morgundan alınarak tören alanına getirilmesi sırasında törene katılanlar terör örgütü aleyhine slogan attı. Ordu İl Jandarma Komutanı Albay Celal Çürek, Türk milletinin namus ve şerefini korumakla görevli bir vatan evladını daha kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi. Türk Milletinin değerleri uğruna canını vermeye her zaman hazır olduğunu belirten Albay Çürek, ''Türk Milleti bu topraklar üzerinde bağımsızlığını koruduğu sürece, al Bayrağımız bağımsız şekilde bu topraklar üzerinde dalgalandığı sürece bu ulus şehitlerini hiçbir zaman unutmayacak ve onların bıraktığı emanete var gücüyle sahip çıkacaktır'' diye konuştu. Cenazede anne Fadime Güler ile baba Zekai Güler ve şehit askerin kardeşleri Ahmet, Turgut ve Emine'yi yakınları teselli ederken, tören boyunca sık sık terör örgütü aleyhine slogan atıldı. Yaklaşık bir ay önce göreve başladığı öğrenilen şehit askerin cenazesi, kılınan namazın ardından Yeşilkent beldesi Serviler köyündeki aile kabristanlığına defnedildi. Törene, şehit askerin yakınları, Ordu Vali Vekili Adem Yılmaz, AK Parti Ordu Milletvekilleri Eyüp Fatsa ve Mustafa Hamarat, CHP Ordu Milletvekili Rahmi Güner, MHP Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın, Samsun Garnizon Komutanı Tümgeneral Ömer Bayraklı, Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Erhan Güder ve Ordu Belediye Başkanı Seyit Torun'un da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. 567103 Füzelerde son karar Savunma Sanayii İcra Komitesi'nin Bakanlık, "ABD Savunma Bakanlığı'nın Eylül 2009 tarihli basın açıklaması, verilecek teklif için ABD Kongresi onayını alabilmek üzere yaptığı başvuruya ilişkindir." dedi. Bakanlık, Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi Projesi'nin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 10 yıllık tedarik planı çerçevesinde başlatıldığını bildirdi. Projeye ilişkin nihai kararın Savunma Sanayi İcra Komitesi tarafından verileceği belirtilen açıklamada, "Projeye ilişkin teklife çağrı dosyası, Cpmiec/Çin Halk Cumhuriyeti, Rosoboronexport/Rusya Federasyonu, Raytheon/ABD ve Lockheed Martin/ABD firmalarına ve kuruluşlarına, ilgili talep mektubu ise ABD hükümetine Nisan 2009 tarihinde yayımlanmış ve ihale süreci başlamıştır. Aday firmalar/kuruluşlar tarafından teklif verilebilmesi için ilgili devletlerin 'ön izinlerini almış bulunmaları' teklife çağrı dosyasının bir gereğidir. ABD Savunma Bakanlığı'nın Eylül 2009 tarihli basın açıklaması, verilecek teklif için ABD Kongresi onayını alabilmek üzere yaptığı başvuruya ilişkindir." ifadelerine yer verildi. 567980 Savcı Gök hakkında taciz davası açıldı Savcı Gök hakkında taciz davası açıldı hakkında cinsel taciz iddiasıyla suç duyurusunda bulunan bir üniversitede öğretim görevlisi olan Ü.E.İ, 20 bin liralık açtı. Alınan bilgiye göre, Tırpan Operasyonu kapsamında tutuklanan babası H.İ’nin durumu hakkında görüştüğü Murat Gök’ün kendisini cep telefonuna attığı mesajlarla taciz ettiğini ileri sürerek Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunan Ü.E.İ, bu kez avukatı Tarcan Ülük aracılığıyla 6. Asliye Hukuk Mahkemesine 20 bin lira tazminat istemiyle başvurdu. Taciz iddialarıyla ilgili Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığının yanı sıra Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna şikayette bulunulduğu kaydedilirken, mesajları da dilekçeye eklendi. İlk duruşmanın Kasım 2009 tarihinde yapılacağı öğrenildi. Diğer yandan avukat Tarcan Ülük, Cumhuriyet Savcılığına atanan Murat Gök’ün kendisini tehdit ettiğini, bu nedenle kendisi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu bildirdi. Ülük, Gök’ün kendisine "Seni hafta içinde ’deki arkadaşlarımın yapacağı operasyonla aldıracağım" şeklinde haber gönderdiğini iddia etti. -ÜLÜK, YENGEÇ OPERASYONUNDA TUTUKLANMIŞTI- Murat Gök tarafından İzmir Adliyesindeki iddialarına ilişkin yürütülen "Yengeç 2" operasyonu kapsamında gözaltına alınıp tutuklanan Tarcan Ülük, operasyona ilişkin davanın ilk duruşmasında, usulsüz sorgulama yapıldığını, kendisinin ve ailesinin mağdur edildiğini ileri sürmüş, gözaltına alındığında eşinin aylık hamile olduğunu ve çocuğunun doğumu sırasında eşinin yanında olamadığını dile getirmişti. Ülük, ifadesi sırasında ağlamış, arkadaşları tarafından teskin edilmişti. Murat Gök, ise Ü.E.İ. ile bir süre ilişki yaşadıklarını, 25 Eylülde başka bir kişiyle evlenmek için gün aldığını belirterek "Tam evlilik öncesi ve hakime rüşvet iddiasıyla hakkında dava açıp tutuklanmasına yol açtığım Tarcan Ülük’ün avukatlığını üstlendiği bu hanımın davranışını takdirlerinize bırakıyorum" şeklinde görüş bildirmişti. Murat Gök’ün düğünü iptal edilmişti. 568185 Güvenlik toplantısı sona erdi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki güvenlik toplantısı sona erdi. Başbakanlık Merkez Binası'nda Milli Güvenlik Kurulu üyesi bakanların katılımıyla yapılan toplantı, yaklaşık saat 50 dakika sürdü. 567522 Duş başlığı hastalık yapıcı bakteri yuvası Duş başlığı hastalık yapıcı bakteri yuvası Duş başlıklarının solunum yolu hastalıklarına yol açan bir bakterinin gelişimine ortam hazırlayabildiği ortaya çıktı. ’nin Colorado Üniversitesi’nden Norman Pace ve ekibi, vereme bağlı olmayan akciğer iltihaplanmalarındaki artış ile duş yapmak arasında ilişki olabileceğini gösteren bazı araştırmaların sonuçlarından yola çıktı.  ABD’nin kentinde 50 duş başlığını inceleyen araştırmacılar bu duş başlıklarının üçte birinde büyük oranda “mikrobakteri mikobakterium avium” belirlendi. Hamilelerin, yaşlıların ve bir hastalık nedeniyle sistemi zayıflamış kişilerin risk grubunda olduğunu belirten araştırmacılar, bakterinin yorgunluğa, kuru ve inatçı öksürüğe ve soluğun kesilmesine yol açabileceğini vurguladı. Metal duş başlıklarının plastiklere göre daha az bakteri barındırabileceğine dikkati çeken araştırmacılardan Laura Baunmgartner da, bakterinin bulaşma riskini azaltmak için duşun altına girmeden önce suyun bir dakika akıtılabileceği önerisinde bulundu ve sağlıklı kişilerin endişelenmemesi gerektiğini belirtti. Araştırma, “Proceedings of the National Academy of Sciences” dergisinde yayımlandı. 567643 Bayramda vergi denetimleri artacak A.A muhabirinin edindiği bilgiye göre, Maliye bayram ve okul öncesi alışverişlerinin arttığı bu hafta itibariyle yurt genelinde denetimlerini artıracak. Bu kapsamda alışveriş merkezleri, perakende satış yapan işletmeler, otel, lokanta, eğlence merkezleri gibi bayram döneminde daha fazla satış yapacak işletmelere dönük vergi denetimleri yoğunlaşacak. Denetimlerde temel olarak işletmelerde vergi düzenine uyulup uyulmadığı takip edilecek. Alışveriş merkezlerinde ve perakende satış yapan işletmelerde alışverişlerde belgesiz çalışan mükelleflerin tespit edilmesine çalışılacak. Turizm faaliyetlerinin yoğun olarak yapıldığı, otel, motel, konaklama tesislerinde de yoğun denetimler yapılacak. Yetkililer, bayram ve okulların açılması öncesi, bu hafta tüketicilerin alışverişlerinin artacağına işaret ederken, kendilerinin de bu kapsamda mevcut denetimlerini hafta içinden itibaren daha da yoğunlaştıracaklarını bildirdi. Bu kapsamda, alışveriş ve bayram tatilinde turizm konaklamalarının yanı sıra bandrollü ürünler ile tütün mamülllerine dönük denetimlerin de artacağına işaret eden yetkililer, ''Tüm Türkiye çapında uygulanacak bu program ile devam eden vergi denetimleri bu süre zarfında daha yoğun bir şekilde sürdürülecek'' dedi. -USULSÜZLÜK YAPANA CEZA KESİLECEK- Yapılan denetimler kapsamında, Vergi Usul Kanunu gereği, ''verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi halinde'' bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların herbirine, her bir belge için 160 liradan aşağı olmamak, bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak tespit olunan  usulsüzlükler için kesilecek cezanın toplamı da 76 bin lirayı geçmeyecek şekilde, belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının yüzde 10'u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilecek. Bu arada yetkililer, vatandaşları bayram ve okul alışverişlerinde satış fişlerini faturalarını eksiksiz almaları konusunda uyarırken, belge düzenine uymayan işyerlerini  ''189 Alo Maliye'' hattına ihbarda bulunabileceklerini, ekiplerin böyle bir durumda belge düzenlemeyen işletmelere dönük anında inceleme başlatacağını kaydetti. 568089 70'lerin İstanbul'undan kareler 70'lerin İstanbul'undan kareler Diğer YAŞAM haberlerini okumak için ... 567782 12:18 Sele kapılan yaşındaki Berna'nın da cesedi bulundu  'ın Saray İlçesindeki Kambursöğüt Deresi'nin taşmasının ardından sel suyuna kapılan kişilik Çakar ailesinin son ferdi olan yaşındaki Berna'nın cesedi hafta sonra biriken ve yıkalan ağaçlar dalları arasında bulundu. Evinden 1.5 kilometre uzaklıkta bulunan Berna'nın cansız bedeni Saray Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Güngörmez Köyü'nde Ahmet Topal'a ait çiftlikte yaşayan Çakar ailesinin yaşadığı tek katlı evi, geçen hafta pazartesiyi salıya bağlayan gece yoğun yağışı sonrası Kambursöğüt Deresinin taşması sonucu yıkılmıştı. Çiftlik evinde olarak çalışan baba 40 yaşındaki Fatih Çakar, eşi 30 yaşındaki Handan ve kızları 12 yaşındaki Büşra, yaşındaki Berna, yaşındaki Afra sel suyuna kapılmıştı. Asker, polis ve Sivil Savunma ekiplerini yaptığı aramalar sonucu anne Handan Çakar ile kızları Büşra ve Afra ile baba Fatih Çakar'ın cesetleri bulunmuştu. gündür bulunamayan yaşındaki Berna'nın cesedi ise bugün saat 11.00 sıralarında evlerinin 1.5 kilometre uzağındaki Kambursöğüt Deresi'nin geçtiği Kiremithane altı mevkiinde biriken çamur ve ağaç dallarının arasında ekipler tarafından bulundu. Dereden çıkartılan Berna'nın cansız bedeni Saray Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. 567709 En pahalı ayaklar Avrupa'da! Transfermarkt isimli internet sitesinden derlenen bilgilere göre, Avrupa kulüplerinin transfer ettikleri yıldız futbolcular için son 10 yılda toplam milyar 216 milyon 300 bin euro harcadıkları belirlendi. Avrupa'nın dev takımlarının son 10 yıllık süreç içerisinde transferi için en çok para ödediği oyuncuların başında İngiltere Premier Lig'in son şampiyonu Manchester United'dan Real Madrid'e ''Astronomik'' olarak nitelendirilen 94 milyon euro bedelle transfer olan Portekizli Cristiano Ronaldo geliyor. 25 kişiden oluşan listenin son sırasında 2004-2005 sezonunda 37 milyon euro bedelle Everton'dan Manchester United'a transfer olan 23 yaşındaki Wayne Rooney yer alıyor. Listenin ilk sırasında yer alan isimlerden üçünün transferinin bu sezon gerçekleştiği görülürken diğer iki futbolcunun aktif futbol hayatlarına nokta koyan oyuncular olması dikkati çeken bir başka unsur oldu. Transfer rekorları kırarak başka bir kulübe giden futbolcuların bulunduğu listede, Zinedine Zidane, Luis Figo, Gaizka Mendiata, Rui Costa, Marc Overmars ve Pavel Nedved olmak üzere futbolcunun da aktif futbol hayatlarını bitirdikleri ve bir futbolcunun da herhangi bir kulüpte forma giymediği kaydedildi. Listenin 2. sırasında yer alan Fransız Zinedine Zidane, aktif futbol yaşantısına nokta koymuş isimler arasında en pahalı transfere imza atan oyuncu olarak dikkati çekiyor. Zidane, 2001-2002 sezonunda İtalya'nın Juventus kulübünden İspanya'nın Real Madrid takımına 73 milyon 500 bin euro bedelle transfer olmuştu. Jübilesini yapmış oyuncu arasında en ucuz transfer bedeli ödenen yıldız futbolcu ise 40 milyon euro ile Arsenal'den Barcelona'ya geçen Hollandalı futbolcu Marc Overmars oldu. 1999-2000 sezonunda 45 milyon euroya SS Lazio'dan Inter'e transfer olan Christian Vieri'nin de 25 kişilik listede futbolu bırakmamış ancak hiçbir kulüpte de top koşturmayan tek futbolcu olarak göze çarpıyor. Avrupalı dev takımların son 10 yılda yaptığı yıldız oyuncular ve transfer bedelleri şöyle: FUTBOLCU TRANSFER TRANSFER OLDUĞU SEZON BEDELİ -------- -------------------------- --------------------- ---------- 1-C.Ronaldo Manchester Utd.-Real Madrid 2009/2010 94.000.000 € 2-Z.Zidane Juventus-Real Madrid 2001/2002 73.500.000 € 3-Z.İbrahimovic Inter-Barcelona 2009/2010 68.000.000 € 4-Kaká AC Milan-Real Madrid 2009/2010 65.000.000 € 5-L.Figo Barcelona-Real Madrid 2000/2001 60.000.000 € 6-H.Crespo Parma-Lazio 2000/2001 55.000.000 € 7-G.Buffon Parma-Juventus 2001/2002 54.100.000 € 8-G.Mendieta Valencia-Lazio 2001/2002 48.000.000 € 9-A.Shevchenko AC Milan-Chelsea 2006/2007 46.000.000 € 10-R.Ferdinand Leeds Utd.-Manchester Utd. 2002/2003 46.000.000 € 11-C.Vieri Lazio-Inter 1999/2000 45.000.000 € 12-Ronaldo Inter-Real Madrid 2002/2003 45.000.000 € 13-Robinho Real Madrid-Manchester City 2008/2009 43.000.000 € 14-J.S.Veron Lazio-Manchester United 2001/2002 42.600.000 € 15-Rui Costa Fiorentina-AC Milan 2001/2002 42.000.000 € 16-Dani Alves Sevilla-Barcelona 2008/2009 41.500.000 € 17-P.Nedved Lazio-Juventus 2001/2002 41.200.000 € 18-F.Inzaghi Juventus-AC Milan 2001/2002 40.900.000 € 19-M.Overmars Arsenal-Barcelona 2000/2001 40.000.000 € 20-D.Berbatov Tottenham Hotspur-Manchester Utd. 2008/2009 38.000.000 € 21-F.Torres Atletico Madrid-Liverpool 2007/2008 38.000.000 € 22-M.Essien Olimpik Lyon-Chelsea 2005/2006 38.000.000 € 23-D.Beckham Manchester Utd.-Real Madrid 2003/2004 37.500.000 € 24-D.Drogba Olimpik Marsilya-Chelsea 2004/2005 37.000.000 € 25-W.Rooney Everton-Manchester United 2004/2005 37.000.000 € (NOT: Futbolcu ücretlerinin para birimi eurodur.) 568123 Gazeteci El Zeydi'nin ilk sözleri VİDEO ABD Başkanı George Bush'a ayakkabılarını fırlatarak dünya gündemine oturan Iraklı gazeteci Muntazar El Zeydi, hapis cezasını doldurmasının ardından bugün serbest bırakıldı. Zeydi'nin cezaevinden çıkmasına Iraklılar ve gazeteciler yoğun ilgi gösterirken kalabalık bir topluluk bekliyor. Davulların çalındığı karşılama töreninde kurbanlar kesildiği de görülüyor. Kardeşi Uday El Zeydi'nin AFP muhabirine yaptığı açıklamaya göre, ağabey El Zeydi, ay hapis yattıktan sonra bu sabah hürriyetine kavuştu. ÖZGÜRLÜK SONRASI İLK SÖZLER Bağdat'ta tahliye sonrası açıklama yapan El Zeydi'nin ilk açıklamaları şöyleydi: "Ben özgürüm ama ülkem hala esir. milyon insan şehit oldu. İhtilal bizi dağıtıyor. Evlerimizi dağıttılar. Ülkemin ve Bağdat'ın yıkıldığını görmek beni kahrediyor. Ben işgali reddetmeyi seçtim. Kurbanlara onların intikamını alacağım diye söz verdim. Dökülen her masun insanın kanı için kendime söz verdim. Ayakkabı atarak Bush'a tepkimi gösterdim. Neden bana BUsh'a bir soru sormadığı söylediler. Neyi sorabilirsin ki? Basın toplantısı öncesi bize hiç bir şey sormamamızı emrettiler. Bazı gazeteciler onların yanında yer almayı tercih ettiler. CIA ajanları gazeteci kılığında aramıza girdi. Cezaevinde işkence yapıldı. Elektrik verildi. kadar soğuktu ki kış bile onun yanında hiç kalır. Bunlar için Nuri El Maliki'den özür bekliyorum" Gazeteci, 2008 Aralığında Bağdat'ı ziyaret eden Bush'a, basın toplantısı sırasında ayakkabılarını fırlatmış, fakat hedefi tutturamamıştı. Gazeteci, misafir devlet başkanına hakaret ve saldırıdan sene hapisle cezalandırılmış, cezası temyiz mahkemesince yıla indirilmişti. IRAK'TA HALKIN KAHRAMANI İLAN EDİLMİŞTİ Eyleminden sonra tüm Arap ülkelerinde kahraman olan Iraklı gazeteciye Katar Emiri Şeyh Hamid bin Halife El Tani, cezaevinden çıktığında spor otomobiller, altın at ve madalya sözü vermiş, Arap babalar kızlarını onunla evlendirmek için sıraya girmişti. Martta yıl hapis cezasına çarptırılan El Zeydi'nin cezasını temyiz mahkemesi aya indirmişti. 567325 Güzel Bir Gün Güzel Bir Gün Orijinal Adı: One Fine Day Yönetmen: Michalel Hoffman Oyuncular: Michelle Pfeiffer, George Clooney, Mae Whitman KANALTÜRK 21.30 Melanie güzel bir mimar ve Sammy'nin annesidir. Jack ise yakışıklı bir köşe yazarı ve Maggie'nin babası. İkisi de eşlerinden boşanmış, yalnız yaşamaktadırlar. Sammy ve Maggie sınıf arkadaşlarıdır fakat birbirlerinden nefret ederler. Bir gün sınıf bir gemi gezisi düzenler ve çocuklar ile ebeveynlerinin hayatı değişir. 568124 Sel felaketi böyle geliyorum dedi VİDEO Geçtiğimiz hafta 30 kişinin ölümü ve milyarlarca liralık maddi kayıpla sonuçlanan sel felaketine ilişkin yeni görüntüler ortaya çıktı. Haber okurunun evinin balkonundan çektiği görüntüler aslında felaketin geliyorum dediğini gösteriyor. Başakşehir 4. Etap’ın karşısında bulunan bölgeden gelen sular henüz hava ağarmadan taşmaya başladı. HAVA AYDINLANMADAN BAŞLADI Sahur saatinde havanın henüz aydınlanmaya başladığı saatlerde yolu kapatan sel suları dere yataklarını doldurmaya başlamıştı. anda kamerasıyla görüntüleri kaydeden bir vatandaş yaşanan durumu şöyle anlattı; “Ben bölgenin (Göletin bulunduğu bölge) tam altında oturuyorum, göletin ağız tarafı tahminimce tır parkına ve fabrikalara bakıyor. Benim bulunduğum kısım sadece yanlara taşan kısımlardan geliyor sel suları, yani direk hedef değil. Ancak kadar suyun oradan gelmesi de bir tesadüf değil.” Hava henüz tam aydınlanmadan meydana gelen su baskını ilerleyen saatlerde yaşanacak felaketin habercisi gibiydi. Saatler ilerledikçe hızını arttıran yağmurla birlikte Ayamama deresi taşarak 30 kişiyi yuttu büyük miktarda da maddi hasar meydana getirdi. Galeri bölümünde de taşan göletin bulunduğu kısım, videonun çekildiği bölge ve sel felaketinin en çok zarar verdiği tır parkının işaretlendiği bir harita bulunuyor. Sel bölgesine uzak bir noktada çekilen video görüntülerinden sonra bölgedeki hasarın boyutları da olayın çok önce başlamış olduğunun kanıtı gibi. İşte felaketin geliyorum dediği görüntüler: Not: Video ve fotoğrafların tüm hakları sahibine aittir. İzin alınmadan hiçbir şekilde kullanılamaz. Yayınlanmamış iki video daha bulunmaktadır. Fotoğraflardaki tarihe ilişkin not: Fotoğrafların üzerindeki tarihin 19.04 olması fotoğrafları çeken makinedenin tarihin düzenlenmemiş olmasından kaynaklanmaktadır. Tarihlerde herhangi bir sorun bulunmamaktadır. 567226 Rijkaard derbide yormadığı Elano'yu Atina'ya hazırlıyor Bu sezon ligde başarılı sonuçlar alan Galatasaray, perşembe günü Panathinaikos ile oynayacağı UEFA Avrupa Ligi ilk maçına da galibiyetle başlamak istiyor. Teknik Direktör Frank Rijkaard, Panathinaikos maçının oyun taktiğini son oynanan Beşiktaş derbisinde yedek soyundurduğu Brezilyalı yıldız Elano'nun üzerine kuracak. Ligde oynadığı maçtan 15 puan çıkaran Cim Bom, UEFA Avrupa Ligi ön eleme turlarında gösterdiği başarılı performansı grup maçlarına da taşımayı hedefliyor. Tobol, Netanya ve Tallinn'i zorlanmadan geçen Sarı-Kırmızılılar, perşembe günü deplasmanda karşılaşacağı grubun ilk maçında Panathinaikos karşısında da üç puanı amaçlıyor. Teknik Direktör Rijkaard, bu önemli karşılaşmada oyun kurucu olarak Brezilyalı yıldız Elano'ya forma verecek. Beşiktaş derbisinde Brezilya'dan yorgun döndüğü için yedek soyunan ve karşılaşmanın ikinci yarısında oyuna giren Elano, ortaya koyduğu performansla 3-0'lık galibiyette büyük rol oynamıştı. Brezilya'nın hem Arjantin'i hem de Şili'yi yendiği maçlarda yaptığı asistlerle maça damgasını vuran yıldız futbolcu, son olarak da Beşiktaş karşısında son iki golde verdiği paslarla dikkat çekmişti. Panathinaikos, Elano'ya görev verecek olan Hollandalı teknik adam, Harry Kewell'ı ise kulübeye çekecek. Kewell'ın yerine sol kanatta yeniden Arda Turan forma giyecek. Beşiktaş karşısında atılan 3. golde olduğu gibi Hollandalı teknik adam, Elano'dan kanatlarda forma giyen Arda Turan ve Keita'ya uzun ve ters paslar atmasını isteyecek. G.Saray, dünü izinli geçirdi. Bu arada 1905 G.Saraylı Yönetici ve İşadamları Derneği'nin iftarına katılan Başkan Adnan Polat, Seyrantepe'deki inşaatı devam eden stadın yapımında ay gecikme olacağını söyledi. Cim Bom, grip için erken önlem aldı Kış aylarında sporcuların da performansını etkileyen grip salgınları başlamadan Galatasaray Futbol Takımı önlemini alarak grip aşısı yaptırdı. Grip aşıları, tüm teknik heyet ve takım oyuncularına, Acıbadem Bakırköy Hastanesi'nden Florya Metin Oktay Tesisleri'ne gelen uzman bir ekip tarafından uygulandı. Aslan, Fair-Play'de de zirveye yükseldi Futbol Federasyonu ve Turkcell işbirliğiyle 2008-2009 sezonunda uygulanmaya başlanan Turkcell Fair-Play Ligi'nde, 5. hafta değerlendirme sonucu, G.Saray, zirvede aldı. Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, Sarı-Kırmızılılar, G.Birliği ve Trabzon ile birlikte 8'er puanla lider durumda bulunuyor. 567505 Google'da gazete okumanın yeni yolu: Fast Flip İnternetin arama devi New York Times, Washington Post veya BBC gibi basın kuruluşlarının makalelerini hızlı bir şekilde görmeyi ve okumayı sağlayan yeni bir uygulama başlattı. "Fast Flip" adı verilen yeni uygulama sayesinde bir gazete veya dergide yayımlanan makaleyi ortamında çok hızlı bir şekilde görmek mümkün oluyor. "fastflip.googlelabs.com" web sitesinden ulaşılan yeni uygulama, kullanıcılarına 'ın yayın ortağı aralarında New York Times, Washington Post, Cosmopolitan, Elle, Marie Claire ve Newsweek'in bulunduğu 40 kadar gazete, dergi ve yayın kuruluşunun çeşitli konulardaki makalelerinin ilk sayfasına anında ulaşmaya olanak sağlıyor. Makalenin devamını okumak isteyen kullanıcı, makaleyi yayımlayan kuruluşunun web sitesine yönlendiriliyor. Amerikan kuruluşlarıyla telif hakları sorunlarından dolayı gergin ilişkileri bulunan "Fast Flip" uygulamasında sunulan reklamlardan sağlanan gelirleri bu ortaklarıyla paylaşacağını açıkladı. yöneticileri, bu yeni uygulamanın basın sektörüne yeni okuyucular kazandıracağı görüşünü dile getirdiler. 568562 Ekonomik yol haritasını yarın Ali Babacan açıklayacak Edinilen bilgiye göre Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yarın saat 10.00'da yeni Başbakanlık Binası'nda Orta Vadeli Programı açıklayacak. Türkiye'nin krizden çıkış yol haritasını da içerecek olan Orta Vadeli Programı'n açıklanacağı toplantıya Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'in yanı sıra ekonomi bürokrasisinin önde gelen isimlerinin de katılacağı öğrenildi. 567213 'Ciddi filmler daha kolay yapılıyor' Akın, 'Die Welt' gazetesinde yayımlanan röportajında, "Şimdi tepkilere baktığımda bunun doğru yanı vardı diye düşünüyorum." dedi. Fatih Akın, "Soul Kitchen'i yapıp yapmama konusunda tereddüt ettiniz mi?" şeklindeki bir soru üzerine bu filmin kendisi için bir tehlikeyi de beraberinde getirdiğini ifade ederek, "Komedi filmi bir risk değil mi? Bunu kendi kendime sordum. Ancak sonuçta filmlerin birbirinden farkı yok." diye konuştu. Ciddi filmlerin daha kolay yapıldığını belirten Akın, bu tarz filmlerle dünyanın daha iyi hale getirilebileceği düşünülse de bu düşüncenin doğru olmayabileceğini söyledi. Her 10 yılda bir komedi filmi yapmanın güzel olacağını kaydeden Akın, ciddi filmler çekerken 'içindeki çocuğu' da kaybetmek istemediğini sözlerine ekledi. 566859 Hakkari'de olaylar devam ediyor Hakkari'de olaylar devam ediyor Hakkari'de çıkan olaylar mahalle aralarında devam ediyor. Yola barikat kuran göstericilere polis biber gazı ve tazyikli su ile müdahale etti. HAKKARİ (İHA) Hakkari'de çıkan olaylar mahalle aralarında devam ediyor. Yola barikat kuran göstericilere polis biber gazı ve tazyikli su ile müdahale etti. Sabah saatlerinde Hakkari Devlet Hastanesi önünde başlayan olaylar, kentin değişik mahallelelerinde sürüyor. Yollarda barikat kuran göstericiler, araçların giriş ve çıkışlarına izin vermedi. Mahalle aralarında polis ekiplerine taşlı saldırıda bulunan göstericilere biber gazı ve tazyikli su ile müdahale edildi. Güvenlik güçleri gerek iş makineleri gerekse zırhlı araçların yardımıyla mahalle yollarını açmaya çalışıyor. 567427 Citroen 90 yaşında Citroen 90 yaşında 15 Eylül 2009 Salı, 09:01 Citroen, aralarında 1919 yılında piyasaya sürülen Tipi, 1934 yılında tanıtılan önden çekişli, 1948 yılında piyasaya çıkan CV ve 1955 yılının devrimcisi DS’in de bulunduğu benzerseiz modelleri ile “Créative Technologie” imajını yansıtan, otomotiv tarihine damgasını vuran yenilikçi 90 yılı geride bırakıyor. Üretici seviyesinde dört dünya ralli şampiyonluğu, Sébastien Loeb ve Daniel Elena’ nın kazandığı beş dünya ralli pilotu ve copilotu şampiyonluğu ile Citroen, otomobil sporları tarihindeki yerini de alıyor. Bu zengin tarih, markanın teknolojiye hakimiyetini ve rekabet arzusunu kanıtlıyor. “Créative Technologie”, müşterilerinin ihtiyaçlarına uyarlanarak, Frankfurt’ta sergilenen iki dünya aracının kanıtladığı gibi, Citroen’e benzersiz bir araç gamı sunma olanağı tanıyor. Böylece Yeni C3, DS serisini temsil eden ilk araç DS3 ortaya çıkıyor. Bu segment araçlar, günümüzdeki gelişmelere ve müşterilerin farklı beklentilerine tamamen uyarlanmış iki yeniliği ifade ediyor. Konsept araç olarak Citroen, karma kullanıma mükemmel uyarlanmış bir çözüm ile şarj edilebilen hibrid aktarma organları bulunan lüks sınıf, kuram dışı ve çevreye saygılı REVOLTE modelini tanıtacak. Fuarda, iki yeni nesil HDi motor tanıtılıyor: litre ve litre V6 motorlar. Performanslı, ekonomik ve çevreye saygılı bu motor tipleri, modellere göre tüketimi ve karbondioksit emisyonlarında 15 arası azalma sağlayarak gelişmiş performans değerleri sunuyor. Citroen az yakıt tüketimi ve düşük karbondioksit emisyonu konusunda Avrupa’da öncü rolünü kanıtlıyor. 567237 Türkiye, sutopunda şampiyon İsviçre'nin Lugano kentinde Eylül'de başlayan ve dün sona eren şampiyonada, Fransa'yı 8-5 mağlup eden Türkiye, kategorisinde Avrupa şampiyonu oldu. Milliler, çeyrek finalde Malta'yı 10-4, yarı finalde de İngiltere'yi 15-6 yendi. Milliler, Avrupa finallerinde mücadele edecek. 567383 Beşiktaş İnönü'de Manchester sınavında Grubu'ndaki ilk maçında bu akşam İngiliz devi Manchester United'ı konuk edecek. TFF Süper Kupa'da 'ye yenilen, beş maçta sadece altı puan topladığı 'deki son maçında 'dan fark yiyen grup mücadelesine İnönü'de başlıyor. Siyah-beyazlılar, Grubu'ndaki ilk maçında şampiyonu ve 'de son iki sezonun finalisti Manchester United ile karşılaşacak. Sakatların çokluğu nedeniyle geçtiğimiz haftalarda sıkıntı yaşayan Manchester United mücadelesine Rüştü Reçber dışında tam kadro çıkacak. Son çalışmada kulağına top geldiği için küçük bir operasyon geçiren deneyimli kaleci iki hafta sahalardan uzak kalacak. Sezon başında ameliyat olan İbrahim Toraman takımla birlikte çalışıyor ve teknik direktör Mustafa Denizli'nin tercih etmesi halinde oynayacak durumda. 'ın maça Hakan Arıkan, Ekrem, Sivok, İbrahim Üzülmez, Serdar Özkan, Ernst, Fink, Tello, Yusuf, Bobo 11'i ile çıkması bekleniyor. teknik direktörü Mustafa Denizli, formatında sadece bir kez görev yaptı. 2001-2002 sezonunda Denizli'nin çalıştırdığı altı maçı da kaybedip sıfır çekmişti. Siyah-beyazlılar, daha önce dört kez katıldığı 'nde ikinci tura hiç yükselemedi. Sürpriz Burnley yenilgisinden sonra çabuk toparlanan ve 'de oynadığı beş maçtan dördünü kazanan Manchester United'da en büyük sıkıntı deneyimli kaleci Edwin Van der Sar'ın yokluğu. Son beş maçta Hollandalı kalecinin yerine Ben Foster görev yaptı. United'da Owen Hargreaves, Rafael, Federico Macheda ve Gabriel Obertan da kadroda yer almıyor. Saat 21.45'te başlayacak ve Star TV'den naklen yayınlanacak maçı İtalyan hakem Nicola Rizzoli yönetecek. Rizzoli'nin yardımcıları Nicola Nicoletti ve Renato Faverani, dördüncü hakem Andrea Gervasoni. Gruptaki diğer maçta Wolfsburg ile CSKA Moskova 'da karşı karşıya gelecek. 568430 Öğrencilere uyuşturucu satmak isteyen 10 kişi yakalandı Alınan bilgiye göre, Kuşadası Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Grup Amirliği ekibi, ''uyuşturucu bulundurmak, kullanmak, satmak ve nakletmek'' suçlarını işleyen kişilere yönelik yere operasyon düzenledi. Operasyonda, A.P, R.A, N.Y, M.Y, E.E, Ç.C, S.B, G.S, K.A. ve F.S. gözaltına alındı. Zanlıların ev ve iş yerlerinde, 11 kilo 435 gram esrar ele geçirildi. Emniyetteki işlemleri tamamlandıktan sonra adliyeye sevk edilen zanlılardan A.P, R.A, N.Y, M.Y, E.E. ve C.Ç, mahkemece tutuklandı. K.A. ve F.S'nin soruşturmasının sürdüğü bildirildi. S.B. ve G.S. ise adliyedeki işlemlerin ardından serbest bırakıldı. Bu arada, Kuşadası Kaymakamlığından yapılan yazılı açıklamada, operasyonun, ele geçirilen uyuşturucuların, okulların açılmasının ardından gençlere satılmak üzere piyasaya sunulacağı yolunda duyum alınması üzerine düzenlendiği kaydedildi. 567566 II. Dünya Savaşı'na bu şarkıyla uğurlandılar İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz askerlerin sevgilisi Dame Vera Lynn, 'de albüm listelerinde birinci sıraya yerleşen en yaşlı şarkıcı oldu. 92 yaşında olan Lynn, "We'll meet again Yeniden buluşacağız" şarkısıyla halkın büyük beğenisini kazanmıştı. "We'll meet again The Very Best of Vera Lynn" albümü son haftalarda listelerde kararlı bir şekilde yükselmekteydi. İkinci Dünya Savaşı sırasında şarkılarıyla milyonlarca askere moral veren Lynn'in albümü, listeye Ağustos ayı sonunda girmişti. Savaş yılları İkinci sıraya yerleşen Jamie T'nin son albümü Kings and Queens'le yaman bir mücadele veren emektar şarkıcı, "Bırakın birinci olmayı, albümümün listelere bir kez daha gireceğini asla düşleyemezdim. Ama oldu işte, insan sokağı dönünce karşısına ne çıkacağınız asla bilemiyor" dedi. Dame Vera Lynn, İngiliz albüm listelerinde birinci sıraya yükseldiğinde 'da olduğunu ve haberi kendisinden daha fazla heyecanlanan kızıyla birlikte kutladığını söyledi. Bir kez daha şöhreti yakalayan Dame Vera Lynn, buna rağmen sahne hayatını tamamen kapattığını ve yeni baştan kayıt stüdyolarına girme planı bulunmadığını söyledi. Lynn'in listebaşı olan albümü, İkinci Dünya Savaşı'nın ilan edilmesinin 70'inci yıldönümü dolayısıyla piyasaya çıkarıldı. Bu haftaki en çok satan 10 albüm sıralamasında, geçen hafta yeni basımıyla piyasaya sürülen tüm Beatles koleksiyonundan dört albüm de yer alıyor. Ama en azından bu hafta Dame Vera, kendisinden en az 25 yaş küçük sanatçılara üstün gelmiş görünüyor.