580933 Linderoth takımla çalışmaya başladı Teknik direktör Frank Rijkaard yönetiminde Florya Metin Oktay Tesisleri'nde, basına kapalı olarak gerçekleştirilen antrenmanda, Kasımpaşa maçında ilk 11'de forma giyen oyunculara yenileme çalışmaları yaptırılıp, sağlık merkezinde terapi seansları uygulanırken, diğer futbolcular ise teknik çalışmalar yaptı. Tobias Linderoth, takımla birlikte çalışırken, Kasımpaşa maçında sağ ayak bileğinden sakatlanan Emre Aşık'ın tedavisine sağlık merkezinde devam edildi. Sağ üst iç adalesinde zorlanma olan Sabri Sarıoğlu, tedavisinin ardından yenileme antrenmanında takımla birlikte çalıştı. Emre Güngör'ün tedavisi sağlık merkezinde devam ederken, Gökhan Zan, tedavisinin ardından sahada özel olarak çalıştırıldı. Galatasaray, yarın basına kapalı yapacağı antrenmanla Eskişehirspor maçının hazırlıklarını sürdürecek. 580267 Küçük kızın inanılmaz kurtuluşu Küçük kızın inanılmaz kurtuluşu İHA Giriş Saati 23.09.2009 11:21 Güncelleme 23.09.2009 11:24 ABD Washington Sunnyside'de bir güvenlik kamerasına yansıyan kaza ve kazanın kahramanı küçük kızın inanılmaz kurtuluşu televizyonlanrda geçen haftanın en çok yer alan haberleri arasında oldu. Geçtiğimiz Pazar günü meydana gelen olayda kaldırımdan geçmeye çalışan küçük bir kız bir anda üzerine gelen Toyota marka otomobili görünce ne yapacağını şaşırdı.Çocuğa çarpması kaçınılmaz gibi gözüken araç çocuğun bir adım önündeki otopark direğine çarparak havalandı. Araç havada asılı kalırken, yere kapaklanan çocuk inanılmaz bir kazadan kurtulmuş oldu. Şehir içi hız sınırını aştığı belirlenen sürücü ise bunun bedelini sürücü belgesine el konularak ödedi. Yayın tarihi: 580430 Akaydın: Ulaşımda indirim de olabilir bindirim de Yarın yapılacak toplu taşıma ihalesinin tanıtım ve şartlarının konuşulduğu toplantıya katılan Mustafa Akaydın, toplu taşımada uygulanacak fiyatlar için ilginç bir yorum yaptı. Akaydın, ulaşıma gelme ihtimali olan zam ile ilgili yorum yaparken halk arasında argo olarak nitelendirilen 'bindirim' ifadesini kullandı. Büyükşehir Belediyesi toplantı salonunda gerçekleştirilen basın açıklamasında toplu taşımada kullanılacak Antkart'ın yerine Halkkart'ın kullanılacağını hatırlatan Başkan Akaydın, Antalya'ya önemli bir çivi daha çaktıklarını söyledi. Ulaşımda önceki dönemde yaşanan sıkıntıları yaşamak istemediklerini ifade eden Akaydın, "Halkkart Antalya için gerekli bir teknolojidir. Antkart'ın çok zararı olmuştur. Halkkartta artık kontrol tamamen belediyenin elindedir. Halkkart için bir çok model inceledik. Antkart'daki sorunlar artık ortadan kalktı. Ben seçim kampanya dönemi boyunca Antkart teknolojisinin kente faydalı olacağını, ama birçok yanlışlar bulunduğunu söyledim. Hizmete girecek Halkkart'ta bu sıkıntılar ortadan tamamen kalkacak." dedi. Halkkart'da kullanılacak NFC(Near Field Communication) teknolojisini anlatan Mustafa Akaydın, "Garanti Bankası, Ziraat Bankası ve bir çok banka bu teknolojiyi kullanmakta. Bu teknoloji uzaktan kart okutma teknolojisi. Bu sayede ulaşımda iyi bir belediyecilik yapacağız. Eskiden sistem offline (kapalı) çalışıyordu. Bu kartta ise her şey tamamen online (açık) olacak. Eskiden kartını kaybeden bir vatandaş kartını gün içerisinde ancak çıkarabilirken bu teknolojide kaybettiği anda dakika içerisinde kartını yenileyebilecek. Ayrıca isteyen vatandaşlarımız cep telefonları vasıtasıyla da toplu ulaşım araçlarına binebilecek." diye konuştu. Daha önce uygulanan Antkart'daki kağıt bilet ve kart uygulamasının devam edeceğini ifade eden Akaydın, kartlar için halktan TL para talep edileceğini bildirdi. Parayı depozito olarak aldıklarını belirten Akaydın, "Kartın belli bir bedeli var. Ama bu bedel depozittir. Vatandaşlarımız kartı ilk sefer alacaklarında bu parayı ödeyecekler. Ancak bu kartı iade etmek istediklerinde veya kartı istemedikleri takdirde paralarını geri alabilecekler." şeklinde konuştu. 15 milyon muammel bedelle ihalesi yapılacak karttan belediye yüzde artı KDV komisyon alacak. Ulaşım ücretlerinin ihale yapıldıktan sonra belli olacağını söyleyen Akaydın, ülkede yakıt ücretlerinin her zaman değiştiğini, bu sebeple ulaşımda "indirim de" "bindirim de" olabileceğini söyledi. Halkkart uygulaması ay içerisinde devreye girecek. Antkart uygulamasında olduğu gibi vatandaşlar parasız hiçbir şekilde toplu ulaşım araçlarına binemeyecek. Halkkart devreye girdiğinde vatandaşlar uygulamaya adapte oluncaya kadar ulaşım vasıtalarına para ile binilebilecek. Ancak daha sonra ve kullanımlık biletle veya Halkkart ile ulaşım sağlanacak. Aktarmalı ulaşımlarda ise tek bilet veya iki bilet ücreti alınıp alınmayacağı ihaleyi alan firma ile belediye arasında yapılacak görüşmeden sonra netlik kazanacak. 580055 Borsa, ilk yarıda yükseldi LİNKLER Endeks, seansın saat 30 dakikalık bölümünü, önceki ikinci seans kapanışına göre 370,33 puan artarak 47.531,55 puandan geçti. Hisse senetleri bu seviyede ortalama yüzde 0,79 değer kazandı. İlk bölümde işlem hacmi ise 663.3 milyon lira olarak gerçekleşti. 581022 Erdoğan, Ban ve Obama bir arada Başbakan Erdoğan öğle yemeğinde Genel Sekreter Ban ve ABD Başkanı Barack Obama'nın bulunduğu en öndeki masada oturdu. Yemeğe 64. dönem BM Genel Kurulu üst düzey toplantılarına katılan 192 ülkenin yüksek düzeyli temsilcileri katıldı. Yemeğin başında hoşgeldiniz konuşması yapan Genel Sekreter Ban, tüm ülkelerin temsilcilerine BM Genel Kuruluna katıldıkları için teşekkür etti. BM'ye ev sahipliği yapan ABD'nin Başkanı Barack Obama'yı da ilk kez BM'de görmekten dolayı memnuniyet duyduğunu belirten Ban, Obama'nın ''esin verici Genel Kurul konuşması da dahil olmak üzere BM'ye destek verici açıklamalarını her zaman takdir ettiklerini söyledi. Ban, BM'nin bir aile olduğunu belirterek, aile içi kavgaların olabileceğini, BM ülkeleri arasındaki sorunların diplomasiyle çözülmesi gerektiğini belirtti ve daha sonra da ''BM Ailesi'' şerefine kadeh kaldırdı. Başkan Barack Obama da, konuşmasında New York'ta düzenlenen BM Genel Kurulu toplantılarına katılan tüm liderlere teşekkür etti ve hoşgeldiniz dedi. New York'un muhteşem restoranlara ve alışveriş merkezlerine sahip olduğunu da belirten Obama, liderlere alışveriş yapmaları çağrısında bulununca salonda gülüşmeler oldu. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un liderliğindeki BM'yi öven Obama, dünyanın pek çok sorunla karşı karşıya olduğunu, bu sorunların çözümünde BM'nin büyük rol oynadığını ve vazgeçilmez olduğunu belirtti. Obama, sözlerinin sonunda BM şerefine kadeh kaldırdı. -YEMEKTEN NOTLAR- Başbakan Erdoğan yemek salonuna gelişinde liderlerle ayakta sohbet etti. Erdoğan'ın yanına gelen Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas Erdoğan'la uzun bir süre ayakta konuştu. Bir ara yanlarına BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun da geldi. ABD Başkanı Barack Obama da salona geldiğinde Başbakan Erdoğan'ın hemen elini sıktı ve merhabalaştılar. İlk konuşmaların ardından basına kapatılan yemeğin ardından Erdoğan'ın Princeton'a gitmek üzere BM'den ayrılması bekleniyor. 581035 vitamini eksikliği kalbi vuruyor İtalyan La Stampa gazetesinde yayımlanan habere göre, ABD'deki Colorado Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Massachusetts Hastanesi tarafından yapılan araştırma sırasında, kandaki vitamini düzeyi ile 65 yaş üstü ölüm oranı arasındaki ilişki inceledi. Araştırmacılar, bin 400 kişinin kan örneklerini analizi sonucunda, vitamini oranı düşük olanların kalp hastalıklarından ölme riskinin diğerlerinden üç kat fazla olduğunu tespit etti. Araştırma ekibinde yer alan Doktor Adit Ginde, vitamini takviyesinin kolaylığına dikkati çekerek, bu şekilde daha sağlıklı bir yaşam sürülebileceğini söyledi. 23 Eylül 2009 580280 Samsun'da kontör dolandırıcılığı Edinilen bilgiye göre, Çobanlı Mahallesi'nde Ecevit Arslan'ın (38) cep telefonuna, ''Bir meşrubat firması tarafından düzenlenen kampanyadaki yarışmadan 10 bin TL kazandığı'' yolunda mesaj geldi. İrtibat için mesajın gönderildiği numarayı arayan Arslan, telefona çıkan kişinin talimatları ile verilen bir cep telefonu numarasına 500 TL tutarında kontör gönderdi. 579556 Operasyon öncesi Balbay'a randevu ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Operasyon öncesi Balbay'a randevu Orgeneral Ergin Saygun'un PKK'ya karşı yapılan 'Güneş Harekatı'nı Ergenekon sanığı Mustafa Balbay'a önceden haber verdiği ortaya çıktı. Balbay, Saygun'la randevusunu Cumhuriyet yöneticilerine anlatınca operasyon hazırlığı dinlemeye takıldı. ABDÜLKADİR SELVİ ANKARA Emekli Orgeneral Ergin Saygun'un, Genelkurmay İkinci Başkanı olduğu dönemde, 'Güneş Harekatı'yla ilgili Ergenekon sanığı Mustafa Balbay'a ay önceden bilgi verdiği tespit edildi. Cumhuriyet Ankara Temsilcisi Balbay, Orgeneral Saygun'la randevusunu, gazetenin yöneticilerine anlatınca, operasyon hazırlıklarıyla ilgili önemli bilgiler de dinlemeye takıldı. SAYGUN PAŞA'DAN EMRİVAKİ TELEFONU Terör örgütü PKK'ya yapılan en büyük sınır ötesi operasyonlardan Güneş Herakatı 2. Ergenekon iddianamesinin ek delil klasörlerine girdi. Dinleme kayıtlarına göre, dönemin Genelkurmay Başkanı Ergin Saygun, 22 Temmuz 2007 seçimlerinden önce Mustafa Balbay'ı karargaha çağırdı. Görüşme talebi olmadığı halde Genelkurmay'a çağırılan Balbay, İlhan Selçuk ile gazetenin yazarlarından Cüneyt Arcayürek'i arayarak bilgilendirdi. Arcayürek'e "Abi emrivaki gibi bir şey oldu. Genelkurmay'dan aradılar ve 'Saat 17.00'de Ergin Saygun Paşa bi kahve içelim diyo' dediler” şeklinde bilgi veren Balbay "Randevu da istemedim ama ya bi şeyler diyecek" diyor. ASKERE HATAMIZ MI OLDU Arcayürek ise, "Dur bakalım, dur. Sakin olalım. Bi dakka. Yani gazetede bi hata yaptık mı askere karşı" karşılığını veriyor. Balbay Selçuk'a da "Ergin Saygun Genelkurmay İkinci Başkanı şimdi, 'beşte bi çay içelim' dedi, 'yüz yüze konuşalım' dedi. Ben şimdi oraya gidiyorum abi, sonrasında bi ararım sizi abi ben bitince altı buçuk gibi ordaki havayı iyice almış oluruz yani" diyor. OPERASYON BİLGİSİ BALBAY'A 2007 Haziran ayının başında dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun'la görüşen Mustafa Balbay, bir Cumhuriyet yazıişleri yöneticisine de randevuda nelerin konuştuğunu anlatıyor. Görüşme, Orgeneral Saygun'un 21 Şubat 2008'de terör örgütü PKK'ya yapılacak sınır ötesi operasyonla (Güneş Harekatı) ilgili Balbay'a bilgi verdiğini ortaya koydu: SAYGUN 'ABD'Yİ YOLDA İKNA EDERİZ' DEMİŞ Balbay: Direk kendi ağzından yani hani sağda solda söylenir de bunlar böyle bakıyorlar 'Bir de Amerika'yı yolda biz ikna ederiz' diyor abi. Cumhuriyet Yöneticisi: Peki ne yapmak istiyorlar abi? Balbay: Abi yolda ikna ederiz diyor. Şimdi ana hedef komuoyunun Tabii daha bu böyle yazılmaz tamamen 'off the record' görüşme. C.Y: Hımmmm. Balbay: Amerika da bunun farkında. C.Y: bölgeye girip ne yapacaklar abi. Balbay: Abi onların bütün oluşumlarını bitirmek abi, yani Irak'taki devlet kuruluşunu engellemek abi. C.Y: Hımmm Editörün notu: 2007 Haziran ayından sonra ilk sınır ötesi operasyon 21 Şubat 2008'de yapıldı. 'Güneş Harekatı' adı verilen operasyon gün sürdü. Cumhuriyet'te 'hap gibi' haber Cumhuriyet Ankara Temsilcisi Balbay, Genelkurmay 2. Başkanı Ergin Saygun'la görüşmesini anlattığı Cumhuriyet yöneticisine 'Hap gibi vermeyi' önerdiği TSK raporundan da bahsediyor. Raporun PKK'nın geldiği noktayla ilgili olduğunu belirten Balbay, “Yani çok ilginç saptamalar var, hap gibi onu veririz” şeklinde konuşuyor. Cumhuriyet'in 26 Haziran 2007'de “TSK' nın Irak raporu tüm gerçeği gözler önüne serdi" başlığıyla verdiği haber şöyle: “Irak'ta Mevcut Durum ve Alınması Gereken Önlemler” başlıklı TSK raporunda, Irak'ın bütünü ve özellikle kuzeyinin Türkiye açısından tam bir çözümsüzlüğe gittiği uyarısında bulunuldu. Türkmenlerin yok sayıldığı yakın bir geleceğin planlandığının vurgulandığı raporda, “Bu surecin devamında değil diplomasinin, askeri çözümün de imkansız olacağı bir durum meydana gelebilir” denildi. 23.09.2009 580138 yaşındaki çocuk inşaat çukurunda öldü Edinilen bilgilere göre olay Fatih Mahallesi'nde meydana geldi. Emrullah Kibar isimli yaşındaki çocuk, babası Havzullah Kibar'ın yeni yapmaya başladığı ev inşaatı arkasına harç suyunu biriktirmek için kazdığı 1,5 metre derinliğindeki içi su dolu çukura düştü. Çocuğun ortadan kaybolduğunu görünce evin etrafında aramaya başlayan aile, küçük Emrah'ı inşaat için kazılan su çukurunda ölü buldu. Muradiye Devlet Hastanesi'ne getirilen Emrah'ın cesedi morga kaldırıldı. Yapılan otopsi sonucu cenaze ailesini teslim edilirken, olayla ilgili inceleme ve soruşturma sürdürülüyor. 579854 Feodalite gider, PKK gelir Bu da oldu... Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, yedeğindeki akredite gazeteci ordusuyla birlikte Güneydoğu Anadolu bölgesine gitti, sınır karakollarını dolaştı, askerlerle yarenlik etti, bölge halkıyla “yakın temas” kurdu, “yerinde müşahedeler” yaptı, dert dinledi, Türkçe bilmeyen kadınlarla şakalaştı, yaşlıların hatırını sordu, çocukların başını okşadı, vs... Bunların bir bölümünü tercüman aracılığıyla yaptı. İyi yaptı bence... Derinlemesine düşünürseniz, “rol çaldığını” bile söyleyebilirsiniz. “Bir asker gezisi değil, bir siyasetçi gezisi gibiydi” diyebilirsiniz. Ben de öyle düşünüyorum... Fakat, “terörle mücadele”ye koşullanmış bir kurumun en tepe yöneticisi olarak, bu “yerinde müşahede” çabasını takdirle karşılıyorum. Bu demek değil ki, Başbuğ’un, bir bölümü televizyonlardan “canlı” olarak yayımlanan “bölge konuşmalarını” beğendim. Bazılarını beğenmedim... Başbuğ, beğenmediğim eski konuşmalarında, bol bol referans verir, Habermas’tan, Weber’den filan sözederdi. Anladığım kadarıyla, entelektüel bir kişilik olarak da sayılmak isteyen (ve bence “entelektüel bir kişilik” olan) Başbuğ, Weber’in “otoriter devlet” kavramlaştırmasını kendisine pek yakın buluyor ve “bilimsel düşünmek” istiyor. Olabilir. Bir askerin, sosyal bilimin kavramlarıyla düşünmeye çalışması, epistemolojik bir gayret içinde olması, kim ne derse desin, alkışlanası bir tutumdur. Ben de alkışlıyorum ama, rezervimi de koyuyorum. iş, Başbuğ’un bildiği yahut “öğrenegeldiği” gibi değil... Hangi iş mi? Başbuğ daha önce PKK'yı maneviyatla çözeceğimizi söyledi, bu çok doğru. Bölge halkını şefkate ve eğitime ihtiyacı var, müslüman kürt kardeşlerimiz ne bölücülük yapar ne de terör. Kürt sorunu diye milletin vaktini alan, canını alanlar komünist-ateist bölücülerdir,devletimizin artık bu ideolojilere karşı harekete geçmesi gerekiyor,ŞEŞ TV'de şarkı türkü çalarak bitmez bu sorunlar.Halk bu ideolojilere karşı aydınlatılmalı.Yoksa sen dağda son teröristi öldürürsün adam aşağıda bu ideolojilrle yüzlercesini üretir 580327 Manchester City artık tamamen Şeyh Mansur'un Manchester City Kulübü'nden yapılan açıklamaya göre, daha önce Worldwide Investments Ltd'ye ait olan yüzde 10'luk hisse, Şeyh Mansur bin Zayid Al Nahyan'ın şirketi ADUG'a geçti. Böylece Şeyh Mansur, Premier Lig kulübünün tümünün sahibi oldu. Kulübün kontrolünü geçen yıl Tayland Başbakanı Thaksin Shinawatra'dan devralan Şeyh Mansur yönetimindeki kulüp, sezon başlamadan önce Robinho, Carlos Tevez, Gareth Barry ve Emmanuel Adebayor'u renklerine katmıştı. 579643 Ağzına sağlık Levent Bey! Atilla Gökçe KritikAğzına sağlık Levent Bey! 23 Eylül Çarşamba 2009 Levent Erdoğan, hukukçu... Yıllardır Beşiktaş yönetimlerinde yer alıyor. Halen Başkan Yıldırım Demirören’in derneklerden sorumlu asbaşkanı olarak görev yapıyor. Levent Erdoğan, dürüst bir spor adamı... Aklına geleni, içinden geldiği gibi söyleyerek kamuoyu ile paylaşıyor. Sert ve sivri dilli söylemlerinden sonra dönüşü yapıp işi yalancılığı ile noktalayanlardan biri de değil. Gazeteci için iyi bir haber kaynağı. Söyledikleri anında olabilir, gündem yaratabilir. Dahası, söyledikleriyle ortamı sarsar, kişileri önemli kararlara zorlar. Metalist yenilgisinin sonrasında ’a yönelik eleştirileri öylesine acımasızdı ki, hoca üç gün sonra “Adam gibi geldim, adam gibi gidiyorum” diyerek istifa etti. Sağlam, halen ’da kariyerini “adam gibi” sürdürüyor. Hepimizi şaşırttı! Bugün, bu sarsıcı olayın, kulüpte dönemini başlattığı ve çifte şampiyonluk getirdiğini hatırlarak Levent Erdoğan’ın başarılı bir katkı sağladığını söyleyenler vardır. Levent Erdoğan, yaz sezonunu yurdun dört bir köşesinde balolarla geçirdi. Bu anlamda ailesine, sevdiklerine ve kendisine yeterince zaman ayıramadığını, yorulduğunu da düşünüyoruz. Erdoğan’ın ’ndan ’ya, Beşiktaş derneklerinin düzenlediği şampiyonluk balolarında başarıyı hak ettiklerini söylediği, haberlerinden anlaşılıyor. Siyah beyazlı taraftarların desteği ile şampiyon olduklarını, yeni sezona da aynı hedeflere ulaşmak için hazırlandıklarını söylemiş sıkça. Bazı kişilerin, bu başarıyı gölgelemeye çalıştığını iddia etmiş... Beşiktaş’ın tüm engellemelere rağmen yeni şampiyonluklar kazanacağına inandığını ifade etmiş. Geçen hafta Erdoğan, yenilgisinden sonra ’ye bağlandığında kendisinden beklenen açıklamaların da üzerinde bir yorum yaptı ve “Beşiktaş taraftarının dualarıyla şampiyon oldu.”diyerek hepimizi şaşırttı. Söyledikleri, kutlama balolarından hiçbirinde dile getirilmemişti. Acaba bu “dua” faslı Beşiktaş’ın bir sırrı mıydı ki, bugüne kadar hiç dillendirmedi Emeğe saygısızlık Doğrusu çok şaşırdım... Dua açıklamasının ötesinde Başkan Demirören ve Teknik Direktör Denizli’yi de doğrudan hedef seçerek istifa etmelerini istemesi, çok garipti doğrusu... İyi günleri, güzellikleri ve keyifleri gönlünce yaşayıp yorumlayan Levent Erdoğan, kulüpteki yeni kongre rüzgârlarına mı kaptırmıştı kendini? Yoksa yeni bir vaziyet alarak “içeriden” yıpratma ve çözme taktikleri mi uyguluyordu? Anlayamadım. Benim bildiğim, Levent Erdoğan, canı sıkılınca, sportif tansiyonu yükselince en radikal söylemlerle insanları kırıyor, itip kakıyor ve dağıtıyordu. Adeta bir çözülme sürecinin düğmelerine basıyordu. Geçen yıl Sağlam’ın gidişiyle sonuçlanan, böylesine hayırlı (!) bir süreçti. Kimbilir, bundan belki de kendine önemli bir zafer payı çıkarıyordu. Ama arada atladığı şeyler de vardı... Öncelikle emeğe saygısızlık ediyordu. Koca takımın oyuncularına hem de en çok desteğe ihtiyaç duydukları günlerde  haksızlık ediyordu. Teknik direktöre haksızlık ediyordu. Bir hukukçunun, bir avukatın en çok uzak durması gereken hatayı yapıyordu. Gülünç katkı! Onların değerlerini, katkılarını ve emeklerini yok sayıyordu. Dua ile başarı arasında doğrudan ilişki kurarak, emeksiz şampiyonlukların, emeksiz servetlerin ve emeksiz saadetlerin formülünü mü veriyordu insanlara? Haddimi aşmak istemem ama, sadece dua ile yetinmeyi herhalde hiçbir öğütlemiyordu insanlara. Levent Erdoğan, sırf bu sözleriyle çocukların gençlerin kafasını karıştırıyor, çoğu insanı kızdırıyor ya da güldürüyordu. Beşiktaş’ın ağlanacak günlerine “gülünç” bir katkı! Çözümleyici değil, çözücü bir katkı... Toparlayan değil, dağıtan bir katkı. Ağzınıza sağlık Bay Erdoğan! ‘Kahramanlığın lüzumu yok!’ “- Beşiktaş’ta inanılmaz bir kaygı ve baskı var. Futbolcular, bu durumdan kurtulmak için olmadık şeyler yapıyorlar. Kahramanlığa soyunuyorlar. Oysa kahramanlığa hiç gerek yok.” BESYO Spor Yönetim Anabili Dalı Başkanı Prof. Dr. Turgay Biçer ile yaptığımız sohbetten ilk çıkan mesaj bu. Maç sırasında gereksiz kahramanlık arayışlarına örnek oluşturacak onlarca pozisyon geliyor aklıma. Turgay Hoca, futbol takımının yaşadığı sorunların bilimsel katkılarla çözülebileceğine inanıyor. İşte önemle altını çizdiği noktalar: Acilen güven ortamının oluşturulması, balıkların değil, suyun temizlenmesi gerekiyor. Teknik Direktör Mustafa Denizli, ülkenin en başarılı liderlerinden biri. Paylaşırsa, kendisine yardımcı olacak ekibi genişletirse, yeni bilgilerle beslenirse kayıpları telafi edebilir. Takımda bireysel egolar tümüyle bastırılmalı. Sporda hata olabilir. Ama suç yoktur. Camiadaki suçlamalar, gündemden kalkmalı. Yusuf ve liderlik kimliği ve yetenekleri olan oyuncular. Bu iki oyuncu, hocalarının da katkısıyla takımda beklenen sinerjiyi oluşturabilir. Beşiktaş, bu ligin en güçlü takımlarından biridir... Bu dönemi aşmaları için bir araya gelip dayanışma örnekleri sergilemeleri yeter. Basketbolda hayalkırıklığı Güzelim rüya, kâbuslarla bitti... Milli Takımı’nın Şampiyonası’ndaki 5’te galibiyet serisinden sonra ve yenilgileri hepimizde hayalkırıklığı yarattı. Elbette bu turnuvanın derin analizleri yapılacak, gerekli dersler çıkarılacaktır. Şu kadarını söylemeliyim ki, 2010 Dünya Şampiyonası’na sadece ev sahibi olduğumuz için, klasman dışından katılmak durumunda olmak benim içime hiç sinmiyor. 2010 Dünya Şampiyonası’nda ev sahibi takım olmanın onuru, büyük sorumluluklarını da beraberinde getirecek. Federasyon ve Tanjeviç, geriye dönerek kadro seçiminden çalışma programına nerede hata yaptıklarını arayıp bulmalı, bireysel istatistikleri doğru yorumlayarak yeni bir hazırlık planı oluşturmalı. Bu takım bizim sevgimizi, heyecanımızı ve ihtiraslarımızı taşıyor. 12 Dev Adam’ı güçlendirmeli ve yenilemeliyiz! 580590 Makedon ansiklopedisi ülkeyi karıştırdı Makedon tarihinin anlatıldığı ansiklopedide ülkedeki Arnavut azınlığı hakkında kasıtlı olarak yanlış ve yönlendirici bilgilere yer verildiğini ileri süren Arnavut tarihçileri, ansiklopedinin derhal toplatılmasını istedi. Arnavut tarihçi Şükrü Rahimi, ansiklopedide iktidardaki koalisyon hükümetinin ortağı olan Arnavut Demokratik Bütünleşme Birliği'nin (DUİ) kurucusu ve Genel Başkanı Ali Ahmeti'nin dahi bir terörist gibi tanıtıldığını savundu. Arnavutlar hakkında verilen bilgilerin gelişi güzel yazıldığını kaydeden Rahimi, Arnavut halkının tarihine hakaret edildiğini ileri sürdü. "Makedon Ansiklopedisi"nde Arnavut halkının "dağ insanları" şeklinde tanımlanması ve Makedonya topraklarına 16'inci yüzyıldan itibaren yerleşmeye başladıklarının iddia edilmesi de tepkilere neden oldu. Ansiklopedinin bir bölümünde de 2001 yılında Makedonya'da başlayan etnik çatışmalar sırasında Arnavut direnişçilerin ABD ve İngiltere askeri uzmanları tarafından özel olarak eğitildikleri ileri sürülüyor. Bu iddialara da ABD ve İngiltere'den sert tepki geldi. İki ülkenin Üsküp'teki büyükelçiliklerinden yapılan açıklamalarda,iddiaların tamamen uydurma olduğu belirtildi ve bu bölümün ansiklopediden çıkarılması istendi. Bu arada, ansiklopediyi hazırlayanlar arasında yer alan akademisyen Gorgi Malkovski ise Arnavutlar hakkında verilen bilgilerin Osmanlı arşivlerine dayanılarak yazıldığını ileri sürdü. "Makedon Ansiklopedisi"nin gelen tepkiler üzerine piyasadan toplatılarak gözden geçirilmesi bekleniyor. Ansiklopedinin gözden geçirilmemesi durumunda Makedonya Sanat ve Bilimler Akademisi yönetim kurulunun Arnavut asıllı üyeleri Luan Starova, Aydin Aabazi ve Arnavut tarihçi Ali Aliu görevlerinden istifa edeceklerini açıkladı. 579358 Ortadoğu Üçlü Görüşme Masasında Ortadoğu Üçlü Görüşme Masasında ABD Başkanı Obama İsrail lideri Netanyahu ile Filistin Lideri Abbas'dan barış için daha fazla çaba sarfetmelerini istedi. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Obama,İsrail ve Filistin'i barış için daha fazla çaba göstermeye çağırdı. Obama,İsrail Başbakanı Netanyahu ve Filistin Devlet Başkanı Abbas ile New York'ta bir araya geldi. Başkan seçildikten sonra iki ülke liderleriyle ilk kez üçlü olarak görüşen Obama, İsrail ile Filistin'den müzakerelere hızla yeniden başlanmasını istedi. "Basitçe söylüyorum,artık ilerleme kaydetmenin zamanı geldi" diye konuşan Obama'nın, liderlerin önüne, atılacak adımlar için zaman çizelgesi de koyduğu bildiriliyor. Bu durum "Obama taraflara doğrudan baskı yapıyor" şeklinde yorumlandı. 579436 Aynı aileden kişi öldürüldü HAKAN ALBAYRAK AKİF EMRE Aynı aileden kişi öldürüldü ABD'de aynı aileden kişi öldürüldü CHICAGO (A.A) ABD'nin Illinois eyaletinde aynı aileden kişinin öldürüldü. Yerel basındaki haberlerde, Illinois'te bir köyde meydana gelen katliamdan sadece yaşındaki bir kızın kurtulduğu, ailenin geri kalanının öldürüldüğü belirtildi. Yetkililer, olayı aydınlatma ve sorumluları yakalama sözü verirken, iki yetişkinle 11, 14 ve 16 yaşındaki çocuğun öldüğü olay öncesinde silah sesleri ihbarı aldıklarını ancak olay yerine ulaştıklarında ailenin katledilmiş olduğunu gördüklerini aktardı. Son dönemde ABD'de toplu cinayetlerin arttığına işaret ediliyor. Florida'da da geçen hafta bir anne ile çocuğu katledilmişti. 580582 Petrol yükselişe geçti Hisse senedi verileri dakika, Tahvil-Bono-Repo özet verileri 15 dakika gecikmelidir. Site Verileri FOREKS üzerinden sağlanmaktadır İMKB isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. İMKB ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen İMKB'ye ait olup, tekrar yayınlanamaz. Bu sayfalarda yer alan bilgilerdeki hatalardan, eksikliklerden ya da bu bilgilere dayanılarak yaplan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı HABERTURK.COM sorumlu tutulamaz. 580569 Çin insanlı uzay istasyonu geliştirecek önümüzdeki 10 yıl içerisinde insanlı istasyonu geliştireceğini duyurdu. China Daily gazetesinin haberine göre, Mühendislik Akademisi baş tasarımcısı Vang Yongcı, 'in insanlı istasyonunu geliştirmeye başladığını ve programlı bir proje dahilinde ilerlediğini açıkladı. Vang, Pekin'de basın mensuplarına yaptığı açıklamada, üç aşamalı olarak planladıkları projenin ikinci safhası olan "Şıncou 6" ve "Şıncou 7" mekiklerinin fırlatılmasından sonra yapılacak yürüyüşü"nün tamamlanmasıyla, üçüncü aşama olan insanlı istasyonu programının hızlanacağını söyledi. Üçüncü aşamanın uzayda kenetlenme ve buluşma yeri temin etme olacağını belirten Vang, projenin en son safhasının insanlı istasyonu kurmak olduğunu belirterek, "10 yıl sonra projenin tamamlanmasının ardından artık sadece uzayda gezmeyecek, aynı zamanda atmosferin ötesinde çalışmalar yapacak" diye konuştu. 1992'de başlattığı insanlı macerasında birçok mekik göndermiş ve 2003'te uzaya insan yollamıştı. ve 'dan sonra insanlı çalışmaları yürüten üçüncü ülke olarak dikkat çekiyor. Taykonot olmak için geçen "süper insan" arayan taykonot adaylarına aralarında nesil sağlıklı olmak, nefesi kokmamak ya da burnu akmamak gibi ilginç maddelerin olduğu 100 şart öne sürmüştü. 579306 Atalay'dan sürücülere hız uyarısı Atalay'dan sürücülere hız uyarısı Emniyet Genel Müdürü Köksal ile Elmadağ Emniyet Müdürlüğü ve jandarma karakolunu ziyaret eden Bakan Atalay, "Maalesef şuan trafik kazalarının en önemlisebebi; aşırı hız" dedi. ELMADAĞ (A.A) İçişleri Bakanı Beşir Atalay, trafik kazalarının en önemli sebebinin aşırı hız olduğunu belirterek, sürücüleri özellikle bayram dönüşü hız yapmamaları konusunda uyardı. Atalay, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal ile Ankara'nın Elmadağ ilçesinde incelemelerde bulundu. Köksal ile ilk olarak Elmadağ Emniyet Müdürlüğünü ziyaret eden Atalay, burada görev yapan polis memurlarıyla bayramlaştı. Görevli nöbetçi amirden Elmadağ'daki asayiş ve trafik durumu konusunda bilgi alan Atalay, günlük olayların yazıldığı defteri de inceleyip imzaladı. Atalay, gazetecilere yaptığı açıklamada, görev başındaki tüm güvenlik güçlerinin bayramını kutladığını belirtti. Ankara'da Cebeci, Mamak ve Kayaş'ta polis merkezlerini ziyaret ettiklerini anlatan Atalay, 'Görevi başında, bayram günü mesai yapan arkadaşlarımıza moral vermek ve bayramını kutlamak istedik' dedi. Güvenlik birimlerinin kesintisiz hizmet sürdürdüğü için vatandaşların da huzur içerisinde bayramı kutladıklarına işaret eden Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Elmadağ, anayol üzerinde ve ilçede karayollarının bir önemli çalışması var; Ankara-Kırıkkale arası yol çalışmaları ile özellikle Elmadağ'daki sorunlu yerler, virajlar kalkmış olacak. Daha iyi bir yol yapılıyor. Bu yol yapımı bayrama rast geldi. Gidiş gelişte biraz trafik yoğunluğu da var. Trafik kazaları ile ilgili bir yıl önce ciddi bir çalışma başlattık. Müstakil proje, trafik kazalarını önleme, trafikte daha verimli bir seyir sağlamak için, ama belli oranda kaza ve ölümlü kaza oranlarını düşürsek de istediğimiz sonuca da ulaşamadık. Yani yüzde 15 civarında bir düşme oldu. Şimdi bu bayramda özellikle arife günü, cumartesi günü, beklenenin üstünde oldu. Biz daha önceki bayramlarla mukayese ederiz kazaları, yani bayramların uzunluğuna göre bakarız. Bazı bayramlar uzun oluyor. Cumartesi günü, arife günü, çok kişi gidiş yolundaydı ve 37 kişi öldü, trafik kazasında. Maalesef şuan trafik kazalarının en önemli sebebi; aşırı hız. Biz, trafik ekiplerine her talimatı verdik, genelge gönderdik, bayram sürecinde denetimleri artırdık. Şimdi ben Ankara'da gelirken baktım, iki yerde denetim var. Vatandaşlardan dileğimiz, ne olur trafikte biraz daha normal seyredin. Trafik kurallarına uyulsun ve evlerine insanlar, sağlıkla huzurla ulaşsın, evde bekleyenleri üzmesinler. Kazalar, acılar getiriyor. Yani biraz geç varılır eve ama sağlıklı varılır, huzurlu varılır. Biz bu kadar elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Sürücülerden bu konuda anlayış bekliyoruz.' Bakan Atalay, bir gazetecinin, terörden daha çok trafik kazalarında can kaybı yaşandığını söylemesi üzerine, 'Öyle tabi, çok kaza oluyor, çok can kaybı oluyor, çok mal kaybı oluyor. Yani trafikteki kaygımız büyük. Bakanlık olarak zaten geçen yıl başında başlattığımız trafik ile ilgili projede halen çalışmalarımız sürüyor, mesafe alacağız inşallah ama dileğimiz tabi bu kaza oranlarının gittikçe, iyice düşmesi' dedi. Buradan Jandarma karakoluna geçen Atalay ve Köksal'a, Elmadağ Belediye Başkanı Gazi Şahin de eşlik etti. Askerlerin bayramını kutladıktan sonra, karakol komutanının makamında bir süre sohbet eden İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal daha sonra ilçeden ayrıldı. 22.09.2009 579674 İlk yerli uydu fırlatılıyor Uyduyu yörüngesine yerleştirmek için Hindistan Uzay Araştırmaları Kurumu (ISRO)'nun fırlatma rampası kullanılacak. İlk yerli yapım uydu C-14 isimli roket ile yeryüzünden 720 kilometre yüksekteki yörüngesine oturtulacak. Tümüyle Türk mühendisler tarafından tasarlanıp imal edilen cihaz, ülkenin uzay çalışmaları için milat olma özelliği taşıyor. Uzaydaki ilk yerli uydu, küp şeklinde ve dünyanın kıtasal ölçüde fotoğraflarını çekme kabiliyetine sahip. Planlamasına yıl önce başlanan Türkiye'nin ilk yerli uydusu İTÜpSAT1, 2009 yılı başında fırlatılmaya hazır hale getirildi. İTÜ'nün laboratuvarlarında tamamlanan uydu, Hindistan'ın Sriharikota kentindeki fırlatma üssüne ulaştırıldı. Fırlatma roketine yerleştirilen ve ısıl kalkanı kapatılan uydu, tüm testleri başarıyla geçti. Küp şeklindeki uydu, bugün saat 09.16'da fırlatıldıktan bin 122 saniye 58 salise sonra saat 09.35'te roketten çıkıp yörüngesine yerleşecek. İTÜpSAT1 yörüngesinde saniyede 7,5 kilometre hızla yol alacak ve dünyayı yaklaşık 90 dakikada bir dönecek. Böylece Türkiye ilk defa kendi imkanlarını kullanarak uydu haberleşme projesini başarmış olacak. Projenin yürütücülüğünü üstlenen İTÜ Uzay Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alim Rüstem Aslan, uydu ile ilgili olarak, "İTÜpSAT1'in toplam kütlesi kilogram ve küp uydunun boyutları 10x10x10 santimetre. Uydu bir VGA kameraya ek olarak sıcaklık, ivmelenme ve manyetik alan ölçümü yapan duyargalara sahip. Yer yüzeyinden 720 kilometre mesafeye yerleştirilecek olan İTÜpSAT1 dünyamızın kıtasal ölçekte resimlerini çekerek, İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi'nde proje ekibi tarafından kurulan yer istasyonuna iletecek. Uydu bilgisayarı tarafından kaydedilen sıcaklık, ivmelenme ve diğer bilgiler de yer istasyonuna düzenli olarak aktarılacak." dedi. Projeye, İTÜ Makine Mühendisliği bölümü uydu titreşim testleri, Elektronik Bölümü de uydu anteni ile ilgili olarak önemli destek verdi. TÜBİTAK 1001 programı tarafından da desteklenen proje bütçesinin önemli bölümü İTÜ tarafından sağlandı. Bu destekler ile adet uydunun tasarım ve üretimine ek olarak 'Uzay Sistemleri Tasarım ve Test Laboratuvarı' ile 'Küp Uydu Haberleşme Laboratuvarı' oluşturuldu. Uydunun fırlatma ve uzayda çalışabilmesi için gerekli tüm testler İTÜ'deki mevcut laboratuvarlarda yapıldı. Bugün fırlatılacak Hint roketi, Türk uydusuna ek olarak, Hindistan tarafından üretilen Oceansat-2 ile adet Alman ve adet de İsviçre uydusunu yörüngeye yerleştirecek. Türkiye'nin şu anda uzayda faal durumda adet uydusu bulunuyor. 579694 'IMF olmazsa olmaz değildir' sözüne tamamen katılıyorum Özince, Türkiye'nin, her şartta dış finansman sağlayabilen güçlü bir ülke olduğunu belirterek şunları söyledi: "Biz de, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın, 'IMF anlaşmasının olumlu yönleri vardır, ancak bu hiçbir zaman Türkiye için olmazsa olmaz değildir.' sözüne tamamen katılıyoruz. Ben de bir vatandaş olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni (IMF konusunda) böyle bir söylem içinde görmek isterim." Son haftalarda tüketici kredilerindeki artışın konut, otomotiv ve ihtiyaç harcamalarına giderek, reel ekonomiye intikal etmeye başladığını söyleyen Özince, reel ekonominin yeniden güçlü bir şekilde canlanması için ise Türkiye'nin eski büyüme oranlarını yeniden yakalaması gerektiğini kaydetti. Özince, "Türkiye'deki reel sektör kötü durumda değil. Sorunlu kredilerde, orta boyun üstündeki firmalarda büyük problemler yaşanmadı, ABD'deki sorunların hiçbiri yaşanmadı." diye konuştu. Ersin Özince, Türkiye'nin ortaya koyduğu Orta Vadeli Program'ın özel sektör açısından gerçekçi ve net hedefler içerdiğini kaydetti. Türk bankalarının aldığı sendikasyon kredilerinde sıkıntı çekmediklerini, hatta sendikasyonların ucuzlamaya başladığını belirterek, "Bu, maliyetleri de azaltacaktır." dedi. Bundan önce, özel sektörün borçlarının, Türk bankacılık sektöründen fazla olduğunu hatırlatan Özince, bunun büyük problemler oluştaracağının iddia edildiğini, gelinen noktada ise önemli bir sorunun yaşanmadığını vurguladı. İstanbul'un, Doğu Avrupa'dan başlayıp, Doğu Akdeniz ve Körfez dahil bölgede en büyük ekonomik kapasiteye sahip şehir olduğunun altını çizen Özince, "Bölgede, Türkiye'den ve İstanbul'dan daha büyük bir finansal sermaye ile para ve sermaye piyasası yok." şeklinde konuştu. Bankacılık reformları sonrasında, Türkiye'deki banka sermayelerinin çok güçlendiğini belirten Ersin Özince, Türkiye, dolayısıyla İstanbul'da, tescil edilmiş bankacılık sermayesinin, bölgedeki en büyük sermaye olduğunu ve sadece bunun bile İstanbul'un bir finans merkezi olması için yeterli olduğunu söyledi. Vergi reformu konusunda da önemli eksikliklerin bulunduğu ve bunların tamamlanması gerektiğinin altını çizen Özince, "Türkiye'nin, vergisini ödeyenler açısından bir vergi cenneti olması lazım." dedi. ANKARA AA 579608 Yüzük parmağı uzun erkekler hızlı ve tehlikeli Yüzük parmağı uzun erkekler hızlı ve tehlikeli Araştırmacılar yüzük parmağı uzun olan erkeklerin hızlı ve tehlikeli araç kullandıklarını ortaya koydu. Parmak uzunluğunun ana rahminde erkeklik hormonun etkisinde kalmayla doğrudan bağlantılı olduğu belirtildi. 580101 Karabulut cinayetinde 6. gözlatı Cesedi Etiler'de bir çöp konteynırında bulunan Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili, katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun babası Nida Garipoğlu'nun şoförü ve eşinin de aralarında bulunduğu kişi ifadesine başvrulumak üzere Asayiş Şube Müdürlüğü'ne getirildi. Edinilen bilgiye göre; Münevver Karabulut cinayeti katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun teslim olmasının ardından savcılıkta verdiği ifade üzerine harekete geçen savcılık, aralarında Cem Garipoğlu'nun babası Nida Garipoğlu'nun özel şoförü ve eşinin de bulunduğu kişinin daha ifadesinin alınması talimatını verdi. Savcılık talimatıyla harekete geçen polis, kişiyi ifadesine başvurmak üzere Asayiş Şube Müdürlüğü'ne getirdi. Sabah saatlerinde Asayiş Şube Müdürlüğü'ne getirilen şahısların Cinayet Büro Amirliği'nde ifadelerinin alınması devam ediyor. Öte yandan Münevver Karabulut cinayetiyle ilgiliGaripoğlu ailesine yakınlığıyla bilindiği iddia edilenMehmet Karakayalıisimli şahısbayram tatili için geldiğiAdana'da gözaltına alındı. 580667 Çantasında Türkan Şoray gözleri var Karakter boyutu Çantasında Türkan Şoray gözleri var 23.09.2009 16:27 NURGÜL Yeşilçay-Cem Özer çifti bayramı İstanbul’da geçirdi. Önceki gün Bebek’te yürüyüşe çıkan çift, daha sonra Lucca’da dostlarıyla buluştu. Her fırsatta Yeşilçam’ın Sultan’ı Türkan Şoray’a hayranlığını dile getiren Yeşilçay’ın, üzerinde Şoray’ın gözlerinin fotoğrafı bulunan çantası dikkat çekti. GAZETE HABERTÜRK-HT MAGAZİN-BARIŞ ENGİN 579596 Leyla, baba evinde barınabilecek mi BEKİR HAZAR Leyla, baba evinde barınabilecek mi Halil Ergün, Bennu Yıldırımlar ve Gökçe Bahadır'ın rol aldığı Yaprak Dökümü'nde, Leyla bir kez daha baba evinin kapısındadır. Ali Rıza Bey'den son bir şans daha ister. Leyla'yı affetmek, Ali Rıza Bey için geçmişin yaraları kalbinde hâlâ sönmemiş bir korken çok zordur. Leyla'ya evin kapısı açılmıştır ancak yakıp yıkarak çıktığı Ali Rıza Bey'in gönül kapısı ona kapalıdır. Yalı cinayetindeki gerçek suçluların bulunmasıyla suçlamalardan aklanan Oğuz, aynı gün Leyla'nın onu terk ettiğini de öğrenir. Birleştirdiği parçalar, ona, bu ayrılığın gerçek nedenini göstermektedir. Öte yandan Oğuz, Ceyda'ya bir çalım daha atarak Yaman'ın karşısına çıkar. Bu sürpriz buluşmaya Ferhunde de tanık olacaktır. Leyla'nın eve dönüşü, tüm ailenin üzerinde farklı bir etki yaratmıştır. Geçmişin öfkesi, kırgınlıkları ve açılmış yaralar bu olayla bir kez daha su yüzüne çıkarken, herkes kendi payına düşen muhasebeyi yeniden yapmaya başlar. Leyla, kendini evinde bir sığıntı gibi hissederken, geri dönüşünün herkesi rahatsız eden bir hata olduğunu anlar. KANAL TELEVİZYON 579623 DTP’den iki farklı tavır ’den iki farklı tavırDİYARBAKIR, MUŞ DHA güncellenme zamanı 23.9.2009İl Başkanlığı, Bakan Eker’in bayramlaşmak istemesini kabul etmedi. DTP’li Malazgirt Belediye Başkanı ise şehidin ailesini ziyaret etti ve askerleri öptü Bayramı memleketi ’da geçiren ve Köyişleri Bakanı ’in bayramlaşma randevusunu Diyarbakır İl Başkanlığı kabul etmedi. DTP İl Başkan Yardımcısı Cafer Kan, “Bu kadar cenaze gelip giderken, bu ziyaret doğru olmazdı” dedi. Muş’un Malazgirt ilçesi Belediye Başkanı DTP’li Mehmet Nuri Balcı ise şehit Yusuf Ulaş’ın (21) ailesine taziye ziyaretinde bulunarak dua etti. Balcı, ziyaret ettiği komando erleri de öperek bayramlarını kutladı. Eker, dün kentteki siyasi parti il başkanlıklarını ziyaret etmeyi planladı. Ancak, ilk ziyareti yapmayı düşündüğü DTP, Eker’e randevu vermeyince görüşme iptal edildi. DTP İl Başkan Yardımcısı Kan, Eker’in partilerini ziyaret etmesini neden doğru bulmadıklarını şöyle anlattı:  DTP’li Başkan “Bu kadar cenazeler gelip giderken, bu ziyaret doğru olmazdı. Bu yüzden ziyareti iptal ettik. Ayrıca Bakan Eker buraya geldiği zaman tepkiyle karşılaşabilirdi. Bu olumsuzluğun yaşanmasını istemedik. Randevunun iptal edildiğini kendisine bildirdik.” Partililerle bayramlaşan DTP Grup Başkan Vekili ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı ise Eker’in ziyaretine ilişkin açıklama yapmadı. Malazgirt’te ilk bayramlaşma öğretmenevinde düzenlendi. Bayramlaşma, İlçe Jandarma Komutanlığı ve belediyede devam etti. Kutlamaların tümüne protokol ile birlikte katılan Balcı, komandoların bayramlarını kutladı ve yanaklarından öptü. Balcı, protokol ile birlikte Eylül’de ’in Eruh ilçesinde çıkan çatışmada şehit düşen Jandarma Komando Er Ulaş’ın ailesine de taziye ziyaretine gitti. Aynalıhoca köyündeki taziye çadırında Balcı, protokol ile birlikte dua edip fatiha okudu. Balcı, “Bayramlarda ayrım yapmadan herkesle bayramlaşmak, kucaklaşmak gerekiyor. Asker-sivil her kesimin başkanıyım. İnsancıl yaklaşımımız inşallah ülkeye barış, sevgi ve kardeşlik getirir. İnşallah güzel günler yakındır” diye konuştu. DTP, Bakan Mehdi Eker’in bayramlaşma isteğini reddetti. Malazgirt Belediye Başkanı DTP’li Balcı ise şehidin ailesinin evini ziyaret etti ve askerlerle bayramlaştı. Fotoğraf: DHA 580895 Eski Alman bakan uçak kazasında öldü Sosyal Demokrat Parti (SPD) Berlin eyalet teşkilatı tarafından yapılan açıklamada, Riebschlaeger'in tek motorlu bir özel uçakla düşerek hayatını kaybettiği bildirildi. Riebschlaeger'in kullandığı tahmin edilen uçağın, Berlin yakınlarındaki Teltow-Flaeming yöresinde bulunan Schönhagen havaalanından kalkışından kısa bir süre sonra bir ormanlık araziye düştüğü ve alev aldığı kaydedildi. SPD üyesi olan Riebschlaeger, 1972-1975 yılları arasında Berlin eyaletinde imar bakanı, 1975-1981 yılları arasında da eyaletin maliye bakanı olarak görev yapmıştı. 579805 ABD'de bir kişi daha idam edildi 'nin Teksas eyaletinde 14 yıl önce kişiyi öldürmekten suçlu bulunan kişi idam edildi. 37 yaşındaki Christopher Coleman'ın idam cezasının zehirli iğneyle infaz edildiği belirtildi. Coleman, bu yıl Teksas'ta zehirli iğneyle idam edilen 18'inci mahkum oldu. 580407 14:59 Ukrayna parlementosu yine karıştı parlementosu yine karıştıSonat KEREM KİEV, (DHA) 'da yaklaşan devlet başkanlığı seçimleri öncesi siyasi kaos derinleşiyor. Parlamentoda sosyal ödemelerle ilgili yasa tasarısının görüşülmesi sırasında ortalık yine birbirine girdi, muhalif milletvekilleri mikrofon sistemini devreden çıkardı. Ukrayna parlamentosunda ana muhalefetteki Bölgeler Partisi'nin inisiyatifiyle görüşülen ve ile sosyal ödemelerin yükseltilmesini öngören yasa tasarısının görüşülmesi sırasında gergin anlar yaşandı. Yapılan oylamada oturumun ileri tarihe ertelenmesi ve oylamanın el kaldırma yöntemiyle yapılması kararı çıkmasını hazmedemeyen muhalif milletvekilleri, Başkanı Vladimir Litvin'in kürsüsünü abluka altına alarak, mikrofon sistemini devre dışı bıraktı. Komünist Parti'nin de desteklediği bugün 650 grivna (yaklaşık 76 dolar) olan asgari ücretin 1500 grivnaya (yaklaşık 177 dolar) çıkarılmasını öngörüyor. Tasarıya karşı çıkan Başbakan Bölgeler Partisi'ni popülistlikle suçluyor. 579857 Devlet, kendi memuruna haksızlık mı yapıyor? Bugünlerde medyanın ekonomi gündemi yoğun bir şekilde memur maaş zamlarına odaklanmış durumda. Kariyerinin bir bölümünde kamuda görev yapmış bir kimse olarak devlete hizmet edenlerin refahını, rahatlığını içtenlikle arzularım. Ancak, bir ekonomi yazarı sıfatıyla konuyu objektif ve tarafsız olarak ele almam gerektiğini takdir edersiniz... Kamu çalışanının maaş ve diğer mali ve sosyal haklarını sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmek için özel sektörde çalışan vatandaşlarımızın çalışma şartlarını da nazara almak ve her iki kesimi karşılaştırmak suretiyle bir sonuca ulaşmak yerinde olur. Çalışan bir insanın birinci ihtiyacı; işinde süreklilik başka bir deyimle çalışma güvenliğidir. Bu açıdan baktığımızda özel şirketlerde görev yapan işgücü bilhassa kriz dönemlerinde olmak üzere her an işini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Nitekim daha kriz olacak söylemiyle birlikte özel sektörümüzde işten çıkarmalar başlamış ve son bir yılda hızlanarak devam etmiştir. Özel kesimde genel müdür-genel müdür yardımcısı gibi tepe yöneticiliği dahi sahibine iş güvenliği sağlamamaktadır. 580643 Münevver cinayetinde iki kadın gözaltında Münevver cinayetinde iki kadın gözaltında İZMİR (A.A) Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, zanlı C.G'nin saklanmasına yardımcı olduğu ileri sürülen 'Ahmet' adlı kişinin İzmir'de bulunduğu ihbarı üzerine, Basmane semtinde bir otelde arama yapıldı. Alınan bilgiye göre, C.G'nin arandığı dönemde, saklanmasına asker kökenli 'Ahmet' adlı bir kişinin yardımcı olduğu iddialarının ortaya atılmasının ardından, İzmir polisine, bu kişinin Basmane semtindeki bir otelde kaldığı ihbarı geldi. İhbar üzerine Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'ne bağlı ekipler, Basmane semtindeki otele giderek kayıtları inceledi.  Kayıtlarda otelde 'Ahmet' adında birinin kalmadığı belirlenirken, 'sahte kimlik' kullanılmış olabileceği ihtimaline karşı tüm müşteri kayıtları incelendi. Polis şüphelendikleriyle tek tek görüştü. Ekipler, otelde kalan kadını, ifadelerine başvurmak üzere Asayiş Şube Müdürlüğü'ne götürdü. 23.09.2009 579878 Kuzeydoğu kesimler yağış alacak HAVA SICAKLIĞI: Kuzeydoğu kesimlerde yağışla birlikte ila derece azalacak, batı bölgelerimizde ila derece artacak. RÜZGAR: Genellikle kuzeyli, zamanla Akdeniz kıyıları ile güneydoğu kesimlerde batı ve güneybatı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek. KUVVETLİ YAĞIŞ UYARISI: Ülkemizin kuzeydoğu kesimlerinde aralıklarla görülecek sağanak yağışların; Doğu Karadeniz (Giresun, Trabzon, Rize, Hopa, Artvin, Gümüşhane, Bayburt) ile sabah saatlerinde Samsun ve Ordu çevrelerinde kuvvetli olması beklendiğinden yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı (sel, su baskını, taşkın, heyelan v.s.) ilgililerin ve vatandaşlarımızın dikkatli ve tedbirli olmaları gerekmektedir. 580054 Lüks araba pazarının yeni gözdesi kadınlar Ankara'daki lüks araba pazarı mekânlarından Alkan Otomotiv Genel Müdürü Metin Şenyürek, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, son dönemde kadın müşteri sayısında patlama yaşadıklarını söyledi. Şenyürek, ''Eskiden lüks arabaları genellikle erkek müşterilerimize satardık. Oysa şimdi bu konuda bir denge sağlandı. Şimdi büyük bir bayan müşteri kitlesi yakaladık'' dedi. Geçmiş dönemlerde kadınların otomobil alırken ''lüks'' kavramını ön planda tutmadığını vurgulayan Şenyürek, ancak bugünlerde kadınların otomobil alırken fiyat uygunluğu ve kullanımda kolaylık yerine lüks olmasını tercih ettiklerini söyledi. Şenyürek, kadınların lüks araba tercihinde özellikle televizyon dizileri ve filmlerdeki kahramanların etkili olduğunu gözlemlediklerini kaydetti. ''Dizi ve filmlerdeki bayan karakterlerin kullandığı araçlar daha çok satıyor. Popüler olan bu araçları genellikle 20- 50 yaş gurubundaki bayanlar satın alıyor. Her yıl lüks aracını yenileyen bayanların sayısında da gözle görülür bir artış var'' dedi. 4x4 jiplerin bayanlar arasında favori araç olduğunu belirten Şenyürek, ''Bu gelişimi fark eden firmalar renk ve iç dizaynı yeniden şekillendirdiriyor. 4x4 jipler artık sadece erkek zevki ve ihtiyacına göre üretilmiyor. Bayanlar için de birçok seçenek bulunuyor. Bayanlar bu jiplerde kendilerini daha rahat ve daha çok güvende olduklarını söylüyorlar'' dedi. 579956 Gazetelerde Bugün CUMHURİYET ‘One minute tarihe karıştı’ 50 kuruluş temsilcisiyle Davos’ta İsrail’e yönelik çıkışıyla Ortadoğu’da “kahraman” ilan edilen, Türkiye’de “Davos fatihi” olarak karşılanan Başbakan Erdoğan ABD’deki ilk görüşmesini yaklaşık 50 Yahudi kuruluşunun temsilcisiyle yaptı. Toplantıda Ortadoğu ve İran konularının görüşüldüğü belirtildi. HÜRRİYET Suudi kadına serbest bölge Suudi Arabistan bugün milyar dolara mal olan dünyanın en görkemli üniversite kampusunu açıyor. Bu kampusta kadınlar otomobil kullanıp, abaya giymeden dolaşabilecekler. MİLLİYET Her fırsatta PKK'yı vururuz Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ, Güneydoğu gezisi dönüşü PKK ile mücadele ve Kürt sorununa ilişkin bir dizi çarpıcı açıklamada bulundu. İşte Başbuğ'un sözlerinden satır başları... RADİKAL İki farklı hayat, benzer dramlar Biri çocukken 'evlendirildiği' adamın tecavüzlerine karşı savcıya sığındı; diğeri dayaktan kaçıp dört çocuğuyla tarlada çadır kurdu. AKŞAM One minute doldu Erdoğan'ın sekiz ay önce Davos'u terk etmesiyle kopma noktasına gelen Türkiye-İsrail ilişkilerinde yumuşama sinyalleri. Başbakan, New York'a iner inmez Musevi lobisiyle görüştü, kriz tarihe karıştı. POSTA Alkollü facia İzmir Çeşme'de ikisi de alkollü olan sürücülerin kullandığı araçlar birbiriyle çarpıştı. Kazada arka koltukta oturan ve kemer bağlamayan iki arkadaş Ebru Eralsay ile Suna Ağır öldü. Genç kızların içinde bulunduğu otomobilin sürücüsü Efe Demirel'in arkadaşlarına "İçkili değilim, ben kullanayım" diyerek direksiyona geçtiği ortaya çıktı. VATAN Bayram trafiği 104 can aldı Ramazan Bayramı tatilinde son yılların en ağır bilançosu ortaya çıktı: günlük tatilde, her 57 dakikada bir kişi kaybettik. HABER TÜRK Oğlumun da katillini bulun Katilleri 289 gündür yakalanamayan barcı Engin Temel'in annesi, Cem G.'yi yakalayan Müdür Çapkın'a böyle seslendi. BİRGÜN Deniz Feneri'ne dokunma yanarsın Deniz Feneri Derneği, Güneydoğu'daki TEKEL'in bazı binalarını kullandı. Bu usulsüzlük hakkında rapor yazan müfettişler merkeze çekildi; Teftiş Heyeti ortadan kaldırıldı. SABAH Gizli tanıklar böyle değişecek Emniyet, Ergenekon davasındaki gizli tanıklara yeni yüz için ünlü makyajcı Arzu Yurter'den yardım istedi. TERCÜMAN One minute the end Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e haddini bildiren Erdoğan, New York'ta Musevi Cemaati'yle kucaklaştı. Yahudiler, Başbakan Erdoğan'ı yere göğe sığdıramadı. YENİ ŞAFAK İşte Cem'in saklandığı bağ evi Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu 190 gün boyunca Çorlu'daki gölet manzaralı bağ evinde kaldı. ZAMAN Trafiğe çıkamayan sürücü adayına ehliyet yok 'Ehliyeti alayım, araba kullanmayı sonra öğrenirim' devri artık sona eriyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın başlattığı çalışmaya göre, dakikayla geçiştirilen direksiyon sınavları kaldırılıyor. Sürücü adayları hem gündüz hem de gece sürüş testinden geçirilecek. Emniyet kemerini takmama, sinyal vermeyi unutma gibi hatalar affedilmeyecek. Başarısız olanlar yeniden direksiyon eğitimine gönderilecek. 23 Eylül 2009 579764 Salih Tuna: Hapçı muhalefetin perişan halleri Salih TunaHapçı muhalefetin perişan halleri Baykal muhalefet yaptığı için mi bu haldedir, bu halde olduğu için mi sürgit muhalefettedir anlamadım gitti. Galiba hiçbir zaman da anlayamayacağım! Hoş benim anlamam bir şey değil, korkarım, bizzat “siyaset bilimi” de bir şey anlamadı ondan. İnsan hiç muhalefetteyken prestij kaybeder mi? Ama kaybediyor. Artık nasıl başarıyorsa! Gelgelelim “vefa duygusu” gayet sağlam; “Silivri cezaevinde acılar çekmekte olan memleketin dürüst ve namuslu aydınlarını selamlıyorum” ifadesinden belli. Ah keşke biraz da “siyaset duygusu” olsaydı!.. En azından Bekir Coşkun, Yılmaz Özdil veya Oktay Ekşi aklıyla siyaset yapılamayacağını fehmederdi. “Demokratik açılım”a kafayı takmaz, mezkur “açılım”dan sebep Başbakana “bölücü” demezdi. Sayın Baykal edep sınırlarını zorlayacak kadar çirkin bu yaftaya neden tenezzül ediyor? “Açılım”ı adamakıllı teşhis ve teşrih etmiş de, “hain-i devlet ve melun-i ebed” bir zihnin ürünü olduğuna kesin kanaat mı getirmiş? Öyle olsaydı “CHP'nin rotası belli olmayan bir yolculuğa çıkmayacağını” söylemezdi. Dahası “Açılım”ın içeriğine ilişkin başbakanın tatmin edici bilgi vermediğini, hiçbir somut çözüm önerisi ortaya koymadığını ifade etmezdi. Şu hale bakın: Hem rotasını bilmediği, içeriği hakkında bilgi sahibi olmadığı “açılım”ı eleştiriyor, hem de Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına “bölücü” demekten zerre miskali imtina etmiyor! Madem “açılım” hakkında malumatın yok, “açılım”ı savunmanın “bölücülük” olduğunu nerden biliyorsun? Hiç insan bilmediğini kıyasıya eleştirir, bilmediğine bühtan eder mi? Oktay Ekşi de dünkü yazısında, “CHP haklı olarak 'İçeriğini ve amacını bilmediğimiz bir siyasi girişim için size niçin destek verelim?' diyor” ifadesiyle bu baştan “istemezük”çü zihniyete destek çıkıyor. Halbuki kimseciklerin “Peşimize takılın, şimdi açılım yapıyoruz” falan dediği yok. Gelin konuşalım Gelin otuz şu kadar senedir akan kanı durduralım Gelin anaların gözyaşını dindirelim deniyor. Başbakan diyor ki: “Gelin bunu görüşelim dediğimiz zaman, hayır biz sizinle görüşmeyiz diyorlar. Görüşmeden, neyin ne olduğunu bilmeden nasıl oluyor da bunu damgalıyorsunuz?..” Haksız mı? Yahu hepsi bir yana, meçhule saygı prensibi diye bir şey yok mu? Bekir Coşkun ve Yılmaz Özdil gibiler “içeriğini ve rotasını” bilmediği açılımla dalga geçiyor Devlet Bahçeli “içeriği ve rotasını” bilmediği açılıma isyan edip dağa çıkmakla tehdit ediyor Baykal “içeriği ve rotasını” bilmediği açılımı konuşmam diyor. Hürriyet gazetesinin başyazarı da bu kafayı destekliyor. Böyle güzel bir “muhalefet” işte!.. Yazık ki yazık, “Açılımı niye kimse açamıyor?..” serlevhasıyla dalga geçen Bekir Coşkun aklıyla bu kadar ve buraya kadar muhalefet yapılabiliyor. Hepsinin isnat noktaları şuncağızdan ibaret: “Açılım” açık değil. Madem öyle gelin konuşalım denildi, olmadı. “Demokratik açılım” AK Parti projesi değil, “Milli Birlik Projesidir” denildi, olmadı. Zaten ne denirse denilsin olmazdı. Çünkü “açılım” kelimesi kafalarını karıştırıyor. “Açılım” deyince akıllarına otomatikman “paket” geliyor. “Açılımı yapılabildiğine göre bu bir pakettir” diye düşünüyorlar herhalde. Nasıl ki, “Kürt açılımı”na hasb'el-îcap “Demokratik açılım” denildi, “Demokratik açılıma” da “Demokratik paket” denilemez mi? Tamam, bu bir paket değil, süreç, lakin; süreçten müreçten anlamaz bunlar. Bunlara kallavi bir “paket” lazım Süreci bir şekilde siz halledecek, bunların önüne “paket” koyacaksınız; başka çaresi yok. Gerçi bunlar için en iyisi hap! Mesela “Demokratik tablet”; sabah akşam tok karnına!YENİ ŞAFAK EKLER KURUMSAL ÇOKLUORTAM ARAÇLAR Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak İçerik Yönetimi: Teknik Destek, Tasarım ve Programlama: 580214 13:18 Ağrıya duyarsız bebek dilini yedi Ağrıya duyarsız bebek dilini yedi Tıpta nadir görülen rahatsızlıklardan biri olarak görülen ağrıya duyarsızlık sendromu olan bir bebek, dilini ve parmaklarını yemeye başlayınca, diş doktoru tarafından dişleri kaplanarak, kendisine daha fazla zarar vermesi önlendi. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Mardinli bir ailenin 20 aylık erkek bebeği M.E, dişleri çıkmaya başladıktan sonra ilk olarak dilinin ucunu ve parmaklarını yemeye başladı. Dil ucunu yiyerek kalıcı hasar yaratan ve parmaklarını yemeye başlayan bebeğin ailesi, başvurdukları bir nöroloğun teşhisi koymasının ardından önlem alınması için Dicle Üniversitesi (DÜ) Diş Hekimliği Fakültesine başvurdu. Hastanın tedavisini Pedodontoloji Servisi’ndeki arkadaşlarıyla yapan DÜ Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Behiye Bolgül, bebeğe ağrıya duyarsızlık sendromu teşhisi konulduğunu söyledi. Hastalığın çok nadir görülen bir sinir sistemi hastalığı olduğunu, ağrı ve ısıya duyarsızlık ve sık tekrarlayan yüksek ateş belirtilerinin bulunduğunu anlatan yrd. Doç. Dr. Bolgül, çocuğun kendisine zarar vermeye başladığını gören ailenin, konulan teşhisin ardından M.E’yi kendilerine getirdiğini belirterek, şunları anlattı: "Mardin’den gelen aile, 20 aylık bebeği, dilini ve parmaklarını yemeye başlaması üzerine bize getirdi. Çocuk ağrıya karşı duyarsız olduğu için herhangi bir acı duymadan vücuduna zarar verebiliyor. Bu rahatsızlık, genellikle iğne yapılırken çocuğun acı duymamasıyla fark ediliyor. M.E’nin ailesi de bunu fark etmiş, ayrıca çocuk çok sık ateşli hastalık geçirmiş. Çocuk bize getirildiğinde, ön dişleriyle dilinin ucunu koparmış, parmaklarına zarar vermişti." DÜ Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Behiye Bolgül, kendisine söylenenleri anlayacak yaşa gelinceye kadar çocuğun dişlerini keskin olmayan bir plaka ile kapladıklarını belirterek, "Şimdi parmakları iyileşti, ancak dilindeki zarar kalıcı. Belki ileride konuşmasını kısmen etkileyecek" diye konuştu. Çocuğun kendilerine erken getirildiği için şanslı olduğunu da ifade eden Bolgül, çocuğun durumunun erken aşamada fark edilerek önlem alındığını sözlerine ekledi. 579317 Başbuğ Vatandaşlarla Sohbet Etti Başbuğ Vatandaşlarla Sohbet Etti Orgeneral İlker Başbuğ, Mardin'in Sınırtepe Köyü'nde vatandaşlarla bayramlaşdı. Başbuğ ve vatandaşlar arasında keyifli dakikalar yaşandı... 579438 Minderde konuştuk Minderde konuştuk 23.09.2009 Dünya Güreş Şampiyonası'nda Türkiye'ye madalya sevinci yaşatan Sezar Akgül ile Serhat Balcı, kendilerine şans tanımayanlara cevabı minderde verdiklerini söylediler Danimarka'nın Herning kentinde düzenlenen Dünya Güreş Şampiyonası'nın ilk gününde serbest stil 55 kiloda gümüş madalya kazanan Sezar Akgül ile 96 kiloda bronza ulaşan Serhat Balcı, SABAH'a konuştular. Asıl hedefin 2012 Londra Olimpiyatları olduğunu belirten ikili, oradan altın ile dönecekleri sözünü verdiler. Çiftçi bir ailenin çocuğu olan ve 11 yıl önce başladığı güreşte hep zirveyi hedefleyen Sezar, bu nedenle altın madalyayı kaçırdığında gözyaşlarına boğuldu. Şampiyon olmayı çok isteyen Sezar, "Turnuva öncesi yorumlarda özellikle Serbest Güreş Milli Takımı sporcularına fazla şans verilmediğini gördük. Genç bir kadromuz olduğu için bu tür konuşmalar yapıldı. Fakat unutulmasın ki, Türk güreşçisi her zaman minderde konuşur. Biz de böyle yaptık. Buraya gelmeden önce annem madalya alacağımı söylemişti. Duaları kabul oldu. Artık hedefim şampiyonluk" dedi. BALCI'NIN UĞURU KIZI kez Dünya Şampiyonası'na katılan ve ilk madalyası olan bronzu Herning'de kazanan Serhat Balcı ise 11 aylık kızı Rana Nur'un kendisine uğur getirdiğini söyledi. Telefonundan sürekli kızının videolarını izlediğini belirten Balcı, "Kızım bana güç veriyor. Bundan sonra hedefim altın madalya. Altına ulaşmadan jübile yapmayacağım" şeklinde konuştu. İSTANBUL'U BEKLİYORLAR Sezar Akgül ile Serhat Balcı, İstanbul'da düzenlenecek olan 2011 Dünya Güreş Şampiyonası'nda altın madalya almak için çok çalışacaklarını söylediler. Yayın tarihi: 579653 Kadınlar çarpışıyor! Sina KOLOĞLU Kadınlar çarpışıyor! 23 Eylül Çarşamba 2009 Böyle olacak ’te. ’ın programının tanıtımları dönmeye başladı. Sırada Sevim Gözay, İclal Aydın ve var... En çok konuğu Özge Uzun ağırlayacak. Perşembe, cumartesi ve pazar. Pazartesi Hülya Avşar, İclal Aydın salı günü ve çarşamba Sevim Gözay... Ortalama iki konuk olsa haftada 14 konuk, ayda 56 konuk olur. Ve bunun için de büyük bir yarış olacak.  Hülya Avşar tekrarlayacak mı? Hülya Avşar Türkmax’te sunum şekli yabancı formatta olan bir sohbet programı yapmıştı. zamanlar kanalın başında olan Mehmet Karaca’nın keşfettiği bir olaydı. Avşar, ekrana hayatında hiç bir araya gelemeyeceği konukları çıkarttı. Bakın burada ışık, dekor ve tabii ki Avşar’ın gerçekten bu formata uyan giyimi damgasını vurmuştu. Ama artık zaman içinde bir son vermek gerekiyordu. Öyle oldu. Şimdi Habertürk buradan hareketle onu aldı. Pazartesi pek istekli bir gün değildir bana göre... Dedim ya konuklar kadar programın ışık ve dekoru seyirciyi çekiyordu.  Sevim Gözay deneyimli Son dönemin aslında en popüler isimlerinden. Yani TV8, ve Habertürk... CNN Türk’te Cosmopolis’te dikkat çekici (yanlış ya da doğru, ayrı!) bir format denedi. Farklı bir şeyler yapma çabasındaydı. Doğrusu duruşu, sesi ona “hayran kitlesi” oluşturdu. Yazın Kanaltürk’te pek de eski tadında oldu diyemem. Tüm bunların birikimi ile Habertürk’te yeni bir başlangıç yapacak. Silkinmek lazım.  İclal Aydın’dan dönüş 1997 yılından bu yana televizyon ve radyonun içinde olan bir isim. Kendisini en son “İki Aile” dizisinde gördük. Oyunculuğu da çok iyi, bu da bir gerçek. Biraz dedikodu sosuna bandı ve belki de bu dönüşle eski günler geri gelir. HBB günleri BRT günleri her daim hatırlanır.  Özge Uzun yeni yüz Evet Özge Uzun aslında ’de spikerlik yaparken bunun yetmediğini göstermiş ve daha vitrin olabileceği bir kanala, ’a gitmişti. Doğan Şentürk kendisini “5 Haberleri”ne aldı ve orada patlama yaptı. Her “5 Haberleri” sunucusuna nasip olmuyor tabii ki! Kısa eteği ve konuşmalarıyla gündeme gelse de zaten burada karizmasıyla yakalanmayı bilmişti. Onun da geniş bir hayran kitlesi var. Ve ilk deneyimi aslında bundan sonraki yolun da göstergesi. Ama şu bir gerçek bundan böyle olmayacak! 580052 Van'da kavga: 14 yaralı Alınan bilgiye göre, ilçede lokanta işletmecisi olan H.A ile kendisinden alacağını isteyen R.A. arasında tartışma çıktı. Kısa sürede büyüyen tartışmada iki aile üyeleri birbirlerine bıçak ve sopalarla saldırdı. Kavgada her iki aileden 7'si bıçakla olmak üzere 14 kişi yaralandı. Yaralılar Muradiye, Çaldıran ve Van'daki Devlet hastanelerine sevk edildi. Yaralılardan Rıza A'nın hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. Kavgayla ilgili ilçe Emniyet Müdürlüğünün isimleri henüz öğrenilemeyen kişiyi gözaltına aldığı bildirdi. Öte yandan, Çaldıran Devlet Hastanesi önünde kavga edenlerin aileleri görüntü almak isteyen gazetecilere saldırmak istedi. Polisin müdahale ettiği olayda gazeteciler Emniyet Müdürlüğüne ait zırhı araca alınarak bölgeden uzaklaştırıldı. 579641 Meral penaltıyı vermedi, Güneş’i iki kez atmadı! Metin Tokat Meral penaltıyı vermedi, Güneş’i iki kez atmadı! 23 Eylül Çarşamba 2009 (Koray GENÇERLER) Egemen’in kalecisine doğru kasıtlı olarak vurduğu topu Sylla’nın ellerine aldığı anda verdiği endirekt serbest vuruş yorumu doğruydu. Ancak atış öncesi barajı bozan oyunculara müsaade etmemesi, göstererek atışı tekrarlatması gerekirdi. Umut’un yardımcı hakemi ile kendisinin kararlarına karşı yaptığı itirazlarda sarı kartını kullanmalıydı. Egemen-Serge ikili mücadelesinde iki futbolcu da birbirlerini çekip itiyordu. Tekme atma yoktu. Egemen’in düşüşüne aldandı. Sarı kart yeterliydi.  (Bünyamin GEZER) Seyircilerin aşırı çirkin tezahüratı, futbolcuların birbirlerine karşı davranışları ve otoriter kimliğine rağmen maçı kontrolü altına almakta zorlandı. Kayserisporlu kaleci ve futbolcularının oyuna başlatma sırasındaki yavaş hareketlerine önlem alamadı. Ernst’in, Cangele’ye-A.Turan’ın, Ernst’e arkadan yaptıkları kontrolsüz hareketlere sarı kartını çıkarmalıydı. Kayserispor’un attığı gol öncesi A.Turan’ın kayarak ’nın önünden topa temas ederek kaptığı pozisyonu iyi tespit etti. Devamında Cangele’nin pozisyonu ofsayt değildi. Tansiyonu yüksek maçta aşırı baskıya rağmen skoru etkileyecek kararları yoktu. 2.devreye eklediği dakikalık uzatma dakikası yeterliydi. (Süleyman ABAY) Seyircisiz maçta futbolcular arasında meydana gelen tartışmalarda aktif davranarak, araya girerek önlemesi olumlu yönüydü. -  (Kuddusi MÜFTÜOĞLU) Ev sahibi açısından büyük önem taşıyan maçı tecrübesi, pozisyonları yakın izleyerek verdiği objektif kararlarla başarılı yönetti. Turgay’ın ceza alanı içinde vurduğu topun yerde ve yakın pozisyonda Hayrettin’in koluna çarpmasındaki devam kararı doğruydu. A.GÜCÜ-G.BİRLİĞİ (Yunus YILDIRIM) İki takımı arasındaki kritik karşılaşmayı deneyimi, otoritesi ve oyuncularla kurduğu iletişimdeki başarısı ile sorunsuz yönetti. (Taner GİZLENCİ) Verdiği kararı ile sarı kart uygulaması doğru. 2.golü yardımcı hakem verdi. Topun vurulduğu yer oyuncuların kaleye uzaklığı dikkate alındığında yardımcı hakemin çizgide olmasının imkânı yok. Günahı ve sevabı yardımcı hakem Mehmet Metin’in. 3.gol öncesi atışı çabuk kullanmaya çalışan G.Antepsporlu oyuncu. Eskişehirsporlu futbolcu ise kasti olarak vuruşun yapılması engelledi. Sarı kart gösterip, atışı tekrarlatması gerekirken devam eden pozisyonun gol olması ile skoru etkileyen hata yaptı. -B.BELEDİYE (Hüseyin GÖÇEK) Oyunun temposu yavaştı. yoğun değildi. Pozisyonlara yakındı. Faullerde iki takım içinde eşit kararlar verdi. Barajları belirlenen mesafeye açtı. Kart uygulamalarında ise tutarlı değildi. Oyuncuları uyarırken tavrı daha sakin olmalı. Yardımcı hakemi Alpaslan Dedeş, hizayı iyi alamadığından 2.devre Tum için kaldırdığı ofsayt bayrakları tartışmalıydı. Şüpheli durumlarda oyunu devam ettirmeliydi. (İlker MERAL) Maçta skoru etkileyen hatalar yaptı. A.Güneş’in kale çizgi üstünde eli ile çıkardığı topa penaltı vererek bariz gol şansını engellediği için kırmızı kartını göstermeliydi. M.Baros’un attığı golün ofsayt gerekçesiyle iptali yanlıştı. Kewell’ı, ceza alanı çizgisi önünde arkadan formasından çekerek düşüren A.Güneş’e, bariz gol şansını engellemesinden sarı değil çıkarmalıydı. A.Güneş iki kırmızı kartlık hareketine rağmen sarı kartla maçı tamamladı. Koray’ın kasıtlı kalecisine verdiği pası değerlendiremedi. Pozisyonlara uzak kaldığı için tartışmalı kararlar verdi. Faul ve kart uygulamalarındaki tutarsız kararları ile oyunun skorunu etkileyen hatalar yaptı. Galatasaray’ın kazanması ile tartışılmaktan kurtuldu. Hakem İlker Meral, haftaya damgasını vuran büyük hatalara imza attı. FOTOĞRAFLAR: CENGİZ MALGIR Colin Kazım, Souleymanou ve Moritz! Kazım ’deki başarılı performansı ile önce Milli Takımımıza çağrıldı. Sonra ’ne transfer oldu. Uzun süredir Fenerbahçe’de ve Milli Takımımızda başarıyla görev yapıyor. ’nde oynanan Twente maçından sonra ’ye röportaj verdi. Ama yanında tercümanı vasıtası ile. Bu nasıl bir şey anlamakta zorlanıyorum. konuşamayan bir oyuncu ’da görev yapıyor (Aurelio’da öyle). Daum bile milli marşımızı dinlerken söylemeye çalışıyor. Ama yıllardır ülkemizde futbol yaşantısını sürdüren Türk pasaportu taşıyan Kazım ise tek kelime Türkçe konuşmuyor. Hem Fenerbahçe Kulübü’nün hem de Milli Takım yetkililerimizin bu konuda eksikliği olduğunu düşünüyorum. Gelelim Souleymanou’ya. kalesinde uzun yıllar görev yaptı. Şimdi Kayserispor takımında. Beşiktaş ile oynadıkları maç sonrası karşılaşmanın tek golünü atan Makukula’nın röportajında arkadaşına Türkçe tercümanlık yaptı. Ve Kasımpaşa’lı Moritz, Galatasaray maçı sonrası Türkçe konuşarak röportajını verdi. İşte size ligimizde görev yapan üç futbolcu ve aralarındaki fark. Yorumu size ait! 580177 12:44 Kiralık, üstelik mobilyalı! büyük halleri için üzerine tıklayın Kiralık, üstelik mobilyalı!Milliyet İnternet Bir web sayfasında yer alan ilanda ‘mobilyalı’ bu kiralık daire için istenen ücret gülsek mi ağlasak mı dedirtiyor… ’nın başkenti ’da bir dairenin resimleri. Bir web sayfasına bu ev için kiralık ilanı veren kişi not olarak ‘mobilyalı’ demeyi de unutmamış. Aylık kirası ise tam 900 dolar… 580246 Borsa ilk yarıda yükseldi Borsa ilk yarıda yükseldi İSTANBUL (A.A) İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Ulusal 100 Endeksi, birinci seansın ilk yarısında yükseldi. Endeks, seansın saat 30 dakikalık bölümünü, önceki ikinci seans kapanışına göre 370,33 puan artarak 47.531,55 puandan geçti. Hisse senetleri bu seviyede ortalama yüzde 0,79 değer kazandı. İlk bölümde işlem hacmi ise 663.3 milyon lira olarak gerçekleşti. 580871 Kumpınar'da halka büyük hizmet Kumpınar'da halka büyük hizmet Kazan Belediyesi, vatandaşların kullanımına açtığı Kumpınar Sosyal Tesislerinde Nisan-Ağustos ayları arasında toplam 90 adet nişan düğün, sünnet, toplantı gibi organizasyonlar gerçekleştirdi. YENİ ŞAFAK KAZAN Kumpınar Mahallesinde bulunan binayı modern bir şekilde inşa eden ve içini de son derece zevkli bir şekilde döşeyen Kazan Belediyesi, Nisan ayından itibaren burayı vatandaşların kullanımına açtı. Özellikle nişan ve düğün için şık mekan arayışı içerisinde olan vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği tesis bu yıl Kazanlıların gözdesi haline geldi. Nisan ayından Ramazan ayına kadar tamamen düğün ve nişan taleplerini karşılamaya çalışan Kazan Belediyesi, ücretleri ise çok uygun miktarlarda tutarak, vatandaşların aile bütçelerine önemli bir katkıda bulunuyor. Bu uygulamadan memnun olduklarını belirten vatandaşlar, ilçeye böylesine güzel bir tesis kazandırmasından dolayı Belediye Başkanı Lokman Ertürk'e teşekkür ettiler. Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk, ilçenin sürekli büyüdüğünü ve geliştiğini, bu gelişime paralel olarak hizmetleri de çeşitlendirdiklerini belirterek, "Kumpınar Sosyal Tesislerimiz açıldığı günden bu yana yoğun ilgi ile karşılandı. Zaman zaman bu talebi karşılamakta zorlandık. Tesislerimizde bu sezon 90 nişan ve düğün gerçekleştirildi. İnsanlar artık kalite istiyor, Kazan değişiyor. Tüm bunları iyi okumak gerekiyor. Gerek bu değişimi ve gelişimi gerekse hizmetlerimizi aralıksız sürdürmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu. 23.09.2009 579807 Arabaları artık 'ehliyet' kullanmayacak! Selçuk KAPUCİ'nin haberi Konuyla ilgili hazırlığı süren yeni yönetmelikle önceden dakikayla geçiştirilen direksiyon sınavları tarihe karışacak. Sadece bir caddede tur atıp sınavı geçme dönemi bitecek. Sürücü adayları her türlü yol durumu düşünülerek sınava tabi tutulacak. Otoyollara çıkarılacak adaylar, hem gündüz hem de gece sürüş testinden geçirilecek. Yeni sistemde adaylara not veren direksiyon hocalarına yenileri eklenecek. Bu kişilere direksiyon sınavı için özel ders verilecek. Direksiyon sınavında emniyet kemerini takmama ya da sinyal vermeyi unutma gibi hatalar affedilmeyecek. Sınav sonucu yapılacak titiz değerlendirmeden geçemeyen sürücü adayları sınav tekrarı için yeniden direksiyon eğitimine gönderilecek. Sürücü Kursları Birliği Derneği Genel Başkanı Vedat Şahin, genel konularda mutabakat sağlanan yönetmelik sayesinde ehliyet almada Almanya'daki sistemin uygulanacağını söyledi. dakika bile sürmeyen direksiyon sınavlarının 45 dakikaya çıkarılabileceğini belirten Şahin, "Sınavların ciddi olması sürücü kurslarının direksiyon eğitimlerine önem vermesini sağlayacak. Adaylar hiç direksiyona oturmadan geçirilmeyecek." dedi. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu (MTSK) Yönetmeliği'nin değiştirilmesi için yapılan çalışmalarda sona yaklaştı. Yönetmelik değişikliği için oluşturulan komisyonda Sürücü Kursları Konfederasyonu'ndan temsilciler de yer alıyor. MEB, sivil toplum kuruluşlarının da görüşlerini alıyor. Komisyona katılanlar trafik kazalarında birincil sebepler arasında yer alan sürücülerin eğitimiyle ilgili taleplerde de bulundu. Bu kapsamda direksiyon eğitim ve sınavlarının düzeltilmesiyle ilgili öneriler sunuldu. Yönetmelik değişikliğinin amacı motor, ilkyardım, trafik gibi yazılı sınavlardan ziyade direksiyon sınav sistemini baştan aşağı yenilemek ve AB standartlarına uygun hale getirmek. Komisyonun çalışmalarına göre, sürücü kurslarının verdiği 20 saatlik zorunlu direksiyon eğitimi kapsamında gece eğitimi de var. Ancak mevcut sınav sistemi yüzünden gece eğitimi hiçbir zaman hayata geçirilemiyor. Yeni yönetmelikle direksiyon sınavının şehir içi ve şehirlerarası yollarda gece ve gündüz şartlarında ayrı ayrı yapılması öngörülüyor. dakikalık direksiyon sınavlarının 45 dakikaya çıkarılması da yine bu yönetmelikle mümkün olacak. Sınav değerlendirme kriterlerinin AB standartlarında olmadığını belirten Sürücü Kursları Birliği Başkanı Şahin, bu yüzden güvenli araç sürme becerisi kazanamamış olanların sınavları rahatça geçtiğini kaydetti. Şahin görüşmelerin devam ettiğini, ekim ayı içerisinde yönetmelik değişikliğiyle ilgili somut adımın atılabileceğini söyledi. Herkesin yapılacak değişikliğe hazır olması gerektiğini ifade eden Şahin, "Direksiyon tutan herkes sınavı geçemeyecek." uyarısında bulundu. Şahin, yazılı sınav sisteminde adayları etkileyecek kadar büyük bir değişikliğin olmayacağını dile getirirken, değişikliğin stajyerlik sistemiyle karıştırılmaması gerektiğinin de altını çizdi. DİREKSİYON HOCALARININ EĞİTİMİNE ÇEKİDÜZEN Yeni yönetmelikte üzerinde durulan bir başka konu ise sınav yapıcıların eğitimi. 'Sınav yapıcı, direksiyon sınavında adayın yetkinliğini ölçmede önemli bir unsurdur.' diyen Şahin, bu kişilere yurtdışında aylık bir eğitim verilirken Türkiye'de ise haftalık eğitimin yeterli görüldüğüne dikkat çekti. Mevcut sistemde direksiyon sınavlarının yapılacağı yerle ilgili ifadelerin de muğlak olduğunu söyledi: "İnsanlar ıssız yerlerde de direksiyon sınavına tabi tutuluyor. Ancak sınavın yapılacağı yerin belli kriterlerinin olması gerekiyor." Sürücü hatalarının bayram bilançosu: 100 ölü Arefe gününden bu yana Türkiye genelinde meydana gelen trafik kazalarında 100 kişi öldü, 441 kişi yaralandı. Kazaların büyük çoğunluğu sürücü hatalarından kaynaklandı. Oluş şekli açısından değerlendirildiğinde en çok kaza, çarpışma sonucu meydana geldi. Süratli giden araçların dikkatsizlik sonucu şarampole yuvarlanıp devrilmesiyle birlikte çok sayıda kişi hayatını kaybetti. Arefe günü 24 kişi öldü, 78 kişi yaralandı. Bayramın birinci günü ise 20, ikinci günü 12, dün ise 44 kişi yaşamını yitirdi. Kazalarda toplam yaralı sayısı ise 447 olarak kayıtlara geçti. Sağlığı elverişli olmayanın ehliyeti iptal edilmeli Ehliyet almak için kursa başlamadan önce sağlık raporu alınıyor ancak yıllar içerisinde kişinin vücut fonksiyonlarında değişiklik olabiliyor. Avrupa'da belli bir yaştan sonra sağlık ve savcılık kontrolünden geçilirken Türkiye'de bu tür denetimler yapılmıyor. Tek gözünü kaybeden bir vatandaş belli aralıklarla sağlık kontrolünden geçirilmediği için araç kullanmaya devam edebiliyor. Ya da psikolojik olarak araç kullanması sakıncalı olan biri sağlıklı iken aldığı ehliyetiyle trafiğe çıkabiliyor. Sürücü Kursları Birliği Derneği Genel Başkanı Vedat Şahin, bu konuyla ilgili denetimlerin uygulamaya geçmesi gerektiğini düşünüyor. Stajyerlik sistemi TBMM'de bekliyor Stajyerlik sistemini getirecek Karayolları Trafik Kanunu Tasarısı'nın TBMM İçişleri Komisyonu'na ulaşmadığı öğrenildi. Sürücü kurslarının desteklediği 'stajyer sürücü' uygulamasının bazı maddelerine Milli Eğitim Bakanlığı'nın karşı olduğu biliniyor. Stajyer sürücü uygulamasında ceza puanı gibi yapılan yanlışların toplanması, adayların gerekirse ehliyet sınavlarına tekrar girmeleri gündeme gelmişti. Sürücü Kursları Federasyonu, sürücü kurslarının nüfusa orantılı olarak açılmasıyla ilgili teklifi de Karayolları Trafik Kanun Tasarısı'na eklemişti. Bu ülkede onca konu varken direksiyon sınavı konusuytla mı uğraşacaksınız?Siz bu direksiyon sınavlarını ne kadar zorlaştırırsanız, bu sınavlara girmeden ehliyet alma yolunu da kadar açmış olursunuz.Çalışan işi gücü olan bir insan bu sınavlarla ugrasmaz.Doğrudan sınavsız ehliyeti verecek yerlere gider ki bu yerler fazlasıytla var.Sizler sınavı zorlaştıracağınıza sınavsız ehliyet veren yerleri yakalayın Hava Durumu 580583 Ankara'da "sel" gündemli toplantı Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı koordinatörlüğündeki toplantıya Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek başkanlık edecek. İlgili bakanlıkların müsteşarları ile Devlet Su İşleri, Karayolları gibi 15 kuruluşun temsilcisi de katılacak. Toplantıda ele alınacak üç konu var. Sel felaketi sonrasında yapılan müdahaleler, yapılacak iyileştirme çalışmaları ve bundan sonrası için alınacak tedbirler masada olacak. Tedbirler çerçevesinde felakete neden olan sel ve dere yataklarındaki yerleşimler ve bu bölgelere ilişkin sel haritası da ortaya konacak. Geniş kapsamlı toplantının ikincisi İstanbul'da gerçekleştirilecek. 579604 Kaddafi'nin oğlu tatil için bu kez Kemer'de Kaddafi'nin oğlu tatil için bu kez Kemer'de ANTALYA (AA) Libya lideri Muammer Kaddafi'nin oğlu Seyf El İslam Kaddafi, tatil amacıyla Antalya'ya geldi. Özel uçağıyla Antalya'ya gelen Seyf El İslam Kaddafi ve beraberindekiler, Kemer'deki kalacakları otele geçtiler. Antalya'da bir hafta süreyle tatil yapacağı öğrenilen Kaddafi'nin Mavi Tur'a katılacağı bildirildi. Oğul Kaddafi'nin, otelin özel villasında kaldığı bildirildi. 580733 14 yaşında arkadaş katili oldu Alınan bilgiye göre, Sevindik-Suzan Özkardeş İlköğretim Okulu öğrencisi T.G. (14), babası Mehmet G'nin tüfeğini alarak, okuldan arkadaşları Gökhan Göktaş (13), C.K. (14) ve K.O.K. (13) ile Kurudere mevkisindeki hayvan barınağına gitti. T.G. burada babasının silahını arkadaşlarına gösterirken yanlışlıkla ateşledi. Kalbinden ağır yaralanan Gökhan Göktaş'ı hayvan barınağından yaklaşık 150 metre mesafeye taşıyan T.G. ve arkadaşları, öldüğünü düşünüp kaçtı. Silah sesini duyan bir kişinin ihbarı üzerine olay yerine gelen 112 Acil Servis ambulansındaki görevliler, Gökhan Göktaş'ın hayatını kaybettiğini belirledi. Göktaş'ın cenazesi, otopsi için Pamukkale Üniversitesi morguna kaldırıldı. Zanlıların yakalanması için çalışma başlatıldı 579562 'One minute' sonrası ilk temas FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ 'One minute' sonrası ilk temas BM Genel Kurulu ve G-20 liderler zirvesine katılmak üzere New York'a gelen Başbakan Erdoğan temaslarına ABD'deki önemli Musevi kuruluşlarının temsilcileri ile görüşerek başladı. Musevi kuruluşların talebi üzerine gerçekleşen görüşmede 'Davos' hiç gündeme gelmedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, New York'ta, ABD'deki önemli Musevi kuruluşlarının temsilcilerini kabul etti. Başbakan Erdoğan, 64. dönem BM Genel Kurulu üst düzey toplantıları ve G-20 zirvesi nedeniyle geldiği ABD'de, New York'ta ilk görüşmesini yaptı. Erdoğan, New York'ta kaldığı The Plaza Oteli'nde, aralarında Abraham Foxman'ın ulusal direktörlüğünü yaptığı “İnkar ve İftiraya Karşı Birlik' (Anti-Defamation League-ADL) kuruluşunun da bulunduğu önemli Musevi kuruluşlarının temsilcileriyle görüştü. Toplantının iyi geçtiği, Yahudi cemaati temsilcilerinin Erdoğan'a çeşitli konularda soru sordukları öğrenildi. ERMENİ AÇILIMINA DESTEK Başbakan Erdoğan, toplantıda, eşbaşkanlığını ABD'nin yaptığı AGİT Minsk grubunun Ermenistan ile ilişkilerin geliştirilmesi sürecine katkısının önemli olduğunu belirterek, ilişkilerin geliştirilmesinde bu grubun daha fazla gayret göstermesi gerektiğini söyledi. İRAN'IN NÜKLEERİ BARIŞCIL Erdoğan, İran ile yaptıkları görüşmelerde İranlı yetkililerin nükleer programını barışçıl amaçlarla yürüttüğünü anlattığını ve Türkiye'nin de nükleer silahlara karşı olduğunu bu görüşmelerde her zaman ifade ettiğini kaydetti. Musevi kuruluşları temsilcilerin Erdoğan'a İsrail'i yakında ziyaret etmesinin gündemde olup olmadığını sorunca Erdoğan'ın kesinleşmiş birşey olmadığını, ancak BM Genel Kurul toplantıları sırasında Türk ve İsrail dışişleri bakanlarının her an görüşebileceklerini söylediği belirtildi. İLK DERS GENELGESİ İÇİN KUTLAMA Erdoğan'ın toplantıda İsrail ile Suriye arasında Türkiye aracılığıyla sürdürülen ancak İsrail'in Gazze'ye saldırısı nedeniyle duran diyalog sürecini devam ettirme konusunda iki tarafın da talebi olması halinde Türkiye'nin elinden geleni yapacağını söylediği ifade edildi. Bu arada, Musevi temsilcilerin Erdoğan'a, İstanbul'daki Yahudi cemaatinin Türkiye'de ders yılının başında okullarda ayrımcılığın kaldırılması ve ilk derste dil, din ve ırk ayrımcılığına karşı saygı, sevgi ve hoşgörü konusunun işlenmesiyle ilgili “ilk ders genelgesini' çok olumlu karşıladıklarını söyledikleri de öğrenildi. Kalabalık bir Musevi grubunun katıldığının gözlemlendiği toplantıda, Erdoğan'ın Museviler'in yeni yıllarını kutladığı bildirildi. BURAYA HESAP VERMEYE GELMEDİK Bu arada Başbakan Erdoğan, CHP lideri Deniz Baykal'ın, ABD'ye seyahati konusundaki sözlerine ilişkin olarak, 'Biz, buraya demokratik açılım için gelmedik. Buraya hesap vermeye gelmişiz gibi davranıyor, bu çok ayıp' dedi. 'Demokratik açılım' konusunda TBMM'de yapılacak oturumun açık olacağını bildiren Erdoğan, 'Sayın Baykal, lütfeder de kabul buyururlarsa, ziyaret ettiğimizde varsa sorularına açık yüreklilikle cevap veririm. Ama 'Görüşmeye gerek görmüyorum' derse zaman biz de parlamentoda her şeyi çok açık net ortaya koyacağız. Bizim bir çekincemiz yok.' 580579 Dizi oyuncusunun zor anları Dizi oyuncusunun zor anlarıGenç oyuncu dizi çekimlerinde, elbisesinin azizliğine uğradı ve göğüs frikiğine engel olamadı Efsane gençlik dizisi 90210'un yeni versiyonunun yıldızlarından AnnaLynne McCord, dizi çekimlerinde göğüs frikiğine engel olamadı. Ülkemizde de gösterilen 90'lı yılların popüler gençlik dizisi Beverly Hills, 90210'un günümüzdeki versiyonunda oynayan güzel yıldız AnnaLynne McCord, sahilde yapılan çekimlerde elbisesinin 'azizliğine' uğradı. Düşen askısı nedeniyle yakasından göğüs ucu fırlayıverdi. 579376 ABD'de aynı aileden kişiyi öldürdüler Yerel basındaki haberlerde, Illinois'te bir köyde meydana gelen katliamdan sadece yaşındaki bir kızın kurtulduğu, ailenin geri kalanının öldürüldüğü belirtildi. Yetkililer, olayı aydınlatma ve sorumluları yakalama sözü verirken, iki yetişkinle 11, 14 ve 16 yaşındaki çocuğun öldüğü olay öncesinde silah sesleri ihbarı aldıklarını ancak olay yerine ulaştıklarında ailenin katledilmiş olduğunu gördüklerini aktardı. Son dönemde ABD'de toplu cinayetlerin arttığına işaret ediliyor. Florida'da da geçen hafta bir anne ile çocuğu katledilmişti. 580102 Öğretmen ve öğrencilere cep telefonu yasağı Eskişehir Valisi Mehmet Kılıçlar, yazılı açıklamasında, cep telefonlarının amacı dışında kullanılmasının önüne geçmek, bu nedenle öğrencilerin dikkatlerinin dağılmasına, motivasyonlarının düşmesine ve sınıftaki eğitim ve öğretim ortamının olumsuz yönde etkilenmesine meydan vermemek amacıyla bazı sınırlamalara karar verildiğini bildirdi. Bu kapsamda, tüm ilk ve orta dereceli okullarda kamera, fotoğraf ve ses kayıt özelliği olan veya MP3 olarak kullanılabilen cep telefonlarının öğretmen ve öğrenciler tarafından okullara getirilmesinin ve kullanılmasının yasakladığını ifade eden Kılıçlar, bu özellikle sahip cep telefonlarının kapalı bile olsa okullara getirilemeyeceğini belirtti. Kamera ve fotoğraf çekme özelliği olmayan, müzik çalar (MP3) olarak kullanılmayan cep telefonlarının, okullara ancak kapalı olması şartıyla getirilebileceğini bildiren Vali Kılıçlar, alınan bu tedbirlerin aynı zamanda çocukların ve gençlerin sağlığının korunmasına ve ailelerin gereksiz harcamalardan kaçınmasına yardımcı olacağını kaydetti. 579817 Erdoğan: "Farklılıklar zenginliktir..." BM Genel Kurul toplantıları için New York'ta bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, New York Devlet Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Levin Enstitüsü'nde "Medeniyetler İttifakı" konulu bir konuşma yaptı. BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun ile de görüşen Erdoğan, Clinton Küresel Girişimi'nde yapacağı Zirvesi ve Küresel Etkileri' konulu konuşmayı, Amerikalı ve Türk korumalar arasında çıkan gerginlik üzerine iptal etti. BM Genel Kurul toplantıları için New York'ta bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, New York Devlet Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Levin Enstitüsü'nde "Medeniyetler İttifakı" konulu bir konuşma yaptı. BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun ile de görüşen Erdoğan, Clinton Küresel Girişimi'nde yapacağı Zirvesi ve Küresel Etkileri' konulu konuşmayı, Amerikalı ve Türk korumalar arasında çıkan gerginlik üzerine iptal etti. Levin Enstitüsü'nde konuşan Erdoğan, "farklılıkları zenginlik olarak görmek ve şekilde değerlendirmek gibi bir bakış açısını öne çıkarmak durumunda olduklarını" belirtti. Başbakan Erdoğan, "Şunu belirtmek isterim, ayrıştırmak, farklılaştırmak, bölmek, parçalamak, yıkmak kolay olandır. Zor olan ama aynı zamanda olması gereken evrensel ve insani olan, yapmaktır, inşa etmektir, bir arada tutmaktır" dedi. Erdoğan, "farklılıklar toplumları birbirinden ayıran unsur olarak görüldüğünde teröre zemin hazırlardığını" da ifade etti; "Terör bugün en fazla dünyadaki ayrışmaları bir istismar amacı olarak kullanıyor. Terörün en çok nemalandığı yer bu ayrışmalardır. Farklılıkları adeta teröre zemin olarak gördüğümüzü biz kendi ülkemizde de yaşıyoruz" dedi. "Biz de son 25 yıl içerisinde yaklaşık bin şehit verdik" diyen Erdoğan, "Bunun yanında vuruşmalarda 30 bine ulaşan bir ölüm hadisemiz var. İşte biz bütün bunların karşısına ortak değerleri, evrensel ve insani değerleri, ortak bir gelecek inşa etme idealini korumak zorundayız. Zira dünyanın daha da keskinleşen, daha da kutuplaşan bir gerilimle yola devam etmesi mümkün değildir" diye konuştu. Huntington'un "medeniyetler çatışması" tezini doğrulamak istemediklerini dile getiren Erdoğan, Yunus Emre ve Mevlana gibi düşünürlerin barışa yönelik güzel sözlerini örnek verdi. Erdoğan, "Nitekim yüzyıllar öncesinden bizlere barış ve kardeşlik çağrısı yapan 'Gelin tanış olalım işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz' diyor. Hepimiz ölecek miyiz? Öleceğiz. Öyleyse bu kavga niye, bu savaşlar niye?" diye sordu. Trafik sorunu ve "küçük Tayyip" Toplantıya gelirken arabada Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile yaptığı konuşmayı da örnek veren Erdoğan, Şimşek ile New York'ta bir yerden bir yere yaya olarak 15 dakikada gidilebilecek mesafenin araçla belki yarım saatte zor gidildiğini konuştuklarını söyledi. Erdoğan, "Bunu konuştuk ve sorduk acaba neden? Halbuki toplu taşımacılık en ideal şekilde var. Peki neden? Biz tüketim ekonomisiyle, verim ekonomisini balans edemiyoruz. Önce bunun balans edilmesi lazım. Buradaki sürekliliği eğer egemen kılmazsak gelecek daha tehlikeli. Herhalde bu dev kulelerin yıkılması mümkün değil. Geniş caddeler inşa etmek de mümkün değil. Peki bu araçları nereye koyacağız? Üst üste bunları mı bina etmeye başlayacağız? Bu da mümkün değil. Öyleyse gelecek çok daha büyük tehlike arz ediyor" dedi. Başbakan, "Ben çok fakir bir ailede büyüdüm. Bizim kendi özel arabamız yoktu ve okulum 30-40 dakika mesafedeydi. yolu küçük Tayyip olarak ben yaya gider gelirdim, annem de elimden, kolumdan tutmazdı ve ayakkabılarım delik deşikti. Yağmurda, çamurda, kışta ayaklarımın kızardığını bilirim. Şimdi biz çoluğumuza çocuğumuza ayakkabıları layık görmüyoruz, çok daha farklı bir noktadayız. Bununla böyle olsun demiyoruz. Şüphesiz ki daha iyi ama daha iyi olmalıyız. Daha iyi olması için tüketim ekonomisi ile verim ekonomisini dengelememiz lazım. İsraf ekonomisine de dikkat etmeliyiz. Eğer bunu başarırsak biz küresel ekonomik krizi aşmayı çok iyi şekilde başarırız" dedi. Konuşmasının ardından enstitü Müdürü Garrick Utley'in New York'un trafik sorununa çözüm önerisini sorması üzerine de Erdoğan, kendisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığını hatırlattı. Ban Ki-Mun ile görüştü Başbakan Erdoğan, daha sonra BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun ile bir araya geldi. Genel Sekreter Ban, Erdoğan'a Türkçe "Teşekkür ederim" dedi. Görüşmede, Ortadoğu, ve iklim değişikliği konuları gündeme geldi. Genel Sekreter Ban Ki-Mun, 'ta yürütülen barış görüşmeleri ve uluslararası alandaki çabalarından ötürü Erdoğan'ı kutladı. Türkiye'ye iklim değişikliği konusunda gösterdiği liderlikten dolayı teşekkür eden Ban, ayrıca İstanbul'da yaşanan son sel felaketiyle ilgili üzüntülerini dile getirdi. Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesine doğru atılan yeni adımları memnuniyetle karşıladığını da belirten Ban, ile ilgili genel konularda da Türkiye'ye yakın zamanda danışacağının işaretini verdi. Erdoğan ayrıca, Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov ile de görüştü. The Plaza Otel'de gerçekleşen görüşmede, iki ülke ilişkileri, bölge ve konularının gündeme geldiği öğrenildi. Görüşme basına kapalı gerçekleşti. 580551 Turkcell Süper Lig'de 7'inci haftanın hakemleri belli oldu 'de 7'inci haftanın hakemleri belli oldu ’de 7. hafta maçlarını yönetecek hakemler açıklandı. Futbol Federasyonu ’ndan yapılan açıklamaya göre, haftanın maçlarında görevli hakemler şunlar:  25 Eylül Cuma:          20.00 -:          26 Eylül Cumartesi:          20.00 -:          20.00 -:          20.00 -:          20.00 İstanbul -:          27 Eylül Pazar:          20.00 -: Özgür Yankaya          20.00 -:          20.00 -: 580704 Obama, BM'de terör ve açlık vurgusu Obama, BM'de şöyle konuştu: Göreve geldiğim günden bugune yeni bir dünya düzeni ve beklentiler vardı... Dünyanın farklı bir yolda ilerlemesi sırası geldi. Artık dünyanın farklı bir çıukarla yol alması gerekir.Nükleer materyallerin üretilmesinni azaltılması konusunda bir anlaşmaya vardık. Özellikle Ortadoğu'da başarı için özel temsilci atadım... Dünyanın ve ABD'nin yeni standartlara ulaşması için çalıştık. Krizin kontrolü için trilyon dolarlık kaynak yarattık. Açlık ve yoksullukla mücadele için 20 trilyon dolar yardım fonu çıkaracağız... Sorumlulukları üstlendik. Borçları ödüyoruz. Hem kendimize hem de amerikaya karşı sorumluluklarımızı yerine getireceğiz... ABD'nin tüm problemleri tek başına çözmesi beklenemez... Tüm dünya küresel ısınma ve terör konusunda ortak hareket etmelidir... BM'nin kurulma sebebi ortak sorunlara çözüm bulmak... Sadece tek bir ülkeyi ileri götüren şey başarılı olamaz. Çünkü tüm dünya artık birbiri ile bağlantılı. Eski düşünce yapısı artık gereksiz ve etkisiz... Kendi insanlarının çıkarlarını gözardı edecek durumlar vardır... Zaman tüm duvarların yıkıldığı bir zamandır... AYRINTILAR GELECEK 580886 'Aslan avcısı'ndan gol sözü 'Aslan avcısı'ndan gol sözü İHA Giriş Saati 23.09.2009 17:25 Güncelleme 23.09.2009 17:27 Eskişehirspor'un Gineli golcü futbolcusu Souleymane Youla, Galatasaray maçında yine gol atacağını ve takımının Ali Sami Yen'den üç puanla ayrılacağına inandığını söyledi. Geçen sezon Galatasaray'a karşı oynadığı iki maçta toplam üç gol atarak takımının iki karşılaşmayı da kazanmasında önemli pay sahibi olan Youla, Eskişehirspor Tesisleri'nde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Pazar günü Ali Sami Yen'de bir kez daha Galatasaray ile karşılaşacaklarını hatırlatan Souleymane Youla, "Bizleri güzel bir maç bekliyor. İkimizde iyi bir takımız. Ali Sami Yen'e puan almaya gidiyoruz. En az bir puanla İstanbul deplasmanındn döneceğimize inanıyorum. Ben bu maçta da gol atacağıma inanıyorum" dedi. Youla, kendisine 'aslan avcısı' lakabının takıldığının anımsatılması üzerine, "Galatasaray'a karşı geçen sezonki iki maçta üç gol attım. İnşallah, bu maçta da gol atacağım. Sakatlığım geçiyor, inşallah maça kadar hazır olacağım ve Galatasaray'a karşı daha iyi bir futbol ve gol atmak için sahaya çıkacağım" ifadelerini kullandı. Röportaj sonrası bir kameramanın kamerasını alıp görüntü çeken Souleymane Youla, "Ben kameraman olarak çalışayım, aylık ne kadar?" diye sordu. "Bin dolar" yanıtını alan Youla, "O zaman ben çalışmıyorum. Bin dolara kamera taşımam" karşılığını verdi. Youla, aylık ne kadar maaş istediğini soran gazeteciye ise, "En az bin dolar" karşılığını verdi. Yayın tarihi: 579676 ABD'de finans ve otomotivden sonra gazetelerin de kurtarılması gündemde İnternet medyası karşısında zor günler geçiren ve çoğu batma noktasına gelen büyük gazetelerin kurtarılması için devletin ekonomik yardım yapması yönündeki teklife Barack Obama yönetimi de sıcak bakıyor. Maryland Senatörü Ben Cardin tarafından Amerikan Kongresi'ne sunulan "Yazılı Basının Yeniden Canlandırılması Kanunu" teklifi, Amerikan medyasında heyecana yol açtı. Teklif yasalaşırsa, gazeteler, vergi muafiyeti ya da imtiyazları olan "501 (c)(3) şirketleri" yani NGO'lar arasına alınacak. Amerikan Gelir Vergisi Kanunu'nun 501'inci maddesinin fıkrasının 3'üncü paragrafı, dinî kurumlarca kurulmuş şirket ve fonlar ile hayır amacıyla, bilimsel amaçlı veya kamuoyunu eğitme amaçlı şirket, fon ve organizasyonlara vergi muafiyetleri getiriyor. Obama'nın da, son günlerde görüştüğü bazı gazete yöneticilerine, kanun teklifine sıcak baktığını söylediği belirtildi. Barack Obama, görüştüğü iki gazetenin yöneticilerine basının önemini vurgularken, son zamanlarda yükselen politik haber bloglarından da yakındı. "Yazılı basının demokrasinin sağlığı için kritik önemde olduğunu" söyleyen Obama, son zamanlarda "dedikodu ve yorum" merkezli haberciliğin "bilgi ve açık kaynak" merkezli haberciliğin yerini almasından duyduğu endişeyi dile getirdi. BASIN KEPENK KAPATIYOR Reklam pastasının aslan payının internete gitmeye başlaması özellikle ABD'de yazılı basını iflasın eşiğine getirmiş durumda. Son olarak Denver'ın önde gelen gazetesi The Rocky Mountain News ile Seattle Post-Intelligencer gazeteleri de yazılı basımlarını durdurarak tamamen internet yayınına dönüştü. NEW YORK ZAMAN Asker sayısı değil, dron saldırıları artacak ABD'nin Afganistan'daki komutanı General Stanley McChrystal'in "bir yıla kadar asker sayısı artırılmazsa kaybederiz" uyarısı yapmaya hazırlandığı Barack Obama yönetiminin farklı bir strateji peşinde olduğu bildirildi. AP ajansının haberine göre, Obama El Kaide ile mücadelede stratejiyi Afganistan'a daha fazla asker göndermek yerine daha fazla insansız savaş uçağı (drone) ile saldırıya kaydırabilir. Ajansa konuşan iki üst düzey yetkili, ABD'nin insansız uçaklar ile El Kaide'nin Pakistan'daki üslerine yönelik saldırılarını artırmasının, örgütü küçük alanlarda kalmaya ve Afganistan'a geçişleri durdurmaya yarayabileceğini savundu. Başkan Obama, hafta sonu yaptığı açıklamada, daha fazla asker gönderme seçeneğine şimdilik sıcak bakmadığının işaretini vermişti. 580368 vitamini eksikliği kalbi vuruyor İtalyan La Stampa gazetesinde yayımlanan habere göre, 'deki Colorado Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Massachusetts Hastanesi tarafından yapılan araştırma sırasında, kandaki vitamini düzeyi ile 65 yaş üstü ölüm oranı arasındaki ilişki inceledi. Araştırmacılar, bin 400 kişinin kan örneklerini analizi sonucunda, vitamini oranı düşük olanların kalp hastalıklarından ölme riskinin diğerlerinden üç kat fazla olduğunu tespit etti. Araştırma ekibinde yer alan Doktor Adit Ginde, vitamini takviyesinin kolaylığına dikkati çekerek, bu şekilde daha sağlıklı bir yaşam sürülebileceğini söyledi. 580162 Kriz kahini Türkiye'ye geliyor Kriz kahini Türkiye'ye geliyor, 12:34 Küresel krize ilişkin öngörüleri nedeniyle ''kriz kahini'' olarak adlandırılan Prof. Nouriel Roubini, IMF-Dünya Bankası toplantıları öncesinde Türk iş dünyası, medya temsilcileri ve yatırımcılarla bir araya gelecek. İş Yatırım tarafından Ekim 2009 Cuma akşamı düzenlenen etkinliğe katılacak olan uluslararası makroekonomi alanında uzman, ekonomist Prof. Roubini, ''Küresel krizin neresindeyiz?'' konulu bir konferans verecek. İş Yatırım'dan yapılan açıklamada, Prof. Roubini'nin Türkiye'ye ilk kez yine İş Yatırım tarafından davet edildiği, İş Yatırım'ın 2003 yılından itibaren geleneksel olarak düzenlediği ''Geniş Açı'' toplantılarının beşincisinde, Mart 2008'de düzenlediği konferansta, Prof. Nouriel Roubini'yi ilk kez Türk yatırımcılarla buluşturduğu hatırlatıldı. Açıklamada, söz konusu konferansta, ''ABD ekonomisinde yaşanan gelişmeler, bu gelişmelerin global piyasalar ve Türkiye'ye yansımaları'' konulu bir konuşma yapan Roubini'nin, küresel krizin yaşanmaya başlanmasından altı ay önce yaptığı bu konuşmada, yaklaşan küresel krize ve krizin boyutuna dikkati çektiği ve yatırımcıları uyardığı anımsatıldı. 580535 MHP'den açık oturum değrelendirmesi 'den açık oturum değrelendirmesiANKA Grup Başkanvekili Başbakan Erdoğan’ın ‘’nın Meclis’te açık oturumda ele alınacağına yönelik sözlerini "MHP’ye rağmen bir şey yapılamayacağı ortaya çıkmıştır. Bunu olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyoruz" şeklinde değerlendirdi.Şandır Başkanı Orgeneral ’un yaptığı açıklamaların "malumun ilanı" olduğunu belirterek "Devletin kırmızı çizgilerini ifade etmiştir" dedi.Şandır, Başbakan Erdoğan’ın ’de lobisiyle yaptığı görüşmeyi "One minute balonu patlamıştır" sözleriyle değerlendirdi. Şandır ANKA’ya yaptığı değerlendirmede, ‘açık oturum’la hükümetin doğru bir noktaya geri döndüğünü söyledi. Ülkenin geleceği ve milletin birliğiyle ilgili ‘tehdit ve tehlikeler’ taşıyan bir sürecin milletten gizli tartışılmasının ‘hak’ ve ‘doğru’ olmadığını ifade eden Şandır "MHP olarak biz milletten bir şeyin saklanamayacağını, saklanması halinde karşı çıkacağımızı ısrarla ifade ettik. Genel Başkanımız hükümetin kapalı oturum ısrarı karşısında bunu deşifre edeceğimizi, bedeli neyse de göze aldığımızı söyledi. MHP’ye rağmen bir şey yapılamayacağı ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bunu olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyorum."diye konuştu. -"GENELKURMAY BAŞKANI MALUMU İLAN ETTİ"- Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un bayramda, açılımla ilgili yaptığı açıklamaları da değerlendiren Şandır, Başbuğ’un devletin kırmızı çizgilerini ifade ettiğini ve önemli mesajlar verdiğini söyledi. Şandır, "Silahlı mücadeleden ve ülke güvenliğinden sorumlu ’nin bir numarası Genelkurmay Başkanı, terörle sonuna kadar mücadele edileceğini ve neredeyse oraya gidip vurulacağını açık ve net ortaya koymuştur. Ülkenin kesinlikle bölünmeyeceğini söylemiştir. Genelkurmay Başkanı açılımı desteklemiyor. Diyor ki; kimsenin anadilini öğrenmesine engel yok, anası babası dilini öğretsin. Eğitimde ’nin kullanılmasını, televizyonlarda yapılmasına itiraz var Doğru duruş budur. MHP ısrarla bunu söylemektedir. Diğer konular ülkenin genel konularıdır. Demokrasi, asayiş, güvenlik, ’nin sorunlarıdır ve Türkiye’nin bütünlüğünde tartışılması gerekir. Eğer sorunlarınızı etnik kimliği özne yaparak tartışırsanız bulacağınız çözümlerin tamamı bu toplumu etnik temelde ayrıştırır. Bu ayrışma ileri zamanda cepheleşmeye, cepheleşme de çatışmaya döner.Kan dursun, gözyaşı dinsin diyorsanız açılımdan vazgeçin, çünkü bu toplumu etnik temelde ayrıştırıp çatıştıracaktır. Kanın akmasını artıracak, gözyaşının çığlığa dönüşmesine yol açacaktır" diye konuştu. -"ONE MİNUTE BALONU PATLADI"- Şandır, Başbakan Erdoğan’ın ABD’de Yahudi lobisiyle yaptığı görüşmeyi ise "Başbakan’ın günah çıkartma mahiyetinde ABD’ye adım atar atmaz Yahudi lobisiyle görüşmesini ibretle izledik. One minute balonu patlamıştır."şeklinde değerlendirdi. Başbakan’ın Obama ile görüşemeyeceğinin de ortaya çıktığını söyleyen Mehmet Şandır, "Başbakan ’nın önceki görüşmede verdiği ev ödevlerini tamamlayamadığı için hocası kendisini kabul etmemiştir" dedi. AYLIK NAVİGASYON PAKETİ HEDİYE 579372 Samsun'da 2500 Ton Fındık Yandı Samsun'da 2500 Ton Fındık Yandı Samsun'un Çarşamba İlçesinde, Toprak Mahsulleri Ofisi'ne ait depolarda çıkan yangında, bin 500 ton fındık yandı. Kavakdibi mevkiindeki Toprak Mahsulleri Ofisi'ne ait fındık depolarının birinin çatısında çıkan yangın, kısa sürede yayılarak çevredeki dört depoya sıçradı. Yangın, merkez ve çevreden gelen ekiplerin müdahalesiyle bir buçuk saatlik çalışma sonucunda söndürülebildi. Ölen ya da yaralananın olmadığı yangında, bin 500 ton fındık yandı. 581012 Altını da ıslatsa krize de girse çağırma! Uzman psikologlar, yarın çalacak olan ilk ders zili öncesinde öğrenci velilerini ve eğitimcilerini uyarıyor: "Altını ıslatma, ağlama krizi, kendine ve arkadaşlarına zarar verme durumu olmadığı sürece veliye okula çağırmayın. Veliler, "çocuğum ağlıyor" diye çocuğu okuldan eve götürmeye kalkışmamalı. İlk kez okula başlayacak çocuğu okluda kalmaya heveslendirmek için eğitimcilerin, "Gel benim asistanım ol, seni grup lideri yapalım gibi çocuğa kendisini önemli hissetmesini sağlayacak sorumluluklar verilmeli." 2009 2010 eğitim ve öğretim yılı 24 Eylül'de başlarken, Psikolog Dr. Linda Fraim, ANKA'nın sorularını yanıtladı. Fraim, tüm öğrenciler, veliler ve eğitimciler için önemli mesajları verdi. İlkokula yeni başlayan çocukların okulda ağlama nedeninin okul korkusundan kaynaklandığını söyleyen Fraim, bu sorunun yaşanmaması için velilerin okul öncesinde çocuklarına, okulun nasıl bir yer olduğunu anlatması gerektiğini belirtti. Fraim, "Okullar açılmadan bir gün önce çocuğun öğretmenleri ile ısınma günü yapılmalı. Yurt dışında bu yapılıyor. Çünkü çocuklarda okul korkusu başladığı zaman bu akademik boyutlara ulaşabiliyor" dedi. -ÇOCUK CESARETLENDİRİLEREK OKULA HEVESİ ARTIRILMALI- Kayıt sonrası ilk kez okula gidecek çocuklarda okul korkusu başlayıp, ağlamaya başladığı taktirde velilerin neler yapması gerektiği konusunda uyarılarda bulunan Fraim, "Veli arkasını döndüğü anda çocuk okula hazır değilse ağlamaya başlar. Çünkü okul onun için yabancı biryer ve kimseyi tanımıyor. Bu durumda öğretmen veli yardımıyla çocuk dikkati farklı yönlere çekilmeli. Bu yaşa göre değişiyor. 3-6 yaş arasındaysa çocuk ilgisi oyun oynayarak, resim yaparak farklı yönlere çekilebilir. Eğer bu da sonuç vermiyorsa rehberlik servisinden bir uzman çağırılmalı ve çocuğun ağlama sebepleri öğrenilmeye çalışılmalı" dedi. Okulda ağlayan çocuğun eve götürülmesinin ise doğru bir davranış olmadığını savunan Fraim, "Çocuk altına kaçırma, arkadaşlarına ve kendine zarar verme, ağlama krizine girme gibi ciddi sorun yaşamadığı sürece eve götürülmesi doğru değil. Bu çocuğa ödül olur. Ağladım eve gidiyorum gibi" dedi. Eğitimcilerin, çocukları cesaretlendirerek, okula hevesini artırabileceğini söyleyen Fraim, "Öğretmenlerin yaptığı küçük oyunlar vardır. Gel sen benim asistanım ol, grup lideri ol gibi. Bu tür küçük oyunlar, çocuğun okula ilgisini, hevesini artırır" dedi. -AİLENİN AŞIRI İLGİSİ VE BASKISI OKULA İLGİSİZLİK NEDENİ- Ailelerin çocuğa aşırı ilgisi ya da çok ilgisiz kalmasının okula ilgisini azaltabileceği uyarısında da bulunan Fraim, "Aile, çocuk için okul alışverişine çıkıyor. Çocuğun her istediği alınıyor. Çocuğun her istediği alındığı zaman da bir önemi kalmıyor. Okula gitme zamanı geldiğinde eğer okul ortamı ona cazip gelmiyorsa, birinci senaryo olarak ilgisi başka şeylere yönelecektir. İkinci senaryoda çocuğun bir şekilde dikkat çekmek için başka şeylere yönelmesi, okuldan ilgisiz kalmasına sebep olacaktır. Bu da ok işaretlerini aileye yönlendiriyor. Bu durumda aileye bakmak gerekiyor. Aile çocuğa çok ilgili mi, çok ilgisiz mi diye. Çünkü evde anne-baba çocuğa herşeyi veriyor. Okulda bu olmadığı zaman ilgisiz kalabiliyor" dedi. -SORUMLULUK DUYGUSU ÖĞRETİN, AİLE ÇOCUĞUN EV ÖDEVLERİNİ YAPMASIN- Velilerin, çocuğa sorumluluk duygusu vermesinin hem akademik başarı, hem sosyal gelişimi, hem de duyarlılık bilincinin gelişimini tetikleyeceğinin altını çizen Fraim, "Bazı veliler kızacak ama sorumluluğu evde aşılamakta gerekiyor. Bu sorumluluğu verirken de dozunda ödül ve cezanın da olması gerekiyor. Mesela oyuncaklarını toplarsa, ödevlerini yaparsa, play station oynayabileceği, tv seyredebileceği, dışarı çıkabileceği gibi" dedi. Ailelerin çocuğun derslerini yapmasını da eleştiren Fraim, "Aile ödevi yapıyor. Çocuk tv izliyor. Bu olmaz. Bu çocuğun sorumluluk duygusunu köreltir" dedi. (ANKA) 579683 Truva Kazılarında İki İskelet Bulundu Truva Kazılarında İki İskelet Bulundu Truva Antik kentindeki kazılar sırasında heyecan verici bir gelişme yaşandı. Arkeolojik kazılar sırasında bir kadın ve bir erkeğe ait iki iskelet bulundu. İskeleletlerin Truva Savaşı'nın kurbanları olabileceği düşünülüyor. Homeros'un İlyada ve Odysseia destanlarına konu olan Truva antik kentinde bir ilk yaşandı. Aşağı kentte yapılan arkeolojik kazılar sırasında, bir kadın ve bir erkek iskeleti bulundu. Kazı Başkanı Doç.Dr.Rüstem Aslan, "Bu kazılar sırasında sürpriz bir buluntu ile karşılaştık. Hemen hendeğin iç tarafında tane iskelet tane gömü söz konusuydu. Eğer tahminlerimiz doğruysa bu iskeletler bir kadın bir erkek kadın büyük bir ihtimalle çocuğuyla ya da dokuz aylıkken gömülmüş" dedi. Tarihin en önemli savaşlarından biri olan Truva Savaşı'yla aynı döneme ait olan iskeletler, savaşın aydınlanmasında büyük rol oynayacak. Kaleden 350 metre uzakta bulunan iskeletlerin, aşağı kentin ilk kurbanları olduğu tahmin ediliyor. Doç.Dr.Rüstem Aslan," Hemen üstü çabucacık gömülerek özensiz bir şekilde gömülmüş. Eğer bu tahminlerimiz bu iskeletlerin tarih tahminleri doğruysa Troya savaşının ilk kurbanları diyebiliriz" şeklinde konuştu. Önümüzdeki yıllarda da aşağı kent çevresinde devam edecek olan kazılar, tarihe ışık tutmaya devam edecek. 579610 Çin'in ilk domuz gribi aşısı başarılı Çin'in ilk domuz gribi aşısı başarılı PEKİN (A.A) Çin'in ilk domuz gribi aşısı denemesi başarılı oldu. Yetkililer, Pekin'de başlatılan aşılama kampanyasında 100 bin öğrencinin aşılanacağını, dünyada ilk olan kitlesel aşı kampanyasına katılan öğrencilerde yan etki görülmediğini açıkladı. 580680 Çin'den komşularına askeri güvence Çin Uluslararası Radyosunun haberine göre, "60. Yıl Dönümü Basın Merkezi"nde düzenlenen ilk basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yönetim Ofisi Başkan Yardımcısı ve Basın Sözcüsü Gao Cienguo, kutlamalar çerçevesinde yapılacak askeri geçit töreninde yeni silahların da yer almasındaki amacın, ülkelerinin dünyaya askerinin güçlü yönünü göstermek olduğunu belirtti. Sözcü Gao, bunun bazı ülkelerde ve özellikle komşu ülkelerde endişeye yol açacağını savunanların da bulunduğunu söyleyerek, bir ülkenin askeri gücünün başka ülkelere tehdit oluşturup oluşturmamasının, askeri gücüne göre değil, bu ülkenin izlediği askeri politikaya bağlı olduğunu ifade etti. Gao, eskiden beri barışçı gelişme yolunu izleyen Çin'in, her zaman kalıcı barışa ve ortak refaha dayalı uyumlu bir dünyanın oluşturulması için çaba harcadığını söyledi. 581040 Barcelona'da İstanbul şarkıları Barcelona'da 1871 yılından bu yana devam eden ve kentin en büyük festivali olan "La Merce"ye bu yıl konuk şehir olarak "İstanbul" davet edilirken, festivalin açılışını İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Taşkın Savaş yönetiminde, 30 kişilik "Medeniyetler Korosu", İstanbul şarkılarıyla yaptı. "Katibim" ile başlayan koro izleyicilerden alkış aldı. Barcelona Belediyesi önündeki Sant Jaume meydanındaki açılışta yapılan anonsta Türkçe olarak da "Hoşgeldiniz" denilmesi dikkati çekti. Bu arada festival dolayısıyla kentte olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ahmet Selamet ve beraberindeki heyet ile Türkiye'nin Barcelona Başkonsolosu Haldun Koç, İstanbul'un konuk kent olması sebebiyle Barcelona Belediye Başkan Yardımcılarından Carles Marti tarafından kabul edildi ve heyetlerarası kısa bir görüşme yapıldı. 30 Ağustos;ta İstanbul;dan hareket eden “Far de Barcelona" adlı denizcilik eğitim gemisinde bulunan 12Türk denizcilik öğrencisi de Barcelona limanından kortej eşliğinde yürüyerek, festivalin açılışının yapıldığı Sant Jaume meydanına geldi. 27 Eylül tarihine kadar sürecek festival kapsamında Barcelona'nın 37 yerinde 600'e yakın kültür ve sanat etkinliği düzenlenirken, tüm aktiviteler ücretsiz izlenebilecek. İstanbul'un 2010 Avrupa Kültür Başkenti olması Barcelona'daki festivalde tanıtılırken, ayrıca Türk el sanatları, gölge oyunu tiyatrosu, sema gösterileri, konserler, fotoğraf ve sanat sergileri ile Fatih Akın, Nuri Bilge Ceylan gibi bazı Türk yönetmenlerin filmleri de gösterilecek. (AA) 579841 Cumhurbaşkanı Talat, New York'ta Washington'daki temaslarının ardından New York'a gelen Talat, bugün başlayacak 64. dönem BM Genel Kurulu üst düzey toplantıları sırasında çeşitli temaslarda bulunacak. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile görüşmesi beklenen Talat'ın BM'deki temasları sırasında İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband, İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt ve İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ile de görüşmesi bekleniyor. Edinilen bilgiye göre, Talat New York'ta başka ülkelerin yetkilileriyle de bir araya gelebilecek. BM yetkililerinin son açıklamalarında Genel Sekreter Ban'ın KKTC Cumhurbaşkanı Talat ve Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas ile yakın zamanda görüşeceği, ancak görüşmelerin ayrı ayrı yapılacağı belirtilmişti. 579443 Kurtuluş reçetesi! Kurtuluş reçetesi! 23.09.2009 CSKA Moskova maçını milat kabul eden Beşiktaş'ta Mustafa Denizli çözüm yolları için yol haritasını belirledi ve maddelik bir liste hazırladı Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli siyah-beyazlı ekibi tekrar ayağa kaldırmak için kolları sıvadı ve bir dizi tedbirler aldı. "Beşiktaş'ı yine aynı başarılı çizgisine getireceğiz. Cezayla değil, değişik yöntemlerle bu kötü gidişi ortadan kaldıracağız. Alınan kötü sonuçlardaki üzüntüler zaten yetiyor. Maddi cezalar bir şey ifade etmez" diyen Denizli'nin takımla ilgili aldığı kararları SABAH açıklıyor: FUTBOLCULARLA tek tek görüşülecek. Yeniden motivasyonlarının istenilen seviyeye çıkması sağlanacak. Bu konuda özellikle Bobo ve Tello gibi geçen sene verim alınamayan oyunculardan başlanarak rehabilitasyon süreci yapılacak. Ankaraspor maçının boşluğu iyi değerlendirilecek. CSKAMoskova maçı çıkış için büyük bir şans olarak değerlendirilecek. Maçı kazanmak için her türlü hazırlık yapılacak. Gerekirse gün önceden Moskova'ya gidilecek. (Bu konuda Moskova öncesi Antalya'ya gidip kamp yapma ve Ümraniye'den uzaklaşma fikrinden vazgeçildi) TABATA VE 20 BİN DOLAR! FUTBOLCULARIN saha dışındaki sorunlarıyla da ilgilenilecek. Örneğin yeni tuttuğu evinin 20 bin dolarlık depozitosunu menajerinden borç alarak halleden Tabata gibi futbolcuların sorunlarıyla yakından ilgilenilecek. YENİDEN takım ve şampiyonluk ruhunun oluşturulmasına çalışılacak. Bu konuda teknik kadro, futbolcuların yanı sıra takımın içinde olan Ümraniye'deki personelin sorunlarıyla da ilgilenilecek. Yönetim düzeyindeki çözümlerle yol açılacak. MEDYAile geçen sene kurulan sağlıklı ilişkiler yeniden yapılandırılacak. Daha istikrarlı, net mesajlar iletilecek. Medyanın rahat çalışması ve röportaj almasına yönelik açılımlarda bulunulacak. TAKIMDA bazı oyuncuları kadro dışı bırakma ve para cezası gibi uygulamalarda bulunulmayacak. Güven kazanılmaya çalışılacak. Ancak istenileni veremeyen isimlerden 4-5'i ile ocak ayında yollar ayrılacak. Yayın tarihi: 580887 Scolari ilk maçını kazandı! Haberi Ekle Scolari ilk maçını kazandı! 23/09/09 18:53 Uzun yıllar İngiltere Premier Lig ekiplerinden Chelsea'yi çalıştıran tecrübeli teknik direktör Scolari, Özbek takımını, çeyrek final maçında Güney Koreli Pohang Steelers'a karşı 3-1 galip getirmeyi başardı. Rivaldo'nun kaptanlığını yaptığı Bunyodkor, 7. dakikada rakip oyuncu Byung Jun'un attığı golle 1-0 yenik duruma düşmesine rağmen, 29. dakikada Viktor Karpenko'nun attığı golle ilk yarıyı berabere kapattı. İkinci yarıda daha atak futbol sergileyen Scolari'nin takımı Bunyodkor, 79. ve 85. dakikalarda, geçen sezon Asya'nın en iyi futbolcusu seçilen Server Jeparov'un attığı gollerle maçı 3-1 önde tamamlarken, 30 Eylül'de Pohang Steelers ile oynanacak deplasman öncesinde önemli bir avantaj yakaladı. Bir önceki Asya Şampiyonlar Ligi'nde teknik direktör Arthur Zico yönetiminde yarı finalde Avustralya'nın Adelaida United takımına yenilerek elenen Bunyodkor, bu sene Süper Lig'in yanı sıra Asya Şampiyonlar Ligi'ni kazanmayı hedefliyor. Süper Lig'in 23. haftasında topladığı 69 puanla liderliğini sürdüren Bunyodkor, Scolari yönetiminde geçen ay oynanan Özbekistan Kupası final maçında Taşkent'in Pakhtakor Kulübü'ne yenilerek kupaya veda etmişti. 580950 Vatikan'dan Mekke'ye mektup Uluslararası Rotary 2430 Bölgesi önderliğinde düzenlenen ''Roma-Mekke Dünya Barışı İçin Bir Adım Daha Bisiklet Turu'' etkinliği kapsamında, 30 bisikletçi Papa 16. Benedict'ten aldıkları iyi niyet mektubunu, Mekke Baş Müftüsü'ne ulaştıracak. Proje Başkanı Sedef Bircan, Resim ve Heykel Müzesi'nde düzenlenen basın toplantısında, dil, din, ırk ayırt etmeden tüm dünyada kardeşliği, dinler arası hoşgörüyle iyi niyeti vurgulamak ve konuya dikkat çekmek amacıyla Roma-Mekke Projesi'ni başlattıklarını söyledi.Proje kapsamında yarı profesyonel 30 bisikletçinin Papa 16. Benedict'ten aldıkları iyi niyet mektubunu, medeniyetin beşiği sayılan Atina, Efes, Antalya, Tarsus, Antakya ve Petra güzergahını izleyerek Mekke'ye ulaştıracaklarını anlatan Bircan, bisikletçilerin 29 Eylül'de Yunanistan'dan Çeşme'ye geçerek ülke sınırlarına gireceğini ve gruba Türk bisikletçinin de katılacağını belirtti. Bisikletçilerin Türkiye güzergahı hakkında bilgi veren Bircan, bu kapsamda Ekim'de Belek'teki Dinler Bahçesi'nde bir tören düzenleneceğini, Ekim'de Mersin Senfoni Orkestrası ile Dinler Korosu'nun bir konser vereceğini, 11 Ekim'de de bisikletçilerin Antakya'dan Suriye'ye geçeceklerini ifade etti. Turun 31 Ekim'de sona ermesinin planladığını dile getiren Bircan, iyi niyet mesajının Mekke Baş Müftüsü'ne törenle iletileceğini kaydetti.-''KÜLTÜREL VE DİNSEL ÖGELERİN TANITILMASINA FIRSAT VERECEK''- Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürü Cumhur Güven Taşbaşı da dünyadaki Rotary kulüplerinin eğitim, kültür ve sanat alanında birçok projeye imza attığını belirterek, Bakanlık olarak turizm, sanat ve kültür projelerini desteklediklerini söyledi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın Roma-Mekke Projesi'ni duyduğunda çok heyecanlandığını ve gerekli tüm desteğin verilmesini istediğini belirten Taşbaşı, inanç ve spor turizmini barındıran bu projenin, Türkiye'nin kültürel ve dinsel ögelerinin tanıtılması için de fırsat olacağına işaret etti. Uluslararası Rotary 2430 Bölge Guvernörü Hasan Akduman da projenin dünya barışına katkıda bulunacağına inancını dile getirerek, ''Bugün gerçekleşme ihtimali zor gibi görünen bir proje arkadaşlarımızın üstün çabalarıyla hayata geçirildi. Bir rüya gerçek oldu'' diye konuştu. Konuşmaların ardından projeye katkı sağlayan kurum ve kuruluşlara teşekkür plaketi verildi. 580727 Muharrem Eskiyapan hayatını kaybetti Muharrem Eskiyapan hayatını kaybetti, 17:46 Muğla'nın Bodrum ilçesinde geçirdiği rahatsızlık sonucu hastaneye kaldırılan Nuh Çimento'nun kurucu ortaklarından ve 22. dönem Kayseri Milletvekili Muharrem Eskiyapan'ın hayatını kaybettiği bildirildi. Eskiyapan'ın tedavi gördüğü Özel Bodrum Hastanesi yetkilileri basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Kardioloji Uzmanı Uzman Doktor Nejat Sönmez, Eskiyapan'nın yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybettiğini söyledi. Muharrem Eskiyapan'ın hastaneye saat 10.00 sıralarında getirildiğini ifade eden Sözmez, ''Hastamıza ilk müdahaleyi otel görevlileri yapmış. Ekiplerimiz de kısa sürede otele ulaştılar. Hastanın duran kalbi yolda yapılan müdahale ile yeniden çalıştırılmış. Hastanede yaptığımız tüm müdahalelere rağmen hastayı kurtaramadık'' dedi. Sönmez, hastanın kesin ölüm nedeninin yapılacak otopsi sonrasında ortaya çıkacağını da ifade etti. AA 580411 'Hükümet kafa karışıklığından kurtulmalı' CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, Meclis'te basınla sohbet toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Başbakan Erdoğan'ın ABD'de yaptığı 'Kürt açılımının Meclis'te açık oturumda konuşulacağı'na yönelik açıklamalarının 'hükümetin kafa karışıklığı'nı ortaya koyduğunu ifade eden Okay, "Genel Başkanımızın söylediği gibi hükümet gideceği yer meçhul olan gemi gibi akıntıya kapılmış vaziyette" dedi. Hükümetin sürece Kürt açılımı diye başladığını, açılımın adının daha sonra 'Demokratik açılım' haline geldiğini ve şimdi de 'milli birlik' ve 'kardeşlik projesi' olduğunu kaydeden Okay, hükümetin kafa karışıklığının Başbakan'ın muhalefet liderleriyle görüşme talebinde de ortaya çıktığını söyledi. Başbakan'ın önce 'onlar gelmezse biz gideriz' dediğini daha sonra 'Baykal'a mektup göndermek'ten bahsettiğini hatırlatan Okay, yine hükümetin önce 'Kürt açılımının Meclis'te kapalı oturumda konuşulması'nı istediğini ancak şimdi açık oturumda konuşulacağını söylediğini ifade etti. Okay "Bir karar verin gizli mi açık mı olacak. CHP açık oturumdan yana. Milletten neyi saklıyorsunuz. Gizli oturumda sunmak istediklerinizle açık oturumda sunacaklarınız farklı mı olacak? Açık oturuma dönmüş olmaları önemli bir mesafe. Ama neyi söyleyecekleri çok önemli" dedi. Hükümetin tezkere konusunda da farklı açıklamalar yaptığını ancak Başbakan'ın tezkerenin Meclis'e sunulacağını söylediğini belirten Okay "Niçin mahçup tavır içindeniz, niye kamuoyunu yanıltıyorsunuz. Hükümet artık kafa karışıklığından kurtulmalı" diye konuştu. Başbakan Yardımcısı'nın açılımla ilgili anayasa değişikliği yapılmayacağını söylemesine rağmen Başbakan Erdoğan'ın "uzun vadede anayasa değişikliği yapılacağı"nı söylediğini de hatırlatan Okay, bu değişikliklerin Türk milletinin tanımı ve Türkçe ile ilgili olacağını, bunun da CHP'nin tespitlerinin doğru olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti. Okay "Türkiye ne olduğu bilinmeyen, açıklanmasından ürkülen bir açılımı tartışıyor. İktidar kararsız ve rotası belirsiz. İktidar bu projeyi ABD'de paylaşacak, bir rota belirleyecekler ve galiba netleştirdikten sonra sunacaklar" diye konuştu."TSK'nin bı kadar güncel siyasetin içinde yer alması doğru değil" Okay bir soru üzerine Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un bayramda yaptığı açıklamaları da değerlendirdi. Okay "Siyasetçilerin TSK'nın bu tür açıklamalarıyla ilgili onları bir siyasi platforma çekip tartışmasını doğru görmüyorum. TSK'nın da bu kadar güncel siyasetin içinde yer almasını doğru görmüyorum. Bu bir süreçtir. Bu sürecin içerisinde geleceğin projelendirilmesi sözkonusu. Eğer uzun vadeli program içerisinde anayasa değişikliği sözkonusuysa anayasa değişikliğinin neler olacağı da ortada ise bu Türkiye'de çok ciddi bir ayrışmanın başlangıcı olabilir. Bugünün değil geleceğin hesabını herkes yapmak durumundadır. Kaldı ki bu süreç Türkiye'de ilk kez insanların etnik kimliklerinden dolayı sorgulandığı bir süreç haline dönüşmüştür. Bu süreç içerisinde bu tartışmaları 'izlemeyin, dinlemeyin' düşüncesine katılmak mümkün değildir. Demokraside herkes düşüncesini özgürce ifade edecektir. Tartışmaların yapılmasına bir yasak yoktur. özgürce düşünceler ifade edilecektir, tartışılacaktır. Türkiye için önemli bir tartışma platformu oluşturmuştur. Vatandaşın kendi tercihidir, ister dinler ister dinlemez." diye konuştu. "One minute geride mi kaldı özür ziyareti mi?" Okay, Başbakan Erdoğan'ın ABD'de Musevi lobisiyle yaptığı görüşmeye ilişkin bir soru üzerine de şöyle konuştu: "One Minute geride kaldı, tarih oldu. Peki one minute kahramanı başbakan aynı şekilde karşılanacak mı? Davos'ta one minute diyip moderatöre kızan, Peres'e kızan başbakan Amerika'ya iner inmez ayağının tozuyla Musevi lobisini ziyarete gitti. One minute geride mi kaldı yoksa bir özür ziyareti mi? BM Atom Enerjisi komisyonunda İsrail in başı çektiği nükleer gücün sınırlanmasıyla ilgili olan tartışmada bir hafta önce Suriye ile canciğer olan Türkiye orada çekimser tavır takınıp toplantıda oy kullanmamıştır. İsrail için yapılan bir değişiklik için oy kullanmamıştır. Böylesine ikircikli bir siyasetle Türkiye'nin dış politikası yönetiliyor. Hazin bir tablodur. Nitekim nükleer güçle ilgili düzenleme reddedilmiştir ama Türkiye toplantıda oy vermemiştir. da muhtemelen one minute'nin bir başka bedeli olsa gerek." 23 Eylül 2009 579730 AİHM'den Türkiye'ye 'mülteci' cezası "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin dün aldığı kararla mültecilerin adil yargılanma, kötü muamele ve güvenlik ve özgürlük haklarının Türkiye tarafından ihlal edildiği'' görüşüne vardı. Türkiye karar gereği, iki İranlıya 20'şer bin Euro maddi tazminat ödeyecek. Gerekçeli kararda, İran'daki rejime muhalif Halkın Mücahitleri Örgütü'ne mensup iki davacının İran'a dönmesi halinde, can güvenliklerinin tehlikeye gireceği savunuldu. İki İran vatandaşına Birleşmiş Milletler Mülteci Komisyonu (UNCHR) tarafından siyasî mülteci statüsü verildiğine dikkat çeken Strasbourg yargıçları, davacıların Kırklareli ve Gaziosmanpaşa'daki yabancı gözaltı merkezlerinde tutuklu yargılanmasının da adil yargılanma hakkına aykırı olduğuna hükmetti. Türkiye'de siyasî mültecilerle ilgili örnek dava olma özelliği taşıyan karar, yabancı gözaltı merkezlerindeki diğer tutukluları da yakından ilgilendiriyor. Öte yandan, Fransa'da dün İngiltere'ye gitmek isteyen Afgan mültecilerin bulunduğu bir mülteci kampı kapatıldı ve 278 mülteci gözaltına alındı. Bir ormanda yaşayarak hayatta kalmaya çalışan mültecilerin tutuklanması insan hakları derneklerini kızdırdı. 579450 Bakanlık kapı kapı gezip aşı yapacak Sağlık Bakanlığı, gribi ile mücadelede sağlık görevlilerinin risk grubunda olanların evlerine kadar giderek aşı yapacağını açıkladı Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın, "A Gribi, tüm dünyada hızla artacak. Önemli olan risk gruplarını korumak" şeklindeki açıklamasıyla birlikte aşılama çalışmaları da gündeme geldi. Ancak herkes, "Aşı zamanında gelecek mi, kimler aşı olacak, okullarda aşılama yapılacak mı?" gibi soruların cevabını merak etmeye başladı. Sağlık Bakanlığı, toplam 26 milyon doz aşı sipariş edildiğini, ilk teslimatın ekimde yapılacağını açıkladı ve kapı kapı gezilip risk grubundakilere aşı yapılacağını müjdeledi. İşte merak edilen sorular ve Sağlık Bakanlığı'nın verdiği yanıtlar: Aşılama nerede ve nasıl gerçekleşecek? Aşılama uygulamaları gerek sağlık kuruluşlarımızda gerekse ev ziyaretleri yapılarak yerinde gerçekleştirilecek. Aşının teslimat programı doğrultusunda il, ilçe ve sağlık kurumları düzeyinde ayrıntılı planlama çalışmaları yapılarak aşı uygulaması yapılacak. Risk grubu yani gebeler, 6-35 ay arasındaki çocuklar, diyabet, kalp hastalığı ve bağışıklık sistemi yetmezliğine sahip kronik hastalığı olanlar, sağlık personeli, kritik görevlerdeki kamu personeli ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları dışında kalanlar isteğe bağlı olarak aşı yaptırabilecek mi? Risk grupları ve kesintisiz sürdürülmesi gereken kamu hizmetlerinde çalışan kritik personel dışında aşı taleplerine cevap verilmesi düşünülmemektedir. Risk grubunda isek nerelere başvurmak gerekiyor? Risk gruplarında yer alan kişilere aile hekimliği merkezleri, toplum sağlığı merkezleri, sağlık ocakları başta olmak üzere sağlık kurum ve kuruluşlarında ve oluşturulacak gezici ekipler vasıtası ile kapı kapı dolaşılarak aşı uygulaması planlanıyor. Ancak yapılacak genel duyurularla ayrıntılar risk gruplarına aktarılacak. Aşı iki doz şeklinde uygulanacak denilmişti. İlk ve ikinci doz ne zaman uygulanacak? Aşı uygulaması ile ilgili klinik çalışmalar sürüyor. Bu çalışmaların sonuçlarına göre doz ya da tek doz olarak uygulamasına karar verilecek. İki doz uygulanması durumunda ilk dozdan en az hafta sonra ikinci aşının yapılması gerekiyor. OKULDA EĞİTİM Okullarda gribine karşı önlem için eğitim çalışmaları yapılacak mı? Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği halinde okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim öğrencileri için ayrı ayrı eğitim planlandı. Bakanlıklar tarafından ortaklaşa olarak eğitilecek il eğitim ekipleri tarafından ilçe eğitim ekipleri yolu ile kademeli bir eğitim yapılacak. Bu sayede tüm okullara ve öğrencilere kısa sürede ulaşılması hedefleniyor. Aşılamanın okul çağındaki risk grupları dışında kalan öğrencilere uygulamasına ilişkin çeşitli modeller üzerinde çalışılmalar devam ediyor. Yayın tarihi: 579457 Polat: En kritik üç puandı Taraftarın arasında izlediği Kasımpaşa sınavında heyecanlandığını dile getiren Galatasaray Başkanı, "Kolay gözüküyordu ama en kritik üç puandı" dedi Galatasaray Başkanı Adnan Polat, Kasımpaşa maçı sonrası SABAH'a özel açıklamalar yaptı. Mücadelenin sadece kağıt üzerinde kolay gözüktüğünü belirten Polat, sarı-kırmızılı taraftarlarla kale arkasında izlediği maçta çok heyecanlandığını itiraf etti. Başkan, "Kasımpaşa sınavı şu ana kadarki en zor maçımızdı. Çok kritik bir üç puan aldık" derken, 120 TL'lik biletler nedeniyle federasyona tepkisinin söz konusu olmadığını belirterek, "Rakibimizin sezonluk kombinesi 100 TL iken, böyle bir uygulamanın yanlış olduğunu söyledim. Zaten Kasımpaşalı taraftarlar da bilet fiyatlarına isyan ettiler" dedi. Hakem İlker Meral'ı da eleştiren başkan Adnan Polat, "Hadi penaltıyı görmedi ancak Kewell'ın pozisyonu sonrası nasıl sarı kart çıkarır. Ali Güneş'i iki kere atmalıydı" dedi. Yayın tarihi: 580755 Demokratik açılım uyku getirdi Demokratik getirdiKemal KARADAĞ/ÇORUM, (DHA) Grup Başkanvekili Bozdağ konuşurken, il başkanı yanında uyudu Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, 'da parti binasında ‘Demokratik ile ilgili açıklama yaparken, AK Parti İl Başkanı Faruk Özkader uykusuna yenik düştü. Bozdağ’ın konuştuğu sırada uyuklayan Özkader, titreyerek uyandı. ’tan karayolu ile Çorum’a gelen AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, bugün parti binasında bir toplantı düzenledi. Toplantıda AK Parti Çorum Milletvekili Belediye Başkanı AK Partili Muzaffer Külcü, İl Başkanı Faruk Özkader de hazır bulundu. İçişleri Bakanı ile birlikte ‘Demokratik Açılım’ projesini yürüten Bozdağ, açılımla ilgili eleştiri oklarını yönelten muhalefete yanıt verdi. Bozdağ şunları söyledi: “Muhalefet yanaşmıyor. ‘Bakan konuşsun’ diyoruz, ‘yok’ diyorlar. Başbakan ‘konuşalım’ diyor, ‘yok’ diyorlar. Cumhurbaşkanı ‘konuşalım’ diyor ‘yok’ diyorlar. ‘Kapalı mecliste konuşalım’ diyoruz ‘yok’ diyorlar, bugün de ‘açık oturum yapalım diyoruz’ ona da ‘yok’ diyorlar.” Bozdağ’ın muhalefeti eleştirdiği bu sırada yanında oturan AK Parti İl Başkanı Faruk Özkader, uykusuna yenik düştü. Bir ara oturduğu sandalyede uyuklayan Özkader, titreyerek uyandı. Özkader daha sonra Bozdağ’ı dinlemeye devam etti. ‘1 TRİLYON DOLARI GEÇTİ’ ‘Demokratik açılım’ adını verdikleri çalışmayla terörü doğuran bataklığı kurutmak istediklerini ifade eden Bekir Bozdağ, “Bugüne kadar için resmi olarak 300 milyar dolar harcandığı söyleniyor. Ancak gayrı resmi olarak bu rakam trilyon doları geçti. Teröre harcanan bu parayı ’nin alt yapısına ve eğitimine harcasaydık, bugün dünyanın en büyük ekonomisi içerisinde yer alacaktık. En önemlisi de şimdi sorunu yerine iş ve aşımızı konuşuyor olacaktık” dedi. Bozdağ şöyle devam etti: “Biz sorununa el attık ve Türkiye’nin haklılığını tüm dünya gördü. Sorunlara karşı gözümüzü kapatamayız. Ülkemizde terör sorunu olduğu bir gerçek. AK Parti hükümeti, Türkiye’nin, halının altına itilmiş sorunlarını görüyor. Artık taşın altına elimizi koyma vakti geldi. Biz sorunu çözecek muhatap aramıyoruz. Bugüne kadar yaşadığımız sorunları çözen yegane ve tek adres ’dir. Terör sorununu da bu meclis çözecektir. Çözümün tek adresi meclistir. mücadelesi vermiş ‘Gazi’ bir meclistir.” AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, toplantının ardından kent merkezinde çeşitli ziyaretlerde bulundu. AYLIK NAVİGASYON PAKETİ HEDİYE 579991 11:18 futbolcu kendi kalesine gol attı futbolcu kendi kalesine gol attı Turkcell Süper Lig’de sezonun ilk haftasında futbolcu kendi kalesine gol atma şanssızlığı yaşadı. Denizlisporlu Burak, Kasımpaşalı Pavlik, Kayserisporlu Makukula, Sivassporlu Cihan, Gençlerbirliği’nden Kahe ve Antalyaspor’dan Jedinak, meşin yuvarlağı kendi ağlarına gönderdi. Lig lideri Galatasaray’ın, Denizlispor ve Kayserispor maçlarında rakip takım oyuncuları kendi kalelerine birer gol attı. Ligde geçen sezon toplam 21 futbolcu kendi kalesine gol atmıştı. Turkcell Süper Lig’de bu sezon geride kalan haftada kendi kalesine gol atan futbolcular şunlar:          Maç              Sonuç    Futbolcu      Takım          -----------------------    -----    --------    -----------          Galatasaray-Denizlispor    1    Burak       Denizlispor          Kasımpaşa-İBB Spor         3    Pavlik      Kasımpaşa          Galatasaray-Kayserispor    1    Makukula    Kayserispor          Sivasspor-D.Bakırspor      2    Cihan       Sivasspor          G.Birliği-Eskişehirspor    2    Kahe        Gençlerbirliği          Trabzonspor-Antalyaspor    1    Jedinak     Antalyaspor 580130 Muharrem Eskiyapan hayatını kaybetti Eskiyapan'ın tedavi gördüğü Özel Bodrum Hastanesi yetkilileri basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Kardioloji Uzmanı Uzman Doktor Nejat Sönmez, Eskiyapan'nın yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybettiğini söyledi. Muharrem Eskiyapan'ın hastaneye saat 10.00 sıralarında getirildiğini ifade eden Sözmez, "Hastamıza ilk müdahaleyi otel görevlileri yapmış. Ekiplerimiz de kısa sürede otele ulaştılar. Hastanın duran kalbi yolda yapılan müdahale ile yeniden çalıştırılmış. Hastanede yaptığımız tüm müdahalelere rağmen hastayı kurtaramadık" dedi. Sönmez, hastanın kesin ölüm nedeninin yapılacak otopsi sonrasında ortaya çıkacağını da ifade etti. Muharrem Eskiyapan kimdir? 1935 yılında Ankara'da doğan Muharrem Eskiyapan'ın babası Nuh Eskiyapan, işhayatına Ankara'da kardeşi Ahmet Eskiyapan ile birlikte bakkallık yaparak atıldı. 1933'ten 1950 yılına kadar bakkal işleten iki kardeş, 1951'de Nuh'un Ankara Makarnası adıyla ünlenen makarna fabrikasını kurdular. Fabrika bugün Avrupa'nın en büyük tesisleri arasında. Muharrem Eskiyapan, yaklaşık 50 yıllık çalışma hayatında, 1973-1985 yılları arasında 13 yıl aralıksız Ankara Sanayi Odası'nın (ASO) Başkanlığı'nı yaptı. 1974 yılından bu yana TÜSİAD üyesi olan Muharrem Eskiyapan, Nuh Çimento, Nuh'un Ankara Makarnası, Nuh Beton, Nuh Gıda Satış ve Pazarlama, Nuh Yapı Ürünleri, Çimpaş, Çim-Nak, ACT Avusturya Cemant GmbH. şirketlerinin kurucusuydu. 579719 [Panorama] Meğer Bilica'nın bir bildiği varmış! Kanarya'nın Brezilyalı stoperi Bilica, Belediyesporlu futbolcuların kurduğu barajın arkasına geçerek rakip oyuncuların ve kalecinin dikkatini dağıttı. Atışı kullanan vatandaşı Vederson'a ise Bilica'nın şaşırttığı barajın içinden topu filelere göndermek kaldı... HAFTANIN İNCİLERİ Biz semt takımıyız. Taraftarlarımızdan kopmamak için sezon başında kombineyi 100 lira tuttuk. Buna rağmen 800 kombine sattık. Amacımız bin kombine satmaktı. Bu maçın biletlerinin 120 lira yapılması Galatasaray Kulübü'ne yapılmış herhangi bir saygısızlık değil. Tamamen sporseverlere güzel bir maç seyrettirmek amacıyla yapılmıştır. Arif Şengül Kasımpaşa Yöneticisi Her türlü ihtimali düşüneceğiz; bunların arasında istifa da var. Mustafa Denizli Beşiktaş Teknik Direktörü Bırakmak gibi bir düşüncem kesinlikle yok. İstifam söz konusu bile olamaz! Mustafa Denizli Beşiktaş Teknik Direktörü Vallahi rezalet, billahi rezalet, ne zaman görücez biz bir galibiyet? Beşiktaş tribünleri Bu taraftar 6/6 galibiyeti ne zaman görmüş? Christoph Daum Fenerbahçe Teknik Direktörü Bu başarısızlıkta herkesin payı var ve Mustafa Denizli ile Yıldırım Demirören'in istifa etmesi lazım. Levent Erdoğan Beşiktaş Asbaşkanı Eğer Dos Santos'un son maçlık performansını Uğur yaşasaydı 30 bin kişi küfür ederdi. Twente maçını da izledim, bugün de izledim, hiçbir şey yapmıyor. Yoğun maç temposunu kaldıramıyor. Rıdvan Dilmen, NTV Spor Bence Beşiktaş, Fenerbahçe'den de Galatasaray'dan da iyi futbol oynuyor. Hakan Şükür, TRT Stadyum Bu kadar çok oyuncuyu bir sezon başında bir hocaya verirseniz, ne ideal kadrosunu kurabilir ne de istediği verimi alabilir. Elimizdeki kadro ile daha maç üst üste aynı defans kurgusuyla çıkmadık. Sürekli değişen oyuncu yapısına sahibiz. Bu bayram öncesinde taraftarımızı üzdüğümüz için biz de üzgünüz. Ancak bayramdan sonra taraftarımızın başını dik tutacak Ankaragücü'nü herkes görecek. Hikmet Karaman Ankaragücü Teknik Direktörü Yaptığımız transferlerin doğruluğunu hep söyledik, hata yaptığımız yeri de söyledik. İki haftada alınan galibiyetlerle takımın havası değişti. Çok başarılı olacağımıza inanıyorum. Sadri Şener Trabzonspor Kulübü Başkanı Bu kötülüğü ancak belli bir seviyede düzeltebiliriz ama yeniden şampiyonluk hesapları yapılması bence ütopik bir davranış olur; Beşiktaş için bu sezon bitmiştir. İhsan Kalkavan Beşiktaş eski yöneticisi FUTBOLCU Nonda (Galatasaray) Her takıma Nonda gibi profesyonel futbolcu lazım. Yedekliği asla sorun etmeyen Fransız yıldız, sadece işini yapmakla meşgul oluyor. Kasımpaşa maçında da ikinci yarı oyuna giren Nonda, 45 dakikaya üç gol sığdırmayı başardı. Takımını mağlubiyetten kurtarıp galibiyete taşıdı. TAKIM Kayserispor Tarihlerinde ilk defa İnönü'de Beşiktaş'ı mağlup etmeyi başardılar. 1-0'lık galibiyeti elde ederken de sıkı bir oyun disiplini ve yardımlaşma ruhu sergilediler. TEKNİK DIREKTÖR Rıza Çalımbay (Eskişehirspor) Ligde 6. hafta geride kalırken takımı Eskişehirspor'u namağlup bir şekilde 3. sırada tutan Rıza Çalımbay, bu hafta da çekişmeli geçen bir maçta Gaziantepspor engelini de aşmasında önemli rol oynadı. HAFTANIN OLAYI Tribün protestoları Bu haftaya damgasını tribün protestoları vurdu denilebilir. Önce Beşiktaş tribünleri yönetim, teknik heyet ve futbolcular ile maçın hakemi Bünyamin Gezer'i; sonrasında Ankaragücülüler hocaları Hikmet Karaman'ı, Fenerbahçeliler takımın kötü oyununu ama özellikle de Colin Kazım'ı protesto ettiler. Haftanın son maçında ise Kasımpaşa tribünleri kendi yönetimlerini protesto ederken bilet fiyatları için 'fırsatçılık' tabirini kullanan Adnan Polat da maçı kendi taraftarı arasında izleyerek yine Kasımpaşa yönetimini protesto etti. HAFTANIN HAKEMİ (Kuddusi Müftüoğlu) Hafta içi Denizlispor ile oynadığı erteleme maçında hakem hatasından dolayı puan kaybeden Sivas'ın, gün sonra kendi evinde yaptığı karşılaşmada işi zordu. Psikolojik açıdan olumsuz şartlar altında oynanan maçta, yardımcı hakemleriyle uyumlu göründü. Sonuca etki edebilecek hatadan uzak bir yönetim göstermesi MHK ve kendisi için artıydı. F.Bahçe-İstanbul Bld. maçında düdük çalan Hüseyin Göçek de alkışı hak etti. HAFTANIN RAKAMI: Ligin 6. haftası geride kalırken Galatasaray ve Fenerbahçe maçta galibiyet alarak yollarına devam ettiler. Kasımpaşa ise maçın 6'sını da kaybetmiş oldu. Beşiktaş maçta puanda kalırken G.Antepspor, Antalyaspor ve İstanbul B.B. de puanla sıralandılar. Trabzonspor ise Antalya'yı da yenerek son iki haftayı puanla kapatmış oldu. 580502 Gran Turismo gerçekliğin ötesinde Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net'in haberine göre uzun zamandır beklenen Gran Turismo 5'in (GT5) görselleri adeta dillere destan oldu! Yakın gelecekte satışa sunulması planlanan yapımla ilgili ekran görüntüleri, gerçek hayattan alınma enstantaneler ile karşılaştırılıyor. Bunlara bir örnek de, Examiner.com sitesinden geldi. GT5'i gerçek otomobil görselleriyle yan yana getiren site, oyunun hayret verici grafik kalitesini de bir kez daha vurgulamış oldu. İşte görseller: Yukarıdaki gerçek, aşağıdaki oyun 579990 11:14 Macar takımına ırkçılık cezası takımına cezası ’ın başkenti ’de Ujpeşt ile ’nın Steua Bükreş takımları arasında oynanan ön eleme maçında, Rumen taraftarlara "Çingeneler" diye bağıran taraftarların ırkçı davranışlarından dolayı Ujpeşt’e 60 bin avro para cezası verdi. UEFA’dan yapılan açıklamada, Ujpeşt taraftarlarının rakip takım taraftarlarına karşı kullandığı sloganlarda içeren sözler olduğunu, UEFA’nın bunu hoş görmesinin söz konusu olamayacağı bildirildi. Öte yandan, maç esnasında Ujpeşt taraftarlarının tribünlerde yaktığı meşaleler ve kavga çıkarmaları nedeniyle maçın ikinci yarısının 14 dakika geç başladığını ifade eden UEFA açıklamasında, Macar kulübünün bir daha buna benzer olaylara önlem almaması durumunda çok daha ağır cezalara çarptırılacağını belirtildi. 60 bin avro cezaya çarptırılan Ujpeşt Kulübü’nün yöneticilerinin, taraftarlarla bir toplantı yaparak buna benzer şeylerin bir daha yaşanmamasını isteyecekleri bildirildi. 580021 Hakem sahaya işedi Hakem sahaya işedi İHA Giriş Saati 23.09.2009 10:47 Güncelleme 23.09.2009 10:51 Katar Ligi'nde oynanan Al Gharrafa-Al Khor maçında her şey normal bir şekilde devam ediyordu. İki takım üç puan için elinden geleni yapıyordu ve hakem adil bir maç yönetiyordu. Buraya kadar olağan bir maç gibi devam eden karşılaşmaya hakem damgasını vurdu. Bir korner pozisyonu sırasında maçın orta hakemi sahaya işmeye başladı. Futbolcuların şaşkın bakışları arasında gayet sakin bir şekilde 'tuvalet' ihtiyacını gideren hakem maçı yönetmeye devam etti. Hakemin tuvaletini yaparken kameralar tarafından saniye saniye görüntülendi. Yayın tarihi:Yazarlar 579659 Aboneyi yanıltan cep operatörüne milyonlarca lira ceza yolda Tüketicilerin önemli bir bölümünün operatörler üzerinden alınan mesajların ücreti hakkında bilgi sahibi olmadığını belirten Ergün, bu hizmeti sunan şirketlerin, maliyeti gizlediklerine dikkat çekti. Son dönemlerde bu konuda fazlaca şikayet aldıklarını vurgulayan bakan, tüketicilerin duyarlı olmalarını ve ne kadar ücret ödeyeceklerini araştırmalarını istedi. Ergün, firmaları da söz konusu hizmetleri tüketiciyi yanıltmayacak şekilde sunmaları için uyardı. Bakan Ergün'ün verdiği bilgiye göre operatörler, yanılttıkları her bir tüketici için en az 200 lira para cezasına çarptırılacak. Yüz binlerce tüketici olduğu düşünülürse GSM firmaları 100 milyonlarca liralık cezalarla karşı karşıya kalacak. Son dönemlerde bu konuda fazlaca şikâyet aldıklarını belirten Ergün, Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü'nün bu çerçevede ciddi bir denetim mekanizması işlettiğini söyledi. Tüketicilerin de teknolojiyi daha dikkatli bir şekilde kullanmalarını isteyen Bakan Ergün, şunları aktardı: "Çünkü bu hizmetlerin bilinçsiz tüketimi size beklemediğiniz ağır maliyetler getirebilir. Yeni 3G teknolojisini tüketirken de aynı şekilde dikkatli olmak lazım. Bu görüşmeler normal telefon görüşmesi gibi olacak zannediliyor ama tarifeler değişebiliyor, paketler değişebiliyor. Telefonunuz 3G'ye uyumlu değildir fakat yeni bir paket sözleşmesi yapmışsınızdır. 3G'yi kullanmadığınız halde paketin içinde kullanma bedeli olduğu için onu ödüyor olabilirsiniz. Elektronik sözleşmeler yapılırken tüketicinin çok dikkatli olması gerekiyor." GSM'cilerin aslında bu hizmetleri direkt sunmadığını, başkalarına servis sağladıklarını ve kanal açtıklarını anlatan Ergün, bu yanıltıcı işlemlerin çoğunun da servis sağladıkları firmalar tarafından yapıldığını, ancak altyapıyı hazırlayan durumunda oldukları için onların da sorumlu bulunduklarını ifade etti. GSM operatörlerinin kanal açtıkları bu firmalara tüketicilerle yaptıkları sözleşmelerde nezaret etmeleri gerektiğini vurgularken, "Nezaret etmezlerse sonunda ortak olarak cezaya çarptırılmış olacaklar." diye konuştu. ANKARA AA 580244 Vergi cezasında 'Doğan'ın yeni yol haritası Vergi cezasında 'Doğan'ın yeni yol haritası Doğan Grubu'nun vergi cezasında tarhiyat öncesi uzlaşma talebini geri çekmesi yol haritasını da netleştirdi. Grup, 30 gün süre kazanırken, konuyu Uzlaşma Komisyonu'na taşıyacak. Maliye'nin 3.8 milyar liralık rekor vergi cezası kestiği Doğan Grubu'nun, bundan sonra nasıl bir yol izleyeceği netleşmeye başladı. Doğan Grubu'nun, 3.8 milyar liralık vergi cezasında 'tarhiyat öncesi uzlaşma talebini' geri çekmesinin bu yol haritasının çıkış noktasını oluşturduğu kaydedildi. Maliye uzmanları, Doğan Grubu'nun tarhiyat öncesi uzlaşma talebini geri çekmesinde üç neden olduğunu belirttiler. YENİ BİR SÜREÇ BAŞLADI Star Gazetesi'nin haberine göre, Doğan Grubu'nun, Maliye Bakanlığı tarafından kesilen 3.8 milyar liralık vergi cezasında, tarhiyat öncesi uzlaşma talebini geri çekmesiyle birlikte, rekor cezada yeni bir süreç başladı. Yeni dönemde, Maliye Bakanlığı 3.8 milyar lira için ödeme emri çıkaracak. Ödeme emriyle birlikte de grup 30 günlük ek süre elde edecek. Bu süre içinde, dava açma veya yeniden uzlaşma talebinde bulunabilecek. 3.8 milyar liralık vergi cezası ile ilgili yeni süreç şöyle işleyecek: Tarhiyat öncesi uzlaşma talebi geri çekilmeseydi, grup temsilcileri 23 Eylül'de uzlaşma toplantısı yapacaktı. Bu uzlaşma komisyonunda, sadece kontrolörler katılıyor. Ve yine tarhiyat öncesi uzlaşmalarda, cezaların tamamı silinirken ana paranın da sadece yüzde ve yüzde 10'luk kısmı siliniyor. KOMİSYONA GÖTÜRÜLECEK Yeni süreçte ise grup rapor sonrası uzlaşma talebinde bulunabilecek. Bu kez uzlaşma talebi, Merkezi Uzlaşma Komisyonu'nda görülecek. Bu komisyonda ise Gelir İdaresi Başkanlığı yöneticileri bulunuyor. Merkezi Uzlaşma Komisyonu'na giren vergi cezalarında ise cezaların tamamı silinirken, verginin aslından da yüzde 40 ve yüzde 50'ye varan indirimler yapılabiliyor. Dolaysıyla, grup yeni bir uzlaşma talebinde bulunsa dahi, daha fazla indirimden yararlanabilecek. Öte yandan, Doğan Grubu'nun bundan sonra izleyeceği yol borsada da yakından izlenecek. Borsacılar, ceza sonrası taban yapan grup hisselerinin bundan sonra açıklamalara çok hassas olduğunu belirtti. 30 gün süre kazandı Doğan Grubu, tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunduğu için, Maliye Bakanlığı bugüne kadar gruba sadece raporları göndermişti. Uzlaşma talebinin geri çekilmesiyle birlikte, cezada farklı bir işlem uygulanacak. Maliye Bakanlığı şimdi gruba, ödeme emri gönderecek. Ödeme emrinin tebliğ edilmesinin ardından, gruba ödeme için 30 gün süre verilecek. 30'uncu günün sonuna kadar grup, dava açabilecek veya uzlaşma talebinde bulunabilecek. Uzlaşma talebinde bulunursa, bu talep Merkezi Uzlaşma Komisyonu'nda ele alınacak. Eğer dava açma yolu tercih edilirse, Maliye Bakanlığı'nın cezayla ilgili olarak “teminat istemesi” gündeme gelecek. Ancak, grup tarhiyat öncesi uzlaşma talebini geri çekerek, en azından 30 günlük ek süre kazanmış oldu. 580048 Cem Garipoğlu bu evde mi saklandı? Yeni Şafak Gazetesi'nde yer alan habere göre; Mart'ta başı kesilerek öldürülen ve cesedi çöp konteynırına atılan Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun Çorlu'nun Sarılar Köyü'nde gölet kenarında bulunan bir bağ evinde saklandığı iddia edildi. Bağ evinin etrafının çitlerle çevrili olduğu belirtilen gölet manzaralı evin etrafında herhangi bir bulunmuyor. Evin etrafını çevreleyen uzun ağaçlar, evin dışarıdan görülebilmesine engel oluyor. Haberin devamı vreklam Köylülerin, bağevinden şüphe duyduklarını, ancak ihbarda bulunmaktan çekindikleri de belirtiliyor. Ayrıca. aynı bağ evinde daha önce mafya üyesi olduğu tahmin edilen bir kişinin kaldığı da iddia edildi. SEL VURUNCA TAŞINMAK ZORUNDA KALDI Yakalanma korkusuyla hiç dışarı çıkmayan Garipoğlu'nun teslim olmasında Marmara Bölgesi'nde yaşanan sel felaketinin de etkisi olduğu belirtiliyor. Tekirdağ'ı da vuran selden sonra Cem Garipoğlu'nun saklandığı evi değiştirmek zorunda kaldığı ve İstanbul'a daha yakın bir yere yerleştiği iddia edildi. KAÇIŞ ORGANİZASYONUNU AHMET AYARLADI Haberde, Cem Garipoğlu'nun 197 günlük firari yaşamında "Ahmet" isimli kişinin büyük rolü olduğu belirtildi. Asker emeklisi olan bu kişinin Garipoğlu Şirketler Grubu'nda yöneticilik yaptığı iddia edildi. İddialara göre; Ahmet isimli şahıs, polisten kaçış serüveninde tüm planları yapan kişiydi. Bu kişinin aynı zamanda Cem Garipoğlu'nu Tekirdağ'daki bağ evine getiren kişi olduğu belirtiliyor. Ahmet isimli kişinin Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişinde görev aldığı da iddialar arasında yer alıyor. Cem Garipoğlu'nun amcası ile Süreyya Karabulut arasında aracılık yaptığı ileri sürülen yerel gazeteci Cemil Baran da benzer iddialarda bulunmuştu. Ahmet isimli şahıs, Cem Garipoğlu'nun amcası işadamı Hayyam Garipoğlu ve kişinin daha gözaltına alınacağı ileri sürüldü. SON BİR HAFTA İSTANBUL'DAYDI Haberde, sel felaketiyle birlikte bölgeye güvenlik güçlerinin geleceğini hesaplayan Cem Garipoğlu'nun, tanınma riskine karşı acilen ikematgah değişikliğine gittiği de belirtildi. Polisin, Cem Garipoğlu'nu saklayan kişi veya kişilerin yaptığı telefon görüşmelerinden bu bilgiye ulaştığı, ancak adres tespiti gerçekleştiremediği de ifade edildi. 580905 Çocukların üzerine ağaç devrildi Alınan bilgiye göre, amcası Hasan Korkut'un Dağüstü köyündeki evinin önünde oynayan Buse Korkut (8) ile akrabası ilköğretim 6. sınıf öğrencisi Onurkan Akdoğan'ın (11) üzerine meşe ağacı devrildi. Yaklaşık 200 yıllık olduğu ve yağışlar nedeniyle toprağın yumuşaması sonucu devrildiği bildirilen meşe ağacının altından köylülerce çıkarılan çocuklardan Akdoğan, hastaneye kaldırılırken yolda yaşamını yitirdi. Yaralanan Korkut, kaldırıldığı Çaycuma Devlet Hastanesindeki ilk müdahalenin ardından Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edildi. Ağır yaralı Korkut, hastanede ameliyat edildi. Onurkan Akdoğan'ın cenazesi, Horcinas Camisinde kılınan cenaze namazının ardından aile mezarlığında defnedildi. 580739 İki otomobil çarpıştı: ölü, yaralı Alınan bilgiye göre, Murat Güçtaş (28) yönetimindeki 34 DV 7721 plakalı otomobil, Karadeniz Sahil Yolu Karabedir Mahallesi mevkisinde, Orhan Temel'in (43) kullandığı 61 DU 315 plakalı otomobille çarpıştı. Kazada, sürücü Temel ile otomobillerdeki Nurullah Durukan (27), Hakan (26) ve Murat Güçtaş (20) yaralandı. Giresun Prof. Dr. İlhan Özdemir Hastanesine kaldırılan yaralılardan Orhan Temel, müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Diğer yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. 581003 ABD'li müslümanlar rehine dağcılar için devrede Merkezi Washington'da bulunan Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) temsilcilerinin, ülkedeki diğer bazı Müslüman liderlerle birlikte, İran'da gözaltına alınan Amerikalı dağcının serbest bırakılması içinİran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile görüşeceği bildirildi. Shane Bauer, Joshua Fattal ve Sarah Shourd adlı dağcılar, Irak ile İran sınırındaki dağlık bölgede 31 Temmuzda kaybolmuş, daha sonra İran'a yasadışı giriş yaptıkları için tutuklandıkları anlaşılmıştı. Amerikalı Müslümanların oluşturduğu CAIR'den yapılan açıklamaya göre, örgüt görüşmede Ahmedinejad'a, gözaltına alınan dağcıların ailelerinin yazdığı mektubu iletecek. Dağcıların serbest bırakılması için daha önce Ahmedinejad'a 24 Ağustos'ta kendilerinin de bir mektup gönderdiğini belirten CAIR, mektupta, "olayın, karşılıklı çıkar ve saygıya dayanan bir diyalog ortamının teşvik edildiği bir zamanda iki ulus arasında gerginliğe yol açmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdiğini" bildirdi. CAIR, mektup ve Ahmedinejad ile yapacakları görüşme hakkında ABD Dışişleri Bakanlığına bilgi verdiklerini de duyurdu. İran Cumhurbaşkanı ile görüşmede CAIR'in, İran'da 2007 yılından beri haber alınamayan eski FBI ajanı Robert Levinson'ın ailesinin yazmış olduğu bir mektubu da vereceği kaydedildi. CAIR'ın açıklamasında, "Umarız Ahmedinejad, Amerikalıları serbest bırakarak, iki ulus arasında yapıcı diyalog oluşturulması yönünde olumlu bir atmosferin yaratılması için bu fırsatı değerlendirir" ifadesine yer verildi. 580634 İşkence altında beyin 'kısa devre' yapıyor İşkence altında beyin 'kısa devre' yapıyor ANKARA (A.A) İrlanda'da yapılan bir araştırmada, beynin büyük bir baskı karşısında "kısa devre" yaptığı ve hatıraları çarpıtabildiği belirlendi. İtalyan La Repubblica gazetesinde yayımlanan habere göre, Dublin'deki Trinity Koleji'ne bağlı Nöroloji Bilimi Enstitüsü'nde görevli bilim adamları, ABD ordusu tarafından terör şüphelilerinin sorgusunda kullanılan uykusuz bırakma, tecrit ve suda boğulma hissi yaratma (waterboarding) gibi metotları inceledi. "Trends in Cognitive Science" dergisinde yayımlanan araştırma, işkence altındaki insanların kendilerine atfedilen suçları kabul etmelerinin nedeninin sadece acıya son vermek olmadığını, bu gibi durumlarda beynin gerçek olmayan anılar dahi üretebileceğini ortaya koydu. Makalenin yazarı Shane O'Mara, hafızayla ilgili sinir merkezlerinin büyük ve uzun süreli  strese maruz kalmaları durumunda arıza yaptığını belirterek, "Günümüzdeki nöroloji bilimi bilgileri göz önüne alındığında bilgi edinmek için zorlayıcı metotlara başvurmanın işe yaradığını söylemek mümkün değil" dedi. O'Mara, bu tür yöntemlerin tam tersine mahkumların beyinlerinin belleğe ilişkin işlevlerinde ve özellikle de beynin bilinçli düşünmeden sorumlu bölgesi "frontal lob"da tahribata neden olduğunu belirtti. 23.09.2009 SAĞLIK 580694 M. City artık tamamen Şeyh Mansur'un Arda Turan'la Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ı aynı masada neşeli ve samimi bir şekilde görenler gözlerine inanamadı. Ulaştırma Bakanlığı, Cumhuriyet'in 100. yılı olan 2023'e kadar 12 otoyol projesini tamamlamayı hedefliyor. Batıdan doğuya kesintisiz bir otoyol ağı öncelik. 2023'te hizmete açılması planlanan otoyol projeleri ve özellikleri şöyle 580303 Alioğlu: FB ve GS özel bir performans gösterdi Alioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ligde ilk hafta Sivasspor galibiyetinden sonra puan kayıpları yaşadıklarını belirterek, ''Ancak biz bu dönemde herhangi bir karamsarlığı kapılmamıştık. Kadromuza güveniyoruz. Ligin son haftasında galip geldik, bu galibiyetlerin anlam kazanabilmesi için önümüzdeki maçlarda da bu performansımızı sürdürmemiz gerekiyor'' dedi. Alioğlu, önlerindeki Gençlerbirliği maçını da kazanarak galibiyet serilerini sürdürmek istediklerini kaydederek, ''Trabzonspor, Gençlerbirliği'ni de yenecek güçtedir. Ankara'ya galibiyet için gideceğiz'' diye konuştu. Şampiyonluk yolundaki rakipleri Galatasaray ve Fenerbahçe'nin ligin ilk haftasında puan kaybetmemelerine ilişkin ise Alioğlu, ''Rakiplerimiz özel bir performans gösterdiler. Kendi adıma onları kutluyorum. Ancak bu durum bizi ürkütmüyor. Lig uzun bir maraton ve her takım puan kayıpları yaşayacaktır. Henüz ligin başındayız ve biz kendi işimize bakıyoruz'' yorumunu yaptı. -YATTARA'NIN DURUMU- Alioğlu, Yattara'nın özgüven ve tıbbi sorunlarını büyük ölçüde aştığını belirterek, ''Ancak hocamız onu taktik antrenmanlarda denemedi. Oynayıp oynamayacağı konusunda karar hocamızındır. Gençlerbirliği maçında da hocamız forma şansı vermeyecek gibi gözüküyor'' dedi. Sakatlığı bulunan bir diğer oyuncu Zafer Yelen'in geçen sezon sakatlığı nedeniyle eski takımında az forma şansı bulduğunu dile getiren Alioğlu, şöyle devam etti: ''Bu yıl da çeşitli sağlık sorunları yaşadığını görüyoruz. Oyuncumuzun kalitesini asla tartışmıyoruz, ancak sağlık ekibi olarak onunla yakından ilgilenmemize rağmen kendisini bir türlü istediğimiz verimlilik düzeyine getiremedik. Zafer Yelen de bayram izni için gittiği Almanya'da daha önceden tanıdığı doktorlara görünmek için izin istedi. Orada kendisiyle ilgili verilecek kararları bizim süzgecimizden geçireceğiz.'' -YARIN GİDİYORLAR- Trabzonspor, yarın akşam basına kapalı yapacağı antrenmanın ardından Anadolu Jet'e ait tarifeli uçakla Trabzon'dan saat 20.05'de Ankara'ya gidecek. Bordo-mavililer, Gençlerbirliği ile oynanacak maçın ardından, 26 Eylül Cumartesi sabahı Trabzon'a dönecek. 580292 Beşiktaş'ın CSKA Moskova biletleri satışta Siyah beyazlı kulübün internet sitesinden yapılan açıklamada, CSKA Moskova Beşiktaş maçını Luzhniki Stadı'nda izlemek isteyen taraftarların, fiyatları Euro ve 31 Euro olan biletleri Akaretler'deki kulüp binasında bulunan pazarlama departmanından alabileceklerini duyurdu. Bu arada ücretin Euro olarak ödeneceği ifade edilirken, CSKA Moskova Beşiktaş maçının biletlerini almak isteyenlerin, yanlarında pasaportlarının fotokopisini getirmelerinin de zorunlu olduğu kaydedildi. 579873 Yıldırım: "Kazım'a ceza yok" Başkanı Aziz Yıldırım, taraftarlarla tartışan Colin Kazım'a ceza verilmeyeceğini söyledi. 'de geleneksel bayramlaşma töreni Faruk Ilgaz Tesisleri'nde yapıldı. Futbol takımından sadece sportif direktör Aykut Kocaman ve antrenör İrfan Saraloğlu bayramlaşma törenine katıldı. Sarı Lacivertli ekibin 1988-1989 sezonunda 103 golle şampiyon olan efsane kadrosunun önemli oyuncuları Aykut Kocaman, Rıdvan Dilmen ve Hakan Tecimer, bayramlaşma töreninde bir araya geldi. Kocaman ile altyapıda görevli Hakan Tecimer bir süre sohbet ederken, bayramlaşmaya katılan Rıdvan, iki eski futbolcunun yanı sıra başkan Aziz Yıldırım ile bir araya geldi. Başkan Yıldırım, basın mensuplarıyla yaptığı sohbette, İstanbul Büyükşehir Belediye maçında taraftarla tartışan Kazım'a para cezası verileceği yönündeki haberin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Avrupa Bayanlar Boks Şampiyonası'nda 64 kiloda madalya kazanan Fenerbahçeli boksör Gülsüm Tatar, salona girişte alkışlarla karşılandı. Tatar, madalyasını boynuna takıp, başkan Aziz Yıldırım, boks şubesinin yöneticileri ve sporcularıyla medyaya poz verdi. 581006 Erdoğan, Celal Talabani ile görüştü BM'de ikili görüşmelerine devam eden Başbakan Erdoğan'ın Celal Talabani ile görüşmesine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari de katıldı. Toplantının başında sadece görüntü alınmasına izin verilen görüşme programda öngörülen saatinden biraz daha uzun sürdü. Başbakan Erdoğan ve beraberindeki bakanlar daha sonra Arnavutluk Başbakanı Sali Berişa ile görüştüler. Erdoğan'ın BM'de bugün BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un heyet başkanlarına vereceği öğle yemeğine katılması ve ardından Princeton'a hareket etmesi bekleniyor. Erdoğan Princeton Üniversitesinde vereceği konferansın ardından New York'a dönerek Waldorf Astoria Otelinde düzenlenecek 2009 Yıllık Balkan Liderleri resepsiyonuna katılarak bir konuşma yapacak. Başbakan Erdoğan daha sonra ABD Başkanı Barack Obama'nın BM Genel Kuruluna katılan heyet başkanları onuruna Metropolitan Müzesinde vereceği resepsiyona gidecek. Erdoğan'ın New York'ta bu akşam Pakistan Cumhurbaşkanı Ali Zerdari ile de görüşmesi bekleniyor. 579310 'Demokratik açılım'a açık oturum 'Demokratik açılım'a açık oturum AA Giriş Saati 22.09.2009 19:47 Güncelleme 22.09.2009 20:43 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, ABD'ye seyahati konusundaki sözlerine ilişkin olarak, ''Biz, buraya demokratik açılım için gelmedik. Buraya hesap vermeye gelmişiz gibi davranıyor, bu çok ayıp'' dedi. Başbakan Erdoğan, ''demokratik açılım'' konusunda TBMM'de yapılacak oturumun açık olacağını bildirdi. Erdoğan, BM'deki etkinliklerin ardından New York'da 5. Avenue'da bir süre yürüdü. Daha sonra Rockefeller Center Cafe'de dinlenen Erdoğan, AA, NTV ve 24 Haber'in sorularını yanıtladı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, ABD'ye yaptığı seyahate ilişkin ''demokratik açılım'' bağlamındaki eleştirilerine de yanıt veren Erdoğan, BM Genel Kurulu için bu ülkeye geldiklerini, Baykal'ın ''bunu saptırdığını'' söyledi. ''Biz, buraya demokratik açılım için gelmedik. Buraya hesap vermeye gelmişiz gibi davranıyor, bu çok ayıp'' diyen Erdoğan, şöyle konuştu: ''Samimiyetle bir şeyi tespit etmemiz lazım. Demokratik açılımı burada müzakereye açmak, tartışmak değil buraya gelişimizin nedeni. Buraya BM'nin 64. Genel Kurulu için geldik. Ana muhalefetin lideri bunu farklı yerlere kanalize ediyor. 'ABD'deki durağa uğradı' gibi çirkin bir yaklaşım ortaya koyuyor. Bu, bir defa Türkiye Cumhuriyeti devletine saygısızlıktır. Böyle bir saygısızlığı anlamakta ben zorlanıyorum. Bu Türkiye'ye zarar verir, fayda vermez. Böyle bir yakıştırmayı yapmak çok çirkin. Bir diğeri de ikinci derecede önemli olan G-20 zirvesi. Bu Pittsburgh'da olacak. G-20 zirvesinin gündemi herhalde demokratik açılım değil. Toplantının gündemi belli. da dünyada baş gösteren küresel finans krizidir. Bunlar orada konuşulacak.'' Bu başlık altında yapılacak üçüncü zirve olduğunu anımsatan Erdoğan, bunu farklı yerlere çekmenin anlamsız olduğunu belirtti. Temasları çerçevesinde ikili görüşmeler de yapacağını anlatan Başbakan Erdoğan, bu görüşmelerde ilişkilerin yanı sıra küresel sorunları da değerlendirme fırsatı bulacağını kaydetti. Erdoğan, ''Bu arada, demokratik açılımla ilgili olarak bize yöneltilen sorular olursa, bunların da cevabını veririz. Onları bilgilendirmek, bu noktada sordukları sorular konusunda aydınlatmak bizim için kaçınılacak bir husus değil'' diye konuştu. Dün ABD'deki Musevi kuruluşlarının temsilcileriyle yaptığı görüşmeyi anımsatan Erdoğan, onlara da bu mesajları verdiğini, yönetilen sorulara da cevapları olduğunu ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu: ''Herhalde onlarla da ben demokratik açılımı konuşmadım. Onların bizim dünyaya bakışımız noktasında özellikle bölgesel sorunlar üzerinde sordukları sorular oldu. sorunlara yönelik düşüncelerimizi onlarla paylaştık. Onlara gerekli cevapları bu noktada verdim ama şunu da söyleyeyim eğer Sayın Baykal, benim demokratik açılımdan kastım şu onu biliyorsunuz, son zamanlarda dedim ki; Bizim demokratik açılımımızın hedefi tüm sorun alanlarını masaya yatırmaktır. Bu da sorun alanlarından bir tanesiyse, bunu da masaya yatırmış oluyoruz. Bu konudaki düşüncelerimizi ortaya koyuyoruz. Bunlardan çekinmemize de gerek yok. Bunları da açık açık konuşuruz. Dediğim gibi kendisi lütfeder de kabul buyururlarsa, ziyaret ettiğimizde bu konularla ilgili soruları varsa, sorularını sorarlar ben de açık yüreklilikle onlara cevap veririm. Ama 'Yok, hayır, ben, görüşmeye gerek görmüyorum' derse zaman da biz parlamentoda ne var ne yoksa her şeyi çok açık net ortaya koyacağız. Ortada bizim bir çekincemiz yok.'' ''AÇIK OLACAK'' Başbakan Erdoğan, konuyla ilgili Meclis'te yapılacak oturumun ''açık mı'' olacağı sorusuna da ''Tabii, tabii'' diye yanıt verdi. Erdoğan, Baykal'ın yaklaşımını doğru bulmadığını, her seferinde aynı şeyi yaptığını ifade ederek, ülkenin ekonomi sorunu, Alevi sorunu, Ermeni konusu gibi alanlardaki sorunlarını çözmek için adım attıklarını belirtti. ABD'deki temasları süresince Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan ile bir temasının olup olmayacağı sorusu üzerine Erdoğan, bildiği kadarıyla Sarkisyan'ın gelmeyeceğini söyledi. Bu ülkenin yetkilileriyle burada bir temasın söz konusu olup olmadığı sorusu üzerine de Erdoğan, netleşen bir temas olmadığını belirtti. Ermenistan ile Türkiye arasında paraflanan protokol konusuyla ilgili soruya da Erdoğan, bunun Türkiye'yi bağlayan bir konu olmadığını ifade ederek, ''Bu süreci bekleyelim. Daha parlamentoya gelecek'' dedi. Başbakan Erdoğan, bu yıl aralık ayında da Washington'a resmi bir ziyaret gerçekleştirmek için çalışmaların yapıldığını bildirdi. Erdoğan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile de planlanan bir görüşmesinin bulunmadığını ancak talep gelmesi halinde görüşebileceğini bildirdi. 580625 Üretici, elmayı soğuk hava deposuna kaldırdı Bahçeden topladığı ürünün kilosuna en az 1,3 lira isteyen Korkuteli, Elmalı, Kaş Gömbe, Gündoğmuş ve Manavgat ilçelerindeki elma üreticileri, bu yüzden iç ve dış piyasa canlanıncaya kadar ürününü soğuk hava depolarında saklayacak. Korkuteli Meyve Üreticileri Birliği (KOMÜB) Başkanı Ali Kartop, elmada iç piyasanın durgun olmasından ötürü alıcının olmadığını ifade etti. Ankara, İstanbul, Bursa, İzmir ve Kayseri'den gelen toplu elma alıcısı tüccarların ay vadeli 65 kuruş verdiğini belirten Kartop, üreticinin iç piyasanın canlanması ve ihracat kapılarının açılması için ürününü soğuk hava depolarına saklamayı uygun gördüğünü söyledi. Üreticinin alın teri el emeğinin yanında girdi maliyetlerinin de kurtarılması için elmanın en az 1,3 TL olması gerektiğini savunan birlik başkanı Kartop, liranın altındaki satışların üreticiyi zarar ettireceğini kaydetti. Kartop, "Elmada iç piyasa sıkıntısı var. Üretici ürünü topladı. Fakat istediği fiyata satıcı bulamıyor. Sezon kötü açıldı. 65 kuruş çok düşük bir fiyat. Geçen yıl elmanın fiyatı lira idi. Üreticinin ürünün para etmesi için elmaya acilen ihracat kapıları açılmalı. İç piyasanın ekim ayının ilk haftasında açılmasını umut ediyoruz." diye konuştu. Geçen yıl Rusya, Romanya, Arnavutluk, Estonya, Lityanva, Bosna-Hersek, Kosova, Gürcistan ve Makedonya'daya 68 bin ton elma ihracatı yaptıklarını belirten Elmisko Meyve ve Sebze Satım Derneği Başkanı Rasim Yiğit, yurtdışı pazar araştırmalarının devam ettiğini 20 Ekim'den sonra Makedonya ve Romanya'ya meyve gönderimine başlayacaklarını kaydetti. Korkuteli Sülekler köyünde 15 yıldır elma üreticiliği yaparak geçimini sağlayan Tahsin Uysal, yıldır girdi maliyetlerinin artmasına rağmen elma fiyatında bir artışın olmadığını söyledi. Köylünün Ankara, İstanbul, İzmir ve Bursa'dan gelen elma alıcılarının ay vadeli mal alımına sıcak bakmadığını belirten Uysal, bu tür satışlarda genelde üreticinin dolandırıldığı ifade etti. Uysal, "Bir yıl emek harcayarak yetiştirdiğim ürünümü peşin para satmak istiyorum. Geçmiş yıllarda vadeli satışlarda hep sorun çıktı. Bazı yetiştiriciler dolandırıldı. Ürünümüzü istediğimiz fiyata satmak için soğuk hava deposuna uygun gördük." İfadelerini kullandı. Elma üreticisinin son yıldır fiyat sıkıntısı yaşadığını belirten Memioğlu Soğuk Hava Deposu İşletme Sorumlusu Rafet Yılmaz, bu yüzden üreticinin elmayı soğuk hava deposuna koyduğunu aktardı. Geçen yıl Korkuteli ve Elma ilçesinden 75 bin ton elma iç piyasaya sürülmüştü. 580594 Dolar düşüşte, nedeni İran'ın "darbesi" mi? uluslararası piyasalarda güç kaybetmeye devam ediyor. doları, zirvesinden önce euro karşısında bir yılın en düşük seviyesine indi. doları euro karşısında 1.4840 dolarla bir yılın en düşük seviyesini görürken, diğer önemli para birimleri karşısında da değer kaybetti. ve 'dan sonra resesyondan çıkan son ülke Yeni Zelanda'nın para birimi Yeni Zelanda doları, Ağustos 2008'den bu yana doları karşısında 0,7315 ile en yüksek değerine ulaştı. doları 91.24 yenden 90.90 yene gerilerken, İngiliz sterlini 1.6352 dolardan 1.6366 dolara çıktı. Merkez Bankası'nın (FED) düşük politikasına devam edeceği beklentisi de dolardaki değer kaybını destekliyor. Dolara ilk ciddi darbe 'dan geldi Bu arada Devlet Radyosu'nun haberine göre, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmadinecad, döviz rezervinin euroya dönüştürülmesi için 'de talimat verdi. 'nin nükleer program konusunda üzerinde kurduğu baskınında kararda etkili olduğu belirtiliyor. 2009 yılı başında ihracatının yüzde 80'ini oluşturan satışlarında yerine euro'yu kullanmaya başlayacağını açıklamıştı. 2008 yılı sonu itibarıyla altınla birlikte 96.5 milyar tutarında döviz rezervine sahip. 579580 Sarko'nun orman kanunları İBRAHİM KARAGÜL HAKAN ALBAYRAK Sarko'nun orman kanunları Irak ve Afganistan'dan kaçmak zorunda kalan, önce Kızılhaç'ın verdiği evleri yıkılan ardından bir ormanda (cangıl) yerleşerek kendilerine yeni bir yaşam kuran göçmenlerin kampını Fransız polisi ani bir operasyonla yerle bir etti. PARİS Batılı ülkelerin işgali, iç çatışmalar ve ekonomik sıkıntılardan dolayı Irak ve Afganistan'ı terketmek zorunda kalarak Fransa sınırına yerleşen kaçak göçmenler için dün, derme çatma evlerinin ve zar zor oluşturdukları yaşamlarının yerle bir edildiği gündü. Çoğu Afgan mülteciler, Kızılhaç denetimindeki kampları yıkılınca, bir ormana sığınarak orada kendilerine yeni bir hayat kurmuşlardı. Tek umutları ise karşı kıyıdaki İngiltere'ye geçmekti. Ancak Fransa polisi dün sabah kamplarına baskın düzenleyerek hepsini tutukladı. Şimdi gelecekleri daha da belirsiz. HUKUK DEVLETİ İLKELERİ Calais kentindeki bazı sivil toplum örgütleri temsilcileri ise kamp alanına giderek polisi protesto etti, gösterici gözaltına alındı. Sivil toplum örgütleri, kampta yaklaşık bin göçmenin yaşadığını söyledi. Göç ve Uyumdan Sorumlu Bakan Eric Besson ise 'Kampı hukuk devleti ilkelerini tesis etmek için kapattığını' söyledi. Bazı göçmenler "Lütfen cangılımızı (jungle-orman) yıkmayın. Burası bizim evimiz" yazan pankartlar açtı. Kamp, sakinleri arasında "cangıl" olarak biliniyor. Kaçaklardan biri, 24 yaşındaki Afganistanlı İngilizce öğretmeni Beşir Pakistan ve İstanbul üzerinden Avrupa'ya gelebilmek için 10.000 euro ödediğini söylüyor. Kaçak göçmenlerin, Fransa üzerinden İngiltere'ye geçme çabaları Paris ile Londra arasındaki ilişkilerde sorun yaratırken İngiltere'nin de durumdan memnun olduğu açıklandı. 579616 Yıldızınız bugün ne söylüyor? H2 Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi Yıldızınız bugün ne söylüyor? H2 21.09.2009 03:30 579946 Tarihi Plaza Otel Erdoğan’a jest için menüsünü değiştirdi Tarihi Plaza Otel Erdoğan’a jest için menüsünü değiştirdi ilişkilerini sarsan zirvesininde yaşanan “One Mınute” krizinin ardından  Başbakan Erdoğan’la, Museviler arasında buzlar giderek eriyor. yönetimi, Erdoğan’ı ziyaretinde ‘önemli’ bir sürprizle karşıladı. İsrail hükümetinin güçlü şekilde desteklediği El Ad Properties isimli şirketinin Suudi’lerden 675 milyon dolara satın aldığı ve Başbakan Erdoğan’in New York ziyareti boyunca ikameti olarak kullanacağı The Plaza oteli, Başbakan’in kalacağı süre boyunca menüsünü değiştirme kararı alarak, “helal” olarak adlandırılan yemek çeşitlerini servis yapacak. Plaza oteli yönetimi, Ekim tarihine kadar sürecek uygulamaya ek olarak Başbakan Erdoğan’ı memnun etmek amacıyla otelin menüsüne yemekleri de eklendi. Plaza otel  mutfağı çalışanları, yeni dünyada ‘Ortadoğu’ olarak adlandırılan ancak Türk damak tadının temelini oluşturduğu yemek çeşitlerinde hünerlerini ortaya koyacak. Yetkililer, sözkonusu uygulama için Türk heyetinden herhangi bir istek gelmediğini belirterek, yaptıkları  bu jesti İsrail hükümetinin desteklediği El Ad şirketi yöneticilerinin Başbakan Erdoğan’la kendi liderleri arasındaki ilişkilerin iyileşmesine katkıda bulunmak için gerçekleştirdiği açıklandı. Başbakan Erdoğan, dün akşam (21 Eylü 2009) The Plaza oteline ayak basar basmaz ’deki Musevi cemaatinin önderleriyle görüşmüştü. Görüşmeye, Türkiye’yi soykırımla suçlayan Anti Defamation League örgütünün lideri ’la birlikte 50’ye yakın Musevi temsilci katılmıştı. 580841 Son 24 saatte 35 kişi kazalarda can verdi AA muhabirinin derlemelerine göre, saat 18.00 itibarıyla son 24 saatte meydana gelen trafik kazaları şöyle: Uşak'ta, Mustafa Çavuş'un kullandığı 64 LL 510 plakalı otomobil, Hocalar Ortaköprü mevkisinde, karşı yönden gelen Mustafa Işık yönetimindeki 16 BBB 60 plakalı otomobille çarpıştı. Mustafa (23) Nilgün (40) ve Ramazan Çavuş (20) ile Tanju Tekin (32) olay yerinde öldü. Aynı araçtaki Ali Arda (2) ve annesi Eda Alkan (22) ile diğer otomobilin sürücüsü Mustafa Işık ve araçtaki Sinan ve Derya Işık yaralandı. Yaralıların hayati tehlikelerinin bulunduğu öğrenildi. Manisa'nın Yeniköy beldesinde, İzmir-İstanbul kara yolunda, Manisa'dan Akhisar yönüne giden İsa Dumanlı'nın kullandığı 45 7109 plakalı otomobil, Karaağaçlı kavşağında Sait Adıyaman yönetimindeki 45 7856 plakalı kamyonla çarpıştı. Otomobil, çarpışmanın etkisiyle şarampole devrildi. Kazada, Gülsüm Dumanlı (42) olay yerinde yaşamını yitirirken, Celal Bayar Üniversitesi Hastanesine kaldırılan Elif Dumanlı (2) da müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Yaralı 2'si çocuk kişinin tedavisi Manisa'daki hastanelerde sürüyor. Samsun'un Terme ilçesinde, İbrahim Bulat'ın kullandığı 34 MAV 94 plakalı otomobil, Terme Devlet Hastanesi kavşağında, Harun Yapıcı yönetimindeki 34 HP 810 plakalı otomobille çarpıştı. Fadime Bulat ve Hakkı İnanlı, hastanede hayatını kaybetti. Sürücüler ile Şeker İnanlı ve Bayram Turan ise yaralandı. Ağrı'da, Yüzüncü Yıl Mahallesi'nde, sürücüleri belirlenemeyen 04 AV 477 plakalı otomobille 45 LH 550 plakalı otomobil çarpıştı. Kazanın etkisiyle otomobillerden biri, seyir halindeki engelli motosikletine çarptı. Engelli motosikletindeki Yanar ailesinden kişi ağır yaralandı. Yaralılar, ambulanslarla Ağrı Devlet Hastanesine kaldırılırken, engelli baba Ali Yanar ve kızı Senanur Yanar (5) yolda hayatını kaybetti. Anne Aliye Yanar ile çocukları Öznur ve Habile'nin sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi. Edirne'nin Keşan ilçesinde, Necati Kubat (52) yönetimindeki 22 RD 416 plakalı otomobil, Büyük Doğanca köyü yakınlarında şarampole devrildi. Otomobilde yolcu olarak bulunan Nevriye (59) ve Günay Ayral (65) öldü. Sürücü ile yolcu Fatma Kubat yaralandı. Çankırı'da, Ilgaz'dan Kurşunlu istikametine giden Ali Durmaz (49) idaresindeki 34 VS 9273 plakalı otomobil, karşı yönden gelen Şaban Karagöz (44) yönetimindeki 34 TM 5795 plakalı otomobille çarpıştı. Sürücüler ile araçlardaki Selahattin (30), Gökdeniz (2), Nazire (23) ve Fatma Durmaz (51), Hasan Çadırcı (66), Cevat Karagöz (39), Mehmet Sarı (49) ve Ahmet Karagöz (43) yaralandı. Kurşunlu Devlet Hastanesine kaldırılan yaralılardan Selahattin Durmaz, müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Uşak'tan Ankara yönüne giden Serpil Algan'ın (39) kullandığı 64 HE 600 plakalı minibüs, Belediye Camisi önündeki trafik ışıklarında, yolun karşısına geçmeye çalışan Cihangir Özkan'a (34) çarptı. Minibüs, daha sonra orta refüjdeki elektrik direğine çarparak durabildi. Kazada, Özkan ve sürücü Algan ile araçtaki kişi yaralandı. Uşak Devlet Hastanesine kaldırılan yaralılardan Özkan, müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Gaziantep'te, Ali Yılmaz'ın kullandığı 27 VA 724 plakalı otomobil, Nizip-Gaziantep kara yolunun 5. kilometresinde, Mahmut Güç idaresindeki 37 BT 4814 plakalı otomobille çarpıştı. Kazada Güç'ün kullandığı otomobil, yolcu otobüsüne çarparak durabildi. Kazada kişi yaralandı. Nizip Devlet Hastanesi Mehmet Cankesen Acil Ünitesine kaldırılan yaralılardan Fattun Yılmaz, müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Bartın'ın Ulus ilçesinde, T.T. yönetimindeki 78 SH 006 plakalı otomobil, Ulupınar mevkisinde, karşı yönden gelen S.G'nin kullandığı 74 AG 791 plakalı otomobille çarpıştı. O.T. yaşamını yitirirken, sürücüler T.T. ve S.G. ile M.K, A.G, B.G. ve V.G. de yaralandı. Şanlıurfa'da, İbrahim Dayan yönetimindeki 34 ZS 2885 plakalı otomobil, Şanlıurfa-Diyarbakır kara yolunun Karaköprü beldesi yakınlarında devrildi. Aracın hurdaya döndüğü kazada, Mervan Yardım (17) olay yerinde hayatını kaybetti. Kazada, kişi yaralandı. Samsun'da, Amasya'dan Samsun yönüne giden Cengiz Ağıl (48) yönetimindeki 55 SL 179 plakalı otomobil, Adalar yöresinde devrildi. Otomobildeki sürücünün halası Semra Duman (55) olay yerinde öldü. Sürücü ile eşi Seher (41), çocukları Kubilay (15) ve Gamze Ağıl (15) yaralandı. Manisa'nın Salihli ilçesi Sarıpınar mevkisinde, Nursel Yılmaz (34) yönetimindeki 45 SE 311 plakalı otomobil, Sarıpınar mevkisinde karşı şeride geçti ve Alaşehir yönünden gelen Hülya Bülbül'ün (37) kullandığı 45 EH 436 plakalı otomobile çarptı. Nursel Yılmaz olay yerinde yaşamını yitirdi. Diğer otomobilin sürücüsü Hülya Bülbül, otomobildeki Rabie Güleç (68), İzzet Güleç (76) ve Ecem Bülbül (10) yaralandı. Elazığ'ın Arıcak ilçesinden Alacakaya ilçesine giden İdris Tunçer'in (35) kullandığı otomobil, Erimli beldesi yakınlarında şarampole yuvarlandı. Sürücünün kızı Merve Tunçer (3) olay yerinde hayatını kaybetti. İdris Tunçer ile eşi Rahime (28), oğlu Emre (10) ve diğer kızı Büşra Tunçer (7) yaralandı. Antalya'nın Serik ilçesinde, Kadir Kara'nın (20) kullandığı 07 YED 64 plakalı otomobil, Burmahancı köyünden Serik'e giderken Yazır Caddesi'nde şarampole yuvarlandı. Sürücü kaza yerinde öldü, otomobilde bulunan Onur Savra, Mete Oktay ve Şevket Akkaya hafif yaralandı. Giresun'un Keşap ilçesinde, Murat Güçtaş (28) yönetimindeki 34 DV 7721 plakalı otomobil, Karadeniz Sahil Yolu Karabedir Mahallesi mevkisinde, Orhan Temel'in (43) kullandığı 61 DU 315 plakalı otomobille çarpıştı. Sürücü Temel ile otomobillerdeki Nurullah Durukan (27), Hakan (26) ve Murat Güçtaş (20) yaralandı. Giresun Prof. Dr. İlhan Özdemir Hastanesine kaldırılan Orhan Temel, müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Aydın'ın Söke ilçesi yakınlarında, Sacit Özuysal yönetimindeki 06 AL 6446 plakalı otomobil, Şenol İspik'in kullandığı 35 TKM 93 plakalı kamyon ile Söke-Milas yolunun 50. kilometresinde çarpıştı. Otomobildeki Pembe Özuysal olay yerinde yaşamını yitirirken, sürücü Sacit Özuysal ve Sacide Arık yaralandı. Aydın'ın Kuyucak ilçesinde, Nazilli'den Denizli'ye giden H.O. yönetimindeki yolcu otobüsü, Kuyucak yakınlarında, S.A'nın kullandığı plakasız motosiklete çarptı. Motosiklette bulunan yaşındaki M.A. hayatını kaybetti. Motosiklet sürücüsü ve motosikletteki İ.B. yaralandı. Burdur'un Yeşilova ilçesi Güney beldesinde, Orhan Cevni yönetimindeki 20 5253 plakalı otomobil, Burdur Caddesi'nde, tali yoldan ana yola çıkan Oğuzhan Güçeren'in kullandığı plakasız motosiklete çarptı. Güçeren olay yerinde öldü, yanında bulunan kimliği belirlenemeyen kişi yaralandı. Samsun'un Vezirköprü ilçesinde, Erol Zileli (25) yönetimindeki plakasız traktör, Sofular köyünde şarampole yuvarlandı. Sürücü ve yanındaki Mesut Sarı (23), yaralandı. Vezirköprü Devlet Hastanesine kaldırılan Zileli müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Kocaeli'nin Gebze ilçesinde, İstanbul yönüne giden M.A. idaresindeki 34 MGS 28 plakalı otomobil, D-100 kara yolunun Yenimahalle Mahallesi kesiminde, yolun karşısına geçmek isteyen Fatih Bozdağ'a (10) çarptı. Bozdağ, kaza yerinde hayatını kaybetti. Antalya'da, 07 AJY 21 plakalı motosikletin sürücüsü Ergün Kanık, Dumlupınar Caddesi'nde yol kenarındaki bariyerlere çarptı. Sürücü Kanık, olay yerinde öldü. İstanbul Beykoz'da, 34 KJL 7338 plakalı kamyonun sürücüsü Ahmet Kuzey, aracı arızalanınca TEM Otoyolu Kavacık bölümündeki park alanına yanaştı. Bu sırada Ankara istikametinde ilerleyen Aydın Şengül (43) yönetimindeki 34 FC 7338 plakalı otomobil de kamyona arkadan çarptı. Otomobilde sıkışan Şengül, olay yerinde öldü. İstanbul Bağcılar'da, Fevzi Çakmak Mahallesi Fatih Caddesi'nde indiği yolcu minibüsünün önünden yolun karşısına geçmek isteyen Ayşe Kocaman, 34 BU 7179 plakalı kamyonun çarpması sonucu hayatını kaybetti. Van'ın Başkale ilçesinde, Cengiz Kumral yönetimindeki 65 AN 974 plakalı otomobil, Van-Başkale kara yolunun Aşalan köyü mevkisinde devrildi. Ağır yaralanan Kumral'a ilk müdahaleyi, yoldan geçmekte olan bir yolcu otobüsündeki doktor yaptı. Kumral daha sonra Başkale Devlet Hastanesine gönderildi. Kumral, müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Bursa'nın İnegöl ilçesinde, Mehmet Sert A'nın (46) kullandığı 16 PJ 033 plakalı otomobil, Yenişehir Caddesi'nde, Mehmet Salık'a (54) çarptı. Ağır yaralanan Salık, İnegöl Devlet Hastanesinde kurtarılamadı. Gaziantep'te, Çetin Eren Ergün'ün kullandığı 27 EN 693 plakalı motosiklet, Hacıbaba Mahallesi Şehit Hanifi Yücelen Caddesi'nde, yol kenarındaki çöp konteynerine çarptı. Ağır yaralanan Ergün, Gaziantep Şehitkamil Devlet Hastanesinde öldü. Antalya'da, Ergin Çevik 07 AJY 21 plakalı motosikletiyle, Dumlupınar Caddesi İller Bankası kavşağı yakınlarında yol kenarındaki bariyerlere çarptı. Yaşamını yitiren Ergin Çevik'in cesedine Antalya Adli Tıp Kurumu'nda otopsi yapıldı. Otopside, Çevik'in kafasının koparak öldüğü belirlendi. Manisa'nın Turgutlu ilçesinde, böbrek yetmezliği nedeniyle tedavi altında bulunan eşini ziyaret için 45 TE 239 plakalı traktörüyle Musulcalı köyünden yola çıkan Halil İbrahim Erdoğan'dan (53) haber alınamadı. Erdoğan'ın evden ayrılmasından 19 saat sonra yoldan geçen bir kişi, Derbent beldesi Ayranpınar mevkisindeki şarampolde traktörü gördü. Şarampole inen vatandaş, aracın altında bir ceset bulunduğunu fark ederek, jandarma yetkililerine haber verdi. İncelemede, cesedin Erdoğan'a ait olduğu anlaşıldı. Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesi Koçovası köyü Karataş yaylasında denetim yapan askerler ve kaçak av yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan kişinin içinde bulunduğu askeri araç, virajı alamayarak devrildi. Kazada, askerle gözaltındaki sivil yaralandı. Giresun'un Espiye ilçesinde, Selahattin Bayhan (62) yönetimindeki 28 YC 990 plakalı otomobil, Arpacık köyü Çakıl Yaylası'nda şarampole devrildi. Sürücü ile Fidan (46) ve Fatma Bayhan (59) ile Fatma (56), Zafer (12), Ali (50) ve Dilek Okur (17) yaralandı. Erzincan'da, Deniz Baş yönetimindeki 29 0337 plakalı minibüs, Ekşisu mevkisinde devrildi. Sürücü ile kardeşi Filiz Baş, arkadaşları Dilek Bulut, Sevda Çelebi, Ülkü Durmuş ve Munise C, yaralandı. Samsun'da, Ordu'dan Samsun yönüne giden Osman Yücel (48) yönetimindeki 34 LHA 49 plakalı otomobil, Gelemen yöresinde şarampole devrildi. Sürücü ile otomobilde bulunan aynı aileden Emine (40), Hale (18), Hakan (16), Gökhan (14) ve Bekir Yücel (2) yaralandı. Samsun'un Kavak ilçesinde, Ankara yönüne giden Aydın Acım yönetimindeki 52 DT 221 plakalı otomobil, Çakallı yöresinde refüje çarptı. Sürücü ile Sabiha, Büşra, Birgül, Berna ve Yakup Acım yaralandı. Samsun'un Havza ilçesinde, Ankara yönüne giden Mahmut Aşıkoğlu yönetimindeki 61 AT 410 plakalı otomobil, Üniversite Mahallesi'nde devrildi. Sürücü ile Ayla, Ömer, Kerim ve Furkan Aşıkoğlu yaralandı. Rize'de, Çetin Yorulmaz yönetimindeki 53 HE 382 plakalı kamyon, Ardeşen ilçesi yakınlarında şarampole devrildi. Kamyon sürücüsü Yorulmaz (53) ile Zehra Yıldız (36), Ayşe Başal (22) ve Pakize Başal (36) yaralandı. Samsun'un Bafra ilçesinde, Sinop yönüne giden Yılmaz Süzgün yönetimindeki 57 0019 plakalı otomobil, Fevzi Çakmak Mahallesi'nde Nusret Keskin'in kullandığı 54 LN 383 plakalı otomobille çarpıştı. Sürücüler Süzgün ve Keskin ile Aysel ve Mustafa Ay yaralandı. Samsun'un Tekkeköy ilçesinde, Selami Parlak'ın (40) kullandığı 35 LK 222 plakalı otomobil, Işıklıkavşak mevkisinde, Emre Şenel (18) yönetimindeki 55 4066 plakalı minibüsle çarpıştı. Sürücülerle otomobildeki Fatma Parlak (36) yaralandı. Kayseri-Malatya kara yolunun 54. kilometresinde, Bekir Tunç (47) yönetimindeki 38 FH 152 plakalı otomobil, sol arka teker aksının yerinden çıkması sonucu devrildi. Sürücü Bekir Tunç, ile Alperen (34) ve İpek Tunç (42) yaralandı. Samsun'un Kavak ilçesinde, Ankara yönüne giden Harun Pala yönetimindeki 34 GM 3550 plakalı otomobil, Mahmutlu yöresinde, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıkarak refüje çarptı ve takla attı. Sürücü ile İsmet Pala ve Sıddık Tatlı yaralandı. Hatay'ın Erzin ilçesinde, Gökhan Bilgeç idaresindeki 31 VE 238 plakalı otomobil, İstasyon Caddesi'nde, aniden önüne çıkan motosiklete çarpmamak için portakal bahçesine girerek ağaca çarptı. Sürücü ile yanındaki İsmet Bilgeç yaralandı. Samsun'un 19 Mayıs ilçesi Kumcağız Mahallesi'nde, Ömer Aydın (59) yönetimindeki 55 YB 252 plakalı otomobil, karşı yönden gelen İlker Taban (33) idaresindeki 55 DZ 510 plakalı otomobille çarpıştı. Kazada, sürücü İlker Taban ile otomobildeki İrem Nur Taban (7) yaralandı. Hüseyin Çalık idaresindeki 61 KN 289 plakalı otomobil, Trabzon Doğanköy beldesi yakınlarında karşı yönden gelmekte olan Eyüp Nazır yönetimindeki 61 EN 034 plakalı kamyonet ile çarpıştı. Sürücü Çalık ile otomobildeki Ali Çalık yaralandı. Giresun'dan Trabzon'a giden Hüseyin Kaan Kalafatoğlu yönetimindeki 28 TE 420 plakalı minibüs, aynı yöne giden Oktay Ak idaresindeki (SOA55) yabancı plakalı otomobil ile ilçe merkezindeki liman kavşağında çarpıştı. Otomobildeki yolculardan Ayşe ve Enes Ak yaralandı. Antalya'nın Demre ilçesinde, Recep Keskin'in (18) kullandığı 07 9385 plakalı motosiklet, Atatürk İlköğretim Okulu yanında, Mehmet Dede yönetimindeki 07 4098 plakalı motosikletle çarpıştı. Motosiklet sürücüleri yaralandı. Manisa'nın Turgutlu ilçesinde, Salihli'den İzmir istikametine giden Bayram Ali Ergin (48) yönetimindeki 45 SA 1717 plakalı otomobil, E-96 kara yolu Çıkrıkçı Köprüsü geçidinde şarampole yuvarlandı. Sürücü ile otomobilde bulunan eşi Ümmühan Ergin (44) yaralandı. Bursa'nın merkez Osmangazi ilçesinde, Serdar Aygün'ün (18) kullandığı 16 AJ 994 plakalı otomobil, Cumhuriyet Caddesi girişinde, kaldırımda yürüyen Hacer Açıkgöz (39) ve Osman Özgür'e (66) çarptı. Açıkgöz ve Özgür yaralandı. Çankırı'da, Samsun'dan İstanbul istikametine giden İbrahim İpek'in (43) kullandığı 34 TG 8622 plakalı otomobil, D-100 kara yolunda, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıkarak takla attı. Sürücü İpek ve araçtaki Reyhan İpek (39) yaralandı. Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde, Murat Candaş yönetimindeki 34 VJ 1667 plakalı otomobil, Hürriyet Caddesi'nde yol kenarındaki elektrik direğine çarptı. Sürücü Candaş yaralandı. Konya'nın Kadınhanı ilçesinde, Mustafa Yüksel'in kullandığı 42 VP 336 otomobil, Kadınhanı-Afyonkarahisar yolunun 15. kilometresinde, Ferhat Tekin yönetimindeki 42 BBK 67 plakalı otomobil ve Ersin Sezgin idaresindeki 42 BSL 65 plakalı otomobille çarpıştı. Sürücü Yüksel hafif yaralandı. Aydın'ın Çine ilçesinde, Abidin Toy yönetimindeki 09 LF 406 plakalı araç, Sarıoğlu Mahallesi Tariş Pamuk Birliği önünde, park halindeki 09 LL 832 plakalı kamyona çarptı. Otomobildeki Servet Sarıboğa yaralandı. Çanakkale'nin Yenice ilçesinde, Tevfik Kökçü'nün kullandığı bisiklete, Nevruz köyü kavşağında, S.E. idaresindeki 17 SN 912 plakalı otomobil çarptı. Kökçü yaralandı. Bursa'da, Mehmet A'nın (35) kullandığı 16 BBA 83 plakalı otomobil, Sakarya Mahallesi Ulubatlı Hasan Bulvarı'nda, yolun karşısına geçmeye çalışan Temigül Tosun'a (52) çarptı. Kazada, Tosun yaralandı. Afyonkarahisar'da, Halil Özdamar yönetimindeki 34 AU 6860 plakalı kamyonet, Afyonkarahisar-İzmir kara yolu Asri Mezarlık önünde, park halindeki Devlet Demir Yolları 7. Bölge Müdürlüğüne ait 03 DD 715 plakalı pikaba çarptı. Duramayan kamyonet, aynı yöne giden Selim Yavuz idaresindeki 06 VKL 45 plakalı otomobile de çarptı. Yavuz idaresindeki araçta bulunan Ertan Sevimli yaralandı. 580715 Hakkari'de terörist cenazesi gerginliği Çukurca ilçesi Kazan Vadisi'nde ölü ele geçirilen ve halen hastane morgunda bulunan Suriye uyruklu teröristin cenazelerinin kendilerine verilmediğini iddia eden grup, Bağlar Mahallesi ve Keklikpınar mahallelerinde yola barikat kurdu. Aralarında yüzleri kapalı çocukların da bulunduğu grup, olay yerindeki araçları ve Mobese kameralarını taşlarla tahrip etti. Bunun üzerine Çevik Kuvvet ekibi gruba müdahalede bulundu. 580121 Alkollü sürücünün ölüm yolculuğu: ölü AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Kadir Kara'nın (20) kullandığı 07 YED 64 plakalı otomobil, Burmahancı köyünden Serik'e giderken Yazır Caddesi'nde şarampole yuvarlandı. Otomobil sürücüsü Kadir Kara kaza yerinde öldü, otomobilde bulunan Onur Savra, Mete Oktay ve Şevket Akkaya hafif yaralandı. Yaralılar, Serik Devlet Hastanesinde tedavi edildi. Sürücü ve arkadaşlarının Burmahancı köyünde birlikte alkol aldığı öğrenildi. 579409 Biga'da düğünde kavga çıktı: 10 yaralı İddiaya göre, Biga'da kapalı pazar yerinde yapılan düğünde çalan yüksek sesli müziğin kapatılmasını isteyen grupla düğün sahipleri arasında kavga çıktı. Taşlı sopalı kavgayı, polis ekipleri havaya ateş açarak ayırmaya çalıştı. Emniyet güçlerinin yetersiz kalması ile ilçe jandarma komutanlığına bağlı askerler ve Çanakkale il merkezinden 20 kişilik çevik kuvvet ekibi de bölgeye sevk edildi. Sona eren olayda, ilk bilgilere göre 10 kişinin yaralandığı öğrenildi. Düğünde çalan müziğin Kürtçe olduğu ve müziğe müdahale eden grubun bundan rahatsız olduğu iddia edildi. 580620 17:18 İstanbul'da elektrik kesintisi 'da elektrik kesintisi ’un Anadolu yakasında 25 ve 27 Eylül günlerinde bazı semtlerde uygulanacak. Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım AŞ’den (AYEDAŞ) yapılan açıklamada, İçmeler, ve işletme müdürlükleri bölgesindeki trafo merkezlerinde bakım ve onarım çalışması yapılacağı bildirildi. Çalışma kapsamında 25 Eylül Cuma günü 12.00-13.00 saatleri arasında Tuzla Güzelyalı Mahallesi, Batı Sahil Yolu Caddesi ve bu caddeye bağlı sokaklara, 08.00-13.00 saatleri arasında ise Beykoz’da M. Şevket Paşa köyünde civarı, M. Şevket Paşa villaları, Zeynep konutları, Ayazma mevki, Ali Bahadır Köyü Çayırlar mevki, Beykoz Caddesi, Durağı ile at çiftliği mevkilerine elektrik verilemeyecek. Pendik’te ise 27 Eylül Pazar günü 08.00-13.00 saatleri arasında Ömürkent Mahallesi, UPS Kargo, Çakıroğlu, A. Arıkan ve Üçgen inşaat firmaları elektrik alamayacak. 579533 Enerjinizi boşuna harcamayın açılım dünyanın meselesi NAZİF GÜRDOĞAN YAŞAR SÜNGÜ Enerjinizi boşuna harcamayın açılım dünyanın meselesi Limak Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, son günlerin tartışma konusu demokratik açılıma farklı bir boyut kazandırdı. Türkiye'nin Avrupa ve enerji kaynakları arasındaki köprü rolüne dikkat çeken Özdemir, Türkiye'nin daha güvenli hale gelmesi için üç önemli açılımı gerçekleştirmek durumunda olduğunu vurguladı YILMAZ YILDIZ İnşaat altyapı projeleri, Sabiha Gökçen Havalimanı işi ve son dönemdeki turizm yatırımlarıyla dikkati çeken Limak Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, şu sıralar Siirt Botan Çayı üzerinde inşaatı devam eden Alkumru Barajı ve Hidroelektrik Santrali ile gündemde. Fenerbahçe Asbaşkanlığı görevini de yürüten Özdemir'le enerji üzerine konuştuk. Türkiye'nin jeopolitik önemi her zaman ön plandadır. En son ulusal enerji yatırımları da bu önemi biraz daha arttırdı. Enerjide Türkiye'nin dünyadaki rolü nasıl olacak? Enerjide ilk akla gelen petrol ve doğalgazdır. Dünya haritasını gözünüzün önüne getirin, Türkiye'nin üç tarafı bu enerji hammaddeleriyle dolu. Bu enerji hammaddelerinin en önemli tüketim yerlerinden biri de Avrupa. Bir de Avrupa haritasına bakın, Türkiye'nin gerçekten bir köprü olduğunu göreceksiniz. EN GÜVENİLİR ÜLKE TÜRKİYE Türkiye'nin başka bir özelliği daha var; dünyada demokrasi ile yönetilen güvenli ülkelerin başında geliyor. Çevre ülkelerden demokrasi yönünde fersah fersah ilerdeyiz. Onun için Türkiye'nin enerjide üstleneceği rol çok önemlidir. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti enerji konusunda her geçen gün yeni bir adım atıyor. Bu Türkiye'nin enerji piyasalarındaki gücünü daha da artırıyor. Bir Nabucco projesini, bir Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) projesini, Ceyhan'ın Avrupa'nın enerji merkezi olmasını, Rusya'nın petrolünü Akdeniz'e akıtabilmesinin tek yolunun buradan geçtiğini göz önüne getirin. Irak'taki petrol boru hattının buradan geçtiğini, doğalgaz depolarını düşündüğünüz zaman Türkiye'nin öneminin çok büyük olduğunu göreceksiniz. ÜÇ AÇILIM YAPILMAK ZORUNDA Güvenlikten bahsettiniz. Türkiye, şu an Avrupa'nın en önemli enerji köprüsü konumunda. Bölgesel barış ve terörün sona ermesi, demokrasi açılımı, sadece Türkiye'nin değil, Batı'nın da meselesi haline gelmeye başladı. Bu konudaki düşün-ceniz nedir? Başta Amerika ve Avrupa olmak üzere bütün dünya Türkiye'nin önemli meselesinin çözülmesini istiyor. Bunlardan birisi Türk-Ermeni ilişkileri Bunun çözülmesi isteniyor. Ermenistan'ın bize ihtiyacı var, bizim Ermenistan'a ihtiyacımız var. İlişkilerin başlaması lazım. İkincisi Kıbrıs konusu. Bizim bunu masanın etrafından çözüme kavuşturmamız gerekiyor. Üçüncüsü de Kürt açılımıdır. Türkiye bu üç dosyayı açmak durumundadır. Daha iyi bir demokrasi olması için bu üç başlığı gündeme getirmek durumunda. Türkiye, bu üç önemli açılımın neticesinde iyi bir neticeye varırsa Türkiye, dünyada örnek ülkelerin başında gelir. ENERJİ İÇİN BARIŞLAR OLACAK 'Dünyada enerji için savaşlar oluyor, enerji için barışlar neden olmasın' diyebilir miyiz? Doğru. İnsanlar güvenli yer arıyor. Türkiye'nin de daha güvenli bir adres olabilmesi için de bu üç önemli sorununu çözmesi gerekiyor. Bunları kamuoyunda tartışmaya açacak, insanlar ölmeyecek. Bugün Güneydoğu Anadolu'da silahlı kuvvetler tarafından harcanan paranın onda biri bölgenin kalkınması için harcansaydı, Türkiye daha ileri seviyelerde olurdu. Onun için bir Siirt Valisi çıkıp, “Bölgeye yatırım yapın, insanlara iş, aş, ekmek, hanımına elbise verirseniz, kimse dağa çıkmaz” diyor. İLK AÇILIM EKONOMİ OLMALI Yani bir de ekonomik açılım lazım? Bence birinci açılım ekonomik açılım olmalıdır. Oradaki insana iş ve aş götürmemiz lazım. Götürdüğümüz zaman ne terörizm kalır ne başka bir şey. Bunu yaparsak demokratik açılımı daha kolay gerçekleştiririz. Yani tartışılan bu açılımın ekonomik ayağı olmadan başarı elde edilemez. Galatasaray'ın stadını hiçbir zaman yapmam İnşaatta iyisiniz, futbolla iç içesiniz neden Seyrantepe Stadyumu ihalesine girmediniz? Fenerbahçeli bir yönetici olarak bu ihaleye girmeyi uygun bulmadım. Galatasaray Stadı'nın ihalesine de asla girmezdim. Öyle bir şey olsa Galatasaraylı yöneticiler ve taraftarlar rahatsız olur diye düşünüyorum. Ne Galatasaray'ın, ne de Beşiktaş'ın projelerine girmem. Bu sezon Fenerbahçe'yi nasıl buluyorsunuz? İyi bir takımız. Türk futbolunu yakından tanıyan Daum'la çalışıyoruz. Türkiye Kupası'yla birlikte şampiyonluk ipini de göğüslemek istiyoruz. Kararlıyız ve bu hedefimize mutlaka ulaşacağız. Son 11 yılda ligde maçta 12 puan topladığımızı hatırlamıyorum. Semih başta olmak üzere oyuncumuz Milli Takım'da. Ayrıca Santos ve Guiza da milli oyuncular. Biraz da Limak'dan bahseder misiniz? Grubun cirosu içerisinde sektörlerin ağırlığı nasıl? Toplam ciromuz milyar dolar civarında. Ciro içerisinde yüzde 50 ile ilk sırada inşaat geliyor. Yüzde 30 ile çimento ikinci sırada. Yüzde 15 ile turizm geliyor. Meyvesuyu da yüzde civarındadır. Enerjinin payı artıyor. Tahmin ediyorum 2012 yılında enerji ciromuz önemli bir yer alacak. Türkiye enerjiye ihtiyacı olan bir ülke. Enerji yatırımlarına da çok önem veriliyor. LİMAK İLK 20 İÇERİSİNDE Limak İnşaat olarak Türkiye'nin ilk 20 firması arasındayız. Forbes dergisinin yaptığı sıralamalarda daima ilk 10 içerisinde yer alıyoruz ama biraz mütavazı davranayım. Çimentoda çok önemli yatırımları olan bir grubuz. İhale iptali imajımızı zedeliyor Türkiye'nin global rolünden bahsediyoruz ama bir yandan da iç problemlerimiz var. Uluslararası özelleştirmelerdeki iptal imaj bozmuyor mu? Bu ihalelere giriliyor, ondan sonra yargı süreci başlıyor. Bu süreçte en çok üzülenlerin başında ben geliyorum. İETT arazisinin satışı iptal oldu. Bunları görünce çok üzülüyorum. Buna bir çare bulmalıyız. Demokratik bir ülkede yaşıyorsak, hukuk vazgeçilmez. yüzden “devlet ihaleye çıkarken yargıda karşılaşacağı problemleri çözüp de iha-leye çıksa daha iyi olmaz mı?” diye kendi kendime soruyorum. Putin, Medvedev ve Erdoğan büyük şans Geçtiğimiz ay Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Türkiye'ye gelmişti. Rusya da mı Türkiye'siz olmayacağını kabullendi? Enteresan bir şey söyleyeyim; Rusya'nın en çok ihtiyaç duyduğu ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. Ayrıca şu an Rusya'nın başında olan Medvedev ve Putin Rusya için de Türkiye için de büyük bir şanstır. Hem Türkiye'yi biliyor hem Türkiye'yi seviyorlar. RUSYA TÜRKİYE'YE MECBUR Üstelik Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayip Erdoğan gibi devlet büyüklerimizle de iyi ilişkileri olduğunu biliyoruz. Bu iyi ilişkilerin ekonomik anlamda da Türkiye'ye çok büyük katkılar getireceğine inanıyorum. Rusya'nın Nabucco'ya alternatif olarak Güney Akım projesini ortaya atmasını nasıl yorumlamak lazım? Nabucco hattına Rusya da destek vermeye mecbur. Azerbaycan, Türkmenistan, Irak, İran, Suriye'nin Nabucco'yla Avrupa'ya bağlanması lazım. Rusya petrolleri için yol var. Birincisi gemiyle. Çok pahalı ve riskli bir yol. İkincisi Bulgaristan, Yunanistan hattı var ama daha akıllıca bir yol var; Samsun-Ceyhan Ceyhan'da önümüzdeki dönemde büyük rafineriler kurulacak. Onun için Rusya'nın Samsun-Ceyhan hattına daha çok ihtiyacı olacağına inanıyorum. 580025 Minik Suri topuklu giyiyor Minik Suri topuklu giyiyor GÜNAYDIN Giriş Saati 23.09.2009 10:18 Güncelleme 23.09.2009 10:29 Üç yaşındaki Suri'nin topuklu ayakkabı giymesi ve ruj sürmesi uzmanları kızdırdı: Böyle şeylere özense bile izin verilmemeli! Hollywood'un gözde çiftlerinden Katie Holmes ve Tom Cruise'un üç yaşındaki kızları Suri yaşına uygun davranmıyor! Üç yaşında olmasına rağmen giydiği topuklu ayakkabılarla dikkat çeken minik Suri, annesi gibi makyaj da yapıyor. Geçtiğimiz günlerde pembe rujuyla objektiflere yakalanan Suri'nin bu hali uzmanlar tarafından eleştirildi. İZİN VERMEMEK LAZIM Suri'nin yaşına uygun davranması için ailesi tarafından yönlendirilmesi gerektiğini düşünen uzmanlar, İngiliz Daily Mail gazetesine konuyla ilgili şunları söyledi: "Büyüklere özenmesi normal ama davranışlarını kısıtlamak gerek." Annesiyle birlikte uzun süredir Melbourne'de kalan minik Suri'nin Avustralya'ya çok alıştığı söyleniyor. Katie Holmes, Avustralya'da 'Don't Be Afraid Of The Dark'ın çekimlerine devam ederken; eşi Tom Cruise da 'Vanilla Sky' filminden rol arkadaşı Cameron Diaz'la Boston'da yeni filmi 'Wichita'yı çekiyor. SURI ÇOCUK GİBİ DEĞİL KADIN GİBİ Melbourne'de annesiyle görüntülenen minik Suri'nin topuklu ayakkabıları ve onlarla uyumlu çantası görenlerin dikkatini çekti. Suri'nin, yaşından çok daha büyük göstermesi uzmanları kızdırdı: Bu çok yanlış! Yayın tarihi: 580170 Münevver Karabulut cinayetinde yeni gözaltılar 'un katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun babası Nida Garipoğlu'nun şoförü ve karısı ile Garipoğlu ailesine yakınlığıyla bilindiği belirtilen M.K. isimli bir kişi bayram tatili için geldiği Adana'da gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında kişinin daha gözaltına alındığı belirtiliyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün, cinayet zanlısı Cem Garipoğlu'na firarda olduğu dönemde yardım ve yataklık yapanları bulmak amacıyla başlattığı çalışma sürüyor. İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'ne getirilen söz konusu kişiler, Cem Garipoğlu'nun 197 gün nasıl saklandığı konusunda sorguya alındı. Adana'daki gözaltı: "Sizi bekliyordum" Adana'da gözaltına alınan kişinin Garipoğlu ailesinin satın alma işlerine bakan 47 yaşındaki M.K. olduğu belirtildi. Ailesinin oturduğu Reşatbey Mahallesi'ndeki evinde bu sabah gözaltına alınan M.K.'nın, "Nerede kaldınız? Bekliyordum" dediği belirtildi. M.K., karayoluyla İstanbul'a gönderildi. Gözaltındaki isimler: M.K., A.B., K.B., H.K., H.Ç. Katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun yanı sıra baba Mehmet Nida Garipoğlu da cinayete iştirakten tutuklu bulunuyor. 580427 Karabulut cinayetinde 'bordo bereli' izi Gaziantep'te yıldır kayıp olan 12 yaşındaki Gülgonca Çelik'in babası Cuma Çelik ve Kasım 2008'de kaybolan 26 yaşındaki Murat Okuyucu'nun babası Talat Okuyucu ile birlikte Demokrasi Meydanı'na gelen Cemil Baran, Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili iddialarını yeniledi. '6 KİŞİ ÖLDÜRDÜ' "Gözaltına alındığım zaman bana uygulanan psikolojik baskıyı Garipoğlu Ailesi'ne de uygularsanız cinayet çözülür" diyen Cemil Baran, "Cem hafta öncesinden Ermenistan'da yakalanmıştı. Ama zaman sel felaketi olduğu için gizli tutuldu. Bu cinayet, Garipoğlu'nun şirketlerinde çalışan Ahmet ile ilgilidir. Bunlardan birisi şoförü, ikincisi ise başçavuş olan Ahmet'tir. Ama üçüncü ve en önemli Ahmet, bölücübaşı Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getiriliş operasyonuna katılan bir bordo berelidir. Ordudan ayrılıp ayrılmadığını bilmiyorum. Polisten aldığım bilgiye göre bu Ahmetler, yarın (bugün) Hayyam, Fatih ve Kasım Garipoğlu ile birlikte gözaltına alınacak. Cem'in yakalanışı bir senaryodur. Dede Kasım Garipoğlu, Cem'in akıl hocasıdır. Cem'in en yakın arkadaşı da Münevver'in kardeşi Enver'dir. Bu cinayeti kişi işledi. Eğer Cem'in Ermenistan'da yakalandığı açıklanmazsa 30 Ekim'de her şeyi açıklayacağım" dedi. (Habertürk) BUGÜN KİŞİ GÖZALTINA ALINDI Cemil baran'ın dün yaptığı açıklamaların ardından bugün Münevver cinayetiyle ilgili oparesyon başladı. Katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun babası Nida Garipoğlu'nun şoförü ve eşinin de aralarında bulunduğu kişi ifadesine başvrulumak üzere Asayiş Şube Müdürlüğü'ne getirildi. Edinilen bilgiye göre; Münevver Karabulut cinayeti katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun teslim olmasının ardından savcılıkta verdiği ifade üzerine harekete geçen savcılık, aralarında Cem Garipoğlu'nun babası Nida Garipoğlu'nun özel şoförü ve eşinin de bulunduğu kişinin daha ifadesinin alınması talimatını verdi. Savcılık talimatıyla harekete geçen polis, kişiyi ifadesine başvurmak üzere Asayiş Şube Müdürlüğü'ne getirdi. Sabah saatlerinde Asayiş Şube Müdürlüğü'ne getirilen şahısların Cinayet Büro Amirliği'nde ifadelerinin alınması devam ediyor. SATINALMA MÜDÜRÜ ADANA'DA YAKALANDI Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili Garipoğlu şirketlerinin Satınalma Grup Müdürü Mehmet Karakayalı (47) Cem Garipoğlu'na yardım ve yataklık ettiği iddiasıyla Adana'da gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nce başlatılan soruşturma kapsamında Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Bürosu ekipleri, Cem Garipoğlu'na yardım ve yataklık ettiği iddiasıyla daha önce gözaltına alınan ve serbest bırakılan Karakayalı'yı, bayram ziyareti için geldiği Adana merkez Seyhan ilçesi Reşatbey Mahallesi'ndeki evinde sabaha karşı tekrar gözaltına alındı. İstanbul'a götürülen Karakayalı'nın, Cem Garipoğlu'nun saklanmasıyla ilgili ailece yapılan toplantılara katıldığı ileri sürülüyor. GÖZALTINA ALINANLARIN İSİMLERİ İşte Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili gözaltına alınan kişinin isimleri: Mehmet Karakayalı, Ahmet Batur, Kamuran Batur, Habib Kurt, Hakan Çiçek. 579686 ‘Dev Türk’ New York’ta 23 Eylül 2009, Çarşamba ‘Dev Türk’ ’ta DIŞ HABERLER güncellenme zamanı 23.9.2009DÜNYANIN en uzun adamı olan, Sultan Kösen’in boyu yetkilileri tarafından ’un ünlü ’nda ölçüldü. Mardinli Sultan Kösen 2.47 santimetrelik boyuyla rekorlar kitabına girdi. 579701 Kaddafi için kendilerine ‘Hollandalı süsü’ vermişler Kaddafi için kendilerine ‘Hollandalı süsü’ vermişler DIŞ HABERLER güncellenme zamanı 23.9.2009Birleşmiş Milletler Genel Kurulu yıllık toplantısı için ’ye gidecek olan lideri ’ye kalacak bir yer ayarlamak isteyen Libyalı görevlilerin, görüşmelerde Hollandalı rolu yaptıkları öne sürüldü gazetesinde yer alan habere göre görevliler, 78. Cadde’de bulunan katlı Barclay Malikânesi’ni kiralamak için ’un yukarı doğu yakasındaki bir ajansına müracaat etti. Ajanstan Jason Haber, önce arayanların aksanlarından şüphelendiklerini, ardından e-posta uzantılarını görünce, muhataplarının Büyükelçiliği olduğunu anladıklarını belirtti. Yapılan aldatmaca nedeniyle anlaşmanın gerçekleşmediğini açıklayan Haber, “Konuşmalar çok dikti. Çok kabaydılar” dedi. Kaddafi’nin bu durumda, genelde ofis olarak kullanılan Libya sefaretinde kalması bekleniyor. Sefaretin çadır kurulabilecek büyüklükte bir bahçesi de bulunmuyor. 579560 ABD ve Çin'den küresel ısınmaya karşı dev adım FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ ABD ve Çin'den küresel ısınmaya karşı dev adım BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon'un organize ettiği küresel ısınmaya karşı en geniş kapsamlı zirvede ABD ve Çin'den büyük destek geldi. Çin sera etkisi yaratan gazların atmosfere salınımını önemli ölcüde azaltacakları açıkladı. NEW YORK Birleşmiş Milletler 64. Genel Kurulu'na katılmak üzere New York'ta bulunan 100'den fazla ülke lideri, şimdiye kadarki en geniş katılımlı iklim zirvesinde buluştu. BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un davetiyle gerçekleşen ve ilk kez bu kadar çok sayıda lideri bir araya getiren toplantıya Türkiye'den de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan katıldı. Ban Ki-moon, toplantının “liderler için iklim görüşmelerini hızlandırabilecek siyasi bir ivmeyi harekete geçirme” amacı taşıdığını açıkladı. Zirvede konuşan ABD Başkanı Barack Obama, ABD'nin iklim değişikliği konusunda harekete geçmeye hazır olduklarını duyurdu. TÜRKİYE GEREĞİNİ YAPIYOR Başbakan Erdoğan'ın, İklim Değişikliği Zirvesi'nin yuvarlak masa toplantısında, görüntülü mesajı yayınlandı. Erdoğan konuşmasında, 'İklim değişikliği, bugün insanoğlunun karşılaştığı en önemli sınamalarından biridir. Bu sorunun yol açtığı büyük bir tehditle karşı karşıya olduğumuz açıktır' dedi. Çİ'DEN YENİ TAAHHÜT Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, ülkesinin sera etkisi yaratan gazların atmosfere salımını önemli ölçüde azaltacaklarını bildirdi. New York'taki BM İklim Değişikliği Zirvesinde konuşan Hu, 'Karbondioksit (CO2) salımını 2020'ye kadar 2005'tekine nazaran önemli ölçüde azaltacağız. İkinci olarak da yenilenebilir enerji ve nükleer enerjileri geliştireceğiz. Fosillerden elde edilmeyen enerjinin ülke tüketimindeki payını da 2020'ye kadar yüzde 15 civarında artıracağız' dedi. NOTLAR... NOTLAR... BM Genel Kurulu toplantısına katılmak için New York'a gelen liderler günlük alışkınlıklarını terk etmedi. Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy ve ABD Başkanı Barack Obama, sabah koşusunu New York'un en işlek caddelerinde yaptı. ABD Başkanı Barack Obama da BM Genel Kurulu'nda yaptığı ilk konuşmada ABD'nin iklim değişikliği konusunda hareket etmeye hazır olduğunu belirtti. Obama, 'İklim değişikliği tehdidi ciddi, acil ve giderek büyüyor ve bu gidişi tersine döndürmek için zaman giderek azalıyor' deyince Genel Kurul salonundan büyük bir alkış koptu. Küresel iklim ve ekonomik krizin damgasını vurduğu ilk günkü temasların ilgi odağında İsrail Başbakanı Netanyahu ile Filistin Devlet Başkanı Abbas vardı. ABD Başkanı Obama Ortadoğu barış sürecini canlandırmak için iki liderle birlikte toplantı gerçekleştirdi. 580363 AB’de veren el Almanya, alan el Yunanistan AB’de veren el alan el YunanistanA.A. AB’nin geçen yıl 116,5 milyar avroya ulaşan ortak bütçesine en fazla net katkıyı 11 milyar avroyla yaparken, en büyük net alıcı 6,2 milyar avroyla oldu. AB’nin 2008 bütçe gerçekleşmelerine göre 22,2 milyar avroyla geçen yıl bütçe gelirlerinin neredeyse 5’te 1’ini tek başına sağlayan Almanya, bunun sadece 11,2 milyar avrosunu geri alabildi. Bu durumda Almanya’nın AB’ye net katkısı 11,2 milyar avroyla son yılların en yüksek düzeyine ulaştı.  Kuruluşundan itibaren AB bütçesinin yükünü çeken Almanya’nın net katkısı, 2006 yılında 8,3 ve 2007’de 9,2 milyar avro düzeyindeydi.  Geçen yıl AB’ye en fazla mali katkı yapan diğer üyeler 4,8 milyar avroyla 4,4 milyar avroyla 4,3 milyar avroyla ve 2,8 milyar avroyla şeklinde sıralandı. AB bütçesine aldığından fazlasını veren diğer üyeler ise 1,8 milyar avroyla 744 milyon avroyla 417 milyon avroyla 389 milyon avroyla ve 40 milyon avroyla Kıbrıs kesimi oldu. KARA DELİK YUNANİSTAN AB’nin 2008 bütçesine 2,3 milyar avro gönderirken Birlik içinde gelir dağılımındaki bozukluğu azaltan yapısal fonlar ve ortak politikası başta olmak üzere AB fonlarından 8,5 milyar avro kullanan Yunanistan, 6,2 milyar avroyla en büyük net alıcı konumunu sürdürdü. Bir önceki yıl da ortak bütçeden net 5,4 milyar avro alan Yunanistan’ın, üye olduğu 1981 yılından bu yana AB’den sağladığı gelir 85 milyar avroyu aştı. Başka bir deyişle son 27 yılda AB, her bir Yunanlıya yaklaşık bin 700 avro ödemiş oldu. Yeni AB üyelerinden geçen yıl AB bütçesinden aldığı 4,2 milyar avroyla Yunanistan’ı izlerken en fazla net katkı alan diğer üyeler 2,7 milyar avroyla ve 2,1 milyar avroyla şeklinde sıralandı.  Kişi başına düşen milli gelirde AB’de ilk sıralarda yer alan ve AB kurumlarına ev sahipliği yapmaları nedeniyle personel maaşlarından giren parayla ortak bütçeden net alıcı olmayı sürdürdü. Geçen yıl AB’den Belçika’nın kazancı 1,5 milyar avroyu ve Lüksemburg’un kazancı 1,2 milyar avroyu buldu. AB ortak bütçesinde verdiğinden fazlasını alan diğer üyeler 1,4 milyar avroyla 1,1 milyar avroyla milyar avroyla 800 milyon avroyla 650 milyon avroyla 600 milyon avroyla 475 milyon avroyla 400 milyon avroyla 200 milyon avroyla 50 milyon avroyla ve 27 milyon avroyla oldu.  Geçen yıl AB bütçesinin 5,6 milyar avrosu da, dahil aday ülkelerle AB’nin komşuluk politikasına dahil ülkelerdeki projelere ya da kalkınma yardımlarına harcandı. 580866 Vaatlerimizi gerçekleştireceğiz Vaatlerimizi gerçekleştireceğiz Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin Tarihi Belediye Binası'ndaki bayramlaşmasına katılan Devlet Bakanı Faruk Çelik, “Bursa'nın daha yaşanılabilir bir kent olması için, doğru bilgi akışının sağlanması ve herkesin dobra bir şekilde görüşlerini bildirmesi gerekir. Heyecanımızı kaybetmeden vaatlerimizi önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğiz” dedi. İSMAİL HAKKI YOĞURTÇU BURSA Devlet Bakanı Faruk Çelik, Milletvekilleri Mehmet Tunçak, Ali Kul ve AK Parti İl Başkanı Nagip Vardar ile birlikte Tarihi Belediye Binası'nda Büyükşehir Belediyesi çalışanlarının bayramını kutladı. Büyükşehir Belediyesi'nin bürokrat, teknokrat ve danışmanları ile şirket genel müdürlerinin yanı sıra Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Kent Konseyi Başkanı Mehmet Semih Pala'nın da yer aldığı bayramlaşmaya bazı siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de katıldı. Bakan Çelik, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe'nin selamlarını ileterek başladığı konuşmasında, "Hep birlikte yoğun bir seçim dönemi geçirdik. Bu temponun ağırlığını Başkan Altepe ile birlikte mukaddes toprakları ziyaret ederek attık. Başkanımız yurt dışında yaşayan çocuklarıyla birlikte gurbetten sizlere ve Bursalılara bayram dileklerini iletti. Ben de bu vesileyle tüm Büyükşehir Belediyesi çalışanlarının ve Bursa halkının bayramını tebrik ediyorum. Milletimizin sadece bugünü değil yılın 365 gününü bayram tadında geçirmesini ve bayram sevincini devam ettirmesini diliyorum" dedi. SİYASETTE VEFASIZLIK OLMAMALIDIR Tarih kenti, güzel Bursa'nın “Türkiye'nin incisi” olduğunu belirten Çelik, bu kentin geleceği için herkesin üzerine düşen görevi en iyi şekilde yapması gerektiğini belirtti. Geçmişten bugüne Bursa'nın gelişimine taş koyan herkese şükran duyduğunu kaydeden Bakan Çelik, “Siyasette atışmalar, kavgalar hep olur ama vefasızlık olmamalıdır. Bursa'ya hayırlı ve güzel bir iş yapan kim varsa, onu şükran duymalıyız. Çünkü siyasi iradeler geçici, ülkemiz kalıcıdır. Bursa'da yıllar geçse de sonradan yönetime gelenlerin “Ne güzel işler yapmışlar” demeleri bizim için önemlidir. Yaptığımız her iş milletimizin işi. Çıkarılan yasalar 70 milyon insanımızın yasası. Yapılan çalışmaların uzlaşma ile olması önemlidir. Ben Çalışma Sosyal ve Güvenlik Bakanı iken sosyal güvenlik gibi dev bir reformu gerçekleştirdik. Ama ben şimdi bakan değilim. Çalışma Bakanlığındaki 50. bakan olarak fotoğrafımı astılar. Kimler geldi, kimler geçti. Önemli olan kalıcı iz bırakmak. Halkımızın derdiyle dertlenmek. Biz de bunun için çalışıyoruz" şeklinde konuştu. BURSA İÇİN BİRLİKTE KARAR VERMELİYİZ Ülkenin geleceği için sen ben kavgası yapmanın doğru olmadığını vurgulayan Bakan Çelik, Bursa'ya yapılan her işte dilayoğun önemli olduğunu bildirerek, "Bursa için birlikte karar vermek, 'Biz' anlayışı ile hareket etmek önemli. Rant gözetmeden, menfaat, takdir beklentisi olmadan çalışılmalı ve dobra bir şekilde doğru bilgi akışı sağlanmalıdır. Doğru proje yapılmalı, işin ehliyle konular doğru incelenmeli. Bursa'da yanlış olmasın. Heyecanımızı kaybetmeden vaatlerimizi önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğiz" dedi. Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Recep Demirhan da küskünlüklerin bir tarafa bırakıldığı bayram nedeniyle bir arada bulunmanın önemini dile getirdiği konuşmasında, “Ramazan bayramının ülkemize, milletimize, İslam alemine ve tüm dünyaya, barış ve mutluluk getirmesini diliyorum” dedi. 23.09.2009 580952 '10 bin TL kazandınız' diye dolandırıldı Edinilen bilgiye göre, kimliği belirsiz bir dolandırıcı, Atakum ilçesinde bir akaryakıt istasyonunda asgari ücretle çalışan çocuk babası Ecevit Arslan'ın (38) cep telefonuna, "Değerli abonemiz hattınız 10 bin TL para ödülü kazanmıştır. Bilgi işlem için ... nolu telefonu arayınız" şeklinde mesaj geldi. Mesajdaki telefonu arayan Ecevit Arslan, karşısına çıkan ve adının Murat olduğunu söyleyen kişinin bankadan hesap açıp söz konusu parayı bu hesaba yatırmak için istediği kimlik bilgilerini verdi. Daha sonra söz konusu dolandırıcı "Banka ile bağlantı kurmamız için vermiş olduğumuz telefon numarası hattına kontör yüklemeniz lazım" diyerek, Ecevit Arslan'a 500 TL değerinde telefon kontörü yükletip dolandırdı. Hesabına para yatıp yatmadığını öğrenmek isteyen Ecevit Arslan, dolandırıldığını öğrenince soluğu Samsun Adliyesi'nde aldı. Ecevit Arslan, savcıya dilekçi vererek kendisini dolandıran şahıstan şikayetçi oldu. Söz konusu dolandırıcının Ecevit Arslan'ı yeniden arayıp yine kontör istemesi dikkat çekti. Yetkililer, vatandaşları, hangi sebeple olursa olsun kontör isteyenlere itibar göstermemeleri konusunda uyardı. Soruşturma sürdürülüyor. İHA 579619 Diyarbakır’da 190 mülk istendi ’da 190 mülk istendiİSTANBUL Milliyet güncellenme zamanı 23.9.2009vakıfları, devletin el koyduğu mülkler için Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne toplam 262 başvuru yaptı. ’da 29 mahallede 190 mülkle ilgili talepte bulunulması dikkat çekti Agos gazetesinin son sayısında yer alan habere göre, Yeni Vakıflar Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle, “devlet tasarrufuna alınmış kayıtlı taşınmazların iadesi için” vakıflarına tanınan başvuru süresi 27 Ağustos’ta doldu. Bu süre içinde 30 vakfı, devletin el koyduğu mülkler için Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne başvurdu. 262 başvuru yapıldı 16 vakıf adına 162 başvuru dosyası hazırlayan Ortak Komisyonu’nun Başkanı Yetesya Tırtır, vakıfların dosyaları Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne gönderdiğini, kendilerinden yardım almayan vakıfların teslim ettiği 100 dosyayla birlikte toplam 262 başvuru yapıldığını söyledi. Yasal süresi içinde başvurusu yapılmayan mülkler içinde mahkeme yolunun açık olduğu belirtildi. Tırtır, ’daki durumun ilginç olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Diyarbakır’daki 29 mahallede toplam 190 adet mülk bulunuyor. Başvurular mahalle bazında yapıldı, çünkü, ellerinde yeterli evrak yok. kayıt defteri Türkçeye çevrildi. Maalesef, emlak kayıt defterinden başka hiç bir şey kalmamış ellerinde. Bunların birçoğunun davalık olacağını düşünüyorum.” Tırtır, tanınan süre zarfında unutulan veya başvurusu yapılmayan taşınmazlar için kaygı duyulmaması gerektiğini belirterek, “Biz her an mahkeme yoluyla malımızı isteyebiliriz. Bu, dava açmayı engelleyen bir süreç değil. Örneğin, 10 vakfımız, ‘Şu anda benim bir sorunum yok’ dedi. Ama, daha sonra bir yerde bir mülkü olduğu ortaya çıkarsa, pekala mahkemeye başvurarak bu mülkünü talep edebilir. Artık, dosya müracaatı söz konusu olamaz; bundan sonra gelecek talepler direkt olarak mahkemeye yapılacak.” 580783 “Başbakanlık Teftiş Kurulu, Halis Toprak’ın suç duyurularını araştıracak” “, ’ın suç duyurularını araştıracak” Teftiş Kuruluna bağlı müfettişlerin, ’ın suç duyurularını araştıracağını öne sürdü.  Toprak Grubundan yapılan yazılı açıklamada, Halis Toprak’ın Tasarruf Mevduatı Fonu (TMSF) yöneticileri aleyhine yaptığı suç duyuruları ve basın açıklamaları üzerine Adalet Bakanlığının devreye girerek Toprak’ın dilekçelerini Cumhuriyet Başsavcılığına gönderip gereğinin yapılmasını talep ettiği iddia edildi. Açıklamada, tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen dilekçelerin, Şişli Cumhuriyet Başşavcılığının 2009/53728 numarasına kaydedilip savcılık tarafından Başbakanlık’tan soruşturma izni talep edildiği kaydedildi. 580178 Şeker toplamaya çıkan çocuktan haber yok! Kayseri'nin Talas ilçesinde bayramın ikinci günü topmaya çıkan 2'si kardeş çocuktan haber alınamıyor. El ilanları ve anonslarla arama çalışmalarını sürdüren polis, ihbarları anında değerlendiriyor. yaşındaki Ahmet Tuna ve kardeşi yaşındaki Dilruba Tekin ile komşu kızı 10 yaşındaki Türkan bayram şekeri toplamak için evden ayrıldıktan sonra bir daha geri dönmedi. Çocukların aileleri ve polis, Talas ilçesi, Ali Dağı ve kent genelinde gölet, kuyu, mağara, asansör boşlukları, inşaat alanları ve ıssız bölgeler başta olmak tüm parkları tek tek arıyor. Çocuklarının pazartesi günü saat 17.30'da ayrıldığını anlatan kardeşlerin annesi Leyla Tekin, çocuklarını bulmak için bakmadık yer bırakmadıklarını söyledi. Gözüyaşlı anne, yetkililerden bir an önce çocuklarını bulmalarını istedi. Çocukları toplarken gören olmadığını söyleyen Türkan'ın annesi Özlem ise, "Kızım 10 yaşında. Kaybolacak bir çocuk değil. Aklımıza kötü şeyler geliyor. Endişe içindeyiz" dedi. Melikgazi Belediyesi'nde temizlik şirketinde çalışan baba İbrahim ile emeklisi baba  Hamza Tekin de, çocuklarının bulunmasını istedi. Polis, çocukları aramayı sürdürürken bu konuda gelen tüm ihbarları da titizlikle değerlendiriyor. Uğurevler Mahallesi'nde 11 yaşındaki Fatih Elbistan'ın da kaybolduğu iddiasıyla ailesinin polise başvurduğu öğrenildi. 580728 Facebook "Beacon"ı kapatıyor Facebook "Beacon"ı kapatıyor, 17:46 Facebook’un yetkilileri, üyelerinin internetteki faaliyetlerini takip eden ‘Beacon’ pazarlama programını kapatma kararı aldı. Sivil toplum kuruluşları, kullanıcıların gizlilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle programın devreden çıkarılması için internet üzerinden 70 bin imza toplamıştı. Facebook "Beacon” programını gizlilik haklarını ihlal ettiği gerekçesini kabul etti ve kapatma kararı aldığını açıkladı. Facebook geçen sene de news feed adlı profil değişikliklerini yayınlayan program nedeniyle tepki çekmişti. 579981 11:04 “Yeltsin, içkili halde iç çamaşırıyla pizza almaya gideceğim deyince…” “Yeltsin, içkili halde iç çamaşırıyla pizza almaya gideceğim deyince…” ’nin eski başkanı ’nın eski başkanı Boris Yeltsin’in 1995 yılındaki bir ziyaretinde, içkili olduğu halde üzerinde sadece iç çamaşırıyla pizza almaya gitmek istediğini ve uluslararası bir olay çıkmasına ramak kaldığını anlattı.  Clinton ile gazeteci ve tarihçi Taylor Branch arasındaki mülakatların yer aldığı 700 sayfalık kitaptan geniş bölümler, USA Today gazetesi tarafında yayımlandı. Branch, saatler süren kitap kayıtlarıyla ilgili olarak yaptığı açıklamasında, Yeltsin’in 1995’teki ziyaretindeki bu olayın uluslararası çapta bir olay çıkmasına ramak kaldığını şu sözlerle aktardı: “Boris Yeltsin, yakınındaki Blair House’ta kalıyordu ve bir taksiye seslenirken özel servis ajanları tarafından yakalandı.” İçkili halde yaptığı esprileriyle tanınan Yeltsin 2007’de ölmüştü. Bir keresinde Yeltsin, ’de bir orkestra yönetmeye kalkışmış, bir kez de Devlet Başkanı’nın kel kafasına kaşıkla davul çalmaya çalışmıştı.  Clinton’ın eski dostu olan Branch, kitapta Clinton’ın halefleriyle ilgili görüşlerine de yer veriyor. Clinton, Bush için “Başkan olmak için yeterli değil ama kampanyayla ilgili içgüdüleri iyiydi” diyor.  Gelecek hafta piyasaya çıkması beklenen kitap, Beyaz Saray’da gizli yapılmış 79 mülakata dayanıyor. 579445 Hakan Şükür'ü aratmadılar! Haberi Ekle Hakan Şükür'ü aratmadılar! 23/09/09 0:19 HTSPOR.COM (GÖKHAN KARATAŞ) Rakip fileleri adeta bombardımana tutan Galatasaray, 13 maça tam 41 gol sığdırdı. Maç başı ortalaması 3'ten aşağı inmeyen sarı-kırmızılılar, bol golün dışında müthiş bir istatistiğe daha imza attı. Sağ ayakla 15, sol ayakla kez ağları sarsan G.Saraylı futbolcular, serbet vuruş ve penaltı golünün dışında 12 kez kafa golü sevinci yaşadı. 1.91'lik Hakan Şükür ile yolların ayrılmasının ardından kafa golünde büyük düşüş yaşaması beklenen Cimbom, bu görüşün aksine geçtiğimiz sezonlarda attığı toplam kafa golüne neredeyse ligin 6. haftası sonunda ulaştı. Mustafa Sarp, Nonda, Barış ve Baros 2'şer, Kewell, Hakan Balta, Arda ve Servet ise birer kafa golü attı. Geçen sezon oynadığı 54 resmi maçta 86 gol atan Cimbom, 14 golü (yüzde 16.2) kafayla kaydetmişti. Rijkaard'lı Galatasaray, 13 maçın 8'inde 12 kafa golü ile şimdiden yüzde 29.2 oran yakaladı. Sarı-kırmızılılar, son sezonda en yüksek kafa golü ortalamasına ise 2006-2007 sezonunda ulaştı. Eric Gerets yönetiminde bir sezonda 78 kez fileleri havalandıran G.Saray, yüzde 25.6 (20 gol) kafa golü istatistiği ile mücadele etti. SEZON TOPLAM GOL KAFA GOLÜ 2009-2010 41 12 -------------------------------- 2008-2009 86 14 2007-2008 92 17 2006-2007 78 20 2005-2006 98 18 2004-2005 74 14 580118 Lastikleri patlayan THY uçağı İstanbul'a döndü THY Basın Müşavirliği'nden alınan bilgiye göre, dün New York-İstanbul seferi için hazırlanan JDM kuyruk tescilli THY'nin ''İzmir'' adlı Airbus A340 tipi yolcu uçağı, pist başına giderken bir patlama sesi duyuldu. Yapılan inceleme sonucu uçağın arka lastiklerinden 2'sinin patladığı belirlendi. Bunun üzerine uçak, lastiklerin değişmesi için parka çekildi, yolcular da terminale alındı. ABD'de uygun lastik bulunamaması üzerine İstanbul Atatürk Havalimanı'ndaki THY Bakım Merkezi'nden temin edilen lastik, tarifeli uçakla Newyork'a gönderildi. Lastik değişiminin ardından uçak, 22 saatlik gecikmeyle bu sabah 07.40 sıralarında Atatürk Havalimanı'na geldi. Yolculardan iş kadını Yasemin Yücel, Atatürk Havalimanı'nda basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ''Başlangıçta her şey normaldi. Kalkış için piste giderken bir patlama oldu. İlk anda çok korktuk. Patlayanın lastik olduğunu öğrenince rahat bir nefes aldık'' diye konuştu. Yolculardan Soner Erten de Amerika'da dil öğrenimi gördüğünü ve böbrek ameliyatı için Türkiye'ye geldiğini, THY yetkililerinin gereken bilgilendirmeyi yaptıklarını belirterek, ''Yetkililer baştan sona bize gereken ilgiyi fazlasıyla gösterdi'' dedi. 579971 İşte Messi'nin muhteşem golü İşte Messi'nin muhteşem golü 'nin iki gol attığı maçta 'i 4-1 yenerek 'daki dördüncü maçını da kayıpsız geçti. Barcelona, Santander deplasmanında Messi (2), Ibrtahimovic ve Gerard Pique'nin golleriyle galip geldi. Geçtiğimiz hafta sonu 'i 5-2 yenerken ilk dört golünü ilk yarıda atan son şampiyon, Santander deplasmanında da benzer bir performans sergiledi. Zlatan Messi ve Pique'nin golleriyle 27 dakikada skoru 3-0'a getiren Barca, ikinci yarıda Messi ile bir gol daha bularak maçtan 4-1 galip ayrıldı. Santander'in tek golünü son dakikalarda Serrano kaydetti. Günün diğer maçında sezona çok iyi başlayan Real 'yı Pizjuan Stadı'nda Sebastien Squillaci ve Diego Perotti'nin golleriyle 2-0 mağlup etti. Barcelona dört maçta 12 puanla liderliğini devam ettiriyor, Sevilla dokuz ve Mallorca yedi puana sahip 580230 Otomobil Fiyatına "Yat" Otomobil Fiyatına "Yat" Tekne ve yatlardaki vergi muafiyetinden yararlanarak otomobil fiyatına "yat" alınabilir. Vergi muafiyetinden yararlanmak için son gün ise 30 Kasım. Lüks ve pahalı olarak kabul edilen deniz tutkusu, tekne ve yatlardaki vergi muafiyetiyle artık hayal olmayacak. Türk bayraklı tekne sayısını artırmak üzere uygulanan vergi indirimleriyle otomobil fiyatına yat alınabilir. Vergi muafiyetinden yararlanmak için son gün ise 30 Kasım. Önce Haziran ayında deniz taşıtlarında Motorlu Taşıtlar Vergisi kaldırıldı. Yat ve Tekne Endüstrisi Federasyonu Başkanı Yavuz Sipahi, "Artık çok rahat tekne boyuna bağlı olarak metre dahil olmak üzere teknelerin hiçbir harcı yok. Çok rahat gidebilirsiniz. metreye kadar da yılda sadece bir 200 lira kayıt ödüyorsunuz." dedi. Bu, teknenizin kimlik kazanmasını sağlıyor. Bankalardan da otomobil alır gibi kredi çekilebiliyor. Sipahi, "Araba alırmış gibi üzerine ipotek koyup kredilendirerek çok rahat imkanlarla alabiliyorsunuz. Sigorta yaptırabiliyorsunuz." diye konuştu. MTV'nin yanısıra KDV ve ÖTV indirimleri de fiyatları cazip hale getirdi. Tekne ve yatlarda KDV yüzde 18'den yüzde 1'e çekildi. Yavuz Sipahi, "25 bin dolar civarındaki bir tekneyi aldığınızda yüzde ödüyorsunuz. 250 dolar civarında bir KDV ile sahibi oluyorsunuz. Şimdi tekne almanın en güzel zamanı." dedi. Yüzde oranındaki ÖTV ise kaldırıldı. Uygulama 30 Kasım'da sona eriyor. 580855 "Ölüm Uçuşu" Yapan Pilot Tutklandı "Ölüm Uçuşu" Yapan Pilot Tutklandı Arjantin'de darbe döneminde binlerce kişinin cesedinin taşındığı ölüm uçuşlarının pilotlarından biri yakalandı. Arjantin'de askeri cunta döneminde, işkenceyle öldürülen binlerce kişinin cesedini denize atmak için "ölüm uçuşu" yapan pilotlardan biri İspanya'da tutuklandı. Hollanda Havayolu Transavia'da görevli olan ve ismi açıklanmayan Hollandalı pilot, İspanya'nın Valencia Havaalanı'nda gözaltına alındı. Emeklilik hazırlığı yapan pilotun, Arjantin makamlarınının isteği doğrultusunda gözaltına alındığı bildirildi. Hollanda ve Arjantin pasaportu taşıyan pilotun, askeri darbe dönemindeki "ölüm uçuşlarına" katıldığı belirtildi. Arjantin'de 1976 1983 yılları arasındaki askeri cunta döneminde 30 bine yakın kişi öldürülmüştü. Çoğu işkence sonucu hayatını kaybeden kurbanların bir kısmı canlı olarak bir kısmı da işkence sonucu öldürülerek, askeri uçaklarla denize atılmıştı. Bu uçuşlar "ölüm uçuşu" adıyla anılıyor. 580311 G.Saray-Eskişehir maçının bilet fiyatları Ali Sami Yen Stadı'nda saat 20.00'de başlayacak karşılaşmanın biletleri, 35 ile 220 lira arasında fiyatlarla biletix gişelerinde satılıyor. Bilet fiyatları şöyle: Numaralı Grup 1: 220 TL Numaralı Grup 2: 165 TL Kapalı Alt Grup 1: 160 TL Kapalı Alt Grup 2: 120 TL Yeni Açık Alt: 35 TL Yeni Açık Üst: 35 TL Eski Açık: 35 TL 579601 Portakal'ı soyacak 12 film Portakal'ı soyacak 12 film 46. Altın Portakal Film Festivali Uluslararası Uzun Metrajlı Film Yarışması'na seçilen filmler belirlendi. Asya ve Avrupa'dan 12 film, Altın Portakal'ı kapmak için yarışacak. ANTALYA (AA) Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin desteği ile Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) tarafından düzenlenen 46. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması'na seçilen 12 film açıklandı. Yarışma dışı bölümde ise kıtadan yapıtlar yer alacak. Bulgaristan'dan İngiltere'ye, Ermenistan'dan Fransa'ya, Macaristan'dan Gürcistan'a uzanan bir coğrafyadan film seçkisinin buluştuğu yarışmada, filmlerin tümü 2008 ve 2009 yapımı. İNGİLİZ ÇİLEKLERİ Bulgar Yönetmen Kamen Kalev, 'Eastern Plays-Şark Oyunları'yla iki kardeşin gözünden günümüz Bulgaristan'ını yorumluyor. Bazı sahneleri İstanbul'da çekilen filmin oyuncuları arasında Saadet Işıl Aksoy ve Hatice Aslan da yer alıyor. Çekoslovakya'nın 1968'deki Sovyet işgalini konu alan iki film, Çek yapımı 'English Strawberries-İngiliz Çilekleri' ve Polonya-Çek Cumhuriyeti ortak yapımı 'Operation Danube-Tuna Operasyonu' ile 1960'lı yıllar Rusya'sında kozmonotların yetiştirildiği bir okulda geçen 'Paper Soldier-Kağıttan Asker', yarışmanın geçmişe ayna tutan filmleri arasında yer alıyor. Sırp yönetmen Goran Radovanovic'in 'Ambulance-Ambulans'ı, Montreal'den sonra Avrupa prömiyerini 46. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde yapacak. MÜLTECİLER ÖTEKİ YAKA'DA Mülteci sorununa değinen iki film, 'The Other Bank-Öteki Yaka' ve 'East Of Me-Benim Doğum' da 'En İyi Film' ödülü için yarışacak. 59. Berlin Film Festivali'nde Gümüş Ayı ödülü alan 'Katalin Varga', toplumsal baskılara direnen bir kadının öyküsünü anlatırken, yarışmanın kurgu belgesel türündeki yapımı 'Border-Sınır', Ermeni yönetmen Harutyun Khachatryan'ın imzasını taşıyor. Pelin Esmer'in '11'e 10 Kala' adlı filmi, tutkulu bir koleksiyoncu olan Mithat Bey'in yaşamını konu alıyor. Uluslararası yarışmada yer alan bir diğer Türk filmi de geçtiğimiz günlerde Montreal Film Festivali'ne katılan Abdullah Oğuz'un yönettiği 'Sıcak'. Altın Portakal'a İtalya'dan katılan 'Freedom-Özgürlük', festivalin uluslararası bölümünde yarışacak bir diğer film. 580481 Yenidoğan ölümleri azalıyor Kursu yüksek başarı notuyla başarıyla tamamlayan, aralarında hemşire, ebe, anestezi ve acil tıp teknisyenlerin de bulunduğu 25 sağlıkçı sertifika almaya hak kazandı. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Satar, Sağlık Bakanlığı (Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü) ile ortaklaşa yürütülen yeni doğan ölümlerinin azaltılması "Neonatal Resüsitasyon Programı" sayesinde Adana'da ve Türkiye'de yeni doğan ölümlerinde belirgin oranda azalma sağlandığını ifade etti. Satar, Türkiye'de 1983 yılında binde 95 olan bebek ölüm hızının 2003 yılında binde 42,7 'ye, 2008'de ise binde 17,6'ya kadar düşürüldüğünü kaydeden Satar, hedeflerinin bebek ölümlerini bin canlı doğumda tek rakamla ifade edilecek seviyeye düşürmek olduğunu dile getirdi. Sağlık Müdürlüğü Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Şube Müdürü Dr. Mutlucan Karaman, yeni doğan ölümlerinin azaltılması programının Adana'da 2001 yılında başladığını, bugüne kadar düzenlenen 25 kursta devlet, özel ve üniversite hastanelerinde görev yapan bin 146 sağlıkçının eğitimden geçirildiğini açıkladı. Karaman, 2010 yılı yaz aylarına kadar her ay eğitim olacak şekilde 10 eğitim planladıklarını bildirdi. Adana Hekimevi'nde uygulamalı kursu Çukurova Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mehmet Satar, Prof.Dr. Nejat Narlı, Doç. Dr. Hacer Yıldızdaş, Uz. Dr Birgül Mutlu, Başkent Üniversitesi'nden Uz. Dr. Esra Çalışkan, Çukurova Devlet Hastanesi'nden Uz. Dr. Gülser Erdem, Nolu AÇSAP'tan Uz. Dr. Serap Banak, Adana Doğumevinden Uz. Dr. Erkan Özer, Sağlık Müdürlüğü'nden Dr. Nurten Kalmış ve Dr. Mutlucan Karaman verdi. 579739 EÇEV bursuyla kazandılar EÇEV bursuyla kazandılarCAN ÖZLÜ DHA güncellenme zamanı 23.9.2009Çağdaş Vakfı (EÇEV) bir başarıya daha imza attı. EÇEV’den alan dar gelirli 30 lise son sınıf öğrencisi, sınavında başarılı olarak, istedikleri bölüme yerleşti. Kaynak Yaratma ve Proje Yöneticisi Gülnur Soybayraktar, yıl boyunca 700 ilköğretim, lise ve öğrencisine verdiklerini söyledi. Soybayraktar “Öğrencilerimizin başarısı, 14 yıldır doğru yolda olduğumuzun kanıtı. Sadece maddi yardım olarak değil, sosyal ve kültürel konularda da onların yanında olmaya gayret gösteriyoruz. seminerleri düzenliyoruz. Hep birlikte kültürel geziler organize edip, ve izliyoruz. Onların başarılı olması, hedeflerimizi yüksetmemizi sağlıyor” dedi. EÇEV’in, bağışlarla ayakta kalan bir vakıf olduğunun altını çizen Soybayraktar, “Daha çok bağış daha çok öğrenci ve başarı anlamına geliyor. ‘Burs’ yazıp 5444’e mesaj gönderenler EÇEV’e TL bağış yapmış oluyor” diye konuştu. 580398 Kürtler Çanakkale'de 'vardı', 'yoktu'da 2. perde Taraf yazarı Rasim Ozan kütahyalı ile Osman Pamukoğlu arasındaki düello devam ediyor. Kütahyalı bugün saat 17:00'de Habertürk ekranlarında Balçiçek Pamir'in konuğu oluyor. 'Balçiçek Pamir ile Söz Sende'daha önce de Osman Pamukoğlu'nu konuk etmişti. Pamukoğlu ile Kütahyalı arasındaki polemik bu akşam Habertürk ekranlarının gündemi olacak. Balçiçek Pamir bugün köşesinde programına konuk olarak Rasim Ozan Kütahyalı'yı davet ettiğini belirtirken, tartışmanın geçmişini de kısaca özetlemiş. Rasim Ozan Kütahyalı bu akşam saat 17:00'de Habertürk'te "Balçiçek Pamir'le Söz Sende" programında olacak.... 580277 Hız Tutkusunun Nedeni Belli Oldu! Hız Tutkusunun Nedeni Belli Oldu! Araştırmalar, yüzük parmağı uzun olan erkeklerin çok hızlı ve tehlikeli araç kullandıklarını ortaya koydu. Yüzük parmağı uzunluğuyla ilgili yapılan yeni bir araştırma, bu parmağı uzun olan erkeklerin çok hızlı ve tehlikeli araç kullandıklarını ve yasak yerlere park ettiklerini ortaya koydu. Almanya'nın Mainz Üniversitesi tarafından ortalama 78 yaşındaki 77 erkek sürücü üzerinde yapılan araştırmada, deneklerin sol ellerinde yüzük ile işaret parmaklarının uzunlukları arasındaki fark ölçüldü ve son yıldaki trafik kayıtları incelendi. Deneklerin üçte birinin aşırı hız ve alkollü araç kullanmaktan ceza aldıklarını belirleyen araştırmacılar, parmak uzunluğunun ana rahminde erkeklik hormonu testosteron etkisinde kalmayla doğrudan bağlantılı olması yüzünden, tehlikeli araç kullanmanın doğum sürecinde programlanmış olabileceğini belirtiyor. Yüzük parmağının uzunluğuyla ilgili daha önce yapılan araştırmalar da, bu parmağın işaret parmağından uzun olmasının erkeklerde sağlıktan davranışa dek birçok etkisinin olabileceğini göstermişti. Bilim adamları, ana rahminde yüksek düzeyde testosterona maruz kalmanın hayatın çeşitli safhalarında beynin çalışmasını etkileyebileceğini düşünüyor. 580511 Osmanlı Arşivleri sele kapılır mı? Galeri Haşim SÖYLEMEZ'in haberi 'Osmanlı Arşivleri'nin en önemli belgeleri sel bölgesi 'İkitelli çayırındaki derme çatma bir barakada' saklanıyor; ancak bu durumdan hiçbir yetkili rahatsızlık duymuyor. Üstüne, Devlet Su İşleri'nin (DSİ) ay önce yazılı uyarısına rağmen 'Arşiv Sarayı' projesi sel tehlikesine açık Kâğıthane bölgesine inşa edilmek isteniyor." Bu iddialar, araştırmacı Murat Bardakçı'nın 16 Eylül'de Habertürk Gazetesi'nde yayımlanan "DSİ 'Osmanlı Arşivi sele kurban gider' diyor ama dinleyen yok" başlıklı yazısında yer aldı. Dolaylı yoldan yetkilileri vurdumduymazlıkla suçlayan Bardakçı, metnin son kısmında 'İnadın ardında ne var?' diye soruyordu. Peki, İkitelli'deki arşiv depoları ve Kâğıthane projesiyle ilgili iddialar gerçeği ne kadar yansıtıyor? 700 yıllık Osmanlı tarihinin en önemli mirası arşiv belgeleri göz göre göre ihmale mi kurban ediliyor? Aslında durum, Bardakçı'nın yazdığı gibi değil. İşleyen bir süreç var ve arşiv belgelerinin korunması için ciddi çalışmalar yapılıyor. 95 milyon belgeyi bünyesinde barındıran Osmanlı Arşivleri, sadece Türkiye'yi değil, Osmanlı coğrafyasında kurulan 40'a yakın ülkeyi ilgilendiriyor. Uzun süre ehemmiyetine uygun değerlendirilmeyen arşiv, son yıllardaki çalışmalarla modernleştirildi. Her ne kadar küçük aksaklıklar olsa da belgeler eskiye nazaran daha olumlu şartlarda korunmaya alındı. Ancak bu süreçte yetkililerin önünde arşiv ünitelerinin dağınıklığı gibi önemli sıkıntılar var. Hâlihazırda Sultanahmet İl Özel İdaresi Kompleksi merkez bina, Vilayet bahçesi tasnif ek binaları ve depo, Sultanahmet depo ve Bağcılar (İkitelli) depo, kurumun hizmet üretmeye çalıştığı yerler. İstanbul'un ayrı noktasındaki bu birimlerin bir araya toplanmasıysa modern arşivcilik ihtiyaçları açısından büyük ehemmiyete sahip. Kâğıthane'de inşası planlanan 'Millî Arşiv Sitesi' (Osmanlı Arşiv Sitesi) tam da bu eksikliği gidermek için hazırlanmış bir proje. Peki, Kâğıthane projesi iddia edildiği gibi sel tehlikesine açık mı? Evvela İstanbul'un ve bilhassa tarihî yarımadanın yoğunluğu arşiv için bir engel teşkil ediyor. Vaktiyle ilgilenilen birkaç bina, arşiv malzemesinin muhafazası için gerekli şartları taşımadığından yetersiz kalıyor. Buna milyonlarca İstanbulluyu bezdiren ulaşım problemini de ekleyince mesele iyice giriftleşiyor. "Göz önünde tutmamız gereken birçok etken var. Tabii eleştirinin ucu açık. Bugün kompleks için Kağıthane değil de Göztepe seçilseydi, 'Anadolu yakasında ne işiniz?' var diyen de çıkardı. Burada kaçırılan nokta projenin arşiv malzemesini koruyup koruyamayacağı?" diyor bir yetkili. Aslında Kâğıthane için düşünülen Millî Arşiv Sitesi bu imkâna fazlasıyla sahip. Öncelikle ulaşım problemi yok. Beşiktaş-Dolapdere Tüneli ve E-6 otoyolu bağlantısı bu sıkıntıyı ortadan kaldırıyor. Üstüne, yaklaşık 50 bin metrekare alana yayılacak kompleks bünyesinde idari bina haricinde 350 kişilik araştırma salonu, araştırma enstitüsü, kütüphane ve müze, dijital arşivleme ünitesi, restorasyon ünitesi, yayın ve tanıtım hizmetleri ünitesi, bin kişilik kongre merkezi ve sosyal tesisler yer alıyor. Belgelerin muhafaza edileceği arşiv depoları ise tahsis edilen Cendere Vadisi'ndeki kaya tepelik alanın oyulmasıyla ortaya çıkacak noktaya yerleştirilecek. Selin ötesinde kimyevi ve biyolojik saldırılara ve depreme dayanıklı bu depoların haricindeki yumuşak zeminlerse kazık sistemiyle sağlamlaştırılacak. Tüm bunlar gösteriyor ki, tahminen 2012'de tamamlanacak Kâğıthane projesi güvenlik açısından hiç de yetersiz değil. Çünkü bu konuda İSKİ, DSİ, İGDAŞ ve Karayolları'ndan alınmış raporlar mevcut. Bütün raporlar alanda sitenin yapılmasında bir sakınca görmüyor. DSİ'nin Kâğıthane projesine şerh koyduğu iddiasına gelince... Bir defa, söz konusu arazinin tetkik edilmesini talep eden, arşiv idarecileri. 28 Kasım 2008 tarih ve 6470 sayılı yazıyla DSİ'ye başvuran yetkililere kurum şu cevabı veriyor: "Konunun incelenmesi neticesinde bahsi geçen parselin (Kâğıthane'deki arazi) Bakanlar Kurulu'nun Kâğıthane deresine ait 7/10454 sayılı kararıyla 4373 sayılı 'Taşkın Suları ve Su Baskınlarına Karşı Koruma Kanunu' kapsamına alınan alanda bulunduğu anlaşılmıştır." Metnin bu kısmıyla iktifa eden Bardakçı, bölgenin sel tehlikesine açık bulunduğu kanaatine varıyor. Oysa DSİ metninin ikinci paragrafı da var: "Derenin söz konusu alanın (Arşiv kompleksi için tahsis edilen) bulunduğu kısım ıslahlı olup yukarıda sözü edilen kanun ve eklerinde yer alan taşkın su seviyelerini gösteren mevcut doneler itibarıyla bahse konu parsel yerinde taşkın kotunun (deniz seviyesinden yüksekliği) 5,50 olduğu görülmüş olup, bu kota inilmemek kaydıyla kuruluşumuzca sakınca bulunmamaktadır." Kısacası DSİ diyor ki, "Şartlara uygun bir proje tatbik edilirse tehlike yok." Zaten kompleksin projesi de DSİ'nin belirttiği asgari şartların çok üzerinde. Dere yatağına uzaklıkta en az 25 metre şartı aranıyor, projede bu mesafe 152 metre. Yine deniz seviyesinden yükseklik 5,50'nin de üzerinde tutulmalı deniyor, kompleksinki yaklaşık 10 m. Yıllardır eleştirilen konulardan biri de Osmanlı Arşivleri'nin Bağcılar İkitelli'deki depoları. Kimilerinin ısrarla 'İkitelli çayırı ve derme çatma baraka' diye tanımladığı depolar aslında her türlü teknik teçhizata sahip. İklimlendirme, yangın söndürme, ihbar sistemi ve 24 saat güvenlik sistemiyle denetlenen depoların su baskınlarından etkilenmesi de mümkün değil. Burada kısmen tasnif edilmiş ve dijital ortama aktarılmış tahminen 70 milyon belge ve defter muhafaza ediliyor. Her ne kadar önceki hafta İstanbul'u vuran selde depoların zor kurtulduğu söylense de gerçekler başka. Mekânın, yakındaki Ayamama Deresi yatağına göre kot farkı 30 metre. Derenin taşmasıyla selin meydana geldiği Basın Ekspres yoluna uzaklığıysa 900 metre. Zamanında SEKA'dan devralınan bu depo onarımdan geçtikten sonra bugünkü hâline dönüştürülmüş. Depo, teknolojik gelişmeler ışığında sürekli yenileniyor. Yurt dışından gelen arşiv uzmanlarına da gezdirilen depo, imkânları itibarıyla ziyaretçilerin takdirini kazanıyor. Afet bölgesine bu kadar uzaklıktaki bir yerin sular altında kalması uzmanların tabiriyle ancak İstanbul'un tamamını kapsayan bir selle mümkün. Osmanlı Arşivi yetkililerinin sıkıntıları salt İkitelli depoları ve Kâğıthane projesiyle sınırlı değil. Senelerdir İstanbul Valiliği ile sahipliği hususunda ihtilaf yaşadıkları Cevat Paşa Kütüphanesi de bir başka problem. 'Vilayet bahçesi tasnif ek binaları ve deposu' diye isimlendirilen kütüphanenin tahliyesini talep eden valilik, şimdiye kadar bu isteğine ulaşamadı. Buradaki haklarından vazgeçmeyen arşiv idarecileri, vaktiyle kendilerine tahsis edilen binaları devretme niyetinde değil. "Belgeler için zaten yer bulmakta zorlanıyoruz, bir de elimizdekini verirsek bu kadar malzemeyi nerede saklayacağız? Neticede söz konusu depolar bize ait. Burada sadarete, maliyeye, hariciye ve elçiliklere ait çok önemli belgeler var." deniyor. Başbakanlığın yakından takip ettiği Millî Arşiv Sitesi, aslında bütün sorunları giderecek bir kompleks olacak. Çünkü mevcut hâliyle arşiv binaları hem yetersiz hem de belgelerin uzun süre saklanması açısından mahzurlu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da üzerinde hassasiyetle durduğu arşiv sitesinin aynı zamanda uluslararası kongrelere de ev sahipliği yapması planlanıyor. Buraya gelecek yabancılar Osmanlı arşivlerini ve mirasını yakından görme fırsatı bulabilecek. 581009 Fenerbahçe, Antalyaspor maçı hazırlıklarını sürdürdü maçı hazırlıklarını sürdürdü ile yapacağı maçın hazırlıklarını bu akşam yaptığı antrenmanla sürdürdü. Fenerbahçe Can Bartu Tesisleri'nde fizik ve kondisyon ağırlıklı gerçekleştirilen idman saat 45 dakika sürdü. Antrenmana tüm futbolcular katıldı. Sarı lacivertli takım, Antalyaspor maçının hazırlıklarını yarın saat 18.00'de yapacağı idmanla sürdürecek. 581027 Okul önlüğü almaya gidiyordu.. Okul önlüğü almaya gidiyordu.. 23.09.2009 22:38Alınan bilgiye göre, İstanbul'dan Sakarya istikametine giden G.A. (28) idaresindeki 41 0424 plakalı minibüs, Körfez Mahallesi D-100 kara yolunda, annesinin arkadaşı C.Ş. ile önlük almaya giden ve aniden yola çıkarak karşıya geçmeye çalışan Seda Aksungur'a (10) çarptı. Aksungur, olay yerinde hayatını kaybetti. Minibüs sürücüsü gözaltına alındı, kazayla ilgili soruşturma başlatıldı. AA 579531 Büyük TOKİ indirimi bugün başlıyor NAZİF GÜRDOĞAN YAŞAR SÜNGÜ Büyük TOKİ indirimi bugün başlıyor Konut ve iş yerlerinin borcunu erken ödeyip tapu almak isteyenlere, yüzde 17-20 indirim yapılacak ANKARA Toplu Konut İdaresi'nden (TOKİ) konut ve iş yeri alıp, borcunu erken ödemek isteyenlere yönelik indirim kampanyası, bugün başlıyor. Kampanya kapsamında borcunu erken ödeyenlerin borçlarında yüzde 17-20 indirim yapılacak. TOKİ'den verilen bilgiye göre, 2008 yılı sonuna kadar satışları gerçekleştirilmiş konut ve iş yerlerinin borç bakiyelerinin kapatılmasının sağlanması amacıyla bir ay süreli 'indirim kampanyası' düzenlendi. Uygulamadan, borcunun vadesi 12 aydan daha az kalan konut ve iş yerleri alıcıları yararlanamayacak. Kampanya kapsamında, konut ve iş yeri alıcıları, borç kapatma tarihi itibarıyla hesaplanacak borç bakiyelerini, 23 Eylül-23 Ekim günleri arasında satış işlemlerini gerçekleştiren bankaya başvurmak suretiyle peşin veya eşit taksitler halinde ay vadeli olarak kapatabilecekler. 131 BİN 620 KİŞİYİ İLGİLENDİRİYOR Borç bakiyesinin peşin olarak kapatılması durumunda yüzde 20, ay vadeli eşit taksitli olarak kapatılması durumunda yüzde 17 oranında indirim uygulanacak. Bu tarihten sonra yapılacak borç kapatmalarda, indirim yapılmayacak. Kampanyadan 131 bin 620 kişi yararlanabilecek. Önceki kampanyadan bin kişi faydalanmıştı. 579371 TBMM Komisyonu Belçika'da TBMM Komisyonu Belçika'da TBMM İnsan Hakları inceleme komisyonunun Zafer Üskül başkanlığındaki heyeti Mikhail Tekin davasını incelemek için Belçika'ya gitti. Belçika'da bir cezaevinde gördüğü fiziksel şiddet sonucu ölen Türk vatandaşı Mikail Tekin'in davası aydınlatılmayı bekliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'ndan bir heyet konuyla ilgili Belçika'da incelemelerde bulundu. Zafer Üskül başkanlığındaki heyet ilk olarak Brüksel'de Mikhail Tekin davasına bakan savcı ile Senato Adalet Komisyonu başkanından bilgi aldı. Basına kapalı gerçekleşen görüşmelerin ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Üskül, Belçika makamlarından etkin soruşturma yapılmasını talep ettiklerini açıkladı. Dosyanın tamamlanmasının Ekim ayı sonunu bulabileceğini kaydeden Üskül komisyon olarak konuyu takip edeceklerini söyledi. 580578 Dick Advocaat'ın ilk rakibi Türkiye Belçika'daki görevine ocak ayında başlaması öngörülen, ancak sözleşmesi erkene alınarak işbaşı yapan Advocaat, ilk sınavını 10 Ekim'de Türkiye'ye karşı verecek. Hollanda, Güney Kore ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni de çalıştıran "Küçük General" lakaplı Advocaat, "başarının garanti olduğunu söylemiyorum, fakat bunu sık sık elde ettim" dedi. Belçika Futbol Federasyonu başkanı François De Keersmaeker, milli takımı ilk kez yabancı bir hocaya emanet ettiklerini belirterek, "tüm Belçikalılar kazanmaya aç. Herkesin umudu milli takımın bir turnuvaya katılabilmesi" diye konuştu. Grupta ilk ikide yer alma şansını kaybetmesi nedeniyle Belçika'nın 10 Ekim Cumartesi günü Türkiye ile yapacağı karşılaşma prestij açısından önem taşıyor. Belçika, 'nın 24 puanla birinciliği garantilediği grupta 16 puanlı Bosna Hersek ve 12 puanlı Türkiye'nin ardından puanla dördüncü sırada bulunuyor. FIFA sıralamasında 66'ncılığa gerileyerek, tarihinin en kötü dönemini geçiren Belçika, iki yıllık sözleşme imzaladığı Advocaat ile Polonya ve Ukrayna'nın evsahipliğinde düzenlenecek 2012 Avrupa Şampiyonası'na katılmayı hedefliyor. 579374 Manisa'da trafik kazası: ölü, yaralı Edinilen bilgiye göre, Manisa'dan Akhisar yönüne giden İsa Dumanlı (49) yönetimindeki 45 7109 plakalı otomobil, Karaağaçlı kavşağında aniden yola çıkan Sait Adıyaman idaresindeki 45 7856 plakalı kamyona çarptı. Kazanın ardından otomobil, şarampole devrildi. Kazada, otomobilde bulunan Gülsüm Dumanlı (42) olay yerinde yaşamını yitirirken, 4'ü çocuk kişi yaralandı. Yaralanan sürücü İsa Dumanlı, Halime Dumanlı (30), Ayşe Eroğlu (23), Ahmet Kaytancı (41), Saliha Selin Dumanlı (2), Sudenaz Dumanlı (3) ve 25 günlük Elif Dumanlı Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi ile Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Kamyon sürücüsü Sait Adıyaman (56) ise, jandarma ekiplerince gözaltına alındı. 579940 Başbuğ: "Her fırsatta PKK'yı vururuz" Başkanı Orgeneral Güneydoğu gezisi dönüşü Milliyet gazetesi yazarı Fikret Bila'ya, ile müdacele ve Kürt sorununa ilişkin bir dizi çarpıcı açıklamada bulundu. İşte Başbuğ'un sözlerinden satır başları... 10 579553 İşte 190 gün saklandığı ev ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN İşte 190 gün saklandığı ev Münevver Karabulut'un polise teslim olan katil zanlısı Cem Garipoğlu, 190 gün boyunca Tekirdağ'da bu evde saklandı. Çorlu'nun Sarılar Köyü'nde gölet kenarında bulunan bağ evi çitler ve kavak ağaçları ile çevrili. İBRAHİM YILDIZ TEKİRDAĞ Hunharca katledilen ve başı gövdesinden testereyle ayrılarak bir bavul içerisinde çöp konteynırına atılan Münevver Karabulut cinayetinin katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun 190 gün boyunca saklandığı bağ evini buldu. Kimlerin sakladığına ilşkin bilgilerin hâlâ sır olduğu Cem, Tekirdağ'daki bu bağevinde kaldı. AĞAÇLAR EVİ ÖRTÜYOR Cem Garipoğlu'nun kaldığı bağ evi Çorlu Sarılar Köyü'nde bulunuyor. Köyün km uzağında yer alan ve köy göletinin hemen kenarındaki bağ evinin etrafı çitlerle çevrili. Eve ancak zincirlenmiş çit kapısını geçerek girilebiliyor. Gölet manzaralı evin etrafında ise herhangi bir konut bulunmuyor. Evin etrafını çevreleyen uzun ağaçlar evin dışarıdan görülebilmesine imkan vermiyor. Tek katlı beyaz renkli evin önünde bir adet köpek kulübesi de mevcut. Bağevinden şüphe duyduklarını ancak ihbarda bulunmaktan çekindiklerini belirten köylüler, daha önceden de bu evde mafyavari kişilerin birilerini sakladığını söyledi. SELE KAPILACAKTI Yakalanma korkusuyla hiç dışarı çıkmayan Garipoğlu'nun teslim olmasında Marmara Bölgesi'nde yaşanan sel felaketinin de etkisi olduğu ortaya çıktı. Tekirdağ'ı da vuran selden sonra Cem saklandığı bu evi değiştirmek zorunda kalıyor ve İstanbul'a daha yakın bir yere yerleşiyor. Cem'i bağ evinde saklayan Ahmet isimli kişi sel sonrasında Garipoğlu'nu başka bir adrese taşımak zorunda kaldı. 190 gün boyunca bağ evinde yaşayan Cem, göletin taşmasıyla İstanbul'daki bir adrese zorunlu bir nakil gerçekleştirdi. KİM BU AHMET? Cem Garipoğlu'nun 197 günlük kaçışındaki gizemli ismin odağında olduğu ileri sürülen Ahmet isimli kişinin asker emeklisi olduğu ve Garipoğlu şirketler grubunda yöneticilik yaptığı iddia edildi. İddialara göre Ahmet isimli şahıs polisten kaçış serüveninde tüm planları yapan kişiydi. Ahmet isimli şahsın Garipoğlu'nu Tekirdağ'daki bağ evine getiren kişi olduğu belirtiliyor. Cem Garipoğlu'nun amcası ile Süreyya Karabulut arasında aracılık yaptığı ileri sürülen yerel gazeteci Cemil Baran da aynı iddialarda bulundu. Baran, aralarında Cem'in amcası Hayyam Garipoğlu'nun da bulunduğu kişinin yanısıra terörist başı Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişinde görev alan bordo bereli 'Ahmet' adlı bir subayın da polis tarafından gözaltına alınacağını öne sürdü. TESLİMDEN HAFTA ÖNCE İSTANBUL'DAYDI Cem Garipoğlu'nun teslim olmasından bir hafta önce İstanbul'da bir adreste gizlendiği öğrenildi. Sel felaketiyle birlikte bölgeye güvenlik güçlerinin geleceğini hesaplayan Cem'in tanınma riskine karşı acilen ikematgah değişikliğine gittiği belirtiliyor. Polisin, Cem Garipoğlu'nu saklayan kişi veya kişilerin yaptığı telefon görüşmelerinden bu bilgiye ulaştığı ancak adres tespiti gerçekleştiremediği kaydedildi. 23.09.2009 580753 Dolar günü yükselişle kapattı Dolar günü yükselişle kapattı serbest piyasada, kapanış saatlerinde doların satış fiyatı 1,4870 liraya, avronun satış fiyatı 2,1940 liraya yükseldi. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, piyasanın kapanışı itibariyle ’da 1,4830 liradan alınan dolar 1,4870 liradan, 2,1900 liradan alınan avro 2,1940 liradan satılıyor. Serbest piyasada önceki kapanışta 1,4770 lira olan dolar güne 1,4760 liradan, 2,1710 lira olan avro da 2,1820 liradan başlamıştı. 580889 Beyin neden "kısa devre" yapar? Beyin neden "kısa devre" yapar? AA Giriş Saati 23.09.2009 17:00 Güncelleme 23.09.2009 17:02 İrlanda'da yapılan bir araştırmada, beynin büyük bir baskı karşısında "kısa devre" yaptığı ve hatıraları çarpıtabildiği belirlendi. İtalyan La Repubblica gazetesinde yayımlanan habere göre, Dublin'deki Trinity Koleji'ne bağlı Nöroloji Bilimi Enstitüsü'nde görevli bilim adamları, ABD ordusu tarafından terör şüphelilerinin sorgusunda kullanılan uykusuz bırakma, tecrit ve suda boğulma hissi yaratma (waterboarding) gibi metotları inceledi. "Trends in Cognitive Science" dergisinde yayımlanan araştırma, işkence altındaki insanların kendilerine atfedilen suçları kabul etmelerinin nedeninin sadece acıya son vermek olmadığını, bu gibi durumlarda beynin gerçek olmayan anılar dahi üretebileceğini ortaya koydu. Makalenin yazarı Shane O'Mara, hafızayla ilgili sinir merkezlerinin büyük ve uzun süreli strese maruz kalmaları durumunda arıza yaptığını belirterek, "Günümüzdeki nöroloji bilimi bilgileri göz önüne alındığında bilgi edinmek için zorlayıcı metotlara başvurmanın işe yaradığını söylemek mümkün değil" dedi. O'Mara, bu tür yöntemlerin tam tersine mahkumların beyinlerinin belleğe ilişkin işlevlerinde ve özellikle de beynin bilinçli düşünmeden sorumlu bölgesi "frontal lob"da tahribata neden olduğunu belirtti. Yayın tarihi: 580848 19:13 Petrol fiyatları 69 doların altına indi fiyatları 69 doların altına indi NEW YORK (A.A) ’de ham stoklarına ilişkin raporun, talebinin zayıf kaldığını göstermesi petrol fiyatının 69 doların altına gerilemesine yol açtı          ham petrolünün fiyatı Kasım ayı teslimi 2,78 dolar (yüzde 4) düşerek, 68,98 dolara indi. ABD ham petrolünün varil fiyatı doların değerinin düşük olması nedeniyle dün 71,76 dolara kadar çıkmıştı.          Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 2,89 dolar azalışla, 67,64 dolara indi. fiyatının düşmesinde ABD stoklarının artması etkili oldu.          ABD Enformasyon İdaresi’nin raporuna göre, geçen hafta ham petrol stokları gerileme beklentilerinin aksine 2,8 milyon varil arttı. Uzmanlar, ABD ham petrol stoklarının geçen hafta 2,25 milyon varil azalmasını bekliyordu.          Geçen yıl Aralıkta 32 dolara kadar inen petrolün varil fiyatı bu yıl en yüksek seviyesini 75 dolarla Ağustos ayında gördü. Ancak Eylül ayının başından bu yana petrolün fiyatı 68 ila 72 dolar aralığında sıkıştı kaldı. 580225 5+1 Görüşmesi Öncesi Nükleer Deneme 5+1 Görüşmesi Öncesi Nükleer Deneme İran, nükleer görüşmelere kısa bir süre kala nükleer teknoloji denemesi yaptı. Ahmedinejad ise "Görüşmelerde sorunlar açıkça tartışılmalı" dedi. İran'ın nükleer programına ilişkin uluslararası görüşmeler Ekim'de İsviçre'nin Cenevre kentinde başlıyor. İran yönetimi görüşmelere kısa bir süre kala yeni bir dizi nükleer teknolojinin denemesini yaptığını duyurdu. İran ile toplantıya Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeleri Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa ile Almanya katılacak. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, toplantıda nükleer sorunların açıkça tartışılmasını beklediklerini vurguladı. Ahmedinejad, nükleer gücü barışçıl amaçlarla kullanmaları için tüm ülkelere geniş fırsat tanınmasını isteyeceklerini de dile getirdi. Yeni Nükleer Teknoloji Denendi Bu arada İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salehi, uranyum zenginleştirmek için yeni nesil santrifüj kurduklarını ve bunları test ettiklerini açıkladı. Salehi, Natanz'daki nükleer santralde ne zaman seri üretime geçeceklerini ise açıklamadı. 580475 Yurt ve Kredi Başvuruları Başladı Yurt ve Kredi Başvuruları Başladı Başvurular Ekim Pazar günü mesai bitimine kadar YURTKUR'un"www.kyk.gov.tr" internet adresinden yapılacak. Yüksek lisans, doktora, ön kayıt ve özel yetenek sınavı ile yüksek öğretim programına girmeye hak kazanan öğrenciler için yurt, kredi ve burs başvuruları başladı. Başvurular Ekim Pazar günü mesai bitimine kadar YURTKUR'un internet adresinden yapılacak. 579384 Jandarma karakoluna taciz ateşi Alınan bilgiye göre, Durankaya Beldesi Jandarma Karakoluna akşam saatlerinde bir grup terör örgütü PKK mensubu tarafından taciz ateşi açıldı. Güvenlik güçleri, taciz ateşine karşılık verdi. AA muhabirine konuyla ilgili açıklama yapan Hakkari Valisi Muammer Türker, gelen ilk bilgilere göre can kaybı yaşanmadığını belirtti. Öte yandan, Hakkari Dağ ve Komando Tugayından çok sayıda özel hareket timlerinin Fatih Kışlasında helikopterle bölgeye sevk edildiği öğrenildi. 580152 Çanakkale'de bıçaklı kavga: ölü Alınan bilgiye göre, aralarında husumet olduğu öne sürülen Ayhan Aslanoğlu ile M.K. arasında başlayan tartışma, kısa sürede kavgaya dönüştü. Bu sırada M.K, yanındaki bıçakla Aslanoğlu'nu ağır yaralayıp, kaçtı. Çanakkale Devlet Hastanesine kaldırılan Aslanoğlu, kurtarılamadı. Çanakkale Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekipler, zanlıyı yakalayabilmek için şehrin giriş ve çıkışlarında uygulama yaptı. Ekipler, M.K. ile oğlu Ö.K. ve torunu M.K'yi Fevzipaşa Mahallesi'ndeki bir evde yakaladı. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor. 579987 Erdoğan ve Türk heyetine tahta kurusu uyarısı Erdoğan ve Türk heyetine tahta kurusu uyarısıANKA Birleşmiş Milletler 46’ıncı dönem Genel Kurul çalışmaları için New York’a gelen tüm delegelere BM sekretaryası tarafından ‘Tahtakurusu’ uyarısında bulunuldu. Birleşmiş Milletler’de çalışanlara gönderilen bir email mesajında da aynı uyarı yapıldı ve "Tahtakurularına karşı duyarlı olun" denildi. BM Genel Kurul salonunu da içinde barındıran alanı tahtakurularının istila ettiği kaydedildi ve Başbakan Erdoğan başta olmak üzere Türk delegasyonu da dahil, tüm diplomatlar ‘tahtakurularından kaynaklanan kaşıntılara karşı tedbirli olmaları’ konusunda uyarıldı. BM tarafından yapılan yazılı uyarıda şöyle denildi: "Panik yapmayın, vücudunuzda kaşıntılar olabilir ve hatta bazı durumlarda ısırmalara alerjik reaksiyon da gösterebilirsiniz. Tahtakurularının tıbbi başka herhangi bir riski bulunmamaktadır." ABD’de yayın yapan yerel internet haber sitesi Turkishreporter.com’ın haberine göre, "BM’nin tüm belgelerinin düzenlendiği Albano binasının 9’uncu katı tahtakurularının istilasına uğradı ve istila diğer katlara da sıçradı. Tahtakurularının oluşturduğu panik havası nedeniyle Albano binasının 9’uncu katı boşaltıldı ve çalışanlar başka bir mekana taşındı. Genel Kurul dolayısıyla binlerce delegenin bulunduğu BM Genel Merkezi’ndeki tahta kurularının insandan insana hastalık taşıyıp taşımadığının bilinmediği ve bunun da BM’nin yabancı delegasyonlara uyarıda bulunmasına neden olduğu ortaya çıktı. BM kaynakları, Başbakan Erdoğan başta olmak üzere Türk delegasyonuna da aynı uyarının yapıldığını kaydetti. Tahtakurularının BM Genel Merkezine inşaat işçileri vasıtasıyla geldiği iddia ediliyor. Tahtakurularından tamamen kurtulmanın çok zor olduğunu ifade eden bu konunun uzmanları ise, bunun tüm New York’un sorunu olduğunu ve şu aşamada uyarıdan başka hiçbir şeyin işe yaramayacağını dile getiriyor. AYLIK NAVİGASYON PAKETİ HEDİYE 579672 Papandreu şahin çıktı İktidardaki Yeni Demokrasi Partisi (YDP) Genel Başkanı ve Başbakan Kostas Karamanlis, Avrupa kurallarına uyum sağlayan bir Türkiye'nin, tüm komşularının ve Yunanistan'ın çıkarına olduğunu söyledi. Atina'nın tüm isteklerini, Türkiye'nin AB süreci çerçevesinde yerine getirmesi gereken koşulların bir parçası durumuna getirdiklerini savundu. Anamuhalefet partisi PASOK Genel Başkanı Yorgo Papandreu ise hükümeti Ege'de kıta sahanlığının belirlenmesi ile Ege'deki askeri uçuşlar ve ihlaller konularında harekete geçmemekle ve Kıbrıs konusunda veto hakkından ödün vermekle suçladı. Seçimlerde başbakanlığa en yakın lider olan Papandreu, şahin bir tutum takınarak partisinin iktidara gelmesi durumunda, Yunanistan'ın, Türkiye'nin AB sürecine ilişkin veto hakkından ödün vermeyeceğini de vurguladı. Radikal Sol Koalisyon (SYRIZA) Genel Başkanı Aleksis Çipras, iki ülkenin savunma harcamalarını azaltmaya yönelik yeni bir yaklaşım geliştirmeleri gerektiğini ifade ederken Ortodoks Halk Birliği (LAOS) Genel Başkanı Yorgo Karacaferis ise İsrail gibi her tarafı düşmanla çevrili ülkeleri örnek alarak savunma politikası geliştirilmesini istedi. ATİNA AA 580218 Mardin'de cephanelik gibi TIR ele geçirildi LİNKLER Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı dedektör köpeği Artos marifetiyle ortaya çıkarılan silahlar, polisler tarafından TIR'dan çıkarıldı. Operasyonda kişi göz altına alındı. Zanlılar S.N. ve E.Ö. sorgulanmak üzere Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. 579929 150 bin kişi e-imza atıyor 150 bin kişi e-imza atıyor, 10:33 E-Güven Genel Müdürü Can Orhun, E-imza sahibi bir kişinin internet bankacılığı ve e-devlet alanındaki bir çok uygulamaya tek bir şifre kullanarak ulaşabildiğini belirterek, ''Şu anda da Türkiye genelinde 150 binin üzerinde elektronik imza kullanıcısı bulunuyor'' dedi. Orhun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de kurumların ve bireylerin internet ve ilgili uygulamalardan daha etkin ve güvenilir bir şekilde yararlanmalarını sağlayacak sertifika otoritesi hizmetleri verdiklerini belirtti. Türkiye'nin ilk elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı olduklarını dile getiren Orhun, kuruluşlara, elektronik imza ve mobil elektronik imza konularında anahtar teslimi projeler üreterek çözümler sunduklarını, e-imza alanında proje danışmanlığı ve sistem entegratörlüğü hizmetleri verdiklerini söyledi. Orhun, E-imza sahibi bir kişinin, internet bankacılığı ve e-devlet alanındaki birçok uygulamaya tek bir şifre kullanarak ulaşabildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''E-imza, birden fazla bankaya ait internet bankacılığı uygulaması kullananlar için, her bir bankaya özel ayrı şifre zorunluluğunu tamamen ortadan kaldırıyor ve tüm bankalara tek bir imza ile giriş yapma imkanı sunuyor. Genel anlamda ise gerek mobil gerekse elektronik imza uygulamaları, iş süreçlerini hızlandırarak zamandan büyük ölçüde tasarruf sağlıyor. Bunun yanı sıra, bir defaya mahsus alınan e-imza, kurum içi yazışmalarda kağıt kullanımını da azaltarak doğaya katkıda bulunuyor. Bu veri güvenliği uygulamaları, yüksek seviyede güvenlik gerektiren bankacılık ve finans işlemleri için büyük önem taşıyor. E-Güven'in ilk elektronik sertifikasını verdiği 2005 yılından bu yana çok önemli projeler hayata geçirildi. 2006 yılını e-imza konusunu öğrenme, 2007'yi de geliştirilen projelerin ilk hayata geçme yılı olarak düşünecek olursak, 2008-2009 yıllarında e-imza sektörünün ivme kazandığını söyleyebiliriz. Şu anda da Türkiye genelinde 150 binin üzerinde elektronik imza kullanıcısı bulunuyor.'' -FİNANS KURULUŞLARININ YARDIMCISI- Finans sektörü açısından en önemli unsurun bilgi güvenliği olduğunu belirten Orhun, bilgilerin uygun bir şekilde saklanmasının, ilgili kişilerle paylaşılmasının ve bilgiye erişen kişinin kimliğinin doğruluğunun tespit edilmesinin, başta bankacılık ve finans olmak üzere tüm sektörlerdeki şirketlerin varlığını sürdürebilmesi için hayati önem taşıdığını anlattı. Can Orhun, bununla birlikte, aşırı kontrolün bilgiye ulaşmayı zorlaştırdığının da açıkça görüldüğüne değinerek, bu noktada, kontrol ve kullanım dengesinin doğru bir şekilde kurulmasının büyük önem taşıdığını söyledi. Bilgilerin gizlilik derecesiyle erişim kontrollerinin doğru orantılı olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Orhun, bu nedenle, erişimi gereğinden fazla zorlaştırmayan güvenlik çözümlerinin ön plana çıktığını kaydetti. Orhun, bugün bireysel anlamda bilinen en yüksek güvenlikli uygulama niteliği taşıyan e-imza'nın, bu noktada finans kuruluşlarının ve bankaların yardımına koştuğunu ve hem müşteriler nezdinde gerekli olan, hem de şirket içinde ihtiyaç duyulan bilgi güvenliğini eksiksiz bir şekilde sağladığını anlattı. Elektronik ortamın daha fazla kullanılmasıyla iş yükünü azaltarak bürokratik süreci hızlandırmaya yönelik bir veri güvenliği uygulaması olan e-imza'nın, kurumların hizmet verdiği tüm vatandaşların internette doğru olarak tanımlanmasını sağladığına değinen Orhun, gerçek hayatta kimlik bilgilerine bakılarak yapılan denetimin, e-imza sayesinde yine aynı derecede güvenli bir şekilde internete aktarılabildiğini belirtti. Orhun, mobil imza uygulaması sayesinde, finans kurumlarının ve bankaların, karşılaştıkları çok ciddi güvenlik ve uygulama sorunlarını kolayca aşabildiklerini vurgulayarak, bunun da yasal bağlayıcılığı olan hukuksal bir zeminde ve bu konuda yetkili kurumlarla işbirliği içinde gerçekleştirildiğini söyledi. Konuya banka açısından bakıldığında ise mobil imza uygulamasının bankayı güvenlik ile ilgili bir çok süreci yönetmekten kurtardığının görüldüğünü ifade eden Orhun, mobil imza sahibi bir kişinin, sertifikasını bağlı olduğu mobil operatörden aldığını ve sertifika ile ilgili süreçlerden mobil operatör ve E-Güven'in sorumlu olduğu için bankanın tüm bu süreç ve sorumlulukları paylaşmış olduğunu dile getirdi. Orhun, kurumsal bankacılık alanında pek çok e-imza projesi gerçekleştirdiklerini, firmaların bankalarla olan yazışmalarında ve para talimatlarında elektronik imzayı devreye alarak güvenlik anlamında sorun yaratabilecek faks gibi uygulamaları tamamen devre dışı bıraktıklarını anlatarak, bunların sıra, Turkcell ile birlikte hayata geçirdikleri Mobil İmza Projesi ile de bireysel bankacılıkta e-imza kullanımının yaygınlaşmasını sağladıklarını ifade etti. Her zaman yeni projelerinin ve çalışmalarının olduğuna değinen Orhun, ''E-Güven, elektronik imza alanında Türkiye'de her zaman öncü firma olmuştur. Ülkemizde hayata geçirilen birçok projede firmamızın imzası var. Dolayısıyla E-Güven, elektronik ve mobil imza uygulamaları alanında diğer kurumlara da yeni kapılar açma görevini üstleniyor. Örneğin Turkcell ile ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz mobil imza projesi Türkiye'de bir ilk olma niteliği taşıyor. Bunun yanı sıra, fikri hakların korunmasına ilişkin ilk uygulama olan Tasdix'i de Eczacıbaşı Bilişim (EBI) işbirliğiyle hayata geçirilmiş bulunuyor. Kısacası bu alandaki yenilikçi çalışmalarımızı ve atılımlarımızı ara vermeksizin sürdürüyoruz'' diye konuştu. -BİLGİ GÜVENLİĞİ İÇİN ÖNEMLİ- Can Orhun, bilgi güvenliği konusunda yaşanan sıkıntıların giderilmesinin, ticaret hacminin artması ve dolayısıyla Türk ekonomisinin büyümesi için bir zorunluluk teşkil etiğini vurgulayarak, Başta KOBİ'ler olmak üzere her ölçekten firmanın, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında daha güvenli bir şekilde faaliyet gösterebilmesi için, bilgi güvenliği çözümlerine ihtiyaç duyduğunu söyledi. Söz konusu çözümlerin kullanılmadığı takdirde, bunun gerek bireylere gerekse firmalara maliyetinin son derece yüksek olduğunu belirten Orhun, sözlerini şöyle tamamladı: ''Günümüzde internet ortamındaki uygulamalar, çoğunlukla elde edilmesi kolay ve gerçek anlamda bir güvenlik sağlamayan müşteri numarası, müşteri adı veya şifre doğrulaması yöntemleriyle korunmaya çalışılıyor. Bu uygulamalar, daha etkin bir veri güvenliği sunan elektronik imza gibi yöntemlerle de destekleniyor. E-imza, kurumların hizmet verdiği tüm vatandaşların internette doğru olarak tanımlanmasını mümkün kılıyor. Ayrıca, iş süreçlerini hızlandırarak zamandan da büyük ölçüde tasarruf sağlıyor. Bugün alanında lider birçok resmi ve özel kuruluş, e-devlet dönüşüm süreci kapsamında E-Güven ile birlikte çalışıyor. Bunların arasında, Sanayi Bakanlığı (Garanti, Muafiyet ve Satış Sonrası Hizmet Yeterlilik Başvuruları), Adalet Bakanlığı (Ulusal Yargı Ağı Projesi – UYAP), Türk Patent Enstitüsü (Marka Başvuruları), Merkezi Kayıt Kuruluşu (Bilgi Güvenliği ve Sertifika Uygulama Hizmetleri Projesi), KOSGEB (KOBİ;lere E-İmza Desteği Projesi), Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü, Mali Suçları Araştırma Kurulu – MASAK (Şüpheli İşlem Bildirimleri) ve Dış Ticaret Müsteşarlığı gibi kurumlar bulunuyor.'' 579456 Ayrılmaz ikililer! Ayrılmaz ikililer! 23.09.2009 Ligde son 20 sezonun 9'unu art arda tamamlayan F.Bahçe ile G.Saray arasındaki yarış, bu sezon da çetin geçecek. 6'da yapan ezeli rakipler, şampiyonluk peşinde Süper Lig'de sezona 6'da galibiyetle başlayan Fenerbahçe ve Galatasaray, olağanüstü bir performans sergileyip futbolseverlerin nefeslerini kesecek bir yarış vereceklerini şimdiden belli ettiler. İki kulübün kadrolarına ve sezona girişlerine bakılınca, 2009-2010 sezonu boyunca birbirlerinden pek kopmayacakları da açıkça gözüküyor. İki takımın son 20 yıldaki performansına bakıldığında; ezeli rakiplerin tam kez sezonu farklı basamaklarda ama hep peş peşe tamamladıkları gerçeği dikkat çekiyor. Ekim ayının sonunda Kadıköy'de 10. haftadaki derbide karşılaşacak iki ekibin son 20 sezonki mücadelesinde bazı rakamlar oldukça ilginç. Fenerbahçe son 40 lig maçında ezeli rakibi Galatasaray'a derbilerde ezici bir üstünlük sağladı. Ancak Cimbom da Kanarya ile girdiği şampiyonluk yarışlarından çoğunlukla galip çıktı. Ezeli rekabet, bu anlamda dengelendi. Galatasaray son 20 sezonda kez şampiyon olurken, Fenerbahçe bu dönemde sadece kez ipi göğüsledi. İki takımın toplamda şampiyonluk sayıları (17) ise birbirine eşit. Yayın tarihi: 580719 Ankaragücü ter attı: 2-1 Beştepe Cemal Aydın Spor Kompleksi'nde yapılan karşılaşmada, yedek ağırlıklı bir kadroyla mücadele eden sarı-lacivertliler, sahadan 2-1 galip ayrıldı. Ankaragücü'nün gollerini Bebbe ve Metin Akan atarken, Türk Telekom'un tek golünü ise Fatih kaydetti. Sarı-lacivertliler, Gaziantepspor maçı hazırlıklarına yarın yapacağı antrenmanla devam edecek. 580592 Hakkari'de göstericiler olay çıkardı Hakkari'nin Bağlar Mahallesi'nde slogan atarak gösteri yapan ve mobese kameralara taş atan gruba, polis müdahale etti. Polisin uyarılarına aldırmayarak taş atmayı sürdüren grubu polis, gözyaşartıcı bomba kullanarak dağıtmaya çalıştı. Yaklaşık 30 kişilik grup da polise taş atarak karşılık verdi. Ara sokaklara dağılarak kaçan göstericiler ile polisler arasında kovalamaca yaşanırken, olaylar sokak aralarında devam etti.                                                       579513 Erdoğan, ABD'de 'zor olanı' anlattı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Şunu belirtmek isterim, ayrıştırmak, farklılaştırmak, bölmek, parçalamak, yıkmak kolay olandır. Zor olan ama aynı zamanda olması gereken evrensel ve insani olan, yapmaktır, inşa etmektir, bir arada tutmaktır'' dedi. Başbakan Erdoğan, New York Devlet Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Levin Enstitüsü'nde ''Medeniyetler İttifakı'' konulu bir konuşma yaptı. Konuşmasına, toplantıyı düzenleyenlere teşekkür ederek başlayan Başbakan Erdoğan, 2005 yılında İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero ile birlikte ''Medeniyetler İttifakı'' (Mİ) girişimini başlattıklarını anımsattı. Şu anda 100'den fazla ülke ve uluslararası örgütün, ittifakın üyesi haline geldiğini anlatan Erdoğan, ittifak projesinin dünyada gördüğü bu yoğun ilginin diyalog noktasında çok ciddi bir ihtiyacın olduğuna işaret ettiğini belirtti. Özellikle 11 Eylül saldırılarının ardından dünyayı daha fazla kutuplaşmaya sevk edecek bir söylemin hakim olduğunun görüldüğünü ifade eden Erdoğan, ''Şunu belirtmek isterim, ayrıştırmak, farklılaştırmak, bölmek, parçalamak, yıkmak kolay olandır. Zor olan ama aynı zamanda olması gereken evrensel ve insani olan, yapmaktır, inşa etmektir, bir arada tutmaktır'' dedi. Farklılıkları zenginlik olarak görmek ve şekilde değerlendirmek gibi bir bakış açısını öne çıkarmak durumunda olduklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: ''Şurası da son derece önemli. Nefret gibi, öfke gibi ön yargı, aşağılama, horlama gibi yaklaşımlar radikal akımlara ve tabii ki teröre zemin hazırlıyorlar. Terör bugün en fazla dünyadaki ayrışmaları bir istismar amacı olarak kullanıyor. Terörün en çok nemalandığı yer bu ayrışmalardır. Farklılıkları adeta teröre zemin olarak gördüğümüzü biz kendi ülkemizde de yaşıyoruz. Biz de son 25 yıl içerisinde yaklaşık bin şehit verdik. Bunun yanında vuruşmalarda 30 bine ulaşan bir ölüm hadisemiz var. İşte biz bütün bunların karşısına ortak değerleri, evrensel ve insani değerleri, ortak bir gelecek inşa etme idealini korumak zorundayız. Zira dünyanın daha da keskinleşen, daha da kutuplaşan bir gerilimle yola devam etmesi mümkün değildir. Elbette sorun, sadece bugün 11 Eylül sonrasında ya da son yüzyılda ortaya çıkmış bir sorun da değildir. İttifak, ortak tarihimizden husumet çıkaran özellikle buna dayalı yorumların yerine objektif gözlemler getirme, herkesin kendi doğrularını başkalarına dayattığı dönemlerin artık geride kalmasına katkıda bulunma çabası içindedir.'' Türkiye ve İspanya'nın bu noktada çok önemli tarihsel birikimlere sahip olduğunu ifade eden Erdoğan, İspanya'da 8. yüzyılda kurulan ve 16. yüzyıla kadar varlığını sürdüren Endülüs devletinin farklı, kültür, inanç ve mezhepleri bir arada yaşatan güzel bir örnek olduğunu vurguladı. Aynı şekilde Türkiye'nin de tarih boyunca çok farklı etnik grupları, dinleri, mezhepleri, kültürleri bünyesinde muhafaza etmeyi ve barış, hoşgörü içinde yaşatmayı başarmış bir tarihi deneyime sahip olduğunu anlatan Erdoğan, bu iki ülkenin bu eşsiz deneyimleri yine en güzel şekilde yaşattığını dile getirdi. Erdoğan, bu eşsiz deneyimlerin dünyaya daha iyi tanıtılmasının hiç kuşkusuz son derece büyük önem arz ettiğini ifade ederek ''Biz, medeniyetler çatışması tezine ayrıştırma, farklılaştırma tezine karşı olarak Medeniyetler İttifakı tezini ortaya koyduk ve bunu da tüm gücümüzle savunuyoruz'' dedi. Huntington'un ''medeniyetler çatışması'' tezini doğrulamak istemediklerini dile getiren Erdoğan, Yunus Emre ve Mevlana gibi düşünürlerin barışa yönelik güzel sözlerini örnek verdi. Erdoğan, şöyle devam etti: ''Nitekim yüzyıllar öncesinden bizlere barış ve kardeşlik çağrısı yapan 'Gelin tanış olalım işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz' diyor. Hepimiz ölecek miyiz? Öleceğiz. Öyleyse bu kavga niye, bu savaşlar niye? Şimdi de ekonomik kriz var. Acaba dünyada savunmaya ayrılan para fakir, yoksul ülkelerin kalkınmasına ayrılıyor mu, eğitime, sağlığa, iklim değişikliğine ayrılıyor mu, çevreye ayrılıyor mu, kültürlerin bu noktada olgunlaşmasına ayrılıyor mu? Hayır, hayır, hayır! Burada gelişmiş ülkelerin üzerinde çok büyük bir yük var ve gelişme olan ülkelerin de. Yine diyor ki büyük düşünür Mevlana, sadece insan olmaktan ötürü kucaklayan yaklaşımıyla yüzyıllar öncesinden bugünlere çok önemli mesajlar veriyor. Diyor ki' Gel her ne olursan ol gel, ister kafir, ister Mecusi, ister puta tapan ol yine gel. Bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değildir, yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel'' Mevlana'nın bu yaklaşımının Medeniyetler İttifakı projesinde de bunu desteklemenin gayreti içinde olduklarını anlatan Erdoğan, ciddi sorunlar olduğu gibi önemli fırsatların da bulunduğunu kaydetti. -NEW YORK'TAKİ TRAFİK SORUNU- Toplantıya gelirken arabada Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile yaptığı konuşmayı da örnek veren Erdoğan, Şimşek ile New York'ta bir yerden bir yere yaya olarak 15 dakikada gidilebilecek mesafenin araçla belki yarım saatte zor gidildiğini konuştuklarını söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bunu konuştuk ve sorduk acaba neden? Halbuki toplu taşımacılık en ideal şekilde var. Peki neden? Biz tüketim ekonomisiyle, verim ekonomisini balans edemiyoruz. Önce bunun balans edilmesi lazım. Buradaki sürekliliği eğer egemen kılmazsak gelecek daha tehlikeli. Herhalde bu dev kulelerin yıkılması mümkün değil. Geniş caddeler inşa etmek de mümkün değil. Peki bu araçları nereye koyacağız? Üst üste bunları mı bina etmeye başlayacağız? Bu da mümkün değil. Öyleyse gelecek çok daha büyük tehlike arz ediyor. Ben çok fakir bir ailede büyüdüm. Bizim kendi özel arabamız yoktu ve okulum 30-40 dakika mesafedeydi. yolu küçük Tayyip olarak ben yaya gider gelirdim, annem de elimden, kolumdan tutmazdı ve ayakkabılarım delik deşikti. Yağmurda, çamurda, kışta ayaklarımın kızardığını bilirim. Şimdi biz çoluğumuza çocuğumuza ayakkabıları layık görmüyoruz, çok daha farklı bir noktadayız. Bununla böyle olsun demiyoruz. Şüphesiz ki daha iyi ama daha iyi olmalıyız. Daha iyi olması için tüketim ekonomisi ile verim ekonomisini dengelememiz lazım. İsraf ekonomisine de dikkat etmeliyiz. Eğer bunu başarırsak biz küresel ekonomik krizi aşmayı çok iyi şekilde başarırız.'' -''EL ELE VERME ZAMANI''- Bunların başında da uluslararası ortamın yeni bir başlangıç yapılması için uygun olması gerektiğine işaret eden Erdoğan, ''müttefik ve dost'' diye nitelendirdiği ABD'de Başkan Barack Obama'nın meseleye yaklaşımının, kültürel özelliklerine bakılmaksızın barışsever tüm toplumları kapsayıcı ve kucaklayıcı bir hamle yapması beklentisi içinde olanları umutlandırdığını söyledi. Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: ''Bir diğer olumlu gelişme de dünyanın dört bir köşesinde yaşayan insanların çoğunluğunun demokrasi, hukukun hakimiyeti, serbest piyasa ekonomisi ve insan hakları değerlerinin geçerli olduğu ortamlarda yaşamak istediğinin ortaya çıkmasıdır. Son 20 veya 30 yıllık dönem zarfında Batı dünyası dışında kalan yörelerde ciddi ekonomik ve sosyal canlanma görüldüğü inkar edilemez. Bu ivmenin daha geniş haklar, özgürlük ve güvenlikle sonuçlanması hepimizin ortak dileği olmalıdır. Benzer şekilde İslam dünyasının da bir iç muhasebe yapmaya başlamış olduğunu görmekten memnuniyet duymaktayım. Küreselleşme olgusu, güvenlik, kalkınma, sağlık ve çevre gibi temel konuların birbirini karşılıklı olarak etkileyen bir hal almasına yol açmıştır. Bu sorunların çözümlenmesi esasen tek bir ülkenin veya bir grup ülkenin yeteneklerinin ötesindedir. Bu gerçek, bizleri diyaloğun zorunlu olduğu sonucuna götürüyor. Masaya oturmadan sorunların çözülmesi mümkün değildir. Zira işbirliği ancak diyalog yoluyla mümkündür. Önce açık fikirli olacağız, ön yargılı olmayacağız sonra diyalog yoluyla birbirimizi anlayacağız, tanıyacağız daha sonra da sorunlarımıza işbirliği yoluyla çözüm arayacağız. 20. yüzyıl insanlık tarihinin belki de en yıkıcı yüzyılı olmuştur. 21. yüzyılın da aynı akıbete uğramasını istemiyorsak, şimdi el ele verme zamanıdır. Uluslararası ortam da böyle bir işbirliği için müsaittir.'' Konuşmasının ardından enstitü Müdürü Garrick Utley'in New York'un trafik sorununa çözüm önerisini sorması üzerine de Erdoğan, kendisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığını hatırlattı. 579843 Ahmedinejad'dan nükleer açıklaması Ahmedinejad Associated Press'e yaptığı açıklamada, Tahran'ın toplantıda, uluslararası nükleer silahsızlanmayı ve nükleer gücü barışçıl amaçlarla kullanmaları için tüm ülkelere geniş fırsat tanınmasını isteyeceklerini söyledi. Ekim'deki toplantıya İran, ABD, Çin, Rusya, Almanya, Fransa ve İngiltere katılacak. Ülkesinin ABD için tehdit değil bir fırsat olduğunu belirten Ahmedinejad, ABD Başkanı Barack Obama'nın Afganistan, Irak ve Orta Doğu politikasında "büyük değişiklikler" yapması gerektiğini, bunu yaparsa İran'ın dostluğunu kazanacağını söyledi. İran lideri Afganistan konusunda da Afganistan'ın sorunlarına askeri çözüm bulunamayacağını, ABD'nin Pakistan'daki askeri faaliyetlerinin de Afganistan'a yardımı dokunmayacağını ifade etti. Röportajda, ülkesindeki seçim sonrası şiddet olaylarında protestocuların ölümünden üzüntü duyduğunu söyleyen Ahmedinejad, ancak bunda hükümetinin rolü bulunduğu iddialarını kabul etmedi. Ölenlerin kabahati olmadığını belirten Ahmedinejad, sorumluluğun, muhalif politikacılar ve şiddeti ateşleyen "Avrupalı ve Amerikalı politikacılara" ait olduğunu öne sürdü. 580204 Galatasaray Sturm Graz maçının hakemi belli oldu Sturm Graz maçının hakemi belli oldu ’ın, (F) Grubu’nda ’nın Sturm Graz takımıyla, Ekim’de evinde oynayacağı karşılaşmayı Hollandalı Hendrikus S.H. Nijhuis yönetecek. ’nda saat 22.05’te başlayacak karşılaşmada, Nijhuis’in yardımcılıklarını aynı ülkeden Coen Droste, J.F. Hans Olde Olthof yapacak. Karşılaşmada, aynı ülkeden ek yardımcı hakem olarak Pol Boekel ve Ed Janssen, 4. hakem olarak da Michel Winter görev alacak. 580194 'Yalana itibar eden bir toplum olduk' 'Yalana itibar eden bir toplum olduk' Yıldız Kenter, önceki gün basında yer alan haberlerin gerçeği yansıtmadığını vurguladı. Konuya ilişkin olarak Cumhuriyet gazetesine röportaj veren Kenter, haberde yer alanların 'gerçekdışı' olduğunu belirterek "Haberi okuduğumda gülüp geçtim ancak baktım ki basın bunu ciddiye almış. Beni 'sürünen bir kadın' gibi, 600 lira ile geçinmeye çalışıyormuşum gibi göstermeye çalışmışlar. Yalana itibar eden bir toplum olduk" dedi. Türkiye’nin önde gelen tiyatro ve sinema sanatçılarından Yıldız Kenter, Sabah gazetesinin önceki gün yayımlanan haberiyle ilgili olarak haberin gerçeği kesinlikle yansıtmadığını vurguladı. Konuya ilişkin olarak gazetemize röportaj veren Kenter, haberde yer alanların ‘gerçek dışı’ olduğunu belirterek, “Bebek’te yürüyüşe çıkarım hep. Kimseyle karşılaşmadım, kimseyle konuşmadım, kimseye hayatım, mesleğim, sıkıntılarımla ilgili bir bilgi aktarımım olmadı. Bu haberi yazan muhabir sanki beni Bebek’te görmüş ve ben bütün dertlerimi karşıma çıkan herhangi birine anlatmışım gibi yapılmış. Yalan yanlış devşirme bir haber. Ordan burdan, sene evvelinden ve kafasından atarak haber yapılmış. Beni son derece rahatsız etti” dedi. Bu tür haberleri kesinlikle ciddiye almamak gerektiğini ifade eden Kenter, “Haberi okuduğumda gülüp geçtim ancak baktım ki basın bunu ciddiye almış. Ama basın benim nasıl yaşadığımı, nerde yaşadığımı, tiyatromu biliyor. Beni ‘sürünen bir kadın’ gibi, 600 lira ile geçinmeye çalışıyormuşum gibi göstermeye çalışmışlar. Oysa 600 lira benim aidat param” diye konuştu. Bu olayın Türkiye’nin durumunu da ortaya koyduğuna dikkat çeken Kenter, yalandan başka bir şey duyulmadığı için yalana itibar eden bir toplumun meydana geldiğini vurguladı. Kenter sözlerini şöyle sürdürdü: “Kimse gerçeği araştırmıyor, sormuyor. Herkes soru sormadan, gazetede gördüğü bir şeyin üstüne atlıyor ve satırını bile değiştirme gereği duymadan yazıyor. Gerçekle ilgisi olmayan bir yazıydı. Önce ciddiye almadım ancak aynı haberi Cumhuriyet gazetesinde de görünce işin rengi değişti. Cumhuriyet çocukluğumdan itibaren evimize giren baba yadigârı gazetedir, benim için güvenirliği olan nadir yayın organlarından biridir. Henüz avukatımla görüşmedim ancak bu olayı takip edeceğim.” Kenter şu aralar Türkiye’deki insan ilişkilerini de ilgilendiren William Shakespeare’in “Kraliçe Lear” adlı oyunu üzerinde çalışıyor. 23 Eylül 2009 580717 Cimriliği yüzünden terkedildi Cimriliği yüzünden terkedildiİBRAHİM ŞAHİN Magazin Servisi Emrah'ın yıllar sonra birlikte görüntülendiği ilk sevgilisi olan oyuncu Sinem Ayşe ile cimriliği yüzünden ayrıldığı ortaya çıktı.  Emrah'ın bu yaz 'da yaparken ve gecelerinde birlikte görüntülendiği Ayşe'yi akşam yemeğinden tasarruf etmek için Mcdonalds'a götürdüğü, dişlerini yaptırıp parasını istediği ortaya çıktı. Emrah'ın bazı tavırlarına dayanamadığı için ilişkiyi bitirme kararı aldığını dile getiren Ayşe, "Beni akşam yemeğine çıkarıyordu, bir bakıyordum Mcdonalds'a gitmişiz. Bunun gibi bir sürü konu var" dedi. Emrah'ın dişlerini yaptırdığını ancak diş hekiminden telefon geldiğinde kendisini arayıp parayı ödemesini istediğini anlatan Ayşe, "Benim para pulla ilgili bir sorunum yok ama kendisinin yapmak istediği şeyleri daha sonra geri alması çok ilginçti" diye konuştu. Emrah'ın 'de bir daire ile Micra marka cip hediye ettiğini ancak aldıklarını şirketinin üzerine kaydettirdiğini belirten Ayşe, "Ayrılma kararı alınca her şeyi iade ettim" şeklinde konuştu. Yalnızları oynuyor Sinem Ayşe'nin terk ettiği Emrah ise önceki akşam menajeriyle birlikte balık yedi. Arnavutköy'de bulunan bir balık restoranında yemek yiyen Emrah, mekan çıkışı görüntülendi. Spor giyim tarzıyla dikkat çeken Emrah, sorulan soruları yanıtsız bırakarak lüks arabasıyla evinin yolunu tuttu. 580269 Ankarasspor hocası, Hertha yolunda! Haberi Ekle Ankarasspor hocası, Hertha yolunda! 23/09/09 12:47 Alman Bild gazetesi, Alman Birinci Ligi'nde (Bunesliga) zor durumda bulunan Hertha BSC Berlin'de teknik direktörlük görevi için İsviçreli Lucien Favre'nin yerine Ankaraspor'da görev yapan Jürgen Röber'in adının anılmaya başlandığını yazdı. Gazetenin haberinde, Hertha BSC Berlin'in son maçta aldığı yenilgilerden sonra ligin son sırasında yer alması nedeniyle Favre'nin koltuğunun sallantıda olduğu belirtildi. Hertha BSC Berlin'in gelecek maçı kazanamaması durumunda Favre'nin görevine son verilebileceği, bu durumda kulüp yönetiminin, Ankraspor'un teknik direktörü olan ve daha önce de Alman ekibi çalıştıran Röber ile antrenör Dirk Kunert'i düşündüğü ifade edildi. Haberde, iki teknik adamın şu sıralarda Berlin'de oldukları, Röber'in sırtındaki sorunlar nedeniyle Hertha BSC Berlin'in doktoruna göründüğü kaydedildi. Röber'in, Hertha BSC Berlin'de en uzun süre görev yapan, en başarılı teknik direktör olduğu ve takımı 1999-2000 sezonunda Şampiyonlar Ligi'ne taşıdığı ifade edilen haberde, Röber'in adının Hertha BSC Berlin yönetiminde anılmasının bir tesadüf olmadığı belirtildi. Haberde ayrıca, Ankaraspor'un ikinci lige düşürülmesine itiraz edildiği ve bu konuda 30 Eylülde karar alınacağı hatırlatılarak, bu kararın Ankaraspor'un aleyhine olması durumunda Röber ve Kunert'in, Türkiye'de ikinci ligde yabancı antrenörlerin görev almalarının yasak olması nedeniyle boşta kalacaklarına işaret edildi. Röber ise Hertha BSC Berlin ile hiçbir şekilde görüşmediğini, Favre'nin doğru bir isim olduğunu ve çalışabilmesi için rahat bırakılması gerektiğini söyledi. 579727 Alkol ve aşırı hız, üniversiteli genç kızın hayatına mal oldu Alkol muayeneleri yapılan araç sürücülerinden Muharrem Efe Demirel'in (21) 228 promil, Hasan Özkan'ın (42) ise 155 promil alkollü olduğu belirlendi. İki genç kızın hayatını söndüren olay dün sabaha karşı saat 04.00 sularında, Ilıca-Çeşme yolu Çakabey Kavşağı'nda meydana geldi. Çeşme yönüne giden Hasan Özkan'ın kullandığı 35 SS 888 plakalı otomobille Dalyan'dan Çeşme Limanı istikametine seyreden Efe Demirel yönetimindeki 35 AK 3412 plakalı otomobil, kavşakta çarpıştı. Çarpmanın şiddetiyle otomobilin arka koltuğundan savrulan İzmir Ekonomi Üniversitesi öğrencisi Ebru Eralsay olay yerinde öldü. Yanında oturan arkadaşı Suna Ağır ise yaralı olarak kaldırıldığı Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Yaralanan Demirel ve Rabia Sönmez (25) ile diğer aracın sürücüsü Özkan ve oğlu Mehmet Yağız Özkan (15) da aynı hastanede tedavi altına alındı. Hayatını kaybeden Ebru Eralsay'ın, Basmane semtinde bulunan Alican Otel'in sahibi Ali Eralsay'ın kızı olduğu öğrenildi. Kazanın ardından yapılan kan tahlilinde sürücülerden Muharrem Efe Demirel'in 228, Hasan Özkan'ın 155 promil alkollü olduğu belirlendi. Yaşar Üniversitesi öğrencisi Demirel'in, arkadaşlarıyla eğlenmek için Çeşme'ye gittiği belirtildi. 580882 Kantincilerden sigara uyarısı Kantincilerden sigara uyarısı İzmir Kantinciler Odası, okullarda sigaranın zararlarını anlatan broşürler dağıtarak gençleri sigara illetinden korumayı amaçlıyor. YENİ ŞAFAK İZMİR Oda tarafından bastırılan broşürleri İzmir'deki tüm okulların kantinlerine dağıtacaklarını açıklayan Kantinciler Odası Başkanı Rasim Topçu, "Broşürlerimiz üyelerimiz tarafından kantinden ürün alan her öğrenciye ücretsiz verilecek. Burada amaç sigaranın zararlarını göstererek öğrencileri bu illetten soğutmak, hem kendilerini hem de çevresindekileri korumak" dedi. İnsanların sigaraya çoğunlukla okul dönemlerinde başladıklarını hatırlatan Topçu, "Buluğ çağına eren, yeni yeni olgunlaşan ve dünyayı tanıyan, kendilerini çevresine ispat etmek isteyen gençler sigaraya öğrencilik yıllarında özenti duyarak başlıyorlar. Sigara kullanarak etrafına, arkadaşlarına büyüdüklerini ispatlamak istiyorlar. Tabii burada sigarayı özendiren reklamların, film ve tiyatro diyaloglarının, kitapların çok etkisi de var. Artık dünya değişti. İnsanlar bugün sigarayı özendiren değil, kötü yanlarını ortaya koyan, zararlarını anlatan eserlerin tanıtımını yapıyor. Özellikle insan sağlığının kıymetini bilen, insana değer veren gelişmiş ülkelerde sigara içenler adeta ikinci sınıf insan muamelesi görüyorlar" diye konuştu. Ailelerin evlatlarını kantincilere emanet ettiğini kaydeden Rasim Topçu, "Veliler çocuklarını okula emanet ediyorlar. Öğrencilerin okulda geçirdikleri süreden öğretmenler kadar üyelerimizi de sorumlu görüyoruz. Kantinciler bazen öğrencilerin ailelerinin bile bilmediği yönleri, arkadaşları hakkında bilgi sahibi olabiliyorlar. Biz de mesleğimizin sorumluluğun bilinci içinde hareket ediyoruz. Gençleri sigaradan uzaklaştırmak da hassas çalışmalarımızın bir parçası" şeklinde konuştu. 23.09.2009 581070 'Yemekteyiz'e internetten rakip geliyor! 'Yemekteyiz'e internetten rakip geliyor! 23.09.2009 15:32 Hanginiz onlardan köşe bucak kaçmadınız ki?, Hanginiz onlara bu kadar para nereden geliyor demediniz ki? Hanginiz onların davetine maruz kalmadınız ki? Hanginiz onların hayatını garipsemediniz ki? Hepsi öğrencilik yıllarımızda özellikle de üniversite ortamında karşılaştığımız tiplemeler. Peki bu tiplemelerin hepsi, Türkiye'nin en çok izlenen yarışmalarından Yemekteyiz'e rakip olmaya kalkarsa neler olur? Marmara Üniversitesi Sinema Televizyon Bölümü'nde eğitim gören Enver Engin Karalar bu fikri düşünüp faaliyete geçmiş bile. Üstelik fragmanını ve iki bölümünü çekmiş! Fragman şimdilerde Facebook'ta dönüyor... Birbirinden farklı öğrenci tiplemelerinin yer aldığı fragmanda yok yok.. Otlakçı, zengin, dini bütün, rockçı, entel beş öğrenci kolay yemekler yapacak ve bilgisayar kullanıcılarının evini şenlendirecek. Oyuncular ise genellikle tiyatro kökenli. Üstelik kısa bir rol de rahmetli Aykut Oray'a ait... Tanınmış kişilerden de Ragga Oktay'ı, Ferdi Sancar'ı görebilirsiniz. Fragmanın sonunda onlar kendilerini şöyle tanımlıyor: "Yakında Facebook'ta, Youtube'da, orada burada, bir bakmışsın Hollywood'da" Siz kimsiniz? Kaç kişilik bir ekipsiniz? Neler yaparsınız? Enver Engin Karalar: Marmara Üniversitesi Sinema TV bölümünde öğrenciyim. yıldır amatör olarak kısa film bazında sinemayla uğraşıyorum. Bu uğraş son yıldır daha da arttı. Çeşitli yarışmalarda birincilikler ve dereceler kazandım. Ancak daha yolun başındayım, kat etmem gereken uzun bir süreç olduğunun farkındayım. kişilik bir ekibiz. Tabi bu yönetim ve organizasyon açısından. Eskiden filmlerimin organizasyonunu ve yönetimini kendim yapıyordum. Bu projede dahil olmak üzere yıldır “Egemen Şahin” arkadaşımla birlikte çalışıyoruz. Projemizde ise ünlü isimlerinde aralarında olduğu 70 kişilik bir oyuncu kadrosu ile çalıştık. Neden böyle birşey yaptınız? Öğrencilik günleri, bu anları yaşayanlar açısından çok önemli. Bundan dolayı herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir kısa film yapmak istedik. Daha önce böyle kapsamlı bir öğrenci projesi yapılmamıştı, amacımız bu açığı da kapatmaktı. İsminin içinde “Yemekteyiz” geçmesi insanları aldatmasın, çünkü programla alakası yok aslında filmin. Sadece programın teknik formatından bazı kısımları aldık, filmin içerisinde de bunla ilgili ufak bir kısma yer verdik. Dediğimiz gibi amaç farklı öğrenci tiplerinin hayatlarını anlatarak herkesin kendinden bir şeyler bulmasını sağlamaktı. Bunu da yaptığımızı düşünüyorum.. Hedefiniz nedir? Açıkçası ileride sinema ile uğraşır mıyım bilmiyorum, reklam piyasası daha çok ilgimi çekiyor. Reklam ya da klip yönetmeni olmak en büyük hedefim. Zaten bu çalışmalarda bu hedefin altyapısını oluşturmak için yaptığımız şeyler. Amacımız kendimizi geliştirmek ve ispat etmek. Bir televizyon kanalıyla bu proje için görüştünüz mü? Hiçbir kanal ile görüşmemiz olmadı, zaten görüşseydik de bir sonuca varır mıydık bilmiyorum, sonuçta olaya amatör bir öğrenci filmi olarak bakabilirlerdi. Çekimler ne kadar sürüyor? Yani kaç gün? Bu film en uzun soluklu projemiz oldu. Çekimler Nisan ayında başladı, Eylül ayında bitti. Tabi ay boyunca her gün çekim yapılmadı. Bu kadar uzun sürmesinin sebebi teknik imkansızlıklar ile alakalıydı. Fragmanı Facebook'ta yayınladınız, ilk bölüm ne zaman? Filmimiz ilk etapta iki bölüm halinde Facebook üzerinde yayınlanacak. 28 Eylül 2009 tarihinde yani üniversitelerin açıldığı gün ilk bölümü yayınlayacağız. Yaklaşık bir hafta sonrada ikinci bölümü yayınlamayı planlıyoruz. Film ile ilgili her şeye www.yemekteyizogrencievi.com adresinden kolayca ulaşılabilecek. Film daha sonra tek bölüm halinde çeşitli video sitelerinde de yayınlanacak. Kaç kişiye ulaştınız şu ana kadar internet üzerinden? Tam olarak sayıyı bilmiyoruz ama milyonlarca kişiye ulaşıldı. Fragmanla ilgili tebrik mesajları ve yayın tarihi ile ilgili sürekli mesaj gelmekte. İlgi ve talep memnuniyet verici. Fikir kime ait? Nasıl oluştu? Yemekteyiz programını gördüğümüzde ilk aklımıza gelen şey buydu, doğmak için sabırsızlanan bir çocuk gibiydi aslında. Bu konseptin öğrenciler arasında geçen versiyonu yapılsa ilginç olabilir diye de konuşmuştuk. Tabi bu düşünce ilk etapta sadece konuşma olarak kaldı, ay gibi bir süre sonra yani Şubat ayında düşünceyi hayata geçirmeye karar verdik. Yemekteyiz programına dair ulaşabildiğimiz tüm görüntüleri izledik. Teknik formatını çıkarttık ve bizim işimize yarayabilecek kısımlarını belirledik. Sonrasında karakterlerin oluşturulmasına başladık. Karakterleri oluşturduktan sonra Nisan ayında çekimlere başladık. Hangi günler çekim yapıyorsunuz? Teknik malzemelerin elimize geçişi ve oyuncuların durumlarına göre çekim günleri belirlendi. Çekim için malzemeleri nereden temin ediyorsunuz? Kendimize ait malzememiz olmadığı için arkadaşlarımızdan temin ettik ekipmanları. Birbirine yakın görüntü alan farklı kamera ile çekimleri tamamladık. Uzun ve yorucu ancak bir kadarda eğlenceli bir süreçti. Aykut Oray'ı da fragmanda gördük.. Vefat etmeseydi bölümlerde olacak mıydı? Yok.. Aykut Hocamız'ın çok kısa bir rolü vardı. Ama tanınmış olarak Ragga Oktay ve Ferdi Sancar var. Onların rolleri uzun. Fragmanın başındaki "Tarabya Mesai Enstitüsü" nedir? Yani ne anlama geliyor? Arkadaşlarla aramızda olan bir muhabbetti sadece... PEKİ TİPLEMELER NASIL OLACAK? OTLAKÇI (Enver Engin Karalar): Göçebe hayatı yaşayan. Her zaman dört ayak üzerine düşen, insanların kıramadığı, şeytan tüyü olan biri... ZENGİN (Ömer Varış): Maddi durumu iyi öğrenci kesiminden. Lüks bir hayat yaşıyor. Gece kulüplerine gidiyor, yatıyla geziyor. DİNİ BÜTÜN (Alp Özkardeş): Dinine bağlı, maneviyat düşkünü, kendi çevresinde yaşayan, ince eleyip sık dokuyan ama sessiz ve saf görünümlü. HİPPİ (Utku Tavalı): Kural tanımayan, özgürlüğüne düşkün, hayalperest, doğa aşığı ve Bob Marley hayranı. ENTEL (Egemen Şahin): Felsefi bir yönünün olduğunu düşünen, herşeyden anladığını sanan ama öyle olmayan, konudan konuya atlayarak ilgileri üzerinde toplamaya çalışan, sanatçı ruhlu Begüm Çelikkol HABERTURK.COM 580361 Çin’de National Geographic ile Türkiye tanıtılacak ’de ile tanıtılacak Traveller’ın Halk Cumhuriyeti’ndeki editasyonunda, ’in de içinde bulunacağı özel Bölümü’ne yer verileceği belirtildi. İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, yaptığı yazılı açıklamada, her yıl 40 milyonu aşkın turistin çeşitli ülkeleri gezdiğini, her tanıtımın, bu büyük pazardan yer almak adına çok önemli bir fırsat olduğunu kaydetti. Demirtaş, National Geographic Traveller’ın (NGT) Çin Halk Cumhuriyeti’nde yayımlanan editasyonunun 2009 Aralık Sayısı özel Türkiye Bölümü’ne yer verileceğini bildirdi. Çin’de 500 bini aşkın tirajı olan derginin Baş Editörü Liao Min’in başkanlığındaki kişilik ekibin Türkiye’de yapacağı geniş kapsamlı çalışmada, İzmir ve Selçuk, Aydın ve ’un yer alacağını anlatan Demirtaş, şunları kaydetti: “Bu sayıda İzmir’in de yer alması bizim için çok önemli bir fırsat.  İzmir’e yapılacak seyahat sırasında Kadifekale, Agora, Konak Meydanı, Kordon, Şirince Köyü, Selçuk’u kapsayacak bir gezi programı hazırladık. İzmir’in tarihi ve kültürel özellikleriyle ilgili bilgi dosyaları hazırladık. Arkeolog ve uzman arkadaşlarımız bütün İzmir gezisi boyunca kendilerine eşlik edecek. Ekibe gereken her türlü desteği vereceğiz. Her yıl 40 milyonu aşkın Çinli turist dünyayı geziyor ama Türkiye’nin bundan aldığı pay onbinlerle ifade ediliyor. Bu büyük pazardan pay almak istiyoruz. NGT’de Türkiye Özel Bölümü yayımlanması büyük bir fırsat.” 580568 Hırsızlar da çağ atladı: Helikopterli soyguncular Güvenlik şirketi olduğu bildirilen G4S'nin çatısına TSİ 06.15'de inen helikopterden çıkan 3-4 kişinin çatıdaki camları kırarak binaya girdiği ve paraların bulunduğu en alt kata indiği bildirildi. Görgü tanıkları, daha sonra yine helikopterle olay yerinden uzaklaşan soyguncuların ellerinde bir çanta bulunduğunu anlatırken, güvenlik güçleri, binanın çatısında, polisin helikoptere yaklaşmasını engellemek amacıyla bırakılan bir çanta içinde patlayıcı bulunduğunu kaydetti. Polis kaynakları ayrıca, hırsızların binaya daha önceden girmiş olabileceğini ve helikopterin de onları almaya gelmiş olabileceğini kaydetti. Güvenlik görevlileri, depodan alınan paranın miktarı konusunda açıklama yapmazken, güvenlik şirketinin deposunda büyük miktarda para ve değerli eşya olduğunu kaydetti. İsveç polisi, olayla ilgili soruşturmayı sürdürürken, peşine düştükleri soygunculardan birinin asker kökenli olmasından şüphe edildiğini açıkladı. Olayda kullanılan helikopterin, polisin havadan takibi sonucunda, şehir dışında bir göl kenarında terk edilmiş olarak bulunduğu bildirildi. 580533 Mevsimsel depresyon eylül sonu nisan başı arasında Mevsimsel eylül sonu nisan başı arasında Bölümü’nden Uzman Aslı Akkan, Eylül ayı sonunda başlayıp Nisan ayında biten Mevsimsel Depresyonun (Seasonal Affective Disorder), erkeklere oranla kadınlarda görülme sıklığının daha yüksek olduğunu söyledi. Yapılan araştırmaların sonuçlarını değerlendiren Akkan, ’dan uzaklaştıkça semptomlarının arttığı gözlenen mevsimsel depresyonun 17 25 yaş aralığında daha çok görüldüğünü kaydetti. Psikolog Aslı Akkan, yapılan araştırmaların ’de 10 milyondan fazla kişinin her yıl bu rahatsızlıkla karşılaştığını, Mevsimsel Depresyonun farklı kentlerde, farklı iklimlerde yaşayan milyonlarca insanı etkilediğine işaret ettiğini kaydetti. Psikolog Akkan, mevsimsel depresyonun belirtileri arasında mutsuzluk, ümitsizlik, isteksizlik, değersizlik hissi, düzensizliği, enerjisizlik ve çabuk yorulma, iştah değişikliği(azalması veya artması), gerginlik, karamsarlık ve hatta ölme isteğinin yer aldığını belirtiyor. Psikolog Akkan, mevsimsel depresyonunun önüne geçebilmek için özellikle çalışma ortamlarında gerekli ışık ihtiyacının karşılanması, ortamın ısı ayarının kontrol altında tutulması, kişinin gün boyu güneş ışığıyla temasının maksimumda olabileceği aktivitelerde bulunması (sabah saatlerinde yapılacak yürüyüşler gibi), uyku saatlerinin mümkün olduğunca düzenli tutulması gibi önlemler alınabileceğini belirtti. Akkan, tüm bunlara rağmen semptomların devam etmesi ve/veya artması halinde ise bir uzmandan yardım alınmasını öneriyor. -SEBEPLERİ- Mevsimsel depresyonun her ne kadar tam sebebi bilinmiyorsa da bu konuda çeşitli hipotezlerin öne sürülüyor. -Melatonin: Beyindeki epifiz bezi melatonin hormonu üretir. Hormon üretimi karanlık ortamlarda artar. Melatonin hormonu insanın fiziki hareketlerini yavaşlatan, uykulu ve bitkin yapan doğal bir sakinleştiricidir. Günlerin kısalması ve güneş ışığının azalması melatonin üretimin arttırarak kişiyi daha az enerjik, yorgun, ve isteksiz yapar. Bu da Mevsimsel Depresyona yol açabilir. -Seratonin: Kış ayları ile birlikte vücuttaki seratonin üretiminin azalmasının mevsimsel depresyona sebep olabileceği öne sürülüyor. Faktörler: Mevsimsel depresyonun genetik köklerinin olabileceği kişinin ebeveynlerinden birinde mevsimsel depresyonun olmasının kişinin de SAD yaşama oranının de kadar arttırdığını gösteren çalışmalar bulunuyor. 579322 Sirkten kaçan fil sokaklarda dolaşıyor Muhacir mahallesine yakın geniş alanda kurulan sirkten filin kaçıp sokaklarda dolaşmaya başlamasına tepki gösteren mahalle sakinleri, sirk yöneticilerinden güvenliği sağlamalarını talep etti. Filin sokaklarda dolaştığı sırada çocukların bulunduğunu ve hayvanla oynamak istediklerini anlatan bir mahalle sakini, sirkten başka tehlikeli hayvanların da kaçma ihtimalinden dolayı endişe duyduklarını ifade etti. Kaçak filin yakalandıktan sonra sirk sahipleri tarafından geri götürüldüğü belirtildi. 579941 "İTÜpSAT1" uydusu uzaya fırlatıldı İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Bilimleri Fakültesi Mühendisliği Bölümü tarafından Türkiye'de üretilen ilk uydu olan "İTÜpSAT1", 'dan uzaya fırlatıldı. Alınan bilgiye göre, Türkiye saatiyle 09.19'da Araştırmaları Kurumu (ISRO) tarafından PSLV C-14 roketi ile yerden 720 kilometre yüksekteki yörüngesine yerleştirilmek üzere fırlatılan küp şeklindeki uydu, dünyanın kıtasal ölçüde fotoğraflarını çekebilecek. Uydunun, Türkiye saati ile 09.35'te roketten ayrılarak yörüngesine yerleşmesi ve yörüngesinde saniyede yaklaşık 7,5 kilometre yol alarak dünyayı yaklaşık 90 dakikada bir dönmesi bekleniyor. PSLV roketi ile Türkiye uydusuna ek olarak tarafından üretilen Oceansat-2 uydusu yanında Alman ve İsviçre uydusu da yörüngeye yerleştirilecek. 579307 Çiftçilerden halka bedava süt HAKAN ALBAYRAK AKİF EMRE Çiftçilerden halka bedava süt Fransa'da çiftçiler, başkent Paris'in merkezinde halka bedava süt dağıttı PARİS (A.A) Fransız çiftçiler, süt fiyatlarında artış sağlamak için ülke genelinde başlattıkları protesto eylemleri kapsamında bugün halkın desteğini arkalarına alabilmek için, başkent Paris'in merkezinde ücretsiz süt dağıttı. Paris'teki büyük gösterilerin başlama noktası olan Republique meydanında toplanan çiftçiler, plastik bidonlarla, yoldan geçenlere yaklaşık 22 bin litre bedava süt dağıttı. Fransa'da süt fiyatlarının çok düşük olmasını protesto için greve giden ve son 12 gündür ülke genelinde süt dağıtımı engelleyen çiftçiler, hükümetin bir an önce AB'de hareket geçip, fiyatların makul seviyeye çıkartılmasını talep ediyor. Tarım Bakanlığı dün, süt üreticilerine, düşük faizli ve 2011 yılından sonra geri ödenmek üzere 250 milyon Avro tutarında kredi açılmasını kararlaştırmıştı. Bakanlık, çiftçilerin sorunlarının görüşülmesi için AB Konseyi'ni ekim ayında acil toplantıya çağırmıştı. 579708 Glasnost u* abartmış! Glasnost u* abartmış!DIŞ HABERLER SERVİSİ güncellenme zamanı 23.9.2009Eski Başkanı Yeltsin’in, 1994’teki ziyareti sırasında votkayı fazla kaçırıp, iç çamaşırıyla ’ın önünden taksi çevirmeye kalktığı ortaya çıktı Eski Başkanı ’ın anılarının yer aldığı “Clinton Kasetleri: Başkanla Tarih Güreşi” isimli kitap piyasaya çıkar çıkmaz yankı yarattı. ödüllü tarihçi Taylor Branch imzalı kitaptaki en çarpıcı anılardan biri, iki yıl önce ölen eski Devlet Başkanı Boris Yeltsin’le ilgili. Kitapta, dönemin Rusya Başkanı’nın, 1994 yılında gerçekleştirdiği ABD ziyareti sırasında bir gece votkayı fazla kaçırdığı ve pizzacıya gitmek için iç çamaşırıyla Beyaz Saray’ın önüne çıkıp taksi çevirmeye kalktığı anlatılıyor. Gizli Servis’in tam bu sırada bulduğu Yeltsin’in uluslararası bir skandal yaratmasına ramak kaldığı belirtiliyor. Yeltsin bir sonraki gün ise, misafirlerin kaldığı Blair House’tan atlayarak kaçmış ve binanın alt katında sarhoş olarak dolaşırken gizli servis ajanları tarafından bulunmuş. Yeltsin’i dışarıdan gelmiş “sarhoş bir davetsiz misafir” sanan gizli servis ajanları, alarm vermiş ama durum kısa sürede anlaşılmış. Kitapta, Clinton’ın Beyaz Saray Stajyeri ile yaşadıklarıyla ilgili yeni bir bilgi ise bulunmuyor. SARHOŞ ORKESTRA ŞEFİ! Eski ABD Başkanı Clinton’ın iktidar yıllarını anlatan kitap, alkole olan düşkünlüğüyle tanınan eski Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in ABD?günlerini de gözler önüne serdi. Kitap, 2007’de ölen Yeltsin’in, Gorbaçov’un Glasnost (açıklık, şeffaflık)  politikasını geliştirdiğini ortaya koydu! Yeltsin sarhoş vaziyette orkestra idare etmeye de kalkışmıştı. *Açıklık 579315 Coucerio'dan uyarı! Haberi Ekle Coucerio'dan uyarı! 22/09/09 19:19 Teknik Direktör Jose Coucerio ile yardımcıları Jesus Quinito, Antonio Miguel, Samuel Pedroso ve kaleci antrenörü Jorge Silva yönetiminde, Celal Doğan Tesisleri'nde yapılan antrenman, ısınma koşusu ve açma-germe egzersizleriyle başladı. Eskişehirspor karşılaşmasında ilk 11'de görev alan futbolcular, ısınma hareketlerinin ardından pas çalışması gerçekleştirdi. Oyuncular, idmanın son bölümünde ise yarı sahada hedefsiz oyun ve şut çalışması yaptı. Antrenman, yenileme çalışmasıyla tamamlandı. Bu arada, teknik direktör Jose Coucerio'nun Eskişehirspor maçında yapılan kişisel hatalar nedeniyle futbolcuları uyardığı öğrenildi. Gaziantepspor'un genç yıldızı Murat Ceylan, Eskişehirspor maçında 3-2 yenilmelerine karşın iyi bir oyun ortaya koyduklarını, ancak hakem engelini aşamadıklarını ileri sürdü. Ceylan, ''Bu hafta yine zorlu bir ekiple karşılaşacağız. Biz de rakibimiz Ankaragücü de kaybetti. Çok zevkli ve çekişmeli bir karşılaşma olacak ama kazanının, biz olmasını diliyorum'' dedi. 580257 THY uçağının lastikleri patladı THY uçağının lastikleri patladı AA Giriş Saati 23.09.2009 11:31 Güncelleme 23.09.2009 11:31 New York-İstanbul seferini yapmaya hazırlanırken lastiği patlayan Türk Hava Yolları (THY) uçağı, arızanın giderilmesinin ardından 22 saat sonra İstanbul'a geldi. THY Basın Müşavirliği'nden alınan bilgiye göre, dün New York-İstanbul seferi için hazırlanan JDM kuyruk tescilli THY'nin ''İzmir'' adlı Airbus A340 tipi yolcu uçağı, pist başına giderken bir patlama sesi duyuldu. Yapılan inceleme sonucu uçağın arka lastiklerinden 2'sinin patladığı belirlendi. Bunun üzerine uçak, lastiklerin değişmesi için parka çekildi, yolcular da terminale alındı. ABD'de uygun lastik bulunamaması üzerine İstanbul Atatürk Havalimanı'ndaki THY Bakım Merkezi'nden temin edilen lastik, tarifeli uçakla Newyork'a gönderildi. Lastik değişiminin ardından uçak, 22 saatlik gecikmeyle bu sabah 07.40 sıralarında Atatürk Havalimanı'na geldi. Yolculardan iş kadını Yasemin Yücel, Atatürk Havalimanı'nda basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ''Başlangıçta her şey normaldi. Kalkış için piste giderken bir patlama oldu. İlk anda çok korktuk. Patlayanın lastik olduğunu öğrenince rahat bir nefes aldık'' diye konuştu. Yolculardan Soner Erten de Amerika'da dil öğrenimi gördüğünü ve böbrek ameliyatı için Türkiye'ye geldiğini, THY yetkililerinin gereken bilgilendirmeyi yaptıklarını belirterek, ''Yetkililer baştan sona bize gereken ilgiyi fazlasıyla gösterdi'' dedi. Yayın tarihi: 580402 Süper Loto milyon TL'ye koşuyor İdaresi Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, Loto'da yarın yapılacak çekilişte bilenlere dağıtılıcak büyük ikramiyenin milyon liraya ulaşacağı tahmin ediliyor. 580804 Fidel Castro Obama'yı övdü Obama'yı övdüHAVANA (A.A) lideri Başkanı ’yı, değişikliği konusundaki açıklaması nedeniyle övdü          Castro, devlet medyasında yayımlanan açıklamasında, Obama’nın Değişikliği Zirvesinde cesur bir konuşma yaptığını, daha önceki başkanlarının böyle bir adım atmadıklarını kabul etmek gerektiğini belirtti.          Obama, iklim değişikliğinden özellikle zengin ülkelerin sorumlu olduğunu söylemiş ve ülkesinin iklim değişikliğiyle mücadelede yavaş hareket ettiğini kabul etmişti. 580039 Karabulut Cinayetinde Gözaltı Karabulut Cinayetinde Gözaltı Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili soruşturma sürüyor. Polis, katil zanlısı olarak 197 gün arandıktan sonra teslim olan ve çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanan Cem Garipoğlu'na yardım eden kişilerin izini sürüyor. Bu çerçevede İstanbul'da kişi gözaltına alındı. Türkiye gündeminde aylarca ilk sıralarda yeralan Münevver Karabulut cinayeti, katil zanlısı olarak aranan ve 197 gün sonra teslim olan Cem Garipoğlu'nun tutuklanmasının ardından hala gündemde. Cem Garipoğlu'nun ifadeleri ve hazırlanan raporlar doğrultusunda polis, olay günü ve sonrasında Cem Garipoğlu'na yardım edenleri arıyor. Bu çerçevede detaylı soruşturma yürüten polis, Garipoğlu ailesinin çalışanlarının da aralarında bulunduğu kişiyi gözaltına aldı. Gözaltı sayısının artabileceği belirtiliyor. 579395 Ada’da Ball bombası! Ada’da Ball bombası!ÇAĞDAŞ GÜZER ’ın, ile yollarını ayıran Michael Ball’un transferi için devrede olduğu ileri sürüldü. İngiliz gazetesinde yayımlanan haberde sarı-kırmızılıların, Manchester City ile sözleşmesi sona eren ve halen bonservisini elinde bulunduran 29 yaşındaki İngiliz futbolcunun menajerleriyle görüşme yaptıkları ve tecrübeli savunmacıyı ’ye getirmek istedikleri iddia edildi. Haberde, ekiplerinden ’un da Ball’u kadrosuna katmak istediği belirtilirken; İngiliz kulübünün bu transferde, “Türk devi” Galatasaray ile karşı karşıya geleceği ifade edildi. 2. Ligi temsilcilerinden Notts County’nin de, Ball’la ilgilendiği savunuldu. Kariyerine 1997’de ’da başlayan Michael Ball, sırasıyla Glasgow Rangers (2001-2005), PSV (2005-2007) ve Manchester City (2007-2009) formalarını giymişti. Ocak ayında sol dizinden geçirdiği nedeniyle 7-12 ay arası sahalardan uzak kalması beklenen İngiliz oyuncu, sözleşmesinin Temmuz’da bitmesiyle birlikte Manchester City tarafından serbest bırakılmıştı. 579664 Avustralya'da maratona çağrıldı; ama uçak bileti alacak parası yok Bursa'da dört çocuklu bir ailenin ikinci evladı olarak dünyaya gelen Yavuz Şap, yaşında geçirdiği felçten sonra ayaklarını kullanamaz hale geldi. Mehmet Terzi'nin 1984'te kazandığı Frankfurt maratonunu televizyonda izledikten sonra koşucu olmaya karar veren Şap, 25 yıldır katıldığı 90'a yakın maratonda azmi ile engellilerin sesi oldu. kıtada tam bin 600 kilometre yol kat eden başarılı sporcu, Türk bayrağını ilk taşıdığı Viyana'dan New York, Melbourne, Sidney, Bern, Amsterdam, Jakarta maratonlarına katıldı. Türkiye'yi başarıyla temsil eden Şap, 11 Ekim 2009'da Avustralya'da yapılacak Melbourne koşusuna da davet edildi. Ancak gayretiyle büyük engelleri aşan sporcu, maddi imkânsızlıklara takıldı. Uçak bileti alacak parayı bulamazsa yarışlara katılamayacağını söyleyen Şap, Gençlik Spor yetkililerinden yardım istedi: "Kondisyonum yerinde ancak maddi olarak hazır değilim. bin 200 liralık gidiş ücretini bulamazsam yarışlara katılamayacağım." FATİH YILMAZ FETHİYE 579812 Sibel Edmonds yine ortalığı karıştırdı Sibel Edmonds yine ortalığı karıştırdı"Türk kadın ajan ABD'li kadın vekille lezbiyen ilişkiye girerek çok gizli bilgileri çaldı!" 23.09.2009 08:27Amerika'da Türk ajanlarının Beyaz Saray'a kadar girdiğini, ABD'nin nükleer sırlarını elde ettiğini iddia ederek tüm dikkatleri üzerine çeken, ayrıca FBI'da çalıştığı sırada elde ettiği bilgileri basınla paylaşarak ABD'de siyasetinin en ünlü "Whistleblower"ı olan Sibel Edmonds, yine ortalığı karıştırdı.. Edmonds, ülkenin ünlü dergisi The American Conservative"e verdiği röportajda, bir Türk kadın ajanın, 2000'de İllionis'in demokrat kadın milletvekili Jan Schakowsy ile lezbiyen bir ilişki yaşamayaya başladığını böylece Türk ajanlarının bu milletvekilini kullanarak hem ermeni tasarısının geçmesini engellediklerini, hem gizli sırlara erişmeye çalıştıklarını hem de Schakowsy'yi kendi çıkarları için kullandıklarını söyledi. Edmods dergiye verdiği röportajda Türk ajanları onunla ilgili belge ve bilgi toplarken, Schakowsy'nin lezbiyen olduğunu öğrendi. Hemen bir kadın ajanı, onu baştan çıkarması için gönderdiler. Annesi ölünce, bu kadın ajan onunla daha yakın dost oldu. Ajan, Schakowsy'nin duygusal zayıflığından yararlandı. Sonra da Schakowsy'nin evinde birlikte olmaya başladılar. Bu evde herşey gizli kameralarla kayda alındı. Daha sonra da bu görüntüler, şantaj yapmak için kullanıldı" diye konuştu... Derginin "kim korkar Sibel Edomods'tan" kapağıyla verdiği haber, Amerikan siyaset bloglarını altüst etti. Başta Gawker, Zimbio, Examiner olarak ABD'nin ünlü siyaset blogları, habere büyük ilgi gösterdi.. Edmonds dergiye verdiği röportajda, "Peki Türk ajanları bunları neden yaptı" sorusuna da şu yanıtı verdi: Böylece Jan Schakowsky ve kocası Robert Creamer'ı kendi çıkarları için kullanacaklardı. Illionis'de Türk ajanlarının kirli işlerini takip edeceklerdi" dedi. Edmonds, daha önce bir başka Illionis milletvekili Demokrat Dennis Hastert'ın da Türk ajanlarından para aldığını ve Türk ajanlarının işlerine yardım ettiğini öne sürmüştü. Daha önce Ermeni tasarısına destek veren Hastert, bir süre sonra bu tasarıdan desteğini çekmişti. Şimdi de Dickstein Shapiro adında bir lobi kuruluşunda Türkiye için çalışıyor! VATAN 580861 Fenerbahçe'ye Makedon hakem SANLI SARIALİOĞLU Fenerbahçe'ye Makedon hakem İSTANBULFenerbahçe'nin UEFA Avrupa Ligi (H) Grubu'nda Moldova'nın Sheriff takımıyla, Ekim 2009 Perşembe günü deplasmanda oynayacağı karşılaşmayı Makedon Aleksandar Stavrev yönetecek. Tiraspol'da TSİ saat 20.00'de başlayacak karşılaşmada, Stavrev'in yardımcılıklarını aynı ülkeden Ljubomir Krstevski ve Marjan Kirovski yapacak. Karşılaşmada, aynı ülkeden ek yardımcı hakem olarak Dimitar Meckarovski ve Goran Spirkoski, 4. hakem olarak da Marjan Markoski görev alacak. 23.09.2009 581036 Rijkaard'dan Elano ve Arda açıklaması Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard, başarılı olabilmek için takım ruhu ve beraberliğini en üst düzeye taşımalarının gerektiğini söyledi. Rijkaard, GS TV'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtlarken, şimdiye kadar iyi bir performans gösterdiklerini belirterek, ''Ama bu mutlaka yetmez sonuçta ligde maç oynandı. Avrupa Ligi'nde de bir maç oynadık. Böyle devam etmemiz lazım. Sadece maç içinde değil, antrenmanlarda da bu şekilde devam edip takım ruhunu ve beraberliğini en üst seviyeye taşımamız lazım. Ancak bu şekilde başarılı oluruz. Çünkü belirli hedeflerimiz var. Ancak bu şekilde bu hedeflere varabiliriz diye düşünüyorum'' şeklinde konuştu. Şampiyonluğun veya belirli başarıların 11 kişiyle kazanılamayacağına inandıklarını kaydeden Hollandalı teknik adam, ''Bu bir ekip oyunu. Bunu da zaten antrenmanlarda görebilirsiniz, takımlardaki arkadaşlık takım ruhu tabi ki direkt olarak maça da yansıyor. yüzden herkese mutlaka bir şans gelecektir'' ifadelerini kullandı. ''EMRE AŞIK'A MİNNETTARIM'' Kasımpaşa maçında sonradan oyuna dahil olup gol atan Nonda'nın sakatlıktan çıktığını ve yüksek tempolu maçlarda 90 dakika oynamasının, sakatlığının tekrarlamasına neden olabileceğini anlatan Rijkaard, bu nedenle Nonda'yı korumaya çalıştıklarını söyledi. Frank Rijkaard, ''Nonda görev verildiği zaman elinden gelenin en iyisini yapıyor. Maça girip kaderini değiştirebiliyor maçın bu da bir antrenör için çok önemli bir şey'' dedi. ''Emre Aşık'a çok minnettarım diyebilirim çünkü kendisi yaş olarak diğer arkadaşlarından büyük fakat gençlere çok yardımcı oluyor'' diyen Rijkaard, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Özellikle antrenmanlarda genç arkadaşlarına çok yardımcı oluyor ve iyi de örnek oluyor. Onun haricinde bu tip futbolcuları, hem kariyer olarak iyi hem de tecrübe olarak soyunma odanızda bulundurmanızın diğer oyuncularınızı motive etmesi ve yardımcı olması yönünde çok önemlidir. Emre Aşık da bugüne kadar bunları çok iyi yaptı. Bizi hiç utandırmadı. Kendisi çok önemli bir profesyonel. Bugüne kadar çok iyi performans gösterdi, gösterecek de.'' ''YORGUNLUK BAHANE OLAMAZ'' Hollandalı çalıştırıcı, bir soru üzerine, büyük bir takım olduklarını ve yorgunluğun kendileri için bahane olamayacağını söyledi. Bütün büyük takımların milli takımlara oyuncu gönderdiğini hatırlatan Rijkaard, şunları kaydetti: ''Öncelikle şunu söylememiz lazım biz büyük bir takımız ve her büyük takım gibi milli takımlara futbolcular gönderiyoruz. Bizim için bir bahane olamaz. Milli takımlara futbolcu gönderiyoruz, yorgunluktan şikayet etme gibi bir lüksümüz yok, öyle bir şey yapmıyoruz zaten. Bu da maçlarda gözükmüyor.'' Rijkaard, teknik takımların en az rakipleri kadar mücadele etmeleri gerektiğini dile getirerek, ''Aksi takdirde teknik bir takım olmanın bir anlamı kalmaz. Kasımpaşa maçının ikinci yarısında tekniğin yanında fizik olarak da iyi mücadele ettikten sonra kalitemiz ortaya çıktı. İkinci yarıda maça hakim olduk'' ifadelerini kullandı. ''SÜPER LİG KALİTELİ'' Turkcell Süper Lig'i değerlendirmesini istenen Rijkaard, ''Yarışmacı bir lig diyebilirim. Çok kaliteli ve iyi bir lig. Onun haricinde biliyorsunuz ki her maçta yüzde 100'ünüzü vermeniz, her maçta mücadele etmeniz lazım. Bunları sağlamadan başarı gelmiyor. Sert geçiyor ama kaliteli bir lig diyebilirim'' şeklinde konuştu. ''ARDA İLE ELANO BİRLİKTE OYNAR'' ''Arda ile Elano yan yana oynar mı?'' şeklindeki bir soruyu yanıtlayan Rijkaard, ''Fazla açıklamamızı gerektiren bir şey yok çünkü ben şuna inanıyorum. Arda'da Elano'da ilk on birde beraber başlayabilirler, beraber oynayabilirler. Eğer medya onların beraber oynayamayacağını düşünüyorsa onların açıklama yapması lazım. Bu durumda pek açıklama getirecek bir şey yok'' dedi. Panathinaikos ile oynadıkları maçı da değerlendiren Hollandalı çalıştırıcı, şöyle konuştu: ''Çok önemli bir maçtı ve çok önemli bir galibiyet aldık. Bu maç futbol içinde organizasyonun ne kadar önemli olduğunun çok güzel bir örneği oldu. Takım içi organizasyona baktığınız zaman Panathinaikos ilk yarıdan ilk anlardan itibaren çok fazla atak yapmak, çok fazla saldırmak istedi. Bir an önce skora gitmek istedi ve bu yüzden de organizasyonda sıkıntı yaşadılar. Bulduğumuz golde de bunu görüyoruz, onun haricinde çoğu pozisyonda bire bir yakaladık onları. yüzden organizasyon bence futbol içinde çok önemli. Az öncede söylediğim gibi futbolda organizasyon çok önemli. Şimdi bir Galatasaray'a, Panathinaikos'a bakıyorsunuz kalite olarak çok büyük uçurum bir fark yok bence. Ama işte futbolda bu farkı yaratan organizasyon, takım disiplini, takımın sizin verdiğiniz direktiflere nasıl uyduğu. Ve biz de bunu en iyi şekilde vermeye çalışıyoruz. Kaliteli bir takıma sahibiz bunu taktiksel antrenmanlarda devamlı futbolculara anlatıyoruz. Çünkü artık futbol bireysel yeteneklerin ön plana çıkıp skoru değiştireceği spordan ziyade, takım oyununu takım ruhunu gösteren bir spor haline dönüştü. yüzden başarının en önemli sırrı organizasyon ve saha içinde organizasyon, disiplinli oynayabilmek ve takım ruhunu gösterebilmek, takım olarak beraber hareket edebilmek.'' Rijkaard, son olarak da, Eskişehirspor maçını hakkında görüşlerini şöyle açıkladı: ''İyi bir sonuç almamız için elimizden gelenin en iyisini yapmamız lazım. Çünkü her önümüzdeki maçı artık en önemli maç diye sınıflandırabiliriz. Eskişehirspor'da mutlaka bu maça çok iyi hazırlanacaktır. Çünkü Galatasaray'a karşı oynayan rakipler bildiğiniz gibi özel olarak hazırlanıyorlar. Onlarda böyle yapacaklardır. Ama biz yine iyi performansımızı göstermeye çalışacağız.'' AA 579621 Şam’ın katkısı çok ciddi olur ’ın katkısı çok ciddi olurFİKRET BİLA güncellenme zamanı 23.9.2009Org. Başbuğ, “‘’ konusunda, 2006’da ne söylediysek bugün farklı bir noktada değiliz. öğretme, Kürtçe okuma-yazma diyen mi var? Halkımızın bir bölümünde tedirginlik var. ‘Bölünecek miyiz?’ diye soruyorlar bize” dedi Başkanı Orgeneral ’la Sınırtepe Karakolu’ndan dönüşte ’nda bir süre daha sohbet ettik. Başbuğ, gazetecilerin sorularını yanıtlarken, yaptığı konuşmaya da zaman zaman açıklık getirdi. Devlet Başkanı ’ın “Dağdan inecek Suriye uyruklu ’lıları affederiz” sözlerinin sorulması üzerine, bu açıklamayı çok olumlu bulduğunu belirterek, “Suriye’nin terörle mücadeleye çok ciddi katkısı olur” dedi. Org. Başbuğ, “Türk ordusu bilmem kimin ordusu değildir” sözlerinin sorulması üzerine de Türk ordusunun, Şah’ın ordusu veya Komünist Parti’nin Kızıl Ordu’su gibi olmadığını, millet ordusu olduğu vurgusunu yaptı. Başbuğ’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle: ‘Nerede durduğumuz belli’ (TSK), hükümetin Kürt açılımının neresinde? Bölücü terörle mücadelede nerede olduğumuz ne düşündüğümüz gayet açık. En açık olan biziz. Nasıl baktığımız açık ve net. Bunu Zafer Bayramı mesajımızda da bugün de söyledik. 2006’da ne söylediysek bugün farklı bir noktada değiliz. Bugün tekrar söyledik. Ben adına konuşuyorum. TSK’nın pozisyonu belli. Bu konuda kafalarda sual kalmaması lazım. ‘Demokratik açılımın çerçevesi’ 30 Ağustos Zafer Bayramı’ndaki konuşmanızda çerçevesini çizdiniz. Söyledikleriniz bu çerçeve içinde açılımı desteklediğiniz anlamına gelir mi? Bu çerçevede gayet tabii... diye bir sorun yok’ Siz eğitime vurgu yaptınız. Mardin’de Kürtçe enstitüsü açılacak. Kürtçe enstitü konusunda ne düşünüyorsunuz? Onu siz yorumlayınız. Türkçe resmi dil. Ekonomik dil. Sınırtepe köyünü birlikte gördük. Sınırtepe öyle problemli bir köy değil. Ona rağmen sıkıntıyı gördünüz. Okumak isteyen kızı gördünüz. Bölgede Türkçe okuma-yazma bilmeyenlerin oranı yüzde 20. Hâlâ sınıf aynı sınıfta öğrenim görüyor. Gerçi köydeki bütün öğrenci sayısı 25. Zor tabii. Her çocuğa bir veremezsiniz. Eğitim bölgede ciddi sorun. Kürtçe eğitim diye bir sorun var mı? Ben olduğu kanaatinde değilim. Kürtçeyi nerede öğrenecek bu insanlar? Anadil nerede öğrenilir? Anadili öğrenmekte engel var mı? Anadil anneden, babadan öğrenilir. Ana babaya Kürtçe öğretme diyen mi var? Kürtçe okuma-yazma diyen mi var? Sorun daha çok yaşlılarda. Gençlerde Türkçe okuma-yazma bilme oranı yüzde 90’ların üzerinde. Gelecek daha iyi olacak. ‘Affa takılmayın’ konusunda kurumlar arası uyumdan söz ediliyor. TSK’nın pozisyonu, tutumu nedir? Flu olduğumuzu zannetmiyorum.  Örneğin af konusunda TSK ne düşünüyor? Affa takılmayalım. Başbakan, İçişleri Bakanı da söyledi. İşte 221 kapsamında teslim olanlar, salıverilenler var. Rakam az diyebilirsiniz. Ama önemsiz de değil.  ‘Suriye çok ciddi etkiler’ Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad, “Silahlarını bırakıp gelirlerse PKK militanlarını affedebiliriz” diyor. Bu, ’deki terörle mücadeleyi nasıl etkiler? Çok ciddi etkiler. Olumlu mu, olumsuz mu ciddi etkiler? Olumlu buluyorum. Çok ciddi etkiler. bir süreçtir. Bunun bir sihirli formülü yok. Ne kazanırsanız artı hanenize yazacaksınız. Hemen her şeyi sıfırlamak mümkün değil. Suriyeli 1500 diyor, 1000 kişi dahi olsa... Bir kısmı örgütten kopsa, bu terörle mücadelemizi çok ciddi etkiler. Bir de şu var: Hemen sona ermesini beklemeyin. Tıpış tıpış gelecekler, böyle bir şey olmaz. 300-500 ne koparsa kopsun. Terörle mücadelede olmaz. Mucize formül yok. ’ın kuzeyindeki PKK varlığını parçalayamazsanız olmaz. Öncelik yurtiçinde, yurtdışında deniyor; bunlar yanlış. Her fırsattan istifade ederek darbe vuracaksınız. Mutlaka Irak’ın kuzeyindeki varlığının çözülmesi lazım. ‘Her kazanç önemli’ Suriye’nin kararını gelişme olarak nitelediniz. Bunun gibi bu süreçte başka gelişme var mı? Gelişme var. İstenilen seviyede mi? Hayır. Terörle mücadelenin yurtiçi, Irak ve ayağı var. Örgütün Avrupa’dan sağladığı mali desteğin kesilmesi, Avrupa’da siyasallaşması, siyasi faaliyetlerinin önlenmesi gerekli. Her alanda bütün gücünüzle mücadele edeceksiniz. Her kazanç önemli. ‘Ne oluyoruz komutanım?’ “Tedirginlik duyanlar var” dediniz. Tedirginlik duyanlar kimler? Açık konuşuyorum, halkımızın bir bölümünde tedirginlik var. ’lerde her şey söyleniyor, söylenmeyen kalmadı. Vatandaş, “Eyvah! Böyle mi olacak!” diye tedirginlik duyuyor. Her söylenene bakacak olursanız... Demokrasidir, her şey söylenir ama insanların genel dengesinin bozulmaması lazım. İnsanlar, her konuşulan, ‘olacak’ diye algılıyor. “Bölünecek miyiz?” diye soruyorlar bize. “Merak etmeyin” diyorum. “Lütfen, seyretmeyin şu televizyonları” diyorum. Bire bir konuştuklarıma söylüyorum. “Her söyleneni ciddiye alırsanız olmaz” diyorum. Asker, sivil, emekli, herkes “Ne oluyoruz komutanım?” diye soruyor. Her söylenen ciddiye alınıyor. Özellikle açık oturumlarda vs.. “O zaman, seyretmeyin, dinlemeyin onları” diyorum. ‘Bir şey pişirmiyoruz’ Bazı yorumcular “’da bir şey pişiriliyor” diye yazdı? Ne pişiriliyor? Bizim bir şey pişirdiğimiz yok. Benim insanım iş istiyor, aş istiyor, eğitim istiyor. Kız çocuğunu gördünüz. “İlkokulu bitirdim, liseye gidemiyorum” diyor. Çocuk sayısı çok fazla. Muhtarı gördünüz, 16 çocuğu var. çocuk, 10 çocuk. Batıda yüzde olan problem, burada yüzde 15 oluyor. Güvenlik boyutuyla bakıldığında bu insanlar örgütüne açık hale geliyor. Ankara’nın kilometre ilerisinde de aynı sorunlar var ama burada terör sorunumuz var. zaman bu insanlar terör örgütüne daha açık hale geliyor. Bu sorunları çözerseniz, bu insanlar terör örgütünün istismarına kapalı hale gelir. İnsanları teröre karşı daha dirençli hale getirmeliyiz. ‘Şah’ın ordusu değiliz’ Milli ordu vurgusu yaptınız, neden gerek duydunuz? Karakolda gördünüz, çocuk Ağrılı ama ’yı hiç görmemiş. Bizim ordumuzu Şah’ın ordusuyla karşılaştırıyorlar. ordusu, Şah’ın ordusuydu. Sovyetler Birliği’nin ordusu kimin ordusuydu? Komünist Partisi Ordusu’ydu, adı Kızıl Ordu’ydu. Türk ordusunu başka ordularla karşılaştırmayın. Türk ordusu milletin ordusudur. Bunu bozdurmayacağız. ‘’a muharip birlik’ TSK, Afganistan’daki komutayı yakında alacak. Muharip birlik göndermemiz söz konusu mu? Kâbil Bölge Komutanlığı’nı Kasım’da alacağız. Türkiye’nin Afganistan’da 1’den bu yana muharip birliği var. Bu yanlış biliniyor. Kasım ayında rakamsal artış olabilir mi? Olabilir. Gazeteciler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’la Sınırtepe Karakolu’ndan dönüşte Mardin Havaalanı’nda bir süre daha sohbet etti. Orgeneral Başbuğ, gazetecilerin sorularını yanıtladı. 580762 Avukatı Cem Garipoğlu ile görüştü Avukatı ile görüştüM. Akif ERDEM/İSTANBUL, (DHA)'İlk güne göre dinlenmiş, kendisini toparlamış, sakalını kesmiş' cinayetinin katil zanlısı olarak 'ne konulan Cem G., tutuklu olarak ilk kez avukatı ile görüştü. Avukatı Cem'in durumunun ilk güne göre daha iyi olduğunu kendisini biraz toparladığını söyledi. “ÇOCUK” HUKUKİ TERİM Cezaevinde bir buçuk saat kalan ancak müvekkiliyle 15 dakika görüştüğünü söyleyen Avukat Aytekin Kaya çıkışta basın mensuplarına açıklama yaptı. Kanunlura izin verdiği ölçüde konuşabildiğini belirten Kaya “Bu soruşturmanın selameti açısından tutuklu müvekkilimin hakları doğrultusunda hareket etmemiz lazım. gizli yürütülüyor. Soruşturması yürütülen müvekkilim çocuk. Bir de 'Çocuk' dedim diye basında da çok yer aldı. Bu benim tabirim değil ’nın 6. Maddesi'nde nasıl hakimin avukatın tanımı yapılıyorsa çocuğun tanımıda yapılıyor. Yani terminoloji ceza hukukunun terminolojisi. Biz de bunu kullanıyoruz yani bu bir terim. Bundan sonraki süreç daha sağlıklı yürür umarım. Bu konulara dikkat edersek böylece yargıda etkilenmemiş olur, kimse etkilenmemiş olur. Herkes işini yapar bende işimi yaparım.” SÜREÇ DEVAM EDİYOR Dava dosyasının içeriği ile ilgili bilgi vermesinin mümkün olmadığını belirten Aytekin Kaya, “Doğru değil yasal değil. Yargı kararını bu dosyanın içeriğine göre verecek. Benim bundan endişem yok. Kimsenin de endişesi olmasın” dedi. Aytekin Kaya, “Benim üzüldüğüm bir başka nokta var. Neticenin vehameti şunu bize yaptırmasın şüpheliler, sanıklar için uluslararası imzalamış durumdayız. Bunu anayasamıza ve yasalarımıza koyduk. Biraz sabır gerekiyor. Sabırla her şey çözülecek. Cezaevi müdürümüzle de görüştüm, Hepsi mesleklerinde yetkin ve tecrübeli insanlar ne yapacaklarını çok iyi biliyorlar. Zaten bizim bir talebimiz de söz konusu değil süreç kendiliğinden devam ediyor. Aksayan eksik sıkıntılı bir şey ben görmedim” diye konuştu. SAKALLARI TIRAŞ EDİLMİŞ Cem G.'nin müşahade altında kaldığını belirten Aytekin Kaya “Yani gözlem altında tek başına kalıyor. Bundan yana bizim bir endişemiz yok. Diğer tutuklular için ne uygulanıyorsa, müvekkilim için de aynısı uygulanıyor. Bir olağanüstülük yok. Çünkü tek spesifik bir durum değil. Onun konumunda başka tutuklular da var. Benim gördüğüm kadarıyla daha dinlenmiş. Tabii ben yada pedagog değilim tür bir inceleme yapmadım. Sadece gördüğümü söylüyorum. Görüşmemiz zaten sadece 15 dakika sürdü” dedi. Aytekin Kaya şunları da söyledi: “Dava ile ilgili ne çelişki varsa araştırılması gereken ne varsa bunları mahkemesinin zaten yapılacağını belirterek Soruşturmada hem gizli hem de kısıtlılık kararı var dosyada. Yani benim ulaşamadğım belgelere bazı arkadaşların ulaşması hiç mümkün değil ama sanki varmış gibi hareket ediliyor. Teslim ettiğim günden bu yana daha dinlenmişti, sakalları tıraş edilmişti. Psikolojisi de daha iyiydi. Kıyafetlerini almışlan üzerinde eşofman vardı. Benim bildiğim kadarıyla ailesi ve akrabalarından biriyle daha görüşmedi. Ama ileride görüşecekler. telefon hakkı ya da bununla ilgili şeyler zaten mevzuatta var. Her hakkını kullanabilecek.” 580156 Konya bayramda da sallandı Konya'da 10 Eylül'de meydana gelen ve panik yaratan orta şiddetli depremin ardından, Bayramı boyunca toplam 14 adet çok hafif artçı sarsıntı meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, Konya'da günlük Bayramı boyunca merkez üssü Karatay, Sille, Selçuklu ve Karatay olarak belirlenen toplam 14 adet çok hafif şiddette deprem kaydedildi. Konya'da 10 Eylül'de meydana gelen, çok sayıda kişinin panik ve hafif yaralanma sonucu hastaneye kaldırıldığı orta şiddette depremin ardından bugüne kadar onlarca artçı sarsıntı meydana geldi. Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Mehmet Ceren, yaklaşık 50 kilometrelik uzunluğa sahip Konya fay zonuna paralel olan küçük fayların aktifleştiğini söyledi. Bu artçı sarsıntıların normal olduğunu ve devam edebileceğini ifade eden Ceren, "Sarsıntılar belli bir süre daha devam edebilir. Bölgede biriken enerjiler de açığa çıkıyor. Bu enerjilerin büyümeden açığa çıkması bir anlamda büyük depremleri önleyeceği için sevindirici" diye konuştu. 579863 Beşiktaş'ta sakatlık sıkıntısı Ankaraspor'un küme düşürülmesi sonrası 'de haftayı bay geçecek 'nde gelecek hafta CSKA Moskova'yla deplasmanda oynayacağı maça hazırlanıyor. Siyah Beyazlılar, ilk yarım saatini salonda çalışarak geçirdiği antrenmanı, daha sonra sahada sürdürdü. Çalışma, takım halinde yapılan değişmeli taktik maç sonrasında, tam sahadaki çift kale taktik maçıyla tamamlandı. Antrenmana tedavilerine devam edilen Rüştü, ve Nobre yine katılmadı. Siyah Beyazlılar'da geleneksel bayramlaşma töreni Akaretler'deki kulüp binasında bulunan Divan Kurulu Lokali'ndeki yapıldı. Törene bazı yönetim kurulu üyeleriyle basketbolcular katıldı. 580423 15:27 Yapı Kredi, Türk lirası mevduat faiz oranlarını düşürdü Yapı Kredi, Türk lirası mevduat faiz oranlarını düşürdü Yapı Kredi, Türk Lirası mevduat faiz oranlarını indirdi. Yapı Kredi Bankası’ndan yapılan açıklamaya göre, 1-5 ay vadede faiz oranları 25 bin liraya kadar yüzde 8,75’ten yüzde 8,25’e, 25-100 bin liraya kadar yüzde 8,85’ten yüzde 8,35’e, 100-500 bin liraya kadar yüzde 9’dan yüzde 8,50’ye, 500 bin-1 milyon liraya kadar da yüzde 9,15’ten yüzde 8,75’e geriledi.  6-12 ay vadedeki faiz oranları da 25 bin liraya kadar yüzde 8,75’ten yüzde 8,50’ye, 25-100 bin liraya kadar yüzde 9’dan yüzde 8,60’a, 100-500 bin liraya kadar yüzde 9,15’ten yüzde 8,75’e, 500 bin-1 milyon liraya kadar ise yüzde 9,25’ten yüzde 9’a çekildi. 579919 Baba Garipoğlu'nun şoförü ve karısına gözaltı İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'ne getirilen bu kişilerle ilgili işlemlere başlandığı belirtildi. Baba Mehmet Nida Garipoğlu cinayete iştirakten tutuklu bulunuyor. Haber devam edecek... 579573 İkinci gün döküldük SANLI SARIALİOĞLU İkinci gün döküldük Dünya Güreş Şampiyonası'nın ikinci gününde mindere çıkan Gökhan Yavaşer (84) çeyrek finalde, Recep Kara (120) ikinci turda ve Hakkı Gürel (60) ise ilk turda turnuvaya veda etti. Danimarka'nın Herning kentinde devam eden Dünya Güreş Şampiyonası'nın 2. gününde Serbest Güreş Milli Takımı sporcuları, beklenen performansı sergileyemedi. 84 kiloda Gökhan Yavaşer çeyrek finalde ABD'li Jacob Herbert'e 2-1 yenilirken ABD'li sporcunun finale yükselmesiyle repesaj hakkı kazandı ancak Azeri Sharif Sharifov'a 2-0 kaybederek elendi. 120 kiloda Recep Kara 2. turda İranlı Valadi Masoumi'ye 2-0 mağlup oldu. İranlı sporcunun finalist olmasıyla Kara repesajda hakkı kazandı. Ancak repesajda Gürcü Alex Modebadze'ye 2-1 yenilerek şampiyonaya veda etti. 60 kiloda Hakkı Gürel ise, ilk turda Güney Koreli Seungchul Lee'ye 2-0 kaybetti. 23.09.2009 580318 Fenerbahçe'ye Makedon hakem Tiraspol'da TSİ saat 20.00'de başlayacak karşılaşmada, Stavrev'in yardımcılıklarını aynı ülkeden Ljubomir Krstevski ve Marjan Kirovski yapacak. Karşılaşmada, aynı ülkeden ek yardımcı hakem olarak Dimitar Meckarovski ve Goran Spirkoski, 4. hakem olarak da Marjan Markoski görev alacak. 580865 Turhal asfaltanıyor Turhal asfaltanıyor Turhal Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri asfalt çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Emek Mahallesi'nde devam eden asfalt çalışmalarını yerinde inceleyen Turhal Belediye Başkanı Ali Gözen burada mahalle sakinlerinin ve çocukların yoğun ilgisiyle karşılaştı. ADEM YILDIRIM TURHAL Belediye ekiplerine kolay gelsin diyen Başkan Gözen, çalışmalar hakkında bilgi alırken asfalt yapılan sokaklarda da incelemelerde bulundu. İncelemeler esnasında Başkan Gözen'e Emek Mahallesi Muhtarı Yusuf Sayan eşlik etti. Başkan Gözen, "Yıllardır hizmet alamayan Emek Mahallemizin büyük bir bölümünü asfaltlayacağız. Diğer kalan kısımların tamamını da bayramdan sonra asfaltlayacağız. Bu mahallemizde asfalt çalışmalarımızın geç kalmasının nedeni ise şehir merkezinde yapılan doğalgaz boru hattı ve TEDAŞ hattının döşendiği yerlerde yapılan asfaltlama çalışmalarıdır. Ayrıca Mahalle sakinlerimizin bizden en büyük isteği olan çocuk parkını ise en kısa sürede yapacağız" dedi. Muhtar Yusuf Sayan ise, "Belediye başkanımıza çok teşekkür ediyoruz. Bizler mahalle sakinleri olarak yıllar sonra hizmet gördük. Bu vesile ile seçimlerden önce bizlere söz veren ve bugün verdiği sözü yerine getiren Belediye Başkanımız Sayın Ali Gözen'e teşekkür ederiz" diye konuştu. 23.09.2009 580540 Hakkari’de göstericiler olay çıkardı ’de göstericiler olay çıkardıBehçet DALMAZ/HAKKARİ, DHA ’nin Çukurca İlçesi’de 15 gün önce güvenlik güçlerince yapılan operasyonda ölü olarak ele geçirilen ve Hakkari Devlet Hastanesi morgunda bekletilen Suriyeli teröristin cenazelerinin ailelerine verilmemesi yüzünden, bugün yine olaylar çıktı. Hakkari’nin Bağlar Mahallesi’nde slogan atarak gösteri yapan ve kameralara taş atan gruba, polis müdahale etti. Polisin uyarılarına aldırmayarak taş atmayı sürdüren grubu polis, gözyaşartıcı bomba kullanarak dağıtmaya çalıştı. Yaklaşık 30 kişilik grup da polise taş atarak karşılık verdi. Ara sokaklara dağılarak kaçan göstericiler ile polisler arasında kovalamaca yaşanırken, olaylar sokak aralarında devam etti. 580084 Açıköğretim'e internetten başvuru ve kayıt Anadolu Üniversitesi'nin (AÜ) uzaktan sistemine göre öğretim yapan Açıköğretim, İktisat ve İşletme fakültelerine ÖSYS ile yerleştirilen adayların ve Yabancı Uyruklu Öğrenci Sınavı (YÖS) sonucuna bağlı olarak ön kayıtlar sonunda kayıt yaptırmaya hak kazanan adayların başvuru ve kayıt işlemleri başladı. AÜ Rektörlüğünden alınan bilgiye göre, adayların kayıt işlemleri, başvuru" ve "Açıköğretim bürolarından kayıt" olmak üzere iki aşamada gerçekleştirilecek. Bugün başlayan ve 20 Ekim 17.00'da sona erecek internetten başvuru için adresin "" olduğu belirtildi. Bu tarihten sonra internetten veya başka bir yöntemle başvuru yapılması mümkün olmayacak. Elektrik kesintisi, teknik arızalar veya hattınızın kesik olması nedeniyle başvuru yapamama durumunda kalınmaması için, başvuruların son günleri beklemeden yapılmasının önemli olduğu, internetten başvuru süresinin kesinlikle uzatılmayacağı ifade edildi. İnternetten başvuru yapmayan adaylar kayıt olamayacak. İnternetten başvuru yapmak da kayıt için yeterli değil. Adaylar, başvuru işlemi sonunda oluşturacakları "İnternet Başvuru Belgesi"nin yazıcı dökümünü alarak, adreslerine postalanan "2009-2010 Öğretim Yılı Açıköğretim, İktisat, İşletme Fakülteleri İnternet Başvuru, Kayıt ve Öğrenci Kılavuzu"nda açıklanan diğer kayıt belgelerini de hazırlayarak illerdeki AÖF bürolarında kayıt yaptıracaklar. "İnternet Başvuru, Kayıt ve Öğrenci Kılavuzu"na "http://www.anadolu.edu.tr" adresindeki "Açıköğretim", "Kılavuzlar" linkinden ya da "http://aofkayit.anadolu.edu.tr" başvuru sitesinin "ÖSYS Yeni Kayıt" linkinden de ulaşılabilecek veya AÖF bürolarından temin edilebilecek. Kayıt işlemleri Kayıt işlemleri 16 Ekim mesai bitiminde sona erecek. 17, 19 ve 20 Ekim tarihlerinde mazeretli olanların kayıtları yapılacak. Kayıt için adayların tam olarak hazırlanan kayıt belgeleri ile 23 Eylül-16 Ekim tarihlerinde Açıköğretim Fakültesi bürolarına bizzat başvurmaları gerekiyor. Bu tarihler arasında mazeretleri nedeniyle kayıt yaptıramayanlar 17, 19, 20 Ekim tarihlerinde bizzat veya yakınları aracılığıyla kayıt yaptırabilecek. 20 Ekim'den sonra mazeret beyan edip kayıt yaptırmak isteyenlerin başvuruları kabul edilmeyecek. 17 Ekim Cumartesi günü AÖF büroları kayıt işlemleri için açık olacak ve kayıt yapılabilecek. Kayıt belgeleri eksik olanların kayıtları yapılmayacak, belgeleri tamamlamak üzere ek süre de verilmeyecek. 579054 TÜpSAT1 uydusu 23 Eylül'de fırlatılacak İTÜ'den yapılan yazılı açıklamada, küp uydunun günü Türkiye saatiyle 09.16'da Hindistan Uzay Araştırmaları Kurumu (ISRO) tarafından PSLV C-14 roketi ile yerden 720 kilometre yüksekteki yörüngesine yerleştirileceği, küp uydu sayesinde dünyanın kıtasal ölçüde fotoğraflarının çekilebileceği ifade edildi. Planlamasına yıl önce başlanan Türkiye'nin ilk küp uydusu ''İTÜpSAT1''in, 2009 yılı başında fırlatılmaya hazır hale getirildiği kaydedilen açıklamada, yapılan çalışmaların ardından uydunun, Hindistan'ın Sriharikota kentindeki fırlatma üssüne ulaştırıldığı, PSLV roketine yerleştirildiği, ısıl kalkanının kapatıldığı ve tüm testleri başarıyla tamamlandığı belirtildi. Küp uydunun, Türkiye saati ile 09.35'te roketten ayrılarak yörüngesine yerleşeceği belirtilen açıklamada, yörüngesinde saniyede yaklaşık 7,5 kilometre yol alacak İTÜpSAT1'in, dünyayı yaklaşık 90 dakikada bir döneceği, uydu ile haberleşilmesiyle projenin tamamlanmış olacağı vurgulandı. Projeye İTÜ Makine Mühendisliği Bölümü'nün uydu titreşim testleri, Elektronik Bölümü'nün de uydu anteni ile ilgili olarak önemli destek verdiği ifade edilen açıklamada, TÜBİTAK 1001 programı tarafından da desteklenen proje bütçesinin önemli bölümünün İTÜ tarafından sağlandığı kaydedildi. Bu desteklerle adet uydunun tasarım ve üretimine ek olarak ''Uzay Sistemleri Tasarım ve Test Laboratuvarı'' ile ''Küp Uydu Haberleşme Laboratuvarı''nın da oluşturulduğu ifade edilen açıklamada, uydunun fırlatma ve uzayda çalışabilmesi için gerekli tüm testlerin İTÜ'deki mevcut laboratuvarlarda yapıldığı bildirildi. PSLV roketinin, Türkiye uydusuna ek olarak Hindistan tarafından üretilen Oceansat-2 uydusu yanında Alman ve İsviçre uydusunu da yörüngeye yerleştireceği kaydedildi. Açıklamada, görüşlerine yer verilen ve projenin yürütücülüğünü üstlenen İTÜ Uzay Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alim Rüstem Aslan, ''İTÜpSAT1'in toplam kütlesi kilogram ve boyutları 10x10x10cm'dir. Uydu bir VGA kameraya ek olarak sıcaklık, ivmelenme ve manyetik alan ölçümü yapan duyargalara sahiptir. Yer yüzeyinden 720 kilometre mesafeye yerleştirilecek olan İTÜpSAT1, dünyamızın kıtasal ölçekte resimlerini çekerek yine İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi'nde proje ekibi tarafından kurulan yer istasyonuna iletecek. Uydu bilgisayarı tarafından kaydedilen sıcaklık, ivmelenme ve diğer bilgiler de yer istasyonuna düzenli olarak aktarılacak'' ifadesini kullandı. 579801 Doğalgaza bu yıl zam da yok, indirim de Doğalgaz tüketimindeki düşüş, enerji yönetimini zam kararlarında daha dikkatli olmaya zorluyor. Kriz ortamında peş peşe yapılan zamlarla faturaları kabaran aboneler kombiyi kısınca geçen yıl kullanılmayan gaz için İran'a 704 milyon dolar ödenmişti. Aynı durumla karşılaşmamak için bu yıl tedbirli davranılıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın Zaman'a verdiği bilgilere göre, abone kazanmak için doğalgaz cazip hale getirilecek. "Yıl sonuna kadar zam yapmayacağız, indirim de olmayacak." diyen Yıldız, gaz anlaşmalarında yer alan 'al ya da öde' riskiyle karşılaşmak istemediklerini vurguladı. Tüketimi artırmanın yollarını aradıklarını ifade eden Enerji Bakanı, Türkiye'nin elindeki fazla gazı komşu ülkelere satmak için zemin yokluyor. Uluslararası alandaki enerji girişimleri hakkında da bilgiler veren Yıldız, Irak'ın iç gaz şebekesini Türkiye'nin kuracağını bildirdi. Türk-Rus konsorsiyumunun yapacağı nükleer santral konusunda ise sorunların aşılmak üzere olduğunu belirtti. Kışın gelmesiyle, en çok merak edilen konuların başında doğalgaz fiyatları geliyor. Enerji Bakanı Yıldız, "Bu yıl doğalgaza zam yok." açıklamasıyla aboneleri rahatlatan açıklamayı Zaman'a yaptı. Yıldız, zam yapılmayışına en önemli sebep olarak, alınmayan gaza ödenecek parayı gösterdi. "Biz bunu saklamıyoruz." diyen Yıldız şu bilgileri verdi: "Çok net söylüyorum, tüketim düştü. Bağlantı yapılan ülkelerde üretim arttı. Bir önceki yıla göre elimizde daha fazla gaz var. Tüketim düşünce de makas ters yönde açıldı. Al ya da öde riski var. Açığı kapatmaya çalışıyoruz. Bunu kapatacağız, kapatamazsak da alınmayan gazın parasını ödeyeceğiz." Bakan'a göre, zam yapılmayacak olması tüketici alışkanlıklarını doğalgaza yönlendirecek. Blok halinde gaz tüketenlerle de (toptan alıcılar) indirimli satış görüşmeleri yapılıyor. BOTAŞ'ın alınmayan gaza ödediği parayla gündeme gelen doğalgaz tüketimi, kamu-özel sektör savaşına dönüştü. Bakan Taner Yıldız 'al ya da öde' riskini saklamadıklarını söyleyerek, bundan kurtulmak için BOTAŞ'ın satışlarını artıracak yöntemler geliştirdiğini söyledi. Bunu yaparken kamu şirketinin özel şirketleri mağdur etmesinin söz konusu olamayacağını ifade eden Yıldız, "Özel sektörden de biz sorumluyuz. Batmasına izin vermeyiz." şeklinde konuştu. IRAK'IN DOĞALGAZ İÇ ŞEBEKESİNİ TÜRKİYE YAPACAK Enerji Bakanı Taner Yıldız, yeni inşa edilecek Irak doğalgaz şebekesinin inşaatında Türkiye'nin önemli hizmetler vereceğini söyledi. Türkiye ve Irak'ın enerji projeleri hakkında da bilgi veren Bakan Yıldız'a göre, yıllık 70 milyon ton ham petrol taşıma kapasitesine sahip Kerkük-Yumurtalık boru hattı sözleşmesi bitiyor, öncelikle bu yenilenecek. Ayrıca Irak, aralıkta ikinci faz petrol arama ihalesine çıkıyor: 6+4 şeklinde. ruhsat için TPAO doğrudan ihaleye girecek, 4'üne ise konsorsiyum halinde. Bakan Yıldız, Irak'la ilgili önemli bir ayrıntıya da dikkat çekti: "Irak doğalgaz için yol haritasını belirledi. Öncelikle iç tüketimi karşılayacak, sonra elektrik üretimine geçilecek. Kalan gaz ihraç edilecek. Irak'ın kendi ihtiyacının karşılanmasında Türkiye önemli bir görev ifa edecek. Irak'a iç pazarın oluşmasında yardımcı olacağız, dağıtım şebekesinin kurulmasıyla alakalı önemli desteğimiz olacak." HUKUK BÜROSU TAMAMEN YENİLENDİ Enerji Bakanlığı ile Uzanlar arasında yaşanan mahkeme süreci ilgiyle takip ediliyor. Bakanlık ile Uzanlar arasındaki davadan 2'si bakanlık lehine sonuçlandı. Bakan Yıldız konu hakkında şu bilgileri verdi: "Hukuk büromuzu komple yeniliyoruz. Göreve başlatıktan sonra bu işe öncelik verdik. Artık, Enerji Bakanlığı hukuk bürosu etkin, etkili ve önlem alabilen bir konumda olacak. Yeni dönemde kamu davaları artık geriden değil hızlı, etkili takip yöntemiyle önden giden ve kazanmaya odaklanmış bir çalışma yöntemiyle izlenecek." 579558 Sınırda son izdiham ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Sınırda son izdiham Bayramlaşmak için Suriye'ye giden vatandaşlar dün yine sınır kapısında izdihama neden oldu. Suriye ile alınan vizesiz geçiş kararı sonrası sınırda bu görüntüler artık son bulacak Sınır ötesi bayramlaşma kapsamında Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesindeki sınır kapısında her bayram olduğu gibi bilindik görüntüler yaşandı. Türkiye ile Suriye arasında alınan vizesiz geçiş kararıyla artık bu manzara yaşanmayacak. AKÇAKALE (A.A) Sınır ötesi bayramlaşma uygulaması kapsamında yakınlarıyla bayramlaşmak isteyen vatandaşların Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesindeki sınır kapısından geçişleri başladı. Aşırı yoğunluk nedeniyle geçişler sırasında bir ara izdiham yaşandı. Akçakale Kaymakamlığı'na yaptıkları müracaat sonucu, Suriye'deki yakınlarıyla 48 saatliğine görüşebilmek için 'idari mektup' alan vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren sınır kapısı önünde toplandı. Görevlilerce evrakı kontrol edildikten sonra geçişlerine izin verilen vatandaşların bir kısmının Suriye'deki akrabalarına halı, alüminyum tencere, yaş üzüm ve mutfak malzemesi gibi hediyeler götürdükleri gözlendi. Kapıda bekleyen vatandaşlar, geçişler başlarken, bir an önce geçmek iste-yince görevlilerle tartıştı ve aşırı yoğunluk sonucu izdiham yaşandı. Bazı kişiler ezilme tehlikesi atlattı. HALK BENİMSEDİ Akçakale Kaymakamı Şefik Aygöl ve beraberindeki heyet de sınırı geçerek, Suriye'nin Rakka vilayetine bağlı Tellebyat Mıntıka Müdürü Albay Adnan El Halil ve Suriyeli yetkililerle bayramlaştı. Şefik Aygöl, burada yaptığı konuşmada, Türkiye ile Suriye arasındaki vize uygulamasının karşılıklı olarak kaldırılması ve Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin kurulmasının iki ülke halkı arasındaki ilişkileri geliştireceğini söyledi. 23.09.2009 579599 En büyük sorumluluk siyasilerin En büyük sorumluluk siyasilerin İçişleri Bakanı Atalay'ın “Gelin el ele verelim, bu sorunu çözelim. Acıları dindirelim. Türkiye'yi büyütelim” çağrısına en başta siyasi partilerimiz olmak üzere, herkesin kulak vermesi ve kendilerine düşen sorumlulukları üstlenmesi gerekir. TALİP KÜÇÜKCAN İçişleri Bakanı Beşir Atalay bir süre önce demokratikleşme açılımına ilişkin çalışmalar hakkında bilgi verdiği basın toplantısında çok önemli bir tespitte bulundu. “Demokratik açılımın asıl sahibi milletimizdir”. Devlet adamı olarak, birçok riskleri de üstlenerek, toplumun beklentilerine kulak verdi ve ortak akıl arayışına devam etti. Bugün gelinen noktada da herhangi bir kuşku ve kaygıya yer vermeyecek şekilde şimdiye kadar yapılan çalışmaları büyük bir saydamlık içinde kamuoyu ile paylaştı Aslında son aylarda tanıklık ettiğimiz hararetli tartışmalar ve girişimler, Türkiye'nin siyasi ve toplumsal dinamizmini yansıtıyor. Zaman zaman siyasi gerilim, zaman zaman söylemsel düzeyde partiler arası sürtüşme yaratan çok yönlü ve çok boyutlu gelişmeler, yıllardır rafa kaldırılmış veya dondurulmuş sorunların görülmesi ve bu sorunlara rasyonel çözüm arayışları olarak görülmelidir. Tarihi tecrübeler bize, büyük dönüşümlerin sancısız olmadığını, gerilimleri de beraberinde getirdiğini, yürünecek yolun uzun ve dikenli olduğunu, ama duygusal tepki patlamaları ve heyecan rüzgârlarına kapılmaksızın, ortak aklın rehberliğinde sabır ve hoşgörü ile iyi bir gelecek inşa edilebileceğini göstermiştir. DÖNÜŞÜME KÖTÜMSER İTİRAZ Bugün yaşananlar ve alınacak kararların çok derin toplumsal etkilerinin olacağını öngörmek kehanet sayılmamalıdır. Bu noktada hukuk, sosyoloji, eğitim ve kalkınma konularında geniş birikimleri olan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, yaptığı açıklamalarda siyasi ve toplumsal düzeylerde ne tür riskler ve fırsatlarla karşılaşılabileceğini çok iyi gördüğünü kamuoyuna hissettirmektedir. Sosyoloji birikimi, uzun yıllardır toplumun çeşitli kesimleriyle teması ve siyasi deneyimlerinden dolayı Sayın Atalay, yıllardır ihmal edilen sorunların çözümünde sorumluluk almaktan kaçınmamıştır. Risklerine rağmen Başbakan'ın da desteğiyle siyasi sorumluk üstelenmiş, ortak akıl arayışı çerçevesinde tüm toplum katmanlarından destek almak amacıyla kapısını herkese açmış, gerektiğinde başkalarının kapısını çalmayı da bir sorun olarak görmemiştir. Bu noktada Türkiye'nin içinden geçtiği dönüşüm çabasını, tarihi ve sosyolojisi ile barışıp hesaplaşmasını ve her şeyi ile bir eleştiri süzgecinden geçirmesini nasıl okumalıyız ve yorumlamalıyız? Bu bir kriz mi, içinden çıkılması mümkün olmayan bir girdap mı, dört yanı kalın duvarlarla örtülü bir çıkmaz mı? Kötümserler, statükocular ve Türkiye'yi küresel gelişmelerin ışığında okumaktan uzak olanlar, dünyadan kopuk ve içe kapanık yaşamayı tercih edenler, korku ve tehdit algısının karanlık dehlizlerine kendilerini teslim edenler kuşkusuz bu soruların hepsine “evet” cevabı verecektir. Türkiye'nin uzun yıllar boyunca büyük mirasına sırt çevirmesine, içe kapanmasına, kapı komşusu ülkelerle bile sağlıklı ilişkiler kurma yerine soğuk ve somurtkan bir dış politika takip etmesine seyirci kalanlar, kuşkusuz Türkiye'nin içinden geçtiği süreci karanlık bir tablo olarak değerlendirecektir. Seçkinci iktidar elitlerinin tekelinde şekillenen bilgileri sorgulama, alternatifleri ile karşılaştırma ve eleştirme imkân ve araçlarından mahrum olan kitleler, çoğunlukla kutsanmış ama test edilme imkânı olmayan büyük laflarla oyalanmıştır. Bu süreçte, hangi siyasi görüşten olursa olsun, hangi partiyi desteklerse desteklesin halk, Ankara ne dediyse inanmış, Türkiye'yi nasıl anlattıysa öyle tanımış ve bilmiştir. Çünkü ne de olsa devlet babanın çocuklarını, yani yurttaşlarını aldatması, kandırması ve yanıltması düşünülemezdi. Nitekim halkın çoğu devlet baba ne dediyse ona inanmış, düşman dediklerini düşman, dost dediklerini dost bellemiştir. TRAVMALARLA YÜZLEŞME ZAMANI Ne var ki soğuk savaş sonrası dönemde, korku, endişe ve güvensizlik bahaneleriyle iktidarı pekiştirme amacına matuf olarak ülkenin çevresine örülen duvarlar yıkıldıkça, dünyada olup bitenleri görmeye engel olsun diye çekilen kalın perdeler indikçe, Türkiye gerçeklerle yüz yüze gelmeye başladı. Travmatik toplumsal deneyimlerin yaşanmaya başladığı bu süreç, beraberinde, Türkiye'ye dışarıdan bakmayı, kendiyle hesaplaşmayı ve yüzleşmeyi ve dünya ölçeğinde nerede durduğunu görmeyi getirdi. Türkiye, yakın coğrafyasından başlamak üzere dünyayı keşfettikçe, karşılaştırmalar yapma imkânı buldukça, yeni iletişim kanalları ile dış dünyaya açıldıkça sarsıcı bir gerçekle karşılaştı: Ne Türkiye ne de dünya, bilgi akışını tekelinde bulunduran ve bunu acımasızca yıllar boyu kullanan seçkinci iktidar elitlerinin anlattığı gibi değildi. Bir kere etrafımız düşmanlarla çevrili değildi. Bunu öğrenmek sarsıcı olmuştu. Dahası “iç düşmanlar” diye anlatıla gelenler de “tahayyuli” idi. Bütün bunları sarsılmaz bir inançla bağlı olduğumuz devlete hakim müesses nizamın bekçileri inşa etmiş ve toplumun içselleştirmesi sağlamıştı. İşte bugün geldiğimiz noktada, bu sarsılmaz inancın son yıllarda darbe almasından, çözülmesinden ve kaybından doğan bir şaşkınlık ve travma hali var ülkede. Yaşadıklarımız kötümserlerin (ve kötü niyetlilerinin) dediği gibi bir çatışma ve çözülmeyi değil, tam tersi bir silkinişi, uyanışı, kendi (ve öteki ile) barışmayı temsil ediyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, son Bağdat ziyaretinde Iraklı mevkidaşına Türkiye'nin de parçası olduğu bölgeyi tekrar dünyanın yükselen yıldızı haline getirmek için “sınırsız işbirliği” teklifinde bulundu. Bu teklif kendisi ile barışık, iç sorunlarını çözmüş, toplumsal birlik ve bütünlüğü sağlamış bir ülkenin dillendirebileceği bir tekliftir. Yani iç ve dış düşman korkularını yenmiş, dışa açılmayı fırsat olarak gören bir anlayışın peşinden koşabileceği bir hedeftir bölgesel ve küresel işbirlikleri kurmak. Bu amaçları daha kısa sürede gerçekleştirebilmek için herhangi bir dayatmada bulunmadan ortak bir çözüm arayışı içinde bütün toplumsal kesimleri titizlikle dinleyen Sayın Atalay'ın “Gelin el ele verelim, bu sorunu çözelim. Acıları dindirelim. Türkiye'yi büyütelim” çağrısına başta siyasi partilerimiz olmak üzere, herkesin kulak vermesi ve kendilerine düşen sorumlulukları üstlenmesi gerekir. Türkiye'nin büyümesinin önündeki engellerin başka türlü aşılması mümkün değildir. Prof. Dr.; SETA Vakfı 23.09.2009 YORUM TALİP KÜÇÜKCAN 580126 Terme'de iki otomobil çarpıştı: ölü Edinilen bilgiye göre, İbrahim Bulat'ın kullandığı 34 MAV 94 plakalı otomobil, Terme Devlet Hastanesi kavşağında, Harun Yapıcı yönetimindeki 34 HP 810 plakalı otomobille çarpıştı. Kazada yaralananlardan Fadime Bulat ve Hakkı İnanlı, hastanede hayatını kaybetti. Yaralanan sürücüler İbrahim Bulat ve Harun Yapıcı ile Şeker İnanlı ve Bayram Turan, Terme Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. 579810 Bayramın büyük sürprizi Bayramın büyük sürprizi Org. Başbuğ'un mesajları, açılımı başlatan ve bugüne kadar başarıyla sürdüren siyasi kadroların söyledikleriyle örtüşüyor. Genelkurmay Başkanı'nın ne dediğine kulak verildiğinde, askerin de kanın durmasını istediği ve bunun için gayret gösterilmesini tasvip ettiği hemen anlaşılıyor. Genelkurmay Başkanı gezisine kendisini yanlarında rahat hissedeceği bir meslektaş grubuyla gitmiş. Bunu bir şikâyet unsuru olarak değil, tam tersine söylenen sözleri aktaranların güvenilirliğine işaret etmek için kaydediyorum. Aralarında sürece ters ve muhalif parti liderlerinin gözlüğüyle bakanların da bulunduğu bir gazeteci grubuna, Org. Başbuğ, düşündüklerini açıkça ifade etmiş... Dediklerinin benim sözcüklerimle özeti şu: Türkiye herkese yeter. Refahı paylaşabilmek için her şeyden önce sorunlarımızı çözmemiz gerekiyor. Dirliğimizi, birlik ve beraberliğimizi yeniden inşa etmek için terörü sona erdirmemiz şart. Teröristin de ana-babası var, onlar da acı çekiyor; onların acılarını bizlerin de anlamamız gerekiyor. Silâhlarını bırakıp dağdan inenlere devletin şefkat eli uzanıyor, bundan böyle de uzanacaktır. Gelişmelerden rahatsız olanlar, tedirginlik duyanlar var; onlar da rahat etsinler... Nasıl, bu sözler sizlerde de sürpriz etkisi yapmadı mı? 579624 ‘Oturum açık olacak’ ‘Oturum açık olacak’ güncellenme zamanı 23.9.2009Erdoğan, ’deki etkinliklerin ardından ’ta 5. Cadde’de bir süre yürüdü. Daha sonra Rockefeller Center Cafe’de dinlenen Erdoğan, soruları yanıtladı lideri Baykal’ın, ’ye yaptığı seyahate ilişkin “demokratik bağlamındaki eleştirilerine de yanıt veren Başbakan Erdoğan, Genel Kurulu için bu ülkeye geldiklerini, Baykal’ın “bunu saptırdığını” söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu: “Samimiyetle bir şeyi tespit etmemiz lazım. Demok-ratik açılımı burada müzakereye açmak, tartışmak değil buraya gelişimizin nedeni. Buraya BM’nin 64. Genel Kurulu için geldik. Ana muhalefetin lideri bunu farklı yerlere kanalize ediyor. ’ABD’deki durağa uğradı’ gibi çirkin bir yaklaşım ortaya koyuyor. Bu, devletine saygısızlıktır. Böyle bir saygısızlığı anlamakta ben zorlanıyorum.” Baykal’a seslenen Erdoğan, “Kendisi lütfeder de kabul buyururlarsa, ziyaret ettiğimizde bu konularla ilgili soruları varsa, sorularını sorarlar ben de açık yüreklilikle onlara cevap veririm. Ama ’Yok, hayır, ben, görüşmeye gerek görmüyorum’ derse zaman da biz parlamentoda ne var ne yoksa her şeyi çok açık net ortaya koyacağız. Ortada bizim bir çekincemiz yok” dedi. Erdoğan,  Meclis’te yapılacak oturumun “açık”  olacağını da söyledi. 580416 CHP'li Okay Org. Başbuğ'a katılmadı CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, Başkanı Orgeneral 'un "demokratik açılım konusunda televizyonlarda yapılan tartışmaları izlemeyin" yönündeki açıklamasına katılmasının mümkün olmadığını belirtti. Okay, "TSK'nın bu kadar güncel siyasetin içinde yer almasını doğru görmüyorum" dedi. Düzenlediği sohbet toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Okay, iktidarın "demokratik açılım" konusunda ciddi bir kafa karışıklığı içinde olduğunu savunarak, "Gideceği yeri meçhul olan gemi, akıntıya kapılmış vaziyette" diye konuştu. "Açılım" sürecinin isimlendirilmesi, açık ya da kapalı oturum konularında çelişkiler yaşandığını ifade eden Okay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın en son, konunun, TBMM'de açık oturumda tartışılacağını söylediğini anımsattı. CHP'nin açık oturumdan yana olduğunu belirten Okay, "Açık oturuma dönmüş olmalarını önemli bir gelişme olarak kabul ediyorum. Ama neyi söyleyecekleri çok önemli. Gizli oturumda söyleyecekleriniz ile açık oturumda söyleyecekleriniz arasında fark mı olacak?" diye sordu. Sınır ötesi operasyona izin veren tezkerenin süresinin uzatılıp uzatılmaması sürecinde de "benzer bir kafa karışıklığı" yaşandığını ileri süren Okay, en son tezkerenin TBMM gündemine geleceğinin söylendiğini ifade etti. Okay, "Niçin böyle bir mahcup tavır içindesiniz, kamuoyundan neyi saklamak istiyorsunuz?" dedi. Hakkı Süha Okay, hükümetin kafa karışıklığından kurtulması gerektiğini belirterek, "Siyasal iktidar, projesini (demokratik açılım) muhtemelen ile paylaşacak. Bu projenin temel dayanağı 'nin Kuzey 'tan çekilmesidir. Onun için de doğrudan ilgili olan ile bunu paylaşacak ve yeni rota çizecekler. Belki düşüncelerini orada netleştirecek ve Türkiye'de böyle bir sunumda bulunacaklar" görüşünü dile getirdi. Başbuğ'un gezisi Okay, Başkanı Orgeneral 'un bayramda Güneydoğu ziyareti sırasında "tartışmalara çok da itibar etmeyin, hatta televizyon dahi izlemeyin" yönünde açıklama yaptığının belirtilmesi üzerine de Başbuğ'un basın mensuplarını alarak böyle bir ziyaret yapmasının "birşeyler açıklamak amacı taşıdığını" ifade etti. Okay, "Sayın Başkanı '2006 yılındaki açıklamamızın arkasındayız' da diyor. Siyasetçilerin TSK'nın bu tür açıklamalarını siyasi platforma çekip tartışmasını doğru görmüyorum. TSK'nın da bu kadar güncel siyasetin içinde yer almasını doğru görmüyorum. Bu bir süreçtir. Bu sürecin içerisinde olacaksa bu Türkiye'de çok ciddi bir ayrışmanın başlangıcı olabilir. Onun için bugünün değil, geleceğin hesabını herkes yapmak durumundadır. Bu süreç, Türkiye'de ilk kez insanların etnik kimliklerinden dolayı sorgulandığı bir süreç haline dönüşmüştür. Bu süreç içerisinde 'bu tartışmaları izlemeyin' düşüncesine katılmak mümkün değildir. Demokraside herkes özgürce düşüncesini ifade edecektir. Bu, Türkiye için önemli bir tartışma platformu olmuştur. Vatandaşın kendi tercihidir, ister dinler, ister dinlemez" dedi. "One minute tarih oldu" Hakkı Suha Okay, "Başbakan Erdoğan'ın 'de Yahudi lobisi ile görüşmesi, 'one minute' konusunun geride kaldığı şeklinde yorumlandı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine de şu görüşleri dile getirdi: "One minute geride kaldı, tarih oldu. Peki one minute'den sonra milli kahraman gibi karşılanan Sayın Başbakanı karşılayanlar aynı şekilde karşılayacak mı? One minute kahramanı Başbakan aynı şekilde karşılanacak mı? Davos'ta 'one minute' deyip kızan Başbakan 'ye iner inmez ayağının tozuyla Musevi lobisini ziyarete gitti. Geride mi kaldı, yoksa bir özür ziyareti midir?" Türkiye'nin BM Atom Komisyonu'nda 'in nükleer gücünün sınırlandırılması ile ilgili oylamada çekinser tavır takındığını da anımsatan Okay, "O da one minute'nin başka bir bedeli olsa gerek" görüşünü dile getirdi. 580557 Boş arazide el bombası bulundu Alınan bilgiye göre, Bahtıllı beldesi yakınlarındaki Tütünlük mevkisinde tarlasındaki ağaçtan ceviz toplayan A.Ç, bitişikteki arazide tahrip olmuş naylon poşette el bombası bulunduğunu fark ederek jandarmaya haber verdi. Olay yerine gelen jandarma ekipleri, bez parçasına sarılı kullanıma hazır taarruz tipi el bombasının piminin takılı olduğunu ve paslandığını belirledi. Yaklaşık 8-10 yıl önce bırakıldığı sanılan el bombasının incelenmesi amacıyla Kütahya Emniyet Müdürlüğü bomba imha ekiplerine bilgi verildiği öğrenildi. 580380 Dansözlü veda gecesi Kaymakam'a engel olmadı Dansözlü veda gecesi Kaymakam'a engel olmadıŞANLIURFA, (DHA) Sivaslı Kaymakamı, Vali Yardımcılığı görevine başladı 'un Oltu İlçesi'ne atandıktan sonra görev yaptığı 'ın Sivaslı İlçesi'nde yapılan dansözlü veda gecesi ile gündeme gelen ve hakkında açıldıktan sonra Vali Yardımcılığı'na atanan Sedat Yıldırım, yeni görevine başladı. gibi ceza’ tartışmalarına yol açan atamanın ardından yıllık izin kullanan Sedat Yıldırım'ın, Şanlıurfa Vali Yardımcılığı görevine başladığı bugün Valilik Basın Bürosu aracılığı ile duyuruldu. Yıldırım'ın kente gelişinin duyurulduğu Valilik açıklamasında, yeni vali yardımcısından övgüyle bahsedildi. Dansözlü veda gecesi ile tartışılan ve tarafından hakkında soruşturma başlatılan ve Erzurum'un Oltu İlçesi'nde göreve başlamadan Şanlıurfa Vali Yardımcılığı’na atanan Sedat Yıldırım’ın gelişiyle ilgili yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Sedat Yıldırım, Sivaslı İlçesi'nde kaymakamlığı sırasında yaptığı çalışmalarla kısa sürede ilçe halkının sevgisini kazandı. Sivaslı İlçesi'nin kısa sürede sevgisini kazanan Yıldırım, yurt içi ve dışında faaliyet gösteren hayırsever işadamlarını ziyaret ederek, meslek yüksek okulunun yapımına büyük katkıda bulunmuş ve ilçede birlik ve beraberliği sağlamaya yönelik çalışmaları ile de halkın sevgisini kazanmıştır. Kaymakam iken Sivaslı İlçesi'nde 2008 yılında Köylere Hizmet Götürme Birliği aracılığıyla, köye götürülmesi, köye kanalizasyon yapımı, köye tarımsal sulama sistemi, kasabaya süt sağım makinesi, tüm köy ve kasabalara süt toplama merkezleri (20 adet), tarımı geliştirme amaçlı yaklaşık 100 üreticiye aşılı fidan dağıtımı, köye yapısı, köye ihata duvarının yapılması gibi çalışmaların gerçekleştirilmesini sağladı. Yıldırım, bu yıl da Sivaslı’da meslek yüksek okulunun yapılması, kaymakamlık lojmanın tamamlanması, yol genişletme ve ağaçlandırma çalışmaları ile okuryazar oranının artırılmasına yönelik çalışmaları gerçekleştirdi.” Açıklamada ayrıca Sedat Yıldırım’ın, bugüne kadar yaptığı görevlere de yer verildi. 579712 Tatil dönüşü feribot çilesi dönüşü çilesi güncellenme zamanı 23.9.2009Tatilcilerin büyük bölümü bayramın üçüncü günü sabahından itibaren yine yollara döküldü süresinin kısa, ardından da okulların açılacak olması nedeniyle vatandaşların büyük bölümünün memleketlerine gitmek için yollara düşmesi, karayollarında yoğunluk yaşanmasına neden oldu. Bayram tatilini memleketlerinde geçirerek evlerine dönenler, ’in ve kesimlerinde araç yoğunluğu yarattı. yönüne doğru araç fazlalığı görülürken trafik akışında fazla sorun olmadı. -Eceabat, Eskihisar-Topçular iskelelerinde de yoğunluk yaşandı. İstanbul’dan yönüne doğru ise trafik sıkışıklığı görülmedi. Trafik ekipleri güzergâhlarda önlemlerini arttırarak kontrollerde bulundu. 580593 Stockholm'de helikopterli soygun Güvenlik şirketi olduğu bildirilen G4S'nin çatısına TSİ 06.15'de inen helikopterden çıkan 3-4 kişi çatıdaki camları kırarak binaya girdi ve paraların bulunduğu en alt kata indi. Görgü tanıkları, daha sonra yine helikopterle olay yerinden uzaklaşan soyguncuların ellerinde bir çanta bulunduğunu anlatırken, güvenlik güçleri, binanın çatısında, polisin helikoptere yaklaşmasını engellemek amacıyla bırakılan bir çanta içinde patlayıcı bulunduğunu kaydetti. Polis kaynakları ayrıca, hırsızların binaya daha önceden girmiş olabileceğini ve helikopterin de onları almaya gelmiş olabileceğini kaydetti. Güvenlik görevlileri, depodan alınan paranın miktarı konusunda açıklama yapmazken, güvenlik şirketinin deposunda büyük miktarda para ve değerli eşya olduğunu kaydetti. İsveç polisi, olayla ilgili soruşturmayı sürdürürken, peşine düştükleri soygunculardan birinin asker kökenli olmasından şüphe edildiğini açıkladı. Olayda kullanılan helikopterin, polisin havadan takibi sonucunda, şehir dışında bir göl kenarında terk edilmiş olarak bulunduğu bildirildi. 580812 Fidel Castro’dan Obama’ya övgü ’dan Obama’ya övgü lideri Başkanı ’yı, değişikliği konusundaki açıklaması nedeniyle övdü Castro, devlet medyasında yayımlanan açıklamasında, Obama’nın İklim Değişikliği Zirvesinde cesur bir konuşma yaptığını, daha önceki ABD başkanlarının böyle bir adım atmadıklarını kabul etmek gerektiğini belirtti.  Obama, iklim değişikliğinden özellikle zengin ülkelerin sorumlu olduğunu söylemiş ve ülkesinin iklim değişikliğiyle mücadelede yavaş hareket ettiğini kabul etmişti. 581021 Şans Topu çekildi Şans Topu çekildi 23.09.2009 22:12Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünce düzenlenen Şans Topu oyununu bu haftaki çekilişinde kazandıran numaraları; 2, 5, 6, 20, 26 olarak belirledi. artı bilen kişi 174 bin 540 TL 60'ar Kr ikramiye kazandı. bilen 29 kişi bin 641 TL 80'er Kr, artı bilen 242 kişi 196 TL 75'er Kr, bilen bin 483 kişi 18 TL 25'er Kr, artı bilen bin 888 kişi 11 TL 85'er Kr, bilen 105 bin 673 kişi TL 10'ar Kr, artı bilen 64 bin 393 kişi TL 45'er Kr, artı bilen 210 bin 347 kişi de TL 80'er Kr ikramiye alacak. Büyük ikramiyeyi kazanan talihlilerin kuponlarını; Aydın-Nazilli ve İstanbul-Fatih'deki bayiden yatırdıkları bildirildi. Bu haftaki çekilişte milyon 586 bin 728 TL 82 Kr ikramiye dağıtıldı. 580109 Gül, yeni eğitim öğretim yılıyla ilgili mesaj yayımladı Gül, yeni öğretim yılıyla ilgili mesaj yayımladı Cumhurbaşkanı geleceğin teminatı olarak gördüğü çocuk ve gençlerin en iyi imkan ve şartlara kavuşturularak, çağın gerekleri doğrultusunda kaliteli bir almalarının devletin öncelikleri arasında yer aldığını belirterek, "Yeni nesillerin insan haklarına, insanlara ve düşüncelere saygılı, hoşgörülü, yeteneklerini geliştirebilen, düşünebilen, bilgiye ulaşabilen, çok okuyan, demokrasiyi, modern dünyanın değerlerini bilen bireyler olarak yetiştirilmelerine büyük önem veriyoruz" dedi. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre, Gül, yeni eğitim öğretim yılı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Eğitimin, kalkınmanın ve gelişmenin temeli, ’nin geleceği olduğunu kaydeden Gül, çocuk ve gençler ne kadar iyi yetiştirilirse, onlara ne kadar çok imkan sunulursa Türkiye’nin yarınlarının da kadar parlak olacağını belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin, sürdürülebilir gelişmeyi sağlamış, ekonomik, bilimsel, sosyal ve kültürel bakımdan güçlü, demokrasisi mükemmel, daha müreffeh ve rekabet gücü yüksek bir ülke olarak ilerlemesi için, eğitim alanındaki çalışmaların ve yatırımların kararlılıkla devam etmesinin elzem olduğuna işaret etti. Gül, şöyle devam etti: "Geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz çocuk ve gençlerimizin en iyi imkan ve şartlara kavuşturularak, çağın gerekleri doğrultusunda kaliteli bir eğitim almaları devletin öncelikleri arasında yer almaktadır. Yeni nesillerin insan haklarına, insanlara ve düşüncelere saygılı, hoşgörülü, yeteneklerini geliştirebilen, düşünebilen, bilgiye ulaşabilen, çok okuyan, demokrasiyi, modern dünyanın değerlerini bilen bireyler olarak yetiştirilmelerine büyük önem veriyoruz. Çocuk ve gençlerimize ancak böylelikle dünyanın kapılarını açabileceğimiz, kendilerini her ülkede ispat edebilmeleri için alternatifler sunabileceğimiz kanaatindeyim. Bu vesileyle şunu da vurgulamak isterim ki yeni nesillerin başarılı olmaları, sadece okulların, öğretmenlerin ve ailelerin değil, Türkiye’nin de başarısı olacaktır. Bu nedenle, okul öncesinden üniversiteye kadar eğitimin her kademesinde standartların ve kalitenin daha da yükseltilmesinin, bilgi çağının şartları doğrultusunda yeniliklerin ve uygulamaların hayata geçirilmesinin önemine dikkat çekmek istiyorum. Bununla birlikte bilgi teknolojilerinden yararlanarak eğitimin sürekliliğinin sağlanması da gerekmektedir." "EN BÜYÜK YÜK, FEDAKAR ÖĞRETMENLERİMİZİN OMUZLARINDADIR" Türkiye’de son yıllarda eğitim alanında sevindirici gelişmeler yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, çalışmaların devlet vatandaş iş birliğiyle bir seferberliğe dönüştüğünü ifade etti. Devletin ve milletin eğitime yapılan yatırımın, insana ve geleceğe yapılan yatırım olduğu bilinciyle hareket ettiğini vurgulayan Gül, şunları kaydetti: "Uzak görüşlü hamlelerle ülkemizi, eğitim başta olmak üzere, bütün alanlarda hedeflediğimiz seviyeye, Atatürk’ün öngördüğü muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacağımıza inancım tamdır. Bu süreçte biliyoruz ki en büyük yük, fedakar öğretmenlerimizin omuzlarındadır. Bugün Türkiye’nin geleceği, öğretmenlerimizin yetiştirdiği ’fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ nesillerle şekillenmektedir. Yeni bir eğitim öğretim yılına başlarken büyük bir sevgiyle görev yapan öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyorum. 2009-2010 eğitim öğretim yılının verimli geçmesini temenni ediyorum. Değerli öğretmenlerimize, sevgili öğrencilerimize ve tüm eğitim camiasına başarılar diliyorum, selamlarımı ve saygılarımı iletiyorum." AYLIK NAVİGASYON PAKETİ HEDİYE 579316 'KKTC'ye dört elle sarılmalıyız' HAKAN ALBAYRAK AKİF EMRE 'KKTC'ye dört elle sarılmalıyız' KKTC Başbakanı Eroğlu, "KKTC'ye dört elle sarılmalıyız' dedi LEFKOŞA (A.A) KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu, KKTC'ye dört elle sarılmak gerektiğini ifade ederek, 'Aksi halde altımızdan toprağı, üstümüzden bayrağımızı alırlar' dedi. KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu, 4. Uluslararası Geleneksel Harnup Festivali'nin açılışında yaptığı konuşmada, devlete sahip çıkılmasının gereği üzerinde durdu. 'Önümüzdeki aylarda Annan Planı gibi sürpriz bir planla karşılaşılabilineceğini' ifade eden Eroğlu, 'Dikkatli olmalıyız, KKTC devleti için yapılan görüşmelerde KKTC'nin esas alınması lazım, bunu dünyaya duyurmalıyız' dedi. KKTC devletinin yaşatılması gerektiğini vurgulayan Derviş Eroğlu, 'Ana vatandan gelen her vatandaşın da artık KKTC vatandaşı olduğunu' söyledi. Devlet çatısı altında özgürce, can güvenliği içinde yaşandığını dile getiren Eroğlu, Kıbrıs'ta tek eksiğin anlaşma olduğunu, ancak anlaşma için kazanılmış haklardan vazgeçilemeyeceğini kaydetti. 579590 Yabancılara meydan okudu: Ülkenize dönün İBRAHİM KARAGÜL HAKAN ALBAYRAK Yabancılara meydan okudu: Ülkenize dönün İran-Irak savaşının başladığı gün nedeniyle İran'da düzenlenen törende ordu gövde gösterisi yaptı. Bir askeri uçağın düştüğü ve kişinin öldüğü gösterilerde Ahmedinejad yabancı güçlere "ülkenize dönün" çağrısında bulundu TAHRAN NAİROBİ 1980-88 yılları arasındaki İran-Irak savaşının yıl dönümü nedeniyle İran'da ordu dev bir gövde gösterisi yaparak dünyaya adeta meydan okudu. Törende sert bir konuşma yapan İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, 'bölgedeki yabancı güçlerin kendi ülkelerine dönmeleri gerektiğini, onların uzun süreli varlıklarına tahammül edilemeyeceğini' söyledi. Ahmedinejad, 'Yabancı güçlerin binlerce kilometre öteden gelip, bölgemize asker yığması, ülkeleri işgal etmesi, insanları öldürmesi, tehdide kalkışması ve halklar arasına ihtilaf salması kabul edilebilir değil' ifadelerini kullandı. ASKERİ UÇAK DÜŞTÜ 'İşgalci ve zorba güçlere seslendiğini' belirten Ahmedinejad, sözlerini, 'Kendi topraklarınıza dönmenizi tavsiye ediyoruz. Askeri harcamalarınızı halklarınızın sorunlarını çözmek için kullanın. Bölgemiz, yabancıların varlığına uzun süre tahammül etmez. Yabancılar bölge ülkelerinde kalıcı üsler edinemezler, bunu Afganistan ve Irak'ta gördünüz' diye sürdürdü. Ahmedinejad bu konuşmasını yaparken gösteri sırasında bir askeri uçağın düşmesi sonucu kişi öldü. BİN LADİN'İN HİZMETİNDEYİZ Somali'deki aşırı dinci El Şebab örgütü üyeleri, internette yayımladıkları bir görüntüyle El Kaide lideri Usame bin Ladin'e bağlılıklarını ve hizmetinde olduklarını ilan ettiler. İnternetteki forum ve sitelerde bayram dolayısıyla Pazar gününden bu yana yayımlanmakta olan 48 dakikalık "Labaik ya Usame" (Hizmetindeyiz Usame) adlı videoda, Somali'deki "İslami militanların" sokak çatışmaları ve silahlı eğitimleri ile askeri araçlarla geçit törenleri, askeri marşlar eşliğinde gösteriliyor. 579874 Erdoğan ve Obama'nın korumaları birbirine girdi Erdoğan ve Obama'nın korumaları birbirine girdiANKA Başbakan ’ın, korumaları ile Başkanı Obama’nın Gizli Servisine bağlı korumaları birbirine girdi. Yaşanan skandal üzerine Başbakan Erdoğan, güvenlik gerekçesiyle, eski ABD Başkanı tarafından organize edilen, Clinton Küresel Girişiminde yapacağı ve Küresel Etkileri" konulu konuşmayı iptal ederek, ikamet ettiği Plaza oteline geri döndü. Yumruklaşmaya kadar uzadığı iddia edilen Türk ve Amerikalı korumalar arasındaki gerginlikte, Başbakan Erdoğan’ın da Türk korumalara elle müdahale eden Amerikalı bir korumanın elini tutarak geri ittiği de iddia edildi. Türk korumalar ve Amerikalı gizli servis elemanları arasında yaşanan arbede sadece özel bir Türk televizyon kanalı kameramanı tarafından görüntülendi. New York’ta yaşanan koruma skandalı şöyle gelişti: ABD’de 64.dönem Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve G-20 zirvesi çerçevesinde çeşitli temaslarını sürdüren, Başbakan Tayyip Erdoğan BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ile BM Genel Merkezinde yaptığı görüşmenin ardından, Clinton Küresel Girişimi tarafından organize edilen ve çok sayıda Devlet Başkanı ve Başbakan’ın davetli olduğu, Oteli konferans salonunda düzenlenen toplantıda "G-20 Zirvesi ve Küresel Etkileri" konulu bir konuşma yapmak üzere konvoy ile hareket etti. Otele, yaklaşık 100 metre kala Başbakan Erdoğan’ın konvoyu, Amerikalı gizli servis elemanları tarafından durduruldu. Başbakan’ın aracını durduran Amerikalı koruma görevlileri ABD, Başkanı Barack Obama’nın konuşmasını tamamladığı ve Sheraton Oteli’nden ayrılmak üzere olduğu, güvenlik nedeniyle de Başbakan Erdoğan’ın zırhlı aracının ve konvoydaki diğer araçların otele kadar gitmesine izin verilmedi. Araçtan inen Başbakan Erdoğan ve beraberindeki Türk heyeti, Türk korumalar ve Amerikalı gizli servis elemanları ile birlikte yaya olarak konferansın yapılacağı otele doğru yürümeye başladılar. -ERDOĞAN’IN AMERİKALI KORUMANIN ELİNİ İTTİĞİ İDDİA EDİLDİ- Otele yaklaşık 30 metre kala ABD Başkanı Obama’yı korumakla görevli Gizli Servise bağlı, Amerikalı korumalar, Başbakan Erdoğan’ın otele girişine engel olmak istedi. Bu engellemenin ardından, Türk korumalar ve Amerikalı korumalar arsında arasında sözlü tartışma ve itiş kakış yaşandı. Türk ve Amerikalı korumalar arasında yaşanan arbede sırasında da, Başbakan Erdoğan’ın, Türk korumalara elle müdahale eden bir Amerikalı korumaya kızarak tepki gösterdiği ve Amerikalı korumanın elini tutarak geri ittiği iddia edildi. Başbakan Erdoğan yaşanan skandal üzerine, konuşma yapacağı Sheraton Otelin önünden makam aracına binerek ikamet ettiği Plaza Otele geri döndü. Başbakan Erdoğan’ın Türk korumaları ile ABD Başkanı Obama’yı koruyan Gizli Servise bağlı korumalar arasında yaşanan arbede, sadece özel bir Türk televizyon kanalı kameramanı tarafından görüntülendi. -BAŞBAKAN ERDOĞAN KORUMA ZAAFI NEDENİYLE KONUŞMA YAPMADI- kaynakları konuyla ilgili olarak, olayın sıradan olay olduğunu belirterek, Türk korumalarla ABD Başkanı Barack Obama’yı koruyan Amerikan Gizli Sevis elemanları arasında iletişimsizlikten kaynaklanan bir sorun yaşandığını ifade ettiler. Kaynaklar, Başbakan Erdoğan’ın yaşanan iletişimsizlik üzerine bir koruma zaafı olduğu gerekçesiyle konuşma yapmaktan vazgeçirildiğini belirttiler. Olanların büyütülmemesi gerektiğini, uygulamanın rutin bir güvenlik uygulaması olduğunu iddia eden Başbakanlık kaynakları, "Başbakan Erdoğan’ın güvenliği açısından orada bulunması uygun görülmemiştir" dediler. -ABD ESKİ BAŞKANI CLINTON ÜZGÜN- New York’ta Sheraton Oteli önünde yaşanan koruma skandalının ardından, Clinton Küresel Girişimi tarafından organize edilen, "G-20 Zirvesi ve Küresel Etkileri" konulu konuşmayı iptal ederek, ikamet ettiği Plaza Oteline geri dönen Başbakan Erdoğan’ın yaşadıklarından ABD eski başkanı Bill Clinton’ın çok büyük üzüntü duyduğu öğrenildi. ANKA’nın çeşitli kaynaklardan elde ettiği bilgiye göre, konferansa ev sahipliği yapan ABD eski başkanı Bill Clinton’ın, Başbakan Erdoğan’ı bugün arayıp yaşananlar için duyduğu üzüntüyü dile getirmek istediği öğrenildi. -ERDOĞAN’I KORUYAN AMERİKALI KORUMALAR DEĞİŞTİRİLDİ- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Clinton Küresel Girişimi "G-20 ve Küresel Sorunlara Etkisi" başlıklı panel programının iptaline neden olan olayın ardından, kendisini koruyan Amerikan Gizli Servis elamanları da değiştirildi. Başbakanlık kaynakları, Başbakan Erdoğan’ın konuşma yapacağı Sheraton Otel’e girişi sırasında, Erdoğan’ı korumakla görevli ABD gizli servis elemanları ile ABD Başkanı Obama’nın korumaları arasında iletişimsizlik nedeniyle yaşandığı bildirilen olayın ardından, Erdoğan’ı korumakla görevli ABD gizli servis ekibinin değiştirildiğini belirttiler.ekibinin değiştirildiğini belirttiler. AYLIK NAVİGASYON PAKETİ HEDİYE 580749 ‘Nazi ve Yunan’ benzetmesi davalık oldu ve Yunan’ benzetmesi davalık olduNihat BIÇAK/YENİŞEHİR (Bursa), (DHA)  ’nın İlçesi’nde, Belediye Başkanı AK Partili Bülent Hamdi Cingil, işten ayrılmak istemeyen kadın belediye personelinin tuvalet temizliğine gönderilmesine, ve Yunan’ benzetmesi yapan İlçe Başkanı Fahrettin Kasap hakkında 30 bin liralık açtı. Yenişehir Belediyesi, geçen temmuz ayında, sözleşmelerini fesh etmek istediği kadın personeli, ayrılmak istememeleri üzerine tuvalet temizliğine göndermişti. Verilen görevden sonra personel işten ayrılırken, diğeri ise saat çalıştıktan sonra önce yıllık izne çıkmış, daha sonra da tazminatını alarak belediyeden ayrılmıştı. Bu gelişmelerin üzerine açıklama yapan CHP Yenişehir İlçe Başkanı Fahrettin Kasap, Belediye Başkanı Bülent Hamdi Cingil’i ağır bir dille eleştirmiş ve bu talimatı verdiği iddia edilen Cingil’in bu uygulamasını, ‘Nazi dönemi ve Yunan işgalindeki’ döneme benzetmişti. Belediye Başkanı Bülent Hamdi Cingil, benzetmenin, belediyeyi ve ilçeyi hedef alıp küçük düşürdüğünü ileri sürerek Fahrettin Kasap hakkında 30 bin liralık tazminat davası açtı. Cingil, “CHP İlçe Başkanı Fahrettin Kasap şahsım hakkında ağır hakaretlerde bulunarak beni ve bağlı bulunduğum kurumu, Nazilere ve Almanlara benzetmesi, hele hele ülkemize ve ilçemize kadar gelip çeşitli zalimlikler yapan Yunanlılara benzetip, ‘Yunan işgalindeyiz sanki’ demesine, bir anlam veremedim. Artık kararı yargı verecektir” dedi. 579973 Goodyear, Debica'yı satın alacak Goodyear, Debica'yı satın alacak, 11:00 ABD'li dünya lastik devi Goodyear, büyük ortağı olduğu Polonya'daki lastik üreticisi Debica'nın elinde bulundurduğu yüzde 30 hisseyi de satın almak için teklifte bulundu. Goodyear'ın, Lüksemburg'da faaliyet gösteren bağlı şirketi aracılığıyla yapılan teklifte, Polonya'daki Debica şirketinin hisselerini satın almak için bu şirkete 21,06 milyon dolarlık bir öneri sunduğu bildirildi. Polonya lastik üreticisi Debica'nın hisselerinin yüzde 70'inin sahibi olan Goodyear, kalan hisseleri de satın alması halinde bu şirketin tamamen sahibi olacak. Tüm şirketin değerinin yüz milyon dolar olduğu belirtildi. AA 580382 Kazım Kanat, ölümünün 1. yılında anılıyor Galatasaray’ın, Kasımpaşa ile oynadığı maçı naklen yayınlayan İspanyol televizyonu Canal Plus Arda'yı eleştirdi... Doğan Grubu'nun vergi cezasında tarhiyat öncesi uzlaşma talebini geri çekmesi yol haritasını da netleştirdi. Grup, 30 gün süre kazanırken, konuyu Uzlaşma Komisyonu'na taşıyacak. 579612 Azrail'e en uzak kasaba! Azrail'e en uzak kasaba! Bu kasabada ortalama ömür 93.4. Nedeni ise belli ki temiz havası, güzel doğası ve güleryüzlü insanları. SUFFOLK İşte İngiltere'nin hayat fışkıran kasabası! Ortalama ömrün 93.4 olduğu bu kasabada, uzun yaşamın sırrı doğada, havada. İngiltere'nin Moreton Hall kasabası, 26 yıl daha uzun yaşamayı garanti ediyor. Burada insanların kolestrol değerleri düşük, kalp sorunu ise çok az. 579892 İran polisi bu kez cansız mankenlere "taktı"! polisi, mağaza sahiplerine başörtüsüz ve vücut kıvrımları belli olan mankenler kullanmamaları talimatı verdi. Resmi haber ajansı İRNA'nın bildirdiğine göre, İslami giyim tarzından sorumlu ahlak polisi yayımladığı bildiride, "vücut hatları belli olan ve hicap takılmayan mankenlerin dükkanlarda kullanılması yasaklanmıştır" denildi. Bildiride, erkeklerin kadın iç çamaşırı satmasının da yasaklandığı belirtildi. Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad'ın 2005'de iktidara gelmesinden beri polisi, sıkı dini giyim kurallarını uygulamada yetersiz kalan kadın ve erkeklerle mağazalar ve firmalara karşı baskıyı artırdı. 579746 Erdoğan Ban-Ki Moon ile görüştü LİNKLER BM Genel Kurulu kapsamında Amerika'da bulunan Erdoğan, temasları çerçevesinde BM Genel Sekreteri Ban-ki Moon ile görüştü. Görüşmeye Dışişleri Bakanı Ahmet Davuoğlu, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan ve Başmüzakereci Egemen Bağış da katıldı. 580561 Berdan Tekstil'den ek süre başvurusu Berdan Tekstil'in Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan özel durum açıklamasında, dünyada ve Türkiye'de devam eden ekonomik daralma ve müşteri siparişlerindeki azalmalar nedeniyle firmanın işçi çıkarma yerine kısa çalışma ödeneğinden faydalanmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu İşsizlik Sigortası Dairesi Başkanlığı'na müracaat ettiğinin ve 24 Mart 2009 tarihinden başlamak üzere ay süreyle ödenekten faydalanmasının uygun bulunarak onaylandığının daha önce bildirildiği hatırlatıldı. Açıklamada, şöyle denildi: 'Firmamız yine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu İşsizlik Sigortası Dairesi Başkanlığı'na aylık ek süre içinmüracaat etmiş ve 24 Eylül 2009 tarihinden başlamak üzere 23 Mart 2010 tarihine kadar kısa çalışma ödeneğinden faydalanması uygun bulunarak onaylanmıştır. Bu kapsamda çalışanlarımızın ücretsiz izinlilik süresi devam edeceğinden, üretim faaliyetine de ara verilmeye devam edilecektir. Bu dönem içinde oluşacak gelişmeler ayrıca yatırımcılarımıza ve kamuoyuna bildirilecektir.'' 580644 Nişanlı kavgası karakolda bitti Nişanlı kavgası karakolda bitti SAKARYATaşınmak istedikleri Sakarya'ya ev bakmaya gelen nişanlı çiftin ağız kavgası, karakolda bitti. Çiftin tartışmasına polis müdahale edince Çek Kanunu'na muhalefetten arandığı ortaya çıkan genç kız gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre, Adana'dan ev bakmak için Sakarya'nın Adapazarı ilçesine gelen Osman E. ve Müzeyyen A., isimli nişanlı çift, Atatürk Stadı arkasında otomobil içinde tartıştı. Ağız kavgasını araçtan indikten sonra da sürdüren çifte çevredeki vatandaşların bildirmesi üzerine polis müdahale etti. Polis, sakinleştirdiği çiftin kimlik kontrolünü yaptı. Bu sırada Müzeyyen A.'nın 'çek kanununa muhalefet' suçundan arandığını belirledi. Gözaltına alınan Müzeyyen A. polis merkezine götürüldü. 23.09.2009 580268 Trabzon ne FB ne de GS'den çekiniyor! Haberi Ekle Trabzon ne FB ne de GS'den çekiniyor! 23/09/09 12:51 Alioğlu yaptığı açıklamada, ligde ilk hafta Sivasspor galibiyetinden sonra puan kayıpları yaşadıklarını belirterek, ''Ancak biz bu dönemde herhangi bir karamsarlığı kapılmamıştık. Kadromuza güveniyoruz. Ligin son haftasında galip geldik, bu galibiyetlerin anlam kazanabilmesi için önümüzdeki maçlarda da bu performansımızı sürdürmemiz gerekiyor'' dedi. Alioğlu, önlerindeki Gençlerbirliği maçını da kazanarak galibiyet serilerini sürdürmek istediklerini kaydederek, ''Trabzonspor, Gençlerbirliği'ni de yenecek güçtedir. Ankara'ya galibiyet için gideceğiz'' diye konuştu. Şampiyonluk yolundaki rakipleri Galatasaray ve Fenerbahçe'nin ligin ilk haftasında puan kaybetmemelerine ilişkin ise Alioğlu, ''Rakiplerimiz özel bir performans gösterdiler. Kendi adıma onları kutluyorum. Ancak bu durum bizi ürkütmüyor. Lig uzun bir maraton ve her takım puan kayıpları yaşayacaktır. Henüz ligin başındayız ve biz kendi işimize bakıyoruz'' yorumunu yaptı. -YATTARA'NIN DURUMU- Alioğlu, Yattara'nın özgüven ve tıbbi sorunlarını büyük ölçüde aştığını belirterek, ''Ancak hocamız onu taktik antrenmanlarda denemedi. Oynayıp oynamayacağı konusunda karar hocamızındır. Gençlerbirliği maçında da hocamız forma şansı vermeyecek gibi gözüküyor'' dedi. Sakatlığı bulunan bir diğer oyuncu Zafer Yelen'in geçen sezon sakatlığı nedeniyle eski takımında az forma şansı bulduğunu dile getiren Alioğlu, şöyle devam etti: ''Bu yıl da çeşitli sağlık sorunları yaşadığını görüyoruz. Oyuncumuzun kalitesini asla tartışmıyoruz, ancak sağlık ekibi olarak onunla yakından ilgilenmemize rağmen kendisini bir türlü istediğimiz verimlilik düzeyine getiremedik. Zafer Yelen de bayram izni için gittiği Almanya'da daha önceden tanıdığı doktorlara görünmek için izin istedi. Orada kendisiyle ilgili verilecek kararları bizim süzgecimizden geçireceğiz.'' -YARIN GİDİYORLAR- Trabzonspor, yarın akşam basına kapalı yapacağı antrenmanın ardından Anadolu Jet'e ait tarifeli uçakla Trabzon'dan saat 20.05'de Ankara'ya gidecek. Bordo-mavililer, Gençlerbirliği ile oynanacak maçın ardından, 26 Eylül Cumartesi sabahı Trabzon'a dönecek. 580014 Şalvarlı, lastik ayakkabılı Erdoğan FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ Şalvarlı, lastik ayakkabılı Erdoğan Emekli öğretim görevlisi, Anadolu insanının sosyal yaşamına ilişkin temalarını heykelleştirdiği müzede, Başbakan Erdoğan'ın bire bir boyutunda, heykelini böyle yaptı. (İHA) Emekli öğretim görevlisi Tülay Aktaş, Anadolu insanının sosyal yaşamına ilişkin temalarını heykelleştirdiği müzede, Başbakan Erdoğan'ın bire bir boyutunda, şalvarlı, lastik ayakkabılı 'Anadolulu Başbakan' heykelini yaptı. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nden emekli öğretim görevlisi Tülay Aktaş, Antalya'nın Aksu ilçesinde kömürlük olarak kullanılan 500 metrekarelik depoyu 50 bin lira harcayarak 'Kültür Müzesi'ne dönüştürdü Anadolu insanının sosyal yaşamına ilişkin temaların yer aldığı ve 205 folklorik heykelin sergilendiği müzeyi halka açan Aktaş'ın ayda tamamladığı 'Anadolulu Başbakan' heykeli ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi ile karşılanıyor. Şalvarlı ve lastik ayakkabılı, Anadolu insanının temsil eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın heykeli müzeye çok farklı bir hava getirdi. Seramik ve balmumu karışımı özel bir maddeden heykelin yapıldığını belirten Aktaş, "Başbakan Erdoğan'ın bu eseri bizzat görmesini çok istiyorum. Hiçbir beklentim olmadan bu müzeyi oluşturup halkın beğenisine sundum. Amacım, Türk kültürünü bütün güzellikleriyle yansıtmak. Saf dünyalarda yaşanan aşklar, mutluluklar, hatta hüzünler bile sanatın ışığında en temiz haliyle bu müzede yansıtıldı. Buradaki çabamın tüm Türkiye'ye örnek olmasını sanata, sanatçıya sahip çıkılmasını diliyorum" dedi. 580880 Tavşanlı'da Beyazay'la engeller aşılacak Tavşanlı'da Beyazay'la engeller aşılacak Engelliler alanında faaliyet hizmeti veren Beyazay Derneği yönetimi, ziyaretlerine devam ediyor. Beyazay Derneği yönetimi, Tavşanlı Kaymakamı Numan Hatipoğlu'nu makamında ziyaret etti. AHMET YILMAZ KÜTAHYA Ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden Tavşanlı Kaymakamı Numan Hatipoğlu şunları söyledi:"Beyazay Derneği faaliyetleri çok etkileyici.Yönetici arkadaşlara hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Bir önceki kaymakamlık görevimde 40 Akülü araba ve 100 engelli tekerlekli sandalye hizmet yardımları yaptık. Geleceğe dönük olarak Beyazay'la birlikte bu hizmeti Tavşanlı'ya da yapmayı arzuluyoruz. Beyazay'la birlikte çok güzel hayırlı hizmetler yapmak temennimizdir." Beyazay Derneği Başkanı Ali Rıza Soyaslan ise, "Kaymakam beyin engelliler alanındaki hizmetleri bizleri heyecanlandırdı. Bu hizmetleri Tavşanlı'ya taşımak canı gönülden isteğimizdir. Gelecekte işbirliğimiz ile güzel hizmetler verebileceğimiz düşüncesindeyim." diyerek sözlerini tamamladı. Beyazay Derneği yönetimi Tavşanlı Kaymakamı Numan Hatipoğlu'na çiçek takdim ederek ziyaretlerini sonlandırdı. 23.09.2009 580785 Dünya Bankası Hindistan’a 4,3 milyar dolar kredi veriyor ’a 4,3 milyar dolar veriyor ’a 4,3 milyar dolar sağlayacak. Dünya Bankası’nın vereceği 28 yıl vadeli kredinin milyar doları, devlet bankalarını desteklemeye yönelik olacak. milyar 195 milyon dolarlık kısmı yol ve liman projelerini içeren altyapı yatırımları için kullanılacak.  Geri kalan milyar dolarla da Hindistan’ın enerji nakil sisteminin güçlendirilmesi amaçlanıyor. Dünya Bankası, yıl önce yüzde 10 büyüme gösteren Hindistan ekonomisinin 2009’da yavaşlayarak, yüzde 5,5’e kadar gerilemesini öngörüyor.  Dünya Bankası’nın Hindistan Direktörü Roberto Zagha, Hindistan’ı desteklemek için kritik, çok önemli bir zaman olduğunu belirtti. Zagha, “Krizin en kötü kısmı ardımızda kalmış görünse de, eski ekonomik güce kavuşmanın zaman alacağı konusunda kuşkular var, çünkü küresel toparlanmanın gücü belirsiz” dedi. Dünya Bankası, ve için de daha küçük miktarlarda krediye onay verdi. 580945 İsrail'den Ahmedinejad'a protesto çağrısı Ahmedinejad'ın, İsrail'in haritadan silinmesi gerektiğine dair açıklamasının protesto edilmesini isteyen Ahalon, Reuters'e verdiği demeçte, "Ahmedinejad gibi acımasız katillerin ve barbar diktatörlerin BM Genel Kurulu'nun yıllık toplantılarında konuşması BM'nin zayıf noktasıdır" dedi. Ahalon, Ahmedinejad'ın Genel kurul'da yapacağı konuşmanın boykot edilmesinin, tüm ülkelerin yükümlülüğü olduğu fikrini taşıdığını kaydetti. 579779 Şevval ayını unutmayın LİNKLER 'Günışığı'nda guatr hastalığı ve tedavisini Prof. Dr. Mehmet Akif Karan anlatıyor. Şevval ayının önemi ve faziletlerinin konuşulacağı programın 'Son Resül' adlı bölümümüzde "Anne babaya iyilik her şeyden önce gelir" kıssası yer alıyor. 580212 13:13 Banka çalışanı 485 bin TL ile ortadan kayboldu çalışanı 485 bin TL ile ortadan kayboldu ’da bir bankanın güvenlik görevlisi, ’lere konulmak üzere kendisine verilen 485 bin TL ile ortadan kayboldu. Edinilen bilgiye göre, bir bankanın güvenlik görevlisi H.A’ya öncesi bankanın kent merkezindeki ATM’lerine konulmak üzere 485 bin TL teslim edildi. Daha sonra bankanın güvenlik görevlisi H.A, ortadan kayboldu. ekipleri, H.A’nın bulunması için çalışma başlattı. 579561 Bizi kabul ettiği için mutluyuz FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ Bizi kabul ettiği için mutluyuz Toplantının ardından ABD'de Yahudi lobisinin önemli organizasyonlarından biri olarak kabul edilen ve bir dönem sözde Ermeni soykırımı iddialarına verdiği tepkilerle dikkati çeken ADL'in “İnkar ve İftiraya Karşı Birlik” (Anti-Defamation League-ADL) direktörü Abraham Foxman, Davos zirvesinde yaşanan “One Minute' krizinin artık tarihe gömüldüğünü söyledi. Plaza otelinde gerçekleşen toplantının ardından, Başbakan Erdoğan ile gerçekleştirdikleri toplantıyla ilgili görüşlerini dile getiren Foxman, yaşanmış bazı şeylerin uzun bir süre kriz yaratsa da Türkiye ile İsrail'in yıllardır geliştirmiş oldukları iyi ilişkileri ve dostluklarını bozamayacağını vurguladı. Foxman, Musevi kuruluş ve organizasyonların Davoz Zirvesi sırasında yaşanan “One Mınute” krizi ardından ilk kez Başbakan Erdoğan ile bir araya geldiklerini belirterek, “Toplantı sırasında hiç birimiz bu konuyu açmadık, Erdoğan da bu konuyu dile getirmedi. Biz unuttuk ve yaşananları tarihe gömdük” dedi. TÜRKİYE BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ Türkiye ile İsrail'in ilişkilerinin önemini vurgulayan Foxman, 'Bizim açımızdan en önemlisi, Başbakan Erdoğan'ın New York'a gelir gelmez ilk önce bizi kabul etmesidir. Bizim için en önemli olan nokta bu, çünkü Başbakan Erdoğan bize verdiği önemi göstermiştir. Erdoğan'ın, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilere ne kadar önem verdiğinin bir göstergesidir' diye konuştu. 580424 İsrail 500 gramlık hava aracı geliştirdi Havacılık ve Sanayii, 500 gram ağırlığında, elle atılan bir insansız hava aracı üretti. "Sivrisinek" adı verilen insansız hava aracı, alanda istihbarat toplama amacıyla muharebe birliklerince kullanılmak üzere Savunma Bakanlığı ile ortaklaşa geliştirildi. Sadece yarım kiloluk ağırlığıyla Sivrisinek'in, şimdiye kadar geliştirilen mikro sınıf insansız hava araçlarının hemen hemen yarısı kadar bir ağırlığa sahip olduğu bildirildi. Aracın özellikleri İki kilometrelik bir menzile sahip olan araç, 40 dakika kadar havada kalma özelliğine sahip ve yaklaşık 45 kilometre hızındaki rüzgara bile dayanabiliyor. Minyatür bir kamerayla donatılan hava aracı, atıldığı yerden kullanıcılarınca yönlendirilebiliyor. Sivrisinek'in avantajının boyutu ve ağırlığı ile sınırlı olmadığı, balıkçı zıpkınlarının tasarımından esinlenilerek geliştirildiği belirtildi. Havacılık ve Sanayii yetkililerine göre, zıpkın tasarımı, güvenilir ve küçük olmasının yanı sıra özellikle zırhlı araçların içinden, küçük pencerelerden ve hareket halindeki araçlardan hızla fırlatılmaya uygun. İki mikro ölçüdeki insansız hava aracının, komuta ve kontrol mekanizması ve iletişim cihazının tek bir çanta içine sığabilecek boyutta olduğu da kaydedildi. İlk tasarım çalışmaları 2005 yılında başlayan bu insansız hava aracı, Havacılık ve Sanayii'nin yeni ürünlerini tanıttığı Eylül ayı başındaki Latrun Konferansı sırasında gösterildi. 579365 Cinayet zanlısı kadın tutuklandı Cinayet zanlısı kadın tutuklandı Sungurlu'da bir kişinin otomobil içinde öldürülmesi olayına karıştığı iddiasıyla gözaltına alınan kadın tutuklandı ÇORUM (A.A) Çorum'un Sungurlu ilçesinde bir kişinin otomobil içinde öldürülmesi olayına karıştığı iddiasıyla gözaltına alınan kadın tutuklandı. Eski Beşkız köyü yolunda dün hayvan otlatan bir çoban tarafından, otomobil içerisinde Bayram Bazna öldürülmüş halde bulunmuştu. Polis, cinayete karıştığı iddiasıyla N.Ş.'yi (33) gözaltına aldı. Evde cinayetle ilgili delil ele geçirdiği belirtilen polis, N.Ş.'yi emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk etti. N.Ş, çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklanarak, Sungurlu Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Kömler mahallesinde yaşayan bir çoban, dün eski Beşkız köyü yolu 4. kilometrede hayvan otlatırken, 19 SK 553 plakalı otomobilin içinde Bayram Bazna'nın (38) cesedini çıplak durumda bulmuştu. Olay yerinde yapılan incelemede polis, evli ve çocuk babası Bayram Bazna'nın tüfekle kafasından vurularak öldürüldüğünü belirlemişti. 22.09.2009 579759 Taha Kıvanç: Etkiler, tepkiler ve tepkilere etkiler... Taha KıvançEtkiler, tepkiler ve tepkilere etkiler... Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Aysel Çelikel mutluymuş; derneğe gösterilen ilginin olağanüstü artmasından dolayı... "Geçen nisan ayında Türkan Saylan'ın evinin yanı sıra derneğin genel merkez ve şubelerinin polis tarafından aranmasının bağışçıları olumlu etkilendiğini" belirten Aysel Hanım, "Artan destek sayesinde bin 592 öğrenciye daha burs vereceğiz" demiş... Habertürk gazetesi, haberi, "Saylan sevgisi bağışı artırdı" başlığıyla verdi dün... Aileler tedirginmiş, ama bağışlar burs alan öğrenci sayısının artmasına -dolayısıyla desteklenen aile halkasının genişlemesine- yol açmış. Gazete bir öğrenciden naklen şu görüşlere de yer veriyordu: "Bizler Cumhuriyet'e ve Atatürk'e inanmış gençleriz. Bize terörist muamelesi yapılmasına karşıyız. Evimize baskın yapılmış gibi hissettik." Birkaç ay sonra vefat edecek kadar ağır hasta bir sosyal hareket liderinin evini basıp dernek şubelerini basanlar böyle bir sonuca yol açacaklarını hesap etmişler miydi acaba? Soruma "Elbette hesap etmemişlerdir" cevabı verecekleri düşünmeye davet ediyorum: Arkasında istihbarat desteği bulunan bir kurumun mensuplarıydı baskını yapanlar; Türkan Saylan'ın ölümcül hastalığının seyrinden de, eylemlerinin kitleler üzerinde yapacağı etkiden de habersiz olmalarını ben düşünemem... olay benim gözümde hayli 'kuşkulu' bir eylemdir... Neyse, konumuz kuşkulu eylemler değil, eylemlere verilen tepkiler... ÇYDD baskın ve aranma sonrası ilgi ve bağış patlamasına muhatap olmuş işte. Konuyu dikkatime getiren dostum, "Mütevelli heyeti başkanı yurt dışını mesken tutan üniversitenin de ilgi artışına muhatap olduğunu biliyor musun?" diye sormaz mı? Meğer hemen bütün özel üniversiteler kontenjan açığı yaşarken, bir tek üniversite, daha ilk turda yeterli öğrenci bulabilmiş... Dostum, "Demek ki belli çevreler çocukları için üniversiteyi tercih ettiler" görüşünde. 28 Şubat döneminde, Mesut Yılmaz'ın başbakanı olduğu hükümet, İmam Hatip Lisesi mezunlarına üniversite kapılarını kapatan bir dizi tedbir aldığında da benzer bir tepki görülmemiş miydi? Meslek liseleri mezunlarına uygulanan katsayı ayrımcılığıyla, imam hatipler de mezunlarını üniversitelere sokamaz olmuşlardı. Böyle bir durumda ne beklerdiniz? Çocuklarını bu okullara gönderen ailelerin sayısında azalma, değil mi? Oysa 28 Şubat döneminde rağbet daha da artmıştı imam hatiplere... Şimdi de aynı durum Çağdaş Yaşamcılar tarafından yaşatılıyor... Dikkatim bu konuya çekildiğinde birkaç gün önce Hürriyet'in Kelebek ekinde okuduğum bir yı hatırladım. Yazıda, Başbakan Tayyip Erdoğan'ı arayarak 'Kürt açılımı'na destek verdiğini açıklayan Sezen Aksu'ya verilen tepki konu ediliyordu. Sezen konserleri iptal ediliyormuş yazıya göre... Sezen Aksu sevdiğim bir sanatçı; amatör olarak Türk sanat müziği söylediği İzmir günlerinden beri konserlerini izlemeye çalışırım. Kendisi hatırlamayabilir, Fuar'da Rüştü Şardağ korosunda yer alırken solo okuduğu şarkı bile hafızamda taptaze. Yaz boyu sahil kasabalarında, geçen hafta Paris'te verdiği konserler büyük rağbet gördü. "Sezen Paris'i salladı" diyordu bir gazete haberi... Ülke sorunlarına duyarlı bir sanatçı olarak hep doğru tavırlar aldı Sezen Aksu; 'Kürt açılımı' desteği bunlardan sonuncusu... Açılımı destekledi diye konserlerinin ilgi görmediği iddiasını bu yüzden ihtiyatla karşılıyorum. İyi de, Hürriyet/Kelebek'te çıkan yazı tam da bunu iddia ediyor işte. Eylül'de İzmir'de konseri varmış; bazı radikal gruplar "Sezen İzmir'e gelmesin" kampanyası başlatmışlar... Sonuçta İzmir konseri iptal edilmiş... İki gün sonra (25 Eylül) İstanbul'da Kuruçeşme/Arena'da konseri varmış sanatçının; Hürriyet yazarı ilgi azlığı sebebiyle konserin iptal edilebileceği endişesinde... Başbakan Erdoğan'a telefonunu yanlış buluyor yazar, bir de 'Müslüman sanatçı' Sami Yusuf'a şarkı desteği vermesini... Bunlar gerçekten tepki sebebi midir, dersiniz? İzmir'de Eylül konserinin sel felâketi yüzünden bütün programların yapılamaması yüzünden iptal edildiğini yine aynı yazıdan öğrendim. Dolayısıyla İzmir konserinin iptalinin sebebi Sezen'e tepki ve konsere ilgi azlığı değilmiş... Zaten Hürriyet yazarı da, "25 Eylül konserini bekleyelim, bakalım" demekte... Yine de çok ilginç buluyorum şu ana kadar olan-biteni... Dernek ve üniversiteye ilginin artması da, ülkenin saygın bir sanatçısının konserlerinin "Başbakan ile konuştu" diye izleyicisizlikten iptal edilebileceğini düşünmek de bana tuhaf geliyor. Sanki tersten vurmaya çalışılıyormuş gibi... Konulara ilgi duyan ve davranışlarıyla insanların tavırlarını etkileyen çevreler bu gelişmeden haberdarlar mı acaba? 580263 Scolari ilk maçına çıkıyor! Haberi Ekle Scolari ilk maçına çıkıyor! 23/09/09 12:58 Özbekistan'ın Bunyodkor kulübünü çalıştıran İngiltere Premier Lig takımı Chelsea'nin eski teknik direktörü Luiz Felipe Scolari, bugün takımı ile Asya Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk maçına çıkıyor. Brezilyalı diğer teknik adam Arthur Zico ile geçen sezonu şampiyon tamamlayan Bunyodkor kulübünü bu yıl yaz aylarında teslim alan Luiz Felipe Scolari, çeyrek final maçında evinde, Güney Kore'nin Pohang Stilers kulübüyle Asya Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk maçına çıkacak. Maç öncesi düzenlenen basın toplantısında konuşan Scolari, Pohang Stilers kulübünün 37 yıllık, Bunyodkor'un ise yıllık bir tarihe sahip genç bir kulüp olduğunu, buna rağmen takımın Asya Şampiyonlar Ligi'nde daha ileriye gitmesi için elinden geleni yapacağını ifade ederek, ''Tabi ki kim güçlüyse kazanır, tarih bir günde değişebilir, bunu unutmayınız'' dedi. Futbolda en çok kazanan teknik direktörler sıralamasında ilk sırada yer alan Luiz Felipe Scolari, gazetecilerin, ''Bunyodkor'un Özbekistan Süper Ligi'nde oynadığı 23 maçı da kazandığını'' hatırlaması üzerine, Özbekistan Süper Ligi ile Asya Şampiyonlar Ligi'nin birbirinden farklı olduğunu, ama buna rağmen galibiyet serisini devam ettirmek istediklerini ifade etti. Geçen sene Arthur Zico yönetiminde Asya Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Avustralya'nın Adelaida United kulübüne yenilerek kupaya veda eden Bunyodkor, bu sene Özbekistan Süper Ligi'nin yanı sıra Asya Şampiyonlar Ligi'ni kazanmayı hedefliyor. Özbekistan Süper Ligi 23. haftasında topladığı 69 puanla liderliğini sürdüren Bunyodkor kulübü, Scolari yönetiminde geçen ay oynanan Özbekistan Kupası final maçında Taşkent'in Pakhtakor kulübüne yenilerek, bu sezondaki ilk kupasını kaçırmıştı. 579618 Mango: Atatürk de açılımı onaylardı Mango: Atatürk de açılımı onaylardıNEVSAL ELEVLİ Londra güncellenme zamanı 23.9.2009Andrew Mangoİngiliz gazeteci yazar Andrew Mango, “Atatürk yaşasaydı, Kürt sorununun çözümünü amaçlayan ‘Demokratik Süreci’ni tasvip ederdi” dedi Mango, “Atatürk, memleketin birlikteliği için her şeye razıydı. Eğer, bu milletin dayanışmasına hizmet ediyorsa, onaylardı” diye konuştu. Mango, bugün ’da “Sultan’dan Atatürk’e” (From Sultan to Ataturk) adlı kitabının tanıtımını yapacak. Mango, dönemde ulus devletin kaçınılmaz olduğunu belirtirek şöyle konuştu: “’de bazı aydın çevreler Atatürk’ü çok kültürlü döneme son verdiği için eleştiriyor. eski düzen zaten bozulmuştu ve tamirine imkân yoktu. Bu yüzden Türk ulus devleti kurulmalıydı. Cumhuriyet, ancak tek kültürlü sağlam bir devlet olarak kurulabilirdi. ’de bile ’de kendi dilinde konuşanlara atılıyordu. zaman çağın durumu buydu. Çok kültürlülük yoktu.” Mango, sözlerini şöyle sürdürdü: “Adımlar yavaş atılmalı. Kürtlerin gururunu okşayacak şeyler yapılmalı. İsimler değişebilir. Uçaklar ’a indiğinde anonslar ve olarak iki dilde yapılabilir. Resmi dil Türkçe kalmalı, ’da olduğu gibi.” 580038 Aslan Ball'ın peşinde Aslan Ball'ın peşinde İHA Giriş Saati 23.09.2009 09:01 Güncelleme 23.09.2009 09:18 Turkcell Süper Lig'de Kasımpaşa'yı Nonda'nın golüyle yenerek 6'da yapan ve rekor kıran Galatasaray'ın ismi yeni bir transfer haberiyle daha İngiliz basınında yer buldu. İngiltere'de yayın yapan Daily Mail Gazetesi, Galatasaray'ın, İngiltere Premier Lig ekiplerinden Manchester City'nin serbest bıraktığı savunma oyuncusu Michael Ball'ı renklerine bağlamak istediğini iddia etti. Gazete, Sarı-kırmızılıların 29 yaşındaki defans oyuncusunun transferi için Portmouth'la yarıştığını savunurken, Portsmouth Teknik Direktörü Paul Hart'ın Ball'ın transferinde ısrarcı olduğunu okurlarına aktardı. Galatasaray'ın ise menajerler aracılığıyla Ball'la temasa geçtiği ve İngiliz oyuncuyu Türkiye'ye getirmek istediği vurgulandı. Dizinden geçirdiği ameliyatın ardından yeniden sağlığına kavuşan Ball, 2007-2009 yılları arasında Manchester City forması giydi ancak bu sezon serbest kaldı. Kariyerine Everton'da başlayan Ball, Glasgow Rangers ve PSV Eindhoven gibi takımlarda da forma giymişti. Yayın tarihi: 580093 Öcalan'ın avukatları İmralı'ya gitti Öcalan'ın avukatları 'ya gittiHasan BOZBEY/GEMLİK (Bursa), (DHA) Adası'nda ömür boyu hapis cezasına çarptırılan bölücübaşı 'ın avukatı 'nın Gemlik İlçesi'nden bu sabah İmralı Adası’na gitti. 'da 10 yıl önce yakalandıktan sonra getirildiği İmralı Adası'nda ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Öcalan’ın üstlenen avukatları Ömer Güneş, Davut Uzunköprü, Aydın ve Kutbettin bu sabah İmralı'ya gitmek üzere 'dan özel bir otomobille Gemlik İlçe Jandarma Bölük Komutanlığı’na geldi. İçinde kitap, dergi ve gazetelerin bulunduğu bildirilen poşet taşıyan avukatlar, jandarmadaki kontrolü ve üst aramasının ardından plakası sökülmüş beyaz servis minibüsüyle saat 09.45'te İmralı’ya gitmek üzere Gemport Limanı’na hareket etti. İmralı'da tek kişilik kapalı cezaevinde kalan Abdullah Öcalan, haftada bir avukatları, 15 günde bir de birinci dereceden akrabaları ile görüşebiliyor. 579982 Musluktan çamur aktı! Musluktan çamur aktı!Halka "İçme suyu kullanın" uyarısı... 23.09.2009 11:05Adıyaman'da şiddetli yağmur ve fırtına su kaynaklarında toprak kaymasına neden olunca musluklardan çamurlu su aktı. Akşam saatlerinde başlayan şiddetli yağmur ve fırtına su kaynakları ve etrafında toprak kaymasının yaşanmasına neden oldu. Toprak kaymalarından dolayı bir gün boyunca musluklardan çamur aktı. Kent merkezinde çeşmelerden su içilemedi. Vatandaşlar musluklardan çamur aktığı için hazır içme suyu tüketimine yöneldi. İçme suyu satıcıları satışlarda artış yaşandığını dile getirdiler. Yetkililer sürekli olarak, çamurlu suyun içilmemesi için uyarırken, vatandaşlar da musluktan akan su normale dönünceye kadar hazır su içeceklerini belirtiyorlar. İHA 580323 TIR'da 134,5 kilogramlık eroin zulası Alınan bilgiye göre, İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Müdürlüğüne bağlı ekipler, Makedonya'dan İstanbul'a gelen bir tırın uyuşturucu madde transferinde kullanıldığını belirledi. Yaklaşık bir hafta takibe alınan, sentetik madeni yağ yüklü tır, Edirne'nin İpsala ilçesine geldiğinde polis ekiplerince durduruldu. Aramada, tırın akaryakıt deposunun içinde oluşturulmuş özel bölümde 134,5 kilogram eroin ele geçirildi. Gözaltına alınan, Makedonya uyruklu şoför Zoran S. emniyetteki işlemlerin ardından Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne sevk edildi. Yetkililer, Makedonya'da ikamet eden bir aileye ait olduğu tahmin edilen uyuşturucu maddeyle ilgili soruşturmanın devam ettiğini bildirdi. 580526 Çinli maceraperestten “80 günde Devr-i Alem” maceraperestten “80 günde Devr-i Alem” bir maceraperest, gelecek yıl, 19.  yüzyılda yazılan ’in “80 Günde Devr-i Alem” romanında olduğu gibi dünyayı 80 günde gezeceğini duyurdu. China Daily gazetesinin haberine göre, dünya seyahatlerine 1986 yılında önce tüm ’i karış karış gezerek başlayan Feybo, seyahatleri hakkında bildiği her şeyi “Geographical Knowledge” adlı gezi dergisinden öğrendiğini ve deneme yanılma yöntemiyle birçok yer keşfettiğini söyledi.  İlham kaynağının 1986 yılında dünyayı bisikletiyle gezen Avustralyalı bir kadın olduğunu söyleyen Cin, ona çok imrendiğini ve ardından kendisinin de seyahatlere başladığını kaydetti. Kendini “21. yüzyıl seyyahı” olarak niteleyen Cin, “Bir Çin’linin 80 Günde Devr-i Alemi” adlı projesi kapsamında yanına birkaç öğrencisi alacağını ve gittiği ülkelerin önemli adamlarını, yazarlarını ve sanatçılarını ziyaret edeceğini, dolayısıyla bu seyahati kapsamında bir nevi “kültür elçiliği” yapacağını söyledi. Cin Feybo adlı 46 yaşındaki modern seyyah, kutuplar dahil kıtanın en yüksek zirvelerini 18 ay 24 günde gezerek dünya rekoru kırmıştı.  Çin’de bir şirketi sahibi olan Cin, müşterilerini sadece ’ın “Lopnor Çölü” ya da Tibet’in “Yarlung Zangbo Nehri” gibi tehlikeli yerlerin bulunduğu sıra dışı turlara çıkarıyor. 580577 Çalışma izni talebi ayda sonuçlanacak Özellikle yabancı yatırımcıların şikayetçi olduğu bürokratik işlemlerle ilgili Çalışma Bakanlığı'nda kurulan komisyon, Bakan Ömer Dinçer'e bir rapor sundu. Buna göre üç olan daire başkanı sayısı bire indirildi, işlemlerin tek elden yapılması sağlandı. Sektörler itibarıyla yetersiz olan şube müdürü sayısı 4'ten 6'ya çıkarıldı. İşlemlerin ilk başvuru noktasında bitirilmesi amacıyla şube müdürlerine yetki devri yapıldı. Başvuru evrakının bakanlığa giriş ve çıkış süreleri asgari seviyeye çekildi. Çalışma Bakanı Dinçer, "Başvuru sahibine olumlu ya da olumsuz cevap içinde verilecek" dedi. 579359 İran'la Görüşme Cenevre'de İran'la Görüşme Cenevre'de Solana, altı ülke dışişleri bakanlarının İran ile nükleer programını ekim'de Cenevre'de görüşeceğini açıkladı. İran'ın nükleer programı ile ilgili görüşmeler ekim ayı başında yapılacak. Avrupa Güvenlik ve Dış Politika Temsilcisi Solana, ülke dışişleri bakanlarının İran ile Ekim'de Cenevre'de buluşacağını açıkladı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısına katılmak üzere New York'ta bulunan Solana, nükleer programını dondurmadığı takdirde İran'a yeni yaptırımlar uygulama konusunda Rusya ve Çin'in Batılı güçlerle ters düşmesini beklemediğini söyledi. Solana Cenevre'deki toplantıya İngiltere, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Rusya ve Çin'in dışişleri bakanlarıyla birlikte kendisinin de katılacağını bildirdi. 579829 Doğalgaza bu yıl zam da yok, indirim de Doğalgaza bu yıl zam da yok, indirim de, 09:02 Aynı durumla karşılaşmamak için bu yıl tedbirli davranılıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın Zaman'a verdiği bilgilere göre, abone kazanmak için doğalgaz cazip hale getirilecek. "Yıl sonuna kadar zam yapmayacağız, indirim de olmayacak." diyen Yıldız, gaz anlaşmalarında yer alan 'al ya da öde' riskiyle karşılaşmak istemediklerini vurguladı. Tüketimi artırmanın yollarını aradıklarını ifade eden Enerji Bakanı, Türkiye'nin elindeki fazla gazı komşu ülkelere satmak için zemin yokluyor. Uluslararası alandaki enerji girişimleri hakkında da bilgiler veren Yıldız, Irak'ın iç gaz şebekesini Türkiye'nin kuracağını bildirdi. Türk-Rus konsorsiyumunun yapacağı nükleer santral konusunda ise sorunların aşılmak üzere olduğunu belirtti. Kışın gelmesiyle, en çok merak edilen konuların başında doğalgaz fiyatları geliyor. Enerji Bakanı Yıldız, "Bu yıl doğalgaza zam yok." açıklamasıyla aboneleri rahatlatan açıklamayı Zaman'a yaptı. Yıldız, zam yapılmayışına en önemli sebep olarak, alınmayan gaza ödenecek parayı gösterdi. "Biz bunu saklamıyoruz." diyen Yıldız şu bilgileri verdi: "Çok net söylüyorum, tüketim düştü. Bağlantı yapılan ülkelerde üretim arttı. Bir önceki yıla göre elimizde daha fazla gaz var. Tüketim düşünce de makas ters yönde açıldı. Al ya da öde riski var. Açığı kapatmaya çalışıyoruz. Bunu kapatacağız, kapatamazsak da alınmayan gazın parasını ödeyeceğiz." Bakan'a göre, zam yapılmayacak olması tüketici alışkanlıklarını doğalgaza yönlendirecek. Blok halinde gaz tüketenlerle de (toptan alıcılar) indirimli satış görüşmeleri yapılıyor. BOTAŞ'ın alınmayan gaza ödediği parayla gündeme gelen doğalgaz tüketimi, kamu-özel sektör savaşına dönüştü. Bakan Taner Yıldız 'al ya da öde' riskini saklamadıklarını söyleyerek, bundan kurtulmak için BOTAŞ'ın satışlarını artıracak yöntemler geliştirdiğini söyledi. Bunu yaparken kamu şirketinin özel şirketleri mağdur etmesinin söz konusu olamayacağını ifade eden Yıldız, "Özel sektörden de biz sorumluyuz. Batmasına izin vermeyiz." şeklinde konuştu. IRAK'IN DOĞALGAZ İÇ ŞEBEKESİNİ TÜRKİYE YAPACAK Enerji Bakanı Taner Yıldız, yeni inşa edilecek Irak doğalgaz şebekesinin inşaatında Türkiye'nin önemli hizmetler vereceğini söyledi. Türkiye ve Irak'ın enerji projeleri hakkında da bilgi veren Bakan Yıldız'a göre, yıllık 70 milyon ton ham petrol taşıma kapasitesine sahip Kerkük-Yumurtalık boru hattı sözleşmesi bitiyor, öncelikle bu yenilenecek. Ayrıca Irak, aralıkta ikinci faz petrol arama ihalesine çıkıyor: 6+4 şeklinde. ruhsat için TPAO doğrudan ihaleye girecek, 4'üne ise konsorsiyum halinde. Bakan Yıldız, Irak'la ilgili önemli bir ayrıntıya da dikkat çekti: "Irak doğalgaz için yol haritasını belirledi. Öncelikle iç tüketimi karşılayacak, sonra elektrik üretimine geçilecek. Kalan gaz ihraç edilecek. Irak'ın kendi ihtiyacının karşılanmasında Türkiye önemli bir görev ifa edecek. Irak'a iç pazarın oluşmasında yardımcı olacağız, dağıtım şebekesinin kurulmasıyla alakalı önemli desteğimiz olacak." HUKUK BÜROSU TAMAMEN YENİLENDİ Enerji Bakanlığı ile Uzanlar arasında yaşanan mahkeme süreci ilgiyle takip ediliyor. Bakanlık ile Uzanlar arasındaki davadan 2'si bakanlık lehine sonuçlandı. Bakan Yıldız konu hakkında şu bilgileri verdi: "Hukuk büromuzu komple yeniliyoruz. Göreve başlatıktan sonra bu işe öncelik verdik. Artık, Enerji Bakanlığı hukuk bürosu etkin, etkili ve önlem alabilen bir konumda olacak. Yeni dönemde kamu davaları artık geriden değil hızlı, etkili takip yöntemiyle önden giden ve kazanmaya odaklanmış bir çalışma yöntemiyle izlenecek." 580440 Mehmet K., gözaltıyı bekliyordu Mehmet K., gözaltıyı bekliyordu ADANA (İHA) Kafası testere ile kesildikten sonra cesedi Etiler'deki çöp konteynırına atılan 18 yaşındaki Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun saklanmasına yardım ettiği ileri sürülen kişi Adana'da gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü, teknik takibe takılan Gariboğullarına ait bir şirketin 1,5 yıldır satın alma müdürlüğünü yapan Mehmet K.'nın(47) ailesiyle bayramlaşmak için Adana'ya gittiğini tespit etti. Adana Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri İstanbul'dan gelen ekiple birlikte, Mehmet K.'nın merkez Seyhan ilçesi, Reşatbey Mahallesi, Ocak Caddesi'ndeki evine sabahın erken saatlerinde operasyon düzenledi. Operasyon sonucu gözaltına alınan Mehmet K.'nın teknik takip sırasında isminin sık sık geçtiği ve, "Beni ne zaman gözaltına alacaklar, bekliyorum" dediği öğrenildi. İstanbul'dan gelen ekiplere teslim edilen Mehmet K.'nın sorgulanmak üzere karayoluyla İstanbul'a götürüldüğü bildirildi. 23.09.2009 580206 Fenerbahçe maçını Makedon Stavrev yönetecek maçını Makedon Stavrev yönetecek ’nin, (H) Grubu’nda ’nın Sheriff takımıyla, Ekim’de deplasmanda oynayacağı karşılaşmayı Makedon Aleksandar Stavrev yönetecek. Tiraspol’da TSİ saat 20.00’de başlayacak karşılaşmada, Stavrev’in yardımcılıklarını aynı ülkeden Ljubomir Krstevski ve Marjan Kirovski yapacak. Karşılaşmada, aynı ülkeden ek yardımcı hakem olarak Dimitar Meckarovski ve Goran Spirkoski, 4. hakem olarak da Marjan Markoski görev alacak. 581037 Fransa'yı karıştıran aşk romanı 'nın eski cumhurbaşkanlarından Valery Giscard d'Esteing, bir Fransız cumhurbaşkanı ile İngiliz prensesin gizli aşkını anlattığı romanda, Lady Diana'nın gerçek hayatına gönderme yaptığı ve kendisi ile gizli aşk yaşadığı yolundaki şüphelerin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Giscard d'Esteing, Le Point dergisine verdiği demeçte,"Hikayeyi uydurdum, ancak dekorlar ve yerler gerçek" dedi. Roman yazma fikrinin gerçekte Lady Diana'da çıktığını ve kendisinden etkilendiğini belirten Giscarnd d'Esteing, "1994 yılında Diana ile tanışmamda, iki ülke yöneticileri arasında tarihteki aşklarla ilgili konuşmamızda, bununla ilgili bir roman yazmamı ilk önerdi, daha sonra da 1997 yılındaki görüşmemizde de bu konu gündeme geldi" dedi. Eski Cumhurbaşkanı, bununla birlikte, hikayenin tamamen kurmaca olduğunu sözlerine ekledi. Lady Diana ile aşk yaşayıp yaşamadığı yolundaki soru üzerine eski cumhurbaşkanı, "Bu konuyu fazla abartmayalım. kendisini çok az tanıyorum" dedi. Ekim ayında kitapçılarda satışa çıkacak olan roman, Fransız basınında geniş yankı uyandırmıştı. Paris'te 1997 yılında geçirdiği trafik kazasında ölen Prenses Diana'nın gerçek yaşamıyla roman arasında paralellik kuran basını, öykünün gerçek mi, yoksa kurmaca mı olduğu sorusunu yöneltmişti. 'da 1974-1981 yılları arasında cumhurbaşkanlığı yapan Gisgard d'Esteing, romanında "Jacques-Henri Lambertye" adıyla tanıttığı bir Fransız cumhurbaşkanının, Buckingham Sarayı'nda resmi bir davette tanıdığı "Cardiff Prensesi Patricia" ile olan gizli aşkını anlatıyor. adını taşıyan romanda, Patricia'nın gerçek yaşamda Prenses Diana'nın da başına geldiği gibi, "eşinin düğünden gün önce kendisine gelip metresi olduğunu, evlendikten sonra da onunla görüşmeyi sürdüreceği" yolundaki anısını çağrıştıran ifadeler yer alıyor. Giscard d'Esteing, gerçek yaşamda kez cumhurbaşkanlığına seçilmesine karşın, roman kahramanı Fransız cumhurbaşkanı kez seçilme başarısı gösteriyor. Giscard d'Esteing'in görevi bıraktıktan sonra Diana'nın Prens Charles ile evlendiğine dikkati çeken Fransız basını, bununla birlikte 55 yaşında görevi bırakan eski cumhurbaşkanının sonraki yıllarda resmi davetlerde Diana ile çekilmiş kimi fotoğraflarına dikkati çekerek, "Bu bir gerçek öykü mü yoksa kurmaca roman mı?" sorusunu gündeme getiriyor. 579541 General, yeni ürününü Türkiye'de üretecek NAZİF GÜRDOĞAN YAŞAR SÜNGÜ General, yeni ürününü Türkiye'de üretecek General Electric Türkiye Genel Müdürü Kürşat Özkan "Geleceğin teknolojilerine yatırım yapmaya başladık. Yeni kompresör kanadı teknolojileri, bir tek Türkiye'de üretilecek” dedi. General Electric (GE) Türkiye Genel Müdürü Kürşat Özkan, Eskişehir'de uçak motoru parçası üreten bölümde geleceğin teknolojilerine yatırım yapmaya başladıklarını, bu kapsamda yeni kompresör kanadı teknolojilerinin bir tek Türkiye'de üretileceğini belirterek, bunun yatırım maliyetinin bütün unsurlarıyla 50 milyon dolara yaklaştığını bildirdi. GARANTİ BANKASI'NDAN MEMNUNUZ GE'nin Türkiye'deki gelirlerinde 2009'da 2008'e göre bir daralma yaşanacağına işaret eden Özkan, Garanti Bankası'nın performansının 'gayet iyi' olduğunu, bu açıdan bir kayıpları olmadığını söyledi. Özkan, '2010 duralma zamanı mıdır, dünyadaki şartlar biraz daha devam edecek mi onu bilmiyoruz. Ama umut ediyoruz, en kötü günler geride kaldı' değerlendirmesi yaptı. Türkiye'de özel sektörün çok iyi geliştiğini vurgulayan Özkan, 'Tüketici finansmanı konusunda her zaman Garanti Bankası'na şapka çıkarırız. GE'nin bütün dünyadaki yatırımlarına baktığımız zaman en pırıl pırıl gözükenlerden bir tanesi Garanti Bankası... KESTİĞİMİZ ANDA TÖKEZLERİZ GE olarak Türkiye'de şu ana kadarki faaliyetlere devam edeceklerini anlatan Özkan, şöyle devam etti: 'Eskişehir'de uçak motoru parçası üreten bölümümüzde geleceğin teknolojilerine yatırım yapmaya başladık. Yeni kompresör kanadı teknolojileri bir tek Türkiye'de üretilecek. Hatta bunun üretim teknolojilerinin bir kısmını Türkiye'de geliştirmeye başladık. Bugün için talep patlamadı, ama zamanı gelince burası dünyadaki en iyi merkez olacak. Bu yatırım, bütün unsurlarıyla 50 milyon dolara yaklaşıyor. Yeşil yatırımını iki katına çıkaracağız GE'nin yeşil altyapı yatırımlarına da değinen Özkan, yeşil teknolojilere harcadıkları parayı 2010'a kadar iki katına çıkaracaklarını ve 700 milyon dolar yerine 1,5 milyar dolarlık bir yatırımın hedeflendiğini ifade etti. Özkan, krize rağmen Ar-Ge ve personel alanındaki yatırımları kesmediklerinin altını çizerek, 'GE'nin faaliyet alanlarına baktığınızda derinlik ve geniş perspektif istiyor. Dolayısıyla farklı coğrafyalarda ve farklı konularda liderlik yapabilecek kişilerin yetiştirilmesi ve bunların tutulması bizim için çok önemli. Buraya harcanan para ve eğitim merkezlerine yapılan yatırımlar azaltılmıyor, artırılıyor' dedi. 580113 Çin, İran'a benzin görmeye başladı Financial Times Gazetesinin haberine göre, devlet idaresindeki Çin petrol şirketleri, İran'a benzin göndermeye başladı. Dünyanın 5. büyük ham petrol ihracatçısı İran'ın, rafineri kapasitesinin iç talebi karşılayamaması nedeniyle ithal ettiği benzin miktarı yüzde 40'a kadar çıkıyor. ABD ve bazı Avrupalı ülkeler, nükleer programla ilgili görüşmeleri reddetmesi halinde İran'ın ithal ettiği yakıtı hedef alabilir. İran Petrol Bakanı, ülkesinin benzin konusunda herhangi bir yaptırıma hazır olduğunu ve daha fazla benzin satın alabilmek için diğer ülkelerle anlaşmalar imzaladıklarını söyledi. Piyasa kaynakları, günlük 30 bin-40 bin varil Çin petrolünün Asya spot piyasası üzerinden İran'a gönderildiğini belirtiyor. İran televizyonu, geçen günlerde, Venezüela'dan günde 20 bin varil benzin ithal edileceğini duyurmuştu. Haberde, Chavez, ''Stratejik karar temelinde, Venezüela ekim ayından itibaren İran'a günde 20 bin varil benzin ihraç etmeyi kabul etti'' denilmişti. 580893 Sağanak yağış sonrası Borçka'da cami evleri su bastı Borçka Belediye Başkanı Oral Küçük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçede sabah saatlerinde başlayan ve şiddetini artıran yağış dolayısıyla Kameni Deresi'nin taşması sonucu ilçenin Kaleköy köyü Düzhanlar Mahallesi Camisi ve lojmanını su bastığını bildirdi. Köyde henüz ulaşamadıkları bir mevkide bazı evleri su bastığı, bazılarının ise toprak kayması ve suların etkisiyle zarar gördüğü bilgisinin kendilerine ulaştığını ifade eden Küçük, ''Sayın Valimiz Mustafa Yemlihalıoğlu, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Çetin Demirkaya, DSİ 26. Bölge Müdürü Sezai Sucu ilçemizdeler. Asıl hasarın oluştuğu mevkiye ulaşmaya çalışıyoruz'' dedi. Yetkililer, yağış sonrası Muratlı Barajı'nın kapaklarının açıldığını, saniyede bin metreküp suyun boşaltıldığını kaydetti. İlçede etkili sağanak nedeniyle Borçka-Hopa kara yolu ise ulaşıma kapalı bulunuyor. 579677 Kriz, Bilişim Fuarı'nı teğet geçecek Deutsche Messe AG ve İnterpro tarafından kurulan Hannover Fairs Interpro Uluslararası Fuarcılık'ın (HİFAŞ) CeBIT Bilişim Eurasia adı altında 10. kez düzenleyeceği fuara yerli ve yabancı yaklaşık bin firmanın katılması bekleniyor. Giriş ücreti 2008'deki gibi 20 lira olarak belirlenen fuarın açılışına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da katılacak. Fuar Direktörü Dr. Orkunt Yozgat, geçen yıl 971 firmanın katıldığı fuarı yaklaşık 160 bin kişinin ziyaret ettiğini belirterek, "Bu yıl kriz olmasına rağmen bin firmanın katılımını ve 2008'in ziyaretçi sayısını aşmayı bekliyoruz." dedi. Fuarda geçen yıl milyar dolarlık iş bağlantısının yapıldığını aktaran Yozgat, "Bu yıl bunu ya yakalarız ya da geçeriz." ifadesini kullandı. CeBIT Bilişim Eurasia'ya Rusya, Hindistan, Romanya, İngiltere, Belçika ve ABD'nin de aralarında bulunduğu 20 civarında ülkeden büyük ilgi var. 10 salondan oluşan fuarın ilk salonu 'İş Dünyası' bölümüne ayrıldı. Bu bölümün her geçen yıl daha da büyüyeceğini düşündüklerini kaydeden Direktör Yozgat, bu yıl ilk defa Anadolu ziyaretleri gerçekleştirdiklerini, 'Anadolu VIP Projesi' kapsamında Adana, Bursa, Denizli, Konya, Kayseri, Antalya, Eskişehir, İzmir, Gaziantep, İzmit ve Tekirdağ/Çorlu'dan 220 üst düzey yöneticinin konaklama ve ulaşımı karşılayarak fuarda ağırlayacaklarını bildirdi. Yozgat, "Bu VIP heyetlerine özel rehberler eşliğinde fuarı gezdireceğiz. Anadolu'da gerçekten teknolojiden korkuluyor. Krizden dolayı bu yıl biz de elimizi taşın altına koyuyoruz. Yine bu kentlerden yaklaşık 440 firma yöneticisi ve çalışanını da fuara getirip onları bilgilendireceğiz." dedi. Dr. Yozgat, fuarların krize karşı bir fırsat ve çok önemli bir iş platformu olduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kriz nedeniyle bazı firmalar fuara katılmamak yerine daha küçük stantları tercih ederek, 70 metrekare yerine 40 metrekare gibi, mutlaka burada olmak istiyor. Çünkü bu fuarın getirdiği tanıtım, reklam ve PR imkanlarını başka hiçbir yerde sağlayamadıklarını ifade ediyorlar." AK PARTİ VE CHP DE CeBIT'TE YER ALACAK Fuar Direktörü Orkunt Yozgat, e-devlet ve e-belediye hizmetlerinin artmasıyla beraber fuarın 'Kamu Sektörü' bölümüne büyük ilgi olduğunu ifade etti. Başbakanlık başta olmak üzere birçok bakanlık ve belediyenin bu bölümde hazır bulunacağını, bu kurumların fuarda farklı uygulamalarını tanıtacağını anlattı. Siyasi partilerin de buna ilgi gösterdiğini kaydeden Yozgat, "AK Parti katılıyor, orada kendi iletişim altyapılarını anlatacak. AK Parti standının açılışını Başbakan'ın yapması bekleniyor. Muhtemelen CHP ve MHP de olacak." dedi. İSTANBUL AA 579634 Gündüz de denkleşiyor geceyle Çetin Altan Şeytanın gör dediğiGündüz de denkleşiyor geceyle 23 Eylül Çarşamba 2009 “Yağmurlar ülkeyi etti” klasiğinin ara nağmeleri, ’ndaki Mıstık” alanıyla parkında da bardaktan boşanmaya başlamıştı. Ve ressam Komet, kendisinin görünmesiyle şakırtısı artan yağmurun dikey bir nüktesi gibi, kollarını açarak güle güle yaklaşmıştı. Ressam Komet, daha çok genç yaşlarında kendi öz adının üstünü, “kuyrukluyıldız” anlamına da gelen Komet adıyla örtüp kapatmıştı. Komet’le ilk kez 35-36 yıl önce ’te karşılaşmıştık. Tınısı kadehlerle de renklenen bir fanusun, yaş farkı dinlemeden kuşakları sürekli buluşturan “ortak dili”; bizi Paris’in evrensel boyutlu platformu üstünde yüz yüze getirmişti. Osmanlı şairi ne demiş: Şuh-u güzeşte (cilveli neşeli geçmiş zaman)        var ki nice nevcivan değer Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer Şair ve yazar da olan bir ressam, yok denecek kadar azdır İNSANLIĞIN ortak sanat bahçelerinde. Bizde Bedri Rahmi, böylesi bir korsenin dışına taşmışlardandı; hem ressamdı, hem şair... Komet ise şiiriyle, öyküleriyle, anılarıyla, tablolarıyla daha da değişik bir paletin füzesi. Haldun Taner’in yağmurları Şişhane’ye yağıyordu. 70’ine dayanmış Komet’le, eski bir ağabey olan bendeniz ayaküstü sarmaş dolaş olurken de; coşkunlukla yetinmeyip, azgınlaşmış olan da, Karikatürist Mıstık Parkı’na yağıyordu. Böyledir ’un yağmurları... Kendisinin birikimler beşiğinden yetişmişlerin üstüne; Haldun Taner’lerin, Şadi Çalık’ların, Zühtü Müridoğlu’ların yağmurlarıyla yağar. Yağmurdan koşa kaça, bir taksiyle Cihangir’deki eve geldiğimizde sohbet koyulaşmıştı. Komet, gülerek Solmaz’a benimle Paris’te nasıl tanıştığını anlatıyordu. Ve de lafa: Kendisi iki Fransız hanımıyla bir Yunan lokantasında otururken, sesinden tanımıştım onu, diye başlamıştı ki... Bendeniz Osmanlı minderinde rindane bir sallanışı benimsercesine, Yahya Kemal’in İstanbul şiirlerine kırdım dümeni. Komet de, Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenciyken; Akademi’deki hocalardan ressam Edip Hakkı ile Boğaz’da içmeye nasıl gittiklerine doğru, bir gökkuşağı çizdi. Bizler kendi uğraş alanlarımızın kara sevdasıyla; hayatın ana yolları dışına ne kadar düşmüş, ne kadar düşmemiştik; bilemiyorum ama... Bildiğim, bir hayli de fazla suçlanmıştık. Necip Fazıl’ın ünlü şiirinin, aynı zamanda hangi tür bir “var oluş”un da kartviziti sayıldığını sezenler azdı: Bu dünyada yalnız benim serseri, Bu dünyada yalnız ben derbederim. Herkesin gidecek varsa bir yeri, Ben de bütün dünya benimdir derim. Komet’in başka dostlarıyla da randevusu vardı, koptu gitti. Aynı gün gece yarısına doğru, kadın çığlıkları duyuldu sokaktan. Kalktık, bakmaya başladık pencereden. Yarı beline kadar çırılçıplak bir delikanlı; kendini tutmaya çalışan giyimli gençler arasında, sağa sola hamleler yapıyor, yerlere düşüyor, kalkıyor, yine sürdürüyordu hamlelerini. Epey yaşlıca bir bey de, birlikte yürüdüğü ailesini bırakıp, geri dönmüş; yarı beline kadar çıplak gencin üstüne doğru geliyordu. Çıplak genç, kendini tutmaya çalışanların ellerinden kurtuldu; üstüne doğru gelen yaşlı adamla sert bir oldu; yaşlı adam yere düştü. Gerideki ailesinin genç kadınları avaz avaz bağırıyorlardı. Bir süre sonra polisler geldi. Arkadaşlarının kaçırmaya kalktığı çıplak delikanlıyı, bulup yakaladılar. Bıçkın genç, polislere de karşı koymaya kalktıkça, epey hırpalandı. Yağmurlu bir bayram gününde, neler ve neler de yaşanmıyordu ki?.. Bendenizi de, siyasetçilerimizin “dostluk, kardeşlik” mesajlarıyla, “Bu ne biçim dostluk, bu ne biçim kardeşlik” demeçleri ötesinde; 350 yıl önce yaşamış olan Moliere’in, “Cimri” oyunundaki Harpagon rolünü; Louis de Funes’in, -Moliere’e hiç ihanet etmeden- kendine özgü bir üslupla, ekrana taşımış olması almıştı koynuna. Moliere’in yaşadığı ve “Cimri”yi yazıp oynadığı yıllarda, İstanbul’da Sultan Deli İbrahim’in oğlu, Sultan Avcı Mehmet oturuyordu Osmanlı tahtında ve tarihlerde yoktu Dersaadet’de. İmparatoru Güneş Kral 14. Louis de, Kul Nesimi’nin -en çok da Moliere’e layık- şiirinden habersizdi: Kâh çıkarım gökyüzüne seyrederim âlemi Kâh inerim yeryüzüne seyreder âlem beni İsterdim torunlarımın kuşağının da, tınısı kadehlerle de renklenen bir fanusun; yaş farkı dinlemeden kuşakları hep buluşturmuş olan, “ortak dilden” tat almalarını ama... İletişimle ulaşımda, teknolojik görkemli aşamalarla sağlanmakta olan küresel bir “kalkınma”; henüz daha “köylülüğün” yerini, “burjuvalaşmışlığın” alacağı bir “gelişmeyi” sağlamaya yetmiyor. Bugün 23 Eylül... Geceyle gündüzün eşitlendiği, yılın 2’nci “gün dönümü”... Görülüyor ki, onca demeç, tartışma, çatışmaya karşın; “yağmurlar ülkeyi felç etti” klasiği değişmese de; kolay değil 350 yıl sonrasına da Moliere gibi, Kul Nesimi gibi layık olabilmek... Ve de, “ortak dil”in de tadı bambaşka... 581024 Hira Nur 14 yıllık özlemi dindirdi ama Hira Nur Kenger'den (2) alınacak parçanın, tahlil için Amerika Birleşik Devletleri (ABD) veya Çin'e gönderilmesi gerekiyor; ancak maddi durumu buna imkân vermediği için aile yardım bekliyor. Merkez Osmangazi Mahallesi'nde ikamet eden Durdu- Elif Kenger çifti, yaklaşık 16 yıl önce dünya evine girdi. Çocuk sevinci yaşayamayan ailenin hasreti, gördükleri tedavinin ardından 14 yıl sonra sona erdi. Hira Nur ismini koydukları bebekleri ile hasretleri dinen aile, doğumdan 1,5 yıl sonra hastalıkla uğraşmaya başladı. Sağlıklı bir şekilde doğan Hira Nur, 1,5 yaşındayken sürekli olarak istifra etmeye başladı. İlk olarak Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'ne götürülen Hira Nur'a ilaç verildi. Daha sonra Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Tıp Fakültesi'ne götürülen bebeğin ailesine, vücutta karbonatın düştüğü söylendi. Yoğun bakıma alınan Hira Nur'a, Beta Ketatiyolaz eksikliği teşhisi konuldu. Aile, bebeği Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne götürdü. Burada uygulanan tedavinin ardından, ay sonra tekrar aynı fakülteye giden aileye, çocuktan alınan parçanın tahlil için yurt dışına gönderilmesi gerektiği söylendi. Tekstil fabrikasında asgari ücretle çalışan baba ve ev hanımı olan anne, çaresiz şekilde Kahramanmaraş'ın yolunu tuttu. Maddi durumlarının kötü olduğunu ve kirada oturduklarını belirten baba Durdu Kenger, gerekli olan paranın bin 500 ile bin TL arasında olduğunu ancak bunu ödeyecek durumda olmadıklarını söyledi. Dünyaya gelmesiyle büyük sevinç yaşadıkları kızlarının hastalığından dolayı çok kötü günler geçirdiklerini ifade eden Kenger, kendilerine uzatılacak yardım elini beklediklerini dile getirdi. Anne Elif Kenger de kızları Hira Nur'un hastalığından ötürü düştükleri çaresizlik karşısında gözyaşlarını tutamadı. Tahlilin ABD ya da Çin'de yapılması gerektiği kendilerine söylendiğinde, 'Yapılmadığı takdirde ne olur?' sorusunu sorduğunu anlatan anne Kenger, daha sonra 'Keşke yaptırsaydım.' diyebileceğini üzüntüyle öğrendiğini vurguladı. 580489 Gazprom, 400 metrelik camdan kulesini St. Petersburg'a dikecek UNESCO Gazprom merkez binasının kurulması ile birlikte şehrin dünya tarihi ve kültürel mirasları listesindeki konumunun zarar görebileceği uyarısında bulunuyor. 300'den fazla köprüsü, beyaz geceleri ile ünlü St. Petersburg artık Gazprom'un camdan kulesi ile de sembolleşecek. İngiltere merkezli RMJM şirketinin inşa edeceği proje milyar dolara mal olacak. Ünlü Smolensk Katedrali'nin yanına inşa edilecek, 77 katlı kulenin 2016 yılında tamamlanması öngörülüyor. St. Petersburg'lu Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in de projeye destek verdiği biliniyor. Şehir Valisi Valentina Matviyenko da "Rusya'nın bir numaralı şirketinin gelişinden St. Petersburg memnun olur." ifadelerini kullanmıştı. St. Petersburg Vali Yardımcısı Roman Filimonov ise yaptığı açıklamada, şehir yönetiminin projeyi uygun bulduğunu doğruladı. Şehirde uygulanan 100 metrelik sınırın aşılması ile ilgili özel bir izin çıkarıldığı kaydedildi. Filimonov değerlendirmesinde, "Her şey artık Vali Valentina İvanovna'ya bağlı. Kararı imzalayabilir ya da imzalamayabilir de." hatırlatmasında bulundu. 580434 İstanbul'da su kesintisi İstanbul'da su kesintisi İSTANBUL (A.A) İstanbul'un Zeytinburnu, Bakırköy ve Güngören ilçelerinde bugün saat süreyle su kesintisi yapılacak. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresinden (İSKİ) yapılan yazılı açıklamaya göre, Zeytinburnu-Bahçelievler İsale Hattı'nda onarım yapılacağı için 15.00 ile 24.00 saatleri arasında Zeytinburnu'nun tamamı, Bakırköy'ün Kartaltepe, Osmaniye, Veliefendi, Zuhuratbaba ve İncirli mahalleleri ile Güngören'in Tozkoparan ve Merter semtlerine su verilemeyecek. 23.09.2009 580478 Erdoğan'ın evinin bulunduğu mahallede heyelan çalışması başlatıldı Güneysu ilçesinde 2002 yılında meydana gelen ve 18 kişinin hayatını kaybettiği sel felaketi sırasında ilçe girişinde yaklaşık 500 metrelik bölümde toprak kayması meydana gelmiş, yamaç daha sonra istinat duvarı ve kazıklarla güçlendirilmişti. Ancak yamacın bazı bölümlerinde, arazi sahiplerinin kamulaştırma işlemini mahkemeye taşıması üzerine çalışma yapılamamıştı. Önceki ay sonuçlandığı belirtilen mahkemenin ardından heyelan riski taşıyan bölgede Güneysu Belediyesi ve Karayolları tarafından yeniden çalışma başlatıldı. Heyelan riski taşıyan yamacın geri kalan bölümü kazık çakılarak güçlendirilecek. Çalışmalar nedeniyle ilçe girişindeki karayolu trafiğe kapatıldı, ulaşım Adacami köyünden verilmeye başlandı. Güneysu Belediye Başkanı Ahmet Minder, yeniden başlatılan çalışmalar sonrasında heyelan riskinin tamamen ortadan kalkacağını, yolu da çalışmaların tehlike olabileceğini göz önüne alarak kapattıklarını açıkladı. Bu arada, heyelan riski taşıyan yamacın yaklaşık 200 metre yukarısında Başbakan Erdoğan'ın evi yer alıyor. Erdoğan, memleketi Rize'ye yaptığı ziyaret sırasında yöre mimarisine uygun olarak inşa ettirdiği iki katlı evinde kalıyor. 580432 "ABD, Kıbrıs Özel Temsilcisi Atasın" "ABD, Kıbrıs Özel Temsilcisi Atasın" Talat, Amerikan yönetiminin Kıbrıs sorununun çözümüne olumlu katkı yapması için izolasyonların kaldırılmasını ve özel temsilci atamasını istedi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Amerika Birleşik Devletleri'ne Kıbrıs için özel temsilci ataması çağrısında bulundu. Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan Talat, Amerikan yönetiminin Kıbrıs sorununun çözümüne olumlu katkı yapması için Kıbrıs Türk halkına uygulanan izolasyonların kaldırılmasını ve özel temsilci atamasını istediklerini açıkladı. Talat, Rum lider Dimitris Hristofyas'ın "hakemlik ve takvimleri kabul etmiyoruz" açıklamasını da değerlendirdi. Talat, "Takvimi, hakemliği, uluslararası toplumun katılımını kabul etmeyeceğiz diyen Hristofyas, sonunu da getirsin, Kıbrıs sorununun çözümünü de kabul etmeyeceğiz desin olsun bitsin" dedi. Mehmet Ali Talat, takvim olmayan bir sürecin sonuç vermeyeceğini, Hristofyas'ın bu açıklamasının da isteksizlik göstergesi olduğunu söyledi. 580273 Kanarya'ya Makedon hakem! Haberi Ekle Kanarya'ya Makedon hakem! 23/09/09 12:33 Fenerbahçe'nin, UEFA Avrupa Ligi (H) Grubu'nda Moldova'nın Sheriff takımıyla, Ekim'de deplasmanda oynayacağı karşılaşmayı Makedon Aleksandar Stavrev yönetecek. Tiraspol'da TSİ saat 20.00'de başlayacak karşılaşmada, Stavrev'in yardımcılıklarını aynı ülkeden Ljubomir Krstevski ve Marjan Kirovski yapacak. Karşılaşmada, aynı ülkeden ek yardımcı hakem olarak Dimitar Meckarovski ve Goran Spirkoski, 4. hakem olarak da Marjan Markoski görev alacak. 580369 Çin, İran'a benzin göndermeye başladı Financial Times gazetesinin haberine göre, devlet idaresindeki şirketleri, 'a göndermeye başladı. 'a gönderilen nükleer programın sonlandırılması konusundaki baskısını azaltabilir. Dünyanın 5. büyük ham ihracatçısı 'ın, rafineri kapasitesinin iç talebi karşılayamaması nedeniyle ithal ettiği miktarı yüzde 40'a kadar çıkıyor. ve bazı Avrupalı ülkeler, nükleer programla ilgili görüşmeleri reddetmesi halinde 'ın ithal ettiği yakıtı hedef alabilir. Petrol Bakanı, ülkesinin konusunda herhangi bir yaptırıma hazır olduğunu ve daha fazla satın alabilmek için diğer ülkelerle anlaşmalar imzaladıklarını söyledi. Piyasa kaynakları, günlük 30 bin-40 bin varil petrolünün Asya spot piyasası üzerinden 'a gönderildiğini belirtiyor. televizyonu, geçen günlerde, Venezüela'dan günde 20 bin varil ithal edileceğini duyurmuştu. Haberde, Chavez, "Stratejik karar temelinde, Venezüela ekim ayından itibaren 'a günde 20 bin varil ihraç etmeyi kabul etti" denilmişti. 580001 İngiliz üniversitesinde Kürtçe öğretilecek İBRAHİM KARAGÜL HAKAN ALBAYRAK İngiliz üniversitesinde Kürtçe öğretilecek LONDRALondra Üniversitesi yeni başlattığı program kapsamında üniversite bünyesinde Kürtçe dili eğitimi verecek. Doğu ve Afrika Çalışmaları Bölümü'nün (SOAS) açacağı program bir yıl sürecek. Kürtçe'nin Kırmançi lehçesinin öğretileceği program, üç döneme bölünecek. Üniversitenin dil merkezinde başlayacak olan eğitim bir yıllık bir programdan oluşacak. Program üç döneme bölünecek. Öğrenciler, 2004 yılında Kürt Enstitüsü tarafından İstanbul'da basılan 'Kurdiya Nûjen' adlı kitabı takip edecek. Üniversite yönetimi, verilecek eğitim süresince katılımcıların dilin gramer yapısını kavrayacaklarının ve öğrenecekleri kelimelerle iletişim kurabilme seviyesine geleceklerini açıkladı. Dersin İngilizce ve Kürtçe dilinde öğretileceğinin açıklayan SOAS, bu konuşma, dinleme, okuma ve yazma olmak üzere dört ayrı kategoride eğitim verileceği belirtildi. Açıklamada ayrıca, daha iyi iletişim kurulması ve öğretimi kolaylaştırması amacıyla sınıfların 12 kişiyle sınırlı tutulacağı da kaydedildi. Kürtçe eğitimi için kayıt olmak isteyen öğrenciler, öncelikle seviye tespit sınavına tabi olacak. Bu sınavdan sonra kişilerin sınav sonuçları dikkate alınarak seviyelerine göre ayrı ayrı sınıflara alınacaklar. Eğitim ücreti ise her dönem için 225 Sterlin olarak belirlendi. Kürtçe dil eğitimine kayıtlar üniversitenin resmi internet sayfası üzerinden de yapılabilecek. 580413 15:00 İngiltere sarayına gay ve lezbiyen koruma tartışması sarayına ve koruma tartışmasıAynur TATTERSALL LONDRA, (DHA) Metropolitan Polisi, Kraliçe II. Elizabet’i korumak için ve korumalar arıyor. İngiliz Polis Teşkilatı Scotland Yard, Kraliçe ve eşi Edinburg Dükü Philip’i korumak için gay ve lezbiyen korumalar aradığını duyurdu. Scotland Yard tarafından verilen ilanda, Kraliyet Koruma Grubu’na (S014) katılacak olan uygun adayların 12 saatlik vardiyalar şeklinde çalışacağı, Kraliçe’nin resmi ikametgah adresi olan Buckhingham Sarayı ve Kraliçe’nin diğer bir malikanesi olan Windsor Kalesi de dahil olmak üzere diğer krallık residanslarında görev alacağı yer aldı. Metropolitan Polisi’nin bu yeni girişimi, Kraliyet Koruma Grubu’na daha fazla lezbiyen, gay, biseksüel ve daha fazla kadın, siyahi ve etnik azınlıklardan kişileri dahil etme planının bir parçası olduğu ifade edildi. Eski bir polis komandosu olan John O’Connor, Scotland Yard’ın kararını ‘gafsız diye eleştirirken, koruma adı altındaki bu işlerin hiçkimse tarafından tercih edilmediğini ve çok sıkıcı işler olduğunu belirtti. O‘Connor, ‘Bir kulübede saatlerce oturmak kadar sıkıcı birşey olamaz. Bu sadece vitrin süslemekten başka birşey değil’ açıklamasında bulundu. 579706 1,48 dolara tırmanan Euro, 13 ayın zirvesinde Bu, Euro'nun geçen yıl ağustostan bu yana gördüğü en yüksek seviye oldu. Euro daha sonra 1,4795 dolara indi. İngiliz sterlini de değer kazanarak 1,6323 dolara çıktı. Bu arada önceki gün dolardan fazla değer kaybederek, 70 doların altına gerileyen ABD ham petrolünün varil fiyatı zayıf dolar nedeniyle dün yeniden 71 doların üzerine çıktı. ABD ham petrolünün varil fiyatı ekim ayı teslimi dün 1,41 dolar artarak, 71,12 dolara çıktı. ABD ham petrolünün varil fiyatı pazartesi günü 69,10 dolara kadar gerilemişti. Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 1,42 dolar artışla 70,11 dolar oldu. Uzmanlar petrol fiyatındaki yükselişin, doların değer kaybetmesi üzerine küçük bir toparlanma olduğunu, altın ve diğer bütün emtiaların, dolardaki düşüşü izlediğini söylediler. Geçen yıl aralıkta 32 dolara kadar inen petrolün varil fiyatı bu yıl en yüksek seviyesini 75 dolarla ağustos ayında gördü. Ancak eylül ayının başından bu yana petrolün fiyatı 68 ila 72 dolar aralığında seyrediyor. Öte yandan dünyanın en büyük petrol ihracatçısı Suudi Arabistan'ın Petrol Bakanı Ali El Naimi, Suudi petrolüne talebin arttığını ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) gelecek yıl üretimini kesmeyeceğini söyledi. FRANKFURT AA 580720 Castro'dan Omama'ya övgü Castro, devlet medyasında yayımlanan açıklamasında, Obama'nın BM İklim Değişikliği Zirvesinde cesur bir konuşma yaptığını, daha önceki ABD başkanlarının böyle bir adım atmadıklarını kabul etmek gerektiğini belirtti. Obama, iklim değişikliğinden özellikle zengin ülkelerin sorumlu olduğunu söylemiş ve ülkesinin iklim değişikliğiyle mücadelede yavaş hareket ettiğini kabul etmişti. 579581 Üniversite öğrencilerinin tercihi kamu Üniversite öğrencilerinin tercihi kamu ANKARA Türk Eğitim Sen'in yaptırdığı araştırmaya göre, üniversite öğrencilerinin yarısından çoğu, “iş garantisi” olduğu gerekçesiyle kamu sektöründe çalışmayı özel sektöre tercih ediyor. Öğrencilerin 60.3'ü kamu sektöründe, yüzde 25.1'i özel sektörde, yüzde 14.6'sı ise kendi iş yerlerinde çalışmak istediğini dile getiriyor. Kamu sektöründe çalışmak isteyenlerin yüzde 69.8'i “iş garantisi olduğu için”, yüzde 12.2'si “ekonomik krizden etkilenmemek için” yüzde 11.7'si de maaşını zamanında alabilmek için bu sektörü tercih ediyor. “Üniversite öğretimi beklentinize cevap veriyor mu?” sorusunu öğrencilerin yüzde 34.8'i “olumsuz” cevaplarken, yüzde 15.8'i ise “tamamen karşıladığını” dile getiriyor. 23.09.2009 EĞİTİM 579917 İşte Turkcell Süper Lig'deki gurbetçi futbolcular İşte 'deki gurbetçi futbolcular ’de mücadele eden 18 takımın kadrolarında, 69 gurbetçi futbolcu bulunuyor. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, İstanbul dışındaki bütün takımlarda, 69 yabancı asıllı Türk futbolcu yer alıyor. Bu futbolculardan 49’unun, kökenli olduğu gözlenirken, 6’sının 3’erinin ve 2’şerinin ve kalanlarının ise ve kökenli olduğu belirlendi. En fazla gurbetçi futbolcu, 7’şer kişiyle ve ’da bulunurken, "Dört Büyükler"den ve ’da 3’er, ’de ise gurbetçi futbolcu yer alıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyespor’da ise tek bir gurbetçi forma giymiyor. Galatasaray, Trabzonspor, ve ’un kadrolarındaki tüm gurbetçi futbolcuların, Alman kökenli olması dikkat çekiyor. Takımlarda yer alan gurbetçi oyuncular şöyle: Muhammet Hanifi (Belçika), Elyasa Süme, Volkan Arslan, Barbaros Barut (Almanya) Baki Mercimek (Hollanda), Murat Tosun (Almanya) Polat Keser, Volkan Altın, Ahmet Kuru (Almanya), Gürhan Gürsoy (Bulgaristan) Beşiktaş: Uğur İnceman (Almanya), (İsveç), (Avusturya) Cihan Kaptan (Almanya), Turgay Bahadır (Avusturya), İsa Bağcı (İsveç) Ahmet Cebe (Almanya), İzzet Akgül (Belçika) Diyarbakırspor: Celalettin Koçak, Erkan Atılgan, Hakan Güler, Eren Şen (Almanya) Eskişehirspor: Volkan Yaman, Selçuk Alibaz, Adem Sarı, (Almanya) Fenerbahçe: (Almanya), (Belçika), Kazım Kazım (İngiltere) Galatasaray: (Almanya) Cenk Güvenç (Almanya) Gençlerbirliği: Murat Kalkan (Belçika), Aykut Demir, (Hollanda), Resul Zengin, Sezai Zehiroğlu, Bilal Çubukçu (Almanya), (İsveç) Azar Karadaş (Norveç), Murat Akın (Belçika), Barış Başdaş, Ali Güneş, Şahin Aygüneş (Almanya) Kayserispor: Durmuş Bayram, Serder Kesimal, Umut Koçin, Furkan Özcal, Ömer Şişmanoğlu, (Almanya), Bilal Çubukçu (Lübnan) Ferhat Çökmüş, İlker Tugal (İsviçre), Nizamettin Çalışkan, Sezer Öztürk, Dilaver Güçlü, Fatih Baydemir (Almanya) Cihan Yılmaz, Ferhat Bıkmaz (Almanya), Kadir Bekmezci (Belçika) Trabzonspor: (Almanya) 580023 Tatlıses reddedildi Tatlıses reddedildi Başak ÇOKAN Giriş Saati 23.09.2009 10:24 Güncelleme 23.09.2009 10:30 İbrahim Tatlıses; küs olduğu Demet Akalın'ın, Mardan Palace'ta tatilde olduğunu öğrenince, barışmak için konserine davet etti ama reddedildi. Demet Akalın, İbrahim Tatlıses'le barışmaya yanaşmıyor! Geçen yıl Akalın'ın "İbo'nun uçağı leş gibi" sözleriyle başlayıp, Tatlıses'in "Ben leş uçağa binmem. Demet nasıl binici olduğumu iyi bilir" sözleriyle alevlenen kavganın ardından konuşmayan ikilinin yolları, bayramda Mardan Palace Otel'de kesişti. DAVETİ GERİ ÇEVİRDİ Konser vermek için gittiği otelde Demet Akalın'ın tatil yaptığını öğrenen Tatlıses, haber gönderip, "Akşam vereceğim konserin onur konuğu ol" davetinde bulundu. Ancak, Akalın, "Kızgınlığım geçmedi" diye teklifi reddetti. Yayın tarihi:Yazarlar 580826 Altılı Ganyan 2.590,72 TL ikramiye verdi .590,72 TL verdi İSTANBUL (A.A) ’da bugün koşulan at yarışları sonucunda 2.590,72 lira verdi          ’nden yapılan açıklamaya göre 3, 11, 5/7, 8, 7/12, biçiminde sonuçlandı.          11, 5/7, 8, 7/12, biçiminde sonuçlanan beşli ganyan 598,52, 5/7, 8, 7/12, şeklinde tamamlanan dörtlü ganyan 40,64 ve 8, 7/12, 3, biçiminde oluşan üçlü ganyan da 7,62 lira kazandırdı. 579930 Siyasette sıcak günler yaklaşıyor Siyasette sıcak günler yaklaşıyor 23.09.2009 10:33SİYASETİN gündemini oluşturan açılımlarla ilgili tartışmalar tam gaz devam ederken parti kongreleri gündemi daha da hareketlendirecek. TBMM, üç aylık yaz tatilinin ardından yeni yasama yılına Ekim’de başlayacak. Meclis’in Ekim ayı boyunca gündemini “Kürt açılımı” ve Ermenistan’la paraf edilen protokoller oluşturacak. Meclis mesaisine demokratik açılımın kapalı ya da açık oturumla ele alınmasıyla başlayacak. Süresi 17 Ekim’de dolacak sınır ötesi operasyonla ilgili tezkere de gündemde. Havaların soğumaya başladığı günlerde parti kongreleri gündemi ısıtacak. AK Parti Ekim, DTP Ekim ve MHP de Kasım’da büyük kongrelerini gerçekleştirecek. DP ve ANAP kongrelerinin ise 31 Ekim ya da Kasım’da yapılması planlanıyor. ANKA 580009 Ağrıya duyarsız bebek dilini yedi Ağrıya duyarsız bebek dilini yedi Tıpta nadir görülen rahatsızlıklardan biri olarak görülen ağrıya duyarsızlık sendromu olan bir bebek, dilini ve parmaklarını yemeye başlayınca, diş doktoru tarafından dişleri kaplanarak, kendisine daha fazla zarar vermesi önlendi. DİYARBAKIR (A.A) Edinilen bilgiye göre, Mardinli bir ailenin 20 aylık erkek bebeği M.E, dişleri çıkmaya başladıktan sonra ilk olarak dilinin ucunu ve parmaklarını yemeye başladı. Dil ucunu yiyerek kalıcı hasar yaratan ve parmaklarını yemeye başlayan bebeğin ailesi, başvurdukları bir nöroloğun teşhisi koymasının ardından önlem alınması için Dicle Üniversitesi (DÜ) Diş Hekimliği Fakültesine başvurdu. Hastanın tedavisini Pedodontoloji Servisi'ndeki arkadaşlarıyla yapan DÜ Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Behiye Bolgül, bebeğe ağrıya duyarsızlık sendromu teşhisi konulduğunu söyledi. Hastalığın çok nadir görülen bir sinir sistemi hastalığı olduğunu, ağrı ve ısıya duyarsızlık ve sık tekrarlayan yüksek ateş belirtilerinin bulunduğunu anlatan yrd. Doç. Dr. Bolgül, çocuğun kendisine zarar vermeye başladığını gören ailenin, konulan teşhisin ardından M.E'yi kendilerine getirdiğini belirterek, şunları anlattı: 'Mardin'den gelen aile, 20 aylık bebeği, dilini ve parmaklarını yemeye başlaması üzerine bize getirdi. Çocuk ağrıya karşı duyarsız olduğu için herhangi bir acı duymadan vücuduna zarar verebiliyor. Bu rahatsızlık, genellikle iğne yapılırken çocuğun acı duymamasıyla fark ediliyor. M.E'nin ailesi de bunu fark etmiş, ayrıca çocuk çok sık ateşli hastalık geçirmiş. Çocuk bize getirildiğinde, ön dişleriyle dilinin ucunu koparmış, parmaklarına zarar vermişti.' DÜ Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Behiye Bolgül, kendisine söylenenleri anlayacak yaşa gelinceye kadar çocuğun dişlerini keskin olmayan bir plaka ile kapladıklarını belirterek, 'Şimdi parmakları iyileşti, ancak dilindeki zarar kalıcı. Belki ileride konuşmasını kısmen etkileyecek' diye konuştu. Çocuğun kendilerine erken getirildiği için şanslı olduğunu da ifade eden Bolgül, çocuğun durumunun erken aşamada fark edilerek önlem alındığını sözlerine ekledi. 23.09.2009 580466 Satranç Efsaneleri Karşı Karşıya Satranç Efsaneleri Karşı Karşıya Satrancın efsane iki ismi Gary Kasparov ile Anatoli Karpov, satranç tahtası çevresinde tekrar karşı karşıya geliyor. 1980'lere damgasını vuran ve dünyada satranca ilgiyi artıran iki efsane isim, müthiş rekabetlerinin 25'inci yıldönümü dolayısıyla İspanya'nın Valensiya kentinde özel bir turnuva yapıyor. Toplam 12 maçtan oluşacak turnuvanın ilk maçında Kasparov ezeli rakibi Karpov'a üstünlük sağladı. Bu özel karşılaşma 25 yıl önce efsane karşılaşmalarından biraz farklı. 1985'te 22 yaşında Karpov'u yenerek dünya şampiyonluğunu alan Kasparov artık 46 yaşında. Ezeli rakibi ise 58. Müthiş rakiplerin emekliliklerindeki gösteri maçları bile büyük ilgiyle izleniyor. Efsane satranççıların 1984'teki karşılaşmalarında mücadele ay sürmüş ve 48 maçlık serinin sonunda Dünya Satranç Federasyonu sağlık nedenleriye kazanan belli olmadan çekişmeyi sonlandırmıştı. Karpov ile Kasparov 1984-1991 arasında kıyasıya mücadele ettikleri beş dünya şampiyonluğu karşılaşmalarıyla satranç tarihinin en büyük rekabetlerinden birine imza atmıştı. 580907 Rusya yazıcı ile taşa baskı yapacak Toplam bütçesi 1,114 milyar ruble (yaklaşık 55 milyon TL) olan proje çerçevesinde Novosibirsk'in "San" firması tarafından geliştirilen yeni teknoloji, aynı tür boya ile aynı yazıcıda ahşap, çini ve cam gibi farklı materyallere baskı yapma olanağı sunuyor. Ultraviyole (UV) ışınların da kullanıldığı teknoloji, yüzey üzerine milimetre yüksekliğinde kabartma resimlerin de basılmasına olanak sağlıyor. Bu yeni teknolojiyle değişik yüzeylere uygulanan nanomürekkep, yazıcı üzerindeki diyotlar vasıtasıyla UV ışınına maruz bırakılarak katılaştırılıyor. Ria Novosti ajansına ürüne ilişkin bilgi veren "San" firmasının genel müdürü Natalya Stasyuk, 20-70 nanometre boyutundaki mürekkep tanelerinin istenilen yüzeye tutunabilme özelliğine sahip olduğunu, ürettikleri yeni teknolojiyi kullanan yazıcıların metre genişliğinde ve 20 santimetre kalınlığındaki taş levhalara bile dijital baskı yapabildiğini, bu yeni teknolojinin dünyada emsali olmadığını anlattı. Kendisini 2,5 yılda amorti edecek projenin 2010 sonuna kadar deneme çalışmalarını tamamlaması ve 2011 yılından itibaren seri üretime geçilmesi bekleniyor. Projenin 2015 yılı için öngördüğü gelir ise 5,7 milyar ruble olarak hesaplanıyor. 580764 Galatasaray maçına Hollandalı hakem Ali Sami Yen Stadı'nda saat 22.05'te başlayacak karşılaşmada, Nijhuis'in yardımcılıklarını aynı ülkeden Coen Droste, J.F. Hans Olde Olthof yapacak. Karşılaşmada, aynı ülkeden ek yardımcı hakem olarak Pol van Boekel ve Ed Janssen, 4. hakem olarak da Michel Winter görev alacak. 579591 Eylül'de Birkaç Gün BEKİR HAZAR Eylül'de Birkaç Gün Orijinal Adı: Few Days In September Yönetmen: Santiago Amigorena Oyn: Juliette Binoche, John Turturro TV 21.20 Fransız gizli ajanı Irene, on yıla yakın süredir CIA'de çalışan arkadaşı Eliot'tan haber alamamıştır. Derken Eylül 2001'de bir mektup gelir. Eliot, Irene'den, kızı Orlando'yla Paris'te buluşmak için yardım istemektedir. Basit bir aile buluşması gibi gözüken bu olayın altında tehlikeli bir komplo teorisi yatmaktadır. 23.09.2009 TELEVİZYON 580476 Küçük Berivan'ın kopan parmağı yerine dikildi LİNKLER Batman'ın Beşiri ilçesine bağlı Kubin Mahallesi'nde ikamet eden Berivan Evren (2), kardeşiyle bahçe kapısında oyun oynarken kardeşi Tuncay'ın (4) demir kapıyı kapatması sonucu kapı ve kasa arasında kalan parmakları koptu. Elini demir kapının arasına kaptıran Berivan, annesi tarafından sağlık ocağına götürüldü. Yapılan ilk müdahalenin ardından Batman Bölge Hastanesi'ne sevk edilen Berivan'ın kopan parmağı doktorlar tarafından başarılı bir şekilde yerine dikildi. 579323 Dikkat! Kuvvetli gök gürültülü sağanak yağış bekleniyor Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan ''Meteorolojik uyarı''da, Doğu Karadeniz'de yer alan Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane ve Bayburt'da bu gece ve yarın, Sinop, Samsun ve Ordu çevrelerinde de yarın sabah saatlerinde kuvvetli gök gürültülü sağanak beklendiği bildirildi. Uyarıda, yetkililer ile vatandaşların ani sel, su baskını, heyelan ve yıldırıma karşı tedbirli olmaları istendi. 580226 Afganistan'da Şiddet: Ölü Afganistan'da Şiddet: Ölü Afganistan'da meydana gelen son şiddet olaylarında kişi öldü, kişi yaralandı. Ferah Eyaleti'nin Gülistan bölgesinde, araçları yol kenarına yerleştirilen bir bombanın hedefi olan sivil öldü, kişi yaralandı. Herat Eyaleti'nde ise bir grup Taliban militanı, bir Afgan polisinin Guzara bölgesindeki evine baskın düzenledi. Saldırıda polisin kızı hayatını kaybederken, karısı da yaralandı. Nimroz Eyaleti'nin Haş Rod bölgesinde de yol kenarına bomba yerleştirmeye çalışan militan, bombanın patlaması sonucu öldü. 579554 Jandarma karakoluna PKK'dan taciz ateşi ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Jandarma karakoluna PKK'dan taciz ateşi HAKKARİ (AA) Hakkari'nin Durankaya Beldesi Jandarma Karakol Komutanlığına, terör örgütü PKK mensuplarınca taciz ateşi açıldı. Alınan bilgiye göre, Durankaya Beldesi Jandarma Karakoluna akşam saatlerinde bir grup terör örgütü PKK mensubu tarafından taciz ateşi açıldı. Güvenlik güçleri, taciz ateşine karşılık verdi. Konuyla ilgili açıklama yapan Hakkari Valisi Muammer Türker, gelen ilk bilgilere göre can kaybı yaşanmadığını belirtti. Öte yandan, Hakkari Dağ ve Komando Tugayı'ndan çok sayıda özel harekat timin Fatih Kışlası'ndan helikopterle bölgeye sevk edildiği öğrenildi. 23.09.2009 579673 Amerika'daki Yahudi lobisi 'one minute' krizini unuttu Musevi temsilciler ocak ayındaki Davos zirvesinde yaşanan 'one minute' krizinin ardından Erdoğan ile ilk kez görüşürken, toplantı sırasında Davos'un gündeme gelmediği bildirildi. Yaklaşık 50 kadar Musevi temsilcinin katıldığı görüşmenin iyi geçtiği, Yahudi cemaati temsilcilerinin Başbakan Erdoğan'a İsrail, Suriye ve İran ile ilgili çeşitli konularda soru sordukları öğrenildi. Toplantıyı değerlendiren Amerika'daki en güçlü Yahudi kuruluşlarından İnkar ve İftiraya Karşı Birlik (ADL) kuruluşunun direktörü Abraham Foxman, Davos zirvesinde yaşanan "one minute'' krizinin artık tarihe gömüldüğünü söyledi. Edinilen bilgiye göre, Başbakan Erdoğan, toplantıda, eşbaşkanlığını ABD'nin yaptığı AGİT Minsk grubunun Ermenistan ile ilişkilerin geliştirilmesi sürecine katkısının önemli olduğunu belirterek, ilişkilerin geliştirilmesinde bu grubun daha fazla gayret göstermesi gerektiğini söyledi. Musevi temsilciler ise Erdoğan'a başta İran lideri Mahmud Ahmedinejad'ın Yahudi soykırımını inkâr eden konuşmaları ile İran'ın nükleer programı konusunda duydukları endişeyi dile getirdi. Erdoğan da Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada her türlü kitle imha silahına ve nükleer silaha karşı olduğunu bildirdi. Başbakan Erdoğan, Musevi temsilcilerin, İsrail'i yakında ziyaret etmesinin gündemde olup olmadığını sorusuna ise henüz kesinleşmiş bir şey olmadığı, ancak BM Genel Kurul toplantıları sırasında Türk ve İsrail dışişleri bakanlarının her an görüşebilecekleri cevabını verdi. Erdoğan'ın, toplantıda İsrail ile Suriye arasında daha önce Ankara'nın aracılığında yapılan, ancak İsrail'in Gazze saldırısı nedeniyle duran görüşmelerin yeniden başlatılması konusunda iki tarafın da talebi olması halinde Türkiye'nin elinden geleni yapacağını söylediği ifade edildi. Musevi temsilcilerin Erdoğan'a, İstanbul'daki Yahudi cemaatinin Türkiye'de ders yılının başında okullarda ayrımcılığın kaldırılması ve ilk derste dil, din ve ırk ayrımcılığına karşı saygı, sevgi ve hoşgörü konusunun işlenmesiyle ilgili "ilk ders genelgesini'' çok olumlu karşıladıklarını söyledikleri de öğrenildi. ADL direktörü Abraham Foxman, toplantı sonrası yaptığı açıklamada Davos'taki "one minute'' krizinin artık tarihe gömüldüğünü söyledi. ANKA'ya konuşan Foxman, yaşanmış bazı şeylerin uzun bir süre krize yol açsa da Türkiye ile İsrail'in yıllardır geliştirmiş oldukları iyi ilişkileri ve dostluklarını bozamayacağını vurguladı. Foxman, "Davos zirvesinde yaşanan bu olayın ardından arada geçen birtakım gerginlikler olmuştur; ancak bu tansiyon artık düştü. Biz önümüze bakıyoruz. Toplantı sırasında hiçbirimiz bu konuyu açmadık, Erdoğan da bu konuyu dile getirmedi. Biz unuttuk ve yaşananları tarihe gömdük.'' ifadelerini kullandı. MEHMET DEMİRCİ ANKA, NEW YORK TBMM'deki demokratik açılım oturumu açık olacak [No Paragraph Style][Basic Paragraph]Metin_BütünBaşbakan Tayyip Erdoğan, 'demokratik açılım' konusunda TBMM'de yapılacak oturumun açık olacağını bildirdi. BM'deki programının ardından Türk basın mensuplarıyla bir araya gelen Erdoğan, demokratik açılımla ilgili Meclis'te yapılacak oturumun 'açık mı' olacağı sorusunu da "Tabii, tabii.'' diye cevapladı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, ABD'ye yaptığı seyahate ilişkin "demokratik açılım'' bağlamındaki eleştirilerine de "Buraya hesap vermeye gelmişiz gibi davranıyor, bu çok ayıp.'' karşılığını verdi. 580870 Milletvekili Biçer'den Memur-Sen'e ziyaret Milletvekili Biçer'den Memur-Sen'e ziyaret AK Parti Kütahya Milletvekili İsmail Hakkı Biçer Memur-Sen'e ziyarette bulunarak çalışanların sorunları hakkında bilgi aldı. AHMET YILMAZ KÜTAHYA Ziyarette Memur-sen'e bağlı sendika temsilcileri ve çok sayıda Eğitim-Bir-Sen mensubu eğitimci sıkıntı ve taleplerini milletvekiline ilettiler. Memur-Sen il temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Kütahya Şube Başkanı Kamil Uçan 2009 yılı toplu görüşmelerinde hükümetin çalışan memurlara önerdiği yüzde 2.5+2.5'luk zammın kabul edilemez olduğunu, uzlaştırma kurulunun 2010 yılı için tavsiye ettiği yüzde 4+4'lük zam oranına uyulmasını ve 2008 yılında söz verilen ek ödeme zammının yapılması gerektiğini vurguladı. Milletvekili İsmail Hakkı Biçer, demokrasilerde sivil toplum örgütlerinin önemini vurgulayarak ülkemizde sendikaların mücadelelerini desteklediklerini söyledi. Önceki hükümetler döneminde enflasyonun üç haneli rakamlarda olması nedeniyle dönemlerde verilen zam oranlarının sayısal olarak yüksek görünmesine karşın reel olarak alım gücünü artırmadığını belirten Biçer, "AK Parti hükümeti olarak bizler borçla ya da para basmak suretiyle maaş zammına gitmek istemiyoruz. Bütçe imkanları ölçüsünde yapılabilecek zamlar üzerinde duruyoruz" dedi. 23.09.2009 580354 Büyükburç, Yunus'tan ilahiler okuyacak Erol Büyükburç, Berkant ve İskender Doğan, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı turistik Küçükkuyu beldesindeki bir motelde sevenleriyle buluştu. Büyükburç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her gün yeni bir şarkıcının piyasaya çıkıp, bir müddet kaldıktan sonra sahnelerden silindiğini söyledi. Yeni nesil şarkıcıları ''genetiği değiştirilmiş'' olarak tanımlayan Büyükburç, kendilerinin ise ''organik'' olduğunu kaydetti. Büyükburç, yeni projesinden bahsederek, ''Yunus Emre'ye ait ilahileri senfonik olarak okuyacağım. Albümüm yıl sonunda piyasada olacak'' dedi. ''Kan ve Gül'' adlı unutulmaz şarkının söz yazarı olan İskender Doğan ise günümüzde eğlence tarzlarının değiştiğini ifade etti. Yeni nesil şarkıcıların amaçlarının sadece para kazanmak olduğunu iddia eden Doğan, ''Kliplerde, bestenin niteliği en sona bırakıldı. Mümkün olduğu kadar cinsel çağrışımlar ön plana alınıyor. Biz nereye gidiyoruz? Biraz duralım düşünelim'' diye konuştu. 579603 2. Halis Ağa vakası 2. Halis Ağa vakası MANİSA (İHA) Manisa'nın Turgutlu İlçesi'nde ay önce birbirlerine âşık olarak evlenen 21 yaşındaki Melike ve 71 yaşındaki Nuri Yıldırım çifti, Halis ve Nazlıcan Toprak çiftine destek verdi. Geçtiğimiz aylarda kendisinden 54 yaş küçük bir bayanla evlenen iş adamı Halis Toprak'ın evliliği Türkiye'nin gündemine oturmuştu. Toprak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Halis Toprak ve eşi Nazlıcan büyük tepkiler alırken, evliliğe destek verenler de oldu. Turgutlu'da at arabacılığı yaparak geçimini sağlayan 71 yaşındaki Nuri Yıldırım ve ay önce evlendiği kendisinden 50 yaş küçük eşi Melike, televizyondan izledikleri Toprak çiftine destek verdi. Mutlulukları gözlerinden okunurken aralarındaki yaş farkını önemsemeyen Yıldırım çifti, aşkın yaşının olmadığını söylediler. Nuri Yıldırım, "İşadamı Halis Toprak'ın benim gibi kendinden küçük yaşta bir bayanla hayatını birleştirmesine tam destek veriyorum. Halis Toprak'a yönelik tepkileri çok yersiz buluyorum. Bana da çocuğum karşı geldi, benimle konuşmuyorlar. İnsanın karşısına aşkın ne zaman çıkacağı, bunun kim olacağını kimse belirleyemez" dedi. 21 yaşındaki Melike Yıldırım da, "Ben eşime ilk görüşte âşık oldum. Nazlıcan'ın da mutlu olduğuna inanıyorum. Toprak çiftine mutluluklar dilerim" diye konuştu. 579402 K.Maraş'ta askeri araç devrildi yaralı AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, ilçeye bağlı Koçovası köyü Karataş yaylasında denetim yapan askerler ve kaçak av yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan kişinin içerisinde bulunduğu askeri araç, virajı alamayarak devrildi. Yaralananlar Afşin Devlet Hastanesine kaldırıldı. Sağlık durumu ciddi olan bir asker Elbistan Devlet Hastanesine sevk edildi. Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinde askeri aracın devrilmesi nedeniyle yaralanan askerler ile vatandaşın kimlikleri belirlendi. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre kazada, Alper Çuvalcı, Mehmet Çepkin, Eray Baykan, Mehmet Şerif Çaçan, Okan Ali Kumaş, Mustafa Kanalka isimli askerler ve Nezar Özdemir ve İsmet Kanza isimli vatandaşlar yaralandı. Yaralılar Afşin Devlet Hastanesine kaldırıldı. Sağlık durumu ciddi olan Alper Çuvalcı Elbistan Devlet Hastanesi, Okan Ali Kumaş ve Mustafa Kanalka Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesine sevk edildi. Diğer yaralıların tedavilerine Afşin Devlet Hastanesinde devam ediliyor. Kahramanmaraş Jandarma Alay Komutanı Albay Sezai Akgün, Afşin Devlet Hastanesine gelerek yaralıların sağlık durumlarına ilişkin bilgi aldı. 580453 Cem'in saklandığı iddia edilen ev Cem'in saklandığı iddia edilen ev İHA Giriş Saati 23.09.2009 13:35 Güncelleme 23.09.2009 13:54 Liseli Münevver Karabulut cinayetinin katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun 190 gün boyunca saklandığı yerin Çorlu'daki bir bağ evi olduğu iddia edildi. Cem Garipoğlu'nun yakalanmasının ardından ortaya atılan 'televizyon izledi, haberleri televizyondan takip etti' iddialarının aksine evde elektrik bulunmuyor. Evin aydınlatması ve diğer ev aletlerinin çalıştırılması ise akü ve jeneratörle sağlanıyor. Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun Çorlu'ya bağlı Sarılar Köyü`nde köy merkezine kilometre uzaklıkta bulunan Sarılar Göleti`nin hemen yanı başında bulunan tek katlı bağ evinde gizlendiği iddia ediliyor. Ancak ev sahibi emekli matematik öğretmeni Nazmi Sular iddiaları yalanladı. Sarılar Köyü'nün muhtarı Şahin Nas da köylerinin küçük olduğunu böyle bir olayın mutlaka duyulacağını belirterek, köylerinin bu şekilde anılmasının kendilerini üzdüğünü söyledi. Göl manzaralı, etrafı ağaçlarla çevrili ve bahçesi yeşilliklerle dolu bağ evinin önünde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan ve evi gösteren ev sahibi emekli öğretmen Nazmi Sular, "Haberleri ilk defa sizden duyuyorum. Telefonla aradılar ama ne araçla aradıklarını bilmiyorum. Köy Muhtarı aradı. Cem Garipoğlu ile ilgili iddialar varmış sizinle görüşeceklermiş dedi. Bunu ilk kez öğrendim. Bağ evi tarzında böylebir evde kalmıştır diye düşündüm, bu benim aklıma geldi ama İstanbul çevresinde böyle evler çok var" dedi. Gazetecilerin evin resimlerinin basında yer aldığını hatırlatması üzerine; "Bizim evimiz mi çıktı görmek isterim" diyen ev sahibi Sular; "İlk olarak aklıma evimin değerlendiği geldi. Artık yaşlanıyoruz ileride satacağız. 11 sene evvel tarla olarak bu hale getirdik. Medyada çıkması ile değerlenmesini umdum. Şu ana kadar satmayı düşünmedik ama 70 80 bin liradan aşağı olmaz" diye konuştu. Cem Garipoğlu`nun kendisine ait olan bağ evinde kalmadığını bir kez daha yineleyen Sular; "İlk defa sizden duyuyorum tabi ki kalmadı. Herhangi bir akrabalığım yok. Televizyondan takip ediyoruz, devamlı görüyoruz ama evimde kalması söz konusu değil" dedi. Köy muhtarı Şahin Nas da köylerinin bu şekilde anılmasından rahatsız olduğunu belirterek; "Konuyu ev sahibine haber verdim. Oysa ki böyle bir şey olmasına imkan yok. Köyümüz küçük gelen ve gidenden haberimiz oluyor. Sadece köyümüzdeki gölete balık avlamaya gelenler var geliyorlar ve gidiyorlar. Köyümüzden kimsenin böyle bir şey yapması mümkün değil. Gerçek dışı haber oluşu bizi rahatsız etti. Köyüm pırıl pırıl her şey ortada, hiç imkan ihtimal vermiyorum. Cem Garipoğlu kalsa muhakkak haberimiz olurdu.Yaz sezonu olması dolayısıyla herkes arazideydi, kesinlikle görünür, bilinirdi" şeklinde konuştu. Yayın tarihi: 580325 Rus gelinleri çıldırtan sorular Evlenerek Türkiye’ye yerleşen Rus kızlarına en fazla sorulan sorular şunlar:Evlenerek Türkiye’ye yerleşen genç kızlar, Rusya’ya ilişkin önyargılardan kaynaklanan basmakalıp sorulara muhatap olmaktan yakınıyor... İnternetteki “turkey.ru” sitesi başta olmak değişik forumlarda Türkiye’deki yaşamlarına ilişkin deneyimlerini paylaşan genç kızlar hemen hemen her karşılaştıkları kişinin kendilerine aynı soruları yönelttiğini söylüyor. Yakınları tepki gösteriyor Ruslara Türkiye’de en çok sorulan soruların başında, “Rus kızları neden hep güzel olur” geliyor. Ancak soruyu yöneltenler hemen ardından, “Öyle ya sizin oraları soğuk!” diyerek yanıtı da kendisi veriyor. Genç kızlar, Rusya’da da benzer önyargılar ve bilgi azlığı bulunduğunu, bir Türkle evleneceğini öğrenen yakınlarından, “Deli misin, seni satar!”, “Dikkat et, bak sonra çocuğunu elinden alır”, “Kaçıncı karısı olacaksın?”, “Şimdi saçını siyaha mı boyayacaksın?” ve “Çarşafa mı gireceksin?” türü tepkiler aldıklarını anlatıyor. ‘Neden Rus kızların selüliti olmuyor?’ Rusların Türkiye’de sıklıkla karşılaştıkları diğer sorulardan bazıları şöyle: Saçın orijinal mi?(boya mı?) Nerelisin? Normal Rus musun, beyaz Rus mu? Moskova nerede? Neden buraya geldin, Rusya’da iş mi yok? Evlenmek için mi geldin? Rusya’da erkek az değil mi? Sizin oralarda kedi, köpek var mı? Aaa siz de mi çay içiyorsunuz? Komünizm mi iyiydi, şimdi mi? Domuz eti yiyor musunuz? Hıristiyan olmak mı iyi Müslüman olmak mı? Nasıl yani, Rusya’da da mı ütü var? Rus kızların neden selüliti olmuyor? Neden 30’undan sonra çöküyorsunuz? Türk erkekleri çok yakışıklı değil mi? Film olmuştu 2002 yılında “Rus Gelin” isimli bir de sinema filmi çekildi. Senaryosunu Umur Bugay’ın yazdığı, Zeki Alasya’nın hem yönettiği, hem de Metin Akpınar ve Tatsyana Tsvikeviç’le başrol oynadığı “Rus Gelin” filminde, Moldovya’dan gelen dünya şampiyonu güzel okçunun Türkiye adına yarışabilmesi için yaptığı formalite evlilik ve ardından yaşanan komedi beyazperdeye aktarıldı. 580157 Süper Lig'in gurbetçi futbolcuları AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, İstanbul Büyükşehir Belediyespor dışındaki bütün takımlarda, 69 yabancı asıllı Türk futbolcu yer alıyor. Bu futbolculardan 49'unun, Almanya kökenli olduğu gözlenirken, 6'sının Belçika, 3'erinin Hollanda ve İsviçre, 2'şerinin Avusturya ve İsveç, kalanlarının ise İngiltere, Lübnan, Norveç ve Bulgaristan kökenli olduğu belirlendi. En fazla gurbetçi futbolcu, 7'şer kişiyle Gençlerbirliği ve Kayserispor'da bulunurken, ''Dört Büyükler''den Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor'da 3'er, Fenerbahçe'de ise gurbetçi futbolcu yer alıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyespor'da ise tek bir gurbetçi forma giymiyor. Galatasaray, Trabzonspor, Diyarbakırspor ve Eskişehirspor'un kadrolarındaki tüm gurbetçi futbolcuların, Alman kökenli olması dikkat çekiyor. Takımlarda yer alan gurbetçi oyuncular şöyle: Ankaragücü: Muhammet Hanifi (Belçika), Elyasa Süme, Volkan Arslan, Barbaros Barut (Almanya) Ankaraspor: Baki Mercimek (Hollanda), Aydın Karabulut, Murat Tosun (Almanya) Antalyaspor: Polat Keser, Volkan Altın, Ahmet Kuru (Almanya), Gürhan Gürsoy (Bulgaristan) Beşiktaş: Uğur İnceman (Almanya), Erkan Zengin (İsveç), Ekrem Dağ (Avusturya) Bursaspor: Cihan Kaptan (Almanya), Turgay Bahadır (Avusturya), İsa Bağcı (İsveç) Denizlispor: Ahmet Cebe (Almanya), İzzet Akgül (Belçika) Diyarbakırspor: Celalettin Koçak, Erkan Atılgan, Hakan Güler, Eren Şen (Almanya) Eskişehirspor: Volkan Yaman, Selçuk Alibaz, Adem Sarı, Ümit Karan (Almanya) Fenerbahçe: Deniz Barış, Özer Hurmacı, Ali Bilgin (Almanya), Önder Turacı (Belçika), Kazım Kazım (İngiltere) Galatasaray: Serkan Çalık, Barış Özbek, Hakan Balta (Almanya) Gaziantepspor: Cenk Güvenç (Almanya) Gençlerbirliği: Murat Kalkan (Belçika), Aykut Demir, Hurşit Meriç (Hollanda), Resul Zengin, Sezai Zehiroğlu, Bilal Çubukçu (Almanya), Sinan Ayrancı (İsveç) Kasımpaşa: Azar Karadaş (Norveç), Murat Akın (Belçika), Barış Başdaş, Ali Güneş, Şahin Aygüneş (Almanya) Kayserispor: Durmuş Bayram, Serder Kesimal, Umut Koçin, Furkan Özcal, Ömer Şişmanoğlu, Semih Aydilek (Almanya), Bilal Çubukçu (Lübnan) Manisaspor: Ferhat Çökmüş, İlker Tugal (İsviçre), Nizamettin Çalışkan, Sezer Öztürk, Dilaver Güçlü, Fatih Baydemir (Almanya) Sivasspor: Ersen Martin, Sezer Badur, Cihan Yılmaz, Ferhat Bıkmaz (Almanya), Kadir Bekmezci (Belçika) Trabzonspor: Engin Baytar, Zafer Yelen, Ceyhun Gülselam (Almanya) 579563 Nurcan gözünü Dünya'ya dikti SANLI SARIALİOĞLU Nurcan gözünü Dünya'ya dikti Kariyerinde Olimpiyat ve Avrupa şampiyonluğunun yanı sıra bir çok başarılar bulunan milli halterci Nurcan Taylan, dünya şampiyonu olamamanın burukluğunu yaşıyor. Taylan, bu yıl dünya şampiyonluğu istiyor. Milli sporcu Taylan, 18-27 Kasım tarihlerinde Güney Kore'de gerçekleştirilecek Dünya Halter Şampiyonası'nın hazırlıklarını sürdürdüğünü söyledi. Milli halterci Taylan, “Olimpiyat ve Avrupa şampiyonluğum var. Kariyerime Dünya şampiyonluğunu da katmak istiyorum' şeklinde iddialı konuştu. 23.09.2009 579800 Köprü çıkışında feci kaza: ölü Edinilen bilgiye göre, saat 24.00 sıralarında meydana gelen kaza şöyle gelişti: Ahmet Kuzey yönetimindeki 34 KJL 7338 plakalı kamyon arıza yapınca Fatih Sultan Mehmet Köprüsü Ankara istikameti çıkışındaki park alanında durdu. Aynı istikamette ilerleyen Aydın Şengül'ün (43) kullandığı 34 FC 7338 plakalı otomobil park alanına girerek kamyona arkadan çarptı. Otomobilde sıkışan Şengül, sağlık ekipleri olay yerine ulaşamadan hayatını kaybetti. Kaza mahalline sevk edilen itfaiye ekipleri Şengül'ün cesedini sıkıştığı yerden çıkardı. Olay yeri inceleme ekiplerinin kazaya ilişkin incelemelerinin ardından ceset Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Kazayla ilgili bilgi veren kamyon şoförü Ahmet Kuzey, "Kamyon arıza yaptığı için park alanında durduk. Kamyonda oturuyorduk hızla gelip bir otomobil kamyona çarptı. Kaza nasıl gelişti bilmiyorum." dedi. Polis, bagajında davul çıkan, müzisyen olduğu tahmin edilen Şengül'ün yakınlarına ulaşmaya çalışıyor. Bu arada D-100 Karayolu Bostancı mevkiinde ise, aşırı hız nedeniyle refüje çarpan 34 FA 187 plakalı kamyonet bariyerleri parçalayarak yan döndü. Kazada yaralanan kamyonetin sürücüsü vatandaşlarca araçtan çıkarılarak ambulansla Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gönderildi. Kaza nedeniyle D-100 Karayolu'nda trafik sıkışıklığı oldu. 580943 Lancia Delta'ya 2010 ödemeli kampanya Lüks kompakt sınıfta yer alan Lancia Delta için düzenlenen kampanya kapsamında Lancia Finans aracılığıyla 48 aya varan vade ve 40 bin TL’ye varan kredi içeren çeşitli satın alma kolaylıklarının yanı sıra Ocak 2010 tarihinden itibaren geri ödeme desteği de sunuluyor. Tofaş çatısı altında yer alan Lancia Türkiye, ÖTV indirimiyle anahtar teslim satış fiyatlarında önemli avantajlar sunduğu Lancia Delta modeline daha cazip koşullarla sahip olabilme imkanı sağlayan ve aynı zamanda ileri tarihli ödeme imkanı sunan yeni bir kredi kampanyasına start verdi. “Koç Fiat Kredi” desteğiyle Eylül ayı sonuna kadar sürecek kampanya kapsamında Lancia Finans kanalıyla 40 bin TL’ye kadar kredi ve 48 aya varan vadelerle kredi kullanma ayrıcalığı sunuluyor. 22 bin 275 Euro’dan başlayan anahtar teslim satış fiyatıyla dikkat çeken ve lüks kompakt sınıfın en fark yaratan otomobili olarak ön plana çıkan Lancia Delta modelini satın alacak tüketicilere, geri ödemeleri Ocak 2010’da başlayacak şekilde 1.13 faiz ve 36 aylık vadeyle de 20 bin TL krediyi 779 TL’lik taksitlerle ödeme imkanı sunuluyor. 30 Eylül’e kadar satın alma tercihini 120 HP ile 190 HP arasında değişen dört farklı motor seçeneğiyle ithal edilen Lancia Delta’dan yana kullanacak olan otomobil severlere, aldıkları krediyi Ocak 2010’dan itibaren geri ödemeye başlayabilme ayrıcalığının yanında 3. ve 4. yıl veya 130.000 km uzatılmış garanti de Lancia Finans tarafından hediye ediliyor. 1.6 litre 120 HP’lik turbo dizel motor seçeneği ve bu motor versiyonunda isteğe bağlı sunulan otomatik şanzıman gibi benzersiz kombinasyon özelliklerine sahip Lancia Delta model ailesi; havayastığı, Absolute Handling System,LED aydınlatma teknolojili ön ve arka farlar, çift bölgeli otomatik klima, direksiyondan kumandalı MP3’lü radyo-CD çalar, krom dış pencere çerçeveleri, deri & Alcantara koltuk döşemesi, elektrikli katlanabilir ve ayarlanabilir ısıtmalı yan dikiz aynaları, viraj içi aydınlatan ön sis farları, karartılmış arka yan camlar, deri direksiyon ve vites topuzu, soğutuculu ön kol dayama, kaydırılabilir arka koltuk ve 16 inçlik hafif alaşımlı jant gibi zengin başlangıç donanım seviyesiyle de dikkat çekiyor. 580664 Roma'dan hapse! Haberi Ekle Roma'dan hapse! 23/09/09 16:37 HTSPOR.COM Bir süre önce Roma'dan ayrılan Luciano Spalletti'nin Serie ekibinden sonra hapishaneye düştü. Spaletti, özel olarak organize edilen bir maçta, mahkumların teknik direktörlüğünü yaparak parlementerler karşısında kazanmalarını için mücadele verecek. 26 Eylül'de Massa'da gerçekleşecek olan gösteri maçında, Spaletti'nin takımında hüküm giymiş mahkumlar, polisler ve bölgenin siyasetçileri olacak. Rakip takımı ise İtalyan Parlamentosu'nun üyeleri oluşturacak. Hapishane Müdürü Salvatore Lodice, organizasyonu doğrularken, dikkatleri kapalı kapılar ardında çekmek için uğraştıklarını ifade etti. 579846 Erdoğan, Berdimuhamedov ile görüştü LİNKLER The Plaza Otel'de gerçekleşen görüşmede, iki ülke ilişkileri, bölge ve enerji konularının gündeme geldiği öğrenildi. 579455 Şebnem Bal'a 'Cehennemlik' telif davası Besteci Ozan Demiralp'in "Cehennemlik" adlı şarkısını izinsiz albümüne almakla suçlanan şarkıcı Şebnem Bal'ın yıla kadar hapsi istendi Sözyazarı ve besteci Ozan Demiralp ile şarkıcı Şebnem Bal arasındaki sular durulmuyor. Demiralp, "Cehennemin Dibine Kadar" parçasını albümünde izinsiz kullandığını öne sürdüğü Bal'dan mart ayında şikâyetçi olmuştu. Savcılığa dilekçe veren Demiralp, kendisinden yazılı izin almayan Bal'ın bu şarkıyı "Yangın Kızılı" adlı albümünde seslendirdiğini belirtmişti. Seyhan Müzik şirketinin üstlendiği albümdeki eserin adının "Cehennemliksin" diye değiştirildiğini vurgulayan Demiralp, böylece Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na muhalefet edildiğini savunmuştu. Eseri 2007'de noterde adına tescil ettirdiğini ifade eden Demiralp, sadece Sibel Can'ın kullanması amacıyla bir demo CD'ye seslendirip, Maestro isimli stüdyoya gönderdiğini de vurgulamıştı. 'KASITLI DAVRANMADIM' Savcılık tarafından açılan soruşturma kapsamında savunması istenen seksi şarkıcı Şebnem Bal müzik piyasasında bazı kişilerin kendi söz ve bestelerini CD'ye aktarıp stüdyolara gönderdiğini, Selim Çaldıran'a ait stüdyoya gelen eseri nakaratları itibarıyla meslek birliklerinden araştırdığını, kayıtlı olmaması nedeniyle ileride hak sahibine makul bir ücret ödemek kaydıyla kullandığını öne sürdü. Yapımcı firmaya da bu şekilde beyanda bulunduğunu ifade eden Şebnem Bal "Kasıtlı davranmadım" dedi. Hazırlanan iddianamede şüphelilerin, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 71/1 maddesi gereğince yıldan yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi. Yayın tarihi: 580894 Kaddafi BM'yi yerden yere vurdu Libya'da 40 yıldır iktidarda bulunan Kaddafi, BM Genel Kurulunda ilk kez yaptığı konuşmada, BM'de Güvenlik Konseyinin daimi üyenin hakimiyetinde olduğunu, üye ülkeler arasında eşitsizlik bulunduğunu belirtti. Daimi üyelerin veto hakkına karşı çıkan Kaddafi, Güvenlik Konseyinde bu hakkı elinde bulunduran ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa'yı, kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmekle suçladı. Vetonun BM şartnamesine aykırı olduğunu ifade eden Kaddafi, elinde BM'nin kuruluş metnini içeren küçük mavi kitapçığı sallayarak, ''Veto, BM Şartnamesine aykırıdır, daimi üyelerin varlığı BM Şartnamesine aykırıdır'' diye konuştu. Kaddafi, veto hakkını kabul etmediğini de belirterek, ''Şartnamede büyük veya küçük bütün ülkeler eşittir der'' ifadesini kullandı. Libya lideri, genelde çok sert eleştirilere yer verdiği konuşmasında, büyük güçleri 1945'ten beri kendi çıkarları için dünyada sayısız çatışma çıkarmakla da suçladı. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile Amerikalı Büyükelçi Susan Rice'ın, toplantı salonunu Kaddafi'nin konuşmasından önce terk etmesi dikkati çekti. 579794 ALİ BULAÇ Suriye'de kaybolan kök Dedem Ali Çavuş, eski bir Arap geleneğine uyarak doğan çocuklarını süt anneler emzirsin diye konar göçer bedevilere verirdi. Bunların çoğu Kamışlı, Ihsıçe, Mardin hattında gezinir, badiyede yaşardı. İmparatorluğun dağılma çağıdır ve hiçbir şey eskisi gibi kolay değildir. Dedem, bir defasında doğar doğmaz oğlu İsmail'i vermiş, süt annesi onu yedi yıl sonra getirmiş. Öz annesini ve babasını hiç tanımayan İsmail, aylarca süt annesini ve babası bildiği kocasını sayıklayıp durmuş, sonunda hastalanıp ölmüş. Babamın doğumundan önce dedem son olarak bir kız çocuğunu daha bedevilere vermiş. Verdikten sonra da sınırlar çekilmiş, Türkiye ile Suriye birbirinden katı-kesin, acımasız (ve fakat Sinan Çetin'in 'Propaganda' filmindeki gibi sun'i) sınırlarla birbirinden ayrılmış. Dedemler "fevka'l-hatta (Türkiye)", küçücük halam "tahte'l-hatta (Suriye)" kalmış. Bir daha da yüzünü gören, haberini alan olmamış. Babaannem bize bu olayı defalarca şöyle anlatırdı: "Deden, belli etmiyordu, ama çok üzülüyordu. Her akşam, geniş avluya çıkar, alabildiğince uzanan Mezopotamya ovasına bakar dururdu. Ona sorarsan yemeğe misafir arıyordu. Tek başına yemek yemediği doğruydu, sofrada bir misafiri olmasını isterdi. Aşiret ehli, misafirle yemek yiyince mutlu olur. Bize sıkça misafir gelirdi, misafir gelmediğinde dedem sokağa bakan avlunun ucunda oturur, gelip geçenlerden birini yemeğe davet ederdi. Bana öyle geliyordu ki misafir bulmak üzere avluda saatlerce oturup bakması bahaneydi, hep Mezopotamya ovasına, Suriye tarafına bakar, sanki ufuktan bir anda kızını verdiği süt annesi çıkıp gelecekmiş gibi beklerdi. Sert mizaçlı ve ketum biriydi. Kimseye zaafını belli etmezdi. Hayatının sonuna kadar kızının hasretiyle yaşadı, ama bir kere hat (sınır) çekilmişti, irtibat tamamen kopmuştu." 1970'lerde Mardin Latifiye Camii'ne Şeyh Zübeyir isminde bir hoca geldi. Suriye'de tahsil görmüş, alim ve fazıl bir zattı. Babam onu tanıyordu. Bir gün babam heyecanla geldi ve Zübeyir Hoca'nın halamın yerini bildiğini söyledi. İçi içine sığmıyordu. Hoca'nın verdiği bilgilere göre halam Şam'da yaşıyormuş, iki erkek bir kız çocuğu varmış, üçü de memurmuş. Babam Suriye'ye nasıl gidebilirim diye planlar yapmaya başladı. Tabii aradan epey zaman geçti. Bir de öğrendik ki Zübeyir Hoca İstanbul'a Beykoz'a taşınmış. İstanbul'da Zübeyir Hoca'yı aradım. İzini buldum. Tam Beykoz'a gideceğim hafta hoca vefat etti. Böylece tek halamla irtibat kurma ümidimiz de suya düşmüş oldu. Sonra babam da vefat etti. Halamın yaşadığını sanmıyorum. Çocuklarının isimlerini dahi bilmiyoruz. Kısaca köklerimizden biri Suriye'de, ama bu da kayıp bir kök. Bu anlattıklarım bir dram mı, Yeşilçam türü bir arabesk mi? Bilemiyorum. Hâlâ Suriye'de yaşayan bir amcamın kızı var. Ölüm veya sevinçli günlerde ne zaman Türkiye'ye gelmek istese inanılmaz sıkıntılar yaşıyor. İki erkek, bir kız kardeşi öldü, her defasında cenazelerine yetişemedi. Yıllardır, bayramlarda Suriye sınırında akrabaların tel örgülerin arkasından birbirlerine bağrışmalarını, hediye eşyası fırlatmalarını seyrederken hep dedemi hatırlar, hüzünlenirdim. Geçen hafta Türkiye ile Suriye arasında vize kalktı. Hüzünle karışık bir sevinç duydum. Kendi ölçeğinde mevzuat değeri küçük, sembolik ve beşeri değeri çok büyük bir karar. Bundan daha iyi bir bayram hediyesi olamazdı. Sınırların çekilmesinden ve vizelerin konulmasından haberi olmayan Adıyamanlı iki Müslüman hacca gitmek üzere sınır kapısına gittiklerinde onlara "Hani pasaport?" diye soran görevlilere "Pasaport da çiye (nedir)?" diye sormuşlardı. Bir gün gelecek bütün sınır kapılarında "Müslüman'ın pasaportu La ilahe illallah'tır", denip bu parola ile bütün İslam yurdu serbestçe gezilecektir. Vizenin kalkmasında emeği geçen herkese teşekkürler. a.bulac@zaman.com.tr 580158 da olur mu? da olur mu? Yorumculara göre ligde önümüzdeki haftalık sürede G.Saray, A.Gücü ve ’u, F.Bahçe ise G.Birliği ve G.Antep’i yenecek Tarihte 8’de bile yok! SÜPER Lig tarihinde 51 yıl geride kalırken bugüne kadar en iyi başlangıç rekoru F.Bahçe’ye ait. 1964-65 sezonuna gibi giren F.Bahçe, İngiliz teknik direktör Hold yönediminde ilk maçını da galibiyetle kapadı. Ancak 8. hafta derbisinde 1-1 berabere kalınca seri galibiyette bitti. Lig tarihinde bu başarının üstüne ise başka hiçbir takım çıkamadı. F.Bahçe ve G.Saray bu sezon ise bu tarihi rekoru birlikte kırabilirler. G.SARAY tarihinde Rijkaard ile ilk defa bu sezon galibiyetlik bir seri tutturdu. Beşiktaş’ın ise sezona başlangıç olarak galibiyetlik bir başarısı da yok. Eğer önümüzdeki hafta iki takım da kazanırsa F.Bahçe’nin 7’lik rekoru egale edilecek. 8. hafta ise tarihi bir başlangıç serisi olabilir. ’e yenilgisiz çıkarlar İKİ takımın da fikstürü zor görünmüyor. G.Saray açısından Ali Sami Yen’de oynayacağı karşılaşması kağıt üzerinde zor olabilir. Ama karı-kırmızılı takım Trabzon’u evinde son dönemlerde hep yeniyor. Ayrıca kadro farkı büyük. F.Bahçe iyi savunma yapıyor. Mücadele yönleri de kuvvetli. Bu nedenle deplasmanları tek golle de olsa galibiyete geçerler. Sarı-lacivertli takım ise bana göre en çok evinde oynayacağı G.Birliği maçında zorlanır. Ama iki takımın da büyük ihtimalle derbiye yenilgisiz çıkacağını düşünüyorum. Bu da şu sonucu doğurur, lig bitti ne yazık ki. İki takım ayrıldı gidiyor. Kimse de onları yakalayamaz. Bu olursa, diğerleri istifa etsin LİGİN 10. haftasına ikisi de yenilgisiz gelebilirler. Bu kesinlikle mümkün. Şu ana kadar sergiledikleri görüntüyle ve ligdeki diğer takımların durumuna da bakınca yenilgisiz olarak karşı karşıya gelmeleri büyük bir olasılık. Eğer böyle olursa diğer takımlar istifa etmeli. F.Bahçe ile G.Saray birbirleriyle oynadıklarında ikisinin de yenilgisi yoksa Süper Lig’deki takımlar bu ligi bıraksın. Sonra, iki takım kendi sahasında deplasmanda ve de tarafsız sahada olmak üzere 15 kez karşı karşıya gelsin. En çok kazanan da ligin şampiyonu olsun. Bu durum şunu gösteriyor, ne yazık ki etmiştir. ERCAN SAATÇİ: Beklenmedik kayıplar olacaktır DERBİYE yenilgisiz geleceklerine hiç ihtimal vermiyorum. İkisinin de puan kaybı olacaktır. Aksi durum bu sezon ligdeki kopmanın temel işareti olur. Özellikle F.Bahçe’nin oynadığı futbola bakınca her iki takımın da kötü oynayıp şanslarının yardımıyla galip geldiklerini görüyoruz. Bu istikrarsız tablonun hafta daha süreceğini hiç sanmıyorum. Fikstüre bakınca ‘şu takıma takılır, şunu geçerler’ demiyorum. Rakiplerinin hepsine takılma ihtimalleri var. Ve hiç beklenmedik bir maçta kaybedebileceklerini düşünüyorum. Her maçı kazanmanın verdiği stres onları baskı altına almış durumda. Zaten yenilen de rahatlar. SELİM SOYDAN: Derbiyi F.Bahçe alır, kadar! F.BAHÇE de, G.Saray da ligde sıkıntılı galibiyetler alıyor. Ayakları biraz uçurumun kenarında yürüyorlar. Her an puan kaybetme ihtimalleri var. Ancak öyle bir hava yakaladılar ki, haftayı kayıpsız geçme şansları daha fazla. Sarı-lacivertlilerin deplasmanda 3’te yapması Antalya ve G.Antep maçlarını da kazanabileceğinin göstergesi. G.Birliği’ne karşı evinde kazanması da zor olmaz. G.Saray’ın ise hücum gücü mükemmel. Kısacası iki takım da derbiye hasarsız çıkar. Peki derbi ne olur derseniz? Benim yanıtım da şu olur: Kadıköy’deki derbide favori daima F.Bahçe’dir. Bu oyunlar sürerse çok zor F.BAHÇE son maçını kötü oynayarak kazandı. G.Saray ise zaman zaman kötü oynamasına karşın çok gol atarak kazandı. Bu iki takımın ligde kendi aralarında oynayacakları maça kadar kaybetmeleri zor görünüyor. İki takımdan F.Bahçe bu motivasyonla oynamaya devam ederse, G.Saray ise maçının ilk yarısı ve Panatinakos maçının genelindeki oyun performansını sergilerse kaybeder. Ancak önümüzdeki üç maçı da kazanmaları daha büyük ihtimal. İkisi de kaybetmeden 10. haftaya gelirse zaman Türk Futbol’u önemli bir sınavdan geçecek. Umarım Kadıköy’de gün futbolumuz kazanır. GÖKMEN ÖZDEMİR: Önemli olan şampiyonluk.. G.SARAY ve F.Bahçe durmadan kazanıyor mu, yoksa rakipleri onlara kaybediyor mu? Soru da bu galiba aslında... Büyük paralara kurulan takımlar, paraların karşılığı olan futbolu oynamıyorlar ama rakipleri de hâlâ lig sertliğine ulaşmış değiller. Oysa ki ligimiz çok sert, fizik mücadeleyi ön plana çıkartan, iki takımın da oynadığı yumuşak futbolu cezalandıracak bir lig... Ama gelin görün ki bu sene her şey F.Bahçe ve G.Saray’ın lehine gelişiyor... Bu gidişle 9’da da yaparlar, puan rekoru da kırarlar... Herkes 10. haftayı merak ediyor ama pek kimse bunu dillendirmiyor. Aslında şu soruyu şimdiden sorulmalı... Şampiyon kim olacak? G.Saray mı F.Bahçe mi?(VATAN) 580378 "İkili averajda G.Saray'ın önünde olmalıyız" 'nin Brezilyalı futbolcusu Cristian Baroni, mücadele ettikleri üç kulvarda hedeflerinin şampiyonluk olduğunu söyledi. Cristian, ikili averajda 'ın önünde olmaları gerektiğini belirtti. Cristian, Can Bartu tesislerinde antrenmandan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. 'nin her kulvarda mutlaka şampiyon olmak isteyeceğini vurgulayan Cristian, "o yüzden 'bu olsa daha iyi, bunu arka plana atabiliriz' diye kesinlikle bir düşünce yok. Katıldığımız her turnuvada hedefimiz şampiyonluktur. UEFA Türkiye Ligi ve Türkiye Kupası'nda şampiyon olmak istiyoruz" dedi. Brezilyalı futbolcu, takımın kazanmasına rağmen eleştirilmesiyle ilgili soru üzerine ise eleştirilere saygı duyduklarını, ancak kazanmalarının önemli olduğunu söyledi. Takım oturduktan sonra taraftarlarının istediği güzel oyunun geleceğini ifade eden Cristian, "eleştirilere saygı duyuyoruz, fakat saha içinde bizim yaptıklarımız önemli. Belki en iyi oynayan ekip değiliz, fakat maçları kazanabiliyoruz. Zamanla takımımız daha göze hoş gelen bir futbol oynayacaktır" diye konuştu. İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçının ardından iki günlük izinde dinlendiklerini ve aileleriyle zaman geçirdiklerini kaydeden Cristian, hafta sonunda yapacakları Antalyaspor maçından üç puanla ayrılacaklarına inandığını söyledi. Brezilyalı futbolcu, ilk haftalardan itibaren lig yarışının bu sene çok zorlu geçeceğinin görüldüğünü, şu anda ligde en güçlü ekiplerin ve olduğunu ifade etti. "Tek rakibimiz değil" Cristian, maç maç düşünmeleri gerektiğini dile getirerek şöyle devam etti: "Çünkü lig yarışında rakibimiz sadece değil. Bütün ekiplere karşı aynı havayla oynamamız gerekiyor ki sezon sonunda mutlu sona ulaşalım. Elbette ki şampiyonluk yarışındaki ekiplere karşı -şu anda gibi gözüküyor- özellikle ikili averajda önde olmamız gerekiyor. Lig bu sene bayağı çekişmeli geçecek, sonunda biz ipi göğüslemek istiyoruz." Türkiye'ye kısa sürede uyum sağladığını, eşinin de İstanbul'a çabuk adapte olduğunu anlatan Cristian, takımda çok fazla Brezilyalı olduğu için kendisini 40 yıldır 'de oynuyormuş gibi hissettiğini kaydetti. "Takımın kazanması önemlidir" Cristian, sahada ön planda olan biri olmadığını, kendisi için takımın kazanmasının önemli olduğunu söyledi. "Özel hayatımdaki ben ile sahadaki ben çok fazla benzerlik gösteriyor" diyen Brezilyalı futbolcu, "kendimi ön plana çıkarmayı isteyen biri değilim. Hedeflerim önemlidir. Hayatımda ailem ve benim mutluluğum önemlidir, onun için elimden geleni yaparım. Saha içinde de benim için takımımın kazanacağı maçlar önemlidir. Benim ön plana çıkmam önemli değil, önemli olan orada görevimizi yapmamız" diye konuştu. Cristian, Beşiktaşlı Rodrigo Tabata ile ilgili bir soru üzerine, "Tabata'yı 'dan tanıyorum. Şu anda yeni takımı iyi bir dönemden geçmiyor, eleştiri olacaktır. Şöyle bir gerçek var ki Tabata çok kaliteli bir oyuncu. 'a da faydalı olacaktır" dedi. 579413 İsrail ve Filistin barış görüşmelerinin en kısa sürede başlatılmasında mutabık İsrail basınına göre, Netanyahu, toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, ''Filistin tarafı da dahil, barış görüşmelerinin mümkün olan en kısa sürede, ön koşulsuz olarak başlaması konusunda genel bir mutabakat bulunduğunu'' söyledi. Netanyahu, söz konusu toplantının öneminin, varlığından ileri geldiğini söyledi ve her iki taraf arasında aydan fazla süreyle herhangi bir temas olmamasına işaret etti. İsrail Başbakanı, ''Toplantı, geleceğin çehresini değiştirecek kabiliyete sahip, yıllarca birbiri ile çalışmış insanları bir araya getiriyor'' diye konuştu. Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas da toplantıda, Filistin tarafının Doğu Kudüs ve Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerindeki inşaat faaliyetlerini durdurması konusundaki ısrarını tekrarladığını belirtti. Abbas, toplantıyla ilgili yaptığı açıklamada, toplantıda kendi pozisyonlarını ve Yol Haritası barış planına ve yükümlülüklerine kararlı olduklarını vurguladı. Abbas, ''İsrail tarafının doğal büyüme de dahil, yerleşimlerle ilgili yükümlülüklerini yerine getirmesini talep ettik'' dedi. -KANAL 10: ''NETANYAHU, OBAMA'YI İKNA ETTİ''- İsrail'in Kanal 10 Televizyonu, görünüşe göre, Netanyahu'nun, Obama'yı, İsrail, Filistin Yönetimi'nin isteklerini kabul etmeden önce Arap ülkelerinin, İsrail'le ilişkilerinin biraz olsun normale dönmesi konusunda garanti vermeleri yönünde ikna ettiğini belirtti. Televizyon yorumcuları ise toplantıyı, barış görüşmelerinin yeniden başlaması öncesi, İsrail'in, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerinin tümüyle dondurulmasını isteyen Mahmud Abbas'a karşı, Netanyahu için bir zafer olarak değerlendirdi. -EL SIKIŞTILAR- ABD Başkanı Barack Obama'nın önce Netanyahu ve ardından Abbas ile yaptığı ayrı toplantılardan sonra, Obama, Netanyahu ve Abbas, New York'ta Waldorf Astoria otelinde bir araya gelmişlerdi. Görüşmede, Abbas ve Netanyahu el sıkışmışlardı. Obama, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, İsrail ve Filistinlilerin barış için daha fazla çaba harcamaları gerektiğini belirtmişti. İki halkın bir arada yaşayabileceğini söyleyen Obama, ''Daha gidilecek uzun yolumuz var. Konuşmanın zamanı geçti...İlerlemek ve uzlaşmak, bu kısır döngüden kurtulmak lazım. Nihai statü görüşmeleri başlamalı, yakında başlamalıdır'' dedi. Obama, Orta Doğu Özel temsilcisi George Mitchell'in önümüzdeki hafta tekrar bölgeye giderek İsrail ve Filistin taraflarıyla temaslarına devam edeceğini de belirtmişti. -BEN ELİEZER: ''NETANYAHU YERLEŞİMLERİ BOŞALTACAK''- İsrail kabinesinin İşçi partili üyelerinden Sanayi, Ticaret ve Çalışma Bakanı Binyamin Ben Eliezer, Netanyahu'nun, İsrail ile Filistinliler arasında sorun olan Batı Şeria'daki yerleşimleri, bir barış anlaşması karşılığında boşatmaya hazırlandığını öne sürdü. Ben Eliezer, Netanyahu'yu yakından tanıdığını belirtip, ''Bu kişi, belki diğerlerinden daha fazla barış sürecine girmek ve bir anlaşma ile (bu süreçten) çıkmaktan yana...Zamanı geldiğinde yerleşimleri de boşaltır. Netanyahu bunlar üzerinde konuşmuyor; ama ben inanıyorum ki, bundan daha fazlasını da yapabilir'' dedi. Bakanlardan Beni Begin ise New York'ta üçlü bir toplantıya gidilmesinin, İsrail'in Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerinde tam bir durdurma ön koşulu kabul etmediğini ispatladığını ifade etti. İsrail güvenlik kabinesi üyelerinden, Bölgeden Kalkınmadan Sorumlu Bakan Silvan Şalom da Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerinin üst kuruluşu Yeşa Konseyi üyelerinin Başbakan Netanyahu'nun ikametgahının önünde kurdukları protesto çadırını ziyaret etti. Şalom, söz konusu üçlü toplantının barış görüşmelerinin yeniden başlamasına yol açacağının tahmin edildiğini ifade etti ve ''Biz de buna destek veriyoruz'' dedi. 580211 13:10 'Galatasaray ve Fenerbahçe'nin performansı bizi ürkütmüyor' ve 'nin performansı bizi ürkütmüyor' Kulübü Futbol Şube Sorumlusu ve ’nin ligin ilk haftasında özel bir performans gösterdiğini, ancak bu durumun kendilerini ürkütmediğini söyledi. Alioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ligde ilk hafta galibiyetinden sonra puan kayıpları yaşadıklarını belirterek, "Ancak biz bu dönemde herhangi bir karamsarlığı kapılmamıştık. Kadromuza güveniyoruz. Ligin son haftasında galip geldik, bu galibiyetlerin anlam kazanabilmesi için önümüzdeki maçlarda da bu performansımızı sürdürmemiz gerekiyor" dedi. Alioğlu, önlerindeki maçını da kazanarak galibiyet serilerini sürdürmek istediklerini kaydederek, "Trabzonspor, Gençlerbirliği’ni de yenecek güçtedir. ’ya galibiyet için gideceğiz" diye konuştu. Şampiyonluk yolundaki rakipleri Galatasaray ve Fenerbahçe’nin ligin ilk haftasında puan kaybetmemelerine ilişkin ise Alioğlu, "Rakiplerimiz özel bir performans gösterdiler. Kendi adıma onları kutluyorum. Ancak bu durum bizi ürkütmüyor. Lig uzun bir maraton ve her takım puan kayıpları yaşayacaktır. Henüz ligin başındayız ve biz kendi işimize bakıyoruz" yorumunu yaptı. -YATTARA’NIN DURUMU- Alioğlu, Yattara’nın özgüven ve tıbbi sorunlarını büyük ölçüde aştığını belirterek, "Ancak hocamız onu taktik antrenmanlarda denemedi. Oynayıp oynamayacağı konusunda karar hocamızındır. Gençlerbirliği maçında da hocamız forma şansı vermeyecek gibi gözüküyor" dedi. Sakatlığı bulunan bir diğer oyuncu ’in geçen sezon sakatlığı nedeniyle eski takımında az forma şansı bulduğunu dile getiren Alioğlu, şöyle devam etti: "Bu yıl da çeşitli sağlık sorunları yaşadığını görüyoruz. Oyuncumuzun kalitesini asla tartışmıyoruz, ancak sağlık ekibi olarak onunla yakından ilgilenmemize rağmen kendisini bir türlü istediğimiz verimlilik düzeyine getiremedik. Zafer Yelen de bayram izni için gittiği ’da daha önceden tanıdığı doktorlara görünmek için izin istedi. Orada kendisiyle ilgili verilecek kararları bizim süzgecimizden geçireceğiz." YARIN GİDİYORLAR- Trabzonspor, yarın akşam basına kapalı yapacağı antrenmanın ardından Anadolu Jet’e ait tarifeli uçakla ’dan saat 20.05’de Ankara’ya gidecek. Bordo-mavililer, Gençlerbirliği ile oynanacak maçın ardından, 26 Eylül Cumartesi sabahı Trabzon’a dönecek. 580903 Melet Irmağı'na yine kurşun karıştı Edinilen bilgilere göre Kabadüz ilçesi Akgüney köyü sınırları içindeki bir maden ocağının dinlendirme havuzları yağmur sonucu taştı. Havuzlarda bulunan kurşun madeni, önce Melet'in bir kolu olan Maden Deresi'ne ardından da Ordu'nun içme suyunun karşılandığı Melet Irmağı'na karıştı. Bunun üzerine Ordu Valiliği Çevre Suçlarını Araştırma Timi (ÇESİAT) olaya el koydu. Maden ocağında çeşitli tespitlerde bulunan ve tutanak hazırlayan ÇESİAT Ordu Belediyesi'ne de haber vererek Melet Irmağı'ndan su alınmamasını istedi. ÇESİAT'ın yürüttüğü soruşturma devam ediyor. Öte yandan bazı çevre örgütlerinin havuzları dere yatağında bulunan maden ocağının nasıl ruhsat aldığının araştırılması için çalışma içine girdiği öğrenildi. Geçen temmuz ayında maden ocağının havuzlarından birisinin tahliye borusunun kırılması sonucu Melet Irmağı'na kurşun akmıştı. tarihlerde yapılan tahlillerde suda yüksek oranda kurşun çıkmış, firmaya para cezası verilmiş ve bazı iyileştirilmeler yapılması istenmişti. Melet Irmağı'ndan Ordu'nun yanı sıra civardaki köyler de içme suyu ihtiyacını karşılıyor. 580699 Eskiyapan'ın cenazesi İstanbul'a gönderildi Eskiyapan'ın cenazesi, Özel Bodrum Hastanesi'nden eşi Gülten Eskiyapan ve oğlu Nuh Eskiyapan tarafından alınarak, Muharrem Eskiyapan tarafından Gündoğan beldesinde yaptırılan ve kendi adını taşıyan ilköğretim okulu bahçesine getirildi. Burada düzenlenen törende konuşan Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili Mehmet Ali Durmuş, ''Okulu açmak kendisine kısmet olmadı. Adını okulda yaşatacağız. Kaybımızdan dolayı üzüntülüyüz. Ailesine baş sağlığı diliyoruz'' dedi. Nuh Eskiyapan ise babasının okulun yeni öğretim yılına yetişmesini çok istediğini ifade ederek, ''Okulun ayın 10'unda açılışı vardı. Kısmet olmadı. Hepimizin başı sağ olsun'' diye konuştu. Bu arada, bir öğrenci tarafından Eskiyapan'ın tabutunun üzerine çiçek konuldu. Eskiyapan'ın cenazesi daha sonra, İstanbul'a gönderilmek üzere Milas-Bodrum Havalimanı'na götürüldü. ESKİYAPAN'IN CENAZESİ, 25 EYLÜL CUMA GÜNÜ ZİNCİRLİKUYU MEZARLIĞINDA TOPRAĞA VERİLECEK Muğla'nın Bodrum ilçesinde geçirdiği rahatsızlık sonucu hayatını kaybeden Nuh Çimentonun kurucu ortaklarından ve 22. dönem Kayseri Milletvekili Muharrem Eskiyapan'ın cenazesi, 25 Eylül Cuma günü İstanbul'da Zincirlikuyu Mezarlığında toprağa verilecek. ASO'dan yapılan yazılı açıklamada, Nuh'un Ankara Makarnasının ortaklarından da olan Eskiyapan'ın, 1971-1973 yılları arasında ASO Meclis Başkanlığı görevinde bulunduğu belirtildi. ASO Başkanı Nurettin Özdebir, Eskiyapan'ın vefatı nedeniyle yayınladığı mesajda, Muharrem Eskiyapan'ın vefatını Ankara ve Türk sanayisi için büyük bir kayıp olarak niteledi. Eskiyapan'ın, ASO'nun, kuruluşunun ardından bugünlere gelmesinde büyük emeği geçtiğini belirten Özdebir, Eskiyapan'ın ailesine, dostlarına ve tüm sanayicilere başsağlığı dileğinde bulundu. Öte yandan açıklamada, Eskiyapan'ın cenazesinin, 25 Eylül 2009 Cuma günü İstanbul'da Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camiinde kılınacak öğle namazını müteakip, Zincirlikuyu Mezarlığında toprağa verileceği bildirildi. 580539 Almanya G-20 öncesi İngiltere'yi suçladı Maliye Bakanı Peer Steinbrueck, yarın başlayacak zirvesinden önce 'yi sıkı finans kurallarını engellemekle suçladı. Steinbrueck, 'da yayımlanan haftalık Stern dergisine verdiği demeçte, "Londra'da, rekabetçi avantajını savunmak için dişini tırnağına takmış bir lobi var" dedi. 'de finans sektörünün Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın yüzde 15'ini, 'da ise sadece yüzde 6'sını oluşturduğunu belirten Steinbrueck, 'nin hedge fonları düzenleme konusunda "özellikle zorluklarla" karşılaştığını ifade etti. 'nin Pittsburgh kentinde 24-25 Eylül'de yapılacak zirvede bankacıların primleri konusunda yeni kuralların uygulanmasında anlaşabileceklerini umduğunu belirten Steinbrueck, "'de de finans sektörü, 'düzenlemeyle ilgili şeyleri çok ciddiye almayın' mesajıyla açıkça Kongre'ye çok baskı yapıyor" diye konuştu. Bankacılık sektörünün küresel finans krizinin maliyetini paylaşması gerektiğine işaret eden Steinbrueck, "krizi başlatanlar -ve finans sektörü onların arasında en başta geliyor- maliyetin adilane paylaşımına katkıda bulunmalı" ifadesini kullandı. Eski Merkez Bankası (FED) Başkanı Alan Greenspan'i de finans piyasalarının "zincirlerinden kopması" hareketine neden olmakla itham eden Steinbrueck, "Onun, birçok kimsenin kopya ettiği felsefesi krizin sorumluluğuna ortak" dedi. zirvesinde ilerleme olacağından emin olduğunu belirten Steinbrueck, "Finans piyasalarında oyunun kuralarını derinlemesine değiştireceğiz. Yeniden geçen yılki deneyimleri yaşamak istemiyorum. zaman, dinamit neredeyse suratımızda patlar" diye konuştu. Geçen yılki bankacılık krizinden sonra küresel ekonomide finansal hizmetler sektöründe reformun nasıl yapılacağı tartışılıyor. ve bankalar üzerinde daha fazla kısıtlamalar ve primlerde kesintiler yapılması çağrısında bulunurken, ve bu çağrılara direniyor. Bu arada 'nin, küresel ekonomideki dengesizliği gidermek için ülkeleri arasında yakın işbirliği yapılması önerisini, uluslararası ekonomi politikasında işbirliğini desteklediğini bildirerek yanıtladı. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, uluslararası finans kurumlarının tavsiyede bulunmada rolleri bulunduğu belirtildi. Açıklamada, "Bütün ülkeler kendi ulusal koşullarına göre uygun makro ekonomik politikalara karar vermeli. Ülkelerin makro ekonomik politika düzenlemesini güçlendirmesini ve birlikte, dünya ekonomisini birlikte sürdürülebilir ve dengeli kalkınmasını sağlamasını onaylıyoruz. İlgili uluslararası finans örgütleri referans olarak tavsiyede bulunabilir" denildi. Uluslararası Para Fonu'nun küresel ekonomide önemli çalışmalar yaptığı belirtilen açıklamada, "Şu anda 'nin temel görevi yönetim yapısındaki reformu hızlandırmak ve gelişmekte olan ülkelerin temsil ve konuşma hakkını gerçekten yükseltmektir" ifadesini kullandı. ve (BRIC), 'de yüzde ve Dünya Bankası'nda yüzde olan kotalarının değiştirilerek gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında oy hakkı dağılımının eşit olmasını istiyor. Başkanı Dominique Strauss bugün yaptığı açıklamada, Avrupa ülkelerinin, 'de oy hakkında reform konusunda harekete geçme zamanının geldiğini anlaması gerektiğini ve 'in, uzun zamandır beklenen reform 2011 yılında tamamlandığında oy hakkı en fazla yükselen ülke olacağını söyledi. Öte yandan Dışişleri Bakanı Guido Mantega, 'nin finans sistemini izlemeye ve bankaların daha fazla sermaye ihtiyacı olup olmadığını belirlemek için "dayanıklılık testleri" yapmaya odaklanması gerektiğini bildirdi. Başbakanı Manmohan Singh de, 'nin ticaret ve uluslararası finans akışında korumacılığa karşı güçlü bir mesaj bırakması gerektiğini vurguladı. Zirvede, liderleri, birçoğunun finans krizinin başlamasının sebebi olarak gördüğü küresel ekonomideki dengesizliklerin düzeltilmesinin yollarını değerlendirecek. Zirvede, ayrıca finans kurumları üzerinde sıkı önlemler alınması konusunun ele alınması bekleniyor. 579837 Okullar yarın açılıyor Öğrenciler üç ay süren yaz tatilinin ardından yarın, 18 Haziran 2010'a kadar sürecek yeni eğitim öğretim yılı maratonuna başlayacak. Okul öncesinde bu yıl 32 ilde zorunlu eğitime geçiliyor. Amasya, Trabzon, Burdur, Rize, Nevşehir, Yalova, Kırklareli, Isparta, Çanakkale, Muğla, Karaman, Kırşehir, Bilecik, Tunceli, Düzce, Giresun, Edirne, Kilis, Bartın, Uşak, Karabük, Bolu, Artvin, Eskişehir, Ardahan, Kırıkkale, Çankırı, Sinop, Gümüşhane, Bayburt, Kütahya ve Samsun'da yaş grubundaki tüm çocuklar ''okullu'' olacak. Türkiye genelinde 1204 anaokulu, ilköğretim okullarında 40 bine yakın ana sınıfı bulunuyor. Okul öncesi eğitimden 800 bin civarında çocuk yararlanıyor. İlköğretime bu yıl milyon 307 bin çocuk kaydoldu. Okula yeni başlayan çocuklar geçen hafta okula alışabilmeleri amacıyla ''uyum programı''na alındı. Türkiye'de 32 bin 662 ilköğretim okulunda 10 milyon 428 bin çocuk okuyor. Bu okullarda 428 bin öğretmen görev yapıyor. Genel ortaöğretimde bin 53 genel lisede milyon 272 bin öğrenci öğrenim görüyor. Mesleki ve teknik ortaöğretimde de bin 622 lisede milyon 565 bin öğrenci okuyor. Bu eğitim öğretim yılının sonlarına doğru üniversiteye girişte getirilen yeni sistem de uygulanmaya başlanacak. İki aşamadan oluşan sınavın ilki (Yükseköğretime Geçiş Sınavı-YGS) 2010 Nisan, ikinci aşaması (Lisans Yerleştirme Sınavları-LYS) da 2010 Haziran ayında gerçekleştirilecek. YGS'ye tüm adaylar katılacak. YGS'de adaylara Türkçe, Temel Matematik, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimlerinde 40'ar olmak üzere 160 soru yöneltilecek, 160 dakika süre verilecek. Haziran'ın ikinci yarısında gerçekleştirilecek LYS de Matematik, Fen Bilimleri, Edebiyat ve Coğrafya, Sosyal Bilimler ve Yabancı Dil alanlarında yapılacak. Birinci sınavı başaran adaylar LYS'de tercih edecekleri alanlarda sınavlara girecek. 2009-2010 eğitim öğretim yılının ilk yarısı 22 Ocak 2010 günü sona erecek. Öğrenciler, Şubata kadar tatil yapacak. İkinci yarıyıl Şubatta başlayacak ve 18 Haziranda sona erecek. 580191 Ders Google Earth Ders Google Earth 23.09.2009 12:58 Geçen yil İlkokul İkinci siniftayken seçmeli dersler arasında bilgisayar eğitimini görünce çok sevinen oğlumun mutluluğu ilk derste yerini hüsrana bıraktı. Sadece evimizin değil, apartmanın da teknolojiden sorumlu bakam olarak, bu dersten beklentisi hayli yüksekti. Ne var ki, laboratuarda -evet, okulda bu çalışma alanlarına bilgisayar laboratuarı deniyor- öğretmen iki saat boyunca bilgisayarı açma-kapamayı anlatmıştı. "Üstelik bütün sınıf biliyordu. Ama öğretmen kitaptaki ilk konunun bu olduğunu söyledi" diye sızlandı durdu hafta boyunca. Aynı serzeniş tüm sınıfta yankılanınca bilgisayar dersi iptal edildi. ASLI ORTAKMAÇ NEWSWEEK Müfredatın standart olduğu ve hiç bilgisi olmayan çocuklara da eğitim vermeyi amaçladığı bir gerçek. "Peki ya konuyu zaten bilen çocukların suçu ne" diye soruyor özel bir okulda bilgisayar öğretmenliği yapan Süleyman Sönmez. "Bir öğretmen sınıfa girerken şunu aklından çıkarmamalı. sınıfta üç grup öğrenci var: Çok bilenler, orta derecede bilgisi olanlar ve hiç bilmeyenler. Oysa müfredata bağlı kaldığında, öğretmenin bu üç gruba karşı sadece bir stratejisi bulunuyor." Hele bir de ders bilgisayarsa. Günümüzde öğrencilerin bilgisayarla karşılaştıkları ilk yer okul değil doğrusu. Ve inanın, oğlunun teknolojik aygıtlar konusunda doğal bir yeteneğinin olduğunu düşünen ve gözlemleyen tek anne de ben değilim. Ev hanımı Tülin Serez, televizyonla ilgili bir sorun için dijital yayın yapan firmanın çağrı merkezini aradığında, alıcı ayarlarının nasıl düzeltileceğini anlatan görevlinin en sonunda "evde bir çocuk varsa, onunla konuşabilir miyim" diye sorduğunu anlatıyor gülerek. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi'nden psikolojik danışma ve rehberlik uzmanı Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak, genç ve çocukların 20 yıl öncekilere göre çok daha farklı bir profil çizdiğini kabul ediyor: "Çevresel faktörler, beyindeki nöron bağlantılarını etkiler. Bugün, bizim çocukluk dönemimize göre çok daha fazla ve farklı uyaran var, haliyle bu uyaranlar nöronların yapısını da farklılaştırıyor." Beyindeki bu değişim günlük hayatta, ebeveynlerin ve öğretmenlerin deyimiyle, öğretmenini dinlemeyen, çabuk sıkılan, sürekli cep telefonuyla oynayan çocuklara tekabül ediyor. Sönmez bu farkı şöyle anlatıyor: "Okumuyor, tarama yapıyorlar. DikKa katleri süreksiz değil ama kesintili. Örneğin, bilgisayarda oyun oynayan çocuğunuz sizinle kesik kesik konuşuyor. Aslında bir dikkat dağınıklığı yok, konuşurken diğer yandan bilgisayarda, sürekliliği olan başka aktiviteyle uğraşıyor." Çoklu görev olarak tanımlanan bu yetenek, pek çok bilim insanına göre beynin hızlı biçimde evrim geçirdiğinin göstergesi. Sönmez ise bir süre sonra bu kesintilerin de ortadan kalkacağını ve önümüzdeki yıllarda insanların aynı anda birden fazla işi aksatmadan yapabileceklerini düşünüyor. "Tıpkı çift işlemcisi olan bir bilgisayar gibi." 40 yıllık ilkokul öğretmeni Ayşe Karagöl Erdoğan da öğrenci-lerindeki değişimin farkında. "20 yıl önce, ders çalışırken öğrencilerim saat boyunca masa başından kalkmazdı. Şimdiki çocuklar değil saat, 40 dakikalık derste bile yerinde oturmuyor." Ayşe öğretmen, çocuklar dikkatleri dağılmadan derse odaklansın diye öğretim metotlarını sürekli güncelliyor. Tahta önünde ders anlatmak yerine, öğrencilerin aktif olarak katıldığı ders programları planlıyor. Elektronik aygıtlar gibi kimi konularda öğrencilerinin kendinden daha ileride olabileceğinin de farkında. "Böyle durumlarda, tüm sınıfla birlikte konuyu araştırıyor, projeler hazırlıyoruz. Böylece hem onlar hem de ben öğreniyorum" diyor. Ne var ki tüm öğretmenler ve ebeveynler Ayşe öğretmen kadar yeniliğe ve değişikliğe açık değil. Hatta üniversitelerdeki öğretim görevlileri bile. İstanbul Üniversitesi Enformatik Bölümü'nden Yard. Doç. Fatih Gürsul, üniversitede sınıflarda akıllı tahta bulunduğunu ancak bazı hocaların kullanmak istemediğini anlatıyor. Akıllı tahta, öğretmenin tüm yazdıklarını kaydediyor. Dolayısıyla, öğrenciler not almak yerine tamamen dersi anlamaya odaklanabiliyor. Daha sonra öğretmen tahtaya yazılanları öğrencinin e-posta adresine gönderiyor. "Fakat öğrencinin önünde yanlış yaparsa, otoritesinin sarsılacağını düşünen kimi öğretim elemanları bu teknolojiyi kullanmak yerine öğrencilerine not dikte ettirmeyi tercih ediyor" diyor Gürsul. Yeşilyaprak'a göre günümüz çocuk ve gençleriyle ebeveynler ve öğretmenler arasındaki en büyük çatışma kaynağı, yetişkinlerin gençler üzerindeki otoritelerini kaybetmek istememeleri. Zira, eskiden bilgiyi anne, baba ve öğretmeninden edinen çocuk, artık istediği bilgiye teknolojik araçlar ve internet sayesinde ulaşabiliyor. "Hem vereceği bilgiyi hem de genci kontrol etme gücünü yitirmekten korkan yetişkinse bu değişikliklere ayak uydurmaya direniyor" diyor Yeşilyaprak. Aynı sebeplerden, uzaktan eğitim gibi Türkiye'de olmasa da pek çok Avrupa ülkesinde yaygınlaşan eğitim modellerine karşı da bir direnç söz konusu. Öğretmenlerin çoğu dersin, sınıfta yüz yüze yapılması gerektiğinde ısrarlı. Aksi takdirde başarının düşeceğini iddia edenleri belki ancak Gürsul'un araştırması ikna edebilir. Gürsul'un, Prof. Dr. Hafize Keser yönetiminde 2008'de hazırladığı "Çevrimiçi ve yüz yüze problem tabanlı öğrenme yaklaşımlarının öğrencilerin başarı ve matematiğe yönelik tutumlarına etkisi" başlıklı tezi bu alanda dünyada bir ilk. "Gençler günde saat MSN başından kalkmıyorsa, bu potansiyeli verimli hale getirmek gerekir" düşüncesiyle çalışmaya koyulan Gürsul, matematik sınıfındaki bir grup öğrenciye, bundan sonra dersleri internetten vereceğini söyledi. Sınıftaki çalışma grubunun sahip olduğu tüm imkânlar internet grubuna da sağlandı. Değerlendirmelerde internet grubunun daha başarılı olduğu tespit edildi. Daha da önemlisi, bu çalışma sisteminin öğrencilerin sosyal ilişkilerini ve grup çalışmasını da olumlu etkilemesi. "Uzaktan eğitim modelinin sosyal etkileşimi azalttığı iddia edilirdi" diyor Gürsul. "Gördük ki aksine zaman ve mekân bağımlılığı olmadan derslere daha iyi odaklanan öğrenciler aynı zamanda ders saatleri dışında da internet ortamında bilgi paylaşıp, sohbet ederek sosyal ilişkilerini geliştirdi." Katılımcı öğrencilerden birinin şu sözleri durumu özetliyor aslında: "Grup olarak çözülen problem grup dayanışması, yardımlaşma gibi özellikleri ortaya çıkarttı." Gürsul'un çalışması ve benzer araştırmalar gösteriyor ki mevcut eğitim sistemi, günün çocuklarının çok gerisinde. Üstelik buradaki temel problem, materyal ya da donanım eksikliği değil. Milli Eğitim Bakanlığı'nm geçen Temmuz'da yayınladığı rapora göre son altı yılda ülke genelinde ilköğretim okullarına 700 binden fazla bilgisayar gönderildi, sadece Doğu Anadolu'daki illerde 1500'e yakın bilgi teknoloji sınıfı açıldı ve bini aşkın ilköğretim okulunda da ADSL üzerinden uydu bağlantısı kuruldu. Ama uzmanlara göre bu teknolojileri kullanacak, ona inanan ve gerçekten ne ifade ettiğini anlayan eğitmen bulmak zor. Nitekim yakın zamanda coğrafya öğretmenleri arasında yapılan bir anket çalışması da bu tespiti doğruluyor. Her türlü teknolojik imkânın sunulduğu bir ortamda öğretmenlere ders anlatırken kullanmak istedikleri araçlar sorulduğunda alman cevaplar, 20 yıl öncekinden çok da farklı sayılmaz. Öğretmenlerin ilk tercihi hâlâ harita. İkinci sırada küre var, üçüncü tercihleriyse tepegöz -projeksiyon değil-. Beş öğretmenden sadece biri sınıfta bilgisayar istiyor. "Oysa derse konu olan bölgeler, şehirler GoogleEarth'ten de takip edilse, coğrafya dersleri çok daha keyifli hale gelmez mi" diye soruyor Süleyman Sönmez. Artık sanal dünya turuna çıkan çocuklar, komşu ülkeleri ezberleyip iklim örtüsü ve geçim kaynaklarını sıralamayı reddediyor. 579774 Neredesin sevgili izleyici? Bu ayrıma hak verecek bir belgesel var bu akşam TRT ekranlarında. 'Kurmaca Dünyanın İpliğinde Bir Koza Oğuz Atay' adını taşıyan iki bölümlük belgesel, Oğuz Atay'ın ezber bozan dünyasına eğiliyor, onun üzerinde kafa yorduğu meseleleri günümüze taşıyor. Belgeselde Atay'ın hayatından kesitler sunulacak, onun Türkiye'nin kültür ve sanat hayatına katkıları anlatılacak. Tutunamayanlar, Yıldız Ecevit'in ifadesiyle, "İçinde insanların yaşayarak değil, okuyarak büyüdüğü bir romandır." Atay, yayınladıktan sonra tartışmaları beraberinde getiren Tutunamayanlar ile 1970 yılında TRT Roman Ödülü'nü almıştı. Bu kez yine TRT'nin onun için bir belgesel çekmesi manidar. Bu akşam ekrana gelecek belgeselin yapım ve yönetimini Aslı Çiğdem Barol ile Serpil Sönmez üstleniyor. 'Kurmaca Dünyanın İpliğinde Bir Koza Oğuz Atay', has edebiyata 'tutunan' okurların, izleyicilerin kaçırmaması gereken bir belgesel. TRT 22.25 579555 'Taş atanı vur' izni gibi karar ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN 'Taş atanı vur' izni gibi karar Yargıtay'ın taş atan kalabalığa ateş açıp bir kişiyi öldüren uzman çavuşu suçsuz bulması tepkilere neden oldu. Hukukçular, “Bundan sonra güvenlik güçleri meşru müdafaa sınırını aşacak” dedi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun Siirt'te taş atan ka-labalığa ateş ederek bir kişinin ölümüne neden olan uzman çavuşu suçsuz olduğuna hükmetmesi tartışmalara neden oldu. Siirt Barosu Başkanı Mehmet Ali Özel, “Karar hukuki değil; son derece yanlı. Bu içtihadın uygulanabileceğini sanmıyorum” dedi. Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar ise kararın keyfi olduğunu savundu. OTOMATİK SİLAHLA TARADI Siirt'te 2005'te yaşanan ve Abdullah Aydan'ın yaşamını yitirdiği olayda, Uzman Çavuş G.Y, iki askerin bulunduğu aracıyla 200 kişilik taş atan gösterici grup ile polis arasında kaldı. Bir grup gösterici, G.Y.'nin bulunduğu araca taş attı. Olayda araçtaki iki askerin yaralanması üzerine G.Y. seri konuma aldığı MP5 tipi otomatik silahıyla bir anda el ateş açtı. Abdullah Aydan hayatını kaybetti. Siirt Ağır Ceza Mahkemesi, açılan davada G.Y'nin beraatine hükmetti. Davanın temyizine bakan Yargıtay ise kararı onadı. HAVAYA DEĞİL HEDEFE ATEŞ YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı adına tebliğname hazırlayarak G.Y'nin beraat kararının bozulması için Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na başvurdu. Eminağaoğlu, başvurusunda Aydan'ın durduğu yerin yakınında bulunan arabadaki kurşun izinin, G.Y'nin uyarı amacıyla ateş etmediğini gösterdiğini belirtti. GEREKÇESİ KORKU VE PANİK Yargıtay Ceza Genel Kurulu da yerel mahkemenin kararını onayladı. Kurul, gösteride terör örgütü lehine atılan sloganlar ve bölgenin özel durumunu kararına dayanak gösterdi. Kararda “Mazur görülebilecek bir korku ve telaşla sınır aşıldığı” için G.Y'ye ceza verilmemesinin doğru olduğu belirtildi. YARGITAY AYRIMCILIK YAPTI Hukukçular benzer olaylarla ilgili açılacak davalar için içtihat olacak karara tepki gösterdi. Siirt Barosu Başkanı Mehmet Ali Öz, “Karar hukuki değil, son derece yanlı. Meşru müdafada, saldırıyı defetmek için eş düzey bir savunma yapılması gerekiyor” dedi. Yargıtay'ın devleti koruma refleksi ile karar aldığını belirten Öz, “Karşı taraftaki bir Kürt ise bu yönden cezayı hak eder gibi bir yaklaşım var. Ancak bu karar insanların hukuka olan inancı zayıflatacak nitelikte. Zaten bu bölgede insanlar hukuka olan inancını çoktan yitirdi. Yargıtay'ın kararı bu düşünceye biraz daha katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu. Yargıtay keyfi müdahalenin önünü açtı Diyarbakır Barosu Başkanı Emin Aktar: “Güvenlik güçlerinin kendisine taş ile saldıranlara, tazyikli su ya da cop ile dağıtma imkanı varken silah kullanılması hukuka aykırı. Yargıtay, Uğur Kaymaz olayında olduğu gibi burada da güvenlik güçlerinin moralinin bozulabileceği gerekçesiyle, korunma kalkanı oluşturacak şekilde karar aldı. Oysa demokratik hukuk devletinde güvenlik güçleri, idari görev ve yetkilerini kullanırken kendilerini hukuka bağlı hissetmeli. Bu son içtihat, görevlilerin, görev ve yetkililerini kullanırken hukuka bağlılık hissetmemelerine neden olacak. Bu keyfiliği getirecektir. Hukuk devletinde keyfiyete gerek. Bu içtihat bu anlamda hukuk sınırlarını da kaldırıyor. Karar aynı zamanda bazı olaylara da zemin hazırlar.” 23.09.2009 579689 Günlük pastörize süt raflarda LİNKLER Kipa günlük süt, doğal aroma ve rengini kaybetmiyor, bünyesindeki ısıya duyarlı C, B6, Thiamin, folik asit gibi vitamin, mineral ve proteinleri barındırmaya devam ediyor. 579629 İzmir sadece istatistik mi? Nihat Demirkol Benim Gözlüğümdenİzmir sadece istatistik mi? 23 Eylül Çarşamba 2009 Bussiness’ın eylül sayısında sonuçları yayınlanan araştırmayı herkes konuşuyor: “’nin Yaşanabilir Şehirleri...” İlki geçen sene yapılan araştırmanın ikincisinde, bir önceki araştırmada sıralamayı belirleyen 28 kriter 34’e çıkarılmış ve çalışmaya (geçen yıldan farklı olarak) 81 ilin verileri de dahil edilmiş. “Hangi iller, hangi özellikleriyle öne çıkıyor? Hangileri geçen yıla göre daha iyi, hangileri sıralamada gerilemiş?” Bilmiyorum göz atma fırsatınız oldu mu? Araştırmanın altı ana parametresi ve bunların araştırma içindeki ağırlığı geçen senekiyle aynı. Altı ana parametre şunlar: sağlık, ekonomi, kent hayatı, güvenlik ve kültür-... Yapılan araştırma, suç oranı, riski, sanata ve spora olan ilgi, hava kirliliğinde ve trafikte ne durumda olunduğu, yeşil alan miktarı, kişi başına düşen doktor ve sayıları, kişi başına mevduatı, kişi başına ödenen vergi, cezaevine giren hükümlü sayısı, kişi başına hane elektriği tüketimi, havayolu kullanımı ve alışveriş merkezlerinin nüfusa oranı, kira ve daire fiyatlar gibi alt kriteleri de değerlendirmede kullanmış. Geçen seneki araştırmada listenin başında yer alan ’yla sonundaki ’nın bu sene de yerlerini koruduklarını görüyoruz. Metropollerin yükselişi çarpıcı. ve ’in, basamakları beşer-onar tırmandığı anlaşılıyor. Listede, başta Karaman, ve olmak üzere pek çok “yükselen şehir” de bulunuyor.  İlk 10 şehir şöyle sıralanıyor: “Ankara, İstanbul, Antalya, İzmir, Kırklareli.” “Güzel İzmir”in yüksele yüksele sekizinci sıraya yerleşebilmiş olmasını acaba kimler önemsiyor? Yerel medyamızın “alkış çavuşluğu” hastalık düzeyinde olduğu için, araştırmanın İzmir çukurunda fazla yankılanmamasını, itibar görmemesini ve sadece ev sohbetlerinde reyting almasını da yadırgamamak lâzım! “Karşılaştırmalı üstünlükler teorisi”ne göre ve alıcı gözüyle baktığımızda, araştırmaya göre yaşamak için ideal görülen üç il ve gerekçeleri sırasıyla şöyle: Ankara; ekonomi, sağlık ve eğitim altyapısı en gelişmiş il. Sanatla ilgili aktivitelerde ikinci sırada. Ekonomik olarak güçlü, araç yoğunluğu İstanbul’dan daha yüksek. Kişi başına düşen kamu yatırımında İstanbul’la başabaş, mevduatta İstanbul’un önünde. Hava kalitesi orta düzeyde, trafiği İstanbul’dan kötü durumda. Suç oranı çok yüksek değil. İkinci Eskişehir, okur-yazar oranı en yüksek üçüncü il... Eskişehir’de en dikkat çekici olan, sanata ilgi. Şehir, sinema izleyici sıralamasında beşinci sırada ve kentte yeni sinema ve sahnelerine ihtiyaç var. Zengin bir kent, suç ve trafik dışında tüm verileri iyi görünüyor. Belediyecilikte son beş yılda önemli adımlar atan kent, iki basamak yükselerek ikinci sıraya yerleşti. Üçüncü sırada, bazıları için hayret verici olsa da İstanbul var! Türkiye’nin en pahalı kenti ve ülkedeki toplam banka mevduatının yüzde 45.6’sına sahip. Suç oranı sanıldığı gibi yüksek değil. Hava kalitesi açısından ilk 10 şehir arasında ve üç yetişkinden biri araç sahibi. Ankara ve İzmir’e göre daha az. Bütün araştırmayı didikleyerek bir de “İzmir’in vaziyeti”ni anlatan bir paragraf hazırladım: “İzmir, ekonomi, sağlık ve eğitim altyapısı en gelişmiş il değil. İşsizlik İstanbul’dan bile fazla. Opera ve baleye olan ilgide Antalya’nın, sinemaya ilgide Trabzon’un gerisinde. Trafik, Isparta’ya göre daha kötü durumda. Kişi başına mevduatta üçüncü sırada, ancak mevduat tutarı İstanbul’un yarısı kadar bile değil. Kişi başına kamu yatırımında da İstanbul’un ancak yarısıyla yetiniyor. Yine de ekonomik parametreleri iyi. En çok hane elektriğini İzmirliler tüketiyor. 10 yetişkinden biri mezunu, suç ciddi problem...”  Sayılar yalan söylemez. “İnsanlık hep birincileri hatırlar, geriye kalanlar sadece istatistiktir.” Ne dersiniz? 579505 Tüp bebek yöntemiyle yanlış hamile kaldı, çocuğu annesine verecek LİNKLER NBC televizyon kanalına açıklamalarda bulunan 40 yaşındaki Carolyn Savage, kendisine başka bir çifte ait embriyon yerleştirdiklerini ve kocasının klinikten gelen telefondan sonra kendisine, ''Hamilesin ama yanlış embriyonla'' dediğini anlattı. Savage, daha sonra kocasıyla hamileliği devam ettirip hafta kadar sonra doğması beklenen bebeği biyolojik ailesine vermeye karar verdiklerini belirtti ve ''Elbette hayatımız boyunca bebeğin ne olduğunu merak edeceğiz'' dedi. Savage'ın biri tüp bebek çocuğu bulunuyor. 580655 kilo 700 gramlık bebek! kilo 700 gramlık bebek! AA Giriş Saati 23.09.2009 15:57 Güncelleme 23.09.2009 15:59 Endonezya'da kilo 700 gram ağırlığında bir bebek dünyaya geldi. Doğumu yaptıran doktorlardan Binsar Sitanggang, henüz adı koyulmayan bebeğin Kisaran hastanesinde önceki gün sezaryenle dünyaya geldiğini, doğumun bebeğin kilosu nedeniyle son derece zor olduğunu belirtti. Boyu 62 santimetre olan bebeğin durumunun iyi olduğunu söyleyen doktor, "Gerçekten olağanüstü bir bebek. Diğer bebeklerden çok daha güçlü bir sesle bağırıyor ve sürekli aç" dedi. Doktor, bebeğin annesi Ani'nin (41) hamileyken doktora gitmediğini belirterek, annenin şeker hastası olması nedeniyle bebeğinin çok kilolu dünyaya gelmiş olabileceğini ifade etti. Bu bebeğin, 235 milyon nüfuslu ülkenin en şişman bebeği olduğu tahmin ediliyor. Önceki "en şişman bebek" 2007'de dünyaya gelmişti. Bu bebek kilo 900 gram ağırlığındaydı. Yayın tarihi: 580858 Piyasalarda Durum Piyasalarda Durum İstanbul Borsası Ulusal-100 Endeksi günü 388 puan artarak 47 bin 549 puandan tamamladı. Yön arayışındaki dünya borsalarında dalgalanma sürüyor. Gözler Amerikan Merkez Bankası FED'in toplantısından çıkacak mesajlara çevrilmiş durumda. Asya borsalarında bugün aşağı yönlü hareketler yaşandı. Karışık ve yatay bir seyir izleyen Avrupa borsalarında ise hafif değer artışları ön plana çıktı. New York Borsası kararsız açıldı. Yurt içinde dış piyasalardaki gelişmeler yakından izleniyor. İstanbul Borsası'nda hisse senetleri günlük ortalama yüzde 0,82 değer kazandı. Serbest piyasada Amerikan Doları lira 48 kuruş, Avro ise lira 19 kuruştan alıcı buldu. 580179 Sayın Bülent Arınç'ın nezaketi ve hastanede bayram Oysa Ben Neler Planlamıştım Çeşitli mesleğe, yaşa ve görüşe sahip Amerikalı bir çok dostu, komşuyu, öğrenciyi iftara evime çağıracak, özellikle Türk derneklerinin organize ettiği birbirinden güzel ve anlamlı programlara-iftarlara katılacak, kısacası Ramazan mübareği, gurbette, eşimiz dostumuzla dolu dolu yaşamaya çalışacaktık. “Gurbette Ramazan; biraz hüzün, biraz yalnızlık demek… ()” adlı bir önceki yazıdaki gurbetliği, az da olsa bertaraf edecek, asıl gurbeti yaşayan bu bize yabancı dostları; hem kendimize, hem de kültürümüze aşina eyleyecektik. Gurbet: Uzak Gurbet kelimesinin bir çok kardeşi vardır. Birisi de hiç şüphesiz, “uzak”tır. Bundandır ki; bizim haber gazetesindeki köşemizin isminin Uzaklardan Mektuplar olması, uzaktan uzağa kadar hoşuma gider ki… Ne güzel değil mi, bir diğer manası ile “Gurbetten Mektuplar”. Bu isme vesile olan, yazılarını ve kişiliğini çok takdir ettiğim, güzel insan, Ünal Tanık beyefendiyi bu vesile ile tekrardan kutluyorum.İşte yukarıda bahsettiğim bütün bu planlar ve gayretler; insanlığın susadığı “yakini”, uzaklardayakin etmek için. Ve işte bu yüzden, aylardır Ramazan’ın kendine has sıcaklığını ve bereketini kollayıp durur nice ay yüzlü, Türkiye sevdalısı yiğitler... Tabii, bizim bir planımız var, bir de planların üstünde herşeyi planlayan bir plan yapıcı var. Ramazan hem vatandan ayrı düşüşün hüznü, hem uzak diyarlarda da bir şeycik de olsa yapıyor olmanın sevinci ile at boyu dolu dizgin ve bir kadar da heyecanlı ilerlerken, vatanımdan gelen bir telefon tüm bu gidişi adeta donduruverdi, en azından benim için… En büyük ablamın, her zamanki şefkat dolu sesi, bu sefer ağlamaklı idi: “Annem çok hasta kardeşim, yoğun bakımda, isminizi sayıklıyor” diyebilmişti. Yaklaşık 24 saat sonra vatanımdaydım. Yorgun ve hüzünlü bir şekilde İstanbul’dan Ankara’ya karayolu ile giderken,uçakta, bulutların üstünde, Dünya’ya kıyasla insanın ne kadar küçük, acizliğinin ne kadar ayan olduğunu düşündüm. Ama insan dünyasının-hayallerinin, sonsuz ihtiyaclarının ve isteklerinin hadsiz olduğunu iyice anladım. Fakat insan zamanının çok kısa, kudretinin de pek az olduğunu aşikar hissettim. İnsanın yakınlarının hastalığa düçar olması, daha da ötesi onları kaybetmesi büyük bir boşluk… Diğer taraftan eşin-dostun sırf seni sevdiği için; senin sevdiğini de sevmesinin ve duacı olmak için seferber olmasının, dünyanın en büyük zenginlik olduğunu bir kere daha aynel yakın kavradım, anladim. Fatih Üniversitesi Hastanesi Bu duygularla, Fatih Üniversitesi Hastanesine vardım… Hastane; nerdeyse evlerimiz kadar temiz. Hastane; idarecelerinden Murat Şahin bey başta olmak üzere, güler yüzlü insanlarla dolu. Hele ki, sizinle ağlayabilecek kadar samimi ve içten hemşire ablalar var ki; herhalde onların hakkı çok zor ödenir… Hep beni kapıda karşılayan, ve on yıllardır yolumu bekleyen vefalı anneciğim, bu sefer beni tanıyamadı bile: Bu öyle büyük bir hüzün ki, anlatabilmem ne mümkün! Sabaha kadar annemizin başında -sessizce- sekiz kardeş bekleştik; dualar ile… Bu arada öğrencilerim aklıma geldi, arkadaşlarım, planladığım yarım kalan şeyler… Mesela, ABD -Türkiye sağlık sistemini ele aldığım yarım kalmış yazı… İşte dedim kendi kendime, ölüm de böyle ansızın gelecek yarım kalmış onlarca işin gücün arasında. Hazır mısın dedim, kendi kendime, ne mümkündü… Birazcık iyileşirse anacığım, ve bulabilirsem azıcık kuvvet ve zaman; hastanelerimizin (özellikle çok uygun fiyatlarıyla ve devlet sigortalarını bile kabulleri ile) ABD’deki hastanelerden ve sigorta sisteminden nasıl üstün ve kullanışlı olduğunu sizlere yazmaya çalışacağım. İnşallah ülkemizdeki sağlık sistemimiz daha da gelişir ve güzelleşir temmennisini ekleyerek… İşte böyle dostlar… Kimbilir vatanımızın değişik yerlerinde, binlerce insan Ramazan mübareği hastanelerde geçirmiştir, tıpkı bizim bu geniş ailemizin hasta anneciğimiz ile geçirdiği gibi. Gerçi, dünyaların sahibi olmaktan daha değerli bir olay bu: Anne-babalar için, kardeşler akrabalar, eş-dost, konu-komşu için; işini gücünü bırakıp, onlara yardımcı olmak için çırpınmak… Koskoca sımsıkı bir aile olmak. El ele gönül gönüle, sevinci de kederi de paylaşmak… Ne büyük ayrıcalık, ne güzel bir insanlık dersi… Ana-Babaya Hürmet Hasta ve/veya yaşlı anneye-babaya yardımın hizmetin dünyanın en kıymetli olayı olduğunu şükür ki büyüklerimiz bizlere öğretmiş, adeta kalbimize ve kafamıza kazımış. Zaten efendiler efendisi Peygamber efendimizin şu mübarek sözü her şeyi taa 1400 yıl önce özetlemiyor mu? Burnu sürtülsün diyor efendimiz, hem de üç kere… ‘‘Ana babası yaşlı iken onlara iyi davranmayan, onları el üstünde tutmayan, onlara yardım etmeyen evlatların burnu sürtülsün!’’ buyuruyor. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri, başta ABD, bu tablodan maalesef nerdeyse tamamen yoksun. Diğer yazıda nasipse bu mevzunun da bahsi geçecek. Sayın Başbakan Yardımcısının vefası ve nezaketi Biz bayramı hastanede anamızın başının ucunda geçirirken yan odaya bir emniyetçi getirdiler: Sait Eren, Bulent Arınç beyin eski koruma amiri imiş.Maalesef aşırı hızla yan yoldan fırlayan alkollü bir sürücünün kontrolsüzlüğündeki bir araba, bu değerli emniyetçimizi ölümle burun buruna getirmiş. Vefalı bakan hemen geçmiş olsuna geldi ve yan odadaki bizleri de ziyaret etti. Bayramlaşmak için; yaşına ve kişiliğine hürmeten elini öpmek istedim.Türkçe Olimpiyatları sırasında tanıştığımız bu güzel insan; “Estagfurullah hocam, asıl gurbette ülkemizin bayrağını dalgalandıran siz hocalarımızın elini, biz öpmeliyiz” dedi.Orada, rahmetli annesine, ‘‘Oğlun Meclis Başkanı oldu’’ denince, ‘‘ne yapayım ki, gene nasılsa memlekete, anasının dizinin dibine gelmeyecek, Ankara’da olacak, gene gurbette yani…’’ hatırasını yeniledik. Anneden babadan vatandan ayrılıp, insanlığın aydınlık geleceği için yollara düşen güzel insanlara selam olsun!.. Sonra anneciğime iyice eğilerek şunları söyledi. Ne büyük şeref ki, büyle sekiz evlat yetiştirmişsin. Dünyanın ve vatanımızın dört bir yanında ülkemize ve insanlığa hizmet ediyorlar, ve hepsi şimdi burada senin yanında… Allah senden ve bütün Anadolu annelerinden razı olsun. Amin dedik hep bir ağızdan, annemin de dudakları kımıldadı: ‘‘Amin oğlum, sizlerden de…’’ diyordu belli belirsiz. Bayram Kutlaması ve Dua Ricası Kapıya kadar uğurladık Bülent beyi. İçimizden biri gibiydi; mütevazı, ağzı dualı, vefalı… ‘‘Manisa’da 15 günde en az bir kere ziyaret ederdik hastaneleri’’ dedi. ‘‘Hastane ziyareti çok önemlidir’’ diye ekledi... Allah’a emanet olunuz deyip bizlerle ve bayramda çalışan sağlık emekçileri ile vedalaştı… Hiç bir siyasi partiye mensup olmadığım halde eskiden beri Bülent bey ve halkı ile kucaklaşan bu gibi siyasetçilere hüsn-ü zannım çok fazladır. Duam hep şöyledir: Allah’ım, bu insanlara yardım et, ayaklarını bu kaygan zeminde kaydırma ve bu güzel insanların sayısını çoğalt. Pek sevgili dostlarım, bu vesile ile Ramazan Bayramınızı kutluyor, son 30 yılını hep hastalıklarla geçirmiş anneciğime dua etmenizi rica ediyor, hasta olan veya hastası olan bütün kardeşlerimin şifa bulmasını tüm şifaları verebilen Yaratıcımızdan niyaz ediyor, hepimiz için hayırlı ömürler diliyorum. M. Cebrail Altındağ ABD Haber 580418 Çalımbay Galatasaray maçı için iddialı konuştu Çalımbay maçı için iddialı konuştu Teknik Direktörü deplasmanda oynayacakları maçı için, "Kazanmak için ne gerekiyorsa yapacağız" dedi. Eskişehirsporlu futbolcular Galatasaray maçı hazırlıklarını teknik direktör Rıza Çalımbay gözetiminde sürdürüyor. Kırmızı siyahlı futbolcular, galibiyetten başka şey düşünmediklerini ifade ederken, teknik direktör Rıza Çalımbay da her maça puan hedefiyle hazırlandıklarını bu karşılaşmaya da aynı parolayla çıkacaklarını ifade etti. Oynadıkları maçta beraberlik ve galibiyet aldıklarını hatırlatan Çalımbay, Galatasaray karşısında kendilerine güvendiklerini belirtti. Çalımbay şöyle konuştu: "Bütün amacımız maçtan iyi bir şekilde ayrılmak. Galatasaray 'nin en formda takımlarından bir tanesi. Hem Türkiye hem de için çok alternatifli, iyi bir kadro kurdular. Zor bir maç olacak. Biz kendimize güveniyoruz. Maçın başından sonuna kadar gerekli mücadeleyi göstereceğiz. Kazanmak için ne gerekiyorsa her şeyi yapacağız. Tabi ki oyuncularımın bu maçta kapasitelerinin üzerine çıkması gerekiyor. Futbolun gerektirdiği her şeyi Galatasaray maçında yapacağız. Büyük takımlarla veya diğer takımlarla yaptığımız maçların hiçbirisinde kapanalım, beraberliğe oynayalım gibi bir düşüncemiz yok. Orada da galibiyet için oynayacağız. Tek sıkıntımız sakat olan ve İnşallah onlar da maça kadar hazır olacaklar. Şu anda çok iyi bir gidişatımız var. Amacımız bunu devam ettirmek. Yakaladığımız bu istikrarı korumamız gerekiyor. Orada Eskişehirspor'a layık bir futbol oynayıp döneceğiz." GALATASARAY İÇİN ZOR MAÇ OLACAK Galatasaray'dan bu sezon transfer edilen ve geçen hafta Eskişehirspor forması altında ilk golünü penaltıdan 'a atan Ümit Karan, eski takımına gol atmak istediğini söyledi. Ümit Karan, "Bizim için çok önemli bir maç. Bizi çok zor bir maç bekliyor. Ama biz Ali Sami Yen'e galibiyet için gideceğiz. Takım olarak kendimize güveniyoruz. İyi bir sonuç alacağımızı düşünüyorum. Yenilmezlik serimizi sürdüreceğiz. Galatasaray benim eski takımım ama şimdiki takımım Eskişehirspor. Gol atmak istiyorum ama benim için takımın başarısı önemli. Güzel bir maç bizi bekliyor. Galatasaray için de zor bir maç olacak. Yakaladığımız bu çıkışı bu maçta da devam ettirmek istiyoruz. İyi bir skor elde edeceğimizi düşünüyorum" diye konuştu. YOULA'DAN GOL SÖZÜ Geçtiğimiz sezon iki maçta da Galatasaray filelerini havalandıran ve taraftarlar tarafından kendisine "Aslan Avcısı" lakabı takılan Youla, sakatlığı nedeniyle takımdan ayrı olarak çalıştı. maçında sakatlanan Youla, Galatasaray maçına yetiştirilmeye çalışılıyor. Galatasaray'dan çekinmediklerini ifade eden Youla şunları söyledi: "Çok güzel bir maç olacağını düşünüyorum. Galatasaray iyi bir takım ama biz de oraya puan almak için gidiyoruz. 'e bir veya puanla dönmemiz gerekiyor. Ama inşallah puanla döneceğiz. Ben zaten her maça gol atmak için çıkıyorum. İnanıyorum ki Galatasaray'a yine gol atacağım." Youla kendisi ile röportaj yapan bir kameramanın kamerasını alarak, "5 bin dolar maaş verirseniz kameramanlık yaparım" diye espri yaparak kamera ile fotoğraf çektirdi. Eskişehirspor'un başarılı futbolcularından da Galatasaray maçının kendileri için önemli olduğunu belirterek, "İki namağlup ekibin karşılaşması olacak. Şu ana kadar hiç maç kaybetmedik. Biz oraya kazanmaya gidiyoruz. İnşallah Galatasaray'ı yenip, geleceğiz" dedi 581005 Erdoğan, Talabani ile bir araya geldi Erdoğan, Talabani ile bir araya geldi 23.09.2009 21:12BM'de ikili görüşmelerine devam eden Başbakan Erdoğan'ın Celal Talabani ile görüşmesine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari de katıldı. Toplantının başında sadece görüntü alınmasına izin verilen görüşme programda öngörülen saatinden biraz daha uzun sürdü. Başbakan Erdoğan ve beraberindeki bakanlar daha sonra Arnavutluk Başbakanı Sali Berişa ile görüştüler. Erdoğan'ın BM'de bugün BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un heyet başkanlarına vereceği öğle yemeğine katılması ve ardından Princeton'a hareket etmesi bekleniyor. Erdoğan Princeton Üniversitesinde vereceği konferansın ardından New York'a dönerek Waldorf Astoria Otelinde düzenlenecek 2009 Yıllık Balkan Liderleri resepsiyonuna katılarak bir konuşma yapacak. Başbakan Erdoğan daha sonra ABD Başkanı Barack Obama'nın BM Genel Kuruluna katılan heyet başkanları onuruna Metropolitan Müzesinde vereceği resepsiyona gidecek. Erdoğan'ın New York'ta bu akşam Pakistan Cumhurbaşkanı Ali Zerdari ile de görüşmesi bekleniyor. AA 580815 Obama'dan 'çok taraflı işbirliği' çağrısı New York'ta başlayan BM Genel Kuruluna ilk kez hitap eden Obama, dünyanın karşı karşıya bulunduğu tehditlerle mücadele edebilmek için çok taraflı işbirliğinde yeni bir çağ başlatılmasını istedi. Geleceği garanti altına almak için ilkenin izlenmesi gerektiğine inandığını belirten Obama, bunları; nükleer silahsızlanma, barış ve güvenliğe teşvik, gezegenin korunması ve herkese fırsat sunan küresel ekonomi olarak saydı. Obama, bu ilkenin "uluslararası işbirliğine kılavuzluk etmesi" temennisinde bulundu. Nükleer silahlardan arındırılmış bir dünya için çaba harcayacağı vadinde bulunan Obama, "ortak çıkar ve saygıya dayanan yeni bir dünya düzeninin" kucaklanmasını istedi. Obama, nükleer silahsızlanma konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmeyen ülkelerin bunun sonuçlarına katlanmalarının sağlanması gerektiğini, önümüzdeki 12 ayda Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'nın kuvvetlendirileceğini kaydetti. ABD'nin Avrupa'nın doğusunda planladığı füze kalkanı konusunda büyük bir değişiklik yapılacağının açıklanmasıyla Rusya ile ilişkilerinde yeni bir dönemin başlayabileceğinin sinyalini veren Obama, Moskova yönetimiyle, nükleer silahsızlanma konusunda yeni bir anlaşma arayışına gireceğini kaydetti. Konuşmasında Orta Doğu'daki duruma da değinen Obama, burada barışı sağlamak için görüşmelerin tekrar başlamasına ihtiyaç duyulduğunu belirtti ve İsrail ile Filistin'in, güvenlik, sınır, Kudüs'ün statüsü ve mülteciler konusunda yaşanan görüş ayrılıklarını çözmek için koşulsuz masaya oturmaları vaktinin geldiğini belirtti. Obama, "barış ve güvenlik içinde yan yana yaşayan iki devlet" amacının açık olduğunu ifade etti ve İsrail'in Yahudi yerleşim birimi inşaatını sürdürmesinin meşru olmadığına işaret etti. ABD Başkanı, İran ve Kuzey Kore'nin nükleer faaliyetleriyle ilgili olarak da, ''Bu iki ülkenin hükümetleri bizi tehlikeli bir rampaya itmektedir. Yükümlülüklerini yerine getirmeyen ülkeler bunun sonuçlarına katlanır. İran ve Kuzey Kore hükümetleri uluslararası kuralları inkar ederse, bu ülkeler nükleer silahlanmayı bölgesel istikrarın önüne koyarsa ve nükleer silahlanma yarışının tehlikelerini görmezden gelirlerse zaman bunun sonuçlarına katlanırlar'' dedi. Bununla birlikte İran ve Kuzey Kore ile sorunların diplomasi yoluyla çözülmesi yönünde çalışacağını belirten Obama, Pitsburg'da yarın başlayacak G20 zirvesine de değindi ve G20'nin bütün mali merkezlerin düzenlemelerinin güçlendirmesine yönelik karar alması gerektiğini de ifade etti. Obama, ''Pittsburg'da dünyanın büyük ekonomileriyle dengeli ve kalıcı bir büyüme yolunu çizmek için birlikte çalışacağız. Bu dikkatli olmak ve çaba sarf etmekten vazgeçmemek demek'' diye konuştu. ABD Başkanı Barack Obama, ''Kimse ülkemin çıkarlarını koruduğum için benden özür beklemesin'' dedi, ancak Amerikan karşıtlığını engellemek için elinden geleni yapacağını söyledi. 580307 Şahin'den 'açık oturum' açıklaması Şahin, ''içtüzüğe uygun bir talep gelirse onu Genel Kurulun oyuna sunar, sonucuna göre hareket ederiz'' diye değerlendirdi. Şahin, bir gazetecinin konuya ilişkin sorusu üzerine şu açıklamayı yaptı: ''Ben, Meclis Başkanıyım. Meclisi yöneten konumda olurum ya da başkanvekili arkadaşlarım benim adıma Meclisi yönetirler. Dolayısıyla Meclis Başkanı ve Meclis başkanvekileri olarak Meclis'teki oturumun açık ya da kapalı yapılmasına biz karar vermeyiz. İçtüzüğe uygun bir talep gelirse onu Genel Kurulun oyuna sunar sonucuna göre hareket ederiz. nedenle bu tür tartışmalar Meclis Başkanlığının dışında olması gereken tartışmalardır.'' 579543 Bu coğrafyada başka finans merkezi mi var? NAZİF GÜRDOĞAN YAŞAR SÜNGÜ Bu coğrafyada başka finans merkezi mi var? Ersin Özince “İstanbul, tüm Doğu Avrupa, Doğu Akdeniz ve Körfez bölgesini kapsayacak şekilde uluslararası bir finans merkezi haline zaten gelmiştir" dedi ve ekledi: "Babacan'a katılıyoruz. IMF bizim için olmazsa olmaz değildir." ANKARA Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Türk bankalarının aldığı sendikasyon kredilerinde sıkıntı çekmediklerini, hatta sendikasyonların ucuzlamaya başladığını belirterek, 'Bu maliyetleri de azaltacaktır' dedi. İstanbul'un, Doğu Avrupa'dan başlayıp, Doğu Akdeniz ve Körfez dahil bölgede en büyük ekonomik kapasiteye sahip şehir olduğunun altını çizen Özince, 'Bölgede, Türkiye'den ve İstanbul'dan daha büyük bir finansal sermaye ile para ve sermaye piyasası yok' şeklinde konuştu. İSTANBUL ZATEN FİNANS MERKEZİ İstanbul, tüm fırsatlarıyla ve potansiyeli ile zaten uluslararası bir finans merkezi haline zaten geldiğini belirten Ersin Özince, İstanbul'un uluslararası bir finans merkezi olarak daha cazip hale getirmek için Türkiye'yi daha cazip bir piyasa yapısına ulaştırmak ayrıca, mali sektör ve ekonominin altyapısına ilişkin reform eksikliklerinin tamamlanması gerektiğini kaydetti. Vergi reformu konusunda da önemli eksikliklerin bulunduğu ve bunların tamamlanması gerektiğinin altını çizen Özince, 'Türkiye, vergisini ödeyenler açısından bir vergi cenneti olması' lazım dedi. GÜÇLÜ OLAN YOLUNA DEVAM EDER Son haftalarda tüketici kredilerindeki artışın, konut, otomotiv ve ihtiyaç harcamalarına giderek, reel ekonomiye intikal etmeye başladığını söyleyen Ersin Özince, reel ekonominin yeniden güçlü bir şekilde canlanması için ise Türkiye'nin eski büyüme oranlarını yeniden yakalaması gerektiğini kaydetti. Güçlü büyümenin durduğunu, hem de büyük banka sermayedarlarının Türkiye'ye gelmesinin hemen ardından büyümenin durduğunu ifade eden Özince, bu gibi dönemlerde, risklerini tedbirli yönetenlerin, güçlü olanların, hazırlıklı olanların güçlü bir şekilde yollarına devam edebileceğini anlattı. Türkiye'de reel sektör bence kötü durumda değil Reel sektörün durumuna da değinen Özince, 'Türkiye'deki reel sektör kötü durumda değil. Sorunlu kredi-lerde, orta boyun üstündeki firmalarda büyük problemler yaşanmadı, ABD'deki sorunların hiçbiri yaşanmadı' şeklinde konuştu. Bundan önce, özel sektörün borçlarının, Türk bankacılık sektöründen fazla olduğunu hatırlatan Özince, bunun büyük problemler yaratacağının iddia edildiğini, gelinen noktada ise önemli bir sorunun yaşanmadığını vurguladı. Ersin Özince, 'Türkiye, istediği şekilde iç ve dış piyasalardan finansman sağlayabilir' dedi. Babacan'ın hakkı var... Ersin Özince, Orta Vadeli Program konusundaki değerlendirmesinde, ise Türkiye'nin ortaya koyduğu bu programın, özel sektör açısından gerçekçi ve net hedefler içerdiğini kaydetti. IMF ile bir anlaşma yapma konusuna da değinen Özince, Türkiye'nin, her koşulda dış finansman sağlayabilen güçlü bir ülke olduğunu belirterek şunları söyledi: 'Biz de, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın, 'IMF anlaşmasının olumlu yönleri vardır, ancak bu hiç bir zaman Türkiye için olmazsa olmaz değildir' sözüne tamamen katılıyoruz. Ben de bir vatandaş olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni (IMF konusunda) böyle bir söylem içinde görmek isterim.' 580624 Arap milyarder Manchester City'nin tamamını satın aldı LİNKLER Manchester City Kulübü'nden yapılan açıklamaya göre, daha önce Worldwide Investments Ltd'ye ait olan yüzde 10'luk hisse, Şeyh Mansur bin Zayid Al Nahyan'ın şirketi ADUG'a geçti. Böylece Şeyh Mansur, Premier Lig kulübünün tümünün sahibi oldu. Kulübün kontrolünü geçen yıl Tayland Başbakanı Thaksin Shinawatra'dan devralan Şeyh Mansur yönetimindeki kulüp, sezon başlamadan önce Robinho, Carlos Tevez, Gareth Barry ve Emmanuel Adebayor'u renklerine katmıştı. 580460 Kazım Kanat anılıyor! Haberi Ekle Kazım Kanat anılıyor! 23/09/09 14:33 Kazım Kanat'ın ailesinin düzenlediği anma töreni, Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında saat 11.00'de başlayacak. Anma töreni için Beşiktaş Kulübü de Akaretler'deki kulüp binasından saat 10.30'da servis kaldıracak. 580385 and bankaların görünümünü düzeltti and bankaların görünümünü düzeltti, 14:37 Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's (S&P), Türkiye'deki finans kuruluşu ve holdingin görünümünü negatiften durağana yükseltti. S&P, ''Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş, Garanti Finansal Kiralama A.Ş, HSBC Bank A.Ş, Türkiye Garanti Bankası A.Ş, Türkiye İş Bankası A.Ş, Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. ve Yapı ve Kredi Bankası A.Ş''nin görünümünü negatiften durağana yükselttiğini açıkladı. Kuruluş, Doğuş Holding A.Ş'nin görünümünü de negatiften durağana çevirdi. Standard & Poor's, Türkiye'nin kredi notu görünümünü 17 Eylül'de ''negatif''ten ''durağan''a yükseltmişti. Reyting Kuruluşu, kredi notu görünümünün değiştirilmesine gerekçe olarak, Türkiye'nin, azalan dış finansman riski çerçevesinde, ekonomik dayanıklılığının artmasını ve Orta Vadeli Program çerçevesinde de ekonomik politika belirsizliğinin azalmasını gösterdi. AA 579752 Fehmi Koru: Bayramın büyük sürprizi Fehmi KoruBayramın büyük sürprizi Bayramın en büyük sürprizi Mardin/Nusaybin'den geldi. Bir grup gazeteciyi yanına alan Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un Suriye sınırındaki Sınırtepe Karakolu'ndan 'demokratik açılım' ile ilgili verdiği mesajlar gerçekten 'sürpriz' ayrıntılar içeriyor. Org. Başbuğ'un mesajları, açılımı başlatan ve bugüne kadar başarıyla sürdüren siyasi kadroların söyledikleriyle örtüşüyor. Genelkurmay Başkanı'nın ne dediğine kulak verildiğinde, askerin de kanın durmasını istediği ve bunun için gayret gösterilmesini tasvip ettiği hemen anlaşılıyor. Genelkurmay Başkanı gezisine kendisini yanlarında rahat hissedeceği bir meslektaş grubuyla gitmiş. Bunu bir şikâyet unsuru olarak değil, tam tersine söylenen sözleri aktaranların güvenilirliğine işaret etmek için kaydediyorum. Aralarında sürece ters ve muhalif parti liderlerinin gözlüğüyle bakanların da bulunduğu bir gazeteci grubuna, Org. Başbuğ, düşündüklerini açıkça ifade etmiş... Dediklerinin benim sözcüklerimle özeti şu: Türkiye herkese yeter. Refahı paylaşabilmek için her şeyden önce sorunlarımızı çözmemiz gerekiyor. Dirliğimizi, birlik ve beraberliğimizi yeniden inşa etmek için terörü sona erdirmemiz şart. Teröristin de ana-babası var, onlar da acı çekiyor; onların acılarını bizlerin de anlamamız gerekiyor. Silâhlarını bırakıp dağdan inenlere devletin şefkat eli uzanıyor, bundan böyle de uzanacaktır. Gelişmelerden rahatsız olanlar, tedirginlik duyanlar var; onlar da rahat etsinler... Nasıl, bu sözler sizlerde de sürpriz etkisi yapmadı mı? Türkiye böyle bir ülke işte. Hükümet, sürecin en başından beri, girişimin bir siyasi partinin eğilimini değil devletin tercihini yansıttığını vurgulayıp duruyor. Cumhurbaşkanı, başbakan, koordinasyondan sorumlu bakan, ellerine ne zaman bir fırsat geçse, dağdakileri inidirip teröriste silâh bıraktıracak formül aradıklarını kamuoyuyla paylaşıyorlar. Askerin bu süreç içerisinde kendine düşen görevi üstleneceğini de bildiriyorlar. Sonuç? Özellikle CHP ile MHP topluma durumun görünenden farklı olduğu hissini vermekten vazgeçmiyor. MHP hadi neyse de, CHP'nin ısrarla sürdürdüğü sürece-muhalefet, bazı çevreler tarafından, askerin rahatsızlığını da yansıttığı biçiminde algılanıyor. Dünyanın her yerindeki askerler arzu edilen sonuca mümkünse silâh kullanılmadan, tek kurşun atılmadan varılmasını tercih ederler. Hemen her ordu kendi vatandaşına karşı silâh çekme konusunda iştahlı değildir; öyle ortamlarda komutanlar politikanın sonuç almasını bekler... Bizim ordumuz ve askerlerimizin dünyadaki benzerlerinden farklı olması için bir sebep yok. Bugüne kadar terörle mücadelede yalnızca silâhların konuşması, politikacı sınıfının üzerine düşen görevi yerine getirmeyi ihmal etmesi ve askerleri cepheye sürme kolaycılığına sapması yüzündendi. Doğru bir yöntemle, kamuoyunu arkasına alarak, ortadan kaldırma kararlılığıyla sorunun üzerine giden bir politik kadro, askeri de gerçek tavrını sergilemede rahatlatmış oldu. Asker elbette gerektiğinde kan da döker, öldürür de; ancak asker için doğru tavır başka yöntemlerle sonuç almak mümkünse, önce yolların denenmesidir. Şu anda yapılmakta olan ve askerin de bayram sürpriziyle tasvip ettiğini bir kez daha duyurduğu, işte bu gecikmeli denemedir. İşe bakın siz, asker dağdakileri indirecek süreçten yana tavrını açıklıyor; muhalefet hâlâ eski sloganlarını tekrarlayıp duruyor. Oysa bu bayramın esas sürprizi, CHP lideri Deniz Baykal'ın, torunlarıyla gittiği Bayram Namazı çıkışında Org. Başbuğ'un sözlerine benzer bir açıklama yapması olurdu. Torunlarının fikrini sorsaydı, hiç kuşkunuz olmasın, onlar da bunu tavsiye ederlerdi. “Bir dahaki bayrama” diyeceğim, ama zamana kadar atı alan Üsküdar'ı geçebilir. 579699 Coca-Cola'dan çevreci adım LİNKLER 500'den fazla küresel şirketin desteğini alan Kopenhag Bildirisi, dünya liderlerini Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı 2009'da konuyla ilgili güçlü, etkili ve tarafsız uluslararası iklim çerçevesi oluşturmaya çağırdı. 579811 Meteoroloji'den sağanak yağış uyarısı Meteoroloji'den sağanak yağış uyarısı 23.09.2009 08:26Yapılan son değerlendirmelere göre; Ülkemizin kuzeydoğu kesimlerinde aralıklarla görülecek sağanak yağışların; Doğu Karadeniz (Giresun, Trabzon, Rize, Hopa, Artvin, Gümüşhane, Bayburt) ile sabah saatlerinde Samsun ve Ordu çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. HAVA SICAKLIĞI :Kuzeydoğu kesimlerde yağışla birlikte ila derece azalacak, batı bölgelerimizde ila derece artacak. RÜZGAR :Genellikle kuzeyli, zamanla Akdeniz kıyıları ile güneydoğu kesimlerde batı ve güneybatı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek. UYARILAR KUVVETLİ YAĞIŞ UYARISI: Ülkemizin kuzeydoğu kesimlerinde aralıklarla görülecek sağanak yağışların; Doğu Karadeniz (Giresun, Trabzon, Rize, Hopa, Artvin, Gümüşhane, Bayburt) ile sabah saatlerinde Samsun ve Ordu çevrelerinde kuvvetli olması beklendiğinden yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı (sel, su baskını, taşkın, heyelan v.s.) ilgililerin ve vatandaşlarımızın dikkatli ve tedbirli olmaları gerekmektedir. 579652 Kadınlar çarpışıyor! Sina Koloğlu Reyting canavarıKadınlar çarpışıyor! 23 Eylül Çarşamba 2009 Böyle olacak ’te. ’ın programının tanıtımları dönmeye başladı. Sırada Sevim Gözay, İclal Aydın ve var... En çok konuğu Özge Uzun ağırlayacak. Perşembe, cumartesi ve pazar. Pazartesi Hülya Avşar, İclal Aydın salı günü ve çarşamba Sevim Gözay... Ortalama iki konuk olsa haftada 14 konuk, ayda 56 konuk olur. Ve bunun için de büyük bir yarış olacak.  Hülya Avşar tekrarlayacak mı? Hülya Avşar Türkmax’te sunum şekli yabancı formatta olan bir sohbet programı yapmıştı. zamanlar kanalın başında olan Mehmet Karaca’nın keşfettiği bir olaydı. Avşar, ekrana hayatında hiç bir araya gelemeyeceği konukları çıkarttı. Bakın burada ışık, dekor ve tabii ki Avşar’ın gerçekten bu formata uyan giyimi damgasını vurmuştu. Ama artık zaman içinde bir son vermek gerekiyordu. Öyle oldu. Şimdi Habertürk buradan hareketle onu aldı. Pazartesi pek istekli bir gün değildir bana göre... Dedim ya konuklar kadar programın ışık ve dekoru seyirciyi çekiyordu.  Sevim Gözay deneyimli Son dönemin aslında en popüler isimlerinden. Yani TV8, ve Habertürk... CNN Türk’te Cosmopolis’te dikkat çekici (yanlış ya da doğru, ayrı!) bir format denedi. Farklı bir şeyler yapma çabasındaydı. Doğrusu duruşu, sesi ona “hayran kitlesi” oluşturdu. Yazın Kanaltürk’te pek de eski tadında oldu diyemem. Tüm bunların birikimi ile Habertürk’te yeni bir başlangıç yapacak. Silkinmek lazım.  İclal Aydın’dan dönüş 1997 yılından bu yana televizyon ve radyonun içinde olan bir isim. Kendisini en son “İki Aile” dizisinde gördük. Oyunculuğu da çok iyi, bu da bir gerçek. Biraz dedikodu sosuna bandı ve belki de bu dönüşle eski günler geri gelir. HBB günleri BRT günleri her daim hatırlanır.  Özge Uzun yeni yüz Evet Özge Uzun aslında ’de spikerlik yaparken bunun yetmediğini göstermiş ve daha vitrin olabileceği bir kanala, ’a gitmişti. Doğan Şentürk kendisini “5 Haberleri”ne aldı ve orada patlama yaptı. Her “5 Haberleri” sunucusuna nasip olmuyor tabii ki! Kısa eteği ve konuşmalarıyla gündeme gelse de zaten burada karizmasıyla yakalanmayı bilmişti. Onun da geniş bir hayran kitlesi var. Ve ilk deneyimi aslında bundan sonraki yolun da göstergesi. Ama şu bir gerçek bundan böyle olmayacak! 579635 Q, W, Taha Akyol ObjektifQ, W, 23 Eylül Çarşamba 2009 ALFABE değişir mi? Tabii kastedilen, artık kanunla mı olur, Milli ’in kararıyla mı olur, mevcut alfabemize bu harflerin eklenmesi... ‘Devrim kanunları’ falan diye paniğe lüzum yok. Bu harfleri alfabemize eklemek fiilen ve aklen imkânsızdır. Geçen seksen yılda milyonlarca kitap, gazete, dergi ve resmi evrak bugünkü alfabemizle yazılmış. Mektuplarımız, hatıralarımız da öyle... Hatta seslerimizi bile bu harflere uydurmuşuz, gırtlaktan “bakh” demiyoruz, “bak” diyoruz artık. Hadi sil baştan, artık mesela “” diye veya “kaşık” diye değil, “qanun” veya “qaşıq” diye yazacağız! Yeni üç harf ve binlerce kelime yazım kargaşası! Zaten imla kuralları tam oturmamış olan dilimizde yeni bir daha! Zırvadan öteye, tımarhanelik bir şey olurdu. Çok şükür böyle bir çalışma olmadığı açıklandı. Bu tamam da bir “q, w, x” tartışması var. Atatürk’ün huzurunda Tartışma Atatürk’ün huzurunda da yapılmıştı. Falih Rıfkı’dan öğreniyoruz ki, bazı dilciler ‘x’ ve ‘q’ harflerinin alınmasını istemişler. Mesela ‘kepçe’deki ve ‘kanun’daki ‘k’ harfleri aynı mı olsun, yoksa birini ‘q’ ile, öbürünü ‘k’ ile mi yazalım? Atatürk başta ‘k’ ve ‘q’ harflerinin kabulünden yanadır. Fakat dil uzmanlığı olmayan yazar Falih Rıfkı, Atatürk’ü sadece ‘k’ harfinin alınması konusunda ikna etmiş. Falih Rıfkı’nın ideolojisi, alfabesindeki ‘kaf’ ve ‘kef’ seslerinden kurtulmak ve ‘k’ harfini Türkleştirmek! Halbuki Türkçede de bu iki ses vardır. İsterseniz Azeri ve Özbek alfabelerine bir bakın. Falih Rıfkı bu tartışmayı “” adlı önemli eserinde anlatır, hem de kendine kibir payı çıkararak: Atatürk Latin alfabesindeki majiskül harfleri bilmezmiş, küçük harfleri büyüterek yazarmış sadece... Falik Rıfkı, Atatürk kelimesini majiskül ‘Q’ ile değil, küçük ‘q’ ile “qemal” şeklinde yazmış, Atatürk beğenmemiş. Falih Rıfkı, Atatürk’ün adını bu defa majiskül (büyük) harfle “Kemal” diye yazmış, Atatürk bunu daha “gösterişli” bulmuş ve alfabemize sadece ‘k’ harfi alınmış. Lüzumsuz tartışma Bana göre, Türkçeye büyük hizmetleri olan Falih Rıfkı, alfabemizin daha zengin olmasını engellemekle de yanlış yapmıştır. Falih Rıfkı yüzünden Türkçedeki sadece kalın ‘k’ sesi değil, kalın ‘h’ sesi de yeni alfabemizde harfini bulamamıştır. Bugün Azeri ve Özbek alfabelerinde Türkçenin bu iki sesi ‘q’ ve ‘x’ harfleriyle yazılıyor. İmla konusundaki sorunlarımızdan biri bu konudadır: Hele de aklıevveller tarafından harflerin şapkaları çıkarılınca... “Kar” hangisidir, kışın yağan nesne mi, şirketlerin kazancı mı? Bundan başka, nedir bizim alfabemizdeki ‘k’ harfinin telaffuzu, “ka” mı, yoksa “ke” mi? Harfleri sayarken “je, ke, le, me, ne” diyoruz değil mi? harflerimizin bu şekildeki okunuşundan hareketle daima ‘ke’ demeyi tercih ediyor, bu ilkeden hareketle PeKeKe diye yazıyor. Kendi alfabelerini vurgulamak için Kürtler PeKeKe diyor! Batı’da bütün dillerde ve dünyada birçok Latin kökenli alfabelerde q, w, harfleri var. Alfabemizi değiştirmeden, bu harflerin dışındaki dillerin ve kavramların yazımı için kullanımında hiçbir sakınca yok. Show demek gibi... Türki alfabelerde de bulunan bu harfleri, öğrenenlere ve yazanlara yasaklamak mümkün mü? Hülasa, lüzumsuz bir tartışma... 580911 Potrolün varil fiyatı 69 doların altına indi ABD ham petrolünün varil fiyatı Kasım ayı teslimi 2,78 dolar (yüzde 4) düşerek, 68,98 dolara indi. ABD ham petrolünün varil fiyatı doların değerinin düşük olması nedeniyle dün 71,76 dolara kadar çıkmıştı. Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 2,89 dolar azalışla, 67,64 dolara indi. Petrol fiyatının düşmesinde ABD ham petrol stoklarının artması etkili oldu. ABD Enerji Enformasyon İdaresi'nin raporuna göre, geçen hafta ham petrol stokları gerileme beklentilerinin aksine 2,8 milyon varil arttı. Uzmanlar, ABD ham petrol stoklarının geçen hafta 2,25 milyon varil azalmasını bekliyordu. Geçen yıl Aralıkta 32 dolara kadar inen petrolün varil fiyatı bu yıl en yüksek seviyesini 75 dolarla Ağustos ayında gördü. Ancak Eylül ayının başından bu yana petrolün fiyatı 68 ila 72 dolar aralığında sıkıştı kaldı. 580116 İranlı PKK'lı köy korucularına teslim oldu uyruklu bir terörist, Bingöl merkeze bağlı Ilıcalar beldesindeki İçpınar Mahallesi'nde geçici köy korucularına teslim oldu. Söz konusu teröristin, gün önce terör örgütü 'dan kaçtığı ve silahsız bir şekilde koruculara teslim olduğu öğrenildi. Terörist, korucular tarafından Ilıcalar Jandarma Karakolu'na teslim edildi. 579958 "Öğretmen açığı 150 bin" Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, yaptığı yazılı açıklamada, 2009-2010 eğitim-öğretim yılıyla ilgili değerlendirme yaparak, okullarda fiziki mekanın yetersiz olduğunu, derslik ve öğretmen açığının giderilemediğini, okullarda yeterli araç, gereç ve donanım olmadığını, okullaşma oranının yüzde 100'e ulaşamadığını söyledi. Okullarda ciddi öğretmen açığının bulunduğunu ifade eden İsmail Koncuk, ''Ülkemizdeki öğretmen açığı tam 150 bindir. 2009 yılının ilk atama döneminden bu yana 13 bin 141 kadrolu, 16 bin 323 sözleşmeli olmak üzere toplam 29 bin 464 öğretmen istihdam edilmiştir. Emekli öğretmenler ile mezun olan öğretmen adayları hesap edildiğinde, okul öncesi eğitimin bu yıldan itibaren zorunlu olduğu ve 81 ilde yaygınlaştırılacağı düşünüldüğünde ihtiyacın çok daha fazla olduğu görülecektir'' ifadelerini kullandı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın ısrarla ve inatla sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına devam ettiğini belirten Koncuk, bu uygulamanın kaldırılacağını açıklayan Bakan Nimet Çubukçu'nun sözünde durmadığını söyledi. Koncuk, il emri uygulamasının sözleşmeli öğretmenler için de getirilmesi gerektiğini kaydederek, ''Kadrolu öğretmene il hakkı verip, sözleşmeli öğretmeni bu haktan mahrum bırakmak insani ve vicdani değildir'' değerlendirmesinde bulundu.23 Eylül 2009 580202 Beşiktaş CSKA Moskova maçının biletleri satışa çıkarıldı CSKA maçının biletleri satışa çıkarıldı ’nde (B) Grubu’nda 30 Eylül Çarşamba günü CSKA ile arasında yapılacak maçta siyah-beyazlı taraftarlara ayrılan biletler satışa çıkarıldı.Beşiktaş Kulübü’nden yapılan açıklamada, UEFA Şampiyonlar Ligi (B) Grubu ikinci maçında CSKA Moskova ile 30 Eylül’de ’da oynanacak karşılaşmanın biletlerinin satışa çıkarıldığı bildirildi.CSKA Moskova-Beşiktaş maçını Luzhniki Stadı’nda izlemek isteyen siyah-beyazlı taraftarlar, fiyatları ve 31 Avro olan biletleri ’deki kulüp binasındaki pazarlama departmanından alabilecek.Ücreti Avro olarak ödenecek CSKA Moskova-Beşiktaş maçının biletlerini almak isteyenlerin, yanlarında pasaportlarının fotokopisini getirmeleri zorunlu olduğu kaydedildi. MAÇIN HAZIRLIKLARI Beşiktaş, UEFA Şampiyonlar Ligi (B) Grubu’nda Rusya’nın CSKA Moskova takımıyla 30 Eylül Çarşamba günü yapacağı maçın hazırlıklarını, basına kapalı antrenmanla sürdürdü. BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde teknik direktör yönetimindeki idmanda siyah-beyazlı oyuncular, ilk bölümde pas çalışması yaptı. Daha sonra kondisyon ağırlıklı çalışmalar yapan Beşiktaş, taktik maçıyla idmanı tamamladı. Tedavisi devam eden ’nin katılmadığı çalışmada, bağırsak enfeksiyonu geçiren de yer almadı. Delgado, kendi programında çalışmalarını sürdürürken, ve ise takımdan ayrı çalıştı. Siyah-beyazlı takım, CSKA Moskova maçının hazırlıklarını, yarın yine basına kapalı antrenmanla sürdürecek. 580183 Amerikan havayolları bagaj ücretlerinden kazandı Amerikan havayolları bagaj ücretlerinden kazandı, 12:51 Bu rakam bir önceki yılın aynı döneminde elde edilen kazancın neredeyse dört katı olurken 2009’un ilk çeyreğine göre de yüzde 18.2 daha fazla. American Airlines, bagaj ücretlerinden 118 milyon dolar gelir elde ederken onu Delta Air Lines takip etti. US Airways ise 104 milyon dolar ile üçüncü sırada yer aldı. Bagajlardan elde edilen kazanç Amerikan havacılık sektörünün operasyon performanslarına olumlu yansıdı. Amerika’daki 21 havayolunun operasyon karı 361 milyon dolar olurken yedi havayolunun kaybı 111 milyon dolar oldu. Delta, Continental Airlines, American, Virgin America ve ExpressJet 2009’un ikinci çeyreğinde para kaybeden havayolları olarak sıralandı. 580061 Aydın'da fabrika yangını Alınan bilgiye, Nizalli'de bir geri kazanım fabrikasında sabah saatlerinde yangın çıktı. Yangına, Aydın ile Nazilli, Karacasu, Bozdoğan, Kuyucak, Sultanhisar, İsabeyli, Buharkent ve Yenipazar ilçe ve belde belediyelerine ait itfaiye ekipleri müdahale etti. Söndürme çalışmalarında bir de helikopter kullanıldı. Kazan dairesinden çıkarak, tesise yayıldığı sanılan yangın, çevre evlere sıçramadan kontrol altına alındı. Fabrikada büyük ölçüde maddi hasara neden olan yangın söndürülerek, soğutma çalışmalarına başlandı. Olay yerinde incelemede bulunan Nazilli Kaymakam Vekili ve Sultanhisar Kaymakamı Orhan Mardinli, yaptığı açıklamada, sabah saatlerinde başlayan yangına, ilk etapta güvenlik mensuplarının çevrede önlem alarak müdahalede bulunduğunu, kısa sürede ilçelerden de yapılan takviye ile söndürme çalışmalarına başlandığını belirtti. Mardinli, ''Nazilli Belediyesi'ne ait dozer ve kepçelerle de fabrika çevresinde önlem alınarak yangının, yakındaki evlere sıçraması önlendi. Can kaybının ve yaralanmanın meydana gelmemesi sevindirici ama fabrikanın yanması ve büyük ölçüde maddi zararın olması, çok üzücü'' dedi. Nazilli'de 1989 yılından bu yana 17 bin metre karelik alanda faaliyet gösteren fabrikada, selüloz, arbocell, kağıt, poliefetin geri dönüşümünün yapıldığı, çatı paneli üretildiği kaydedildi. 579997 "İran ABD İçin Tehdit Değil Fırsat" "İran ABD İçin Tehdit Değil Fırsat" İran Cumhurbaşkanı, ülkesinin Amerika için, bazı politikalarını değiştirmesi durumunda bir fırsat olabileceğini söyledi. İran'ın nükleer programı ile ilgili görüşmeler önümüzdeki ay başında yapılacak. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, toplantıda nükleer meselelerin açıkça tartışılmasını beklediğini söyledi. İran'ın nükleer programıyla ilgili toplantı, Ekim'de İsviçre'nin Cenevre kentinde yapılacak. Toplantıya İran, Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa ve Almanya katılacak. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, toplantıda, uluslararası nükleer silahsızlanmayı ve nükleer gücü barışçıl amaçlarla kullanmaları için tüm ülkelere geniş fırsat tanınmasını isteyeceklerini açıkladı. Ülkesinin Amerika Birleşik Devletleri için tehdit değil bir fırsat olduğunu belirten Ahmedinejad, Amerikan Başkanı Obama'nın, Afganistan, Irak ve Orta Doğu politikasında "büyük değişiklikler" yapması halinde İran'ın dostluğunu kazanacağını söyledi. 580389 Sevgilisi gözyaşlarına boğuldu Sevgilisi gözyaşlarına boğuldu 23.09.2009 14:40 Ünlü popçu Murat Dalkılıç'ın sevgilisi oyuncu Pelin Sönmez hüngür hüngür ağlarken Mega Magazin kameralarına yakalandı. Pelin Sönmez'in yüzünü kapatarak oturduğu Murat Dalkılıç'ın ise endişeli bir yüzle izlediği bu dakikalarda, Sönmez'in duygusal anlar yaşadığı ve ağladığı ortaya çıktı. Ağlayan Pelin Sönmez kameraları görünce önce yüzünü sakladı, sonrasında gülümseyerek göz yaşlarını engellemeye çalıştı. Murat Dalkılıç olaya açıklık getirerek kavga etmediklerini söylerken, Pelin Sönmez ise, "Ailesel bir şey, ailemle kavga ettiğim için ağlıyorum" diye konuştu. 580902 Rusya en kurak mevsimini geçirdi Rusya Parlamentosu üst kanadı Federasyon Konseyi'nde konuşan Skrınnik, son 10 yılın en büyük kuraklık yılını yaşadıklarını anlattı. Rus Bakan, "Rusya'nın 15 bölgesinde olağanüstü durum ilan edildi. Kuraklık 2,089 milyon hektarlık alanda ürünlerin telef olmasına yol açtı. Geçen yıl da eylül ayının başlarına doğru 418 bin hektarlık alanda ürün telef olmuştu." dedi. Rusya Tarım Bakan, 2009 yılında toplam 85 milyon tahıl üreteceklerini ifade etti. Rusya 2008 yılında 108,1 milyon ton tahıl üretmişti. 579743 Atılacak adımlar için toplumsal vicdanı harekete geçiriyoruz Subaşı, bu adımların kabul görmesi için toplumsal destek beklediklerini açıkladı. Necdet Subaşı, "Alevi çalıştaylarının, toplumun tüm üyeleri gibi insanca yaşamak, kendi hak ve hürriyetini teminat altına almak isteyen bir grupla karşı karşıya olunduğunu ortaya koyduğunu" açıkladı. Toplumda Aleviler hakkında kırık dökük ve eksik birtakım bilgiler olduğunu ifade eden Subaşı, "Aleviler bu toplumun eşit yurttaşları ama eşitliklerine dair kaygıları var. Koşullarının iyileştirilmesini, diğer vatandaşlarla aynı sosyal haklara sahip olmayı istiyorlar. İnançlarının yeterince dikkate alınmadığını, taleplerinin devlet katında bir karşılık bulmadığını iddia ederek bir yandan siyasal anlamda taleplerini dile getirecek bir dil üretmeye çalışıyorlar, bir yandan da devletle müzakere alanlarını genişleterek kendi çıkarlarının peşine düşüyorlar. Biz Alevilerin gerçekte ne istediklerini, toplumsal taleplerinin sınırlarının nereye uzandığını, bu isteklerin gerçekleştirilmesi için nelere ihtiyaç olduğunu, bu konuda neleri harekete geçirebileceğimizi öğrenmeye çalışıyoruz." dedi. Yapılan müzakerelerin, soğukkanlı bir ortamda, sorunlara kalıcı ancak alternatifli çözüm modellerine odaklandığını kaydetti. Çalıştaylar sonrası edindiği izlenimi ise şöyle aktardı: "Toplumun tüm üyeleri gibi insanca yaşamak, kendi hak ve hürriyetini teminat altına almak isteyen bir grupla karşı karşıyayız. Bu grup Türkiye'nin her yerindedir. Bir yerde odaklanmış, mekanize bir grup, marjinal bir grup değil." Alevilerin inanç ve ritüellerinin eridiği yönünde kaygı taşıdığını söyleyen Subaşı, "Sorumluluk sahibi devlete düşen; bu toplumun haykırışlarına kulak vermektir. Biz Alevilerin haykırışlarını bütün frekanslarını yakalayarak, devlete iletmek istiyoruz ve güven içinde de devletin adım atmasını bekliyoruz." diye konuştu. Subaşı, 'Alevi açılımı' adı altında düzenlenmesi planlanan çalıştayın üçünü tamamladıklarını hatırlatarak, dördüncü çalıştayın sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla 30 Eylül'de yapılacağını belirtti. Toplumsal vicdanı harekete geçirmeye çalıştıklarına işaret eden Subaşı, "Sorunun farkındayız ve aşılması için de ulaşılması gereken ne tür zemin, kaynak, referans varsa onu değerlendirmekten kaçınmıyoruz." şeklinde konuştu. Çalıştaylar serisinin 5. buluşmasında medya temsilcileri dinlenecek. Sonraki oturum siyaset kurumu temsilcileri ile yapılacak. ANKARA AA 580408 AİHM'in Türkiye kararı Rum basınında Rum basını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (), Kıbrıslı Rumlar tarafından, “mülkiyet haklarının çiğnendiği" gerekçesiyle Türkiye aleyhinde açılan 18 davaya ilişkin aldığı karara yer verdi. Haberi, “: Olumlu-Olumsuz Noktalarla Türkiye'ye Ceza" başlığıyla veren Fileleftheros gazetesi, 'in, “tüm başvuru sahiplerinin mülkiyet haklarını çiğnediği gerekçesiyle Türkiye'yi suçlu bulduğunu" yazdı. Gazete, dünkü kararın beklendiği gibi 18 davanın, tarafından, önceki kararlar temelinde kabul gördüğünü yazdı. Gazete ayrıca, 'in önünde bulunan önemli davalardan biri olan, Gazimağusa'daki taşınmaz mallarıyla ilgili olan Lordos davasını “dışarıda bıraktığını", Lordos davasının, “18'inin dün değerlendirildiği 31 dava kategorisi içerisinde yer aldığını" belirtti. Davalardan bazılarının oldukça önemli olduğunu, bunlardan bir tanesinin de Doğu Akdeniz Üniversitesi tarafından kullanılan Gazimağusa'daki özel okulun sahibi olan Saveriadis ile ilgili olduğunu yazan gazete, bir diğer önemli davanın ise, “şirkete ait taş ocağına ilişkin haklarının çiğnendiği tespit edilen" Skiropiia davası olduğunu yazdı. Haberde, “'in, kapalı Maraş bölgesindeki taşınmazların EVKAF'a ait olduğu şeklindeki Türk iddialarını bir kez daha ret ettiği" görüşü de dile getirildi. Gazete bundan sonra beklenen aşamanın Türkiye'nin üç aylık süre zarfında temyize başvurması olduğunu, bununla birlikte 'in de şimdiye kadar yaptığı gibi temyizi reddetmesinin beklendiğini yazdı. Haravgi gazetesine göre, dava sahiplerinden biri olan eski milletvekillerinden Eleni Vrahimi ise yaptığı açıklamada, davayı “kısmen" kazandığını belirtti. Vrahimi, mülkiyet hakkının Türkiye tarafından çiğnenmesi açısından davayı kazandığını, hakkı olduğunu iddia ettiği tazminat konusunun ise daha sonra hükme bağlanacağını söyledi. Diğer gazete başlıkları ise şöyle yer aldı: Mahi gazetesi: “Türkiye'ye Şamar" Alithia gazetesi: “Yağmur Ceza" 580433 Kaliforniya'da Orman Yangını Kaliforniya'da Orman Yangını Amerika Birleşik Devletleri'nin California Eyaleti orman yangınlarıyla mücadele ediyor. Yangın yaklaşık bin hektar genişliğinde bir alana yayıldı. Los Angeles kentinin kuzeybatısındaki Ventura ilçesinde dağlık alanda çıkan yangın rüzgarın etkisiyle yaklaşık bin 500 hektara yayıldı. California Valisi Arnold Schwarzenegger, ilçede acil durum ilan ederek yangının söndürülebilmesi için Eyalet kaynaklarını seferber etti. Karada yüzlerce itfaiyecinin görevli olduğu söndürme çalışmalarına havadan da yangın söndürme uçak ve helikopterleri destek veriyor. Söndürme çalışmaları sırasında itfaiyeci hafif yaralandı. Bölge sakinlerinin havadan tahliyesi sürüyor. Yetkililer şu ana kadar yangının sadece az bir kısmının kontrol altına alınabildiğini kaydetti. Havanın aşırı derecede kuru olmasının yangının yayılmasına yardımcı olduğu belirtiliyor. 580469 Cristian'dan İddialı Açıklamalar Cristian'dan İddialı Açıklamalar "UEFA Avrupa Ligi, Türkiye Ligi ve Türkiye Kupası'nda şampiyon olmak istiyoruz." Fenerbahçe'nin Brezilyalı futbolcusu Cristian Baroni, UEFA Avrupa Ligi, iddialı açıklamalarda bulunarak, Türkiye Kupası ve Turkcell Süper Lig'de hedeflerinin şampiyonluk olduğunu söyledi. Cristian, "Fenerbahçe için önemli olan lig mi, Avrupa Ligi mi?" şeklindeki soru üzerine, Fenerbahçe'nin katıldığı her kulvarda mutlaka şampiyon olmak isteyeceğini vurgulayarak, "O yüzden 'Bu olsa daha iyi, bunu arka plana atabiliriz' diye kesinlikle bir düşünce yok. Katıldığımız her turnuvada hedefimiz şampiyonluktur. UEFA Avrupa Ligi, Türkiye Ligi ve Türkiye Kupası'nda şampiyon olmak istiyoruz" dedi. Takım oturduktan sonra taraftarlarının istediği güzel oyunun geleceğini ifade eden Cristian, "Eleştirilere saygı duyuyoruz, fakat saha içinde bizim yaptıklarımız önemli. Belki en iyi oynayan ekip değiliz, fakat maçları kazanabiliyoruz. Zamanla takımımız daha göze hoş gelen bir futbol oynayacaktır" diye konuştu. Cristian, maç maç düşünmeleri gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti: "Çünkü lig yarışında rakibimiz sadece Galatasaray değil. Bütün ekiplere karşı aynı havayla oynamamız gerekiyor ki sezon sonunda mutlu sona ulaşalım. Elbette ki şampiyonluk yarışındaki ekiplere karşı -şu anda Galatasaray gibi gözüküyor- özellikle ikili averajda önde olmamız gerekiyor. Lig bu sene bayağı çekişmeli geçecek, sonunda biz ipi göğüslemek istiyoruz." Türkiye'ye kısa sürede uyum sağladığını, eşinin de İstanbul'a çabuk adapte olduğunu anlatan Cristian, takımda çok fazla Brezilyalı olduğu için kendisini 40 yıldır Fenerbahçe'de oynuyormuş gibi hissettiğini kaydetti. 580181 Bu ülkenin yurttaşı yok Bu ülkenin yurttaşı yokÇünkü "yurttaş ol" komutuyla yurttaş olur sanıldı. Newsweek'ten Mehmet Ali Kılıçbay yazdı.. 23.09.2009 12:50 YAYGINLAŞMIŞ VE derinleşmiş kanaatler çoğu zaman hakikati tam yansıtan bilgiler olarak görülür. Neredeyse herkesin kanaati olduğu için sarsılmaz bir gerçek sanılan inanışların başında, her sorunun kökeninde eğitimin yer aldığı düşüncesi gelir. Çok yaygın olduğu için tüm ayrıntılarını ve engebelerini kaybetmiş olan bu sözüm ona 'bilgi', tıpkı aşırı kullanımdan ötürü tamamen düzleşmiş bir plaka gibidir. Oysa bilgi engebelidir. MEHMET ALİ KILIÇBAY NEWSWEEK Eğitimle her şey aktarılabilir; yanlış da, doğru da. Bundan önemlisi verilen ve alman eğitimin amaç fonksiyonu, içeriğinin doğruluğu kadar ağırlığa sahiptir. Eğer doğru (veya yanlışlanmamış) bilgiler sahte olmayan bir amaç fonksiyonu içinde aktarılabiliyorsa, bu başarılı bir eğitim olur, tersi ise başarısız. Nitekim okula gitmiş bütün T.C. vatandaşları, yurttaşlık bilgisi dersi almışlardır, ama yurttaş, bu ülkede henüz kitlesel bir gerçeklik oluşturmamaktadır. Yurt (vatan, ülke, siyasal toplum), yurttaş, yurttaşlar şirketi olarak cumhuriyet, bu şirketin yönetim tarzı olarak demokrasi birbirleriyle organik bağ içinde olmanın ötesinde, tarihin belli bir dönemecinde, belli koşulların oluştuğu bir mekânda birlikte belirmeye ve gelişmeye başlamışlardır. Açıkçası yurttaş, ancak oluşmasına olanak veren koşulların gerçekten ortaya çıktığı mekânlarda belire-bilen ve bu koşullar iyileşerek sürdükçe gelişebilen bir insanlık halidir. Ama bizim ülkemizde yurttaş, onu ortaya çıkartan ve sürmesine olanak veren koşulların hiçbirinin olmadığı, olamadığı, oldurulmadığı ve şimdilerde anlaşıldığı üzere daha uzun bir süre olamayacağı bir ortamda ve süreçte, "yurttaş ol" komutuyla olur sanıldı. Daha doğrusu, Osmanlıca'nın teba (uyruk) kelimesinin yerine yurttaş ikame edilince, devlete, cemaate tabiyet ortadan kalkar sanıldı. Veya böyle bir şey düşünülmedi bile! Yurttaşın doğum yeri Batı Avrupa'dır. Buralarda citoyen veya citizen, cidadano, cittadino vb. adını taşır. Bütün bu kelimelerin ortak kökeni Latince'nin civita-tis (site) terimidir. Bu aynı terim, uygarlık (civilisation) kelimesine de can vermiştir ve siyaseten belirlenen kurallar aracılığıyla örgütlenmiş bir toplumu ifade eder. halde 'siteye mensup' anlamına gelen citoyen (yurttaş), kendini kendi koyduğu kurallarla yöneten siyasal bir topluluğun eşit haklı üyesidir. Açıkçası yurttaş ancak demokratik bir toplumda varlık kazanabilir; yani hiçbir ön kuralın yurttaşların ortak iradesinin üstüne çıkamadığı ve bireysel alana hiçbir şekilde tecavüz edilemediği bir toplumda. Oysa Türkiye'de cemaatlerin kısmi iradeleri, yurttaşlar topluluğu olarak cumhuriyetin tümel iradesinin her zaman üstündedir. İş bu kadarla kalmıyor. Özel alana çekilmesi gereken din, çoğunluğun inanç kalıbının kamusal ve siyasal örgütlenmiş-liğe ve anayasal yaptırım gücüne sahip olması nedeniyle yurttaşların tümel veya bireysel iradelerinin üzerindedir. Daha da kötüsü, onların iradelerinin müdahalesinden korunaklı bir konumdadır. Devletin işlevsel örgütlenmesinin organlarından biri olmanın ötesinde gerçek bir varoluşa sahip olmaması gereken ordu da; doğru okunmamış veya amaçsal bir şekilde okunmuş bir tarihin içinden "ulusu kuran ve kurtaran" unsur olarak süzülüp geldiği için, bir cins Orta Çağ "kutsal şovalyelik" kavrayışının terimleri içinde ele gelmesi mümkün olmayan denetlenemez ve eleştirilemez bir koruyuculuk, kollayıcılık konumunu sürdürdüğü için yurttaş iradesinin üstündedir. 'Kutsal aile'den başlamak üzere, bütün etnik, dinsel veya benzer seçilmemiş ama doğumdan itibaren maruz kalman mensubiyetlerin yurttaşlık mensubiyetinden daha önemli olduğu bu ülkede, seçilmemiş ama içine düşülmüş kimlikler özgürce seçilen kimlikleri her zaman hiçleştirmekte, yargılamakta ve kolayca mahkûm edebilmektedir. Yakınlarda başlayan ve Türkiye'de adet olduğu üzere şiddetini giderek kaybedip halen sürmekte olan "İslamiyet'ten çıkan öldürülmeli mi, öldürülmemeli mi" tartışması bu konuda son derece açıklayıcı bir örnek meydana getirmektedir. Yurttaşın, oluştuğu ve siyasetin öznesi haline geldiği bir toplumda böyle bir tartışma alenen yapılırsa (Türkiye'de alenen medyada yapıldı, yapılıyor, yapılacak), insan ve birey haklarına, demokrasiye yönelik ağır bir suç oluşturur, taraflar ceza görür. Böylesine bir tartışma, fikir özgürlüğü kapsamında yer almaz. Aksine, dininden veya etnik kimliğinden ötürü Yahudiler'in yok edilmesinde olduğu gibi "insanlığa karşı suç" kapsamında görülür. Fakat Türkiye'de bu tartışma nedeniyle yaprak kıpırdamadı, kimse rahatsız olmadı. Savcılar harekete geçmedi. Demek ki bu ülkede yurttaş yok. halde her türlü 'açılım' girişimini ve tartışmasını bir kez daha değerlendirmek gerekiyor. 579568 'Taraftarı Adnan Polat provake etti' SANLI SARIALİOĞLU 'Taraftarı Adnan Polat provake etti' Kasımpaşa Kulübü Futbol Şube Sorumlusu Mehmet Süha Sidal, G.Saray maçında bilet fiyatları sebebiyle yaşanan sorunlardan sarı-kırmızılı yönetimi sorumlu tuttu. Galatasaraylı yöneticilerin taraftarlarını kışkırttığını iddia eden Sidal, “Taraftarlarını kışkırtan ve olaylara sebep olan Adnan Polat, Haldun Üstünel ve Adnan Sezgin'i kınıyoruz. Kimse bizim iç işlerimize karışamaz. Yönetimin aldığı bilet fiyatlarına müdahale etmek istediler. Bu müdahaleyi kabul etmeyince de spor anarşisini teşvik edici bir tavır takındılar. Böyle bir tavır onlara yakışmadı” dedi. 23.09.2009 580041 Bütün hayır kurumlarının temeli Hz. Hatice'nin evinde atılmıştır Eraslan, 'Çöl Deniz' adını verdiği çalışmasında, Hz. Hacer'in oğlu İsmail ile birlikte Mekke'yi kurduğu yıllardan İslam öncesi dönemlerde şehirdeki toplumsal yapıyı, Hatice validemizin ailesini, ilk evliliklerini, çocuklarını ve dul bir kadın olarak tek başına ayakta durma mücadelesini de anlatıyor. Efendimiz ile evlilikleri, ilk vahiy döneminin sıkıntılarında eşini şefkatiyle sarması, tebliğ yıllarının zorluklarını, boykotları, hicretleri okuyoruz duygu yüklü kaleminden. Hatice annemizle ilgili sorularımızı cevaplayan Sibel Eraslan, onun özellikle her zaman güçlü duruşu, hayatı zor şartlar altında yeniden kurma gayreti ile günümüz kadınlarına çok şeyler söylediğini ifade ediyor. Onun, kendini İslam davasına vakfeden ilk mü'min olduğunu belirten Eraslan, "Hatice annemizin evi önce bir okul gibiydi, daha sonra hastane, aş evi, sığınma evi gibi oldu. Özellikle boykot döneminde aç veya yetim kalmış kızlar onun evinde yatıp kalkıyorlardı. Bugün bizim oluşturduğumuz kadına, aileye yönelik bütün kurumların temeli onun evinde atılmıştır. Tamamen sivil, vakfedilmiş bir kimliktir. Hatice annemiz Müslümanların ilk vakfiyesidir. Sadece malını değil, hayatını vakfetmiştir. Bugün dünyada ne kadar bereketli bir hareket varsa bunun altında Haticevari bir kendini vakfetme anlayışı vardır." diyor. Hz. Hatice'nin çok güçlü bir kadın olduğunu vurgulayan Eraslan'ın anlatımına göre, o, ilk eşini kaybetmiş, ikincisinden boşanmış dul bir hanımdır ve her iki eşinden olan üç çocuğunu yetim, öksüz yetiştirmek zorundadır. Bir taraftan ticari hayatı devam etmektedir ama bu zor hayatın içinden kendine aşka, sabra, metanete dayalı yeni bir hayatı da kurabilen bir kadındır. Bunun için güçlü bir irade gerekir. Cenab-ı Allah onu Habib'i için seçmiş ve kuvvetlendirmiştir ama ama Onun iradesi de bu aşka yöneliktir. Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) ile evlenmek için ilk adımı atmıştır. Güçlü duruşu, hayatı zor şartlar altında yeniden kurma gayreti çok çarpıcı ve bütün kadınlara cesaret verici bir örnektir. Efendimiz vahyi tebliğ ederken da ataerkil bir toplumda risaletin halkla ilişkilerini yapmıştır. Hz. Hatice (radıyallahu anha), bu dinin medeniyeti, yaşama imkanı, iskanı ve hayat pratiğidir. Hem güçlüyü hem güçsüzlüğü bir arada yaşamıştır. Boykot döneminde varını yoğunu kızlarının çeyizlerine kadar Müslümanlara infak etmiştir. Kureyş'in toplamının servetinden daha fazla olan varlığından 13 sene zarfında üzerine giyecek sadece yama üzerine yama yapılmış bir elbisesi kalmıştır. Çünkü inandığı davaya kendini vakfetmiştir. Bütün zorlukları aşk potası içinde kendine göre şekillendirmiştir. Efendimiz Onunla evliliğinde tek eşlidir ve vefat edinceye kadar bütün hatıralarını ve arkadaşlarını aziz tutmuştur. Hatice annemizi 'çöl ve deniz' kavramlarıyla anlatan Eraslan, kitaba da bu ismi veriş sebebini şöyle aktarıyor: "Mekke'de sabah ezanlarından sonra sürekli deniz sesi, rulo şeklinde dalgaların vuruş seslerini duyuyordum. Pencereden bakıyorum deniz yok. Hz. Hatice, çölü deniz kılmış muhteşem bir kadın. Resûlullah Aleyhisselam'a duyduğu aşkı bir denizi andırıyordu. Çölü denize çevirecek bir aşk bu. Hatice annemizle Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) aşkı, Hz. Yusuf ile Züleyha aşkının hayra tebdil olmuş zorluklardan arınmış halidir. Ha ve mim harfleri, birbirlerine aşk ile bağlanmıştır." 'Amcaoğlu' hitabı ikisi arasında parola gibidir Efendimiz (aleyhi ekmelü't-tehaya) ile muhterem eşinin birbirlerine olan sevgisini anlatan Sibel Eraslan şöyle konuşuyor: "Efendimiz'in yer verdiğim bütün diyalogları kaynaklarla sabit. Ancak, Hatice validemizin dilinden harf harf bir aşk sözlüğü yazmak istedim. Efendimiz'e hitapları arasında beni en çok duygulandıran 'amcaoğlu'dur. Bu bütün sahih kaynaklarda yer alır. İkisi arasında bir parola gibidir. Bana çok arkadaşça gelir. Çünkü onların arasındaki ilişki tek başına aşk olarak söylenemez. Aynı zamanda çok iyi arkadaştırlar. Aynı yolda mücadele ediyor, aynı hayatı paylaşıyorlar. Çalışmalarımda bir aşk kitabı çıkacağını düşünmüyordum. Efendimiz insan-ı kamildir, kainatın efendisidir. Efendimiz bir aşk madenidir. Ama fark ettim ki, bu iki ışık birbirlerinden hiç ayrılmayan iki güneştir. Hz. Hatice'nin her halinde aşkı görüyorsun." 580910 Obama: Yeni dünya düzeni başlıyor ABD) Başkanı Barack Obama, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na hitap etti. Başkanlığında kendisinden beklenenlerin farkında olduğunu ifade eden Obama "Ben aslında benim başkanlığıma yönelik dünyadaki beklentilerin farkındayım. Bu beklentiler tamamen benimle ilgili değil, bunlar statükoya olan memnuniyetsizliği de ortaya koyuyor. Ancak aynı zamanda bunlar ümidi de temsil ediyor. Amerikanın lider olacağı beklentileri temsil ediyor. Benim inancım şu yönde; 2010 yılında geçmiştekinden daha fazla biçimde insanların çıkarları ortak olacak. Kalbimizdeki dini inançlar, yeni bağlar oluşturabilir ya da bizi uzaklaştırabilir. Pek çok farklı yerlerden geliyoruz fakat ortak geleceği paylaşıyoruz. Londra'dan Ankara'ya, İspanya'dan Moskova'ya bir mesaj taşıdım. Bugün de bundan bahsedeceğim. Dünyanın yeni bir yönelim alması için zaman gelmiştir. Yeni dünya için görevimizin başlaması gerekiyor" dedi. Aşırıcılıkla her alanda müdahale ettiklerini belirten Obama, "Ulusumun karakterini sorgulayanlar, bizim aylık geçmişimize baksınlar. Aşırıcılıkla mücadele ediyoruz. Afganistan ve Pakistan'da da liderlik yapmamız için birçok grup bize yardım ediyor. ABD güçlerini Irak kentlerinden çektik. Önümüzdeki ağustosa kadar tüm birliklerin Irak'tan çıkışına karar verdik. Irak'ta sorumlu olarak savaşı bitiriyoruz. Nükleer silahların konusunda önemli adımlar atıyoruz, nükleer silahların yasaklanması için çalışıyoruz orta doğuya barış getirmek için çalışıyoruz. ABD, İsrail ve Filistin'in barış içerisinde yaşaması için çalışıyoruz. İklim değişikliğiyle mücadele için temiz enerjiye milyar dolar yatırım yaptık" diye konuştu. Ekonomik krizden çıkmak ve küresel ekonomiyi düzene sokmak için ortak çalışmalar yaptıklarına dikkat çeken Barack Obama, "Krizin yayılması için çalışıyoruz. Bu sadece bir başlangıç. Bazı faaliyetlerimizin ilerlediğini görüyoruz. Herhangi bir kuşkunuz olmasın, bu yalnızca ABD'nin çabasıyla olmayacaktır. Dünya ile yeni bir ilişki kuruyoruz. Hepimizin sorumluluğunu yerine getirerek, küresel sorunlarla küresel olarak çalışmak gerekiyor. Eğer başarısız olursak aşırı dinciliğin gelebileceğini biliyoruz. Bunlar devam ediyor, şiddet devam ediyor, nükleer silahı olan ülkeler artabilir, yaygın hastalıklar ve fakirlik artabilir. Bunlardan korkmamalıyız ama bunları görmeliyiz. Bu kurum, dünyanın milletlerinin sorunlarını birlikte çözebilmesi için kurulmuştur. Büyük uluslar ya da küçük uluslar bunu yapamaz. Barış, işbirliğine dayanmalıdır ve bu kelimeler çok da doğru aslında. Ortak olarak refaha inanıyoruz, bunun için de birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Bu kurum ortak alan aramaktansa düşmanlığın da ortaya çıktığı bir kurum olmuştur. Burada yürüyüp bölünme yaratmak kolay ancak kendi sorumluluğumuza bakmamız gerekiyor. Sorumluluk ve liderlik, çok daha fazlasını gerçekleştirmektedir. Artık tek bir ulus, bir başka ulustan baskın olamaz. Hiçbir dünya düzeni bir başka düzenin üstüne geçemez; uluslararası güç önemli olacaktır. Güneyle kuzey arasındaki bölünmeler de artık söz konusu olamaz. Soğuk savaşın geride kaldığını görmemiz gerekiyor. Tüm eski alışkanlıklarımız, konuşmalarımız artık geçerli değil. Şimdi hedeflerimiz doğrultusunda hareket etmemiz gerekiyor. Halkımızın istediği geleceği göz önünde bulundurmalıyız" ifadelerini kaydetti. Gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak gibi bir görevleri olduğunu kaydeden ABD Başkanı, "Gelecek nesillere 20'inci yüzyılın düşmanlıklarını 21'inci yüzyıla aktaran nesil olarak ya da öngörülü bir nesil olarak aktarılabiliriz ki bu da kurumun adının hakkını vermek demektir. ABD'nin istediği budur. Ancak tüm ulusların görevlerini sorumluluklarını yerine getirmesi gerekir. Çocuklarımıza istediğimiz geleceği bırakmanın ayağı var; ilk olarak nükleer silahları olmayan bir dünya hedefine ulaşmamız gerekiyor. Bu kurum atom döneminde kuruldu. İnsanların öldürme durumlarının önlenmesi gerekiyordu. Ancak bugün nükleer silahların giderek arttığını görüyoruz. Eğer biz başarısız olursak terörün boyutu tahmin edemediğimiz kadar büyüyecek. Uzlaşıya varmamız gerekiyor. Nükleer silahların azalması için çalışacağız. Ülkelerin Ocak ayında silahlarını azaltması için girişimlere başlayacağız. Bugün Kuzey Kore ve İran hükümetleri bu tehlikeli yola girmektedir. Biz onların haklarına saygı duyuyoruz. Daha önce de dediğim gibi ben diplomasi konusunda söz verdim. Kuzey Kore sözlerini yerine getirmezse kendi halkını da tehlikeye atacak, nükleer silah yarışını hızlandıracaktır. Diğer konu barış ve güvenlik. BM herkesin farklılıklarını barışçıl olarak yaşayabileceği inancında kurulmuştur. Ya çelişkilere teslim olacağız ya da barışın evrensel olduğunu kabul edeceğiz. Aşırıcılığın olmaması gerekiyor, aşırıcılık sadece nefret önermektir. Hiçbir El Kaide üyesinin Afganistan'da ya da başka bir yerde saldırı düzenlemesine izin vermeyeceğiz. Biz pozitif köprüler oluşturmaya çalışacağız. Barışı inşa etmek için sadece aşırıları engellemek yetmez. Ancak çatışmanın bittiği gün barış inşa edilebilir. Çatışmalar başlamadan bunları önlemeye çalışacağız. Şiddetin hakim olduğu tüm ülkelerde BM ve diğer ortaklarımızla çalışacağız. Ben adil ve kalıcı barış için de çalışacağım. Bu konu da çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Üçüncü konu evrenin korunması. 21'inci yüzyılda evreni korumak için sorumluluk almazsak evrenin sonsuz olmadığını göreceğiz. İklim değişikliği göz ardı edilemez, eğer sorumluluklarımızı yerine getirmezsek her ulus neler olacağını görecek. Kalkınma susuzlukla engellenecek. Gelecekteki nesiller neden harekete geçmediğimizi merak edecek. ABD'nin artık bu konuyu ele alması gerekiyor ve ayak direme vakti geçmiştir. Son konu ise küresel ekonominin sağlanmasıdır. Tüm halka fırsat tanıyan küresel bir ekonomi kurmamız gerekiyor" dedi. İHA 580088 New York'ta lastiği patlayan THY uçağı, 22 saat rötar yaptı 'ta lastiği patlayan uçağı, 22 saat yaptıFaik KAPTAN/İSTANBUL ’nın (THY) ’ta iki lastiği birden patlayan A340 tipi uçağı 22 saatlik rötardan sonra 'a döndü. Dün JFK Havalimanı'nda kalkış için pist başına giderken saat 16.30'da iki lastiği birden patlayan '' uçağının yedek lastikleri New York'ta bulunamayınca İstanbul'dan gönderilmek zorunda kalındı. Geçen Salı, ’nin New York- İstanbul seferini yapan “İzmir” adlı Airbus A340 tipi yolcu uçağı, pist başına giderken büyük bir patlama sesi duyuldu. Yapılan teknik inceleme sonucu uçağın arka lastiklerinden ikisinin patladığı belirlendi. Seferin yapılabilmesi için 'deki bakım merkezlerinde uçağa uygun lastik arandı ancak bulunamadı. İstanbul ’ndaki THY Teknik'ten alınan iki yedek lastik dünkü tarifeli uçakla New York’a gönderilerek değiştirildi. Yolcular bu sürede otelde misafir edildi. Daha sonra uçak tarifeli seferini 22 saat gecikmeyle tamamlayarak sabah saat 07.40'ta İstanbul Atatürk Havalimanı’na indi. İLK ANDA KORKTUK Yolculardan iş kadını Yasemin Yücel, yaşındaki oğlu Berk ile patlamayı duyduklarını belirterek, “Başlangıçta her şey normaldi. Kalkış için piste giderken bir patlama sesi duyduk. İlk anda çok korktuk. Patlayanın lastik olduğunu öğrenince rahatladık” dedi. Patlama anında yaşadıklarını anlatan yaşındaki Berk Yücel ise, “Önce çok korktum hemen anneme sarıldım”dedi. GEREKEN İLGİ GÖSTERİLDİ ABD'de dil öğrenimi gören ve ameliyatı olmak için ’ye gelen Soner Erten de lastiklerin patlamasından sonra THY yetkililerinin gereken bilgilendirmeyi yaptıklarını söyledi. Erten, “Patlama olunca haliyle irkildik. Yetkililer baştan sona bize gereken ilgiyi fazlasıyla gösterdiler” dedi. THY Basın müşaviri Ali Genç, “New York- İstanbul seferini yapacak olan TK2 sefer sayılı uçağımız kalkışa geçtiği sırada pist başına giderken iki lastiği patladı. Uçak lastiklerinin değişmesi için aprona çekildi, yolcularımız terminale alındı. ABD'de lastik temini mümkün olmayınca İstanbul’dan gönderildi. Lastik değişimi ve gereken tüm bakım ve kontroller yapıldıktan sonra yolcularımızı İstanbul’a ulaştırdık” şeklinde konuştu. 579773 Hakem Busacca'ya parmak cezası! LİNKLER Cezaya gerekçe olarak, İsviçre Kupası'nda Young Boys'un Baden'i 3-1 yendiği maçta Busacca'nın evsahibi taraftarlarının kötü tezahüratlarına orta parmağını göstererek karşılık vermesini gösterdi. 579592 Kızıl Gezegen BEKİR HAZAR Kızıl Gezegen Orijinal Adı: Red Planet Yönetmen: Antony Hoffman Oyn: Val Kilmer, Carrie-Anne Moss, Tom Sizemore KANALTÜRK 19.45 Yakın gelecekte, dünya üzerindeki yaşamın yok olmaya yüz tuttuğu bir dünya Mars'taki yeni koloni, tüm insanlığın umudu olacaktır. Bir grup astronot, bu kızıl gezegene insan götürecek ilk uzay aracının ekibini oluşturur. Ancak teçhizat hasar görür, ekip Mars'ın yüzeyindeki tehlikelerle de baş etmek zorundadırlar. 23.09.2009 TELEVİZYON 579814 İran'dan füze şov İran'dan füze şov"Bize kalkacak eli kökünden keseriz" 23.09.2009 08:33İran’a karşı yeni füze kalkanı projesi gündemdeyken, Tahran yönetimi uzun menzilli füzelerini sergileyerek dünyaya gövde gösterisi yaptı. İran lideri Ahmedinecad “Bize kalkacak eli kökünden keseriz” tehdidi savurdu. BİRÇOK Batı ülkesi ve Ortadoğu için son yıllardaki en büyük endişe nedenlerinden biri İran’ın nükleer programı... ABD bu tehdite karşı geçen hafta yeni bir füze kalkanı projesi açıklarken, Türkiye de sınır bölgelerine yerleştirilmek üzere Patriot savunma sistemleri almaya hazırlanıyor. Son haftalarda bu tartışmaların yoğunlaşması üzerine Tahran yönetimi de dişini gösterme ihtiyacı duydu. Ancak bu gövde gösterisi için iyi bir bahene gerekiyordu. Bu bahane de İran-Irak Savaşı başlangıcının yıldönümü olan 22 Eylül’ün “Kutsal Savunma Haftası” ilan edilmesiyle sağlandı. Ve İran yönetimi dün Kutsal Savunma Haftası için düzenlenen törenlerle uzun menzilli füzelerini bütün dünyaya sergiledi. Ülkenin savunma gücünün en önemli unsurlarını oluşturan bir tonluk akıllı “Gasid” bombası ile kısa, orta ve uzun menzilli Fecr, Hut, Şahin, Zilzal, Fatih, Gadr, Şahap ve Siccil füzelerinin yeni versiyonları gösterildi. İran’ın 12 Kasım 2008’de başarıyla denediğini açıkladığı katı yakıtla çalışan karadan karaya uzun menzilli “Siccil-1” füzesi de ilk kez dünkü törenlerde görücüye çıktı. Kimse bize saldıramaz Tank, top, uçaksavar, insansız uçak, hücumbot, denizaltı, elektronik savunma sistemi ve uydu haberleşme donanımı da tören alanından geçiş yaptı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, “İran ordusu ülke ve bölge güvenliğinin hizmetinde, savunmaya yönelik caydırıcı bir güçtür. Bugün dünyada hiçbir güç İran’a el kaldıracak cesarete sahip değil. Bir kez daha vurguluyorum ki, silahlı kuvvetlerimiz dünyanın neresinde olursa olsun bize karşı elini tetiğe götürmek isteyenlerin ellerini kesecek” dedi. Tahammül kalmadı İran lideri, “Yabancı güçlerin binlerce kilometre öteden gelip, bölgemize asker yığması, ülkeleri işgal etmesi, insanları öldürmesi kabul edilemez. İşgalci ve zorba güçlere sesleniyorum. Topraklarınıza dönün. Bölgemiz, yabancıların varlığına uzun süre tahammül etmez. Bölgeye milyarlarca dolarlık silah satıp, başkalarını güvenliği bozmakla suçluyorlar” diye konuştu. 580349 Hindistan kuraklığın pençesinde kuraklığın pençesinde 1972’den bu yana en kötü felaketiyle boğuşuyor. yetkilileri, muson yağmurlarının yetersiz olması nedeniyle pirinç, şeker kamışı ve fıstık tarlalarının kuruduğunu, elektrik üretimi ve kışın sulamada kullanılan başlıca kaynaklarda  su birikmediğini belirttiler.  Kuraklık nedeniyle 235 milyon köylünün maddi sıkıntı çektiği de bildirildi. 579606 25 yılın rövanşı 25 yılın rövanşı Satranç dünyasının iki efsane ismi Kasparov ile Karpov dünyanın en sert rekabetinden tam 25 yıl sonra yeniden karşı karşıya. gün sürecek oyunda Karpov'un yenileceği tahmin ediliyor Karpov büyük ustam Efsane ustalar 25 yıl önce yüzbinleri ekrana kilitlemişti. Son karşılaşma ise internetten de (www.gva.es) canlı olarak izlenebilecek MİLYONLAR ONU İZLEMİŞTİ 1984'te oynanan bir satranç oyunu hiç olmadığı kadar dünyanın ilgisini çekmişti. Çünkü rakipler güne dek eşi görülmemiş ustalıkta iki efsane isimdi. Rus Garry Kasparov ile Anatoly Karpov yıl yenişemediler. Ta ki yıl sonra 21 yaşındaki Kasparov, 33 yaşındaki Anatoly'yi yenerek şampiyonluğunu ilan edene kadar. YAŞLI KARPOV YENEBİLİR Mİ İlk karşılaşmadan 25 yıl sonra dün, iki rakip İspanya'da yeniden karşı karşıya geliyor. 12 oyundan oluşacak ve gün sürecek olan Valencia'daki musabaka katı zaman sınırlaması altında gerçekleşecek. Ancak bir farkla. Çünkü iki "deha" da artık "yaşlanmış" bulunuyor ve sırf bu yüzden özellikle Karpov'a fazla şans tanınmıyor. 580045 Ders kitapları sıralarda hazır Ders kitapları sıralarda hazır İlköğretim ve lise öğrencileri ile öğretmenlere, yarın 2009-2010 eğitim-öğretim yılı başlarken toplam 183 milyon 400 bin adet kitap ücretsiz dağıtılacak. ANKARA (A.A) Alınan bilgiye göre, ders kitaplarıyla birlikte Ulaştırma Bakanlığı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan 'Güvenli İnternet Kullanımı İçin Tavsiyeler' isimli kitapçık da verilerek, öğrenciler internetin yanlış kullanımı konusunda uyarılacak. Milli Eğitim Bakanlığı Yayımlar Dairesi Başkanı Aziz Zeren, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2003-2004 eğitim öğretim yılında başlayan 'Ücretsiz Ders Kitapları Dağıtımı Projesi' kapsamında bu eğitim-öğretim yılında da öğrencilere ders ve çalışma kitabı, öğretmenlere kılavuz kitap dağıtılacağını kaydetti. Bu eğitim-öğretim yılında dağıtılacak kitapların toplam sayısının 183 milyon 400 bin adeti bulduğunu belirten Zeren, bunlardan milyon 153 bininin öğretmen kılavuz kitabı olduğunu ifade etti. Zeren, 2003-2004 eğitim-öğretim yılında ilköğretim öğrencileri ile başlayan ücretsiz ders kitabı dağıtımı projesine 2006-2007 eğitim-öğretim yılında lise öğrencilerinin de dahil edildiğini, özel okullar dışında, askeri liseler ile Polis Koleji de dahil olmak üzere tüm okulların ders kitaplarının ücretsiz karşılandığı anlattı. 2009-2010 eğitim-öğretim yılından itibaren ise Açık İlköğretim ve Açık Lise kitapları ile özel azınlık okullarının ders kitaplarının da ücretsiz verilmeye başlanacağını bildiren Zeren, tüm azınlık okullarının kitap ihtiyacının 40 bin civarında olduğunu, bunların içinde çoğunluğu Ermeni okullarının oluşturduğunu ifade etti. Ders kitaplarının okulların açıldığı gün öğrencilerin sıralarında hazır olacağını kaydeden Zeren, herhangi bir sorun yaşanmaması için tüm önlemlerin alındığını dile getirdi.  İNTERNET İÇİN UYARI Bu arada, ders kitaplarının yanı sıra tüm ilköğretim öğrencilerine 'Güvenli İnternet Kullanımı İçin Tavsiyeler' isimli kitapçık da dağıtılacak.  Milli Eğitim Bakanlığınca konuya ilişkin yayımlanan genelgede, internet ve bilgi teknolojilerinin kötü amaçlarla da kullanılabildiğine işaret edilerek, şöyle denildi: 'internetin doğru kullanımı fayda sağlarken yanlış kullanımı da olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. İnternet ve bilgisayarın doğru kullanımını sağlamak için ailelere, okullara, topluma ve devlete önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bu sorumluluk bilinciyle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan 'Güvenli İnternet Kullanımı İçin Tavsiyeler' adlı kitapçık, ilköğretim 1, 2, 3, 4, 5, 6, ve 8. sınıf öğrencileri ile öğretmenlere, Ücretsiz Ders Kitabı Temini Projesi kapsamında dağıtılacaktır.' 23.09.2009 EĞİTİM 580626 Bakan Çubukçu'dan öğretmenlere müjde Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, eğitim öğretim hizmetleri sınıfına dahil öğretmen unvanlı kadrolarda görevli olup, filen öğretmenlik yapanlara (ilköğretim ve okul müdürler ile yardımcıları, cezaevi okullarında çalışan öğretmenler, yönetici, eğitim uzmanı ve eğitim uzman yardımcıları dahil, ilköğretim müfettişleri hariç) 515 TL öğretim yılına hazırlık ödeneğinin yarından itibaren ödenmesini istedi. Öğretim yılına hazırlık ödeneği, geçen yıl 475 TL olarak belirlenmişti. BAKAN ÇUBUKÇU DERSE GİRECEK Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, 2009-2010 eğitim öğretim yılının 'ayrımcılık' konulu ilk dersini yarın Beşiktaş İsmail Tarman İlköğretim Okulu'nda verecek. 2009-2010 eğitim öğretim yılı yarın başlıyor. Demokratik açılımla ilgili çalışmaları devam ederken, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu da yeni eğitim öğretim yılının ilk ders konusunu ayrımcılık olarak seçti. Çubukçu ilk dersi, yarın saat 11.00'de Beşiktaş İsmail Tarman İlköğretim Okulu'nda verecek. Bakan Çubukçu, yeni eğitim öğretim yılı dolayısıyla bir de mesaj yayınladı. Çubukçu, çocuklara daha nitelikli bir eğitim vererek geleceğe hazırlamanın en önemli görev olduğunu belirtti. İlköğretimin, bireyin yaşamında temel eğitimin verildiği, bilgi, beceri, tutum ve davranışların kazandırıldığı, zekâ ve yeteneklerinin ortaya çıkarılarak geliştirildiği önemli bir süreç olduğunu kaydeden Çubukçu, "Çocuklarımızın ilgi ve kabiliyetleri yönünde hayata ve üst öğrenime hazırlanması ilköğretimin temel amaçları arasındadır. Bu amaçlarımızın gerçekleştirilmesi ise bilgi aktarmak yerine, bilgiye ulaşmanın yollarını araştıran, bulabilen, bilgiyi paylaşabilen, teknolojiyi üretebilen ve insanlığın yararına kullanabilen, dinamik, mutlu bir nesil yetiştirmekle mümkündür. Onların yaşamını değiştirecek biçimde atacağımız en küçük bir adım, bize koşar adımlarla geri dönecektir." dedi. Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana, eğitim sisteminin her tür ve kademesinde okul, öğretmen ve öğrenci sayısında büyük ilerleme sağlandığını, toplumsal ve bireysel yaşamda önemli rol oynayan eğitime olan talebin her geçen gün arttığını vurgulayan Çubukçu, "Özellikle farklı eğitim uygulamalarının hayata geçirilmesiyle, dünya milletleri ile rekabet edebilen saygın bir insan topluluğuna sahip olma açısından önemli mesafeler alınmıştır." ifadesini kullandı. Çubukçu, bilgi, beceri, değer edinmiş, çalışkan ve üretken bireyler yetiştirmenin çağdaş eğitim anlayışının bir gereği olduğuna işaret etti. Çubukçu, öğretmenlere de mesaj vererek şunları kaydetti: "Her alanda değişimi ve dönüşümü fırsat bilip gelişmenin yönünü ve niteliğini belirleyerek, bilim ve teknolojinin ekonomik ve toplumsal yarar sağlayacak şekilde yenilenmesini sağlayıp, dünyadaki saygınlığımızı artırmak en önemli görevinizdir. Bu süreçte öğrencilerin zihinsel, sosyal ve duygusal yönden öğrenim hayatını hazırlamak ve sürdürmek öğretmen ve velilerin sorumluluğunda. Her zaman olduğu gibi sizlerin desteği ile bu eğitim öğretim yılında da başarılara hep birlikte imza atacağımıza eminim.Sizlerin gelecekte ülkemize yapacağınız katkıları görmek bizim için en büyük mutluluktur." Çubukçu, öğrencilere ise şöyle tavsiyelerde bulundu: "Okulda hem yeni bilgiler öğrenecek hem de çok eğlenceli zamanlar geçireceksiniz. Başarıya ulaşmada en önemli unsurun düzenli ve sistemli çalışma olduğunu unutmayın. Size her zaman güvendiğimi bilmenizi isterim. Sizleri iyi yetişmiş birer fert olarak modern bilime dayalı bilgi üreten ve bu bilgileri gelişen teknoloji ile ekonomik yararlılığa çeviren, öz güveni yüksek bireyler olarak görmekten onur duyacağım.Ülkemizin geleceği, geleceğimizin güvencesi siz sevgili öğrencilerimiz; Bütün bu amaçlarımıza ulaşabilmenin yolu, Ulu Önder Atatürk'ün de dediği gibi "Tek bir şeye ihtiyaç vardır, çalışkan olmak. Bu duygularla, 2009-2010 eğitim öğretim yılının çocuklarımıza, velilerimize, öğretmenlerimize hayırlı olmasını diliyorum." 580929 Kaddafi BM'yi yerden yere vurdu Kaddafi BM'yi yerden yere vurdu 23.09.2009 19:46Libya lideri Muammer Kaddafi, BM'nin, kurulduğu 1945 yılından bu yana dünya genelindeki 65 kadar savaşı önlemekte başarısız olduğunu söyledi. Libya'da 40 yıldır iktidarda bulunan Kaddafi, BM Genel Kurulunda ilk kez yaptığı konuşmada, BM'de Güvenlik Konseyinin daimi üyenin hakimiyetinde olduğunu, üye ülkeler arasında eşitsizlik bulunduğunu belirtti. Daimi üyelerin veto hakkına karşı çıkan Kaddafi, Güvenlik Konseyinde bu hakkı elinde bulunduran ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa'yı, kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmekle suçladı. Vetonun BM şartnamesine aykırı olduğunu ifade eden Kaddafi, elinde BM'nin kuruluş metnini içeren küçük mavi kitapçığı sallayarak, ''Veto, BM Şartnamesine aykırıdır, daimi üyelerin varlığı BM Şartnamesine aykırıdır'' diye konuştu. Kaddafi, veto hakkını kabul etmediğini de belirterek, ''Şartnamede büyük veya küçük bütün ülkeler eşittir der'' ifadesini kullandı. Libya lideri, genelde çok sert eleştirilere yer verdiği konuşmasında, büyük güçleri 1945'ten beri kendi çıkarları için dünyada sayısız çatışma çıkarmakla da suçladı. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile Amerikalı Büyükelçi Susan Rice'ın, toplantı salonunu Kaddafi'nin konuşmasından önce terk etmesi dikkati çekti. AA 580252 Bariyer kafasını kopardı Bariyer kafasını kopardı AA Giriş Saati 23.09.2009 12:39 Güncelleme 23.09.2009 12:39 Antalya'da dün gece meydana gelen trafik kazasında kafası vücudundan ayrılarak ölen gencin iki ay sonra askere gitmeye hazırlandığı öğrenildi. 07 AJY 21 plakalı motosikletiyle, Dumlupınar Caddesi İller Bankası kavşağı yakınlarında yol kenarındaki bariyerlere çarparak ölen Ergin Çevik'in cesedine Antalya Adli Tıp Kurumu'nda otopsi yapıldı. Otopside, Ergin Çevik'in kafasının koparak öldüğü belirlendi. Bir pastanede çalıştığı belirtilen Ergin Çevik'in kasım ayında askere gitmeye hazırlandığı öğrenildi. Ergin Çevik'in cenazesinin bugün öğleden sonra Manavgat'ta toprağa verileceği kaydedildi. Yayın tarihi: 579361 Askeri araç devrildi: 6'sı asker yaralı Askeri araç devrildi: 6'sı asker yaralı Kahramanmaraş'ta askeri bir aracın devrilmesi sonucu asker ve vatandaş yaralandı AFŞİN (A.A) Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinde askeri aracın devrilmesi nedeniyle asker ile vatandaş yaralandı. Edinilen bilgiye göre, ilçeye bağlı Koçovası köyü Karataş yaylasında denetim yapan askerler ve kaçak av yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan kişinin içerisinde bulunduğu askeri araç, virajı alamayarak devrildi. Yaralananlar Afşin Devlet Hastanesine kaldırıldı. Sağlık durumu ciddi olan bir asker Elbistan Devlet Hastanesine sevk edildi. 22.09.2009 580245 Mardin'de cephanelik gibi TIR Mardin'de cephanelik gibi TIR MARDİNMardin'de Emniyet Müdürlüğü ekiplerince düzenlenen operasyonlarda bir TIR'da 28 kaleşnikof, adet PM 98 ibareli otomatik silah ve 110 adet şarjör ele geçirildi. Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı dedektör köpeği Artos marifetiyle ortaya çıkarılan silahlar, polisler tarafından TIR'dan çıkarıldı. Operasyonda kişi göz altına alındı. Zanlılar S.N. ve E.Ö. sorgulanmak üzere Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. 23.09.2009 579713 Limuzin kazası: ölü Limuzin kazası: ölü güncellenme zamanı 23.9.2009Bayramın son gününde daha önce benzeri görülmeyen bir kaza meydana geldi. ’nın Kırkağaç ilçesinde, şerit ihlali yapan otomobil ile, karşıdan gelen limuzin kafa kafaya çarpıştı Kazada, otomobilin şoförü, 72 yaşındaki Mustafa Apaçık ile limuzinin sürücüsü, 40 yaşındaki Alparslan Diler yaşamını yitirdi. Limuzindeki Oğuzhan Diler ile yanındaki 26 yaşındaki Orhan ise yaralandı. 580000 Samsun'da sağanak yağış uyarısı Samsun'da sağanak yağış uyarısı SAMSUN (A.A) Samsun'da beklenen sağanak yağışlara karşı tedbirli olunması konusunda vatandaşlar ve ilgililer uyarıldı. Samsun Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, Çevre ve Orman Bakanlığı Samsun Meteoroloji Müdürlüğü'nden alınan meteorolojik ihbarda, Doğu Karadeniz ile Samsun ve çevresinde gök gürültülü sağanak yağış beklendiği bildirildi. Kuvvetli yağışların oluşturabileceği sel, taşkın, heyelan, yıldırım, su baskını ve kuvvetli rüzgar ile trafikte meydana gelebilecek aksaklıklar gibi olumsuzluklara karşı tedbirli olunması istenen açıklamada, 'Özellikle dere kenarlarındaki yerleşim yerlerinde ikamet eden vatandaşlarımızın dere taşkınları konusunda uyarılmaları ve ilgililerin tedbirli olmaları gerekmektedir' denildi. 23.09.2009 580163 Antalyaspor'un hedefi Fener'den puan kapmak Hasan Akıncıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Antalyaspor'un Fenerbahçe ile sahasında oynayacağı maçın hazırlıklarını sürdürdüğünü belirtti. Antalya'da hem havaların iyi, futbolcuların da morellerin yerinde olduğunu anlatan Akıncıoğlu, Fenerbahçe maçının hazırlıklarının neşe içinde sürdüğünü ifade etti. Akıncıoğlu, ''Sorunumuz yok. Fenerbahçe ligin en güçlü takımlarından biri. İki takım arasında çok zor bir mücadele olacak'' dedi. Akıncıoğlu, Fenerbahçe'nin çok güçlü bir takım olduğunu, ancak Antalyaspor'un maçta en iyi sonucu alacak şekilde mücadele edeceğini vurguladı. Fenerbahçe ile yapacakları maçın çok önemli olduğuna işaret eden Akıncıoğlu, şunları kaydetti: ''Fenerbahçe maçında hedefimiz galibiyet. Ama Fenerbahçe'den alınacak her puan bizim için başarı olacak. Bu maçta seyirci avantajımızı kullanmaya çalışacağız. Takımda tüm futbolcular çok hırslı. Fenerbahçe karşısında futbolcular en iyi performansını sergileyecek. Futbolcular maçtan puan veya puanlar almaya azimli. Bizim için önemli bir müsabaka. Fenerbahçe'nin yıldızlaşmış oyuncuları var. Bunlara karşı gerekli önlemleri alıp sonuca gideceğiz.'' 580654 Hakemler açıklandı Spor Haberi Dinle Hakemler açıklandı AA Giriş Saati 23.09.2009 15:58 Güncelleme 23.09.2009 16:00 Turkcell Süper Lig'de 7. hafta maçlarını yönetecek hakemler açıklandı. Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu'ndan yapılan açıklamaya göre, haftanın maçlarında görevli hakemler şunlar: 25 Eylül Cuma: 20.00 Gençlerbirliği-Trabzonspor: Hüseyin Göçek 26 Eylül Cumartesi: 20.00 Antalyaspor-Fenerbahçe: Yunus Yıldırım 20.00 Bursaspor-Diyarbakırspor: Özgüç Türkalp 20.00 Gaziantepspor-Ankaragücü: Kuddusi Müftüoğlu 20.00 İstanbul Büyükşehir Belediyespor-Sivasspor: Selçuk Dereli 27 Eylül Pazar: 20.00 Kayserispor-Kasımpaşa: Özgür Yankaya 20.00 Galatasaray-Eskişehirspor: Cüneyt Çakır 20.00 Denizlispor-Manisaspor: Halis Özkahya Yayın tarihi:Yazarlar 579575 'Bu çocuk zayıflasın yoksa yüzemez batar' SANLI SARIALİOĞLU 'Bu çocuk zayıflasın yoksa yüzemez batar' F.Bahçe Kulübü'nün geleneksel bayramlaşma töreni dün yapıldı. Başkan Aziz Yıldırım, neşeli tavırlarıyla dikkat çekerken sık sık da espri yaptı. Başkan Yıldırım, bir poşet içinde kendisine hediye olarak kestane şekeri getiren bir üyeye “Onu masanın üzerine koyma, aldığımı görmesinler” dedi. Yüzme şubesinin sporcularıyla bayramlaşırken, hafif kilolu bir minik sporcuya takılan Aziz Yıldırım, annesinin oğlunun yüzücü olduğunu söylemesi üzerine “Bu çocuk biraz zayıflasın, yoksa yüzemez, batar” şeklinde espri yaptı. Başkan Yıldırım, son günlerin tartışılan ismi Kazım'a da para cezası verilmeyeceğini söyledi. 23.09.2009 580566 Türklere "ülkeyi terk edin" tehdidi Türklere "ülkeyi terk edin" tehdidi'da 27 Eylül’de yapılacak genel seçimler yaklaşırken, ırkçılar büyük çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu göçmenlere gönderdiği mektuplarda onlara “ülkeyi terk edin” çağrısı yapıyor. Savcılığı, ’da 27 Eylülde yapılacak genel seçimler için, aralarında Türklerin de bulunduğu kökenli milletvekili adaylarına gönderilen ırkçı mektuplarla ilgili olarak aşırı sağcı Almanya’nın Milliyetçi Demokratik Partisi (NPD) hakkında başlattı.  Berlin Savcılığı sözcüsü Martin Steltner, NPD hakkında kışkırtıcılık yaptığı şüphesiyle soruşturma başlatıldığını bildirdi. Genel seçimler için milletvekili adayı olan Yeşiller Partisi Berlin Eyalet Meclisi üyesi Özcan Mutlu’ya ve Tempelhof-Schöneberg ilçesinden aday olan Sol Parti’li Figen İzgin’e de gönderilen ve NPD’nin imzasını taşıyan ırkçı mektuplarda, “yabancıların düzenli şekilde ülkelerine gönderilmelerinin kuralları” yer alıyor ve yabancıların “buna hazırlıklı olmaları gerektiği” belirtiliyor. Hür ’nin (FDP) Berlin eyaleti parti teşkilatı başkanı ve Federal Meclis (Bundestag) üyesi Markus Löning, seçimlerde Lichtenberg ilçesinden doğrudan aday olan kökenli Hanna El Hüseyin’e de ırkçı bir mektup gönderildiğini belirterek, durumu Berlin Eyaleti Emniyet Müdürlüğüne bildirdiklerini söyledi. Bu şekilde milletvekili adaylarının sindirilmek istenilmesinin kabul edilemeyeceğini ifade eden Löning, partisinin de bu konuda suç duyurusunda bulunacağını kaydetti. SEÇİMLERE KATILAN TÜRK KÖKENLİ MİLLETVEKİLİ ADAYLARI 580482 Erdoğan: Eğitim sisteminde tarihi adımlar attık Erdoğan, 2009-2010 eğitim öğretim yılının başlaması sebebiyle yayınladığı mesajda, Türkiye'nin coğrafi konumu, tarihî mirası, bölge dünya barışındaki aktif rolü ve genç nüfusuyla çağın en güçlüleri arasındaki yerini hızla alan ülkelerden birisi olduğunu ifade etti. Türkiye'nin eğitim potansiyelini ancak eğitimle harekete geçirilebileceğine işaret eden Erdoğan, "Bu nedenle hükümet olarak, eğitim sistemimizin çağın gerektirdiği bir yapıya kavuşması için tarihi adımlar attık. Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet olmak üzere dört temel üzerinde inşa ederek kalkındırmanın gayreti içerisindeyiz." ifadesini kullandı. Eğitim alanında köklü reformlar gerçekleştirdiklerine dikkat çeken Erdoğan, "Bunların en başında gelen eğitim alanında köklü reformlar gerçekleştirdik. Her yıl bütçeden en yüksek payı eğitime ayırdık ve eğitimimizin fiziki alt yapısında da muazzam bir gelişme kat ettik. El ele, devlet millet kaynaşmasıyla büyük bir dayanışma örneği göstererek yurt genelinde başarılı bir eğitim seferberliği gerçekleştirdik." açıklamasını yaptı. Erdoğan, ilk ve ortaöğretim kurumlarında okuyan öğrencilere ders kitaplarını ücretsiz olarak dağıttıklarını ve buna yeni eğitim öğretim yılında da devam edeceklerini vurguladı. Bütün öğrencilerin sorumluluğunu yüreklerinde hissettiklerine işaret eden Erdoğan, mesajında şunları kaydetti: "Ülkemizin her köşesine, her bölgesine, her okuluna bilgisayar gönderdik. Müstakil okullarımızın hepsinde birer Bilgi-Teknoloji sınıfı oluşturduk. Yurdumuzun dört bir yanında ADSL sistem internet bağlantısı kuruldu. Her yeni eğitim yılı Türkiye'nin her alanda yaşadığı büyük atılıma, büyük değişime güç katacak, Türkiye'nin önünde yeni ufuklar açacak. Her eğitim öğretim yılını Türkiye'nin aydınlık yarınlarına giden yolda yeni bir başlangıç, altın bir fırsat olarak görüyoruz. Çocukların eğitimi için, eğitim camiasının ihtiyaçları için, öğretmenlerin layık oldukları şartlara kavuşmaları için her türlü gayreti göstereceğiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği muasır medeniyetleri aşma hedefine bugün her zamankinden çok daha yakınız. İnanıyorum ki en kısa zamanda eğitim sistemimizi dünyanın gelişme hızına ayak uydurabilen bir kaliteye taşıyacak, çocuklarımızı aydınlık geleceğe ulaştıracak daha iyi fiziksel imkânlara kavuşturacağız. Bu umut ve heyecanla 2009-2010 eğitim-öğretim yılını kutluyor, ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyor, eğitim camiamıza, öğretmenlerimize, öğrencilerimize başarılar diliyorum." 579550 CEO'ları VIP ile CEBIT'E taşıyacak NAZİF GÜRDOĞAN YAŞAR SÜNGÜ CEO'ları VIP ile CEBIT'E taşıyacak Bu yıl 10.'su düzenlenen CEBIT Fuarı'nda bir ilk gerçekleşecek. Buna göre Anadolu'daki 220 üst düzey yöneticinin konaklama ve ulaşımı CEBIT tarafından karşılanacak CeBIT Bilişim Eurasia Uluslararası Bilgi ve İletişim Teknolojileri Fuarı, 7-11 Ekim 2009 tarihleri arasında Beylikdüzü TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Deutsche Messe AG ve İnterpro A.Ş. tarafından kurulan Hannover Fairs Interpro Uluslararası Fuarcılık A.Ş'nin (HİFAŞ) CeBIT Bilişim Eurasia adı altında 10. kez düzenleyeceği fuara yerli ve yabancı yaklaşık bin firmanın katılması bekleniyor. GİRİŞ ÜCRETİ 20 LİRA OLACAK Kriz nedeniyle bazı firmalar fuara katılmamak yerine küçük standları tercih ederken, CeBIT Bilişim Eurasia giriş ücreti de 2008'de olduğu gibi 20 lira olarak belirlendi. Fuar Direktörü Dr. Orkunt Yozgat, 21'i yurt dışından olmak üzere geçen yıl 971 firmanın katıldığı fuarı yaklaşık 160 bin kişinin ziyaret ettiğini belirterek, 'Bu yıl kriz olmasına rağmen bin firmanın katılımını ve 2008'in ziyaretçi sayısını aşmayı bekliyoruz' dedi. VIP SEFERLER DÜZENLENECEK Fuarın 10 salondan oluştuğunu, ilk salonu 'İş Dünyası' bölümüne ayırdıklarını, çok önemsedikleri bu bölümün her geçen yıl daha da büyüyeceğini düşündüklerini kaydeden Yozgat, bu yıl ilk defa Anadolu ziyaretleri gerçekleştirdiklerini, 'Anadolu VIP Projesi' kapsamında Adana, Bursa, Denizli, Konya, Kayseri, Antalya, Eskişehir, İzmir, Gaziantep, İzmit ve Tekirdağ/Çorlu'dan 220 üst düzey yöneticinin konaklama ve ulaşımı karşılayarak fuarda ağırlayacaklarını bildirdi. Yozgat, 'Bu VIP heyetlerine özel rehberler eşliğinde fuarı gezdireceğiz. Anadolu'da gerçekten teknolojiden korkuluyor. Krizden dolayı bu yıl biz de elimizin taşın altına koyuyoruz. Yine bu kentlerden yaklaşık 440 firma yöneticisi ve çalışanını da fuara getirip onları bilgilendireceğiz' dedi. Açılışı Erdoğan yapacak Fuar Direktörü Dr. Orkunt Yozgat, CeBIT Bilişim Eurasia'nın açılışına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın katılımının beklendiğini kaydetti. Orkunt Yozgat, e-devlet ve e-belediye hizmetlerinin artmasıyla beraber fuarın 'Kamu Sektörü' bölümüne büyük ilgi olduğunu ifade ederek, birçok bakanlık ve belediyenin bu bölümde hazır bulunacağını, bu kurumların fuarda farklı uygulamalarını tanıtacağını anlattı. Yozgat, 'AK Parti katılıyor, orada kendi iletişim altyapılarını anlatacak. AK Parti'nin standının açılışını sayın Başbakanın yapması bekleniyor. Muhtemelen CHP de olacak. MHP ile de görüşüyoruz' dedi. 580538 İstanbul'da bazı bölgeler saat susuz kalacak İSKİ'den yapılan açıklamaya göre, Zeytinburnu-Bahçelievler isale hattındaki onarım çalışmaları nedeniyle bugün 15.00 ile 00.00 saatleri arasında Zeytinburnu'nun tamamı, Bakırköy'ün Kartaltepe, Osmaniye, Veliefendi, Zuhuratbaba ve İncirli mahalleleri ile Güngören'in Tozkoparan ve Merter semtlerine su verilemeyecek. 579675 Sınır ötesi bayramlaşma sevinci izdihama dönüştü Kaymakamlık tarafından verilen 24 saatlik izin belgesini alan binlerce kişi, Suriye'deki akrabalarını görmek için sabahın erken saatlerinde sınır kapısına yığıldı. Görevlilerce evrakı kontrol edildikten sonra geçişlerine izin verilen vatandaşların bir kısmının Suriye'deki akrabalarına halı, alüminyum tencere, yaş üzüm ve mutfak malzemesi gibi hediyeler götürdükleri gözlendi. Yoğun güvenlik önlemi alınan geçiş güzergâhında bayramın 2. günü bin 500, dün de bin Türk vatandaşının geçiş izni aldığı belirtildi. Türkiye'ye giriş yapan Suriyeliler de Kilis Öncüpınar'da uzun kuyruklar oluşturdu. Bayram boyunca yaklaşık 20 bin kişinin geçtiği sınır kapısında hediyeler, narkotik köpekleri ile kontrol edildi. Suriye'den gelenlerin, 48 saat sonra dönüş yapması gerektiği ifade edilirken, dönüşlerin her gün 14.00-20.00 saatleri arasında gerçekleşeceği kaydedildi. Bölgede yıllardır sınır ötesi bayramlaşmanın yapıldığını hatırlatan Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz, vizesiz geçişin bölgede her gün bayram havası estireceğini söyledi. İki ülke insanlarının akrabalarını rahatlıkla görebilmesini sağlayan protokolün sürdüğünü ifade eden Lekesiz, şunları kaydetti: "Uygulama sayesinde bu ülkelerde yaşayanlar, akrabalarını diledikleri zaman, vize ücreti ödemeden görebilecek. Ancak vizenin kaldırılması kapsamında dini bayramlarda yapılan uygulamayla ilgili henüz bir düzenleme yok." ŞEyHMUs EDİZ MARDİN CİHAN 580066 IBM, sanal ofis ile İzmir'de Şirketten yapılan yazılı açıklamada, Orta ve Doğu Avrupa bölgesinde ilk kez Türkiye'de uygulanan projeyle, müşterilerle interaktif iletişim kurma ve İzmir'e özel hizmetler sunma amacıyla sanal ofis açıldığı kaydedildi. Açıklamaya göre, düzenli olarak güncellenen sanal ofiste IBM'in yerel ve genel etkinlikleri, kampanya duyuruları, İzmir'de bulunan çözüm ortaklarının iletişim bilgileri ve başarı hikayeleri yer alıyor. ''www.ibm.com/tr/izmir/'' adresinden ulaşılabilen ofiste müşteri temsilcisiyle irtibat kurularak her türlü soru ve istek iletilebiliyor. IBM Türk Genel Müdürü Eray Yüksek, açıklamada, şunları kaydetti: ''Bildiğiniz gibi, dünya her geçen gün daha akıllı hale gelirken, teknoloji de durmadan değişiyor, gelişiyor. Akıllı Dünya vizyonunu benimsemiş global bir şirket olarak, 70 yılı aşkın süredir Türkiye'de sunduğumuz teknolojik birikimimizle, müşterilerimiz için yeni ve akıllı sistemler geliştirmek, her an ulaşılabilir olmak amacıyla var gücümüzle çalışıyoruz. Bunun son göstergesi ise bizim için büyük önem taşıyan sanal ofislerimiz. Bu sayede, İzmir'de bir ofis binamız olmamasına rağmen, sanal ofis aracılığıyla, müşterilerimize tüm hizmetlerimizi eksiksiz sunabileceğiz. Sanal ofisimizin İzmirlilere fayda yaratmasını diliyorum.'' 579617 Siyasette kongre rüzgârı esecek Siyasette kongre rüzgârı esecekANKARA Anka güncellenme zamanı 23.9.2009Siyasette önümüzdeki aydan itibaren yoğun bir kongre rüzgârı esecek. Ekim, Ekim, de Kasım’da büyük kongrelerini gerçekleştirecek. ve kongrelerinin de 31 Ekim ya da Kasım’da toplanması planlanıyor ’nin 3. olağan büyük kongresi Ekim Cumartesi günü Kapalı Spor Salonu’nda yapılacak. Kongre öncesi Başbakan ’ın ’da önemli değişiklikler yapacağı ve üçte ikisini değiştireceği kulislerde konuşulan bilgiler arasında yer alıyor. Kongrede “” ile açılımı” da gündemin ilk maddeleri arasında bulunuyor. Ak Parti, açılımları da dikkate alarak sloganını “Biz Birlikte ’yiz” olarak belirledi. ’ye davetiye göndermedi. Eski Bakan ’ın “Bahçeli’nin gereği bir kez daha seçilemeyeceği” sözleriyle tartışmaların yaşandığı MHP’de tüzük değişikliğine gidilmesi bekleniyor. 580454 "Hedefimiz çıtayı yükseltmek" Haberi Ekle "Hedefimiz çıtayı yükseltmek" 23/09/09 15:10 Beko Basketbol Ligi takımlarından Mersin Büyükşehir Belediyesi, sezon hazırlıklarını katıldığı turnuvalarla sürdürüyor. Geçen hafta İzmir'de düzenlenen turnuvaya katılan Mersin Büyükşehir Belediyesi, Türk Telekom ile Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından 25-26-27 Eylül'de Kayseri'de düzenlenen Türk Telekom International Cup Basketbol Turnuvası'na katılacak. Antrenör Ahmet Kandemir, yaptığı açıklamada, turnuvalarda yaptıkları maçlarla lige en iyi şekilde hazırlanmaya çalıştıklarını söyledi. Takıma yeni katılan oyuncularla yapılanma sürecine girdiklerini belirten Kandemir, ''İzmir'de katıldığımız turnuva oldukça iyi geçti. Yaptığımız maçta zaman zaman iyi ve kötü oynadığımız periyotlar oldu. Ancak, takım olma yolunda hızla ilerliyoruz'' dedi. Türk Telekom, Beşiktaş Cola Turka ve Rusya'dan Lokomotiv Rostov basketbol takımlarının yer alacağı turnuvaya katılacaklarını ifade eden Kandemir, şunları kaydetti: ''Bu tür turnuvalar takımdaki eksiklikleri görme ve uyum açısından önem taşıyor. Yapacağımız maçlar takıma olan bakış açımızı değiştirebilir. Bu turnuvaları en iyi şekilde değerlendirerek, lige hazır hale geleceğiz. Hedefimiz geçen yıl yakaladığımız başarı çıtasını daha yukarıya taşımak.'' 579630 Renk uzmanının derdine bak! Feyzi Hepşenkal ArayışRenk uzmanının derdine bak! 23 Eylül Çarşamba 2009 ADINI ilk kez duyduğum bir AKP milletvekili, önce “ne kadar bilgili” olduğuna vurgu yaparak; Tech Üniversitesi’nde “Öğretim Teknolojileri” alanındaki doktorası sırasında “Renk Psikolojisi” konusunda da aldığını hatırlatıyor millete. Vay be. Ne cevherler varmış Meclis’te. Meselenin esasına geçmeden, Başbakan Erdoğan’a bir öneride bulunalım ve AKP Milletvekili Aşkın Asan’ın kendini gösterme çabasını değerlendirmesini ve mümkünse “renklerden sorumlu” Devlet Bakanlığı gibi “fuzuli bir görev” ile tatmin edilmesini kayda geçirelim! Mesele ise şu... Aşkın Asan’a göre milletvekillerinin ciddiye alınmamasının tek nedeni var. Oturdukları koltuklar! Renkleri turuncu ya... İngilizce’de bu tür renklere “childish” yani “çocukça” dendiğini söylüyor Aşkın Asan ve “550 milletvekilinin, çocuk olarak algılanmalarının tek nedeni koltuklar olabilir” diyor. Bu algıya (ya da yanılgıya) kapılmasının sebebi neymiş peki? Yurtdışından gelen bir konuk, Meclis Genel Kurulu’nu izledikten sonra, “Milletvekilleri çok sevimli, çocuk gibiler” demiş. Aşkın Asan’ı yerinden zıplatan bu sözler aslında bir iltifat. Lafın güzelliğine bakın: “Milletvekilleri çok sevimli, çocuk gibiler.” Milletvekillerinin yerinde olsam, yabancı konuğu bulur, ellerinden öperim! Aynen bir çocuk gibi. Çünkü çocuk, masumdur. Çocuk, temizdir. Çocuk, yalansızdır. Çocuk, riyasızdır. Ve çocuk, güzeldir. Başta Aşkın Asan olmak üzere, sorarım herkese. Meclis’te tanık olunan görüntülerden hangisi, bu sıfatları hak ediyor? Yine milletvekillerinin yerinde olsam, şiddet ve hiddetle karşı çıkardım “renk uzmanı” Aşkın Asan’a: “Koltuklarımızı kimselere vermeyiz. Rengini ise asla değiştirmeyiz. Hiç değilse bu sayede, bizi sevimli görenler var!” Gelecek 10 yıl... KİMİ “medyan” diyor, kimi “ortanca” yaş. Ülkemiz nüfusunun medyan ya da ortanca veya en doğrusu ortalama yaşı 28.5, İstatistik Kurumu verilerine göre. ’in ortalaması daha yüksek: 32.4... İzmir Bölge Müdürü Rıdvan Yaka, sahil ilçelerindeki medyan yaşın daha da yükseldiğini belirtiyor. Misal, Karaburun. Neredeyse 42. Rıdvan Yaka’nın geleceğe yönelik bir de öngörüsü var: “10 yıl sonra bu bölgelerde öğrenci azlığından dolayı ilköğretim okullarının birleştirilmesi gündeme gelebilir.” Belki. Veya tersi. Şimdiye kadar ununu eleyenler, eleğini asıyordu sahil ilçelerine. Fakat millet şehir yaşamından bunaldı artık. Örneğin sahil ilçelerindeki okulların eğitim kalitesini yükseltirse, akıllı girişimciler buralarda özel okullar açarsa; Rıdvan Yaka’nın söylediğinin aksine bir gelişme yaşanabilir. Tek karelik alışveriş 579806 Askeri araç şarampole yuvarlandı: yaralı Kaza, saat 21.00 sıralarında, ilçeye bağlı Büyükkatlar beldesi civarında meydana geldi. Afşin Jandarma Komutanlığı Tanır Beldesi Karakolu'nda görevli askerler, kaçak avlanan kişiyi gözaltına aldıktan sonra dönüşe geçti. Araç, virajı alamayarak şarampole yuvarlandı. Kazada, asker ile gözaltındaki kişi yaralandı. Kahramanmaraş Jandarma Alay Komutanı Albay Sezai Akgün, kazanın ardından hastaneye giderek, yaralı askerlerin sağlık durumu hakkında bilgi aldı. 580443 Süper Loto milyon TL'ye koşuyor I;MKB 100 I;MKB 100 47.472,96 Değ;iş;im oranı; 0,66 Hacim-milyon TL 884,06 Hacim-milyon USD 597,14 Yükselen hisse 164 Düş;en hisse 78 Değ;iş;meyen hisse 68 I;MKB 100 DEĞ;I;ŞI;M GRAFI;Ğ;I; 1000 TL'NI;Z GEÇEN HAFTA NE OLDU -0,24 -0,05 0,22 USD 997,60 TL EUR 999,50 TL IMKB 1.002,20 TL DÖVI;Z Döviz Alı;ş; Satı;ş; USD 1,480 1,481 JPY 1,608 1,621 GBP 2,427 2,440 EUR 2,186 2,187 CHF 1,437 1,445 PARI;TELER Döviz Parite USD CHF 1,0231 EUR USD 1,4781 GBP USD 1,6436 USD JPY 91,3200 DÜNYA BORSALARI Borsa Son %Değ; DJIND 9.829,87 0,52 FTSE 5.163,60 0,41 NASDAQ 2.146,30 0,39 FCHI 3.832,14 0,23 NIK225 10.370,54 -0,70 HI;SSELER Sembol (ör: "ISCTR") YÜKSELEN HI;SSELER Hisse Değ;er Değ;iş;im 2,57 7,98 6,45 8,40 3,34 8,44 5,28 10,46 2,46 10,81 DÜŞEN HI;SSELER Hisse Değ;er Değ;iş;im 2,44 -2,40 37,25 -2,61 0,70 -2,78 0,67 -2,90 0,77 -3,75 EN YÜKSEK I;ŞLEM HACMI; Hisse Hacim 59,43 42,46 34,91 27,94 17,98 579449 Caner fırsatı tepti sola Ball iddiası Caner fırsatı tepti sola Ball iddiası 23.09.2009 Hakan Balta'nın yokluğunda oynayan Caner, kredisini kötü kullandı. İngiliz basını Michael Ball'ı Cimbom'a yazdı Galatasaray'ın son transferi Caner Erkin, Kasımpaşa karşısında ilk kez ilk 11'de şans buldu. Beşiktaş derbisinde teknik direktör Frank Rijkaard'ın son 10 dakikada oynattığı Caner, Hakan Balta'nın dinlendirilmesi sonucu son lig maçında 90 dakika forma giydi. 21 yaşındaki sol bek, rotasyon sonucunda kendisine verilen fırsatı iyi kullanamadı. Cimbom'un 3-1 kazandığı Kasımpaşa maçında bekleneni veremeyen Caner, hocası Rijkaard'ın da gözüne giremedi. SOL BEK Mİ GELİYOR? Öte yandan Ada basını, Galatasaray'ın Manchester City'nin serbest bıraktığı defans oyuncusu Michael Ball ile ilgilendiğini bildirdi. Everton, Glasgow Rangers ve PSV formaları da giymiş olan 29 yaşındaki sol bek için Aslan'ın ara transfer dönemini beklediği ileri sürüldü. Yayın tarihi: 580350 Eskişehir'de öğrenciye cep yasağı Eskişehir Valisi Mehmet Kılıçlar, ilk ve orta dereceli okullarda, kamera, fotoğraf ve ses kayıt özelliği olan veya mp3 olarak kullanılabilen cep telefonlarının okullara getirilmesi ve kullanılmasının yasaklanmasının sadece öğrencileri kapsadığını söyledi. Vali Kılıçlar, cep telefonlarının amacı dışında kullanılmasının önüne geçmek, bu nedenle öğrencilerin dikkatlerinin dağılmasına, motivasyonlarının düşmesine ve sınıftaki ve öğretim ortamının olumsuz yönde etkilenmesine meydan vermemek amacıyla bazı sınırlamalara karar verildiğini içeren yazılı açıklamasında teknik bir sorun yaşandığını bildirdi. Yazılı açıklamada belirtilen yasağın öğrenciler ile öğretmenleri kapsadığı yönündeki bilginin doğru olmadığını ifade eden Kılıçlar, "Bu yasak sadece öğrencileri ilgilendirmektedir. Yasağın öğretmenlerle bir ilgisi bulunmamaktadır. Tamamen teknik bir sorundan kaynaklanan bir hatadır" dedi. 581025 FED, faiz oranlarını değiştirmedi faiz oranlarını değiştirmedi (Fed) yüzde 0-0,25 aralığındaki gösterge faiz oranını değiştirmedi. ’in para politikası organı Federal Açık Piyasa Komitesi’nin dün başlayan toplantısı, bugün sona erdi. yüzde ile yüzde 0,25 aralığında bulunan gösterge faiz oranını değiştirmeme kararı aldı. Fed, 16 Aralık 2008 tarihinde yüzde ile yüzde 0,25 aralığına çektiği gösterge faiz oranını tarihten bu yana değiştirmedi. Fed, yaptığı açıklamada, ABD ekonomisinin ciddi bir gerilemeden sonra düzelme yolunda olduğunu ve (mortgage) faizlerini düşürmek amacıyla, tutsat kuruluşları tarafından ihraç edilen ve menkul kıymetleri alım imkanı sağlayan 1,45 trilyon dolarlık tutsat programını yavaşlatacağını bildirdi. Fed’in uzun bir süre faiz oranlarını olağanüstü düşük seviyelerde tutmaya devam edeceği yinelenen açıklamada, "Federal Açık Piyasa Komitesi’nin Ağustos ayındaki toplantısından bu yana aldığı bilgi, ekonomi faaliyetin ciddi bir gerilemeyi takiben düzeldiğini gösteriyor" denildi. Açıklamada, Fed piyasasına destek için Fannie Mae, ve Ginnie Mae’nin ihraç ettiği tahvil ve menkul kıymet alımıyla ilgili 1,45 trilyon dolarlık programı 2010 yılının ilk çeyreğine kadar uzattığını, ancak opsiyonları açık tutmaya devam edeceğini kaydetti. Fed, tahvil ve menkul kıymet alımıyla ilgili bu programı bu yılın sonunda tamamlamayı amaçlıyordu. Fed, ayrıca enflasyonun bir süre daha düşük kalamasını beklediğini de bildirdi. 579722 ZEKİ ÇOL BEŞİKTAŞ'TA FİKSTÜR TEYELİ Ne zaman böyle bir laf edilse, anlayın ki sonun başlangıcı gelmiştir. Hele de bu lafın gerisinde bir Beşiktaş yöneticisi varsa... Kısa sürede teknik adamla kulüp birlikteliği bitirilmiştir. Ama bu defa bir istisna olacak gibi! Çünkü Beşiktaş bu haftayı bay geçecek. Ankaraspor ligden düşürüldüğü için, deplasmana gitmeyecek. Sonrasında içeride Denizlispor ile oynayacak. Araya milli maç haftası girecek. Ardından yine içeride Kasımpaşa ile karşılaşacak. Eğer bu iki maçta çok büyük sürpriz yaşanmazsa, Beşiktaş'ta önümüzdeki bir ay çalkantısız geçecek. Futbolda bazen böylesi şanslı dönemler de yaşanır. Tam işler sarpa sarıp kopma noktasına gelindiğinde, bir de bakarsınız fikstür imdadınıza yetişmiş! Şu sıralar pamuk ipliğine bağlı gibi görünen Beşiktaş-Denizli birlikteliğini, aslında geçici bir süreliğine fikstür teyellemiş durumda. Bu teyel nerede kopabilir? 10. haftadaki Eskişehirspor, 12. haftadaki Trabzonspor deplasmanları ve 13. haftadaki Fenerbahçe derbisi... Eğer Beşiktaş süreçlerde de benzer sıkıntılar yaşarsa, ''Hocamızın sonuna dek arkasındayız" teranesi, günlerde bir kez daha gündeme gelir... Ama bu kez, Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, ocaktaki seçimi, daha doğrusu kendi geleceğini düşünerek, Mustafa Denizli ile yollarını işte zaman ayırır. Sorunlu yönetimler, sıkışınca hep kullanmaları gereken bir opsiyonlarının olmasını ister. Ben, takımı geçen sezon şampiyon yapmış bir teknik adamın henüz 6. haftada, oluşan 12 puanlık farka karşın gönderileceğine zaten hiç inanmadım. Stratejik olarak opsiyonun kullanılmasına, şayet saha sonuçları düzelmezse, biraz daha zaman var. Böylesi bir olasılıkta zaman, kongreye mümkün olan en yakın süredir. Popüler bir isimle anlaşılır, genel kurulun ağzına bir parmak bal çalınır. ''Bakın, bunu da getirdik" denilerek, görevde kalmak için yeni bir opsiyon alınır. Maalesef bu ülkede işleyiş böyle. Çoğu yönetim, kulübün değil, kendi geleceğini düşündüğü için böyle! Levent Erdoğan, dün olduğu gibi bugün de çoğu kişinin ''abuk sabuk" değerlendirmesini yaptığı sözleri söylüyor. Bazılarını ben de çok yadırgıyorum. Söz gelimi geçen sezon kazanılan çifte kupanın taraftarların dualarına bağlanmasını, en azından emeğe saygısızlık olarak değerlendiriyorum. Ancak Erdoğan'ın her söylediği mi yanlış? Yönetimdeki tutarsızlıklar, transferdeki yanlışlıklarla ilgili değerlendirmelerine katılmamak mümkün mü? Beşiktaş iyi yönetilmiyor. Bunu herkes biliyor. Takımın şu anda yaşadığı sıkıntılı süreç, yalnızca teknik adam ya da futbolcu performansıyla ilişkili değil. Yönetimin de bu başarısızlıktaki rolü büyük. Bir Galatasaray ile Fenerbahçe'nin yaptığı transferlere bakın... Bir de Beşiktaş'ın. Bir takım, transferde en fazla para ödediği oyuncuyu transferin son gününde alırsa... Ve ödenen para yüzünden transfer günlerce tartışılırsa... Diğer transferlerinin büyük bölümü de tartışma konusu yapılırsa... Demirören döneminde borç yükünün 10 kat artması dahil, her şeyi bir yana bırakın. Bu bile yönetimin ne denli yetersiz olduğunu ortaya koymaz mı? z.col@zaman.com.tr Kulübenin gücü Galatasaray bu sezon bir başka oynuyor. Gerek lig, gerekse UEFA Avrupa ligi elemeleriyle gruplarında ulaşılan 11 galibiyet, beraberlik ve 41 gollük performansı tüm zamanların en iyi Galatasaray'ını izlediğimizin göstergesi. Kısa sürede bu noktaya taşınmak, sadece kadro derinliği ve kalitesiyle ilgili değil. kadroyu verimli kullanabilmekle de ilişkili. Rijkaard'ın başarıyla uyguladığı rotasyon, Galatasaray'da takım içi rekabeti her zamankinden çok daha yukarıya taşımış durumda. Futbolun, sıklıkla dile getirdiğim bir doğrusu var; saha içerisinde kulübeniz kadar güçlüsünüz. Galatasaray'ın kulübesine bakın. Her biri ilk onbir oynayacakmışçasına hazır. Daha doğrusu, artık Galatasaray'da ilk 11 kavramı yok, ilk 18'de gün kime sıra verilmişse çıkıp görevini en iyi şekilde yapmaya çalışıyor. Başlangıç kadrosunda olup olmamak da fark etmiyor. Uğur, Kewell, Keita, Nonda... Kim çıkarsa takımı vites yükselterek taşıyor. Ve bu kadroda kaptan Arda dahil, Elano, Baros, Keita dahil, sırası geldiğinde herkes artık kulübede oturacağını biliyor. Dokunulmazlıkların, ayrıcalıkların, kayırmaların kalktığı ve performansın doğru değerlendirildiği böylesi ortamlar, gerçek takım olmanızı sağlar. Rijkaard da Galatasaray'da bunu yapıyor. Takımın çok yıldızı var. Ama yıldızların hepsi gerçek yıldızın Rijkaard olduğunu biliyor. Patrona hepsi saygı duyuyor. Bu takımda kulübede oturduğu için somurtan, oyundan alındığında tepki veren oyuncu gördünüz mü? İşte Galatasaray ile Fenerbahçe dahil diğerleri arasındaki fark da zaten bu noktada ortaya çıkıyor. Birini Rijkaard takım yapmış... Diğeri hâlâ çizginin uzağında duruyor. ıslıklar dost uyarısı FDaum'un futbol felsefesi bu. Taraftar, Büyükşehir Belediyespor maçındaki futbolu beğenmeyip, ıslıkla protesto edince, ''Güzellik ödülü almak için değil, şampiyonluk için oynuyoruz" deyip, işin içinden kendince çıkıverdi. Sanki büyük takımların tek sorumluluğu şampiyonluk kazanmakmışçasına! Bugünün futbolu güçlü kulüp ekonomileri üzerine kurulu. ekonomiyi daha da güçlendirmek için, evet vazgeçilmez gereklerden biri başarı. Ancak bir başka önemli değer de müşteri yani taraftar memnuniyeti. Taraftar, eğer takımını izlemekten mutluysa tribüne gelir. Bir heyecanı, coşkuyu, keyfi yaşıyorsa ürün satın alır. Tatmin oluyorsa destek verir. "Güzellik ödülü almak için değil, şampiyonluk için oynuyoruz" demek, en azından taraftarın oyunla ilgili beklentilerine saygısızlık olur. Ve bir süre sonra saygısızlığın bedeli, tribünlerin boşalmasıyla ödenilir. Fenerbahçe sonuç olarak çok başarılı. maçın 6'sını da kazanmak ve tarihî bir başarıya imza atmak tabii ki çok önemli. Ancak bu takım, başarıya devamlılık kazandırmak istiyorsa futbol oynamayı da becerebilmeli. Çünkü futbolda çekirge gibi sürekli sıçrayamazsınız. Bir, iki, üç derken bir yerde tökezleyip kalırsınız. Büyükşehir Belediyespor maçındaki ıslıkların mesajı da aslında bu. Daum'a ve Fenerbahçe'ye dostça bir uyarı! 6'da yapan bir takıma, kendi taraftarı bir uyarıda bulunuyorsa, mesajı doğru okumak gerekir. 579823 Eşcinsel polise gizli görüntülü tuzak Eşcinsel polise gizli görüntülü tuzak 23.09.2009 08:51Görüntüler ortaya çıkınca Emniyet Genel Müdürlüğü’nün hakkında soruşturma başlattığı polis müdürü görevinden ayrıldı Emniyet Genel Müdürlüğü, eşcinsel görüntülerinin yer aldığı kasedi ortaya çıkan polis müdürü M.A. hakkında soruşturma başlattı. M.A. soruşturma sürecinde verdiği dilekçeyle teşkilattan istifa etti. Milliyet’in aldığı bilgiye göre, emniyet teşkilatında rahatsızlık yaratan olay iki hafta önce patlak verdi. Personel Dairesi’ne Ankara dışından gönderildiği anlaşılan bir zarftan çıkan CD’de, Karabük’te görevli 4. sınıf bir emniyet müdürünün bir erkekle birlikte görüntülerinin bulunduğu görüldü. Rapor hazırlandı Olayın Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal’a bildirilmesiyle soruşturma başlatıldı. Müfettişler, Karabük’e giderek M.A. hakkında soruşturma başlattı. İfade veren M.A., Ankara’ya 25 Ağustos’ta gönderdiği dilekçeyle istifa etti. Hazırlanan ön rapor genel müdürlüğe verilirken, M.A.’nın istifası kabul edildi. M.A.’nın emeklilik hakkını doldurmadığı için istifa etmek zorunda kaldığı bildirildi. Erzincan’da yaşanmıştı Daha önce de Erzincan Polis Okulu Müdürlüğü’nde ortaya çıkan bir olayda, polis okulu müdür vekili H.K.’nın bazı erkek öğrencilerle cinsel ilişki kurduğu iddiaları soruşturulmuştu. H.K. görevden alınmış, ardından da emekli edilmişti. Açıkça yazmasa da yüz kızartıcı Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda açıkça yazmasa da, eşcinsel olanlar veya eşcinsel ilişkiye girdikleri belirlenenler hakkında disiplin işlemi yapılıyor. İddiaları bilgi ve belgelerle somutlaştırılan emniyet mensupları, emniyet teşkilatından ve memurluktan çıkarılıyor. Prof. Yıldırım: Soruşturma yanlış Prof. Dr. Turan Yıldırım: Bir kişi sırf ‘eşcinseldir’ diye soruşturma açamazsınız. Kamu düzenini bozmuşsa soruşturma konusu olabilir. Cinsel tercihini mesleğine karıştırmamış ise ve kimseye rahatsızlık vermemişse soruşturma yanlış. Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu: Konuya mevzuat açısından bakılabilir. Polis mevzuatının insan haklarına uygun olup olmadığı açısından değerlendirilebilir. Uluslararası belgelere, insan hakları belgelerine uygunluğuna da bakılabilir. 580913 Ümit Karan: G.Saray maçı zor olacak Süper Lig'in 7. haftasında Pazar günü deplasmanda Galatasaray ile karşılaşacak olan ve ligde namağlup takımdan biri olan Eskişehirpor'da takım kaptanı eski Galatasaraylı Ümit Karan, takım arkadaşlarını arkasına alıp gazetecilerin sorularını yanıtladı. Galatasaray karşılaşmasının çok önemli bir maç olduğunu kaydeden Karan, "Bizi zor bir maç bekliyor. Ali Sami Yen'e galibiyet için gideceğiz. Takım olarak kendimize güveniyoruz. İyi bir sonuç alıp seyrimizi devam ettirebileceğimizi düşünüyorum" diye konuştu. Ümit Karan, Galatasaray'ın eski takımı olduğunun hatırlatılması üzerine, "Yeni takımım arkamda, gördüğünüz gibi" ifadesini kullandı. Geçen hafta Gaziantep maçında penaltıdan Eskişehirspor formasıyla ilk golünü atan Karan, "Galatasaray maçında da gol atacak mısın?" sorusuna, "Benim için takımım başarısı önemli. Gol ile ilgili bir sıkıntım yok. Arkadaşlarıma güveniyorum. Galatasaray için de zor bir maç olacak. Eskişehirspor bu sezon gösterdiği performansla halen bir çıkışta olduğumuzu bu maçta da gösterebilirsek, iyi bir skor elde edebileceğimizi düşünüyorum" yanıtını verdi. Ümit Karan bir gazetecinin, "Galatasaray'dan ayrıldın, herhangi bir kırgınlık var mı?" sorusu üzerine ise, "Ooo bu soru sene önce soruldu ya" karşılığını verdi. Öte yandan Karan'ın Gaziantepspor maçında attığı gol sonrası yaptığı sevinç hareketi takım arkadaşları arasında espri konusu oldu. İHA 580099 İstanbul'da trafik kazalarında kişi öldü Alınan bilgiye göre, 34 KJL 7338 plakalı kamyonun sürücüsü Ahmet Kuzey, aracı arızalanınca TEM Otoyolu Kavacık bölümündeki park alanına yanaştı. Bu sırada Ankara istikametinde ilerleyen Aydın Şengül (43) yönetimindeki 34 FC 7338 plakalı otomobil de kamyona arkadan çarptı. Otomobilde sıkışan Şengül olay yerinde hayatını kaybetti. Şengül'ün cesedi, itfaiye ekipleri tarafından çıkartılarak, ambulansla Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Öte yandan, Bağcılar Fevzi Çakmak Mahallesi Fatih Caddesi üzerinde indiği yolcu minibüsünün önünden karşıdan karşıya geçmek isteyen Ayşe Kocaman, 34 BU 7179 plakalı kamyonun çarpması sonucu hayatını kaybetti. Olay yerinden kaçan kamyon sürücünün yakalanmasına çalışılıyor. 580112 İnşaat çukuruna düşen çocuk öldü Fatih mahallesinde oturan yaşındaki Emrullah Kibar, evlerinin bitişiğinde inşaat için kazılan metre derinliğindeki çukura düştü. Yakınları tarafından çukurdan çıkarılan Emrullah Kibar'ın öldüğü belirlendi. 580264 City tamamen Mansour'un oldu! Haberi Ekle City tamamen Mansour'un oldu! 23/09/09 12:53 İngiliz ekibi Manchester City'nin sahibi Abu Dabili işadamı Sheikh Mansour bin Zayed al-Nahyan, kulüp hisselerinin yüzde 100'ünün kontrolünü ele geçirdi. Manchester City Kulübü'nden yapılan açıklamada, Sheikh Mansour'un kulübün eski sahibi Tayland eski Başbakanı Thaksin Shinawatra'ya ait olan yüzde 10'luk hisseleri de devraldığı doğrulandı. Sheikh Mansour, Manchester City hisselerinin ezici çoğunluğunu satın aldıktan sonra takımda büyük çaplı transfer hamleleri yapmış Brezilyalı yıldız Robinho'yu 32.5 milyon pounda transfer ederek İngiltere transfer rekoru kırmıştı. Sheikh Mansour yaz transfer döneminde ise takım için transfere tam 120 milyon pound harcayarak dikkatleri üzerine çekmişti. İHA 580372 İTÜ uydusu uzayda İTÜ uydusu uzayda 23.09.2009 14:27 Türkiye'nin ilk küp uydusu uzayda İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Uzay Mühendisliği Bölümü tarafından Türkiye'de üretilen ilk uydu olan ''İTÜpSAT1'' uzaydaki yörüngesine yerleşti. Hindistan'dan C-14 isimli roketle sabah 09.21'de başarıyla fırlatılan uydu, 720 kilometre mesafede yörüngeye oturdu. Yörüngesinde saniyede yaklaşık 7,5 km ile yol alan uydu dünyayı yaklaşık 90 dakikada bir dönecek. milyon euroya mal olan uydu, kilo ve 10x10x10 santimetre boyutlarında. Uzaydan dünyanın kıtasal ölçüde fotoğraflarını çekecek olan ve aylık ömrü bulunan uydu, özellikle uzay bilimleri ve araştırmaları alanında kullanılacak. Serhat ALAATTİNOĞLU AHT İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Uzay Mühendisliği Bölümü tarafından hayata geçirilen ve Türk mühendisleri tarafından tasarlanan ''İTÜpSAT1'' adlı küp uydu, sabah 09.21'de Hindistan'dan uzaya fırlatıldı. Uydu, fırlatıldığı roketten ayrılarak 18 dakika sonra yörengesine oturdu. Küp şeklinde imal edilen ve yeryüzünden 720 kilometre yükseklikte yörüngeye oturan uydunun yapımı için yıl önce harekete geçildi. 2009 yılı başında fırlatılmaya hazır hale getirilen İTÜpSat1, Hindistan'daki testlerden de başarıyla geçti. Projenin yürütücülüğünü üstlenen İTÜ Uzay Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alim Rüstem Aslan ile Uçak Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gökhan İnalhan, Hindistan'da bütün aşamaları yakından takip etti. Tüm hazırlıkların tamamlanmasının ardından sabah saatlerinde fırlatma işlemi gerçekleştirildi. ''İTÜpSAT1'' adlı küp uydu, sabah 09.21'de Hindistan'dan uzaya fırlatıldı. Uydu, fırlatıldığı roketten ayrılarak 18 dakika sonra yörengesine oturdu. C-14 adı verilen roketle uzaya gönderilen uydu, yörüngesine yerleştirildikten sonra, projede görevli akademisyen ve öğrenciler de rahat bir nefes aldı. İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Uzay Mühendisliği Bölümü'nün İstanbul Maslak'taki komuat merkezinde fırlatma anı canlı olarak takip edildi. Akademisyen ve öğrenciler, geri sayarak uydunun fırlatılmasına tanıklık etti. Uydunun yörüngeye yerleşmesi ve ilk haberleşmenin sağlanmasıyla birlikte yetkililer rahat nefes aldı. SIRADA NANO UYDU VAR Fırlatmayı İTÜ'deki Uzay Sistemleri Tasarım ve Test Laboratuarı'nda izleyen Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fevzi Ünal, "Bu bir ekip çalışmasıdır. Üç yıldır büyük bir sabır ve emekle yürütülen çalışmaların başarıyla sonuçlandığını görmek heyecan verici. Türkiye'de bir ilki gerçekleştiriyor olmanın verdiği gururunu yaşıyoruz. Bu başarı daha büyük uyduların üretilmesi için önümüzü açtı. Nano uydu üretimi için başlattığımız çalışmalar hız kazanacak. Bir öğrenci projesi olan ilk küp uydunun görüntülerini merakla bekliyoruz" dedi. ROKETTE ÜLKEDEN DAHA UYDU VAR Akademisyenlerin yanı sıra lisans seviyesinde öğrencilerin de projede görev aldıklarını anlatan Ünal, uzaya fırlatılan roket içinde Hindistan'ın iki, Almanya'nın ve İsviçre'nin bir uydusu bulunduğunu da sözlerinde ekledi. UYDUNUN ÖZELLİKLERİ Türkiye'nin ilk küp uydusu olan ''İTÜpSAT1''in yapımı için laboratuvar ortamı milyon euroya mal oldu. kilo ağırlığındaki uydu, 10x10x10 boyutlarında... 720 kilometre mesafede yörüngeye oturdu. Yörüngesinde saniyede yaklaşık 7.5 km ile yol alacak ve dünyayı 90 dakikada bir dönecek. Uydu bir VGA kameraya ek olarak sıcaklık, ivmelenme ve manyetik alan ölçümü yapan duyargalara sahip. Uydu bilgisayarı tarafından kaydedilen sıcaklık, ivmelenme ve diğer bilgilerini de yer istasyonuna düzenli olarak aktaracak. Uzaydan dünyanın kıtasal ölçüde fotoğraflarını çekecek olan uydu, uzay bilimleri ve araştırmaları alanında kullanılacak. Üstün teknolojiyle üretilen uydunun ömrü ise ay... 579902 TOKİ'nin indirim kampanyası başlıyor!.. Toplu Konut İdaresi'nden () konut ve işyeri alıp, borcunu erken ödemek isteyenlere yönelik indirim kampanyası bugün başlıyor. Kampanya kapsamında borcunu erken ödeyenlerin borçlarında yüzde 17-20 indirim yapılacak. 'den verilen bilgiye göre, 2008 yılı sonuna kadar satışları gerçekleştirilmiş konut ve işyerlerinin borç bakiyelerinin kapatılmasının sağlanması amacıyla bir süreli "indirim kampanyası" düzenlendi. Uygulamadan, borcunun vadesi 12 aydan daha az kalan konut ve işyerleri alıcıları yararlanamayacak. Kampanya kapsamında, konut ve işyeri alıcıları, borç kapatma tarihi itibarıyla hesaplanacak borç bakiyelerini, 23 Eylül-23 Ekim günleri arasında satış işlemlerini gerçekleştiren bankaya başvurmak suretiyle peşin veya eşit taksitler halinde vadeli olarak kapatabilecek. Borç bakiyesinin peşin olarak kapatılması durumunda yüzde 20, vadeli eşit taksitli olarak kapatılması durumunda yüzde 17 oranında indirim uygulanacak. Bu tarihten sonra yapılacak borç kapatmalarda, indirim yapılmayacak. Kampanya kapsamına alınan projelerdeki 2008 yılı sonuna kadar sözleşme imzalamış olan konut ve işyeri alıcıları (vadesi 12 aydan daha az kalan konut ve işyerleri hariç), borç bakiyelerini kapatarak söz konusu indirimden faydalanmak istemeleri halinde, ilgili bankalardan konut kredisi de kullanabilecek. Kampanyadan 131 bin 620 konut ve işyeri alıcısı yararlanabilecek. bu yıl, borcunu erken ödemek isteyenlere yönelik 27 Nisan-27 Mayıs günleri arasında da bir indirim kampanyası düzenlemişti. Borç bakiyesinde yüzde 16-21 arasında indirim uygulanan kampanyadan bin 108 kişi faydalanmış, kurum 150 milyon 414,2 bin liralık alacağını erken tahsil etmişti. 579710 Uzayda öğrenci işi amatör kamera! Uzayda öğrenci işi amatör kamera!DIŞ HABERLER SERVİSİ güncellenme zamanı 23.9.2009’Lİ Oliver Yeh ve Justin Lee adlı öğrencisi iki kafadar sıradışı bir projeye imza attı Online alışveriş sitesi eBay’den aldıkları bir kamera, bir bir el ısıtıcısı ve içecek soğutucusundan oluşan yaklaşık 200 TL’lık düzeneği uzaya yollayan ikili, yerkürenin fotoğraflarını çekti. Ebay’den normal bir kamera alan ikili, cihazı suni köpüklü bir soğutucu içine koyarak hızlandırdı ve soğutucunun üzerine mercek için delik açtı. Koordinatlarını belirleyebilmek için düzeneğe cep telefonu ve kablosuz yönlendirici iliştiren öğrenciler, telefonun pilini de donmaması için ısıtıcıya yerleştirdi. Her saniyede bir kare yakalayacak şekilde ayarlanan kamera, balonla uzaya gönderildi. 27 kilometre sonra balonun patlayacağını hesaplayan ikili, kameranın dünyaya inebilmesi için bir mini paraşüt bile ayarladı. Düzeneğin şehir merkezine ya da okyanusa inmesini önlemek için ince hesaplar yapan ikili, kameralarını Massachusetts’te buldu. 580483 Elazığ'da trafik kazası: ölü Alınan bilgiye göre, Arıcak'tan Alacakaya ilçesine giden İdris Tunçer'in (35) kullandığı otomobil, Erimli Beldesi yakınlarında şarampole yuvarlandı. Kazada, İdris Tunçer'in kızı Merve Tunçer (3) olay yerinde hayatını kaybetti. Yaralanan İdris Tunçer ile eşi Rahime (28), oğlu Emre (10) ve diğer kızı Büşra Tunçer (7), Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Yaralılardan Rahime ve Emre Tunçer'in durumlarının ağır olduğu öğrenildi. 579845 Babacan'dan IMF açıklaması Bakan Babacan, 64. Dönem BM Genel Kurulu üst düzey toplantıları ve G20 zirvesi nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile geldiği ABD'de ''Uluslararası Ekonomik İttifak Küresel Yatırım Sempozyumunda'' Türkiye'deki ekonomik gelişmeleri anlatan bir konuşma yaptı. Babacan, konuşmasının sonunda, Türk gazetecilerin IMF ile yapılan görüşmelerle ilgili sorusu üzerine, Türkiye'nin IMF ile görüşmelerinin devam ettiğine dikkati çekerek, ''Bizim ortaya koymuş olduğumuz Orta Vadeli Program temelinde bundan sonraki müzakerelerimiz devam edecek'' diye konuştu. Türkiye ve IMF'nin konuya bakış açısının ve görüşlerinin 3-4 ay öncesine göre biraz daha birbirine yaklaştığının görüldüğünü vurgulayan Babacan, ''Eğer anlaşabilirsek, eğer detaylarda mutabık kalabilirsek, yeni bir program düzenlemesi olabilir. Ama eğer detaylarda anlaşamazsak, program düzenlemesi de olmaz. Artık hep beraber sizler sonucu beklersiniz, sabırla bekleyin'' dedi. -SEMPOZYUMDAKİ KONUŞMASI- Babacan, sempozyumda yaptığı konuşmada ise Türkiye ekonomisinde toparlanma işaretleri olduğunu belirtti. Türkiye'nin, 2002-2007 yılları arasında ekonomik alanda pek çok yapısal reform yaptığını ve bunun olumlu sonuçlarını aldığını anlatan Babacan, ancak küresel ekonomik krizin etkisiyle 2008 yılının sonunda ekonomik büyümenin azaldığını, bu durumun bu yıl da devam ettiğini, ancak 2010 yılının ilk çeyreğinde yeniden artı büyümeye geçilmesinin beklendiğini söyledi. Türkiye'nin ekonomik verilerine ilişkin detaylı bir sunum yapan Babacan, bankacılık sektörünün daha önceki yıllarda yapılan reformlar sayesinde güçlü, bu yüzden de küresel ekonomik krizde Türkiye'nin bankacılık sektörüne müdahale etmeyen tek OECD ülkesi olduğunu söyledi. Türkiye'de yakın dönemde kabul edilen Orta Vadeli Program ve hedefleri hakkında detaylı bilgiler veren Babacan, bu yıl ekonominin yüzde küçülmesinin, ancak 2010'da yüzde 3,5 büyümesinin beklendiğini anlattı. Babacan, hedefleri arasında İstanbul'u uluslararası mali merkez haline getirmenin de olduğunu belirterek, IMF-Dünya Bankası toplantılarının Ekim ayında İstanbul'da yapılacağını anımsattı. Bir soru üzerine Babacan, Türkiye'de başta otomotiv, elektronik, tekstil, makine, ev aletleri sanayi, inşaat, bankacılık ve sigorta sektörünün güçlü ve yabancı yatırım çeken sektörler olduğunu vurguladı. IMF ile sürdürülen görüşmelerle ilgili bir soru üzerine ise gazetecilere verdiği yanıttaki ifadeleri kullanan Babacan, IMF ile anlaşma sağlanamazsa da bunun ''dünyanın sonu olmayacağını'', Türkiye ekonomisinin zorlu dönemlerle baş edebilecek güçte olduğunu söyledi. Babacan, Orta Doğu bölgesindeki gelişmelerin Türkiye'nin ekonomik ilişkilerini nasıl etkilediğinin sorulması üzerine ise Türkiye'nin dünyada geniş nüfuz alanına sahip olduğunu ve Türkiye'nin ekonomik krize rağmen İran, Irak, Suriye, Orta Doğu'daki diğer ülkeler ve Gürcistan gibi yakın komşularıyla ticaretinin arttığına dikkati çekti. Başbakan Yardımcısı Babacan'ın, Başbakan Erdoğan ile 24-25 Eylül tarihlerinde Pittsburg'da düzenlenecek G20 zirvesine katılması, ardından yeniden New York'a dönmesi bekleniyor. 580180 Ragbi'den 20 yıl men cezası aldı Rakip oyuncuya saldıran 16 yaşındaki Avustralyalı ragbi oyuncusu, sahalardan 20 yıl men edildi. Avustralya'nın Sydney kentinde Blacktown City ile Lower Mountains takımları arasında yapılan bir gençler ragbi finalinde, adı açıklanmayan 16 yaşındaki oyuncu, rakip takım oyuncusunun burnunu kırıp, göz çevresindeki kemiklerinde çatlağa yol açtığı için 20 yıl men cezasına çarptırıldı. Aynı takımdan iki oyuncu, yıl men cezası alırken, oyuncu ise sahalardan yıl men edildi. Maçı kaybeden Blacktown Cityli bu oyuncular, rakip takımdan bazı oyuncuları yere yatırmış, onları yumruklamış ve tekmelemişti. Bazı anne-babaların da çocuklarına destek çıktığı, maçtan sonra onları tebrik ettiği gözlenmişti. 580537 'Hanımın Çifliği' antika sektörünü canlandırdı 1945-1950 dönemini en iyi şekilde yansıtmak amacıyla antika arayan yapımcı firma, Adana'daki antika sektörüne adeta ilaç oldu. "Hanımın Çiftliği" dizisi yaklaşık 60 yıl öncesi dönemi anlattığı için bugün yaşam alanlarında kullanılmayan ama antika olarak saklanan eşyaları gün yüzüne çıkarıyor. Dizide dönemi yansıtmak için kullanılan kostümlere 300 bin TL harcanırken, antikacılar da bu pastadan önemli pay aldı. Dizinin Adana'nın merkezi Büyüksaat'te çekilen bölümleri ise dönemi yansıtan bir ortam hazırlanarak çekildi. Dizi de giyilen kostümler ve ev ile iş yerinde kullanılan eşyalar ise Adana'da antikacılar çarşısından alınıyor. Dizinin ilk bölümlerinde gramofon ile dinlenen taş plaklar da yine antikacılar çarşısından alınıyor. Misafirlere ikram edilen kahve antikacıdan alınan fincanlarla, su ise antikacıdan alınan sürahi ile ikram ediliyor. Bu durum ise Adana'da antika sektörünün bir hayli canlanmasına neden oldu. Baba mesleği olarak çocukluğundan beri antika eşya alım satımı yapan 26 yaşındaki Rasim Akyel, Adana'daki antika piyasasının ilk kez Hanımın Çiftliği dizisiyle hareketlendiğini söyledi. Akyel, dizi için alınan eşyaların yanı sıra diziyi izleyenlerin de bu eşyalara sahip olmak istemesinden dolayı antika eşya satıcılarına ilginin arttığını belirterek, "Antika eşyalar dizi için bir kez alınıyor. Ama diziyi izleyen binlerce kişi bize gelip Hanımın Çiftliği dizisinde kullanılan radyo, fincan ya da sürahi olup olmadığını soruyor. Müşterilere antika eşya yetiştiremiyoruz artık. Dizi bizim için çok iyi oldu" diye konuştu. Hanımın Çiftliği dizisinin Adana ve çevresinde çekilmesinden dolayı çok mutlu olduklarını söyleyen Akyel, "Dizinin çekimlerinin başlamasıyla birlikte, durgun geçen antika piyasası birden canlandı. Dizideki radyoları, fincanları, sürahileri, plakları biz sattık. Çekimler devam ettikçe gelip alışveriş yapıyorlar. Umarım dizi ilgi görmeye devam eder. Çünkü dizi yayınlandıkça biz de kazanıyoruz" dedi. 580775 “Almanya ekonomisinin keskin düşüşü sona erdi” ekonomisinin keskin düşüşü sona erdi” (Bundesbank) Başkanı Axel Weber, Almanya ekonomisinin “keskin düşüş”ünün sona erdiğini, toparlanmanın “sakin” fakat uzun süreli olacağını belirtti.  Weber, ’ye yaptığı açıklamada, teşvik önlemlerinin durdurulması sonrasında, işsizliğin artacağını ve tüketimin düşeceğini belirterek, “Bu, toparlanmaya zarar vermez ancak, toparlanmanın daha uzun sürmesine neden olur” dedi. Hurda araç programı ve çalışanların daha az saatler işyerinde kalması, Almanya’da seviyesinin yatay bir seyir izlemesine neden oldu.  Yarın başlayacak G20 zirvesinde dünya liderleri, hükümetlerin teşvik paketlerinin ne zaman ve nasıl geri çekileceğini tartışacak.  Weber, ’nın avro bölgesi mali sistemine milyarlar pompalamasının “bir süre daha” uygulanacağını söyledi.  G20’nin gündeminde, bankacıların aldığı primlere sınır konulması da yer alacak. Weber, bankaların, ve rezerv seviyelerinin yükseltilmesi konusunda zorlanmasının yerinde olacağını ifade ederek, “Bunun yapılması bankacılık sistemindeki karlılığı düşürecek ve kar tabanına göre belirlenen bonuslar da, dağıtılan kara göre düşecek” diye konuştu. 579989 11:12 İstanbul’a tek borsa önerisi... ’a tek önerisi... Altın Borsası (İAB) Başkan Vekili Osman Saraç, borsaların tek bir çatı altında birleştirilmesi önerisinde bulundu. Saraç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kamunun elindeki iki borsanın bireysel ve kurumsal yatırımcılara çok daha hızlı ve etkin hizmet verme, piyasaların derinliğini artırma amacıyla birleştirilerek “” kurulmasında büyük fayda gördüğünü, böylelikle menkul kıymetler ve emtiaların tek bir çatısı altında işlem göreceğini ve yatırımcılara sunulmuş olacağını söyledi. İstanbul Borsası’nın tek bir ortak bilgi işlem alt yapısı olacağını belirten Saraç, böylelikle yatırımcıların piyasalara ulaşmasında yeknesaklık sağlanacağını ve giderleri azaltmak açısından bunun faydalı olacağını dile getirdi. Borsanın takas sistemi ve kayıtlarının Takasbank ve Merkezi Kayıt Kuruluşu aracılığıyla sağlanabileceğini ifade eden Saraç, şunları kaydetti: “Borsanın takas sistemi ve kayıtları Takasbank ve Merkezi Kayıt Kuruluşu aracılığıyla sağlanabilir. Kaydi enstrümanların dışındaki altın gibi kıymetli madenlerin ve başta baz metaller olmak üzere diğer emtiaların saklanması hizmeti, mevcut lisanslı depoculuk faaliyetleri kapsamında lisanslı firmalarca da gerçekleştirilebilecektir. Böylelikle aracı kuruluşların daha hızlı ve etkin bir biçimde piyasalara üyelikleri sağlanarak, gerektiğinde farklı piyasalarda işlem yapmalarına imkan verilerek, yatırımcıların borsaya ulaşmasında önemli bir yol kat edilmiş olacaktır. Bu durum aynı zamanda spot piyasaların gelişmesine katkı sağlamasının yanı sıra vadeli piyasaların gelişmesine de önemli katkı sağlayacak ve genel anlamda piyasa derinliğinin oluşmasına ve rekabetçi fiyatların oluşmasına yüksek derecede fayda sağlayacaktır. Borsalar tek bir çatı altında birleşmeli.” “, KRİZE RAĞMEN ÜYE SAYISINI ARTIRMAKTADIR”Osman Saraç, İAB’nin 2009’da yaşanan krize rağmen üye sayısını artırdığını, bu yılın başında 62 aracı kuruluşu olan borsanın Eylül sonu itibariyle üye aracı kuruluş sayısının 73’e ulaştığını bildirdi.  Saraç, “Yeni üyelerimiz açısından bir ilk daha gerçekleşmiştir. İAB’ye doğrudan yabancı sermayeli ve dünya kıymetli metal piyasasının önemli kurumları üye olarak kabul edilmiştir” diye konuştu. 579615 Legokonduya alıcı çıkmazsa yıkılacak Legokonduya alıcı çıkmazsa yıkılacak BBC'nin popüler otomobil dizisi "Top Gear"ın sunucusu James May tarafından yine BBC için 3,3 milyon lego parçası kullanılarak inşa edilen gerçek boyutlardaki iki katlı evin, alıcı çıkmadığı için yıkım tehdidiyle karşı karşıya kaldığı açıklandı. 580104 Vicdana Çağrı Vakfı'ndan Kent'e ödül Waldorf Astoria otelinin büyük balo salonunda düzenlenen törende bu yıl isme ödül verildi. Geçen yıl Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'ye verilen ''dünya devlet adamlığı ödülü'' bu yıl İngiltere Başbakanı Gordon Brown'a verilirken, Moet Hennessy Louis Vuitton'un (MHLV) Yönetim Kurulu Başkanı ve üst yöneticisi Bernard Arnault ''uluslararası işbirliği, çevre ve sanattaki liderliğinden'', Muhtar Kent de ''eğitim ve çevre alanlarındaki katkılarından'' dolayı ödüle layık görüldü. Yüksek katılımın olduğu ödül törenine Vicdana Çağrı Vakfının başkanı ve kurucusu Haham Arthur Schneier, ABD'nin eski dışişleri bakanlarından Henry Kissinger, İrlandalı rock grubu U2'nun solisti Bono, Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Jorge Sampaio ve Ürdün Kraliçesi Rania da katıldı. Törende Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı temsilen şeref konukları arasında Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış bulundu. Bağış'ın 2010 yılında Türkiye'ye gelmesi söz konusu olan U2 grubunun solisti Bono ile birlikte ödül töreni sırasında Muhtar Kent'le bir araya gelip uzun süre sohbet ettiği öğrenildi. Muhtar Kent ayrıca New York'ta düzenlenen Clinton Küresel Girişim toplantılarının açılış oturumuna katıldı. 580652 "Cem dinlenmiş ve sakalları tıraşlı" "Cem dinlenmiş ve sakalları tıraşlı" İHA Giriş Saati 23.09.2009 16:54 Güncelleme 23.09.2009 16:56 Liseli Münevver Karabulut'u öldürdüğü iddiasıyla tutuklu bulunan Cem Garipoğlu'nu ziyaret eden avukatı Aytekin Kaya, diğer tutuklular için ne uygulanıyorsa, müvekkilli için de aynı şartların uygulandığını belirterek, "Kendisini sakalları tıraşlı ve dinlenmiş gördüm" dedi. Öğle saatlerinde Cem Garipoğlu'nun tutuklu bulunduğu Maltepe Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ne gelen Avukat Aytekin Kaya, içeriye yaklaşık 1.5 saat kaldı. Bu sürenin sadece 15 dakikasında müvekkili ile görüştüğü öğrenilen Kaya, çıkışta basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Ramazan Bayramı dolayısıyla açık görüş hakkı bulunan Garipoğlu'nu, ailesinden ziyaret eden olmadığını belirten Kaya, "Soruşturma gizli. Basında 'çocuk' ifadesi çok yer aldı. Bu terminoloji, ceza hukukunun terminolojisi, biz de bunu kullanıyoruz. Bu bir terim ve bu terimi koyan ben değilim. Bundan sonraki süreç umarım daha sağlıklı yürür. Dosya içeriği ile ilgili bilgi vermem yasal değil, mümkün değil" dedi. Kaya, yargının kararını gazete ve televizyonlarda yer alan haberlere göre değil, dosya içeriğine göre vereceğinin altını çizerek, en sağlıklı şekilde sonuca ulaşılacağından endişe duymadığını belirtti. Sürecin kendiliğinden devam ettiğini ifade eden Avukat Aytekin Kaya, "Sıkıntılı bir şey şimdiye kadar müşahede etmedim. Sadece tanımlarla ilgili endişemi dile getiriyorum. Müvekkilin tek başına kalıyor. Gözlem altında. Bundan yana bir endişemiz yok. Diğer tutuklular için ne uygulanıyorsa, müvekkilim için de aynısı uygulanıyor. Olağanüstülük yok. Onun durumunda başka tutuklular da var. Bugüne kadar da neticesi böyle vahim olan suçlarla ilgili şüpheliler memleketimizde yargılandı. Bu, bir şekilde hepimizin gündeminde. Bu da aynı şekilde yürüyecek, sonuçlanacak" şeklinde konuştu. Basın mensuplarının ısrarlı soruları üzerine, müvekkili ile sadece 15 dakika görüşebildiğini ifade eden Avukat Kaya, "Kendisini daha dinlenmiş gördüm. Hiçbir talebi yok. Sakalları tıraşlıydı. Diğer tutukluların istifade ettiği her şeyden da istifade ediyordur" açıklamasında bulundu. Yayın tarihi: 580603 Koruyucu anne Mustafa'nın velayetini istedi Koruyucu anne Mustafa'nın velayetini istediANTALYA, (DHA) Korucuyu anne Gülsüm Kabadayı, Başkan Tütüncü'den yardım istedi KORUYUCU anne Gülsüm Kabadayı, kendisini hastanede ziyaret eden Belediye Başkanı AK Partili Hakan Tütüncü'den gencin velayetinin kendisine verilmesi konusunda Başbakan ’la görüşmesini istedi. Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, ’nda, hastaları ve sağlık çalışanlarını da ziyaret etti. Başkan Tütüncü, dün, ve Araştırma Hastanesi Yardımcısı Dr. Huriye Cinas ile birlikte hastanedeki servisleri gezerek, hastaların, hasta yakınlarının ve çalışanlarının bayramını kutladı. Başkan Tütüncü, koruyucu anne Gülsüm Kabadayı’nın ilgilendiği, sonucu 312 gün yoğun bakımda kalan ve 'Umut' adı verilen genci de tedavi gördüğü odasında ziyaret etti. Sosyal Hizmetler'in ‘’ olarak çıkartıp koruyucu anne olarak Kabadayı'ya emanet ettiği 17 yaşındaki gence ‘geçmiş olsun’ dileklerini ileten Tütüncü, tedavisinin tamamlanması için ellerinden gelen desteği sağlayacaklarını belirtti. Koruyucu anne Kabadayı da, hastaneye getirildiği günden beri bakımını üstlendiği ve bugüne kadar hiçbir akrabası ortaya çıkmayan gencin velayetinin kendisine verilmesiyle ilgili Tütüncü’den yardım istedi. Kabadayı, Başkan Hakan Tütüncü’den, gencin velayetinin kendisine verilmesiyle ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmesini talep etti. Kabadayı, “Benim çocuğum var. Umut, benim 4’üncü çocuğum oldu. Onun vasisi olmak istiyorum ama bunu izin vermiyorlar. Ne olur beni Umut’un ayırmasınlar. Bunu izin vermeyin. Çocuğun velayetinin bana verilmesiyle ilgili Başbakan’la görüşmenizi istiyorum” dedi. Tütüncü de, koruyucu annenin isteğini yerine getireceğini söyledi. 579969 Barcelona'da Messi göz kamaştırdı Barcelona, Lionel Messi'nin iki gol attığı maçta Racing 'i 4-1 yenerek 'daki dördüncü maçını da kayıpsız geçti. Barcelona, deplasmanında Messi (2), Ibrtahimovic ve Gerard Pique'nin golleriyle galip geldi. Geçtiğimiz hafta sonu Atletico Madrid'i 5-2 yenerken ilk dört golünü ilk yarıda atan son şampiyon, deplasmanında da benzer bir performans sergiledi. Zlatan Ibrahimovic, Messi ve Pique'nin golleriyle 27 dakikada skoru 3-0'a getiren Barca, ikinci yarıda Messi ile bir gol daha bularak maçtan 4-1 galip ayrıldı. 'in tek golünü son dakikalarda Serrano kaydetti. Günün diğer maçında Sevilla, sezona çok iyi başlayan Real Mallorca'yı Sanchez Pizjuan Stadı'nda Sebastien Squillaci ve Diego Perotti'nin golleriyle 2-0 mağlup etti. Barcelona dört maçta 12 puanla liderliğini devam ettiriyor, Sevilla dokuz ve Mallorca yedi puana sahip. 579589 ABD'de sel can aldı İBRAHİM KARAGÜL HAKAN ALBAYRAK ABD'de sel can aldı ATLANTA (AA) ABD'nin güneydoğusunda sel baskınları nedeniyle kişi öldü. Yetkililer, Georgia eyaletinde 60 yılın en şiddetli yağışları yüzünden meydana gelen sel baskınları yüzünden Eyalet Valisi Sonny Perdue'nün 17 bölgede olağanüstü hal ilan ettiğini ve federal yardım talebinde bulunduğunu bildirdi. Perdue, 48 saattir bir kabusun sürdüğünü belirttiği açıklamasında, kurtarma çalışmalarına ağırlık verdiklerini ve yeni hasarlar meydana gelmemesi için önlem almaya çalıştıklarını kaydetti. Eyalette 100 kadar yolun kapalı olduğu, okulların açılamadığı ve sel sularına kapılarak ölenler arasında yaşında bir çocuk bulunduğu belirtiliyor. 580633 Somali'de Çatışma: 12 Ölü Somali'de Çatışma: 12 Ölü Somali'de El Kaide ile bağlantılı gruplar ile hükümet güçleri ve Afrika Birliği barış gücü askerleri arasında çıkan çatışmada 12 kişi öldü. Başkent Mogadişu'da meydana gelen çatışmalarda 17 kişinin de yaralandığı haber veriliyor. Görgü tanıklarının verdiği bilgiye göre, Afrika Birliği barış gücü askerleri, saldırıya misillemede bulunmak amacıyla El Kaide ile bağlantılı grupların kalesi konumundaki Bakara Pazarı'nı bombaladı. Somali'de El Kaide'nin kolu olarak gösterilen El Şebab örgütü militanlarının başkent Mogadişu'nun kuzeyindeki bir sanayi eğitim merkezini de yağmaladıkları bildiriliyor. 580265 Açıköğretime kayıtlar başladı Açıköğretime kayıtlar başladı AA Giriş Saati 23.09.2009 11:11 Güncelleme 23.09.2009 11:14 Anadolu Üniversitesinin (AÜ) uzaktan eğitim sistemine göre öğretim yapan Açıköğretim, İktisat ve İşletme fakültelerine ÖSYS ile yerleştirilen adayların ve Yabancı Uyruklu Öğrenci Sınavı (YÖS) sonucuna bağlı olarak ön kayıtlar sonunda kayıt yaptırmaya hak kazanan adayların internet başvuru ve kayıt işlemlerinin başladığı bildirildi. AÜ Rektörlüğünden alınan bilgiye göre, adayların kayıt işlemleri, ''internet başvuru'' ve ''Açıköğretim bürolarından kayıt'' olmak üzere iki aşamada gerçekleştirilecek. Bugün başlayan ve 20 Ekim 17.00'da sona erecek internetten başvuru için adresin ''http://aofkayit.anadolu.edu.tr'' olduğu belirtildi. Bu tarihten sonra internetten veya başka bir yöntemle başvuru yapılması mümkün olmayacak. Elektrik kesintisi, teknik arızalar veya internet hattınızın kesik olması nedeniyle başvuru yapamama durumunda kalınmaması için, başvuruların son günleri beklemeden yapılmasının önemli olduğu, internetten başvuru süresinin kesinlikle uzatılmayacağı ifade edildi. İnternetten başvuru yapmayan adaylar kayıt olamayacak. İnternetten başvuru yapmak da kayıt için yeterli değil. Adaylar, internet başvuru işlemi sonunda oluşturacakları ''İnternet Başvuru Belgesi''nin yazıcı dökümünü alarak, adreslerine postalanan ''2009–2010 Öğretim Yılı Açıköğretim, İktisat, İşletme Fakülteleri İnternet Başvuru, Kayıt ve Öğrenci Kılavuzu''nda açıklanan diğer kayıt belgelerini de hazırlayarak illerdeki AÖF bürolarında kayıt yaptıracaklar. ''İnternet Başvuru, Kayıt ve Öğrenci Kılavuzu''na ''http://www.anadolu.edu.tr'' adresindeki ''Açıköğretim'', ''Kılavuzlar'' linkinden ya da ''http://aofkayit.anadolu.edu.tr'' internet başvuru sitesinin ''ÖSYS Yeni Kayıt'' linkinden de ulaşılabilecek veya AÖF bürolarından temin edilebilecek. KAYIT İŞLEMLERİ Kayıt işlemleri 16 Ekim mesai bitiminde sona erecek. 17, 19 ve 20 Ekim tarihlerinde mazeretli olanların kayıtları yapılacak. Kayıt için adayların tam olarak hazırlanan kayıt belgeleri ile 23 Eylül-16 Ekim tarihlerinde Açıköğretim Fakültesi bürolarına bizzat başvurmaları gerekiyor. Bu tarihler arasında mazeretleri nedeniyle kayıt yaptıramayanlar 17, 19, 20 Ekim tarihlerinde bizzat veya yakınları aracılığıyla kayıt yaptırabilecek. 20 Ekimden sonra mazeret beyan edip kayıt yaptırmak isteyenlerin başvuruları kabul edilmeyecek. 17 Ekim Cumartesi günü AÖF büroları kayıt işlemleri için açık olacak ve kayıt yapılabilecek. Kayıt belgeleri eksik olanların kayıtları yapılmayacak, belgeleri tamamlamak üzere ek süre de verilmeyecek. Yayın tarihi: 579532 Türk yatları Monaco Boat Show vitrininde NAZİF GÜRDOĞAN YAŞAR SÜNGÜ Türk yatları Monaco Boat Show vitrininde Avrupa'nın büyük fuarlarından Monaco Boat Show'a, Türk malı ultra lüks yatlar damga vuracak Avrupa'nın en büyük fuarlarından Monaco Boat Show Fuarı'nda Antalya'da üretilen lüks yat da sergilenecek. Antalya Serbest Bölge İşletici Şirketi'nin (ASBAŞ) Genel Müdürü Zeki Gürses'in verdiği bilgilere göre, 23-26 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek Monaco Fuarı'na, iş adamı Abdülkadir Konukoğlu'nun Vicem Yacht şirketi, üç ahşap kompozit yat ile katılıyor. Vicem 57, Vicem 58 ve Vicem 72 isimli yatların fiyatları 1,5 milyon dolarla milyon dolar arasınad değişiyor. Alman TSMM Yacht Şirketi de dünyada kendi boyunda iç hacmi en büyük olan yatlardan biri olan ve geçen yıl bu fuara katılan 'My Namaste'nin benzeri 40 metre uzunluğundaki, 16 milyon Avroluk 'Tati' isimli lüks yat ile katılıyor. Cyrus Yacht da 34 metre uzunluğundaki 'Cyrus One'u tanıtacak. Sun Rice ise, 45 metre uzunluğundaki 'Africa' isimli ultra lüks yat ile fuarda boy gösterecek. Dünya finans sektöründe çok tanınan ancak adı sır gibi saklanan Güney Afrikalı bir iş adamı için yaptırılan 'Africa' isimli yat fuarda tanıtılacak. 580596 20 Yıl ceza aldıran hareket! VİDEO Rakip oyuncuya saldıran 16 yaşındaki Avustralyalı rugby oyuncusu, sahalardan 20 yıl men edildi. Sydney'de oynanan Blacktown City-Lower Mountains rugby finalinde,Galloprakip takım oyuncusuna saldırdı. Rakibin burnunu kırıp, yüz çevresindeki kemikleri çatlatan asabi sporcu 20 yıl artık rugby oynayamayacak. Aynı takımdan iki arkadaşı, yıl men cezası alırken, oyuncu ise sahalardan yıl uzaklaştırıldı... Hava Durumu 579600 12 Eylül egemenlere yaradığı için yaşıyor 12 Eylül egemenlere yaradığı için yaşıyor “30 yıldır bir darbe ile hesaplaşmayan bir toplumun üyesi olmaktan mutsuzum” diyor ve ekliyor yönetmen Sırrı Süreyya Önder: “12 Eylül rejimi hâlâ yaşıyor, çünkü egemenler bu düzenin sürmesini istiyorlar.” MURAT AKSOY SÖYLEŞİ YORUM “Benim sözüm değil” diyerek başlıyor ve ekliyor: “Her insanın bir hikayesi vardır ve döner döner onu anlatır.” “Ben de öyle yapıyorum” diyor Sırrı Süreyya Önder. 16 yaşında tanıştığı hapishaneye 18 yaşında üniversite öğrencisi olarak girip 26 yaşında çıkıyor. Yönettiği Beynelmilel'de, senaryosunu yazdığı O Çocukları'nda kendi hikâyesinden izler var. Muhafazakâr seyirciye kızıyor. “Hem kendi sorunlarını anlatan filmleri izlemiyor hem de şikayet ediyorlar” diye. Sizin hayat hikâyenizde 12 Eylül önemli bir yere sahip. Bunu Beynelmilel'de görüyoruz. 12 Eylül'ün hayatınıza etkisinden başlayalım isterseniz Sanatla uğraşan, insan duyarlılığı ile üretim yapanların bir tane hikâyesi vardır. Döner döner onu anlatır. Bu bana ait bir söz değil ama gerçek bir söz. Benim hikâyemi de, içinde yaşadığım şartlar belirledi. Ben Adıyaman'da doğdum. Ailem Adıyaman'ın en fakir ailelerinden biridir. Baba tarafım olduğu gibi sosya-list, 1960'ların Türkiye İşçi Partisi'nin il yöneticilerinden. Anne tarafım da fukara ve dayılarım da yine sosyalist. İki fukara aile. Ya babam sıkıntı içinde ya dayılarım. Ya babam içeride ya dayılarım. Bazen iki taraf birden. İki tarafın birden tutuksuz olduğunu hatırlamıyorum. Babamın ben yaşındayken ölümüne kadar. Solcu olmanız için yeterince sebep var yani? Tabii. Bir de bizim zamanımızda can güvenliği sorunu var. Bitaraf olan bertaraf olur ve örgütsüz insan kendini koruyamaz düsturunca sosyalist oldum. Örgütlü siyasal yapılar içinde yer aldım. 16 yaşında karakol ve hapishane ile tanıştım. İki yıl sonra Ankara'da 12 Eylül ile birlikte yeniden içeri alındım. Önce 16 yıl, sonra 12 yıl ceza aldım. yıl yattım ve 26 yaşında çıktım. Böyle bir kişsel hikâyeden başka bir şey çıkmaz doğal olarak. 12 Eylül, yoksulluk, ötekileştirme sürekli anlatacaklarımda var olacak. Aşk hikâyesi de anlatsam bunlar içinde olacak. 30 yaşına girdi 12 Eylül. Neden hesaplaşamıyoruz bu darbe ile? Niye hasaplaşamamamızın temelinde öncelikle Türkiye'de hâkim sınıfların yapılanması, ikinci olarak onların kullandığı aygıtlar yani medya, kültür, sanata bakmak lazım. İlkinden başlayalım. Yani burjuvaziden Türkiye'deki güdük ve kadük burjuvazinin bu düzenin sürmesinde sonsuz faydası vardır. Kendimizi aldatmayalım. Bu düzen onlara sonsuz imkânlar sundu ve sunmaya devam ediyor. Bu burjuvazi, insanı, emeği yok sayan ve ceberrut devlete sahip çıkmakta ve bunu kapitalizmin ideolojisi olan milliyetçilik üzerinden yapmakta. Bunu bir sömürü kalkanı olarak kullanırlar ve kullanmaya da devam edeceklerdir. Üstelik Türk burjuvazisinin millilikle, milli değerlerle uzaktan bir ilgisi de yoktur. Yani 12 Eylül rejimi öncekle egemenlerin işine yaradığı için tasfiye edilemiyor. Aygıtlar dediğinizde Louis Althusser'in devletin ideolojik aygıtları geliyor akla Aynen, 12 Eylül medyayı, kültürü, sanatı ideolojik bir aygıt olarak kullanmıştır. 12 Eylül, toplumun üzerinden geçerken, bu aygıtlar döşek dermiş, üzerine yorgan örtmüştür. Herkesin bu konuda suç ortaklığı vardır. Bununla hesaplaşmak demek bu suç ortaklığının teşhir edilmesi demektir. Bir örnek vereyim. Dönemin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Burhan Felek, yaşça büyük olmasına rağmen kamuya açık bir toplantıda Kenan Evren'in elini öpmüştür. El öpen sadece Burhan Felek değildir. Bugün demokrasi havarisi kesilen bir sürü küçük adam dönem onun gibi davranmıştır. İşte bu aygıtlarda, özellikle medya bu hesaplaşmayı yapmıyor, yapamıyor. Fakat bugün medyayı yönetenlerin bazıları, önemli köşe yazarları solculukları ile övünür sıkça. İkilem var burada sanki. Ne dersiniz? Yok. Böyle bir hot-zot sistemi olmasa bunlar kurumlarda çaycı bile olamazlar. Onlar açısından bu sistemi desteklemek bir varoluş sorunsalıdır. MUHAFAZAKÂR SİNEMA YÜKSELECEK Sinemaya soldan bakanlar yaşadıkları sorunlara ilişkin filmler yapıyorlar. Aynı şeyi sağda göremiyoruz. Mesela başörtüsü sorunu konusunu gündeme taşıyan filmler yok. Neye bağlıyorsunuz bunu? Ben rahmetli Yücel Çakmaklı ile ve bu kesimden diğer arkadaşlarla bu konuyu konuştum. Manzara şu: Eğer ayrım yapacaksak -ki, çok anlamlı değil- sağ görüşlü izleyiciler kendi dertlerini anlatan filmlere gitmiyorlar. Bu filmleri ödüllendirmiyorlar. Yani bir vefasızlık var. Yapılan işler yetersiz olabilir, daha iyisini isteyebilirsiniz ama bunun yolu bu filmleri izlemektir. Filme gitme-yerek, daha iyi film yapılmasına katkıda bulunmuş olmazsınız. Giderek destek verin ama eleştirmeye de devam edin. Daha iyi filmlerin yapılmasına katkı verin. Bugün sağ kesimde Nihal Bengisu Karaca, Ali Murat Güven gibi çok nitelikli sinema eleştirmenleri var. Övgüde cömert, eleştiride cimri davranarak daha iyi işlerin yapılması için çabalıyorlar ama gene başlarına gelmedik kalmıyor. Seyirci açısından bu durumun tek bir izahı var: Riyakârlık. Hem yakınıyor hem de gitmi-yor. Ama şunu da biliyorum ki, bu konuda ciddi bir genç kuşak geliyor ve bunlar bu sorunu aşacak ve iyi film yapacaklar. Sadece seyirci mi? Şu da var tabii. Bizde dört solcu bir araya gelse bir film çeker imece usulu. Kimin neyi varsa koyar ortaya. Ancak sağ kesimde ne yazık ki bu dayanışma yok. TV dizileri son yıllarda yükselişte. Bunlar sinemanın rakibi midir? Bu diziler önce sektör çalışanlarına zarar veriyor. Bu dizilerin setinde sendika yok, asgari insanca çalışma koşulları yok. Dört beş günde tamamlanan dizi için asgari süre üç-dört haftadır. Bu dizilerde insanlar bölüm başı çalıştığı için, çalışma saati önemsizleşiyor, bölüm tamamlana kadar saat sınırı olmaksızın çalışıyorlar. Bakın görüyoruz, geçen bir dizi setinde arkadaşımız rahatsızlandı. Sette bir ambulans, bir doktor yok. Buralarda ağır bir hak ihlali var önce buradan başlamak lazım. Sanılmasın ki, dizilere itirazım var. Onlar da gerekli. Ama çalışma koşıllarının ve şartlarının iyileşti-rilmesi şartı ile. Ve nitelikli diziler sinemaya katkı sunar, zarar vermez. Son olarak şunu söyleyeyim: Benim için esas olan şudur: ne yapıyorsan yap, burnunun ucu ile yapma, tam yap. İçinde ol, yüreğini ortaya koy. Ben öyle yapıyorum. Sistem içinde sahici kalmaya çalışıyorum. Sanat hayatın zekasıdır. Bundan mümkün olduğunca vererek ve alarak nasiplenelim diyorum. Benim tercihim politik sinema Sinema aşkına gelelim biraz. Bir film yaptınız, ödüller aldınız. Bir de seneryonuz var. Nedir sinemadaki derdiniz? Beynelmilel ile başlayayım. Birkaç tane derdi vardır bu filmin. Önce, kışla benim sevdiğim tabir ile darkışla mantığının hayatı dost-düşman kuvvetler olarak ayırması ve sonraki cümleleri, hayatı bunun üzerine kurmasını anlatır. Oysa toplum, çok kopleks, çok karmaşık bir yapıdır. Bu darkışla mantığını bu topluma dayattığınızda görün başa neler gelirin hikâyesidir Beynelmilel. Özetle de erdemsiz bir gücün ne kadar kıyıcı olduğunu anlatır. Diktatörlüğün aptallığı ya da aptallığın diktatörlüğünü deşifre eder. O Çocukları Bu filmin sadece senaryosunu yazdım. Ama çekmek istediğim film bu değildi. Yapımcı ile düştüğümüz ihtilaf sonucu istediğim senaryoyu çekemedik açıkçası. Ama bu filmde diktatörlüklerin en çok çocukları ve kadınları ezdiğini anlatmaya çalıştım. Film tam derdini anlamadı ama tasarlama amacım buydu. Yeni projeleriniz neler? Maraş katliamını anlatmayı düşünüyorum. Senaryosu aşağı yukarı bitti. İkincisi Berlin Duvarı'nın dibine önce bostan sonra ev yapan Yozgatlı göçmenin hikayesini anlatacağım. Göçmenlik ve ev sahibi olma halleri konu edilecek. Gazeteciliğini çok beğendiğim Belma Akçura'nın yazdığı bir kitap var: “Devletin Kürt Filmi”, buradaki hikâyeyi filme çekeceğiz. Bir de bir Kürt köyünde Türkçe ezan zorunluluğunu anlatan bir film olacak. Bunları imkanlar nisbetinde gerçekleştirmeye çalışacağım. Türk Sineması hakkında ne düşünüyorsunuz? Ben şunu anlamakta zorlanıyorum. Geçenlerde bu sezon 70 film gösterime girecek diye haber çıktı. Öyle bir yazıldı ki, sanki bu suçmuş gibi. Bence değil 70 keşke 700 film olsa. Bundan niye rahatsızlık duyalım ki. Üstelik hem sinema salonları çoğalmalı hem de ulaşılabilir olmalı. Şimdi bütün salonlar büyük alışveriş merkezlerine toplanıyor. Sinema halktan uzaklaşıyor. Bilet fiyatları yükseliyor. Yoksullar artık sinemaya ulaşımıyor. Bunlar sinemaya zarar veren şeyler aslında. YILMAZ ERDOĞAN HAK ETTİĞİ YERDE DEĞİL Peki izleyici nerede duyor burada. Yurt dışında bol ödül alan filmler, nedense Türkiye'de fazla rağbet görmüyor. Popüler filmlerin izleyicisi daha fazla Şuradan başlayalım. Sinemada popüler işler yapılmalıdır. Müşterisi vardır, sektör çalışanları için hatta sektörün belli bir büyüküğe ulaşması için de zorunludur. Vahim olan bunlara olumlu ya da olumsuz fazladan bir mana atfetmektir. Bu tür filmler ne yerin dibine batırılmalı ne de namus meselesi yapılmalıdır. Gereklidir, kadar. Bunun yanında Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz, Semih Kaplanoğlu gibi ustaların kendileri için çizdikleri yol çok meşakkatli bir yolculuktur. Çünkü gişeyi düşünmeden yola çıkmak her babayiğidin harcı değil. Bu açıdan bu ustalar övgü ile anılmayı haketmektedirler. Ve ben bir çırak olarak bunların ustalığını teslim ediyorum. Ben sinemaya daha politik bir yerden bakmayı tercih ediyorum. Ve benim için de en son önemli olan gişe kaygısıdır. Vizontele ve Vizontele Tuba mesela. Hem toplumsal değişimi resmeden hem de derdi olan yapımlar olarak, gişede de başarı elde ettiler. Yılmaz Erdoğan faktörü mü? Yılmaz Erdoğan ne yazık ki, Türk Sineması'nda hak ettiği yeri elde edemedi. Yıllar önce Güneş gazetesi çıktığı zaman medya piyasasını sarstı. Hem gazeteciliğe bakış hem de çalışanların hakları açısından bir çığır açtı Güneş gazetesi. Yılmaz Erdoğan bence sinemada öyle bir etki yaratmıştır. Beşiktaş Kültür Merkezi'nin (BKM) film yapmaya başlaması sektör emekçilerinin ilk defa hem çalışma koşulları hem de ücretler açısından olumlu değişimin yaşanmasına yol açmıştır. BKM sinemadan kazandığını yine sinemaya yatırmaktadır. Daha önemlisi gişe kaygısı duymadan güvendikleri seneryolara yatırım yapmışlardır ki, benim Beynelmilel böyle bir filmdir. Hiç deneyimim olmamasına rağmen, güvendiler bana. Bunda Yılmaz Erdoğan'ın katkısı büyüktür. Ve şu anda proje aşamsında olan Berlin Duvarı dibine yerleşen Yozgatlı göçmenin hikâyesini Yılmaz Erdoğan'a vereceğim. Yönetmeni olacak. Takatimizi hükümetin takatine eklemeliyiz Siyaset konuşalım biraz. Hükümetin sürdürdüğü demokratik açılım konusunda ne düşünüyorsunuz? Ben hükümetin bu açılımını destekliyorum. Niye desteklediğimi açmam gerekiyor. Bu işler niyet ve takat meselesidir. Ve AK Parti'nin yıllarca süren bu imha, inkâr politikasının bu topluma caıdan başka bir şey vermediğini gördüğünü düşünüyorum. Bu konuda samimi buluyorum ve niyetleri olduğuna inanıyorum. Ama takatları bu sorunu çzömeye yeter mi onu göreceğiz. İşte tam da bu yüzden ben takatimi, çözüm isteyenlerin takatlarini onların takatlarının yanına bir takviye olarak eklememiz tutarlık hesabı olanların bir boyun borcudur. Muhalefin yaklaşımları konusunda Onlar ancak ilkokul öğrencisi seviyesinde itirazler ileri sürüyorlar. Ortada bir proje yokmuş. Olması gerkmiyor ki, zaten bu sürecin adı, ortaya bir şey koyma sürecidir. Ki düşünün daha birkaç yıl önce bu konuda hak, hukuk bağlamında bişey söylediğinizde içeri girerdiniz. Şu anda bu meselenin konuşulabilmesine uygun şartların yaratılabilmesi süreci bile başlı başına samimi bir desteği, yalpalamadan, gerek şart ileri sürmeden samimi bir desteği hak ediyor. Dediğim gibi ortada samimi niyet var, takatlarinin yetmesi için bizimde takatimizi onlarıne eklememiz gerekiyor. Tabii burada siyasetin en sağında yer alması gereken CHP'nin kendini hâlâ sosyal demokrat olarak sunabilmesi de başka bir vaka. Övünüyorlar solculukları ile Bırakın canım. Bugüne kadar içşi sınıfı için, yoksullar için ne yapmış ki bu parti? En çok faili meçhul bunların iktidar olduğu dönemde oldu. Hayata dönüş denen insanlık vahşeti, kendine demokrat sol diyen bir Adalet Bakanı tarafından yapıldı. Daha sayayım mı? Türkiye'nin bu konuda bir elektroşok tedavisine ihtiyacı var. Bu kavramların yeniden tanımlanmasına. 23.09.2009 YORUM MURAT AKSOY SÖYLEŞİ YORUM 580037 60 yıl sonra günlük barış! 60 yıl sonra günlük barış! Giriş Saati 23.09.2009 09:40 Güncelleme 23.09.2009 10:27 Dünya çapında barış için girişimlerde bulunan Peace One Day organizasyonunu desteklemek için işbirliği yapan spor markaları adidas ve PUMA, tam 60 yıl sonra ilk kez ortak bir etkinliğe imza attı. Dünya Barış Günü olan 21 Eylül'de gerçekleşen özel bir organizasyonla, bu anlamlı günü gündeme taşıyan markaların çalışanları, dostluklarını simgeleyen bir futbol maçına çıktılar.İki dev markanın bu sıra dışı birlikteliği, Rudolf ve Adi Dassler kardeşlerin birlikte kurdukları fabrikayı ayırarak kendi markalarını inşa etmelerinden bu yana ilk kez yan yana gelmelerine sahne oldu. Küresel anlamda dünya barışı için çalışmalar yapan Peace One Day organizasyonu, Jerem Gilley'in öncülük ettiği Dünya Barış Günü'nü Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen resmi bir kutlama haline getirmeyi başardı. Barış için farklı platformlarda işbirliği sağlayan POD organizasyonu, dünyanın zorluk ve yokluk içindeki birçok bölgesine de yardım götürüyor. "PUMA İLE BİRLİKTE PEACE ONE DAY'İ KUTLAMAKTAN ONUR DUYUYORUZ" PUMA ile birlikte böyle bir birlikteliğe imza attığı için mutlu olduklarını belirten adidas AG CEO'su Herbert Hainer, "Sporun tüm dünyayı bir araya getirebileceğine inanıyoruz. Bunu geçmişte sayısız örneklerle gördük. Bu nedenle sporun içindeki, performans ve tutku, takım çalışması ve fair play gibi pozitif değerlere sonuna kadar bağlıyız." dedi. "BARIŞ IÇIN TIPKI BIREYLER GIBI ŞIRKETLER DA FARK YARATABILIRLER" PUMA CEO'su Jochen Zeitz ise, "Barış Günü'ne bir katkı yapabilmek için bu özel günde birleşmemiz çok anlamlı. Bunu yaparken taşıdığımız ortak amaç doğrultusunda barış için farkındalık yaratabileceğiz. Kofi Anna, bir keresinde "Biz bireyler fark yaratabiliriz ancak kolektif olarak büyük değişimler sağlayabiliriz" demişti. Bu durumun şirketler için de geçerli olduğuna inanıyorum. Barış Günü için bizim birlikteliğimiz, pozitif yönde küçük bir adım olma özelliğini taşırken aynı zamanda hepimizin sorumlu olduğu bir dünya için sporun birleştirici gücünün bir ifadesidir" diye konuştu. 1940'DA YOLA ÇIKMIŞLARDI... 1940 yılında Rudolf ve Adi Dassler kardeşler tarafından kurulan adidas ve PUMA şirketleri, ayrılmadan ve kendi markalarını kurmadan önce spor ayakkabı ürettikleri Gebrüder Dassler Sportschuhfabrik isimli fabrikayı birlikte yönetiyorlardı. günden bu yana büyük değişimlerle gelen ve bugünün tüm dünyada tanınan dev markaları arasında yer alan bu iki şirket hala kuruldukları yer olan Almanya'nın Herzogenaurach kentinden yönetiliyorlar. 'PEACE ONE DAY' Jeremy Gilley'in silahsızlanma ve şiddet karşıtlığı için bir film projesi olarak başladığı Peace One Day (POD) girişimi, dünya çapında yürüttüğü etkinlik ve kampanyalar ile barış için çalışan önde gelen oluşumlardan bir tanesi. Organizasyon, ilk amacını 2001 yılında Dünya Barış Günü önerisinin Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmesiyle gerçekleştirdi. 21 Eylül olarak kabul edilen bu özel gün, küresel olarak silahsızlanma ve barışa dikkat çekiyor ve her yıl bu tarihi gündeme oturtuyor. Yayın tarihi: 580833 Sivasspor- Mersin İdman Yurdu 2-0 İdman Yurdu 2-0Gökhan CEYLAN/SİVAS, (DHA) A2 Ligi Güney Grubu'nda Mersun İdmanyurdu’nu 46’ıncı dakikada Erhun, 67’nci dakikada Zafer’in kaydettiği gollerle 2-0 mağlup etti. STAT Eylül Dış Saha HAKEMLER Adem Karakaya(6) Adem Nazlı(6), Emre Avşar(6) SİVASSPOR Berat(6) Tolga(6), Ferhat(7), Ali(6), Yunus(6)- Enes(6), Zafer(5) (Dk.68 Ali Sevimli 4), Muhammed(6), Çağlar(6)- Erhun(7)(Dk.85 Emre), Serkan(5)(Dk.66 Oktay 5), İDMAN YURDU Sertan(4)- Tayfun(5), Metin(4), Cumali(4), Yakup(4), Emre(4)(Dk.70 Umut 4)- Emrah(4)(Dk.66 İsa 4), Ali(4), Cenker(4)- Mustafa(4), Ramazan(4) GOLLER Dk.46 Erhun Dk.67 Zafer (Sivasspor) 580168 Cüzzamı da felci de kanseri de yendi Narinç,yaptığı açıklamada, 1965 yılında hamile kaldığını, hamileliği sırasında cüzzam hastalığı geçirdiğini öğrendiğini söyledi. Doktorlar sayesinde bu hastalığı yendiğini, 1980 yılında ise meme kanseri olduğunu, kanser nedeniyle iki memesinin de alındığını anlatan Rabia Narinç, ''Önce bir göğsümü, sonra diğerini aldılar. Kanser vücuduma yayılmış. Bu arada guatr ve göz ameliyatları da oldum. Üç göz ameliyatı geçirdim. Sağ gözümü tamamen aldılar. Ona rağmen dikiş dikerek, örgü örerek zamanımı geçirmeye, hayata tutunmaya çalıştım'' diye konuştu. ''EN KÖTÜSÜ FELÇ OLMAKTI'' Hastalıkları sırasında ''ölmeyi beklemediğini'', hep iyi olacağını düşündüğünü vurgulayan Rabia Narinç, iki çocuğunu düşünerek, hayatta kalmaya çalıştığını ifade etti. Narinç, en çok üzüldüğü hastalığının ''felç'' olduğunu belirterek, şöyle konuştu: ''1997 yılında bir akşam yattık, gece kalktım konuşamıyorum, yürüyemiyorum. Sağ tarafım hiç tutmuyor. Ona hepsinden fazla üzüldüm. Ama çok şükür, felci de atlattım. Ellerimle merdivenlere tutunarak yürümeye çalışıyordum. Sonra asansöre binip, tekrar aşağı iniyordum, yeniden merdivenlere tutunarak çıkmaya çalışıyordum. Bu şekilde çalışarak felci de yendim. Bütün bunları yaşarken yanımda hep eşim vardı. Ne zaman hastalansam elimden tutar, beni doktorlara götürürdü. yıl önce kendisi de kanserden öldü. Şimdi kızımla birlikte kalıyorum, onların da bana çok yardımı oluyor, ama eşimi çok özlüyorum.'' ''GENÇLER HİÇBİR ŞEYE ÜZÜLMESİN'' Gençlere, kendisini örnek almaları telkininde bulunan Rabia Narinç, ''Ben kendi kendime diyorum ki, 'bu yaşadıklarına karşı iyisin.' Allah benim sabrımı gençlere versin. Gençler için dua ediyorum şimdi. Bazı gençleri görüyorum, başları ağrıyıp, şikayet ediyorlar. Ben hayatımdan hiç şikayet etmedim. 'Bunu da yapacağım, bunu da başaracağım' diye sevinirim'' dedi. Yeni neslin küçük sorunları büyütmemesi ve kendine dert etmemesi gerektiğini ifade eden Narinç, şöyle devam etti: ''Gençlerin iyi olmasını isterim, hiçbir sıkıntıya düşmesinler. Çok şükür her şeyi gördük, geçirdik. Hayat bu işte. Gezmeye çalışıyorum şimdi. Çocuklarıma diyorum ki 'Nereye giderseniz gidin, beni de götürün', elimden tutup götürüyorlar. Yaşama zevki bu işte. Bir yere gideceksem çocuk gibi seviniyorum. Ayakta durabildiğim kadar da yaşamak isterim.'' 579517 Bariyerlere çarpan sürücünün kafası koptu! Bariyerlere çarpan sürücünün kafası koptu! ´da motosikletiyle aşırı hız yapan 19 yaşındaki Ergün Kanık motosikletinin kontrolünü kaybetti. Yol kenarına savrulan Kanık bariyerlere çarptı. Başı kopan gencin cesedi yol kenarına savruldu. Korkunç kaza saat 22.00 sıralarında Dumlupınar Bulvarı, 112 Acil Servis Komuta Merkez binası önünde meydana geldi. Otogar´dan Konyaaltı istikametine giden Ergün Kanık (19) yönetimindeki 07 AJY 71 plakalı motosiklet aşırı hız ve dikkatsizlik sonucu kontrolden çıktı. Yol kenarına savrulan motosiklet orta refüjde bulunan bariyerlere çarptı. Bariyerlerin, Kanık´ın boyun kısmına çarpması  nedeniyle gencin başı vücudundan ayrıldı. Vücudu yol kenarına savrulan, başı ise yaklaşık 20 metre ileride yolun karşısına uçan genç, feci şekilde hayatını kaybetti. Kazayı gören sürücülerin çağırdığı ambulans kısa sürede olay yerine geldi. Gencin cesedi ile karşılaşan sağlık ekipleri herhangi bir müdahalede bulunamadı. Polis tarafından tek şeride indirilen trafik, Olay Yeri İnceleme ekiplerinin çalışmasının ardından normale döndürüldü. Kazayı gördüğü belirtilen üç kişi ise ifadelerinin alınması için polis merkezine götürüldü. Cenaze aracıyla Adli Tıp morguna kaldırılan Ergün Kanık´ın cesedi yapılacak. Polis kazayla ilgili geniş çaplı başlattı. 580083 Erdoğan ve Obama'yı koruma kavgası Yaşanan skandal üzerine Başbakan Erdoğan, güvenlik gerekçesiyle, eski ABD Başkanı Bill Clinton tarafından organize edilen, Clinton Küresel Girişiminde yapacağı “G-20 Zirvesi ve Küresel Etkileri” konulu konuşmayı iptal ederek, ikamet ettiği Plaza oteline geri döndü. Yumruklaşmaya kadar uzadığı iddia edilen Türk ve Amerikalı korumalar arasındaki gerginlikte, Başbakan Erdoğan’ın da Türk korumalara elle müdahale eden Amerikalı bir korumanın elini tutarak geri ittiği de iddia edildi. Türk korumalar ve Amerikalı gizli servis elemanları arasında yaşanan arbede sadece özel bir Türk televizyon kanalı kameramanı tarafından görüntülendi. New York’ta yaşanan koruma skandalı şöyle gelişti: ABD’de 64.dönem Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve G-20 zirvesi çerçevesinde çeşitli temaslarını sürdüren, Başbakan Tayyip Erdoğan BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ile BM Genel Merkezinde yaptığı görüşmenin ardından, Clinton Küresel Girişimi tarafından organize edilen ve çok sayıda Devlet Başkanı ve Başbakan’ın davetli olduğu, Sheraton Oteli konferans salonunda düzenlenen toplantıda “G-20 Zirvesi ve Küresel Etkileri” konulu bir konuşma yapmak üzere konvoy ile hareket etti. Otele, yaklaşık 100 metre kala Başbakan Erdoğan’ın konvoyu, Amerikalı gizli servis elemanları tarafından durduruldu. Başbakan’ın aracını durduran Amerikalı koruma görevlileri ABD, Başkanı Barack Obama’nın konuşmasını tamamladığı ve Sheraton Oteli’nden ayrılmak üzere olduğu, güvenlik nedeniyle de Başbakan Erdoğan’ın zırhlı aracının ve konvoydaki diğer araçların otele kadar gitmesine izin verilmedi. Araçtan inen Başbakan Erdoğan ve beraberindeki Türk heyeti, Türk korumalar ve Amerikalı gizli servis elemanları ile birlikte yaya olarak konferansın yapılacağı otele doğru yürümeye başladılar. -ERDOĞAN’IN AMERİKALI KORUMANIN ELİNİ İTTİĞİ İDDİA EDİLDİ- Otele yaklaşık 30 metre kala ABD Başkanı Obama’yı korumakla görevli Gizli Servise bağlı, Amerikalı korumalar, Başbakan Erdoğan’ın otele girişine engel olmak istedi. Bu engellemenin ardından, Türk korumalar ve Amerikalı korumalar arsında arasında sözlü tartışma ve itiş kakış yaşandı. Türk ve Amerikalı korumalar arasında yaşanan arbede sırasında da, Başbakan Erdoğan’ın, Türk korumalara elle müdahale eden bir Amerikalı korumaya kızarak tepki gösterdiği ve Amerikalı korumanın elini tutarak geri ittiği iddia edildi. Başbakan Erdoğan yaşanan skandal üzerine, konuşma yapacağı Sheraton Otelin önünden makam aracına binerek ikamet ettiği Plaza Otele geri döndü. Başbakan Erdoğan’ın Türk korumaları ile ABD Başkanı Obama’yı koruyan Gizli Servise bağlı korumalar arasında yaşanan arbede, sadece özel bir Türk televizyon kanalı kameramanı tarafından görüntülendi. -BAŞBAKAN ERDOĞAN KORUMA ZAAFI NEDENİYLE KONUŞMA YAPMADI- Başbakanlık kaynakları konuyla ilgili olarak, olayın sıradan olay olduğunu belirterek, Türk korumalarla ABD Başkanı Barack Obama’yı koruyan Amerikan Gizli Sevis elemanları arasında iletişimsizlikten kaynaklanan bir sorun yaşandığını ifade ettiler. Kaynaklar, Başbakan Erdoğan’ın yaşanan iletişimsizlik üzerine bir koruma zaafı olduğu gerekçesiyle konuşma yapmaktan vazgeçirildiğini belirttiler. Olanların büyütülmemesi gerektiğini, uygulamanın rutin bir güvenlik uygulaması olduğunu iddia eden Başbakanlık kaynakları, “Başbakan Erdoğan’ın güvenliği açısından orada bulunması uygun görülmemiştir” dediler. -ABD ESKİ BAŞKANI CLINTON ÜZGÜN- New York’ta Sheraton Oteli önünde yaşanan koruma skandalının ardından, Clinton Küresel Girişimi tarafından organize edilen, “G-20 Zirvesi ve Küresel Etkileri” konulu konuşmayı iptal ederek, ikamet ettiği Plaza Oteline geri dönen Başbakan Erdoğan’ın yaşadıklarından ABD eski başkanı Bill Clinton’ın çok büyük üzüntü duyduğu öğrenildi. ANKA’nın çeşitli kaynaklardan elde ettiği bilgiye göre, konferansa ev sahipliği yapan ABD eski başkanı Bill Clinton’ın, Başbakan Erdoğan’ı bugün arayıp yaşananlar için duyduğu üzüntüyü dile getirmek istediği öğrenildi. -ERDOĞAN’I KORUYAN AMERİKALI KORUMALAR DEĞİŞTİRİLDİ- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Clinton Küresel Girişimi "G-20 ve Küresel Sorunlara Etkisi" başlıklı panel programının iptaline neden olan olayın ardından, kendisini koruyan Amerikan Gizli Servis elamanları da değiştirildi. Başbakanlık kaynakları, Başbakan Erdoğan’ın konuşma yapacağı Sheraton Otel'e girişi sırasında, Erdoğan'ı korumakla görevli ABD gizli servis elemanları ile ABD Başkanı Obama'nın korumaları arasında iletişimsizlik nedeniyle yaşandığı bildirilen olayın ardından, Erdoğan'ı korumakla görevli ABD gizli servis ekibinin değiştirildiğini belirttiler. abd nabız ölçmek için bunları planlı yapıyor bence... bakalım bizimle görüşmeye hevesliler mi yoksa değilmi diye başbakan da gereken cevabı vermiş. inşallah ikinci bir one münit vakası olurda amerikaya da posta koyarsa oyum erdoğanın. sonuçt her kadar nefret etsemde türkiye cumhuriyeti başbakanı sıfatıyla orada böyle bir terbiyesizliği üstelik müttefik(!) olan bir ülke yapamaz.. aynsı çinde de sanayi bakanına yapılmadımı. çöl bedevisi devesiyle gelip başbakan azarlamadımı bu ülkede........ 580574 Diyarbakır'a Japon gelin 29 yaşındaki Japon Eczacı Loriko Kobayaşi turistik gezi için geldiği Diyarbakır'da yemek yediği lokantanın sahibi 34 yaşındaki Okan Kaya ile tanıştı. Kaya'nın işyerinde başlayan tanışma Kobayaşi'nin ülkesinde dönmesiyle de sürdü. 'ya giden Kaya orada da işyeri açtı. İki genç bir süre sonra da evlenme kararı aldı. 'da nikah kıyan gençler, Diyarbakır'da düğün yaptı. Düğüne Japon gelin Kobayaşi'nin ailesi ve yakınları da katıldı. Japon aile Kürtçe müzik eşliğinden halay çekti. Diyarbakırlı okan Kaya'nın ailesi Japon gelinleri Loriko'ya nini anlamına gelen 'Lorin' diye hitap etmeye başladı. Diyarbakır'da dünya evine giren gençler yaşamlarını 'da sürdürecek. 580653 Helikopterle inanılmaz soygun! Helikopterle inanılmaz soygun! AA Giriş Saati 23.09.2009 16:40 Güncelleme 23.09.2009 16:58 İsveç'in başkenti Stockholm'de bir güvenlik şirketinin deposu, bu sabah helikopterle gelen hırsızlar tarafından soyuldu. Güvenlik şirketi olduğu bildirilen G4S'nin çatısına TSİ 06.15'de inen helikopterden çıkan 3-4 kişinin çatıdaki camları kırarak binaya girdiği ve paraların bulunduğu en alt kata indiği bildirildi. Görgü tanıkları, daha sonra yine helikopterle olay yerinden uzaklaşan soyguncuların ellerinde bir çanta bulunduğunu anlatırken, güvenlik güçleri, binanın çatısında, polisin helikoptere yaklaşmasını engellemek amacıyla bırakılan bir çanta içinde patlayıcı bulunduğunu kaydetti. Polis kaynakları ayrıca, hırsızların binaya daha önceden girmiş olabileceğini ve helikopterin de onları almaya gelmiş olabileceğini kaydetti. Güvenlik görevlileri, depodan alınan paranın miktarı konusunda açıklama yapmazken, güvenlik şirketinin deposunda büyük miktarda para ve değerli eşya olduğunu kaydetti. İsveç polisi, olayla ilgili soruşturmayı sürdürürken, peşine düştükleri soygunculardan birinin asker kökenli olmasından şüphe edildiğini açıkladı. Olayda kullanılan helikopterin, polisin havadan takibi sonucunda, şehir dışında bir göl kenarında terk edilmiş olarak bulunduğu bildirildi. Yayın tarihi: 580575 'Tarım alanları değerlenecek çiftçi zengin olacak' Çiftçiler, Lamborghini'ye binerken borsacılar traktör kullanmayı öğrenmek zorunda kalacak" diyen ABD'li ünlü yatırımcı Jim Rogers'tan sonra Bayer CropScience Global Portföy Yönetimi Başkanı Rüdiger Scheitza da çiftçilerin zengin olacağını öngördü. Türkiye ve benzeri ülkelerde tarım alanlarının çok değerleneceğini ileri süren Scheitza, "Gıdanın artan önemine paralel tarım alanlarının değeri gelecek 10-20 yılda çok yükselecek. yüzden çiftçileri zengin olacakları bir gelecek bekliyor" dedi. Bayer'in iştiraki olan Bayer CropScience'in bitki koruma, tarım dışı haşere kontrolü, tohum ve bitki teknolojisi alanında faaliyet gösteriyor. 'SORUNUNUZ ALTYAPI' Bayer CropScience'in Almanya'nın Mannheim kentindeki merkezinde yıllık basın toplantının ardından Türk gazetecilerin sorularını yanıtlayan Scheitza, Türk tarımının altyapı sorunları nedeniyle zarara uğradığını kaydetti. Scheitza, sulama, iyileştirme ve geleneksel tarımcılık anlayışından kaynaklanan problemlerin çözülmesi halinde üretimin çok daha verimli ve etkin hale geleceğini söyledi. 'EĞİTİM PROJELERİMİZ VAR' Tarımda geleneksel yaklaşımı değiştirmenin zaman aldığını belirten Scheitza, "Bunun için yenilikler hakkında uygulamalı olarak gelişmeleri ve teknikleri göstermek gerekiyor. Genç jenerasyon daha açık ve ilgili. Türkiye'de çiftçilerin tarım eğitimi ile ilgili projelere daha fazla ağırlık vermeyi düşünüyoruz" dedi. Türkiye'nin hızlı büyüyen bir pazar olduğuna dikkat çeken Rüdiger Scheitza, Türkiye'deki şartlara göre yeni ürünler ve farklı formüller geliştirdiklerini kaydetti. 2008 YILI CİROSU 6.4 MİLYAR EURO Bayer'in iştiraki olan Bayer CropScience, bitki koruma, tarım dışı haşere kontrolü, tohum ve bitki teknolojisi alanında faaliyet gösteriyor. 2008 yılı cirosu 6.4 milyar euro Son yılda bioteknolojiye milyar euro harcadı 2009-2018 yılları arasında Ar-Ge'ye harcanması planlanan miktar 3.5 milyar euro Dünya genelinde 120 ülkede faaliyet gösteriyor 18 binden fazla çalışanı var 'Suyun üzerinde yürüyoruz sadece aylık gıda rezervimiz mevcut DÜNYADA ortaya çıkabilecek gıda krizinin daha fazla üretim ile aşılabileceğini belirten Scheitza, bunun yolunun da teknolojik gelişmelerden geçtiğini söyledi. Dünya nüfusunun 50 yıl sonra tahmini olarak milyarı bulacağını kaydeden Scheitza sözlerini şöyle sürdürdü: "Mısır, pirinç, buğday gibi ham tarım ürünlerinde yıllık stok oranı yüzde 20-30 civarında. Bu da dünyanın her yıl en fazla dört aylık gıda rezervinin bulunduğunu gösteriyor, daha fazlası yok. Yıllık tüketim açısından bakıldığı zaman bu suyun üzerinde yürümeye benzer bir durum. Önümüzdeki süreçte birşeyler ters gitse dünya gıda kıtlığı tehlikesi ile karşı karşıya kalır." 2030 yılına kadar mahsulü ikiye katlayarak bu sorunun en aza indirilebileceğini belirten Scheitza, "Global anlamda rekolte her yıl yüzde artarsa buna ulaşabiliriz" dedi. Bayer CropScience AG Yönetim Kurulu Başkanı Friedrich Berschauer ise önümüzdeki dönemde Genetiği Değiştirilmiş Organizmalı (GDO) tohum üretimine daha fazla ağırlık vereceklerini söyledi. 579305 Büyük bir tehditle karşı karşıyayız FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ Büyük bir tehditle karşı karşıyayız Başbakan Erdoğan, "Hükümetimiz iklim değişikliklerinin bahse konu olumsuz etkilerini hafifletebilmek ve uyum sağlayabilmek amacıyla tamamen ulusal kaynaklarla desteklenen çok önemli çalışmalara farklı sektörlerden ivme kazandırmış, bu yönde önemli gelişmeler kaydedilmiştir" dedi. NEW YORK (A.A) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hükümetlerinin; iklim değişikliklerinin olumsuz etkilerini hafifletebilmek amacıyla tümüyle ulusal kaynaklarla desteklenen çok önemli çalışmalara farklı sektörlerden ivme kazandırdığını ve bu yönde önemli gelişmeler kaydedildiğini bildirdi. Başbakan Erdoğan'ın, Birleşmiş Milletler'de (BM) düzenlenen İklim Değişikliği Zirvesi'nin yuvarlak masa toplantısında, görüntülü mesajı yayınlandı. Konuşmasında, öncelikle günümüzde insanlığın maruz kaldığı başlıca küresel sorunlardan biri olan iklim değişikliği gibi önemli bir konuya ilişkin bu toplantıyı düzenleyenlere teşekkür eden Erdoğan, 'İklim değişikliği, bugün insanoğlunun karşılaştığı en önemli sınamalarından biridir. Bu sorunun yol açtığı büyük bir tehditle karşı karşıya olduğumuz açıktır' dedi. İklim değişikliğinin sınır tanımadığının bir gerçek olduğuna da işaret eden Erdoğan, bu sorunun olumsuz etkilerinin tüm dünyada şimdiden hissedilmeye başlandığını dile getirdi. Sorunla uygun yöntemlerle başa çıkılmadığı takdirde etkilerinin gittikçe kötüleşeceğine vurgu yapan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Bununla birlikte bilimsel gerçekler, bu konuda insanlığa, neler yapması gerektiği hususunda yol göstermektedir. Türkiye, küresel sorunların, küresel çözümler getirdiğine inanmaktadır. İklim değişikliği sorunu da bölgesel ve küresel işbirliğini zorunlu kılmaktadır. Türkiye, iklim değişikliği sorununun yol açtığı olumsuz etkilere en açık coğrafyalardan biri olan Doğu Akdeniz havzasında bulunmaktadır. Bu konumu Türkiye'yi düzensiz yağışlar, azalan buharlaşma eğilimi, su kıtlığı ve çölleşmeyle mücadele etmek için politikalar izlemeye mecbur kılmaktadır. Nitekim hükümetim, iklim değişikliklerinin bahse konu olumsuz etkilerini hafifletebilmek ve uyum sağlayabilmek amacıyla tamamen ulusal kaynaklarla desteklenen çok önemli çalışmalara farklı sektörlerden ivme kazandırmış, bu yönde önemli gelişmeler kaydedilmiştir. İklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası işbirliğinin öneminin farkında olan Türkiye, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne 2004 yılında taraf olmuştur. Hükümetimin bu konudaki kararlılığı ve parlamentomuzun da desteği sonucunda ülkem, Kyoto Protokolü'ne katılım belgesini 28 Mayıs 2009'da sunmuş ve 26 Ağustostan itibaren resmen taraf olmuştur.' Türkiye'nin, 2012 yılı sonrasındaki yeni iklim değişikliği rejiminde, 'ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar' ilkesi ışığında ulusal koşulları ekonomik ve sosyal kalkınma hedefleri, görece kapasitesi dikkate alınmış adil bir hukuki statüyle yer almayı istediğine işaret eden Erdoğan, 'Böylelikle Türkiye, küresel salımlarla uluslararası mücadele ve işbirliği çalışmalarında sürdürülebilir kalkınma hamlelerine zarar vermeyecek nitelikte 'ulusal olarak uygun eylemleri' yerine getirme konusunda üzerine düşeni yapabilecektir' diye konuştu. Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: 'Bununla birlikte iklim değişikliğiyle mücadelenin teknolojik ve mali yönleri dikkate alındığında hızlı kalkınma sürecindeki ülkelerin 'yeşil ekonomilerin' oluşturulması için yapacakları yatırımların çok büyük meblağlara ulaşacağı bilinmektedir. Türkiye gibi henüz sanayileşme sürecini tamamlamamış ülkelerin teknoloji transferi ve finansman gereksinimlerinin Kyoto Protokolü'nün yerini alacak olan yeni anlaşmada dikkate alınacağını umuyorum. Yeni anlaşma ile her ülkenin kendi koşullarına uygun salım azaltım ve uyum eylemlerine olanak sağlayacak esnekliğe sahip yeni ve adil bir mekanizmanın oluşturulmasını temenni ediyorum. 2012 sonrasına bağlı yeni anlaşmanın halen devam eden müzakerelerinde bugüne kadar hakim olmuş bir nevi siyasi bölünme atmosferinin yerini yapıcı işbirliği ve eş güdüme dayalı bir anlayışa bırakması ve her ülkenin kaygılarını göz önünde bulunduran bilimsel gerçeklerle uyuşan tek taraflı ve katı önlemler içermeyen gerçekçi ve adil olan bir anlaşmanın ortaya konmasının metnin aralık ayında Kopenhag'da yapılacak taraflar konferansında benimsenmesi şansını artıracağına inanıyorum.' 579362 Türkiye sorunlarının çözümünde önemli FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ Türkiye sorunlarının çözümünde önemli Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış BM'de iklim değişikliği toplantılarına katıldı. Bağış, "Türkiye küresel çevre sorunlarının çözümünde önemli bir role sahiptir" dedi. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (A.A) Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin başta Avrupa kıtası olmak üzere tüm küresel çevre sorunlarının çözümünde önemli bir role sahip olduğunu söyledi. Bağış, 64. BM Genel Kurulu üst düzey toplantıları öncesinde düzenlenen İklim Değişikliği Zirvesi'ne katıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı temsilen BM'de Özel Sektör ve Sivil Toplum Forumu'na katılan Bağış, burada konuşma yaptı. Bağış konuşmasında iklim değişikliğinin terör gibi ortak bir sorun olduğunu belirterek, şunları söyledi: 'Hepimiz güvencede olmadan, hiçbirimiz güvencede olamayız. İklim değişikliğinin yarattığı sorunların aşılmasında ve önlemler alınmasında külfet paylaşılmalı ve maliyet dağıtımında makul olunmalıdır. AB ile üyelik müzakereleri yürüten Türkiye, Kyoto Protokolü'nü kabul etmiş bir ülkedir. Üyelik müzakerelerinde çevre faslının açılması için 1500 sayfalık Strateji Belgesi geliştirdik. Türkiye, çevre sorunları ve iklim değişikliği bakımından da başta kıtamız Avrupa olmak üzere küresel çevre sorunlarının çözümünde önemli bir role sahiptir.' Edinilen bilgiye göre, Egemen Bağış, BM'deki iklim değişikliği zirvesinde pek çok AB üyesi ülkenin başbakanları ve dışişleri bakanlarıyla ayaküstü görüşmeler yaptı. İklim değişikliği zirvesi toplantıları sırasında çok sayıda enerji firmasının üst düzey yöneticileriyle de bir araya gelen Bağış'ın, Türkiye'nin enerji güvenliği konusundaki katkıları ile öncü veya dahil olduğu enerji boru hatları hakkında bilgi verdiği belirtildi. Bağış'ın BM toplantıları sırasında AB'li muhataplarıyla üyelik müzakere sürecinin ilerletilmesine yönelik çabalarını sürdürdüğü de bildirildi. Bakan Bağış'ın bu akşam Vicdani Çağrı Vakfı'nın Coca Cola CEO'su ve Başkanı Muhtar Kent'e vereceği ödül törenine Başbakan Erdoğan'ı temsilen katılması bekleniyor. Bağış, ayrıca 24 Eylülde Boston'da Harvard Üniversitesinde Kennedy School'da 'İki Taraf İçin Karşılıklı Kazançlı Bir İlişki: Türkiye-AB' konulu bir konferans verecek. Egemen Bağış'ın Harvard Üniversitesi'nde öğrencilerle de bir araya gelmesi bekleniyor. 580734 'Kürdistan'ı kurmaya gerek yok, burası zaten Kürdistan'dır' ''ı kurmaya gerek yok, burası zaten Kürdistan'dır' Belediye Başkanı 'li operasyonların durmasını isteyerek, "Zaten kurmaya gerek yok. Kürdistan zaten kurulmuş. Burası Kürdistandır dedi. Sadak, kentteki basın temsilcilerini ziyaret ederek, bayramlarını kutladı. Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Belediye Başkanı Sadak, hükümetin 'demokratik çalışmalarının kendilerini tatmin etmediklerini kaydetti. Kürt sorunun çözümü konusunda herkese görev düştüğünü söyleyen ve 'lı teröristler için 'gerila' diyen Sadak, "Cenazeler gelse ben iş yapamam. Asker cenazesi gelse ben iş yapamam, PKK'lı gerilla cenazesi gelse ben iş yapamam. Herkes bu ülkede kendi kültürünü yaşamak zorundadır. Açılımın tartışıldığı sırada, bir askerin ölmesi artık yürekleri parçalıyor. Bir gerillanın ölmesi yürekleri parçalıyor" dedi. "ASKER VE GERİLLA AKRABA" Siirt'i barış merkezi yapacaklarını belirten Sadak, hükümetin Kürt sorunun çözümü konusunda geliştirdiği 'demokratik açılım' sürecinin kendilerini tatmin etmese de desteklediklerini bildirdi. Sadak şöyle konuştu: "Ben Siirt'te asker cenazesine gidiyorum, asker kimdir. Bir askerle, bir gerilla ya amca çocuklarıdır ya da teyze çocuklarıdır. Kim kimin düşmanıdır? diyor 'şehit namırın' diğeri diyor 'şehitler ölmez' öyleyse ölen kimdir. Siirt'ten Anadolu'ya bir barış ışığı taşıyacağız. Ben bir Kürdüm, Kürt sorunun çözülmesi için de ağır bedeller ödedim. Yine ben de taviz vermiyorum. Ama ben de Türkiyeliyim ama ben dünya insanıyım. Bu ülke benimdir. da benim, da benim, da benimdir. Açılım bizi tatmin etmiyor ama boş da saymıyoruz. Açılımı kesinlikle destekliyoruz." Operasyonyonları durmasını isteyen Sadak, "Zaten Kürdistan kurmaya gerek yok. Kürdistan zaten kurulmuş. Burası Kürdistandır, bu çoğrafya da 'dir. Türkye bütünlüğü içerisindedir" dedi. AYLIK NAVİGASYON PAKETİ HEDİYE 580457 Yanlışlıkla eşini vurdu Karakter boyutu Yanlışlıkla eşini vurdu 23.09.2009 14:54Bursa'da bir kişinin, yanlışlıkla eşini vurduğu iddia edildi. Merkez Osmangazi ilçesi Esentepe Mahallesi'nde oturan Turan K.(28), tabanca ile oynadığı sırada eşi Ceyda K.'yı (23) vurdu. Kurşunun kasığına saplanmasıyla ağır yaralanan Ceyda K., 112 acil servis ambulansı ile hastaneye kaldırıldı. Tedavi altına alınan Ceyda K.'nın sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. 580266 ay başkasının bebeğini taşıdı! İnteraktif ay başkasının bebeğini taşıdı! Giriş Saati 23.09.2009 11:04 Güncelleme 23.09.2009 11:05 Bu haberin ses dosyası henüz hazır değil. Yazarlar 580015 İstanbul'da trafiğe iki kurban İstanbul'da trafiğe iki kurban İSTANBUL (A.A) Beykoz ve Bağcılar'da meydana gelen trafik kazalarında kişi öldü.  34 KJL 7338 plakalı kamyonun sürücüsü Ahmet Kuzey, aracı arızalanınca TEM Otoyolu Kavacık bölümündeki park alanına yanaştı. Bu sırada Ankara istikametinde ilerleyen Aydın Şengül (43) yönetimindeki 34 FC 7338 plakalı otomobil de kamyona arkadan çarptı.  Otomobilde sıkışan Şengül olay yerinde hayatını kaybetti. Şengül'ün cesedi, itfaiye ekipleri tarafından çıkartılarak, ambulansla Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Öte yandan, Bağcılar Fevzi Çakmak Mahallesi Fatih Caddesi üzerinde indiği yolcu minibüsünün önünden karşıdan karşıya geçmek isteyen Ayşe Kocaman, 34 BU 7179 plakalı kamyonun çarpması sonucu hayatını kaybetti.  Olay yerinden kaçan kamyon sürücünün yakalanmasına çalışılıyor. 23.09.2009 579953 DTP, Bakan Eker'e randevu vermedi Ramzan bayramı memleketi Diyarbakır'da geçiren Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'in bayramlaşma randevusunu, Diyarbakır İl Başkanlığı kabul etmedi. İl Başkan Yardımcısı Cafer Kan, "Bu kadar cenaze gelip giderken, bu ziyaret doğru olmazdı" dedi. Bakan Mehdi Eker, kentteki siyasi parti il başkanlıklarını ziyaret etmeyi planladı. Ancak ilk ziyareti gerçekleştireceği Demokratik Toplum Partisi, Bakan Eker'e randevu vermedi. Görüşme, 'nin randevu vermemesi üzerine iptal edildi. İl Başkan Yardımcısı Cafer Kan, Bakan Mehdi Eker'in partilerini ziyaret etmesini doğru bulmadıklarını belirterek, "Bu kadar cenazeler gelip giderken, bu ziyaret doğru olmazdı. Bu yüzden ziyareti iptal ettik. Ayrıca  Bakan Eker buraya geldiği zaman tepkiyle karşılaşabilirdi. Bu olumsuzluğun yaşanmasını istemedik. Randevunun iptal edildiğini de kendisine bildirdik" dedi. Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ise parti il merkezinde partililerle bayramlaştı. Demirtaş ve Baydemir, Bakan Eker'in gezisinin iptali ile ilgili açıklama yapmadı. 579407 150 yıllık 'işkence' geleneğinde kavga Samsun'da 150 yıllık gelenek Öndöl Yarışması'na büyükbaş hayvanlara atılan dayaklar damga vurdu. Öndöl adı verilen büyükbaş hayvanların yarıştırıldığı etkinlikte sopalarla hayvanlara vurulduğunu gören Samsun Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Hümeyra Ulubay, duruma el koymak istedi. Tepkisini 'Sizi insan sanıp buraya geldim" diyerek gösteren Ulubay'ın üzerine yürüyen köylüler, dernek başkanını linç etmek istedi. Tartışmanın büyümesi üzerine araya giren jandarma ekipleri, sinirli köylüleri uzaklaştırdı. Canik ilçesine bağlı Yayla köyünde geleneksel olarak düzenlenen, manda ve öküz gibi büyükbaş hayvanların yarıştırıldığı Öndül Yarışması'nda hayvanlara yine eziyet edildi. Yarışmada arka arkaya dizilmiş kağnı arabası üzerine konulan 600 kilo ağırlığındaki kütükleri çekecek olan iki hayvanın, 15 dakikalık süre içinde en uzak mesafeye taşımak istenmesi amaçlanıyor. Hayvanlara bağlanan boyunduruğun her iki ucuna bir taraftan insanların biniyor, diğer taraftan da iplerle çekilmeye çalışıyor. Geçmiş yıllarda benzer görüntülerin yaşanması üzerine hayvanseverler şikâyet etmiş, Samsun Valiliği İl Hayvanları Koruma Kurulu da yarışmayı kurul gözetiminde yapmayı kararlaştırmıştı. Samsun İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Jandarma ve Samsun Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği yetkililerinden oluşan kurul üyeleri, bu seneki yarışmayı gözetim altına aldı. Yarışmanın yapılacağı yolda kurul üyelerinin olmadığını gören köylüler, yapılan uyarılara rağmen yine bildikleri yöntemden şaşmadı. Önce yarışacak hayvanların önündeki kalabalığın dağıtılması için öküzler insanların üzerine sürüldü. Ardından hayvanlara eziyet ve dayakta başladı. Bir yandan hayvanlar boyunlarına geçirilmiş iplerle çekilmeye çalışıldı, diğer yandan da sopalarla kafalarına ve sırtlarına vuruldu. Yükün ağırlığını kaldıramayan hayvanlara bu da yetmezmiş gibi ucu sivri değnekler batırıldı. Kurul üyeleri bir süre sonra alana gelmesine rağmen köylüler işkenceden vazgeçmedi. Durumu fark eden Samsun Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Hümeyra Ulubay, öküzlerden birinin gözlerinden yaş geldiğini gördü. Bunun yanı sıra bir öküzün yaralandığını belirten Ulubay, yarışmayı iptal etmek istedi. Ulubay, hayvanların sağlık durumu hakkında rapor istediğini söyleyerek tepki gösterdi. Köylüler ise dayak atılmadığını iddia etti. Köy muhtarı Erdem Ciba'nın gelmesiyle durumu muhtara anlatan Ulubay, ilgisiz kalınması üzerine üslubunu daha da sertleştirdi. Ulubay, 'Sizi insan sanıp buraya geldim" deyince bu kez köylüler dernek başkanının üzerine yürüdü. Ulubay, sinirli vatandaşlardan uzaklaşmaya çalışırken, muhtar Ciba ise vatandaşları sakinleştirmek istedi. Olayların büyümesi üzerine araya jandarma ekipleri girdi. Sinirli kalabalığı dağıtan jandarma, vatandaşlardan sakin olmalarını istedi. Yaşanan tartışmanın ardından 40 köyden gelen yaklaşık kişi, tekrar yarışmaya döndü. Yaşanan olaya rağmen köylüler, kurulun gözü önünde hayvanlara eziyet etmeye devam etti. 579373 Abbas: İsrail, 2008'deki anlaşmaları onurlandırmalı New York'ta ABD Başkanı Barack Obama ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapılan üçlü zirveden sonra gazetecilere dağıtılan yazılı açıklamaya göre Abbas, İsrail'in, Doğu Kudüs dahil işgal edilen topraklardaki yerleşimi durdurma yönündeki yol haritası taahhüdünü yerine getirmesi gerektiğini yineledi. Abbas, açıklamada şunları kaydetti: ''Bugünkü görüşme de yol haritasına ve uygulanmasına yönelik taahhüdümüzü teyit etti. Ayrıca İsrail tarafının yerleşim konusundaki taahhütlerini yerine getirmesini talep ettik. Görüşmelerin yeniden başlaması, daha önceki İsrail hükümetiyle yaptığımız görüşmelerdeki gibi 1967 sınırlarına çekilmeyi ve işgale son vermeyi kabul etme temeline dayanan müzakere sürecinin tanımına bağlıdır.'' Bunu ABD Başkanı Obama ve üçlü görüşmede yinelendiğini belirten Abbas açıklamasında, ''Amerikan yönetiminin, barış görüşmelerinin bizim için yeniden başlamasına olanak sağlamak için önümüzdeki haftalarda tarafların durumlarını gözden geçireceğine inanıyoruz'' ifadesini kullandı. 579911 Dolar güne hafif düşüşle başladı Dolar güne hafif düşüşle başladı serbest piyasada dolar 1,4760, avro 2,1820 liradan güne başladı. ’da 1,4710 liradan alınan dolar 1,4760 liradan satılıyor. 2,1750 liradan alınan avronun satış fiyatı ise 2,1820 lira olarak belirlendi.  Serbest piyasada 18 Eylül Cuma günü kapanışta doların satış fiyatı 1,4770 lira, avronun satış fiyatı ise 2,1710 lira olmuştu. 580449 Ne yapsa yakışıyor Ne yapsa yakışıyor GÜNAYDIN Giriş Saati 23.09.2009 13:57 Güncelleme 23.09.2009 14:00 Yeni saç modeli yüzünden eleştiri oklarına hedef olan Tarkan'ın kuaförü "O sıradan bir insan değil" dedi ve ekledi: "Ben çok beğendim. Ona, ne yapsa yakışıyor zaten!" Yeni imajına 'Son Mohikan' yakıştırması yapılan Megastar Tarkan'a kuaförü Yıldırım Özdemir sahip çıktı. televizyongazetesi.com'un haberine göre; 'Haber Merkezi Haftasonu' programına telefonla bağlanan Özdemir, Tarkan'ın 'beğenilmeyen' son imajıyla ilgili düşüncelerini şöyle açıkladı: BİRAZ DA EĞLENMESİ LAZIM Tarkan'ın yeni saç modeli Amerika'da yapıldı ve ben çok beğendim. Amerika'ya gitmeden önce birlikte buna benzer bir saç modeli yaptık. öne taranmıştı ama bu arkaya taranmış. Sonuçta Tarkan sıradan bir insan değil ve dolayısıyla çılgın. Bence ne yapsa yakışan bir adam... Eğlenmesi de lazım bazen." Kuaför Yıldırım Özdemir, Tarkan'ın 'Son Mohikan' diye eleştirilmesiyle ilgili de şunları söyledi: "Dönem dönem biz de basında çıkmayan çok enteresan saçlar deniyoruz. Ama tabii Amerika'da daha rahat hareket edebiliyor. Türkiye'de bu modeli hemen yapıp, 'pat' diye çıkamayabilirdi." Yayın tarihi: 580766 Parasızlıktan Türkiye'yi temsil edemeyecek Parasızlıktan 'yi temsil edemeyecekSezer ŞAHİNDAŞ/FETHİYE (Muğla), (DHA)'daki maratona çağırıldı, ama uçak biletini alamadı 'nın İlçesi'nde uluslararası yarışmalara katılan koltuk değnekli maratoncu 43 yaşındaki Yavuz Şap, 'nın kentinde düzenlenecek engellilerin katılacağı maratona davet edildi. Şap, bin 200 TL tutarındaki gidiş- dönüş uçak biletini karşılayamayacağı için yarışmaya katılamayacağını söylerken, hayırseverlerden destek istedi. Fethiye'de oturan ve geçen dönem belediyede meclis üyeliği yapan, koltuk değnekleriyle 25 yıldır maratonlarda koşan Yavuz Şap, bedensel engelinden çok, maddi engellerle mücadele ediyor. 11 Ekim'de Avustralya'nın Melbourne kentinde düzenlenen maratonda 'yi temsil etmesi için davet edilen Şap, uçak parasını bulamazsa yarışlara katılamayacak. Maraton mesafesi olan 42 kilometreyi koltuk değnekleri ile 10 saatte koşabildiğini belirten Yavuz Şap, “Kondisyon olarak yarışlara hazırım. Fakat maddi olarak hazır değilim. bin 200 lira olan uçak biletini alamazsam Avustralya'daki yarışlara katılamayacağım. Gençlik Spor Müdürlüğü yetkililerinden yardım istedim, fakat beklediğim cevabı alamadım. Devletin yetkili organlarını sadece bilet parası bulması konusunda göreve çağırıyorum. Ben oradaki harcamalarımı cebimden karşılarım. Bana sadece uçak bileti alacak para lazım. Gerekirse hayırseverlerden bana yardım etmelerini istiyorum. Çünkü ben Avustralya'da ülkemizi temsil edeceğim. Engellileri temsil edeceğim. Sporda engelin olmadığını göstereceğim” diye konuştu. Yavuz Şap, 'nın Gürsu İlçesi'nde çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. yaşında geçirdiği çocuk felcinden sonra ayağını da kullanamayan Şap, buna rağmen koşucu oldu. Şap, yıllardır 90'a yakın yarışa katıldı. Engellilerin sorunlarına dikkat çekmek ve dünyaya mesaj vermek için engelleri aşmaya çalışan Yavuz Şap, yarışlarda toplam 1600 kilometre yol katetti. 1989 yılında Maratonu'na katılarak 10 kilometrelik parkuru tamamlayan Yavuz Şap, ilk maratonuna da 1990 yılında katıldı. Şap, Türk bayrağını ilk taşıdığı Maratonu'nun ardından Melbourne, Sydney, Bern, Jakarta maratonlarına katıldı. Şap, bu koşularda dereceye giremese de koltuk değnekleri ile yarışı tamamladı. 579529 Honduras'ta Siyasi Kriz Tırmanıyor Honduras'ta Siyasi Kriz Tırmanıyor Darbeyle indirilen devlet başkanı Zelaya'nın ülkeye dönmesi ve Brezilya büyükelçiliği'ne sığınması ile başlayan gerginlik sürüyor. Honduras'da darbeyle indirilen devlet başkanı Zelaya'nın ülkeye dönmesi siyasi krizi tırmandırdı. Zelaya taraftarları ile polis arasında çatışma çıkarken,geçici hükümet ile Brezilya arasında söz düellosu yaşanıyor. Honduras'taki geçici hükümetin Başbakanı Roberto Micheletti, devrik lider Manuel Zelaya'nın tutuklanmamak için Brezilya Büyükelçiliğine sığınmasının ardından bu ülkeyle çatışmaya niyetli olmadıkları açıkladı. Micheletti,"Zelaya'nın isterse büyükelçilikte 5-10 yıl kalabileceğini" büyükelçiliğe müdahale etmeyeceklerini söyledi ancak ardından anayasayı ihlal ve yolsuzlukla suçladığı liderin teslim olmasını istedi. Haziran'daki darbe ile devrilen Zelaya, Nikaragua'da yaklaşık ay sürgünde kaldıktan sonra önceki gün ülkesine dönerek Brezilya Büyükelçiliğine sığınmıştı. Bu arada, büyükelçiliğin etrafını saran Honduras güvenlik güçleri Zelaya taraftarlarıyla çatıştı. Sokağa çıkma yasağına uymayarak taş ve sopalarla polise direnen kalabalık göz yaşartıcı gaz ve basınçlı su ile püskürtülerek dağıtıldı. 579397 Türkiye'de bu hafta 'Aslında Ne Oldu' Ülke TV'de Haber7.Com Genel Yayın Yönetmeni Ünal Tanık ve Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk "Aslında Ne Oldu" Programında son bir haftada gündeme damgasını vuran olayları masaya yatırdılar. Geçen hafta Başbakan Erdoğan tarafından medyanın üst düzey yöneticilerine verilen iftar yemeğinde yaşananlarla ilgili Hasan Öztürk değerlendirmelerde bulundu. Hasan Öztürk, yemekte daha çok açılımla ilgili soruları gündeme getirdiğini anlattı.Öztürk Başbakan Erdoğan'ın CHP lideri ile görüşme talebini gündeme getirdiğini söyledi. Öztürk, yemekte özellikle içerikle ilgili konular üzerinde durulduğunu bunlardan birincisi hak ve özgürlükler, ikincisi ekonomik boyut ve demokratik süreç ele alındı. Öztürk, ev sahiplerinin çok iyi bir hizmet sunduğunu dile getirirken kendisinin de Ertuğrul Özkök ile görüşme yapma imkanı bulduğunu dile getirdi. Öztürk, "Mehmet Ali Erbil, yemekte Mehmet Ali Birand' G.Saray'ın maçını canlı olarak takip edip sonucu salonla paylaştı. Sedat Ergin yemekte kayıt cihazı ile gelmesi dikkat çekti. Ertuğrul Özkök, iftara birkaç dakika geç kalmıştı, trafik nedeniyle geciktiğini belirterek Başbakan Erdoğan'dan özür diledi. dedi. Öztürk Doğan Grubu'na vergi cezasının yemekte hiç gündeme gelmediğini söyledi.Öztürk: Uğur Dündar'ın iftara gelmemesine karşın gece hiç konuşulmadı. Bana göre Uğur Dündar'ın orda olması gerekiyormuydu bilmiyorum. Bana göre Uğur Dündar bir projedir ve sadece ekran yüzü vardır. Gelmesi gerekiyor muydu konuda da birşey diyemem. Bana göre gecenin en önemli konusu herkesin istediği soruyu sorması ve Başbakan Erdoğan'dan gerekli cevabı almasıydı. Ünal Tanık, Başbakan'ın ABD'de olduğunu belirterek bundan önceki Erdoğan'ın ABD'ye yaptığı ziyareti hatırlattı. dönemde küresel krizin en yoğun yaşandığı bir dönem olduğunu, bu ziyaretin ise küresel krizden çıkış işaretlerinin başladığı bir döneme denk geldiğini anlattı. Tanık, Erdoğan'ın bu ziyarette kriz sürecinden çıkışın rotasıyla ilgili değerlendirmelerin yoğunluk kazanacağını söyledi.G20 süreciyle yaşanan tartışmalara da değinen Tanık, G20'nin devam etmesi yönünde Türkiye ile birlikte üye ülkelerin de yoğun baskısının olduğunun altını çizdi. Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin bundan sonra Irak'la da gerçekleşeceğini Türkiye'nin sınırlarını koruyacağını ancak ticare anlamda çok büyük gelişmelerin alt yapısının kurulmakta olduğunu söyledi. Tanık, aynı açılımın İran ile de yapılması için alt yapının hazırlandığının altını çizdi. Hasan Öztürk, Başbakan Erdoğan'ın ABD ziyaretindeYahudi lobisi ile görüştüğünü, Türkiye'den giderken Bahçeli'ye zeytin dalı uzattığını dile getirirken ABD'den gelen son haberi de paylaştı "Başbakan Erdoğan demokratik açılımla ilgili toplantının açık olacağını duyurdu" dedi. Öztürk, "Bana göre Erdoğan oturumun açık olması ile MHP'ye bir jest yaptı, ikinci bir hareket de Baykal'a mektup yacağı ile ilgili ifadesidir. Bu iki gelişme beni önümüzdeki dönem için heyecanlandırdı" dedi. Ünal Tanık, "Başbakan Erdoğan, hükümetin oturumun açık olmasına yönelik tavırının sürecin önünü daha da tıkmamak için bir geri adım olarak değerlendirdi düşüncesindeyim. Hasan Öztürk, Baykal'ın bayram mesajında Silivri'ye selam göndermesini dile getirerek Baykal'ın siyasi olduğunu savunmasına karşın, halen yargılanan kişilere selam gönderilmesini anlamakta zorlandığını söyledi. Ünal Tanık, Albay Cemal Temizöz'ün aydır tutuklu bulunduğunu ve çok sayıda insanın ölümünden sorumlu tutulduğunu hakkında kez müebbet hapis cezası istendiğini hatırlatarak askerin bu yüzden büyük bir güvenilirlik erozyonu yaşadığını belirtti. Tanık, "Asker kez ömür boyu müebbet istenen kişiyi orduda tutacaksınız, diğer taraftan da hakkında hiçbirşey olmamasın karşın sadece bir takım iddalara dayanarak bazılarını ordudan atıp onlara mahkeme hakkıda veriyor olması çok büyük bir çelişkidir. Asker bu tavrı ile bu ülkenin yöneticisi benim tavrında. Askerin bu konudaki tavrı devam ettiği sürece, askerin hukuksuzluğa bu kadar sürdürdüğü sürece ceberrut dönem sürecek ancak herşey olması gereken yere varacak. dedi. Hasan Öztürk, "YAŞ kararları ile ilgili bir takım rapor ve istiyonlarla insanlar ordudan atılıyor bu doğru, bu kararlar tartışılır buna katılıyorum. Albay Temizöz ile ilgili görevden atılmaması bir prosedürmüdür ona birşey diyemem. Faili cinayetlerle ilgili en çok söz söyleyenlerden biri benim. Ergenekon davasının salimen bitmesini isteyen, Türkiye'deki bir takım güçlerin odakların Türkiye'nin ayağında bir pranga olduğunu söyleyen de benim. Ergenekon sürecinde Orduevi'nden bir emekli paşayı alıp mahkemeye çıkaran bir irade varsa,birçok subay assubayı mahkeme önüne koyan bir irade var. Ancak ben karargahın bu duruşunun yanındayım. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un Ramazan Bayramı'nda Güneydoğu'ya gerçekleştirdiği ziyaret sırasında yapıtığı açıklamalarÜnal Tanık ile Hasan Öztürk karşı karşıya geldi. Ünal Tanık, Başbuğ'un açıklamalarının hükümetin açılımına rest anlamına geldiğini ve bu tavrın sürmesinin ülkenin huzura kavuşması açısından sıkıntıya yol açacığını vurgularken Hasan Öztürk, Başbağu'un bu sözü ile Baykal ve Bahçeli ile birlikte bürokratlara ve İstanbul dükalığına cevap verdiğini ileri sürdü. Ünal Tanık, asker bayram mesajı veriyorsa gider kışlasına askerin bayramını kullanır, ülkenin asli konuları ile ilgili her yerde her şekilde konuşma yapmaz derken, Hasan Öztürk, Türkiye'de sendikacılar vaya bir başkaları Türkiye ile ilgili her sözü söylerken neden Genelkurmay Başkanı böyle bir açıklama yapmasın Türkiye'de 30 bin kişinin hayatını kaybettiği bir bölgede Genelkurmay Başkanı'nın söyleyecek sözü mutlaka olmalıdır. Evet ben de askeri vesayet döneminin bitmesinden yanayım. Ancak DTP'lilerin konuşması ne kadar doğru ise Org. Başbuğ'un konuşması kadar da doğaldır" dedi.Ünal Tanık ise asker içindeki bir gurubun özellikle 1960 sonrası eylemlerine dikkat çekerek sen son Gölcük'te kendi komutanlarına eylem yapmaktan tutuklanan subayların ortaya çıktığını bunların mutlaka temizlenmesi gerektiğini anlattı. Hava Durumu 579512 Yeltsin'in aklına gece pizza vurursa ABD'nin eski başkanı Bill Clinton, Rusya'nın eski başkanı Boris Yeltsin'in 1995 yılındaki bir ziyaretinde, içkili olduğu halde üzerinde sadece iç çamaşırıyla pizza almaya gitmek istediğini ve uluslararası bir olay çıkmasına ramak kaldığını anlattı. Clinton ile gazeteci ve tarihçi Taylor Branch arasındaki mülakatların yer aldığı 700 sayfalık kitaptan geniş bölümler, USA Today gazetesi tarafında yayımlandı. Branch, saatler süren kitap kayıtlarıyla ilgili olarak yaptığı açıklamasında, Yeltsin'in 1995'teki ziyaretindeki bu olayın uluslararası çapta bir olay çıkmasına ramak kaldığını şu sözlerle aktardı: ''Boris Yeltsin, Beyaz Saray yakınındaki Blair House'ta kalıyordu ve bir taksiye seslenirken özel servis ajanları tarafından yakalandı.'' İçkili halde yaptığı esprileriyle tanınan Yeltsin 2007'de ölmüştü. Bir keresinde Yeltsin, Berlin'de bir orkestra yönetmeye kalkışmış, bir kez de Kırgızistan Devlet Başkanı'nın kel kafasına kaşıkla davul çalmaya çalışmıştı. Clinton'ın eski dostu olan Branch, kitapta Clinton'ın halefleriyle ilgili görüşlerine de yer veriyor. Clinton, Bush için ''Başkan olmak için yeterli değil ama kampanyayla ilgili içgüdüleri iyiydi'' diyor. Gelecek hafta piyasaya çıkması beklenen kitap, Beyaz Saray'da gizli yapılmış 79 mülakata dayanıyor. 580397 Cesedi 19 saat kaza yerinde kalmış Alınan bilgiye göre, bayramın son günü Turgutlu'da böbrek yetmezliği nedeniyle tedavi altında bulunan eşini ziyaret için 45 TE 239 plakalı traktörüyle ilçeye bağlı Musulcalı köyünden yola çıkan Halil İbrahim Erdoğan'dan (53) haber alınamadı. Aile fertlerinin aramalarından sonuç alınamaması üzerine, durum jandarma ekiplerine de bildirildi. Erdoğan'ın evden ayrılmasından 19 saat sonra yoldan geçen bir kişi, Derbent beldesi Ayranpınar mevkisindeki şarampolde traktör gördü. Aşağı inen vatandaş, aracın altında bir ceset bulunduğunu fark ederek, jandarma yetkililerine haber verdi. İncelemede, cesedin Halil İbrahim Erdoğan'a ait olduğu anlaşıldı. Erdoğan'ın olay yerine gelen yakınları sinir krizi geçirdi. Erdoğan'ın cesedi, otopsi için adli tıp kurumuna kaldırıldı. 580484 Çubukçu: Mesleki ve teknik liselere kayıt yaptırmak isteyenleri geri çevirmeyin Mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarına kayıtlar, cuma günü sona erecek. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, yayınladığı genelge ile mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarına girmek üzere başvuran öğrencilerden bir kısmının kontenjan yetersizliği nedeniyle herhangi bir okula yerleştirilemediğinin tespit edildiğine dikkat çekti. Çubukçu, mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında öğrenimine devam etmek isteyen öğrencilerden, e-kayıt modülünden başvuru yaptığı halde bir okula yerleştirilemeyen veya e-kayıt modülüne başvuruda bulunamayanlarla ilgili olarak öğrenci yerleştirme komisyonlarınca müracaatların değerlendirilmesini, söz konusu öğrencilerin öncelikle ikametlerine yakın boş kontenjanı olan mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarına yöneltilmesini istedi. Mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarının fiziki kapasitelerinden azami derecede yararlanılmasını isteyen Çubukçu, diğer ortaöğretim kurumlarının bina, derslik ve bölümlerinden istifade edilebileceğini kaydetti. Çubukçu, buralara yerleştirilen öğrencilerin her türlü iş ve işlemlerinin kayıtlı olduğu mesleki ve teknik lise müdürlüğünce gerçekleştirileceğini ifade etti. Kontenjanın üzerinde başvuru olan mesleki ve teknik liselerde ikili öğretime geçilebileceğini belirten Çubukçu, "Bir ortaöğretim kurumunun 9. ve 10. sınıfında sınıf tekrarlarına kalıp okul değiştirmek isteyen öğrencilerin durumlarının, 9. sınıf programlarının ortak olduğu da dikkate alınarak, nakillerle ilgili esaslar çerçevesinde değerlendirilmesi ve kontenjanı uygun okullara yönlendirilmesi gerekmektedir." dedi. Çubukçu, mesleki ve teknik liselere kayıt için gelen öğrenci ve velilerin kesinlikle geri çevrilmemesi, hiçbir öğrencinin açıkta bırakılmaması için her türlü tedbirin alınmasını istedi. 580703 Costner'den 'açılım'a tam destek Sözen, yaptığı yazılı açıklamada, Costner'ı Ekim günü yapılacak AK Parti Büyük Kongresi'ne davet ettiklerini belirtti. Son günlerde Türkiye ve dünya kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışılan demokratik açılım konusundaki gelişmeleri Costner'ın da izlediğini bildiren Sözen, şunları kaydetti: ''Costner, AK Parti Tanıtım ve Medya Başkanlığı ile temas kurarak, 'Türkiye'nin demokratikleşmesi ve insan haklarına verdiği değerin yeni bir ifadesi olan demokratik açılımı candan desteklediğini' söyledi. Demokratik açılım konusunda desteklerini dile getiren Costner'ı Ekimde AK Parti Büyük Kongresi'ne davet ettik. Ancak ünlü aktör Avrupa turnesinden dolayı çok arzu ettiği halde tarihte Türkiye'ye gelmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Belirlenmiş programından dolayı AK Parti Kongresi'ne gelemeyecek olan Costner, bunun yerine 16 Ekimde Türkiye'ye gelmeyi planladığını ve Türkiye'ye geldiğinde demokratik açılıma desteğiyle ilgili net mesajlar vereceğini söyledi.'' 580122 Muharrem Eskiyapan hayatını kaybetti Eskiyapan'ın tedavi gördüğü Özel Bodrum Hastanesi yetkilileri basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Kardioloji Uzmanı Uzman Doktor Nejat Sönmez, Eskiyapan'nın yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybettiğini söyledi. Muharrem Eskiyapan'ın hastaneye saat 10.00 sıralarında getirildiğini ifade eden Sözmez, ''Hastamıza ilk müdahaleyi otel görevlileri yapmış. Ekiplerimiz de kısa sürede otele ulaştılar. Hastanın duran kalbi yolda yapılan müdahale ile yeniden çalıştırılmış. Hastanede yaptığımız tüm müdahalelere rağmen hastayı kurtaramadık'' dedi. Sönmez, hastanın kesin ölüm nedeninin yapılacak otopsi sonrasında ortaya çıkacağını da ifade etti. 580290 50 TL alacağı için müşterisini öldüren iş yeri sahibi tutuklandı Alınan bilgiye göre, 50 TL çay alacağı için çıkan kavgada Bülent Gökçe'yi (33) bıçaklayarak öldürdüğü iddia edilen kahvehane sahibi N.Ö. (48) ile kavgaya karıştığı ileri sürülen eşi N.Ö. ve oğlu K.Ö, ifadelerinin alınmasının ardından adliye sevk edildi. Zanlılardan N.Ö. ve eşinin tutuklandığı, K.Ö'nün tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı bildirildi. Dün, Üzümlü beldesine bağlı İncirköy'de kahvehane sahibi N.Ö. ile 50 TL alacağı olduğu iddia edilen müşteri Bülent Gökçe arasında alacak meselesinden çıkan kavgada kalbinden bıçaklanan Gökçe hayatını kaybetmiş, N.Ö. ile kavgaya karıştığı ileri sürülen eşi N.Ö. ve oğlu K.Ö. gözaltına alınmıştı. 581008 Fas'ta, Irak'a intihar komandosu sağlayan şebeke çökertildi Fas'ta, 'a komandosu sağlayan şebeke çökertildi Fas güvenlik kuvvetleri, ’ta saldırıları düzenlemesi için gönüllü toplayan bir şebekesinin 24 üyesini gözaltına aldı. Fas ve -Irak bölgesindeki teröristlerle koordinasyon içindeki bu şebekenin Irak’ın yanı sına ve ’da ’nin yürüttüğü gerilla savaşları için de gönüllü topladığını açıkladı. Yakalanan kişilerin Fas’ta da geniş çaplı terör eylemleri planladığını da belirten Bakanlık, şüphelilerin polis tarafından sorgulanmakta olduğunu da duyurdu. 580519 'C.G, benim çiftlik evimde saklanmadı' Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bazı basın yayın organları ile televizyonlarda yer alan C.G'nin, kendi çiftliğinde saklandığı yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını söyledi. 10 yıldır Garipoğlu Şirketi'nin müteahhitliğini yaptığını ifade eden Aslan, ''C.G'yi saklamam için bana bir teklif ve istek gelmedi. Gelseydi kabul etmezdim. İki üç ay önce Lüleburgaz Cumhuriyet Savcılığı'nın emriyle evim iki-üç kez arandı. Hiçbir şey çıkmadı. Ben zaman benim evimi arayan memur arkadaşlara evimin ve çiftliğimin kamera kayıtlarının bulunduğunu ve bu kamera kayıtlarının da bir aylık olarak saklandığını, istedikleri taktirde kendilerine verebileceğimi söyledim. Şimdi istesinler yine veririm'' dedi. Siyami Aslan, medyada yer alan iddiaların gerçeği yansıtmadığını hatırlatarak, bu iddialara yer veren basın yayın organları ile televizyonlar hakkında, avukatı aracılığıyla dava açtığını söyledi. 579576 Guitar Hero5'le herkes rock yıldızı Guitar Hero5'le herkes rock yıldızı MELİH BAYRAM DEDE Tüm zamanların en ünlü rock sanatçı ve gruplarının becerilerini bize yaşatacak olan Guitar Hero5 adlı oyunla yepyeni rock yıldızları doğacak. Oyundaki yeni Parti Oyunu Modu ile grubunuzu kolayca kurabileceksiniz. Herhangi bir şarkıya dilediğiniz zaman girebilecek, dilediğiniz zaman oyunu kesintiye uğratmadan çıkabileceksiniz. Guitar Hero serisini iyice geliştiren Guitar Hero oyunun hayranlarını memnun ederken yepyeni hayranlar da kazanacak çok çeşitli sürprizler de içeriyor. Guitar Hero oyunculara ister yalnız başlarına, ister grup halinde ve seride ilk kez diledikleri gitarist, bas gitarist, davulcu ve vokal kombinasyonlarıyla çalma imkânı veriyor. Oyuncular artık ister iki gitar ve iki davulcuyla, ister dört gitaristle, ister üç gitarist ve bir vokalle, diledikleri kombinasyon ile çalabilecekler. Bu serbestlik tüm modlar için geçerli. Xbox 360, PS2, PS3 ve Nintendo Wii platformu için piyasaya çıkan Guitar Hero 5, müzik tutkunlarının enstrümanlarını kendilerince şekillendirmelerine de olanak sağlıyor. 23.09.2009 BİLİŞİM 579790 MUSTAFA ÜNAL Siyasetten bayram manzaraları Siyasetin gergin dili kısa süreliğine de olsa yumuşadı derken bu olumlu havanın liderlerin mesajlarına pek yansımadığı görüldü. CHP heyeti AK Parti'ye çiçek ve çikolatalarla geldi. Aynı şekilde mukabelede bulunan AK Partili Şükrü Ayalan 'Bundan sonra tatlı yiyip tatlı konuşacağız' dedi. Keşke tatlı dil bundan sonra siyasetin üslubu olabilse. Mümkün mü? Pek değil. Liderler siyasetin ağır konularını konuşmaktan geri durmadı. MHP lideri Devlet Bahçeli sözü demokratik açılıma getirdi ve muhtemel kapalı oturum görüşmelerini cezayı göze alarak kamuoyuna açıklayacaklarını söyledi. Oysa Parlamento'da bazı hassas konular gizli oturumda ele alınır. TBMM'nin bir geleneğidir bu. Hassas bilgiler milletin vekilleriyle paylaşılır, politikaların arka planı anlatılır. İçeride konuşulanlar 10 yıl boyunca dışarıya çıkmaz. Demokratik açılımın önemli bir boyutu da terörle mücadele ve bu yönü özel bilgi ve belgeleri içerir. Hükümet kapalı oturum konusunda karar vermiş değil. yönde bir düşünce vardı ama bu karara dönüşmedi. Bahçeli'nin bu çıkışı gizli oturumun önünü kesti. Bu MHP'nin siyasi çizgisine pek uygun düşmedi. Kapalı oturumla demokratik açılım konusunda Meclis'in daha aktif devreye girmesi sağlanabilirdi. Aslında muhalefetin katkı yapması gereken siyaset üstü bir konu bu. CHP'nin Ergenekon aşkı bayrama da damgasını vurdu. Deniz Baykal bayramda Ergenekon tutuklularını unutmadı. Silivri Cezaevi'nde yatanlara selam gönderdi. Bir siyasi partinin yargı süreci devam ederken kendisini bu kadar bağlaması ne kadar doğru? CHP için büyük risk. Eklerden ortaya saçılan bazı bilgi ve belgeler davanın ciddiyetini göstermiyor mu? Mahiyeti tam çözülemeyen bir örgüt var, yer altından bile çıkan her türlüsünden silah var, Danıştay saldırısı gibi son dönemin en büyük eylemi var... Bir ara 12 Eylül'ün yargılanmasından söz eden CHP yakın zamandaki darbe girişimlerini de kapsayan Ergenekon davasından rahatsız. En ilginç bayram manzarası kendilerini siyasetin merkezinde gören ancak toplumun merkezinden uzak DP ve ANAP'ta yaşandı. Bu iki partinin birleşme konusunda epey mesafe aldığı bayramda gözlendi. DYP/DP-ANAP birleşmesi hikâyesi siyasetin son 20 yılına damgasını vurdu. Bu projeyi 90'lı yıllarda siyasetin tek çıkışı olarak görenler oldu. Her iki parti sağda birbirlerine yakın gibi görünse de iki farklı üslubun temsilcisi; Süleyman Demirel ile Turgut Özal çizgisinin... Özal ile Demirel arasında siyasete ve dünyaya bakışları açısından uçurum var. Özal ile Demirel siyasetinin aynı çatı altında birleşmesi mümkün değil. Her iki partinin lideri bayramda birlikte görüntü verdi. Hüsamettin Cindoruk ve Salih Uzun partililerle ANAP Genel Merkezi'nde bayramlaştı. Birleşme sonrasının mekânı da bugünden belli oldu; ANAP Genel Merkezi. Ayrıca bayramlaşma ziyaretleri için ortak heyet oluştu. Bu tablo önümüzdeki ay yapılacak birleşme kongresine doğru işlerin yolunda gittiğinin işareti. İki partinin tek partiye dönüşmesi hukuken olabilir ama siyaseten asla. Özal ile Demirel siyaseti aynı çizgide buluşamaz çünkü. Zaten birleşen de Süleyman Demirel ile Mesut Yılmaz çizgisi. Her iki isim birbirine çok uzak değil, benzerlikleri çok. Bayramda en ilginç çıkış Rahşan Ecevit'ten geldi. Sevenlerine yeni parti müjdesi verdi; 'DSP Ecevit çizgisinden uzaklaştı. Yeni parti kurma çalışmalarına başladık' dedi. Bir süredir sol siyasette buhran yaşandığı ortada. Giderek marjinalleşen solun toplam oyu yüzde 20'lere kadar geriledi. İktidar artık sol için Kaf Dağı'nın arkasında. Bir sağ partiye yaslanmadığı sürece hayal. Solda yeni arayışların hiç eksik olmaması bu yüzden. Ankara siyasetinden yansıyan bayram manzaraları kısaca böyle... m.unal@zaman.com.tr 580139 İlk haftada kaleleri şaşıran isimler Denizlisporlu Burak, Kasımpaşalı Pavlik, Kayserisporlu Makukula, Sivassporlu Cihan, Gençlerbirliği'nden Kahe ve Antalyaspor'dan Jedinak, meşin yuvarlağı kendi ağlarına gönderdi. Lig lideri Galatasaray'ın, Denizlispor ve Kayserispor maçlarında rakip takım oyuncuları kendi kalelerine birer gol attı. Ligde geçen sezon toplam 21 futbolcu kendi kalesine gol atmıştı. Turkcell Süper Lig'de bu sezon geride kalan haftada kendi kalesine gol atan futbolcular şunlar: MaçSonuçFutbolcuTakım Galatasaray-Denizlispor1BurakDenizlispor Kasımpaşa-İBB Spor3PavlikKasımpaşa Galatasaray-Kayserispor1MakukulaKayserispor Sivasspor-D.Bakırspor2CihanSivasspor G.Birliği-Eskişehirspor2KaheGençlerbirliği Trabzonspor-Antalyaspor1JedinakAntalyaspor 579959 Başbakan'dan birlik mesajı Başbakan Tayyip Erdoğan, New York Devlet Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Levin Enstitüsü'nde ''Medeniyetler İttifakı'' konulu bir konuşma yaptı. Konuşmasına, toplantıyı düzenleyenlere teşekkür ederek başlayan Başbakan Erdoğan, 2005 yılında İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero ile birlikte ''Medeniyetler İttifakı'' (Mİ) girişimini başlattıklarını anımsattı. Şu anda 100'den fazla ülke ve uluslararası örgütün, ittifakın üyesi haline geldiğini anlatan Erdoğan, ittifak projesinin dünyada gördüğü bu yoğun ilginin diyalog noktasında çok ciddi bir ihtiyacın olduğuna işaret ettiğini belirtti. Özellikle 11 Eylül saldırılarının ardından dünyayı daha fazla kutuplaşmaya sevk edecek bir söylemin hakim olduğunun görüldüğünü ifade eden Erdoğan, ''Şunu belirtmek isterim, ayrıştırmak, farklılaştırmak, bölmek, parçalamak, yıkmak kolay olandır. Zor olan ama aynı zamanda olması gereken evrensel ve insani olan, yapmaktır, inşa etmektir, bir arada tutmaktır'' dedi. Farklılıkları zenginlik olarak görmek ve şekilde değerlendirmek gibi bir bakış açısını öne çıkarmak durumunda olduklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: ''Şurası da son derece önemli. Nefret gibi, öfke gibi ön yargı, aşağılama, horlama gibi yaklaşımlar radikal akımlara ve tabii ki teröre zemin hazırlıyorlar. Terör bugün en fazla dünyadaki ayrışmaları bir istismar amacı olarak kullanıyor. Terörün en çok nemalandığı yer bu ayrışmalardır. Farklılıkları adeta teröre zemin olarak gördüğümüzü biz kendi ülkemizde de yaşıyoruz. Biz de son 25 yıl içerisinde yaklaşık bin şehit verdik. Bunun yanında vuruşmalarda 30 bine ulaşan bir ölüm hadisemiz var. İşte biz bütün bunların karşısına ortak değerleri, evrensel ve insani değerleri, ortak bir gelecek inşa etme idealini korumak zorundayız. Zira dünyanın daha da keskinleşen, daha da kutuplaşan bir gerilimle yola devam etmesi mümkün değildir. Elbette sorun, sadece bugün 11 Eylül sonrasında ya da son yüzyılda ortaya çıkmış bir sorun da değildir. İttifak, ortak tarihimizden husumet çıkaran özellikle buna dayalı yorumların yerine objektif gözlemler getirme, herkesin kendi doğrularını başkalarına dayattığı dönemlerin artık geride kalmasına katkıda bulunma çabası içindedir.'' Türkiye ve İspanya'nın bu noktada çok önemli tarihsel birikimlere sahip olduğunu ifade eden Erdoğan, İspanya'da 8. yüzyılda kurulan ve 16. yüzyıla kadar varlığını sürdüren Endülüs devletinin farklı, kültür, inanç ve mezhepleri bir arada yaşatan güzel bir örnek olduğunu vurguladı. Aynı şekilde Türkiye'nin de tarih boyunca çok farklı etnik grupları, dinleri, mezhepleri, kültürleri bünyesinde muhafaza etmeyi ve barış, hoşgörü içinde yaşatmayı başarmış bir tarihi deneyime sahip olduğunu anlatan Erdoğan, bu iki ülkenin bu eşsiz deneyimleri yine en güzel şekilde yaşattığını dile getirdi. Erdoğan, bu eşsiz deneyimlerin dünyaya daha iyi tanıtılmasının hiç kuşkusuz son derece büyük önem arz ettiğini ifade ederek ''Biz, medeniyetler çatışması tezine ayrıştırma, farklılaştırma tezine karşı olarak Medeniyetler İttifakı tezini ortaya koyduk ve bunu da tüm gücümüzle savunuyoruz'' dedi. Huntington'un ''medeniyetler çatışması'' tezini doğrulamak istemediklerini dile getiren Erdoğan, Yunus Emre ve Mevlana gibi düşünürlerin barışa yönelik güzel sözlerini örnek verdi. Erdoğan, şöyle devam etti: ''Nitekim yüzyıllar öncesinden bizlere barış ve kardeşlik çağrısı yapan 'Gelin tanış olalım işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz' diyor. Hepimiz ölecek miyiz? Öleceğiz. Öyleyse bu kavga niye, bu savaşlar niye? Şimdi de ekonomik kriz var. Acaba dünyada savunmaya ayrılan para fakir, yoksul ülkelerin kalkınmasına ayrılıyor mu, eğitime, sağlığa, iklim değişikliğine ayrılıyor mu, çevreye ayrılıyor mu, kültürlerin bu noktada olgunlaşmasına ayrılıyor mu? Hayır, hayır, hayır! Burada gelişmiş ülkelerin üzerinde çok büyük bir yük var ve gelişme olan ülkelerin de. Yine diyor ki büyük düşünür Mevlana, sadece insan olmaktan ötürü kucaklayan yaklaşımıyla yüzyıllar öncesinden bugünlere çok önemli mesajlar veriyor. Diyor ki' Gel her ne olursan ol gel, ister kafir, ister Mecusi, ister puta tapan ol yine gel. Bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değildir, yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel'' Mevlana'nın bu yaklaşımının Medeniyetler İttifakı projesinde de bunu desteklemenin gayreti içinde olduklarını anlatan Erdoğan, ciddi sorunlar olduğu gibi önemli fırsatların da bulunduğunu kaydetti. New York'taki trafik sorunu Toplantıya gelirken arabada Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile yaptığı konuşmayı da örnek veren Erdoğan, Şimşek ile New York'ta bir yerden bir yere yaya olarak 15 dakikada gidilebilecek mesafenin araçla belki yarım saatte zor gidildiğini konuştuklarını söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bunu konuştuk ve sorduk acaba neden? Halbuki toplu taşımacılık en ideal şekilde var. Peki neden? Biz tüketim ekonomisiyle, verim ekonomisini balans edemiyoruz. Önce bunun balans edilmesi lazım. Buradaki sürekliliği eğer egemen kılmazsak gelecek daha tehlikeli. Herhalde bu dev kulelerin yıkılması mümkün değil. Geniş caddeler inşa etmek de mümkün değil. Peki bu araçları nereye koyacağız? Üst üste bunları mı bina etmeye başlayacağız? Bu da mümkün değil. Öyleyse gelecek çok daha büyük tehlike arz ediyor. Ben çok fakir bir ailede büyüdüm. Bizim kendi özel arabamız yoktu ve okulum 30-40 dakika mesafedeydi. yolu küçük Tayyip olarak ben yaya gider gelirdim, annem de elimden, kolumdan tutmazdı ve ayakkabılarım delik deşikti. Yağmurda, çamurda, kışta ayaklarımın kızardığını bilirim. Şimdi biz çoluğumuza çocuğumuza ayakkabıları layık görmüyoruz, çok daha farklı bir noktadayız. Bununla böyle olsun demiyoruz. Şüphesiz ki daha iyi ama daha iyi olmalıyız. Daha iyi olması için tüketim ekonomisi ile verim ekonomisini dengelememiz lazım. İsraf ekonomisine de dikkat etmeliyiz. Eğer bunu başarırsak biz küresel ekonomik krizi aşmayı çok iyi şekilde başarırız.'' ''El ele verme zamanı" Bunların başında da uluslararası ortamın yeni bir başlangıç yapılması için uygun olması gerektiğine işaret eden Erdoğan, ''müttefik ve dost'' diye nitelendirdiği ABD'de Başkan Barack Obama'nın meseleye yaklaşımının, kültürel özelliklerine bakılmaksızın barışsever tüm toplumları kapsayıcı ve kucaklayıcı bir hamle yapması beklentisi içinde olanları umutlandırdığını söyledi. Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: ''Bir diğer olumlu gelişme de dünyanın dört bir köşesinde yaşayan insanların çoğunluğunun demokrasi, hukukun hakimiyeti, serbest piyasa ekonomisi ve insan hakları değerlerinin geçerli olduğu ortamlarda yaşamak istediğinin ortaya çıkmasıdır. Son 20 veya 30 yıllık dönem zarfında Batı dünyası dışında kalan yörelerde ciddi ekonomik ve sosyal canlanma görüldüğü inkar edilemez. Bu ivmenin daha geniş haklar, özgürlük ve güvenlikle sonuçlanması hepimizin ortak dileği olmalıdır. Benzer şekilde İslam dünyasının da bir iç muhasebe yapmaya başlamış olduğunu görmekten memnuniyet duymaktayım. Küreselleşme olgusu, güvenlik, kalkınma, sağlık ve çevre gibi temel konuların birbirini karşılıklı olarak etkileyen bir hal almasına yol açmıştır. Bu sorunların çözümlenmesi esasen tek bir ülkenin veya bir grup ülkenin yeteneklerinin ötesindedir. Bu gerçek, bizleri diyaloğun zorunlu olduğu sonucuna götürüyor. Masaya oturmadan sorunların çözülmesi mümkün değildir. Zira işbirliği ancak diyalog yoluyla mümkündür. Önce açık fikirli olacağız, ön yargılı olmayacağız sonra diyalog yoluyla birbirimizi anlayacağız, tanıyacağız daha sonra da sorunlarımıza işbirliği yoluyla çözüm arayacağız. 20. yüzyıl insanlık tarihinin belki de en yıkıcı yüzyılı olmuştur. 21. yüzyılın da aynı akıbete uğramasını istemiyorsak, şimdi el ele verme zamanıdır. Uluslararası ortam da böyle bir işbirliği için müsaittir.'' Konuşmasının ardından enstitü Müdürü Garrick Utley'in New York'un trafik sorununa çözüm önerisini sorması üzerine de Erdoğan, kendisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığını hatırlattı. 23 Eylül 2009 çok güzel edebiyat yapmış doğrusu. ABD'ye gidince bülbül gibi şakımış.aynı bir imamın camide yaptığı konuşma gibi konferans vermiş. ama sen değil misin ki Türkiye'yi kürt-Türk diye ikiye bölen,sen değil misin ki insanları laik ve antilaik diye ikiye bölen,sen değil misin ki açılım palavrası ile insanları kandıran ve PKK ve yandaşlarının bu ülkeyi bölmeye kalkışmalarını sağlayan,sen değil misin ki vatan severleri,cumhuriyetçileri senelerce tutuklu kalmalarını sağlamak için içeri atan,sen değil misin ki,yandaş olmayan medya gruplarını bertaraf etmek için çok yüksek miktarlarda vergi borcu çıkartan.şimdi ABD'de kardeşlik dersleri veriyor ve bu konuda ahkam kesiyor. Türkiye yangın yerine dönmüş orada nutuk atıyor. onun tek amacı sionistlere kendisini affettirmektir. nasıl da hemen yahudi lobisine koştu gitti. hani nerede kaldı senin daha da gelmem gibi efelendiğin durumlar.Davos'un balonu birden bire söndü. danışıklı dövüş masalı bitti. şimdi talimatları al ve geri dön ve bu memleketin başına ne gibi başka çoraplar öreceksin onu tasarla.bir de fakirlik edebiyatı yapıyor. neymiş efendim yırtık pabuçlarla okula gitmiş. şimdi ise kolunda 30 bin dolarlık saatle dolaşıyor. keçi kılından imal edilmiş bilmem kaç bin dolarlık kostümle geziyor. eşlerinin her bir kaftanı binlerce dolar,parmaklarında binlerce dolarlık mücevherlerle dolaşıyorlar.anlattığın masallara karnımız tok. (ALİ ATLIER) 579368 Jandarma karakoluna taciz ateşi Jandarma karakoluna taciz ateşi AA Giriş Saati 22.09.2009 21:51 Güncelleme 22.09.2009 21:51 Hakkari'nin Durankaya Beldesi Jandarma Karakol Komutanlığına, terör örgütü PKK mensuplarınca taciz ateşi açıldı. Alınan bilgiye göre, Durankaya Beldesi Jandarma Karakoluna akşam saatlerinde bir grup terör örgütü PKK mensubu tarafından taciz ateşi açıldı. Güvenlik güçleri, taciz ateşine karşılık verdi. Hakkari Valisi Muammer Türker, gelen ilk bilgilere göre can kaybı yaşanmadığını belirtti. Öte yandan, Hakkari Dağ ve Komando Tugayından çok sayıda özel hareket timlerinin Fatih Kışlasında helikopterle bölgeye sevk edildiği öğrenildi. 581028 Yıkılan Kemer Okulu'nda eğitim başlıyor Kemerburgaz'da bir önce belediye ekiplerinin yıktığı Zeynep Mutlu Vakfı Kemer Okulları, yeni adresinde yılına başlıyor. Öğrencilerin mağdur olmaması için kısa sürede yer sorununu çözen okulda, 350 öğrenci görüyor. 11 yıldır Kemerburgaz'da veren Zeynep Mutlu Eğitim Vakfı'na ait Kemer Okulları, geçen büyükşehir ve ilçe belediyesi ekiplerince yıkılmıştı. Okulun yıkılmasına neden olarak okulun kaçak olmasını göstermişti. Ancak yıkımın yeni ve öğretim yılına hafta varken gerçekleşmesi velilerden tepki almıştı. Ancak yönetim öğrencilerini mağdur etmedi. Okul, yeni adresinde, yeni yılına yetiştirildi. Zeynep Mutlu Kemer Okulu, Kemerburgaz'da İstanbul Caddesi'ndeki 3700 metrekarelik alanda, 350 öğrenci ile yeni yılına merhaba diyecek. 580190 16 yaşındaki rugby oyuncusu 20 yıl men edildi Avustralya'nın Sydney kentinde Blacktown City ile Lower Mountains takımları arasında yapılan bir gençler rugby finalinde, adı açıklanmayan 16 yaşındaki oyuncu, rakip takım oyuncusunun burnunu kırıp, göz çevresindeki kemiklerinde çatlağa yol açtığı için 20 yıl men cezasına çarptırıldı. Aynı takımdan iki oyuncu, yıl men cezası alırken, oyuncu ise sahalardan yıl men edildi. Maçı kaybeden Blacktown Cityli bu oyuncular, rakip takımdan bazı oyuncuları yere yatırmış, onları yumruklamış ve tekmelemişti. Bazı anne-babaların da çocuklarına destek çıktığı, maçtan sonra onları tebrik ettiği gözlenmişti. 579827 Teşvik paketlerine dur denecek Teşvik paketlerine dur denecek, 08:57 Küresel ekonomiyi resesyondan çıkarmayı amaçlayan ekonomiyi teşvik paketlerinin, toparlanma açıkça rayına oturuncaya kadar kısa vadede devam etmesi gerektiği belirtilen metinde, ancak Uluslararası Para Fonu (IMF) ve G-20 Finansal İstikrar Kurulu’na, kasım ayına kadar bu mali destekleri azaltmanın “şeffaf ve güvenilir” yollarını düzenlemesi çağrısında bulunuldu. Metinde, ayrıca her ülkenin mali teşvik desteklerini kesmesinin zamanlaması ve ölçeği konusunda kendi yolunu bulması gerektiği vurgulandı. G-20’nin rolünün artırılması argümanının güçlendirilmesi gerekliliğinin vurgulandığı metinde, “son zamanlardaki krizlere yanıt vermede eş güdümlü çabalarımızın başarısı, daha fazla sürdürülebilir ve uluslararası işbirliği görüşümüzü destekledi” denildi. Dengesizlik giderilmeli Zirvede, G-20 liderleri, birçoğunun finans krizinin başlamasının sebebi olarak gördüğü küresel ekonomideki dengesizliklerin düzeltilmesinin yollarını değerlendirecek. Hiçbir ülkenin adı geçmese bile metinde, ABD ve İngiltere gibi zengin borçlu ülkelerin daha fazla tasarruf etmesi, Almanya, Japonya ve Çin gibi tasarruf eğilimli ülkelerin ise harcamalarını artırması önerisi yeralıyor. Kriz uyarı sistemi G-20’nin şimdiki başkanı İngiltere Başbakanı Gordon Brown küresel ekonomideki dengesizlikleri halletmek için yeni bir çerçeve belirlenmesinin G-20 ülkeleri arasında önemli destek bulduğunu söyledi. Brown, şunları söyledi: “Biz, gelecekte daha iyi bir sürdürülebilir büyüme sağlanması, potansiyel krizler konusunda dünya ekonomisi için daha iyi bir uyarı sistemi kurulması, dünyadaki dengesizlikler ve zorlukların çözümünde daha iyi bir yol bulunması konularında bir mekanizmayı nasıl devreye sokabileceğimize bakıyoruz.” DTÖ, G-20’de ‘yeni anlaşma bitsin’ diyecek Dünya Ticaret Örgütü (DTO) Başkanı Pascal Lamy, G-20 zirvesinde 2010’a kadar yapılması planlanan yeni global ticaret anlaşmasının neticelendirilmesini önerecek. Lamy, 2010 yılına kadar yapılması planlanan yeni dünya ticaret anlaşmasının G-20 Zirvesin’de ele alınabileceği ve anlaşmanın tamamlanabileceğine inanıyor. Lamy, 153 ülkenin oluşturduğu ticaret gövdesinin temsilcilerine şunları söyledi: “G-20 Zirvesi’nde Cenevre’nin kendilerinden bekleneni yerine getirdiğini ancak şimdi yol haritası çizme sırasının onlarda olduğunu söyleyeceğim. Fakat hâlâ alınması gereken bir yol var, diyeceğim.” 580459 "Beraberlik için gitmeyeceğiz" Haberi Ekle "Beraberlik için gitmeyeceğiz" 23/09/09 14:34 Rıza Çalımbay, Eskişehirspor tesislerinde düzenlenen antrenman öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, Galatasaray'ın, Türkiye'de ve Avrupa'da başarılı bir performans sergilediğini kaydetti. Güvendiği oyuncularının Galatasaray maçında iyi performans sergileyeceklerine inandığını ifade eden Çalımbay, şöyle konuştu: ''Eskişehirspor olarak hiçbir zaman (beraberliğe gidelim, kapanalım) düşüncemiz olmadı. Galatasaray maçına galip gelmek için çıkacağız. Galatasaray deplasmanından iyi bir sonuçla ayrılmayı amaçlıyoruz. Tek sıkıntımız Youla ve Mehmet Yılmaz'ın sakatlıkları. Onlar maç gününe kadar hazır olurlarsa bir sıkıntımız olmayacak. İyi bir istikrar yakaladık ve bunu devam ettirmek istiyoruz.'' Kaptan Ümit Karan da Galatasaray maçının kendileri için çok önemli olduğunu belirterek, ''Zor maç olacağının bilincindeyiz. Takım olarak kendimize güveniyoruz, galip geleceğimize inanıyoruz. Bunu tüm arkadaşlarımızla birlikte başaracağız. Güzel bir maç olacak'' dedi. Takım oyuncularından Serdar Özbayraktar da her iki takımın da namağlup olduğunu anımsatarak, Galatasaray maçından galibiyetle döneceklerini bildirdi. 580621 İşkence altındayken beyin kısa devre yapıyor İrlanda'da yapılan bir araştırmada, beynin büyük bir baskı karşısında "kısa devre" yaptığı ve hatıraları çarpıtabildiği belirlendi. İtalyan La Repubblica gazetesinde yayımlanan habere göre, Dublin'deki Trinity Koleji'ne bağlı Nöroloji Bilimi Enstitüsü'nde görevli bilim adamları, ordusu tarafından terör şüphelilerinin sorgusunda kullanılan uykusuz bırakma, tecrit ve suda boğulma hissi yaratma (waterboarding) gibi metotları inceledi. "Trends in Cognitive Science" dergisinde yayımlanan araştırma, altındaki insanların kendilerine atfedilen suçları kabul etmelerinin nedeninin sadece acıya son vermek olmadığını, bu gibi durumlarda beynin gerçek olmayan anılar dahi üretebileceğini ortaya koydu. Makalenin yazarı Shane O'Mara, hafızayla ilgili sinir merkezlerinin büyük ve uzun süreli strese maruz kalmaları durumunda arıza yaptığını belirterek, "Günümüzdeki nöroloji bilimi bilgileri göz önüne alındığında bilgi edinmek için zorlayıcı metotlara başvurmanın işe yaradığını söylemek mümkün değil" dedi. O'Mara, bu tür yöntemlerin tam tersine mahkumların beyinlerinin belleğe ilişkin işlevlerinde ve özellikle de beynin bilinçli düşünmeden sorumlu bölgesi "frontal lob"da tahribata neden olduğunu belirtti. 580010 Garipoğlu'nun şoförü ve eşi gözaltında Garipoğlu'nun şoförü ve eşi gözaltında Cem Garipoğlu'nun babası Nida Garipoğlu'nun şoförü ve eşi dahil kişi gözaltına alındı. YENİ ŞAFAK İNTERNET AJANSLAR Cem Garipoğlu'nun babası Nida Garipoğlu'nun şoförü ve eşi dahil kişi gözaltına alındı. Münevver Karabulut cinayetine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, kişi gözaltına alındı.  İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'ne getirilen bu kişilerle ilgili işlemlere başlandığı belirtildi.  Taraflar arasında arabuluculuk yapan Cemil Baran, bugün çok sayıda gözaltı olacağını söylemişti. Baran, Cem Garipoğlu'nu Ermenistan'a kaçıran ekipte Abdullah Öcalan'ı Türkiye'ye getiren ekipte yer alan bir bordo bereli subayın da yer aldığını ileri sürmüştü. 23.09.2009 579645 Fenerbahçe büyüklüğü! Rıdvan Dilmen LİGE BAKIŞFenerbahçe büyüklüğü! 23 Eylül Çarşamba 2009 Haddim olmayarak ’nin büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğüdür, ne de kupa büyüklüğüdür” sözüne bir ek yapmak istiyorum; “Fenerbahçe büyüklüğü 6’da hiç değildir”. Daum’un bunu kavraması lazım Fenerbahçe’nin analizine geçmeden önce Teknik Direktör Daum ile ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Taraftarın ortaya koyduğu tepkiye ben de “hayır” diyorum. Oyunculara yapılan protestoya ben de katılmıyorum. Ama Daum’un alay edercesine verdiği demece de kesinlikle karşı çıkıyorum. Hocanın “Fenerbahçe taraftarı hiç 6’da gördü mü?” demesi hoş kaçmadı. Ayrıca bu takım sezon içinde 12’de 12 de gördü, 11’de 11 de gördü, 10’da 10 da gördü. Hatta Daum zamanında da 12’de 12’yi gördü. Bu 4-3 kaybedilen derbisinden sonra hem de kaleci Pancu iken takımını ayakta alkışlayarak soyunma odasına yolcu etti. Haddim olmayarak İslam Çupi’nin “Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğüdür, ne de kupa büyüklüğüdür” sözüne bir ek yapmak istiyorum. “Fenerbahçe büyüklüğü 6’da hiç değildir”. Daum’un bunu kavraması lazım. Fenerbahçe, Daum’un kariyerinde çalıştırdığı en önemli kulüp. Öyle olmazsa apar topar dönmezdi zaten. Memleketinde kalırdı. ’den git diyen olmamıştı. Neyse biz sahaya dönelim; Sezon başında “Size 18 puan versek, 7. haftadan lige başlayın” teklifini getirseler, hemen “bana ne iyi futboldan” der kabul edersiniz. Kısacası havada atlarsınız. Futbolda kaybederken ders çıkarmak kolaydır. Önemli olan kazanırken bunu yapabilmek. Fenerbahçe 3-4 maçtır sallanıyor ama fire vermiyor. Örneğin rakibi bayağı iyi oynayarak kazanıyor ama iki takım da aynı puanda. Rotasyon gerekli Yani Galatasaray formda ve limiti kadar oynuyor. Fenerbahçe’nin en iyi yönü formsuz olmasına rağmen 18 puan alabilmesi. Aslında takımın oyunsal ve oyuncu kapasitesi daha fazla. Son birkaç yıldır rotasyon kelimesi çok kullanılmaya başlandı. İşte kelimenin tam zamanı. Hatta biraz geç kalındı. Daum kalıplaşmış 11 ile yoluna devam ediyor. Ama takımın yarısından fazlası yorgun. Bu da doğal. oyuncuları var, kıtalararası gidip gelen var. Geçtiğimiz yıllara göre rotasyon için daha uygun bir kadroya da sahip. Kenarda denk oyuncular mevcut. Kazım-Deivid, Güiza-Semih, Santos Uğur, Cristian-Selçuk gibi. Daha da sayabiliriz. Özer’den de faydalanma zamanı geldi bence. Emre, Alex omurgaya baktığımızda olmazsa olmaz diyebileceğimiz, her maç forma verebileceğiniz isimler. Bunların performansına baktığınızda iyi oynamasalar bile mücadele ediyorlar. Güvenin artması avantaj Bence ve Belediye maçlarında yapılması gereken rotasyon maçında yapılabilir. Hafta içinde maç olmadığı için aktif dinlenme ile geçilebilir. Ancak bir gerçek de var ki, üst üste alınan galibiyetler takımın güvenini artırdı. Bu da önemli bir avantaj. Ayrıca Fenerbahçe’nin kapasitesine ulaşacağı günler de olacaktır. Beşiktaş’ta sorun sistem Beşiktaş’ın şu anda en ihtiyacı olduğu şey moral motivasyon. Ciddi maç trafiği yaşanırken, bunların özellikle ’da olması, takım toparlanmadan hep aynı ortamda oynamaları, futbolcuları ve Teknik Direktör ’yi yıprattı. Kulübün asbaşkanın açıklamaları da tuz biber oldu. Buna Denizli’nin soru işaretleri ile dolu beyanatı da eklenince moraller tamamen dibe vurdu. İşte fırsat. maçı yok. CSKA sınavına çıkacaklar önümüzdeki hafta içinde. Oyuncular öncelikle psikolojik olarak, mental açıdan toparlanmalı. Başkan başta olmak üzere Denizli’nin yani liderlerin takımın yanında olduklarını hissettirmeleri lazım. Mesela 3-4 günlük kamp işe yarayacaktır. Ama bu 10 günlük sürede en çok Denizli’nin sağlıklı düşünmeye ihtiyacı var. “Başkan isterse giderim” ile uğraşmayı bırakmalı. Çünkü ciddi bir kredisi bulunuyor. Bence ilk olarak bu 4-3-3 sevdasından vazgeçmeli. Görüyoruz üç forvette oynatmadığı oyuncu yok. Nihat, Yusuf, ... Herkesi kullandı. Yedekten gelen Nonda bile Beşiktaş’tan fazla gol attı. Beşiktaş’ın üç golünden ikisi ceza sahasından üstelik. Demek ki takım üretemiyor. İlginçtir şu an Fenerbahçe ve Galatasaray’dan daha az pozisyon veriyorlar. Yani bir yerde yanlışlık var. Bence oyun şablonu değişmeli. 4-4-2 olur, 4-1-3-2 olur. Yeter ki sahaya sadece santrfor oynayabilecek (Bobo ve Nobre gibi isimler sürülsün. Kadroya, eldeki malzemeye göre sistem kurulsun. Savunmaya dikkat Özgür çocuklar diye başlıyorum Galatasaray’a. Teknik Direktör Rijkaard kaleciye “Aman gol yeme”, stoperlere “Aman geçit vermeyin”, orta sahadaki ikili ve ’a da “Aman öndeki özgür çocukların açıklarını kapatın” diyor. Öndeki sekiz oyuncuya da (Dört demedim çünkü kulübeden gelenler de aynı kalitede. Birşey farketmiyor) “tabelayı değiştirin” talimatını gönderiyor. Kaleci yemiyor. Bekler serbest bir şekilde gidiyor, istediğini yapıyor. Stoperler duran top dışında ileri çıkmıyor. (Mesela Servet eskiden çok giderdi artık izin alarak karşı tarafa geçiyor.) Orta saha hocanın dediğini harfiyen yerine getiriyor. Öndeki özgür çocuklar da işi bitiriyor. Galatasaray maça başlıyor. Öndeki dört özgür takımı öne geçiriyorlarsa, farkı ikiye üçe çıkarıyorlarsa ve Beşiktaş maçı gibi Rijkaard’ın değişiklikleri orta saha için oluyor. Forvetten çıkarıp, defansif yönü güçlü isimleri koyuyor. Oyun 0-0 gidiyorsa Ankaraspor ve maçları gibi öndekilerden üç tane çıkıyor, yenileri giriyor. Şu ana kadar da sonradan girenlerin hepsi sonucu değiştiriyor. Yani beklentiye cevap veremeyen olursa yenisi kulübede hazır. Geçen yıl ilk yarıda serüvenleri vardı ya, öndekiler çok formdaydı. Lincoln, Kewell, Arda ve Baros. Aynı düzende devam ediyor Galatasaray. Üç maçta verilen 12-13 pozisyon ise Galatasaray adına düşündürücü. Özellikle beklerle, stoperlerin arasına atılan toplarda problem var. Bunları çözmesi gerekiyor Galatasaray takımının. 579448 71 yaşında, karısının genç bakıcısıyla evlendi 71 yaşında, karısının genç bakıcısıyla evlendi 23.09.2009 Manisa'nın Turgutlu ilçesinde 21 yaşındaki Melike Yıldırım eşine bakıcılık yaparken tanıştığı kendinden 50 yaş büyük adamla evlendi. Turgutlu'da at arabacılığı yaparak zor şartlarda geçimini sağlayan 71 yaşındaki Nuri Yıldırım hasta ve yatalak olan eşinin bakıcısı 21 yaşındaki Melike Yıldırım ile eşi öldükten kısa süre sonra evlendi. İlk görüşte birbirlerinden hoşlandıklarını anlatan çiftin evliliğine Nuri Yıldırım'ın çocuğu karşı çıktı. Melike Yıldırım'ın ailesi ise bakıcılık yaparak geçimlerini sağlayan kızlarının 'evinin hanımı' olacağı ve yıllardır çalıştığı eve gelin gidecek düşüncesiyle sessiz kaldığı öne sürüldü. Aralarındaki 50 yaşa rağmen büyük bir aşk yaşadıklarını söyleyen Nuri Yıldırım, Halis Toprak ve eşine de destek vermeyi ihmal etmedi. Yıldırım "Allah kimseyi yalnız bırakmasın. Halis Toprak'a tepkileri çok yersiz buluyorum. İnsanın karşısına aşkın ne zaman çıkacağı ve bunun kim olacağını kimse belirleyemez" dedi. Melike Yıldırım 50 yaş farkına rağmen, eşiyle çok mutlu olduklarını söyledi. Yayın tarihi: 580925 Obama'ya destek arttı mı düştü mü? ABD'de yapılan bir anket, Başkan Barack Obama'ya kamuoyu desteğinin Afganistan ve dış politika konularında azaldığını, ancak sağlık reformu ve ekonomi konularında arttığını ortaya koydu. The Wall Street Journal gazetesi ve NBC'nin geçen hafta içinde ortak düzenlediği ve 1000'den fazla kişinin görüşünün alındığı anket, ekonominin yeniden düzelmeye başladığı yönünde bir iyimserliğe işaret ediyor. Obama'nın politikalarına genel desteğin Ağustos'tan bu yana yüzde 51 oranında sabit kaldığını yazan gazete, ankette Obama'ya bazı güçlü uyarıların da yer aldığını belirtirken, Obama'nın ilk kez bağımsız seçmenler nezdinde desteğini yitirdiğini ifade etti. Buna göre, bağımsız seçmenlerin yüzde 46'sı Obama'nın politikalarını onaylamazken, yüzde 41'i onaylıyor. Geçen temmuz ayında yapılan anketteyse, bağımsız seçmenlerin Obama'nın politikalarına verdiği destek yüzde 49'ken, desteklemeyenlerin oranı yüzde 38'di. ABD'de 2010'da düzenlenecek Kongre seçimleri yaklaşırken, ankete göre bağımsız seçmenler, yüzde oy farkıyla Kongrede Cumhuriyetçilerin çoğunluk olmasından yana. Gazete, Obama'nın izlediği dış politikaya desteğin de, Temmuz ayındaki yüzde 57'lik orandan yüzde 50'ye düştüğünü yazdı. Anket, Amerikan halkının Afganistan'da zafer umutlarına dair karamsar tavır sergilediğini de ortaya koydu. Katılımcıların yüzde 59'u, savaşın başarıyla sonuçlanacağından "daha az emin" olduklarını ifade ederken, yüzde 51'i de, Afganistan'a daha fazla asker gönderilmesine karşı çıkıyor. Ekonomi alanında ise gazeteye göre, Amerikan halkı "sevinç çığlıkları" atmıyor, ama genel tavırda bir düzelme var. Ankete katılanların yaklaşık 4'te 1'i ekonominin durumundan memnuniyetlerini dile getirirken, bu rakamın temmuzdaki ankete göre 10 puanlık artışa tekabül ettiği bildiriliyor. Katılımcıların yüzde 35'i ekonominin dibe vurduğu görüşünü dile getirirken, temmuzdaki ankette ise bu rakam yüzde 27'ydi. Ankete katılanların, yüzde 34'e karşı yüzde 45 oranla, Obama'nın ekonomik teşvik paketinin "kötü bir fikir" olduğu yönünde görüş belirtmesinde karşın, yüzde 43'e karşı yüzde 46'lık kesim, teşvik paketi olmasaydı piyasada durgunluğun daha kötü olacağını düşünüyor. "HALKIN YÜZDE 38'İ AFGANİSTAN'DAN DERHAL ÇEKİLMEKTEN YANA" Gazete, Afganistan konusunda nasıl bir politika izlenmesi gerektiği konusunda Washington'da yürütülen yoğun tartışmaların halka da yansıdığını, bu konuda Amerikan halkı arasında bir bölünmenin görüldüğünü yazdı. Ankete göre, Afganistan politikasını "biraz başarısız ya da çok başarısız" bulanların oranı yüzde 49, başarılı bulanların oranı yüzde 46, çok başarılı bulanların oranıysa yüzde olarak belirlendi. Afganistan'da olası bir başarısızlığın ABD'yi saldırıya açık hale getireceği kaygılarının hatırlatılması üzerineyse, katılanların yüzde 45'i ABD'nin Afganistan'daki savaşa aktaracağı insan gücü ve kaynağa rağmen, bunun karşılığını çok az göreceği endişesini taşırken, yüzde 44'ü El Kaide ve Taliban'a karşı yeterli mücadelenin verilmeyeceği ve bu yüzden saldırıya açık hale geleceği endişesini dile getirdi. Katılımcıların yüzde 38'i Afganistan'dan derhal çekilmekten yana görüş bildirirken, yüzde 55'lik oransa çekilmeye karşı olduğunu belirtti. "SAĞLIK REFORMUNA DESTEK ARTTI" Gazeteye göre, sağlık reformu konusundaysa Obama'nın son dönemde göstermiş olduğu çabalar sonuç vermişe benziyor. İş olanakları yaratılması ve ekonomik büyümenin Washington'un öncelikli görevi olması gerektiğini düşünenlerin oranı, temmuzdaki yüzde 38'den yüzde 30'a düşerken, sağlık reformunu öncelik olarak görenlerin oranı yüzde 14'ten yüzde 21'e fırladı. Obama'nın sağlık konusundaki politikasını desteklemeyenlerin oranı geçen ay yüzde 47 destekleyenlerinki ise yüzde 41 düzeyindeydi. Son ankette ise, destek oranı yüzde 45, desteklemeyenlerin oranıysa yüzde 46 olarak belirlendi. Yüzde 39'a karşı yüzde 41'lik oran, sağlık reformuna karşı kötü fikir beslerken, temmuz ve ağustostaki anketlerde bu oran yüzde 36'ya karşı yüzde 42'ydi. Buna karşın, katılımcıların yüzde 45'i statükodan ziyade yeni planın hayata geçirilmesini savunurken, yüzde 39'u mevcut sağlık sisteminden yana görüş bildirdi. Sağlık reformu planının, bu konudaki hayat kalitelerini değiştirmeyeceği ya da geliştireceği yönünde görüş dile getirenlerin oranı yüzde 53 olarak belirlenirken, kalitenin düşeceğini savunanların oranı, ağustostaki yüzde 40'lık orandan daha da düşerek yüzde 36'da kaldı. "DEMOKRATLARA DESTEK HALA DAHA FAZLA" Anket, seçimler bir yılını doldurmak üzereyken, Demokratların Cumhuriyetçilere oranla siyasi desteğinin sürdüğünü de ortaya koydu. Katılımcıların yüzde 41'i Demokratlara karşı olumlu görüş dile getirirken, Cumhuriyetçilerden yana olanların oranı yüzde 28'de kaldı. Kongreyi kimin kontrol etmesi gerektiği konusunda ise birbirine yakın oranlar çıktı. Demokratlardan yana görüş bildirenler yüzde 43, Cumhuriyetçilerden yana olanlarsa yüzde 40 oldu. Temmuzda Demokratların Cumhuriyetçilere karşı yüzde 39'a karşılık yüzde 46'lık üstünlüğü bulunuyordu. AA 579886 İran'da cansız mankene yasak! 'da cansız mankene yasak! polisi, mağaza sahiplerine başörtüsüz ve vücut kıvrımları belli olan mankenler kullanmamaları talimatı verdi. Resmi haber ajansı İRNA’nın bildirdiğine göre, İslami giyim tarzından sorumlu ahlak polisi yayımladığı bildiride, "vücut hatları belli olan ve hicap takılmayan mankenlerin dükkanlarda kullanılması yasaklanmıştır" denildi. Bildiride, erkeklerin kadın iç çamaşırı satmasının da yasaklandığı belirtildi. Cumhurbaşkanı ’ın 2005’de iktidara gelmesinden beri İran polisi, sıkı dini giyim kurallarını uygulamada yetersiz kalan kadın ve erkeklerle mağazalar ve firmalara karşı baskıyı artırdı. 580033 Antalya Fener'den puan istiyor! Haberi Ekle Antalya Fener'den puan istiyor! 23/09/09 10:35 Hasan Akıncıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Antalyaspor'un Fenerbahçe ile sahasında oynayacağı maçın hazırlıklarını sürdürdüğünü belirtti. Antalya'da hem havaların iyi, futbolcuların da morellerin yerinde olduğunu anlatan Akıncıoğlu, Fenerbahçe maçının hazırlıklarının neşe içinde sürdüğünü ifade etti. Akıncıoğlu, ''Sorunumuz yok. Fenerbahçe ligin en güçlü takımlarından biri. İki takım arasında çok zor bir mücadele olacak'' dedi. Akıncıoğlu, Fenerbahçe'nin çok güçlü bir takım olduğunu, ancak Antalyaspor'un maçta en iyi sonucu alacak şekilde mücadele edeceğini vurguladı. Fenerbahçe ile yapacakları maçın çok önemli olduğuna işaret eden Akıncıoğlu, şunları kaydetti: ''Fenerbahçe maçında hedefimiz galibiyet. Ama Fenerbahçe'den alınacak her puan bizim için başarı olacak. Bu maçta seyirci avantajımızı kullanmaya çalışacağız. Takımda tüm futbolcular çok hırslı. Fenerbahçe karşısında futbolcular en iyi performansını sergileyecek. Futbolcular maçtan puan veya puanlar almaya azimli. Bizim için önemli bir müsabaka. Fenerbahçe'nin yıldızlaşmış oyuncuları var. Bunlara karşı gerekli önlemleri alıp sonuca gideceğiz.'' 579860 Beykoz ve Bağcılar'da trafik kazası: ölü 34 KJL 7338 plakalı kamyonun sürücüsü Ahmet Kuzey, aracı arızalanınca TEM Otoyolu Kavacık bölümündeki park alanına yanaştı. Bu sırada Ankara istikametinde ilerleyen Aydın Şengül (43) yönetimindeki 34 FC 7338 plakalı de kamyona arkadan çarptı. Otomobilde sıkışan Şengül olay yerinde hayatını kaybetti. Şengül'ün cesedi, itfaiye ekipleri tarafından çıkartılarak, ambulansla Şişli Etfal ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Öte yandan, Bağcılar Fevzi Çakmak Mahallesi Fatih Caddesi üzerinde indiği yolcu minibüsünün önünden karşıdan karşıya geçmek isteyen Ayşe Kocaman, 34 BU 7179 plakalı kamyonun çarpması sonucu hayatını kaybetti. Olay yerinden kaçan kamyon sürücünün yakalanmasına çalışılıyor. 579299 AİHM Türkiye'yi Mahküm Etti AİHM Türkiye'yi Mahküm Etti Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, "Türkiye mülkiyet haklarını ihlal etti" kararı verdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Kıbrıslı 18 Rum vatandaşının Türkiye aleyhine açtığı davayı sonuçlandırdı. Mahkeme, Türkiye'nin mülkiyet haklarını ihlal ettiğine karar verdi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin mülkiyet hakkıyla ilgili maddesinin ihlal edildiği görüşüne varan mahkeme, ihlal ile ilgili maddi tazminat kararını ileri bir tarihte vereceğini açıkladı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne 1990 ile 1999 yılları arasında şikayette bulananlar, 1974 yılında yapılan barış harekatının ardından, bir daha evlerine geri dönememelerini gerekçe göstererek, Türkiye'nin insan hakları ihlalinde bulunduğunu ileri sürmüşlerdi. Mahkeme, geçen yıllarda aldığı bir kararda, Güney Kıbrıs Rum Kesiminden mülkiyet iddiaları ile ilgili Türkiye aleyhine açılacak davalarda, KKTC'de kurulan taşınmaz mal tanzim komisyonunun muhatap alınması görüşünü benimsemişti. Strasbourg'daki diplomatik kaynaklar, bugünkü davaların görülmesine tanzim komisyonu kurulmadan önce karar verildiğine dikkati çekerek, Rumların daha sonraki mülkiyet davalarını komisyona yönlendirmesinin beklendiğini belirtiyor. 580614 bağ evinin sahibi konuştu 17 yaşındaki 'u öldürdüğü suçlamasıyla tutuklanan Cem Garipoğlu'nun firarda olduğu 190 gün boyunca Tekirdağ'ın Çorlu ilçesine bağlı Sarılar Köyü'ndeki bir bağ evinde kaldığı yönündeki iddialar, evin sahibi tarafından yalanlandı. (DHA) -- Bağ evinin sahibi 69 yaşındaki Nazmi Sular, "Ben Cem Garipoğlu ve ailesini tanımam, bilmem. Onlarla hiçbir yakınlığım yok. Hiçbir şekilde burada bize ait evde kalmamıştır" dedi. cinayetinin ardından ortadan kaybolan ve cinayet şüphelisi olarak Kırmızı Bülten'le her yerde aranan Cem Garipoğlu'nun firarda bulunduğu bu süre boyunca Çorlu'ya bağlı Sarılar Köyü Göleti yanındaki bir bağ evinde kaldığı yönündeki iddialar, ev sahibi Nazmi Sular'ı şaşkına çevirdi. Köy muhtarının kendisini arayıp bağ evinin fotoğraflarının gazetelerde yer aldığını söylemesi üzerine Nazmi Sular, jeneratör ve aküsü ile aydınlatılan köydeki bağ evine geldi. Ankara oturduğunu söyleyen Nazmi Sular, "Bu ev Çorlu'da eczacılık yapan kardeşim Mualla Sular ile bana ait. Ben Ankara'da oturuyorum. Yazları Çorlu'ya geliyorum ve kardeşimin evinde kalıyorum. Ara sıra da bağ evine geliyorum. Sabah evden çıkarak bağ evine doğru yola koyuldum. Bağ evine gitmeden önce aracımın lastiğini tamir ettirmek için bir oto lastik tamircisine uğradım. Bu sırada köy muhtarı Şahin Nas beni aradı ve evin fotoğrafının gazetede çıktığını söyledi. Şoke oldum. Ben Cem Garipoğlu ve ailesini tanımam, bilmem. Hiçbir akrabalığım ve yakınlığım yoktur" dedi. Cem Garipoğlu'nun böyle buna benzer başka bir yerde kalmış olabileceğini belirten Sular, "Kimsenin aklına gelmez böyle bir yerde kalacağı. Ancak hiç bir şekilde burada bize ait evde kalmamıştır. Kalması da mümkün değildir. Ancak bu iddialarla bizim evimizin reklamı oldu" diye konuştu. Köy Muhtarı Şahin Nas ise asılsız haberler nedeniyle Sarılar Köyü'nün adının kötüye çıkarıldığını söyledi. Gerçek dışı iddialar nedeniyle hem köy halkının hem de evin sahiplerinin mağdur olduğunu kaydeden muhtar Şahin Nas, "Burada böyle bir şeyin olma ihtimali hiç yok. Burası küçük bir yer. Herkes tarlasında, mutlaka birileri bunu görürdü, konuşurdu. Böyle bir suçlama ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu da gerek beni gerekse köy de yaşayan halkımızı son derece üzmüştür" dedi. 580388 'Başbuğ'un siyasete girmesi doğru değil' CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un ''demokratik açılım konusunda televizyonlarda yapılan tartışmaları izlemeyin'' yönündeki açıklamasına katılmasının mümkün olmadığını belirtti. Okay, ''TSK'nın bu kadar güncel siyasetin içinde yer almasını doğru görmüyorum'' dedi. Düzenlediği sohbet toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Okay, iktidarın ''demokratik açılım'' konusunda ciddi bir kafa karışıklığı içinde olduğunu savunarak, ''Gideceği yeri meçhul olan gemi, akıntıya kapılmış vaziyette'' diye konuştu. ''Açılım'' sürecinin isimlendirilmesi, açık ya da kapalı oturum konularında çelişkiler yaşandığını ifade eden Okay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın en son, konunun, TBMM'de açık oturumda tartışılacağını söylediğini anımsattı. CHP'nin açık oturumdan yana olduğunu belirten Okay, ''Açık oturuma dönmüş olmalarını önemli bir gelişme olarak kabul ediyorum. Ama neyi söyleyecekleri çok önemli. Gizli oturumda söyleyecekleriniz ile açık oturumda söyleyecekleriniz arasında fark mı olacak?'' diye sordu. Sınır ötesi operasyona izin veren tezkerenin süresinin uzatılıp uzatılmaması sürecinde de ''benzer bir kafa karışıklığı'' yaşandığını ileri süren Okay, en son tezkerenin TBMM gündemine geleceğinin söylendiğini ifade etti. Okay, ''Niçin böyle bir mahcup tavır içindesiniz, kamuoyundan neyi saklamak istiyorsunuz?'' dedi. Hakkı Süha Okay, hükümetin kafa karışıklığından kurtulması gerektiğini belirterek, ''Siyasal iktidar, projesini (demokratik açılım) muhtemelen ABD ile paylaşacak. Bu projenin temel dayanağı ABD'nin Kuzey Irak'tan çekilmesidir. Onun için de doğrudan ilgili olan ABD ile bunu paylaşacak ve yeni rota çizecekler. Belki düşüncelerini orada netleştirecek ve Türkiye'de böyle bir sunumda bulunacaklar'' görüşünü dile getirdi. BAŞBUĞ'UN GEZİSİ Okay, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un bayramda Güneydoğu ziyareti sırasında ''tartışmalara çok da itibar etmeyin, hatta televizyon dahi izlemeyin'' yönünde açıklama yaptığının belirtilmesi üzerine de Başbuğ'un basın mensuplarını alarak böyle bir ziyaret yapmasının ''birşeyler açıklamak amacı taşıdığını'' ifade etti. Okay, şunları söyledi: ''Sayın Genelkurmay Başkanı '2006 yılındaki açıklamamızın arkasındayız' da diyor. Siyasetçilerin TSK'nın bu tür açıklamalarını siyasi platforma çekip tartışmasını doğru görmüyorum. TSK'nın da bu kadar güncel siyasetin içinde yer almasını doğru görmüyorum. Bu bir süreçtir. Bu sürecin içerisinde anayasa değişikliği olacaksa bu Türkiye'de çok ciddi bir ayrışmanın başlangıcı olabilir. Onun için bugünün değil, geleceğin hesabını herkes yapmak durumundadır. Bu süreç, Türkiye'de ilk kez insanların etnik kimliklerinden dolayı sorgulandığı bir süreç haline dönüşmüştür. Bu süreç içerisinde 'bu tartışmaları izlemeyin' düşüncesine katılmak mümkün değildir. Demokraside herkes özgürce düşüncesini ifade edecektir. Bu, Türkiye için önemli bir tartışma platformu olmuştur. Vatandaşın kendi tercihidir, ister dinler, ister dinlemez.'' ''ONE MİNUTE, TARİH OLDU'' Hakkı Suha Okay, ''Başbakan Erdoğan'ın ABD'de Yahudi lobisi ile görüşmesi, 'one minute' konusunun geride kaldığı şeklinde yorumlandı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine de şu görüşleri dile getirdi: ''One minute geride kaldı, tarih oldu. Peki one minute'den sonra milli kahraman gibi karşılanan Sayın Başbakanı karşılayanlar aynı şekilde karşılayacak mı? One minute kahramanı Başbakan aynı şekilde karşılanacak mı? Davos'ta 'one minute' deyip kızan Başbakan ABD'ye iner inmez ayağının tozuyla Musevi lobisini ziyarete gitti. Geride mi kaldı, yoksa bir özür ziyareti midir?'' Türkiye'nin BM Atom Enerji Komisyonu'nda İsrail'in nükleer gücünün sınırlandırılması ile ilgili oylamada çekinser tavır takındığını da anımsatan Okay, ''O da one minute'nin başka bir bedeli olsa gerek'' görüşünü dile getirdi. 579906 Futbolu bırakıyor iddiası gündeme bomba gibi düştü Futbolu bırakıyor iddiası gündeme bomba gibi düştü 'nun futbolu bırakacağı iddiası gündeme bomba gibi düşerken; Brezilyalı futbolcu, yaptığı açıklamayla iddiaları yalanladı. İspanyol basınında futbolu bırakacağı yönünde haberler çıkan Ronaldinho, AC Kulübü'nün resmi internet sitesine yaptığı açıklamada, çıkan haberlerin asılsız olduğunu söyledi. Brezilyalı futbolcu, "Sansasyon yaratmak için yapılan bir haber. Futbol oynamaktan zevk alıyorum ve sözleşmem sona erene kadar da 'da futbol oynamayı sürdüreceğim" dedi. 29 yaşındaki Ronaldinho'nun, AC Milan'la 2011 yılına kadar sözleşmesi bulunuyor. 580374 Pop müziğin yaşayan efsaneleri birarada Pop müziğin yaşayan efsaneleri biraradaÇağla ERDİNÇ/KÜÇÜKKUYU (Çanakkale), (DHA) 'nin İlçesi'ne bağlı Küçükkuyu Beldesi'nde bir araya gelen Türk pop müziğinin öncülerinden Erol Büyükburç, Berkant ve İskender Doğan, şarkılarıyla sevenlerine unutulmaz bir bayram yaşattı. Bayram boyunca Gültur Motel'de sahneye çıkan efsanevi üçlü, Küçükkuyu'nun bir oksijen cenneti olduğunu ve gördükleri ilgiden oldukça memnun kaldıklarını söyledi. Her gün yeni bir şarkıcının çıkıp sonra da kaybolmasına sitem eden Erol Büyükburç, yeni nesil şarkıcılar için “Onlar genetiği değiştirilmiş biz ise organiğiz” diyerek şakayla karışık kalıcı olmasının sebebini açıkladı. Son zamanlarda gündemde olan demokratik konusunu değerlendiren Büyükburç, “Bu ülke tecrübelidir. Bu ülke de insanlar birbirlerini sever ve et tırnak olmuştur. Biz birbirimizden kopmak için değil birbirimizi daha çok sevmek, birbirimize daha çok sarılmak durumunda olan bir topluluğuz. Bizi mütemadiyen birbirimizden ayırmaya çalışıyorlar, ortaya sürekli bir şeyler atıyorlar” diye konuştu. İskender Doğan da, “Bu hikayeleri dış güçlerin kışkırtmasından başka bir şey değil. Bütün amaçları Atatürk’ün kurmuş olduğu Cumhuriyet içerisinde yaşayan herkesi bölmek, parçalamak, farklılaştırmak için yeni bir mücadele var” dedi. Sıcak tavırlarıyla izleyenleri kendilerine hayran bırakan pop müziğinin efsaneleri, en kısa zamanda yeni çalışmalarıyla sevenleriyle buluşacaklarını da belirtti. Erol Büyükburç son çalışmaları hakkında bilgi verirken yıl sonunda çıkacak olan yeni albümünde Yunus Emre'ye ait ilahileri senfonik olarak okuyacağını ve CD'nin de yıl sonunda piyasaya sürüleceğini dile getirdi. 579557 Dönüyorlar ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Dönüyorlar Ramazan Bayramı ile birlikte yaz tatili de biterken, yurdun değişik bölgelerinden memleketlerine dönmeye başlayan vatandaşlar, vapur iskeleleri ve otoyollarda uzun kuyruklar oluşturdu. TEM Otoyolu'nun Ankara-İstanbul yönünde trafik yoğunluğu yaşandı. Dün öğleden sonra daha da artan yoğunluğun, otoyolun İstanbul-Ankara istikametinde yaşanmadığı görüldü. Öte yandan, D-100 kara yolunun Bolu Dağı kesiminde etkili olan sis ulaşımı olumsuz etkiledi. Sis nedeniyle görüş mesafesi zaman zaman 15 metreye kadar düştü. 23.09.2009 580085 Edirne'de çeltik hasadı başladı Bölgede etkili olan yağışlar nedeniyle geciken çeltik hasadı bayramın üçüncü gününden itibaren başladı. Ülkemizin pirinç ihtiyacının yüzde 50'sini karşılayan Edirne bölgesinde üreticiler tarla başında yoğun mesai harcıyor.İpsala Çeltik Üreticileri Birliği Başkanı Ali Soydan, bölgelerinde çeltik hasadına başlandığını söyledi. Hasadın bayramın üçüncü gününde başladığını belirten Soydan, çalışmaların yoğun bir şekilde devam ettiğini kaydetti. Çeltik üreticisinin hasat dönemindeki yağışlar olumsuz etkilendiğini kaydeden Soydan, yağışlar ve rüzgâr sonucunda çeltiğin yan yattığını belirtti. Yeni dönemde üretimden pek umutlu olmadıklarını dile Soydan, "Yağışlar nedeniyle tarlalar sular altında kaldı. Çeltikte yatma oldu. Bunun olumsuz etkisi olacak. Yere yatan çeltik taneleri doldurmaz. Üreticileri çok umutlu değiliz." dedi. Edirne Ziraat Odası başkanı Cengiz Yorulmaz, Edirne'de hasat döneminin başladığını ifade ederek, bu çeltik veriminin iyi olacağını tahmin ettiklerini belirtti. Yorulmaz, ''Son yağışlar nedeniyle çeltikte bazı alanlarda yatmalar oldu. Bundan sonra çeltiğin yağışa ihtiyacı yok. İnşallah yağışlar olmazsa çiftçimiz ürününü rahat rahat biçer. Ama çeltikteki verim bu yıl çiftçimizin yüzünü güldürecek." açıklamasında bulundu. Çeltik üreticisi Turgut Tosun ise bu yıl üretimin dekar başına 750 ile 800 kilogram arasında değiştiğini ifade etti. Tosun, şunları söyledi: "Tahmini dekar başına 750 ile 800 kilogram arasında değişiyor. Yüzde 60 oranında randıman var. Şu anda oturmuş net bir fiyat yok. Bu nedenle tüccarların her biri farklı bir fiyat veriyor. Hava şartlarından dolayı malımızı kurtarmaya çalışıyoruz. Değişen hiçbir şey yok. Maliyetler yükseldi. Gübre ve mazot fiyatları yüksek. Kışın gübreyi aldık yazın fiyatları yükselir diye. Bin 400 civarında maliyeti oldu. Maliyetlerin yüksekliğine göre elde edilen verim yüksek değil." 580379 Şaşkın Orkinos Şaşkın Orkinos 23.09.2009 14:31 Davut AKTAŞ SAMSUN (AHT) Yolunu şaşıran dev Orkinos, Marmara Boğazı'nı geçerek ulaştığı Karadeniz sularında Samsunlu balıkçıların ağına takıldı. Dev Orkinos, iki asgari ücretin toplamından fazla fiyatla satışa sunuldu. Genellikle Ege ve Marmara denizlerinde avlanan Orkinos balığı, yolunu şaşırınca Karadenizli balıkçıların ağına takıldı. Marmara Boğazı'ndan Karadeniz sularına giren ve Samsunlu balıkçılar tarafından avlanan 80 kilo ağırlığındaki şaşkın Orkinos balığı, kilosu 15 liradan satılıyor. Balıkçı İbrahim Canikli, Ege ve Marmara'da avlanan Orkinos'un genellikle Japonya'ya ihraç edildiğini belirterek, "Orkinos Japonya'da ünlü yemekleri suşi olarak restoranlarda sunuluyor. Japonlar ayrıca, eti de çok lezzetli olan bu balığı beyin gelişimine faydası olduğu için çocuklarına da yediriyor. 80 kiloluluk bu balıktan yaklaşık bin 200 TL'lik gelir bekliyoruz" dedi. 580932 Merkezi Yönetim borç stokunda son durum Hazine Müsteşarlığı, 31 Ağustos itibariyle merkezi yönetim brüt borç stoku verilerini açıkladı. Temmuz sonunda 414.6 milyar TL olan merkezi yönetim brüt borç stoku, Ağustos sonunda 424.7 milyar TL’ye çıktı. Ağustos ayında borç stokunun 296.4 milyar TL tutarındaki kısmı Türk Lirası cinsinden, 127.9 milyar TL tutarındaki kısmı döviz cinsinden ve geriye kalan 0.4 milyar TL tutarındaki kısmı ise dövize endeksli borçlardan oluştu. -BORCUN YÜZDE 58.1’İ İÇ PİYASAYA- Brüt borç stokunun yüzde 58.1’i iç piyasaya, yüzde 16.1’i ise kamu kesimine olan iç borçlardan oluştu. İç borç stoku yıl sonuna göre 40.6 milyar TL artarak 315.4 milyar TL’ye çıktı. Bunun 246.9 milyarı piyasaya, 68.5 milyarı kamu kesimine olan borçlardan meydana geldi. Dış borç stoku Ağustos sonunda yıl sonuna kıyasla 3.8 milyar TL artarak 109.3 milyar TL oldu. Bunun 62.2 milyar TL’si tahvil borçlarından oluştu. Geriye kalan 47.1 milyar TL’lik dış kredi borçlarının 11.8 milyar TL’si IMF’ye olan borçlardan meydana geldi. Dolar bazında bakıldığında merkezi yönetim brüt borç stoku 285 milyar dolar, iç borç stoku 211.7 milyar dolar, dış borç stoku 73.3 milyar dolar oldu. 580555 "One minute" güvensizliği devam mı ediyor? Türkiye ve Davos'ta geçen yıl yaşanan krizi atlattı mı? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'de Yahudi lobileriyle bir araya gelmesi, bu soruyu tartışmaya açtı. Erdoğan'la görüşen Yahudi lobisinin önemli kuruluşlarından İnkar ve İftiraya Karşı Birlik Başkanı Abraham Foxman, "Davos krizi tarihe gömüldü" dedi. Peki hükümeti tarafından da yaklaşım aynı mı? İsrailli politika profesörü Gerald Steinberg, durumu CNN TÜRK'e değerlendirdi; "Kriz geçti ancak güvensizlik devam ediyor" dedi. 580657 "G.Saray'ın önünde olmalıyız" "G.Saray'ın önünde olmalıyız" AA Giriş Saati 23.09.2009 14:12 Güncelleme 23.09.2009 14:54 Fenerbahçe'nin Brezilyalı futbolcusu Cristian Baroni, UEFA Avrupa Ligi, Türkiye Kupası ve Turkcell Süper Lig'de hedeflerinin şampiyonluk olduğunu söyledi. Can Bartu Tesisleri'nde antrenmandan sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cristian, ''Fenerbahçe için önemli olan lig mi, Avrupa Ligi mi?'' şeklindeki soru üzerine, Fenerbahçe'nin katıldığı her kulvarda mutlaka şampiyon olmak isteyeceğini vurgulayarak, ''O yüzden 'Bu olsa daha iyi, bunu arka plana atabiliriz' diye kesinlikle bir düşünce yok. Katıldığımız her turnuvada hedefimiz şampiyonluktur. UEFA Avrupa Ligi, Türkiye Ligi ve Türkiye Kupası'nda şampiyon olmak istiyoruz'' dedi. Brezilyalı futbolcu, takımın kazanmasına rağmen eleştirilmesiyle ilgili soru üzerine ise eleştirilere saygı duyduklarını, ancak kazanmalarının önemli olduğunu söyledi. Takım oturduktan sonra taraftarlarının istediği güzel oyunun geleceğini ifade eden Cristian, ''Eleştirilere saygı duyuyoruz, fakat saha içinde bizim yaptıklarımız önemli. Belki en iyi oynayan ekip değiliz, fakat maçları kazanabiliyoruz. Zamanla takımımız daha göze hoş gelen bir futbol oynayacaktır'' diye konuştu. İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçının ardından iki günlük izinde dinlendiklerini ve aileleriyle zaman geçirdiklerini kaydeden Cristian, hafta sonunda yapacakları Antalyaspor maçından puanla ayrılacaklarına inandığını söyledi. İKİLİ AVERAJDA GALATASARAY'IN ÖNÜNDE OLMALIYIZ Brezilyalı futbolcu, ilk haftalardan itibaren lig yarışının bu sene çok zorlu geçeceğinin görüldüğünü, şu anda ligde en güçlü ekiplerin Fenerbahçe ve Galatasaray olduğunu ifade etti. Cristian, maç maç düşünmeleri gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti: ''Çünkü lig yarışında rakibimiz sadece Galatasaray değil. Bütün ekiplere karşı aynı havayla oynamamız gerekiyor ki sezon sonunda mutlu sona ulaşalım. Elbette ki şampiyonluk yarışındaki ekiplere karşı -şu anda Galatasaray gibi gözüküyor- özellikle ikili averajda önde olmamız gerekiyor. Lig bu sene bayağı çekişmeli geçecek, sonunda biz ipi göğüslemek istiyoruz.'' Türkiye'ye kısa sürede uyum sağladığını, eşinin de İstanbul'a çabuk adapte olduğunu anlatan Cristian, takımda çok fazla Brezilyalı olduğu için kendisini 40 yıldır Fenerbahçe'de oynuyormuş gibi hissettiğini kaydetti. TAKIMIN KAZANMASI ÖNEMLİDİR Cristian, sahada ön planda olan biri olmadığını, kendisi için takımın kazanmasının önemli olduğunu söyledi. ''Özel hayatımdaki ben ile sahadaki ben çok fazla benzerlik gösteriyor'' diyen Brezilyalı futbolcu, ''Kendimi ön plana çıkarmayı isteyen biri değilim. Hedeflerim önemlidir. Hayatımda ailem ve benim mutluluğum önemlidir, onun için elimden geleni yaparım. Saha içinde de benim için takımımın kazanacağı maçlar önemlidir. Benim ön plana çıkmam önemli değil, önemli olan orada görevimizi yapmamız'' diye konuştu. Cristian, Beşiktaşlı Tabata ile ilgili bir soru üzerine de ''Tabata'yı Brezilya'dan tanıyorum. Şu anda yeni takımı iyi bir dönemden geçmiyor, eleştiri olacaktır. Şöyle bir gerçek var ki Tabata çok kaliteli bir oyuncu. Beşiktaş'a da faydalı olacaktır'' dedi. Yayın tarihi: 580908 Obama, Hatoyama ile görüştü BM Genel Kurulu toplantıları sırasında bir araya gelen Obama ile Hatoyama, Japon liderin daha önceki Amerikan karşıtı sayılabilecek açıklamalarına rağmen, iki ülke arasındaki dostluğun ve ittifakın devam edeceğinin mesajını verdi. Obama, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, ABD-Japonya ilişkilerinin, her iki ülke açısından da ekonomi ve güvenlik konularında bir köşe taşı teşkil ettiğini söyledi. Hatoyama da Obama'nın nükleer silahtan arınmış dünya hedefine övgüde bulundu ve ABD ile çalışmaya devam edeceklerini kaydetti. 580392 Fenerli Cristian: Hedef şampiyonluk Can Bartu Tesisleri'nde antrenmandan sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cristian, ''Fenerbahçe için önemli olan lig mi, Avrupa Ligi mi?'' şeklindeki soru üzerine, Fenerbahçe'nin katıldığı her kulvarda mutlaka şampiyon olmak isteyeceğini vurgulayarak, ''O yüzden 'Bu olsa daha iyi, bunu arka plana atabiliriz' diye kesinlikle bir düşünce yok. Katıldığımız her turnuvada hedefimiz şampiyonluktur. UEFA Avrupa Ligi, Türkiye Ligi ve Türkiye Kupası'nda şampiyon olmak istiyoruz'' dedi. Brezilyalı futbolcu, takımın kazanmasına rağmen eleştirilmesiyle ilgili soru üzerine ise eleştirilere saygı duyduklarını, ancak kazanmalarının önemli olduğunu söyledi. Takım oturduktan sonra taraftarlarının istediği güzel oyunun geleceğini ifade eden Cristian, ''Eleştirilere saygı duyuyoruz, fakat saha içinde bizim yaptıklarımız önemli. Belki en iyi oynayan ekip değiliz, fakat maçları kazanabiliyoruz. Zamanla takımımız daha göze hoş gelen bir futbol oynayacaktır'' diye konuştu. İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçının ardından iki günlük izinde dinlendiklerini ve aileleriyle zaman geçirdiklerini kaydeden Cristian, hafta sonunda yapacakları Antalyaspor maçından puanla ayrılacaklarına inandığını söyledi. ''İKİLİ AVERAJDA GALATASARAY'IN ÖNÜNDE OLMALIYIZ'' Brezilyalı futbolcu, ilk haftalardan itibaren lig yarışının bu sene çok zorlu geçeceğinin görüldüğünü, şu anda ligde en güçlü ekiplerin Fenerbahçe ve Galatasaray olduğunu ifade etti. Cristian, maç maç düşünmeleri gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti: ''Çünkü lig yarışında rakibimiz sadece Galatasaray değil. Bütün ekiplere karşı aynı havayla oynamamız gerekiyor ki sezon sonunda mutlu sona ulaşalım. Elbette ki şampiyonluk yarışındaki ekiplere karşı -şu anda Galatasaray gibi gözüküyor- özellikle ikili averajda önde olmamız gerekiyor. Lig bu sene bayağı çekişmeli geçecek, sonunda biz ipi göğüslemek istiyoruz.'' Türkiye'ye kısa sürede uyum sağladığını, eşinin de İstanbul'a çabuk adapte olduğunu anlatan Cristian, takımda çok fazla Brezilyalı olduğu için kendisini 40 yıldır Fenerbahçe'de oynuyormuş gibi hissettiğini kaydetti. ''TAKIMIN KAZANMASI ÖNEMLİDİR'' Cristian, sahada ön planda olan biri olmadığını, kendisi için takımın kazanmasının önemli olduğunu söyledi. ''Özel hayatımdaki ben ile sahadaki ben çok fazla benzerlik gösteriyor'' diyen Brezilyalı futbolcu, ''Kendimi ön plana çıkarmayı isteyen biri değilim. Hedeflerim önemlidir. Hayatımda ailem ve benim mutluluğum önemlidir, onun için elimden geleni yaparım. Saha içinde de benim için takımımın kazanacağı maçlar önemlidir. Benim ön plana çıkmam önemli değil, önemli olan orada görevimizi yapmamız'' diye konuştu. Cristian, Beşiktaşlı Tabata ile ilgili bir soru üzerine de ''Tabata'yı Brezilya'dan tanıyorum. Şu anda yeni takımı iyi bir dönemden geçmiyor, eleştiri olacaktır. Şöyle bir gerçek var ki Tabata çok kaliteli bir oyuncu. Beşiktaş'a da faydalı olacaktır'' dedi. 579536 Üretici bekletince fındığın fiyatı arttı NAZİF GÜRDOĞAN YAŞAR SÜNGÜ Üretici bekletince fındığın fiyatı arttı GİRESUN (A.A) Pazara ilk indiğinde 3,5 liradan satılan fındığın fiyatı, üreticinin ürününü bekletmesi sayesinde 4,7 liraya ulaştı. Giresun Ziraat Odası (GZO) Başkanı Özer Akbaşlı, Eylül ayının, piyasalarda fındık fiyatlarının oluşmasında çok önemli bir ay olduğunu belirterek, 'Çünkü fındığın her yıl ortalama 150 bin tonluk bölümü bu ayda pazara iniyordu. Fındık bu ayda oluşan fiyat üzerinden sezon sonuna kadar piyasada işlem görüyordu' dedi. Hükümetin fındık fiyatının serbest piyasa koşullarında oluşacağı yönünde karar alması üzerine ziraat odaları olarak üreticiye fındığını pazara az miktarda indirmeleri konusunda sürekli uyarıda bulunduklarını anlatan Akbaşlı, 'Üreticiye, Türkiye'nin, 2009 yılı tahmini fındık rekoltesinin 400 bin ton dolayında olduğu söyledik ve bu miktardaki fındığın da piyasalar için yeterli olmadığını vurguladık. Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) deposundaki fındığı, 2009 ürünü fındık satılana kadar piyasaya sürmeyeceğini ifade ettik. 15 Ağustos'ta pazara ilk indiğinde 3,5 liradan işlem gören fındık bugün 4,7 liraya kadar yükseldi. Burada üreticinin sabrı çok önemli” dedi. 'KAFALARDAKİ FİYAT LİRA' Akbaşlı, yeni ürün fındıktan piyasaya bugüne kadar 50 bin ton dolayında ürün indiğini tahmin ettiklerini ifade ederek, “Bu rakam önceki yılların üçte biridir. Üreticinin çağrımıza uyması ve ürününe sahip çıkması piyasadaki fındık fiyatlarını sürekli yükseltmektedir. Üretici bu kararını sürdürdüğü takdirde, ürününü arzuladığı fiyattan satabilecektir. Üreticinin kafasındaki fiyat liradır. Bu fiyatı bulması için her şey üreticinin elinde” dedi. 580662 Giresun çıkış istiyor! Haberi Ekle Giresun çıkış istiyor! 23/09/09 16:42 Levent Eriş, Kocaelispor karşılaşmasının hazırlıklarını İstanbul'da sürdürdüklerini ifade ederek, ''İyi bir kadromuz var, ama bir türlü sahadan istediğimiz sonuçla ayrılmayı başaramadık. Kazanmaya çok ihtiyacımız var. Üzerimizdeki bu baskıyı Kocaelispor karşılaşmasında atmak istiyoruz'' dedi. Hedefi olan bir takıma göreve geldiğini, Çaykur Rizespor'a mağlup olmalarına rağmen takımdaki başarıyı yakalayacak ışığı gördüğünü belirten Eriş, şunları söyledi: ''Çaykur Rizespor karşılaşmasındaki hakem etkenini artık konuşmak istemiyorum. Genç bir takım oluşturan Kocaelispor ile çok zorlu bir karşılaşma oynayacağız. Çok iyi kadromuz var. Sahamızın bakımda olması nedeniyle saha ve seyirci dezavantajı yaşıyoruz. Kuşkusuz karşılaşmalarımızı sahamızda oynayabilseydik, karşılaşmalara daha motive olur ve daha başarılı sonuçlarla ayrılabilirdik. Kocaelispor karşılaşmasıyla çıkışa geçmek istiyoruz. Bunun için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Oyuncularımıza güveniyorum. Kocaelispor karşılaşmasıyla lige yeni bir başlangıç yapmayı hedefliyoruz.'' Eriş, takımda kart cezalısı olan Hasan Üçüncü ve kaleci Eser Altun ile sakatlığı süren Fatih Şen ve Mehmet Yılmaz'ın Kocaelispor karşılaşmasında forma giyemeyeceğini sözlerine ekledi. 580320 Ağrıya duyarsız bebek dilini yedi Ağrıya duyarsız bebek dilini yedi Tıpta nadir görülen rahatsızlıklardan biri olarak görülen ağrıya duyarsızlık sendromu olan bir bebek, dilini ve parmaklarını yemeye başlayınca, diş doktoru tarafından dişleri kaplanarak, kendisine daha fazla zarar vermesi önlendi. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Mardinli bir ailenin 20 aylık erkek bebeği M.E, dişleri çıkmaya başladıktan sonra ilk olarak dilinin ucunu ve parmaklarını yemeye başladı. Dil ucunu yiyerek kalıcı hasar yaratan ve parmaklarını yemeye başlayan bebeğin ailesi, başvurdukları bir nöroloğun teşhisi koymasının ardından önlem alınması için (DÜ) Diş Hekimliği Fakültesine başvurdu. Hastanın tedavisini Pedodontoloji Servisi’ndeki arkadaşlarıyla yapan DÜ Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Behiye Bolgül, bebeğe ağrıya duyarsızlık sendromu teşhisi konulduğunu söyledi. Hastalığın çok nadir görülen bir sinir sistemi hastalığı olduğunu, ve ısıya duyarsızlık ve sık tekrarlayan yüksek ateş belirtilerinin bulunduğunu anlatan yrd. Doç. Dr. Bolgül, çocuğun kendisine zarar vermeye başladığını gören ailenin, konulan teşhisin ardından M.E’yi kendilerine getirdiğini belirterek, şunları anlattı: "’den gelen aile, 20 aylık bebeği, dilini ve parmaklarını yemeye başlaması üzerine bize getirdi. Çocuk ağrıya karşı duyarsız olduğu için herhangi bir acı duymadan vücuduna zarar verebiliyor. Bu rahatsızlık, genellikle iğne yapılırken çocuğun acı duymamasıyla fark ediliyor. M.E’nin ailesi de bunu fark etmiş, ayrıca çocuk çok sık ateşli hastalık geçirmiş. Çocuk bize getirildiğinde, ön dişleriyle dilinin ucunu koparmış, parmaklarına zarar vermişti." DÜ Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Behiye Bolgül, kendisine söylenenleri anlayacak yaşa gelinceye kadar çocuğun dişlerini keskin olmayan bir plaka ile kapladıklarını belirterek, "Şimdi parmakları iyileşti, ancak dilindeki zarar kalıcı. Belki ileride konuşmasını kısmen etkileyecek" diye konuştu. Çocuğun kendilerine erken getirildiği için şanslı olduğunu da ifade eden Bolgül, çocuğun durumunun erken aşamada fark edilerek önlem alındığını sözlerine ekledi. 580846 Açık oturum da muhalefeti tatmin etmedi Kürt açılımında şimdi tartışma Meclis'te yapılacak oturum. Açık mı olacak kapalı mı? Hükümet adına New York'ta Başbakan Erdoğan konuştu, "kapalı değil açık oturum yapılacak" dedi. Ama muhalefet bu karardan da memnun değil. Çünkü onlara göre asıl sorun güven eksikliği. Muhalefet partilerini sözcüleri "süreçte hükümete güvenmediklerini" açıkladılar. Tartışmanın nedeni hükümetin Meclis'te Kürt açılımını anlatmak için yapacağı oturum. Hükümet konuyu önce Meclis'te kapalı oturumda konuşmak istedi. Ama muhalefet tepki gösterdi. MHP, "suç da olsa kapalı oturumda konuşulan her şeyi kamuoyuna açıklarız" dediler. CHP de destek oldu. Ve sonunda hükümet kararını değiştirdi. Başbakan Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri'nde konuştu. dedi ama bu sözleri tartışmayı bitirmedi. Çünkü muhalefet açık oturuma da tepkili. MHPGrup Başkanvekili Oktay Vural, "hükümete güven yoktur" açıklamasında bulunurken, CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay ise, "CHP'nin görüşü açık oturum yapılmasıdır, milletten neyi saklıyorsunuz? Gizli oturumda sunmayı düşündüklerinizle açık oturumdakiler arasında fark mı olacak?" diye sordu. Başbakan'ın sözleri TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'e de soruldu. Şahin, "açık ya da kapalı buna karar verecek olan biz değiliz" dedi. 580660 Tayland'da Robson dönemi! Haberi Ekle Tayland'da Robson dönemi! 23/09/09 16:51 Manchester United'ın eski orta saha oyuncusu Bryan Robson'ın, teknik direktörlük kariyerinde ilk kez milli takım çalıştıracağı ve güneydoğu asya ülkesiyle yıllık anlaşma imzalandığı açıklandı. Tayland Futbol Federasyonu Başkanı Worawi Makudi, gazetecilere verdiği demeçte, ''Robson, bizim teknik direktörlük teklifimizden dolayı çok mutlu oldu ve teklifimizi kabul etti. Kendisiyle yıllık bir anlaşma yaptık. Asya Kupası'nda, olimpiyatlarda ve umarım ki 2014 Dünya Kupası'nda takımın başında yer alacak'' dedi. 580234 Çin'de Türkiye tanıtılacak İBRAHİM KARAGÜL HAKAN ALBAYRAK Çin'de Türkiye tanıtılacak İZMİR (A.A) National Geographic Traveller'ın Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki editasyonunda, İzmir'in de içinde bulunacağı özel Türkiye Bölümü'ne yer verileceği belirtildi. İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, yaptığı yazılı açıklamada, her yıl 40 milyonu aşkın Çinli turistin çeşitli ülkeleri gezdiğini, her tanıtımın, bu büyük pazardan yer almak adına çok önemli bir fırsat olduğunu kaydetti. Demirtaş, National Geographic Traveller'ın (NGT) Çin Halk Cumhuriyeti'nde yayımlanan editasyonunun 2009 Aralık Sayısı özel Türkiye Bölümü'ne yer verileceğini bildirdi.  Çin'de 500 bini aşkın tirajı olan derginin Baş Editörü Liao Min'in başkanlığındaki kişilik ekibin Türkiye'de yapacağı geniş kapsamlı çalışmada, İzmir ve İstanbul, Selçuk, Pamukkale, Aydın ve Bodrum'un yer alacağını anlatan Demirtaş, şunları kaydetti: 'Bu sayıda İzmir'in de yer alması bizim için çok önemli bir fırsat. İzmir'e yapılacak seyahat sırasında Kadifekale, Agora, Kemeraltı, Konak Meydanı, Kordon, Şirince Köyü, Selçuk'u kapsayacak bir gezi programı hazırladık. İzmir'in tarihi ve kültürel özellikleriyle ilgili bilgi dosyaları hazırladık. Arkeolog ve uzman arkadaşlarımız bütün İzmir gezisi boyunca kendilerine eşlik edecek. Ekibe gereken her türlü desteği vereceğiz. Her yıl 40 milyonu aşkın Çinli turist dünyayı geziyor ama Türkiye'nin bundan aldığı pay onbinlerle ifade ediliyor. Bu büyük pazardan pay almak istiyoruz. NGT'de Türkiye Özel Bölümü yayımlanması büyük bir fırsat.' 579602 Bebekler festivalde sergilenecek Bebekler festivalde sergilenecek BATMAN (AA) Batman'da üretilen ve tamamen el yapımı olan ören bebekleri, Altın Portakal Film Festivali'nde sergilenecek. Batmanlı usta Hamdullah Güneş'in hamur ve tahta parçalarından yaptığı ve kentin markası haline gelen ören bebeklere ilgi, her geçen gün biraz daha artıyor. İlköğretim okulu 4. sınıf öğrencisi olduğu sırada Nasrettin Hoca'nın bir heykelini yaparak bu işe başladığını belirten Güneş, halı yıkama atölyesinde topladığı eski halı atıklarından bebek yapmayı denediğini söyledi. Yöresel kıyafetlerle süslediği ören bebeklerinin ilk üretimini 1998 yılında yaptığını ifade eden Güneş, "Bebeklere ilgi her geçen gün artıyor. Altın Portakal Film Festivali'ne katılmamız istendi ve biz de kabul ettik. Yerli ve yabancı birçok festivalde bebekleri sergiledik. 2002 yılında bir fuara gittik ve ürünlerimizin hepsini Türkiye'nin tanınmış bir oteli aldı. 2005 yılında da Ankara Büyükşehir Belediyesince Atatürk Kültür Merkezinde sergilimiz yoğun ilgi gördü ve birinci seçildik" dedi. 579832 Satürn'ün halkaları bilimadamlarını hayrete düşürüyor Araştırmacılar, Satürn'ün halkalarının daha önce düz olduğunu düşünürken, Cassini'nin yeni gönderdiği görüntüler, halkalardaki bazı yükseltilerin bin-4 bin 500 metre yüksekliğe ulaştığını ortaya koyuyor. NASA'nın California Pasadena'daki Jet Motorları Laboratuvarından Cassini projesinde görevli Bob Pappalardo, yeni görüntülerin boyutlu gözlük takıp halkalara ilk kez boyutlu bakmak gibi olduğunu, bunların Cassini'nin geçtiği en önemli görüntüler olduğunu kaydetti. 11 Ağustosta güneş ışınları Satürn'ün halkalarının tam üzerindeyken çekilen görüntülerin, gezegenin güneş çevresindeki dönüşü sırasında sadece iki kez yakalanabilecek özel ve sihirli görüntüler olduğunu belirten NASA, bu özel dönence anında ışığın konumu dolayısıyla halkaların tüm çıplaklığıyla gözler önüne serildiğini açıkladı. Satürn, Güneş etrafında 10 bin 759 Dünya günü veya 29,7 Dünya yılında dönüşünü tamamlıyor. Satürn de Dünya gibi yılda iki kez dönence anı yaşıyor. Cassini'nin görüntü ekibinin başkanı Carolyn Porco da halkalardaki yükseltilerin en fazla günümüzün iki katlı binası yüksekliğinde olduğunu zannettiklerini, ancak yeni görüntülere göre bin metre yüksekliğinde duvarlar bulunduğunu belirtti. Cassini-Huygens projesi, Amerikan uzay kurumu NASA ile Avrupa Uzay Ajansı ESA ve İtalyan uzay kuruluşu tarafından ortaklaşa yürütülüyor. 580746 Kevin Costner'dan açılıma destek! 'dan açılıma destek! Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen, ünlü yıldızı 'ın "demokratik çalışmalarına tam destek verdiğini bildirdi. Sözen, yaptığı yazılı açıklamada, Costner'ı Ekim günü yapılacak AK Parti Büyük Kongresi'ne davet ettiklerini belirtti. Son günlerde ve dünya kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışılan demokratik açılım konusundaki gelişmeleri Costner'ın da izlediğini bildiren Sözen, şunları kaydetti: "Costner, AK Parti ve Başkanlığı ile temas kurarak, 'Türkiye'nin demokratikleşmesi ve insan haklarına verdiği değerin yeni bir ifadesi olan demokratik açılımı candan desteklediğini' söyledi. Demokratik açılım konusunda desteklerini dile getiren Costner'ı Ekimde AK Parti Büyük Kongresi'ne davet ettik. Ancak ünlü turnesinden dolayı çok arzu ettiği halde tarihte Türkiye'ye gelmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Belirlenmiş programından dolayı AK Parti Kongresi'ne gelemeyecek olan Costner, bunun yerine 16 Ekimde Türkiye'ye gelmeyi planladığını ve Türkiye'ye geldiğinde demokratik açılıma desteğiyle ilgili net mesajlar vereceğini söyledi." AYLIK NAVİGASYON PAKETİ HEDİYE 579884 Kürkçe müzik, kavga çıkardı Kürkçe müzik, kavga çıkardıSONER KARABULUT/BİGA(Çanakkale), (DHA) 'nin Biga İlçesi'nde bir nişan töreninde müzik çalınması gerginlik yaşattı. Kürtçe müziğe tepki gösteren ve ülkücü oldukları belirtilen bir grup Bigalı genç ile nişan töreninde bulunan doğu kökenli vatandaşlar arasında taşlı ve sopalı kavga çıktı. Polise destek olarak jandarma da bölgeye sevkedildi. Olay bigalı gençlerin sloganlar dağılmasının ardından son buldu. Olay, dün Biga Otogarı yakınlarındaki Şoförler ve Otomobilciler Odası Tesisi'nde meydana geldi. Bir nişan töreninde Kürtçe müzik çalınmasının ardından nişan törenine gelip müziğin kapanmasını isteyen ülkücü oldukları belirtilen bir gurupla nişan töreninde bulunan doğu kökenli vatandaşlar arasında bir tartışma çıktı. Tartışma büyüyerek taşların ve sopaların kullanıldığı kavgaya dönüştü. Durum, polis ekiplerine bildirildi. Polis ekiplerinin yaklaşık 45 dakika süren kavgayı havaya ateş açarak sonlandırdığı belirtildi. KAYMAKAM GÜNDOĞAN OLAYI DOĞRULAMADI  Biga Kaymakamlığının talimatıyla olası olayları önlemek için Emniyet güçlerine takviye olarak ilçe jandarma komutanlığına bağlı birlikten de yardım istendi. Çanakkale il merkezinden ekipleri bölgeye sevk edildi. Biga oto garı ve kapalı pazaryerinde bazı işyerlerinin camlarının kırıldığı olayda 15 kişinin yaralandığı iddiasını, Biga Kaymakamı Mustafa Gündoğan doğrulamadı. Olaylara karışan gençler, İstiklal Marşı okuyup ‘Kahrolsun Biga Kürtlere mezar olacak’ şeklinde sloganlar atarak dağıldı. 579855 Doğan'a kesilen cezalar haksız mı? Aydın Doğan’ın şirketlerine kesilen cezalar, tarhedilen vergiler, astronomik rakamlara ulaştı.. Gerçekten bu çapta cezalara alışık olmayan kamuoyunda, ister istemez “Tarhedilen vergiler ve cezalar intikam amaçlı mı?” soruları sorulmaya başlandı.. Doğan Grubu, büyük bir ustalıkla, cezaların sebebini net olarak açıklamadıkları için, konuyu yakından inceleme imkânı bulamayan kişiler de, tahminle yorum yapmaya başladılar.. Cezaların yüksek olduğunu ileri sürenler çoğalmaya başladı.. Acaba gerçekten cezalar yüksek mi? Acaba gerçekten, cezalar hak edildiği için değil, basın özgürlüğünü kısıtlama amaçlı mı verildi?.. Bence cezalar ne yüksek, ne de basın özgürlüğünü kısıtlama amaçlı.. Cezalar; bugüne kadar istediği gibi kural ihlâli yapan, “bana kimse dokunamaz” diyerek mevzuatı işine geldiği gibi yorumlayan bir işadamının, yolun sonuna geldiğinin göstergesi.. Evet; Aydın Doğan, imparatorluğunun verdiği güven ile, bugüne kadar pervasızca işler yaptı.. Kural tanımadı. Ve sonunda duvara tosladı.. Olayın özeti budur.. Ben olanları şuna benzetiyorum: Bir şoför düşünün.. MOBESE’den, EDS’den korkmayan, eski alışkanlıkları sayesinde, “Bir şey olmaz” diyerek kırmızı ışıkta da geçen, hız sınırını da aşan, kaza yaptığında olay mahallinden de kaçan bir sürücü düşünün.. Gün oluyor, geliyor kırmızı yanan trafik ışıklarına.. Şöyle bir sağa sola bakıyor, trafik polisini görmeyince, gaza basıp geçiyor.. Gün oluyor, geliyor otoyola.. “Bu saatte trafik polisi burada ne arasın” diyor, hız sınırının üstüne çıkıp, geçip gidiyor! Gün oluyor, geliyor paralı yola.. OGS’si varmış gibi, kırmızı ikaza rağmen ödeme yapmadan turnikeleri geçiyor, “plakamı nasıl tespit edecek ki” deyip, yoluna devam ediyor.. Gün oluyor, aracı ile kazaya karışıyor.. Bakıyor; kaçmak için her şey müsait.. “Ne diye durup uğraşacağım tutanaklarla.. Kaçıp gideyim, kim bulacak ki beni” deyip, kaza mahallini terkediyor. Veee... 580659 "Yalnız bırakıldık" Haberi Ekle "Yalnız bırakıldık" Mersin İdmanyurdu Başkanı Ali Kahramanlı, yalnız bırakıldıklarını belirterek, "Artık nereye kadar dayanırız bilmiyorum" dedi. 23/09/09 16:47 Oldukça zorlu bir süreçten geçtiklerine dikkat çeken Ali Kahramanlı, sezon öncesinde belirlenen şampiyonluk hedefine doğru emin adımlarla ilerlemelerine rağmen, buna bir türlü sevinemediklerini ve çıktıkları yolda yalnız bırakıldıklarını söyledi. Bugüne kadar hiçbir kurum ve kuruluşun ya da odanın kendilerine tek bir kuruş dahi destekte bulunmadığının altını çizen Kahramanlı, yönetim olarak tüm yükü omuzladıklarını, böylelikle de büyük bir fedakarlık örneği ortaya koyduklarını anlattı. Sadece kendisinin kulübe bir milyon 500 bin TL'lik bir bağışta bulunduğu bilgisini veren Kahramanlı, "Bugün gelinen noktada kim kime ne kadar borç verir bilinmez ama biz yönetici arkadaşlarımızla birlikte olağanüstü fedakarlıklar yapıyoruz. Ancak nereye kadar dayanabiliriz bunu bilmiyorum. Şampiyonluğa doğru koşuyoruz ama kulübe tek kuruş dahi katkı sunmayanlar protokol tribününü dolduruyor ama benim yöneticim her nedense ayakta kalıyor. Bu olacak iş mi? Böyle şey olur mu?" diye konuştu. Bu noktada sadece kendilerinin ortaya koymuş olduğu mücadelenin yeterli olmadığını, basının da kendilerine destek vermesi çağrısında bulunan Kahramanlı, kulübe destek vermeyenlerin kamuoyunda teşhir edilmesini istedi. Oturdukları yerden ahkam kesen bazı basın mensuplarının sorunun çözümü noktasındaysa hiçbir katkıda bulunmamasından şikayet eden Ali Kahramanlı, açıklamasını şöyle sürdürdü; "Daha ligin ikinci haftasında; 'Hoca gitmeli, yönetim değişmeli' diyorlardı. Bizim öyle hava civa peşinde olduğumuz yok. Hepimiz işadamıyız. Ne gazetelere çıkma derdimiz var, ne de reklam yapmak gibi bir düşüncemiz. Biz müteahhit değiliz ki belediyeyle işimiz olsun" dedi. Göstermelik yöneticilik yapmadıklarını aksine para üstüne para koyup Mersin İdmanyurdu'nun başarısı için hizmetkarlık yaptıklarının altını çizen Kahramanlı, sonuna kadar fedakarlık yapacaklarını ancak bu kentte yaşayan, ekmeğini bu kentte kazananların da elini taşın altına koymasının da şart olduğunun altını çizdi. Kahramanlı, Mersin İdmanyurdu'nun bu kentin takımı olduğunu ve böylesine sahipsiz bırakılmayı da hiçbir zaman hak etmediğini de sözlerine ekledi. İHA 579319 TEM'in yoğunluğundan kaçanlar, soluğu dinlenme tesislerinde alıyor Ramazan Bayramı tatilinin sona ermesi ile tatilciler dönüş yoluna çıktı. Tatilcilerin hep bir anda yola çıkması nedeniyle yoğun trafik yaşanıyor. Özellikle TEM Otoyolu İzmit batı gişelerinden itibaren uzun araç kuyrukları oluştu. Öğleden sonra başlayan yoğunluk artarak devam ediyor. Yağmurun bastırması ile trafik zaman zaman durma noktasına geldi. Daha fazla yol alamayan sürücüler dinlenme tesislerine girmek zorunda kalıyor. Tesislerin içinde oturacak yer bulamayan tatilciler, dışarıda bekliyor. Yetkililer, trafik yoğunluğunun gece yarısına kadar devam edeceğini bildirdi. 580531 kilo 700 gram ağırlığında doğdu kilo 700 gram ağırlığında doğdu ’da kilo 700 gram ağırlığında bir bebek dünyaya geldi. Doğumu yaptıran doktorlardan Binsar Sitanggang, henüz adı koyulmayan bebeğin Kisaran hastanesinde önceki gün sezaryenle dünyaya geldiğini, doğumun bebeğin kilosu nedeniyle son derece zor olduğunu belirtti.  Boyu 62 santimetre olan bebeğin durumunun iyi olduğunu söyleyen doktor, “Gerçekten olağanüstü bir bebek. Diğer bebeklerden çok daha güçlü bir sesle bağırıyor ve sürekli aç” dedi. Doktor, bebeğin annesi Ani’nin (41) hamileyken doktora gitmediğini belirterek, annenin şeker hastası olması nedeniyle bebeğinin çok kilolu dünyaya gelmiş olabileceğini ifade etti. Bu bebeğin, 235 milyon nüfuslu ülkenin en şişman bebeği olduğu tahmin ediliyor. Önceki “en şişman bebek” 2007’de dünyaya gelmişti. Bu bebek kilo 900 gram ağırlığındaydı.