610027 Yargıdan gazete dağıtan kişiye ‘Öcalan’ cezası Yargıdan gazete dağıtan kişiye ‘Öcalan’ cezası AA güncellenme zamanı 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda ’te, “Öcalan’ın resminin bulunduğu yapan Azadiya Welat gazetesini havaya kaldırdığı” gerekçesiyle yargılanan gazete dağıtıcısı Mehmet Altay’ın davasında karar çıktı Altay ile “’nin açılışında ’yı simgeleyen bez parçalarını açtığı” gerekçesiyle yargılanan Fehime Ete’nin katılmadığı 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada savcının mütalaası okundu.  Altay’ın 29 Mart yerel seçimlerinde DTP’nin seçim irtibat bürosunun açılışı sırasında slogan atan grupla birlikte hareket ettiği ifade edilen mütalaada, “Öcalan’ın resminin bulunduğu Azadiya Welat gazetesini her iki eliyle tutarak havaya kaldırdığı, böylece üzerine atılı suçu işlediği belirlenmiştir” denildi.  Mahkeme, tutuksuz yargılanan sanıkları, Kanunu’nun örgütünün propagandasını yapmak” suçunu kapsayan 7/2. maddesi uyarınca 10’ar ay hapse çarptırdı. 610798 Borsa ilk yarıda 703 puan arttı İstanbul Menkul Kıymetler Borsası () Ulusal 100 Endeksi, önceki ikinci seans kapanışına göre 703,79 puan artarak günün ilk yarısını 51.720,63 puandan tamamladı. Birinci seansta, hisse senetleri ortalama 1,38 değer kazandı. Önceki ikinci seansta 51.016,84 puandan kapanan Ulusal 100 Endeksi, ilk seansa 550,75 puan artarak 51.567,59 puandan başladı. İlk yarıyı 51.670,09 puandan geçen endeks, en düşük olarak 51.367,56 puana kadar gerilerken, en yüksek olarak 51.863,13 puanı gördü. Seans sonunda mali endeks 1.453,40 puan artarak 79.098,53 puana, sanayi endeksi 335,55 puan artarak 37.729,63 puana ve hizmetler endeksi 79,11 puan artarak 34.294,01 puana yükseldi. Böylece, önceki kapanışa göre mali grup hisseler ortalama yüzde 1,87, sanayi grubu hisseleri ortalama yüzde 0,90 oranında ve hizmetler grubu hisseler ortalama yüzde 0,23 oranında değer kazandı. Birinci seansta işlem gören toplam 309 hisse senedinden 201'i değer kazandı, 40'ı değer kaybetti, 68 hissenin fiyatında ise değişiklik olmadı. Birinci seansta milyar 307 milyon 132 bin 276 liralık işlem hacmi oluştu. En çok işlem gören hisse senetleri Arçelik, Halk Bankası ve Koç Holding oldu. 609921 Kale Onur'a emanet › › SANLI SARIALİOĞLU OSMAN TANBURACI İSMET BADEM En Çok Okunanlar Kale Onur'a emanet Ligde 10. hafta perdesi bugün oynanacak Trabzonspor-Kayserispor maçıyla açılacak. Avni Aker Stadı'nda 20.00'de oynanacak maçı Cüneyt Çakır yönetecek. Teknik direktör Hügo Bross yediği hatalı gollerle tepki çeken Sylva'yı kenarda oturtacak kaleyi büyük umutlarla alınan ancak 21 aylık sürede kez oynayabilen Onur koruyacak 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. SPOR 609737 İBB'den açıklama › › ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler İBB'den açıklama İstanbul Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamada, durak ve otobüslerin reklam alanı olarak kiralanmasına ilişkin ihalenin mevzuata uygun yapıldığı bildirildi İSTANBUL (A.A) İstanbul Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamada, durak ve otobüslerin reklam alanı olarak kiralanmasına ilişkin ihalenin mevzuata uygun yapıldığı bildirildi. Büyükşehir Belediyesi'nden, bugünkü bir gazetede yer alan 'Durak vurgunu', 'İETT eliyle 1.5 milyar dolarlık tatlı kazanç' başlıklı habere ilişkin yapılan yazılı açıklamada, İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğünce durak ve otobüslerin reklam alanı olarak kiralanması işinin, ihaleyle yüklenici Clear Channel A.Ş firmasına yıl süreyle verildiği belirtildi. Reklam sektöründeki gelişmeler ve reklam veren firmaların uzun süreli prodüksiyonları dikkate alınıp, ayrıca yüklenicinin teminat ve kira bedeli de artırılarak, kira müddetinin 2006'da 10 yıl uzatıldığı ifade edilen açıklamada, şu hususlar yer aldı: 'Bu konu ilgili olarak daha önce yaptığımız açıklamada belirttiğimiz gibi sözleşme süresi uzatılmadan önce İETT lehine, kalan sözleşme süresinin kira bedellerinin peşin yatırılması ve yıllık otobüs giydirme ücretine yüzde oranında artış sağlanması şartları sağlanmıştır. Buna rağmen İETT'nin kira müddetini uzatmaya ilişkin işleminin İdare Mahkemesince iptal edilmesi üzerine, uzatma işlemi İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü Encümenince iptal edilmiştir. İETT, yıllık kira müddeti sonunda aynı iş için tekrar ihaleye çıkmıştır.' İhalenin, mevzuatına uygun olarak Basın İlan Kurumu'na bildirildiği ve gazetede ilan edildiği vurgulanan açıklamada, 'En uygun teklifi veren firmaya, ihale sonucuna göre 10 yıl süreyle kiraya verilmiştir. Ayrıca, daha önce ihale müddetinin uzatılmasına karşı çıkan firma bu ihaleye katılmamıştır' bilgisine yer verildi. 22.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. GÜNDEM 609915 Bayanlar filede dev kapışma › › SANLI SARIALİOĞLU OSMAN TANBURACI İSMET BADEM En Çok Okunanlar Bayanlar filede dev kapışma Aroma Bayanlar 1. Ligi'nde 2. hafta maçları bugün dev bir maçla başlayacak. Saat 18.30'da iki iddialı ekip F.Bahçe Acıbadem ile Eczacıbaşı Zentiva 50. Yıl Spor Salonu'nda karşı karşıya gelecek. Maç Spor'dan naklen yayınlanacak. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. SPOR 611033 Kadıköy'ün Galibi Fenerbahçe Kadıköy'ün Galibi Fenerbahçe Yayına Giriş: 23.10.2009 15:04:09 Güncelleme: 23.10.2009 15:04:09 Turkcell Süper Lig'de Fenerbahçe ile 25 Ekim Pazar günü derbi maça çıkacak Galatasaray, Kadıköy'de 10 yıldır galip gelemiyor. Galatasaray, derbi maçın yapılacağı Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda ezeli rakibi karşısında son galibiyetini 1999 yılında aldı. 22 Aralık 1999 tarihinde yapılan lig maçını 2-1 kazanan Galatasaray, ezeli rakibiyle daha sonra Kadıköy'de oynadığı 3'ü Türkiye Kupası, 9'u da lig olmak üzere 12 resmi maçta galibiyete ulaşamadı. Galatasaray, bu süre içinde Kadıköy'deki beraberliklerini Türkiye Kupası maçlarında alırken, deplasmandaki son lig maçından ise boynu bükük ayrıldı. Ezeli rakipler arasında Kadıköy'deki son 12 maçtan 10'unu Fenerbahçe kazanırken, 2'si berabere sonuçlandı. Fenerbahçe'nin son 12 maçtaki 30 golüne, Galatasaray sadece golle yanıt verebildi. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 610476 Tat konserve satış kontratını yıl uzattı Tat Konserve'nin Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan özel durum açıklamasında, şirketin, Kagome Co. Ltd. ve SC Foods Co. Ltd. ile 2004 yılında imzaladığı satış kontratının bu yıl içinde sona ereceği hatırlatılarak, ilgili şirketlerle yapılan görüşmeler sonucunda yıllık minimum bin ton salça ve domates ürünlerinin Japonya'ya satışlarını içeren yeni yıllık kontratın taraflarla imzalandığı duyuruldu. AA 611344 Ruh halinize göre beslenin H2 Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi Ruh halinize göre beslenin H2 23.10.2009 17:27 610620 Elektrikteki pay iptal edilmedi, yenileri geliyor Aracınızın radyosundan TRT'ye ait müzik ve haber kanallarını dinlemeseniz de artık araç satın alırken, aracın fabrika çıkış değeri üzerinden binde oranında TRT'ye para aktaracaksınız. Otomobillere radyo-teyp zammının önü, Resmi Gazete'de yayınlanan bir kararname ile açıldı. Elektrik faturalarından kesilen TRT payının kaldırılması konusunda isteksiz davrandığı için eleştirilen hükümet, araçlardaki radyo bedelinden alınan yüzde 16'lık TRT payını da yeterli bulmadı ve sessiz sedasız artırıma gitti. Hafta sonu Resmi Gazete'de yayınlanan TRT Bandrol ücretlerine ilişkin listede otomobillerdeki radyo-TV'lerden kesilen TRT payı ile ilgili uygulama değiştirildi. Eskiden otomobile takılan radyo-teyp ya da CD çalar bedelinin yüzde 16'sı oranında TRT payı ödenirken, bu rakamı şimdi 6'ya katlayacak farklı bir uygulamaya gidildi. Hükümetin aldığı kararla artık TRT payı, radyonun değeri üzerinden değil, otomobilin fabrika çıkış fiyatı üzerinden binde 8'i oranında alınacak. Böylece 30 bin TL'lik orta sınıf bir aracın fiyatı otomatikman 168 TL civarında yani yüzde 1'e yakın oranda zamlanacak. Yıllık otomobil satışlarından TRT'nin cebine girecek toplam gelir ise en az 125 milyon TL olacak. Örneğin otomotiv markaları, 30 bin TL'lik bir araçta 200 liralık radyo-teyp kullanıyordu, TRT payı olarak bu bedelin yüzde 16'sı oranında yani 32 TL ödüyordu. Ancak yeni oranlarla bu rakam 168 liraya çıkıyor. Yani 30 bin TL'lik bir araçtan TRT'nin aldığı pay 5.25 kat artırılıyor. Lüks otomobillerdeki radyolardan alınacak TRT payı ise home theatre sistemlerinden bile pahalı olacak. Piyasada 500 ila bin lira arasında fiyatlarla son model ev müzik sistemleri satılırken, 400 bin euroluk Ferrari F430 modeli için bin 500 euro (yaklaşık bin 500 TL) TRT payı kesilecek. Uygulama geriye dönük işletilecek En büyük sıkıntı ise 17 Ekim'de Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren kararnamenin geriye dönük işletilecek olması. Uygulama Temmuz 2009'dan itibaren geçerli olacak. Bir başka deyişle otomotiv firmaları Temmuz'dan bu yana sattıkları araçlar için yeni oranlarla TRT katkı payı ödemek zorunda kalacak. Bu da yaklaşık 160 bin araç ve otomotivcilere 30 milyon liranın üzerinde bir ilave yük anlamına geliyor. Hükümetin sessiz sedasız çıkardığı bu kararnameden birçok otomotiv markasının haberi henüz olmazken, gümrük işlemlerinde de sıkıntılar yaşanmaya başladı. Kararnameyle ilgili bilgileri olmayan gümrük memurları, otomobillerde işlem yapamadığı için yüzlerce araç parklarda bekliyor. 609727 Tele-zirvede liderin maç sohbeti 610712 Ergenekon Savcıları Engin'le Görüşüyor Ergenekon Savcıları Engin'le Görüşüyor Yayına Giriş: 23.10.2009 12:48:10 Güncelleme: 23.10.2009 13:06:27 Ergenekon savcıları İstanbul Adliyesi'nde. Sultanahmet'teki İstanbul Adliyesi'ne gelen üç ergenekon savcısı İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin ile görüşüyor. Ergenekon savcıları öğle saatlerinde Sultanahmet'teki İstanbul Adliyesi'ne geldi. Savcılar Zekeriya Öz, Fikret Seçen ve Ali Pekgüzel Başsavcı Aykut Cengiz Engin'i makamında ziyaret etti. Savcıların adliyeye gelişi ve bu ziyaretle ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı. Görüşme halen devam ediyor. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 609897 İsrail yalnızlaşıyor yalnızlaşıyor güncellenme zamanı 23.10.2009Gideon Levyhaberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda ’in son dönemde aralarında ’nin de bulunduğu birçok ülkeye takındığı tavır, ülke içinde de tepki yaratmaya başladı gazetesinin tanınmış köşe yazarı Gideon Levy’nin kaleme aldığı, “Yalnız bir millet” başlıklı yorumda, ’in “uluslararası bir parya”ya dönüşmekte olduğu, artık düşmanlarının yanı sıra dostlarını da vurduğuna dikkat çekildi. Yorumda, “Dünyanın geri kalan kısmı suçludur. Skandinavlar bize karşıt, Türkler düşman, Fransızlar ve İngilizler İsrail’den nefret ediyor. Çinliler sadece ve Hintliler bize herhangi bir şey öğretemez” eleştirilerine de yer verildi. Yazı şöyle devam etti: “Ve bu kime borçluyuz? Dökme Kurşun (Gazze) Operasyonu, örneğin. Bir tek tüm hatalarımıza rağmen otomatik ve kör müttefikimiz olmayı sürdürüyor. Statüsünün kadar bozulduğunu gören başka bir demokrasi, ilk olarak kendisine, ‘ne hatta yaptın?’ diye sorardı.” 611029 Kapanmayan Yaralara Oksijen Kapanmayan Yaralara Oksijen Basınçlı ortamda oksijen soluyan hastaların yaraları, ilaç tedavisi görenlere göre daha çabuk iyileşiyor. Yayına Giriş: 23.10.2009 15:59:03 Güncelleme: 23.10.2009 16:03:02 Kolay iyileşmeyen yaralara oksijen tedavisi... Basınçlı ortamda oksijen soluyan hastaların yaraları, yalnızca ilaç tedavisi görenlere göre daha çabuk iyileşiyor. Karbonmonoksit zehirlenmelerinde de kullanılan tedavi yönteminin giderleri sosyal güvenlik kurumları tarafından karşılanıyor. Şeker hastalığına bağlı iyileşmeyen yaralar, uzun süren kemik iltihapları, ışın tedavisinin yol açtığı yaralar... Hiperbarik oksijen tedavisi, bunların yanı sıra soba ve şofben zehirlenmeleri ile vurgun yiyen dalgıçlar için de kullanılıyor. Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp Uzmanı Dr. Figen Aydın, "Yüzde yüz oksijen soluması ile doku onarımı gerçekleşmiş oluyor, hem de dokulara giden oksijen miktarı normalin 10 ila 15 katı arttığı için iyileşmeyen yaralar oksijensiz kalmaya bağlı kangrene gidecek durumlar hiperbarik oksijen tedavisiyle tedavi ediliyor" dedi. Hastalar buçuk saatin sonunda oksijen soludukları tanktan çıkıyor. Dr. Figen Aydın, "Sosyal Güvenlik Kurumu'na, SSK, Bağkur, Emekli Sandığı gibi kurumlara mensup ise hastaneden alacakları sevkle bu tedaviyi küçük bir katkı payı ile ücretsiz olarak gerçekleştirebiliyorlar" şeklinde konuştu. Tedavi 30 ila 45 seans sürüyor. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 611375 İran uranyum için cevap bekliyor Devlet televizyonu, müzakereci ülkelerden, Tahran'daki araştırma reaktörü için ihtiyaç duyulan yüzde 20 zenginleştirilmiş uranyum isteklerine ''açık, yapıcı ve güven verici'' cevap beklendiğini duyurdu. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun (UAEK) ev sahipliğinde İran ile ABD, Rusya ve Fransa arasında 19 Ekimde Viyana'da yapılan üçlü müzakerelerdeki heyete yakın bir kaynağa istinaden verilen haberde, ''İran, Tahran'daki reaktör için yakıt almak istiyor. Satıcı ülkeler, kendi görüşlerini yansıtan planları cevap olarak telakki edeceğine, alıcı ülkeye olumlu cevap versin'' ifadesi kullanıldı. İran'ın yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyuma ihtiyaç duyduğunu UAEK'ya bildirmesi üzerine, önce ABD ve Rusya, sonra da Fransa'nın bu ülkeye uranyum satabileceği belirtilmişti. Tahran yönetimi, kendisinin yüzde zenginleştirdiği uranyumun satıcı ülkelerce dışarıda yüzde 20 oranında zenginleştirilip iade esilmesi önerisine sıcak bakmadığını açıklamıştı. İran, tıbbi araştırmalar için ihtiyaç duyulan yüzde 20 zenginleştirilmiş uranyumu, ABD dahil isteyen her ülkeden satın alabileceğini bildirmişti. İran'ın UAEK Daimi Temsilcisi Ali Asker Sultaniye, Viyana'daki üç günlük müzakerenin sonunda yaptığı açıklamada, "görüşmelerin olumlu geçtiğini" ifade ederek, "toplantılarda uranyum zenginleştirme sürecini değil, ihtiyaç duydukları nükleer yakıtı nasıl temin edeceklerini görüştüklerini" söylemişti. UAEK Başkanı Muhammed El Baradei de açıklamasında, ''taraflara bir anlaşma taslağı sunduğunu ve katılımcı ülkelerin yanıtlarını 23 Ekime kadar kendisine iletmesini beklediğini" belirtmişti. 609752 Afganistan deprem Afganistan deprem CHA Giriş Saati 22.10.2009 23:52 Güncelleme 23.10.2009 00:40 Orta Asya ülkeleri, 23 Ekim'in ilk dakikalarında Afganistan'ın kuzeyinde meydana gelen Richter ölçeğine göre 6.2 büyüklüğündeki depremle sallandı. Merkez üssü Afganistan'ın Feyzabat kentinden 77 km uzakta Hindikuş Dağları'nda olan depremde can ve mal kaybının olup olmadığı henüz bilinmiyor. Deprem diğer bölge ülkeleri Tacikistan, Pakistan, Özbekistan ve Kırgızistan'da da hissedildi. Depremin derinliği 196 km olarak açıklandı. Deprem, Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te yaklaşık şiddetinde etkili oldu. Amerikan Jeoloji Merkezi'nin büyüklüğünü 6.2 olarak verdiği depremin, merkez üssüne yakın yerleşim yerlerinde can ve mal kaybına yol açmış olmasından endişe ediliyor. Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 610678 Orijinal belge Ergenekon savcılarında mı? İrticayla Mücadele Planı, Taraf gazetesinin 12 Haziran 2009 tarihli sayısıyla gündeme gelmişti. 'AKP ve Gülen'i Bitirme Planı' başlıklı haberde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında, bir şüphelinin ofisinde yapılan aramada ele geçirildiği iddia edilen bir belgeye istinaden, Harekat Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nde ile Mücadele Eylem Planı' adı altında bir çalışma yapıldığı belirtiliyordu. Çalışmayı içeren belgenin altında 3. Bilgi Destek Şube Müdürü Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek'in paraf ve imzasının bulunduğu iddia edilmiş ve belgeye ait fotokopiler yer almıştı. Taraf gazetesinde yayımlanan haber üzerine Başkanlığı'nca soruşturma emri verilmiş ve aynı gün Askeri Savcılık tarafından olayla ilgili soruşturma başlatılmıştı. Belgenin sahte olmasının anlaşılması üzerine Başkanlığı, doğruluğu ortaya konulamayan belgeyi üretenler, sızdıranlar ve yayımlayanlar hakkında gerekli soruşturmanın yapılması amacıyla dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesi kararlaştırmış ve "Sahte belge üretenler yargılansın" demişti. Askeri savcılık daha sonra kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti. İle Mücadele Planı" iddialarıyla ilgili ifadesi istenen Albay Dursun Çiçek "örgüt üyeliği" suçlaması ile tutuklanmış ve Hasdal Askeri Cezaevi'ne konulmuştu. Kurmay Albay Dursun Çiçek tutuklanmasının ardından 24 saat geçmeden avukatlarının tutukluluğa yaptığı itiraz üzerine tahliye edilmişti. 610521 Bağış: Cumhuriyet sonrası en önemli proje Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB üyeliğini, ''Türkiye'nin Cumhuriyetin ilanından sonraki en önemli çağdaşlaşma projesi'' olarak nitelendirdi. Bağış, Eskişehir Genç İşadamları Derneği tarafından Anadolu Üniversitesinde düzenlenen ''Türkiye-AB İlişkilerinin Geleceği ve Beklentiler'' konulu panelin açış konuşmasında, Eskişehir'in farklı etnik kimlikleri, siyasi düşünceleri ve dinleri içinde barındırdığını, ülkenin hoşgörü şehri durumunda olduğunu belirtti. Türkiye'nin AB üyeliği hedefine değinen Bağış, şöyle konuştu: ''AB, Türkiye'nin Cumhuriyetin ilanından sonraki en önemli çağdaşlaşma projesidir. Türkiye'nin AB sürecine girdiği yolda Sayın Başbakanımızın 17 Aralık 2004'te Brüksel'de yumruğunu masaya vurduğu günü unutamayız. Türkiye'nin AB sürecine başlaması Adnan Menderes'in 1959 yılında ilk başvuruyu yapmasıyla başladı. Ancak, bu sürenin ilk 45 yılı müzakere tarihi bile alamadan geçti. Bütün suçu Avrupalılara atmak haksızlık olur. Bizde yaşanan askeri darbelerin ve olumsuzlukların etkisi var. Bugün çok şükür müzakereler başlamış, 33 müzakere başlığının 11'ini açmış, azim ve kararlıkla AB yolunda ilerleyen bir ülkeyiz. Türkiye'de AB yolunda çok önemli değişiklikler yaşanıyor. Bu ülkede yıl önce insanlar 'Kürdüm' demeye korkardı. Bugün devletin televizyonda 24 saat Kürtçe yayın var. 10 yıl önce bu ülkede en büyük ilimizin belediye başkanı ders kitaplarındaki şiiri okuduğu için hapsedilmişti. Bu ülkede kitaplar yakıldı. Eskiden ilerleme raporlarından insan hakları ihlallerinden bahsedilirdi. Bu ilerleme raporunda çok şükür böyle şeyler yok. Çünkü, Türkiye çok daha demokratik, çok daha şeffaf, çok daha özgür, çok daha müreffeh ve çok daha zengin bir ülke haline geldi. Bugün her zamankinden daha çok Avrupalıyız.'' Bağış, AB yolundaki en önemli ögenin Türkiye'nin kararlılığı ve isteği olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Aralık ayında en zor ve teknik konulardan biri olan olan Çevre faslını açacağız. Çevre faslını açmak için 1500 sayfalık çevre strateji belgesi hazırladık. Farklı yakıtların havayı kirletmesini önlemek için yönetmelikler hazırladık. Bunun sonucunda çocuklarımız daha temiz havayı teneffüs edecek. Bu, ülkeye artı bir değer getirecek. AB'de bugün birey ve insan önemli. AB süreci Türkiye'nin standartlarını yükseltmektedir. Bu ilerlemeyi ayırımcılık yapmadan el ele vererek başarabiliriz. AB'yi gençlere ve öğrencilere her platformda daha iyi tanıtmalıyız.'' Bu arada, Bağış'ın konuşması öncesinde M.D. adlı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğrencisi genç kız, slogan atarak protesto gösterisinde bulunmak istedi. Polislerin müdahale ettiği M.D, Bağış'ın ''Bırakın konuşsun, AB standartlarında herkesin üç dakika konuşma hakkı var. Neymiş isteği öğrenelim'' demesi üzerine polisler öğrenciyi etkisiz hale getirmekten vazgeçti. Öğrenci, daha sonra polislerin nezaretinde salondan çıkarıldı. AA 611193 Ve NTV telefonların sırrını açıkladı... İşte NTV'den yapılan açıklama: NTV’den kamuoyuna, Taraf gazetesi’nin dün ortaya atıp bugün sürdürdüğü, BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopteri düşmeden önce NTV’den arandığı yönündeki iddialarının gerçek dışılığı, telefon kayıtlarından ortaya çıktı. NTV, telekomünikasyon hizmetlerini özel bir kuruluştan alıyor. kuruluş kayıtları hem GMT hem de Türkiye saatine göre tutuyor ve Türk Telekom’a iletiyor. Taraf gazetesi, elindeki kayıtları araştırma gereği duymadan tek yanlı yayın yaptı. Taraf gazetesinin elinde bulunan kayıtlarda ilk arama 14.34 olarak görünüyor. Bu saat doğru, ancak GMT'ye göre. Türkiye saatine göre ise ilk aramanın yapıldığı saat 16.34. Yani Taraf gazetesi ya GMT saatini bilmiyor ya da bildiği halde kasıtlı olarak bu haberi yaptı. Peki nedir bu GMT saati? GMT, İngiltere Greenwich’e göre ayarlanan dünya saatidir. Bütün dünya ülkeleri GMT’yi referans saat olarak kabul eder. Taraf gazetesi GMT saatini yok sayarak NTV’yi suikastle suçlamıştır. Türkiye saati (TSİ) ile GMT arasında saat fark vardır ve NTV’den ilk arama saati GMT'ye göre 14.34, Türkiye saatine göre 16.34’tür. Taraf gazetesi, bu telefon kayıtlarını aldığında hiçbir araştırma yapmadan komplo teorileriyle yarattığı bir senaryoyu haber gibi sunmuştur. “Bu nasıl gazetecilik?” sorusu tam da bu yüzden gereklidir. Çünkü basit bir araştırmayla arama kayıtlarının GMT'ye göre tutulduğu öğrenilebilirdi. Bunu yapmak keyfi değil, temel bir gazetecilik refleksidir. Olay günü NTV ilk olarak İHA muhabiri İsmail Güneş’i aramıştır. Bu aramanın saati GMT’ye göre 14.34, Türkiye saatine göre 16.34’tür. Yani kazanın olduğu varsayılan saatten sonradır. Yine NTV, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nu GMT’ye göre 14.36 Türkiye saatine göre 16.36’da aramıştır. Yine, kazanın olduğu varsayılan saatten sonradır. Taraf gazetesinin “NTV kazadan önce aradı” şeklindeki akıl dışı iddiasının, aynı zamanda gerçek dışı da olduğu bu telefon dökümleriyle ortaya çıkmıştır. Saygıyla duyurulur. 2009-10-23 18:51:14 destekli değil. diyelim ki GMT ye göre kayıt yapılmış 14:34 TSİ 16:34 kaza 16:30 da oldu diyelim. NTV GMT ye göre 14:34 te aramaya başlamış,diğer kanallar 16:30 da aramaya başlamış(Sadece NTV telefonu var kayıtlarda deniliyor) zaman kazayı sadece NTV öğrenmiş (İHA dan haber aldık dediler.öyleyse herkesin haberi olmuştur) tel kayıtları GMT 14:34 te başlamış ve sadece NTV tel nosu var.diğerleri uyumuşlarmı? ha bi de biri aranırken çağrı bırakılmaz aranıp Sıfır saniyede kapatılan 100 küsür çağrı var.bu ne Önder Ayaz 2009-10-23 18:50:05 peki niye aradınız? haberse zaten az önce mitingde konuşulmuş, röportaj ise zaten uçarken yapılmaz. uçan araçlar belirli koordinatlar arası uçar ve güzelgah belirlenir kalkış anında belirlenen rota dahilinde uçar. hadi biraz sapma payı verelim güzelgahın yakınlarına bir yere düşmesi gerekirken BAŞKA BAŞKA YERLERDE ARAMAYA KALKILDI VE bilgi kirliliği oluşturuldu. izmir yolunda kaza yapan araç kars yolunda arama yapılırmı..ALENEN HARCANDI İŞTE! MEMLEKET çocuklarını harcayanlar allahtan bulsun adam turk 2009-10-23 18:12:54 Bu NTV denen kökü belirsiz yayıncılık! 1- ne diye bu kadar çok arama yapıyorsunuz Ya adamın şarjını bilinçsizce bitime moronluğu var! Yada kasıtlı bir maksat var, 2-niye başkaları bu kadar sık aramıyor 3- Açıkyı neden bu kadar süre sonra yaptınız.? Bu işte Milletin gözü üzerinizde, bu yayıncılığın ne olduğunu zaten biz biliyoruz.. ayhan şahin 2009-10-23 18:12:35 Bu olay ilkkez ay önce ortaya çıktı.Taraf ise haberi yayınlayalı 48 saat geçti böyle bir töhmet altında kalan NTV ise önce bizden arama yok demişti bunca süre sessizlikten sonra ancak böyle birşey uydurabilmiş. Senin kayıtlarının özel kuruluşun tutmasıyla bunun ne ilgisi var.Bu kayıtlar senin kayıtın değilki muhsin yazıcıoğlunun telefonunun kayıtları yani onun gsm operastöründen alınmak zorunda. Bu durumda onlar damı GMT'ye göre tutuyorlarmış kaydı! Bunca komisyonu raporu bunu görememiş mi? ataberk ulusoy 2009-10-23 17:50:02 sonunda mantıklı bi cevap buldular akıllarınca..Ama neden sadece ntv nin aramaları kaza öncesini gösteriyorda diger aramlar için böyle bir şey söylenmiyor.Yani telekomikasyondan alan dökümanlarda diğer aramalar gözükmüyormu.Bbp merkezindende onlarca kez arandı bu telefonlar. Burdada bi tuhaflık yokmu sizce.. Kemal 611506 Domuz Gribinden Bin Kişi Öldü Domuz Gribinden Bin Kişi Öldü Dünya Sağlık Örgütü ölüm vakalarının çoğunun batı yarımkürede yaşandığını, virüsün hızla yayılmaya devam ettiğini açıkladı. Yayına Giriş: 23.10.2009 19:32:09 Güncelleme: 23.10.2009 19:32:09 Dünya sağlık örgütü tüm dünyayı etkisi altına alan domuz gribi virüsü ile ilgili yeni verileri açıkladı. Açıklamada, virüsün bu yıl yaklaşık bin kişinin ölümüne yol açtığı bildirildi. Dünya sağlık örgütünün yaptığı açıklamada, ölüm vakalarının çoğunun batı yarımkürede yaşandığını bildirildi. Yetkililer, son haftalarda virüsün hızla yayılmaya devam etmesiyle ölüm vakalarının arttığına dikkat çekti. Bu haftanın ilk ölüm vakasının İzlanda'da yaşandığı ardından Sudan, Trinidad ve Tobaco'da da ölümlerin görüldüğü belirtildi. Bugün (23.10.2009) de Hollanda'da iki kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Öte yandan İngiliz ilaç firması Glaxo Smith Kline'dan yeni bir açıklama geldi. Firma, İspanya'da 200 çocuk üzerinde yapılan deneme sonunda çocukların virüsten korunmaları için tek dozun yeterli olduğunun ortaya çıktığını açıkladı. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 610320 Yabancıları Zor Günler Bekliyor Yabancıları Zor Günler Bekliyor Parlamentoda kabul edilen yeni yabancılar yasasıyla; iltica, vatandaşlık, aile birleşimi gibi konularda ağır şartlar getiriliyor. Yayına Giriş: 23.10.2009 08:53:34 Güncelleme: 23.10.2009 08:53:34 Avusturya'daki tartışmalı yabancılar yasası Parlamento'da kabul edildi. Yasanın yürürlüğe girmesiyle ülkedeki yabancıları zor günler bekliyor. Avusturya federal parlementosunda kabul edilen yeni yabancılar yasası Ocak'ta yürürlüğe girecek. İltica ve Oturma İzni Şartları Zorlaşıyor Yasa, ülkedeki yabancı işçi ve mültecilere ağır şartlar getiriyor. Yasayla iltica ve oturma izni şartları zorlaştırılıyor. İki kişilik yabancı bir aile 2010'dan itibaren oturma izni alabilmek için ayda en az bin 158 avro kazanmak zorunda kalacak. Düzenlemeye, Avusturya'nın ilk Türk kökenli Milletvekili Alev Korun tepkili. Yeşiller Avusturya Federal Milletvekili Korun, düzenlemeyle ilgili şu bilgileri veriyor: "Bu yeni yabancılar kanunu buraya yerleşmiş olan göçmenler için çok olumsuz şeyler getiriyor, hem de ilticacılar için. Göçmenler için vize uzatmak çok daha zorlaşacak şimdiye kadarkinden çok daha fazla gelir göstermek gerekecek, vize uzatmak için vatandaşlıklar konusunda başvurduğunuzda son yıl içinde çok daha fazla bir gelir göstermeniz gerekecek, bu geliri gösteremezseniz vatandaşlığı alamıyorsunuz. İlticacılara geldiğimizde bir çoğuna hapis, hiç bir suç işlememiş bile olsalar bu insanları hapse almak mümkün olacak." Düzenlemenin Mimarları Türk Kökenlilerden Çok Oy Almış Düzenlemenin mimarları Sosyal Demokratlarla, Hristiyan Demokratların, göçmenlerden, özellikle de Türkiye kökenlilerden çok oy aldıklarına işaret eden Korun, "Şimdi de göçmenlerin tamamen aleyhine olan insanlık dışı ve insan haklarına aykırı kanunlar yapıyorlar" dedi. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 611460 Hacı adaylarına ek kontenjan müjdesi Devlet Bakanı Faruk Çelik, hafta başında yaptığı açıklamada Suudi Arabistan'ın yurt dışındaki Türk vatandaşları için 16 bin ek kontenjan vereceğini söylemiş; ancak yurt içi kontenjanla ilgili olarak rakam vermemişti. Suudi Arabistan'dan geçtiğimiz günlerde bildirilen ek kontenjan müjdesiyle ilgili haber, çeşitli gerekçelerle resmen açıklanmıyor. Ek kontenjanın organizasyonuyla ilgili olarak Diyanet ve özel seyahat acenteleri yoğun çalışmaya girdi. "Yurt içindeki Türk vatandaşlar için 25 bin civarında ek kontenjan verildi" diyen bir yetkili, böylece yurt içi ve yurt dışındaki Türk vatandaşlara sağlanan kontenjanın 40 bini aşacağını dile getirdi. Aynı yetkili, ek kontenjanla ilgili olarak müftülüklerde hummalı çalışmalar yapıldığını sözlerine ekledi. HACI ADAYLARININ EK KONTENJAN SEVİNCİ Diyanet internet sitesindeki "ilave kontenjana göre kayıt durumu sorgulama" ekranında bu akşamdan itibaren işlem yapılmaya başlandı. Daha önce 444 hacının kesin kayıt hakkı kazandığı Malatya'da, ek kontenjanla birlikte 568-569. sıradan hacca gitmeye hak kazanan İbrahim-Kudret Şalvarcı çifti, duygularını şöyle dile getirdi: "Ek kontenjandan umudumuzu kesmek üzereydik. Az önce bu hayırlı haberi alınca çok ama çok sevindik. Fani dünyadaki tek muradımız hacca gitmekti. Dünyalar bizim oldu." Ek kontenjanla ilgili resmi açıklamanın yakında yapılması bekleniyor. Ek kontenjanlar öncesinde 74 bin kişi hacı adayı olabilmişti. Ek kontenjanlarla beraber Türk hacı adaylarının sayısı 120 bine yaklaşacak. Devlet Bakanı Faruk Çelik, Suudi Arabistan'dan yaklaşık 55 bin civarında ek kontenjan talep ettiklerini söylemişti. (CİHAN) 611517 Bucaspor’da geri sayım 611534 Bergama’da “Hazan Şiirleri” dinletisi 610905 DTP'i vekil Yaman: Gelen PKK'lılar'ın askerlikle ilgili problemi yok SON DAKİKA güncellenme zamanı 15.32 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda 'i vekil Yaman: Gelen 'lılar'ın askerlikle ilgili problemi yokANKA Muş Milletvekili Nuri Yaman, ’ye giriş yapan 34 ’lının askerlikle ilgili bir sorunlarının olmadığını söyledi. Yaman 34 kişinin Meclise gelme gibi bir durumlarının bulunmadığını ifade ederek "Basın olayı biraz daha çarpıtıyor.. Bunlar ülkeye geldikten sonra onlar da bu ülkenin bir vatandaşıdır. Eğer siyaset yapacaklarsa bir engel yoktur. Her hangi tavır, düşünce ve yapıdaysa onlar da haklara sahip insanlardır" diye konuştu. DTP’li Nuri Yaman Meclis’te gazetecilerin sorularını yanıtladı. Habur ’nda yaşanan görüntüleri ‘Bazı kişilerin dağdaki 34 kardeşimizin ülkeye gelişlerinde sevinci, heyecanı doğal karşılamak lazım. Ben bunu birebir yaşayan insanım. çocukların, gelen insanlarda kendi annelerini, kendi babalarını aradıklarını gördüm. Onları izledikleri zaman -Babam yukarıda onu görmek istiyorum- diyen çocuğun çığlığını duymanızı istiyorum. Bu bir sevincin paylaşmasıydı, başka yönlere çekmeye gerek yok" şeklinde değerlendirdi. Erdoğan’ın ‘İnşallah geride kalanlar da kısa sürede dönecek" şeklindeki sözlerine yürekten katıldığını kaydeden Yaman, "Bu projenin başında İçişleri Bakanının olması çok önemli. En ücra köşeye kadar elemanlarıyla, valileriyle kaymakamlarıyla, buradaki çalışmalarıyla başarılı bir vermiştir. Meslekten gelen biri olarak söylüyorum. Adli teşkilat, barışa ve açılıma katkı sunma bakımından hukukun yorumunu çağdaş bir yorumla yaparak ilk adımın atılmasında herhangi bir sıkıntının yaratılmaması konusunda çok iyi bir karar vermiştir. Bu adımın, bu barış çağrısının sonuçsuz kalmaması için hepimizin duyarlı davranması gerekir. Türk halkı ve Kürt halkı için, bütün halklarımız için söylüyorum; Türkiye’de yaşayan etnik kimlikleri dinsel kimlikleri ne olursa olsun, bu barış havasına herkesin katkı sağlamasını istiyorum. İnşallah güzel günler yaşanacak" diye konuştu. -"SİYASET YAPACAKLARSA ENGEL YOK"- Yaman, Türkiye’ye giriş yapan 34 PKK’lının Meclis’e gelmeleri gibi durumun sözkonusu olmadığını ifade etti. Yaman "Basın olayı biraz daha çarpıtıyor. Bu konuları bu şekilde bir takım yorumlarla, bazı kişileri kışkırtmaya yönelik taraflara çekmemek lazım. Bunlar ülkeye geldikten sonra onlar da bu ülkenin bir vatandaşıdır. Eğer siyaset yapacaklarsa bir engel yoktur. Her Türk vatandaşı, hangi tavır, düşünce ve yapıdaysa onlar da haklara sahip insanlardır" dedi. Yaman, Müsteşarıyla orada yaptığı görüşmelerde, söz konusu 34 kişinin askerlikle ilgili herhangi bir dosyalarının bulunmadığını da bildirdi. AYLIK NAVİGASYON PAKETİ HEDİYE Süper Hızlı Gönderi Ve Kargo Bedava. 609741 Biden'dan füze savunması › › İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler Biden'dan füze savunması ABD Başkan Yardımcısı Biden'dan Avrupa'da füze sistemi savunması BÜKREŞ (A.A) ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Avrupa'nın orta ve kısa menzilli füzelerin tehdidi altında olduğunu, yeni füze savunma sisteminin onların korunmalarına yardımcı olacağını söyledi. Romanya'nın başkenti Bükreş'e günlük ziyarette bulunan Joe Biden, eski ABD Başkanı George W. Bush'un füze kalkanı projesi yerine Barack Obama'nın önerdiği yeni füze sistemi yaklaşımının Rusya'ya ödün verme olmadığını, ABD'nin Orta Avrupa ülkelerine danışmadan onları kapsayan bir anlaşma yapmayacağını açıkladı. Biden, Doğu Avrupa ülkelerine de seslenerek, daha güçlü bir demokrasiyi inşa etmek üzere eski Sovyet ülkelerine deneyimlerini aktarmalarını istedi ve bu çabalarında ABD'nin kendilerine yardımcı olacağını kaydetti. ABD Başkan Yardımcısı, Bükreş'teki temaslarının ardından Prag'a geçti. 22.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. DÜNYA 609950 Kör kurşun kadın magandadan › › ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN En Çok Okunanlar Kör kurşun kadın magandadan yaşındaki Damlayı öldüren kurşunu komşu kadının ateşlediği ortaya çıktı. Düğüne katılan emniyet teknikerinin karısı Naile S. ifadesinde, “Herkes ateş edince dayanamadım. Rastgele el ateş ettim” dedi FATİH İNCİ/ ANKARA Evinin balkonunda sokak düğününü izlerken hayatını kaybeden üç yaşındaki Burçak Damla Üngör'ün zanlısı Naile S. çıktı. Katil zanlısı Naile S.'nin minik kızın komşuları olduğu belirtildi. Eşi Hamdullah S.'nin Ankara Emniyeti Asayiş Şubesi'nde tekniker olduğu ve Naile S.'nin eşinin ruhsatlı silahı ile rastgele ateş ederken küçük kızı vurduğu ortaya çıktı. Hasan ve Nuray Üngör çiftinin biricik evladı olan yaşındaki Burçak Damla'nın hayatını kaybetmesine yol açan kurşunun karşı apartmanda oturan komşuları Naile S.'nin elindeki silahtan çıktığı belirlendi. SİLAH TOPLANDI Olayın ardından Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri geniş çaplı bir araştırma başlattı. Minik Burçak'ın katil zanlısını bir an önce bulmak için çalışan cinayet polisi, olay sonrasında sokaktaki 50 evde arama yaptı. 8'i ruhsatlı olmak üzere bulunan silahı sahipleri ile birlikte gözaltına aldı. İncelenen silahlardan 4'nün kuru sıkı olduğu tespit edildi. HERKES ATEŞ EDİYORDU Emniyet'te ifade veren Naile S. “Düğün günü eşime ait ruhsatlı tabanca ile rast gele el ateş ettim” dedi. Küçük Burçak'ın ölümüne sebep olan ev hanımı Naile S.'nin, “Düğün günü baktım herkes silah sıkıyor. Birkaç kadın komşumuzun da ateş ettiğini görünce ben de dayanamadım eşime ait silahla birkaç kez ateş ettim. Olanlardan çok pişmanım” diye ifade verdi. Emniyette gün sorgulanan karı koca dün Adliye'ye sevk edildi. Balistik incelemede çıktı Polis düğün sırasında yapılan kamera kayıtlarını da detaylı bir şekilde inceledi. Balistik incelemeye gönderilen silahların raporunda yaşındaki Burçak Damla Üngör'ün kafasına isabet eden mermi çekirdeğinin emniyette tekniker olarak görev yapan 44 yaşındaki Hamdullah S.'ye ait silahtan çıktığı belirlendi. Gözaltına alınan Hamdullah S. ile eşi Naile S. sorguya alındı. Fotoğraflarda yaşayacak Olay 18 Ekim Pazar günü saat 17.00'de Pursaklar'a bağlı Fatih Mahallesi'nde meydana gelmişti. yaşındaki minik Burçak, annesine “Anne düğünü izleyebilir miyim?” demiş ve balkona çıkmıştı. Düğünde gelişi güzel ateş eden magandaların namlusundan çıkan kurşun minik Burçak'ın canını almıştı. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. GÜNDEM 610687 Victoria'nın melekleri nefes kesti H2 Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi Victoria'nın melekleri nefes kesti H2 23.10.2009 13:05 611554 Sabri: Kadıköy'e kazanmak için gideceğiz Sabri, Galatasaray TV'ye yaptığı açıklamada, iki takım arasındaki maçların her zaman heyecanla beklenen karşılaşmalar olduğunu ifade ederek, ''Kadıköy'e kazanmak için gideceğiz. İyi oynayıp, iyi mücadele ederek ve oyun disiplininden kopmayarak maçı kazanacağımıza inanıyorum'' dedi. Derbinin, fair-play çerçevesinde ve hak edenin kazanacağı bir maç olması dileğinde bulunan Sabri, ''Galatasaray-Fenerbahçe maçı, sadece bir maçtır, futboldur ve bir gösteridir. Hiçbir zaman bunu unutmamamız lazım. Dileğimiz, iyi oynayıp, iyi sonuç alarak oradan galibiyetle ayrılmak'' diye konuştu. UEFA Avrupa Ligi'nde, Romanya'nın Dinamo Bükreş takımına karşı aldıkları 4-1'lik galibiyete de değinen Sabri, görüşlerini ''Kazanmamız gereken bir maçtı. Sahamızda galip gelmek istiyorduk, başardık. Farklı bir skor aldık. Maç boyunca disiplinden kopmadık. İlk yarı 2-0 bitti. İkinci yarının başında skor 3-0 olunca rahatladık. Pas yapıp, zaman geçirmeye ve rakibimizi üzerimize çekmeye başladık. İyi oynadığımızı düşünüyorum'' diye açıkladı. 610910 Ergenekon savcıları başsavcı ile görüştü Sultanahmet'teki İstanbul Adalet Sarayı'na gelen Öz ve Seçen, adliyenin arka kapısından, başsavcı vekilleri Çolakkadı ve Seçkin ise ön kapıdan binaya giriş yaptı. Başsavcı Engin'le yaklaşık saat 25 dakika görüşen Öz ve Seçen, daha sonra adliyeden ayrıldı. Çolakkadı ve Seçkin ise yaklaşık saat sonra adliyeden çıktı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı, adliyeden ayrılırken basın mensuplarının soruları üzerine ''Olağan haftalık görüşmemizi yaptık'' dedi. Çolakkadı, ''Avrupa'dan gelecek olan PKK'lılar ile ilgili resmi bir başvuru yapıldı mı?'' sorusu üzerine de ''Resmi bir şey yok. Biz de basından duyuyoruz. Geldiklerinde resmi prosedür uygulanır'' diye konuştu. ''Albay Dursun Çiçek'in hazırladığı iddia edilen irtica ile mücadele eylem planın orijinal belgesini ihbar mektubu ile bir subayın Ergenekon savcılarına gönderdiği öne sürülüyor. Bunlar hakkında ne diyeceksiniz?'' diye sorulan Çolakkadı, ''Bilmiyorum. Ben de televizyonlarda gördüm. Bir aydır izindeyim. Gelse de zaten bilgi veremem'' karşılığını verdi. AA 2009-10-23 15:59:07 doguda helikopterle pkk nin ayagina giden savciyla ergenekon savcilari ayri ülkedemi yetisti yoksa ayri anayasa kitaplarimi var anlamak mümkün deyil bu sadece akp nin sindirme ve camur atma planidir savcilarin tarafsiz oldugundan acik acik süpeli ve kuskuluyum ve cok vahim bir durum olarak görüyorum akp nin yasalar üstünde olma eylimi ürpertici ve korkutucu boyutlara dogru karanlik bir gidisata dogru ilerliyor benim maksadim akp yi kötülemek deyil istikrarli bir Adalet sistemidir akp ve yasalar el ele Remzi Altunkaya 610116 DTP'yi uyardı:PKK'lıları Ankara'ya götürmeyin Dağdan inen PKK'lıların Ankara'ya yürümesine gerek olmadığını belirten Uras, "Maksat hasıl olmuştur. Yeni süreçte iş, Meclis'teki DTP milletvekillerinindir." dedi. Bundan sonra herkesin çok daha hassas olması gerektiğinin altını çizen Uras, hükümetin başlattığı demokratik açılım sürecinin toplumda büyük yankı bulduğunu ve buna zarar verilmemesi gerektiğini vurguladı. Uras, şöyle devam etti: "Önyargılar büyük oranda aşılmışken yeni önyargılar yaratmaya, sorunlar aşılırken yeni sorunlar yaratmaya kimsenin hakkı yok. Açılım sürecine ket vurucu, zorlaştırıcı hareketlerden kaçınmalıyız. En ufak bir tatsızlık bütün bu havayı bozabilir. Buna kimse meydan vermemeli. Açılım bir devlet politikası ama toplumsal boyutu da olmalı. Aksi takdirde kadük kalır." HABİB GÜLER ANKARA 609762 ‘Büyük avantaj’ 609718 Milletvekili seçimleri yıla indirildi Milletvekili seçimlerinin yılda bir yapılmasını öngören ve nüfusu milletvekili çıkarmaya yetmeyen illere milletvekili çıkarma hakkı tanıyan kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. 2007 yılında Anayasa'da yapılan değişikliğe paralel olarak Milletvekili Seçim Kanunu'nda yapılan değişiklikle, milletvekili seçimleri yılda bir yapılacak. Bir önceki seçimin yapıldığı tarihten itibaren yılın dolmasından önceki son pazar günü oy verilecek. Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak 90 günlük sürenin ilk günü, seçimin başlangıç tarihi olacak. Değişiklikle, nüfusu milletvekili çıkarmaya yeterli olmayan illere milletvekili çıkarma hakkı getirildi. Milletvekili seçiminin yılda bir yapılmasına ilişkin yasa teklifinin 2. maddesi üzerinde söz alan CHP Antalya Milletvekili Atilla Emek, seçim kanunlarında acele yapılan değişiklikleri doğru bulmadıklarını ifade etti. Anayasalarda değişikliklerin toplumsal uzlaşma ve suhuletle yapılması gerektiğini belirten Emek, ''Bu değişiklik hükümetin bir yıl içinde erken seçim hesabı içinde olduğunu göstermektedir'' dedi. DTP Bitlis Milletvekili Nezir Karabaş, Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu'nda önemli değişiklikler yapılması konusunun ortada dururken, teklifin öncelikli olarak genel kurula getirilmesini eleştirdi. MHP Mersin Milletvekili Behiç Çelik, yeterince görüşülmeden Anayasa değişikliklerinin yapılmasının doğru olmadığını söyledi. DSP İzmir Milletvekili Harun Öztürk, milletvekili seçimlerinin yılda bir yapılmasına ilişkin değişikliğe gerek olmadığını, Meclisin gündeminin boş yere işgal edildiğini ileri sürdü. Öztürk, temsilde adaleti, yönetimde istikrarı zedelemeyecek şekilde seçim barajının yüzde 10'dan makul bir seviyeye çekilmesi gerektiğini savundu. Madde, oylanarak kabul edildi. -''APAR TOPAR KANUN TARTIŞIYORUZ''- Teklifin yürürlük maddesi üzerinde söz alan CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, teklifin Anayasa Komisyonu ve Genel Kurulda ''Yangından mal kaçırır gibi görüşüldüğünü'' belirterek, ''Muhalefete saygı gösterilmediğini'' kaydetti. Mengü, ''Kaldır parmağı, indir parmağı. Apar topar kanun tartışıyoruz. Parlamentonun muhalefet kanadına saygı gösterilmiyor. Harp halinde değiliz. Orduyu bir yere göndermiyoruz. Seçim Kanunu tartışıyoruz'' dedi. Şahin'e yanıt veren Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, maddeden oluşan yasanın birkaç saattir tartışıldığını söyledi. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart'ın komisyonda teklif için ısrarla ''tasarı''dediğini belirten Kuzu, ''Bu bir tekliftir. Parlamenter sistemlerde Hükümetin arkasında durmadığı bir yasa çıkar mı bu Meclisten? Olmuş mudur? Olmaz. Neden ikide bir hükümet kanadına dönüp 'katılıyor musun' diye soruyoruz. 'Yok' dediği zaman da her şey bitiyor burada. Evvela bunu tartışalım. Bundan kurtulmak istiyorsak başkanlık modeline geçelim bu iş bitsin. Bu işin köklü çözümü orada'' diye konuştu. -''YİĞİTLİNİZ VARSA...'' Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç ise seçim sisteminin çok yanlış olduğunu, bir ile milletvekilinin az olduğunu söyledi. Genç, laf atmalar üzerine, ''Gelin tercih sistemi ve dar bölge getirelim. Yiğitliğiniz varsa, benim gibi bağımsız seçilin gelin'' diye konuştu. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, bir soru üzerine, teklifin arızi bir düzenleme içerdiğini belirterek, bir ilin tek milletvekili ile temsilinin sıkıntılarının yapılan konuşmalarda dile getirildiğini söyledi. Ergin, ''Temennimiz göç olmasın, bu tür düzenlemelere de ihtiyaç kalmasın'' dedi. Daha sonra oylanan teklif, kabul edildi. Oturumu yöneten Başkanvekili Güldal Mumcu, 27 Kasım Salı günü saat 15.00'de toplanmak üzere birleşimi kapattı. AA 609743 Rusya, Kalaşnikov'ların korsanlarından yakınıyor › › İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler Rusya, Kalaşnikov'ların korsanlarından yakınıyor Dünyada korsan ürünlerin en önemli piyasalarından Rusya, Kalaşnikov'ların korsanlarından yakınıyor MOSKOVA (A.A) Dünya genelinde korsan müzik, film ve bilgisayar programlarının en önemli pazarlarından biri olan Rusya'nın, Kalaşnikov silahlarının dünya genelinde taklitlerinin üretiminden rahatsızlık duyduğu bildirildi. Rusya devlet silah şirketi üreticisi Rosoboronexport Genel Müdürü Anatoliy Isaykin, yaptığı açıklamada, Kalaşnikov silahlarının tescil hakkını korumak için Rusya'nın gerekli önlemleri alacağını söyledi. Kalaşnikov silahlarının yurtdışında kaçak üretiminin, mali kaybın yanısıra kalitesiz üretimden dolayı marka değerinin zarar gördüğünü belirten Isaykin, 'Bunların kalitesi Rusya'da üretilenlerle kıyaslanamaz bile' dedi. Isaykin, Rosoboronexport'un, Kalaşnikov'ların ve diğer Rus silahlarının tescil hakkının korunması için yabancı ülkelerle anlaşma taslağı hazırladığını belirterek, 'Şu anda Kalaşnikov üreten yaklaşık 30 yabancı şirket var. Bu konuda bir düzen sağlayabilmek için devletin diğer ilgili kurumlarıyla birlikte hazırlık yapıyoruz' diye konuştu. Dünya genelinde 60 yılda 100 milyon civarında Kalaşnikov otomatik silah üretilirken, bunların yalnızca yarısının Rusya'da üretilen orijinalleri olduğu belirtiliyor. Tescil hakkına fazla önem vermeyen eski SSCB, müttefiki olan kimi Doğu Avrupa ülkelerine de bunların üretimi için izin vermiş, SSCB'nin yıkılmasına, soğuk savaş döneminin sona ermesine karşın bu ülkeler Kalaşnikov silahlarının üretimini sürdürmüşlerdi. Eski SSCB döneminde kötü ilişkilere sahip olan Pekin ve Moskova, 1990'lardan sonra ilişkileri düzeltirlerken, Çin, Rusya'dan en fazla silah alan ülkelerden biri durumuna gelmişti. Rusya'dan milyarlarca dolar değerinde savaş uçağı, füze ve denizaltı gibi silahlar satın alan Çin'in, Rus silahlarına yönelik talebinde son yıllarda Moskova'dan satın aldığı silahların birebir kopyasını üretmesi nedeniyle düşüş meydana gelmişti. 22.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. DÜNYA 610022 ‘Aksakal’ övgüsü ‘Aksakal’ övgüsüANKARA Milliyet güncellenme zamanı 23.10.2009Eşsiz olarak verilen yemekte kadeh kaldırmayan Gül ile Nazarbayev’in oturduktan sonra gülümseyerek kadeh kaldırdıkları görüldü. Gül, Nazarbayev’e “Devlet Nişanı” da takdim etti.haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Cumhurbaşkanı Gül, lideri Nazarbayev’i “Türk dünyasının aksakalı” olarak nitelendirdi Cumhurbaşkanı ile Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev dün ’nde düzenlenen törende; ile Kazakistan arasındaki “Stratejik Ortaklık Anlaşması”nı imzaladı. Ortak basın toplantısında konuşan Gül, Astana’da Ekim’de açılan ve Türk cumhuriyetlerinde ilk olan ’nın açılışına katılması nedeniyle Nazarbayev’e teşekkür etti. Kazakistan’ın kuruluşundan bu yana Nursultan Nazarbayev’in cumhurbaşkanlığında ’nın parlayan yıldızı haline geldiğini belirten Gül, Nazarbayev’in “Türk dünyasına hizmetlerinden dolayı Türk dünyasının aksakalı” olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül “aksakal”ın tecrübe ve vizyon sahibi olan duayen kişiler için kullanılan bir unvan olduğunu da ifade etti.  Köşk’te yemek Cumhurbaşkanı Gül, dün akşam, Nazarbayev onuruna bir akşam yemeği verdi. Katılımın geniş olduğu yemekte erkeklerin çoğunluğu oluşturmaları dikkat çekti. 609859 Uzaktan kumandalı düzenekle kaçak akaryakıt satan istasyonlara büyük darbe Kurdukları düzenekle kaçak akaryakıt sattıkları belirlenen 80 kişi gözaltına alındı. İstasyonlarda Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) müfettişleri ve vergi denetçileriyle inceleme yapan ekipler, bazı adreslerde, içerisinde ulusal marker bulunan akaryakıt ile kaçak akaryakıtın satılmasını sağlayan 14 adet elektronik düzenek ele geçirdi. Söz konusu düzeneğin uzaktan kumanda ile çalıştığı ve kontrol ekipleri geldiğinde düğmeye basılarak normal yakıt numunesi verildiği, diğer zamanlarda aynı pompadan kaçak satış yapıldığı tespit edildi. Tüketiciyi mağdur eden şüphelilerin, yazarkasalarda elektronik yazılım kullanarak vergi kaçırdıkları da ortaya çıkarıldı. Türkiye, dün akaryakıt kaçakçılığının ürperten boyutuyla yüz yüze geldi. Ankara, İzmir, Samsun, Kırıkkale, Van, Muğla, Adana, Mersin, Manisa ve Balıkesir'in aralarında bulunduğu 30 ilde yapılan baskında, istasyon sahibi ve yetkilisi 80 kişi gözaltına alındı, 100 ton kaçak akaryakıt ele geçirildi. Operasyonlarda, içerisinde ulusal marker bulunan akaryakıt ile kaçak akaryakıtın aynı anda pompadan satılmasına imkan veren 14 elektronik düzenek tespit edildi. Bir düğmeye basılmasıyla yasal ya da kaçak akaryakıt pompalanabiliyor. Denetime gelen EPDK müfettişlerinin bile bu yöntemle aldatıldığı ortaya çıktı. 'Kaçak akaryakıt satıldığı' bilgisine ulaşan Ankara İl Jandarma ekipleri, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla kapsamlı bir çalışma başlattı. Söz konusu kişilerin kimliklerinin tespit edilmesi ve gerekli teknik takibin yapılmasının ardından dün sabah düğmeye basıldı. Güvenlik güçleri, Ankara başta olmak üzere 30 ilde 'By-pass' adını verilen bir operasyon gerçekleştirdi. Yapılan incelemede söz konusu istasyonların yer altına ikinci bir depo koydukları ve bu depo içindeki akaryakıtın ayrı bir hat ile pompaya bağlandığını tespit etti. İncelemede istasyonlarda kaçak akaryakıt için ayrı bir depo yapıldığı ve uzaktan kumandayla yönetildiği belirlendi. Akaryakıt istasyonlarında Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK) müfettişleri ve vergi denetçileriyle inceleme yapan jandarma ekipleri, bazı istasyonlarda akaryakıt ile kaçak akaryakıtın satılmasını sağlayan elektronik düzenekler ele geçirdi. Söz konusu düzeneğin, uzaktan kumanda cihazı ile çalıştığı ve araçlara akaryakıtı veren istasyon görevlisinin müşterinin durumuna göre elindeki kumanda cihazını kullanarak bazen kaçak, bazen de yasal akaryakıtı verdiği tespit edildi. EPDK müfettişlerinin söz konusu akaryakıt istasyonlarında yaptığı denetimlerde, uzaktan kumanda cihazını kullanarak içerisinde ulusal marker bulunan akaryakıttan numune verildiği belirlendi. 610496 Beşiktaş ile Eskişehirspor ligde yarın 47. randevuda... SON DAKİKA güncellenme zamanı 11.33 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda ile ligde yarın 47. randevuda... ile ’de yarın yapacakları maçta, lig tarihinde 47. kez karşılaşacak. İki takım ligde daha önce 46 maç yaptı. Beşiktaş, Eskişehirspor’a galibiyet sayısında 21-12, gol sayısında da 56-36 üstünlük kurarken, iki ekip arasındaki 13 maç da berabere sonuçlandı. Geçen sezon yapılan maçları Beşiktaş, ve ’de aynı skorla 2-0 kazandı. ESKİŞEHİR’DEKİ MAÇLAR Beşiktaş ile Eskişehirspor takımları lig tarihinde daha önce Eskişehir’de 23 kez karşılaştı. Eskişehir ’ndaki maçlarda konuk Beşiktaş 9, ev sahibi Eskişehirspor galibiyet alırken, maçta da taraflar eşitliği bozamadı. Eskişehir’deki maçlarda gol sayısında ise Beşiktaş’ın 27-20 üstünlüğü bulunuyor. Bu arada, iki takım arasında 1981-82 sezonunun son haftasında Eskişehir’de yapılan maç, Beşiktaş’ın oyunda 2-1 öne geçmesinin ardından yaşanan olaylar nedeniyle hakem tarafından tatil edilirken, Futbol Federasyonu daha sonra maçın sonucunu hükmen 3-0 olarak Beşiktaş lehine tescil etti. Eskişehirspor, kendi sahasında Beşiktaş karşısında son galibiyetini 1978-79 sezonunda 2-0’lık skorla aldı. ESKİŞEHİRSPOR 17 MAÇTIR KAZANAMIYOR Beşiktaş, Eskişehirspor karşısında son 17 lig maçını yitirmedi. İki takım arasında Ocak 1981 tarihinde, BJK ’nda yapılan maçı 1-0 kazanan Eskişehirspor, rakibiyle daha sonra oynadığı 17 müsabakadan da galibiyet alamadı. İki takım arasındaki son 17 lig maçından 14’ünü Beşiktaş kazanırken, 3’ü berabere bitti. Bu arada Beşiktaş, rekabetteki son lig maçını da kazanmayı bildi. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. Süper Hızlı Gönderi. 609952 Rusya Türk malı bekliyor › › › İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ En Çok Okunanlar Rusya Türk malı bekliyor MOSKOVA (CİHAN) Rusya Federal Gümrük Servisi Başkanı Andrey Belyaninov, Türkiye ile iş yapmaktan memnun olduklarını, Türk işadamlarını ve Türk mallarını beklediklerini söyledi. Çok sayıda Türk şirketinin düzgün ve disiplinli çalıştığını ifade eden Rus yetkili, “Türk iş dünyası kapımız size açık, sizleri bekliyoruz!” ifadesini kullandı. Türkiye'den Rusya'ya ihraç edilen mallarda tam kontrol uygulaması ve iki ülke ticari ilişkilerine olumsuz yansıması nedeni ile sıkça gündeme gelen Rusya Federal Gümrük Servisi Başkanı Andrey Belyaninov, “Servisimiz açısından herhangi bir sorun yok. Biz kanun ihlallerini kontrol etmeye çalışıyoruz. Tam sayım uygulamasına geçtik” dedi. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. EKONOMİ 610147 Trabzon, feraha çıkmak istiyor Ligin 7. haftasında G.Birliği ile deplasmanda 2-2, 8. haftada sahasında Gaziantepspor ile 0-0 berabere kalan ve geçen hafta da deplasmanda G.Saray'a 4-3'lük skorla boyun eğen Bordo-Mavililer, Kayserispor'u yenerek hafta sonra galip gelmeyi amaçlıyor. Karadeniz ekibinde ameliyat olan Zafer Yelen ile sakatlığı süren Tolga Zengin haricinde eksik bulunmuyor. Gineli oyuncu İbrahim Yattara'nın ise maç kadrosuna alınması bekleniyor. Bu arada kötü neticelerin ardından eleştirilerin hedefine yerleşen Teknik Direktör Hugo Broos, üstü kapalı olarak yönetime mesaj gönderdi ve istifa edebileceğini söyledi. Yönetimden devre arasında transfer isteyen Belçikalı teknik adam, "Ben takımı yarı yolda bırakmam ve pes etmem. Ama siz de fedakârlık yapın." diye konuştu. Takımı istediği gibi güçlendiremediğinden şikâyet eden Hugo Broos, Kayserispor maçıyla ilgili de, "Kayserispor maçını kazanamazsak baskı bambaşka bir hal almaz belki ama oldukça yüksek bir düzeye ulaşır. Bunun da farkındayım." ifadesini kullandı. HASAN DEMİR TRABZON TRABZONSPOR: Onur, Tayfun, Egemen, Song, Cale, Serkan, Ceyhun (Selçuk), Colman, Gabriç, Engin, Gökhan. KAYSERİSPOR: Souleymanou, Ali Turan, Aydın, Serdar, Hakan Aslantaş, Mehmet Eren, Merter, Saidou, Furkan, Troisi, Makukula. SAAT: 20.00 STAT: Hüseyin Avni Aker HAKEM: Cüneyt Çakır YAYIN: Lig TV 609898 82 yaşındaki eski diktatöre 25 yıl 82 yaşındaki eski diktatöre 25 yılDIŞ HABERLER SERVİSİ güncellenme zamanı 23.10.2009Uruguay’ı 1981-85 yılları arasındayöneten Gregorio Alvarez, 37 cinayet suçundan mahkûm oldu.haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Uruguay’da askeri rejim döneminde insanlık suçu işlemekten açılan dava çerçevesinde tutuklanarak cezaevine konulan eski diktatörü Gregorio Alvarez’in, 25 yıl hapse mahkûm edildiği açıklandı Davacıların avukatı Lopez Goldaracena, 82 yaşındaki Gregorio Alvarez’in, 37 suçundan 25 yıl hapse mahkûm edildiğini söyledi. Haklarında benzer davalar açılan eski Deniz Albay Juan Carlos Larcebau’nun da 29 cinayet suçundan 20 yıl hapse mahkûm edildiği kaydedildi. Avukat Oscar Lopez Goldaracena, eski diktatörün hasta olduğundan duruşmada hazır bulunmadığını, mahkûmiyet kararının yargıç Luis Charles tarafından Alvarez’in gıyabında okunduğunu belirtti. 1981-1985 yılları arasında iktidarda olan ülkenin eski Alvarez, 1978 yılında 20 kadar siyasal mahkûmun ’in başkenti ’ten Montevideo’ya kaçak yollardan getirilmeleri ve öldürülmelerine yardımcı olmak suçlamasıyla yıl önce tutuklanmıştı. 611088 Perakende Güneşi Ödülleri sahiplerini buldu Perakende Güneşi Ödülleri kapsamında Juri Özel Ödülünü Aziz Bulgu, Perakendeye Hizmet Özel Ödülünü Nuşin Oral aldı. Yaşam Boyu Başarı Ödülü Kerim Kerimol, En Beğenilen Perakende Kuruluşu Ödülü mobilya dalında İstikbal, fastfood/kafe/restoran dalında Mc Donald's, CardFinans Özel Ödülü İstanbul Doors Restaurant Group, En Başarılı Profesyonel Yönetici Ödülü Mağazalar Boyner Büyük Mağazacılık Genel Müdürü Aslı Karadeniz, En Başarılı Profesyonel Yönetici Ödülü Marketler Koçtaş Genel Müdürü Alp Özpamukçu, En Başarılı Profesyonel Yönetici Ödülü Alışveriş Merkezleri Metro Group Asset Management AVM Yönetim Müdürü Hüseyin Okumuş, Yılın Mağaza Müdürü Ödülü GNC'den Metin Demirbaş, Yılın Yerel Market Müdürü Ödülü Fon Gıda'dan Cevat Çelik, Perakendeye Katkı Ödülü Metro Group Asset Management Türkiye Genel Müdürü Gündüz Bayer, En Başarılı İnsan Kaynakları Uygulaması Ödülü Groseri Market. AA 610760 Murat Aksu'da üyelere çağrı Murat Aksu, yaptığı açıklamada, ocak ayında gerçekleştirilecek Beşiktaş Kulübü Olağan Genel Kurulu'nda tüm kongre üyelerinin oy vermesini istedi. Ocak ayı sonunda gerçekleşecek olan kongrede oy kullanmak isteyen üyelerin Kasım tarihine kadar yıllık aidatlarını yatırmaları gerektiğini belirterek, Beşiktaş Kulübü'nün iyiliğini isteyen ve bu yolda aktif olarak rol almak isteyen tüm duyarlı kongre üyelerine bir sosyal kampanya ile çağrıda bulunan Aksu, bu hafta sonu Türkiye'nin tüm önde gelen basın organlarında yer alacak ilanla bu duyurusunu pekiştirecek. AA 610281 09:44 Windows, tüm dünyayla aynı anda satışa sunuldu SON DAKİKA güncellenme zamanı 09.44 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Windows, tüm dünyayla aynı anda satışa sunuldu Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çağan, bugün tüm dünyayla aynı anda satışa sunulan ’nin yıl sonuna dek 600-700 bin civarında satılmasını hedeflediklerini bildirdi.  Mustafa Çağan, Windows 7’nin tanıtımı için Santralİstanbul’da düzenlenen basın toplantısında, yıl önce ’yı piyasaya sunduklarını, aradan geçen zamanda yaşanılan ekonomik krize karşın Windows’un yatırımlarını durdurmadığını söyledi. Microsoft’un bu yıl için planlanan Ar- harcamasının 9.5 milyar olduğunu dile getiren Çağan, bu yatırımla şirketin IT pazarındaki en büyük yatırıma sahip şirket olduğunu kaydetti. Windows 7’nin beta sürümünün tüm dünyada 16.5 milyon kişi tarafından kullanıldığını belirten Çağan, “Türkiye, Windows 7’nin beta sürümünü kullanmada 600 bin kişiyle ’dan sonra 2. sırada” dedi. Çağan, Windows 7’nin, piyasadaki donanımların yüzde 96’sına denk gelen 80 bin donanımla uyumlu çalıştığını vurgulayarak, “Analistler de Windows 7’nin çıkmasıyla Temmuz 2009-Haziran 2010 dönemi için 2.4 milyon olarak tahmin edilen satışını 3.1 milyona çıkardılar. Bunda Windows 7’nin çıkması ve Türkiye’nin krizin etkilerini üzerinden atmaya başlamasının önemli rolü var” diye konuştu. Konuşmasının ardından AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Çağan, gelecek yılın haziran ayına dek satılması tahmin edilen 3.1 milyon bilgisayarın 2.5 milyonunda Windows 7’nin kullanılacağını tahmin ettiklerini söyledi.  Çağan, Windows 7’nin, bilgisayar satışlarını hareketlendireceğini de belirterek, “Yıl sonuna kadar 600-700 bin civarında Windows 7’nin satılmasını hedefliyoruz” dedi. Bu arada Windows etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Deney 7” yarışmasının birincisi de toplantıda açıklandı. İnternet ortamında gün süresince arkadaşlarından destek alarak 77 görevi tamamlayan “Deney 7”nin birincisi Nazlı Çelebi oldu. Çelebi’ye, 20 bin liralık ödülü Çağan tarafından verildi. WINDOWS Windows 7, Home Basic, Home Premium, Professional ve Ultimate olarak ayrı sürüm halinde tüm dünyayla aynı anda satışa sunuldu.  “Windows, Sınırsız Yaşam” sloganıyla satışa sunulan Microsoft’un yeni nesil işletim sistemiyle “Arama” ile “Başlat” mönüsünden yalnızca birkaç sözcük girerek bilgisayarınızdaki belgelere, e-postalara, şarkılara ya da herhangi bir dosyaya ulaşıp anında yerini saptamanız mümkün.  Gelişmiş görev çubuğuyla dosyaları açıp bilgisayarınızda daha hızlı gezinebilirsiniz. Hatta en sık kullandığınız programları görev çubuğuna sabitleyebilir ve böylece tek bir tıklamayla ulaşabilirsiniz.  Jump List ile düzenli olarak kullandığınız dosyaları yalnızca tıklamayla açabilirsiniz. Windows 7, açık pencereleri yeniden boyutlandırmak ve düzenlemek için yeni yollar da sunuyor. Snap özelliğiyle pencereyi ekranın karşılıklı iki kenarına doğru iterek düzgün bir biçimde yanyana getirebiliyorsunuz. Ayrıca bir pencereye tıklayıp fareyi biraz salladığınızda diğer pencereler küçülerek çalışma alanınızın ferahlamasını sağlıyor. Aynı hareketle pencereleri eski yerine de getirebiliyorsunuz. Daha az sistem mesajları, açılır ögeler ve uyarılar alınması için tasarlanan Windows ile çalışırken daha az kesinti yaşanıyor. Windows sürümlerinin son kullanıcı önerilen liste fiyatları ise “Windows Home Basic” için 123 dolar, “Windows Home Premium” için 145 dolar, “Windows Professional” için 236 dolar ve “Windows Ultimate” için 250 dolar. Seyahat Ederken Yanınızdan Ayıramayacaksınız. Süper Hızlı Gönderi. 611462 Doll'dan Cavcav'a ilginç benzetme SON DAKİKA güncellenme zamanı 21.52 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Doll'dan Cavcav'a ilginç benzetmeBaşkent ekibi 'nin Alman Teknik Direktörü Thomas Doll, Başkan için ilginç ifadeler kullandı... Teknik Direktörü Thomas Doll, kısa sürede kulüp başkanı 'ı tanıma şansı bulduğunu belirterek, ''Başkan İlhan Cavcav, eski kulağı kesiklerden gibi geliyor bana'' dedi. İlhan Cavcav'ın bir futbol fanatiği olmasının kendisi için bir artı olduğuna dikkati çeken Doll, ''Futbol üzerine çok detaylı konuşmalarımız oldu. Dünyaya açık bir insan. Futbol dışındaki konuları konuşma özelliği de var. Gençlerbirliği takımının nerelerde olması gerektiğini kavramış durumda. Teknik ekibimle iyi işler yapacağımı biliyor ve görüyor. Bu konuda da büyük destek oluyor. Gençlerbirliği'nin dışarıda saygı gören bir takım olmasını istediği belli. Lakap olarakta kendisine 'da söylenilen ''kulağı kesik'' diye bir laf vardır, onu yakıştırabilirim. Eski kulağı kesiklerden gibi geliyor bana'' şeklinde konuştu. Thomas Doll, Gençlerbirliği olarak en büyük hedeflerinin her maçta puan kazanmak olduğunu söyledi. Başarılı Alman teknik adam, şöyle konuştu: ''Gençlerbirliği'nin geride kalan sezonlarda geçirdiği kötü günler sonrasında bu sezona başlangıç yapıldı. Takımın hangi futbolculardan kurulduğunu da biliyorsunuz. Bizim için büyük hedef, maçtan maça puan almak. Bu hedef büyüklüğü de normalde yetmelidir. Gerçekçiliği unutup, gözle görülmeyen bir yeri hedef olarak belirlersek, ileride bu hedef elde edilemediğinde başarısızlık konumuna girmek bizi ve takımımızı etkileyebilir. Bizim amacımız takımı en iyi şekilde hazırlamak. Haftadan haftaya iyi bir takım ortaya çıkarmak. Bunun sonucunda hedefe gidiliyorsa, hedefe de gitmek, ama bu hedefi gösterip, futbolcularımıza, camiaya ekstra bir baskı uygulamak bana göre saçma. Seyirciler ve çevredekiler kendilerini 'na gitme yolunda görüyorlarsa, bunu yapabilirler. İnsanlar başarıya giderken çok çok büyük hatalar yapabilirler. Futbolcuların bazıları UEFA'yı bir hedef olarak görüyorlardır. Belki bize söylemeden kafalarından geçiriyorlardır. Bizim ayaklarımızın yere basması gerekiyor. Yapılabilecek hedefler doğrultusunda çalışıyoruz.' 'DEVRE ARASI TRANSFER  Takımdaki futbolcularına çok güvendiğini anlatan Doll, yine de devre arasında gerekli gördükleri takdirde kadroya takviye yapabileceklerini kaydetti. Geniş bir kadroları bulunduğunu dikkati çeken Alman teknik adam, ''Futbolcularımızın üzerlerine düşen vazifelerini en iyi şekilde yaptığını biliyoruz. Futbolda, gözünüzü her zaman bir yerde bulundurmanız gerekiyor. Çevreyi kontrol etmeniz gerekiyor. Elimizdeki futbolcularla işi iyi götürdüğümüze inanıyoruz. Tabii ki bir kulağımız ve gözümüz her zaman açık'' değerlendirmesini yaptı. TEKNİK EKİBİNE GÜVENİYOR  Gençlerbirliği Teknik Direktörü Thomas Doll, Ralf Zumdick, Serdar Dayat, Cengiz Demirel ve Levent Zorluer'den kurulu çok iyi bir teknik ekibi olduğunu savundu. Doll, konuyla ilgili şunları söyledi: ''Ralf ile 4-5 senedir çalışıyorum ve nasıl bir insan olduğunu biliyorum. Buraya geldiğimde herşey benim için yeniydi. Serdar, Cengiz ve Levent'in katılımı ile iyi bir teknik ekip oluşturduk. Daha ilk görüştüğümüzde aramızda bir bağın olabileceğini anladık. Herkesin görevi kendine göre. Cengiz Demirel takımın fizik ve kondüsyon yönünde nasıl olabileceğini düşünür. Kaleci antrenörü Levent Zorluer'in her zaman değişken antrenmanlarla kalecileri monotonluktan çıkarıp, güzel idman performansı ile maçlara hazırlaması, onun alanında ne kadar iyi olduğunu gösteriyor. Bizim üçümüz ise taktiksel anlamda takıma ne yapabiliriz, takıma ne gibi şeyler yararlı olabiliri düşünüyoruz. Teknik direktörün belli yerlerde tabii ki karar mekanizması var.'' SAHTE DİPLOMA KONUSU Thomas Doll, yardımcı antrenörü Serdar Dayat'ın diplomasının sahte olduğu konusunda gazetelerde yer alan haberlerin doğru olmadığını belirterek, ''Yurtdışında 11 ay boyunca kursa gitmek ve onu başarmak çok önemli birşey. Ailenizden uzak kalıyorsunuz ve maddi anlamda birikimlerinizi oraya aktarıyorsunuz. İyi eğitim görmüş bir teknik direktör olarak oradan mezun oluyorsunuz. Bu olayı yaratan Peter Neururer'in teknik ekibimizdeki bir arkadaşımıza böyle suçlamalarda bulunması, bulunması bizi teknik ekip olarak üzdü'' dedi. ''Biz konunun ne olduğunu biliyorduk'' diyen başarılı teknik direktör, ''Aramızda her zaman konuştuk. Haklı olduğumuzu da biliyoruz. Kendisinin küçük düşürücü açıklamaları kendisinin karakterini ve seviyesini gösterir. Biz seviyeye inmek istemiyoruz. Alman Futbol Federasyonu'nun bir teknik adamı nasıl eğittiğini de biliyoruz. Bu yolda da hak ederek bu lisansın alındığını, 11 ay orada iyi bir eğitim görüldüğünü de biliyoruz. Ekibimizde çalışan arkadaşımızın karakter olarak, bilgi olarak ne kadar üst düzeyde olduğunu biliyoruz. İçimiz huzurlu bir şekilde işimizi yapıyoruz'' diye konuştu. ''TÜRK İNSANI SICAKKANLI Teknik direktör Doll, Türk insanın sıcakkanlı olduğunu ifade ederek, ''Otelden çıktıktan sonra şehre ve ülkeye alışmam daha da kolay oldu. Halkın içine girebildim. Halk gayet sıcakkanlı. sıcakkanlı. Gördüklerim, yaşadıklarım, beklentilerimin üzerinde. Daha iyi futbol oynadığımızda, daha başarılı olduğumuzda daha fazla alışmış olacağım'' dedi. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. Süper Hızlı Gönderi. 610274 "G.Saray'ı alkışlamamıza taraftar izin vermez" 'nin Brezilyalı yıldızı Roberto Carlos, Steaua Bükreş maçında rakibin kendilerini alkışlamasına benzer bir olayın, derbisinde yaşanmasının mümkün olmadığını söyledi. Carlos, saha içinde kendine güvenle oynayan ve doğru işler yapan bir olduğunu belirterek, "Avrupa'da güven kazanma adına bugünkü aldığımız galibiyet çok önemliydi. Rakip takımın taraftarlarının ve oyuncularının bizi alkışlayarak gösterdiği centilmenlik maçın güzel taraflarındandı" dedi. Roberto Carlos, ile hafta sonunda yapacakları maçın çok güzel geçeceğine inandığını ifade ederek, "futbolseverler çok büyük bir maç izleyecek. Ligde birinciyle ikincinin karşılaşmasında sahamızda kazanmak istiyoruz. Müthiş bir maç izleyeceğiz. Derbi maçının sonucu hiç belli olmaz. Fakat bizim kendi takımımız için yapmamız gereken galip gelmektir" diye konuştu. Bir gazetecinin, sizi yenerse siz de onları alkışlayacak mısınız?" sorusu üzerine Brezilyalı futbolcu, soruyu soran gazeteciye espirili bir biçimde, taraftarı mısınız?" diye sordu. Carlos, bir kere Real Madrid'de oynarken, sahalarında Barcelona'yı alkışladıklarını hatırlatarak, "fakat bu futbol sahalarında, özellikle ezeli rakipler arasında çok nadir görülen birşeydir. Sahamızdaki maçta, kesinlikle taraftarlarımızın rakip takımı alkışlamasına izin vermeyeceğimizi düşünüyorum. Taraftarlarımız maçtan sonra kendi takımını aldığı galibiyetten dolayı alkışlayacaktır" dedi. 'nin kalecisi Volkan Demirel ise maçta çok pozisyona girdiklerini ve tek golle üç puan aldıklarını söyledi. Volkan, rakip kalecinin çok iyi toplar çıkardığını ifade ederek, "rakip kaleciyi ve Steaua Bükreşli arkadaşları tebrik ediyorum. Maçtan sonra durup bizi alkışlamaları çok güzeldi. Türkiye'de de böyle hareketleri görürsek çok güzel olur. Biz de centilmenlikte yol katetmiş olacağız" diye konuştu. Volkan, grupta diğer maçı Sheriff Tiraspol'un kazanmasıyla hem UEFA 'nde hem de Türkiye Ligi'nde lider oldukları için mutlu olduğunu söyledi. Hafta sonunda ile yapacakları derbi maçla ilgili bir soru üzerine Volkan, "takım arkadaşlarımın aklının bir ucunda derbisi vardı. maçları, bazılarının dediği gibi bayramdır. Biz de bayramımızı bekliyoruz. Taraftarlarımıza derbide galibiyet armağan etmek istiyoruz" dedi. 610226 12 Kadın dağdan inince başörtüsü taksaydı ... Eller yukarı başörtü aşağı! Şimdi şöyle düşün! İki tavşan var! Biri “DAĞA” küsmüş “Dağın” haberi var bravooo. Peki ya ikinci tavşanın ADALETE küstüğünden kimin haberi var! Adamın biri: Feride Çanakkale geçilmez! Feride: Evet farkındayız! GEÇİLMEZ!  Bi saniye madem geçemiyoruz, şu Fatiha’yı emanete bırakayım annesi örtülü olmayan bir şehit gelsin alsın olur mu nasıl fikir sizce? Şu kalemi de al azizim! Adamın biri: Kalem? Feride: Şunu yaz “Biz Çanakkale’yi geçene kadar ALLAH BÜYÜKTÜR, geçtikten sonra da TANRI ULUDUR deriz.  Şahit ol şehit! Silah bırakmakla başörtü bırakmayı aynı hizada tutmaya çalışan, ülkemin krallık kontenjanından kadrolu soytarılığa geçmeye hevesli laik yaverleri. Sizin adaletiniz aktarmalı hukuksuzluğunuzdan gelecek anlaşıldı. Kraldan çok kralcılığınızı Çanakkale’nin ekmeğine sürüp istiklal teri dökenlerin sırtından köhneliğinize destanlar yazdırırsınız. Omuz omuza çarpıştık edebiyatının üzerinde çim biçer ulusalcılığınıza geniş ARAZİLER açtırırsınız.  Şimdi açın mezarları şehitlerin kılığına kıyafetine bakın onların kemik sızısı sizin diş gıcırtınızdan kutsaldır. Sizin kadavra cumhuriyetiniz şehitten akan kanı ARA SICAK olarak kabul edecek kadar bivefa yolcusu. Sizin yasalarınız şehirlerarası değil şehitlerarasına komut verecek kadar Çanakkale sempatizanı. Şimdi dağ var, oniki kadın var, ot var, alkış var, slogan var, kahramanlık var ne ala!  Ve şehirde terörist muamelesi yaptığınız bizler varız. Başı canlı bombaymışçasına yaklaştığınız kızlar var. Vah vah! Ben  Çanakkale’ye girmemiz için vize zorunluluğu getirebilecek yüce dehaya(!) sahip sizlerin kimi kahraman yapacağını kimi yerle yeksan edeceğini tahmin edebiliyorum. Şimdi, bu oniki kadın örtünmeye kalksa, ikinci kez terörist damgası yer mi yemez mi? Şimdi laikliğin anlamını bilmeyen antoloji budalası sarışın seyahat hatları sahipleri modern Atatürkçü kadınlarımız, iğreti bir mimikle sınırlı kelime sayısını Türkiye laiktir laik kalacak” üzerinden boca eder mi etmez mi? Ve şimdi bu oniki kadından biri örtünürse bir şirazesi sıfırcı ö-tekil zihniyet “Dağdan geldiniz bağdaki ANAYASAYA karışmayın” der mi demez mi? İşte bu sebeple,  bu ülkede uyuma, uyursan ŞEHİT bile değilsin!                                                                     Esra Elönü Haber Anahtar Kelimeler 23 Ekim 2009 07:44 yorum 3,529 okunma 2009-10-23 09:38:55 Yani ne söylense nedense az kalır.İşin doğrusu artık ne söyleyeceğimizi bilemez olduk.Neden böyle oluyor bu işler.Birisi bunları bize izah edebilirmi? Bizler bu ülkede neciyiz.Dün akşam bir gazinin tv ekranlarında kendine verilen madalyayı yere çalısı çok kötü bi durumdu adamın pskolojisini varın siz anlatın.Gazimiz diyorki ben ''25 yaşımda ayagımı kaybettim'' bunun hesabını kim verebilir.yazık çok yazık ertugrul özdurak 2009-10-23 09:20:02 ''Kabil-i hitap olmayan öyle vicdansız alçaklara değil, belki milletin mukadderâtıyla keyfî istibdatla oynayan firavunmeşrep komitenin başlarına derim ki: siz kendinize "lâdinî" ismi vermekle ne dine, ne dinsizliğe ilişmemeyi ilân ettiğiniz halde, dinsizliği mutaassıbâne kendine bir din ittihaz etmek tarzında, dine ve ehl-i dine böyle tecavüz, elbette—saklı kalmayacak—sizden sorulacak. Ne cevap vereceksiniz? Bediüzzaman işte bunlar için "mimsiz medeniyet"perestler, M.Akifde tekdişi kalmış canavar diyordu. Haydar Karakuş 2009-10-23 08:47:09 Yıllardır vatana kurşun sıkmış hainler neredeyse her yere giriyor. Ama başı örtülü için böyle bir izin yok. NİYAZİ KARACA 2009-10-23 08:25:28 yorumlarım yayınlanmıyor,bari hayırlı sabahlar dileyeyim.. EDİTÖR’ÜN NOTU: Lütfen bakınız Haber7 yorumları için genel bir ikaz http://www.haber7.com/haber/20080624/Haber-7-yorumlari-icin-genel-ikazlar.php selamlar… ersin 611011 Tesbih içinde uyuşturucu! Tesbih içinde uyuşturucu! İHA Giriş Saati 23.10.2009 14:16 Güncelleme 23.10.2009 14:32 Zonguldak'ta, beş kilo esrar ele geçirildi. Zonguldak Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücedele Şubesi ekipleri, yaptığı çalışmalar sonucunda sabah saat 06.30 sıralarında il merkezinde ve Sofular köyünde eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda toplam kilo 965 gram kubar ve toz esrar, adet otomatik av tüfeği, bu tüfeğe ait 19 adet fişek ele geçirildi. Polisin yaptığı aramalarda, G.P.'nin evinde asılı vaziyette alüminyum folyalardan yapılmış tespih bulundu. Polis, tespih tanelerinin içerisinde kubar esrar gizlendiğini gördü. G.P.'nin evinde 15 TL olduğunu gösteren etiketin bile sökülmediği gözlendi. Ayrıca, kahve çekme makinesi ele geçirildi. Operasyonlarda, G.P. ile H.P., A.P. ve C.F. isimli şahıslar gözaltına alındı. Şahıslar sorgunun ardından adli makamlara sevk edilecek. Polisi şaşırtan tesbihli yöntemin cezaevinde bulunan ya da paralı özel müşteriler için hazırlandığı tahmin ediliyor. Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 610972 CÜ'de domuz gribi alarmı › › ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler CÜ'de domuz gribi alarmı Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi, hemşirede domuz gribi virüsüne rastlanması, kişide de semptomların görülmesi üzerine alarma geçti. ArşivSİVAS (İHA) Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi, hemşirede domuz gribi virüsüne rastlanması, kişide de semptomların görülmesi üzerine alarma geçti. CÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi yeni doğan bakım ünitesinde görev yapan bir hemşirede domuz gribi virüsüne rastlanması, hastanede görev yapan bir temizlik personeli ile bir hemşire ile tedavi için hastaneye müracaat eden bir hastada da domuz gribi semptomlarının görülmesi nedeniyle hastane yönetimi olası bir salgına karşı tedbirlerini artırdı. Konu ile ilgili bir açıklama yapan CÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nazif Elaldı, hastanelerinde personel ve hastada domuz gribi semptomlarının görüldüğünü ancak hastane olarak bütün tedbirleri alarak durumu kontrol altına aldıklarını söyledi. Bir sağlık personelinde H1N1 virüsünün pozitif çıkması üzerine, personelin temasta olduğu birkaç kişiye virüs şüphesi tanısının konulduğunu belirten Doç. Dr. Nazif Elaldı, "Hastanemizde H1N1 virüsü semptomları gördüğümüz kişiden numune aldık ve Ankara Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü'ne gönderdik. Sonuçları bekliyoruz. Semptomları da olduğu için biz bu kişilere ilaç tedavisi uyguladık. Bu kişileri istirahat verip eve gönderdik" dedi. Olası vakalar üzerine de hastanedeki sağlık personelini bilgilendirdiklerini ifade eden Doç. Dr. Elaldı, "Hekimlere yönelik bir eğitim programı uygulandı. Poliklinikler gezildi. Özellikle acil serviste çalışanlar olmak üzere tüm personele konu ile ilgili yeni bilgiler verildi. Şu anda durum kontrol altında. Gerekli temizlik ve hijyen koşullarına biraz daha fazla önem vermeye başladık" diye konuştu. Hastanedeki domuz gribi şüphesi nedeniyle gün belli ünitelere hasta alımını ertelediklerini belirten Doç. Dr. Nazif Elaldı, hem tedbir hem de hastanedeki yer sorunu nedeniyle böyle bir uygulamaya gittiklerini vurguladı. Şu ana kadar bir hemşirede virüs çıktığını belirten Doç. Dr. Elaldı, "İtalya'dan gelen bir hastanın da domuz gribi şüphesiyle hastanemize başvurması üzerene bu hastadan aldığımız numuneleri diğer hastalarımızın numuneleri ile birlikte Ankara'ya gönderdik" şeklinde konuştu. Birkaç aydan beri CÜ Hastanesi'nde pandemi eğitimi verdiklerini dile getiren Doç. Dr. Nazif Elaldı, pandemiler ile ilgili aşı programlarının mevcut olduğunu ve zamanı geldiğinde risk gruplarının aşılanacağını söyledi. Doç Dr. Nazif Elaldı, genel olarak domuz gribine hazır olduklarını sözlerine ekledi. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. GÜNDEM 610074 Gabric yarıda bıraktı Gabric yarıda bıraktı güncellenme zamanı 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda maçı hazırlıklarını dün basına ve taraftara kapalı olarak yaptığı antrenmanla tamamladı. Teknik Direktör Hugo Broos yönetiminde yapılan çalışmada bordo-mavililer ısınma hareketlerinin ardından maçına yönelik taktik bir idman yaptı. Antrenmana Zafer ve Egemen katılmazken, Tolga doktor kontrolünde idman yaptı. Yapılan çift kale maçta girdiği sonucu sakatlık geçiren Gabric de çalışmayı yarıda bırakmak zorunda kaldı. Hırvat oyuncunun durumunun maç saatinde belli olacağı açıklandı. 610321 F-16 bombalarını ABD üssüne boşalttı 'nin Utah eyaletindeki hava süssünden havalanan bir F-16 savaş uçağının, sorun yaşaması üzerine geri döndüğü ve acil iniş öncesi 225 kilogram ağırlığındaki bombaları ve iki yakıt tankını üssün üzerinde attığı bildirildi. Askeri yetkililerin açıklamalarına göre, savaş uçağının pilotu, kalkıştan sonra sorun yaşaması üzerine Salt Lake City'nin yaklaşık 50 kilometre kuzeyindeki Hill Hava Kuvvetleri Üssüne dönmek zorunda kaldı. Pilotun yükünü azaltmak için cephaneyi ve yakıt tanklarını atmak zorunda olduğunu kaydeden bir askeri yetkili, bombanın boş bir kulübeyi vurduğunu ve uçağın güvenli şekilde indiğini, ölen ya da yaralanan olmadığını söyledi. Acil durum ekiplerinin, yerde patlayabilecek mühimmat kalmadığına emin olmak için arama yaptığı belirtildi. 609770 Kemalpaşa köylerinin su çilesi son bulacak 610577 50 yaşındaki kadına bıçaklı saldırı Alınan bilgiye göre, Bursa Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğine, Şehime Bahçe'nin (50) iki gün önce Süllü A. (25) tarafından bıçaklanarak öldürüldüğü ihbarı geldi. Polis ekipleri, İntizam Mahallesi Bursalı Tahir Caddesi'ndeki evine gittikleri Bahçe'nin, çekyat üzerinde çeşitli yerlerinden bıçaklanmış cesedini buldu. Yapılan incelemede, Şehime Bahçe'nin vücudunda 19 bıçak yarası tespit edildi. Süllü A'nın gözaltına alındığı, olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi. AA 610444 İnternet medyasıyla savaş İşi ne kadar zor olsa da, pes etmeyi bilmiyor bu adam. Murdoch’ın hırsızları internetten temizleme savaşı, kanlı geçeceğe benziyor Medya fatihi Murdoch’ın son savaşı bu. Gazete ve TV piyasasını ele geçirdikten sonra, gözünü internet mecrasına dikiyor. Dediklerine göre, âlemde hırsızlığın mubah sayılması kanına dokununca, karar veriyor savaş ilanına. Vanity Fair dergisi, kasım sayısında, bu savaşı yazıyor. Anahtar Kelimeler 23 Ekim 2009 10:59 yorum 288 okunma 610494 "Korsan" Kalaşnikoflar Rusya'yı rahatsız etmiş Dünya genelinde korsan müzik, film ve bilgisayar programlarının en önemli pazarlarından biri olan 'nın, Kalaşnikof silahlarının dünya genelinde taklitlerinin üretiminden rahatsızlık duyduğu bildirildi. devlet silah şirketi üreticisi Rosoboronexport Genel Müdürü Anatoliy Isaykin, yaptığı açıklamada, Kalaşnikof silahlarının tescil hakkını korumak için 'nın gerekli önlemleri alacağını söyledi. Kalaşnikof silahlarının yurtdışında kaçak üretiminin, mali kaybın yanısıra kalitesiz üretimden dolayı marka değerinin zarar gördüğünü belirten Isaykin, "Bunların kalitesi 'da üretilenlerle kıyaslanamaz bile" dedi. Isaykin, Rosoboronexport'un, Kalaşnikofların ve diğer Rus silahlarının tescil hakkının korunması için yabancı ülkelerle anlaşma taslağı hazırladığını belirterek, "Şu anda Kalaşnikof üreten yaklaşık 30 yabancı şirket var. Bu konuda bir düzen sağlayabilmek için devletin diğer ilgili kurumlarıyla birlikte hazırlık yapıyoruz" diye konuştu. Dünya genelinde 60 yılda 100 milyon civarında Kalaşnikof otomatik silah üretilirken, bunların yalnızca yarısının 'da üretilen orijinalleri olduğu belirtiliyor. Tescil hakkına fazla önem vermeyen eski SSCB, müttefiki olan kimi Doğu Avrupa ülkelerine de bunların üretimi için izin vermiş, SSCB'nin yıkılmasına, soğuk savaş döneminin sona ermesine karşın bu ülkeler Kalaşnikof silahlarının üretimini sürdürmüşlerdi. Eski SSCB döneminde kötü ilişkilere sahip olan Pekin ve Moskova, 1990'lardan sonra ilişkileri düzeltirlerken, 'dan en fazla silah alan ülkelerden biri durumuna gelmişti. 'dan milyarlarca değerinde savaş uçağı, füze ve denizaltı gibi silahlar satın alan 'in, Rus silahlarına yönelik talebinde son yıllarda Moskova'dan satın aldığı silahların birebir kopyasını üretmesi nedeniyle düşüş meydana gelmişti. 609801 Boulogne direnemez Erkan Ayraç Boulogne direnemez 23 Ekim Cuma 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! 112  Alt Trabzon aldığı kötü sonuçların ardından, eleştiri oklarının hedefi oldu ve bu karşılaşmaya kader maçı olarak bakıyorlar. ise haftadır mağlup olmuyor ve daha da önemlisi tecrübeli kalecileri Souleymanou çok ama çok formda. Ev sahibi takımda bu müsabakadan alınacak sonuç büyük bir olasılıkla Teknik Direktör Hugo Broos’un kaderini belirleyecek. İki takımın da kayıba tahammülü yok. Bu yüzden zorlu maçta fazla gol beklemeyin. 203 -Doncaster  1 Championship’te mücadele eden takımlara baktığımızda ilk iki mücadelesinin Newcastle, ve West Bromwich arasında geçeceği açıkça görülüyor. Ev sahibi Newcastle, taraftarı karşısında çıktığı lig maçından galibiyet, iki beraberlik çıkarmayı başardı. Deplasmanda bir puana razı bir görüntü çizen Doncaster’ın ise Newcastle deplasmanında sürpriz yapma şansını oldukça zayıf görüyorum. Newcastle haftanın favorileri arasında. 284 Boulogne-Monaco  2 Konuk ekip Monaco sezona çok iyi bir başlangıç yaptı ve ve ’nun inişli çıkışlı performanslarından yararlanarak zirve yarışının içinde kalmayı başardı. Boulougne ise kısıtlı kadrosu ile her maçtan çıkardığı puan ya da puanları kar sayıyor. Her şeye rağmen Monaco gibi moralli bir takıma direnmelerinin zor olduğunu düşünüyorum. (8 yazı) 610463 19 Mayıs Stadı 10 yıllığına Manisaspor'un Manisaspor Kulübü Başkanı Kenan Yaralı, 19 Mayıs Stadı'nın 10 yıllığına Manisaspor'a devredileceğini bildirdi. Yaralı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, takımın Süper Lige çıkmasından bu yana 19 Mayıs Stadyumu ile ilgili sıkıntıların yaşandığını belirterek, sıkıntıların aşılmasında Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın büyük desteği olduğunu, kapalı tribün bölümünde gerçekleştirilen yenileme çalışmalarının Vali Celalettin Güvenç'in sıkı takibiyle hızlı bir şekilde tamamlandığını söyledi. Bu hafta sonu oynanacak Antalyaspor maçında stadyumun tüm eksikliklerinin giderilerek Manisaspor'a devrinin gerçekleşeceğini açıklayan Yaralı, şöyle devam etti: ''Bu devir, kulübümüzün menfaatinedir. Gelirleri, reklamları yönünden önemlidir. Gençlik Spor Genel Müdürlüğü de bizlere ciddi hassasiyet göstermektedir. Manisa 19 Mayıs Stadyumu 10 yıllığına Manisaspor Kulübümüze devredilmiştir. Bundan sonraki süreç içerisinde bu stadı en iyi şekilde koruyarak, bakımlarını üstlenerek şehrimize daha iyi hizmet ve imkanlar sunmak amacıyla kullanacağız.'' ''HEDEF SEYİRCİYİ RAHAT ETTİRMEK'' Seyirciyi stada çekmenin en iyi ilkelerinden birisinin, burada verilen hizmet olduğunu ifade eden Yaralı, en kısa zamanda kale arkaları ve açık tribünün üzerlerinin kapatılmasını sağlayacaklarını söyledi. Yaralı, seyirciyi statta rahat ettirmeyi hedeflediklerini belirterek, ''Yağmurlu veya çok soğuk havada ne kadar fanatik taraftar olursanız olun, üstü açık bir statta oturmanın imkanı yok'' dedi. Bu arada, devir teslim için protokol imza töreninin, hafta sonunda Antalyaspor maçı öncesinde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak'ın da katılacağı stadyum açılış töreninin ardından yapılacağı belirtildi. 611382 Sivas'ta silah ve mühimmat ticareti yapan kişi tutuklandı Sivas Cumhuriyet Başsavcılığının koordinesinde İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan istihbarat çalışmaları sonucu, il merkezinde oturan H.Ö. ile Şarkışla ilçesinde yaşayan T.B. ve İ.T'nin birlikte silah ve mühimmat ticareti yaptıkları belirlendi. Ekiplerce 20 Ekimde düzenlenen operasyonda H.Ö, T.B. ve İ.T. gözaltına alındı. Zanlılardan İ.T'nin ev ve iş yerinde yapılan aramada, ruhsatsız av tüfeği, 37 dolu av fişeği, 11 tabanca mermisi ve kuru sıkı tabanca ele geçirildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından Sivas Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edilen zanlı, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Ekiplerin yürüttüğü başka bir operasyonda ise hakkında tahkikat yapılan Ş.İ'nin evinde ruhsatsız tabanca ile mermi ele geçirildi. Gözaltına alınan Ş.İ'nin, sorgusunun ardından adliyeye sevk edileceği bildirildi. 610111 ABD'de ilk Kürt film festivali Aralarında Türkiyeli Kürt yönetmenlerin eserlerinin de bulunduğu festivalde; Irak, İran, Suriye, Avrupa ve ABD'de yaşayan Kürtlerle ilgili filmler gösterilecek. 25 Ekim'e kadar sürecek festivalin ilk filmini izleyenler arasında DTP ABD temsilcisi Nazmi Gür de vardı. 'Kürtlerin kendisini kültürle anlatması silahla anlatmasından çok daha iyi ve başarılı olur.' diyen Gür, "Bu tür etkinliklerin her zaman tarihe not düşen bir yanı vardır; tıpkı Türkiye'de yaşanan gelişmeler gibi. Barış ve demokrasi adına Türkiye'de çok önemli gelişmeler yaşanıyor.'' ifadelerini kullandı. Mehmet Demirci New York 610692 Aksu'dan üyelere önemli çağrı! Murat Aksu, yaptığı açıklamada, ocak ayında gerçekleştirilecek Beşiktaş Kulübü Olağan Genel Kurulu'nda tüm kongre üyelerinin oy vermesini istedi. Ocak ayı sonunda gerçekleşecek olan kongrede oy kullanmak isteyen üyelerin Kasım tarihine kadar yıllık aidatlarını yatırmaları gerektiğini belirterek, Beşiktaş Kulübü'nün iyiliğini isteyen ve bu yolda aktif olarak rol almak isteyen tüm duyarlı kongre üyelerine bir sosyal kampanya ile çağrıda bulunan Aksu, bu hafta sonu Türkiye'nin tüm önde gelen basın organlarında yer alacak ilanla bu duyurusunu pekiştirecek. Diğer Spor Haberleri 610816 Alkollü sürücü polisi yaraladı Alınan bilgiye göre, İsmail S. (28) idaresindeki 17 EN 383 plakalı otomobil, İskele Meydanı'nda trafik ekiplerince durdurulmak istendi. Ancak ''dur'' ihtarına uymayarak kaçan zanlının kullandığı otomobil, ekip otosuna çarparak zarar verdi. Aracın çarptığı polis memuru Engin Tetik (37) de hafif yaralandı. Daha sonra Troya Caddesi'nde de kaza yapan İsmail S, yakalandı. Alkollü olduğu belirtilen sürücü, sorgusunun ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. AA 610771 Irak sınırında askeri hereketlilik SON DAKİKA güncellenme zamanı 13.31 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda sınırında askeri hereketlilikBehçet DALMAZ/HAKKARİ, (DHA) sınırında bulunan ’nin Çukurca İlçesi Uzundere Beldesi Dağtepe mevkiinde bir grup ’lının güvenlik güçlerine havan topuyla saldırmasının ardından Mehmetçikler, bölgeyi abluka altına aldı. Operasyonların yoğun olduğu bölgede hareketliliği yaşanırken, sevkiyatı da sürüyor. Demokratik sürecinde ve Mahmur kamplarından 34 PKK’lının gelip ’ye teslim olmalarının ardından ’nin sınırdaki operasyonları ise zaman zaman sürüyor. Bugün sabah saatlerinde yaşanan helikopter trafiğinin yanı sıra Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı'ndan gelen mühimmat yüklü araç konvoyunun da Çukurca yönüne doğru gittiği gözlendi. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 611050 Alman rahip ve papazlar, Türkiye'deki kiliselere hayran kaldı Almanya'nın Gladback eyaletinde emekli olan Katolik ve Protestan mezhebinden 11 emekli rahip ve papaz, İstanbul, Konya, Hatay, Tarsus'un ardından Alanya'ya geldi. Türkiye genelindeki yabancıların ibadet yerlerini araştıran din adamları, dinler arası dialog için Alanya Papazı Pfarrer Johann Weingörtner ile birlikte Alanya Belediyesi'ni ziyaret etti. Kuzey Ren Westfalye Aile ve Uyum Bakanlığı'nda görev yapan Pedagog Müzeyyen Dreessen'in de katıldığı ziyarette din görevlilerini Alanya Yabancılar Meclis Başkanı Abdullah Karaoğlu ağırladı. Toplantı salonunda papaz ve rahiplerle sohbet eden Karaoğlu, Alanya'daki kiliseler hakkında misafirlere bilgi verdi. Daha sonra Alanya Kalesi ve Hıdırilyas mevkiinde bulunan kiliseleri gezen yabancılar, ibadet yerlerine hayran kaldı. Toplantıda konuşan Alanya Papazı Pfarrer Johann Weingörtner, papaz ve rahiplerin ilçenin tarihi, turistik ve doğal yapısına hayran kaldığını söyledi. Türkiye turuna çıkan din görevlilerinin, özellikle Tarsus ve Hatay'daki kiliseleri çok beğendiğini aktaran Weingörtner, ziyaretçilerin Türkiye'den olumlu duygularla ayrıldığını dile getirdi. Kuzey Ren Westfalye Aile ve Uyum Bakanlığı'nda görev yapan Pedagog Müzeyyen Dreessen de ziyaret sayesinde yabancı din görevlilerinin Türkiye'deki dinler topluluğunu yerinde inceleme imkanı elde ettiğini kaydetti. Türkiye'deki azınlık dinlerin durumunu öğrendiklerini ve ülkenin tarihi, kültürel yerlerini yakından gördüklerini ifade eden Dreessen, "Türkiye turumuzu Alanya'da tamamladık. Çok olumlu düşüncelerle ülkemize dönüyoruz. Bizleri ağırlayan herkese çok teşekkür ediyoruz." dedi. Alanya Belediyesi Yabancılar Meclis Başkanı Abdullah Karaoğlu da Gladback eyaletinden gelen papazları ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti belirtti. Gladback eyaletinden Alanya'nın ilk kardeş şehri olduğunu ifade eden Karaoğlu, "Bu ziyaret Alanya'nın en güzel tanıtımlarından bir tanesi olmuştur. Bin turistin geri dönüşümü Alanya için on bin turisti ifade ediyor. Alanya'nın ilk kardeş şehri olan Gladback organizasyonundan sonra Almanya'daki din adamlarını Türkiye'de görmek bizleri çok mutlu etti." diye konuştu. (CİHAN) 611410 11 yaşındaki kız çocuğu doğum yaptı SON DAKİKA güncellenme zamanı 19.28 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda 11 yaşındaki kız çocuğu doğum yaptıSOFYA (A.A) ’ın Sliven kentinde, 11 yaşındaki bir kız çocuğunun dün 2.5 kilogram ağırlığında bir bebek dünyaya getirdiği bildirildi          Sliven hastanesinden yapılan açıklamada, çingene asıllı olan kız çocuğunun, bebeğinin 19 yaşındaki babasıyla evlenebilmek için bugün hastaneden taburcu olmak istediği belirtildi.          Özellikle çingeneler arasındaki erken yaşta doğumların nadir olmadığı ve doktorları kaygılandırdığı kaydedildi.          Ülkedeki Burgaz kenti belediyesinin erken yaştaki doğumlarla mücadele edilmesi için acil önlemler alınması önerisinde bulunduğu, bu çerçevede, küçük yaştakilerle cinsel ilişkide bulunmanın yasak olması nedeniyle, kentteki hastanelerin bu türden vakaları polise bildirmek zorunda bulundukları belirtildi.          Sliven kentindeki bu doğum vakasıyla ilgili aynı nedenden ötürü adli soruşturma açılacağı kaydedildi. Yüksek kontrastlı ekran. Süper Hızlı Gönderi Ve Kargo Bedava. 610203 Bir örgüt tasfiye ediliyor beyler, anlasanıza... Kusura bakmayın, ama terörden daha başka nasıl kurtulacağımızı sanıyordunuz? Sorum Türkiye'ye dönen militanlarla ilgili açıklamalarıyla ortalığı bulandıran muhalefete ve onlarla aynı çizgide yorumlar yapanlara... Terör örgütünün bile anlamak zorunda kaldığı gerçeği anlamakta zorlanıyorlar. Oysa bugünlerde tanığı olduğumuz yalın gerçek şu: Türkiye'nin kanını kurutmaya yeminli bir terör örgütü bu amaçla topladığı militanlarını dağıtıyor, silâhlarını bırakıyor... Anahtar Kelimeler 23 Ekim 2009 06:33 yorum 130 okunma 611234 Soru... İzleyici Hattı: (0212) 313 77 11 (22 veya 33) 611342 3. Lig'de haftanın hakemleri! Haberi Ekle 3. Lig'de haftanın hakemleri! 23/10/09 17:34 Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu'ndan yapılan açıklamaya göre, TFF 3. Lig 1, 2, ve 4. gruplarda 11'inci; 5. grupta ise 9. hafta maçlarını yönetecek hakemler şöyle: 1. Grup Gaziosmanpaşaspor-Çerkezköy Belediyespor: Mustafa Başkan Bayrampaşaspor-Bursa Nilüferspor: Volkan Çetinkaya Lüleburgazspor-Balıkesirspor: Hacı Yusuf Sayın Bandırmaspor-İnegölspor: Emre Altun OYAK Renault-Alibeyköyspor: Nuri Karahançer 2. Grup Nazilli Belediyespor-Torbalıspor: Özer Bektaş Afyonkarahisarspor-Altınordu: Bülent Çenet İzmirspor-Ispartaspor: Bayram Başkan Menemen Belediyespor-Muğlaspor: Deniz Gültekin 3. Grup Gölcükspor-İstanbul Maltepespor: Anıl Demireğen Düzcespor-Kırıkkalespor: Sacit Keşkek Beylerbeyi-Ankara Demirspor: Burak Cem Tahiroğlu Darıca Gençlerbirliği-Anadolu Üsküdar 1908: Hasbi Dede Keçiörengücü-Kartal Beledriyespor: Serkan Özkan 4. Grup Ünyespor-Bafra Belediyespor: Ozan Soykan Bulancakspor-Yalıspor: Mehmet Güngör Yimpaş Yozgatspor-Arsinspor: Emre Kosif Araklıspor-Kastamonuspor: Cihan Burgan Sürmenespor-Pazarspor: Oğuz Kaan Turan 5. Grup Kırıkhanspor-Belediye Bingölspor: Ahmet Eşref Sarı Diyarbakır Kayapınar Belediyespor-Siirtspor: Volkan Alabaş Batman Petrolspor-Batmanspor: Murat Karadağ Şanlıurfa Belediyespor-Hatayspor: Halil İleri Diğer Spor Haberleri 610470 Hasan Nail Canat dualarla anıldı 2004 yılının Ramazan ayında Hakk’ın rahmetine kavuşan, edebiyat ve sanat dünyasının önemli isimlerinden usta tiyatrocu Hasan Nail Canat, vefat yıldönümünde sevenleri tarafından yad ediliyor. Canat, vefat etmeden önce son olarak Üsküdar Belediyesi tarafından Ramazan ayı vesilesiyle düzenlenen etkinlikte, ‘Aynalar Yolumu Kesti’ adlı tiyatro oyununu sahnelemişti. Binlerce seyircinin hazır bulunduğu Ramazan Vapuru’nda coşkulu bir şekilde rolünü yerine getiren Canat, son olarak Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Sakarya’ şiirini okumuştu. Oyunun ardından evinin yolunu tutan Canat, gece evinde sahur hazırlıklarının yapıldığı 04.15 sularında ani bir kalp krizi geçirerek 61 yaşında vefat etmişti. Canat, mezarı başında akrabaları ve sevenleri tarafından anıldı. HASAN NAİL CANAT VE SANATI 1943 yılında Kayseri’de doğan ve bu ilde başladığı sanat hayatını İstanbul’da sürdüren Hasan Nail Canat, 10 yıl boyunca Altunizade Kültür Merkezi’nde Üsküdar Belediyesi Tiyatrosu’nda oyunlarını sergiledi. Geleneksel tiyatronun örneklerini sunan Canat, ‘Keloğlan’, ‘Sokak Kızı Elif’, ‘Süper Bekçi’ gibi çocuk oyunlarıyla ‘Bir Avuç Ateş’, ‘Demedim mi’, ‘Metropol ve Kadın’ adlı oyunlarını da yetişkinler için sahnelemişti. Hasan Nail Canat, Çizme, Sürgün, Katırcı, Siyah Pelerinli Adam, Beşinci Boyut, Hasret, Camgöz ve Bize Nasıl Kıydınız adlı filmlerde rol aldı. Canat’ın Çöküş adlı eseri ise 1992’de yönetmen Mesut Uçakan tarafından sinemaya uyarlanmıştı. Kanal 7’de yayınlanan “Kalp Gözü” adlı dizide de önemli karakterleri canlandıran Hasan Nail Canat’ın birçok tiyatro eseri ve kitabı bulunuyor. Bunlardan birkaçı şöyle: Bir Avuç Ateş, Bir Küçük Osmancık Vardı, Gül Yarası, Günahkâr Baba, Kırımlı Murat Destanı, Nur Dağındaki Çocuk, Yaralı Serçe, Yasemen. (Vakit) 611135 Türkiye'nin AİHM'de seyri değişti Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi () Başhukukçu Yardımcısı Fatoş Aracı, mahkemeye 90'lı yıllarda Türkiye'den daha çok yaşam ihlalleri ve şikayetlerinin gittiğini, şimdi daha çok adil yargılanma sorunları ve mülkiyet ihlallerinin gelmeye başladığını belirtti. Denizli Barosu'nun, Anemon Otel'de düzenlediği, 'Pamukkale İnsan Hakları Sempozyumu'nda konuşan Aracı, "Yaşam Hakkı" adlı bir sunum yaptı. Aracı, 800 milyon Avrupalının yargılanma konusundaki son merci olan yargıçlarının önünde 100 bin civarında dava bulunduğunu, bu davaların sıralamasında 20 binin üzerindeki dosya ile 'nın birinci, 11 bini aşkın dosya ile Türkiye'nin ikinci sırada bulunduğunu ifade etti. İç hukuk süreci tamamlanan her davanın 'ye gelebildiğini dile getiren Aracı, "800 milyon Avrupalının yargılanma konusundaki son merci olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin önünde şu anda yaklaşık 100 bin civarında başvuru var. Bu başvurular arasında, 20 bini aşkın dosya ile birinci sırada. 11 bini aşkın dosya ile Türkiye ikinci sırada. 'nin 14. protokolü ile mahkemenin çalışmalarında yenilikler getirildi. Daha önce, ilk başvuruları hakim karara bağlıyordu. Hakim sayısı, son protokol ile 1'e indirildi" dedi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İrlanda Yargıcı Ann Power ise, ve Kötü Muamelenin Yasaklanması" konulu sunumunda, 'nin içtihatları konusundaki düşüncelerini anlattı. Hiç kimsenin işkenceye ve küçük düşürücü davranışlara maruz bırakılamayacağına dikkat çeken Power, "Bu, insan hakları mahkemesinin temel prensibidir. Bu ihlal ancak ülkelerin kendi içinde gideceği hukuksal düzenlemeler ile giderilecektir. Türkiye, işkence konusunda yaptığı iç düzenlemelerle bu bakımdan daha iyi duruma gelmiştir" diye konuştu. AK Parti Denizli Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Mithat Ekici de 'e üye bazı Avrupa devletleri temsilcilerinin, Türkiye'deki insan hakları ihlallerini incelemeye geldiklerini, ancak Türkiye'den Avrupa'ya incelemeye gidildiğinde garipsendiğini ifade etti. Ekici, komisyon olarak ve Belçika'ya insan hakları ihlalleri ile ilgili inceleme yapmaya gittiklerinde bu anlayışla karşılaştıklarını dile getirdi. Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşlarının zaman zaman insan hakları ihlalleri ile karşı karşıya kaldıklarına işaret eden Ekici, "Avrupa'da yaşayan yurttaşlarımızın parçalanmış ailelerinin birleştirilmesi, eşlerini yanlarına götürmeleri konusunda maalesef zorluklar çıkarılıyor. Ama, mülteci olarak müracaat edenler hemen kabul ediliyor. Bu yanlışlık, çifte standart bitmelidir. 'da, 'da ve diğer Avrupa ülkelerindeki vatandaşlarımız asimile olmamak için mücadele veriyor" diye konuştu. 611047 Microsoft'un kârı yüzde 18 azaldı Dünyanın en büyük yazılım şirketi Microsoft, Temmuz-Eylül döneminde karının geçen yıl aynı döneme göre yüzde 18 azalarak 3,6 milyar dolar (hisse başına 40 sent) olduğunu açıkladı. Microsoft'un, Temmuz-Eylül döneminde gelirleri ise yüzde 14 azalışla 12,92 milyar dolar oldu. Karı ve gelirlerini beklentilerin üzerinde açıklayan şirketin, söz konusu çeyrekte hisse başına 32 sent kar edeceği ve gelirlerinin 12,31 milyar dolar olacağı tahmin ediliyordu. Microsoft, maliyetleri azaltmanın ''zorlu ekonomik koşullarla'' baş etmesine yardımcı olduğunu bildirdi. Şirket, dün hizmete sunduğu yeni işletim sistemi Windows 7'ye olan ''güçlü tüketici talebinden'' memnun olduğunu da kaydetti. 610149 Efes, Litvanya deplasmanında dondu Karşılıklı sayılarla başlayan mücadelede Gecevicius ve Bjelica, Rakoçeviç ile Kerem Tunçeri'den daha çok sayı atınca Rytas ilk çeyreği 21-16'lık önde bitirdi. İkinci 10 dakikada sayılarına Gecevicius, Babrauskas ve Zavackas'la devam eden ev sahibi, soyunma odasına 38-25'lik avantajla gitti. 3. çeyrekte Efes, baskılı savunmayla ayakta kalmaya çalışsa da boyalı alanda Litvanyalılara karşı koyamayınca final periyoduna 62-46 yenik girdi. Son bölümde kendine gelen Efes, dışarıdan Shumpert ve Thornton, pota altında da Kasun'un sayılarıyla farkı eritemeyince salondan 77-70 yenik ayrıldı. 11 bin kişilik Siemens Arena'nın tribünlerinde 200 kadar Türk taraftar da Efes'e destek verdi. SPOR SERVİSİ L. RYTAS: Popoviç 11, Gecevicius 21, Zavackas 15, Jomantas, Baynes 14, Babrauskas 6, Borovnjak 2, Bjelica 8, Sinica EFES: Kerem Tunçeri 5, Rakoçeviç 11, Nachbar 8, Shumpert 12, Santiago 2, Ender 1, Kaya 4, Kasun 9, Smith 10, Thornton 1. PERİYOR: 21-16 (L. Rytas) DEVRE: 38-25 (L. Rytas) 3. PERİYOT: 62-46 (L. Rytas) FAUL: Baynes 38.12 (L. Rytas) HAKEMLER: Grzegorz Ziemblicki, Milija Vojinoviç, Boris Shulga SALON: Siemens Arena 610725 Helvacı: İyi Oynadık Helvacı: İyi Oynadık Galatasaray Kulübü 2. Başkanı, D.Bükreş karşısında 4. golden sonra motivasyonun düşmesine rağmen iyi bir oyun ortaya koyduklarını dile getirdi. Yayına Giriş: 23.10.2009 11:36:07 Güncelleme: 23.10.2009 11:36:55 Galatasaray Kulübü İkinci Başkanı Mehmet Helvacı, UEFA Avrupa Ligi'nde Romanya'nın Dinamo Bükreş takımını 4-1 yendikleri maçta, takımın genelde iyi bir oyun ortaya koyduğunu söyledi. Mehmet Helvacı, Galatasaray'ın bu sezon çok gol attığını ifade ederek, "Bu, alışık olduğumuz bir durum, yeni birşey değil. Bugün ayrıca az gol yedik. Önemli olan, bol gol bulmak ve seyirciye iyi maç izlettirmek. Karşılaşma, hafta içinde ve geç saatte olmasına rağmen stat doluydu. Taraftarlarımız bizimle birlikteydi, onlara teşekkür ederiz. Takımımıza da teşekkür etmek lazım. 4. golü bulana kadar çok iyi oynadılar. Sonra motivasyonları biraz düştü, ama genel olarak oyuncularımız iyi bir oyun ortaya koydular. Hocamıza da ayrıca teşekkür ediyorum" dedi. Helvacı, hafta sonunda Fenerbahçe ile yapacakları derbi maçla ilgili gazetecilerin sorularını da yanıtladı. "Fenerbahçe'ye karşı Kadıköy'de uzun süredir galibiyet alamadıklarının" hatırlatılması üzerine Helvacı, "Ben istatistik tutmadım, bilmiyorum, ama bunu çok önemsemiyorum. Daha önce de söylemiştik, Fenerbahçe maçı da diğerleri gibi puanlık bir maç. Kazanırsak seviniriz, ancak başka sonuçların da üzülmemize neden olacağını sanmıyorum" karşılığını verdi. "Teknik direktör Frank Rijkaard'ın, Dinamo Bükreş maçında oynatmadığı, takımın as oyuncularından Arda ve Baros'u Fenerbahçe maçına mı sakladığı" sorusunu Helvacı, "Sanmıyorum. Biz her maça ayrı konsantre olmaya çalışan bir ekibiz. Fenerbahçe maçını da yarından sonra düşünmeye başlayacağız. Bu rotasyon ilk değil. Hoca bunu yapıyor. Bazı futbolcuları dinlendirip, bazılarını oynatıyor. Uzun lig maratonu, kupa ve Avrupa maçları düşünüldüğünde bu rotasyon doğal" diye yanıtladı. Helvacı, Fenerbahçe maçı için iddialı olup olmadıkları sorusuna da şu yanıtı verdi: "Galatasaray, her maça çıkarken iddialıdır. Bu değişmez. Tabii ki Fenerbahçe maçlarının özel bir havası vardır. Ezeli bir rekabet var. Bu nedenle de maça yüksek motivasyonla ve iddialı çıkılacaktır, ama başka maçtan farklı olduğunu kabul etmiyorum." Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 611123 Avrupa ziraatın kıymetini biliyor, peki ya biz? Daha düne kadar çoğunluğuyla sanayisi tarım ve tarıma yönelik olan güzel ülkemizde Ziraat fakülteleri hak ettiği itibarı görmüyor. Öyleki, çoğu aile ve öğrenci Ziraat Fakülteleri’ni tercih listesine gönülsüz yazıyor. Çünkü buradan mezun olan mühendislerin iş dünyasındaki imkan(sızlığ)ını ve ziraatçı itibarının nerelerde olduğunu biliyor. Bir Çukurovalı ve köy çocuğu olarak kendi gözlemlerime dayanarak yazıyorum. Dayımın oğlu, babasından yani dayımdan pamuk tarlasının sulanışını, zehirlenişini, kazma vurduruluşunu nasıl gördüyse öyle yapıyor. Dayım da, babasından yani dedemden nasıl gördüyse öyle yapıyordu çünkü. Teknik gelişmeler elbette olmuştur fakat yetersiz. Köylünün babadan oğula geçen bilgisi, devletin de yanlış, ihmalkar tarım politikası Türkiye tarımını bugün bu duruma getirdi. Önemli bir sorunda miras mevzusu oldu. Malumunuz köy yerlerinde çok çocuklu olan babaların toprakları da çocuklar arasında paylaştırılınca tarlalar “bölük, pörçük” edildi. Avrupa’da tek parça bir tarlanın 250-300 dönümü düşmediği ancak memleketimizde 20 dönümlük toprağın bile tarla itibarı gördüğü aşikâr. Bir diğer ve can alıcı konu ise hatalı tarım politikası. Yıllardır adam gibi bir tarım politikamız yok. Bizim köyde uyanığın biri karpuz eker hasatı da iyi alırsa ertesi sene herkes karpuz ekerdi tarlaya. Biri mısırdan dönümüne iyi hasat alıp, kilosunu da iyi paraya sattıysa kâhin olmaya gerek yok, ertesi sene tarlalar hep mısırla süslenirdi. Halbuki alınsa kayıt altına kimin ne toprağı var, neye elverişli bu topraklar. Türkiye’de ve dünyada açık verecek fiyat yapacak olan tarım ürünü seneye hangisi olacak bunlar tespit edilebilse işimiz çok daha kolay olur. Peki ya ziraat kurumları ne alemde. Özelleştirilmeden evvel Adana’da Çukobirlik’in ne kâr ettiğini gördüm, ne de göreni gördüm. Biz de pamuk para etmez, karpuz para etmez hatta tarlada kalır toplanmaz bazı zamanlar. 2008 yazında Adana’da köye gittiğimde karpuz dolu tarlalar öyle bırakılmış toplanmamıştı bile. Çünkü para etmiyordu. Yaşadığım şehir Viyana’da ise sene karpuzun kilosu 1,50 Euro’ya yaklaşık 3,25 liraya satılıyordu marketlerde. Öyle kocaman büyük karpuz alan insan da yoktu. Karpuzlar sabahtan kesilir poşetlenir ve dilim halinde satılır Avrupa’da.  Peki biz iyi bir tarım politikasının üzerine ticari zekayı da koyabilseydik köylümüz de, ekonomimiz de çok daha iyi durumlarda olurdu. Selçuk ŞEKER Avusturya Haber Anahtar Kelimeler 23 Ekim 2009 16:49 yorum 298 okunma 2009-10-23 18:03:21 Türkiye tarihinde ilk kez tarımda kendi başına yeterlilik özelliğini kaybettik..İlk kez ithalat milyar dolara fırladı..Türkiye gibi bir tarım ülkesi milyar dolarlık ithalat yapıyorsa bu iş bitmiştir..Gübre-Tohum İsrailden badem Teksas tan geliyor..Peki Türkiye ekonomisi neden rahat çünkü 7-8 yılda 460 devlet şirektini ve bankaları sattık.Yani kendi evimizi satıp aynı eve kiraya çıktık şimdi evi dekore ediyoruz..Yeni sahibi git diyene kadar rahatız ya sonra.. M.Borahan Bilen 2009-10-23 17:16:14 Türkiyede tarim politikasi ölü sifir yok bitik nasil tarif edelim ki avurpada kendi cifcisinin ürettigi ürünle kesinlikle fiyati düsmez standartadir ve cifciligi ayakta tutan politikalari budur ama bizde olay farkli Tarima her konuda elverisli ülkemizde cifci üretsin diye tesfik edilecegine cifci batsin diye herseyi disardan aliyor neymisde ucuzmus halk is diye kivarniyor gümrük birligi imis bugdayi bile yurt disindan almaya basladik gübreye güc yetmiyor avurpada tam tersine hükümet pkk ile meskul salla Remzi Altunkaya 609887 OECD: Futbolla para aklanıyor Futbolla para aklanıyorANKARA AA güncellenme zamanı 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatının (OECD) “Futbol Sektörü Aracılığıyla Karapara Aklama” konulu raporuyla, büyük bir endüstriye dönüşen futbolun kara para aklamada önemli bir olduğunu ortaya koydu Rapor, futbol endüstrisinin büyüklüğünün önemli bir para akışına neden olduğunu, bunun da hile, vergi kaçakçılığı ve kara para aklamayı beraberinde getirdiğini ifade ediyor. Pazara girişin çok kolay oluşu, büyük hacimli işlemler, uluslararası transferler, amatör yapılaran futbolun yasadışı faaliyetlerde kullanımına olanak verdiğinin altı çizildi. Ayrıca futbolcuların transfer bedellerinin rasyonel olmayan ve kontrolsüz şekilde artmasının da bu gelişmede katkısı olduğu belirtiliyor. Raporda, genç ve deneyimsiz oyuncuların, yanlış yönlendirildiklerinde kolayca şüpheli işlemlere konu olabildiği bilgisi de var. Raporda bazı ülkelerindeki bilgilere yer verilirken, bölümü bulunmuyor. İŞTE PARA AKLAMA YÖNTEMLERİ Futbol kulübü sahipliği: Futbol kulüpleri sosyal ilişkiler kurarak devletten alıyor. Raporda, ’da bir futbol kulubü sahibinin aldığı devlet ihaleleri örnek gösteriliyor. Transfer pazarı ve sahipliği: Uluslararası futbolcu transferleri vergi kaçırmaya ve karapara aklamaya imkân tanıyor. Transfer bedelleri olduğundan yüksek gösterilebiliyor. Futbolculara ücret dışında ödeme yapılması (ev, araba v.b) işlemlerin saydamlık dışı kalmasına neden oluyor. Bahis oyunları: Bahis oyunlarıyla, maç sonuçları ayarlanabiliyor. Bu hem yasadışı süreçlere neden oluyor, hem de kara para aklama amacıyla kullanılıyor. Yasadışı insan trafiği: Özellikle ve Latin ülkelerinden genç oyuncular uluslararası transfer gibi gösterilip futbol kulüplerince ’ya sokulabiliyor. Yolsuzluklar: Kumar gelirlerinin elde edilmesi için maç sonuçlarının organize edilmesiyle kulüplerin lig sıralaması bile değişebiliyor. ilaçları: Yasak olmasına rağmen futbolcular doping ilaçları kullanabiliyor. Bu ilaçlar son dönemde internetten de kolayca alınabiliyor. 610507 1. Ergenekon'da 119. duruşma başladı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen davanın bugünkü duruşmasına, tutuklu sanıklardan Mehmet Fikri Karadağ ve Ergün Poyraz katılmadı. Duruşmada, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 25 tutuklu sanık hazır bulundu. Duruşmaya, tutuksuz yargılanan Güler Kömürcü Öztürk de geldi. Tutuklu sanık Alparslan Arslan'ın dünkü oturumda çapraz sorgusu tamamlandığı için bugünkü duruşma, sanık ve avukatların beyanlarının alınmasıyla devam ediyor. Alparslan Arslan'ın, 19 Ekim Pazartesi günü yapılan duruşmada savunma yapamayacağını söylemesinin ardından çapraz sorgusuna geçilmişti. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından Danıştay baskını ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasına yönelik sorularına cevap veren Arslan, ayrıca ''Ergenekon'' davası kapsamında yargılanan başta Muzaffer Tekin olmak üzere çeşitli sanıklarla ilişkisi olup olmadığı, bu kişileri tanıyıp tanımadığına ilişkin sorularını da yanıtladı. Arslan'a, 20 Ekim Salı günkü oturumda savcıların ardından diğer tutuklu sanıklar ve avukatlar tarafından sorular yöneltildi. Dünkü oturumda ise mahkeme heyetinin sorularını yanıtlayan Arslan, gün süren çapraz sorgusu boyunca toplam 16,5 saat konuştu. Alparslan Arslan, böylece ''Ergenekon'' davası kapsamında en uzun çapraz sorgu rekorunu da kırmış oldu. Tutuklu sanık Arslan, gün boyunca bazen mikrofondan uzak durarak, bazen kafasını sağa, sola, öne ve arkaya doğru çevirerek, bazen anlamsız şeyler söyleyip bağırarak, bazen de küfür ederek konuştu. AA 611145 'Gelecekte kriz çıkmaması için önlem alınmalı' 'Gelecekte kriz çıkmaması için önlem alınmalı' 23 Ekim 2009 Cuma, 17:07 ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke, ABD Kongresi'nin, ülkenin finansal düzenleme sistemini gözden geçirerek, ileride olası bir bankacılık ve kredi sisteminde bir çöküntünün önlenmesi için gereken önlemleri almasını istedi. Bernanke, Massachuset'de FED tarafından düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada, finansal krizin olumsuz etkilerinin azaldığını belirterek, politika yapıcılarının şimdi, gelecek krizlerin olasılığını azaltmak için gerekli önlemleri almaları gerektiğini bildirdi FED'in, tüketicinin korunması konusunda yaptığı çalışmalar hakkında bilgi veren Bernanke, konuşmasında ABD Merkez Bankası'nın gelecekte izleyeceği faiz politikası hakkında bir bilgi vermedi. AA 610110 Renklerin ustası Chagall, Pera'da Müzede dün gerçekleştirelen basın toplantısına Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü M. Özalp Birol ve serginin küratörü Meira Perry-Lehmann katıldı. Birol, "Sergi üzerinde uzun zamandır titizlikle çalışıyorduk. Çok yönlü kişiliği ile Chagall, heykel, çizim, baskı, mozaik, duvar halısı ve sahne tasarımlarıyla da sanatın birçok dalında etkili eserler bırakmış çok yönlü bir usta." dedi. 'Chagall'dan Bir Aşk ve Yaşam Masalı' adlı sergide usta ressamın Kudüs İsrail Müzesi'nin zengin koleksiyonundan bir araya getirilen 160 baskı, desen ve resmi yer alıyor. Sergide, sanatçının hayatını konu alan desenler, Kutsal Kitap illüstrasyonları, La Fontaine Masalları ve Gogol'ün Ölü Canlar'ı gibi edebî eserlerin resimlemeleri sanatseverlere sunuluyor. Sergi, Chagall'ın çok yönlü kimliğinin yanı sıra renkli hayal dünyasını da vurgulayan bir seçkiyi sunmayı amaçlıyor. 1887'de Rusya'nın Vitebsk kentinde doğan, 1985'te Fransa'da hayatını kaybeden Marc Chagall, hayatının sonuna dek iyimserliğini, yaşama sevincini koruyarak bunları eserlerine yansıttı. Sergi, 24 Ocak 2010'a kadar devam edecek. KÜLTÜR SANAT 611060 Arınç, İsrail'in Ankara Büyükelçisi Levy'yi kabul etti Başbakanlıkta bir saat süren görüşmenin ardından basına kısa bir açıklama yapan Gaby, Arınç ile "dostça, samimi ve açık" bir görüşmede bulunduklarını, İsrail'in TRT'de yayımlanan "Ayrılık" dizisine ilişkin endişelerini dile getirdiğini söyledi. Arınç'ın da TRT'nin işleyişine ilişkin ayrıntılı bilgi verdiğini belirten Gaby, bundan son derece tatmin olduğunu ifade etti. Gaby, Arınç'ın "diziye ilişkin alınan önlemler" hakkında tatmin edici açıklamada bulunduğunu kaydetti. 610461 "İncir Çekirdeği" Kasım'da vizyona giriyor Oyuncu Özgü Namal'ın Güneydoğu'da ablasının kocasıyla evlendirilen bir kadını canlandırdığı yeni filmi "İncir Çekirdeği", Kasım'da vizyona girecek. Selda Çiçek'in yönetmen koltuğuna oturduğu filmde, Özgü Namal, Barış Çakmak, Derya Durmaz, Sevinç Erol, Halil Yomak, Nalan Başaran, Veysel Diker, Turgay Tanülkü, Burcu Salihoğlu, Onur Dikmen, Makbule Sitare Akbaş ve Semanur Dönmez rol alıyor. Yönetmen Çiçek'in ilk filmi olan yapımın çekimleri Mardin'de gerçekleştirildi. Çiçek'in Batman'da yaşanan gerçek bir hikayeden etkilenerek senaryosunu kaleme aldığı film, 2008 yılının Ağustos ve Eylül aylarında Valiliğin kısmi desteği ile çekildi. Görüntü yönetmenliğini İlker Berke'nin, sanat yönetmenliğini Ruhan Ünlü'nün üstlendiği filmin kostümleri Meral Aktan'a ait. Yapımcılığını Mehmet Çiçek'in yaptığı filmin müzikleri Serkan Alkan ve Özgür Yalçın'a ait. Filmde rol alan sanatçılar ve ekipte yer alanların sağladıkları katkının gişe gelirlerinden temin edilmesini kabul ederek yapım sürecine dahil olduğu filmin konusu şöyle: Ailenin tek oğlu Celil (Halil Yomak), askerden gelecektir ve evde telaşlı bir bekleyiş vardır. Celil'in ablası Delal (Makbule Sitare Akbaş), Nazif (Barış Çakmak) ile evlenmiş ve ondan bir kız bebek doğurmuştur. Aile Celil'i heyecanla karşılar. Hemen ertesinde gittikleri piknikte, Delal ağabeyinin komşu kızından etkilendiği fark eder. Henüz çok genç olan Heda'yı (Özgü Namal) da peşlerine takarak alan dışına gönderir. Amacı konuşup anlaşmalarını sağlamaktır. Ancak, Celil ve genç kız dolaşırken bastıkları mayınla hayatlarını kaybederler. Aradan geçen zaman zarfında Delal vicdan azabına dayanamayacak ve intihar edecektir. Yedi yıl sonra, Heda, ablasının kocası ile evlendirilmiş ve onların kızına analık etmektedir, ayrıca hamiledir. Aile arasında bebeğin oğlan olacağı inancı hakimdir. Ancak, Nazif karısı ile ilgilenmemekte ve gecelerini sevgilisi Defne ile geçirmektedir. Tüm bunlar olurken Heda'nın annesi Cemile'nin kimselerin göremediği bunalımı büyümektedir." 610235 Pakistan'da canlı bomba: ölü Bir polis yetkilisi, başkent İslamabad'a da 50 kilometre uzaklıktaki Kamra Havacılık Kompleksi yakınında bir intihar saldırganının kendini havaya uçurması sonucu, 4'ü sivil kişinin öldüğünü bildirdi. Kamra havacılık kompleksinin, Pakistan'ın nükleer programıyla bağlantısı olduğu yönünde haberler bulunuyor. Yabancı askeri uzmanların ve araştırma gruplarının, nükleer savaş başlıklarının ve bu başlıkları taşıyabilecek uçakların Kamra havacılık kompleksinde olabileceğine işaret ettiği kaydediliyor. Nükleer silahların nerede saklandığını açıklamayan Pakistan ordusu ise Kamra'nın silah programıyla herhangi bir bağlantısını reddediyor. (aa) 610867 çocuğa, PKK'yı övmekten 4'er yıl hapis SON DAKİKA güncellenme zamanı 15.07 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda çocuğa, 'yı övmekten 4'er yıl hapisMehmet KAYMAK/ADANA, (DHA) ’da izinsiz gösterilerde lehine slogan attıkları iddiasıyla yargılanan 16 yaşındaki M.Ç. ile 17 yaşındaki M.A., yıl 2’şer ay hapis cezasına çarptırıldı. (İHD) Adana Şube Başkanı Ethem Açıkalın, lehine düzenlenen izinsiz gösterilere katılarak propaganda yaptıkları ve örgüt üyesi oldukları iddiasıyla yargılanan çocuğa ceza verilmesine tepki gösterdi. Adana 7’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan M.Ç. ile aynı suçtan Adana 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan M.A’nın yargılanmalarının tamamlandığını söyleyen Açıkalın, M.Ç. ve M.A. ile birlikte, Adana’da benzer suçtan cezalandırılan çocuk sayısının 103’e ulaştığını belirtti. Tutuksuz yargılanan M.Ç. ve M.A., kararın ’da onanması halinde cezaevine girecek. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 610696 Ölümcül Afrika Domuz Gribi tehdidi Ölümcül Afrika Domuz Gribi tehdidi AA Giriş Saati 23.10.2009 10:24 Güncelleme 23.10.2009 10:27 Hayvanlarda görülen ve insanlara bulaşmayan Ölümcül Afrika Domuz Gribi (ASF) virüsünün, Kafkasya'dan Rusya'ya sıçradığı, buradan da AB ülkeleri ve Çin'e yayılma tehlikesi bulunduğu bildirildi. BM Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Moskova Temsilciliği tarafından yapılan açıklamada, ''Tehlike şurada, insana bulaşmayan ASF, buradan (Rusya'dan) AB ülkelerine, Doğu Avrupa'ya, Karadeniz kıyılarındaki ülkelere ve en kötü senaryoda Orta Asya ve en fazla nüfusa sahip Çin'e bile yayılabilir'' denildi. FAO Başveterinerlik Dairesi'nden Juan Lubroth da yaptığı açıklamada, ''Virüsü birkaç yıldır Kafkaslar'daki Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan'da bilmemize karşın, sonunda Güney Rusya'ya sıçradı. Bu bölgenin de Baltık sınırında bulunması kaygıya neden oluyor'' diye konuştu. Lubroth, Baltık ülkelerinin yanısıra Ukrayna, Belarus, Moldova, Romanya ve Bulgaristan'ın doğrudan tehdit altında olduğunu belirterek, ''Bu da bu virüsün AB'ye sıçrama tehdidinin yanısıra, Rusya'nın Sibirya bölgesi hatta Çin'e dek yayılma olasılığının bulunduğu anlamına geliyor'' dedi. Rusya Halk Sağlığı Dairesi'nden Rosselkhoznadzor, ASF virüsünün birkaç gün önce Rusya'nın kuzeydoğu bölgesindeki Mga adındaki küçük bir köyde rastlandığını söylemişti. Açıklamada, Mga köyündeki 14 domuzdan 7'sinde ASF virüsü bulunduğunu, virüsü kapan domuzun öldüğü, diğer domuzun da öldürüldüğü bildirilmişti. Rusya Tarım Bakanı Yelena Kriynnik de yaptığı açıklamada, özellikle ASF virüsünün rastlandığı güneydeki 25 bölge başta olmak üzere tüm çiftliklerdeki domuzların kapalı alanlarda tutulması talimatı verdiğini belirterek, ''Kimi yetkililerin vurdumduymazlığı yüzünden domuz yetiştiriciliği sektöründeki doğrudan kayıp 860 milyon-1 milyar dolar arasında olabilir'' dedi. ASF virüsünün Rusya'ya Gürcistan'ın Karadeniz'deki Poti limanındaki atıkların domuzların beslendiği bir yere boşaltılması nedeniyle geldiği sanılırken, ASF virüsüne karşı şu ana dek geliştirilen bir aşı bulunmuyor. Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 611309 Emekli Maaşlarına Zam Yapılacak mı? Emekli Maaşlarına Zam Yapılacak mı? Emeklilerle biraraya gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dinçer "Detaylı ve teknik çalışmamız devam ediyor" mesajını verdi. Yayına Giriş: 23.10.2009 16:15:29 Güncelleme: 23.10.2009 16:27:44 Bir süredir emekli maaşlarında iyileştirmeler yapılması için çalışan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, emeklililerle bir araya geldi. Bakan, emeklilere maaşlar için "detaylı ve teknik çalışmamız devam ediyor" açıklamasını yaptı. İşçi Emeklileri Derneği Genel Kurulu'nda konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, emeklilerin sorunlarını dinledi. Emekliler en çok maaşlarına zam yapılıp yapılmayacağını merak ediyordu. Emeklilerin sosyal haklarının iyileştirildiğini hatırlatan Bakan, maaşlarla ilgili ise çalışmaların sürdüğünü belirtti. Dinçer, "Bu sorunların başında daha önce hiçbir hükümetin göze alamadığı SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı birleşmesinin ortaya çıkardığı emekli aylıklarının hesaplanma usulünden kaynaklanan dengesizliklerde vardır. Bu konuda detaylı teknik çalışmamızın devam ettiğini bilmenizi istiyorum. dedi. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 611524 Uydukent’e inceleme 610854 Horoz, İstabul'a kazanmaya geliyor Denizlispor, geçen hafta sonunda teknik direktör Nurullah Sağlam'ın istifa etmesinin ardından, antrenör Tuncay Özbek yönetiminde Şemikler Haluk Ulusoy Tesislerinde hazırlıklarını sürdürüyor. Günde çift antrenmanla pazar günkü İstanbul deplasmanına hazırlanan yeşil siyahlı ekibin genel menajeri Çetin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, teknik direktör arayışlarını şu an askıya aldıklarını, Kasımpaşa maçından sonraya bıraktıklarını söyledi. Pazar günü karşılaşacakları rakiplerinin de sıkıntılı olduğunu belirten Çetin, şunları kaydetti: ''Kasımpaşa maçı bizim için çok önemli. Dönüm noktası olarak gördüğümüz bu maçı alarak, çıkışa geçmek istiyoruz. Her iki takım da sıkıntılı bir durumda. Ama biz yarışa iki puan önde girdiğimiz için bu maçı da alarak, bir adım daha önde olmayı arzuluyoruz. Karşılaşmaya kazanmak için gideceğiz. Daha önce de sıkıntılı günler geçiren ve bu süreçlerden başarıyla çıkan takımımız, bunun da üstesinden gelecektir. Şu an teknik direktör işini askıya aldık. Kasımpaşa maçından sonra arayışlarımızı hızlandırıp, neticeye varacağız. Henüz karar verilmiş bir isim yok. İlgilendiğimiz yerli ve yabancı hocalar var. Bize en faydalı olacak ismi belirlemek için acele etmeyip işi sıkı tutuyoruz.'' Sakat olan Bajic ve cezalı durumdaki Koffi dışında eksiklerinin olmadığını ifade eden Çetin, takımın pazar günkü maça antrenör Tuncay Özbek'in yönetiminde çıkacağını söyledi. AA 610863 Türk Telekom'da yeni atama Türk Telekomünikasyon A.Ş'nin Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan özel durum açıklamasında, Ramazan Demir'in, Türk Telekom'a katılmadan önce, 2005 yılından itibaren Yahoo!'da yöneticilik yaptığı, son olarak Yahoo! Marketplace grubunun direktörlüğünü yürüttüğü hatırlatıldı. Dr. Demir'in, Bilkent Endüstri Mühendisliği mezunu ve Yöneylem Araştırmaları konusunda MIT, Sloan School of Management'dan doktora derecesi bulunduğu belirtildi. Ocak 2006'dan beri şirkette Strateji ve İş Geliştirme Başkanı olarak görev yapmakta olan Tunç Yorulmaz'ın ise Kasım 2009 tarihi itibariyle Genel Müdür Özel Projeler Danışmanı olarak görev yapacağı ifade edildi. AA 611242 Kazanan ve kaybedenler kim olacak? Erhan Çelik’le İskele Sancak’ta bu hafta, son günlerin en çok tartışılan sorusuna cevap aranıyor; Terör bitiyor mu, yoksa yaşananlar bir senaryo mu? Dağdan inişlerle hızlanan demokratik açılım sürecinin dün, bugün ve yarınının değerlendirileceği programa uzman konuklar USAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İhsan Bal, Eski DEP’li Sedat Yurttaş, Alparslan Türkeş’in sır kutusu ve MHP Eski Genel Sekreter Yardımcısı Naci Memiş ve Star Gazetesi Yazarı Mehmet Metiner konuk olacak. Demokratik Açılım süreci nasıl işleyecek? PKK'nın dağdan inmesi devam edecek mi? Atılan bu adımlar, PKK'nın silah bıraktığı anlamına mı geliyor? PKK'nın üst düzey yetkilileri için nasıl bir plan işleyecek? CHP ve MHP sürece neden karşılar? Hükümet de, DTP de barış kazanacak diyor. Kazanan kim, kaybeden kim? Demokratik Açılım sürecinin en kritik dönemeçlerinden birisinin yaşandığı bugünlerde terörün bitip bitmeyeceği İskele Sancak’ta uzman konuklarla masaya yatırılıyor. Erhan Çelik’le İskele Sancak’a USAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İhsan Bal, Eski DEP’li Sedat Yurttaş, Alparslan Türkeş’in sır kutusu ve MHP Eski Genel Sekreter Yardımcısı Naci Memiş ve Star Gazetesi Yazarı Mehmet Metiner konuk olarak değerlendirmelerde bulunacaklar Erhan Çelik’le İskele Sancak, Cuma akşamı saat 23: 00’da Kanal 7’de! ***** Kanal Haber Saati sunucusu ve gazeteci Erhan Çelik, Türkiye’nin ve dünyanın gündemini ekrana taşıyor Çarpıcı gelişmeleri uzman konuklarıyla değerlendirildiği İskele Sancak’ta tartışılmayanlar tartışılıyor, konuşulmayanlar konuşuluyor Erhan Çelik'le İskele Sancak, Cuma akşamı saat 23:00’da Kanal 7'de 611054 19 yerinden bıçaklanarak öldürülen kadının katil zanlısı adliyede Alınan bilgiye göre, İntizam Mahallesi Bursalı Tahir Caddesi'ndeki evinde çekyat üzerinde çeşitli yerlerinden bıçaklanmış halde bulunan Şehime Bahçe'nin katil zanlısı Süllü A.(25), Bursa Emniyet Müdürlüğündeki sorgulamasının ardından adliyeye sevk edildi. Hırsızlıktan sabıkası bulunan zanlının ifadesinde, Şehime Bahçe ile olay günü tanıştıklarını, para karşılığı ilişki için anlaştıklarını, ardından kadının evine gittiklerini ve bu sırada ''Bana tecavüz ediyorlar'' diye bağırınca susturmak için bıçaklayarak öldürdüğünü söylediği öğrenildi. Öte yandan, polis yetkililerinin olayın gasp yönünün olup olmadığına ilişkin araştırması sürüyor. 610933 İstanbul'da domuz gribi tatili İstanbul Valisi Muammer Güler, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı da fırsat bilerek domuz gribine karşı dezenfekte çalışması yapılmak üzere 30 Ekim Cuma günü kentteki okulların edildiğini açıkladı. Böylece okullar gün süreyle eğitime ara verecek. Güler, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın salgını sürecine ilişkin kuruluşlarının üst düzey yöneticilerini bilgilendireceği Taksim Hyatt Regency Oteli'ne gelişinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Vali Güler, domuz gribine karşı okulları dezenfekte etmek amacıyla gelecek hafta bir çalışma yapacaklarını belirterek, "29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın hemen ertesinde cuma gününe rastlayacak şekilde, Cumhuriyet Bayramı tatilinden de yararlanarak cumartesi ve pazar günlerini de birleştirerek okullarda genel bir temizlik ve dezenfekte çalışması yapılmak isteniyorsa yapılacak" dedi. Vali Güler, "Bu durum 30 Ekimin edildiği anlamına mı geliyor?" sorusuna "Evet" karşılığını verdi. İstanbul'da 16 okulda farklı sınıflarda olmak üzere 28 öğrencide domuz gribinin görüldüğünü, bu çocukların tedavilerinin evlerinde devam ettiğini, bir kısmının tedavilerinin de tamamlandığını ifade eden Güler, "Hastanelerde domuz gribinden dolayı yatan hasta yoktur. 41 vaka vardır. Bunun 28'i çocuk 13'ü erişkindir. İlk vakanın görüldüğü Mayıs ayından bu yana İstanbul'da görülen vaka sayısı 280 civarındadır. Herhangi bir ciddi durum söz konusu değildir. Çalışmalarımız, koruma tedbirlerimiz devam ediyor" dedi. Vali Güler, okullarda gerekli çalışmasının verildiğini, tuvalet, lavabo, sıra, çeşme ve muslukları dezenfekte çalışmaları yapıldığını ifade etti. Vaka sayısında bir artış olmadığını belirten Güler, bir okulda bir öğrencinin tedavi görüyor olmasının gerekli önlemler alınmışsa, öğrencinin diğer arkadaşlarıyla teması söz konusu değilse bir sıkıntı yaratmayacağını sözlerine ekledi. Güler, toplu taşıma araçlarının dezenfekte edilip edilmeyeceği sorusuna da, "Belediye ile bir görüşme yaptık. Diğer ülkelerde olduğu gibi toplu taşıma araçları ve halkın yoğunlukla kullandığı yerlerin dezenfekte edilmesi konusunda çalışmalarımızı yapacağız. Mevcut belediye de bu duruma duyarlı olacaktır" dedi. 611405 Başkentte elektirik kesintisi Başkentte elektirik kesintisi 23.10.2009 19:19Yıllık periyodik işletme, hat bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş'den yapılan açıklamaya göre, 26 Ekim Pazartesi günü elektrik alamayacak yerler ve saatleri şöyle: Mamak'ta, 10.00-15.00 saatleri arasında; Kutlu Mahallesi Mutlu Caddesi 456-463-470-455-466-466/2 sokaklar ve civarı, General Zeki Doğan Mahallesi, Mutlu Mahallesi Cadde, 540 sokaklar ve civarı. 10.00-11.00 saatlerinde, General Zeki Doğan Mahallesi Mutlu Mahallesi civarı. Kazan'da, 11.00-13.00 saatleri arasında; Satıkadın Mahallesinin bir kısmı. Beypazarı'nda, 09.00-14.00 saatleri arasında; Cumhuriyet Mahallesi- Bulgurdede 1, 2, 3, sokaklar ve civarı. 27 Ekim Salı günü elektrik kesintisi yapılacak yerler ise şunları: Çankaya'da, 11.00-12.30 saatleri arasında: İstanbul Caddesinde Yeni Sanayi, Parlament Otel, Çevik Kuvvet Müdürlüğü ve civarı, Hipodrom Caddesi, Damla Petrol, Sağlık Bakanlığı Sosyal Tesisleri ve civarı. Kazan'da; 09.00-14.00 saatleri arasında; Kışla Mahallesi. Etimesgut'ta, 10.00-15.00 saatleri arasında; Erler Mahallesi Çamlıpark Sitesi, Çınar Blokları, Pembe Ardıç Blokları, Başak Blokları, Gayri Menkul iki katlı villalar ve civarı. 28 Ekim Çarşamba günü Kazan'da; 09.00-13.00 saatleri arasında, Fatih Mahallesinin bir kısmına elektrik verilemeyecek. AA 610962 İngiltere Yine Resesyondan Çıkamadı İngiltere Yine Resesyondan Çıkamadı İngiltere'de gayri safi yurt içi hasıla temmuz-eylül döneminde %0,4 küçüldü. Ekonomistler, 3. çeyrekte ekonominin 0,2 büyümesini bekliyorlardı. Yayına Giriş: 23.10.2009 14:48:46 Güncelleme: 23.10.2009 14:56:44 İngiltere ekonomisi 3. çeyrekte de yüzde 0,4 daralarak, umutlara rağmen resesyondan çıkamadı. Ekonomi, çeyrektir üst üste daralma kaydetmiş oldu. Ulusal İstatistik Bürosunun açıkladığı ilk tahminlere göre, İngiltere'de gayri safi yurt içi hasıla temmuz-eylül döneminde yüzde 0,4 küçüldü. Böylece, İngiltere ekonomisinde çeyrek yıl verilerinin kaydedilmeye başlandığı 1955 yılından bu yana ilk kez çeyrek üst üste daralma yaşanmış oldu. Ekonomistler, 3. çeyrekte ekonominin yüzde 0,2 büyümesini bekliyorlardı. Ekonomide yaşanan ısrarlı daralma, hükümet ve Merkez Bankası'nın faiz oranlarını rekor düşük seviyede tutmasına ve ekonomiye eşi görülmemiş biçimde 175 milyar sterlin (290 milyar dolar) enjekte etmesine ve milyarlarca sterlinlik teşviklere rağmen yaşandı. Beklenmedik daralmanın altında hizmet sektöründeki kötüleşme de yer alıyor. Hizmet sektöründe 3. çeyrekte düşüş yüzde 0,2, sanayi üretiminde yüzde 0,7, inşaat sektöründe ise yüzde 1,1 olarak gerçekleşti. Sanayi üretimde yıllık daralma ise yüzde 10,4 oldu. İngiltere ekonomisi, geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında yüzde 5,2 daralmış oldu. Beklentilerden daha kötü açıklanan gayri safi yurt içi hasıla rakamları, İngiltere Merkez Bankası'nın parasal genişleme politikasının artırma konusunu değerlendirmesine neden olacak. Merkez Bankası, ekonomiyi teşvik etmek için para basıp bankalar ve diğer şirketlerden bono satın alıyor. 610318 Pakistan'da İntihar Saldırısı Pakistan'da İntihar Saldırısı Yayına Giriş: 23.10.2009 07:26:50 Güncelleme: 23.10.2009 08:23:15 Pakistan'ın kuzeyinde, bir askeri tesis yakınındaki kontrol noktasına düzenlenen intihar saldırısında kişi öldü, 13 kişi yaralandı. Başkent İslamabad'a yaklaşık 50 kilometre mesafedeki Kamra kentindeki tesisin, Pakistan'ın nükleer silah programıyla bağlantılı bir havacılık kompleksi olduğu belirtildi. Böylece, son haftada Pakistan'da gerçekleştirilen saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 170'i aştı. Öte yandan, saldırının ardından Pakistan'daki nükleer silahların güvenliği sorunu tekrar gündeme geldi. Batılı ülkeler silahların militanların eline geçme endişesini sık sık dile getiriyor. Nükleer silahlarının yerini gizli tutan Pakistan ordusu ise saldırının gerçekleştiği Kamra'nın nükleer programıyla ilgisi olduğu iddiasını reddediyor. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 611436 İstanbul'da su kesintisi 610135 Fehmi Koru: Bir örgüt tasfiye ediliyor beyler, anlasanıza... Fehmi Koru 23 Ekim 2009 CumaBir örgüt tasfiye ediliyor beyler, anlasanıza... Kusura bakmayın, ama terörden daha başka nasıl kurtulacağımızı sanıyordunuz? Sorum Türkiye'ye dönen militanlarla ilgili açıklamalarıyla ortalığı bulandıran muhalefete ve onlarla aynı çizgide yorumlar yapanlara... Terör örgütünün bile anlamak zorunda kaldığı gerçeği anlamakta zorlanıyorlar. Oysa bugünlerde tanığı olduğumuz yalın gerçek şu: Türkiye'nin kanını kurutmaya yeminli bir terör örgütü bu amaçla topladığı militanlarını dağıtıyor, silâhlarını bırakıyor... Yenilgiyi zafer gibi göstermesine izin vermeden bir terör örgütünü dağıtamaz, eylemden vazgeçiremezsiniz. Şu anda olan bu: Düne kadar elde silâh dağda bekleyenler yıllardır ayrı kaldıkları aileleriyle buluşmalarını sağlayacak bir sürece tâbi tutuluyorlar... Biraz şımarıkça ve arsızca görünebilir onlar için yapılanlar; ama sınırlı bir şımarıklık ve arsızlığın meşru sayılabileceği nadir hallerden biridir şu sıralarda yaşanan... Terörü bitirecek bir sürecin en keskin virajı dönülmek üzere: Dağların boşalmasıyla birlikte dağa çıkma hevesini ortadan kaldıracak tedbirler uygulamaya konulacak ve bir de bakacaksınız ki, ülkeyi 25 yıldır sarsan en önemli tehdit ortadan kalkıvermiş... Olanlara bundan dolayı tahammül ediliyor. Muhalefet terörün devam etmesini mi arzu ederdi yoksa? Gençler dağlara çıkmaya, dağlarda ihtiyarlayanlar onlara hükmetmeye devam etsin, teröre maruz bir ülke olmaktan kurtulamayan ülkemizin insanları canlarını versin, hayırlı amaçlarla kullanılabilecek kaynaklar silâha ve teçhizata gitsin... Bu mu isteniyor? Eğer bu istenmiyorsa, terörü bitirme amacıyla başlatılan bir süreç ancak bugünkü manzaralara yakın bir ortamda sürdürülebilirdi. İşin 'şov' tarafına izin vermek zorunda kalınışı bu yüzden... Dağlarda ne kadar insan var? Hiç tükenmeyecekmiş gibi gelen rakamın beşbin olduğu biliniyor. Örgüt ne zaman isterse bu kadar militan bulabiliyor. Şimdiki beşbinin içerisinde sakalı terörden ağarmış olanların sayısı herhalde taş çatlasa birkaç yüzü geçmez; diğerleri yakın zamanlarda örgüte katılmış, ya da geri hizmetlerde yararlanılmış tipler... Hepsi de Türkiye menşeli değil militanların; çevredeki her ülkeden bu tür maceralara kapılmaya hazırlar da var örgüt içerisinde... Aylar önce İstanbul'da eylem yapan 'Devrimci Karargâh Örgütü'nün lideri Kürt değildi, ama dağlarda eğitilmişti. Örgütte Türkler bile var. Başka ülkelerden gelmişler ile Türkiye'den katılmış maceracıların da süreç içerisinde tasfiyesi söz konusu... Kâğıt üzerinde kolay gibi dursa da, bir terör örgütünü tasfiye etmek sanıldığından çok zordur. İngiltere'nin IRA, İspanya'nın ETA örgütlerini tasfiyesi yıllarca sürdü; her iki örgütün 'savaşçı' elemanlarından silâh bırakmaya yanaşmayanlar da oldu. Türkiye'nin acelesi var, bu sebeple de başka ülkelerin yaşadığı bayağı uzun yıllar sürmüş tasfiye sürecini çok daha kısa sürede bitirmeye çabalıyor. Şu ana kadar başarılana bakılırsa, sonuç almanın kadar da uzak olmadığı anlaşılıyor. İç ve dış şartları iyi kullanıyor devlet; niyetinin ciddiliğini taraf olan herkesin anlamasını kısa zamanda sağladı da... Galiba bir tek muhalefet olan-biteni anlamaya direniyor. Anlamaya mı direniyor, yoksa gerçekleşenin gerçekleşmemesini mi diliyor, ikisi arasındaki nazik farkı kavramakta zorlanıyoruz. DTP bari durumu anlasa da, işin gösteri faslını tadında bıraksa... Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. YAZARA AİT YAZILAR 610443 Toparlanma 'işsizlik'i sekteye uğratacak Paul Volcker, katıldığı bir toplantıda yaptığı konuşmada, ABD ekonomisinin kriz öncesi duruma gelmesi için uzun yıllar geçtiğini, şimdi de yeniden eski iyi düzeyine gelmesinin zaman alacağını anlattı. Kriz nedeniyle, ABD halkının tasarruf oranının eridiğini belirten Volcker, yeniden eski iyi konuma dönülmesinin uzun süreceğini kaydetti. AA 611974 TSK'dan "dağdan inme" açıklaması TSK'dan "dağdan inme" açıklaması"Yaşananların kabul edilmesi mümkün değil" 23.10.2009 11:27 Genelkurmay Başkanlığı'ndan PKKlıların geri dönüşü ile ilgili ilk açıklama geldi. Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler, terör örgütü PKK üyelerinin teslim olmasıyla ilgili olarak, "19 Ekim günü ve müteakip günlerde yaşanan olayların hiçbir şekilde kabul edilmesinin mümkün olmadığını" bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgenerel Ferit Güler, Irak’taki Kandil Dağı ve Mahmur kampından 34 PKK’lının gelişiyle ilgili gelişmelerin kabul edilemez olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Terörle mücadele uzun soluklu, dinamik, karmaşık ve süreklilik gerektiren bir süreçtir. Terörle mücadele de güvenlik kuvvetleri bölücü terör örgütü ile mücadeleye devam ederken aynı zamanda bölücü terör örgütüne katılımların engellenmesi ve örgütten kopmaların sağlanması terörle mücadelenin temel esaslarıdır. Ancak 19 Ekim günü ve müteakip dönemlerde yaşanan olayların hiçbir şekilde kabul edilmesi mümkün değildir. 25 Ağustos 2009 günü ifade ettiğimiz gibi ülkeyi kutuplaşmaya ayrışmaya ve çatışma ortamına çekilebilecek tutum ve davranışlardan kaçınılmalıdır. Demokrasiler savunmasız rejimler değildir. Gelişmeler terörle mücadeledeki azim ve kararlılığımızı etkileyemez." Tümgeneral Güler, ayrıca dönenler arasındaki erkeklerin askerlik durumlarının ise Milli Savunma Bakanlığı ve Asker Alma Dairesi tarafından incelenmeye başlandığını söyledi. Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Mardin’deki Bilge köyü katliamı sırasında il jandarma komutanı olarak görev yapan Jandarma Kurmay Albay Alaaddin Katı’nın görevden alınmadığını vurgulayarak, "2 yıllık sıralı hizmet garnizon süresini tamamlaması nedeniyle 21 Mayıs 2009 tarihinde yayımlanan genel atama emriyle Ankara Garnizonuna atamasının yapıldı. Söz konusu atamanın Mardin Bilge köyünde meydana gelen üzücü olay ile ilgisi yoktur" dedi. İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere’de bulunan Türk pilotların Berlin’in bombalanmasında yer aldığına ilişkin iddiaların sorulması üzerine Tuğgeneral Gürak, pilotların dönemde eğitim görmek üzere İngiltere’de olduğunu ve Hava Kuvvetleri Komutanlığının internet sayfasında da detaylı bilgilerin bulunduğunu söyledi. Pilotlardan birinin İngiltere hava sahasında silahsız eğitim uçağıyla uçuşu esnasında Alman uçağının saldırısı sonucu, diğer bazı pilotların çeşitli kazalarda, bir kısmının eğitim sırasındaki kazalar sonucu şehit olduğunu vurgulayan Tuğgeneral Gürak, "İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere’de eğitim alan pilotlarımız, Türkiye’nin tarafsızlığını ilan etmiş olması nedeniyle hiçbir şekilde aktif hava savaşlarında ve bombardıman uçuşlarında görev almamıştır. Söylendiği gibi Almanya’yı bombalarken şehit olan kimsenin mezarı İngiltere’deki şehitlikte yoktur" açıklamasını yaptı. Türkiye ile Suriye arasında tatbikatlarla ilgili bir soruya Tuğgeneral Gürak, iki ülke arasında Sınır Birlikleri Değişim Tatbikatı’nın 27-29 Nisan 2009 tarihleri arasında yapıldığını hatırlatarak, Türkiye-Suriye kara kuvvetleri arasında ilk kez gerçekleştirilen bu tatbikata, yaklaşık 40 kişilik birer hudut takımının katıldığını söyledi. Sigara kaçakçılığı suçlaması dolayısıyla tutuklanan Albay Çetin Çelik hakkındaki soruya ise Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu cevap vererek, Albay Çelik ile ilgili soruşturmanın İstanbul Büyükçekmece Savcılığı tarafından sürdürüldüğünü ifade ederek, "Bizim açımızdan da Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma işlemi başlatılmış olup bugünlerde işlemleri tamamlanmak üzeredir" dedi. 611102 NASA’ya Ay’a yeniden astronot gönderme planlarını gözden geçirme tavsiyesi SON DAKİKA güncellenme zamanı 16.36 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda ’ya Ay’a yeniden gönderme planlarını gözden geçirme tavsiyesi Amerikan yönetimi tarafından görevlendirilen bağımsız bir komisyon, Ulusal Havacılık ve Uzay İdaresi’ne (NASA), Ay’a tekrar gönderme planlarını gözden geçirmesi gerektiğini bildirdi.  Komisyonun Başkanı Norman Augustine, ’a sunduğu 155 sayfalık resmi raporda, yanlış hedef için yanlış seçildiğini belirtti ve ’nın değişik roketler kullanarak, yeni hedeflere odaklanması gerektiğini savundu.  Başkanı tarafından mayısta görevlendirilen 10 üyeli “Human Space Flight Plans Committee” adlı uzmanlar komisyonu tarafından hazırlanan raporda, astronotları yakındaki bir göktaşına veya ’ın uydularından birine indirmenin daha anlamlı olacağı, bunun NASA’nın 15 yıl içinde Ay’a geri dönme planlarından daha çabuk ulaşılabilir olduğu kaydedildi.  Ay-Mars stratejisine ait bütçenin yeterince parası olmadığı belirtilen raporda, 2014’ten itibaren, eğer astronotlar Dünya’nın yörüngesinin ötesine seyahat edecekse NASA’nın her yıl fazladan milyar dolara ihtiyacı olacağının altı çizildi. NASA’nın ve Uluslararası ’nun (UUİ) programının süresini uzatması önerisinde bulunan komisyon, raporunda, Ay’a gitmek ve oradan Dünya’ya dönmenin, Ay’ın çekim gücü dolayısıyla çok fazla yakıt gerektireceğini ve Dünya’dan Ay’a yakıt taşımanın ve geri dönmenin pahalıya patlayacağını belirtti. Komisyon, göktaşlarına veya kuyrukluyıldızlara, hatta Mars’ın uyduları Phobos ve Deimos’a inmenin ve dönmenin Dünya’nın çekim gücü sayesinde yapılacak sıçramayla daha az yakıt harcanmasını gerektireceğine işaret etti.  Komisyon, aslında NASA’nın, eski ABD Başkanı planında öngörülüdüğü gibi Ay’a büyük bir hedef gibi değil, bir sıçrama taşı olarak yeniden gidebileceğini belirtti. Raporun sunulmasının ardından Beyaz Saray’dan bir yetkili, komisyonun analizini gözden geçireceklerini, ardından da Başkan Obama’nın nihai kararı vereceğini söyledi. NASA’nın, Ay’a dönüşte kullanmayı planladığı yeni Ares roketinin ilk deneme uçuşunu bu ay sonunda yapması planlanıyor.  Başkan Obama, ocakta göreve geldikten kısa bir süre sonra selefi George W. Bush’un 2004’te ilan ettiği ve 2020’de Ay’a ardından da Mars ve ’nin ötesine gidilmesini öngören uzay programını değerlendirmek üzere bu komisyonu kurmuştu. Uzmanlar, uzayın insanlı keşfinin, ve ekonominin yanı sıra ulusal güvenlik açısından da ABD için önemli bir unsur olduğuna, ilk test uçuşu yakında yapılacak Ares 1-X roketi projesiyle, sadece Ay’a gidip dönen ve sonra terk edilen Apollo projesindeki hatayı tekrarlamaması gerektiğine işaret ediyor. Yüksek kontrastlı ekran. Süper Hızlı Gönderi Ve Kargo Bedava. 610560 Windows 8'le ilgili bilmeniz gerekenler Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net'in haberine göre, Microsoft'un Windows 7'den sonra biraz tatil yapacağını düşünmemiştiniz değil mi? Firma yine klasik uygulamasıyla daha Windows programlanırken sekizinci sürüm için çalışmalara başlamıştı. Gıcır gıcır işletim sisteminizle iyi geçinin ama sakın ona bağlanmayın çünkü Win 7'nin de ömrü pek uzun olmayacak gibi gözüküyor. Ardı arkası kesilmeyen filmler gibi Windows 8'de geliyor Hollywood yapımcılarına bile taş çıkartacak bir hızla Microsoft şimdiden gelecek planlarını yaptı. Yeni işletim sistemi üzerinde çalışanlar bu konuda fazla konuşmak istemiyorlar. Ancak etrafta Microsoft'un el altından saldığı ciddi dedikodular dönüyor. İşte bu bilgiler ışığında Windows 8'le ilgili bilmeniz gereken ayrıntılar. Microsoft'un klasik taktiği işletim sistemleri arasında 2-3 yıllık bir süre bırakması. Windows 8'in 2011 ya da 2012'de piyasaya çıkması bekleniyor. Microsoft bu konuda tam anlamıyla bir açıklama yapmaktan kaçınıyor. 2012'de yeni sisteme kavuşabiliriz Yetkililer verdikleri tarihten çok daha önce bir sürüm yayınlamaktan çekiniyor. Çünkü bu şekilde şirket başarısız gözüküyor ve halkın gözündeki imajları zedeleniyor. Şu anda Windows 8'le ilgili ortaya çıkan bilgiler dedikodular ve program denemelerinden ibaret. Bunların bazıları çok daha gelişmiş olarak karşımıza çıkabilir. Bazıları ise Microsoft tarafından hiç kullanılmayabilir. Win 8'in Public Beta'sı 2010'un son çeyreğinde hazır olacak Aklımızdaki soruların cevabını halka açık beta (Public Beta) testlerinden sonra alabileceğiz. Sistem üzerinde çalışanların söylediklerine göre Win 8'in Public Beta sürümünü 2010'un son aylarında yayınlanacak. Programın 128-bit desteği olacağını söyleniyor. 609929 Zirve aşığı Fener › › SANLI SARIALİOĞLU OSMAN TANBURACI İSMET BADEM En Çok Okunanlar Zirve aşığı Fener F.Bahçe Alex, Güiza ve Semih gibi yıldızlarından yoksun çıktığı mücadelede Rumen rakibini dize getirdi, iki maç sonunda puana ulaşarak UEFA Avrupa Ligi'nde liderliği ele geçirdi. Steaua karşısında çok iyi bir oyun ortaya koyan sarı-lacivertliler çok sayıda gol fırsatını kullanamadı, puanı iki santrforun yokluğunda kaleye en yakın isim olan Kazım kazandırdı İlgili haberler UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda deplasmanda Steaua Bükreş'i 1-0 mağlup eden Fenerbahçe, 3. maçlar sonunda liderliğe yükseldi. Maça tek forvet başlayan F.Bahçe, ilk yarıda savunmasında önemli pozisyonlar vermedi, ileri uçta da Kazım, Mehmet Topuz ve Dos Santos ile etkili oldu ancak kaleci Zapata'yı geçemedi. 26. dakikada ceza alanına giren Kazım sert vurdu, kaleci Zapata çeldi. Dönen topta bu kez Mehmet kaleyi yokladı, kaleci bir kez daha başarılıydı. 30. dakikada Mehmet'in sert şutunda, kaleci Zapata topu kornere çeldi. 33. dakikada soldan ceza alanına giren Kazım'ın sert şutunu Steaua kalecisi son anda çeldi, Dos Santos önünde kalan topu üstten auta attı. İkinci yarıya da etkili başlayan sarı-lacivertliler, aradığı golü günün en çalışkanı Kazım ile buldu. Temsilcimiz, zaman zaman rakibine pozisyonlar verse de oyunun kontrolünü elinde tutan taraftı. 50. dakikada maçın yıldızlarından Gökhan Gönül müthiş bir deparla Kapetanos'un kaleci Volkan ile karşı karşıya kalmasını engelledi ve topu kornere çeldi. 55'te Carlos, uzak mesafeden kaleyi denedi; top üstten auta çıktı. 58'de Steaua etkili geldi, Kapetanos'un sert şutunu Volkan nefis çeldi. 59'da Emre, topu Özer'e aktardı; genç oyuncu soldan hareketlenen Carlos'u iyi gördü. Brezilyalı oyuncunun bekletmeden ortasında ceza sahasında Kazım'a sadece dokunmak kaldı: 1-0. 66'da Kapetanos'un ceza sahası içinde kafa vuruşu direkten döndü. 78'de Mehmet sert vurdu, kaleci son anda çeldi. Steaua'ya karşı ilk galibiyet F.Bahçe, daha önce Türk takımlarıyla yaptığı maçta yenilgi yüzü görmeyen Steaua Bükreş'e ilk mağlubiyetini tattırdı. Rakibiyle daha önce 1997-98 UEFA Kupası'nda karşılaşan, deplasmanda 0-0 berabere kalıp sahasında 2-1 yenilen sarı-lacivertliler, rövanşı da almış oldu. Fenerbahçe'ye tarihi galibiyeti getiren Kazım da Süper Lig'de 3, UEFA'da olmak üzere 5. sayısını kaydetti. Demirören de F.Bahçe maçını izledi Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, Wolfsburg maçı için Almanya'ya çok sayıda misafirini götüren F.Bahçe Kongre Üyesi Ferit Şahenk'in davetini kıramayarak Steaua Bükreş maçını izlemeye geldi. Demirören, karşılaşmayı Şahenk ile Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Levent Kızıl ile birlikte locadan izledi. Yaklaşık 700 kadar F.Bahçe taraftarı da takımlarını yalnız bırakmadı. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. SPOR 610334 10:11 Carlos: Galatasaray'ın alkışlanmasına izin vermeyiz SON DAKİKA güncellenme zamanı 10.11 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Carlos: 'ın alkışlanmasına izin vermeyiz 'nin Brezilyalı yıldızı karşısında iyi oynadıklarını ve maçın ardından alkışlandıklarını söyledi. Brezilyalı maçtan sonra yaptığı açıklamada, saha içinde kendine güvenle oynayan ve doğru işler yapan bir Fenerbahçe olduğunu belirterek, '''da güven kazanma adına bugünkü aldığımız galibiyet çok önemliydi. Rakip takımın taraftarlarının ve oyuncularının bizi alkışlayarak gösterdiği centilmenlik maçın güzel taraflarındandı'' dedi. Roberto Carlos, ile hafta sonunda yapacakları maçın çok güzel geçeceğine inandığını ifade ederek, ''Futbolseverler çok büyük bir maç izleyecek. Ligde birinciyle ikincinin karşılaşmasında sahamızda kazanmak istiyoruz. Müthiş bir maç izleyeceğiz. Derbi maçının sonucu hiç belli olmaz. Fakat bizim kendi takımımız için yapmamız gereken galip gelmektir'' diye konuştu. Bir gazetecinin, ''Galatasaray sizi yenerse siz de onları alkışlayacak mısınız?'' sorusu üzerine Brezilyalı futbolcu, soruyu soran gazeteciye espirili bir biçimde, ''Galatasaray taraftarı mısınız?'' diye sordu. Carlos, bir kere 'de oynarken, sahalarında FC 'yı alkışladıklarını hatırlatarak, ''Fakat bu futbol sahalarında, özellikle ezeli rakipler arasında çok nadir görülen birşeydir. Sahamızdaki maçta, kesinlikle taraftarlarımızın rakip takımı alkışlamasına izin vermeyeceğimizi düşünüyorum. Taraftarlarımız maçtan sonra kendi takımını aldığı galibiyetten dolayı alkışlayacaktır'' dedi. Fenerbahçe'nin kalecisi ise maçta çok pozisyona girdiklerini ve tek golle puan aldıklarını söyledi. Volkan, rakip kalecinin çok iyi toplar çıkardığını ifade ederek, ''Rakip kaleciyi ve Steaua Bükreşli arkadaşları tebrik ediyorum. Maçtan sonra durup bizi alkışlamaları çok güzeldi. 'de de böyle hareketleri görürsek çok güzel olur. Biz de centilmenlikte yol katetmiş olacağız'' diye konuştu. Volkan, grupta diğer maçı FC Sheriff Tiraspol'un kazanmasıyla hem 'nde hem de Türkiye Ligi'nde lider oldukları için mutlu olduğunu söyledi. Hafta sonunda Galatasaray ile yapacakları derbi maçla ilgili bir soru üzerine Volkan, ''Takım arkadaşlarımın aklının bir ucunda Galatasaray derbisi vardı. Galatasaray maçları, bazılarının dediği gibi bayramdır Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. Süper Hızlı Gönderi. 609747 CHP, Tunceli teşkilatını görevden aldı › › FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ En Çok Okunanlar CHP, Tunceli teşkilatını görevden aldı CHP Tunceli İl Başkanı Cemal Özarslan, Nazimiye İlçe Başkanı Aydın Kandil ve 11 parti yöneticisinin görevden alındığı bildirildi. TUNCELİ (A.A) CHP Tunceli İl Başkanı Cemal Özarslan, Nazimiye İlçe Başkanı Aydın Kandil ve 11 parti yöneticisinin görevden alındığı bildirildi. Özarslan, yaptığı açıklamada, CHP Genel Merkezi tarafından Nazımiye İlçe Başkanı Kandil ve 11 yöneticiyle 'gerekçe gösterilmeden' görevden alındıklarını söyledi. Görevden alınmalarının nedenini bilmediklerini belirten Özarslan, şunları kaydetti: 'En son yapılan seçimlerde partimizin oyunu bin 100'den bin 100'e yükselterek Tunceli teşkilatını toparlama sürecine almışken, Genel Merkez tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden görevden alınmamıza anlam veremedim. Bu olay antidemokratik bir uygulamadır.' 'Demokratik Açılım' ve 'Kürt Meselesi' konusunda görüşlerini her fırsatta beyan ettikleri için Parti Genel Merkezi ile 'ters düşmüş' olabileceklerini ifade eden Özarslan, şöyle konuştu: 'Partimiz, 1989 yılında Doğu ve Güneydoğu sorununun çözümü içi rapor hazırlattı. Bu rapor ülkenin en önemli sorunlarından biri olan Kürt sorununun çözüm önerilerini de içinde barındırıyordu, ama nedendir bilmiyorum, bir türlü bu raporun arkası gelmedi. Biz sol ve demokratik bir partiyiz. Partimizin programı, ülkenin bir çok sorununu çözebilecek bir yapıya sahip, ama gelişmeleri anlamıyorum. Örneğin Kürt meselesini ve Kürt halkını unuttuğumuz için doğu ve güneydoğuda Milliyetçi Hareket Partisi'nin gerisinde oy alıyoruz. Partimiz burada tabanını kaybetti. Bu çok üzücü bir durum. Parti Genel Merkezime şunu da söylemek istiyorum; bizler makam ve koltuk için bu göreve talip olmadık ve öyle davranmadık. Görevden alınmış olsam bile bizim partimizle gönül bağımız ve çalışmalarımız devam edecektir. Biz pazara kadar değil mezara kadar partiliyiz.' 22.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. POLİTİKA 609792 Windows satışa sunuldu Windows satışa sunuldu 23 Ekim 2009 Cuma, 01:14 Microsoft Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çağan, bugün tüm dünyayla aynı anda satışa sunulan Windows 7'nin yıl sonuna dek 600-700 bin civarında satılmasını hedeflediklerini bildirdi. Mustafa Çağan, Windows 7'nin tanıtımı için Santralİstanbul'da düzenlenen basın toplantısında, yıl önce Windows Vista'yı piyasaya sunduklarını, aradan geçen zamanda yaşanılan ekonomik krize karşın Windows'un yatırımlarını durdurmadığını söyledi. Microsoft'un bu yıl için planlanan Ar-Ge harcamasının 9.5 milyar dolar olduğunu dile getiren Çağan, bu yatırımla şirketin IT pazarındaki en büyük yatırıma sahip şirket olduğunu kaydetti. Windows 7'nin beta sürümünün tüm dünyada 16.5 milyon kişi tarafından kullanıldığını belirten Çağan, ''Türkiye, Windows 7'nin beta sürümünü kullanmada 600 bin kişiyle Brezilya'dan sonra 2. sırada'' dedi. Çağan, Windows 7'nin, piyasadaki donanımların yüzde 96'sına denk gelen 80 bin donanımla uyumlu çalıştığını vurgulayarak, ''Analistler de Windows 7'nin çıkmasıyla Temmuz 2009-Haziran 2010 dönemi için 2.4 milyon olarak tahmin edilen bilgisayar satışını 3.1 milyona çıkardılar. Bunda Windows 7'nin çıkması ve Türkiye'nin krizin etkilerini üzerinden atmaya başlamasının önemli rolü var'' diye konuştu. Konuşmasının ardından AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Çağan, gelecek yılın haziran ayına dek satılması tahmin edilen 3.1 milyon bilgisayarın 2.5 milyonunda Windows 7'nin kullanılacağını tahmin ettiklerini söyledi. Çağan, Windows 7'nin, bilgisayar satışlarını hareketlendireceğini de belirterek, ''Yıl sonuna kadar 600-700 bin civarında Windows 7'nin satılmasını hedefliyoruz'' dedi. Bu arada Windows etkinlikleri kapsamında düzenlenen ''Deney 7'' yarışmasının birincisi de toplantıda açıklandı. İnternet ortamında gün süresince arkadaşlarından destek alarak 77 görevi tamamlayan ''Deney 7''nin birincisi Nazlı Çelebi oldu. Çelebi'ye, 20 bin liralık ödülü Çağan tarafından verildi. -WINDOWS 7- Windows 7, Home Basic, Home Premium, Professional ve Ultimate olarak ayrı sürüm halinde tüm dünyayla aynı anda satışa sunuldu. ''Windows, Sınırsız Yaşam'' sloganıyla satışa sunulan Microsoft'un yeni nesil işletim sistemiyle ''Arama'' ile ''Başlat'' mönüsünden yalnızca birkaç sözcük girerek bilgisayarınızdaki belgelere, e-postalara, şarkılara ya da herhangi bir dosyaya ulaşıp anında yerini saptamanız mümkün. Gelişmiş görev çubuğuyla dosyaları açıp bilgisayarınızda daha hızlı gezinebilirsiniz. Hatta en sık kullandığınız programları görev çubuğuna sabitleyebilir ve böylece tek bir tıklamayla ulaşabilirsiniz. Jump List ile düzenli olarak kullandığınız dosyaları yalnızca tıklamayla açabilirsiniz. Windows 7, açık pencereleri yeniden boyutlandırmak ve düzenlemek için yeni yollar da sunuyor. Snap özelliğiyle pencereyi ekranın karşılıklı iki kenarına doğru iterek düzgün bir biçimde yanyana getirebiliyorsunuz. Ayrıca bir pencereye tıklayıp fareyi biraz salladığınızda diğer pencereler küçülerek çalışma alanınızın ferahlamasını sağlıyor. Aynı hareketle pencereleri eski yerine de getirebiliyorsunuz. Daha az sistem mesajları, açılır ögeler ve uyarılar alınması için tasarlanan Windows ile çalışırken daha az kesinti yaşanıyor. Windows sürümlerinin son kullanıcı önerilen liste fiyatları ise ''Windows Home Basic'' için 123 dolar, ''Windows Home Premium'' için 145 dolar, ''Windows Professional'' için 236 dolar ve ''Windows Ultimate'' için 250 dolar. 609730 Dövizde ‘rand’ spekülasyonu 611140 Adliyedeki alkollü kadına para cezası SON DAKİKA güncellenme zamanı 17.03 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Adliyedeki alkollü kadına para cezasıHakan ÇELİKBAŞ/SAMSUN, (DHA) ’da adliye binasına alkollü gelen 46 yaşındaki Zeliha T., çalışanları rahatsız edince polis tarafından gözaltına alındı. ’na göre 69 lira ceza yazılan kadın daha sonra serbest bırakıldı. Samsun Adliye Sarayı’na bu sabah saat 09.00 sıralarında gelen Zeliha T. çay ocağının bulunduğu zemin kata inip bankların üzerine yattı. Polis, kendi kendine yüksek sesle konuşup çalışanları ve vatandaşları rahatsız eden Zeliha T.’nin yanına gelip dışarı çıkarmak istedi. Aşırı derecede alkollü olan kadın, polise de karşı gelerek dışarıya çıkmak istemedi. Polis, zorluk çıkarması üzerine gözaltına aldığı Zeliha T.'ye, ‘Kabahatler Kanunu’na göre 69 lira para cezası yazdıktan sonra serbest bıraktı. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 611062 Kosova'da Türk askerinin oynadığı 'zeybek oyunu' büyük alkış aldı Kosova Barış Gücü (KFOR) bünyesinde görev yapan Türk Taburu'ndaki görevli bir askerin zeybek oyunu izleyenlerden büyük alkış aldı. Kosova'da düzenlenen "Edirne Günleri" etkinlikleri kapsamında Priştina Üniversitesi Filoloji Fakültesi konferans salonunda Edirne Devlet Klasik Türk Müziği Topluluğu konser verdi. Konsere Edirne'den gelen misafirlerin yanı sıra Kosovalı çok sayıda davetli katıldı. 611335 19:15 Tespihli esrar satışı yapan çeteye operasyon yapıldı SON DAKİKA güncellenme zamanı 19.15 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Tespihli satışı yapan çeteye operasyon yapıldıSeçkin KIRARSLAN/ZONGULDAK, (DHA) 'ta polis, içine koydukları alüminyum folyo kağıdı parçalarından yaptıkları tespihlerle esrar satışı yaptıkları tespit edilen 3'ü kardeş kişilik çeteyi yakaladı. Operasyonda, kilo 965 gram esrar ele geçirildi. Zonguldak ve Organize Suçlarla Mücadele Şube ekipleri, daha önce adreslerini belirlediği kişinin evine bu sabah saat 06.30 sıralarında baskın yaptı. Polisin, ‘Şafak’ adını verdiği operasyonda kardeş olan G.P., H.P. ve A.P. ile C.F. gözaltına alındı. Şüphelilerin evlerinde yapılan aramalarda toplam kilo 965 gram esrar, içine esrar konulan alüminyum folyo kağıdı parçalarından yapılmış tespih, esrarı öğütmede kullanılan öğütme makinesi, ve 19 fişek ele geçirildi. Şüphelilerin, içine esrar koydukları tespihleri özel müşterilerine sattıkları belirtildi. Emniyet'te ifadeleri alınan şüpheliler, daha sonra madde ticareti yapmak suçundan Adliye'ye sevk edildi. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 610145 Triatlon Avrupa Kupası başlıyor 19.'su yapılacak olan kupa finaline şu ana kadar 42 ülkeden olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonu olmuş sporcular katılacak. Avrupa Triatlon Federasyonu, sezonun son müsabakası olan ve 2002 Londra Olimpiyatları ilk ayağı olması nedeniyle Alanya'daki bu finale büyük önem veriyor. Finali izlemek için ETU Genel Sekreteri Jem Lawson ve gözlemci Paul Groves'in de Alanya'ya geleceği açıklandı. 19 yıldan bu yana her sene ekim ayında yapılan müsabaka öncesi Triatlon Federasyonu Başkanı Hamdi Güneş ile Onursal Başkan Halil Kılıçoğlu, Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu'nu Osmanlı devlet arması ile ödüllendirdi. SPOR SERVİSİ 610743 Aydın Menderes Ovası'nda antik yol bulundu Antik yolu inceleyen araştırmacı yazar, Aydın Eski Eserleri Sevenler Derneği 2. Başkanı Mehmet Özçakır, ovanın üzerinde ve tarlalardan 1,50 metre yükseklikteki yolun kenarlarının büyük kesme taş duvarlardan yapıldığını, genişliğinin de takriben 3,50 metre olduğunu söyledi. Mevcut Çine karayolunun 800 metre batısında ve ona paralel uzanan antik yolun her iki kenarına büyük kesme taşlardan duvar döşenerek tahkimat yapıldığı, ortasının doğal malzemeyle doldurulduğu tespit edildi. Üzerinde belli aralıklarla tuğla kemerden yapılan açıklıkların, su geçişini sağladığı tahmin ediliyor. Kemerli yolun bazı kesimlerindeki taş duvarların kenarlarında ve üzerinde, definecilerin yaptığı kazılar açıkça belli oluyor. Söz konusu bölgede Didim ile Milet arasında birçok ören yeri, Kuşadası, Efes ve Tralleis'te de su yolu bulunduğu bilinmesine rağmen ovanın üzerinde tespit edilen ve günümüze kadar sağlam kalabilen tek antik ulaşım yolu olması dolayısıyla araştırmacılara ışık tutabilecek bir eser özelliği taşıyor. Bazı kesimlerindeki sütunlardan da konaklama tesisi veya benzeri yapıların varlığı anlaşılıyor. (CİHAN) 611301 "İstanbul Habur'a benzemez" MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Grup Başkanvekili Mehmet Şandır'ın kızı Nilgün Şandır'ın Türk Japon Vakfı'nda yapılan nikah törenine katıldı. Genç çiftin nikah şahitliğini yapan Bahçeli, törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bahçeli, Düsseldorf'tan 28 Ekim'de Türkiye'ye gelmesi beklenen PKK'li teröristler için Habur'daki gibi karşılama töreni yapılacağına ilişkin bir soruya şu karşılığı verdi: "İstanbul Habur kapısı değildir. İstanbul Türkiye'nin ve dünyanın en önemli şehirlerinden biridir. Burada Habur'a benzer toplantı yapılması Türkiye açısından uygun düşmez. Hükümetin buna müsaade etmemesi gerektiği inancındayız. Çünkü İstanbul'da yapılacak olan benzer gösteri çok derin izler bırakır. Bunun altından da AKP yönetimi kalkamaz." Bahçeli, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın muhalefete yönelik 'açılım sürecini istismar ettikleri' yönündeki suçlamalarının hatırlatılması üzerine de "Başından beri kendisi istismar içindedir" dedi. 23 Ekim 2009 609868 Ateşli yolcu, acemi personeli panikletti Ateşli yolcu, acemi personeli paniklettiFAİK KAPTAN İstanbul DHA güncellenme zamanı 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda ’nin, ’nın başkenti Addis Ababa’dan gelen uçağında, yüksek ateşli bir kadın, yolculara ve personele paniği yaşattı. Hasta kadın ayrı yere oturtuldu, yolculara maske dağıtıldı.Uçakta bulunan Dr. Kadir Göktürk, “Hastaya maske verilmeden, yolculara verilmez” dedi ’nın (THY) ’nın başkenti Addis Ababa’dan dün ’a gelen TK 1147 sefer sayılı uçağında paniği yaşandı. Ateşi yükselen bir kadın, domuz gribi şüphesiyle ayrı bir yere oturtulurken, yolculara maske ve eldiven dağıtıldı, uçağın içi ilaçlandı. Kadının ’nda yapılan muayenesinde faranjit rahatsızlığı olduğu anlaşıldı. Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’dan hareket edip dün 06.40’ta Atatürk Havalimanı’na inen uçakta bulunan Etiyopya asıllı bir kadın yolcu saat 05.30 sıralarında “doktor istiyorum” diye bağırdı. Bunun üzerine anonsla uçakta doktor bulunup bulunmadığı soruldu. Uçakta bulunan Dr. Hayri Gözlükgiller, hasta olduğunu belirten yolcuyu muayene ettiğinde domuz gribi şüphesiyle kabin yetkililerini uyardı. Kabin yetkilileri, yolculara hemen maske ve eldiven dağıtarak, yolcunun bulunduğu koltuktan uzaklaşmalarını istedi. Yolcular, ön koltuklara geçirildi ve uçağın içi ilaçlandı.  Personel bagajlara dokunmadı Havalimanına inen uçakta, yolcular, hastanın uçaktan çıkarılmasını beklemeleri konusunda uyarıldı. Uçağa ’nın doktorunun gelmesi ve domuz gribi şüphesi bulunan yolcunun uçaktan indirilmesinden sonra, yolcuların uçaktan inişine izin verildi. Görevlilerin domuz gribi şüphesi dolayısıyla bagajlara dokunmak istememesi üzerine Addis Ababa’dan İstanbul’a gelen yolcular, uzun süre bagajlarını alamadı. Sağlık Bakanlığı ekibinin görevlileri ikna etmesinin ardından bagajların taşınması işlemi gerçekleşti ve yolcular bagajlarını aldı. Karantinaya alınan domuz gribi şüphelisi hastanın, gün önce ’dan Etiyopya’ya geldiği öğrenildi. Akut faranjit enfeksiyonu Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü Atatürk Havalimanı Denetleme Merkezi sağlık ekipleri tarafından karantinaya alınan kadın yolcu, burada ayrıntılı muayeneden geçirildi. Yapılan muayene sonucunda, yolcunun ateşinin 37.3 derece olduğu ve akut faranjit enfeksiyonu geçirdiği tespit edildi ve domuz gribi şüphesi görülmemesi üzerine evine gönderildi. ‘Hastaya maske verilmeden yolculara verilmez’ Uçakta bulunan ve Ümit Hekimleri Derneği’nin davetlisi olarak Etiyopya’ya sağlık hizmeti vermek üzere giden Devlet Hastanesi Yardımcısı Hastalıkları Uzmanı Dr. Kadir Göktürk, domuz gribi şüphesi bulunan hastaya maske verilmeden yolculara maske ve eldiven dağıtılmasının yanlış olduğunu söyledi. Göktürk, uçak personelinin uzmanlar tarafından eğitilmesi gerektiğini kaydetti. Kendilerine maske ve eldiven dağıtılan yolcuların eldivenle tuvalete girip çıkmalarının yanlış olduğunu ifade eden Göktürk, bu tür vakalar karşısında kabin ekibinin ve yolcuların nasıl davranmaları gerektiği hususunda bilgi eksikliği yaşandığını ifade etti.  AA 611543 İzmir’in tarihine ışık tuttular 610222 Öcalanlı gazete 10 ay hapis getirdi Siirt'te terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu Kürtçe yayın yapan Azadiya Welat gazetesini havaya kaldırdığı gerekçesiyle yargılanan gazete dağıtıcısı Mehmet Altay, 10 hapis cezasına çarptırıldı. Mehmet Altay ile 'nin seçim bürosu açılışında terör örgütünü simgeleyen bez parçalarını açtığı gerekçesiyle yargılanan Fehime Ete'nin katılmadığı Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sanıkların avukatı Şakir Demir hazır bulundu. İddia makamı, hazırladığı mütalaasını okuduktan sonra mahkemeye sundu. Mütalaada, 29 Mart yerel seçimlerinde 'nin Siirt seçim irtibat bürosunun açılışı esnasında bir grubun, terör örgütü ve elebaşı lehine sloganlar attığı belirtildi. Sanık Altay'ın slogan atan grup ile birlikte hareket ettiği ifade edilen mütalaada, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu Azadiya Welat gazetesini her iki eliyle tutarak havaya kaldırdığı, böylece üzerine atılı suçu işlediği belirlenmiştir" denildi. Diğer sanık Fehime Ete'nin de aynı açılışta terör örgütünü simgeleyen bez parçalarını yanında bulunan kız çocuğuna verdiği ve bu bez parçalarını kendisinin de arada bir açtığı ifade edildi. Sanıkların avukatı Şakir Demir, müvekkili Mehmet Altay'ın söz konusu gazetenin dağıtıcısı olduğunu savunarak, "İki müvekkilimin de suç işleme kastı yoktur. Suçun yasal unsurlarının oluşmadığını düşünüyoruz" dedi. Mahkeme heyeti, verdiği kısa bir aranın ardından tutuksuz yargılanan sanıkları, Terörle Mücadele Kanunu'nun "Terör örgütünün propagandasını yapmak" suçunu kapsayan 7/2. maddesi uyarınca 10'ar hapis cezasına çarptırdı. 610996 Fener'den farklı başlangıç! Haberi Ekle Fener'den farklı başlangıç! 23/10/09 16:02 -ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ: 58 FENERBAHÇE: 80- Salon: Arı Koleji Hakemler: Melih Vural, Taner İbin, Sezin Sofuoğlu Çankaya Üniversitesi: Damla 3, Bowen 25, Görkem, Brooks 6, Frazee 9, Owino 6, Berrin 4, Dila 5, Candid Fenerbahçe: Birsel, Esmeral 3, Powell 13, Nediye 12, Nevin 16, Brown 9, Taylor 18, Devran, Ajavon 5, Yasemin 1. periyot: 14-22 Devre: 30-41 (Fenerbahçe lehine) 3. periyot: 41-57 Diğer Spor Haberleri 609726 Efes Litvanya'da hayal kırıklığı 'den sonra Efes Pilsen de Euroleague ilk tur grubuna yenilgiyle başladı.    Lacivert-beyazlılar, ilk çeyreğin çok kısa bir bölümü hariç sürekli geride götürdüğü Grubu maçında Lietuvos Rytas'a Litvanya'da 77-70 kaybetti. Rytas’ta Martynas Gecevicius 5/8 üçlük isabetiyle 8’de 21 sayı üreterek maçın en skoreri oldu. Aron Baynes 14 sayı, altı ribaunt ve Zavackas 15 sayı, altı ribaundla Gecevicius'a eşlik etti. Özellikle ribaundlarda ezilen Efes Pilsen'de Preston Shumpert 12, Igor Rakocevic 11 ve Charles Smith 10 sayı kaydetti. İlk yarıda dört faul yapan Porto Rikolu pivot Daniel Santiago altı dakika süre aldığı karşılaşmayı iki sayı, bir ribaunt ve üç top kaybı ile tamamladı. İlk çeyreği 21-16 önde kapatan Lietuvos Rytas, ikinci çeyrekte 8-0’lık seriyle skoru 31-19'a getirdi, devreyi de 38-25 üstün bitirdi. Üçüncü çeyrekte farkı 18 sayıya kadar çıkaran evsahibi son çeyreğe 62-46 önde girdi. Son 10 dakikalık bölümde farkı yedi sayının altına indiremeyen Efes Pilsen salondan 77-70 mağlup ayrıldı. Lietuvos Rytas: Bojan Popovic 11 (10 asist), Babrauskas 6, Dejan Borovnjak 2, Milko Bjelica 8, Zavackas 15 (6 ribaund), Arturas Jomantas, Justas Sinica, Aron Baynes 14 (6 ribaund) Efes Pilsen: Mario Kasun (5 ribaund), Charles Smith 10, Igor Rakocevic 11, Preston Shumpert 12, Kerem Tunçeri 5, Bootsy Thornton (4 ribaund, asist), Kaya Peker (4 ribaund, asist), Bostjan Nachbar 8, Daniel Santiago 2, Ender Arslan Salon: Arena 610704 Şimdi derbiyi düşünme vakti! Haberi Ekle Şimdi derbiyi düşünme vakti! 23/10/09 12:41 Diğer Spor Haberleri 610150 Yusuf Kaplan: Tatili kalıcılaştırmak, tarihin kalıcı tokadını yemek demek Yusuf Kaplan 23 Ekim 2009 CumaTatili kalıcılaştırmak, tarihin kalıcı tokadını yemek demek “Türkiye nedir?” sorusunu sormuyoruz. Daha doğrusu soru sorma kabiliyetlerimizi çoktan yitirdik. yüzden, “Türkiye nedir?” sorusunun hiçbir anlamı ve karşılığı yok hayatımızda. Türkiye, tarih yapan bir ülke midir; yoksa tarihte tatil yapan bir ülke mi? “Türkiye nedir?” sorusuna bu yakıcı soruyla cevap aramak zihin açıcı olabilir… Tarih yapan ülke, tarihin akışını belirleyen, değiştiren, yönlendiren ülke demektir: Dünyanın gidişatına yön veren, dünyaya çeki düzen veren bir özne. Bir gökkubbe kuran, kurduğu gökkubbenin altında herkese yer olabilen, herkesin nefes alabildiği kurucu ve koruyucu bir “baba”. Tarihte tatil yapan ülke ise, başkalarının yaptığı tarihte oraya buraya sürüklenen bir nesne, “pislikleri temizleyen bir hizmetçi”. Barınacağı, sığınacağı, korunacağı gökkubbesi yoktur; yüzden yersiz-yurtsuzdur; ayağını bastığı toprağı sıktığında şüheda fışkıracağından bîhaberdir. Patinaj yapmak, en büyük marifetidir; tabiî buna marifet denebilirse… Patinaj yaptığı zemini kayganlaştırmaktan ve kendisini de kaypaklaştırmaktan kurtaramaz tarihte tatil yapan ülke. Tarihte tatil yapan bir ülkenin kaderi akan suya kapılıp gitmektir; suyun akışını değiştirmek değil. Yüzeylere mahkûm olmaktır; derinlere meftûn olmak değil. Oysa hakikat, derinlerde gizlidir; ummandır çünkü hakikat… Tarihte tatil yapan bir ülke, yaratıcı ruhunu da, kurucu iradesini yitirdiği için, ruhsuz ve iradesizdir. Tarih yapan ülkenin ayağını muhkem bir şekilde basacağı bir yer vardır; yüzden ufuk çizgisine kilitlemiştir kendisini. Gözü sürekli ufuktadır, ufka bakar. Bedel ödemenin ne demek olduğunu, varolmanın çilesini çekmenin ne anlam ifade ettiğini çok iyi bilir. Tarihte tatil yapan ülkenin ayağını muhkem bir şekilde basacağı bir yer yoktur; yüzden bırakınız bir ufuk çizgisine sahip olmayı, tarihte, tarihin yapılması sürecinde hiçbir rolü olamayacak kadar üstünün çizildiğinin bile farkında değildir. Her şeye hazırlop konmak ister; her şeyin bedelsiz ve çilesiz elde edilebileceğini zanneder. yüzden kaçak güreşir, kolay yoldan köşeyi dönmenin yollarını arar, kaçamak oynar, bedel ödemeyi gerektiren büyük hakikatlerle yüzleşmekten şeytandan kaçarcasına kaçmayı marifet zanneder. Oysa kaçak güreşenlere, kolay yoldan köşeyi dönmeye çalışanlara, kaçamak oynayanlara, bedel ödemeyi gerektiren hakikatlerle yüzleşmekten kaçınanlara karşı acımasızdır tarih: Bedel ödemekten kaçınanların “kıçına tekmeyi vurmak”ta tereddüt etmez; çile çekmesini bilmeyenlerin biletini kesmekten çekinmez. Tarihte tatil yapanlar, minör küçük gerçekleri, majör büyük hakîkatler sanma yanılgısına düşmekten kurtulamazlar. Oysa minör gerçeklerin, majör hakikatlerin yerini alması demek, büyük felâketlerin kapıda beklemesi demektir. Minör gerçekleri majör hakikat katına yükseltenler, deli gömleği giydiklerini aslâ fark edemezler. yüzden minör gerçekleri kutsarlar da kutsarlar, putlaştırırlar da putlaştırırlar; ama yaptıkları şeyin deli gömlekleri giymek olduğunu fark edemezler. yüzden, sadece yıkarlar; hiçbir şey yapamazlar. Yapılanları yıkmaktan afrodizyak bir haz duyarlar: Majör hakikatleri yitirenler, yaratıcı ruhlarını ve kurucu iradelerini de yitirmekten kurtulamayacakları için, buldukları en küçük şeye mal bulmuş mağrîbî gibi yapışmaktan başkaca bir şey yapamazlar. Yıkmak, en önemli becerilerdir; yıkmaktan başka bir şey bilemezler. Yıktıkça sahte bir özgüven ve inanılmaz dogmatik bir fanatizm her şeylerine sirayet eder. Yıkarlar, yıktıkça barbarlaşırlar. Yıkım sarhoşu olurlar. Yıkım makinasına dönüşürler. Taş üstünde taş bırakmazlar. Geriye dönüp bakabilecek bir derinliğe, bilgeliğe sahip olsalar, yaptıkları şeyin çılgınlıktan başka bir şey olmadığını görebilirler; ama tatil, geriye dönüp bakmaya izin vermez: Keyiflidir çünkü. Hiç bitmesin isterler tatili. Ama bir gün yaz da bitecek, kış da gelecek mutlaka: Yeni bir baharı müjdeleyecek, tatilden eve dönenlere, idrak kapılarını kilitlemeyenlere, bedel ödemeye hazır olanlara. Türkiye, kendisini tarihte tatil, kaygan zeminlerde patinaj yapmaya mahkûm ve mahpus eden deli gömleklerini çıkarıp atamadığı sürece, hiçbir açılıma yelken açamayacak, hiçbir büyük yolculuğa çıkamayacak; buna cesaret bile edemeyecektir. Sadece akıntıya kapılıp gidecek, bir tahta parçası gibi oraya buraya sürüklenmekten kurtulamayacaktır. Türkiye'de tatili kalıcılaştırmaya çalıştık bugüne kadar. Oysa tatili kalıcılaştırmaya çalışanlar, tarihin tokadını kalıcı olarak yemekten kurtulamazlar. Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. YAZARA AİT YAZILAR 611013 Sizi dövmeye benim gücüm yetmez Sizi dövmeye benim gücüm yetmez GÜNAYDIN Giriş Saati 23.10.2009 13:36 Güncelleme 23.10.2009 13:36 "Onları dövelim" dediği için magazin muhabirlerinin tepkisini çeken Bayülgen 'Kanal(i)zasyon'un galasında durumu espriyle düzeltti: "Benim size gücüm yetmez" Şovmen Okan Bayülgen, başrol oynadığı 'Kanal(i)zasyon' filminin galasında, uzun süredir tartıştığı magazincilerle barış imzaladı. "Gazetecilik ile paparazzilik ayrılsın, biz de onları dövelim" sözleri yüzünden magazincilerin tepkisini toplayan Bayülgen; sadece televizyon muhabirlerinin katıldığı galada, 'sözlerinin yanlış anlaşıldığını' belirterek şunları söyledi: SİTEM EDERİM "Yapmayın arkadaşlar! Zaten çoğunuz benden cüsselisiniz, beni her türlü harcarsınız. Benim sizlere gücüm yetmez, ayrıca bugüne kadar kimseyi dövmedim. Siz gidip Timuçin Esen'le kavga edin. Benim kimseye el kaldırdığım görülmemiştir, sadece çekmeyin diye sitem ederim kadar." Okan Bayülgen, gazetecileri her zaman desteklediğini belirterek, "Ben gazetecinin bar kapısında beklemediğini ifade etmek istedim. Gazeteci bar kapısında beklemez! Bekleyecek olanlar paparazzilerdir" dedi. Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 610912 'Bütün halklar sürece katkı sağlamalı' DTP Muş Milletvekili Nuri Yaman, Türk halkına ve Kürt halkına seslendiğini belirterek, ''Türkiye'de yaşayan etnik kimlikleri dinsel kimlikleri ne olursa olsun, bu barış havasına herkesin katkı sağlamasını istiyorum'' dedi. Gazetecilerin terör örgütü PKK üyelerinin Türkiye'ye girişlerine ilişkin sorularını cevaplandıran Yaman, Türkiye'de yaşayan tüm vatandaşlarla, devletin kurum ve kuruluşlarının bu kişileri, -binlerce yıllık geçmişte olduğu gibi Cumhuriyeti birlikte kuran vatandaşlar olarak- aynı saygıyı gösterip, birbirlerini kucaklayacaklarına inandığını söyledi. Türkiye'ye giriş yaptıklarında kendisinin de sınırda olduğunu anlatan Yaman, ''Bazı kişilerin dağdaki 34 kardeşimizin ülkeye gelişlerinde sevinci, heyecanı doğal karşılamak lazım. Ben bunu birebir yaşayan insanım. çocukların, gelen insanlarda kendi annelerini, kendi babalarını aradıklarını gördüm. Onları izledikleri zaman (Babam yukarıda onu görmek istiyorum) diyen çocuğun çığlığını duymanızı istiyorum. Bu bir sevincin paylaşmasıydı, başka yönlere çekmeye gerek yok'' diye konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''İnşallah geride kalanların hepsi kısa sürede geri dönecekler'' sözüne yürekten katıldığını ifade eden Yaman, şöyle devam etti: ''Bu projenin başında İçişleri Bakanının olması çok önemli. En ücra köşeye kadar elemanlarıyla, valileriyle kaymakamlarıyla, buradaki çalışmalarıyla başarılı bir sınav vermiştir. Meslekten gelen biri olarak söylüyorum. Adli teşkilat, barışa ve açılıma katkı sunma bakımından hukukun yorumunu çağdaş bir yorumla yaparak ilk adımın atılmasında herhangi bir sıkıntının yaratılmaması konusunda çok iyi bir karar vermiştir. Bu adımın, bu barış çağrısının sonuçsuz kalmaması için hepimizin duyarlı davranması gerekir. Türk halkı ve Kürt halkı için, bütün halklarımız için söylüyorum; Türkiye'de yaşayan etnik kimlikleri dinsel kimlikleri ne olursa olsun, bu barış havasına herkesin katkı sağlamasını istiyorum. İnşallah güzel günler yaşanacak.'' Nuri Yaman, 34 kişinin Meclise gelme gibi bir durumlarının bulunmadığını belirterek, ''Basın olayı biraz daha çarpıtıyor. Bu konuları bu şekilde bir takım yorumlarla, bazı kişileri kışkırtmaya yönelik taraflara çekmemek lazım. Bunlar ülkeye geldikten sonra onlar da bu ülkenin bir vatandaşıdır. Eğer siyaset yapacaklarsa bir engel yoktur. Her Türk vatandaşı, hangi tavır, düşünce ve yapıdaysa onlar da haklara sahip insanlardır'' diye konuştu. Yaman, İçişleri Bakanlığı Müsteşarıyla orada yaptığı görüşmelerde, söz konusu 34 kişinin askerlikle ilgili herhangi bir dosyalarının bulunmadığını kaydetti. AA 610761 Müstear isimli yazar olmanın dayanılmaz ‘hafif’liği Star gazetesinin müstear isimli yazarı Kudret Köseoğlu'nun ilk yazısını okuyanlar ne düşündü bilmiyorum ama ben iki mahalle arasında büyük kavga çıkacağını yazıyı okur okumaz fark edip 'eyvah!' dedim. Eyvah ki eyvah! Acaba Vakit gazetesinde bugüne kadar Ahmet Hakan ile ilgili haberleri kaleme alan isimler top yekun Star'a geçip, Kudret Köseoğlu adı altında Ahmet Arsan'ın ağzının payını vermeye mi geldi? Yoksa Ertuğrul Özkök üzerine bir tez konusuna malzeme çıkacak kadar yazı yazan Ahmet Kekeç, bu sefer de karşı mahallede küfürleştiği isimlere aba altından keskin kılıcını mı göstermek istiyor? Ne dersiniz? Yok!Yok! Bence, Ahmet Hakan’ın eskiden sevgili arkadaşıyken şimdi büyük düşmanı olan Akif Beki, müstear ismin gölgesinde öfkesini kağıtlarlara dökecek. Böylece Nişantaşı camiası da bu nefret cümlelerinden nasibini alacak… Gerçekten ne olacak? Ne?.. Eyvah ki eyvah! İki mahalle arasında asıl kavga şimdi başlıyor. Köşeden köşeye küfür savuran yazarlar müstear isim altında kişisel hesaplaşmaya gidiyorsa bu durumdan korkarım. ‘Silah icat oldu mertlik bozuldu’ diyen Karacaoğlan’ı da aramıza alıp koro halinde ‘kavgalı yazarlar müstear ada soyundu/kalemler belden aşağıya savruldu’ diye bir nakarat tutturmak istiyorum. Nakarat fonda dönerken ben de hemen sorumu iki tarafa yöneltiyorum: Ey sevgili ağabeylerim, ablalarım bu müstear isim altında kim kimle neyin hesabını görüyor? Allah aşkına biriniz bir adım öne çıksın da bize de anlatsın! Lütfen hadi ama gerçeği aynaya bakın ve söyleyin! Sahiden neyin hesabı bu, neyin? Çünkü tabloya baktığımda şu korkunç manzarayı görünüyorum: Her mahalle çetesi, kendine müstearı olan bir yazar seçmiş. Bu müstear yazar bazen bir bazen birkaç kişiden oluşuyor. Karşı mahallenin çete elemanlarıyla hesap görmek görevi bu müstear yazarlara düşüyor. Müstear isim altında yapılan dedikodularla birilerinin fena halde canı acıtılmaya çalışılıyor. Mahallelerin kirli çamaşırları bu kalemlerin ucuyla teker teker çıkarılıp ortaya saçılıyor. Mesela Ahmet Hakan ‘kovulduğu’ eski mahallesine artık kabul edilmeyeceğini anlayınca kalemini sivriltip Hürriyet’in Pazar ekinin arka sayfasına avlanmayı bekleyen ‘sinsi’ bir kedi gibi yerleşti. (Gözümde boz desenli bir kedi canlanıyor Ahmet Hakan affetsin!) Avlanmak için her pençesini uzattığında kaleminin sivri ucuna eski mahallesinden yeni biri takılıyor. Büyük bir iştahla bu ismi yerden yere vuruyor, intikamını böylece kendi çapında alıyor. Bakın, ortalık altı ayda kan revana döndü. Bütün bunları gören biri olarak duamı hemen yüksek sesle tekrarlıyorum: Allah kimseyi kuzu postunun altına girmiş kurt kalemlerin diline düşürmesin! Amin Peki Ahmet Arsan bunu yaparken eski mahallesi boş mu duruyor? Tabi ki hayır. Onlar da  eski havalarından çoktan çıktılar. Saldırılar karşısında ‘yok öyle değil’ kıvamında savunmalara girmiyorlar artık. Sesleri daha güçlü çıkıyor. Mesela Ahmet Arsan’ın yazılarına karşı mahalleden taarruza geçen ilk kalem ‘erkek sesli’ bir mahalle kızına aitti. Haber sitesinde bir süre Ahmet Arsan’ın yapıp ettikleriyle kendi çapında eğlendi. Hatta tabir yerindeyse bir çocuk şımarıklığıyla önüne gelene tekme savurdu. Ama sanırız ki bu ablamız da yoruldu. Son zamanlarda artık sesi çıkmıyor. (Nerelerdesin Melek Kanatlı?) Mahalleden bir ses kesilince yeni bir ses çıktı işte. ‘Kudret’ini küfürlerini yutkunarak gösteriyor şimdilik. Ama kaleminden buram buram öfke yükseliyor. Bundan sonra ne olacak dersiniz? Görünen şu ki bugüne kadar Nişantaşı’nda buluşup kahkahalar eşliğinde yazılar kaleme alıp eski mahallesiyle eğlenen Ahmet Hakan ve arkadaşları diğer mahallenin müstear yazarlarından yakında okkalı küfürler yiyecek. Bu kavga köşelerde kalır mı derseniz ben baştan ‘hayır’ diyorum. İlk mahallesinden çıkıp karşı mahalleye giden yumruğu burnuna yiyecektir. Yani kavgalar köşelerden meydanlara taşacak gibi. Okuyucular da horoz dövüşü seyreder gibi bu kavgaları seyredecek. Bakalım kavgada kimin gözünü kim çıkaracak. İşte bu kavganın kokusunu almış biri olarak benim hemen bir önerim olacak. Hadi gelin bu mesele büyümeden hep birlikte medya dünyasından bir büyüğü hakem seçip kavganın yapıldığı meydana gönderelim. Müstear yazarların kişisel hesaplaşmalarını bu hakem bir ıslıkla bitirsin. Oyun son bulsun. Taraflar dağılsın. Mesela bu hakem herkesin ağzının payını üslubuyla veren Hakkı Devrim olabilir. Hem bir dönem müstear isimle yazılar kaleme almış bu isim kendi yaptığı yanlışları da anlatarak işin raconunu belki yeni kalem erbaplarına hızlandırılmış bir kurs düzenleyerek öğretir. Hatta kursa devam etmeyenlere kırmızı kart bile gösterebilir. Ne dersin Hakkı Devrim? Yoksa ‘bana ne sizin mahalle kavganızdan’ deyip yorgunluk kahvenden bir yudum daha içmeyi mi tercih edersin? Meraklısına Not: Medya sitelerinde kaleme alınan müstear isimli yazıları haftaya bıraktık...Asıl kavga orada kopuyor aslında. Onları da anlatacağım, bekleyin.. Ayşe OLGUN Haber 7  Anahtar Kelimeler 23 Ekim 2009 13:07 yorum 511 okunma 610259 Boyun kırışıklığını kontrol altına alın Bakış açınız, boynunuzu düzgün tutmanıza yardımcı olabilir. Etrafınıza vücutla dik açı oluşturacak şekilde bakın. Boynunuzu omuzlarınızın arasına gömmekten veya çenenizin altına sıkıştırmaktan kaçının. Bu hareketlerin cezası, boyunda erken kırışık oluşumudur. Boynunuzu uyurken de düz tutabilmek için, alçak bir yastık kullanın. Yüzünüzle beraber boynunuzu da nemlendirmeniz ve beslemeniz gerektiğini unutmayın. Hatta, boynunuza daha fazla özen göstermelisiniz. Çünkü, bu bölge, terleme ile kolayca tahriş olur. Günboyunca, boynunuzu ileri doğru uzatıp germek ve başınızı soldan sağa döndürmek gibi basit egzersizler yapın. Esnek ve gergin bir boyuna kavuşmak için yapabileceğiniz spor ise yüzme. Bugün 610765 Prenses Diana kazasında 'devlet' suçlu bulundu Fransız Haber Ajansının (AFP) bildirdiğine göre, Paris mahkemesinin kararı gereği devlet, Mısırlı iş adamına mahkeme masrafları dahil bin avro tazminat ödeyecek. Mısırlı iş adamı, devletten milyon avro tazminat talep etmişti. Kazanın ardından açılan kamu davalarının dışında Mısırlı iş adamı, farklı gerekçelerden ve itirazlardan birçok kez Fransız devleti ve kazaya neden olduğu iddia edilen paparazziler aleyhine dava açmıştı. Paris mahkemesinin son kararının, aynı kazada ölen şoför Henri Paul'un otopsi raporunda aşırı alkol aldığının belirtilmesi, ailesinin ise şoförün kesinlikle alkolik olmadığı ve alınan kan örneklerinin karıştırıldığı yolunda 2002 yılında açtığı davayla ilgili olduğu bildirildi. Bu davada takipsizlik kararı verilmesine rağmen, Mısırlı iş adamı, 2007 yılında açtığı başka bir davada, bu kazayı soruşturan savcının şoförle ilgili iddiaları incelemesi hakkındaki hatası yüzünden soruşturmanın geciktiği yolunda şikayette bulunmuştu. Prenses Diana, sevgilisi ve şoförleri Henri Paul, 31 Ağustos 1997'te bir trafik kazasında hayatlarını kaybetmişlerdi. Paris Mahkemesi, Eylül 1999'da verdiği kararda, ''şoförün, alkollü araç kullanmasının kazaya neden olduğunu'' açıklamıştı. Mısırlı iş adamı daha önce yaptığı açıklamalarda, trafik kazasının arkasında İngiliz gizli servisinin olduğunu iddia etmişti. AA 610831 İstanbul'da okullara domuz gribi tatili SON DAKİKA güncellenme zamanı 14.36 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda 'da okullara tatili Valisi Muammer Güler, 'haftaya okullara dezenfekte için günlük izin vereceğiz' dedi. İstanbul Valisi Muammer Güler, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı da fırsat bilerek domuz gribine karşı dezenfekte çalışması yapılmak üzere 30 Ekim Cuma günü kentteki okulların tatil edildiğini bildirdi. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 610702 2.20'den Le Havre! Haberi Ekle 2.20'den Le Havre! 23/10/09 12:59 114 BASTİA-LE HAVRE 2.20 Bastia son maçtan galibiyet çıkaramadı ve sadece gol atabildi. Bu düşüşteki en büyük etken sakatlıklar. Cahuzac (os), Khazri (f), Camara (d), Ghisolfi (os), Gomez (os), Barthelemy (os), Jau (os) ve Dunjic’in (d) sakatlıkları sürüyor. Harek (d) belirsiz, Cubilier (d) yeni iyileşti. Son maçta Laval’a 2-0 kaybeden Le Havre telafi arıyor. Son maçta da gol yemeden mağlup ettikleri eksik Bastia karşısında puana yakınlar. 116 LAVAL-ARLES ÜST 1.85 Ligin iki yeni takımı üst sıraları zorluyor. Arles maç aradan sonra Bastia’yı yenip galibiyete ulaştı. Laval da geçen hafta güçlü Le Havre’ı deplasmanda devirdi. Konuk ekipte maçta golü bulunan Cherrad sakat ama Gana U20 Milli Takımı’ndan dönen Ayew oynayabilecek. İki takım da formda. Gollü bir maç bekliyorum. 117 METZ-GUİNGAMP ÜST 1.95 Metz, Laval galibiyetinin ardından Nantes deplasmanından puan kopararak toparlanma sinyali verdi. Nantes’a karşı eski Manisaspor’lu Borbiconi’nin golüyle 11. dakikada 2-0 öne geçmelerine rağmen skoru koruyamadılar ve maç 2-2 bitti. maçta sakatlanan 34 yaşındaki kaleci Christophe Marichez’in oynaması zor. Yerine 22 yaşındaki Oumar Sissoko kaleyi koruyacak. Ev sahibi galibiyeti ve üst seçenekleri değerlendirilebilir. 118 NİMES-SEDAN 2.00 Nimes geçtiğimiz hafta beklediğim gibi Chateauroux deplasmanından galibiyetle ayrıldı. Sedan sahasında Tours’a puan şansı vermedi. Tecrübeli teknik adam Jean Cavalli’nin çalıştırdığı Nimes 18 bin kişilik stadında hiç kaybetmedi. Sedan vasat bir takım. puan ev sahibinin olur. 130 BREST-STRASBOURG 2.90 Brest son maçta aldığı iyi sonuçlarla üst sıralara yükseldi. Strasbourg ligdeki ilk galibiyetini geçen hafta Vannes karşısında aldı. Ancak kaleci Cassard gördüğü kırmızı kartla cezalı duruma düştü. Brest’te Fabien (os) sakat, hasta olan Ewolo’nun da (os) oynaması zor. Maç dengede geçer, beraberlik yüksek ihtimal. Diğer Spor Haberleri 610791 İlaç fiyatlarındaki indirim başlıyor Türk Eczacıları Birliği (TEB), Kasım'da yürürlüğe girecek fiyatlarındaki indirimden dolayı, eczacıların stok zararlarının engellenmesi için ilgili örgütlerle belirli bir yöntem üzerinde uzlaşmaya varıldığını açıkladı. TEB Genel Sekreteri Özgür Özel, eczacı odalarına gönderdiği yazıda, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından Sağlık Uygulama Tebliği'nde yapılan değişiklikle, 20 yıllık olarak belirlenmiş ilaçlardan eşdeğer grubu olanların, perakende satış fiyatı 10 TL üzerindekiler referans fiyat alana kadar yüzde 24 ıskonto uygulanacağını hatırlattı. Yazıda, sanayini temsil eden dernek, Depocular Derneği ve Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği (TEKB) ile yapılan ortak çalışma sonucunda, stok zararlarının engellenmesi için bir yöntem belirlendiği, bu yönteme göre hesaplanacak fiyat farklarının karşılanacağı bildirildi. İlaç sanayini temsil eden dernek ve sendikalarla sağlanan mutabakata rağmen, zararı öngörülen şekilde telafi etmeyen firmaların stokta bulunan ürünlerinin uygulamanın yürürlüğe girdiği tarihte dağıtım kanallarına iade edileceğini kaydeden Özel, ayrıca, uygulamanın başladığı tarihten itibaren ilan edilen ıskonto oranlarını uygulamayan firmaların ürünlerinin de eczane ve depolarca alınmayacağını belirtti. Yazıda, kamu kurum ıskontosu artışına bağlı olarak ve referans fiyat uygulaması nedeniyle ortaya çıkacak fiyat düşüşlerinden sonra oluşacak perakende satış fiyatlarına ait listelerde SGK ve Sağlık Bakanlığı tarafından değişiklikler yapılması, sanayi ve kamu arasında yapılan görüşmelerde farklı bir uzlaşmaya varılmasının ihtimal dahilinde olduğu da vurgulandı. İlgili bakanlarla değerlendirme Uygulanacak fiyat indirimleri ve ıskonto artışları sonucunda hedeflenen tasarrufun eczaneler üzerinde yaratacağı olumsuz ve yıkıcı etkinin ilgili makamlara sunulduğu ve tüm platformlarda dile getirildiği hatırlatılan yazıda, şöyle denildi: "Gelinen son noktada Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Ömer Dinçer tarafından, konunun Türk Eczacıları Birliği'nin de hazır bulunacağı bir toplantıda ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Sayın Ali Babacan'a sunulmasına ve kalıcı bir çözüm bulunmak üzere değerlendirilmesi noktasında görüş birliğine varılmıştır. Sayın Ali Babacan'a randevu talebimiz sunulmuş olup, kendileriyle yapılacak görüşmelerin sonuçları en kısa sürede odalarımız ve üyelerimiz ile paylaşılacaktır." 611174 Şırnak'ta kitap okuyan çocuğa 10 TL Şırnak'ın İdil Kaymakamlığı, sokakta çalışan çocuklara okudukları kitap başına 10 TL vermeye başladı. Kaymakam Adem Kaya tarafından başlatılan uygulama kapsamında, sokakta çalışan çocuklar İdil Kütüphanesi'nde kitap okumaya başladı. Kaymakam Kaya, sokakta ayakkabı boyacılığı yapan öğrencilere, okudukları kitap başına 10 TL vereceklerini belirterek, ''Sabah okula giden öğrenci, öğleden sonra kütüphaneye, öğleden sonra okula giden öğrenci de sabah kütüphaneye gelerek kendisine verilen kitabı okuyacak. Böylelikle çocuklara hem kitap okuma alışkanlığı kazandırmış olacağız, hem de onları sokaktaki kötü alışkanlıklardan kurtarmış olacağız'' dedi. AA 609745 Sarkozy'nin oğlu tartışma yarattı › › İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler Sarkozy'nin oğlu tartışma yarattı Sarkozy'nin oğlunun 'kayırıldığı' tartışması sonucunda Jean Sarkozy, EPAD Başkanlığı'ndan vazgeçti PARİS (A.A) Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy'nin 23 yaşındaki oğlu, 'kayırma' tartışmaları nedeniyle Fransa'nın önde gelen iş merkezinin üst düzey yönetimini üstlenme düşüncesinden vazgeçti. Jean Sarkozy, Paris'in en büyük iş merkezi olan 'La Defense' bölgesinden sorumlu EPAD'ın yönetim kuruluna aday olacağını, ancak bu konudaki tartışmalar nedeniyle başkanlığı üstlenmemeye karar verdiğini söyledi. Fransa'da basın ve muhalefet, ünlü iş merkezinin yönetiminin Sarkozy'nin oğluna verilmesine 'hanedanlık' suçlaması getirmiş ve sert bir biçimde eleştirmişti. Jean, son yerel seçimlerde de, iktidar partisinden Paris'in Hauts-de-Seine Belediyesi'nin yönetimine seçilmişti. 22.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. DÜNYA 611671 Bakan Yıldız, Kazakistan'ı işbirliğine çağırdı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, ''Petrokimya dalında ve rafine merkezleri dalında son derece tecrübeli dost ve kardeş ülke Kazakistan'ın, tecrübelerini Türkiye'deki açılacak yeni iş sahaları ile birlikte mutlaka burada bizimle paylaşması doğru olacaktır'' dedi. Bakan Yıldız, ''Türkiye-Kazakistan İş ve Yatırım Forumu''nda yaptığı konuşmada, fiyatların artışı ile kaynak ülkelerin önemini bir kez daha görmüş olduklarını, bunlardan bir tanesinin de Kazakistan olduğunu söyledi. ''Türkiye'nin bulunduğu coğrafyasıyla, hemen Batısında bulunan yüzde 65'lik tüketim noktalarıyla, Kazakistan'ın da içinde bulunduğu hemen Doğusunda bulunan yüzde 65'lik kaynakları birleştirmek durumunda olduğunu, böyle bir konumda bulunduğunu'' ifade eden Yıldız, ''Biz şu anda üretim miktarları olarak Kazakistan'daki operasyonlarımız da dahil olmak üzere önemli bir rezerve doğru gidiyoruz'' dedi. Taner Yıldız, Kazakistan'ın hem petrol hem de doğal gazla alakalı rezervlerinin Batıdaki birçok tüketim açısından dikkati çektiğini hep beraber sevinerek gördüklerini, bunun kendilerini daha da güçlendirdiğini kaydetti. Hem Kazakistan'daki iş dünyasının hem de kamu kesiminin, Türkiye'deki dostlarıyla yapabileceği çok fazla iş bulunduğunu, karşılıklı işbirliğini mutlaka geliştirmek zorunda olduklarını vurgulayan Yıldız, iki ülkenin ulaştığı ticari rakamların gerçek potansiyelinin çok gerisinde bulunduğunu söyledi. Özellikle son yıllarda Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı ile beraber Kazak petrollerinin de Akdeniz'e bu yolla ulaşmış olmasını son derece sevindirici bulduğunu belirten Yıldız, şöyle devam etti: ''Bu konuda desteğini esirgemeyen sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızın ve Sayın ekselansları Nazarbayev'in önemli iradelerini burada vurgulamak istiyorum. Bu artan dozlarda devam edecek. Geçen hafta da Milano'da imzaladığımız anlaşmayla Samsun-Ceyhan boru hattı ile beraber aynı zamanda Kazak petrollerinin de yine bu yolla Akdeniz'e inmesini sağlamış olacak. Bunlar iki ana projemiz. Bunu mutlaka desteklemek zorundayız.'' -''KARŞILIKLI İŞBİRLİĞİ ZORUNLU''- Bakan Yıldız, Türkiye'deki iş adamlarının geldiği ticari hacim ve bilgi birikimi ile Kazakistan'daki dostlarının bilgi birikiminin karşılıklı işbirliğini zorunlu kıldığına işaret ederek, ''Yalnızca Avrupa'da kullanılan 522 milyar metre küplük gazın önümüzdeki 15 yılda 700 milyar metre küplük tüketime çıkması öngörülüyor, zaman Kazakistan'daki doğal gazların da Türkiye üzerinden Doğu-Batı aksında aktarılabileceği ve buralarda tüketilebileceği son derece açık bir gerçek. Biz bu tür işbirliklerine her zaman hazırız ve varız. Samsun-Ceyhan petrol boru hattındaki yapılacak işlemler aslında birçok yan sektörleri de harekete geçirecek'' şeklinde konuştu.  Şu ana kadar enerji dışındaki sektörlerde gerek bankacılık gerekse turizmdeki atılımların değerli, ama yeterli olmadığına dikkati çeken Yıldız, ''Petrokimya dalında ve rafine merkezleri dalında son derece tecrübeli dost ve kardeş ülke Kazakistan'ın, tecrübelerini Türkiye'deki açılacak yeni iş sahaları ile birlikte mutlaka burada bizimle paylaşması doğru olacaktır diye düşünüyorum. Şu ana kadar yapılan milyar dolarlık yatırımların enerji sektörüne de mutlaka bir sinerji kazandıracağına inanıyorum'' dedi. -''KAZAK DOSTLARIMIZLA DAHA FAZLA İŞ YAPMA İMKANINA SAHİP OLACAĞIZ''- Taner Yıldız, Türkiye'nin önümüzdeki yıl içinde enerji sektörünü hemen hemen iki katına çıkarmak durumunda olduğunu dile getirerek, bunların içinde üretim, dağıtım, iletim tesisleri bulunduğunu söyledi. Yıldız, geçtiğimiz hafta dağıtım bölgesinde yapılan ihale hazırlıklarına 27 konsorsiyumun müracaat ettiğini, bunun Türkiye'deki özelleştirmelerin hedefinin ne olduğunu göstermesi açısından önemli olduğunu ifade etti. Yıldız, ''2010 yılı sonuna kadar bunları mutlaka özelleştirmek durumundayız'' dedi. Dağıtım ve üretim şirketlerinin özelleşmesi ile ikili anlaşmaların yolunun açılabileceğini belirten Yıldız, ''Kazak dostlarımızla beraber burada daha fazla iş yapma imkanına sahip olacağız'' diye konuştu. AA 611469 Medvedev: kahraman Türk sen misin? Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, Rubin Kazan takımını hafta içinde Şampiyonlar Ligi'nde Barcelona karşısında aldıkları galibiyet için kutladı. Rusya Devlet Başkanı Medvedev, Kazan ziyareti sırasında Rubinli futbolcularla bir araya geldi. Tataristan Cumhurbaşkanı Mintimer Şhaymiyev ve Başbakan Rustam Minnihanov'un da hazır bulunduğu buluşmada Medvedev, kazanılan galibiyetin çok önemli olduğunu belirterek, "Sizinle gurur duyuyorum. Futbol için bu tür zaferler çok önemlidir" dedi. Futbolcuları tek tek tebrik ederken sıra Gökdeniz'e geldiğinde ise Medvedev, "Kahraman Türk sen misin?" diyerek, attığı gol için başarılı futbolcuyu kutladı. Şampiyonlar Ligi (F) Grubu'nda mücadele eden Rubin Kazan, geçtiğimiz salı günü deplasmanda Barcelona'yı Gökdeniz'in 73'üncü dakikada attığı golle 2-1 mağlup etmişti. 610583 Terör bitiyor mu yaşananlar senaryo mu? Dağdan inişlerle hızlanan demokratik açılım sürecinin dün, bugün ve yarınının değerlendirileceği programa uzman konuklar USAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İhsan Bal, Eski DEP’li Sedat Yurttaş, Alparslan Türkeş’in sır kutusu ve MHP Eski Genel Sekreter Yardımcısı Naci Memiş, Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya ve Star Gazetesi Yazarı Mehmet Metiner konuk olacak. Demokratik Açılım süreci nasıl işleyecek? PKK'nın dağdan inmesi devam edecek mi? Atılan bu adımlar, PKK'nın silah bıraktığı anlamına mı geliyor? PKK'nın üst düzey yetkilileri için nasıl bir plan işleyecek? CHP ve MHP sürece neden karşılar? Hükümet de, DTP de barış kazanacak diyor. Kazanan kim, kaybeden kim? Demokratik Açılım sürecinin en kritik dönemeçlerinden birisinin yaşandığı bugünlerde terörün bitip bitmeyeceği İskele Sancak’ta uzman konuklarla masaya yatırılıyor. Erhan Çelik’le İskele Sancak’a USAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İhsan Bal, Eski DEP’li Sedat Yurttaş, Alparslan Türkeş’in sır kutusu ve MHP Eski Genel Sekreter Yardımcısı Naci Memiş, Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya ve Star Gazetesi Yazarı Mehmet Metiner konuk olarak değerlendirmelerde bulunacaklar… Erhan Çelik’le İskele Sancak, Cuma akşamı saat 23: 00’da Kanal 7’de! Türkiye’nin demokrasi platformu Erhan Çelik’le İskele Sancak’ta gündeme damgasını vuran konular ve tartışmalar ekranların tartışma klasiğinde masaya yatırılıyor. İskele Sancak, Cuma akşamı saat 23: 00’da Kanal 7’de. 611144 Bakiler'e göre Türkçe nasıl çirkinleşti? Bakiler, Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde verdiği ''Türk Dilinin Önemi ve Dilimizdeki Kirlenme'' konulu konferansta, Türkçe'nin önemi üzerinde durarak, özellikle -sel, -sal eklerinin kullanılmasına tepki gösterdi. ''Ben açık ve kesin cümlelerle söylüyorum. Bu 'sel' ve 'sal' ekleri Türkçemizi anlatılmaz ölçüde çirkinleştirmiştir'' diyen Bakiler, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Şimdi çocuklarımız, bir takım siyasilerimiz, devlet adamlarımız kelimelerin arkasına -sel ve -sal yapıştırarak, öz Türkçe konuştuklarını sanıyorlar. Eskiden biz 'tarihi' diyorduk. Tarih Arapça doğru, şimdi tarihsel diyorlar. Portakal ağaçsal bir meyvedir diyorlar, yağmursal bir gün, düşünsel konularımız, sanatsal çalışmalarımız diyorlar... Bu -sel ve -sal ekleri son derece çirkin eklerdir. Dilimizi kurtarabiliyor muyuz bunlardan? zaman Türkçenin güzelliği ortaya çıkacaktır.'' -TÜRKÇEYİ EN KÖTÜ KULLANAN DEVLET ADAMI- Yavuz Bülent Bakiler, katılımcılardan gelen, ''Devlet büyüklerinin üslupları nasıl olmalıdır?'' sorusuna ise, ''Devlet büyüklerimizin üslupları da Türkçe olmalıdır. Devlet adamlarımız Türkçeyi çok güzel konuşuyorlar mı derseniz, buna evet diyemem. Konuşanda var konuşamayan da var. Balık baştan kokar. Onlar Türkçeyi yanlış kelimelerle konuşurlarsa bu olduğu gibi vatandaşa da sirayet eder'' diye cevap verdi. Bakiler, ''Türkçeyi en kötü kullanan devlet adamı''nın bundan önceki cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer olduğunu savundu. AA 611158 Bilinen en uzak galaksi kümesi tespit edildi Bristol Üniversitesinden araştırmacıların 'nın 1999'da yörüngeye yerleştirdiği Chandra röntgen teleskobundan verileri analiz ederek yerini belirledikleri "JKCS041" adı verilen galaksi kümesi, bir milyar ışık yılıyla önceki rekoru kırdı. Bu galaksi kümesinin, Evren mevcut yaşının sadece dörtte biri kadarken ve Dünya'nın oluşumundan yaklaşık milyar yıl önce ortaya çıktığını belirten bilim adamları, yüzlerce galaksiyi içinde barındıran kümenin, Evren'in en büyük çekim gücüne sahip cisimleri olduğunu ve bu keşfin Evren'in gelişimi konusunda aydınlatıcı olmasının beklendiğini kaydettiler. "JKCS041", ilk olarak 2006'da kızılötesi gözlemlerde görülmüş, ancak bilim adamları, bunun gerçek bir galaksi kümesi mi, yoksa oluşum halindeki bir galaksi mi olduğunu anlayamamışlardı. Normal bir teleskopla bu galaksi kümesinin mesafesini ölçmek imkansız. Keşfi yapanlardan Dr. Ben Maughan, heyecan verici olduğunu belirttiği keşfi, "bir T-Rex fosilinin bilinenden daha eski olduğunu keşfetmeye" benzetti. 611468 Ergenekon davasında Atasagun tanık olarak çağrıldı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada söz alan tutuklu sanık Mehmet Zekeriya Öztürk, Danıştay saldırısının ardından gözaltına alınarak, Ankara Terörle Mücadele Şubesi'ne getirildiğini hatırlattı. Burada emniyet yetkilileriyle, Danıştay saldırısını kimin ya da kimlerin yapmış olabileceğini kağıtlara şemalar çizerek değerlendirdiklerini ifade eden Öztürk, ''Bunun terör eylemi olmadığını değerlendirip, herhangi bir siyasi parti parmağı olup olmadığını düşündük. Son günde hangi yeni dinci terör örgütü tarafından yapılmış olabileceğini şemalar çizerek araştırdık'' diye konuştu. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, duruşmada söz alan tutuklu sanık Hayrettin Ertekin'e, ''Biraz önce gizli bir şeyler söyleyeceğinizi belirterek, gizli oturum istediniz. Bu, sanıkların dışarı çıkarılması şeklinde olur. Şimdi herkesi dışarı çıkarayım mı?'' diye sordu. Ertekin de hazır olmadığını, notlarını yanına almadığını ifade ederek, gizli oturumun daha sonra yapılıp yapılamayacağını sordu. Bunun üzerine Şengün'ün, ''Mahkemeyle anlaşma olmaz. Açıklama yapacağınız zaman söyleseydiniz. Davayla ilgili bir konu mu?'' demesi üzerine Ertekin, ''Türkiye'nin genel, bugünkü konjonktüre nasıl geldiğini anlatan, PKK'lıların nasıl elini kolunu sallayarak geldiğine ilişkin'' dedi. Şengün de bu mahkemede ''Ergenekon'' davasının yargılamasının yapıldığını belirterek, davayla ilgili olmayan konularda gizli oturum yapılamayacağını söyledi. Ertekin'in, ''Sınırdan pasaportsuz geçen insanlarla ilgiliydi'' demesi üzerine Şengün, gizli oturum yapılacak bir konu olmadığını kaydetti. Taleplerin ardından görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, tutuklu sanık Doğu Perinçek'in, ''Ergenekon'' şeması ve raporunun nasıl ve neye istinaden hazırlanarak Genelkurmay Başkanlığı ve Başbakanlığa gönderildiği konusunda, dönemin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un yazılı açıklama yapmasını istediğini hatırlattı. Pekgüzel, Perinçek'in bu yöndeki talebinin kısmen kabul edilerek, Atasagun'un yasal şartlar oluşması durumunda tanık olarak duruşmaya çağrılmasını istedi. Savcı Pekgüzel, tutuklu sanık Alparslan Arslan'ın çapraz sorgusu sırasında Genelkurmay ve Danıştay başkanlarına hakaret ettiği, sanık Osman Yıldırım'ın avukatı Murat Eken'e tehdit ve hakaretlerde bulunduğu gerekçesiyle Silivri Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Duruşmaya, taleplerin değerlendirilmesi için ara verildi. 610119 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, DTP hakkında soruşturma açtı LİNKLER Yargıtay daha önce partinin kapatılması için açtığı davaya ek olarak salı gününden beri yaşananları, Anayasa'nın 68. ve 69. maddeleri ile Siyasi Partiler Yasası'nda belirtilen sınırlar çerçevesinde değerlendirecek. Eğer Anayasa ve yasalara aykırı bir durum tespit edilirse kapatma davasına bir dosya daha eklenecek. ANKARA CİHAN 610140 Panathinaikos, penaltıyla güldü Konuk ekipte Beşiktaş'tan tanıdığımız savunma oyuncusu Gordon Schildenfeld, ilk 11'de yer aldı. İlk yarının başlarında ev sahibi, rakip kalede daha çok gözüken ve gol arayan bir görüntü çizerken, kalesini iyi savunan Graz, kalan dilimde oyuna denge getirdi. İlk yarı golsüz sona erdi: 0-0. İkinci devrenin başlarında oyunu domine eden Yunan ekibi, aradığı golü penaltıdan buldu. Dakikalar 60'ı gösterdiğinde topu beyaz noktaya diken Salpingidis, skor avantajını getirdi: 1-0. Kalan dakikalarda başka gol olmadı ve Panathinaikos, rakibini 1-0'la geçti. 609866 'Bir millet iki devlet' sözünde değişiklik yok Türk bayraklarının indirilmesi konusunda sitemde bulunan Davutoğlu, Azeri medyasına verdiği röportajda, "İşgal altındaki Azerbaycan topraklarını öz toprağımız sayarız. Gerekiyorsa 72 milyon Anadolu halkı, bugün Azerbaycan'da ölmeye hazırdır. Bunu böyle bilin." dedi. Bursa'da Azeri bayrağına yönelik girişimlerin ise provokasyon olduğunu söyledi. Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) Dışişleri Bakanları Konseyi 21. Toplantısı için dün Bakü'ye giden Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Azeri meslektaşı Elmar Memmedyarov ve Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile görüştü. Edinilen bilgiye göre, olumlu bir ortamda geçen görüşmede, Ermenistan ile imzalanan protokoller, Türk Şehitliği'ndeki Türk bayrağının indirilmesi olayı ve Minsk Grubu'na ilişkin son gelişmeler geniş bir perspektifle ele alındı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün mesajını Aliyev'e ileten Davutoğlu, sıcak ilişkileri bozmaya çalışanların çabalarını boşa çıkarmanın önemine işaret etti. Davutoğlu ile Memmedyarov, dün daha sonra bayrakların indirildiği Türk Şehitliği'ni ziyaret etti. Burada yaptığı açıklamada, Bursa'da Azerbaycan bayrağına saygısızlık yapanların cezalandırılacağını dile getiren Memmedyarov, "Bir millet iki devlet sözünde bir değişme yok. Burada yine tekrarlamak istiyorum, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki dostluk, sevgi ve kardeşlik ilişkileri olduğu gibi kalacak." dedi. Davutoğlu da Azeri medyasına verdiği röportajda, bir kez daha Dağlık Karabağ probleminin önemine işaret ederek, "İşgal altındaki Azerbaycan topraklarını öz toprağımızı sayarız. Onların işgalden kurtulması için elimizden geleni yapacağız." dedi. Bakan Davutoğlu, halen devam eden bayrak kriziyle ilgili bir soruya verdiği cevapta da, anlaşmazlıkların ve problemlerin dostane ve kardeşçe yaklaşımlarla çözüme kavuşturulacağına olan inancını yineledi. BİZDE DE BAYRAK YASASI VAR; ancak... Azerbaycan'ın bayrak yasasını gerekçe göstererek Türk bayraklarını indirtmesine gönderme yapan Dışişleri Bakanı, "Bizim için Türkiye bayrağı neyse, Azerbaycan bayrağı da odur. Bizde de bayrak hakkında yasa var. Ama Azerbaycan bu yasadan istisnadır. Biz Azerbaycan bayrağını yabancı ülke bayrağı gibi değerlendirmiyoruz. Benim hemşerim bu topraklarda şehit olmuş, burada yatıyor. Gerekiyorsa bugün de 72 milyon Anadolu halkı, Azerbaycan'da ölmeye hazır. Bunu böyle bilin." şeklinde konuştu. Bursa'daki milli maç sırasında Azeri bayraklarının toplatılması ve bazı bayrakların çöp kutusuna konulmasına ilişkin Bakü'den yükselen rahatsızlıklara da değinen Bakan, "Bayrakla ilgili kararı FIFA açıkladı. 610571 Parsan Makina üretime ara verecek Parsan'ın Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan açıklamasında, yaşanmakta olan global ekonomik durgunluk nedeniyle azalan yurt içi ve yurt dışı siparişleri göz önüne alınarak fabrikada, 26 Ekim 2009-2 Kasım 2009 tarihleri arasında gün üretime ara verilmesinin kararlaştırıldığı belirtildi. Fabrikanın Kasım 2009 Pazartesi vardiya ile tekrar faaliyete geçeceği kaydedilen açıklamada, Bu süre zarfında çalışması gerekli ve zorunlu olan diğer birimlerde normal çalışmanın devam edeceği duyuruldu. AA 610094 Banka hırsızları çaldıkları parayla teslim oldu Gişe görevlilerinin dikkatsizliğinden yararlanarak 23 bin Euro ile beş bin doları çekmeceden alarak kayıplara karışan kadından 2'si teslim oldu. Arkadaşlarından birinin tutuklanması üzerine teslim olma kararı alan zanlılar, çaldıkları paranın tamamına yakınını iade etti. Eylül günü bir kamu bankasına gelen 12 ile 30 yaşlarındaki kadından biri gişe memurunun yerinden kalkmasını fırsat bilerek 23 bin Euro ile bin doları çalarak kayıplara karışmıştı. Yaklaşık 58 bin lira değerindeki dövizin çalandığı hırsızlık, gişe görevlisi memurun durumu fark etmesiyle ortaya çıkmıştı. Bankadan alınan güvenlik kamera görüntülerini inceleyen ekipler, hırsızların eşkâllerini Polnet aracılığıyla diğer illere bildirdi. Kimliği tespit edilen zanlıları yakalama çalışması başlatıldı. Aramalar sonunda L.Ö. Ankara'da gözaltına alındı. Tutuklanma korkusu yaşayan diğer zanlılar N.K. (12) ve M.U. (14) da çaldıkları paralarla Erzincan Adliyesi'ne teslim oldu. CİHAN ERZİNCAN 609853 İHSAN DAĞI İsrail'le kriz değil normalleşme Anadolu Kartalı tatbikatına İsrail güçlerinin katılmasını hükümetin veto etmesi, TRT'de yayınlanan Ayrılık dizisinin İsrail karşıtı görüntüler içerdiği iddiası, Davos sonrası günleri hatırlatır biçimde Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceğini gündeme getirdi. Başbakan Erdoğan'ın 'halkın vicdanını ve hassasiyetlerini' dikkate aldıklarına ilişkin açıklaması, iki ülke arasındaki ilişkilerin Filistin sorunu çözülmeden 1990'larda ulaştığı düzeye çıkamayacağı kanaatini güçlendirdi. Olanları yeni bir kriz, hatta AK Parti'nin ideolojik saiklerle çıkardığı bir kriz olarak niteleyenler de oldu. Oysa İsrail'le ilişkilerde kriz yok, ilişkiler aslında normalleşiyor. 28 Şubat sürecinin garip ilişkiler ağında sağlıksız biçimde 'şişirilen' ilişkiler kendi doğal akışına kavuşuyor. İsrail, Türkiye ile ilişkileri hep devletten devlete, askerden askere bir işbirliği olarak gördü. Kamuoyunun hassasiyetlerini, taleplerini hiç ciddiye almadı. Tepedeki üç beş adamla iş tutmayı tercih etti. üç beş adamın çoğu da askerdi. Askerin iç ve dış politikayı belirleyici konumu zayıflayınca da ortada 'stratejik ilişkileri' taşıyacak bir ortak bulunamadı. Çünkü bu ortaklık baştan yanlış kodlanmıştı. İki taraf da işbirliğine neredeyse tümüyle güvenlik odaklı yaklaştı. Önemli olan askerlerin ne düşündüğü, ne yapmak istediğiydi. Halkın düşüncesinin, duygusunun, tepkisinin hiçbir önemi ve anlamı yoktu. Halksız bir diplomasi... Ama nereye kadar? Türkiye'de iktidarları kamuoyunun taleplerine ve tepkilerine duyarlı olmak zorunda bırakan bir demokratikleşme dalgasına kadar... İsrail'in anlamadığı gerçek; toplumsal desteği olmayan bir dış politika hattının uzun süre sürdürülemez olduğu, özellikle sivil toplumun geliştiği, medyanın çoğullaştığı ve siyasetin demokratikleştiği bir Türkiye'de... Artık tepedeki üç beş adamla iş yapma dönemi geçti. Son yıllarda kat ettiğimiz demokratikleşme sürecini hesaba katmadan Türkiye'nin dış politikası anlaşılamaz. Toplumsal taleplerin, önceliklerin hassasiyetlerin artarak hesaba katıldığı bir yapıya ulaştık. Kimse dış politika yapımını, tercihlerini ve önceliklerini 'devlet elitleri'ne devretmek niyetinde değil. Siyasi partilerden sivil toplum kuruluşlarına, iş çevrelerinden çeşitlenen medya ortamına kadar çok geniş kesimlerin 'dahli' var artık dış politika yapımında. Aktörleriyle çoğullaşan, süreçleriyle demokratikleşen dış politika alanında 'tepedekiler'le iş tutma dönemi epeyce geride kaldı. Kamuoyunu ikna etmeden dış politikada sürekli bir ittifak, işbirliği mümkün değil. Bush yıllarında Türk-Amerikan ilişkilerinde de olan buydu. Irak Savaşı'na karşı çıkan, Bush'a güvenmeyen bir toplumun önünde hükümetin ABD ile 'normal' müttefikler gibi işbirliği yapması beklenemezdi. Öyle de oldu. Halkı kazanamayan bir diplomasi yoksa devletler uzun süreli 'stratejik' dostluklar kuramazlar. Demokratikleşen bir Türkiye'de de sorumlu bir hükümet toplumsal taleplere ve tepkilere duyarlı olmak zorunda. İsrail'in öğrenmesi gereken, artık devletin tepesindeki üç beş kişiyi değil halkı kazanması gerektiği. Bu da Gazze'yi hiçbir ayrım gözetmeksizin bombalayarak, sonra da ablukayı kaldırmayarak, Lübnan'ı işgale kalkışarak, iyice küçültülmüş bir Filistin devletine bile razı olmayarak gerçekleştirilemez. İsrail'le dostluk 'her hal ve şart altında İsrail'e destek' anlamına gelmez. İsrail hükümeti Türkiye ile işbirliğini böyle anlıyorsa yanılıyor. İsrail'in bölgedeki politikalarına duyarlı bir diplomasi izliyor Türkiye, doğru da yapıyor. Filistin halkına ne yaparsa yapsın, onlara ne tür bir şiddet uygularsa uygulasın Türkiye'nin İsrail'in yanında olmasını beklemek artık 'normal' değil. İsrail'in bölgede yaptıklarını artık hiçbir müttefiki taşımaya niyetli değil. Buna ABD bile dahil... Bizden söylemesi; Türk-İsrail ilişkilerinin geleceği İsrail devletinin Filistin halkına ve bölge ülkelerine nasıl davrandığına bağlı. i.dagi@zaman.com.tr 611391 Eskişehir'de küfür kavgasında yargılama 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada sanıklar Ender B. (32) ve Ali Osman S. (19), hazır bulundu. Mahkeme heyeti, savcının iddianameyi okumasının ardından tutuklu sanıklara söz verdi. Ender B, olay günü maktul Cihangir Hamza Kayacık (31) ile önce Gökmeydan Mahallesi Aydın Arat Parkı'nda daha sonra da Kurtuluş Mahallesi'ndeki metruk evde içki içtiklerini söyledi. Bu sırada yanlarına gelen Ali Osman S'nin kendisine pompalı tüfekle fişek getirdiğini ifade eden Ender B, şöyle konuştu: ''Ali Osman S'nin ardından olay yerine Hakan Çiçek de (21) geldi. İçki içmeye devam ettik. Cihangir Hamza, çok alkollüydü. Bana ve arkadaşlarıma küfür etmeye başladı. Hatta Cihangir Hamza, Hakan'a bir tokat attı. Bunun üzerine dayanamadım. Sağa sola ateş etmeye başladım. Bu arada arkadaşım Hakan da ayağından yaralandı. Öldürme amacım yoktu. Çok üzgünüm.'' Ali Osman S. de Ender B'nin ifadelerinin doğru olduğunu belirterek, maktul Cihangir Hamza Kayacık'ın kendilerine küfür ettiğini, Ender B'nin Kayacık'ı bu yüzden vurduğunu bildirdi. Mahkeme heyeti, zanlıların tutukluluk hallerini devamına karar vererek, duruşmayı ileri tarihe erteledi. Kurtuluş Mahallesi Boyacılar Sokak'taki kullanılmayan bir evde Ağustosta arkadaşlarıyla içki içen Cihangir Hamza Kayacık, küfür etme meselesi yüzünden çıkan kavgada av tüfeğiyle vurularak öldürülmüş, Hakan Çiçek de yaralanmıştı. Şüpheliler Ali Osman S. ile Ender B, tutuklanmıştı. AA 610098 Finans kaynakları kesilince PKK, Kandil'de darboğaza girdi Güvenlik güçlerince hazırlanan son rapor, örgütün içinde bulunduğu durumu gözler önüne seriyor. Buna göre hem iç hem dış mali kaynakların kesilmesi örgütü Kandil Dağı'nda darboğaza soktu. Örgüt elebaşısı Murat Karayılan'ın telsizden eyalet komutanına tasarruf çağrısı yaptığı kayda alındı. Telsiz konuşmalarında sözde Yürütme Konseyi'nin, Ape Hüseyin kod adlı Kadri Çelik'in komutanı olduğu Botan eyaletini çok harcama yaptıkları gerekçesiyle uyardığı anlaşıldı. Söz konusu konuşmaya göre Kandil'deki örgüt yöneticisi şu mesajı verdi: "Botan'ın masrafları merkezi (Kandil) geçti. Parayı tasarruflu harcayın, masrafları azaltın. Kışı geçirmek için Kuzey Irak'a çekilin. Merkezden izin almadan şehir merkezlerine ya da yurtdışına çıkmayın. Giyecek, gıda vb. masrafları kendiniz karşılayın, merkezden para istemeyin." ABD'nin örgütün üç yöneticisini uyuşturucu kaçakçısı ilan etmesi ve mal varlıklarını dondurması ve örgütün uyuşturucu gelirlerindeki önemli düşüşün, PKK'yı finans sıkıntısı ile karşı karşıya bıraktığı belirtiliyor. Örgütün kaçakçılardan aldığı vergi gelirlerinin de sınır ötesi operasyonlar yüzünden darbe aldığı ifade ediliyor. Kandil'in bu yüzden kemer sıkma politikasına mecbur kaldığı vurgulanıyor. 611467 Hacı adaylarına ek kontenjan müjdesi Böylece yurt içi ve yurt dışındaki Türk vatandaşlarına sağlanan toplam "ek kontenjanın" 40 bini aşması bekleniyor. Devlet Bakanı Faruk Çelik, hafta başında yaptığı açıklamada Suudi Arabistan'ın yurt dışındaki Türk vatandaşları için 16 bin ek kontenjan vereceğini söylemiş; ancak yurt içi kontenjanla ilgili olarak rakam vermemişti. Suudi Arabistan'dan geçtiğimiz günlerde bildirilen ek kontenjan müjdesiyle ilgili haber, çeşitli gerekçelerle resmen açıklanmıyor. Ek kontenjanın organizasyonuyla ilgili olarak Diyanet ve özel seyahat acenteleri yoğun çalışmaya girdi. "Yurt içindeki Türk vatandaşlar için 25 bin civarında ek kontenjan verildi" diyen bir yetkili, böylece yurt içi ve yurt dışındaki Türk vatandaşlara sağlanan kontenjanın 40 bini aşacağını dile getirdi. Aynı yetkili, ek kontenjanla ilgili olarak müftülüklerde hummalı çalışmalar yapıldığını sözlerine ekledi. HACI ADAYLARININ EK KONTENJAN SEVİNCİ Diyanet internet sitesindeki "ilave kontenjana göre kayıt durumu sorgulama" ekranında bu akşamdan itibaren işlem yapılmaya başlandı. Daha önce 444 hacının kesin kayıt hakkı kazandığı Malatya'da, ek kontenjanla birlikte 568-569. sıradan hacca gitmeye hak kazanan İbrahim-Kudret Şalvarcı çifti, duygularını şöyle dile getirdi: "Ek kontenjandan umudumuzu kesmek üzereydik. Az önce bu hayırlı haberi alınca çok ama çok sevindik. Fani dünyadaki tek muradımız hacca gitmekti. Dünyalar bizim oldu." Ek kontenjanla ilgili resmi açıklamanın yakında yapılması bekleniyor. Ek kontenjanlar öncesinde 74 bin kişi hacı adayı olabilmişti. Ek kontenjanlarla beraber Türk hacı adaylarının sayısı 120 bine yaklaşacak. Devlet Bakanı Faruk Çelik, Suudi Arabistan'dan yaklaşık 55 bin civarında ek kontenjan talep ettiklerini söylemişti. (CİHAN) 610711 "28 Ekim'de 15 PKK'lı Teslim Olacak" "28 Ekim'de 15 PKK'lı Teslim Olacak" DTP İstanbul İl Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada; "28 Ekim'de 15 PKK'lı 15.00 gibi Avrupa'dan İstanbul'a gelecek" denildi. Yayına Giriş: 23.10.2009 13:16:16 Güncelleme: 23.10.2009 13:16:16 DTP İstanbul İl Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada; "28 Ekim'de 15 PKK'lı 15.00 gibi Avrupa'dan İstanbul'a gelecek" denildi. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 610844 Berlin Duvarı da neşeyle yıkılmıştı Psikiyatri uzmanı Prof. Nevzat Tarhan. "Bırakalım muzaffer komutan gibi gelsinler, demokratik sevinçlerini ifade etsinler. Bastırılmış duyguların kendini ifade etmesi iyi bir şeydir" tavsiyesi yaptı. Türkiye geri dönüşü olmayan bir yola girdi. Bugünkü iktidar yapmasa gelecek iktidarlar yapacaktı. Tıpkı Berlin duvarının 1989’da yıkıldığı gibi. Sevinenler Doğu Almanlardı ama kazanan bütün Almanya olmuştu. Duygu temelli tepkiler ‘Küstüm yokum veya vurdum mu oturturum’ davranışı demektir. Akıl temelli açıklamalarla ve gerekçelerle konuya yaklaşmak gerekir. Bırakalım muzaffer komutan gibi gelsinler, demokratik sevinçlerini ifade etsinler. Bastırılmış duyguların kendini ifade etmesi iyi bir şeydir. İfade edilmeyen duygular terörü besliyor. Komşumuzun sevincinden rahatsız olmak için sebebimiz yok, kan davası bittiği için herkesin sevinmesi gerekmiyor mu? Kan davasını tekrar başlatmak isteyenler bu dönemde orantısız tepki verirler onları iyi tanımamız gerekir. Kin, intikam, nefret gibi duygular olmadıkça soğukkanlılığı bozmamak gerekiyor. Süreç TSK’nın da başarısıdır Demokratik açılım sürecinde ve yazılı bir vaad olmadığı halde terör örgütü taraftarlarının Türkiye’ye giriş yapması konusu böyledir. Aslında oluşan güven ortamı sonucu yazılı bir taahhüt olmadan ortaya çıkan gelişmeler politik değeri yüksek gelişmelerdir. Türkiye’nin gücünü gösterir. Akıllı komutan başarısının onda birini silahla onda dokuzunu sözle elde eder. Silahlı kuvvetlerimiz Genelkurmay Başkanımızın akli yaklaşımları ile diplomatik süreci desteklemesi çok önemlidir. Bu olmazsa olumlu gelişmeler olmazdı. Sayın Orgeneral İlker Başbuğ TSK’daki şahinleri dinlemiyor bu çok açık bir gerçek diyebiliriz. Türkiye planını uyguluyor. Türkiye’yi bölmek isteyenler bölüyoruz diye seviniyorlarsa yanılıyorlar. Diğer taraftan Türkiye bölünüyor diye korkanlar da abartılı ve öfkeli tepkiler vermeye devam ederlerse korktuklarını davet ettiklerini görmeliler. Aşırı istekler karşıtını besler ve ters rolü güçlendirir “Düşün düşün ne düşündüğünü de düşün” diyen atalarımızı en çok  şahin siyasetçilerin ve şahin generallerin dinlemesi gerekiyor. Türkiye’nin zihinsel Berlin duvarları yıkılıyor. Çocuksu mizaçlılar sokaklara dökülür agresif mizaçlılar bağırıp çağırır. Arka planı görenler hesaplarını yaparlar. Vitrinle değil raflarla ilgilenelim. Prof. Nevzat Tarhan Haber    Anahtar Kelimeler 23 Ekim 2009 14:50 yorum 721 okunma 611251 THY, 80 kabin memurunu mezun etti THY Uçuş Eğitim Başkanı Halil Üstün, Kabin Eğitimi Müdürlüğünde aylık teorik ve pratik eğitimlerini tamamlayan kabin memurlarının diploma töreninde yaptığı konuşmada, THY'nin, 130'u aşan uçağı ve bine yakın uçuş personeliyle Avrupa'da önde gelen hava yolu şirketleri arasında yer aldığını kaydetti. Üstün, THY'nin dünyada ön sıralarda yer almak için eğitim ve güvenliğe büyük önem verdiğini belirterek, eğitimlerini tamamlayan kabin memurlarına başarılar diledi. Havacılığın özveri isteyen bir iş olduğunu vurgulayan Üstün, ''Sizler bundan sonra hayatınızda büyük özverilerde bulunacaksınız. Yaşamınız gerçekten çok değişecek. Dünyanın çeşitli ülkelerini görecek, değişik kültürlerle tanışacaksınız. Mesleğinizin sorumluluğuna göre hareket edeceğinizden eminim'' dedi. Törende daha sonra dereceye giren kabin memurları ile diğer mezunlara diplomaları verildi. Mezuniyetin heyecanını yaşayan kabin memurları, hep birlikte hatıra fotoğrafı çektirerek mezuniyet pastası kesti. AA 609772 Yılda Bir Seçim Meclis'ten Geçti Yılda Bir Seçim Meclis'ten Geçti Yayına Giriş: 23.10.2009 00:22:51 Güncelleme: 23.10.2009 00:28:18 Milletvekili seçimlerinin yılda bir yapılmasını öngören yasa teklifi, Meclis Genel Kurulu'nda kabul edildi. Kanun ile her ilin en az milletvekili çıkarması da yasal güvenceye kavuşturuluyor. Uyum yasası niteliğindeki kanunla, 21 Ekim 2007 tarihindeki anayasa değişikliği referandumunun sonuçları, Milletvekili Seçimi Kanununa taşınıyor. Yasaya göre, milletvekili seçimleri yılda bir yapılacak. Oy kullanma işlemi, yılın dolmasından önceki son pazar günü gerçekleşecek. Yasayla, nüfusu milletvekili çıkarmaya yetmeyen Bayburt gibi illerle ilgili de düzenleme yapılıyor. Buna göre, nüfusu yeterli olmadığı için milletvekili çıkarabilen şehirlere öncelik tanınacak ve vekil daha çıkarma hakkı verilecek. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 610886 AKB Ajansı'ndan bir açıklama daha Ajanstan yapılan açıklamada, son günlerde basın organlarında yer alan kimi haberlerde gündeme getirilen bazı iddia ve suçlamalar karşısında önemli görülen bazı hususların ayrıntılı bir biçimde kamuoyuyla paylaşıldığı, ancak aynı haberlerin ısrarla devam etmesi karşısında, özellikle İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansının proje üretim süreci ile ilgili detayları bir kez daha kamuoyuyla paylaşma ihtiyacı duyulduğu belirtildi. Ajansın, İstanbul'u Avrupa Kültür Başkenti olarak hazırlamak, 2010 yılında gerçekleştirilecek etkinlikleri planlamak ve yönetmek, kamu kurum ve kuruluşlarının bu amaçla yapacakları çalışmalarda koordinasyonu sağlamak amacıyla kurulduğu hatırlatılan açıklamada, ajansın bu misyonu yerine getirmek için "Kültür-Sanat", "Kentsel Uygulamalar ve Kültürel Mirasın Korunması" ile ve Tanıtım" alanlarında hem proje ürettiği, hem de dışarıdan gelen projeleri değerlendirerek destek verilmeye uygun görülenleri desteklediği bildirildi. Açıklamada, bugüne kadar ajansla ilgili medyada çıkan haberlerin bir kısmında, İstanbul 2010 AKB Ajansının sadece kamuoyundan gelen projeleri değerlendiren ve kabul edilmeleri durumunda fonlayan bir yapı gibi yansıtıldığı öne sürüldü. Ajansın bugüne kadar uygulamaya koyduğu projelerin yüzde 78'i dışarıdan gelen projeler olmakla birlikte, yüzde 22'lik ciddi bir bölümünün bizzat ajansın kendi yönetmenlik ve direktörlüklerinin ürettiği, yani müellifi ajans olan projeler olduğu vurgulandı. "Ajansımız sadece dışarıdan gelen projeleri fonlayan bir kurum değil. Tabii ki kendi projelerimizi de üretiyoruz" ifadesine yer verilen açıklamada, "Daha net bir ifade ile İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansının şu anda fonlamakta olduğu 421 projenin 93'ü ajansın kendisinin ürettiği projelerdir" denildi. Bu projelerin bizzat ajansın kendi insan kaynağı ve entelektüel beyin gücünün ürettiği projeler olduğu belirtilen açıklamada, "Elbette gerekli olduğu durumlarda ajans dışından da katkılar alınmaktadır. Her bir proje, ilgili yönetmenliğin veya direktörlüğün kolektif çalışması sonucu ortaya çıkmaktadır. İstanbul 2010 AKB Ajansının yönetmenliklerinde ve direktörlüklerinde ise alanlarının yetkin ve değerli kültür-sanat üreticileri, fikir önderleri, entelektüelleri ve kültür yöneticileri görev almaktadır" ifadesine yer verildi. Ajansın, kendi projelerini üretememesi gibi bir durumunun söz konusu olamayacağı, zira, Türkiye'nin en yetkin kültür-sanat insanlarının, entelektüelleri ve yöneticilerinin ajansta bulunma sebeplerinin sadece dışarıdan gelecek projeleri değerlendirmek olamayacağının belirtildiği açıklamada, şöyle denildi: "Burada önemli olan ve altı kuvvetle çizilmesi gereken nokta şudur. Söz konusu insan kaynağının tamamı, İstanbul 2010 AKB Ajansı için sözleşmeleri ile sabit aylık ücretleri dışında hiç bir ücret, prim, bonus veya pay almamaktadır. Kendilerine ait bir proje olmadığı gibi, üretimine katkıda bulundukları herhangi bir projeden pay almaları da söz konusu olamaz. Projelerin uygulamasında faydalanılacak dış kaynakların ve alt yüklenicilerin ajans çalışanları ve özellikle de yönetmen ve direktörler ile bir illiyet bağının olmaması diğer bir önemli etik prensiptir. Bu çerçevede, bir kısmının bilgi eksikliğinden, bir kısmının ise bilinçli olduğunu düşündüğümüz söz konusu haberlerdeki bu iddianın tamamen asılsız olduğunun bir kez daha altını çizmek isteriz." Proje başvuruları Proje değerlendirme ile proje üretmenin birbirinden ayrı işleyen süreçler olduğuna vurgu yapılan açıklamada, "Bu noktada, ikinci bir temel unsurun daha altını çizmek gereklidir. Her bir yönetmenlik, aynı zamanda kendi alanı ile ilgili dışarıdan başvuruları yapılan projeleri değerlendirme sorumluluğunu da üstlenmektedir. Ancak bu süreç, ajans içi üretim sürecinden kesin bir şekilde ayrılmış ve standartları çok net belirlenmiş, şeffaf bir süreçtir" denildi. Açıklamada, ajansa başvurusu yapılan projelerin, ilgili sanat yönetmenliği veya direktörlük tarafından, uzman danışmanların da katılımıyla objektif kriterler doğrultusunda titizlikle incelendiği belirtildi. Başvuruların değerlendirilmesi sürecinin de anlatıldığı açıklamada, temel olarak "İstanbul ile ilişikli olma, ilgililik, projenin sosyal ve uluslararası boyutunun bulunması, artistik değeri, hedef kitleye uygunluğu, İstanbul'a ve İstanbullu'ya sağladığı fayda, ajansın tanıtımındaki rolü, Avrupa Kültür Başkenti programının misyon ve rolünü kamuoyuna aktarmak, sürdürülebilirlik ve geliştirilebilirlik" kriterlerinin dikkate alındığı ifade edildi. İnceleme sonuçlarının, uzmanların görüşleri ile birlikte değerlendirilmek üzere ajans Yürütme Kurulu'na sunulduğunun belirtildiği açıklamada, projelerin ilgili yönetmenlik veya direktörlüğün inceleme ve görüşleri ışığında Yürütme Kurulu tarafından İstanbul 2010 AKB programına uygunluğu ve olanakları ile ele alınarak değerlendirildiği vurgulandı. Yürütme Kurulunun onayını alan projelerin, Bütçe Komisyonu tarafından görüşülüp, ajansın projeye vereceği maddi desteğin karara bağlanmasının akabinde proje sahibi ile sözleşme imzalandığı hatırlatılan açıklamada, Bütçe Komisyonunun projeyi karara bağlaması ve sözleşme imzalanana kadar proje değerlendirme sürecinin devam ettiği, yapılan başvuruların ancak ve ancak bu safhalardan geçtikten sonra İstanbul 2010 AKB projesi olarak nitelik kazandığı belirtildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Dolayısıyla, proje üretimi ve değerlendirmesi birbirinden bağımsız işleyen süreçlerdir ve İstanbul 2010'un yönetmen ve direktörleri, iki süreci birbirinden bağımsız olarak yönetme yetkinliğindedir. Fonlanan projelerin yüzde 78'lik bir bölümünün dışarıdan projeler olması da ajansın kendi projelerine pozitif bir ayrımcılık yapmadığının en güzel göstergesidir." 610475 Kumluca'da insan kaçakçısı tutklandı Antalya'nın Kumluca ilçesinde ''Göçmen kaçakçılığı'' iddiasıyla göz altına alınan kişi tutuklandı. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Kumluca Jandarma Komutanlığı ile Mavikent Jandarma Komutanlığının düzenlediği operasyonda gözaltına alınan yasa dışı yollarla göçmen kaçakçılığı yaptıkları iddia edilen kişi, jandarmadaki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Adliyeye sevk edildi. Kumluca Cumhuriyet Savcısı Mehtap Yılmaz tarafından sorgulanan zanlılar, ''Göçmen kaçakçılığı'' yaptıkları gerekçesiyle tutuklanmaları talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Nöbetçi mahkeme, Fatin Rüştü Zorlu Y. (44), Serdar B. (23) ve İbrahim S. (22) isimli zanlıların tutuklanmalarına karar verdi. Zanlılar, jandarma tarafından Kumluca Cezaevine gönderildi. Kumluca'ya bağlı Mavikent beldesinde 21 Ekimde, araçla İstanbul'dan geldikleri belirlenen 45'i Türk, diğerleri İran, Filistin, Burma, Pakistan ve Sri Lanka uyruklu 69 kaçak jandarma tarafından yakalanmış, bu kişileri yasa dışı yollardan yurt dışına götürmeye çalıştığı iddia edilen kişi gözaltına alınmıştı. Öte yandan, yabancı uyruklu kaçakların, işlemlerinin tamamlanmasının ardından ülkelerine gönderilmek üzere Antalya Yabancılar Şubesine teslim edildiği bildirildi. Türkiye uyruklu kaçak yolcular ise serbest bırakıldı. AA 610173 Gönül Makamı'na devam LİNKLER Savaş Ş. Barkçin'in hazırlayıp sunduğu ve Murat Salim Tokaç'ın müzik yönetmenliğini yaptığı program, Türk musikisinin hayatımızı nasıl yansıttığını örneklerle gösteriyor. Programa Murat Salim Tokaç ney ve tanburuyla; Ahmed Şahin, Murat Irkılata ve Mehmet Kemiksiz sesleriyle, Emre Erdal kemençesi ile, Halil Uğur Kutlu ise kudüm ve bendiriyle katılıyor. TRT 20.30 610732 Şiddet Gören Kadına Yeni Uygulama Şiddet Gören Kadına Yeni Uygulama Kadın ve Aileden sorumlu Devlet Bakanı Kavaf, şiddet mağduru kadınların evine tekrar gönderilmeyeceğini söyledi. Yayına Giriş: 23.10.2009 13:12:04 Güncelleme: 23.10.2009 13:12:04 Kadın ve Aileden sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, şiddet mağduru kadınların karakolda, sosyal hizmet görevlisiyle birlikte form dolduracağını ve evine tekrar gönderilmeyeceğini söyledi. Gaziantep'te açıklamalarda bulunan Selma Aliye Kavaf, şiddet mağduru kadınların tekrar şiddetle karşılaşmaması için yeni bir uygulamaya başlandığını ifade etti. Kavaf, "Kadının veya şiddet mağduru insanın hayatını nerede nasıl devam ettireceğiyle alakalı kararı bildiren bir form doldurulacak, formun altını karakolda görevli olan polis, SHÇEK görevlisi ve mağdur imzalayacaklar. dedi. Uygulamayla, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin mahkumiyet kararlarının da önüne geçilmesi amaçlanıyor. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 610238 FKÖ'lü Ahmad Saadat'a destek eylemi Mahkemede Saadat'ın, kendisine uygulanan tecridi teşhir edeceğinin vurgulandığı eylemde, İsrail'in Filistin politikaları da protesto edildi. Dün akşam saatlerinde Galatasaray Meydanı'da toplanan Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği üyesi 20 kişi, "Tecride son Ahmad Saadat'a özgürlük" yazılı pankart açtı. "Filistinli tutsaklar yalnız değildir", "Ahmad Saadat yalnız değildir" şeklinde slogan atan grup, İsrail'de mahkemeye çıkacak olan Filistin Kurtuluş Örgütü Sekreteri Ahmad Saadat'a destek verdi. Grup adına yapılan açıklamada, "Filistin mücadelesinde özveriyle savaşan ve İsrail'e tutsak düşen Ahmad Saadat, mahkemede İsrail'in kendisine uyguladığı tecridi teşhir edecek. Bu gün dünyanın her yerinde Saadat'a destek eylemleri yapılıyor." denildi. Ahmad Saadat'ın yaşadığı tutsaklık sürecinin de anlatıldığı eylemin ardından grup olaysız dağıldı.  (CİHAN)   610079 AIPS’ten protesto AIPS’ten protesto güncellenme zamanı 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Dünya Spor Yazarları Birliği (AIPS) Başkanı Gianni Merlo, Futbol Federasyonu Başkanı ve Başkanı ’ya birer resmi mektup göndererek, Yazıcı’nın muhabiri Erhan Telli’ye yönelik gerçekleştirdiği saldırıyı etti. Merlo, saldırının basın özgürlüğüne yapıldığını belirterek, Futbol Federasyonu’ndan konuyu araştırarak gerekli girişimlerde bulunmasını beklediğini ifade etti. Spor Yazarları Derneği (TSYD) ise yetkilileri göreve çağırdı ve “Olayın üzerinden gün geçmiş olmasına karşın idari yönden Futbol Federasyonu’nun henüz harekete geçmemiş olmasını yadırgıyoruz” açıklamasını yaptı. 610095 Savcılık, Oktay'ın intihar dosyasını yeniden inceliyor Başsavcılık bu bağlamda hastane, adli tıp, savcılık ve emniyet yetkilileri ile soruşturma ve otopsi raporuna ilişkin görüşmeler yaptı. Bu adımların ardından dosyanın yeniden açılıp açılmayacağı belli olacak. Behçet Oktay, şubat ayında Dikmen Keklikpınarı'nda bulunan Park Vadi Evleri önünde aracında ölü bulunmuştu. Savcılık, 20 Nisan 2009 tarihli takipsizlik kararında, "Oktay'ın kendi kusurlu eylemi sonucunda yaşamına son verdiği, olayla ilgili kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir." denilmişti. Adli Tıp raporunda ise eski emniyet mensubunun kanında ve idrarında kokain bulunduğu ve kaburgasının kırık olduğu belirtilmişti. Bu rapor Oktay'ın öldürüldüğü yönünde iddiaları gündeme getirmişti. Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı konuyla ilgili inceleme başlattı. Oktay'ın kaburgasının kırılma sebebi intihardan sonra kaldırıldığı hastanedeki ekibe soruldu. Sağlık görevlileri Oktay'a yapılan kalp masajı sırasında bazı kaburgaların kırıldığını söyledi. Ölüm olayına dair Adli Tıp yetkilileriyle de toplantılar yapıldı. Savcılık ve emniyet yetkilileri gerekli soruşturmaların yapıldığını belirterek olayın intihar olduğunu belirtti. Başsavcılığın bu görüşmelerin ardından toplanan bilgiler ışığında Behçet Oktay'ın dosyasını yeniden açıp açmayacağı belli olacak. ALPER SANCAR ANKARA 611479 İstanbul'da su kesintisi › › ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler İstanbul'da su kesintisi İSTANBUL (A.A) İstanbul'un Bakırköy ve Ataşehir ilçelerinde 27 Ekim Salı günü su kesintisi yapılacak. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresinden (İSKİ) yapılan yazılı açıklamada, bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle 27 Ekim Salı günü 08.00-24.00 saatleri arasında Bakırköy'ün Yeşilköy, Yeşilyurt, Atatürk Hava Limanı ve çevresine, aynı gün 08.00-17.00 saatleri arasında da Ataşehir'in Atatürk ve Küçükbakkalköy mahallelerinin bir kısmına su verilemeyeceği belirtildi. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. GÜNDEM 610697 Eyfel'e doğum günü Eyfel'e doğum günü İHA Giriş Saati 23.10.2009 10:30 Güncelleme 23.10.2009 12:07 Paris'in sembolü dünyaca ünlü Eyfel Kulesi'nde ay boyunca her akşam 12'şer dakikalık ışık gösterisi yapılacak. İnşa edilişinin 120'inci yılı dolayısıyla Fransız bayrağı renkleriyle donatılan Eyfel Kulesi, çeşitli ışık dekorlarıyla kimi zaman bir pırlanta taşı, kimi zaman da zümrüt taşı rengine dönüşüyor. Başkent Paris'in 12 ayrı köşesinden verilen ışık Eyfel Kulesi üzerinde birleşirken, kule üzerindeki ışıklar söndürülüp, toprak zemin üzerindeki ayağında kulenin en üst kısmına kadar ağır ağır mavi motif dekoru yükseltiliyor. Eyfel Kulesi, sırasıyla Fransız bayrağının renkleri mavi, beyaz ve kırmızıya bürünüyor. Paris Belediyesi, Eyfel Kulesi'nin inşa edilişinin 120'inci yılının kuleyi değişik motif ve renklerle normal görünümünün dışına çıkararak, ay süresince bu şekilde kutlanacağını duyurdu. Dün gece ilk gösterinin başlamasıyla, Eyfel Kulesi'ni görmek isteyen turistler Trcadero Meydanı'nda ellerinde fotoğraf makineleriyle bekledi. Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 610219 İstanbul cazibesini korumayı başarıyor Londra Ekonomi ve Siyaset Bilimi Okulu (London School of Economics and Political Science) ile Deutsche Bank Alfred Herrhausen Topluluğu'nun ortak girişimi olan Urban Age, 4-6 Kasım 2009 tarihlerinde "Urban Age İstanbul Konferansı"nı gerçekleştirecek. Konferans kapsamında İstanbulluların, kentteki yaşam kalitesi konusunda düşüncelerini inceleyen İstanbul Kent Anketi hazırlandı. Önceki yıllarda Londra ve Sao Paulo'da yapılan anketin İstanbul bölümüyle ilgili çalışmaları uluslararası araştırma firması IPSOS yürüttü. 'İstanbul Kent Anketi'nde İstanbulluların çevre, ulaştırma, güvenlik ve kentsel yönetişim hakkındaki düşünceleri ve davranış biçimleri, Londra ve Sao Paulo kentlerinde yapılan anket sonuçları ile karşılaştırmalı olarak ele alınıyor. Anketin sonuçlarına göre İstanbul'un en cazip yanı sunduğu iş imkanları. Kentin en önemli sorunu ise trafik sorunu. Anket İstanbulluların kentlerinin yaşam kalitesini artırmak için yapılacak en önemli üç yatırımın, eğitim, çevre ve trafik konularında olması gerektiğini düşünüyor. İstanbul Kent Anketi'nin detaylı sonuçlarına www.urban-age.net adresinden ulaşılabiliyor. İstanbulluların yüzde 50'sinden fazlası, toplu taşımanın trafiği azaltacağını düşünüyor. İstanbul Kent Anketi, tüm mega kentlerde olduğu gibi İstanbul'da da en büyük sorunun trafik sıkışıklığı ve ulaşım yetersizliği olduğuna işaret ediyor. İstanbulluların yüzde 63'ü uygun yolların yapılması durumunda bisikleti ulaşım aracı olarak kullanacaklarını söylüyor. (Zaman) 611337 Namaz kılanların üzerine ateş açtı Alınan bilgiye göre, ilçenin Tohumluk köyü camisinde, cuma namazı sırasında caminin asma katındaki Hacı Mehmet U, henüz belirlenemeyen nedenle birinci katta namaz kılan cemaatin üzerine tabancasıyla ateş etti. Olayda yaralanan Bayram Okuş, Cumali Özdemir ve Rüştü Sınır, Şebinkarahisar Devlet Hastanesinde, Sinan ve İbrahim Okuş ile Sait Koç ise Giresun Prof. Dr. İlhan Özdemir Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Mermilerin bacak bölgelerine isabet ettiği yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi. Olayın ardından Hacı Mehmet U'nun jandarma ekiplerince gözaltına alındığı, soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi. 610432 400 bin bebek enfeksiyondan ölüyor Türk Neonatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Yurdakök, bebeklerde alt solunum yolları enfeksiyonlarının en sık görülen nedeni olan Respiratuar Sinsityal Virüsün (RSV) Ekim-Nisan ayları arasındaki dönemde ortaya çıkıp yayıldığını belirterek, bu virüse karşı kullanılmış mendillerin ortadan kaldırılması, kalabalık yerlerden uzak durulması, solunum yolları enfeksiyonu şüphesi veya ateşi olanların bebeğe temasının engellenmesi gibi önlemler alınabileceğini bildirdi. Türk Neonatoloji Derneği'nce Ankara'da düzenlenen toplantıda RSV enfeksiyonlarına dikkat çekildi. Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı'nın yanı sıra Hacettepe, Ege, Ankara ve Uludağ Üniversitelerinin Tıp Fakültelerinden uzmanların katıldığı toplantıda, Respiratuar Sinsisyal Virüs (RSV) enfeksiyonlarından korunma ve tedavi yöntemleri konusunda güncel bilgiler masaya yatırıldı. Toplantıya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türk Neonatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Yurdakök, sonbahar ve kış aylarında salgınlara yol açan tek virüsün grip olmadığını, oldukça bulaşıcı olan RSV'nin her yaşta solunum yolları enfeksiyonuna neden olabildiğini söyledi. 400 BİN BEBEK RSV VİRÜSÜ NEDENİYLE ÖLÜYOR Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) rakamlarına göre dünyada her yıl yaklaşık 400 bin bebeğin bu virüs nedeniyle öldüğünü ve yine tüm yeni doğanların üçte birinde alt solunum yolu enfeksiyonlarından birinin oluştuğunu anlatan Yurdakök, şunlara dikkati çekti: ''Bebeklerde alt solunum yolları enfeksiyonlarının en sık görülen nedeni olan RSV, Ekim-Nisan ayları arasında ortaya çıkıyor. Prematüre ve yenidoğan döneminde başlayan kronik akciğer ile bazı doğuştan kalp hastalığı olan bebeklerde risk oluşturabiliyor. Virüsün bulaşma yöntemi insanlarla temastır. Kalabalık insan gruplarının bulunduğu yerlerde virüsü kapmak, Ekim-Nisan döneminde çok kolaydır. Virüs özellikle hastane ortamlarında daha da çabuk yayılır.'' RSV enfeksiyonları yetişkinler ile üç yaşın üstündeki çocuklarda basit bir ''üst solunum yolu'' hastalığı şeklinde kırgınlık, burun akıntısı, boğaz ağrısı, hafif öksürük ve baş ağrısı gibi şikayetlerle atlatılırken, küçük prematüre bebekler de ise büyük tehlike oluşturduğuna dikkati çeken Yurdakök, ''Respiratuvar Sinsityal Virüs enfeksiyonları, 32 haftanın altında doğanlar ile uzun süre solunum cihazına bağlı kalmış, kronik akciğer hastalığı gelişmiş bebeklerin hastaneye yatırılması gerekebilir. RSV enfeksiyonları, bazen ölümle sonuçlanacak ciddiyette problemlere neden olabilir'' şeklinde konuştu. Bir yaşına kadar çocukların yüzde 50'sinin, iki yaşına kadar olanların ise hemen hemen tamamının bu virüsle tanıştığına dikkati çeken Yurdakök, ''Virüs bebeklerde ve çocuklarda burun tıkanıklığı, nezle, boğaz ağrısı ve ateş gibi soğuk algınlığı belirtileri ile ortaya çıkan ve bazen de orta kulak iltihabı ile devam eden üst solunum yolları enfeksiyonu olarak kendini gösterir'' ifadesini kullandı. RSV'nin bebeklerde alt solunum enfeksiyonlarına neden olduğuna dikkati çeken Yurdakök, ''RSV'ye yakalanan bebeklerin yüzde 20-40'ı hırıltılı solunum güçlüğü bulguları ile bronşit veya zatürreye varan alt solunum yolları hastalıklarına da yakalanırlar'' ifadesini kullandı. ÖNLEMLER Yurdakök, virüse karşı alınabilecek önlemlerle ilgili şunlara dikkati çekti: -Bebeğe dokunmadan önce elleri yıkamak ve hijyene dikkat etmek. -Bebeği sigara içilen ortamlardan uzak tutmak. -Virüsün saatlerce hayatta kalabileceği kullanılmış mendilleri ortadan kaldırmak. -Bebeği toplu taşıma araçları, eğlence merkezleri, kreş ve okul gibi kalabalık yerlere götürmemek. -Solunum yolları enfeksiyonu şüphesi veya ateşi olan kişilerin/çocukların bebeğe temasını engellemek. -Diğer küçük çocukları bebekten uzak tutmak. -Bebeğin oyuncaklarını ve kullandığı malzemeleri sık sık yıkamak. -Koruyucu aşı ile ilgili doktordan bilgi almak. AA 610745 Erdoğan, Adalet Bakanlığı'na devredilen Sadullah Paşa Yalısı'nı inceledi Kısıklı'daki evinden 11:30 sularında ayrılan Başbakan Erdoğan, daha sonra Çengelköy'e geçti. Erdoğan, burada restorasyonu yapılarak Anıtlar Yüksek Kurulu'ndan Adalet Bakanlığı'na devredilen Sadullah Paşa Yalısı'nda inceleme yaptı. Erdoğan'a İstanbul Valisi Muammer Güler de, eşlik etti. Erdoğan, cuma namazını kılmak üzere Kerem Aydınlar Cami'ne geçti. (CİHAN) 610951 Belediyeden anonslu teşhir: "Borcunuzu ödeyin" Elazığ'ın Keban ilçesi Demokrat Partili Belediye Başkanı Hadi Turan, belediyenin hesaplarına el konulunca, çareyi borçlarını ödemeyenleri anonsla halka şikayet etmekte buldu. Başkanı bu yola iten belediyenin bitmeyen borcu. 5.5 milyon  lira borcu olan belediye çaresiz kaldı. Başkan, belediyenin bütün para işlerini duyurmaya başladı. Bunun için de belediye hopörlerini kullandı. Başkanın yaptırdığı anoslardan biri de belediyenin kiracılarıyla ilgili. Kirasını ödeyemeyenler belediye hoparlöründen teşhir ediliyor. Yapılan anoslara şimdilik tepki yok. Ama başkan uygulamanın işe yarayacağı görüşünde. 609777 Nüfusu milletvekili çıkarmaya yetmeyen iller de milletvekili çıkarabilecek Madde üzerine söz alan CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, teklifin temsilde adaleti bozucu nitelikte olduğunu ve hukukun hafife alındığını öne sürdü. Gök, AK Parti Bayburt Milletvekili Ülkü Gökalp Güney için kanun getirildiğini savunarak, teklifin seçim sistemine hiçbir faydasının olmadığını kaydetti. Sataşma olduğu gerekçesiyle söz alan Güney, teklifin adının kendisiyle bağdaştırılmasını ''yakışıksız'' olarak nitelendirdi ve ''Hitabı yakıştıramadım. Bu, Bayburt'un meselesi değil. Arkadan Tunceli ve Yalova gelecek. Bu, normal bir çözümdür. Yakıştırmayı iade ediyorum'' diye konuştu. DTP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, değişikliğin ''alelacele'' getirildiğini ileri sürerek, seçim barajının indirilmemesini, partilerin farklı dil ve lehçelerde propaganda yapamamasını eleştirdi. Buldan, ''Yerel dil ve lehçelerde propaganda yapılması halk tarafından anlaşılmayı da beraberinde getirecektir'' dedi. Konuşmasında Buldan, Meclis'te grubu bulunan diğer partilere Hazine yardımı yapılmasına karşın yasa değişikliğiyle DTP'ye yapılmamasını da eleştirerek, ''Bu haksızlığın giderilmesini istiyoruz'' ifadesine yer verdi. MHP Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz ise meselenin sadece Bayburt'un meselesi olmadığını, birçok ilin göç nedeniyle milletvekili çıkaramaz hale geleceğini kaydetti. Korkmaz, bir ilin en az Milletvekili ile temsilini istediklerini kaydetti. Teklifi veren milletvekillerinden AK Parti Bayburt Milletvekili Fetani Battal, Seçim Yasasına çok önemli bir ilkeyi koymak istediklerini kaydetti. Şu ana kadar hiçbir ilin TBMM'de tek Milletvekili ile temsil edilmediğini, göç nedeniyle bunun mümkün hale geldiğini belirten Battal, 10 ilin bu durumda bulunduğunu anlattı. AK Parti Konya Milletvekili Ayşe Türkmenoğlu, düzenlemenin, temsilin demokratik olması açısından önemli olduğunu belirterek, hayırlı olmasını diledi. -ADALET BAKANININ SÖZLERİ- Soruları yanıtlayan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, ''İl sayısı 150'ye çıkarsa ne olur?'' sorusuna karşılık, Türkiye'de il sayısının belirli bir stabiliteye geldiğini söyledi. Ergin, ''İl yapma mercilerinin bu tür sıkıntıları gözardı etmemeleri gerektiğine inanıyorum. Bir ilçenin girişine ve çıkışına ilçe tabelası yerine, il tabelası asmanın çok fazla bir faydası olmadığını geçmiş dönemde yapılan uygulamalardan gördük. Bu açıdan sıkıntı çıkabilir. Ben böyle bir ihtimalin gerçekleşmeyeceğini düşünüyor ve temenni ediyorum'' dedi. Teklifin 1. Maddesi yapılan oylama sonucu kabul edildi. 611306 UAEK Önerisine Yeşil Işık UAEK Önerisine Yeşil Işık Yayına Giriş: 23.10.2009 16:06:33 Güncelleme: 23.10.2009 16:06:33 Amerika Birleşik Devletleri, Fransa ve Rusya, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'unun (UAEK) İran ile ilgili önerilerini kabul etti. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun Tahran yönetimine sunduğu taslak anlaşma metninde, İran'ın, zenginleştirilmiş uranyum rezervinin yüzde 75'ini reaktörlerde kullanılan yakıta dönüştürmek için yıl sonuna kadar yurtdışına göndermesi yer alıyordu. Bu öneriye Amerika Birleşik Devletleri, Fransa ve Rusya'dan yeşil ışık geldi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, "öneriler üzerinde mutabıkız ve sadece İran değil, müzakere sürecinin tüm katılımcılarının önerilen planın uygulanmasında yardımcı olmaya hazır olduklarına inanıyoruz" dedi. Fransız ve Amerikalı yetkiler de Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun önerilerine katıldıklarını belirttiler. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, Çarşamba günü İran, Rusya, Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa'ya, İran'ın düşük seviyede zenginleştirilmiş uranyum stokunun azaltılmasıyla ilgili bir anlaşma taslağını vermiş ve buna iki gün içinde yanıt verilmesini istemişti. Bu arada Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu yetkililerinin yarın (24.10.2009) İran'ın Kum kentindeki nükleer tesiste incelemelerde bulunacakları bildirildi. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 610589 Rahşan Ecevit''in partisi çalışmaya başladı Ecevit, yaptığı yazılı açıklamada, DSP'nin son yıllarda kurucusu Bülent Ecevit'in çizgisinden uzaklaşmaya başladığını, onun düşünce, inanç ve ilkelerinin DSP'nin eylemlerine yansımaz olduğunu savunarak, ''Eylemleri de giderek seyrekleşmeye başlamış, parti adeta hareketsiz kalmış varlığı ile yokluğu bir olmuştu'' değerledirmesinde bulundu. Son kurultayda, ''DSP'nin felsefesi ile yakından uzaktan ilgisi bulunmayan bir genel başkanın seçildiğini'' öne süren Ecevit, ''DSP'nin, demokratik solculuğunu tamamen yitirdiğini'' iddia etti. Ecevit, açıklamasında şunları kaydetti: ''İşte bu nedenlerle DSP'den ayrılanlar, Bülent Ecevit'in düşüncelerini ilk fırsatta yeniden hayata geçirmek üzere AKP'yi iktidardan uzaklaştırmak ve Türkiye Cumhuriyeti'ne yakışır bir iktidarın oluşmasına katkıda bulunmak için yeni kurulacak olan Demokratik Sol Halk Partisi (DSHP) adı altında bir araya gelerek çalışmalarına başlamıştır.'' AA 2009-10-23 12:55:31 "Rahşan Ecevit" ve "Parti" kelimelerini yan yana görünce başlıkta, Rahşan Hanım evinde arkadaşlarına parti verecekmiş sandım. Allah Allah dedim bu yaşta ne partisi? Lakin işin özü öyle değilmiş. İşin özü daha da betermiş. Anlaşılan "Solun bitmeyen birbirini yeme eğilimi" yeni boyutlar kazanacak. Onlar biribirini yer biz de kerevetine çıkarız. N'apalım, bu da bitmeyen, kendini tekrar edip duran gereksiz süreçlerden biri olacak. Kayıtsızım, bana ne. Gülderen Demiryürek 610426 Derbinin belgeseli Amerika'nın en ünlü spor kanalında SON DAKİKA güncellenme zamanı 10.34 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Derbinin belgeseli 'nın en ünlü spor kanalındaDHA Futbolseverler, Süper Lig'de bu hafta Pazar günü oynanacak derbisini heyecanla beklerken ’daki dünyanın en büyük spor kanallarından ESPN Classic, bu iki takım arasındaki büyük çekişme ve heyecanın belgeselini ekranına taşıdı. ESPN TV’de ’de geçmişte oynanan derbi öncesi taraftarların hazırlıkları, birlikte hareket etmeleri, heyecanları, gerginlikleri ve takımlarını desteklemek için yaptıkları “Kıtalar arası” yolculuk ekrana getirildi. İki takımın arasında çok eskiye dayanan çekişme bulunduğu tüm özellikleri ile ekrana getirilen programda bu çekişme ve heyecanın her yıl giderek daha fazla büyüdüğü görüntüleriyle yayınlandı. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. Süper Hızlı Gönderi. 610832 Atletico Madrid'de yeni teknik direktör Quique Sanchez SON DAKİKA güncellenme zamanı 14.36 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda 'de yeni teknik direktör Quique Sanchez ’nın kulübü’nde görevinden alınan teknik direktör Gomez’in yerine Quique Flores’i getirdi. 44 yaşındaki İspanyol teknik adamın Madrid’e doğru yolda olduğu ve resmi açıklamanın bugün yapılacağı belirtildi. Sanchez’in yarın oynanacak Atletico Madrid- maçında yeni takımının başında sahaya çıkıp çıkmayacağının henüz netlik kazanmadığı öğrenildi. Atletico Madrid kulübü yöneticilerinden Jesus Garcia Pitarch, Abel’in görevden alınmasıyla ilgili düzenlediği basın toplantısında, Mallorca maçına yardımcı antrenörler Santi Denia ve Juan Sabas ile çıkacaklarını duyurmuştu. İspanya’da geçmişte ve kulüplerinde teknik direktörlük yapan Sanchez, son olarak geçen sezon ’in Benfica takımını çalıştırmış ancak başarı sağlayamayınca ayrılmak zorunda kalmıştı. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. Süper Hızlı Gönderi. 610851 MHP'li Vural'dan Atalay'a kritik soru SON DAKİKA güncellenme zamanı 14.56 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda 'li Vural'dan Atalay'a kritik soru Grup Başkanvekili İçişleri Bakanı ’a, "Yine soruyorum, ayın 17’sinde sınırda ’li kimlerle görüşme yaptın?" diye sordu. İşçi Emeklileri Derneğinin, Tes-İş Konferans Salonu’nda yapılan genel kuruluna katılan Vural, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. Vural, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile DTP Genel Başkanı ’ün, ’nde yaptıkları görüşmeyle ilgili bir soru üzerine, şunları söyledi: "Ne konuştun? Ben söylemeseydim bu karanlıkta kalmayacak mıydı? AKP ve ’nın organize ettiği açılımın kurdele kesme törenini konuşmadın mı? Konuştuysan Pazartesi günü olanları birlikte organize ettiniz. Uyarı yaptıysan ne oldu? Vali yardımcıları, hakimler, PKK bayrakları oraya gitti. Bakan diyor ki ’Uyarı yaptık.’ Hayır, beraber, birlikte düzenlediniz. Yine soruyorum, ayın 17’sinde sınırda DTP’li kimlerle görüşme yaptın? Görülüyor ki PKK’yı, DTP’yi muhatap alan bir projeyle ’nın kılavuzluğunda yapılan bir kurdele kesme törenine dönüşmüştür. Yadırgadığım bir şey yok. Sen, ’nin İçişleri Bakanısın. Kapalı kapalar ardında, çiftliklerde gece buluşmanın alemi mi var? Zaten buluşup görüşüyorsunuz. Bu, gösteriyor ki ayın 17’sinde yaptıkları görüşme, teslim törenin organizasyonu ile ilgili görüşmedir. Bizim tüylerimizi diken diken eden tablo budur. Kimin ne mal olduğunu biliyoruz. Orada devletin organizatörlüğünde çifte hukukun oluşturulması kanımıza dokunmuştur. Bu pis pazarlıkları deşifre etmeye devam edeceğiz." Vural, bir başka gazetecinin, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun, sınırında yapılan sorgulamalarla ilgili başlattığı inceleme konusundaki sorusu üzerine de "Asıl inceleme yapılması gereken Sayın Başbakan’dır" dedi. "Bu bölücülüğü Türkiye’ye ’açılım’ adı altında yutturmak ve hazmettirmek isteyen siyasal düşüncedir asıl önemli olan" görüşünü ifade eden Vural, şunları kaydetti: "Bu konuda bütün bürokratları uyarıyoruz. Hukuk devletinde, yasaya, hukuka, ’ya aykırı eylemler yapmaktan vazgeçilmelidir. Hukuk oluşturmak isteniyorsa bu hukuku oluşturma görevi AKP’ye aittir. Bugün kanunsuzluk ve hukuksuzluk işler hale gelmiştir maalesef. Bölgede iki hukukluluk oluştu. Burada suç olanın, orada suç olmadığı bir anlayış yerleştirilmeye başlanmaktadır. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Üzüntü verici olan devletin, hükümetin bu organizasyon içinde başrol oynamasıdır. ’la pazarlayamadıklarını başka organizatörlerle birlikte, üç beş teröristin teslim töreninde millete hazmettirmeye çalışıyorlar. Başbakan’ın gördüğü güzellik bu ama milletin içinin yandığı tablo da budur. Başbakan, milletten kopmuş, ayakları yerden kesilmiş. İmralı ve ötesindeki sevdalara tutulmuş görünüyor. Artık bu millet beraber yürüdüğü millet değildir. Milletimizi, değerlerini yalnız bırakmıştır. Milletimiz ibretle izlemektedir." AYLIK NAVİGASYON PAKETİ HEDİYE Süper Hızlı Gönderi Ve Kargo Bedava. 610255 Banka soyan iki genç kız teslim oldu SON DAKİKA güncellenme zamanı 09.17 23.10.2009büyük halleri için üzerine tıklayın haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Banka soyan iki genç kız teslim oldu 'da, müşteri olarak girdikleri banka şubesinde masanın üzerinde bulunan yaklaşık 60 bin liralık dövizi çalan beş şüpheliden "şapkalı" olan iki genç kız, paranın bir bölümünü getirip "etkin pişmanlık"tan yararlanmak istediklerini belirterek teslim oldu. olayı, Eylül'de Fevzipaşa Caddesi'ndeki bankada meydana geldi. Görüntü kayıtlarına göre bankaya saat 16.20'de gelen ve siyah şapkaları olan iki genç kız, bir süre çevreyi izledikten sonra, bankın arkasındaki masada döviz işlemleri yapan görevlinin çıkması üzerine harekete geçti. Uzun kollu ve beyaz çizgili kazak giyeni, bankta oturan görevliyle konuşurken, beyaz kısa kollu tişörtlü arkadaşı bankın arkasındaki masaya gitti. Sarı uzun örülü saçları şapkasından sarkan ve beline siyah hırka saran genç kız, masa üzerindeki 60 bin TL tutarındaki dövizi çantasına doldurdu. Çevredekilerin dikkatini çekmeyen kızlar, kısa süre sonra bankadan çıktı. Sırada bekleyen bir kadının ihbarı üzerine, bir dakika içinde 23 bin 300 euro ile 5200 doları çalan soyguncuların yakalanması için çalışmalar başlatıldı. Yaşı 18 çıktı Paranın 6500 lirasını harcadıklarını söyleyen Nergiz K. (11) ile Mutlu U. (14), cumhuriyet savcısına kalan parayı teslim etti. Masa üzerindeki dövizleri çantasına dolduran Nergiz K.'nın yapılan ölçümde kemik yaşının 18 olduğu belirlendi. Nergiz K., Etkin Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmak istediğini bildirdi. Nergiz K. ile Mutlu U. nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Annesi gözcülük yapmış Görüntüleri inceleyen Erzincan Masası dedektifleri, banka soygununu Nergiz K. ile Lale Ö.'nün (16) gerçekleştirdiğini belirledi. Mutlu U., Birsen K. (37) ve Zeynep K.'nın (39) gözlemci oldukları tahmin ediliyor. Zeynep K.'nın, Nergiz'in annesi olduğu belirlendi. Zeynep K.'nın 15, akrabası Birsen K.'nın 11, Nergiz K.'nın da ve 'da iki ayrı hırsızlık yaptıkları saptandı. Lale Ö. 'da yakalanarak tutuklandı ve Erzincan 'ne gönderildi. Soygun olayına karıştıkları ileri sürülen Zeynep ve Birsen K. aranıyor. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 609993 "Moral bulduk" Galatasaray'ın golcü futbolcusu Shabani Nonda, UEFA Avrupa Ligi maçında Dinamo Bükreş'i yenerek, hem grupta önemli bir avantaj elde ettiklerini, hem de Fenerbahçe derbisi öncesi moral bulduklarını söyledi. Maç sonrası basın mensuplarına konuşan Nonda, Dinamo Bükreş karşısında takım olarak çok iyi olduklarını belirtirken, ''Grupta puana ihtiyacımız vardı. Yine hafta sonundaki Fenerbahçe maçı için de morale ihtiyacımız vardı ve gerekeni yaptık'' dedi. Dinamo Bükreş maçında gol atmasıyla ilgili Nonda, ''Benim iyi olmam dışında, takımın da iyi olması bu durumu yaratıyor. Herşey yolunda gidiyor'' derken, takımda arkadaşlığın da üst düzeyde olduğunu vurguladı. Fenerbahçe derbisi öncesi keyiflerinin yerinde olduğunu belirten Nonda, ''Trabzonspor maçını kazanarak puan farkını 2'ye indirmiştik. Şimdi oraya yine puan almak için gideceğiz. Amacımız kazanmak ve Fenerbahçe'nin önüne geçmek. Önemli olan, orada iyi bir sonuç almak'' diye konuştu. Nonda, teknik direktör Michael Skibbe döneminde, takımda forma dağıtımında adaletsizlik olduğu yönündeki açıklamasının hatırlatılması ve şu andaki durumun sorulması üzerine, ''Bu sezon gerçekten çok şey değişti. Bu konuda söylenecek hiçbir şey yok'' dedi. Galatasaraylı futbolcu Ayhan Akman da iyi oynayarak kazandıkları Dinamo Bükreş maçının artık geride kaldığını, önlerindeki Fenerbahçe maçına konsantre olacaklarını ifade ederek, ''Tabii ki rakibimiz Fenerbahçe. Ciddi bir rakip, Bu sezon şampiyon olmak istiyoruz. Fenerbahçe karşısında da elimizden geleni yapıp, kazanmayı istiyoruz'' açıklamasını yaptı. Bu arada, bir dönem Galatasaray'da da forma giyen Dinamo Bükreşli futbolcu Gabriel Tamas da yaptığı açıklamada, Galatasaray'ın gücüne değinerek, ''Galatasaray çok güçlü ve kaliteli bir takım. Nasıl bir rakibe karşı oynayacağımızı biliyorduk. Stadın atmosferi de çok iyiydi. Bence Galatasaray taraftarı, dünyanın en iyi taraftarı, ama rövanş maçının daha farklı olacağını düşünüyorum'' diye konuştu. Diğer Spor Haberleri 610466 F.Bahçe-G.Saray'ın ilginç benzerliği Ezeli rakipler oynadıkları maçların son yarım saatlerini bol gollü geçirirken, son çeyrekte ise savunmalarında sıkıntılar yaşadı. Fenerbahçe, rakiplerinin filelerini son yarım saatte 10 kez havalandırırken, Galatasaray 13 kez golle buluştu. Sarı-lacivertliler, son çeyrekte kalesinde gol görürken, sarı-kırmızılı ekip gole engel olamadı. Fenerbahçe ve Galatasaray'ın ligin haftalık bölümünde dakikalara göre attığı ve yediği gollerin dağılımı şöyle: Fenerbahçe: Dakika    Attığı   Yediği 0-15          3         16-30         1         31-45         3         46-60         1         61-75         3         76-90         7         Toplam       18         Galatasaray: Dakika       Attığı   Yediği 0-15          3         16-30         2         31-45         3         46-60         1         61-75         7         76-90         6         TOPLAM       22        12 Not: Galatasaraylı futbolcular toplam gol 22 tarken, sarı-kırmızılı ekibin puan cetvelindeki gol sayısına, iki maçta rakip oyuncuların kendi kalesine gönderdiği gol ve Ankaraspor maçındaki 3-0'lık hükmen galibiyetten gelen bir gol de ekleniyor. -LİGİN EN GOLCÜSÜ, EN AZ GOL YİYENE KARŞI- Derbi mücadelesi, Turkcell Süper Lig'in haftalık bölümünün en çok gol atan takımıyla en az gol yiyen ekiplerinden birisini karşı karşıya getirecek. Ligde haftalık bölümü 25 golle geride bırakan sarı-kırmızılılar, Kayserispor ile birlikte yediği golle, ligin en az gol yiyen ekiplerinden birisi olan sarı-lacivertli ekip karşısında aynı performansını sergilemeye çalışacak. Bu sezon ligde sahasındaki maçta sadece gol yiyen Fenerbahçe de savunmasındaki gücünü ezeli rakibine karşı koz olarak kullanacak. AA 610569 Türk Tasarım Danışma Konseyi ilk kez toplandı Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, ''Türkiye olarak farkımızı hissettirecek tasarımlar ortaya çıkarmak durumundayız. Ancak bu şekilde giremediğimiz pazarların kapıları Türkiye'ye açılacaktır'' dedi. Türkiye'nin uluslararası alanda rekabet gücünü artırmak için tasarım stratejilerinin ve politikaların belirlenmesi, Toplantının açılışında konuşan Bakan Ergün, Türk Tasarım Danışma Konseyinin, üretimin katma değere dönüştürülmesi aşamasında en çok eksikliği hissedilen tasarım ve tasarımcılığın dünya pazarında tercih edilir konuma getirilmesine, tasarımcı ve sanayici işbirliğinin sağlanmasına ve Türk tasarım imajının yerleştirilmesine yönelik önemli bir boşluğu dolduracağını söyledi. Türk Tasarım Konseyinin kurulmasıyla birlikte, ilgili kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları ile meslek birliklerinin bir araya geldiği bir yapının oluşturulduğunu belirten Ergün, ulusal tasarım politikalarının belirleneceği böyle kapsamlı bir platformun oluşturulmasının, Türk sanayisi ve ekonomisi için itici bir güç olacağını vurguladı. Ağır rekabet ortamında ve son dönemde etkileri görülen küresel kriz ortamında işletmelerin, ayakta kalabilmek için katma değer oluşturmak ve bu değeri yükseltmek durumunda olduğunu kaydeden Sanayi Bakanı, şöyle konuştu: ''Türkiye'nin en ücra köşesindeki küçük atölye üreticisinden tutun da İstanbul'a, Bursa'ya, Kayseri'ye varıncaya kadar tüm sanayicilerimiz, iş dünyamız, üretim ve pazarlama vizyonunu yeni kurallara göre revize etmek durumundadır. Bu kadar büyük ve kabına sığmayan ülkemizin her köşesinde, bir şeyler yapmak isteyen, üreten, çabalayan, ancak geleneksellikten ve işporta kültüründen kurtulamadığı için ürettiğini katma değere dönüştüremeyen çok sayıda yetenekli müteşebbisimiz var. Bunların önüne yol haritası koyarak desteklemek hem görevimiz hem de ülkemiz menfaatimizin bir gereğidir. Bu bağlamda, tasarımın öncelikle ülkemizde işletmelerin yüzde 99,8'ini oluşturan KOBİ'ler başta olmak üzere bütün işletmelere entegre edilmesi, eğitim kurumları, araştırma, geliştirme faaliyetleri yürüten kurumların gündemine girmesi ve toplumun genelinde tasarım bilincinin oluşturulması için gerekli çalışmaları hep birlikte yürüteceğiz.'' TASARIM SAYISINDA YÜZDE 50 ARTIŞ Türk Patent Enstitüsüne (TPE) tasarım başvurusunda bulunanların sayısının da her geçen gün arttığına dikkati çeken Ergün, 2002 yılında bin 800 başvuru ve 20 bin olan tasarım sayısının, 2008 yılında bin 500 başvuru ve 30 bin tasarım sayısına ulaştığını bildirdi. 2002-2008 döneminde başvuru sayısı itibariyle yüzde 70, tasarım sayısı itibariyle değerlendirildiğinde ise yüzde 50 artış yaşandığına işaret eden Ergün, ''Türkiye olarak, farkımızı hissettirecek tasarımlar ortaya çıkarmak durumundayız. Ancak bu şekilde giremediğimiz pazarların kapıları Türkiye'ye açılacaktır'' dedi. Konuşmasının ardından bir gazetecinin ''modacıların da görüşünü alacak mısınız?'' şeklindeki sorusu üzerine Bakan Ergün, bu toplantının ilk toplantı olduğunu ve toplantıda Bakanlar Kurulu kararında adı geçen 18 sivil toplum örgütünün temsilcisi bulunduğunu, ancak sonraki toplantılarda katılımın genişleyeceğini söyledi. KOBİ'LERDE BİRLEŞMELER TEŞVİK EDİLECEK Ergün, ''Burada bulunan kişi ve kurumlar dışında diğer kişi ve kurumlar, sivil toplum örgütleri, firmalar her zaman bu konseye katılım sağlama imkanı bulunacak. Dolayısıyla bundan sonraki toplantılarda daha geniş bir platform oluşturulabilecek'' dedi. Tasarım konusunda KOBİ'lerin teşvik edilip edilmeyeceğine ilişkin soru üzerine Ergün, Türkiye'de işletmelerin yüzde 99,8'ini KOBİ'lerin oluşturduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi: ''KOBİ'lerin yönlendirilmesi gereken başka alanlar var. Bunlardan birincisi ölçek büyütme. KOBİ'lerimizin önemli bir bölümü çok küçük ölçekte. Bu küçük ölçeğin ya yeni finansman imkanlarıyla ya yeni yatırım imkanlarıyla ya da birleşmelerle büyük ölçeğe ulaşmasını teşvik edeceğiz. Bununla ilgili yasal düzenleme yaptık. Ama bu yasal süre 2009 sonunda doluyor. Bu sürenin uzatılmasıyla ilgili de çalışmalar yapacağız. Bunu daha kalıcı hale getiren, birleşmeleri sürekli teşvik eden bir model üzerinde çalışacağız. İkincisi önümüzdeki süreçte KOBİ'lerin inovasyon, tasarım, gibi konularda daha aktif olabilmeleri için KOSGEB'i özellikle bu alandaki çalışmalara odaklandıracağız. Yani KOSGEB'in 2010'da ana faaliyet konusunu KOBİ'lerin birleşme teşvikleri, yönetim kabiliyetlerinin geliştirilmesi, yeni pazarlara açılması, yeni ürünler ortaya koyabilmesi gibi çalışmalar oluşturacaktır.'' Yılda en az iki defa toplanacak olan konseyin ilk toplantısına, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı, Hazine Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, YÖK, TÜBİTAK, TÜSİAD, TOBB, TPE, KOSGEB, TESK, TİM, TÜRMOB, Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu Derneği, Grafikerler Meslek Kuruluşu Derneği ve Moda Tasarımcıları Derneği temsilcileri katıldı. AA 609880 ‘Gizli tanık 9’ sanık oldu, tartışma çıktı 9’ sanık oldu, tartışma çıktıESRA ALUS İstanbul güncellenme zamanı 23.10.2009Arslan, “tuhaf” davranışlar içinde olsa da, raporlar ‘aklı yerinde’ diyor.haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda zanlısı Arslan, “Manevi problemler yaşamamak için uğraş içindeyim. İnsan cezaevinde Allah’a düşman olabilir” dedi. Sanıklar, 9’un hem sanık hem tanık olmasına itiraz etti. Mahkeme reddetti Duruşmalardaki tuhaf hareketleri sebebiyle Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edilen, ancak, burada hafta süren kontroller sonunda, “kendisini hasta gibi göstermeye çalıştığı” tespit edilen sanığı Alparslan Arslan’ın sorgusuna devam edildi. ’de 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen birinci Ergenekon davasının 118. duruşmasında, zanlısı Alparslan Arslan, üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu’nun sorularını yanıtladı. Haşıloğlu’nun, “Raporlara göre, ceza ehliyetine sahip olduğunuz, kendinizi akıl hastası gibi göstermeye çalıştığınız belirtiliyor” sözleri üzerine, Arslan ilginç yanıtlarına devam etti. Arslan, “Doktorlara sormak lazım. 10 gün yaşadım hastanede. Gördüğümde ürperdim. Manevi problemler yaşamamak için uğraş içindeyim” dedi. ‘Neden öfkelisin?’ Arslan’ın anne ve babasına karşı neden öfke duyduğuna yönelik sorular soran Haşıloğlu, “Geçen duruşmalarda babanıza karşı ağır hakaretler içeren kelimeler kullandınız. Anne ve babanıza karşı öfkeniz ne zaman başladı?” diye sordu. Cezaevine girdikten sonra ilişkilerinin bozulduğunu ve zaman öfke duymaya başladığını belirten Arslan, “Babalık müessesesi evladını hapsetmek değildir. Su, bir yere kadar sonra taşar. Ben Müslümanım, karşımdaki insanı bir gibi görmek isterim” dedi. Haşıloğlu, “Referansınızın olduğundan bahsediyorsunuz. Beyanlarınızda çelişkiler var” deyince Arslan, “Anne ve babama karşı bir saygısızlığım yok. Allah’a ve kutsal değerlerime saygısızlık yapanları parçalarım. Ortaokuldan sonra baskıdan dolayı İdris Arslan denen kişiden koptum. Onlarla iletişimim sadece din çerçevesinde onlara gösterdiğim saygıdan ibarettir” dedi.  Anne ve babasının beş vakit namaz kılmaya gayret eden kişiler olduğunu da belirten Arslan, büyük kızkardeşinin kapalı olduğunu, küçük kızkardeşinin de sonradan kapandığını söyledi. Arslan, cezaevinde insanın Allah’a düşman olabileceğini belirterek, “Yusuf aleyhisselam yıl kalmış. Bunu anlamak mümkün değil” dedi. Haşıloğlu’nun Arslan’ın çapraz sorgulamasında, gizli tanık 9’un beyanlarıyla ilgili soru sormasıyla salonda tartışma çıktı. Bu sorularla ilgili olarak tutuklu sanıklardan “Gizli tanık 9’un olduğunu herkes biliyor. Bir kişi hem sanık, hem tanık olamaz. Bu konuda bir ara kararınız mevcut. Lütfen toplanın ve bir karar verin” dedi. Diğer sanık ve avukatlarının da katıldığı tartışma sırasında Perinçek, “’ı affetmek için kurulmuş bir mahkemedir bu” dedi. Verilen aranın ardından kararını açıklayan Mahkeme Heyeti, talebi, “Yasada sanık olan kişilerin tanık olarak dinlenmesine aykırı bir düzenleme olmadığı” gerekçesiyle reddetti. 610048 18 ay sonra ilk halka arz yapılıyor Türk Telekom'un 18 ay önceki halka arzından sonra Ran Lojistik Borsa'ya kote olmaya hazırlanıyor. Reysaş'tan sonra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'ndaki ikinci lojistik şirketi olacak Ran Lojistik, milyon 100 bin TL olan sermayesini 12 milyon 700 bin TL'ye yükselterek sermayesinin milyon 200 bin TL'lik nominal değerdeki bölümünü halka arz ediyor. Galata Menkul Değerler AŞ'nin aracılık ettiği ve 26-27-28 Ekim tarihlerinde gerçekleşecek halka arzında, satış fiyatı 2,86 TL baz fiyattan belirlenirken, bu baz fiyattan 9,152 milyon lira gelir bekleniyor. Ran Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ramiz Benli, "Krizden her firma gibi biz de etkilendik. Ancak ciddi kaybımız olmadı ve daha da güçlenerek çıkacağımızı umuyoruz. 2007'de başlayan halka arz çalışmalarımızı kriz yüzünden 2009'un ikinci yarısına bıraktık." değerlendirmesini yaptı. 2008'i 39 milyon lira ciro ile kapatan şirketin 2009 beklentisi küresel ticarette yaşanan durgunluk yüzünden 32-35 milyon lira arasında. Sektörde daha ziyade uluslararası karayolu taşımacılığı yaptıklarını aktaran Benli, "Avrupa'nın önde gelen lojistik firmaları ile yapmış olduğumuz global partner anlaşmaları sonucunda, özellikle uluslararası karayolu taşımacılığı sektöründe tüm Avrupa ülkelerine ve bu ülkelerden Türkiye'ye taşımacılık gerçekleştirmekteyiz." diye konuştu. Ran Lojistik'in sektörde pazarın liderlerinden biri olmak vizyonu olduğuna dikkati çeken Benli, bu vizyona uygun olarak havayolu ve denizyolu taşımacılığı konularında da küresel ortak arayışlarının devam ettiğini bildirdi. Lojistik firmalarının faaliyet alanlarını uluslararası taşımacılık, depo ve antrepo, gümrük müşavirliği ve gümrüksüz alan ve iç dağıtım olarak sıralayan Benli, kârlılığı yüksek olan depo ve antrepoya 11,7 milyon lira yatırım yapacaklarını açıkladı. Şirket, özellikle Körfez menşeli yatırımcıların enerji, tarım ve lojistik sektörünün ilgi alanında olmasından faydalanmayı düşünüyor. 1990'da kurulan Ran Lojistik, merkezde toplam 41 bin metrekare kiralanabilir alanı depo ve antrepo olarak hizmete sunuyor. SERKAN ŞAHİN İSTANBUL 610075 Proton'da ÖTV indirimine devam 610520 İngiltere resesyondan çıkamadı Ulusal İstatistik Bürosunun açıkladığı ilk tahminlere göre, İngiltere'de gayri safi yurt içi hasıla temmuz-eylül döneminde yüzde 0,4 küçüldü. Böylece, İngiltere ekonomisinde çeyrek yıl verilerinin kaydedilmeye başlandığı 1955 yılından bu yana ilk kez çeyrek üst üste daralma yaşanmış oldu. Ekonomistler, 3. çeyrekte ekonominin yüzde 0,2 büyümesini bekliyorlardı. Ekonomide yaşanan ısrarlı daralma, hükümet ve Merkez Bankası'nın faiz oranlarını rekor düşük seviyede tutmasına ve ekonomiye eşi görülmemiş biçimde 175 milyar sterlin (290 milyar dolar) enjekte etmesine ve milyarlarca sterlinlik teşviklere rağmen yaşandı. Bugün açıklanan beklenmedik daralmanın altında hizmet sektöründeki kötüleşme de yer alıyor. Hizmet sektöründe 3. çeyrekte düşüş yüzde 0,2, sanayi üretiminde yüzde 0,7, inşaat sektöründe ise yüzde 1,1 olarak gerçekleşti. Sanayi üretimde yıllık daralma ise yüzde 10,4 oldu. İngiltere ekonomisi, geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında yüzde 5,2 daralmış oldu.  Beklentilerden daha kötü açıklanan gayri safi yurt içi hasıla rakamları, İngiltere Merkez Bankası'nın parasal genişleme politikasının artırma konusunu değerlendirmesine neden olacak. Merkez Bankası, ekonomiyi teşvik etmek için para basıp bankalar ve diğer şirketlerden bono satın alıyor.  AA 611137 Kabe’de yağmur sevinci SON DAKİKA güncellenme zamanı 17.02 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda ’de sevinciA.A. Kralı Abdullah’ın hafta başında ülkede yaşanması nedeniyle duasına çıkılması çağrısının ardından ülke yılın ikinci yağmurunu gördü. En büyük sevinç ise ’de yaşandı. Dün akşam namazından bir saat önce aniden havanın kapanmasıyla başlayan yağmur Kabe’de büyük sevince neden oldu.  Yağmur altında tavaf yapmanın çok büyük sevabı olduğuna inanan birçok insan sevinç çığlıkları attı. Yağmur, yaklaşık bir saat kadar aralıklarla yağdı. Yağmurun okunmasına yaklaşık 20 dakika kala yavaşlamasıyla temizlik görevlileri akşam namazına kadar Kabe’yi hızla baştan başa temizledi. 2008 yılının Kasım ayında Kabe'ye yağan yağmurun görüntüleri kameralara böyle yansımıştı: Yüksek kontrastlı ekran. Süper Hızlı Gönderi Ve Kargo Bedava. 611058 Olmert'e bu kez Yahudiler "one minute" dedi Halen ABD'de bulunan ve konferanslar veren Olmert'in, San Fransisco'da dün bir oteldeki konuşması, kadınlı erkekli protestocular tarafından sık sık kesildi ve kendisine "savaş suçlusu, katil" diye bağırıldı. İsrail basınına göre, Olmert, konuşması sırasında bazı Yahudi protestoculardan tepki gördü. Protestoculardan biri, Olmert'e, "Sen bir savaş suçlususun. San Francisco, burada bir savaş suçlusu bulunmasından utanmalıdır" diye bağırırken, olayı görüntüleyenler tarafından Yahudi olduğu belirtilen bir genç kadın da "Benim adıma daha fazla soykırıma hayır" diye bağırdı. Bir başka kadının ise kırmızıya boyanmış ellerini havaya kaldırıp protestoya katıldığı belirtildi. Salondakilerden yaklaşık 20 kişinin Olmert'i protesto edip bağırdığı, güvenlik görevlilerinin ise bazı protestocuları zor kullanarak salon dışına çıkardıkları ifade edildi. Protesto eylemi, Olmert'in konuşmasını yapacağı salona kameraların girmesine izin verilmemesi nedeniyle protestoculardan biri tarafından cep telefonuna kaydedildi. Eylemciler, görüntüleri, internetteki paylaşım sitesi Youtube'a da gönderdi. Youtube'daki görüntülerin sonunda, "savaş suçlusu yargılanana kadar her konuşmasını protesto edeceğiz" ifadesine yer verildi. -İKİNCİ KEZ PROTESTO EDİLDİ- Bu, İsrail'in Gazze Şeridi'ne bu yılın başında düzenlediği "dökme kurşun" operasyonu sırasında Başbakanlık görevinde bulunan Olmert'in, ABD'deki temasları sırasında karşı karşıya kaldığı ikinci protesto eylemi oldu. Bir hafta önce de Olmert, Chicago Üniversitesi'nde yaptığı konuşma sırasında benzer şekilde protesto edilmişti. 609981 Irkçı parti Erdoğan'ın 'şiirini' hatırlattı › › İBRAHİM KARAGÜL En Çok Okunanlar Irkçı parti Erdoğan'ın 'şiirini' hatırlattı LONDRA Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkan aşırı sağcı İngiliz Ulusal Partisi, bastırdığı son tişörtlerde, Başbakan Erdoğan'ın geçmişte hapis yatmasına neden olan şiire yer verdi. BBC'nin haberine göre Ulusal Parti, Müslümanların ne kadar 'korkunç' olduğunu iddia etmek üzere tişört hazırlattı. Tişörtlerde; "Minareler Süngü. Kubbeler Miğfer. Camiler Kışlamız. Müminler Asker" dörtlüğü yer alıyor. İngiliz Ulusal Partisi'nin bastırdığı tişörtlerdeki resimde Büyük Britanya bayrağı üzerinde minareler yükseliyor. Resimde burka giymiş bir kadının resmi var. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. DÜNYA 610946 Aydınlardan suç duyurusu Sultanahmet Adliyesi'ne gelen Lale Mansur, Roni Marguiles, Zeynep Tanbay, İlkay Akkay, Eren Keskin gibi isimlerin aralarında bulunduğu 20 kişi Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere suç duyurusu dilekçesini İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdi. Ceylan Önkol'un ölümünün ardından yaşanan gelişmelere tepki gösteren grup adına basın açıklamasını Zeynep Tanbay yaptı. Lice Savcısı Mustafa Kamil Çolak ve Abalı Jandarma Karakol Komutanlığı yetkilileri hakkında yasal soruşturma başlatılmasını isteyen sanatçılar, "TCK'nın 257. madde görevi kötüye kullanma ve TCK 281. madde delilleri karartma maddeleri uyarınca cezalandırılmaları için kamu davası açılmasını" talep etti. Açıklamanın ardından adliye binasına giren sanatçılar suç duyurusu dilekçesini savcılığa teslim etti. (CİHAN) 611032 Kadıköy'de 46. Randevu Kadıköy'de 46. Randevu Yayına Giriş: 23.10.2009 15:16:17 Güncelleme: 23.10.2009 15:16:17 Ezeli rakipler, Fenerbahçe ile Galatasaray pazar günü Kadıköy'de 46. kez karşı karşıya gelecek. Fenerbahçe Stadı'nın yeniden hizmete girdiği 1982 yılından itibaren taraflar Kadıköy'de 26'sı lig, 9'u TSYD Kupası, 7'si Türkiye Kupası, 2'si Donanma Kupası, 1'i de Mehmetçik Vakfı yararına özel olmak üzere 45 maç yaptı. Geride kalan maçlarda sarı-lacivertliler 24, sarı-kırmızılılar ise galibiyet alırken, 12 maçta eşitlik bozulmadı. Kadıköy'de Fenerbahçe'nin attığı toplam 96 gole, Galatasaray 59 golle karşılık verdi. Öte yandan, iki takım arasında Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda yapılan toplam 25 lig maçından 18'ini Fenerbahçe, 5'ini Galatasaray kazanırken, maç da berabere sonuçlandı. Kadıköy'deki lig maçlarında Fenerbahçe 59, Galatasaray ise 27 gol attı. Fenerbahçe, Galatasaray ile Kadıköy'de yaptığı maçların sadece birinde gol atamamdı. Sarı-lacivertliler, ezeli rakiplerine geride kalan 45 maçın 44'ünde Kadıköy'de en az gol atarken, kez 5'er, kez de gol kaydetti. Galatasaray ise Fenerbahçe ile rakip sahada yaptığı 45 maçın 34'ünde gol attı, 11'inde suskun kaldı. Sarı-kırmızılı ekip, deplasmanda kez 4'er gol atma başarısını gösterdi. Ezeli rakiplerin arasında Kadıköy'de yapılan maçların sadece biri golsüz bitti. İki takım arasında Kadıköy'de geride kalan 45 maçtan 44'ünde 0-0'lık sonuca rastlanmadı, sadece Şubat 2008'deki Türkiye Kupası maçı golsüz sonuçlandı. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 611546 ESNAFIN DURUMU KÖTÜ 610384 Döviz güne nasıl başladı? 611500 Üsküdar sahilinde mühimmat Üsküdar sahilinde mühimmat CHA Giriş Saati 23.10.2009 19:02 Güncelleme 23.10.2009 19:03 Üsküdar sahilinde poşet içerisinde mühimmat bulundu. Çengelköy, Kuleli sahilinde çöp toplayan temizlik görevlileri, poşet içerisinde mermi olduğunu fark edince durumu polise haber verdi. Olay yerine gelerek bölgeyi inceleyen polis, poşet içerisinde uzun namlulu mermiler bulunduğunu gördü. Bölge emniyet şeridi ile çevrilerek, olay yeri inceleme ekiplerine haber verildi. Yaklaşık 40 adet olduğu tahmin edilen mermilerle ilgili olarak bölgede inceleme başlatıldı. Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 611176 19 sağlık personeli merkeze çekildi iddiası Edinilen bilgiye göre, Çubuk Halil Şıvgın Devlet Hastanesinde ve ilçede bulunan sağlık ocaklarında görevli 19 ebe ve hemşirenin, Ankara Sağlık İl Müdürlüğü tarafından merkezde bulunan hastanelerde görevlendirilmek üzere geri çekildiği öne sürüldü. Hastaneden ve sağlık ocaklarında 19 ebe ve hemşirenin merkeze çekilmesi iddiasına tepki gösteren Çubuk Platformu Basın Sözcüsü Şuayip Yaman, nüfusu hızla artan bir ilçe olan Çubuk'un her geçen gün sağlık personeli ve doktor sayısında artış olması gerekirken, ilçede bulunan sağlık personelin merkeze çekilmesine anlam veremediklerini belirtti. Yaman şunları kaydetti: ''Sadece Çubuk Devlet Hastanesinde 13 ebe, acil tıp teknisyeni, sağlık memuru ve bunların yanında göz, kardiyoloji, beyin cerrahı, kadın doğum gibi alanlarda doktor ihtiyacı var. Sağlık Ocaklarında da birçok sağlık personeli ihtiyacı var. Bu ihtiyaçlara rağmen ilçemizden bir anda 19 sağlık personelinin alınması ilçemizi sarsmıştır'' dedi İlçede bulunan Hastanenin Dispansere çevrilmeye çalışıldığını söyleyen Yaman, ayrılan personel ile özellikle acil serviste ve diğer birimlerde bulunan personelin iş yüklerinin arttığını, Çubuk'ta Doktor gibi ebe sıkıntısının da büyük olduğunu söyledi. AA 610025 'Rusya, İran'a S-300 füze sistemi sevkiyatını askıya aldı' Rus İnterfaks ise Rus-İran ikili füze satışı sözleşmesinin henüz yürürlüğe girmediğini ve belirsiz bir tarihe ertelendiğini bildirdi. Rusya'nın yurtdışına silah satışı yapan devlet kurumları Rosoboroneksport ve Almaz-Antey PVO şirketi de konuyla ilgili yorum yapmadı. Rus uzmanlar, bu kararın savunma sanayii için olumsuz sonuç doğurabileceğini ve İran piyasasının uzun vadede kaybedileceği anlamına geldiğini savundu. Rus ve İranlı yetkililer, bir milyar dolar değerindeki S-300 füze savunma sistemi anlaşmasını yıl önce yapmıştı. Bu anlaşmalardan ve İran'ın nükleer programından endişe eden ABD ve İsrail, Moskova'ya defalarca çağrıda bulunarak Tahran'a füze satılmasından vazgeçmesini istemişti. ABD ve İsrail S-300 füze savunma sistemlerine sahip olacak İran'ın askeri gücünün giderek artmasından endişe ediyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da Eylül'de Moskova'ya yaptığı gizli ziyarette Rusya Başbakanı Vladimir Putin'le görüşmüştü. Görüşmede bu füzelerin de gündeme geldiği öne sürülmüştü. Füzelerin satılmasına Suudi Arabistan da karşı çıkıyor. Bazı gazetelerde, Riyad'ın bu sevkiyatı engellemek için Moskova'da ila milyar dolar arasında değişen bir silah alımına gidebileceği haberleri yayınlanmıştı. FUAD SEFEROV MOSKOVA CİHAN 609930 Milletvekili seçimleri yılda bir yapılacak › › FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ TAMER KORKMAZ En Çok Okunanlar Milletvekili seçimleri yılda bir yapılacak ANKARA (AA) Milletvekili seçimlerinin yılda bir yapılmasını öngören ve nüfusu milletvekili çıkarmaya yetmeyen illere milletvekili çıkarma hakkı tanıyan kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. 2007 yılında Anayasa'da yapılan değişikliğe paralel olarak Milletvekili Seçim Kanunu'nda yapılan değişiklikle, milletvekili seçimleri yılda bir yapılacak. Bir önceki seçimin yapıldığı tarihten itibaren yılın dolmasından önceki son pazar günü oy verilecek. Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak 90 günlük sürenin ilk günü, seçimin başlangıç tarihi olacak. Değişiklikle, nüfusu milletvekili çıkarmaya yeterli olmayan illere milletvekili çıkarma hakkı getirildi. CHP: ACELEYE GELDİ Milletvekili seçiminin yılda bir yapılmasına ilişkin yasa teklifinin 2. maddesi üzerinde söz alan CHP Antalya Milletvekili Atilla Emek, seçim kanunlarında acele yapılan değişiklikleri doğru bulmadıklarını ifade etti. Anayasalarda değişikliklerin toplumsal uzlaşma ve suhuletle yapılması gerektiğini belirten Emek, “Bu değişiklik hükümetin bir yıl içinde erken seçim hesabı içinde olduğunu göstermektedir' dedi. MHP Mersin Milletvekili Behiç Çelik ise, yeterince görüşülmeden Anayasa değişikliklerinin yapılmasının doğru olmadığını söyledi. Madde, oylanarak kabul edildi. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. POLİTİKA 609998 Ömer Trabzon'da Ömer Trabzon'da 23.10.2009 Trabzonspor, küme düşürülen Ankaraspor'dan Ömer Aysan'ı bonservisiyle birlikte renklerine bağladı 27 yaşındaki başarılı sağ kanat oyuncusu, Tayfun Cora ve Serkan Balcı ile forma mücadelesi verecek Trabzonspor, Ankaraspor'dan Ömer Aysan Barış'ı renklerine kattı. Bordomavili kulüp, bir alt lige düşürülen Ankaraspor'un sağ kanat oyuncusu ile sürdürülen görüşmeleri sonuca bağladı. Dün gece geç saatlere dek süren pazarlıklar sonrası 27 yaşındaki Ömer Trabzonspor'a bonservisiyle birlikte 2.5 yıllığına transfer edildi. Birkaç gün içinde Trabzon'a gelecek Ömer Aysan daha önce Kocaeli ve Bursaspor'da da oynamıştı. BROOS'TAN İSTİFA SİNYALİ Öte yandan Lig TV'ye konuşan Trabzonspor Teknik Direktörü Hugo Broos, 25- 26 yıldır kazanılamayan şampiyonluğun Trabzonspor'da büyük bir baskı yarattığını söyleyip, "Şampiyonluğu daha az dillendirerek daha hazır bir takım yaratmalıyız. Bu takım da bir günde yaratılmaz. Hazır olmayan bir takıma baskı yaparsanız, hayal kırıklığı yaşanır" dedi. Takımı kuvvetlendirme adına istenilen takviyelerin yapılamadığını belirten Broos istifayı kesinlikle düşünmediğini, yönetime sunacağı rapor sonrası devre arası takviye yapılmaması halinde istifasının gündeme geleceğini dile getirdi. Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. Copyright 2003-2009 Tüm hakları saklıdır. TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 610493 TSK: Yaşananlar asla kabul edilemez Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler, terör örgütü PKK üyelerinin teslim olması sırasında yaşananlarla ilgili olarak, ''19 Ekim günü ve müteakip günlerde yaşanan olayların hiçbir şekilde kabul edilmesi mümkün değildir'' dedi. Tümgeneral Güler, Genelkurmay Başkanlığı karargahındaki basın bilgilendirme toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Basın mensuplarının terör örgütü mensuplarının teslim olması sırasında yaşanan görüntülerle ilgili soruları üzerine Tümgeneral Güler, terörle mücadelenin uzun soluklu, dinamik, karmaşık ve süreklilik gerektiren bir süreç olduğunu belirtti. Güvenlik kuvvetlerinin bölücü terör örgütüyle mücadele ettiğine dikkati çeken Tümgeneral Güler, bölücü terör örgütüne katılımların önlenmesi ve örgütten kopmaların sağlanmasının terörle mücadelenin temel esaslarından olduğunu ifade etti. Tümgeneral Güler, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ancak 19 Ekim günü ve müteakip günlerde yaşanan olayların hiç bir şekilde kabul edilmesi mümkün değildir. 25 Ağustos 2009 günü ifade ettiğimiz gibi ülkeyi kutuplaşmaya, ayrışmaya ve çatışma ortamına çekebilecek tutum ve davranışlardan kaçınılmalıdır. Demokrasiler savunmasız rejimler değildir. Gelişmeler terörle mücadeledeki azim ve kararlılığımızı etkileyemez.'' Güler, dağdan inenlerin askerlik durumlarının da araştırılacağını açıkladı. İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI SIRASINDA AKTİF HAVA SAVAŞLARINDA VE  BOMBARDIMAN UÇUŞLARINDA GÖREV ALMAMIŞTIR'' Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere'de eğitim alan Türk pilotların hiçbir şekilde aktif hava savaşlarında ve bombardıman uçuşlarında görev almadığını bildirdi. Tuğgeneral Gürak, Genelkurmay Başkanlığı karargahındaki basın bilgilendirme toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Mardin'deki Bilge köyü katliamı sonrasında, dönemde Mardin İl Jandarma Komutanı olarak görev yapan Jandarma Kurmay Albay Alaaddin Katı'nın görevden alındığına ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine Tuğgeneral Gürak, konuyla ilgili Jandarma Genel Komutanlığının bir açıklama yaptığını belirtti. Tuğgeneral Gürak, açıklamada, Kurmay Albay Katı'nın, iki yıllık sıralı hizmet garnizon süresini tamamlaması nedeniyle 21 Mayıs 2009 tarihinde yayımlanan genel atama emriyle Ankara Garnizonuna atamasının yapıldığının ve söz konusu atamanın Mardin Bilge köyünde meydana gelen ''üzücü olay'' ile ilgisinin bulunmadığının ifade edildiğini kaydetti. İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere'de bulunan Türk pilotların Berlin'in bombalanmasında yer aldığına ilişkin iddiaların anımsatılması üzerine Tuğgeneral Gürak, söz konusu pilotların dönemde eğitim görmek üzere İngiltere'de olduğunu ve Hava Kuvvetleri Komutanlığının internet sayfasında da detaylı bilgilerin bulunduğunu söyledi. Pilotlardan birinin İngiltere hava sahasında silahsız eğitim uçağıyla uçuşu esnasında Alman uçağının saldırısı sonucu, diğer bazı pilotların çeşitli kazalarda, bir kısmının eğitim sırasındaki kazalar sonucu şehit olduğunu belirten Tuğgeneral Gürak, şöyle devam etti: ''İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere'de eğitim alan pilotlarımız, Türkiye'nin tarafsızlığını ilan etmiş olması nedeniyle hiçbir şekilde aktif hava savaşlarında ve bombardıman uçuşlarında görev almamıştır. Söylendiği gibi Almanya'yı bombalarken şehit olan kimsenin mezarı İngiltere'deki şehitlikte yoktur.''  Türkiye ile Suriye arasında yapılan ve yapılması planlanan tatbikatlarla ilgili bir soru üzerine Tuğgeneral Gürak, 2009 yılı içerisinde Türkiye-Suriye Sınır Birlikleri Değişim Tatbikatı'nın 27-29 Nisan 2009 tarihleri arasında yapıldığını hatırlatarak, iki ülke kara kuvvetleri arasında ilk kez gerçekleştirilen bu tatbikata, Türkiye ve Suriye'den yaklaşık 40 kişilik birer hudut takımının katıldığını ifade etti. Bir diğer tatbikatın Türkiye-Suriye Birleşik Doğal Afetler Arama Kurtarma Tatbikatı olduğunu dile getiren Tuğgeneral Gürak, 5-9 Ekim 2009 tarihleri arasında Türkiye'nin ev sahipliğinde Ankara'da yapıldığını kaydetti. İki ülke doğal afet arama kurtarma unsurları arasında ilk kez gerçekleştirilen bu tatbikata, Türkiye ve Suriye'den ila kişiden oluşan ikişer DAK timinin katıldığına dikkati çeken Tuğgeneral Gürak, ''Görüldüğü gibi Suriye ile yapılan tatbikatlar küçük çaplı tatbikatlardır. 2010-2011 yılı tatbikat esasları üzerinde çalışmalar devam etmektedir'' diye konuştu. Teslim olan erkek terör örgütü PKK üyelerinin askerlik durumu ile ilgili bir işlem yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine Tuğgeneral Gürak, Milli Savunma Bakanlığı Askeralma Dairesi Başkanlığı tarafından gerekli incelemenin yapılacağını söyledi.  Sigara kaçakçılığı suçlaması dolayısıyla tutuklanan Albay Çetin Çelik hakkındaki soruyu yanıtlayan Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu, Albay Çelik ile ilgili soruşturmanın İstanbul Büyükçekmece Savcılığı tarafından sürdürüldüğünü belirtti. Çubuklu, ''Bizim açımızdan da Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma işlemi başlatılmış olup bugünlerde işlemleri tamamlanmak üzeredir'' dedi.  Haber 2009-10-23 12:42:08 sayın değerli yorumcu esat bey.idam istiyorsanız gidin arabistana,irana sizi tutan yok.bu arada islamiyeti kötülemeyede hakkın yok.islamiyette idam denen salakça birşey yok.bunuda bil. taner uney 2009-10-23 12:39:30 daha ceylanın ölümüne neden olan olayı açıklayamazken durmadan söylemlerine devam ediyorsun....Kaldıkı pkk lileri karşılayan halktır...ve HALKIN İRADESİNE karışamazsın...dedim ya sen önce kurum olarak adam akıllı işini yap...nutuk atacağına ceylanın ölüm nedenini netleştir... vedat uluk 2009-10-23 12:30:48 yahu arkadaşlar ben kürt biri olarak içim içimi yedi şekilde karşılanmaları,ama bi şekilde 35 kişi geldi dahada gelir veya gelir görmeyiz sonuç bitecek ve inşallah bittii yahu akıl var mantık var sizce gerçekten TÜRKİYE de güzele giden iyiye giden şeyler olmuyormu yahu almanya almanya olman önce berlin duvarı vardı yıkın şu berlin duvarlarını bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın demeyi bırakın herkesin yedigi içtigi huzurlu bir dünyaya hakim lik için TÜRKİYE için elele gönül gönül inşallah vesselam kadir deveci 2009-10-23 12:16:11 böyle girişimler engellenmeli. ama bunu tsk bize niye söylüyo kendilerine sorduk mu.gitsin idarenin başı kimse ona sölesin. ezra kohen 2009-10-23 12:10:27 ordunun 85 yıldır Kürt Halkına yaptıkları kabul edilemez olduğu için bugün bu noktadayız.Yıllarca Türk Halkını psikolojik savaş propogandalarıyla uyuttunuz,gerçekleri çarpıttınız şimdi ne yapacaksınız? Kürt Halkının barış gruplarının geçtiği her il ve ilçede çok büyük bir coşku ve sevinçle karşılaması açık bir irade beyanıdır. Türk Kardeşlerim sizlere sesleniyorum sakın ürkmeyin çünkü biz bu ülkeyi bölmek değil birleştirmke istiyoruz birlikte yaşamak istiyoruz bu konuda samimiyiz...Artık kimse ölmesin cemal yılmaz 2009-10-23 12:06:41 hiç teröristten asker olur mu? nerde görülmüş hasan 2009-10-23 12:02:10 kutsal görevin, şerefli elbisenin onurunu yerlere sermeyin. Teröristten Türk Askeri olurmu. Asıl askerlik yaptırılmazsa onurlu bir iş olur. NİYAZİ KARACA 2009-10-23 12:01:27 Bütçenin her sene yarısın aldınız, 25 senede bir pkkyı bitiremediniz. Uçak dediniz alındı, tank dediniz alındı. Daha ne konuşuyorsunuz. Siz anca somalide bottaki korsanları yakalayabilirsiniz birde başörtüleleri törenlerden atarsınız. Mustafa BEGANLI 2009-10-23 11:58:36 nihayet kabul edilmez demiş TSK. yahu millet kabul etmiyor günlerdir beyfendilerden ses yeni çıktı. kardeşim zamanında net ve kesin konuşsacaksın yazık çuval erğenekon dolmabahçe gizli görüşmesi derken TSK da günler sonra kabuledilemez demiş. Dostlar alışverişte görsün misali kardeşim etsende etmesende adamlar içimizde. yıldıray24 2009-10-23 11:55:22 Tek kelimeyle tayibin Cumhurbaskanligini engelleyen TSK bu kez sizde kabul ettiniz kabul edilemez demeyin siz bu olaylari görüyor ve daha detayli biliyorsunuz ve onlari karsilayan TSK askeri hersey celiskili milleti Galyana getirdi birileri TSK da sarsilirsa bu millet kime güvenecek 5000 pkk ye teslimmi olacak yok öyle bisey olamaz hedef ve niyette bu deyil ama kapilarin arkasini biz vatandas olarak göremiyoruz Remzi Altunkaya 2009-10-23 11:54:34 anında gbt den bulursunuz bu adamlar elinizdeydi bakamadınızmı kayıtlara adamlar bariz asker kaçağı neden işlem yapmadın ey TSK böle sesiz kalmaya devam edersen artık sanada güvenimiz kalmıcak. bu ülkeyi tarihte olduğu gibi yine gerçek vatanperver olan halk kurtaracak. yazıklar olsun bu oyuna ortak olan kandırılmışlara. soner akpınar 2009-10-23 11:51:53 türkiye de artık örgüt üyesi olmak suç değil..teşekkürler akp sizinle bi dahaki seçimlerde görüşücez..bu nasıl bir vicdan,söyleyecek söz bulamıorum size.halkı hiçe sayarak böle birşeyi nasıl yaparsınız..adamlar şhow yaptılar kerem 2009-10-23 11:51:11 bu acılımla falan olmaz tek bir yolu var bu isi duseltmenin kimse baska yolu var demesin bu ulkeye idam cezası tekrar gelir ve bir bir 16 yas ve üzeri pkk lılar ve destek verenler sallandırılır ama bu nu yapacak kiside masaya yumrugunu vuracak kelle koltukta olacak baska turlu duselmes cunku yemin ederim ki bunların amacı barıs deil ama bunu yapacak cengaver nerede barıs savaşla saglanır islamiyet te de bu vardır..anlamayana davul zurna tabi bu laflar da var simdi... esat 2009-10-23 11:49:31 Paşam memleket vaziyeti vahim durumdadır.sadece size güveniyoruz..... ertuğrul yıldırım 2009-10-23 11:47:37 Peki neden günlerdir askeriyen sesi çıkmıyor acaba hancerhabib 2009-10-23 11:42:15 Dağda yokedemedik bari askere gelsinler onları dağlara çatışmaya gönderek ve orda yokolsunlar. Geri dönerlerse biz vuralım atakan güngör 610688 TSK'dan açıklama TSK'dan açıklama AA Giriş Saati 23.10.2009 11:48 Güncelleme 23.10.2009 11:54 Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler, terör örgütü PKK üyelerinin teslim olmasıyla ilgili olarak, ''19 Ekim günü ve müteakip günlerde yaşanan olayların hiçbir şekilde kabul edilmesinin mümkün olmadığını'' bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler, ''Ülkeyi kutuplaşmaya, ayrışmaya ve çatışma ortamına çekebilecek tutum ve davranışlardan kaçınılması gerektiğini'' belirterek, ''Gelişmeler, terörle mücadeledeki azim ve kararlılığımızı etkileyemez'' dedi. Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. Copyright 2003-2009 Tüm hakları saklıdır. TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 611182 Latin Amerika, ABD'den hızlı toparlanıyor Uluslararası Para Fonu (), küresel krizden etkilenen Latin Amerika'nın 'ye göre daha hızlı toparlandığını bildirdi. tarafından yapılan değerlendirmede, Latin Amerika ve Karayip ekonomilerinin, gelecek yıl ortalama yüzde 2,9 oranında büyüyeceği, 'nin ise yüzde 1,5 oranında büyüme kaydedeceği belirtildi. Latin Amerika'da, en hızlı büyüyen ülke Peru'nun büyüme oranı ise yüzde 5,8 oranında olacak. 610949 Avrupa'dan gelen PKK'lılara mitingli karşılama 28 Ekim'de Avrupa'dan gelecek olan 'lıların konvoy ve mitingle karşılanacaklarını bildirdi. İstanbul Valisi Muammer Güler ise, miting için şu ana kadar herhangi bir başvuru olmadığını da belirtti ve uyardı: "Diyarbakır'da yapılan tarzında bir mitinge İstanbul'da kesinlikle izin vermeyiz." (Hakan Tunç CNN TÜRK) -- Konuyla ilgili açıklamayı İstanbul Eş Başkanı Mustafa Avcı yaptı. Avcı, 'lıların karşılanmasının ardından Kazlıçeşme'de bir düzenleyeceklerini söyledi. Bunun için bugün valilikten izin alacaklarını belirten Avcı, "28 Ekim'de İstanbul Havalimanı'na inecek 'lıları karşılaşamak üzere ilçe örgütlerinden makul sayıda kişi gelecek" dedi. Avcı trafiği kapatmamaya özen göstereceklerini vurguladı ancak bir konvoy olacağı tahmin ediliyor. Mustafa Avcı, "Son karşılamalarda günah keçisi konumuna düşürüldü. 'lılar havaalanına ellerinde güllerle gelecek. Kürtler barış istiyor" şeklinde konuştu. Avcı, hükümetten somut adım beklediklerileri de sözlerine ekledi. Düsseldorf'tan gelecekler Mahmur Kampı ve Kandil'den gelen 34 kişilik grubun ardından Avrupa'dan da bir grup 'lı Türkiye'ye gelmeye hazırlanıyor. 'lı 15 kişilik bir grubun 28 Ekim'de Düsseldorf'tan İstanbul'a geleceği belirtiliyor. 15 kişilik grup, 27 Ekim'de Brüksel'de bir basın toplantısı düzenleyecek. Grup, bu basın toplantısında Türkiye'ye dönüş amacını açıklayacak. Basın toplantısının ardından Düsseldorf'a geçecek olan grup, İstanbul'a hareket edecek. 'ye tepkiler İçişleri Bakanı Beşir Atalay, bugün yaptığı açıklamada, 'lıların 20 Ekim'de karşılamasında 'nin büyük bir sorumsuzluk gösterdiğini belirterek, "Acaba süreci sabote mi etmek istiyorlar diye düşünmemek mümkün değil" Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, dün yaptığı açıklamada, dağdan inişlerin gövde gösterisine dönüştürülmesini eleştirerek, "Bunlar hoş görüntüler değil, provokatif görüntüler. Tasvip etmem mümkün değil. Herkesin kendisine gelmesini ve ölçüsüz tavırlardan kaçınmasını tavsiye ediyorum" 'nin tavrına yönelik bir uyarı da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan geldi. Erdoğan, "eve dönüş"lerde "rant devşirme" gayreti izlendiğini vurguladı; "Arzu etmeyiz ama bu işi tamamen sil baştan yaparız" 610511 Beşiktaş ile Eskişehirspor 47. randevuda İki takım ligde daha önce 46 maç yaptı. Beşiktaş, Eskişehirspor'a galibiyet sayısında 21-12, gol sayısında da 56-36 üstünlük kurarken, iki ekip arasındaki 13 maç da berabere sonuçlandı. Geçen sezon yapılan maçları Beşiktaş, İstanbul ve Eskişehir'de aynı skorla 2-0 kazandı. -ESKİŞEHİR'DEKİ MAÇLAR- Beşiktaş ile Eskişehirspor takımları lig tarihinde daha önce Eskişehir'de 23 kez karşılaştı. Eskişehir Atatürk Stadı'ndaki maçlarda konuk Beşiktaş 9, ev sahibi Eskişehirspor galibiyet alırken, maçta da taraflar eşitliği bozamadı. Eskişehir'deki maçlarda gol sayısında ise Beşiktaş'ın 27-20 üstünlüğü bulunuyor. Bu arada, iki takım arasında 1981-82 sezonunun son haftasında Eskişehir'de yapılan maç, Beşiktaş'ın oyunda 2-1 öne geçmesinin ardından yaşanan olaylar nedeniyle hakem tarafından tatil edilirken, Futbol Federasyonu daha sonra maçın sonucunu hükmen 3-0 olarak Beşiktaş lehine tescil etti. Eskişehirspor, kendi sahasında Beşiktaş karşısında son galibiyetini 1978-79 sezonunda 2-0'lık skorla aldı. -ESKİŞEHİRSPOR 17 MAÇTIR KAZANAMIYOR- Beşiktaş, Eskişehirspor karşısında son 17 lig maçını yitirmedi. İki takım arasında Ocak 1981 tarihinde, BJK İnönü Stadı'nda yapılan maçı 1-0 kazanan Eskişehirspor, rakibiyle daha sonra oynadığı 17 müsabakadan da galibiyet alamadı. İki takım arasındaki son 17 lig maçından 14'ünü Beşiktaş kazanırken, 3'ü berabere bitti. Bu arada Beşiktaş, rekabetteki son lig maçını da kazanmayı bildi. -SON 10 MAÇ- İki takım arasında ligde yapılan son 10 maçta alınan sonuçlar şöyle: Sezon             Maç                Sonuç 1986-87   Beşiktaş-Eskişehirspor                Eskişehirspor-Beşiktaş      1987-88   Eskişehirspor-Beşiktaş                Beşiktaş-Eskişehirspor      1988-89   Beşiktaş-Eskişehirspor                Eskişehirspor-Beşiktaş      1995-96   Eskişehirspor-Beşiktaş                Beşiktaş-Eskişehirspor      2008-09   Beşiktaş-Eskişehirspor                Eskişehirspor-Beşiktaş      AA 610480 İkinci albüm 12 yıl sonra çıktı VİDEO zamanlar çoğu şey, bugün olduğundan daha zordu; bazı şeyler ise çok daha kolaydı. Bu ülke sınırları içinde eline gitarı alıp, her şeyin düş olduğunu iddia edecek kadar ileri gitmek zordu; yaşamak ve umut dolu hayaller kurmak daha kolaydı. Tüm imkânsızlıkları ve olası hayal kırıklıklarını göz önüne alıp, zamanın ötesinde bir şeyleri ve bir yerleri vaat etmek şuankinden çok daha zordu, cesaret istiyordu; fakat bir kahveniz varsa elinizde, bunlar bile kolaydı. Yaşamak kolay, umut dolu hayaller kurmak daha kolaydı. BU ZAMANA AİT OLMAYAN BİR YERDEN SESLENİYOR Grizu, bundan 16 yıl evvel, yola çıktığında, Kadıköy ve Moda sahilleri bu denli kalabalık ve gri değildi, motosikletler hala özgürlük demekti, trafik akıcı, İstanbul daha yeşildi. Bunca zaman geçti, dünya değişti, insanların yüzleri asıldı, umutlar köreldi, internet bizi ele geçirdi. Fakat Grizu, halen bu zamana ait olmayan bir yerden bize sesleniyor. Bunca zamandır biriken onca tecrübeyi, onca acıyı, değişen hayatlarındaki çalkantıları, kimseden farklı olmadıklarını her daim hatırlayarak, samimiyetle ve yalınlıkları ile anlatıyorlar;"tuzlabuz" olan bir dünyanın, "gri"ye çalma sürecinden arta kalanları, mayalarında hali hazırda bulunan naiflikle harmanlıyorlar. Elimizde kalan yine şarkılar oluyor. Elimizde kalan, içte patlayan ve bizim üzerimize yıkılan bir “grizu” oluyor. 12 YIL ARADAN SONRA Grizu, on iki yıl önce yayınladıkları albümleri "Tuzlabuz"un ardından, bu kez "Gri" ile bizlerle. Kurulduğu günden bugüne kadar hem var olmayı hem de saklı kalmayı başarmış olan GRİZU’nun artık daha fazla gizlenemeyeceğinin işareti “GRİ” Onair etiketiyle yayınlandı. Tüm söz ve müziklerin Emre Akdeniz’e düzenlemelerin ise Grizu’ya ait olduğu GRİ’nin ilk videosu ise İmre Haydaroğlu yönetmenliğinde “O Gitti” isimli şarkıya çekildi.  Olanları bazen görmemek daha iyidir. SEN UYURKEN ile başlıyor GRİ…  Modern çağın afyonu televizyon ile yüzleşen KOCACAM, tüm ülkenin gördüğü TEK RÜYA, gidenin yanında götürdükleriyle GİTTİ ile devam eden albümün durmadan çalan şarkısı ise ÇALAR SAAT… Bazen aynada karşılaştığımız YABANCI’yı albüme ismini veren GRİ takip ediyor. Bütün bunlar düş ve herkes gökyüzündeyken soran ÜŞÜMEZ MİSİN, bazen en çok gereken şey olan SEBEP ve her zaman daha kötüsünün olabileceğini söyleyen KÖTÜ DE OLSA albümün diğer öne çıkan şarkıları. İlk albümün sevilen baladı BİRA VE KAHVE ise son derece duru bir versiyonla “Tuzlabuz”a saygı niteliğinde.  GRİZU-  GRİ 1-SEN UYURKEN 2-KOCACAM 3-TEK RÜYA 4-O GİTTİ 5-ÇALAR SAAT 6-YABANCI 7-GRİ 8-ÜŞÜMEZ MİSİN 9-SEBEP 10-KÖTÜ DE OLSA 11-BİRA VE KAHVE (AKUSTİK) SÖZ VE MÜZİKLER :EMRE AKDENİZ DÜZENLEME  :GRİZU GRİZU: EMRE AKDENİZ (VOKAL) KUTAY YURDAER (BAS GİTAR) EMRE ŞEN (GİTAR) MERİÇ MEMİKOĞLU (DAVUL) 610813 Atletico Madrid'in yeni hocası oldu Şenhan Bolelli'nin haberi İspanya'nın Atletico Madrid kulübü'nde görevinden alınan teknik direktör Abel Resino Gomez'in yerine Quique Sanchez Flores'i getirdi. 44 yaşındaki İspanyol teknik adamın Madrid'e doğru yolda olduğu ve resmi açıklamanın bugün yapılacağı belirtildi. Sanchez'in yarın oynanacak Atletico Madrid-Mallorca maçında yeni takımının başında sahaya çıkıp çıkmayacağının henüz netlik kazanmadığı öğrenildi. Atletico Madrid kulübü yöneticilerinden Jesus Garcia Pitarch, Abel'in görevden alınmasıyla ilgili düzenlediği basın toplantısında, Mallorca maçına yardımcı antrenörler Santi Denia ve Juan Sabas ile çıkacaklarını duyurmuştu. İspanya'da geçmişte Getafe ve Valencia kulüplerinde teknik direktörlük yapan Sanchez, son olarak geçen sezon Portekiz'in Benfica takımını çalıştırmış ancak başarı sağlayamayınca ayrılmak zorunda kalmıştı. AA 609856 El yazması Kur'an-ı Kerim yılda tamamlandı Kur'an-ı Kerim, Mekke'de nazil oldu, Kahire'de okundu, İstanbul'da yazıldı." İslam dünyasında bir yaygın kanaati dillendiren bu söz, Türklerin hüsn-i hatta (güzel yazıda) ulaştığı zirveyi gösteriyordu. İstanbul, Osmanlı döneminde hat sanatının merkezi durumundaydı. Harf inkılabıyla bir duraklama dönemi yaşansa da İstanbul bu özelliğini bugün de sürdürüyor. "Kur'an İstanbul'da yazıldı." gerçeğinin günümüzdeki altın halkalarından biri Hüseyin Kutlu. Yaşayan en büyük hattatlarımızdan... Kutlu Hoca, bugünlerde apayrı bir mutluluk yaşıyor. yılda tamamladığı el emeği, göz nuru Mushaf-ı Şerif, Kaynak Kültür Yayın Grubu bünyesinde yer alan Define Yayınları'nca yayımlandı. İlk olarak büyük boyda, kutu içinde okura sunuldu. Özel baskı için asitsiz, aharlı kâğıt, hakikî deri cilt kullanıldı. Kur'an-ı Kerim, Türkiye'de ilk kez bu kalitede basılmış oldu. Yayınevi, Kutlu Hoca'nın kırk yıllık sanat hayatının meyvesi olan Mushaf-ı Şerif'i boyda daha basacak. Bu baskılar orta, büyük, cep, hafız, rahle ve teheccüd boylarında olacak. Teheccüd boyu ülkemizde ilk kez basılıyor. Hüseyin Kutlu hoca, gece ibadet etmek isteyenlerin teheccüd boyundaki Kur'an-ı Kerim'i önlerinde açıp takip ederek namazını eda edebileceklerini söylüyor: "Bir nüsha şeklinde değil de sanırım üç bölüm halinde yayınlanacak. Üç ayrı cüz gibi düşünün. Özel bir sehpası da olacak. Gece namazına kalkan Kur'an'ı karşısına koyacak. Sağ taraftaki sayfayı birinci rekatta sol taraftaki sayfayı ikinci rekatta okuyacak. Selam verdi. Çevirecek. Böyle böyle teheccüd namazlarında hatim indirmiş olacak." Hz. Ali, hattatların piri Allah kelamına duyulan saygı ve Kur'an'ı en güzel şekilde yazma gayretleri hat sanatını ortaya çıkarmış. Daha sonra buna bağlı olarak tezhib, ebru, cilt sanatları doğmuş. Hüseyin Kutlu Hoca, Kur'an'ı en güzel şekilde yazma gayretinin Hz. Peygamber döneminde başladığını söylüyor: "Efendimiz (sas) daha Kur'an-ı Kerim inerken vahiy kâtiplerine bunu yazdırıyor. Onlara tariflerde bulunuyor. "Mim'in gözünü kör etme, sin'i uzat" gibi. Yani yazının güzelleşmesi hususunda tavsiyeleri var. Hz. Ali efendimiz ashab-ı kiram içerisinde en önemli vahiy katiplerinden ve yazısı en güzel olanı. Onun için hattatlar da Hz. Ali efendimizi kendilerinin piri kabul eder." Hattatların en büyük ideali Kur'an-ı Kerim'i yazmak. Sanatkâr eğer nesih hattatı ise Kur'an bu işin zirvesi kabul ediliyor. Ülkemizdeki en yaygın mushaflar Hasan Rıza Efendi, Kayışzade Osman Efendi, Hamid Aytaç, Hüsrev Altınbaşak ve Mehmet Özçay imzasını taşıyor. bilge3 610570 Galatasaray atıyor, Fenerbahçe yemiyor derbisi, ligin en çok gol atan takımıyla en az gol yiyen ekiplerinden birisini karşı karşıya getirecek. Kadıköy'deki maçlarda ise 'nin ezici bir üstünlüğü var. Ligin ilk dokuz haftasında 25 gol atan sarı-kırmızılılar, sadece beş gol yiyen sarı-lacivertli ekip karşısında, Kadıköy'deki yenilgi serisine nokta koymaya çalışacak.     bu sezon ligde sahasındaki dört maçta sadece bir gol yedi ve ile birlikte kalesinde en az gol gören takım. Volkan Demirel faktörü Ligin ilk dokuz haftasında da sarı-lacivertli ekibin kalesini koruyan Volkan, 810 dakikalık periyotta rakiplerine sadece beş gol izni verdi. Beş karşılaşmayı gol yemeden tamamlayan Volkan, kalesinde üç maçta birer ve sadece bir maçta iki gol gördü. Gol dakikaları benzer ile ilk dokuz haftada attığı ve yediği gol dakikalarında benzer performanslar ortaya koydu. Ezeli rakipler oynadıkları maçların son yarım saatlerini bol gollü geçirirken, son çeyrekte ise savunmalarında sıkıntılar yaşadı. rakiplerinin filelerini son yarım saatte 10 kez havalandırırken, 13 kez golle buluştu. Sarı-lacivertliler son çeyrekte kalesinde üç gol görürken, sarı-kırmızılı ekip beş gole engel olamadı. 'ın golcüleri formda 'da ligin dokuz haftalık bölümünde üç ve üzerinde gol atan dört futbolcu bulunuyor. Sarı-kırmızılıların golcü isimleri Nonda (6), Baros (5), Kewell (4) ve Arda (3), takımlarının hanesine yazılan 25 golün 18'ini kaydetti. Gol krallığı yarışında Gaziantepsporlu Julio Cesar ile birlikte zirvede yer alan Nonda'yı, geçen sezon ligin gol kralı takım arkadaşı Baros takip ediyor. 'de Semih (4), Alex (3), Güiza (3) ve Kazım (3), sarı-lacivertli ekibin toplam 18 golünün 13'ünde fileleri havalandıran isimler oldu. Asist krallığında Arda önde Hücum hattı 'den daha başarılı bir performans ortaya koyan 'da Arda Turan, takımı adına kaydettiği üç golün yanı sıra yedi golün de asistini yaptı. Sarı-kırmızılılarda Kader Keita'nın da dokuz haftalık bölümde dört asisti bulunuyor. 'de Alex, Güiza ve Emre'nin üçer pası var. 10 yıllık hasret Süper Lig'de ile 25 Ekim Pazar günü derbi maça çıkacak Kadıköy'de 10 yıldır galip gelemiyor. derbi maçın yapılacağı Şükrü Saracoğlu Stadı'nda ezeli rakibi karşısında son galibiyetini 1999 yılında aldı. 22 Aralık 1999 tarihinde yapılan lig maçını 2-1 kazanan ezeli rakibiyle daha sonra Kadıköy'de oynadığı üçü Türkiye Kupası, dokuzu da lig olmak üzere 12 resmi maçta galibiyete ulaşamadı. bu süre içinde Kadıköy'deki beraberliklerini Türkiye Kupası maçlarında alırken, deplasmandaki son dokuz lig maçından boynu bükük ayrıldı. Ezeli rakipler arasında Kadıköy'deki son 12 maçtan 10'unu kazanırken, ikisi berabere sonuçlandı. 'nin son 12 maçtaki 30 golüne, sadece dokuz golle yanıt verebildi. Kadıköy'de 46. randevu Turk futbolunun iki lokomotifi, Kadıköy'de 46. kez karşı karşıya gelecek. Stadı'nın yeniden hizmete girdiği 1982 yılından itibaren taraflar Kadıköy'de 26'sı lig, dokuz TSYD Kupası, yedisi Türkiye Kupası, ikisi Donanma Kupası, biri de Mehmetçik Vakfı yararına özel olmak üzere 45 maç yaptı.     Geride kalan maçlarda sarı-lacivertliler 24, sarı-kırmızılılar dokuz galibiyet alırken, 12 maçta eşitlik bozulmadı. Kadıköy'de 'nin attığı toplam 96 gole, 59 golle karşılık verdi.     İki takım arasında Şükrü Saracoğlu Stadı'nda yapılan toplam 25 lig maçından 18'ini beşini kazanırken, iki maç da berabere sonuçlandı. Kadıköy'deki lig maçlarında 59, ise 27 gol attı.          sadece bir maçta gol atamadı ile Kadıköy'de yaptığı maçların sadece birinde gol atamadı. Sarı-lacivertliler, ezeli rakiplerine geride kalan 45 maçın 44'ünde Kadıköy'de en az bir gol atarken, üç kez beşer, bir kez altı gol kaydetti. ise ile rakip sahada yaptığı 45 maçın 34'ünde gol attı, 11'inde suskun kaldı. Sarı-kırmızılı ekip, deplasmanda üç kez dörder gol atma başarısını gösterdi.          45 maçın 44'ünde gol atıldı Ezeli rakiplerin arasında Kadıköy'de yapılan maçların sadece biri golsüz bitti. İki takım arasında Kadıköy'de geride kalan 45 maçtan 44'ünde 0-0'lık sonuca rastlanmadı, sadece Şubat 2008'deki Türkiye Kupası maçı golsüz sonuçlandı. 611022 AB'deki en yüksek işsizlik İspanya'da Avrupa Birliği'ndeki () en yüksek oranına sahip ülke olmaya devam ediyor. 'da, yılın üçüncü çeyreği itibarıyla oranı yüzde 17,9 olarak gerçekleşti. İspanyol hükümeti, bu yılın sonuna kadar işsizliğin yüzde 19 oranında gerçekleşeceğini tahmin ediyor. İşsizlik tazminatına ödenek ayıran hükümet, bu harcamalarını, ve kurumlar vergisini yükselterek karşılamayı amaçlıyor. 611064 Migrenin ilacı doğru beslenmede Uzmanlar, sadece alınan gıdaların düzenlenmesi ile hastaların yarısından fazlasının ağrılarının yüzde 30'dan fazla oranda azaldığına dikkat çekiyor. Ayrıca, hastaların beşte birinde ataklar yarıdan fazla oranda kayboluyor. Migren hastalarına uygulanan Tip3 testiyle hastada ağrıya yol açan besinler tespit edilebiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ertaş, migren ve beslenme arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Migren atağının çok çeşitli tetikleyicileri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ertaş, bunlardan bazılarının kontrol edilebildiğini, bazılarının ise kontrol edilemeyen nedenler olduğunu söyledi. Migrenli hastaların tümüne genel olarak düzenli uyku uyumaları, düzenli beslenmeleri, öğün atlamamaları ve aç kalmamalarının önerildiğini kaydeden Prof. Dr. Ertaş, bunların yanında migren hastalarının ne yediğinin de büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Migren hastalarının yediklerine dikkat etmeleri, ağrıyı harekete geçiren besinleri tespit edip bunlardan uzak durmalarının, şiddetli baş ağrılarından kaçınmak için etkili bir yöntem olduğunu aktaran Prof. Dr. Ertaş, şunları dile getirdi: "Migreni tetiklemekte, gıdalar her zaman tek başına etkili olmayabiliyor. Hastanın gıdayı aldığında, gıdaların içine giren bileşenlerden öyle bir maddeye karşı duyarlılığı vardır ki birbirinden farklı gibi görünen iki ayrı yemeği yediğinde de migreni ortaya çıkabilir. Migren bazen şeker gibi yaygın kullanılan bir gıdadan da kaynaklanabilir, kırmızı şarap gibi her öğün tüketilmeyen içeceklerden de. Ayrıca sonradan etkilerini tespit edebilen gıdalardan da kaynaklanabilir. Kişi peynirin migreni tetiklediğini fark eder ama kepek ekmeğinin etkisini fark etmeyebilir. Dolayısıyla ağrılar yine gelir. Kişinin bu durumun ayrımına kendi kendine varması kolay değildir. Hangi gıdanın migreni tetiklediğini belirlemek için Tip3 testi etkili bir yöntem olur." Tip3 testinin yaygın, seyrek ve çok seyrek kullanılan gıdaları kapsadığına değinen Ertaş, testle et, süt, peynirler, deniz mahsulleri, mayalar, mantarlar, salatalar, çay gibi demlenen içecekler, hazır gıdalarda kullanılan katı ve boyar maddeler ve baharatlar gibi besinlerin tarandığını vurguladı. (CİHAN) 609961 Korsan kullanan mutsuz olacak › › › İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ En Çok Okunanlar Korsan kullanan mutsuz olacak Tüm dünyada aynı anda satışa çıkan korsan korumalı Windows 7, bu yönüyle ilk olma özelliği taşıyor. Başta Çin olmak üzere bir çok ülkede korsanı çıkan ürünün kullanıcısının ise 'mutlu olamayacağı' belirtildi Windows 7'nin korsanının bu kadar hızlı çıkmasına şaşırmadığını ifade eden Kundakçı, Türkiye'de henüz korsanının çıktığını duymadıklarını belirtti.Microsoft'un yeni işletim sistemi Windows bugün başta ABD olmak üzere tüm bölgelerde aynı anda satışa çıkıyor. Microsoft Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Münir Kundakçı, bugün piyasaya çıkacak Windows işletim sisteminin korsanını kullananların, bu kurulumun birçok özelliğinden yararlanamayacağını söyledi. Korsana karşı kullanıcıların sağduyulu olmasını isteyen Kundakçı, “Burada önemli olan son kullanıcının sağduyusu. Kullananın kendi riskine göre bir sağduyu göstermesi gerekiyor” dedi. KORSANA KARŞI UYARI Korsan yazılımın güncelenemediğini vurgulayan Kundakçı, “Yarın öbür gün herhangi bir virüs karşısındaki güncellemeleri alamıyorsunuz. Bu anlamda bir kötü niyet yoksa bile gelecekteki bir kötü niyete karşı savunmasız kalıyorsunuz. Kendi kalenizde kocaman bir delik açmış oluyorsunuz” diye konuştu. Korsana karşı bazı önlemler aldıklarını belirten Kundakçı, “Kullanım açısından bazı sınırlamalar getirmeyi düşünüyoruz. Korsan bir Windows kullanan kişi, bu kurulumun bir çok özelliğinden yararlanamayacak. Bu, tamamını kullanamayacak anlamına gelmiyor ama kullanırken mutlu olmayacak" diye konuştu. VİSTA'NIN KÖTÜ ŞÖHRETİ Türkiye'de akşam saatlerinde piyasaya çıkacak olan Windows 7, bir önceki işletim sistemi Vista'nın kötü şöhretini sildirme konusunda oldukça iddialı. Vista bilgisayarlardan üst seviyede teknik özellik (konfigürasyon) istediğinden, XP yüklü çok az bilgisayarda çalıştı. Bu yüzden Vista yüklü yeni bilgisayar alanların XP'ye dönüş oranı ciddi rakamları buldu. Windows bu kötü deneyimi unutturmak için hazırlandı. Korsanı 100 kat ucuz Microsoft'un yeni işletim sistemi Windows şimdiden Çin'de piyasaya çıktı. Apple iPhone ve Bose müzik setlerinin sahte modellerinin sergilendiği Şangay'daki Xiyang pazarında, Windows 7'nin sahtesi 20 yuan'lık (2.9 dolar) fiyatla satılıyor. Windows 7'nin orijinali ise ABD'de satışa 320 dolarlık fiyat etiketiyle çıkıyor. Deneme sürümlerinin ele geçirilmesinin ardından korsan ürünün hazırlandığı belirtiliyor. Microsoft'un, yeni ürünle ilgili ne yapacağı merakla bekleniyor. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. EKONOMİ 610090 17 yaşındaki kıza sigara satan bakkala ay hapis 1. Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki davada, yaklaşık ay önce Zafer Mahallesi'ndeki işyerine gelen 17 yaşındaki İ.M.'ye sigara sattığı iddiasıyla hakkında dava açılan Akif Büyük'ün (64) yargılanmasına devam edildi. Mağdurun katılmadığı duruşmada hazır bulunan sanık, suçsuz olduğunu savundu. "Küçük yaştaki çocuğa sigara satmak" suçundan yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan sanık, "Yaşını büyük olarak gördüğüm kıza sigarayı verdim. Ancak 18 yaşından küçük olduğunu bilmiyordum. Bilseydim satış yapmazdım." şeklindeki yazılı savunmasını sundu. Hakim, şahsı "küçük yaştaki çocuğa sigara satmak" suçundan ay hapse mahkum etti. Daha sonra "hükmün açıklamasının geri bırakılması"na karar verdi. Buna göre sanık yıl içinde herhangi bir suç işlemezse aldığı ceza hükümsüz olacak. SAMSUN AA 610007 "Samsun-Ceyhan'a Rusya ile katılırız" "Samsun-Ceyhan'a Rusya ile katılırız" Uğur BECERİKLİ 23.10.2009 Türkiye'yi ziyaret eden Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, TBMM kürsüsünde, iki ülkenin enerji konusunda işbirliğinin devam etmesi gerektiği mesajını verdi. Nazarbayev, "Türkiye'nin enerji koridoru olmaya uygun olduğu kadar, Kazakistan'ın da enerji potansiyeli var. Samsun-Ceyhan'ı da desteklemeye hazırız" dedi. Meclis Genel Kurulu'nda da milletvekillerine hitap eden Nazarbayev'i Başbakan Tayyip Erdoğan ve bakanların yanı sıra, MHP lideri Devlet Bahçeli ve bir çok ülkeden büyükelçiler de simultane çeviriyle dinledi. Nazarbayev'in konuşması zaman zaman alkışlarla kesilirken enerjideki işbirliğine ilişkin şu mesajları verdi: "Bağımsızlığın ilk yıllarında kardeş Türkiye'den gelen yatırımlarla güçlendik. İki ülke arasındaki ticaret hacmi milyar dolara ulaştı. Kazakistan'ın Türkiye'de 1,1 milyar dolar yatırımı var. Bu, kardeş ülkelerin seviyesinde değil. Türkiye'nin jeopolitik ve jeoekonomik ağırlığına uygun ve ekonomisine önemli katkı sağlayacak petrol ve gaz boru hattı projeleri var. Türkiye dünya enerji ulaşımının koridoru olmak için her türlü imkana sahip. Kazakistan da bu projelere büyük katkısı sağlayabilir. Zamanında Bakü-Ceyhan Petrol Boru Hattını nasıl desteklediysek bugün de Samsun-Ceyhan Petrol Boru Hattı projesine Rusya ile birlikte katılmaya hazırız. Bugün Kazakistan her sene 70 milyon ton petrol üretiyor. 2013'ten itibaren dünyaya ünlü Kaşagan yataklarından ilave olarak 50 milyon ton petrol daha gelecektir. Petrolün bu boyutunu dikkate alırsak adı geçen iki projenin geçerliliğinin olduğu ortaya çıkmaktadır. İmzaladığımız Stratejik Ortaklık Anlaşması, bu projelere yöneliktir." Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 610277 Wall Street'çilere sopa lazım Wall Street'çilere sopa lazım 23 Ekim 2009 Cuma, 09:43 Buffett, "Çok sayıda insanın aldığı yanlış kararlar sadece şirketleri değil tüm dünyayı etkiledi. Ancak yanlış kararların sahipleri değil işten atılmak daha zengin bir şekilde işten ayrıldılar" dedi. Buffett, Wall Street'in çalışanlar açısından sadece para kazanılan yer olarak bilinmesinin artık değişmesi gerektiğini vurgulayarak, "Wall Street'te sadece mükafat değil, cezanında uygulanması gerekir. Yani havucun yanı sıra sopada ara sıra devreye girmezse hatalar sürekli tekrar edilir" dedi. Buffet 150 milyar dolarlık Berkshire şirketini yönetmesine rağmen yılda 100 bin dolar maaş aldığını söyledi. 611177 Tedavideki hemşirede domuz gribi çıktı Domuz gribi şüphesiyle tedavi altına alınan, pediatri servisinde görevli hemşireden alınan numunelerin Ankara Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünde yapılan incelemesinin tamamlandığı, sonuçların pozitif çıktığı öğrenildi. Hastanenin enfeksiyon hastalıkları servisinde bir süre tedavi altında tutulan hemşirenin, daha sonra taburcu edildiği ve tedavisinin evinde devam ettiği belirtildi. Antalya'da bir süre önce tatil yaptığı ve daha sonra rahatsızlandığı belirtilen hemşirenin eşinin de grip şikayetleri bulunduğu ancak domuz gribine rastlanmadığı bildirildi. Hemşireyle birlikte aynı serviste görev yapan hemşire ve personelin de domuz gribi şüphesiyle tedavi altına alındığı öğrenildi. Mesai arkadaşlarıyla yakın diyalog halinde olan ve gribal bazı şikayetleri bulunan bu sağlık personelinden alınan numunelerin incelenmek üzere Ankara Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsüne gönderildiği belirtildi. Bu sağlık personelinin görev yaptığı pediatri servisine 26 Ekim Pazartesi gününe kadar hasta alımı durduruldu. Hastanede domuz gribine yönelik önlemler de artırıldı. Özellikle pediatri servisi ve acil serviste tedbirlerin yoğunlaştırıldığı kaydedildi. -DOKTORLAR DOMUZ GRİBİNE KARŞI BİLGİLENDİRİLDİ- Sivas İl Pandemi İzleme Kurulu Sözcüsü, CÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nazif Elaldı, hastanede görevli hekimleri domuz gribi konusunda bilgilendirdi. Elaldı, hastanede bulunan Hikmet Boran Konferans Salonu'ndaki toplantıda, acil vakalar geldiğinde doktorlara neler yapmaları gerektiğini anlattı. Toplantı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Elaldı, ''Bir sağlık personelinde H1N1 virüsü tespit edilmesi üzerine, diğer temaslı olan birkaç kişi daha vardı, kişiden biz numune aldık, boğaz sürüntü örneklerini aldık. Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsüne gönderdik, sonuçlar bekleniyor'' diye konuştu. Şimdilik durumun kontrol altında olduğunu, hemşirenin görev yaptığı pediatri servisine hem tedbir amacıyla hem de yer darlığı nedeniyle hasta alımını ertelediklerini anlatan Elaldı, ''Pazartesi gününe kadar hasta almayı düşünmüyoruz'' dedi. Hastalık şüphesi bulunanlar arasında şu an itibariyle sadece bir hemşirenin sonuçlarının pozitif çıktığını ifade eden Elaldı, ''Hastanede görevli personel ile dün İtalya'dan gelen ve tedaviyi kabul etmeyerek hastaneden ayrılan bir kişiden de numuneler alındı. Onların sonuçlarını bekliyoruz. Şu anda tek pozitif olgu var'' diye konuştu. -İL PANDEMİ İZLEME KURULU YARIN TOPLANACAK- Enfeksiyon hastalıkları hekimi olarak Türkiye'nin hastalığa karşı hazır olduğunu düşündüğünü anlatan Elaldı, ''İlimizde vaka çıktığı için, olası vakalar da olabileceği için Sivas Sağlık Pandemi Kurulu yarın toplanacak'' dedi. Türkiye'de domuz gribiyle ilgili ilk olgu ortaya çıktıktan sonra Sağlık Müdürlüğü ile toplantı yaptıklarını, eğitim çalışmalarına başladıklarını ve hastane başhekimliği olarak tüm önlemleri aldıklarını bildiren Elaldı, maske, önlük ve benzeri koruyucu ekipmanların temin edildiğini söyledi. Sağlık Bakanlığının bir aşı programı uygulayacağını belirten Elaldı, risk gruplarının aşılanacağını söyledi. Elaldı, hastane olarak hastalığa karşı hazır olduklarını sözlerine ekledi. Bu arada, Sivas Sağlık Müdürlüğünün Sağlık Bakanlığından domuz gribine karşı 208 bin aşı talebinde bulunduğu, aşıların gelmesinin ardından risk gruplarının kademeli olarak aşılanacağı öğrenildi. AA 609979 Karısından kaçmak için cezaevine dönmek istedi › › İBRAHİM KARAGÜL En Çok Okunanlar Karısından kaçmak için cezaevine dönmek istedi PALERMO (A.A) İtalya'da ev hapsine mahkum edilen Sicilyalı müteahhit Santo Gambino, karısıyla tartışmaktan kaçmak için cezaevine girmek istedi. Ev hapsi kararı üzerine cezaevinden Palermo yakınındaki Villabate'deki evine gönderilen adamın, kendisini çocuklarının bakımı için gereken parayı ödeyememekle suçlayan karısıyla tartışmamak için bu talepte bulunduğu belirtildi. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. DÜNYA 610600 Tahvil-döviz-repo-parite SON DAKİKA güncellenme zamanı 12.50 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİEtiketi sen belirle!milliyet.com.tr hep yanınızda Tahvil-döviz-repo-parite İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Tahvil ve Bono Piyasası Kesin Alım Satım Pazarında, Ağustos 2011 vadeli, bugün valörlü tahvilin saat 12.30 itibariyle basit getirisi yüzde 8,40, bileşik getirisi yüzde 8,14 seviyelerinde bulunuyor. DOLAR KOTASYONLARIBankalararası piyasada dolar kotasyonlarında fiyat, alışta en düşük 1,4600 lira, en yüksek 1,4620 lira, satışta en düşük 1,4650 lira, en yüksek 1,4670 lira olarak belirlendi. REPO İMKB Tahvil ve Bono Piyasası Repo-Ters Repo Pazarında gecelik işlemler en düşük yüzde 6.75, en yüksek yüzde 6,80 ve ortalama yüzde 6,75’ten gerçekleşiyor. PARİTE Uluslararası piyasalarda avro-dolar paritesi 1,5046, sterlin-dolar paritesi 1,6436, yen-dolar paritesi ise 91,69 düzeyinde seyrediyor. Seyahat Ederken Yanınızdan Ayıramayacaksınız. Süper Hızlı Gönderi. 610353 Neşeli Hayat 27 Kasım'da vizyonda 610030 AKP-PKK-DTP ortak projesi AKP-- ortak projesi güncellenme zamanı 23.10.2009Deniz Baykalhaberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda lideri ’lıların karşılanması sırasında yaşananların sevinç değil, bir utanç tablosu olduğunu belirtti. Baykal şu değerlendirmede bulundu: AKLANDI: PKK’lı olmanın bir suç olmadığı, PKK’lı olunabileceği bu tabloyla görülmüştür. Operasyonla teröristler kahraman olmuşlardır. Bu planlanmış bir dönüşümdür. Sanki ’un işgaline son veren, beyaz at üstünde Refet Paşa’nın İstanbul’a girişi gibi PKK’lılar lüks cipleriyle sınıra gelip, otobüslerin üzerinde insanları selamlayarak ’ye bir zafer dönüşü yapıyorlar. Başbakan da bunu bir sevinç tablosu olarak nitelendiriyor, bu utanç tablosudur. Teröristi kahraman yapmak her babayiğidin harcı değil ama AKP başardı. Yaşananlar PKK, ve AKP tarafından kararlaştırılmış bir süreç. Bu  sürecin arkasında ’nin hazırladığı uluslararası bir proje vardır. proje PKK’lıların Valisi’ne teslim ettikleri projedir. Bu arada Baykal, “Değerli kardeşim” hitabıyla yazdığı mektupla kendisini ’a çağıran Cumhurbaşkanı Celal ’nin davetini kabul ederken, ziyaretin 8-9 Kasım’da ’ta gerçekleşeceği öğrenildi. 610482 Yumurta alırken bunlara dikkat Konya Yumurta Üreticileri Birliği Başkanı Hasan Konya, satın alınacak yumurta paketinin üzerindeki gramajların kontrol edilmesini önererek, güvenilmiyorsa tarttırılması gerektiğini söyledi. Hasan Konya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'deki en önemli yumurta üretim merkezlerinden birinin Konya olduğunu, burada tesislerde üretilen yumurtaların yurt dışına ve iç pazara verildiğini belirtti. Suriye ile gümrük kapılarının açılmasının sektörde canlanmaya katkıda bulunmasını beklediklerini ifade eden Konya, artan ihracat oranında yumurta sektöründe hareketlenme yaşanacağını vurguladı. Eylül ayıyla birlikte okulların açıldığını, bu durumun yumurta talebini artırdığını belirten Konya, ''Havalar bu dönemde soğumaya başlıyor, kış döneminde yumurtaya talebin daha da artacağını düşünüyoruz. Bu arada talep artıyor ancak, arz da paralelinde artıyor. Bu nedenle fiyatlarda önemli bir artış beklemiyoruz'' dedi. GÜVENEMİYORSANIZ YUMURTA VİYOLUNU TARTTIRIN Yumurta üretiminde ambalaj standardı getirildiğini, 30'luk ya da daha küçük yumurta kolilerinin üzerinde ''55-60 gram'', ''65-70 gram'' ifadelerinin bulunmasının zorunlu olduğunu anımsatan Hasan Konya, şunları kaydetti: ''Bu gramajlar, bir yumurtanın ortalama ağırlığını ifade ediyor. Üzerinde 55-60 gram yazan 30'luk viyollar 1800-1900 gram, 65-70 gram viyollar ise 2000-2100 gram gelmeli. Piyasada satın alacağınız yumurta paketinin üzerindeki gramajları kontrol edin. Güvenemiyorsanız mutlaka tarttırın. 55-60 gramlık yumurtaların viyolunu toptan 4,3 liradan biz veriyoruz. 65-70 gramlıkların toptan satış fiyatı ise 4,5 lira... 'Marketlerde daha yüksek fiyatlardan alıyoruz' denilebilir, ancak aracılar ve market karları da devreye girdiğinde fiyat haliyle artıyor. Ancak, hemen her ilde aracısız doğrudan satış yapan yerlerden alınırsa, yumurta daha ucuza gelir. Ancak marketten alışveriş kültürü geliştiği için vatandaşlar fiyatı daha yüksek olsa da yumurtayı da diğer ürünleri aldıkları yerlerden satın almayı tercih ediyorlar.'' Hasan Konya, eksik gramajlı olduğu tespit edilen ürünün satışın yapıldığı iş yeri yetkililerine ya da Alo 176 Gıda Hattı'na şikayet edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. AA 611118 Gürültü cinayeti Gürültü cinayeti 23.10.2009 16:42 Adana'da motosiklet gürültüsü nedeniyle iki grup arasında çıkan silahlı kavgada 17 yaşındaki Ahmet Taş hayatını kaybederken bir kişi de yaralandı. Erol ŞENNUR/ ADANA (AHT) Olay, merkez Seyhan ilçesi Gülpınar Mahallesi, 59. Sokak içerisinde meydana geldi. İddiaya göre, Ahmet Taş ile arkadaşı M.E. (13), sokak içerisinde motosikletle seyir halindeyken mahalledeki gençler tarafından durduruldu. Gençler, gürültü yaptıkları gerekçesiyle motosiklet sürücüsü ve arkadaşı ile tartışmaya başladı. Birbirlerine küfür eden gençlerin tartışması kısa sürede silahlı kavgaya dönüştü. Motosikletli gençlerin üzerinde bulundurduğu öne sürülen fakat kavga esnasında kimin kullandığı tespit edilemeyen ruhsatsız tabancadan çıkan kurşun, Ahmet Taş'ın göğsüne isabet etti. Aynı olayda Yahya Ç. elinden hafif şekilde yaralandı. Ahmet Taş, kaldırıldığı Özel Hacettepeliler Tıp Merkezi'nde yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Bu arada polis olay adı karışan aynı aileden Hakan, Vedat, Uğur Ç. ile elinden yaralanan Yahya Ç. gözaltına alındı. Sorgulamaları süren zanlılar adliyye sevk edildi. 610467 Aslan'ın Dinamo dağıtan golü VİDEO Sob lig maçında Trabzonspor'u zor da olsa yenerek puanı alan ama ortaya koyduğu oyunla taraftarını korkutan Galatasaray pazar günki "büyük derbi" öncesi oynadığı Dinamo Bükreş karşılaşmaında adeta futbol resitali sundu. Rakip kaleyi sağlı sollu ataklarla ablukaya alan Galatasaray'da goller, il devre Kewell ve Nonda'dan, ikinci devre ise yine Nonda ve penaltıdan Elano'nun ayağından geldi. Bu sonuçla Grubu'ndan liderliğini sürdüren Sarı Kırmızılı ekip pazar günü oynanacak Fenerbahçe derbisi öncesinde moral depoladı... Öte yandan UEFA Avrupa Ligi gruplarında  daha önceki sezonda 6 mça yapan ve mağlup olmayan, Galatasaray bu sezon oynadığı maçta da mağlubiyet yüzü görmeyerek 9'da yapmış oldu...  (Haber 7) 2009-10-23 11:40:38 bu sene moruz. akseli ağa 2009-10-23 11:25:55 Tesekkur ediyorum takimima bizi bir kez daha sevindirdigi icin. Belki biraz kelimerim buyuk utrden olacak ama olsun yine de umut bu. Galatasaray, umuyorum ki bu yil, cok guzel basarilara imza atacak ve futboldaki basarimizi bir kez daha pekistirecek. Yine umuyorum ki bu basarilar beraberinde daha cok rehavetten ziyade gayreti getirir. Sizi yurekten tebrik ediyorum... Tesekkurler, saygilar Cem Dogdu 610935 Rus ayısı eğiticisine saldırdı: ölü, yaralı "Senya" lakaplı 350 kiloluluk hayvan Potapov'a da saldırdı ve kafasını, omuzunu ve gövdesini ısırdı. Potapov aldığı yaralar sonucu olay yerinde hayatını keybederken, ayı terbiyecisi Popov da ağır yaralandı. Yardım için Kırgız polisi de devreye girdi. Durdurulamayan beş yaşındaki ayıya Kırgız polisler silah kullanmak zorunda kaldı. Kurşun yağmuruna tutulan ayı olay yerinde öldürüldü. Karnı tok ayının eğiticisine saldırması tartışılıyor Şimdi Rus sirk dünyası olayı tartışarak şu soruyu gündeme getiriyor: Neden karnı tok olan ayı kendi tebiyecisine saldırdı? Rus Vesti televizyonuna konuşan Rusya Halk Artisti ve hayvan terbiyecisi Viktor Kudryavtsev'e göre, hayvanı çok yormamak en mantıklısı. Kudryavtsev, "Belki uzun yolculuk hayvanı yormuştu, çünkü hayvanlar için bu ağır oluyor. Dinlenebilmeleri için zaman alıyor. Bu olayda belki dinlenmeden hayvanı çalışmaya mecbur ettiler. Eğer çalışmak istemiyorsa hayvanı buna zorlamak çok tehlikeli iş." dedi. Rusya "Buz Üstünde Sirk" ekibi Başkanı Yana Şevçenko ise hayvanların kinci olduğuna da dikkat çekti. Şevçenko, "Belki daha önce hayvana ceza verilmişti. Şimdi hayvan bu cezayı hatırladı. Bu akla gelecek tek şey. Çünkü hayvanlar çok kinci." diye konuştu. 614782 Mesai saatleri değişti Mesai saatleri değiştiİSTANBUL Milliyet güncellenme zamanı 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Pazar günü saatler saat geri alınıyor. Trafik yoğunluğu dikkate alınarak ’da mesai saatleri pazartesi gününden itibaren 08.00-12.00, 12.30-16.30 olarak uygulanacak ’nun aldığı karar gereğince saatlerin 25 Ekim Pazar gününden itibaren bir saat geri alınacak olması dolayısıyla ’da mesai saatleri yeniden düzenlendi. İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamada, gün ışığından yararlanıp, tüketiminin azaltılmasının yanı sıra sabah ve akşam saatlerinde trafik yoğunluğu da dikkate alınarak, mesai saatlerinin İstanbul’da 26 Ekim Pazartesi gününden itibaren 08.00-12.00, 12.30-16.30 olarak uygulanacağı belirtildi. 610011 DTP'ye soruşturma İLİŞKİLİ HABERLER DTP'ye soruşturma DTP'ye soruşturma ANKARA 23.10.2009 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, PKK'lıları sınırda karşılayan ve Diyarbakır'da miting düzenleyen DTP hakkında soruşturma başlattı. Başsavcılık, DTP'li yöneticilerin, karşılama töreni sırasında yaptığı açıklamalarının Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası'na aykırı yönünün bulunup bulunmadığını incelemeye aldı. Başsavcılık, RTÜK ve güvenlik birimlerinden elde edeceği delilleri nasıl değerlendireceğine daha sonra karar verecek. Başsavcılık bu delilleri, Anayasa Mahkemesi'nde devam eden DTP'nin kapatılması istemli davaya "ek iddianame" veya "ek delil" olarak gönderirse bu kez önümüzdeki ay görüşülmesi ve sonraki süreçte karara bağlanması beklenen DTP davası yaklaşık bir yıl daha sürebilecek. Çünkü Anayasa Mahkemesi bu durumda tıpkı yeni bir dava açılmış gibi DTP'ye yazılı ve sözlü açıklama için süreler vermek zorunda kalacak. Aynı şekilde Yargıtay Başsavcılığı'ndan da mütalaa alacak. Yargıtay Başsavcılığı, elde ettiği delilleri, Anayasa Mahkemesi'ne göndermez veya ek iddianame hazırlamazsa bu kanıtlar, halen Başsavcılık'ta tutulan DTP'nin sicil dosyasında kalacak. Anayasa Mahkemesi, görmekte olduğu dava nedeniyle DTP'yi kapatmazsa Yargıtay Başsavcılığı bu kez yeni delillerin varlığına dayanarak yeni bir dava açabilecek. İLİŞKİLİ HABERLER DTP'ye soruşturma Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 610418 Yeni Mars kaşifi 2012'de gidecek Mars'a 2012'de ulaşacak ve Mars'ta eskiden ya da şimdi mikrobik yaşama uygun bir çevre bulunup bulunmadığını araştıracak biçimde tasarlanan MSL, Mars yüzeyinin bilimsel keşfinde büyük bir adım olacak. Kızıl Gezegen'in "yaşanabilirliğini" araştıracak en büyük ve en ileri bilimsel araçları taşıyacak MSL, Mars'ın iklim, jeolojisi, oluşumu, yapısı ve kimyasal kompozisyonunun kayıtlı olduğu toprak ve oyduğu kayalardan numuneleri analiz edecek. Robotun üzerindeki laboratuvarı da, Mars'ta yaşamın yapıtaşlarının kimyasallarını tespit edebilmek ve gezegenin eskiden nasıl olduğunu anlayacak şekilde kayaları, toprakları ve yerel jeolojik oluşumları inceleyecek. Plütonyum'un radyoaktif ayrışımının ısısıyla elde edilen elektrikle çalışan radyoizotop güç sistemi gibi yeni teknolojiler kullanacak MSL'nin güç sistemi, Mars yüzeyinde bir Mars yılı (687 Dünya günü) veya daha fazla süre faaliyet göstermesine olanak tanıyacak. MSL'nin radyoizotop güç sistemi daha fazla hareket ve çalışma esnekliği sağlayacak. Robot, Mars'a çok daha önce gönderilenlerden daha geniş alanlarda ve irtifalarda çalışabilecek. (AA) 610257 Aşırı sağcı liderin BBC'ye çıkmasına protesto Başkent Londra'da programın çekileceği İngiliz Yayın Kuruluşu BBC'nin önünde toplanan yüzlerce kişilik antifaşist grubun protestosu, polisin yaralanmasına, protestocunun da tutuklanmasına neden oldu. Ellerinde "Faşist BNP'yi durdurun" pankartları taşıyan grup, BBC'nin Griffin'i programa çıkarmasına tepki gösterdi. BBC ise, bu tepkiye karşılık, Griffin'in program dışında kalmasının "sansür" olacağını savundu. BBC-1'de perşembe akşamları yayınlanan "Question Time (Soru Zamanı)" programına katılan Griffin, aralarında Adalet Bakanı Jack Straw'un da bulunduğu, diğer siyasal parti yetkilileriyle aynı platformda buluştu. Griffin'in katıldığı programın tamamı şu sıralarda yeniden yayınlanıyor. Ancak BBC, önceden kaydedilen programın kimi bölümlerine haber bültenlerinde yer verdi. BNP lideri Griffin, programa katılan seyircilerin sorularını yanıtladı, Yahudi soykırımı, göçmenlik ve farklı dinsel ve etnik kökenli İngiliz vatandaşlarının Birleşik Krallık'ta yaşaması gibi konulardaki aşırı görüşlerini yineledi. Griffin'in görüşleri, programın çekildiği stüdyodaki seyircilerin tepkisine de neden oldu. BBC önündeki protesto, aşırı sağcı görüşleriyle bilinen Griffin'e yönelik ilk gösteri değil. Avrupa Parlamentosu üyesi de olan Griffin'e, daha önce de basın toplantısı yaptığı sırada Westminster'daki parlamento binası önünde yumurta atılmış, BNP lideri de basın toplantısını yarıda kesmek zorunda kalmıştı. 611345 Görüntüler tekrarlanmamalı Görüntüler tekrarlanmamalı Giriş Saati 23.10.2009 17:24 Güncelleme 23.10.2009 17:33 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütü PKK üyelerinin teslim olması sırasında yaşananlara ilişkin, ''İlk kafiledeki görüntülere tekrar şahit olmak istemiyoruz'' dedi. Başbakan Erdoğan, Conrad Oteli'ndeki Akdeniz Parlamenterler Asamblesi Genel Kurulu açılışından sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''Avrupa'dan PKK'lı bir grubun bu ayın 28 Ekimde İstanbul'a geleceği söyleniyor, doğru mu?'' sorusu üzerine Erdoğan, 28'i gibi bir tarihin söz konusu olmadığını söyledi. ''İlk kafiledeki görüntülere tekrar şahit olmak istemiyoruz'' diyen Erdoğan, bir bayram sevinci gibi, bir dostun bir dosta kavuşması gibi yaklaşımları da doğru bulmadığını kaydetti. Başbakan Erdoğan, bayram sevincinin evlerde yaşanabileceğini, orada karşılanabileceklerini vurgulayarak, şöyle devam etti: ''Aksi takdirde bunlar daha sonra bir bölücü terör örgütünden koparak, Eve Dönüş Yasası çerçevesinde olayları değerlendirirken, dikkat edin ifadelerimi seçerek söylüyorum, yargımızın bunları suçsuz bulması sebebiyle bu işte serbest bırakma sürecini görüyoruz. Bu serbest bırakıldıktan sonra atılan adımlar, planlanan eylemler bizi düşündürüyor. Çünkü bunları tahrik ederek, bunların üzerinden bir devşirme gayreti içerisine girmeyi doğru bulmuyorum. Bu, birlik, kardeşlik sürecine de hizmet etmez. Bu yaklaşım tarzı yanlıştır. Bırakalım gelen insanlar ailelerinin yanına geçsinler. Normal hayata değil de yine anormal süreç için bunları bir figüran olarak kullanma gayreti içerisine samimi düşünce içinde olmayanlar girerse, bu bizi de üzer, ülkemizin diğer kesimlerini de üzer.'' İSRAİLLİ PARLAMENTER İLE KONUŞMASI Bir gazetecinin, ''Genel kurul açılışındaki konuşmanızın ardından yanınıza gelen İsrailli parlamenter ile ne konuştunuz?'' sorusuna de Başbakan Erdoğan, bu kişinin kendisine, ''Onlar da çocuk öldürüyor'' dediğini anlattı. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Benim de söylediğim şu; Onlar da öldürüyor, ne kadar öldürüyor, siz ne kadar öldürüyorsunuz. Bunlar savunmasız insanlar. Kullandığınız fosforlu bombalar. Yani bunlar orantısız güç noktasında kalkıp da Filistin'le mukayese edilebilir mi? Yani Filistin'in savunma noktasında gücü nedir, diğerlerinin, İsrail'in savunma imkanı, gücü nedir? Bugün İsrail'in dünyada farklı bir yeri var. İsrail dünyada nükleer silahı olan bir ülke durumunda. Başka bir şey söylemeye gerek var mı? Ben bunu gizleyeyim mi? Yani ben aramızdaki münasebet sebebiyle söylemeyeyim mi? Ben rüşvet-i kelamdan pek hoşlanmam. Gerçek neyse bu gerçeği söylemek zorundayım.'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörizm, iklim değişikliği, çevre kirliliği, sınır aşan suç örgütlerinin faaliyetleri ile yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlüğün, tüm dünya için olduğu gibi Akdeniz ülkeleri için de tehdit oluşturduğunu söyledi. Akdeniz Parlamenterler Asamblesi 4. Genel Kurulu'nun açılışında konuşan Erdoğan, kıtaları, kültürleri ve medeniyetleri buluşturan İstanbul'un, aynı zamanda denizlerin, Akdeniz'in ve Karadeniz'in kesişme noktasında bulunduğunu söyledi. İstanbul'un tarih boyunca büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış Karadeniz ve Akdeniz havzasının bir özeti olduğunu belirten Erdoğan, ''İstanbul, doğu için batının kapısı, batı için ise doğunun kapısı. Aynı şekilde İstanbul, Akdeniz'in Karadeniz'e, Karadeniz'in de Akdeniz'e açılan penceresi'' dedi. Bugün Akdeniz'e kıyısı bulunan 21 ülke arasında dil, din, kültür, sosyal doku, ekonomik gelişmişlik, siyasi yapılanma gibi farklılıklar bulunmasına rağmen Akdenizli olmanın, birbirini anlamanın, işbirliği yapmanın ve dayanışmanın ortak paydası olduğunu ifade eden Erdoğan, Akdeniz'in herkese eşit fırsatlar sunduğunu, çevresindeki tüm ülkelere zengin imkan ve potansiyeller sağladığını aktardı. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Ancak fırsatlar kadar tehditlerin de ortak olduğu biliniyor. Terörizm, iklim değişikliği, çevre kirliliği, başta insan kaçakçılığı ve yasa dışı göç olmak üzere sınır aşan suç örgütlerinin faaliyetleri ile yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlük, tüm dünya için olduğu gibi Akdeniz ülkeleri için de tehdit teşkil ediyor. Günümüzün siyasi sorunlarının önemli bir bölümünü Akdeniz havzası ve buna mücavir bölgelerdeki ülkeler arasında yaşanan ihtilaflar oluşturuyor. Orta Doğu'daki çözümsüzlük ve Balkanlar'daki kırılgan güvenlik ortamı olarak söylüyorum, yakınımızdaki diğer bölgelerdeki sorunlar, Akdeniz havzası üzerindeki Akdeniz'in güneşini gölgeleyen riskler olarak varlığını sürdürüyor. Bu tablonun Akdeniz'i barış ve istikrar havzasına dönüştürme yolundaki tüm çabalara sekte vurmayı sürdürdüğü muhakkaktır.'' Bu olumsuz manzara karşısında Akdeniz bölgesinin sahip olduğu barış, huzur, istikrar, kalkınma ve refah potansiyelinin ortaya çıkartılabilmesi için geleceğe ümitle bakılması gerektiği inancında olduğunu ifade eden Erdoğan, karşı karşıya bulunulan tehdit ve risklerin herkesi ilgilendirdiğinin unutulmaması gerektiğini belirtti. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Bugün acil çözüm bekleyen meselelerimizle mücadelede ne tek bir ülke ne grup ülkelerin çabaları yeterli oluyor, olamaz da... Akdeniz havzası da küresel anlamda yüz yüze geldiğimiz sınamaların yansımalarından hiçbir şekilde muaf değildir. Sorunlarımızın üzerine kararlılıkla birliktelik ruhu içerisinde gitmek zorundayız. Sorunları diplomasi, diyalog ve müzakere yoluyla çözüm yoluna koymak zorundayız. Akdeniz'e kıyısı olan hiçbir ülke, bu bölgede hangi ülke olursa olsun terör örgütlerine, terör eylemlerine karşı kayıtsız kalamaz, kalmamalıdır.'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs'ta çözüme ulaşılmasının öncelikleri olduğunu belirterek, ''Kuzey Kıbrıs, eroin kaçakçılığının mı, insan kaçakçılığının mı merkezi? Bu dünyada nereler devlet olarak kabul edildi, nereler AB'ye üye kabul edildi. Kuzey Kıbrıs'a uygulanan bu yaklaşım tarzını uluslararası hukukla bağdaştıramıyoruz'' dedi. Akdeniz Parlamenterler Asamblesi 4. Genel Kurulu'nun açılışında konuşan Erdoğan, Akdeniz'in batısını doğusu kadar önemsediklerini belirterek, Türkiye'nin 1994'ten beri devam eden NATO'nun Akdeniz Diyaloğu ile dönem başkanlığını üstlendikleri Güneydoğu Avrupa Ülkeleri İşbirliği Sürecinin içinde bulunduğunu anımsattı. Türkiye'nin, Arap Ligi ile tesis edilen Türk-Arap İşbirliği Forumu'na ve stratejik ortağı olduğu Afrika Birliği ile ilişkilere de önem verdiğini ifade eden Erdoğan, ''Akdeniz'in doğusu ile de batısı ile iyi ilişkiler kuran Türkiye, bunu somut adımlarla desteklemek için çaba sarf ediyor'' dedi. İspanya ile BM çatısı altında Medeniyetler İttifakı Projesi'ni gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, Medeniyetler İttifakı'nın BM çatısı altında resmi bir kurum olarak yer edinmesi çalışmalarını başlattıklarını kaydetti. Akdeniz'de farklı deneyimler yaşamış, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, tarihi ve kültürel zenginliğe sahip ülkelerden ikisi olarak küresel barış hedefinde Medeniyetler İttifakı'na öncülük yaptıklarını ve kısa sürede müşahhas sonuçlar da almaya başladıklarını ifade eden Erdoğan, ''Türkiye olarak komşularımızla sıfır problem anlayışı çerçevesinde sorunlarımızı çözüm yoluna koyduk. Bölgesel meselelerin çözümü için de yoğun ve aktif bir dış politika yürütüyoruz'' diye konuştu. KIBRIS Başbakan Erdoğan, Kıbrıs adasında devam eden çözüm arayışlarının da bölgesel istikrar bakımından üzerinde büyük bir hassasiyetle durdukları bir konu olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: ''Kıbrıs'ta parametreleri belli olan kapsamlı çözüme bir an önce ulaşılması Türkiye'nin ve KKTC'nin önceliğidir. Bakın biz iddia ile konuşuyoruz; 'gelin, yıl sonuna kadar bunu neticelendirelim' diyoruz. Kendimize inanıyoruz, tezimizi inançla savunuyoruz ama kaçıyorlar. Niye? Samimi davranmıyorlar. Aynı yaklaşımı karşı taraftan görsek biz yıl sonuna kadar bu işi bitiririz. Biz dedik ki, kazan-kazan esasına göre bu süreci başlatalım. Önceki BM Genel Sekreteri ile süreci başlattık ve gün baş başa çalışmalar yaptık. Çalışmalar neticesinde imzalar buna göre atılırken, baktık ki bu işten kaçıyorlar. Bir hafta içinde Güney Kıbrıs'ta Annan Planı'na yüzde 75 'hayır' çıkarken, Kuzey'de yüzde 75 'evet' çıktı. Kuzey Kıbrıs, Annan Planı'nı desteklerken, Güney desteklemedi, bundan kaçındı. Ama kaçan, kaçınan, olumsuz yaklaşan ödüllendirildi, olumlu yaklaşan Kuzey Kıbrıs cezalandırıldı. Buna, adil bir yaklaşım diyemeyiz.'' Almanya Başkanı Angela Merkel'in bir açıklamasında ''Güney Kıbrıs'ın AB'ye alınması yanlış olmuştur'' dediğini, eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'in yazdığı eserinde ''Türkiye'ye yapılan ahlaksızlıktır'' şeklinde tespiti bulunduğunu belirten Erdoğan, bunların bizzat sürecin içerisinde olan liderler olduğunu ve Hollanda'da, İsviçre'de, ABD'de bu konuyu sabahlara kadar tartıştıklarını ve konuştuklarını söyledi. Bütün tartışmaların sonucunda ancak bu noktaya gelindiğini kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bundan dolayı da bazı şeyleri savunamıyorlar. Tek şey nedir, Güney Kıbrıs, şu anda AB'dedir. AB'de olduğu için devamlı bariyer oluşturuyor. Çünkü sadece Güney Kıbrıs bir fasıla 'hayır' diyorsa, iş bitmiştir, tıkanmıştır. Fakat Türkiye'nin bu noktada sıkıntısı yok. Türkiye AB'ye girerse kendisi kazandığı kadar AB'de kazanır, bunun böyle bilinmesi lazım. Türkiye'nin AB'ye girmesi 1,5 milyarlık İslam dünyasının AB'ye güç katması demektir. Bunun farkında değiller ve AB zaman Medeniyetler İttifakı'nın adresi olarak gözükecektir.'' Başbakan Erdoğan, 64. BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmayı da anımsatarak, ''Adada devam eden müzakere sürecine desteğimiz tamdır'' dedi. Türkiye ve Yunanistan'ın bu konuda garantör ülke olduğunu anımsatan Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu ile de konuyu 15 gün önce İstanbul'da görüştüklerini kaydetti. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bizlerin, garantör ülke olarak bu konuda yere sağlam basmamız lazım. Sayın Hıristofyas BM toplantısında 'Oturalım, konuşalım' dedi. 'Niçin biz sizinle konuşacağız' dedim. 'Eğer konuşacaksak, zaman bu işi dörtlü konuşacağız' dedim. 'Kim olacak bu kişiler' dedi. Dedim ki, 'Siz olacaksınız, Sayın Talat olacak, Karamanlis kalırsa Karamanlis kalmazsa Papandreu olacak, bir de biz olacağız. İki garantör ülke, iki taraf ülke' dedim. 'Sayın Talat hangi sıfatla olacak?' dedi. Şu anda sayın Talat ile 42 toplantı yaptınız. Hangi sıfatla görüşüyorsunuz? Hangi sıfatla görüşüyorsanız, aynı sıfatla olacak. Olay budur. Çözüm istiyorsak, çözüme böyle gideceğiz. Aksi taktirde gidemeyiz.'' ''İANE İSTEMİYORUZ, ADALET İSTİYORUZ'' Dünyanın değişik ülkelerinde ofisleri olan bir çok uluslararası kurum ve kuruluşta Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı'nın tezlerini savunduğunu belirten Erdoğan, İslam Konferansı Örgütü'nde, Annan Planı'ndaki ifadesi ile yerini gözlemci ülke olarak alan bir Kıbrıs Türk Devleti bulunduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Bazıları kabul eder, etmez. Bunlar önemli değil. Türkiye'nin burada ne dediği önemlidir. Biz Kıbrıs Türk Devleti olarak kabul ettik, süreci de böyle çalıştırıyoruz, böyle çalıştıracağız ve adil olunmasını istiyoruz. İane istemiyoruz, adalet istiyoruz. Kuzey Kıbrıs, eroin kaçakçılığının mı insan kaçakçılığının mı merkezi? Nereler devlet olarak bu dünyada kabul edildi, nereler AB'ye üye kabul edildi. Ama Kuzey Kıbrıs'a uygulanan bu yaklaşım tarzını biz uluslararası hukukla bağdaştıramıyoruz. Gerek Türkiye, gerek Kıbrıs Türkler'i sorumluluklarının bilinci içindedir. Üzerilerine düşeni eksiksiz yerine getiriyorlar. Bu gerçek çok iyi idrak edilmeli ve hak ettiği karşılığı da bulmalıdır. Zira müzakere sürecinin ilanihai devam edemeyeceği bir gerçektir.'' Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. Copyright 2003-2009 Tüm hakları saklıdır. TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 611448 Rusya Devlet Başkanı Medvedev'den Gökdeniz'i kutladı: Kahraman Türk sen misin? SON DAKİKA güncellenme zamanı 21.24 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Devlet Başkanı Medvedev'den Gökdeniz'i kutladı: Kahraman Türk sen misin?Siyamend KAÇMAZ MOSKOVA(Rusya),(DHA) Devlet Başkanı Rubin Kazan takımını hafta içinde ’nde karşısında aldıkları galibiyet için kutladı Devlet Başkanı Medvedev, Kazan ziyareti sırasında Rubinli futbolcularla bir araya geldi. Tataristan Cumhurbaşkanı Mintimer Şhaymiyev ve Başbakan Rustam Minnihanov’un da hazır bulunduğu buluşmada Medvedev, kazanılan galibiyetin çok önemli olduğunu belirterek, "Sizinle gurur duyuyorum. Futbol için bu tür zaferler çok önemlidir" dedi. Futbolcuları tek tek tebrik ederken sıra Gökdeniz’e geldiğinde ise Medvedev, "Kahraman Türk sen misin?" diyerek, attığı gol için başarılı futbolcuyu kutladı. (F) Grubu’nda mücadele eden Rubin Kazan, geçtiğimiz salı günü deplasmanda ’yı Gökdeniz’in 73’üncü dakikada attığı golle 2-1 mağlup etmişti. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. Süper Hızlı Gönderi. 610491 Arınç'tan karşılama yorumu Bu sabah gazetecilerle bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 'lıları kahraman gibi karşılamanın üzüntü verici olduğunu, bunun önlenemediğini belirterek, ancak "iyi" karşılamak gerektiğini söyledi. (CNNTURK.COM) -- Mahmur kaynaklı gelişlerin çoğalacağını belirten Arınç, "Dönüşler devam etmezse süreç de devam etmez" ifadesini kullandı. Arınç, Türk Ceza Kanunu'nun 221'inci maddesinden "pişmanım" ifadesini çıkarmayı düşünmediklerini söyledi. HSYK'nın bölge hakim ve savcılarıyla ilgili inceleme başlatmasıyla ilgili olarak da Arınç, "Bu bana Şemdinli'yi hatırlattı" dedi. Arınç, 'lıların ifadelerinin değiştirildiği iddasını "yargıya yapılabilecek en haksız itham" diye değerlendirdi. Arınç, TRT'de yayınlanan Ayrılık dizisiyle ilgili olarak da, bugün 'in Ankara Büyükelçisi ile görüşeceğini belirtti. 610945 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'a mahkeme bulundu Adli, idari ve askeri mahkemeler arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını çözmeye yetkili olan Uyuşmazlık Mahkemesi, Diyarbakır'da 1992-1994 yılları arasında kişinin öldürülmesiyle ilgili davanın hangi mahkemede görüleceği yönündeki kararını açıkladı. Mahkeme, davanın özel yetkili Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesini kararlaştırdı. -MAHKEME BELİRLEME SÜRECİ YIL SÜRDÜ- Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 2005 yılında hazırlanan iddianamede, sanıklar Abdülkerim Kırca, ''Yeşil'' kod adlı Mahmut Yıldırım, PKK itirafçıları Fethi Çetin, Kemal Emlük, eşi Saniye Emlük, Muhsin Gül, Abdülkadir Aygan ve Uzman Çavuş Uğur Yüksel'in, ''Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak'', ''İşkence yapmak'', ''adam öldürmek'' suçlarından yargılanmaları talep edildi. Sanıkların, 8'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi. Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamenin ardından dosya, sanıkların suç tarihinde asker kişiler olması sebebiyle görevsizlik kararı verilerek 7. Kolordu Askeri Mahkemesi'ne gönderildi. Askeri Mahkemenin de karşı görevsizlik kararı vermesi üzerine dosya Uyuşmazlık Mahkemesine gitti. Uyuşmazlık mahkemesi yaptığı incelemenin ardından davanın görülmesi için dosyayı 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Mahkeme, ''atılı suçların terör suçu olduğu'' gerekçesiyle, yine görevsizlik kararı verip dosyayı Özel Yetkili 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. -''ATILI SUÇ TERÖR SUÇU DEĞİL''- Dosyayı inceleyen 6. Ağır Ceza Mahkemesi de görevsizlik kararı vererek, dosyanın yeniden Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesini kararlaştırdı. Mahkemenin, görevsizlik kararında, davaya bakma yetki ve görevinin Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde olduğu belirtilerek, ''Dosya kapsamı ve iddianame içeriği itibariyle haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla örgüt kurduklarına ve ayrıca suç işlemek üzere kurulmuş bir terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde suç işlediklerine dair delil ve iddia bulunmamaktadır'' denildi. -YARGILAMAYI YAPACAK MAHKEME BELİRLENDİ- Bunun üzerine dosya yeniden Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gitti. Mahkeme, yaptığı incelemenin ardından yargılamanın, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine karar verdi. Uyuşmazlık Mahkemesi'nin kararı üzerine dosya 6. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'na gönderildi. Sanıklar, Diyarbakır'da 1992-94 yılları arasında Harbi Arman, Lokman Zugurlı, Zana Zugurlı, Servet Aslan, Şahabettin Latıfeci, Ahmet Ceylan, Mehmet Sıddık Etyemek ve Abdulkadir Çelikbilek'i öldürdükleri gerekçesiyle yargılanacak. 611318 Depremin vurduğu Filipinler'e uçak dolusu yardım › › › İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ En Çok Okunanlar Depremin vurduğu Filipinler'e uçak dolusu yardım İSTANBUL (CİHAN) TNT Ekspres'in Filipinler için başlattığı yardım seferlerinin 2'incisi bugün gerçekleşti. Bugüne kadar dünya çapındaki bütün imkanlarını kullanarak, küresel açlıkla mücadelede Dünya Gıda Programı WFP'ye destek olan TNT Ekspres ilki 16 Ekim, ikincisi ise bugün olmak üzere toplam iki sefer ile 240 ton yiyeceği İzmir'den Filipinler'e ulaştırdı. Geçtiğimiz haftalarda Filipinler ve Endozya'da çok sayıda can kaybı ve maddi-manevi zarara yol açan deprem felaketinin ardından TNT Ekspres, Dünya Gıda Programı WFP'ye destek olarak, acil yardım seferlerine başladı. Bu yardım seferlerinden biri olan Filipinler'e gönderilecek 240 tonluk yiyecek yardımı İzmir'den yüklenerek yola çıktı. Bu yardım seferi aynı zamanda TNT'nin bünyesine yeni kattığı, Asya'daki yatırım ve büyümesinin bir yansıması olan Boeing 747-400 ERF kargo uçağının da ilk seferlerinden biri oldu. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. EKONOMİ 610676 Borsa güne alıcılı başladı › › › İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ En Çok Okunanlar Borsa güne alıcılı başladı İSTANBUL (CİHAN) İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Ulusal 100 Endeksi, haftanın son işlem gününe alıcılı başladı. Bileşik Endeks, ilk seansın başlarında 550,75 puan kazançla 51567,59 puan seviyesinde başladı. Hisse senetleri ortalama yüzde 1,08 oranında değer kazandı. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. EKONOMİ 609710 Galatasaray Dinamo'yu dörtledi UEFA Grubu maçında Dinamo Bükreş'i 4-1 yenerek liderliğini devam ettirdi. Ali Sami Yen Stadı'nda ağırladığı Dinamo Bükreş'i Kewell, Nonda (2) ve Elano'nun golleriyle mağlup etti. Arda Turan ve Milan Baros'un yedekler arasında tamamladığı UEFA Grubu mücadelesinden 4-1 galip ayrılan yedi puanla liderliğini devam ettirdi. Grubu'ndaki diğer maçta Panathinaikos Sturm Graz'ı 1-0 yendi ve puanını altı yaparak ikinci sıradaki yerini korudu. Dinamo üç, Sturm bir puanda. 27. dakikada gole çok yaklaştı. Temsilcimiz Elano'nun ara pasında Caner topu Kewell'a yolladı, ancak ayağından fazla aşınca Dolha çıkarak topu aldı. 32. dakikada Kewell'ın soldan açtığı ortaya kimse dokunamadı ve meşin yuvarla yavaş yavaş ağlara gitti: 1-0. 42. dakikada fark ikiye çıktı. Sabri'nin uzun pasına Keita hareketlendi ve sağdan hızla ceza alanına girdi, geriye çıkardığı topta Nonda düzgün vuruşla golü kaydetti: 2-0. 46. dakikada Keita'nın sağdan yaptığ yerden ortada kaleci Dolha'nın büyük hatasını affetmeyen Nonda topu boş ağlara gönderdi: 3-0. 58. dakikada sağdan hızla ceza sahasına giren Aydın, rakibin müdahelesiyle yerde kalınca hakem penaltı noktasını gösterdi. Penaltıyı Elano gole çevirdi: 4-0. 62. dakikada Tamas'ın ortasında Diabate dokundu ve top Leo Franco'nun yanından filelere gitti: 4-1. 70. dakikada Andrei Cristea'nın ceza sahası dışında çektiği sert şutta top direkten auta gitti. Leo Franco, Sabri (66 Uğur Uçar), Servet, Mehmet Topal, Caner, Ayhan (74 Barış Özbek), Mustafa, Kewell, Elano, Keita (53 Aydın), Nonda Dinamo Bükreş: Emilian Dolha, Manuel Scarlatache (75 Niculescu), Gabriel Tamas, Zie Diabate, Laurenţiu Rus (46 Bostina), Ousmane N'Doye, Lucian Goian, Adrian Cristea, Gabriel Torje, Andrei Cristea, Marius Alexe Goller: 32 Kewell, 42 ve 46 Nonda, 59 pen. Elano, 62 Zie Diabate Sarı kartlar: Ayhan, N'Doye, Kewell Stat: Ali Sami Yen Hakem: Martin Ingvarsson (İsveç) 611106 Erşahin'den 'ezan esintili' caz albümü VİDEO Akbank Caz Festivali kapsamında Bahçeşehir Üniversitesi'nde sahne alan Erşahin, dinleyenlerine keyifli bir gece yaşattı. Konser öncesi öğrencilerle sohbet eden Erşahin, "Biz hep üniversitelerde çalmak istiyoruz ama bütçe olmuyor. Buralarda çalmak çok daha önemli, son zamanlarda sadece, 'Eller havaya' şeklinde parçalar dinleniyor ama sadece bu tip müziklerle olmaz. Bu gece bizi dinledikten sonra hep dinlemek isteyeceksiniz." dedi. Yeni albümü ve müzik serüveni hakkında Cihan Haber Ajansı'na konuşan Erşahin, müziğin Mevlana'nın döne döne bulduğu büyük bir mistik içerik taşıdığını dile getirdi. Mevlana'nın eserlerini okuduğunu dile getiren Erşahin, ileride mutlaka Konya'yı ziyaret etmek istediğini ifade etti. İlk albümünü 1995 yılında çıkardığını ve albümde de 'ezan' isimli bir parçaya yer verdiğini söyleyen Erşahin, bestesinin hikayesini de şöyle anlattı: "Ezan parçası oldukça eski. 1995 senesiydi, Bodrum'daydım ve ezan sesini duyunca saksofonu aldım ve çalmaya başladım. Hatırladığım kadarıyla parçayı yapma zamanım öğle vaktiydi." Yeni çıkan "İstanbul Sessions" isimli albümünde mistik tonların hakim olduğunu dile getiren Erşahin, 'İstanbul Sessions' diye bir grup kurduk ve bu hafta albüm çıkacak. Albümde daha çok ezan gibi melodiler var. İstanbul renkleri var. Mistik bir albüm oldu. Boğaziçi'ni de düşünerek yazdım. Ayrıca İstanbul'un kedileri için de bir parça besteledim, bu albümde da var. Hissettiklerimi bu albüme yansıttım." şeklinde konaştu. Erşahin ayrıca, şarkıcı Hüsnü Şenlendirici ile birlikte "Harikalar Diyarı" isimli bir albüm hazırlığında olduklarını belirtti. Müziğe 16 yaşında başlayan Erşahin, saksofonla tanışma hikayesini ise şöyle anlattı: "Evde hep müzik dinliyordum, evimizde hep müzikler dönüyordu. En son çıkan plaklar hep evimizde oldu. Ailemizde müzisyen yok ama hep müzik dinleyerek büyüdük. Ablamın kocası bir gün bana dedi ki, 'sana saksofon uyar' dedi. zaman Stockholm'de yaşıyoduk ve bizim oraya saksofon çalan bir İngiliz grup geldi onlardan da çok etkilendim ve saksofon üzerine çalışmalara başladım." Saksofonun ney ve klarnete yakın bulduğunu ifade eden Erşahin, saksofonun daha çok toprağa yakın bir ses taşıdığını sözlerine ekledi. (CİHAN) 609838 Org. Başbuğ ve babasına ağır küfürler Ergenekon davasının öğleden sonraki oturumunda, üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun ardından Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün sorularıyla Arslan'ın çapraz sorgusuna devam edildi. Şengün'ün, Arslan'ın verdiği cevaplara zaman zaman kızdığı gözlendi. Arslan, sorgusunda küçükken gördüğü bir rüyayı da anlatarak "Peygamber olacağımı düşünüyordum" dedi. Alparslan Arslan, Köksal Şengün'ün soruları sırasında taşkınlık yaparak kürsüyü devirdi. Babasına, Genelkurmay Başkanı'na ağzı alınmayacak küfürler etti. Hukuk Fakültesi'nden ne zaman mezun olduğu, stajını nerede yaptığı, askerlik hizmeti ve kurduğu Yetitepe Hukuk Burosu hakkında yeniden soru yönelten Şengün, "Cübbe giydin. Birilerinin hakkını savundun. Birilerini yanına alıp sonra da tahsilata çıktın. Bu senin anlattığın dinle bağdaşıyor mu ?" diye sordu. Arslan, "Hukuki prosedürler bazen insanı çıldırtacak boyuta ulaşıyor. Osman Yıldırım ile gidip tahsilat yapıyorduk." dedi. Başkan, "Silah çekip hak arıyorsun. Bunu din boyutuyla nasıl açıklıyorsun. Bu dini boyutu sende ne zaman başladı. Seni insan öldürmeye kadar götürdü" deyince, Arslan, "Tahsilatlarda silah kullanmadım. Peygamber efendimizi 2-3 yaşındayken rüyamda gördüm. günden sonra Allah'ı aramaya başladım. 1980'den 2009'a kadar devam etti bu arayış. Peygamber olacağımı düşünüyordum" dedi. Başkan, Danıştay kakarının Kasım 2005 tarihinde verildiğini hatırlatıp, 2006 Şubat ayında haberin yayınlandığını belirterek, saldırıya gazetede çıkan haberin ardından mı karar verdiğini sordu. Arslan, "Edepli Müslüman bu haberi yazmaz bu haberi yayınlamazdı" dedi. Başkan, "Türban kararını kafana taktın. Önce bir tabanca temin ettin. Sonra diğer iki tabancayı, ardından da bombayı temin ettin. Bu kadar büyük hazırlığı bir ay gibi bir süre içinde yaptın" deyince Arslan, "İsteseydim özel harekata girebilirdim. Altyapım vardı." cevabını verdi. Başkan, "Bu hazırlık kavga boyutunu aşan bir hazırlık, neden kadar kişiyi topladın. Bu eylemi tek başına gerçekleştiremez miydin. Adamları barlardan toplamışsın. Üstelik bu adamların kafa yapısı sana uymuyor." dedi. Bunun üzerine Arslan, "Ben ordu kuracaktım. Anlattım size." diye cevap verdi. Başkan Şengün, "Lejyon ordusu yani. Ordu böyle mi kurulur Bu adamlar peşinden bedavaya gelmez" deyince Arslan, "Cami cemaatine diyemezdim." dedi. Başkan Şengün'ün, "Bu adamlar senden aldıkları bombayı neden bedava bir yerlere atsınlar Arkasında başka birşey ver demek ki. Keyfe keder olur mu Bu adamlara ne teklif ettin ?" şeklindeki sorusuna Arslan, "Ben hale bakarım. 500 milyar galaksi var dedim." diye cevap verdi. Başkan Şengün, bunun üzerine, "O zaman bu adamlar uçmayı mı merak ettiler ?" diye sordu. Arslan, bu soruya da "Ne uçması kardeşim. Yere bakın, ben hale bakarım. Başımı eğer giderim." diye cevap verdi. Şengün, "Görüşmelerinde para alacaklarını konuşuyorlar. Konuşulan miktarlar senin ödeyebileceğin miktarlar değil. Yani onları kandırdın öyle mi ?" dedi. Arslan ise "Yukarıya bağlayım. Sizlerle uğraşamıyorum. Yemeğimi yeyip yatacağım." diyerek soruyu geçiştirdi. Başkan Şengün, "Arabayı aldın. Silahları koydun. Atış talimi yapacaktın. Bunun için Ankara'ya gitmeye ne gerek var." diye sordu. Arslan da "Suya girmek için denize gitmek lazım." dedi. Arslan, Başkan Şengün'ün sorusu üzerine, Ankara'ya giderken beraberinde olan kişilere bankalara gideceğini söylediğini, ancak ilk hedefin Danıştay olduğunu bildiklerini söyledi. Şengün'ün, buluşma yeri olarak neden Ataşehir'i seçtiği sorusuna Arslan, "Açık ferah alan olduğu için" cevabını verdi. Başkan Şengün, "Ozaman neden Çamlıca'yı seçmedin ?" surusuna ise Arslan, "Vallahi düşünmedim. Bu hal işidir." dedi. Arslan'ın, "Bana kopuk adam lazımdı. Osman eğer kopuk olmasa yanımda bir dakika bile tutmazdım." şeklindeki sözleri üzerine Başkan, "Kopukluğun ne ilgisi var adam. Bunlar Ataşehir'de kopuk da Üsküdar'da değil mi ?" diye sordu. Arslan ise bunun hal işi olduğunu belirterek, tekrar, "Rahat edeceğin ortama gitmek lazım" diye cevap verdi. Başkan Şengün, Danıştay olayından sonra polisler tarafından yakalandığında kendisine Muzaffer Tekin ile ilgili sorup sorulmadığını sordu. Danıştay olayının ardından Muzaffer Tekin'in gözaltına alındığını hatırlatan Şengün, "Muzaffer Tekin ile ilgili bir beyanda bulundun mu" dedi. "Bulunmadım" yanıtını veren Arslan, "Çantadaki telefon fihristinden, kartlardan. Ben bunun VKGB ile alakası yok dedim ayıp dedim" cevabını verdi. Köksal Şengün'ün, "Din ile eskiden beri haşır neşirim diyorsun ama ölümlerin ardından okunan mevlidi bilemedin" sözleri üzerine Arslan, "Kelime aklıma gelmedi" diye konuştu. Başkan Şengün'ün, "Kur'an'da en büyük suçun insan öldürmek olduğu yazıyor" sözleri üzerine Arslan, masa üstünde bulunan mikrofonu sanki yerinden koparmak istercesine kendine çekerek, "Kur'an'da öyle bir yazı yok. Mealinde yakın yıkın diyor. Ben iki kez hatim ettim, Arapça anlamıyorum." dedi. Bu sırada, Hüseyin Görüm'ün yerinden kalkarak, "Fetva veriyorsun. Fetva verme" diye bağırması üzerine Alparslan Arslan, "Allah'ı si..yorlar ediyorlar, böyle bir yerde yaşayamıyorum. Aşmak istiyorum" diye bağırdı. Başkan Şengün'ün, "Adam öldürerek mi aşacaksın" sorusu üzerine taşkın hareketlerini daha da artıran Arslan, "1.5 yıldır elim s...mde dolaşıyorum. Öldürün bu a..na koyduğumun çocuğunu. Alparslan Arslan mıdır nedir" diye bağırdı. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a da küfür eden Arslan, tekme darbeleriyle kürsüyü devirdi. Jandarmalar, Arslan'ı zaptetmekte oldukça zor anlar yaşadı. Jandarmalar kürsüyü kaldırırken, Başkan Şengün, "Müslüman böyle mi yapar" diye Arslan'ın sakinleştirmeye çalıştı. Bu sırada, Alparslan Arslan'ın izleyici bölümünde annesiyle birlikte bulunan babası İdris Arslan, "hakim bey" diyerek söz istedi. Baba Arslan, mahkemenin kendisini yıldır konuşturmadığını ileri sürdü. Bunun üzerine Alparslan Arslan, "Bu adamla işim yok benim" dedi. Şengün, "Tamam, biliyorum, işin yok" dedi. "Ne konuşuyorsun lan çakal" diye babasına bağıran Arslan, babasına hitaben ağza alınmayacak küfürler sıraladı. Sanık Alparslan Arslan'ın avukatı Oğuz Kayıran da "Müvekkilimin inancını sorgulayacak tarzda sorular sormanız hukuka aykırıdır" dedi. Bunun üzerine Başkan Şengün, "Ama bu suçu inancı için işlediğini söylüyor." dedi. Tutuklu sanık Alparslan Arslan, aynı dava arkadaşı Osman Yıldırım'ın avukatı Murat Eken'e de kendine sorduğu sorulardan sonra "Defol git buradan lan şerefsiz. Avukatlık yap." diye tepki gösterdi. Eken'in, "Danıştay binasına girerken kameraların çalışıp çalışmadığını biliyor muydun ?" şeklindeki sorusuna da Arslan, "Allah'ın esmasını okuyup yüzüme üfledim. Yüzüm kapanır dedim. Öyle bir bilgi var." diye cevap verdi. Sorular karşısında tekrar sinirli tavırlar sergileyen Alparslan Arslan'ın, "Gebertirim lan seni" şeklinde ardısıra tehditler savurmasından sonra Başkan Şengün, saat 17.50'de duruşmayı yarın saat 09.30'a ertelediğini açıkladı. (CİHAN) 609798 Nursultan Ağa, hoş geldin Taha Akyol ObjektifNursultan Ağa, hoş geldin 23 Ekim Cuma 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! Cumhurbaşkanı Nazarbayev şüphesiz kıtasındaki en yetenekli liderlerden biridir. Asya’daki Türk cumhuriyetleri içinde en geniş vizyona ve devlet adamı kumaşına sahip liderin Nazarbayev olduğu ise kuşkusuzdur. Bu görüşümü, altı yıl evvel “Kazakistan Tecrübesi” ve üç yıl önce “Asya’da Yeni Bir Kaplan” başlıklı yazılarımda da ifade etmiştim. Nazarbayev’i böyle görmemin iki sebebi vardır:  Orta Asya’da “kapalı toplum” eğilimi egemen olduğu halde, Nazarbayev “açık toplum”u hem felsefi olarak benimsiyor, hem bunu gerçekleştirmeyi amaçlayan bir program uyguluyor.  Nazarbayev dünyadaki gelişme dinamiklerini ve güç dengelerini çok iyi biliyor. Dünyaya paranoyak dost-düşman saplantılarıyla bakmıyor. Kazakistan’ın geleceğine “” vizyonu açısından bakıyor, ona göre politikalar geliştiriyor. Avrasya, yani hem hem Asya! Ve bu geniş vizyon sayesinde Kazakistan hızlı ve istikrarlı kalkınan tek Orta Asya ülkesidir. Evet, bunda petrolün rolü büyük ama bu doğal kaynaklar ’da da, ’da da var. Vizyon, Kazakistan’a ilave bir kazandırıyor. Açık toplum Birleşmiş Milletler’in 2008 yılı “İnsani Gelişme” raporunda, 79. sırada, Kazakistan azıcık geride 82. sıradadır; bu iki ülke “Yüksek İnsani Gelişme” kategorisinde yer alıyor. Diğer üç kardeş ülke, 86, Türkmenistan 109, 119. sırada ve bir alt kategoride, “Orta İnsani Gelişme” faslında bulunuyorlar. Kazakistan’ın dünyaya açık olması daha çok yatırım almasına ve yapmasına yol açıyor. Kişi başına milli geliri 11.000 ‘Kapalı’ Özbekistan daha az yatırım alıyor, daha az ihracat yapıyor, milli geliri 2500 dolar! Nazarbayev’in başarısının temelinde, yalın bir ‘felsefi’ gerçek vardır: “Açık toplum” olmanın çağımızda ülkelere nasıl bir dinamizm kazandırdığını görüyor... Nazarbayev “Kritik On Yıl” adlı kitabında şunları yazıyor: “Kapalı toplum, kafeste uçabilmektir. İsterse çok büyük olsun kafes. Açık toplum ise gökyüzünde uçabilmektir. Bizim tarih ve ruhumuza uygun olan ve bize yakışan bir kartal gibi parlak güneşin altında, sonsuz bozkır semalarında süzülmektir.” Hem Avrupa, hem Asya Nazarbayev ve ’le büyük ekonomik projeler geliştirdiği gibi, kardeş ülke olarak gördüğü  Türkiye üzerinden de ve ulaştırma hatlarıyla Avrupa’ya bağlanma projelerine de büyük destek veriyor. Türkiye’nin AB üyeliğinin heyecanlı bir savunucusu aynı zamanda. Dün ’de yaptığı konuşmada da aynı vizyonu ortaya koydu. AB yolcusu ve üyesi Türkiye’nin “Avrasya vizyonu”nda, yani Orta Asya, Rusya ve Çin’le ilişkilerimizi geliştirmede Kazakistan en önemli faktörlerden biridir. Şu satırlar da Nazarbayev’in sözleridir: “Kadim Türk Devletinin esaslarını oluşturan ulu ecdatlarımız Bumin Kağan ve İlteriş’i, Kültegin ile Bilge Kağan’ı bugünkü neslimize anlatabilmemiz lazım. Şanlı tarihimizdeki Farabi, Manas, Yesevi, ile Nizami, Nevai ile Mahtumkuli gibi düşünürlerimizi yüceltmek görevimizdir.” Türk dünyasında Atatürk’ün heykeli yalnız Kazakistan’da vardır. Azerbaycan dışında Haydar Aliyev’in heykeli ise yalnız Türkiye’de vardır ve daha fazlasını yazmayayım! Asya’nın değerli evladı, vizyon sahibi devlet adamı ve Türkiye’nin büyük dostu “Nursultan Ağa”ya hoş geldin diyorum. (495 yazı) Copyright 2009 Milliyet Kampanya Sözleşmesi Milliyet Birinci Sayfa 610749 KDV indirimi, mobilya sektörünü kendine getirdi KDV indiriminin ilk döneminde 1,5 milyar dolarlık stokunu eriterek üretime yeniden başlayan mobilya sektöründe satışlar, ikinci üç aylık indirim dönemiyle birlikte milyar dolara tırmandı. 65 bin firmada 250 bin kişinin istihdam edildiği emek yoğun sektörde, krizle birlikte işini kaybeden yaklaşık 15 bin kişi yeniden fabrikaya döndü. İndirimle 'altın' dönemlerini yaşadıklarını belirten mobilyacılar bazı vergilerde yapılacak küçük indirimlerle kış sezonunun hareketli geçirilebileceğini kaydediyor. Hükümetin açıkladığı ekonomik paket kapsamında mobilya sektöründe KDV indirimi uygulanmasının çok faydalı olduğunu vurgulayan Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Nazif Türkoğlu, "Türkiye'de mobilya sektörü ayda çok iyi işler yaptı. Türkiye'de küçülmeyen sektör oldu. 2008'e göre küçülme yaşamadık. Nisan'da başlayıp 30 Eylül'de sona eren uygulamanın bitmesiyle birlikte birazcık daralma yaşandı. Bu dönem aynı zamanda sezonun da bitmesi işlerde nispeten azalma oldu. KDV indirimi tüketici anlamında ciddi bir güven oluşturmuştu. Şu anda firmaların vergi indirimini uyguluyorum dese de devlet tarafından yapılan indirim kadar güven sağlamıyor. Ama ileriye dönük sektörde olumlu bir hava ve enerji var." dedi. Sefes Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Şafak Çivici de KDV indirimi döneminde mobilyada çok olumlu gelişmeler yaşandığını, markalı mobilyaların merdiven altı firmalarla rekabet edebiler hale geldiğini ifade etti. İhracatta yaşanan talep artışı nedeniyle nakliye sorunu yaşadıklarını anlatan Çivici, "30 Eylül'e kadar sektörün durumu gayet iyiydi. Keşke yılsonuna kadar bu indirim devam etseydi. Çünkü markalı mobilyalar olarak biz sektördeki merdiven altı firmalarla rekabet edebilir hale gelmiştik. Fiyatlarımız çok uygun hale gelmişti. Sezonun da buna etkisini eklemek gerekir. KDV indirimin ardında da sektörün durumu yine olumlu yönde. Stoklar eritildi. Şimdi de firma indirimleriyle alışverişe hareketlilik kazandırılmaya çalışılıyor. Kriz döneminde Avrupa'ya satışlarımız nispeten azalmıştı. Yaz aylarında yakın doğu ülkelerine satışlarımız artmıştı. Noel sezonunun yaklaşması nedeniyle şimdide Avrupa'da talep artışının sektöre olumlu etkileri var. Bu yüzden nakliye araçlarında sıkıntı çekiyoruz. Fındık sezonunun da aynı döneme denk gelmesi böyle bir sıkıntı doğurdu. Krize yönelik ne çok karamsarız ne de çok iyimser. Krize yönelik önlemlerimizi alarak çalışmamızı sürdürüyoruz." şeklinde konuştu. KDV indirimi ile sektörün 'altın' dönemini yaşadığını ifade eden İstikbal Mobilya Reklam Koordinatörü Bilal Uyanık ise "Şu anda sektörde baktığımızda genel anlamda bir düşüşün olduğunu gözlemliyoruz. 610985 Beşiktaş Eskişehirspor maçında futbolcusundan yoksun... SON DAKİKA güncellenme zamanı 16.12 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda maçında futbolcusundan yoksun...ÖVÜNÇ ÖZDEM İSTANBUL DHA Süper Lig'in 10. haftasında deplasmanda ile oynayacağı maçın hazırlıklarını bu akşam 'de yapacağı antrenmanla tamalayacak. Siyah Beyazlı takımda kart cezalısı durumunda olan Ernst ve bu mücadelede forma giyemeyecekler. Ayrıca sakatlıkları sebebiyle ve Batuhan'ın da maç kadrosunda yer alamayacakları öğrenildi. Yusuf'un sağlık sorunu sebebiyle, Batuhan'ın ise sağ arka adalesindeki sakatlığından dolayı mücadelede forma giyemeyeceği belirtildi. Teknik direktör 'nin bu sezon Beşiktaş'ın oynadığı tüm resmi maçlarda sahaya sürdüğü Ferrari, Ernst ve Sivok'un yokluğunda defans hattının orta kısmında ve 'a görev vermesi bekleniyor. Savunmanın solunda İbrahim Üzülmüz, sağında da Ekram Dağ formaya en yakın isimler olarak göze çarpıyor. Denizli'nin 'in yokluğunda ise orta saha Uğur İnceman ve Fink'i oynatmayı düşündüğü kaydedildi. Tecrübeli teknik adamın cezalı ve sakat oyuncularının yokluğunda takımını Eskişehirspor karşısına şu ilk 11 ile çıkarması bekleniyor: "Rüştü, İbrahim Kaş, İbrahim Toraman, Fink, Uğur İnceman, Nihat, Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. Süper Hızlı Gönderi. 610233 Özel hastanelerde acil servis oyunu Cahit Saraçoğlu'nun haberi Devlet hastanelerinde ve özel hastanelerde yükseltilen muayene katılım payı, özel hastanelerin müşteri kaybetmesine neden oldu. Katılım payının 12 lirasının özel hastane tarafından tahsili, ayrıca fark ücreti alınması, vatandaşın özel hastanelere müracaatını azalttı. REKABETTE GERİ KALIYORLARMIŞ! Özel hastaneler ise, katılım payı artırışı ile müşterilerinin azaldığını, stopaj, vergi gibi ödemelerinden dolayı rekabette geri kaldıklarını belirtiyorlar. Özel hastaneler bu nedenle devlet katkı paylarının biraz daha artırılmasını istiyorlar. AMAÇ, YÜKÜ AZALTMAKTI Sağlık alanında özel sektörü teşvik edici politikalar geliştirilirken, sağlık giderlerinin bütçeye getirdiği yükü azaltmak için getirilen uygulamalar ise sektörü çıkmaza soktu. Hükümetin son olarak muayene katılım paylarını artırıcı kararı, özel hastanelere hasta müracaatlarını düşürdü. İLA 15 TL ARASINDA DEĞİŞİYOR Devlet hastanelerinden lira, özel hastanelerde ise 15 liraya çıkarılan muayene katılım payı, özel hastanelerin müşteri kaybetmesine neden olurken, muayene katılım payının 12 lirasının özel hastane tarafından kesilmesinin yanı sıra, özel hastanelerde ayrıca fark ücreti alınması nedeniyle vatandaş özel hastaneleri tercih etmemeye başladı. MÜŞTERİ KAYBETMİYORLAR Para kazanma durumları sıkıntıya düşen özel hastaneler ne yapacaklarını şaşırdı. Son olarak müşteri kaybetmek istemeyen özel sağlık kuruluşları, muayene olmaya gelen hastaları, yasa gereği katılım payı alınamayan acil servislere yönlendirmeye başladı. Böylece hastalardan katılım payı almazken, müşteri olarak da kaybetmeme yöntemi geliştirildi.   Katkı paylarında artış bekleniyor Özel hastaneler katılım payı artırışı ile birlikte müşterilerini kaybetmeye başladıklarını, hastanelerinin kapanma riski taşıdığına dikkat çekerlerken stopaj, vergi gibi ödemelerinin yanı sıra, devlet hastaneleri ile aralarındaki liralık katılım payı farkı nedeniyle rekabette geri kaldıklarını belirtiyorlar. Bu nedenle, Ekim 2009'dan itibaren uygulamaya giren zamlı muayene katılım paylarını eşitliğe aykırı olduğu gerekçesiyle mahkemeye taşıyacak olan özel hastaneler, devletten aldıkları katkı paylarının da artırılmasını istiyor. Sosyal Güvenlik Kurumu hastalarından alınan katılım paylarının 15 liraya çıkarılmasıyla müşteri kaybetmeye başlayan özel hastaneler, içerisine düştükleri zor durumdan sıyrılmak için kendilerince çözüm geliştirmeye başladı.   Acilde ilave ücret alınamıyor   Acil servislerden alınan hizmetlerde, ilave ücret alınamıyor. Sosyal Güvenlik Reformu'yla tanınan haklara göre, acil durumlarda sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından alınan sağlık hizmeti bedelleri de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödeniyor. Buna karşılık, sözleşmeli veya sözleşmesiz herhangi bir sağlık kuruluşu acil hallerde kendisine gelen genel sağlık sigortalı hastadan da Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan da herhangi bir ilave fark ücreti alamıyor. Normal koşullarda ise sözleşmeli özel hastanelerden alınan tedavi hizmetine karşılık hastanelerin yüzde 30 fark ücreti isteme hakkı bulunuyor. Sözleşmesiz sağlık kuruluşlarından alınan sağlık hizmetinin bedelleri ise Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmıyor. İlaç yazılması halinde geriye kalan lira da eczane tarafından kesiliyor.   Uygulama şekli nasıl? Genel Sağlık Sigortası kapsamına dahil kişilerin sağlık kurum ve kuruluşlarındaki ayakta tedavilerine ilişkin hekim ve diş hekimi muayenelerinden birinci basamak sağlık kuruluşları ve aile hekimliği muayenelerinde lira, ikinci ve üçüncü basamak resmi sağlık kurumlarında lira, özel sağlık kurumlarında 15 lira katılım payı alınıyor. Kapsama dahil kişilerin ayakta tedavilerinde hekim ve diş hekimi muayeneleri sonucunda reçete düzenlenmemesi veya reçete edilen ilaçların temini amacıyla eczanelere müracaat edilmemesi durumunda, birinci basamak sağlık kuruluşları ile aile hekimliği muayenelerinde katılım payı alınmıyor. İkinci ve üçüncü basamak resmi sağlık kurumları ile özel sağlık kurumlarındaki muayenelerde ise katılım payı tutarlarında lira indirim yapılıyor. (Yeni Şafak) 2009-10-23 09:49:43 Geçen sene eşimin doğumu için özel bir hastaneye gitmek zorunda kaldık.Annem tansiyon hastasıydı fakat telaştan ilaçlarını yanına almamıştı.Gece yarısı tansiyonu 28 fırlamış nöbetçi hemşire masasında uyuklarken annem tansiyonunu ölçmesi için rica etmiş hemşire tansiyonun 13 demiş.Zavallı kadın sabaha kadar acı çekmiş sabah olunca hastanin karşısındaki eczanede tansiyonunu ölçtürmüş 25.Acile gelmiş birşeyin yok demişler.Sabah hastaneye geldiğimde hekimin yanına gittim.Hemen damar açıcı iğne dil altı verdiler Ahmet Muratlı 2009-10-23 09:16:31 Al al bitmiyor başka kaynaklar aramaya ne hacet vatandaş varken. Vatandaşa hizmeti vatandaşı sömürmek olarak anlayanlara yazıklar olsun. Yusuf Er 2009-10-23 09:12:29 bu hükümet iki ileri üç geri sağlık politikası uyguluyor.önce düzelttiler sonra eskisinden kötü hale getirdiler. AHMET ÖZKAN 2009-10-23 09:11:53 Bu kadar da değil. Sanki bu işin sorumlusu özel hastanelerdi. Şimdi, memurum, emekli sandığına tabiyim(güya sosyal güvencem var), Hastaneye gideceğim fark ödeyecekmişim. Neden ödüyorum ya ben devletin hastanmesine gidebilmek için zaten sosyal güvenlik primi ödemiyor muyum? İlaç yazdıracaksın reçete parası! Bu nerden çıktı Allah aşkına ya. İlaç için katkı payı ödüyorum zaten bu reçete parası da ne oluyor. Çalışandan, işçiden, memurdan alıp, kömür, makarna, beyaz eşya dağıtan hükümet yanlış yapıyorsun. Musa Turan 2009-10-23 09:09:52 iyi fikir bundan sonra hastane teklif etmeden ben teklif ederim. katılım payını 12 tl yapan suçlu değilde bunu vatandaşa yansıtmak istemeyn hastanelermi suçlu. yapabilene helal olsun kamil can 2009-10-23 09:05:01 sağlık bakanı çuvaldızı birde kendisine batırsa fena olmaz. performans sistemini getiren kendisi.devlet hastanelerinde netürlü oyunların döndüğünü, hastalara gerekli olmayan tetkiklerin dönersermayelerine katkı sağlanması için devlete bağlı hastanelerde nasıl yapıldığını, bu hastanelerde çalışan bir sağlık personeli olarak yakından görmekte ve bilmekteyim. eskiden doktora tahlil ve tetkik(röntgen,mr v.s.) istemesi için biz yalvarırdık.şimdi ise roller değişti. işin ucunda para var tabiki. Ali Şengül 2009-10-23 08:44:45 tl ilaca hasta tl mauyen ücreti veriyor,eczaneler ile hastalar karşı karşıya kalıyor,eczaneler tahsildar, Sağlıkta tasarruf bu şekilde yapılmaz,denetim mekanizmasını güçlendirin sahtekarlık yapanları araştırın ama inanın bu 8TL ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞAN MİLYONLARCA KİŞİ ,MİLYONLARCA YEŞİL KARTLIYI MAĞDUR EDİYOR,yeşil kartları hak eden verin herkese vermeyin BU YANLIŞTAN BİRAN ÖNCE DÖNÜN. ERNAİL BÜYÜK 611100 Sivas'ta domuz gribi alarmı SON DAKİKA güncellenme zamanı 16.35 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda 'ta alarmıHalife YALÇINKAYA/SİVAS, (DHA) Yeni doğan servisinde çalışan hemşirenin test sonuçları pozitif çıktı 'ta, Cumhuriyet Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nin Yeni doğan servisinde çalışan bir hemşirenin domuz gribine yakalandığı belirlendi. Hastanede görevli başka bir hemşire ile temizlik görevlisi de hastalık belirtileri gösterince müşahade altına alındı. Yurdışından geldiği belirtilen başka bir kişi aynı hastanede tedavi altına alındı. Pediatri Kliniği'ne pazartesi gününe kadar hasta alınmayacak. Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nin acil servisine başvuran kimliği açıklanmayan bir hemşirenin kan örneğine yapılan tetkikte ‘’ virisüne (domuz gribi) rastlandı. Kısa süre önce tatilden geldiği öğrenilen hemşirenin, gün önce İntaniye Servisi'nde müşahade altına alındığı öğrenildi. Hastanedeki bir hemşire ve bir temizlik işçisi ile yurdışından gelen mermer fabrikasında çalışan bir kişiye de ön tanısı konuldu. Olay sonrası, hastanede domuz giribi tedbirleri en üst düzeye çıkarıldı. Özellikle acil serviste çalışan sağlık personeli ve hastalar maske kullanmaya başladı. Bugün konu ile ilgili bir açıklama yapan İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Bakteriyolojiı Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Nazif Elaldı, “Hastanemizde çalışan bir sağlık personelinde H1N1 virüsü tespit edildi. Bu tesbitin üzerine, bu kişi ile temasta bulunan kişi ile diğer biri kişiden alınan örnekler de 'ya Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi'ne gönderdik. Sonuçlarını bekliyoruz. Tahlilerini aldığımız bu kişilerin semptonları da uyduğu için bu arkadaşlarımıza ilaç uyguladık ve istirahat verip evlerine gönderdik” dedi. Vakaların artması ihtimali yüzünden de hastanedeki sağlık personelinin bilgilendirildiğini söyleyen Doç. Dr. Elaldı, “Hekimlere yönelik bir eğitim programı uygulandı, poliklinikler gezilerek özellikle acil servis olmak üzere personele yeni bilgiler verildi. Şuanda her şey kontrol altında. Tahlil sonuçları pozitif çıkan hemşire pediatri kliniğinde olduğu için bölümde gerekli temizlik ve koşullarına biraz daha önem vermeye başladık. Yer doluluğu sebebiyle ve tedbir amacıyla gün hasta alımlarını erteledik. Pazartesi gününe kadar bu servise hasta almayacağız. Şu anda pozitif çıkan tek hemşiremiz var. ’dan gelen bir hastamızında örnekleri gönderildi. Diğer iki sağlık personelimizinde örnekleri gönderildi ama tek bir pozitif hastamız var. Bütün hastalara ilaç uygulamıyoruz. hemşire ve sağlık personeline tedavi programı verdik, şüpheli olgu olduğu için ’nın yayınladığı genelgeye şüpheli vaka olarak kabul ettik, tedavilerine başladık. Numunelerini gönderdik, numune geldikten sonra gerekli tedavi düzenlemesini yapacağız” diye konuştu. Hastalığa yakalanan herkese tedavi gerekmediğini ifade eden Doç.Dr. Elaldı, “Hastanın yatakta yatarak istirahat etmesi temel tedavi yöntemlerinden bir tanesi. olarak bu vakalara hazır olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü 2005 yılında da bilindiği gibi bir salgınıyla karşılaşmıştık. Ondan sonra Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü ulusal pandemi planı hazırladı, yürürlüğe geçti. 2006 Nisan’da yürürlüğe girdi, şu anda onları uyguluyoruz. İlimizde vaka çıktı, olası vakalarda olabileceği için Sivas İl Pandemi Kurulu toplanacak ve yapılması gerekenler konuşulacak. Biz büyük bir olduğumuz için bütün hazırlıklarımızı yaptık. Gelecek vakalara hazırız” dedi. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 610811 Kredi kartı borcunu yapılandıracak öneri MHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu, kredi kartı borçlarının 24 ayı geçmemek üzere tüketici kredisine çevrilmesi amacıyla kanun teklifi hazırladı. Serdaroğlu, düzenlediği basın toplantısında, Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununda Değişik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'ni, bugün TBMM Başkanlığına sunduğunu bildirdi. MHP'li Serdaroğlu, kredi kartı borçlarının yapılandırılmasıyla ilgili olarak 24 Haziran 2009 tarihinde çıkarılan kanunun, temerrüte düşmüş, kendilerine ihtar çekilmiş, haklarında icra takibi başlatılmış kişileri kapsadığını, kart borcunun asgarisini ödeyerek borcunu döndürmeye çalışan vatandaşları ilgilendirmediğini söyledi. Kredi kartı borcunun asgarisini ödeyerek günü kurtarmaya çalışan yaklaşık milyon kart sahibinin toplam borcunun, 12-13 milyar lira civarında olduğunu kaydeden Serdaroğlu, ''Kredi kartı borçları ile çok büyük, çok tehlikeli bir krizin işaretleri alınmaya başlamıştır. Rakamlar, asgari tutarı ödenerek çevrilen kredi kartlarında, geri dönülmez noktaya, borcun artık çevrilemediği bir noktaya ulaştığını açıkça göstermektedir. Vatandaşlarımız, içine girdikleri sarmaldan bir türlü kurtulamamaktadır'' diye konuştu. Yetkililerin, ''tüketici kredisi çekilerek kredi kartı borçlarının kapatılması gerektiğini, aksi halde kredi kartı gecikme faizlerini kapatmalarının mümkün olmadığı'' yönünde uyarıları olduğuna dikkati çeken Serdaroğlu, kredi kartı borcu olan vatandaşlara bankalar tarafından tüketici kredisi verilmediğini, böylece borçlarını kapatamadıklarını iddia etti. Serdaroğlu, hazırladığı kanun teklifinin yasalaşması halinde bankalar ile vatandaşlar arasında ''kart barışı'' sağlanacağını ifade etti. -TEKLİF- Teklife, kredi kartı borçlarının, borçlunun talebi üzerine piyasa yapıcı bankaların ortalama tüketici kredisi faizi üzerinden ve 24 aylık vadeyi geçmemek üzere tüketici kredisine dönüştürülmesini öngörüyor. Borcu tüketici kredisine dönüştürülen kredi kartının, tüketici kredisi ödemeleri bitinceye kadar kullanılmamasını da içeren teklifle, hakkında ihtar çekilmiş, icra takibi başlatılmış, varlık şirketlerine devredilmiş borçlar için de uygulanması  öngörülüyor. AA 611239 Semra Özal'ın çalınan mücevherleri geri geldi SON DAKİKA güncellenme zamanı 18.11 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Semra Özal'ın çalınan mücevherleri geri geldiMehmet AKTARAN İSTANBUL DHA Sekizinci Cumhurbaşkanı 'ın eşi Semra Özal'ın 'deki villasını soyduğu ileri sürülen 11 kişi yakalandı. Organize çete üyesi şüpheliler, Gayrettepe'deki Asayiş Şube Müdürlüğü'nde sorguya alındı. Hırsızların çaldıkları ziynet eşyaları sakladıkları 'da operasyon yapıldı. Polis hırsızların toprağa gömdüğü ziynet eşyalarını buldu. 'a getirilecek olan ziynet eşyaları Semra Özal'a gösterilip kendisine ait olup olmadığı sorulacak. Asayiş Şube Müdürlüğü, Büro Amirliği ekipileri iki gün önce ve Fatih'de tespit edilen yerlere baskın düzenledi, 12 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerden birinin hırsızlık çetesi ile ilişkisinin olmadığı belirlenince serbest bırakıldı. Gözaltına alınan 11 kişinin sorguları sonunda 4'ünün Semra Özal'ın villasına girdiği belirlendi. Şüpheliler çaldıkları ziynet eşyalarını Şanlıurfa'da toprağa gömdüklerini söyleyince özel ekip kuruldu. Ekip, dün gittiği Şanlıurfa'da ziynet eşyalarını ele geçirdi. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 611151 Şahin:Türkiye'nin üyeliği Akdeniz için önemli Akdeniz Parlamenterler Asamblesi 4. Genel Kurulu'nun açılışında konuşan Şahin, genel kurul için İstanbul'a gelen parlamenterleri ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti. Fikri temelleri 1990'da atılan asamblenin 2006'da bağımsız uluslararası bir grup kimliğini kazandığını anlatan Şahin, Akdeniz Parlamenterler Asamblesi'ni, Akdeniz havzasında kalıcı barışın, istikrarın ve işbirliğinin tesisi için önemli bir bölgesel kuruluş olarak gördüğünü belirtti. Bugün burada dünyanın en eski uygarlıklarından bazılarına ev sahipliği yapmış bir bölgenin halklarının temsilcileri olarak bulunduklarını dile getiren Şahin, Akdeniz havzasının, tarihin en eski dönemlerinden beri karşılıklı etkileşimlerin yaşandığı çok önemli bir bölge olduğuna dikkati çekti. Şahin, Akdeniz'in Latince adının ''Dünyanın merkezi'' anlamına gelmesinin tesadüfi olmadığını vurgulayarak, Akdeniz'in insanlık tarihinin şekillendiği temel coğrafyalardan biri olduğunu kaydetti. Dünya nüfusunun yüzde 20'sinin Akdeniz havzasında yaşadığını, küresel gayrı safi milli hasılanın yaklaşık yüzde 11'inin Akdeniz ülkelerinden kaynaklandığını ve Akdeniz'den beş ülkenin dünyanın en büyük 30 ekonomisi içinde bulunduğunu anlatan Şahin, şöyle devam etti: ''Bu bölge aynı zamanda önemli bir enerji ve ticaret kaynağı. Dünya deniz ticaretinin yüzde 30'u Akdeniz'de yapılıyor. Her yıl 320 milyon yabancı turist, ülkelerimizi ziyaret ediyor. Bütün bu veriler, bölgemizin taşıdığı potansiyeli açıkça ortaya koyuyor. Bu potansiyel bize birçok işbirliği imkanını sunuyor. İdrak edelim ki, bize sunulan bu imkanın hakkını bugüne kadar layıkıyla veremedik. Aramızdaki çeşitli sorunlar, mevcut potansiyeli yeterince değerlendirmemize fırsat tanımadı. Maalesef üzülerek belirtmeliyim ki savaş ve diğer sorunlar bu bölgenin kaderinde daima var oldu.'' TBMM Başkanı Şahin, gelinen bu noktada genel kurul toplantısının başlığını oluşturan ''Akdeniz'de İstikrar, Refah ve İşbirliği'' temasının son derece yerinde olduğunu ifade ederek, belirtilen hususların eksikliği ve yetersizliğinin Akdeniz bölgesinde derinden hissedildiğini kaydetti. -''TEMEL ÖNCELİK, DENGESİZLİKLERİN GİDERİLMESİ OLMALI''- Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Özellikle Akdeniz'in kuzeyi ile güneyinin, batısı ile doğusunun refah düzeyleri arasındaki farklılıklar önemli bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Temel önceliğimiz, bu dengesizliklerin bir an önce giderilmesi olmalıdır diye düşünüyorum. Havzamız son küresel ekonomik krizden de nasibini aldı. Bu nedenle bölge için ticaretin, yatırımların, sermaye hareketlerinin artırılması gerekiyor. Ekonomik işbirliğinin çok daha üst düzeylere çıkarılması gerekiyor. Özellikle Akdeniz'in gelişmiş ülkelerine özel sorumluluklar düştüğü inancındayım. Diğer yandan, dünyada küresel ısınma ve iklim değişikliğinin en olumsuz sonuçlarının görüleceği bölgeler arasında Akdeniz'in bulunduğunu artık hepimiz bilmekteyiz. Kararlılıkla mücadele edilmediği taktirde gelecek nesillere bırakacağımız telafisi son derece güç kötü bir miras olacaktır.'' Problemlerden bahsederken çoğul konuştuğuna dikkati çeken Şahin, küçülen dünyada hiç kimsenin gerçek anlamda bu meselelerden bağışık olmadığını, birinin sorununun, bu sorunun olumsuz sonuçlarının bir şekilde diğerini de etkilediğini ve etkileyeceğini bildirdi. TBMM Başkanı Şahin, şöyle devam etti: ''O nedenle işbirliği yapmamız kaçınılmazdır. Bu durum, tarihin bize yüklediği bir sorumluluk, gelecek nesillere ise borcumuzdur. Türkiye, bu bilinçle hareket etmektedir. Öncelikle bölgemizdeki sorunların çözümü için etkin, gerçekçi, ön alıcı ve sonuç odaklı bir dış politika yürütmeye çalışmaktadır. Bu doğrultudaki ilk adımı, komşularımızla ilişkilerimizin tüm sorunlardan arındırılması yönündeki politikamız oluşturmaktadır. Bunu, 'komşularımızla sıfır sorun' ifadesi ile özetleyebilirim.'' Yunanistan ile 10 yılı aşkın bir süredir devam eden müspet ilişki ortamının devamı için uğraştıklarını, bu doğrultuda güven artırıcı önlemler ve yapıcı yaklaşımlarını sürdürdüklerini anlatan Şahin, Yunanistan tarafının da bu iradeyi taşıdığını memnuniyetle gördüklerini belirtti. Şahin, yeni Yunan hükümetinin de mevcut olumlu süreci artan katkılarıyla destekleyeceğini umut ettiklerini söyledi. Şahin, Kıbrıs sorununu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ayrıntılı olarak anlattığını belirterek, bu konuya girmeyeceğini söyledi. TBMM Başkanı Şahin, Suriye ile olan ilişkileri yakın geçmişe kıyasla bugün çok daha ileri bir aşamaya taşıdıklarını ifade etti. Filistin sorununun Orta Doğu ve Akdeniz bölgesindeki sorunların en köklüsü ve önemlisi olduğunu kaydeden Şahin, İsrail ve Filistin tarafı arasında iyi ilişkilerin kurulmasını istediklerini söyledi. ''Filistin sorununun barış içinde, yan yana var olacak iki devlet formülü temelinde hakkaniyetle çözülmesi için çaba harcıyoruz'' diyen Şahin, kaynaklarını silahlanma ve silahlı mücadeleye değil, bölge halkının mutluluğu ve bekası için harcayan bir Orta Doğu idealinin gerçekleşmesinin en büyük temennileri olduğunu bildirdi. -TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ- Şahin, Türkiye'nin stratejik dış politika hedefinin AB olduğunu belirterek, ''Türkiye'nin AB üyeliği, Akdeniz'deki genel işbirliğine ve istikrar ortamına son derece önemli katkıları olacak bir gelişme teşkil edecektir'' dedi. Üyelik müzakerelerinin 2005'te başladığını hatırlatan Şahin, özellikle son yıllarda reform niteliğinde bir dizi yasal değişiklik yapıldığını kaydetti. Şahin, bunun öncelikli olarak halka daha çağdaş bir yaşam standardı sunma amacıyla yapıldığını belirterek, üzerlerine düşen görevleri bundan sonra da yapmaya devam edeceklerini ifade etti. TBMM Başkanı Şahin, ''Unutulmamalıdır ki, tam üyelik süreci bize olduğu kadar AB'ye de bazı yükümlülükler getirmektedir. Birliğin bu yükümlülüklerine bağlı kalmasını bekliyoruz. Diğer aday ülkeler hakkında hangi usul izlenmişse ülkemiz için de usulün takibi zorunludur'' diye konuştu. Akdeniz'in, semavi dine mensup halklara ev sahipliği yaptığını dile getiren Şahin, bu durumun bir çatışma değil, işbirliği vesilesi olmasının şart olduğunu kaydetti. BM Medeniyetler İttifakı girişimine dikkati çeken Şahin, ''Bu girişimi İspanya ile birlikte başlattık. Bu girişimin değeri dünya kamuoyu tarafından giderek daha iyi anlaşılmakta, destek bulmaktadır. Tüm Akdeniz halklarının da bizler aracılığıyla bu girişimi daha fazla sahiplenmesi için tüm imkanlarımızı seferber etmemiz gerektiğini düşünüyorum'' şeklinde konuştu. Akdeniz havzasının her köşesinin fazlasıyla hak ettiği dostluk ve barış ortamına bir an önce kavuşmasını dileyen Şahin, Akdeniz'in sevgi, barış ve hoşgörü denizi olması önünde aşılmayacak engel bulunmadığını düşündüğünü kaydetti. AA 2009-10-23 18:15:06 Yaw ben şunu anlamıyormuyum ya da siyasiler mi anlamıyor şaşırdım kaldım. Bizim için AB önemli akdeniz için dış ticaret için, sosyal ve ekonomi bakımından önemli. Ama anlamadığım nokta bizim bi önemimiz yok AB için ve 60 senedir de giremiyoruz. Bırakalım bunları da kendi işimize bakalım. Sonuçta kimin için önemli olduğu ortaya çıkacak. Murat Osman GÜNGÖR 610617 250 metre uçtular 250 metre uçtular 23.10.2009 13:00Gümüşhane'nin Torul ilçesinde, zihinsel engellileri taşıyan minibüsün uçuruma yuvarlanması sonucu kişi öldü, kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, kent merkezinde bulunan Gümüş İlgi Rehabilitasyon Merkezi'nde eğitim görmekte olan zihinsel engellileri almak üzere Torul ilçesine giden Bayram Köprülü (28) yönetimindeki 29 AF 328 plakalı servis minibüsü, Kirazlık köyünde, rehabilitasyon merkezinde eğitim gören Pınar Erdoğan (25) ile babası Ahmet Erdoğan'ı (53) araca aldıktan sonra köyden ayrıldı. Köyün Armutlu Mahallesi mevkisinde kontrolden çıkan araç, yaklaşık 250 metrelik uçuruma yuvarlandı. Kazada, Ahmet Erdoğan ile araçta bulunan Hatun Mutlu olay yerinde, ağır yaralanan sürücü Köprülü ise hastaneye kaldırılırken yolda yaşamını yitirdi. Yaralanan Pınar Erdoğan ile Tayfun Mutlu (11) ise Gümüşhane Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Kaza sonrası yaşamını yitirenler ile yaralananlar, güvenlik güçleriyle sivil savunma ekiplerince araçtan güçlükle çıkarıldı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldığı bildirildi. AA 610965 Hrant Dink davasına devam edildi Mahkeme başkanı, bir önceki duruşmada, Trabzon İl Jandarma Komutanlığı'ndan, Pelitli bölgesinde olay öncesi kayıtlı haber elemanlarının kim olduğunun sorulması, bildirilmesi halinde tanık sıfatıyla adlarına davetiye çıkarılması istemiyle yazılan yazıya cevap geldiğini söyledi. Ancak yazıda, ''Haber elemanlarının isim listelerinin açıklanması durumunda hayati tehlikelerinin olabileceğinin vurgulandığını belirten Mahkeme Başkanı, taraf avukatlarının görüşünü sordu. Söz alan sanık Albay Ali Öz'ün avukatı Ali Sürmen, olayı siyasi bir boyut kazandırılmak istendiğini savunarak, istihbarat elemanlarının dinlenmesi yönündeki kararın iptal edilmesi istedi. Sanıklardan Yüzbaşı Metin Yıldız'ın avukatı Sinan Barut da, haber elemanlarının dinlenmesi isteminin, jandarma istihbarat elemanlarını deşifre olmasına neden olacağını söyledi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, jandarma istihbarat elemanlarının isimlerinin açıklanmasının, kamu güvenliğini zedeleyeceği ve istihbarat elemanlarının hayatını tehlikeye atabileceği gerekçesiyle, duruşmanın kapalı yapılmasına karar verdi. Bu kararla, duruşmayı izleyen basın mensupları ile diğer görevliler salondan çıkarıldı. Duruşma salonunda sadece Mahkeme Başkanı ile taraf avukatları kaldı. İstihbarat elemanları kapalı duruşmada dinlenecek Yapılan görüşmede, mahkemeye, Pelitli'de görev yaptıkları bildirilen ve 3'ü halen görevde olan jandarma istihbarat elemanının, kapalı duruşmada dinlenmesine, ayrıca yayın yasağı konulmasına karar verildiği öğrenildi. Duruşmada ayrıca, Dink avukatları, dönemin Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir ile Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek'in de dinlenmesi talebinde bulundu. Mahkeme bu talebi reddetti. Cinayet öncesi Trabzon Valiliği'nde yapılan asayiş toplantılarında, Yasin Hayal ve arkadaşlarının faaliyetleri konusunda herhangi bir bir konuşma ve çalışma olup olmadığının, varsa buna ilişkin tutanakların gönderilmesi istemiyle yazılan yazıya, ''Bu yönde bir kayıta rastlanmadığı'' yönünde cevap gönderildiği kaydedildi. Duruşma, Pelitli'de görevli jandarma istihbarat elemanlarının dinlenmesi ve dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.   Taraf avukatları arasında arbede Duruşma salonu çıkışında, Dink ailesi avukatlarından Fahri Belen'in basın mensuplarına bilgi verdiği sırada buradan geçen Albay Ali Öz'ün avukatı Ali Sürmen, ''Niye şov yapıyorsunuz. Şov yapmayın'' diye seslendi. Buna, ''Eğer bir yanlışımız varsa beni uyarın. Böyle laf atmayın'' şeklinde cevap veren Belen, aynı kattaki avukat odasını giren Sürmen'in arkasından gitti. Avukat odasında tartışmanın büyümesi ve Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu'nun ''Siz bu işleri iyi bilirsiniz'' demesi üzerine çok sinirlenen Sürmen, Bakırcıoğlu'nun üzerine yürüdü. Dink avukatlarından İsmail Cem Halavut da Sürmen'in üzerine yürüdü. İtiş-kakış yaşanması üzerine odayı giren adliye görevlileri, tarafları ayırmaya çalışta. Bir ara, ''polis çağırın'' diye seslenen adliye görevlileri, buna gerek kalmadan tarafları yatıştırdı.   Olayın geçmişi Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada, tutuklu yargılanan Yasin Hayal'in eniştesi Coşkun İğci, Hayal'in, Dink'i öldürme planı yaptığı, bu amaçla silah temin etmesi için kendisine para verdiği, bu durumu jandarma istihbarat görevlisi olarak tanıdığı kişilere aktardığını iddia etmişti. Müfettiş raporlarında, Coşkun İğci'nin bilgi verdiği görevlilerin, Jandarma Astsubay Okan Şimşek ile Jandarma Uzman Çavuş Veysel Şahin olduğu öne sürülmüş, Trabzon Valiliği İl İdare Kurulundan bu iki görevli hakkında, ''Dink'in öldürüleceğini haber almalarına rağmen görevlerinin gereğini yerine getirmedikleri'' gerekçesiyle soruşturma izni istenmişti. Soruşturma izni verilmesi üzerine Şimşek ve Şahin hakkında, görevi ihmal suçundan, aydan yıla kadar hapis cezası istemiyle Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı. Mahkemede ifade veren sanıklar, istihbarat bilgisini dönemin İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz'e ilettiklerini, onun konuyu kapattığını öne sürmüşlerdi. Sanıkların ifadeleri üzerine dönemin Trabzon İl Jandarma Komutan Albay Ali Öz, İstihbarat Şube Müdürü Kıdemli Yüzbaşı Metin Yıldız, aynı birimde görevli astsubaylar Gazi Günay ve Hüseyin Yıldız ile uzman çavuşlar Önder Araz ve Hacı Ömer Ünalır hakkında da soruşturma izni verilmişti. Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturmanın ardından, ilk davanın sanıkları Okan Şimşek ve Veysel Şahin ile Albay Öz'ün de aralarında bulunduğu sanık hakkında, ''Görevi kötüye kullanmak'' suçundan yeni bir dava açılmıştı. Bu davaya bakma görevi de yine 2. Sulh Ceza Mahkemesine verilmişti. Mahkeme tarafından, birleştirilen her iki davanın iddianamesinde, aralarında Albay Ali Öz'ün de yer aldığı sanık hakkında, ''Görevi ihmal suretiyle görevi kötüye kullanmak'' suçundan aydan yıla kadar hapsi isteniyor. Davanın tutusuz sanıkları, dönemin İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz, İstihbarat Şube Müdürü Kıdemli Yüzbaşı Metin Yıldız, aynı bölümde görevli astsubaylar Okan Şimşek, Gazi Günay, Önder Araz ile uzman çavuşlar Veysel Şahin, Hacı Ömer Ünalır ve Hüseyin Yılmaz, duruşmaya gelmedi. Duruşmada, sanık ile Dink ailesi avukatları hazır bulundu. 23 Ekim 2009 610545 Amcasına kürekle vuran kişiye 10 yıl ceza Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan Zennure Dübüş (56) ile olayda yaralanan Ahmet Dübüş (65) katıldı. Amcası Ahmet Dübüş'ün başına kürekle vurduğu iddiasıyla yargılanan tutuksuz sanık Erdal Dübüş ise duruşmaya gelmedi. Duruşmada, esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, 16 Eylül 2006'da, Beşikdüzü ilçesi Dolanlı köyünde yaşanan olay öncesi taraflar arasında arazi anlaşmazlığı yüzünden husumet olduğunu bildirdi. Mütalaasında, olay günü, evinin yanında kanal çalışması yapan Ahmet Dübüş ile yanına gelen Erdal Dübüş ve annesi Zennure Dübüş arasında kavga çıktığını anlatan Savcı, kavgada, Erdal Dübüş'ün, kürekle amcasının kafasına ve anlına, Zennure Dübüş'ün de yere düşen Ahmet Dübüş'ün omzuna kazma ile vurduğunu kaydetti. Savcı mütalaasında, Ahmet Dübüş'ün kafasında hayati tehlike yaratacak şekilde çöküntü, omzunda da kırık olduğuna dikkati çekerek, Erdal Dübüş'ün ''kasten adam öldürmeye teşebbüs etme'', Zennure Dübüş'ün de ''kasten yaralama'' suçundan cezalandırılmasını istedi. ''CAN HAVLİ İLE VURDUM'' Duruşmada son savunması sorulan Zennure Dübüş, ''Ben bahçeye giderken Ahmet Dübüş beni tutup boğazıma sarıldı. sırada evde uyuyan oğlum Erdal Dübüş gelip onu itti. Ben de sırada can havli ile Ahmet Dübüş'e kazma ile vurdum. Neresine vurduğumu bilemiyorum'' dedi. Kararını açıklayan Mahkeme Heyeti, Erdal Dübüş'ün, Ahmet Dübüş'ün kafasına kürekle vurup, hayati tehlike oluşturacak şekilde çöküntü oluşmasına yol açtığına ve kafasına vurmasının öldürme kastını gösterdiğine işaret ederek, sanığa,  ''kasten adam öldürmeye teşebbüs etme'' suçundan, iyi halini de dikkate alarak 10 yıl hapis cezası verdi. Heyet, Zennure Dübüş'ü ise öldürme kastı olmaması ve  duruşmalardaki iyi halini de dikkate alarak, ''kasten yaralama'' suçundan yıl, 10 ay 15 gün hapse mahkum etti. Zennure Dübüş'e verilen cezanın, bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkemede kanaat oluştuğu için ertelenmesine karar veren Mahkeme Heyeti, sanığın, yıl süreyle denetimli serbestlik uygulamasına tabi tutulmasını karara bağladı. 611530 Hükümlülere şölen 610707 Bar Rafaeli Türkiye'de 610975 30 Ekim'de İstanbul'da okullar tatil › › ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler 30 Ekim'de İstanbul'da okullar tatil İstanbul Valisi Güler, domuz gribi önlemleri kapsamında 30 Ekim Cuma günü İstanbul'da tüm okulları günlüğüne tatil etmeyi planladıklarını bildirdi. AJANSLAR İstanbul Valisi Muammer Güler, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın hemen ardından domuz gribine karşı dezenfekte çalışması yapılmak üzere 30 Ekim Cuma günü kentteki okulların tatil edildiğini bildirdi. Güler, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın domuz gribi salgını sürecine ilişkin medya kuruluşlarının üst düzey yöneticilerini bilgilendireceği Taksim Hyatt Regency Oteli'ne gelişinde basın mensuplarının kentteki domuz gribi vakalarına ilişkin sorularını cevaplandırdı. Vali Güler, domuz gribine karşı okulları dezenfekte etmek amacıyla gelecek hafta bir çalışma yapacaklarını belirterek, '29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın hemen ertesinde cuma gününe rastlayacak şekilde, Cumhuriyet Bayramı tatilinden de yararlanarak cumartesi ve pazar günlerini de birleştirerek okullarda genel bir temizlik ve dezenfekte çalışması yapılmak isteniyorsa yapılacak' dedi. Vali Güler, 'Bu durum 30 Ekimin tatil edildiği anlamına mı geliyor?' sorusuna 'Evet' karşılığını verdi. İstanbul'da 16 okulda farklı sınıflarda olmak üzere 28 öğrencide domuz gribinin görüldüğünü, bu çocukların tedavilerinin evlerinde devam ettiğini, bir kısmının tedavilerinin de tamamlandığını ifade eden Güler, 'Hastanelerde domuz gribinden dolayı yatan hasta yoktur. 41 vaka vardır. Bunun 28'i çocuk 13'ü erişkindir. İlk vakanın görüldüğü Mayıs ayından bu yana İstanbul'da görülen vaka sayısı 280 civarındadır. Herhangi bir ciddi durum söz konusu değildir. Çalışmalarımız, koruma tedbirlerimiz devam ediyor' dedi. Vali Güler, okullarda gerekli eğitim çalışmasının verildiğini, tuvalet, lavabo, sıra, çeşme ve muslukları dezenfekte çalışmaları yapıldığını ifade etti. Vaka sayısında bir artış olmadığını belirten Güler, bir okulda bir öğrencinin tedavi görüyor olmasının gerekli önlemler alınmışsa, öğrencinin diğer arkadaşlarıyla teması söz konusu değilse bir sıkıntı yaratmayacağını sözlerine ekledi. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. GÜNDEM 610950 Migrenin ilacı doğru beslenmede Migrenin ilacı doğru beslenmede 23.10.2009 16:03 Toplumda yaygın olarak görülen migren tedavisinde, ağrıyı harekete geçiren gıdalar belirlenebiliyor ve bu gıdalardan uzak durularak ağrılar büyük ölçüde azaltılabiliyor. Uzmanlar, sadece alınan gıdaların düzenlenmesi ile hastaların yarısından fazlasının ağrılarının yüzde 30'dan fazla oranda azaldığına dikkat çekiyor. Ayrıca, hastaların beşte birinde ataklar yarıdan fazla oranda kayboluyor. Migren hastalarına uygulanan Tip3 testiyle hastada ağrıya yol açan besinler tespit edilebiliyor. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ertaş, migren ve beslenme arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Migren atağının çok çeşitli tetikleyicileri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ertaş, bunlardan bazılarının kontrol edilebildiğini, bazılarının ise kontrol edilemeyen nedenler olduğunu söyledi. Migrenli hastaların tümüne genel olarak düzenli uyku uyumaları, düzenli beslenmeleri, öğün atlamamaları ve aç kalmamalarının önerildiğini kaydeden Prof. Dr. Ertaş, bunların yanında migren hastalarının ne yediğinin de büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Migren hastalarının yediklerine dikkat etmeleri, ağrıyı harekete geçiren besinleri tespit edip bunlardan uzak durmalarının, şiddetli baş ağrılarından kaçınmak için etkili bir yöntem olduğunu aktaran Prof. Dr. Ertaş, şunları dile getirdi: "Migreni tetiklemekte, gıdalar her zaman tek başına etkili olmayabiliyor. Hastanın gıdayı aldığında, gıdaların içine giren bileşenlerden öyle bir maddeye karşı duyarlılığı vardır ki birbirinden farklı gibi görünen iki ayrı yemeği yediğinde de migreni ortaya çıkabilir. Migren bazen şeker gibi yaygın kullanılan bir gıdadan da kaynaklanabilir, kırmızı şarap gibi her öğün tüketilmeyen içeceklerden de. Ayrıca sonradan etkilerini tespit edebilen gıdalardan da kaynaklanabilir. Kişi peynirin migreni tetiklediğini fark eder ama kepek ekmeğinin etkisini fark etmeyebilir. Dolayısıyla ağrılar yine gelir. Kişinin bu durumun ayrımına kendi kendine varması kolay değildir. Hangi gıdanın migreni tetiklediğini belirlemek için Tip3 testi etkili bir yöntem olur." Tip3 testinin yaygın, seyrek ve çok seyrek kullanılan gıdaları kapsadığına değinen Ertaş, testle et, süt, peynirler, deniz mahsulleri, mayalar, mantarlar, salatalar, çay gibi demlenen içecekler, hazır gıdalarda kullanılan katı ve boyar maddeler ve baharatlar gibi besinlerin tarandığını vurguladı. Cihan 610979 Şehit yakınları, yol kapattı › › ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler Şehit yakınları, yol kapattı İSTANBUL (CİHAN) Edirnekapı Şehitliği'nde toplanan, şehit yakınları teslim olan PKK'lıların şov ile karşılanmasını ve demokratik açılımı protesto amacıyla yol kapattı. Edirnekapı Şehitliği'nde toplanan şehit yakınları, eski Edirne asfaltını araç trafiğine kapattı. Bir sürü yol üzerinde hareketsiz duran şehit yakınları, geri dönen teröristlerin kendi çocuklarına kurşun sıkıp sıkmadıklarının bilenemeyeceğini belirterek tepki gösterdi. Gözü yaşlı şehit anneleri, "Onlar indi, biz dağa çıkacağız. Askere bundan sonra evlat göndermeyeceğiz" diyerek tepkilerini dile getirdi. Eyleme katılan gaziler ise, "Boşa vermişiz kolumuzu, bacağımızı. Bütün teröristleri affettiler." şeklinde konuştu. İstanbul Vali'si gelene kadar yolu açmayacaklarını belirten şehit yakınları, Fatih Fevzipaşa Caddesi girişine kadar yürüyerek burada toplu halde İstiklal Marşı okudu. Eylemin burada sona erdirileceği belirtilirken, daha sonra bundan vazgeçilerek tekrar yürüyüşe geçildi. Yaklaşık 300 kişilik grup, yürüyüş esnasında "Mecliste PKK istemiyoruz, Türkiye uyuma şehidine sahip çık." sloganları attı. Fevzi Paşa Caddesi girişinde polisin sözlü uyarısına rağmen grubun eylemi devam ediyor. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. GÜNDEM 610481 Ekrandaki pilates egzersizi sakıncalı Televizyon aracılığıyla yapılan pilates egzersizlerin yaratabileceği sakıncalar konusunda uzmanlardan uyarı geldi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gül Baltacı, televizyonlarda yayımlanan programlarda gösterilen pilates egzersizlerinin herkesin vücut yapısına uygun olmayabileceğini belirterek, ''Herkes aynı egzersizi uygulamamalıdır. Bu tür egzersizler kişiye özel olmalıdır'' dedi. Nefes kontrolünü ve vücudun farkındalığını öğreten, kassal ve zihinsel gevşemeyi bir arada sağlayan pilatesin, kassal kuvvet, esneklik ve dayanıklılığı geliştirmek için önerilen bir egzersiz biçimi olduğunu anlatan Baltacı, bu egzersizde gövde kaslarının bir korse gibi kullanıldığını, bu korse etkisi sürdürülürken kol ve bacak hareketleri ile egzersizin zorlaştırıldığını belirtti. Pilates egzersizlerini uygulayanların hareketin zor olan bölümlerinde nefes vererek, kolay olan kısımlarında da nefes alarak, kasılmalar arasında gevşemeyi sağlayıp aynı zamanda dinlenebildiklerini ifade eden Baltacı, bu nefes kontrolünün, aktiviteyle gelişen nefessizlik hissini ve enerji tüketimini azalttığını söyledi. Baltacı, hareketler sırasındaki solunum kontrolüyle, gövde kontrolünün daha rahat sağlanabildiğine işaret etti. Bu tür egzersizlerin akıl ve vücut birlikteliğini sağladığını belirten Baltacı, ''Kişi bu sırada günlük yaşamdaki herhangi bir sıkıntısına odaklanmaktan uzaktır. Çünkü bütün enerjisini hareketin düzgün yapılması için kullanır. Böylece kişinin aklı vücudunun bilinçli idarecisi durumunu alır'' diye konuştu. Nefes alıp vermenin yaşamın birinci aktivitesi olduğunu, pilates egzersizini uygulayan kişinin doğru nefes tekniği ve solunumuna odaklanmayı öğrendiğini vurgulayan Baltacı, ''Hareketin zor yerleri nefes verilen, nispeten kolay olan yerleri ise nefes alınan bölümleri oluşturur. Böylece kişi doğal olarak her hareketin içinde gün içinde yakalamakta güçlük çektiği gevşeme etkisini sağlamış olur'' dedi. Pilates egzersizlerinde kasların kısalarak kasılmasının yanında, uzayarak kasılmasının da bir düzen dahilinde gerçekleştiğini anlatan Baltacı, ''Egzersizler yerçekiminin etkisi ile değil, kontrollü olarak yavaşça sonlandırılır. Bu sayede yaralanmalar en aza indirilir. Çünkü kassal yaralanmaların yüzde 90'lık bölümü kasın uzayarak kasılamama probleminden kaynaklanır'' ifadesini kullandı. Son yıllarda pilates egzersizlerinin bu kadar yaygın olmasının akıl-vücut bütünleştirme özelliğinden kaynaklandığını bildiren Baltacı, ancak bu egzersizlerin bilinçsiz şekilde yapılmamasının önemine işaret etti. Pilatesin bir moda gibi algılanıp, yanlış egzersizler uygulanması halinde sağlık sorunlarına yol açabileceğini kaydeden Baltacı, şunlara dikkati çekti: ''Televizyonlarda bilinçsizce verilen pilates egzersizleri herkesin vücut yapısına uygun olmayabilir. Özellikle kadınlar televizyonda ünlü kişilerin verdiği dersleri uygulamaya çalışıyor. Ama toplumda farklı yaş ve vücut yapısına sahip milyonlarca kişi var. Bu kişilerde osteoporozdan tutun da kansere kadar farklı hastalıklar bulunabilir. Herkes aynı egzersizi uygulamamalıdır. Bu tür egzersizler kişiye özel olmalıdır. Televizyondan izlenerek bilinçsizce yapılan bu egzersizler nedeniyle son zamanlarda bel ya da bacak ağrısı şikayetiyle başvuran hasta sayımız arttı.'' AA 610089 Meslek liseleri, Türkiye ekonomisinin temeli Meslek lisesi öğrencilerinin önündeki katsayı engelinin kaldırılması iş dünyasını heyecanlandırırken eski bir meslek liseli olan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'den karara övgü geldi. 1979-1980 sezonunda mezun olduğu Kocaeli Endüstri Meslek Lisesi'nde 20 sınıf arkadaşı ile kahvaltı yapan Ergün, "Bu karar, meslek liselerimizin yeniden ayağa kalkmasında, şahlanmasında önemli bir rol oynayacak." dedi. Ergün, okulun yemekhanesinde yaptığı konuşmada, meslek ve endüstri meslek liselerinin Türkiye ekonomisi ve sanayisinin temelini oluşturduğunu vurguladı. Bu kurumların 30 yıl önce yalnızca sınavla girilen, bilinçli olarak tercih edilen okullar olduğunu hatırlatan Sanayi Bakanı, yaşanan bazı kritik süreçlerin ardından meslek liselerinin zorunlu olarak gidilen okullar haline getirildiğini söyledi. Bu okullar için yaklaşık 10 senenin 'kayıp yıllar' olarak geçtiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yalnızca meslek liseleri değil, onların hitap ettiği alan, ekonomi, sanayi zarar gördü. Sanayinin, bu kadar işsizliğe rağmen, en önemli sorunlarından birisi nitelikli eleman bulamaması. YÖK güzel bir karar aldı. Büyük bir sıkıntının giderilmesi için önemli bir adım atıldı." Makine mezunu olduğunu belirten Ergün, önceden nitelikli bir makine teknisyeni, mühendis ya da teknik öğretmen olmayı hedeflediğini, ancak lise sonda fikrinin değiştiğini şöyle anlattı: "Ekonomi ve politikaya daha yatkın olmaya başladım, daha sonra ekonomi fakültesine gittim. Şimdi öğrencilerimize yeniden bu imkanı verecek bir karar alındı. Meslek liseleri, bir ülkenin eğitim sisteminin yüzde 65-70'ini oluşturmalı. Bizde bu tersine dönmüştü, yeniden bu istikamete doğru ilerleme imkanına sahip olduk." Bakan'ın sınıf arkadaşı kıdemli Pilot Albay Ramazan Şerit de mezun olduktan sonra hava harp okulu sınavlarını kazanarak pilot olduğunu, dönemlerde eğitimdeki kalitenin buna imkan verdiğini söyledi. Öğrencilikleri döneminde Ergün ile model uçak yapmaya çalıştıklarını da aktardı. 609935 Taraf'ın şok iddiasına NTV'den dava › › ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN En Çok Okunanlar Taraf'ın şok iddiasına NTV'den dava Taraf gazetesi BBB lideri Yazıcıoğlu ve beraberindekileri taşıyan helikopterin NTV'den yapılan aramalar nedeniyle düştüğünü iddia etti. İddiayı yalanlayan kanal dava açacak. ERHAN SEVEN BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili olarak Taraf Gazetesi, şok bir iddia ortaya attı. 'Ölüm helikopteri 139 defa arandı' başlıklı sürmanşetten verilen habere göre helikopterdekiler kazaya kadar NTV'nin İstanbul'daki santralinden 139 defa arandı. MANYETİK ALAN OLUŞTU Haberde aramalar nedeniyle “Helikoptere önceden bir çip yerleştirildiği, telefon aramalarıyla elektro manyetik alan oluşturulduğu, GPS ve yükseklik göstergesi olan altimetrenin bozularak pilotun yükseklik algısı konusunda yanıldığı” ileri sürüldü. KAZADAN SONRA ARADIK Bu iddia NTV'de bomba etkisi yaptı. Kazanın olduğu dönemde Haber Yayın Koordinatörü olan Mirgün Cabas, dün sabah 'Yazıişleri' adlı programında iddiayı yalanladı. Cabas, helikopterin düştüğü haberini duydukları andan itibaren bizzat kendisinin telefon ettiğini belirterek “Arama yaptığımda telefon çalıyordu. Bu nedenle bir umutla telefonu aradım. Ancak açan olmadı. En az 100 kere aradım, ancak bu aramalar düşme haberini aldıktan sonra oldu” dedi. Haber kanalı NTV'nin de bünyesinde bulunduğu Doğuş Yayın Grubu da haberlerin kasıtlı olarak çıkarıldığını, haberin sorumluları hakkında yasal işlem yapacaklarını duyurdu. Öte yandan, BBP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Şanverdi de, olayla ilgili olarak NTV hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. GÜNDEM 610039 TBMM’ye gelmeyecekler ’ye gelmeyeceklerNAMIK DURUKAN güncellenme zamanı 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda ve Mahmur’dan gelen ve serbest bırakılan 34 ’lının Meclis’te ?Grubu’na katılması planından tartışmalar sonrasında vazgeçildi ve Mahmur kampından gelen ve serbest bırakılan 34 ’lının ’de ’nin grup toplantısına katılma programı, DTP Genel Başkanı ’ün, kamuoyunda oluşan tepkilerin azaltılarak, hassasiyetlerin dikkate alınması yönündeki ısrarı sonucu iptal edildi. PKK’lı grubun Habur sınır kapısından başlayıp, ’da sona eren yolculukları binlerce insanın katıldığı gövde gösterisine dönüşmüştü. Karşılama töreni, hem iktidar hem muhalefet partisi temsilcilerinin tepkisine neden olmuştu. Başbakan Genel Başkanı ve Genel Başkanı ’nin açıklamalarının ardından DTP Genel Başkanı Ahmet Türk de, bunun bir zafer gösterisi olmadığını, karşılama töreninin halkıyla kucaklaşma amacı taşıdığını vurgulamıştı. Törenle ilgili eleştiriler dün de artarak devam ederken, serbest bırakılan 34 kişinin ’ya yapacağı ziyaret ve DTP Meclis grubuna katılmalarıyla ilgili program tartışma konusu oldu.  DTP yönetimi dün Diyarbakır’da olağanüstü toplandı. Toplantıda, DTP Eşbaşkanı ’nın temsil ettiği grup, 34 kişinin Meclis’te DTP grup toplantısına katılmaları ve buradan mesaj vermeleri konusunda ısrarcı oldu.  Ancak Türk, kamuoyunda oluşan tepkilerin azaltılması ve hassasiyetlerin de dikkate alınmasını isteyerek, ziyaret programının şimdilik ertelenmesini istedi. Türk’ün toplantıda ağırlığını koyması üzerine Ankara’ya gezi programı iptal edildi. Dün Diyarbakır’da PKK’lıların tek başına yapacağı basın toplantısı da gerçekleşmedi. 610654 Bakan Ergün'den 'TRT vergisi' açıklaması › › › İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ En Çok Okunanlar Bakan Ergün'den 'TRT vergisi' açıklaması ANKARA (CİHAN) Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, TRT payı kesilen ürünler listesine yeni eklemeler yapılmasını, kamu açıklarının finanse edilmesi için yapıldığını söyledi. Ergün, "Vergi kamu idaresi açısından kamu dengelerinin kurulması açısından vazgeçilmez kaynaktır. Vergiler belirli katkı sağlayacaktır. Mali dengeler yeniden oluştuğunda bu tür uygulamalar gözden geçirilecektir. Bugün böyle zaruret ortaya çıkmıştır." dedi. Bakan Ergün, Türk Tasarım Danışma Konseyi 1. Toplantısı için sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nda yapılan toplantıda konuşan Ergün, Türk ürünlerini dünyanın sayılı markalarıyla yarışır hale getirmeyi hedeflediklerini söyledi. KOBİ'lerin tasarıma yapacağı yatırımları teşvik edecekleri bilgisini veren Ergün, krizden çıkış için tasarımın sihirli sözcük haline geleceğini dile getirdi. Geçen yılki tasarım başvurusunun yüzde 70 artarak tasarım sayısının ise yüzde 50 arttığına işaret eden Ergün, Konsey'in bundan sonraki toplantılarında modacılar, endüstriyel tasarımcıların yanı sıra diğer kuruluşların katılacağını ifade etti. Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Bakan, "Tasarım noktasında KOBİ'lere yönelik destekler olacak mı?" yönelik soruya "Krediye ulaşabilme sorunun yanında KOBİ'lerin yönlendirilmesi gereken alanlar var. Çok küçük ölçekli KOBİ'lerin büyük ölçeğe ulaşmasını teşvik edeceğiz. Birleştirmeleri teşvik eden model üzerinde çalışacağız. İnovasyon ve tasarım için KOSGEB bu alanlara odaklanacak. KOBİ'lerin birleşme teşvikleri, yeni pazarlara açılması, yeni ürünler ortaya koyabilmesi gibi çalışmalar olacak." cevabını verdi. "TRT payı kesilen ürünler listesine yeni eklemeler oldu. Bazı ürünlerde de pay artışı var. Yüzde 16'ya kadar yeni vergiler kesiliyor? Değerlendirmeniz ne olacak?" sorusuna ise Bakan Ergün, konuyla ilgili değerlendirmelerin Bakanlar Kurulu'nda yapılıp söz konusu kararın çıktığını dile getirdi. İlgili alanlarda bir vergilendirme kararına ulaşıldığını söyleyen Ergün, her yeni verginin tartışma konusu olacağını aktardı. Ekonomik ortamın gereği olan düzenlemeler yapıldığını kaydeden Ergün, kamunun en önemli finansman kaynağının vergi olduğunu kaydetti. Ergün, "Hiç vergi artışı olmasa bile ekonomik krizden çıkış ortamında tüketim ile ilgili sirkülâsyonu yüksek olan ürünlerin kamuya bazı katkılar yapması doğaldır." dedi. Ekonomik kriz sürecinin bütçe üzerindeki etkilerini hafifletmek için söz konusu adımların atıldığını belirten Ergün, "Dikkat ederseniz bütçe açıkları ortadan kalktıkça birçok vergi kalemini ortadan kaldırma politikası izlendi. Kurumlar vergisi azaltıldı. Bazı harçlar kaldırıldı. Tüketim hacmi yüksek olan bir takım kalemlerden kamu açıklarının finanse edilmesi için geleceğe dair böyle artışlar yapılıyor." dedi. Verginin kamu idaresi açısından kamu dengelerinin kurulması açısından vazgeçilmez kaynak olduğunu vurgulayan Bakan, "Mali dengeler yeniden oluştuğunda bu tür uygulamalar gözden geçirilecektir. Bugün böyle zaruret ortaya çıkmıştır." şeklinde konuştu. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. EKONOMİ 611555 Başbakan Erdoğan Ankara'ya gitti 610883 Bursa Oto Şov'a doğru... TÜYAP Bursa Fuarcılık tarafından düzenlenen "Bursa Oto Şov 2009", yarın törenle açılacak. TÜYAP Bursa Fuarcılık A.Ş Genel Müdürü İlhan Ersözlü, Almira Otel'de düzenlediği basın toplantısında, ülke ihracatında önemli payı bulunan, otomotiv sektörünün üssü kabul edilen Bursa'nın, gerek ana sanayi üretim kapasitesi gerekse yan sanayi açısından sektörde lokomotif şehir niteliği taşıdığını söyledi. Bursa'da, Karsan, Güleryüz gibi otomotiv ana sanayi fabrikalarının yanı sıra birçok yan sanayi firmasının bulunduğunu belirten Ersözlü, "Geçen yıl ki fuara 140 bin ziyaretçi ilgi göstermişti. Sektördeki olumsuzluklara rağmen aynı ziyaretçi sayısına ulaşmayı hedefliyoruz" dedi. Ersözlü, indirimi bitmesine rağmen firmaların fuara özel indirimli satışlar yapacağına dikkati çekerek, "Fuar alanında bulunacak bankalar da fuara özgü düşük faizli, özel ödeme koşullu kredi olanakları sunacak. Fuarın, indiriminin kaldırılmasının ardından azalan satışlara, doping etkisi yapacağına inanıyoruz. Umarım, keyifli ve bol satışlı bir fuar olur" diye konuştu. Fuara, Motosiklet, Cherry, Dacia, Geely, Güleryüz Cobra, Isuzu, Iveco, Land Rover, Mini, Peugeut, ve gibi ana sanayi firmalarının yanı sıra 40'a yakın yan sanayi ve aksesuar firması katılacak. Bazı modellerin Bursa tanıtımının yapılacağı fuarda, 'nun Fluence modelinin Türkiye tanıtımı da yapılacak. "Tuning Özel Bölümü" ile "Geçmişten Günümüze Klasik Araba Sergisi" de ziyaretçilerin ilgisine sunulacak. Dans şovlarının da yer alacağı fuarda, Ece Gürsel, Elif Ece Uzun, Tuğba Altıntop, Lara Surol, Tatiana Marinescu, Tuba Melis Türk, Şehnaz Özkaya gibi isimlerin de aralarında bulunduğu mankenler, yeni modellerin tanıtımında görev alacak. Giriş ücretinin 7,5 lira olduğu fuar, 24-28 Ekim tarihlerinde 11.00-22.00, 29 Ekimde ise 11.00-21.00 saatleri arasında gezilebilecek. İzmir Oto Şov Fuarı Kasım'da İzmir'de 7-12 Kasım günlerinde açılacak Oto Şov 6. Otomobil ve Hafif Ticari Araçlar Fuarı kapsamında, "Renk, Hız, Hareket" konulu resim sergisi açılacak. İzmir Fuarcılık Hizmetleri, Kültür ve Sanat İşleri AŞ'den (İZFAŞ) yapılan yazılı açıklamaya göre, Ressam Renan Ertosun'un otomobil merakıyla resim tutkusunu buluşturan sergisi, Autoshow kapsamında sanat ve otomobil meraklılarıyla buluşacak. Birbirinden çok uzak gibi görünen iki dünyayı, otomobil ve sanat dünyasını buluşturan Ertosun, klasik otomobiller, formula, off-shore, motosiklet yarışları, günümüz otomobilleri, tekne ve uçakları tuvale yansıttığı eserleriyle tanınıyor. Araçlara olan tutkusunu, renk, hız ve hareket sözcükleriyle tanımlayan sanatçı, sergisinin adını da bu sözcüklerden yola çıkarak koymuş. fuar süresince açık kalacak. 610932 NASA'ya "Ay"da ısrar etme uyarısı geldi Amerikan yönetimi tarafından görevlendirilen bağımsız bir komisyon, Ulusal Havacılık ve Uzay İdaresi'ne (), 'a tekrar astronot gönderme planlarını gözden geçirmesi gerektiğini bildirdi. Komisyonun Başkanı Norman Augustine, Beyaz Saray'a sunduğu 155 sayfalık resmi raporda, yanlış hedef için yanlış roket seçildiğini belirtti ve 'nın değişik roketler kullanarak, yeni hedeflere odaklanması gerektiğini savundu. Başkanı Barack Obama tarafından mayısta görevlendirilen 10 üyeli "Human Space Flight Plans Committee" adlı uzmanlar komisyonu tarafından hazırlanan raporda, astronotları yakındaki bir göktaşına veya 'ın uydularından birine indirmenin daha anlamlı olacağı, bunun 'nın 15 yıl içinde 'a geri dönme planlarından daha çabuk ulaşılabilir olduğu kaydedildi. stratejisine ait bütçenin yeterince parası olmadığı belirtilen raporda, 2014'ten itibaren, eğer astronotlar Dünya'nın yörüngesinin ötesine seyahat edecekse 'nın her yıl fazladan milyar dolara ihtiyacı olacağının altı çizildi. 'nın uzay mekiği ve Uluslararası Uzay İstasyonu'nun (UUİ) programının süresini uzatması önerisinde bulunan komisyon, raporunda, 'a gitmek ve oradan Dünya'ya dönmenin, 'ın çekim gücü dolayısıyla çok fazla yakıt gerektireceğini ve Dünya'dan 'a yakıt taşımanın ve geri dönmenin pahalıya patlayacağını belirtti. Komisyon, göktaşlarına veya kuyrukluyıldızlara, hatta 'ın uyduları Phobos ve Deimos'a inmenin ve dönmenin Dünya'nın çekim gücü sayesinde yapılacak sıçramayla daha az yakıt harcanmasını gerektireceğine işaret etti. Komisyon, aslında 'nın, eski Başkanı George Bush planında öngörülüdüğü gibi 'a büyük bir hedef gibi değil, bir sıçrama taşı olarak yeniden gidebileceğini belirtti. Raporun sunulmasının ardından Beyaz Saray'dan bir yetkili, komisyonun analizini gözden geçireceklerini, ardından da Başkan Obama'nın nihai kararı vereceğini söyledi. 'nın, 'a dönüşte kullanmayı planladığı yeni Ares roketinin ilk deneme uçuşunu bu ay sonunda yapması planlanıyor. Başkan Obama, ocakta göreve geldikten kısa bir süre sonra selefi George W. Bush'un 2004'te ilan ettiği ve 2020'de 'a ardından da ve Sistemi'nin ötesine gidilmesini öngören uzay programını değerlendirmek üzere bu komisyonu kurmuştu. Uzmanlar, uzayın insanlı keşfinin, ve ekonominin yanı sıra ulusal güvenlik açısından da için önemli bir unsur olduğuna, ilk test uçuşu yakında yapılacak Ares 1-X roketi projesiyle, sadece 'a gidip dönen ve sonra terk edilen Apollo projesindeki hatayı tekrarlamaması gerektiğine işaret ediyor. 610876 ABD'ye göre Türkiye-İsrail tablosu karamsar 'nin eski Büyükelçisi Martin Indyk, Türkiye'deki temaslarının ardından 'de Jerusalem Post gazetesine konuştu; "Türkiye- ilişkilerindeki gerilim bir kopuşla sonçulanabilir" dedi. Türkiye'nin 'den uzaklaşıp, Arap dünyasına yaklaşmasını önleyen mekanizmaların artık işlemediği görüşünü savunan Indyk'e göre kapsamlı tek çözüm, 'in hem hem de Filistinlilerle barış görüşmelerini bir an önce başlatması... Türkiye ve arasında tatbikat ve dizi krizleriyle tırmanan gerilim, uzun vadede nasıl bir seyir izleyecek? Hem hem de Türk basının yanıt aradığı bu soruya ilişkin, 'nin eski büyükelçisinin çizdiği tablo karamsar. 'de İngilizce yayımlanan Jerusalem Post gazetesine konuşan Martin Indyk, "İlişkilerdeki gerilim bir kopuşla sonuçlanabilir" diyor. Eski Amerikalı diplomatın dayanak noktası, Türkiye'de, ordu ve iş dünyası gibi dinamiklerin mevcut işleyişi ve bölgede tıkanan barış süreci. Indyk, "Türkiye'nin AK Parti hükümetinde 'den uzaklaşıp Arap dünyasına kaymasını önleyen üç fren vardı. Bunlar ordu, iş çevreleri ve barış süreciydi. Ama son iki yılda, bu üç fren gevşedi. Ordu kışlasına itildi. Eskisi kadar hükümet politikalarında etkisi yok. İş çevreleri de ile ekonomik ilişkiler çok önemli diyerek mevcut duruma karşı çıkacak bir konumda değil. ve Filistinlilerle barış süreci diye bir şey de artık yok" diyor. Peki çözüm ne? Martın Indyk'e göre çözüm barıştan geçiyor: hem hem de Filistinlilerle müzakere masasına oturursa işini kolaylaştırır. Gerek Filistin gerekse ayağında yürüyen bir sürecin olması lazım." Indyk "Çözüm barış" diyor, ancak bölge barışı mümkün kılacak bir perspektiften yoksun. Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın Başkan Barack Obama'ya konuyla ilgili sunduğu raporda da kötümser bir tablo çiziliyor. Obama yönetiminin Ortadoğu Özel Temsilcisi George Mitchell'ın bölgedeki temasları somut bir sonuç getirmekten uzak. Ancak Mitchell, Obama ve Netanyahu arasındaki derin görüş ayrılıklarına karşın yine de umutlu. Washington, tıkanan barış sürecini canlandırmak için Arap dünyasından destek bekliyor. Mitchell, Dışişleri Bakanı Clinton ile önümüzdeki başında, Fas'ta, Arap Dışişleri Bakanları ile konuyu ele alacak. 610525 DTP, tahrik ve aklıselim Aslında kişiler ve kurumlar hakkında eleştiri yapmaktansa, sistemi analiz etmeyi tercih edenlerdenim, ama bu sefer iki çift laf etmeden geçemedim. Zira işin içinde basiretsizlik ya da ölçüsüzlük değil, düpedüz bilinçli bir tahrik ve kötü niyet var. Birkaç gündür ortaya çıkan resmin gösterdiği, DTP'nin sürecin barış içerisinde çözüme gitmesini isteyen bir parti falan olmadığı. Aksine çatışmayı teşvik eden, ondan beslenen ve barış atmosferinden ödü kopan bir parti görüntüsü veriyor. Nitekim bu görüntüsüyle diğer bütün ırkçı, etnik milliyetçi partiler gibi ötekileştiriyor, tahrik ediyor ve bence tüm Türkiye halkına ihanet ediyor. DTP'lilerin -en azından bir kısmının- memleketi hop oturtup hop kaldırtan şovları sürerken, şenlik ve davul zurna görüntüsünün arkasında neler oluyor ben size özetleyeyim: Anahtar Kelimeler 23 Ekim 2009 11:44 yorum 293 okunma 610568 Arınç İsrail büyükelçisi ile görüşecek Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bugün Büyükelçisi Gaby Levy ile görüşecek. Görüşmede, son günlerde 'le yaşanan tatbikat ve dizi krizlerinin ele alınması bekleniyor. Arınç, TRT'de yayımlanan Ayrılık dizisine 'in tepkileriyle ilgili soru üzerine de 'in Ankara Büyükelçisi'yle bugün saat 14.30'da makamında görüşeceğini bildirdi. Tatbikat krizi İsrailli bazı yetkililer, Ankara'nın "Anadolu Kartalı" tatbikatının uluslararası bölümünün 'in katılımını engellemek için ertelendiğini iddia etmişti. Yetkililer, Gazze operasyonu sebebiyle 'in katılımını istemediğini savunmuş ve talebin doğrudan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan geldiği iddiasında bulunmuştu. Türk Dışişleri Bakanlığı ise, "Tatbikat milli bir faaliyet olarak icra edilmektedir. Tatbikatın uluslararası bölümünün ertelenmesinden siyasi bir anlam ve sonuç çıkartılması doğru değildir. Bu çerçevede, İsrailli yetkililere atfen basında yer alan değerlendirme ve yorumların kabulü de mümkün değildir. İsrailli yetkilileri açıklama ve tutumlarında aklıselime davet ediyoruz" açıklamasında bulunmuştu. Dışişleri, tatbikatın uluslararası bölümünün "diğer katılımcı ülkelerle bilistişare ertelendiği"nin altını çizmişti. Dizi krizi TRT'nin yeni dizisi "Ayrılık" 'de büyük tepki topladı. Dizinin ilk bölümünün yayınlanmasının ardından, akşam saatlerinde Yedioth Ahranot gazetesinin İbranice haber sitesi Ynet, diziyle ilgili geniş bir yazı yayımlayıp 'in dizinin yayımlanmasından doğan "travma"yı yaşadığını belirtti. Dışişleri Bakanlığı, rahatsızlığını Türkiye Büyükelçiliği'ne iletti; 'in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy de Dışişleri Bakanlığı'na giderek tepkiyi dile getirdi. 611339 19:19 Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz: Kararlıyız SON DAKİKA güncellenme zamanı 19.19 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Devlet Bakanı KararlıyızNezir GÜNEŞ/MARDİN, (DHA)DEVLET Bakanı “Hem ekonomiyi hem demokrasiyi birbirine paralel bir şekilde birlikte götürüyoruz. Bunun faydasını tüm görecek. Siyasi bedel de gerekirse ödeyerek, bu işi sonuna kadar götürmeye kararlıyız” dedi milletvekilleriyle birlikte geldiği 'de ilek olarak Valiliği ziyaret eden Devlet Bakanı Bölgesi'ndeki olaylara çok boyutlu bir şekilde yaklaştıklarını söyledi. Hükümetin demokratik sürecini devam ettirdiğini belirten Bakan Yılmaz, “Önümüzdeki dönemlerde inşallah bunun meyvelerini alacağız. Tabi bu bölgelere huzur, güven gelsin istiyoruz. Bu bölgede yaşayan insanlar yıllarca sıkıntı çekti. Özellikle de ekonomik açıdan bunun çok büyük bedelleri oldu. Bu bölgenin yeterince gelişmemesinde bu ortamın büyük etkisi oldu. Yatırımlar açısından malesef çok büyük etkileri oldu. İnşallah bu açılım süreci ile birlikte huzur ve güven pekişir” diye konuştu. Eylem Planı kapsamındaki çalışmaların da çok hızlı bir şekilde devam ettiğini belirten Bakan Yılmaz, yeni teşvik sistemini hatırlatarak, yatırımlarıyla bölgenin daha çok farklı bir noktaya geleceğini söyledi. Bölgenin, büyük medeniyetlere beşiklik ettiğini hatırlatan Bakan Yılmaz, şöyle devam etti: “Biz istiyoruz ki bu bölgeler, tarihindeki güçlü ekonomik ve kültürel dönemlere yeniden kavuşsun. Bir taraftan komşu ülkelerle de bu anlamda çok daha yoğun çok olumlu bir şekilde yansıyacaktır. Yani çok boyutlu bir şekilde olaylara yaklaşıyoruz. Hem ekonomiyi hem demokrasiyi birbirine paralel bir şekilde birlikte götürüyoruz. Uluslararası ilişkilerimizi de bu süreçte sürdürüyoruz. Bunun faydasını tüm görecek. Fakat en fazla da bu yörede yaşayan insanlarımız faydalanacak. Biz bu işin hiçbir şekilde siyasi istismarını yapmadan, siyasi maliyetine bakmadan, ülkemizin menfaati ne ise menfaat doğrultusunda hareket ediyoruz. Biz de siyasi bedel de gerekirse ödeyerek, bu işi sonuna kadar da götürmeye kararlıyız.” Bakan Cevdet Yılmaz, akşam saatlerinde Dara'da verilen konsere katıldıktan sonra yarın sabah Mardin Şubesi'nin açılışını yapacak. AYLIK NAVİGASYON PAKETİ HEDİYE Süper Hızlı Gönderi Ve Kargo Bedava. 610919 Derbi maçın favorisi Fenerbahçe SON DAKİKA güncellenme zamanı 15.45 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Derbi maçın favorisi Fenerbahçe ’de 25 Ekim Pazar günü yapılacak derbi maçın favorisi olarak görülüyor. Bahis şirketi İddaa, derbi maç için belirlediği bahis oranlarından ev sahibi Fenerbahçe’yi favori olarak göstererek, sarı-lacivertli ekibin galibiyetine 1.8 oran verdi. İddaa tarafından Fenerbahçe- mücadelesi için açıklanan bahis oranlarında, Galatasaray’ın galibiyeti için belirlenen oran olurken, karşılaşmanın berabere sonuçlanacağı tercihinin oranı ise 3.2 olarak açıklandı. Diğer yandan, derbi maçta ve altında olacağı şeklindeki (Alt) tercihine 1.95, ve üzeri gol olacağı şeklindeki (Üst) tercihine de 1.45 oranlar konuldu. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. Süper Hızlı Gönderi. 610665 Esrar satıcısı, ilk işinde yakalandı › › ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler Esrar satıcısı, ilk işinde yakalandı İZMİR (CİHAN) Diyarbakır'dan aldıkları 61 kilogram esrar maddesini, kiraladıkları lüks bir otomobille İzmir'e sokmaya çalışan karı koca yakalandı. Zanlıların, otomobilin bagajı ve arka koltuğunun altına gizlediği esrarın kokusunun hissedilmemesi için aşırı miktarda parfüm sıkıp naftalin koyduğu belirlendi. İzmir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Narkotik Büro Amirliği ekipleri Alsancak, Karşıyaka ve Narlıdere'deki eğlence mekanlarında satılmak üzere yüklü miktarda esrar getirileceğini belirledi. Teknik ve fiziki takip başlatan polis, uyuşturucuyu kiraladıkları lüks otomobille Diyarbakır'dan getiren G.C. (34) ve eşi A.C'yi (41) takibe aldı. Çiftin otomobili, Bornova ilçesi Ambarlar Kavşağı'nda durduruldu. Otomobilde yapılan aramada, bagaj ve arka koltuğa gizlenmiş halde 61 kilogram esrar ele geçirildi. Poliste suç kaydı bulunmadığı belirtilen çift, ilk kanunsuz işlerinde gözaltına alındı. Zanlılar, işlemlerinin ardından sevkedildikleri mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. GÜNDEM 610540 Balıkla kırmızı şarap neden iyi gitmez? SON DAKİKA güncellenme zamanı 11.58 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Balıkla kırmızı şarap neden iyi gitmez? Bilim adamları, balığın yanında neden beyaz şarabın tercih edildiğini keşfetti: Çünkü kırmızı şarap balığın balıksı tadını hoşa gitmeyecek şekilde artırıyor. gazetesinin haberine göre araştırmacılar, kırmızı şaraptaki demirin deniz ürünlerindeki maddelerle reaksiyona girdiğini ve böylece ağızda hoş olmayan bir tat oluştuğunu belirledi.  Üniversitesinden Prof. Takayuki Tamura ile meslektaşları, içinde yüksek miktarda demir bulunan şarabın, balığın tadının daha da yoğun hissedilmesine yol açtığını belirttiler. Yapılan araştırmada, bu yoğun balıksı tadın, şaraba demiri ayrıştıran bir madde ilave edildiğinde azaldığı saptandı. Prof. Tamura, “Bazı literatürde deniz ürünleriyle kırmızı şarap birlikte tavsiye edilmez, çünkü kırmızı şarap balıkla çatışır ve demirsi bir tat, balıksı ve metalik aroma ve ağızda acılık hissi yaratır” dedi.  Journal of Agricultural and Food Chemistry dergisinde yayınlanan araştırmada, demir oranı düşük kırmızı şarapların deniz ürünleriyle birlikte içilebileceği belirtildi. Beyaz şarabın içindeki demir oranı üzümün yetiştiği toprağın bileşimine, meyvenin üzerindeki toza, hasat sırasındaki kirlenme, nakil ve fermantasyon sırasındaki koşullara bağlı olarak değiştiği belirtildi. Yüksek kontrastlı ekran. Süper Hızlı Gönderi Ve Kargo Bedava. 610660 Olayların kabul edilmesi mümkün değil › › ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler Olayların kabul edilmesi mümkün değil AJANSLAR Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler, terör örgütü PKK üyelerinin teslim olmasıyla ilgili olarak, '19 Ekim günü ve müteakip günlerde yaşanan olayların hiçbir şekilde kabul edilmesinin mümkün olmadığını' bildirdi.  Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler, terör örgütü PKK üyelerinin teslim olması sırasında yaşananlarla ilgili olarak, '19 Ekim günü ve müteakip günlerde yaşanan olayların hiçbir şekilde kabul edilmesi mümkün değildir' dedi. Tümgeneral Güler, Genelkurmay Başkanlığı karargahındaki basın bilgilendirme toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Basın mensuplarının terör örgütü mensuplarının teslim olması sırasında yaşanan görüntülerle ilgili soruları üzerine Tümgeneral Güler, terörle mücadelenin uzun soluklu, dinamik, karmaşık ve süreklilik gerektiren bir süreç olduğunu belirtti.  Güvenlik kuvvetlerinin bölücü terör örgütüyle mücadele ettiğine dikkati çeken Tümgeneral Güler, bölücü terör örgütüne katılımların önlenmesi ve örgütten kopmaların sağlanmasının terörle mücadelenin temel esaslarından olduğunu ifade etti. Tümgeneral Güler, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Ancak 19 Ekim günü ve müteakip günlerde yaşanan olayların hiç bir şekilde kabul edilmesi mümkün değildir.  25 Ağustos 2009 günü ifade ettiğimiz gibi ülkeyi kutuplaşmaya, ayrışmaya ve çatışma ortamına çekebilecek tutum ve davranışlardan kaçınılmalıdır. Demokrasiler savunmasız rejimler değildir. Gelişmeler terörle mücadeledeki azim ve kararlılığımızı etkileyemez.' 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. GÜNDEM 610054 Doğalgaz fiyatlarında iniş çıkış olmaz Havaların soğumasıyla birlikte kombilerini açan abonelere Gazprom'dan sevindirici haber geldi. Doğalgaz fiyatlarında bu kış, anormal bir artış olmayacak. Gazprom-Export'un Fiyatlandırma ve Sözleşmelerden Sorumlu Genel Müdürü Sergey Komlev, gaz fiyatlarıyla ilgili, "Önemli bir düşüş veya artış beklemiyoruz. Fiyatlar bu seviyelerde devam eder." açıklamasını yaptı. Ankara'da bir grup gazeteciyle bir araya gelerek soruları cevaplayan Sergey Komlev, "Şu an için gaz fiyatları 300 doların biraz altında. Yeni yılda biraz üstüne çıkabilir. Ama, fiyatlarda önemli bir değişiklik olmayacak." dedi. Gaz fiyatlarının petrol fiyatlarına bağlı olduğunu söyleyen Komlev, "Ancak son zamanlarda Avrupa'da LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) spot piyasa satış fiyatları, petrole göre belirlenen doğalgaz fiyatlarına göre yarı yarıya ucuzladı. Bu durum bizi zora sokuyor." açıklamasını yaptı. Fiyatların düşmesi üzerine bazı ülkelerin fiyat indirimi talepleri olduğuna dikkat çeken Komlev şöyle konuştu: "Uzun dönemde, LNG fiyatlarıyla petrole göre belirlenen gaz fiyatlarının dengeleneceğini tahmin ediyoruz. Kaldı ki, gaz anlaşmaları 30-40 yıl gibi çok uzun süreli anlaşmalar. Fiyatlar da, anlaşmalarda yer alan formüle göre belirlenir. Mesela, biz petrol fiyatlarının çok düştüğü dönemler anlaşmalarda yer alan formül ne ise gazı fiyattan sattık. Zam yapalım demedik. Şimdiki durum da böyle." Dünyada yaşanan ekonomik kriz gaz tüketimini olumsuz etkiliyor. Gazprom'a göre krize rağmen satışlarda çok uzun süreli düşüşler olmayacak. Son kriz, şirketin satışlarını yüzde 20 olumsuz etkilemiş. Şirketin Fiyatlandırma ve Sözleşmelerden Sorumlu Genel Müdürü Komlev, satışlarla ilgili şöyle konuştu: "Satışlar azaldı. Ama ciddi bir düşüş veya düşüşün devamını beklemiyoruz. Hatta yükseliş bekliyoruz. Bunu da en çok, kış mevsiminin durumu belirleyecek." Nabucco boru hattıyla ilgili "İdeolojik bir projedir." değerlendirmesi yapan Komlev, Avrupa'nın gazda Rusya'ya bağımlı hale geldiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Komlev'e göre, AB ülkeleri ihtiyacının yüzde 25-27'sini Rusya'dan karşılıyor. Yüzde 18'i Norveç'ten, yüzde 11'i Cezayir'den sağlanıyor. Katar, son günlerde öne çıkıyor. Bu rakamlar Rusya'nın tekel olduğu iddialarını çürütüyor. Bunun yanında Avrupa'nın gaz üretimi azalıyor. Bunun da doldurulması gerekiyor. PARASI ÖDENEN GAZI, SONRA TÜKETEBİLİRSİNİZ Son günlerde Türkiye kamuoyunda konuşulan konuların başında, alınmayan gaza ödenen paralar geliyor. Rusya ile de böyle bir ihtilafı bulunan kamu şirketi BOTAŞ'ı rahatlatan açıklama, Gazprom'dan geldi. 611063 Mersin'de Cumhurbaşkanlığı Kupası sevinci Antrenör Ceyhun Yıldızoğlu, Mersin Gazeteciler Cemiyeti'nde (MGC) düzenlenen basın toplantısında, tüm sporcuların bireysel olarak çeşitli etkinliklerde kupa kazandığını ancak takım olarak bir ilki yaşadıklarını belirtti. Mersin'e kupa getirmek için söz verdiklerini ifade eden Yıldızoğlu, bu amaç doğrultusunda herkesin çaba gösterdiğini ve sonunda ipi göğüslediklerini hatırlattı. Oyuncularının Fenerbahçe maçı sırasında gösterdiği büyük çabayı herkesin gördüğünü anlatan Yıldızoğlu şöyle devam etti: "O gün tribünlerde 10-15 kişi bize destek veriyordu. Ama bize gönül veren ve dualarını eksik etmeyen kalabalık bir grubun gücünü Mersin'den hissedebiliyorduk. Bu his, bize başarıyı getiren en büyük etkenlerden birisiydi. nedenle Mersin taraftarının her zaman arkamızda olmasını temenni ediyoruz.'' Yıldızoğlu, bundan sonraki süreçte Türkiye kupasını ve şampiyonluğu kazanmak istediklerini vurgulayarak Avrupa'da da başarılı olmak istediklerini kaydetti. Genel Menajer Necip Kapanlı ise şimdiye kadar Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş Cola Turka gibi büyük takımlar arasında gidip gelen Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı geçen yıl ise ilk defa BOTAŞspor'un kazandığını söyledi. Kupayı kazandığında BOTAŞspor'u Ceyhun Yıldızoğlu'nun çalıştırdığını hatırlatan Kapanlı, "Cumhurbaşkanlığı Kupası, Ceyhun Yıldızoğlu'nun önderliğinde iki kez Anadolu'ya geldi'' ifadesini kullandı. Takım kaptanı Aynur Metin kupayı Mersin'e getirebilmenin sevincini yaşadıklarına dikkati çekerken sporcu Şaziye İvegin de, ''Büyük hedefleri olan oyuncu kitlesinden oluşan bir takımız. Hepimizin çok büyük hayalleri var. nedenle bu kupayı kazanmamızdan ötürü herhangi bir rahatlama yok. Aksine bunun verdiği sorumluluktan kaynaklanan hırs var.'' diye konuştu. (CİHAN) 610381 Benzinden sonra motorine de zam LİNKLER Akaryakıt firmaları petrol varil fiyatındaki artışı pompalara yansıtmayı sürdürüyor. Önceki gün benzine 8-10 kuruş zam yapılırken, bugün ise motorin ve çiftçinin kullandığı kırsal motorin zamlandı. Benzindeki yüksek fiyat sebebiyle araç sahiplerinin yöneldiği motorindeki artış sürücülere 'hepimiz LGP mi taktıralım' dedirtti. (CİHAN) 609712 Seçimler yılda bir yapılacak 2007 yılında Anayasa'da yapılan değişikliğe paralel olarak Milletvekili Seçim Kanunu'nda yapılan değişiklikle, milletvekili seçimleri yılda bir yapılacak. Bir önceki seçimin yapıldığı tarihten itibaren yılın dolmasından önceki son pazar günü oy verilecek. Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak 90 günlük sürenin ilk günü, seçimin başlangıç tarihi olacak. Değişiklikle, nüfusu milletvekili çıkarmaya yeterli olmayan illere milletvekili çıkarma hakkı getirildi. Milletvekili seçiminin yılda bir yapılmasına ilişkin yasa teklifinin 2. maddesi üzerinde söz alan CHP Antalya Milletvekili Atilla Emek, seçim kanunlarında acele yapılan değişiklikleri doğru bulmadıklarını ifade etti. Anayasalarda değişikliklerin toplumsal uzlaşma ve suhuletle yapılması gerektiğini belirten Emek, ''Bu değişiklik hükümetin bir yıl içinde erken seçim hesabı içinde olduğunu göstermektedir'' dedi. DTP Bitlis Milletvekili Nezir Karabaş, Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu'nda önemli değişiklikler yapılması konusunun ortada dururken, teklifin öncelikli olarak genel kurula getirilmesini eleştirdi. MHP Mersin Milletvekili Behiç Çelik, yeterince görüşülmeden Anayasa değişikliklerinin yapılmasının doğru olmadığını söyledi. DSP İzmir Milletvekili Harun Öztürk, milletvekili seçimlerinin yılda bir yapılmasına ilişkin değişikliğe gerek olmadığını, Meclisin gündeminin boş yere işgal edildiğini ileri sürdü. Öztürk, temsilde adaleti, yönetimde istikrarı zedelemeyecek şekilde seçim barajının yüzde 10'dan makul bir seviyeye çekilmesi gerektiğini savundu. Madde, oylanarak kabul edildi.   ''Apar topar kanun tartışıyoruz" Teklifin yürürlük maddesi üzerinde söz alan CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, teklifin Anayasa Komisyonu ve Genel Kurulda ''Yangından mal kaçırır gibi görüşüldüğünü'' belirterek, ''Muhalefete saygı gösterilmediğini'' kaydetti. Mengü, ''Kaldır parmağı, indir parmağı. Apar topar kanun tartışıyoruz. Parlamentonun muhalefet kanadına saygı gösterilmiyor. Harp halinde değiliz. Orduyu bir yere göndermiyoruz. Seçim Kanunu tartışıyoruz'' dedi. Şahin'e yanıt veren Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, maddeden oluşan yasanın birkaç saattir tartışıldığını söyledi. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart'ın komisyonda teklif için ısrarla ''tasarı'' dediğini belirten Kuzu, ''Bu bir tekliftir. Parlamenter sistemlerde Hükümetin arkasında durmadığı bir yasa çıkar mı bu Meclisten? Olmuş mudur? Olmaz. Neden ikide bir hükümet kanadına dönüp 'katılıyor musun' diye soruyoruz. 'Yok' dediği zaman da her şey bitiyor burada. Evvela bunu tartışalım. Bundan kurtulmak istiyorsak başkanlık modeline geçelim bu iş bitsin. Bu işin köklü çözümü orada'' diye konuştu.   ''Yiğitliğiniz varsa..." Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç ise seçim sisteminin çok yanlış olduğunu, bir ile milletvekilinin az olduğunu söyledi. Genç, laf atmalar üzerine, ''Gelin tercih sistemi ve dar bölge getirelim. Yiğitliğiniz varsa, benim gibi bağımsız seçilin gelin'' diye konuştu. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, bir soru üzerine, teklifin arızi bir düzenleme içerdiğini belirterek, bir ilin tek milletvekili ile temsilinin sıkıntılarının yapılan konuşmalarda dile getirildiğini söyledi. Ergin, ''Temennimiz göç olmasın, bu tür düzenlemelere de ihtiyaç kalmasın'' dedi. Daha sonra oylanan teklif, kabul edildi. Oturumu yöneten Başkanvekili Güldal Mumcu, 27 Kasım Salı günü saat 15.00'de toplanmak üzere birleşimi kapattı. 22 Ekim 2009 610983 "İstemeyene zorla aşı yapılmayacak" "İstemeyene zorla aşı yapılmayacak" 23.10.2009 16:10Sağlık Bakanı Recep Akdağ, H1N1'e(domuz gribi) karşı Türkiye'nin 43 milyon doz aşı siparişi verdiğini bunların da mart ayına kadar peyderpey geleceğini söyledi. Aşı konusunda bir zorlama olmayacağını, aşıları bir sigorta olarak düşündüklerini belirten Bakan Akdağ, aşının ilk etapta sağlık çalışanlarına, hamilelere, ağır hastalığı olanlara, çocuklara öncelikli uygulanacağını dile getirdi. Çocuklara aşı için ailelerden yazılı izin alacaklarını belirten Akdağ, "Bu aşıyı yapmak aslında bir ayrıcalıktır. Türk insanı da bu ayrıcalıktan yararlanacak." dedi. Bakan Akdağ, kendisinin de aşı olacağını açıkladı. Sağlık Bakanı Akdağ, gazete ve televizyonların yöneticileri ile İstanbul'da bir araya geldi. Bakan Akdağ bu toplantı öncesi basın mensuplarının domuz gribi ve aşısı ile ilgili sorularını yanıtladı. Önümüzdeki aylarda bütün dünyada yaygın bir biçimde görüleceği düşünülen H1N1 salgını konusunda medya yöneticilerine bilgi veren Bakan Akdağ, "Türkiye'de yayılması mukadder olan H1N1 virüsü halk arasındaki ismiyle domuz gribinin yayılması ile ilgili basınımızdan ortak bir çalışma isteyeceğiz. Bir taraftan vatandaşımıza doğru bir biçimde bu hastalıkla ilgili doğru bilgileri aktarmamız lazım. Bir taraftan da gereksiz bir panik havasının bulunmamasını sağlamak lazım." dedi. Hastalığın hızlı geliştiğini, bulaşıcılığının fazla ama genellikle hafif seyrettiğini anlatan Bakan Akdağ, "Genellikle hafif seyreden böyle bir hastalığa karşı neden bütün dünya böylesine dikkatli davranma ihtiyacı hissediyor? Neden bütün dünya bu konuda uyarıldı? Bütün ülkeler ellerinden geldiği kadar planlar yaptılar. Neden biz de 2004 yılından bu yana salgın planı yaptık ve bugünlere geldik? Toplumda milyonlarca kişiyi hastalandırabilir, az sayıda da olsa akciğer, karaciğer, böbrek hastalığı olan kişilerde, küçük çocuklarda, hamilelerde zaman zaman öldürücü olan bir duruma yol açabiliyor. Bunun için dikkatli olmak lazım hem de kişilerin bundan kendisini nasıl koruyabileceğini bilmesi lazım." şeklinde konuştu. Vatandaşlara uyarılarda bulunan Bakan Akdağ, "İnsanımız biraz farklı yaşamaya alışması lazım. Nedir bu farklı yaşamak? Ellerimizi mümkün olduğu kadar buluşma ihtimali olan yerlere dokunduğumuz zaman sabunla yıkayacağız. Kendimizi çocuklarımızı koruyacağız. Eğer hastalanmışsak grip olmuşsak başkalarına bulaştırmamak için dikkatli olacağız." dedi. Bir basın mensubunun Avrupa'da aşının yapılmadığı iddiasına ilişkin sorusu üzerine Bakan Akdağ, "Tabiki bu bilgiler doğru değil. Bir çok Avrupalı ülke neredeyse Avrupa'nın tamamı bu aşıyı temin etme hususunda gerekli hazırlıklarını yaptılar. ABD, asgari 160 milyon kişiyi aşılama konusunda plan yapıyor. ABD'de, İsveç'te ve bazı Avrupa ülkelerinde aşılama başladı. Ama biz henüz başlamadık. Bu aşıyı yapmak aslında bir ayrıcalıktır. Türk insanı da bu ayrıcalıktan yararlanacak. şeklinde yanıt verdi. İlk aşılamanın ne zaman olacağına ilişkin soru üzerine ise Bakan Akdağ, "Türkiye'nin bu hususta bilimsel kurulların uygun gördüğü aşı planlamasına göre yeterli miktar aşı almamıza imkan veriyor. 43 milyon doz konusunda sözleşmelerimizi yaptık. Bu aşılar mart ayının sonuna kadar elimize geçecek. Her ay belli miktar gelecek. Her ay geldikçe aşıları yapacağız. Öncelikle sağlık çalışanları, hamileler, ağır hastalığı olanlar, çocuklar olmak üzere aşılama yapılacak. Okullardaki aşılamaları görevlilerimiz yapacak. Diğerleri ise sağlık ocaklarında yapılacak. Sonuçta gönüllü olarak yapılacak kimseye zorla yapılmayacak." şeklinde yanıt verdi. Bakan Akdağ, domuz gribi görülen okullarda gerek görülmesi halinde tatil kararı verileceğini belirterek basın mensuplarına bir çağrıda bulundu. Akdağ, "Adeta bir maçın skorunu takip eder gibi 'Şu okulda bu okulda 10 kişi çıktı gibi, okul kapıların gidip öğrencilerle velilerle röportaj yapmak topluma yanlış mesajlar olarak dönüyor. Belki de paniği artırıyor. Vatandaşı doğru bilgilendirmemiz gerekiyor. Bu işin sansasyonel tarafını geri plana atmak gerekir." dedi. Cihan 610618 Komplo belgesinde flaş gelişme LİNKLER Belgenin orijinalinin savcılara, bir subay tarafından gönderildiği iddia ediliyor. İŞTE DURSUN ÇİÇEK'İN İMZASINI TAŞIYAN VE KAMUOYUNDA 'AK PARTİYİ VE GÜLEN'İ BİTİRME PLANI OLARAK BİLİNEN BELGENİN ORTAYA ÇIKAN İLK FOTOKOPİLERİ 611275 Windows’un karı yüzde 18 azalarak 3,6 milyar dolar oldu SON DAKİKA güncellenme zamanı 18.45 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Windows’un karı yüzde 18 azalarak 3,6 milyar oldu ’li şirketi ’un Temmuz-Eylül döneminde karı yüzde 18 azaldı.  Dünyanın en büyük yazılım şirketi Microsoft, Temmuz-Eylül döneminde karının geçen yıl aynı döneme göre yüzde 18 azalarak 3,6 milyar (hisse başına 40 sent) olduğunu açıkladı. Microsoft’un, Temmuz-Eylül döneminde gelirleri ise yüzde 14 azalışla 12,92 milyar dolar oldu. Karı ve gelirlerini beklentilerin üzerinde açıklayan şirketin, söz konusu çeyrekte hisse başına 32 sent kar edeceği ve gelirlerinin 12,31 milyar dolar olacağı tahmin ediliyordu. Microsoft, maliyetleri azaltmanın “zorlu ekonomik koşullarla” baş etmesine yardımcı olduğunu bildirdi. Şirket, dün hizmete sunduğu yeni işletim sistemi ’ye olan “güçlü tüketici talebinden” memnun olduğunu da kaydetti. Seyahat Ederken Yanınızdan Ayıramayacaksınız. Süper Hızlı Gönderi. 609715 New York borsası yükseldi Hisse senedi verileri dakika, Tahvil-Bono-Repo özet verileri 15 dakika gecikmelidir. Site Verileri FOREKS üzerinden sağlanmaktadır İMKB isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. İMKB ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen İMKB'ye ait olup, tekrar yayınlanamaz. Bu sayfalarda yer alan bilgilerdeki hatalardan, eksikliklerden ya da bu bilgilere dayanılarak yaplan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı HABERTURK.COM sorumlu tutulamaz. 610744 Özince: Çok değerli fırsatların olduğu bir dönemdeyiz İş Bankası'ndan yapılan açıklamada, Uluslararası FTSE Global Markets Dergisi'nin, ekim sayısında, ''İş Bankası Sakin Güç'' başlığıyla, Ersin Özince'nin açıklamalarını kapağına taşıdığı belirtildi. Açıklamaya göre, FTSE Global Markets dergisindeki röportajında ülke ekonomisine dair değerlendirmelerde bulunan Özince, ''Hem ülkeye gelen doğrudan ve dolaylı yatırımlar hem de içteki büyüme ivmesi düşünüldüğünde ülke ve bankacılık adına çok değerli fırsatların olduğu bir dönem içindeyiz'' dedi. Özince, bu bağlamda hem İş Bankası'nın hem de genel olarak bankacılık sektörünün bir bütün olarak bu anlamlı büyümeyi hazır bir şekilde beklediğini belirtti. Türkiye'nin 30 yılı aşkın bir süredir serbest pazar uygulamasını geliştirmek için çalıştığına işaret eden Özince, ''Bu deneyimin kümülatif faydalarının meyvesini şimdi toplamaya başlıyoruz. Türkiye, gelişen pazarlar ile gelişmiş ekonomiler arasında yer alıyor, bundan dolayı beklenmedik seviyede yabancı sermaye girişine tanık oluyoruz'' dedi. Türkiye'yi ''gelişen pazarların kıdemli oyuncusu'' olarak niteleyen Özince, Türkiye'nin AB'ye yeni giren birçok ülkeden daha iyi bir performans sergilediğini kaydetti. Ersin Özince, bu sürecin özellikle bankacılık sektörünü güçlendireceğine inandığını ifade ederek, şunları belirtti: ''Türkiye'deki hemen hemen her ticari bankanın stratejik hissedarları vardır ve İş Bankası'nın da aralarında olduğu halka açık olanların neredeyse hepsinin önemli oranlardaki hisseleri büyük uluslararası yatırım firmalarının elindedir. Bu da bankacılığın güçlenmesine katkıda bulunan bir gerçektir.'' Türk bankacılık sektörünün Basel II düzenlemelerine uyum sağlama konusunda, diğer finans kurumlarından daha kararlı olduğuna da işaret eden Özince, sadece finans sektörü değil makroekonomik göstergelerin de kararlı bir şekilde geliştiğini ve Türkiye'nin AB'ye yeni giren birçok ülkeden daha iyi bir performans sergilediğini vurguladı. -''ŞU ANDA BÜYÜME EN ÖNEMLİ KONUMUZ''- ''Şu anda büyüme en önemli konumuz'' diyen Özince, bölgesel potansiyele dikkati çekerek hem Doğuda hem de Batıda potansiyelin inanılmaz olduğunu, Türkiye'nin ciddi büyüme grafiği gösteren bu bölgenin tam ortasında bulunduğunu belirtti. Özince, ''Türk iş dünyasının yeni hinterlandı'' olarak sıraladığı Doğu Avrupa ülkeleri; Karadeniz çevresindeki ülkeler; Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan'ın aralarında olduğu BDT ülkeleri; Suriye ve İsrail'i içine alan Doğu Akdeniz ve hatta Irak ve İran'ın Türk bankacılarını İstanbul'un bölgesel bir finans merkezi olma potansiyeli konusunda cesaretlendirdiğini de vurguladı. 610004 30 yıl sonra ilk nükleer görüşme İLİŞKİLİ HABERLER 30 yıl sonra ilk nükleer görüşme 30 yıl sonra ilk nükleer görüşme 23.10.2009 Avustralya basınına sızan habere göre İran ve İsrail geçtiğimiz ay ilk kez doğrudan temas kurdu. Toplantıda nükleersiz bir Ortadoğu konuşulurken Türkiye de oradaydı. İsrail ve Mısır toplantıyı doğrularken İran yalanladı İsrail'de yayınlanan Haaretz gazetesi İsrailli ve İranlı yetkililerin Eylül ayında Mısır'ın başkenti Kahire'de kapalı kapılar ardında ilk kez bir araya geldiklerini ileri sürdü. Gazete 1979'daki devrimden sonra dolaylı da olsa diplomatik temastan kaçınan iki üke yetkililerinin Ortadoğu'nun nükleer silahlardan arındırılmış bölge olmasına ilişkin düzenlenen bir konferansa birlikte katıldıklarını ve konferansın üç seansında tartıştıklarını yazdı. TÜRKİYE DE ORADAYDI Konferansa İsrail Nükleer Silahsızlanma Kurumu'ndan Meyrav Zarari Odiz, İran'dan ise İran'ın UAEK'daki elçisi Ali Aşgar Sultaniye katıldı. Nükleer silahların yayılmasının önlenmesiyle ilgili yapılan konferansta İsrail ve İran'ın yanısıra Türkiye, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, ABD ve AB'den de temsilciler hazır bulundu. Bu arada haberin yayınlanmasının ardından İsrail ve Mısır dışişleri bakanlıkları konferansın varlığını doğrularken İran dışındaki katılımcı ülkeler sessizliğini korudu. İRAN YALANLADI İsrail Atom Enerjisi Komisyonu sözcüsü Yael Doron içerikle ilgili ayrıntı vermezken İranlı temsilciyle herhangi bir diyalog ya da iletişim kurulmadığını söylemekle yetindi. Öte yandan İsrail ve Mısır'ın aksine İran haberde yer alan ifadelerin gerçeği yansıtmadığını açıkladı. İran'dan yapılan açıklamada konferans haberindeki ifadelerin yanlış olduğu belirtildi. İran Nükleer Enerji Kurumu Başkanı Ali Şirzadyan haberi "psikolojik bir harekat" diye niteleyerek Cenevre ve Viyana'da yapılan nükleer görüşmelerde İran'ın elde ettiği başarının gölgelenmeye çalışıldığını söyledi. Haberde yer aldığı şekliyle bir konferansın yapılmadığını belirtti. İÇERİK GİZLİ Avusturalya ve Japonya hükümetleri sponsorluğunda gerçekleştirilen konferansın gizli niteliği nedeniyle içeriğiyle ilgili net bir bilgi edinilemezken, İsrail ve İran temsilcilerinin birlikte toplantıya katılmasıyla ilgili haber ilk olarak Avusturalya basını tarafından sızdırıldı. İLİŞKİLİ HABERLER 30 yıl sonra ilk nükleer görüşme Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. Copyright 2003-2009 Tüm hakları saklıdır. TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 610944 Okullar 30 Ekim'de domuz gribi nedeniyle tatil Güler, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın domuz gribi salgını sürecine ilişkin medya kuruluşlarının üst düzey yöneticilerini bilgilendireceği Taksim Hyatt Regency Oteli'ne gelişinde basın mensuplarının kentteki domuz gribi vakalarına ilişkin sorularını cevaplandırdı. Vali Güler, domuz gribine karşı okulları dezenfekte etmek amacıyla gelecek hafta bir çalışma yapacaklarını belirterek, ''29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın hemen ertesinde cuma gününe rastlayacak şekilde, Cumhuriyet Bayramı tatilinden de yararlanarak cumartesi ve pazar günlerini de birleştirerek okullarda genel bir temizlik ve dezenfekte çalışması yapılmak isteniyorsa yapılacak'' dedi. Vali Güler, ''Bu durum 30 Ekimin tatil edildiği anlamına mı geliyor?'' sorusuna ''Evet'' karşılığını verdi. İstanbul'da 16 okulda farklı sınıflarda olmak üzere 28 öğrencide domuz gribinin görüldüğünü, bu çocukların tedavilerinin evlerinde devam ettiğini, bir kısmının tedavilerinin de tamamlandığını ifade eden Güler, ''Hastanelerde domuz gribinden dolayı yatan hasta yoktur. 41 vaka vardır. Bunun 28'i çocuk 13'ü erişkindir. İlk vakanın görüldüğü Mayıs ayından bu yana İstanbul'da görülen vaka sayısı 280 civarındadır. Herhangi bir ciddi durum söz konusu değildir. Çalışmalarımız, koruma tedbirlerimiz devam ediyor'' dedi. Vali Güler, okullarda gerekli eğitim çalışmasının verildiğini, tuvalet, lavabo, sıra, çeşme ve muslukları dezenfekte çalışmaları yapıldığını ifade etti. Vaka sayısında bir artış olmadığını belirten Güler, bir okulda bir öğrencinin tedavi görüyor olmasının gerekli önlemler alınmışsa, öğrencinin diğer arkadaşlarıyla teması söz konusu değilse bir sıkıntı yaratmayacağını sözlerine ekledi. 610825 Mobilde anti-virüs satışı arttı SON DAKİKA güncellenme zamanı 14.32 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Mobilde anti-virüs satışı arttı teknolojisiyle birlikte internet kullanımının yaygınlaştığı mobil cihazlarda virüs tehditlerinin çoğalması, anti-virüs programlarının satışını artırdı.  Genel Müdürü Murat Göçe AA muhabirine yaptığı açıklamada, 3G ile birlikte mobil cihazlarda internet kullanımının arttığını, bu nedenle mobil cihazların kötü kopyalayıcılar için cazip bir pazar haline dönüşmeye başladığını, saldırıları buraya yönelttiklerini söyledi.  Mobil cihazlarda yaşanan tehditleri, yüksek meblağlar tutabilecek şekilde telefondan SMS atılması, MMS yollanması, hatta mobil cihazların üzerindeki bilgilerin başkalarının eline gönderilmesi olarak sıralayan Göçe, bir kısım tehditlerin de cihazı bozmaya, çalışmasını engellemeye yönelik olduğunu anlattı. Göçe, “En kötü sayılabilecek şey sizin mobil cihazınızdaki bilgileri üçüncü kişilere yolluyor. Bu görüşme de olabilir, attığınız SMS’in bir kopyası da olabilir, hatta mobil cihazınızdaki banka, kart bilgilerinizin, özel resimlerinizin üçüncü kişilerin eline geçmesi olabilir”  dedi.  Murat Göçe, önümüzdeki yıllarda bu tür tehditlerin hızla artacağına işaret etti. 3G teknolojisinden önce mobil koruma programları çok az satılırken 3G ile birlikte bu mobil koruma ürünlerinin satışının arttığına dikkati çeken Göçe, “Şu anda piyasada bayağı bir talep var” dedi. “SATIŞLAR SON 1-2 AYDA YÜZ KAT ARTTI”Göçe, insanların sorun yaşadıkları için anti-virüs programlarını aldıklarını belirterek, “Çünkü yapı olarak Türk insanı başına bir şey gelmeden yeni bir tedbir almıyor. Virüsler ortaya çıkmaya başladı, insanlar anti-virüs programı alımlarını hızlandırdı” diye konuştu. Anti-virüs programı satışlarının son 1-2 ayda yüz katı arttığına işaret eden Göçe, mağazalardan ve kullanıcılardan çok ciddi talep gördüklerini söyledi. Göçe, “Eskiden aylık ortalama 20-30 kişi buna talep gösterirken şimdi her ay 1000-2000 talep gelmeye başladı. Bu daha başlangıç. 2010 yılında satışların hızla artacağını düşünüyorum. Bu konuda çok büyük canlar yanacak” dedi. “UZAKTAN TELEFONU KİLİTLEYEBİLİRSİNİZ”Kaspersky olarak telefonun korumanın yanında ağırlık verdikleri konunun bilgileri korumak olduğunu söyleyen Göçe, şunları kaydetti: “Telefonunuzu bir yerde unuttunuz ya da çaldırdıysanız bu sayesinde telefonun yeni sahibinin kim olduğu, yeni numara bilgisi size yollanıyor. Yani ’ben şu numaralı telefona takıldım’ diyor. Siz gidip polise şikayet edebilirsiniz ya da SMS atarak bilgilerinizi telefondan silebilirsiniz.  Hatta uzaktan telefonu kilitleyebilirsiniz, çalışmaz hale getirebilirsiniz.  Bulunduğu lokasyonu tespit edebilirsiniz. Anti-virüs olarak bu tür yazılımlar da eklenmeye başladı. Hem virüslerden hem de kaybolma durumunda bilgilerinizin başkasının eline geçmesinden koruyor.” “İSTEMEDİĞİMİZ KİŞİLERDEN SMS GELMESİNİ ENGELLEYEBİLİRSİNİZ”Programın ekstra özellikleri bulunduğuna da işaret eden Göçe, “İstemediğiniz kişilerden SMS gelmesini engelleyebilirsiniz. kişiler SMS atsa da rahatlıkla silinir. Ayrıca mobil cihazlarınızdan zararlı sitelere girilmesini de engelleyebilirsiniz. Çocuğunuza aldığınız bir telefonda içerik elemesi yapmanız mümkün” dedi. Göçe, Akıllı telefonlar için Internet ataklarından, zararlı yazılımlardan ve istenmeyen SMS’lerden koruyan, telefonun çalınması durumunda bilgilerin güvenliğini sağlayan Kaspersky Mobile Security ürünlerinin fiyatının mağazalarda 25 artı ile satıldığını, “www.kaspersky.com.tr” adresinde ise fiyatının 18 dolar artı KDV olduğunu bildirdi. Ürünün kurulumunun çok basit olduğunu söyleyen Göçe, güncellemelerin SMS veya üzerinden kendiliğinden yapıldığını, kullanıcıların ekstra çaba sarf etmesi gerekmediğini belirtti. 12 yıllık şirket olan Kaspersky’in Türkiye’de 10 yıldır ürün satışı bulunduğunu, bir yıl önce de ofisinin açıldığını anımsatan Göçe, Türkiye’de ciddi ve eleman yatırımı yapacaklarını, pazarın hakimi olma gibi bir hedefleri bulunduğunu kaydetti. Göçe, referansları arasında Türkiye’nin sayılı üniversiteleri ve devlet kuruluşlarının yanı sıra gibi kuruluşlar yer aldığını anlattı. Murat Göçe, “Türkiye’de internet üzerinden bir şekilde şifresi ya da parolası çalınıp, banka hesabı boşaltılan veya kredi kartından harcama yapılan insanların sayısının en az 200-300 bin kişi olduğunu düşünüyoruz. Mobil cihazlar tarafında kullanımı çok yeni olduğu için henüz aşamaya gelmedi ama genel anlamda banka mağdurlar çok fazla” dedi. Seyahat Ederken Yanınızdan Ayıramayacaksınız. Süper Hızlı Gönderi. 609992 Benfica 'Fark'ı! Haberi Ekle Benfica 'Fark'ı! 23/10/09 01:45 HTSPOR.COM UEFA Avrupa Ligi Grubu'da Benfica, İngiliz temsilcisi, Everton'ı farka boğdu. Portekiz temsilcisi, Estadio da Luz Stadı'nda ilk yarıyı 14. dakikada Saviola'dan bulduğu golle 1-0 önde kapattı. İkinci yarıda ise adeta sahada şov vardı. Benfica ikinci yarıda tam gol bularak Everton'ı bozguna uğrattı. Portekiz temsilcisinin golleri: Dk. 47 ve 49, Cordozo, Dk. 49 Luisao, ve Dk. 83 Saviola'dan geldi. Benfica bu galibiyet ile Grubu'nda, puana ulaşırken Everton, puanda kaldı. -AVUSTURYA WIENNA WERDER BREMEN: 2- UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda oynan maçta Avusturya Wienna ile Werder Bremen 2-2 berabere kaldı. Avusturya Wienna 2-0 geriye düştüğü maçtan 2-2'yi yakalayarak, puana razı oldu. Ev sahibi ekibin gollerini 74. dakikada Sulimani ve 87. dakikada Schumacher atarken Alman ekibinin golleri 18 ve 63. dakikada Pizarro'dan geldi. Puanları paylaşıldığı maçta Werder Bremen puana ulaşırken, Avusturya Wienna puana yükseldi. -BATE BORISOV: AEK: 1- UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda BATE BOrisov, AEK'yı 2-1 mağlup etti. Ev sahibi ekibin gollerini 51. dakikada Pavlov 86. dakikada Alumona atarken, Yunan temsilcisinin tel golü 31. dakikada penaltıdan Blanco'dan geldi. AEK 53. dakikada Majstorociv'in kırmızı kart görmesiyle, maçı 10 kişi tamamladı. BATE Borisov bu sonuöla grupta ilk puanını alırken AEK puanda kaldı. -ATHLETIC BILBAO: NACIONAL: 1- UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda Atletico Bilbao, geriye düştüğü maçta, 2-1 galip gelmeyi başardı. İspanyol temsilcisinin gollerini 64. dakikada Etxberria, 86. dakikada Llorente kaydederken, Nacional'ın tel golü 42. dakikada Micael'den geldi. Alınan bu sonuçla A.Bilbao puanını 6'ya yükseltirken, Naiconal puanda kaldı. -SPARTA PRAG: CLUJ: 0- UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda Sparta Prag, Cluj'u 2-0 yendi. Sparta Prag'ı galibiyete taşıyan goller; 15. dakikada Kucka ve 32. dakikada Hubnik'ten geldi. Sparta Prag bu galibiyetle grupta puana ulaşırken, Cluj puanda kaldı. -PSV: KOPENHANG: 0- UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda oynan maçta PSV, Kopenhang'ı 1-0 yenmeyi başardı. Phillips Stadion Stadı'nda oynanan maçta Hollanda temsilcisini galibiyete taşıyan tek gol 72. dakikada Reis'ten geldi. PSV kazandığı bu maç ile puana ulaşarak liderliğini sürdürürken, Kopenhang puan ile sonuncu sırada kaldı. -SHAKHTAR DONETSK: TOULOUSE: 0- UEFA Avrupa Ligi Grubu'na Shakhtar Donetsk, Toulouse'u 4-0 yenerek fark attı. Lucescu'nun öğrencileri Fransız temsilcisini farka boğdu. Ev sahibi ekibin gollerini 7. dakikada penaltıdan Fernandinho, 23 ve 56. dakikada Adriano, ve 39. dakikada Hübschman attı. Ukrayna temsilcisi bu sonuçla 3'te yaparak puana ulaştı. Toulouse ise, puanda kaldı. -CLUB BRUGGE: PARTIZAN: 0- UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda Partizan deplasmanda Club Brugge'a 2-0 mağlup oldu. Club Brugge'u galibiyete taşıyan goller ve 58. dakikada Perisic'ten geldi. Partizan bu mağlubiyetle ile puanda kalırken, Brugge, puana yükseldi. -FULHAM: ROMA: 1- UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda Fulham ile Roma 1-1 berabere kaldı. Maçın golleri 24. dakikada Hangeland ve 90. dakikada Andreolli'den gelirken, 78. dakikada Kelly kırmızı kart görerek Fulham'ı 10 kişi bıraktı. Fulham grupta puana ulaşırken, Roma puana yükseldi. -CSKA SOFYA: BASEL: 2- UEFA Avrupa Ligi Grubu'da Basel deplasmanda CSKA Sofya'yı 2-0 yendi. Basel'in gollerini 20 ve 63. dakikada Frei attı. Basel Grubu'nda puana ulaşıp lider olurken Sofya puanda kaldı. -SALZBURG: LEVSKİ SOFYA: 0- UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda Salzburg, Levski sofya'yı 1-0 yendi. Salzburg'u galibiyete taşıyan golü, 45 dakikada Svento attı. Salzburg puanını 9'a yükseltirken, Levski puanda kaldı. -LAZIO: VILLARREAL:1- UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda Lazio, İspanyol ekibi Villarreal'i 2-1 yendi. İtalyan temsilcisinin gollerini 22. dakikada Zarate 90. dakikada Rocchi atarken, Villarreal'in tek golü 40. dakikada Eguren'den geldi. Lazio puanını 6'ya çıkartırken, Villarreal, puanda kaldı. -CELTIC: HAMBURG: 1- UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda, Hamburg deplasmanda Celtic'i 1-0 mağlup etti. Alman temsilci 63. dakikada Marcus Berg'in attığı golle galibiyete ulaştı. Hamburg, bu sonuçla puanını 6'ya yükseltirken, Celtic puanla sonuncu sırada kaldı. -HAPOEL TEL AVIV: RAPID VIENNA: 1- UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda Hapoel Tel Aviv, evinde Rapid Vienna'yı 5-1'li farklı bir skorla devirdi. Ev sahibi ekibi farka götüren golleri 30 ve 59. dakikada Shechter, 54. dakikada Menteshashvili, 69. dakikada Vermouth ve 90. dakikada Lala atarken, Rapid Vienna'nın tek golü 32. dakikada Hofmann'dan geldi. Hapoel, puana yükselirken, Rapid Vienna puanda kaldı. -HERTA BERLIN: HEERENVEEN: 1- UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda Heerenveen deplasmanda kötü günler geçiren Herta Berlin'i 1-0 mağlup etti. Hollanda ekibini galibiyete taşıyan golü 36. dakikada Losada atarken her iki takımda maçı 10 kişi tamamladı. Heerenveen, puanını 4'e çıkartırken, Herta Berlin, puanda kaldı. -VENTSPILS: SPORTING LIZBON: 2- UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda S.Lizbon deplasmanda Ventspil'i 2-1 yendi. Portekiz ekibinin gollerini 6. dakikada Veloso ve 85. dakikada Moutinho atarken ev sahibi ekibin tek golü, 64. dakikada Laizans'tan geldi. S.Lizbon, puanını yaparken, Ventspils, puanda kaldı. -LILLE: GENOA: 0- UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda Genoa, Lille'e 3-0 mağlup oldu. Lille'i galibiyete taşıyan goller: 38. dakikada Obraniak, 63. dakikada Vittek ve 84. dakikada Hazard attı. Lille aldığı galibiyet ile puana yükselirken, Genoa puanda kaldı. -VALENCIA: SLAVYA PRAG: 1- UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda Valencia evinde Slavya prag ile 1-1 berabere kaldı. Valencia'nın golünü 63. dakikada Navarro atarken, Slavya Prag'ın golü 27. dakikada Naumov'dan geldi. Valencia'da 85. dakikada David Villa kırmızı kart gördü. Valencia puana ulaşıp liderliği kaptırırken Slavya Prag, grupta puan ile tanıştı. -TIMISOARA: ANDERLECHT: 0- UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda Timisoara ile Anderlech 0-0 berabere kaldı. Timisoara puana ulaşırken, Anderlecht puana yükseldi. -AJAX: DINAMO ZAGREB: 1- UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda Ajax evinde, Dinamo Zagreb'i 2-1 yendi. Ajax'ın gollerini 2. dakikada penaltıdan Suarez ve 80. dakikada Rommedahl atarken, Dianmo Zagreb'in tek golü 90. dakikada Tomecak'tan geldi. Ajax, puana çıkarken, Dinamo Zagreb puanda kaldı. Diğer Spor Haberleri 610109 U2'nin biletleri kasımda satışa çıkıyor Konserin biletleri 50 ile 375 TL arasında değişen fiyatlarla Kasım'dan itibaren satışa çıkacak. Grup, 'Atatürk Olimpiyat Stadı'nda vereceği konserde, müzikseverlere 64 metre yüksekliğe ulaşan sahnede 360 derecelik bir görüş alanından seslenecek. Topluluğun İstanbul konseri ile ilgili detaylar dün Çırağan Sarayı'nda düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı. Toplantıya konseri organize eden Live Nation Orta ve Doğu Avrupa'dan sorumlu Başkan Yardımcısı Tim Dowdall, Pozitif Yönetim Kurulu Başkanı Cem Yegül, İstanbul Kültür Sanat Vakfı Genel Müdürü Görgün Taner ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç katıldı. Yıllardır bu konser için uğraştıklarını söyleyen Cem Yegül, grubun bugüne kadar Türkiye'ye gelmeme nedeninin dedikosu yapıldığı gibi politik nedenler olmadığını, lojistik nedenlerin bunda etkili olduğunu anlattı. Tim Dowdall da Türkiye için ikinci bir konserin düşünülmediğini söyleyerek, U2 hayranlarının bilet almakta geç kalmaması gerektiğini hatırlattı. Konserde sahneye çıkacak alt gruplar ise daha sonraki bir tarihte açıklanacak. Konser biletleri Biletix ve Garanti Bankası gişelerinden satılacak. U2 resmî fun club üyeleri ise biletlerini 27-29 Ekim tarihlerinde alabilecek. ALİ PEKTAŞ İSTANBUL 609938 Hassasiyetleri dikkate alacağız › › ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN En Çok Okunanlar Hassasiyetleri dikkate alacağız ANKARA (İHA) DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, Türkiye'ye dönen 34 PKK'lı için yapılan karşılamanın kendiliğinden gelişen doğal bir sevinç gösterisi olduğunu savunurken, bundan sonra mevcut hassasiyetleri dikkate alacaklarını söyledi. Meclis'te gazetecilerin sorularını cevaplayan Demirtaş, "Bu gösteriler barışa duyulan özlemin coşkusudur. Kimseye karşı yapılmış bir gövde gösterisi değildir. Herhangi bir zafer algılaması, yenme yenilme duygusu değildir" dedi. Gösteriler için DTP'nin özel birçabası olmadığını ileri süren Demirtaş, şunları söyledi: "Bundan sonra biz de derdimizi daha iyi anlatabilmek için bu hassasiyeti daha fazla dikkate alacağız." 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. GÜNDEM 611248 TUSKON'dan Kazakistan'a büyük övgü TUSKON, Kazakistan İşadamları Derneği (KAZKA) ve Kazakistan Ulusal Ekonomi Odası (ATAMEKEN) işbirliği ile düzenlenen ''Türkiye-Kazakistan İş ve Yatırım Forumu''nun açılışında konuşan Meral, kişi başına milli geliri bin 500 dolara çıkarmayı başaran Kazakistan'ın zengin yeraltı kaynakları ve nitelikli insan gücüyle şimdiden yalnız Asya'nın değil, tüm dünyanın gözünü kamaştıran ülkelerden biri olduğunu söyledi. Meral, küresel sorunlara karşı özgün çözüm önerileri ile gündeme gelen Kazakistan'ın Türkiye'ye karşı olabildiğince vefalı olduğunu kaydetti. Meral, ''Her projede Kazakistan kartlarını Türkiye lehine kullanmakta'' dedi. Foruma her iki ülkeden bin 500 civarında iş adamının katıldığını ifade eden Meral, ''Hedefimiz, karşılıklı ticaretin artmasının yanı sıra Türk iş adamlarının üretim yetenekleri ile birikimlerini Kazak kardeşler ile paylaşmak ve üretim amaçlı yeni ortaklıkların kurulmasının sağlanmasıdır'' diye konuştu. AA 610518 Çocukların ‘vahşi’ oyunu SON DAKİKA güncellenme zamanı 11.41 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Çocukların ‘’ oyunuTurgay İPEK/ERZURUM, (DHA) ’da yaşları ila 13 arasında değişen bir grup çocuk, besledikleri köpeklerin ‘en güçlüsü’nü belirlemek için sokak ortasında onları dövüştürdü. Yasak olması nedeniyle büyüklerinin gizli mekanlarda bahisle yaptıkları köpek dövüşlerini, onlar sadece ‘heyecan olsun diye’ sokak ortasında yaptı. Kent merkezindeki ara sokaklarda zincire bağlı biri kurdu diğeri çoban köpeği olan iki hayvanı birbirlerinin üzerine atarak dövüştüren çocuklar, bunu eğlenerek izliyor. Çocuklar tarafından dövüştürülen köpekler aldıkları yaralarla kan revan içinde kalıyor. Yaptıklarının yanlış bir şey olmadığına inandıklarını söyleyen 12 yaşındaki N.Y., “Köpeklerimizi kulübeden çıkarıp gezdiriyoruz. Bu sırada kendi köpeğine güvenip meydan okuyanlara karşılık verilir. Köpekler bu kavgada fazla yaralanmıyor. Çünkü buna müsaade etmiyoruz. Yaptığımız yanlış bir şey değil. Köpekler zaten dövüşmek için yaratılmış. Bu olayın en güzel yanı köpeği galip gelen kişinin göğsünü kabartarak mahallede gezmesi” dedi. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 611025 Rahşan Ecevit Yeni Partisini Kuruyor Rahşan Ecevit Yeni Partisini Kuruyor Rahşan Ecevit'in yeni partisinin adı: "Demokratik Sol Halk Partisi" Yayına Giriş: 23.10.2009 15:50:08 Güncelleme: 23.10.2009 15:54:10 Rahşan Ecevit'in merakla beklenen yeni partisinin adı belli oldu. Demokratik Sol Partisi'nin kurucu Genel Başkanı, eski Başbakanlardan Bülent Ecevit'in eşi Rahşan Ecevit, "Demokratik Sol Halk Partisi"ni kuruyor. DSP'nin son yıllarda Bülent Ecevit'in çizgisinden ayrıldığını belirten Rahşan Ecevit, eski partisinin demokratik solculuğu terk ettiği savundu. Ve DSP'den ayrılanlarla beraber Demokratik Sol Halk Partisi çatısı altında toplanarak çalışmalara başlandığı açıklandı. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 610096 Gurbetçiye dini, çocukları öğretecek Almanya, Fransa, Belçika ve Hollanda gibi 30 Avrupa ülkesinden gelen yaklaşık 250 genç, Ankara ve Marmara üniversitelerinin uluslararası ilahiyat bölümünde din eğitimi alıyor. Onları farklı kılan, ilahiyat öğrencisi olmak değil. Önümüzdeki yıl ilk mezunlarını verecek olan bölümün gurbetçi gençleri, doğup büyüdükleri ülkelerde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın din görevlisi olarak hizmet edecek. Hem Türkçeyi hem de doğup büyüdükleri ülkelerin dilini konuşabilen öğrenciler, İslam'ı anlatmanın yanı sıra kültürler arasında köprü olacak. Diyanet'in uluslararası imamları, gurbetçilere yaşadıkları topluma uyum sürecinde rehberlik yapacak. Reyyan, İbrahim ve Hilal, proje kapsamında Marmara Üniversitesi'nde okuyan 110 gençten sadece birkaçı. Almanya'nın Hamburg şehrinde doğup büyüyen Reyyan Özen'i (20) uluslararası ilahiyat bölümünde okumaya yönelten sebep, Türkiye'den Avrupa'ya giden din görevlileriyle yaşadıkları dil ve kültür uyuşmazlığı olmuş. Küçük yaştan beri din eğitimi alan Özen, imamların Almanca bilmedikleri için çocuklarla iletişim kurmakta zorlandıklarını anlatıyor. 3. sınıf öğrencisi Murat Karacan, Almanya'da iktisat eğitimi alırken birden karar değiştirip ilahiyat okumak istemiş. Kendini dini anlamda yeterli görmeyen genç, şöyle konuşuyor: "Her ne kadar dinî ortamda büyüyor olsak da ezan sesinden uzağız. Yurtdışındaki çoğu çocuk cami bile görmüyor. Bu nedenle onlara dini anlatmak ve sevdirmek çok zor oluyor." Karacan, Almanya'da din öğretmenliği yapmayı planlıyor. Belçika doğumlu Şenel Günal da Avrupa'ya gönderilen din görevlilerinin yeniliklere açık olmamasından şikayetçi. Dil bilmeyen imamların sadece namaz kıldırıp hafta sonları Kur'an dersi verdiğini anlatan Günal, çocukların camiden soğuduğunu söylüyor. Kendisinin de küçükken ailesinin zoruyla camiye gittiğini ifade ederek, "Çocuklar evde çizgi film seyretmek, dışarıda futbol oynamak varken camiye gitmek istemiyor. Büyüyünce de Batılı arkadaşları gibi eğlenceye düşkün oluyorlar. Diyanet'in görevlendirdiği imamların gençlere yönelik projeleri olmalı." diyor. Günal, şunları öneriyor: "İmamlar çocukların ve gençlerin dilinden anlamalı. Onları futbol maçına veya bowling maçına götürebilir, sonrasında sohbet etmeye çalışabilirler. Sanatsal ve sosyal aktivitelere teşvik edebilir, bu arada dini bilgileri anlatabilirler." Almanya'nın Bremen şehrinden gelen Hilal Kaldırım, Avrupa'daki Türk gençlerinin iki kültür arasında ezildiklerine ve aitlik problemi yaşadığına dikkat çekiyor. Fransa'da doğup büyüyen 23 yaşındaki İbrahim Coşkun ise okulu bitirip döndüklerinde İslam'ı en iyi şekilde tanıtacaklarını ifade ediyor. 610657 Hakkari'de taş ocağı göçtü › › ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler Hakkari'de taş ocağı göçtü HAKKARİ (CİHAN) Hakkari'de bir taş ocağında meydana gelen göçükte kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, kaza saat 09.30 sıralarında Hakkari'den kilometre uzaklıkta bulunan Sümbül Dağı altındaki taş ocağında meydana geldi. İş makinesi operatörü Sedat Taş ile yardımcısı Serdar Ölmez, çalışmalar sırasında yukarıdan yuvarlanan kayaların altında kaldı. Taş ocağının sahipleri, durumu sivil savunma ve itfaiye ekipleri ile 112 Acil Servis yetkililerine bildirdiler. Hakkari Sivil Savunma Müdürü Yalçın Kurt ve beraberindeki kişilik ekip, yaralıları kurtarmak için yoğun çaba harcadı. 122 Acil Servis ekipleri de, ayakları kayanın ve iş makinesinin altında kalan operatöre serum bağladı. Sivil Savunma Müdürlüğü ekipleri, araç kesme ve ayırma makinesi ile iş makinesini kapı ve bazı bölümlerini keserek operatörü çıkarmayı başardı. Yaralı operatör kaza yerinde bekletilen ambulansı ile Hakkari Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Kazada hafif yaralanan operatör yardımcısının da sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. GÜNDEM 609909 Rüzgar Bizi Sürükleyecek › › BEKİR HAZAR En Çok Okunanlar Rüzgar Bizi Sürükleyecek Orijinal Adı: Wind Will Carry Us Levent Nous Yön: Abbas Kiarostami Oyn: Behzad Daurani, Roushan Karam TRT 23.30 İranlı yönetmen Abbas Kiarostami'nin filmi 'Rüzgar Bizi Sürükleyecek' ekranda. Venedik Film Festivali'nde 'Jüri Özel Ödülü'ne layık görülen filmde, küçük bir dağ köyüne gelen şehirlilerin bu bölgeye geliş sebepleri merak konusu olur. Köyün sakinleri bu ziyaretin nedenini bilmedikleri için pek çok fikir öne sürmektedir. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. TELEVİZYON 611377 Borsa, haftayı artışla kapattı LİNKLER Hisse senetleri ortalama yüzde 0,71 oranında değer kazanırken, işlem hacmi milyar 617 milyon 330 bin 391 TL seviyesinde gerçekleşti. Endeks, seans içinde en düşük 51207,31 puanı, en yüksek 51863,13 puanı test etti. (CİHAN) 610948 Kemal Burkay: Hükümet samimi, muhalefet sorumsuz, DTP şov peşinde Ağustos ayında Cihan'a verdiği röportajda "PKK'nın silah bırakmak istemesini derin devlet istemiyor" diyen ve bu sözleri kamuoyunda büyük yankı uyandıran Burkay, bu kez 'dağdan iniş' süreciyle ilgili önemli tespitlerde bulundu. Stockholm'deki ofisinde dün gerçekleşen özel röportajda Burkay, bu aşamaya gelinmesini "çok olumlu" olarak niteledi. Burkay, önceki röportajına da atıfta bulunarak, Öcalan'ın yakalandıktan sonra birkaç kez silahları bırakma çağrısında ve teklifinde bulunduğunu; ama bu girişimlerine her seferinde derin devletin engel olduğunu hatırlattı. ORDUDAKİ DEĞİŞİM DE ÖNEMLİ Bu noktaya gelinmesinde hükümetin başlattığı demokratikleşme sürecinin büyük rol oynadığını vurgulayan Burkay şöyle konuştu: "Kürt kesimi önceden beri meselenin barışçıl yollardan çözümünden yana. Hükümetin böyle bir adım atması da ortamı yumuşattı, şimdi bazı PKK'lıların yurtdışından dönüş yapmaları oldukça olumlu bir durum. Silahları tümden bırakmak için bu bir başlangıç olabilir; tabii ki eğer iki taraf da bu konuda dikkatli ve de kararlı olursa." Ordunun üst yönetimindeki tutum değişikliğinin de bu sonuçta önemli rol oynadığını belirten Burkay, ayrıca DTP'nin sağduyulu yaklaşımının ehemmiyetine dikkat çekti. Sürecin bu kadarla sınırlı kalmaması gerektiğini hatırlatan Burkay, "Bence bu devam etmeli... Bu da, bu konuda kararlı adımlar atmaya bağlı. Hükümetin bu konudaki tutumunu da olumlu buluyorum, oldukça kararlı bir tavır içerisinde görüyorum; en azından silahların susturulması ve dağdakilerin indirilmesine yönelik olarak." diyor. DTP'NİN OLAYI KARNAVALA DÖNÜŞTÜRMESİNİ DOĞRU BULMADIM Dağdan inenlerin de gerilim oluşturmaktan kaçınarak bir güven verdiğini ifade eden Burkay, DTP'nin tavrını eleştirdi: "Doğrusu, DTP'nin olayı bir 'fest' (İsveççe karnaval, festival) havasına dönüştürmesi doğru bulmadım. Davul zurnalı olarak bir zafer havası vermenin bir nedeni de yoktu ortada..." Esasen, dağdakilerin 'orada' durması için bir neden kalmadığına vurgu yapan Kürt aydın, "Dağdakilerin inmesi, silahların susması ülkenin önünü açacak. Demokratikleşme, AB üyeliğinin önünü açma ve özgürlükler bakımından yeni olanaklar sağlanmasına vesile olacak. Ama atılmış bu adımın devamının gelmesi adına bütün taraflara sorumluluklar düşüyor." dedi. ADLİ MEKANİZMA, SÜRECİ BALTALAYABİLİR Dağdan inişin devamını sağlama adına, inişin kolaylaştırılması gerektiğini ve bunun için de bir affa ihtiyaç olduğunu söylüyor Kemal Burkay: "Yani 212. maddeyi oynamakla bu iş yürümez. 610043 Haber Turu Haber Turu güncellenme zamanı 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Faruk, ’ta... Judoda iki bronz... !... Hedef yine kupa... Faruk, ’ta Süper Lig’de çok kötü bir sezon geçiren tarafından küme düşürülen ’dan Faruk Bayar ile anlaştığını açıkladı. Kırmızı-beyazlı takımda yönetim kurulunun, kulüple ilgisini kesmeyen ve gönül bağı olan Bayar’ı transfer etmekten mutluluk duyduğu belirtildi. Judoda iki bronz 15. Dünya Gençler Şampiyonası’nda, Ebru Şahin ve Derya Cıbır bronz kazandı. ’nın başkenti ’te dün başlayan şampiyonada tatamiye çıkan 44 kiloda Ebru Şahin, yarı finalde Rus, 48 kiloda Derya Cıbır ise ’li rakibini yenerek bronz madalyaya ulaştı. Şampiyonada bugün bayanlar 63 kiloda Büşra Katiboğlu, erkeklerde de 81 kiloda Şahin Tursak ve 100 kiloda Feyyaz Yazıcı tatamiye çıkacak. tarafından bir alt lige düşürülen Ankaraspor’dan transfer etmeyi düşündüğü yabancı oyunculara kontenjan açmabilmek için Iglesias, Risp ve Handerson ile yollarını ayırdı. Sarı-lacivertlilerin ilerleyen günlerde Senecky, Meye ve Teo’yu renklerine bağlayacağı bildirildi. Hedef yine kupa basketbolunun en üst seviye organizasyonu olan Kıtalararası Turnuvası (Kitakyushu Cup), bugün ’da başlayacak. Geçtiğimiz yıl kupayı Türkiye’ye getiren şampiyonu olarak kıtasını temsil edecek. Sarı-kırmızılılar, ilk maçında bugün TSİ 13.00’te temsilcisi Diablos ile karşılaşacak. pazar günü sona erecek. 611507 Gül: Sizleri daha çok işbirliğine davet ediyoruz › › FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ TAMER KORKMAZ En Çok Okunanlar Gül: Sizleri daha çok işbirliğine davet ediyoruz Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Her iki tarafın da iş yapabileceği çok güçlü sebepler var. Sizleri daha çok işbirliğine davet ediyoruz. Bizlerin ata yurdu Kazakistan'dır. Oradan ayrılıp buraya geldiysek hiçbir zaman ata yurdumuzu unutmadık" dedi. İSTANBUL (A.A) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye ile Kazakistan'ın birlikte iş yapabileceği çok güçlü sebepler bulunduğunu belirterek, her iki ülkenin iş adamlarını daha çok işbirliğine davet ettiklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye-Kazakistan İş ve Yatırım Forumu'nda yaptığı konuşmada, dün Ankara'da birlikte Türkiye ile Kazakistan arasında stratejik işbirliği anlaşması imzaladıklarını, bu anlaşma imzalanmadan önce de stratejik ortak gibi hareket ettiklerini anlattı. Gül, 'Çünkü, iki kardeş ülkeyiz. Bir milletin iki ayrı parçasıyız. Bizlerin ata yurdu Kazakistan'dır. Oradan ayrılıp buraya geldiysek hiçbir zaman ata yurdumuzu unutmadık. Ne zaman Kazakistan'a gitsem daima bu duygularla yaşadım ve özellikle son zamanlarda iki ziyaret yaptım ve bu iki ziyarette de çok büyük bir misafirperverlik gördüm' diye konuştu. Nazarbayev'in Türk dünyasına verdiği önemi en yakın bilen kişilerden birisi olduğunu ifade eden Gül, hafta önce Nahcıvan'da tarihi bir belgeye tarihi bir imza attıklarını belirterek, 'Bu da 17 yıldır görülen rüyanın gerçekleşmesiydi. 17 yıldır bir Türk Şurası'nın, Türk Konseyi'nin kurulması hepimizin en büyük arzusuydu. Bunu gerçekleştirdik ve bununla ilgili resmi belgeleri koyduk. Burada en büyük katkıyı sağlayan Sayın Cumhurbaşkanı Nazarbayev olmuştur' diye konuştu. Kazakistan'ın bağımsızlığını kazandığından bugüne kadar inanılmaz mesafeler katettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, 'Şu bir gerçektir; Kazakistan, Asya'nın gerçekten parlayan yıldızı olmuştur ve Kazakistan önce ulusal bütünlüğünü sağlamıştır ve bunu pekiştirmiştir' dedi. Gül, Kazakistan'ın bölgede ve uluslararası politikada da dikkati çeken roller oynamaya başladığını, bütün bunların Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in önderliği sayesinde gerçekleştiğini anlattı. Abdullah Gül, 'Dünyanın en önemli ülkeleri ile komşu olup, Rusya, Çin gibi... Çin ile bin 500 kilometre, Rusya ile bin kilometre sınırı olup hiçbir sınır problemi bırakmayan bir lider. Ülkesinin kuruluşunu çok sağlam temeller üzerine sağlamıştır ve gelecek nesillere eminim ki çok güçlü bir yapı bırakmaktadır' diye konuştu. ÜÇÜNCÜ ÜLKELERLE İŞ YAPMA ARZUSU Toplantıya katılan topluluğa baktığında Türkiye'nin çok değerli iş adamlarını, başarıları Türkiye dışına taşmış çok büyük firma sahiplerini gördüğünü dile getiren Gül, sözlerine şöyle devam etti: 'Bütün bunlar, Kazak kardeşleri ile daha çok iş yapmak, daha çok beraber olmak, sadece Türkiye'de veya Kazakistan'da değil üçüncü ülkelerde de beraber iş yapma arzusu içindedirler. Bizler, sizleri teşvik etmek için buradayız. Daha çok iş yapın diye. Ne kadar çok iş yaparsanız kadar çok mutlu oluruz. Biz altyapıları gerçekleştiriyoruz. Ulaştırma konusunda, İpek Yolu'nu adeta tekrar hayata geçiriyoruz, demir yolu üzerinden. Kars-Tiflis-Bakü demir yolu bitmek üzere. Kazakistan içerisinde kara yolları yapılmakta. Bunun ilk desteğini yine Sayın Nazarbayev vermişti. Temellerini üç sene önce attık ve yakında gerçekleşecek. Çin, Kazakistan üzerinden, Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden Avrupa'nın ortasına bağlanacaktır.' KAZAKİSTAN'IN NABUCCO'YA KATILIMI Nabucco projesiyle ilgili hükümetler arası mutabakat imzalanırken Kazakistan'ın da buna ilgi gösterdiğini ve 'Bu projenin içerisinde olacağını' söylediğini ifade eden Gül, 'Ümit ediyorum ki bu da gerçekleştiğinde Kazak gazlarının da aynı petrol gibi Avrupa'ya nakli söz konusu olacaktır' dedi. Abdullah Gül, Nazarbayev'in Samsun-Ceyhan boru hattını destekleyeceklerini ve Ceyhan'da rafineri yapılmasına ortak olmak istediklerini açıkça deklare ettiğini anlatarak, bütün bunların büyük stratejik projeler olduğunu belirtti. Gül, 'Bunun ötesinde diğer alanlarda da finans, altyapı yatırımları, turizm ve sosyal, eğitim amaçlı kültürel faaliyetlerde de iki ülkenin çok büyük ortak çalışmaları vardır. Bunlar gerçekleşiyorsa bunlar Sayın Nazarbayev'in ve Türkiye olarak bizlerin tam desteğindendir' dedi. Kazakistan'ın kalkınma hamlelerinde Türk müteahhitleri ve iş adamlarının katkılarına işaret eden Gül, 'Bazılarınız rahmetli Turgut Özal'la başladınız, bazılarınız oraya ilk günlerde gittiniz, ama sizlerin de oradaki başarıları Kazak yetkililer, başta Sayın Cumhurbaşkanı destek vermeseydi, bu da mümkün olmazdı' diye konuştu. Bunun en iyi şahitlerinden birinin kendisi olduğunu söyleyen Gül, gerek Cumhurbaşkanı olarak, gerek Dışişleri Bakanı olarak gittiği toplantılarda sadece Türk iş adamları için ayrıcalık yapıldığını, onlar için salonda ayrı masalar kurulduğunu gören bir kişi olduğunu kaydetti. Gül, 'Başka ülkelerden hiç iş adamları yokken sadece resmi heyetlerin bulunduğu toplantılarda çok seçkin iş adamları kabul edilmiştir ki, bu da büyük bir kadirşinaslıktır. Bundan dolayı kendilerine teşekkür ediyorum' dedi. 'ALMANYA, FRANSA, İNGİLTERE'NİN SANAYİ MALLARIYLA REKABET EDİYORUZ' Türkiye'nin 750 milyar dolara yakın Gayri Safi Milli Hasılası olan bir ülke olduğuna işaret eden Gül, şöyle devam etti: 'Avrupa'ya en çok sattığımız mal otomotivdir. Fransa'da Türk Günleri yapılıyordu, bir Türk otomotiv şirketinin başkanının şu demecini gördüm; 'Eyfel Kulesi'ne çıkıp da (Türkiye'de yapılmış bir otobüs görmedim) diyen varsa bu doğru söylemiyor' demişti. Türkiye de bu noktaya gelmiştir. Avrupa ile 10 senedir Gümrük Birliği içerisindeyiz. Almanya'nın, Fransa'nın, İngiltere'nin sanayi mallarıyla rekabet ediyoruz. Onların hepsi Türkiye'ye gümrüksüz girebilir. Buyursun girsin girebiliyorsa, satabiliyorsa. Biz de onlara gümrüksüz giriyoruz. Dolayısıyla böyle bir öz güvenimiz var.' Türk müteşebbisi ve sanayicisinin kendisine güvendiğini ve dünyayla rekabet ettiğini anlatan Gül, Türkiye'nin en büyük sermayesinin güçlü iş adamları, müteşebbisleri olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, 'Arzumuz şudur; Başta tabii ki dostlarımızla daha çok iş yapmak, kardeşlerimizle daha çok iş yapmak, bütün dünyaya açılmak. Bu konuda Kazakistan'ın potansiyelini çok iyi biliyoruz. Kazakistan'ın da çok güçlü şirketleri var. Dolayısıyla her iki tarafın da iş yapabileceği çok güçlü sebepler var. Sizleri daha çok işbirliğine davet ediyoruz. Daha çok iş yapmaya, mevcut klasik alanların dışına taşmaya sizleri teşvik ediyoruz. Hem Türkiye'de, hem Kazakistan'da yeni yeni iş alanlarına girin ve yeni yeni işler gerçekleştirin. Potansiyel çok büyüktür' şeklinde konuştu. Eskiden ziyaretlerin 2-3 senede bir olduğuna işaret eden Abdullah Gül, konuşmasını şöyle tamamladı: 'Senede bir ziyaret edilirse, bir daha gitmek sanki fazlaymış gibi gelirdi. Sanki protokole uygun değilmiş gibi görünürdü. Bu zihniyetten vazgeçildi. Gerekirse senede 3-4 kez ben Kazakistan'a gideceğim, Sayın Cumhurbaşkanı 3-4 kez Türkiye'ye gelecekler. Daima birbirimizin gözü önünde olacağız. Bunu sadece Türkiye ile Kazakistan arasında değil herkesle, bütün Türk dünyası içerisinde çok daha fazla gidip geleceğiz. Protokol dışı buluşacağız, protokol çerçevesinde buluşacağız, ama gözden ırak olmayacağız. Çünkü gözden ırak olununca gönülden de ırak olunuyor.' 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. POLİTİKA 610799 Daum: Evimizde hep güçlüyüz Can Bartu Tesisleri'nde Almanya'nın ARD Televizyonu'na yaptığı açıklamaların ardından, derbi maçla ilgili Türk basın mensuplarının da sorularını yanıtlayan Alman teknik adam, derbi öncesi iki takımın da moral ve kondisyon olarak iyi durumda bulunduğunu kaydederek, ''Bizim tek avantajımız, seyircimizin önünde oynayacak olmamız. Biz evimizde her zaman çok güçlüyüz'' dedi. Steaua Bükreş karşısında alınan galibiyetin, Gaziantepspor yenilgisinden sonra, takımın geri dönüşü adına çok önemli olduğunu vurgulayan Daum, ''Bükreş'te takımın geri dönüşünü görmek önemliydi, sevindiriciydi. Takımımın hala organize olduğunu, yaşadığını göstermesi açısından iyi oldu'' diye konuştu. Christohp Daum, Steaua Bükreş maçında Alex'in olmamasının takımı etkilemediğini, takımın Alex'ten yoksun oynayabildiğini de gösterdiğini kaydetti. ''ALEX VE GÜİZA'YA İHTİYACIMIZ OLACAK'' Alman teknik adam, sakatlıktan çıkan Alex ve Güiza'nın Galatasaray'a karşı forma giyebilmeleri için hazırlanmaları anlamında önlerinde yeterince zaman olduğunu söyledi. Bugün ilk antrenmanlarına çıkan iki futbolcuya ihtiyaçları olduğunun altını çizen Daum, ''Oynayabilmeleri için önlerinde yeterince zaman var. Semih ve Kazım'ın da sakatlık sorunları bulunduğunu düşünürsek, Alex ve Güiza'ya ihtiyacımız olacak'' diye konuştu. Alex'in oynayamaması durumunda bu futbolcunun görevini kime vereceği sorusuna da Alman teknik adam, Alexli bir takım planladığını ifade ederek, ''Bunu ancak oynayamayacak durumda olursa düşünürüz. Şu anda oynayacak diye bakıyorum'' şeklinde yanıt verdi. Sakatlıklar nedeniyle kadroda zaman zaman değişimler yaptığını ifade eden Daum, ''Bu playstation gibi değil ki istediğim oyuncunun yerine istediğim oyuncuyu görevlendireyim. Sakatlıklar nedeniyle elimde fazla seçenek olmayabiliyor'' dedi. ''GALATASARAY KARŞISINDA KONTROLLÜ OLMAYA ÇALIŞACAĞIZ'' Fenerbahçe teknik direktörü, Galatasaray maçı için farklı bir taktiksel anlayış düşünmediğini ifade ederken, sarı-kırmızılı futbolculardan Keita ve Arda'ya dikkat edeceklerini belirtti. Taktiksel olarak küçük bir değişiklik olabileceğini anlatan Daum, ''Galatasaray'ı fazla düşünürsek kendi oyunumuzu sahaya yansıtamayız. Bizim de kendi potansiyelimiz var. Rakibi çok fazla düşünürsek kendimize konsantrasyon sağlayamayız'' diye konuştu. Daum maçla ilgili şunları kaydetti: ''Galatasaray karşısında kontrollü olmaya çalışacağız. Böyle maçlarda zaten az pozisyon olur, bunları da değerlendirmeye çalışmak lazım. Maçın atmosferinden etkilenmeden kontrollü olmalıyız. Karşılaşmayı 11 kişi tamamlamak istiyoruz. Bütün maç boyunca kontrollü olup hata yapmamalıyız, pozisyon vermemeliyiz, defansta çok iyi organize olmalıyız.'' ARD TELEVİZYONUNA YAPTIĞI BAZI AÇIKLAMALAR Christoph Daum, Almanya'nın ARD Televizyonu'na yaptığı açıklamalarda, Fenerbahçe'nin kendisine ihtiyacı olduğu müddetçe burada kalmak istediğini belirtti. Sözleşmesi sona erdiğinde ne yapacağı sorusuna verdiği yanıtta Daum, ''Bana ihtiyaçları olduğu ve ben onlara yardım edebildiğim müddetçe burada kalmak isterim'' dedi. Roberto Carlos ile ilgili soruya da Alman çalıştırıcı, ''Onun tecrübelerinden sadece takım arkadaşları değil ben de faydalanıyorum. Burada bulunmasının takıma pozitif etkileri var'' karşılığını verdi. 611271 Latin Amerika, ABD’den daha hızlı toparlanıyor SON DAKİKA güncellenme zamanı 18.43 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Latin ’den daha hızlı toparlanıyor (IMF), küresel krizden etkilenen Latin ’nın ’ye göre daha hızlı toparlandığını bildirdi. tarafından yapılan değerlendirmede, Latin Amerika ve Karayip ekonomilerinin, gelecek yıl ortalama yüzde 2,9 oranında büyüyeceği, ABD’nin ise yüzde 1,5 oranında büyüme kaydedeceği belirtildi.  Latin Amerika’da, en hızlı büyüyen ülke ’nun büyüme oranı ise yüzde 5,8 oranında olacak. Seyahat Ederken Yanınızdan Ayıramayacaksınız. Süper Hızlı Gönderi. 611235 NTV'den Taraf'a belgeli yanıt SON DAKİKA güncellenme zamanı 18.09 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda 'den Taraf'a belgeli yanıtTelefon dökümlerine göre kazadan önce değil sonra arama yapmış.  İşte kanalın açıklaması: "’den kamuoyuna, ’nin dün ortaya atıp bugün sürdürdüğü, lideri ’nun helikopteri düşmeden önce NTV’den arandığı yönündeki iddialarının gerçek dışılığı, telefon kayıtlarından ortaya çıktı. NTV, hizmetlerini özel bir kuruluştan alıyor. kuruluş kayıtları hem GMT hem de saatine göre tutuyor ve Türk ’a iletiyor. Taraf gazetesi, elindeki kayıtları araştırma gereği duymadan tek yanlı yayın yaptı. Taraf gazetesinin elinde bulunan kayıtlarda ilk arama 14.34 olarak görünüyor. Bu saat doğru, ancak GMT'ye göre. Türkiye saatine göre ise ilk aramanın yapıldığı saat 16.34. Yani Taraf gazetesi ya GMT saatini bilmiyor ya da bildiği halde kasıtlı olarak bu haberi yaptı. Peki nedir bu GMT saati? GMT, ’e göre ayarlanan dünya saatidir. Bütün dünya ülkeleri GMT’yi referans saat olarak kabul eder. Taraf gazetesi GMT saatini yok sayarak NTV’yi suikastle suçlamıştır. Türkiye saati (TSİ) ile GMT arasında saat fark vardır ve NTV’den ilk arama saati GMT'ye göre 14.34, Türkiye saatine göre 16.34’tür. Taraf gazetesi, bu telefon kayıtlarını aldığında hiçbir araştırma yapmadan komplo teorileriyle yarattığı bir senaryoyu haber gibi sunmuştur. “Bu nasıl gazetecilik?” sorusu tam da bu yüzden gereklidir. Çünkü basit bir araştırmayla arama kayıtlarının GMT'ye göre tutulduğu öğrenilebilirdi. Bunu yapmak keyfi değil, temel bir gazetecilik refleksidir. Olay günü NTV ilk olarak İHA muhabiri İsmail Güneş’i aramıştır. Bu aramanın saati GMT’ye göre 14.34, Türkiye saatine göre 16.34’tür. Yani kazanın olduğu varsayılan saatten sonradır. Yine NTV, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nu GMT’ye göre 14.36 Türkiye saatine göre 16.36’da aramıştır. Yine, kazanın olduğu varsayılan saatten sonradır. Taraf gazetesinin “NTV kazadan önce aradı” şeklindeki akıl dışı iddiasının, aynı zamanda gerçek dışı da olduğu bu telefon dökümleriyle ortaya çıkmıştır. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 610352 Ajda'yı kedi tırmaladı H2 Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi Ajda'yı kedi tırmaladı H2 23.10.2009 09:58 611455 Trabzonspor: Kayserispor: SON DAKİKA güncellenme zamanı 21.29 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda 1’de, 10. haftanın ilk maçında ’u 2-1 yendi ’de karşısında ilk yarıyı 2-1 önde kapadı.          19. dakikada sol kanattan gelişen Kayserispor atağında, Hakan’ın yerden ortasında, savunmanın arkasında topla buluşan Makukula’nın şutunda, meşin yuvarlak kaleci Sylva’nın solundan filelerle buluştu: 0-1.          26. dakikada savunmada Song’un hatasıyla topu kapan Mehmet Eren’in pasında, ceza alanı içindeki Furkan’ın şutunda, meşin yuvarlak üstten auta gitti.          36. dakikada Tayfun’un sağdan ortasında, ceza alanı içinde topa hareketlenen Gökhan’ın şutunda, meşin yuvarlak filelerle buluştu: 1-1          40. dakikada Umut’un sağdan ortasında, ceza alanı içindeki Gökhan’ın kafa vuruşunda, top yandan auta gitti.          45. dakikada Selçuk’un kullandığı serbest vuruşta, ceza alanı içindeki Ceyhun’un kafa vuruşunda, top filelere gitti: 2-1          Karşılaşmanın ilk yarısı Trabzonspor’un 2-1’lik üstünlüğü ile sona erdi. İKİNCİ YARI          49. dakikada Ceyhun’un ceza yayının hemen gerisinden sert şutunda, savunmaya çarpan top az farkla kornere çıktı.          55. dakikada Aydın’ın yerden şutunda top yan direkten oyun alanına döndü.          57. dakikada oluşan karambolde son olarak topa vuran Gabriç’in yakın mesafeden şutunda meşin yuvarlak üstten auta gitti.          65. dakikada Gabriç’in pasında, ceza alanı içinde kaleci Souleymanou ile karşı karşıya kalan Gökhan’ın şutunda, top az farkla yandan auta çıktı.          70. dakikada Gabriç ile girdiği ikili mücadelede topa elle müdahale eden önce ikinci sarı kartı, ardından da kırmızı kart görerek, oyun dışı kaldı.          73. dakikada Selçuk’un soldan kullandığı serbest vuruşta, kaleci Souleymanou topu elinden kaçırdı. Savunmada son anda Merter, altı pas içinde Song’dan önce araya girerek tehlikeyi önledi.          74. dakikada Gökhan’ın soldan pasında ceza alanı içindeki Umut’un şutunda dönen topu Selçuk önünde buldu. Ancak bu oyuncu uygun durumda topu yandan auta gönderdi.          77. dakikada Umut’un pasında ceza alanı içindeki ’ın şutunda top son anda savunmaya çarparak, kornere çıktı.          89. dakikada Colman’ın topuk pasında, Umut topu Gökhan’a aktardı. Bu futbolcunun şutunda, kaleci Souleymanou yatarak topu kontrol etti.          Karşılaşma, Trabzonspor’un 2-1’lik üstünlüğü ile sona erdi.  Stat: Hüseyin Hakemler: xx, Muhittin Gürses xx, Nihat Mızrak xx Trabzonspor: Sylva xx, Tayfun xxx (Dk. 79 Serkan x), Song xxx, Egemen xxx, Cale xxx, Ceyhun xxx, Colman xx, Engin (Dk. 28 Selçuk xxx), Yattara (Dk. 28 Umut xxx), Gabriç xxx, Gökhan xxx Kayserispor: Souleymanaou x, Ali Turan x, Merter xx (Dk. 75 Umut x), Saidou xx, Gökhan xx (Dk. 52 Olembe x), Makukula xxx, Aydın xx, Hakan xx, Serdar xx, Mehmet Eren xx, Furkan (Dk. 52 Troisi x) Goller:  Dk. 19. Makukula (Kayserispor), Dk. 36 Gökhan, Dk. 45 Ceyhun (Trabzonspor) Sarı kartlar: Dk. 31 Colman, Dk. 36 Gökhan, Dk. 41 Gabriç, Dk. 82 Egemen (Trabzonspor) Kırmızı kart: Dk. 70 Ali Turan (Kayserispor) Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. Süper Hızlı Gönderi. 611284 18:50 THY adet Boeing 737-700 uçağı kiralayacak SON DAKİKA güncellenme zamanı 18.50 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda adet 737-700 uçağı kiralayacak (THY) A.O. adet 737-700 uçağının kiralanmasının kararlaştırıldığını açıkladı.  ’nin Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yayımlanan yazısında, “Ortaklığımız Yönetim Kurulu’nca; adet B737-700 uçağı, MSN 34753 Leasing Limited ve MSN 34755 Leasing Limited firmalarından kiralanması hususunda karar verilmiştir” denildi. Seyahat Ederken Yanınızdan Ayıramayacaksınız. Süper Hızlı Gönderi. 610088 2008 "Aşı"da Rekor Yılı 2008 "Aşı"da Rekor Yılı Bir çok hastalığa karşı 120 aşı kullanılır hale geldi. 106 milyon bebeğe aşı yapıldı ancak milyonlar hala aşıdan yoksun... Yayına Giriş: 23.10.2009 01:29:40 Güncelleme: 23.10.2009 01:29:40 Dünya genelinde çocuk ölümlerini azaltmada en etkin yöntemlerden biri, hastalıklara karşı aşı yapılması. 2008 yılında yaşın altındaki 106 milyon bebeğe aşı yapıldı. Ancak dünyanın en yoksul ülkelerinde milyonlarca çocuk hala aşının sağladığı korumadan yoksun... Dünyada doğan bebekten 1'ine hiçbir aşı yapılamıyor. Dünya Sağlık Örgütü ile Dünya Bankasının, çocukların hastalıklardan aşıyla korunması konusunda hazırladığı rapor dikkat çekici nitelikte... Rapora göre, 2008 yılında bir rekora imza atıldı. 120 Aşı Kullanılır Hale Geldi, Aşı Yapılan Bebek Sayısı 106 Milyon... Kızamıktan, menenjite ve gribe kadar bir çok hastalığa karşı 120 aşı kullanılır hale geldi. Aşı yapılan yaşın altındaki bebeklerin sayısı, 106 milyona ulaştı. Gelişmekte olan ülkelerin geneline bakıldığında ise 200 milyondan fazla çocuğa aşı sağlandı. Çocuk sağlığının korunması için aşı kampanyaları devam etse de, dünyanın en yoksul ülkelerinde milyonlarca çocuk hala aşıdan yoksun. Tam 24 milyon bebekte, yani yılda dünyaya gelen bebeklerin neredeyse yüzde 20'sinde, yaş öncesinde yapılması gereken aşılar bulunmuyor. Oysa zengin ve gelişmiş ülkelerde bu aşılar çok yaygın. Önlenebilir türdeki hastalıkların çocuk ölümlerine yol açtığı yoksul ülkelere aşı sağlanması için milyar dolarlık ek kaynağa ihtiyaç duyuluyor. Çocuk sağlığının korunması ve ölümlerin azaltılmasında temiz su ve iyi bakım da büyük önem taşıyor. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 611509 Türkmani, Başbuğ'u ziyaret etti › › FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ TAMER KORKMAZ En Çok Okunanlar Türkmani, Başbuğ'u ziyaret etti Suriye Cumhurbaşkanı Yardımcı Asistanı Korgeneral Türkmani, Orgeneral Başbuğ'u ziyaret etti ANKARA (A.A) Suriye Cumhurbaşkanı Yardımcı Asistanı Korgeneral Hasan Türkmani, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'u ziyaret etti. Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan açıklamada, Korgeneral Türkmani ve beraberindeki heyetin Orgeneral Başbuğ'a bugün saat 10.45'te ziyarette bulunduğu belirtildi. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. POLİTİKA 611569 Çeçen devlet başkanı suikastten kurtuldu 610033 Gül: Herkes kendine gelsin Gül: Herkes kendine gelsinANKARA Milliyet güncellenme zamanı 23.10.2009Cumhurbaşkanı Abdullah Gülhaberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Cumhurbaşkanı Kuzey ’taki kamplardan gelen ’lıların sınırda ve ’da karşılanmaları sırasında ortaya çıkan görüntüleri “provokatif” olarak nitelendirerek, “Herkesin şöyle bir kendine gelmesini ve yapılan bu büyük işler karşısında ölçüsüz davranışlardan kaçınmasını da buradan açıkça tavsiye ediyorum” dedi Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ile birlikte düzenlediği basın toplantısında ’lıların karşılanması sırasında ortaya çıkan görüntülerin sorulduğu Gül,  şunları söyledi: “Söylediğiniz görüntüler hoş görüntüler değil. Açık söyleyeyim, ben de bunları tasvip etmiyorum. Bunlar provokatif görüntülerdir. Bir tarafta, ‘huzur olsun, bir sürü kanlı işler bitsin’ diye uğraşılırken, bir taraftan bunun değerini anlamayıp, bu tip gösteriler, bu tip işin ölçüsünü kaçırıcı davranışlarda bulunmayı tasvip etmem mümkün değildir. Herkesin şöyle bir kendine gelmesini ve yapılan bu büyük işler karşısında ölçüsüz davranışlardan kaçınmasını da buradan açıkça tavsiye ediyorum.” 610563 Derbi öncesi istatistikler ne diyor? LİG DERBİLERİNDE FENERBAHÇE'NİN BİLEĞİ BÜKÜLMÜYOR Süper Lig'de Fenerbahçe ile Galatasaray arasında 25 Ekim Pazar günü yapılacak derbi maç öncesi, lig lideri Fenerbahçe'nin, ezeli rakiplerine karşı son yıllarda lig derbilerinde büyük üstünlüğü göze çarpıyor. Fenerbahçe, Galatasaray ile yaptığı son lig maçından 7'sini kazanıp, 1'inde berabere kalıp, 1'ini yitirirken, Beşiktaş ile karşılaştığı son lig derbisinden 6'sını galip bitirdi, 2'sinde berabere kaldı. Ezeli rakipleri ile yaptığı son 17 lig maçında sadece kez yenilen, 13'ünü kazanan, 3'ünde de berabere kalan ''Sarı Kanaryalar'', bu maçlarda rakip fileleri toplam 29 kez havalandırıp, kalesinde 11 gol gördü. -FENERBAHÇE-GALATASARAY- Fenerbahçe ile Galatasaray arasında yapılan ve sarı-lacivertlilerin sadece tek yenilgi aldığı son lig maçı şöyle:   Tarih              Stat             Sonuç (FB-GS) 22.05.2005     FB Şükrü Saracoğlu        27.11.2005     Ali Sami Yen              22.04.2006     FB Şükrü Saracoğlu        03.12.2006     FB Şükrü Saracoğlu        19.05.2007     Ali Sami Yen              08.12.2007     FB Şükrü Saracoğlu        27.04.2008     Ali Sami Yen              09.11.2008     FB Şükrü Saracoğlu        12.04.2009     Ali Sami Yen              -FENERBAHÇE-BEŞİKTAŞ- Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında Turkcell Süper Lig'de yapılan ve sarı-lacivertlilerin yenilgi almadığı son maç şöyle:   Tarih          Stat                Sonuç (FB-BJK) 18.09.2005     BJK İnönü                 26.02.2006     FB Şükrü Saracoğlu        19.11.2006     FB Şükrü Saracoğlu        05.05.2007     BJK İnönü                 03.11.2007     FB Şükrü Saracoğlu        29.03.2008     BJK İnönü                 29.11.2008     FB Şükrü Saracoğlu        03.05.2009     BJK İnönü                 ''CİM BOM'' KADIKÖY'DE GALİBİYETİ UNUTTU Turkcell Süper Lig'de Fenerbahçe ile 25 Ekim Pazar günü derbi maça çıkacak Galatasaray, Kadıköy'de 10 yıldır galip gelemiyor. Galatasaray, derbi maçın yapılacağı Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda ezeli rakibi karşısında son galibiyetini 1999 yılında aldı. 22 Aralık 1999 tarihinde yapılan lig maçını 2-1 kazanan Galatasaray, ezeli rakibiyle daha sonra Kadıköy'de oynadığı 3'ü Türkiye Kupası, 9'u da lig olmak üzere 12 resmi maçta galibiyete ulaşamadı. Galatasaray, bu süre içinde Kadıköy'deki beraberliklerini Türkiye Kupası maçlarında alırken, deplasmandaki son lig maçından ise boynu bükük ayrıldı. Ezeli rakipler arasında Kadıköy'deki son 12 maçtan 10'unu Fenerbahçe kazanırken, 2'si berabere sonuçlandı. Fenerbahçe'nin son 12 maçtaki 30 golüne, Galatasaray sadece golle yanıt verebildi. -''CİM BOM''UN ÖZLEM MAÇLARI- Galatasaray'ın Kadıköy'de galip gelemediği son 12 resmi maç şöyle: Tarih       Organizasyon     Sonuç (FB-GS) 07.02.2001    Türkiye Kupası      06.05.2001    Lig                 16.02.2002    Lig                 06.11.2002    Lig                 29.02.2004    Lig                 22.05.2005    Lig                 08.03.2006    Türkiye Kupası      22.04.2006    Lig                 03.12.2006    Lig                 08.12.2007    Lig                 03.02.2008    Türkiye Kupası      09.11.2008    Lig                 KADIKÖY'DE 46. RANDEVU- Ezeli rakipler, pazar günü Kadıköy'de 46. kez karşı karşıya gelecek. Fenerbahçe Stadı'nın yeniden hizmete girdiği 1982 yılından itibaren taraflar Kadıköy'de 26'sı lig, 9'u TSYD Kupası, 7'si Türkiye Kupası, 2'si Donanma Kupası, 1'i de Mehmetçik Vakfı yararına özel olmak üzere 45 maç yaptı. Geride kalan maçlarda sarı-lacivertliler 24, sarı-kırmızılılar ise galibiyet alırken, 12 maçta eşitlik bozulmadı. Kadıköy'de Fenerbahçe'nin attığı toplam 96 gole, Galatasaray 59 golle karşılık verdi. Öte yandan, iki takım arasında Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda yapılan toplam 25 lig maçından 18'ini Fenerbahçe, 5'ini Galatasaray kazanırken, maç da berabere sonuçlandı. Kadıköy'deki lig maçlarında Fenerbahçe 59, Galatasaray ise 27 gol attı. -FENERBAHÇE SADECE MAÇTA GOL ATAMADI- Fenerbahçe, Galatasaray ile Kadıköy'de yaptığı maçların sadece birinde gol atamamdı. Sarı-lacivertliler, ezeli rakiplerine geride kalan 45 maçın 44'ünde Kadıköy'de en az gol atarken, kez 5'er, kez de gol kaydetti. Galatasaray ise Fenerbahçe ile rakip sahada yaptığı 45 maçın 34'ünde gol attı, 11'inde suskun kaldı. Sarı-kırmızılı ekip, deplasmanda kez 4'er gol atma başarısını gösterdi. -45 MAÇIN 44'Ü GOLSÜZ BİTMEDİ- Ezeli rakiplerin arasında Kadıköy'de yapılan maçların sadece biri golsüz bitti. İki takım arasında Kadıköy'de geride kalan 45 maçtan 44'ünde 0-0'lık sonuca rastlanmadı, sadece Şubat 2008'deki Türkiye Kupası maçı golsüz sonuçlandı. GALATASARAY'IN GOLCÜLERİ FENERBAHÇELİLERE GÖRE DAHA BAŞARILI SARI-KIRMIZILI EKİBİN GOLCÜLERİ NONDA, BAROS, KEWELL VE ARDA BU SEZON LİGDE TOPLAM 18 GOL ATTI Süper Lig'de Fenerbahçe ile Galatasaray arasında yapılacak önemli derbi mücadelesi öncesi, sarı-kırmızılı ekibin golcüleri başarılı performanslarıyla dikkat çekiyor. Ligin haftalık bölümünde iki ekipte de ve üzerinde gol atan 4'er futbolcu bulunuyor. Galatasaray'ın golcü isimleri Nonda (6), Baros (5), Kewell (4) ve Arda (3), takımlarının hanesine yazılan 25 golün 18'ini kaydettiler. Gol krallığı yarışında Gaziantepsporlu Julio Cesar De Souza ile birlikte ilk sırayı alan Nonda'yı, geçen sezon ligin gol kralı takım arkadaşı Milan Baros yakından takip ediyor. SARI-LACİVERTLİLERİN GOL SİLAHLARI SEMİH, ALEX, GÜİZA VE KAZIM 13 GOL KAYDETTİ Fenerbahçe'nin gol ayakları Semih (4), Alex (3), Güiza (3) ve Kazım (3) ise sarı-lacivertli ekibin toplam 18 golünün 13'ünde fileleri havalandıran isimler oldular. -ASİST KRALLIĞINDA ARDA ÖNDE- Hücum hattı Fenerbahçe'den daha başarılı bir performans ortaya koyan Galatasaray'da Arda Turan, takımı adına kaydettiği golün yanı sıra golün de asistini yaptı. Sarı-kırmızılılarda Keita'nın da haftalık bölümde asisti bulunuyor. Fenerbahçe'de ise Alex, Güiza ve Emre 3'er asistle dikkat çektiler. AA 611009 DTP'den tehlikeli çıkış DTP'den tehlikeli çıkış Giriş Saati 23.10.2009 14:25 Güncelleme 23.10.2009 15:10 Hükümetin tüm uyarılarına karşın 34 PKK'lının teslim olmalarını şova dönüştüren DTP, bu çıkışını sürdürmeye devam ediyor. Demokratik Toplum Partisi (DTP), 28 Ekim Çarşamba günü Avrupa'dan Türkiye'ye gelip teslim olacak olan 15 PKK'lıyı karşılamak için hazırlık yapıyor. Barış ve Demokratik Çözüm Platformu, DTP İstanbul İl Başkanlığı'nda bir basın toplantısı düzenleyerek, teslim olacak PKK'lılar için yapılan hazırlık çalışmaları hakkında bilgi verdi. Grup sözcüsü Yaman Yıldız, 28 Ekim tarihinde 15 kişinin İstanbul'a geleceğini hatırlatarak, Kürtlerin barış istediğini söyledi. Teslim olacak PKK'lıları coşku ve bayram havasında karşılayacaklarını anlatan Yıldız, "Bu olumlu gelişmelere gölge düşürmek, başlayan süreci durdurmak ve yeniden statükoya dönmek isteyen güçler harekete geçtiler. CHP, kamuoyunu kışkırtarak MHP ile tehlikeli bir yönelime başlamıştır. Asıl tehlike barış elçilerini karşılayanların bayram yapması değil, bu bayramı yasağa çevirmeye çalışan iç savaş kışkırtıcılarıdır. Herkesi DTP ile dayanışmaya, barış elçilerini en güçlü şekilde karşılamaya, CHP ve MHP'nin kurduğu barış düşmanı cephenin, saldırgan politikalarına karşı harekete çağırıyoruz. Çözüm isteyen tüm kesimler ellerinde çiçeklerle gelenleri bayram havasında karşılamalıdır" dedi. DTP İstanbul Eş Başkanı Mustafa Avcı ise makul sayıda arabalarla Atatürk Havalimanı'na gideceklerini ifade ederek, "Kalabalık değil, makul sayıda gideceğiz. 28 Ekim günü Kazlıçeşme'de şölen yapmak için Valiliğe başvuracağız. Buna provokatif karşılama diyenlere şiddetle karşıyız. DTP aslında açılan soruşturma ile günah keçisi ilan edilmek isteniyor. Biz şöleni organize etmedik, sadece halkın isteklerine yardımcı olduk. CHP de kendi tavrını göstermiştir. Kimsenin bu süreçte geri adım atmaması gerekir" diye konuştu. İstanbul Valiliği'nden izin alınması durumunda saat 11.00'dan itibaren Kazlıçeşme'de şölen yapmaya başlayacaklarını anlatan Avcı, teslim olacak PKK'lıların ise saat 15.00 gibi gelmelerinin beklendiğini söyledi. Avcı, 100'e yakın PKK'lının teslim olmak için başvurduğunu, ancak içlerinden seçilen 15'inin Türkiye'ye geleceğini kaydetti. Avcı, "Pasaport kontrolünden sonra serbest bırakılacaklarına inanıyoruz" dedi Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 610873 Esnaftan Türk bayraklı protesto SON DAKİKA güncellenme zamanı 15.08 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Esnaftan Türk bayraklı protestoMurat SANDIKÇI/SAMSUN, (DHA) ’da Kale Mahallesi’nde bulunan yaklaşık 100 esnaf, dükkanlarına astıkları Türk bayrakları ile ’lıların karşılanma görüntülerini etti. Kale Mahallesi’nde kuyumcuların bulunduğu sokaktaki yaklaşık 100 esnaf öncesi dükkanlarının önünü Türk bayrakları ile süsledi. Kuyumcular Camisi'nde namaz kılan esnaf, PKK’lıların teslim olma görüntülerini protesto ettiklerini söyledi. Esnaf adına açıklama yapan Mustafa Tepe, “PKK’lıların karşılanmalarını, serbest bırakılmalarını içimize sindiremiyoruz. Şu anda binlerce şehidimizin kemikleri sızlıyor. Gazilerimizin, şehit analarımızın acıları bu görüntülerle bir kat daha arttı. Biz de bu nedenle dükkanlarımızı ve sokağımızı Türk bayrakları ile süsleyerek tepkimizi dile getirdik” diye konuştu. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 610818 Doll: Diyarbakır maçı ateşli bir dans Doll, tesislerde düzenlediği haftalık basın toplantısında, Diyarbakırspor maçının çok zorlu geçeceğini bildiklerini ifade ederek, ''Gerek rakibimizin kalitesi, gerekse de ateşli seyircisinin olması, bizi orada neyin beklediğini açıkça gösteriyor. Her koşulda zorlu bir deplasmana gittiğimizin bilincindeyiz. Diyarbakırspor maçı bizim için ateşli bir dans olacak'' diye konuştu. Thomas Doll, ''Son günlerde Diyarbakır'da yaşanan siyasi olaylar takımı ve sizi nasıl etkiler?'' şeklindeki soruya ise ''Futbolla, politikanın ayrı şeyler olduğunu biliyorum. Politikanın içinde futbol olmaması gerekir. Futbol aşkı ve tutkusu bambaşka bir şeydir ve insanları birbirine bağlar. İster Diyarbakır olsun, isterse İstanbul, her ilde futbol tutkusu ve aşkı aynıdır. Her ne olursa olsun futbola politikanın karıştırılmaması gerekir'' yanıtını verdi. Ligde geride kalan hafta sonunda Gençlerbirliği olarak bir hedef koyup koymadıklarının sorulması üzerine de Doll, şu yanıtı verdi: ''Her ülkede ilk 4'e oynayan takımların ligi ayrıdır. Bir de ve daha alt sıralar için oynayan takımların oluşturduğu lig vardır. İşte bu ligde yer alan her takım birbirini yenecek güçtedir. Bu alt ligde yer alan takımların hafta hafta çalışıp, performansını ona göre yükseltmesi gerekir. Bizim büyük hedefler koyacak transferler yaptığımız söylenemez. Hedefimizi alt sıralarda korkulu rüya yaşayacak bölgeden uzaklaşmak olarak belirledik.'' AA 611365 Beşiktaş Güzel Günler Sürsün İstiyor Beşiktaş Güzel Günler Sürsün İstiyor Ligde yakaladığı üst üste puanlı hafta serisini Eskişehirspor karşısında da sürdürmek isteyen Kara kartallar galibiyet istiyor. Yayına Giriş: 23.10.2009 16:34:49 Güncelleme: 23.10.2009 17:02:17 UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Almanya'nın VfL Wolfsburg takımıyla 0-0 berabere kalan, ligde de üst üste galibiyet alan Beşiktaş, yarın deplasmanda karşılaşacağı Eskişehirspor'u yenerek yakaladığı güzel havayı sürdürmek istiyor. Sezona kötü başlayarak olumsuz sonuçlar alan, ancak ekim ayı ile birlikte toparlanan siyah-beyazlı takım, ligde son dönemde üst üste puan toplarken, bu çıkışını Eskişehirspor karşısında da sürdürmeye çalışacak. Beşiktaş, ligde uzun aradan sonra Denizlispor'u mağlup edip, ardından Kasımpaşa'yı 2-1 yenerek çıkış yakaladı. Ankaraspor'un küme düşürülmesiyle bu takımla yapacağı karşılaşmayı 3-0 hükmen kazanan siyah-beyazlı ekip, böylece son dönemde puanı hanesine yazdırdı ve yukarı sıralara doğru tırmanmaya başladı. Tırmanışını sürdürmeyi amaçlayan Beşiktaş'ın yeni hedefi Eskişehirspor'u da kayıpsız geçmek. Ligin iyi takımlarından Eskişehirspor ile Beşiktaş arasındaki karşılaşma, Eskişehir Atatürk Stadı'nda saat 20.00'de başlayacak. Karşılaşmayı, hakem Tolga Özkalfa yönetecek. Son maçlardaki başarılı sonuçlar almasına rağmen Beşiktaş'ta, zorlu Eskişehirspor maçı öncesi önemli oyunculardan Ferrari, Ernst ve Sivok'un olmamasının sıkıntısı yaşanıyor. Kasımpaşa ile yapılan maçta kırmızı kart gören Ernst ve Ferrari'nin yanı sıra aynı karşılaşmada dördüncü sarı kartını görerek cezalı duruma düşen Sivok, yarınki mücadelede forma giyemeyecek. Sezon başından beri teknik direktör Mustafa Denizli'nin en güvendiği oyuncular olan ve tüm maçlarda görev yapan yabancı futbolcu, cezaları nedeniyle takımlarını Eskişehirspor deplasmanında yalnız bırakacak. Savunmada uyumlu bir görüntü veren Sivok ve Ferrari'nin yokluğunda teknik direktör Mustafa Denizli'nin orta sahanın ortasında İbrahim Kaş ve İbrahim Toraman ikilisine görev vermesi bekleniyor. Bu arada, hastalığı nedeniyle Almanya'daki maçta forma giymeyen Yusuf'un karşılaşmada oynamayacağı açıklandı. Kulüp doktoru Devrim Urgun, böbreklerindeki rahatsızlık nedeniyle tedavisi süren Yusuf'un Eskişehirspor karşısında görev almayacağını söyledi. Yusuf'un yanı sıra sakatlıkları süren Holosko, Delgado, Batuhan ve Rıdvan, Eskişehir'e götürülmedi. Siyah-beyazlı takım, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde VfL Wolfsburg ile yaptığı maçın ardından İstanbul'a uğramadan Eskişehir'e geçti. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 610273 Rock yıldızları Guantanamo'ya karşı Rock yıldızları Guantanamo'ya karşı 23.10.2009 09:39ABD'de Başkan Barack Obama'yı Guantanamo tutsak kampını kapatmaya çağıran müzisyenlere rock grupları Pearl Jam ve REM de katıldı. Emekli subaylardan sanatçılara geniş bir ittifakın "Guantanamo'yu Kapat" kampanyası Salı günü ülke çapında başlatıldı. Kampanyaya katılan bir çok müzisyen, müziklerinin Guantanamo'da sorgu aracı olarak kullanılmış olmasına çok öfkeli. Bu konudaki suçlamalara yanıt veren Amerikan Merkezi Haberalma Örgütü CIA'nin sözcüsü George Little, müziğin Guantanamo'da ceza amaçlı değil, sadece güvenlik amaçlı olarak kullanıldığını söyledi. CIA müziğin hiç bir zaman canlı bir rock konserindeki kadar yüksek sesle çalınmadığını da kaydetti. "Guantanamo'yu Kapat" kampanyasına katılan REM'in açıklamasında, "Geçtiğimiz otuz yıl boyunca hep barış ve adalet amaçlı kampanyalara destek verdik. Şimdi bazı dostlarımızın yaptığı müziğin, izinleri ya da haberleri olmadan, işkence taktiklerinin bir parçası olarak kullanıldığını duymak bize dehşet veriyor. Bu Amerikan karşıtı bir davranış. Ötesi yok" deniliyor. Kampanyaya katılan diğer sanatçılar arasında Jackson Browne, Steve Earle, Roseanne Cash, Billy Bragg, Bonnie Raitt, ve Rage Against the Machine de var. Bu arada Washington'daki Ulusal Güvenlik Arşivi kampanya adına yapılan Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası'na dayalı başvuru gereğince, Guantanamo'da yüksek sesle müzik çalmanın sorgu tekniği olarak kullanılmasına dair belgeleri istetiyor. "Bazı dostlarımızın yaptığı müziğin, izinleri ya da haberleri olmadan, işkence taktiklerinin bir parçası olarak kullanıldığını duymak bize dehşet veriyor." 'Guantanamo'yu Kapat' kampanyasına katılan rock grubu REM'in açıklamasından 2008 yılının Kasım ayında yayımlanan bir Senato Silahlı Kuvvetler Komisyonu raporunda, müziğin bir sorgu tekniği olarak kullanıldığından bahsedilmişti. Bir keresinde sorguyu yürütenlerden birinin müziğin günah olduğuna inanan tutsaklardan Muhammed Ould Selahi'yi bunaltmak için kullanıldığı anlatılıyordu. Raporda,Selahi'nin 2003 yılındaki sorgulaması sırasında çeşitli ışık oyunlarına tabi tutulduğu ve Drowning Pool adlı gruba ait Let the Bodies Hit the Floor adlı parçanın kendisine defalarca yüksek sesle dinletildiği aktarılmıştı. New York Üniversitesi İnsan Hakları Merkezi'nden Jayne Huckerby, yüksek sesli müziğin CIA tarafından kullanılan başka ülkelerdeki gizli cezaevlerinde de kullanıldığını söylüyor. Huckerby daha önce yine Bilgi Edinme Yasası'ndan yararlanarak yaptığı bir başvuru sonucu 2005 tarihli bir CIA belgesine ulaşmış. Belgede müziğin nasıl başka seslerin duyulmasını ve tutsakların birbiriyle haberleşmesini engellemek için kullanıldığı anlatılıyor. Hurcerby müziğin CIA'nın savunduğu gibi masum bir güvenlik aracı değil, insanları "aşağılamak, korkutmak, cezalandırmak, algılarını zayıflatmak ve onları uykusuz bırakmak amacıyla kullanıldığını" ve böylelikle uluslararası insan hakları hukukunun çiğnendiğini söylüyor. Amerikan Ulusal Güvenlik Arşivi'ne göre, AC/DC, Britney Spears, Bee Gees ve Marilyn Manson'un parçaları da Guantanamo'da kullanılmış. Meow adlı kedi mamasının reklam müziği ve Susam Sokağı dizisinin müziği de tutsakların hücrelerine yayınlanmış. BBC 610671 İşte Hırka-i Şerif'in son hali › › ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler İşte Hırka-i Şerif'in son hali Yanlış ütü nedeniyle bozulan Hırka-ı Şerif'in tamiri için uzmanlar harıl harıl çalışıyor 57 nesil boyunca korunan ancak hasar gördüğü için ilk kez Ramazan bayramında ziyarete açılmayan Hırka-ı Şerif için komisyon kuruldu. İstanbul'a çağrılan İtalyan, İngiliz uzman rapor yazdı. milyon TL'ye çıkacak onarım başladı. Ütülendiği için hasar gördüğü öne sürülen Hırka-ı Şerif'in uzmanlarca incelendiği sırada çekilmiş fotoğraflarına Habertürk ulaştı. İddialar üzerine İstanbul İl Özel İdaresi Kültür ve Turizm Bakanlığı Restorasyon ve Konservasyon Merkez Laboratuvarı Bölge Müdürlüğü, Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü ile Topkapı Sarayı Kutsal Emanetler bölümü uzmanlarından oluşan komisyon Hırka-ı Şerif'i inceleme altına aldı. Kurtarma operasyonunun aşamalı olacağı belirtiliyor. İlk aşamada en pahalı bölüm olan konservasyon yani iyileştirme çalışmalarından oluşuyor. İkisi İtalyan biri İngiliz ayrı uzman rapor hazırlayacak ve buna göre çalışmalara başlanacak. Projenin diğer iki aşaması olan Hırka-ı Şerif camii içindeki Hırka-ı Şerif'in saklandığı bölümün restorasyonu ve Hırka-ı Şerif'in saklanağı özel vitrinin yapılma giderleri karşılanacak. Hırka-ı Şerif'in önümüzdeki Ramazan ayına yetiştirileceği kaydedildi. Çalışmalar sırasında Hırka-ı Şerif'in yanı sıra Hz. Hüseyin'e ait olduğu sanılan bir sandaletin de aralarında olduğu başka bazı kutsal emanetler de incelendi. Klimasız odada katlanarak saklandığı için yıprandığı belirlenen Hırka-ı Şerif'in bazı kısımlarında çürümeden kaynaklanan hasarlar oluştuğu tespit edildi. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. GÜNDEM 610668 CHP'li Sevigen'den yasa teklifi SON DAKİKA güncellenme zamanı 13.07 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİEtiketi sen belirle!milliyet.com.tr hep yanınızda CHP'li Sevigen'den yasa teklifiANKA CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, bir işverene bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına çalışan sanatçıların geriye dönük borçlarını ödeyerek bu dönemlerde sigortalı sayılabilmeleri için kanun teklifi verdi. Sevigen, TBMM Başkanlığına sunduğu teklifinin gerekçesinde, bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılan sanatçıların 506 sayılı kanun hükümlerine tabi tutulduklarını ve daha sonra çıkarılan hizmet borçlanma yasalarıyla da sigortasız geçen hizmetlerinin borçlandırılmasına olanak sağlandığını kaydetti. Bir işverene bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına çalışan sanatçıların geriye dönük borçlarını ödeyerek bu dönemlerde sigortalı sayılabilmelerinin mümkün olmadığını ifade eden Sevigen, "Toplumumuzun sosyal ve kültürel gelişimine çok önemli katkıları bulunan sanatçıların, yaşamlarını sanatçı kimliğine ve insan onuruna yakışır şekilde sürdürmelerine olanak sağlanmalıdır" dedi. Mehmet Sevigen, yasa kapsamında olmalarına rağmen çalışma koşullarından kaynaklanan zorunluluklarla çoğu zaman sigortasız çalıştırılan sanatçıların sosyal güvenlik haklarından yoksun kalmamaları için, sigortasız geçen çalışmalarının primlerini ödemeleri koşulu ile borçlandırılarak değerlendirilmesine olanak sağlanması gerektiğini belirtti. Sevigen’in teklifi, Soysal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na bu yönde geçici bir madde eklenmesini öngörüyor. AYLIK NAVİGASYON PAKETİ HEDİYE Süper Hızlı Gönderi Ve Kargo Bedava. 611044 Şehit Ailelerinden Karşılamaya Tepki Şehit Ailelerinden Karşılamaya Tepki Edirnekapı Şehitliği'nde toplanan şehit yakınları, teslim olan PKK'lıların serbest bırakılmasını protesto etti. Yayına Giriş: 23.10.2009 15:37:13 Güncelleme: 23.10.2009 15:41:35 PKK'lıların teslim olmasının şova dönüştürülmesine şehit yakınlarından da tepki geldi. Şehit aileleri, İstanbul Edirnekapı Şehitliği yakınında yol kapattı. Edirnekapı Şehitliği'nde toplanan şehit yakınları, teslim olan PKK'lıların serbest bırakılmasını protesto etti. Çeşitli sloganlar atan şehit yakınları, olayın şova dönüştürülmesin kendilerini rahatsız ettiğini söylediler. Yaklaşık 300 kişilik şehit yakınlarından oluşan grup, yürüyüşe geçerek sloganlar attı. Şehit yakınları daha sonra polisin uyarısıyla dağıldı. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 611489 İstanbul'da elektrik kesintisi İstanbul'da elektrik kesintisi AA Giriş Saati 23.10.2009 21:16 Güncelleme 23.10.2009 21:16 İstanbul'da 25-28 Ekim tarihleri arasında elektrik kesintisi uygulanacak. Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş'den (BEDAŞ) yapılan açıklamaya göre, bakım ve onarım çalışmaları kapsamında 25 Ekim Pazar günü 08.00-15.00 saatleri arasında; Arnavutköy'ün Hadımköy Mesan Metal, Ümit Bisiklet, Yıldız, Cam, Tafta Etiket, Ekspres Tekstil, Kurtman, Güral Porselen, Pirinci, Ememaş, Güven Çelik, Tempo Aksesuar, Aral Döküm, Ergaz, Lastzırh, Dantesk, Münir Uyar, Cemka, Hacı Ayvaz, İleri Kalıp ve civarları, Belediye, Orduevi, Flokser, Akkor, Bakır, Depremzede, Konut, Nalbantoğlu, Ütüsan, Özen makine, Aslan Metal, Ahmet Semiroğlu, Firmaları ve civarı, Hastane, İstasyon, Ömerli, Delikkaya, Yeşilbayır, Karaağaç, mahalleleri, tüm askeri birlikler ve TOKİ konutları ile Karaburun Köyü Terkos Kaleiçi, Kumluk Mevki, Örfi Çetinkaya Caddesi, Yeniköy sahilinin bir kısmına elektrik verilemeyecek. 26 Ekim Pazartesi günü 09.00-17.00 saatleri arasında; Esenyurt'un Merkez Mahallesi, Arif Caddesi 1134. Sokak ve civarı, Zeytinburnu'nun Gökalp Mahallesi 34, 73, 73/7, 34/3, 35, 34/1, 36, 37, 38, 38/1 sokakları ve civarı, Bağcılar'ın Çınar Mahallesi 10, 10/13, 10/4, 10/4-A, 10/12 sokaklar ve civarı elektrik alamayacak. 27 Ekim Salı günü 10.00-16.00 saatleri arasında; Bağcılar'ın Çınar Mahallesi 9/10, 9/11 sokakları ve civarı, 28 Ekim Çarşamba günü de 6/6, 9, 8/4-A sokakları ve civarına elektrik verilemeyecek. Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 610205 Haftasonu hava nasıl olacak? Haftasonu hava nasıl olacak? 23.10.2009 06:43Yapılan son değerlendirmelere göre; Ülkemizin doğu kesimlerinde kısa süreli ve yerel olmak üzere yağış geçişlerinin görüleceği tahmin ediliyor. Yarın (Cuma) sabah saatlerinde yurdun kuzeybatı kesimlerinin sisli geçeceği bekleniyor. HAVA SICAKLIĞI :Doğu bölgelerde değişmeyecek, diğer yerlerde ila derece artacak. Hava sıcaklığı ülkemizin güney, iç ve batı kesimlerinde mevsim normallerinin üzerinde seyredecek. RÜZGAR :Bu akşam ve gece saatlerinde kuzey ve kuzeydoğu, yarın (Cuma) güney ve güneydoğu yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette, yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek. 610462 Süper Loto'da bilen yok İdaresi Genel Müdürlüğünce düzenlenen Süper Loto 6/54 oyununun bu haftaki çekilişinde bilen çıkmayınca milyon 600 bin 97 TL 19 Kr haftaya devredildi. İdaresi Genel Müdürlüğünce düzenlenen Süper Loto 6/54 oyununun bu haftaki çekilişi yapıldı. 105'inci Hafta'nın kazandıran numaraları; 2, 8, 17, 33, 43 ve 49 olarak belirlendi. İdaresi Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, bilen 97 kişi bin 553 TL 75'er Kr, bilen bin 735 kişi 79 TL 35'er Kr, bilen 95 bin 269 kişi de TL 35'er Kr ikramiye alacak. Bu haftaki çekilişte, milyon 925 bin 491 TL 34 Kr ikramiye dağıtıldı. Hasılattan Türkiye'nin tanıtımı, Çocuk Esirgeme Kurumu, Olimpiyat Oyunları, Savunma Sanayi ile Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna milyon 590 bin 473 TL 44 Kr, olarak milyon 52 bin 843 TL 64 Kr, Vergisi olarak da 589 bin 64 TL 24 Kr aktarılacak. 610437 Askeri otobüs kaza yaptı: 2'si ağır 17 yaralı Kaza, Askeri Havalimanı kavşağında bu sabah saat 06.30 sıralarında meydana geldi. Havacı er Yusuf Yılmaz'ın kullandığı askeri otobüs, içerisinde askeri personelle birlikte Hava Meydan Komutanlığı nizamiyesinden çıktı. Yeşil ışıkta tali yolu geçen askeri araca kavşağa girdiği sırada Durmuş Kalkan'ın kontrolündeki kamyon otobüse ortadan çarptı. Bu sırada yine kırmızı ışıkta duramayan Çetin Keskin'in kullandığı minibüs de kamyonun ardından askeri araca çarparak durabildi. Üç aracın karıştığı kazada yaklaşık 15 metre sürüklendikten sonra orta refüjde ters duran otobüste bulunan asker ve diğer kamyon ve minibüsteki sivil yaralı, çevredekiler tarafından çıkarıldı. Yaralılar, ambulansla çevredeki hastanelere kaldırıldı. Kazada asker ve sivil 17 kişinin yaralandığı, yaralılardan 2'sinin hayati tehlikesinin bulunduğu kaydedildi. Yaralıların kimlikleri Askerler Salih Şahin, Serhat Yuşmak ve Yusuf Yılmaz, siviller Barış Ercan, Mehmet Metin, Emrullah Aksu, Alaaddin Aksu, Mehmet Songül, Mustafa Atakul, Kezban Koyun, Hasan Yüce, İrfan Gün, Hakkı Algın, Ulaş Çelik (20), Soner Ünal (32), Muhammet Abul (24) ve Durmuş Kalkan (58). 610052 Doğu'daki teşvik İstanbul'a da verilsin Kalkınmakta olan şehirlere yatırım çekmek için getirilen teşvikler tekstilde istenilen karşılığı bulmuyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili İbrahim Burkay, tekstilcinin teşvikin en yüksek olduğu 4. bölge yerine Mısır ve Çin'i tercih ettiğini söyledi. Burkay, İstanbul ve Bursa başta olmak üzere Batı'daki illeri kapsayan birinci bölgede faaliyet gösteren tekstilcinin üretimini yurtdışına kaydırmasını önlemek için Doğu ve Güneydoğu'yu kapsayan, dördüncü bölgedeki teşviklerin birinci bölgeye de verilmesini istedi. Tekstilde gelinen son durumu değerlendiren Burkay, sektörel bazda tekstilin teşvik edilmesini ve bu kapsamda dördüncü bölgeye tanınan hakların birinci bölgede de geçerli olmasını istediklerini ifade etti. Sektörün geleceği açısından bunun büyük bir önem taşıdığını anlatan Burkay şunları kaydetti: "Teknik tekstile geçmek için teknolojiye ve hammaddeye gerek var. Teknik tekstilde hammaddeye ulaşma sorunları var. Şu anda yan sanayisiyle, gelişmiş insanıyla teknik tekstilin iyi olduğu bölge birinci bölgedir. Firmalar, dördüncü bölgeye gideceğine Mısır'a, Çin'e gider. Türkiye'de, bölgesel desteklerle sektörün bir yerden bir yere taşınması mümkün değil." "Yabancı sermaye çekmek için sağlanan teşvikleri nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki bir soruya ise Burkay, "Yabancılara verilen teşvikler doğrudur. Yabancı yatırımcıyı çekmek istiyorsak yabancılara teşvik vermek, vergi indirimleri uygulamak durumundayız. Ama yerli sermayeyi koruma adına da içeridekilere de destek vermek gerekiyor." diye cevap verdi. Burkay, yerli yatırımcıların en çok sıkıntı çektiği konuların başında Kurumlar Vergisi ve istihdam yükünün geldiğini, bunların bir an önce düşürülmesi gerektiğini ifade etti. Burkay, büyük tekstil şirketlerinin yıldır TL'nin değer kazanması ve yüksek faiz politikalarıyla işletme sermayelerini erittiklerini kaydetti. 610056 Gençlerin entegrasyon için 'saygın bir işi' olmalı Hak-İş Başkanı Salim Uslu, hükümetin başlattığı demokratik açılım çalışmalarının mutlaka istihdam politikalarıyla desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Konfederasyonun 34. kuruluş yıldönümü çerçevesinde düzenlenen 'Meslekî Eğitim Kursiyerleri Sertifika Töreni'nde konuşan Salim Uslu, Kürt açılımına övgü yağdırdı. Girişimi Türkiye için tarihî bir şans olarak değerlendiren Uslu, toplumsal barış sürecinin başarılı geçmesi için herkesi katkı vermeye davet etti. İstihdamın üretim ve gelir oluşturmanın yanında, sosyal bütünleşmenin de önemli bir aracı olduğunu anlatan Uslu, gençleri topluma entegre edebilmek için insan onuruna yakışır saygın 'iş'lerin artmasını sağlayacak teşvik mekanizmalarının da uygulamaya konulması gerektiğini aktardı. Bu çerçevede mesleki eğitimin önemine vurgu yapan Konfederasyon Başkanı, "Bu konuda gerekli reformların sürdürülmesini istiyoruz." diye konuştu. Törende konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise meslekî eğitime işadamları ve şirketlerin de katkı vermesi gerektiğini belirtirken, "O katkıyı vereceklerine inanıyorum. Çünkü yıllar yılı işadamlarımız, 'Artık devlet ekonomiden çekilsin' dedi. zaman istihdama da en önemli katkıyı vereceksiniz. Türkiye'de artık 'ne iş olursa yaparım' dönemini kapatmak zorundayız." açıklamasını yaptı. Meslekî eğitim kavramının, 800 yıl önce bu topraklarda Ahilik teşkilatı vasıtasıyla ortaya çıktığını ve başarıyla uygulandığını hatırlatan Erdoğan, "Önümüzde böyle köklü bir kültür varken, bizim meslekî eğitime bigane kalmamız düşünülemez." dedi. Başbakan, konuşmasında kısa bir süre önce hayatını kaybeden eski Hak-İş Genel Başkanı ve eski Çalışma Bakanı Necati Çelik'i de andı. 34 yıl önce kurulan Hak-İş'in çok kısa bir süre içinde emek mücadelesinde farklı ve önemli bir yer edindiğini dile getirdi. İŞSİZLİĞİN EN ÖNEMLİ SEBEBİ MESLEKSİZLİK Çalışma Bakanı Ömer Dinçer ise işsizliğin en temel sebeplerinden birisinin mesleksizlik olduğunu belirterek, "Meslek kazanmayı, bir işi iyi yapıyor olmayı kendimize şiar edinmeyecek olursak sorunu çözmekte yine zorlanabiliriz." diye konuştu. Konuşmaların ardından Bakan Dinçer, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi ve Hak-İş Başkanı Uslu, işletme temsilcilerine ve kursiyerlere sertifikalarını verdi. ANKARA ZAMAN 611109 Şehit ailelerinden kilometrelik tepki yürüyüşü Kandil ve Mahmur'dan gelen 'lı teröristlerin bayram havasında karşılanmasına tepki gösteren Şehit yakınları ve gaziler, Edirnekapı Şehitliği'nden, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne kadar sloganlar ve pankartlarla yürüdüler. Edirnekapı Şehitliği'nde açıklama yapmalarına izin verilmeyen şehit yakınları ve gaziler yolu tek yönlü olarak araç trafiğine kapatarak Büyükşehir Belediyesi'nin önüne kadar yürüdü. Şehit yakınları, ellerinde pankartlar ve "Mecliste istemiyoruz, Türkiye uyuma şehidine sahip çık. Şehit gazi burada vatandaş nerede şeklinde sloganlarla yürüdü. Çevredeki vatandaşlar alkışlar ve kornalarla eyleme destek verdiler. Yürüyüşün uzun olması ve havanın sıcak olmasından dolayı bazı gaziler ve şehit yakınları fenalaştı. 112 sağlık görevlilerinin müdahale etmek zorunda kaldı. Köksal Tosun isimli bir gazi ise açılımı protesto ettiğini belirterek devlet övünç madalyası beratını yere attı. Bu sırada beratın çerçevesi kırılarak paramparça oldu. 20 yaşında Şırnak'ta bacağını kaybeden Burak Göktürk "Bacağımın hesabını kim verecek" deyip protez bacağını çıkartıp salladı. Yürüyüş sırasında polis gruba müdahale etmeyerek çevresinde bulundu. Şehit yakınları kilometrelik yürüyüşün ardından Saraçhane'deki İstanbul Büyükşehir Belediyesi binasının önünde toplandı. Şehit yakınları 'lıların Türk bayrağını öpmeden ve "Pişman değiliz" diyerek en büyük hakareti yaptıklarını savundu. Beyhan Yorulmaz isimli şehit annesi, "Artık vatan sağolsun diyemiyoruz. Bizim kürtlerle bir sorunumuz yok. Biz onlarla yedik içtik oturduk. Sorunumuz dağdaki hainlerle. Benim 15 yıldır döktüğün gözyaşlarımın hesabını kim verecek. Bu gözyaşları Tayibi yakacak" dedi. "Ben de Kürdüm" diyen şehit annesi Hatice Kılcı "Yüreğimiz taş kesildi. 'Bize İmralı'dan emir geldi yüzden indik pişman değiliz' diyorlar. Böyle dağdan inme olmaz. Önce Türk bayrağını öpsünler ondan sonra açılımdan söz etsinler" diye konuştu. Belediye önünde protez bacağını çıkartıp sallayan Burak Göktürk isimli gazide "Ben 20 yaşımdan beri bu şekilde dolanıyorum. Nerede bu devlet? hani benim yanımdaydı. Ben bu vatan için bu bayrak için bu gün bu haldeyim. Ben neden bu haldeyim dedi. Şehit annesi Suzan Doğan görevli çevik kuvvet polisini sarılarak Sen benim oğluma çok benziyorsun diyerek fenalaştı. Polis memuru gözü yaşlı anneye sarıldı ellerinde tuttu ve bende senin oğlunum dedi. Fenalaşan anne güçlükle sakinleştirildi. Eylem olaysız bir şekilde son buldu. Protesto gösterilerine sahne olan tek kent İstanbul değildi. Terör örgütü üyelerinin teslim olması sırasında yaşananlar, Edirne, Antalya, Samsun ve İskenderun'da da protesto edildi. EDİRNE: Edirne'de, şehit yakınları ile bazı parti ve sivil toplum kuruluşları üyelerinin destek verdiği yaklaşık 200 kişilik grup, Edirne Şehit Aileleri Dayanışma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği bahçesinde toplandı. Edirne'nin 117 şehidini temsil eden 117 Türk bayrağıyla donatılan bahçede basın açıklaması yapan dernek 2. Başkanı Faruk Çiftçi, şehit aile ve yakınlarının son yaşananları endişe ve hayretle izlediklerini belirtti. Çiftçi, "eli kanlı katiller"in, adalete hesap vermeden Anadolu topraklarında gezemeyeceklerini söyledi. Basın açıklaması sırasında şehit yakınları göz yaşı dökerken, 1995 yılında oğlu Tunceli'de şehit düşen Mihriban Vardar baygınlık geçirdi. Grupta bulunanlar tarafından dinlenmesi için dernek binasına götürülen şehit annesi Vardar, daha sonra Edirne Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Grup, basın açıklamasının ardından bir süre alkışla protesto etti. Bazı şehit yakınları, daha sonra dernek binasındaki şehitler panosu önüne gelerek göz yaşı dökerek, şehitlerin fotoğraflarına baktı. ANTALYA: Antalya Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Başkanı Cengiz Nizam, Habur sınır kapısındaki manzarada Hükümet'in teröristleri almadığını, teröristlerin Hükümet'i teslim aldığını öne sürdü. Antalya Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Başkanı Cengiz Nizam düzenlediği basın toplantısında, "Demokratik Açılım" çerçevesinde şehit analarının gözyaşları ile kanlı teröristlerin annelerinin gözyaşlarının aynı kefeye konulduğunu savundu. Nizam, 19 Ekim tarihinde terör örgütü üyelerinin Habur sınır kapısından giriş yapmaları ve teröristlerin "devlet töreni gibi" karşılanmaları nedeniyle şehitlerin kemiklerinin sızladığını belirtti. Nizam, "yaşananlar vatanın kutsallığına inananları incitmiştir" dedi. Nizam'ın basın toplantısına şehit yakınlarıyla gaziler de katıldı. Hakkari'nin Çukurca ilçesinde 1995'te şehit düşen Jandarma Er Ergün Bilgiç'in annesi Fatma Bilgiç, şehit oğlunun madalyasını göstererek, "15 yıldır bu madalyayı taşıyorum. Şimdi bu madalyayı alsınlar da teröristlere taksınlar. Yazıklar olsun" diyerek gözyaşı döktü. SAMSUN: Samsun'da bir grup esnaf, cuma namazı sırasında iş yerlerine astığı Türk bayrakları altında namaz kılarak, terör örgütü üyelerinin teslim olması sonrasında yaşananlara karşı sessiz protestoda bulundu. Türkiye'nin birlik ve beraberliğinin önemli olduğunu ve şehitlere saygı gösterilmesini isteyen işyeri sahipleri, "Terör örgütü üyelerinin kahraman gibi karşılanmasını şehitlerimize yapılan bir saygısızlık olarak görüyoruz ve bunu içimize sindiremiyoruz. Tepkimizi göstermek için de iş yerlerimize ve caddeye bayrak astık" diye konuştular. İSKENDERUN: Hatay'ın İskenderun ilçesinde, şehit aileleri ve gaziler, terör örgütü üyelerinin teslim olması sürecinde yaşananları toplantı düzenleyerek protesto ettiler. Şehit ve Gazi Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyeleri adına konuşan Rızkullah Durmaz, Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı mücadele verenlerin havasında karşılanmasının kabul edilemeyeceğini söyledi. Şehit babası İsmail Koca da yaptığı konuşmada, "Ecdadımızın çoğu savaşlarda bu vatan uğruna can verdi. Biz de devam edeceğiz. Devlet madalyası istemiyoruz" dedi. Mardin'de 1997 yılında şehit düşen Ali Gül'ün annesi de ağlayarak yaptığı konuşmasında, "Oğlumun son 15 günü kalmıştı. Çeyizini hazırladım, gelir gelmez düğününü yapacaktık. Düğün yerine cenaze töreni yapıldı" dedi. 610278 09:43 DYH:Bağlı ortaklıklar “tarhiyat sonrası uzlaşma” talebinde bulundu SON DAKİKA güncellenme zamanı 09.43 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda DYH:Bağlı ortaklıklar “tarhiyat sonrası uzlaşma” talebinde bulundu A.Ş, bağlı ortaklıklarının, kendilerine tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnameleri ile ilgili olarak, “tarhiyat sonrası uzlaşma” talebinde bulunduklarının öğrenildiğini bildirdi. Doğan Yayın Holding’in Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan özel durum açıklamasında, doğrudan bağlı ortaklığımız A.Ş ile dolaylı bağlı ortaklıkları Yapım Reklamcılık ve Dağıtım A.Ş, Doğan Prodüksiyon Hizmetleri A.Ş ve Alp Görsel İletişim Hizmetleri A.Ş’nin, kendilerine tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnameleri ile ilgili olarak, “tarhiyat sonrası uzlaşma” talebinde bulunduklarının öğrenildiği kaydedildi.  Açıklamada, “Bağlı ortaklıklarımızın, kendilerine tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnamelerinin terkini amacıyla dava açmış oldukları da daha önce kamuya açıklanmıştır. Bilindiği üzere, uzlaşmanın vaki olmaması durumunda, dava süreci kaldığı yerden devam edecektir” denildi. Seyahat Ederken Yanınızdan Ayıramayacaksınız. Süper Hızlı Gönderi. 610499 Genç kız, telefon borcu yüzünden eniştesini bıçakladı SON DAKİKA güncellenme zamanı 11.34 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Genç kız, telefon borcu yüzünden eniştesini bıçakladıKadir ÖZEN- Hakan GÜNGÖRDÜ/İZMİR, (DHA) 'in İlçesi'nde 23 yaşındaki H.A., ablasının üzerine kayıtlı olan, ancak kendisinin kullandığı hattına gelen 700 liralık faturayı ödemesini isteyen eniştesi 27 yaşındaki Kaan Karabaş’ı boğazından bıçakla yaraladı. Karabaş hastaneye kaldırılırken, H.A. gözaltına alındı. Olay, dün saat 22.30 sıralarında 1673 Sokak numara 93/C önünde meydana geldi. Ablası Esengül Karabaş'ın üzerine kayıtlı cep telefonu hattını kullanan ve gelen 700 liralık faturayı ödeyemeyen H.A., eniştesi Kaan Karabaş ile yolda karşılaşınca, tartışmaya başladı. Tartışmanın büyüyerek kavgaya dönüşmesi üzerine, bir kafe-barda çalışan H.A., çantasından çıkardığı, ‘sustalı bıçak’la Karabaş'ı boğazından tek bıçak darbesiyle yaraladı. Kanlar içinde yere düşen Kaan Karabaş'ı görenler polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Ancak Karabaş'ın aşırı kan kaybettiğini gören vatandaşlar, ambulansın gelmesini beklemeden olay yerinden geçen bir su şirketine ait kamyoneti durdurdu. Damacana yüklü kamyonetin arka tarafına bindirilip Karşıyaka Devlet Hastanesi'ne götürülen Karabaş, yapılan ilk müdahalenin ardından, ambulansla Hastanesi'ne kaldırıldı. Kaan Karabaş'ın hayati tehlikesinin bulunduğu bildirildi. Olayın ardından polis tarafından gözaltına alınan H.A. ise Bozyaka'daki Büro Amirliği'ne götürüldü. Soruşturmanın sürdüğü bildirildi. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 610371 Vatandaştan polise büyük destek Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, asılsız dahi olsa tüm ihbarların değerlendirildiğini belirterek, vatandaşların polisi aramasının memnuniyet verici olduğunu kaydetti. Polisin vatandaşa açılan en büyük kulağı olan ''155 Polis İmdat'' servisi Muhabere ve Elektronik Şube Müdürlüğü'ne bağlı olarak hizmet veriyor. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün 11. katında, telsiz muhaberesinin yapıldığı, yaklaşık 500 metre karelik özel yalıtımlı bir katta yer alan ''Haber Merkezi'' bünyesi içerisinde bulunan ''155 Polis İmdat'' servisinde çoğunluğu kadın polislerden oluşan 50 personel görev yapıyor. Telefonlarla ihbarları alan görevliler hemen karşılarında yer alan telsiz görevlilerine bilgileri aktarıyor. Telsiz görevlileri ilgili birimi anons ederek olaylara anında müdahale ediyor. ''155 Polis İmdat'' servisini günlük ortalama sekiz bin kişi arıyor. Arayanların büyük bölümü polisi ilgilendirmeyen konu ve şikayetleri ihbar ediyor. Asılsız ihbarlarda zaman zaman artış olsa da görevliler bundan fazla şikayetçi olmuyor. İHBARLARIN ÜÇTE BİRİ TRAFİK KAZALARI 2009'un ilk dokuz ayında ''155 Polis İmdat'' servisine değerlendirmeye alınan 314 bin 354 doğru ihbar geldi. İhbarların üçte biri trafik kazaları ve trafikle ilgili şikayetlerden oluştu. Vatandaşın en çok ihbar ettiği olaylardan biri de hırsızlık. Ankaralılar, polise 26 bin 398 hırsızlık olayını ihbar ederken, asayiş olaylarında 39 bin 69'la kavga birinci sırada yer aldı. Çevreyi rahatsız edenler ise yaklaşık 30 bin oldu. Ankaralılar, şüpheli kişiler ve şüpheli paketler için polise aynı dönem içerisinde 15 bine yakın ihbarda bulundu. Alkollü kişiler ve meskun mahalde ateş edenlere yönelik ihbarlar ise 20 bine yaklaşırken, banka, kuyumcu gibi 10'a yakın yerden de polise çağrı yapıldı. Polise gelen ihbarlarda yaz aylarında artış olduğu gözlenirken, cuma ve cumartesi günlerinde de diğer günlere nazaran ihbar sayılarında artış olduğu kaydedildi. SINAV DÖNEMİNDE ÖĞRENCİLERİN BOMBA İHBARI ARTIYOR Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne yapılan başvurular telefonlarla da sınırlı değil. Ankara polisine dokuz aylık dönemde e-mail yoluyla üç binden fazla şikayet ve ihbar geldi. E-mail yoluyla yapılan başvurularda trafikle ilgili ihbarlar başı çekerken, terör suçlarına yönelik ihbarların genelde e-mail kanalıyla yapılması dikkat çekti. Ankaralıların uyuşturucuyla mücadelede de internet ortamından polise ulaşmayı tercih ettiği ortaya çıktı. ''155 Polis İmdat'' servisinde görev yapan personelin en çok şikayet ettikleri konuların başında arama yapan kişilerin ses vermemeleri. 609987 Sahibinden 12 milyon avroya kelepir tekne › › En Çok Okunanlar Sahibinden 12 milyon avroya kelepir tekne Boat Show'da boyları ile 51 metre arasında değişen 273 tekne deniz tutkunlarının beğenisine sunuldu. Bu yıl ikinci el satışı da yapılan fuarın gözdesi ise 12 milyon avroluk etiketiyle Royal Barbarossa isimli tekne oldu İSTİHBARAT SERVİSİ Bu yıl 28'incisi düzenlenen İstanbul Shop&Miles Boat Show bugüne kadar Türkiye'de düzenlenen en büyük denizcilik fuarı oldu. 200 firma ve 600 ulusal ve uluslararası marka temsil edildiği fuarda, boyları ile 51 metre arasında değişen 273 tekne sergileniyor. Boat Showun gözdesi ise 12 milyon avroluk fiyatıyla Royal Barbarossa oldu. 50 bin profesyonelin ziyaret etmesi beklenen fuarı düzenleyen NTSR Fuarcılık Genel Müdürü Serkan Tığlıoğlu, fuarda sergilenen teknelerin toplam değerinin 200 milyon doların üstünde olduğunu söyledi. Her zevke uygun motoryat, yelkenli, megayat, katamaran, şişme botu bir araya topladıklarını belirten Tığlıoğlu, “Fırsatlar köşemizde ikinci el tekneler sergileniyor. Fuarda off-shore yarış tekneleri yakından görülebilecek, maket tekne gösterileri gerçekleştirilecek” diye konuştu. İKİNCİ EL DENİZ ARAÇLARI Bu yılki Boat Show, deniz tutkunlarını 273 teknenin oluşturduğu görkemli bir serginin yanı sıra zengin bir program ile ağırlıyor. Bu yıl ilk kez 'Herkes tekne sahibi olabilir' sloganı ile oluşturulan Fırsat Köşesi'nde ikinci el tekneler de incelenebiliyor. Fırsat Köşesi'nde, ulusal ve uluslararası firmalar çok uygun fiyatlarla ikinci el teknelerini satışa sunuyorlar. Emsalleri iki kat pahalı Fuardaki teknelerin en düşük fiyatlısı bin avro, en yüksek fiyatlısı ise 12 milyon avro olarak belirtiliyor. 51 metrelik uzunluğuyla fuardaki en büyük tekne konumundaki Royal Barbarossa isimli lüks yatın üreticisi Levent Oruç, 12 milyon avro değerindeki teknenin eşdeğerlerinin yarı fiyatına satılığa çıkarıldığını belirtti. Oruç, 1250 metrekare kullanılabilir alan, VİP kabin, Türk hamamı, 12 kişilik jakuzisi bulunan lüks yatın dünyadaki eşdeğerlerinin 22-28 milyon avro fiyat aralığında satıldığını ifade etti. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. AKTÜEL 609851 Aldatmaya ağır fatura Aldatmaya ağır faturaANKARA Milliyet güncellenme zamanı 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Hukuk Genel Kurulu, “sadakatsiz davranan” kocayı ağır kusurlu sayarak, eşine 100 bin TL ödemesine ilişkin yerel mahkeme kararını onadı Eşi, ’da yapan kocaya, “aldatıldığı” iddiasıyla davası açtı. Aldatılan eş, kendisi için 2500, çocukları için 5000 TL nafaka ve 150 bin TL maddi, 300 bin TL istedi. 1. Aile Mahkemesi, “sadakatsiz davranarak ağır kusur” işlediğini belirterek, aldatan kocayı çocukları için 2000 TL nafaka ile 150 bin TL maddi, 100 bin TL de manevi tazminat ödemeye hükmetti.Davalı eşin kararı temyiz etmesi üzerine 2. Hukuk Dairesi,  yerel mahkeme kararının manevi tazminata ilişkin kısmını bozdu, diğer kısımları onadı.  Yerel mahkeme, ilk kararında direndi. Kararının temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından görüşüldü. Kurul, yerel mahkemenin kararını onadı.  Yargıtay’ın emsal niteliğindeki kararına göre, sadakatsiz kocalar eşlerine tazminat ödemek zorunda kalacak. 610909 Arınç İsrail Büyükelçisi'ni ikna etti Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Büyükelçisi Gaby Levy ile görüştü. Son günlerde 'le yaşanan tatbikat ve dizi krizlerinin ele alındığı görüşme sonrası konuşan Levy, "Gerekli önlemlerin alındığı konusunda ikna oldum" dedi. Arınç, TRT'de yayımlanan Ayrılık dizisine 'in tepkileriyle ilgili soru üzerine de 'in Ankara Büyükelçisi'ni bugün saat 14.30'da makamında kabul etti. Görüşme yaklaşık saat sürdü. Tatbikat krizi İsrailli bazı yetkililer, Ankara'nın "Anadolu Kartalı" tatbikatının uluslararası bölümünün 'in katılımını engellemek için ertelendiğini iddia etmişti. Yetkililer, Gazze operasyonu sebebiyle 'in katılımını istemediğini savunmuş ve talebin doğrudan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan geldiği iddiasında bulunmuştu. Türk Dışişleri Bakanlığı ise, "Tatbikat milli bir faaliyet olarak icra edilmektedir. Tatbikatın uluslararası bölümünün ertelenmesinden siyasi bir anlam ve sonuç çıkartılması doğru değildir. Bu çerçevede, İsrailli yetkililere atfen basında yer alan değerlendirme ve yorumların kabulü de mümkün değildir. İsrailli yetkilileri açıklama ve tutumlarında aklıselime davet ediyoruz" açıklamasında bulunmuştu. Dışişleri, tatbikatın uluslararası bölümünün "diğer katılımcı ülkelerle bilistişare ertelendiği"nin altını çizmişti. Dizi krizi TRT'nin yeni dizisi "Ayrılık" 'de büyük tepki topladı. Dizinin ilk bölümünün yayınlanmasının ardından, akşam saatlerinde Yedioth Ahranot gazetesinin İbranice haber sitesi Ynet, diziyle ilgili geniş bir yazı yayımlayıp 'in dizinin yayımlanmasından doğan "travma"yı yaşadığını belirtti. Dışişleri Bakanlığı, rahatsızlığını Türkiye Büyükelçiliği'ne iletti; 'in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy de Dışişleri Bakanlığı'na giderek tepkiyi dile getirdi. 609840 İtalya’da benzinin litresi Türkiye’de ise vergisi 1.5 dolar ’da benzinin litresi ’de ise vergisi 1.5 dolarEKONOMİ SERVİSİ güncellenme zamanı 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Akaryakıta yapılan son 10 kuruşluk zamla birlikte kurşusnuz benzinin litre fiyatırın 3.36 liraya fırlayarak rekor düzeye çıkması, fiyatları kadar, fiyatın en büyük kısmını oluşturan vergileri de bir kez daha gündeme getirdi akaryakıttan alınan vergide yüzde 66 ile dünya şampiyonu. ve ’da litre kurşunsuz 1.5 dolara satılırken Türkiye’de ise benzinin sadece vergisi bu seviyede. Ana Dağıtım Şirketleri Derneği de (ADER) dün yaptığı açıklamada litresi 3.36 liraya yükselen 95 oktan kurşunsuz benzinde fiyatın, yüzde 66’sının vergi, yüzde 25’inin rafineri fiyatı, yüzde 4.5’inin dağıtım kârı, yüzde 4.5’inin de bayi marjı şeklinde oluştuğunu belirtti. ADER’den yapılan açıklamada, “Türkiye, dünyada akaryakıttan en yüksek vergiyi alan ülke” olduğunüa dikat çekilirken, dağıtıcı ve bayi karlarında herhangi bir artış olmamasına rağmen yükselen fiyatlarda, sabit olarak uygulanan verginin yanı sıra, ham fiyatlarında yaşanan yükselişin de etkili olduğu kaydedildi. ADER açıklamasında, “95 oktan kurşunsuz benzinde 3.36 lira fiyatır, 2.21 lirası vergi, 0.84 lirası vergisiz ürün maliyeti, 0.01 lirası navlun, 0.15 lira dağıtım firması ve yüzde 0.15 lira bayi marjı şeklinde oluşuyor” denildi. ADER açıklamasına göre Türkiye’de yüzde 66 olan vergi ’de yüzde 15, ’da yüzde 31, en yüksek vergi alınan ’da yüzde 65. Diğer AB ülkelerinde bu oranın genelikle altında. Dünya ortalaması yüzde 55. 610246 08:49 TRT'nin Eurovision adayı belli oldu SON DAKİKA güncellenme zamanı 08.49 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda 'nin adayı belli olduÖnümüzdeki yıl ’a erkek sanatçı gönderme kararı alan yönetimi rockçı Emre Aydın’da karar kıldı. Vatan gazetesinin haberine göre 2010 yılının Mayıs ayında ’te gerçekleştirilecek olan 55. ’nda, ’nin son dakika değişikliği olmazsa Emre Aydın tarafından temsil edileceği öğrenildi. yönetiminin, 15’inci Müzik Ödülleri’nde “Avrupa’nın En İyi Sanatçısı” ödülünü alan Emre Aydın’ı öncelikli tercih olarak belirlediği, alternatif olarak ise isminin gündeme geldiği ifade edildi. TRT yönetiminin yarışmaya bu yıl öncelikle erkek solist gönderme kararı alması nedeniyle Emre Aydın’ın ismine ağırlık verdiği, alternatifler arasında ise Murat Boz’un yanı sıra ile Grup ’nın bulunacağı öğrenildi. Aralık ayında yarışacak ismi resmen açıklayacak olan TRT, bu adaya beste yapması için bir süre tanıyacak. Sanatçı tarafından getirilen beste müzik prodüktörlerinden oluşan bir komisyonun beğenisine sunulacak ve yılbaşında kamuoyuna açıklanacak. ÇİFT SIMKART TV Süper Hızlı Gönderi. 611117 En uzaktaki galaksi kümesi Bristol Üniversitesinden araştırmacıların NASA'nın 1999'da yörüngeye yerleştirdiği Chandra röntgen teleskobundan verileri analiz ederek yerini belirledikleri "JKCS041" adı verilen galaksi kümesi, bir milyar ışık yılıyla önceki rekoru kırdı. Bu galaksi kümesinin, Evren mevcut yaşının sadece dörtte biri kadarken ve Dünya'nın oluşumundan yaklaşık milyar yıl önce ortaya çıktığını belirten bilim adamları, yüzlerce galaksiyi içinde barındıran kümenin, Evren'in en büyük çekim gücüne sahip cisimleri olduğunu ve bu keşfin Evren'in gelişimi konusunda aydınlatıcı olmasının beklendiğini kaydettiler. "JKCS041", ilk olarak 2006'da kızılötesi gözlemlerde görülmüş, ancak bilim adamları, bunun gerçek bir galaksi kümesi mi, yoksa oluşum halindeki bir galaksi mi olduğunu anlayamamışlardı. Normal bir teleskopla bu galaksi kümesinin mesafesini ölçmek imkansız. Keşfi yapanlardan Dr. Ben Maughan, heyecan verici olduğunu belirttiği keşfi, "bir T-Rex fosilinin bilinenden daha eski olduğunu keşfetmeye" benzetti. AA 611508 Türkiye ile ilişkilerimizde ciddi kazançlar elde ettik › › FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ TAMER KORKMAZ En Çok Okunanlar Türkiye ile ilişkilerimizde ciddi kazançlar elde ettik Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev, "Kazakistan, Türkiye Cumhuriyeti ile olan ilişkilerinde ciddi anlamda bir ilerleme ve kazanç elde etti" dedi. İSTANBUL (A.A) Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, ülkesinin Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerinde ciddi anlamda bir ilerleme ve kazanç elde ettiğini söyledi. Nazarbayev, Türkiye-Kazakistan İş ve Yatırım Forumu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti ile tüm ilişkilerine önem verdiklerini belirterek, Türkiye'nin, Kazakistan'a çok fazla yatırım yaptığını ve birçok konuda yardımcı olduğunu bildirdi. 'Bizim ata babalarımız ve kanımız bir' diyen Nazarbayev, bağımsızlıklarını aldıklarından itibaren, yaklaşık 18 yıldan beri Kazakistan'ı ilk tanıyan ve yüksek derecede onurlandıran ülkenin Türkiye olduğunu ifade etti. Nazarbayev, asıl söylenmesi gereken konulardan birinin, uluslararası problem yaratan ekonomik kriz olduğunu belirterek, şunları kaydetti: 'Kazakistan'da iyi zamanlarda, petrol ve doğal gaz fiyatlarının yüksek olduğu, gelirlerin yettiği zamanlarda, ara stoklarımızı geliştirdik. Bundan dolayı kriz döneminde bu tasarruflarımızın faydasını görmekteyiz. Ekonomik olarak biz bu gelirlerde 19 milyar dolarlık bir birikim sağladık. Biz finans konusunda istikrarı sağladık. İşsizliğimizi ise yüzde 7,7'den, yüzde 6'ya çektik. Bunun dışında emeklilik, uluslararası para dengeleri, küçük ve orta ölçekli işletmeler ve onlara sağlanan krediler noktasında, tarım ve ziraat konularında da büyük destekler sağladık. Bu yüzden bugün biz bunların faydasını görmekteyiz. Bugünkü ekonomik krize rağmen Arap Emirlikleri, Kore ve komşu ülkelerle 40 milyar dolarlık bir yatırım hacmine ulaştık. Bunlar, ülkenin gelişmesi ve yükselmesi için önemli kaynaklar olarak bilinmektedir. Bugün memleketler arasına baktığınızda hangi memleket bu tasarrufu yapmıştır. Yakında Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Kazakistan'a yaptığı ziyarette sadece sanayi konusunda değil, teknolojik konularda da bizimle iş birliği yapmayı kabul etti. Endüstri açısından, Kazakistan Cumhuriyeti'nde 220 yeni ticari işletmenin açılmasına sebep oldu. Tabii bu işletmelerin kurulması bizim eksikliğimizi de ortaya koydu. Bizim gelişmemizde de ihtiyacımız olan tüm gereksinimleri ortaya koydu.' Kazakistan'daki Türk üniversitelerinde hem Kazakistan'dan hem de Türkiye'den 15 bin öğrencinin eğitim gördüğüne dikkati çeken Nazarbayev, Kazakistan'ın, Türkiye Cumhuriyeti ile olan ilişkilerinde ciddi anlamda bir ilerleme ve kazanç elde ettiğini dile getirdi. Kazakistan'a 95 milyarlık yatırımın yüzde 40'ının Avrupa'dan, yüzde 40'ının da Asya'dan geldiğini ifade eden Nazarbayev, şöyle konuştu: 'Söylemek istediğim en önemli unsur; sizi Kazakistan'a çağırmak istiyorum. Bana göre şu anda bizim ilişkilerimiz yeniden başlamakta. Türkiye'nin büyük yatırım firmalarını ülkemize bekliyoruz. Bizler, gerçek ve istikrarlı anlaşmalar yaptık. Biz sizler için gerekli olan imkanı sağlamaya hazırız. Kazakistan ilk defa yıl başından itibaren 10 senelik endüstriyel programa başladı. Bütün dünyada yeni pazarlara çıkmak için gerekli olan 200 işletme kurduk. Bunlar da tabii ki Kazakistan ekonomisini yüzde 50 yükseltecektir. Bunlar hangi işletmeler? İlk öncelikli tarım sektörü... Kazakistan'da 40 milyon hektar işlem yapılacak arsa var. Gıdanın da fiyatları bütün dünyada yükselmekte. Biz ise et ve süt ürünlerinin üreticisiyiz. Ancak bunların işletmeciliğini yapmıyoruz. Bu tarım, et ve süt alanlarında birlikte işletmeler yapmamız lazım. Gazı da işlememiz lazım. Sadece petrol ve doğal gaz değil, Kazakistan, uranyumda bütün dünyada ikinciliği sahiplenmekte. Şu anda bütün dünyada uranyum çok önemli bir madde. İnşaat malzemelerinin yüzde 80'ini dışarıdan getiriyoruz. Kazakistan'da fosfor ise 10 milyar tona yakın. Bunu işleyip çıkarma hedefimiz var. Altyapı meselelerinde ise son sene içinde 30 bin kilometrelik otoyol yaptık. Son yılda ise 700 kilometre demir yolu inşaatı yaptık. Bütün havalimanlarını uluslararası düzeye ulaştırdık.' 'BİZ TEK MİLLETİZ, KANIMIZ BİR, DİLİMİZ VE DİNİMİZ BİR' Nazarbayev, renkli metaller konusunda Kazakistan'ın dünyada birinci sırada olduğunu ve bu konuda Türk iş adamlarını Kazakistan'a beklediklerini dile getirerek, şunları kaydetti: 'Sadece ekonomik ilişkileri değil, kültürel ve tarihi ilişkilerimizi de geliştirmeliyiz. Kazakistan, Türk dünyasının bir araya gelmesi için elinden geleni yapıyor. Türk kardeşlerimizin kahramanlık destanları var, bunu kimse yazmadı. Türk Dünyası Akademisi'nin kurulması gerekiyor. Türk Dünyası Müzesi ve Kütüphanesi oluşturulması gerekiyor. Bu şekilde kendimizi bütün dünyaya tanıtabiliriz. Türkler sadece Türkiye'de ve Kazakistan'da değil, dünyanın her yerinde var, bunlarla ilişkileri pekiştireceğiz ve gelecek nesiller içinde bunlar faydalı işler olacak. Biz tek milletiz, kanımız bir, dilimiz ve dinimiz bir... Ben uzun yıllardan beri her sene Türkiye'ye geliyorum. Bazen yılda iki sefer geliyorum. Kazakistan'da her şey var, sadece Akdeniz yok, biz sadece Akdeniz için geliyoruz. Sadece Antalya'ya gelen Kazakların sayısı 200 bine ulaştı. Şu anda eski Sovyetler'den en çok dışarıya çıkan Ruslar ve Kazaklar. Türk Devleti'nin Rusya ile ilişkilerinin iyileştirilmesini istiyorum. Rusya Devlet Başkanı'na da bunları söylüyorum. Çünkü tarihte neler olmadı. Bunların hepsini unutmak ve geleceğe bakmak lazım. Mesela Almanya ile Rusya arasındaki savaşta 26 milyon kişi öldü, bunların hepsini düşünürsek Almanlara selam bile vermememiz lazım.' Şu anda geleceğe bakmak gerektiğini anlatan Nazarbayev, 'Eğer Türkiye sadece Batı'ya ve Avrupa Birliği'ne bakacak olursa, bizi de unutmazsa, Rusya ve Çin'le de ilişkilerini iyi yola koyarsa çok daha iyi yerlere gelir' diye konuştu. Nazarbayev, Rusya Devlet Başkanı ile görüştüğünü, Samsun-Ceyhan boru hattı için taraflı anlaşmaya vardıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı: 'O petrol hattı ile sadece Kazak petrolü geçecek. Şu anda Kazakistan 70 milyon ton petrol üretmekte ve buna 25 milyon ton petrol ilave edeceğiz ve bunun ulaşımını yapacak hat yok. Bu yüzden Akdağ üzerinden Türkmenistan sınırına kadar kenardan petrol hattını yapmaktayız. Orada bir liman yapmaktayız. O, Bakü'ye yakın olacak. zaman biz 20 milyon tona yakın petrolün ulaşımını sağlayabileceğiz. Bununla ilgili biz Azerbaycan Devlet Başkanı ile uzlaştık.' 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. POLİTİKA 609955 Marmara'ya dört otomotiv yatırımı › › › İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ En Çok Okunanlar Marmara'ya dört otomotiv yatırımı Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, Türkiye'nin yatırım açısından cazibesini koruduğunu dile getirerek, dünyaca ünlü dört otomotiv şirketinin yatırım için talepte bulunduğunu bildirdi Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, sanayi üretiminde ve kapasite kullanım oranlarında Mart'tan itibaren çıkış sağlandığını kaydetti. Bir televizyon programında yaptığı açıklamada, Türkiye'nin yatırım çekmeye devam ettiğini anlatan Bakan Ergün, Çinli bir firmanın, Kocaeli'nin de içinde bulunduğu Marmara Bölgesi'nde otomobil fabrikası kurmaya dönük taleplerinin olduğunu, bunun yanı sıra kimya sektöründe de Ar-Ge çalışmalarına dönük ve teknoparklarda yatırım taleplerinin bulunduğunu söyledi. Ergün, Hundai'nin fabrikasını geliştirmek istediğini, Hindistan'ın bir fabrika kurmak istediğini anlatan Nihat Ergün, Peugeot'nun da Türkiye'de üretim yapmak istediğini sözlerine ekledi. ÖNLÜK GİYİP ÇALIŞTI İç güvenlik ve terör sorununun ortadan kalkması halinde Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yatırımların artacağını belirten Ergün, meslek liselerinin terörün de pazhiri olacağını ifade etti. Ergün, 1980'demezun olduğu Kocaeli Endüstri Meslek Lisesini ziyaret ederek, eski sınıf arkadaşlarıylakahvaltı yaptı. Ergün, önlük giyip, takım tezgahının başında metal şekillendirdi. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. EKONOMİ 610038 Açılımın kilit adamı: Emre Taner Açılımın kilit adamı: Emre TanerHABER ANALİZ GÖKÇER TAHİNCİOĞLU güncellenme zamanı 23.10.2009MİT Müsteşarı Taner’in böylece, 2010 Mayıs’ının son günlerine kadar görevde kalmasının yolu açıldı.haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Kritik konjonktür, sürecinin “sessiz mimarı” olarak gösterilen MİT Müsteşarı Emre Taner’in bir kez daha görevinin uzatılmasında etkili oldu ve Mahmur’dan ’ın talimatıyla gelen isimlerin, alışılmadık bir yargı süreci sonunda serbest bırakılmalarının, “Öcalan posterleri, bayrakları ve sloganlar”la kutlandığı saatlerde ’da, sürecinin sessiz mimarı” olarak gösterilen MİT Müsteşarı Emre Taner hakkında kritik bir karar oluşuyordu. Karar, aylardır üzerinde çalışılan ve hükümetin büyük tepkileri göğüslemek zorunda kaldığı sürecinde somut adımların atıldığı döneme girilmiş olması nedeniyle kritikti. Sembolik de olsa, uzun yılların ardından ilk kez kalabalık bir grup, “örgüt kararıyla” silah bırakıp dağdan inmişti. Bundan sonraki adımların atılabilmesi, sessiz sedasız yürütülen görüşmelerin başarılı olmasına ve uzman kadroların önerilerine bağlıydı. Bu kritik konjonktür, üç kez uzatılan görev süresi 27 Kasım’da dolacak olan Taner’in ay daha MİT Müsteşarlığı koltuğunda oturmasına yönelik kararın alınmasında etkili oldu. Böylece, 1942’de doğan Taner’in 2010 Mayıs’ının son günlerine kadar görevde kalmasının yolu açıldı. Diyarbakırlı çocuğu Taner’in, hükümet açısından nasıl “vazgeçilmez MİT Müsteşarı” haline geldiğini anlayabilmek için kariyerinin bütününe bakmak gerekiyor. ’da doğan, Kürt olup olmadığı kamuoyunda tartışılan Taner, Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. Memur babasının yaşadığı maddi sıkıntılar nedeniyle tahsil hayatı boyunca çeşitli işlerde çalışan Taner, 1967’de “teşkilata” girdi. Çeşitli görevlerde bulunduktan sonra önce sonra Daire Başkanlığı yaptı. 1987’de İstihbarat Başkanlığı koltuğuna oturan Taner, 1992’de MİT Müsteşar Yardımcısı olarak atandı. Bu tarihten sonra da ismi sürekli müsteşarlık adayları arasında sayıldı. Sönmez Köksal’ın müsteşarlığı döneminde merkezden uzaklaştırılarak yurtdışı göreve atanan Taner, sonraki Müsteşar tarafından 1999’da Müsteşar Operasyon Yardımcılığı’na getirildi. Taner’in, bu göreve atanmadan önce Öcalan’ın ’den çıkartılması ve yakalanmasında etkili rol oynadığı uzun süre konuşuldu. Taner, Emniyet, MİT ve Jandarma’nın 2004’te PKK’ya yönelik istihbarat paylaşımı için kurduğu komisyona başkanlık etti. Kürtler ve Kürt sorununun çözümü konusunda sürekli seçilen kişi olmasının altında, Taner’in meslek yaşamı boyunca bu alanda çalışması yatıyor. Yıllarca Diyarbakır ve çevresinde görev yapan Taner, yaklaşık 30 yıl önce Barzani ailesiyle tanıştı. Taner’in yıllarda, Molla Mustafa Barzani’nin yanında gördüğü küçük çocuk, bugün bölgedeki en önemli aktörlerden olan, Kuzey Bölgesel Kürt Yönetimi’nin lideri Barzani ile ilişkisini kariyeri boyunca sürdüren Taner, bölgede görev yaparken edindiği deneyimleri, Kürtlerle ilgili okuduğu çok sayıda akademik kitap ve araştırmayla da harmanladı. Anter’den öğrendim Deneyim ve bilgisi, Taner’in, istihbarat uzmanlarınca “Kürt sorununu en iyi bilen Türk” olarak gösterilmesini sağladı. Öte yandan, bugün neredeyse bütün Kürtler için sembolik bir değer taşıyan ve tarafından öldürüldüğü belirtilen gazeteci- yazar ’in Taner’in kariyerindeki önemi büyük. Taner’in, “istihbarat elemanı” sıfatıyla takibe aldığı, dört kez tutuklanmasında rol oynadığı, hatta sorguladığı Anter için, yakın çevresine “Ben Kürt meselesini Musa Anter’den öğrendim” dediği daha önce kamuoyuna yansıdı ve bu ifade yalanlanmadı.   Kritik görüşme Taner, Atasagun’un emekliye ayrılmasının ardından 15 Haziran 2005’te, MİT Müsteşarlığı’na atandı. Ağustos 2005’te ’na konusunda beş saat süren bir brifing veren Taner, iddialara göre ortaya koyduğu görüşlerle bazı bakanların tepkisini çekti. Taner, brifingden kısa süre sonra, çocukluğunu bildiği Barzani ile görüşme yaptı. Barzani, 20 Ekim 2005’te, Türk istihbaratından gelen Taner başkanlığındaki konuklarını ağırladı. İddialara göre Barzani Taner’den, “’nin Kuzey Irak’taki Kürt oluşumunu tanımasını, Kuzey Irak ve Türkiye’deki Kürtler’e çifte vatandaşlık verilmesini, eğitim, sağlık ve ekonomi konusunda sıkı ilişkiler geliştirilmesini” istedi. Barzani’nin, kurulacak askeri okullarda, Türk uzmanların görev yapmasını talep ettiği bile öne sürüldü. İddialara göre, Taner bu taleplerin hiçbirine “Hayır” demedi. Taner’in, daha ilk adımda küstürülmek istenmeyen Barzani’den talebi, Türkiye’nin yeni Kürt stratejisini özetler nitelikteydi: “Kuzey Irak’taki Kürt otoritesi, Türkiye ile işbirliği içinde PKK’yı yok etmek üzere harekete geçecek. Barzani, PKK karşıtı işbirliğini, PKK tümüyle silah bırakıp yok oluncaya kadar götüreceklerini ilan edecek.” ÖCALAN’LA ’DA GÖRÜŞTÜ TANER’İN, Müsteşar Yardımcılığı döneminde Öcalan ile İmralı’da görüştüğü, Öcalan’ın bu görüşme için “Taner’i tanımıyordum. Çok olgun biriydi, şaşırdım. ‘Biz bu sorunu KDP, YNK ve ile değil, sizinle çözelim’ diyorlardı” dediği kamuoyuna yansıdı. Öcalan’ın Taner’e, “Bugüne kadar neredeydiniz?” dediği, dağdakilere mesaj gönderme imkânının bulunmamasından şikâyet ettiği de iddia edildi. Taner’in “Kürt açılımı” süreci başlatılmadan önce Öcalan ile kapsamlı görüşmeler yaptığı ve halen zaman zaman görüştüğü de Ankara kulislerinde konuşuluyor. MGK’DA SUNUM YAPTI  TANER’İN, Kuzey Irak-İmralı hattında yaptığı görüşmeler, MİT’e gelen istihbaratlar, bilgi ve deneyimleri doğrultusunda hazırladığı raporlar, hükümet için büyük önem taşıyor. Cumhurbaşkanı ’ün, “Türkiye için güzel şeyler olacak” açıklaması öncesinde Taner’den gelen raporu incelediği ve MGK’nın açılıma destek verdiği toplantısında Taner’in geniş kapsamlı bir sunum yaptığı da belirtiliyor. Taner’in, Kandil ve Mahmur’dan 34 kişilik grubun Türkiye’ye gelmesi ve yaşanan sonraki süreçte de etkili rol oynadığı, hatta bölgeye gittiği biliniyor. “Kadınların duygularını daha kolay belli ettiği” gerekçesiyle MİT’e daha çok erkek istihbaratçı almayı tercih ettiklerini belirten Taner, tıpkı önceki müsteşar Atasagun gibi Beşiktaşlı. ’TA YENİ DÖNEM Taner’le 20 Ekim 2005’te yaptığı görüşmeden sonra ’ye giden Barzani, “Başkan” sıfatıyla karşılandı. Türkiye ABD’ye bu konuda sitem etse de Taner, Barzani’nin bu şekilde karşılanacağını ve sonraki süreçte Kuzey Irak’ta yaşanabilecek gelişmeleri üst makamlara iletmişti. Taner, MİT’in 80. kuruluş yıldönümü nedeniyle, Ocak 2006’da yaptığı açıklamada “Türkiye’nin artık savunma pozisyonuyla yetinemeyeceğini” belirterek, yeni istihbarat vizyo-nunu aktardı. MİT’i de bu vizyon doğrultusunda organize etti. 610423 Hassas saçlara boynuzdan tarak! Irgandı Çarşılı Köprüsü'ndeki atölyesinde çalışan Devlet Sanatkarı Sedefkar Zafer Karazeybek, unutulmaya yüz tutmuş olan boynuz ve kemik tarakları, oluşturduğu koleksiyonla sergileyerek yeniden günlük kullanıma döndürmeye çalışıyor. Karazeybek, AA muhabirine, saç dokusuyla özdeş bir yapısallıkta olan boynuzun, ''keratin'' denilen bir organik madde içerdiğini belirterek, deri, saç ve tırnakların da keratinden oluştuğunu, bu nedenle boynuzun beden ve vücutla uyumlu ve barışık bir malzeme olduğunu söyledi. Boynuzun kırılgan olmayan, direngen, esnek, uzun ömürlü ve kalıcı bir ham madde olduğunu ifade eden Karazeybek, şu bilgileri verdi: ''Keratin, negatif olan statik elektriğin yüklenmesi önlüyor. Oysa ki statik elektrik saç uçlarındaki kırılmanın temel sebebidir. Aynı zamanda plastik taraklara tutunan statik elektrik yükü, başımızda stres çoğaltan bir etki yapmaktadır. Doğal dokusuyla boynuz tarak ise negatif yük yüklenmesini önleyerek stresi azaltıyor. Ayrıca, saç diplerine masaj yaparken olumlu katkıda bulunarak, kepeklenmeye de engel oluyor. Saç kırılması ve dökülmesine neden olan statik işlev, boynuz taraklarda barınamıyor.'' Karazeybek, doğal bir malzeme olan boynuz ve kemiğin, en eski çağlardan bu yana tarak yapımında kullanılan tabii bir malzeme olduğunu vurguladı. Yoğun emek isteyen bir ürün olan boynuz ve kemik tarakların, plastiğin yaygınlaşmasıyla birlikte kullanımdan düştüğünü anlatan Karazeybek, boynuz ve kemik tarakların, bu işle uğraşan ustaların azalmasıyla yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını dile getirdi. ''DOĞAL OLAN HER ZAMAN GÜZELDİR'' Karazeybek, yaklaşık 25 yıllık meslek hayatında hep doğal olan malzemeleri, ''klasik üslubun asaletiyle bezemeye çalıştığını'' ifade ederek, şöyle devam etti: ''Doğal olan her zaman güzeldir. Ekolojik olan, doğal çevrime uygun malzemeleri sanat hayatımda her zaman konu edindim. Klasik sanatlar içinde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan hattatların kullandığı gereç olan kemik, boynuz, mercan kullanarak yapılmış koleksiyonum Kültür ve Turizm Bakanlığının Tanıtım Genel Müdürlüğünce Suudi Arabistan'ın Cenendiriye kentinde sergilendi. Yine konusu lale ve boynuz olan yemek kültürü gereçlerini, Hollanda'nın Roterdam ve Utrech şehirlerinde düzenlediğim sergilerle tanıttım. Geleneksel takı ürünlerimle, kentimizi ve ülkemiz geleneksel sanatlarını Almanya'nın Hagen, Münih ve Göppingen şehirlerinde düzenlediğim sergilerle beğeniye sundum. Geleneksel birikimimi, bir başka sergiyle New York Türk Festivali'nde insanlara ulaştırmaya çalıştım. Yörük geleneğinin bir uzantısı olan hayvancılığın güzel bir ürünü olan boynuz ve kemik tarağı da çeşitli etkinliklerle insanlara hatırlatmaya çalışacağım.'' Sedefkar Karazeybek, uzun uğraşlar sonucu ortaya çıkarılan boynuz ve kemik tarakların süsleme sanatının güzel eserleri arasında yer aldığını ve 100-150 TL arasında alıcı bulduğunu sözlerine ekledi. 610691 ABD'de domuz gribi tartışmaları ABD'de domuz gribi tartışmaları AA Giriş Saati 23.10.2009 11:32 Güncelleme 23.10.2009 11:33 ABD'de domuz gribi konusundaki tartışmalar, basında ve günlük hayatta geniş yer buluyor. Virüsün yayılmaya devam ettiği ülkede, hastalığa karşı duyulan korkuya rağmen, Amerikalılarin önemli bir bölümü, domuz gribi aşısına hala şüpheyle bakıyor. Bu konuda Washington Post ve ABC'nin ortak düzenlediği kamuoyu araştırması, bazı dikkat çekici sonuçları ortaya koydu. Araştırmaya göre, halkın önemli bir bölümünün hastalığa yakalanmaktan endişe etmesine rağmen, yarısından fazlası aşı olmayı düşünmüyor. Araştırmada, halkın yüzde 52'sinin kendileri ya da ailelerinden birinin virüsü kapmasından endişe duyduğu tespit edildi. Ağustos ayında bu endişe oranı yüzde 39'du. Araştırmada ayrıca, virüse karşı en duyarlı yaş gruplarından birini oluşturan gençler arasında da hastalığa yakalanma kaygısında büyük artış belirlendi. 18-29 yaş arası nüfusun ağustos ayında yüzde 29 düzeyinde olan endişe oranı, şimdi yüzde 47'ye çıkmış durumda. Buna karşın, hala birçok Amerikalı, kendilerini ya da çocuklarını aşılatma konusunda tereddüt yaşıyor. Araştırmaya katılan her 10 kişiden 6'sı, domuz gribi aşısı olmayacağını belirtirken, ailelerin de sadece yüzde 52'si, çocuklarına aşı yaptıracaklarını söyledi. AŞI ÜRETİMİNİN YAVAŞ İLERLEMESİ SIKINTI YARATIYOR Bununla birlikte, ülkede aşı olmak isteyen herkese bu imkanın sağlanacağı yönünde büyük hedeflerle başlatılan kampanyada, aşı üretiminin yavaş ilerlemesinden dolayı sıkıntılar yaşandığı bildiriliyor. Amerikan basınında yer alan haberlere göre, federal yönetimin geniş çaplı yürüttüğü aşı kampanyası ve yeterli aşının sağlanması için harcadığı milyar doların üstünde paraya rağmen, aşı üretiminin hızı planlananın gerisinde kaldı. Sağlık görevlilerinin ellerindeki sınırlı dozları aşı olmak isteyenlere bölüştürebilmek için yoğun mücadele içine girmesine yol açan bu durum, aşı olmak için bekleyen birçok kişide hayal kırıklığı uyandırdığı gibi sert tepki de çekiyor. Örneğin, hafta içinde Washington çevresindeki bir klinikte aşı olabilmek için kuyruğa giren yüzlerce kişiden birçoğu, aşı uygulamasının başlamasından sadece saat sonra, aşının şırıngayla enjekte edilen çeşidinin tükendiği gerekçesiyle geri çevrildi. Doktorların ve sağlık görevlilerinin, endişeli ve kızgın kesimlerce telefon yağmuruna tutulduğu ifade edilirken, yönetimin salgına karşı mücadelesine duyulan güvenin de azaldığı bildiriliyor. Washington Post/ABC'nin araştırmasına göre, halkın yönetime duyduğu güven, ağustos ayındaki yüzde 73'lük orandan yüzde 69'a düştü. SAĞLIK BAKANINDAN GÜVENCE Yaşanan sıkıntıyla ilgili önceki gün Kongre'de açıklamalarda bulunan ABD Sağlık Bakanı Kathleen Sebelius, aşı ve ilaçların mümkün olan en hızlı biçimde üretimi ve dağıtımı için gereken her şeyin yapılmakta olduğu konusunda teminat vererek, "Aşı olmak isteyen her Amerikalı için yeterli sayıda aşı olacak" dedi. Tüm bunların yanı sıra yetkililerin halkı, aşının güvenli olduğuna dair ikna etmede de daha uzun mesafe katetmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. WASHINGTON VE ÇEVRESİNDEKİ KLİNİKLERE YOĞUN İLGİ Ancak aşı uygulamasında karşılaşılan tüm bu sıkıntılar ve aşıya duyulan güvene dair tereddütlere rağmen, Washington ve çevresinde domuz gribi aşısının yapıldığı klinik ve okullarda uzun kuyruklar göze çarpıyor. Aşı hizmeti verilen okullardan biri olan Eliot-Hine ortaokulu da dün domuz gribi aşısı olmak isteyen Amerikalıların akınına uğrarken, aşı uygulamasında öncelik sağlanan hamileler, çocuklu aileler ve sağlık görevlilerinden oluşan kuyruğun okul bahçesinin dışına taştığı gözlendi. Okulda AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Amerikalılar, Washington Post/ABC'nin araştırmasının sonuçlarının aksine, sorumlu davranışın aşı olmayı gerektirdiğini, doktorlarının da mutlaka aşı olmaları tavsiyesinde bulunduğunu belirtti. Okula gelen Amerikalılar genelde aşının güvenliği konusunda bir endişe taşımadıklarını ifade ederken, soru işaretleri olduğunu kabul edenler de yan etkinin görülme riskinin hastalığı kapma riskinden daha az olduğunu kaydetti. Aileler, özellikle kış yaklaşırken çocuklarına aşı yaptırmanın gerekli olduğu düşüncesini dile getirirken, sorumluluk gereği herkesin bu aşıyı olması gerektiğini söyledi. Okulda görevli doktorlar da aşının kesinlikle güvenli ve hastalığa karşı etkili olduğunu vurgularken, aşıyı üreten firmaların 30 yıldır bu işi yaptığına dikkati çekti. Doktorlar, hamile ve çocukların hastalığa karşı en duyarlı kesimi oluşturduğunu, bu nedenle onlara öncelik verildiğini sözlerine ekledi. Okulun içinde oluşturulan klinikte yoğun hareketlilik dikkat çekerken, aileler ve doktorların, aşı olmak istemeyen ve ağlayan çocukları sakinleştirmek için yoğun çaba harcadıkları gözlendi. Eliot-Hine okuluna, aşı olması için çocuğunu getirenler arasında bir Türk anne de bulunuyor. Yakında yaşına girecek çocuğu Derin ile birlikte AA muhabirinin objektifine poz veren iktisatçı Yasemin Birol, aşıyla ilgili gerekli araştırmaları yaptıklarını, özellikle küçük çocukların aşı olmasının çok önemli olduğunu, ABD'de yaşadıkları için de aşı olmaya kendilerini mecbur hissettiklerini söyledi. Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 611291 yılda fazladan 200 bin kişi üniversiteli oldu Prof. Dr. Özcan, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nin (ÇOMÜ) Senato toplantısına katıldı. Toplantı öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulunan Özcan, göreve geldiğinde en önemli sorunun, üniversitede eğitim talep eden 1.5 milyon öğrencinin durumu olduğunu bildirdi. Özcan, önce bu soruna çözüm bulmayı düşündüklerini ve kontenjanları artırdıklarını belirterek, ''Bunu yaparken, biraz üniversitelerin homurdanmalarıyla karşılaştık ama bu homurdanmalar benim için bir şey ifade etmedi'' dedi. Kendilerinden önceki 20 yılda üniversitelerin kontenjanlarının ne kadar olduğunu merak ettiğini ve bütün istatistikleri çıkarttırdığını anlatan Özcan, bu dönemde üniversitelerin kontenjanlarının yüzde ile oranında arttığını tespit ettiklerini ifade ederek, şöyle devam etti: ''Dışarıda 1.5 milyon çocuğu bekleyen bir ülkede, üniversiteler nedense bu soruna uzak ve soğuk davranmaktaydı. Şimdi size tıptan çok çarpıcı bir örnek vereceğim. 1986-87 akademik yılında bu memlekette 21 tane tıp fakültesi varmış, bu 21 fakülteye kabul edilen öğrenci sayısı bin 99'muş. Tam 20 yıl önce, bu tıp fakültelerindeki öğretim üyesi sayısı ise bin 5'miş. 20 yıl sonra, 2007-2008 öğretim yılında, kaynakları kıt olan ülkede, 26 tane yeni tıp fakültesi açılmış. Kontenjan sayısı ise sadece bin 117 olmuş, sadece 18 kişi artmış. Bu hangi akılla rasyonalize edilebilir? Bunu nasıl anlayabilirsiniz? Bunu bir yabancıya nasıl anlatırsınız? Dedim ki (burada çok ciddi bir yanlış var. Nedir bu, niye böyle oluyor?) Nedenini biz arkadaşlarla bulamadık. Nedeni basit. Her yeni tıp fakültesi açıldığında, eskileri kontenjanını kısmış. Sonunda bu hale gelmiş.'' Prof. Dr. Özcan, bunu öğrenince genel kurula gittiğini ve verileri ekrana yansıttığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Dedim ki (arkadaşlar, bu yıl bu sayıyı 100 bin artıracaksınız.) Çok sinirlendim. Kendi kendime dedim ki (20 yılda 18 kişi artmış, senin istediğin kontenjan sayısına bak). Geri geldiğimde (bu sayı 200 bin kişi olacak) dedim. Ondan sonra çalışmaya başladık. Neyse birinci yılda yüzde 25 arttı. İkinci yıl da bu artışın üzerine yüzde 15 artış oldu. Böylelikle iki yılda yaklaşık 200 bin kişi üniversiteye girme hakkı elde etti.'' Daha sonra ÇOMÜ Senato toplantısına geçildi. ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Ali Akdemir ile senato üyelerinin katıldığı toplantı, basına kapalı olarak devam etti. AA 610526 Yozgat'ta çöpte poşet dönemi başlıyor Belediye Temizlik İşleri Müdürü Nizamettin Başkal, önceden belirledikleri pilot bölgelerde çöplerin konteynerlerle değil büyük boy poşetlerle toplanacağını söyledi. Başkal, "Bu model, apartman görevlilerinin bulunduğu belirli bir hizmet sistematiğine sahip toplu konut alanları ile siteler için uygun görülmektedir. Biz de Yozgat'ta bu sisteme site ve apartmanlardan başlıyoruz. Çöp toplama işinde poşetli sisteme geçtiğimiz bölgelerde çöp konteynerlerini kaldıracağız." dedi. Zabıtaların çöp poşetinin denetimini yapacağını belirten Başkal, "Poşetli sisteme geçtikleri bölgelerde el ilanları dağıttık. Çöpler belirli saatlerde apartman önlerinden alınacak. Daha temiz cadde ve sokaklar ve daha temiz bir Yozgat için hemşehrilerimizden bizlere yardımcı olmalarını ve çöplerini zamanında belirtilen yere ve büyük poşetlerde çıkarmalarını istiyoruz." çağrısında bulundu. Poşetli sistem Kent Park karşısı, Erdoğan Akdağ Mahallesi'nde polis lojmanları, Eserkent, Durak Doğan sitesi ile Şeyh Osman Mahallesi'nde İhlas Öğrenci Yurdu'ndan Hacı Eyüp bahçesindeki bütün sitelerde uygulanacak. (CİHAN)   (CİHAN) 610650 AK Parti'ye prim mi sağlayayım › › FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ TAMER KORKMAZ En Çok Okunanlar AK Parti'ye prim mi sağlayayım İzmir'in Ödemiş ilçesinin CHP'li Belediye Başkanı Bekir Keskin, canlı yayındaki sözleriyle herkesi şaşırttı. İZMİR (CİHAN) Yerel bir televizyonda (ÖRT) canlı yayımlanan programa katılan Badem, okul bahçelerini asfaltlamama sebebi sorulduğunda şöyle cevap verdi: "Ben CHP'nin belediye başkanıyım. Partimin çıkarları doğrultusunda hareket etmek zorundayım. Milli Eğitim Bakanlığı'nın yapması gereken işi payarak, AK Parti iktidarına prim sağlayamam." Yayından sonra sert tepkiler alan Keskin, kendini savunarak söylediklerinin arkasında olduğunu ifade etti. "CHP'den değil de bağımsız belediye başkanı seçildiğimi mi söyleyeceğim ?" diyen Bekir Keskin, partisinin politikaları çerçevesinde çalıştığını tekrarladı. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okulların, ihtiyaçlarını kendi kaynaklarından karşılaması gerektiğini savunan Keskin, "Bazı ihtiyaçlar için gereken kaynakların belediyeden aktarılması doğru olsa da kendi ödenekleriyle yapmalılar. Atatürk büstü ve okul bahçesinin asfaltlanması gibi işler, belediyenin görevi değil. Artan istekler, öz kaynaklarımızı zorluyor. Milli Eğitim, nasıl olsa belediyelerden kaynak aktarılıyor diye bize yükleniyor. Bu konuyu kaymakamla görüşeceğiz." şeklinde konuştu. Keskin'e tepki gösteren AK Parti Ödemiş İlçe Başkanı Ali Hadim, bu sözleriyle halkın tercihine saygı duymadığını gösterdiğini söyledi. Hadim, "Ödemiş'te doğduk, Ödemiş'te yaşadık, çocuklarımız Ödemiş'te büyüyor. Halkımızı, partili partisiz demeden bütünüyle kucakladık. CHP'li başkan, talihsiz sözleriyle ilçeyi üzmüştür." dedi. MHP İlçe Başkanı Metin Kıllı da belediye başkanının, seçimden sonra tarafsız olması gerektiğini hatırlattı. Kıllı, "Belediye başkanı, normal şartlarda halkındır. Bir partinin başkanı diye bir şey olamaz. Nereye ne yaparsa yapsın, Ödemiş'e mal edilmelidir." diye konuştu. DP İlçe Başkanı Bilal Bahadır da Başkan Bekir Keskin'i haksız bulduğunu ifade ederek, şunları söyledi: "Bir belediye başkanı, siyasi görüşü ne olursa olsun halkın başkanı olmak zorundadır. Önemli olan, Ödemiş'e hizmettir. Bizce kimin yaptığı önemli değil." 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. POLİTİKA 611178 Altın ve Avro yükseldi, dolar düştü İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında (İMKB) Bileşik Endeksi gün sonunda 51.380,65 puana ulaşarak 2009 yılı kapanış rekorunu yeniledi. İMKB Ulusal 100 Endeksi, ikinci seansta 339,98 puan düşerek 51.380,65 puandan rekorla kapandı. Hisse senetlerinin ikinci seanstaki ortalama değer kaybı yüzde 0,66 olarak gerçekleşti. Endeks bundan önceki 2009 yılı kapanış rekorunu 51.295,19 puanla 21 Ekim Çarşamba günü kapanışta kırmıştı. İlk seanstaki 703,79 puanlık artış dikkate alındığında, Borsa endeksi günün tamamında 363,81 puan yükseldi. Hisse senetleri günlük bazda ortalama yüzde 0,71 değer kazandı. Endeksin 1. Seans içinde gördüğü 51.863,13 puan, bu yılın en yüksek seans içi değeri olarak kaydedildi. DÖVİZ İstanbul serbest piyasada, kapanış saatlerinde doların satış fiyatı 1,4680 liraya gerilerken, avronun satış fiyatı 2,2050 liraya yükseldi. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, piyasanın kapanışı itibariyle Kapalıçarşı'da 1,4640 liradan alınan dolar 1,4680 liradan, 2,2000 liradan alınan avro 2,2050 liradan satılıyor.Serbest piyasada önceki kapanışta 1,4700 lira olan dolar güne 1,4650 liradan, 2,2020 lira olan avro da 2,1950 liradan başlamıştı. Ankara'da dün akşam saatlerinde 1,4750 liradan satılan ABD doları, bugün akşam saatlerinde 1,4710 liradan işlem gördü. Avro 2,2100 liradan satıldı. Avro, dün akşam saatlerinde 2,2080 liradan işlem görmüştü. Dün akşam saatlerinde 1,4978 olan avro-dolar paritesi, bugün akşam saatlerinde 1,5006 oldu.Merkez Bankası da saat 15.30 itibariyle gösterge niteliğindeki doların efektif satışını 1,4662 lira, avronun efektif satış kurunu da 2,2041 lira olarak belirledi. İstanbul ve Ankara serbest piyasalarında alınıp satılan döviz türlerinin, önceki ve bugün itibariyle alış, satış ve kapanış fiyatları şöyle: PERŞEMBE PERŞEMBE İSTANBUL  Alış Satış Alış Satış ABD Doları 1,4670 1,4700 1,4640 1,4680 Avro 2,1980 2,2020 2,2000 2,2050 Sterlin 2,4240 2,4400 2,3900 2,4200 İsviçre Frangı 1,4500 1,4600 1,4500 1,4600 ANKARA ABD Doları 1,4630 1,4750  1,4610    1,4710    Avro 2,1900 2,2080 2,1940    2,2100    Sterlin 2,4100 2,4500 2,3800    2,4250    611010 "Kanarya Adam Panço" Fenerbahçe Kulübü'nün internet sitesinde kampanyayla ilgili yapılan duyuruda, bugünden itibaren 25 Ekim Pazar günü de dahil olmak üzere her 50 ile 100 lira tutarındaki alışverişlerde ''Kanarya Adam Panço'', her 101 lira ve üzeri alışverişlerde de 90x135 santimetre ebatında Fenerbahçe bayrağının hediye olarak verileceği bildirildi. Diğer Spor Haberleri 610804 Bakan Ergün TRT payını "normal" buldu TRT payı kesilen ürünlere yenileri ekleniyor. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, bu kararı, "Kamu açıklarının finanse edilmesi için yapıldı" sözleri ile açıkladı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nda düzenlenen Türk Tasarım Danışma Konseyi 1. Toplantısı'nda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ergün, TRT bandrol ücretlerini artıran Bakanlar Kurulu kararını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, gerekli değerlendirmelerin yapıldığını ve ilgili alanlarda bir vergilendirme kararına ulaşıldığını söyledi. Ekonomik ortamın gereği olarak her yeni verginin tartışma konusu olacağını kaydeden Ergün, ekonomik krizden çıkış ortamında tüketimle ilgili sirkülasyonu yüksek olan ürünlere ek vergiler koyarak bazı kamu harcamalarının finansmanının sağlanmasının doğal olduğunu kaydetti. AK Parti hükümeti döneminde dengeleri düzeldikçe birçok vergi kalemini ortadan kaldıran ve aşağı indiren bir politika izlendiğini de ifade eden Bakan Ergün, "Bugün itibarıyla tüketim hacmi yüksek olan birtakım sektörlerden bazı kamu harcamalarının finanse edilmesi, açıklarının disiplin altına alınması ve geleceğe dair makro dengelerin bozulmaması açısından önemlidir. Her verginin rahatsız edici bir yönü vardır. Ben bunu kabul ediyorum ama vergi de kamu dengelerinin kurulması açısından vazgeçilmez bir kaynaktır. Dolayısıyla bunların bu dönem itibarıyla kamu mali dengelerinin oluşturulmasına önemli bir katkı sağlayacağını düşünüyorum. Mali dengeler yeniden oluştuğunda eminim bu tür uygulamalar da gözden geçirilmiş olacaktır. Çünkü bu gözden geçirmeleri daha önceden de yaptık" dedi. 610441 Komünist parti üyelerine hayat kadını yasağı Komünist Partisi'nin yönetimi, parti üyelerini hayat kadınlarıyla ilişkide bulunmamaları yönünde uyardı. 'de yayımlanan "Global Times" gazetesine göre, partinin bir üst düzey yöneticisi, partiye mensup kişilerin fahişelerle ilişkiye girdikleri veya "bayağı eğlence yerlerinde" dolaştıkları takdirde disiplin cezalarına çarptırılacağını belirtti. Haberde uyarının, fahişelerle ilişkisi veya metresi bulunan bazı parti yetkilileriyle ilgili suç ve rüşvet soruşturmaları çerçevesinde yapıldığının altı çizildi. Haberde, politbüro üyesi Li Yüençao'nun, "ÇKP temsilcilerinin bayağı eğlence yerlerinden ve hayat kadınlarından uzak durmaları rica olunur" şeklindeki ifadesine yer verildi. Son zamanlarda skandallarda yer alan bazı parti mensuplarının hayat kadınlarıyla ilişkisi bulunduğunun tespit edildiğini belirten Li, fahişelerle ilişkiye girecek parti üyelerinin disiplin cezalarına çarptırılacağını ve kariyer yapamayacağını ifade etti. 610884 Yusuf Has Hacip 990 yaşına basacak Türk dili ve edebiyatı açısından olduğu kadar devlet geleneği ve siyaset bilimi bakımından da son derece önemli bir başyapıt olan Kutadgu Bilig isimli eserin sahibi Yusuf Has Hacip, doğumunun 990. yılında ele alınacak. Türk Dil Kurumu ve İstanbul Üniversitesi (İÜ) Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü'nce düzenlenen bilgi şöleni üniversitenin rektörlük binasındaki doktora salonunda 26 Ekimde başlayacak. Şölenin açılış konuşmalarını İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın ve Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Musa Duma yapacak. Dünyada Yusuf Has Hacip ve eseri Kutadgu Bilig üzerine çalışan bilim insanlarını bir araya getirecek bilgi şöleninde, iki günde gerçekleştirilecek 12 oturumda 50 bildiri sunulacak. Yusuf Has Hacip'in yaşamı, toplum bilimci kişiliğinin yanı sıra eserinin dili ve içeriğine ilişkin ayrıntılı incelemelerin yer aldığı bildirilerin sunulacağı şölende, Kutadgu Bilig'deki insan ve ahlak, bilge, uzlet, renk, düş, düş yorma gibi kavramlar tartışılacak, 11. yüzyıl Türk siyaset dili, eserdeki orta çağ dünya modeli ve eserin sunduğu dünya görüşü ele alınacak, eserden günümüze değişen kavramlar yorumlanacak. AA 611293 İstanbul'da karşılama gerginliği Başbakan Erdoğan, MHP Lideri Bahçeli, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, İstanbul Valisi Muammer Güler Habur'daki görüntülerin tekrar yaşanmaması gerektiğini belirtti. Devlet Bahçeli: "İstanbul, Habur değildir" DTP İstanbul İl Başkanlığı'nın, demokratik açılıma destek vermek amacıyla 28 Ekim'de Avrupa'dan Türkiye'ye giriş yapacak olan 15 kişilik PKK grubunu şölenlerle karşılayacağını açıklaması sert tepkilere yol açtı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İstanbul Habur Sınır Kapısı değildir. İstanbul'da yapılacak gösteri çok derin izler bırakabilir" dedi. DTP'den şova devam mesajı Erdoğan: İlk kafiledeki görüntülere bir daha şahit olmak istemiyoruz Vali Güler: Silopi'deki görüntülerin İstanbul'da yaşanmasına izin vermeyiz Atalay: Bu tür görüntülere bir daha müsade etmeyiz 610974 Küçük'ten TSK'ya şok sözler! › › ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler Küçük'ten TSK'ya şok sözler! Ergenekon sanığı Yalçın Küçük, Genelkurmay'ın şehit ailelerine iftar yemeği vermesine ve komutanların cenaze namazı kılmasına tepki gösterdi. Yalçın Küçük'ün Odatv'deki röportajının ilgili bölümleri: "Laisizm ve şeriat konusunda ise, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yüksek komutanlığının Kemalist cumhuriyet ilkelerinden ve laisizmde ödün vermek üzere olduğunu gösteren işaretlere sahibiz. Hiçbir şekilde bir cumhuriyet rejiminde yüksek komutanlığın, hangi gerekçeyle olursa olsun, iftar törenleri düzenlemesi mümkün değildir. Çünkü iftar eninde sonunda dini bir iştir. Oruç tutmak din işidir. Kemalist laisizmin en kaba tarifi, din işleri ile devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Siz bir iftar için toplanıyorsanız, Kemalist ilkelerden, bu cumhuriyetin ilkelerinden uzaklaşıyorsunuz demektir. Bunu saklayamayız. Yüksek komutanlara saygımız, beğenimiz ne olursa olsun, bunu görmezlikten gelemeyiz. Zaten Hillary Clinton ve Obama geldiklerinde, ılımlı İslam yoktur, dediler. Ama İslam devleti yoktur, demediler. İslam devleti var. “İslam devleti” yani ılımlı “İslam devleti.” Pisuarlara dokunmayacaksın. Ama otuz günlük Ramazan dönemini bir ayinler töreni haline getireceksin, buna ordu da katılacak… Bu, İslam devletidir. Bunu saklamak mümkün değildir. Şehit aileleri ile beraber olmak için Yüce Gök'ün günleri bu kadar değildir. Aynı şekilde, yüksek komutanlığın Tayyip Erdoğan'ın Said-i Nursi'yi Türkiye'nin büyükleri arasında saymasına sessiz kalması, Cuma Brifingleri'ni bir tür vakit geçirme olarak kullanması da bununla paraleldir. Ama biz de orduya verdiğimiz değer, cumhuriyet ilkelerine verdiğimiz değer dolayısıyla bunu söylemek durumundayız. Bize şunu kabul ettiremezsiniz. Bize üniformalı bir insanın cenaze namazı kılmasını kabul ettiremezsiniz. Kime? Bana. Ben sizden daha iyi bilirim bunu. Bana kabul ettiremezsiniz. Böyle usuller yoktur. Bu ülkeyi, ekonomi diyorsunuz, bilmem ne diyorsunuz, Türkiye'nin cumhuriyet tarihinde var mı? Ramazan ayında bütün her şeyi durduruyorsunuz. Trafiği durduruyorsunuz, öbürünü durduruyorsunuz. Birkaç tane adamı getirmişsiniz, hükümetin başına koymuşusunuz. Oraya buraya yemek yolla… Ve dini de bilmiyorlar. Yahudi'sini buluyorlar yemek yiyorlar, Hıristiyan'ını buluyorlar yemek yiyorlar. Elçisini buluyorlar… Elçilere nasıl iftar verirsin sen? Kime ne anlatıyorsun? Ne zaman İslam'da iftar yemekleri en kötü küfürlerin edildiği bir yer haline getirildi… Herkese küfrediyor Tayyip Bey orada. İslam güya adı üzerinde barış… Buna kimse karşı çıkmayacak. Türk ordusu da iftar yapacak. Bunu kabul edemeyiz, bu bir ilkedir." 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. GÜNDEM 609997 Ekim devri İLİŞKİLİ HABERLER Ekim devri Ekim devri FATİH DOĞAN 23.10.2009 Sezonun ilk resmi maçında sadece galibiyet alan Beşiktaş, Ekim ayında adeta yeniden doğdu. Mustafa Denizli'nin Kartal'ı oynadığı son karşılaşmada da yenilgi yüzü görmedi Lige kötü başlayan, Şampiyonlar Ligi'nde de ilk iki maçını kaybederek işini zora sokan Beşiktaş, Ekim ayıyla birlikte yükselişe geçti. Sezonun ilk resmi sınavında Süper Kupa'da Fenerbahçe'ye 2-0 mağlup olan, Turkcell Süper Lig'de ilk haftada sadece galibiyet alan, Devler Arenası'ndaki ilk iki karşılaşmasında da puan alamayarak şaşkınlık yaratan geçen sezonun çifte kupalı Kartal'ı, bu ay içinde oynadığı maçlarda ise adeta yeniden doğdu. Sezonun ilk resmi müsabakasını galibiyet, yenilgi ve beraberlikle geçen Mustafa Denizli'nin öğrencileri, Ekim ayında oynadığı maçta ise yenilgi yüzü görmedi. AVRUPA'DA SONUNDA SİFTAH Hükmen kazandığı Ankaraspor maçının yanı sıra bu ay önce Denizlispor sonra Kasımpaşa engellerinden puanla ayrılan Beşiktaş, Devler Ligi'ndeki dişli rakibi Wolfsburg ile deplasmanda golsüz berabere kalarak ilk puanını aldı. Böylece gruptan çıkma umutlarını önündeki maçlara taşıyan siyah-beyazlılar, yarın Eskişehirspor ile ligde oynayacağı karşılaşmayı da kazanarak Ekim ayı karnesini 'pekiyi' ile doldurmayı hedefliyor. İLİŞKİLİ HABERLER Ekim devri Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. Copyright 2003-2009 Tüm hakları saklıdır. TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 611544 Markaj sürecek 611437 Obama, Abbas'a telefonla moral verdi Filistin resmi haber ajansı Wafa'nın bildirdiğine göre Obama, öğleden sonra Abbas'ı aradı ve ikili barış süreciyle ilgili tüm konular ve bu sürecin karşı karşıya bulunduğu güçlükler değerlendirildi. ABD Başkanı, Filistin devletinin kurulmasına yönelik kişisel kararlılığını vurgularken, Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Abbas da aynı kararlılıkta olduğunu bildirdi. Abbas, görüşmede barış süreciyle ilgili olarak İsrail'in tüm yerleşim faaliyetlerini durdurması gerektiğinin altını bir kez daha çizdi. Filistin Yönetimi Başkanlık Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyna, söz konusu telefon görüşmesini, barış sürecinin geleceği ve Orta Doğu için "çok önemli" diyerek değerlendirdi. Obama'nın, İsrail ve Filistinliler arasındaki barış görüşmelerinin yeniden başlaması amacıyla, İsrail lideri Binyamin Netanyahu ve Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya geldiği New York'taki üçlü zirvenin üzerinden bir ay geçmiş olmasına rağmen görüşmelerde herhangi bir gelişme sağlanmadı. Obama'nın Orta Doğu Özel Temsilcisi George Mitchell ise bu amaç doğrultusunda şansını bir kez tamaslarda bulunacak. Mitchell, önümüzdeki hafta taraflarla tekrar görüşmek için İsrail'e geliyor. Mitchell, dün ABD'de yaptığı bir konuşmada, barış görüşmelerinin yeniden başlatılmasına yönelik çabaların başarısız olduğunu söylemek için henüz çok erken olduğunu belirtmişti. George Mitchell, ABD yönetiminin barış sürecine derinden bağlı olduğunu dile getirerek, Başkan Obama'nın şimdiye kadar hiçbir başkanın olmadığı kadar barış görüşmeleri için çabuk harekete geçtiğini vurgulamıştı. AA 609729 Milletvekili seçimleri yılda bir yapılacak 2007 yılında Anayasa'da yapılan değişikliğe paralel olarak Milletvekili Seçim Kanunu'nda yapılan değişiklikle, milletvekili seçimleri yılda bir yapılacak. Bir önceki seçimin yapıldığı tarihten itibaren yılın dolmasından önceki son pazar günü oy verilecek. Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak 90 günlük sürenin ilk günü, seçimin başlangıç tarihi olacak. Değişiklikle, nüfusu milletvekili çıkarmaya yeterli olmayan illere milletvekili çıkarma hakkı getirildi. Milletvekili seçiminin yılda bir yapılmasına ilişkin yasa teklifinin 2. maddesi üzerinde söz alan CHP Antalya Milletvekili Atilla Emek, seçim kanunlarında acele yapılan değişiklikleri doğru bulmadıklarını ifade etti. Anayasalarda değişikliklerin toplumsal uzlaşma ve suhuletle yapılması gerektiğini belirten Emek, ''Bu değişiklik hükümetin bir yıl içinde erken seçim hesabı içinde olduğunu göstermektedir'' dedi. DTP Bitlis Milletvekili Nezir Karabaş, Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu'nda önemli değişiklikler yapılması konusunun ortada dururken, teklifin öncelikli olarak genel kurula getirilmesini eleştirdi. MHP Mersin Milletvekili Behiç Çelik, yeterince görüşülmeden Anayasa değişikliklerinin yapılmasının doğru olmadığını söyledi. DSP İzmir Milletvekili Harun Öztürk, milletvekili seçimlerinin yılda bir yapılmasına ilişkin değişikliğe gerek olmadığını, Meclisin gündeminin boş yere işgal edildiğini ileri sürdü. Öztürk, temsilde adaleti, yönetimde istikrarı zedelemeyecek şekilde seçim barajının yüzde 10'dan makul bir seviyeye çekilmesi gerektiğini savundu. Madde, oylanarak kabul edildi. -''APAR TOPAR KANUN TARTIŞIYORUZ''- Teklifin yürürlük maddesi üzerinde söz alan CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, teklifin Anayasa Komisyonu ve Genel Kurulda ''Yangından mal kaçırır gibi görüşüldüğünü'' belirterek, ''Muhalefete saygı gösterilmediğini'' kaydetti. Mengü, ''Kaldır parmağı, indir parmağı. Apar topar kanun tartışıyoruz. Parlamentonun muhalefet kanadına saygı gösterilmiyor. Harp halinde değiliz. Orduyu bir yere göndermiyoruz. Seçim Kanunu tartışıyoruz'' dedi. Şahin'e yanıt veren Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, maddeden oluşan yasanın birkaç saattir tartışıldığını söyledi. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart'ın komisyonda teklif için ısrarla ''tasarı''dediğini belirten Kuzu, ''Bu bir tekliftir. Parlamenter sistemlerde Hükümetin arkasında durmadığı bir yasa çıkar mı bu Meclisten? Olmuş mudur? Olmaz. 609904 Hemotolojide çok önemli gelişmeler... › › En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler Hemotolojide çok önemli gelişmeler... SAĞLIK SERVİSİ Türk Hematoloji Derneği tarafından hematoloji alanında Türkiye'de düzenlenen en geniş kapsamlı kongre olan '35. Ulusal Hematoloji Kongresi' nden çarpıcı bilgiler ortaya çıktı. Kongrede, Türkiye'deki hematoloji uzmanlarının yanı sıra aralarında ABD, İtalya, Almanya ve İsviçre'de görev yapan Türk bilim adamlarının da bulunduğu yaklaşık 100 konuşmacı yer aldı. Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan, Doç. Dr. Mutlu Arat, Amerikalı Dr. Angela Dispenzieri ve Alaska Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Jesse Owens toplantıda biraraya geldi. Türk Hematoloji Derneği Başkanı Özcan, yeni ilaç Dabigatran hakkında bilgi verdi. Özcan, "Dabigatran akut ve kronik tromboembolik, damar içi pıhtı oluşumu ve dolaşıma pıhtı atılması hastalarının tedavisinde kullanılmaktadır. 18 bini aşkın çalışma sonuçları ümit verici” dedi. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. SAĞLIK 611367 Ankaraspor'dan 16 Futbolcu Gitti Ankaraspor'dan 16 Futbolcu Gitti 11 futbolcusu Ankaragücü'ne kiralanan ve futbolcusu başka takımlara giden başkent ekibi, kalan futbolcusuyla Türkiye Kupası'nda mücadele edecek. Yayına Giriş: 23.10.2009 17:28:16 Güncelleme: 23.10.2009 17:43:26 Türkiye Futbol Federasyonu tarafından bir alt lige düşürülen Ankaraspor'da futbolcular adeta kapanın elinde kaldı. TFF Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun gelecek sezon Bank Asya 1. Lig'de mücadele etmesi yönünde karar aldığı Ankaraspor'da futbolculara tanınan transfer süresi biterken, Başkent temsilcisinden 11 futbolcu Ankaragücü'ne kiralandı, futbolcu da başka takımlara gitti. Mavi-beyazlıların Turkcell Süper Lig kadrosundan sadece futbolcunun Ankaraspor'da kaldığı, Başkent temsilcisinin bu futbolcu ve PAF takımı ile Türkiye Kupası'nda mücadele edeceği öğrenildi. Ankaraspor'da Baki, İlhan, Bilal, Adem, Özgür Çek, Aydın, Senecky, Meye, Tehoue, Eric ve Kanote Ankaragücü'ne kiralanırken, Bülent Bölükbaşı Giresunspor, Ömer Aysan Trabzonspor, Tita Antalyaspor, Faruk Sivasspor ve Gökhan Tokgöz Diyarbakırspor ile anlaştı. Mavi-beyazlılardan Anıl ve Umut'un ise lisans işlemleri geciktiği için Orduspor'a transferleri gerçekleşemedi. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 609858 Batman’da okullar boşaldı ’da okullar boşaldıAA güncellenme zamanı 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Milli Eğitim Müdürü Şerif Akboğa, kentte vakaları nedeniyle binlerce öğrencinin okula gitmediğini ve rapor aldığını öğrendiklerini bildirdi  Şu ana kadar ’da 11 vakasına rastlandığını, bu durumun eğitim-öğretime ara verilmesine gerekçe olmadığını belirtti. Okula devam eden bazı öğrenciler domuz gribine önlem olarak maske takarken okul yöneticileri de konusunda uzmanlar tarafından uyarıldı. 610693 Sürpriz tatil! Sürpriz tatil! İHA Giriş Saati 23.10.2009 11:44 Güncelleme 23.10.2009 11:45 Fenerbahçe, 15 günlük dinlenmenin ardından Beşiktaş ile karşılaşacak. 2010 Dünya Kupası'ndan elenmemiz ve teknik direktör Fatih Terim'in istifası,Milli Takımımız'ı 'maçsız' bıraktı. FIFA'nın karşılaşma takvimine göre 14 ve 18 Kasım'da maç yapması gereken Milli Takım, bu dönemi henüz başında bir hocası bulunmaması nedeniyle 'bay' olarak geçirmek zorunda kalacak. Federasyon sıkışık lig takvimine rağmen sezon planlamasında yeni bir düzenleme yapmazken, oluşan bu ilginç durumen çok Fenerbahçe'ye yarayacak. 11. haftada Kayserispor deplasmanına çıkacak olan sarı-lacivertliler, ardından haftayı boş geçmiş olacak. 12. haftada Ankaraspor karşılaşmasından dolayı haftayı bay geçecek olan Fenerbahçe, bir sonraki haftanın da milli maç arasına rastlamasından dolayı 15 günlük bir ara yaşamış olacak. SADECE LUGANO GİDİYOR Fenerbahçe'de sadece Lugano ülkesine gidecek. Kanarya 13. haftada oynayacağı Beşiktaş maçına 15 günlük bir kampın ardından çıkmış olacak. Bu arada, federasyon Milli Takım'ın hocası konusunda Pazartesi günü Fatih Terim için düzenlenecek törene kadar bir çalışma yapmayacak. Terim ve ekibi onuruna düzenlenecek olan törende, kendilerine teşekkür plaketi sunulacak. Futbol Federasyonu, teknik direktör konusunda çalışmasını 18 Kasım'da sona erecek olan Play-Off maçlarından sonra gerçekleştirecek. Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. Copyright 2003-2009 Tüm hakları saklıdır. TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 611430 Batık denizaltı 10 yıllık çalışma ile bulundu İsveç deniz inceleme şirketi Marin Matteknik'ten yapılan açıklamada, I. Dünya Savaşında 33 mürettebatıyla Estonya açıklarında batan denizaltının enkazının 10 yıllık araştırma sonucu bulunduğu kaydedildi.  Enkazın, Tallinn'in 140 km batısındaki Hiiumaa adası yakınında bulunduğu ve ''ufak tefek hasarın dışında şaşırtıcı derecede iyi durumda olduğu'' belirtildi.   1916 yılında Estonya'nın Reval limanından devriye gezmek için denize açılan ve bir daha haber alınamayan denizaltının mayına çarparak battığının sanıldığı ve kapağının açık bulunması yüzünden isabet aldığı sırada deniz yüzeyinde olduğunun düşünüldüğü belirtildi.   Enkazın yasal olarak Birleşik Krallık'a ait olduğu belirtildi.   AA 611097 Endonezya'da şiddetinde deprem 611241 Poşet içinde mermiler bulundu Alınan bilgiye göre, Kuleli Caddesi'nde temizlik çalışması yapan belediye işçileri, deniz kenarındaki bir incir ağacının altında poşet içerisinde mermi buldu. Olayın emniyete haber verilmesinin ardından, Asayiş Büro Amirliği ve Olay Yeri İnceleme ekipleri mermilerin bulunduğu yere gelerek güvenlik kordonu oluşturdu. Poşette 40'a yakın uzun namlulu silah mermisi olduğunu belirleyen polisin araştırmaları sürüyor. 610223 Seçimlerin tarihi bir yıl erkene alındı SON DAKİKA güncellenme zamanı 07.30 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Seçimlerin tarihi bir yıl erkene alındı Genel Kurulunda “Milletvekili seçimlerinin yılda bir yapılmasını” öngören teklifi kabul edildi. Genel seçimler 22 Temmuz 2011'de yapılacak. Milletvekili seçimlerinin yılda bir yapılmasını öngören ve nüfusu milletvekili çıkarmaya yetmeyen illere milletvekili çıkarma hakkı tanıyan kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. 2007 yılında 'da yapılan değişikliğe paralel olarak Milletvekili Seçim Kanunu'nda yapılan değişiklikle, milletvekili seçimleri yılda bir yapılacak. Bir önceki seçimin yapıldığı tarihten itibaren yılın dolmasından önceki son pazar günü oy verilecek. Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak 90 günlük sürenin ilk günü, seçimin başlangıç tarihi olacak. Değişiklikle, nüfusu milletvekili çıkarmaya yeterli olmayan illere milletvekili çıkarma hakkı getirildi. 22 TEMMUZ 2011'DE SEÇİM Genel seçimler Milletvekili en son 22 Temmuuz 2007 tarihinde yapılmıştı. Bu duruma göre, bir sonraki genel seçimin tarihi 22 temmuz 2011 olacak. Muhalefet partisi milletvekillerinden bazıları seçimlerin yılda bir yapılmasını "" olarak da yorumladı. KARŞI ÇIKTI Milletvekili seçiminin yılda bir yapılmasına ilişkin yasa teklifinin 2. maddesi üzerinde söz alan CHP Milletvekili Atilla Emek, seçim kanunlarında acele yapılan değişiklikleri doğru bulmadıklarını ifade etti. Anayasalarda değişikliklerin toplumsal uzlaşma ve suhuletle yapılması gerektiğini belirten Emek, “Bu değişiklik hükümetin bir yıl içinde erken seçim hesabı içinde olduğunu göstermektedir” dedi. VE ACELE EDİLDİ DTP Milletvekili Nezir Karabaş, Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu'nda önemli değişiklikler yapılması konusunun ortada dururken, teklifin öncelikli olarak genel kurula getirilmesini eleştirdi. MHP Milletvekili Behiç Çelik, yeterince görüşülmeden Anayasa değişikliklerinin yapılmasının doğru olmadığını söyledi. Milletvekili milletvekili seçimlerinin yılda bir yapılmasına ilişkin değişikliğe gerek olmadığını, Meclisin gündeminin boş yere işgal edildiğini ileri sürdü. Öztürk, temsilde adaleti, yönetimde istikrarı zedelemeyecek şekilde seçim barajının yüzde 10'dan makul bir seviyeye çekilmesi gerektiğini savundu. Madde, oylanarak kabul edildi. APAR TOPAR KANUN TARTIŞIYORUZ Teklifin yürürlük maddesi üzerinde söz alan CHP Milletvekili teklifin Anayasa Komisyonu ve Genel Kurulda “Yangından mal kaçırır gibi görüşüldüğünü” belirterek, “Muhalefete saygı gösterilmediğini” kaydetti. Mengü, “Kaldır parmağı, indir parmağı. Apar topar kanun tartışıyoruz. Parlamentonun muhalefet kanadına saygı gösterilmiyor. Harp halinde değiliz. Orduyu bir yere göndermiyoruz. Seçim Kanunu tartışıyoruz” dedi. Şahin'e yanıt veren Anayasa Komisyonu Başkanı maddeden oluşan yasanın birkaç saattir tartışıldığını söyledi. CHP Milletvekili 'ın komisyonda teklif için ısrarla “tasarı”dediğini belirten Kuzu, “Bu bir tekliftir. Parlamenter sistemlerde Hükümetin arkasında durmadığı bir yasa çıkar mı bu Meclisten? Olmuş mudur? Olmaz. Neden ikide bir hükümet kanadına dönüp 'katılıyor musun' diye soruyoruz. 'Yok' dediği zaman da her şey bitiyor burada. Evvela bunu tartışalım. Bundan kurtulmak istiyorsak başkanlık modeline geçelim bu iş bitsin. Bu işin köklü çözümü orada” diye konuştu. YİĞİTLİNİZ VARSA... Bağımsız Milletvekili ise seçim sisteminin çok yanlış olduğunu, bir ile milletvekilinin az olduğunu söyledi. Genç, laf atmalar üzerine, “Gelin tercih sistemi ve dar bölge getirelim. Yiğitliğiniz varsa, benim gibi bağımsız seçilin gelin” diye konuştu. bir soru üzerine, teklifin arızi bir düzenleme içerdiğini belirterek, bir ilin tek milletvekili ile temsilinin sıkıntılarının yapılan konuşmalarda dile getirildiğini söyledi. Ergin, “Temennimiz göç olmasın, bu tür düzenlemelere de ihtiyaç kalmasın” dedi. Daha sonra oylanan teklif, kabul edildi. Oturumu yöneten Başkanvekili Güldal Mumcu, 27 Kasım Salı günü saat 15.00'de toplanmak üzere birleşimi kapattı. AYLIK NAVİGASYON PAKETİ HEDİYE Süper Hızlı Gönderi Ve Kargo Bedava. 610086 Kanarya, Bükreş'te zirveye uçtu UEFA Avrupa Ligi (H) Grubu'na Twente mağlubiyetiyle başlayan Fenerbahçe, Sheriff'ten sonra Steaua Bükreş deplasmanında da istediğini aldı: 1-0. Alex, Semih ve Güiza gibi as oyuncularından yoksun bir şekilde Steaua Bükreş karşısında mücadele eden Sarı-Lacivertli ekibe galibiyeti getiren gol, 59. dakikada Kazım'dan geldi. Alex ve Güiza'dan sonra Semih'in de Bükreş'te yapılan son idmanda sakatlanması, Christoph Daum'un Steaua Bükreş karşısına farklı bir 11 çıkarmaya zorladı. Semih'in yerine ileride sadece Özer'i görevlendiren Alman teknik adam, Lugano ve Bilica'yı da sakat sakat oynattı. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Sarı-Lacivertliler, Steaua Bükreş'e daha ilk dakikalardan itibaren üstünlüğünü kabul ettirdi. Maça oldukça kontrollü başlayan Fenerbahçe, orta alanı kalabalık tutarak Steaua Bükreş'e oyun alanı bırakmadı. Emre'nin önderliğinde geniş pas trafiği imkanı kurdu. Steaua Bükreş ise öncelikle rakibi oynatmamak için mücadele etti. İlk yarının en tehlikeli pozisyonunu 26. dakikada Fenerbahçe gerçekleştirdi. Kazım'ın sert şutunda, kaleci Zapata'nın çeldiği topu Mehmet tamamladı. Kaleci bir kez daha meşin yuvarlağı çeldi. Dönen topu takip eden Dos Santos, boş kaleye golü atamadı. 33. dakikada yine buna benzer bir pozisyon yaşandı. Yine Kazım'ın şutunu, kaleci Zapata çeldi. Seken topu kontrol eden Dos Santos, yine zor olanı yaptı ve meşin yuvarlığı üstten auta attı. İlk yarısı golsüz biten maçta F.Bahçe, ikinci 45 dakikaya da iyi başladı. 59. dakikada Sarı-Lacivertli ekibin organize atağında Emre'nin pasında ceza yayı önünde bulunan Özer, tek pasla topu Roberto Carlos'a gönderdi. Brezilyalı yıldızın ortasına iyi koşu yapan Kazım, topu filelere gönderdi: 1-0. Golden sonra oyunun kontrolünü eline alan F.Bahçe, 66. dakikada ise çok şanslıydı. Bu dakikada Kapetanos'un kafa vuruşunda top, üst direkten döndü. Kalan dakikalarda gol olmayınca Fenerbahçe, deplasmanda Steaua Bükreş'i 1-0 yenmeyi başardı. Steaua'yu yenen Fener, tarih yazdı F.Bahçe, Steaua Bükreş'i yenen ilk Türk takımı oldu. Steaua Bükreş, daha önce Türk takımlarıyla yaptığı maçta da yenilmemişti. Rakibiyle daha önce 1997-1998 sezonunda UEFA Kupası'nda karşılaşan ve deplasmanda 0-0 berabere kalıp, sahasında 2-1 yenilen Sarı-Lacivertliler, S.Bükreş'i deplasmanda mağlup etmeyi başardı. S.Bükreş'le Avrupa kupalarında karşılaşan G.Saray ve Beşiktaş ise Rumen ekibini yenememişti. Bu arada gruptaki ikinci galibiyetini alan Fenerbahçe, yine deplasmanda kazandı. Kanarya daha önce de Sheriff'i Moldova'da mağlup etmişti. Yıldırım Demirören, jestin altında kalmadı Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, F.Bahçeli yönetici Cihan Kamer'in önceki gün oynanan Wolfsburg maçını siyah-beyaz atkı takarak izlemesine, F.Bahçe'nin Steaua Bükreş ile oynadığı karşılaşmayı Kamer'le birlikte tribünden izleyerek karşılık verdi. 611383 72 yaşında hukuk fakültesini bitirdi Sınıf öğretmenliğinden emekli olan Osman Bölükbaşı, ilk işi bıraktığı hukuk fakültesini bitirmek oldu. İki kız iki oğlan çocuğu bulunan Bölükbaşı'nın çocukları savcı, doktor, eczacı ve kimya öğretmeni. torunu olan Bölükbaşı, mezuniyet törenine eşi ve torunlarıyla birlikte geldi. Bir aylık torununu kucağına alıp hatıra fotoğrafı çektiren Bölükbaşı'nın mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Mezuniyet cübbesi giyen Osman Bölükbaşı, hukuk fakültesinden mezun olmanın mutluluğunu yaşadı. 1958 yılında okulu kazandığını dile getiren Bölükbaşı, kardeşlerinin vefat etmesi, ekonomik sıkıntılar gibi nedenlerden dolayı bölümden mezun olamadığını söyledi. Emekli olduktan sonra okula yeniden başladığını anlatan Bölükbaşı, sonunda mezun olduğunu belirtti. Bölükbaşı'nın eşi Münevver Bölükbaşı ise çok sıkıntılar çektiklerini, ancak azmedince herşeyin gerçekleştiğini vurguladı. Eşinin mezun olmasından dolayı mutlu olduğunu dile getiren Bölükbaşı, "Allah uzun ömürler versin." dedi. İsmi anons edilince mezuniyet diplomasını alan Osman Bölükbaşı, daha sonra eşi, çocukları ve torunlarıyla birlikte fakülteden ayrıldı. (CİHAN) 609713 Ali Sami Yen'de gol yağmuru Futbolda UEFA Avrupa Ligi (F) Grubu karşılaşmasında Galatasaray, Dinamo Bükreş karşısında ilk yarıyı 2-0 önde tamamladı. Dinamo Bükreş karşısında özellikle kanatları etkili kullanan Galatasaray, Kewell ve Keita ile getirilen toplarla rakip kalede gol fırsatları yakaladı. Önce Kewell'ın ortaladığı top filelerle buluşurken, ardından da Keita'nın pasında Nonda 2. golü bulan isim oldu. İlk yarıda 2-0'lık skoru bulan sarı-kırmızılılar, fazla zorlanmadığı mücadelenin devre arasında soyunma odasına rahat bir şekilde gitti. Gruptan çıkma yolunda avantaj elde edebilmek için İstanbul'dan puanla ayrılmayı hedefleyen Rumen ekibi, savunmasını sağlam tutmaya çalışsa da açık bir oyun sergiledi. Galatasaray kalesine yaklaştığı anda tüm şut fırsatlarını kullanan Dinamo Bükreş, kaleci Franco'yu geçmeyi ilk yarıda başaramadı. 2. dakikada soldan çalımlarla Galatasaray ceza alanına giren Alexe'nin doldurduğu topa, kale önünde hiçbir oyuncu dokunamayınca, meşin yuvarlak taca gitti. 9. dakikada sağdan Elano'nun yaptığı ortada, arka direkte Servet kafayı vurdu ve kaleci Dolha topu güçlükle uzaklaştırdı. 16. dakikada ceza alanı dışında sağ çaprazdan Torje'nin yaptığı sert vuruşta, top üstten az farkla auta gitti. 21. dakikada Adrian Cristea'nın sağdan kullandığı köşe atışında, kale önünde iyi yükselen Alexe kafayı vurdu ve meşin yuvarlak üstten az farkla auta çıktı. 27. dakikada sağ kanattan Ayhan'ın ortasında, ceza alanı önünde hareketlenen Kewell, topu ayağından fazla açınca, kaleci Dolha yatarak meşin yuvarlağın sahibi oldu. 28. dakikada Adrian Cristea'nın pasıyla sağ çaprazda hareketlenen Alexe'nin ceza alanına girmeden yaptığı sert vuruşta, top üstten az farkla auta çıktı. 32. dakikada Kewell, Galatasaray'ı Dinamo Bükreş karşısında 1-0 öne geçirdi. Sol kanattan Kewell'ın ortaladığı topa öndirekte ayak uzatan Servet dokunmayı başaramasa da kaleci Dolha'yı yanılttı ve meşin yuvarlak filelerle buluştu: 1-0. 35. dakikada sağdan Keita'nın ortaladığı topu ceza yayı üzerinde göğsüyle önüne alan Nonda'nın şutunda, meşin yuvarlak kalecide kaldı. 37. dakikada hızlı gelişen Dinamo Bükreş atağında, Torje'nin sağdan yaptığı ortada boş durumdaki Andrei Cristea arka direkte topa yetişemedi ve Rumen ekibi gol fırsatını değerlendiremedi. 40. dakikada Kewell'ın ceza alanı dışından yaptığı sert vuruşta, kaleci Dolha güçlükle topu çeldi ve Dinamo Bükreş savunması tehlikeyi uzaklaştırdı. 42. dakikada Galatasaray, sağ kanattan Keita ile hızlı atağa çıkarken, bu oyuncunun pasında ceza alanında topu önüne alan Nonda, düzgün bir vuruşla kaleci Dolha'nın solundan meşin yuvarlağı ağlara gönderdi: 2-0. 43. dakikada atılan uzun pasta Galatasaray savunmasının arkasına sarkan Torje, uygun durumda kötü bir vuruş yaparak meşin yuvarlağı yandan auta gönderdi ve Galatasaray, ilk yarıyı 2-0 önde tamamladı. İkinci yarıya hızlı başlayan Galatasaray, 46. dakikada Nonda'nın golüyle durumu 3-0'a getirdi. 58. dakikada Aydın'ın ceza sahası içinde düşürülmesiyle kazanılan penaltıyı Elano gole çevirdi.4-0 62.dakikada Dinamo Bükreş'in hızla atağına engel olamadı ve maçta son durum 4-1'e geldi.  Karşılaşma Galatasaray'ın 4-1'lik üstünlüğü ile sona erdi.   Karşılaşmanın hakem ve takım kadroları şöyle: Stat: Ali Sami Yen Hakemler: Martin Ingvarsson, Magnus Sjöblom, Peter Martinsson (İsveç) Galatasaray: Franco, Elano, Keita, Mehmet Topal, Mustafa, Ayhan, Kewell, Nonda, Sabri, Servet, Caner Dinamo Bükreş: Dolha, Diabate, Rus, Andrei Cristea, Goian, Adrian Cristea, Torje, Scarlatache, N'Doye, Tamas, Alexe 22 Ekim 2009 609818 Sanayide değil dönüşü geliyor! Meral Tamer Sanayide değil dönüşü geliyor! 23 Ekim Cuma 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz günlerde TV kanallarında ısrarla ’nin, dünyada krizden en az etkilenen ülkelerden biri olduğunu anlatmaya çalışırken şöyle diyordu: “Otomobil-buzdolabı satışına bakılırsa, halkımın alım gücü düşmedi. 2008’de 306 bin otomobil satılmışken, küresel krize rağmen bu yılın ilk ayında 281 bin araba satıldı. Buzdolabı geçen yıl milyon adet satılmıştı, bu yılın ilk ayında bu rakamı aştık ve 1.1 milyon adede ulaştık. Görüldüğü gibi halkımın alım gücünde bir gerileme yok. Tüm dünyayı kasıp kavuran küresel krizi, -kim ne derse desin- en az etkiyle biz atlatacağız.” (Cumartesi günkü Sabah) Gerek Günleri’nde gerekse Sanayi Odası’nın yılın son çeyreğini değerlendirdiği Meclis toplantısında ortaya konulan veriler ise Başbakan’ın hayalperest yorumlarıyla taban tabana zıttı. Hayalperest diyorum, zira satışlar, aylık büyük vergi indirimleri sayesinde bir kereliğine gerçekleşti ve cebinde parası olan, indirimli fiyatlardan yararlanarak buzdolabını ve otomobilini yeniledi. 70 milyonluk nüfusun içinde cebinde parası olan 1-1.5 milyon insan elbette vardır! hızıyla... Başkanı ’ün önceki günkü aylık İSO Meclis toplantısında peşpeşe sıraladığı veriler, sanki Başbakan Erdoğan’ın söz ettiği ülkede değil de, bambaşka bir ülkede yaşadığımız duygusu uyandırıyordu: “-  Sanayi üretiminde 2008 ağustosunda başlayan düşüş, 13 aydır aralıksız sürüyor.  İhracatımız da 28-29 gibi hayli yüksek oranlarda küçülmeye devam ediyor.  Dipten çıkış ve normale dönüş, beklenenden çok daha uzun zaman alacak. Türk ekonomisi için dipten şeklinde keskin bir yükseliş söz konusu değil. Toparlanma, vergi indirimleri kesilince, kaplumbağa hızına geriledi. Türkiye, krizlerin faturasını ve kaybı olarak ödüyor.” Küçük’e hak vermemek elde değil. Biz, özellikle AKP’nin iktidar döneminde krizlerin faturasını, gerçekten de işsizlik ve üretim kaybı olarak ödüyoruz. İşsizlik 14’te kalacak Küçük de hatırlattı; Türkiye’de işsizlik daha yıl önce, 2000 yılında 6’lar seviyesindeydi. 2001 krizinin ardından 10’lara yükseldi ve AKP döneminin rekorlar kıran büyüme rakamlarına rağmen, bir daha da aşağıya inmedi. En son 2008’de işsizlik oranımız 10.3’tü. Son krizle birlikte 2009 şubatında 16.1’le işsizlikte tarihi bir rekor kırıldı. Neyse ki ve gibi, mevsimsel etkenlerle temmuzda 12.8’e geriledi. Ama bizzat Başbakan Yardımcısı ’ın açıkladığı Orta Vadeli Program, işsizlik oranını bu yıl 14.8, 2010’da 14.6, 2011’de ise 14.2 olarak gösteriyor. Evet, 2001 krizi işsizliği 10’lara taşımıştı; bu son krizle maalesef 14’lü oranlar yerleşecek gibi görünüyor. Perakende Grubu Başkanı ’in, Perakende Günleri’nde yaptığı şu uyarıyı, Başbakan’ın dikkatine sunmak istiyorum: “Türkiye’de her yıl 1.2 milyon bebek doğuyor; en az 500 bin kişiye iş yaratmak zorundayız. Genç nüfusta işsizlik 30’a ulaştı. İş yaratamazsak, krizden tam olarak çıkmış sayılmayız. Bizde ateş sadece düştüğü yeri yakmaz, olumsuz etki çok büyük olur.” (363 yazı) Copyright 2009 Milliyet Kampanya Sözleşmesi Milliyet Birinci Sayfa 609756 Arda ve Baros yedek! Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard, Dinamo Bükreş karşısında, Fenerbahçe maçını düşünerek takımda rotasyona giderken, as oyuncularını dinlendirdi. Hollandalı çalıştırıcı, Arda ve Baros'u yedeğe çekip dinlendirirken, Panathinaikos ve SK Sturm Graz maçlarında ilk 11'de oynattığı Elano'yu yine ilk 11'de sahaya sürdü. Hollandalı çalıştırıcı, Nonda'yı da ilk 11'de oynattı. Yorgun ve hafif sakatlıkları bulunan Gökhan ve Hakan'ı maç kadrosuna almayan Rijkaard, savunmanın ortasında Servet'in yanında Mehmet Topal'a, savunmanın solunda ise Caner'e şans verdi. -ESKİ DOST TAMAS RAKİP OLDU- 2003-2004 sezonunda kısa bir süre Galatasaray formasını giyen Gabriel Tamas, eski takımına rakip oldu. Dinamo Bükreş'te savunmanın ortasında oynayan Tamas, Galatasaray ataklarında kalesini savunmaya çalıştı. -KAPTAN ARDA'YA SEVGİ SELİ- Galatasaraylı taraftarlar, kaptan Arda Turan'a maç öncesinde sevgi gösterilerinde bulundu. Taraftarlar, tribüne çağırdıkları genç oyuncuya ''Büyük kaptan Arda'', diye tezahüratta bulunurlarken, Arda'dan, Fenerbahçe'yi yenmelerini istedi. Tribünleri dolduran taraftarlar, daha sonra tüm futbolcuları teker teker tribünlere çağırıp, yumruk şov yaptırdı. Taraftarlar, maç öncesinde Fenerbahçe aleyhine tezahüratta da bulundu. -DİNAMO BÜKREŞ TARAFTARLARI TRİBÜNDE- Dinamo Bükreş taraftarları da Ali Sami Yen Stadı'nda yerlerini alarak takımlarını destekledi. Konuk taraftarlar, ''Dinamo, Dinamo'' diye zaman zaman tempo tutarlarken, Romanya'den gelen 35 Rumen gazeteci de maçta görev yaptı. -KÜÇÜK LUCESCU TRİBÜNDE- Romanya Milli Takımı Teknik Direktörü Razvan Lucescu da karşılaşmayı izledi. Galatasaray'ın eski teknik direktörlerinden Mircea Lucescu'nun oğlu olan ve Romanya Milli Takımı'nda teknik direktör olarak görev yapan Razvan Lucescu, Dinamo Bürkeş'in Rumen oyuncularını maçta mercek altına aldı. Galatasaraylı futbolcu Servet'in kız arkadaşı Alessandro Alaros de tribünde yer alarak maçı izledi. Diğer Spor Haberleri 609703 Fenerbahçe Bükreş'te zirveye kondu S.BÜKREŞ 0-1 FENERBAHÇE STAT: Steaua HAKEM: Douglas McDonald (İskoçya)   Steaua Bükreş: Zapata, Golanski, Rada, Szekely, Kapetanos, Surdu, Toja, Nicolita, Baciu, Ghionea, Bicfalvi Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan, Lugano, Bilica, Roberto Carlos, Mehmet, Cristian, Emre, Dos Santos, Özer, Kazım CANLI ANLATIM DK 1: S. Bükreş maça başladı.. DK 3: Fenerbahçe ortasahadan çıkmaya çalışıyor. Carlos'un ileri uçta pası Emre'ye. Araya girdiler. DK 4: Özer sağ kanattan şut şansı denedi. Baciu karşıladı. DK 7: Santos, sol çaprazdan ceza sahasına girmek istedi ancak defans bu mücadelede başarılı.. DK 8: S.Bükreş etkili geldi. Az adamla yakalandık. Sağ kanattanBilica'nın orta sahada kaptırdığı topta Kapetanos, hızla ceza sahasına girdi. Yunan oyuncunun çaprazdan şutu yan ağlarda kaldı.. DK 10: Mehmet Topuz sağ taraftan topu aldı. Ortası çok kötü. Toja karşıladı. DK 14: Toja'nın ceza sahası dışından vuruşu Bilica'dan sekti.. DK 17: Kazım, sağ çaprazdan aldığı topta kaleyi denedi ancak top taça gitti..  DK 18: Steaua Bükreş'de Bicfalvi rakibine yaptığı müdahele sonucunda sarı kart gördü. DK 20: Maçta gol yok.. DK 22: S.Bükreş etkili geldi. Kalemizde büyük tehlike. Son anda uzaklaştırdık. Golanski atağı devam ettirmek istedi. Christian'a yaptığı hareket faul.. DK 24: Szekely sağ çaprazdan kalemize beklenmedik anda bir vuruş. Volkan başarılı. DK 25: Fenerbahçe atağı. Emre ile başlayan atak. Cezasahası önündeki Kazım'a. bıraktı Topuz sert vurdu. Üstten aut. DK 26: Santos inanılmaz bir gol kaçırdı. Kazım cezasahası dışından sert vurdu. Kaleci kurtardı. Dönen topa Topuz vurdu bghu sefer defans. Kale bomboş. Santos vurdu. Üstten aut.  DK 28: Lugano, rakibine yaptığı hareket sonrası hakemden sarı kart gördü ve rakip tehlikeli bölgeden serbest vuruşu kullanacak.. DK 29: S.Bükreş kaleyi tam karşıdan gören yerden serbest vuruş kullandı. Barajdan Santos'a çarptı. DK 30: Mehmet Topuz sağ kanattan etkili geldi. Müthiş vurdu. Yerden giden topu kaleci parmaklarının ucuyla kornere yolladı. DK 31: Özer korneri ortaladı. Ön direkte karşıladılar.. DK 32: Özer cezasahası önünde topu önünde buldu. Vuruşunu yaptı. Kaleci başarılı. DK 33: Kazım cezasahasına girmedn vurdu. Kaleciden dönen top. Santos yine bomboş kaldı. Yine üstten auta yolladı. DK 35: Fenerbahçe'nin inanılmaz bir baskısı var. Ancak gol henüz gelmedi.  DK 36: Özer'e sert giren Golanski de sarı kartı gördü.  DK 39: Tehlikeli yerden serbest vuruş kazandık. Emre, Carlos ve Topuz topun başında.. DK 40: Mehmet Topuz kullandı. Top barajdan kornere gitti. Emre ortaladı. Uzaklaştırdılar. Carlos kaptı. Vuruşu sert bu sefer de soldan korner kazandık.  DK 43: Onicas oyunda oyundan alındı. DK 45: Bükreş etkili geldi. Toja'nın şutuna son anda Carlos ayak koydu. Atak devam ediyor. Cezasahamıza gelen topu Volkan kurtadı. +3 dakika uzatma oynanacak.. DK 45+2: Bilica'nın kaptırdığı topta Surdu'nun pasında Nicoliţă istediği gibi kontrol edemedi ve defans topu uzaklaştırdı..    DK 45+3: Topsuz alanda Kazım rakibine hareket yaptıo ve sarı kartla cezalandırıldı. Maşın ilk yarısında son düdük çaldı. MAÇTA İKİNCİ YARI DK 46: İkinci yarıya Fenerbahçe başladı. DK 48: Fenerbahçe etkil igeldi. Mehmet ortasını yaptı. Kaleci çıktı ve aldı. DK 51: Kalemizde çok büyük tehlike. Janos ceza sahası içine arapasını attı, Surdu topa hereketlendi, kaleciyle karşı karşıya kaldı, savunmamızda Gökhan Gönül son anda topa dokundu ve kaleci Volkan'ı geçen top direğin dibinden kornere çıktı. DK 54: Carlos'un uzaktan sert şutu üstten auta gitti.. DK 56:  Kapetanos hızlı geldi. Cezasahasına girerken sağ çaprazdan vurdu. Volkan korere çeldi. Orta geldi. Sonuç yok. DK 57: Fenerbahçe atağı. Kazım hızlı. Baciu araya girdi. DK58: Özer topu kaptı. Soldan cezasahası içinde. Döndü vurdu top taca kadar gitti. Çok kötü bir vuruş oldu.  DK 59: Kazım. Fenerbahçe organize geldi. Emre cezasahası önünde Carlos'a klas bir pas. Carlos bekletmeden içeri. Kazım kale sahası önünde tek vurdu ve topu ağlara yolladı. 0-1 DK 61: S.Bükreş golün ardından iki net gol pozisyonunundan yaralananmadı. Aynı dakikada kalemizde iki büyük tehlike birden yaşadık. DK 64: Yine Bükreş atağı. Nicolita Santos'a faul yaptı. DK 67: Fenerbahçe adına şanslı an.  Kapetanos kafa ile vurdu. Top direkten döndü. Sonrasında Volkan çıktı ve aldı.  DK 69: Szekely oyundan çıktı. Morena girdi. DK 70 :Monero'nun sol kanattan ortasına Nicolita arka direkte dokunamadı..  DK 71: Özer oyundan çıktı Vederson girdi. Steaua Bükreş atağında Juan Toja sağ kanattan ceza sahası içine ortasını yaptı ve savunmada Gökhan Gönül kafayla topu uzaklaştırdı.  DK 74: Steaua Bükreş atağında Juan Toja sağ kanattan ceza sahası içine ortasını yaptı ve savunmada Gökhan Gönül kafayla topu uzaklaştırdı. DK 75: Tehlikeli yerden serbest vuruş kazandılar. Monero'nun kullandığı serbest vuruş kaleci Volkan'da kaldı.. DK 79: Emre ve Gökhan paslaştı. Moreno araya girdi. Bir ara pası denemesi. Defansımız başarılı. DK 80: Maçta artık son 10 dakika. 1-0 öndeyiz.   DK 84: Kazım oyundan alındı yerine Selçuk girdi. DK 86: Santos cezasahası dışından çok sert vurdu. Defansa çarptı top az farkla üstten auta gitti. DK 87: Orta cezasahası içine kaleci yükseldi ve aldı.  DK 88: Santos'a faul yapan Toja da sarı kart gördü. DK 89: Mehmet Topuz cezasahası dışından sert vurdu. Farklı şekilde üstten auta..  DK 90: santos uyundan alındı. Ali Bilgin oyunda. +4 dakika uzatma işaret edildi.  DK 90+2: Gökhan Gönül de sarı kart gördü. DK 90+4: Fenerbahçe kontraatağı. Emre'nin pası Vederson'a. Araya girdiler ve atak başlamadan sona erdi. Ve maçta son düdük çaldı.. CANLI ANLATIM İÇİN F5 İLE SAYFA YENİLEYİN 2009-10-23 00:31:09 fenerbahçe bükreş maçı tam anlamıyla iyi olmasa da takımın istekli olması taktire değerdi şahin 2009-10-23 00:20:52 Digiturkle D-smart kavga edip durdu olan seyirciye oldu. Resmen rezaletti, ne yapmaya çalıştın şimdi D-smart rezil ettin kendini imajın yerlerde, bu saatten sonra kim alır para verip te seni? Fenerbahçe ve Galatasaray'a tebrikler.... hangisidogru 2009-10-22 22:51:39 macı dıgıturkten ızledım.belkıbana katılmayabılırsınız.en ıyısını yaptı.çünkü zamanında yaptıkları reklamlarda uyelık olmadığını ve sadece tek bır ucretle yayınları bedava izlenebilecegını soyleyen smart değilmiydi.ne olduda döndünüzde üyeliğe başladınız..en güzel cevabı dıgıturk suratlarına şamarı patlatarak verdi.herhalde gercek smart uyelerı bıle mahdur olmuş.hakkınızı sonuna kadar arayın.bu arada FENERIME tebrıkler.sıra cımbomda.HAYDİ CİMBOM sahne senın. murat karakaya 2009-10-22 22:48:03 bu gruptan lider çıkarız evelaallah,daum un oyuncu değişikliklerindeki antikalığı devam etmezsede bu yol finale gider... osman nurol 2009-10-22 22:25:54 ben de avrupada müslüman takım galatasaraya tebrikler, başarılar inşallah. yurt içinde yine altılarız onları. serkan aydın 2009-10-22 22:24:13 aydın doğana tek bir kuruş bile para kazandırmamak için smart ben de almıyorum. serkan aydın 2009-10-22 22:16:34 Fener çok rahattı ve semih bugün sakat olmasa kesin hat-trick yapardı..bu arada maçı rezil eden d-smarta lafım baskılarının bize boyun eğdiremeyeceği..ne d-smart alırım,ne de para verir izlerim.inşallah besbeter olursunuz rezil herifler..hükümet inşallah hakkınızdan gelir yakında da artık bu rezillikleri ve saygısızlıkları bize yapamazsınız..tebrikler Fenerbahçe;beter ol d-smart ..haydi galatasaray sıra sende..kalbimiz şu dakika itibariyle 90 dk.lığına sende...Allah yardımcınız olsun... villesanto 2009-10-22 22:14:57 fb tebrik ediyorum aynısını gs dan bekliyoruz.tüm kalbimle fb li. taraftalar adına.ama sımartı kınıyorum kardeşim ne hakla yayını kesiyorsun kahvehanede para ödüyoruz.kahveci para ödüyor.sen bunu önceden düşünüphazırlığını yapacaktın sımartı olanların haklarını mahkemede aramalarını diliyorum adem ateş 2009-10-22 22:05:02 maç boyunca alt yazıdan sürekli d-smartın reklamı geçti durdu. spiker sürekli d-smartın reklamını yaptı durdu. radyodan maç izlemek inanın daha zevkli. doğan ...... para kaptırmayın maçları radyodan takip edin derim. üstelik nostalji iyidir :) ümit durgun 2009-10-22 22:03:03 aldık maçı şu gergin ortamda azda olsa sevinmemizi sağladınız saol fenerbahçem. hadi aslan cimbom sıra sende. yurt içinde senden nefret etsemde yurt dışında fenerden farkın yok benim için. soner akpınar 2009-10-22 21:56:30 Fenerbahçe'miz kazanmak üzere şimdi sıra Galatasaray'ımızda :))) Erdi Durkan 2009-10-22 21:51:13 Digiturk te 54. kanalda veriyor. Ama TNT yayına yeni girdiği için eğer uydu alıcınızda yoksa alıcıda tekrar digiturk kanal araması (opsiyon>kurulum>digiturk kurulumu) yapmanız gerekmekte. Asuzen 2009-10-22 21:41:32 dıgıturkte kacıncı kanalda verıyo kardes ?? M.Adil Mirzeoğlu 2009-10-22 21:31:22 bugün benim için FBnin takımıım GSden farkı yok.Allahın izniyle bugün de alınlarının akıyla çıkar iki takımda kozlarını haftasonu paylaşırlar.ama bugün iki tarafın da birbirine destek olması gereken günlerden biri,inş finalde Türkiyenin en büyük bu iki takımı mücadele eder de milli takımın haline bakarak aldanan diğer ülkeler Türk futbolunun kalitesini görürler zaman... TuBa 2009-10-22 21:31:19 1. golü attık inş böyle biter tahir kılıç 2009-10-22 21:29:58 Maçı Digiturk te veriyor ama d-smart la aralarında çok fena kavga çıkı d-smart uğraşıyor ama bir türlü yayını kesemiyor :)) Asuzen 2009-10-22 21:27:26 arkadasım lınk gonderde sana zahmet herkes faydalasındın. editör arkadasım sende musadeet olmazmı editör'ün notu:sayın yorumcumuz yorumlarda linklere yerverilmemektedir.selamlar cafer yücel 2009-10-22 21:15:45 Link atsana kardes nerden ızlıyosun ben aradım ama bulamadım M.Adil Mirzeoğlu 2009-10-22 21:09:07 hangi kanalda izliyodun da gitti internetten izlemek isitiyorsan link ata bilirim herkes izlesin. editior link atmaya izin varmi ??? yillmaz kaplan 2009-10-22 20:59:03 Böyle terbiyesizlik varmı ya maçı izliyodum ne güzel gitti 10uncu dakikasında. Şu işi bi trt halletseydi de şu paramızı sömürenlerden kurtulsak. Şurda bir maç keyfimiz var onuda afedersiniz ............... Kayserili Yusuf 610582 Eksik Kartal, Es Es önünde olacak Sezona kötü başlayarak olumsuz sonuçlar alan, ancak ekim ayı ile birlikte toparlanan siyah-beyazlı takım, ligde son dönemde üst üste puan toplarken, bu çıkışını Eskişehirspor karşısında da sürdürmeye çalışacak. Beşiktaş, ligde uzun aradan sonra Denizlispor'u mağlup edip, ardından Kasımpaşa'yı 2-1 yenerek çıkış yakaladı. Ankaraspor'un küme düşürülmesiyle bu takımla yapacağı karşılaşmayı 3-0 hükmen kazanan siyah-beyazlı ekip, böylece son dönemde puanı hanesine yazdırdı ve yukarı sıralara doğru tırmanmaya başladı. Tırmanışını sürdürmeyi amaçlayan Beşiktaş'ın yeni hedefi Eskişehirspor'u da kayıpsız geçmek. Ligin iyi takımlarından Eskişehirspor ile Beşiktaş arasındaki karşılaşma, yarın Eskişehir Atatürk Stadı'nda saat 20.00'de başlayacak. Karşılaşmayı, hakem Tolga Özkalfa yönetecek. -FERRARİ, ERNST VE SİVOK CEZALI- Son maçlardaki başarılı sonuçlar almasına rağmen Beşiktaş'ta, zorlu Eskişehirspor maçı öncesi önemli oyunculardan Ferrari, Ernst ve Sivok'un olmamasının sıkıntısı yaşanıyor. Kasımpaşa ile yapılan maçta kırmızı kart gören Ernst ve Ferrari'nin yanı sıra aynı karşılaşmada dördüncü sarı kartını görerek cezalı duruma düşen Sivok, yarınki mücadelede forma giyemeyecek. Sezon başından beri teknik direktör Mustafa Denizli'nin en güvendiği oyuncular olan ve tüm maçlarda görev yapan yabancı futbolcu, cezaları nedeniyle takımlarını Eskişehirspor deplasmanında yalnız bırakacak. Savunmada uyumlu bir görüntü veren Sivok ve Ferrari'nin yokluğunda teknik direktör Mustafa Denizli'nin orta sahanın ortasında İbrahim Kaş ve İbrahim Toraman ikilisine görev vermesi bekleniyor. Bu arada, hastalığı nedeniyle Almanya'daki maçta forma giymeyen Yusuf'un yarınki karşılaşmada da oynamayacağı açıklandı. Kulüp doktoru Devrim Urgun, böbreklerindeki rahatsızlık nedeniyle tedavisi süren Yusuf'un Eskişehirspor karşısında görev almayacağını söyledi. Yusuf'un yanı sıra sakatlıkları süren Holosko, Delgado, Batuhan ve Rıdvan, Eskişehir'e götürülmedi. -İSTANBUL'A UĞRAMADAN ESKİŞEHİR'E GEÇTİLER- Siyah-beyazlı takım, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde VfL Wolfsburg ile yaptığı maçın ardından İstanbul'a uğramadan Eskişehir'e geçti. Dün akşam saatlerinde Eskişehir'e geçen Beşiktaş, rakibiyle yapacağı karşılaşmanın hazırlıklarını bu akşam gerçekleştireceği antrenmanla tamamlayacak. AA 610840 Otomobil TIR doresine çarptı:1 ölü SON DAKİKA güncellenme zamanı 14.47 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Otomobil TIR doresine çarptı:1 ölü ’ın ilçesindeki trafik kazasında kişi öldü, kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, Elazığ’dan ’a giden Mehmet Hanifi Çağlar’ın kullandığı 23 HA 224 özel otomobil, Elazığ-Diyarbakır kara yolunun 47. kilometresinde sürücüsünün henüz kimliği belirlenemeyen 34 FA 3802 plakalı tırın dorsesine çarptı. Sürücü Çağlar olay yerinde öldü, otomobildeki Suat Özbay yaralandı. Özbay, Fırat Üniversitesi Hastanesine kaldırıldı. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 610651 Elleri yıkamak hastalıklardan koruyor › › En Çok Okunanlar Elleri yıkamak hastalıklardan koruyor El yıkamanın faydaları bilmeyen yok, ama yine de birçok insan tuvaletten sonra bile ellerini yıkamayabiliyor. Gün boyunca çeşitli kaynaklardan (insanlarla temas, yüzeylere dokunma, gıdalar, hatta hayvanlar ile temas) ellerimize mikroplar bulaşıyor. Eğer ellerinizi yeterince sık yıkamazsanız, bu mikropları gözünüze, burnunuza ya da ağzınıza bulaştırarak hasta olabilirsiniz. Zaman Gazetesi'nin haberine göre, soğuk algınlığı, grip, mide ve bağırsak sorunları, ishal gibi hastalıklar ellerin iyi yıkanmaması nedeniyle bulaşan mikroplardan oluşuyor. Birçok insan, soğuk algınlığını kolay atlatırken, grip ise daha ciddi olabiliyor. Grip olan insanda, özellikle yaşlılarda ve kronik sağlık problemleri bulunanlarda grip, zatürreye dönüşebiliyor. Yetersiz el yıkama, ayrıca, 'e.coli ve salmonella' gibi gıdayla ilişkili mikropların yayılmasına neden oluyor. Amerikan Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi, her yıl 76 milyon Amerikalı'nın gıdalarla ilgili hastalıklara yakalandığını ve yaklaşık bin kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Hastalıkların diğer belirtileri arasında bulantı, kusma ve ishal yer alıyor. Uygun el yıkama tekniği Uygun el yıkama teknikleri arasında ellerinizi sabun ve ılık suyla yıkamak ya da el temizleyicisi ile temizlemek bulunuyor. Antibakteriyel mendiller de sabun kadar etkilidir, ancak el temizleyiciler kadar iyi değil.Antibakteriyel sabunlar, daha popüler olmaya başladı. Çünkü mikropları öldürmede normal sabunlardan daha etkili değil. Ellerinizi ne zaman yıkamalısınız? Tuvaleti kullandıktan, bebeğinizin altını değiştirdikten, hayvanlara ya da hayvan pisliğine dokunduktan sonra, yemek hazırlamadan önce ve sonra, özellikle çiğ et, tavuk ya da balığa dokunmadan önce ve dokunduktan sonra; yemek yemeden önce, burnunuzu temizledikten sonra; elinize öksürdükten ya da hapşırdıktan sonra; yara veya kesiklerinize ilaç sürdükten sonra; hasta veya yaralı bir insanla temas ettikten sonra; çöpü dışarı attıktan sonra; kontak lenslerinizi takmadan ya da çıkarmadan önce; havaalanında, tren istasyonunda ve restoranlarda halka açık dinlenme salonlarını kullandıktan sonra ellerinizi mutlaka yıkamalısınız. Çocukların da ellerini yıkamaya ihtiyacı var Çocuklarınıza, ellerini güzelce ve sık sık yıkamalarını söyleyerek onları hastalıklardan koruyabilirsiniz. Onlara el yıkama alışkanlığı kazandırmak için örnek olun. Ellerinizi çocuklarınızla birlikte yıkayın ve çocuklarınızın ellerini nasıl yıkadığını denetleyin. Ellerini yıkamasını hatırlatan bir kart hazırlayıp, banyoda onun göz hizasına yapıştırabilirsiniz. El yıkamak, küçük çocuklar için daha da önemlidir Ellerini yıka, Hastalıklara davetiye çıkarma Eğer çocuğunuz yaşından küçükse solunum ve bağırsak hastalıklarının oluşma riski daha yüksektir. Ayrıca bu hastalıklar kolayca ailenin diğer üyelerine ve çevredekilere bulaşabilir. Çocuğunuzun sağlığını korumak için evinizdeki hijyen ortamının iyi sağlandığından emin olun. Çocuklarınıza ellerini sadece yemeklerden önce değil, gün içinde birçok kez yıkaması gerektiğini öğretin. El yıkamak çok fazla zaman almaz, fakat hastalıkları önlemek için büyük bir ödüldür. Sabun ve suyla uygun el yıkama Su ve sabunla ellerinizi uygun bir şekilde yıkamak için: Ellerinizi ılık suyla ıslatın ve sıvı sabunu dökün ya da temizleyiciyle temizleyin. İyice köpürtün. En az 15-20 saniye boyunca iyice ovalayın. Parmaklarınızın arasını, tırnaklarınızın altını, bileklerinizi, avuç içlerinizi iyice yıkayın. Sonra iyice durulayın, tek kullanımlık kağıt havluyla ellerinizi iyice kurutun. Musluğu kapatmak için havlu kullanın. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. AKTÜEL 610914 FIA'nın yeni patronu Jean Todt Uluslararası Federasyonu (FIA) başkanlığına Jean Todt seçildi. (CNNTURK.COM) -- Max Mosley'nin görevi bırakmasından sonra FIA'nın yeni başkanı, Formula takımının eski patronu Jean Todt oldu. Eski dünya ralli şampiyonu Ari Vatanen ile mücadele eden Todt, ezici bir oy farkıyla başkanlığa seçildi. FIA başkanlığı görevini dört yıl süresince yürütecek olan Todt'a 135 oy çıkarken, Vatanen 49 oyda kaldı.     1993 yılından bu yana FIA'da başkan olarak görev yapan Mosley'nin yanı sıra Formula tarihinin en başarılı pilotu Michael Schumacher ve F1'in ticari haklarını elinde bulunduran Bernie Ecclestone da Todt'a destek veriyordu. 610957 Otomobil Dünyası Bursa'da Buluşacak Otomobil Dünyası Bursa'da Buluşacak Yayına Giriş: 23.10.2009 14:57:57 Güncelleme: 23.10.2009 15:09:32 "Bursa Oto Show 2009" yarın (24.10.2009) törenle açılacak. Fuara, ana sanayi firmalarının yanı sıra 40'a yakın yan sanayi ve aksesuar firması katılacak. ÖTV indirimi bitmesine rağmen firmaların fuara özel indirimli satışlar yapacağı bildirildi. Fuar alanında bulunacak bankalar da fuara özgü düşük faizli, özel ödeme koşullu kredi olanakları sunacak. Giriş ücretinin 7,5 lira olduğu fuar, 24-28 Ekim tarihlerinde 11.00-22.00, 29 Ekimde ise 11.00-21.00 saatleri arasında gezilebilecek. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 611541 Bayraklı meclisinde program tartışması 610317 83'lük diktatöre 25 yıl hapis 83'lük diktatöre 25 yıl hapis 23.10.2009 10:05Latin Amerika ülkesi Uruguay'ın demokrasiye geçmeden önceki son diktatörü Gregorio Alvarez, 1973-1985 yılları arasında süren askeri rejim döneminde 37 kişinin yargısız infazına sebep olmak suçundan 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Alvarez askeri dönemdeki illegal operasyonlardan haberdar olmadığını söylese de mahkeme bu operasyonların doğrudan Alvarez'in inisiyafitinde gerçekleştirildiğine hükmetti. Uruguay'da insan hakları grupları askeri rejim döneminde yaşanan insan hakları ihlalleriyle ilgili sorumluların yargılanması talebiyle yıllardır kampanyalar yürütüyor. AP 610181 SEMİH YUVAKURAN Fenerbahçe, rahat kazandı Semih ve Güiza'nın da yokluğunda ileri uçta Kazım forma giydi. Büyük umutlarla alınan, gelecekte F.Bahçe ve Milli Takım'a çok şeyler kazandıracak Özer'i de izleme şansı buldu Sarı-Lacivertli futbolseverler. Temsilcimiz, mücadeleye rahat başladı. Steaua, oyunu kendi sahasında kabul etti. F.Bahçe kalesini kontratakla zorlamaya çalıştılar. F.Bahçe, 29. dakikada Kazım ve Santos'la rakibine ilk tehlikeyi yaşattı. Dos Santos, biraz daha iyi vursa takımını öne geçirebilirdi. Ardından yapılan çok iyi preste topu kapan F.Bahçe, Mehmet Topuz'la yine gole yaklaştı. Kanarya, karşılaşmanın hemen başında oyuna ağırlığını koydu. Ancak ilk 30 dakikada net gol pozisyonunu kaçırdı. Steaua'nın ise tek bir atağını göremedik. Fenerbahçe, Gaziantepspor yenilgisinden büyük dersler almış. Aslında Steaua'yı da çok daha iyi bekliyordum. Bizim futbol oynadığımız dönemdeki gibi yetenekli oyunculara sahip değiller. Nerede Hagi'ler, Lacatus'lar, Popescu'lar... Steaua Bükreş, F.Bahçe'nin rakibi olamazdı, sonuç da bunu tescilledi. Emre'ye özel bir paragraf açmak gerekiyor. Onun mücadelesini ve futbolunu seyretmekten büyük keyif alıyorum. Her geçen gün F.Bahçe'nin vazgeçilmezi oluyor. Baroni, Bilica, Volkan ve Gökhan Gönül'ün çabasını görmezlikten gelmek mümkün değil. Roberto Carlos'u unutmayalım. Tecrübesini dün akşam da konuşturdu. Özer ise büyük kazanç. Takıma alıştığında ondan da çok söz edeceğiz. F.Bahçe, 50. dakikaya kadar rahat giden maçı az daha zora sokuyordu. Steaua'nın iki pozisyonunda sıkıntılı anlar yaşadılar. Bu bölümlerde kalesinde devleşen Volkan'ı kutlamak gerekiyor. Çünkü Steaua'nın ataklarının hemen ardından Emre, Özer ve Roberto Carlos'un paslaşmasıyla Kazım'ın golü geldi. Gol çalışılmıştı, adeta iyi bir dersti. Başka bir hususa daha dikkat çekmek istiyorum. Korkan adamın barajda ne işi var? Fenerbahçeli oyuncular, Gaziantep maçındaki frikik golünü çabuk unuttu herhalde. Hoplayıp zıplarsanız ve barajı bozarsanız daha çok goller yersiniz, benden hatırlatması. Sonuçta maça aslarından yoksun çıkan Fenerbahçe, Steaua önünde gösterdiği mücadele ile rahat kazandı. Şimdi gözler Galatasaray derbisine çevrildi. Pazar günü bizleri güzel bir maç bekliyor.. s.yu­va­ku­ran@za­man.com.tr 610251 FSM'de kaza yoğunluğu yaşandı SON DAKİKA güncellenme zamanı 09.13 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda FSM'de kaza yoğunluğu yaşandı Anadolu'ya geçişte meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeniyle köprü trafiğinde aksamalar yaşandı. Kısa bir süreliğine kapatıldıktan sonra tekrar trafiğe açılan Anadolu'ya geçiş istikametinde yoğunluk görüldü Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 610071 Açık havada fırtınada bile ısıtacak 610231 07:59 Ömer Aysan Trabzonspor'da SON DAKİKA güncellenme zamanı 07.59 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Ömer Aysan 'daYunus Emre SEL/TRABZON, (DHA) ’dan 27 yaşındaki sağ bek Ömer Aysan Barış’ı kadrosuna kattı (TFF) tarafından küme düşürülen 'da forma giyen defans oyuncusu Ömer Aysan Barış'ı, mavi beyazlı futbolcular için verilen transfer izninin son gününde yaptığı girişimlerle kadrosuna dahil etti. Bordo-mavili takımın Sportif Direktörü Ünal Karaman'ın çabaları sonucu bonservisiyle birlikte alınan futbolcuyla 2,5 yıllık imzalanacağı açıklandı. Karaman, DHA'ya yaptığı açıklamada, bu transfer için çok uğraştıklarını belirterek, “Ömer'in takımdaki rekabeti artıracağını düşünüyoruz. Zaten kalitesi tartışılmayacak bir Tüm Trabzonspor camiasına hayırlı olsun" dedi. Bu arada bordo mavililerin gece saat 00.30'a kadar evrak işlemlerini halletiği futbolcunun bir kaç gün içeriside 'a geleceği ve basın önünde sözleşme imzalayacağı belirtildi. Ömer Aysan Barış, daha önce ve 'da forma giymişti. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. Süper Hızlı Gönderi. 611103 İngiltere resesyondan çıkamadı ekonomisi 3'üncü çeyrekte de yüzde 0,4 daralarak, umutlara rağmen resesyondan çıkamadı. Ekonomi, çeyrektir üst üste daralma kaydetmiş oldu. Ulusal İstatistik Bürosu'nun açıkladığı ilk tahminlere göre, 'de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Temmuz-Eylül döneminde yüzde 0.4 küçüldü. Böylece, ekonomisinde çeyrek yıl verilerinin kaydedilmeye başlandığı 1955 yılından bu yana ilk kez çeyrek üst üste daralma yaşanmış oldu. Ekonomistler, 3'üncü çeyrekte ekonominin yüzde 0,2 büyümesini bekliyorlardı. Maliye Bakanı Alistair Darling, rakamlarının açıklamasının ardından yaptığı açıklamada, "60 yılın en kötü resesyonu ve en kötü küresel ekonomik kriziyle karşı karşıyayız" dedi. Ekonomide yaşanan ısrarlı daralma, hükümet ve Merkez Bankası'nın oranlarını rekor düşük seviyede tutmasına ve ekonomiye eşi görülmemiş biçimde 175 milyar sterlin (290 milyar enjekte etmesine ve milyarlarca sterlinlik teşviklere rağmen yaşandı. Bugün açıklanan beklenmedik daralmanın altında hizmet sektöründeki kötüleşme de yer alıyor. Hizmet sektöründe 3'üncü çeyrekte düşüş yüzde 0,2, sanayi üretiminde yüzde 0,7, inşaat sektöründe ise yüzde 1,1 olarak gerçekleşti. Sanayi üretimde yıllık daralma ise yüzde 10,4 oldu. ekonomisi, geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında yüzde 5,2 daralmış oldu. Beklentilerden daha kötü açıklanan Gayri Safi Yurtiçi Hasıla rakamları, Merkez Bankası'nın parasal genişleme politikasının artırma konusunu değerlendirmesine neden olacak. Merkez Bankası, ekonomiyi teşvik etmek için para basıp bankalar ve diğer şirketlerden bono satın alıyor. 610021 Goldstone'dan ABD'ye rapor resti İsrail'in 22 gün süren Gazze Savaşı'nda savaş suçu işlediğine hükmeden Yargıç Richard Goldstone, ABD'ye rest çekti. Goldstone, raporu "hatalı ve önyargılı" olarak niteleyen Barack Obama yönetiminden bu iddialarını ispatlamalarını istedi. Goldstone, Katar merkezli Al Jazeera kanalına dün yaptığı açıklamada, Washington'dan kendisine gelen herhangi bir şey olmadığını ifade etti. Güney Afrikalı yargıç, "Tespit ettikleri hataların ne olduğuna dair Obama yönetiminden bir şey gelmedi. Ne olduklarını bilirsem cevap vermeye hazırım. Obama yönetimi, 'kapsamlı ve iyi niyetli bir araştırma yapılması' çağrımıza destek verdi; ancak raporun hatalı olduğunu söylediler." diye konuştu. Eleştirilerin şahsını hedef aldığını belirten Goldstone, itiraz edenlerin çoğunun raporu okumadıklarına inandığını söyledi. Goldstone, "Suçlamalara cevap veren olmadı." hatırlatmasında bulundu. İsrail'in saldırıları neticesinde çoğu sivil bin 400 kişi hayatını kaybetmişti. Goldstone'un hazırladığı rapor, BM İnsan Hakları Konseyi'nde yapılan oylama sonrası BM Güvenlik Konseyi'ne sevk edildi. Raporda, Hamas ve İsrail yönetiminin iddialara ilişkin araştırma yapmamaları halinde Konsey'in onaylaması durumda Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin savcılarının devreye girmesi öngörülüyor. Bu arada, raporun köşeye sıkıştırdığı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, ilgili kurumlara, "uluslararası savaş hukukunda, yayılan küresel terörizmle mücadeleye uygun hale getirilecek şekilde değişiklik" konusunda çalışmalar yapmalarını istediği belirtildi. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak da Netanyahu'nun bu yöndeki hamlesini desteklediğini bildirerek, İsrail'in, uluslararası savaş hukukunda "terörle mücadeleyi kolaylaştıracak" öneriler getirmesi gerektiğini söyledi. DIŞ HABERLER SERVİSİ 611170 Erdoğan'ın doğru bulmadığı yaklaşım Başbakan Erdoğan, Conrad Oteli'ndeki Akdeniz Parlamenterler Asamblesi Genel Kurulu açılışından sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''Avrupa'dan PKK'lı bir grubun bu ayın 28 Ekimde İstanbul'a geleceği söyleniyor, doğru mu?'' sorusu üzerine Erdoğan, 28'i gibi bir tarihin söz konusu olmadığını söyledi. ''İlk kafiledeki görüntülere tekrar şahit olmak istemiyoruz'' diyen Erdoğan, bir bayram sevinci gibi, bir dostun bir dosta kavuşması gibi yaklaşımları da doğru bulmadığını kaydetti. Başbakan Erdoğan, bayram sevincinin evlerde yaşanabileceğini, orada karşılanabileceklerini vurgulayarak, şöyle devam etti: ''Aksi takdirde bunlar daha sonra bir bölücü terör örgütünden koparak, Eve Dönüş Yasası çerçevesinde olayları değerlendirirken, dikkat edin ifadelerimi seçerek söylüyorum, yargımızın bunları suçsuz bulması sebebiyle bu işte serbest bırakma sürecini görüyoruz. Bu serbest bırakıldıktan sonra atılan adımlar, planlanan eylemler bizi düşündürüyor. Çünkü bunları tahrik ederek, bunların üzerinden bir devşirme gayreti içerisine girmeyi doğru bulmuyorum. Bu, birlik, kardeşlik sürecine de hizmet etmez. Bu yaklaşım tarzı yanlıştır. Bırakalım gelen insanlar ailelerinin yanına geçsinler. Normal hayata değil de yine anormal süreç için bunları bir figüran olarak kullanma gayreti içerisine samimi düşünce içinde olmayanlar girerse, bu bizi de üzer, ülkemizin diğer kesimlerini de üzer.'' -İSRAİLLİ PARLAMENTER İLE KONUŞMASI- Bir gazetecinin, ''Genel kurul açılışındaki konuşmanızın ardından yanınıza gelen İsrailli parlamenter ile ne konuştunuz?'' sorusuna de Başbakan Erdoğan, bu kişinin kendisine, ''Onlar da çocuk öldürüyor'' dediğini anlattı. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Benim de söylediğim şu; Onlar da öldürüyor, ne kadar öldürüyor, siz ne kadar öldürüyorsunuz. Bunlar savunmasız insanlar. Kullandığınız fosforlu bombalar. Yani bunlar orantısız güç noktasında kalkıp da Filistin'le mukayese edilebilir mi? Yani Filistin'in savunma noktasında gücü nedir, diğerlerinin, İsrail'in savunma imkanı, gücü nedir? Bugün İsrail'in dünyada farklı bir yeri var. İsrail dünyada nükleer silahı olan bir ülke durumunda. Başka bir şey söylemeye gerek var mı? Ben bunu gizleyeyim mi? Yani ben aramızdaki münasebet sebebiyle söylemeyeyim mi? Ben rüşvet-i kelamdan pek hoşlanmam. Gerçek neyse bu gerçeği söylemek zorundayım.'' AA 610934 DTP'den şova devam mesajı Avcı, gelen grubun havalimanından parti otobüsüyle alınarak konvoy eşliğinde Kazlıçeşme'ye getirileceğini ifade etti. 28 Ekim tarihinde Avrupa'dan gelecek olan 15 PKK'lı teröristle ilgili DTP İstanbul il binasında bilgilendirme toplantısı düzenlendi. DTP'nin başını çektiği çeşitli parti ve sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu Barış ve Demokratik Çözüm Platformu adına hazırlanan ortak metni okuyan Yaman Yıldız, barış elçileri olarak niteledikleri PKK'lıların sınır kapılarına gelmeye devam ettiğini söyledi. Mahmur ve Kandil'den sonra 28 Ekim tarihinde 15 kişilik bir grubun İstanbul'a geleceğini ifade eden Yıldız, "Bu grup İstanbul'a demokrasi ve barış çağrısı için gelecekler. Barış ve Demokratik Çözüm platformu olarak gelen barış elçilerini coşkuyla karşılayacağız." şeklinde konuştu. DTP İstanbul İl Eş Başkanı Mustafa Avcı da, bazı kesimlerin yaşanan gelişmeleri "Baş döndürücü" olarak nitelediklerini söyledi. "Yaşanan süreci iyi yönetebilirsek bu baş döndürücü gelişmeler aydınlık gelecek için önemli adımlar olabilir." diyen Avcı, teröristlerin karşılama süreci ile ilgili eleştirileri cevapladı. Kürt halkının değerlerine ilk kez bugün sahip çıkmadığını ifade eden Avcı, "Habur sınır kapısından girenleri karşılamadaki eleştirileri doğru bulmuyoruz. Bundan yıl önce bir cenazede 80 bin kişilik bir kalabalık toplanıyordu. Bu bir sahiplenmedir. Son üç günde abartılı bir sahiplenme yapılıyor iddiaları ve bunun da DTP üzerine yıkılması doğru değildir. Halk barış özlemini yıllarca çekiyor. Küçük bir kıvılcım, küçük bir ışık görmüş bunu değerlendiriyor." dedi. Son üç gündür yaşanan süreçte DTP'nin günah keçisi haline getirildiğini savunan Avcı, "Habur'da olduğu gibi yarın İstanbul'da da görkemli bir karşılama gelişebilir. DTP'nin bunları organize ettiği bir durum söz konusu değildir. DTP sadece coşkusunu açığa çıkaran kitle tabanımızı yöneten bir durumdadır. Habur'da da böyleydi burada da böyle olacak. Bunun bu şekilde bilinmesi lazım. Biz örgütsel bir yapı olarak halkın taleplerini en uygun bir şekilde yönetmek ve altyapısını hazırlamak zorundayız. DTP'ye yüklenmek soruşturma süreci başlatmak, dava açmak, hedef haline getirmek, günah keçisi haline getirmek çok büyük bir haksızlıktır. İstanbul'daki karşılama töreninde biz süreci en risksiz bir şekilde nasıl yönetebiliriz onun çalışması içindeyiz. şeklinde konuştu. Kazlıçeşme'de gelenler için bir şölen hazırlığında olduklarını hatırlatan Avcı sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu şölen için bir başvuru yapılacak. 611673 Baykal: Başbakan'la görüşmemiz kamerada CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın oğlunun düğününde bir araya geldiği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la nezaket sözleri dışında siyasal bir konuşma olmadığını, son gelişmeleri (açılım) konuşmadıklarını söyledi. Başbakan Erdoğan ile Deniz Baykal, CHP'de yapılacak 'Demokratik Açılım'la ilgili görüşmenin kamera krizi nedeniyle iptal olmasından sonra ilk kez AYM Başkanı Kılıç'ın oğlunun Bilkent Otel'deki düğününde bir araya geldi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in kıydığı nikahta Erdoğan ve Baykal yan yana oturdu. Nikahtan sonra Başbakan Erdoğan her nikahta olduğu gibi damat Ahmet Şirvan Kılıç ve Hande Kübra Taşçıoğlu'ndan da çocuk yapmalarını istedi. Erdoğan ve Baykal, nikahtan sonra yemek masasında da bir araya geldi. Erdoğan ve Baykal, nikahtan sonra birkaç dakika arayla salondan ayrıldı. CHP Genel Başkanı Baykal, düğünden ayrılışında basın mensuplarının salonda Başbakan Erdoğan ile bir araya gelmeleriyle ilgili sorulara, "Herhangi bir nikah tanıklığından hiçbir farkı yoktu. Sohbet ettik, nezaket sözleri söyledik. Herhangi bir nezaket buluşmasının ötesinde toplumumuzu ilgilendirecek hiçbir konuşma geçmedi. Siyasal bir konuşma, son gelişmelerle ilgili bir değerlendirme, açılım vs... Karşılıklı nezaket sözleri, şaka çerçevede bir görüşme oldu." şeklinde yanıt verdi. Başbakanlık Basın Merkezi kamerasının anımsatılması üzerine Baykal, "Kameralar daima kaydetti. Kamerasız bir durum olmadı." dedi. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ise Erdoğan ve Baykal buluşmasına insani ilişkiler dışında bir anlam verilmemesini istedi. Çiçek, açılım konusunda Erdoğan ve Baykal'ın görüşüp görüşmedikleriyle ilgili bir soruya ise 'Ben ispiyoncu muyum' diye cevap verdi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek da Erdoğan ve Baykal'ın karşılıklı saygılı bir buluşma yaptıklarını söyledi. Gökçek, Baykal'ın her zaman böyle kibar ve iyi niyetli olmasını temenni ettiğini belirtti. Demokratik Açılım'la ilgli soruya ise Gökçek şu yanıtı verdi: "Süreç için iyi bir başlangıç olur inşallah. Başbakanımız bu konuda kendinden çok emin ve sağduyulu." (CİHAN) 610695 Euroleague'de kötü hafta! Haberi Ekle Euroleague'de kötü hafta! 23/10/09 13:03 Basketbol ULEB Avrupa Ligi'nde 2009-2010 sezonu, bu hafta yapılan maçlarla başlarken, ligde Türkiye'yi temsil eden (A) Grubu'ndaki Fenerbahçe Ülker ve (B) Grubu'ndaki Efes Pilsen, ilk hafta maçlarını yenilgiyle kapadı. (A) Grubu'nda bulunan Fenerbahçe Ülker, sahasında İspanyol ekibi Regal FC Barcelona karşısında fazla bir varlık gösteremeyerek, 23 sayı farklı bir yenilgi alırken, bu sezonun ligdeki en iddialı takımlarından biri olarak gösterilen Efes Pilsen de Litvanya deplasmanında düş kırıklığı yaratan bir oyundan sonra BC Lietuvos Rytas Vilnius önünde yenilgiden kurtulamadı. maçı deplasman, maçı da evsahibi takımların kazandığı bu haftada en ilginç skoru elde eden İtalya'nın Montepaschi Siena takımı, tam bir savunma zaferine imza atarken, deplasmanda Hırvat temsilcisi KK Cibona Zagreb'i 40 sayıda tuttu ve rakibine tam 45 sayı fark yaptı. Evsahibi ekip, kaydettiği 40 sayıyla, lig tarihinin bir maçta en düşük skora ulaşan takımı oldu. 1. hafta maçları sonunda 2'şer puan ve averajla Yunanistan'dan (B) Grubu'nda BC Pire Olympiakos ve (D) Grubu'nda Panathinaikos BSA Atina, (A) Grubu'nda İtalya'nın Montepaschi Siena ve (C) Grubu'nda İsrail'in Maccabi Electra Tel Aviv takımı lider durumda bulunuyor. Ligde ilk haftanın ''en değerli oyuncusu'' (MVP) unvanını, Real Madrid'in Litvanyalı pivotu Darius Lavrinoviç aldı. 30 yaşında ve 2.12 metre boyundaki Lavrinoviç, takımının deplasmanda BC Khimki'ye 84-81 yenildiği maçta 35 dakika sahada kaldı. Bu sürede 32 sayı, 11 ribaunt (4 hücum-7 savunma), asist ve blokla oynayan Lavrinoviç, 49 puan topladı ve haftanın MVP'si olmaya hak kazandı. Bu hafta MVP klasmanında Darius Lavrinoviç'i, İtalya'nın Montepaschi Siena takımında oynayan ikiz kardeşi Ksistof Lavrinoviç, 34 puanla izledi. Bu ikili, aynı zamanda 32 ve 26 sayıyla ilk haftada sayı krallığında da ilk sırada bulunuyorlar. Ligde ilk hafta maçlarında alınan sonuçlar ve gruplardaki puan durumları şöyle: -(A) GRUBU- KK Cibona Zagreb (Hırvatistan)-Montepaschi Siena (İtalya): 40-85 BC Zalgiris Kaunas (Litvanya)-ASVEL Basket Villeurbanne (Fransa): 71-52 Fenerbahçe Ülker (Türkiye)-Regal FC Barcelona (İspanya): 59-82 TAKIMLAR: ----------------------------------------------------------------- 1-Montepaschi Siena 85 40 2-Regal FC Barcelona 82 59 3-BC Zalgiris Kaunas 71 52 4-ASVEL Basket Villeurbanne 52 71 5-Fenerbahçe Ülker 59 82 6-KK Cibona Zagreb 40 85 -(B) GRUBU- BC Pire Olympiakos (Yunanistan)-Entente Orleanaise (Fransa): 94-72 BC Lietuvos Rytas Vilnius (Litvanya)-Efes Pilsen (Türkiye): 77-70 BC Partizan Belgrad (Sırbistan)-Unicaja Malaga (İspanya): 64-72 TAKIMLAR: ----------------------------------------------------------------- 1-BC Pire Olympiakos 94 72 2-Unicaja Malaga 72 64 3-BC Lietuvos Rytas Vilnius 77 70 4-Efes Pilsen 70 77 5-BC Partizan Belgrad 64 72 6-Entente Orleanaise 72 94 -(C) GRUBU- Maccabi Electra Tel Aviv (İsrail)-Union Olimpija Ljubljana (Slovenya): 85-65 BC Maroussi (Yunanistan)-USH CSKA Moskova (Rusya): 65-66 Lottomatica Roma (İtalya)-Caja Laboral Vitoria (İspanya): 77-65 TAKIMLAR: ----------------------------------------------------------------- 1-Maccabi Electra Tel Aviv 85 65 2-Lottomatica Roma 77 65 3-USH CSKA Moskova 66 65 4-BC Maroussi 65 66 5-Caja Laboral Vitoria 65 77 6-Union Olimpija Ljubljana 65 85 -(D) GRUBU- Asseco Prokom Gdynia (Polonya)-EWE Baskets Oldenburg (Almanya): 81-87 BC Khimki (Rusya)-Real Madrid (İspanya): 84-81 Armani Jeans Milano (İtalya)-Panathinaikos BSA Atina (Yunanistan): 67-75 TAKIMLAR: ----------------------------------------------------------------- 1-Panathinaikos BSA Atina 75 67 2-EWE Baskets Oldenburg 87 81 3-BC Khimki 84 81 4-Real Madrid 81 84 5-Asseco Prokom Gdynia 81 87 6-Armani Jeans Milano 67 75 Diğer Spor Haberleri 610917 Domuz gribi aşısını risk taşıyan yapmalı İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Hüseyin Demirdiken, risk grubunda olan insanların aşı olması gerektiğini belirterek, ''Türkiye'ye gelecek olan aşı bugüne kadar beş bin kişinin üzerinde denendi. Kabul edilemez bir yan etkisine de rastlanmadı'' dedi. İstanbul Tabip Odası'nda yapılan basın açıklamasında konuşan Demirdiken, yan etkisi bulunmayan ilaç olmadığını, H1N1 için üretilen aşının da yan etkilerinin olacağını, ancak bu yan etkilerin aşının sağlayacağı yarar karşısında ihmal edilebilir düzeyde olması gerektiğine dikkat çekti.  Demirdiken, ''Oda olarak, aşıyla ilgili bilimsel gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Türkiye'ye gelecek olan aşı bugüne kadar beş bin kişinin üzerinde denendi. Kabul edilemez bir yan etkisine de rastlanmadı'' şeklinde konuştu.  Salgının yaygınlaşmadan önce aşılamanın belli risk gruplarında salgının hafifletilmesi bakımından fayda getireceğinin aşikar olduğunu ifade eden Demirdiken, Türkiye'de saptanan vaka sayısının 480 civarında olduğunu, hastalığın yaygın olmasının ölüm oranın yüksek olduğu anlamına gelmediğini kaydetti. Demirdiken, özellikle hamile, aşırı kilolu ve kronik hastalıkları olanların risk grubunda olduğunu ifade ederek, ''Özelikle altı aydan 24 yaşa kadar olanlar, altı aydan küçük bebeklere bakanlar, hamileler, 24-65 yaş arasında kronik hastalığı olanlar ve sağlık çalışanlarının aşı olması gerekmektedir'' şeklinde konuştu. H1N1 virüsünden korunmanın en etkin yolunun ellerin yıkanması olduğunu ifade eden Demirdiken, öksürürken ve hapşırırken ağız ve burnun kapatılması gerektiğini, sokakta maske takıp gezecek kadar sorunun abartılmaması gerektiğini söyledi. Vakanın görüldüğü okulların kapatılması yerine lokal çözüme gidilmesi gerektiğini vurgulayan Demirdiken, yurt dışında okulları komple tatil etmek yerine vakanın görüldüğü sınıftaki öğrencilerin evlerine gönderildiğini, aksi taktirde bunun önünün alınamayacağını belirtti. Yaklaşan kurban bayramında insanların bayramlaşmak için çok fazla temas halinde olacağına vurgu yapan Demirdiken, herkesi hem kendisini hem de başkalarını korumak için daha dikkatli olmaya çağırdı. AA 611164 Öcalan bundan sonra yeni grup çağırmayacak Kandil, Mahmur ve Avrupa'dan ayrı gruba "Türkiye'ye gelin" çağrısı yapan terör örgütü lideri Abdullah Öcalan, bundan sonra yeni grup çağırmayacağını söyledi. 'nın yayın organı Fırat Haber Ajansı'nın haberine göre, Öcalan, İmralı'da avukatlarıyla yaptığı görüşmede, gruplara çağrı yapmasındaki amacının "'yı sınamak" olduğunu söyledi. Öcalan, "Hem tıkanan siyasetin önünü açmak hem de bağlılıklarını göstermek için çağrıda bulundum, onlar da dinlediler ve geldiler, bağlılıklarını gösterdiler" dedi. Kandil ve Mahmur'dan gelen grupların "barış elçisi" olduklarını iddia eden Öcalan, sadece bu grupların gelmesiyle sorunun çözülemeyeceğini, Avrupa'daki grubun da geleceğini söyledi. Öcalan, "Bundan sonra grupların gelmesi için benim çağrım olmaz. Devlet ile görüşür, anlaşır. kendisi gönderirse ona birşey diyemem. Bu onların vereceği bir karar olur" diye konuştu. 610344 "GS'nin alkışlanmasına izin vermeyiz" "GS'nin alkışlanmasına izin vermeyiz" Giriş Saati 23.10.2009 09:18 Güncelleme 23.10.2009 09:34 Fenerbahçe'nin Brezilyalı yıldızı Roberto Carlos, Steaua Bükreş karşısında iyi oynadıklarını ve maçın ardından alkışlandıklarını söyledi. Brezilyalı futbolcu, maçtan sonra yaptığı açıklamada, saha içinde kendine güvenle oynayan ve doğru işler yapan bir Fenerbahçe olduğunu belirterek, ''Avrupa'da güven kazanma adına bugünkü aldığımız galibiyet çok önemliydi. Rakip takımın taraftarlarının ve oyuncularının bizi alkışlayarak gösterdiği centilmenlik maçın güzel taraflarındandı'' dedi. Roberto Carlos, Galatasaray ile hafta sonunda yapacakları maçın çok güzel geçeceğine inandığını ifade ederek, ''Futbolseverler çok büyük bir maç izleyecek. Ligde birinciyle ikincinin karşılaşmasında sahamızda kazanmak istiyoruz. Müthiş bir maç izleyeceğiz. Derbi maçının sonucu hiç belli olmaz. Fakat bizim kendi takımımız için yapmamız gereken galip gelmektir'' diye konuştu. Bir gazetecinin, ''Galatasaray sizi yenerse siz de onları alkışlayacak mısınız?'' sorusu üzerine Brezilyalı futbolcu, soruyu soran gazeteciye espirili bir biçimde, ''Galatasaray taraftarı mısınız?'' diye sordu. Carlos, bir kere Real Madrid'de oynarken, sahalarında FC Barcelona'yı alkışladıklarını hatırlatarak, ''Fakat bu futbol sahalarında, özellikle ezeli rakipler arasında çok nadir görülen birşeydir. Sahamızdaki maçta, kesinlikle taraftarlarımızın rakip takımı alkışlamasına izin vermeyeceğimizi düşünüyorum. Taraftarlarımız maçtan sonra kendi takımını aldığı galibiyetten dolayı alkışlayacaktır'' dedi. Fenerbahçe'nin kalecisi Volkan Demirel ise maçta çok pozisyona girdiklerini ve tek golle puan aldıklarını söyledi. Volkan, rakip kalecinin çok iyi toplar çıkardığını ifade ederek, ''Rakip kaleciyi ve Steaua Bükreşli arkadaşları tebrik ediyorum. Maçtan sonra durup bizi alkışlamaları çok güzeldi. Türkiye'de de böyle hareketleri görürsek çok güzel olur. Biz de centilmenlikte yol katetmiş olacağız'' diye konuştu. Volkan, grupta diğer maçı FC Sheriff Tiraspol'un kazanmasıyla hem UEFA Avrupa Ligi'nde hem de Türkiye Ligi'nde lider oldukları için mutlu olduğunu söyledi. Hafta sonunda Galatasaray ile yapacakları derbi maçla ilgili bir soru üzerine Volkan, ''Takım arkadaşlarımın aklının bir ucunda Galatasaray derbisi vardı. Galatasaray maçları, bazılarının dediği gibi bayramdır. Biz de bayramımızı bekliyoruz. Taraftarlarımıza derbide galibiyet armağan etmek istiyoruz'' dedi. Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 610002 İşte dev akvaryumumuz İşte dev akvaryumumuz Recai KÖMÜR 23.10.2009 İstanbul'da bin metrekarelik alana kurulan Türkiye'nin ilk dev akvaryumu, dünyanın en uzun su altı tünellerinden birine de ev sahipliği yapıyor Türkiye'nin ilk dev akvaryumu Turkuazoo, ziyarete açıldı. İstanbul Bayrampaşa'da 17 milyon euroluk bir yatırımla sekiz bin metrekarelik alan üzerinde kurulan akvaryumda, tatlı su, tuzlu su, okyanus balıkları ve tropikal balıkların yanı sıra beş farklı köpekbalığı türü ve nesli tükenen orfoz da yer alıyor. Dev akvaryumda yedi kişilik dalgıç kadrosu gün boyunca akvaryumdaki bölümlerin temizliğini yapıyor. MİLYON LİTRE SU İLE DOLUYOR İçinde yer alan akrilik su tünelleriyle balıklar "onlarla birlikte yüzüyormuşçasına" 270 derece açıdan izlenebiliyor. 10 binin üzerinde deniz canlısını görme imkanı sunan Turkuazoo'da, dünyanın en uzun su altı tünellerinden biri de yer alıyor. milyon litre su ile doldurulan, 80 metre uzunluğundaki iki duvarı ve tavanı tamamen akvaryum olan tünelde, yürüyen bant üzerinde sadece balıkları izleyerek dolaşma olanağı da bulunuyor. MAORİLER KUTSAYACAK Akvaryuma giriş, tam 25, öğrenci ve 65 yaş üzeri ise 18 lira olarak belirlendi. Yeni Zelanda kökenli bir şirket tarafından yapılan akvaryumu, 30 Ekim'deki resmi açılışında Yeni Zelanda yerlileri Maoriler kutsayacak. Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 611021 Avrupa'dan gelecek PKK'lılar ne olacak? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Avrupa'dan Türkiye'ye gelecek 'lılar için, "Kanun gereği neyse yapılacak" dedi. Başsavcı Engin, "" soruşturmasını yürüten cumhuriyet savcıları Zekeriya Öz ve Fikret Seçen ile başsavcı vekilleri Turan Çolakkadı ve Olcay Seçkin'le görüştükten sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin toplantının nedenini sorduğu Engin, "Savcılarla görüşme özel değil, mutat bir görüşmeydi. Başsavcı vekillerimizle örgütlü suçlardaki bazı sorunlar nedeniyle görüş alışverişi yaptık. Güncel konuların değerlendirmesini yaptık" dedi. "Toplantıda görüşülen konular arasında 'lıların gelişi var mı?" diye sorulan Engin, "Muhakkak ki. Güncel konular deyince genel bir değerlendirme yaptık. Kanun gereği neyse yapılır" karşılığını verdi. "Gelecek olan 'lılarla ilgili bir yol haritası belirlendi mi?" sorusunu Engin, "Kanun gereği neyse yapılacak. Yasalar ne söylüyorsa yapılacak" diye yanıtladı. Bir gazetecinin "Avrupa'dan gelecek olan 'lıları savcılar karşılamaya gidecek mi?" diye sorması üzerine Engin, "Ne münasebet?" dedi. Engin, "Avrupa'dan gelecek olan 'lılarla ilgili olarak mı toplantı yaptınız?" sorusu üzerine, "Güncel konuları görüştük. Teslim olacak 'lılarla ilgili olarak yasalarda ne yazıyorsa onlar yapılacak" diye konuştu. "Albay Dursun Çiçek'in hazırladığı iddia edilen ile mücadele eylem planın orijinal belgesinin ihbar mektubu ile savcılarına gönderdiği" iddiaları hatırlatılan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Engin, "Soruşturma gizli. Bende öyle bir bilgi yok" dedi. Türkiye'nin 12 Haziran'dan bu yana tartıştığı, altında Albay Dursun Çiçek'in imzasının bulunduğu öne sürülen İrticayla Mücadele Planı'nın orijinalinin, ıslak imzalı haliyle savcılarına yollandığı HSYK tepki gösterdi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan da (HSYK) teslim olan 'lıların güvenlik zafiyeti nedeniyle sorgularının sınır kapısında yapılmasına tepki geldi: "Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri tüm şüpheli ve sanıklar hakkında aynı biçimde uygulanmalıdır." 611542 Bornova Metrosu’na yedi teklif birden 610659 Hükümet süreci somut paketlerle desteklemeli › › ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler Hükümet süreci somut paketlerle desteklemeli Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Ali Bayramoğlu NTV'de yayınlanan Yazı İşleri programına konuk oldu. PKK'lıların dağdan inişini ve demokratik açılım kapsamında yaşanan olayları yorumladı. Canlı yayınlanan programda Bayramoğlu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "Sorunu kullanan bir Kürt politikası" olduğunu" vurgulayan Bayramoğlu, gündemde olan karşılama töreninde yaşananları da halkın tabi karşılaması olsa normal ancak DTP arabaları, ünüformalar gibi ritüellerin olması tahrik edici oluyor" dedi. Bugün basın toplantısı düzenleyerek süreçle ilgili bilgi veren Bakan Atalay'ın konuşmasını da 'Beşir Atalay bu işin sorumluluğunu taşıyor" şeklinde yorumladı. İlerleyen günler için 'mevcut durum kontrol altına alınmalı' diyen Bayramoğlu, "Hükümet süreci somut paketlerle beslemeli" şeklinde konuştu. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. GÜNDEM 610322 F-16, bombalarını Amerikan üssüne attı › › İBRAHİM KARAGÜL En Çok Okunanlar F-16, bombalarını Amerikan üssüne attı UTAH (A.A) ABD'nin Utah eyaletindeki hava süssünden havalanan bir F-16 savaş uçağının, sorun yaşaması üzerine geri döndüğü ve acil iniş öncesi 225 kilogram ağırlığındaki bombaları ve iki yakıt tankını üssün üzerinde attığı bildirildi. Askeri yetkililerin açıklamalarına göre, savaş uçağının pilotu, kalkıştan sonra sorun yaşaması üzerine Salt Lake City'nin yaklaşık 50 kilometre kuzeyindeki Hill Hava Kuvvetleri Üssüne dönmek zorunda kaldı.  Pilotun yükünü azaltmak için cephaneyi ve yakıt tanklarını atmak zorunda olduğunu kaydeden bir askeri yetkili, bombanın boş bir kulübeyi vurduğunu ve uçağın güvenli şekilde indiğini, ölen ya da yaralanan olmadığını söyledi. Acil durum ekiplerinin, yerde patlayabilecek mühimmat kalmadığına emin olmak için arama yaptığı belirtildi. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. DÜNYA 611317 İçki masasından dinci örgüt üyeliğine › › ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler İçki masasından dinci örgüt üyeliğine İSTANBUL (CİHAN) Danıştay saldırısı sanıklarından Osman Yıldırım, saldırının ardından arkadaşlarının bir barda içki içtikleri sırada gözaltına alındıklarını söyledi. Yıldırım, "Bu kişileri radikal dinci ilan edip Müslümanları kötülediler." dedi. Davanın Ergenekon ile birleşmesinin ardından yürütülen dava sürecine de değinen Osman Yıldırım'ın, "İstanbul'daki mahkeme berrak su gibi, Ankara'daki mahkeme bulanık sel gibiydi. Savcılarımıza haksızlık yapıyorlar." ifadelerini kullandı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında Danıştay saldırısı sanıklarından Osman Yıldırım söz alarak bazı açıklamalarda bulundu. Vatanını, milletini ve cumhuriyeti sevdiğini belirterek sözlerine başlayan Osman Yıldırım, "Devletin ulusal üniter yapısını savunuyorum. Bu ülke Müslümanların ülkesi, yönetimde de Müslümanlar var. Ben Müslümanım ve vatanını seven bir insanım. Müslüman olan kişi, bir kişiye bile tokat atmaz. Başbakanımı seviyorum, sokaktaki çetelere bükülmeyen bir başbakan. Ben katil, psikopat, suç dünyasında olabilirim. Ben lağımda hayat buluyorum. Deniz Baykal bana niye cevap veriyor? Lağımdaki birine? Beni savunması gerekmez mi? Benim düşmanlarımı imha etme zaafım var. 20 tane düşmanım var, iki tanesi medya patronu. Getirdiler araya Cumhuriyet'i sıkıştırdılar. Ben batıya gidiyordum, doğuya çevirdiler. Ben rest çektim." dedi. Yanındaki arkadaşlarının barda içki içtikleri bir sırada gözaltına alındığını anlatan Osman Yıldırım, "Kadeh kaldırırken yakalandılar. Polislerin tutanağına rağmen, okuma yazma bilmeyen, sadece imza atabilen bu kişileri radikal dinci örgüt ilan ederek Müslümanları kötülediler. Bu kamu görevi mi? Şemsettin Özcan, Hasan Şatır, Orhan Karadeniz'in yaptığı kamu görevi mi? İhanet. Burada kahraman savcılara hakaret ederken, Ankara'daki iki savcıya hiçbir şey denmiyor. Danıştay saldırısını araştırmışlar. Neyi araştırmışlar? Benim ismimi ve altı tane kişinin ismini veren kim? Alparslan Arslan. Arslan'a verdiren kim? 80 yaşında yaşlı bir adam. 'Müslümanım' diyor. Bunun ismini veriyor. Kodese attırıyor. İddianamede radikal İslamcı örgüt olduğu iddiası var ve ben de tanımadığım bir adamın üyesi oluyorum. Cezaevinden dilekçe yazarak Savcı Özcan'la görüşmek istedim. Cezaevinde görüştüm. "Sayın savcım bu ne?" dedim. 'Benim üzerimden oyun oynama, beni kullanmayın. Bu ülkeyi kaosa götürecek olaya sokma, gel sana doğru adresi göstereyim' dedim. savcı da, 'Benim yolum doğru' dedi. Basın niye bu savcıyı eleştirmiyor? Ben kimseden talimat, emir almadım. Benim doğama aykırı. Biri bana saldırmadığı müddetçe kimseye el kaldırmıyorum. Benim aleyhime konuşulmadığı sürece aleyhe konuşmuyorum." şeklinde konuştu. "Ben bu suikastı üstlenmekle kimleri kurtaracağım?" diyen Osman Yıldırım şunları söyledi: "Gelip desinler, 'Osman Yıldırım ülkeyi kaosa sürükleyecek eylem bu, sen yapacaksın' diye sorsalardı bana. 'Allah işinizi rast getirsin' der bırakırdım. Ben üstlenmezsem başka birine giderlerdi. Ama olay olduktan sonra üzerime yıkıyorlar. TV'de görüyorum. Bu Cumhuriyet'i bana uzaylılar mı getirdi? Birileri getirdi." diye konuştu. Bu sırada Mahkeme Başkanı Köksal Şengün Osman Yıldırım'a "Bunları savunmanda anlatırsın, taleplerini söyle." dedi. Osman Yıldırım da, Bu rahmani bir olay değildir. Şeytanidir" diye sözlerini bitirdi. Bu arada, hafta başında başlayan Alparslan Arslan'ın çapraz sorgusu, Ergenekon davasının bir yıllık geçmişinde en uzun süreli yapılan çapraz sorgu olarak kayıtlara geçti. Danıştay davası dosyasının Ergenekon'la birleştirilmesinden bu yana yaklaşık 2,5 aydır savunma yapabilecek durumda olmadığını belirten Alparslan Arslan, talebi üzerine hastaneye sevk edilmişti. Hastanede kaldığı 10 gün boyunca köpek taklidi yapmak gibi birbirinden ilginç davranışlar sergileyen Arslan'ın, doktorları yanıltmaya yönelik simulasyon yaptığı kanatine varılmış ve psikolojik bir sorununun bulunmadığı belirtelmişti. Son olarak 19 Ekim günü savunmasını yapması için sanık kürsüsüne alınan Alparslan Arslan, yine savunma yapmayacağını belirtmiş ancak çapraz sorgusuna geçilmesine de engel olamamıştı. tam gün boyunca sorgusu yapılan Arslan'ın, cevap vermek istemediği sorulara, "Bu hal işi, edep lazım, emir yukarıdan geldi" gibi kaçamak cevaplar verdiği, daha da sıkıldığı ve cevap vermek istemediği sorular karşısında ise anne-babasıyla kutsal değerler başta olmak üzere hedef aldığı kişilere ağıza alınmayacak küfürler ve hakaretler yağdırması dikkatlerden kaçmadı. (CİHAN) 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. GÜNDEM 610823 İstanbullu öğrenciye gün tatil müjdesi İstanbul Valisi Muammer Güler, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı da fırsat bilerek domuz gribine karşı dezenfekte çalışması yapılmak üzere 30 Ekim Cuma günü kentteki okulların tatil edildiğini bildirdi. Vali Gül, Avrupa'dan gelecek PKK'lıların karşılanması ile ilgili planlanan coşkulu gösterilere musaade etmeyeceklerini de sözlerine ekledi. Haber 610165 Örümcek Adam LİNKLER ÖRÜMCEK ADAM STAR TV 20.00 YÖN.: SAM RAIMI OYN.: TOBEY MAGUIRE, KIRSTEN DUNST 611311 Altını altın yapan bakteri Proceedings of the National Academy of Science dergisinde, "Cupriavidus metallidurans" bakterisi, altının mineralleşme katalizörü olarak açıklanıyor. Söz konusu bakteri bir çekirdeği metalik altına dönüşmesi için uyararak, altın iyonlarını zehirden arındırıyor. Böylece altın tanecikleri büyümeye başlıyor, diyor araştırmaya katılan Alman bilim adamı Dietrich Nies. Aslında mikropların altının üzerinde bir biyofilm şeklinde büyüdüğü daha önceleri de biliniyordu ama işlevleri araştırılmamıştı. Adelaide Üniversitesi’nden Frank Reith yönetiminde çalışan araştırmacılar şimdi C.metallidurans mikrobunun bir altın eriyiğindeki etkisini inceledi. Altın kompleksleri zehirlidir ve C.metallidurans bakterisinde oksidatif strese neden oluyorlar. Bakteri bu tehdide altın iyonlarını metalik altına indirgeyerek tepki veriyor. Bu süreci, senkrotron ışıma, foton ışık kaynağı ve moleküler bakteriyel tekniği gibi yöntemleri bir araya getirerek görünür kılan bilim insanları, bakteri sanki altının oluşumu için gerekliymiş gibi görünüyor diyor. Ayrıca aynı etkinin gümüş ve bakırın oluşumunda da işlediği düşünülmekte. 23 Ekim 2009 610718 Kapanın elinde kaldı! TFF Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun gelecek sezon Bank Asya 1. Lig'de mücadele etmesi yönünde karar aldığı Ankaraspor'da, futbolculara tanınan transfer süresi sona erdi. Başkent temsilcisinden 11 futbolcu Ankaragücü'ne kiralandı, beş futbolcu da başka takımlara gitti. Mavi-beyazlıların Süper Lig kadrosundan sadece altı futbolcu kaldı. Ankaraspor bu altı futbolcu ve PAF takımı ile Türkiye Kupası'nda mücadele edecek. Baki, İlhan, Bilal, Adem, Özgür Çek, Aydın, Senecky, Meye, Tehoue, Eric ve Kanote Ankaragücü'ne kiralanırken, Bülent Bölükbaşı Giresunspor, Ömer Aysan Tita Antalyaspor, Faruk ve Gökhan Tokgöz Diyarbakırspor ile anlaştı. Anıl ve Umut'un lisans işlemleri geciktiği için Orduspor'a transferleri ise gerçekleşemedi. 610555 18'lik Furkan'a kaldılar! SON DAKİKA güncellenme zamanı 12.06 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda 18'lik Furkan'a kaldılar! derbisi öncesinde F.Bahçe'de tam bir golcü krizi yaşanıyor. Sarı-lacivertlilerin gol ayaklarının birer-ikişer sakatlanmaları teknik direktör ’un keyfini kaçırırken, kadroda da büyük krize neden oldu. Bu görüntüde maçında gol ayağının kim olacağı şimdiden merak konusu. 'ün haberine göre; Kanarya’da Alex ve Güiza’nın geçen haftadan bu yana süren sakatlıkları var. maçında forma giyemeyen yıldız, karşılaşmasında da oynamadı. Deivid de ayağındaki platinleri aldırdığı için uzun süredir takımdan ayrı kalmıştı. Geriye sadece kaldı. Adeta tüm teknik heyet Semih’e gözü gibi bakıyordu. Ancak “Sakınılan göze çöp batar” misali Steaua Bükreş maçının ’da yapılan son idmanında sakatlanan Semih, ağrıları Bükreş’te de artınca dün akşam ilk 11’deki yerini alamadı. Golcü oyuncunun da Galatasaray maçına yetişip yetişmeyeceği henüz belli değil. 18’LİK FURKAN’A KALDILAR Semih’in de kadrodan çıkması sonunda teknik direktör Daum Steaua Bükreş maçında ’ı forvette, arkasında ’yı oynatırken, orta sahanın sağında da ’a yer vermek zorunda kaldı. Sakatların iyileşmemesi halinde, Galatasaray derbisi için 18 yaşındaki genç forvet Furkan’ın kadroya alınması bekleniyor. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. Süper Hızlı Gönderi. 610998 G.Antepspor'a 20 bin TL ceza! Haberi Ekle G.Antepspor'a 20 bin TL ceza! 23/10/09 16:01 Gaziantepspor Kulübü'nden yapılan açıklamada, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun (PFDK), Turkcell Süper Lig'in 9. haftasında Kamil Ocak Stadyumu'nda oynanan Gaziantepspor-Fenerbahçe maçında taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle kulübe 20 bin TL para cezası verdiği bildirildi. Diğer Spor Haberleri 610241 Hillary Clinton'ın Ortadoğu raporu ABD Başkanı Barack Obama ile Beyaz Saray'da bir araya gelen Clinton'ın Obama'ya Orta Doğu ile ilgili bir rapor sunduğu belirtildi. Adının açıklanmasını istemeyen bir Beyaz Saray yetkilisi, Clinton'ın Obama'ya, ABD'nin, tarafların barış görüşmelerine yeniden başlaması için çaba sarf etmeyi sürdürdüğünü, ancak barış görüşmelerinin önünde hala engeller olduğunu anlattığını söyledi. Yetkiliye göre Clinton, ilerlemelerin sağlandığını, ancak hala tarafların yapması gereken çok şey olduğunu belirtti. Yetkili, "Filistinliler güvenlik ve kurumlarda reform gibi konularda çabalarını artırdı, ancak halkın şiddet olaylarına kışkırtılmasını durdurmak ve terörizmi engellemek için bu alanlarda daha çok çalışılması lazım" dedi. Amerikalı yetkili, "İsrailliler de Filistinlilere büyük hareket özgürlüğü tanıdılar ve yerleşkelerin inşasının durdurulmasıyla ilgili çağrımıza yanıt verdiler, ancak somut ve belirgin eylemlerde bulunmalılar ve Filistinlilerin günlük hayatını daha iyi hale getirmek için ellerinden geleni yapmalılar. İki taraf da doğrudan görüşmeler için ilerleme kaydetmeli" diye konuştu. (aa) 610008 Stratejik ortak İLİŞKİLİ HABERLER Stratejik ortak Stratejik ortak ANKARA 23.10.2009 Nazarbayev'in Ankara ziyaretinde Türkiye ile Kazakistan, 'Stratejik Ortaklık Anlaşması' imzaladı. Anlaşma, Türkçe konuşan ülkeler arasında bir ilk olma özelliğini taşıyor Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in dün Ankara'daki temasları sırasında Türkiye ile Kazakistan arasında "Stratejik Ortaklık Anlaşması" imzalandı. Nazarbayev dün Ankara'da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından konuk edildi. Başbakan Erdoğan, Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin ve CHP lideri Deniz Baykal ile de görüşen Kazakistan Cumhurbaşkanı Meclis'te konuşma yaptı. Gül-Nazarbayev'in ortak basın toplantısı öncesinde iki ülke arasında Stratejik Ortaklık Anlaşması'na imza atıldı. Basın toplantısında ilişkilerin daha da ileriye taşınacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, anlaşmanın Türkçe konuşan ülkeler arasındaki ilk anlaşma özelliği taşıdığını ifade etti. Gül, iki ülkenin 2010'da Asya ve Avrupa'nın güvenliğinden sorumlu örgütlerinin başkanlığını yürütecek olmasının dikkat çekici olduğunu belirtti. DEVLET NİŞANI VERİLDİ Kazakistan'ın Nabucco projesine gösterdiği ilgiden memnuniyet duyduklarını da dile getiren Gül, "Doğalgaz konusunda önemli iş birliği yapacağımıza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Gül, birçok Türk firmasının Kazakistan'da başarılı işler yaptığını da ifade ederek, Kazakistan'ın Türk iş adamlarına duyduğu güvene teşekkür etti. Gül, Nazarbayev'in hem Kazakistan'a hem de Türk dünyasına büyük hizmetlerde bulunmasından dolayı ''Türk dünyasının aksakalı'' olarak "Devlet Nişanı'' takdim ettiğini de bildirdi. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ise, Türkiye ile Kazakistan arasında her alanda yürüyen ilişkilerin para ile ölçülemeyeceğini söyledi. ABD Başkanı Barack Obama'nın Ankara'ya gelmesi, Suriye ile Irak arasındaki arabuluculuk rolü oynaması ve Filistin konusunda gösterdiği çabalarla Türkiye'nin bölgede oynadığı rolün önem kazandığını söyleyen Nazarbayev, Türkiye'nin Müslüman, laik ve demokratik bir ülke olarak imkanlarının çok büyük olduğu kaydetti. İki ülke arasında bugün "stratejik ortaklık" anlaşmasına imza attıklarını belirten Nazarbayev, iki ülkenin daha önceden de stratejik ortak olduğunu vurguladı, "Gelecek nesiller için,daha yapacak işlerimiz var" dedi. İLİŞKİLİ HABERLER Stratejik ortak Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 610681 Zorlu görev! Haberi Ekle Zorlu görev! 23/10/09 13:12 Beko Basketbol Ligi takımlarından Kepez Belediyespor'un deneyimli oyuncuları Cüneyt Erden ve Erdem Türetken, geçen sezon formasını giydikleri Galatasaray Cafe Crown ile oynayacaklar maçın kendileri için farklı bir anlam ifade etmediğini belirterek, taraftarlarına maçı kazanma sözünü verdiler. Kırmızı-mavili takımın tecrübeli oyun kurucusu Cüneyt Erden, play-off'u hedeflediklerini belirterek, iyi bir başlangıç yaptıkları Türkiye Kupası'ndan da şansız şekilde elendiklerini belirtti. Erden, Fenerbahçe Ülker maçında da iyi oyunlarını devam ettirdiklerini ifade ederek, şunları söyledi: ''Fenerbahçe Ülker maçını da 4. periyotun son 2-3 dakikasında kaybettik. Büyük maçları oynamak için biraz daha zamana ihtiyacımız var. Çıkışımızı, Galatasaray Cafe Crown maçında devam ettirmek istiyoruz. İyi basketbol oynuyoruz. Takımda iyi bir arkadaşlık var. Kendi evimizdeki maçta sezondaki ilk galibiyetimizi almayı ve iyi oyunumuzu galibiyetle süslemeyi arzuluyoruz. 15 yıldır profesyonel basketbol oynuyorum. Galatasaray Cafe Crown'a karşı oynamak benim için farklı bir duygu olmayacak. Galatasaray Cafe Crown'a başarılar diliyorum, ama Kepez'de şanslarının olacağını düşünmüyorum.'' Cüneyt Erden, Kepez seyircisini merak ettiğini de kaydederek, ''Galatasaray gibi bir kulüpte, seyirci ile oynamanın farklı bir duygu olduğunu biliyorum. Pazartesi günü maçta salonun dolup dolmayacağını, atmosferi merak ediyorum. Seyircimizi maça davet ediyorum. Maça gelsinler ve bizi desteklesinler. Seyircimize de maçtan mutlu ayrılacaklarının sözünü veriyorum'' diye konuştu. Erdem Türetken de, profesyonel oyuncular olduklarını hatırlatarak, bu sezon Kepez Belediyespor'un başarısı için mücadele ettiklerini kaydetti. Maçtan galibiyetle ayrılmayı hedeflediklerini vurgulayan Türetken, şöyle devam etti: ''Play-off hedefleyen bir takım olarak kendi sahamızda maç kaybetmek istemiyoruz. Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe Ülker'i elimizden kaçırdık. Galatasaray Cafe Crown maçını kazanarak, iyi basketbolumuzu, iyi oyunumuzu iyi bir galibiyetle süslemek istiyoruz. İlk maçta, Kepez'deki atmosferi merak ediyorum. Maçı kazanarak lige iyi bir başlangıç yapmak arzusundayız. Seyircimize de iyi basketbol izlettirerek, onların basketbol şevkini artırıp her hafta yanımızda olmalarını, bizi desteklemelerini sağlamayı amaçlıyoruz.'' Diğer Spor Haberleri 611220 Nedim Şener'in yargılanması devam edildi İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın duruşmasına, sanık Nedim Şener ile avukatları katıldı. İstihbarat Şubeden sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer'in ''müşteki'' olarak yer aldığı duruşmada, öldürülen gazeteci Hrant Dink'in kardeşi Orhan Dink, gazeteci Nail Güreli ve Prof. Dr. Binnaz Toprak da izleyici olarak bulundu. Duruşmada, davanın müştekilerinden olan ve bir süre önce görevinden alınarak başka bir göreve atanan eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in talimatla dinlenildiği ve ifadesinin dosyaya konulduğu tutanağa yazdırıldı. Duruşmada ifadesine başvurulan ''müşteki'' Ali Fuat Yılmazer, 2005 ile 2007 yılları arasında Ankara'da İstihbarat Daire Başkanlığı Şube Müdürü olarak, daha sonra da İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaptığını belirterek, sanık Nedim Şener'in Ankara'da görev yaptığı döneme ait çalışmalarıyla ilgili gizli bilgileri kitabında yayımlaması nedeniyle şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini söyledi. Hakkında, ''Ankara'da görev yaparken Trabzon emniyetinin Hrant Dink ile ilgili elde ettiği bilgileri İstanbul emniyetine göndermesi aşamasında koordinatör olarak görev yapmadığı'' ve ''Dink'in öldürülme bilgilerini almasına rağmen ölmesini engelleyecek güvenlik önlemlerini almadığı'' iddialarının dile getirildiğini aktaran Yılmazer, kendisini şöyle savundu: ''Benim görevim itibarıyla güvenlik önlemi alma konusunda bir yetkim yoktur. Bu, ya kişinin talebiyle olur ya da bilgilere dayanarak İstanbul Emniyeti'nin yapması gereken şeylerdir. Yine İstanbul ve Trabzon istihbarat birimleri arasındaki birimlerin koordinatörlük görevi benimdir. Trabzon istihbaratının bilgisi İstanbul istihbaratına gitmiştir ve bu husus tarafımdan takip edilmiştir.'' Konumu itibarıyla kimliğinin gizli kalması gerektiğini anlatan Yılmızer, söz konusu kitapta isminin yazılması üzerine Türkiye'de değişik gösteriler yapıldığını, sol örgütlerin aleyhine yayınlar yaptığını ve terör örgütüne hedef gösterildiğini ifade etti. Yılmazer, şikayeti ve davaya katılımıyla ilgili ayrıca yazılı beyanda bulunacağını da sözlerine ekledi. Müştekilerden Ramazan Akyürek'in avukatı Nurullah Albayrak da dava konusu kitapta yayımlanan gizli belgelerden dolayı müvekkilinin terör örgütüne hedef gösterildiğini belirterek, Akyürek'in ''katılan'' olarak davaya kabul edilmesine karar verilmesini talep etti. ''BEN KİMSEYİ TERÖR ÖRGÜTLERİNE HEDEF GÖSTERMEDİM'' Duruşmada söz alan sanık Nedim Şener, ''Ben bu dava konusu kitabımda hiç kimseyi terör örgütlerine hedef göstermedim. Önceden müştekileri tanımam, onlarla bir husumetim yoktur'' dedi. Şener, kitabında Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili ihmalleri bildirdiğini, yapılan gösterilerin müştekilere karşı değil haksız yere öldürülen bir kişinin hakkını aramak amacıyla yapıldığını ve müştekilere karşı herhangi bir eylemde bulunulmadığını aktardı. Müşteki Ramazan Akyürek'in bir süre önce görevden alınmasının kendi iddialarını doğruladığını ve Akyürek'in Başbakanlık Teftiş Kurulu raporları doğrultusunda görevinden alındığını düşündüğünü kaydeden Şener, Trabzon emniyetince İstanbul ve Ankara istihbaratına birtakım mesajların çekildiği beyanlarının doğru olduğunu, fakat raporların üzerine zamanı belli olmayan derkenar yazılmasının müştekilerin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını dile getirdi. ADALET BAKANLIĞINA BİLGİ Mahkeme heyeti, Muhittin Zenit dışındaki müştekilerin ''gizliliği ihlal'' suçlarından dava açmadıklarını ve Zenit'in de bu suçtan zarar görmediğini göz önüne alarak, müşteki avukatlarının davaya katılma taleplerinin yerinde görülmemesi nedeniyle reddine karar verdi. Dava konusu kitabın Hrant Dink cinayeti davasının görüldüğü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine hükmeden heyet, ''kitabın eklerinde ve sayfalarında belirtilen belgelerin, cinayet dosyasında resmi olarak istenip istenmediği, istenmişse duruşmada aleni okunup okunmadığı ve okunmamışsa da mahkeme başkanında gizli olarak tutulup tutulmadığı''nın bildirilmesinin istenmesini kararlaştırdı. Adalet Bakanlığının isteği üzerine davanın aşaması hakkında Bakanlığa bilgi verilmesine ve dosyanın esas hakkında görüşünü açıklamak üzere Cumhuriyet Savcısına gönderilmesine karar veren heyet, duruşmayı erteledi. Duruşmanın ardından adliye çıkışında basın mensuplarına bir açıklama yapan gazeteci Şener, davanın, ''Ali Fuat Yılmazer'in Hrant Dink cinayetinin önlenmesi konusunda koordinasyonun kendisinde olduğunu'' beyan etmesi açısından önemli olduğunu ve söz konusu kitabı yazmaktaki amacının ''kendisiyle ilgili bir dava açılıp gündeme gelmek'' olmadığını ifade etti. Ali Fuat Yılmazer'in, duruşmada, ''cinayetin önlenmesi konusundaki koordinasyon benimdi ve rapora derkenar yazarak durumu bildirdim'' beyanları doğrultusunda, ilerde beraat edebileceğini söyleyen Şener, Ramazan Akyürek'in görevden alınmasıyla ilgili bir soruyu da ''Bu olması gereken doğru, fakat geçikmiş bir adım ve eksik bir adım'' sözleriyle yanıtladı. İDDİANAMEDEN İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca ayrı ayrı yazılan ve davaların kabul edilmesinin ardından İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında birleştirilen iddianamede, Şener'in ''Hrant Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları'' adlı kitabında, emniyet görevlileri Faruk Sarı, Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek'i terör örgütlerine hedef gösterdiği iddia ediliyor. Söz konusu kitapta emniyet görevlisi Muhittin Zenit'in de terör örgütlerine hedef gösterildiği ve aynı zamanda açıklanması yasaklanan gizli belgeleri temin etme ve açıklama suçlarının işlendiği belirtilerek, Şener'in tüm bu suçlardan ile 20 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması talep ediliyor AA 610737 Borsa, ilk seansı artışla kapattı 610369 Motosiklet gürültüsü yüzünden çıkan kavga kanlı bitti: ölü Olay, merkez Seyhan ilçesine bağlı Gülpınar Mahallesi 59 Sokak'ta meydana geldi. İddialara göre, 17 yaşındaki Ahmet T. ile arkadaşı 13 yaşındaki M.E., sokak içerisinde motosikletle seyir halindeyken mahalleli gençler tarafından durduruldu. Gürültü yaptıkları gerekçesiyle iki grup arasında tartışma çıktı. Birbirlerine küfreden gençlerin tartışması silahlı kavgaya dönüştü. Kim tarafından kullanıldığı henüz tespit edilemeyen bir tabancadan çıkan kurşunlarla, Ahmet T. göğsünden, Yahya Ç. ise elinden hafif şekilde yaralandı. Ahmet T., kaldırıldığı Hacettepeliler Tıp Merkezi'nde tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Polis, olaya karıştıkları iddiasıyla, M.E, Hakan, Vedat, Uğur Ç. ile elinden yaralanan Yahya Ç.'yi gözaltına aldı. Polis, ruhsatsız tabancayı kimin kullandığını araştırıyor. (CİHAN) 610442 Borsa 550 puan artışla açıldı İstanbul Menkul Kıymetler Borsası () Bileşik Endeksi birinci seansta, dünkü ikinci seans kapanışına göre 550.75 puan artarak 51.567,59 puan seviyesinde açıldı. Hisse senetleri, bu seviyede ortalama yüzde 1,08 oranında değer kazandı. Endeksin açılışta ulaştığı bu seviye, 2009 yılında gördüğü en yüksek değer olarak kaydedildi. Kapalıçarşı'da döviz... Kapalıçarşı'da 1.4600 liradan alınan 1.4650 liradan satılıyor. 2.1900 liradan alınan euro'nun satış fiyatı ise 2.1950 lira olarak belirlendi. Serbest piyasada dün kapanışta doların satış fiyatı 1.4700 lira, euro'nun satış fiyatı ise 2.2020 lira olmuştu. 611351 Ayrıldılar Karakter boyutu İzleyici Hattı: (0212) 313 77 11 (22 veya 33) 610242 Atatürk posterli, bombalı PKK protestosu SON DAKİKA güncellenme zamanı 08.46 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Atatürk posterli, bombalı protestosu Karaman'da, boynuna Atatürk posteri asan ve "üzerinde bomba olduğunu" söyleyen bir kişi, üyelerinin teslim olması sırasında yaşananları etti. İsmetpaşa caddesindeki Aktekke Camii'nin önüne gelen Sebahattin A. adlı kişi, "Vatan hainleri gülle karşılandı, gülü kınıyorum", "Bu ülke 1000 yıldır Türk'tür, bundan sonra da Türk kalacaktır", dedik, Türkçe dedik. Bundan başka dil yok dedik. 1277 Ne mutlu Türk'üm diyene" yazılı dövizleri duvarlara yapıştırdı. Kendine müdahale etmek isteyen polislere, "üzerinde bomba olduğunu" söyleyen söz konusu kişi, yanına kimseyi yaklaştırmadı. Bölgeyi güvenlik şeridine alan polis, bu kişiyi ikna etmeye çalıştı. Bir süre sonra ikna olan Sebahattin A., Karaman Devlet Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Karaman 'ne götürüldü Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 611208 Bakan Yılmaz'ın kalkınma formülü Bazı inceleme ve ziyaretlerde bulunmak üzere Mardin'e gelen Bakan Yılmaz, Vali Hasan Duruer'i makamında ziyaret etti. Bakan Yılmaz, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, hükümet olarak bölgenin yerel dinamiklerini harekete geçireceklerini belirtti. Bölgesel gelişmeyi çok önemsediklerini kaydeden Bakan Yılmaz, şöyle dedi: ''Sınır illeri arasında daha yakın işbirliği sağlayacağız. Şu anda bu program Gaziantep, Kilis ve Halep illerini kapsıyor. Halen yürüttüğümüz bir program var. Yavaş yavaş bütün sınıra aşama aşama yaymayı düşünüyoruz. Bununla birlikte komşu ülkelerle insanlarımızın gidip gelmesi ticaret ve ekonomideki hareketliliği daha çok artıracaktır. Bu gelişmelerin büyük bir faydası var. Komşularıyla ticaret yapmayan bir ülkenin kalkınması mümkün değildir. Bir ülke, komşularıyla ilişkileri ne kadar iyi olursa, ne kadar çok ticaret yaparsa kadar gelişir ve kalkınır. Bu bölgesel gelişme dediğimiz hadisedir. Mutlaka komşu ülkelerle ticaretin devrede olması lazım. Sadece suni tedbirlerle bir bölgenin kalkınması mümkün değildir. Bütün bunların yanı sıra kalkınma ajansları kurduk. Genel sekreter atadık. Orayı da hızlı bir şekilde kurumsallaştırıp bu yörenin daha hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacağız.'' Atatürk Barajı'nda ana kanalların ihalesini parça halinde gerçekleştirdiklerini anlatan Bakan Yılmaz, ''Bu kanallar parça halinde yapılıyor. 2012 yılı sonunda bu kanalar bitmiş olacak. Daha hızlı bir şekilde de yapmak için gayret sarf edeceğiz. Bu büyük bir yatırım. Bu ovaların hayata kavuşması için tarihi derinliğine uygun bir şekilde bu bölgenin canlanması için son derece önemlidir'' dedi. Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz daha sonra, Mardin Belediye Başkanlığı ve AK Parti Mardin İl Başkanlığını ziyaret etti. AA 611195 Sulama kanalına giren çocuk boğuldu Alınan bilgiye göre, Yalınayak Mahallesi'ndeki Kanal Caddesi'nde bir grup çocuk, yüzmek için sulama kanalına girdi. Çocuklardan Emin Öksüz (15), bir süre sonra akıntıya kapıldı. Diğer çocukların yardım istemesi üzerine olay yerine gelen vatandaşlar, araştırma sonucu Öksüz'ün cesedini sudan çıkardı. Ceset, olay yerine gelen savcının incelemesinin ardından Mersin Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. AA 611264 Kurbanla yakınlaştığımız ülke: Filipinler Her ülkede kurban mevsimi çok farklı yaşanır. Hele hac zamanı kurban, Harem-i Şerif'te, zirve yapar. Çünkü İbrahim Peygamber'le başlayan kurban kıssasının yaşandığı diyardır orası..   Peki ya çok uzaklarda kurban nasıl yaşanır? Bu konu çok uzun olduğu için iki yazı halinde bölerek sizlerle paylaşmak istedim.   Filipinler gibi İslam Âlemi’nin Uzak Doğudaki en uç noktasında kurban bambaşka bir atmosferdir. Öncelikle bazı ayrıntıları paylaşmak istiyorum ki, bu atmosferi daha iyi yansıtabilelim.   1- Pakistan'ın doğusundaki bütün İslam nüfusu Şafii mezhebidir. Şafii mezhebinde kurban, vacib değil, sünnet olduğu için zaman içerisinde bu sünnet ya unutulmuş veya ilim erbabınca teşvik edilmediği için maalesef terk edilmiştir.   2- Uzak diyarlardaki bu İslam nüfusu, (Malezya Müslümanları hariç) ciddi bir fakirlik ve yoksullukla mücadele ettikleri için, kurban kesme-kestirme gücünden mahrumdurlar. Bu mahrumiyet de, bu sünnetin unutulmasında mühim bir rol almıştır.   3- Yukarıda saydığım iki sebebin de etkisiyle, buralarda Kurban sünneti, bizim Anadolu toplumunda olduğu gibi, adet olarak kültürün bir parçası haline gelmemiştir. İnsanlar, bir kurban sünneti olduğunu bilirler ama bu sünnet bir İslam sembolü olarak kültüre yerleşmemiş ve yaygınlaşmamıştır.   İşte tüm bu sebepler göz önünde bulundurulunca, burada bu sünneti ve bu ilahi adeti âdeti yeniden ihya etme gibi bir görevimizin yükünü omzumuzda hissettik. 2004 senesinden beri, burada her kurban mevsiminde karınca kudretince bir kurban organizasyonu düzenliyoruz.   Son yıllarda, Türkiye ve Avrupa'dan gelen STK'ların da desteği ile bu organizasyonumuz çok olumlu ve kayda değer meyveler vermeye başladı. Bu meyveleri ikinci yazıda arz edeceğim için buraya geçici bir virgül koyarak "Neden Filipinler'de Kurban?" konusunu bugün işlemek istiyorum.   Önceki bazı yazılarımızda ifade ettiğimiz gibi Filipinler, aslı Müslüman olan bir Hristiyan ülkesi.. İslamiyet buralara tabiin döneminde (8. ve 9. YY.'larda) Yemenli tüccarlar vasıtasıyla ulaşmış. 1500'lü yıllardan sonra ise İspanyol sömürgesi altında Hristiyanlaştırılmış.   Azınlık hükmünde olan ve nüfusun sadece yüzde 10'unu oluşturan Filipin Müslümanları ise, şu an bizim 70'li yıllardaki hayat seviyemizi yaşıyorlar. Yani hayat standartları olarak bizden en az kırk yıl gerideler. Ama ince ve hassas bir duygu var ki, bu insanlarda hiç kaybolmamış. Türkiye'ye, Osmanlı'ya ve Anadolu insanına muazzam bir hürmet ve muhabbetleri var. Tam bir asırdır, yani Sultan Abdülhamid'den beri bu ülkeye kayda değer bir yatırım yapamamış olmamıza rağmen hâlâ bu duygu sönmüyor.   Nasıl mı?   Herhangi bir köy yeri, okul, üniversite, mescit, düğün, taziye veya şehirlerde en küçük bir kitle ziyaretinde, tanışıp Türk olduğumuzu söylediğimizde, kalkıp kucaklayanlar, "Halifenin torunları" diyerek boynumuza sarılanlar, ağlayanlar, hemen ağaca tırmanıp taze bir hindistan cevizi bile olsa, ellerinden gelebilen en güzel ikramlarla bize ikramda bulunmak isteyenleri görüp de, bu insanlarla yeniden bir bağ kurmamız gerektiğini düşünmemek mümkün değil.   İşte kurban mevsiminde, ev ev dolaşıp iki kg.lık da olsa bir kurban paketi sunmanız, "bu hediyenin ta Türkiye'deki ehl-i iman kardeşlerinizden geldiği"ni söylemeniz, kadar yüce ve değerli bir tabloya vesile oluyor ki..   Uzakta olmak, gurbettir. Filipin Müslümanları'nın genlerinde, coğrafi olarak bu uzaklıktan gelen bir gurbet, bir mazlumluk, bir mahzunluk var. Çünkü çok uzaktalar. Bizi yani Türkiye'yi, kimi zaman babaları, kimi zaman büyük ağabeyleri olarak görüyorlar.   İşte Kurban, bu uzaklığı kurb'uyla yakın ediyor. Kurban bir yandan bizi İlahi duygulara yaklaştırırken, tek ümmet şuuru ile uzaklıkların artık uzak olmadığını ve olmayacağını yeniden hissettiriyor. İman kardeşliği ile akraba olduğumuzu kurban vesilesiyle yeniden yaşıyor ve yaşatmaya gayret ediyoruz.   Ki, bir asır önce biz bu insanlara bu duyguları, bu yakınlığı yaşatmıştık. Şimdi bu teknoloji asrında, dünyanın bir köye dönüştüğü bu dönemde neden bir daha yaşatmayalım?   Geçtiğimiz yıl, başkent Manila olmak üzere, Zamboanga, Davao, General Santos, Marawi, Cagayan De Oro, İligan, Baloi, Malaybalay ve Pagadian gibi 10 vilayette, yerli halktan oluşan 150 kişilik gönüllü bir organizasyon ekibi ile çalışmış ve 30.000 aileye ulaşarak Anadolu insanımızın himmet ettiği kurbanları muhtaçlara ulaştırmıştık.   Bu organizasyonda, Kurban günleri olan bayramın ilk üç gününde, sabahın erken saatlerinden başlayarak, gece geç vakitlere kadar çalışılmış, şehir merkezlerinden başlayarak ta yolu ve elektriği bile olmayan dağ köylerine varıncaya kadar dağıtım faaliyeti icra edilmişti.   Şimdi, bu sene de aynı faaliyetin hazırlığı tüm süratiyle devam ediyor.   Bu seneki hedef, 40.000 aile inşaallah.   Bir sonraki yazımızda Kurban organizasyonunun meyvelerini işleyeceğiz.   Kerem Emre ULUCAN / Haber7 / Filipinler Anahtar Kelimeler 23 Ekim 2009 18:37 yorum 124 okunma 611527 Sağlıklı gelecek için üzüm yiyin 610020 Telekonferanstan Erdoğan'a Rusya daveti çıktı Milano'da Samsun-Ceyhan petrol boru hattına imza koyan Türkiye, Rusya ve İtalya şimdi de Güney Akım'da işbirliğini geliştirmeyi planlıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan dün Rusya'nın St. Petersburg kentinde bir araya gelen Rusya Başbakanı Vladimir Putin ve İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin Güney Akım zirvesine telekonferansla katıldı. Liderler, Samsun-Ceyhan hattının inşasına destek konusunda fikir birliğine vardı. Putin, Erdoğan'a hitaben Kazakistan'ın bu hatta petrol verebileceğini söyledi. Görüşmenin sonunda ise Rus lider, Erdoğan'ı ülkesine davet etti. Başkan ise buna teşekkür ederek olumlu karşılık verdi. Orta Asya ve Hazar enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşmasını sağlayacak Nabucco doğalgaz boru hattı projesinde yer alan Türkiye, Güney Akım'a da destek veriyor. Ankara'ya göre, iki proje hem tedarik hem de pazar açısından birbirinin rakibi değil. Üç liderin görüşmesinde ekonomi, ikili ticaret, yatırımlar ve enerji alanında ilişkiler ele alındı. Üçlü zirvenin verimli ve yapıcı geçtiği kaydediliyor. Güney Akım'la ilgili çalışmaların beklenenden hızlı gerçekleştiğini kaydeden Putin, "Güney Akım doğalgaz boru hattı projesinin uygulamaya geçmesi, Kuzey Akım'dan daha önce olabilir." değerlendirmesinde bulundu. Kuzey Akım'ın inşa süreci devam ederken, Güney Akım için ilk inşa çalışmalarının 2013 yılında başlaması planlanıyor. Güney Akım doğalgaz boru hattının kapasitesi yıllık 31 milyar metreküpe çıkarılırken, projenin maliyeti de 36,5 milyar dolar olarak öngörülüyor. Güney Akım doğalgaz boru hattı ile Rusya, Ukrayna'yı by-pass ederek Karadeniz'in altından Türkiye ekonomi sahasını kullanarak Avrupa'ya ulaşmak istiyor. Türkiye, Putin'in Ağustos'ta gerçekleştirdiği Ankara ziyaretinde Güney Akım'la ilgili anlaşma imzalanmıştı. Rusya Başbakanı Putin'in Ağustos'ta gerçekleşen Ankara ziyaretine İtalya Başbakanı Berlusconi de katılmıştı. 609881 Bilge Köyü katliamı soruşturmasında ilginç gelişme: Jandarma alay komutanı görevden alındı Bilge köyü katliamı soruşturmasında ilginç gelişmeler yaşanıyor. İnsan Hakları Komisyonu'nun talebi üzerine açılan idari soruşturmada Jandarmanın olaydaki ihmallerini raporlaştıran Tuğgeneral Halim Tırkaz'ın istifasının ardından Mardin Jandarma Alay Komutanı Albay Alaaddin Katı görevinden alındı. Albay Katı'nın açığa alınmadığı, başka bir göreve atandığı belirtiliyor. 'Raporu değiştir' baskısı üzerine istifa ettiği belirtilen Tuğgeneral Tırkaz, olay yerine geç intikalden Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ata Kalkan'ı sorumlu tutmuştu. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, gelişmeyi değerlendirirken Bilge köyünde yaşanan kat-liamın ardından oluşturulan alt komisyonun olay yerinde inceleme yaptığını ve jandarma hakkında idari soruşturma yapılması gerektiğini raporunda belirttiğini kaydetti. Soruşturma sonucunda Mardin il jandarma alay komutanının görevden alındığını vurgulayan Üskül, "Böylece alt komisyonun hazırladığı raporun gereğinin yerine getirildiğini gördük.'' dedi. 7'si çocuk 44 kişinin öldürüldüğü katliamda, olayın jandarmayla ilgili kısmı hep tartışma konusu oldu. gece Jandarma 156 ihbar hattı sisteminin çalışmaması jandarmanın olay yerine geç gitmesine yol açmıştı. Konuyu inceleyen Meclis İnsan Hakları Komisyonu, idari soruşturma açılmasını istemişti. İddiaları soruşturmakla görevlendirilen Tuğgeneral Halim Tırkaz da raporunda, sistem tamir edilmek üzere Mardin'den Diyarbakır'a gönderildiği için Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ata Kalkan'ı sorumlu tutmuştu. Ancak rapor jandarmayı memnun etmemiş ve Tırkaz'dan, raporunu değiştirmesi istenmişti. Tırkaz da baskılara dayanamayarak istifasını vermişti. 611444 İki kafadardan dağdan inen PKK'lılara protesto SON DAKİKA güncellenme zamanı 21.23 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda İki kafadardan dağdan inen 'lılara protestoZafer TOKUŞ/ADAPAZARI(Sakarya), (DHA) 'nda, aşırı alkol alan iki kafadar, örgütünün görkemli şovla karşılanmasını etmek için Adapazarı yeni Yerleşim Bölgesi arasındaki yolu keserek terör örgütünü protesto etmek isteyince, polis tarafından gözaltına alındı. Bu akşam saatlerinde, Evren Mahallesi, Çark Deresi kenarında aşırı alkol alan H.İ.K ve İ.Y. adlı iki kişi Adapazarı Camili duble yolunu keserek, PKK terör örgütünü protesto etmek istedi. Dağdan inen PKK militanlarının şovla karşılanmasına içerlenen ve askerliklerini 'da yaptıkları öğrenilen iki genç yolu kapattılar. Yolun ortasında oturan gençler, olay yerine gelen çok sayıda polisin yardımıyla yoldan kaldırılarak eyleme son verildi. Gençler, polis tarafından gözaltına alınarak, polis minibüsüne bindirildi. Polis merkezine götürülerek sorguya alınan gençlerin aşırı alkollü oldukları ögrenildi. Polis, gözaltına alınan gençlerle ilgili bir açıklama yapmadı. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 610495 Anne olmak için ölümü göze aldı Halk arasında ''Tavuk karası'' denilen gece körlüğü bulunan dokuz yıllık evli Arif ve Alime Yeşilyurt çifti, çocuk sahibi olmak için uzun süre tedavi gördü. Tedavinin başarılı sonuç vermesinin ardından hamile kalan 27 yaşındaki Alime Yeşilyurt'da, hamileliği sırasında kronik kalp rahatsızlığı ortaya çıktı. Doktorların doğum yapmasının annenin ölümüne neden olacağını bildirmelerine rağmen kararından vazgeçmeyen Alime Yeşilyurt, Antalya'da doktorların kontrolü altında doğum yaptı, sağlıklı bir şekilde bebeğini dünyaya getirdi. Isparta Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğünde çalışan Arif Yeşilyurt da gazetecilere yaptığı açıklamada, tedavilerin ardından dokuz yıl sonra eşinin hamile kaldığını anlattı. ''Ümitlerimiz bitti dediğimiz anda eşim hamile kaldı. Dokuz yıldır hayalini kurduğumuz bebek, artık geleceğini bize müjdelemişti'' diyen Arif Yeşilyurt, bu kez de eşinin kronik kalp rahatsızlığının ortaya çıktığını ve eşinin doğum sırasında ölebileceğinin bildirildiğini söyledi. Buna karşın eşinin, ölümü göze alarak, bebeğini doğurmak istediğini belirttiğini kaydeden Arif Yeşilyurt, eşinin ısrarları üzerine, Isparta'da Kalp Hastalıkları Uzmanı Dr. Cahit Ağçal'a başvurduklarını, onun da kendilerini Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesindeki Prof. Dr. Ömer Beyazıt'a yönlendirdiğini bildirdi. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde 77 gün kaldığını ve üç saat süren operasyonla eşinin, bebeklerini dünyaya getirdiğini belirten Arif Yeşilyurt, ''Eşim doğumdan sonra üç gün yoğun bakımda yaşam mücadelesi verdi ancak tehlikeyi atlattı. Annenin de bebeğin de sağlığı iyi'' diye konuştu. Bebeğin adını, kendilerini Antalya'ya yönlendiren ve sürekli destekte bulunan Kalp Hastalıkları Uzmanı Dr. Cahit Ağçal'ın ismini verdiklerini kaydeden Yeşilyurt, çok mutlu olduklarını sözlerine ekledi. AA 611004 Van’da domuz gribi paniği SON DAKİKA güncellenme zamanı 16.18 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİEtiketi sen belirle!milliyet.com.tr hep yanınızda Van’da domuz gribi paniğiOsman BEKLEYEN/VAN, (DHA)  VAN’ın Abdurrahman Gazi Mahallesi’nde bulunan Nolu Sağlık Ocağı’na çok sayıda gripli vakanın gitmesi üzerine Sağlık İl Müdürlüğü ekipleri alarma geçti. Ekipler, Abdurrahman Gazi İMKB Lisesi’nde tarama yaptı. Şüpheli görülen öğrenciden alınan numuneler Ankara’ya gönderildi. Grip olan 100 öğrenciye ise rapor verildi. Dünyada ve Türkiye’de büyük bir hızla yayılan H1N1 domuz gribi paniği, Van’a da sıçradı. Abdurrahman Gazi Mahallesi’ndeki Nolu Sağlık Ocağı’na günde 20 gripli vakanın başvurması üzerine Sağlık Ocağı’nın doktoru Van Sağlık Müdürlüğü’nü uyardı. Sağlık ekipleri ve Sağlık Ocağı personeli, Van Abddurahman Gazi İMKB Lisesi’nde grip taraması yaptı. bin 200 öğrencisi bulunan okulda şüpheli vakaya rastlandı. Bu öğrencilerden alınan numuneler Ankara’ya gönderildi. Okuldaki 100 öğrenciye de grip şüphesi üzerine doktorlar tarafından rapor verildi. Alınan numunelerin Ankara’dan gelmesi beklenirken yetkilierin, buna göre de okulun tatil edilip, edilmeyeceğine karar verilecek. Van’da sabah saatlerinde Pandemi İzleme Kurulu bir toplantı yaparak domuz gribi ile ilgili son günlerde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Bu toplantıyla ilgili de 26 Ekim Pazartesi günü bir açıklama yapılacak. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 609720 'Artık elimizi taşın altından çekiyoruz' AB Dönem Başkanı İsveç'in Ankara Büyükelçisi Cherister Asp, Hem AB, hem de Türkiye'nin, 2005 Ekim ayında elini taşın altına koyduğunu belirterek, ''Şimdi elimizi taşın altından çıkarmaya bayladık. Çünkü Türkiye ile müzakerelere başlarken, 11 başlığın açılışını yaptık. Bunlar atılan güzel ve olumlu adımlar'' dedi. Maçka'nın sütlacıyla meşhur Hamsiköy köyüne gelen büyükelçiler, bir kahvehanede vatandaşlarla çay içip sohbet ettiler. Büyükelçileri karşılayan köy muhtarı Şeref Baş, sohbette, Türkiye'nin bir an önce AB çatısı altında alınmasını isteyerek, katılım sürecinde Romanya ve Bulgaristan gibi diğer ülkelere gösterilen yakınlığın, Türkiye'ye de gösterilmesini isteyerek, şunları söyledi: ''Bize demokrasi adı altında sorun çıkartılıyor. Biz de demokrasi, Avrupa'nın birçok ülkesinden daha ileride. Bizim ülkemiz jandarma ve polis ülkesi değildir. İnsan hakları, kadın hakları, ileri seviyededir. Bizde eşitlik vardır. Dinimiz de bunu gerektirmektedir. Atamızın da, 'yönünüzü batıya dönün' söylemleri vardır. Bu doğrultuda ilerliyoruz. Avrupalı bizi bu şekilde kabul etsin. Biz Avrupa'ya yük olmayacağız, Avrupa bize yük getirecek.'' Bunun üzerine, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Marc Pierini, sıcak karşılamadan dolayı teşekkür ederek, ''Geçen yıl da geldim. Dünyanın en güzel sütlacını burada yedim ve bunu herkese anlattım. Bu sefer de 20 kişilik bir grupla geldik. Demokrasinin var olduğunu kendi gözlerimizle gördük. 15 ay önce geldiğimde burada kadın yoktu. Şimdi kadın katılımcılar da var. Bu bizi çok memnun etti. Türkiye'nin katılım mücadelesi sürüyor. Bizim görevimiz bu ülkeyi yakından tanımak ve anlamaktır'' diye konuştu. -VATANDAŞTAN İLGİNÇ ÖRNEK- Bu sırada söz alan Rahmi Gültekin, kısa bir hikaye anlatmak istediğini belirterek, şunları anlattı: ''Dönemin Trabzon Valisi Kadir Paşa'ya seyisler, hayvanların yeminin bittiğini ve ne yapmaları gerektiğini sormuşlar. Kadir Paşa da, 'siz yemek vakti yine yem borusunu çalın' demiş. Hayvanlar boru çalınınca hareketleniyormuş. Sayın büyükelçilere özür dileyerek şunu söylemek istiyorum. Yem borusu yiyecek halimiz kalmadı. Avrupa Birliği parmağını taşın altına koysun, biz kolumuzu koyalım. Somut bir şey alalım istiyoruz.'' Bu sözlerin ardından Asp, Türk insanıyla diyalog kurmak istediklerini belirterek, Türkiye için büyük bir Avrupa yolculuğunu başladığını söyledi. ''Ülkenizi daha yakından tanımak istiyoruz. Birbirimizi daha iyi tanımak istiyoruz'' diyen Asp, şunları kaydetti: ''Türkiye bölgesel olarak değil, bütün olarak birliğe girmiş olacak. Bu önemli ve büyük bir adım. Benim ülkemde de böyle bir süreç yaşandı. Ekonomik, sosyal açıdan bu işin sonuçlarının nasıl olacağını konuşmak istiyoruz. Hem AB, hem de Türkiye, 2005 Ekim ayında elini taşın altına koydu. Şimdi elimiz taşın altından çıkarmaya başladık. Çünkü Türkiye ile müzakerelere başlarken, 11 başlığın açılışını yaptık. Bunlar atılan güzel ve olumlu adımlar. Bu süre içinde biz Türkiye'nin bu süreci sürdürmesini istiyoruz. Daha sonra bu reform çalışmalarını yapsın ki, hep beraber bu taşı yerine koyalım. Türkiye'yi tam üye olarak görelim.'' Ziyarette büyükelçilere, Hamsiköy sütlacı, köy kadınlarının yaptığı ekmek, tel peyniri ve çay ikram edildi. AA 610553 Ergün'den TRT vergisi savunması Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, araçlardan alınan TRT bandrol ücretlerinin artırılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararıyla ilgili olarak, ''Bu dönem itibariyle bu tür kararların kamu mali dengelerinin oluşturulmasına önemli bir katkı sağlayacağını düşünüyorum. Mali dengeler yeniden oluştuğunda eminim bu tür uygulamalar da gözden geçirilmiş olacaktır'' dedi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığında düzenlenen Türk Tasarım Danışma Konseyi 1. Toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, TRT bandrol ücretlerini artıran Bakanlar Kurulu kararını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, gerekli değerlendirmelerin yapıldığını ve ilgili alanlarda bir vergilendirme kararına ulaşıldığını söyledi. Ekonomik ortamın gereği olarak her yeni verginin tartışma konusu olacağını kaydeden Ergün, ekonomik krizden çıkış ortamında tüketimle ilgili sirkülasyonu yüksek olan ürünlere ek vergiler koyarak bazı kamu harcamalarının finansmanının sağlanmasının doğal olduğunu kaydetti. AK Parti hükümeti döneminde bütçe dengeleri düzeldikçe birçok vergi kalemini ortadan kaldıran ve aşağı indiren bir politika izlendiğini de ifade eden Bakan Ergün, şöyle konuştu: ''Bugün itibariyle tüketim hacmi yüksek olan birtakım sektörlerden bazı kamu harcamalarının finanse edilmesi, bütçe açıklarının disiplin altına alınması ve geleceğe dair makro dengelerin bozulmaması açısından önemlidir. Her verginin rahatsız edici bir yönü vardır. Ben bunu kabul ediyorum ama vergi de kamu dengelerinin kurulması açısından vazgeçilmez bir kaynaktır. Dolayısıyla bunların bu dönem itibariyle kamu mali dengelerinin oluşturulmasına önemli bir katkı sağlayacağını düşünüyorum. Mali dengeler yeniden oluştuğunda eminim bu tür uygulamalar da gözden geçirilmiş olacaktır. Çünkü bu gözden geçirmeleri daha önceden de yaptık.'' AA 2009-10-23 13:03:11 trt kimse bakmıyor ki, her yerde artık uydu alıcıları var. madem trt kendi imkanları ile işi çeviremiyor, kapatın gitsin. trt nin reytingi ne ki yahuu...., hade reytingi geçtik, ki REYTİNG kesinlikle %0,1 lerde dir, hade izlenme oranı ne kadar? TRT de gerçekten güzel filim çıksa bile, film değil, FİLİM.. kimse bakmaz ki, çünkü TRT d,r de ondan, en kaliteli filimler bile trt de düşük kaliteli oluyor.... osman 2009-10-23 12:51:05 hep fiyasko, hep beceriksizlik.. kardeşim bırakın gidin yahu, yeter artık.. sizin bu beceriksizliklerinizi çekmek zorunda mıyız? yapamıyorsanız bırakın gidin.. memleketin anasını ağlattınız ya.. Burak Kamil Taşçeken 2009-10-23 12:30:43 vergiyle dengeleyeceğinize, varın 1,500 tl üzeri maaş alanların maaşlarına zam yapmayın, hatta bi miktar geri çekin, hem toplumsal denge sağlanır, hemde fakirin üzerine dafa fazla baskı oluşması engellenmiş, olur ıvıra zıvıra yapılan zamlarla... hele benzine yapılan zam,... davut_tr 2009-10-23 12:21:46 bir trt vergisi eksikti.resmen yağma var şu anda.AKP yandaşlarına devlet malını yağmalattıklarından dolayı doğan bütçe açığını milletten vergiyle kapatıyorlar.en son örneği halistoprağın boğazdaki yalısı 25 milyon dolara başbakanın çocuklarını amerikada okutan remzi güre satılması.halis ağa rus abramoviçin yalıya 150 milyon dolar verdiğini ama TMSF'nin satmadığını ama remzi güre 25 milyon dolara satıldığının belgelerini mahkemeye sunmuş.burada devletin kasasına daha az para girmesi pahasına remzi güre kıyak vedat serin 2009-10-23 12:21:46 bir trt vergisi eksikti.resmen yağma var şu anda.AKP yandaşlarına devlet malını yağmalattıklarından dolayı doğan bütçe açığını milletten vergiyle kapatıyorlar.en son örneği halistoprağın boğazdaki yalısı 25 milyon dolara başbakanın çocuklarını amerikada okutan remzi güre satılması.halis ağa rus abramoviçin yalıya 150 milyon dolar verdiğini ama TMSF'nin satmadığını ama remzi güre 25 milyon dolara satıldığının belgelerini mahkemeye sunmuş.burada devletin kasasına daha az para girmesi pahasına remzi güre kıyak vedat serin 2009-10-23 12:18:18 Piyasada bunca özel TV var ve kendi ayakları üzerinde durabiliyorsa TRT de durmalıdır, duramıyorsa da kapatılmalıdır. Devlet ünlüleri besleyecek diye vatandaş TRT'ye haraç vermemelidir. Ayrıca bu yasa yargıdan da döner. özgür insan 609841 Banyoda keyif yapanlara TRT vergisi Ufuk sandık'ın haberi Hafta sonu yayımlanan kararnameyle içinde radyo ve TV olan her türlü alet ve araçtan kesilen TRT payları kamuoyunda tartışma yarattı. Kararnamede sadece otomobil değil içinde radyo ve TV olan buzdolabı, koşu bandı, MP3 çalar, adımsayardan bile TRT'ye kaynak aktarılacağı belirtiliyor. Kararneme uçak ve yat alanların da aldıkları aracın onbinde biri kadar TRT'ye bandrol ücreti kesilmesini düzenliyor. TRT için kesilecek bandrol oranlarıyla ilgili kararname içinde radyosu olan her türlü alette ciddi zamları da beraberinde getirmesi bekleniyor. 2004'teki düzenlemeyle TV, radyo, müzik seti ve bu ürünlerin birleşik olarak satıldığı ürünlerden yüzde 16 kesilirken hafta sonu yapılan düzenlemeyle oranlar ve kapsam yeniden düzenlendi. Buna göre teknoloji gelişip bazı ürünlerin içine radyo ve TV monte edildiği için kesilen ürünlere de yenileri eklendi. Örneğin, radyolu ve TV'li cep telefonları, koşu bantları, spor yaparken kullanılan adımsayarlar, buzdolaplarının üzerine monte edilen TV'ler için artık yüzde TRT payı kesilecek. ESKİYE GÖRE 10 KAT FARK MP3 ya da MP4 çalarlar için de artık TRT'ye pay ödeyeceğiz. Üstelik bunlarda bandrol ücreti yüzde 16 olacak. Kararnameyle açıklanan ürünler dışında kalan ve içinde radyo-TV barındıran aletlerden de yüzde 16 TRT payı kesilecek. En önemli değişikliklerden biri de otomobil, kara ve hava taşıtlarıyla ilgili. Kararnameye göre otomobil, yat ve uçaklardaki radyo, TV ve navigasyon cihazları için mal sahibi aracın içindeki radyonun bedeli üzerinden değil aracın bedeli üzerinden TRT payı ödeyecek. Kararnamede otomobilin fiyatı üzerinden binde 8, hava ve kara taşıtlarında onbinde kesinti yapılması öngörülüyor. Bu şu anlama geliyor; 50 milyon dolara alınan bir uçak için alıcı 50 bin dolar, 10 milyon dolarlık bir yat için 10 bin dolar TRT'ye pay ödeyecek. Otomobilde ise oran binde olduğu için 20 bin liralık bir otoda kesinti 160 lira olacak. Bu rakam önceki düzenlemede otodaki teybin değeri üzerinden yüzde 16 olduğu için örneğin 200 liralık bir müzik sisteminde 32 liraydı. Otomobilin fiyatı arttıkça yapılacak kesinti yükselecek ve eski uygulama ile yeni uygulama arasındaki fark 10-15 kata kadar çıkacak. Uçakta on binde 1, cepte yüzde TRT'ye kesinti yapılacak Yüzde TRT payı alınanlar Cep telefonu Işıldak Saat Kulaklık Fotoğraf makinesi Adımsayar Kalem Banyo sistemleri Navigasyon cihazı Koşu bandı Buzdolabı İnternet radyo cihazı DVD-VCD player Yüzde 16 TRT payı alınanlar Set up box cihazı FM ya da TV tuner kartı MP3/MP4 çalar Uydu alıcısı Ev sinema sistemleri Liste dışındaki diğer cihazlar Yat ve uçakta değerden alınacak Kara taşıtları 0.8 Hava ve deniz taşıtı 0.01 (on binde 1) Radyoyu sonradan takmak avantajlı Uzmanlar, bundan sonra radyo-teypsiz otomobil satışının artacağını belirterek, "Firmalar radyo-teypsiz araç getirerek, bu sıkıntıyı aşabilir. Radyo firmalarıyla anlaşma yapılarak, daha sonradan radyo Türkiye'de monte edilebilir. Bu da firmaların maliyetinde avantaj yaratır" diyorlar. SABAH 610093 Kırık tedavisi için gittiği hastaneden cenazesi çıktı Yerde acılar içinde kıvranan oğlunu özel bir hastaneye yetiştiren anne Sanem Sarı, Yiğit'in sol kolunun dirseğinden kırıldığını öğrendi. Narkoz verilerek ameliyata alınan evladının çıkışını endişeyle bekleyen anne, evlendikten yıl sonra dünyaya getirdiği üçüz evladından birini kaybettiği haberiyle yıkıldı. Samsun'da önceki gün yaşanan acı olayda hayatını kaybeden Yiğit Yakup Sarı dün gözyaşları arasında Derecik Mezarlığı'nda toprağa verildi. Törende ayakta durmakta zorlanan anne Sarı, "Mekânın cennet olsun yavrum." diyerek küçük Yiğit'in tabutuna son kez sarıldı. Baba Ömer Sarı (35), oğlunun hakkını sonuna kadar arayacağını söylerken olayda ihmal olup olmadığı Adli Tıp raporundan sonra anlaşılacak. Çocuklarının ölüm haberiyle yıkılan aile, ameliyatı gerçekleştiren doktorlara tepki gösterdi. Evlatlarının ihmal sonucu öldüğünü ileri süren işçi baba Ömer Sarı, çocuğuna aşırı narkoz verildiğini iddia etti. Olayla ilgili açıklama yapan hastane yetkilileri ise, her şey normal giderken böyle bir sonucun neden yaşandığını anlayamadıklarını söyledi. Otopsi raporunu beklediklerini belirten görevliler, müdahalede ihmal olmadığını, küçük çocuğun hayatını kaybetmesinden büyük üzüntü duyduklarını ifade etti. 610144 Tamer Korkmaz: 'Robot Kameralar' hazırsa, yazıya başlayabiliriz… Tamer Korkmaz 23 Ekim 2009 Cuma'Robot Kameralar' hazırsa, yazıya başlayabiliriz… CHP'nin kıymetli lideri “Erol Taş Beyefendi”nin akıllara ziyan, genel merkezlere şenlik sözlerini hatırladıkça hala daha gülüyorum: “Hazırlığımı yaptım… Odada baş başa kalacağız… Üç tane robot kamera olacak… Bir yönetmen, kameraları dışarıdan yönetecek.” Kara mizah yeteneğini konuşturması sonucunda… Deniz Bey, robot kameralarıyla baş başa kalmış; Başbakan kamera önerisini “Ahlaksız teklif” diyerek reddetmiş ve açılım olayını görüşme işi beklendiği gibi yatmıştı. Baykal'a göre robot kameralar olmadan Başbakan'la bir araya gelmek “tenhalarda görüşmek” demek! Deniz Bey, bütün görüşmelerini kameralar önünde mi yapıyor? Bu zamana kadar sayısız kere “tenhalarda” görüştü de başına bir şey mi geldi? CHP lideri, Başbakan'la görüşmüş olsaydı… “Olay, olay! Sonunda Baykal da Kürt açılımına teslim oldu” falan diye manşetler atılmayacaktı. El insaf… Baykal ve adamları, Cumhurbaşkanı'nın “MGK'ya ana muhalefet partisi lideri de katılmalı” önerisine karşı çıktılar. Bu konuda anayasa değişikliği yapılsa… “CHP de Anayasa Mahkemesi'ne koşarak gider” dediğinizi duyar gibiyim. Kaldı ki… Deniz Bey, robot kameraları olmadan MGK'ya katılamaz! Kürt açılımı gibi hayati bir konuda ana muhalefet partisi lideri kırk dereden su getiriyor; Başbakan'la görüşmemek için çırpınıyor. Kaçıyor. Üstelik komik durumlara düşerek… Peki, nereye kadar daha kaçacak? Erol Taş'lığın da bir sınırı var, yani! Emin olun… Filmin sonunda, Baykal da normalleşecek. Deniz Bey, şu sıralar bol miktarda “optik çarpıtma” yapıyor. Gerçekte ne olup bittiğini ve de insaf ölçülerini bir kenara bırakıp… “Açılım bir devlet projesi değildir. Genelkurmay tavır koydu. Bu bir AKP, DTP ve PKK projesidir” diyebiliyor. Genelkurmay Başkanı'nın tam bir ay önce Mardin'de “Gayet tabii demokratik açılım sürecini destekliyorum” diye konuşmasına “yok” muamelesi çekiyor. İlker Başbuğ'un hem orada, -hem de daha önce bir resepsiyonda Başbakan'la birlikte iken bazı gazetecilere- “221. madde kapsamında teslim olanlar ve salıverilenler var” vurgulaması yaptığını hatırlıyoruz! “Robot Kameralar” hala gitmemişse… Yazının finalini de kaçırmasınlar, derim: “Ergenekon'un avukatı” olduğunu gururla söyleyen Baykal, her bir fırsatta “Ergenekon'a selam olsun” diyor, ya… Teröristbaşı Öcalan'ın PKK'sı, Ergenekon Ahtapotu'nun “en kanlı kolu” olarak yıllarca istihdam edildiğine göre… Bu durumda… “Ergenekon'un avukatlığı” ne anlama gelir? Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. YAZARA AİT YAZILAR 610184 MUSTAFA ULUSOY Odalar ve dolaplar-II Varoluş, apaçık gerçekleriyle yolumuza dikilir. Biz, var olmayı unutmuş, sıradan hayat olaylarına kaptırmış giderken. İstenir ki hayat kimindir, kimin için yaşanıyordur, anlayalım. Ve istenir ki gerçekten bize verilenlere alçakgönüllülükle mi mukabele ediyoruz, bilelim. Elimizden alınanlara alçakgönüllülükle mukabele edemiyorsak verilenlere de alçakgönüllü davranmıyoruzdur. Son derece gelişmiş sezgileriyle, güvendiği aklıyla geçirdiği başarılı yılların ardından tökezlemişti. "Sonra" demişti, önemli bir şey söyleyeceğini ima eden bir ses tonuyla, "bir ayrıntıyı atlayınca önemli bir işi bağlayamadım." İlk kez başına geliyormuş. Kendine güveni sarsılmış, neredeyse tüm çalışma isteğini kaybetmiş. Arkasından "Elimden hiçbir şeyin gelmediği, olmasını çok istediğim ama ne yaparsam yapayım olmasını sağlayamadığım" diye tanımladığı başka bir sorun da, birincinin zamanını kolluyormuşçasına "Ben de buradayım" demiş. Ne olduğunu sormadım, da anlatmadı. Merakımı mı körüklüyordu? Belki de dolabın kapağını açmak istemiyordu henüz. "Bunu nasıl göremedim!" diye dövünüp duruyordu. Kendini güçlü, yeterli biri olarak kabul eden sistemi çökmüştü. hiç hata yapmazsa, yaptığı her işte en iyi olursa, istediklerini elde ederse "yeterli, güçlü" bir insandı. Böyle kurgulamıştı kendini. Şimdi kurgusu çatırdıyordu. Beceriksiz, yetersiz bir insan olduğuna inanmaya başlamıştı. Bu kadar yetersiz ve beceriksiz biri nasıl olup da birçok işi kotarabilmişti. önemli işi bağlasaydı, "Nasıl da atlamadım ve bunu da başardım" diye kendini yücelteceğini hissetmiş, bunu onunla paylaşmış fakat hiçbir tepki almamıştım. Ama beni bir kez daha şaşırtmıştı. Bir sonraki görüşmede, "Kaşının hafifçe yukarı kalkışı işe yaradı" diye söze başlamıştı. "Alçakgönüllülük üzerine çok düşündüm. Şimdiye kadar başımdan geçen olumlu, başarılı şeyleri Allah takdir/nasip ettiği için yaşayabildiğimi göz ardı etmişim. Tamam, gösterdiğim başarılarda irademi tümden yok sayamam ama yapıp ettiklerimin bir hak ediş değil, lütuf olduğunu anlıyorum şimdi. Aslında bu yaşadığım dönem de Allah'ın bir lütfu olsa gerek, yoksa ben hâlâ 'ben yaptım, ben başardım' diyerek ortalıkta gezecektim, aslında her sancı bir doğumun habercisi gibi belki de. Belki de Allah, bu yanlışımı fark etmemi istedi." Soluğumu tutmuş dinliyordum ki, "Şimdi soru şu" deyip bir süre sustu. Ben de biraz soluklanıp bütün dikkatimi ona verdim. "Hayatta bana verilen olumlu şeyleri memnuniyetle kabul ediyorsam, olumsuzlukları nasıl tevekkülle kabul edebilirim? Yani nasıl sonsuz teslimiyet içinde olabilirim?" Gerçekte tahammül edemediği, teslim olamadığı yaşadığı olumsuzluklar mıydı? İnsan benliğinin başarısızlıklara ya da isteklerinin gerçekleşmemesine duyduğu tahammülsüzlüğünün, büyük ekseriyetle aslında bu durumların bize hissettirdiği "acizlik, yetersizlik" hissine yönelik olduğunu biliyordum. Ve onun da başının "acizlik, yetersizlik" hissiyle iki şekilde dertte olduğunu fark etmiştim (aslında her iki yetersizlik hali birbiriyle iç içedir, anlaşılması için zoraki ayırıyorum). Birincisi; varoluşsal olarak hepimiz mutlak yetersiziz. Bu her insana özgüdür. Yani yetersizlik, acizlik özü itibarıyla kötü bir şey değildir. Çünkü yetersizlik acizlik bizim özümüzdür. Böyleyiz biz. Ölümünün önüne geçemeyen, güçlü kuvvetli olduğundan bahsetmemeli değil mi? İşte duvarın ötesini göremeyeceğini fark etmesini bu yüzden istemiştim. Hepimizin özündeki insani mutlak yetersizliği, acziyeti görmesini, bunu kabullenmesini istiyordum. İkincisi: "Başarısızlık" diye tanımladığı olay, gerçekten işiyle ilgili bir yetersizliğine dayanıyor olabilirdi. Ama o, tek bir olay için yaşadığı yetersizliği bütün kimliğine yaymış ve "yetersizim" kabulüne bulanmıştı. Bu kabulle ne yaparsa yapsın yetersiz bir kişi olarak algılıyordu kendini. Bu genelleştirici bakıştan kurtulmasını istiyordum. "Yetersiz biriyim" yerine "şu olayda yetersizlik gösterdim" ya da "hesaplarda bir şeyi atladım, an yetersiz davrandım" şeklindeki adil değerlendirmeyi yapabilsin istiyordum. Seans bittiğinde yakınlarda okuduğum şu satırları hatırladım nedense: "Ey insan! Kendini kendine Malik sayma, sen kendini idare edemezsin, yük ağırdır. Öyle ise beyhude ızdıraba düşüp azap çekme, mülk başkasınındır. Dehşet aldığın zaman 'Mevla'm görelim neyler, neylerse güzel eyler' de, pencerelerden seyret, içlerine girme." Belki onun sorunlarıyla doğrudan bir ilgisi yoktu bu cümlelerin ama zihnimi okusaydı "Pencereden seyret, içlerine girme ne demek?" diye soracağına kadar emindim ki. Onun yerine ben sordum. 610368 Hondorus'ta siyasi krizi çözme görüşmeleri tıkandı Zelaya'nın temsilcisi Mayra Mejia, haftadır görüşmelerin sürdüğü Tegucigalpa otelinin lobisinde yaptığı açıklamada, "Şu andan itibaren diyalog aşamasını bitmiş olarak görüyoruz" dedi. Kosta Rika Devlet Başkanı Oscar Arias arabuluculuğunda ve Amerikan Devletleri Örgütü (OAS) tarafından desteklenen önceki görüşmeler de çıkmaza girmişti. Zelaya tarafı, ülkede haziran ayında yapılan darbe sonrası devlet başkanlığını geçici olarak üstlenen Roberto Micheletti'ye yeni bir öneri getirmesi konusunda ültimatom vermiş, önerinin ülkesine dönen ve Brezilya Büyükelçiliğine sığınan Zelaya'nın eski görevine dönmesini içermemesi durumunda masadan kalkacaklarını belirtmişti. 610766 Ankaraspor kapanın elinde kaldı SON DAKİKA güncellenme zamanı 13.21 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda kapanın elinde kaldı (TFF) tarafından bir alt lige düşürülen ’da futbolcular adeta kapanın elinde kaldı. TFF Profesyonel Futbol ’nun gelecek sezon Bank 1. Lig’de mücadele etmesi yönünde karar aldığı Ankaraspor’da futbolculara tanınan transfer süresi biterken, Başkent temsilcisinden 11 ’ne kiralandı, futbolcu da başka takımlara gitti. Mavi-beyazlıların kadrosundan sadece futbolcunun Ankaraspor’da kaldığı, Başkent temsilcisinin bu futbolcu ve ile ’nda mücadele edeceği öğrenildi. Ankaraspor’da Baki, İlhan, Bilal, Adem, Özgür Çek, Aydın, Senecky, Meye, Tehoue, Eric ve Kanote Ankaragücü’ne kiralanırken, Ömer Aysan Faruk ve Gökhan Tokgöz ile anlaştı. Mavi-beyazlılardan Anıl ve Umut’un ise lisans işlemleri geciktiği için ’a transferleri gerçekleşemedi. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. Süper Hızlı Gönderi. 610013 Doğan ve kurmayı hâkim önünde vergi hesabı veriyor İLİŞKİLİ HABERLER Doğan ve kurmayı hâkim önünde vergi hesabı veriyor Doğan ve kurmayı hâkim önünde vergi hesabı veriyor SABAH İSTİHBARAT 23.10.2009 Aydın Doğan'ın da aralarında bulunduğu Doğan Holding'in yöneticisi hakkında "Vergi Usul Kanunu'na muhalefet etmek" suçundan açılan davanın görülmesine devam edildi Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Toksoy'la Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ve taraf avukatları katıldı. Duruşmayı izlemek için adliyeye gelen basın mensupları, hâkimin talimatıyla salona alınmadı. Duruşma sonunda adliyeden ayrılan Özkök, basın mensuplarının "Duruşmaya gazeteciler alınmadı sizin böyle bir talebiniz oldu mu?'' sorusuna "Hayır, öyle bir talep olmadı'' yanıtını verdi. Özkök, açıklama yapıp yapmayacağının sorulması üzerine de "Dava devam ediyor. Sonlandığında açıklama yapılır'' dedi. HAPİSLERİ İSTENİYOR Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının suç duyurusu üzerine 18 Şubat 2009'de Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıklar "defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapmak, gerçekçi olmayan veya kayda konu işlemlerde ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açmak veya defterlere kaydı gereken hesap işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamında kaydetmek suretiyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na muhalefet ederek vergi kaçakçılığı yapmak''la suçlanıyor. İddianamede, bu suçtan dolayı Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, Yönetim Kurulu Başkanvekili İmre Barmanbek, Yönetim Kurulu üyeleri Mehmet Ali Yalçındağ ve Soner Gedik, Doğan Yayın Holding Yönetim Kurulu üyesi Barbaros Hayrettin Çağa ile Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Toksoy, Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı ve Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün ile 3'er yıl arasında hapisleri isteniyor. İLİŞKİLİ HABERLER Doğan ve kurmayı hâkim önünde vergi hesabı veriyor Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 610989 Kilosu TL'ye ayakkabı satışında izdiham SON DAKİKA güncellenme zamanı 16.17 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİEtiketi sen belirle!milliyet.com.tr hep yanınızda Kilosu TL'ye ayakkabı satışında izdihamÖzgür SARI/KONYA, (DHA) KONYA'da ayakkabı satışı yapılan işyerinde, açılış nedeniyle kilosu TL'ye ayakkabı satıldı. İndirim nedeniyle ilginin yoğun olması izdihama yol açtı. İzdiham nedeniyle zaman zaman bazı kadın müşteriler bayılma tehlikesi geçirdi. Merkez Selçuklu İlçesi Cem Sultan Caddesi'nde ayakkabı satışı yapılacak işyeri, açılış nedeniyle kilosi TL'ye ayakkabı sattı. Yapılan indirimin daha önceden duyurulması üzerine açılışa yüzlerce kişi akın etti. Yapılan duanın ardından kurdele kesildi. Açılışı bekleyen çoğunluğu kadın müşteriler, içeri girmek için kapıya hücum etti. İzdiham nedeniyle, işyerinin güvenlik görevlileri, bir süre içeriye yeni müşteri almadı. Zaman zaman bazı kadın müşteriler bayılma tehlikesi geçirdi. Reyonlardaki ayakkabı sayısı ise kısa sürede azaldı. veya ayakkabının toplam bir kilo ağırlığında olduğu öğrenildi. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 610383 Tüm telefonlar için tek şarj aleti kullanımı yolda LİNKLER BM'ye bağlı Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU), enerji tasarrufu etkin bir ve tüm cep telefonları için kullanılabilecek bir şarj aleti için onay verdi. Buna göre tüm cep telefonu üreticileri, aynı standartta ve telefon ayırt etmeyen şarj aleti imal edecekler. Standart şarj aletinin, gelecek yıldan itibaren satışa hazır hale geleceği belirtiliyor. Dünya genelinde, milyarın üzerinde cep telefonu kullanıcısı bulunduğu tahmin ediliyor. 611529 Almanya’yı fethettiler 609872 Düşük tazminata Başbakan ayarı Düşük tazminata Başbakan ayarıMEHMET ERÇAKIR Isparta DHA güncellenme zamanı 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda ’da, 2007’de 57 kişinin ölümüyle sonuçlanan uçak kazasında yaşamını yitiren yolcuların yakınlarına tarafından önerilen düşük tazminat bedelleri, Başbakan ’ın devreye girmesiyle yükseltildi Avukatlığını ’ndan Hasan Kaşıkara’nın yaptığı 20 yolcu yakınına daha önce düşük miktarlarda tazminat öneren Eureko itiraz üzerine yapılan değerlendirme sonucu tazminat miktarlarını yükseltti. Şirket, tazminatları Kasım’dan itibaren ödeme taahhüdünde bulundu. Sigorta şirketinin tazminatları yeniden belirlemesinde Erdoğan’ın da katkısı olduğunu kaydeden Kaşıkara, “Sayın Başbakanımızın yolcular lehine yaptığı girişimlerle kısa zamanda olayı sonuçlandırdık”dedi. 611465 Ankara'da elektrik kesintisi Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş'den yapılan açıklamaya göre, 26 Ekim Pazartesi günü elektrik alamayacak yerler ve saatleri şöyle: Mamak'ta, 10.00-15.00 saatleri arasında; Kutlu Mahallesi Mutlu Caddesi 456-463-470-455-466-466/2 sokaklar ve civarı, General Zeki Doğan Mahallesi, Mutlu Mahallesi Cadde, 540 sokaklar ve civarı. 10.00-11.00 saatlerinde, General Zeki Doğan Mahallesi Mutlu Mahallesi civarı. Kazan'da, 11.00-13.00 saatleri arasında; Satıkadın Mahallesinin bir kısmı. Beypazarı'nda, 09.00-14.00 saatleri arasında; Cumhuriyet Mahallesi- Bulgurdede 1, 2, 3, sokaklar ve civarı. 27 Ekim Salı günü elektrik kesintisi yapılacak yerler ise şunları: Çankaya'da, 11.00-12.30 saatleri arasında: İstanbul Caddesinde Yeni Sanayi, Parlament Otel, Çevik Kuvvet Müdürlüğü ve civarı, Hipodrom Caddesi, Damla Petrol, Sağlık Bakanlığı Sosyal Tesisleri ve civarı. Kazan'da; 09.00-14.00 saatleri arasında; Kışla Mahallesi. Etimesgut'ta, 10.00-15.00 saatleri arasında; Erler Mahallesi Çamlıpark Sitesi, Çınar Blokları, Pembe Ardıç Blokları, Başak Blokları, Gayri Menkul iki katlı villalar ve civarı. 28 Ekim Çarşamba günü Kazan'da; 09.00-13.00 saatleri arasında, Fatih Mahallesi'nin bir kısmına elektrik verilemeyecek. 23 Ekim 2009 610644 Türk Tasarım Konseyi Toplandı Türk Tasarım Konseyi Toplandı Kamu ve özel kuruluş temsilcilerinin katıldığı toplantıda, KOBİ'lerin tasarıma yönlendirilmesi ve Türk tasarım sayısının arttırılması gündemde. Yayına Giriş: 23.10.2009 11:09:18 Güncelleme: 23.10.2009 12:10:28 Hükümet reel sektörün dış pazarlardaki rekabet gücünü arttırmak için arayışlarını sürdürüyor. Bu amaçla katma değeri yüksek ürün stratejisi çerçevesinde "Türk Tasarımı" konusuna ağırlık veriliyor. Türk tasarım danışma konseyi ilk toplantısını Ankara'da Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün başkanlığında yaptı. Konseye kamu ve özel kuruluş temsilcileri katıldı. Gündemde kobilerin tasarıma yönlendirilmesi ve Türk tasarım sayısının arttırılması var. Bakan Ergün, kobilerin tasarıma ağırlık vermesi için değişik stratejiler üzerinde duracaklarını söyledi. 2008 yılında 30 bin tasarım için bin 500 başvuru olduğunu hatırlatan Ergün, konseyin tasarımda kısa orta ve uzun hedeflerin belirleneceğini ve bu sayının artacağını kaydetti. Ergün, kobilerin birleşmeleri için verilen teşviklerin ise 2010 yılında da uzatılması için çalışma yaptıklarını da sözlerine ekledi. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 611505 İsrail'den Ankara'ya Sıcak Mesajlar İsrail'den Ankara'ya Sıcak Mesajlar İsrail Başbakan Yardımcısı, Türkiye'yle İsrail arasında son zamanlarda yaşanan gelişmelerin geçici olduğunu düşündüğünü söyledi. Yayına Giriş: 23.10.2009 22:09:35 Güncelleme: 23.10.2009 22:09:35 İsrail Başbakan Yardımcısı Silvan Şalom, Türkiye ile İsrail arasında son dönemde yaşanan gelişmelerin geçici olduğuna inandığını belirterek, ülkesinin Türkiye ile eskiden olduğu gibi iyi ilişkilere sahip olmak istediğini söyledi. İsrail Başbakan Yardımcısı Şalom, Türkiye ile İsrail arasında pek çok ortak nokta ve çıkar bulunduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün çok iyi arkadaşı olduğunu belirten Silvan Şalom, iki ülke arasında şu an yaşanan sorunların aşılacağına inanmak istediğini belirtti. Pek çok İsraillinin Türkiye'ye iyi ve stratejik bir dost olarak gördüğünü vurgulayan Şalom, her yıl binlerce İsraillinin, Türklerin misafirperverliliğini sevdiklerini için Türkiye'ye turist olarak gittiklerini söyledi. 611196 Trabzon çıkış arıyor Turkcell Süper Lig'de, bugün sahasında Kayserispor ile karşılaşacak olan Trabzonspor, güçlü rakibini yenerek kötü gidişatına son vermek istiyor. 20:00'de başlayacak karşılaşma Lig TV'den naklen yayınlanacak. Ligin 7. haftasında Gençlerbirliği ile deplasmanda 2-2, 8. haftada sahasında Gaziantepspor ile 0-0 berabere kalan ve geçen haftada deplasmanda Galatasaray'a 4-3 yenilen bordo-mavililer, Kayserispor'u yenerek hafta sonra galip gelmeyi amaçlıyor. KADRODA DEĞİŞİKLİK Trabzonspor Teknik Direktör Hugo Broos, Kayserispor karşısında sahaya farklı bir kadro süreceğinin sinyalini hafta içinde yapılan taktik çalışmalarında verdi. Dinlendirilecek olan Tony Sylva'nın yerine kaleyi Onur'a verecek olan Broos savunmada ise Song'a ve Egemen'e görev vermesi bekleniyor. Tayfun'un performansından memnun olan Broos, taraftar baskısı nedeniyle iç sahada oyuncuyu oynatıp-oynatmamada kararsız kaldı. İleride ise Yattara ve Gökhan Ünal forma vermek isteyen Belçikalı teknik adam sahaya şu muhtemel 11 ile çıkması bekleniyor: TRABZONSPOR: Onur, Tayfun, Egemen, Song, Cale, Ceyhun, Selçuk, Colman, Gabriç, Yattara (Umut), Gökhan Ünal. KAYSERİSPOR: Souleymanou, Ali Turan, Aydın, Serdar, Hakan Aslantaş, Mehmet Eren, Merter, Saidou, Furkan, Troisi, Makakula Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. Copyright 2003-2009 Tüm hakları saklıdır. TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 610115 Hukuk emir alıyor, medya susturulmuş cinayet işleniyor Medyanın yaklaşımını da eleştiren Baykal, Türk medyasına 'susturucu takıldığını' ve böylece millete yönelik cinayet işlendiğini iddia etti. CHP lideri, medyanın bu süreçte sanki 'bu milletin medyası değilmiş gibi' hareket ettiğini ileri sürdü. Parti genel merkezinde bir basın toplantısı düzenleyen Deniz Baykal, yaşananların hukuk düzenine ağır bir darbe vurduğunu savundu. CHP lideri, gelenlerin pişman olmadıklarını vurgulamalarına rağmen Türk Ceza Kanunu'nun 221. maddesi kapsamında serbest bırakıldıklarına işaret etti. Ardından eleştirilerini şöyle sürdürdü: "Siyasi bakımdan yaşanan tablo bize terörist olarak bilinenlerin siyasal bakımdan kahraman haline dönüşmekte olduğunu göstermiştir. Bu son operasyonla teröristler kahraman olmuşlardır. Teröristi kahraman yapmak her babayiğidin harcı değildir, AKP bunu başarmıştır. Suç, suç olmaktan çıkmış masumiyete; terör, kahramanlığa dönüşmüştür." 'Devlet projesi' vurgusunun da geçerliliğini kaybettiğini öne süren Baykal, gelişmeleri gensoru önergesiyle TBMM'ye değil, milletin önüne taşımayı düşündüklerini söyledi. ANKARA ZAMAN 611200 En uzaktaki galaksi kümesi bulundu SON DAKİKA güncellenme zamanı 17.41 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda En uzaktaki galaksi kümesi bulundu Bilim adamları, 10,2 milyar ışık yılı ötede en uzaktaki galaksi kümesini tespit ettiler. Bristol Üniversitesinden araştırmacıların ’nın 1999’da yörüngeye yerleştirdiği Chandra röntgen teleskobundan verileri analiz ederek yerini belirledikleri “JKCS041” adı verilen galaksi kümesi, bir milyar ışık yılıyla önceki rekoru kırdı. Bu galaksi kümesinin, Evren mevcut yaşının sadece dörtte biri kadarken ve Dünya’nın oluşumundan yaklaşık milyar yıl önce ortaya çıktığını belirten bilim adamları, yüzlerce galaksiyi içinde barındıran kümenin, Evren’in en büyük çekim gücüne sahip cisimleri olduğunu ve bu keşfin Evren’in gelişimi konusunda aydınlatıcı olmasının beklendiğini kaydettiler. “JKCS041”, ilk olarak 2006’da kızılötesi gözlemlerde görülmüş, ancak bilim adamları, bunun gerçek bir galaksi kümesi mi, yoksa oluşum halindeki bir galaksi mi olduğunu anlayamamışlardı. Normal bir teleskopla bu galaksi kümesinin mesafesini ölçmek imkansız. Keşfi yapanlardan Dr. Ben Maughan, heyecan verici olduğunu belirttiği keşfi, “bir T-Rex fosilinin bilinenden daha eski olduğunu keşfetmeye” benzetti. Yüksek kontrastlı ekran. Süper Hızlı Gönderi Ve Kargo Bedava. 611244 Çubukçu güçlü kadının tarifini yaptı Bakan Çubukçu, uçakla geldiği Kars'tan kara yoluyla Ardahan'ın Göle ilçesine gitti. Çubukçu Göle'de yapımı tamamlanan 13 derslikli, 320 öğrencinin eğitim gördüğü Göle Endüstri Meslek Lisesi'nin açılışına katıldı. Çubukçu açılışta kadınların ekonomik ve sosyal hayatın dışında kalmasının toplumların hem hayat kalitesini düşürdüğünü hem de ülkelerin kalkınmasını ve gelişmesini engellediğini söyledi. Söz konusu kaynak israfını önlemenin yolunun kadınların eğitim, üretim ve istihdamın her aşamasına dahil edilmesinden geçtiğine dikkat çeken Çubukçu, şunları kaydetti: ''Bunu başardığımızda, çağın gerektirdiği bilgi ve beceriyle donanmış kadın, erkek tüm gençlerimiz şehirlerini ve ülkelerini daha yükseğe, daha güzel günlere taşıyacaklardır. Bu duygularla Göle Endüstri Meslek Lisesinin ilçemize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Burada ilk kadın Milli Eğitim Bakanı olarak şu hususun altını ısrarla çizmek istiyorum; değişen dünya koşulları nitelikli iş gücünü ve eğitimi gerektirirken, eğitimden mahrum bırakılan kız çocukları ve kadınlar dünyanın her yerinde en yoksul kesimi oluşturmaktadır. Kadınlarını geride bırakan, onlara kendilerini geliştirme ve hayata katılma imkanı tanımayan hiçbir toplum, hiçbir ülke bugüne kadar ilerleyememiştir. Eğitimin olmadığı yerde işsizlik yoksulluk aile içi şiddet ve istismar vardır. Güçlü kadın aynı zamanda güçlü aile demektir.'' -MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMİN ÖNEMİ- Çubukçu, mesleki ve teknik eğitimin önemine değinerek, ''Mesleki ve teknik eğitim de okul öncesi eğitim kadar önemli bir husustur'' dedi. ''Şurası bir gerçek ki nitelikli insan gücü oluşturmak, mesleki ve teknik eğitimle mümkündür'' diyen Çubukçu, şöyle devam etti: ''Değişen dünya koşulları, eğitimi ve bilgiyi her şeyin önüne geçirdi. Bütün gayretimiz, çocuklarımızı çağın gerektirdiği her türlü bilgi donanımı ve beceriyle zenginleştirerek, yaratıcı, üretken, bilgiyi hayatının içinde kullanabilen nesiller yetiştirmek. İşsizlik ve istihdamda yaşanan sorunların büyük bir kısmı nitelikli iş gücü yetiştirmede yaşanan sıkıntılardan kaynaklanıyor. Bu çerçevede bir taraftan bugün Göle'de açtığımız okul gibi mesleki ve teknik eğitimi ülkenin her noktasına taşırken, bir taraftan da mesleki eğitimde kaliteyi geliştirme çalışmasını sürdürüyoruz.'' Bakan Çubukçu, Ardahan ve ilçelerine son yılda 267 derslik yapıldığını ifade ederek,  Ardahan'da derslik başına düşen öğrenci sayısının ilköğretimde 17, orta öğretimde 22 olduğunu kaydetti. Ardahan'da okul öncesi eğitimde 2003 yılında yüzde 5.26 olan okullaşma oranının, yüzde 48.96'ya çıktığını bildiren Çubukçu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu öğretim yılında ise zorunlu okul öncesi eğitim kapsamında bütün çocuklarımızın bu hizmetten faydalanacak olması Ardahan'ın geleceğine yapılan en büyük yatırımlardan birisidir. Hepimizin bildiği gibi ülke çapında büyük bir eğitim seferberliğini hızımızı kesmeden, heyecanımızı yitirmeden sürdürüyoruz. 10 yıllar boyunca geride kalmış bölgeler, geri kalmış iller arasında sayılan ve adeta kaderine terk edilen bölgelere son yılda sağlıktan eğitime, konuttan alt yapı hizmetlerine çok büyük yatırımlar yaptık. Bugün görmekteyiz ki bu yatırımlar şehirlerimizin çehrelerini değiştiriyor. İnsanlarımızın refah ve mutluluğuna büyük katkılar sağlıyor. Çocuklarımızın, gençlerimizin hem kendi geleceklerini hem de ülkelerinin geleceklerine dair umutlarını ve çalışma azimlerini çoğaltıyor.'' Bakan Çubukçu, kara yoluyla geldiği Ardahan'da Vali Mustafa Tekmen'i makamında ziyaret etti. AA 610862 Atletico Madrid Sanchez'e emanet Abel Resino'nun işine son veren Atletico Madrid yönetimi, takımı 44 yaşındaki Quique Sanchez'e emanet etti. Geçmişte Getafe ve Valencia kulüplerinde teknik direktörlük yapan Sanchez, son olarak Benfica'yı çalıştırdı ve Haziran ayında bu takımdan ayrıldı. Hafta arasında grup maçında Chelsea'ye Londra'da 4-0 yenilen Atletico Madrid, 'da oynadığı yedi maçtan sadece birini kazandı ve altı puanla 15. sırada bulunuyor. 611249 Parsan, üretime gün ara verecek SON DAKİKA güncellenme zamanı 18.33 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda üretime gün ara verecek Makina Parçaları Sanayii A.Ş, üretime gün ara vereceğini bildirdi. Parsan’ın Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan açıklamasında, yaşanmakta olan global ekonomik nedeniyle azalan yurt içi ve yurt dışı siparişleri göz önüne alınarak fabrikada, 26 Ekim 2009-2 Kasım 2009 tarihleri arasında gün üretime ara verilmesinin kararlaştırıldığı belirtildi.  Fabrikanın Kasım 2009 Pazartesi vardiya ile tekrar faaliyete geçeceği kaydedilen açıklamada, Bu süre zarfında çalışması gerekli ve zorunlu olan diğer birimlerde normal çalışmanın devam edeceği duyuruldu. Seyahat Ederken Yanınızdan Ayıramayacaksınız. Süper Hızlı Gönderi. 610925 Vekillerin nar kavgası karakolda bitti SON DAKİKA güncellenme zamanı 15.52 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Vekillerin nar kavgası karakolda bittiBaşkent'te fıkra gibi olay. Meclis'e gönderilen bir kasa nar sahibi yerine aynı ismi taşıyan bir başka vekile gitti. Kargo hatasını, karakolda polisler çözebildi Başken 'da önceki gece fıkra gibi bir olay yaşandı. İddiaya göre her şey kargo şirketinin ikisi de 'Osman' ismini taşıyan vekilleri karıştırmasıyla meydana geldi. Akşam Gazetesi'nde Ufuk Türkyılmaz imzası ile yeralan habere göre, kahramanlarının iki vekil ile bir vekil danışmanın karıştığı olay iddiaya göre şöyle gelişti: AKP Milletvekili Osman Coşkun'a bir hafta önce bir tanıdığı 'da heykeli bile olan ve kolestorole iyi geldiği bilinen Urfa narı gönderdi. Osman Coşkun, gelen bir kasa nar için gönderen kişiye teşekkür telefonu açtı.Ancak önceki gün kargo şirketi milletvekili Osman Coşkun'u arayarak kendisine yeniden özel ambalaj içerisinde kargo geldiğini bildirdi. Osman Coşkun danışmanı Fatih 'ya talimat vererek kargoyu teslim almasını istedi. Hiçbir şeyden habersiz kargo şirketine gelen Fatih Çankaya vekiline ait olduğu belirtilen kargoyu aldı. Coşkun, gelen kargoyu açtığında yeniden bir kasa narla karşılaştı. Aynı kişinin yeniden nar gönderdiğini düşündü.VEKİL 'OSMAN'LAR Bu olaydan birkaç saat sonra aynı kargo firması AKP'nin Milletvekili Osman Arslan aradı. Arslan seçim bölgesi Diyarbakır'ın Ergani İlçesi'nden kendisine kargo gelmiş olması gerektiğini belirtti. Ancak kargo şirketinin teslimat belgelerinde yapılan incelemede kargoyu Fatih Çankaya adlı kişinin aldığı görülüyordu. Arslan, bunun üzerine kendisine ait kargoyu götüren kişinin yakalanması için polise başvurdu. Polis, Fatih Çankaya'nın şirkete bıraktığı kayıtlarından evini tespit etti. Vekil danışmanı önceki gece polis tarafından evinden alınarak karakola götürüldü.Fatih Çankaya'nın AKP milletvekili Osman Coşkun'un danışmanı olduğu ve aynı ismi taşıyan Osman Arslan'a ait kargonun kendisine yanlışlıkla verildiği ortaya çıktı. Olayın ardından iki vekil bu ilginç olaya uzun süre güldü. AKŞAM'a konuşan AKP Diyarbakır Milletvekili Osman Arslan, 'Doğal olarak bana ait kargoyu kimin teslim ettiğini de merak ettim. Ama bu gelişmeyle karşılaştık. Her şey yanlışlıkla olmuş. Zaten bana gelen narı da vekil arkadaşım Osman Coşkun'a ikram ettim' dedi. AYLIK NAVİGASYON PAKETİ HEDİYE Süper Hızlı Gönderi Ve Kargo Bedava. 610866 İzmir'de domuz gribi tedbirleri SON DAKİKA güncellenme zamanı 15.07 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda 'de tedbirleriTuran GÜLTEKİN/İZMİR, (DHA) 'in konusunda tecrübeli olduğunu söyleyen İzmir Valisi M. Cahit Kıraç, basın toplantısı düzenleyerek alınan önlemleri anlattı. Vali Kıraç, milyon 300 bin doz aşının gelmesini beklediklerini söyledi. İzmir Valisi M. Cahit Kıraç, domuz gribi hakkında alınan önlemleri anlatmak üzere İl Sağlık Müdürü Mehmet Özkan ve İl Milli Eğitim Müdürü Rağıp Üye ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Domuz gribi konusunda vatandaşlarda herhangi bir yanlış anlaşılmaya neden olmamak için şimdiye kadar İzmir'de yapılan çalışmaları anlatmadıklarını söyleyen Vali Kıraç, İl Pandemi (Salgın) Kurulu'nun gerekli önlemleri aldığını ve herhangi bir durumunda sağlık müdürlüğünden en küçük sağlık birimine kadar kimin ne yapacağının belirlendiğini belirtti. Vali Kıraç, “Biz özellikle çocuk, genç, kadın, okullarımız ve toplu bulunulan yerleri, ile polis gibi yerleri takip ediyoruz. Teknik boyutta bu vaka ile karşılaşıldığında ki geçmişte bir yabancı uyruklu kişinin tedavisi İzmir’de yapıldı böyle bir salgınla karşılaşıldığında ne yapılacağı herkesin görevleri, vakanın görülmesi halinde hangi ilçeden gelen hastanın hangi hastaneye yatacağı hangi ilaçla müdahale edileceği ihtiyaç duyulan ilacın ne miktarda olduğu bu kurul tarafından tespit edilmiş durumda” dedi. İzmir'in pandemi (salgın) planının hazır olduğunu, 10 binin üzerinde yatağa sahip bütün devlet hastanelerinin bu konu için uyarıldığını anlatan Vali Kıraç, hastanelerin konuyla ilgili planlarının da hazırlayıp uygulamaya başladığını belirtti. Hastalığın özellikle okullarda görüldüğünü ifade eden Vali Kıraç, “Bütün okullar konuyla ilgili olarak toplantı yoluyla bilgilendirildi. Vakanın görülmesi halinde çocukların öncelikle evlerinde istirahat etmelerine yönelik uygulama yapılacak. Toplu vaka görülmesi halinde Hıfzıssıhha Kurumu bir yöntem bulacak. Özellikle okullarda hijyene çok önem vereceğiz. Çocukların sıvı sabunla sık sık ellerini yıkamalarını sağlayacağız. Çocukların sık temas ettikleri kapı pencere gibi yerlerin, alanların temiz tutulması sık sık temizlenmesi çok önemli. Özellikle yatılı okul yöneticileri ile yakın temasımız var bu okullar ilçe kaymakamları tarafından ayrı bir şekilde takip ediliyor. Çünkü oradaki çocuklara biz bakıyoruz. Bütün okullar takip ediliyor. Okullarda öncelikle şartlarını yerine getirmemiz lazım” diye konuştu. İl Sağlık ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri’nin ortak bir çalışma ile vatandaşları bilgilendirmeye yönelik afiş, film ve tanıtıcı materyal hazırladıklarını belirten Vali Kıraç, bunları en kısa zamanda yerel televizyon kanalları, okul, metro ve istasyonları ile otobüslerde görülmeye başlayacağını söyleyerek, “İzmir için henüz görülmüş bir vaka yok. Ancak biz de ’nin bir iliyiz bize de her an gelebilir ama tedbirleri aldık hazırlığımız en üst safhada umarız böyle bir olumsuzluk yaşanmaz” dedi. YAKIN TEMASTAN KAÇININ  Domuz gribi virüsünün yakın temas yoluyla geçtiğini vurgulayan Vali Kıraç, toplu halde bulunulan kapalı mekanların sık sık havalandırılmasını ve salgın tehlikesi geçene kadar vatandaşların yakın temastan kaçınmasını istedi. Vali Kıraç, “Yakın temasın azaltılmasını vatandaşlardan istirham ediyoruz. Biz sıcak kanlıyız temas üst seviyededir. Ancak bunu bugünlerde bunu azaltıp öpüşmeyi ertelemek gerekiyor” diye konuştu. İzmir Bölge Hıfsızsıhha Enstitüsü’nün iki hafta içerisinde ve ’dan sonra domuz gribi virüsünü test edecek laboratuvara sahip olacağını sözlerine ekleyen Vali Kıraç, tarafından ithal edilen 43 milyon doz aşının kullanılabilirlik testlerinin tamamlanmasının ardından milyon 300 bin doz aşının da İzmir’e gönderileceğini ifade etti. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 610512 Beşiktaş, güzel günleri sürdürmek istiyor SON DAKİKA güncellenme zamanı 11.38 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda güzel günleri sürdürmek istiyor ’nde ’nın takımıyla 0-0 berabere kalan, ligde de üst üste galibiyet alan yarın deplasmanda karşılaşacağı ’u yenerek yakaladığı güzel havayı sürdürmek istiyor. Sezona kötü başlayarak olumsuz sonuçlar alan, ancak ekim ayı ile birlikte toparlanan siyah-beyazlı takım, ligde son dönemde üst üste puan toplarken, bu çıkışını Eskişehirspor karşısında da sürdürmeye çalışacak. Beşiktaş, ligde uzun aradan sonra ’u mağlup edip, ardından ’yı 2-1 yenerek çıkış yakaladı. ’un küme düşürülmesiyle bu takımla yapacağı karşılaşmayı 3-0 hükmen kazanan siyah-beyazlı ekip, böylece son dönemde puanı hanesine yazdırdı ve yukarı sıralara doğru tırmanmaya başladı. Tırmanışını sürdürmeyi amaçlayan Beşiktaş’ın yeni hedefi Eskişehirspor’u da kayıpsız geçmek. Ligin iyi takımlarından Eskişehirspor ile Beşiktaş arasındaki karşılaşma, yarın ’nda saat 20.00’de başlayacak. Karşılaşmayı, hakem yönetecek. ERNST VE CEZALI Son maçlardaki başarılı sonuçlar almasına rağmen Beşiktaş’ta, zorlu Eskişehirspor maçı öncesi önemli oyunculardan Ferrari, Ernst ve Sivok’un olmamasının sıkıntısı yaşanıyor. Kasımpaşa ile yapılan maçta gören Ernst ve Ferrari’nin yanı sıra aynı karşılaşmada dördüncü sarı kartını görerek cezalı duruma düşen Sivok, yarınki mücadelede forma giyemeyecek. Sezon başından beri teknik direktör ’nin en güvendiği oyuncular olan ve tüm maçlarda görev yapan yabancı cezaları nedeniyle takımlarını Eskişehirspor deplasmanında yalnız bırakacak. Savunmada uyumlu bir görüntü veren Sivok ve Ferrari’nin yokluğunda teknik direktör Mustafa Denizli’nin orta sahanın ortasında ve ikilisine görev vermesi bekleniyor. Bu arada, hastalığı nedeniyle Almanya’daki maçta forma giymeyen Yusuf’un yarınki karşılaşmada da oynamayacağı açıklandı. Kulüp doktoru Devrim Urgun, böbreklerindeki rahatsızlık nedeniyle tedavisi süren Yusuf’un Eskişehirspor karşısında görev almayacağını söyledi. Yusuf’un yanı sıra sakatlıkları süren Delgado, Batuhan ve Rıdvan, Eskişehir’e götürülmedi. ’A UĞRAMADAN ESKİŞEHİR’E GEÇTİLER Siyah-beyazlı takım, UEFA Şampiyonlar Ligi’nde VfL Wolfsburg ile yaptığı maçın ardından İstanbul’a uğramadan Eskişehir’e geçti. Dün akşam saatlerinde Eskişehir’e geçen Beşiktaş, rakibiyle yapacağı karşılaşmanın hazırlıklarını bu akşam gerçekleştireceği antrenmanla tamamlayacak. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. Süper Hızlı Gönderi. 610596 Öcalan grupları çağırmadaki amacını açıkladı SON DAKİKA güncellenme zamanı 12.47 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Öcalan grupları çağırmadaki amacını açıkladıANKAÖcalan gruplara çağrı yapmasındaki amacı şöyle açıkladı...'Hem tıkanan siyasetin önünü açmak hem de bağlılıklarını göstermek için çağrıda bulundum, onlar da dinlediler ve geldiler, bağlılıklarını gösterdiler' ’nın lideri demokratik sürecine ilişkin üç aşamalı yol haritasını açıkladı. Öcalan, bundan sonra ’ye gelmeleri için yeni grup çağırmayacağını söyledi. ANF’nin haberine göre, Öcalan ’da avukatlarıyla yaptığı görüşmede, yol haritasını üç aşamalı olarak açıkladı. Öcalan, yol haritasını şöyle anlattı: "Birinci aşama, devlet Kürtlerin tüm haklarını güvence altına alacak. Bu konuda bize güvence verecek, bizi ikna edecek. Biz de bir, bölücü olmadığımızı devlete ispatlayacağız. Ayrılıkçı, bölücü olmadığımızı beyan edeceğiz. İki, şiddeti yöntem olarak esas almadığımızı ilan edeceğiz. Şiddet yöntemini devreden çıkaracağız. Bu aşamada çatışmasızlık ortamı oluşturulur. -şiddet yaşanmayacak. Devlet de demokratik çözümü kabul edecek, Kürtlerin saydığım beş boyutunu dikkate alacak. Kürtlerin kendi kendini yönetmesine imkân tanıyacak. Ancak bunların olabilmesi için benim önümün de açılması lazım. Bütün bunları çok uzun tartışmak gerekiyor. Bu olursa ikinci aşama olarak sınır dışına çekilme gerçekleşecek. Üçüncü aşama olarak da devlet verdiği güvenceyi hukuki mevzuata yansıtacak, bunun anayasasını, kanunlarını, yönetmeliklerini yapacak. Mevcut mevzuatta değişiklik yapacak. Devlet bunu yaptığı oranda da geri dönüşler olacak. Benim bu süreçte kendimi ifade etmem lazım. Benim bu çözümü gerçekleştirebilmem için devletin de bunu göz önünde bulundurması lazım, devletin destek olacağını belirtmesi lazım. Yol haritamda on tane ilke var. Ben yol haritamda demokratik çözümün nasıl olacağını yeterince açıkladım." BAYKAL’IN TESPİTİ DOĞRUDUR- Öcalan, AKP hükümetinin kendi belirlediği yol haritasından yararlandığını iddia etti. Genel Başkanı ’ın "AKP İmralı’nın yol haritasını uyguluyor" saptamasının doğru olduğunu söyledi. Öcalan şöyle dedi: "AKP benim yol haritamdan, ellerinde olduğu için yararlanıyorlar. Deniz Baykal meseleyi biraz biliyor; ’AKP, İmralı’nın yol haritasını uyguluyor’ diyor. Baykal’ın bu tespiti doğrudur.Ancak AKP, benim yol haritamı uygulayamaz. Fakat yol haritamdan yararlanıyorlar. Davutoğlu dışarıda, Erdoğan içeride bundan yararlanıyorlar. Ben yol haritamda da ’daki demokratik çözümleri belirtirken Dicle-Fırat Havzası Demokratik Konfederalizmini önermiştim. Davutoğlu şimdi bunun görüşmelerini yapıyor ve ’yle. Doğrudur yol haritamı kullanıyorlar. AKP’nin şimdi paçaları tutuşmuş. Ağrı’daki konuşmalarından da bu anlaşılıyor. özgürlük temelinde toplumun demokratik örgütlenmesidir. Ne devlet ne de federalizm temelindeki bir örgütlenmedir. Toplumun kendi kendini devlet dışı bir şekilde örgütlemesidir. Toplumun kendi kendini demokratik yönetimidir. Demokratik dediğimiz de odur. Kavramlar farklı olabilir, özü aynıdır." AÇILIM AKP’NİN DEĞİL DEVLETİN PROJESİDİR- Öcalan, demokratik açılım sürecinin AKP’nin değil Devletin projesi olduğunu söyledi. Öcalan, "AKP, bu demokratik açılımdan sonra her şeyi yapacak, tüm imkânlarını kullanacak. CHP ve bu soruna karşı durarak ayakta kalmaya çalışıyor. AKP de bunu başararak ancak ayakta kalabileceğini biliyor. Bunun için elinden gelen tüm imkânlarını kullanacak. AKP tamamen seçim hesaplarıyla hareket ediyor. AKP’nin yaptığı kesinlikle bir hiledir. Bu demokratik açılım da AKP’nin projesi değildir. Devletin bir projesidir. Hatta devletin de tüm kesiminin değildir. AKP, bundan sonra iyi çalışılırsa bölgede geriler, etkisi azalır" diye konuştu. BUNDAN SONRA GRUP ÇAĞIRMAYACAĞIM- ve Mahmur’dan gelen grupların "barış elçisi" olduğunu iddia eden Öcalan, "Sadece bu grupların gelmesiyle bu sorun çözülmez. Bunlar sadece barış elçileri. ’daki grup da gelecek. Ama bundan sonra grupların gelmesi için benim çağrım olmaz. Bu doğru da olmaz. Ama Devlet gider PKK’yle görüşür, anlaşır, PKK kendisi gönderirse ona bir şey diyemem. Bu onların vereceği bir karar olur. Bu gruplara çağrı yapmamdaki amaç şuydu; sınamaydı. Hem tıkanan siyasetin önünü açmak hem de bağlılıklarını göstermek için çağrıda bulundum, onlar da dinlediler ve geldiler, bağlılıklarını gösterdiler. 99’da gelenler hazırlıksız geldiler. Onlara biraz haksızlık ettik. Bir belirsizlik vardı. Biz zaman devlet bu fırsatı değerlendirir diye tahmin ediyorduk. Devlet de onları cezaevine gönderdi" diye konuştu. AYLIK NAVİGASYON PAKETİ HEDİYE Süper Hızlı Gönderi Ve Kargo Bedava. 609825 Büyükerşen büyük tecrübe Engin Önen Büyükerşen büyük tecrübe 23 Ekim Cuma 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! SON dönemlerde, ’in kent yönetimi açısından öne çıktığına tanık olmaktayız. Çeşitli altyapı hizmetlerinin yanı sıra kenti güzelleştirme ve kültür- sanatla buluşturma çabaları ister istemez dikkat çekmektedir. Eskişehir bu yönüyle sadece ’de değil, çeşitli Balkan ve Orta ülkelerinden de yakından izlenen bir kent yönetim anlayışı sergilemektedir. Bütün bu olup bitenlerde en büyük pay sahibi olan kişinin Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. olduğu hepimizin malumu. Büyükerşen, örnek bir kent yönetimi ve belediyecilik anlayışı sergiliyor. Diğer birçok şehir yatırım yapıldıkça çirkinleşirken, Eskişehir güzelleşiyor. Eskişehirlilerin kentsel yaşam kalitesi yükseliyor. Büyükerşen’in Eskişehir’e hizmeti ve yaratıcı faaliyetleri belediye başkanlığı öncesine dayanıyor. Eskişehir’deki yükseköğretim ve hatta Türkiye yükseköğretim dünyasına çok büyük katkılar yapıyor. ’nin örnek üniversiteler arasına girmesi, uzaktan eğitim ve sisteminin yerleşmesinin ardındaki en önemli isim yine Büyükerşen. Hükümeti oluşturan partinin değil, yok olmaya yüz tutmuş bir partinin adayı olarak seçimi üçüncü kez kazanması tesadüf değil. Belediye başkanları kaynak sıkıntısı nedeniyle ağlaşırken, o, hükümetin baskılarına rağmen Eskişehir’de büyük işler başarmış bir başkan. Büyükerşen’in akademik dünya ve siyaset arenasında saygın bir isim olduğuna şüphe yok. O, üniversite ve kent yöneticilerinin örnek alacağı bibliyografyaya sahip bir kişi. Geçen gün Rektörlüğü’nün konuğu olarak katıldığı ve yüzlerce öğretim üyesi ve öğrenciye hitap ettiği söyleşide bu durum bir kez daha açıkça görüldü. Salona girdiği anda başlayan sempati dalgası ve alkışlar, ayrılırken de devam etti. Ege Üniversitesi’ndeki “Kent ve Üniversite Yaşamı” konulu söyleşide Büyükerşen, onlarca yıllık başarı öyküsüne dayanan anekdotlarla, üniversite ve şehirlerin birçok sorunla boğuşmasına rağmen, önemli başarılar elde edebileceklerini anlattı. Üniversiteler için şehirle bütünleşmenin ve şehirler için de üniversiteden beslenmenin ikna edici örneklerini sundu. Üniversiteyle şehirlerin tarihlerinin iç içe geçmişliğinden hareketle, kaderlerinin de kesiştiğini ifade etti. Ona göre şehir olmayan yerde üniversite gelişemeyeceği gibi, üniversitesi olmayan ve üniversitesiyle bütünleşemeyen şehirler de ne kadar kalabalık olursa olsun şehir olamazlardı. Ne yazık ki, hiçbir belediye başkanımız, izleyiciler arasında yoktu. (105 yazı) Copyright 2009 Milliyet Kampanya Sözleşmesi Milliyet Birinci Sayfa 611392 Avukat cinayetini savunan avukat çıkmadı Muğla Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan sanık Zafer Ç. için Bursa Barosu tarafından atanan avukat davadan azlini istedi. Av. Aydemir'i hangi sebepten öldürdüğünü anlatmayan sanık Zafer Ç., "Cezaevinde bana ilaç verilmiyor, ben de kafamı toparlayamıyorum. Eğer bana keskin ilaç verilirse gereken her şeyi söyleyeceğim fakat burada şu anda hiçbir şekilde bir şey söylemeyeceğim. Konuştuğum takdirde söylediklerim başka mecralara çekilebilir. Bu yüzden susma hakkımı kullanıyorum." dedi. Maktul Bekir Aydemir'i savunan İstanbul, İzmir, Kocaeli ve Ortaca'dan toplam 13 avukat ise sanığın cezaevindeki telefon konuşmalarının dinlenerek bir kopyasının mahkemeye verilmesini, üzerinde çıkan İstanbul Sarıyer'deki 2,5 dönümlük imar planının kime ait olduğunu araştırılmasını ve tutukluluk halinin devamını talep etti. Mahkeme heyeti, sanık Zafer Ç.'nin avukatı bulunmadığı için bir sonraki duruşmaya kadar Muğla Barosu'ndan bir avukat talep edilmesi ve araştırmaların çok yönlü devam etmesi için davayı 2009 Aralık ayına erteledi. Ayrıca sanığın tutukluluğunun devam etmesi yönünde karar verildi. (CİHAN) 610835 İsrail'den Ki-Moon'a Goldstone isteği İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'dan, İsrail'in Gazze Şeridi'nde yılbaşında düzenlediği "Dökme Kurşun" operasyonuyla ilgili olarak hazırlanan Goldstone raporunu BM organlarında müzakere ettirmemesini istedi. Ordu radyosunun verdiği habere göre Lieberman, BM Genel Sekreteri Ban'ı dün gece arayarak, raporun BM Güvenlik Konseyine veya Genel Kurula getirilmesinin, Orta Doğu barış çabalarına zarar vereceğini öne sürdü. Lieberman, daha önce de Goldstone raporunu "barış sürecinin önünde bir engel" olarak nitelendirmişti. Liberman, BM Genel Sekreterine "Filistinlilerin, bir taraftan İsrail'e karşı uluslararası arenada mücadele verirken, diğer taraftan İsrail'le müzakereler yapmaları kabul edilemez" dedi. "Uluslararası toplum, önyargılı ve iki yüzlü davranıyor" diye konuşan Lieberman, "bütün uluslararası kurumlarda insan haklarından çok uzak Küba, Bangladeş, Pakistan ve Suudi Arabistan gibi devletlerin otomatik bir çoğunluk kazandığını" belirtti ve "Böyle çarpık bir durum ortaya çıktı" ifadesini kullandı. Lieberman, "Bu durumun nasıl düzeltilmesi gerektiğini düşünmeliyiz" dedi. BM Genel Sekreteri Ban'ın Lieberman'a cevabı konusunda bilgi verilmedi. Rapor, İsrail ile Gazze Şeridi'nde yönetimde bulunan Hamas'ı birlikte savaş suçları işlemekle suçluyor ve her iki tarafı da bu konuları araştırmak üzere bağımsız soruşturma komisyonları oluşturmaya çağırıyordu. Goldstone raporu, BM İnsan Hakları Konseyinde oylanarak geçen hafta kabul edilmişti. Konseyin başkanlığını yapan Güney Afrikalı Yahudi yargıç Richard Goldstone, İsrail-Filistin barış sürecinin bozulduğunu görme arzusundaki Lieberman'ın, bu tahkikatı bu yönde bir kılıf olarak kullanmakla suçlamıştı. Goldstone, geçen pazar günü ABD'de düzenlenen bir konferansta yaptığı açıklamada, Lieberman'ın suçlamalarını "tutarsız, doğru olmayan suçlamalar" olarak nitelendirmiş ve "Hangi barış sürecinden bahsediyorlar? Bir barış süreci yok.İsrail Dışişleri Bakanı hiç (barış) istemiyor ki" demişti. AA 611003 Gümüşhane'de trafik kazası: ölü, yaralı Gümüşhane'de trafik kazası: ölü, yaralı İHA Giriş Saati 23.10.2009 14:29 Güncelleme 23.10.2009 14:31 Gümüşhane’nin Torul ilçesinde meydana gelen trafik kazasında özel bir rehabilitasyon merkezine ait minibüsün 200 metrelik uçuruma yuvarlanması sonucu kişi öldü, kişi yaralandı. Edinilen bilgilere göre, Gümüşhane'de özel bir rehabilitasyon merkezine ait Bayram Köprülü (27) yönetimindeki 29 AF 328 plakalı servis minibüsü Torul ilçesi Kirazlık köyü Armutlu mahallesinden dönerken 200 metrelik uçuruma yuvarlandı. Kazada rehabilitasyon merkezi öğrencisi Pınar Erdoğan'ın babası Ahmet Erdoğan (50) ve yine rehabilitasyon merkezi öğrencisi Tayfun Mutlu'nun annesi Hatun Mutlu ile servis şoförü Bayram Köprülü hayatını kaybetti. Servis aracında bulunan öğrenciler Tayfun Mutlu (16) ve Pınar Erdoğan (25) Gümüşhane Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Kazayla ilgili soruşturma sürüyor. Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 611384 Uşak'ta yerel televizyona silahlı saldırı Alınan bilgiye göre, Gediz Uluyolu üzerindeki EGEM TV binasına dün gece yarısı kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişiler tarafından av tüfeğiyle saldırıda bulunuldu. Saldırı sonucu televizyon kanalının yönetim katının camları kırıldı ve duvarda hasar meydana geldi. Olayın duyulmasının ardından polis, geniş çaplı soruşturma başlattı. EGEM TV Yönetim Kurulu Başkanı Utku Demiröz, olayla ilgili gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi: ''Gece yarısı meydana gelen olayı çalışanlarımız öğle saatlerinde fark etmiş. Binada küçük çaplı hasar var. Olayın ardından emniyet güçleri zanlıları yakalamak için geniş çaplı araştırma başlattı. Biz saldırının kim ya da kimler tarafından gerçekleştirildiğini bilmiyoruz, ancak yaptığımız haberlerden dolayı meydana geldiğini düşünüyoruz. Bugüne kadar bir tehdit almamıştık. Binada bulunan güvenlik kameraları görüntülerine polisler el koydu. Saldırının kısa süre içerisinde aydınlatılmasını istiyoruz.'' Uşak Emniyet Müdürü Cafer Şahin ise AA muhabirine yaptığı açıklamada, saldırıyla ilgili öğleden sonra müracaatta bulunulduğunu, ekiplerin olay yerindeki incelemesinde saldırının av tüfeğiyle meydana geldiğinin tespit edildiğini, soruşturmanın çok yönlü olarak sürdürüldüğünü bildirdi. 610291 Şimdi de ölümcül ‘Afrika Domuz Gribi’ SON DAKİKA güncellenme zamanı 09.51 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Şimdi de ölümcül Domuz Gribi’ Hayvanlarda görülen ve insanlara bulaşmayan Ölümcül (ASF) virüsünün, ’dan ’ya sıçradığı, buradan da AB ülkeleri ve ’e yayılma tehlikesi bulunduğu bildirildi.  Dünya Gıda ve Örgütü (FAO) Temsilciliği tarafından yapılan açıklamada, “Tehlike şurada, insana bulaşmayan ASF, buradan (Rusya’dan) AB ülkelerine, Doğu ’ya, kıyılarındaki ülkelere ve en kötü senaryoda Orta ve en fazla nüfusa sahip Çin’e bile yayılabilir” denildi.  FAO Başveterinerlik Dairesi’nden Juan Lubroth da yaptığı açıklamada, “Virüsü birkaç yıldır Kafkaslar’daki ve ’da bilmemize karşın, sonunda Güney Rusya’ya sıçradı. Bu bölgenin de Baltık sınırında bulunması kaygıya neden oluyor” diye konuştu. Lubroth, Baltık ülkelerinin yanısıra ve ’ın doğrudan tehdit altında olduğunu belirterek, “Bu da bu virüsün AB’ye sıçrama tehdidinin yanısıra, Rusya’nın bölgesi hatta Çin’e dek yayılma olasılığının bulunduğu anlamına geliyor” dedi.  Rusya Halk Sağlığı Dairesi’nden Rosselkhoznadzor, ASF virüsünün birkaç gün önce Rusya’nın kuzeydoğu bölgesindeki Mga adındaki küçük bir köyde rastlandığını söylemişti. Açıklamada, Mga köyündeki 14 domuzdan 7’sinde ASF virüsü bulunduğunu, virüsü kapan domuzun öldüğü, diğer domuzun da öldürüldüğü bildirilmişti.  Rusya Tarım Bakanı Yelena Kriynnik de yaptığı açıklamada, özellikle ASF virüsünün rastlandığı güneydeki 25 bölge başta olmak üzere tüm çiftliklerdeki domuzların kapalı alanlarda tutulması talimatı verdiğini belirterek, “Kimi yetkililerin vurdumduymazlığı yüzünden domuz yetiştiriciliği sektöründeki doğrudan kayıp 860 milyon-1 milyar arasında olabilir” dedi.  ASF virüsünün Rusya’ya Gürcistan’ın Karadeniz’deki Poti limanındaki atıkların domuzların beslendiği bir yere boşaltılması nedeniyle geldiği sanılırken, ASF virüsüne karşı şu ana dek geliştirilen bir aşı bulunmuyor. Yüksek kontrastlı ekran. Süper Hızlı Gönderi Ve Kargo Bedava. 611065 Japonya, yarım yüzyıl sonra ilk kez ABD yönetimine 'hayır' dedi AFP'nin haberinde, Japonya'daki yeni merkez sol hükümetin ilk önemli sınavı niteliğindeki Amerikan üslerinin geleceği konusunda ''ABD'ye kafa tutma'' kararı verdiği yorumu yapıldı. ABD Başkanı Barack Obama'nın Kasım ortasındaki Tokyo ziyaretini hazırlamak amacıyla bu hafta Japonya'da temaslarda bulunan ABD Savunma Bakanı Robert Gates, 1955'ten beri iktidarda bulunan muhafazakarları 30 Ağustosta deviren merkez solun bu siyaset değişikliğine bizzat tanıklık etti. Okinava adasındaki Futenma üssünün yerleşim bölgesinden başka bir yere taşınması konusunda yaşanan anlaşmazlığı gidermek ve 2006'da yapılan anlaşmaya uyulmasını istemek için Japonya'ya gelen Gates, Dışişleri Bakanı Katsuya Okada'nın ''Japonya, halkının isteklerine saygı duyan demokratik bir ülkedir. ABD'nin bize söylediğini sadece ABD istedi diye kabul edecek değiliz'' yanıtıyla karşılaştı. Siyasi analizci Minoru Morita, ''Amerika bağımlısı Japonya'yı tedavi etmek'' başlıklı kitabında, ''Uzun yıllardır ilk kez Japonya ABD'ye karşı geliyor. Ama Japonlar kafalarında bağımsız değiller ve eğer Amerika Yukio Hatoyama hükümetinin zayıflığını hissederse daha da agresif hale gelir ve isteklerini dayatır'' görüşünü dile getirdi. İki ülke arasında 2006'da imzalanan anlaşmanın yeniden müzakere edilmesi dışında yeni Japon hükümeti, Japonya'daki Amerikan askerlerinin özel statülerinin gözden geçirmek, Afganistan'daki uluslararası kuvvete lojistik destek sağlamaya son vermek ve Soğuk Savaş döneminde Tokyo ile Washinghton arasında imzalanan gizli anlaşmalarla ilgili soruşturma başlatmak istiyor. Washington Post gazetesindeki habere göre ABD Dışişleri Bakanlığından bir yetkili, ''Obama yönetimi için bugünün en zorlu dosyası Çin değil, Japonya'' olduğunu savundu. Bazı uzmanlar ise mevcut krizin iktidara gelen yeni ekibin deneyimsizliğine veriyor ve iki ülke arasındaki ittifakın tartışmaya açıldığına inanmıyor. Waseda Üniversitesi profesörü Takehiko Yamamoto, ''iki ülke arasındaki ilişkilerin gerildiğini kabul ediyor, ama stratejik ittifakın feshedilmesinin düşünülemez olduğunu'' söylüyor. Yamamoto, böyle bir durumun Japonya için bir iç siyaset sorunu olabileceğini belirtirken, Ulusal Siyasi Çalışmalar Enstitüsünden Mikitaka Masuyama, bir uzlaşma yolu bulmaması halinde halkın hükümetin yönetme kapasitesini tartışmaya açacağı uyarısında bulunuyor. Okinava halkı, ABD'nin adada kalmasını istediği Futenma hava üssünün kapatılmasını istiyor. Dışişleri Bakanı Okada, Okinava'da Ginowan kentinin yakınlarında bulunan Futenma üssünün bölge halkı için tehlike teşkil ettiğini ve sorunu bir an evvel, yıl sona ermeden çözmek istediklerini söylemişti. 610261 Piyasalarda neler oluyor? Piyasalarda son günlerde görülen hareketler bir düzeltme eğilimi olarak yorumlanırken yine gözlerin yurtdışı piyasalarda olacağı bugün, dolar/lirada ve gösterge faizde yatay bir seyir bekleniyor. Bankalararası piyasanın dün spot kapanışında 1.4645/1.4670 lira olan en iyi dolar alış ve satış kotasyonu, bu sabah ilk işlemlerde 1.4610/1.4670 seviyelerindeydi. Aynı saat itibariyle euro/dolar paritesi ise 1.5015 seviyesinde işlem görüyordu. Türkiye'de bugün Eylül ayı giriş-çıkış yapanlar verisi açıklanacak. Öte yandan yurtdışında Euro bölgesi imalat PMI ve hizmetler PMI ile Almanya'da IFO endeksi, ABD'de ise ikinci el konut satışları verileri ile Microsoft'un bilançosu izlenecek. Bu sabah yayımladığı notta küresel mali piyasalarda son birkaç gün içerisinde yaşanan hareketleri düzeltme eğilimi olarak görmekte fayda olduğunu söyleyen HSBC Stratejisti Fatih Keresteci, "Bugün, ABD'de mevcut konut satışlarına ek olarak FED Başkanı Bernanke ile üye Kohn'un açıklamaları; Honeywell ve Microsoft'un bilançoları yakından izlenecektir... TCMB'nin döviz alımlarına devam etmesi, düşen bono faizleri ve hisse senedi piyasasının geldiği seviyenin yurt dışı kaynaklı yeni alıcıları cezbetmemesinden ötürü TL'nin sepet bazında değer kaybetmeyi sürdürebileceği görülüyor.... Euro/dolar paritesindeki yükselişin bir süre daha devam edecek olmasından ötürü 1.4550-1.4700 bandında yatay bir hareket hedeflemek daha anlamlı olabilir." Tahvil/bono piyasasında ise dün spot kapanışta yüzde 8.11, valörlü kapanışta yüzde 8.17 olan Ağustos 2011 itfalı gösterge kıymetin ortalama bileşik faizi bu sabah ilk işlemlerde yüzde 8.10/8.14 seviyesindeydi. Yurtdışında kâr realizasyonu olabileceği ve gösterge faizin yüzde seviyesini kıramayacağı beklentileri ile bono piyasasında dün yabancı satıcıların ağırlıkta olduğunu söyleyen bir bankanın tahvil-bono masası işlemcisi, yurtdışındaki toparlanmaya bağlı olarak gösterge faizin yüzde seviyelerine gerileyebileceğini ancak yüzde 8.10-8.30 bandında hareket etmesini beklediklerini söyledi. ABD borsaları, sigorta şirketi Travelers ve yerel banka PNC Financial'ın bilançolarının ardından değer kazanan finans hisselerinin desteğiyle yükseldi. İMKB GÜNE 51.567 PUANDAN BAŞLADI İMKB Bileşik Endeksi birinci seansta, dünkü ikinci seans kapanışına göre 550,75 puan artarak 51.567,59 puan seviyesinde açıldı. Hisse senetleri, bu seviyede ortalama yüzde 1,08 oranında değer kazandı. Endeksin açılışta ulaştığı bu seviye, 2009 yılında gördüğü en yüksek değer olarak kaydedildi. Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 609893 Turkcell’e roaming cezası ’e roaming cezasıİSTANBUL AA güncellenme zamanı 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda İletişim Hizmetleri, ’nca, roaming ile ilgili toplam 258.3 milyon lira tutarında ve ÖİV’nin aslı ve bu tutarın ödeme gününe kadar geçecek sürede işleyecek faizine karşılık olmak üzere teminat verilmesinin talep edildiğini duyurdu ’den Kamuyu Aydınlatma Platformu’na gönderilen yazıda, Büyük Mükellefler Başkanlığı Grup Müdürlüğü’nün Ekim tarihli raporlarında, abonelerin yurtdışında yapmış olduğu görüşmelerin (roaming) fatura edilmesi sırasında yurtdışındaki operatörlerine ödenen bedeller üzerinden ve ÖİV hesaplanarak ayrıca abonelere yansıtılıp tahsil edilmesi gerektiği belirtildi. Açıklamada şunlar kaydedildi: “Şirketimiz, yetkilileriyle konuyla ilgili farklılıkların giderilmesi ve konunun devletimiz ile müşterilerimiz açısından en adil şekilde çözümlenmesi için çalışacaktır. Şirketimiz talep edilen teminatı verip geçmiş döneme ilişkin vergi tarhiyatı ile ilgili yasal haklarını süresi içinde kullanacaktır.” ’nın tarifesine ön araştırma açıldı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (BTK) Avea hakkında ‘Her Yöne Özgürlük Tarifesi’ konusunda ön araştırma açılmasına karar verdi. ’nın internet sitesinde yer alan açıklamada, konuyla ilgili olarak Sektörel Rekabet Ve Tüketici Hakları Dairesi Başkanlığı’nın görevlendirildiği belirtildi. Avea’nın büyük ortağı Türk ’dan yapılan açıklamada ise BTK’nın aldığı ön araştırma kararının öğrenildi, süreçle ilgili gelişmelerin kamuoyuyla paylaşılmaya devam edileceği kaydedildi. 611552 Ömer Aysan Trabzonspor'da İki kulüp yöneticileri arasında dün gece geç saatlere kadar süren görüşmelerin ardından varılan anlaşma üzerine bugün Trabzon'a gelen Ömer ile sözleşme imzalandı. Bordo-mavili kulüpten yapılan açıklamada, tecrübeli futbolcu ile 2,5 yıllk sözleşme yapıldığı bildirildi. Ömer Aysan Barış kimdir 23 Temmuz 1982 yılında İzmit'te doğan Ömer, futbola Gölcükspor'da başladı. 2000 yılında Kocaelispor forması altında profesyonel sözleşme imzalayan deneyimli oyuncu, 2005 yılında Bursaspor'a, 2008 yılında da Ankaraspor'a transfer oldu. Savunmanın sağında görev yapabilen Ömer Aysan, 1.77 cm boyunda, 71 kilogram ağırlığında. (CİHAN) 610078 AHMET ÇAKIR Dinamo'ya 55 dakikalık Keita yetti! Sarı Kırmızılı takım, oyunun kimi bölümlerinde zorlanır gibi olsa da su içercesine gol atma becerisiyle Rumen rakibini şaşkına çevirip teslim alırken bunu tam kadrosu denilemeyecek bir ekiple yaptı. Maçın yıldızı Keita olurken Sabri ve nöbetçi stoper Mehmet Topal arkadaşlarından birer adım öne çıkan oyuncular oldular. Elano ve Caner, haklarındaki kuşku ve tereddütleri biraz olsun azaltacak bir futbol oynadılar. Ötekiler de bildiğiniz gibiydi. (Yukarıdaki satırları karşılaşmanın 80. dakikasından sonra yazdım. 85. dakikada da teknik nedenlerle yazıyı bitirmek zorunlu oldu. Aşağıdaki biraz gamlı-kederli değerlendirmeler de maç içinde yapıldı. Kızmaya gerek yok sırada oyun öyleydi. Sonradan güzelleştirmeye çalışmanın da bir anlamı yoktu.) Maç öncesinde Galatasaray için kendi elinde olmayan sıkıntılı bir durum ortaya çıkmıştı. Fenerbahçe'nin maçını kazanmış olması pek hayra alamet değildi çünkü bizde takımın birden aynı hafta Avrupa'da iyi sonuç alabildiği pek görülmüş durum değildir! Bu rotasyon denilen işe kimsenin itirazı yok. Hele haftasonundaki maç düşünüldüğünde herşey kabul. Ancak sahaya çıkan her 11 "doğrusu bu mu?" kuşkusu oluşturuyorsa işi yeniden düşünmek gerekli olabilir. Eskiden oturmuş kadro önemsenirdi, ona ne oldu? İlk 15 dakika Cim Bom'un rakibine diş geçirmekte zorlanacak gibiydi. Üstelik rakip ilk fırsatta can yakmak için hazırdı. Berbat kullandıkları bir serbest atış içimizi rahatlatırken aynısını Elano'nun yapması 'galiba paralar boşa gitti' kuşkusunu besleyecek derecede göz tırmalayıcı bir beceriksizlikti. Keita'nın attığı buz gibi golün yardımcının hatalı bayrağına takılması da gecenin Cim Bom için epeyce zor geçeceğini gösteren belirtilerden biri oldu. İşlerin iyice tatsızlaşmaya başladığı dakikalarda da Kewell'ın Servet şansıyla gelen golü Cim Bom'a soluk aldırdı. Dinamo Bükreş, gücünü ve buna dayalı olarak neyi nasıl yapacağını bilen disiplinli bir takım. Buna İsveçli hakemin sertlik hoşgörüsü de eklendiğinde Galatasaray epeyce bocaladı. Mustafa'nın topu öne doğru oynama becerisinin azlığı, Ayhan'ın baskıyla top kaybetmesi, sorun olacak gibiydi. Neyse ki Sarı Kırmızılı takım gol atma işini çok iyi biliyordu. Keita'nın çökerttiği kanattan gelen ataklarla istediğinden fazlasını bile buldu denebilir. Hele ikinci yarının başında daha D.Bükreş soyunma odasından çıkmadan gelen gol Rumen takımını tamamen çökertti. Sonrası artık aktif dinlenme yoluyla Fenerbahçe maçının hazırlığıydı. Rijkaard'ın doğru bir uygulama olarak oyundan erken aldığı Keita rakibin sol kanadını öyle bir çökertti ki yerine giren Aydın'ın ilk hareketi penaltı oldu ve Sarı Kırmızılı takım Avrupa kupalarındaki en keyifli gecelerinden birini yaşadı. Zor geçeceği sanılan gecede daha bir saat dolmadan yakalanan büyük fark, Galatasaray'a sonrasında biraz cıvıtma hakkı verir gibiydi. Rakibin golü bunun ürünü oldu. Belki bunun çok kahırlanacak yanı yoktu ama 'bir maçı da gol yemeden bitirin birader!' diyenler de yok değildi. a.cakir@za­man.com.tr 610102 Yedi yıldır aranan 'suç makinesi' yakalandı Karşıyaka İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, yıldır aranan Alkan'ın İzmir'de bulunduğu bilgisine ulaştı. Asayiş Büro Amirliği ekiplerinin yaklaşık ay süren istihbarat çalışmasının ardından suçlu, Ata Sanayi Sitesi'nde bir işyerinde bulundu. Yakalanan Alkan'ın 2002 yılından bu yana 57 suçtan arandığı ve hakkında kesinleşmiş yıl ay hapis cezası bulunduğu ortaya çıktı. Gözaltında tutulan Alkan, karakoldaki işlemleri tamamlandıktan sonra adliyeye sevk edildi. İZMİR AA 610328 İran İçişleri Bakanı Pakistan'da › › İBRAHİM KARAGÜL En Çok Okunanlar İran İçişleri Bakanı Pakistan'da İSLAMABAD (A.A) İran İçişleri Bakanı Mustafa Muhammed Neccar 18 Ekimde İran'ın Sistan-Belucistan eyaletinde devrim muhafızlarını hedef alan saldırıyı görüşmek için Pakistan'ın başkenti İslamabad'a geldi. Neccar, İslamabad'da Pakistan İçişleri Bakanı Rahman Malik'le görüşecek.  İran devlet televizyonunun haberine göre, görüşmede saldırının sorumlusu olarak gösterilen Sünni Cundullah örgütünün lideri Abdulmelik Rigi'nin Pakistan'da bulunduğuna dair belgeler Pakistan tarafına verilecek. Pakistan İçişleri Bakanı Malik, daha önce yaptığı açıklamada, Cundullah liderinin Pakistan'da bulunduğu konusunda bilgisinin olmadığını söylemişti.  İran, Sistan-Belucistan'da en az 42 kişinin öldüğü saldırı nedeniyle suçladığı Pakistan'a sınır ötesi operasyon düzenlemek istiyor.  İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, saldırıya Pakistan'daki bazı ajanların karıştığını öne sürmüş ve Pakistan'dan sorumluları cezalandırmasını istemişti. Devrim Muhafızları komutanlarının da arasında bulunduğu 42 kişinin öldüğü saldırıyı düzenleyen Cundullah örgütünün, Pakistan topraklarında üslendiği ve operasyonlarını sınır ötesinden sürdürdüğü ileri sürülüyor. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. DÜNYA 609810 Empati Derya Sazak Siyaset GünlüğüEmpati 23 Ekim Cuma 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! lideri ’da parti tabanına seslenirken, “Eğer kamuoyunda oluşan tepkileri önemsemezsek sürecin önünü tıkarız. Barışçı bir süreç için hükümetle diyalog oluşturmalıyız. En önemlisi de Türkiye halkıyla empati yapmalıyız” diye konuşmuş. Dün de değinmiştik. ’nın silah bırakma sürecinde DTP’ye büyük görev ve sorumluluk düşüyor. Ahmet Türk, Mahmur ve ’den giriş yapan grupların karşılanmasıyla ilgili coşku nedeniyle terörün Türkiye’nin bütününde yol açtığı acıların da unutulmaması ve “ölçü”nün kaçırılmaması için doğru kelimeyi seçmiş: Empati! Ancak başkalarının duygularını anlayabilirsek, ortak bir insanlık duruşu sergileyebiliriz. Kürtler, ve kültürel mağduriyetlerinden yola çıkarak hep “empati”den söz ettiler. “Öteki”leştirilmeye tepki duydular. Siyasi gerekçelerle kan döküldükçe, şehit cenazeleri geldikçe Batı’da uyanan, “Kürtler ne istiyor?” sorusuna, “Biraz da siz empati yapın, bizi anlamaya çalışın” diye yanıt verdiler. Kırk bin insanımızı kaybettikten sonra, ahlakın da demokratik siyasetin de ancak, “farklı düşünüyor ya da birbirinden hoşlanmıyor diye insanların birbirini öldürmeyeceği” bir zeminde geçerli olacağını nihayet kavramaya başladık. ’da barışa doğru bir adım atıyoruz. Silahların yerini siyaset alacak. Empatiye her zamankinden fazla ihtiyacımız var. Ahmet Türk, DTP’lileri “Bu gelişme ne zaferdir, ne kahramanlıktır, ne yenilgidir. Bugün duygularımızı bir kenara bırakarak, aklımızla, siyaset üstü bir anlayışla hareket etmeliyiz” diye uyarıyor. Geçen 25 yılda çocuklarını, eşlerini, kardeşlerini, babalarını kaybeden on binlerce insanımız var. Davul zurnalı, havai fişekli gösteri yapmanın zamanı değil. ’den, Habur’dan gelenler “maç konvoyu” değil. Diyarbakır’da şenlik yapılırken, Güneydoğu’nun dağlarında, Kuzey ’ta eller tetikte. Bir yanda mayınlar, havanlı saldırılar, öte yanda operasyonlar. Barışa giden yol tuzaklarla dolu. Ve ne yazık ki gelişmelerden hoşnut olmayan siyasetçi sınıfı ve savaş lobisi, süreci kesintiye uğratmak üzere her türlü kışkırtmayı yapıyor. Bu ortamı germek, provoke etmek, “”nı sabote etmeye çalışanların değirmenine su taşımak anlamına gelmez mi? Silopi’deki karşılama nedeniyle DTP aleyhine soruşturma açılırken, Kandil’den gelen PKK’lıları ’ya çağırmak, DTP Grubu’na ve Meclis’e getirmeye çalışmak doğru mudur? PKK eğer gerçekten silah bırakacaksa, “siyasi temsil” alanını da DTP’ye bırakması gerektiğini kavramalıdır. DTP de, silahlı örgüt temsilcilerinin haklarını ancak silahları bırakmaya hazır oldukları anda savunabileceğinin ayırdında olmalıdır. Sembolik ve pazarlıkçı tutumlar süreci bozar. Yarısı dağda, yarısı ovada güçlerle barış inandırıcı olmaz. Empati yapma sırası Kürtlerde diye düşünüyoruz. (428 yazı) Copyright 2009 Milliyet Kampanya Sözleşmesi Milliyet Birinci Sayfa 609820 Dananın kuyruğuna düştük!.. Hamdi Türkmen Perde ArkasıDananın kuyruğuna düştük!.. 23 Ekim Cuma 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! FARKINDA olmamanız mümkün değil. Tabi et yiyor ya da kasap ve marketten et alabiliyorsanız? Alabiliyorsanız diyorum, çünkü et artık “altın” oldu... Ve bugün gelinen noktada, ne asgari ücretlinin ne de bir emekli ailenin et satın alma ve yeme şansı kalmadı. Orta gelir grubu içinse “ehhhhhhhh” ya da “belki ayda bir kez” demek yanlış olmaz. Kemiksiz etin kilosu kasapta ve markette 30-32 liraya, özel et ürünleri; biftek-bonfile-pirzola gibi 34-36 liraya dayandı. Kimse farkında değil ama et fiyatlarında bir “felakete” doğru gidiyoruz. Bunun nedeni, iktidarın yıllar boyu sektörünü hiçe sayması. Gerekli ve yeterli önlemleri almaması. Damızlık yetiştiriciliğine teşvik vermemesi. Ne oldu? Hayvanını besleyemeyecek hale gelen yetiştirici, köylü, gitti ineğini kesti sattı. Kes-, kes-sat; sonu nereye varır? İşte bugünkü noktaya.. Sürü yok, nüfus çok, fiyatlar sürekli tırmanıyor. İyimser bir öngörü; sonrası 2010’un ilk altı aylık diliminde kasap ve marketlerde etin kilo satış fiyatını 50 lira olarak görürseniz hiç şaşırmayın. Ya da şimdiden kendinizi bu fiyatlara alıştırın!.. *  *  Kasaplar Odası Başkanı Aydın Mestanlı da şaşkın. “Daha 11 ay önce Kurban Bayramı’nda koyun canlı fiyatı -6 liraydı. Bugün kilosu liraya üstelik de peşin fiyata, yani mal gelmeden parasını yatırma koşuluyla hayvan bulamıyoruz. Bu nedenle canlı koyun fiyatı 10-12 liraya çıktı” diyor. Peki kesilmiş, işlenmemiş et fiyatı ne oldu? Mestanlı’nın yanıtı şöyle: “Halen kilosu 18 liraya kesilmiş, yüzülmüş ama işlenmemiş, kemikli et bulmakta zorlanıyoruz. Sanıyorum ay başından itibaren bu fiyat 20 liraya çıkar. Bu fiyata işlenmemiş et alan kasap bunu kaça satacak ki? Zaten yüzde 20 kemik firesi var. Yüzde 20 kar koysa, fiyat 28 lirayı buluyor. Bu fiyattan eti kim satın alacak ki?” Kasaplar Odası Başkanı haklı. Kilosu 28-30 liradan eti, bu ülkede kaç kişi satın alabilecek ekonomik güce sahip ki? *  *  Hiç bugüne kadar bir kasaba girip de bana “dananın kuyruğundan yarım kilo et verir misiniz” dediğiniz oldu mu? Ben bu yaşımdayım, daha şimdiye kadar “dananın kuyruğunda yüzde 70’i kemikli bir et olduğu ve yendiğini bilmiyordum. Ama Cumhuriyet Mahallesi’nde yaşayan bir okurum, dün feryat-figan içinde, “Hamdi Bey bu hükümet bize dananın kuyruğunu bile çok gördü” diye başlayıp, saydı-döktü(!) Neden? diye sordum. Meğer, dananın kuyruğu, üzerindeki deri soyulup, düne kadar kilosu liradan satılıyormuş. Ve yine dar gelirli onlarca aile, bunu kasaplardan satın alıyorlarmış. Okurum isyanı, “dananın kuyruğuna” da yapılmasıydı. Kilosu 7.5 lira olmuş. Kasaplar Odası Başkanı Mestanlı’ya sordum. Doğruymuş... Kasaplar dananın kuyruğunu, mahallenin fakirine-fukarasına satarlarmış. Mestanlı, “Dananın kuyruğu yüzde 80’i kemikli bir ettir. Yemeklerin içine konur. Eti azdır ama hiç olmazsa yemeğe et lezzeti verir” dedi. Anlayacağınız halkımız artık et yemekten falan vazgeçip, et kokusu ve lezzetini verecek “kuyruğa” muhtaç duruma düştü. Ne diyelim ki; bizi bu duruma, “dananın kuyruğuna” muhtaç hale getirenler utansın!.. (217 yazı) 611133 ABD'de CEO'ların geliri düştü Başkanı Barack Obama, finansal kriz döneminde devlet yardımı alan şirketlerin üst yöneticilerine (CEO) yapılan ödemelerin azaltılması planından memnun olduğunu söyledi. Obama, Beyaz Saray'da yaptığı açıklamada, devletten yardım alan yedi şirketin üst yöneticilerinin ortalama ücretlerinin yarıya indirilmesi kararından memnun olduğunu, bu şirketlerin devlet yardımı alırken yöneticilerine çok büyük ödemeler yapmasının "insanların değerlerini incittiğini" belirtti. Bu konuda çok daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini belirten ve Kongre'ye, yöneticilere yapılan ödemelerde hissedarlara söz hakkı veren bir yasa kabul etmesi çağrısında bulunun Obama, "Amerikalılar başarılara inanırlar. Ancak büyük finans şirketlerinin yöneticilerinin, mali açıdan ayakta kalmak için olağanüstü yardımlara bel bağlarken bile kendilerine çok büyük prim ödeme mücadelesi içinde olmaları, değerlerimizi incitiyor" dedi. Hazine Bakanı Timothy Geithner de, 700 milyar dolarlık Sorunlu Varlıkları Kurtarma Planı (TARP) kapsamında ücretlerle ilgili işlerden sorumlu Hazine yetkilisi Kenneth Feinberg'in planını desteklediğini kaydetti. Geithner, "Feinberg'e, kamu çıkarına olacak biçimde, aşırı ödemeleri azaltma, ödemeler ve risk alma arasında bir denge kurma ve ekonomideki düzelmeye yardımcı olmak için güçlü idari ekipler oluşturmak gibi güç bir görev verdik" diye konuştu. "Ücret çarı"nın planı Bu arada, Hazine Bakanlığı, finansal kriz sırasında devletten aldıkları yardımı geri ödemeyen büyük şirkete, üst yöneticilere ücretler ve primler dahil yapılan toplam ödemelerin Kasım ayından başlamak üzere yarıya indirilmesi talimatı verdi. "Ücret Çarı" olarak adlandırılan Feinberg'in hazırladığı plana göre, bu şirketlerin 25 üst yöneticisine yapılan ödemeler yüzde 90'a kadar azaltılırken, her bir firmanın, en fazla kazanan 125 yöneticisine yapılan toplam ödemeleri yarıya indirmesi gerekiyor. Planda, 25 üst yöneticiye yapılan nakit ödemelerin birçok durumda 500 bin dolarla ve yan ödemelerin ise 25 bin dolarla sınırlandırılması öngörülüyor. American International Group (AIG), Citigroup, (GM), GMAC, ve Financial şirketlerinin etkileneceği plan, 175 kişiyi kapsarken, ödemelere getirilecek sınırlar, şirketler devletten aldıkları yardımı geri verinceye kadar sürecek. Feinberg, üst yöneticilere yönelik ödeme paketlerini asli maaş ve "hisse geliri" olarak adlandırılan bir bölüm olarak yeniden yapılandırdı. Yöneticiler, hisseleri iki yıl tutacaklar ve üç yılda bir kez olmak üzere bu hisselerin sadece üçte birini satabilecekler. Şirketin uzun vadeli performansıyla ödemeleri çok yakından ilişkilendirmeyi amaçladığını belirten Feinberg'in planındaki bir ödeme planına göre, Citigroup'un en fazla kazanan üç yöneticisi, asli maaş olarak 475 bin alacak. Her bir yöneticiye, itfası 2011 yılında başlamak üzere 5,6 milyon ila 5,8 milyon hisse senedi ödemesi yapılacak. Uzun vadeli sınırlı hissenin üçüncü kategorisi her bir yönetici için milyon dolara eşit olacak. Feinberg'in planına göre, AIG'in yeni üst yöneticisi ve Financial'ın iki üst yöneticisi için asli maaşlar milyon doların üzerinde olacak. CNBC televizyonuna konuşan Feinberg, "Ödemeler üzerindeki kısıtlamaların yönetiminiz dışındaki diğer Wall Street şirketlerindeki ödemeleri etkileyeceğini düşünüyor musunuz?" sorusuna, "Umarım, ancak bu gönüllü olmalı. Bu hükümetin işi değil" yanıtını verdi. FED'in planı Öte yandan, Merkez Bankası (FED), finans şirketlerinin yöneticilerinin, prim almak için pervasızca hareket etmelerini önlemek amacıyla, devlet yardımından hiçbir şekilde yararlanmamış olsa bile binlerce bankadaki ödeme paketlerini izlemek için bir plan hazırladı. Ülkede bin kadar bankayı kapsayan planıyla FED, bu bankalardaki ödeme planlarını incelemeyi ve yöneticiler ile diğer önemli pozisyonlardaki görevlilerin şirketin istikrarını tehdit edebilecek riskler aldığını düşünmesi halinde bu çalışanlara ödeme yapılmasını veto etmeyi hedefliyor. Yöneticilerden simsarlara ve kredi görevlilerine kadar geniş bir çalışan kesimi kapsayan planla FED, özel bankalarda ödeme seviyelerini belirlemekten çok, ödeme politikalarını inceleme ve veto edebilmeyi amaçlıyor. FED'in planına göre, 28 büyük banka, ödemeler ve primlerin aşırı risk almayı teşvik etmediğini garanti eden kendi planlarını geliştirecek ve FED onaylarsa, plan uygulanacak ve banka denetçileri planın uygunluğunu izleyecek. Genellikle ödemelerin az olduğu küçük bankalar da, ödeme planı sunma zorunluluğu olmasa bile FED'in incelemesine tabi tutulacak. Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke, "Banka, ödeme paketlerinin uzun vadeli performansa uygun olmasını sağlamak ve şirket ya da finansal sistem için aşırı risk yaratmamak amacıyla çalışıyor" dedi. Ödeme planlarına yaklaşımlar sözcüsü Scott Silvestri, bu kısıtlamaların şirketin rekabet edebilirliğine zarar vereceğini ve rakiplerin ödemeler üzerinde kısıtlamalara konu olmaması gerektiğini savundu. GM ise Feinberg'in ödemelerle ilgili değişiklik planını uygulayacağını bildirdi. New York Üniversitesi Stern İşletme Fakültesi'nden Prof. David Yermack, Hazine'nin planının "sembolik" bir hareket olduğu değerlendirmesini yaptı. Yermack, "Sanırım hükümet, bazı bankaları örnek yapmaya çalışıyor ve diğerlerinin de onları izleyeceğini umuyor. Bunun toy bir davranış olduğunu düşünüyorum. Wall Street bankacıları ve simsarları, parayla motive oluyorlar ve kim fazla ödeme yaparsa onlara çalışıyorlar" diye konuştu. Yermack, ödemeleri, imtiyazsız hisse senedi gibi uzun vadeli teşviklerle bağlamanın aşırı risk almayı azaltmayacağını, aksine cesaretlendirebileceğini kaydetti. GM Üst Yöneticisi Fritz Henderson'un asli maaşı, GM'nin hükümet yardımı aldığı bu yıl başında yüzde 30 azaltılarak yaklaşık 1,3 milyon dolara indirilmişti. 'ın Üst Yöneticisi Sergio Marchionne ve 'ın, hem hem de için çalışan diğer yöneticileri, 'ın 'ın yönetimini alırken hükümetiyle yaptığı anlaşma gereği ödeme planı kapsamı dışında kalacak. Ancak, sadece için çalışan yöneticiler plandan etkilenecek. Geçen yıl rakamlarına göre, Başkanı 400 bin kazanırken, 'nın üst yöneticisi milyon 857 bin 723 ortalama bir üst yönetici ise 364 bin 41 gelir elde etti. Aynı yıl aile doktorları 161 bin 490, avukatlar 124 bin 750 kazandı. Ulusal ortalama ücretin 41 bin 334 olduğu ülkede, inşaat işçilerinin geliri 32 bin 250 çiftlik işçilerinin geliri ise 22 bin 920 oldu. 609946 Korsan sarhoş çıktı › › ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA FATMA K. BARBAROSOĞLU MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN En Çok Okunanlar Korsan sarhoş çıktı Mısır Havayolları'nın İstanbul-Kahire seferini yapan uçağını dün kaçırma girişiminde bulunan Sudanlı yolcunun sarhoş olduğu ve “Kudüs'ü kurtarmak için' böyle bir girişimde bulunduğu bildirildi. Kahire havaalanının güvenlik yetkililerinin soruşturmasına göre, uçağın İstanbul'dan havalanmasının ardından, birinci sınıfta yolculuk eden 26 yaşındaki Sudanlı yolcu, yemek için kendisine verilen bıçakla hostesi tehdit etti. Uçağın “Kudüs'ü kurtarmak için” bu kente yönelmesini isteyen Sudanlı yolcuya müdahale eden güvenlik yetkilileri sarhoş yolcuyu etkisiz hale getirdi. 87 yolcuyu taşıyan Boeing 737 tipi uçağın Kahire'ye sorunsuz iniş yaptığı belirtildi. Mısır'ın MENA ajansına göre, ticaretle uğraştığı belirlenen Sudanlı, sorgulanmak üzere gözaltına alındı. Mısır Havayolları uçağı, Türk hava sahasından çıktığı sırada, yemek servisinde dağıtılan bıçakla mürettebatı tehdit eden Sudanlı bir kişi tarafından Kudüs'e yönlendirilmek istenmişti. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. GÜNDEM 610041 "Sihirli Flüt"e Devlet Nişanı "Sihirli Flüt"e Devlet Nişanı İtalya, "Sihirli Flüt" olarak adlandırılan Şefika Kutluer'i, Türkiye-İtalya kültürel ilişkilerine katkıları nedeniyle devlet nişanıyla ödüllendirdi. Yayına Giriş: 23.10.2009 02:25:09 Güncelleme: 23.10.2009 02:25:09 İtalya'nın Ankara Büyükelçiliği'nde düzenlenen törende bir konuşma yapan büyükelçi Carlo Marsili, Şefika Kutluer'in, İtalyan klasik müziğinin tanıtılması ve yaygınlaştırılmasında önemli bir rol oynadığını belirterek, ünlü sanatçının aynı zamanda iki ülke kültürel ilişkilerinin gelişmesine de büyük kakıda bulunduğunu bildirdi. Şefika Kutluer de bu nişan nedeniyle duyduğu memnuniyeti dile getirerek, konservatuar eğitiminin ardından master için Roma'ya gittiğini ve dünyaya açılımının İtalya'dan olduğunu belirterek, böyle bir nişanı hayranı olduğu İtalya'dan almış olmasının ayrıca gurur vesilesi olduğunu kaydetti. Kutluer, daha sonra davetliler için birkaç eser seslendirdi. Dünyaca ünlü flüt sanatçısı Şefika Kutluer, Ankara Devlet Konservatuarından mezun olduktan sonra Roma'da dünyanın en önemli akademilerinden Santa Cecilia'da çok önemli hocalarla çalıştı. Daha sonra kariyerini Viyana'da sürdüren Kutluer, burada uluslararası flüt yarışmasında birinci oldu. 1995'de Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü ile Devlet Nişanını alan ünlü sanatçıya, 1998 yılında da "Devlet Sanatçısı" unvanı verildi. Berlin Filarmoni Orkestrası eşliğinde kaydettiği İtalyan besteci Antonio Vivaldi'nin eserlerinden oluşan CD'siyle Kutluer, eleştirmenlerce günümüzün en iyi flütçüleri arasında en üst düzeyde gösteriliyor. Kutluer, birçok çağdaş İtalyan bestecinin eserlerinin dünyadaki ilk seslendirmesini ve CD kaydını da yaptı. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 610624 TSK'dan 'dağdan inme' açıklaması: Yaşananlar kabul edilemez Tümgeneral Güler, Genelkurmay Başkanlığı karargahındaki basın bilgilendirme toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Basın mensuplarının terör örgütü mensuplarının teslim olması sırasında yaşanan görüntülerle ilgili soruları üzerine Tümgeneral Güler, terörle mücadelenin uzun soluklu, dinamik, karmaşık ve süreklilik gerektiren bir süreç olduğunu belirtti. Güvenlik kuvvetlerinin bölücü terör örgütüyle mücadele ettiğine dikkati çeken Tümgeneral Güler, bölücü terör örgütüne katılımların önlenmesi ve örgütten kopmaların sağlanmasının terörle mücadelenin temel esaslarından olduğunu ifade etti. Tümgeneral Güler, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ancak 19 Ekim günü ve müteakip günlerde yaşanan olayların hiç bir şekilde kabul edilmesi mümkün değildir. 25 Ağustos 2009 günü ifade ettiğimiz gibi ülkeyi kutuplaşmaya, ayrışmaya ve çatışma ortamına çekebilecek tutum ve davranışlardan kaçınılmalıdır. Demokrasiler savunmasız rejimler değildir. Gelişmeler terörle mücadeledeki azim ve kararlılığımızı etkileyemez.'' *** Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere'de eğitim alan Türk pilotların hiçbir şekilde aktif hava savaşlarında ve bombardıman uçuşlarında görev almadığını bildirdi. Tuğgeneral Gürak, Genelkurmay Başkanlığı karargahındaki basın bilgilendirme toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Mardin'deki Bilge köyü katliamı sonrasında, dönemde Mardin İl Jandarma Komutanı olarak görev yapan Jandarma Kurmay Albay Alaaddin Katı'nın görevden alındığına ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine Tuğgeneral Gürak, konuyla ilgili Jandarma Genel Komutanlığının bir açıklama yaptığını belirtti. Tuğgeneral Gürak, açıklamada, Kurmay Albay Katı'nın, iki yıllık sıralı hizmet garnizon süresini tamamlaması nedeniyle 21 Mayıs 2009 tarihinde yayımlanan genel atama emriyle Ankara Garnizonuna atamasının yapıldığının ve söz konusu atamanın Mardin Bilge köyünde meydana gelen ''üzücü olay'' ile ilgisinin bulunmadığının ifade edildiğini kaydetti. İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere'de bulunan Türk pilotların Berlin'in bombalanmasında yer aldığına ilişkin iddiaların anımsatılması üzerine Tuğgeneral Gürak, söz konusu pilotların dönemde eğitim görmek üzere İngiltere'de olduğunu ve Hava Kuvvetleri Komutanlığının internet sayfasında da detaylı bilgilerin bulunduğunu söyledi. Pilotlardan birinin İngiltere hava sahasında silahsız eğitim uçağıyla uçuşu esnasında Alman uçağının saldırısı sonucu, diğer bazı pilotların çeşitli kazalarda, bir kısmının eğitim sırasındaki kazalar sonucu şehit olduğunu belirten Tuğgeneral Gürak, şöyle devam etti: ''İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere'de eğitim alan pilotlarımız, Türkiye'nin tarafsızlığını ilan etmiş olması nedeniyle hiçbir şekilde aktif hava savaşlarında ve bombardıman uçuşlarında görev almamıştır. 610239 Hollanda Antilleri'nde küçük uçak düştü Yetkililer, kurtarılan, kimileri olan tüm yolcuların hafif yaralı olduğunu kaydettiler. Pilotun ise öldüğünün sanıldığı açıklandı. Curacao Adası'ndan Bonaire'e giden uçağın pilotunun, kontrol kulesine uçağın motorlarından birinin durduğunu bildirdiği, ardından irtifa kaybettiğini ve denize zorunlu iniş yapmak zorunda olduğunu söylediği kaydedildi. 609760 Kurtlar’ın hediyesi! 610984 Eşi evi terk etti, kayınvalidesi ile baldızını bıçakladı SON DAKİKA güncellenme zamanı 16.12 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİEtiketi sen belirle!milliyet.com.tr hep yanınızda Eşi evi terk etti, kayınvalidesi ile baldızını bıçakladıMurat KİBRİTOĞLU/ADANA, (DHA)  ADANA’da 40 yaşındaki Yılmaz Doğan, eşinin evi terk etmesine neden olduğunu iddia ettiği kayınvalidesi 48 yaşındaki Güler Ayazgök ve baldızı 23 yaşındaki Tuğba Ayazgök’ü bıçakla yaraladı. Olay, bugün sabah saatlerinde Hurmalı Mahallesi 34031 Sokak 27 numaralı evde meydana geldi. Yılmaz Doğan, bir süredir ayrı yaşadığı eşi Alev Doğan’ı eve dönmesi konusunda ikna etmek için kayınvalidesinin evine gitti. Ancak Yılmaz Doğan, eşinin evi terk etmesine neden olduğunu ileri sürdüğü kayınvalidesi Güler Ayazgök ve baldızı Tuğba Ayazgök ile tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine Yılmaz Doğan, yanında taşıdığı bıçakla, yaşındaki oğlu Erkan'ın gözleri önünde Güler Ayazgök'ü 3, Tuğba Ayazgök'ü de yerinden bıçakladı. Olayın ardından çevredekilerin çağırdığı polisi bekleyen Yılmaz Doğan, gelen ekiplere teslim oldu. Yaralılar da çağrılan 112 Acil ambulansıyla Adana Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedaviye alındı. Polis, soruşturmayı sürdürüyor. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 609885 ‘E-mail yetmez, dokunun’ ‘E-mail yetmez, dokunun’EKONOMİ SERVİSİ güncellenme zamanı 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda İş hayatında etkin iletişimin önemine dikkat çeken ,“E-mail ile işleri hallettiğimizi sanıyoruzama halledemiyoruz” dedi Murahhas Üyesi Cem Boyner, iş hayatında yapılan en büyük yanlışlardan birinin “e-mail atmak” olduğunu söyledi. Boyner, “E-mail ile işlerimizi hallettiğimizi sanıyoruz ama halledemiyoruz. E-mail ile insanlara ulaşamazsınız. İsterseniz yavrum, aşkım deyin yine de ulaşamazsınız. Mutlaka onlara dokunun” dedi. Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilen Günleri 2009”da konuşan Boyner, geçen yılla karşılaştırıldığında sektörün çok iyi durumda bulunduğu ancak genel olarak dünya piyasasının artık kurtlar sofrası olduğunu belirterek, “Öyle kibarca bir köşede oturmanın zamanı geçti. Ya yiyeceksin ya yenileceksin” dedi. İş hayatında başarıyı oyununa benzeten Boyner, bilgisayar oyunlarında en önemli noktalardan birinin ’fokuslanmak’ olduğunu söyledi. Boyner, “Ben evine bilgisayar oyunu alıp da onun esiri olmayan kimseyi tanımıyorum. İş hayatımızda da bilgisayar oyunlarına odaklanabildiğimiz gibi odaklanabilirsek, başarıyı yakalarız” dedi. Lider ve köpek ’nda yaşadığı bir anısını anlatan Boyner şöyle devam etti: “Bir arkadaşımla Kuzey Kutbu’ndaydım. Kızakta oturuyordum. Hava -20 ile -60 derece arasındaydı. Her yerim kapalı sadece gözlerim açıkta ve sadece önümdeki iki köpeğin poposunu görebiliyordum. Onlarda sadece gaz çıkarıyorlar, arada da pisliyorlardı. Ve onun önündeki köpeklerin gördüğü manzara da sadece buydu. Sadece en öndeki köpeğin manzarası bizden farklıydı. Soğuğu ve tipiyi ilk yiyen o, uçurum olsa uçurumdan ilk yuvarlanacak ama tüm sürüyü idare ediyor. Takım ruhu önemli ama liderlere de önem vermemiz lazım. Bir kişi tüm dünyayı değiştirebilir.” Perakende Günleri 2009, Cihat Aşkın ve Burhan Öçal’ın gösterisiyle sona erdi. TAY’ın galibi Mavi Perakendenin “önde gelen” 48 markasının satış elemanlarının yarıştığı Markalar Arası Tartışma Yarışması’nın (TAY) finali Perakende Günleri’nde yapıldı. Finalde yarışan ve Mavi’nin dört kişiden oluşan takımları, “Günümüz gençliğinin en önemli eksikliği ideal yoksunluğu mu? Eğitim yetersizliği mi?” konusunda tartıştı. Turkcell’in “Timcell” takımı, tartışmada ideal yoksunluğunu, Mavi’nin “Masmavi” isimli takımı eğitim yetersizliğini savundu. kişilik jüri tarafından Masmavi takımı 88 puanla birinci seçilirken, Timcell takımı 85 puan alarak ikinci oldu. Birinci olan Masmavi takımı, ödülünü İcra Kurulu Üyesi ve Soysal Genel Müdürü Suat Soysal’ın elinden aldı. Soysal, Masmavi takımının ’te dört günlük eğitim gezisi kazandığını bildirdi. 610806 Çocuğu köpekten yaşlı adam kurtardı Alınan bilgiye göre, Geçit Mahallesi Aslan Sokak'ta bulunan zeytinliğin önünden geçen Mustafa Coşkun (69), köpeğin bir erkek çocuğuna saldırdığını gördü. Küçük çocuğun yardımına koşan Coşkun, taş atıp, elindeki bastonla vurarak köpekleri uzaklaştırdı. Sağ bacağı ve vücudunun çeşitli yerlerinde ısırık yarası bulunan çocuk, olay yerine çağrılan 112 Acil ekiplerince Dörtçelik Çocuk Hastanesi Çekirge Yerleşkesine kaldırıldı. Polisin, ismi öğrenilemeyen çocuğun ailesini aradığı öğrenildi. Bu arada, aynı mahallede temmuz ayında Kerem-Fatma Şenol çiftinin yaşındaki kızı Aleyna, boş bir arazide sahipsiz köpeklerin saldırısına uğramış, vücudunda 50'ye yakın yara izi bulunan küçük çocuk olay yerinde hayatını kaybetmişti. AA 610679 Fenerbahçe'de derbi hazırlıkları... SON DAKİKA güncellenme zamanı 13.09 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİEtiketi sen belirle!milliyet.com.tr hep yanınızda Fenerbahçe'de derbi hazırlıkları... Fenerbahçe, Turkcell Süper Lig’de Galatasaray ile yapacağı derbi maçının hazırlıklarına başladı. UEFA Avrupa Ligi’nde dün akşam deplasmanda Romanya’nın Steaua Bükreş takımıyla yaptığı maçın ardından gece İstanbul’a dönen sarı-lacivertli ekip, derbi için ilk çalışmasını yaptı. Dünkü maçta forma giyen futbolcular dinlenmeye yönelik çalışmalar yaparken, 1,5 saat süren antrenmanda diğer futbolcular pas, koordinasyon çalışmasının ardından geniş ve dar alanda çift kale maçlar oynadılar. ALEX VE GÜİZA TAKIMLA ÇALIŞTI Sakatlıkları geçen Alex ve Güiza bugünden itibaren takımla çalışmalara başladı. Steaua Bükreş maçının kadrosunda bulunmayan iki futbolcu, antrenmanın tamamında takım çalışmasında yer aldı. Alex ve Güiza’nın Galatasaray’a karşı forma giymeleri bekleniyor. SEMİH VE KAZIM KATILMADI Sağ ayak bileğindeki sakatlığı nedeniyle Steaua Bükreş maçında forma giyemeyen Semih ve aynı maçta sol ayağına aldığı darbe nedeniyle sakatlığı bulunan Kazım antrenmana katılmadı. Semih’in MR’ının, Kazım’ın da röntgeninin çekildiği bildirildi. Diğer yandan teknik direktör Christoph Daum’un gribal enfeksiyon geçirdiği, Alman çalıştırıcıya kulüp doktorları tarafından vitaminlerle ve ilaçlarla tedavi uygulandığı ifade edildi. DEIVID’E DOĞUM GÜNÜ KUPASI Dün 30. yaşını kutlayan Deivid’e doğum günü kupası hediye edildi. Antrenman öncesi teknik heyetin futbolcularla saha içinde yaptığı toplantının ardından, antrenör Roland Koch, doğum günü için hazırlanan sembolik kupayı Deivid’e verdi. Deivid, antrenmanda bireysel futbolcu antrenörü Dolu Arslan yönetiminden takımdan ayrı bir çalışma yaptı. "LİDERİZ" Bu arada teknik direktör Christoph Daum, futbolcularıyla yaptığı toplantıda, "Dün aldığımız galibiyeti ve oluşan havayı pazar gününe taşıyalım. Alacağımız her puan altın değerinde, bunun bilincinde olalım" şeklinde ifadeler kullandı. Roland Koch da UEFA Avrupa Ligi (H) Grubu’nda puan cetvelindeki yerlerini hatırlatıp takıma yönelttiği "Biz şimdi ne durumdayız" sorusuna futbolcular, hep bir ağızdan "Lideriz" yanıtını verdi. Teknik heyetin maçın adamı seçtiği Roberto Carlos, antrenörler Roland Koch ve Ayhan Tumani’nin kucağında futbolcuların arasından geçerken, antrenman takım halinde yapılan alkışın ardından başladı. Öte yandan, teknik direktör Christoph Daum, antrenman sırasında basın mensuplarının çalışma alanına gelerek Almanya’nın ARD Televizyonu’nun sorularını yanıtladı. Fenerbahçe, Galatasaray maçının hazırlıklarını yarın akşam yapacağı antrenmanla tamamlayarak Can Bartu Tesisleri’nde kampa girecek. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. Süper Hızlı Gönderi. 610894 Vali: Türk milleti sineklerden korkmaz Adana Valisi İlhan Atış, Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğunu, gelecek endişesinin bulunmadığını belirterek, ''İki minibüs dolusu adam geldi, orada burada konuşuyor, hemen endişeye kapılıyoruz, ne oluyor diye. Hiçbir şey olmuyor, iki minibüs dolusu adam sadece şov yapmaya çalışıyor, kadar'' dedi. Vali Atış, Cumhurbaşkanlığı himayesinde Türkiye genelinde yürütülen ve Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yıl dönümüne denk gelen 2023 yılının Türkiye'sinin stratejisinin belirlenmesine yönelik çalıştayın Adana bölümünün açılışındaki konuşmasında, Türkiye'nin tarihsel gelişimine dikkati çekti. Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) Başkanı Süleyman Şensoy'un, kendisinden önce yaptığı ''Türkiye'nin gelecek endişesi taşıdığı'' yönündeki bazı sözlerine katılmadığını belirten Vali Atış, şunları söyledi: ''Kendisi kelimeleri kullanırken hangi anlam yükledi bilemiyorum, ama şu bir gerçek ki bizim gelecek endişemiz yok, umutluyuz. Türkiye Cumhuriyeti'nin endişe ile yaşadığını düşünmek bile yanlış. Geleceğimizden emin ve mutluyuz, bundan endişeniz olmasın.'' Vali Atış, Türkiye'nin 80 yılda büyük mesafeler aldığına dikkati çekerek, ''Düşünün ki ormanlık alanda kahvaltı yapıyorsunuz, sinekler de uçuşuyor, kahvaltıyı bırakıp kalkar mısınız, yoksa güzel kahvaltıya ortak olmak isteyen sineklerle mücadele mi edersiniz. Türkiye'de şu anda etrafımızda dolaşanlar sinekten ibarettir. Türk milleti bunlardan hiçbir zaman korkmadı, korkmayacaktır'' dedi. Türkiye Cumhuriyeti'nin 80 yılda aldığı mesafenin Almanya, Fransa ve Japonya'dan fazla olduğunu ifade eden Atış, şöyle devam etti: ''İki minibüs dolusu adam geldi, orada burada konuşuyor, hemen endişeye kapılıyoruz, ne oluyor diye. Hiçbir şey olmuyor, iki minibüs dolusu adam, sadece şov yapmaya çalışıyor, kadar. 80 yıl içinde bizim milli savunma giderlerimizi Almanya, Fransa ya da Japonya harcasaydı biz neredeydik onlar nerede... 80 yıl içinde benim İsviçre, Belçika gibi komşularım olsaydı ben neredeydim? Oysa benim komşularım 30 yıl teröristleri benim üstüme püskürttü. Ben hem onlarla hem terörle mücadele ettim. 400 milyar dolar borç yaptım, ama buna rağmen bu kalkınmayı sağladım. Her şeye rağmen biz Türk milleti olarak yorulmak için yola çıkmayız, yorulmamak üzere yola çıkarız. Biz hiç yorulmadık, yorulmayacağız. Şimdi herkes sanıyor ki Diyarbakır'da, Bitlis'te, Hakkari'de, Kars'ta, insanlar oturmuş (Türkiye Cumhuriyeti'ni nasıl bölerim) diye düşünüyor. Hayır efendim, onu düşünenler binde bir bile değil. Endişeye kapılmayacağız. Endişeye kapılanlar sağlıklı düşünemezler, biz 2023'e değil, 3023'e hazırız.'' -TASAM BAŞKANI ŞENSOY- TASAM Başkanı Süleyman Şensoy ise projenin amacının, uluslararası ilişkiler, güvenlik, iç siyaset, ekonomi, eğitim ve kültür konularında 2023 yılında Türkiye'nin geleceği aşama konusunda öneriler geliştirilerek bu vizyona ulaşmak için hedefler ve politikalar belirlemek olduğunu bildirdi. Türkiye'nin konuları tüm boyutları ile değerlendirmesi gerektiğini vurgulayan Şensoy, şöyle konuştu: ''Küresel konularda söz söyleyen bir ülke olma iddiasında Türkiye. Bu büyük bir iddia. Bu iddianın içini doldurmak gerekiyor. Biz Türk milleti olarak iki türlü bakarız olaylara, ya bardağın dolu tarafını görürüz müthiş bir iyimserlikle ya da boş tarafını görür büyük bir korku ve paranoyaya kapılırız, 10-20 yıl kaybederiz. Yakın tarihimiz bunun örnekleriyle dolu. Bardağın hem dolu hem boş tarafını görmeliyiz.'' Seyhan Belediyesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen çalıştayda, açılış konuşmasının ardından uluslararası ilişkiler, uluslararası güvenlik, iç siyaset, ekonomi, eğitim, bilim, teknoloji ve kültür konuları ele alındı. Oturumlarda, emekli büyükelçiler Ömür Orhun, Murat Bilhan, Aydemir Erman VE TASAM uzmanı Abdullah Özkan ile Dr. Engin Selçuk, proje konuları hakkında bilgi verdiler. AA 610850 Cinsel ilişki pazarlığında gasp iddiası SON DAKİKA güncellenme zamanı 14.56 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Cinsel ilişki pazarlığında gasp iddiasıİsmail AKDUMAN/SAMSUN, (DHA)  ’da para karşılığı cinsel ilişkiye girmek için anlaştığı 32 yaşındaki Zeki S.'nin, bıçak zoruyla parasını gasp ettikleri iddia edilen 19 yaşındaki M.K. ile aracı olan arkadaşı Hüseyin Alioğlu hakim önüne çıktı. Suçlamaları kabul etmeyen genç kadın, “Almadığımız parayı ödemek istiyoruz. 250 TL’sini verdik. Duruşmaya gelseydi. Biraz daha para verecektik” dedi. Mahkeme tutuksuz yargılanan iki sanığa, cezalarında yapılması için parayı ödemeleri gerektiğini belirterek duruşmayı erteledi. Geçen yıl Temmuz ayında iş için ’tan Samsun’a gelen Zeki S., 'nda otururken, parkta dolaşan M.K.’yı gördü. İddiaya göre genç kadına bakmaya devam eden Zeki S.’nin yanına Hüseyin Alioğlu gelip, para karşılığı cinsel ilişkiye girmek isteyip istemediğini sordu. Zeki S.’nin olumlu cevap vermesi üzerine Hüseyin Alioğlu M.K.'yı yanlarına çağırdı. Daha sonra kişi Zeki S'nin kullandığı otomobile bindi. Şehir içinde tenha bir sokağa geldiklerinde, otomobilin arka koltuğunda oturan Alioğlu iddiaya göre bıçak çekerek Zeki S.’nin boğazına dayayıp para istedi. Korkuya kapılan Zeki S. cebindeki 700 TL’yi yan koltukta oturan genç kadına verdi. Genç kadın ve arkadaşı otomobilden inerek uzaklaşırken, polise giden Zeki S. şikayetçi oldu. Başına gelen olayı anlatan Zeki. S., benzer suçlardan sabıkaları bulunan iki şüpheliyi fotoğraflarından teşhis etti. Yakalanan iki şüpheli, çıkartıldıkları nöbetçi mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, haklarında Samsun 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Silahlı gasp’ suçundan 15 yıla kadar istemiyle dava açıldı. ‘PARANIN TAMAMINI ÖDEYECEKTİK’ Bugün yapılan duruşmaya katılan M.K., suçlamaları kabul etmediğini tekrarlayarak, “Ben giderken ardımdan geldi. Cinsel ilişki teklif etti. Ben de kabul etmeyince aramızda tartışma çıktı. Olayı gören Hüseyin abi, adama müdahale etti. Parasını almadık. Ancak önceki duruşmada 250 TL’sini geri ödedik. Duruşmaya gelseydi geri kalan parayı da verecektik” dedi. Hüseyin Alioğlu da genç kadının ifadesine katılarak, bıçakla tehdit ederek gasp yapmadıklarını ileri sürdü. Mahkeme sanıkların cezalarında indirim olması için alındığı iddia edilen paranın tamamının geri ödenmesi gerektiğini belirterek duruşmayı erteledi. Sanıklar parayı öderlerse, cezalarında üçte oranında indirim yapılacağı kaydedildi. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 611330 Yüreğir de yollar güzelleşiyor › › En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler Yüreğir de yollar güzelleşiyor Yüreğir Belediyesi yol müdürlüğü ekipleri çalışmalarını ayrı koldan devam ettiriyor. Ekipler bir taraftan stabilize çalışmasını yürütürken, bir taraftan da sıcak asfalt çalışmalarını sürdürüyor. BURAK YÜKSEL ADANA Çalışmaları yerinde denetleyen ve halkla bir araya gelen Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan vatandaşlardan büyük ilgi gördü. Koza mahalle muhtarı Mehmet Uçar, 'Mahallem 20 yıldan bu yana böyle hizmet görmedi.'dedi. Mahalle sakinleri bayanlar ise yapılan hizmete teşekkür ederek Başkan Çelikcan'a sıkma ikram ettiler.Çalışmaların yoğun bir şekilde devam edeceğini belirten Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan 'Öncelikli olarak hiç asfalt olmayan bölgelerden başlayarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bugüne kadar Güzelevler ve Levent Mahallelerimiz de asfalt kaplama çalışmalarımızı bitirmiş durumdayız. Bugün ise Koza mahallemiz de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunun yanı sıra da ayrı mahallelerimiz de kilit parke çalışmalarımız ve yama çalışmalarımız devam ediyor. Amacım yıl içerisinde Yüreğirli vatandaşlarımızın ayağının çamura basmaması yönündedir.' diyerek çalışmaların devam edeceğini belirtti. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. YURT HABERLER 610332 Kütahya'da deprem Kütahya'da deprem 23.10.2009 10:10 Kütahya'nın Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünün tespitlerine göre, saat 04.07'de merkez üssü Simav ilçesi olan 3,8 büyüklüğünde deprem kaydedildi. kilometre derinlikte oluştuğu belirlenen ve can, mal kaybına yol açmayan deprem, vatandaşlar arasında tedirginliğe neden oldu. Bazı vatandaşların evlerinden çıkarak bir süre sokaklarda beklediği gözlendi. Simav'da 17 Şubatta meydana gelen büyüklüğündeki depremde kişi ölmüş, kişi yaralanmış ve 36 konutta hasar oluşmuştu. tarihten bu yana hafif şiddette yaklaşık 190 sarsıntı kaydedildi. AA 610001 "Alışık olduğumuz durum" Galatasaray Kulübü İkinci Başkanı Mehmet Helvacı, UEFA Avrupa Ligi'nde Romanya'nın Dinamo Bükreş takımını 4-1 yendikleri maçta, takımın genelde iyi bir oyun ortaya koyduğunu söyledi. Mehmet Helvacı, maç sonrasında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Galatasaray'ın bu sezon çok gol attığını ifade ederek, ''Bu, alışık olduğumuz bir durum, yeni birşey değil. Bugün ayrıca az gol yedik. Önemli olan, bol gol bulmak ve seyirciye iyi maç izlettirmek. Karşılaşma, hafta içinde ve geç saatte olmasına rağmen stat doluydu. Taraftarlarımız bizimle birlikteydi, onlara teşekkür ederiz. Takımımıza da teşekkür etmek lazım. 4. golü bulana kadar çok iyi oynadılar. Sonra motivasyonları biraz düştü, ama genel olarak oyuncularımız iyi bir oyun ortaya koydular. Hocamıza da ayrıca teşekkür ediyorum'' dedi. Helvacı, hafta sonunda Fenerbahçe ile yapacakları derbi maçla ilgili gazetecilerin sorularını da yanıtladı. ''Fenerbahçe'ye karşı Kadıköy'de uzun süredir galibiyet alamadıklarının'' hatırlatılması üzerine Helvacı, ''Ben istatistik tutmadım, bilmiyorum, ama bunu çok önemsemiyorum. Daha önce de söylemiştik, Fenerbahçe maçı da diğerleri gibi puanlık bir maç. Kazanırsak seviniriz, ancak başka sonuçların da üzülmemize neden olacağını sanmıyorum'' karşılığını verdi. ''Teknik direktör Frank Rijkaard'ın, Dinamo Bükreş maçında oynatmadığı, takımın as oyuncularından Arda ve Baros'u Fenerbahçe maçına mı sakladığı'' sorusunu Helvacı, ''Sanmıyorum. Biz her maça ayrı konsantre olmaya çalışan bir ekibiz. Fenerbahçe maçını da yarından sonra düşünmeye başlayacağız. Bu rotasyon ilk değil. Hoca bunu yapıyor. Bazı futbolcuları dinlendirip, bazılarını oynatıyor. Uzun lig maratonu, kupa ve Avrupa maçları düşünüldüğünde bu rotasyon doğal'' diye yanıtladı. Helvacı, Fenerbahçe maçı için iddialı olup olmadıkları sorusuna da şu yanıtı verdi: ''Galatasaray, her maça çıkarken iddialıdır. Bu değişmez. Tabii ki Fenerbahçe maçlarının özel bir havası vardır. Ezeli bir rekabet var. Bu nedenle de maça yüksek motivasyonla ve iddialı çıkılacaktır, ama başka maçtan farklı olduğunu kabul etmiyorum.'' Diğer Spor Haberleri 610952 Davutoğlu'nun Bakü Ziyaretinin Yankıları Davutoğlu'nun Bakü Ziyaretinin Yankıları Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Azerbaycan'ı ziyareti Bakü'de olumlu yankı buldu. Basın "bayrak krizi sona erdi" manşetleri attı. Yayına Giriş: 23.10.2009 15:26:16 Güncelleme: 23.10.2009 15:41:45 Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Azerbaycan'ı ziyareti Bakü'de olumlu yankı buldu. Bayraklar Türk şehitliğindeki yerine takılmadı ancak yükselen tansiyon düştü. Basın "bayrak krizi sona erdi" manşetleri attı. Türkiye ile Azerbaycan arasında son haftalardaki yanlış anlaşılmalar Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Bakü ziyaretinde verdiği mesajlarla giderildi. İki ülke Cumhurbaşkanı'nın son telefon görüşmeleri de tansiyonu iyice düşürdü. Ziyaretin Azeri Basınındaki Yankıları Azerbaycan basını ziyareti ve telefon görüşmelerini manşetlerine taşıdı. Ekspres gazetesi Ahmet Davutoğlu ve Elmar Memedyarov'un Türk Şehitliğindeki ortak açıklamasını "Şehitlikte Anlaşma" manşetiyle okurlarına duyurdu. Şerk ve Halk Cephesi gazetelerinin manşetleri "Bayrak karmaşasına son verildi" şeklindeydi Üç Nokta ise Ahmet Davutoğlu'nun "Bursa'daki bayrak olayı provokasyondur", 525'inci gazete ise yine Davutoğlu'nun "Azerbaycan Bayrağına saygısızlığa tahkikat açılacak" açıklamalarını manşete çıkardı. Yeni Azerbaycan Gazetesi Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Ahmet Davutoğlu'nu kabul ettiğini yazdı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kardeşliği zedeleyecek davranışlardan kaçınılması gerektiği mesajı da gazetelerde yer aldı. Bazı köşe yazarları da ihtiyatlı olunması gerektiği, bu tür olayların Türk Birliğine darbe vurmak istayenlerin oyunu olduğunu ve Türk Bayrağına gerekli özenin gösterilmesi gerektiğini dile getirdi. Bazı uzmanlar da bayrakların yeniden asılması uzun zaman almayacak yorumunu yaptı. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 611481 Trabzon'da mutlu son Süper Lig'de, ile karşılaşan maçtan 2-1 galip ayrıldı. 19. dakikada sol kanattan gelişen atağında, Hakan'ın yerden ortasında, savunmanın arkasında topla buluşan Makukula'nın şutunda, meşin yuvarlak kaleci Sylva'nın solundan filelerle buluştu: 0-1. 26. dakikada savunmada Song'un hatasıyla topu kapan Mehmet Eren'in pasında, ceza alanı içindeki Furkan'ın şutunda, meşin yuvarlak üstten auta gitti. 36. dakikada Tayfun'un sağdan ortasında, ceza alanı içinde topa hareketlenen Gökhan'ın şutunda, meşin yuvarlak filelerle buluştu: 1-1 40. dakikada Umut'un sağdan ortasında, ceza alanı içindeki Gökhan'ın kafa vuruşunda, top yandan auta gitti. 45. dakikada Selçuk'un kullandığı serbest vuruşta, ceza alanı içindeki Ceyhun'un kafa vuruşunda, top filelere gitti: 2-1 Karşılaşmanın ilk yarısı 'un 2-1'lik üstünlüğü ile sona erdi. 49. dakikada Ceyhun'un ceza yayının hemen gerisinden sert şutunda, savunmaya çarpan top az farkla kornere çıktı. 55. dakikada Aydın'ın yerden şutunda top yan direkten oyun alanına döndü. 57. dakikada oluşan karambolde son olarak topa vuran Gabriç'in yakın mesafeden şutunda meşin yuvarlak üstten auta gitti. 65. dakikada Gabriç'in pasında, ceza alanı içinde kaleci Souleymanou ile karşı karşıya kalan Gökhan'ın şutunda, top az farkla yandan auta çıktı. 70. dakikada Gabriç ile girdiği ikili mücadelede topa elle müdahale eden Ali Turan, önce ikinci sarı kartı, ardından da kırmızı kart görerek, oyun dışı kaldı. 73. dakikada Selçuk'un soldan kullandığı serbest vuruşta, kaleci Souleymanou topu elinden kaçırdı. Savunmada son anda Merter, altı pas içinde Song'dan önce araya girerek tehlikeyi önledi. 74. dakikada Gökhan'ın soldan pasında ceza alanı içindeki Umut'un şutunda dönen topu Selçuk önünde buldu. Ancak bu oyuncu uygun durumda topu yandan auta gönderdi. 77. dakikada Umut'un pasında ceza alanı içindeki Colman'ın şutunda top son anda savunmaya çarparak, kornere çıktı. 89. dakikada Colman'ın topuk pasında, Umut topu Gökhan'a aktardı. Bu futbolcunun şutunda, kaleci Souleymanou yatarak topu kontrol etti. Karşılaşma, 'un 2-1'lik üstünlüğü ile sona erdi.  609793 Maganda kurbanı Burçak'ın anne babası tutuklandı Oldukça eğlenceli bir şekilde başladığı görülen düğünde, bazı kadınların sokak ortasında halay çekerken, bazılarının ise tabancayla havaya ateş ettiği görülüyor. Kalabalığa aldırmaksızın havaya ateş eden kadın, düğüne katılan diğer kadınlara da ilham kaynağı oluyor. Sokakta başlayan havaya ateş olayı, binalarda devam ediyor. Sokakta halay çeken kadınlar, silah sesini duyarak yukarıya bakıyor. Daha sonra kopan feryatlardan düğünün coşkusuyla balkondan açılan ateşten, karşı balkonda düğünü izlemeye çalışan küçük Burçak'ın alnından vurulduğu anlaşılıyor. Bu sırada, düğünde silah atılması ihbarı üzerine düğün yerine polis ekibi geliyor. Balkonda alnından vurulan küçük Burçak, yakınlarının kucağında düğünde silah atılmasına müdahale için gelen polis ekibinin aracına bindiriliyor. Küçük Burçak'ın araca bindirilişi sırasında kızını kanlar içinde gören anne Üngör, çığlık atıp bayılırken, düğüne katılanlar şaşkın gözlerle olan biteni izlemeye çalışıyor. Konuyla ilişkin olarak emniyetin yaptığı çalışma sonucunda elde edilen silah incelemeye alındı. Kırıkkale tipi tabancanın Burçak'tan çıkan mermiye ait olduğu anlaşılınca, silah sahibi Hamdullah S. (44) ile eşi Naile S. (32) gözaltına alınarak emniyete götürüldü. MAHKEMEYE ÇIKARILAN ANNE BABA TUTUKLANDI Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'nde sorguları tamamlanan zanlılar önce adliyeye sevk edildi. Burada nöbetçi savcı tarafından sorgulanan Hamdullah S. ve eşi Naile S. tutuklanmaları talebiyle nöbetçi mahkemeye çıkarıldı.  Ankara'da önceki gün Pursaklar ilçesindeki düğünü balkondan izlemek isteyen yaşındaki Burçak'ın havaya ateş edilmesi sonucunda ölümüyle ilgili olarak gözaltına alınan karı koca Ankara Adliyesi'nde tutuklandı. Ankara'da evlerinin balkonundan aşağıdaki düğünü izlemek için balkona çıkan Burçak Bingöl'ün havaya ateş edilmesi sonucu ölmesiyle ilgili olarak gözaltına alınan karı koca N.S. ile H.S., tutuklandı. Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi'nde akşam saatlerinde mahkemeye çıkan N.S. ve kocası H.S. tutuklanarak Sincan Cezaevi'ne gönderildi. (CİHAN) 611303 Aktörlerin çekici kareleri HARİKASINIZ... Sizler harikasınız sevgili Cumhuriyet H. Portalı editörlerim... Yorgun birgün akşamı sayenizde gözlerim açıldı. Foto galeri muhteşem.Hepsini almamayım, Ben Affleck yeterli :p Neee, bakmaya dedim, resmi pozlarına bayıldım.No 35 ve 36 Beni Hollywood'a götürün. Ya da bir daha reklam filmini Türkiye'ye getirin Ben Affleck çeksin, ben ona Ne Mutlu Türküm Diyene dedirttirim ;) İstiklal Marşı on kıtasını bile ezberletirim... (Pınar Karsayan) 611273 İMKB’de 29 Ekim çalışması SON DAKİKA güncellenme zamanı 18.44 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda ’de 29 Ekim çalışması Hisse Senetleri Piyasası’nda 28 Ekim 2009 tarihinin yarım gün olması sebebiyle sadece 1. Seansın yapılacağı, 29 Ekim 2009 tarihinde ise seans yapılmayacağı bildirildi.  İMKB’den Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan duyuruda, 28 Ekim 2009 tarihinin yarım gün, 29 Ekim 2009 tarihinin tam gün resmi tatil olması nedeniyle pazar ve piyasalarında uygulanacak işlem ve takas esasları hakkında bilgi verildi. Duyuruda şöyle denildi: “28 Ekim 2009 tarihinin yarım gün, 29 Ekim 2009 tarihinin tam gün resmi tatil olması nedeniyle Borsamız pazar ve piyasalarında uygulanacak işlem ve takas esasları aşağıdaki gibi olacaktır: ve Piyasası Kesin Alım Satım ve Ters Repo Pazarları’nda 28  Ekim 2009 tarihinde, saat 9.30-11.30 arasında işlem yapılacaktır. 28 Ekim 2009 tarihinde yapılan aynı gün valörlü işlemlere ilişkin nakit ve menkul kıymet takas yükümlülükleri en geç saat 12.30’a, repo karşılığı menkul kıymet bildirimleri ise en geç saat 11.50’ye kadar yerine getirilecektir.  Tahvil ve Bono Piyasası Kesin Alım Satım ve Repo Ters Repo Pazarları’nda 29 Ekim 2009 tarihinde işlem ve takas yapılmayacaktır.  Hisse Senetleri Piyasası’nda 28 Ekim 2009 tarihinin yarım gün resmi tatil olması sebebiyle sadece 1. seans yapılacak, 29 Ekim 2009 tarihinde ise seans yapılmayacaktır. 26 Ekim 2009 tarihinde gerçekleştirilecek işlemlerin takası 30 Ekim 2009 tarihinde, 27-28 Ekim 2009 tarihlerinde gerçekleştirilecek işlemlerin takası ise birleştirilerek 02 Kasım 2009 tarihinde yapılacaktır.  İMKB Yabancı Menkul Kıymetler Piyasası Uluslararası Tahvil Pazarı’nda 28 Ekim 2009 tarihinde, 09.30-11.30 saatleri arasında işlem yapılacaktır. 29 Ekim 2009 tarihinde işlem ve takas yapılmayacaktır.” Seyahat Ederken Yanınızdan Ayıramayacaksınız. Süper Hızlı Gönderi. 610271 Yarı böcek, yarı casus! Hirotaka Sato liderliğindeki araştırmacı ekip, bir dizüstü bilgisayarla uzaktan kumandalı olarak yönetilebilecek cyborg böcekler yarattı. Araştırmacı ekip, implant (canlı dokulara cansız maddelerin yerleştirilmesi) yoluyla beyni kanatları çalıştırması yönünde uyararak böceğin havalanma, uçma ve yere inmede nasıl kontrol edileceği üzerinde çalıştı.  Kanat taraflarındaki temel kasları (bir tarafı diğerine göre daha fazla) uyararak, dönüşleri kontrol etmeyi başardılar. Böceğe yerleştirilen ve sinir ve kas uyarıcılarını kullanan bu sistem bir mikropil ve telsizli bir mikrokontrolörden oluşuyor. Bunlar pupa yani başkalaşan böceklerde lavradan sonraki evrede organizmanın içine yerleştiriliyor. Berkeley'deki California Üniversitesi'nde yapılan deneylerde Cameroon'dan alınan üç büyük böcek türü kullanıldı. Böceklerin en küçükleri santimetre uçunluğunda, en büyükleri ise 20 santimetre. Görüntüler video paylaşım sitesi YouTube'da da yayınlandı. Berkeley araştırmacıları, cyborg böceklerin mikro hava araçları olarak hizmet görebileceğini öne sürüyor. Ekibe göre böcekler ulaşılamayan bölgelere kurye hizmeti de görebilir. Yusufböcekleri ve sinekler üzerinde de çalışan ekip bu türlerin benzersiz uçma kabiliyetlerinden faydalanmak istiyor. Ekibin nihai hedefi ise hedefe 100 metreden fazla uçan ve hedefe ulaştıklarında kumanda edilene kadar yerinden kıpırdamayan cyborg böcekler yaratmak. Akşam 611374 Baykal: PKK siyasi müzakere yapıyor Sanatçı Sabahat Akkiraz'ı CHP Genel Merkezi'nde kabul eden Deniz Baykal, gazetecilerin demokratik açılımla ilgili sorularını yanıtladı. İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın, açıklamaları hatırlatılarak yöneltilen bir soru üzerine Baykal, ortada çok ciddi bir tablo olduğunu ve bunu ''derin bir üzüntüyle izlediklerini'' söyledi. Son görüntüler ortaya çıkmadan önce gerekli değerlendirmeleri, uyarıları yaptıklarını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yazdığı mektupta bunlara yer verdiğini belirten Baykal, bu sürecin çok ''sakıncalı ve olumsuz'' gelişmelere yol açabileceğini başından beri söylediğini dile getirdi. Herkesin yıllardır süren teröre bir son verilmesini, terörü gerçekleştiren siyasi merkezlerin artık bu yolla siyaset yapmaktan vazgeçmesini beklediğine işaret eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu konuda iyi niyetle yapılacak ne varsa bütün Türkiye bu konuda üzerine düşeni yapmaya hazırdır. Kimse intikamcı bir duygu içinde değildir. Yaşanmış olan olayları, acıları herkes bağrına taş basarak unutmaya da hazırdır, ama bir tek bekleyişle; teröre kesinlikle son verileceği, bir daha şiddetin, silahın, mayının bir siyasi mücadele yöntemi olarak kullanılmayacağının açıklık kazanması halinde. Hepimiz bu özlem içindeyiz, ama ortaya çıkan tablo, Hükümet'in bize büyük bir sevinçle bir mutluluk tablosu olarak sunduğu bu son manzara nedir? Oraya baktığımızda şunu görüyoruz; Kandil'den, terörün karargahından Türkiye'ye kişi geliyor. Mahmur'dan 26 kişi geliyor. Bu kişi ne için geliyor? Bütün Türkiye istiyor ki bu bir başlangıç olsun. Bunlar gelsinler ama artık silahlı mücadelenin bırakılması gerektiğine inandıkları ve kendileri bu doğrultuda gereken adımı atma kararını aldıkları, silahlı mücadele örgütünün artık sona erdirileceğini kabul ettikleri ve silahlı mücadele örgütünden ayrılma anlayışında oldukları ve terör dönemini geride bırakmak üzere geldiklerini görmek istiyor insanlar, ama ne görüyoruz? Bu gelen kişi diyorlar ki 'PKK terör örgütünün mensubuyuz. Bu terör örgütünün adına buraya geldik. Biz onların temsilcisiyiz, elçisiyiz. İşte mektubumuz, işte taleplerimiz.' Talepler ortada, 'Anayasa'yı değiştirin, Türkiye'de milleti bölün, devleti bölün' anlamına gelen talepler. Türkiye'nin hukuk düzenini, Anayasal düzenini, bütün tarihi boyunca geliştirmiş olduğu ulusal kimliği tahrip etmeye, ayrıştırmaya yönelik öneriler. 'Bunu size talep etmeye geldik' diye giriyorlar.'' ''PKK mensuplarının sınıra daha öncesinde yapılmış bir mutabakatla geldiğini'' söyleyen Baykal, ''Bunlar kaçarak gelmiyorlar, altlarında muazzam cipleri var. 609823 En düşük not maalesef sıfır... Feyzi Hepşenkal ArayışEn düşük not maalesef sıfır... 23 Ekim Cuma 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! ’LA ilgili aklımda kalan tek sakil görüntü, Erdoğan’ın kürsüde çocuk gibi başını okşamasıydı ki... Babacan ne yapsın? da başını usulca Başbakan’ın omzuna yasladı, aguşundan alınan makası sevgi mırıltısı ile karşıladı! Bu sahneyi geçersek... Sakin ama çalışkan, sevimli ama ciddi görüntüler verdi hep. Ve şimdi, “Önümüzdeki dönemde merkezi yönetim, belediyelerin mali performansını şeffaf bir şekilde denetleyip, raporlayarak bir nevi ‘mali oluşturacak” diyorsa... Belediyeler hazır olsun. Babacan, başkalarına benzemez. Dediğini yapar. *  *  Yaparsa, belediye başkanlarının işi zor. Notlar ister 100 üzerinden verilsin, ister 10 veya 5. En düşük not hepsinde aynı: Sıfır. ’deki belediyelere bakın meselâ. Konak, ... Bayraklı, Balçova. Sanki şehirlerinin tüm dertlerine deva bulmuşlarcasına, kimi turunda, kimi ’da! Sizin notunuz  nedir bilmem ama... Korkarım, Ali Babacan’ın adı “sıfırcıya” çıkacak sonuçta! *  *  Yine de bir sorun var. Örneğin, ’dan kalkan katarlar, ’a çuvalla para taşırken; merkezi yönetimden hâlâ para isteyen ’ın... Gökte uçan kuşa bile borcu olan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ’in notu ne olacak? Onlara “sıfır” bile fazla. Babacan bağrına taş basıp, acilen kafayı çalıştırmalı. Topbaş ve Gökçek gibilerin mali performansını yansıtan, dolayısıyla sıfırı solda bırakan yeni bir not bulmalı! Pompala gitsin... ’I, ’i, ’yi, ’yı zaten hesaba aldığımız yok. Bu ülkelerde, benzinin litresi 0.08 ile 0.68 arasındaymış... Ne yapalım, “bal tutan parmağını yalar” der, geçeriz. Ama ya ... Veya Hollanda; yerden mü fışkırıyor oralarda? Cevap belli. Ben de laf olsun diye sordum zaten. Çünkü bu ülkelerde adamlar, maliyetin üzerine makul bir pay koyup; benzinin litresini 1.50 dolar civarında satıyor vatandaşına. Bizde ise 2.30 doları geçen pompa fiyatı, pompalı tüfekten çıkan kurşun gibi patlatıyor depoları. Şu sorunun cevabını herkes vermeli artık: Biz mi çok aptalız, yoksa bizi yönetenler mi çok akıllı? Tek karelik hali pür melalimiz! (218 yazı) 610125 CHP'li belediyede yolsuzluk çatlağı LİNKLER Beş aydır bu görevde bulunan 36 yıllık bürokrat Önal, normal şartlarda geçen pazartesi günü suç duyurusunda bulunmak istediğini ancak Başkan Kayrakçı'nın Ankara'dan, kırmak istemeyeceği hatırı sayılır bir dostunu araya sokarak vazgeçmesini istediğini anlattı. KAYBER AVCI MUĞLA CİHAN 609953 Küresel krizin gerçek karlısı Çinliler oldu › › › İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ En Çok Okunanlar Küresel krizin gerçek karlısı Çinliler oldu Newsweek'in ünlü yazarı Fareed Zakaria, “Çin hükümeti yaptıkları ile ekonomik krizi fırsata çevirdi” dedi Zakaria, 2009 yılında yaşanan en şaşırtıcı gelişmenin, Hindistan, Çin, Endonezya gibi bu süreçte ekonomileri canlı kalan ülkelerin resesyona büyük bir direnç göstermesi olduğunu söyledi. Zakaria, yazısında sadece ayakta kalmakla yetinmeyip, ilerleme gösteren Çin'e özellikle dikkat çekti ve şu ifadeleri kullandı: “Çin ekonomisi bu yıl yüzde 8,5 gibi bir oranla büyüyecek. İhracat rakamları 2008'in başlarında kaydedilen rakamların iki katına çıkacak.” REKOR DÖVİZ REZERVİNE SAHİP Ülkenin döviz rezervlerinin tarihinin en yüksek seviyesine, 2,3 trilyon dolara yükseldiğini hatırlatan Zakaria, “Ama en önemlisi, Pekin'in canlandırma paketi, ülkenin yeni bir alt yapı oluşturma sürecine adım atmasını sağladı” dedi. Zakaria, analizinde, bir yıl önce dibe sürüklenen dünya ekonomisinin yine dünyanın önde gelen ekonomileri tarafından kurtarıldığını dile savundu. Newsweek'te yayımlanan yazıda Zakaria, “Küresel ekonomik krizin kazananının Pekin olduğu söylenebilir” ifadesini kullandı. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. EKONOMİ 610034 Gaziden ‘madalya’lı tepki Gaziden ‘’lı tepkiBÜNYAMİN YIL ADANA, DHA güncellenme zamanı 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Kuzey ’tan gelen ’lıların ’de karşılanış biçimi gazilerin tepkilerine neden oluyor ’da düzenlenen gösterisinde, yıl önce ’de mayınlı pusuda sol ayağını dizden kaybeden Gazi Uzman Çavuş Selahattin Yağımlı, bir eliyle protezini çıkarıp havaya kaldırdı, diğer eliyle cam muhafaza içindeki Devlet Övünç madalyasını yere çarparak kırdı. Yağımlı, protezi gösterip, “Benim madalyam budur. Bu demir parçası değildir” diye tepki gösterdi.  610378 Antalya'da yolcu minibüsüyle askeri minibüs çarpıştı: 13 yaralı Edinilen bilgiye göre, kent merkezinden Havaalanı istikametine giden Durmuş Kalkan yönetimindeki 07 YCT 30 plakalı minibüs, Askeri Havalimanı kavşağında Yusuf Yılmaz'ın kullandığı 654012 plakalı askeri minibüse çarptı. Antalya istikametinden gelen Çetin Keskin'in kullandığı 07 EJ 026 plakalı minibüs de 07 YCT 30 plakalı minibüse çarptı. Kazada askeri araç sürücüsü ile askeri araçta bulunan Salih Şahin, Ulaş Çelik, Serhat Akın, 07 YCT 30 plakalı yolcu minibüsünün sürücüsü Durmuş Kalkan, minibüste bulunan Barış Ercan, Mehmet Metin, Emrullah Aksu, Mehmet Songül, Alaattin Aksu, Mustafa Atakul, Kezban Koyun ve Hasan Yüce yaralandı. Yaralılar, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındı. Yaralılardan 11'inin ayakta tedavi edildiği, durumları ağır olan yaralının tedavisine ise devam edildiği öğrenildi. 611017 "Biz karşılaşmaya hazırız" Haberi Ekle "Biz karşılaşmaya hazırız" 23/10/09 15:34 Bank Asya 1. Lig'de Adanaspor ile karşılaşacak Altay'ın Teknik Direktörü Fuat Yaman, ''Sezon başından beri her maçımıza kazanma düşüncesiyle çıktık'' dedi. Yaman, yaptığı açıklamada, bu hafta karşılaşacakları Adanaspor'un son iki haftadır galip geldiğini, rakiplerinin kadrolarının çok nitelikli oyunculardan oluştuğunu söyledi. Kendilerinin de belli bir istikrarı yakaladıklarını ve bunu devam ettirmek istediklerini kaydeden Yaman, şunları söyledi: ''İyi bir maç olacağını düşünüyorum. Her iki takım için de tek handikap maçın saat 13.30'da oynanacak olması. Sıcak hava, takımların oyununu etkileyebilir. Biz karşılaşmaya hazırız. Kazanırsak, çok iyi bir konuma geleceğiz. Ama her sonuca açık bir maç. Biz sezon başından itibaren kazanma düşüncesiyle çıktık. Adanaspor karşısına da rakibimizin yapısını ve oyun anlayışını düşünerek çıkacağız. Son hafta taraftarlarımızla bütünleşerek ve farklı kazandığımız Boluspor maçı ile hedefe yönelme konusunda avantajlı konuma geçtik. Bu birliktelik uzun lig maratonunda bizi hedefe taşıyacaktır.'' Siyah-beyazlı takım yarın yapacağı antrenmanın ardından, öğleden sonra havayoluyla Adana'ya gidecek. Altay'da düz koşulara yeni başlayan Şehmus'un yanı sıra sakatlığı henüz tam geçmeyen Ufuk, Adanaspor maçında görev alamayacak. Şehmus'un 3-4 hafta, Ufuk'un da hafta sonra takımdaki yerini alabileceği öğrenildi. -ALTAY İLE ADANASPOR 41. KEZ KARŞILAŞACAK- İlk olarak 1971-1972 sezonunda Süper Lig'de karşılaşan iki ekip bugüne kadar 6'sı 1. Lig, 34'ü de Süper Lig olmak üzere 40 kez mücadele etti. Bu müsabakalarda Altay'ın 14, Adanaspor'un ise 12 galibiyeti bulunurken 14 maç da berabere tamamlandı. İki takımın Adana'daki müsabakalarında ise Adanaspor 10 galibiyet elde ederken, Altay sadece kez sahadan galibiyetle ayrıldı. karşılaşma ise berabere tamamlandı. Siyah-beyazlı takım Adana'daki tek galibiyetini 1976-1977 sezonunda Süper Lig'de 3-0'lık sonuçla aldı. Geçen sezon ligde İzmir'de oynanan müsabakayı Altay 1-0 kazanmış, Adana'daki müsabaka ise 1-1 berabere tamamlanmıştı. Diğer Spor Haberleri 610977 Bulgaristan'da kriz › › İBRAHİM KARAGÜL En Çok Okunanlar En Çok Gönderilenler Bulgaristan'da kriz SOFYA (A.A) Bulgaristan Cumhurbaşkanı Georgi Pırvanov'un kriz yüzünden bütçesini yüzde 31,76 oranında kıstığı açıklandı. Parlamentoda iktidar yanlısı Mavi Koalisyon tarafından bütçeye yük olan gereksiz seyahatler yapmakla suçlanan Pırvanov'un basın merkezi, cumhurbaşkanlığının mayıs ayından itibaren harcamalara yüzde 10 kısıtlama uygulandığını bildirdi. Basın merkezi, kriz nedeniyle daha sonraki dönemde ise yüzde 15,76 oranında ek kısıtlama yapıldığını, böylece toplam bütçe tasarrufunun yüzde 31,76'ya ulaştığını kaydetti. Verilen bilgiye göre, cumhurbaşkanlığının 170 kişilik kadrosunun bir bölümü yine ekonomi yapma amaçlı boş tutulurken, kurumda sadece 153 kişi çalışıyor. Bu arada Mavi Koalisyon milletvekili Asen Agov, parlamentoda yaptığı konuşmada, kriz ortamında devletin tüm birimlerinin kemer sıkmak zorunda olduklarını belirterek, Pırvanov'un kalabalık bir heyetle yıllık ticaret hacmi sadece 18,9 milyon dolar olan Avustralya'ya yapmayı planladığı pahalı gezisinin iptal etmesini istedi. Agov, 500 bin levaya (250 bin avro) mal olacak Pırvanov'un Avustralya gezisinin 'gereksiz olduğunu' öne sürdü. Cumhurbaşkanlığı basın merkezinden yapılan açıklamada ise Pırvanov'un geziyi iptal etmeyeceği, Avustralya'daki resmi temaslarının yanı sıra bu ülkede yaşayan 12 bin Bulgaristan vatandaşı ile de görüşeceği bildirildi. Basın merkezi, Cumhurbaşkanı Pırvanov'un gerekli gördüğü durumlarda kurum harcamalarını kıstığını, bu amaçla geçenlerde İzmir'e bir voleybol maçını izlemek üzere gittiğinde tüm seyahat ve konaklama harcamalarını kendi cebinden karşıladığını kaydetti. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. DÜNYA 611316 En uzaktaki galaksi kümesi bulundu › › En Çok Okunanlar En uzaktaki galaksi kümesi bulundu ANKARA (A.A) Bilim adamları, 10,2 milyar ışık yılı ötede en uzaktaki galaksi kümesini tespit ettiler. Bristol Üniversitesinden araştırmacıların NASA'nın 1999'da yörüngeye yerleştirdiği Chandra röntgen teleskobundan verileri analiz ederek yerini belirledikleri "JKCS041" adı verilen galaksi kümesi, bir milyar ışık yılıyla önceki rekoru kırdı. Bu galaksi kümesinin, Evren mevcut yaşının sadece dörtte biri kadarken ve Dünya'nın oluşumundan yaklaşık milyar yıl önce ortaya çıktığını belirten bilim adamları, yüzlerce galaksiyi içinde barındıran kümenin, Evren'in en büyük çekim gücüne sahip cisimleri olduğunu ve bu keşfin Evren'in gelişimi konusunda aydınlatıcı olmasının beklendiğini kaydettiler. "JKCS041", ilk olarak 2006'da kızılötesi gözlemlerde görülmüş, ancak bilim adamları, bunun gerçek bir galaksi kümesi mi, yoksa oluşum halindeki bir galaksi mi olduğunu anlayamamışlardı. Normal bir teleskopla bu galaksi kümesinin mesafesini ölçmek imkansız. Keşfi yapanlardan Dr. Ben Maughan, heyecan verici olduğunu belirttiği keşfi, "bir T-Rex fosilinin bilinenden daha eski olduğunu keşfetmeye" benzetti. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. AKTÜEL 610682 Kart borçlularına müjde! Kart borçlularına müjde! AA Giriş Saati 23.10.2009 12:49 Güncelleme 23.10.2009 12:51 Kredi kartı borçlarının 24 ayı geçmemek üzere tüketici kredisine çevrilmesi amacıyla kanun teklifi hazırlandı. MHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu, kredi kartı borçlarının 24 ayı geçmemek üzere tüketici kredisine çevrilmesi amacıyla kanun teklifi hazırladı. Serdaroğlu, düzenlediği basın toplantısında, Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununda Değişik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'ni, bugün TBMM Başkanlığına sunduğunu bildirdi. MHP'li Serdaroğlu, kredi kartı borçlarının yapılandırılmasıyla ilgili olarak 24 Haziran 2009 tarihinde çıkarılan kanunun, temerrüte düşmüş, kendilerine ihtar çekilmiş, haklarında icra takibi başlatılmış kişileri kapsadığını, kart borcunun asgarisini ödeyerek borcunu döndürmeye çalışan vatandaşları ilgilendirmediğini söyledi. Kredi kartı borcunun asgarisini ödeyerek günü kurtarmaya çalışan yaklaşık milyon kart sahibinin toplam borcunun, 12-13 milyar lira civarında olduğunu kaydeden Serdaroğlu, ''Kredi kartı borçları ile çok büyük, çok tehlikeli bir krizin işaretleri alınmaya başlamıştır. Rakamlar, asgari tutarı ödenerek çevrilen kredi kartlarında, geri dönülmez noktaya, borcun artık çevrilemediği bir noktaya ulaştığını açıkça göstermektedir. Vatandaşlarımız, içine girdikleri sarmaldan bir türlü kurtulamamaktadır'' diye konuştu. Yetkililerin, ''tüketici kredisi çekilerek kredi kartı borçlarının kapatılması gerektiğini, aksi halde kredi kartı gecikme faizlerini kapatmalarının mümkün olmadığı'' yönünde uyarıları olduğuna dikkati çeken Serdaroğlu, kredi kartı borcu olan vatandaşlara bankalar tarafından tüketici kredisi verilmediğini, böylece borçlarını kapatamadıklarını iddia etti. Serdaroğlu, hazırladığı kanun teklifinin yasalaşması halinde bankalar ile vatandaşlar arasında ''kart barışı'' sağlanacağını ifade etti. TEKLİF Teklife, kredi kartı borçlarının, borçlunun talebi üzerine piyasa yapıcı bankaların ortalama tüketici kredisi faizi üzerinden ve 24 aylık vadeyi geçmemek üzere tüketici kredisine dönüştürülmesini öngörüyor. Borcu tüketici kredisine dönüştürülen kredi kartının, tüketici kredisi ödemeleri bitinceye kadar kullanılmamasını da içeren teklifle, hakkında ihtar çekilmiş, icra takibi başlatılmış, varlık şirketlerine devredilmiş borçlar için de uygulanması öngörülüyor. Yayın tarihi: 23 Ekim 2009 Cuma Web adresi: Tüm hakları saklıdır. Copyright 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. 609891 Müşteri krizde sağlamcı oldu, garanti gelir arıyor Müşteri krizde sağlamcı oldu, garanti gelir arıyorKADİFE ŞAHİN güncellenme zamanı 23.10.2009Fikret Önder’in sorumlu olduğu birim kişisel servetleri gizlilik içinde yönetiyor.haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda özel bankacılıktan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Önder, ‘Krizde müşteri talepleri değişti, artık daha çok ana para garantili fon istiyorlar’ dedi Özel bankacılıkta ketumluğun esas olduğunu söyleyen özel bankacılıktan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fikret Önder, krizle birlikte değişim gösterdiğini, her geçen gün de değişmeye devam edeceğini söyledi. Önder, bunun nedenlerini şöyle açıkladı: “Bir şeylerin değişmesi kaçınılmaz. Özel bankacılıkta değişim her türlü tahminin üzerinde yaşanıyor. Çift haneli mevduat faizi kalmadı. Eskiden biraz birikimi olanlar, erken yaşlarda emekli olanlar tasarruflarını rahat edecekleri yatırım araçlarına yatırmakta sıkıntı çekmezlerdi. Şimdi ise belirsizliklerden dolayı endişeliler, rahat değiller. Benzer birikimlerle emekli olanlar, ücretliler tasarruflarını daha fazla kazandıran farklı enstrümanlar arıyorlar. Bugünlerde müşteriler daha çok anapara garantili fonlara yöneldiler. Ana para korumalı fonlar popüler hale geldi. Buna karşın her ne olursa olsun dövizden vazgeçmeyen önemli bir müşteri kitlesi de hâlâ var. Bankacılık sektöründeki mevduatların yüzde 36’sı hâlâ dövizde tutuluyor.” ‘Özel bankacılık büyüyecek’ Önder şunları kaydetti: “Müşterilerimiz birbirlerinin yakınları olsalar bile biz birbirleri hakkında diğeriyle konuşmayız. Örneğin ‘Senin kuzenin de bizde hesabı var’ gibi bir cümle asla söylenmez.” Özel bankacılıkta müşteri bilgilerinin saklı tutulmasının vergi dairelerine karşı bir ketumluk olarak düşünülmemesi gerektiğini söyleyen Önder, müşteri bilgisi taşıyan bütün kâğıtların çöpe atılmadan önce makineden geçirilerek kıyıldığını söyledi. Özel bankacılığın gelecek yıllarda ’de daha fazla büyüyeceğini söyleyen Fikret Önder, ayrı ayrı hesap açan eşler olduğu gibi ortak hesap açanlar da olduğunu ifade etti. Global krizle birlikte bankalarının müşteri sırlarını talep eden devletlere vermeleri konusunda henüz yaşanmış örnekler olmadığını belirten Önder, bu gelişmelerin Türkiye’de özel bankacılıkta dikkat çekici bir hareketliliğe neden olmadığını anlattı. Akbank’tan ucuza ‘Arife paketi Akbank, müşterilerinin hizmetine bankacılık işlemlerini daha ucuza yapabilecekleri “Arife Tarife”yi sundu. Arife Tarife ile müşteriye para transferi, çek tahsilatı, cüzdan-ekstre yazdırma gibi işlemleri aylık tek bir ücret karşılığında yapma olanağı veriliyor. Hizmet, Bireysel ve ihtiyaçlarına göre tasarlanmış “Standart”, “Inter” ve “Sınırsız” olmak üzere farklı tarife seçeneğiyle sunuluyor. 611417 Türkiye’ye 400 milyar dolarlık dava Sefa Karahasan'ın haberi Buna karşın Rum tapu dairesinin hesaplarına göre Rumların KKTC’de bulunan mülklerinin değeri milyar euro’yu buluyor. Kıbrıslı Rum Mihalis Tumazos, Nikolas Kancilaris ve Marula Tumasoz’u temsil eden Elen-Amerikan avukat Athan Çimbidis, dava dilekçesini ABD mahkemesine verdi. Çimbidis, başvuruyu yaparken, ABD’de yabancı bir ülkeye karşı dava açma olanağı veren yasaya atıfta bulundu. Çimbidis, Türkiye’nin, davanın ABD’de açılması nedeniyle mahkemede yer almayacağını söyledi. Rum basını dava gerekçesinde, ABD Anayasası’na karşın, “Türkiye ve Türk ordusunun, ABD’den satın aldığı/temin ettiği Amerikan araç-gereçleriyle işgali gerçekleştirdiği ve bunu muhafaza ettiğinin” de yazdığını duyurdu. Habere göre, Kıbrıslı Rum başvuru sahipleri, 400 milyar dolara yaklaşan tazminat talebinde bulundular. Dava çerçevesinde, ABD’de şubeleri bulunan yatırım şirketi REMAX ile “HSBC” bankasının, Kuzey Kıbrıs’taki Rum mallarının yasadışı kullanılmasına yardımcı olduğu ve bundan yararlandıkları ileri sürüldü. Malların değeri milyar Bu arada Rum Politis gazetesinde Ekim’de yayımlanan habere göre, Rum Tapu Dairesi, KKTC’deki eski Rum malları için Kıbrıslı Rumlara verilmesi gereken toplam tazminat tutarının milyar euro olduğunu açıklamıştı. Haberde, ada topraklarının yüzde 81.4’ünün Rumlara, yüzde 16.8’inin de Türklere ait olduğu iddia ediliyordu. KKTC ise, Rumların toprak yüzdesini 71.5, Türklerin toprak oranını da yüzde 26.7 olarak hesaplıyor. Kalan yüzde 1.8’lik araziyi de diğer mal sahiplerine ait gösteriyor. 611278 Romanya’nın en fazla kar eden şirketi özel bir üniversite SON DAKİKA güncellenme zamanı 18.47 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda ’nın en fazla kar eden şirketi özel bir üniversite ’nın en fazla kar eden şirketinin özel bir üniversite olduğu açıklandı. Romanya’da yayımlanan günlük ekonomi gazetesi Ziarul Financiar tarafından yayımlanan haberde, Spiru Haret Üniversitesi’nin 2008 yılında giderlerinin haricinde 178 milyon ley (60 milyon dolar) kar ettiği bildirildi.  Her yıl 320 bin öğrenci alan özel üniversitenin açık öğretimle, on binlerce üniversite diploması dağıttığı açıklandı.  Tüm Romanya genelindeki üniversitelerden alınan diplomalardan daha fazla diploma veren Spiru Haret Üniversitesi’nin Romanya Eğitim Bakanlığı tarafından mercek altına alındığı yazıldı. Üniversitenin, Romanya Eğitim Bakanlığı tarafından devamlı kontrol altında tutulacağı açıklandı. Yüksek kontrastlı ekran. Süper Hızlı Gönderi Ve Kargo Bedava. 610723 Rijkaard: Galip Geldik ve Hakettik Rijkaard: Galip Geldik ve Hakettik Galatasaray Teknik Direktörü, Dinamo Bükreş galibiyetinin moraliyle Fenerbahçe derbisine hazırlanacaklarını ifade etti. Yayına Giriş: 23.10.2009 12:02:42 Güncelleme: 23.10.2009 12:02:42 Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard, Dinoma Bükreş ile UEFA Avrupa Ligi'nde aldıkları farklı skorlu galibiyeti hakettiklerini söyledi. Franka Rijkaard, maçtan sonra düzenlediği basın toplantısında iyi ve güzel bir zafer elde ettiklerini belirterek, "Takımımı kutluyorum, Dinamo Bükreş iyi organize olan bir ekip. Golleri doğru zamanda bulduk. Dinamo Bükreş kolay gol yemiyor. Bunun için attığımız golün önemi büyük" dedi. Fenerbahçe ile yapılacak lig maçına hazırlanacaklarını dile getiren Rijkaard, maçlık kötü istatistiğin futbolcuları için ekstra bir motivasyon olacağını söyledi. Rijkaard, normalde takımı maçlardan önce kampa almadıklarını hatırlatarak, "Buna henüz karar vermedim ama düzeni herhalde bozmayacağım. Bu maçta çok büyük baskı var, tansiyonu yüksek. Hocanın yapması gereken de futbolcularını doğru biçimde motive etmektir" diye konuştu. Her maçta olduğu gibi galibiyet için Kadıköy'e gideceklerini belirten Rijkaard, "Önemli bir maç yapacağız. Kimi önlemler alınacaktır, ama yine ofansif oynayıp kazanmak istiyoruz" dedi. Galatasaray, Fenerbahçe maçının hazırlıklarına yarın sabah basına kapalı olarak yapacağı antrenmanla başlayacak. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi 611370 Canlı Spor Anlatım 610151 Mehmet Şeker: Pösteki darbesi Mehmet Şeker 23 Ekim 2009 CumaPösteki darbesi Gazetelerin fıkra yazarları, zamanla 'fırka' yazarına dönüştüğü için, senelerden beri tirajlar sabit... Nüfus artıyor, tiraj yükselmiyor. Sebeplerden biri de bu olabilir... Diğer etkenler arasında, ekonomik sıkıntılar, okuma alışkanlığının zayıflığı ve basın camiasının, halkın değerleriyle çoğu zaman ters düşmesi sayılabilir... *** Buna benzer ifadelerle sohbet etmeye çalışırken, 'eleman' itirazda bulundu. Fıkra bahsine kafası takılmış. "Kaç yazar fıkra yazıyor ki dedi, bir Hıncal Uluç var, bir de Hasan Pulur..." "Bu fıkra fıkra değil" dedik, anlatamadık. "Nasıyani?" sorusuyla karşılaştık. "O fıkra, bu fıkra değil" desek de anlaşılmayacaktı. Madem öyle, buyur buradan... Bir fıkra patlatalım, gönlün olsun. *** Hani şu meşhur fıkra kahramanı "adamın biri" ile ilgili bir fıkra bu. Adamın biri yolda giderken, bir deli ile karşılaşmış. Önünde bir pösteki. "Bir, iki, üç... Bir, iki, üç..." "Ne o, pösteki mi sayıyorsun?" "Öyle sayılır." "Kaç etti?" "Bilmem... Şimdilik üçer üçer gruplandırıyorum." *** Ertesi gün, aynı yerde, aynı deli, önünde yine pösteki. "Bir, iki, üç, dört..." "Ne yapıyorsun, yine mi pösteki işi?" "Evet ama bu sefer farklı. Dün tasnif ettiklerimi bugün hizaya soktum. Uygun adım yürüteceğim." *** Sonraki gün elbette aynı sahne. "Bir, iki, üç, dört, beş..." "Hayırdır... İşi büyütmüşsün!" "Mecburen." "Nasıl mecburen?" "İlk gün üçerli, sonra dörderli saydım. Bugün de ister istemez beşli saymamı beklersin diye öyle yapıyorum." "O zaman yarın altılı sayacaksın demektir." "Hiç belli olmaz. Belki de bugünkülerden bir grubu seçer, konsey kurarım." "Konsey mi?" "Tabii ya, ne sandın? Biri Genel Başkan, diğerleri kara, hava, deniz, cenderme... Bir hareketle ortalık süt liman... Sükûnet... Sayım suyum da biter, senin bütün beklentilerin de." *** Adamın biri, delinin birinden duydukları karşısında şoka girmiş durumdadır. "Vay canına! Pösteki üstünde kıldan tüyden bir darbe ha?" "Ne sandın?" "İyi ama darbelerin dönemi geçmedi mi?" "Kim dedi?" Fıkra burada bitiyor. Adamın birinin sözü tükenmiştir. Pösteki üstünde ne olup bittiği meçhul. Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. YAZARA AİT YAZILAR 609884 DYH: Bağlı ortaklıklar uzlaşma talep etti DYH: Bağlı ortaklıklar uzlaşma talep etti güncellenme zamanı 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda bağlı ortaklıklarının, kendilerine tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnameleri ile ilgili olarak, “tarhiyat sonrası uzlaşma” talebinde bulunduklarının öğrenildiğini bildirdi ’in Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yayımlanan özel durum açıklamasında, doğrudan bağlı ortaklığımız ile dolaylı bağlı ortaklıkları Yapım Reklamcılık ve Dağıtım, Doğan Prodüksiyon Hizmetleri ve Alp Görsel İletişim Hizmetleri’nin, kendilerine tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnameleri ile ilgili olarak, “tarhiyat sonrası uzlaşma” talebinde bulunduklarının öğrenildiği kaydedildi. Açıklamada, “Bağlı ortaklıklarımızın, kendilerine tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnamelerinin terkini amacıyla dava açmış oldukları da daha önce kamuya açıklanmıştır. Bilindiği üzere, uzlaşmanın vaki olmaması durumunda, dava süreci kaldığı yerden devam edecektir” denildi. 610465 Şeker hastalığı ilacı obezlere kilo verdirdi Bilim adamları, 135'i erkek 429'u kadın 564 Avrupalı gönüllünün katıldığı araştırmada ilacın obezlerde kilo vermeye etkisini inceledi. İlk gruba bu ilaçtan, ikinci gruba obezite tedavisi için kullanılan bir ilaç ve üçüncü gruba ise sahte ilaç (placebo) verildi. Tüm gruplar günlük metabolizma ve ısı ihtiyaçlarını karşılayabilecek miktardan daha az enerji içeren diyetin yanı sıra egzersiz yaptı. ay sonra ilk grup ortalama 4,8-7,2 kg, ikinci grup 4,1, üçüncü grup 2,8 kg verdi. Şeker hastalığı ilacını alanlarda placebo alanlara göre daha sık mide bulantısı ve kusma görülse de yan etkilerin genellikle geçici olduğu ve etkilerin nadiren tedavinin kesilmesini gerektirdiği gözlendi. Araştırma, Kopenhag Üniversitesi'nden Arne Astrup ve ekibi tarafından yapıldı ve The Lancet dergisinde yayımlandı. AA 609802 Keitamania Mehmet Demirkol GözlemKeitamania 23 Ekim Cuma 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! sol beksiz oynadı.  Servet hem sol bekti hem de Topal’la birlikte savunmanın göbeği...  Çünkü Caner kendi yarı sahasına neredeyse hiç geçmedi. Bu Rijkaard’ın bir tercihi mi, yoksa Caner’in arzu ya da hamlığından mı bilmiyorum. Ama durum buydu. Galatasaray aynı zamanda sağ beksiz de oynadı. Çünkü Sabri, Keita’yla kurduğu şahane ortaklığın sonucu olarak sürekli olarak Fildişili’nin peşinde rakip yarı alandaydı. Kağıt üzerinde yine aynı maçında olduğu gibi, hatta onun da ötesinde riskli ve eleştiriye sonuna kadar açık bir saha hali!  Ancak bu riskin yarattığı endişe ve heyecan en düşük seviyede hissedildi. Fevkalade eğlenceli bir oyunla maçı çok rahat koparıp farka gittiler. Bu arada orta sahanın ortasının ekstra bir çaba içinde olduğunu da söyleyemeyiz. Elano mu? Hayır! Ancak saha ortalamasının kat ve kat üzerinde kalite ve performansta bir 4’lü her şeyi değiştirdi. Keita  Nonda ve Kewell, arkada da Servet... Mahallede çocuklarla oynayan eski profesyonel ağabeyler durumundaydılar. Sürekli oyunun içinde değil de topun ayağına gelmesini bekleyen, gelince de ortalığı dağıtan şahane adamlar. Zaten tartışılmaz bir Kewell fenomeni var ’da. yılı aşkın bir süredir saygı uyandıran bir yetenek. Ancak bu sene ortaya çıkan ve kısa sürede Keitamania’ya dönüşen fenomen başka. Bezdirici bir depar, sakar görüntüsüyle hipnotize eden bir dripling kabiliyeti... Ve asist olsun, gol olsun bir başka bitiricilik... Bakın! Eğer dün Dinamo Galatasaray’ın bomboş sol kanadında bir kere topu getirip pozisyon yaratamadıysa,  ters taraftaki Fildişili’nin tüm dikkatlerini çekmesindendir.  çıkana kadar iki pas yapamayan Dinamo’nun 60’dan sonra çok rahat rakip kaleye gidebilmesini başka türlü anlatamayız. Ligin en yüzdeli golcüsü Nonda ve tek başına savunma Servet’in hakkını vererek Keita’yı ayrı bir yere koymak lazım. Çünkü gerçekten Galatasaray’ın yarısından fazlasıydı dün. Sabri de onun her şeyi. Dün seyrettiğim iki maçın verdiği huzurla derbiyi bekleyebilirim artık. İki takımda bu festivali hak etti. (278 yazı) Copyright 2009 Milliyet Kampanya Sözleşmesi Milliyet Birinci Sayfa 609796 Ters dönmüş bir kaplumbağa gibi... Çetin Altan Şeytanın gör dediğiTers dönmüş bir kaplumbağa gibi... 23 Ekim Cuma 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! sabahlarında, saat 6’dan sonra bazı TV kanallarında en tazesinden sayılan ajans haberlerinin sıralanmasıyla, gazete manşetlerini izlerken de; olup bitenleri kazara bir “uzaylı” izleyebilse, ne düşüneceği geçiyor aklımdan... Önce dünkü Milliyet’in ilk sayfasındaki bir kaç haber başlığı: açıkladı ocakta patlar Aşılama ekim sonunda” “Okullarda yayılıyor” “Benzinde rekor Dünyanın en pahalı yakıtının kullanıldığı ’de benzine yine geldi. Kurşunsuz 3.36 TL” Vatan’ın sürmanşeti ise şöyle: “SESSİZ ÖFKE Habur’dan giriş yapan 34 kişinin ‘kahramanlar’ gibi karşılanması, açılıma destek verenleri bile rahatsız etti”. Ajans haberlerinde de, davasındaki küfürleşmeler; siyasetçi polemiklerinde “vatan satan hainler”, “kışkırtıcı bağnazlar” toslaşmaları... Bir türlü kendini düzeltemeyen ters dönmüş bir kaplumbağanın, ayak kıpırtıları... deyince, bizim küçük bahçedeki dekoratif havuzun kıyısında, taştan işlenmiş bir avuçluk biblomsu kaplumbağa geldi aklıma. Kaplumbağanın ağzından da, bir kurşun kalem boyu yükselip, havuza dökülen bir su var. Köyceğiz’de en hoşuma giden görüntülerden biri, bizim dekoratif havuzun kıyısındaki, taştan biblomsu kaplumbağanın üstüne su içmek için konan minicik serçeler... Kaplumbağanın azından parmak boyunda yükselen suya, önce gagalarını uzatıyor, sonra da başlarını arkaya kaldırarak içiyorlar suyu... Serçelerin havuz kıyısında su içmeleri çok mu önemli yani? Serçeler de bir canlı ve ters dönmüş bir kaplumbağanın, kendini düzeltme çabasıyla, ayak kıpırtılarına hiç benzemiyorlar. bin nüfuslu Köyceğiz’deki hayat da; ajans haberleriyle gazete manşetlerinin bir hayli uzağında... Bir kez ne sırtında felçli bir adamı taşıyarak, yakasının Boğaz Köprüsü ile buluşan otobanı üstünde ve tıknefes olmuş arabalar arasında dolaşan bir dilencisi var; ne çarşısının başında, kucağında yeni doğmuş bebeğiyle dilenen genç bir annesi... Köyceğiz’de işini gerçekten severek yapan 10 yıllık dostum marangoz Ahmet usta var; oğlunu da yanında yetiştiren ve onunla birlikte çalışan demirci Nihat usta var, bu kez karşılaşamadığımız su tesisatçısı, güleç yüzlü Bayram usta var... Thera lokantasının sahibi Hasan Bey de, eşi Cahide Hanım ile birlikte mutfakta çalışıyor olmalı şu sırada... 73 milyonluk bir ülkenin, keskinliğine kutuplaşmış siyasal haberleriyle; ’deki yıkım gerginliği, trafik kazaları, cinayetler, vurgunlar gibi haber tefrikaları; İNSAN bireyinin varlığını bir hayli gölgeliyor. Bir serçenin, bir havuz kıyısında su içmesindeki sevimlilik ve İNSAN’ın; ırklar, inançlar, milliyetler, ülkeler, devletler üstü ortak duyguları... Aşkları, öfkeleri, avuntuları ve çeşitli yaşam çabaları. Sonra da, her doğan bebeğin yaşayacağı bir ömür sonbaharı. sonbaharı, sessiz bir melodiye çok güzel dönüştürmüş Cahit Sıtkı da: Ayva sarı, nar kırmızı sonbahar; Her yıl biraz daha benimsediğim. Ve telaşla uçuşup duran kuşlar, Nerden çıktı bu cenaze, ölen kim? Tüm dünyada, denizle de buluşan gölden biri olan Köyceğiz Gölü... göle şimdiye dek bakmış olan milyarlarca, trilyonlarca, katrilyonlarca gözün; binlerce yıldan bu yana örgülediği İNSAN... II. Mahmut, Hidivi Abbas Hilmi Paşa’ya, pamuk yetiştirmesi için Köyceğiz yörelerini ihsan etmişti. Abbas Hilmi Paşa da Mısır’dan Afrikalı işçiler getirmişti zamanki Köyceğiz’le dolaylarına... Bir süre sonra Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa, vazgeçti pamuk yetiştirmekten ve çekti gitti. Mısır’dan getirdiği Afrikalı işçiler ise, buralarda kaldılar. Buralarda kalmış, vaktiyle Afrikalı olan ailelerin bugünkü kuşakları arasında da, birkaç genç dostum var. Onlardan biri de, flüt çalmaya meraklı 22 yaşındaki bir genç ve sırılsıklam âşık... Geçinecek kadar para kazanıp, hemen evlenmeyi düşünüyor. Aslında müzisyen olarak yaşamayı istiyordu ama, olanak bulamadı; şimdi de ekonomik açıdan evlenmesini sağlayacak nitelikte bir iş bulamıyor. Acaba ’da olsa, durumu yine böyle mi olurdu? da olan 95 yaşındaki bir kadıncağızı da kendi evinden, kendi oğulları çıkarıp, bekâr odasına benzer bir odaya taşıdılar ve orada tek bir yatağın üstünde yapayalnız bıraktılar... Köyceğiz, hem düzelmeye çalışan ters dönmüş bir kaplumbağanın ayak kıpırtılarını çok uzaktan gösteriyor; hem de su içmeye gelen minicik serçeler ve İNSAN’la daha değişik bir ahenk içinde özdeşleştiriyor, bir ömür sonbaharını... (431 yazı) Copyright 2009 Milliyet Kampanya Sözleşmesi Milliyet Birinci Sayfa 610280 09:44 New York borsası kapanışta yükseldi SON DAKİKA güncellenme zamanı 09.44 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda kapanışta yükseldi Menkul Değerler Borsası günü yükselişle kapadı. Borsanın temel göstergesi olan Endeksi, 131,95 puan artışla 10.081,31 puana çıkarken, endeksi da 14,56 puan yükselerek 2.165,29 puandan kapandı. Seyahat Ederken Yanınızdan Ayıramayacaksınız. Süper Hızlı Gönderi. 611121 Dink cinayeti ihmali davasında gerginlik Dink cinayeti ihmali davasında gerginlik 23.10.2009 16:46Bahadır ÖKTEM TRABZON (AHT) Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesinde ihmalleri olduğu gerekçesiyle aralarında Albay Ali Öz'ün de bulunduğu askeri personelin yargılandığı duruşmanın ardından tarafların avukatları birbirine girdi. Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki davanın ardından Dink ailesinin avukatlarından Bahri Belen, gazetecilerle sohbet ederken Ali Öz'ün avukatı Ali Sürmen yanından geçtiği sırada, "Gazetecilere neden bilgi veriyorsun, size yakışıyor mu?" diye laf atarak yoluna devam etti. Bunun üzerine sinirlenen avukat Belen, "Sokak çocukları gibi bana ne laf atıyorsunuz, benim ne konuştuğumu biliyor musunuz, yanlış bir şey yaparsam tabi ki beni uyarabilirsiniz meslektaşım olarak, ama bu şekilde beni azarlayacak şekilde bu olmaz, ben kimseye bilgi vermiyorum" dedi. Bunun üzerine avukat Sürmen, "Yayın yasağı var, bilgi veremezsiniz zaten; sizin her şeyi yapmaya hakkınız var a... sa... (anasını satayım)" dedi. Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, "Sizin de öldürmeye hakkınız var" diyerek avukat Ali Sürmen'e sert çıktı. Ortamın gerilmesiyle avukatlar birbirlerinin üzerine yürüdü. Çevredekilerin araya girmesiyle olayın büyümesi önlendi. UYDU Davada dönemin İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz, İstihbarat Şube Müdürü Yüzbaşı Metin Yıldız, astsubaylar Okan Şimşek, Gazi Günay, Önder Araz ile uzman çavuşlar Hacı Ömer Ünalır, Hüseyin Yılmaz ve Veysel Şahin hakkında, ''Görevi ihmal suretiyle görevi kötüye kullanmak'' suçundan aydan yıla kadar hapsi isteniyor. 611074 Şehit ve gazi yakınlarının tepkileri dinmiyor Edirne'de, şehit yakınları ile bazı parti ve sivil toplum kuruluşları üyelerinin destek verdiği yaklaşık 200 kişilik grup, Edirne Şehit Aileleri Dayanışma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği bahçesinde toplandı. Edirne'nin 117 şehidini temsil eden 117 Türk bayrağıyla donatılan bahçede basın açıklaması yapan dernek 2. Başkanı Faruk Çiftçi, şehit aile ve yakınlarının son yaşananları endişe ve hayretle izlediklerini belirtti. Çiftçi, ''eli kanlı katiller''in, adalete hesap vermeden Anadolu topraklarında gezemeyeceklerini söyledi. Basın açıklaması sırasında şehit yakınları göz yaşı dökerken, 1995 yılında oğlu Tunceli'de şehit düşen Mihriban Vardar baygınlık geçirdi. Grupta bulunanlar tarafından dinlenmesi için dernek binasına götürülen şehit annesi Vardar, daha sonra Edirne Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Grup, basın açıklamasının ardından bir süre alkışla protesto etti. Bazı şehit yakınları, daha sonra dernek binasındaki şehitler panosu önüne gelerek göz yaşı dökerek, şehitlerin fotoğraflarına baktı. -ANTALYA- Antalya Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Başkanı Cengiz Nizam, Habur sınır kapısındaki manzarada Hükümet'in teröristleri almadığını, teröristlerin Hükümet'i teslim aldığını öne sürdü. Antalya Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Başkanı Cengiz Nizam düzenlediği basın toplantısında, ''Demokratik Açılım'' çerçevesinde şehit analarının gözyaşları ile kanlı teröristlerin annelerinin gözyaşlarının aynı kefeye konulduğunu savundu. Nizam, 19 Ekim tarihinde terör örgütü PKK üyelerinin Habur sınır kapısından giriş yapmaları ve teröristlerin ''devlet töreni gibi'' karşılanmaları nedeniyle şehitlerin kemiklerinin sızladığını belirtti. Nizam, ''yaşananlar vatanın kutsallığına inananları incitmiştir'' dedi. Nizam'ın basın toplantısına şehit yakınlarıyla gaziler de katıldı. Hakkari'nin Çukurca ilçesinde 1995'te şehit düşen Jandarma Er Ergün Bilgiç'in annesi Fatma Bilgiç, şehit oğlunun madalyasını göstererek, ''15 yıldır bu madalyayı taşıyorum. Şimdi bu madalyayı alsınlar da teröristlere taksınlar. Yazıklar olsun'' diyerek gözyaşı döktü. -SAMSUN- Samsun'da bir grup esnaf, cuma namazı sırasında iş yerlerine astığı Türk bayrakları altında namaz kılarak, terör örgütü PKK üyelerinin teslim olması sonrasında yaşananlara karşı sessiz protestoda bulundu. Türkiye'nin birlik ve beraberliğinin önemli olduğunu ve şehitlere saygı gösterilmesini isteyen iş yeri sahipleri, ''Terör örgütü üyelerinin kahraman gibi karşılanmasını şehitlerimize yapılan bir saygısızlık olarak görüyoruz ve bunu içimize sindiremiyoruz. Tepkimizi göstermek için de iş yerlerimize ve caddeye bayrak astık'' diye konuştular. -İSKENDERUN- Hatay'ın İskenderun ilçesinde, şehit aileleri ve gaziler, terör örgütü PKK üyelerinin teslim olması sürecinde yaşananları toplantı düzenleyerek protesto ettiler. Şehit ve Gazi Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyeleri adına konuşan Rızkullah Durmaz, Türkiye Cumhuriyetine karşı mücadele verenlerin şölen havasında karşılanmasının kabul edilemeyeceğini söyledi. Şehit babası İsmail Koca da yaptığı konuşmada, ''Ecdadımızın çoğu savaşlarda bu vatan uğruna can verdi. Biz de devam edeceğiz. Devlet madalyası istemiyoruz'' dedi. Mardin'de 1997 yılında şehit düşen Ali Gül'ün annesi de ağlayarak yaptığı konuşmasında, ''Oğlumun son 15 günü kalmıştı. Çeyizini hazırladım, gelir gelmez düğününü yapacaktık. Düğün yerine cenaze töreni yapıldı'' dedi. AA 2009-10-23 17:38:44 vatana asker yetiştireceğine hayırlı evlat yetiştireceğine insanlığa hizmet edecek insanlar yetiştireceğine kundaktaki bebeğe kurşun sıkan hain pusularla kahpe mayınlarla mehmetçiğe kurşun sıkan bu ülkenin bayrağına hakaret eden pkk ya askerlik yapan hainleri yetiştiren anne olamaz. ne onların ne çocuklarının nede onu savunanların bu ülkede nefes almaya hakkı yok. bunlaryazılıyor zamanı gelince inlerinden çıkacaklar yıldıray24 2009-10-23 17:01:30 bu nasil irkci bir düsünce. sehit anasiyla PKKlinin anasi ayni kefeye konulamazmis. sizin adalet ve insanlik anlayisiniz bu. anada evladini kaybetti. hatta onlarin 20bin kaybi var. ölen 5000 askerin 2000i kürt, devlet tarafindan katledilen sivillerin hemen hemen hepsi kürt, bütün haklari elinden alinan kürt, barisi isteyen yine kürt ama sizlananda sizler. böyle bir anlayis olabilirmi. dünyada benzeri yok. su insanlik anlayisina bak sehit anasiyla PKKli anasi ayni kefeye konulamazmis. fasist anlayisa bak hurrian-med imperator 2009-10-23 16:48:48 devlet çocuklarımızı koruyamıyor.onlara sahip çıkamıyor.o zaman niye gönderelim ki askere.....demek ki pisi pisine şehit olmuşlarlar.nasıl olsa katilleri kahraman oldu zamanla.... ertuğrul yıldırım 610126 Seçimler yılda bir yapılacak LİNKLER 2007 yılında Anayasa'da yapılan değişikliğe paralel olarak Milletvekili Seçim Kanunu'nda yapılan değişiklikle, milletvekili seçimleri yılda bir yapılacak. Değişiklikle, nüfusu milletvekili çıkarmaya yeterli olmayan illere milletvekili çıkarma hakkı getirildi. ANKARA ZAMAN 610258 Petrol piyasası yönetmeliği değişti Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun konuya ilişkin yönetmeliği, Resmi Gazetenin bugünkü sayısında yayımlandı. Buna göre, kullanıcılara; akaryakıt istasyonlarında pompa, tarım sektörünün ihtiyaçları için tanker ve köy pompası vasıtasıyla yapılan satışlarda analiz raporu tanzim edilmeyecek. Yönetmeliğin laboratuvarlara ilişkin maddesine eklenen ibareye göre de laboratuvarlar, Kurumca belirlenen çerçeve dahilinde taşeron laboratuvarlardan hizmet alabilecek. İhrakiye sayılanlar dahil, akaryakıtlara ilişkin teslim numunelerinin; alınması, mühürlenmesi, verilmesi, saklanması, kayıtlanması ve benzeri hususlara ilişkin hak ve yükümlülükler ile diğer usul ve esaslar da Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunca düzenlenecek. Söz konusu yönetmeliğin analiz raporu ve teslim numunelerine ilişkin maddeleri Ocak 2010 tarihinde, laboratuvarlara ilişkin maddesi de bugünden itibaren yürürlüğe girecek. AA 609977 Ran Lojistik halka arz seferberliğine katıldı › › › İBRAHİM KAHVECİ YAŞAR SÜNGÜ En Çok Okunanlar Ran Lojistik halka arz seferberliğine katıldı Sermaye piyasalarını geliştirmek amacıyla başlatılan 'Halka Arz Seferberliği' ilk meyvelerini vermeye başladı. Ran Lojistik, sermayesinin milyon 200 bin liralık nominal değerdeki bölümünü 26-27-28 Ekim tarihleri arasında halka arz edeceğini açıkladı İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) öncülüğünde başlatılan halka arz seferberliği, ilk meyvelerini vermeye başladı. Ran Lojistik, sermayesinin yüzde 25,2'sini 26-27-28 Ekim'de halka arz edeceğini açıkladı. Sermayesini milyon 100 bin liradan 12 milyon 700 bin liraya yükselten Ran Lojistik, sermayesinin milyon 200 bin liralık nominal değerdeki bölümünü halka arz ediyor. Ran Lojistik, borsadan satış yoluyla gerçekleşecek halka arzdan elde edeceği geliri antrepo ve depo yatırımlarında kullanmayı planlıyor. Ran Lojistik halka arzında, satış fiyatı 2,86 lira baz fiyattan belirlenirken, bu fiyattan beklenen gelir miktarı ise milyon 152 bin lira olarak açıklandı. Reysaş'ın ardından Borsa'da işlem gören ikinci lojistik şirketi olmaya hazırlanan Ran Lojistik, halka arzın birkaç katı üzerinde talep bekliyor. 18 AY SONRA GELEN İLK HALKA ARZ Ran Lojistik'in danışmanlığını yapan CFK Kurumsal Finansman Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Öztürk, bunun Türkiye'de 18 ay aradan sonra ilk halka arz olacağını belirterek, 'Bu halka arzın başarılı olmasını ve diğer halka arzların da önünü açmasını temenni ediyorum” dedi. Şirketin borsada bir hafta içerisinde işlem görmeye başlayabileceğini, kesin tarihin ise Borsa tarafından belirleneceğini ifade eden Öztürk, Ran Lojistik'in, endeksin en yüksek seviyesinde yapılan halka arzlardan birisi olacağını söyledi. Ran Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ramiz Benli de 2008 yılında şirketin 39 milyon lira ciro elde ettiğini, 2009 yılı beklentilerinin ise 32-35 milyon lira olduğunu belirtti. Reel sektörde canlanma ip uçları gördüklerini vurgulayan Benli, “Stokların tükendiğini biliyoruz. Depolarda bir miktar düşüşler oldu. Taşımalarda yüzde 80'lik kısmın geri geldiğini görüyorum. İvmenin yukarı doğru gideceğini görüyorum” dedi. Körfez fonlarının gözü taşımacılıkta Amaçlarının şirketin bütün depo ve antrepo yatırımlarını DTC üzerinden yapıp, DTC'yi bir gayrimenkul şirketi gibi konumlandırmak olduğunu ifade eden Öztürk, depo ve antrepo yatırımının Türkiye'de en yüksek karlılığa sahip sektörlerden bir tanesi olduğunu kaydetti. Öztürk, 'Körfez yatırımcılarının yatırım yapmak istediği alan da bu. Yapacağımız yatırım tutarı 11 milyon dolar. Bu yatırımın kendini 4-5 yılda amorti etmesini bekliyoruz. Biz buradan yüksek karlılık elde ederek yatırımcılarla paylaşmak istiyoruz. Depo antrepo yatırımlarının karlılık marjı yüzde 50'ler civarında' diye konuştu. Piyasalara taze kan Galata Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Ataer Ekener ise, İMKB Birincil piyasada işlem görecek Ran Lojistik'in halka arzıyla ilgili maksimum lot miktarının 500 lot olacağını kaydetti. Singapur, Körfez, Avrupa ve Amerika olarak özellikle lojistik sektörüne ve Türkiye'ye çok fazla ilgi olduğunu ifade eden Ekener, 'Bizim buradaki hacmin genişlemeye müsait olması sektöre ilgiyi artırıyor. Özellikle yabancıların tarım, enerji ve lojistik sektörü üzerinde durduğunu söyleyebilirim' diye konuştu. Ekener, yurt dışında talebin oluştuğunu, insanların artık halka arzı özlediklerini ifade ederek, bunun piyasalara yeni bir kan getireceğini ve halka arza ilginin olacağını, bir kaç katı talep beklediklerini belirtti. 23.10.2009 Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. EKONOMİ 610370 Alaska'da kutup ayıları için koruma alanı oluşturulacak ABD İçişleri Bakanlığının balıkçılık, parklar ve hayvanların korunmasından sorumlu yetkilisi Tom Strickland, soyu en fazla tükenme tehdidiyle karşı karşıya olan kutup ayılarını korumak için, Fransa'nın yüz ölçümünden biraz daha küçük bir alanın ayıların korunmasına ayrılacağını belirtti. Strickland, Kuzey Kutbunda küresel ısınmadan dolayı buzulların erimesinin bölgedeki yaşayan ayılar için en ciddi tehdidi oluşturduğunu söyledi. Amerikalı yetkili, ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin, eski Başkan George Bush yönetiminin aksine, "kendisini tamamıyla kutup ayısının korunmasına adadığını" ifade etti. Bush yönetimi, Alaska'daki petrol ve doğal gaz aramalarını engellememek için kutup ayılarına koruma bölgesi oluşturtmamıştı. Kararı memnuniyetle karşılayan çevreci örgüt Sierra Club, ABD'nin kararını, kutup ayılarını koruma yönünde atılmış "çok önemli bir ilk adım" olarak niteledi. Örgütün başkanı Carl Pope, yayımladığı yazılı açıklamada, "Küresel ısınma ve denizde petrol aramalarının yarattığı tehlikelere karşı mücadele etmemiz gerekiyor" dedi. Kutup ayıları için oluşturulacak bölgenin yüz ölçümü 520 bin kilometre kare olacak ve Alaska sahiline yakın bir dizi adayı, Kutup bölgesindeki buzulları ve Alaska sahili boyunca uzanan toprakları ve nehirleri içine alacak. 611484 Çeçenistan Çeçenistan Devlet Başkanı Kadirov'a yönelik bir suikast girişiminin engellendiği bildirildi. Çeçenistan İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Rus güvenlik güçlerinden bir keskin nişancının, Kadirov'un bugün Grozni'de ziyaret edeceği inşaat alanına doğru hızla ilerleyen aracın içindeki sürücüyü vurarak, öldürdüğü belirtildi. Açıklamada, Kadirov'un bu sırada olay yerinde olmadığı, araçta teller bağlı bir kutunun bulunduğu kaydedildi. Rus İnterfaks ajansı da yerel polise dayandırdığı haberinde, aracın içinde plastik patlayıcıların bulunduğu bildirdi. 609757 Fenerbahçe'den bir ilk! UEFA Avrupa Ligi (H) Grubu'ndaki 3. maçında Romanya'nın Steaua Bükreş takımını deplasmanda 1-0 yenen Fenerbahçe, grupta puanını 6'ya çıkardı. Grupta 3. maçta 2. galibiyetini alan sarı-lacivertliler, puanla liderliğe yükselirken, gruptan çıkmak için de avantajlı duruma geldi. -2 GALİBİYET DE DEPLASMANDA- UEFA Avrupa Ligi'nde ilk maçta sahasında Hollanda'nın FC Twente Enschede takımına 2-1 yenilen Fenerbahçe, bu maçtan sonra yaptığı deplasman maçını da kazandı. Grupta deplasmanda Moldova'dan FC Sheriff Tiraspol'u 1-0 yenen sarı-lacivertliler, bu akşam da Steaua Bükreş'i deplasmanda aynı skorla yenerek, galibiyetini de deplasmanda elde etti. -KAZIM, 5. GOLÜNÜ ATTI- Semih'in sakatlanmasıyla maça tek forvet olarak çıkan Kazım, bu sezon resmi maçlarda 5. golünü attı. Turkcell Süper Lig'de gol atan Kazım, UEFA Avrupa Ligi play-off turu ilk maçında İsviçre'de FC Sion'a attığı golden sonra bu akşam da Steaua Bükreş maçında fileleri havalandırarak, gol sayısını 5'e çıkardı. -STEAUA BÜKREŞ'İ YENEN İLK TÜRK TAKIMI OLDU- Steaua Bükreş, daha önce Türk takımlarıyla yaptığı maçta da yenilmemişti. Rakibiyle daha önce 1997-1998 sezonunda UEFA Kupası'da karşılaşan ve deplasmanda 0-0 berabere kalıp, sahasında 2-1 yenilen sarı-lacivertliler, Steaua Bükreş'i deplasmanda yenmeyi başardı. Steaua Bükreş'in Türk takımlarıyla yaptığı maçlar ve sonuçları şöyle: Maç Sezon Kupa Sonuçlar Galatasaray: Galatasaray-Steaua Bükreş 1988-89 ŞKK 0-4(D), 1-1 Galatasaray-Steaua Bükreş 2008-09 ŞLE 2-2, 0-1(D) Fenerbahçe: Fenerbahçe-Steaua Bükreş 1997-98 UEFA 0-0(D), 1-2 Fenerbahçe-Steaua Bükreş 2009-2010 UEFA Avr. Ligi 1-0(D) Beşiktaş: Beşiktaş-Steaua Bükreş 2004-05 UEFA 1-2(D) Not: ŞKK (Şampiyon Kulüpler Kupası), KGK (Kupa Galipleri Kupası), ŞLE (Şampiyonlar Ligi Eleme) Diğer Spor Haberleri 610599 Rıza terapisi nedir. nasıl yapılır? Seher Kadıoğlu'nun röportajı   (Dünden devam) Kişisel Gelişim Uzmanı Dr. Zülfikar Özkan, asık suratlılığın tedaviye muhtaç bir hal olduğunu belirtiyor ve insanların kendilerini mutlu etmenin yollarını açıklamayı sürdürüyor. Bolluk ve Kıtlık Bilinci Olumsuz duygular paranın kişiye gelmesini nasıl engelleyebilir?  Para canlısı birinin yüzü asık olur, beden dili olumsuz mesajlar verir; ağız kenarı aşağı doğru kıvrılır, gülümseyemez. İnsanları çevresinden kaçırır, insanların kaçması az kazanma sonucunu getirir. Ürettiği malı satacak kimse bulamaz. Hz. Musa Mısır’dan çıkmak için adamlarına öncülük etmektedir. Hz. Musa ve yardımcıları susuz kalırlar. Onların adına konuşması için Hz. Musa’ya yalvarırlar. Hz. Musa sakin bir şekilde yağmur duası etmelerini ister. Musa ve beraberindekiler yağmur dualarını ederler ama yağmur yağmaz. Dualarımız işe yaramadı derler. Musa “Hendekler nerede” diye cevap verir. “Allah’(c.c)ın gerçekten yağmur yağdıracağına inansaydınız hendekleri kazardınız”. Bunun gibi para kazanmak isteyen, para kazanmak için kendisini hazır etmelidir. Yoksulluk zihinsel bir durumdur.  > Bolluk ve kıtlık göreceli midir? Yokluk içinde “Her şeyim var zenginim” deyince ne değişebilir? Bolluk bilinci dediğimiz, evrende kendisine yetecek kadar malın olacağına dair olan inançtır Kıtlık ise aç kalacağına dair inançtır. Bolluk ve kıtlıkta esas olan maddiyatın azlığı ya da fazlalığı değildir. Bu bilinçtir, bakış açısıdır. İnsan günde lirayla yetinirse hayat ona 10 lira kazandıracağı şartları verir.  Başarı, zenginlik ve bolluk zihne aittir.  İnsan bilinçaltına ektiğini hayatında biçer. Eğer aç kalacağım diye korkuyorsanız, açlık çekersiniz. Kartallar güvercinlerle birlikte uçmaz yani üstün bir insan olmak istiyorsak, erdemli insanlarla arkadaşlık yapmalıyız. Aç gözlü, para biriktiren, bencil insanlarla birlikte olduğunuzda onları kendinize çekersiniz. Çekim yasasına göre kartalla güvercin birbirlerini çekmez, iter.  Bolluk bilincinde olan insanla kıtlık bilincinde olan insan birbirini iter. Zenginlik duygusu zenginliği oluşturur. Zenginlik bir bilinç boyutudur; bilinç altının fonksiyonlarının nasıl işlediğini bilen kişi asla ekonomik çalkantılardan da rahatsızlık duymaz. Bolluk bilinci ruh zenginliğidir. İnsan aldıklarından değil verdiklerinden manevi bir haz duyar. Bolluk bilincine sahip insan, hep karşısındakinde iyiyi arar. Gönlü boldur; olumlu yönleriyle, ruhsal olgunluğuyla  insanları kendine çeker. Çevresindekilere, dünyaya para kazanma amaçlı gelinmediğini hatırlatır. Kitapları Konuşun “Sağlıklı bir iletişim için önce kendimizi eğitmemiz gerekiyor” diyorsunuz. Kendimizi nasıl eğitelim? Kendimizi geliştirmenin, başkalarıyla barışık yaşamanın fazla bir kestirme yolu yok. Mutlaka kitap okumamız gerekir. Kendini geliştirme, iletişim konusunda yazılmış birçok kitap bulunuyor;  sanıldığı gibi pahalı değil. Okumadan gelişme olmaz. Günde en az bir saat dikkatli bir şekilde okumalı, okuduklarımızı da başkalarıyla tartışmalıyız. Kitap üzerine konuşulmazsa aklımızda yüzde on kalıyor.  Vaktimizi, dedikodu, malâyani sözlerle geçireceğimize okuduklarımız üzerine konuşarak doldurmalıyız. Kişisel Gelişimden Ne Anlarız? Kişisel gelişim kitaplarına ilgi arttı. Kişisel gelişim size ne ifade ediyor? Kişisel gelişim insanın bulunduğu noktadan daha üst bir noktaya gelmesidir. Benim kişisel gelişimden anladığım Kuran-ı Kerim’in emri doğrultusunda insanın tekâmülüdür. Kâmil bir insan olmak, bilge insan olma yolunda mesafe almaktır; hedef bu doğrultuda olmayıp da mesela para kazandırma konusunda bir motivasyonsa, kişisel gelişime bir katkı sağlamaz. Bilgiyle birlikte bilgeleşmek, ancak insanı ileriye taşır. Bu tür kitapların yanlış yönlendirmesi söz konusu olabilir mi? Kişisel gelişim kitaplarını okuyan herkes bir şekilde fayda sağlar; az ama çok “Gelişmeyin, okumayın” diyen bir kişisel gelişim kitabı olmaz. Gereğinden fazla özgüven pompalayan bir  kitap belki okuyucuda yanlış izlenim uyandırabilir. Ama da ne kadar etkileyebilir? Faydalı bir kişisel gelişim kitabı kişiyi, manevi anlamda daha üst bir noktaya taşır; az öfkelenmesi, duygusal zekasını geliştirmesi yönünde teşvik eder. Kişisel gelişim kitapları iyiliği yaymaya çalışır, olumlu bakış kazandırır, güzel söz söylemeyi tavsiye eder. Kimler İyi Anlaşır? > “Uyum sağlamak bir dansa benzer” diyorsunuz.  Bu dansı açar mısınız? Az önce söylemiştik İnsanlar kendine benzeyen insanlardan hoşlanır. Birbirine benzeyen insanlara bakarsınız, çayı aynı şekilde yudumlarlar, el kol hareketleri, konuşma tarzları birbirlerini andırır. Vücut dilleri ayni olunca düşünceler de aynı şekilde olur. Şimdi biz bunlardan yola çıkarak diyebiliriz ki “Benzer duygulara sahip olmak için bedeninizi başkalarına benzetin. Mevlâna diyor ki “Aynı fikirleri paylaşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar iyi anlaşırlar” Aynı duyguları paylaşmak istediğiniz   kişiyle ses tonunuz farklı olmamalı..Beden dili benzeyince hissiyat da benzer; uyum sağlanır. Uyum ise esnekliktir hayatın gücüdür. Felaketi Çağırıyor muyuz? > “Negatif düşünürsek felaketi çağırırız” diyorsunuz, Muhsin Yazıcıoğlu’ nun  “Üşüyorum” Şiiri geliyor akla. Kitabınızı okumadan önce “Sanki bilmiş de yazmış” diyordum. Şimdi “Çağırmış mı acaba”?  diye düşünüyorum Daha önce söylediğim gibi çekim yasasına göre neye dikkatimizi verirsek onu çağırırız.Yok etmek için bile kötülüklerle   haşır neşirsek, onları yok edemiyoruz; çoğaltıyoruz. Olumsuzu kötülükleri istenmeyeni değil olumluyu düşünelim ki onu çoğaltalım. Çağın Çelişkisi İletişim çağını idrak ediyoruz; en büyük iletişim aracımız bilgisayar, insanları karşısına köle etti. İnsan sosyal bir varlıktır ancak toplum içerisinde büyüyüp beslenip gelişebilir. İnsanların  dokunuşuna gülüşüne sesine, sıcaklığına ihtiyacımız var. Bilgisayar ne yapıyor? İnsanlardan koparıyor, makinenin karşısına oturtuyor, sosyalleşemiyorsunuz,  başkalarına ulaşamıyorsunuz. İnsanlar konferanslara katılsınlar, cemaatin, toplumun içerisine girsinler ki sosyalleşsinler; birbirlerinin derdine ortak olabilsinler. Bazı insanlara içimiz ısınır. Kalp köprüsü kurduğumuz için mi? Evet kalp köprüsü kurduğumuz insanlarla bin yıllık dost gibi kaynaşır sohbet edersiniz, dost olursunuz.   Dostumuz kimdir? Bir insan sizdeki en güçlü yönü ortaya çıkarıyorsa gerçek dosttur; size keyif verir. Bazı insan da kabul edemeyeceğiniz, kendinizin bile yüzleşemediği bir noktayı devamlı karıştırır; su yüzüne çıkartmaya çalışır; toplum karşısında mahcup eder. İnsan gençliğinde yaptığı bir hatayı hatırlayınca kendisi utanır. Böylesi karşısındakini sürekli üzüntüye sevk eder. Demek ki bizdeki en iyiyi ortaya çıkaranlarla kalp köprüsü kurabiliriz; onlar gerçek dostlardır. Aksi İnsan Tedaviye Muhtaçtır  Aksi insanları tanımlarken “Çoğu akıl hastasıdır” sert bir ifade değil mi? İnsanların yüzde onu yaklaşık olarak psikolojik olarak bozuktur; patolojik tipler diyoruz, hastanede tedavi edilmeliler. Psikiyatri kliniğinde ilaç ve psikoterapi tedavisi görmelidirler. Bunları değiştireceğim diye uğraşırsın değiştiremezsin; çünkü çocukluklarında kadar kötü yetişmişlerdir, ezilmişlerdir ki sizi dinleyecek durumları yoktur, işitmezler, anlamazlar. Enerji ve zamanı onlarla tüketmeğe değmez.  Başarı  ve Rekabet “Başarılı insanlar rekabet etmezler” demişsiniz. Rekabet, ben herkesten üstün olacağım duygusu, hırs, nefsin işidir. Motivasyoncular “Kendinizi geçeceksiniz” derler ya biz buna tekâmül” diyoruz. Geçen seneden daha çok kitap okumuşsanız, kendinizden bir adım daha ileri gitmişsiniz demektir. Esas gelişme budur. Kendinizi kutlayabilirsiniz; yoksa, sizin şartlarınız başka benim şartlarım başka. Sizinle nasıl yarışabiliriz? Rekabet egonun emrine girmektir bir bakıma.  > Rekabetten uzak mı duralım? Tatlı rekabet yapabilirsin,  kendini arkadaşınla ölçebilirsin. Ölçemediğin şey güç değildir. Rıza Terapisi Problem çözme aşamasında sorun yerine çözüme odaklanmanın önemini anlatır mısınız? Zamanımızın enerjimizin yüzde seksenini çözüm üzerinde harcamak, yüzde yirmisini probleme harcamak akılcı olur. Çözüme yoğunlaşınca rahatlarız, problemleri düşünen, sorunun bir parçası oluyor; sorunu büyütüyor. Çözümün bir parçası olmamız için çözüme yoğunlaşmalıyız. Ayrıca  duygularımızı, problemlerimizi  optimal düşünen insanlara açmalıyız. Luzumsuz adamlara kendi iç dünyanı anlattığın zaman doğru davranış reçetesi alamazsın.  Çözüme odaklandık. Yine de problem devam ediyorsa?  Rıza terapisi öneririm. Rıza terapisi, değiştiremediğimiz şeyi kabullenmek, sabretmektir. “Değiştirebileceklerim için güç, değiştiremeyeceklerim için sabır ver Allah’ım” diye dua edelim. İkisi arasındaki farkı anlayabilmek için de bilgelik isteyelim. Bu dünyada her şey bizim istediğimiz gibi olmaz.  Katılımcı  Pozisyon İzleyici Pozisyon “Bir de katılımcı izleyici pozisyon izleyici pozisyon bahsi”ni konuşabilir miyiz? > Bir olaya üzülüyorsanız, seyirci pozisyonunda kalın yani olaya üçüncü bir kişiymiş gibi yaklaşın. Geriye yaslanın, sanki bir film izliyormuşçasına, sanki bizim hayatımız değil de başkasının hayatını izliyormuş gibi dışarıda kalın. Rahatlayın bu seyirci pozisyonudur. Olayın içine girmeyerek duygu vermeyerek, bana yapılmamış gibi olayı seyrederseniz; gücünüz tükenmez; objektif, mantıklı bir bakış açısı sağlayabilirsiniz. Başınıza gelen olay, sevinçli bir olay ise katılabilirsiniz bu sevince; katılımcı pozisyona geçebilirsiniz. Bilge insanlar nerede katılımcı nerede seyirci olacaklarını bilirler.  > Siz en bunalımlı anınızda ne yaparsınız? Kitap okurum yürüyüşe çıkarım;  çok sevdiğim bir arkadaşa telefon açarım, arkadaşla beraber çay içmeye gideriz, sohbet ederiz Yani Kalp köprüsü kurarak mı rahatlarsınız? Evet, bunun için de yedekte dostlarımız beklemeli; en azından üç samimi arkadaşınız olmalı ki stresi çözebilesiniz. (Haber 7) 610549 Gümüşhane’de kaza: ölü, yaralı SON DAKİKA güncellenme zamanı 12.02 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda ’de kaza: ölü, yaralıHayati YALÇIN/TORUL (Gümüşhane), (DHA) ’nin Torul İlçesi'nde merkezine ait minibüs 200 metrelik uçuruma yuvarlandı. Kazada kişi öldü, kişi yaralandı. Gümüşhane’de özel bir rehabilitasyon merkezine ait 27 yaşındaki Bayram Köprülü yönetimindeki 29 AF 328 plakalı minibüs, Torul İlçesi Kirazlık köyü Armutlu Mahallesi’nden öğrencileri aldıktan sonra geri dönerken, belirlenemeyen bir nedenle yaklaşık 200 metrelik uçuruma yuvarlandı. Saat 08.20’de meydana gelen kazada 50 yaşındaki ve 45 yaşındaki Hatun Mutlu olay yerinde, sürücü Bayram Köprülü ise Gümüşhane Devlet Hastanesi’nde hayatını yaşamını yitirdi. Kazada yaralanan rehabilitasyon merkezi öğrencilerinden 16 yaşındaki Tayfun Mutlu ile 25 yaşındaki Pınar Erdoğan ise Gümüşhane Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Tayfun Mutlu’nun kazada can veren Hatun Mutlu’nun oğlu, Pınar Erdoğan’ın ise yaşamını yitiren Ahmet Erdoğan’ın kızı olduğu öğrenildi. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. 610504 Cimbom galibiyeti unuttu SON DAKİKA güncellenme zamanı 11.36 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Cimbom galibiyeti unuttu ’de ile 25 Ekim Pazar günü derbi maça çıkacak ’de 10 yıldır galip gelemiyor. Galatasaray, derbi maçın yapılacağı Fenerbahçe ’nda ezeli rakibi karşısında son galibiyetini 1999 yılında aldı. 22 Aralık 1999 tarihinde yapılan lig maçını 2-1 kazanan Galatasaray, ezeli rakibiyle daha sonra Kadıköy’de oynadığı 3’ü 9’u da lig olmak üzere 12 resmi maçta galibiyete ulaşamadı. Galatasaray, bu süre içinde Kadıköy’deki beraberliklerini Türkiye Kupası maçlarında alırken, deplasmandaki son lig maçından ise boynu bükük ayrıldı. Ezeli rakipler arasında Kadıköy’deki son 12 maçtan 10’unu Fenerbahçe kazanırken, 2’si berabere sonuçlandı. Fenerbahçe’nin son 12 maçtaki 30 golüne, Galatasaray sadece golle yanıt verebildi. KADIKÖY’DE 46. RANDEVU Ezeli rakipler, pazar günü Kadıköy’de 46. kez karşı karşıya gelecek. Fenerbahçe Stadı’nın yeniden hizmete girdiği 1982 yılından itibaren taraflar Kadıköy’de 26’sı lig, 9’u Kupası, 7’si Türkiye Kupası, 2’si Donanma Kupası, 1’i de Vakfı yararına özel olmak üzere 45 maç yaptı. Geride kalan maçlarda sarı-lacivertliler 24, sarı-kırmızılılar ise galibiyet alırken, 12 maçta eşitlik bozulmadı. Kadıköy’de Fenerbahçe’nin attığı toplam 96 gole, Galatasaray 59 golle karşılık verdi. Öte yandan, iki takım arasında Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda yapılan toplam 25 lig maçından 18’ini Fenerbahçe, 5’ini Galatasaray kazanırken, maç da berabere sonuçlandı. Kadıköy’deki lig maçlarında Fenerbahçe 59, Galatasaray ise 27 gol attı. FENERBAHÇE SADECE MAÇTA GOL ATAMADI Fenerbahçe, Galatasaray ile Kadıköy’de yaptığı maçların sadece birinde gol atamamdı. Sarı-lacivertliler, ezeli rakiplerine geride kalan 45 maçın 44’ünde Kadıköy’de en az gol atarken, kez 5’er, kez de gol kaydetti. Galatasaray ise Fenerbahçe ile rakip sahada yaptığı 45 maçın 34’ünde gol attı, 11’inde suskun kaldı. Sarı-kırmızılı ekip, deplasmanda kez 4’er gol atma başarısını gösterdi. 45 MAÇIN 44’Ü GOLSÜZ BİTMEDİ Ezeli rakiplerin arasında Kadıköy’de yapılan maçların sadece biri golsüz bitti. İki takım arasında Kadıköy’de geride kalan 45 maçtan 44’ünde 0-0’lık sonuca rastlanmadı, sadece Şubat 2008’deki Türkiye Kupası maçı golsüz sonuçlandı. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. Süper Hızlı Gönderi. 611212 Olmert, ABD’de yine protesto edildi: Savaş suçlusu SON DAKİKA güncellenme zamanı 17.47 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Olmert, ’de yine edildi: Savaş suçlusu ’in eski Başbakanı ’de konuşma yaptığı  sırada edildi.  Halen ABD’de bulunan ve konferanslar veren Olmert’in, San Fransisco’da dün bir oteldeki konuşması, kadınlı erkekli protestocular tarafından sık sık kesildi ve kendisine “savaş suçlusu, katil” diye bağırıldı.  İsrail basınına göre, Olmert, konuşması sırasında bazı protestoculardan tepki gördü. Protestoculardan biri, Olmert’e, “Sen bir savaş suçlususun. San Francisco, burada bir savaş suçlusu bulunmasından utanmalıdır” diye bağırırken, olayı görüntüleyenler tarafından Yahudi olduğu belirtilen bir genç kadın da “Benim adıma daha fazla soykırıma hayır” diye bağırdı.  Bir başka kadının ise kırmızıya boyanmış ellerini havaya kaldırıp protestoya katıldığı belirtildi. Salondakilerden yaklaşık 20 kişinin Olmert’i protesto edip bağırdığı, güvenlik görevlilerinin ise bazı protestocuları zor kullanarak salon dışına çıkardıkları ifade edildi.  Protesto eylemi, Olmert’in konuşmasını yapacağı salona kameraların girmesine izin verilmemesi nedeniyle protestoculardan biri tarafından cep telefonuna kaydedildi. Görüntülerin sonunda, “savaş suçlusu yargılanana kadar her konuşmasını protesto edeceğiz” ifadesine yer verildi. İKİNCİ KEZ PROTESTO EDİLDİBu, İsrail’in ’ne bu yılın başında düzenlediği “dökme kurşun” operasyonu sırasında görevinde bulunan Olmert’in, ABD’deki temasları sırasında karşı karşıya kaldığı ikinci protesto eylemi oldu. Bir hafta önce de Olmert, Chicago Üniversitesi’nde yaptığı konuşma sırasında benzer şekilde protesto edilmişti. Yüksek kontrastlı ekran. Süper Hızlı Gönderi Ve Kargo Bedava. 609848 Galatasaray ve Fenerbahçe Bükreş'i dize getirdi 610904 İspanya, AB'nin işsizlik şampiyonu 611536 Taksiciye gasp girişimi 610593 Alman basını: Maçın salatalığı Rüştü SON DAKİKA güncellenme zamanı 12.46 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Alman basını: Maçın salatalığı Rüştü 'da 'spox.com' adlı internet sitesi için “maçın salatalığı” ifadesi kullandı. 'te yer alan habere göre, sitedeki yorumda, “36 yaşındaki kaleci hiç değişmemiş. Rüştü, yan toplarda güvensiz. Ceza alanına gelen her iki ortadan birinde ya yanlış yer tuttu ya da topu ıskaladı. Böyle bir kaleci ile ’ın lig şampiyonluğu ve Kupasını kazanmış olması çok şaşırtıcı” denildi. Alman medyası yorumcusu “Hem Wolfsburg, hem de Beşiktaş atak oynamadı. Seyircileri uyuttular.” Sport-: “Beşiktaş defans oyuncusuyla betondan bir duvar ördü.” “Fink ve Ernst’in barutu yoktu. Beşiktaş’ın iki yıldızı varlık gösteremedi.” İtalyan medyası La Gazzetta dello Sport: “, Grafite’ye adım attırmayıp sinirlendirdi ve görmesine neden oldu.” Corriere dello Sport: “Wolfsburg Beşiktaş duvarına tosladı. İtalyan hakem Nihat’ın indirilişine çalmadı.” SKY TV: “Beşiktaş, Rosetti’nin vermediği penaltıyla belki de galibiyeti kaçırmasına karşın tek puanla grupta tekrar potaya girdi” dedi. Türkiye İçi Kargo Bedava Avantajıyla. Süper Hızlı Gönderi. 609776 Amsterdam'da işlettiği kreşte öldürülen Arzu Erbaş'ın babası Mustafa Erbaş, katillerin yakalanmamasına tepkili Baba Mustafa Erbaş Başkent Amsterdam'da kızının işyeri Moeders Schoot (Ana Kucağı) kreş salonunda yaptığı açıklamada, yargı aşamasında olan davada kızı Arzu Erbaş hakkında gelişi güzel bazı basın ve yayın organlarında yer alan habervari açıklamaların mesnetsiz olduğunu ve asılsız iddiaların takipçisi olduğunu söyledi. Mustafa Erbaş mahkeme sonuçlanmadan bazı basın organlarında çıkan haberler ile ilgili dava açacağını açıkladı. Erbaş "10 Ağustos 2009 tarihinde Amsterdam'da bulunan işyerinin önünde saldırı sonucu hayatını kaybeden kızım Arzu Erbaş Çakmakçı ile ilgili katil zanlısı olarak yakalanan halen tutuklu bulunan kişiye yardım ettiği gerekçesi ile göz altına alınan bayanla ilgili medyada çıkan haberlerin ve açıklamaları talihsiz açıklamalar ve öldürülmüş bir insana karşı yapılan saygısızlık olarak değerlendiriyoruz. Bunun kanıtı olarak gözaltına alınan bayanın serbest bırakılmasıdır. Tüm gelişmeleri yakinen takip etmekteyiz. Mahkeme sonucunu beklemekteyiz. Yargı kararı kesinleşinceye kadar asılsız haber verenler, yorumda bulunanlar hakkında ki haklarımızı yüksek seviyede uluslararası hukuk ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine götürmekten kimsenin kuşkusu olmamalı. Amsterdam polisinin çalışmalarını titizlikle yapacağından emin olmak istiyoruz. Yargının vereceği karar hem Arzu'nun ruhunu rahatlatacak ve sevenlerini sevindirecektir." 33 yaşında ki Arzu Erbaş Çakmakçı Başkent Amsterdam'da ki Geuzenveld-Slotermeer semtimdeki 10 Ağustos 2009 tarihinde sahibi olduğu Moeders Schoot (Ana Kucağı) kreşi park yerinde 12 bıçak darbesi ile öldürülmüştü. Bir hafta süre ile kapalı kalan kreş Amsterdam Geuzenveld-Slotermeer Belediye Başkanı Robin de Bood'un gayretleri doğrultusunda 17 Ağustos 2009 tarihinde tekrar açılmıştı. 300 kadar Hollandalı ve Türk bayan cinayetin ardından sessiz bir yürüyüş yapmıştı. Moeders Schoot (Ana Kucağı) Kreşi sahibi Arzu Erbaş Çakmakçı cinayetiyle ilgili olarak bir kadının tutuklandığı açıklanmıştı. Başkent Amsterdam'da ikamet ettiği bildirilen 31 yaşındaki kadının, katil zanlısı olarak tutuklu bulunan 41 yaşındaki Nevzat K.'yı cinayete azmettirmek suçundan yakalandığı belirtilmişti. Konu ile ilgili polis yetkilileri detaylı bilgi vermedi. Zanlı bayan bir hafta sorgulanmasının ardından delil yetersizliğinden serbest bırakılmıştı. (CİHAN) 610031 Erdoğan: Şark kurnazlığı yapmayın Erdoğan: Şark kurnazlığı yapmayın güncellenme zamanı 23.10.2009Erdoğanhaberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Başbakan Kuzey ’tan gelen ’lıların dönüşünü şova dönüştüren ’yi, “Yapılan şark kurnazlığıdır, kışkırtmadır, tahriktir, ülkenin hissiyatına, ülkenin hassasiyetlerine saygısızlıktır. Bu tutarsız, gayri samimi tavırlardan derhal vazgeçilmesi lazım” diye uyardı Erdoğan, dün katıldığı Kursiyerleri Sertifika Töreni’nde şu noktalar üzerinde durdu: KURNAZLIKTAN VAZGEÇİN: Yapılan şark kurnazlığıdır, yapılan kışkırtmadır, tahriktir, ülkenin hissiyatına, ülkenin hassasiyetlerine saygısızlıktır. Sürecin başarıya ulaşmasını arzuladıklarını mademki  söylüyorlar mademki söylüyoruz ama aynı zamanda Habur’da, ’da tam tersi bir tavır görüyoruz. Bunlar samimi tavırlar, davranışlar değil. Bu tutarsız, gayri samimi tavırlardan derhal vazgeçilmesi lazım. MİLLETTEN RİCA: Aziz milletimden de rica ediyorum; lütfen bu geri dönüşleri, sorumsuz davranışlar sergileyen çeşitli şovları asla kendiniz için ölçü olarak telakki etmeyin. 609800 KART HATALARI Metin Tokat KART HATALARI 23 Ekim Cuma 2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle! İsveçli hakem Ingvarsson sık düdük çalmayarak oyuna tempo kazandırma gayreti içerisinde az daha karşılaşmayı kontrolünden kaçırıyordu. ’ın oynamaya çalışan oyun anlayışını sert müdahalelerle engelleyen Dinamo Bükreşli futbolcuların taktiksel faullerini çözemedi. Bilhassa Kewell’a üst üste yapılan faullerden sonra kartını kullanmaması Galatasaraylı futbolcuları sinirlendirdi. Keita’nın attığı golün ofsayt gerekçesiyle sayılmaması haklıydı. Ceza alanı içinde Tamaş’ın kafayla uzaklaştırmaya çalıştığı topun koluna çarpması sonrası devam kararı yerindeydi. Aydın’ı ceza alanı içinde kontrolsüz şekilde çelme takarak düşüren Diabate’nin hareketine verdiği kararı doğruydu ancak sarı kartını da çıkarmalıydı. Farklı skor maçın tansiyonunu düşürdüğü için İsveçli hakemlerin kararları göze batmadı. Ağır görüntüsü, pozisyonlara uzak kalması, faul ve kart uygulamalarındaki tutarsız kararlarıyla Ingvarsson başarılı değildi. KIRMIZIDAN KURTULDU Yavaş tempoda oynanan maçın ilk yarısında İskoç hakem Douglas McDonald, gösterdiği sarı kartla karşılaşmayı kontrolü altına almaya çalıştı. Bicfalvi’nin, Emre’ye arkadan kayarak yaptığı kontrolsüz hareketin ardından pozisyonu avantaja bırakması, oyun durduğunda ise sarı kartını çıkarması doğru bir karardı. Lugano ile Golanski’ye rakiplerine yaptıkları hareketler sonrasında gösterdiği sarı kartlar yerindeydi. İskoç hakem uzatma dakikalarında Kazım’a, yardımcı hakeminin uyarısıyla topsuz alanda rakibine yaptığı hareket nedeniyle gösterdi. Oyun genelinde iki takım için de faul kararlarında tutarlıydı. Steaua’lu oyuncuların ve seyircilerin itirazlarından etkilenmedi. 76. dakikada ceza alanı yayında rakibini çelme takarak düşüren Lugano’ya ikinci sarıdan kırmızı kartını gösteremedi. İskoç hakem Douglas ilk yarıdaki kart standardını ikinci devre aynı şekilde uygulayamamasına rağmen pozisyonları yakından izlemesi, yardımcı hakemleri ile uyumu ve otoriter tarzı ile geçen not aldı. (124 yazı) Copyright 2009 Milliyet Kampanya Sözleşmesi Milliyet Birinci Sayfa 611519 Akhisar Bld. hazır 610630 "Yaşananların kabul edilmesi mümkün değil" Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler, Genelkurmay Başkanlığı karargahındaki basın bilgilendirme toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Basın mensuplarının terör örgütü mensuplarının teslim olması sırasında yaşanan görüntülerle ilgili soruları üzerine Tümgeneral Güler, terörle mücadelenin uzun soluklu, dinamik, karmaşık ve süreklilik gerektiren bir süreç olduğunu belirtti. Güvenlik kuvvetlerinin bölücü terör örgütüyle mücadele ettiğine dikkati çeken Tümgeneral Güler, bölücü terör örgütüne katılımların önlenmesi ve örgütten kopmaların sağlanmasının terörle mücadelenin temel esaslarından olduğunu ifade etti. Tümgeneral Güler, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ancak 19 Ekim günü ve müteakip günlerde yaşanan olayların hiç bir şekilde kabul edilmesi mümkün değildir. 25 Ağustos 2009 günü ifade ettiğimiz gibi ülkeyi kutuplaşmaya, ayrışmaya ve çatışma ortamına çekebilecek tutum ve davranışlardan kaçınılmalıdır. Demokrasiler savunmasız rejimler değildir. Gelişmeler terörle mücadeledeki azim ve kararlılığımızı etkileyemez.''   Gürak soruları yanıtladı Mardin'deki Bilge köyü katliamı sonrasında, dönemde Mardin İl Jandarma Komutanı olarak görev yapan Jandarma Kurmay Albay Alaaddin Katı'nın görevden alındığına ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, konuyla ilgili Jandarma Genel Komutanlığının bir açıklama yaptığını belirtti. Tuğgeneral Gürak, açıklamada, Kurmay Albay Katı'nın, iki yıllık sıralı hizmet garnizon süresini tamamlaması nedeniyle 21 Mayıs 2009 tarihinde yayımlanan genel atama emriyle Ankara Garnizonuna atamasının yapıldığının ve söz konusu atamanın Mardin Bilge köyünde meydana gelen ''üzücü olay'' ile ilgisinin bulunmadığının ifade edildiğini kaydetti. İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere'de bulunan Türk pilotların Berlin'in bombalanmasında yer aldığına ilişkin iddiaların anımsatılması üzerine Tuğgeneral Gürak, söz konusu pilotların dönemde eğitim görmek üzere İngiltere'de olduğunu ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın internet sayfasında da detaylı bilgilerin bulunduğunu söyledi. Pilotlardan birinin İngiltere hava sahasında silahsız eğitim uçağıyla uçuşu esnasında Alman uçağının saldırısı sonucu, diğer bazı pilotların çeşitli kazalarda, bir kısmının eğitim sırasındaki kazalar sonucu şehit olduğunu belirten Tuğgeneral Gürak, şöyle devam etti: ''İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere'de eğitim alan pilotlarımız, Türkiye'nin tarafsızlığını ilan etmiş olması nedeniyle hiçbir şekilde aktif hava savaşlarında ve bombardıman uçuşlarında görev almamıştır. Söylendiği gibi Almanya'yı bombalarken şehit olan kimsenin mezarı İngiltere'deki şehitlikte yoktur.'' Türkiye ile Suriye arasında yapılan ve yapılması planlanan tatbikatlarla ilgili bir soru üzerine Tuğgeneral Gürak, 2009 yılı içerisinde Türkiye-Suriye Sınır Birlikleri Değişim Tatbikatı'nın 27-29 Nisan 2009 tarihleri arasında yapıldığını hatırlatarak, iki ülke kara kuvvetleri arasında ilk kez gerçekleştirilen bu tatbikata, Türkiye ve Suriye'den yaklaşık 40 kişilik birer hudut takımının katıldığını ifade etti. Bir diğer tatbikatın Türkiye-Suriye Birleşik Doğal Afetler Arama Kurtarma Tatbikatı olduğunu dile getiren Tuğgeneral Gürak, 5-9 Ekim 2009 tarihleri arasında Türkiye'nin ev sahipliğinde Ankara'da yapıldığını kaydetti. İki ülke doğal afet arama kurtarma unsurları arasında ilk kez gerçekleştirilen bu tatbikata, Türkiye ve Suriye'den ila kişiden oluşan ikişer DAK timinin katıldığına dikkati çeken Tuğgeneral Gürak, ''Görüldüğü gibi Suriye ile yapılan tatbikatlar küçük çaplı tatbikatlardır.  2010-2011 yılı tatbikat esasları üzerinde çalışmalar devam etmektedir'' diye konuştu. Teslim olan erkek terör örgütü PKK üyelerinin askerlik durumu ile ilgili bir işlem yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine Tuğgeneral Gürak, Milli Savunma Bakanlığı Askeralma Dairesi Başkanlığı tarafından gerekli incelemenin yapılacağını söyledi. Sigara kaçakçılığı suçlaması dolayısıyla tutuklanan Albay Çetin Çelik hakkındaki soruyu yanıtlayan Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu, Albay Çelik ile ilgili soruşturmanın İstanbul Büyükçekmece Savcılığı tarafından sürdürüldüğünü belirtti. Çubuklu, ''Bizim açımızdan da Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma işlemi başlatılmış olup bugünlerde işlemleri tamamlanmak üzeredir'' dedi. 23 Ekim 2009 türkiye nin Savunma bakani var..o bakanlik neden cikip aciklama yapmiyorki??...yoksa TR de gizlice askeri darbe yapildida haberimiz mi yok!!??..yoksa askerler sunumu söylemek istiyorlar: acilimi biz deskliyoruz, yani kontrol elimizde, yüzden TR halki sinirinize hakim olun, hersey düzelecek mi demek istiyorlar!??....o zaman TR halkina su sözü yapin: savas bitdi,askerlik kisaltilacak mücdesi yapin lütfen!! (kadir tuna) DTP yapmis oldugu bölücülük yüzünden anayasa mahkemesi tarafindan karar vermiyor,karari akp nin de yardimi ile geciktiriyor,anayasa mahkemesi siyasilesti,bunuda HASIM KILIC AKEPE yi kurtardi simdide DTP yi bu zamana getirdi akp nin marifetiyle,bunlar zincirleme olaylar bir birini takip edip AB)D nin kuklasi durumundadir bugünkü iktidar;obama TBMM de emir verdi yapilacaklari.NOT:bir ülkede 30 bin kisinin ölümünden sorumlu PKK serbest kalamaz,kalirsa terör serbest olur;Terör serbest olusa ülke diye birsey olmaz. (METİN AY) 611441 Masum Türker: Devlete güveniyorlarsa, ellerinde Türk Bayrağıyla gelirler, PKK üniformasıyla gelmezler SON DAKİKA güncellenme zamanı 21.21 23.10.2009haberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Devlete güveniyorlarsa, ellerinde Türk Bayrağıyla gelirler, üniformasıyla gelmezlerSaadet KEFAL/ESKİŞEHİR, (DHA)DEMOKRATİK Sol Parti (DSP) Genel Başkanı 'ye gelen 'lılarla ilgili olarak “Devlete güveniyorlarsa, ellerinde Türk Bayrağı ile gelirler, PKK üniformasıyla gelmezler” dedi 'e bir panele konuşmacı olarak katılmak üzere gelen Genel Başkanı panel öncesinde partisinin il binasında basın toplantısı düzenledi. Eskişehir'in demokratik sol hareketin ve DSP'nin başkenti olduğunu söyleyen Türker, bu kente gelmekten mutluluk duyduğunu belirtti. 'de, son günlerde yaşanan olaylarla DSP'ye ne kadar ihtiyaç duyulduğunun ortaya çıktığını savunan Masum Türker, 'lıların gelmesini hem AKP'nin, hem de 'nin siyasallaştırdığını söyledi. döneminde 'ın yakalanmasının siyasallaştırmadıklarını ifade eden Türker şöyle konuştu: “Son bir haftadır önce mektup çekişmesiyle başlayan ama aslında 'ndan çeşitli kamplardan PKK mensuplarının gelişini perdeleyen bir süreci birlikte yaşadık. DSP iktidar olduğunda, Apo yakalanıp getirildiğinde, Bülent Ecevit vatandaşlara seslerinken ‘Bu güvenlik güçlerinin koordinasyonu şeklindedir’ diye bir açıklama yaparak meselenin siyasalaşmasını engellemiştir. Kandil Dağı'ndan veya başka yerden Türkiye'ye teröristlerin dönüş yapması bizim de tasvip ettiğimiz bir olgudur. Türkiye'de birlik ve beraberliğin olmasını, kanın durması için de destekliyoruz ve demokratik açılıma bu şekilde bakıyoruz. Ancak ellerinde Türk bayrağı taşımıyorlarsa, elbisesiyle geliyorsa, bu hükümetin davranışının yetersiz olduğunu görüyoruz. Hükümet bu süreci yönetememiştir. Onlar gizli güvenlik servislerinin belirlediği tarihte geliyorlar. İktidarın da bu durumda DTP ile yarışır olması, yaşanan coşku ve zaferler nedeniyle vatandaşlarımızın incindiğini biliyoruz ve anlıyoruz. Bu konuda hem DTP hem de AKP'ye sorumluluk düşüyor. DTP, şölen havasına soktu. AKP ile DTP birbirleriyle siyasi yarışa girerken çözümün ötesinde bir kutuplaşmaya girdiklerinin farkında değiller. adı altında gezeteciler, rektörler,bilim adamları ve eski siyasetçiler ne için yagılandıklarını bilmeden muhtemel bir suçlamasıyla tutuklu kaldığı bir süreçte sınır kapısına PKK kıyafetiyle gelenleri hakimler ve savcıları sınır kapısına götürüp ifadeleri orada alıyoruz. Bu durum iktidarın yargı bağımsızlığını zedelemesi bakımından vatandaşları ve bizi üzmüştür. Takvimi bilmesine rağmen yapacağız derken bu takvime uygun neler yapılma gerektiğini bildiği halde süreci yerine getirmemiştir. Hükümetin birinci hatası madem böyle dönüş olacaktı savcı ve hakimlerin bulunması için gerekli yasayı çıkaracak alt yapıya sahipti. İkincisi DTP ile işbirliği yaparak toplumun belirli kesimde üzüntüye neden olunması engellenebilirdi. Türkiye'de herkes barış istiyor hiç kimse kan dökülmesini istemiyor, en çok da biz istiyoruz. Bu yapılırken şehitlerimizin gazilerimizin duygularını dikkate alınması, bu konuda vatan duygusu olanlara saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum. Olan yanlışlıklara rağmen DTP Genel Başkanı 'ün biraz itidala yönelik konuşmaların biraz daha artmasını diliyorum, bu davranışları olmaması, AKP'ye sesleniyorum. “Bu konuyu siyasete alet etmeyin’ güvenlik güçlerinin koordinatörlüğünde meydana gelen belli ki Cumhurbaşkanının 'nin açış konuşmasında belirttiği gibi dışarıdan birilerinin dayattığı bu süreci lütfen kutuplaşmaya meydan vermeyecek şekilde yönetin. Bunlar hükümetin Türkiye'nin gerçeklerini örtbas etmesinden kaynaklanıyor.” İŞSİZLER ORDUSUNA İŞSİZLER EKLENECEK DSP Genel Başkanı Masun Türker, hükümetin bir hafta önce açıkladığı programla 25 şeker fabrikası özelleştireceğini söyledi. Türker, “Bu ne demektir, kriz döneminde mevcut işsizlere biraz daha işsizler eklenecektir demektir. Bu Türkiye'nin mal varlığını cüzi miktarlar karşılığında devredilmesi demektir. DSP olarak şeker fabrikasının özelleştirilmesine karşıyız. Özelleştirilirse, bunun takibini başlatacağız. Kriz bahane edilerek Türkiye'nin dört bir tarafındaki tesisleri özeleştirmek isteniyor. Biz ile anlaşmaya karşıyız. Ama IMF ile bir gizli anlaşma var. Bu anlaşma ile kemerler sıkılacak, emeklilere verilmeyecek, devlet memurlarına düşük zam verilecek” dedi. Masum Türker, konuşmasının ardından gazetecilerin çeşitli sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin Devlet Bakanı 'ın Kandil'den gelenlerin devletine güvendikleri için Türkiye'ye geldiği şeklinde açıklamaları olduğunu söylemesi üzerine Türker “Devlete güveniyorlarsa, ellerinde Türk Bayrağı ile gelirler, PKK üniformasıyla gelmezler. 'ın söylediklerini de dikkate almak gerekir” dedi. AYLIK NAVİGASYON PAKETİ HEDİYE Süper Hızlı Gönderi Ve Kargo Bedava.