560202
Ömer Şerif yeniden sinemaya döndü
77 yaşındaki sanatçı, festivalde Altın Aslan için yarışan "The Traveler" adlı filmde başrolü oynuyor. Ahmed Mahir'in yönetmenliğini yaptığı filmde Mısırlı sanatçının canlandırdığı 80 yaşındaki yaşlı bir adamın gençliğinde aşık olduğu kadınla yeniden karşılaşması anlatılıyor. Ömer Şerif'in oyuncu kadrosunda yer almasını bir rüya olarak tanımlayan filmin yönetmeni Mahir, film projesinin yıl önce oluşmaya başladığını kaydetti. Şerif'in oynadığı 80 yaşındaki Hasan'ın gününün anlatıldığı filmde, Hasan'ın geçmişindeki kadın Nura'yı Cyrine Abdülnur canlandırıyor. Sinema dünyasına ilk kez Mısır'da adım atan Şerif, festivalde düzenlenen basın toplantısında, yerleşik hayat sürmeyen dünyadaki tek aktör olduğunu, her zaman otellerde kaldığını ve restoranlarda yediğini gülerek, anlattı. "Arabistanlı Lawrence" filmiyle uluslararası sembol haline gelen Şerif, mutlu bir hayatı olduğunu söyledi. "Doktor Zhivago" filmiyle de adından söz ettiren sanatçı, kadınlarla maceraları olduğunu, ancak hayatındaki en büyük aşkı 1974'te sonlanan evliliğinde yaşadığını ifade etti.
559493
Liderler felaket bölgesinde
Liderler felaket bölgesinde Siyasi parti liderleri bölgeye giderek incelemelerde bulunuyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün sel felaketinin yaşandığı İstanbul'a gitmesinin ardından bugün siyasi parti liderleri bölgeye giderek incelemelerde bulunacak. Erdoğan, günü bakanlarıyla birlikte yapacağı toplantılarla geçirecek ve felaketin boyutları hakkında İstanbul Valiliği ve Büyükşehir'den daha detaylı bilgi alacak. Diğer yandan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ve DSP Genel Başkanı Masum Türker afetin yaşandığı Küçükçekmece'nin semtleri Halkalı ve İkitelli'de incelemelerde bulunacak.
559260
Öğrenciler tatili bırakıp yardıma koştular
Kampanya tek tek görev alan minikler, topladıkları ihtiyaç maddelerini Kimse Yok mu Derneği aracılığıyla fakir ailelere ulaştırdı. Kimse Yok Mu Derneği ve okul öğretmenlerinin birlikte organize ettiği yardım kapmasına katılan minikler, yardım için kolları sıvadı. Ailelerinin de desteğini alan öğrenciler, kampanya çerçevesinde topladıkları ürünleri paketler halinde sınıflandırdı. Daha sonra bu ürünler Kimse Yok Mu Derneği Konya Şubesi'ne teslim edildi. Dernek ise daha önceden tespit ettiği ailelerin kapısını çalarak, bu paketleri verdi. Özel Mehmet Özdemir İlköğretim Okulu Müdürü Eyüp Çetin, tatil olmasına rağmen öğrencilerinin 'yardım' sözünü duyar duymaz okula koştuklarını belirtti. Kampanyada hemen her öğrenciye farklı bir sorumluluk ve görev verildiğini dile getiren Çetin, miniklerin önemli bir fedakarlık örneği sergilediklerini anlattı. Kampanya sayesinde hem fakirlerin yüzünün güldüğünü hem de öğrencilerin paylaşmanın önemini kavradığını vurgulayan Çetin, geleceğin büyüklerini yardımlaşma duygusuyla donatacak yeni etkinliklere imza atmayı sürdüreceklerini sözlerine ekledi. Kimse Yok Mu Derneği Konya Şubesi Başkanı Hasan Kıratlı da yardım isteyenlere el uzatma çalışmasında proje ortağı olan Mehmet Özdemir öğrenci ve idarecilerine teşekkür etti.
559962
UAEK: İran 1430 kilogram uranyuma sahip
Toplantının bugün son oturumunda, İran'ın nükleer programına ilişkin kaygılarını dile getiren ABD heyeti başkanı büyükelçi Glyn Davies, "İran'ın şimdi veya kısa sürede nükleer bomba yapmaya yetecek kadar zenginleştirilmiş uranyuma sahip olacağından ciddi endişe duyduğunu" söyledi. Diplomatik kaynaklar, UAEK verilerine göre İran'ın toplam 1430 kilogram düşük düzeyde zenginleştirilmiş uranyuma sahip olduğunu belirtirken, "Nükleer bomba yapabilmek için bin ila 1700 kilogram zenginleştirilmiş uranyuma ihtiyaç duyulduğunu" bildirdiler. UAEK Başkanı Muhammed El Baradei de İran yönetimine, "ABD Başkanı Barack Obama'nın yaptığı görüşme önerisine ön koşulsuz olarak yanıt vermesi" çağrısını yineledi. Toplantının dünkü ve bugünkü oturumunda ele alınan İran ve Suriye'nin nükleer programlarına ilişkin, üye ülkelerin heyet başkanlarının yaptıkları sözlü beyanların, yönetim kurulu dönem başkanı tarafından özetlenerek konferans belgelerine aktarıldığı, iki ülkeye yönelik yeni bir karar tasarısının sunulmadığı bildirildi. Bu arada Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (UAEK) genel kurul toplantısı da 14-18 Eylül arasında Viyana'da yapılacak. Genel kurul toplantısına, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu kurum üyesi yaklaşık 148 ülkeden bakan veya daimi temsilci düzeyinde katılım olacak. UAEK kaynakları, genel kurul toplantısında, bir süre önce kurumun başkanlığına seçilen Japonya daimi temsilcisi Yukiya Amano'nun başkanlığının onaylanması başta olmak üzere, UAEK'nın 2010 yılı bütçesi, İran, Suriye ve Kuzey Kore'nin nükleer programlarına ilişkin son gelişmeler ile Orta Doğu'nun nükleer silahlardan arındırılmasına yönelik sunulması beklenen karar tasarısının ele alınacağını bildirdiler.
559191
11:06 'Bize bir şey olmaz!' diyerek ölmüşler!
'Bize bir şey olmaz!' diyerek ölmüşler! 'deki TIR garajında yaşanan faciada ölen şoförlerden sekizinin uyandırılarak uyarıldığı ama uyarıları dikkat almayarak uyumayı sürdürdükleri anlaşıldı. İkitelli'deki sel felaketinin saçtığı Osmanlı TIR Garajında can veren TIR şoförünün uyarılara rağmen ölüm uykusuna yattığı ortaya çıktı. sırasında araçlarda bulunan sürücüler, 10 dakika içinde yaklaşık metre yükseldiğini söylediler. Olayın sanıklarından TIR şoförü Mehmet seli fark ettiğinde diğer şugörleri uyandırmaya çalıştığını söyledi. Fil, uyandırdığı şofölerlerin kendisine "Biz TIR'ın içindeyiz. Su baraya kadar yükselecek değil ya. Hiç bir şey olmaz" dediklerini söyledi. Fil uyarısından bir kaç dadika sonra tüm garajın sular altında kaldığını belirtti. Osmanlı TIR garajında can veren talihsiz şoförlerden kimliği belirlenenlerin isimler, Süleyman Süleymanoğlu, Kendal Gönenç, Serkan Gögel, Ali Karagöl, Salim Öztaş ve Serhat Güze olarak açıklandı. İki şoförün kimliği ise henüz belirlenemedi.
560239
Erdoğan: "Yıkımlar gerçekleşecek"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dere yataklarının değiştirilmesinin nedeniyle söz konusu sıkıntıların yaşandığını belirterek, "Dere yatağını muhakkak bulur ve derenin intikamı ağır olur. Şu anda bunun bedelini ödüyoruz" dedi. Su baskınına uğrayan alanları helikopterle havadan inceleyen Erdoğan, helikopterde TRT'ye yaptığı açıklamada, sabah Bayındırlık ve İskan, Tarım ve Köyişleri ve Çevre ve Orman bakanları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, İSKİ Genel Müdürü, DSİ Genel Müdür Yardımcısı ve ilgili bürokratlarla bir koordinasyon toplantısı yaptığını anımsattı. Toplantıda dün yaşanan felaketin analizini, yapılması gerekenleri, durum tespitlerini ve bundan sonra atılacak adımları görüştüklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Bu tespitleri yaparken birinci derecede şu anda İSKİ ile ilgili olarak bu kanunda bir değişiklik yapılmasının uygun olacağına karar verdik. Zira gerek kanalizasyon alt yapısı, bütün bu derelerin ıslahına yönelik olarak bunlar Büyükşehir Belediyesi'nin kendi tasarrufundaydı. Bunları tamamıyla İSKİ'nin tasarrufu altına almak suretiyle bir adım atalım istedik. Yukarı havzaları ise DSİ'ye bırakacak bir adımı yasal düzenleme ile çözelim istiyoruz ki artık bu işin bir sahibi olsun" diye konuştu. İstanbul'da yapılmış olan dere ıslahlarıyla ilgili olarak önlerine "yasal maniler ve bazı dirençlerin" çıktığını dile getiren Başbakan Erdoğan, "Bu dirençlerin aşılması lazım. Bakın şu anda helikopterle dolaşırken sizler de tespit ettiniz bütün dere yatakları nasıl değiştirilmiş. Bu dere yataklarının değiştirilmesi neticesinde meydana gelen özellikle sıkıntıları yaşıyoruz. Dün de söyledim, dere yatağını muhakkak bulur ve derenin intikamı ağır olur. Şu anda bunun bedelini ödüyoruz" dedi. Erdoğan, "Bakın Selimpaşa'ya gittik, Selimpaşa'da aynı sıkıntı var. Orada da dere yatağı ciddi manada değiştirilmiş. Aynı şekilde Silivri'de dere yatağına ciddi manada bir tecavüz var. Bütün bunların yanında Ayamama Deresi'nde yaşanan ortada. Papaz Deresi'nde yaşanan ortada. Aynı sıkıntılar burada da var. Şimdi bizler bir çalışmayı yürütüp ikili görüşmeler suretiyle bu işi çözüp buralardaki yıkımları da gerçekleştireceğiz. Bunun başka çıkışı yok. Çünkü daha farklı bir bedeli ne oralarda bu tasarrufu yapanlar, ne de vatandaşlarımıza ödetmek istiyoruz" ifadelerini kullandı. Söz konusu olayın siyasi polemik malzemesi yapılmasını "asla doğru bulmadığını" belirten Erdoğan, "Çok ciddi manada yanlış bir yaklaşım. Bunu siyasi polemik malzemesi yapanlar lütfen aynaya baksınlar ve şu anda tasarrufları altında olan yerlerde neler olduğunu, neler yapıldığını geçmişten bugüne şöyle bir incelesinler. Bununla ilgili de Belediye Başkanım zaten gerekli açıklamaları tüm belgeleriyle yapacaktır" dedi.
559787
BOSNA MAÇINI YORUMLAYIN
BOSNA MAÇINI YORUMLAYIN 19. Dünya Kupası Avrupa Elemeleri 5. Grup'ta mücadele eden Türkiye, 8. maçında deplasmanda Bosna-Hersek ile 1-1 berabere kalarak, rakibiyle arasındaki puanlık farkı kapatma şansını kullanamadı. Türkiye, aldığı bu sonuçla Afrika'da düzenlenecek olan 2010 Dünya Kupası finallerine katılma şansını mucizelere bıraktı. Bu haber için adet yorum yapıldı canmat 10.09.2009 15:01:20 dün akşamki karşılaşmada portekizli hakeme takıldık oyuncularımızın yediği tekmeleri video ya çekseler oturur ağlarız tekmelerden sonra nasıl güzel oyun oynasınlar ki hakemin yüzünden kupaya gitme olasılığımız %10 ama bütün medya kupaya gidemedik diyor ama çıkmayan candan umut kesilmez estonya bosnaya yenilmez ispanya bosnayı yener bizde iki maçımızı kazanıp en iyi ikinciler olarak baraj maçlarına kalırız xox202n 10.09.2009 15:00:01 artik bitti... kralsota 10.09.2009 14:42:29 bence dünya kupasında yokuz..ama futbol bu mucizelere gebe bir oyun..o kafile içerisindeki herkes oturup sadece 10 dakika ne yaptık biz diye bir düşünmeleri lazım.eleştirmiyorum adında Milli olan bir mücadele ve organizasyona katılıyor seçiliyor seçiyorsan sorumluluğu almış ve sorumluluğa layık görülmüşsen ben sadece güvenir desteklerim..o konumdaki insanlarda sorumlulukları neyi gerektiriyorsa onu yapsınlar.. ademyazici 10.09.2009 14:37:33 söylenecek fazlada bir şey yok gölü volkan değil kim olsa çeviremezdi biraz daha istekli olsalar olabilirdi son dakikalarda bile çok yavaş ve rahat oynadılar pres yoktu kralsota 10.09.2009 14:32:36 maçın 8.dakikasından 80.dakikasına kadar Milli takımı hiç bukardar kötü,bırakın 2-3 topu aya bile yapamadık topları,bukadar kopuk oynayan,ayağında topu ezen bir Milli takım görmedim..tüm herkesin moralleri bozuktu afetten dolayı,saha kötüydü tamam ama bu Türk Milli takımına gelmiş futbolcular sahaya çıktıkları zaman ay-yıldızlı formanın ağırlığı neyi gerektiriyorsa onu yapmalıydılar..bu sinir,agrasiflik olgusunu atamadık bir türlü türk futbolunun üzerinden..bence maçın kopma noktası ne yenilen gol,ne emreni gördüğü sarı kart,nede golü atıktan sonraki kötü futbolumuz..fatih hoca'nın tribüne gönderilmesi en çok sahadaki futbolcuları etkiledi,motivasyonu bir türlü sağlayamadık.futbolcuları terim öylesine etkilemişki onun kulübede görüntüsü bile oyuncuya güven veriyor..niçin atıldı bilemiyorum fakat hakem tek kelimeyle kötü değildi taraftı..gol pozisyonunda faul yoktu,atışı yerinden kullandırmadı,bize cömertçe çıkardı kartları rakibe eli cebine gitmedi..bosna kalecisi atılmalıydı..
558394
CANLI Türkiye, Bosna deplasmanında
Milli takımı kaldıracak kapasitede Türk hoca yok maalesef bu ülkede tek alternatif Ertuğrul Sağlam onun içinde daha çok erken Artık vatan millet edebiyatıyla, duygusal konuşmalarla, haydi aslanlarım haydi koçyiğitlerimle gaz vererek, bin atlı gün çocuklar gibi şendik bin atlı gün boşnakları yendik edebiyatıyla maç kazanma devri geçti Federasyonun kadar büyük maddi gücü varki Dünyanın en büyük hocalarını hiç zorlanmadan getirir bu takımın başına Klüp takımlarımız bile dünya çapında hocalarla çalışıyor.
559930
Çirkin Kral, ölümünün 25.yılında anıldı
Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, yaptığı açıklamada, ölümünün 25. yılında sinama Sanatçısı Yılmaz Güney'i saygı ve sevgiyle andıklarını belirtti. Güney'in filmlerinin, çağa tanıklık eden en iyi filmler arasında yer aldığını kaydeden Tanık, "Sakarya Caddesi'nin esnafıyla düzenlediğimiz açık hava gösterimimiz Türk Sinemasının unutulmaz ismi Yılmaz Güney'in 'Umut'uyla devam ediyor. Yoksul ve işçi dostu kahramanlarımız arasında yer alan Yılmaz Güney, toplumsal gerçekçi filmleriyle çığır açarken halkımızın kalbinde 'Çirkin Kral' olarak da yerini almıştır," şeklinde konuştu.
559153
Kadınlar neden sevişir?
Kadınlar neden sevişir?’de yapılan bir araştırmaya göre kadınların seks yapma sebepleri hiç de romantik değil. Kadınlar bazen sırf erkek gece hesabı ödedi ya da ona bir hediye aldı diye partneriyle sevişiyor. Araştırmacılar erkeklerinse sadece sevişmek için seviştiklerini kadınlar gibi karmaşık sebepleri olmadığını söylüyor. 'de bin kadınla yapılan araştırma kadınların aslında hiç de romantik olmadığını gösterdi. ''Sevişmenin romantik olmayan sebepleri de var'' şeklinde özetlenebilecek araştırmaya göre, kadınların istemedikleri halde sevişmelerinin nedenleri arasında erkeğin aşırı kibar olması, iltifat etmesi, çok ilgi göstermesi, derdini dinlemesi, ödemelerine yardım etmesi, hediye alması ya da vaat etmesi, yemek ya da tatlı ısmarlaması, baş ağrısını ya da can sıkıntısını geçirmek gibi sebepler bulunuyor. Sonuçları Üniversitesi’nde profesörü olan yazarlar tarafından ‘Kadınlar Neden Sevişir?’ adlı kitapta yayımlanan araştırma kapsamında bin kadına ‘neden seviştikleri’ soruldu. Kitapta yer alan en ilginç seks yapma nedenlerinden biri de ‘Tanrı’ya yakın olma arzusu’ydu. Araştırmaya katılan kadınlardan biri olan Liz Jones partneri güzel şarkı söyledi diye onunla birlikte olduğunu, Wendy Leigh ise kocasının güzel yemek yaptığı akşamlarda onunla sevişmek istediğini söylüyor. Edwina Currie adlı kadınsa profesyonel bir atletle, sırf bir sporcuyla olmanın farkını anlamak için sevişmiş. Kadınlardan bazılarıysa ‘hayır’ demek zor olduğu için seviştiğini itiraf ediyor. Yani karşısındaki mutlu olsun diye sevişen kadın sayısı az değil. Ayrıca kadınlar hayır demeyip seks yaptığı sürece sevileceklerini, ilişkinin devamının garanti olduğunu da düşünüyor. Araştırmacılar erkeklerinse sadece sevişmek için seviştiklerini kadınlar gibi karmaşık sebepleri olmadığını söylüyor.
559685
Kıbrıs'ta liderler esprili başladı
'ta ikinci turu bugün başlayan müzakerelerde Türk ve Rum tarafları, "federal yürütme" ile ilgili farklılıklarını yakınlaştırmak amacıyla yeni öneriler sundu. Yeşilırmak krizini geride bırakma kararı alan Türk ve Rum liderler, görüşmenin ardından açılışına katıldı. Açılışta imalı espriler yapıldı. BM Genel Sekreteri Özel Danışmanı Alexander Downer, müzakereleri yürütmenin liderlerin görevi olduğunu ifade ederek, "Şu anda ilerlemeden gayet memnunuz" dedi. KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas arasında Lefkoşa ara bölgede yapılan, ikinci tur müzakerelerin ilk görüşmesi sona erdi. Downer, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, liderlerin önce baş başa görüştüğünü ve burada Yeşilırmak kapısında yaşanan gelişmelerin de ele alındığını belirterek, tarafların bu sorunu "geride bırakmaya" karar verdiğini söyledi. Heyetlerin de katılımıyla yapılan görüşmede, "Yönetim ve Güç Paylaşımı" ana başlığı altındaki "federal yürütme" konusunun ele alındığını kaydeden Downer, tarafların bu konuda farklı düşüncelerini yakınlaştırmak için karşılıklı öneri sunduğunu, bu önerilerin gelecek hafta yapılacak görüşmede ele alınacağını belirtti. Bir soru üzerine, önerilerin neler olduğu hakkında bilgi vermeyen Downer, "liderler arasında olanlara fazla müdahale etmek istemediklerini" söyledi. Müzakereleri liderlerin yürüttüğünü ve onlara yardım etmek için adada bulunduklarını ifade eden Downer, liderlerin müzakerelerde kendilerini rahat hissetmesi gerektiğini kaydetti. İki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federal bir çözüm için ve BM Güvenlik Konseyi kararların uygun bir çözüm bulunması için yardımcı olmaya çalıştıklarını belirten Downer, "Ancak bu müzakereleri yürütmek liderlerin görevi ve şu anda ilerlemeden gayet memnunuz" dedi. Liderlerin gelecek görüşmesi, 17 Eylül Perşembe günü yapılacak. açılışı ve çivili sandalye esprisi Talat ve Hristofyas, Downer'in açıklamasının ardından, "görüşmeleri desteklemek amacıyla" çeşitli zamanlarda ara bölgede gerçekleştirilen sanat sergilerinden birinin açılışına katıldı. Kıbrıslı Türk ve Rum sanatçıların eserlerinden oluşan serginin açılışı sırasında düzenlenen resepsiyona da katılan Talat ve Hristofyas, karşılıklı şampanya kadehi kaldırdı ve sergiyi gezdi. Talat, sergiyi gezerken, üzerinde çiviler bulunan bir sandalyeyi işaret ederek, eserin sahibi sanatçıya, "Bunu Sayın Hristofyas'a hediye edebilir miyim?" diye espri yaptı. Hritofyas da 'ta iki toplum için "sandalyenin tamiri" yönünde çalıştıklarını belirtti. Zeytin fidanı Bu arada, "Geleceğimizi Kurtarma Operasyonu" adlı oluşumu temsil eden bir grup Kıbrıslı Türk genci, Cumhurbaşkanı Talat'a, görüşmeye gittiği sırada Metehan Sınır Kapısı'nda, görüşmelere destek vermek amacıyla bir mektup ve görüşme bölgesine dikilmek üzere barışın sembolü olan zeytin ağacı fidanı verdi. Çözüm istemlerini ileten birer mektubu da Hristofyas ve BM yetkililerine iletmesi için Cumhurbaşkanı Talat'a veren gençler, sorununa çözüm bulunmasını istediler. Cumhurbaşkanı Talat da gençlerin gerçekleştirdiği etkinliği "anlamlı" olarak niteleyerek "Gerçekten, sorununu çözmemizin zamanıdır" dedi. sorununu çözmek için zamanın gittikçe tükendiğini ifade eden Talat, hızlı hareket edilmesinin zorunluluğunu vurguladı ve Türk tarafının bu konuda herhangi bir endişesi bulunmadığını belirtti. Güney 'ta özellikle fanatik çevrelerin çok büyük gürültüler çıkararak hızlı gidişi engellemeye çalıştıklarını kaydeden Talat, Hristofyas'la süreci ilerleterek Türkü'nün beklediği çözümü sağlayacaklarına olan inancını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Talat, görüşmede, zeytin ağacı fidanını Hriatofyas'a verdi.
559758
Bacak üst üste atmak mantara sebep oluyor
Devamlı bir şekilde bacak bacak üstüne atmak kasıklarda mantarların oluşmasına neden oluyor. Uzun süreli bacak bacak üstüne atanlarda havasızlık ve terlemeye bağlı olarak mantarın oluştuğuna dikkat çeken Görgülü, bununla birlikte dar pantolon giymenin mantarı tetiklediğini ifade etti. Prof. Dr. Görgülü, "Dar pantolon giymek mantarı etkiler. Suni malzemelerden, naylon kumaşlardan yapılmış pantolonlar da mantarın oluşmasına neden olur. Ancak doğal malzemelerden yapılmış mesela pamuklu, yönlü, keten kumaşlardan yapılmış pantolonlardan mantar olmaz." diye konuştu. Sentetik malzemelerden yapılan sandalyelerde uzun süre oturmanın mantarın oluşmasına neden olduğunu anlatan Görgülü, "Oturduğumuz sandalyeler sentetik malzemelerden yapılmış olanlar mantarı kolaylaştırır. Bu tür sandalyeler terleme yapar. Terlemenin ardından mantar oluşur. Ama doğal malzemeler doğal kumaşlarla kaplanmış sandalyeler, koltuklar veya hakiki deri ile kaplanmış sandalye ve koltuklarda mantar olmaz. Kısa süreli oturmalarda mantar olmaz ve sürekli oturmak zorunda kalan kişilerde olur." dedi.
560159
Bütçe temmuz ayında fazla verdi
Türkiye'nin cari işlemler hesabı, Temmuz ayında 286 milyon dolar fazla verdi. Buna göre, geçen yılın temmuz ayında milyar milyon dolar açık veren cari işlemler hesabı, bu yıl temmuz ayında fazla verdi. Ancak Ocak-Temmuz dönemi itibariyle hesaba bakıldığında cari açık, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 79,4 oranında azalarak milyar 553 milyon dolar oldu. Cari açık, geçen yıl aynı dönemde 31 milyar 800 milyon dolar düzeyindeydi. Temmuz ayında cari işlemler hesabının fazla vermesinde, ''alt kalemler itibariyle, ödemeler dengesindeki dış ticaret açığının bir önceki yılın temmuz ayına göre yüzde 65,3 oranında düşerek, milyar 214 milyon dolara gerilemesi, hizmetler dengesi kaleminden kaynaklanan net gelirlerin yüzde 7,2 artarak milyar 850 milyon dolara yükselmesi, gelir dengesi kaleminden kaynaklanan net giderlerin yüzde 1,9 azalarak 474 milyon dolara düşmesi'' etkili oldu. Öte yandan, aynı ayda cari transferlerden kaynaklanan net girişler yüzde 38,9 düşerek 124 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye'nin ödemeler dengesinde doğrudan yatırımlar kaleminde Ocak-Temmuz döneminde gerçekleşen net sermaye girişi, 2008 yılının aynı dönemine göre yüzde 58,9 azalarak, milyar 39 milyon dolar oldu. Merkez Bankasının Temmuz ayına ilişkin açıkladığı ödemeler dengesi bilançosuna göre, Temmuz ayı tahmini veriler olmak üzere 2009 yılının aylık döneminde turizm gelirleri, bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 6,7 azalarak, milyar 823 milyon dolara geriledi. Turizm giderleri de yüzde 8,6 artarak milyar 330 milyon dolara yükseldi. Bunun sonucunda söz konusu dönemde, net turizm gelirlerinin bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 10,6 oranında azalarak milyar 493 milyon dolara gerilediği tahmin edildi. 2008 yılının Ocak-Temmuz döneminde toplam milyar 248 milyon dolar fazla veren Hizmetler Dengesi kalemi, bu yılın aynı döneminde milyar 275 milyon dolar fazla verdi. Ücret ödemeleri ve yatırım geliri kalemlerinden oluşan gelir dengesi kalemi, 2008 yılının Ocak-Temmuz dönemine göre yüzde 4,5 azalarak milyar 682 milyon dolar net çıkış kaydetti. Yatırım geliri kaleminin altında yer alan doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları ve faizlerden oluşan diğer yatırımlarda gerçekleşen net çıkışlar da sırasıyla milyar 426 milyon dolar, 42 milyon dolar ve milyar 156 milyon dolar oldu. Bu yılın ayında uzun ve kısa vadeli kredilere ilişkin faiz giderleri, 2008 yılının aynı dönemine oranla yüzde 4,8 azalarak, milyar 381 milyon dolar olarak gerçekleşti. CARİ TRANSFERLER Cari transferler kalemi, 2009 yılının Ocak-Temmuz döneminde yüzde 1,1 düşüşle milyar 98 milyon dolar giriş kaydetti. Bu dönemde Genel Hükümet kalemi 517 milyon dolar, diğer sektörler kalemi altında yer alan işçi gelirleri 477 milyon dolar ve diğer transferler kalemi 104 milyon dolar gelir kaydetti. SERMAYE VE FİNANS HESAPLARI Finans hesaplarında bir önceki yılın Ocak-Temmuz döneminde 34 milyar 233 milyon dolar net sermaye girişi gerçekleşmişti. Ancak bu yılın aynı döneminde 375 milyon dolar tutarında net sermaye çıkışı oldu. Doğrudan yatırımlar kalemi altında, Türkiye'deki yabancı sermayeli şirketlerin yurt dışındaki ortaklarından kullandıkları kredileri ve yurt dışında yerleşik kişilerin Türkiye'de gerçekleştirdikleri gayrimenkul alımlarını da içeren ''yurt dışında yerleşik kişilerin yurt içinde yaptıkları net yatırımlar'', Ocak-Temmuz döneminde yüzde 57,6 azalışla milyar 938 milyon dolar oldu. Alt kalemler itibarıyla incelendiğinde, yurt dışında yerleşik kişilerin Türkiye'de gerçekleştirdikleri net gayrimenkul alımları 2008 yılının aynı dönemine oranla yüzde 41,3 azalarak, 992 milyon ABD dolara düştüğü tahmin edildi. Türkiye'deki yabancı sermayeli şirketlerin yurt dışındaki ortaklarından kullandıkları kredilerle ilgili 266 milyon dolar net kredi kullanımı gerçekleştirildi. Yurt içinde yerleşik kişilerin yurt dışında yaptıkları net yatırımlarla ilgili 2008 yılının aylık döneminde net milyar 829 milyon dolar tutarında yatırım yapılmıştı. Bu yılın aynı döneminde yapılan yatırım miktarı 899 milyon dolara geriledi. Sonuç itibariyle doğrudan yatırımlar kaleminde bu yılın Ocak-Temmuz döneminde gerçekleşen net sermaye girişi, 2008 yılının aynı dönemine oranla yüzde 58,9 azalarak milyar 39 milyon dolar oldu. Geçen yılın Ocak-Temmuz döneminde milyar 535 milyon doları net sermaye girişi olan portföy yatırımlarında, bu yılın aynı döneminde 959 milyon dolar tutarında net giriş gerçekleşti. DİĞER YATIRIMLAR Ticari ve nakit krediler ile mevduatlardan oluşan diğer yatırımlar kaleminde yılın ilk ayında milyar 752 milyon dolar net çıkış oldu. Geçen yılın söz konusu döneminde ise 22 milyar 532 milyon dolar net giriş gerçekleşmişti. Bu kapsamda, ticari kredilerde, ihracat karşılığı yurt dışına açılan kredilerle ilgili olarak, 2008 yılının aylık döneminde milyar 223 milyon dolar tutarında net kredi açılmışken, bu yılın aynı döneminde açılan net kredi miktarı 650 milyon dolar oldu. Öte yandan, nakit kredilerde bir önceki yılın ve bu yılın aylık dönemlerinde yurt dışında yerleşik kişilere sırasıyla 448 milyon ve 786 milyon dolar tutarında net kredi açıldı. Bir önceki yılın Ocak-Temmuz döneminde milyar 586 milyon dolar artan bankaların yurt dışı muhabirleri nezdindeki döviz varlıkları ise bu yılın aynı döneminde 493 milyon dolar artış gösterdi. YÜKÜMLÜLÜKLER 2008 yılının Ocak-Temmuz döneminde 38 milyar 845 milyon doları artış gözlenen yükümlülükler kaleminde, 2009 yılının aynı döneminde milyar 823 milyon doları azalış oldu. Alt kalemler itibarıyla incelendiğinde, ithalat karşılığı sağlanan ticari krediler kaleminde 2009 yılının Ocak-Temmuz döneminde milyar 652 milyon doları net geri ödeme kaydedildi. Aynı kalemde bir önceki yılın aynı döneminde milyar 640 milyon dolar net kullanım gerçekleşti. Krediler kalemi incelendiğinde ise Uluslararası Para Fonu kredileriyle ilgili olarak Genel Hükümet, Temmuz ayında kullanım veya geri ödemede bulunmadı, bu nedenle 2009 yılı Ocak-Temmuz döneminde net geri ödeme miktarı 680 milyon ABD dolarda kaldı. Söz konusu dönemde yurt dışı piyasalar ve diğer uluslararası kuruluşlardan sağlanan uzun vadeli kredilerle ilgili olarak 902 milyon doları net kullanımda bulunuldu. Yurt dışından sağlanmış kredilerle ilgili olarak, bu dönemde bankacılık sektörü milyar 252 milyon dolar, diğer sektörler ise milyar 466 milyon dolar net geri ödeme gerçekleştirdi. Aynı sektörler, bir önceki yılın yedi ayında sırasıyla milyar 737 milyon ve 18 milyar 831 milyon dolar net kullanım kaydetmişti. Yurt dışında yerleşik kişilerce Merkez Bankası ile yurt içinde yerleşik bankalarda tutulan mevduat hesaplarından oluşan mevduatlar kaleminde, Ocak-Temmuz döneminde milyar 37 milyon dolar tutarında net giriş gerçekleşti. Bu dönemde yurt dışı bankaların yurt içinde tuttukları net mevduat tutarı milyar 542 milyon doları tutarında arttı. 2008 yılının Ocak-Temmuz döneminde 659 milyon dolar artış gösteren resmi rezervlerde, bu yılın aynı döneminde milyar 379 milyon dolar azalış meydana geldi. Net hata ve noksan kalemi de Ocak-Temmuz döneminde milyar 928 milyon dolar oldu. Net hata ve noksan kalemi yılın ilk ayında milyar 498 milyon dolar olarak gerçekleşmişti.
559644
Sel zirvesi sona erdi
1Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'daki seli değerlendirmek amacıyla ilgili bakanlarla yaptığı toplantı sona erdi. Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ile Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'in katılımıyla gerçekleştirilen toplantı, saat 45 dakika sürdü.
559139
Mandırada kaynar suya düşen işçi ağır yaralandı
Mandırada kaynar suya düşen ağır yaralandı ’in Mut ilçesinde bir çalıştığı mandırada kaynar ağır yaralandı. Güllük Mahallesi’ndeki bir süt mandırasında çalışan Ali Çek (34), peynir kazanından zemine akan kaynar suya düştü. Vücudunun çeşitli yerlerinde ve 2. derece yanıklar oluşan Çek, arkadaşları tarafından Mut Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. İlk müdahalenin ardından Meram Hastanesine sevk edilen Çek’in durumunun ağır olduğu öğrenildi.
559340
Beşiktaşlılara ayrılan derbi biletleri satışa çıktı
Beşiktaşlılara ayrılan derbi biletleri satışa çıktı ’de ile arasında Cumartesi günü yapılacak sezonun ilk derbisi öncesi konuk taraftarlara ayrılan biletler satışa çıkarıldı. ’nda yapılacak maçta siyah-beyazlı taraftarlara eski açık tribünde ayrılan yaklaşık bin bilet, ’in sitesi aracılığıyla bu sabah 50 liradan satışa sunuldu. Derbide ev sahibi Galatasaraylı taraftarlara ayrılan biletler ise dün itibariyle tamamen tükenmişti.
559163
Havalar soğuyor gribe dikkat
Havalar soğuyor gribe dikkat Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, gribin her 100 bin kişiden 2’sinde öldürücü olarak seyrettiğini belirterek, riski, sağlıklı erişkinlere göre kalp-damar hastalığı olanlarda 52 kat, akciğer hastalığı olanlarda 120 kat, kalp-damar hastalığıyla birlikte olanlarda ise 241 kat artmaktadır" dedi. Yorulmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, havaların soğumaya başladığı son günlerde gribe dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. virüsü de dahil tüm virüslerinin, ve aksırıkla etrafa yayılan damlacıkların içinde bulunduğunu ve bu mikropla bulaşmış havayı soluyan insanlara kolaylıkla bulaşabildiğini belirten Yorulmaz, hastalanan kişilerin gribi gün bulaştırmaya devam ettiklerini kaydetti. Grip hastalığının, hafife alınacak bir hastalık olmadığını vurgulayan Yorulmaz, şu bilgileri verdi: "İnfluenza virüsleri denilen birden fazla virüs aracılığı ile bulaşan grip, ölümcül risk taşımaktadır. Yapılan çalışmalara göre grip her 100 bin kişiden 2’sinde öldürücü seyretmektedir ve ölüm riski, sağlıklı erişkinlere göre kalp-damar hastalığı olanlarda 52 kat, akciğer hastalığı olanlarda 120 kat, kalp-damar hastalığıyla birlikte şeker hastalığı olanlarda ise 241 kat artmaktadır. Bebekler, kortizon ya da ilaçları gibi sistemini zayıflatan kullananlar, yaşlılar, kalp yetmezliği, amfizem, KOAH, zatürre, alkolizm, kronik hastalığı ve bağışıklık sistemi zayıflığı gibi sağlık sorunları olan kişiler de ölüm riski altındadır." Yorulmaz, grip virüslerinin sıkça değişime uğrayarak insanların bağışlık sisteminin onları tanımasına engel olduğuna dikkati çekerek, bu nedenle her insan tekrar tekrar gribe yakalanabildiğini anlattı. Gribin, ani olarak vücut ısısının yükselmesi, baş ve boğaz ağrısı, şiddetli kas ve eklem ağrıları, halsizlik, bitkinlik, ve kuru öksürük gibi belirtilerle kendini gösterdiğini vurgulayan Yorulmaz, domuz gribinde ise bu belirtilerle birlikte bazen kusma ve de görülebildiğini bildirdi. Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, gribin halk arasında nezle ve diğer üst solunum yolu enfeksiyonları ile sıklıkla karıştırıldığını belirterek, "Ancak, soğuk algınlığı ve nezle, grip kadar ciddi halsizliğe, ateş yükselmesine, öksürüğe yol açmaz ve yatarak istirahat gerektirmez. Hastaların büyük bir çoğunluğu soğuk algınlığını ayakta geçirebilmektedirler" dedi. -GRİP AŞISININ ÖNEMİ- Gripten korunmak için vücut direncini güçlendirmenin önemli olduğuna işaret eden Yorulmaz, şöyle devam etti: "Bu nedenle mevsim özelliklerine uygun giyinmek, kalabalık ortamlardan, aksıran, öksüren kişilerle yakın olmaktan, özellikle kucaklaşmak ve öpüşmekten kaçınmak, bol sulu gıdalar, taze sebze ve tüketilmesi çok faydalı olacaktır. Hastalıktan korunmada grip aşısı çok önemlidir. Aşı ile vücuda grip virüsünün insan savunması tarafından tanınan kısımları verilmektedir. Böylece, vücut grip virüsünü tanır ve ona karşı savunmasını harekete geçirir. Daha sonra hastalık yapan gerçek virüs ile karşılaştığında, oluşan bağışıklık çok hızlı bir şekilde virüsü yok edebilmektedir. Grip virüsünün çok sık şekil değiştirmesi nedeniyle her yıl grip aşısı yıl hastalık yapacak virüs için yeniden hazırlanmaktadır. Bu nedenle her yıl grip aşısı olmak gerekmektedir. Grip aşısı sağlıklı erişkinlerde yaklaşık yüzde 70 oranında koruma sağlamaktadır. Riskli grupta olanlarda ise hastalıktan korunma oranı yüzde 50’ye düşmektedir." -"DOMUZ GRİBİ TEDAVİ EDİLEBİLİR"- Domuz gribi için henüz bir aşı olmadığını belirten Yorulmaz, elleri yıkamadan bebeklere, çocuklara dokunmanın, öpmenin, yiyeceklere dokunmanın grip bulaştırma açısından çok riskli davranışlar olduğuna dikkati çekti. Yorulmaz, şunları anlattı: "Gribe yakalanmış ya da grip olduğunuzdan şüpheleniyorsanız; öksürme ve hapşırma sırasında ağzınızı ve burnunuzu bir mendille kapatınız. Mendilinizi kullandıktan sonra ortada ya da cebinizde elinizde tutmayınız, çöp sepetine atınız. Öksürdükten ve hapşırdıktan sonra ellerinizi bol sabun ve suyla yıkayınız. Kirli ellerinizle gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza dokunmayınız. Belirtilerin başlamasından gün sonrasına ya da belirtilerinizin tamamen geçmesinden bir gün sonrasına kadar evde istirahat ediniz. Hastalığın bulaşmaması için çevrenizdeki kişilerden uzak durunuz. Bulunduğunuz mekanı sık sık havalandırınız. Domuz gribine yakalananlar için de bu önlemler faydalı ve gereklidir. Ancak bilinmelidir ki domuz gribi tedavi edilebilen bir hastalıktır. Böyle bir kuşku varlığında kötü sonuçlanmadan iyileşebilmek için mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.
559180
11:03 Bütün dünya sel felaketini konuşuyor
Bütün dünya sel felaketini konuşuyor Türkiye’de şimdiye kadar 30’dan fazla kişinin ölümüne yol açan sel felaketi tüm dünya yankılandı. Felaketin boyutunu ortaya koyan fotoğraf ve görüntüleri yayımlayan dünya medyası, “Sadece birkaç saat şiddetli yağmurların ardından sular birçok bölgeyi kapladı”, “Seller kaos getirdi” “Seller, düzine insanının ölümüne yol açtı”, “80 yılın en kötü yağmurları çok büyük zarara neden oldu”, “Seller evler ve yolları bataklığa dönüştürdü”, “Yollar hızla akan nehirlere dönüştü” “İstanbul bir tufan altında boğuldu” gibi yorumlarını yaptı. NEW YORK TİMES: “SADECE BİRKAÇ SAATTE SULAR BİRÇOK BÖLGEYİ KAPLADI”“Seller, Türkiye’de en az 31 kişinin ölümüne neden oldu. Sadece birkaç saat şiddetli yağmurun ardından kentin birçok alçak bölgesi suların altında kaldı. Uzmanlar, bölgenin alçak vadilerindeki uygun altyapının yokluğunun kayıplara katkıda bulunduğunu söyledi.
559184
Gazetelerde Bugün
CUMHURİYET İstanbul da sele gitti İki günde 31 kişi öldü, 12 kişi kayıp. 15 yıldır kenti yönetenler yine halkı suçladı. İkitelli Basın Ekspres yolu üzerindeki TIR garajında meydana gelen sel nedeniyle 15 kişi yaşamını yitirdi, 50’den fazla yurttaş TIR’larda mahsur kaldı. Bağcılar’da ise yük taşımak için üretilen kapalı minibüsün arkasında işe gitmeye çalışan 10 kadından 7’si araçtan çıkamayarak boğuldu. Sel ve yağış nedeniyle yaklaşık 80-90 milyon dolar ticari zarar oluştuğu bildirildi. HÜRRİYET İstanbul S.O.S. Trakya'da 10 kişinin canını alarak iki gündür İstanbul'a doğru ilerleyen yağış ve sel önceki gece kenti vurdu, dün sabah ise esir aldı. MİLLİYET Kim hesap verecek? Su havzaları, dere yatakları rant uğruna imara açıldı. Pazar gününden bu yana Meteoroloji kuvvetli yağış uyarısı yaptı, kulak asan olmadı. Önceki gün hayatını kaybeden 10 kişiye dün İstanbul'da 21 kişi daha eklendi. RADİKAL Sel felaketi, 31 ölü! Günler önce uyarısı yapılan yağmur önceki gün dünyanın sayılı metropollerinden İstanbul'a düştü. Dünyanın sayılı havalimanlarından birine giden yolda dün 21 kişi öldü. Toplam kayıp İstanbul'da 26, Tekirdağ'da beş... AKŞAM Otoyolda boğulduk Şiddetli yağış, yetersiz altyapı, göz yumulan çarpık kentleşme ve işte İstanbul...2010'un kültür başkentinde 26 kişi göz göre göre sel sularına kapılıp öldü. POSTA Utanç 'Dünyanın Kültür Başkenti' İstanbul sel utancında boğuldu. İstanbul'da iki günde 26 kişi selde öldü. kayıptan ümit kesildi. VATAN Suçlu bulundu... Vatandaş ve doğa Yetkililere göre, 26 kişinin hayatını kaybettiği felaketin nedeni dere yataklarına kaçak bina yapanlarla, dengesi bozulan doğa! HABERTÜRK Ve İstanbullular 3.5 saat süren kabus sona erip sular çekilince, felaketin bilançosu ortaya çıktı: 21 kişi öldü... kadın işçi servis aracında, TIR şoförü de uykuda boğuldu. BİRGÜN Pişkince konuşuyorlar Dere yataklarına inşaat yapılmasına göz yuman, çürük yolları, köprüleri yaptıran yöneticiler, şimdi pişkince konuşuyor. SABAH 'Su'dan ölüm Trakya'dan sonra megakent İstanbul sele kapıldı. Ölü sayısı 31'e çıktı, 18 kayıp var. Yarın için de alarm verildi. TERCÜMAN Belediyelerin rantı doğanın intikamı Bakan Eroğlu ve şehircilik uzmanları, facianın belediyelerin dere yataklarında rant uğruna yapılaşmaya göz yummasıyla geldiğini söyledi. YENİ ŞAFAK Sahurda vurdu İstanbul, 17 Ağustos depreminden sonraki en büyük felaketi yaşadı. Trakya ve Silivri'de can alan sağanak, sahurda ilçeyi vurdu. Sabah karşı azgın sulara yakalanan 22 kişi boğularak can verdi. ZAMAN Yüzyılın en büyük sel felaketi Türkiye, Trakya'da yaşadığı acının ertesi günü İstanbul'da daha büyük bir felaketle karşılaştı. Son 80 yılın en yoğun yağışı birkaç saat içinde İstanbul'a düşünce şehir can pazarına döndü.
558825
Dalgıçlar ceset aradı
Sel felaketinin yaşandığı İkitelli ve Halkalı'da, çeşitli noktalarda mahsur kalan vatandaşlar, askeri helikopterlerle güvenli bölgelere taşınırken, sel sularına kapılarak yaralanan bir bayan sivil savunma ekipleri tarafından botla kurtarıldı. Sel felaketiyle sarsılan İkitelli ve Halkalı'nın bir çok noktasında benzer görüntüler yaşandı. Sel suları nedeniyle TIR tepelerinin yanı sıra yüksek yerlere tırmanan vatandaşlar, askeri helikopterlerle kurtarıldı. Dalgıçlar, TIR garajı içerisinde sulara gömülen araçların içinde ceset olup olmadığını kontrol etti.
559062
İstanbul'da sular çekildi, geriye selin bıraktıkları kaldı
Sel felaketinin ardından bugün İstanbul'un Avrupa Yakası'nda korkulan olmadı. Gece aralıklarla şiddetli yağan yağmur, sabah tamamen etkisini kaybetti. Felaketin yaşandığı Basın Ekspres Yolu, İkitelli ve Halkalı bölgelerinde tam bir sessizlik hakimdi. Kapalı olan Basın Ekspres Yolu'nda birkaç yaya ve çalışmalarını sürdüren görevlilerden başka kimse yoktu. Birçok kişinin taşarak hayatını kaybetmesine yol açan Ayamama Deresi bugün sakindi. Güneşli ve İkitelli köprülerinde araç trafiği normal olarak seyretti. Selle birlikte Basın Ekspres yolundaki depolardan çevreye saçılan son mallar ise bazı vatandaşlar tarafından toplandı. En çok ölüm olayının yaşandığı İkitelle Tır Garajı'nda ise suların çekilmesiyle felaketin boyutları daha çok gün yüzüne çıktı. Üst üste binmiş tırlar, kağıt gibi ayrılan dorseler, görenleri hayrete düşürtü. Garajdaki arama ve enkaz kaldırma çalışmaları ise henüz başlamadı.
558726
Ahlat'ta orta şiddette deprem
Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban, depremde can ve mal kaybının olmadığını, ancak ilçedeki vatandaşların evlerinin dışına çıktıklarını ve paniğe kapıldıklarını söyledi. Deprem, Tatvan ilçesinde ve Ahlat'a yakın diğer yerleşim birimlerinde de hissedildi.
559255
Selde kaybolan babanın cesedi bulundu
Alınan bilgiye göre, arama kurtarma ekiplerince sabah başlatılan arama çalışmaları sonucunda baba Fatih Çakar'ın cesedi, olay yerinin yaklaşık 500 metre yakınında biriken çamurun altında bulundu. Fatih Çakar'ın cesedinin, Saray Devlet Hastanesine kaldırıldığı bildirildi. Sele kapılan aileden Berna Çakar'ı (8) arama çalışmaları sürdürülüyor. Çalışmalar sonucu anne Handan (30) ile Büşra (12) ve Azra Çakır'ın (6) cesetleri bulunmuştu.
559801
AK Parti il başkanı, selde ölen arkadaşına ağladı
Basın Ekspres yolunda sele kapılarak hayatını kaybeden Hüsnü Birinci'nin cenazesi Eyüp Camii'nden kaldırıldı. Dün Başakşehir'deki evinden sahurdan sonra ayrılan Hüsnü Birinci Malatya'ya gitmek üzere havalimanına doğru yola çıktı. Basın Ekspres yolunda bir anda sel suları içinde kalan Birinci ailesini aradı. Sel suları içinde kaldığını söyledi. Bundan sonra Birinci ile bir daha irtibat kurulamadı. Cesedi öğleden sonra bulunan Birinci için bugün Eyüp Camii'nde öğle namazını müteakiben cenaze namazı kılındı. Yakın arkadaşı olan Hüsnü Birinci'nin cenaze namazına katılan AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Pabuşçu yaptığı konuşmayla herkesi duygulandırdı. Arkadaşının tabutunun başına gelen Pabuşçu, "Dostlar burada bir dostum yatıyor. Can dostum. Canımdan bir parça Dünyada onunla dostlukların en güzelini yaşadık. Ama gerçek dosta gidiyor" dedi. Arkadaşı için "O dünyada hep hayırlı işler yaptı" diyen Pabuşçu "Sabah sahura kalkıyor. Namazını kıldıktan sonra yola çıkıyor. Hayırlı bir için gidiyor. Ancak sele kapılıyor." Dedi. Arkadaşı için dua eden Pabuşçu "Rabbim biz onu sevdik Sen de sev. Rabbim biz onunla hep hayırlı işler yaptık, Sen onun hayırlarının mükafatını ver. Rabbim biz ondan memnunuz Sen de memnun ol. Rabbim böyle bir dost acısını kimseye yaşatma rabbim." diye dua etti. Hüsnü Birinci'nin cenaze namazına çok sayıda yakını, mesai arkadaşları ile Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demirci ve Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal katıldı. Kılınan cenaze namazın ardından Hüsnü Birinci'nin cenazesi Eyüp Mezarlığı'nda toprağa verildi.
558984
TTNET ADSL müşterilerine indirimli 3G: 5,99 TL
TTNET ADSL müşterilerine indirimli 3G: 5,99 TL MELİH BAYRAM DEDE TTNET, ADSL internet kullananlara, 3G internetten yararlanmaları için yeni bir kampanya başlattı. Ev ya da ofiste ADSL hız ve stabilitesiyle internetten yararlanmak, dışarıdayken de 3G ile internete bağlanmak isteyenlere bu kampanyayı gözönüne almalarını öneriyorum. TTNET'in yeni kampanyasında ayda sadece5,99 TL'ye 3G Mobil Modem, 500 MB mobil internet ve 600 dakika TTNET WiFi kullanım imkanı sağlanıyor. Evde ve iş yerlerinde yüksek hızlarla internete erişen TTNET ADSL müşterileri, Türkiye'de 5.000′i aşkın noktada TTNET WiFi ile internete ulaşabiliyor. Tüm bu noktalara ek olarak TTNET tarafınan verilen 3G Mobil Modem ile internet erişimi her yerde sağlanmış oluyor. 3G'li Uçan İnternet Paketi, 3G Mobil Modem ve 500 MB mobil internet kullanımının yanı sıra Türkiye genelindeki 5.000′i aşkın TTNET WiFi noktasından 600 dakika ücretsiz internet erişim olanağı sunuyor. Bu paketi alan tüm TTNET müşterilerine 500 MB'lık Uçan İnternet Paketi ilk ay TL'lik indirimle 5,99 TL fiyatla sunulacak. İlk aylık dönemden sonra paket ücreti aylık 9,99 TL'den ücretlendirilecek. Yeni ve mevcut bütün TTNET müşterileri 24 aylık kampanya taahhüdü karşılığında bu paketi alabilecekler. TTNET müşterileri mevcut ADSL Paketleri'ne tamamlayıcı olarak alacakları Uçan İnternet Paketi ile her yerde internet erişiminden yararlanabilecek. TTNET Uçan İnternet Paketi'nde uygun fiyatlı (MB başına sadece Kuruş) kota aşım ücreti uygulanıyor. Eylül 2009 tarihinden önce TTNET Uçan İnternet Paketi'nden satın alan müşteriler de, 500 MB mobil internet kotası vb. yeni avantajların tümünden yararlanacak. 3G'nin Türkiye'de hala tam olarak oturmadığını ve 'sorunlu bir hizmet' olduğunu düşünürsek, ADSL gibi geniş bant erişim teknolojilerini yedekte tutmakta yarar olduğunu hatırlatmalıyız.
559967
Denizli'de yemekten zehirlendiler
Alınan bilgiye göre, dün hastanede verilen öğle yemeğinden yiyen 46 personel, bir süre sonra mide bulantısı ve halsizlik şikayetiyle hastaneye başvurdu. Bu kişilerden 45'i, tedavilerinin ardından taburcu edilirken, böbrek yetmezliği bulunan kişi ise müşahade altına alındı. PAÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Başmüdürü Zafer Öklen, düzenlediği basın toplantısında, gıda zehirlenmesi şüphesiyle tedavi altına alınan 46 kişiye gerekli tetkik ve tedavinin yapıldığını belirtti. Öklen, ''Başvuran hiçbir personelde kusma ve ishal olmaması bizi başka ihtimallere de yönlendirdi. Bu nedenle, dün öğle yemeğinden alınan numuneleri Tarım İl Müdürlüğüne, su numunelerini ise İzmir Hıfzıssıhha Enstitüsüne gönderdik'' dedi.
558557
Meksika'da uçak krizi kansız atlatıldı
Meksika Ulaştırma Bakanı Juan Molinar, tatil kenti Cancun'daki havaalanından kaçırılan uçağın başkent Meksiko'daki uluslararası havaalanına güvenle indirildiğini söyledi. El Universal ve Reforma adlı internet siteleri, uçakta kontrolü ele geçiren ve Bolivyalı oldukları ileri sürülen kişinin, Meksika Devlet Başkanı Felipe Calderon ile görüşmelerine izin verilmezse uçağı havaya uçurma tehdidinde bulunduklarını duyurdu. Meksika radyosu da Boeing 737 tipi uçakta 104 yolcunun bulunduğunu kaydetti. Cancun, Yukatan Yarımadası'nın en kuzeyinde ünlü bir tatil beldesi olarak biliniyor YOLCULAR UÇAĞI TERKETTİ Meksika medyası, 100 kadar yolcunun uçaktan inerek alanda bekleyen otobüslere bindiğini bildirdi. TV Azteca, el bagajlarını taşıyan yolcuların sakin göründüklerini duyurdu. Bu arada uçağın Cancun'dan kaçırıldıktan sonra başkent Meksiko'daki uluslararası havaalanına indirilmesinin ardından güvenlik güçlerinin bölgeye konuşlandığı kaydedildi. Meksika radyosu, uçakta 104 yolcunun bulunduğunu duyurmuştu. -HAVA KORSANLARI TESLİM OLDU Meksika'da, Cancun'dan kaçırdıkları uçağı başkent Meksiko'daki uluslararası havaalanına indiren hava korsanlarının teslim oldukları bildirildi. Meksika Televizyonu, polisin, kaçırılan uçaktan kişiyi elleri kelepçeli olarak çıkardığını gösteren görüntüler yayımladı. Uçaktan korsanlarla birlikte mürettebat da indi.
559205
Kapasite Kullanımında Düşüş
Kapasite Kullanımında Düşüş Ağustos ayında imalat sanayiinde kapasite kullanımı bir önceki aya göre 2,6 puan düştü. Üretim miktarında da gerileme var. İmalat sanayiinde kapasite kullanımı Ağustos ayında düşüş gösterdi. Temmuz ayında 0,4 puan düşen kapasite kullanımı Ağustos ayında da 2,6 puan geriledi. Üretim miktarında da gerileme var. Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı verilere göre imalat sanayiinde kapasite kullanımı Ağustos ayında bir önceki aya göre 2,6 puan düştü. Bir önceki yılın aynı ayına göre ise 6,5 puan gerileyen kapasite kullanımı 69,7 puan seviyesine indi. Kapasite kullanımının düşmesinin en önemli nedeni olarak iç pazardaki talep yetersizliği ile işyerlerinin tam kapasite ile çalışmaması gösterildi. Ağustos ayında iş yerlerinin üretim miktarı ise yüzde 2,6 azaldı.
559712
Sonraki Randevu 17 Eylülde
Sonraki Randevu 17 Eylülde Kıbrıs müzakerelerinde ikinci tur başladı. Liderler bir hafta gecikmenin ardından "yürütme" konusunu ele almak üzere biraraya geldi. Kıbrıs sorununa kapsamlı ve kalıcı çözüm bulmayı amaçlayan müzakereler çerçevesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Rum Yönetimi Lideri Dimitris Hristofyas Lefkoşa Ara Bölgede yaptıkları görüşmede "Yönetim ve Güç Paylaşımı" başlığını müzakere etti. Eylül'de başlayan görüşmelerin ilk turunda pozisyonlarını ortaya koyan taraflar, ikinci turda anlaştıkları konuların sayısını artırmayı hedefledi. Yönetim ve Güç Paylaşımı, Avrupa Birliği ile Ekonomik Konular başlıklarında kısmen ilerleme kaydedildi, ancak, Mülkiyet, Toprak, Güvenlik ve Garantiler konularında herhangi bir yakınlaşma sağlanamadı. Bir sonraki görüşme ise 17 Eylülde yapılacak. Eylülde'ki görüşme, prosedüre uymadıkları için, ayin yapmak amacıyla, henüz resmen açık olmayan Yeşilırmak kapısından kuzeye geçemeyen bazı Rumları gerekçe gösterip, toplantıya katılmayacağını duyuran Hristofyas yüzünden yapılamamıştı.
559364
Cinayeti çözene bin TL ödül
Cinayeti çözene bin TL ödül ’de bir geçen yıl kasımda denizde bavul içinde başı, el ve ayakları kesilmiş bulunan kadının kimliğini bildirene bin TL vereceğini duyurdu. Bizim Kocaeli Gazetesi, "Bu kadının kimliğini bildirene bin TL ödül veriyoruz" başlığıyla verdiği haberle, Körfez ilçesi sahilinde cesedi parçalanmış bulunan hamile kadının kimliğinin belirlenmesi için girişimde bulundu. Gazetenin haberinde şöyle denildi: "Hereke Şirinyalı mevkisinde, 25 Kasım 2008 tarihinde sahile vurmuş bir bavulda başı, elleri ve ayakları kesilmiş bulunan, aradan geçen 11 ayda kimliği dahi tespit edilemeyen 20 yaşlarındaki kadını tanıyıp da cinayetin aydınlatılmasına yardımcı olana Bizim Kocaeli Gazetesi olarak bin TL ödül veriyoruz. Cinayetin aydınlatılması için Kocaeli polisinin yaptığı bütün çalışmalar kimliğin tespit edilememesi nedeniyle sonuçsuz kaldı. Polis, hunharca öldürülen genç kadının kimliğinin tespit edilmesi halinde cinayeti çok kolay çözebilecek. Genç kadının kimliğini ya da cinayetin aydınlatılmasına yardımcı olacak bilgileri aşağıdaki adreslere bildirebilirsiniz. Adres: Şahabettin Bilgisu Caddesi Koruma İş Hanı. Kat: /Kocaeli, e-mail: ihbarhatti@bizimkocaeli.com.tr" Kocaeli’nin Körfez ilçesi Hereke sahilindeki bavulda başı, kol ve bacakları olmayan kadın cesedi bulunmuştu. Kocaeli Asri Mezarlığı morgunda yapılan otopside, kadının aylık hamile olduğu belirlenmişti. Daha sonra Kocaeli Emniyet Müdürlüğüne bağlı Deniz Polisi dalgıçlarının bavulun bulunduğu yerin yakınında yaptığı aramalarda, cesede ait el, baş ve ayaklar bulunmuştu. Bacakları bulabilmek için yapılan çalışmalar ise sonuçsuz kalmıştı. Kocaeli Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, kimliğini belirlemek amacıyla bilgisayarda görüntü işleme programı photoshop kullanarak kadının fotoğraflarını oluşturmuş ve basına dağıtmıştı.
558644
Kadın askerler cepheye sürülecek
Asker sıkıntısı çeken kadınları ön cepheye sürmeyi planlıyor Savunma Personeli Bakanı Greg Combet, ’da savaşan özel güçler birlikleri dahil, ordunun her kademesinin kadınlara açılması gerektiğini belirtti. Avustralyalı kadınlar, halen ön cephede sadece ve uçak pilotluğu yapabiliyor, savaş gemisi ve deniz altında görev üstlenebiliyor, ancak ön cephe piyade birlikleri ve özel güçlerde görev alamıyor. 53 bin askeri bulunan ve Doğu Timor’dan ’a, Afganistan’dan Adaları’na kadar dünyanın birçok yerine asker gönderen ciddi asker sıkıntısıyla karşı karşıya bulunuyor.
558931
Yağışlar, hafta başına kadar devam edecek
Yağışlarla birlikte sıcaklıkların da ila derece düşeceğini kaydetti. Küresel iklim değişikliği sebebiyle bu tür aşırı yağışların bundan sonra da meydana gelebileceğine dikkati çeken Çağlar, hava durumu tahminlerine ilişkin şunları dile getirdi: "Yağışların hafta başına kadar sürmesini bekliyoruz. Yarın (bugün) yağışların etki alanı daralıyor. Kuzeyde Marmara'nın doğusu, Karadeniz'in hemen hemen tamamı, Doğu Anadolu'da Kars, İç Anadolu'da Sivas, Çankırı, Eskişehir ve Kütahya bölgelerinde yağış sürecek. Orta ve Doğu Karadeniz'de yağışlar kuvvetli olacak. Yarın yağışlar kuzey ve doğu bölgelerde devam ederken cumartesi, özellikle pazar günü, hemen hemen tüm bölgelerde yağış görülecek. Hafta başından itibaren yurdun batı bölümleri yeni bir yağışlı havanın etkisine girecek.
558410
Türkiye Irak ve Suriye İçin Devrede
Türkiye Irak ve Suriye İçin Devrede Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Suriye ile Irak arasında yaşanan gerilimi gidermek amacıyla düzenlenen dörtlü zirveye katıldı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu on gün içinde ikinci kez Mısır'da temaslarda bulunuyor. Suriye ile Irak arasında yaşanan gerilimi gidermek amacıyla düzenlenen dörtlü zirveye katılan Davutoğlu, "İki komşumuzun arasının açılmasına izin vermeyeceğiz" dedi. Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa'nın daveti üzerine Kahire'ye gelen Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ayağının tozuyla burada yapılan dörtlü zirveye katıldı. Suriye ile Irak arasındaki gerilimi ortadan kaldırmak amacıyla Amr Musa başkanlığında düzenlenen toplantıya, Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari ile Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim de katıldı. Hoşyar Zebari, toplantı öncesinde iki ülke arasındaki ihtilafı gidermede Türkiye'nin rolünün büyük olduğunu vurguladı. Amr Musa da Zebari'nin sözlerine tam destek verdi. Toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ahmet Davutoğlu, iki ülke arasındaki gerilimi azaltmaya yönelik çabaların süreceğini vurguladı ve; "İki komşumuzun arasının açılmasına izin vermeyeceğiz" diye konuştu. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, daha sonra özel olarak davet edildiği Arap Birliği Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısında Arap meslektaşlarına hitap etti. Davutoğlu Mısır'daki temaslarının ardından Ürdün'e geçecek.
559174
Cumhuriyetçi Senatör Obama'ya "yalancı" dedi
Kongresi'nde Başkan Barack Obama'nın sağlık reformuyla ilgili konuşma yaptığı sırada, Cumhuriyetçi Senatör Joe Wilson "yalancı" diye bağırdı. Obama'nın, Kongre'nin iki kanadının üyeleri önünde yaptığı konuşmada, "Bazıları bizim sağlık sistemi reformu için çabalarımızın kaçak göçmenlere yarayacağını söylüyor. Bu yanlış" dediği sırada, Wilson, "Yalan söylüyorsunuz" diye bağırdı. Obama ise, suçlamanın geldiği yöne doğru dönerek, "Önerdiğim reformlar, burada kaçak durumda bulunanlara uygulanmayacak" diyerek konuşmasını sürdürdü. 'de 12 milyon kaçak çalışıyor, bunların çoğu da İspanyol kökenli. Yasal olarak yıldan az bir süredir 'de ikamet edenlerin, yoksullar ve yaşlılar için uygulanan iki sağlık sigortası sisteminden yararlanma hakları bulunmuyor. 'de 46 milyon kadar kişinin sağlık sigortası güvencesi yok, bu sayının üçte birini göçmenler oluşturuyor. Cumhuriyetçiler, Obama yönetiminin sağlık sisteminde öngördüğü reforma karşı çıkıyor. Yine de Obama'nın eski rakibi Cumhuriyetçi Senatör John McCain, Wilson'ın çıkışını "saygısızlık" olarak niteledi ve hemen Obama'dan özür dilemesi gerektiğini söyledi.
559487
Sabit telefonda numara taşıma dönemi
Coğrafi alan kodlu numaralar için numara taşınabilirliği aynı il içinde yapılabilecek. İl sınırlaması olmaksızın konumdan bağımsız bir numara isteyen aboneye ''850'' alan kodundan numara tahsis edilecek ve bu aboneler numaralarını il sınırı olmaksızın istediği yere taşıyabilecek. Şehir içi telefon hizmetlerinin 11 Mayısta rekabete açılmasının ardından sabit telefon hizmetleri işletmecilerine aylık geçiş süresi verilmişti. Bu sürenin dolmasıyla şehir içi sabit telefon hizmetleri ile sabit telefonlarda numara taşınabilirliği bugün itibariyle başladı. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, aboneler sabit telefonlarda numara taşınabilirliği kapsamında numaralarını değiştirmeden işletmeciyi değiştirebilecekler. Coğrafi alan kodlu numaralar için numara taşıma uygulaması aynı il içinde gerçekleşecek. Örneğin, Ankara'da ''0 312'' alan kodlu bir abone, yine Ankara'da olacak şekilde başka bir işletmeciye numarası ile geçebilecek. İl sınırlaması olmaksızın konumdan bağımsız bir numara isteyen aboneye ise Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) belirlediği ve işletmecilere tahsis ettiği ''850'' alan kodundan numara tahsisi mümkün olacak ve abone bu numarasıyla il sınırı olmaksızın istediği yerde hizmet veren bir işletmeciden hizmet alma alabilecek. -NUMARA GÜNDE TAŞINACAK- Sabit telefon hizmeti alan aboneler, numara taşıma için istediği işletmeciye başvuracak. Numara taşıma hizmetinden bireysel abonelerin yanı sıra kurumsal aboneler de faydalanabilecek. Taşıma işlemi için başvuruyu sadece hat sahibi veya vekalet ile yetki verdiği kişi yapabilecek. Numara taşınabilirliği işlemi şu şekilde gerçekleşecek: ''Abone, geçmek istediği işletmecinin abonelik merkezine geçerli bir kimlik belgesi ve TC Kimlik Numarası ile başvuracak; taşıma talep formu doldurup abonelik sözleşmesi imzalayacak. Bu sözleşme taşıma işlemi bitip yeni işletmecide hizmet almaya başlayacağı günden itibaren geçerli olacak. Yeni işletmecinin aboneye ulaşan bir hattı varsa işlem en fazla gün sonra aktif olacak. Abone, güne kadar mevcut işletmecisinden hizmet almaya devam edecek. Eğer Türk Telekom'un hattı kullanılarak taşıma gerçekleşecek ise bu süre en fazla iş günü olacak. Mevcut işletmeci taşıma için onay verdikten sonra, yeni işletmeci aboneye hangi gün ve saat aralığında taşıma işleminin yapılacağı bilgisini SMS veya telefonla bildirecek. Numara taşıma işlemi abonenin tercih ettiği saat aralığında yapılacak ve haberleşme kesintisi ortalama 15 dakika sürecek. Örneğin, gece nöbeti olan bir doktorun iletişim kesintisi gündüz saatinde veya gündüz çalışan bir memurun iletişim kesintisi gece saatlerinde olabilecek.'' Numara taşıma başvurusu sırasında bireysel aboneler, TC Kimlik Numarası, adı ve soyadı, baba adı, doğum yılı, varsa önceki adı ve soyadı bilgilerini; kurumsal aboneler ise vergi numarası ve ticari unvanını işletmeciye verecek. -ABONE BORCU RET NEDENİ OLMAYACAK- Numara taşıma talepleri sadece şu durumlarda reddedilebilecek: ''-Numaranın başka bir aboneye ait olması, -Abonenin mevcut işletmecisinde numarasının değiştirilmesi talebinin bulunması, -Abonenin kimlik bilgilerinin yanlış veya eksik olması, -Taşınması istenen numaraya ait daha önceden başlatılmış ve devam eden taşıma işleminin bulunması, -Taşınması istenen numaraya ait devir veya iptal talebinin bulunması, -Abonenin numara sahibi işletmeci ile yapmış olduğu ilk sözleşme tarihinden itibaren 90 gün geçmemiş olması.'' Abonenin borcunun bulunması ret nedeni olmayacak. Numara taşıma için aboneden sadece alıcı işletmeci ücret alabilecek. Yeni işletmeci isterse taşıma ücreti uygulamayacak. Taşıma işleminin ücrete tabi olması halinde, bu ''abonenin bu hizmetten yararlanmasını engellemeyecek'' nitelikte olacak; BTK gerek görmesi halinde bu ücrete ilişkin düzenleme yapabilecek. Numarası taşıyan bir abone arandığında, çağrının başlatıldığı işletmeci tarafından, cep telefonlarındaki numara taşıma uygulamasında olduğu gibi uyarı yapılacak.
558888
Sel felaketi beni de vurdu
Sel felaketi beni de vurdu Haftanın ikinci günü yağmur İstanbul'u vurduğunda gerçeği söylemek gerekirse biraz hazırlıksız yakalanmıştım. Suyun içinde bata çıka görevimi yaparken iliklerime kadar ıslanmıştım. Önceki gün boyunca Çatalca ve Selimpaşa bölgesinde felaketi görüntüledim. gün onlarla konuşurken, ertesi gün aynı şeyleri benim yaşayacağım aklımın ucundan bile geçmiş değildi. Halkalı Özgülkent'teki evimde gece başımı yastığa koyduğumda çarşamba gününün ilk saatleriydi... Dışarıdan gelen seslere uyandığımda sabah 7.30'u gösteriyordu. Ne olduğunu anlamak için camdan dışarı baktığımda kaskatı kesildiğimi hissetim. Bir gün önce Çatalca Selimpaşa'da çektiğim sel manzarasının ta kendisi şimdi karşımda duruyordu. Panik içinde evimin alt katına indim. Bir şok daha... Evimin zemin katı tamamen sular altındaydı. Ne zaman geldi de ne zaman doldurdu evimi bu sular? SU ÇOK SİNSİ GELDİ Sel çok sinsi gelmişti. Evimin içindeki eşyaları kurtarmaktan umudumu kesip masa üzerinde yarısı suyun içinde bulunan fotoğraf makineme davrandım. Bu sırada eşim ve kayınvalidem de uyanmıştı bile. Eşim 'bazılarını daha yeni aldığımız eşyaları kurtaralım bari' deyince, 'bırak kalsın hemen dışarı çıkıyoruz' dedim... Onları sağ salim dışarı çıkardıktan sonra bir koşuda çatıya tırmandım. İtfaiye ve polisi arayarak yardım isteyeyim dedim. Ama telefon çalışmıyordu. Şebekeler çökmüştü. Çatıdan aşağıya baktığımda manzaranın vahameti daha da belirgin hale geldi. Hemen yanıbaşımızdaki caddenin başından gürleyen su, önüne ne varsa katarak geliyordu. Otomobillerin üst üste gittiğini fark ettim. Hepsi sanki fındık kabuğu gibiydi. Yaklaşık bir buçuk saat evin çatısında sel sularının bitmesini bekledik. Su çekildikten sonra evin alt katına inip eşyalarıma baktım. Alt kat inanılmaz derecede çamur ve su içinde kalmıştı. Suların çekilmesi için kapı ve pencereleri açtım. Sitenin bahçesine çıktığımda ise bütün evlerin aynı şekilde suların altına gömüldüğünü gördüm. Yardım helikopterleri afet bölgesinden bilgi topluyordu. Sitede oturan küçük çocukları kurtarıp güvenli bir şekilde bölgeden uzaklaştırdık.
559721
servisin şoförü adliyede
Halkalı'da, bindikleri panelvan tipi servis minibüsüyle sel sularına kapılarak can veren bayan işçinin çalıştığı tekstil firması sahibi ile servis şoförü adliyeye sevk edildi. Sel felaketinde can veren "Pameks" isimli tekstil firmasında çalışan Naciye Karadeniz, Bircan Karataş, Özlem Ünal, Fikriye Özen, Nebahat Salkım, Altun Yüksel ve Nuriye Can isimli bayan işçilerin panelvan tipi minibüsle taşınmasına ilişkin soruşturma başlatıldı. Soruşturma çerçevesinde gözlem altına alınan firma sahibi Cevdet K. ile servis sürücüsü Mehmet O, Küçükçekmece Adliyesi'ne sevk edildi.
559551
İhracatın ana arteri koptu
İhracatın ana arteri koptu 10 Eylül 2009 Perşembe, 12:37 Önümüzdeki yıl Avrupa Kültür Başkenti olacak İstanbul’da yoğun yağış nedeniyle pek çok araç su altında kaldı, iş yerleri kullanılamaz hale geldi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, 90 milyon dolar civarında bir ticari zararın oluştuğunu dile getirirken, Zurich Sigorta Genel Müdürü Ertuğrul Bul, tahmini 100-150 milyon dolarlık hasarın olduğunu belirtti. Hasarlı araçlar, binalar ve yıkılan köprülerle maliyetin artacağı dile getiriliyor. ŞİRKETLER ETKİLENDİ Sel faciası, şirketleri de olumsuz etkiledi. Bazı oteller ve iş yerleri ile Aras Cargo’nun Silivri’deki deposu suların altında kalırken, Abdürrahim Albayrak’ın sahibi olduğu Altur’da bazı araçlar kullanılamaz hale geldi. 100 ARAÇ HASARLI Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nden (UND) yapılan açıklamaya göre İkitelli ve Bağcılar bölgesinde yaşanan sel felaketleri nedeniyle sürücü yaşamını yitirdi; UND’nin 100’den fazla aracı hasar görürken 23 araca ise ulaşılamadı. Su altında kalan araç sayısı 20 oldu. Selde zarar gören araçlarla ilgili olarak Yapı ve Kredi Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Selim Fenercioğlu, kaskoların yüzde 95’inde sel teminatı olduğunu vurguladı. İTO Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, bölgedeki ticari hasarın 80- 90 milyon dolar olduğunu söyledi. Güneşli’de bin 506, Mahmutbey’de 928, İkitelli’de 711, Sefaköy’de bin 715, Halkalı’da ise 814 İTO üyesi firma bulunduğunu belirten Yalçıntaş, bu firmaların bulunduğu yerlerin sel felaketinden en fazla etkilenen alanlar olduğunu kaydetti. Dağılımda tekstil sektörünün ağırlığı oluşturduğunu, hava alanına yakın bölge olması nedeniyle antrepo, gümrükleme ve depolama hizmetleri veren firmaların da çok olduğunu belirten Yalçıntaş, söz konusu sektörlerin yaşanan sel felaketinden ciddi anlamda etkilenebileceğini ifade etti. Sel nedeniyle Vodafone’un İkitelli’deki merkezi de hasar gördü, cep telefonlarıyla görüşme yapılamadı. Vodafone’un internet sitesi de gün boyu çalışmadı. Silivri’deki depo su altında kaldı Aras Kargo’nun Silivri’deki eposunun su altında kaldığını dile getiren şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Evrim Aras, gönderilerin bir kısmının kurtarılıp başka bir depoya aktarıldığını kaydetti. Deponun 120 metrekarelik bir alanda hizmet verdiğini dile getiren Aras, şunları söyledi: “Hadımköy’deki depomuz da zor durumda. Sular dışarıda, içeriden destek yapıyoruz. Henüz zararın ne olduğunu bilmiyoruz.” Aras Cargo’nun başka şubelerinde sorun bulunmazken İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’ndeki beş‘10 milyon TL kaybımız var’Altur İcra Kurulu Başkanı Abdürrahim Albayrak zararlarının 10 milyon liranın üzerinde olduğunu söyledi. İkitelli’deki binaları sular altında kalan Albayrak, şöyle konuştu: “Geçen hafta 2010 model Volkswagen marka 200 araç almıştık. Hepsini kiralamıştık ama teslimatı bugün (dün) yapacaktık. Hepsi sular altında kaldı. Bodrumlardaki su boşaltılmadı; en büyük endişem bekçilerimizin bodrumda sular altında kalıp can vermesi. Sadece araçlar değil tüm bilgisayar sistemleri, önemli evraklar da sular altında kaldı.’- Bülent GÜNAL/AHT ‘Zararı telafi için çalışıyoruz’ GAZETE HABERTÜRK EBRU ERDOĞAN Zurich Sigorta Genel Müdürü Ertuğrul Bul, selin yaşandığı bölgelerin sigorta bilincinin yüksek olduğu bölgeler olduğunu belirterek sektörün tahmini 100- 150 milyon dolar hasarla karşı karşıya olduğunu söyledi. Bul, zararın telafisi için hazırlık yaptıklarını kaydetti. Axa Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Ali Erlat da hasarı 70-80 milyon dolar olarak öngördüklerini dile getirdi. Trakya ve İstanbul’un özellikle İkitelli- Bakırköy hattından hasar ihbarı geldiğini, ancak yoğunluğu ve adedi konusunda şu anda kesin bir şey söyleyemeyeceklerini anlatan Erlat, kesin rakamların ihbarlar ve ön ekspertizden sonra ancak 10-15 gün içinde alınabileceğini bildirdi.
559430
'Zamdan umudu kestik'
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, ''Memur maaşlarına yapılacak zamla ilgili ümitlerinin Kamu İşveren Kurulu ile yaptıkları toplantıyla bittiğini'' söyledi. Kamu İşveren Kurulu ile memur sendikaları arasında yürütülen toplu görüşme süreci tamamlandı. Başbakanlık Merkez Bina'da Uzlaştırma Kurulu kararının değerlendirildiği toplantının ardından gazetecilere açıklama yapan Ahmet Gündoğdu, toplantıda ''tutanak dayatmasıyla'' karşılaştıklarını belirtti. Toplantı tutanağının, ''Önceden tek taraflı hazırlanarak'' önlerine getirildiğini ifade eden Gündoğdu, ''Tutanakta konfederasyonların taleplerine yer verilmediğini, toplantıda olmayan şeylerin tutanağa olmuş gibi yazıldığını'' öne sürdü. Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın, maaş zammı konusunda ''Yeni bir teklif veremeyeceklerini'' ifade ettiğini aktaran Gündoğdu, Kamu İşveren Kurulu'nun ''Yasanın ruhuna aykırı hareket ettiğini'' savundu. Gündoğdu, ''Masaya 'vermeme moduyla' gelinmesi, tutanağın tek taraflı hazırlanmasına yol açmıştır'' dedi. Bundan sonraki süreçte, Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu ve Anayasa'nın, alınterini ve emeği koruyan bir yapıya kavuşturulması için çalışacaklarını söyleyen Gündoğdu, artık sözün bittiğini, bundan sonra önlerindeki engelleri kaldırmanın mücadelesini vereceklerini anlattı. Bir soru üzerine Gündoğdu, yasal sürecin bittiğini, bundan sonra ''B planını'' hayata geçireceklerini söyledi. Gündoğdu, ''Maaşlarla ilgili ümidimiz, bugünkü toplantıyla bitmiştir. Yetkili kurullarımızda alacağımız kararlar doğrultusunda, başta toplu sözleşme talebimizi hayata geçirmek olmak üzere diğer konulardaki kararlılığımızı kamuoyuyla paylaşacağız'' diye konuştu.
558943
Boşnaklar ile Türkler orucu tribünde açtı
Bazı Boşnaklar, Türk taraftarlara ikramda bulundu. Mücadeleyi 1500 kadar Türk vatandaşı da kendilerine ayrılan bölümde izledi. İki takım için de hayati önem taşıyan karşılaşmaya Boşnak taraftarlar büyük ilgi gösterdi ve stadı tamamıyla doldurdu. Boşnak taraftarlar, takımlarının yanı sıra zaman zaman Millî Takım oyuncularına sevgi gösterisinde bulundu. Türk Millî Takımı'nın kritik Bosna maçını Türkiye'den gelen taraftarların yanı sıra çok sayıda kulüp başkanı izledi. Devlet Bakanı Faruk Özak ve UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik'in de geldiği karşılaşmada Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz, Denizlispor Başkanı Ali İpek, Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı, İstanbul Büyükşehir Belediyespor Başkanı Göksel Gümüşdağ, Kayserispor Başkanı Recep Mamur da Millîleri yalnız bırakmadı. Türkiye'de sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlar için karşılaşma sırasında saygı duruşunda bulunuldu. Millî Takım'ımız bu müsabakaya kolunda siyah bantla çıktı. Stat hoparlöründen yapılan anonsta Türkiye'nin acısının paylaşıldığı dile getirildi. Ayrıca yine stat hoparlöründen Ay-Yıldızlı ekibimizin ısınmak için sahaya çıktığı esnada ıslıklanması istendi.
558402
Hastanenin acil servisini su bastı
Hastanenin acil servisini su bastı SAKARYA Sakarya'da sağanak yağış etkili oluyor. Akşam saatlerinde başlayan sağanak yağış nedeniyle devlet hastanesinin acil servisini su bastı, cadde ve sokaklar sular altında kaldı. Yaya ve araç trafiğini olumsuz etkileyen yağmur yağışı devam ediyor.
558450
'Zekat ve fitre' Sahur Vakti'nde
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkan Vekili Ekrem Keleş, İslam dininde kimler zekat vermel, fitre ve sadaka kimlere verilmeli gibi konular hakkında bilinmeyenleri cevaplandıracak.. Ömer Döngeloğlu ile Sahur Vakti Ramazan boyunca her gece saat 3'te Kanal 7'de..
559709
15:18 Afgan gazetecinin ölümüne tepkiler sürüyor
Afgan gazetecinin ölümüne tepkiler sürüyor Afganistan’da New York Times muhabiri Stephen Farrell için İngiliz özel kuvvetlerinin düzenlediği kurtarma operasyonu sırasında Farrel’a tercümanlık yapan gazeteci Sultan Munadi’nin ölümüyle ilgili tepkiler sürerken, operasyon öncesinde Kızılhaç’ın rehinelerin kurtarılması için yaptığı müzakerelerin olumlu geçtiği bildirildi. Afganistan’da uluslararası haber kuruluşları için çalışan gazetecilerin kurduğu Afganistan Medya Kulübü, gazetecilerin bırakılması için şiddet içermeyen kanallar kullanılmadan askeri operasyon düzenlenmesi nedeniyle uluslararası gücü sorumlu tuttuklarını açıkladı. Taliban’ın da gazetecilerin kaçırılması nedeniyle kınandığı açıklamada, İngiliz özel kuvvetlerinin İngiliz gazeteciyi kurtarırken, baskında ölen Munadi’nin cesedini geride bırakması insanlık dışı olarak nitelendirildi. CBS için çalışan Afgan gazeteci Fazul Rahim, yabancı güçlerin bu hareketinin saygıdan yoksun olduğunu belirterek, “Bu, bir Afganın hayatıyla yabancının hayatı arasındaki çifte standardı gösteriyor” dedi. Afgan gazeteciler, ayrıca Munadi’nin mezarı başına çiçek bıraktılar. Sınır Tanımayan Gazeteciler bölge temsilcisi Vincent Brossel, El Cezire’ye, kurtarma operasyonunda neler olduğunun tam açıklığa kavuşmadığını, bu nedenle Afgan Gazeteciler Örgütü’nün İngiliz hükümetinden bir soruşturma başlatması için başvurmasını istediklerini aktarmıştı. Afgan gazetecilerin kızgın olduğunu, olan biten konusunda gerçeği bilmeleri gerektiğini belirten Brossel, Munadi için “Afganistan’da çok saygın ve kıdemli bir gazeteciydi. Gerçeği bilmeliyiz” demişti. İNGİLTERE VE NATO’NUN TEPKİSİ Afganistan’daki NATO ve Amerikan güçleri sözcüsü Albay Wayne Shanks ise, kurtarma operasyonu sırasındaki can kayıplarını trajik olarak nitelendirdi. Albay Shanks, çatışmanın ortasındayken bir şeyler yapmadığı için kimsenin suçlanamayacağını söyledi. İngiltere Başbakanı Gordon Brown’ın makamından yapılan yazılı bir açıklamada da, Munadi’nin ölümü nedeniyle üzüntü duydukları belirtildi. Askerlerin Stephen Farrell ile çevirmeni Sultan Munadi’yi kurtarma girişimi çerçevesinde baskını düzenlediğine dikkat çekilen açıklamada, Brown’ın taziye için Munadi’nin ailesiyle bağlantıya geçeceği ifade edildi. “OPERASYON ÖNCESİ MÜZAKERELER OLUMLUYDU”Kurtarma operasyonu öncesinde, gazetecileri kaçıranlarla müzakereler yapıldığı ve bu müzakerelerin “olumlu” bir yolda ilerlediği belirtildi. Time dergisinin internet sitesinde yer alan ve müzakerelere yakın kaynaklara dayandırılan habere göre, Uluslararası Kızılhaç Komitesi yetkilileri, gazetecileri kaçıranlarla doğrudan temas halindeydi. Haberde, müzakerecilerin, Eylül’de kaçırılan Farrell ile Munadi’nin herhangi bir fidye ödemeden birkaç gün içinde bırakılacakları konusunda “iyimser” oldukları belirtildi. İngiliz komandolarının baskınından saatler önce de Munadi’nin cep telefonuyla ailesiyle görüşmesine izin verildiği, ailesine yakında serbest kalacaklarını anlattığı bildirildi. Afgan gazeteci Munadi, tercümanlığını yaptığı Farrell ile birlikte, NATO’nun Kunduz vilayetinde tankeri vurduğu ve onlarca sivilin öldüğü operasyonun olduğu yere gitmeye çalışırken Eylül’de Taliban militanlarınca kaçırılmıştı. İngiliz komandoları, dün sabaha karşı kurtarma operasyonu düzenlemiş, helikopterle yapılan operasyonda Farrell kurtarılmış, Munadi ölmüştü. Farrell, helikopterle olay yerinden uzaklaştırılırken Munadi’nin cesedi yerde kalmıştı. Cenaze daha sonra Kabil’e getirildi. Kunduz Valisi, İrlanda-İngiliz çifte vatandaşlığına sahip NYT muhabiri Farrell’ın yara almadan kurtarıldığı operasyonda, Munadi’nin yanı sıra bir Taliban komutanı ile evin sahibi ve bir kadının yaşamını yitirdiğini açıklamıştı. Operasyonda bir İngiliz askeri de ölmüştü. Kurtarma operasyonu bitinceye kadar gazetecilerin kaçırıldığı konusu haberleştirilmemiş, medyada “karartma” uygulanmıştı. Munadi’nin çatışma sırasında Taliban güçlerince mi yoksa İngiliz askerlerinin kurşunuyla mı öldüğü henüz açıklığa kavuşmuş değil.
559677
15:00 Köpeğe VIP karşılama
Köpeğe karşılama kadın, yeni köpeğine havaalanında özel bir karşılama yaptı. Sohu.com adlı sitesinde, Wang isimli kadının, uzun bir zamandır Tibet terrier cinsi bir köpek aradığı, mutlu haberin ’in kuzeybatısındaki bir eyaletten geldiği belirtildi. Haberde, köpeğin Xi’an’a gelişinde 30 Mercedes-Benz’ten oluşan bir konvoyla karşılandığı ve bu sevdanın milyoner kadına 400 bin avrodan fazlaya mal olduğu kaydedildi. Uzun siyah tüylü bu köpek Çin’de çok seviliyor.
559088
Davutoğlu Zebari ve Muallim ile görüştü
Görüşmede, Şam ve Bağdat yönetimi arasında 'ta 100 kişinin öldüğü saldırılarla patlak veren gerginlik ele alındı. Davutoğlu, ve arasındaki gerginliğin giderilmesini amaçlayan sürecin devam edeceğini söyledi. Ahmet Davutoğlu, Kahire'deki Arap Birliği Bakanlar Konseyi toplantısında açılışı konuşmasını yaptı. Mısır ziyaretinde bir kez daha, 1967 sınırları içinde Filistin devletinin kurulması gerektiğini vurguladı. Türkiye olarak 'a güvenik konusunda destek vermeye devam edeceklerini belirtti. Davutoğlu Mısır'ın ardından Ürdün'e geçti. Dışişleri Bakanı burada Ürdün Kralı Abdullah ve Başbakanı Nadir Dahabi ile mevkidaşı Nasır Cevde ile görüşecek. Davutoğlu'nun son durağı olacak. 12-13 Eylül tarihlerinde Dışişleri Bakanı Manuçehr Muttaki ve üst düzey İranlı yetkililerle görüşecek. Seçim sonrası 'daki gelişmeler, 'ın uranyum zenginleştirme programı gibi konular masada olacak.
560098
Türkiye, Enerji Topluluğu’na katılmak için müzakerelere başladı
Topluluğu’na katılmak için müzakerelere başladı AB ve Balkan ülkeleri arasında 2006 yılında kurulan Topluluğu’na ’nin de katılması için müzakerelerin dün ’nın başkenti ’da başladığını duyurdu. Türkiye’nin gözlemci üye statüsündeki Enerji Topluluğu’na tam üyeliği için ilk tur görüşmeler Enerji Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Yazar başkanlığındaki Türk heyetiyle AB Komisyonu Enerji Genel Müdür Yardımcısı Fabrizio Barbaso başkanlığındaki AB heyetiyle arasında gerçekleştirilirken Türkiye’nin AB’ye uyum için piyasası başta olmak üzere enerji sektöründe yaptığı reformlar ele alındı. Enerjiden sorumlu AB Komisyonu Üyesi Andris Piebalgs, “Türkiye devasa enerji ihtiyacı nedeniyle temel reformlarını yapıyor. Türkiye, Enerji Topluluğu’na iyi hazırlanmıştır ve burada önemli bir rol oynayacaktır. Umarım müzakereler hızlı ilerler ve önümüzdeki aylarda tamamlanır” dedi. AB Komisyonu, projesinde hükümetlerarası anlaşmanın 13 Temmuz’da ’da imzalanmasının ardından Türkiye’nin Enerji Topluluğu’na dahil olmak için müzakerelere başlamasıyla Türkiye-AB enerji işbirliğinde önemli bir dönüm noktasına ulaşıldığını bildirdi. AB’yle Balkan ülkeleri ve ’nın taraf olduğu Enerji Topluluğu, katılımcı ülkelerin enerji alanında AB müktesebatına uyum sağlayarak AB enerji piyasasına dahil olmalarını öngörüyor. Türkiye ile birlikte ve ’in gözlemci statüde olduğu Enerji Topluluğu AB’nin enerji arzı güvenliğine katkı yapıyor.
559240
DT demokratik açılım turuna çıkıyor
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ve Başkan Yardımcısı Emine Ayna, demokratik açılım görüşmeleri kapsamında bugün ilk olarak sırasıyla KESK, Mazlum-Der ve İnsan Hakları Derneği'ni ziyaret edecek. DTP'li yöneticiler yarın ise Türkiye Barolar Birliği ve Türk Tabipler Birliği'nde görüşmelerde bulunacak. DTP'liler, 14 Eylül'de de İstanbul'da temaslarını sürdürecek.
558758
Deprem olursa
’dan sonra da ‘sel felaketi’ne uğradı; sabahın erken saatlerinde ’de 3-4 metreye yükselen sular altında kalan, sürüklenen araçların, demir yığınına dönen TIR’ların manzarası ürkütücüydü. Helikopterler inip kalkıyordu. 30 kişi hayatını kaybetti. Onlarca insan kayıp. İstanbul gibi bir ‘megaköy’de yaşayıp da bu tür felaketlerden sağ çıkmanın ‘afet yönetimi’yle falan hiç ilgisi olmadığını dün bir kez daha gördük. Prof. Mikdat Kadıoğlu senelerdir uyarır ama sonuçta biraz ‘şanslı’ olanlar kurtuldu! Diğerleri içinde yaşadıkları kentin çarpıklıklarının ve kötü yönetiminin kurbanı oldular. İstanbul bekliyor! 17 Ağustos depreminin üzerinden on yıl geçti. Trakya ve havzası, İstanbul’u tehdit eden fay hatları nedeniyle taşıdığı yer altı riskleri kadar ve değişikliğinin tehditlerini de üzerinde barındırıyor. Artan sıcaklıkla birlikte sel, gibi doğa olayları önümüzdeki yıllarda daha da sertleşecek. Çevre felaketlerine yol açacak. Kentin buna göre yapılanması gerekirken, İstanbul depremden bu yana geçen on yılda katlanarak büyüdü, betonlaştı. Dağ, tepe bina oldu. Dere yataklarını konutlar, fabrikalar, alışveriş merkezleri doldurdu. Yetmedi; kuzeydeki son yeşil alan da, ‘üçüncü köprü’yle talan edilecek. Dünkü selde gördük: ’na giden yollar, otoyolunu ’ye bağlayan köprüler, kavşaklar azgın suların altında kaldı. Buralar aynı zamanda kentin ‘vitrin’i. Başka bir ülkeden geldiğinizde, ilk izlenimi çıkışı verir. Havaalanı çevresinde genellikle yüksek yapılaşmaya izin verilmez. İkitelli’yi yutan Ayamama Deresi doğanın bu çarpıklığa isyanı gibi; her on yılda bir taşmaktadır. Havaalanı yolunu sel alır mı?! Hurda yığını haline gelen TIR’ları içinde barındıran arazinin olası bir selde ne hale geleceği düşünülmemiş midir? Felaketin bir başka boyutu da ’den sonra ’a kadar uzanan yazlıklardır. Selimpaşa görüntüleri yansıdı ekranlara. Sahilleri duvar gibi ören yazlık siteler, sel sularının altında kaldı. İnsanlar can verdiler. Doğa, Marmara depreminde ağır bir uyarıda bulunmuştu. Değirmendere ve ’daki sitelerde binlerce kişi öldü. Bu konutların çoğu ne yazık ki üzerine ve dere yataklarına yapılmıştı. Rahmetli Aykut Barka ile depremden sonra bölgeye gittiğimizde, elma bahçeleri içinde temelsiz, kum ve çakılın üzerinde yükselen 4-5 katlı binaların kadayıf gibi nasıl da yamyassı olduklarını görmüştük. ’den Prof. Mikdat Kadıoğlu da, televizyonda dere yatakları üzerindeki yapılaşmanın seldeki etkisini anlatıyordu. Yetkililer istedikleri kadar ‘’ desinler, bu yıkımda rantçı zihniyetlerin payı büyük. İnsan eliyle hazırlanan felakete ‘doğa’ da yardımcı oluyor. İstanbul kendi sonunu hazırlıyor!
559776
Resimli kısa Google tarihi Galeri
Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net, tasarımda sadeliği tercih eden Google'ın bugüne kadar hangi yüzlere büründüğünü araştırdı. Google'dan haberdar olmayan bir internet kullanıcısının günümüzde yaşadığını pek sanmıyoruz. Ancak en kıdemli, en eski internet sörfçüleri bile, Google'ın yıllar boyu değişen ana sayfalarının tamamını bilmez. Özel günleri unutmayan, 23 Nisan'da çocukları, 19 Mayıs'ta gençleri, Kurban Bayramı'nda koçları sevindiren Google'ın ana sayfasının varsayılan hali, yıllar boyu nasıl değişti merak ediyor musunuz? İşte geçmişten günümüze, henüz Stanford Üniversitesi sunucularında barındığı dönemden bugüne kadar değişen ve gelişen Google ana sayfaları:
559473
Ada'da Gecikmeli İkinci Tur
Ada'da Gecikmeli İkinci Tur Talat ve Hristofyas, "Yönetim ve Güç Paylaşımı"nı müzakere ediyor. Kıbrıs müzakerelerinde ikinci tur başladı. Liderler bir hafta gecikmenin ardından "yürütme" konusunu ele almak üzere bir araya geldi. Kıbrıs sorununa kapsamlı ve kalıcı çözüm bulmayı amaçlayan müzakereler çerçevesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Rum Yönetimi Lideri Dimitris Hristofyas Lefkoşa Ara Bölgede başladıkları görüşmede "Yönetim ve Güç Paylaşımı" başlığını müzakere ediyor. Eylül'de başlayan görüşmelerin ilk turunda pozisyonlarını ortaya koyan taraflar, ikinci turda anlaştıkları konuların sayısını arttırmayı hedefliyor. Yönetim ve Güç Paylaşımı, AB ile Ekonomik Konular başlıklarında kısmen ilerleme kaydedilirken, Mülkiyet, Toprak ile Güvenlik ve Garantiler konularında herhangi bir yakınlaşma sağlanamadı. Eylülde yapılacağı duyurulan görüşme, prosedüre uymadıkları için ayin yapmak amacıyla, henüz resmen açık olmayan Yeşilırmak kapısından kuzeye geçemeyen bazı Rumları gerekçe gösterip, toplantıya katılmayacağını duyuran Hristofyas yüzünden yapılamamıştı.
558903
'Zayıf gelin' diyeti öldürdü
'Zayıf gelin' diyeti öldürdü DIŞ HABERLER 10.09.2009 Günde sadece 530 kalorilik diyet yapan gelin adayı kalbine yenildi İngiltere'de 34 yaşındaki Samanta Clowe'un zayıf gelin olma hayali, hayatına mal oldu. 111 kilo olan Clowe, normalde 12 hafta süren "Lighter Life" isimli diyet programıyla 19 kilo verdi. Günde sadece 530 kalori alıyordu. Genç kadın diyeti boyunca sadece çorba ve minik abur cuburlar yedi. Ancak 11 hafta sonunda, dengesiz beslenme yüzünden zayıf düşen Clowe'un bünyesi daha fazla dayanamadı. Kalp yetmezliği nedeniyle kısa süre önce yaşamını yitirdi. KARDEŞİ: DALGA GEÇERDİM Clowe'un erkek kardeşi, "Ablamın kilolarıyla dalga geçtim, onun ne kadar etkilendiğini anlayamamışım" diyerek kendini suçlarken uzmanlar Samanta Clowe'un ölümüyle ilgili soruşturma açtı. İngiliz basını ise bol su içerek ve sadece hayatta kalabilecek kadar yemeye 'onay' veren diyet şirketini suçluyor. Uzmanlar, kadınların günde ortalama bin kalori alması gerektiğine de dikkat çekiyor.
559666
"Günaydın Avrupa yeni halkınız Kürtler"
Almanya'da düzenlenen Kürt konferansına katılan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Avrupalılar'ın göçmen Kürtler'in haklarını tanımasını istedi. "Günaydın Avrupa artık yeni bir halkınız var: Kürtler" diyen Baydemir, "Diaspora Kürtlerinin bugün yaşadığı sorun alanlarının başında kimlik sorunu gelmektedir" dedi. Ahmet YUKUŞ (AHT) Ortadoğu'dan Avrupa'ya göç etmek zorunda kalan Kürtler'in yaşadığı sorunlar Almanya'nın Berlin Eyalet Parlamentosu'nda masaya yatırıldı. ?Almanya'da 45 yıldır yaşayan Kürtler, bağımsız göçmen grubu olarak tanınmak istiyor' ismi ile düzenlenen konferansa Türkiye'den Diyarbakır Büyükşehir Başkanı Osman Baydemir davet edildi. Berlin Eyalet Meclis Başkanı Walter Mober ile birçok ünlü siyasetçi ve uzmanın da katıldığı konferansta Baydemir, salondakileri Kürtçe selamladı. "KÜRTLER AVRUPALI'DIR" "Ortadoğu'da yaşayan Kürtler bugün ve yarının Avrupalısıdır" diyen Osman Baydemir, "Kendi anavatanlarında dilleri, kimlikleri ve kültürleri yok sayıldı. Şimdi de Avrupa Kürtleri Avrupa'da da kendi dilleriyle kültürleri ve kimlikleriyle yaşama isteği çeşitli güçlükler ve zorluklarla karşı karşıyadır. Yani Kürtler kimi zaman Türk, kimi zaman Acem, kimi zaman Arap olarak görülmektedir. Avrupa Kürtlerinin Avrupa'da sistemle entagrasyonunun ve sisteme katılmasının önündeki en büyük engellerden biri bu algı ve tanımlamalardır. Bizler de Avrupa'da yaşayan Kürtler için diaspora Kürtleri kavramını kullanırsak; diaspora Kürtlerinin bugün yaşadığı sorun alanlarının başında kimlik sorunu gelmektedir. Kimliği tanınan bir Kürt daha kolay bir Alman vatandaşı ve Avrupa değerler sisteminin bir parçası olabilecektir" şeklinde konuştu. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, konuşmasını, "Günaydın Avrupa, artık yeni bir halkınız var: Kürtler... Ve onlar haklarıyla var olmak istiyorlar, Avrupa değerler sistemine katkı sunmak istiyorlar" şeklinde tamamladı.
559602
Brezilya'da Elano, Dos Santos'un yedeği oldu
'da Elano, 'un yedeği oldu Bir önceki maçta 'i 3-1 yenen sambacılar, bu maçta da 'ye gol attılar. Kart cezalısı olan Kaka, Lucio ve Luis Fabiano ile sağ dizinden bir sakatlık yaşayan 'nun forma giyemediği maçta bunca eksiğine rağmen Şili'yi, Nilmar'ın üç golüyle geçmesini bildi. Goal.com'un haberine göre, 33.dakikada Nilmar'ın attığı golle 1-0 öne geçen Brezilya, 'nın 41. dakikadaki golü ile iki farklı skor yakalamış oldu. İlk yarının uzatma dakikalarında Humberto Suazo'nun golcü, Şili'yi umutlandırdı. Nitiekim, ikinci yarının başında, 52. dakikada bir kez daha Brezilya ağlarını havalandıran Suazo karşılaşmaya eşitliği getirdi. Ancak 73 ve 76'da sahneye çıkan Nilmar, Brezilya'nın üst üste 11. galibiyetini almasını sağladı. Bu maçtan sonra 33 puana yükselen Sambacılar, ikinci sıradaki 'ın üç puan önünde yer aldılar. Goller: Nilmar (31’), (73’), (76') Baptista (41’) Humberto Suazo (45’), (52') Bu arada karşılaşmanın 72. dakikasında yerini Elano'ya bıraktı.
558566
Erdek ve Bandırma'ya uyarı
Erdek ve Bandırma'ya uyarı Erdek ve Bandırma'da, saat 03.00'e kadar kuvvetli yağış bekleniyor. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan meteorolojik uyarıda, radar ve uydudan alınan verilere göre, Marmara Denizi üzerindeki gök gürültülü sağanağa sebep olan bulut kütlesinin güneye doğru ilerlediği belirtildi. Bulut kütlesinin, Erdek ve Bandırma ilçeleri genelinde saat 03.00'e kadar kuvvetli yağışlara sebep olmasının beklendiğinin kaydedildiği uyarıda, vatandaşların ani sel, su baskını ve yıldırım düşmesine karşı dikkatli olmaları istendi.
558570
'Dev'ler şov yapıyor!
-POLONYA: 69 TÜRKİYE: 87- Salon: Centennial Hakemler: Shmuel Bachar (İsrail), Sreten Radoviç (Hırvatistan), Aleksandar Milojeviç (Makedonya) Polonya: Logan 6, Szubarga 6, Ignerski 6, Lampe 14, Gortat 21, Koszarek 5, Szewczyk 5, Chylinski 3, Witka Türkiye: Kerem 11, Ömer Onan 2, Ersan 18, Hidayet 13, Ömer Aşık 22, Ender 10, Semih 5, Oğuz 6, Sinan, Engin 1. Periyot: 17-24 Devre: 45-34 (Türkiye lehine) 3. Periyot: 55-66 36. Avrupa Erkekler Basketbol Şampiyonası (D) Grubu'ndaki 3. ve son maçında evsahibi Polonya'yı 87-69 yenen (A) Milli Takım, grup lideri olarak bir üst tura yükseldi. Gruptaki maçını da kazanan ''12 Dev Adam'', iyi bir performans sergilerken, final serisi öncesi bir üst gruba da avantajlı bir biçimde yükselmeyi başardı. Karşılaşmaya oldukça iyi başlayan (A) Milli Takım, pota altında Ömer Aşık'ın başarılı performansıyla üstünlüğü ele alırken, bu oyuncunun kazandırdığı 10 sayıyla 5. dakikayı 14-6 önde geçti. Gortat ve Szewczyk'nin basketleriyle denge sağlamaya çalışan evsahibi ekip, Kerem ile Ersan'ı durduramayınca 8. dakikada fark 10 sayıya çıktı: 21-11) ve ilk çeyrek 24-17 milli takımın üstünlüğünde sonlandı. İkinci çeyrekte Gortat ile farkı kapatmaya çalışan Polonya, üst üste hücumları ise değerlendiremedi ve çok fazla top kaybı yaptı. Dış atışlarda Ender, pota altında ise Oğuz ve Semih ile sayılar kazanan milli takım, son dakikasına 16 sayı farkla 45-29 önde girdiği bu periyotu da 45-34 galip kapattı. Polonya, ikinci yarıya hızlı bir başlangıç yaparak Lampe ile üst üste sayılar üretti. Ender, Semih ve Ersan'ın çabalarına karşın hücumları iyi değerlendiremeyen milliler karşısında evsahibi takım, 25. dakikada farkı sayıya dek indirdi: 56-50. Polonya taraftarlarının yoğun baskısına karşın yeniden üstünlüğü ele alan (A) Milli Takım, Ömer Aşık ve Oğuz'un basketleriyle son periyota 66-55 üstün girmesini bildi. ''12 Dev Adam'', son çeyrekte oyunun hakimiyetini tamamıyla eline aldı. Pota altında Ömer Aşık, dış atışlarda ise Hidayet ile 15-2'lik seri yakalayan milliler, 35. dakikada farkı 24 sayıya çıkardı: 81-57. Farkı 38. dakikada 26 sayıya dek yükselten (87-61) (A) Milli Takım, kalan sürede rakibine şans tanımayarak karşılaşmadan 87-69 galip ayrıldı. Gruptaki ilk iki karşılaşmada sağlık nedenleriyle oynayamayan Ömer Onan ile Litvanya maçında ayak bileği burkulan ve Bulgaristan maçında yer alamayan Engin Atsür, Polonya karşısında yeniden forma giyme fırsatı buldular. Bu arada karşılaşma öncesi, Türkiye'de yaşanan sel felaketinde yaşamlarını yitirenler için dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
558770
İran sınavı Davutoğlu’nu terletecek
Bu ayın 24’ünde ’ta liderler seviyesinde yapılacak olan BM toplantısının gündemi silahların yayılmasını önleme” ve “nükleer olacak. Kısa ifadesiyle “’ın nükleer programı”... Obama yönetimi, İran’la nükleer konusunda görüşmelere başlanması için eylül sonuna kadar süre tanımış, ağırlaştırılmış yaptırımların gündeme gelmemesi için de yıl sonuna kadar bu görüşmelerden somut sonuçlar çıkması şartını ileri sürmüştü. Dün ise İran’ın Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi artı ’dan oluşan “5+1” grubuna, yeni tur görüşmelerin başlaması için bir öneri paketini sunmaya hazırlandığı haber veriliyordu. İran’ın nükleerleşme stratejisi bellidir: Uluslararası camiayı dipsiz müzakerelerde oyalamak ve bu arada üretme yetkinliğine kavuşmak... Bu stratejinin değiştiğine dair bir emare olmadığı gibi, bir değişim beklemek için neden de yoktur... Hatta rejim, “şampiyon nükleerci” Ahmedinecad’ı iktidarda tutarak stratejinin devam edeceğini göstermiştir. yaklaşıyor dış politikasına yön verenlerin, 2010’da ve hatta önümüzdeki aylardan itibaren, kaçamayacakları “İran sınavı”nda zorlanıyor olacaklarını öngörmekten bizi ne alıkoyabilir ki? Dışişleri Bakanı İran’ın ilk atom bombasını patlatıp nükleer güç haline geleceği günden itibaren, bir daha “Merkez ülkeyiz” ya da “Düzen kurucu ülkeyiz” diyemeyeceğini eminim bilmektedir. Çünkü zaman düzeni İran kuracak, “merkez” de İran olacaktır. “Komşularla sıfır sorun teorisi” artık fıkra niyetine anlatılacaktır. Ama büyük teorilerin iflası için birkaç yıl geçmesine gerek yok... İran’ın nispeten kısa bir süre sonra yeterli malzeme, tesis, bilgi ve teknolojiyi hazır edip bomba üretmeye bir-iki aylık mesafede durması halinde bile, teorileri uluorta seslendirmek için “ortam algılaması” duygusundan fazlasıyla mahrum olmak gerekecektir. Gayrıresmi Bu trajik sonu önlemek için ne yapmalıdır AKP dış politikasına yön verenler? İran’ın nükleerleşmesine karşı durmalıdırlar elbette... Ne yapıyorlar peki? ’nın resmi web sitesine bakarsanız, “nükleer silahların yayılması için ciddi bir endişedir” ve “ülkemiz bu endişe verici eğilimin kontrol altına alınması amacıyla yürütülen uluslararası çalışmalar içinde yer almaktadır”... Başbakan ’ın anlayışı ise bambaşkadır... Geçen kasımda ’da “İran’a (nükleer silah) yapma diyenlerin de kendilerinin nükleer silahı olmaması gerekir. Sizde nükleer silah olacak, karşı tarafa sen yapma diyeceksin. da kendine göre savunmaya geçiyor” diyerek İran’ın nükleerleşmesine en büyük desteği veren lider olmuştu. zamandan bu yana da tutumunu tashih etmedi. BM Güvenlik Konseyi üyesi Türkiye’nin Başbakanı, bakalım 24 Eylül’deki Konsey toplantısında ne diyecek? ‘Transatlantik Eğilimler’ araştırması Türkiye’nin komşusu İran’a düzenlenecek bir saldırıya ortak olmayı reddetmesi en doğal hakkıdır. Ancak, İran’a karşı ve AB destekli ağırlaştırılmış bir beklendiği gibi gündeme gelir ve Batılı müttefikleri Türkiye’yi bu meşru eyleme katılmaya çağırırlarsa, AKP hükümetinin buna cevabı ne olacak? AKP, bu kez Batı ile birlikte hareket etmek isterse, bunu içte en hafif siyasi hasarla atlatmak için, oluşumunda payının bulunduğu Batı aleyhtarı bir Türk kamuoyunu ikna etmek mecburiyeti ile yüz yüze kalacaktır. German Fund’ın dün açıklanan “Transatlantik Eğilimler 2009” araştırmasının ilginç bulgularına göre Türkiye’de “İran’ın nükleer silah geliştirme ihtimali kabul edilsin” diyenlerin oranı son iki yılda yüzde 16’dan 29’a çıkmış bulunuyor. “Nükleer İran’a evet” diyenlerin oranı 11 ülkesinin ortalamasında yüzde 8, ABD’de ise sadece yüzde beş. Türkiye’deki “nükleer İrancılar”ın iki yılda neredeyse iki katına çıkması, aleyhtarlığı ve Erdoğan faktörüyle açıklanabilir. Ama “düzen kurucu ülke” teorisyenleri, Batı nezdindeki bütün kredilerini kaybetmek istemiyorlarsa şimdi kendi yarattıkları “nükleer İrancılar”la etmek” durumundadırlar. İran, AKP’nin turnusol kağıdıdır.
558464
Karadeniz kıyıları için yağmur uyarısı
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan meteorolojik uyarıda, Batı Karadeniz, Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları ile İstanbul'un Avrupa yakası, Amasya, Tokat, Kırklareli ve Tekirdağ'da saat 23.59'a kadar sürecek gök gürültülü sağanak beklendiği bildirildi. Rize, Trabzon ve Hopa başta olmak üzere Orta ve Doğu Karadeniz kıyılarında gece yarısından itibaren yarın saat 18.00'e kadar kuvvetli sağanak ve gök gürültülü sağanak beklendiğinin kaydedildiği uyarıda, vatandaşların ani sel, su baskını ve yıldırım düşmesine karşı dikkatli olmaları istendi.
559809
Uzun boylu insanlar daha mı mutlu? (Zaman Online)
"Ekonomi ve İnsan Biyolojisi" adlı dergide yayınlanan araştırmada, uzun boylular hayata daha olumlu yaklaştıkları, mutluluk ve eğlence gibi duyguları da daha rahat ortaya koyma eğiliminde oldukları açıklandı. Bu kişilerin stres ve öfke gibi deneyimlerle karşılaşmalarına rağmen acı ve üzüntüyü daha az dile getirdikleri kaydedilen araştırmada, bu durumun sebeplerini mercek altına alan uzmanlar, bu durumun eğitim ve gelir düzeyiyle ilişkili olduğunu belirttiler. Araştırma kapsamında, Ocak 2008 ile Nisan 2009 tarihleri arasında 18 yaş üzeri 450 binden fazla kişiyle konuşan uzmanlar, katılımcıların boyları ile sürdükleri yaşamı değerlendirdi. Uzun boylu insanların genel olarak eğitim ve gelir düzeyinin daha yüksek olduğu sonucuna varan araştırmacılar, bu iki etkenin, hayata bakış açısında etkili olduğunu da sözlerine eklediler. Çıkan sonuçlara rağmen araştırmacılar, söz konusu çalışmadan en uzun boylu insanların en mutlu grup olacağı sonucunun çıkarılamayacağına dikkat çekiyor. Kendilerini yaşam merdivenin altında gören erkeklerin boyunun ortalamadan yaklaşık cm kısa olduğu belirtilen araştırmada, kadınların ise 1,3 cm kısa olduğuna değiniliyor.
559017
Yağmur gece de sürdü, su baskınları oldu
BAHÇELİEVLER: Bahçelievler'e bağlı Kocasinan ve Yenibosna civarında araçlar yolda kaldı. Ataköy'de de Ayamama deresinin taşması sonucu, çay bahçeleri ve dükkanları su bastı. Ataköy Camii'nin altındaki öğrenci yurdu tahliye edildi.. BAĞCILAR-İKİTELLİ Bağcılar Belediye Başkan Yardımcısı Şahin Köse, Tavukçu Deresi'nin yoğun yağış nedeniyle taştığını ve polisin dere kenarından geçen yolları trafiğe kapattığını bildirdi. Tavukçu deresi ile kağıthane'de başlayıp kemerburgaz'da biten cendere deresi yoğun yağış nedeni ile taştı. Dere kenarındaki birçok ikamet ve iş yerlerini su bastı. Evleri ve işyerleri su basan vatandaşlar kendi imkanları ile suları boşaltmaya çalıştı. Topaç köprüsünün altında mahsur kalan araçlar oldu. Yaşanan sel felaketi yüzünden 10 kişiye mezar olan ikitellideki TIR garajında enkaz kaldırma çalışmaları yapıldı. Arama kurtarma ekipleri ters dönen TIR'ların içini ve arasını ceset olup olmadığını kontrol etmek için tek tek aradı. Sele kapılıp dereye uçan ve enkaza dönen araçlar vinçlerle kaldırıldı. TIR'lardan etrafa yayılan kimyasal maddeler uzmanlarca toplandı. BAŞAKŞEHİR: Başakşehir girişindeki TIR garajında su baskını sürerken, Bağcılar'da da Tavukçu Deresi'nin taşması nedeniyle kimi evlerin bodrum katlarına su doldu. Bölgede itfaiye ve polis ekipleri önlem alırlarken, TIR garajının yanındaki yol da çökme tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle trafiğe kapatıldı. Avrupa yakasında bir çok noktada yollarda sular birikti. Araç yolda mahsur kaldı. Şirinevler alt geçitinde aracıyla biriken sularda mahsur kalan bir vatandaş çekici yardımı ile kurtadıldı. MERTER: Şiddetli yağışın etkisi ile Merter'de bir site sular altında kaldı. Bodrum katları tamamen sular altında sitenin su tahliyesini ise yine vatandaşlar yaptı. ARNAVUTKÖY: Arnavutköy'de yağış nedeniyle taşan rögar yüzünden Arnavutköy Lütfiye Nuri Burat Devlet Hastanesi'ni su bastı. Hastanedeki su çalışanlar tarafından tahliye edildi. Arnavutköy bağlı boğazköy'de de yağış nedeniyle taşan dere boğazköy camii ile birçok ev ve işyerini sular altında bıraktı. Vatandaşlar yetkililerin ilgisizliğinden şikayet etti. ŞİŞLİ: 23:00 sıralarında etkisini arttıran yağış nedeni ile şişli ayazağa'da katlı bir binada çatlaklar oluştuğu ve yıkılma tehlikesi bulunduğu gerekçesi ile bina boşaltıldı. 40 daireli binanın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait olduğu öğrenildi. Evlerini boşaltan vatandaşlar, kendilerinin zaten daha önceden belediye tarafından evleri yıkılan kişiler olduğu belirtti. Sokakta kalanların bir kısmı akrabalarının yanına giderken bir kısmıda oturdukları apartmanın sokağında beklemeyi tercih etti. İtfaiye ekipleri incelemelerin ardından binanın bulunduğu sokağın başına şerit çekti Balıkesir ve Erdek için uyarı! İstanbul'da bulutların Şile sahiline doğru kenti terketmesi bekleniyor. Ama yarından itibaren yine şiddetli yağış ve sel tehlikesi var. Balıkesir'in Erdek ve Bandırma ilçeleri için de su baskını uyarısı yapıldı.
558449
Bosna Hersek-Türkiye maçından notlar
Fatih Terim, sakatlıkları nedeniyle kadrodan çıkarılan Gökhan Zan ile Kazım'ın yerine Önder ve Semih ikilisini ilk 11'de sahaya sürerken, Estonya maçında ilk 11'de sahaya çıkan Sercan'ı yedeğe çekip, Ceyhun'a şans verdi. Önder, savunmanın göbeğinde Servet ile birlikte görev alırken, Semih ise ilerde milli takım adına gol aradı. Ceyhun da savunmanın önünde rakip atakları kesme görevini yaptı. Sercan Yıldırım'ın yanısıra Nihat, Nuri, İsmail, İbrahim Kaş, Sabri ve kaleci Sinan yedekler arasında yer alırken, Halil Altıntop, Serkan Kırıntılı ve Mustafa Sarp maç kadrosuna alınmadı. Bosna-Hersek'te, Turkcell Süper Lig takımlarından Eskişehirspor'da forma giyen Nadareviç, Türkiye karşısında ilk 11'de sahaya çıkarken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden Kenan Hasagiç ise kadroda yer almadı. -MAÇ ÖNCESİ SAYGI DURUŞU- Karşılaşma öncesi Hakkari'de şehit düşen askerler ve İstanbul'daki sel felaketinde vefat edenler anısına saygı duruşu yapıldı. (A) Milli Takım oyuncuları da Bosna-Hersek maçına kollarına siyah bant takarak çıktılar. -DEVLET BAKANI ÖZAK DA İZLEDİ- Türkiye için büyük önem taşıyan karşılaşmada Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak da millileri yalnız bırakmadı ve Zenica'ya gelerek maçı izledi. Özak'ın yanısıra UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik, Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener ve yönetim kurulu üyeleri de maçı izleyenler arasında yer aldı. -STAT TAMAMIYLA DOLDU- İki takım için de hayati önem taşıyan karşılaşmaya Boşnak taraftarlar büyük ilgi gösterdi ve stadı tamamıyla doldurdular. Grupta sahasındaki tüm maçlarını Bilino Polje Stadı'nda yapan ve bu karşılaşmayı da kazanmasını bilen Bosna-Hersek, yine taraftarların büyük desteğiyle millilerin karşısına çıktı. Boşnak taraftarlar, takımlarının yanısıra zaman zaman (A) Milli Takım oyuncularına da sevgi gösterisinde bulundular. Bu arada mücadeleyi 1500 kadar Türk vatandaşı da kendilerine ayrılan bölümde izledi. -TAKIM KAPTANLARI FAIR PLAY ÇAĞRISI YAPTI- Karşılaşma öncesi (A) Milli Takım Kaptanı Tuncay Şanlı ile Bosna-Hersek Kaptanı Emir Spahiç, fair play çağrısı yaptılar. İki oyuncu, mikrofondan tribünlere saha içinde fair-play çerçevesinde mücadele edeceklerini söylediler.
559332
Ulugöl, Türkiye'nin 36. tabiat parkı oldu
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, doğal yapısı itibarıyla yüksek peyzaj değerleri taşıyan park, yapraklı türlerin yoğunlukta olması, özellikle güz mevsiminde yaprakların sararmasıyla oluşan renk armonisi ile yöre halkının rekreasyon ihtiyacına cevap verecek nitelikte. Günübirlik piknik ihtiyacını da karşılayan park, içerisinde biri büyük, diğer ikisi sazlıkla kaplı küçük yapıda üç heyelan set gölü barındırıyor. Büyük olan gölde Abant Alası yaşıyor. Orman ve göl ekosisteminin hakim olduğu alandaki gölün etrafı gür kayın ormanlarıyla kaplı. Kayınla birlikte gürgen, kızılağaç, akçaağaç, orman gülü, karayemiş, çobanpüskülü gibi yapraklı türler de yayılış gösteriyor. Çok yıllık otsu bitkilerden yabani soğan, kırlangıç otu, civanperçemi, ballıbaba ve kekik bulunan alan, Bakanlık tarafından uygulamaya konulan ''81 İle 81 Tabiat Parkı Projesi'' kapsamında 36. tabiat parkı olarak hizmete açıldı.
558501
Bitlis Hizan'da 3.3'lük deprem
Bitlis'in Hizan ilçesinde çok hafif şiddette meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi, Kandilli Rasathanesi ve Araştırma Enstitüsü'nün sitesindeki verilere göre, şiddeti 3.3 olarak ölçülen ve saat 23.01'de kaydedilen depremin merkez üssünün Hizan'ın Akşar köyü olduğu belirlendi.
560399
Baykal: Bu belediyecilik rezaleti
Baykal: Bu belediyecilik rezaletiDilhun GENÇDAL Tahsin LALE İSTANBUL DHA) Genel Başkanı İstanbul’da yaşanan sel felaketini "Bu hiç kuşku yok ki bir doğal afet olarak anlaşılamaz. Bu bir belediyecilik, kentleşme ve imar rezaletidir" sözleriyle değendirdi. Baykal, İstanbul’da yaşanan selde zarar gören bölgeleri gezdi. Selde büyük zarar gören ve 13 kişinin yaşamını yitirdiği tır parkını da ziyaret eden Baykal, İstanbul’un hemen yanı başında, havaalanına çok yakın bir bölgede böyle bir facianın yaşandığına dikkat çekerek, Ayamama deresinin yıllardan beri taşan ve sel felaketlerine neden olan bir dere olduğunun bilindiğini, daha önce yaşanan sonrası derede bir ıslah çalışması yapıldığını anımsattı. "Şimdi ıslah edilmiş derede ortaya çıkan tablo bu. Bu hiç kuşku yok ki bir doğal afet olarak anlaşılamaz. Bu bir belediyecilik, kentleşme ve imar rezaletidir. Tartışma götürmez bir gerçek" diyen Baykal, bu afetin bir yönetim problemi sonucunda ortaya çıktığının tartışma götürmez bir gerçek olduğunu söyledi. Tır parkının kurulma iznini, ruhsatını belediyenin verdiğine dikkat çeken Baykal, "Burada TIR parkı kuran kimlerdir, bunun ortaya çıkması lazım. Bu ıslah işini hangi müteahhit yapmıştır, İstanbul Belediyesi’nin hangi müteahhidi, daha önce çeşitli olaylara karışmış müteahhitler var, merak ediyorum, aklıma geliyor. Onlardan birisi midir, başka mıdır, kim yapmıştır?" diye sordu. Bir dere yatağının tır parkı olarak kullanma ruhsatını verilmesinde büyük bir hata olduğunu vurgulayan Baykal, "Masum insanlar belediyenin verdiği izinle burada tırlarını park ediyorlar, içinde şoförler yatıyorlar ve sabahleyin sel felaketi sonucu canlarını kaybediyorlar. Bunun bir sorumlusu yok mu? Kim bunun sorumlusu? 16 yıldır burayı aynı anlayış yönetiyor. 16 yıldır burayı yönetenlerin bu faciada bir sorumluluğu yok mu Allah aşkına? Onları bu konuyla ilgisiz saymak mümkün mü?" diye tepki gösterdi. Devletin belediyenin, hükümetin bu tip olayları önlemek için var olduğunu ifade eden Baykal, "Doğru dürüst okulları yıkıyorsunuz, yakıyorsunuz. Ondan sonra buralarda çok açıkça büyük bir tehlikenin içine vatandaşları, milli serveti atıyorsunuz ve sonunda bir sel geliyor ve herşey allak bullak oluyor. Sonra buna izin verenler, göz yumanlar, buraya giden olayı baştan itibaren kendi sorumluluğu altında idare edenler ne oluyor? Takdiri ilahi diyor ve geçiyor. Böyle bir şey olur mu?" diye konuştu. -"BU RUHSAT BURADA NASIL VERİLDİ?"- Büyük üzüntü içinde olduğunu bildiren Baykal, "Buradaki tır parkının sahibi kimdir? Bu kadar kolay ruhsat burada nasıl verildi, kime verildi? Karşı çıkılamaz birisi midir? Çok güçlü birisi midir? Gücünü nereden alıyor, kimden alıyor? Burada tır parkı niye yaptırıyorsunuz derenin üzerinde, derenin yanında?" diye sordu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "Vatandaş ev yapacağı yeri iyi bilsin, dere yatağına yaparsa böyle olur" sözlerine de tepki gösteren Baykal, "Sen yaptırıyorsun arkadaş, ruhsatlı buradaki senin tır parkın. Senin ruhsatınla. Böyle bir şey olabilir mi? Senin iznin ve onayınla olmuş, sen bunu yaptırtmışsın" dedi. Bakın birkaç gün önce Makedonya’da bir gemi kazası yaşandığını, turistleri gezdiren geminin gölde battığını ve birçok insanın öldüğünü hatırlatan Baykal, bu olaydan sonra Makedonya’da Ulaştırma Bakanı’nın istifa ettiğini anımsatarak şöyle konuştu: "Kimse çıkıp ne yapalım kardeşim sen bile bile buraya bindin, veyahut da sen aldın falan demedi. Bakan, derhal istifa etti. Bu benim sorumluluğumda olan bir şey dedi. Bu ülkenin turizminin güvencesi benim, benim ülkemde böyle bir olay oluyorsa demek ki ben bu güvenceyi vermeyi başaramamışım, bu ülkeme zarar verir dedi ve istifa etti. Burada bu facia yaşandı, kimse sorumluluk üstleniyor mu? Efendim dönem bu dönem diyecek bir manzara yok, 16 yıldır sen götürüyorsun kardeşim, senin kadroların götürüyor. Aldın kadroları kimisini Hükümet’e taşıdın, kimisini oraya buraya taşıdın. Şimdi Hükümet’i de birlikte götürüyorsunuz. Günahtır, buna mutlaka çok ciddi tepki göstermek gerektiğine inanıyorum." -"DEVLET NEREDE, BELEDİYE NEREDE?"- Baykal, daha sonra çevresinde bulunan vatandaşlara "Buraya Başbakan, Büyükşehir Belediye Başkanı, bir Bakan geldi mi?" diye sordu, vatandaşlardan "Gelmedi" yanıtını alınca şunları söyledi: "Buraya gelmeyecek de nereye gelecek? 13 kişi resmen kabul ediliyor ki öldü. Yüzlerce tır tahrip olmuş, gel gör şurayı. Ayamama deresi İstanbul’un, Bakırköy’ün göbeğinden geçiyor. Havaalanının yanındayız. Uçağına giderken gel de bir bakıver bakalım. Ve bu niye oldu diye bir sor kendine. Çıkmışlar bize efendim kimisi diyor ki dünyada küresel ısınma var. Karbon gazı artıyor. Azot bilmemneyi oldu. Her yerde felaketler afetler filan... Böyle bir olay oluyor. Böyle bir olayı yaşayan bir ülke var mı? Bırakın İstanbul’un genelini, şu olayın yaşandığı bir metropol olabilir mi? Bize hikaye anlatıyorlar niye oldu niye bitti diye. Sen bırak ukalalıkları, gel buraya burada hesabı ver. Bak burada canını kaybetmiş, ailesini kaybetmiş, malını kaybetmiş insanlar. Herkes perişan, devlet nerede, belediye nerede? Burada belediyeyi aramayacağız, burada devleti aramayacağız da nerede arayacağız? Bu soruyu sormanın zamanı, yeri burası değil mi? Burada görmek istiyoruz. Çok üzüntü verici bir olay. Geçmiş olsun, hepimiz üzüntü içindeyiz. Bu konuda tabii üzerimize düşen bütün takip görevini biz yapacağız. Parlamentoda arkadaşlarımız yapacak, biz yapacağız. Zarar gören insanların zararının telafi edilmesi için gerekenleri talep edeceğiz. Bu bölgede bir afet bölgesi düzenlemesine ihtiyaç olup olmadığı değerlendirilmelidir, olabilir. Onun mutlaka yapılması lazım. Burası gerçekten bir afet bölgesi haline gelmiştir. Burada canını, malını kaybetmiş olanlara devlet sahip çıkmalıdır." İstanbul’da bu felakette yaşandığı gibi tehlike taşıyan 24 bin konut olduğuna dikkat çeken Baykal, "Ama konutta insanlar yaşamaya devam ediyor. Türkiye’nin en öncelikli işi oradaki insanları güvenli bir yere taşımaktır. Yarın başka bir tehlike çıkacak. Allah göstermesin bir yangın olacak, göçük, deprem olacak ya da sel baskını olacak, yağmur yağacak. Hayat duruyor" dedi. Baykal, "Yıllarca belediyeciliği çiçek dikmek diye anlayacaksın, Lale Devri yaşatacaksın, göz boyama, makyaj, onunla uğraşacaksın. Temeli, altyapısı böyle. Ve durup durup kaderin sillesini buradaki insanlar yiyecekler, canlarını kaybedecekler, mallarını kaybedecekler. Onu bir geçiştireceğiz, tekrar yola çıkacağız. Kabul edilebilir gibi değil. Büyük üzüntü içindeyiz. bunu biz çok ciddi bir konu olarak takip edeceğiz" diye konuştu. İstanbul Valisi Muammer Güler’in yağma olmadığı yönündeki açıklamasını ise Baykal, "Hükümet gerçekleri reddetmeyi yönetmek zannediyor, ya da belediye. Yok öyle bir şey diyor, yok öyle şey demeci televizyonda yayınlanırken yağmalamanın görüntüsü aynı anda ekranda gözüküyor. Nerede kaldı senin belediye inanılırlığın, güvenilirliğin? Devlet anlayışın nerede, ya da vali olarak güvenilirliğin nerede? Sen demeci veriyorsun, aynı anda yaşanan manzara ekranlarda gözüküyor" sözleriyle değerlendirdi. Yağma görüntülerinin çok "düşündürücü" olduğunu ifade eden Baykal, "Türkiye’de en güvendiğimiz noktalardan biriydi; bizim insanımız hele bir felaket anında felakete maruz kalanlara sahip çıkardı. Bir çözülme yaşanıyor Türkiye’de, onu da biliyoruz. Bu çözülmenin niye ortaya çıktığı da belli" diye konuştu.
559995
Selin tekstik firmalarına faturası!
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, İstanbul'da yaşanan sel felaketinin, tekstil ve hazır giyim ihracatçısını vurduğunu belirterek, Halkalı Gümrüğü'ndeki aksamalardan dolayı 125-150 milyon dolarlık ihracatın riske girdiğini bildirdi. Tanrıverdi, yaptığı yazılı açıklamada, İstanbul'da yaşanan sel felaketinden en çok İkitelli bölgesinde yoğunlaşan tekstil ve hazır giyim firmalarının etkilendiğini belirterek, ''Yaşanan sel felaketi, tekstil ve hazır giyim ihracatçısını vurdu. Halkalı Gümrüğü'ndeki aksamalardan dolayı 125-150 milyon dolarlık ihracat riske girdi'' ifadesini kullandı. Sel felaketiyle birlikte Halkalı Gümrüğü'nde elektrik ve telefonların kesildiğini, gümrükte gündür ihracat ve ithalat işlemlerinin yapılamadığını kaydeden Tanrıverdi, gümrükteki sıkıntılar nedeniyle bu hafta yapılacak ihracatın ciddi şekilde etkileneceğine dikkati çekti. Bir hafta sürebilecek bu aksama yüzünden tekstil ve hazır giyim sektöründe 125-150 milyon dolarlık bir ihracat aksaması yaşanabileceğine işaret eden Tanrıverdi, şunları kaydetti: ''Dolayısıyla zaten geçen yılın çok gerisinde seyreden ihracat grafiğimiz, sel felaketinin etkilerini azaltmaya çalışan gümrüğün yoğun çabalarına rağmen bu ay daha da gerileyecektir. Sel felaketinden ihraç edilmek üzere fabrikalarda bekleyen ürünlerin yanı sıra, yola çıkmak üzere TIR'lara yüklenen ürünler de zarar gördü. Sigortası olmayan firmalarımızın kayıplarının oluşturulacak Afet Koordinasyon Kurulu tarafından saptanıp tanzim edilmesini istiyoruz. Riskli olarak değerlendirdiğimiz yaklaşık 150 milyon dolarlık ihracatın ne kadarının kesin zarar olarak döneceğini ise önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ayrıca, sel felaketinden etkilenen tekstil ve hazır giyim tesis sayısını belirleyerek fabrikalarımızdaki zararın boyutunu saptamaya çalışıyoruz.'' Tanrıverdi, Halkalı Gümrüğü'nde yaşanan sıkıntının aşılması için Gümrük Başmüdürlüğü'nün yoğun bir çalışma sürdürdüğünü de belirtti.
559241
Okulda izdiham: ölü
Hastane kaynakları, okulun merdivenlerinde çıkan izdihamda 5'i ağır 24 öğrencinin de yaralandığı belirtti. İzdihamın neden çıktığı henüz bilinmiyor.
558655
Uçağı kaçıranların biletleri açığa alındı
Türk Hava Yolları (THY) ve özel havayolu şirketleri, havalimanına gelemeyen yolcuların uçak biletlerinin açığa alındığını bildirdi. Şiddetli yağış ve sel felaketi sebebiyle ölümlerin ve büyük tahribatın yaşandığı İstanbul'da, hava ulaşımı da olumsuz etkilendi. Atatürk Havalimanı'ndaki uçak iniş-kalkışları sorunsuz gerçekleştirilirken, yolcuların büyük bir kısmı yolların ulaşıma kapatılması yüzünden havalimanına zamanında ulaşamadı. Başta THY olmak üzere Atlasjet, Pegasus ve Onur Havayolları, uçağını kaçıran yolcuların biletlerini açığa aldı. Havalimanına gidemeyen yolcular, havayolu şirketlerinin çağrı merkezlerini arayarak, ceza ödemeden yeni gidiş tarihlerini belirleyebilecek. Bu arada, THY'nin dün saat 06.40'ta İstanbul-Eskişehir seferini yapan 319 tipi uçağı, Eskişehir'deki olumsuz hava şartları nedeniyle saat 07.52'de Atatürk Havalimanı'na geri döndü. Denizli'ye gidecek THY uçağı da, Denizli'deki hava muhalefeti nedeniyle gecikmeli olarak seferini gerçekleştirdi.
558827
Yaşlı ve bebekleri Sivil Savunma kurtardı
Yaşlı ve bebekleri Sivil Savunma kurtardı İBRAHİM YILDIZ İSTANBUL Sel sularına teslim olan Çobançeşme'de bulunan Çevre ve Orman Bakanlığı Fidanlığı Lojmanları'nda mahsur kalan vatandaşların imdadına Büyükşehir Belediyesi Sivil Savunma ekipleri yetişti. Lojmanda mahsur kalan iki bebeğin ekipler tarafından kurtarılarak ailelerine teslim edilmesiyle büyük sevinç yaşandı. Şiddetli yağış sonucu Çobançeşme'de bulunan Çevre ve Orman Bakanlığı Fidanlığı Lojmanları'nı su bastı. Alt katlarda bulunan vatandaşlar, bir anda evlerini basan sel sularından kurtulmak için telefonlarına sarılarak yardım istedi. Bölgede bulunan ekipler, botlarla Lojmanlarda mahsur kalan vatandaşları pencerelerden kurtardı. Bu arada lojmanlarda mahsur kalan iki bebek, yine ekipler tarafından kurtarılarak, gözü yaşlı ailelerine teslim edildi. Aileler, bebeklerine kavuşmanın mutluluğunu yaşadılar.
559691
Hortum Kemer'i vurdu
Hortum Kemer'i vurduSaffet YENİGÜN/KEMER (Antalya), (DHA) ANTALYA'nın Kemer İlçesi'ne bağlı Kiriş Mahallesi sahilinde etkili olan hortum nedeniyle plajda bulunan şemsiye ve şezlongların büyük bir bölümü kullanılamaz hale geldi. Kemer'i pazartesi gününden itibaren etkisi altına alan parçalı bulutlu hava zaman zaman sağanak yağmur ve fırtınaya dönüyor. Kiriş Mahallesi'nde dün gece yarısı etkili olan yağmur ve hortum tesis işletmecilerine zor anlar yaşattı. Can kaybının yaşanmadığı hortumda, plajda bulunan şezlong ve şemsiyelerin tamamına yakını zarar gördü. Kiriş’te bulunan Le Jardin Resort Hotel’in Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Çelik, hortum nedeniyle sahildeki tüm gölgeliklerin yerinden sökülerek otellerin önüne kadar savrulduğunu söyledi. Çelik, “Şemsiye ve şezlongların yüzde 80’i kullanılamaz durumda. Sabah erken saatlerde tüm personelin katlımıyla sahil temizlenerek misafirlerin kullanımına açıldı” dedi.
559960
Zonguldak'tan minibüsle yağmaya geldiler
Zonguldak'tan minibüsle yağmaya geldiler İSTANBUL (İHA) İstanbul'da felakete neden olan selde yaşanan ölüm ve yağma olaylarıyla ilgili soruşturma başlatıldı. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, selde meydana gelen ölümlerle ilgili soruşturma başlattı. Başsavcılık, konuyu incelemesi için savcı görevlendirildi. Savcılar ölen kişilerin otopsilerine de katılacak. Savcılar selin ardından yaşanan yağma olaylarını da araştıracaklar. Bu arada, yağma olaylarıyla ilgili dün gözaltına alınan 61 kişinin sorgusu ise sürüyor. Gözaltına alınanlar arasında Zonguldak'tan minibüs tutup gelen bir grup da var.
559553
Fazla vitamin tuvalete gidiyor
Fazla vitamin tuvalete gidiyor Dengeli beslenen insanlar için vitaminlerin hiçbir faydasının olmadığı, aksine sağlığa zarar verebileceği bildirildi. Daily Telegraph'ın haberine göre, Britanya'nın önde gelen beslenme uzmanlarından Prof. Brian Ratcliffe, güvenli seviyede vitamin kullanımının kolaylıkla aşılabileceğini belirterek, özellikle sağlıklı besleniliyorsa, fazladan vitamin alımının tehlikeli olabileceğini söyledi. Normal seviyedeki vitamini alımının kolaylıkla aşılabileceğini belirten Ratcliffe, mültivitamin ve balık yağının aynı zamanda kullanılmasını buna örnek olarak gösterdi. Fazla vitamininin karaciğerde birikerek baş ağrısı ve mide bulantısına yol açabileceği, uzun dönemde de kemik erimesi riskinin artabileceği, gözlere ve karaciğere geri dönülmez zarar verebileceği kaydedildi. FAZLA VİTAMİN TUVALETE GİDİYOR Gıda Standartları Kurumuna danışmanlık da yapan Ratcliffe, pek çok insanın gribe karşı iyi geldiğini düşündüğü için bolca kullandığı vitamininin de mideye rahatsızlık verdiğini söyledi. vitaminin en çok suistimal edilen vitaminlerden olduğunu belirten Ratcliffe, insanların bu vitaminden yüksek miktarda alırlarsa soğuk algınlığından kurtulacakları gibi yanlış bir inanca sahip olduklarını vurguladı. Ratclifee, "Diyelim ki yüksek dozda yani 1,5 gram vitamini aldınız. Bunun yüzde 50'si doğruca tuvalete gidecektir" dedi. Yüksek dozda vitaminlerin reçeteyle verilen ilaçların etkisini azaltabildiği, vücudun diğer vitamin ve mineralleri emme kabiliyetini etkilediği de bildirildi. Britanya Bilim Festivali'nde konuşan Ratcliffe, ideal vitamin kullanımının kişiden kişiye değiştiğini belirtti. Robert Gordon Üniversitesi öğretim üyesi Ratcliffe, insanların ne kadar vitamin almaları gerektiği konusunda pek fazla düşünmediklerini kaydederek, "Mültivitamin takviyesi alanlar muhtemelen sadece paralarını sokağa atıyorlar ve vitamin üreticisi şirketlerin karlarına kar katıyorlar" diye konuştu.
560023
Baykal'dan sert çıkış
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, sel felaketinin İstanbul'da büyük can kaybı ve hasara yol açmasını 'belediyecilik ve imar rezaleti' olarak niteledi. Baykal, 13 kişinin hayatını kaybettiği garajda yaklaşık 300 TIR'ın bulunduğunu, ölü sayısının da artabileceği endişesi taşıdığını ifade etti. Silivri ve Çatalca'ya gidip gitmeyeceği sorulan Baykal, "Oradaki durum da vahim. Oradaki bilgiyi belediye başkanı arkadaşlarımdan alıyorum." dedi. Ankara'dan İstanbul'a gelen Deniz Baykal, 13 kişinin sel felaketinde yaşamını yitirdiği İkitelli TIR garajına gitti. Milletvekilleri Mustafa Özyürek, Mehmet Sevigen ve diğer partililerle birlikte sel bölgesine gelen Baykal, afetten zarar gören vatandaşlar ve firma sahiplerinden bilgi aldı. İncelemelerinin ardından açıklama yapan Baykal, "Buradaki TIR'ların tamamı tahrip olmuş, kullanılamaz hale gelmiş. Yaklaşık 300 TIR'ın bulunduğu garajda kaybolan TIR'lar var. Bunun da ölü sayısını artırması söz konusu." diye konuştu. TIR garajının ruhsatlı olduğunu söyleyen Baykal, buraya ruhsat verenlerin ve buranın sahibinin bilinmesi gerektiğini ifade etti. Ayamama Deresi'nin daha önce Büyükşehir Belediyesi tarafından ıslah edildiğini belirten Baykal, ıslah edilen derenin taşmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Baykal, "Dere yatağına trilyonlarca lira gözden çıkartılıp ruhsat verilmesi yanlıştır. 16 yıldır burayı yönetenlerin bu faciada bir sorumluluğu yok mudur? Belediye niye var? Hükümet niye var? Dünyanın hangi metropolünde böyle bir görüntü var?" şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan ve belediye yetkililerini eleştiren Baykal, "Buraya Başbakan geldi mi? vali ve belediye yetkilileri geldi mi? Hayır. Buraya gelmeyecek de nereye gelecek? Burası gerçekten afet bölgesi haline gelmiştir. Havaalanına giden karayolu iptal edilmiş, işlemiyor. Belediyenin yaptığı lale devri, çiçek dikme, göz boyama, makyaj. Kaderin sillesini burada insanlar yiyecek, canlarını kaybedecekler, bu kabul edilebilir bir durum değil. Bu belediyecilik ve imar rezaletidir." ifadelerini kullandı. Açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan Baykal, "Silivri ve Çatalca'da da incelemelerde bulunacak mısınız?" sorusuna, "Oradaki durum da vahim. Oradaki bilgiyi belediye başkanı arkadaşlarımdan alıyorum." diye cevapladı.
559532
Kafkas: İçeride kaybetmek istemiyoruz
Kayserispor, Ankaraspor maçı hazırlıklarını sürdürüyor. Kayserisporlu futbolcular, Ankaraspor ile 12 Eylül Cumartesi günü sahasında yapacağı maçın hazırlıklarına, teknik direktör Tolunay Kafkas yönetiminde devam ediyor. Takımda sakatlıkları süren Eren Güngör, Merter ve Abdullah çalışmalara katılmazken, sakatlığı geçen Furkan, takımla birlikte çalışmaya başladı. Ankaraspor karşısında, sahalarında oynamanın avantajını kullanmak istediklerini ifade eden Kafkas, şöyle konuştu: ''Ligde kolay maç yok. Bu sene ligin çok zor geçeceğini düşünüyorum. Özellikle yukarı sıraları zorlayacak bir hayli takım var. Bunlardan bir tanesi de Ankaraspor. Burada, taraftarlarımıza güzel bir maç seyrettirmek istiyoruz. Tabii sonunda da puanı almak istiyoruz. Sahamızda oynamamız, bizim için avantaj. Bu maçları içeride kaybetmememiz gerekiyor. Bunlar, kazanmamız gereken maçlar. İçerdeki maçları kaybederseniz, dışarıda maç kazanmak zorunda kalırsınız. Onun için önümüzdeki fırsatları iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Bu maçlardan bir tanesi de Ankaraspor. Kolay bir rakip değil ama kazanacağımızı düşünüyoruz.'' Bazı futbolcuların, uzun süreli sakatlıklar yaşadığını hatırlatan Kafkas, Eren, Abdullah ve Merter'in takıma katılmasıyla birlikte daha güzel işler yapacaklarını kaydetti. Gençlerbirliği'nden transfer edilen James Troisi'nin şu ana kadar beklentilere cevap veremediğini söyleyen Kafkas, Troisi'nin uyum sorunu yaşadığını ve ilerleyen haftalarda daha başarılı olacağını ümit ettiklerini kaydetti.
559223
Çin'de gemi kazası: ölü
Şinhua ajansının haberine göre, taşımacılık lisansı bulunmadığı belirtilen bir geminin alabora olmasıyla güvertedeki 20 kişinin nehre savrulduğu bildirildi. 300'den fazla kurtarma görevlisinin, kaybolan 13 kişiyi 450 kilometrelik Tongling-Şanghay hattında aradığını kaydeden yetkililer, su seviyesi yükselmeden bulunamamaları durumunda kayıpların sağ kalma şansının azalacağını söyledi. Kazayla ilgili soruşturma devam ederken, gemi sahibi iki kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Bu arada Bölge Sivil İşler Yönetimi, ölenlerin ve kaybolanların yakınlarına 5'er bin yüen (yaklaşık 1250 TL) para yardımında bulundu.
558440
Yağışlar yüzyılın felaketine neden oldu
Yağışlar yüzyılın felaketine neden oldu Başbakan Erdoğan AKOM'da yaptığı açıklamada, "İstanbulumuz'da Silivri, Çatalca ve merkez dahil olmak üzere 26 vatandaşımızı kaybettik. Bunun yanında Tekirdağ'da vatandaşımızı kaybettik. Şu anda tane de kayıbımız var' dedi. İSTANBUL (A.A) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'İstanbulumuz'da Silivri, Çatalca ve merkez dahil olmak üzere 26 vatandaşımızı kaybettik. Bunun yanında Tekirdağ'da vatandaşımızı kaybettik. Şu anda tane de kayıbımız var' dedi. Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezine gelişinde yaptığı açıklamada, bir Ramazan gecesinde üzücü olayları değerlendirme toplantısı yapmanın kendileri için üzüntü verici olduğunu belirtti. Trakya bölgesi ve İstanbul'da dün ve bugün meydana gelen yoğun yağışlar sebebiyle izahı adeta mümkün olmayan büyük felaketlerle karşı karşıya kalındığını ifade eden Başbakan Erdoğan, 'Bu felaketlerin şöyle bir izahını isteyip araştırdığınız zaman; bu olsa olsa '100 yılda bir olur ya da daha uzun süreci kapsayan felaketlerdir' diye tanımlanır' diye konuştu. Erdoğan, son 10 yıllara bakıldığında İstanbul'da en fazla yağışın metre kareye 64 kilogramı bulduğunu, bunlardan birinin de kendi belediye başkanlığı dönemine rastladığını belirtti. Şimdiki durumun 'vahim' olduğunu ifade eden Erdoğan, 185 ile 225 kilogram arasında bir yağış rakamının söz konusu olduğunu dile getirdi. Bunun bambaşka bir afet olduğunu söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti: 'Bu olayın neticesinde malum üç gündür süren bu yağışlarla İstanbulumuz'da Silivri, Çatalca ve Merkez dahil olmak üzere 26 vatandaşımızı kaybettik. Bunun yanında Tekirdağ'da vatandaşımızı kaybettik. Şu anda tane de kayıbımız var. Ölenlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve milletimize sabırlar diliyoruz.
558745
FİKRET ERTAN İlk vuruş...
Bu husus, 1991 Körfez Savaşı, 1995 Bosna Savaşı, 1999 Kosova Harekâtı, 1996 ve 2001 Afgan harekâtları ile tarihî olarak bilinen ve yaşanan bir gerçek. Amerika bu savaş ve harekâtlarda deyim yerindeyse 'ilk vuruşu' bu füzelerle yapmıştı. Bu bakımdan artık Amerikan hava harekâtlarının vazgeçilmez 'ilk vuruş'unun İran'a karşı da yapılacağı bugünden belli sayılır. İsrail de bunu istiyor, Amerika'nın saldırısının bu füzelerle başlaması gerektiğini savunuyor. Nitekim, iki yıl kadar önce zamanın İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Alman Focus dergisine yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer programının tamamının yok edilmesinin mümkün olmadığını; ancak programı yıllarca geri bırakmanın mümkün olduğunu ve bunun da 1000 kadar Cruise füzesini 10 günlük süre içinde İran hedeflerine atmakla sağlanabileceğini söylemişti. Esasen, İran da kendisine yönelik muhtemel bir Amerikan hava saldırısının Cruise füzeleriyle başlayacağını iyi biliyor. Bu sebeple de bunlara karşı tedbir almaya, bunları etkisiz kılacak vasıtaları geliştirmeye çoktandır çalışıyor. Nitekim, geçen hafta yer alan bir haberde bu ülkenin Cruise füzelerine karşı koyabilecek silah sistemlerini geliştirmeyi başardığı bildirilmişti. İran'ın devlet desteğindeki Press Televizyonu'ndaki habere göre, Hava Savunma Komutanı General Ahmet Mikani söz konusu tehdide karşı İran hava kuvvetlerinin gelişmiş radarlara ilaveten onlarca uçaksavar bataryası ve füze sistemi ürettiğini ifade etmiş ve bu çerçevede 'Bugün, silahlı kuvvetlerimiz Cruise füzelerini hem önceden tespit edecek ve hem de bunları imha edebilecek durumdadır.' şeklinde konuşmuş; ancak bu konuda daha ayrıntılı bilgi de vermemişti. Haber böyle. General Mikani'nin daha fazla bilgi vermemesi de gayet normal tabii. İran esasen kendi Cruise füzelerine de sahip bir ülke. Geçmiş yıllarda özellikle deniz hedeflerine karşı kullanılacak özel Cruise füzelerini kendi imkânlarıyla geliştirmiş, hatta hatırladığım kadarıyla bunları Basra Körfezi'nde denemişti de. Ayrıca, bu ülkenin geçmiş yıllarda Ukrayna'dan gizlice uzun menzilli X-55 Cruise füzeleri aldığı da söylenmişti. Bu füzeler yaklaşık 3.000 kilometre menzile, dolayısıyla İsrail'e ulaşabilecek menzile sahip füzeler. Bunlara ek olarak İran'ın İsrail'e ulaşabilecek klasik uzun ve orta menzilli balistik füzelerinin olduğu zaten biliniyor. Bunlar Şahap ve geçen mayıs ayında ilk denemesi yapılan Secil-2 füzeleri. Bunların menzilleri de yaklaşık 2.000 kilometre. İki kademeli ve katı yakıtla çalışan bu füzeler 700 kilogramlık savaş başlığı taşıyabiliyorlar. Amerika'nın Cruise füzeleriyle ilgili durumuna gelince; bu ülkenin elinde binlerce bu tip füzelerden var. 10 yıl kadar önce Cruise envanteri 4.500 civarındaydı. Bugün herhalde bunun birkaç misli olmalı. Amerika, bu füzeleri hem havadan hem denizden atabiliyor. Bugün 140 kadar savaş gemisinden bunları atabilecek 6.300 lanceri hazır bulunuyor. Amerika'ya ek olarak İsrail'in elinde söz konusu füzelerden var. Bunlar hem havadan hem de denizden atılabiliyorlar. Geçen ay Kızıldeniz'e geçen Dolphin denizaltılarının bunlarla donatılı olduğu haberlerde yer almıştı. Hem Amerika hem de İsrail tarafından ihtimal dışı olmadığı defalarca açıklanan İran'a karşı yapılacak muhtemel bir hava saldırısında 'ilk vuruş' hakkından bugünden bunları söyleyebiliriz. Umarız, yıllardır devam eden ihtilafta uzlaşma ve diplomatik çözüme ulaşılır da anlattıklarımıza gerek kalmaz. Ancak, saldırı olacaksa da Cruiseler yolu açacak. İran da bunu biliyor ve tedbir alıyor kısacası...
560024
Erdoğan İstanbul'da
Erdoğan İstanbul'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'daki seli değerlendirmek amacıyla ilgili bakanlarla yaptığı toplantı sona erdi. Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ile Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'in katılımıyla gerçekleştirilen toplantı, saat 45 dakika sürdü.
559382
Annesini bıçakladı
Annesini bıçakladı hastası para vermeyen annesini bıçakladı Saadet KEFAL/, (DHA) ’de hastası 40 yaşındaki Kürşat Bekler, birlikte yaşadığı annesi 76 yaşındaki Münevver Bekler’i para vermediği için önce dövdü ardından da bıçakla yaraladı. Ağır yaralanan Münevver Bekler hastaneye kaldırılırken, Kürşat Bekler polis tarafından gözaltına alındı. Kurtuluş Mahallesi Sokak’ta dün sabah saat 05.00 sıralarında Kürşat Bekler, evde sabah namazını kıldıktan sonra uyumak için odasına giden annesi Münevver Bekler’den para istedi. Kürşat Bekler, para vermemesi üzerine Münevver Bekler’i iddiaya göre önce dövdü daha sonra çeşitli yerlerinden bıçakla yaraladı. Ağır yaralanan çocuk annesi Münevver Bekler, komşuları tarafından eve çağırılan 112 Acil ambulansıyla götürüldüğü Eskişehir Devlet Hastanesi’nde ilk müdahalesi yapıldıktan sonra, durumunun ağır olması nedeniyle Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Hastanesi’e sevk edilerek tedaviye alındı. Polis, olaydan sonra, kronik psikoz hastalığı nedeniyle yüzde 80 oranında raporu olduğu belirtilen Kürşat Bekler'i gözaltına aldı. Bekler’in hakkında daha önce de kez annesini dövdüğü için yasal işlem yapıldığı öğrenildi. yetkilileri Kürşat Bekler’in sorgulamasının tamamlanmasından sonra adliyeye sevk edileceğini bildirdi.
559451
13:18 Tecavüz davasında tahliye kararı bayılttı
Tecavüz davasında kararı bayılttıEsra ÖRGEN- Mehmet KAYMAK/, (DHA) ’da boğularak öldürülüp, tecavüze uğradığı öne sürülen yaşındaki Berivan ’nün zanlısı olduğu iddia edilen 2’si çocuk 2’si kadın kişinin duruşmasında bir kişinin edilmesi, öldürülen kızın annesi 38 yaşındaki Yıldız Köylü’yü bayılttı. Karataş İlçesi’nin Sirkenli Köyü’nde 16 Haziran 2008’de evlerinin önünde oynarken kaybolan Berivan Köylü’nün bir gün sonra köydeki atık su kanalında cesedi bulundu. Köylü’nün iple boğularak öldürüldüğü, tecavüze uğradığı belirlendi, tırnaklarında deri parçaları ile avucunda tel bulundu, omuz, kol ve bacaklarında morluklar, göğsünde diş izleri görüldü. Köyde yaşayan onlarca kişinin kan örnekleri alındığında ilköğretim öğrencisi kuzeni 13 yaşındaki S.K.’den alınan kan örneği, öldürülen kızın pijamasında tespit edilen meni lekesi ile uyuştu. S.K., sorgusunda, “Ben gördüğümde Berivan ölüydü. Başında Fatma ve Türkan Köylü ile R.M.K. vardı” demesi üzerine S.K. ile birlikte 39 yaşındaki Türkan Köylü, halası 55 yaşındaki Fatma Köylü ve 13 yaşındaki R.M.K. yakalanıp tutuklandı. ‘Nitelikli adam öldürmek’ suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu, ‘cinsel istismar’ suçundan da 15’er yıl istemiyle hapis cezası istenen sanıkların yargılamasına 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. S.K., önceki ifadesini tekrarlayarak, “Berivan’ın öldürülmesi olayına katılmadım. Irzına da geçmedim. Sadece Fatma Köylü beni ahıra götürdüğünde Berivan’ın öldürülmüş olduğunu gördüm. Ramazan da oradaydı. Fatma benim, öldürülen Berivan’ın ırzına geçmemi istedi. Kabul etmedim. Türkan ise kendi göğüslerini bana elleterek tahrik etti, buna rağmen ilişkiye girmedim. Beni iteklediği için kolum Berivan’ın vücuduna değdi” dedi. Suçlamayı kabul etmeyen R.M.K. ise, S.K.’nın kendisine attığını öne sürerek, “Ben iddia edildiği gibi ahırda değildim. Olay günü annemle birlikteydim” diye konuştu. Fatma Köylü ise S.K.’nin yalan söylediğini iddia ederek suçsuz yere 11 aydır hapis yattıklarını ve tahliye olmak istediklerini belirtti. Türkan Köylü de, kardeşinin, öldürülen Berivan’ın annesinden borç para aldığını, bir kısmını ödediğini, bir kısmının kaldığını belirterek, bu yüzden kendisine iftira atıldığını ileri sürdü. “BERİVAN’IMI VE ADALET İSTİYORUM" Duruşmada, olay tarihinde Karataş Yüzbaşılar Karakol Komutanı olan, şu anda ise Sarıçam Merkez Karakol Komutanlığı görevini yürüten Mustafa Kaya da, olay sırasında ifade alınırken çocuklara şiddet uyguladığı iddiasıyla tanık olarak dinlenip, ifade verdi. Kaya, ’nın çocuklarla görüşülüp ifade alınması yönündeki talimatı doğrultusunda yasanın öngördüğü koşullarda ifade aldığını, ancak kimseye veya azarlayıcı tavır içerisine girmediğini söyledi. Diğer tanıkların da dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, R.M.K.’yi tahliye ederek, duruşmayı erteledi. Tahliyeye sinirlenen ve gözyaşı döken öldürülen kızın annesi Yıldız Köylü, sinir krizi geçirdi. Yakınlarının sakinleştirmeye çalıştığı Köylü, “Berivan’ımı ve adalet istiyorum” diye bağırarak bayıldı.
559199
Dünya sel felaketini konuşuyor
Türkiye'de şimdiye kadar 30'dan fazla kişinin ölümüne yol açan sel felaketi tüm dünya yankılandı. Felaketin boyutunu ortaya koyan fotoğraf ve görüntüleri yayımlayan dünya medyası, "Sadece birkaç saat şiddetli yağmurların ardından sular birçok bölgeyi kapladı", "Seller kaos getirdi" "Seller, düzine insanının ölümüne yol açtı", "80 yılın en kötü yağmurları çok büyük zarara neden oldu", "Seller evler ve yolları bataklığa dönüştürdü", "Yollar hızla akan nehirlere dönüştü" "İstanbul bir tufan altında boğuldu" gibi yorumlarını yaptı. -NEW YORK TİMES: "SADECE BİRKAÇ SAATTE SULAR BİRÇOK BÖLGEYİ KAPLADI"- "Seller, Türkiye'de en az 31 kişinin ölümüne neden oldu. Sadece birkaç saat şiddetli yağmurun ardından kentin birçok alçak bölgesi suların altında kaldı. Uzmanlar, bölgenin alçak vadilerindeki uygun altyapının yokluğunun kayıplara katkıda bulunduğunu söyledi." -TİMES: "YOLLAR HIZLA AKAN NEHİRLERE DÖNÜŞTÜ"- "Seller yolları hızlı akan nehirlere dönüştürürken yedi kadının kendilerini işte götüren minibüs içinde boğulmasına neden oldu" -TELEGRAPH: "SELLER İSTANBUL'DA DÜZİNELERCE İNSANIN ÖLÜMÜNE YOL AÇTI"- "Seller İstanbul'da düzinelerce insanın ölümüne yol açtı. İstanbul'daki kurtarma operasyonları arasında araç enkazları görüldü. Gece meydana gelen şiddetli yağmurlar, İstanbul'un bazı bölümlerinin su altında bıraktı." -EL PAİS: "80 YILIN EN KÖTÜ YAĞMURLARI ÇOK BÜYÜK ZARARA NEDEN OLDU"- "Son 80 yılın en kötü yağmurları, Türkiye'nin kuzeyindeki bazı bölgelerinde çok büyük zarara neden oldu. Pazartesi günü başlayan şiddetli yağmurlar, İstanbul ve Trakya'da köprüler ve yolları yıktı ve yüzlerce evi su altında bıraktı." -GUARDİAN: "SELLER İSTANBUL'A KAOS GETİRDİ"- "Seller İstanbul'da kaos getirirken en az 20 kişi öldü. Türkiye'nin yoksul kırsal bölgelerinden on yıllardır süren göçün sonucu olan hızlı nüfus artışı, 15 milyonluk metropolün yeterli altyapı olmadan ve zayıf şehir planlamacılığı ile gelişmesine yol açtı. İstanbullu yetkililer de bugüne dek afet planlarını daha çok depremler üzerinde yoğunlaştırdı." -BBC: "SELLER EVLER VE YOLLARI BATAKLIĞA DÖNÜŞTÜRDÜ"- "Türkiye'nin en büyük kentinin içinde ve civarındaki semtlere vuran seller, evler ve yolları bataklığa dönüştürdü." -LİBERATİON: "İSTANBUL BİR TUFAN ALTINDA BOĞULDU"- "İstanbul bir tufan altında boğuldu. Şiddetli yağmurlar İstanbul'un Avrupa yakasında sellere neden oldu." -EL MUNDO: "SELLER ÇOK BÜYÜK ZARARA NEDEN OLDU"- "Binaların çökmesine ve çok büyük maddi zararlara neden olan seller nedeniyle Türkiye'nin bazı bölgelerinde 30 kadar kişi öldü. -WALL STREET JOURNAL: "SELLER İSTANBUL'U VURDU"- "Seller İstanbul'u vurarak 20 kişiyi öldürdü. Metereolojistler, yağmurların son 80 yılın en kötüsü olduğunu söylüyorlar." -LE MONDE: "ŞİDDETLİ SELLER 30 KİŞİNİN ÖLÜMÜNE YOL AÇTI"- "Türkiye'deti şiddetli seller, 30 kişinin ölümüne yol açtı.
558916
"Soul Kitchen" Festivali Başlatacak
"Soul Kitchen" Festivali Başlatacak 24 Eylül-3 Ekimde düzenlenecek 17. Hamburg Film Festivalinin açılışı, Türk rejisör Fatih Akın'ın "Soul Kitchen" adlı filmiyle yapılacak. Almanya'nın Hamburg kentinde 24 Eylül-3 Ekimde düzenlenecek 17. Hamburg Film Festivalinin açılışı, Türk rejisör Fatih Akın'ın "Soul Kitchen" adlı filmiyle yapılacak. Festival yöneticisi Albert Wiederspiel, "Soul Kitchen"in festival için en uygun film olduğunu belirterek, "Festival yöneticisi olarak nadiren böyle bir hediye alırsınız" ifadesini kullandı. Wiederspiel, Türkiye'den filmlerin de gösterileceği festival için bu yıl genç Türk sinemasıyla yeni bir keşif yaptıklarını söyledi. Başrollerini Adam Bousdoukos, Moritz Bleibtreu ve Birol Ünel'in paylaştığı ve bir lokalin sahibinin hayatının anlatıldığı "Soul Kitchen" filminin, festivalin açılış günü Lido sinemasında gösterileceği bildirildi. 17. Hamburg Film Festivali çerçevesinde, kentteki çeşitli sinemalarda 42 ülkeden 142 filmin gösterime gireceği kaydedildi.
558865
Fransa'daki kavgada Türk'e kelepçe
Fransa'daki kavgada Türk'e kelepçe PARİS (A.A) Fransa'nın güneyindeki Avignon kentinde Komorlu bir gencin ölümüyle sonuçlanan sokak kavgasına karışan Türk vatandaşının tutuklandığı bildirildi. Türk ve Kuzey Afrikalı gençler arasında çıkan kavgaya karışan 16 yaşındaki Türk genci ise yaşı küçük olduğu gerekçesiyle, "adli gözetim altında tutulmak" koşuluyla serbest bırakıldı. 21, 22 ve 49 yaşlarındaki Türk ise, yarın sorgu hakimine ifade verecek.
558892
"Biz birlikte Türkiye'yiz"
"Biz birlikte Türkiye'yiz" Ergun AKSOY ANKARA 10.09.2009 Demokratik açılım AK Parti'nin Ekim'de yapacağı büyük kongreye de damgasını vuracak. Ana sloganı "Biz Birlikte Türkiye'yiz" olacak kongrede Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Kürt açılımına yönelik önemli mesajlar vereceği belirtiliyor. Kongrede hükümetin uyguladığı demokratik açılım süreci de dikkate alınarak, Kürt kökenli vatandaşlara mesajlar verilecek. Kongrenin ana teması açılım üzerine oluşturulacak. Buna göre, "Biz birlikte Türkiye'yiz" sözleri ana slogan olarak kullanılacak. AK Parti'nin bundan önce yapılan ilk büyük kongresinde "Bu ışık hiç sönmeyecek", ikinci kongrede ise "Türkiye'nin partisi Türkiye'nin lideri" sloganı kullanılmıştı. Bu arada Erdoğan'ın, önceki gün, Ankara'da Tevfik Bey Konağı'nda vatandaşlarla katıldığı iftar programına ilişkin görüntüler de basına dağıtıldı. Demokratik açılım çalışmalarının kardeşliğe yönelik kurşunlara rağmen süreceğini belirten, Erdoğan, Hz. Muhammed'in hadisinden alıntı yaptı ve "Başı kuru üzüm tanesi gibi incik büncük bir insan dahi olsa biz ona saygı duyacağız, onu seveceğiz, onu bağrımıza basacağız. Bizim farkımız burada" dedi.
560246
Tır garajının ruhsatı yok!
İstanbul'da iki gün etkili olan selde Başakşehir girişinde yer alan TIR garajının daimi ruhsatının olmadığı belirlendi. Garajını işletmecisi Mustafa Kale NTV'ye konuştu. Kale, şunları söyledi: "1996’dan beri 3-5 ay süreli ruhsatlarla çalışıyoruz. Ruhsat işlemleri Büyükşehir Belediyesi’ne geçti. Biz de müracatlarımızı yaptık. Eksiklerimizi tamamlamak için süre verildi. Maalesef bu iş başımıza geldi.” Tır parkının kurulma iznini, ruhsatını belediyenin verdiğine dikkat çeken CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Burada TIR parkı kuran kimlerdir, bunun ortaya çıkması lazım. Bu ıslah işini hangi müteahhit yapmıştır, İstanbul Belediyesi'nin hangi müteahhidi, daha önce çeşitli olaylara karışmış müteahhitler var, merak ediyorum, aklıma geliyor. Onlardan birisi midir, başka mıdır, kim yapmıştır?" diye sordu. Bir dere yatağının tır parkı olarak kullanma ruhsatını verilmesinde büyük bir hata olduğunu vurgulayan Baykal, "Masum insanlar belediyenin verdiği izinle burada tırlarını park ediyorlar, içinde şoförler yatıyorlar ve sabahleyin sel felaketi sonucu canlarını kaybediyorlar. Bunun bir sorumlusu yok mu? Kim bunun sorumlusu? 16 yıldır burayı aynı anlayış yönetiyor. 16 yıldır burayı yönetenlerin bu faciada bir sorumluluğu yok mu Allah aşkına? Onları bu konuyla ilgisiz saymak mümkün mü?" diye tepki gösterdi.
558929
Operasyon büyüdü 32 MLKP'li gözaltında
Farklı bir isimle eylemlere başlayacağı öne sürülen terör örgütü MLKP'ye dönük operasyonda gözaltına alınanların sayısı 32'ye yükseldi. 18 Temmuz'da Atılım Gazetesi yazarı Kutsiye Bozoklar'ın cenaze törenine katılan bin 200 kişilik gruba "devrim yemini" ettiren yaklaşık 40 kişinin, soruşturma kapsamında gözaltına alınacağı bildirildi.Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nün koordinesinde yürütülen MLKP operasyonu genişletildi. Ergenekon örgütü ile ilişkileri deşifre edilen MLKP'ye dönük soruşturmanın 18 Temmuz'da Başkent Hastanesi'nde ölen Bozoklar'ın cenaze töreninde başladığı bildirildi. Soruşturmada İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Bursa, Ankara, Çanakkale ve Malatya'da ESP, BEKSAV, SGD ve Atılım Gazetesi çalışanlarının evleri ile ESP ve SGD'nin İstanbul şubelerine operasyon düzenlendi. Operasyonda bilgisayar, CD ve el yazısı notlara el konuldu. Gözaltına alınanların sayısı 32'yi buldu. Operasyonda İstanbul'dan Hacı O., Tuncay M. ve Çağdaş K., Murat G., Figen Y., Fatma S., Hayriye Ç., Volkan G., Selim S., Ayhan N., Fırat Ç., Bilal Ç., Erkan S., Gökhan İ., Serkan T., Hakkı T., İzmir'den Uğur O., İsminaz E., Ramazan T., Pınar G.; Ankara'dan Cenan A., Ferda Ç., Onur G., Birgül M., Çağdaş K., Yeliz A., Güven A.; Bursa'dan Emin O., Hasan Ç.; Çanakkale'den Yalçın Y.; Tunceli'den Sıtkı G.; Diyarbakır'dan Fethiye O.; Malatya'dan Mustafa Naci T. gözaltına alındı.
558657
Şirketlerin iki günlük kaybı 1,42 milyar lira
Doğan Yayın Holding'teki kayıp yüzde 35'i aşarken grup hisselerinin toplam piyasa değeri milyar 423,8 milyon lira azaldı. Sert düşüşü, dün ikinci seansta Maliye ve şirketin uzlaşma yolunda adım attıklarına ilişkin gelen açıklamalar biraz olsun frenledi. Ancak Doğan Yayın Holding hisseleri 1,05 lira ile 1,27 lira arasında hareket edip kayıplarını geri aldıktan sonra gelen satış baskısıyla 1,06 liradan kapandı ve yüzde 19,08 değer kaybetti. Doğan Holding hisseleri ise, gün içinde en düşük 0,99 liraya kadar geriledikten sonra uzlaşma haberlerinin ardından gün sonunda 1,06 liraya yükseldi ve kaybı yüzde 1,85 ile sınırlı kaldı. Uzlaşma beklentilerinin ardından Doğan Yayın hisselerinin eski kaybına dönmesinde karşı karşıya olunan borç yükünün bilanço üzerinde meydana getireceği muhtemel etkiden kaynaklanıyor.
560303
"Katkı verenin ayağına giderim"
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, yaptığı açıklamada, bir taraftan terör meselesini çözerken diğer taraftan Cumhuriyet ve Osmanlı'nın günümüze aktardığı sorunun çözümüne de demokratik haklar ve özgürlükler çerçevesinde bakıp kardeşliğin geliştirilmesi gerektiğini düşündüğünü ifade etti. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Çiçek, şunları söyledi: ''Dolayısıyla hükümet olarak biz meseleye böyle bakıyoruz. Bu noktada herkesin katkısını bekliyoruz. Demiyoruz ki her işi biz biliyoruz, demiyoruz ki bizim her söylediğimiz doğrudur. Söylediklerimizde yanlış olan, eksik olan olabilir. Onun için herkesin kapısını çalmaya çalışıyoruz. Mübarek günde şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine kim 'ben bu sorunu çözümü için biliyorum katkı vereceğim, ben bu konuda söz söylemek istiyorum diyorsa' vallahi elini de öpmeye hazırım, ayağına da gitmeye hazırım. Meseleye böyle bakarsak, bu mesele bugünden itibaren çözüm yoluna girmiştir. Hiç kimsenin de şundan tereddütü olmasın, bulunacak çözüm, Anayasa'nın ilk maddesinde ifade edilen çerçevede, üniter devlet yapısı içinde çözülecektir.'' Çiçek, Türkiye'nin üniter devlet yapısını bozacak hiçbir teşebbüsün içinde arkasında olmayacaklarını ifade ederek, şöyle devam etti: ''O ilk maddedeki değerler hepimizin, bu memlekette 72 milyonun ortak paydasıdır. Bu ortak paydayı koruyarak onu kurumsallaştırarak onu hayata geçirerek bu sorunu çözmeye devam edeceğiz. Bu noktadaki gayretlerimiz devam edecek. Ancak üzücü olayların da olabileceğini biliyoruz çünkü bu işten rahatsız olan ayağına bastığımız, ayaklarına bastığımız iç ve dış çevreler var. Onlar da melanetlerini ortaya koymaya devam edecekler. Allah milletimizin memleketimizin yardımcısı olsun.
559725
Çakar ailesinin ferdi toprağa verildi
Erzurum'dan yıl önce çalışmak için göç ettikleri Tekirdağ'ın Saray ilçesinde bir çiftlik evine yerleşen ve önceki gün sele kapılarak boğulan Çakar ailesinden anne Handan Çakar (30), kızları Afra (6) ile Büşra Çakar'ın (12) cenazeleri Pasinler ilçesine getirildi. Yiğittaş Köyü Camisi'ne getirilen cenazeleri, Çakar ailesinin yakınları ve köylüler karşıladı. Selde oğlu, gelini ve torunlarını kaybeden 70 yaşındaki Vahdettin Çakar, ''Ben öleydim, siz kalsaydınız. Nasıl dayanırım?'' diyerek ağıt yaktı. Cenaze törenine Pasinler Kaymakamı Zekai Erdem, İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Hasan Taşdemir, Pasinler Müftüsü Ömer Reel, İlçe Emniyet Müdürü Veysel Murat Tuğrul, Çakar ailesinin yakınları ile köylüler katıldı. Cenaze namazının kıldıran Müftü Reel, yaptığı konuşmada, sel, deprem gibi afetlerde ve gurbette yaşamını yitirenlerin Allah katında şehit olarak kabul edildiğini ifade etti. Çakar ailesinin hem gurbette hem de bir sel afetinde hayatını kaybettiğini ifade eden Reel, ''Dolayısıyla Çakar ailesi mensupları da afet şehididir'' diye konuştu. Camide musalla taşı olmaması nedeniyle anne ve iki kızın tabutları okul sıralarına konurken, anne Handan Çakar ile kızları Büşra ve Afra Çakar, ayrı ayrı kılınan cenaze namazının ardından köy mezarlığına defnedildi. OLAY Tekirdağ ilçesine bağlı Saray ilçesinde, bir çiftlik evinde çobanlık yapan Fatih Çakar (50), eşi Handan (30), kızları Büşra (12), Afra (6) ve Berna Çakar (8), önceki gün meydana gelen selde boğulmuş, Çakar ailesinden anne Handan ve kızları Büşra ve Afra Çakar'ın cenazeleri, sel felaketinin yaşandığı bölgeden 5-6 kilometre uzağında bulunmuştu. Baba Fatih Çakar'ın cesedi ise bugün bulunurken, ailenin üçüncü çocuğu Berna Çakar'ın bulunması için de çalışmalar sürdürülüyor.
559929
TEMA'dan öneriler
Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Genel Müdürü Orhan Doğan, yaptığı yazılı açıklamada, selin bu kez Silivri, Selimpaşa, Çatalca ve İstanbul'u vurduğunu belirtti. Meteorolojinin günler öncesinden şiddetli yağış uyarısı yapmasına karşın, ''Yetkililerin 'Sel olabilir aman dikkatli olun' dediğini, ancak kimsenin nasıl dikkatli olunacağını söylemediğini'' savunan Doğan, ''Sel felaketi İstanbul'un ne kadar plansız ve çarpık yapılaştığını, büyük kentlerin felaketlere ne kadar hazırlıksız olduğunu bir kez daha gösterdi'' görüşünü aktardı. Doğan, açıklamasında şunları kaydetti: ''İnsanlarımızı yutan, ekonomimize darbe vuran sel, sadece bu felaketin yaşandığı bölgelerin değil, tüm Türkiye'nin sorunudur. Birkaç saat içinde yağacak yağmur, yarın ya da bir sonraki gün bir başka yerde daha büyük zararlara da yol açabilir. Çünkü ülkemizin 'sel risk haritası ve sel eylem planı' yoktur. Selden zarar görebilecek alanların önceden bilinmesi halinde yerel yönetimler bu bölgelerdeki yapılaşmayı kontrol altına alabilir ve insanları afet yaşanmadan bölgeden tahliye edebilir. Ülkemizin 'sel risk haritası ve sel eylem planı' acilen hazırlanmalıdır. Köyden kente göçün kentler üzerinde oluşturduğu baskının da tetiklenmesi ile dere yatakları, ormanlar, ovalar, çayır, mera ve tarım alanları, kıyılar, hatta kurutularak sulak alanlar yapılaşmaya açılmaktadır. Yaşanan ilk olağanüstü durumda doğa kendisine ait olanı geri almaktadır.'' TEMA açıklamasında, sel felaketinin önüne geçilebilmesi için şu önerilere yer verildi: ''Ormansızlaşma ve bitki örtüsünün tahribine son verilmeli. Sel ve heyelan tehlikesi bulunan alanlar ağaçlandırılmalı, bitki örtüsü korunmalı ve artırılmalı. Başta imar olmak üzere yer altı suları ve kıyı koruma yasaları yeniden düzenlenmeli. Soruna yaşanmadan önce önlem alabilmek için sel başta olmak üzere afet eylem planları hazırlanmalı, sorunun yaşandığı bölgelere ait sel ve erozyon haritaları çıkarılmalı. Tespiti yapılan bölgelerin imar planları felaketlere göre yeniden düzenlenmeli, imar aflarına son verilmeli, dere yatakları imara açılmamalı, kaçak yapılaşmaya göz yumulmamalı, yol güzergahları dere yatakları içinde yer almamalı, yol yapımlarında kıyılara ve eğimli arazilere müdahalede dikkatli olunmalıdır. Yerleşim yerleri, yol güzergah seçimleri ve arazi kullanım planlamasında bilimsel çalışmalar göz önüne alınmalı, zemin etütleri yapılmalı, yanlış tarım uygulamalarından ve arazi kullanımından vazgeçilmelidir. Bölgesel ve ülkesel ölçekte arazi kullanım planlaması yapılmalıdır.
559502
Tarımsal kredi faiz oranları indirildi
Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği (TTKKBM) ile Ziraat Bankası arasında yapılan görüşmeler sonucu tarımsal kredi faiz oranlarının 2,5 puan düşürüldüğü bildirildi. TTKKMB Genel Müdürü Bedrettin Yıldırım konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Ziraat Bankası ile yapılan görüşmeler sonucunda dünden geçerli olmak üzere tarımsal kredi faiz oranlarının yüzde 17,50 yerine yüzde 15 olarak uygulanacağını kaydetti. Kredi faizlerinin düşürülmesi sonucu ortaklarının daha uygun şartlarda kredi kullanabileceğini ifade eden Yıldırım, açıklamasına şöyle devam etti: ''Geçtiğimiz günlerde kredi limitlerinde yapmış olduğumuz artışlar sonrasında bu defa da normal ve indirimli kredi çeşitlerimizde faiz indirimi sağladık. Tarım sektöründe verimliliğin ve kalitenin artırılması, üretimin geliştirilmesi için Ziraat Bankası ile yaptığımız görüşmeler sonucu uygulanmakta olan mevcut faiz oranlarından yüzde 2,5 oranında bir tenkisat yapılarak yüzde 15 düzeyine çekilmiş olmasının ve beraberinde indirimli kredilerimizde de yüzde ile yüzde 11,5 düzeyine indirilmiş olmasının çiftçilerimizi çok rahatlatacağını düşünüyorum.'' Açıklamaya göre, tarımsal kredilerin yüzde 15'e çekilmesinin ardından çiftçilere kullandırılan indirimli kredilerdeki daha önce yüzde 7-13 aralığında olan faiz oranları, dünden geçerli olmak üzere yüzde ile yüzde 11,25 aralığında belirlendi.
559694
Şehitlerimizi uğurluyoruz...
ANKARA Siirt'in Eruh ilçesi kırsalında teröristlerle güvenlik güçleri arasında önceki gün çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Komando Onbaşı Orhan Kılıç için Kocatepe Camisi'nde tören düzenlendi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kocatepe Camisi'ne gelişinde şehit Kılıç'ın ailesine başsağlığı dileklerini iletti. Kocatepe Camisi'nde, öğle namazının ardından şehit onbaşı Kılıç'ın cenaze namazı kılındı. Şehit onbaşının cenazesi bir süre askerlerin omzunda taşındıktan sonra top arabasına konuldu. Bu sırada bazı vatandaşlar "Şehitler ölmez vatan bölünmez", "Askere uzanan eller kırılsın", "Kahrolsun ", "Hepimiz Mehmet'iz 'ya yeteriz" şeklinde slogan attı. Slogan atan grup daha sonra polis tarafından durduruldu ve askeri törenin yapıldığı alana geçişlerine izin verilmedi. Askeri törenin ardından Kılıç'ın cenazesi defnedilmek üzere Cebeci Askeri Şehitliği'ne götürüldü. Cenaze töreninde, geniş güvenlik önlemleri alındı. Kocatepe Camisi'ne çıkan cadde ve sokaklar trafiğe kapatıldı. Minarelere ve çevredeki yüksek binalara da keskin nişancıların yerleştirildiği görüldü. Törene, Kılıç'ın annesi Ayfer Kılıç, babası İdris Dede Kılıç, yakınları, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atila Işık, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal, CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Ankara Garnizonunda görevli bazı general, subay ve astsubaylar ile vatandaşlar katıldı. SAKARYA Şehit Jandarma Piyade Er Emrah Temel (21) için Sakarya'nın Akyazı ilçesinde askeri tören düzenlendi. Şehit Temel için Sakarya'nın Akyazı ilçesi Dokurcun beldesinde, belediye önünde düzenlenen askeri törene katılan vatandaşlar, ellerinde taşıdıkları Türk bayraklarıyla "Vatan bölünmez, şehitler ölmez" sloganı attı. Törende görev yapan bir asker ile şehidin yakınları gözyaşlarını tutamadı. Şehidin, fenalık geçiren yakınları, askeri personel tarafından sakinleştirildi. Törene, Sakarya Valisi Hüseyin Atak, Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar, Bolu 2. Komando Tugayı Komutan Vekili Kurmay Albay İrfan Bulut, Bolu İl Jandarma Komutanı Albay İbrahim Ertaş, şehidin yakınları ve vatandaşlar katıldı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği töreni evlerinin balkon ve pencerelerinden izleyenler de binalara Türk bayrakları astı. Şehidin cenazesi, Dokurcun Camisi'nde kılınan namazın ardından memleketi olan Bolu'nun Mudurnu ilçesi Avdullar köyüne gönderildi. Şehit askerin dedesi Arif Temel, gazetecilere, torununun 3,5 aylık asker olduğunu belirterek, "19 torunum var, hepsi bu vatana feda olsun. Şehidimizin acısı büyük ama vatan sağ olsun. Torunlarımın hepsi bu vatan için canlarını seve seve vermeye hazır" dedi. Şehidin kardeşleri 17 yaşındaki Raif ve 15 yaşındaki Ercan Temel ise, "Ağabeyimiz bu vatan için şehit oldu, gerekirse biz de seve seve vatanımız için ölüme gideriz" diye konuştu. KIRŞEHİR Hakkari Çukurca'da teröristlerle girdiği çatışmada şehit olan Jandarma Kıdemli Üstçavuş Ferhat Erdem, memleketi Kırşehir'de toprağa verildi. aylık hamile olduğu öğrenilen acılı eş Ayşe Erdem, güçlükle ayakta durabildi. Şehit annesi Dönüş Erdem de oğlunun Türk bayrağına sarılı tabutu önünde teröristleri sevindirmeyeceğini, bu nedenle ağlamayacağını söyledi. Şehit annesi, "Oğlum şehit oldu, vatan sağolsun. Askerlerimiz kanını yerde koymayacak. İntikamını alacaklar" diye gözyaşı döktü. Cenaze namazının kılınmasının ardından askerlerin omuzlarına alınan şehit cenazesi, tören birliği ve bando eşliğinde bir süre taşındı. Yaklaşık bin kişinin katılımıyla şehit cenazesi Cacabey Meydanı'ndan Kapıcı Camisi önüne kadar taşındı. Bu sırada vatandaşlar, "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" ve "Kahrolsun gibi sloganlar atarak tekbir getirdiler. Yürüyüşün ardından cenaze arabasına konan şehit cenazesi Ahmet Tozluklu Şehitliği'nde toprağa verildi.
559925
Yeni yağış geliyor
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Mehmet Çağlar, yarın Marmara, Ege, Batı Akdeniz (Antalya, Isparta, Burdur) ile akşam saatlerinden sonra İç Anadolu'nun batısı (Eskişehir, Konya, Ankara, Çankırı) ve Batı Karadeniz'in iç kesimlerinde (Bolu, Düzce, Karabük) yağış beklendiğini ifade etti. Sağanak ve gök gürültülü sağanak şeklinde görülecek yağışların Kıyı Ege (Muğla, Aydın, İzmir) ile Antalya'nın Kaş, Kalkan, Finike ve Kemer ilçelerinde etkili olmasının beklendiğini anlatan Çağlar, akşam ve gece saatlerinde Marmara bölge genelinde kuvvetli olmasının tahmin edildiğini belirtti. Çağlar, şunları kaydetti: ''Batı bölgelerimizin yarın Orta Akdeniz üzerinden gelecek yeni bir yağışlı havanın etkisine gireceği, hafta sonunda ülkemizin büyük bir bölümünün yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Cumartesi günü etki alanını ve şiddetini artıracak yağışların Marmara ve Akdeniz bölgeleri başta olmak üzere ülkemizin güney, iç ve batı kesimlerinde kuvvetli olması bekleniyor. Hafta başında, Marmara Bölgesi'nde yaşanan sel felaketinin ardından cumartesi günü beklenen kuvvetli yağışın İstanbul ve Tekirdağ başta olmak üzere bölge genelinde yeniden olumsuz şartların yaşanmasına neden olabileceği öngörülmektedir. Bununla birlikte Orta ve Doğu Akdeniz'in iç kesimlerinde beklenen kuvvetli yağışın, Seyhan, Ceyhan ve Göksu nehirleri ile Manavgat çayında taşkınlara ve çevre yerleşim yörelerinde ani sele neden olabileceği tahmin edilmektedir.'' Pazar günü, yağışların, kuzey ve iç bölgeler ile Doğu Akdeniz'de aralıklarla etkisini sürdüreceğini anlatan Çağlar, yağışların, Marmara'nın doğusu (Kocaeli, Sakarya, Bursa, Bilecik) Karadeniz bölge geneli ile Doğu Anadolu'nun kuzeyinde kuvvetli olacağının öngörüldüğünü söyledi. Çağlar, yağışların oluşturabileceği sel, su baskını, yıldırım düşmesi gibi olumsuz şartlara karşı tedbirli ve dikkatli olunmasını istedi. Öte yandan kuzey kesimlerde görülecek olan sağanak ve gökgürültülü yağışların; Sinop, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin ile öğle saatlerine kadar Zonguldak, Bartın ve Kastamonu çevrelerinde kuvvetli olacağı tahmin ediliyor.
558841
Bankalardan bayramlık krediler
Bankalardan bayramlık krediler Ramazan Bayramı'na az bir süre kala, bankalar cazip koşullarda, bayramda nakit sıkışıklığına düşmek istemeyenlere çeşitli kredi imkanlarını sunuyor. Garanti Bankası, çeşit kredi paketinin sunulduğu 'Açık Büfe Kredi' kampanyasıyla yüzde 0,59 faizli ve 159 lira masraflı düşük faizli kredi verirken Yapı Kredi, 'Faizsiz Kredi', 'Masrafsız Kredi' ve 'Çiçek Gibi Kredi'adı altında üç değişik bayram kredisi sunuyor. Şekerbank, maksimum bin lira kredi için 3-12 ay vadede yüzde 0,79, 13-60 ay vadede yüzde 1,24 oranında faiz uyguluyor.
558829
Garaj mezar
Garaj mezar İSTİHBARAT SERVİSİ İkitelli Havaalanı Kavşağı'nda bulunan TIR Garajı'daki şoförler, sel sularına uykuda yakalandı. Sabaha karşı önüne gelen herşeyi yıkan azgın sular, garajdaki TIR'ları da sürüklemeye başladı. Çok sayıda araç, Ayamama Deresi'nin taşması üzerine suyun akış yönünde adeta bir karton parçası gibi kilometrelerce sürüklendi. Hurda yığınına dönen TIR'lar Ayamama Deresi'nin yanındaki köprüden geçemeyince üst üste yığıldı. Türkiye'den yükledikleri tekstil ürünü ve beyaz eşya ürünlerini yurt dışına götürecekleri için akşamdan yüklenen TIR'larda bulunan kumaş topları ile buzdolabı çamaşır makinası gibi beyaz eşyalar etrafa dağıldı. Sabaha karşı büyük bir uğultu ile gelen sel, çok sayıda TIR şoförü ile işçiyi uykuda yakaladı Can pazarının yaşandığı garajdaki şoförler ve işçiler araçlarının üzerine çıkarak hayatlarını kurtarırken, sele kapılan 10 kişi hayatını kaybetti. Birkaç metreyi bulan suyun öğle saatlerine doğru çekilmesi ile birlikte kurtarma çalışmalarına ancak başlanabildi.
560419
Albay Temizöz'le ilgili dava bugün başlayacak
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülecek olan duruşmada, tutuklu sanıklar Albay Temizöz, eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ, oğlu Temer Atağ, itirafçılar Adem Yakin, Hıdır Altuğ ve Fırat (Abdulhakim Güven) ile tutuksuz yargılanan sanık Kukel Atağ hakim karşısına çıkacak. İddianameden Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 104 sayfalık iddianamede, sanıkların "Adam öldürmek", "Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" ve "Adam öldürmeye azmettirmek" suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. Sanıklardan Cemal Temizöz'ün 9, Kamil Atağ'ın 7, Temer Atağ'ın 2, Adem Yakin'in 7, Hıdır Altuğ'un 3, Fırat 'ın (Abdulhakim Güven) 6, Kukel Atağ'ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep ediliyor. İddianamede, sanık Albay Temizöz'ün 1993 yılında Cizre'de "terörle mücadele ediliyor" görüntüsü altında "korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan oluşan bir grup oluşturduğu"na yer veriliyor. "Söz konusu grubun süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü 'ya yardım ettiğini değerlendirdiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı"na yer verilen iddianamede, bu sorgulanan kişilerden bir kısmını öldürdüğü ileri sürülüyor.
560234
Hükümete sel mağduru şirketler için çağrı
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, "Hükümetten sel mağduru firmaların kredi ve vergi borçlarını yeniden yapılandırmasını istiyoruz" dedi. İTO Meclisi'nin Eylül ayı olağan toplantısı'nda konuşan Yalçıntaş, yaşanan sel felaketinin maddi bilançosunun belirlenmesinin zaman alacağını belirterek, dün sabah gerçekleştirdikleri ölçümlere göre, 90 milyon civarında bir zararın ortaya çıktığını, zararın 100 milyon doları aşacağının beklendiğini ifade etti. Sel felaketinin İstanbul'da, özellikle hizmet ve sanayi sektörlerinin ağırlıkta olduğu bir bölgeyi vurduğunu belirten Yalçıntaş, şunları kaydetti: "Bizim kayıtlarımıza göre selden zarar gören Güneşli'de 1506, Mahmutbey'de 928, İkitelli'de 711, Sefaköy'de 1715, Halkalı'da 814 İTO üyesi bulunuyor. Bunların hemen hepsinin doğrudan ya da dolaylı bu felaketten etkilendiğini belirtmeliyim. Selden etkilenenlerin başında tekstil- konfeksiyon ve hava alanına yakın bölge olmasından dolayı antrepo, gümrükleme ve depolama hizmetleri veren firmalar yer alıyor. Bu nedenle biz İTO yönetimi olarak, zarar gören üyelerimiz için her türlü desteği vermeye hazırız. Elbette hem can hem de mal kayıplarının daha az yaşanması için alınması gereken tedbirler var. Böylesi bir felaketin 100 yılda bir yaşanan bir felaket olduğunun da farkındayız. Ama her şeyin başı tedbir. nedenle önümüzdeki günler için uygun tedbirlerin alınması durumunda daha büyük zararların oluşması önlenecektir. Hükümetten sel mağduru firmaların kredi ve vergi borçlarını yeniden yapılandırmasını istiyoruz." Yalçıntaş, ekonomiye ilişkin büyüme oranları, açığı ve oranlarını değerlendirerek, enflasyonun düşme eğiliminin devam etmesinin, Merkez Bankası'nın düşürme politikalarına devam edeceği sinyalini verdiğini bildirdi.
558405
Uzayda naftalin bulundu
Uzayda naftalin bulundu Amerikalı bilim adamları, uzayın derinliklerinde naftalin buldular. Georgia Üniversitesi'nden araştırmacılar, Tanımlanamayan Kızılötesi Dalgalar olarak bilinen ve kızılötesi ışınlar yayınlayan derin uzay bulutlarında naftalinin gaz biçimini keşfettiklerini açıkladılar. Tanımlanamayan kızılötesi dalga bulutları astronomlar tarafından 30 yılı aşkın bir zamandır gözlemleniyordu, ancak bilim adamları ilk kez bu kızılötesi oluşuma hangi özel moleküllerin neden olduğunu belirlediler. Araştırma ekibine başkanlık eden Prof. Michael Duncan, keşiflerinin, tanımlanamayan kızılötesi dalgaların yıldızlararası tozlarla bağlantılı bulunduğunu ve bu tozun bileşenlerinin gizemli bulutların kökeni konusunda ipuçları sağlayabileceğini göstermesi açısından önemli olduğunu belirterek, bu yeni bilginin yıldızların yaşam döngülerini kavramak konusunda da bilgi sağlayabileceğini kaydetti. Araştırma, Astrophysical Journal'de yayınlandı.
558767
Aydın Doğan’a karşı vergi terörü
Maliye, ’na milyar 755 milyon liralık bir daha kesti. Birkaç ay önce de 826 milyon lira vergi cezası daha kesmişti. Vergi elemanlarının kestiği toplam ceza tutarı milyar 581 milyon lirayı buldu. Maliye’nin yeni Daha önce kesilen 826 milyon liralık ceza bir rekordu, ancak son cezayla, Maliye, “kendine ait rekoru” çok gerilerde bırakarak yeni bir rekora imza attı! Türk Maliye tarihinde örneği görülmemiş bu keyfi cezanın vergilendirme işlemi olarak izah edilmesi mümkün değildir. Yasal dayanağa sahip olmayan bu uygulama dünyanın hiçbir yerinde kabul görmez. Böyle bir keyfi uygulama padişahlık dönemlerinde bile görülmemiştir. Padişahlar bile vergi salma yetkilerini böyle kullanmamışlardır. Amaç batırmak Kesilen iki ceza ’a karşı bir “vergi terörü” uygulamasından başka bir şey değildir. Böyle bir işlemde vergi toplama amacının dışında bir amaç güdüldüğü açıktır. Bu uygulamayla ’ye gelir sağlamanın değil, Aydın Doğan’ın şirketlerine el koymanın amaçlandığını söylemek daha doğru olur. İki ceza işlemi de açıkça göstermiştir ki, hedef Doğan Grubu’nu batırmaktır. Üzücü olan, vergi denetim elemanlarının inceleme yetkisini kötüye kullanmaktan çekinmemiş olmalarıdır. Maalesef, bu tür amaçlara hizmet eden elemanlar bu saygın mesleğe de gölge düşürmektedirler. Denetim elemanlarının kendi kafalarına göre yaptıkları bir yorumla kestikleri bu astronomik cezalar nedeniyle Doğan Grubu’nun bütün varlığını devlete teslim etmeleri istenecektir. Bunun bir vergilendirme değil, el koyma gayreti olduğu açıktır. Gelir yok, vergi var Vergi gelirden, varlıktan, katma değerden alınır. Doğan Grubu’na elde etmediği bir gelir için vergi tahakkuk ettirilmiş; olmayan gelirin olmayan vergisi ödenmedi denilerek de cezasıyla birlikte milyar 755 milyon lira ödemesi talep edilmiştir. Vergi ancak yasayla konulur ve yasayla kaldırılır. Yasaya dayanmayan bir vergi tahsilatı yapılamaz. Doğan Grubu’nun denetlenen şirketleri arasındaki hisse devir işlemleri yasalarda açıkça vergiden istisna olduğu halde denetimi yapan elemanlar keyfi bir yorumla ceza kesmişlerdir. Denetime konu olan işlemlerde Doğan Grubu’nun kasasına bir liralık gelir girmemiş, mal ve hizmet değişimi yapılmamış ve üçüncü bir kişiyle de ticaret söz konusu olmamıştır. Söz konusu şirketler, gelir getirici veya katma değer yaratıcı bir işlemde bulunmamışlardır. Hal böyleyken, denetim elemanlarının hayali bir gelir yaratarak, hayali vergi tahakkuk ettirmeleri, vergi kadar ceza kesmeleri şehir efsanesinde olduğu gibi minare gölgesini vergilemek gibi bir şeydir. Yasa ne diyor? Doğan Grubu’na kesilen vergi cezasının vergi yasalarında bir karşılığı yok. Aksine, yapılan işlemlerin vergiye tabi olmadığına ilişkin hükümler var. Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinin 4/g fıkrasında hisse senetlerinin devrinin ’ye tabi olmadığı açıkça hükme bağlanmış durumdu. Ayrıca 232 sayılı Genel Tebliği de ilmühaberlerin yerine geçtiği ve hisse senetlerine tanınan istisna hükümlerinin uygulanacağını yazıyor. Bu hükümler karşısında kesilen cezanın yasa hükümlerine dayandırılması mümkün değildir. Cezanın dayanağı vergi denetim elemanlarının kişisel yorumudur. Kaygı verici Aydın Doğan’a karşı uygulanan vergi terörü, artık uluslararası düzeyde dikkat çekmeye başlamıştır. Özellikle ’deki açısından kaygı verici bulunmaktadır. dahil olmak üzere uluslararası basın kuruluşları da Doğan Grubu’na uygulanan vergi cezaları nedeniyle endişelerini belirtmeye başlamışlardır. Vergi inceleme yetkisinin keyfi kullanımı hem Türk basını hem de iş dünyası bakımından üzerinde durulması gereken bir sorundur. Bu uygulamanın bütün bağımsız basın organları ve iş dünyası için tehdit oluşturduğunu görmek gerekir.
559039
OPEC'in, 28.6 milyon varillik üretimi korunacak
İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) petrol bakanlarının Avusturya'nın başkenti Viyana'daki toplantısında, OPEC'in mevcut 28.6 milyon varillik günlük üretiminin korunması kararlaştırıldı. İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) petrol bakanlarının dün gece geç saatlerde başlayan ve sabaha dek süreceği bildirilen toplantısı, TSİ 02.30'da sona erdi. Toplantının ardından basına ortak açıklama yapan OPEC dönem başkanı ve Angola Bakanı Jose Botelho de Vasconcelos ile genel sekreter Abdalla Salim El-Bedri, bakanlarının, kartelin üretimi 2.4 milyon varil dahil, mevcut 28.6 milyon varillik günlük ham petrol üretimini korumayı kararlaştırdıklarını" bildirdi. Ortak açıklamada, petrol piyasasındaki gelişmelerin yakından izlenmesi ve piyasanın ihtiyacı doğrultusunda günlük üretim miktarının yeniden düzenlenebileceği belirtilirken, üye ülkelerin günlük üretim kotasına titizlikle uymaları istendi. Sonraki toplantılar Angola ve Viyana'da Öte yandan, petrol bakanlarının gelecek olağanüstü toplantısının bu yıl 22 Aralıkta Angola'nın Luanda kentinde, olağan toplantının ise 17 Mart'ta Viyana'da yapılması kararı alındı. bakanları toplantısında, kartel içi görev dağılımında da yeni düzenlemeye gidilerek, Ekvador Bakanı Germanico Pinto'nun Ocak 2010 tarihinden geçerli olmak üzere yıl süreyle kartelin dönem Başkanlığına, Bakanı Masoud Kazemi'nin de alternatif başkanlığa seçildikleri bildirildi. OPEC petrol bakanları toplantısının başlamasından önce yapılan açıklamada, OPEC üretimi ham petrolün uluslararası piyasada varil başına 66.15 dolardan işlem gördüğü açıklandı. Ham petrol satış fiyatı konusundaki bir soru üzerine kartelin genel sekreteri El-Badri, "OPEC üretimi ham petrolün uluslararası piyasada varil başına 70 dolardan işlem görmesini istediklerini" söyledi. ayı nedeniyle iftar saatinin ardından OPEC merkezinde TSİ 22.30'da biraraya gelen OPEC üyesi 12 ülkenin petrol bakanı, ilan edildiği gibi sahura dek beklemeden anlaşmaya vararak TSİ 02.30'da toplantıyı tamamladı.
559771
Madene bir daha gitmek istemiyordu ama...
Zonguldak'ın Kilimli beldesindeki Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) maden ocağında meydana gelen göçükte kalan işçinin kurtarılmasına yönelik çalışmaların sürdüğü bildirildi. Kurtarma çalışmalarının yürütüldüğü kömür ocağının eksi 260 ile eksi 360 kodundaki çalışmaları yerinde izlemesinin ardından yer üstüne çıkan Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) TTK Karadon Müessese Müdürlüğü Baş Temsilcisi Ethem Azaklıoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, henüz işçilere ulaşılamadığını söyledi. Madencilerin akıbetleri konusunda şu an için bir şey söylemenin mümkün olmadığını anlatan Azaklıoğlu, şöyle dedi: ''İşçiler, gece 00.00-08.00 vardiyasında çalışıyordu. Sabah saatlerinde göçük olmuş. Yaklaşık 40-50 kişilik uzman kurtarma ekibi, çalışmalarını titizlikle sürdürüyor. Ocağın tavan kısmından 15 metrelik çökme meydana gelmiş. Göçükte kalan işçilerden 2006'da iş başı yapan Ali Ziya Kısaboyun ile bu yıl işe giren Caner Albuzlu'yu kurtarma çalışmaları itinayla yürütülüyor. İşçilerimizin hayatta olduğu ihtimalini göz önünde bulunduruyoruz. GMİS Genel Başkanı Ramis Muslu da ocak içerisinde çalışmaları yerinde takip ediyor.'' -İŞE GİTMEK İSTEMİYORMUŞ- TTK Genel Müdürlüğünce açılan bin işçi kadrosu için geçen yılın ekim ve kasım aylarında 35 bin 291 adayın katıldığı mülakatta, uzunluğu metreyi aşan maden direğini taşıması, kazma, kürek ve baltayı nasıl kullandığı uygulamalı test edilen Albuzlu, 20 bin 814 kişinin katıldığı kurayı kazanarak işe girmeye hak kazandı. TTK'de Ocak 2009'da iş başı yapan Caner Albuzlu'nun (30), iş koşullarının ağırlığından yakınarak işe gitmek istemediğini söylediği öğrenildi. Evli ve çocuk babası Albuzlu'nun akrabası Ratif Karaçelebi, gazetecilere yaptığı açıklamada, dün Caner ile görüştüğünü belirterek, şöyle dedi: ''Bana, (İş yeri şartları çok zor, hiç gidesim gelmiyor, ayaklarım geri gidiyor) diyordu. Ben de ona işine gitmesini, artık hiçbir yerde ekmek olmadığını söylemiştim. Şimdi böyle bir olayla karşılaştık, çok üzgünüz. Umarım ocaktan sağ çıkarılır. Umudumuzu koruyoruz.'' Albuzlu'un mesai arkadaşlarından birinin annesi Şaziment Kademcik de Albuzlu ile oğlunun aynı ocakta çalıştığını belirterek, ''İş çıkışı bizim eve geleceklerdi. Onlara yemek hazırlamıştım. Ancak, oğlumun arkadaşının göçükte kaldığını öğrendim. İnşallah sağ olarak kurtarılır'' dedi. Maden ocağı önüne gelen Albuzlu'nun babası İsa, kardeşleri Ahmet, Şenol ve Erol'un ağladıkları görüldü. Maden işçileri, aileyi sakinleştirmek için çaba harcadı. CHP Zonguldak Milletvekili Ali Koçal ve Çaycuma Belediye Başkanı Mithat Gülşen de işletmeye gelerek kurtarma çalışmalarıyla ilgili bilgi aldı.
558403
Çatışmada PKK'lı yakalandı
Çatışmada PKK'lı yakalandı ANKARA (ANKA) Genelkurmay, Hakkari ili Çukurca ilçesinde çıkan çatışma sonucunda teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Hakkari ili Çukurca ilçesi kırsalında, Cevizli mevkiinde çıkan çatışma sonucunda terörist silahı ile birlikte (M16 piyade tüfeği) etkisiz hale getirildi.
559799
Lahmacun arasında uyuşturucu servisi
Alınan bilgiye göre, Muğla Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, Şehirlerarası otobüs terminalinde düzenlenen operasyonda, ''uyuşturucu madde ticareti yaptığı iddia edilen'' kadın zanlı Ş.B. (26) gözaltına alındı. -LAHMACUN VE SÜTYENİN İÇİNDE ESRAR SERVİSİ- Polis ekiplerince gözaltına alınan zanlıya ait çantada, narkotik köpeğiyle yapılan aramada, yaklaşık 2,5 kilo esrar lahmacun paketinin içinde koku yaymasını engellemek için koli bandına sarılmış halde, içime hazır bir miktar esrar da sütyenin içine gizlenmiş şekilde bulundu. Gözaltına alınan zanlının ifade işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği bildirildi.
559761
İzmir'de 'nostaljik' Ramazan eğlenceleri
İzmir'de 'nostaljik' Ramazan eğlenceleri Diğer Ramazan Sayfası haberlerini okumak için ... İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin tarihî Havagazı Fabrikası'nda düzenledği "Nostaljik Halk Eğlenceleri" yoğun talep sebebiyle 15 Eylül Salı gününe kadar uzatıldı.
558876
Ayet
Ayet İnsanlar, (sadece) “İman ettik” diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar? (Ankebut, 1)
558761
Sebep aynı sonuç aynı
AYNI damdan biz de düşmüştük. Sokakların birer azgın ırmağa dönüştüğünü, kabaran dalgaların önüne kattığı her şeyi ama her şeyi sanki yılların intikamını alırcasına sürüklediğini gözlerimizle görmüştük. Olacak şey değildi. gibi bir şehirde... gibi bir ilçede... Bostanlı gibi bir semtte... Dağ başındaki mezralarda bile zor yaşanacak bir kâbus, nasıl olur da, gerçeğe dönüşebilirdi? Tarih, Kasım 1995’ti. Ve şimdi... Tarih ’da tekerrür etti! Manzara benzerdi. Sebep ise aynı. Doğanın gücünü umursamayanlar, dere yataklarını ranta dönüştüren soysuzlar, olana bitene kayıtsız kalan ve hatta bazen çanak tutan ahmaklar... Sebep bu olunca, sonucu tahmin etmek zor olmamalıydı! Hayret ediyorum. Bir şehri, hele İstanbul gibi bir şehri yönetenlerin; yaşanmış onca tecrübeye karşın olacakları öngörememesini anlayamıyorum. uzmanları bir yerlerini yırtarak uyardılar. “Kuvvetli geliyor” dediler. “Sel tehlikesine dikkat” dediler. İzmir’de yaşamamıza karşın, adını öylesine çok duyduk ki, belki pek çok İstanbullu’dan iyi biliriz Ayamama Deresi’ni, ’yi! Adam olan parçalardı kendini. Alarm üzerine alarm verirdi. Elindeki her imkânı, sahip olduğu büyük gücü son zerresine kadar harekete geçirir, oralarda yaşayan tek Allah’ın kulunu yatağında uyur halde bırakmaz; gerçek bir seferberlik ilan ederdi. Televizyonda İstanbul Valisi’ni dinliyorum şu an... Vali Bey, ihmallerden söz ediyor. Bir aracın içinde sıkışıp, boğulan yedi fabrika işçisinin ölümünü; bindikleri servis aracının koşullara uygun olmamasına bağlıyor. Falan. ân! İyi de Sayın Vali. araçlar, uzaydan gelmedi ki! Her gün yüzlercesi sizin ve sizin gibi yetki sahiplerinin gözleri önünden salına salına geçip, gidiyor. Ta ki, masum insanlara olana kadar! Kıvırma! ’DA bir süpermarkette, müşteri yarım satın almak istiyor. Tezgâhtar bunun mümkün olmadığını söylüyor. Kavga çıkıyor. Tezgâhtar koşarak müdüre çıkıyor: Efendim, hayvanın biri yarım kivi almak istiyor, der demez şöyle bir arkasına dönünce ne görsün! Müşteri arkasından gelmiş, ense dibinde duruyor. Tezgâhtar hemen müşteriyi işaret ediyor: Bu beyefendi de diğer yarısını almak istiyor, efendim... Müdür durumu anlıyor, adama yarım kiviyi mecburen verip gönderiyorlar. Müdür bir saat sonra tezgâhtarı çağırıyor: Tebrik ederim, çok zeki davrandın, iyi idare ettin. Nerelisin sen? Brezilyalıyım efendim... Amerika’ya niye geldin? cazip bir yer değil efendim, orada insanlar ya fahişe ya da futbolcu oluyor. Biliyor musun, benim karım da Brezilyalı! Yaa öyle mi, acaba karınız hangi takımda futbol oynuyor? Kıssadan çıkan hisseye gelince... Bizde de böyle kıvıranlar var. Ne var ki, kadar zeki değiller! Tek karelik çaresizlik
558572
Maça büyük ilgi!
19. Dünya Kupası Avrupa Elemeleri 5. Grup'ta Bosna-Hersek ile deplasmanda kader maçına çıkan (A) Milli Takım'da, teknik direktör Fatih Terim, Estonya maçındaki kadroyu oyuncu dışında bozmadı. Fatih Terim, sakatlıkları nedeniyle kadrodan çıkarılan Gökhan Zan ile Kazım'ın yerine Önder ve Semih ikilisini ilk 11'de sahaya sürerken, Estonya maçında ilk 11'de sahaya çıkan Sercan'ı yedeğe çekip, Ceyhun'a şans verdi. Önder, savunmanın göbeğinde Servet ile birlikte görev alırken, Semih ise ilerde milli takım adına gol aradı. Ceyhun da savunmanın önünde rakip atakları kesme görevini yaptı. Sercan Yıldırım'ın yanısıra Nihat, Nuri, İsmail, İbrahim Kaş, Sabri ve kaleci Sinan yedekler arasında yer alırken, Halil Altıntop, Serkan Kırıntılı ve Mustafa Sarp maç kadrosuna alınmadı. Bosna-Hersek'te, Turkcell Süper Lig takımlarından Eskişehirspor'da forma giyen Nadareviç, Türkiye karşısında ilk 11'de sahaya çıkarken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden Kenan Hasagiç ise kadroda yer almadı. -MAÇ ÖNCESİ SAYGI DURUŞU- Karşılaşma öncesi Hakkari'de şehit düşen askerler ve İstanbul'daki sel felaketinde vefat edenler anısına saygı duruşu yapıldı. (A) Milli Takım oyuncuları da Bosna-Hersek maçına kollarına siyah bant takarak çıktılar. -DEVLET BAKANI ÖZAK DA İZLEDİ- Türkiye için büyük önem taşıyan karşılaşmada Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak da millileri yalnız bırakmadı ve Zenica'ya gelerek maçı izledi. Özak'ın yanısıra UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik, Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener ve yönetim kurulu üyeleri de maçı izleyenler arasında yer aldı. -STAT TAMAMIYLA DOLDU- Grupta sahasındaki tüm maçlarını Bilino Polje Stadı'nda yapan ve bu karşılaşmayı da kazanmasını bilen Bosna-Hersek, yine taraftarların büyük desteğiyle millilerin karşısına çıktı. Boşnak taraftarlar, takımlarının yanısıra zaman zaman (A) Milli Takım oyuncularına da sevgi gösterisinde bulundular. Bu arada mücadeleyi 1500 kadar Türk vatandaşı da kendilerine ayrılan bölümde izledi. -TAKIM KAPTANLARI FAIR PLAY ÇAĞRISI YAPTI- Karşılaşma öncesi (A) Milli Takım Kaptanı Tuncay Şanlı ile Bosna-Hersek Kaptanı Emir Spahiç, fair play çağrısı yaptılar. İki oyuncu, mikrofondan tribünlere saha içinde fair-play çerçevesinde mücadele edeceklerini söylediler. -MİLLİ TAKIM, İKİNCİ YARIYA GEÇ ÇIKTI- (A) Milli Takım, mücadelenin ikinci yarısına geç çıktı. Mücadelenin hakemleri ve Bosna-Hersekli oyuncular, sahaya gelirken, milliler dakikalık bir gecikmeyle sahaya çıktılar. Boşnak taraftarlar, milli takım oyuncularının sahaya geç gelmesine tepki gösterdiler. -EMRE VE ARDA CEZALI DURUMA DÜŞTÜ- Milli takımda Bosna-Hersek karşısında sarı kart gören Emre Belözoğlu ve Arda Turan cezalı duruma düştüler. Mücadelenin 24. dakikasında Emre ve 45. dakikasında sarı kart gören Arda Turan, böylece milli takımın 10 Ekim'de deplasmanda Belçika ile yapacağı karşılaşmada forma giyemeyecekler. -TÜRK GAZETECİLER GÖREVLERİNİ YAPMAKTA ZORLANDILAR- Karşılaşmayı izlemek üzere stada gelen Türk gazeteciler, basın tribünündeki Boşnak gazetecilerin yanısıra tribünün önünde bulunan taraftarların ayakta maçı izlemeleri nedeniyle görevlerini yapmakta zorlandılar. Maçı ayakta izlemeleri nedeniyle saha içini zaman zaman göremeyen gazeteciler, zaman zaman Boşnak taraftarlarının oturması yönünde istekte bulundular. -KALAN MAÇLAR- Grupta Türkiye, 10 Ekim'de Belçika ile deplasmanda, son maçta ise 14 Ekim'de sahasında Ermenistan ile karşılaşacak. Bosna-Hersek ise deplasmanda Estonya ile yapacağı maçın ardından son karşılaşmasını sahasında İspanya ile yapacak.
558646
‘AB istemiyor, Türkler inanmıyor’
düşünce kuruluşu Alman Fonu (GMF) tarafından yayımlanan “Transatlantik Eğilimler 2009” başlıklı araştırma, (AB) ülkelerinin önemli bir bölümünün ’yi üye olarak görmek istemediklerini, Türklerin de AB üyeliğinin gerçekleşeceğine inanmadıklarını ortaya koydu AB hakkında olumlu görüş bildiren Türklerin oranı yüzde 32’de kalırken, üyeliğin iyi bir şey olduğunu düşünenlerin oranı geçen yıla göre yüzde 6’lık bir artışla yüzde 48 oldu. Bu oran 2004’te yüzde 73 düzeyindeydi. Üyeliğin gerçekleşmeyeceğini düşünen Türklerin oranı ise yüzde 65 olarak belirlendi. ve ’yle birlikte AB üyeleri ve ’da yapılan kamuoyu yoklamasında Türkiye’nin AB üyeliğine olumsuz bakan Avrupalıların oranı yüzde 28’den 32’ye yükseldi. Araştırmaya katılan 11 Birlik ülkesinden 9’unda Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkanların oranında artış tespit edilmesi de çalışmanın dikkat çeken bulguları arasında yer aldı. Fransa, yüzde 48’le Türkiye karşıtlığında ilk sırayı kimselere bırakmadı. Çalışma, AB ülkelerinin Türkiye’nin Batı’nın bir parçası olmadığını düşündüklerini de net bir şekilde ortaya koydu. Almanya’da bu görüşe destek verenlerin oranı yüzde 77 olurken, Fransa’da yüzde 68 olarak belirlendi. Türklerin Batı değerlerini paylaştığını düşünen ülkelerin ilk sırasında yüzde 51’le Romanya yer alırken, bu yönde düşünen Türklerin oranının sadece yüzde 34’te kalması dikkat çekti. üyeliğinin Türkiye’nin güvenliği açısından temel nitelikte olduğunu düşünen Türklerin oranının yüzde 53’ten yüzde 35’e gerilediğini ortaya koyan çalışma, ABD’ye bakışta “Obama etkisi” yaşandığını gösteriyor. döneminde ABD’nin dış politikasına destek veren Türklerin oranı yüzde iken döneminde bu oran yüzde 50’ye ulaştı. Ancak ABD hakkında iyi düşünen Türklerin oranı yüzde 22’yle listenin en altında yer aldı.
559314
YÖK, Kürt dili ve edebiyatı bölümünü görüşecek
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında toplanan YÖK Genel Kurulu, Mardin Artuklu Üniversitesi'nde açılması düşünülen Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü konusunu görüşecek. Üniversite ek kontenjanlarının da ele alınacağı toplantı Bilkent'deki YÖK Başkanlık binasında yapılıyor.
560009
46. Altın Portakal'ın afişi hazır
Festivali düzenleyen Antalya Kültür ve Sanat Vakfı'ndan (AKSAV) yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin en köklü sinema etkinliği olan Altın Portakal'da, bu yıl, ''portakal'' gibi tanıdık bir imgenin seçildiği bildirildi. Açıklamada, Altın Portakal'ın yeni afişinde turuncu bir göz bebeğinin kullanıldığı, afişin, aynı zamanda sinemanın ''görme'' ve ''gösterme'' sanatına atıfta bulunduğu ifade edildi. Açıklamaya göre, Altın Portakal'ın bu yılki görsel konsepti İlyas Başsoy imzasını taşıyor, grafik yapı ise Emre Koç'un. Fotoğraf sanatçısı Muammer Yılmaz'ın çektiği fotoğrafın düzeltme işlemlerini Erol Güneş yaptı.
559754
Salihoviç, Türkiye'yi elenmeye itti
19. Dünya Kupası Avrupa Elemeleri 5. Grup'ta dün akşam 1-1 berabere biten Bosna Hersek-Türkiye maçıyla ilgili uefa.com'da yer alan haberde, milli futbolcu Emre Belözoğlu'nun, rakip takımın kalecisi Supiç'i erken bir şutla test edip, 4. dakikada da gol attığı belirtildi. (A) Milliler'in, 20. dakikadan sonra geriye düştüğü ifade edilen haberde, maçın 25. dakikasında, yaklaşık 20 metreden kullanılan serbest atışta, Salihoviç'in, iyi bir vuruşla topu ağlara göndererek, durumu 1-1 eşitlediği kaydedildi. Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim'in, tribünlere gönderildikten sonra Bosna Hersek'in ipleri ele aldığı, ancak üst üste pozisyonlar bulsa da bunları Dzeko ile gole çeviremediği ifade edilen haberde, ''Bu sonuç, 10 Ekim'de Estonya karşısında bir galibiyet alması durumunda, Bosna Hersek'in, ikinci sırayı garantileyip, gruptan çıkacağı anlamına geliyor'' denildi. -FIFA.COM- Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği'nin (FIFA) internet sitesinde yer alan haberde ise ''5. Grup'ta lider İspanya'nın hemen gerisinde, ikinci sırada yer alan ev sahibi takım, konuk ekip karşısında maça puan fark avantajıyla başladı'' denildi. ''Eski Inter ve Newcastle Unitedlı, şimdiki Fenerbahçeli Emre Belözoğlu, Türkiye'ye mükemmel bir başlangıç verdi'' denilen haberde, yine de bu üstünlüğün uzun sürmediği ifade edildi. ''2002 Dünya Kupası ve 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası yarı finalisti Türkiye, 25. dakikada 1-1 eşitliğin sağlanmasından sonra geriye düştü'' ifadelerinin de kullanıldığı yayın organında, Hoffenheim'ın orta saha oyuncusu Salihoviç'in, takımı ateşlediği belirtildi. Türkiye'nin, bundan sonra Belçika ve Ermenistan, Bosna Hersek'in ise Estonya ve İspanya ile karşılaşacağı hatırlatılan haberde, Bosna Hersek'in, Estonya'yı yenerse, ikinci sırayı garantileyeceği ve gruptan çıkacağı kaydedildi.
559036
Mesut Özil, Alman milli takımı formasını kaptı
Alman milli takımı formasını kaptıTEMEL ELCİVAN KÖLN DHA Güney ile geçtiğimiz hafta oynanan hazırlık maçında Milli Takımı formasıyla başarılı futbolu ve attığı golle dikkatleri üzerine çeken bu akşam 'ı yendikleri maçta 90 dakika forma giydi. Güney Afrika maçına damgasını vuran ve hafta içinde Alman spor medyasının en çok konuştuğu futbolcu olan Mesut Özil, bu akşam Almanya ile Azerbaycan arasında oynan maçta da ilk 11'de sahaya çıkarak, Almanya Milli Takımı'nda kalıcı olduğunu gösterdi. Forvetin arkasında oynayan ve Azerbaycan defansını oldukça zorlayan Mesut Özil, Almanya'nın attığı üçüncü ve dördüncü gollerde arkadaşlarına pozisyon hazırlayan isim oldu. Özil, başarılı oyunuyla 90 dakika sahada kalırken, Almanya Milli Takımı'nın diğer bir Türk kökenli oyuncusu Azerbaycan karşısında forma şansı bulamayarak yedek kulübesinde oturdu. Almanya, Azerbaycan'ı 4-0'la geçerken, golleri 14. dakika Ballack (penaltı), 55. ve 66. dakikalarda Klose ve 71. dakika da Podolski kaydetti. 2010 Kupası Elemeleri 4. Grupta yer alan Almanya, bu galibiyetle puanını 22'ye çıkardı.
558542
Grubumuzda puanlar ve kalan maçlar
Grupta Türkiye, 10 Ekim'de Belçika ile deplasmanda, son maçta ise 14 Ekim'de sahasında Ermenistan ile karşılaşacak. Bosna-Hersek ise deplasmanda Estonya ile yapacağı maçın ardından son karşılaşmasını sahasında İspanya ile yapacak. Bu arada Bosna-Hersek karşısında sarı kart gören Emre Belözoğlu ve Arda Turan cezalı duruma düştüler. Mücadelenin 24. dakikasında Emre ve 45. dakikasında sarı kart gören Arda Turan, böylece milli takımın 10 Ekim'de deplasmanda Belçika ile yapacağı karşılaşmada forma giyemeyecekler. İŞTE GRUBUMUZDAKİ PUAN DURUMU: (İspanya gruptaki 8. maçını Estonya karşı oynuyor... Maç devam ediyor) KALAN MAÇLARIMIZ İSE ŞÖYLE: adamların futbolcularının takımlarına bakıyorum en iyisi wolfurg.bizdeki en kötüsü stoke city oda tuncay oynuyor.gerisi büyüklerde oynayan oyuncular.Ama bu takımı geçemiyorsun ve her maç diken üstünde oynuyoruz.Ben ce bunun sorumlusu türk teknik direktörlerinin kaprisleri.koskaca türkiye de futbolcumu yokda ismaile ceyhunla önderle oynuyoruz.bence çok iyi bir yabancı teknik direktör gelmelidir.türkiyede futbolcuya göre maç oynanıyor.sistemli oynamamız lazım.bunuda en iyi yabancılar yapar. Her kulüp takımı taraftarı kendi takım futbolcusuna haketmediği payeleri verip milli takım için vazgeçilmez sandığı için bunlar oluyor.Yıldızlarınıza bakın pas ve şut tercihlerinin nerde nasıl yapılacağını bile henüz bilmiyor.Oyun içerisinde oyunu okuyamayan bir oyunu açmayı dar alandan geniş alana yaymayı beceremeyen adamlara nasıl yıldız dersiniz anlamıyorum. iki pas yapmayı bile beceremeyen büyük yıldızlarınızı alın hayrını görün zira hiç bir avrupalı bunlara yatırım yapmaz bizim gibi. hakem %100 hatalı okey ,saha kötü ,rakip çirkef... ama eşşeğin hiç mi şuçu yok. bir kere tecrübeli değilmisin? isviçre maçının üzüntüsü hala içimizde. demek ki gerekli dersleri alamamışsın. sanki maç gözümde canlandı. arda büyük arda büyük türkiye büyük fox tv büyük terim. çocuk yetenekli allah nazardan saklasın. Amma sen bu kadar şişirirsen olacağı bu adım kadar eminim ki oh iyi oldu diyenlerin sayısı üzülenlerden daha çoktur. yenince tüm ülkenin medyası arkasında olan yenilince gülerek maç sonunu... Daha üç gün önce oynadıkları maç sonrasında hiç haketmedikleri halde oyuncularımıza büyüklük payesi verip onları avrupalı futbolcu ayarında gören kulüp takımı ruhlu milli takım seyircisi bu durumun asıl sorumlusudur.Hala ardayı tuncayı emreyi ve diğerlerini yıldız futbolcu saymaya devam ettiğiniz sürece bu sonuçlar kaçınılmazdır.Ne zaman futbolcularımız takımın ne demek olduğunu öğrenip takımın etkili elamanı olmayı becerebilirlerse zaman sonuçlar farklı olacaktır.Ama bu, bu seyirciyle mümkün değil.
559119
Hindistan'da okulda izdiham: ölü
'ın başkenti Yeni Delhi'deki bir okulda çıkan izdihamda öğrencinin öldüğü bildirildi. Hastane kaynakları, okulun merdivenlerinde çıkan izdihamda 5'i ağır 24 öğrencinin de yaralandığı belirtti. İzdihamın neden çıktığı henüz bilinmiyor.
558704
İbre Erman’a döndü
Tekhik Direktörü Kemal Kılıç, alınan iyi sonuçlara rağmen ileri ikiliyi sürekli değiştiriyor. maçında erken gol bekleyen Kılıç, Erman’a güveniyor ’da deplasmanda oynanacak zorlu maçının hazırlıkları sürerken Teknik Direktör Kemal Kılıç’tan ileri uçta görev yapan Erman Özcan’a hazır ol emri geldi. Mehmet Batdal’ın yokluğunda görev verdiği Türker’den kupa maçında gol atmasına rağmen Hacettepe randevusunda beklediğini alamayan Kılıç’ın bu yüzden Erman’ı hazırladığı öğrenildi. Konyaspor maçının kendileri için dönüm noktası olduğunu belirten Kemal Kılıç, ilk golü erken bulmaları halinde üç puanı alabileceklerini belirterek, “Esas sınavımızı Konyaspor önünde vereceğiz. Şimdi Bucaspor’un gerçek gücünü ortaya koyma zamanı” diye konuştu. Sarı-lacivertli ekipte Zafer ve İlhan’ın henüz tam olarak hazır olmadığı açıklandı.
559475
Ekonomi Oranında Küçüldü
Ekonomi Oranında Küçüldü Küresel ekonomik krizin etkileri dünya genelinde sürüyor. Bunun ülkelere en somut yansıması ekonomilerdeki daralma... Türkiye ekonomisi de bu gelişmeye paralel olarak, yılın ikinci çeyreğinde yüzde küçüldü. Nisan, Mayıs ve Haziran aylarını kapsayan yılın ikinci çeyreğinde ekonomi yüzde daraldı. Buna göre sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla 23 milyar 513 milyon lira olarak hesaplandı. Büyüme hızı, yılın ilk çeyreğinde yüzde eksi 13,8 olmuştu. Hükümet yıl sonu küçülme hedefini yüzde olarak revize etmişti.
560226
Fransız L’Equipe gazetesi 12 Dev Adam'a övgü yağdırdı
Fransız gazetesi 12 Dev Adam'a övgü yağdırdıPARİS (A.A) ’da yayınlanan gazetesi, ilk turda tüm rakiplerini açık farkla mağlup eden (A) Milli Takımı’na övgüler yağdırdı Gazete, Baş Koltukta" başlığı ile verdiği haberde, Türk oyuncuların, "ilk turda rakiplerine büyük üstünlük sağladığını" yazdı. Ersan ve Hidayet’i üst düzey oyuncular olarak gösteren gazete, Ömer Aşık, Oğuz gibi mücadele gücü yüksek uzun oyuncular ve skora önemli katkı yapan oyun kurucu Ender ile Türkiye’nin 2. tura rahat bir şekilde çıktığını kaydetti. Gazete Türkiye’nin, diğer gruplardan gelen takımların 2. tura mağlubiyetle başlaması dolayısıyla büyük bir avantaj yakaladığı yorumunu yaptı.
559707
15:15 Otostop yapan kişiye TIR çarptı
Otostop yapan kişiye TIR çarptı ’in ilçesi, Gaziantep- otoyolunda otostop yapan kişiye tır çarptı. Kazada, kişi öldü, kişi de ağır yaralandı. Alınan bilgiye göre, Şanlıurfa’nın ilçesinden ’e giden Sedat Çelikli (29) ve Murat Salık (27), yolculuk yaptıkları otobüste uygunsuz harekette bulundukları iddiasıyla araçtan indirildi. Yollarına otostop yaparak devam etmek isteyen Sedat Çelikli ve Murat Salık’a otostopla durdurmak istedikleri Abdulhakim Güleç’in kullandığı 33 SV 809 plakalı tır çarptı. Tırın altında sürüklenen Salık, olay yerinde yaşamını yitirdi. Kazada ağır yaralanan Çelikli ise Nizip Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Tır sürücüsü Abdulhakim Güleç’in gözaltına alındığı bildirildi
559731
Thomas Doll: Her şey futbolculara bağlı
Alman Teknik Direktör Thomas Doll, antrenman sonrası düzenlediği basın toplantısında Eskişehirspor maçına çok iyi yaptıkları analizin sonucuna göre çalıştıklarını ve buna göre önlemlerini aldıklarını söyledi. Doll, ''Rakibimizi inceleyince almış oldukları puanlarla tablodaki yerleri takımlarının kalitesini gösteriyor. Demekki iyi takımlar, ancak bizde gücümüzün farkındayız ve neler yapmamız gerektiğini iyi biliyoruz'' dedi. Eskişehirspor'un etkili hücum ayaklarına karşı alınacak özel bir önlemin planlarında olmadığını belirten Doll, oynadıkları maçta sadece bir gol yediklerini hatırlatarak, ''Eskişehirspor'un hücumda iyi pozisyona giren yaratıcı futbolcuları var, bizde defans kurgusunu iyi ortaya koyan bir ekibiz, onları nasıl durdurabileceğimize iyi çalıştık'' diye konuştu. -MİLLİ MAÇ- Gençlirbirliği Teknik Direktörü Thomas Doll, Dünya Kupası Avrupa elemelerinde dün Bosna Hersek ile yaptığı ve 1-1 berabere kaldığı maçın sonucu için üzgün olduğunu belirterek, ''Türkiye büyük bir fırsatı tepti'' ifadelerini kullandı. Öte yandan Kırmızı-siyahlılar pazar günü Eskişehirspor ile yapacakları maçın hazırlıklarını sürdürdü. Beştepe İlhan Cavcav Tesisleri'nde yapılan antrenmana, bileği burkulan Cem Can katılmazken, sakatlığı bulunan Tozo ve Patiyo takımdan ayrı fizyoterapist eşliğinde çalıştı. Futbolcular, Isınma koşusuyla başlayan idmanda, 7'ye top kapma, istasyon, açma-germe çalışması ve tek kale maçın ardından, grup halinde kanat organizasyonuyla hızlı hücuma çıkma çalması yaptılar. Antrenman sonrası şut çalışması yapan hücum oyuncularının isabetli vuruşları dikkat çekti.
559093
Playboy'un patronu boşanma kararı aldı
'un patronu kararı aldı ’un kurucusu ve sahibi Hugh 11 yıldır ayrı yaşadığı eşi Kimberley Conrad’dan kararı aldı. İnternetteki TMZ.com sitesindeki haberde, 83 yaşındaki Hugh Hefner’in bu kararı, sahip olduğu evlerden birinin satışı konusunda eşinin ağustos ayında mahkemeye başvurmasının ardından aldığı belirtildi. çocuğu bulunan çiftin 47 yaşındaki Kimberley Conrad’ın isteği üzerine boşanmadan ayrı yaşadığı belirten haberde, Playboy patronunun "sadece çocuklarımın iyiliği için evli kalmıştım" sözlerine yer verildi. Playboy patronu ve ikinci eşi 1989’da evlenmiş ve yıl sonra ayrı yaşamaya başlamıştı. Hugh Hefner’in genç mankenlerle yaşadığı belirtiliyor.
558689
BEŞİR AYVAZOĞLU Nâzım Hikmet'in dedesine dair
Vâlâ Nureddin, Bu Dünyadan Nâzım Geçti'de Borjenski imlasını kullanmış. Nâzım'ın bir şiirinde de öyle: "Uykusuz geceleri Borjenski'nin/ benimkilere benzer olmalı." Memet Fuat, Nâzım'la ilgili iki kitabında da Borzenski imlasını kullanıyor. İlber Ortaylı'ya sorarsanız, Borzecki... Ali Engin Oba "Fransız İhtilali'nin 200. Yıldönümünde Mustafa Celâlettin Paşa'nın Eski ve Yeni Türkler Adlı Eserinin Türk Milliyetçiliğinin Oluşmasında Etkisinin Değerlendirilmesi" başlıklı makalesinde Borceski'yi tercih etmiş. Polonyalı yazar Latka da öyle... Başka birçok kaynakta Verzanski imlasına rastlayabilirsiniz. Borzecki'nin Türkiye'ye nasıl geldiği konusunda da rivayet muhtelif. Vâlâ Nureddin'e sorarsanız, Borzecki Slav ırkından değil, bir Gagavuz Türküydü; daha Polonya'dayken Türkçeyi bütün lehçeleriyle bilen bir Türkolog, askerî mühendis ve topografya ressamıydı; bir gruba katılıp Türkiye'ye gelmiş, Müslüman olarak Osmanlı ordusunda görev almıştı. Kemal Sülker, bin küsur sayfalık Nâzım Hikmet biyografisinde Vâlâ Nureddin'in yazdıklarını gözü kapalı aktarmış. Memet Fuat ise Nâzım Hikmet biyografisinde, bir Alman gemisinde miçoluk yapan Konstantin Borzenski adlı Polonyalı çocuğun, gemisi İstanbul'a geldiğinde, kendisine çok kötü davranıldığı için denize atlayıp yüzerek karaya çıktığını ve Sadrazam Âli Paşa tarafından himaye edilerek Mühendishane-i Hümayun'da okutulduğunu söylüyor. Aynı yazarın A'dan Z'ye Nâzım Hikmet'te anlattığı hikâye daha başka: Polonyalı soylu bir ailenin çocuğu olan Borzenski, 1848 devriminden sonra bir grup "ilerici"yle birlikte ülkesinden kaçıp Osmanlı Devleti'ne sığınmak zorunda kalmış. İlber Ortaylı'nın İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı'ndaki anlatışından, Borzecki'nin Kossuth'la birlikte Osmanlılara sığındığı sonucu çıkıyor. Bilindiği gibi, Macar halkı, 1848 yılında, Kossuth liderliğinde Avusturya'ya karşı başkaldırmış, başarısızlıkla sonuçlanan bu isyanın ardından başta Kossuth olmak üzere, on altı bin kişi Tuna nehrini aşarak Osmanlı Devleti'ne sığınmıştı. Ali Engin Oba'nın yukarıda ismini zikrettiğim makalesinde anlattıkları daha başka: Borzecki 1848 devriminden sonra Fransa'ya kaçıp Paris Harp Okulu'na girmiş; dostlarının birçoğunun Osmanlı Devleti'ne iltica ettiği haberini alınca okulunu terk edip İstanbul'a gelmiş. Polonyalı yazar Latka'nın Lehistan'dan Gelen Şehit Mustafa Celâlettin Paşa/ Konstanty Borzecky (1987) adlı kitabında anlattıkları Oba'nınkine benziyor: Genç Borzecki, Prusya hükümetinden pasaport almayı başarır, subay olma hayaliyle Fransa'ya giderse de Fransız ordusunun sırada subaya ihtiyacı olmadığı için bu hayali gerçekleşmez. Osmanlı Devleti'nin bütün Polonyalı mültecileri ülkesine kabul ettiğini duyunca 1849 yılında İstanbul'a gelir. Henüz yirmi üç yaşındadır. Hayatını idame ettirebilmek için Osmanlı ordusuna katılmaktan başka çaresi yoktur; bunun tek yolu da Müslüman olmaktır. Hiç tereddüt etmeden Müslümanlığı kabul eder ve devrin şeyhülislamı tarafından verilen Mustafa Celâleddin ismiyle Osmanlı ordusunda hizmete başlar. Bu farklı rivayetlerden hangisini benimseyeceğiz? Ben, Ali Engin Obave Latka'nın anlattıklarının doğru kabul edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yeri gelmişken, Macar ve Polonyalı mültecilerin, XIX. yüzyıl Osmanlı hayatındaki bazı yeniliklere öncülük ederek modernleşme sürecinde önemli rol oynadıkları gibi, milliyetçilik fikrinin de öncülüğünü yaptıklarını hatırlatmak isterim. Özellikle Konstanty Borzecki, yani Mustafa Celâleddin Paşa, Türk düşünce tarihi bakımından çok önemli bir isimdir. Sultan Abdülaziz'e ithaf ettiği, 1869 yılında İstanbul'da, 1870 yılında da Paris'te basılan Les Turcs anciens et modernes (Eski ve Yeni Türkler) adlı eserinde, Fransız, Alman, Rus ve Leh kaynaklarına dayanarak Türklükten, Türklüğün dünya tarihindeki rolünden söz eder; daha da önemlisi Touro-Aryanisme diye adlandırdığı nazariyesinde, Türklerle Avrupalıların aynı ırka mensup olduklarını ileri sürer. Mustafa Celaleddin Paşa, söz konusu kitabında lingüistikle ilgili meselelere de girip tuhaf etimolojik analizler yaparak Türkçenin Lâtinceyle akrabalığını ispat etmeye çalışmıştı. Onun bu görüşleri oğlu Enver Celaleddin Paşa, yani Nâzım Hikmet'in dedesi tarafından devam ettirilmiştir. Özellikle dil devriminde öncü rolü oynayan Sâmih Rifat, Enver Celaleddin Paşa'nın damadıydı. Sonuç mu? Kim bilir daha ne kadar yanlışı doğru zannederek tekrarlayıp duruyoruz.
559254
'Bize bir şey olmaz!' diyerek ölmüşler!
Mehmet Yeğen'in haberi İstanbul İkitelli'deki sel felaketinin ölüm saçtığı Osmanlı TIR Garajında can veren TIR şoförünün uyarılara rağmen ölüm uykusuna yattığı ortaya çıktı. Yağış sırasında araçlarda bulunan sürücüler, 10 dakika içinde yaklaşık metre yükseldiğini söylediler. Olayın sanıklarından TIR şoförü Mehmet Fil, seli fark ettiğinde diğer şugörleri uyandırmaya çalıştığını söyledi. Fil, uyandırdığı şofölerlerin kendisine "Biz TIR'ın içindeyiz. Su baraya kadar yükselecek değil ya. Hiç bir şey olmaz" dediklerini söyledi. Fil uyarısından bir kaç dadika sonra tüm garajın sular altında kaldığını belirtti. Osmanlı TIR garajında can veren talihsiz şoförlerden kimliği belirlenenlerin isimler, Süleyman Süleymanoğlu, Kendal Gönenç, Serkan Gögel, Ali Karagöl, Salim Öztaş ve Serhat Güze olarak açıklandı. İki şoförün kimliği ise henüz belirlenemedi.
559176
İngiltere, İspanya 2010 biletini kaptı
Dünya Kupası Avrupa elemelerinde ve grup maçları tamamlanmadan finallere gitme hakkını kazandı. Türkiye'nin de yer aldığı Grup'ta Estonya'yı 3-0 yenerek sekizinci maçında da puan kaybetmedi. Cesc Fabreagas, Santi Cazorla ve Juan Mata'nın golleri 'yı 2010 finallerine taşıdı. Fenerbahçeli Dani Güiza 57. dakikada Fernando Torres'in yerine oyuna girdi. Türkiye'nin 12 puanla üçüncü olduğu grupta bitime iki maç kala ile ikinci sıradaki Bosna arasındaki puan farkı sekiz. 6. Grup'ta Hırvatistan'ı 5-1 mağlup etti sekiz maçta 24 puana ulaşarak Dünya Kupası biletini cebine koydu. 2008 Avrupa Şampiyonası'na gitmesini engelleyen Hırvatistan'ı hezimete uğratan 'nin gollerini Frank Lampard (2), Steven Gerrard (2), Wayne Rooney kaydetti. Bu grupta dokuz maçta 17 puanı bulunan Hırvatistan ve sekiz maçta 15 puana sahip Ukrayna ikinci sıra için çekişiyor.
558500
Gül Köşk'teki iftarda önemli mesajlar verdi
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Eğer önemli konularınızı tartışmazsanız, saklarsanız, görmezlikten gelirseniz bunlar ilerde daha büyük kronik şekilde ortaya çıkar. Problemleri kronikleştirmeden halletmek, çözmek, onları küçültmek, minimize etmek, yok edemeseniz bile bu, aslında en doğru metotdur" dedi. Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya Köşkü'nde iş ve meslek örgütlerinin temsilcileriyle bir araya geldiği iftar yemeğinde yaptığı konuşmaya, İstanbul'daki sel felaketini hatırlatarak başladı. Hayatını kaybedenlere rahmet dileyen Gül, büyük bir acı yaşandığını söyledi. Gül, şehit olan askerlere de rahmet diledi. "Ülkemizin gelişmesine ve güçlenmesine önemli katkılarda bulunan siz kıymetli misafirlerimizle bu güzel iftar yemeği vesilesiyle yeniden bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum" diyen Gül, iş ve meslek örgütlerinin temsilcilerinin görüşlerine önem verdiğini, çalışmalarını ve hazırlattıkları kapsamlı raporları yakından takip ettiğini, söz konusu raporlardan yararlanmak için gayret gösterdiğini söyledi. İş ve meslek örgütlerinin sadece kendi alanlarıyla değil Türkiye'nin genelini ilgilendiren konularla ilgili gayret gösterdiğini, çalıştığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, "Böyle dinamik bir gücümüz olduğu için, meslek örgütlerimiz ülkenin tüm sorunlarına sorumlulukla ve duyarlılıkla yaklaştığı için de ayrıca mutluluk duyuyorum" dedi. Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sizler hem ülkemizin gelişmesine, hem toplumun nabzını tutarak sorunlarımızın çözümüne katkıda bulunuyorsunuz. Başarılı çalışmalara imza atarak hepimizi gururlandırıyorsunuz. Sosyal sorumluluk bilinciyle ciddi projeleri hayata geçiriyor, vatandaşlarımıza güzel imkanlar sunuyorsunuz. Tüm bu çalışmalar ülkemizin gücüne güç katıyor. Demokratikleşme sürecimizi daha da hızlandırıyor ve derinleştiriyor. Meslek örgütlerinin ve sivil toplum örgütlerinin varlığı ülkemizin modernleşmesinin ve dinamizminin önemli göstergesidir. Türkiye hızla gelişen bir ülke olarak gerek Avrupa'da gerek dünyada sayılı ekonomiler arasında yer almakta. Türkiye gerçekten sadece bölgesinde değil, tüm dünyada dikkati çeken ve herkesin yakından takip etmeye başladığı bir ülke haline gelmektedir. Bu tabii kolay olmamaktadır, herkes büyük bir gayret sarf etmektedir. Bir taraftan devlet, diğer taraftan da iş dünyası, üretimin gücünü oluşturan tüm aktörler, sivil toplum örgütleri el ele bu çalışmayı yapmakta ve Türkiye ciddi adımlar atmaktadır." "Krizden çıkarken..." Küresel krizin etkilerinin hemen her ülkede hissedildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, tüm kesimlerin bilinçli ve sorumlu davranması, çözüm için gayret göstermesinin Türkiye'de krizin etkilerinin asgari seviyede kalmasına önemli katkı sağladığını vurguladı. Dünyada ekonomik krizden çıkışın işaretlerinin gelmeye başladığını söyleyen Gül, "Eminim ki Türkiye bu süreci en hızlı atlatan ülkelerden biri olacaktır" dedi. Geçmiş tecrübeler gözden geçirildiğinde krizlerden çıkarken beklenmedik olaylarla karşılaşıldığının görüleceğini ifade eden Gül, ham madde ürünlerinde ani artış yaşanabildiğini, fiyat artışlarının ve dengeleri değiştiren unsurların ortaya çıkabildiğini kaydetti. Bu tür konularda hazırlıklı olmak gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, "Krizden çıkıyoruz diye bir memnuniyet havası içinde olunursa, krizden çıkışın yönetilmesinde eğer fırsatlar iyi değerlendirilmez, dikkatli olunmazsa zaman onun da ayrı bir acısı çekilir. bakımdan inanıyorum ki, Hükümetle, devletin ilgili, sorumlu bölümleriyle, ekonomiden sorumlu bakanlarla özellikle siz meslek örgütlerinin, değerli derneklerin başkanları, tecrübeli iş adamlarımız yine yakın bir istişare içinde olursanız bunun çok değerli olacağına inanıyorum. Bu düşüncelerimi her platformda Hükümet'in yetkilileriyle paylaşıyorum" diye konuştu. Türkiye'nin daha da ileri gideceğine olan inancını dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, bir taraftan demokrasi ve hukukun temel ilkeleri güçlendirilirken diğer taraftan ekonominin de güçleneceğini, çalışan, üreten, istihdam ve katma değer yaratan tüm kesimlerin ve vatandaşların refah seviyesinin yükseltileceğini söyledi. Öngörülebilirlik, hukukun üstünlüğü, kuralların herkes için objektif bir şekilde geçerli olmasının iş dünyasının temelini oluşturduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, bunların olmadığı yerde iş dünyasının, başarının olmasının da mümkün olmayacağını kaydetti. Gül, "Bu konular hepimizin, hala ülkemizin noksanlıkları. Bunları giderecek, güçlendirecek, derinleştirecek tedbirleri hep beraber almamız gerekmektedir" dedi. "Özgüvenimizi korursak..." "Güncel meseleler ve tartışmalar konusundaki fikirlerini de paylaşmak istediğini" belirten Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi: "Açık bir toplumda, çoğulcu bir ülkede, bugünkü tartışmalar olacaktır. Bu tartışmalar açıklıkla, serbestlikle, iyi niyetle tartışıldığında muhakkak ki fayda çıkacaktır. Önemli olan şey bunları bir öz güven içinde konuşabilmek, tartışabilmektir. Eğer, önemli konularınızı tartışmazsanız, saklarsanız, görmezlikten gelirseniz bunlar ilerde daha büyük kronik şekilde ortaya çıkar. Problemleri kronikleştirmeden halletmek, çözmek, onları küçültmek, minimize etmek, yok edemeseniz bile bu aslında en doğru metotdur. Bugün biz görmeyiz, ama bizden sonrakiler daha büyük bir şekilde karşılaşırlar. bakımdan bu konuların bugün toplum içerisinde açıkça konuşulmasından, tartışılmasından ben hiç çekinmiyorum, tam tersine bu bizim öz güvenimizi, gücümüzü gösteriyor." Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye olarak bütün enerjinin, bütün kabiliyetin hedeflerin gerçekleştirilmesine verilmesi gerekliliği üzerinde durarak konuşmasını şöyle sürdürdü: "Burada şunu bir kez daha tekrarlamak isterim; Bütün farklılıklarımızı zenginlik olarak görüp, aramızdaki kardeşlik duygularımızı, beraberlik duygularımızı, Türkiye Cumhuriyeti'ne olan aidiyet duygularımızı çok daha güçlendirip, bütün enerjimizi halkımızın mutluluğunu artırmaya harcamamız lazım. Türkiye küçük bir ülke olsa belki bunlara gerek olmayabilir. Sadece Trakya'dan ibaret olsa, sadece İç Anadolu'dan ibaret olsa. Türkiye büyük bir ülke. 70 milyonluk bir nüfus. Her köşesi birbirinden ayrı zenginlikler ihtiva etmekte. Farklı kültürlerimiz, sosyolojik yapılarımız, zenginliklerimiz var. Nihayetinde koskoca bir imparatorluğun devamı olan bir Cumhuriyetiz biz. Böyle bir ülkenin tabii ki farklılıkları olacaktır. Bu farklılıklar çok daha uç farklılıklar da olabilirdi açıkçası. Bugün ortak paydalar çok sağlamdır. Bütün bu farklılıkları hep zenginlik, bu ülkenin önemli değerleri olarak görüp, ama herkesi de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıyla gurur duyan, onur duyan, gönlünden bu ülkenin vatandaşıyım diye memleketine aidiyet duygusunu güçlendiren bir kardeşliği, muhabbeti, sevgiyi muhakkak gerçekleştirmemiz gerekmektedir. Marjinal söylemler olabilir, marjinal guruplar olabilir. 70 milyon içerisinde olacaktır da çoğulculuğun bir gereği olarak. Öz güvenimizi koruduğumuz sürece marjinal grupların Türkiye'ye hiçbir tehdidi olmayacaktır. Ülkemizde ekonomik kalkınma açısından, soysal gelişmişlik açısından, bölgeler arasında maalesef farklılıklar da vardır. Onun için gelir dağılımındaki dengesizlikleri gidermek, kalkınma seviyelerindeki dengesizlikleri gidermek de yine en öncelikli görevlerimizden birisi olmalıdır. Bununla birlikte, devletin yatırımlarına ilaveten özellikle ve sağlık alanındaki yatırımların devam etmesi, vatandaşlarımızın mutluluğu, gelecek nesillerin en iyi şekilde yetişmesi bakımından da elzemdir. Bu konuda sizlerin de her zaman olduğu gibi katkılarınızı artırarak devam ettireceğinize inanıyorum." Yemeğe kimler katıldı? Çankaya Köşkü'ndeki yemeğe, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD), Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu (TUSKON), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Dış Ekonomik İşler Kurulu (DEİK), Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK), Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) ve Kadın Girişimciler Derneği'nin (KAGİDER) temsilcilerinden oluşan yaklaşık 160 kişilik davetli grubu katıldı.
559313
Boksörlerimiz Veda Etti
Boksörlerimiz Veda Etti Dünya Büyükler Boks Şampiyonası'nda, çeyrek finalde 57 kiloda Kerem Gürgen ve 91 kiloda Bahram Muzaffer'in de elenmeleriyle rignde Türk boksörü kalmadı. 57 kiloda Kerem Gürgen, Özbek rakibi Bahodirjon Sultanov karşısında 4-1, 6-0 ve 2-1 biten raundlardan sonra 12-2 sayıyla ringden yenik ayrıldı. 91 kiloda Avrupa ikincisi Bahram Muzaffer ise Rus rakibi Egor Mekhontsev önünde ilk raundu puansız tamamladıktan sonra 2. raundu 4-0, 3. ve son raundu da 2-0 yenik kapatınca, müsabakayı 6-0 sayıyla yitirdi. Böylece şampiyonaya 11 sporcuyla katılan Türkiye'nin ringde boksörü kalmazken, Türkiye, şampiyonadan madalyasız dönmüş oldu.
559101
ABD'de küçük uçak çarpıştı: ölü
'nin Arizona eyaletinde küçük uçağın çarpışması sonucu kişi öldü, kişi de yaralandı. Yetkililer, Phoenix kentinin güneyindeki Collidge kasabası yakınlarındaki uçuş alanında meydana gelen kazada, Cessna 150 ve Piper Cherokee tipi tek motorlu iki uçağının çarpıştığını belirterek, Cessna'nın çarpışmadan sonra düştüğünü ve uçaktaki kişiden 1'inin öldüğünü, diğerinin hastaneye kaldırıldığını bildirdiler. Görgü tanıklarına göre, Cessna'daki iki uçuş öğrencisinden biri, uçak yaklaşık 23 metredeyken düştü ve yaşamını yitirdi. Uçaktaki diğer öğrenci ise uçakla beraber yere düştükten sonra polis tarafından kurtarılarak, hastaneye kaldırıldı. Çarpışan uçaklardan Piper Cherokee ise bölgeye normal bir iniş gerçekleştirirken, pilot ve içindeki kişinin yara almadan kurtuldukları kaydedildi.
559308
Cumhuriyetçi Senatör Obama'ya "yalancı" dedi
Cumhuriyetçi Senatör Obama'ya "yalancı" dedi ABD Kongresinde Başkan Barack Obama'nın sağlık reformuyla ilgili konuşma yaptığı sırada, Cumhuriyetçi Senatör Joe Wilson "yalancı" diye bağırdı. Obama'nın, Kongrenin iki kanadının üyeleri önünde yaptığı konuşmada, "Bazıları bizim sağlık sistemi reformu için çabalarımızın kaçak göçmenlere yarayacağını söylüyor. Bu yanlış" dediği sırada, Wilson, "Yalan söylüyorsunuz" diye bağırdı. Obama ise, suçlamanın geldiği yöne doğru dönerek, "Önerdiğim reformlar, burada kaçak durumda bulunanlara uygulanmayacak" diyerek konuşmasını sürdürdü. ABD'de 12 milyon kaçak çalışıyor, bunların çoğu da İspanyol kökenli. Yasal olarak yıldan az bir süredir ABD'de ikamet edenlerin, yoksullar ve yaşlılar için uygulanan iki sağlık sigortası sisteminden yararlanma hakları bulunmuyor. ABD'de 46 milyon kadar kişinin sağlık sigortası güvencesi yok, bu sayının üçte birini göçmenler oluşturuyor. Cumhuriyetçiler, Obama yönetiminin sağlık sisteminde öngördüğü reforma karşı çıkıyor. Yine de Obama'nın eski rakibi Cumhuriyetçi Senatör John McCain, Wilson'ın çıkışını "saygısızlık" olarak niteledi ve hemen Obama'dan özür dilemesi gerektiğini söyledi.
558791
Dev-Yol davasında 28 yıl sonra karar çıktı: müebbet
650 bin kişinin gözaltına alındığı süreçte 517 kişiye idam cezası verildi. Darbenin izleri aradan geçen 29 yıla rağmen hâlâ silinemedi. Büyük mağduriyetlere yol açan darbeden sonra açılan bazı davalar yıllarca sürdü. 20'li yaşlarda duruşma salonuna girenler bugün 60'ına merdiven dayadı. Bir türlü sonuçlandırılamayan davalardan biri yasadışı Ana Devrimci Yol (Ana Dev-Yol), diğeri Devrimci Yol'du (Dev-Yol). Yargıtay 11. Ceza Dairesi, Temmuz 2009'daki 3. temyizin karar duruşmasında Ana Dev-Yol örgütünün 27 yıldır devam eden davasını oybirliğiyle bozdu. Salonda bulunan sanıklar ve yakınları, mahkeme heyetini uzun süre ayakta alkışladı. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 2006'da 20'si müebbet ağır hapis, 2'si 16 yıl 8'er ay hapis cezasına mahkum ettiği 21 sanığı tekrar yargılayacak. Dev-Yol davası ise 12 Eylül darbesinin 29. yıldönümüne iki gün kala dün sonuçlandırıldı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada tutuksuz sanık hazır bulundu. Sanıklardan Mehmet Beyaztaş, 10 yıl boyunca tutuklu kaldığını belirterek, 'kendilerinin değil, davayı açanların Anayasa'yı ihlal ettiklerini' öne sürdü. Süleyman Eryılmaz da 'Anayasa'yı kendilerinin değil, 12 Eylül'ü yapanların değiştirdiğini' ifade etti. Muhtar Sarıkaya ise dava nedeniyle girdiği her işten çıkarıldığını anlattı: "Savcılık belgeleri nereye gitsek arkamızdan geldi. 30 yıldır ne aile, ne ev hayatı ne de bir şey kaldı. Bunun sonuçlarını daha çekecek miyiz?" Adana Sıkıyönetim Mahkemesi'nde 1981'de yargılanmaya başlanan, ancak haklarındaki kararlar Yargıtayca bozulan 11 sanıktan 8'i (Sarıkaya, Eryılmaz, Ali Elbi, Erol Özcan, Ziya Arıkan, Yaser Hamiş, Mehmet Ayyıldız ve Zakir Bayram) müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Suç tarihinde yaşı küçük olan Zeynel Ordüzün, 16 yıl ay hapse mahkum edildi. Beyaztaş hakkındaki dava zamanaşımı nedeniyle düşerken, Serdar Sarıgül'ün dosyası ise tefrik edildi.
559413
Los Angeles gezisi talihlisi belli oldu
Kült filmlerin yönetmeni 'nun son filmi "Inglourious Basterds" (Soysuzlar Çetesi) ile ilgili sadece CNNTurk.com'da yayınlanan sorunun cevabını "en çok" bilerek Los Angeles'a gitmeye hak kazanan kişi belli oldu. Noterin yaptığı değerlendirme sonucu Soysuzlar Çetesi sayfasındaki iki şıklı sorunun doğru yanıtını 5100'e doğru olarak "en çok" gönderen kişinin Ankara'dan Mehmet Ceyhun Mezgil olduğu belirlendi. CNNTurk.com olarak Los Angeles Seyahati kazanan Sayın Mehmet Ceyhun Mezgil'i tebrik ediyoruz. Mehmet Ceyhun Mezgil'i Los Angeles'ta neler bekliyor? Mehmet Ceyhun Mezgil, efsanevi yönetmen 'nun Los Angeles'taki evine sızacak. Bay Tarantino'nun melekler şehrinde pek çok gözde mekanı var ve bunlara biraz daha yakından bakacak. Bir gezginin işi hiçbir zaman bitmez. Lüks bir sedanın arka koltuğuna yaslanın ve Los Angeles'ta ona özel bir Tarantino turunun tadını çıkaracak! kadar çok mekan gezecek ki yönetmeni nelerin heyecanlandırdığını görebilecek. Onun ikonik filmlerinde yer alan lokantaları, barları, restoranları ve mağazaları görecek. Mezgil, önce New Beverly sinemasında bir film izleyerek tura başlayacak. Burası Tarantino'nun filmini izlemek için en gözde mekan. Talihlimiz, daha sonra akşam yemeği ve bir içki için Thai-dive Toi ve Ye Coach Horses'a uğrayacak. Tarantino'nun çalıştığı 'un bu ünlü mekanlarında eğlenecek. Gece yolculuğu ise Sunset Bulvarı'nda olağan üstü arabaları ve insanları görecek olan Mezgil, insanların kendisine çeken müzikle dolup taşan kulüpleri ve barları göreceği bir tur yapmış olacak. Tarantino'nun 'Los Angeles'ına yapılan turun son durağı, Barney's Beanery olacak ve yönetmenin en sevdiği masada yemek yiyecek olan Mezgil sonnra yönetmenin her türlü sinema kitabı için gözde uğrak yeri olan Book and Poster'da bir alışveriş çılgınlığı yapacak. Mezgil son olarak Eddie Brandt'ın video mağazasına uğrayıp sinemanın efsanevi ismi ve sakinlerinden 'nun önerdiği Los Angeles harikalarıyla karşılaşacak.
558820
Alibeyköy bu kez sakindi
Alibeyköy bu kez sakindi İstanbul'da sağanak yağmurun neden olduğu su baskınları binlerce insanı mağdur etti. Fakat yıllarca, her yağmurda su baskınına karşı teyakkuzda olan Alibeyköylüler bu kez rahattı. Alibeyköy Deresi'nin ıslah edilmesinden sonra her yağmurda endişe ve korkuya kapılmadıklarını ifade eden Alibeyköy esnafı yapılan bu önemli hizmete minnettar. Alibeyköy esnafı, işyerlerini sular altında bırakıp, büyük çaplı maddi hasara neden olan su baskınlarından derenin ıslah edilemsinden sonra kurtulduklarını söyledi. Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş da, afetle ilgili değerlendirmesinde Alibeyköy'ün bu durumana dikkat çekti. Topbaş, “Alibeyköy Deresi her yağışta taşardı ama bu sefer hiçbir sorun yoktu. Orayı ıslah ederken vatandaşlar kendilerini evlerinden ediyoruz diye bize kızdı. Ama bugün onlarda bize teşekkür ediyorlardır” diye konuştu.
559562
"Türkiye mucizelere bıraktı"
"Türkiye mucizelere bıraktı" Türkiye'nin dün akşam deplasmanda Bosna-Hersek karşısında aldığı 1-1'lik beraberlik, Macar spor medyasında geniş yer buldu. Macaristan'dan spor gazetesi ''Nemzetisport'', ''Bosna Hersek-Türkiye berabere, Blazeviç'in takımı avantajlı'' başlığı ile duyurduğu haberinde, ''Zenica'da oynanan maçta Türkiye, Emre ile öne geçmesine rağmen Salihoviç'in mükemmel serbest vuruşuna engel olamadı. Seyirciler maçta pozisyonlar gördü, ancak gol göremedi'' diye yazdı. Fatih Terim'in Nihat'ı yedek oturtmasına büyük hata yorumunu yapan Nemzetisport, Bosna-Hersek'in Estonya ya da İspanya maçlarından birinde puan çıkarması halinde Türkiye'yi geride bırakarak, grubu ikinci olarak tamamlayacağını ve baraj maçlarına kalacağını belirtti. ''pepsifoci.hu'' adlı internet sitesi, ''Türkiye Bosna deplasmanından beraberlikle ayrıldı'' başlığı atarken, Türkiye'nin bulduğu gol pozisyonlarını değerlendiremediğini ve Salihoviç'in serbest vuruştan kazandığı golün kurtarılmasının mümkün olmadığını yazdı. İnternet sitesi, maçın gollerini de video olarak yayınladı. Diğer Macar haber siteleri de, Türkiye'nin Bosna-Hersek karşısında aldığı beraberliğin ardından 2010 Dünya Futbol Şampiyonası finallerine gitmesinin mucizelere kaldığını, Balkan ülkesinin baraj maçı oynamasının muhtemel olduğunu yazdı.
559322
Obama, iktidara 'gelecek inşa etmek için' geldiğini söyledi
Göreve geldiğinden bu yana, en önemli konuşmalarından birini yapan Obama, reform planını "öldürmenin", planı geliştirmekten daha iyi bir siyaset olduğunu düşünenlerle zaman kaybetmeyeceğini vurguladı. Konuşmasının başında, ekonomiyi uçurumun eşiğinden kurtardıklarını, ancak iktidara sadece krizleri çözmek değil, bir gelecek inşa etmek için geldiklerini kaydeden Obama, geleceği ilgilendiren konuların başında sağlık reformunun geldiğini söyledi. Obama, kongrede yaptığı, televizyondan canlı yayımlanan konuşmasında, hem Demokratların hem de Cumhuriyetçilerin saygı duyduğu, geçen ay ölen Senötör Edward Kennedy'nin, "reformun bu yıl geçeceğinden emin olduğunu" ifade ettiği bir mektubunu da okudu. ABD Başkanı, reform planının tamamlanmasına hiç olmadıkları kadar yakın olduklarını ifade ederek, reform paketiyle sağlık harcamalarının azalacağını, müşterileri korumak için sigortacılarla ilgili düzenleme geleceğini ve sigortasız 46 milyon Amerikalının sigorta kapsamına alınacağını belirtti. Obama, gelecek 10 yıl içinde 900 milyar dolara mal olacak paketin bütçe açığını artırmayacağı taahhüdünü de yineledi. Cumhuriyetçiler, reform paketinin hükümetin bütçe açığını artıracağından endişe ederken, reform paketini, sağlık hizmetlerinin tamamının devlete yüklenmesi yönünde bir adım olarak görüyor. ABD'de halihazırda 65 yaş ve üstündekilerla düşük gelirli aileler, çocuklar, belirgin bir engeli bulunan kişiler ve gaziler devletin sağlık güvencesi altında bulunuyor. Reformun temel ilkesinin, ihtiyacı olana sağlık hizmeti sunmak, sağlık sigortası olanlara da güvence sağlamak olduğunu vurgulayan Obama, planın, sağlık hizmeti bedelini düşüreceğini, sigorta şirketlerinin önceden hastalığı olanları sigorta kapsamına almamasını engelleyeceğini ve neticede yüksek sağlık harcamalarını azaltarak ekonomiyi güçlendireceğini belirtiyor. ABD Temsilciler Meclisinin alt komisyonu ile Senatonun bir alt komisyonundan geçen reform planı, Senato Finans Komisyonundan da geçmesi halinde meclis ve senatoda görüşülebilecek. Demokrat Parti'nin Kongre'nin iki meclisinde de çoğunluğu elinde tutmasına rağmen, parti içinde reformun bazı unsurlarına karşı çıkanların olacağı yorumları yapılıyor. ABD sağlık konusunda bütün vatandaşları kapsamayan bir programı bulunmayan tek gelişmiş ülke durumunda bulunuyor.
559002
Murat Soydan yoğun bakımda
Murat Soydan yoğun bakımda Türk Sineması'nın önemli isimlerinden Murat Soydan, önceki gece rahatsızlandıktan sonra acil olarak Hizmet Hastanesi'nde yoğun bakıma alındı. yetkilileri, ünlü sanatçının rahatsızlığı sonucu hastaneye getirildiği ve yoğun bakımda her türlü müdehalenin yapıldığını söylediler. Geçtiğimiz günlerde aynı rahatsızlığı yaşayan Aykut Oray gibi yoğun bakımda bulunan sinemanın ünlü oyuncunun eşi başından ayrılmıyor. Murat Soydan'ın yakın arkadaşı yönetmen Ümit Efekan ise, "Gece yarısı rahatsızlığını öğrendik ve üzüldük. Şu an kimseyle görüştürülmüyor. Yakın dostları olarak sağlık durumunu takip ediyoruz, doktorların tedavisi sürüyor, 20 gün yoğun bakımda kalacağını söylediler. Allah kötü bir durum göstermesin, hepimiz kendisi için dua ediyoruz. Türk Sineması'na büyük emeği olan Murat Soydan'a acil şifa dilemekten başka yapacak bir şeyimiz yok" dedi
559283
Emekliler bayram çeki istiyor
Emekliler bayram çeki istiyor Emekliler, 500 liralık bayram çeki istiyor. Yapılan zamların ardından emekliler, "Kriz çeki, harcama çeki ve Ramazan çeki istedik. Bayram yapabilmek için şimdi de 500 TL bayram çeki istiyoruz. Bizler talep ediyoruz. Yarın birileri de bizlerin oylarını istedikleri zaman taleplerimizi karşılayıp karşılamadıklarına göre değerlendirme yapacağız" açıklamasında bulundu. Türkiye Kamu-Sen Konfederasyonu'na bağlı Türk Emekli Sen'den yapılan yazılı açıklamada, belediyelerin içme suyunu ve ulaşım ücretlerini zamlandırdığı, akaryakıta bu yıl yapılan yüzde 43'lük zammın tüm ihtiyaç maddelerine yansıdığı ve şekere yapılan yüzde 5.2'lik zam hatırlatılarak, "Ramazandan önce et, süt, peynir, yumurta, ve tüm temel gıda maddeleri zamlandı. Elektrik'e yapılan yüzde 21'lik zam da bardağı taşırdı. Basında, her gün yeni zam hazırlıklarından bahsediliyor, bu da emeklileri çileden çıkartıyor" ifadelerine yer verildi. Açıklamada, ayrıca emeklilere 2009 yılının ikinci yarısı için farklı uygulama yapılarak memur emeklilerine yüzde 4.5, Bağ-Kur ve S.S.K emeklilerine yüzde 1.83 gibi zam verildiğine dikkat çekilerek, şunlar dile getirildi: "Komik zam ile memur emeklilerinde 30 TL, S.S.K emeklilerinde 12 TL, Bağ-Kur emeklilerinde TL artış yapılarak adeta emeklilerle alay edilmiştir. Ayda ortalama 200 kwh elektrik tüketen bir konutun elektrik faturası 2009 yılbaşında 50.45 TL iken, elektriğe yapılan yüzde 21 oranındaki zamla Ekim'de yaklaşık 65. 16 TL olacaktır. Aylık zam tutarı 14,71 TL dir. Sadece elektriğe yapılan zam, emeklilerin aylıklarına yapılan zammın iki-üç katıdır. Hükümet bütçe açıklarını emeklilerin ve dar gelirlilerin ekmeğini azaltarak kapatma alışkanlığından vazgeçmelidir. Elektriğe yapılan bu zam geri alınmalıdır. Aksi takdirde bu zam hükümeti çarpar." "AÇILIM YERİNE İŞSİZLİKLE MÜCADELE" Türkiye'nin öncelikli probleminin işsizlik ve açlıkla mücadele olduğunu belirten Türk Emekli-Sen, şunları kaydetti: "Türkiye'nin bölünmesine sebep olabilecek ve dostluklarımıza zarar verebilecek açılımlar yerine, Türkiye'nin öncelikli problemi işsizlik ve açlıkla mücadele etmesini istiyoruz. Yüzde 70'lik kısmı açlık sınırının altındaki emeklilerin aylık maaşlarına acilen 200 TL seyyanen zam bekliyoruz. Milyonluk emekli kitlesi olarak en az 20 milyonluk oy potansiyeli olan biz emekliler yaklaşan seçimlerde oylarımızla bunun hesabını hükümetten soracağız.
559351
Ahtisaari: "Namibya'ya iltica ederim!"
(CNN TÜRK) -- Paris'te Bağımsız Türkiye Komisyonu'nun raporunu sunan Barış Ödül'lü Ahtisari, Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin Türkiye'ye yönelik tavrını eleştirdi, yavaşlayan reform sürecine de dikkati çekti. Ahtisaari, Sarkozy'nin Türkiye'ye karşı olumsuz tutumuna atfta bulunarak, "Avrupa Birliği olarak sözümüzü tutmazsak ne hale geliriz?" diye sordu, "Ben Namibya'dan iltica talep edeceğim" diye yanıt verdi. Eski Başbakanı ve Bağımsız Türkiye komisyonu Üyesi Michel Rocard da, "Politik Avrupa ikiyüzlülüğünden vazgeçelim" diyerek Türkiye'nin sürecine açık destek verdi. Rocard, katılım sürecinin Ermenistan, gibi konulara da ciddi katkı sağladığını belirtti. Eski Başbakanı, Cumhurbaşkanı Sarkozy ile yakınlaşmasını Türkiye'ye borçlu" ifadesini kullandı. Avrupalı akil adamlardan Türkiye raporu Avrupalı eski cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar, milletvekilleri ve üst düzey diplomatlardan oluşan akil adamlar komisyonunun raportör olan eski Avusturya Dışişleri Müsteşarı Albert Rohan, davasının Türkiye'nin geçmişindeki hataları gözler önüne serdiğini söylemişti. Komisyon Başkanı, 2008 Barış Ödülü sahibi, eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari ise 'deki Türkiye konusunda gözlenen duygusallığı rasyonel bir tartışmayla yenmek için bu raporu hazırladıklarını anlatarak, Türkiye ile müzakerelerin ilerletilmesini istemişti. Bunun sadece 'nin güvenilirliği açısından önem taşımadığını ve küresel rol oynamak isteyen 'nin Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu belirten Ahtisaari, "Nasıl olsa sürecin sonunda tüm üyeleri ve Avrupa Parlamentosu Türkiye'nin üyeliği konusunda karar verecek. Umarım biz Avrupalılar diğer genişlemelerde olduğu kadar Türkiye söz konusu olunca da kendimize güvenebiliriz" diye konuşmuştu.
558563
Kocaeli TEM'de zincirleme kaza ölü, 13 yaralı
Alınan bilgiye göre, saat 19.30 sıralarında sağanak yağışın etkili olduğu Tem Otoyolu Hereke Tavşancıl viyadüğünde maddi hasarlı bir kaza meydana geldi. Kaza nedeniyle ağırlaşan trafikte sürücüsü öğrenilemeyen 38 SH 868 plakalı otobüs, önce önündeki 54 KC 248 plakalı otomobile, ardından 41 NL 698 plakalı otomobil ve 16 VT 095 plakalı kamyona çarptı. Otobüs yol kenarındaki elektrik direğine çarparak durabilirken, kaza yapan araçlara otomobil daha çarptı. 14 kişinin yaralandığı kazada araçlardan fırlayan yolcular yol kenarına savrulurken, otoyolda adeta can pazarı yaşandı. Bir kadın kucağında bebeği ile yaralı halde polislerin yardımı ile ambulansa bindirildi. Yoldaki yaralılara ilk müdahale burada yapıldı. Araç içinde sıkışan yaralılar ise itfaiye ekiplerince kurtarıldı. Olay yerine çok sayıda ambulans sevk edilirken, Tem Otoyolu Ankara istikameti trafiğe kapandı. Darıca Farabi Devlet Hastanesine kaldırılan 14 yaralıdan biri hayatını kaybetti. yaralının da durumun ciddi olduğu öğrenildi.
559527
Yıldırım isabet eden çocuk öldü
Alınan bilgiye göre, Beyköyü merasında koyun otlatan Fırat Beyköylü'nün (14) bulunduğu bölgeye yıldırım düştü. Yıldırım çarpması sonucu ağır yaralanan Beyköylü, kaldırıldığı Tekman Devlet Hastanesinde yaşımını yitirdi. Beyköylü'nün cenazesi, otopsinin yapılmasının ardından ailesine teslim edildi.
560037
Zico'nun Yerine Ramos
Zico'nun Yerine Ramos CSKA Moskova, Fenerbahçe'nin eski teknik direktörü Arthur Zico ile yollarını ayırdı. Rus ekip takımın başına İspanyol Juande Ramos'u getirdi. İspanyol Juande Ramos, CSKA Moskova takımın teknik direktörü oldu. CSKA Moskova ile anlaştığını internetteki resmi sitesinden duyuran Ramos, "CSKA, Avrupa'nın tarihi bir kulübü. Avrupa'da gücünü göstermesine yardımcı olacağız. Şampiyonlar Ligi'nde iyi bir sezon geçireceğine ikna olduk ve bunun için sert bir şekilde çalışacağız" dedi. Brezilyalı teknik adam Zico'nun yerine CSKA Moskova'nın başına geçecek Ramos, 2005-2007 yıllarında Sevilla kulübü ile yakaladığı başarıdan sonra dünyanın en pahalı teknik direktörü olarak İngiliz Tottenham'ın başına geçmiş, ancak yaklaşık yıl sonra görevden alınmıştı. Ramos, geçen sezon da Real Madrid kulübünde Bernard Schuster'in yerine yarım dönem görev yapmıştı. Şampiyonlar Ligi'nde CSKA Moskova, Beşiktaş, Manchester United ve Wolfsburg'un da yer aldığı (B) grubunda yer alıyor.
559253
Doğan'ın yayın lisansları iptal edilebilir
Cahit Saraçoğlu'nun haberi şirketinin Aralık 2006 tarihinde 28 adet radyo ve televizyon şirketinin ortağı olarak Karar Defteri'ne silinmeye müsait şekilde kurşun kalemle işlendiği ortaya çıktı Doğan Yayın Holding 2006 yılında Alman Axel şirketine hisse değişiminde hileli işlem yaptı. DYH'nin 2006 yılındaki satışı ile 28 adet radyo ve televizyon şirketinin de Alman Axel'e satışı yapıldı. Şirket mevzuata aykırı bu durumu çözmek için 28 radyo ve TV'nin ana şirket olan DYH'de değilmiş gibi göstermeye çalıştı. Bu çerçevede 26 Aralık 2006'da bir dizi hisse değişimi görünümlü alış-satış işlemi gerçekleştirdiği tespit edildi. AŞAMALI ALIŞ SATIŞ DYH'nin Alman Axel şirketine satışı üç aşamada hayata geçirildi. İlk olarak yüzde 99'u Doğan TV Holding'e ait olan 28 adet radyo ve televizyon şirketi Aralık 2006 tarihinde Yapım şirketine yüzde 99 hisse oranıyla “hisse değişimi” suretiyle devredildi. İkinci aşamada, Yapım şirketi TV Holding'den “hisse değişimi” suretiyle aldığı şirketleri 15 Aralık 2006 tarihinde Doğan Prodüksiyon şirketine devretti. Üçüncü aşamada ise Doğan Prodüksiyon yapım şirketinden “hisse değişimi” suretiyle aldığı şirketleri 27 Aralık 2006 tarihinde Alp Görsel şirketine devretti. KURŞUN KALEMLE YAZILMIŞ Satışlar gerçekleştirilirken iki ilginç husus dikkat çekti. Yapım, Doğan Prodüksiyon ve Alp Görsel şirketinin Aralık 2006 tarihinde 28 adet radyo ve televizyon şirketin ortağı olarak Karar Defterine silinmeye müsait şekilde kurşun kalemle işlendi. İnceleme elemanlarınca kayıtların mürekkepli kalemle yapılmayarak kurşun kalemle yapılmasının kayıtların her an duruma göre değiştirilebilir olmasını akla getirdi. İnceleme elemanlarının tespitlerinde 15 ve 27'sinde yapılan hisse değişimlerinin karar defterinde Aralık tarihini içeriyor olması da bu durumu teyit etti. KANUNA GÖRE İSTİSNA OLUŞTURMUYOR Doğan Grubu yöneticileri geçici ilmühaberleri, hisse senedi ile aynı görüp ve geçici ilmühaberlerin KDV Kanunu 17 4-g uyarınca istisna olduğu gerekçesiyle KDV'sini ödemedi. Ancak Gelirler Kontrolörleri raporlarında geçici ilmühaberlerin; henüz çıkarılmamış hisse senetlerini temsil edeceği ve sahibine tüm ortaklık ve alacak haklarını sağlayabileceğini, ancak vergi hukuku bakımından hisse senedinin yerini tutmasının mümkün olmadığını ortaya koydu. Kurumlar Vergisi Kanunu'nun hisse değişimi işleminin vergiden istisna olabilmesini bazı şartlara bağladığına dikkat çekilen raporda, bu konuda aranan şartlar şöyle özetlendi: “Yönetim ve hisse çoğunluğuna sahip olunmayan şirketin hisseleri devir alınmalı. Karşılığında bu şirketin hisselerini devreden ortaklara devralan şirketin sermayesini temsil eden iştirak hisseleri verilmeli. Değişim sonunda yönetim ve hisse çoğunluğuna sahip olunmalı.” Ayrıca, hisse değişiminde, değişime konu hisselerin kaç yıl aktifte kaldığının öneminin bulunmadığına da dikkat çekilirken, bu kapsamda Kanunun aradığı şartı yerine getirmek için yapılan “hisse değişimi” işlemleri ile şirketlerdeki “hisse çoğunluğu elde ediliyor” şeklinde gösterildiği değerlendirmesi yapıldı. Lisansların bir bölümü iptal edilebilir Pay devirleri öncesinde DYH, Doğan TV Holding'in sahibi, Doğan Tv Holding de 28 adet radyo ve televizyon şirketi Doğan Prodüksiyon ve Alp Görsel şirketinin sahibiyken, pay devirleri sonucu ise görüntü şöyle değişti: “Doğan Yayın Holding Doğan TV Holding'in sahibi, Doğan TV Holding Yapım Şirketinin sahibi, Yapım şirketi Doğan Prodüksiyon şirketinin sahibi, Doğan Prodüksiyon şirketi Alp Görsel şirketinin sahibi, Alp Görsel şirketi de 28 radyo ve televizyon şirketinin sahibi yapıldı.” Yani araya dört şirket girmiş oldu ve Alman AXEL'e dolaylı satış yapıldı. Böylece RTÜK mevzuatı görüntüde by-pass edildi. Yapılan bu işlemlerle hem birden fazla radyo televizyon şirketi yabancılara satılmış oldu, hem de RTÜK'ün belirlediği satılabilecek üst hisse sınırı olan yüzde 25'ten fazla hisse satıldı. DYH, bu “hisse değişimi”ni KDVK'nın hükümleri çerçevesinde, 604 milyon 553 bin 563 TL karşılığında Alp Görsel A.Ş.'ne devrederken, değişimi ile ilgili olarak da ayrıca fatura kesmedi. DYH'nin yaptığı bu ihlallerin cezasının ise RTÜK mevzuatına göre içlerinde Kanal D, CNN Türk, Star TV, Radyo D'nin de içinde bulunduğu 28 adet Radyo ve televizyonun lisansının iptalini gerektirdiğine dikkat çekiliyor. Hisse devrinde kayıtlı ve satış değeri farkı... Gelirler Kontrolörleri, hisselerin emsal değerini aynı tarihlerde Doğan Yayın Holdingin Axel şirketine yaptığı hisse satışında uygulanan fiyatla şirket içindeki emsalleri baz alarak hesapladılar. Yaptıkları hesaplama sonucu değişime konu hisselerin değerini en az 2.4 olarak tespit ettiler. Hisse değişiminde kayıtlı değer olan 624.2 milyon TL'yi esas aldığını ortaya çıkararak, böylelikle 1.8 milyar TL kazancın gizlendiğini belirlediler. Raporda; hisse değişimine konu şirketlerin hisselerin önceki zamanlardaki beher fiyatı ile hisse değişimi tarihindeki beher fiyatları arasındaki bariz farklılığa da dikkat çekildi. 2002'de DTV holding hisselerinin beher fiyatını ailenin fertleri 21,68 TL'den alırken 2006 yılı Aralık ayında hisse değişiminde beher fiyat 5,73 TL olarak gerçekleştiği tespit edildi. Yine 2002 yılında Eko TV Yayıncılık hisselerini 2,70 TL olarak aile bireyleri alırken 2006 Aralık ayında fiyatın 1,56 TL olarak uygulandığı ortaya çıktı. değişim tarihinden yaklaşık ay öncesinde Doğan'ın DTV Haber Görsel A.Ş.'nin bir kısım hissesini başka bir Holdinge sattığını ve satışta her bir hisse için uygulanan fiyatın ortalama 18,80 TL olduğunu tespit ettiler. Bizim KARAOGLAN´la karakalem oyunlari oynamislar.Birbirlerine olan bu muhabbet dogrusu bizleri kiskandiriyor.Sen bizim dini degerlerimizi hergün ayaklar altina alan dizilerinle BÜYÜK TÜRK Milletine misyonerce yaklas ama elin SIYONISTINE sarmas dolas arkadaslik et.Bu ne durum KARAOGLAN?Seni zaten iyi bilmezdik ama bu kadari da fazla oldu.RTÜK´ün derhal lisanslari iptal etmesini ve verilebilecek en büyük cezanin da verilmesini bekliyoruz.Ayrica bu olayin takipcisi olacagiz.RTÜK´ü bu konuda sürekli uyaracagiz. AYDIN DOGAN MEDYASI´nin Islam düsmani, gayri ahlaki, aile ici siddeti körükleyen, ruh yapimizi bozan, misyonerce calisan dizilerinin aile ici siddetteki payini atlarsak kendilerine de haksizlik etmis oluruz.Yillardir almadigim gazete dergileri,seyretmedigim AHLAK DÜSMANI kanallari, almadigim bir cok ürünü ile kendilerini tek basima da kalsam BOYKOT ediyorum.Katilan katilir katilmayan kendisi bilir.Ne varki bugün annesini öldüren kizlarimiz magazin programlarindaki mankenler gibi olamadiklarindan da suc isliyor. Cezaya sevindim, ekonomistler cezada herhangi bir haksızlık olmadığını söylüyor. Doğan grubu yayınları TV, gazete, dergi vs. tüm kanallarıyla insanlarımızı ahlaksızlaştırmakta. Kanıksamamak için tüm gücümle mücadele ettiğim bu gerçek bence Türkiye'nin çözüm bekleyen en acil meselesi. Her şeyin başı ahlak kardeşim, kurallar ahlaklı bireyler için manidardır. Bu akılalmaz ahlaki yıkım ülkemizin genç bireylerinde hem ruhsal hem bedeni rahatsızlıklara yol açarak onları mutsuz ve pasif bir hayata sürüklüyor.
559425
Alternatif tedavi: Masaj
Mevsimsel değişikliklerle birlikte yoğun iş temposundan dolayı oluşan ağrıların tedavisinde kullanılan masajın, insanı zinde tuttuğunu söyleyen Doç.Dr. İbrahim Aşkar, "Masaj sadece rahatlama için değil tedavi amaçlı da kullanıyor" dedi. Mevsim değişiklikleri ile birlikte yoğun tempoda çalışan insanların çeşitli ağrıları ve sağlık sorunlarının tedavisinde masajın önemli bir yer tuttuğu belirtildi. Ehil kişilere yaptırılan masajın aynı zamanda önemli bir tedavi yöntemi olduğunu söyleyen Doç.Dr. İbrahim Aşkar, "Masaj, kısıtlı hareket edenlerin en çok ihtiyaç duydukları ayrıca kadınlarda yaygın olarak görünen selülit (hidrolipodistrofi) tedavisinde kas ve lenf sistemini harekete geçiren, zindeliği sağlayan manuel veya mekanik olarak uygulanan tedavi yöntemidir. Masaj dikkatli ve kontrollü yapıldığında bir çeşit alternatif tedavi yöntemidir" dedi. Aşırı yorgunluk, yumuşak doku romatizmaları, adale kramplarında, omurga sağlığı ve sırt ağrıları, spor aktivitesi öncesi pasif ısınma ve motivasyon, uykusuzluk, kabızlık, selülit, felçli hastalar ve eklem hastalıkları gibi bir çok rahatsızlıkta masajın tedavi amaçlı kullanıldığını söyleyen Doç.Dr. Aşkar, bu amaçla uygulanan 80 çeşit masajın bulunduğunu belirtti. Uygulamanın mutlaka ehil kişiler tarafından yaptırılması tavsiyesinde bulunan Doç.Dr. Aşkar, masajın kendinizi mutlu etmek, vücudunuzda sizi rahatsız eden sorunlardan kurtulmak için keyifli olduğu kadar etkili bir tedavi yöntemi olduğunu da belirtti. Aşkar, 80 çeşit masaj arasında en çok yaygın olarak bilinenler ve uygulama şekillerini ise şöyle açıkladı: EN ÇOK BİLİNEN MASAJ ÇEŞİTLERİ "İsveç masajı Relax masajı olarak da bilinen batı tekniği ile yapılan en yaygın olan masaj. Thai masajı Uzak doğu teknikleri uygulanarak yapılan özel bir masaj. Spor(sporcu) masajı:Uygulama tekniğinden dolayı genelde sporculara uygulanan kasları ısıtmaya yarayan antrenman öncesi ısınma ,sonrasında adale yorgunluğunu almak için yapılan masaj. Refleksoloji masajı: Ayaktaki 63 noktaya uygulanan en dinlendirici ve rahatlatıcı. Uzakdoğu'da en yaygın masajdır. Vücuttaki enerji ve sinir noktalarına sinyal gönderen özel teknikler uygulanarak yapılır. Sıcak taş terapi: Spa olarak da bilinen sıcak taş masajı vücudun belirli noktalarına uygulanarak yapılan rahatlatıcı masaj vücutta biriken yoğun enerjiyi dağıtmada etkili bir terapi olup Uzakdoğu teknikleriyle uygulanır. Manuel ve mekanik lenf drenaj masajı: Vücuttaki toksin birikimini aşağıdan yukarıya iterek idrar yoluyla atılmasını sağlayan dolaşımı hızlandıran en etkili masaj türüdür. Etkisi ilk uygulamadan sonra etkin halde görülür.vücutda rahatlama ve ödemlerde azalma hissedilir. Yağ eritme ve selülit masajı: Manuel veya mekanik tekniklerle uygulanan masaj çeşididir. Düzenli olarak uygulandığında etkili bir masajdır. Manuel uygulamada özel içerikler ihtiva eden krem ve losyonlar kullanılır ve lenf drenaj masajındaki gibi aşağıdan yukarıya kas yönün tersine uygulanarak yapılır. Uygulanan bölgede kızarıklık meydana geliyorsa bölgede hareketlenme olduğunu gösterir ve sürtünme etkisiyle kan dolaşımı hızlanır Oksijen açığa çıkar, yağ dokuları harekete geçer. Haftalık en az 2, en fazla günlük 21 seanslık uygulamalarla selülitte, vücut şekillenmesinde, incelmesinde ve sıkılaşmasında farklılık gözlenir. Selülit tedavi ve yağ eritme (yağ kırma) Mekanik uygulamalarda ise AWT (Acustic Wave Therapy), Enfaruj, Selfodyn, Ultrasound ve lifting gibi elektro kozmetik cihazlar kullanır. Bu masaj ve tedavi yöntemleri düzenli olarak uygulandığında etkin hale gelir. Böyle tedavi yöntemleri uygun klinik ve merkezlerde uzman ve doktor kontrollü ise daha verimli sonuçlar alınır. Masaj sadece rahatlama için değil geçmişten bugüne tedavi amaçlı kullanılıyor".
558710
MEMURLAR ‘SES’ VERDİ
HÜKÜMETLE sendikaları arasında bir ay önce başlayan toplu görüşmeler, uyuşmazlıkla sonuçlandı. Son kararı başbakan ve verecek. ’deki Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyeleri, iktidarın bu tavrını etti. SES Temsilcisi Dr. İsmail Karademirci, “, toplu oyalama oyunu oynatıyor. Yüzde 2-2.5 önerisiyle bizlerle alay eden hükümete grevle yanıt verelim” dedi.
559853
Seyrantepe Spor Kompleksi ihalesi başladı
Seyrantepe Spor Kompleksi ihalesi başladı Toplu İdaresi’nin (TOKİ), Seyrantepe projesi için hak ediş ödemek suretiyle düzenlediği ihalenin son oturumu başladı. ’nin Bilkent’teki merkezinde gerçekleştirilen ve TOKİ Başkan Yardımcısı Ahmet Haluk Karabel başkanlığındaki ihalenin bugünkü son oturumunda, firmalar revize ettikleri nihai teklifleri veriyor. Ayazağa’da Seyrantepe arazisi üzerinde 52 bin seyirci kapasiteli, çok amaçlı, çatısı açılır kapanır tipte stadyum ve bin 500 araçlık otoparktan oluşan spor kompleksi inşaatı ikmal işi için 11 firmaya ihaleye katılım için davet gönderilmiş, bu firmalardan 7’si şartname almış ve dün yapılan ihalenin ilk oturumunda firma teklif vermişti. İhalenin dünkü oturumunda en düşük teklifi 198 milyon 950 bin lira ile Varyap Varlıbaşlar Yapı Sanayi ve Yatırım Ticaret A.Ş-Uzunlar İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş İş Ortaklığı vermişti. İhaleye katılan Afa Prefabrik Beton Sanayi Ticaret A.Ş-OG İş Ortaklığı 247 milyon lira, Makyol İnşaat Sanayi Turizm Ticaret A.Ş ve Alsim Sanayi Ticaret A.Ş İş Ortaklığı 298 milyon 502 bin 64 lira 71 kuruş, Kalyon İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş. ve ÖZKA İnşaat A.Ş İş Ortaklığı 238 milyon 743 bin 523 lira, EMAY İnşaat Taahhüt Sanayi Ticaret A.Ş’nin teklifi ise 264 milyon lira olmuştu. SÜRECİ TOKİ tarafından 2007 yılı Ağustos ayında ihalesi yapılan ve Mimarlık A.Ş. ile Alke İnşaat Sanayi A.Ş. Ortak Girişimi yükleniminde bulunan Seyrantepe Spor Kompleksi’nin ihale sözleşmesi, bu yıl Temmuz’da, yüklenici firmanın yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle iptal edilmişti. Seyrantepe spor kompleksi projesi için 27 Temmuz’da yapılan ihale de gelen teklifin çok düşük olması nedeniyle iptal edildi. İhalede tek teklifte bulunan Siyah Kalem Mühendislik İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, arsa bedeli olarak 64 milyon 788 bin 936 lira idare payı toplam geliri ödemeyi, toplam satış gelirinin 543 milyon 600 bin lirayı aşması durumunda ise yüzde oranında arsa bedeli karşılığı idare payı vermeyi önermişti. TOKİ, ihaleye katılımı artırmak ve işin mümkün olan en kısa sürede bitirilmesini sağlamak üzere şartnamede değişikliğe giderek tekrar ihaleye çıktı. 21 Ağustos 2009 tarihinde gerçekleştirilen bu ihalede firma teklif sundu ancak TOKİ, bu ihaleyi de verilen teklifler yeterli görülmediği için iptal etti. TOKİ bu sürecin sonunda spor kompleksinin idare tarafından tamamlanmasına karar verdi.
558476
Sel Anında Ne Yapılmalı?
Meteoroloji'nin yağışların devam edeceğini açıklaması üzerine Zonguldak İl Sağlık Müdürü Dr. Murat İlikhan, bazı uyarılarda bulundu. Dr. İlikhan, felaket öncesinde, kamu görevlililerinin uyarıları doğrultusunda hareket edilmesini, sel alanlarından uzak durulmasını, yüksek yerlere çıkılmasını ve oturulan bölgenin güvenilirliğinin kontrol edilmesini istedi. Dr. Murat İlikhan, sel anında yapılması gerekenlerle ilgili olarak da şu uyarıları yaptı: "Sel suları ile kaplı yolda araç kullanmayınız. Aracınızdayken sel içinde kalırsanız, hemen aracı kapatınız ve yüksek bir yere çıkınız. Çünkü, suyun 30 santimetre yükselmesi araç üzerinde 700 kiloluk itmeye neden olur. 60 santimetrelik yükselme bir aracı sürüklemeye yeter. Kopmuş elektik tellerinden uzak durun ve derhal ilgili yerlere bildiriniz. Sele bağlı ölümlerin önemli bir kısmı elektrik çarpması sonucu görülmektedir. Sel suları ile bütünlüğü bozulmuş deri teması olduğunda sabunlu su ile yıkayınız." Dr. İlikhan, sel felaketine maruz kalındıktan sonraki süreçte en önemli tedbirin temizliğe dikkat edilmesi olduğunun altını çizerek uyarılarını şöyle sürdürdü: "Temiz gıda ve su tüketiniz. İçme suyunuzda bulanıklık veya koku gibi değişiklikler fark ederseniz suyu kullanmayın ve başta belediye olmak üzere yerel idarenin yetkililerin haber veriniz. Çamur ve su birikintilerinde çocuklarınızın oynamasını engelleyiniz. Yerleşim yerinde böcek, kemirici ve yabani hayvanlar ile temastan kaçının ve bunların sayısında artış görüyorsanız, muhtarlık, belediye ve tarım il ve ilçe müdürlüklerine haber verin. Herhangi bir ateşli hastalık veya ishal ortaya çıktığı zaman en yakın sağlık kuruluşuna başvurunuz. Sel sularına kanalizasyon karışmış olabilir, evin temizlenmesinde ölçü suya ölçü çamaşır suyu katılmış suları kullanınız.
559999
Sel bölgesinde hırsızlıktan 25 gözaltı
Alınan bilgiye göre, Küçükçekmece ve Bağcılar ilçelerinde selin etkili olduğu bölgelerde ''hırsızlık'' olaylarına karıştığı gerekçesiyle 25 kişi gözaltına alındı. Bağcılar'da gözaltına alınan 17 kişiden 12'si emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakıldı, 5'i ise Bakırköy Adliyesine sevk edildi. Bu kişiler savcılık sorgusunun ardından ''hırsızlık'' suçundan tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. Nöbetçi mahkemede hakim karşısına çıkarılan kişi, serbest bırakıldı. Küçükçekmece'de gözaltına alınan kişiden 4'ü ise emniyetteki sorgularının ardından serbest bırakıldı. Diğer kişinin ise emniyetteki işlemleri sürüyor.
559545
Kampa gireceğim
atv'de Berna Laçin'in 'Mutluluğa Açılan Sofralar' programına konuk olan Ceyda Düvenci, zayıflamak için diyetisyeninin tatilden dönmesini beklediğini söyledi. Düvenci, dört kilo fazlasının olduğunu belirterek "Kilo vermek zaten benim ciddi bir sorunum. Ender Saraç Bodrum'dan döner dönmez kampa gireceğim" diye konuştu. Düvenci 'Ejder Kapanı' filmi için de "22 Ocak'ta vizyona giriyor, meraktan öleceğim" dedi.
558470
Derbiyi kim kazanır? ANKET
Turkcell Süper Lig'de sezonun ilk derbisi Ali Sami Yen Stadı'nda oynanacak. Sezona flaş transferlerle başlayan, takımın başına Frank Rijkaard'ı getiren Turkcell Süper Lig ve Avrupa'da yoluna tam gaz devam eden Galatasaray, sezonun ilk derbisinde Beşiktaş'ı konuk ediyor. Geçen sezon Turkcell Süper Lig'de ve TürkİYe Kupası'nda şampiyon olan Beşiktaş, bu sezon istediği performansı bir türlü ortaya koyamazken, derbi maçta galibiyet alarak hem çıkışa geçmek hemde taraftarının gönlünü kazanmak istiyor. Galatasaray-Beşiktaş arasında 12 Eylül Cumartesi günü yapılacak sezonun ilk lig derbisini hakem Bülent Yıldırım yönetecek.
559141
ABD’de küçük uçak çarpıştı, kişi öldü
’de küçük uçak çarpıştı, kişi öldü ’nin Arizona eyaletinde küçük uçağın çarpışması sonucu kişi öldü, kişi de yaralandı. Yetkililer, kentinin güneyindeki Collidge kasabası yakınlarındaki uçuş alanında meydana gelen kazada, Cessna 150 ve Piper Cherokee tipi tek motorlu iki eğitim uçağının çarpıştığını belirterek, Cessna’nın çarpışmadan sonra düştüğünü ve uçaktaki kişiden 1’inin öldüğünü, diğerinin hastaneye kaldırıldığını bildirdiler. Görgü tanıklarına göre, Cessna’daki iki uçuş öğrencisinden biri, uçak yaklaşık 23 metredeyken düştü ve yaşamını yitirdi. Uçaktaki diğer ise uçakla beraber yere düştükten sonra polis tarafından kurtarılarak, hastaneye kaldırıldı. Çarpışan uçaklardan Piper Cherokee ise bölgeye normal bir iniş gerçekleştirirken, pilot ve içindeki kişinin yara almadan kurtuldukları kaydedildi.
560004
Merkez Bankası haftalık verilerini açıkladı
Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, Eylül tarihi itibariyle 214 milyon dolar artarak, 70 milyar 37 milyon dolara çıktı. Merkez Bankasının brüt döviz rezervleri, 28 Ağustos tarihi itibariyle 69 milyar 823 milyon dolar idi. 28 Ağustos tarihinde 73 milyar 323 milyon dolar olan Merkez Bankasının toplam rezervleri ise Eylül itibarıyla 73 milyar 537 milyon dolara yükseldi. Söz konusu rezervin milyar 500 milyon doları altından oluştu. DÖVİZ MEVDUAT HESAPLARI Bankalardaki toplam döviz mevduat hesapları, 28 Ağustos tarihi itibarıyla 117 milyar 407 milyon dolardan 117 milyar 635 milyon dolara çıktı. 28 Ağustos itibariyle yurt içi döviz tevdiat hesapları 98 milyar 708 milyon dolardan 98 milyar 799 milyon dolara, yurt dışı döviz tevdiat hesapları toplamı da milyar 625 milyon dolardan milyar 769 milyon dolara yükseldi. DIŞ BORÇ ÖDEMELERİ Türkiye, 1-9 Eylül tarihleri arasında 133,96 milyon dolar dış borç ödemesi yaptı. Dış borç ödemesinin, 81,35 milyon doları Hazine, 43,06 milyon doları genel ve katma bütçeli idarelerin dokümantasyon, kitap bedeli, katılma payı, üyelik aidatı gibi ödemeleri ile MSB ve savunma sanayi ödemeleri gibi kalemler ve 9,55 milyon doları da Merkez Bankası ödemesinden oluştu. Ocak ayında 999,74 milyon dolar, Şubatta 984,90 milyon dolar, Martta milyar 330,32 milyon dolar, Nisanda 802,07 milyon dolar, Mayısta 367,40 milyon dolar, Haziranda milyar 988,53 milyon dolar, Temmuzda 542,92 milyon dolar, Ağustos ayında da 588,08 milyon dolar dış borç ödemesinde bulunan Türkiye, yılbaşından bu yana milyar 743,95 milyon doları Hazine olmak üzere toplam milyar 737,92 milyon dolar ödemede bulundu. Türkiye, 2008 yılında 11 milyar 92,47 milyon doları Hazineye olmak üzere toplam 15 milyar 727,48 milyon dolar dış borç ödemesi gerçekleştirmişti. Mevduat bankalarında tüketici kredileri ve kredi kartları tutarı bir haftada 455,5 milyon lira artarak, Eylül itibarıyla 117 milyar 897,8 milyon liradan 118 milyar 353,4 milyon liraya çıktı. Bunun 84 milyar 18,9 milyon lirası tüketici kredilerinden, yaklaşık 34 milyar 334,4 milyon lirası da bireysel kredi kartlarından oluştu. Tüketici kredileri Eylül itibariyle yaklaşık 332,8 milyon lira artarak 84 milyar 18,9 milyon liraya çıktı. Tüketici kredileri 28 Ağustos tarihi itibarıyla 83 milyar 686,1 milyon lira düzeyindeydi. Merkez Bankası verilerine göre, tüketici kredileri kapsamında konut kredileri 38 milyar 981,8 bin lira, taşıt kredileri milyar 305,7 milyon lira, diğer krediler 40 milyar 731,2 milyon lira olarak hesaplandı. Tüketici kredilerinin yaklaşık 28,8 milyar lirası kamu bankaları, yaklaşık 36,3 milyar lirası özel bankalar ve 18,8 milyar lirası da yabancı bankaları içeriyor. TL cinsinden bireysel kredi kartlarının kullanım tutarı ise Eylül itibariyle 34 milyar 177,1 milyon liradan 34 milyar 298,3 milyon liraya yükseldi. TL cinsinden bireysel kredi kartları tutarının 12 milyar 847,7 milyon lirası taksitli, 21 milyar 450,6 milyon lirası taksitsiz kredi kartından oluştu.
559391
Bayram öncesinde demiryollarına sıkı denetim
Bayram öncesinde demiryollarına sıkı denetim Genel Müdürü vatandaşlardan gelen şikayetler üzerine Daire Başkanları, Genel Müdür Yardımcıları ve Bölge Müdürlerine bir yazı göndererek TCDD’ye ait tüm işyerlerinde sıkı yapılmasını istedi. Karaman, işyerlerinin temizlik, tertip, düzen ve çevresel uyumluluğunun sürekli denetim altında tutulmasını istedi. TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, yaklaşan öncesinde denetimleri artırarak demiryollarındaki eksikliklerin giderilmesi talimatı verdi. Karaman, TCDD’de daire başkanları, genel müdür yardımcıları ve bölge müdürlerine 24 Ağustos tarihli gönderdiği yazıda, Hızlı hatlarının inşa edilerek vatandaşların hızlı trenlerle buluşturulduğuna dikkat çekti. Diğer taraftan da mevcut yük ve taşımacılığının kalitesinin artırıldığını belirten Karaman, vatandaşların memnuniyetini artırma yönünde azimle çalışıldığını kaydetti. Bu çerçevede ve TCDD yöneticileri ile hedeflere emin adımlarla yaklaşıldığın belirten Karaman, "Bu hedeflere erişmede ve kuruluşumuz vizyonunun yakalanmasında, ekip ruhu, tek hedefe yönelme kişisel gayret, temiz çevre, temiz işyeri, işe ve işyerine sahiplenme gibi hususlar büyük önem arz etmektedir. Müşterilerden ve duyarlı vatandaşlardan alınan görüş, öneri ve şikayetler ile yapılan denetimlerde özellikle gar, istasyon ve diğer işyerlerindeki temizlik, düzen, intizam ve çevresel bütünlük bağlamında bazı eksiklik ve olumsuzluklar olduğu değerlendirilmektedir" dedi. -DEMİRYOLLARINDA TERTİP SAĞLANACAK- Karaman, yakalanan "olumlu kurum" imajının artarak devam etmesi, müşteri ve insan odaklı hizmet anlayışının yerleştirilmesinin söz konusu olumsuzluk ve eksikliklerin giderilmesine bağlı olduğunu ifade ederek, "Bu nedenle; başta tuvaletler olmak üzere bölgeniz dahilindeki gar, istasyon ve işyerlerinin çalışma, bekleme ve dinlenme alanları, park ve yaya yolları ve özellikte halka hitabeden yerlerdeki çeşme, bekleme salonu, peron, rampa gibi sosyal ve ortak kullanım alanlarının her türlü temizlik, düzen, tertip çevre düzeni ve çevreyle uyumunun sağlanması için tüm çalışmalar bir kez daha gözden geçirilerek yapılacak ve sürekliliği sağlanacaktır" emrini verdi. Bölge müdürü, bölge müdür yardımcısı ve bölgelerde görev yapan diğer müdürler ve denetim elemanlarının işyerlerini sık aralıklara denetleyeceklerini vurgulayan Karaman, "Ayrıca işyerlerin yukarıda belirtilen hususlara uygunluğu Daire Başkanları, Genel Müdür Yardımcıları ve Genel Müdür tarafından değişik zamanlarda denetlenecektir" uyarısında bulundu.
559884
Nesin Vakfı da sel mağduru
Nesin Vakfı da sel mağduru da başlayan ve en büyük zararı 'a veren yağışlar adına da kurulan kurumu Nesin Vakfı'nda da büyük hasara yol açtı.Vakıfta 42 öğrencinin eğitim gördüğünü söyleyen müdür Nuran Ulutaş “Hepimizin sağlık durumu iyi ancak maddi büyük ve yerel belediyelerin imkanları yetersiz,profesyonel yardıma ihtiyacımız var.”şeklinde konuşurken küçük öğrencileri İstanbul'daki evlerine gönderdiklerini,vakıfta sadece iş görebilecek gençlerin kaldığını söyledi. Aşırı yağışlar sonucu Aziz Nesin'in yıllarca biriktirdiği gazete kolleksiyonu ve binlerce kitap sular altında kaldı.Vakıfta su, ve gibi hizmetler kesildi. Vakıftan yapılan açıklamada eğitim merkezinin katının tamamen, giriş katının ise bir buçuk metre kadar su altında kaldığı belirtildi. Vakfın bahçesinin,seranın ve ekili onlarca dönüm alanın çamurdan bir bataklığa döndüğü açıklanırken “Kötümserliğe kapılmaca yok,hayat bir mücadeledir,eskisinden daha güzel bir vakıf yapacağız.”sözleriyle de çalışmalara kaldıkları yerden devam edeceklerini ifade ettiler.
559234
Bankaların kredide çifte standardı!
Bitlis'te yatırım yapmak isteyen iş adamlarının, bankalara yaptıkları kredi başvurularında büyük sıkıntı yaşadıkları ve talep ettikleri krediyi çoğu zaman alamadıkları bildirildi. Bitlis Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Tezcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bitlis'te yatırım yapmak isteyen yatırımcıların, banka kredisi almakta büyük sıkıntı yaşadığını söyledi. Yörede bu sürecin yeni başlamadığını anımsatan Tezcan, şöyle konuştu: ''Tabi bu süreç yeni değil. Yaklaşık bölgede yaşanan şiddet olaylarının başladığı 1985-1986 yıllarından beri Bitlis'te çok sayıda banka kapatıldı. Akbank, Töbank, Yapı Kredi, Ticaret Bankası, Emlak Bankası bunların arasındaydı. Bankacılık sektörünün adeta bölgeyi gözden çıkardığı, bölge halkına olan güvenini kaybettiği gibi bir görüntü ortaya çıkıyor. Kalan mevcut bankalarda bugün değil, bir iki yıl önceye kadar da buradaki gayri menkulleri ipotek olarak kabul etmiyorlardı. Her ne kadar resmi olarak böyle bir şey demiyorlarsa da, 'Bu malları kimse almaz, bunlar kabul edilmez, batıdan ipotek getirin' diye bastırıyorlardı. Hatta hatta biz zaman banka müdürlerine, meslek örgütleriyle gittiğimiz zaman, bunun yanlış bir uygulama olduğunu, yapılanın haksızlık olduğunu, insanların burada yatırım yapıp istihdam alanı yaratmak istedikleri halde, bu şartlar da onlara engel olmalarının çok kötü olduğunu söylüyorduk. Bu durum karşısında banka yetkilileri bize, 'Bizim günahımız yok. Banka genel müdürlüğü, bize bu bölgenin kredilerini kabul etmeyin diyor' diye cevap veriyordu.'' günkü şartlarla bugünkü şartlar arasında çok büyük bir değişiklik olmadığını, sadece yüzde oranında bir iyileşme olduğunu anlatan Tezcan, bölgede konut kredilerinin verilmeye başlandığını, ayrıca normal ticari kredilerde az bile olsa gayri menkullerin ipotek olarak alınmaya başlandığını bildirdi. ''BATIDAKİ UYGULAMA DOĞUDAKİNDEN ÇOK FARKLI'' Bankaların bölgedeki gayri menkuller için aldığı ipoteğin fiyatının, gayrimenkulün gerçek değerinin çok altında kaldığını açıklayan Tezcan, şunları dile getirdi: ''Gayri menkuller değerinin 3-4 katı altında kabul görüyor. Yani mal 300 lira değer görüyorsa, banka bunu 100 liraya kabul ediyor. Bunu bankaya kabul ettirmek bile, bu bölgelerde bir başarı olarak kabul ediliyor. da her malı almıyorlar. Bankalar kredi kullandırmıyorlar. Öyle bir hale gelmiş ki, Esnaf Kefalet Kooperatifi verdiği düşük miktardaki kredi için bile esnaftan memur kefil istiyor. Bankaların sıkıntıları hala bitmedi, bankalar kredi verirken insanların önünü açmıyor. Bırak açmasını ülkenin diğer bölgelerinde yaşanan bankacılık, burada yaşanmıyor. Yani batıdaki uygulamalarla buradaki uygulamalar birbirinden farklı. Hatta tam tersi uygulamalar söz konusu.'' Bu sorunu bakanlara ilettiklerini, forumlarda, toplantılarda, yazılı ve sözlü şekilde dile getirdiklerini kaydeden Tezcan, ancak sorunun çözümü noktasında hala olumlu bir cevap alamadıklarını ifade etti. Bitlis'te devlet bankasının şubesinin bulunduğunu anımsatan Tezcan, şunları aktardı: ''Bunlar da özel sektör yatırımcılarını idame edecek, bu sektörün ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte değil. Bu nedenle, ilde yatırım yapacak insanların çoğu çekip gitti. Zaten sermaye ve beyin göçünün sebeplerinden biri de budur. Banka bu adamlara 'göç et' diyor. İnsanların psikolojisini bozuyor. Çünkü banka resmen bu adama 'ne kadar malın olursa olsun para etmiyor' diyor. Malın kabul görmediğine göre, yapacağın yatırım boşunadır mesajı veriliyor. Sermaye zaten ürkek. Bu nedenle Bitlis'te ne sermaye, ne de bunu yapacak beyin kalmadı.'' ''BATIDAN GAYRİMENKULÜN YOKSA YENİLMEYE MAHKUMSUN' Genç Polat Orman Ürünleri ve Madencilik Sanayi Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı Nesim Haspolat ise Bitlis'e kurdukları fabrika için nakit ihtiyaçlarının olduğunu, bankalardan kredi istediklerini, ancak bu konuda sıkıntı yaşadıklarını söyledi. Haspolat, ''Banka bize batıdan gayrimenkullerimizin olup, olmadığını soruyor. Çünkü gayri menkullerin değerleri farklı. Buradaki gayri menkullerin değeri batıya göre kat kat daha düşük. Batıda gayri menkulün yoksa, kredi alamıyorsun. Böylelikle yenilmeye mahkum oluyorsun'' dedi. Yatırımcılara gerçek anlamda kredi verilmediğini anlatan Haspolat, bu uygulamanın bölgenin kanayan bir yarası olduğunu dile getirdi. Bankalardan kredi alması halinde bugüne kadar belki de dünya pazarına açılabileceğini ifade eden Haspolat, şöyle konuştu: ''Kurduğumuz fabrika 10 bin 700 metre kare. bin 800 metre kare kapalı alanı var. Buranın üzerine cüzi bir kredi alıyoruz. Buradaki ocaklarımızı banka ipotek etmiyor. Riskli olduğu için bunu yapmıyor. Girişimler tıkanıp kalıyor. Biz kendi bütçemizle ayakta durmaya çalışıyoruz. İki yıl önce ben kredi almış olsaydım, en az ocağımı faaliyete sokmuş olurdum. Belki de dünya pazarında yer almış olurdum.'' Mermer ocağından çıkardığı taşların benzerlerinin Türkiye'de olmadığını ve bazı taşlarının heykel yapımında kullanılacak özellikte olduğunu dile getiren Haspolat, bu taştan İtalya'ya blok gönderdiğini, İtalyanların yılda kendisinden aynı taştan bin ton istediğini, ancak bütçesi el vermediği için bu ocağı açamadığını söyledi. Haspolat, ''Kredilerin önünün açılması gerekiyor. Yatırım kredilerinin en az milyon dolardan başlaması gerekiyor. Hükümetin teşvik paketinden makineler için 300 bin TL kredi aldık. Yatırım destekleriyle ilgili küçük miktarda kredi aldık. Gayri menkul yoksa, bankalar kredi vermiyor. Bankaların kredi politikası değişmesi gerekiyor. Bunları aşmak gerekiyor'' diye konuştu.
559601
"Bosna ikinciliği garantiledi''
İspanyol basını, milli takımlarının 2010 Dünya Kupası'na direk katılacak olmasını kutlarken, Bosna Hersek'in Türkiye ile berabere kalarak grup ikincisi olmayı hemen hemen garantilediğini yazdı. Marca gazetesi, ''Bosna beraberliği, Dünya Kupası'na doğru yolumuzu açtı'' ifadesini kullanırken, ''Beraberliğe memnun olan ev sahibi takım, Osmanlıların önündeki puanlık avantajını korudu. Bosna, maç kalmasına rağmen gelecek maçta grup ikinciliğini garantileyebilir'' yorumunda bulundu. AS gazetesi de ''Bosna, Türkiye'yi cezalandıramadı. Tarihinde ilk kez Dünya Kupası'na katılma olasılığı olan Bosna'da futbolcular, sorumluluk hissinden dolayı çok sinirliydiler. Avantaja sahip olsalar da ikincilik için mücadeleye devam edecekler'' ifadelerine yer verdi. İspanya'nın 5. Grup'ta oynadığı maçı da kazanarak 24 puanla lider olarak Dünya Kupası'na katılmayı garantilemesiyle ilgili ''Şimdi Dünya Kupası'nı kazanmaya'', ''Güney Afrika'daki altına'', ''İspanya şimdiden Dünya Kupası'nda'', ''Dünya Kupası büyük rüyasına doğru'' başlıkları İspanyol basınının manşetlerine çıktı.
558957
Rasim Özdenören: Tufan dolayımında küresel gerçeklik
PerşembeTufan dolayımında küresel gerçeklik Evet, artık nerdeyse her şey küresel olarak geliyor. Kimse “bana değmeyen yılan bin yaşasın” deme duyarsızlığına sahip bulunmuyor. Birimize değen yılan bir anda herkesi etkileme gücünü gösteriyor. Bu, en çok da yaşadığımız günlerin bir özelliği olarak tecelli ediyor. Kaliforniya'da çıkan bir yangına kim kayıtsız kalabilir? Kim, Atina'da çıkan yangının olumsuz sonucu bana ulaşmaz diye düşünebilir? Kim, herhangi bir komşunun iktisadî ortamında meydana gelen bir krizin yalnızca orada kalacağını ileri sürebilir? Şimdiki küresel iktisadî krizin ABD'de bazı insanların mortgage (tutsat) yöntemiyle yüklendikleri mesken borçlarını ödeme güçlüğünden kaynaklandığı kabul ediliyor. Fakat akla gelir miydi ki, oradaki bir avuç insanın düştüğü ödeme aczi bir anda yer küreyi sarsın ve zincirleme olarak bütün ülkeleri etkilesin? Türkiye'deki terör olayı yalnızca bu ülkeye münhasır kalır mı dersiniz? İstanbul'da yaşanan son sel felaketinin adı bence doğru konulmuştur. İstanbul belediye başkanı bunun adına “ekolojik kıyamet” dedi. Olayın bir yanı ekolojik kıyametle ilgilidir, doğru. Ancak bu kerte bir tufan yaşanmasaydı da, yalnızca altyapı yetersizliğinden kaynaklanan bir afete maruz kalsaydık sonuç ne olurdu? Sonuç mahalli olarak kalır mıydı? Yoksa onun etkileri de gene tüm dünyayı zincirleme etkisi altına alır mıydı? Artık her şeyin küresel çapta yaşandığını bilmemiz gerekiyor. Kabul etsek de, içimize sindirmekte güçlük çeksek de durum böyle. Aslında doğa olayları baştan beri küresel olarak akışır.. biz farkında olmasak da öyledir. Nuh tufanının bütün dünyayı etkisi altına aldığı söylenirken belli bir gerçeklik dile getirilmek isteniyordu. Allah'ın rahmeti de afeti de geneldir. Müslüman algısındaki bu gerçeklik şimdiki küresel algılamadan çok daha derin ve kadim bir gerçeklik olarak yürürlüğünü sürdürüyor. Bazı yeni bilginler Nuh tufanının yalnızca Mezopotamya bölgesinde, hatta yalnızca bir mıntıkada vuku bulduğunu ileri sürüyor. Bu iddia yalnızca yağmurun dokunduğu yeri hedef tutuyorsa doğru olabilir (doğrudur demiyorum, mümkündür diyorum); ancak tufanın etki yüklemi bütün bağlamıyla değerlendirildiğinde hiç de mahalli kalmadığını, kalamayacağını, tüm dünyayı etkisi altında bıraktığını belirtmek isterim. Buradan ne çıkar? Sonuç nedir? Burada, bir kere daha “gemisini kurtaran kaptandır” sözünün doğruluğu sağlanmış olur. Ancak bu söz saptırılmış biçimiyle algılanmamalı. Şimdilerde gemisini kurtaran kaptan denirken, herkes kendi başının çaresine baksın anlamına atıfta bulunmak isteniyor. Oysa bu söz, gemideki yolcusuyla, tayfasıyla, yüküyle, her şeyiyle gemiyi kurtaracak olanın geminin kaptanı olduğuna işaret ediyor. Herkes bilmeli ki, herkes bir başına içinde yaşadığı dünya gemisinin tek kaptanı kendisidir ve sorumluluğu da kerte yüksektir.
560203
Opel'in Kanadalı Magna'ya satışı onaylandı
Treuhand kurulunun Başkanı Fred Irwin bugün Berlin kentinde yaptığı açıklamada, Opel şirketinin çalışanlarının ekonomik çıkarına olacağını düşündükleri bir sonuca ulaştıklarına ve alınan kararın tüm tarafların çıkarına olacağına inandıklarını söyledi. Irwin ayrıca, Alman hükümetinin Opel'e destek garantisinin sadece Almanya'da oluşturulacak ''New Opel'' şirketi için geçerli olacağını, böylece Alman vergilerinin ülkede kalacağını ifade etti. Basın toplantısına katılan ve GM adına görüşmeleri sürdüren John Smith de, Alman hükümeti başta olmak üzere tüm müzakere muhataplarına gösterdikleri esnekli için teşekkür ederek, ayrıntılara açıklık getirilmesi için müzakerelerin daha süreceğini söyledi. Varılan anlaşmaya göre Magna ve Sperbank'a hisselerin yüzde 55'inin satılacağı, hisselerin yüzde 35'inin Opel'in bağlı olduğu Amerikan General Motors (GM) şirketinde kalacağı, hisselerin yüzde 10'unun da Opel çalışanlarına bildirildi. Bu konuda bir anlaşmanın bir kaç haftaya kadar imzalanmasının beklendiği, daha önce bazı önemli ayrıntılara açıklık getirilmesi gerektiği kaydedildi. Treuhand kurulu tarafından yapılan açıklamada da, Almanya'nın Rüsselsheim, Bochum, Kaiserslautern ve Eisenach kentlerinde bulunan toplam Opel fabrikasının kapatılmayacağı bildirildi. Alman hükümeti tarafından oluşturulan Opel-Treuhand kurulunda hükümet, eyalet yönetimi ve GM temsilcileri yer alıyor. Hükümet Opel'e buçuk milyar Avro'luk kredi yardımı yapmak için bu kurulun oluşturulmasını şart koşmuştu.
558819
Ömürlük dava 28 yılda bitti
Ömürlük dava 28 yılda bitti 1981 yılında başlayan Dev-Yol davası nihayet sonuçlandı. 11 sanık, "Anayasal düzeni silah soruyla değiştirmeye kalkışmak' suçundan müebbet hapis cezasına mahkum edildi. Adana Sıkıyönetim Mahkemesi, 'Dev-Yol Örgütünü kurmak, sevk ve idare etmek, örgüt adına faaliyetlerde bulunmak, adam öldürmek' gibi suçlardan 343 sanık hakkında açılan davayı 16 Haziran 1981'de görmeye başladı. Ağır yargılama süreci, 28 yıl sonra tamamlandı. ANKARA (A.A) Adana Sıkıyönetim Mahkemesi'nde, 1981'de yargılanmaya başlanan, ancak haklarındaki kararlar Yargıtay'ca bozulan Dev-Yol davasında 11 sanıktan 8'i, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince 'anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye kalkışmak' suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Suç tarihinde yaşı küçük olan bir sanık aynı suç nedeniyle 16 yıl ay hapse mahkum edildi. Bir sanık hakkındaki dava zaman aşımı nedeniyle düşerken, bir sanığın dosyası tefrik edildi. Sanıklardan Mehmet Beyaztaş, 10 yıl boyunca tutuklu kaldığını belirterek, 'kendilerinin değil, davayı açanların Anayasayı ihlal ettiklerini' öne sürdü. '30 YILDIR ÇEKİYORUZ' Sanıklardan Muhtar Sarıkaya ise savunmasında, dava nedeniyle girdiği her işten çıkarıldığını kaydederek, 'Savcılık belgeleri nereye gitsek arkamızdan geldi. 30 yıldır ne aile ne ev hayatı ne de bir şey kaldı. Bunun sonuçlarını daha çekecek miyiz?' diye konuştu.
559604
Altın Portakal'ın afişi hazır
46'ncı Uluslararası Antalya Portakal Film Festivali'nde kullanılacak afiş hazırlandı. Festivali düzenleyen Antalya Kültür ve Sanat Vakfı'ndan (AKSAV) yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin en köklü etkinliği olan Portakal'da, bu yıl, "portakal" gibi tanıdık bir imgenin seçildiği bildirildi. Açıklamada, Portakal'ın yeni afişinde turuncu bir göz bebeğinin kullanıldığı, afişin, aynı zamanda sinemanın "görme" ve "gösterme" sanatına atıfta bulunduğu ifade edildi. Açıklamaya göre, Portakal'ın bu yılki görsel konsepti İlyas Başsoy imzasını taşıyor, grafik yapı ise Emre Koç'un. Fotoğraf sanatçısı Muammer Yılmaz'ın çektiği fotoğrafın düzeltme işlemlerini Erol yaptı.
559216
Savcılık 24 bilgisayar korsanına dava açtı
İddianamede, şüphelilerin, bazı ABD bankalarını 1.5 milyon dolar zarara uğrattıkları savunuldu. Ankara Cumhuriyet Savcısı Şadan Sakınan'ın hazırladığı iddianamede, polisin, çalışmaları sırasında bir sohbet sitesinde, bazı kişilerin kredi kartı bilgileri ve banka hesap bilgilerini paylaştıklarını, kredi kart manyetik şerit sahteciliği yaptıklarını tespit ettiğine yer verildi. Duruma, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca el konulduğu belirtilen iddianamede, hakkında yasal işlem yapılan bir kişinin bilgisayarının incelendiği, arasında Metin C, Ercan ve Nekip A'nın da bulunduğu bazı kişilerin kredi kartı bilgileri paylaştığının belirlendiği ifade edildi. Bu kişilerden Metin C'nin bilgisayarında çeşitli ülkelerden kişilerin kredi kart bilgileri, bu bilgilerin temin için kullanılan programlar, internet üzerinden aynı konularla ilgili Türk ve yabancı kişilerle yapılan chat kayıtları, çeşitli sitelere ait kırılmış şifre bilgileri ve spam maillere rastlandı. Soruşturma kapsamında şüpheli kişilerin cep telefonu ve elektronik postaları, mahkeme kararıyla teknik takibe alındı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının koordinesinde, Ağustos 2008'de Ankara, Adana, Antalya, Çorum, Hatay, İstanbul, İzmir, Kastamonu, Kocaeli, Muğla, Mersin, Sivas ve Şanlıurfa'da yapılan eş zamanlı operasyonlar sonucunda soruşturma konusu olaylarla bağlantılı çok sayıda kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin bilgisayarlarında yapılan incelemelerde on binlerce kredi kartı bilgisi ile sahte kredi kartı yapmakta kullanılan araç ve gereçler elde edildi. Soruşturma sürerken, FBI da ABD'nin Ankara Büyükelçiliği aracılığıyla defa Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yazı gönderdi. Yazılarda, sanıklardan internette ''SeGaTe'' rumuzunu kullanan Ercan F'nin, ABD'deki bazı bankalara ''oltalama'' adı verilen saldırıda bulunduğunu, ABD bankalarının yaklaşık 1.5 milyon dolar zarara uğratıldığını bildirdi. İddianamede, bilgisayar korsanlarının, sanıklardan Nekip A'nın kurduğu internet sunucusu üzerinden, başta ABD'dekiler olmak üzere yurt dışındaki kişilere ait kredi kartı bilgilerini pazarladıkları ifade edildi. Banka ve kredi kartı dolandırıcılığı yapmak üzere suç örgütü kurduğu iddia edilen Nekip A'nın bilgisayar korsanlarını internet sunucusunda topladığı, suç örgütünde yönetici olduğu öne sürülen Ercan F'nin ise yabancı bilgisayar korsanlarından banka ve kredi kartı bilgilerini satın aldığı, internet üzerinden alışveriş yapılan sitelerle banka sistemlerinden kredi kartı bilgilerini ele geçirdiği savunuldu. Ercan F'nin, edindiği bilgiler sonucu Türkiye ve Rusya'ya para transfer ettiği, transfer işlemlerini ağabeyi Engin F'nin de arasında bulunduğu bazı sanıklar vasıtasıyla gerçekleştirdiği ifade edildi. Ercan F'nin, suçtan elde ettiği gelirle, Rusya'da 200 bin avro değerinde ev aldığı, oturum ve çalışma izni edindiği kaydedildi. İddianamede, sanıkların, internet üzerinden ele geçirdikleri kredi kartı bilgilerini kopyalayarak, Türkiye'de çipli sisteme geçmemiş ATM'ler aracılığıyla yurt dışındaki bankalardan para transferi yaptıkları, transfer işlemlerini ayrıca internet üzerinden de gerçekleştirdikleri aktarıldı. İSTENEN CEZALAR İddianamede, Nekip A, Ercan F, Gökhan B. ve Metin C'nin ''suç işlemek amacıyla örgüt kurmak'' ve ''banka ve kredi kartlarını kötüye kullanmak'' suçlarından 7'şer yıldan 20'şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep edildi. Engin F, Mehmet Ali M, Abdulkadir D, Mehmet A, Bilal S, Safa Kutsal T, Ümit Cem Ö, Abdullatif Ö, İzzet Mert Ö, Ersan M, Bilal Ahmet B, Bürge B, Gökay K, Mert M, Dilek F, İlhan Ö, Bekir Yalçın B, Murat K, Volkan Ç. ve Hüseyin A'nın ise yıldan 17 yıla kadar değişen sürelerle hapse mahkum edilmeleri istendi. Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesinin iddianameyi kabul ettiği, sanıkların yargılanmasına gelecek günlerde başlanacağı öğrenildi.
558664
‘Yorgun’ Bolt kararsız
Olimpiyat ve şampiyonu rekortmen atlet daha önce katılacağını açıkladığı, ve Güney ’deki yarışlar konusunda “yorgun olduğu” gerekçesiyle kararsız kaldı Jamaikalı yıldız sprinterın menajeri Ricky Simm, Bolt’un bu hafta sonu ’ın Selanik kentinde yapılacak Finali’nden sonra ’in Şangay ve Güney ’nin Daegu şehirlerindeki mücadelelerde yer alıp almayacağına dair bir karara varacaklarını belirtti. Bolt’un, 100 ve 200 metrelerde kırdığı dünya rekorları nedeniyle “yorgun” olduğunu dile getiren Simms, “O, atletizm tacında bir mücevher. O, altın adam. 10 yıl daha koşabileceğini umuyoruz. Bu nedenle bu yıl onu daha fazla yormak istemiyoruz” diye konuştu. Şangay’daki 100 metre yarışı, 20 Eylül’de; Daegu’daki mücadele ise 25 Eylül’de düzenlenecek.
559489
Öner: Ali Sami Yen'den galip çıkacağız
Radyospor'da bir programa katılan Öner, geçen sezon Ali Sami Yen Stadı'nda Galatasaray ile yaptıkları maçı Cüneyt Çakır'ın yönettiğini hatırlatarak, ''Verilmeyen penaltı, oyuncumuzun atılması gibi kararları vardı. Servet'in attığı golde Rüştü'ye faul yapılmıştı. Bu nedenlerle maçı kaybetmiştik. Bu seferki maçı Bülent Yıldırım yönetecek. Kendisine güveniyoruz. Adil bir yönetim gösterecektir. Adil olsun. Biz hakkımız neyse onu istiyoruz'' diye konuştu. Derbi maçların sonucunun ne olacağının bilinemeyeceğini vurgulayan Kenan Öner, ''Biz Ali Sami Yen Stadı'nda galibiyet alacağız ve kötü gidişe 'dur' diyeceğiz. Geçen sezonki 4-2'lik mağlubiyetin kötü hatırası hala üzerimizde'' dedi. Öner, Tello'nun milli maçtan yarın öğle saatlerinde yorgun olarak döneceğini ve sakat futbolcuların bulunduğunu kaydederken, bunlara rağmen başarılı olacaklarını düşündüğünü ifade etti. -''RAKİPLERİMİZİN FAVORİ GÖSTERİLMESİ YANLIŞ''- Hiç kimsenin 4. haftada Süper Lig'in şampiyonunu ilan edemeyeceğini savunan genel sekreter Öner, ''Bazı takımların şampiyon ilan edildiğini görüyoruz. Sıralamalar yapıldı. Bunlar çok yanlış. İnsanları farklı yollara götürecek, düşündürecek yorumlar. Daha köprünün altından çok sular akar. Beşiktaş, en az diğer rakipleri kadar iddialı. Altını çizerek söylüyorum; Beşiktaş iyi bir takım. Aksi yorumları kabul etmiyorum. Yeterli kadroya sahibiz. Sakatlarımız iyileştiğinde bunu daha net göreceğiz'' diye konuştu. -''OYUNCULARIMIZ, BAŞARININ NE KADAR GÜZEL OLDUĞUNU GÖRDÜLER'' Kenan Öner, futbolcuların isteksiz olduğu yorumlarına katılmadığını söyledi. Futbolcuların oynayarak para kazandığını vurgulayan Öner, ''Geçen sezon şampiyonluğu kazandıktan sonra başarının ne kadar güzel olduğunu gördüler. Bu sezon da bunu tekrarlamak isteyeceklerdir. Gol sıkıntımız var, bunu da aşarsak başarılı olacağız. Kimse şimdiden ligde sıralama yapmasın. Beşiktaş'ı yarış dışında göstermeye kimsenin hakkı yok'' ifadelerini kullandı. -TABATA'NIN TRANSFERİ- Öner, Tabata'nın transferine yönelik eleştirileri doğru bulmadığını belirterek, ''Beşiktaş'ın yaptığı her transfer, başkalarının yaptığı transferlerden daha fazla eleştiri konusu oluyor. Nedenini çözemedim'' dedi. Son güne geldiği için bu transferi yapmak zorunda olduklarını kaydeden Kenan Öner, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Geçen sezon aynı şeyler Yusuf için de söylendi. 'Yusuf yaşlı, bu yaştaki bu futbolcuya bu kadar para verilir mi' dendi. Ama sonuç ortada, Yusuf çok önemli maçlarda takımı taşıdı. Şampiyonlukta çok önemli pay sahibi oldu. Ondan sonra da 'iyi ki alınmış' dendi. Tabata'nın Beşiktaş'taki performansını görmeden, bu transferi eleştirmek doğru olmaz.'' Öner, Riquelme ve Deco gibi isimlerin Beşiktaş'ın gündemine gelmediğini belirterek, ''Onlara eşdeğer başka oyuncular listemizdeydi, ama Delgado'yla çözmemiz gereken bazı sorunlar vardı. Sorunu çözmeden istediğimiz oyuncuları alamazdık. Son günlere geldiğimiz için de Tabata'yı transfer etmek istedik'' dedi. Eski yönetici Murat Aksu'nun başkan adaylığıyla ilgili konuya yorum yapamayacağını belirten Öner, Beşiktaş camiasında 15 bin faal üyenin ve herkesin başkan adayı olma hakkının bulunduğunu söyledi.
558778
Türkiye “küçülmede dünya şampiyonu” (Neden? Ve de yazık değil mi bize?)
Bugün Türk ekonomisinin 2009 yılının ikinci aylık döneminde ne kadar küçüldüğünü gösteren rakamlar açıklanacak. Yılın ilk aylık döneminde ekonomisi yüzde 13.8 oranında küçüldü. Türkiye bu küçülme oranıyla şampiyonu oldu. Lütfen bu yazının altındaki tabloya bakınız. Türkiye’nin durumunu diğer ülkelerle karşılaştırınız. Krizden kötü etkilenmenin göstergesi, milli gelirin küçülme oranıdır. bir ülkede üretilen mal ve hizmetlerin parasal (katma) değerini gösterir. Milli gelirin küçülmesi demek, üretimin düşmesi demektir. geriledikçe ülke küçülür. Üretim geriledikçe insanlar işsiz kalır, fakirleşir. Kriz başka ülkelerde çıktı. ülkelerde bankalar battı. Şirketler battı. Ama ülkeler krizden Türkiye kadar etkilenmedi. Halkı bizim halkımız kadar güç duruma düşmedi, çalışanları bizdeki kadar işlerini kaybetmedi Türkiye’de tersi oldu. Bankalar palazlandı. Şirketler ayakta kaldı. Ama üretim düştü. arttı. Olan halka oldu. Yanlışı düzeltemiyoruz Ve de Türkiye küçülmede dünya şampiyonu oldu. Bu işte bir yanlışlık yok mu? Türk halkına yazık değil mi? Bozulan ekonomiler kendi kendine düzelmez. Ülkelerin özelliğine göre hükümetlerin özel politikalar geliştirmelerine, uygulamalarına ihtiyaç vardır. Bizde bu yapılamadığı için küçülme büyük oldu. Küçülme sürüyor. İyimser yaklaşımla, Türk ekonomisinde düzelmenin yılın son aylık döneminde başlaması bekleniyordu. Ama öncü göstergeler tehlike işareti veriyor. Önceki gün Aylık Sanayi Üretim Endeksi açıklandı. Sanayi üretimini bir ay önceye göre mart ayından bu yana artıyordu. Haziranda artış bir ay önceye göre yüzde 6.6 olmuştu. Ne yazık ki temmuzda aylık sanayi üretim artışı yüzde 0.9’a geriledi. Ekonomideki bu endişe verici küçülmeye, halkın tüketiminin sanayicinin üretiminin gerilemesine rağmen ithalat harcamaları ve döviz açığı (cari açık) önemini koruyor. aylık ithalat 74 milyar dolar. Dış 18 milyar dolar. Ekonominin bu kadar küçüldüğü bir dönemde aylık döviz açığı (cari açık) 6.7 milyar dolar. Açık anlatımıyla, üretemeyen, üretimi gerileyen Türkiye, ithalatla başka ülkelerin büyümesine destek vermeye devam ediyor. Neden? Ve de yazık değil mi bize? Görülüyor ki bizim ekonomi politikamızda bir yanlışlık var. Türkiye’nin ilk işi, bu yanlışı bulup düzeltmek olmalıdır. Ekonomisi güçsüz, üretemeyen, halkına iş ve parası bulmaktan aciz bir ülkede, ne ne sorunu, ne çözülebilir.
559172
Selenyum insanoğlunu kurtarabilir mi?
Selenyum mineralinin doğurganlık, yaşam süresi ve kanserle mücadelede önemli olduğu belirtiliyor. gibi bazı ülkelerde toprak selenyum açısından doğal olarak zengin olduğu için, bu madde tahıl ürünleri aracılığıyla insan vücuduna yeterli miktarda geçiyor. Ancak Kuzey Avrupa, Yeni Zelanda ve Afrika ile Güney Amerika'nın bazı bölgelerinde, selenyumun topraktaki yoğunluğu önemli oranda azalmış durumda. bilim festivaline katılan bazı araştırmacılar tahıl ve pirinç gibi ürünler yetiştirilirken toprağa selenyumlu gübre verilebileceğini söylüyor. Rothamstead Araştırma Enstitüsü'nden Steve McGrath, bu yöntemin güvenli olduğunu ve dünyanın her tarafında uygulanabileceğini söyledi. Sorunun maliyetin nasıl karşılanacağı olduğunu belirten Dr. McGrath, selenyumun insan sağlığı için önemine dikkat çekti. Ancak ne derece etkili olduğuna ve ulusların beslenmelerini böyle yapay şekilde yeniden biçimlendirmenin uzun erimli sonuçlarına değin kaygılar da yok değil. Kimyasal olarak sülfüre benzer özellikler gösteren selenyum maddesi genelde cam üretiminde kullanılıyor. Ancak doğal biçimde oluşan selenyum elementinin insanların beslenmesinde de önemli rolü var. Özellikle bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve yaşlılıkta hafızanın taze kalmasına yardımcı olduğu biliniyor.
560193
Almanya tam gaz!
Haberi Ekle Almanya tam gaz! 10/09/09 18:30 -ALMANYA: SLOVAKYA: 1- Halkapınar Spor Salonu'nda Finlandiya'dan Kari Partiainen ve Sırbistan'dan Dejan Jovanoviç'in yönettiği müsabakanın ilk setini Almanya 25-22 kazandı. İkinci seti Slovakya 25-21 üstün tamamlamasına rağmen, sonraki setleri 25-16 ve 25-21 kazanan Almanya, karşılaşmadan 3-1 galip ayrıldı. Karşılaşmadan önce İstanbul ve Tekirdağ'da yaşanan sel felaketi sonucu yaşamlarını yitirenler için dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
559941
Felaket fırsatçıları, bugün de mesai yaptı
İkitelli ve Halkalı'da can kayıplarına neden olan sel felaketinin yaraları sarılmaya çalışılıyor. Selin etkili olduğu bölgelerde eşya yağmalamalarıyla gündeme gelen şahıslar, bugün de mesaiye devam etti. Yaşlı, genç, çocuk birçok kişi derede eşya aradı. Kimisi ütü bulup kenara koydu, kimisi de bulduğu tencereleri dere kenarında biriktirdi. Bu arada, dere üzerindeki köprüye toplanan çok sayıda vatandaş da felaket fırsatçılarını izledi.
558477
Sağanak Yağış Bekleniyor
Sağanak Yağış Bekleniyor Batı Karadeniz, Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları ile İstanbul'un Avrupa yakasında kuvvetli sağanak ve gök gürültülü sağanak bekleniyor. Yetkililer, sel felaketinin ardından yeni bir tehlikeye karşı vatandaşları dikkatli olmaya çağırıyor. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan uyarıda, Batı Karadeniz, Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları ile İstanbul'un Avrupa yakası, Amasya, Tokat, Kırklareli ve Tekirdağ'da gece yarısına kadar sürecek gök gürültülü sağanak beklendiği bildirildi. Rize, Trabzon ve Hopa başta olmak üzere Orta ve Doğu Karadeniz kıyılarında gece yarısından itibaren yarın (10.09.2009) saat 18.00'e kadar kuvvetli sağanak ve gök gürültülü sağanak beklendiğinin kaydedildiği uyarıda, vatandaşların ani sel, su baskını ve yıldırım düşmesine karşı dikkatli olmaları istendi.
558947
Mustafa İslamoğlu: Vakıf medeniyeti
Mustafa İslamoğlu 10 Eylül 2009 PerşembeVakıf medeniyeti Bu Ramazan'da, iftar saati, yolunuz Vatan Caddesi'nden geçti mi? Eğer geçtiyse, benim gibi sizleri de sevindirecek, “işte hizmet bu” dedirtecek bir olayı yaşamışsınızdır: Akgün otelinin hizasına geldiğinizde, adım adım ilerleyen trafikte, eli-yüzü düzgün beş-on gencin, özenle hazırlanmış ve üzerinde “Akabe vakfı hayırlı iftarlar diler” yazılı küçük poşetler içerisinde, bu arabalara iftariyelik dağıttığını görürsünüz. Bu poşetlerde, yine küçük ve şık naylon torbalar içerisinde poğaça, bir kaç hurma ve bir de içecek yer alıyor. İftar vakti İstanbul trafiğine yakalanmış biri için bu ikramın ne demeye geldiğini, ancak her gün bu çileyi çekenler bilir. Akev (Akabe Kültür ve Eğitim Vakfı), günde 500 kişiye bu ikramı ulaştırıyor. Vakıf, bu şekilde, bir ramazan boyunca 15.000 kişiye ulaşmayı planlamış. Gönül istiyor ki, bu tür hasbi (hesabî değil) hizmetler yaygınlaşsın ve vakıflar asli fonksiyonu olan “hizmetlere” el atsın. İslam tarihinde, sırf yolculara hizmet veren, hatta ilkokul çocuklarının cebine leblebi koymak için “leblebi vakfı” adı verilen vakıflar kurulmuş. İlginçtir, bu hizmet öyle noktalara gelmiş ki, sadece yolculuk yapan insanlarla sınırlı kalmayıp, yolculuk yapan “göçmen kuşlar” için de vakfiyeler oluşturulmuş, araziler ve geniş alanlar tahsis edilmiş. İslam medeniyeti, işte bu özelliği ve güzelliği sayesinde “vakıf medeniyeti” haline gelmiştir. Modern İslâmî vakıfçılık, geçmişten çok az izler taşıyor. Kimi zaman, asli fonksiyon öylesine unutuluyor ki, vakıf “vakıf” olmaktan çıkıp bir “parti”, bir “holding”, bir “işletme” haline geliyor. Oysa ki vakıf, vâkıfın (vakfedenin) Allah'a kurbiyyet maksadıyla bir değeri karşılık beklemeksizin hizmete tahsis etmesidir. Vakfın vakıf olabilmesi için esas olan işte bu niyettir. Bu niyetle yola çıkanlar, yaptıkları karşılıksız hizmetlerle insanların yüreğini fethetmişler, insanın mutluluğunun öbür adı olan İslam'ı insana, insanı İslam'a taşımışlardır. Bu tür samimi niyetlerle insana vakfedilen müesseselerin en değerli ürünü “vakıf insan” yetiştirmektir. En değerli vakıf “vakıf insanlardır”. Onlar, mallarını değil, hayatlarını Allah'a vakfederler ve insanlara bir mutluluk sakası gibi, yürek yürek saadet taşırlar. Onları, ganimet dağıtılırken ortalarda göremezsiniz, onlar “hizmet” zamanlarında öne çıkarlar “nimet” zamanlarında arkaya geçerler. Onlar, kelimenin tam anlamıyla üreticidirler; insan üretirler, hem kalitatif hem kantitatif bir üretimdir bu. İşte onlar sayesinde İslam, Tarık b. Ziyad, Abdullah el-Battal gibi gayr-i müslim tutsakların torunlarından fatihler; İmam Ebu Hanife gibi kendisine karşı savaşan birilerinin torunlarından müçtehitler çıkarmıştır. Hz. Meryem bir vakıftı, annesi Hanne (Hannah) ise vakfeden. Hz. İsa işte bu vakfın bir ürünüydü. Hz. Zekeriyya ise, bu hasnâ müstesna ürünün bahçıvanı. halde, aklı başında her insana düşen, ya vakfeden olmak Hanne gibi, ya vakfedilen olmak Meryem gibi, ya da vakıf insanlara bahçıvan olmak Zekeriyya gibi. Galiba bunlardan hiç biri olamayana da, haşarı çocuklar gibi bahçenin meyveli ağaçlarını taşlamak düşüyor.
558611
Felaketler istifaya sürüklüyor
Dünyada, ve kazalar çoğu kez üst düzey yetkililerin istifasıyla sonuçlanıyor Son zamanlarda getiren vakalardan birkaçı şöyle: ’daki Ohri Gölü’nde geçen cumartesi günü 18 kişinin ölümüne neden olan kazası Makedonya Ulaştırma ve İletişim Bakanı Mile Yanakievski’nin istifasına yol açmıştı. 43 kapasiteli gemiye, gölün karşı tarafında bulunan “Snaum” manastırını ziyaret etmek isteyen 50 kişilik Bulgar turist grubunun da dahil olduğu 74 yolcunun alındığı ve geminin büyük olasılıkla aşırı yükleme sonucu battığı belirtilmişti. ’da geçen ay yaklaşık 750 kişinin ölümüne yol açan Morakot tayfununun yol açtığı felakete müdahalede geç kalmakla eleştirilen Başbakan Liu Çao-şiuan geçen pazartesi günü istifa etmişti. Tonga’da da istifa Tonga açıklarında geçen ay bir feribotun batması sonucu kişinin ölmesi ve 93 kişinin kaybolmasının ardından Tonga Paul Karalus istifa etmişti. 79 kişi kapasiteli feribotta kaza sırasında 149 kişinin bulunduğu belirlenmişti. ’de yüzünden meydana gelen can kaybı haziran ayında 26’ya ulaşmış ve Graciela Ocana görevinden ayrılmıştı. Ocana’nın, domuz gribi ve daha önceki deng humması salgınıyla ilgili aldığı önlemlerin kabinede bile eleştiri toplamasının ardından istifa ettiği belirtilmişti. ’ta Savunma Bakanı Fatmir Mediu, 15 Mart 2008 tarihinde başkent Tiran yakınlarında Gerdeci bölgesindeki silah fabrikasında meydana gelen patlamada 26 kişinin ölmesi, 300’e yakın kişinin de yaralanması üzerine istifa etmişti. ’de, 2005’te özellikle New Orleans’ta etkili olan ve yaklaşık 1800 kişinin ölümüne yol açan ’nın ardından Federal Acil Yönetim Ajansı Başkanı Michael Brown, felakete karşı hızla tepki verilmediği gerekçesiyle istifa etmişti.
559963
Mısır: Filistin seçimleri ertelensin
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın El Fetih hükümeti yetkilileri ve Gazze Şeridi'ni yöneten Hamas yetkilileriyle görüşen Mısırlı diplomatlar, 25 Ocak için planlanan seçimlerin yaz aylarına kadar ertelenmesini istediler. Mısır, Batı Şeria'yı yöneten Mahmud Abbas hükümeti ile Gazze Şeridi'ni yöneten Hamas arasında genel seçimden önce mutlaka uzlaşma sağlanmasını istiyor. Abbas, seçimin 25 Ocakta yapılacağını söylemişti. 2007'de Gazze Şeridi'ni ele geçiren Hamas yönetimi ise seçimi tanımayacağını açıkladı. Hamas yetkilisi Sami Ebu Zuhri, El Fetih ile Hamas arasında anlaşma olmadan seçime gitmenin yanlış olacağını söyledi. Siyasi gözlemciler, bölünmüş bir Filistin'de seçim düzenlenmesini tehlikeli görüyor ve bunun bölünmüşlüğü çok uzun zamana, en azından birkaç yıla yayacağına işaret ediyor. Batılı devletlerin desteklediği Abbas hükümetiyle Hamas örgütü arasında karşılıklı olarak tutukluların salıverilmesi önemli bir konu olarak görülüyor. Hamas, "uzlaşma ve birlik anlaşmasından önce" tutuklularının El Fetih tarafından salıverilmesini istiyor. Mısır, El Fetih ile Hamas arasında temel birlik anlaşması sağlandıktan sonra Batı Şeria'da tutuklanmış Hamas örgütü üyeleri ve Gazze Şeridi'nde tutuklanmış El Fetih üyelerinin karşılıklı salıverilmesi yönünde çaba harcıyor. Devlet Başkanı Abbas, El Fetih'in Yaser Arafat (1929-2004) tarafından kurulmuş üst organı Filistin Kurtuluş Örgütü'nün yönetim kurulunu toplayarak Mısır'ın önerisini değerlendirecek.
560145
Piyasalarda Durum
Piyasalarda Durum İstanbul Borsası Ulusal-100 Endeksi günü 44 bin 924 puandan tamamladı. Serbest piyasada Amerikan Doları lira 50 kuruş, Avro ise lira 18 kuruş... Küresel piyasalarda yön arayışı devam ediyor. İstanbul Borsası Ulusal-100 Endeksi günü 338 puan yükselerek 44 bin 924 puandan tamamladı. Dünya borsaları dalgalı bir görünüm sergiliyor. Karışık bir tablo çizen Asya borsalarında bugün yukarı yönlü hareketler ön plana çıktı. Avrupa borsalarında yaşanan sınırlı değer artışları yerini günün ikinci yarısında gevşemeye bıraktı. New York Borsası'nda endeksler kararsız ve karışık bir açılış yaptı. Yurt içinde dış piyasalardaki gelişmeler yakından izlenirken makro ekonomik verilere duyarlılık sürüyor. İstanbul Borsası'nda hisse senetleri günlük ortalama yüzde 0,76 değer kazandı. Serbest piyasada Amerikan Doları lira 50 kuruş, Avro ise lira 18 kuruştan alıcı buldu.
559769
Elektrikçi kalfası akıma kapılarak öldü
Edinilen bilgiye göre, Tekeli beldesinde bir evin elektrik tesisatı işini yapan İsa İn (26), elektrik direğinden kablo bağlantısı yaptığı sırada akıma kapıldı. Elektrikçi kalfası İn, olay yerinde hayatını kaybetti.
559171
Oudin'in rüyasını Wozniacki bitirdi
Açık'ta favoriler bir bir geçerek büyük sürpriz yapan 17 yaşındaki Melanie Oudin, çeyrek finalde Caroline Wozniacki'ye elendi. Sezonun son grand slam turnuvasının flaş ismi Melanie Oudin'in macerası çeyrek finalde sona erdi. Elena Dementieva, Maria Sharapova ve Nadia Petrova'yı eleyerek büyük bir başarıya imza atan 17 yaşındaki 'li tenisçi, numaralı seribaşı Wozniacki'ye 6-2, 6-2'lik setlerle mağlup oldu. 19 yaşındaki Wozniacki, kariyerindeki ilk grand slam yarı finalini Yanina Wickmayer ile oynayacak. Bu yılki Açık'a kadar en iyi grand slam performansı ikinci tur olan Wickmayer, Kateryna Bondarenko'yu 7-5, 6-4'lük setlerle eledi. Belçikalı tenisçi ikinci sette 4-1 geriden gelerek zafere ulaştı. New York'ta diğer tek bayanlar yarı finali, son şampiyon Serena Williams ile 2005'in şampiyonu Kim Clijsters arasında oynanacak.
559686
Topbaş kötü haber verdi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş sel felaketi nedeniyle ölü sayısının artabileceğini belirterek, cuma günü geçtiğimiz gün meydana gelen yağışın 1.5 katı fazlası bir yağış geleceği bilgisini verdi. Topbaş, "Belki erken ama, zorunlu olmadıkça çukur bölgelerdeki evlere gidilmemesini yada bu evlerde bir süre kalınmamasını isteyebiliriz” açıklamasında da bulundu. Topbaş NTV canlı yayınında sel felatiyle ilgili gelişmeleri değerlendirdi. Topbaş şunları söyledi: “Bu insanoğlunun geçmişten bugüne kadar doğayı çevreyi hoyratça kullanmanın faturası. Amerika’daki sel baskınları, uzakdoğudaki sel baskınları, Avrupa’daki sel baskınları, bu dünyanın her tarafını yokluyor. Buzullar erimeye başladı ekolojik kıyametten bahsediliyor, iklim değişiklikleri ciddi anlamda sinyallerini veriyor. Şu anda İstanbul ve Türkiye sonbahar mevsiminin yağış dönemine girdiği bir süreçte 80 yılın yağışlarının en güçlüsü bir saat içinde oluyorsa bununla baş etmek mümkün değil.
560050
Denizli'de gıda zehirlenmesi şüphesi
Alınan bilgiye göre, dün hastanede verilen öğle yemeğinden yiyen 46 personel, bir süre sonra mide bulantısı ve halsizlik şikayetiyle hastaneye başvurdu. Bu kişilerden 45'i, tedavilerinin ardından taburcu edilirken, böbrek yetmezliği bulunan kişi ise müşahade altına alındı. PAÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Başmüdürü Zafer Öklen, düzenlediği basın toplantısında, gıda zehirlenmesi şüphesiyle tedavi altına alınan 46 kişiye gerekli tetkik ve tedavinin yapıldığını belirtti. Öklen, ''Başvuran hiçbir personelde kusma ve ishal olmaması bizi başka ihtimallere de yönlendirdi. Bu nedenle, dün öğle yemeğinden alınan numuneleri Tarım İl Müdürlüğüne, su numunelerini ise İzmir Hıfzıssıhha Enstitüsüne gönderdik'' dedi.
560418
Adalet Bakanı yargı reformunu savundu
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, "yandaş yargı"nın bir ülke ya da toplum için "en büyük felaket" olduğunu ifade ederek, "Hazırladığımız Yargı Reformu Stratejisi, bu toplumda yandaş yargı ithamları oluşmasın, yandaş yargıya ilişkin şikayetler olmasın diye" dedi. Ergin, CNN Türk televizyonunda katıldığı Ankara Kulisi programında gazeteciler Murat Yetkin ve Fikret Bila'nın sorularını yanıtladı. Ergin, Yargı Reformu Strateji Belgesi'yle ilgili olarak, çalışmalarının müzakere sürecinde kendisinden önce başlatıldığını anımsattı. Bu konuda 2.5 yıl boyunca çalıştaylar düzenlendiğini, ilgili kurum ve kuruluşlardan görüşler alındığını anlatan Ergin, 10 ana ilke üzerinde mutabakata varılarak, Yargı Reformu Strateji Belgesi oluşturulduğunu söyledi. Ergin, Adalet Bakanlığı'nın ise Eylem Planı hazırladığını ifade ederek, "Bunda mutabık kalındığını söyleyemem" dedi. Adalet Bakanı Ergin, "yandaş yargı" oluşturmaya çalıştıkları yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine, "Bir toplumda ya da ülkede yargı yandaş ise ya da yandaşlaşıyorsa, bu toplum için en büyük felakettir. Hazırladığımız Yargı Reformu Stratejisi, bu toplumda yandaş yargı ithamları oluşmasın, yandaş yargıya ilişkin şikayetler gerçekleşmesin diye... Yandaş yargı kavramı şık değil. İçerik ve anlam itibariyle bakarsanız, yandaş yargı algısını ortadan kaldırmak ya da endişeleri gidermek amacıyla, Türk hukuk sisteminin uluslararası akredite olmuş örneklere benzer hale gelmesi için gayret sarfediyoruz" diye konuştu. HSYK'daki değişiklik önerileri Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda (HSYK) yapılması öngörülen değişiklik hakkında bilgi veren Ergin, bazı ülkelerindeki yapılanmalardan örnekler verdi. Ergin, HSYK'da yapılmasını önerdikleri değişikliklerle ilerleme raporunda Türkiye'ye yöneltilen bütün eleştirilerin karşılandığını belirtti. HSYK'nın bağımsız olması için kendi sekretaryası, idari binası ve bütçesi olmasını önerdiklerini de anlatan Ergin, hakimlerin disiplin ve soruşturma işlerinde Bakanlığın tamamen devre dışı kalarak yetkinin Kurul'a bırakılmasını öngördüklerini kaydetti. Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın HSYK üyesi olmasına yönelik eleştirileri de yanıtlayan Ergin, "20 kişilik bir kurulda eşit oyla bir tek bakanın bulunması kurulun bağımsızlığına halel getirmez" dedi. Şu anki yapıda Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın bulunmaması halinde HSYK'nın toplanamadığına dikkati çeken Ergin, yeni yapılanmada böyle bir durumun söz konusu olmayacağını kaydetti. Ergin, yeni yapılanmada gelmeyen üyenin yerine yedeğinin katılımının sağlanarak, aksaklıkların ortadan kaldırılacağını söyledi. Parlamenter demokrasilerde yürütmenin tüm işlemlerinin sorumluluk gerektirdiğini ve bu sorumluluğu parlamentoya karşı birisinin taşınması gerektiğini dile getiren Ergin, "Ülkedeki yargı politikalarında kötü giden işler olduğu zaman gidip kim hesap verecektir? Danıştay Başkanı mı, Yargıtay Başkanı mı ya da hakim savcı sınıfından başkanı olursa mu gidecek parlamentoya? gittiği zaman yargı daha mı az siyasallaşmış olacak?" diye konuştu. Ergin, Kurul'un daireden oluşacak olmasının da kararlara karşı itirazlarda etkili bir denetim sistemi getireceğini belirtti. Yargı reformuyla ilgili niyet mektubunu Genel Sekreterliğine gönderdiklerini açıklayan Ergin, mektubun da Komisyonu'na gönderildiğini anlatarak, Ekim'deki ilerleme raporunda konuyla ilgili değerlendirmelerin olacağını sandığını ifade etti. Ergin, bir soru üzerine, Anayasa Mahkemesi'nin yapısıyla ilgili değişiklikleri ise orta ve uzun vadede yapmayı planladıklarını söyledi. Öcalan'ın yol haritası Demokratik açılımla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Ergin, muhalefetin sürece katkıda bulunmamasını eleştirdi. "Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren meselelerde kaprise yer olmadığını" ifade eden Ergin, "Uzlaşırız ya da uzlaşamayız ama görüşmeyi başarabilmeliyiz" dedi. Ergin, terör örgütü elebaşının hükümlü olduğunu, ancak 'de devam eden bazı davaları nedeniyle sanık olduğuna işaret ederek, avukatlarıyla da Ceza Muhakemesi Kanunu ve evrensel hukuk çerçevesinde sanık sıfatıyla görüştüğünü söyledi. "Öcalan'ın yazdığı iddia edilen yol haritası elinizde mi, okudunuz mu" sorusunu, "Hayır. hükümlü, sanık sıfatıyla hazırladığını ifade ettiği bir kısım belgeleri cezaevi idaresi aracılığıyla savcılığa ulaştırmış durumda. Savcılık bunu mevzuat çerçevesinde inceleyecektir. Savunma mahiyetli bir şeyse avukatlarına verecektir, değilse ona infaz hakimimiz karar verecektir" diye yanıtladı. Ergin, terör örgütü elebaşının söz konusu belgeleri geçtiğimiz hafta 10 gün içinde vermiş olabileceğini söyledi. Kendisinin, varsa böyle bir defteri ilgili hakim ya da Cumhuriyet Savcısından isteme imkanı olmadığını, ancak işlemlerin mevzuata uygunluğunu denetleme yetkisi bulunduğunu kaydetti. Ergin, "Başbakan görmüş müdür bunu?" sorusunu, "Mümkün değil" diye yanıtladı.
559015
ZONGULDAK'TA MADEN OCAĞINDA GÖÇÜK
Zonguldak'ta bir maden ocağında göçük meydana geldi. Enkaz altında en az işçinin olduğu öğrenildi. 100 kişilik bir kurtarma ekibi göçük altındaki işçilere ulaşmak için çalışmalara başladı.
559178
Emlak piyasası canlanmadı
Emlak piyasası canlanmadı 10 Eylül 2009 Perşembe, 10:59 İstanbul, Ankara ve İzmir'de konut sektörünün nabzını tutan emlakçılar son dönemde konut kredisi faizlerinde peş peşe indirime gidilmesinden memnun olsalar da, piyasada ''beklenen'' hareketliliğin ve fiyat artışının henüz yaşanmadığını belirttiler. İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Sabri Ateş AA muhabirine yaptığı açıklamada, bankaların konut kredisi faizlerini düşürdüğünü, ancak ''kredi masraflarını'' yükselttiğini belirterek, ''Yani tüketici için kredinin maliyetinde değişen bir şey olmadı'' yorumunu yaptı. Bankaların 100 bin lira kredi için bin lira masraf isteyebildiğini, 120 ay vade için 80-90 bin lira de faiz aldığını anlatan Ateş, ''Bir anlamda tüketicinin gözünü boyuyorlar, gerçekte indirim gibi görünse de vatandaşın cebine yansımıyor. Orta gelir grubu da bu oranlarda kredi kullanmıyor'' diye konuştu. Bu dönemde ev almak isteyenlerin bankalardan kredi kullanmak yerine, sıfır faizle uzun vadede ödemeli konut imkanı sağlan müteahhitleri tercih ettiğini söyleyen Ateş, ''Yani müteahhitler bu kriz döneminde alıcıları bankaya yönlendirmeden kendi finansmanını kendileri yapıyor, 60 aya kadar sıfır faizli kredi uygulayarak konutlarını satıyorlar'' dedi. Ateş, İstanbul'da konut fiyatlarına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: ''Merkezde de periferde de fiyatlar şöyle. Önceki yıllarda metre karesi 1.500-2.000 lira arasında olan konutlar bugün 1.000-1.500 lira arasında. Müteahhitler ürettikleri konutları satabilmek için birim değerlerini aşağıya çektiler, hem de sıfır faizle 60 aya kadar vade yaparak. Müşteri de bankadan kredi alacağına, bu müteahhitleri tercih ediyor. Çünkü bankadan 100 bin lira kredi için yine 190 bin lira geri ödeme yapması gerekiyor. 'Kredi oranı düştü, konut satışları arttı' şeklindeki haberlere inanmayın. bin civarında üyem var, bu üyelerim kan ağlıyor. Yoksa en çok biz isteriz konut piyasası canlansın, herkes bundan ekmek yesin...'' İstanbul'da genel eğilimin ikinci el eski binalardan konut almak yerine deprem yönetmeliğine uygun sıfır konutları almak yönünde olduğunu anlatan Ateş, ''Eski evlerin satışı çok azaldı. Vatandaş eski bir konutu banka kredisiyle almak yerine gücü nispetinde yeni yapılmış evi uygun ödemelerle almayı tercih ediyor. Sadece üst gelir grubu merkezden yalı vesaire alıp ciddi paralar harcayarak bunları yeniliyorlar'' dedi. ''ANKARA'DA FİYATLAR GERÇEK DEĞERİNDE'' Ankara Tüm Emlakçılar Meslek Odası (ATEM) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Taylan da faizlerin ''iyi'' seviyelere gerilediğini, ancak bazı bankalara ilişkin yoğun şekilde ''yüksek dosya masrafı'' çıkarıldığı yönünde şikayetler aldıklarını anlattı. Yaz döneminin ve Ramazan ayının etkisiyle Ankara'da konut fiyatlarında belirgin değişikliklerin olmadığını dile getiren Taylan, bayramdan sonraki dönemde piyasada bir hareketlilik beklense de fiyatlarda büyük artış yaşanmayacağını söyledi. Taylan, ''Fiyatlar normal artış periyodunda gidecektir, zaten büyük artış olursa talepte azalma olur. Gayrimenkul fiyatları şu ada zaten çok aşağılarda değil, gerçek değerlerinde'' diye konuştu. Konut almak isteyen tüketicileri bilinçli davranmaları yönünde uyaran Taylan, ''Gerçek fiyattan almak için odalarımıza kayıtlı emlak müşavirlerini tercih etmeliler'' dedi. Ali Taylan, Ankara'da konut fiyatlarının semt semt, hatta bir binadaki dairelerin konumuna göre bile büyük değişiklikler gösterdiğini, bu nedenle metre kare fiyatına dair bir genelleme yapılamayacağını sözlerine ekledi. ''KREDİ FAİZ ORANLARINDA BANKA İLE PAZARLIK YAPIN'' İzmir Ticaret Odası (İZTO) Gayrimenkul Faaliyetleri Komitesi Başkanı Ahmet Haluk Şamlı ise tüketicilerin kredi faizlerinin düşmesinden psikolojik olarak etkilendiğini ve piyasada bir ''kıpırdanmanın'' başladığını söyledi. Şamlı, faizlerin biraz daha düşmesi ve kredi alma koşullarının biraz daha kolaylaşmasıyla bu piyasadaki kıpırdanmanın canlanmaya dönüşeceğini dile getirdi. Kredi alma sürecinde banka ile tüketici arasında bir anlamda ''serbest piyasa ekonomisinin'' yaşandığını, faiz oranı ve masraflarda pazarlık yapılabildiğini ifade eden Şamlı, ''Geçtiğimiz günlerde bir müşterimiz bir bankadan 1,19 faiz oranıyla kredi başvurusunda bulundu, yapılan pazarlık sonucu bu oran 1,10'a çekildi. Bu indirim 100 bin lira için 4-5 bin lira fark demek'' dedi. Haluk Şamlı, bankaların kredi masraflarında da indirime gittiğini belirterek, ''Müşteri bu konuda çok bilinçli davransın. Özellikle geri ödeme koşulları güzelse bu indirimler daha kolay yapılıyor'' diye konuştu. İzmir'de konut fiyatlarının faizlerdeki düşme trendi öncesine göre yüzde 10'lar seviyesinde yükseldiğini anlatan Şamlı, ''Faizlerin düşmesi, fiyatlara hemen etki etmedi, ama yavaş da olsa kıpırdanma başladı. Önümüzdeki dönemde yüzde 25-30 gibi bir artışa yol açacaktır. Bu yüzden imkanı olanlar için tam alma zamanı''dedi. Şamlı, İzmir'de merkezi semtlerde konut fiyatlarının metre karesinin ortalama 1.500 liradan başladığını sözlerine ekledi.
559985
Patron ciple, işçiler 'tabut' minibüsle!
Türkiye'yi yasa boğan sel felaketi ile birlikte dün Halkalı'da çok acı bir olay yaşandı. Nadiye Karadeniz, Nebahat Salkım, Özlem Ünal, Bircan Karataş, Nuriye Can, Fikriye Öztürk ve Altun Yüksek isimli yedi kadının feci ölümü Türkiye'de insan hayatına verilen önemi bir kez daha gözler önünde serdi. Kendilerini, İkitelli'deki işyerlerine götüren yük taşıma aracının sel sularına kapılması sonucunda, kapalı olan arka bölümde oldukları için feci şekilde can verdi kadın... Cesetleri, bulundukları yerde yan yana dizilirken Star muhabiri Erdinç Akkoyunlu'nun objektifine de çok ilginç bir kare takıldı. Fotoğraf, işçi ile işveren arasındaki "sınıf" ve "değer" farkını açıkça ortaya koyuyor... İşçileri "birer mal gibi" kapısı penceresi olmayan, yük taşıma aracında taşınan PAMEKS'in sahibi Cevdet Karahasanoğlu olayla ilgili ifade vermeye altındaki son model jeepiyle geldi. İşte alt alta iki kare...
559284
Sel mağduru işadamlarına kredi
İstanbul Ticaret Odası (İTO), sel felaketinin vurduğu işadamlarına yardım elini uzattı. Oda kaynaklarından 20 milyon TL'yi düşük faizle ve Türkiye Halk Bankası aracılığıyla sıkıntıya düşen firmalara kullandırma kararı alan İTO Yönetim Kurulu, Hükümet'ten de mağdur firmaların kredi ve vergi borçlarının yeniden yapılandırılmasını istedi. İTO Yönetim Kurulu, İstanbul'da yaşanan sel felaketi mağduru işadamlarına yardım kararı aldığını ve hükümetten taleplerde bulunduğunu duyurdu. Buna göre, ilk aşamada Oda kaynaklarından 20 milyon TL, düşük faizle ve Türkiye Halk Bankası aracılığıyla sıkıntıya düşen firmalara kullandırılacak. Ayrıca bölgede mağdur olan İTO üyelerinin Oda aidatları yeniden yapılandırılacak. Devlete de çağrıda bulunan İTO Yönetim Kurulu, mağdur firmaların kredi ve vergi borçlarının yeniden yapılandırılmasını istedi. Ayrıca Kurul, Kredi Garanti Fonu (KGF) benzeri fonlar devreye sokularak, sıkıntıdaki firmaların ödemelerine yardımcı olunmasını talep etti. İTO Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, konuya ilişkin değerlendirmesinde günün birlik ve beraberlik günü olduğunu kaydetti. iş dünyasına çağrıda bulunan Yalçıntaş, selin vurduğu bölgede bulunan ve mağdur olan şirketlerle iş yapan firmaların anlayışlı davranmalarını istedi. Yalçıntaş, "Millet olarak sahip olduğumuz birlik, yardımlaşma ve dayanışma hasletimizi sergileyeceğimiz bir zamanda bulunuyoruz. Felaket bölgesindeki firmalarla iş yapan diğer firmalarımızın, başta ödemeler olmak üzere her konuda göstereceği kolaylık, mağdur işadamlarımız için hayati önem taşıyor." diye konuştu. Bu arada, şiddetli yağışın ardından selin vurduğu Basın Ekspres Yolu üzerinde yer alan birçok firma büyük maddi hasara uğradığını açıkladı. Bölgede, Süvari, Vodafone, Karaca, Sabri Özel, Altur, Sağlık Su, Keskinoğlu, LC Waikiki, Vakıfbank, Deva Holding, İş Bankası (4 İşlem Merkezi), Pegasus, Sarar, 212 Alışveriş Merkezi, Hürriyet Gazetesi, Uğur Makine, Opel Ataköy, Ulubaş Motor, Honda, Bahariye ve Holiday in Hotel yer alıyor. Yetkililer İstanbul'daki sel felaketinin toplam 80-90 milyon dolar tutarında bir ticari zarar meydana getirdiğini ifade ediyor.
560019
Favori Galatasaray!
Ali Sami Yen Stadı'nda saat 21.00'de başlayacak dev maçın bahis oranlarında ev sahibi Galatasaray favori olarak gösterildi. Derbi için İddaa programında oranlar, Galatasaray'ın galibiyeti için 1.50, beraberlik için 3.50, Beşiktaş'ın galibiyeti için 4.00 olarak yer alıyor.
558792
Başarının adresi Özel Ensar Koleji
Başarının adresi Özel Ensar Koleji Özel Başakşehir Ensar Koleji, dershaneye gerek duyurmayan eğitim sistemiyle değerlerine sahip başarılı gençler yetiştiriyor. Yabancı dilin anaokulundan başlatıldığı kolej, ÖSS'de bu yıl yüzde 88 başarıyla göz doldurdu. OKTAY MEHMET İSTANBUL 2006 yılında eğitim-öğretim hayatına başlayan Özel Başakşehir Ensar Koleji, başarılı eğitim kadrosu ve modern altyapısıyla Türkiye'nin pozitif bilgiyle donatılmış değerler sistemine sahip çıkan seçkin nesillerin temellerini atıyor. 13 bin metrekare alana sahip kolej, modern eğitim kompleksiyle başarıdan taviz vermiyor. Sahip olduğu sosyal donatı merkezleriyle öğrencilerin her türlü ihtiyacını karşılayan kolej, laboratuarlarıyla da bir üniversiteyi andırıyor. YARINLARI KURAN TEK ADRES Bünyesindeki anaokulu, ortaokul ve lise ile “çocuklarının yarınlarını düşünen ailelerin tek adresi” haline gelen Özel Başakşehir Ensar Koleji'nde, 700 öğrenciye alanlarında uzman 62 öğretmen ders veriyor. Özel Başakşehir Ensar Koleji Lisesi Müdürü Ayhan Çandır, kolejlerinde “Anadolu Lisesi” müfredatı uygulandığını belirterek, öğrencilerin haftada 39 saat eğitim aldıklarını söyledi. Ensar Koleji'nde haftada 10 saati bulan yoğun bir dil eğitimi (İngilizce) verildiğini kaydeden Müdür Çandır, öğrencilerin yıl süreyle 2. bir dil olarak ise Almanca'yı öğrendiklerini ifade etti. 20 KİŞİLİK SINIFLAR Fizik, Kimya, Biyoloji ve Bilgisayar laboratuarlarına sahip kolejin fiziksel hiçbir eksiğinin bulunmadığını dile getiren Ayhan Çandır, öğrencilerin okula ulaşımını kolaylaştırmak için ise her bölgeye servis çıkarttıklarını söyledi. “En iyi eğitim” amacıyla sınıf mevcudiyetini 20 kişi olarak belirlediklerini anlatan Çandır, “Öğretmen kadromuz çok iyi. Birçok hocamız okulda 4. yılında. Tam gün eğitim, uzman öğretmen kadromuzla öğrencilerimizi ilk günden itibaren ÖSS'ye hazırlıyoruz” diye konuştu. DERSHANEYE GİTMEYE GEREK YOK Kolejde öğrencilerin dışarıdan hiçbir yardım almaya ihtiyaç duymadan okutulduğunu özellikle vurgulayan Çarkın, günde saat eğitimin adından öğrencilere akşam da saat kafalarına takılan he türlü soruyu sorma imkanı tanıyan bir etüt uygulaması gerçekleştirdiklerini kaydetti. Başakşehir Özel Ensar Koleji Müdürü Ayhan Çandır şunları söyledi: “Kolejimizde saatlik normal eğitim bitince, akabinde akşam saat 19.30'a kadar uzman öğretmenler nezaretinde etüt çalışması verilmekte. 9. ve 10. sınıflara ders takviyesi, 11. ve 12. sınıflara da ÖSS ile ilgili hazırlık çalışması uygulanmakta. Öğrenciler bu sürede gerek öğretmenler, gerekse doküman takviyesiyle başarılı bir çalışma gerçekleştiriyorlar. Akşam saat 19.30'a kadar süren etüt çalışması sayesinde ise, veliler artık çocuklarını ayrıca bir dershaneye gönderme derdinden kurtuluyorlar.” 27 öğrencimizden 25'i şimdi bir üniversiteli Bu yıl ÖSS'de yüzde 88 başarı sağlayan Başakşehir Özel Ensar Koleji'nin hedefi başarı çıtasını yükselterek yüzde 98, 100'lere çekmek. Bu yıl Özel Ensar Koleji'nden 29 mezun verdi. Bu öğrencilerin 2'si tercih yapmazken 27 öğrenciden 25'i üniversiteye girmeyi başardı. Ayhan Çandır, hedeflerini “kolejler arasında numara olmak” diye açıkladı. Öte yandan, kolejde yabancı dil eğitimi ana sınıfta başlıyor. Burada renkleri öğrenen çocuklar, ileriki sınıflarda ana sınıfında öğrendikleri bilgileri pekiştiriyor. Başakşehir Özel Ensar Koleji'nin öğenci yoğunluğunu Başakşehir başta olmak üzere Esenler, Bayrampaşa, Gaziosmanpaşa, Halkalı'dan gelen öğrenciler oluşturuyor. Herkesin bir kulübü var! Tüm sınıflarda eğitim internet bağlantılı 'Akıllı Tahta' sistemiyle yürütülüyor. Yine projeksiyon ve çeşitli cihazlarla eğitim desteklenerek öğrenciler dersleri yaşayarak öğrenme imkanı buluyor. Kulüp çalışmasına da ağırlık verilan kolejde, her öğrenci bir kulübe üye olmak zorunda. Çünkü bu sayede öğrenciler yetenekleri doğrultusunda etkinliklere devam ederken sosyalleşiyorlar da. Başakşehir Özel Ensar Kolejleri'nin kampus alanı içinde ise kız öğrencilerin güven içinde kalabilecekleri 120 yataklı, modern standartlarda bir de öğrenci yurdu bulunuyor.
559983
Hem yazacaksın, hem kızacaksın!
İzleme/izlenme teknolojilerinin her gün bir yenisi çıkarken son zamanlarda aralarından en hızlı biçimde sıyrılan kuşkusuz Twitter oldu. Sesli düşünme aracı veya anlık blog olarak nitelendirebileceğimiz Twitter'ın en önemli silahı bu "anlık" hali: 'Ne düşünüyorsun'cu daha uzun vadeli Facebook'a karşı, Twitter tam da şu an ne yaptığınızla ilgileniyor. George Orwell'ın kült romanı 1984'ün "düşünce polisleri" burada da iş başında: Hem sizi hem de listenizdekileri denetliyor. Twitter'a üyelik basit, mesaj yazmak kolay, anlık ileti şart. Zira yenilenmedikçe sıkıcı olabilirsiniz! Takibe aldıklarınız ve sizi takip edenlerden oluşan listeniz bir kenarda dursun siz ister monolog yaparsınız, ister takipçilerinize laf yetiştirir en ala geyikleri ya da en hararetli gündem tartışmaları yaparsınız. İran Seçimleri'nde protesto aracı haline gelip sonunda yasaklanan Twitter, Haşmet Babaoğlu'nun son yazısıyla bizde siyasi tartışmalardan çok medyatik tartışmaların orta yerine oturdu. Yazısında Twitter kullanan gazetecileri isim vermeden ağır bir dille eleştiren ancak hedefindeki isimlerin Ahmet Hakan ve listesindeki arkadaşları olduğu anlaşılan Babaoğlu, buradaki mesajlaşmaları "alçak, çirkin dedikodular" olarak niteledi. Twitter dedikodu mu, yoksa sosyalleşme yeri mi? Gazeteci "ciddi" misyonunu koruyup bu tür sitelerden uzak mı durmalı? Meslek dedikodusu görünür kılınmalı mı? Twitter Haşmet Babaoğlu'nun söylediği gibi batmalı mı, yoksa yerinde mi durmalı? Haşmet Babaoğlu'nun Sabah Gazetesi'nde yayınlanan köşesinden... Koca koca köşe yazarları twitter üzerinden dedikodu yapıyor Hay Twitter'ınız batsın! Şaşırıyorum... Koca koca köşe yazarları, eski ve yeni yayın yönetmenleri; onlar tarafından medyaya yerleştirilmiş ve hasetten çatlamak üzere olan kötü ruhlu birtakım gençler başka mecralar yetmiyormuş gibi bir de twitter üzerinden dedikodu yapıyorlar. En alçakça, en çirkin, en pis dedikodulara dalgacı bir hava katarak akılları sıra eğleniyorlar. Her Allah'ın günü, hiç üşenmeden... Buna da "yoldaşlık" diyorlar twitter âleminde. Sevsinler! Şimdi neymiş, kendi aralarında kalacağını sandıkları mesajlar medyaya yansıyormuş, böyle şey olmazmış! Oysa sanal âlem böyle bir şey işte! Hiçbir şey gizli kalamıyor. Beyler... Bana kalırsa.. Biriniz değil, hepiniz çıkın twitter'dan... Gördüğüm kadarıyla henüz korkunç cibilliyetinizi bütün çıplaklığıyla ortaya koyan mesajlaşmalarınız kamuoyuna yansımadı. Ama birileri bunu yaparsa, sizin adınıza da üzülürüm. *** Ahmet Hakan İspatlamayazsan saydığın sıfatların hepsine layıksın Haşmet! Twitter'ı terk ettim... Çünkü bu alanın kendine özgü dilini ve üslubunu kavrayamayan medya, Twitter'dan cümleleri bağlamından kopararak alıp haber yapıyordu. Ayrıca bir "yoldaşlık alanı" olan Twitter'da, "çakma modası" da baş göstermişti... Fakat... Bir de ne göreyim? Twitter'dan bihaber olan Haşmet Babaoğlu, benim Twitter'ı terk edişimi, her zaman olduğu gibi yine isim vermeden ve meseleyi hiç anlamadan ele almış, esip gürlemiş. Güya biz Twitter'da en alçak, en çirkin ve en pis dedikodular yapıyormuşuz... Buna da "yoldaşlık" diyormuşuz... Cibilliyetimiz ortaya çıkıyormuş falan... Ne diyeyim bilmem ki? Belki de en iyisi Başbakan'ın taktiğini uygulayarak Haşmet'e şöyle seslenmek: Ey Haşmet! Eğer Twitter'da bizim tarafımızdan yapılmış bir adet "en alçak", "en çirkin", "en müptezel" dedikoduyu ortaya koymazsan, saydığın sıfatların hepsine layık olmayı kabul eder misin? Twitter'ı terk etmiştim... Fakat şimdi Haşmet yüzünden yeniden döndüm... **** Fatih Altaylı Binlerce kişiyle paylaşılan şeyin özeli mi olur? Twitter'ı duyuyorum. Gazetedeki gençler çok bahsediyor. Belki bir eksiklik ama hayatımda ne Twitter'a ne de Facebook'a da hayatımda girmedim. Ayıp olacak ama nasıl girildiğini bile bilmiyorum. İşin komiği her ikisinde de benim adıma açılmış bölümler varmış. Facebook'takini gördüm ama Twitter'dakini görmedim bile. Bir vatandaş benim yazılardaki "Ne zaman adam oluruz" köşesini her gün düzenli olarak Twitter'a koyuyormuş. Nasıl yapılıyor işlem bilmiyorum. Epey de takipçisi varmış. İki hafta kadar önce bölümün benimle ilgisi olmadığını söyledim. Ardından köşeyi hazırlayan kişi arayıp "Fatih Bey ben sizin için bu bölümü yapıyorum. Eğer isterseniz size hemen devredebilirim. Yok eğer istemezseniz izninizle bu haliyle sizin yazıları oraya koyarak devam edebilirim" dedi. Gördüğüm kadarıyla ciddi bir fenomen olmuş bu işler. Ama biz bu çağı galiba kaçırdık. En çok güldüğüm Ahmet Hakan. Ahmet Hakan oraya her şeyi yazıp duruyormuş, sonra da "Burada yazdıklarım aramızda kalmıyor. Çok ayıp. Artık yazmayacağım. Özelimize giriyorlar" demiş. Oraya yazılan ve binlerce kişiyle paylaşılan bir şeyin özeli mi olur? Haşmet Babaoğlu'nun bu konuda yazdıklarını okumadım. Haşmet hidayete erdiğirden beri yazılarını okumuyorum. *** Rahşan Gülşan Allah da Ahmet Hakan'ı güldürsün! Haşmet Abi kişisel olarak çok sevdiğim bir insan. Böyle bir yazı yazdığına göre twitter'da onunla ilgili acıtıcı geyikler dönmüş olmalı. Kast ettiği insanların kim olduğunu anlamamak mümkün değil. Yani lafların adresi belli. Eminim onlar buna cevap verecektir. Ama "koca köşe yazarı, koca genel yayın yönetmeni" insan tanımlamasına çok katılmıyorum. İnsanın "koca" versiyonu nasıl olur bilmiyorum. Twitter, tam da bu kocaman sandığımız insanların açıklarını, komplekslerini, gizli ajandalarını ve en insan hallerini ortaya döktüğü için çok eğlenceli. En sahte twitiniz bile sizinle ilgili mahrem ipuçlarını ortaya döküyor. Twitter'ın bu kadar ciddiye alınması, yazılanların, giriş çıkışların haber olması da bundan. Benim için Twitter'ın anlık eğlence olmaktan öte bir anlamı yok. Ahmet Hakan'ın da bu giriş çıkış işini eğlence olsun diye yaptığını düşünüyorum. Ki gerçekten özellikle "Burcu Esmersoy"un da adının bulunduğu twitlere çok güldük, çok eğlendik Allah da onu güldürsün inşallah! *** Bekir Coşkun Bu da Türkiye'deki çürümenin bir uzantısı Eskiden insanlar gazeteleri okurlardı, şimdi gazetecileri izlemeye başladılar. Gazeteciler artık artistler, TV yıldızları, şarkıcılar gibi yaşamaya başladılar, neredeyse peşlerine paparazziler takılacak... Bunun sonucunda da artık kişilerin ne yazdığı, ne söylediği önemini kaybetti ve değerli düşünceler altta kaldı. Ne üstte kaldı derseniz: hangi gazeteci hangi restoranda kiminle yemek yedi, hangi şarabı içti, kiminle kırıştırdı bunlar ve bunların paylaşılması gündeme geldi. Bu da Türkiye'deki çürümenin bir uzantısıdır. **** Cüneyt Özdemir Bırakın herkes istediği siteye girsin Haşmet birilerine kızıp bir teknolojik gelişmeyi reddediyor. Buna katılmak mümkün değil. Kızgınlığını anlıyorum ama sonuçta bir teknolojik sisteme karşı durmayı anlayamıyorum. İran'daki muhaliflerin seçim sonrası pek çok gösterisi twitterdan organize oldu. Sonuçta twittera büyük anlamlar yüklemek de yanlış, hiçe saymak da... İnsanlara orada olduğu ya da olmadığı için kızmak da anlaşılır değil. Bırakın, herkes istediği internet sitelerine girsin, istediği gibi mesajlaşsın ya da mesajlaşmasın.
559805
Seyrantepe spor kompleksi ihalesinin son oturumu başladı
TOKİ'nin Bilkent'teki merkezinde gerçekleştirilen ve TOKİ Başkan Yardımcısı Ahmet Haluk Karabel başkanlığındaki ihalenin bugünkü son oturumunda, firmalar revize ettikleri nihai teklifleri veriyor. İstanbul Şişli Ayazağa'da Seyrantepe arazisi üzerinde 52 bin seyirci kapasiteli, çok amaçlı, çatısı açılır kapanır tipte stadyum ve bin 500 araçlık otoparktan oluşan spor kompleksi inşaatı ikmal işi için 11 firmaya ihaleye katılım için davet gönderilmiş, bu firmalardan 7'si şartname almış ve dün yapılan ihalenin ilk oturumunda firma teklif vermişti. İhalenin dünkü oturumunda en düşük teklifi 198 milyon 950 bin lira ile Varyap Varlıbaşlar Yapı Sanayi ve Turizm Yatırım Ticaret A.Ş-Uzunlar İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş İş Ortaklığı vermişti. İhaleye katılan Afa Prefabrik Beton Sanayi Ticaret A.Ş-OG İş Ortaklığı 247 milyon lira, Makyol İnşaat Sanayi Turizm Ticaret A.Ş ve Alsim Alarko Sanayi Ticaret A.Ş İş Ortaklığı 298 milyon 502 bin 64 lira 71 kuruş, Kalyon İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş. ve ÖZKA İnşaat A.Ş İş Ortaklığı 238 milyon 743 bin 523 lira, EMAY İnşaat Taahhüt Sanayi Ticaret A.Ş'nin teklifi ise 264 milyon lira olmuştu. -İHALE SÜRECİ- TOKİ tarafından 2007 yılı Ağustos ayında ihalesi yapılan ve Eren Talu Mimarlık A.Ş. ile Alke İnşaat Sanayi A.Ş. Ortak Girişimi yükleniminde bulunan Seyrantepe Spor Kompleksi'nin ihale sözleşmesi, bu yıl Temmuz'da, yüklenici firmanın yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle iptal edilmişti. Seyrantepe spor kompleksi projesi için 27 Temmuz'da yapılan ihale de gelen teklifin çok düşük olması nedeniyle iptal edildi. İhalede tek teklifte bulunan Siyah Kalem Mühendislik İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, arsa bedeli olarak 64 milyon 788 bin 936 lira idare payı toplam geliri ödemeyi, toplam satış gelirinin 543 milyon 600 bin lirayı aşması durumunda ise yüzde oranında arsa bedeli karşılığı idare payı vermeyi önermişti. TOKİ, ihaleye katılımı artırmak ve işin mümkün olan en kısa sürede bitirilmesini sağlamak üzere şartnamede değişikliğe giderek tekrar ihaleye çıktı. 21 Ağustos 2009 tarihinde gerçekleştirilen bu ihalede firma teklif sundu ancak TOKİ, bu ihaleyi de verilen teklifler yeterli görülmediği için iptal etti. TOKİ bu sürecin sonunda spor kompleksinin idare tarafından tamamlanmasına karar verdi.
559049
Zonguldak'ta Maden ocağında göçük
Zonguldak'ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) bağlı Karadon Müesese müdürlüğü maden ocağında, sabaha karşı göçük meydana geldi. Göçük altında kalan işçiler olduğu öğrenildi. Arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. İŞÇİ KURTARILMAYA ÇALIŞILIYOR Zonguldak'ın Kilimli beldesindeki Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) maden ocağında meydana gelen göçükte mahsur kaldığı tahmin edilen işçi kurtarılmaya çalışılıyor. AA muhabirinin TTK yetkililerinden aldığı ilk bilgiye göre, kuruma bağlı Karadon Müessese Müdürlüğü Kilimli İşletmesi maden ocağının eksi 260 ile eksi 360 kotu arasında çalışan henüz isimleri belirlenemeyen işçi, göçük altında kaldı. Madencilerin kurtarılması için mesai arkadaşları ve kurtarma ekipleri çalışmalarını sürdürüyor. TTK yetkilileri, göçüğün Kilimli 2. Ocak'ta olduğunu, ilgililerin kurtarma çalışması için madende bulunduğundan işçilerin isimleri ve sağlık durumlarıyla ilgili henüz bilgi alınamadığını kaydetti.
559803
Hariri, Lübnan'da hükümeti kurma görevinden çekildi
Hariri, bugün Süleyman'la bir görüşme yaptıktan sonra "Tüm Lübnanlılara, Cumhurbaşkanı Süleyman'a kararımın Lübnan'ın çıkarına olmasını umarak hükümeti kurmaktan geri çekildiğimi söylediğimi bildiriyorum." diye konuştu. Hariri, geride kalan 10 haftada Lübnan muhalefeti ile birlik hükümeti kurmaya çalışmıştı.
558814
Afet bölgesi olsun
Afet bölgesi olsun ANKARA MHP lideri Devlet Bahçeli, yazılı bir açıklama yaparak Bakanlar Kurulu'nun acilen toplanmasını istedi ve bölgenin afet bölgesi ilan edilmesini istedi. Bahçeli şu ifadeleri kullandı: “Bu boyutta gerçekleşen doğal afetin önlenmesi mümkün değilse de tahribatın asgariye indirilmesi çağımızda mümkün hale gelmiştir. Hükümet, tahribatın ve mal kayıplarının telafisi konusunda derhal harekete geçmeli. Bakanlar Kurulu acilen toplanmalı ve yöre afet bölgesi ilan edilmelidir.
559328
Kıbrıs'ta liderler ikinci tura başladı
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, Lefkoşa'da BM kontrolündeki ara bölgede kapsamlı müzakerelere tahsis edilen binada 41. kez bir araya geldi. Talat, bir gazetecinin, "İkinci tur daha mı iyi olacak" şeklindeki sorusuna "Umutluyuz" karşılığını verdi. Görüşmeye BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer ve BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Taye Brook Zerihoun da katılıyor. Görüşme, liderler ve temsilcileri Özdil Nami ile Yorgos Yakovu arasında dörtlü başladı. Taraflar, müzakerelerin ikinci turunun ilk toplantısında "Yönetim ve Güç Paylaşımı" başlığı altındaki "federal yürütme" konusunu ele alacak. Görüşmede, gelecek görüşmelerin planlanması ve müzakerelerin etkinleştirilmesine ilişkin yöntem üzerinde durulması da öngörülüyor. İkinci turun, birinci turdan daha etkili ve verimli geçmesini isteyen Türk tarafının, bu konuda hazırladığı görüşleri Rum tarafıyla paylaşması bekleniyor. Rum basını, Hristofyas'ın kayıplar konusunu da bugünkü görüşmede gündeme getireceğini yazdı. Müzakerelerin ilk turu, Ağustosta yapılan 40. görüşmeyle tamamlanmıştı. Taraflar ilk turda, uzlaşmaya vardıkları ve varamadıkları konuları belirleyerek 30 ortak metin hazırladı. Müzakerelerin ilk turunda pozisyonlarını ortaya koyan taraflar, Lefkoşa ara bölgede yaklaşık 11 ay süren görüşmelerde Kıbrıs sorununu ana başlık üzerinden görüştü. Taraflar arasında oldukça fazla derin görüş ayrılıkları olduğu görüldü. Müzakerelerde sırasıyla, Yönetim ve Güç Paylaşımı, Mülkiyet, AB, Ekonomik Konular, Toprak ile Güvenlik ve Garantiler ana başlıkları ele alındı. Taraflar, tüm başlıkları görüştükten sonra, yeniden Yönetim ve Güç Paylaşımı başlığına dönerek, bu başlık altındaki "Vatandaşlık, Yabancılar, Göç ve İltica" konusunu da masaya yatırdı. Yönetim ve Güç Paylaşımı, AB ile Ekonomik Konular başlıklarında kısmen ilerleme kaydeden taraflar, Mülkiyet, Toprak ile Güvenlik ve Garantiler konularında ise herhangi bir yakınlaşma sağlayamadı. Tarafların Eylülde yapılması planlanan görüşmesi, henüz resmen açılmayan Yeşilırmak kapısından Eylülde ayin için KKTC'ye geçecek bazı Rumların, prosedüre uymaması nedeniyle KKTC'ye geçememesini gerekçe gösteren Rum tarafının, görüşmeye katılmayacağını açıklaması üzerine yapılamamıştı. Bu arada KKTC Cumhurbaşkanı Talat'a, görüşme için ara bölgeye geçerken Metehan Sınır Kapısı'nda bir grup genç çiçek verdi. Talat, burada yaptığı açıklamada, "Kıbrıs sorunun çözmenin zamanıdır" dedi.
559309
Şehitlerimizi Uğurluyoruz
Türkiye şehitlerini son yolculuğuna uğurluyor. Siirt, Hakkari ve Van'da şehit olan güvenlik görevlileri bugün (10.09.2009) toprağa veriliyor. Şehit Astsubay Murat Taş İstanbul'da, şehit er Emrah Temel Bolu'nun Mudurnu ilçesinde, şehit er Hüseyin Gürlek Kütahya'nın Gediz ilçesinde, şehit Astsubay Ferhat Ünelli Amasya'da, şehit er Orhan Kılıç Ankara'da ve şehit Astsubay Ferhat Erdem de Kırşehir'de öğle vakti toprağa verilecek. Uzman Çavuş Deniz Kaya ve Astsubay Fatih Aydoğan ise Kırşehir'in Kaman ilçesinde ikindi vakti son yolculuklarına uğurlanacak.
559808
İstanbul'daki sel felaketi Putin'i derinden sarstı
Putin'in Türkiye Başbakanı'na gönderdiği taziye mesajında şu ifadelere yer verildi: "Türkiye'nin kuzey-batısı ve İstanbul'da meydana gelen sel felaketinde can ve mal kaybı haberini duyunca derinden etkilendim. Rusya Federasyonu hükümeti adına ölenlerin ailelerine en içten başsağlığı, yaralananlara da sağlıklarına kavuşma dileklerimi iletmenizi rica ederim." Rusya Devlet Bakanı Dmitri Medvedev de dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e başsağlığı mesajını yollamıştı.
558669
Çelik bilekler 87-69
12 Dev Adam, Şampiyonası’nın Wroclaw ayağını 3’te 3’le tamamladı. Grubu’ndaki son maçında ev sahibi ile karşılaşan ay-yıldızlılar, rakibine ilk yenilgisini tattırırken, adeta gövde gösterisi yaptı Şampiyonası’nın ilk turundaki son maçında ev sahibi ile karşılaşan Basketbol Takımımız, baştan sona önde götürdüğü maçı 87-69 kazandı ve Grubu’nu lider tamamladı. Maça Ömer Aşık’ın çember altındaki etkili oyunuyla başlayan ay-yıldızlı ekibimiz, ribauntlardaki ezici üstünlüğü de eline alınca ilk çeyreği 24-17 üstün kapattı. İkinci çeyrekte farkı sayıya indiren Polonya karşısında bu kez dışarıdan etkili olmaya başladık. Ersan ile birlikte Ender’in arka arkaya attığı üçlüklerle 18. dakikada farkı 15 sayıya çıkardık ve devre 45-34 lehimize sonuçlanmasını sağladı. Ömer Aşık şov yaptı İkinci yarıya Lampe’nin basketleriyle başlayan ev sahibi, 7-0 seri yakalayarak 25. dakikada farkı sayıya kadar indirdi: 56-50. Ancak bu dakikada yine Ender sahne aldı, asistlerle Ömer Aşık’a smaç yapma şansı tanıdı, son çeyreğe girilirken fark 66-55’lik skorla 15 sayıya kadar çıktı. Son çeyreğe 12 Dev Adam öyle bir başladı ki, daha Polonya ne olduğunu anlamadan, fark 26 sayıya kadar çıktı. Hidayet, Ersan, ile dışarıdan, Ömer Aşık, Oğuz ve Semih ile içeriden rakibi bozguna uğratan mücadeleyi 87-69 kazanarak ilk tur maçlarını 3’te yaparak tamamladı. En anlamlı galibiyet Milli Basketbol Takımımız, şehit olan askerlerimiz ve sel felaketinde hayatını kaybedenlerin üzüntüsünü yaşayan Türk halkı için oynadıklarını söylerken, karşılaşma öncesinde de saygı duruşunda bulunuldu. :?Bizi yenemezler İlk iki maçta hastalığı nedeniyle oynayamayan ancak Polonya karşısında sahaya çıkıp çok önemli işler yapan Ömer Onan, kendi basketbolunu sergiledikleri sürece yenilmeyecek bir takıma sahip olduğumuzu söyledi. Yıldız basketbolcu, “Savunmada aynı şekilde yardımlaşıp, hücumdaki uyumumuzu devam ettirirsek herkesi yeneriz. Sonuçta biz hedefini dile getirirken inanarak söylüyorduk. Şimdi üst turdaki maçları da aynı şekilde oynayarak gidebileceğimiz en üst noktaya gitmek istiyoruz” diye konuştu. Rakip Grubu’nu zirvede tamamlayan Türkiye’nin Lodz’da oynananacak Grubu’ndaki ilk maçında rakibi İspanya oldu. Şampiyonasının favorisi gösterilse de, Grubu’nu 3. sırada tamamlayabilen İspanya ile 12 Dev Adam cumartesi karşılaşacak. Öte yandan Türkiye’nin lider tamamladığı Grubu’nda dün oynanan diğer mücadeleyi karşısında 84-69 galip bitirerek adını ikinci tura yazdırmayı bildi.
559516
Meçhul cinayeti aydınlatacak kişiye bin TL
Bizim Kocaeli Gazetesi, ''Bu kadının kimliğini bildirene bin TL ödül veriyoruz'' başlığıyla sürmanşet verdiği haberle, Körfez ilçesi Hereke sahilinde cesedi parçalanmış bulunan hamile kadının kimliğinin belirlenmesi için girişimde bulundu. Gazetenin haberinde şöyle denildi: ''Hereke Şirinyalı mevkisinde, 25 Kasım 2008 tarihinde sahile vurmuş bir bavulda başı, elleri ve ayakları kesilmiş bulunan, aradan geçen 11 ayda kimliği dahi tespit edilemeyen 20 yaşlarındaki kadını tanıyıp da cinayetin aydınlatılmasına yardımcı olana Bizim Kocaeli Gazetesi olarak bin TL ödül veriyoruz. Cinayetin aydınlatılması için Kocaeli polisinin yaptığı bütün çalışmalar kimliğin tespit edilememesi nedeniyle sonuçsuz kaldı. Polis, hunharca öldürülen genç kadının kimliğinin tespit edilmesi halinde cinayeti çok kolay çözebilecek. Genç kadının kimliğini ya da cinayetin aydınlatılmasına yardımcı olacak bilgileri aşağıdaki adreslere bildirebilirsiniz. Adres: Şahabettin Bilgisu Caddesi Koruma İş Hanı. Kat: İzmit/Kocaeli, e-mail: ihbarhatti@bizimkocaeli.com.tr'' Kocaeli'nin Körfez ilçesi Hereke sahilindeki bavulda başı, kol ve bacakları olmayan kadın cesedi bulunmuştu. Kocaeli Asri Mezarlığı morgunda yapılan otopside, kadının aylık hamile olduğu belirlenmişti. Daha sonra Kocaeli Emniyet Müdürlüğüne bağlı Deniz Polisi dalgıçlarının bavulun bulunduğu yerin yakınında yaptığı aramalarda, cesede ait el, baş ve ayaklar bulunmuştu. Bacakları bulabilmek için yapılan çalışmalar ise sonuçsuz kalmıştı. Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, kimliğini belirlemek amacıyla bilgisayarda görüntü işleme programı photoshop kullanarak kadının fotoğraflarını oluşturmuş ve basına dağıtmıştı.
558483
400 yıllık çınar yağmura dayanamadı
Akyazı ilçesi Batakköy Mahallesi'ndeki caminin avlusunda bulunan 400 yıllık tarihi çınar ağacının iki büyük dalından biri, iftar vaktinde sağanak yağış sebebiyle gövdesinden koparak yola devrildi. Yıkılan çınar ağacının kopan dalı, Sakarya Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Akyazı itfaiyesi ekiplerince kesilerek yoldan kaldırıldı.
558802
Denizli Tabata'yı derbiye hazırlıyor
Denizli Tabata'yı derbiye hazırlıyor Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli, Tabata'yı G.Saray maçında ilk 11'de oynatmaya hazırlanıyor. Şili Milli Takımı'ndan geç dönecek Tello'nun yorgun olması nedeniyle Tabata'yı derbiye hazırlayan Denizli'nin, “Yeni takımına tam alışmadan böyle bir maç oynayacak olman senin için hahdikap olsa da seni böyle maçları atlatabilmek için aldık. Sana ödenen rakamları eleştirenlere futbolunla cevap ver” dedi. Denizli, Tabata yanında diğer futbolcularına da G.Saray maçlarının pozisyonlarını izletiyor.
560146
Cari Açıkta Düşüş Sürüyor
Temmuz ayında cari açık 286 milyon dolar fazla verdi. Merkez Bankası, Temmuz ayına ait ödemeler dengesi bilançosunu açıkladı. Cari açık, yılın Ocak-Temmuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 79,4 oranında azalarak 31 milyar 800 milyon dolardan, milyar 553 milyon dolara geriledi. Temmuz ayında ise cari fazla verildi. Geçen yıl Temmuz ayında milyar dolar açık veren cari işlemler hesabı, bu yılın aynı ayında 286 milyon dolar fazla verdi.
558573
Ermenistan Belçika'yı devirdi!
Ermenistan Belçika'yı devirdi! 09/09/09 22:32 -ERMENİSTAN: BELÇİKA: 1- Başkent Erivan'dan yapılan maçta Ermenistan'ın gollerini 23. dakikada Goharyan ve 50. dakikada Hovsepyan kaydetti. Konuk takım Belçika'nın tek golünü ise 90+2. dakikada Van Buyten attı. Öte yandan Türkiye'nin de yer aldığı 5. Grup'taki son maç, gece TSİ 23.00'de İspanya ile Estonya arasında yapılacak.
559195
11:22 Edirne'de kuş katliamı iddiası
Edirne'de kuş katliamı iddiası Edirne Çevre ve Orman Müdürü Abdullah Bülbül, yasa dışı avlananların hayvanlara tuzak kurmaktan vazgeçmediklerini bildirerek, "10 tane bıldırcın vurması gereken bir avcı, av teybi kurarak 100 taneden fazla bıldırcın vuruyor" dedi. Bülbül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Edirne il genelinde yapılan av koruma kontrollerinde, yasak olan, ancak özellikle bıldırcın avında kullanılan malzemelerin ele geçirildiğini, avcıların teknolojiyi çok iyi takip ettiğini, avlanmada son sistem araçları kullandığını belirtti. "Bazı avcıların av yapmayı sportif faaliyetin dışında katliama dönüştürdüğünü" savunan Bülbül, şunları söyledi: "Avcılar gezmek istemiyor, araziyi taramak, avını aramak yerine tuzak kurarak avlanmayı tercih ediyor. Bazı avcılar avlanacakları bölgeye tuzaklar ve av teypleri kurarak, kuşları sürüler halinde ufak bir alana indirerek katliam yapmak istiyorlar. Avcılarımızı şunu unutmasın: Av olmazsa avcıda olmaz. Eğer belirtilen limitlerde tuzak kurmadan avlanırlarsa uzun yıllar avcılık yapabilirler, katliam yapmaya devem ederlerse ileride vuracak kuş da bulamazlar." Av sezonunun açıldığı günden bu yana 359 kişinin kontrol edildiğini belirten Bülbül, bu çalışmalarda kişiye yasal işlem yapıldığını ve av tüfeği ile 12 adet av teybine el konulduğunu bildirdi. Av ve yaban hayatını korumak ve devamını sağlamak amacıyla, avcıların daha sık kontrol edilmeye başlandığını ifade eden Bülbül, Merkez Av Komisyonunun aldığı kararla koruma altına alınan hayvanları vuranlara ağır para cezalarının verileceğini sözlerine ekledi. Acılıkta kullanılması yasak olan teypler, yasa dışı avlananlar tarafından, av hayvanlarını yanıltmak ve bir yere yönlendirmek için kullanılıyor. Avlanmak istenen hayvanın sesinin kaydedildiği teyp, sesi açılarak kamufle edilip hedef alanına yerleştiriliyor. Teypten yükselen sesi duyan av hayvanları, cinsdaşlarının orada bulunduğunu zannederek ses kayıt cihazının bulunduğu yerde toplanıyor. Bunu fırsat bilen tuzakçı, ateş ederek çok sayıda hayvanı telef ediyor. Belgeli avcılar tarafından etik dışı bulunan ve pek kullanılmayan bu tür araçlara genelde yasa dışı avlananlar rağbet ediyor.
559687
"Normalleşme için PKK elini tetikten çekmeli"
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, ''Kürt açılımı'' süreci kapsamında MAZLUM-DER genel merkezini ziyaret etti. Türk, burada yaptığı konuşmada, ''yıllardan beri acıların yaşandığı Türkiye coğrafyasında, bu acıların devam etmemesi ve Kürt halkının da özgür ve eşit yaşayabileceği bir ortamın sağlanabilmesi için sürecin önem taşıdığını'' söyledi. ''Bu süreçte çabalar ve fırsatların olduğunu'' anlatan Türk, ''acıların bitmesini istemeyen güçlerin de bu süreci baltalamaya yönelik bazı çalışmaları olduğunu'' savundu. ''Bu ülkenin barışa, bu ülkenin kardeşliğe ihtiyacı var'' diyen Türk, bu süreçte başarılı olunursa belki de 100 yıllık acıların dindirilebileceğini ifade etti. Ahmet Türk, şöyle konuştu: ''Bu tartışmalı dönemde, bu sancılı süreci fırsata dönüştürme konusundaki yapılan açılımları sonuna kadar destekliyoruz. Biz bu nedenle de sivil toplum örgütlerini, meslek odalarını ziyaret ediyoruz. Bu konuda düşüncelerini almak istiyoruz. Neler yapabiliriz, neleri gerçekleştirebilir, ortak bir noktada nasıl buluşabiliriz, bu noktada çalışmaları sürdürüyoruz. İnanıyorum ki, bütün Türkiye halkı bu acılı sürecin sona ermesi için büyük bir çabanın içerisinde olacaktır. Bizim amacımız birbirimizi anlamaktır. Eğer birbirimizi anlamazsak, diyalog oluşturmazsak, bir Türkiye sorunu olan bu sorunu tartışamazsak, diyalog oluşturamazsak başarılı olma şansımız olmaz.'' MAZLUM-DER Genel Başkanı Ahmet Faruk Uysal da katılımcı demokrasinin en önemli unsurlarından birinin sivil toplumun karar alma süreçlerine katılması olduğunu dile getirdi. Uysal, katılımcı süreçlerden geçmiş bir sivil anayasa yapılması gerektiğini ifade ederek, ''Anayasa yapılana kadar kültürel hakların verilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz'' dedi. Şehit haberleri Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Türk, şehit haberlerini değerlendirmesinin istenmesi üzerine şunları söyledi: ''O haberi Mardin'deyken aldım, büyük bir üzüntü duydum. acılar bizim yüreğimizdeki acılardır. Birileri gibi bunu kullanmıyoruz. Her yaşanan olaydan, her yaşamını yitiren insan için büyük acı duyuyoruz. Ama biz başından beri hep şunu söyledik, operasyonlar durmadığı müddetçe buna benzer şeylerin yaşanacağını görmemiz lazım. Bizim başından beri endişemiz bu. Bir açılım sürecinde sıfır noktada operasyonlar yapılırsa, bir dağın başına gidip operasyonlar yapılırsa, maalesef bu ölümlerle, acılarla karşı karşıya kalıyoruz. Türkiye'nin normalleşmeye ihtiyacı var. Normalleşme için herkesin hassasiyet göstermesi gerekiyor, bunun için operasyonlar yapılmamalı. PKK da elini tetikten çekmelidir, diye açık şekilde ifade ettik. Biz, bunu artık görmeye başladık.'' Ayna'dan KESK'e ziyaret DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna da KESK Genel Başkanı Sami Evren'i ziyaret etti. Emine Ayna, bir süre basına kapalı devam eden görüşmenin ardından, bir gazetecinin ''İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın sürece ilişkin turlarına alternatif bir tur mu düzenleniyor?'' şeklindeki sorusuna, şu yanıtı verdi: ''Hiçbir ilgisi yok, süreç başladığı andan itibaren aynı gün bir toplantı yaptık. toplantıda, tüm kurumları tüm siyasi partileri ilgili herkesi ziyaret etmeyi planladık. Bu ziyaretler zamandan önümüze koyduğumuz bir planlamadır. İçişleri Bakanlığından bağımsız bir planlamadır. Zamanlaması böyle olmuştur. Bu güne denk geldi. Alternatif değil ama inşallah güçlendirici olur.'' Başka bir soru üzerine, siyasi partilerden randevu isteyeceklerini ve diğer tüm sivil toplum kuruluşları ile görüşeceklerini bildiren Ayna, MHP ile CHP'den ise henüz randevu istemediklerini kaydetti. Ayna, bir soru üzerine de ''Operasyonlar, süreci baltalayan birer provokasyona dönüşmüştür'' diye konuştu. KESK Genel Başkanı Sami Evren de Türkiye'nin 20-30 yılda çok sayıda vatandaşını kaybettiğini ifade ederek, bu sorunun siyasi mercilerce çözülmesi gerektiğini söyledi.
559605
Formaları unuttular, rakibin formasıyla maça çıktılar
Formaları unuttular, rakibin formasıyla maça çıktılar A2 Futbol Ligi Kuzey Grubu’nda mücadele eden Çaykur Rizesporlu futbolcular, deplasmanına formalarını getirmeyi unutunca, maça rakip Kardemir ’un yedek formasıyla çıkmak zorunda kaldı. Bank 1. Lig kulüplerinin de katılımıyla bu sezon ’nin yerine ilk kez düzenlenen A2 Futbol Ligi’nde dün Kardemir Karabükspor ile Çaykur İlçesi Futbol Sahası’nda karşılaştı. Maç öncesi soyunma odasında hazırlıklarını yapan Çaykur Rizesporlu futbolcular, formalarının üstlerinin ’de unutulduğunu fark edince, Kardemir Karabükspor yöneticilerinden yardım istediler. Bunun üzerine Kardemir Karabükspor’un yedek formasının verildiği futbolcular, rakiplerinin formadaki amblemini bantla kapatarak sahaya çıktı. Çaykur Rizesporlu futbolcular, yeşil-beyaz renkli şortlarının üzerine giydikleri rakiplerinin beyaz üzerine kırmızı-mavi çizgili renklerini taşıyan formayla maçı tamamladı. Kardemir Karabüksporlu futbolcular ise klasik kırmızı-mavi çubuklu formalarıyla sahada yer aldı. Karşılaşma, 3-3 beraberlikle sonuçlandı.
559179
Beatles teknolojiden geri kalmıyor
The Beatles: Rock Band isimli da bugün satışa çıkarıldı. Beatles hayranları ve meraklıları, The Beatles: Rock Band isimli oyunun bugün piyasaya sürülmesi öncesinde Liverpool'da efsanevi Cavern Club'da bir araya geldi. Beatles'ın 1960'ların başlarında ilk sahneye çıktığı mekânda, Beatles üyeleri gibi giyinmiş hayranları Love Me Do ve She Loves You gibi şarkılar söyledi, dans etti. Beatles üyesi olmak Oyun, Beatles'ın tüm albümlerini bir araya getiren CD'yle aynı gün piyasaya sürülüyor. Bilgisayar oyununda, oyunculara dağılalı neredeyse 40 yıl olan grubun üyeleri; Paul McCartney, John Lennon, George Harrison ve Ringo Starr olma şansı veriliyor ve her birinin diğer Beatles üyeleri karşısında puan kazanma hakkı bulunuyor. Oyuncular hem Beatles şarkılarını söyleyebiliyor hem de plastik bazı enstrümanlarla şarkılara eşlik de edebiliyorlar. Oyunda Beatles çeşitli mekânlarda görülüyor ve oyunun renkli animasyonu sanrı hissine yol açabiliyor. Paul McCartney, oyunun büyük bir saygı çerçevesinde tasarlandığını söylüyor ve bu oyun sayesinde yeni bir hayran kitlesi kazanmayı umuyor. Oyun dünya genelinde aynı anda, PlayStation, Xbox ve Wii konsollarının tümünde satışa sunuldu. Son yıllarda birçok rock grubu müziklerini temel alan oyunlar yapılmasına destek vermişti. Rock Band oyunun bir önceki versiyonu 1,5 milyon adet satmıştı. Oyuncular, oyunlarını üzerinde şarkı satın alarak güncelleyebiliyorlar. Bu da CD satışlarının düşmesi ve korsanlığından olumsuz etkilenen müzisyenler için önemli bir gelir kaynağı olarak görülüyor. 14 CD'lik koleksiyon Oyunla eş zamanlı olarak piyasaya çıkarılan Beatles albüm koleksiyonu ise stereo olarak yayınlanan ve dijital teknolojiyle ses kalitesi iyileştirilen 16 albümü içeren 14 CD'den oluşuyor. Koleksiyonun satış fiyatı ise 180 sterlin (300 olarak belirlendi. Koleksiyonun bir de daha az sayıda parça içeren, mono kayıtlı bir alternatif seti bulunuyor. Amazon sitesinin ön siparişler açısından liste başı olduğunu açıkladığı koleksiyonun ve satış listelerinde de önemli başarı elde etmesi bekleniyor.
560143
Cari denge Temmuz ayında 286 milyon dolar fazla verdi
Merkez Bankası, Türkiye'nin Temmuz ayına ilişkin ödemeler dengesi bilançosunu açıkladı. Buna göre, geçen yılın temmuz ayında milyar milyon dolar açık veren cari işlemler hesabı, bu yıl temmuz ayında fazla verdi. Ancak Ocak-Temmuz dönemi itibariyle hesaba bakıldığında cari açık, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 79,4 oranında azalarak milyar 553 milyon dolar oldu. Cari açık, geçen yıl aynı dönemde 31 milyar 800 milyon dolar düzeyindeydi. Temmuz ayında cari işlemler hesabının fazla vermesinde, ''alt kalemler itibariyle, ödemeler dengesindeki dış ticaret açığının bir önceki yılın temmuz ayına göre yüzde 65,3 oranında düşerek, milyar 214 milyon dolara gerilemesi, hizmetler dengesi kaleminden kaynaklanan net gelirlerin yüzde 7,2 artarak milyar 850 milyon dolara yükselmesi, gelir dengesi kaleminden kaynaklanan net giderlerin yüzde 1,9 azalarak 474 milyon dolara düşmesi'' etkili oldu. Öte yandan, aynı ayda cari transferlerden kaynaklanan net girişler yüzde 38,9 düşerek 124 milyon dolar olarak gerçekleşti.
558796
G.Saray-Beşiktaş derbisi Yıldırım'ın
G.Saray-Beşiktaş derbisi Yıldırım'ın Süper Lig'de 5. hafta maçlarını yönetecek hakemler açıklandı. Cumartesi: Kayseri-Ankara: Abdullah Yılmaz, G.Saray-Beşiktaş: Bülent Yıldırım, Denizli-D.Bakır: Hüseyin Göçek, Manisa-Sivas: Fırat Aydınus Pazar: İstanbul Bld.-Trabzon: Bünyamin Gezer, Bursa-F.Bahçe: Deniz Çoban, G.Antep-Kasımpaşa: Aytekin Durmaz, G.Birliği-Eskişehir: Mustafa Kamil Abitoğlu, Antalya-A.Gücü: Cüneyt Çakır
559230
Federer ve Wozniacki yarı finale yükseldi
ABD'nin New York kentindeki USTA Tenis Merkezi Kortları'nda yapılan toplam 24.2 milyon dolar (36.44 milyon lira) ödüllü turnuvanın 10. gününde, tek erkeklerde numaralı seribaşı İsviçreli Roger Federer, yarı finale yükseldi. Kariyerinde Avustralya Açık, Wimbledon, Roland Garros, de ABD Açık şampiyonluğu bulunan Federer, 12 numaralı seribaşı İsveçli Robin Soderling'i 6-0, 6-3, 6-7 (6) ve 7-6 (6)'lık setlerle 3-1 yenerek, yarı finale yükseldi. Geçen yılın Avustralya Açık şampiyonu, numaralı seribaşı Sırp Novak Djokovic de 10 numaralı seribaşı İspanyol Fernando Verdasco'yu 7-6 (2), 1-6, 7-5 ve 6-2'lik setlerle 3-1 mağlup ederek, adını yarı finale yazdırdı. Tek bayanlarda ise numaralı seribaşı Danimarkalı Caroline Wozniacki, ABD'li Melanie Oudin'i 6-2'lik iki setle 2-0 yenerek, yarı finale çıktı. Belçikalı Yanina Wickmayer de Ukraynalı rakibi Kateryna Bondarenko'ya 7-5 ve 6-4'lük setlerle 2-0 üstünlük sağlayarak, yarı finale çıkan bir başka isim oldu. Turnuva, TSİ bu akşam ve sabaha karşı tek erkeklerde numaralı seribaşı Arjantinli Juan Martin Del Potro ve 16 numaralı seribaşı Hırvat Marin Cilic ile 11 numaralı seribaşı Şilili Fernando Gonzalez ve numaralı seribaşı İspanyol Rafael Nadal'ın çeyrek final maçlarıyla devam edecek.
559586
İşte en çok kazanan teknik direktör
İspanya'nın Katalan bölgesinden Sport gazetesinin haberinde, en iyi maaş alan 10 teknik direktör açıklandı. Eski Chelsea çalıştırıcısı, Bunyodkor'un teknik direktörü Luiz Felipe Scolari'nin, yıllık toplam 16,6 milyon avro ile en fazla maaş alan çalıştırıcı olduğu belirtilen haberde, Scolari'yi, 11 milyon avro ile Inter'in çalıştırıcısı Jose Mourinho'nun izlediği ifade edildi. Bu arada Scolari'nin, Şubat ayında işine son verildiği Chelsea'den hala milyon avro maaş aldığı, bu durumun yıl daha devam edeceği belirtildi. Öte yandan, şu an bir takımı çalıştırmayan Roberto Mancini'nin de eski takımı Inter'den milyon avro maaş aldığı kaydedildi. En çok kazanan 10 teknik direktör ve yıllık gelirleri şöyle sıralandı: ADI TAKIMI GELİRİ (MİLYON AVRO) ---------------------- ---------------------- ------------------ 1. Luiz Felipe Scolari Bunyodkor 16,6 2. Jose Mourinho Inter 11 3. Fabio Capello İngiltere Milli Takımı 8,8 4. Alex Ferguson Manchester United 5. Roberto Mancini Inter (Eski takımı) 6. Carlo Ancelotti Chelsea 7. Manuel Pellegrini Real Madrid 5,5 8. Louis Van Gaal Bayern Münih 5,2 9. Guus Hiddink Rusya Milli Takımı 10. Arsene Wenger Arsenal 4,8
559380
Ulugöl Türkiye'nin 36. tabiat parkı oldu
Ulugöl 'nin 36. tabiat parkı oldu Ordu’nun Gölköy ilçesindeki 26,5 hektarlık alan, Çevre ve Orman Bakanı ’nun onayıyla Ulugöl Tabiat Parkı ilan edildi. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, doğal yapısı itibarıyla yüksek peyzaj değerleri taşıyan park, yapraklı türlerin yoğunlukta olması, özellikle güz mevsiminde yaprakların sararmasıyla oluşan renk armonisi ile yöre halkının rekreasyon ihtiyacına cevap verecek nitelikte. Günübirlik ihtiyacını da karşılayan park, içerisinde biri büyük, diğer ikisi sazlıkla kaplı küçük yapıda üç heyelan set gölü barındırıyor. Büyük olan gölde Alası yaşıyor. Orman ve göl ekosisteminin hakim olduğu alandaki gölün etrafı gür kayın ormanlarıyla kaplı. Kayınla birlikte gürgen, kızılağaç, akçaağaç, orman gülü, karayemiş, çobanpüskülü gibi yapraklı türler de yayılış gösteriyor. Çok yıllık otsu bitkilerden yabani soğan, kırlangıç otu, ballıbaba ve kekik bulunan alan, Bakanlık tarafından uygulamaya konulan "81 İle 81 Tabiat Parkı Projesi" kapsamında 36. tabiat parkı olarak hizmete açıldı.
559580
Dağlıca davasına yarın devam edilecek
Hakkari'nin Yüksekova ilçesindeki Dağlıca Taburu'na terör örgütü üyelerinin 21 Ekim 2007 gecesi yaptığı baskında 12 asker şehit olmuş, asker hakkında dava açılmıştı. Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde görülen davaya yarın devam edilecek. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 250. maddesinde belirtilen ağır ceza suçları işleyen askerlerin sivil mahkemede yargılanmasının önünü açan yasayı onaylanmasından sonra ilk görevsizlik talebi Dağlıca dosyasına olmuştu. 'Devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçuna yardım etme, suç ve suçluyu alenen övme, zincirleme olarak basın yoluyla terör örgütünü propagandasını yapmak' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanan Ramazan Yüce'nin avukatı Dincel Aslan, müvekkili yönünde görevsizlik talep etmişti. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekillerinin destek verdiği yasa değişikliğinden sonra CHP, yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvururken, yarınki duruşma Askeri Mahkeme'nin tavrı merak ediliyor. DAVANIN GEÇMİŞİ Hakkâri'nin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca köyündeki askeri tabura 21 Ekim 2007 gecesi bir grup PKK'lı tarafından baskın düzenlenmiş olayda 12 asker şehit olmuştu. Terör örgütü askeri Kuzey Irak'a kaçırmıştı. Kaçırıldıktan sonra 15 gün sonra serbest bırakılan askerler Türkiye getirilerek Askeri Mahkeme tarafından tutuklanmıştı. Baskına uğrayan taburun komutanı Yarbay Onur Dirik ve bazı askerler, kaçırılan askerlerden Mardinli Er Ramazan Yüce'nin PKK'yla işbirliği yaptığı, kendisinin önce teslim olduğu, daha sonra diğer askerleri teslim olmak için çağrıda bulunduğu, baskından önce örgüte katılacağı yönünde ifadeler vermişti. Askeri savcı bu ifadeler doğrultusunda Ramazan Yüce'yi "Devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçuna yardım etmek, suç ve suçluyu alenen övme, zincirleme olarak basın yoluyla terör örgütünü propagandasını yapmakla'' suçlamıştı. Savcı, diğer askerler hakkında emre itaatsizlikten dava açmıştı. Ağır suçlamalara rağmen Ramazan Yüce dahil tüm sanıklar ilk duruşmada tahliye olmuştu.
559220
Hürriyet biterse misyonunu hangi gazete devralacak?
Bu Türkiye tarihinin en büyük vergi cezası. Ben maliyeci değilim, onun için bu ceza hakkaniyetli mi değil mi bilemem. Ama bildiğim bir şey var ki Doğan Holding'e bağlı Kanal D, Star TV, Milliyet, Vatan markaları ve 70 şirketin toplam değeri bu cezayı karşılamıyor. Eğer bu ceza tahsil edilmeye kalkılırsa Doğan Grubu diye bir şey kalmayacak demektir. Yani Cem Uzan gibi Aydın Doğan da medya sahnesinden çekilecek anlamına gelir. Aylar önce Taha Kıvanç yazmıştı Doğan Grubu'nun bittiğini, ama kendilerinin buna inanmadığını. Bir de hikaye anlatmıştı. Tarihi Çin'de bir gelenek varmış ölüm mahkûmlarına son gece yedirilip içirilirmiş. Sabaha karşı da boyunları kesilerek infaz edilirmiş. Gene ölüm mahkûmları bütün gece yedirilmiş içirilmiş, derken kılıç kalkan ekibi gelmiş gösteri yapmış, herkes çok eğlenmiş. Sabah olmuş ama mahkûmlar başlarının kesilmediğini görünce çok sevinmişler. Orada duran bir yetkiliye sormuşlar bizi öldürmekten vaz mı geçtiniz diye. Hayır demiş yetkili başınızı oynatın hele siz bir demiş. Mahkûmlar başlarını oynatınca da başları yere düşmüş. Meğerse kılıç kalkan ekibi mahkûmların başlarını çoktan kesmiş, ama onların haberi bile olmamış. Belki de bu son ceza bu baş oynatma meselesi. Batan gemiden kaçmalar başladı bile. 10. Köyün yazarı usta kalem Bekir Coşkun 17 yıl yazdığı Hürriyet’ten ayrıldı. Bekir Bey hükümete muhalif yazılarıyla dikkat çeken bir kalemdi. AKP’ye oy verenlere bidon kafalı demesiyle tarihe geçmişti. Bundan sonra yazacağı gazete Habertürk. Medyada yeni bir dönem başlıyor. Hürriyet biterse misyonunu hangi gazete devam ettirecek, işte cevaplanması gereken asıl soru budur. Önce Doğan Grubu'nun bu önde gelen gazetesi hakkında bir iki kelam edelim. Doğan Grubu'nun amiral gemisi Hürriyet’tir. Hürriyet her hangi bir gazete değildir. Medya sektöründe olan herkes bilir ki Hürriyet gazetesi devlettir. Devletin görüşlerinin halka aktarıldığı, çok özel haberlerin devlet içinden sızdırılıp yayındığı bir gazetedir. Onun için Hürriyet önemli gazetedir. Cumhuriyet dönemi aydınının gazete haline dönüşmüş şeklidir denebilir. Aydın, entelektüelden farklı olarak resmi devlet görüşünü halka kabul ettirme aracı olarak tanımlanır. Din ile mesafeli, batılı yaşam tarzının özendirildiği, halkın geleneklerine savaş açmış bir misyondur bu misyon. Hürriyet’in manşetlerine bakarken, birinci sayfasını okurken, köşelerinde dolaşırken hep bunu düşünerek okumanız gerekir. Hürriyet’in misyonunun Aydın Doğan ve yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök ile de alakası yoktur. Önceki patron ve yayın yönetmenleri döneminde de durum farklı değildi çünkü. Düşünsenize sahibi değişiyor, yayın politikası değişmiyor, yayın yönetmeni değişiyor gene yayın politikası değişmiyor. Peki değişmeyen ne peki? İşte değişmeyen, sözcülüğünü yaptığı devlet ve devletin kendisine verdiği misyondur. O sebeple Hürriyet rejim meselesidir. Ama Hürriyet'in de içinde bulunduğu medya grubu batarsa ne olacak? Devlet yeni misyonunu hangi medya grubu ve gazete ile yürütecek? Bu sorunun cevabını Hürriyet’ten kaçanların nereye sığındığını takip ederseniz anlarsınız.
560035
Tuz Deyip Geçmeyin
Tuz Deyip Geçmeyin Sadece tuz tüketimini tavsiye edilen düzeye indirerek, sağlık harcamalarını milyarlarca dolar azaltmak mümkün. Yapılan bir araştırma, Amerikalılar'ın sadece tuz tüketimini tavsiye edilen düzeye indirmesiyle sağlık harcamalarının milyarlarca dolar azalacağını ortaya koydu. Yüksek düzeyde tuz; yani sodyum tüketimi yüksek tansiyon sorununu tetikliyor. Komplikasyonları da kalp ve böbrek hastalıkları şeklinde olabiliyor. Tuz tüketiminin tavsiye edilen düzeye indirilmesi, daha az sayıda yüksek tansiyon hastası ve daha az sağlık harcaması anlamına geliyor. Tuz tüketiminin sınırlı tutulması halinde yüksek tansiyon sorunundan muzdarip olanların yılda 11 milyon kişi azalacağı belirtiliyor. Uzmanlar, yetişkinlerin günde iki gramdan fazla tuz tüketmemesi gerektiğini dile getiriyor. Araştırmayı yapan uzmanlara göre, ortalama bir Amerikalı tavsiye edilen miktarın günde beş-altı katı tuz tüketiyor.
559576
İzmir Autodrom Pisti yeniden ısınıyor
Sezonun İzmir'deki ilk pist yarışında gelişen olaylar nedeniyle seyirciler yerine oturamamıştı. Oluşan kazalar ve pit alanında sinirlerine hakim olamayan pilotlar Pınarbaşı pistinin tribünlerini dolduran seyircilerin adrenalin seviyesini yüksek tutmuştu. İzmir'de ikinci kez yapılacak yarışlarda birbirinden güçlü otomobillerin pilotlarının mücadelesi izleyenlere yeni heyecanlar yaşatacak. 12 Eylül Cumartesi gerçekleştirilecek olan idari ve teknik kontrollar sonrası Porsche GT Cup ve Türkiye Pist Şampiyonası antrenmanları yapılacak. Aynı gün yapılacak sıralama turlarının ardından saat 16.00'da Safari Cup 1'inci yarışı ardından, Porsche GT Cup 1'inci yarışı saat 16.45'de koşulacak. 13 Eylül Pazar günü ise saat 13.00'da başlayacak Super Grup ve Maxi Grup kategorilerindeki şampiyona yarışlarının yanı sıra Amatör Pist Grubu, Safari Cup ve Porsche GT Cup yarışları da İzmir Autodrom Pisti'nde start alacak. İzmir'de yüksek tansiyon yaşanacağı belirtilen, dördüncü hafta yarışlarının otomobil sporları tutkunları tarafından ücretsiz izleyebileceği duyuruldu.
558675
Derbi mesaisine devam
Cim-Bom, ’la ’nda cumartesi günü oynayacağı derbinin hazırlıklarını tek antrenmanla sürdürdü Sarı-kırmızılı futbolcuların, Teknik Direktör Rijkaard yönetiminde gerçekleştirilen idmanda taktik çalışmalar yaptıkları açıklandı. Önceki gün antrenmanda sağ ayağına alan ezilme ve ödem şikayeti yüzünden teknik heyet tarafından dinlendirildi. Sağlık merkezinde yapılan tedavilerinin ardından Ayhan, ve Aydın’ın salonda çalıştıkları ’un ise sahada takımdan ayrı bir program uyguladığı bildirildi.
559367
Bayram şekerlerine yine zam yok
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, satıcıları, pastaneler ve kuru yemişçilerin yanı sıra büyük marketlerde de bayram öncesi çok sayıda çeşidin yer aldığı stantları kuruldu. Şeker ve lokum üreticilerinden Hamdi Çarşıbaşı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ve çikolata fiyatlarının yıldan beri değişmediğini, üretim maliyetindeki artışın perakende satışlara çok fazla yansımadığını belirtti. Çarşıbaşı, "Şeker ve lokum üretiminde son yılda ortaya çıkan yüzde 10 oranındaki maliyet artışı, perakende fiyatları çok fazla etkilemedi. Üretici firmalar ve toptan satıcılar yüzde 10 oranında artan maliyeti, satışların gerilememesi için ürün satış fiyatlarına yansıtmadı. Önceki yıl ve geçen yıl satılan fiyatlarla aynı marka ürünü bulmak mümkün. Dar gelirli ailelerin tercih ettiği meyveli şekerler kilosu ila 12 liradan, lokumlar ise ila liradan satılıyor" dedi. Marketlere kurulan stantlarında ayrıca 100 gram çekilmiş kahve 1,2 ila 1,5 liradan satılıyor. Şeker satışlarının bayramın yaklaşmasıyla birlikte artış göstermesi bekleniyor. Bayram öncesi satışa sunulan bazı çeşitlerinin fiyatları kilogram/lira olarak şöyle: ŞEKER ÇEŞİDİ EN UCUZ EN YÜKSEK --------------------------------------------------------------- Meyveli şekerler: 4 12 Badem şekeri: 8 18 Yaprak çikolata: 10 22 Lokum: 4 Cezerye: 6 Çikolatalı drajeler: 18 30 Baton çikolata: 7 25 Akide şekerleri: 4 Jöle : 5 Bayram şekeri için kalite uyarısı Öte yandan bayram şekeri satın alırken fiyattan çok kalite konusunda dikkatli olunması yönünde tüketiciler uyarıldı. Gaziantep İl Tarım Müdürü İbrahim Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bayramının yaklaştığı bu günlerde bayramlık satışlarının da başladığına dikkati çekerek, kendilerinin de imalathaneleri ile bayram şekeri satışı yapılan işyerlerine yönelik denetimlerini artırdıklarını söyledi. Vatandaşları bayram şekeri başta olmak üzere tüm şekerleme ve tatlı ürünlerini satın alırken dikkatli olmaya çağıran Yılmaz, "Bayram şekerinin fiyatından çok kalitesi konusunda dikkatli olunmalı" dedi. Ucuz ve kalitesiz bayram şekerlerinin çeşitli sağlık sorunlarına neden olabildiğinin bilindiğini ifade eden Yılmaz, "Biz kalitesiz bayram şekeri satışının önüne geçmek için çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Ancak bu konuda vatandaşa da önemli görev düşüyor. Kalitesiz bayram şekerleri ucuz olduğu için ilgi görüyor. Vatandaş bayram şekeri satın alırken sadece fiyatına bakın karar vermemeli. Ucuza satılan bayram şekerlerine kuşkuyla bakılmalı. Nerede ve kim tarafından üretildiği, üretim izninin olup olmadığı sorgulanmalı. Nerede ve kim tarafından üretildiği belirsiz hiçbir ürün satın alınmamalı" dedi.
559647
14:44 TMSF, “Olay Medya Ticari ve İktisadi Bütünlüğü”nü satışa çıkardı
“Olay Ticari ve İktisadi Bütünlüğü”nü satışa çıkardı Tasarruf Mevduatı Fonu (TMSF), “Olay Ticari ve İktisadi Bütünlüğü”nü satışa çıkardı. Olay Medya Ticari ve İktisadi Bütünlüğü’nün muhammen bedeli 36 milyon 700 bin doları olarak belirlendi. ’nin konuya ilişkin ilanı bugünkü ’de yayımlandı. İlana göre, Olay Medya Ticari ve İktisadi Bütünlüğü, TMSF borçlusu Olay Radyo ve Televizyon A.Ş., Olay Basın ve Yayıncılık A.Ş., Çağlar Holding A.Ş.’nin mülkiyetinde bulunan ve haczedilen “Olay Olay FM, Olay Gazetesi, Olay Trend Dergisinin faaliyetlerinin gerçekleştirilmesini sağlayan nezdindeki haklar, markalar, isim hakları, alan adları, yayın ekipman cihaz ve araçları, gazete yayın hakları ile gayrimenkul ve menkul mallar ile bu mal, hak ve varlıkların feri veya mütemmim cüzü niteliğindeki sözleşmelerden” oluşuyor. Olay Medya Ticari ve İktisadi Bütünlüğünün muhammen bedeli 36 milyon 700 bin ABD doları olarak belirlendi. İhaleye katılabilmek için TMSF’nin T. T.A.O. Esentepe Şubesi nezdinde bulunan 00158048011084369 numaralı ABD doları hesabına milyon 670 bin ABD doları teminatın “Olay Medya Ticari ve İktisadi Bütünlüğü Teminat Bedeli” açıklaması ile yatırılması gerekiyor. Ancak teminat olarak; 5411 sayılı kanunun ilgili maddesinde tanımlanan bankalardan alınmış ABD doları cinsinden kesin ve süresiz teminat mektubu, cari değeri nakit teminatın yüzde 15 fazlası tutarında olan T.C. Devlet Tahvilleri, T.C. Bonoları, T.C. Hazine Kefaletini Haiz Tahviller kabul edilecek. Teminatın yatırıldığını gösteren dekontun veya teminat mektubu/mektuplarının veya T.C. Devlet Tahvilleri, T.C. Hazine Bonoları, T.C. Hazine Kefaletini Haiz Tahvillerin TMSF adına blokede tutulduğuna dair tarafından düzenlenmiş belgenin şartnamede belirtilen idari zarfla verilecek diğer belgeler ile birlikte 13 Ekim 2009 günü, saat 17.00’a kadar satış komisyonuna teslim edilmesi gerekiyor. 14 Ekim 2009 tarihinde, saat 11.00’da TMSF’nin Büyükdere Cad. No:143 Esentepe/ adresindeki asma kat konferans salonunda yapılacak. İHALEDE, KAPALI ZARF VE USULLERİ BİRLİKTE UYGULANACAK İhale, kapalı zarfla verilen mali tekliflerin açılması ile başlayacak, açık artırmaya katılmaya hak kazananların listesi (kısa liste) oluşturulduktan sonra, açık artırma aşamasına geçilecek. Şartname, satış komisyonu tarafından, TMSF’nin Büyükdere Cad. No: 143 Esentepe/İstanbul adresinde ilgililerin incelemesine bedelsiz olarak açık tutulacak. Katılımcılar, satış komisyonu onayını taşıyan şartnameyi imzalayarak ihaleye katılabilecek. Satış komisyonu onayını taşıyan şartnameyi satın almak isteyenler TMSF’nin T. Vakıflar Bankası T.A.O. Esentepe Şubesi nezdindeki 00158048011084362 no.lu ABD doları hesabına bin ABD dolarını “Olay Medya Ticari ve İktisadi Bütünlüğü Şartname Bedeli” açıklaması ile yatırmaları ve dekontu satış komisyonuna elden teslim etmeleri gerekiyor. Ayrıca katılımcılar, ihale şartnamesi ekinde yer alan örneğe uygun hazırlanacak Gizlilik Taahhütnamesi’ni imzalayarak TMSF’nin T. Vakıflar Bankası T.A.O. Esentepe Şubesi nezdindeki 00158048011084362 no.lu ABD doları hesabına bin doları “Olay Medya Ticari ve İktisadi Bütünlüğü Kitapçığı ve Tesis Ziyareti Bedeli” açıklaması ile yatırmaları ve dekontu satış komisyonuna elden teslim etmeleri şartıyla, “Olay Medya Ticari ve İktisadi Bütünlüğü” ile ilgili genel bilgileri içeren Tanıtım Kitapçığını teslim alabilecek ve tesis ziyaretinden yararlanabilecek. Tesis ziyareti 14 Eylül 2009-9 Ekim 2009 tarihleri arasında açık tutulacak. İhale, kapalı zarf ve açık artırma usullerinin birlikte uygulanması suretiyle gerçekleştirilecek, Kurul’un onayı ile sonuçlandırılacak. Kurul, en yüksek teklifin muhammen bedelin altında kalması halinde açık artırma aşamasında en yüksek ilk üç teklifi veren mali teklif sahibi arasında ihaleye pazarlık usulü ile devam edilmesi yönünde karar alabilecek. Teklifler peşin olarak ABD doları cinsinden verilecek. Kurul’un ihaleye pazarlık usulü ile devam edilmesine karar vermesi halinde pazarlık, 16 Ekim 2009 günü saat 11.00’da TMSF’nin Büyükdere Cad. No: 143 Esentepe/İstanbul adresindeki asma kat konferans salonunda yapılacak.
558834
'Tipini beğenmedim' kavgası
'Tipini beğenmedim' kavgası ADANA (İHA) Adana'da gençler arasında çıkan "satanist" tartışmasında, 1kişi yaralandı. İddiaya göre, bir paça salonunda iki grup genç arasında birbirlerinin tiplerini beğenmeyerek başlayan tartışma, 'satanist kavgası'na döndü. Uzun saçlı, siyah giyimli ve küpeli kişi diğer gruba saldırdı. G.T, üzerinde taşıdığı bıçakla K.D'yi kalbinden ve karın bölgesinden yaraladı. Genç hastaneye kaldırılırken, G.T. ile T.T. de gözaltına alındı.
558702
Kapsal beşte bir yaptı
Teknik Direktörü Reha Kapsal’ın Altay’a şansı tutmuyor. Profesyonel futbol kariyerinin büyük bölümünü Altay’da geçiren, teknik direktörlüğünü yaptığı siyah-beyazlı ekibi 2001-2002 sezonunda Süper Lig’e taşıyan Kapsal, ’nin başında çıktığı maçta rakibini kez yenebildi. Kaf-Kaf, Kapsal yönetiminde Altay’a karşı ilk sınavını geçen sezon başında Kupası’nda verdi. Bu maçta rakibine 2-1 üstünlük sağlayan ’nda ise Altay’a 3-1’lik skorla boyun eğdi. Yine geçen sezon ligin ilk yarısındaki müsabakayı siyah-beyazlı ekip 3-0 kazandı, ikinci yarıdaki randevu ise 0-0 tamamlandı. İki ekip bu sezon TSYD Kupası finalinde karşılaşırken, sonucu penaltılar belirledi ve gülen taraf 4-3’lük skorla Altay oldu. Derbiye tam kadro hazırlanan Karşıyaka’da Reha Kapsal, “Kazanan taraf olmak istiyoruz” dedi.
559560
Beşiktaş galibiyete hasret
Turkcell Süper Lig'de Galatasaray ile Beşiktaş arasında 12 Eylül Cumartesi günü yapılacak sezonun ilk derbisine ev sahipliği yapacak Ali Sami Yen Stadı, son dönemdeki derbilerde Galatasaray'ın galibiyetlerine sahne oldu. Ezeli rakipler arasında Ali Sami Yen Stadı'nda yapılan son 11 lig maçından 10'unu ev sahibi Galatasaray, sadece 1'ini konuk Beşiktaş kazandı. Beşiktaş, Mecidiyeköy'de son 11 lig derbisinden sadece, şampiyonluğa ulaştığı 2002-2003 sezonundakini İbrahim Üzülmez'in golüyle 1-0 kazanabildi. Ali Sam Yen Stadı'ndaki son lig randevusunu da Galatasaray kazandı. Ezeli rakipler arasında Ali Sami Yen Stadı'nda yapılan son 11 lig maçında alınan sonuçlar şöyle: Tarih Sonuç ---------- ----- 28.02.1998 16.12.1998 12.12.1999 31.03.2001 09.03.2002 18.12.2002 05.03.2005 10.12.2005 17.09.2006 29.09.2007 (Seyircisiz) 21.12.2008 MECİDİYEKÖY'DE 51. RANDEVU Galatasaray ile Beşiktaş, cumartesi günkü maçla birlikte Ali Sami Yen Stadı'nda 51. kez karşı karşıya gelecek. Ezeli rakipler arasında Ali Sami Yen Stadı'ndaki randevularda beraberliklerin fazlalığı göze çarparken, Galatasaray 17, Beşiktaş ise 10 kez galip geldi, 23 karşılaşma da eşitlikle sonuçlandı. Mecidiyeköy'de yapılan maçlarda Galatasaray'ın toplam 60 golüne, Beşiktaş 56 golle yanıt verdi. Galatasaray ile Beşiktaş, Ali Sami Yen Stadı'nda ilk kez Ekim 1966 tarihinde lig maçında karşı karşıya geldi ve müsabaka 2-2 bitti. LİGDE 33. KEZ KARŞILAŞACAKLAR Turkcell Süper Lig'de iki ezeli rakip, Ali Sami Yen Stadı'nda cumartesi günü 33. kez karşılaşacak. Mecidiyeköy'de bugüne dek yapılan 32 lig maçında, sarı-kırmızılıların 13, siyah-beyazlıların ise galibiyeti bulunurken, 13 maçta da taraflar eşitliği bozamadı. Ligde Galatasaray'ın 45 golüne, Beşiktaş 36 golle karşılık verdi. Ali Sami Yen Stadı'nda geçen sezon yapılan maçı Galatasaray 4-2 kazandı.
559106
Çin internete sansürde saçmaladı!
üzerindeki denetimini artırmak isteyen ülkedeki müzik sitelerine koyulacak tüm parçalar için izin alınmasını ve şarkının Çince tercümesinin yetkili kuruma iletilmesi şartını getiriyor. Global Times'ın haberinde, bu önlemin hem Çince hem yabancı dildeki parçalar için geçerli olacağı, yabancı müzik parçalarını sitelerinde yayımlayanların bu şarkıların sözlerinin Çince tercümesini yetkili kuruma iletmelerinin gerektiği belirtildi. Kültür Bakanlığı tarafından alınan bu yeni önlem, 31 Aralık'ta yürürlüğe girecek. Kültür Bakanlığının açıklamasında, bu yeni önlemin, "bilginin yayılmasını düzenlemek, ülkenin kültürünü korumak ve halkın ahlakını muhafaza etmek" için alındığı belirtildi. Dünyada en fazla kullanıcısına sahip ülke olan 'de yaklaşık 338 milyon kullanıcısı bulunuyor. hükümeti, son aylarda internette pornografinin ve şiddetin engellenmesi için kısıtlamalar getirdiğini açıkladı, ancak insan hakları savunucusu kurumlar 'in bunu muhalif sesleri bastırmak için yaptığını savunuyor.
558666
Ruble ile ticaret tuttu, Rusya'ya ihracat hedefi milyar dolara çıktı
Şu anda iki ülke arasında hazır giyim sektöründe 260 milyon dolarlık bir ticaret hacminin olduğunu söyleyen İTKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, ruble ile ticaretin başlamasının ardından bu hedefe kısa sürede ulaşacaklarını belirtti. 2008 yılının son döneminde patlak veren küresel ekonomik kriz, Türkiye ile Rusya arasında süregelen bavul ticaretini ve de hazır giyim sektörünü olumsuz etkiledi. Krizin ardından iki ülke arasındaki ticari ödemelerde ciddi sıkıntılar yaşandı. Türk işadamları, kriz öncesi ihraç ettikleri malların ödemelerini Rus meslektaşlarından zamanında tahsil edemedi. Rus tekstilciler, ödemelerindeki gecikmeye yeterli oranda döviz stokuna sahip olmamalarını gösterdi. Ancak yaşanan bu sıkıntılar nihayet sona erdi. İki ülke arasında varılan mutabakat sayesinde Rus para birimi ruble ile ticaret yapılabilmesinin yolu açıldı. Garanti Bankası başta olmak üzere beş Türk bankası, ödemelerin dolarla birlikte ruble ile yapılabilmesi için gerekli altyapıyı oluşturdu. Gelinen noktayı 'tarihî bir başarı' diye nitelendiren İTKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, daha yüksek bir ticari hacmin yakalanabilmesi için Türk ve Rus işadamlarının önünde hiçbir mazaretin kalmadığına dikkat çekti. Krizle birlikte Rusya'ya yapılan tekstil ticaretinde yüzde 51 oranında bir düşüşün olduğunu ifade eden Tanrıverdi, rubleye geçişle birlikte 2010 yılını büyük bir sıçrama dönemi olarak gördüklerini kaydetti. Rusya'da yaklaşık 45 milyar dolarlık bir konfeksiyon pazarı olduğunun altını çizen Başkan Tanrıverdi, hedeflerinin 2015 sonuna kadar pazarın yüzde 10'una ulaşmak olduğunu dile getirdi. Ruble ile ticaretin başlamasının ardından ekonomik ilişkilerin artarak devam edeceğini vurgulayan Tanrıverdi, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kriz çıktığı zaman Ruslardan yaklaşık 1,3 milyar dolarımızı tahsil edemedik. Bize yeterli miktarda dolar rezervine sahip olmadıklarını ifade ettiler. Bunun yanında rubleyi de dolara çevirmenin zor olduğu dile getirildi. Ancak biz, kendi paralarıyla ödeme yapmalarında bir sakınca olmadığını dile getirdik. Bu noktada başvuruda bulunduk. Sonuçta devlet erkânımızın girişimi sonucunda buna imkân verildi. Artık Ruslar Türk mallarını ruble ile direkt alabilecekler." Bu yolla kayıt dışı ekonominin de bir nebze önüne geçileceğini dile getiren Tanrıverdi, 260 milyonluk hacmin beş yılda milyar dolara yükseleceğini söyledi. Gelecek birkaç hafta içinde de rublenin hem Türkiye'de hem de Rusya'da tanıtımının yapılacağını kaydetti. Bu amaçla Merter, Osmanbey ve Laleli'de bin dükkana stiker yapıştırılacak. Ruble ile alışverişin başladığı ilk dört ayda milyar 350 milyon rublelik ticaret hacmi gerçekleşti. Bunun 450 milyon rublelik kısmı Türk firmaların önceki alacaklarından kalan tahsilatları oluşturdu.
558744
AHMET KURUCAN Kaza, kefaret ve ibadetlerin ruhu
Orucun ruhu, ruhun mahiyeti ve yine ruha nüfuz edebilme adına neler yapılabileceğine dair sorularla hiç karşılaşmadım. Pekala bu hususun Mevlânâ ise alakası ne? diyecek olursanız; Mevlânâ Mesnevi'sinin neredeyse hemen her sayfasında ele aldığı her meselde işin ruhunu nazara verir; öz'den, manadan dem vurur ve insanları ufka bakmaya, onu yakalamaya yönlendirir. Yalnız bu demek değildir ki şekil şartları önemsizdir. Hayır; böyle bir şey diyen yok. Aksine şekil şartları sadece orucun da değil, bütün ibadetlerin olmazsa olmaz ilk şartıdır. şartlara uygun yapılmayan ibadetlere, ibadet bile denmez. Madem böyle, yukarıdaki serzeniş niye derseniz; her ikisi arasında korkunç bir boşluğun varlığı. Hatta birinin hiç ama hiç olmayışı. Bu boşluk kapanır mı? Bence boşluğun farkında olmak, onun kapanması adına atılan ilk adımdır ve söz konusu boşluk günümüzde birçokları tarafından hissedilmiş bulunmaktadır. Fakat bunun taban bulması, başka bir ifadeyle tabanda kendine yer bulması uzun zaman alır. Belki bir nesil, belki iki nesil. Bu zaviyeden bakınca gelecekte aslına uygun çok daha güzel Ramazanların bizleri beklediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu kısa girişten sonra gelelim kaza ve kefaret ekseninde sorulan birkaç sorunun hepsine birden cevap olabilecek kısa açıklamalara. Kaza, meşru bir sebeple bozulan veya baştan hiç niyet edilmeyen orucun bir başka gün tutulmasıdır. Kefaret ise meşru olmayan bir sebeple bozulan oruç için ister ceza, isterse telafi amaçlı tutulan fasıla vermeksizin iki kameri ay müddetince tutulan oruca verilen isimdir. Halkımız arasında 61 orucu denilen oruç, kefaret orucunun diğer adıdır. 'Cezalarda tedahül esastır' prensibinden hareketle, birden fazla kefaret orucu tutması gereken kişi bir kefaret orucu ile bu cezayı ödemiş olur. Yani gayri meşru sebeple bozduğu her bir oruç için ayrı ayrı kefaret tutmaz. Bir kefaret hepsi için geçerlidir ama her biri adına ayrı ayrı kaza tutması gerekir. 'Kefaret gerektiren bir ameli işlememiş olan bir kişi, her ihtimale karşı deyip ömründe en az bir defa kefaret tutmalı mıdır? sorusuna gelince; fukahanın bu soruya verdiği cevap aksine ihtimal vermeyecek ölçüde nettir; hayır. Neden? Çünkü şüpheler üzerine hüküm bina edilmez. Ortada kefareti gerektirecek bir eylem yok ise, kefaret de yok demektir. Tutulsa ne olur? İnsan elbette niyetine, niyetinin derinliğine göre sevap kazanır. 60 gün üst üste tutulan kefaret orucu bir ceza mıdır? Bu bakış açısına göre değişir. Kimine göre evet cezadır; çünkü 60 gün boyunca imsaktan iftara aç kalınacaktır. Günlük hayatını yeme-içme üzerine kurmuş, yatış-kalkışından iş ve ziyarete kadar her şeyini buna göre ayarlamış bir şahsın böyle düşünmesi normal olsa gerek. Kimine göre, ceza değil; rahmettir. Çünkü kasten yapılan bir hatayı telafi imkanı sunulmakta, böylece ibadetten hasıl olan kamil sevabı tekrar yakalama imkânı verilmektedir. Bu imkânı sunan ibadete ceza demek, her şeyden önce yakışıksız ve talihsiz bir isimlendirmedir. Ayrıca böyle bir yaklaşım, farkında olunmasa da Allah'ın rahmetini itham manası taşır. Halbuki Allah, kullarına karşı çok merhametlidir. Onun her bir emir ve yasağında dünyevi ve uhrevi binbir hikmet nümayandır. Tekrar başa dönelim ve bir kez daha ibadetlerin özü, ruhu diyelim. ruh sadece Hakk'ın rızasını gözetmekle elde edilir. Cennet ümidi, cehennem endişesi bile ruhu yakalamak için bir engeldir. Yazıyı bir menkıbe ile bitirelim: Rabiayı Adeviye bir gün bir elinde su dolu bir kova, diğer elinde ateş dolusu bir kürekle sokakta yol alır. Sorarlar, 'Nedir bu hal?' diye. "Su ile cehennem ateşini söndürmeye, ateşle cennet köşklerini yakmaya gidiyorum." der. 'Neden?' denildiğinde ise, "İnsanlar cennet ümidi ve cehennem korkusu ile değil, sadece Allah aşkı için ibadet yapsınlar." diye cevabını verir.
558662
Sertifikalı tohum için destek
Buna göre, sertifikalı tohum kullanım desteğinde, dekar başına olmak üzere buğday ve yoncaya 5, tritikale, arpa, çavdar ve yulafa 3,5, çeltik ve yer fıstığına 8, nohut, kuru fasulye ve mercimeğe 6, susam, kanola ve aspire 4, patatese 20, korunga ve fiğe TL prim ödenecek.
559523
Doğan Grubu’na ceza
VERGİ uzmanı değilim. Zaten gazetelerde hem Maliye’nin gerekçeleri, hem Doğan Grubu’nun savunması yayımlandı. Dünkü gazetelerde, Doğan Grubu’nu şiddetle eleştiren kalemler de yazıyordu; birçok medya grubu ve şirketler tarafından yapılagelen “hisse devri işlemleri” için sadece Doğan Grubu’na böylesine bir ceza verilmişti! Şu iki husus tartışmasız gerçektir: * Doğan Grubu’na kesilen yaklaşık milyarlık ceza, tarihte emsali görülmemiş, çok güçlü gruplara dahi diz çöktürebilecek bir şiddettedir! Doğan dışında hiçbir medya grubu için böylesine uzun süreli ve kapsamlı bir denetim yapılmamıştır. Denetim ağının sadece Doğan Grubu için atıldığı anlaşılıyor! Siyasi bir ‘ezme operasyonu’ olarak algılanması da bundan.
558807
Hükümetin şehit açılımında neler var?
Yeni düzenlemeler kapsamında, şehit çocuklarına tanınan memuriyet hakkı yerine çocuk için geçerli olacak. Çocuğu olmayan şehitler için, iş garantisi hakkı aileden birine devredilecek Genelkurmay Başkanlığı'nın şehit yakınlarıyla ilgili yaptığı düzenlemenin ardından hükümet de şehit çocuklarının haklarını genişletiyor. Çocuğu olmayanlar Hayata geçirilecek düzenlemelerle bir şehit çocuğu için geçerli olan bazı haklardan ikinci çocuk da yaralanabilecek. Gaziler ve şehit yakınlarının talepleri doğrultusunda şu düzenlemeler yapılacak: Şehit çocuklarına tanınan memuriyet hakkı yerine çocuk için geçerli olacak. İki şehit çocuğu devlet tarafından işe yerleştirilecek. Yeni düzenlemede çocuğu olmayan şehitlerin hak kaybı da ortadan kaldırılacak. Ailelerin talepleri doğrultusunda çocuğu olmayan şehitler için memuriyet hakkı, aile içinden birine devredilebilecek. Örneğin, şehidin yeğeni memuriyet hakkından yararlanabilecek. Gazilerin hakları Hükümet, gazilerin de bazı taleplerini dikkate aldı. Bu doğrultuda, yeni uygulamayla zaman zaman sorunlar yaşanan gazilerin toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanma hakları yaygınlaştırılıp standart hale getirilecek. Paso talebi Gazilerin tüm toplu taşıma araçlarında geçerli olacak paso talepleri var. Bazı belediyelerde gazilerin ve eşlerinin araçlardan ücretsiz yaralanmalarında sorunlar yaşanmıştı. Bu konu standarda bağlanacak.
560152
Memurluğa geçen işçinin kıdem tazminatı
İşçinin kendi iradesiyle ve sınava girip kazanmak suretiyle memur statüsüne geçmiş olması durumunda, iş sözleşmesi işçinin kendi isteği ile sonlandırıldığından dolayı kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi mümkün olmamaktadır. Ancak, kamu kurumuna devlet memuru statüsüyle yapılan atama sonucunda, işçilikte geçen süresinin, memur statüsüyle gerçekleşecek emeklilik sırasında dikkate alınarak emeklilik ikramiyesinin hesabında göz önünde bulundurulacaktır. Yargıtay'ın bir kararında belediyede işçi olarak çalışmaktayken memur statüsüne geçen ve emekli sandığından emekli olan davacıya ödenen emekli ikramiyesinin hesabında işçilikte geçen süre dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay'ın uygulamasına göre, özelleştirilen işyerinde kapsam dışı statüde çalışan işçinin kendi isteği ile kamu kurumlarına atanması halinde kıdem tazminatına hak kazanması söz konusu olmaz. Kıdem tazminatı ne zaman ödenmeli İş sözleşmesinin feshedilmesi halinde işçinin iş görme ve işverenin de ücret ödeme yükümlülüğü sona ermektedir. İş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve kanundan doğan para ve parayla ölçülmesi mümkün menfaatlerin, iş sözleşmesinin sona ermesi halinde, tam olarak ödenmesi zorunludur. Ticaret liseli stajyerler Okullar birkaç güne kadar açılacak. Bu arada başta ticaret ve meslek liseleri olmak üzere mesleki eğitim kanunu kapsamındaki öğrencilerin sigortalılığını yazmak gerekti. Yirmi ve daha fazla personel çalıştıran işletmeler, çalıştırdıkları personel sayısının yüzde beşinden az, yüzde onundan fazla olmamak üzere mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumu öğrencilerine beceri eğitim yaptırır. Öğrenci sayısının tespitinde kesirler tama iblağ olunur. İşletmelerdeki personel sayısının tespitinde her yılın ocak ayı, yaz mevsiminde faaliyet gösteren işletmelerde temmuz ayı esas alınır. Beceri eğitimi uygulamasına da öğretim yılı başında başlanır. Ticaret meslek lisesinden gelecek stajyer öğrenciler '3308 sayılı Mesleki Eğitim' kanununa tabidir. Şirket olarak bu kapsamdaki ticaret lisesinden gelen stajyerlere sigorta yapmamız gerekmemektedir. İşletmelerde meslek eğitimi gören öğrencilere ödenecek ücret ve bu ücretlerdeki artışlar; öğrenciler için okul müdürlüğü ile işyeri sahibi arasında Bakanlıkça belirlenen esaslara göre düzenlenecek sözleşme ile tespit edilir. Ancak, işletmelerde meslek eğitimi gören öğrenci, aday çırak ve çırağa yaşına uygun asgari ücretin yüzde 30'undan aşağı ücret ödenemez. Yani şu an için (16 yaşından büyüklerde) 207,90 TL'den az olamaz. Bunlar için ayrı bir öğrenci bordrosu düzenlenir. Öğrencinin eğitimi sırasında işyerinin kusuru halinde meydana gelecek iş kazaları ve meslek hastalıklarından işveren sorumludur. Öğrencilere ödenecek ücretler her türlü vergiden müstesnadır. İşletmelerde meslek eğitimi gören öğrencilere sözleşmenin akdedilmesi ile 5510 sayılı Kanunun iş kazaları ve meslek hastalıkları ile hastalık sigortaları hükümleri uygulanır. Sigorta primleri Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine konulan ödenekle karşılanır. İşletmelerde mesleki eğitim gören öğrencilere işletmelerce her yıl tatil aylarında bir ay ücretli izin verilir. Ayrıca mazeretleri kabul edilenlere okul müdürlüğünün görüşü alınarak bir aya kadar ücretsiz izin de verilebilir. Ticaret ve meslek lisesi gibi okullarda staj döneminde sadece iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortası primleri ödenmekte olup, bu sürelerde emekliliğe ilişkin malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primleri ödenmemektedir. Bu nedenle emeklilik başlangıç tarihi olarak kabul edilmeyeceği gibi, gün sayısı olarak da etkisi yoktur.
560196
SBS'de 4'üncü Kez Tercih Yapılacak
Ortaöğretim Yerleştirme Puanlarına göre öğrenci alan okullara yapılan yerleştirmeler sonucunda toplam bin 513 kontenjan boş kaldı. Kayıt işlemleri sonucu; Fen ve Sosyal Bilimler Liselerinde 173, Anadolu Liselerinde bin 389, Anadolu Öğretmen Liselerinde 162, Sağlık Meslek Liselerinde 789 olmak üzere toplam bin 513 kontenjan boş kaldı. Söz konusu kontenjanlara başvurular 11-14 Eylül 2009 tarihleri arasında yapılacak ve sonuçlar 16 Eylül 2009 tarihinde açıklanacak. Kayıtlar ise 16-18 Eylül 2009 tarihinde gerçekleştirilecek.
559977
Merkel'den Erdoğan'a baş sağlığı mesajı
Merkel mesajında, İstanbul'daki sel felaketinde çok sayıda insanın hayatını kaybetmesini ve yaralanmasını büyük bir üzüntüyle öğrendiğini belirterek, "Size ve vatandaşlarınıza, bu acılı anlarınızda Almanya'daki insanların üzüntünüzü paylaştıklarını ve kişisel olarak da taziyelerimi iletmek isterim" ifadesini kullandı. Merkel, sel felaketinde hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diledi.
560154
İntihar eden askerin ailesi şüphede
Adana'nın merkez Yüreğir ilçesinde oturan Hayri Kamalak (45), oğlu Volkan'ın Ağrı'nın Eleşkirt ilçesinde askerliğini yaptığı sırada, Eylül günü arayan bir komutanının poligonda atış eğitimi yaparken Volkan'ın intihar ettiğini kendisine söylediğini aktardı. Baba Kamalak, cenazenin ise az sayıda askerin de katılımıyla Eylülde toprağa verildiğini kaydetti. Baba Kamalak, oğullarının ölümü ile ilgili olarak ''Adli Tıp Kurumu'ndan ateşli silahla hayatını kaybettiği'' yönünde bir belgenin kendilerine verildiğini ifade ederken, şöyle konuştu: ''Oğlumun cenazesi Türk Bayrağına sarılı bir şekilde getirildi. Ben burada adli tıptan rapor alınmasını istedim. Ancak burada sadece gözleme dayalı bir otopsi yapıldı, detaylı bir inceleme yapılmadı. Bizim de oğlumuzun ölümüyle ilgili kuşkularımız oluştu. Komutanları Volkan'ın birliğinde kapsamlı bir araştırma yapıldığını söylüyor. Şimdilik bu araştırmanın sonucunu bekliyoruz. Türk Silahlı Kuvvetlerine olan inancımız tam. Ancak bizi tatmin edici bir açıklama yapılmazsa, yargı yoluna başvurmayı düşünüyorum. Oğlumun intihar etmesi için hiç bir neden yok. Biz ölümün başka bir şekilde olduğunu düşünüyoruz. Ailesi olarak bunu bilme hakkımız olduğunu düşünüyoruz.'' Kamalak, oğulları için resmi bir cenaze töreni yapılmamasına ve yetkili makamların taziye ziyaretinde bulunmamalarına da çok üzüldüklerini kaydetti. -ANNE KAMALAK- Anne Meliha Kamalak da (40) çocuğu bulunduğunu, en büyük oğlunun ölümü ile adeta yıkıldığını belirterek, ''Volkan'ı asker kınası ile davullu zurnalı askere gönderdik. bir karıncayı bile incitmezdi, intihar etmiş olamaz'' diye gözyaşı döktü. Kamalak ailesinin evlerine Türk Bayraklarının yanı sıra oğullarının fotoğraflarını da astığı gözlendi.
558721
12 Eylül Danışma Meclisi'nde saç kontrol eden komutan öldü
Özdilli darbeden sonra TBMM Garnizon Komutanı sıfatıyla görev aldı. Gazeteci Nuri Sefa Erdem, "Haki Meclis isimli kitabında Özdilli hakkında ilginç bilgiler veriyor. Kitapta, Danışma Meclisi'ne üye olabilmek için 15 günlük sürede 11 bin 640 kişi başvuruda bulunduğu, Özdilli'nin üyelerin kılık ve kıyafetlerini denetlerken, bazılarının saç ve kıyafetlerini askerî yönetime yakışır hale getirdiğini anlatıyor. 1949 Kara Harp Okulu mezunu olan Özdilli'nin oğlu Yrd. Doç. Kürşat Özdilli, Haliç Üniversitesi Genel Sekreteri olarak görev yapıyor.
559759
Şehitlerimiz son yolculuğa uğurlanıyor
Komando Er Orhan Kılıç'ın cenazesi, Kocatepe Camii'nde öğleyin kılınan cenaze namazından sonra Cebeci Askeri Şehitliği'ne defnedildi. Cenaze törenine Cumhurbaşkanı Gül de katıldı. Şehit Jandarma Başçavuş Murat Taş'ın cenazesi İstanbul Ataköy 5. Kısım Camii'nde öğleyin kılınan namazın ardından Edirnekapı Şehitliği'nde toprağa verildi. Cenaze törenine CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da katıldı. Şehit astsubaylardan Ferhat Ünelli, Amasya'da, Murat Ferhat Erdem Kırşehir'de, şehit erlerden Hüseyin Gürlek Kütahya'nın Gediz, Emrah Temel ise Bolu'nun Mudurnu ilçesinde son yolculuğuna uğurlanıyor. ER EMRAH TEMEL İÇİN SAKARYA VE BOLU'DA TÖREN SAKARYA-AKYAZI BOLU Siirt'te terör örgütü PKK ile girilen çatışmada şehit olan Emrah Temel son yolculuğuna uğurlanıyor. Emrah Temel'in dedesi, aile fertlerini ağlamamaları konusunda uyardı. Siirt'te şehit olan Emrah Temel'in naaşı dün akşam saatlerinde Bolu'nun Mudurnu ilçesi Avdullar köyünde bulunan evine getirildi. Temel ailesi şehit oğullarını bağrına bastı. Evin önünde dede Arif Temel, şehidin babası Ahmet Temel, kardeşleri Ercan ve Raif Temel'i ağlamamaları konusunda uyararak şöyle konuştu: "Dik durun ağlamayın. Eğik durmayın. Bu vatan yaşadıkça bu bayrak inmez bu ezan sesi susmaz. Gözyaşlarınızı göstermeyin. Benim 19 tane torunum var. Hepsi bu vatana helal olsun." Baba Ahmet Temel ise konuşmakta güçlük çekerek, "Vatan sağolsun" dedi. Şehidin kardeşi Raif Temel ise ağabeyinin kalleşçe arkadan vurulduğunu belirterek şunları söyledi: "Bana şehit olacağını söyledi. 'Ben gidiyorum ama şehit olup tabutum gelecek' dedi." Sakarya Valisi Hüseyin Atak, AK Parti Sakarya Milletvekili Recep Yıldırım, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Veli Yıldırım, aileye bağ sağlığında bulundu. Bolu Müftüsü Yaşar Yaprak'ın yaptığı duanın ardından şehit erin naaşı cenaze aracından alınarak askerlerin omuzunda törenin yapılacağı Dokurcun Belediyesi önüne götürüldü. Emrah Temel'in naaşı götürülürken annesi Hanım Temel camda gözyaşlarına boğuldu. Şehit er Dokucun Belediyesi önünde düzenlenecek törenin ardından Avdullar köyünde toprağa verilecek. İSTANBUL Siirt'in Eruh ilçesinde güvenlik güçleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Başçavuş Murat Taş, son yolculuğuna uğurlandı. Şehit başçavuş için Ataköy 5. Kısım Camii'nde cenaze töreni düzenlendi. Törene Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal ve İstanbul Valisi Muammer Güler ile birlikte askeri erkan da katıldı. Acılı aile, tören boyunca gözyaşı döktü. Şehit Başçavuş Murat Taş'ın yaşındaki oğlu Çağan da, olanlardan habersizce tören boyunca etrafını seyretti. Çağan babasını son yolculuğuna uğurlarken, şehit başçavuşun eşi Nesrin Taş, annesi Neriman Taş ve babası Hüseyin Taş, tabutun başında sinir krizleri geçirdi. Cenaze namazını İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı kıldırdı. Şehit Başçavuş Murat Taş'ın cenazesi, kılınan namazın ardından toprağa verilmek üzere Edirnekapı Şehitliği'ne gönderildi. Siirt'in Eruh ilçesi kırsalında önceki gün güvenlik güçleriyle teröristler arasında çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Piyade Er Emrah Temel (21) için Sakarya'nın Akyazı ilçesinde askeri tören düzenlendi. Şehit Temel için Sakarya'nın Akyazı ilçesi Dokurcun beldesinde, belediye önünde düzenlenen askeri törene katılan vatandaşlar, ellerinde taşıdıkları Türk bayraklarıyla ''Vatan bölünmez, şehitler ölmez'' sloganı attı. Törende görev yapan bir asker ile şehidin yakınları gözyaşlarını tutamadı. Şehidin, fenalık geçiren yakınları, askeri personel tarafından sakinleştirildi. Törene, Sakarya Valisi Hüseyin Atak, Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar, Bolu 2. Komando Tugayı Komutan Vekili Kurmay Albay İrfan Bulut, Bolu İl Jandarma Komutanı Albay İbrahim Ertaş, şehidin yakınları ve vatandaşlar katıldı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği töreni evlerinin balkon ve pencerelerinden izleyenler de binalara Türk bayrakları astı. Şehidin cenazesi, Dokurcun Camisi'nde kılınan namazın ardından memleketi olan Bolu'nun Mudurnu ilçesi Avdullar köyüne gönderildi. Şehit askerin dedesi Arif Temel, gazetecilere, torununun 3,5 aylık asker olduğunu belirterek, ''19 torunum var, hepsi bu vatana feda olsun. Şehidimizin acısı büyük ama vatan sağ olsun. Torunlarımın hepsi bu vatan için canlarını seve seve vermeye hazır'' dedi. Şehidin kardeşleri 17 yaşındaki Raif ve 15 yaşındaki Ercan Temel ise, ''Ağabeyimiz bu vatan için şehit oldu, gerekirse biz de seve seve vatanımız için ölüme gideriz'' diye konuştu. KIRŞEHİR Van'ın Başkale ilçesinde mayın patlaması sonucu şehit düşen Astsubay Kıdemli Üstçavuş Fatih Aydoğan'ın acı haberi, memleketini yasa boğdu. Van'ın Başkale ilçesi Albayrak köyü kırsalında arama tarama faaliyeti yürütürken mayının infilak etmesi sonucu şehit düşen Fatih Aydoğan'ın acı haberi, Kırşehir'in Kaman ilçesi İsahocalı beldesinde ikamet eden ailesini gözyaşlarına boğdu. Taziyeleri kabul eden şehit annesi Hanım Aydoğan konuşmakta zorluk çekerken, ağzından sadece "Allah" kelimesi çıkabildi. Şehidin eşi Elif Aydoğan ise, "Evi başına yıktılar" diyerek sitemde bulunurken, "Yavrularım babasına doyamadı. 'Babam' diyemediler. Terörü bitiremediler. Neyi paylaşamadılar? Yetmiyor mu bu ülke bize? Kızım, 'Baba' diyemedi. Ölüme gitmiş Van'a. Kimsenin ciğeri yanmasın. Yok muydu başka çare, Fatih'imi oraya gönderdiniz. Uzman kişileri neden göndermediniz? Terörü bitiremediniz. Yuvalar yıkılmasın" ifadelerini kullandı. Kübra (4) ve Sena (3 aylık) isimli kız babası Astsubay Kıdemli Üstçavuş Fatih Aydoğan'ın kısa bir süre önce memleketi İsahocalı'yı ziyaret ettiği öğrenilirken, tayininin ay önce Çanakkale'den Van'ın Başkale ilçesine çıktığı bildirildi. Evini de Van'a taşıyan şehit Aydoğan'ın naaşının, Kaman ilçesinde ikindi namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından beldede toprağa verileceği belirtildi. ANKARA Törene, Kılıç'ın annesi Ayfer Kılıç, babası İdris Dede Kılıç, yakınları, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atila Işık, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal, CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Ankara Garnizonunda görevli bazı general, subay ve astsubaylar ile vatandaşlar katıldı. Komando Er Orhan Kılıç'ın cenazesi, Kocatepe Camii'nde öğleyin kılınan cenaze namazından sonra Cebeci Askeri Şehitliği'ne defnedildi. Cenaze törenine Cumhurbaşkanı Gül de katıldı. Siirt'in Eruh ilçesi kırsalında teröristlerle güvenlik güçleri arasında önceki gün çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Komando Onbaşı Orhan Kılıç için Kocatepe Camisi'nde tören düzenlendi. Cumhurbaşkanı Gül, Kocatepe Camisi'ne gelişinde şehit Kılıç'ın ailesine başsağlığı dileklerini iletti. Kocatepe Camisi'nde, öğle namazının ardından şehit onbaşı Kılıç'ın cenaze namazı kılındı. Şehit onbaşının cenazesi bir süre askerlerin omzunda taşındıktan sonra top arabasına konuldu. Bu sırada bazı vatandaşlar ''Şehitler ölmez vatan bölünmez'', ''Askere uzanan eller kırılsın'', ''Kahrolsun PKK'', ''Hepimiz Mehmet'iz PKK'ya yeteriz'' şeklinde slogan attı. Slogan atan grup daha sonra polis tarafından durduruldu ve askeri törenin yapıldığı alana geçişlerine izin verilmedi. Askeri törenin ardından Kılıç'ın cenazesi defnedilmek üzere Cebeci Askeri Şehitliği'ne götürüldü. Cenaze töreninde, geniş güvenlik önlemleri alındı. Kocatepe Camisi'ne çıkan cadde ve sokaklar trafiğe kapatıldı. Minarelere ve çevredeki yüksek binalara da keskin nişancıların yerleştirildiği görüldü. KÜTAHYA Siirt'in Eruh ilçesi kırsalında güvenlik güçleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada şehit olan 1988-3 tertip Komando Onbaşı Hüseyin Gürlekli'nin cenazesi, Kütahya'nın Gediz ilçesinde düzenlenen törenle toprağa verildi. Ulu Cami'de Şehit Onbaşı Gürlekli için düzenlenen cenaze törenine; Kütahya Valisi Şükrü Kocatepe, AK Parti Kütahya milletvekili Soner Aksoy, MHP Kütahya milletvekili Alim Işık, Gediz Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu, Gediz Belediye Başkanı Mehmed Ali Saraoğlu, kamu kurum ve kuruluşların daire amirleri ile binlerce vatandaş katıldı. Siirt'ten askeri helikopterle getirilen şehit cenazesini gözyaşları ile karşılayan şehit yakınları güçlükle sakinleştirilirken, vatandaşlar sık sık, "Şehitler ölmez, vatan bölünmez", "Kahrolsun PKK" şeklinde slogan attı. Kütahya Müftüsü Mustafa Üskülüplü'nün cenaze namazını kıldırmasının ardından şehidin naaşı ilçe mezarlığında toprağa verilirken, yakınları fenalık geçirdi. Yaklaşık bir ay önce izne gelerek İzmir'de yaşayan bir kızla nişanlanan Gürlekli'nin, 2.5 ay sonra terhis olup evlenmeyi planladığı belirtildi. Meslek Yüksekokulu mezunu olduğu öğrenilen Gürlekli'nin, askere gitmeden önce Ankara'da özel bir şirkette müdür yardımcılığı görevinde bulunduğu ifade edildi. Başka bir haber sitesinde Muş lu şehit babası Sayın Bahçeli için evlat acısı bilmez evladı yok konuşmasın demiş,muş lu baba sana soruyorum sen bi baba olsan bu acılı gününde böyle konuşup pkk yi destekleyici konuşurmuydun,eminim çocuğunla yolda karşılaşsamn tanımazdın, ismini dahi bilmiyordursun ama bu acılı gününde hala hizmete devam ediyorsun şehit oğluna allahtan rahmet diliyor mekanı cennet olsun diyorum,tabiki annesi ve kardeşlerinede.
559165
Ayamama'nın intikamı ağır oldu!
Ayamama'nın intikamı ağır oldu!İkitelli bölgesinde dün yaşanan sel felaketinin bir benzeri 1995'te de yaşandı. Yine Ayamama Deresi taştı, birçok işyeri ve araç sular altında kaldı. Selin faturası da 30 milyon dolar oldu.Aradan 14 yıl geçti. günden bu yana hiçibr tedbir alınmayınca değişen sadece felaketin boyutu oldu. Hem can kaybı arttı hem de hasar gören fabrika ve su altında kalan araç sayısı arttı Erdoğan, 14 yıl önceki sözünü tutsaydı bu felaket yaşanmayabilirdi.. 10.09.2009 07:54:40 Türkiye, Trakya'daki sel faleketinin şokunu atlatamadan, dün sabah İstanbul'un İkitelli semtindeki yeni felaketle güne uyandı. Ayamama deresi taştı, 24 kişi hayatını kaybetti, kişi de kayıp. Bölgede evler, işyerleri ve araçlar su altında kaldı. Felaketin maddi boyutu ise 100 milyon doların üzerinde. 14 YILDA HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEDİ İkitelli bölgesi sel baskınlarına yabancı değil. 1995 yılında da büyük bir tehlike atlatan İkitelli'de yine aynı derenin taşması nedeniyle birçok işyeri ve araç sular altında kalmıştı. 1995 yılında yaşanan selin faturası ise 25-30 milyon dolar civarındaydı. dönem Basın ekspres yolunda bulunan Sabah Gazetesi tesislerinin depoları suyla dolmuştu. Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'dı. Erdoğan, Ayamama Deresi'nin ıslahı başta olmak üzere kalıcı tedbirler alınacağını açıklamıştı. Ayamama Deresi, tarihten sonra birkaç kez daha taşarak mağduriyete neden oldu. günden bu yana hiçbir tedbir alınmayınca değişen sadece falaketin boyutu oldu. Hem can kaybı arttı, hem de hasar gören fabrika ve su altında kalan araç sayısı.
558948
Milliler gruptan nasıl çıkar?
FIFA'nın talimatları gereği iki takım grubu aynı puanda bitirirse, sıralamada önce gol averajına bakılıyor. Eğer gol averajında da eşitlik söz konusuysa atılan gol sayısına, bunda da eşitlik varsa deplasmanda atılan gol sayısına, eğer eşitlik yine bozulmazsa disiplin kayıtlarına bakılıyor. Eğer bir inanılmaz gerçekleşir ve bunda da eşitlik bozulmazsa da üst sırada yer alacak takım kura çekimi sonrasında belli oluyor. Bosna-Hersek'in son iki maçta alacağı beraberlikler ve Türkiye'nin alacağı iki galibiyet, her iki ekibin puanını 18'e getirecek. Averajlarda Bosna Hersek +13, Türkiye ise +3'te bulunuyor. Ay-Yıldızlıların son iki maçta alacağı iki galibiyet ve Bosna Hersek'in kalan iki maçta bir beraberlik ve bir yenilgi durumunda ise Milli Takım'ımız, 17 puana ulaşan Bosna'yı 18 puanla geçerek play-offlara katılma şansını yakalayacak. Bosna Hersek'in son iki maçta alacağı bir beraberlik ve uğrayacağı bir yenilgi hiçbir şey ifade etmiyor. Türkiye'nin grubu ikinci sırada bitirerek play-off'lara katılabilmesi için son iki maçını da kazanması gerekiyor. Bu arada Bosna Hersek'in iki maçta puan kaybı yaşaması ve 18 puanla grubu ikinci sırada tamamlaması da Türkiye'nin play-off'lara katılması için yetmeyebilir. Çünkü eleme grubu içinde gruplarını 2. sırada tamamlayan takımlar ile puanlar kıyaslanacak ve en yüksek puana sahip grup ikincisi play-off'lara katılacak. Bu hesaplama yapılırken grupta son sırada yer alan ekiplerden alınan puanlar grup ikincilerinin puanlarından çıkarılacak.
559970
DTP'li Türk açılım için Mazlum-der'deydi
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, CHP ve MHP'nin peşinen rencide edici bir yaklaşım içinde olmaları halinde randevu talebinde bulunmayacaklarını belirterek, "İktidar partisine kapıları kapatan bir muhalefet herhalde DTP'ye kapılarını açmaz. Keşke kapılar açık olsaydı" dedi. DTP Genel Başkanı Türk, demokratik açılım konusundaki tartışmalarla ilgili görüş alışverişinde bulunmak üzere Muş Milletvekili Sırrı Sakır ve Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'la birlikte Mazlum-Der Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal'ı ziyaret etti. DTP heyetinin ziyarete Meclis İdare Amiri de olan Sırrı Sakık'a tahsis edilen TBMM'nin makam aracıyla gelmeleri dikkat çekti. Ziyaret öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulunan Türk, Türkiye'de önemli bir süreç yaşandığına işaret ederek, bunu, yıllardan beri acıların yaşandığı bu coğrafyada aynı acıların yaşanmaması ve Kürt halkının da özgür ve eşit yaşayabileceği bir ortamın sağlanması, bütün farklılıkların sevgiyle kucaklaştığı bir ortamın gelişmesi için önemli bir süreç olarak gördüklerini söyledi. Bu acılı sürecin bitmesini, özgür bir Türkiye'nin oluşmasını istemeyen güçlerin bu süreci baltalamaya yönelik bazı çalışmaları olduğunu gördüklerini dile getiren Türk, "Bu ülkenin barışa, kardeşliğe ihtiyacı var. Bu süreçte başarılı olursak belki de 100 yıllık acıları dindirmiş oluruz. Halkımızı bütün farklılıkları ile birbirini kucaklayacak bir noktada buluşabiliriz. Biz birlikte yaşamanın Türk ve Kürt halklarının yararına olacağına inanıyoruz. Bu tartışmalı dönemde bu sancılı süreci fırsata dönüştürme konusunda yapılan açılımları sonuna kadar destekliyoruz" şeklinde konuştu. Bu sürece katkı için neler yapılabileceği ve ortak noktada nasıl buluşulacağı konularını görüşmek için sivil toplum örgütlerini ve meslek kuruluşlarını ziyaret ettiklerini anlatan Türk, bütün Türkiye toplumunun bu acılı sürecin sona ermesi konusunda büyük bir çabanın içinde olacağına inandığını ifade etti. Türk, "Bizim amacımız birbirimizi anlamak, ufkumuzu buluşturmaktır. Bu sorunu tartışamazsak, diyalog oluşturamazsak başarılı olma şansımız olmaz. Biz bu nedenle olabilirlikler üzerinde konuşmak için, hep birlikte nasıl bir yol haritasını ortaya koyabiliriz diye demokrasiden yana olan herkesin düşüncelerini paylaşmak istiyoruz. İyi günler için, geleceğin özgürleşmesi için hep birlikte çaba sarf edeceğiz" dedi. Mazlum-Der Genel Başkanı Ünsal ise Türkiye'nin demokrasi açısından defolu olan bütün yönlerini bu demokratik açılım süreci içinde tamir etmesini umduklarını ifade etti. Hükümetten beklentilerinin bu sürece başlarken gösterdiği şevk ve kararlılığı sürecin sonuna kadar götürmesi olduğunu dile getiren Ünsal, "Aksi takdirde Türkiye, çok büyük bir umutla, büyük bir kamuoyu desteğiyle devam ettirdiği bu süreçten büyük bir hayal kırıklığı ile çıkar" diye konuştu. Sivil bir Anayasa yapılmasının elzem olduğunu belirten Ünsal, bu Anayasanın Kurucu Meclis tarafından yapılması gerektiğini belirtti. Anayasa yapımı zaman alacağından Anayasa yapılana kadar derhal kültürel hakların verilmesinin çok önemli olduğunu söyleyen Ünsal, kapsamı ve mahiyeti tartışılmak kaydıyla bir genel siyasi affın yapılmasının da önem taşıdığını dile getirdi. Ünsal, "Üçünü bir arada yürütmediğiniz takdirde ortaya çıkacak demokratik açılımın defolu olacağını düşünüyoruz. Genel affın bir parçası olmak kaydıyla Mahmur'dan başlamak üzere diasporanın dönüşünün sağlanması da ele alınabilir" şeklinde konuştu. DTP Genel Başkanı Türk, yaklaşık saat süren görüşmenin ardından Mazlum-Der Genel Merkezi'nden ayrılırken gazetecilerin sorularını cevapladı. Türk, demokratik açılım konusundaki görüşmeleri kapsamında CHP ve MHP ile de görüşüp görüşmeyeceklerinin sorulması üzerine, "İktidar partisine kapıları kapatan bir muhalefet herhalde DTP'ye kapılarını açmaz. Keşke kapılar açık olsaydı. Hem iktidar partisine, hem de diğer siyasi partilere kapıları açık olsaydı" diye konuştu. Bir diyalog ortamını oluşturmak için bu görüşmelerin çok önemli olduğunu belirten Türk, bu sorun üzerinde tartışmaların açık bir şekilde yapılmasının, olabilirler üzerinde tartışmanın çok yararlı olacağını ifade etti. Bugün kesin bir karşı duruş olduğuna işaret eden Türk, bunun yanlış olduğunu ifade etti. Yıllardan beri Kürt raporundan söz eden bir siyasi partiden henüz bir proje ortaya çıkmamasına rağmen şimdiden bir duruş göstermesinin samimi olmadığını gösterdiğini kaydeden Türk, "Bugün Güneydoğu raporunu bile bilseydik, 'biz bunlarla kendimizi sınırlıyoruz' deselerdi bile önemli bir sürecin başlamasına katkı sunarlardı. Ama sonuç olarak Türkiye değişmek zorunda. Bunları aşmak durumundayız. Tabii ki sarsılmalar olacak, ertelemeler olacak. Ama bu Türkiye'nin sorunu. İnkar etmekle, bastırmakla, ertelemekle bu sorun çözülmez. Biz her gün yaşanan sorunların yaşanmaması konusunda çaba gösteriyoruz. Bir gün içinde bizi çok derinden üzen bir kaç olay gerçekleşti. Bu hepimizden büyük şeyler götürüyor" değerlendirmesinde bulundu. İstanbul'da yaşanan sel felaketiyle ilgili açıklamalarda da bulunan Türk, bu sel felaketiyle ilgili hükümetin çok acil önlemler alması gerektiğini ifade etti. İstanbul'a bir felaket bölgesi olarak yaklaşılması gerektiğini kaydeden Türk, "Belki de demokratik bir ülke yaratamadığımız için insanlar yurdundan, bölgesinden kaçmak zorunda kaldı. Bugün bu nüfusu kaldıracak noktaya gelen bir İstanbul'u da gözden geçirmek lazım. Eğer ekonomiyi, demokrasiyi tüm Türkiye'ye yaymış olsaydık belki bunlar olmazdı" dedi. Türk AK Parti, CHP ve MHP'den randevu talebinde bulunup bulunmayacaklarının sorulması üzerine şöyle konuştu: "Bizim randevu talebimize, 'niye bize talepte bulundular, bunlar bölücüdür, vatan hainidir' gibi bir yaklaşım gösterirlerse böyle bir şeyin içinde olmayız. Gerçekten düşüncelerimizi merak ettikleri hissine kapılırsak, noktaya gelirsek elbetteki böyle bir teşebbüsü yaparız. Ama peşinen rencide edici bir yaklaşım içinde olurlarsa randevu talebinde bulunmayız. Şu andaki duruşlarını bu şekilde görüyoruz. Değişirse elbette görüşmeyi isteriz." 'Bu turlar İçişleri Bakanı'nın turlarına alternatif mi?' sorusuna Türk, "Hayır. Biz sivil toplum örgütlerini ziyaret ediyoruz. Düşüncelerini almak istiyoruz. Olabilirlikler üzerinde görüşüyoruz. Biz de kendimize göre halkımızın talepleri nelerdir, sivil toplum örgütlerinin sorunun çözümüne ilişkin düşünceleri nelerdir, bu konuda düşünceleri alıyoruz" karşılığını verdi. Türk, 'Bölgeden gelen şehit haberleri bu süreci baltalamıyor mu?' sorusu üzerine ise, "Biz de bunların yaşanmaması için çaba gösteriyoruz. Umut ediyoruz bunlar yaşanmaz" dedi.
559204
Bakü Başsağlığı ve Şifa Diledi
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, yaşanan sel felaketi ile ilgili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e başsağlığı mesajı gönderdi. Aliyev mesajında olaydan duyduğu üzüntüyü dile getirerek, hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara şifa diledi.
558724
12 Dev Adam'ın 2. turda rakipleri belli oldu
Grubu'nda Milli Takım'ımız oynadığı üç maçı da kazanarak ikinci tur bileti alırken, Grubu'da Yunanistan, Grubu'nda Fransa ve Grubu'nda da Slovenya gruplarında liderlik koltuğuna oturarak bir üst basamağa yükseldi. Diğer taraftan İsrail, Letonya, Büyük Britanya ve Bulgaristan ise Avrupa Şampiyonasına veda etti. Milli Basketbol Takımı ikinci turda Grubu'nda, Slovenya, Sırbistan ve İspanya ile eşleşti. Ay yıldızlılar ikinci turda 12 Eylül Cumartesi günü İspanya, 14 Eylül Pazartesi günü Sırbistan ve16 Eylül Çarşamba günü de Slovenya ile karşılaşacak. İlk tur karşılaşmalarının ardından oluşan ikinci turdaki ve Gruplarındaki son durum şu şekilde: Grubu Takımlar 1. Yunanistan 2. Fransa 3. Hırvatistan 4. Almanya 5. Rusya 6. Makedonya Grubu Takımlar 1. Türkiye 2. Slovenya 3. Sırbistan 4. İspanya 5. Polonya 6. Litvanya
558540
12 Dev Adam'ın rakipleri belli oldu
36. Avrupa Erkekler Basketbol Şampiyonası'nda ilk tur grup maçları sona ererken, (D) Grubu'nu puanla yenilgisiz lider olarak tamamlayan Türkiye'nin 2. tur grubundaki rakipleri Slovenya, Sırbistan ve İspanya oldu. Polonya'nın evsahipliğinde süren organizasyonda, (C) Grubu'nda ilk sırayı alan Slovenya, Sırbistan ve İspanya, (D) Grubu'nun ilk takımı Türkiye, Polonya ve Litvanya ile (F) Grubu'nu oluşturacak. Aynı eleme grubundan gelen takımların yeniden karşılaşmadığı ve grupları son sırada bitiren ekiplerle yapılan karşılaşmalar dışındaki puanların taşındığı (F) Grubu'nda karşılaşmalar, 12-16 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Lodz kentinde yapılacak maçlarda Türkiye, 12 Eylül Cumartesi günü İspanya, 14 Eylül Pazartesi günü Sırbistan ve 16 Eylül Çarşamba günü de Slovenya ile maç yapacak. (F) Grubu'nda ilk sırayı alacak ekipler, çeyrek finale yükselerek, karşılaşmalarını Katowiçe kentinde sürdürecek. Türkiye, (F) Grubu'ndaki mücadelesine, puanla yenilgisiz ve lider olarak başlayacak.
559536
Bayramda yolculuğa çıkacaklara uyarı
Durmuş Ali Başkan'ın haberi Yaklaşan Ramazan Bayramı öncesi şehirler arası otobüs terminalleri yavaş yavaş hareketlenmeye başlıyor. Beş günlük bayram tatilini yakınlarıyla geçirmek isteyen vatandaşlar, otobüs firmaları ile hava yolu şirketlerine başvurarak bilet talebinde bulunmaya başladı. Bugünlerde hava yolu şirketlerinden Adana-İstanbul arasında 80-90 TL arasında değişen fiyatlardan satın alınan 19 Eylül tarihli biletlerin, bayram yaklaştıkça 200 TL'nin üzerine çıkabileceği belirtildi. Bu nedenle vatandaşların bilet almak için acele etmeleri önerildi. Türkiye Otobüsçüler Federasyonu Genel Sekreteri Mevlüt İlgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, otobüs firmalarının 19 Eylül ve 23 Eylül tarihleri arasındaki bayram biletlerini satışa çıkarttığını söyledi. Biletlerin satışa çıkartılmasının ardından şehirler arası otobüs terminallerinin de hareketlendiğini belirten İlgin, bayramda seyahat edeceklerin biletlerini şimdiden gidiş-dönüş olarak almalarını önerdi. İlgin, yoğunluğa göre bazı otobüs firmalarının bayram arefesinde ek seferler koyabileceklerini ifade ederek, ''biletler otogar yerine mahalle aralarından kaldırılan belgesiz, sigortasız firmalardan alınmamalı. Güvenli yolculuk açısından D1 ve D2 yolcu taşıma yetki belgesi olan firmalarla yolculuk yapılmalı'' diye konuştu. -HAVA YOLU ŞİRKETLERİNDE EK SEFER KOYMA HAZIRLIĞI- Onur Air Genel Müdürü Şahabettin Bolukçu da, yaklaşan Ramazan Bayramı nedeniyle 18-19 Eylül tarihlerinde İstanbul çıkışlı seferlerin Anadolu çıkışlı olanlara göre daha çok talep gördüğünü söyledi. Şu an için uçaklarında yer olduğunu, ancak bilet satış hızına baktıklarında 16 Eylül civarlarında uçakların bayram için tamamen dolacağını gözlemlediklerini belirten Bolukçu, şöyle konuştu: ''Bu nedenle yolcularımıza biletlerini hemen almalarını tavsiye ediyoruz. Şu ana kadar satılan biletlere baktığımızda, bayramda havanın güneşli olacağı da göz önüne alınırsa en çok talebin Antalya ve Bodrum'a olduğunu görüyoruz. Yoğun talep gören hatlar için ilave sefer uygulamayı planlıyoruz. Ayrıca filomuzdaki daha fazla koltuk kapasitesine sahip olan büyük uçaklarımızı da bu yoğun hatlara tahsis edeceğiz.'' -''KISITLI YERİMİZ BULUNUYOR'- Pegasus Havayolları Tarifeli Uçuşlar Satış Direktörü Güliz Öztürk ise bilet satışlarının her bayramda olduğu gibi bu bayramda da çok iyi olduğunu söyledi. Öztürk, şunları kaydetti: ''Birçok destinasyonda kısıtlı yerimiz bulunuyor. Fiyat odaklı kampanyalarımız ile birçok misafirimizin çok önceden bayram için biletlerini aldıklarını görüyoruz. Özellikle bu bayram yurt dışı uçuşlarımızda artış görüyoruz. Yurt içinde en çok Antalya, Bodrum, Dalaman ve İzmir, yurt dışında ise genel olarak Amsterdam, Londra, Brüksel ve KKTC seferlerimiz talep ediliyor.'' Öztürk, 18-23 Eylül arası Antalya, Bodrum, Dalaman, İzmir, Trabzon ve KKTC'ye toplamda 68 ek sefer düzenleyeceklerini sözlerine ekledi.
558606
Bankacılar 'sen-ben kavgası'nı bıraktı, ATM'ler ortak kullanılacak
Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Ünal, basın toplantısında, Avrupa'da ilk kez bir ülkede ATM hizmeti veren tüm bankaların, kart kullanıcılarının işlemlerini kolaylaştıracak ortak bir hizmet protokolüne imza attığını söyledi. BKM'nin 'Ortak ATM' projesi için mevcut altyapısını geliştirdiğini ve yatırımlar gerçekleştirdiğini ifade eden Ünal, ATM lokasyon bilgilerinin tümünü kullanıcılara tek bir platformdan sunmayı sağlayacak bir yapı hazırlandığını kaydetti. Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Genel Müdürü Sertaç Özinal da ATM paylaşımının, ortak POS kullanımı konusunda daha somut adımların atılması için önemli bir kılavuz olacağını düşündüğünü bildirdi. Tüketicilere yarar sağlamak amacıyla gerçekleştirilen proje ile tüm banka kartı kullanıcılarının, dilediği bankanın ATM'sinden bakiye sorgulama ve nakit çekim işlemleri yapabileceğini, paylaşım sistemi ile Altın Nokta ve Ortak Nokta'ların tarihe karışacağını söyledi. Çalışmaların 2007 yılında başlatıldığını hatırlatan Özinal'ın verdiği bilgiye göre, kullanıcıların tüm ATM'lerin adres bilgilerine web üzerinden ve cep telefonlarından ulaşılmasını sağlayan bir yapı kuruldu. Özinal, tüm banka kartı kullanıcılarının; banka kartları ile Türkiye'deki tüm ATM'lerden bakiye sorgulama ve para çekim işlemini gerçekleştirebileceğini, ATM bulamama endişesi ile gerektiğinden fazla nakit taşıma riskinin minimize olacağını, en yakın ATM'yi web sitesinde yer alan bir harita üzerinden ya da cep telefonları ile tespit edebileceğini dile getirdi. Banka kartlarının yurtiçi ATM'lerde kullanım işlem adedine bakıldığında yıllık artışın ortalama yüzde 10 düzeyinde olduğunu belirten Özinal, Ekim 2009 sonrası artan işlem hacmi ile birlikte 2009 sonunda yıllık toplam işlem adedinin artacağını öngördüklerini, 2010'daki artışın da yüzde 30-40'lara çıkabileceğini düşündüklerini kaydetti. Mevcut 22 bin 714 adet ATM'nin 35 bin adet ATM kadar etkinlik gösterecek olmasından ötürü 300 milyon dolarlık verim elde edileceğini bildiren Özinal, Ekim 2009 tarihi itibarıyla basın ve outdoor mecralarının kullanılacağı bir iletişim kampanyasının da hayata geçirileceğini söyledi. ATM'LERDEN SONRA POS CİHAZINDA ORTAKLIK GELİYOR Gazetecilerin sorularını da cevaplayan BKM Genel Müdürü Özinal, ATM'ler konusunda bütün bankaların artık hangi noktalarda yoğunlaşma olduğunu daha net görebildiğini ifade etti. Ziraat ve İş bankalarının bu projeye katılımı için nasıl ikna edildiklerine ilişkin bir soru üzerine Özinal, "Olumlu baktılar. Son yıllık süreçte bütün üyeler olumlu bir yaklaşım içindeydiler. İlk dönem için 300 milyon dolarlık bir maliyet tasarrufu olduğunu görüyoruz. Her yıl 100-200 milyon dolar daha bu tasarrufun devamı gelecek." diye konuştu. Özinal, 'ATM'deki bu işbirliği POS'ta da mümkün olacak mı?' sorusuna ise şu cevabı verdi: "Yıllardır tane önemli rüyam kaldığını söylüyorum. Biri ATM paylaşımı. Onun gerçekleştiğini görmek tüm sektörü olduğu gibi beni de çok sevindiriyor. POS paylaşımında da çok önemli gelişmeler olduğunu görüyoruz. Bu konuda çok önemli adımlar oluyor. Sektör olarak ATM paylaşımı, ortak POS kullanımı konusunda daha somut adımların atılması için önemli bir kılavuz olacak." BKM Yönetim Kurulu Başkanı Ünal, ortak ATM kullanımının tüketiciye maliyetine ilişkin olarak, ücretlendirmenin kartı veren banka ile müşteri arasında belirleneceğini ifade etti. Ünal, "Banka, kendi ücretlendirme politikası ve pazarlık stratejisi doğrultusunda kart sahiplerinden belirli ücret talep edecektir veya etmeyecektir." dedi. Bütün bankaların, ATM ve kart sayıları ne olursa olsun programdan aynı şartlarda faydalanmış olduğunu belirten Ünal, "Kart ve ATM sayısı ne olursa olsun bütün bankalar aynı hizmeti alacak. Birbirlerine aynı ücreti ödeyecekler ve giriş ücreti de ödenmeyecek.'' diye konuştu. EKONOMİ SERVİSİ Güçbirliği yapan 26 banka Alternatifbank, Akbank, Albaraka Türk, Anadolubank, Bank Asya, Citibank, Denizbank, Eurobank Tekfen, Finansbank, Fortis, Garanti Bankası, Halkbank, HSBC, ING Bank, Kuveyt Türk, Millennium Bank, Şekerbank, TEB, Tekstilbank, Turkish Bank, T-Bank, Türkiye Finans, İş Bankası, Vakıfbank, Yapı Kredi Bankası, Ziraat Bankası. 3,6 milyar kez ATM'ye gidildi İlk ATM 1987'de kullanılmaya başlandı. 1993'te bankanın katılımı ile ATM'lerini hem kredi kartları hem de banka kartları için ortak kullanma kararı ile Altın Nokta ATM paylaşım grubu kuruldu. 1998'ın Mart ayında da 16 bankanın katılımıyla Ortak Nokta oluşturuldu. Türkıye, ATM adetsel büyümesinde Avrupa'da birinci. 44 milyon kredi kartı, 61 milyon banka kartı bulunuyor. Bugüne kadar yapılan ATM yatırımı 600 milyon dolar. Türkıye'de son yılda 3,6 milyar kere ATM'ye gidildi, her bir milyon kişiye düşen ATM sayısı 264, işlem başına nakit çekim miktarı ise ortalama 190 lira.
558906
Suriye ve Irak, İstanbul'da buzları eritmeye çalışacak
Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, Arap Birliği Genel Merkezi'nde dün yapılan görüşmenin bir benzerinin önümüzdeki hafta İstanbul'da gerçekleştirileceğini açıkladı. Görüşmenin dışişleri bakanları mı yoksa liderler seviyesinde mi yapılacağı ise açıklanmadı. Musa, İstanbul'dan sonra sürecin New York'taki BM Genel Kurulu'nda devam edeceğini, gerek görülmesi durumunda Arap Birliği karargahında tarafların yeniden bir araya geleceklerini ifade etti. Dörtlü toplantıda Türkiye'yi temsil eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Türkiye'nin, komşuları Irak ve Suriye'nin arasının açılmasına izin vermeyeceğini söyledi. Arap Birliği'nin davetlisi olarak Mısır'ın başkenti Kahire'ye gelen ve Arap Birliği dışişleri bakanları toplantısının açılışında bir konuşma da yapan Davutoğlu, tüm tarafların Türkiye'nin sergilediği tutumdan büyük bir övgüyle söz ettiklerini belirtti. ESED İLE TALABANİ TÜRKİYE'DE BULUŞACAK Kahire'deki toplantı öncesi Londra'da yayınlanan Darul Hayat gazetesine demeç veren Irak Dışişleri Bakanı Zebari de Türkiye'nin arabuluculuğuyla gerçekleşen Irak-Suriye görüşmelerinin başarısızlığa uğramayacağını ve sürecin devam ettiğini söyledi. Zebari, konunun uluslararası mahkemede ele alınması taleplerinden vazgeçmeyeceklerini de kaydetti. Aynı gazete Suriye lideri Beşar Esed'in de önümüzdeki hafta AK Parti'nin davetlisi olarak Türkiye'ye gideceğini öne sürdü. Gazete aynı tarihte Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin de Ankara'ya gideceğini ve Başbakan Erdoğan'ın arabuluculuğuyla iki ülke liderlerinin bir araya geleceğini de yazdı. Davutoğlu ise iki liderin Türkiye ziyareti konusundaki sorularla ilgili yorum yapmaktan kaçındı. Suriye-Irak arabuluculuğu Ankara'nın son aylarda Ortadoğu'da gerçekleştirdiği diplomatik hamlelerin sonucu olarak değerlendiriliyor. Türkiye bir yandan Lübnan'daki siyasî krizin çözülmesi için devrede bulunurken, diğer yandan da Filistinli gruplarla direkt temaslarda bulunuyor. Irak-Suriye ilişkileri, Suriye'den sızdığı öne sürülen teröristlerin geçtiğimiz ay Irak'ın başkenti Bağdat'ı sarsan kanlı bombalı eylemler gerçekleştirmesinin ardından gerilmiş, iki ülke karşılıklı olarak büyükelçilerini çekmişti. Öte yandan Ahmet Davutoğlu, Arap Birliği dışişleri bakanları toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye'nin, Ortadoğu'da hiçbir ülkeyle rekabet halinde olmadığını vurguladı. Bölgedeki hiçbir gelişmenin diğerinden ayrı düşünülemeyeceğini, dolayısıyla kendilerinin bölge ile direkt ilgili olduklarının altını çizdi.
559300
Ortak ATM dönemi başlıyor
Türkiye'de ortak ATM dönemi 26 bankanın katılımıyla Ekim 2009 tarihinden itibaren başlayacak. Avrupa'da ilk kez Türkiye'de gerçekleşecek uygulama ile ATM'lerin işlem hacmi artacak, Türkiye ekonomisine 300 milyon dolarlık katkı sağlanacak. Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Ünal, ortak ATM döneminin başlamasına ilişkin düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, Avrupa'da ilk kez bir ülkede ATM hizmeti veren tüm bankaların, kart kullanıcılarının işlemlerini kolaylaştıracak ortak bir hizmet protokolüne imza attığını söyledi. Ünal, BKM'nin ''Ortak ATM'' projesi için mevcut altyapısını geliştirdiğini ve yatırımlar gerçekleştirdiğini ifade ederek, proje kapsamında çalışmalara iki yıl önce başlandığını bildirdi. Ortak ATM paylaşımı ile ATM lokasyon bilgilerinin tümünü kullanıcılara tek bir platformdan sunmayı sağlayacak bir yapı hazırlandığını kaydeden Ünal, ''BKM olarak Ortak ATM Projesi ile ilgili yoğun çalışmalarımızın karşılığını 26 bankanın da projeye onay vermesiyle almış olduk'' dedi. ''ATM PAYLAŞIMI, ORTAK POS KULLANIMI KONUSUNDA DAHA SOMUT ADIMLARIN ATILMASI İÇİN ÖNEMLİ BİR KILAVUZ OLACAK'' Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Genel Müdürü Sertaç Özinal, ATM paylaşımının, ortak POS kullanımı konusunda daha somut adımların atılması için önemli bir kılavuz olacağını düşündüğünü bildirdi. Özinal, Ekim 2009'da ortak ATM döneminin başlamasına ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşmasına, Trakya bölgesi ve İstanbul'da yaşanan sel felaketinde yakınlarını kaybedenlere baş sağlığı dileyerek başladı. Tüketicilere yarar sağlamak amacıyla gerçekleştirilen ATM Paylaşım Projesi ile tüm banka kartı kullanıcılarının, dilediği bankanın ATM'sinden bakiye sorgulama ve nakit çekim işlemleri yapabileceğini, paylaşım sistemi ile Altın Nokta ve Ortak Nokta'ların tarihe karışacağını söyledi. 2007 yılı başında ATM Paylaşım Projesi çalışmalarının başlatıldığını anımsatan Özinal, üyelerle 100'e yakın toplantı yapıldığını, toplam 250 toplantı gerçekleştirildiğini, ATM'lerin coğrafi dağılımları ile ilgili McKinsey'den 180 adam/günlük danışmanlık hizmeti alındığını, BKM bünyesinde kullanıcıların tüm ATM'lerin adres bilgilerine web üzerinden ve cep telefonlarından ulaşılmasını sağlayan bir yapı kurulduğunu anlattı. ATM paylaşımının tüketiciye sağlayacağı faydalara da değinen Özinal, tüm banka kartı kullanıcılarının; banka kartları ile Türkiye'deki tüm ATM'lerden bakiye sorgulama ve para çekim işlemini gerçekleştirebileceğini, ATM bulmamama endişesi ile gerektiğinden fazla nakit taşıma riskinin minimize olacağını, en yakın ATM'yi web sitesinde yer alan bir harita üzerinden ya da cep telefonları ile tespit edebileceğini söyledi. Sistemin katkılarına ilişkin olarak da Özinal, ülkedeki ATM ağını genişleten sermaye yatırımlarını optimize edecek bir yapıya kavuşulacağını, rekabetteki artışın sunulan hizmetlerin kalitesini olumlu yönde etkilemesi ile sektörün daha hızlı bir gelişim göstereceğini, işlem hacminde ve dolaylı olarak sirkülasyondaki para hacminde artış ve daha rahat kullanılabilen ATM'ler ile kayıt altındaki ekonomiye katkı sağlanacağını kaydetti. Banka kartlarının yurt içi ATM'lerde kullanım işlem adedine bakıldığında yıllık artışın ortalama yüzde 10 düzeyinde olduğunu belirten Özinal, Ekim 2009 sonrası artan işlem hacmi ile birlikte 2009 yılı sonunda yıllık toplam işlem adedinin artacağını öngördüklerini, 2010 yılındaki artışın da yüzde 30-40'lara çıkabileceğini düşündüklerini kaydetti. Mevcut 22 bin 714 adet ATM'nin 35 bin adet ATM kadar etkinlik gösterecek olmasından ötürü 300 milyon dolarlık verim elde edileceğini bildiren Özinal, uygulamanın hayata geçeceği Ekim 2009 tarihi itibariyle basın ve outdoor mecralarının kullanılacağı bir iletişim kampanyasının da hayata geçirileceğini söyledi. ZİRAAT VE İŞ BANKASI NASIL İKNA EDİLDİ? Sertaç Özinal, gazetecilerin sorularını yanıtlarken de, ATM'ler konusunda bütün bankaların artık hangi noktalarda yoğunlaşma olduğunu daha net görebildiğini ifade etti. Ziraat ve İş bankalarının bu projeye katılımı için nasıl ikna edildiklerine ilişkin bir soru üzerine de, Özinal, ''Olumlu baktılar. Son yıllık süreçte bütün üyeler olumlu bir yaklaşım içindeydiler. İlk dönem için 300 milyon dolarlık bir maliyet tasarrufu olduğunu görüyoruz. Her yıl 100-200 milyon dolar daha bu tasarrufun devamı gelecek'' diye konuştu. Özinal, bir gazetecinin ''ATM'deki bu işbirliği POS'da da mümkün olacak mı?'' sorusuna, ''Yıllardır tane önemli rüyam kaldığını söylüyorum. Biri ATM paylaşımı. Onun gerçekleştiğini görmek tüm sektörü olduğu gibi beni de çok sevindiriyor. POS paylaşımında da çok önemli gelişmeler olduğunu görüyoruz. Bu konuda çok önemli adımlar oluyor. Sektör olarak ATM paylaşımı, ortak POS kullanımı konusunda daha somut adımların atılması için önemli bir kılavuz olacak diye düşünüyorum'' karşılığını verdi. BUGÜNE KADAR YAPILAN ATM YATIRIMI 600 MİLYON DOLAR BKM Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Ünal da, Türkiye'de ilk ATM'nin 1987'de kullanılmaya başlandığını, 1993'te bankanın katılımı ile ATM'lerini hem kredi kartları hem de banka kartları için ortak kullanma kararı ile Altın Nokta ATM paylaşım grubu, 1998 Mart ayında da 16 bankanın katılımıyla Orta Nokta kurulduğunu anımsattı. Ünal, Türkiye'nin ATM adetsel büyümesinde Avrupa'da birinci olduğunu belirterek, 44 milyon kredi kartı, 61 milyon banka kartı bulunduğunu bildirdi. Bugüne kadar yapılan ATM yatırımının 600 milyon dolar olduğunu ifade eden Ünal, Türkiye'de son yılda 3,6 milyar kere ATM'ye gidildiğini, her bir milyon kişiye düşen ATM sayısının 264, işlem başına nakit çekim miktarının ise ortalama 190 lira olduğunu kaydetti. Ünal, bugün pazardaki ATM ağının yaklaşık yüzde 44'ünü Altın Nokta, yüzde 30'unu ise Ortak Nokta'nın oluşturduğunu, kalan yüzde 26'lık payın ise bu gruplara dahil olmayan bankaların ATM'lerine ait olduğunu bildirdi. Ortak ATM kullanımının tüketiciye maliyetine ilişkin bir soru üzerine, Ünal, ücretlendirmenin kartı veren banka ile müşteri arasında belirleneceğini ifade ederek, ''Banka, kendi ücretlendirme politikası ve pazarlık stratejisi doğrultusunda kart sahiplerinden belirli ücret talep edecektir veya etmeyecektir'' dedi. Ünal, bütün bankaların, ATM ve kart sayıları ne olursa olsun programdan aynı koşullarda faydalanmış olduğunu belirterek, ''Kart ve ATM sayısı ne olursa olsun bütün bankalar aynı hizmeti alacak. Birbirlerine aynı ücreti ödeyecekler ve giriş ücreti de ödenmeyecek'' dedi. Kredi kartı borçlarının yeniden yapılandırılmasında sürenin uzatılmasına ilişkin bir soru üzerine de, Ünal, ''Bütün bankaların katılacağını tahmin ediyorum. Yüksek bir katılım olacak'' dedi.
559648
Türkiye selle boğuşuyor
Sakarya: Sakarya'da kuvvetli sağanak yağışta patlayan isale hattı nedeniyle kente 10 saat su verilemedi. Adapazarı Su ve Kanalizasyon İdaresi (ADASU) Genel Müdürü Rüstem Keleş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aşırı yağmurdan dolayı Esentepe bölgesindeki bin 200 milimetre çapındaki isale hattının patladığını bildirdi. İsale hattından Erenler ve Adapazarı ilçeleriyle Arifiye'ye bağlı Hanlı Mahallesi'ne su verildiğini ifade eden Keleş, "Dün akşam üstü sağanak yağış başladı ve aşırı yağmurdan dolayı isale hattı patladı. Gece saat 24.00'ten beri şehrin bazı kesimlerine su verilemedi. 10 saate yakın bu yerlerde sular kesikti. Arkadaşlarımız şu anda isale hattının onarımını tamamladı. Saat 10.00 itibariyle su vermeye başladık" dedi. Balıkesir ve Erdek: İstanbul'da bulutların Şile sahiline doğru kenti terketmesi bekleniyor. Ama yarından itibaren yine şiddetli yağış ve sel tehlikesi var. Balıkesir'in Erdek ve Bandırma ilçeleri için de su baskını uyarısı yapıldı. Trabzon: Trabzon'da gece saatlerinde etkisini gösteren sağanak yağış, yaşamı olumsuz yönde etkiledi. Akşam saatlerinde başlayan, gece saatlerinde ise etkisini artıran sağanak yağış, Erdoğdu ve Soğukpınar Mahalleleri başta olmak üzere, Karadeniz Sahil Yolu'nun bazı bölümlerinde su birikintilerinin oluşturdu. Zağnos Vadisi'nde düzenlenen etkinlikleri kapsamında, yaklaşık 20 gündür açık olan stantlarda ise yağış nedeniyle maddi hasar oluştu. Yağmurdan dolayı ıslanan ürünlerini stantlardan kurtarmaya çalışan satıcılar, 20 dakikada etkili olan yağışın, bu derecede zarar vereceğini tahmin edemediklerini söyledi. İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekipler ise su birikintilerinin oluştuğu kimi yerlerde mahsur kalan vatandaşları evlerine bırakarak, gece boyunca koordineli bir çalışma yürüttü. Samsun: Samsun'da beklenen şiddetli sağanak yağışlara karşı tedbirli olunması konusunda vatandaşlar ve ilgililer uyarıldı. Samsun Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden alınan meteorolojik uyarıda, Samsun il merkezi ve çevre ilçelerinde kuvvetli sağanak yağış beklendiği ve yağışların önümüzdeki bir kaç gün daha etkisini sürdüreceği belirtildi. Şiddetli yağışların oluşturabileceği su baskını, taşkın, heyelan, trafikte meydana gelebilecek aksaklıklar, çatı uçması ve ağaç devrilmesi gibi olumsuzlulara karşı tedbirli olunması gerektiği ifade edilen açıklamada, "Özellikle dere kenarlarındaki yerleşim yerlerinde ikamet eden vatandaşlarımızın dere taşkınları konusunda uyarılmaları ve ilgililerin tedbirli olmaları gerekmektedir" denildi. Yozgat: Türkiye'nin önemli tarım bölgelerinden Yozgat'ta dün akşam başlayıp, gece de devam eden şiddetli yağmur ve dolunun oluşturduğu sel, tarım alanlarına önemli ölçüde zarar verdi. Yozgat merkez ve Yerköy ilçesinde etkili olan şiddetli yağışların oluşturduğu sel suları, meyve fideleri ve sebze ekili alanları yerle bir etti. Yüksek ağaçlardaki meyveler ise dolu tarafından zedelendi. Yozgat Valiliği tarafından 2004 yılında hazırlanan proje kapsamında Musabeyli bölgesinde alternatif ürün olarak 21 dekar alana dikimi yapılan bin 970 bodur elma fidesinden, yaklaşık dekarlık alandaki bölümü tamamen yok oldu. Musabeyli köyü muhtarı Adem Şahingöz, bodur elma bahçelerinin büyük bölümü tamamen yok olurken, diğer bölgelerdeki elmaların ise doludan zarar gördüğünü vurguladı. Şahingöz, "Kavun, mısır, domates, kabak, biber gibi sebzeler, bir tarladan diğer tarlaya süreklendi. Bodur elma ağaçlarını sel suları yatırıp, üzerleri çamurla kaplandı" dedi. Köylüler ise, bodur elma bahçelerinin sel nedeniyle tamamen kavun tarlasına döndüğünü, devletin hasar tespiti yaparak, zarar gören çiftçilere tohumluk ve fide yardımında bulunmasını istedi.
558956
Yasin Doğan: Statüko sürdürülemez…
Demokratik açılım konusunda farklı tutum takınan iki taraf var: 1. Sorunun varlığını reddeden veya çözüm şeklini onaylamayan statükocular. 2. Sorunun çözümünü şart gören değişimciler. Statükoculuk, mevcut durumdan, şartlardan, dengeden hoşnut olup, bu durumun devamını istemek, körü körüne mevcut hali koruma gayreti içine girmek, değişime şiddetle karşı çıkmak demektir. Statükonun her zaman kötü, yanlış, mahzurlu, tahrip edici, sorun üretici olması gerekmez. Mevcut durum, sürmekte olan denge olumlu da olabilir. Durumun mahiyeti, işin rengini değiştirir. Eğer mevcut durum, sorun üretiyorsa veya mevcut durumu korumaya yönelik politikalar, ortada duran sorunu çözemiyorsa statükoculuk millet için bir baş ağrısıdır, büyük bir beladır. Bu noktada sorulması gereken soru şudur: 1. Statükocu yaklaşım ülkenin ve milletin menfaatine midir? 2. Statükoyu sürdürmek mümkün müdür? Bir yaklaşım, fayda değil zarar veriyorsa veya varolan sorunu çözmeye yetmiyorsa onun sürdürülmesini istemek akıl karı değildir. Üstüne üstlük mevcut durumu sürdürmek mümkün değilse, statüko sürdürülebilir olmaktan çıktıysa, eskide diretmek hayatın gerçeklerine de terstir. Statükocuların temel yanlışı, karşısındakileri "insan" olarak görmek yerine bir ülke içinde kalabalık yapan, yer işgal eden objeler olarak görmeleridir. Vatan denen toprak parçasında, kendilerine ait olarak gördükleri ülkenin, yine sadece kendi iradeleriyle yönlendirilmesi gerektiğini düşündükleri siyasal rejimin kutsallığı, diğer her şeyi ve herkesi objeleştirir. Kendi varlıklarına endeksledikleri, kendi zihniyetleriyle bir saydıkları siyasi otoritenin kabulleri olmazsa olmazdır. Aslında olmazsa olmaz gördükleri kendi varlıkları, bir avuç elitin sözsahibi olmasıdır, ama işi öyle bir kutsallığa dönüştürürler ki, geri kalan her şey teferruat olur. Varsa yoksa kendileridir. Karar veren, idare eden, nizam veren, paylaşan, bölüşen hep kendileri olmalıdır. Ayak bağı olan hasbel kader bu topraklar üzerinde yaşayan insan güruhudur. Onların inançları, kültürleri, kimlikleri, mezhepleri, ırkları ve iradesi sadece yaşamı zorlaştıran unsurlardır. Ülke, vatan, rejim, halk sıralamasında en önemsizi vatandaştır, millettir, halktır. Selameti düşünülen, huzuru, esenliği istenen, istikbali önemsenen genelde halk değildir. 'Halkın bekası ne olacak, insanların mutluluğu ne olacak, milletin dertleri ne olacak' sorusunun cevabı önem sıralamasında arkalarda gelir. Bundan dolayı statükocu zihniyet halkını, vatandaşını kendine olan yakınlığına, bağlılığına ve faydasına göre anlamlandırır. Onları bir insan olarak görerek önemsemek, değer biçmek, adam yerine koymak abestir. Böyle olunca demokrasi belli kesimlerin iradesini yansıttığı ve bu kesimlerin düzenini devam ettirdiği ölçüde anlamlıdır. Cumhuriyet cumhurun belli kesiminin kabullerini yansıttığı ölçüde değer kazanır. Sorun algısı insan odaklı olmadığı için, çözüm algısı da insan odaklı olmaz. Sorunların tanımlanmasında da, çözümlerin oluşturulmasında da halkın hisleri, duyguları, düşünceleri, tepkileri belirleyici değildir. Statükocu zihniyet bir çırpıda bir kitleyi kategorize edip yok sayabilir, sindirebilir, aşağılayabilir, sürgün edebilir… Kürt meselesiyle ilgili en radikal teklifler statükocu beyinlerden südur eder. Demokratik duyarlılığa sahip kesimlerin ayrıştırıcı projeler ürettikleri ender görülür. Ama "mübadele" gibi bir düşünce statükoculardan rahatlıkla tezahür eder. Türkiye'deki Kürtleri başka ülkelere göndermek, şehirleri birbirine transfer etmek, insanları göçe sevketmek, köyleri boşaltmak statükocular için çok rasyonel tekliflerdir. Devletin bekası için milyonların bir önemi yoktur. Yine devletin bekası için, kendi siyasi zihniyetlerinin hüküm sürmesi için kan ve gözyaşının devamını bilinçli bir politika gibi önerebilirler. Belli sayıda insanın ölmesini, belli sayıda şehit verilmesini basit bir maliyet hesabı gibi görüp politika zayiatı gibi değerlendirebilirler. Ya da ülkenin geri kalmış bölgesine bir çizgi çekip ayıralım, zengin bölgeler bize kalsın gibi absürt öneriler kesimlerden gelebilir. Statükoculuk, kendi statüsünü korumaktan başka bir şey değildir. Çünkü ülkesini, milletini, siyasal rejimini seven, korumak isteyen insan gelişen şartları iyi analiz eder, politika değiştirmek gerektiğinde devletinin bekası için politika değiştirebilir. Ama şartların aksine, ülkenin aleyhine statükoda bir ısrar varsa orada ne vatan sevgisi vardır, ne devletin istikbali kaygısı… Demokratik açılıma direnenlerin, mübadele önerenlerin, belli sayıda ölümü sürecin doğal bir parçası gibi göstermek isteyenlerin Türkiye'nin aleyhine bir tutum içinde olduğu artık çok açık görünüyor. Çünkü bu politikaların artık Türkiye'ye hizmet eder, Türkiye'nin bütünlüğünü koruyan, birliğini pekiştiren bir boyutu yok. Dün de yoktu, ama idare edilebiliyordu, ama bugün artık bu durum sürdürülebilir değil…
560093
"Ergenekon"da bir tahliye
"" soruşturması kapsamında önce tutuklanan Jeofizik Mühendisi Gökhan Ecevit tahliye edildi. Edinilen bilgiye göre, Ecevit'in avukatı tarafından İstanbul Nöbetçi 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne verilen tahliye talebine ilişkin dilekçe incelendi. Nöbetçi mahkeme, Ecevit'in tahliyesine karar verdi. Ecevit'in, bugün tutuklu bulunduğu Silivri No'lu Cezaevi'nden çıktığı belirtildi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) üyesi olduğu öğrenilen Ecevit, 17 Nisan 2009 tarihinde "Yasa dışı örgüte üye olmak" suçundan tutuklanmıştı. Ecevit'in ikinci "" Davası'nın tutuklu sanığı Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay ile aynı koğuşta kaldığı da öğrenildi.
559893
Şevval Sam Kürtçe söyledi protokol geceyi terk etti
söyledi geceyi terk ettiSuat DENİZ IĞDIR, (DHA) İdaresi Genel Müdürlüğü'nün 'da düzenlediği Eylül çekilişinde şarkı krizi yaşandı. Sanatçı 'ın istek üzerine Kürtçe şarkı söylemesinden sonra protokolde bulunan Vali Vekili ve Kaymakamlar geceden ayrıldı. Zübeyde Hanım Bulvarı'nda düzenlenen Milli Piyango gecesine Vali Vekili Tuğba İnan Yılmaz, Özel İdare İl Genel Sekreteri Ferhat Akkuş, Aralık Kaymakamı Hakan Hakyemez, Karakoyunlu Kaymakamı Mehmet Alper Çığ, Iğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Zengin, İl Başkanı aynı zamanda Baro Başkanı Mustafa Buluş ile yaklaşık bin kişi katıldı. Yerel sanatçıların ardından gecede bir veren sanatçı Şevval Sam, alanda bulunan gençlerin 'Kürtçe' şarkı isteğini geri çevirmedi. "Kürtçe de okuruz, de okuruz" diyen Sam, Kürtçe bir şarkı okudu ve oynamaları için gençleri platformun önüne davet etti. Bunun üzerine protokolde bulunan Vali Vekili Tuğba İnan Yılmaz, Aralık Kaymakamı Hakan Hakyemez, Karakoyunlu Kaymakamı Mehmet Alper Çığ, Iğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Zengin yerlerinden kalkarak konser alanını terketti. Özel İdare İl Genel Sekreteri Ferhat Akkuş ile Ak Parti İl Başkanı Mustafa Buluş'un ayrılmadığı gecede sanatçı Şevval Sam, iki Kürtçe şarkı söyledi. Vali Vekili Tuğba İnan Yılmaz, Kürtçe şarkıyı dinledikten sonra ayrıldığını belirterek, "Seyirciler sahnenin önünde oynamaya başlayınca, alandan ayrıldım" dedi. Ak Parti İl ve Iğdır Barosu Başkanı Mustafa Buluş ise "Vali Vekili, Kaymakamlar ve bazı kurum amirleri Kürtçe şarkı biter bitmez alandan ayrıldı. Yaptıkları doğru değildi. Onlar gittikten sonra vatandaşlar hiçbir tepki göstermedi ve eğlenmelerine devam etti" diye konuştu.
559718
Ruble ile Ticarette İyi Sinyaller
Türk girişimciler için son dönemlerde ticaretin en sıkıntılı olduğu ülkelerin başında Rusya var. Gümrüklerde yaşanan uzun kuyruklar, tahsil edilemeyen borçlar, işadamlarının adeta korkulu rüyası haline geldi. Ancak Ruble ile ticaretin başlamasıyla rakamlar yeni bir dönemin sinyallerini veriyor. Son dönemde Türkiye'nin Rusya ile ticari ilişkileri hızla gelişiyor. Rakamlar bu durumun en önemli göstergesi. Öyle ki Rusya ile yapılan ticaretin hacmi 40 milyar doları aştı. İthalatta Almanya'yı Tahtından Etti İthalatta Almanya'yı yerinden eden Rusya, Türkiye'nin en fazla ithalat yaptığı ülke oldu. Türkiye'nin ihracat yaptığı ülkeler sıralamasında da altıncı sıraya yükselen Rusya son dönemde adeta dış ticaretin parlayan yıldızı haline geldi. Ancak küresel mali krizin patlak vermesinin ardından Türkiye-Rusya arasındaki ticari ilişkiler bozulmaya başladı. Önce, Türk tırları Rusya gümrüklerinde günlerce bekledi. Ardından, Türk işadamları Ruble'nin dolar karşısında büyük oranda değer kaybetmesi yüzünden Rus şirketlerden alacaklarını tahsil edemedi. Rubleyle Ticaretin Önü Açıldı Çözüm önerisi ise gecikmedi. Yerel para birimleriyle dış ticaret yapabilmek için altyapı çalışması yapıldı. 32 sayılı Türk parasını koruma kanununda birtakım teknik değişiklikler yapılarak Rubleyle ticaret yapmanın önü açıldı. Peki, Ruble ile ticaret ne kadar işe yarıyor? İlk veriler krize rağmen oldukça olumlu geldi. Ruble ile alışverişin başladığı ilk ayda milyar 350 milyon rublelik ticaret hacmi gerçekleşti. Bunun 450 milyon rublelik kısmını Türk firmaların önceki alacaklarından kalan tahsilatları oluşturuyor. Şimdi sırada, ruble ile ticaretin yaygınlaştırılması var. Bu çerçevede, bin firmaya 'ruble kabul ediyorum' yazılı afiş ve broşürleri dağıtıldı, Rusya'da şubesi bulunan Türk bankalarıyla altyapı çalışmaları tamamlandı. Ayrıca Rusya'daki şirketler için de gelecek aylarda yoğun bir tanıtım organizasyonunun başlatılması; Merter, Osmanbey ve Laleli'de bin dükkana tanıtım çıkartmaları yapıştırılması planlanıyor.
559790
"Kısırlığın nedeni rekabet"
Yıllardır doğurganlıkta görülen azalmanın kadın ve erkeklerin üreme hücrelerinin evrim geçirerek birbiriyle rekabet eder hale gelmesinden kaynaklanmış olabileceği bildirildi. Çiftlerin yaklaşık yüzde 10'unun kısırlık sorunu yaşadığı günümüzde, çevreciler bunun nedenini kirlenmeye, psikiyatrlar stresli yaşam tarzına bağlarken, Tel Aviv Üniversitesinden Oren Hasson, doğurganlığın azalmasının kadın ve erkeğin üreme hücrelerinin birbirini bütünleyici özelliğinin sınırlandığı evrim sürecinden kaynaklanmış olabileceğini belirtti. Kadın ve erkek bedeninin üreme konusunda düşman hale geldiğini söyleyen Hasson, binlerce yıldır kadınların bedeninin spermleri daha rekabetçi, daha güçlü, daha hızlı hale gelmeye zorladığını, buna karşılık olarak erkeklerin döllenme şansını artırmak için daha "saldırgan" spermler üretmeye başladığını ifade etti. "Biological Reviews" dergisinde yayımlanan araştırma sonuçlarında Hasson, sperm ve yumurta arasındaki dengenin çok hassas olduğunu ve bu dengenin bozulduğunu, bunun da kısırlığın artmasını açıklayabileceğini vurguladı. Normalde, bir spermin yumurtayı döllediğinde diğer spermlerin yumurta ile temasının engellendiği bazı biyolojik sonuçların ortaya çıktığını, bu engellemenin gerekli olduğunu aksi halde ikinci bir spermin yumurtanın içine girerek yumurtayı yok edebileceğini belirten Dr. Hasson, spermlerin zamanla daha etkili hale geldiğini ve ikinci spermin yumurtaya girişine artık ender rastlanmadığı açıkladı. Bilim adamı, kadınların bedeninin de polispermiye (bir yumurta hücresine birden daha fazla sayıda spermin girebilmesi) karşı savunma geliştirdiğini ve kadının üreme organının sperm için artık engel teşkil ettiğine dikkati çekti. Konuya ilişkin makale Fransız "Le Nouvel Observateur" dergisinde de yer alıyor.
558775
“Nereden çıktı bu adamlar?”
BAZILARI hayretle soruyor: “Nereden çıktı bu adamlar?” Yooo, bu adamlar ne gökten zembille indiler, ne de yerin yedi kat altındaydılar; buradaydılar, aramızdaydılar, kimi saklanarak, kimi aldatarak, kimi takiyye yaparak... Onun için, “Nereden çıktı bu adamlar?” demek cahillik değilse, saflıktır. Ümit Zileli geçen gün “İbret olsun!” diye söylüyordu. “Adam, İstiklal Savaşı’nı bile küçümsüyor, bu savaşın İstiklal Savaşı değil, basit bir Türk- Savaşı olduğunu yazabiliyor!” Bu da yeni değil, bir zamanlar toprağı bol olsun, ünlü bir romancımız da, avanesi de aynı şeyleri söylüyordu. “Sarı Paşa kafayı çekmiş, ’a çıkmış!” ONLAR ne derse desin, bu ulusun insanlarının yüreğinden Mustafa Kemal sevgisini söküp alamazlar. ’nda bir seyyar satıcı vardır; şöhretli, ünlü meşhur adamların büyük boy fotoğrafları, posterleri vardır, onları satar: Futbolcular, sinema oyuncuları, şarkıcılar... Geçen gün baktık, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın, ’ün, kalpaklı bir fotoğrafı. Sorduk: “En çok hangisi gidiyor?” “Atatürk fark atar abi, en çok Atatürk posteri satarım!” Biraz ileride bir kasetçi, sesi yükseltmiş, Âşık Mahzuni’nin bir türküsü: “Sarı saçlım, mavi gözlüm, gel gayri!” Varsın onlar, laik cumhuriyetin de, Gazi Mustafa Kemal’in de, artık sonu geldi sansınlar, şu iki küçük örnek “bunlar”a yeter. DEDİK ya, bu adamlar hep vardı, hep olacaklar... Başbakan geçen gün itiraf etti: “Bu memleketin tamamı biz değiliz!” Biz de öyle, öyle olduğumuzu bileceğiz, dalga dalga üzerimize gelseler bile bir taş sökemeyecekler. ANADOLU’da İstiklal Savaşı başlarken de “onlar” vardı. Siz, ’na herkesin koşarak katıldığını mı sanıyorsunuz? Albay Bekir Sami Günsav’ın anılarında vardır... ’de 17. Kolordu Komutanı esir düşünce yerine Albay Bekir Sami Bey atanır, Albay hem 56. tümen komutanıdır, 17. Kolordu Komutanlığı’na da vekâlet edecektir. DOKTOR Oğuz Kalelioğlu, kitabında, Albay’ın anılarından bir bölümü aktarır. (x) Biz ise aktarırken bazı yer isimlerini, il isimlerini, ilçe, kasaba isimlerini açıkça yazmayacağız, deneyimliyiz. Bugün oraların halkı, sanki yıllar önce yapılanların suçlusunun kendileri olduğunu sanıyor, insanları üzmeye gerek yok, yeter ki olay doğru olsun. BEKİR Sami Bey Anadolu’ya gelir, ilk ilçede Yunan bayrakları, zafer takları ve Venizelos’un resimleri vardır. Tümen komutanına emreder: “Üç saat içinde bütün Yunan bayrakları toplanacak ve taklar yıkılacak. Mukavemet edeni vurun, eğer görevinizi yapmazsanız ben sizi vuracağım.” Yunanlılar, İzmir’den sonra Urla, Çeşme, ’ı da işgal ederler. Bir ilçenin işgalinden önce, Albay Bekir Sami Günsav, halkın ileri gelenlerini toplayarak, Yunanlılara karşı direnilmesini, mücadele edilmesini, vatan ve namusun tehlikede olduğunu söyler... Sarıklı ve cüppeli bir adam ayağa kalkar: “, vatan ve ırzı hükümet düşünsün, alnımıza ne yazılmışsa biz ona razıyız. Yunanlılar buraya gelirse sizinle görüşmemiz bile felaketimize sebep olacaktır.” Bekir Sami Bey anılarında bu olayı şöyle noktalar: “Savaş yılgınlığı, sefil bir yönetimin aşıladığı teslimiyet düşüncesi, propagandası bu hale sokmuştur. Bu ne acı gerçekti, hepsini kovdum.” DEMEK ki “Nereden çıktı bu adamlar?” diye sorup hayret etmenin gereği yok! Bu adamlar hep vardı, Albay Bekir Sami Günsav’ların da olduğu gibi... ————————- (x) Tarih Boyunca Türk Yunan İlişkileri/Bilgi Yayınları
559127
İmalat sanayinde kapasite kullanımı geriledi
İmalat sanayinde kapasite kullanımı geriledi İmalat sanayinde kapasite kullanım oranı Ağustos ayında, geçen yılın aynı ayına göre 6,5 puan azalarak 69,7 seviyesinde gerçekleşti. İstatistik Kurumu (TÜİK) “İmalat Sanayinde Eğilimler Ağustos 2009” sonuçlarını açıkladı. Buna göre, imalat sanayinde kapasite kullanım oranı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,5, bir önceki aya göre de 2,6 puan azaldı. 2008 yılı Ağustos ayında yüzde 76,2 olan değeri ağırlıklı kapasite kullanım oranı, bu yılın Ağustos ayında 69,7 seviyesinde gerçekleşti. Kapasite kullanım oranı bu yılın Temmuz ayında yüzde 72,3 düzeyindeydi. ..
558981
Dışarı çıkmak masraflı 'net'te sosyalleşelim
Dışarı çıkmak masraflı 'net'te sosyalleşelim MELİH BAYRAM DEDE Tüketiciler yaşadıkları ekonomik sıkıntılar nedeniyle dışarıda yemek yemek, tatile çıkmak gibi zevklerinden vazgeçseler de evlerindeki genişbant servislerinden kopmamaya azimli görünüyorlar. Alcatel-Lucent tarafından yaptırılan araştırmaya göre, dışarı çıkıp sosyalleşmenin maliyet getirmesi, interneti evden çıkmadan, masraflı bir sosyalleşme aracı olarak tüketicilerin tercihi haline getirdi. Tüketiciler, krizde bir çok şeyden kısmalarına rağmen internetten vazgeçemedi.
560228
Galatasaray Kulübü, Beşiktaşlı taraftarlara yağmurluk dağıtacak
Kulübü, taraftarlara yağmurluk dağıtacak İSTANBUL (A.A) Kulübü, ile ’nda yapılacak derbi maçı üstü açık tribünden izleyecek konuk taraftarlara, olumsuz hava koşullarını göz önüne alarak yağmurluk dağıtacak Kulübü’nden yapılan açıklamada, ’de Cuma günü oynanacak karşılaşmada taraftarların, her zaman olduğu gibi eski açık tribünde konuk edilecekleri hatırlatılarak, şunlar kaydedildi: "Tribünün üstünü kapatma çalışmaları kulübümüz tarafından sürdürülmektedir. Tüm gayretlere rağmen Galatasaray- karşılaşmasına, eski açık misafir tribün kısmının kapatılması çalışmaları sonlandırılamamıştır. Bu maçı misafir tribününde takip edecek Beşiktaşlı dostlarımıza, hem bu maçın hatırası olarak, hem de olumsuz hava koşullarından etkilenmemelerini sağlamak amacıyla, tribün girişi sırasında kapüşonlu yağmurluk dağıtımı yapılacaktır." Açıklamada, "Umuyoruz ki Galatasaray ile Beşiktaş arasında ’nda oynanacak bu karşılaşma, iki kulübün süregelen dostluklarının pekiştiği bir futbol karşılaşması olarak tarihteki yerini alacaktır" ifadesi de yer aldı.
559660
Öğretmenin katili, sevgilisinin eşi çıktı
Öğretmenin katili, sevgilisinin eşi çıktıLütfi YIKAN/, (DHA) 'ta dün sevgilisi öğretmeni 33 yaşındaki Aslı Alp'in evinde cesedi bulunan fen bilgisi öğretmeni 50 yaşındaki Mustafa Yaprak'ı, Aslı Alp'in ayrı yaşadığı eşi 44 yaşındaki Şükrü Alp'in öldürdüğü ortaya çıktı. Gözaltına alınan Şükrü Alp, “Ayrı yaşasak da benim nikahlı eşim. Namusumu temizledim” dedi. Sonu kanlı biten aşkın başlangıcının 2004 yılına dayandığı anlaşıldı. İddiaya göre, 'da oturan ve evliliklerinin ilk döneminde maddi durumu çok iyi olan inşaat taşeronu Şükrü Alp, işleri bozulunca eşi ile de arası açılmaya başladı. 2004'de Adana'dan Kahramanmaraş Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu'na tayin olan, eşiyle aralarında problemler bulunan Aslı Alp, yaşadığı sorunları aynı okulda görev yapan evli ve çocuk babası Mustafa Yaprak'a anlatmaya başlayınca aralarındaki yakınlaşma, zamanla ilişkiye döndü. yıl sonra Aslı Alp'in tayini, Kahramanmaraş Anadolu 'ne çıkmasına rağmen ilişkileri sürdü. Bir hafta önce ise çalıştığı yurtdışından Kahramanmaraş'a gelen Şükrü Alp, yaşında bir kız çocuklarının da bulunması nedeniyle eşiyle görüşerek aralarındaki buzları eritti. Bunun üzerine Mustafa Yaprak'a durumu anlatan Aslı Alp, eşi ile boşanmaktan vazgeçtiklerini belirterek yasak ilişkiyi bitirmek istedi, ancak Yaprak bunu kabul etmedi. Aslı Alp ile görüşmek isteyen Mustafa Yaprak, Alp çiftinin evine geldi. Aslı Alp'in, “Biliyorsun kocam burada. Şu anda evde yok ama seni içeriye alamam” demesi üzerine Mustafa Yaprak kapıyı zorlayarak içeriye girdi. Kısa bir süre sonra eve gelen Şükrü Alp ise eşiyle ilişkisi olduğunu duyduğu Mustafa Yaprak'ı evde bulunca üzerinde taşıdığı ruhsatlı tabancasını çekerek ateş etti. Sol gözden giren kurşun, Yaprak'ın başının arkasından çıktı. Mustafa Yaprak, olay yerinde yaşamını yitirdi. BİRLİKTE KAÇTILAR Alp çifti Yaprak'ın cesedini evde bırakıp, otomobille Adana'ya kaçtı. Mustafa Yaprak'tan haber alamayan yakınları ise dün sabah 'ne müracaat ederek öğretmenin gündür kayıp olduğunu ve bulanamadığını bildirdi. Polis, Yaprak'ın cesedini gönül ilişkisi olduğu bilinen Aslı Alp'in evinde bulunca, Alp çiftinin peşine düştü. Çiftin Adana'da yakınları olduğunu saptayan polis, kentte belirlenen adreslere arda baskınlar yaptı. Yakınlarının evlerinin arandığını duyan Alp çifti bu gelişme üzerine Adana Emniyet Müdürlüğü'ne giderek teslim oldu. Gözaltına alınarak götürüldüğü Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü'nde çapraz sorguya alınan Şükrü Alp ile eşi Aslı Alp, cinayeti itiraf etti. Sorgusunda, “Ne kadar ayrı olsak da boşanmayı düşünsek de benim nikahlı eşim. Namusumu temizledim” diyen Şükrü Alp ile eşi Aslı Alp, Adliye'ye sevk edilecek.
559420
Sehir içi sabit telefon hizmetleri rekabete açıldı
Sehir içi hizmetleri rekabete açıldı Şehir içi hizmetlerinin rekabete açılması ve sabit telefonlarda uygulaması bugün başladı. Coğrafi alan kodlu numaralar için numara taşınabilirliği aynı il içinde yapılabilecek. İl sınırlaması olmaksızın konumdan bağımsız bir numara isteyen aboneye "850" alan kodundan numara tahsis edilecek ve bu aboneler numaralarını il sınırı olmaksızın istediği yere taşıyabilecek. Şehir içi telefon hizmetlerinin 11 Mayısta rekabete açılmasının ardından sabit telefon hizmetleri işletmecilerine aylık geçiş süresi verilmişti. Bu sürenin dolmasıyla şehir içi sabit telefon hizmetleri ile sabit telefonlarda numara taşınabilirliği bugün itibariyle başladı. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, aboneler sabit telefonlarda numara taşınabilirliği kapsamında numaralarını değiştirmeden işletmeciyi değiştirebilecekler. Coğrafi alan kodlu numaralar için numara taşıma uygulaması aynı il içinde gerçekleşecek. Örneğin, ’da "0 312" alan kodlu bir abone, yine Ankara’da olacak şekilde başka bir işletmeciye numarası ile geçebilecek. İl sınırlaması olmaksızın konumdan bağımsız bir numara isteyen aboneye ise Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) belirlediği ve işletmecilere tahsis ettiği "850" alan kodundan numara tahsisi mümkün olacak ve abone bu numarasıyla il sınırı olmaksızın istediği yerde hizmet veren bir işletmeciden hizmet alma alabilecek. -NUMARA GÜNDE TAŞINACAK- Sabit telefon hizmeti alan aboneler, numara taşıma için istediği işletmeciye başvuracak. Numara taşıma hizmetinden bireysel abonelerin yanı sıra kurumsal aboneler de faydalanabilecek. Taşıma işlemi için başvuruyu sadece hat sahibi veya vekalet ile yetki verdiği kişi yapabilecek. Numara taşınabilirliği işlemi şu şekilde gerçekleşecek: "Abone, geçmek istediği işletmecinin abonelik merkezine geçerli bir belgesi ve TC ile başvuracak; taşıma talep formu doldurup abonelik sözleşmesi imzalayacak. Bu taşıma işlemi bitip yeni işletmecide hizmet almaya başlayacağı günden itibaren geçerli olacak. Yeni işletmecinin aboneye ulaşan bir hattı varsa işlem en fazla gün sonra aktif olacak. Abone, güne kadar mevcut işletmecisinden hizmet almaya devam edecek. Eğer Türk ’un hattı kullanılarak taşıma gerçekleşecek ise bu süre en fazla iş günü olacak. Mevcut işletmeci taşıma için onay verdikten sonra, yeni işletmeci aboneye hangi gün ve saat aralığında taşıma işleminin yapılacağı bilgisini SMS veya telefonla bildirecek. Numara taşıma işlemi abonenin tercih ettiği saat aralığında yapılacak ve kesintisi ortalama 15 dakika sürecek. Örneğin, gece nöbeti olan bir doktorun iletişim kesintisi gündüz saatinde veya gündüz çalışan bir memurun iletişim kesintisi gece saatlerinde olabilecek." Numara taşıma başvurusu sırasında bireysel aboneler, TC Kimlik Numarası, adı ve soyadı, baba adı, doğum yılı, varsa önceki adı ve soyadı bilgilerini; kurumsal aboneler ise numarası ve ticari unvanını işletmeciye verecek. -ABONE BORCU RET NEDENİ OLMAYACAK- Numara taşıma talepleri sadece şu durumlarda reddedilebilecek: "-Numaranın başka bir aboneye ait olması, -Abonenin mevcut işletmecisinde numarasının değiştirilmesi talebinin bulunması, -Abonenin kimlik bilgilerinin yanlış veya eksik olması, -Taşınması istenen numaraya ait daha önceden başlatılmış ve devam eden taşıma işleminin bulunması, -Taşınması istenen numaraya ait devir veya iptal talebinin bulunması, -Abonenin numara sahibi işletmeci ile yapmış olduğu ilk sözleşme tarihinden itibaren 90 gün geçmemiş olması." Abonenin borcunun bulunması ret nedeni olmayacak. Numara taşıma için aboneden sadece alıcı işletmeci ücret alabilecek. Yeni işletmeci isterse taşıma ücreti uygulamayacak. Taşıma işleminin ücrete tabi olması halinde, bu "abonenin bu hizmetten yararlanmasını engellemeyecek" nitelikte olacak; gerek görmesi halinde bu ücrete ilişkin düzenleme yapabilecek. Numarası taşıyan bir abone arandığında, çağrının başlatıldığı işletmeci tarafından, cep telefonlarındaki numara taşıma uygulamasında olduğu gibi uyarı yapılacak. ..
559873
Bakan Günay imar düzenlemelerini eleştirdi
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İzmit'ten Tekirdağ'a kadar olan alanın tamamının İstanbul olarak görüldüğünü belirterek, "Bu alanda vuku bulan her olay, İstanbul'un dünya çapında hanesine yazılıyor. Bu isimlendirme, idari bölünme bana çok doğru gözükmüyor" dedi. Günay, bakanlığın Opera binasında, Kukla Karagöz Derneği Başkanı Mehmet Tahir İkiler ve beraberindeki heyeti kabulünün ardından, gazetecilerin İstanbul'daki sel felaketine yönelik sorularını yanıtladı. İstanbul'da "Geçmiş on yıllar boyunca çok yanlış kentleşme politikaları, imar düzenlemeleri uygulandığını" anlatan Bakan Günay, "Şimdi bunun bedelini ödüyoruz. Aslında Silivri'den Gebze'ye kadar bütün bu alanı İstanbul saymak da tarihen, şehircilik açısından ne kadar doğrudur, bunu da sorgulamak gerekiyor" dedi. Bakan Günay, "Geçen haftalarda Türk Mevsimi nedeniyle Paris'teydim. 'Paris' diye kastettikleri çok daha merkezi bir alan, milyon. Halbuki, çevresindeki yeni yerleşimlerle Paris 10-15 milyonluk bir şehir. Biz İstanbul'un tamamını, İzmit'ten Tekirdağ'a kadar olan alanın tamamını neredeyse İstanbul'dan sayıyoruz ve bu olanda vuku bulan her olay, İstanbul'un dünya çapında hanesine yazılıyor. Bir kere bu isimlendirme, idari bölünme bana çok doğru gözükmüyor" diye konuştu. "Sanayi merkezi değil" Kültür ve Turizm Bakanı Günay, İstanbul'un, 1950'lerden itibaren sanayi şehri haline getirildiği için çarpık kentleşmeyle karşı karşıya kaldığını ifade ederek, "Dere yataklarına TIR parkları, yapılaşmalar yığıldığı gözüküyor. Bunlar önceki yıllardaki daha sınırlı seller de ciddi felaketlere sebep olmuştu. İstanbul'un bütününe yeni baştan bakmak gerektiğini ben yıllardan beri ifade etmeye çalışıyorum. İstanbul, daha çok bilim, kültür-sanat merkezi, belki finans merkezi ama kesin olarak sanayi merkezi değil" şeklinde konuştu. Günay, "Sanayiden kaynaklanan nüfus ve konut yoğunluğunu bir uzun vadeli planlama yaparak mutlaka İstanbul'un dışına çıkarmak gerekiyor. Bunu yapmazsak, İstanbul hala yorganını sırtına sarıp Anadolu'dan gelenlerin fabrikalarda asgari ücretle ekmek aradığı bir umut bölgesi halinde kalırsa, biz önümüzdeki yıllarda da bu sıkıntıları ne yazık ki yaşarız. Bunun ötesinde tabi günlük olarak yapılan düzenlemelerde ihmaller var mıdır, yok mudur bunu ilgili arkadaşlarım araştırıp söyleyecekler ama ben yaşadıklarımızdan hem uzun vadeli hem de yaşadığımız günlük süreç açısından çok büyük bir üzüntü duyduğumu ifade etmek isterim. İstanbul'un ismiyle birlikte bu acıların, alt yapı sıkıntılarının gündeme gelmesi doğrusu çok büyük bir talihsizlik oldu" ifadelerini kullandı.
558672
İLK DERBİ YILDIRIM’IN
G.Saray-: Bülent Yıldırım Cumartesi:-: Abdullah Yılmaz G.Saray-: Denizli-: -: 13 Eylül Pazar: İst.B.B.-: -: -: G.Birliği-: M. -:
558748
F.Bahçe tahkime gitmemeliydi
Muhakkak duymuşsunuzdur: Geçtiğimiz hafta Belçika’da oynanan Anderlecht-S.Liege maçında saha geriliyor; S.Liegeli Witsel de, rakibi Wasilewski’nin bacağını (üstüne basmak suretiyle) kırıyor. Pozisyonun videosunu henüz görmediyseniz, bundan sonra da görmemenizi öneriyorum; insanın kanını donduruyor çünkü... Bacağı kırılan Wasil’in önce futbol hayatının bittiği söyleniyor, sonra sadece bu sezon oynamayacağı açıklanıyor. Witsel’e ise önce 11 maç ceza veriliyor, sonra Standard kulübünün itirazıyla ceza maça indiriliyor ve dava ’ya da taşınmıyor. Çünkü S.Liege bu sezon Ş.Ligi’nde iyi işler yapma potansiyeline sahip, çünkü Witsel onlar için çok önemli bir oyuncu! Pozisyon sırasında Witsel’in davranışlarını izliyoruz. Sadece 20 yaşındaki bu çocuk, rakibinin ayağının feci durumunu görmesine rağmen umursamaz tavırlar içinde. Hatta hakeme itiraz etmeyi de ihmal etmiyor! Akıl almaz bir soğukkanlılık ve sükûnet... Normal şartlarda bu çocuğun en az bacağını kırdığı Wasil’in futboldan uzak kalacağı süre kadar ceza alması lazım. Bu süre içinde işin uzmanından “öfke kontrolü” konusunda destek de alması gerek. Ama nafile... Çünkü futbol kulüplerinin gözünü sadece hırs ve para bürümüş. Oyuncularına hiçbir günahı yokmuş gibi davranıyorlar; en iyi avukatları tutup, fizik biliminden faydalanan bir savunma hazırlatıp cezayı maça indirtiyorlar. gece yastığa başlarını koyduklarında gözlerinin önüne Wasil’in kırık bacağı gelmeyecek federasyon yetkilileri de dosyayı UEFA’ya aktarmıyorlar. Çünkü dava UEFA’ya giderse Witsel en az maç ceza alacak! Bu da Belçika futbolunun Ş.Ligi’ndeki tek temsilcisi S.Liege’i derinden etkileyecek. Bugün gelinen tablo şu: Bundan sonra Belçika’da başka iyi futbolcular, başka masum rakiplerinin ayaklarını kırabilir; çünkü böyle davranışlar, iyi futbolcular için neredeyse cezasız kalıyor. Oysa S.Liege Kulübü maçta hemen sonra çıkıp, bu hareketi tasvip etmediklerini, Witsel’i de federasyonu beklemeden ciddi bir süre için cezalandırdıklarını açıklasalardı eminim gün Belçika futbolu için yeni bir gün olacaktı. Olmadı... Witsel-Emre hattı Baştan söyleyeyim, Witsel’in hareketi ile Emre’nin öfkesini kontrol edemediği davranışları arasında dağlar kadar fark var. Ama iki sonrasında kulüp davranışları açısından bir benzerlik seziliyor ne yazık ki. ’deki F.Bahçe- maçının 75’inci dakikası... Sarı-lacivertliler puan kaybetmek üzereyken takım kaptanlarından Emre, büyük sorumsuzlukla rakibine küfrederek takımını 10 kişi bırakıyor. Bununla da yetinmiyor, Nizo'ya arkadan bir omuz atıyor, hakemi iki koluyla iterek sahneyi tamamlıyor. Sanırım tekrar etmeye lüzum yok, bunlar Emre’nin G.Saray’dan ve milli takımdan da ezberlediğimiz, alışkanlık haline getirdiği abartılı tepkiler. Kendisinin de televizyondan tekrarlarını izlediğinde pişman olduğuna inandığım lüzumsuz aşırılıklar. Ama bu çocuk sahada kendini kontrol edemiyor, yıllardır edemiyor, bundan sonra da edebileceğine dair bir veri yok elimizde. Peki tüm bu abartılı olayları izleyen ve normalde Emre’nin bu “aşırı öfkesini kontrol edememe problemi” üstüne kafa yorması gereken F.Bahçe yönetimi ne yapıyor? 2’si direkt nedeniyle otomatik gelen, toplam maçlık cezayı indirebilmek için tahkime başvuruyor. Gerekçe olarak da Emre’nin, ligin en fazla faul yapılan oyuncusu olduğunu ve bu öfke patlamalarının tahrik sonucu oluştuğunu söylüyorlar. Siz F.Bahçe olarak tahkime başvurduğunuzda da maalesef Emre’nin rakibine küfretmesi, hakemi itmesi sıradanlaşıyor; tahrik neticesinde oluşmuş doğal bir reaksiyon muamelesi görüyor. Bu (yetenekli ama kontrolsüz) sporcuyla daha önce çalışan G.Saray da böyle davrandı, hocaları ve TFF de böyle davrandı, şimdi F.Bahçe de böyle davranıyor. Oysa hemen Manisa maçı sonrası bir F.Bahçe yöneticisi çıkıp, “Sporcumuz Emre önemli bir hata yapmıştır, bu hataları da sıkça tekrarlamaktadır. TFF’nin vereceği cezayı beklemeden kulüp olarak onu filanca süre cezalandırdık” dese idi, belki de bundan sonrası Emre için daha farklı olacaktı. F.Bahçe için de... Hatta bu davranışı model kabul edecek ’deki diğer kulüpler ve sporcular için de... Olmadı... Yine olmadı. Bundan sonra olacağına dair umudumuz da maalesef her geçen gün azalıyor. Maalesef... -’dan bir “20 saniye” Arjantin-Brezilya maçını izlemişsinizdir. 20’li dakikalarda Lucio, Datolo’yu formasından çekti; Arjantinli futbolcu eliyle göstererek hakemden kart istedi. İtiraz şiddetli değildi, tribünlere şikâyet yoktu, hakemin otoritesini zedelemiyordu. Hakem Ruiz de Datolo’ya dokunmadı, faulu yapan Lucio’ya gösterdi kartını. Ruiz kartını cebine koyup oyunu başlatacaktı ki, 30-40 metrelik bir deparla Kaka oraya yetişti. Şiddetli mimiklerle dakika önce kendisinin de çekildiğini ve hakemin orada kart kullanmadığını anlattı. Hakem afalladı, oyun başlayamadı, tribünler homurdandı. Ruiz elini tekrar cebine attı ve Kaka’ya gösterdi kartını. Tüm bu anlattıklarım 20 saniye içinde yaşandı. Datolo kart istedi, ama görmedi. Kaka kart istedi ve gördü. Maçın hakemi Kolombiyalı Ruiz, ’nın gözdelerinden... 37 yaşındayken 2006 Kupası’nda görev yaptı, 2010’un da ön hakem listesinde bulunuyor. Ama belli ki onların kullandığı kural kitabında bu tarz pozisyonlar, “Kart isteyene kart” basitine indirgenmemiş. Eminim bu maçları Dereli, Çakır, Abitoğlu, Müftüoğlu vs. bütün üst düzey hakemlerimiz izliyor. Bu pozisyonu gördüklerinde ne düşünüyorlar; onlardan ne istiyor/FIFA ne istiyor; başında hakemlerimiz ne hissediyorlar gerçekten çok merak ediyorum.
559311
İşte Devlerin Yeni Rakipleri
36. Avrupa Erkekler Basketbol Şampiyonası'nda ilk tur grup maçları sona ererken, (D) Grubu'nu puanla yenilgisiz lider olarak tamamlayan Türkiye'nin 2. tur grubundaki rakipleri Slovenya, Sırbistan ve İspanya oldu. Polonya'nın evsahipliğinde süren organizasyonda, (C) Grubu'nda ilk sırayı alan Slovenya, Sırbistan ve İspanya, (D) Grubu'nun ilk takımı Türkiye, Polonya ve Litvanya ile (F) Grubu'nu oluşturacak. Lodz kentinde yapılacak maçlarda Türkiye, 12 Eylül Cumartesi günü İspanya, 14 Eylül Pazartesi günü Sırbistan ve 16 Eylül Çarşamba günü de Slovenya ile maç yapacak. (F) Grubu'nda ilk sırayı alacak ekipler, çeyrek finale yükselerek, karşılaşmalarını Katowiçe kentinde sürdürecek. Türkiye, (F) Grubu'ndaki mücadelesine, puanla yenilgisiz ve lider olarak başlayacak.
558723
İkitelli tır garajında su baskını sürüyor
İstanbul'da sabah saatlerinde etkili olan sağanak yağmur ve sel nedeniyle kimi sürücülerin ölümüne neden olan Başakşehir girişindeki TIR garajında, bir süre önce başlayan yağış nedeniyle su baskınları sürüyor. Bölgede itfaiye ve polis ekipleri önlem alırlarken, TIR garajının yanındaki yol da çökme tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle trafiğe kapatıldı. Bu arada, Bağcılar'da da Tavukçu Deresi'nin taşması sonucu civardaki yollar trafiğe kapatılırken, yağışın da etkisiyle yolların suyla dolduğu ve evlerin bodrum katlarında da su baskınlarının yaşandığı görüldü. İlçede türlü mahallelerden itfaiyeye su baskınlarına ilişkin ihbarlar gelmeye de devam ediyor.
559482
Bekir Coşkun neden gitti?
Bekir Coşkun neden gitti? Hürriyet Gazetesi Yazarı Bekir Coşkun, Hürriyet Gazetesi'nden istifa etti. Akşam Gazetesi'ne verdiği röportajda bu istifayı anlatan Coşkun, 'Geri dönüş söz konusu olabilir mi? sorusunu 'Hayır, noktayı çoktan geçtik. Benim de canım yanıyor, Aydın Doğan'ın da canı yanıyor aslında' diye yanıtladı. İşte Akşam Gazetesi'ndeki röportaj'dan öne çıkanlar: Gönderilmeniz söz konusu mu? Hayır öyle bir şey yok. Aslında hem benim hem de Aydın Doğan'ın canı yanıyor. Çünkü Türkiye'de artık yeni bir sistem kuruluyor. İkimiz de bunun kurbanıyız. Silindir gibi herkesi ezerek gidiyor. Kendinden olanın yaşama hakkı var sadece. Baskı mı yapıldı yazılarınızla ilgili? Hayır ama baskıyı hissediyordum. Muhalif yazılarımın bedelini biri ödeyecekti. Ben, patron... Ama en ağır bedeli okuyucu ödeyecek. Gerekçe sormayın, yorum yapmayacağım. Bana Özkök'süz de yapamazmışsınız gibi geliyor... Orada bir şansım var. Özkök sadece Hürriyet'in genel yayın yönetmeni olmaktan çıktı. Türkiye'nin önemli faktörlerinden biri durumuna girdi. Türkiye'de mesela bayrak var, milli marş var, Parlamento, hükümet, Çankaya ve Ertuğrul Özkök var (gülüyor). Nasıl vazgeçeriz? Ben Hürriyet'te olayım, olmamayım fark etmez, Ertuğrul Özkök vardır benim için. 'Hürriyet sit-com'da rolünüz ne olurdu? Artık oynamak istemiyorum. Canımı yakmaya başladı. Gazeteciler toplumdan koptu. Arabalarının camları füme, Boğaz'da oturuyorlar. Ben öyle değilim. Büfecimle sohbet eder, balıkçı kahvesine giderim. Onlarla konuşunca utanıyor insan. Sonra kalkıp oyun oynayalım falan. Günahtır! Umreye gitmek yerine ibadet gibi gazetecilik yapmalı. Bunu kaybeden gazeteci bitmiştir. Şaşkınım. Bu kadar büyük sermaye birikimi olan medya nasıl az güvenilir kurum olur? Bunu nasıl becerdik? İnsanlardan canlarını istemiyoruz, çocuklarını dağa göndermiyoruz, vergi istemiyoruz. Güzel bir şey dağıtıyoruz. Ama itibarsızız. Bunun cevabı bulunmalı. Dinci medyada da inançlı insanlar var. Anadolu kahvelerinde bir peygambere bir Atatürk'e laf söyletmezler. Türk insanı bu motifi yüreğine işlemişken biz nasıl ikiye bölündük? kesimdeki gazeteciler de bunu düşünmeli. BASIN, GÜNAHININ BEDELİNİ ÖDÜYOR Yeni ve eski nesil gazeteciler farklı mı? Kim ne derse desin Türkiye'de artık medya vardır. Sakattır, kokuşmuştur, itibarı yoktur ama medyadır. Eskiden gazeteciler yoksuldu, çalışma koşulları kötüydü. İtibar var mıydı? şartlarda ne kadar olursa kadar. Asıl soru şu: Makineler büyüdü de saygınlık niye büyümedi. Daha beter oldu, eridi. Güvenilirlikle ilgili kamuoyu yoklamalarında Türk medyası diptedir. Bu kadar paramız pulumuz varken itibar kazanamadığımız için biz kötü gazetecileriz. AKP döneminde toplumumuza ihanet ettiğimizi de kanıtladık. Günahkar bir mesleğin mensuplarıyız. Bugün bu vebali ödüyoruz. Bir gün bir patron elinde kelepçe götürülüyor. Bir gün bir yazar haksız yere içeride. Biz yıllardır Türkiye'nin başına çorap örüldüğünü toplumdan gizledik. 'İyi gidiyor' dedik. Evlere nohutlar, mercimekler gitti, yoksullar onlara oy verdi ve medya bunu sorun yapmadı. Kara başlıklarla çıkmadı. Gelişmiş bir ülkede olabilir mi bu? Kötülük asla zincire vurulmaz gelip ısırır insanı. Bir şekilde üzerine sıçrar. Medyada olan da budur. BİR NUMARA BEN DEĞİLİM Listenin bir numarasında kim vardı? Ben değilim onu biliyorum. Çok sevdiğim bir yazar. Türkiye'nin en namuslu, en düzgün yazarlarından biri. Tahmin ediyorum ki, başını sokacak bir evi vardır. bir numara. Aydın Doğan'la bunu konuştunuz mu? Hayır konuşmadım. Listede 10'a yakın isim vardı. listenin verilmesinden sonra gönderilenler oldu mu? Hayır olmadı. Bence zaten bizi kovmalarına izin vermemeliyiz. En azından ben öyle yaparım. Kovulacağım zamanı hissedip kendim giderim. Ama buradan kovulduğum anlamı falan çıkmasın. Patronun günahı yok. Öyle bir liste geldiğinde kim bilir ne kadar canı yanmıştır. AKP'Lİ BAKAN 'VALLAHİ SEVİYORUM' DEMİŞ Sizi severek okuyan AKP'li bakan, vekil var mıdır acaba? Bana yalan söylemediyse bir tane gördüm. Okuyorum dedi yemin et dedim, etti gerçekten. İsim vermeyeceğim ama eskiden bakandı. Yüzündeki ifadeden okuduğunu anladım.
560141
Boş salonda Avrupa Şampiyonası
İzmir'de Halkapınar Spor Salonu, İstanbul'da da Abdi İpekçi Spor Salonu'nda Eylül'deki grup maçlarıyla 16 takımla başlayan şampiyona, play-off gruplarında 12 ekiple devam ediyor. Cumartesi ve Pazar günü oynanacak yarı final ve final müsabakaları ile sona erecek şampiyonada şu ana kadar oynanan 36 karşılaşmada gerçekleşen maç başına seyirci ortalaması, son organizasyon içinde en az ortalama olarak göze çarptı. 36 karşılaşmada toplam 24 bin 385 seyirci maçları takip ederken, maç başına seyirci ortalaması 677 olarak gerçekleşti. Son organizasyon içinde en fazla seyirci ortalamasına bin 379 ile 2005'te İtalya ve Sırbistan Karadağ'ın ortaklaşa organize ettiği şampiyonada ulaşıldı. Bu organizasyonu 2003'te Almanya bin 634, 2007'de Rusya bin 96 ve 2001'de Çek Cumhuriyeti 1525 seyirci ortalamaları ile takip etti. Bu şampiyonalar içinde en fazla seyircinin izlediği maç, 14 bin 530 kişinin takip ettiği 11 Eylül 2005'te Roma'da İtalya'nın Rusya'yı 3-2 yendiği final müsabakası oldu. En az seyircili karşılaşma ise 100 kişinin seyrettiği Eylül 2001'de Çek Cumhuriyeti'nde oynanan Bulgaristan-Slovenya grup mücadelesi oldu. Son organizasyon içerisinde ulaşılan seyirci sayıları ve maç başına ortalamaları şöyle: -EN AZ İZLENEN ÜLKE TÜRKİYE- Son Şampiyonada ev sahibi takımlar arasında turnuvada en az maç yapan ekip Türkiye. (A) Milli Takım'ın maçını toplam 10 bin 558 kişi izlerken, maç başına seyirci ortalaması bin 519 olarak gerçekleşti. Türkiye, bu izleyici sayısıyla, organizasyona ev sahipliği yapan ülkeler arasında en az izlenen takım oldu. 2005'te bin 931 seyirci ortalamasına ulaşan İtalya, bu alanda en fazla seyirciye ulaşan ülke olarak dikkati çekti. Organizasyonlara ev sahipliği yapan ülkelerin ulaştığı seyirci rakamları ise şöyle:
559631
Tuncay'ın takımına yeni yardımcı antrenör
ekibi Stoke City'de yardımcı antrenörlük görevine Peter Reid getirildi. Tayland milli takımını çalıştıran Reid'in Tayland Futbol Federasyonu'na yaptığı "İki takımı birlikte çalıştırma" önerisi kabul edilmeyince, İngiliz teknik adam Stoke City'nin teklifini kabul etti. Reid, Tuncay Şanlı'nın da forma giydiği Stoke City'de teknik direktör Tony Pulis'in yardımcılığını yapacak. Tayland, Asya elemelerinin üçünü turunda grubunu bir puanla son sırada tamamladı.
560172
Vodafone veri santralindeki arıza giderildi
Vodafone Türkiye'den yapılan yazılı açıklamada, dün meydana gelen selde, 80 çalışanın görev aldığı, İkitelli Basın Ekspres Yolu üzerinde bulunan veri santralinin tamamen kullanılamaz hale geldiği belirtildi. Açıklamada, ''IT ve telekomünikasyon sistemlerimizde geri döndürülemez tahribatlara sebep olan afet sonrasında, bu santralden hizmet verdiğimiz ve abonelerimizin yüzde 20'sini oluşturan İstanbul Kuzey Batı ve Trakya bölgesindeki toplam 3,8 milyon abonemizin iletişimleri etkilenmiştir'' denildi. Uygulanan ''Vodafone iş sürekliliği programı'' çerçevesinde, ekip ve iş ortaklarıyla çalışılarak, tüm şebekenin çalışır hale getirildiği bildirilerek, şunlar kaydedildi: ''Bu sabah saat 08.00 itibariyle milyon ve bugün saat 13.00 itibariyle de diğer 800 bin abonemizin konuşma problemleri çözülmüştür. Bu yoğun çalışmalar esnasında başta Türk Telekom olmak üzere Nokia Siemens Network, Alcatel Lucent, Huawei, Telkom gibi iş ortaklarımızla ve tüm altyapı yüklenicilerimiz ile elele çalışılmıştır. Tüm iş ortaklarımıza ve değerli personelimize özverili destek ve çalışmalarından dolayı teşekkür ederiz.
559143
Ahlat'ta deprem
Ahlat'ta deprem ’in Ahlat ilçesinde 4.0 şiddetinde meydana geldi. ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün sitesindeki verilere göre, şiddeti 4.0 olarak ölçülen ve saat 00.36’da kaydedilen depremin merkez üssünün Bitlis’in Ahlat ilçesi olduğu belirlendi. Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban, depremde can ve mal kaybının olmadığını, ancak ilçedeki vatandaşların evlerinin dışına çıktıklarını ve paniğe kapıldıklarını söyledi. Deprem, ilçesinde ve Ahlat’a yakın diğer yerleşim birimlerinde de hissedildi.
558801
'Bizi izlemeye devam edin'
Bizi izlemeye devam edin' G.Saray Başkanı Adnan Polat dün yapılan Divan Kurulu toplantısında önemli bilgiler verdi. Çok iyi bir takım kurduklarını ve UEFA'da başarı beklediklerini belirten Başkan Polat, “Takım şu anda henüz arzuladığımız seviyede değil. Bizi izlemeye devam edin” dedi. Transferleri sponsorlarla yaptıklarını ifade eden G.Saray Başkanı, sözleşmesini uzattıkları Arda'nın da boş mukaveleye imza atarak G.Saraylılığını gösterdiğini kaydetti.
559339
Edirne'de kuş katliamı iddiası
'de kuş katliamı iddiası Çevre ve Orman Müdürü Abdullah Bülbül, yasa dışı avlananların hayvanlara tuzak kurmaktan vazgeçmediklerini bildirerek, "10 tane bıldırcın vurması gereken bir avcı, av teybi kurarak 100 taneden fazla bıldırcın vuruyor" dedi. Bülbül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Edirne il genelinde yapılan av koruma kontrollerinde, yasak olan, ancak özellikle bıldırcın avında kullanılan malzemelerin ele geçirildiğini, avcıların teknolojiyi çok iyi takip ettiğini, avlanmada son sistem araçları kullandığını belirtti. "Bazı avcıların av yapmayı sportif faaliyetin dışında katliama dönüştürdüğünü" savunan Bülbül, şunları söyledi: gezmek istemiyor, araziyi taramak, avını aramak yerine tuzak kurarak avlanmayı tercih ediyor. Bazı avcılar avlanacakları bölgeye tuzaklar ve av teypleri kurarak, kuşları sürüler halinde ufak bir alana indirerek yapmak istiyorlar. Avcılarımızı şunu unutmasın: Av olmazsa avcıda olmaz. Eğer belirtilen limitlerde tuzak kurmadan avlanırlarsa uzun yıllar avcılık yapabilirler, katliam yapmaya devem ederlerse ileride vuracak kuş da bulamazlar." Av sezonunun açıldığı günden bu yana 359 kişinin kontrol edildiğini belirten Bülbül, bu çalışmalarda kişiye yasal işlem yapıldığını ve ile 12 adet av teybine el konulduğunu bildirdi. Av ve yaban hayatını korumak ve devamını sağlamak amacıyla, avcıların daha sık kontrol edilmeye başlandığını ifade eden Bülbül, Merkez Av Komisyonunun aldığı kararla koruma altına alınan hayvanları vuranlara ağır para cezalarının verileceğini sözlerine ekledi. Acılıkta kullanılması yasak olan teypler, yasa dışı avlananlar tarafından, av hayvanlarını yanıltmak ve bir yere yönlendirmek için kullanılıyor. Avlanmak istenen hayvanın sesinin kaydedildiği teyp, sesi açılarak kamufle edilip hedef alanına yerleştiriliyor. Teypten yükselen sesi duyan av hayvanları, cinsdaşlarının orada bulunduğunu zannederek ses kayıt cihazının bulunduğu yerde toplanıyor. Bunu fırsat bilen tuzakçı, ateş ederek çok sayıda hayvanı telef ediyor. Belgeli avcılar tarafından etik dışı bulunan ve pek kullanılmayan bu tür araçlara genelde yasa dışı avlananlar rağbet ediyor.
558848
Ay Mamas krizi bitti sıra Hala Sultan'da
Ay Mamas krizi bitti sıra Hala Sultan'da Hicretin 28. yılında, İslam Orduları'nın ilk deniz seferi Kıbrıs adasına yapıldı. Bu sefere katılan Hala Sultan şehid olunca Larnaka yakınlarında defnedildi. LEFKOŞA Rumların Eylül'de Ay Mamas Kilisesi'nde düzenlenecek ayine katılamamasının ardından Hala Sultan ziyaretine misilleme yapılmasından endişe ediliyor. Kıbrıslı Türkler, 15 Eylül'ü 16 Eylül'e bağlayan Kadir Gecesi'nde Rum yönetimi topraklarındaki Hala Sultan Tekkesi'ni ziyaret etmek istiyor. KKTC Din İşleri İdaresi, Hala Sultan Tekkesi'ndeki ziyarete Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı imamların da katılmasını istiyor. Ancak, Hala Sultan'ı ziyaret edecek olan 500 kişilik kafileye başkanlık edecek yeteri kadar KKTC uyruklu imam bulunmadığı için TC uyruklu imamlar da götürülecek. Rum yönetimi ise Türkiye'den gelecek imamları kabul etmiyor. Kıbrıslı Türklerin ziyaret etmek istediği Hala Sultan Tekkesi'nde Hz. Peygamber'in süt teyzesi Ümmü Haram'ın kabri bulunuyor.
560247
Doğubayazıt'ta sel: ölü
Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçe merkezinde saat 15.20 sıralarında başlayan ve 45 dakika süren yağmur, sele dönüştü. Hürriyet Mahallesi'nde taşan dereden geçmeye çalışan ve kimliği belirlenemeyen kişi sel sularına kapıldı. Yapılan arama çalışmaları sonucu ceset, düştüğü yerden yaklaşık 300 metre ilerde bir taşın altında bulundu. Devlet Hastanesi morguna kaldırılan ve üzerinde herhangi bir belge olmayan cesedin kimlik belirleme çalışmalarına başlandı. Kaymakamlık yetkilileri, ilçe merkezinde meydana gelen selde bazı ev ve iş yerlerinin hasar gördüğünü, hasar tespit çalışmalarının ise yarın başlanacağını bildirdi.
558812
Bu kez olmadı
Bu kez olmadı Milli Takım, daha önce bu denli kritik maçlarda kazanarak yüzümüzü güldürmüştü. Milliler, 2006 Dünya Kupası elemelerinde Danimarka'yı, 2008 Avrupa Şampiyonası elemelerinde Norveç'i safdışı bırakmış EURO 2008'de de yarı finale kalmıştı. Bosna Hersek karşısında 'tamam ya da devam' karşılaşmasına çıkan Milli Takım, 'tamam' dedi ve tarihi zaferlerine bir yenisini daha ekleme fırsatını tepti. Bosna Hersek beraberliğiyle puanlık farkı kapatamayan ve Dünya Kupası finallerine gitme umudunu neredeyse yitiren Türkiye, daha önce bu denli kritik maçları kazanıp yüzümüzü güldürmüştü ancak bu kez hedeflenen olmadı. Ay-yıldızlılar, 2006 Dünya Kupası elemelerinde gruptaki son iki maçında önce Ukrayna'yı deplasmanda ve sonrasında da Arnavutluk'u sahasında 1-0 yenerek ikincilik için yarıştığı Danimarka'yı safdışı bırakmıştı. 2006'da son iki maçta kazanılan puanla mutlu sona ulaşan Milli Takım, 2008 Avrupa Şampiyonası elemelerinde ise aynı tarifeyi Norveç'e uygulamıştı. İkincilik için mücadele verdiği Norveç'i deplasmanda 2-1 mağlup eden Milliler, grubundaki son sınavında sahasında ağırladığı Bosna Hersek'i 1-0 ile geçerek Avrupa Şampiyonası'na adını yazdırmıştı. EURO 2008 gruplarına Portekiz mağlubiyetiyle başlayan Milli Takım, daha sonraki maçlarda destan yazmış, tüm Dünya'ya adından övgüyle söz ettirmişti. Önce 2-1'lik İsviçre galibiyeti, daha sonra 2-0 geriden gelinerek son 15 dakikada elde edilen 3-2'lik Çek Cumhuriyeti zaferi Türkiye'nin kazandığı kritik karşılaşmalar olmuştu. EURO 2008'de çeyrek final maçının son saniyelerinde Semih'in Hırvatistan'a attığı golle (1-1) maçı uzatmalara taşıyan Milli Takım, penaltılarla (4-2) yarı finale kalmıştı.
559353
11:35 Azeri-Ermeni çatışmasında asker öldü
Azeri- çatışmasında asker öldüNurettin Atmaca DHA Bakü Azeri basını, ve Silahlı Kuvvetleri arasında bölgesinde çıkan çatışmada askerinin öldüğünü, 3'ünün de yaralandığını duyurdu. Azeri APA Ajansı'nın bürosunun haberine göre, Azeri ve Ermeni güçleri arasındaki bu sabah işgal altındaki Akdam Şehri'nin Karağaçlı Köyü yakınlarında çıktı. Ermeni ordusunun saldırısına cevap veren Azeri birliklerinin açtığı ateş sonucu Ermeni askerinin öldüğü, 3'ünün de ağır yaralandığı bildirildi. Çatışmada Azeri askeri de yaralandı. Yukarı Karabağ sorunu nedir? Yukarı Karabağ sorunu, Ermenistan’ın 1992 yılında Azerbaycan topraklarını işgali sonucunda ortaya çıktı. Karabağ sorunu nedeniyle, Azerbaycan’da bir milyondan fazla insan kendi topraklarında durumuna düştü ve Azeri topraklarının yüzde 20'si işgale uğradı. İki ülke arasındaki çatışmalar 1994 yılında imzalanan ateşkes anlaşmasına kadar sürdü. Bu tarihten sonra, sorunun çözümü için barış süreci başladı. Karabağ sorunu, Güney ’daki siyasi istikrarın, ekonomik gelişmenin ve bölgesel işbirliğinin önündeki en önemli engel olarak görülüyor. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: BU TÜR OLAYLARIN ÇIKMASI BİZİ ENDİŞEYE SEVK ETMEKTEDİR Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin, Azeri-Ermeni cephe hattında çatışma haberleriyle ilgili olarak, doğrulanması halinde, bu tür olayların “kendilerini endişeye sevk ettiğini” söyledi. Özügergin, konuya ilişkin bir soruyu yanıtlarken, “Kafkaslar’da barış,istikrar ve refah ortamını sağlamaya çalıştığımız bu dönemde bu tür olayların çıkması bizi endişeye sevk etmektedir” dedi. Sözcü, söz konusu haberlere ilişkin “tamamlayıcı bilgiler” edinmeye çalıştıklarını ifade etti.
559811
Erdoğan, dere yatakları için DSİ'den tedbir almasını istemiş
Ortaya çıkan tablo ise dere yataklarının yerleşime açılmasının felakete zemin hazırladığını gösteriyor. Konuya ilişkin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2006 yılında "Dere Yatakları ve Taşkınlar" başlığıyla bir genelge yayınladığı ortaya çıktı. Başbakan Erdoğan, benzer acıların yaşanmaması için il, ilçe ve her türlü yerleşim birimlerine ait imar planlarının düzenlenmesinde DSİ'nin tedbir almasını istiyor. Erdoğan, derelerin üzeri, zaruri hallere münhasır olmak üzere DSİ Genel Müdürlüğü'nün izniyle gerçekleştirilerek işlemler hariç, kesinlikle kapatılmaması gerektiğini vurguluyor. 2006 yılında Diyarbakır, Şırnak, Şanlıurfa, Batman ve Mersin başta olmak üzere Güneydoğu'da yaşanan sel felaketi dere yataklarındaki yerleşim yerlerini gündeme getirmişti. 40'ın üzerinde insanın hayatını kaybettiği ve binlerce TL zararın olduğu felaketlerle ilgili Başbakan'ın dönem bir genelge yayınladığı ortaya çıktı. Türkiye'nin değişik yörelerinde meydana gelen ve can ve mal kayıplarına sebep olduğu kadar, günlük hayatı, her türlü ekonomik ve ticari faaliyeti olumsuz yönde etkileyen taşkınların önlenmesi ve yol açtığı kayıpların giderilmesi için aşağıda belirtilen tedbirlerin alınmasını isteyen Erdoğan, il, ilçe ve belde gibi büyük ve orta ölçekteki planlı yerleşim yerleri ile mevzii planlara göre yapılan küçük ölçekteki her türlü yerleşim birimlerine ait imar planlarının düzenlenmesi esnasında Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nün (DSİ) tedbir ve tavsiyelerine titizlikle uyulacağını belirtiyor. Çeşitli kullanım alanları oluşturmak maksadıyla derelerin üzeri, zaruri hallere münhasır olmak üzere DSİ Genel Müdürlüğü'nün izni alındıktan sonra gerçekleştirilecek işlemler hariç kesinlikle kapatılmayacağını vurgulayan Erdoğan, şu tedbirleri sıralıyor: "Bunun dışında dere yataklarında gerçekleştirilecek her türlü yapılar ilgili kurum veya kuruluşlarca onaylı bir projeye dayandırılacaktır. Dere yatakları üzerine her ne sebeple olursa olsun yapılacak köprü ve menfez gibi sanat yapıları ile dere yatakları üzerinden veya sınırından geçirilecek enerji nakil hattı, yol, petrol-doğal gaz boru hattı, telefon hattı, içme suyu ve kanalizasyon hatları ve benzerleri gibi çeşitli kuruluşlarca değişik maksatlı yapılar inşa edilmeden önce DSİ'nin ilgili Bölge Müdürlüklerinden mutlak surette görüş alınacak ve yapılacak tesislerin bu görüşe uygun olarak inşası sağlanacaktır. Yapılan müracaatlara DSİ tarafından 30 gün içinde cevap verilmemesi halinde uygun görüş verilmiş sayılacaktır. Kamu kurum ve kuruluşlarınca, köprü altındaki su akış kesitinin daralmasına sebebiyet veren ve su akışını engelleyen yapılar yapılmayacaktır. Özel ve tüzel kişilerce yapılmak ve yaptırılmak istenen bu tür yapılara da kesinlikle izin ve ruhsat verilmeyecektir. İlgili kurumlarca yapılan denetimler neticesinde su akış kesitinin daralmasına sebebiyet verdiği tespit edilen yapılar, imar mevzuatına göre mülki amirlerin sorumluluğunda yetkili belediye veya özel idare tarafından derhal kaldırılacaktır. Dere yatağından alınacak malzeme yerleri, köprüye göre tercihen memba tarafında olacak ve hiçbir şekilde köprüye 750 metreden daha yakın mesafede olmayacaktır. Malzemenin alınması, derenin akış rejimini ve akış doğrultusunu değiştirmeyecek şekilde olacaktır. Mansap tarafından malzeme alınması durumunda malzeme alınan yerle köprüye olan mesafesi, yatağın topoğrafik, hidrolik ve taban malzemesi koşullarına göre tespit edilecek ve bu mesafe hiçbir zaman 1000 m. den daha yakın olmayacaktır. Orijinal talveg hattının muhafaza edilmesi şartıyla ruhsat verilecek, kum-çakıl işletmeleri bu esasa göre denetlenecek, aksi davranışta bulunanların ruhsatları iptal edilecektir. Dere ıslah çalışmaları esnasında, kamu kurum ve kuruluşlarının sorumluluğundaki yapıların (yol, köprü ve benzeri) zarar görmemesi için ilgili kuruluşların koordinasyonu sağlanarak gerekli tedbirler alınacaktır. Karayolları Genel Müdürlüğü'nün sorumluluğundaki bölgelerde ilgili kuruluşlarca yapılacak olan yol ve sanat yapılarının projeleri için Karayolları bölge müdürlüklerinden görüş alınacak ve mezkur Genel Müdürlük standartlarına uygun olarak yapılacaktır. Yol çalışmaları sırasında arazinin düşük kotlarında suyun akışını sağlamak, aynı zamanda alt yapı tesislerinin inşasına imkân tanımak için ilgili kurumların, DSİ'nin görüşleri doğrultusunda yeterli miktarlarda menfez yapmaları sağlanacaktır. Dere yatağı içinde veya dere yatağına bitişik alanlarda yapılan kum, çakıl ve stabilize malzeme ocağı işletme faaliyetleri, DSİ'nin görüşleri doğrultusunda yapılacaktır. Usule aykırı uygulamalarda ocakların izinleri, ruhsat veren idarelerce iptal edilecektir. Pek çok yörede, hafriyat, molozlar ve çeşitli atıklar düzensiz bir şekilde yollara, havzalara ve dere yataklarına boşaltılmaktadır. Boşaltılan katı atıklarla dolan derelerin yatak kapasiteleri fevkalade azaldığından taşkın riski çok büyük ölçüde artmaktadır. Dere yataklarına her türlü atık malzemenin dökülmesi, mülki amirler ve/veya mahalli idareler marifetiyle sürekli kontrol altında tutulmak suretiyle önlenecektir. Akarsu yatakları içerisinde oluşan ve dere yatağı kesitini daraltarak veya mevcut sanat yapılarının tıkanmalarına neden olarak taşkınlara ve muhtemel taşkının boyutunun artmasına sebep olan ağaçlar ilgili idarece temizlenecektir. Ana dere güzergâhlarında öngörülen bu tedbirler, yan dereler için de aynen uygulanacaktır. 4373 sayılı "Taşkın Sulara ve Su Baskınlarına Karşı Korunma Kanunu" içinde lüzumlu görülen tedbirler alınacak ve yasaklanan faaliyetlerin önlenmesi takip edilecektir. Kadastro çalışmaları sırasında, dere yataklarında tabii akışa imkân verecek ve kendiliğinden oluşmuş dere yatağı kesiti tescil dışı bırakılarak, derenin tabii akışına tahsis edilecektir. Dere yatak genişliğinin tespitinde DSİ'nin bilgisi ve görüşü doğrultusunda uygulama gerçekleştirilecektir. Kadastro çalışması tamamlanmış olan sahalarda münferit tescil müracaatları halinde de aynı usul ve esaslar uygulanacaktır."
558750
GOL ÖNCESİ, HATALI FAUL!
Maçın neticesi iki takım için de son derece önemliydi. Erken gelen gol Portekizli hakem Benquerenca’yı etkiledi. Faullerde tutarsız kararlar vermeye başladı. Bu durum zaten gergin olan ve oyuncularımızı sinirlendirdi. Yediğimiz beraberlik golü öncesi verdiği serbest vuruşta, Bosnalı oyuncunun öne doğru düşüşüne aldandı. Havadan gelen topa kafa ile vuran Servet’ti. Rakibine müdahalesi yoktu. Serbest vuruş kararına gereksiz itiraz eden Erme Belözoğlu’na çıkardığı sarı kartla otoritesini hissettirdi. Gol sonrasını itirazlarını haklı olsa bile abartan Fatih Terim’i dördüncü hakeminin uyarısı ile tribüne gönderdi. Avantajlara dikkat etmemesi oyunun hızını kesti. İkinci devrede maçın ilk dakikalarındaki gerginlik yoktu. Arda’ya üst üste değişik Bosnalı futbolcuların yaptığı faullerde gerekli disiplin uygulamalarını yapamadı. Bosna’nın kalecisi Supiç, vakit geçirmek amacıyla yaptığı yavaş hareketlerde sarı kartını çok geç kullandı. Maçın sonlarına doğru Arda’ya ceza alanı içinde topa vurmak üzereyken arkadan yapılan kontrolsüz hareket tartışmalıydı. Maçın genelinde faul ve kart uygulamalarındaki çelişkili kararları ile yönetimi iyi değildi.
558620
Tek kapılı servis aracı kadın işçiye mezar oldu
"Minibüsün yandan kapıları ve pencereleri yok. Sadece arka tarafta tek bir kapı var. Onu da suyun basıncıyla açmayı başaramamışlar. Standartlara uymayan bir araçla bu kadar insan taşınır mı?" fİstanbul'u vuran sel felaketi, sabah saatlerinde geçim derdiyle yollara düşen birçok vatandaşın hayatına mal oldu. Halkalı'daki Pameks tekstil fabrikasına ait araçta hayatını kaybeden kadının dramı yürekleri dağladı. Mahalle arkadaşı işçiler, aynı serviste boğularak feci şekilde can verdi. Ölenlerin hikâyeleri ise ihmaller zincirini gözler önüne serdi. Yük taşımacılığında kullanılan, penceresi, havalandırması olmayan Panelvan tipi minibüs, sular içinde kalınca ailesini geçindirme sorumluluğunu yüklenmiş kadınlara mezar oldu. 16 yıldır Pameks'te çalışan 44 yaşındaki Altun Yüksek, afet sabahı işyerine yürüyerek gitmek istedi. Arkadaşlarını taşıyan servisle karşılaşınca da dayanamadı ve araca bindi. Oturmak için iliştiği boş koltukla, dönüşü olmayan bir yolculuğa çıkmış oldu. Ağabey Emin Yüksek, kardeşinin emekliliğine ay kaldığını, işten ayrılmak istediğini ancak tazminatını alamadığı için çalışmaya devam ettiğini söyledi. Serviste mahsur kalarak yaşamını yitiren Naciye Karadeniz de evi, işyerine yürüme mesafesi ile 15 dakika uzaklıkta olmasına rağmen yağış sebebiyle servise binmeyi tercih etti. Masai bitiminde yıllık izne ayrılarak memleketine gitmeye hazırlanan talihsiz kadın, son konuşmasını fabrikaya doğru yol alırken yaptı. Sel sularının araca hücum ettiği anda damadı Erdal Tutan'ı (31) arayarak yardım çağrısında bulunan Naciye Karadeniz, 10 dakika sonraki aramalara cevap veremedi. Aynı araçta yolculuk yapan işçilerden Bircan Karadaş (20) da yağıştan kaçarak servise sığınanlardan. Aile bütçesine katkı için fabrikada çalışan genç kızın arkadaşları, Bircan'ın sadece akşamları yorgun olduğu için servis kullandığını ifade etti. Fabrika aracını kaçırdı, ölümden döndü Fabrika çalışanlarından Zarife Arı, üç haftalık izinden sonra dün işbaşı yaptı. Servisi kaçıran Arı, yeğenini arayarak kendisini işe götürmesini istedi. Bunun üzerine yola çıkan Arı ve yeğeni yol kapalı olduğu için eve geri döndü. Yağmur biraz yavaşlayınca fabrikaya giden Arı, mesai arkadaşlarının sular altında kaldığını görünce şoka girdi. Arı'nın eşi, "Karım her gün tam saatinde işe giderdi. Servisi kaçırması Allah'ın takdiri. Çok sevindik ancak komşularımızın acısı, mutluluğumuzu bastırdı." dedi. Tekstil fabrikası girişinde hayatını kaybeden işçilerin yakınları olaya bir türlü inanamadı. Araçtan ölü çıkan Nuriye Can'ın oğlu Zafer Can uzun süre gözyaşı döktü. Talihsiz kadının olaydan hemen önce oğlunu aradığı ve "Her taraf sular altında ama biz iyiyiz." dediği öğrenildi. "Babacığım boğuluyorum, kurtar beni!" Bu feryat, dün sabah bastıran yağışla sel suları altında kalan minibüs şoförü Kendal Gönenç'in (32) son sözleri oldu. Topkapı-İkitelli hattında çalışan ve sabah 6'da ilk seferine çıkan Gönenç, Halkalı-Dereboyu caddesinde sel sularına kapıldı. Cep telefonuyla babasını arayarak, "Babacığım boğuluyorum, kurtar beni!" mesajı bırakan gencin telefonu bir daha açılmadı. Olay yerine gelen baba Kerbela Gönenç, oğlunun cesediyle karşılaştı. İki çocuk babası Kendal Gönenç'in, şoför arkadaşlarını da arayarak, "İkitelli yoluna gelmeyin, burası çok kötü." dediği ortaya çıktı. Selde can verenlerden biri de MNG Kargo'nun güvenliğinde çalışan Ali Karagöl'dü (25). Gece mesaisine kalan iki çocuk babası Karagöl'ün, gece ailesini arayarak son kez sahura kaldırdığı öğrenildi. Nefes alacak bir penceresi dahi yok kadın işçinin boğularak hayatını kaybetmesine sebep olan Panelvan tipi araçla ilgili çarpıcı iddialar ortaya atıldı. yıldır aynı işyerine yolcu taşıyan aracın camlarının olmadığı, olay anında şoför ve yanında oturan iki kadının kendilerini dışarı atmak istediği, ancak kapının açılmadığı belirtildi. Alınan bilgiye göre kadınlar, sel sularının göle çevirdiği fabrika bahçesine girmek istemedi. Ancak şoför, işçileri dinlemedi. Bu sırada fabrikanın yanındaki derenin taşması sonucu yerle bir olan bahçe duvarlarından taşan su, bir anda servisi içine aldı. Olayda Naciye Karadeniz, Bircan Karadaş, Altun Yüksek, Özlem Ünal, Fikriye Özentürk, Naciye Can ve Nebahat Salkım hayatını kaybetti. 'Ben iyiyim' dedi sel sularına kapıldı Ayamama deresi daha önce birçok kez ıslah edildi. Ancak daha önce böylesine bir sel felaketi görmedi. Görgü tanıkları, selin sürüklediği araçların dere yatağının üst kısmında yer alan Osmanlı TIR Garajı'ndan aşağıdaki Kamer TIR Garajı'na taşıdığını kaydetti. Son anda aracından çıkarak kurtulan şoför Hamit Yücel, felaket anını şu sözlerle anlattı: "Arkadaşlarım da benim gibi araçlarının tepesine çıktılar. Her şey yolundaydı. Hatta birisi, 'Ben iyiyim iyiyiyim!' diye bağırdı. Sonra üzerine sürüklenerek gelen TIR sığındığı araca çarpınca sel sularına düştü. Gözden kayboldu." 'Sular çok yükseldi gelin beni kurtarın' Osmanlı TIR Garajı'nda bekçilik yapan Salih Öztaş (43) da afette yaşamını yitirdi. Gece başlayan sağanak yağışta kulübesi sular altında kalan Öztaş, önce çatıya sığındı. Saat 06.00 sularında patronunu arayan çaresiz bekçi, "Sular çok yükseldi, gelin beni kurtarın." çağrısında bulundu. Ancak kısa süre sonra telefonla irtibat kesildi. Sabah saatlerinde kurtarma çalışması başlatan ekipler, Öztaş'ın cansız bedenini parçalanmış araçların arasında buldu. Felaketi TV'den izleyen Öztaş'ın kız kardeşi Hatice Öztaş, olay yerine koştu. Her cesede ağabeyi umuduyla bakan genç kadın, acı gerçeği öğrendiğinde gözyaşlarına hakim olamadı.
560199
46. Altın Portakal Afişi Hazır
Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde kullanılacak afiş hazırlandı. Türkiye'nin en köklü sinema etkinliği olan Altın Portakal'da bu yıl, "portakal" gibi tanıdık bir imge seçildi. Turuncu bir göz bebeğinin kullanıldığı afişin, aynı zamanda sinemanın "görme" ve "gösterme" sanatına atıfta bulunduğu ifade ediliyor. Altın Portakal'ın bu yılki görsel konsepti İlyas Başsoy imzasını taşıyor, grafik yapı ise Emre Koç'un. Fotoğraf sanatçısı Muammer Yılmaz'ın çektiği fotoğrafın düzeltme işlemlerini Erol Güneş yaptı.
559997
Akil Adamlar: Ak Parti sadece ilan etmiyor, uyguluyor
Komisyonun sözcülüğünü üstlenen eski Avusturya Dışişleri Bakanlığı müsteşarı Albert Rohan, bazı basın organlarında kendilerine "haksız bazı eleştirilerde bulunulduğunu" ifade ederek, Türkiye'de "Başbakan (Recep Tayyip) Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarının reformları sadece ilan etmekle kalmadığını, birçoğunu uyguladığını da görmezden gelemeyiz" dedi. Buna örnek olarak TRT-6'nın yayınlarını gösteren Rohan, "Örneğin, bir televizyon kanalının (TRT-6) günün 24 saati Kürtçe yayın yapıyor olmasını bundan önceki yıllarda hayal bile edemezdik" diye konuştu. Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin "ucu açık olduğunu" tarafların bildiğini belirten Rohan, "Ancak bu müzakere sürecinin tüm aday ülkeler gibi Türkiye ile de dürüst ve adil sürdürülmesini savunduklarını" belirtti. -"ENERJİ FASLININ AÇILMAMIŞ OLMASI BÜYÜK ÇELİŞKİ" Rohan, Türkiye'nin bölgesel gücü, jeopolitik konumu ve Kafkaslar ile Orta Doğu'daki ağırlığının dikkate alınmasını isteyerek, "Buna karşın AB'nin de uzun vadeli çıkarlarını riske atmaması gerektiğine inanıyoruz" dedi. Türkiye'nin Avrupa'nın enerji sorununun çözülmesi için anahtar konumunda olduğunu, Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşması planlanan Nabuco doğal gaz boru hattı projesine birçok ülkenin büyük ilgi gösterdiğini anımsatan Rohan, "Enerji konusunda Ankara'ya her gün değişik ülkelerden devlet adamlarının gelip gitmesine karşın, AB ile enerji faslının hala açılmamış olmasının büyük bir çelişki olduğunu" kaydetti. Komisyon üyesi eski Hollanda Dışişleri Bakanı Hans Van Den Boek de Türkiye-AB müzakere sürecini anlatırken, "Bu, çok uzun bir süreç. Türkiye'nin üyeliği sanıldığı gibi bugünden yarına gerçekleşecek bir olay değil" görüşünü dile getirdi. Komisyonun diğer bir üyesi olan eski İspanya Dışişleri Bakanı Marcelino Oreja Aguirre ise bir soru üzerine, "Türkiye ile AB arasındaki müzakere sürecinin devam etmesini istedikleri için bu raporu hazırladıklarını" söyledi. Viyana'daki Concordia basın kulübünde düzenlenen basın toplantısında komisyon başkanı eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari de hazır bulundu. Komisyon üyelerinin akşam saatlerinde Avusturya Sanayiciler Birliği merkezinde düzenlenen bir panele katılarak, iş adamları, politikacı, diplomat, gazeteci ve öğrencilerden oluşan özel davetlilere raporlarını anlatarak soruları yanıtlayacakları bildirildi.
558388
Sel bölgesine içme suyu uyarısı
Sel bölgesine içme suyu uyarısı İstanbul ve Tekirdağ'daki sel bölgesinde yaşayan vatandaşları Sağlık Bakanlığı içme suyu konusunda uyardı. Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada "Bölgede yaşayan vatandaşlarımız temiz su ve gıda tüketimine önem vermeli, şebeke suyunu ikinci bir duyuruya kadar içme amacıyla kullanmamalı, gerektiğinde mutlaka kaynatmalıdır" denildi ANKARA (A.A) Sağlık Bakanlığı, İstanbul ve Tekirdağ'da selin ardından, temiz su ve gıda tüketimine önem verilmesi, şebeke suyunu ikinci bir duyuruya kadar içme amacıyla kullanılmaması, böcek, kemirgen ve yabani hayvanlarla temastan kaçınılması konusunda vatandaşları uyardı. Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İstanbul ve Tekirdağ'daki sel baskınları üzerine Bakanlık Kriz Merkezi'nin konunun uzmanlarıyla derhal izleme ve gerekli tedbirleri yürürlüğe koyma sürecini başlattığı belirtildi. Selden etkilenen Tekirdağ'ın Saray ilçesine bağlı Bahçeköy ve Güngörmez köylerinde 112 ambulansları ile bir Ulusal Medikal Kurtarma Ekiplerinin (UMKE) görevlendirildiği ifade edilen açıklamada, ekibin halen bölgede hazırda bekletildiği duyuruldu. Bu yerleşim yerlerinde selden etkilenen sağlık tesisinin olmadığına işaret edilen açıklamada, Bahçeköy'e ulaşımı sağlayan köprünün tahrip olması nedeniyle bölgeye muayene ve tedavi hizmetleri vermek üzere adet TIR Hastane gönderildiği belirtildi. Açıklamada, şu bilgilere yer verildi: 'İstanbul'un Silivri ve Çatalca ilçeleri ile İkitelli bölgesinde selden dolayı üç hastanemiz geçici olarak görev yapamaz hale gelmiş, hastalar başka hastanelere gecikmeksizin nakledilmiştir. Çatalca ve Selimpaşa Devlet Hastaneleri çamur temizleme çalışmalarının ardından tekrar Acil Servis hizmeti vermeye başlamıştır. Silivri Devlet Hastanesi'nde su tahliye ve çamur temizleme çalışmaları devam etmektedir. Bu hastanemiz de en kısa zamanda hizmete hazır hale getirilecektir. Bunların dışında selden etkilenen sağlık tesisimiz bulunmamaktadır. Bütün sağlık tesislerimiz ve sağlık personelimiz vatandaşlarımıza hizmet vermeye devam etmektedir. Bölgede 145 ambulans, ambulans helikopter, UMKE timi görev yapmaktadır. Yeterli sayıda araç, personel ve 50 kişiden oluşan UMKE personeli sürekli olarak bölgede bekletilmektedir.' Selden etkilenen tüm bölgelerde sağlık hizmetlerinin kesintiye uğramadan sürdürülmesine yönelik her türlü tedbirin alındığına dikkat çekilen açıklamada, vatandaşlara sağlıklı ve güvenli su sağlanmasına yönelik yerel yönetimlerle gerekli işbirliğinin sürdürüldüğü belirtildi. Suların klorlanarak şebekeye verildiğinin ve bulaşıcı hastalıklarla ilgili günlük takip yapıldığının vatandaşlara duyurularla ilan edildiği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: 'Bölgede yaşayan vatandaşlarımız temiz su ve gıda tüketimine önem vermeli, şebeke suyunu ikinci bir duyuruya kadar içme amacıyla kullanmamalı, gerektiğinde mutlaka kaynatmalıdır. Böcek, kemirgen ve yabani hayvanlarla temastan kaçınılmalı, evsel atıklar ve çöpler sel sularından etkilenmeyecek şekilde depolanmalı, herhangi bir ateşli hastalık, ishal veya sarılık görülmesi halinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Yapılan ikaz ve belediye duyurularına uyulması vatandaşlarımızın sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır.
558442
Bu USB belleğin fiyatı tam 3000 dolar
Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net'in haberine göre bu USB belleğin fiyatı adeta dudak uçurtuyor. Tam 3000 dolarlık etikete sahip bu ürün için içinizden "Ben 3000 veririm!" diyen çıkmayacaktır. Söz konusu USB belleğin tasarımının farklı ve hoş olduğunu söylemek mümkün. Steampunk tarzında bir tasarıma sahip olan bu bellek pirinç ve bakırdan yapılmış. Bu kadar pahalı bir ürünün üzerinde altın ya da elmas benzeri bir şey olduğunu düşünebilirsiniz fakat öyle bir durum söz konusu değil. Ayrıca belleğin kapasitesi de sadece GB. Fiyatın neden bu kadar pahalı olduğunu ise ürünü satan firma "Bu bir sanat eseri." diyerek açıklıyor. Denizler Altında 20.000 Fersah adlı kitabın ana karakterlerinden Kaptan Nemo'nun kayıp belleği olarak tanıtılan ürün ne kadar güzel olsa da henüz dünya üzerinde kimse ona 3000 vermeyi edindiğimiz bilgilere göre söyleyemeyiz.
559432
Kavga eden profesör çifte biner lira para cezası
’un kurucuları arasında bulunan Profesör Kuvvet İhsan Lordoğlu ile aynı üniversitede birlikte çalıştığı Profesör eşi Ayşegül Yaraman Lordoğlu'nun birbirlerini ettikleri iddiasıyla yargılandıkları dava karara bağlandı. Mahkeme, eşe karşı suçundan çifte üç biner lira para cezası verdi. 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında sanıklardan Kuvvet İhsan Lordoğlu hazır bulundu. Kuvvet İhsan Lordoğlu, eşinin tırnak izlerinin hala vücudunda durduğunu belirterek,“Bu izler yüz çehresinde oluşmadığı için sabit eser olarak raporda yer almamıştır. Bu hususlar Adli Tıp raporunda belirtilmiştir. Bu olay nedeniyle kamuoyunda teşhir olmak durumunda kaldım. Bir kadın programıyla ilgili bulunduğum oturumda atan profesör kadın kongresinde’ şeklinde gazetelerde yeraldım" dedi. Kuvvet İhsan Lordoğlu ayrıca “Ben erkek olmam nedeniyle suçlandığımı düşünüyorum. Çünkü toplumda erkeklerin kadınlara şiddet uygulaması yaygın olarak bulunduğundan dolayı bunun da bu şekilde kabul edildiğini düşünüyorum ve bu nedenle altı ay evden uzaklaştırıldım. Oysa bu olayın mağduru benim. Bu konu ile ilgili haksız olarak cezalandırıldığımı inanarak 'ne başvurdum. Suçlamaları kabul etmiyorum, beraatime karar verilmesini istiyorum" diye konuştu. Ayşegül Yaraman Lordoğlu'nun avukatı Azra Pelin Gökpınar ise “Karşı taraf olayı çarpıtmaya çalışmaktadır. Olay sabittir. Müvekkilimin yaralandığı aldığı raporlarla bellidir. Müvekkilim kendisini savunma aşamasında birşey olduysa hatırlamadığını söylemiştir. Tüm dosya kapsamına göre müvekkilim hakkında beraat kararı verilmesini istiyorum" dedi. Mahkeme, Lordoğlu çiftini birbirine karşı etkili suçundan üç biner lira para cezasına çarptırdı. Ayşegül Yaraman Lordoğlu önceki ifadesinde, olay günü eşinin kendisine yumruk attığını ve bunun sonucu dolabın içine düştüğünü, dolabın kapaklarının da yüzüne çarptığını söylemişti. Olay sonrası hastaneye gidip rapor aldığını, kaşının üzerine sekiz dikiş atıldığını ve eşinden şikayetçi olduğunu belirtmişti. EVDEN UZAKLAŞTIRMA CEZASI VERİLMİŞTİ İddianameye göre, aralarındaki geçimsizlik nedeniyle bir süre görüşmeme kararı alan çift, 15 Mayıs 2007 tarihinde görüşmek için 'ta bulunan evlerinde bir araya geldiler. Ancak çift arasında başlayan tartışma kavgaya dönüştü. Olayda çeşitli yerlerinden hafif şekilde yaralanan Lordoğlu çifti, İstanbul 2. Aile Mahkemesi’nde davası açarken diğer taraftan da birbirileri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundular. Kaşından yaralanan Ayşegül Yaraman Lordoğlu’nun müracatı üzerine eşi hakkında mahkemece ay süreyle eve iş yerine gelmemesi için ihtiyati tedbir kararı verildi. Savcılık soruşturması sonucunda da Lordoğlu çifti hakkında 'nın 86/2-3a maddesi gereğince eşe karşı yaralama suçundan aydan 1.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.
559456
Futbolun en çok kazanan hocası Scolari
'nın Sport gazetesinin haberinde, en çok para kazanan 10 teknik direktör açıklandı. Chelsea'nin eski çalıştırıcısı, Özbek takımı Bunyodkor'un teknik direktörü Luiz Felipe Scolari yıllık 16.6 milyon euro ile en fazla kazanan teknik adam. Chelsea, Şubat ayında işine son verdiği Scolari'ye bir yıl için sekiz milyon euro daha ödeyecek. Şu an takım çalıştırmayan Roberto Mancini de eski takımı Inter'den altı milyon euro alacak. En çok kazananlar listesinde Scolari'yi 11 milyon euro ile Inter Milan'ın Portekizli çalıştırıcısı Jose Mourinho izliyor. Yılda 8.8 milyon euro kazanan İngiliz milli takımının teknik direktörü Fabio Capello üçüncü sırada. Capello'nun Manchester United menajeri Alex Ferguson, Chelsea menajeri Carlo Ancelotti, Real Madrid teknik direktörü Manuel Pellegrini, Bayern Münih'ten Louis van Gaal takip ediyor. En çok kazanan teknik adamlar 1. Luiz Felipe Scolari, Bunyodkor 16.6 mil. euro 2. Jose Mourinho, Inter, 11 3. Fabio Capello, 8.8 4. Alex Ferguson, Manchester United, 5. Roberto Mancini, Inter (eski takımı), 6. Carlo Ancelotti, Chelse, 7. Manuel Pellegrini, Real Madrid, 5.5 8. Louis van Gaal, Bayern Münih, 5.2 9. Guus Hiddink, 10. Arsene Wenger, Arsenal, 4.8
559498
Ukrayna 4G'ye geçti!
FreshTel markası aracılığıyla tüketiciye ulaşan 4G ağında bir aboneye düşen hız, 20 Mbs. Bu hız, Ukrayna'nın 2006 yılında tanıştığı bir önceki nesil 3G'den tam kat daha hızlı. Icon Private Equity Şirketi Başkanı Kirill Dmitriev CİHAN'a yaptığı açıklamada; "Çinli ortakla uğurlu olduğunu düşündüğümüz 09.09.09 tarihinde Ukrayna pazarına girdik" dedi. 4G tanıtım çadırında bilgi veren Dmitriev, FreshTel markası ile pazara girdiklerini ve ilk etapta başkent ve bölgesine ağırlık vereceklerini söyledi. Geleceğe dönük çalışmalarını anlatan Dmitriev; "İlk olarak nüfusu milyonun üzerinde olan şehirleri kapsama altına alacağız. 2010 yılının sonuna kadar Ukrayna'nın yaklaşık dörtte bir nüfusu olan 10 milyona ulaşacağız" şeklinde konuştu. Diğer yandan çadırda 4G teknolojini test edenler ise bu derece hızlı internetten etkilendiklerini söyledi. Bir üniversite öğrencisi düşüncelerini "Yurtta kalıyoruz özel kablolu internetim var ama, buradaki hız ondan çok daha fazla Çok şaşırdım." şeklinde aktardı 4G ile birlikte Ukraynalılar artık yüksek kalite videoları online izleyebilecek, canlı bağlantı kalitesinde video konferansları gibi bir çok aktivite yapabilecek. Halihazırda sadece Kiev merkezinde 40 baz istasyonu faaliyette, 2009 sonuna kadar Kiev ve bölgesine 200 yeni baz istasyonu daha kurulacak. Yatırımcılar 30 milyon dolar ile başladıkları bu projeye önümüzdeki günlerde 200 milyon dolar daha yatıracak. FreshTel 2010 sonuna kadar Ukrayna'da milyon aboneye ulaşmayı hedefliyor. Şirket 4G modemleri yaklaşık 100 dolar satarken en ucuz 4G tarifesini ise aylık 10 dolar olarak belirledi. Kiev'de yapılan testlerde reel hız ise indirmede 13.8 Mbs gönderme çıkışında ise Mps olarak kaydedildi.
559793
Yeni Film Vizyona Giriyor
Yeni haftanın animasyon filmi Çizmeli Kedi... Yönetmenliğini Jerome Deschamps ile Pascal Herold'un yaptığı, Mehmet Ali Erbil, Belit Özükan, Nilgün Kasapbaşoğlu ile Ziya Kürküt'ün seslendirdiği çizgi filmde bir değirmencinin küçük oğluna, sihirli çizmeler giyen ve konuşan, tuhaf bir kedi miras kalır. Kedi, değirmencinin küçük oğlunun prensesin kalbini fethedip onunla evlenmesine yardım eder. Prenses ile evlenmek isteyen kötü karakterler ise düğünü engellemek için ellerinden gelen her şeyi dener. "İçten Gelen" korku-gerilim türünden hoşlananlar için... Phedon Papamichael'in yönettiği ve Elizabeth Rice, Thomas Dekker, Kelly Blatz ile Laura Allen'ın oynadığı filmde, gençleri sırayla intihar etmeye başlayan kasabada yaşanan gizemli olaylar anlatılıyor. John Schultz'un yönettiği ve Carter Jenkins, Austin Robert Butler, Ashley Tisdale ile Ashley Boettcher'ın oynadığı fantastik macera filmi "Evimde Uzaylı Var" vizyona girecek bir diğer film. Filmde Pearson ailesi tatil için Maine şehrine gider. Fakat eve vardıklarında, yalnız olmadıklarını fark ederler. Dost bir uzaylı evi önceden keşfetmiştir ama yanındaki arkadaşları onun kadar iyi değildir ve evi istila etmek istemektedir. Çocuklar tüm güçleriyle gittikleri evi korumaya çalışır, aksi takdirde yaratıklar onları uzaya gönderecek ve dünyayı ele geçirecektir.
559444
Kardeşini karnında taşıyor
Çin'in Luohe kentinde yaşayan 18 aylık Kang Mengru adlı küçük bebek büyük bir dram yaşıyor. Doğum sürecinde Kang Mengru'nun ikiz kardeşi, karnında büyüdü. Doğumdan sonra bebeğin karnının şiş olduğunu fark eden aile doktora gitti. Hastanede minik bebeğin karnında ölü bir beden olduğu fark edildi. Kang Mengru adlı küçük kızın yaşaması için acilen ameliyat edilmesi gerekiyor. Ancak ailesi ekonomik zorluk yaşadığı için ameliyat gecikiyor.
559136
Maden ocağında göçük!
ocağında göçük! ’ın Kilimli beldesindeki Taşkömürü Kurumu (TTK) ocağında meydana gelen göçükte mahsur kaldığı tahmin edilen kurtarılmaya çalışılıyor. AA muhabirinin yetkililerinden aldığı ilk bilgiye göre, kuruma bağlı Karadon Müessese Müdürlüğü Kilimli İşletmesi maden ocağının eksi 260 ile eksi 360 kotu arasında çalışan henüz isimleri belirlenemeyen işçi, göçük altında kaldı. Madencilerin kurtarılması için mesai arkadaşları ve kurtarma ekipleri çalışmalarını sürdürüyor. TTK yetkilileri, göçüğün Kilimli 2. Ocak’ta olduğunu, ilgililerin kurtarma çalışması için madende bulunduğundan işçilerin isimleri ve sağlık durumlarıyla ilgili henüz bilgi alınamadığını kaydetti.
559573
Van'da Mayınlı Tuzak: Şehit
Van'ın Başkale ilçesindeki mayın tuzağında yaralanan askerlerden biri tedavi gördüğü hastanede şehit oldu. Başkale ilçesi Albayrak Hudut Taburu bölgesinde yapılan arama tarama faaliyeti sırasında mayın patlaması sonucu dün (09.09.2009) güvenlik görevlisi yaralanmıştı. Van Asker Hastanesi'nde tedavi altına alınan askerlerden uzman çavuş Deniz Kaya hastanede şehit oldu. Mayın patlamasında yaralanan askerlerin tedavisi ise sürüyor.
558774
Eda-Bora ve PlayStation
ve işbirliğinden sonra şimdi yeni bir ‘sinerji’ durumu daha ortaya çıktı. Hatırlayacaksınız, Starbucks sağlıklı yaşam için Deniz Berdan’dan yiyecek tarifi alıp, bir daveti düzenlemişti. Şimdi yeni bir şaşırtıcı tanıtım daha var, ve Eda-Bora ikilisi. İlk başta şaşırıyor insan, Oya-Bora ikilisi gibi bir grubu zannediyor. Sonra biraz daha dikkatli bakınca isimleri görüyorsunuz, ve Bora Kozanoğlu. Bu isimlere karşı hiç hissim yok. Hatta ikoncanlar arasında Eda’nın her zaman ayrı bir yerde olduğuna inanırım. Sırf böyle giyinmeyi seviyor ve kendine yakıştırıyor diye onu yargılayacak değilim. Biliyorum, Eda özenti değil. Ortaokulda da böyleydi, hâlâ böyle. CNNTürk’teki programı Trendikon’da da gayet başarılı. Yeni sevgilisi Bora Kozanoğlu ise ülkemizin rüzgâr sörfü şampiyonu. Tamam, ikisi de genç ve fotoğrafa gelen insanlar. Her ünlü her markaya yakışır mı? Onların yerinde kim olsa iyi bir teklife hayır demezdi. Gerçi sonradan duydum Eda Taşpınar tanıtıma katılmaktan vazgeçmiş. Ona kocaman bir artı puan. Koskoca Sony, tanıtım yaparken ‘Eda Taşpınar ve Bora Kozanoğlu’nun da katılacağı tanıtım etkinliği Sony Center’da gerçekleşecek’ ibaresine neden gerek duyuyor? Bir de basın bültenine eklemişler, ‘Bu etkinlikte düzenlenecek saat 23.30’da, Eda Taşpınar ve Bora Kozanoğlu’nun karşı karşıya geleceği eğlenceli dakikalara sahne olacak’ diye. Elinde PlayStation kadar önemli bir ürün varken, bu kadar büyük bir marka değerin varken, yeni bir ürünü pazarlamak için Eda ve Bora’nın yeni ilişkisinden medet ummaktan başka bir şey kimsenin aklına gelmedi mi? Bu nasıl bir yaratıcılıktır, anlamak mümkün değil. Starbucks-Deniz Berdan ne kadar alakasız bir ikiliyse PlayStation ve Eda-Bora da kadar alakasız. Bir kez daha altını çizelim, her ünlü her tanıtım için uygun olmayabilir. Firmaların ‘celebrity’ seçerken danışmanlık almalarında fayda var. Çünkü büyük markalar seçtikleri ünlü isimlerle zaman zaman kendilerini küçültebiliyor. Favorim ve Helen’in adası Adaları turumuza salı günü kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bugünkü ilk durak Kythere. Burası Afrodit’in doğduğu yer. Çok karakteristik, hiç turistik değil. Şehir tepeye kurulmuş. Virajlı yollardan yukarı çıkıyorsunuz. Güney ’nın en romantik yeri Ravello’yu andırıyor. Zaten kendinizi ’dan çok İtalya’da gibi hissediyorsunuz. İnanılmaz bir manzara var. Özellikle Kalesi’nden manzara olağanüstü. Aya mağarası da burada. Adanın bir de kendine özgü tarçınlı bir likörü var, adı Fatourada. Adanın sembolü haline gelen bir de sarı çiçek var. Adı sempreviva, yani sonsuza dek hayat. Sadece buradaki denizin ortasındaki taş adalarda bulunuyor. Hatta bir de şöyle söylenti var. Paris Helen’i Sparta’dan aldığında Truva’ya gelirken Kyhera’da duruyorlar. Helen, adada yaşayan tanrıça Venüs’ü kıskanıyor. Bunun üzerine Paris bu özel çiçeği bulup Helen’e ‘Saçın çiçeğin rengi kadar sarı, vücudun çiçeğin sapı kadar ince ve tenin bu çiçek kadar yumuşak. Güzelliğin sonsuza dek’ diyor. Çiçeğe de ismini böylece vermiş oluyor. Ayrıca Saint John yani Agios Ioannis, Apocalypse’i burada yazmaya başlamış. Burada herkes yazmaya başlayabilir. Paros ve Santorini Sonraki ada Paros. Paros’un bu kadar büyük ve popüler bir ada olduğunu doğrusu bilmiyordum. Burada en uyduruk yerde bile bir kahve servisi yapıyorlar, inanamıyorsunuz. Her şey son derece şık tasarımlı fincanlarda geliyor. Adanın en iyi plajları Molos ve Santa Maria. Ama onlar uzak gelirse her yerde güzel halk plajları var. Yine de Paros beklediğimden çok daha turistik bir ada. yüzden bayılmıyorum. Sonraki istikamet Santorini. Santorini gün batımıyla ve volkanıyla meşhur. Burada teleferikle deniz kenarından şehre çıkıyorsunuz. İsteyenler 600 basamağı yürüyerek ya da eşeğe binerek de çıkabiliyor. Sokaklarda dolaşıyorsunuz. Sonsuz havuzlu küçük butik oteller ve pansiyonlara bayılıyorsunuz. Böyle bir manzara başka hiçbir yerde yok. Sonra Oia’ya geçiyorsunuz. Oia fotoğraflarda gördüğünüz Santorini’nin ta kendisi. Burada günbatımı en güzel Ambrosia Restaurant’dan izlenebiliyor. Şimdi sırada Rodos var. Sonra da ’ten ’a dönüş ve tabii İstanbul’da bienal heyecanı...
559535
İyi insanın güzel özelliği
Kötü bir şeyi yapmak isterken iradesine hakim olan; Nefsi istemediği halde, güzel bir şeyi yapan; Bir şeyi canı çekip, iştah duyduğunda nefsine engel olan; Öfkelendiğinde, öfkesini tutan... özellik daha vardır ki, kimde bulunursa, Allah rahmetini kimse üzerine yayar ve onu cennetine koyar: Bir yoksulu koruma altına alan; Zayıfa merhamet eden; Emri altındakilere (işçi ve hizmetçilerine) yumuşak davranan; Anne babasına bağış ve iyilikte bulunan...
559567
Maden İşçisi Göçük Altında
Zonguldak'ta bir maden ocağında göçük meydana geldi. maden işçisi göçük altında kaldı. Türkiye Taşkömürü Kurumu'na bağlı bir maden ocağında sabaha karşı göçük meydana geldi. Ali Rıza Boynukısa ve Caner Albuzlu isimli işçiler göçük altında kaldı. İşçileri arama kurtarma çalışmaları devam ediyor.
558543
Babuşçu arkadaşının ölümüyle yıkıldı
İstanbul'da, sel sularına kapılarak hayatını kaybedenlerin cenazeleri, Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsi işlemlerinin ardından yakınlarına teslim edilmeye başlandı. Cenazeleri almak için Adli Tıp Kurumu'na gelen ölenlerin yakınları, göz yaşlarına boğuldu. Selde arkadaşını kaybeden Ak Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu da Adli Tıp Kurumu'nda arkadaş Hüsnü Birinci'nin yakınlarına sarılarak gözyaşı döktü. Sel sularına kapılarak hayatını kaybedenlerin cenazeleri bulundukları yerlerden Adli Tıp Kurumu'na getirildi. Burada yapılan kimlik tespitlerinin ardından otopsi işlemleri yapıldı. Adli Tıp Kurumu'nda işlemleri tamamlanan cenazeler dışarıda bekleyen yakınlarına sırayla teslim edilmeye başlandı. Bu arada cenazeleri almak için gelen ölenlerin yakınları Adli Tıp Kurumu'nda gözyaşlarına boğuldu. Bazı cenaze yakınları Adli Tıp Kurumu önünde sinir kriz geçirdi. Selde arkadaşı Hüsnü Birinci'yi kaybeden Ak Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu da Adli Tıp Kurumu'na geldi. Birinci'nin diğer yakınlarına sarılan Pabuşçu uzun süre ağladı. Hüsnü Birinci'nin havalimanına giderken Basın Ekspres yolunda sele kapılarak hayatını kaybettiği öğrenildi. Babuşcu arkadaşının cenazesi ile yakından ilgileniyor Ak Parti İl Başkanı Aziz Babuşcu'nun eski ortağı ve çocukluk arkadaşı Hüsnü Birinci'nin cenazesi ile çok yakından ilgilendiği öğrenildi. Babuşcu cenazede herhangi bir aksaklık olmaması ve yakın arkadaşının cenazesinde görevini yapmak için herşeyi yakından takip ediyor. Cenaze namazı Eyüp Sultan'da Hüsnü Birinci'nin cenazesi Perşembe günü Eyüp Sultan'da kılınacak öğle namazının ardından kılınacak cenaze namazı sonrasında Eyüp Sultan'daki aile mezarlığına defnedilecek. Cafesiyaset
559708
15:15 Talat-Hritofyas görüşmesi sona erdi
Talat-Hritofyas görüşmesi sona erdi ’ta ikinci turu bugün başlayan müzakerelerde Türk ve tarafları, “federal yürütme” ile ilgili farklılıklarını yakınlaştırmak amacıyla yeni öneriler sundu. Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı müzakereleri yürütmenin liderlerin görevi olduğunu ifade ederek, “Şu anda ilerlemeden gayet memnunuz” dedi. Cumhurbaşkanı ile Kıbrıs lideri arasında Lefkoşa ara bölgede yapılan, ikinci tur müzakerelerin ilk görüşmesi sona erdi. Downer, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, liderlerin önce baş başa görüştüğünü ve burada Yeşilırmak kapısında yaşanan gelişmelerin de ele alındığını belirterek, tarafların bu sorunu “geride bırakmaya” karar verdiğini söyledi. Heyetlerin de katılımıyla yapılan görüşmede, “Yönetim ve Güç Paylaşımı” ana başlığı altındaki “federal yürütme” konusunun ele alındığını kaydeden Downer, tarafların bu konuda farklı düşüncelerini yakınlaştırmak için karşılıklı öneri sunduğunu, bu önerilerin gelecek hafta yapılacak görüşmede ele alınacağını belirtti. Bir soru üzerine, önerilerin neler olduğu hakkında bilgi vermeyen Downer, “liderler arasında olanlara fazla müdahale etmek istemediklerini” söyledi. Müzakereleri liderlerin yürüttüğünü ve onlara yardım etmek için adada bulunduklarını ifade eden Downer, liderlerin müzakerelerde kendilerini rahat hissetmesi gerektiğini kaydetti. İki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federal bir çözüm için ve BM kararların uygun bir çözüm bulunması için yardımcı olmaya çalıştıklarını belirten Downer, “Ancak bu müzakereleri yürütmek liderlerin görevi ve şu anda ilerlemeden gayet memnunuz” dedi. Liderlerin gelecek görüşmesi, 17 Eylül Perşembe günü yapılacak. SERGİ AÇILIŞI VE ÇİVİLİ SANDALYE ESPRİSİ Talat ve Hristofyas, Downer’in açıklamasının ardından, “görüşmeleri desteklemek amacıyla” çeşitli zamanlarda ara bölgede gerçekleştirilen sergilerinden birinin açılışına katıldı. Kıbrıslı Türk ve Rum sanatçıların eserlerinden oluşan serginin açılışı sırasında düzenlenen resepsiyona da katılan Talat ve Hristofyas, karşılıklı şampanya kadehi kaldırdı ve sergiyi gezdi. Talat, sergiyi gezerken, üzerinde çiviler bulunan bir sandalyeyi işaret ederek, eserin sahibi sanatçıya, “Bunu Sayın Hristofyas’a hediye edebilir miyim?” diye espri yaptı. Hritofyas da Kıbrıs’ta iki toplum için “sandalyenin tamiri” yönünde çalıştıklarını belirtti. ZEYTİN FİDANI Bu arada, “Geleceğimizi Kurtarma Operasyonu” adlı oluşumu temsil eden bir grup Kıbrıslı Türk genci, Cumhurbaşkanı Talat’a, görüşmeye gittiği sırada Metehan ’nda, görüşmelere destek vermek amacıyla bir mektup ve görüşme bölgesine dikilmek üzere barışın sembolü olan zeytin ağacı fidanı verdi. Çözüm istemlerini ileten birer mektubu da Hristofyas ve BM yetkililerine iletmesi için Cumhurbaşkanı Talat’a veren gençler, Kıbrıs sorununa çözüm bulunmasını istediler. Cumhurbaşkanı Talat da gençlerin gerçekleştirdiği etkinliği “anlamlı” olarak niteleyerek “Gerçekten, Kıbrıs sorununu çözmemizin zamanıdır” dedi. Kıbrıs sorununu çözmek için zamanın gittikçe tükendiğini ifade eden Talat, hızlı hareket edilmesinin zorunluluğunu vurguladı ve Kıbrıs Türk tarafının bu konuda herhangi bir endişesi bulunmadığını belirtti. ’ta özellikle fanatik çevrelerin çok büyük gürültüler çıkararak hızlı gidişi engellemeye çalıştıklarını kaydeden Talat, Hristofyas’la süreci ilerleterek Kıbrıs Türkü’nün beklediği çözümü sağlayacaklarına olan inancını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Talat, görüşmede, zeytin ağacı fidanını Hriatofyas’a verdi.
559349
Felaketin ardından ortaya çıkan manzara
Felaketin ardından ortaya çıkan manzaraSular çekiliyor, kaldırma çalışmaları başlıyor (DHA) 'DA sel baskınlarıyla göle dönen, hergün onbinlerce insanın kullandığı Basın Ekpres yolunda sular çekilmeye başladı ancak hala yer yer metreyi bulan su birikintileri var. Yol çift yönlü olarak trafiğe kapalı tutuluyor. Her iki yanında su baskınlarından harap olan çok sayıda işyeri ve fabrikadaki malzemeler ile gölde yüzen araçlar, çekilmeye başlayan su sonrası, çıkarılmaya çalışılıyor. Tavukçu Deresi ise, akşam etkili olan yağışla taştı ve polis her iki yanından geçen yolları kapattı. Belediye Başkanı Özcan Işıklar, su içinde kalan araçların vinçlerle çekilmesi gerektiğini belirterek, “Araçlar insan var mı yok mu bilemiyoruz. Umarız insan çıkmaz” dedi. Arama kurtarma çalışmalarının sürdüğünü belirten Işıklar, “İnsanlarımızın barınma, sıcak yiyecek ihtiyaçlarını giderdik. Ancak Cuma akşamı büyük bir geleceği söyleniyor. İlçe sakinlerimiz ana arterlere araçlarını çekmesinler, saatleerde zorunlu olmadıkça dışarı çıkmasınlar” diye konuştu. Işıklar, gören Devlet Hastanesi Polikliniklerinin de saata kadar açılacağını söyledi. Selimpaşa'da selin denize doğru süreklediği sularda yüzen onlarca araç çıkarılmayı bekliyor. Evler ise, kullanılamayacak durumda. Site sakinleri yavaş yavaş evlerini terkediyor.
559549
Devler tarih yazıyor!
Polonya'da devam eden 36. Avrupa Erkekler Basketbol Şampiyonası'nda (D) Grubu'nda ilk maçını kazanarak gruptan lider olarak çıkan ''12 Dev Adam'' tarih yazıyor. (A) Milli Takım, Avrupa Şampiyonası tarihinde ilk kez ilk maçta galibiyet almayı başararak, katıldığı Avrupa Şampiyonalarına en iyi başlangıcını yaptı. (D) Grubu'nda ilk maçında Litvanya'yı 84-76, ikinci maçında ise Bulgaristan'ı 94-66 mağlup eden (A) Milliler, ev sahibi Polonya'yı da kendi seyircisinin önünde 18 sayı farkla 87-69 yenerek, maçta galibiyetle grubu lider tamamladı. Avrupa Şampiyonalarına 1949 yılından beri katılan ve 20. kez bu şampiyonada mücadele eden Türkiye, daha önce katıldığı 19 şampiyonada ilk maçta galibiyet elde edememişti. -2001'DE BİLE 3'TE YAPMIŞTI- ''12 Dev Adam'' Avrupa Şampiyonası tarihinde en başarılı olduğu 2001'de Türkiye'de yapılan 32. Avrupa Şampiyonası'nda bile 3'te galibiyet elde edememişti. 32. Avrupa Şampiyonası'nda ilk maçında Letonya'yı yenen Türkiye, ikinci maçında Slovenya'ya yenilmiş, 3. maçında İspanya'yı mağlup etmeyi başarmıştı. 2001'deki şampiyonada ev sahibi olmasının avantajını iyi kullanan ''12 Dev Adam'', taraftarlarının büyük desteğiyle finale dek gelip, finalde Yugoslavya'ya yenilmiş ve gümüş madalya kazanarak, tarihindeki en iyi derecesini elde etmişti. -3 DEFA 3'TE SIFIR YAPTI- Türkiye, Avrupa Şampiyonası tarihinde defa ilk maçta galibiyet alamamıştı. (A) Milliler, 1959'da Türkiye'de, 1981'de de Çekoslavakya'da yapılan şampiyonalarda maçını da yitirmişti. Türkiye, bu yıl 3'te yaptığı Wroclaw'da yapılan 1963'teki Avrupa Şampiyonası'nda da maçta salondan yenilgiyle ayrılmıştı.
560204
Fransız gazetesi 12 Dev Adam'a övgüler yağdırdı
Gazete, ''Türkiye Baş Koltukta'' başlığı ile verdiği haberde, Türk oyuncuların, ''ilk turda rakiplerine büyük üstünlük sağladığını'' yazdı. Ersan ve Hidayet'i üst düzey oyuncular olarak gösteren gazete, Ömer Aşık, Oğuz gibi mücadele gücü yüksek uzun oyuncular ve skora önemli katkı yapan oyun kurucu Ender ile Türkiye'nin 2. tura rahat bir şekilde çıktığını kaydetti. Gazete Türkiye'nin, diğer gruplardan gelen takımların 2. tura mağlubiyetle başlaması dolayısıyla büyük bir avantaj yakaladığı yorumunu yaptı.
559875
Pamela PETA çekimlerinde!
merikalı oyuncu ve gönüllüsü Pamela Anderson, uluslararası Hayvan Hakları Örgütü PETA'nın yeni tişörtünün tanıtım çekimlerinde...
559149
Galatasaray'da Gökhan Zan depremi!
'da depremi!G.Saray'ın milli stoperi, ay sahalardan uzak kalacak ’da, ile oynanan karşılaşmada sakatlandığı için kadrosundan çıkartılarak ’ya geri dönen ’dan gelen haberler şok yarattı. Gazete 'te Erhan Telli imzası ile yeralan habere göre, tecrübeli savunma oyuncusunun kasığında yırtık meydana geldiği ve yaklaşık ay boyunca yeşil sahalardan uzak kalacağı öğrenildi. deplasmanı öncesinde başlayan kasık ağrıları üzerine Cimbom’un Başkent deplasmanına götürülmeyen, ancak daha sonra kendisini iyi hissettiğini söyleyince Milli Takım’da forma giyen Gökhan’ın aynı bölgede oluşan aşırı zorlanmadan dolayı sakatlandığı kaydedildi. Gökhan’ın, kasık adalesinin kopma noktasına geldiği, Estonya önünde oyundan çıkmaması halinde sakatlığının çok daha ciddi boyutlara gelebileceği ve operasyonun eşiğinden dönüldüğü ifade edildi. Tecrübeli oyuncunun en az hafta boyunca tedavi göreceği öğrenildi.
560022
Gencebay "Radyo Turkuvaz"da
19 Mayıs'da mikrofonlarının başından dinleyicilerine merhaba diyen Radyo Turkuvaz ekibini Türk Müziğinin babası Orhan Gencebay ziyaret edip "hayırlı Olsun dedi. Canlı yayında radyodan unutulmaz parçası Yarabbim" in dinleyici ile buluştuğu an, stüdyoya girerek Radyo Turkuvaz Müzik Direktörü Afrikalı Ali ve Utku ile İstekler programı yapımcısı Utku'ya sürpriz yapan Orhan Gencebay; Radyo Turkuvaz'a yayın hayatında başarılar dileyerek "Yolunuz açık olsun,Berhudar olun dedi. Türkiye'de 39 ilde yayında olan ve İstanbul'da 90.2 frekansı ile dinleyicisi ile buluşan "Türkiye'nin Radyosu" Radyo Turkuvaz konuk sanatçıları ile sürpizlerine devam edecek.
559429
Baykal: "Felaket değil belediyecilik rezaleti"
CHP lideri Deniz Baykal, İstanbul'da sel felaketinin yaşandığı İkitelli bölgesini ziyaret etti. TIR parkının bulunduğu araziyi inceleyen Baykal, "Bu doğal felaket değil, belediyecilik ve imar rezaletidir" dedi. CHP lideri Baykal, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne "Ruhsatlı TIR parkının sahibi kim? Bu dereyi hangi müteaahhit ıslah etti?" sorularını yöneltti. Baykal, "Dere yatağına trilyonlarca lirayı gözden çıkararak TIR ruhsatı çıkarmak ve izin vermek yanlıştır. Bir yönetim niye var, hükümet niye var? Bu tip olayları önlemek için var" dedi. "Tehlikenin içine milli serveti atıyorsunuz" diyen Baykal, "Sonra buna gözyumanlar 'Takdiri ilahi' diyor. 16 yıldır sen götürüyorsun burayı. Toplum buna tepki göstermeli bunu kabul edemeyiz" dedi. Baykal ve beraberindekiler inceleme sırasında çamur yüzünden zor anlar da yaşadı.
558693
ŞAHİN ALPAY İyi ki varsın Taraf
2001 yılından bu yana dünyada basın özgürlüğünün gelişmesine katkıda bulunanlara verilen Leipzig ödüllerini kazananlar arasında Seymour Hersh, Anna Politkovskaya ve Gideon Levy gibi dünyaca ünlü gazeteciler bulunuyor. Hersh, Amerikan askerlerinin 1969'da Vietnam'da yaptığı My Lai katliamını; 2004'te Irak'taki Abu Gurayip hapishanesinde uyguladıkları işkenceleri ve 2006'da ABD'nin İran'a karşı gizli eylem planlarını açığa çıkarmasıyla tanınıyor. Özellikle Rusya'nın Çeçenistan'daki insan hakları ihlalleri üzerine yayınlarıyla ün kazanan Politkovskaya 2006'da, henüz aydınlatılamayan bir cinayete kurban gitti. Levy ise, Filistinlilerin maruz kaldıkları baskı ve zulmü ifşa etmesiyle tanınan bir İsrailli gazeteci. Soruşturmacı gazeteciliğin bu en ünlü isimleriyle birlikte Leipzig Medya Vakfı ödülüne layık görülmesi, Ahmet Altan'ın ve Taraf gazetesinin Türkiye'de basın özgürlüğüne yaptığı katkının dünyaca tanınması ve takdir görmesi anlamına geliyor. Yakında iki yaşını dolduracak olan Taraf'ın yaptığı demokrasiye, insan haklarına ve hukuk devletine karşı sorumlu gazetecilik sayesinde Türkiye, Taraf olmasaydı öğrenemeyeceği neleri öğrenmedi ki?.. Ekim 2007'de Hakkari-Yüksekova'daki Dağlıca karakolunda 13 askerin şehit olduğu PKK baskınının düzenleneceğine dair istihbaratın günler önce ilgili tüm birimlere bildirildiğini Taraf yazdı... Ekim 2008'de Hakkari-Şemdinli'deki Aktütün karakolunda 17 askerin şehit olduğu PKK baskınının yapılacağına dair istihbaratın saldırıdan bir ay önce alındığını yine Taraf yazdı... Genelkurmay'da birilerinin Mart 2006'da gazetecileri, yazarları, işadamlarını ve akademisyenleri, "AB veya ABD destekli" olarak fişleyen bir andıç hazırladıklarını Taraf yazmasaydı, hiçbir zaman öğrenemeyecektik. Taraf yazmasaydı, yine Genelkurmay'da birilerinin Nisan 2009'da bir "İrticayla mücadele eylem planı" ya da diğer adıyla "AKP ve Gülen'i bitirme planı" hazırladıklarından kimsenin haberi olmayacaktı... Geçen ay Elazığ Karakoçan'da el bombasının patlaması sonucu şehit olan erin kaza değil ceza sonucu öldüğünü Taraf yazmasaydı, kimse bilmeyecekti... Bunlar kamuoyunun Taraf sayesinde öğrendiği, Taraf olmasaydı kimsenin ruhunun duymayacağı, Türkiye'de demokrasiyi, hukuk devletini ve şeffaf yönetimi yerleştirme mücadelesini yakından ilgilendiren haberlerin sadece bazıları. Taraf'ın haberciliği yanında Ahmet Altan'ın insan haklarını ve hukuk devletini cesaretle savunan ve her biri Türkiye'deki demokrasi mücadelesine altın harflerle yazılacak olan yorumları, Türk gazeteciliği için bir iftihar ve onur vesilesidir. Meslektaşlarının büyük çoğunluğunun Altan'ın ve Taraf'ın aldığı prestijli uluslararası ödülü görmezden gelmeleri, söz konusu ödülle ilgili haberin Türk medyasında pek az yer bulabilmiş olması ise, muhakkak ki Türkiye'de medyanın acıklı yüzünün yeni bir yansıması. Türkiye'de medya adam olmadan, demokrasi de adam olamaz... Medyanın adam olmasının en önemli koşullarından biri de medyanın demokrasideki dördüncü kuvvet işlevini yerine getirmesi, yani siyasi, idari ve iktisadi güç sahiplerinin kanunlara, ahlaka, insan haklarına, demokrasiye aykırı davranışlarını ifşa etmesi, bu davranışlarından dolayı onlardan hesap sormasıdır. Ahmet Altan yönetiminde Taraf, basın mensuplarına sorumluluklarını hatırlatmakla kalmıyor, genç gazetecilere mesleğin standartları konusunda örnek oluyor. Bütün baskılara ve engellemelere rağmen demokratik işlevini cesaretle yerine getirdiği için Taraf, şimdiden sadece Türkiye değil, dünya basın tarihine de geçti.
559441
Baykal ateş püskürdü
CHP Genel Başkanı Deniz Başkal, "İstanbul'un göbeğinde bir dere taşıyor Havalimanı yolu kapanıyor ve suçlu doğa ilan ediliyor" diyerek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a yüklendi. CHP heyetiyle Güneşli ve İkitelli bölgesini ziyaret eden Baykal ölü sayısının da artacağından duyduğu endişeyi ifade etti. Baykal'ın konuşmasından detaylar şöyle: İstanbul'un hemen yanında havalanına çok yakın bir otoyolun yanıbaşındayız. Havaalanı yolu burası. Ve tablo tam bir felaket. Ayamama'nın felaketlere yol açtığı biliniyor. Birde üstelik ihale açılıp ıslah edilmiş bir dere burası. Bu nasıl ihaleydi. Bu belediyecilik ve imar rezaletidir. Ölü sayısının artması büyük olasılık. TIR kayıp TIR... Bölgede insanlar hala bulunamadı. Bakıyorsunuz TIR parkı ruhsatlı Belediye'den ruhsat almış. Kim verdi dere yatağına park iznini: Belediye. Bu ıslah işini hangi müteahhit yaptı? Masum insanlar can verdi burda bunun bir sorumlusu yok mu? 16 yıldır burayı yönetenlerin sorumluluğu yok mu? Buna izin vereneler ne oluyor? Sorumluluk almıyor. Böyle bir manzara olur mu? Dünyanın hangi medeni metropolünde böyle bir tablo olabilir Allahaşkına? Ceza davasına bile konu olabilecek manaralar var burda. Bu İstanbul'daki facianını sadece bir parçası. Çatalca, Silivri ayrı faciya. trilyon gönderiyorlar kaç TIR'ı karşılar bu para? Bir bakan bir Belediye Başkanı gelmedi buraya, nasıl gelmez ya nasıl gelmez? Birisi diyor ki 'küresel ısınma' peki böyle bir olayın yaşandğı bir metropol var mı? Sen gel bunun hesabını ver burada. Devlet nerede, belediye nerede? Hepinize geçmiş olsun çok üzüntü verici bir olay.
559370
Polonya'da Beenhakker dönemi kapandı
Polonya Futbol Federasyonu, 3-0'lık Slovenya yenilgisinden sonra Beenhakker ile yollarını ayırdı. Federasyon başkanı Grzegorz Lato, "bu yenilginin telafisi yok. Beenhakker artık Polonya milli takımının hocası değil" dedi. Dünya Kupası Avrupa elemeleri 3. Grup'ta mücadele eden Polonya, ülke basınında büyük tepki gören Slovenya yenilgisinden sonra ilk iki şansını tamamen kaybetti. Milli takımın efsane golcülerinden Lato, Hollandalı Beenhakker'in yerini büyük olasılıkla Polonyalı bir teknik direktörün alacağını söyledi.
559481
İntihar için çıktığı çatıda uyudu
İntihar için çıktığı çatıda uyudu SİVAS (A.A) Sivas'ta kaldığı otelin çatısına çıkarak intihar girişiminde bulunan ve zaman zaman uyuklayan kişi, polisin 5,5 saat süren çabası sonucu ikna edildi. Atatürk Caddesi Kepçeli mevkisindeki bir otelde kalan 57 yaşındaki Ali Osman Ö, işini taşeron olarak yaptığı firmadan alacağı parayı tahsil edemediği iddiasıyla katlı otelin çatısına çıkarak, intihar girişiminde bulundu. Sabah erken saatlerde çıktığı otelin çatısından atlamak isteyen Ali Osman Ö'yü ikna etmeye çalışan polis ekipleri, çevrede geniş güvenlik önlemi alırken, olay yerine itfaiye ve sağlık ekipleri de geldi. Uzun süre iknaya çalışan polis ekipleri, Öksüz'e su verdi. Polisler tarafından kendisine ikram edilen çayı kabul etmeyen Ali Osman Ö'nün çatıda kaldığı 5,5 saat süresince yorgun düştüğü ve zaman zaman uyukladığı görüldü. Polis ekiplerince çağrılan psikolog da çatıya çıkarak Ali Osman Ö'yü ikna etmeye çaıştı. Uzun uğraşlar sonucu ikna edilen Ali Osman Ö, polislerin yanına gelmesine izin verdi. Ayaklarının üzerine basmakta zorlanan Öksüz, kaldığı otel odasına götürülerek, burada bir süre dinlendirildi. Ali Osman Ö'nün daha sonra ifadesinin daha sonra alınacağı öğrenildi. DAHA ÖNCE DE BÜLENT UYGUN İKNA ETMİŞTİ Sivas'ta yıl önce de kaldığı otelin çatı katına çıkarak intihar girişiminde bulunan Ali Osman Ö'yü, olay yerinden otomobiliyle geçen Sivasspor Teknik Direktörü Bülent Uygun çatıya çıkarak ikna etmişti. Ali Osman Ö, bu yılın başında da onarıma alınan tarihi Çifte Minareli Medrese'nin minarelerinden birine çıkmış, taşeron iş yaptığı firmanın hak edişini ödemediği iddiasıyla intihar girişiminde bulunmuştu.
560213
Esad'dan Gül'e geçmiş olsun mesajı
Resmi haber ajansı SANA'nın haberine göre, mesajda, Esad'ın ve Suriye halkının, sel nedeniyle ölümlerden ve İstanbul'a verdiği zarardan dolayı duyduğu derin üzüntü aktarılarak, "Kardeş Türk halkına ve selde hayatını kaybedenlerin ailelerine taziye dilekleri" kaydedildi.
560138
19:11 Almanya: Slovakya:
26. Erkekler Şampiyonası (E) Grubu’nda ’yı 3-1 yendi Halkapınar Spor Salonu’nda ’dan Kari Partiainen ve ’dan Dejan Jovanoviç’in yönettiği müsabakanın ilk setini 25-22 kazandı. İkinci seti 25-21 üstün tamamlamasına rağmen, sonraki setleri 25-16 ve 25-21 kazanan Almanya, karşılaşmadan 3-1 galip ayrıldı. Karşılaşmadan önce ve ’da yaşanan sel felaketi sonucu yaşamlarını yitirenler için dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
559299
Nerede ilgi alaka?
İzmir'de ve İstanbul'da devam eden 26. Avrupa Erkekler Voleybol Şampiyonası Finalleri, şimdiye kadar yapılan maçlar itibarıyla, yapılan son organizasyon içinde en düşük seyirciyle takip edilen turnuva olarak göze çarpıyor. İzmir'de Halkapınar Spor Salonu, İstanbul'da da Abdi İpekçi Spor Salonu'nda Eylül'deki grup maçlarıyla 16 takımla başlayan şampiyona, play-off gruplarında 12 ekiple devam ediyor. Cumartesi ve Pazar günü oynanacak yarı final ve final müsabakaları ile sona erecek şampiyonada şu ana kadar oynanan 36 karşılaşmada gerçekleşen maç başına seyirci ortalaması, son organizasyon içinde en az ortalama olarak göze çarptı. 36 karşılaşmada toplam 24 bin 385 seyirci maçları takip ederken, maç başına seyirci ortalaması 677 olarak gerçekleşti. Son organizasyon içinde en fazla seyirci ortalamasına bin 379 ile 2005'te İtalya ve Sırbistan Karadağ'ın ortaklaşa organize ettiği şampiyonada ulaşıldı. Bu organizasyonu 2003'te Almanya bin 634, 2007'de Rusya bin 96 ve 2001'de Çek Cumhuriyeti 1525 seyirci ortalamaları ile takip etti. Bu şampiyonalar içinde en fazla seyircinin izlediği maç, 14 bin 530 kişinin takip ettiği 11 Eylül 2005'te Roma'da İtalya'nın Rusya'yı 3-2 yendiği final müsabakası oldu. En az seyircili karşılaşma ise 100 kişinin seyrettiği Eylül 2001'de Çek Cumhuriyeti'nde oynanan Bulgaristan-Slovenya grup mücadelesi oldu. Son organizasyon içerisinde ulaşılan seyirci sayıları ve maç başına ortalamaları şöyle: Organizasyon Oynanan Müsabaka Toplam Seyirci Ortalama 2001-Çek Cumhuriyeti 38 57.970 1525 2003-Almanya 38 138.116 3634 2005-İtalya/Sırb. Karadağ 34 148.890 4379 2007-Rusya 46 142.430 3096 2009-Türkiye (Bitmedi) 36 24.385 677 -EN AZ İZLENEN ÜLKE TÜRKİYE- Son Şampiyonada ev sahibi takımlar arasında turnuvada en az maç yapan ekip Türkiye. (A) Milli Takım'ın maçını toplam 10 bin 558 kişi izlerken, maç başına seyirci ortalaması bin 519 olarak gerçekleşti. Türkiye, bu izleyici sayısıyla, organizasyona ev sahipliği yapan ülkeler arasında en az izlenen takım oldu. 2005'te bin 931 seyirci ortalamasına ulaşan İtalya, bu alanda en fazla seyirciye ulaşan ülke olarak dikkati çekti. Organizasyonlara ev sahipliği yapan ülkelerin ulaştığı seyirci rakamları ise şöyle: Organizasyon Oynadığı Müsabaka Toplam Seyirci Ortalama 2001-Çek Cum. 38.900 5557 2003-Almanya 39.620 5660 2005-İtalya 69.250 9931 Sırbistan Karadağ 40.700 8140 2007-Rusya 69.500 8687 2009-Türkiye 10.558 3519
559724
Üzerine yıldırım düşen çoban öldü
Edinilen bilgiye göre, Erzurum'un Tekman ilçesine bağlı Bey köyünde arazide koyun otlatan Fırat Beyköylü'nün üzerine, yağıştan korunmaya çalıştığı kaya dibinde yıldırım düştü. Ağır yaralanan Fırat Beyköylü, kaldırıldığı Tekman Devlet Hastanesi'nde kurtarılamayarak hayatını kaybetti.
558417
Kızılay'ın sel bölgesine yardımları sürüyor
Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali, yaptığı yazılı açıklamada, geçtiğimiz günlerde Karadeniz kıyılarında etkili olan sağanak yağış ve sellerin bu kez Marmara ve Trakya bölgelerini vurduğunu anımsattı. ''Sağanak yağışların ardından özellikle Silivri, Çatalca ve Saray'daki bazı yerleşim yerlerinin su altında kaldığını, sel sonrasında haber alınamayan 33 vatandaşın hayatını kaybettiğinin kesinleştiğini'' bildiren Tekinali, bölgedeki çiftliklerde büyükbaş hayvanların telef olduğunu, ulaşım hizmetlerinin de olumsuz etkilendiğini ifade etti. Bölgeyi etkileyen yağışın ardından Türk Kızılayı'nın acil olarak harekete geçtiğini belirten Küçükali, Türk Kızılayı Afet Operasyon Merkezi'nde kriz masası oluşturulduğunu kaydetti. Küçükali, mağdur vatandaşlara ve bölgede çalışan ekiplere destek olmak amacıyla Afet Operasyon Merkezi, Marmara Bölge Afet Müdahale ve Lojistik Merkezi, Büyük Karıştıran Yerel Afet Müdahale ve Lojistik Merkezi ile Tekirdağ Şubesi'nden afet aracı, mobil ekmek fırını, mobil mutfak, 26 afet müdahale uzmanı ile 1160 adet su, 1200 gıda kolisi, 10 çadır, 800 battaniye, 433 yatak, 20 mutfak seti, 1160 su bidonu, 1376 tuvalet temizleyicisi, 8500 kalıp sabun, 1000 sıvı sabunun bölgeye gönderildiğini bildirdi. Türk Kızılayı'nın insani yardım ekiplerinin dağıtım ve yardım çalışmalarına başladığını ifade eden Küçükali, ilk planda günlük günde 10 bin ekmek üretme kapasitesine sahip mobil ekmek fırının da hizmete girdiğini kaydetti. Vatandaşlara ve kurtarma çalışmalarına katılan ekiplere 1000 adet kumanyanın dağıtımına başlandığını bildiren Küçükali, ayrıca bölgeye gönderilen mobil mutfaktan vatandaşlara sıcak yemek verileceğini belirtti. Türk Kızılayı'nın genel sekretaryasını yürüttüğü Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği'ne bağlı psikososyal destek uzmanlarının bölgede tespit çalışması yürüttüğünü duyuran Küçükali, sel sularının çekilmesinin ardından afetten etkilenen vatandaşlara Birliğe bağlı uzmanlar tarafından afetin etkilerini daha kolay atlatabilmeleri için psikososyal destek verileceğini bildirdi. Küçükali, sel bölgesine gönderilen ve Türk Kızılayı'nın en modern barınma ünitesi olan, kısa sürede kurulabilen, elektrik donanımı bulunan ve mevsim koşullarından etkilenmeyen 20 Mevlana Evi'nin de vatandaşların hizmetine sunulacağını kaydetti. -YAĞIŞ UYARISI YAPILAN 14 İL İÇİN HAZIRLIKLAR BAŞLADI- Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünün etkili sağanağın ardından 14 il için yağış ve sel uyarısı yaptığını, İstanbul ili geneli, Yalova, Bursa, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ, Balıkesir, Kırklareli, Bilecek, Bolu, Düzce, Karabük, Zonguldak ve Bartın çevrelerinde yaşayan vatandaşların kuvvetli yağış konusunda bugün ve yarın dikkatli olmaları konusunda uyarıldığını aktaran Küçükali, uyarı sonrasında Türk Kızılayı'nın söz konusu illerde bulunan birimlerde herhangi bir sel ve su baskını sonrasında yardım çalışmalarına destek olunabilmesi için hazırlık başlattığını ifade etti. Sellerden etkilenen bölgelere yakın Türk Kızılayı şubelerinin yardım çalışmalarına destek verdiğini belirten Küçükali, bölgede ortaya çıkabilecek ek insani yardım malzemesi ve personel ihtiyacının karşılanabilmesi için tüm hazırlıkların tamamlandığını bildirdi.
558919
Hiddink’in gönlü Ada’da
Teknik Direktörü yeniden ’den bir takımı çalıştırmak istediğini bildirdi Geçen sezon ’daki görevinin yanı sıra ay ekiplerinden ’nin de başında kalan Hollandalı teknik adam, 2010 Kupası’ndan sonra kariyerine kısa bir süre ara vermek, daha sonra da bir İngiliz takımının başına geçmek istediğini ifade etti.
560135
Bodrum’da şiddetli sağanak uyarısı
’nın İlçesi’nde, yarın sabah erken saatlerinden itibaren beklenen nedeniyle, vatandaşlar ve denizciler uyarıldı ve Gümüşlük belediyeleri, mail, mesaj ve zabıta aracılığıyla duyurular yapmaya başladı. Bodrum Yarımadası’nın kuzey batı bölgesinden gelecek yağışların yarın sabah 03.00 ile 18.00 saatleri arasında etkili olacağı ve gün boyu etkisini sürdüreceği belirtildi. Belediye itfaiye, zabıta ekiplerinin acil duruma yönelik çalışmalarını hızlandırdıkları, dere yatakları ve alçak kesimlerdeki araçların çekilmesi için ekiplerince sürücülerin uyarıldığı bildirildi. Cuma günü yağışın Aydın ve bölgeside etkili olası bekleniyor.
559770
Vardan: Toparlanma memnuniyet verici
Ekonomide ortaya çıkan 7’lik gerilemenin beklentileri dahilinde olduğunu ifade eden MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, ‘Rakamları değerlendirdiğimizde kötüye gidişin durduğunu ve yavaş yavaş toparlanmanın başladığını görmek memnuniyet verici’ olduğunu söyledi. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, TÜİK’in açıkladığı 2009 yılı ikinci çeyrek dönemine ait büyüme rakamlarının geçen yıla oranla oranında azalışı göstermesine ilişkin bir değerlendirmede bulundu. GSYH’nın gelişimi incelendiğinde, özellikle 2008’in son çeyreğinde ve 2009’un ilk çeyreğinde yurt içi nihai tüketiminde yaşanan sert düşüşün durduğunu söyleyen MÜSİAD Başkanı, “2009’un ilk çeyreğinde nihai tüketimde kaydedilen %1,5’lik artış iç talebin canlandığına dair önemli bir işarettir” dedi. Kamu sektörünün yaptığı müdahaleler ile kademeli olarak krizin etkilerini azalttığını ifade eden Vardan, “Kamu sektörü 2009’un ilk çeyreğinde %21,6 oranında büyümüşken, 2009’un ikinci çeyreğinde %5,8 oranında küçülmüştür. Kamu sektöründe yaşanan bu oranda küçülmeye karşın GSYH’da ki küçülmenin %14,3’den %7’ye gerilemesi piyasanın canlandığına dair önemli işaretleri göstermektedir” dedi. MÜSİAD Başkanı, sanayi üretiminde ki gelişmeleri de değerlendirerek “Yaz aylarında mevsimsel düşüş riskine rağmen aydır kesintisiz büyüyen sanayi üretimi bizlere GSYH’nın gelişiminin olumlu olacağı yönünde zaten sinyaller vermekteydi” dedi. Kamunun zamanlı ve yerinde müdahalelerinin 2009’un ilk yarısında Türkiye ekonomisini daha kötü günlerden kurtardığını fakat kamunun yapıcı rolünün devam etmesi gerektiğini belirten Vardan, “Uygulanmakta olan KDV ve ÖTV indirimleri en azından 2009 yılının sonuna kadar bu şekilde uygulanmalı, sonrasında ise tüketimin seyri açısından kademeli olarak normale döndürülmelidir. Bununla birlikte, bozulan bütçe dengesinin onarımı konusunda dünyada öncü olan hükümetimiz, küresel piyasaların daha kalkışa geçmediği gerçeğini göz önüne alarak, muhtemel zam ve vergiler ile kemerleri sıkarak iç talebin seyrini bozmaktan kaçınmalıdır” dedi.
560179
ABD'de işsizlik maaşı başvuruları düştü
Çalışma Bakanlığı, önceki hafta 576 bin olan işsizlik maaşı başvurularının, geçen hafta 550 bin olduğunu açıkladı. İşsizlik maaşı başvurularının geçen hafta için 560 bin olması bekleniyordu. Açıklamada, işsizlik maaşı almaya devam edenlerin sayısının ise 159 bin düşerek, 6,1 milyon olduğu da belirtildi. Bu rakam Nisan ayından bu yana en düşük seviyeyi gösteriyor. Bu arada Ticaret Bakanlığı, Temmuz ayında dış ticaret açığının yüzde 16,3 artarak 32 milyar doları bulduğunu bildirdi. Temmuz ayı için bu rakamın 27,4 milyar dolar olması beklenirken, Haziran ayı dış ticaret açığı ise 27,5 milyar dolar olarak revize edildi. ABD'de dış ticaret açığı, bu yıl şimdiye kadar yıllık oranda 355,5 milyar doları buldu. Geçen yıl toplam dış ticaret açığı 695,9 milyar dolardı. Dış ticaret açığının gelecek aylarda yükselmeye devam edeceğine inanan ekonomistler, artan dış ticaret açığını resesyonun sonuna yaklaştığının işareti olarak değerlendiriyor.
559625
Bilge köyü yakınında uzun namlulu silah
Yapılan bir ihbar üzerine Bilge köyüne kilometre uzaklıktaki bir göletin çevresinde jandarma tarafından önlem alındı. Güvenlik önleminin ardından göletin suyu, motopomplarla boşaltıldı. Gölette bir adet G-1, 2'si kalaşnikof uzun namlulu silah ve şarjör bulundu. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.
559541
Ödül 24.2 milyon dolar!
Teniste sezonun 4. ve son ''Grand Slam'' mücadelesi olan 129. ABD Açık Turnuvası, tek erkekler ve tek bayanların çeyrek final karşılaşmalarıyla devam etti. ABD'nin New York kentindeki USTA Tenis Merkezi Kortları'nda yapılan toplam 24.2 milyon dolar (36.44 milyon lira) ödüllü turnuvanın 10. gününde, tek erkeklerde numaralı seribaşı İsviçreli Roger Federer, yarı finale yükseldi. Kariyerinde Avustralya Açık, Wimbledon, Roland Garros, de ABD Açık şampiyonluğu bulunan Federer, 12 numaralı seribaşı İsveçli Robin Soderling'i 6-0, 6-3, 6-7 (6) ve 7-6 (6)'lık setlerle 3-1 yenerek, yarı finale yükseldi. Geçen yılın Avustralya Açık şampiyonu, numaralı seribaşı Sırp Novak Djokovic de 10 numaralı seribaşı İspanyol Fernando Verdasco'yu 7-6 (2), 1-6, 7-5 ve 6-2'lik setlerle 3-1 mağlup ederek, adını yarı finale yazdırdı. Tek bayanlarda ise numaralı seribaşı Danimarkalı Caroline Wozniacki, ABD'li Melanie Oudin'i 6-2'lik iki setle 2-0 yenerek, yarı finale çıktı. Belçikalı Yanina Wickmayer de Ukraynalı rakibi Kateryna Bondarenko'ya 7-5 ve 6-4'lük setlerle 2-0 üstünlük sağlayarak, yarı finale çıkan bir başka isim oldu. Turnuva, TSİ bu akşam ve sabaha karşı tek erkeklerde numaralı seribaşı Arjantinli Juan Martin Del Potro ve 16 numaralı seribaşı Hırvat Marin Cilic ile 11 numaralı seribaşı Şilili Fernando Gonzalez ve numaralı seribaşı İspanyol Rafael Nadal'ın çeyrek final maçlarıyla devam edecek.
558822
Çapulcular iş başında
Çapulcular iş başında İSTANBUL Şiddetli yağış ve sel felaketinde işyerleri büyük hasar görenler bir de mallarını talan eden yağmacılarla mücadele etmek zorunda kaldı. İstanbul'da Halkalı'da bulunan bir porselen fabrikasının alt katlarını sel suları bastı. Selden kaçan işçiler çatıya çıkarak kurtarılmayı bekledi. İşçiler askeri helikopterle kurtarılırken, fabrikaya giren onlarca kişi porselenleri yağmaladı. Polis, şahısları güçlükle engelledi. Polis uyarıları dikkate almayan bazı kişileri iterek fabrikadan uzaklaştırdı. POLİSİ TAKMADILAR İkitelli'de sular altında kalan işyerlerindeki birçok malzeme sel sularına kapılıp, sürüklendi. Basın Ekspres Yolu'na kadar sürüklenen av tüfeği, silah, ev gereçleri ve teknolojik ürünler yol üzerindeki bariyerlere takıldı. Çevrede toplananlar ise bu malzemeleri toplamak için adeta birbirleriyle yarıştı. Çevrede önlem alan polis ekipleri ise sayıcıa çok olan yağmacıları sadece uyarıp uzaklaştırmaya çalıştı. Yağmacıların elindeki av tüfekleri polis tarafından toplandı. Yaklaşık 10 adet af tüfeği yağmacıların elinden alınarak, polis araçla- rına konuldu. Polis ekipleri yağma- cılara karşı bölgede önlem aldı. Bağcılar, Küçükçekmece ve Başakşehir'de yoğun yağışla birlikte su altında kalan iş yerlerinden yağma olayları görüldü. Bazı kişiler özellikle zücaciye ve beyaz eşya dükkanlarıyla, bu tür eşyaların bulunduğu depolara girerek, porselen tabak, ütü, ısıtıcı ve benzeri ürünleri çaldılar. Selin olduğu bölgelere, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün ilçe asayiş ekiplerinin yanısıra, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü ekipleri de sevk edildi. Yağmacıların rahat ve pişkince tavırlar içerisinde olmaları ise dikkat çekti. Elinde bir bilgisayar monitörü bulunan bir kişi, “Ben bunu buldum, monitörü satmayı düşünüyorum” dedi. Başka bir kişi ise “Hiçbir şey bulamadım” diye hayıflandı.
559946
İstanbullular felaketin yaralarını sarmaya çalışıyor
Basın Ekspres yolu ve ara sokaklardaki sel sularının çekilmesi, felaketin boyutu gözler önüne serdi. Yolda biriken çamur ve enkazlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Karayolları Genel Müdürlüğü ve Orman İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne ait ekipler tarafından temizlenmeye başlandı. Gün boyu süren temizlik çalışmasında Ayamama deresine selin sürüklediği araçlar vinçle çıkartıldı. Sel sonrası çamur deryasına dönen Ayamama Deresi'nde de temizlik çalışmaları devam ediyor. Asfaltta biriken çamur da, işçiler tarafından yıkandı. Selde hasar gören iş yerleri ve evler ise, vatandaşlar tarafından temizlenip tamir edilmeye çalışıldı.
560020
Çatışma mı pusu mu?
Bu hafta başında Siirt'te askerimizin şehit olduğu terörist eylemle ilgili çarpıcı detaylar… Olay çatışma mıydı, yoksa pusu mu kuruldu? Emri kim verdi? Saldırı kararının arkasında ne var? İstihbarat birimleri, telsiz konuşmalarından neyi öğrendi? Saldıran PKK'lı grup kaç kişiydi? Bu soruların yanıt bulacağı çarpıcı özel haber, Özgür Cebe imzasıyla yarın gazeteniz SABAH'ta…
559899
DTP lideri Türk İHD'yi ziyaret etti
Genel Başkanı Ahmet Türk, "Demokratik açılım" kapsamında, İnsan Hakları Derneğini (İHD) ziyaret etti. İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan tarafından karşılanan Türk, burada yaklaşık saat süren görüşmenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Kürt sorununun çözümü konusunda İHD'nin bilgi ve deneyimlerinden yararlandıklarını, "sürece uygun projeleri nasıl ortaya koyabiliriz" diye fikir alışverişinde bulunduklarını belirtti. Türk, sürecin barışa doğru evrilmesini ümit ettiklerini dile getirerek, "Önümüzde başka seçenek yok" dedi. Türk, sivil toplum örgütlerini ziyarete devam edeceklerini, bu çerçevede yarın DİSK yetkilileriyle bir araya geleceklerini bildirdi. İHD Genel Başkanı Türkdoğan da 'nin, açılım süreciyle ilgili sivil toplum örgütleriyle görüş alışverişinde bulunmasının önemli olduğunu, bunun, sorunun çözümüne katkı sağlayacağını söyledi. "Kürt sorununu insan hakları sorunu olarak değerlendirdiklerini" ifade eden Türkdoğan, sorunun çözümü için insan hakları standardı açısından ne yapılması gerekiyorsa onun yapılması gerektiğini kaydetti. Bu arada, İHD'den önce, şehit Jandarma Komando Onbaşı Orhan Kılıç için cenaze töreni düzenlenen Kocatepe Camisi'ne birkaç yüz metre mesafedeki Mazlum-Der'i ziyaret eden Türk ve beraberindeki bazı 'li milletvekilleri, buradan ayrılırlarken bazı vatandaşların protestosuyla karşılaştı. Vatandaşlar, "Bu kadar insan ölüyor ayıp. Gazetelere bakın kaç kişi öldü. Şu anda Kocatepe'de cenaze var, bunlar burada. Bu kadar rahat olamaz insan" şeklinde sözler sarf etti.
560309
Süper Loto çekildi
Süper Loto çekildi 10.09.2009 22:57Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünce düzenlenen Süper Loto 6/54 oyununun bu haftaki çekilişi yapıldı. 99'uncu Hafta'nın kazandıran numaraları; 15, 21, 22, 33, 39 ve 54 olarak belirlendi.
560183
İstanbul ve Ankara için alarm
İstanbul Valisi Muammer Güler, iki gündür aşırı yağışların yol açtığı sel felaketiyle ilgili Afet Koordinasyon Merkezi'nde (AKOM) durum değerlendirmesinde bulundu. Güler, yağışların bitmediğini ve sel tehlikesinin henüz geçmediğini söyledi. İstanbul Valisi "Bu akşam yağışlar tekrar artacak. Yağışlar bugün ve yarın Anadolu yakasında etkili olacak. Hafta sonu da etkisini sürdürecek" uyarısında bulundu. İstanbulluların zorunlu olmadıkça yola çıkmamalarını tavsiye eden Güler,"Toplu taşıma araçlarını tercih edin. E-5 yerine TEM'i kullanın" dedi. Vali Güler,bunun İstanbul'un yaşadığı en büyük sel felaketi olduğunu söyledi. Kendisinin 37yıllık idareci olduğunu, böylesine büyük bir felaketin daha büyük acılarla sonaerebileceğinin altını çizen Vali Güler, "Daha da kötüsü olabilirdi. Allah bizikorusun diyorum" dedi. Bütün ekiplerin teyakkuz durumunun devam ettiğinibelirten Güler, şu an için bölge boşaltmayı gerektiren bir durum olmağını söyledi. İstanbul Kriz Merkezi'nden sorumlu Vali Yardımcısı Hikmet Çakmak ise henüz karantinaya gerek olmadığını açıkladı. BAŞKENTLİLERE UYARI Öte yandan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, yarın akşamdan itibaren cumartesi daha yoğun, pazar günü azalacak bir yağış sisteminin Ankara'ya geleceğini belirterek, ''Evi dere yatağında bulunan ve bodrum katında oturanlar çok dikkatli olsun. Önerimiz sele uykuda yakalanmasınlar, üst katta komşuda kalsınlar'' dedi. Gökçek, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı binasında düzenlediği basın toplantısında, İstanbul'da son derece üzücü bir sel felaketi yaşandığını belirterek, yaşamını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, ailelerine sabır diledi. Afetlerin dünyanın her yerinde ortaya çıktığını belirten Gökçek, ''Elbette altyapı önemli ama altyapının baş edemediği afetler tüm dünyada mevcut'' dedi. Durumu değerlendirdiklerini ve Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile irtibat kurduklarını bildiren Gökçek, yarın akşamdan itibaren cumartesi daha yoğun, pazar günü azalacak bir yağış sisteminin Ankara'ya geleceğini söyledi. Meteorolojinin ''son derece dikkatli olma'' uyarısında bulunduğunu belirten Gökçek, şunları kaydetti: ''Ben kendilerine (Bu yağmur da İstanbul kadar etkili olur mu olmaz mı?) diye sordum. Bu yağış sistemi Orta Akdeniz sistemi üzerinden geliyor. Diğer yağış sisteminin yani İstanbul'da etkili olanın Balkanlar üzerinden geldiğini belirttiler. Fakat çok yoğun olacağı ifade ediliyor. İstanbul gibi bir sıkıntı arz edip etmeyeceğini sorduğumda (olabilir) dediler. Ciddi bir konuda medyamız vasıtasıyla vatandaşımızı ikaz etmek istiyoruz.'' Vatandaşları radyolara, gazetelere ilan vererek ve otobüslere duyurular asarak olası bir sel afetine karşı uyaracaklarını belirten Gökçek, kentte dolaşacak araçların da anonsla gerekli uyarıları yapacağını söyledi. Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak bir kriz merkezi oluşturulduğunu bildiren Gökçek, şunları kaydetti: ''Özellikle dere yataklarında oturanlar ve bodrum katlarında sık sık evini su basanların çok dikkatli olmaları gerekiyor. Gece yarısı aniden sağanak halinde gelebilecek yağmur çok ciddi sıkıntılar açabilir. Bodrum katında oturanların bu gün içinde çok titiz olmalarını ve tedbirlerini almalarını istirham ediyorum. Sel sularının geçeceği yerlerde bulunanlar, araçlarını dere yataklarına park etmesin, yüksek yerlere park etsinler.'' Bir gazetecinin ''dere yatağı ve bodrum katında oturanların ne tür önlem almalarını önerdiğini'' sorması üzerine Gökçek, şunları söyledi: ''Yani bir kere uykuda yakalanmamaları lazım. Ayrıca da eğer gerçekten ciddi bir tehlike bekliyorlarsa bir üst katta komşuda falan kalmalarında fayda var. anlamda söylüyorum. Yani Allah korusun uykuda bir sel felaketi ile karşı karşıya kalırlarsa çok üzücü olur. açıdan ikaz etmek istiyorum'' diye konuştu.
559617
Albay Temizöz'le ilgili dava yarın başlanacak
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yarın görülecek olan duruşmada, tutuklu sanıklar Albay Temizöz, eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ, oğlu Temer Atağ, itirafçılar Adem Yakin, Hıdır Altuğ ve Fırat (Abdulhakim Güven) ile tutuksuz yargılanan sanık Kukel Atağ hakim karşısına çıkacak. İddianameden Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 104 sayfalık iddianamede, sanıkların "Adam öldürmek", "Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" ve "Adam öldürmeye azmettirmek" suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. Sanıklardan Cemal Temizöz'ün 9, Kamil Atağ'ın 7, Temer Atağ'ın 2, Adem Yakin'in 7, Hıdır Altuğ'un 3, Fırat 'ın (Abdulhakim Güven) 6, Kukel Atağ'ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep ediliyor. İddianamede, sanık Albay Temizöz'ün 1993 yılında Cizre'de "terörle mücadele ediliyor" görüntüsü altında "korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan oluşan bir grup oluşturduğu"na yer veriliyor. "Söz konusu grubun süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü 'ya yardım ettiğini değerlendirdiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı"na yer verilen iddianamede, bu sorgulanan kişilerden bir kısmını öldürdüğü ileri sürülüyor.
558826
Başakehir'de yollar çöktü hayat durdu
Başakehir'de yollar çöktü hayat durdu ABDULLAH YILDIRIM İSTANBUL Aşırı yağışlardan İstanbul Başakşehir de nasibini aldı. Başakşehir'de sel felaketinden en fazla etkilenen Ziya Gökalp Mahallesi ve Bankalar Caddesi'ndeki ev ve işyerlerini su bastı. Bankalar Caddesi çevresindeki sanayi sitelerinde gece su baskınına uğrayan iş yerlerinde itfaiye ekiplerince suları tahliye çalışması yapıldı. Sabah saatlerinde araçlarıyla yola çıkan vatandaşlar, Başakşehir ve İkitelli'yi TEM otoyoluna bağlayan yollarda biriken sel sularında mahsur kaldı. Mahsur kalan vatandaşlar itfaiye ekipleri ve iş makineleriyle kurtarılmaya çalışıldı.
558787
'OPEC' Üretim Miktarını Değiştirmiyor
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü OPEC, üretim miktarında değişikliğe gitmeme kararı aldı. OPEC Petrol Bakanlarının Viyana'daki toplantısının ardından yapılan açıklamada, varili 71 doların üstüne çıkan ham petrol fiyatlarının memnuniyet verici olduğu ve üretim miktarında değişikliğe ihtiyaç duyulmadığı belirtildi. Suudi Arabistan Petrol Bakanı Ali el-Naimi Şu anki petrol fiyatlarından memnunuz. Ekonomik büyüme devam ettiği sürece fiyatlar yükselecek dedi. Öte yandan 14 ay süren dalgalanmaların ardından petrolün varil fiyatının, son haftalarda yükselmesine karşın piyasalardaki temel göstergelerin halen zayıf olduğuna dikkat çekildi. Örgüt Sözcüsü Ömer İbrahim Küresel krizin ardından ekonomiler toparlanmaya başladı. Ancak bu toparlanmanın düzeyi ve hızına ilişkin ciddi kaygılar var dedi. Geçen yıl Temmuz ayında varil başına 150 dolara kadar çıkan petrol fiyatları, Aralık'ta 32 dolara kadar düşmüştü. Bunun üzerine OPEC üretimi günlük milyon 200 bin varil kısma kararı almıştı. OPEC, şu an günde yaklaşık 25 milyon varillik üretim yapıyor.
558880
Fidye
Fidye Orijinal Adı: Ransom Yönetmen: Ron Howard Oyuncular: Mel Gibson, Rene Russo Türü: Dram, Aksiyon, Polisiye TNT 21.15 Zengin bir iş adamı olan Tom Mullan'ın oğlu kaçırılır. Bunu yapanlar iki milyon dolar fidye isteyince oğluna kavuşabilmek için kendine özgün bir taktik geliştirir. Televizyon ekranlarından oğlunu kaçıran kişiyi kendisine getirene büyük bir ödül vereceğini açıklar ve fidyecilerin planını alt üst eder.
558713
Demokrat kadınlar aramıza katılsın
Genel Başkanı partisinin İl Kadınlar Kolu’nu ziyaret etti. Cindoruk, başlattıkları ‘Barışan çalışmasının mihenk taşlarının kadınlar olduğunu vurguladı. Türkiye’yi, içinde bulunduğu çıkmazdan kurtarma çalışmasında kadınlara büyük görev düştüğünü söyleyen Cindoruk, “Cumhuriyetimizin modern ve çağdaş çizgiler içinde kalması yönündeki en büyük güvence, Türk kadınıdır. Tüm demokrat kadınları aramıza bekliyoruz” diye konuştu.
558562
İranlı general Obama ile Bush'u kıyasladı
Tümgeneral Hasan Firuzabadi, İran Savunma Bakanlığı için yapılan devir teslim törenindeki konuşmasında, Barack Obama'nın İran'ın nükleer enerji programına yaklaşımının George W. Bush'a göre daha gerçekçi olduğunu belirterek, ''Obama'nın son aydaki mesajı, onun gerçekçi oluşuna delil kabul edilebilir'' dedi. İran'ın nükleer faaliyetlerine karşı çıkan ABD, İsrail ve müttefiklerinin tutumunu da değerlendiren Firuzabadi, ''Nükleer enerji programımız tamamıyla barışçıldır ve enerji üretimine yöneliktir'' diye konuştu. Obama, mart ayında dini lider Ayetullah Ali Hamaney'e gönderdiği mektubun yanıtlanması üzerine ikinci bir mektup göndermişti. Mektubun içeriğine ilişkin Tahran ve Washington yönetimleri açıklama yapmadılar.
560058
'Rektörler sadece millete hizmet etmeli'
'Rektörler sadece millete hizmet etmeli' Çukurova Üniversitesi'nde (ÇÜ) kayıt yaptırmaya gelen türbanlı öğrencilere karşı yapılan 'paravan' uygulamasını eleştiren Eğitim Bir-Sen Nolu Şube Başkanı Ali Uslu, "Ordu göreve' diyen Ergenekoncu rektörlerle aynı fotoğraf karesine giren rektörden hesap sorulmalıdır. Rektörler sadece millete hizmet etmelidir" dedi. KÜBRA TÜRKAN ADANA Çukurova Üniversitesi'ne (Ç.Ü.) kayıt yaptırmak için gelen türbanlı öğrencilerin kampüs içerisine türbanlarıyla alınmayarak, kapıya yakın bir yerde kurulan paravanın içinde başörtüsünü çıkardıktan sonra kayıtlarının yapılması uygulaması Eğitim Bir-Sen Adana Nolu Şube tarafından protesto edildi. Üniversite kampüsü önünde grup adına açıklama yapan Eğitim Bir-Sen Nolu Şube Başkanı Ali Uslu, Çukurova Üniversitesi'nin adını bilimsel gelişmelerle duymak istediklerini belirterek, "Rektörlük giyim kuşam belirleme makamı değildir. İnsanlara belli bir kıyafet dayatmak insan hak ve hürriyetlerine aykırıdır. Bilimin üssü olması gereken üniversite maalesef yasağın üssü olmuştur. Buradan rektöre soruyorum; Başörtüsü zulmündeki amacın ne? Anayasa ve yasalarımızda başörtüsünü yasaklayan hiçbir kısıtlama yok. Nereden çıkarıyorsunuz bu başörtüsünü yasağını. Ankara bu hukuksuzluğa sessiz kalmamalıdır. Anayasada olmayan bir yasak ihdas edenlere YÖK müdahil olmalı gerekekirse görevden el çektirmelidir. 'Ordu göreve' diyen Ergenekoncu rektörlerle aynı fotoğraf karesine giren rektörden hesap sorulmalıdır. Rektörler sadece millete hizmet etmelidir" diye konuştu. Kalkınmanın yolunun eğitimden geçtiğne dikkat çeken Uslu, eğitim görmek isteyenlerin önüne çağdışı ve anlamsız yasaklar koyarak bir yere varılamayacağını belirterek, "Eğitim ideolojik olursa hiçbir yere varılamaz. Sadece beyin göçüne sebep olunur. Her yıl binlerce öğrencimiz bu anlamsız yasak yüzünden yurtdışında okumak zorunda kalıyor. Böyle yapılmakla milli ekonomiye de zarar verilmektedir" dedi. MİLLET BUNUN HESABINI SORAR "Rektörün cinsel mi dinsel mi olan başörtüsünü karşıtlığına dur deyin" diye konuşan Uslu, başörtüsünün dinsel bir simge olarak kabul edilerek öğrencilerin kayıtlarının yapılmamasını 'dinsel baskı' olarak nitelendirdi. Ç.Ü. Rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu'na "Sayın rektör bu hukuksuzluğa son verin" diye seslenen Uslu şöyle konuştu: "Paravanı kaldırın. Öğrencilerimizin başörtüsü ile kayıtlarını yapın. Bu millet hakkını size helal etmez. Gün gelir bunun hesabını sorar. Ankara bu hukuksuzluğa sessiz kalmamalıdır. Mustafa Kemal'in, 'Eğitimde feda edilecek bir tek fert yoktur' sözünü hatırlatır, Eğitim Bir-Sen olarak toplumumuzun tüm fertlerine sahip çıkılacağının bilinmesini isteriz."
559955
Seyrantepe: Bir Yılan Hikayesi
Seyrantepe: Bir Yılan Hikayesi GS'nin yeni stadının kim tarafından tamamlanacağı kısa süre içinde belli olacak. Tabi ihale yeniden iptal edilmezse Kamuoyunda merakla beklenen ama bir türlü sonuçlandırılamayan Seyrantepe ihalesinde yeniden teklifler alındı. Çok konuşuldu, çok tartışıldı. Tam kez iptal oldu. Ve gözler beşinci ihaleye çevrildi. Galatasaray'ın yeni stadını inşa edecek olan TOKİ Seyrantepe ihalesinde, firma teklif verdi. En Düşük Teklif 184 Milyon 61 Bin Lira En düşük teklif, 184 milyon 61 bin lira ile Varyap Varlıbaşlar Yapı-Uzunlar İnşaat İş Ortaklığı'ndan geldi. Ancak son karar henüz verilmiş değil. Varyap Yapı San.Proje Koordinatörü, "Henüz kesin sonuçlar belli değil. Son kararı TOKİ verecek muhtemelen yarın (11.09.2009) açıklanır" diye konuştu. Şimdi gözler ihale komisyonunu vereceği kararda. İhaleyi kazanan, Galatasaray'ın yeni stadı ve spor kompleksinin inşaatını tamamlayacak
559966
TEMA: Türkiye'nin sel haritası çıkarılsın
Doğan, yaptığı yazılı açıklamada, selin bu kez Silivri, Selimpaşa, Çatalca ve İstanbul'u vurduğunu belirtti. Meteorolojinin günler öncesinden şiddetli yağış uyarısı yapmasına karşın, ''Yetkililerin 'Sel olabilir aman dikkatli olun' dediğini, ancak kimsenin nasıl dikkatli olunacağını söylemediğini'' savunan Doğan, ''Sel felaketi İstanbul'un ne kadar plansız ve çarpık yapılaştığını, büyük kentlerin felaketlere ne kadar hazırlıksız olduğunu bir kez daha gösterdi'' görüşünü aktardı. Doğan, açıklamasında şunları kaydetti: ''İnsanlarımızı yutan, ekonomimize darbe vuran sel, sadece bu felaketin yaşandığı bölgelerin değil, tüm Türkiye'nin sorunudur. Birkaç saat içinde yağacak yağmur, yarın ya da bir sonraki gün bir başka yerde daha büyük zararlara da yol açabilir. Çünkü ülkemizin 'sel risk haritası ve sel eylem planı' yoktur. Selden zarar görebilecek alanların önceden bilinmesi halinde yerel yönetimler bu bölgelerdeki yapılaşmayı kontrol altına alabilir ve insanları afet yaşanmadan bölgeden tahliye edebilir. Ülkemizin 'sel risk haritası ve sel eylem planı' acilen hazırlanmalıdır. Köyden kente göçün kentler üzerinde oluşturduğu baskının da tetiklenmesi ile dere yatakları, ormanlar, ovalar, çayır, mera ve tarım alanları, kıyılar, hatta kurutularak sulak alanlar yapılaşmaya açılmaktadır. Yaşanan ilk olağanüstü durumda doğa kendisine ait olanı geri almaktadır.'' TEMA açıklamasında, sel felaketinin önüne geçilebilmesi için şu önerilere yer verildi: ''Ormansızlaşma ve bitki örtüsünün tahribine son verilmeli. Sel ve heyelan tehlikesi bulunan alanlar ağaçlandırılmalı, bitki örtüsü korunmalı ve artırılmalı. Başta imar olmak üzere yer altı suları ve kıyı koruma yasaları yeniden düzenlenmeli. Soruna yaşanmadan önce önlem alabilmek için sel başta olmak üzere afet eylem planları hazırlanmalı, sorunun yaşandığı bölgelere ait sel ve erozyon haritaları çıkarılmalı. Tespiti yapılan bölgelerin imar planları felaketlere göre yeniden düzenlenmeli, imar aflarına son verilmeli, dere yatakları imara açılmamalı, kaçak yapılaşmaya göz yumulmamalı, yol güzergahları dere yatakları içinde yer almamalı, yol yapımlarında kıyılara ve eğimli arazilere müdahalede dikkatli olunmalıdır. Yerleşim yerleri, yol güzergah seçimleri ve arazi kullanım planlamasında bilimsel çalışmalar göz önüne alınmalı, zemin etütleri yapılmalı, yanlış tarım uygulamalarından ve arazi kullanımından vazgeçilmelidir. Bölgesel ve ülkesel ölçekte arazi kullanım planlaması yapılmalıdır.
558980
Medyanın dünü, bugünü ve geleceği bu tabloda
Medyanın dünü, bugünü ve geleceği bu tabloda MELİH BAYRAM DEDE 1800 ile 2020 yılları arasında insanoğlunun haberalma kaynaklarının dönüşümünü yalın bir biçimde gösteren yukarıdaki tablo, hem medyada yer alan hem de yeni medya olarak da ifade ettiğimiz sosyal medyadakiler için çok önemli. Thomas Baekdal tarafından www.baekdal.com'da yayınlanan bu analizde, gazeteler için biçilen ömür 2020'de son buluyor. TV'nin ise şaşırtıcı bir biçinde gazeteden daha uzun ömürlü olduğu gözüküyor. Ancak medyanın yerini alacağı iddia edilen blogların ömrü de fazla değil. Bundan sonrası ise, isimleri farklı da olsa artık sosyal medya çağı. Gelecekte enformasyon, Sosyal Ağlar ve Sosyal Haberler'den sağlanıyor. Bilginin aracılarla değil, insandan insana yapılması anlamında kullanılan 'Sosyal Haberler'de, haberler sadece muhabirler, gazeteciler ya da blog yazarları tarafından bildirilmiyor. Haber kaynağı da, haberin alıcısı da herkes. Bu çağa yaklaşırken, konvansiyonel medyanın, biraz ağırdan da olsa, hazırlık için internette çeşitli girişimlere sahip olduğunu görüyoruz. Her şeyden önce, bazı istisnalar hariç, tüm gazete ve dergilerin web sitesi var. Bunun dışında konvansiyonel medyanın, gazete ve dergi sitelerine ek olarak, farklı internet yayınları ortaya koyduğunu görüyoruz. Çünkü gidişat yönde, reklâm pastasında elektronik yayınlara ayrılan bütçe giderek artıyor. Hâl böyle olunca, internet reklâm pastasından da paylarını almak istiyor medya kuruluşları. Ancak, eski alışkanlıklarla, kâğıt gazete mantığıyla elektronik yayıncılık yapmak maalesef mümkün değil. Sosyal medyanın ne olduğunu bilmeden, “İnternette biz de varız” demek için açılmış web siteleri, bugünün internet kullanıcısı için yavan kalıyor. Bu nedenle yenilikçi bir bakış açısı şart. Ancak kemikleşmiş, hantallaşmış medya yapıları içinde bunu başarmak maalesef çok zor. Geniş detay için şu adresi ziyaret edebilirsiniz:
559919
Bodrum'da İngiliz turiste tecavüz iddiası
'da İngiliz turiste tecavüz iddiası ’nın ilçesinde İngiliz turiste tecavüz ettiği iddia edilen bir kişi ile tecavüz eden kişiye yardım ettiği öne sürülen bir kişi tutuklandı. Alınan bilgiye göre 17 yaşındaki İngiliz turist S.N.S’nin ailesi, kızlarının tecavüze uğradığını iddia ederek polise şikayette bulundu. Bunun üzerine çalışma başlatan Bodrum İlçe ekipleri, Gümbet Mahallesi’ndeki bir barda çalışan Semih Ş. (22) ve Ahmet Azizi K’yi (25) gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adli makamlara sevk edilen zanlılardan Semih Ş. "tecavüz", Ahmet Azizi K. ise "tecavüze yardım" etmek suçlarından tutuklandı. Öte yandan, İngiliz turistin ailesi de Emniyet Müdürlüğüne gelerek ifade verdi.
559315
Sağlık Bakanlığı'ndan sözleşmeli personele tayin ve nakil müjdesi
Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile görüşen Sağlık-Sen yöneticileri, eş durumu nedeniyle tayin bekleyen 4/B'lilerin başvurularının önümüzdeki günlerde alınmaya başlanacağını duyurdu. Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Kaçar, becayiş ve sağlık mazereti tayininden sonra, 2010 Haziran ayında yapılması öngörülen eş durumu tayini başvurularının da bu ay içinde alınmasını sağladıklarını söyledi. Kaçar, sözleşmeli personeli çakılı kadro konumundan kurtaracak önemli çalışmalar da yürüttüklerini kaydetti. Sağlık-Sen Başkanı, eş durumu tayini bekleyen 4/B'lilerin başvurularının Eylül ayı içinde, 4924 kapsamında çalışanların eş ve mazeret tayini başvurularının ise 2010 Ocak ayı içinde alınacağını açıkladı. Bakan Akdağ'a, Bakanlığa personel alımı öncesinde sözleşmeli personele nakil hakkı tanınması talebiyle gittiklerini belirten Kaçar, "Bu talebimiz üzerinde Sağlık Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı çalışmaktadır. Nakil hakkının önünde herhangi bir yasal engel bulunmuyor. Bakanlığın destek verdiği nakil hakkının gerçekleşmesi halinde sözleşmeli personeli çakılı kadro konumundan kurtarmaya dönük önemli bir adım atılmış olacaktır." dedi. Sağlık-Sen olarak sözleşmeli-kadrolu ayrımını ortadan kaldırma mücadelesi verdiklerinin altını çizen Kaçar, açıklamasında şunları kaydetti: "Sözleşmeli personel sorunları toplu görüşme masasında da, hukuksal alanda da, eylemlerimizde de öncelikli konumuz olmuştur. Sözleşmeli personel mevzuatını tek çatı altında toplayan ve kadrolularla aynı hakları içeren yasa taslağı da önemsediğimiz ve yakın zamanda sonuç almayı beklediğimiz bir çalışmadır. Biz sorunlardan nemalanan değil çözüm arayan bir sendikayız. Eş ve sağlık mazereti tayin hakkı da, becayiş hakkı da nakil hakkı da bu arayışımızın yansımasıdır."
559642
14:40 Fed: ABD ekonomisinde resesyon sona eriyor
ekonomisinde sona eriyor (Fed), ekonomide resesyonun sona erdiğini ve ekonominin nihayet yeniden büyümeye başladığını bildirdi. ’in çeşitli bölgelerden aldığı ekonomik verilere dayanarak hazırladığı “Bej Kitap” adlı rapora göre, 12 bölgeden biri hariç tümünde ekonomik faaliyetler istikrar kazandı, istikrara kavuşma işaretleri gösterdi ya da sağlamlaştı. Sadece St. Louis bölgesinde ekonomideki gerileme hafifledi. Birçok bölgede fiyatlarındaki aşağı yönlü baskıya rağmen”, piyasasında bazı düzelmeler olduğunu belirtilen raporda, imalat sektöründe de “bir miktar düzelme olduğu” ifade edildi. Raporda, bölgelerin birçoğunda satışların değişmediği de kaydedildi. Fed’in en son Temmuz ayında yayımladığı Bej Kitap’ta, “ABD’de ekonomik durgunluğun yavaşladığı ve ekonominin istikrara kavuşmaya başladığı” ifade edilmişti. Birçok ABD ekonomisindeki gerilemenin en alt seviyeye indiğine ve düzelmenin yavaş da olsa başladığına inanıyor. Ancak, ekonomistler genişlemenin kırılgan olduğu ve tüketicilerin fazla para harcaması halinde güçlü kalmaya devam edeceği uyarısında bulunuyor. Yılda sekiz kez hazırlanan Bej Kitap, faiz oranlarının belirlenmesine yardımcı olmada kullanılıyor. Fed, yüzde 0-0,25 aralığındaki gösterge faiz oranını değerlendirmek üzere 22-23 Eylül’de toplanacak. ..
559335
Emre'nin kartı gereksiz
Milli Takımımız, 2010 Dünya Kupası yolundaki kader maçında Bilino Polje Stadı'nda Bosna Hersek ile 1-1 berabere kaldı. Mutlak kazanmamız gereken maçtan puan çıkardık, matematiksel olarak 2010 Güney Afrika umutlarımızı kalan karşılaşmaya taşıdık. GÜRCAN BİLGİÇ: Efendi buharlaşınca (SABAH) Maçın gerilimini kimin daha çok taşıyacağını, sindireceğini merakla beklerken, daha 4. dakika dolmadan golü bulduk. Tüm Bosna, bu maçın havasında, Dünya Kupası biletinin "sabırsız" sırasında, "iyi haber" bekliyordu. Tribünleri sahadan ayıran beş metre yüksekliğindeki bir "ağın" arkasında, Fatih Hoca'nın usta ayaklarına yüklediği iki şey vardı; "Sakin olun, sakin oynayın!" Öne geçerken de, skoru beraberlikte görürken de, sahadaki on bir bu yüklemin hakkını veriyordu. Semih'in ve Arda'nın tekmelenmesine ses çıkarmayan Portekizli hakemin yarattığı bir frikik atışı sonrasında, çok geriye çekilmenin, sorumluluktan kaçışın bedelini ödedik. Şansımız belki matematik olarak sürüyor ama kaderimiz artık bizim elimizden tamamen çıktı. Elbette bugünün analizi yapılacak, nedenler sorgulanacak, büyük turnuvaların tesadüf değil, istikrarlı bir ülkesi olmamız için neyin eksik, nelerin gereksiz olduğu da anlaşılacak. Umarız... LEVENT TÜZEMEN: Peri masalı ve mucize (SABAH) Bosna önünde ilk yarı iki ruhlu bir Milli Takım izledik. 4.dakikada golü erken bulduk. Ve 20 dakika sakin ayağa, görerek bilerek, yeteneklerimizi, mücadele gücümüzü sahaya yansıttık. Çarşıda sohbet ettiğimiz Süheyl Önen'in "Mükemmel hakem" dediği Portekizli Bartolo sinir katsayımızı artırdı ters kararlar verince çileden çıktık. Yediğimiz gol sonrası da şuurumuzu ve kontrolü kaybettiğimiz ön plana çıkardımız için İspanya'ya bile vermediğimiz pozisyonları Bosna'ya verdik. Hamit en önemli silahımızdı ama tutukluk yaptı. İkinci Sercan ve İsmail'i, Hamit ve Önder'in yerine aldık. Riske de girdik. Maç pin-pon oyununa döndü. Pozisyon verdik ama Sercan, Semih, Arda, Tuncay ve Gökhan ile inanılmaz etkili pozisyonlar bulduk ama golü atacak becerili vuruşu yapamadık. Özellikle Sercan karşı karşıya inanılmaz golleri kaçırdı. Arda'nın vuruşu direkten döndü. EURO 2008'deki mucize melekleri bu kez sırtımızda yoktu. Çünkü kazanma ruhumuz aklımızla ortak hareket etmedi. Dünya Kupası'nda "Peri Masalı" yazmak hedefimizdi bu hedefi mucizelere bıraktık. Artık minnet edeceğimiz kasaplarımız Estonya ile İspanya olacak. BÜLENT TULUN: Yeni hedeflere!.. (FOTOMAÇ) Sürpriz Ermenistan galibiyet haberi, Bosna'yı geçersek işimizin daha kolaylaşacağının bir işareti gibiydi maçtan evvel. Zan'ın yerinde Turacı, Kazım'ın yerinde Ceyhun, Sercan'ın yerine ise Semih'le başladık. Streste olan taraf Bosna olacak diye düşünmüştüm maçtan önce. Beraberliğin kendisine yeteceğine emin olan Bosna, savunmada hata yapmadan bir kontratakta bir iş yapabilir miyim diye maçı bağlamaya çalıştı. Bunda da başarılı oldu. Artık Bosna'nın maçta da puan kaybetmesi lazım. Biz bu eleme gruplarında finallere gitmeyi hak ettik mi?.. Kaybedilen finaller aslında Belçika ve Estonya maçlarındaki yitirilen puanla gitmişti. Artık yeni hedeflere bakalım... HAŞMET BABAOĞLU: Liderler nerede? (FOTOMAÇ) Biri artık bunun nedenini açıklamalı; neden bu takım oyunu kontrol etmekte zorlanıyor? Düşünün, maçta en iyi olduğumuz bölüm ikinci yarının ilk 10-15 dakikasıydı. Neden? Çünkü soyunma odası taktiği henüz sıcaktı! Ama dakikalar geçince tempoyu ayarlayan, topu kontrol eden yine rakip oldu. Bir tek futbolcu çıkıp da liderliği üstlenemiyor. Sorun bu!.. -Arda, Emre, Tuncay ve Sercan'dan çok şeyler bekledik. Asıl bu maçta iyi oynamaları gerekiyordu. Neden olmadı? Bosna'nın savunmacıları bir felaket. Estonya'dan bile kötü savunma anlayışları. Ama bütün planlarını oyunu soğutmak üzerine yapmışlardı. Mesela Emre'nin golünü alkışladık! Tamam ama Emre'nin aldığı gereksiz sarı kartın veya Fatih Terim'in saha dışına gönderilmesinin sonuçtaki etkisini görmezden gelebilir miyiz? -Fatih Terim'in sahaya sürdüğü kadroda nasıl bir değişiklik olsa, Bosna'dan galibiyetle dönebilirdik? Benim gözlerim bütün maç boyunca Mustafa Sarp'ı aradı. Çünkü Mustafa, oyunu iki yönüyle oynama özelliğine sahip bir isim. sahada olsaydı, bir ihtimal de olsa Bosna'nın orta sahada oyunu soğutmasına izin vermezdi. SELÇUK YULA: Mucizeye kaldı (FOTOMAÇ) Final niteliğindeki maça çok iyi başladık, golü bulduk sonra durduk. Büyük tehlikeler yaşadığımız İlk 45 dakikayı biraz da şansımızın yardımıyla 1-1 berabere kapadık. İkinci devreye de yine iyi başladık. Pozisyonlar bulduk, riskler aldık, rakibe de pozisyon verdik. Fatih Terim, maça Sercan'ın yerine Semih ile başladı. Soğukkanlı olmalıyız ama en başta bunu Terim yapmalıydı. Terim, takımını komutansız bıraktı. İşimiz artık çok zor. Belçika'yı yenip, Estonya'dan mucize bir haber bekleyeceğiz. Dün gecenin en anlamlı olayı maça gelen Türkler ile Bosnalı kardeşlerimizin karşılaşmadan önce şehitlerimiz ve selden hayatını kaybeden vatandaşlarımız için yaptığı saygı duruşuydu.
559264
Borsa ve döviz güne moralli başladı
İMKB Bileşik Endeksi birinci seansta, önceki ikinci seans kapanışına göre 365,73 puan artarak 44.950,87 puan seviyesinde açıldı. Hisse senetleri bu seviyede yüzde 0,82 değer kazandı. DÖVİZ İstanbul serbest piyasada dolar 1,4980, avro 2,1800 liradan güne başladı. Kapalıçarşı'da 1,4920 liradan alınan dolar 1,4980 liradan satılıyor. 2,1740 liradan alınan avronun satış fiyatı ise 2,1800 lira olarak belirlendi. Serbest piyasada dünkü kapanışta doların satış fiyatı 1,4920 lira, avronun satış fiyatı ise 2,1710 lira olmuştu. Bankalararası piyasada satışta dolar kotasyonları en düşük 1,4965 lira, en yüksek 1,4995 lira seviyesinde bulunuyor. Dolar kotasyonları saat 09.10 itibarıyla alışta en düşük 1,4920 lira, en yüksek 1,4935 lira, satışta en düşük 1,4965 lira, en yüksek 1,4995 lira seviyesinde işlem görüyor. İstanbul ve Ankara'da dolar, avro ve sterlinin alış-satış fiyatları, saat 09.30 itibariyle şöyle: İSTANBUL ALIŞ SATIŞ ABD Doları 1,4910 1,4960 Avro 2,1740 2,1820 Sterlin 2,4550 2,4800 ANKARA ABD Doları 1,4850 1,4980 Avro 2,1630 2,1830 Sterlin 2,4450 2,4900
558399
Türkiye'yi Safranbolu evleri temsil edecek
Vali Çakır, Safranbolu Raşitler Bağ Evi'nde yaptığı basın toplantısında, Japonya'da düzenlenecek JATA Seyahat Fuarı'na Tarihi Safranbolu evinin dev maketi ile katılacaklarını söyledi. 18-20 Eylül 2009 tarihleri arasında Japonya'da yapılacak olan ve Safranbolu'nun tanıtımı açısından büyük önem arz eden Tokyo Turizm Fuarı (JATA) öncesi bir basın toplantısı düzenleyen Vali Nurullah Çakır, fuar çalışmaları ve gelinen son nokta hakkında bilgiler verdi. Tokyo kentinde düzenlenecek JATA Seyahat Fuarı'nın 18-20 Eylül tarihlerine yapılacağını anlatan Çakır, şunları söyledi: ''Safranbolu'da bulunan Raşitler Bağ Evi'nin 27 metrekarelik maketi Japonya'ya ulaştırıldı. Safranbolu'nun tanıtımı için elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Turizm ve kültür değerlerimizin koruma ve geleceğe taşınmanın yanı sıra içinde yaşayan insanlarımıza da bir dönüşümü olmalıdır. İşte Safranbolu'nun tarihi konaklarının pek çoğu da zaten bugün bu durumdadır. Bugüne kadar görev yapmış idarecilerimizin çalışmaları ve benim de bugüne kadarki değerlendirmelerimden gördüm ki, Japonya bizim için önemli. Bu nedenle bizler JATA Fuarı'nda olmamız gerektiğini düşündük. Japonya'da ülkemizi temsil edeceğiz. Orada örf ve adetlerimizi tanıtacağız.'' Tanıtım anlamında bu sene en önemli konuların başında Japonya'daki fuar çalışmasının geldiğini belirten Vali Çakır, 2010 yılı İstanbul'un 'Kültür Başkenti' olması dikkate alınarak çalışmalara bu yönde ağırlık verileceğini de ifade etti. Çakır, "2010 yılının başında gerçekleştirilecek olan ve dünyanın en önemli fuar organizasyonlarından birisi olan Berlin Fuarı'na katılmayı arzu ediyoruz. Japonya Fuarı'nda kullandığımız Safranbolu Evi maketini bu şekilde EMİTT Fuarı ve Berlin Fuarı başta olmak üzere farklı etkinliklerde değerlendirmeyi düşünüyoruz" diye konuştu.
559034
Patlayıcı yüklü araç patladı
Kuzey Irak Polis yetkilileri, bir intihar bombacısı tarafından kullanıldığı sanılan bomba yüklü aracın bölgedeki bir Kürt köyünde patlatıldığını, ölü ve yaralıların da köy halkından olduğunu bildirdiler. Ölenlerin çoğunluğunun kadın ve çocuk olduğunu belirten yetkililer, ölü sayısının artmasından endişe ettiklerini kaydettiler. İkinci saldırı önlendi Kuzey Irak'ta,çoğu kadın ve çocuk 19 kişinin ölümüne yol açan ve bomba yüklü araçla yapılan intihar saldırısının ikincisinin araca ateş açılarak durdurulduğu bildirildi. Bölge yetkilileri, Musul'un 30 kilometre doğusunda yer alan Wardek köyünde meydana gelen ilk saldırı sırasında çevredeki birçok evin tamamıyla yıkıldığını, köye gelen ve patlayıcı yüklü olduğu belirlenen ikinci aracın ise peşmergeler tarafından ateş açılarak, sürücüsünün öldürülmesiyle durdurulabildiğini kaydettiler. Saldırıyı henüz herhangi bir grup üstlenmedi, ancak ABD yetkililerine göre bu saldırı, bölgedeki Araplar ve Kürtler arasındaki toprak anlaşmazlığından kaynaklanan etnik gerilimin artmasının bir göstergesi.
558860
Kriz bu kez şekil değiştirecek
Kriz bu kez şekil değiştirecek Eski Amerikan Merkez Bankası (FED) Başkanı Alan Greenspan, krizin yeniden fakat daha farklı şekilde olacağını söyledi. Greenspan, 'İnsan doğası, insan doğasını değiştirmenin yolu bulunamadığı sürece biz daha çok krize tanıklık edeceğiz. Bu krizlerin çıkış nedenlerinin insan doğası hariç hiçbir ortak yanı olmadığı için hiçbiri birbirine benzemeyecek' dedi. Mevcut krizin batık kredi tarihleri olan kişilere yüksek riskli tutsat (mortgage) verilmesiyle harekete geçtiğini, ancak herhangi bir faktörün katalizör olabileceğini ifade eden Greenspan, kuruluşların belli belirsiz görünen krizi görmeleri gerektiğini belirtti.
558817
Elimdeki tüm görüntüleri polise verdim
Elimdeki tüm görüntüleri polise verdim İSTANBUL Korkunç bir cinayete kurban giden Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut ile firari katil zanlısı Cem Gariopoğlu'nun amcası Hayyam Garipoğlu arasında arabuluculuk yaptığı gerekçesiyle gözaltına alınan Cemil Baran "Elimdeki görüntüleri polise verdim. Türk halkı polise güvensin" dedi. Karmaşık ilişkilerle ismini duyuran ve 'yalan beyan'da bulunduğu gerekçesiyle gözaltına alınan yerel gazeteci Cemil Baran dün adliyeye sevkedildi. KELEPÇELİ SEVK Asayiş Şube Müdürlüğü'nden elleri kelepçeli bir şekilde çıkartılan Cemil Baran, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Baran, bir gazetecinin "Neden gözaltına alındınız" şeklindeki sorusuna, "Bu olayda arabulucu olduğum için gözaltına alındım. Türk halkından özür diliyorum. Elimdeki bütün görüntüleri emniyet güçlerine teslim ettim. Herkes polise güvensin" yanıtını verdi. İstanbul adliyesinde de kısa bir açıklama yapan Baran, "Haber yaptık, tuttu, ben bile haber oldum" dedi.
558463
ABD'li konsolos Adana'da iftar verdi
Darnell, Menekşe Restoran'daki iftar yemeği sonrasında yaptığı konuşmada, Adana'da kısa bir süre önce göreve başladığını hatırlatarak, sıcak bir ortamda bir araya gelmekten memnun olduğunu kaydetti.
558895
Maskaralığa dönüşen bu süreç sona ermeli
Dokuz askerin şehit olmasının ardından söylemini sertleştiren Baykal "Açılım tehlikeli istikamete girdi. Maskaralığa dönüştü" dedi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, askerin şehit edilmesinin ardından "demokratik açılım"la ilgili eleştirilerini daha da sertleştirdi. Baykal, Başbakan Tayyip Erdoğan'a "Açılım tehlikeli bir istikamete girdi, maskaralığa dönüştü. Başbakan artık bu sürece son vermeli" çağrısı yaptı. Baykal, CHP'nin 86'ncı kuruluş yıldönümü programları öncesinde basın toplantısında şu mesjları verdi: MÜZAKERE SÜRECİ: Müzakere süreci yaşıyoruz. Taraflardan biri silahlı terörü ve onunla dayanışma içinde olan çevrelerdir. Öbür tarafı AKP iktidarıdır. AKP iktidarı terörle müzakereyi yürütmeye çalışıyor. BÜLENT ARINÇ'A: Kimse Kürtçe konuşma şovlarıyla bunu anlatmasın. Bunları 20 yıl önce söyledik. ÖCALAN'IN METNİNİ NİYE SAKLIYORSUNUZ: Öcalan'ın taleplerini ortaya koyan metin, hükümetin elinde. Milletten niye gizliyorsunuz. iki defter dolusu değerlendirmeyi görmek istiyoruz. MİLLİ MAÇ HEYECANINI BİRLİKTE YAŞADIK: Kürt kökenli insanlar milli maç heyecanını hep birlikte yaşadı. Gol yiyince çok üzüldüler, galibiyete çok sevindiler. Bununla ne oynuyorsun. Bir taraftan Türkiye'yi bölme planı içinde sorunsuzca yürüyorsunuz, bir taraftan fidan gibi evlatlarımız şehit oluyor. KAPALI OTURUM: Kimden gizlenecek oturum? PKK'dan mı, İmralı'dan mı? Milleti nasıl aldatacaksın. Millete tuzak kurulmasına izin vermeyiz. ÖYLE MASKARALIK OLMAZ: Sayın Başbakan, Türkiye tehlikeli bir istikamete girmiştir. Orada görev yapanlar canları pahasına mücadele edecekler, hükümet terörü gerçekleştirenlerle gizli kapaklı uzlaşma yapacak. Böyle bir maskaralık olmaz. Başbakan, yanlışları görmeli, sürece son vermelidir. RANDEVU: Başbakan Türkiye'ye zarar vermeye başlamıştır. Başbakanın müracaatını reddetmekten üzüntü duyarım. Bundan rencide olurum. Bu uygun değildir ama biz bu sürecin hiç bir şekilde parçası olmayız. KÜRTLERİN HUZURUNU NİYE BOZUYORSUN: Milyonlarca Kürt kökenli insan sıkıntıya girdi. Fitne sokuldu. Onları bölmeye ne ihtiyacımız var. Kürt kökenli çocuk "Atatürk Türklerin lideri, benim liderim Apo" diyor. Milli eğitimden yetişmiş çocuk. Bir başka Kürt genci Atatürk'ü lideri kabul ediyor. çocuk niye sıkıntıya sokuluyor. MİLLETİ RİSKE ATMA: Başbakan risk almaktan söz etmiş. Kendine alacağı risk bizi ilgilendirmez. Ama milleti, birliği riske atamaz. Milleti riske sokma başbakan. Maskaralığa dönüşen bu süreç sona ermeli
558905
Artık işimiz çok zor
Bosna ile aradaki puanlık fark kapanmadı. Türkiye'nin Dünya Kupası'na gitmesi artık mucize. İki maçı kazanıp Bosna'nın Estonya ve İspanya maçında puan kaybını bekleyeceğiz Bosna karşısında önce hakemin, sonra da beceriksizliğin kurbanı olan ay-yıldızlı ekibin 2010 Dünya Kupası finallerine gitme şansı artık tam anlamıyla bir mucizeye bağlı... Milli Takım, dün aldığı bir puanla 12 puana çıkarken, Bosna-Hersek; Türkiye maçından puanı alarak 16 puanla istediğine ulaştı. Türkiye ile arasındaki dört puanlık farkı koruyan Bosna-Hersek, Estonya ile deplasmanda, İspanya ile de evinde oynayacak. Bu maçlardan çıkaracağı bir galibiyet Bosna'ya yetecek. Türkiye ise Belçika ile dışarıda ve 14 Ekim'de de Bursa'da Ermenistan ile mücadele edecek. Biz iki maçımızı kazanıp Bosna Hersek'in kaybetmesini bekleyeceğiz. Bosna'nın beş puan kaybetmesi bize tek kelime ile 'ilaç' olacak. İKİ BERABERLİK DE YETEBİLİR Bir başka seçenek ise; rakibin iki maçında da berabere kalması, bizim ise aradaki averajı kapatmak için gol yemeden 11 gol atmamız... Averajı bizden iyi olan Bosna Hersek'in grubu ikinci sırada tamamlaması artık çok yakın bir ihtimal... Dün, 2010 hayallerine büyük sekte vuran takımımız Avrupa Şampiyonası'nda Avrupa üçüncüsü olarak çok büyük bir başarı elde etmişti.
558894
Erdoğan: Derenin intikamı ağır olur
Erdoğan: Derenin intikamı ağır olur Erdoğan: Derenin intikamı ağır olur 10.09.2009 Başbakan Erdoğan, ıslah çalışmaları için yapmak istedikleri kamulaştırmaların engellendiğini belirterek "Dere yatağına bina yaparsak, intikamı ağır olur" dedi Yaşanan sel felaketinin ardından İstanbul'a gelen Başbakan Tayyip Erdoğan, olayla ilgili "Yüzyılın felaketi" değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, "Dere yatağına binalar yaparsak unutmayalım ki derenin intikamı ağır olur" dedi. Erdoğan akşam saatlerinde geldiği İstanbul'da AKOM'dan bilgi aldıktan sonra Bayındırlık ve İskan Bakanı Musatafa Demir, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, can kayıplarından duyduğu üzüntüyü belirterek "İzahı adeta mümkün olmayan büyük felaketle karşı karşıya kaldık. Bu yüzyılı kapsayan bir olay" dedi. BEDELİNİ AĞIR ÖDETİYORLAR Başbakan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin derelerle ilgili ciddi ıslah çalışması bulunduğuna dikkat çekerek, "Eğer İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu derelerle ilgili ıslah projelerini hayata geçirmek istiyorsa ve bazı kamulaştırma çalışması yapılacaksa, kamulaştırma çalışmalarını engelleme gayreti içine girenler bu günü görmeli" dedi. Erdoğan, "Bu günü görmemenin bedelini bize ağır ödetiyorlar" diye konuştu. Erdoğan "Biz üzerimize düşen görevi yapacağız. Örneğin derelerimizin ıslahını gerçekleştireceğiz. Dere yatağında yapılanma yapmayacağız. İmara ters adımlar atmayacağız. Ama kalkar da biz dere yatağına binalar yaparsak ve dere yatağında bu yapılanmaları yaygınlaştırırsak şunu unutmayalım ki dere yatağında akar. Derenin intikamı ağır olur. Bunları hiç unutmayalım. Şu anda olan da budur. Ve dere yatağında akmıştır" dedi. Erdoğan: Derenin intikamı ağır olur
559296
'Pes ettiğimiz düşünülmesin!'
Trabzonspor Dergisi'nin Eylül ayı sayısında taraftarlara seslenen Şener, Ağustos ayının kendileri açısından son derece zor geçtiğini belirtti. Beklentilerinin lige verilen arayla birlikte tüm sıkıntılarının geride kalması olduğunu kaydeden Şener, ''Futbolun ve özellikle de büyük takımların bir gerçeği var. Kulüpler taraftar olmadan büyük kulüp olamıyor. Bizim büyük kulüp olmamızın birinci nedeni altı şampiyonluğumuzdan çok büyük bir taraftar kitlesine sahip olmamızdır'' ifadelerini kullandı. Bordo-mavili takımın aldığı sonuçların ekonomik anlamda kulübe hemen yansıdığını anlatan Şener, şöyle devam etti: ''Ancak taraftarlık sadece sonuçlara bağlı olmamalı. İnsanlar tuttukları takımı gönülden sevmeli. Biz yönetim kurulu olarak bizden sonrakilere daha iyi şartlarda bir kulüp bırakmak için uğraş veriyoruz. Örneğin kulübe kazandırdığımız adet HES Projesi sabit gelir getirmek adına çok önemli bir atılımdır. Sahada ise pes ettiğimizi hiç kimse düşünmesin. Koyduğumuz hedeften bir santim geriye gitmedik. Şimdi daha çok çalışacağımızın bilincindeyiz.'' Ellerindeki kadronun ne kadar eleştirilirse eleştirilsin Türkiye'nin en iyi kadrolarından biri olduğunu ifade eden Şener, birkaç maçtaki kötü sonuçların bu takımın kötü olduğunu göstermeyeceğini, taraftarlardan tek ricasının bu kadroyu her koşulda sonuna kadar desteklemesi olduğunu kaydetti. -''KULÜBÜN BORÇLARI''- Şener, son dönemde kulübün borçlarıyla ilgili olarak sürekli çeşitli değerlendirmeler yapıldığını belirterek, kulüp olarak açıklanan toplam 80 milyon liralık borcun 40 milyonluk kısmının banka borcu olduğunu ve bunun karşılığının bulunduğunu kaydetti. Bu borca karşılık Digiturk, İddaa gibi gelirlerin bulunduğunu kaydeden Şener, şunları söyledi: ''Para otomatik olarak ödenmektedir. Bu borçlar, yeni borçlarla kapatılmayacaktır. Kalan 40 milyonluk diliminin ise 15 milyonu vergi borcudur, 10 yıldan gelen vergi borçları taksite bağlanır. Her ay bunu ödemeye devam etmekteyiz. Bunun milyon lirası mevcut yönetimlerimizin, milyon lirası da eski başkanın borcudur. Kalan da futbolcularımıza önümüzdeki yıl ödenecek maaşlar ve transfer taksitleridir. Trabzonspor'un gücü bu borçları iki defa öder. Bundan hiç kimsenin çekincesi olmasın. Trabzonspor'un aşırı borçlanması gibi laflar kulübü küçültür. Biz Trabzonspor'u ödenebilecek bir borçla döndürmeye çalışıyoruz. Hepsinin karşılığı vardır. Bu görüşler ışığında karamsarlığı bir kenara bırakıp kulübe desteğe devam edelim. Eğer bu bilinci koruyabilirsek, geleceğimiz aydınlıktır.
559720
Felaket fırsatçıları yine sel bölgesinde
İstanbul'da 31 kişinin can verdiği sel felaketinde suların getirdiği eşyaları yağmalayan felaket fırsatçıları bugün de mesaiye devam etti. Ayamama deresine giren onlarca genç, çocuk ve yaşlı, derede ganimet aradı. İkitelli ve Halkalı'da can kayıplarına neden olan sel felaketinin yaraları sarılmaya çalışılıyor. Selin etkili olduğu bölgelerde eşya yağmalamalarıyla gündeme gelen şahıslar, bugün de mesaiye devam etti. Yaşlı, genç, çocuk birçok kişi derede eşya aradı. Kimisi ütü bulup kenara koydu, kimisi de bulduğu tencereleri dere kenarında biriktirdi. Bu arada, dere üzerindeki köprüye toplanan çok sayıda vatandaş da felaket fırsatçılarını izledi.
559155
Ahtisaari: "Söz tutmazsak, Namibya'ya iltica ederim"
Paris'te Bağımsız Türkiye Komisyonu'nun raporunu sunan Barış Ödül'lü Ahtisari, Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin Türkiye'ye yönelik tavrını eleştirdi, yavaşlayan reform sürecine de dikkati çekti. Ahtisaari, Sarkozy'nin Türkiye'ye karşı olumsuz tutumuna atfta bulunarak, "Avrupa Birliği olarak sözümüzü tutmazsak ne hale geliriz?" diye sordu, "Ben Namibya'dan iltica talep edeceğim" diye yanıt verdi. Eski Başbakanı ve Bağımsız Türkiye komisyonu Üyesi Michel Rocard da, "Politik Avrupa ikiyüzlülüğünden vazgeçelim" diyerek Türkiye'nin sürecine açık destek verdi. Rocard, katılım sürecinin Ermenistan, gibi konulara da ciddi katkı sağladığını belirtti. Eski Başbakanı, Cumhurbaşkanı Sarkozy ile yakınlaşmasını Türkiye'ye borçlu" ifadesini kullandı.
559123
Trabzonspor, 1,9 milyon lira yayın geliri elde etti
1,9 milyon lira yayın geliri elde etti Sportif Yatırım ve Ticaret A.Ş’nin, Süper Ligi yayınlarından 1,9 milyon lira gelir elde ettiği bildirildi. Trabzonspor Sportif Yatırım ve Ticaret A.Ş’nin, Türkiye Süper Ligi yayın gelirleri ile ilgili Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yayımlanan açıklamasında, Haziran ile 31 Ağustos 2009 arasında kesilen fatura tutarının ’siz ve tahsil edilen KDV’siz tutarın milyon 966 bin 941,80 lira olduğu belirtildi. ..
559764
Taşan derede Dalan parmağı
Fahrettin Dede Ali Çınar- Kemal Gümüş'ün haberi Sel, yürekleri yaktı.Dün son 80 yılın en yoğun yağışını alan İstanbul’da can pazarı yaşandı. Ayamama ve Tavukçu derelerinin taşması sonucu Osmanlı TIR Garajı’nda kişi, Halkalı’da ise fabrika işçisi sele kapılarak hayatını kaybetti. günde Trakya ve İstanbul’da ölenlerin toplam sayısı 31’i buldu. Önceki gün Trakya’da başlayan yoğun yağışın sebep olduğu sel, dün sabah saatleri itibariyle de İstanbul’u vurdu. Son 80 yılın en yoğun yağışını alan İstanbul'da Bedrettin Dalan döneminde imara açılan Ayamama ve Tavukçu Dereleri’nin taşması sebebiyle Atatürk Havalimanı'na giden Basın Ekspres yolu sular altında kaldı. İkitelli'de Dereyolu'ndaki Osmanlı TIR Garajı'nda kişi Halkalı’da ise fabrika işçisi sele kapılarak hayatlarını kaybetti. kişinin de kayıp olduğu belirtiliyor.İstanbul’da ölenlerin sayısı 24 olurken, iki gün içinde selden ölenlerin sayısı 31’i buldu. KONFEKSİYON İŞÇİLERİ SELE KAPILDI: ÖLÜ İkitelli-Halkalı sapağında, tekstil atölyesi çalışanlarını taşıyan bir minibüs, sel suları arasında mahsur kaldı. Servis minibüsü yolcusu 10 kadın, araçtan inmeye çalışırken sel sularına kapıldı. Sel sularına kapılan kadınlardan 3'ü ekiplerce kurtarıldı, diğerleri sele kapılarak kayboldu. Daha sonra kadının cesedine ulaşıldı ve Bakırköy Cumhuriyet Savcısı tarafından incelemeye alındı. Sel felaketi Başakşehir ilçesinin ara yollarını da kullanılmaz hale getirdi, Sular Vadisi büyük hasar gördü. Bağcılar’da ise bir binanın yıkıldığı bildirildi. Yenibosna'daki bazı fabrikaları su bastı. Fabrikalardaki bazı eşyaların suyla birlikte çevreye yayıldığı gözlendi. Bilindiği gibi Ayamama Deresi’nin etrafını, Ergenekon davası nedeniyle yurtdışına kaçan dönemin İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan 1986’da imara açmıştı. Dalan, Dinç Bilgin’e Sabah Gazetesi için yer vermiş, dere yatağına bina yapmasına gözyummuştu. TIR GARAJINDA CAN PAZARI İkitelli Basın Ekspres yolunun sağında bulunan TIR garajında ise kelimenin tam anlamıyla facia yaşandı. Yükselen dere suyu Osmanlı TIR garajı içindeki TIR’ları kilometrelerce sürüklerken birçok TIR şoförü sular içinde boğularak can verdi. Sel nedeniyle akıma kapılan TIR’lar bazı köprülerin de kapanmasına neden oldu ve TIR şoförü boğularak can verdi. Cesetleri çıkarmak için polis, sivil savunma ve çok sayıda itfaiye ekibi seferber olurken, Basın Ekspres yolunda da sel suları nedeniyle çeşitli kazalar meydana geldi. TEM Otoyolu'na bağlanan yollarda biriken sel sularında mahsur kalan vatandaşlar itfaiye ekipleri ve iş makineleriyle kurtarılmaya çalışılırken, sel sularının tahliye işlemleri dün günboyu sürdü. Basın Ekspres yolu bugün de trafiğe kapalı olacak. İstanbul ve ilçelerine etkisi altına alan sağanak yağış ve sel felaketi nedeniyle, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı alarma geçti. İtfaiye, AKOM, İSKİ, Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü, Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı, Atık Yönetim Müdürlüğü ekipleri sel felaketinin olduğu bölgede temizlik çalışmalarına başladı. İlçelerde oluşturulan kriz masalarında vatandaşların barınma sorunu için Çatalca’da Endüstri Meslek Lisesi ve İmam Hatip Lisesi, Silivri de ise Numan Baldöktü İlköğretim Okulu’nun yatakhaneleri hazırlandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı bölgeye bin battaniye gönderdi. GSM şirketi Vodafone Türkiye, İstanbul’da yaşanan sel felaketi sonrası abonelerine uzun süre hizmet veremedi. Vodafone Türkiye’nin İkitelli Basın Ekpres yolu üzerinde bulunan veri santralının, yoğun yağış nedeniyle bu sabah 07.50 itibariyle kullanılamaz hale gelmesi sebebiyle aboneler iletişim kuramadı. Başbakanlık’tan milyon TL’lik yardım Başbakan Erdoğan'ın, İstanbul'da meydana gelen sel felaketi dolayısıyla, arama-kurtarma ve vatandaşlara yardım kapsamında kullanılmak üzere, milyon liranın İstanbul Valiliği’ne gönderilmesi talimatını verdiği bildirildi. Bu arada; başbakanlıktan yapılan açıklamada ihtiyaç duyulması halinde gönderilecek para miktarının artırılabileceği bildirildi. Yağmacılar, vurguncular işbaşında Bağcılar, Küçükçekmece ve Başakşehir'de yoğun yağışla birlikte su altında kalan iş yerlerinden yağma olayları başladı. Onlarca insan can derdine düşerken, bölgeye kamyonetleri ve ellerindeki çuvallarla gelen yağmacılar, selin bastığı, camları kırılan fabrika ve mağazaları yağmaladı. Bazı kişilerin özellikle zücaciye ve beyaz eşya dükkânlarıyla, bu tür eşyaların bulunduğu depolara girerek, porselen tabak, ütü, ısıtıcı ve benzeri ürünleri çaldıkları görüldü. Polis bir kişiyi yağma yaptığı gerekçesiyle gözaltına alırken bu kişinin arabasına da el konulduğu öğrenildi. OTOBÜSÇÜLERDEN FIRSATÇILIK Silivri’de yaşanan sel dolayısıyla vasıta sıkıntısı çekildi. Bu ortamda insanlara yardım etmesi gereken Özel Halk Otobüsleri sel dolayısıyla fiyatlarını 2.5 lira artırdı. Normal fiyatı lira olan otobüs fiyatları otobüs çalışanlarının keyfi uygulamayla 6.5 lira oldu. DAHA GÜÇLÜ BİR YAĞIŞA HAZIRLIKLI OLUN İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, cuma günü çarşamba günkü yağışın buçuk katı şiddetli yağmurun beklendiğini açıkladı. Bu nedenle alınan önlemlerin artırılacağını aktaran Topbaş, kurtarma çalışmalarının sağlıklı yürütülmesi için bazı yolların ulaşıma kapatılacağını da belirtti. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Mehmet Çağlar, cuma günü yağışlı havanın kuzeydoğu bölgelerinde devam edeceğini, batı kesimlerinin ise yeni bir yağışlı havanın etkisine girmesinin beklendiğini bildirdi. Çağlar, şunları kaydetti: “Yağışların Marmara'nın doğusu İstanbul, Yalova, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ, Balıkesir, Kırıklareli, Bursa ve Bilecik ile Bolu, Düzce, Zonguldak, Bartın ve gece saatlerinden sonra Rize ve Hopa çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Perşembe (bugün) günü etki alanını daraltacak yağışların, yurdun kuzey kesimlerinde Marmara'nın doğusu, Karadeniz, Doğu Anadolu'nun doğusu ile Sivas, Çankırı, Eskişehir ve Kütahya çevrelerinde devam etmesi bekleniyor. Yağışların Orta ve Doğu Karadeniz kıyılarında kuvvetli olacağını tahmin ediyoruz. Cuma günü, yağışlı hava kuzeydoğu bölgelerde devam ederken, yurdun batı kesimlerinin yeni bir yağışlı havanın etkisine girmesini bekleniyor. Hava sıcaklığının 4-6 derece aralığında azalmasını bekliyoruz.” ÖLENLERDEN BAZILARININ KİMLİKLERİ: Halkalı Pameks Tekstil Fabrikası'nın servis aracında boğulanlar: Nebahat Salkım, Nuriye Taş, Bircan Karataş, Özden Binal, Fikriye Özen, Altın Yüksek ve Mevide Kırcı İkitelli Osmanlı Tır Garajı'nda hayatın kaybedenler: Süleyman Süleymanoğlu, Kendal Gönenç (35), Serkan Gögel, Ali Karagöl, Salim Öztaş, Serhat Gürel(17) ile henüz kimliği belirlenemeyen kişi. Halkalı'daki NAS Tekstil'de ölen iki kişi ile Sedef Tır Garajı'nda ölen bir kişinin isimleri henüz belirlenemedi. Altınşehir'de 31 yaşındaki Murat Aktay ile Kanarya Mahallesi'nde 17 yaşındaki Kaan Çetinkaya da kayıplar arasında yer alıyor.
559546
"Bosna hemen hemen garantiledi"
Marca gazetesi, ''Bosna beraberliği, Dünya Kupası'na doğru yolumuzu açtı'' ifadesini kullanırken, ''Beraberliğe memnun olan ev sahibi takım, Osmanlıların önündeki puanlık avantajını korudu. Bosna, maç kalmasına rağmen gelecek maçta grup ikinciliğini garantileyebilir'' yorumunda bulundu. AS gazetesi de ''Bosna, Türkiye'yi cezalandıramadı. Tarihinde ilk kez Dünya Kupası'na katılma olasılığı olan Bosna'da futbolcular, sorumluluk hissinden dolayı çok sinirliydiler. Avantaja sahip olsalar da ikincilik için mücadeleye devam edecekler'' ifadelerine yer verdi. İspanya'nın 5. Grup'ta oynadığı maçı da kazanarak 24 puanla lider olarak Dünya Kupası'na katılmayı garantilemesiyle ilgili ''Şimdi Dünya Kupası'nı kazanmaya'', ''Güney Afrika'daki altına'', ''İspanya şimdiden Dünya Kupası'nda'', ''Dünya Kupası büyük rüyasına doğru'' başlıkları İspanyol basınının manşetlerine çıktı.
558569
İşimiz mucizeye kaldı!
HTSPOR.COM 19. Dünya Kupası Avrupa elemeleri 5. Grup'taki 8. maçında deplasmanda Bosna-Hersek ile karşılaşan Türkiye rakibiyle 1-1 berabere kaldı. Maça hızlı başlayan ve henüz maçın 4. dakikasında Emre Belözoğlu'nun attığı golle 1-0 öne geçen milli takım 25. dakikada Sejad Salihoviç'in golüne engel olmadı. Yediğimiz golün ardından teknik direktör Fatih Terim hakeme çok sert şekilde eleştiride bulununca maçın hakemi Carlos Miguel Taborda Xistra tarafından tribünlere gönderildi. Bu dakikadan sonra oyuna ağırlığını koyan Bosna Hersek birçok pozisyondan yararlanamadı. Maçın ikinci yarısına ilk yarıdaki gibi hızlı ve güzel bir oyunla başlayan milliler, maçın ikinci 45. dakikası boyunca üstün bir oyun sergileyen milli takım bir türlü istediği golü bulamadı. Maçın 87. dakikasında Arda Turan'ın çektiği şut sonrasında top direkten döndü. Milli Takım, Bosna Hersek maçında aldığı beraberlikle işini adeta mucizelere bıraktı. -BOSNA HERSEK: TÜRKİYE: Stat: Bilino Polje Hakemler: Manuel Olegario Bartolo F. Benquerenca, Jose Manuel Silva Cardinal, Joao Ferreira (Portekiz) Bosna-Hersek: Supiç, Spahiç, Nadareviç, Jahiç, Rahimiç, Muratoviç (Dk. 61 Pjanic ), Salihoviç, Misimoviç, İbriciç (Dk. 79 Vladaviç ), Dzek, Ibiseviç (Dk. 69 Müslimoviç Türkiye: Volkan, Gökhan Gönül, Önder (Dk. 46 İsmail ), Servet, Hakan Balta, Ceyhun, Hamit (Dk. 46 Sercan ), Emre Belözoğlu, Arda, Tuncay, Semih Goller: Dk. Emre Belözoğlu (Türkiye), Dk. 25 Salihoviç (Bosna-Hersek) Sarı Kartlar: Dk. 24 Emre Belözoğlu, Dk. 45 Arda, Dk. 64 Ceyhun, Dk. 81 Semih (Türkiye), Dk. 37 Rahimiç, Dk. 68 Pjaniç, Dk. 84 Supiç (Bosna Hersek) 19. Dünya Kupası Avrupa Elemeleri 5. Grup'ta mücadele eden Türkiye, 8. maçında deplasmanda Bosna-Hersek ile 1-1 berabere kalarak, rakibiyle arasındaki puanlık farkı kapatma şansını kullanamadı. -PUAN DURUMU- 19. Dünya Kupası Avrupa elemelerinde Türkiye'nin de yer aldığı 5. Grup'ta, 8. maçlar öncesi puan durumu şöyle: TAKIMLAR 1-İspanya 18 21 2-Bosna-Hersek 20 16 3-Türkiye 10 12 4-Belçika 10 16 5-Estonya 19 6-Ermenistan 17 -KALAN MAÇLAR- Grupta Türkiye, 10 Ekim'de Belçika ile deplasmanda, son maçta ise 14 Ekim'de sahasında Ermenistan ile karşılaşacak. Bosna-Hersek ise deplasmanda Estonya ile yapacağı maçın ardından son karşılaşmasını sahasında İspanya ile yapacak.
559785
"İnanılmaz bir atmosfer var"
Öten, kulüp binasında düzenlediği basın toplantısında, takımın Bucaspor maçına hazırlandığını, camia olarak kenetlendiklerini ve rakiplerini yenerek lider olacaklarına inandıklarını belirtti. ''Her geçen gün iyiye gidiyoruz, inanılmaz bir atmosfer var'' diyen Öten, şunları kaydetti: ''Çok iyi bir hava yakaladık. Takımdaki uyum bugüne kadar hiç olmadığı kadar en üst düzeyde. Pazar günkü Bucaspor maçında tüm futbol otoriteleri bizi favori gösteriyor. Bundan mutluluk duyuyoruz. Takımımız çok iyi, hırslı ve istekli oynuyor. Bu bizim için önemli, taraftar için de önemli. Bu nedenle Pazar günü maça 20 bin taraftarımızın geleceğini tahmin ediyoruz. Bilet fiyatları ise kale arkası 1, maraton 10, yeşil tribün 5, kapalı tribün 20, misafir takım tribünü lira olarak belirlendi.'' Tüm yöneticilerin, futbolcularımızın maddi sıkıntı yaşamamaları için imkanlarını seferber ettiklerini anlatan Öten, ''Tüm oyuncularımız ilk 11'de yer alabilmek için kıyasıya mücadele ediyor. Biz Konyaspor'un kısa süre içinde liderliğe oturup bu sezon sonunda Turkcell Süper Lig'e çıkacağına yürekten inanıyoruz'' dedi.
558626
Zarar 70-90 milyon dolar olarak tahmin ediliyor
Ticaret Odası (İTO) Başkanı kentte sel felaketi nedeniyle şu anki verilere göre, 80-90 milyon dolar civarında bir ticari zararın, sadece mal kaybından dolayı oluşan bir zararın söz konusu olduğu yönünde bilgi edindiğini bildirdi Axa Genel Müdür Yardımcısı Ali Erlat, bölgesi ve ’da yaşanan sel felaketi sonrasında sigorta anlamındaki hasarın 70-80 milyon dolar civarında olabileceğini belirterek, “’de en yüksek sigortalanma Trakya ve İstanbul’da. Dolayısıyla sigorta sektörünün ciddi anlamda alacağını düşünüyorum” dedi. ‘Sel sigortası için ek teminat gerekiyor’ Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRŞB) Genel Sekreteri sel konusunun sigortada ek teminat olduğunu belirterek, vatandaşların bu tür felaketlere karşı sigorta yaptırdıklarında düşük primler ödeyerek sel konusunu teminat altına almalarının mağduriyetlerinin giderilmesine yardımcı olacağını kaydetti. Tunçay, “Bu ve işyerleri için de araçlar için de geçerlidir. Her poliçede sel teminatı olmayabilir” dedi.
560139
19:12 Beşiktaş, bayan plaj voleybolu takımı kurdu
Kulübü, bayan plaj voleybolu takımı kurdu. Beşiktaş Kulübü’nden yapılan açıklamada, bu yıl başlayacak Bayanlar Plaj Voleybolu Ligi’nde mücadele edecek Beşiktaş’ın, iki oyuncuyu kadrosuna dahil ettiği, Hatice Can ve İzolda Körfez’in, ’deki kulüp binasında, yönetici Bülent Deriş’in de yer aldığı törenle imzaladığı bildirildi. Hatice Can Korucu, imza töreninin ardından kulübün resmi sitesine yaptığı açıklamada, bu yıl oluşturulan Bayanlar Plaj Voleybolu Ligi’nde Beşiktaş gibi büyük bir camiayı temsil edeceği için çok mutlu olduğunu, ellerinden geleni yaparak, en iyi dereceleri almak istediklerini söyledi. İzolda Körfez de Beşiktaş’ta oynayacağı için duyduğu mutluluğu dile getirirken, "Umarım Hatice ile güzel bir ikili oluşturup, Beşiktaş’a yıkışan başarıları kazanacağız" dedi.
559242
minibüse bir daha bakın
Doğayla, doğa olaylarıyla başa çıkmaya insanın gücünün yetmediğini, doğanın şakasının olmadığını ben 1995 yılında Sabah gazetesi binasında çalışırken öğrendim. Önce camdan büyük bir hızla akmakta olan Ayamama deresini izliyorduk, sonra bir anda dere kabardı, kabardı, taştı ve derken metrelerce yükseklikteki duvarı da aşıp içinde bulunduğumuz binanın bahçesine dolmaya başladı. Her şey birkaç dakika içinde olmuştu. Doğanın şakası yoktu. Akmak isteyen suyun önünde hiçbir engel duramıyordu. Bir anda dehşetengiz bir zarar doğmuştu, baskı makineleri kullanılmaz hale gelmiş, tonlarca hammadde telef olmuş, daha fenası binanın bütün altyapısı gitmişti. *** Dün öğleden sonra birinci sayfamızı çizmek için masaya oturduğumuzda, görsel yönetmenimiz Metin Öztürk ana kadar gelen fotoğraflardan yaptığı seçmeleri göstermeye başladı.
559038
Selden korunmak için almanız gereken 17 önlem
DEVLET Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, internet sitesine şiddetli yağış ve selden korunma yöntemlerini koydu. Önlemlerden bazıları şöyle: Sel uyarılarını radyo ve televizyondan takip edin. Meteoroloji’den telefonla bilgi alın. Evde değerli eşya ve önemli belgeleri yüksek yerlere kaldırın. Varsa afet ilkyardım çantasını yanınıza alın. Zarara yol açabilecekeşyaları içeri alın. Su kaynakları kirlenebileceğinden, yedek içme suyunuzun olduğundan emin olun Suyun evi terk ettiği her yerden içeri de girebileceğini hatırlayın. Kumtorbaları temin edin. Selin kullanabileceği ark, hendek, vadi ve kanyon gibi yerlerden uzak durun Yüksek yerlere çıkın. Asla sel suyu içinde araba kullanmayın, ölümlerin yüzde 80’inin araç içinde olduğunu unutmayın. Sel suyu, akıntı ya da nehirlerde yürümeye çalışmayın. Hızla akan 15 20 cmderinlikteki suyun bir insanı devirebileceğini akıldan çıkarmayın. Ev ya da işyerinizi boşaltmanız gerekiyorsa elektrik, doğalgaz vb. kapatın. Çok gerekli olmadıkça yolculuğa çıkmayın. Binalardaki yapısal hasarı kontrol edin. Yıldırım riski olan havalarda ağaç, bayrak vetelefon direkleri gibi yüksek objelerden uzak durun. Şemsiye gibi sivri metal içeren eşyaları kullanmayın. Gruplar halinde durmayın.
558818
Beni dualar ayakta tuttu
Beni dualar ayakta tuttu YASİN YILMAZ İSTANBUL Gürcistan'da, bağımsızlığını ilan eden Abhaz bölgesine yakıt taşıdığı iddiasıyla 24 yıla mahkum edilmesinin ardından, Türk Dışişlerinin girişimleriyle salıverilen Türk gemisi Buket'in kaptanı Coşkun Mehmet Öztürk yurda döndü. Öztürk'ü İstanbul Atatürk Havalimanı'nda eşi, yakınları ve çalıştığı Densa şirketinin yetkilileri çiçeklerle karşıladı. Öztürk burada yaptığı açıklamada serbest bırakılmasında emeği geçen başta Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olmak üzere tüm yetkililere teşekkür ettiğini söyledi. Öztürk, şöyle konuştu: "20-25 gün zor şartlarda yaşadım. Yüce Allah'a dua ederek, dostlarım ve ailemin dualarıyla ayakta kaldım. Çünkü biz gerçekten dürüst insanlarız, firmamız da dürüst ve yanlış birşey yapmadık" dedi. Gürcistan sahil güvenliğince Karadeniz'de alıkonulan Densa Tanker İşletmeciliğine ait geminin 12 mürettebatı da kısa süre önce İstanbul'a gelmişti.
559957
"Türkiye'deki Bankalar Güçlü"
"Türkiye'deki Bankalar Güçlü" Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Almanya'daki sempozyumda "Türkiye'de banka batmadı ama reel sektör krizden etkilendi" diye konuştu. Dünya ekonomistleri Almanya'nın Plön kasabasında buluştu. Sempozyuma Türkiye adına katılan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'deki bankacılık sektörünün sağlam olduğunu belirterek "Türkiye'de banka batmadı ama reel sektör krizden etkilendi." diye konuştu. Küresel mali krizin etkilerine değinen Mehmet Şimşek "Bankaların sermaye yapısı ne kadar güçlü olursa bir şoka karşı kadar dayanıklı olurlar" dedi. Şimşek, bu açıdan Türk bankalarının sermaye yapısının güçlü olduğuna işaret etti. Şimşek, ekonominin giderek küreselleştiğini ortaya çıkacak muhtemel risklerin Türkiye'yi de yakından etkileyeceğini söyledi. Sempozyumda küresel mali kriz, enerji güvenliği, kalkınma ve çevre gibi pek çok küresel sorun ele alınacak.
560248
YÖK'ten Kürtçe bölüme onay
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Mardin Artuklu Üniversitesi'nde ''Türkiye'de Yaşayan Diller'' adı altında bir enstitü kurulmasının kararlaştırıldığını belirterek, enstitüde sadece Kürtçe değil, Farsça, Arapça, Süryanice gibi programların da açılabileceğini bildirdi. Özcan, ''Bu sadece Kürtçe'yi değil, diğer dilleri de kucaklayan bir çözüm oldu'' dedi. YÖK Başkanı Özcan, YÖK Genel Kurulu'nun yaklaşık saat süren toplantısının ardından gazetecilere açıklama yaptı. Mardin Artuklu Üniversitesinin Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açılması talebi bulunduğunu anımsatan Özcan, konuyu Genel Kurul'da görüştüklerini ifade etti. Özcan, toplantıda, Mardin Artuklu Üniversitesinde ''Türkiye'de Yaşayan Diller Enstitüsü'' adı altında bir enstitü kurulması kararı alındığını belirtilerek, ''Üniversite, istediği taktirde bunun altını Kürtçe yüksek lisans ve doktora programıyla isterse Farsça, Arapça, Süryanice gibi programlarla doldurabilecek. Ben, biraz önce kendilerine de bunu duyurdum'' dedi. Enstitüdeki programların sadece Kürtçe'yi değil diğer dilleri de kapsayacağını vurgulayan Özcan, şunları söyledi: ''Bu, sadece Kürtçe'yi değil diğer dilleri de kucaklayan bir çözüm oldu. Zaten, geçen günkü toplantımızda rektörlerimizden birisinin fikriydi bu. Benim çok hoşuma gitmişti. Bugün Genel Kurulumuz da bu fikri çok iyi buldu. çerçevede yeni bir model geliştirdik. Bundan sonra bu türden, yani farklı dilleri konuşan vatandaşlarımıza hizmet edecek bölümlerin açılmasını istediklerinde başka üniversitelere de aynı şeyi yapacağız. Ona da mesela Şark Dilleri Enstitüsü diyebiliriz, Doğu Dilleri Enstitüsü diyebiliriz, ama bu modelde gerçekleştirilecek, altına sadece Kürtçe değil, diğer diller de gelebilsin diye.'' ''Geri adım atmadık" Bir gazetecinin, ''Lisans programı açmaktan neden geri adım attınız?'' sorusu üzerine Özcan, ''Geri adım atmadık. Buradaki esas amaç önce gerekli öğretim üyesini yetiştirmekti. Bu enstitünün asıl amacı lisans öğretimi açıldığı zaman ihtiyacımız olacak öğretim üyelerini yetiştirmek. Onun için yüksek lisans ve doktorayla başlayacak'' dedi. ''Öğrenci sayısı belli mi?'' sorusuna özcan, ''Hayır. Onlar üniversitenin problemi. Biz onlara karışmıyoruz'' karşılığını verdi. Özcan, soru üzerine başvuran başka bir üniversite olmadığını ifade etti. Enstitünün na zaman faaliyete geçeceğinin sorulması üzerine Özcan, ''Biz birkaç güne kadar kararımızı kendilerine bildiririz. Onlardan gelen yüksek lisans ve doktor taleplerini de hemen kabul ederiz'' diye konuştu. ''Kuzey Irak'tan öğretim üyesinin gelmesi söz konusu mu?'' sorusuna Özcan, ''Zannediyorum Türkiye'den karşılayabilecekler'' yanıtını verdi.
558935
Siirt valisi: Askerlerimize kırsalda pusu kuruldu
Olaydan büyük üzüntü duyduklarını ifade eden Şentürk, şöyle devam etti: "Dün görevden dönen Görendoruk Jandarma Karakolu personeline köy kırsalında kurulan hain bir pusu neticesinde bölücü terör örgütü mensupları tarafından ateş açılmış. Askerlerimizin de karşılık vermesinin ardından jandarma erimiz şehit oldu. Olayın hemen ardından bölgeye helikopterlerle özel jandarma birlikleri indirilerek, terör örgütü mensuplarının kaçış yolları tutularak sıcak temas sağlandı. Bu çatışmalarda 2'si astsubay toplam askerimiz şehit oldu.
559424
12:38 CHP'li Onur Öymen AB'deki Türkiye karşıtlarına karşı uyrdı
'li AB'deki karşıtlarına karşı uyrdıANKA Genel Başkan Yardımcısı ’nda (AP) ’ye yönelik desteğin azalacağına dikkat çekerken "Türkiye’nin başta reform süreci olmak üzere, üzerine düşen görevleri yapmayarak, karşıt çevrelere koz vermemesi gerekiyor" dedi. Türkiye’nin önümüzdeki dönemde demokrasiden uzaklaşan, yargı bağımsızlığını zedeleyen, basın özgürlüğünü engelleyici baskılar yapan bir devlet görünümü sergilememesinin gereğini de vurgulayan Öymen, "Bu çevrede davasıyla ilgili yapılan eleştirilerin de dikkatten kaçırılmaması gerekir" şeklinde konuştu. AB Uyum Komisyonu üyesi ve Türkiye-AB Karma Komisyonu KPK Başkanvekili Onur Öymen, ’de Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı temaslar sonrası Türkiye-AB süreciyle ilgili ABHaber ile bir söyleşi yaptı. Öymen, "Türkiye’ye öteden beri ideoloji ve dini nedenlerden dolayı karşı çıkanlar, tutumlarını sürdürüyor. Son Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri sonrası ortaya çıkan tablo, ’de Türkiye’ye yönelik desteğin azalacağını gösteriyor" şeklinde konuştu. "TAKTİK AÇIDAN DESTEKLEYENLER VAR"- Onur Öymen, Birlik’te "taktik" açıdan Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyen ülkelerin (Rumlar ve Yunanistan) bulunduğunu, bu ülkelerin de, Türkiye’ye üyelik umudu vererek başta olmak üzere, bazı konularda taviz almayı amaçladığını vurgularken de şöyle konuştu: "Şunu da söylemeliyiz ki Türkiye’nin üyeliğini destekleyenlerin de sesinin daha zayıf çıktığını görüyoruz. Ancak tüm bu olumsuz görüntünler Türkiye’nin üyelik çabalarını bir kenara bıraktırmasını gerektirmez. Türkiye’nin başta reform süreci olmak üzere, üzerine düşen görevleri yapmayarak, karşıt çevrelere koz vermemesi gerekiyor. Aynı şekilde Türkiye’nin üyeliğini engellemek isteyen çevreleri de görmezden gelmek hata olur." ERGENEKON DAVASINA İLİŞKİN ELEŞTİRİLER DİKKATTEN KAÇIRILMAMALI"- Türkiye’nin önümüzdeki dönemde demokrasiden uzaklaşan, yargı bağımsızlığını zedeleyen, basın özgürlüğünü engelleyici baskılar yapan bir devlet görünümü sergilemesinin, AB’de üyelik şansını büsbütün azaltacağı kaydeden Öymen, "Bu çevrede Ergenekon davasıyla ilgili yapılan eleştirilerin de dikkatten kaçırılmaması gerekir. Yalnız hukuken değil, yargı da dahil olmak üzere, tüm kuruluşların AB hedefini dikkatten kaçırmaması şimdi daha fazla önem taşıyor" uyarısını yaptı. "İKTİDARIN LAİKLİKTEN TÜRKİYE’Yİ UZAKLAŞTIRMASI AB’DEN UZAKLAŞTIRACAK" Türkiye’nin üyeliğine öteden beri karşı çıkan Sarkozy’ye ilaveten Dışişleri Bakanı Bernard ve Fransa‘nın Avrupa İşleri Bakanı Pierre Lelouche’da Türkiye’den desteğini çekmesini "dikkat çekici" olarak nitelendiren Öymen, şöyle devam etti: "Bunların gerekçeleri arasında, Türkiye’nin de laiklikten uzaklaşıp, devletine gittiği kaygıları bulunuyor. Türkiye’nin aynı zamanda hem üyesi, hem de din devleti olma ihtimali yoktur. İktidarın, laiklikten Türkiye’yi uzaklaştırması, ülkemizi AB üyeliğinden de uzaklaştıracaktır.
559976
Moral Dünyası'nda Kuran'ı anlayarak okuma
Kuran'ı anlayarak okumaya ayrıldı. Moral Dünyası dergisi Yazı İşleri Müdürü Ekrem Altıntepe, neden bu konuyu seçtiklerini ve dergniniçeriğinde neler olduğunu şu şekilde açıkladı: "İçerisinde oruç, sadaka, zekât gibi birçok hikmetler barındıran Ramazan ayını özel kılan nedenlerden birisi de Kur’an-ı Kerim’in bu ay içerisinde indirilmeye başlanmış olmasıdır. Yüce Rabbimiz’in Bakara Suresi’nin 185. ayetinde “(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır.” diyerek Ramazan ayının bu özelliğini belirtmektedir. Asr-ı Saadet’te Peygamber Efendimiz (a.s.m.) Ramazan ayı geldiğinde Kur’an okumasını sair zamanlara göre daha fazlalaştırmış, sahabe efendilerimiz de bu ayda Kur’an okumayı artırmışlardır. Efendimiz’in (a.s.m.) Cebrail ile her Ramazan ayında Kur’an-ı Kerim’i karşılıklı olarak okumaları dolayısıyla “mukabele” kültürü oluşmuş, Müslümanlar her Ramazan’da mukabele ile Kur’an’ı hatmetmeyi gelenek haline getirmişledir. Ancak Efendimiz (a.s.m.) Kur’an’ı sadece okumakla kalmamış, ondaki hikmetleri ve mesajları da sahabelerine anlatmış, ayetlerin ve surelerin ardındaki manaları onlara izah etmiş ve bu mesajları bizzat kendi hayatında tatbik ederek bu konuda da örnek olmuştur. Ramazan ayını bir kere daha idrak ettiğimiz ve Kur’an-ı Kerim okumayı artırdığımız bu günlerde onu Efendimiz (a.s.m.) gibi okuma ve anlamaya ihtiyacımız var. Moral Dünyası, Kur’an’ı “anlayarak okuma”dan yola çıkarak bu ayki kapak konusunu bu konuya ayırdı. Asr-ı Saadet’te Efendimiz ve sahabelerinin Kur’an’ı Ramazan ayında nasıl okudukları ve anladıkları ile ilgili iki dosyayı programcı yazar Mehmet Paksu ve yazar Abdullah Kara kaleme aldı. Doç. Dr. Şadi Eren ise Kur’an-ı Kerim’in mesajlarını günlük hayatımızda nasıl yaşamamız ve hayatımıza nasıl tatbik etmemiz gerektiğini izah ediyor. Şimdilik kitaptan oluşan “Kur’an Okumaları” serisinin yazarı Metin Karabaşoğlu ile Kur’an okumalarını nasıl yaptığına dair söyleşi Kur’an ayetleri üzerinde tefekkür etme ve Kur’an’ı anlayarak okumak isteyenler için bir rehber niteliğinde. İlahiyatçı yazar Kenan Demirtaş ise Risale-i Nur müellifi Bediüzzaman Said Nursi’ye Kur’an’dan daha fazla istifade edebilmenin yollarını soruyor. Dergide Uzman Pedagog Adem Güneş’in çocuk ve yalan üzerine kaleme aldığı yazıda yalancı çocuk yetiştirmemenin yolları tarif ediliyor. Eğer büyük büyük büyük babanıza ait bilgileri merak ediyorsanız Zeynep Çingay tarafından kaleme alınan yazı tam sizin istediğiniz tarzda. Bu yazı ile Türkiye Cumhuriyeti nüfus kayıtlarına girmiş ilk atanıza ait bilgilere ulaşmanın yolunu öğrenebilirsiniz. Dergide Psikolog Fatih Reşit Civelekoğlu, sabır taşını çatlatmamak için iki formül önerirken, Dr. Nihat Kaya evliliği mahvetmenin on yolunu gösteriyor" Dergi hakkında daha ayrıntılı bilgi için sitesini ziyaret edebilirsiniz
559197
83 ülkede 23.546 öğrenci yükseköğretim görüyor
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2008-2009 eğitim-öğretim yılı istatistiklerine göre, Türk öğrencilerin yükseköğrenim için en fazla tercih ettiği ülkeler Azerbaycan, ABD, Almanya, Bulgaristan, İngiltere, Avusturya ve Fransa olarak sıralanıyor. Azerbaycan'da bin 158, ABD'de bin 928, Almanya'da bin 913, Bulgaristan'da bin 599, İngiltere'de 1510, Avusturya'da 1355, Fransa'da 1184 öğrenci üniversitede okuyor. Türkiye'nin ayrıca Kırgızistan'da 970, Ukrayna'da 856, Kanada'da 382, Gürcistan'da 342, Hollanda'da 276, Kazakistan'da 267, Moldova'da 258, Belçika'da 252, Rusya Federasyonu'nda 243, Avustralya'da 239, İtalya'da 175, Bosna Hersek'de 157, Japonya'da 138, İsviçre'de 125 üniversite öğrencisi eğitim alıyor. Bu ülkelerin yanı sıra Grenada ve Kabardino Balkar Cumhuriyeti gibi küçük ülkelerde de Türk öğrenciler öğrenim görüyor. Kabardino Balkar Cumhuriyeti'nde 6, Grenada'da Türk öğrenci mevcut. Grenada'nın dışında Slonvenya, Sudan ve Arjantin'de 1'er Türk öğrenci var. Estonya, Letonya, Peru ve Slovakya'da ise 2'şer Türk öğrenci üniversiteye gidiyor. Türkiye'nin, Çin'de 94, Yunanistan'da 65, Güney Kore'de 48, Güney Afrika Cumhuriyeti'nde 20, Vietnam'da 17, Suudi Arabistan'da 13, İsrail'de 11, Lübnan'da 7, Suriye'de 5, Yemen'de 4, Ermenistan'da öğrencisi var. -KIZLARIN TERCİHİ- Yurtdışında okuyan 23 bin 545 Türk öğrenciden sadece bin 161'i (yüzde 9.1) kızlardan oluşuyor. Kızların en fazla bulunduğu ülkeler Azerbaycan (664), Bulgaristan (411), Fransa (155), Kırgızistan (146), ABD (132) ve Almanya (129). Türk öğrencilerin öğrenim gördüğü ülkelerden Arjantin, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Çuvaşistan, Ermenistan, Estonya, Filipinler, Grenada, İspanya, Letonya, Kenya, Lübnan, Malezya, Malta, Norveç, Özbekistan, Pakistan, Peru, Suriye, Singapur, Slovakya, Slovenya, Suudi Arabistan, Sudan, Tacikistan, Tataristan ve Tunus'ta hiç Türk kız öğrenci bulunmuyor. Bangladeş, Finlandiya, Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail, İrlanda, Japonya, Kabardino Balkar Cumhuriyeti, Litvanya, Portekiz, Sırbistan, Karadağ, Tayland ve Yeni Zelanda'da ise sadece 1'er Türk kız öğrenci okuyor. -LİSANS AZERBAYCAN'DA, LİSANSÜSTÜ ABD'DE- Öğrencilerin çoğunluğu yurtdışına lisans eğitimi için gidiyor. 18 bin 103 öğrenci yurtdışında lisans eğitimi alırken, bin 843'ü yüksek lisans, 1600'ü doktora yapıyor. Öğrencilerin 11 bin 509'u fen, 12 bin 37'si sosyal alanda eğitim görüyor. Türk öğrenciler yurtdışında lisans eğitimi için genellikle Azerbaycan'ı tercih ederken, bu ülkeyi Bulgaristan, Almanya ve Avusturya izliyor. Lisansüstü eğitimde ise en fazla tercih edilen ülkelerin başında ABD geliyor. ABD'yi Almanya, İngiltere ve Fransa izliyor. Türkiye'nin ABD'de 1990 lisans, 1049 yüksek lisans, 889 doktora; Azerbaycan'da bin 108 lisans, 15 yüksek lisans, 35 doktora; Almanya'da 1728 lisans, 1045 yüksek lisans, 140 doktora; İngiltere'de 821 lisans, 577 yüksek lisans, 112 doktora; Fransa'da 910 lisans, 175 yüksek lisans, 99 doktora; Avusturya'da 1177 lisans, 150 yüksek lisans, 28 doktora öğrencisi okuyor. -BURSLU ÖĞRENCİLER- Türkiye'nin yurtdışında resmi burslu statüde yükseköğrenim gören öğrencileri de bulunuyor. Sayıları toplam 890 olan bu öğrencilerin 574'ü fen, 316'sı sosyal alanda eğitim alıyor. Bu öğrencilerden 5'i lisans programlarında okurken, 329'u yüksek lisans, 183'ü doktora eğitim, 6'sı da staj yapıyor. Resmi burslu statüdeki 367 öğrenci de dil öğrenimi için yurtdışında bulunuyor. -YURTDIŞINDA OKUMANIN KOŞULLARI- Bu arada, yurtdışında üniversitede okumak isteyenlerin YÖK Denklik Birimine başvurarak, eğitim yapılacak üniversitenin ve programın tanınıp tanınmadığı konusunda bilgi almaları gerekiyor. Yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarında öğrenim görecek öğrencilerin öğrenciliklerini tanıtmaları, Milli Eğitim Bakanlığı veya yurtdışı temsilciliklerinde öğrenci dosyası açtırmaları ve vize almaları koşulu bulunuyor. Kendi imkanlarıyla ABD, Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, AB'ye üye ve aday olan ülkeler ile İzlanda, Lihtenşayn, Norveç, İsviçre gibi ülkeler hariç yurtdışında yükseköğrenim görmek isteyenlerin diploma denklik başvurularının değerlendirilebilmesi için ÖSS'ye girmiş ve ilgili puan türünde barajı aşmış olmaları gerekiyor. Lisans öğrenimi yapmak üzere yurtdışına gitmek isteyenlerden SAT (Minimum 1000 puan), ACT (Minimum 21 puan), Abitur, Fransız Bakaloryası, GCE Level Sertifikası (Minimum ders), Uluslararası Bakalorya (International Baccalaureat IB), Avusturya Matura Diploması (Matura Reifezeugnis) ve İtalya Maturita Diploması'ndan (Diploma di Maturita) birine sahip olanlar, yurtdışına çıkmak için gerekli ''ÖSS'den minimum 165 puan almış olma'' koşulunu yerine getirmiş sayılıyor. Yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından alınan diplomaların Türkiye'de geçerli olabilmesi için YÖK tarafından onaylanarak denklik belgesi verilmesi yasal zorunluluğu bulunuyor.
559782
Medvedev'den ezberbozan makale
Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, kalkınma ve modernleşme için Rusya'nın iç kaynaklarının yeterli olmadığını, Batı'nın para ve teknolojisine ihtiyaçları olduğunu söyledi. Rusya'da yayınlanan 'Gazeta' gazetesi için kaleme aldığı makalesinde Medvedev, Batı demokrasileri ile uyum içinde olunmasını, komplekse kapılmadan şeffaf ve çıkarların gözetildiği ilişkilerin kurulmasının zorunlu olduğuna değindi. "Rusya, ileri!.." başlığı ile Kremlin internet sayfasında da yayınlanan makalede endüstri sonrası toplumların entelektüel birikimlerinin önemine işaret eden Medvedev, "Rusya'nın demokratikleşmesi, modernleşmesi, yeni ekonomik yapının kurulması, endüstri sonrası Batı toplumlarının birikimlerinin kullanılması ile mümkün. Batı demokrasileri ile uyum geçici bir süreç ya da kişisel bir tercih değil. Rusya'nın kendi kaynakları yaşam standardının yükseltilmesi için yeterli değil. Avrupa, ABD ve Asya ülkelerinin para ve teknolojisine ihtiyacımız var." değerlendirmesinde bulundu. Rusya liderine göre Batı'nın da Rusya'ya ihtiyacı var. Diğer ülkelerle ilişkilerde karşılıklı çıkar anlayışının önemli olduğuna değinen Rusya lideri, "Güven eksikliği, tek taraflı çıkar anlayışı kazanç getirmiyor. Son dönemdeki tarihimizde bu tecrübeleri yaşadık. Batı'nın günahsız ve mutluluk verici olduğunu düşünmek, Rusya'nın da sürekli geri kaldığı hayalinde bulunmak tehlikeli. Ancak, çatışma yolunu tercih etmek, izolasyona yönelmek ve sürekli karşılıklı suçlamalarda bulunma yolunu tercih etmek de en az bunun kadar tehlikeli." ifadesini kullandı. RUSYA'NIN STRATEJİK HEDEFİ MODERNLEŞME Medvedev makalesinde Moskova'nın Sovyet dönemini canlandırmaya çalıştığı ile ilgili iddialara da yanıt verdi. Rusya'nın dış politikasını nostaljinin yönetmemesi gerektiğini kaydeden Rusya lideri, "Rusya'nın stratejik uzun vadeli hedefi modernleşme. Rusya bu çerçevede dünyanın önde gelen ekonomisi ve nükleer bir güç olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki konumunu korumak istiyor. Kendi çıkarlarına yönelik bir tehdit söz konusu olduğu zaman, buna karşı tüm gücü ile mücadele eder." dedi. Medvedev Rusya'nın dış politikadaki bu yaklaşımını geçen yıl ağustos ayında yaşanan savaşın ardından da açıkladığını hatırlattı. MEDVEDEV'E GÖRE RUSYA'NIN BEŞ BÜYÜK PROBLEMİ Rusya'nın iç sorunları ile ilgili de değerlendirmede bulunan Medvedev, beş temel sorun olduğuna dikkat çekti. Ekonomik verimsizlik, sosyal alanda Sovyet dönemi kalıntılar, kırılgan demokrasi, demografik trend ve Kafkaslarda yaşanan istikrarsızlığı Rusya'nın temel sorunları olarak sıralayan Medvedev, Rusya gibi bir ülke için bile bu sorunların büyük olduğunu söyledi. On yıl öncesine göre gelişmeler kaydedildiğini ancak, bunun yeterli olmadığına dikkat çeken Rusya lideri, "Sosyal yapı ancak mevcut sistemi üretebildi. Bunu geliştiremedi. Alışkanlıklar ve yaşam standardında gelişmeler konusunda yeterli ilerleme sağlanmadı." eleştirisi getirdi. KAFKASLAR'DA HAYDUTLAR BÖLGENİN GELİŞMESİNE ENGEL OLAMAYACAK Kuzey Kafkaslarda gerçekleşen saldırıların uluslararası haydut gruplar tarafından yapıldığını kaydeden Medvedev, "Bölgenin sosyo ekonomik gelişmesi sağlandığında haydut grupların buralarda etkili olması mümkün değil. Ekonomik ve insani boyutlu programlar uygulamaya konuluyor. Federal ve bölgesel yetkililer endüstriyel gelişim, üretimin artırılması, sosyal alanda gelişmelerin sağlanması, eğitim ve kültürel alandaki gelişmelerden sorumlu." bilgisini verdi. Medvedev güvenlik güçleri ve kanunların haydutları etkisiz hale getirmek için sürdürdüğü mücadelenin de devam edeceğini belirtti. Rusya'nın tarihinde Birinci Peter (Deli petro) ve Sovyet döneminde iki kez gelişim sürecini yaşadığını hatırlatan Medvedev, Rusya halkını gelecek nesiller için modern bir ülke kurmaya davet etti. Rusya liderine göre hiç bir dönemde olmadığı kadar bu gelişimi sağlayacak potansiyel güç var.
559214
Maden ocağında göçük
Maden ocağında göçük ZONGULDAK Zonguldak'ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) bağlı Karadon Müesese müdürlüğü maden ocağında göçük meydana geldi. Göçük altında kalan işçiler olduğu öğrenildi. Arama kurtarma çalışmaları devam ediyor.
559783
"Normalde agrasif değilim"
Haftalık basın toplantısında konuşan Gençlerbirliği Teknik Direktörü Thomas Doll, "Eskişehirspor karşısında kendi futbolumuzu oynamak istiyoruz" dedi. Gençlerbirliği Teknik Direktörü Thomas Doll, Beştepe İlhan Cavcav Tesisleri'nde düzenlediği haftalık basın toplantısında konuştu. Doll, ligin ilk haftasını değerlendirirken, "Puan durumundaki yerimizden memnunum. Ankaraspor maçının son dakikasında gol yemesek puanda olabilirdik. Rakamsal olarak durumumuzdan memnumum. İdmanda yapılmasını istediğimiz oyun formatını Kasımpaşa maçının ilk yarısında gösteremedik. İlk yarıyı önde kapatmamıza rağmen taktiksel oyundan memnun değildim. İkinci yarıda biraz kıpırdanınca farklı galibiyet geldi" diye konuştu. Doll, lige verilen arada dayanıklılık testleri yaptıklarını ve sezon başına oranla istedikleri ilerlemeyi gördüklerini kaydetti. Doll, maçın tamamında takım temposu düşmeden, iyi bir tempoyla baskı kuran bir futbol oynamak istediklerini söyledi. Pazar günü karşılaşacakları Eskişehirspor'u iyi analiz ettiklerini belirten Alman teknik adam, "Rakibimiz lige iyi bir başlangıç yaptı. Önemli olan bizim ne yapacağımız. Eskişehirspor'un hücum hattında önemli isimleri var. Hücumda yaratıcı bir oyun oynuyorlar. Buna göre bir önlem alacağız. Ligin en iyi takım savunması yapan ekiplerinden birisiyiz. maçta sadece gol yedik. Biz, rakiplerimizi analiz ederek maça hazırlanıyoruz. Eskişehirspor'un durumu belli ama biz sahada kendi istediklerimizi yapmak istiyoruz" dedi. Thomas Doll, maç içinde dönem dönem gözüken agresif yapısıyla ilgili bir soruya ise, "Futbol oynarken de teknik adamlık dönemimde de, hem kalbimle futbolu yaşadım. Futbolcularım beni çok iyi anlıyor. Maç içinde top sürerken top kaybı yapılması ya da hatalı pas yapılmasına hiçbir zaman kızmam. Beni üzen tek şey, dikkatsizlik ve konsantrasyon kaybı yüzenden yapılan hatalardır. Benim futbolcuya karşı agresifliğim sadece onları 90 dakika boyunca maça bağlamak içindir. Asla sinirimi çıkarmak için agresif olmam. Futbolcularım da bunu biliyor. Onlar içeride biz ise dışarıda maçı oynuyoruz. Takımımı en iyi şekilde motive etmek için böyle davranıyorum. Tabi ki genç sayılan yaşımın verdiği ekstra motivasyon da var. Bizler futbolun öğretmenleriyiz. Kendi öğrendiklerimizi futbolcularımıza aktarmalıyız. Futbolcularımı her zaman en iyi yerde görmek isterim" şeklinde cevap verdi. Doll, takımda Momha ve Murat Kalkan gibi iyi sol bekin bulunmasına rağmen bu bölgede Aykut Demir'i oynatmasıyla ilgili bir soruya ise, "Aykut'un dinamikliği onu tercih etmemizde en önemli etken. Stoperde de görev verdiğimizde iyi oynadı. isim arasında formuyla ve dinamikliğiyle öne çıkan isim Aykut oldu. Ama ben sürprizi seven bir teknik adamım. Her an sürpriz yapabilirim. ismin de rekabet içinde bulunması takımdaki kaliteyi arttırır. Momha ve Murat Kalkan'ın performansları her geçen gün yükseliyor ve bu bizi mutlu ediyor" şeklinde cevap verdi. Gençlerbirliği Teknik Direktörü Doll, takımda Tozo ve Cem Can'ın sakatlığının bulunduğunu ve bu ismi maça yetiştirmeye çalıştıklarını ifade etti.Doll, önlerinde bir fikstür avantajı bulunduğunu belirterek, "3 hafta Ankara'da oynayacağız. Bu avantajı iyi kullanıp alabildiğimiz kadar puan almak istiyoruz. Kimseden korkmuyoruz. İstediğimiz futbolu sahaya yansıttığımız zaman her takımın canını yakabilecek bir ekibiz" dedi. Doll, hafta sonu oynanacak Galatasaray-Beşiktaş derbisiyle ilgili olarak ise, "Beşiktaş lige iyi başlayamadı. Vatandaşım olan Fink ve Ernst ile konuştum. Mustafa Denizli'nin sakin yapılı bir teknik adam olduğunu söylediler. Teknik adamın sakin ve sabırlı olması böyle maçlarda bir avantajdır. Galatasaray, yaptığı takviyelerle şampiyonluğun en büyük adayı ama Beşiktaş'ta kazanmak isteyecektir. Beşiktaş'ın Galatasaray'a kolay lokma olacağını düşünmüyorum" ifadelerini kullandı.
559008
Sağanak yağış sürecek
Sıcaklık ülkemizin doğu kesimlerinde hissedilir derecede (4 ile derece) azalacak. Rüzgar, genellikle kuzey yönlerden, Akdeniz kıyıları ile zamanla Ülkemizin güneydoğu kesimlerinde güney ve güneybatı yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette, yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek.
559756
Dili sivri yazar Fikri Akyüz Haber 7'de
Yazarlık hayatına internette başlayan ve daha sonra Yeni Şafak Gazetesi'nde yazmaya başlayan Fikri Akyüz, 2009 başında Takvim Gazetesi'nde yazmaya başlamıştı. aylık Takvim yazarlığı sürecini geçtiğimiz hafta, "Takvim’den ayrılmamın yegane sebebi Takvim’in genel okuru ile yazılarımın örtüşmemesiydi." diyerek sonlandıran Akyüz, okurlarının karşısına yarından itibaren Haber7.com'da çıkacak. Sivri dilli yazılarıyla tanınan ve ekranlardaki hararetli tartışmalarıyla da gündeme gelen Akyüz, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Köşe yazarlığına internethaner.com 'da başlayan Fikri Akyüz, daha sonra Yeni Şafak ve Takvim gazetelerinde yazdı. Evli ve iki çocuk babası olan Akyüz'ün, "Bir millet çıldırıyor", "Su seviyesi iki ayakla ölçülmez" ve "Kan grubu: asil, dini: bütün" isimli üç kitabı bulunmakta.
559926
"Araç insan taşımaya uygun değildi"
İstanbul'da dün yaşanan sel felaketinde hayatlarını kaybeden tekstil işçisinin çalıştığı Pameks Giyim Sanayi, şirketinden yapılan açıklamada, olayın asıl meydana geliş biçimini kamuoyuyla paylaşmak istedikleri belirtilerek şöyle denildi: "Hava bültenlerinde 9.9.2009 tarihinde yağış olacağını öğrenilmesi üzerine şirket idare amirlerimiz tarafından fabrikaya yürüyüş mesafesinde oturan çalışanlarımızın zaman zaman olduğu gibi servisle alınmaları için araç tahsis edilmiştir. Araç bazı haberlerde belirtildiği gibi kapalı kasa kamyonet olmayıp yandan sürgülü kapısı olan, ayrıca arkadan iki yana açılan kapısı bulunan ve bu kapılarda da iki adet camı bulunan bir araçtır. Bununla birlikte insan taşımaya elverişli olmayan bu aracın kullanımına ilişkin şirketimiz içinde inceleme başlatılmıştır." "Çalışanlar ıslanmamak için araçta kaldılar" Araç içerisinde 10 çalışan ve bir şoför olmak üzere toplam 11 kişi bulunduğu kaydedilen açıklamada şu savunmaya yer verildi: "Fabrikaya gelindiğinde yerde 20 cm seviyesinde su bulunduğundan ve bu su seviyesi herhangi bir tehlike arz etmediğinden araç içeri girmiştir. Çalışanların ıslanmaması için araç fabrika önündeki idari giriş kapısına yanaştırılmıştır. İçerdeki personel tarafından aracın yan sürgülü kapısı açılmıştır. Çalışanlar yerdeki suyu görerek ıslanmak istemediklerinden inmemişler ve araç kapılarını kapatmışlardır. Bu sırada fabrika alanı yanındaki Ayamama deresi taşarak duvarları patlatmıştır. dakika gibi kısa bir sürede taşan sel suları aracın üstünü kaplayacak şekilde park alanını doldurmuş ve araç sular altında kalmıştır. Şirket çalışanları ve özellikle araç şoförü canı pahasına sular altında kalan araçtakileri kurtarmaya çalışmış fakat ancak çalışanımız bu sırada can vermiştir." "Ne gerekiyorsa yapılacak" Açıklamanın son bölümünde, yaşanan sel felaketinin vahim bir doğa olayı olduğu belirtilerek şu görüşlere yer verildi "İnsan bu olay anında çoğu zaman çaresiz kalmaktadır. Basın ekspres yolu gibi İstanbul'u Atatürk Havalimanı'na bağlayan yolun çok kısa bir süre içerisinde adeta bir nehir yatağına dönüşmesi dehşet verici bir vakıadır. Bu kadar geniş bir otobanda belediye otobüslerinin bile sular altında kaldığı, TIR'ların oradan oraya sel sularında sürüklendiği düşünüldüğünde bu olayın sebepleri ve sonuçlarının çok kapsamlı olarak ele alınarak bir daha böyle bir acı yaşamaması için her kez üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirmelidir. Şirketimiz dün evladını yitirmiştir. Bu canları geri getirebilmek mümkün değildir ama şirketimiz tüm yöneticileri ve çalışanları ile el ele vererek bu evlatlarımızın ailelerinin acılarını hafifletmek için ne gerekiyorsa yapacaktır.
559779
11 Eylül saldırılarının 8. yıl dönümü
ABD ve New York halkı, 11 Eylül 2001'de Dünya Ticaret Merkezine girişilen terörist saldırıların 8. yıl dönümünde ölenleri yine "sıfır noktası"nda anacak. New York'da 107 katlı İkiz Gökdelenlerin yerle bir olduğu "sıfır noktası"nda düzenlenecek törende yaşamını yitiren bin 752 kişinin isimlerini bu yıl yakınları ve gönüllüler okuyacak. Saldırıların ardından her yıl düzenlenen anma törenlerinde olduğu gibi yarın da iki uçağın gökdelenlere çarptığı anda saygı duruşunda bulunulacak. Manhattan'ın güneyindeki Dünya Ticaret Merkezinin İkiz Gökdelenleri ve Amerikan Savunma Bakanlığına (Pentagon) yolcu uçaklarıyla girişilen saldırıların 8. yıl dönümünün gecesinde, kurtarma operasyonlarının anısına 88 ışık yakılacak. DÜNYA TİCARET MERKEZİNİN YERİNE DİKİLECEK GÖKDELENLERİN İNŞASI MERAK KONUSU Törenlerin değişmeyen sorunu ise yıkılan Dünya Ticaret Merkezinin yerine dikilecek gökdelenlerin bitmeyen inşası. Avukat Barry LePater, yetkililerin sıfır noktasının yeniden inşası konusundaki başarısızlığının her yıl New Yorkluları daha çok öfkelendirdiğini belirtti. Dünyanın en yüksek binalarından birisi olacak "Özgürlük Gökdeleni"nin inşası 25 tonluk iki dev kirişin konulmasıyla 2006'da başlasa da bir üniversitenin yaptığı kamuoyu yoklamasına göre gökdelenin ancak saldırıların 10. yıl dönümüne yetişmesini bekleyenlerin sayısı oldukça fazla. "EL KAİDE DAHA AZ KORKUTUYOR, ANCAK HALA TEHDİT" Amerikalı yetkililere göre 11 Eylül 2001'den bu yana El Kaide zayıfladı, ancak hala ABD'ye saldırı düzenleyebilir. Amerikan Genelkurmay Başkanı Michael Mullen, El Kaide'nin ABD'ye halen saldırabileceğini ve bu hedefe yoğunlaştığını belirtirken, Paris'teki Siyasi Araştırmalar Kurumundan Jean-Pierre Filiu'ya göre, kuruluşundan 21 yıl sonra El Kaide'nin "soluğu kesildi". Amerikan istihbaratı da El Kaide'nin bugün büyük baskı altında olduğunu, bununla birlikte hala ABD ve müttefikleri için ciddi bir tehdit teşkil ettiğini belirtiyor. Georgetown Üniversitesinden uzman Bruce Hoffman ise farklı bir noktaya parmak basıyor. Uzmana göre özellikle kriz döneminde, birçok Amerikalı terörle mücadele konusundan sıkıldı ve artık ABD'de terör saldırısı olmayacağı, bunun abartıldığı görüşünde. 11 EYLÜL TERÖR YIKIMI 11 Eylül terör yıkımında, iç hat seferi yapan United Airlines ve American Airlines uçakları, iyi eğitim almış usta hava korsanı kamikaze pilotları olan teröristlerce kullanılmıştı. 110 katlı İkiz Gökdelenlerin ilki (Kuzey Bina), 11 Eylül sabahı yerel saatle 08.48'de (TSİ 15.48), 80. kat hizasından Muhammed Atta ve Mervan El Şehhi tarafından kaçırılan Boeing yolcu uçağıyla vuruldu. İkinci uçak 18 dakika sonra 09.06'da numaralı Güney Gökdelenine çarptı. Boston'dan Los Angeles'a gitmek üzere saat 07.59'da havalanan American Airlines uçağı korsanlar tarafından kaçırılarak güney kulesinin yıkılmasında kullanıldı. Bu sırada çoktan yayına girmiş olan TV kameraları, olayı tüm dünyaya anında canlı olarak yayınladı. Kuzey Bina, çelik iskelet taşıyıcı elemanlarının erimesiyle saat 50 dakikada kumdan kale gibi çökmesine karşılık, ikinci Boeing uçağıyla vurulan ikinci gökdelen Güney Bina, daha alt katlardan delindiğinden daha çabuk, yani 49 dakika sonra göçtü. Washington Dulles havaalanından kalkan bir başka American Airlines uçağı, ellerinde bıçaklar ve maket bıçakları bulunan 3. terör ekibi tarafından kaçırıldı. Bu uçakta bulunan CNN yorumcusu Barbara Olson, kocası Theodor Olson'u telefonla iki kez arayarak, ''kaçırıldıklarını; yolcuların, korsanlar tarafından uçağın arka bölümüne toplandığını ve hedefin muhtemelen Beyaz Saray olduğunu'' bildirdi. Theodor Olson'un durumdan federal havacılık kurumunu haberdar etmesi üzerine Langley hava üssünden (F-16) savaş uçağı havalandı, ancak bu uçaklar daha olay yerine varmadan uçak olanca hızıyla Pentagon binasına saplandı. Karabasan henüz sonra ermemişti. New York'un Newark havaalanından San Francisco'ya gitmek üzere havalanan uçağın da korsanlar tarafından kaçırıldığı, uçaktaki yolcuların telefonla yakınlarını aramaları üzerine ortaya çıktı. Bu uçağın hedefinin, Washington yakınlarındaki Andrews hava üssü olduğu ve uçak oraya vardığı saatlerde, Başkan George Bush'u Florida'dan getirecek Air Force-1 adlı başkanlık uçağının da aynı üsse ineceği saptandı. Korsanların zamanlaması mükemmeldi ve hiç şüphesiz kaçırdıkları uçakla Başkan Bush'un uçağına çarpmayı amaçlıyorlardı. Ancak yolcuların korsanlara müdahalesi üzerine, kaçırılan uçak hedefine ulaşamadı ve yerel saat 10.10'da Pennsylvania eyaleti-Pittsburg kentinin 130 km uzağında Stony Creek kasabası yakınında açık araziye düştü. Yetkililer, Başkan Bush'un Washington'a dönmesini engelleyerek Başkan'ın uçağını başka bir yere yönlendirdiler. Başkan, Nebraska eyaletindeki en güvenli Offutt nükleer hava üssü karargahına indi. ABD'Lİ MÜSLÜMANLAR, 11 EYLÜL'ÜN OLUMSUZ ETKİLERİNİ HALA MARUZ KALIYOR 11 Eylül saldırılarından sekiz yıl sonra bile Amerika'da hâlâ en fazla Müslümanlara yönelik ayrımcılık yapıldığı ortaya çıktı.11 Eylül travmasını atlatamadıkları gözlenen Amerikan halkının, ülke içinde en fazla ön yargı ile yaklaştığı kesimin yine Müslümanlar olduğu belirtildi. Yarın 11 Eylül 2001 terör saldırılarının sekizinci yıldönümü. Başta New York'ta saldırılar soncu yerle bir olan Dünya Ticaret Merkezi'nin (Worl Trade Center-WTC) bulunduğu yer olmak üzere Amerika'nın birçok yerinde 11 Eylül saldırılarında hayatını kaybedenlere yönelik törenler düzenlenip, yaşanılan acılar tekrar gönüllerde hissedilecek. Ancak, saldırılardan sekiz yıl sonra bile hâlâ masum Müslümanların, Amerika'da 11 Eylül nedeniyle ayrımcılığa uğradığı bir kamuoyu araştırmasıyla gözler önüne serildi. Pew Araştırma Merkezi tarafından gerçekleştirilen bir kamuoyu yoklamasına göre Müslümanlar, Amerika'da Budist, Yahudi, Mormon ya da ateistlerden daha fazla ayrımcılıkla yüz yüze kalıyor. Araştırmaya göre her on Müslüman'dan altısı ayrımcılıkla karşı karşıya kalıyor. Yetişkinler arasında yapılan araştırma sonucuna göre Müslümanların yalnızca eşcinsellerden daha az ayrımcılıkla karşılaşıyor. 11-17 Ağustos tarihleri arasında yapılan araştırmaya bin 10 denek katıldı. Araştırmaya katılan Müslümanların üçte ikisi İslam'ın diğer dinlerden "çok" ya da "orta derecede" farklı olduğunu belirtirken, yüzde 17'lik bir kesim de diğer ilahi dinlerle benzer yanlarının "fazla" olduğu yönünde görüş bildirdi. Araştırmaya göre Amerikalı Müslümanlar, İslam'ın Budizm, Hinduizm, Mormon inançlarından çok farklı olduğu görüşünde. HER İKİ AMERİKALIDAN BİRİNİN MÜSLÜMAN TANIDIĞI VAR Amerikan halkının yaklaşık yarısının bir Müslüman tanıdığı olduğu da araştırmanın ilgi çeken bulgularından bir başkası. Amerikalıların yüzde 45'inin, en az bir Müslüman'ı tanıdığı olduğunu tespit eden araştırmada ayrıca Allah ile İngilizce "God" (Tanrı) ifadesinin aynı olduğuna inananların oranı yüzde 53 olarak açıklandı. Yine Kuran'ın Müslümanların kutsal kitabı olduğunu bilen Amerikalıların oranının yüzde 52 olduğu kaydedildi. Pew, 11 Eylül saldırılarından sekiz yıl sonra bile hâlâ, İslam'ın diğer dinlerden daha fazla şiddet teşvik ettiğine inanan ABD'lilerin oranının yüzde 38 olduğuna dikkat çekti. Öte yandan Amerika'daki en büyük İslami kuruluş olarak ifade edilen Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CIAR), Müslümanların iş hayatından eğitimlerine kadar hemen her alanda ayrımcılığa maruz kaldıklarını savundu. CIAR tarafından yapılan yazılı açıklamada son olarak Philadelphia'da Müslüman bir kadın polisin başörtüsü nedeniyle disipline sevk edildiğini belirtildi. Oklahoma, Minnesota gibi eyaletlerde ise CIAR'ın verdiği bilgiye göre ehliyet almak isteyen başörtülü Müslüman kadınlara, başlarını açmaları koşulu ile ehliyet alabileceklerinin söyleniyor. Oregon'da da başörtülü bir öğretmenin, örtüsüyle ders vermesinin eyalet yasaları uyarınca yasaklandığı belirtildi. CIAR, Oregon'daki yasağın 1920'li yıllarda Katoliklere karşı çıkarılmış bir yasa olduğuna ve Ku Klux Klan tarafından desteklendiğine işaret etti. Tüm bu yaşanılan ayrımcılıklar karşısında Müslümanların kendilerinin hedef olabileceğinden dolayı korku içinde olduklarını belirten CIAR, Amerikan yönetimini bu konulara karşı daha duyarlı ve adaletli olmaya çağırdı.
560216
Putin'den Erdoğan'a başsağlığı
Rusya Başbakanlık Basın Merkezinden yapılan açıklamada, Putin'in mesajında, "İstanbul ve Türkiye'nin kuzeybatısında meydana gelen selin çok sayıda can kaybına ve ağır ekonomik hasara yol açtığı haberleriyle şoke oldum. Rusya Federasyonu Hükümeti adına kurbanların yakınlarına samimi başsağlığı ve yaralıların da bir an önce iyileşmesi yönündeki dileklerimi iletmek isterim" ifadesini kullandığı kaydedildi.
560168
Erdoğan sel bölgelerini havadan inceledi
Başbakan Erdoğan'ı taşıyan skorsky tipi polis helikopteri, incelemenin ardından saat 17.00'de Üsküdar Devlet Hastanesi helikopter pistine indi. Erdoğan'a selden etkilenen bölgeleri incelemesi sırasında Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da eşlik etti.
559525
Bankalardan doğuya ayrı kredi tarifesi
Bitlis'te yatırım yapmak isteyen iş adamlarının, bankalara yaptıkları kredi başvurularında büyük sıkıntı yaşadıkları ve talep ettikleri krediyi çoğu zaman alamadıkları bildirildi. Bitlis Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Tezcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bitlis'te yatırım yapmak isteyen yatırımcıların, banka kredisi almakta büyük sıkıntı yaşadığını söyledi. Yörede bu sürecin yeni başlamadığını anımsatan Tezcan, şöyle konuştu: ''Tabi bu süreç yeni değil. Yaklaşık bölgede yaşanan şiddet olaylarının başladığı 1985-1986 yıllarından beri Bitlis'te çok sayıda banka kapatıldı. Akbank, Töbank, Yapı Kredi, Ticaret Bankası, Emlak Bankası bunların arasındaydı. Bankacılık sektörünün adeta bölgeyi gözden çıkardığı, bölge halkına olan güvenini kaybettiği gibi bir görüntü ortaya çıkıyor. Kalan mevcut bankalarda bugün değil, bir iki yıl önceye kadar da buradaki gayri menkulleri ipotek olarak kabul etmiyorlardı. Her ne kadar resmi olarak böyle bir şey demiyorlarsa da, 'Bu malları kimse almaz, bunlar kabul edilmez, batıdan ipotek getirin' diye bastırıyorlardı. Hatta hatta biz zaman banka müdürlerine, meslek örgütleriyle gittiğimiz zaman, bunun yanlış bir uygulama olduğunu, yapılanın haksızlık olduğunu, insanların burada yatırım yapıp istihdam alanı yaratmak istedikleri halde, bu şartlar da onlara engel olmalarının çok kötü olduğunu söylüyorduk. Bu durum karşısında banka yetkilileri bize, 'Bizim günahımız yok. Banka genel müdürlüğü, bize bu bölgenin kredilerini kabul etmeyin diyor' diye cevap veriyordu.'' günkü şartlarla bugünkü şartlar arasında çok büyük bir değişiklik olmadığını, sadece yüzde oranında bir iyileşme olduğunu anlatan Tezcan, bölgede konut kredilerinin verilmeye başlandığını, ayrıca normal ticari kredilerde az bile olsa gayri menkullerin ipotek olarak alınmaya başlandığını bildirdi. ''BATIDAKİ UYGULAMA DOĞUDAKİNDEN ÇOK FARKLI'' Bankaların bölgedeki gayri menkuller için aldığı ipoteğin fiyatının, gayrimenkulün gerçek değerinin çok altında kaldığını açıklayan Tezcan, şunları dile getirdi: ''Gayri menkuller değerinin 3-4 katı altında kabul görüyor. Yani mal 300 lira değer görüyorsa, banka bunu 100 liraya kabul ediyor. Bunu bankaya kabul ettirmek bile, bu bölgelerde bir başarı olarak kabul ediliyor. da her malı almıyorlar. Bankalar kredi kullandırmıyorlar. Öyle bir hale gelmiş ki, Esnaf Kefalet Kooperatifi verdiği düşük miktardaki kredi için bile esnaftan memur kefil istiyor. Bankaların sıkıntıları hala bitmedi, bankalar kredi verirken insanların önünü açmıyor. Bırak açmasını ülkenin diğer bölgelerinde yaşanan bankacılık, burada yaşanmıyor. Yani batıdaki uygulamalarla buradaki uygulamalar birbirinden farklı. Hatta tam tersi uygulamalar söz konusu.'' Bu sorunu bakanlara ilettiklerini, forumlarda, toplantılarda, yazılı ve sözlü şekilde dile getirdiklerini kaydeden Tezcan, ancak sorunun çözümü noktasında hala olumlu bir cevap alamadıklarını ifade etti. Bitlis'te devlet bankasının şubesinin bulunduğunu anımsatan Tezcan, şunları aktardı: ''Bunlar da özel sektör yatırımcılarını idame edecek, bu sektörün ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte değil. Bu nedenle, ilde yatırım yapacak insanların çoğu çekip gitti. Zaten sermaye ve beyin göçünün sebeplerinden biri de budur. Banka bu adamlara 'göç et' diyor. İnsanların psikolojisini bozuyor. Çünkü banka resmen bu adama 'ne kadar malın olursa olsun para etmiyor' diyor. Malın kabul görmediğine göre, yapacağın yatırım boşunadır mesajı veriliyor. Sermaye zaten ürkek. Bu nedenle Bitlis'te ne sermaye, ne de bunu yapacak beyin kalmadı.'' ''BATIDAN GAYRİMENKULÜN YOKSA YENİLMEYE MAHKUMSUN' Genç Polat Orman Ürünleri ve Madencilik Sanayi Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı Nesim Haspolat ise Bitlis'e kurdukları fabrika için nakit ihtiyaçlarının olduğunu, bankalardan kredi istediklerini, ancak bu konuda sıkıntı yaşadıklarını söyledi. Haspolat, ''Banka bize batıdan gayrimenkullerimizin olup, olmadığını soruyor. Çünkü gayri menkullerin değerleri farklı. Buradaki gayri menkullerin değeri batıya göre kat kat daha düşük. Batıda gayri menkulün yoksa, kredi alamıyorsun. Böylelikle yenilmeye mahkum oluyorsun'' dedi. Yatırımcılara gerçek anlamda kredi verilmediğini anlatan Haspolat, bu uygulamanın bölgenin kanayan bir yarası olduğunu dile getirdi. Bankalardan kredi alması halinde bugüne kadar belki de dünya pazarına açılabileceğini ifade eden Haspolat, şöyle konuştu: ''Kurduğumuz fabrika 10 bin 700 metre kare. bin 800 metre kare kapalı alanı var. Buranın üzerine cüzi bir kredi alıyoruz. Buradaki ocaklarımızı banka ipotek etmiyor. Riskli olduğu için bunu yapmıyor. Girişimler tıkanıp kalıyor. Biz kendi bütçemizle ayakta durmaya çalışıyoruz. İki yıl önce ben kredi almış olsaydım, en az ocağımı faaliyete sokmuş olurdum. Belki de dünya pazarında yer almış olurdum.'' Mermer ocağından çıkardığı taşların benzerlerinin Türkiye'de olmadığını ve bazı taşlarının heykel yapımında kullanılacak özellikte olduğunu dile getiren Haspolat, bu taştan İtalya'ya blok gönderdiğini, İtalyanların yılda kendisinden aynı taştan bin ton istediğini, ancak bütçesi el vermediği için bu ocağı açamadığını söyledi. Haspolat, ''Kredilerin önünün açılması gerekiyor. Yatırım kredilerinin en az milyon dolardan başlaması gerekiyor. Hükümetin teşvik paketinden makineler için 300 bin TL kredi aldık. Yatırım destekleriyle ilgili küçük miktarda kredi aldık. Gayri menkul yoksa, bankalar kredi vermiyor. Bankaların kredi politikası değişmesi gerekiyor. Bunları aşmak gerekiyor'' diye konuştu.
558413
Erdoğan, AKOM'da açıkladı: 31 ölü, kayıp
Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezine gelişinde yaptığı açıklamada, bir Ramazan gecesinde üzücü olayları değerlendirme toplantısı yapmanın kendileri için üzüntü verici olduğunu belirtti. Trakya bölgesi ve İstanbul'da dün ve bugün meydana gelen yoğun yağışlar sebebiyle izahı adeta mümkün olmayan büyük felaketlerle karşı karşıya kalındığını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Bu felaketlerin şöyle bir izahını isteyip araştırdığınız zaman; bu olsa olsa '100 yılda bir olur ya da daha uzun süreci kapsayan felaketlerdir' diye tanımlanır'' diye konuştu. Erdoğan, son 10 yıllara bakıldığında İstanbul'da en fazla yağışın metre kareye 64 kilogramı bulduğunu, bunlardan birinin de kendi belediye başkanlığı dönemine rastladığını belirtti. Şimdiki durumun ''vahim'' olduğunu ifade eden Erdoğan, 185 ile 225 kilogram arasında bir yağış rakamının söz konusu olduğunu dile getirdi. Bunun bambaşka bir afet olduğunu söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti: ''Bu olayın neticesinde malum üç gündür süren bu yağışlarla İstanbulumuz'da Silivri, Çatalca ve Merkez dahil olmak üzere 26 vatandaşımızı kaybettik. Bunun yanında Tekirdağ'da vatandaşımızı kaybettik. Şu anda tane de kayıbımız var. Ölenlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve milletimize sabırlar diliyoruz.''
559539
Hükümetten zam teklifi gelmedi
I;MKB 100 I;MKB 100 44.594,80 Değ;iş;im oranı; 0,02 Hacim-milyon TL 831,26 Hacim-milyon USD 553,25 Yükselen hisse 100 Düş;en hisse 132 Değ;iş;meyen hisse 77 I;MKB 100 DEĞ;I;ŞI;M GRAFI;Ğ;I; 1000 TL'NI;Z GEÇEN HAFTA NE OLDU 0,00 -0,10 -0,77 USD 999,96 TL EUR 999,04 TL IMKB 992,26 TL DÖVI;Z Döviz Alı;ş; Satı;ş; USD 1,502 1,503 JPY 1,620 1,632 GBP 2,479 2,492 EUR 2,185 2,186 CHF 1,438 1,445 PARI;TELER Döviz Parite USD CHF 1,0416 EUR USD 1,4550 GBP USD 1,6534 USD JPY 92,1650 DÜNYA BORSALARI Borsa Son %Değ; NIK225 10.513,67 1,95 NASDAQ 2.060,39 1,11 DJIND 9.547,22 0,53 FCHI 3.717,09 0,25 FTSE 5.009,79 0,11 HI;SSELER Sembol (ör: "ISCTR") YÜKSELEN HI;SSELER Hisse Değ;er Değ;iş;im 1,01 4,12 0,67 4,69 4,72 5,36 1,14 7,55 1,26 9,57 DÜŞEN HI;SSELER Hisse Değ;er Değ;iş;im 2,05 -3,76 1,18 -4,07 0,49 -3,92 1,09 -4,39 1,80 -5,76 EN YÜKSEK I;ŞLEM HACMI; Hisse Hacim 96,85 43,53 37,21 23,83 01,23
559287
"5 dakikada su boyuma ulaştı"
Halkalı’da oturan Gazete HABERTÜRK Spor Müdürü Halil Özer, dün ölümden döndü. İşte Özer’in anlatımından sel felaketi: "Korkunç bir gürültü ile uyandım. Yağmur pencereleri yumrukluyordu. Pencereye yaklaştığımda sel sula bahçeye ulaşmıştı. Hiç düşünmeden kaçayım dedim. Bahçemin önüne park ettiğim arabamın yerinde olmadığını gödüğümde sel suları kapıya, bana doğru ilerlemeye başlamıştı bile. Hemen içeri girdim. Sular kapının atından içeri sızmaya başladığında ben salondaki elektronik eşyaları yukarı taşıyordum. Aşağıya indiğimde şalteri kapattım. Ve... Bir büyük gürültü daha... Su; kapı ve pencereleri kırarak içeri doldu. dakika içinde sular boyuma ulaştı. Ölümle yaşam arasında gidip gelirken etraf gaz kokmaya başladı. Can havliyle doğalgazı kapayıp kendimi üst kata attım. Yere yığılmış, “Buraya kadarmış” diye düşünürken gürültü kesildi. Etrafı leş gibi bir koku sardı. Sular artık yükselmiyordu. Sular alt katın tavanına kadar dolmuştu. Balkona çıkıp etrafa baktım. Sular gelmeden önce evden kaçmayı başaran yan komşum, arabamı 500 metre ileride bir ara sokakta gördüğünü söyledi... Yani ‘eski’ arabamı..."
559959
Pabuşçu'nun acı günü
Pabuşçu'nun acı günü İstanbul'da, sel sularına kapılarak hayatını kaybeden Mali Müşavir Birinci, gözyaşları arasında son yolculuğuna uğurlandı. İSTANBUL İstanbul'da, sel sularına kapılarak hayatını kaybeden Mali Müşavir Hüsnü Birinci(52), gözyaşları arasında son yolculuğuna uğurlandı. Cenazeye katılan AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Pabuşçu, yakın arkadaşı için yaptığı konuşmayla herkesi ağlattı. Konuşması sırasında hıçkırıklara boğulan Pabuşçu, "Hep hayırlı işler yaptı, hayırlı bir işe giderken öldü." dedi. AİLESİNİ ARAYIP SEL SULARINDA KALDIĞINI SÖYLEDİ Basın Ekspres yolunda sele kapılarak hayatını kaybeden Hüsnü Birinci'nin cenazesi Eyüp Camii'nden kaldırıldı. Dün Başakşehir'deki evinden sahurdan sonra ayrılan Hüsnü Birinci Malatya'ya gitmek üzere havalimanına doğru yola çıktı. Basın Ekspres yolunda bir anda sel suları içinde kalan Birinci ailesini aradı. Sel suları içinde kaldığını söyledi. Bundan sonra Birinci ile bir daha irtibat kurulamadı. Cesedi öğleden sonra bulunan Birinci için bugün Eyüp Camii'nde öğle namazını müteakiben cenaze namazı kılındı. Yakın arkadaşı olan Hüsnü Birinci'nin cenaze namazına katılan AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Pabuşçu yaptığı konuşmayla herkesi duygulandırdı. Arkadaşının tabutunun başına gelen Pabuşçu, "Dostlar burada bir dostum yatıyor. Can dostum. Canımdan bir parça Dünyada onunla dostlukların en güzelini yaşadık. Ama gerçek dosta gidiyor" dedi. Arkadaşı için "O dünyada hep hayırlı işler yaptı" diyen Pabuşçu "Sabah sahura kalkıyor. Namazını kıldıktan sonra yola çıkıyor. Hayırlı bir için gidiyor. Ancak sele kapılıyor." Dedi. Arkadaşı için dua eden Pabuşçu "Rabbim biz onu sevdik Sen de sev. Rabbim biz onunla hep hayırlı işler yaptık, Sen onun hayırlarının mükafatını ver. Rabbim biz ondan memnunuz Sen de memnun ol. Rabbim böyle bir dost acısını kimseye yaşatma rabbim." diye dua etti. Hüsnü Birinci'nin cenaze namazına çok sayıda yakını, mesai arkadaşları ile Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demirci ve Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal katıldı. Kılınan cenaze namazın ardından Hüsnü Birinci'nin cenazesi Eyüp Mezarlığı'nda toprağa verildi.
559390
Beşiktaş için cehennem Ali Sami Yen
Sezonun ilk derbisinde kozlarını paylaşacak olan ile 'ın Ali Sami Yen'deki maçlarında, sarı-kırmızılıların ezici bir üstünlüğü bulunuyor. ile arasında Cumartesi günü sezonun ilk derbisine evsahipliği yapacak Ali Sami Yen Stadı, son dönemde daha çok 'ın galibiyetlerine sahne oldu. Ezeli rakipler arasında Ali Sami Yen'de yapılan son 11 lig maçından 10'unu sadece birini konuk kazandı. Mecidiyeköy'de son 11 lig derbisinden sadece şampiyonluğa ulaştığı 2002-2003 sezonundakini İbrahim Üzülmez'in golüyle 1-0 kazandı. Ali Sam Yen Stadı'ndaki son beş lig randevusundan da galip ayrıldı. Mecidiyeköy'deki 51. randevu ile cumartesi günkü maçla birlikte Ali Sami Yen Stadı'nda 51. kez karşı karşıya gelecek. Ali Sami Yen'deki randevularda beraberliklerin fazlalığı göze çarparken, 17 ve 10 kez galip geldi, 23 karşılaşma eşitlikle sonuçlandı. Mecidiyeköy'deki maçlarda 'ın 60 golüne 56 golle yanıt verdi. ile Ali Sami Yen'de ilk kez Ekim 1966 tarihinde lig maçında karşı karşıya geldi ve müsabaka 2-2 bitti. Bugüne kadar Ali Sami Yen'de iki takım arasında oynanan 32 lig maçından 13'ünü altısını kazandı. Sakin derbi -'ın aksine rekabetindeki son sekiz lig maçında hakemler sadece bir kez kırmızı kart kullandı. Rekabetteki son 12 lig maçında ise sadece iki kırmızı kart çıktı. Ligde son sezonda ile arasında yapılan 16 maçta hakemler toplam beş kırmızı, 95 de sarı kart kullandı. ile arasındaki 18'i lig, altısı Türkiye Kupası olmak üzere son 24 randevuda ise hakemler toplam 21 kırmızı, 138 de sarı kart gösterdi.
558979
Her saniyede yeni bir blog doğuyor
Her saniyede yeni bir blog doğuyor Dünyanın en büyük blog ağlarından biri olan Blogger, 10. yılını kutluyor. 1999'da Pyra Labs tarafından kurulan ve dileyen herkese hiçbir ücret talep etmeden blog açma imkânı veren Blogspot, kısa zamanda büyük başarı sağlayınca Google tarafından satın alınmıştı. Google tarafından adı Blogger olarak değiştirilen servis, bugün 300 milyon kişi tarafından ziyaret edilen büyük bir medya enstrümanı durumunda. Blogger Ürün Müdürü Rick Klau, her saniye yeni bir blogun açıldığı Blogger'ın, yazarlarına Google'ın Adsense servisiyle de reklam geliri elde etme imkânı verdiğini söylüyor. Bu arada bir not olarak belirtelim: Blogspot'ı Google'a satan Pyra Labs'ın kurucularından Evan Williams, daha sonra Biz Stone'la birlikte Twitter'ı kurmuştu.
559664
Dan Brown'ın yeni kitabı Salı günü çıkıyor
"Da Vinci'nin Şifresi", "Melekler ve Şeytanlar" gibi kitaplarıyla Türkiye'de ve dünyada fırtınalar estiren Amerikalı yazar Dan Brown’ın yeni kitabı “The Symbol” (Kayıp Sembol) 15 Eylül salı günü piyasaya çıkacak (CNNTURK.COM) -- Dan Brown hayranlarının uzun bir süredir sabırsızlıkla bekledikleri, hakkında bir çok spekülasyon yapılan yazarın son romanı "The Symbol (Kayıp Sembol), 15 Eylül'de Random House'dan Amerika Birleşik Devletleri'nde piyasaya çıkacak. Kitabın çıkış tarihi olan 15 Eylül'de Dan Brown'ın Türkiye'deki yayın haklarına sahip olan Kitaplar'a ulaşacağı bildirildi. Yayınevinin sitesinde yer alan açıklamaya göre Brown'ın yeni kitabı tahminen içinde çevrilerek Türkiye baskısını yapmış olacak. Kitabın gizem içeren bulmacalarla dolu olduğu ve baş karakterin yine sembol bilimci Robert Langdon olduğu biliniyor ve bu durum okuyucuların iştahını daha da kabartıyor.
559564
Sonbaharda cennet koylara kaçış
Islak ve gri şehirden kaçmak için mükemmel bir gündü. Yazın hafifliğini, yeşilin ve mavinin tadını çıkarmak için cennet koyların bulunduğu Göcek'e yol alıyoruz. İstanbul'dan cennete 80 dakikada ulaşmak mümkün. Yaklaşık saatlik uçak seyahatinin ardından Dalaman Havaalanı'na, oradan da otomobille 20 dakikada Göcek'e ulaşabiliyorsunuz. 80'li yıllardan yıldızı parlayan Göcek, büyüleyici güzelliğini korumaya devam ediyor. Çok sayıda ünlüyü konuk etmesine karşın sakinliğini ve mütevaziliğini koruyan Göcek'te tekneniz olmasa da uygun fiyatlara tekne kiralayabilir ya da yelken eğitimi alabilirsiniz. SONBAHAR GÖCEK'İN EN GÜZEL ZAMANI Göcek'in en güzel zamanlarının eylül-ekim-kasım ayları olduğunu vurgulayan MTM Yatçılık'ın ortaklarından Mehmet Engin Halıcıoğlu, "Aşırı sıcak olmaması nedeniyle Göcek'te eylülden sonraki dönem özellikle yelken yapmak ve yelken eğitimi almak isteyenler için çok uygun. Kasım'ın 15'ine kadar da Göcek'te sezon sürüyor" açıklamasını yapıyor. Halıcıoğlu, Türklerin eskisine göre yelkene daha çok ilgi gösterdiğine işaret ederek, "Türk insanı yeni yeni yelkeni keşfediyor. Biz Ankara merkezli bir şirketiz. Üç yanı denizlerle çevrili Türkiye'de en çok kayıtlı amatör kaptanın bulunduğu kent Ankara. Ülkemizde yelkene her geçen gün ilgi artıyor. ÖTV ve KDV indirimleri sayesinde de Türk karasularındaki Türk bayraklı gemilerin sayısı daha da artacaktır" diye konuşuyor. Akdeniz, Karayipler, Güney Pasifik ve Hint Okyanusu'nda operatörlük yapan Cosmos Yatçılık'ın Türkiye temsilcisi MTM Yatçılık, kurucu ortakları olan Mesut Zafer Halıcıoğlu ve Tolga Tozkar'ın yanısıra Mehmet Engin Halıcıoğlu ve Namık Şahin'in ortaklığında 2004 yılından beri sektörde hizmet veriyor. Tekne kiralamak için önceden rezervasyon yaptırmanın önemine dikkat çeken Mehmet Engin Halıcıoğlu, "Ege Denizi ve Yunan Adalarının yanısıra dünyanın pek çok yerinde yelken keyfi yapmanızı da sağlıyoruz" diye konuşuyor. (MTM YATÇILIK: 0312 467 15 45- 0252 645 30 35- 0535 275 59 62- 0555 453 49 36) Göcek'e gidenler 12 adalar ve özellikle de eşsiz güzellikteki Bedri Rahmi Koyu, Göbün, Hamam Koyu ve Küçük Sarsala ve Yavansu koylarını mutlaka ziyaret etmeliler. BEDRİ RAHMİ'NİN İZİNDEN Bedri Rahmi Koyu'na ya da Taşyaka'ya yaklaştığınızda ilk olarak tepelerdeki kaya mezarları gözünüze çarpıyor. Mavi yolculuğun ilk gezginlerinden Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun kayaya yaptığı balık resmi, Azra Erhat'ın çakıl taşlarından uçurtma mozaiği koya olan ilgiyi artırıyor. Ayrıca burada içme suyu ikmali yapılabiliyor. Taşyaka'da bulunan NOMAD Restaurant'ın iskelesine bağlanıldığında tonoz alınabiliyor. NOMAD Restaurant bir aile işletmesi. Doğayla içiçe ve temiz bir ortamda keyifli bir şekilde uygun fiyatlara yemek yiyebilirsiniz. Koya elektriğin jeneratör ile ulaştırılmasının çok maliyetli olması ve kiraların yüksekliği Göcek koylarındaki işletme sahiplerinin en önemli sıkıntıları. NOMAD Restaurant'ta taş fırında yapılan köy ekmeği, kızartmalar ve salatalar çok lezzetli. Ayrıca restaurantta, istakoz, karavida ve taze balığın yanı sıra tavuk ile kırmızı et de bulabiliyorsunuz. (NOMAD Restaurant: 0539 613 87 96) SHAKİRA VE ABRANOVİÇ'İN MASÖRÜ TAŞYAKA'DA Dilerseniz NOMAD Restaurant'ın hemen yanıbaşında, deniz kenarında bulunan açık hava berberinde traş olabilir ya da masaj yaptırabilirsiniz. Açık hava berberinin çok sayıda ünlü müşterisi var. Hem berber hem de masör olan İlyas Orhan, Taşyaka Koyun'da ünlü yıldız Shakira, Rus milyarder Roman Abramoviç, efsane futbolcu Zidane, aktör Richard Gere gibi çok sayıda ünlüye şimdiye kadar masaj yaptığını dile getiriyor. KLEOPATRA HAYALİMİZ SUYA DÜŞTÜ Göcek'in en ilgi çekici koylarından biri de Hamam Koyu. Kleopatra'nın burada yıkandığı söylense de Fethiye Müze Müdürü İbrahim Malkoç, buradaki kalıntıların gümrük binası olduğunu ifade ediyor. Kleopatra burada yıkanmamış olsa da çam ağaçlarıyla turkuvaz suların buluştuğu Hamam Koyu, tarihi kalıntılarıyla mutlaka görülmeye değer. KALABALIK SARSALA Karadan da ulaşılabilen Sarsala koyunda plaj bulunuyor. Sarsala'nın çakıllı plajı zaman zaman çok yoğun olabiliyor. Ancak sadece tekneyle ulaşılabilen Küçük Sarsala Koyu, Sarsala'ya göre daha sakin. Küçük Sarsala'da Ramazan'ın yerinde taze balık bulabiliyorsunuz. Ancak restauranttaki kuşbaşılı pide ve mezeler çok lezzetli. (KÜÇÜK SARSALA RESTAURANT: 0532 638 63 03- 0532 347 49 61) YASSICALAR HAYAL KIRIKLIĞI İnternette Göcek'teki adalarla ilgili havadan çekilmiş fotoğraflara baktığınızda tıpkı tropik bölgelerdeki adalara benziyor. Özellikle de kumsalı bulunan Yassıcaları görmek için can atıyorsunuz. Ancak Yassıcalar'a gittiğinizde hayal ettiğiniz görüntüyle maalesef karşılaşamıyorsunuz. Doğal güzelliğini korumaya dirense de Yassıcalar özellikle günlük teknelerin yoğunluğuyla fotoğraflardaki gibi çekici gözükmüyor. Henüz tam olarak uygulanmasa da Göcek koylarını korumak için yeni düzenlemeler hayata geçirilmeye çalışılıyor. Önümüzdeki dönemde koylara girişin paralı olmasından, teknelerin koylara internetten rezervasyon yaptırmasına kadar yeni düzenlemeler getireleceğinden bahsediliyor. Özellikle günlük tekneler uygulamalara karşı çıkıyor. Öte yandan sektör yetkilileri de yasaklardan ziyade denetimlerin artmasının önemine dikkat çekiyor. TOZKAR: ATIK ALIM ÜNİTELERİ YETERSİZ 22 yıldır yelken ve yatçılık sektöründe olan ve doğma büyüme Göcekli Tolga Tozkar, Göcek'teki yeni düzenlemelerin pratikte uygulanmasının çok zor olduğunu ifade ederek, "Özgürlükleri kısıtlamaktan ziyade denetlemelerin artırılması önemli. Özellikle günübirlik tur teknelerinin denetlenmesi gerekli" görüşünü dile getiriyor. MTM Yatçılık'ın kurucu ortaklarından olan Tozkar, Göcek'teki atık alım üniteleri yeterli olmadığına işaret ederek, "Her marinada boşaltma ve atık alım ünitesinin konulması şart olmalı. Bazı tekneler koylarda uzun süre yerinden kıpırdamadan kalıyor. Tüm bunların yasaklanmaktan ziyade sıkı bir şekilde denetlenmesi gerekir" açıklamasını yapıyor. NEREDE KALINABİLİR? Göcek sanıldığının aksine konaklama maliyeti konusunda çok pahalı değil. Çoğunlukla yeşillikler içinde havuzlu apartların ve butik otellerin bulunduğu Göcek'te geceliği 50 liradan başlayan fiyatlarla apartlarda konaklamanız mümkün. Göcekli bir aile tarafından işletilen, yeşillikler içindeki Olive Garden Apart Otel'de gecelik konaklama kahvaltı dahil fiyatı 70 lira. (OLİVE GARDEN APART OTEL: 0252 645 13 02- 0532 463 81 18) ULAŞIM NASIL? Göcek Tüneli sayesinde Dalaman Havaalanı'ndan indikten sonra 20 dakikada Göçek'te olabiliyorsunuz. Taksiyle ulaşımın maliyeti 65 YTL. Fethiye – İzmir karayolu üzerinde Fethiye ye 28 km, Dalaman'a 19 km, Muğla ya 100 km Marmaris 103 km İzmir 310 km. Otobüs şirketlerinin yaz kış seferleri bulunuyor. Ayrıca dileyende önce Fethiye'ye oradan da dolmuşla Göcek'e ulaşabilirler.
558478
Erdoğan: Yüzyılın Felaketi
Erdoğan: Yüzyılın Felaketi Sel felaketinin ardından konuşan Başbakan, dere yataklarına ev yapılmasının sonuçlarına vurgu yaparak; gereken yardımın yapılacağını söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Afet Koordinasyon Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, sel felaketinde İstanbul'da 26, Tekirdağ'da kişinin öldüğünü kişinin kaybolduğunu söyledi. Erdoğan, 100 yılın felaketi olarak nitelendirdiği sel baskınlarının ardından gerekli adımların atılacağını belirtti. Başbakan Erdoğan, İstanbul'da Vali Muammer Güler ve Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile görüşüp bilgi aldıktan sonra basının karşısına geçti. "Böyle bir felaket olsa olsa 100 yılda bir olur" yorumunu yapan Erdoğan, şunları kaydetti: "İstanbulumuzda yağışın en fazla olduğu dönem metrekareye 64 kilogramı bulmuştur bunlardan bir tanesi benim belediye başkanlığı dönemime rastlar sene 96. Aylık bu tabii. Şimdiki duruma baktığımızda durum çok daha vahim burda da 185 ile 225 arasında bir rakam bugün ortada ve bu tabii bambaşka bir felaket." "Derenin İntikamı Ağır Olur" Başbakan Erdoğan, sel felaketinde dere yataklarına konut yapanların büyük payı olduğuna işaret ederek; "Dere yatağına bina yapar bunu yaygınlaştırırsak derenin intikamı ağır olur" dedi. Islah çalışmalarının önemine işaret eden Erdoğan, bu çalışmalara direnenlerin bugün ders çıkarmaları gerektiğini vurguladı. Başbakan, şunları söyledi: "Islah projelerine yönelik çalışmaları var tabii burada yaşadığımız bir çok engeller var bu engelleri öyle zannediyorum ki şu olay herhalde bundan sonra ortadan kaldırır. çünkü eğer büyükşehir belediyesi kalkıp da bu derelerle ilgili ıslah projelerini hayata geçirmek istiyorsa ve buralarda bazı kamulaştırma çalışmaları yapılacaksa ve bu kamulaştırma çalışmalarını engelleme gayreti içerisine girenler işte bu günü görmeliler. Bugünü görmemenin bedelini maalesef bize ağır ödettiler." Erdoğan hedeflerinin bu felaketin ardından gerekli adımların atılması olduğunu belirterek, bu konuda vatandaşlardan gerekli hassasiyeti göstermelerini istedi. Ekonomik olarak gerekli yardımların yapılacağını da belirten Erdoğan, İstanbul'a milyon, Tekirdağ'a da 250 bin lira yardım gönderildiğini bildirdi.
558842
Sigorta şirketlerinin gözyaşı sel oldu aktı
Sigorta şirketlerinin gözyaşı sel oldu aktı Yaşanan afetin maddi kaybını 1995'de İkitelli'de meydana gelen sel olayındaki hasarla kıyaslayan sigorta şirketleri, Trakya ve İstanbul'u vuran selin sigorta sektörüne maliyetinin, 150 milyon dolar civarında olabileceğini bildirdi İSTANBUL (AA) Trakya bölgesi ve İstanbul'da yaşanan sel felaketi sonrasında sigorta anlamındaki hasarın 150 milyon doları bulabileceği belirtildi. Axa Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Ali Erlat, Türkiye'de coğrafi bölge bazında en yüksek sigortalanma oranının Trakya ve İstanbul olduğuna dikkati çekerek, “Dolayısıyla sigorta sektörünün ciddi anlamda hasar alacağını düşünüyorum' dedi. Türkiye'de en büyük sel hasarının 1995'te yine aynı bölgede, İkitelli bölgesinde yaşandığını anımsatan Erlat, “1995'te 25-30 milyon dolar civarında bir ödeme yapıldığını hatırlıyorum. Çok erken bir tahmin olmakla birlikte, 70-80 milyon dolar civarında olabileceğini bildirdi' diye konuştu. SİGORTALI ORANI YÜZDE 30 Türkiye'de sigortalanma alışkanlığının yüksek olmadığına dikkati çeken Erlat, gelişmiş ülkelere kıyasla Türkiye'nin bu konuda çok geride kaldığını söyledi. İnsanların sigortalanmanın önemini, bu tür felaketleri yaşadıklarında daha iyi anladıklarını ifade eden Axa Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Ali Erlat, “Felaketlerin etkisi geçtikten sonra insanları sigortalanmaya yönlendirmek büyük önem taşıyor. Çünkü felaket, birey için çok yıkıcı olabiliyor. Bu bir kültür meselesi... Bizim kültürümüzde de bunların yerleşmesi gerekiyor' dedi. SEL POLİÇELERİN ÇOĞUNDA VAR Axa Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Erlat, gelişmiş ülkelerde endüstriyel ve ticari tesislerin yüzde 90'ından fazlasının sigortalı olduğunu belirterek, “Bizde yüzde 30'ları aştığını sanmıyorum. Konutlarda ise yüzde 20'yi aşmaz' dedi. Sigortacılık sektöründe, yangın dışında tüm ek teminatların bir paket halinde otomatik olarak verildiğini anlatan Erlat, Türkiye'deki poliçelerin büyük kısmının bu şekilde olduğunu ve sel felaketinin birçok poliçede bulunduğunu belirtti. ASIL SORUMLULUK ŞİMDİ BAŞLIYOR Zurich Sigorta Genel Müdürü Ertuğrul Bul ise Trakya bölgesi ve İstanbul'da yaşanan sel felaketi nedeniyle sektörün tahmini olarak 100-150 milyon dolar arası hasar ile karşılaşacağını öngördüklerini bildirdi. Bul, “Sigorta şirketleri olarak asıl görev ve sorumluluğumuz şimdi başlıyor. Müşterilerimizin zararlarını telafi etmek için hazırlıklarımızı yapıyoruz' dedi.
558703
Muhsin Ertuğrul, 16 milyona mal oldu
Yeni sahne, açılışı için önceki sezon açıklanan 29 Ekim tarihine yetiştirilmeye çalışılıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yetkilileri mekanın daha önce öngörülen tarihte şehir tiyatrolarının hizmetine sunulacağını belirtiyor. Yeni sahnenin toplam inşaat alanı 11.315 metrekare ve net kullanım alanı ise 6.930 metrekare. Mekanın İBB'ye maliyeti ise KDV ve tüm masraflar dahil yaklaşık 16 milyon TL oldu. Yeni sahnenin koltuk kapasitesi, eskisi gibi 600 olacak. Bu karar İBB ile Şehir Tiyatroları Müdürlüğü'nün ortak kararı. İBB yetkilileri tiyatroyla ilgili yapılan tüm planlamalarda sanatçılarla birebir görüşüldüğünü ve yapılan görüşmeler sonucunda imalatlara başlanıldığını özellikle vurguluyor. Yeni binada sahne haricinde; üst fuaye, tiyatrolar müdürlüğüne ait ofisler, iki adet toplantı odası, kafeterya ve kafeterya servis alanları, mutfak ve kütüphane de bulunacak. Yeni mekana yapılan başkan odası ayrıca tiyatro Araştırma Laboratuvarı (TAL) olarak da kullanılabilecek. Sahne direktörü ve yardımcısı odaları, baş dramaturg odası, ışık-ses-sahne kontrol odaları, aksesuarcılar odası, prova odası, idare amiri odası, terzi odası, kuaför odası, iki tane fotoğrafhane ve efekt kayıt stüdyosu da yeni mekanda yer alacak. Yeni Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde yer alacak çalışma stüdyosu çocuk tiyatrosu olarak da kullanılabilecek. Ayrıca konuk odası, adet banyolu sanatçı odası özel dekor girişi, 81 metrekarelik kulis, sahne teknik odaları, bilet satış birimleri de yeni mekanın diğer bölümleri. Ayrıca altıncı bodrum katta sanatçıların talebi üzerine asansör ve servis merdiveni ile ulaşılabilinen 1.010 metrekarelik bir de depo inşa edildi. Eski sahnede en çok şikâyet konusu olan ışık ve ses sistemlerinde son teknoloji ürünleri kullanıldı. Ses sistemi electrovoice, line array hoparlör sistemi, ışık sisteminde ise; 20 tane robotik ışık, 350 adet spot ışık yer alıyor. Ayrıca sis ve kar makinesi de sistemlerin içinde yer alıyor. Akustik olarak; tiyatronun tüm tavan-duvar ve döşemelerinde akustik hesabı yapılarak, salon formu ve malzemeleri buna göre belirlendi. Yine şikâyet konularından biri olan sahnede; spirallift sistemli orkestra çukuru ile aşağı-yukarı hareket yeteneğine sahip döner sahne mekanizması kullanıldı. Yeni Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin fuayesi, eski fuaye ve alanlarına nazaran daha konforlu, daha geniş ve daha kapsamlı olacak şekilde modern bir yapı olarak tasarlandı ve inşa edildi.
558439
Arap ülkeleriyle ticaret 37 milyar dolara ulaştı
Arap ülkeleriyle ticaret 37 milyar dolara ulaştı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Arap ülkeleriyle ticaret hacmi 37 milyar dolara ulaştı. Arap Birliği'nin Ankara'da temsilcilik açma sürecinin en kısa zamanda tamamlanmasını arzu ediyoruz" diye konuştu KAHİRE (A.A) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ticaret hacminin 37 milyar dolara ulaştığını söyledi. Mısır'ın başkenti Kahire'de yapılan Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısında konuşan Ahmet Davutoğlu, Türkiye ile Arap dünyası arasında her alandaki ilişkilerin son yıllarda yeni bir ivme ve canlılık kazandığını belirterek, Arap Birliği'nin Ankara'da bir temsilcilik açma sürecinin en kısa zamanda tamamlanmasını istediklerini bildirdi. Konuşmasında Ortadoğu sorunlarına ve Türkiye ilişkilerine geniş yer veren Davutoğlu, Ortadoğu'daki gelişmelerin Türkiye'yi yakından ilgilendirdiğini belirterek, 'Sadece bölge halklarıyla olan tarihi, kültürel ve sosyal yakınlığımız değil, bu gelişmelerin Türkiye'ye olan doğrudan veya dolaylı etkileri de bizi bölge meselelerine odaklanmaya mecbur kılmaktadır. Bu çerçevede, bölgede kalıcı barış ve istikrarın tesis edilmesi, dış politikamızın öncelikli hedeflerinden birini oluşturmakdadır' diye konuştu. Ortadoğu'da güvenlik sorununu vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti: 'Türkiye, Ortadoğu'da refah ve işbirliğinin hüküm sürmesini arzu etmektedir. Çok boyutlu, ön alıcı, yapıcı ve geleceğe dönük politikalarımızla hem yakın bölgemizde hem de daha geniş çevresinde güvenlik, istikrar ve refahın gelişimine ve kültürel kalkınma sürecine katkı sağlamak için çaba göstermekteyiz. Ortak risk ve tehditlerden karşılıklı çıkar ve yarara dayalı işbirliği zeminleri yaratmak ve böylece bölgeyi çatışma ve buhranların kısır döngüsünden çıkarıp istikrar ve refah alanına dönüştürmenin, tüm bölge ülkelerinin ortak amacı olması gerektiğine inanıyorum.' 'YURTTA SULH CİHANDA SULH' Türkiye'nin dış politikasının temel hareket noktasının, Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta sulh, cihanda sulh' ilkesi olduğunun altını çizen Davutoğlu, dış politika vizyonunu ana başlıklarla özetlerken, herkes için güvenlik, siyasal diyalog ve karşılıklı ekonomik bağımlılık başlıklarını öne çıkardı. Ortadoğu'daki her bir olayın tüm bölge ülkeleri etkilediğini anlatan Davutoğlu, Türkiye'nin kapsamlı ve tüm bölge açısından bütünlük arzeden bir politika izlediğini vurguladı. Filistin sorununa da da değinen Davutoğlu, tek bir Filistin devletinin kurulmasıyla sorunun çözüme kavuşturulmasından yana olduklarını söyledi. Filistin sorununda son aşamaya geçilmesi gerektiğini dile getiren Davutoğlu, şöyle konuştu: 'Geçici sınırlar, geçici tedbirler, sınırlı egemenlik gibi kavram ve yaklaşımlar kabul edilebilir değildir. 1967 sınırları içinde Filistin devleti biran önce kurulmalıdır. Bizlerin yanısıra ABD, Avrupa Birliği ve Rusya başta olmak üzere uluslararası camianın bu yönde yapıcı politikalar ortaya koyması ve kararlılık göstermesi, bu amaca süratle ulaşılması bakımından elzemdir. Gazze Şeridi'nde yaşanan insanlık trajedisinin yaraları hala sarılmamış, oradaki kardeşlerimizin acıları halen dindirilememiştir. Abluka kaldırılmalı, bölgenin yeniden imarına daha fazla vakit keybedilmeden başlanmalıdır. Bu trajediye seyirci kalınmaması sadece Filistinli kardeşlerimize değil, insanlığa karşı da borcumuzdur.' 'TÜRKİYE, IRAK'A DESTEK ÇIKMAYA DEVAM EDECEKTİR' Irak konusuna da değinen Davutoğlu, güvenlik alanında elde edilen kazanımlar siyasal adımlarla desteklenmediği sürece, Irak'taki güvenlik durumunun kırılganlığını koruyacaklarını inandıklarını bildirdi. Konuşmasında Körfez güvenliği ve Yemen'deki çatışmalar ve istikrarsızlığı gündeme getiren Davutoğlu, Türkiye ile Arap Birliği ülkeleri arasında 2002 yılında 8.5 milyar dolar olan ticaret hacminin 2008 yılında kat artarak 37 milyar dolara ulaştığını vurguladı. 'Komşularla sıfır sorun politikası' izlediklerini belirten Davutoğlu, Arap Birliği ülkeleriyle işbirliğine ve birlikte çalışmaya sonuna dek açık olduklarını sözlerine ekledi.
559028
Uçağı kaçıranların biletleri açığa alındı
Türk Hava Yolları (THY) ve özel havayolu şirketleri, havalimanına gelemeyen yolcuların uçak biletlerinin açığa alındığını bildirdi. Zaman gazetesinin haberine göre, şiddetli yağış ve sel felaketi sebebiyle ölümlerin ve büyük tahribatın yaşandığı İstanbul'da, hava ulaşımı da olumsuz etkilendi. Atatürk Havalimanı'ndaki uçak iniş-kalkışları sorunsuz gerçekleştirilirken, yolcuların büyük bir kısmı yolların ulaşıma kapatılması yüzünden havalimanına zamanında ulaşamadı. Başta THY olmak üzere Atlasjet, Pegasus ve Onur Havayolları, uçağını kaçıran yolcuların biletlerini açığa aldı. Havalimanına gidemeyen yolcular, havayolu şirketlerinin çağrı merkezlerini arayarak, ceza ödemeden yeni gidiş tarihlerini belirleyebilecek. Bu arada, THY'nin dün saat 06.40'ta İstanbul-Eskişehir seferini yapan 319 tipi uçağı, Eskişehir'deki olumsuz hava şartları nedeniyle saat 07.52'de Atatürk Havalimanı'na geri döndü. Denizli'ye gidecek THY uçağı da, Denizli'deki hava muhalefeti nedeniyle gecikmeli olarak seferini gerçekleştirdi.
559217
Macar basını: Türkiye için mucize gerek
Macaristan'dan spor gazetesi ''Nemzetisport'', ''Bosna Hersek-Türkiye berabere, Blazeviç'in takımı avantajlı'' başlığı ile duyurduğu haberinde, ''Zenica'da oynanan maçta Türkiye, Emre ile öne geçmesine rağmen Salihoviç'in mükemmel serbest vuruşuna engel olamadı. Seyirciler maçta pozisyonlar gördü, ancak gol göremedi'' diye yazdı. Fatih Terim'in Nihat'ı yedek oturtmasına büyük hata yorumunu yapan Nemzetisport, Bosna-Hersek'in Estonya ya da İspanya maçlarından birinde puan çıkarması halinde Türkiye'yi geride bırakarak, grubu ikinci olarak tamamlayacağını ve baraj maçlarına kalacağını belirtti. ''pepsifoci.hu'' adlı internet sitesi, ''Türkiye Bosna deplasmanından beraberlikle ayrıldı'' başlığı atarken, Türkiye'nin bulduğu gol pozisyonlarını değerlendiremediğini ve Salihoviç'in serbest vuruştan kazandığı golün kurtarılmasının mümkün olmadığını yazdı. İnternet sitesi, maçın gollerini de video olarak yayınladı. Diğer Macar haber siteleri de, Türkiye'nin Bosna-Hersek karşısında aldığı beraberliğin ardından 2010 Dünya Futbol Şampiyonası finallerine gitmesinin mucizelere kaldığını, Balkan ülkesinin baraj maçı oynamasının muhtemel olduğunu yazdı.
559751
Hankook'dan 500 kişi istihdam edecek
Dünyanın en büyük otomobil lastiği üreticilerinden biri olan Güney Koreli Hankook Macaristan'daki yatırımlarını 550 milyon avroya çıkarma kararı aldı. 2007 yılından bu yana Macaristan'ın Dunaujvaros şehrinde otomobil lastiği üreten fabrikada 1200 kişiye iş imkânı veren Hankook, bu ülkede yılda milyon adet otomobil lastiği üretiyor. Hankook Macaristan grubundan yapılan resmi açıklamada şirketlerinin Macaristan'daki yatırımlarını 230 milyon avro artırarak fabrikalarını büyütme kararı aldığını, bunun da 700 kişiye iş imkanı sağlamak olduğunu bildirdi. Dünya genelinde 12 bin çalışanı bulunan Hankok'un Türkiye'de de şirketi bulunuyor. Hankook'un Macaristan'daki üretiminin 2008 yılında yüzde 44,6'lık bir artış kaydettiği açıklandı. DÜNYA MODA DEVİ ARMANİ, KRİZ ÜLKESİ MACARİSTAN'A GİRDİ Dünyanın en popüler tekstil markalarından biri olan İtalyan Armani, küresel ekonomik kriz nedeni ile tüketimlerin önemli ölçüde düştüğü Macaristan'da mağaza açtı. Macaristan'ın başkenti Budapeşte'nin markalar caddesi olan Andrasy caddesinde hizmete giren 380 metre karelik Emporio Armani mağazasının yanında 150 metre karelik bir kafeteryanın da açıldığı bildirildi. 1977 yılında markalaşan Armani'nin dünyanın çeşitli ülkelerinde 500 mağazası bulunuyor.
559477
Piyasalar Temkinli İyimser
Piyasalar Temkinli İyimser Dünya borsaları yön arayışında. İstanbul Borsasında hisse senetleri günün ilk yarısında 0,07 değer kaybetti.Küresel piyasalarda temkinli bir iyimserlik hakim. İstanbul Borsası Ulusal-100 Endeksi birinci seansı 32 puan gerileyerek 44 bin 553 puandan tamamladı. Yön arayışındaki dünya borsalarında ibre artıya işaret ediyor. New York Borsası'nda dün (09.09.2009) Dow Jones Sanayi Endeksi yüzde 0,52, teknoloji göstergesi Nasdaq yüzde 1,11'lik artış kaydetti. Karışık bir tablo çizen Asya borsalarında bugün yukarı yönlü hareketlar ön planda. Avrupa borsalarında da sınırlı değer artışları yaşanıyor. Yurt içinde dış piyasalardaki gelişmeler yakından izlenirken makro ekonomik verilere duyarlılık sürüyor. İstanbul Borsası'nda hisse senetleri günün ilk yarısında ortalama yüzde 0,07 değer yitirdi. Serbest piyasada Amerikan Doları lira 50 kuruş, Avro ise lira 18 kuruştan işlem görüyor.
558638
Vali Güler’den yol ve yağış uyarısı
Basın toplantısında konuşan Vali Güler, yetkililerinin bugün ve yarın yağışların Anadolu yakasına kayarak, ağırlıklı olarak devam edeceğini ifade ettiklerini belirterek, “Cuma günü akşam saatlerinden başlayarak, hafta sonu da yine yoğun bir ’u bekliyor” diye konuştu Vatandaşları riskli bölgelere gitmemeleri konusunda uyaran Güler şunları söyledi: “Sevgili İstanbullulardan şunları rica ediyorum: Özellikle zorunlu olmadan yağışlı havalarda yola çıkmasınlar ve araçlarını kullansınlar.”
559305
Olağanüstü işler yaptık
"Çok koşan, kondisyonu iyi oyuncuyu elbette isterim. Ancak futbolcu çok da zeki olmalıdır". Daum, FB TV'ye ayı geçen süreyi anlattı. Alman hoca, "Ben var olan dinamikleri harekete geçirdim.
560197
Elektrik Sorunu Çözülüyor
Enerji Bakanı Taner Yıldız, yaşanan sel felaketi sonrasında İstanbul'da bu akşam (10.09.2009) itibariyle elektriksiz konut kalmayacağını söyledi. Taner Yıldız, "İstanbul'da toplam 11 bin 850 trafo var. Sel felaketi sebebiyle 1050 trafo devre dışı kaldı. Enerji ve su bir arada olmayacağından bir kısmını biz kestik. 38 trafo selden zarar gördü ve arızalandı. Bu gece itibariyle İstanbul'da elektriği kesik konut kalmayacak" diye konuştu.
559464
Kırşehir, günde şehit verdi
Kırşehir, önceki gün Hakkari'nin Çukurca ilçesinde teröristlerle girdikleri çatışmada şehit olan Jandarma Astsubay Ferhat Erdem ve Siirt'in Eruh ilçesinde PKK terör örgütü mensuplarıyla girdikleri çatışmada şehit olan Jandarma Komando Er Orhan Kılıç'a ağlamıştı. Bu şehitlerin cenazeleri henüz defnedilmeden Kırşehir'e ikinci acı haber ulaştı. Van'ın Başkale ilçesi 3. Hudut Tabur Komutanlığına bağlı Güllük karakolunda görevli, yine Kırşehir'in Kaman ilçesi nüfusuna kayıtlı Astsubay Fatih Aydoğan (30) ile Uzman Çavuş Deniz Kaya'nın şehadet haberleri baba ocaklarına ulaştı. BENZERLİĞİN BÖYLESİ Kırşehir Kaman nüfusuna kayıtlı Astsubay Fatih Aydoğan ile Uzman Çavuş Deniz Kaya, Albayrak köyü kırsalında arazi taraması sırasında önceden döşenen mayının patlaması sonucu şehit düştüler. Kırşehir'in Kaman ilçesi İsahocalı beldesi nüfusuna kayıtlı Şehit Astsubay Fatih Aydoğan, evli ve kız çocuğu sahibi. Astsubay Fatih Aydoğan'ın ebe olan eşi, Van'daki görevine başlayamadan eşinin acı haberini aldı. Eşinin Van'da göreve başlamasının ardından Çanakkale'nin Gelibolu ilçesindeki No'lu Sağlık Ocağından, Van merkez 11 No'lu Sağlık Ocağına atanan Elife Aydoğan, biri aylık diğeri ise yaşındaki kız çocuklarıyla yaklaşık gün önce Van'a gitmişti. Şehit Uzman Çavuş Deniz Kaya ise Kırşehir'in Kaman ilçesi merkez Müderris mahallesi nüfusuna kayıtlı. Kaya'nın da tıpkı Aydoğan gibi evli ve kız çocuğu bulunuyor. 10 gün önce izinden dönerek birliğine teslim olan Uzman Çavuş Deniz Kaya, mayın patlaması sonucu yaralanmış ve tedavi gördüğü Van Eğitim Araştırma Hastanesi'nde kurtarılamayarak şehit olmuştu. Aynı ilçede doğan ve aynı olayda aynı yerde şehit düşen Aydoğan ve Kaya için Kaman ilçesinde ortak cenaze töreni düzenlenecek. Şehit Aydoğan ve Kaya'nın cenaze törenine Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner'in de katılması bekleniyor. Kaman ilçesinin 3. şehidi olan Komando Er Orhan Kılıç'ın cenazesi ise Kocatepe camisinde kılınacak cenaze namazının ardından ailesinin isteği üzerine Ankara Cebeci Askeri Şehitliği'ne defnedilecek. Kırşehir'in şehidi de bugün toprağa verilmiş olacak.
559798
Sel sularına direnmeye çalışan at telef oldu
Edinilen bilgiye göre, Çatalca'da hayatı felç eden sel felaketi, ilçede bulunan at yetiştirme çiftliklerinde de büyük hasara neden oldu. Bir çiftlikteki ahırdan sel sularına kapıldığı öğrenilen at, uzun süre azgın sularla mücadele etti. Son bir hamle ile köprü ayağına tutunmaya çalışan at, bunda da başarılı olamayınca gözden kayboldu. Bu arada, atın sürüklenme anı amatör bir kameraya saniye saniye yansıdı.
558738
Tarık'ın derdi köylüler
Fakat Şivan'ın bir şartı daha vardır. Selma bu şart karşısında şoke olur.
559203
Çinde Maden Kazaları:56 Ölü
Henan eyaletindeki bir altın madeninde önceki gün çıkan yangında madenci ve kurtarma görevlisi öldü. 93 kişinin çalıştığı bir kömür ocağında da grizu patlamasından kaynaklanan kazada 43 kişi yaşamını yitirdi, 14 kişi yaralandı. Kaza sonrası 36 kişinin ise madende mahsur kaldığı ifade edildi. Kazalardan sonra iki madendeki 20'den fazla yönetici işten atıldı, görevden alındı ya da tutuklandı. Şinhua haber ajansı, 43 kişinin öldüğü kömür ocağının yasa dışı olarak çalıştığını bildirdi.
558607
Zayıflama efsaneleri ve gerçekler
Bu konuda faydalı bilgilerin yanında, sizi yanlış yola sevkedebilecek zayıflama efsanelerinden bir kaçına mutlaka rastlarsınız. Bu konuya dikkat çekmek isteyen Foxnews, sitesinde yayınladığı haber ile bazı zayıflama efsanelerini açıklıyor: 1. Yatmadan önce yenen yemek kilo aldırır: Birçok insanın inandığı ilk efsane, yatağa girmeden yenen yemeğin vücudunuza yağ olarak döndüğü inancıdır. Gerçek ise, gün boyunca alınan toplam kalori, yiyeceklerin yağ olarak vücuda dönüp dönmeyeceğini belirler. Günlük kalori değerlerinin üzerine çıkmamanız önemlidir. Kalori alımınızı gün içine dağıtmanız tutarlı enerji seviyesi elde etmenize yardımcı olacaktır. Yatağa gitmeden yemek yemek sizi şişmanlatmayacaktır. 2. Daha sık yemek yemek metabolizmanızı hızlandırır: Yaygın olan diğer bir efsane ise sık yenilen öğünlerin metabolizmanızı hızlandıracağıdır. Eğer biri size daha hızlı bir metabolizma için günde kez yemek yemenizi söylerse, sizi yanlış bilgilendirmiş olur. Yemek yediğiniz her seferde, metabolizmanızın çalışması artar. Bu artış, yemeğin içindeki karbonhidrat ve yağların ne kadar çok olduğuna bağlıdır. kez yemek yiyince metabolizmanızda daha az artış olur, günde üç kez yiyenlerin metabolizmasındaki artış ise daha çoktur. 3. Karbonhidratsız beslenme ile yağlardan daha hızlı kurtulursunuz: Uzmanlar, karbonhidratın, sinir sisteminin adeta 'yakıtı' olduğunu ve karbonhidratsız bir beslenmenin sinir sisteminin sağlıklı işlemesini engelleyeceğini belirtiyorlar. Düşük karbonhidrat diyetinin başarılı olmasının bir nedeni ise insanlarda açlık hissinin oluşmaması. Ama eğer karbonhidrat alımını gerçekten çok düşürürseniz ketoz durumu yaşarsınız (vücudunuzun enerji için karbonhidrat yerine yağ kullanma durumu). Ketoz açlık hissini ortadan kaldıran bir durumdur. Ama bazı insanlar ketoz durumundayken kendilerini iyi hissetmediklerini söylemektedir. Ancak, uzun süre bu diyeti uygularsanız, metabolizmanız yavaşlayacaktır. Ancak bu da tiroid bezini olumsuz etkiler. 4. Karbonhidrat ile yağı birlikte tüketmeyin: Buna inanan kişiler etkili kilo vermek için, karbonhidrat ve yağı beraber yemezler. Bu inanç gerçekten uzaktır. Karbonhidrat enerji için kullanılıyor. Yağlarla beraber tüketilirse, vücuda yağ olarak döneceğine inanıyorlar. Gerçek ise; yemek yerseniz ve vücudunuzun yakıta ihtiyacı varsa, elde mevcut olan yakıtı (karbonhidrat ya da yağları) kullanacaktır. Karbonhidratların ilk olarak kullanılacağı doğru. Ancak, karbonhidrat tam enerji ihtiyacını karşılamazsa, bunun yanında yağ da kullanılır. 5. Yaşlandıkça metabolizma otomatik olarak yavaşlar: Son efsane ise metabolizmanın yaşa bağlı olarak yavaşlamasıdır. Metabolizmayı yavaşlatan ilk neden, kas kütlesinin kaybedilmesidir. Eğer ağırlık çalışmaya devam ederseniz ve gerektiği kadar yemek yerseniz metabolizmanın yavaşlamasını büyük ölçüde önleyebilirsiniz.
559019
Bu kart nakit kazandırıyor
Güvenli ödeme sistemleri konusunda dünyanın en büyük firması VeriFone, Marshall için geliştirdiği loyalty kart projesi ile Türkiye’de bir ilki gerçekleştiriyor. “Marshall Club Card” ile alışveriş yapan müşteriler, kazandıkları puanları Yapı Kredi Bankası ATM’lerinden nakit olarak çekebilecekler. Türkiye'de yine bir ilki gerçekleştirdiklerini vurgulayan Marshall Boya Genel Müdürü Feridun Uzunyol, uygulama hakkında şunları söylüyor: "Türkiye'de ilk kez yapılan bu uygulamayı teknolojik altyapı çözümlerinin öncü firması VeriFone ile hayata geçirerek tüm Marshall kullanıcılarına avantajlı alışveriş keyfi sunuyoruz. Türkiye boya sektörünün lideri Marshall olarak başlattığımız bu çalışmayı güvenli ödeme sistemleri konusunda dünyanın en büyük firması VeriFone ile önümüzdeki senelerde geliştirerek sürdürmeyi hedefliyoruz." Marshall, ürün bazlı kampanya tasarlayabilecek “Marshall Club Card” projesi için VeriFone, özel bir ürün üretti. Mobil N8020 GPRS POS terminalinin üzerine barkod okuyucu entegre edilerek, ürün bazlı puan toplama sistemi hayata geçirildi. Her ürünün, her rengin ve her ambalajın farklı puanlara sahip olduğu sistemde, bayilerdeki tezgahtarlar, tek elleri ile Mobil POS’u kullanarak “Marshall Clup Card” puanlar ‘para’ olarak aktarılıyor.
558949
Tamer Korkmaz: “IMF'sizliğin farkında mısınız?”
“IMF'sizliğin farkında mısınız?” Önce Ağustos'un ortasına dönelim ve IMF'yi şaşırtan hadiseyi hatırlayalım. Hazine tahvillerine Temmuz'da 36 milyar TL, Ağustos'un ilk 13 gününde ise 91 milyar TL'lik teklif gelmesi üzerine IMF'nin Türkiye temsilcisi Hüseyin Samiei “Tahvillere yüksek talebin olması bize ihtiyacınızı azalttı” diyordu. 127 milyar TL'lik teklifin, epeyce bir süredir Türkiye'ye IMF ile yeni bir anlaşmayı dayatan içimizdeki kriz lobisini fena halde üzdüğünü söylemeye gerek var mı? Hazine tahvillerine nasıl oluyor da böylesine yüksek bir talep gelebiliyor? Hâlâ daha izah edemedikleri “18 milyar dolarlık” döviz girişinin ardından, cevabını veremedikleri bu soruyu da 'hesaba eklemek' gerekiyor. IMF Lobisi'ni üzen bir başka demeç, hafta başında Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'dan geldi. Yılmaz “Hükümet mali disiplini koruduğu sürece IMF'den kredi almasına gerek yok” dedi: Oldu mu, şimdi?! Aylardır Türkiye'yi canla başla IMF'ye yazmaya çabalayan, anlaşmanın imzalanması her defasında 'taca atıldığı' için de acayip moral bozukluğu yaşayan kimi ekonomi kalemşorları; Merkez Bankası Başkanı'nın açıklaması karşısında “Anlaşılan ki, artık bu saatten sonra bu işin olması zorlaştı” yollu yorumlarla enseyi kararttılar. Arkadaşlar 'Bir türlü IMF ile anlaşma imzalanmadı' diye bunalımdalar. “Hükümetin uzun zamandır piyasaları IMF havucu ile oyaladığını, IMF'nin bu oyalamadan rahatsız olmakla birlikte yapacağı bir şey de bulunmadığını” söyleyerek üzüntülerini ifade ediyorlar. Vah, vah… “Piyasaların yavaş yavaş IMF'siz döneme alıştırılmaya çalışıldığından” yakınıyorlar. Rahatsızlıklarına bakar mısınız? Bu gidişle “IMF'sizliğin farkında mısınız?” diye manşet de atarlar. Hangi formanın hesabına top koşturduklarını siz söyleyin. İçimizdeki kriz lobisi uzun süredir hükümete IMF anlaşmasını dayatıyor. ABD kaynaklı krizi bahane edip neticede borçlarını halka ödetebilmek için hükümete “Çek bir IMF anlaşması daha” diye baskı yapmak doğrusu hayli konforlu bir yöntemdi; ne var ki bu “numara” hâlâ sonuç alabilmiş değil. Küresel krizin ilk altı ayında Türkiye'ye 18 milyar dolar “kaynağı belli olmayan!” döviz girişi –buzdağının görünen kısmı- ya da son dönemde hazine tahvillerine yüksek talep veya yabancı yatırımcıların Türkiye'ye ilgisinin artıyor olması vesaire… Bütün bunlar içimizdeki IMF'cileri fena halde üzen gelişmeler! Türkiye kazandıkça onlar kaybediyor. *** CEVAP VE DÜZELTME METNİ Gazetenizin 27 Nisan 2009 tarihli nüshasının 13.sayfasında Tamer Korkmaz imzası ile “Law silahlarını dert etmeyi bırakıp onları nasıl sevdim?” başlığı altında, belli bir maksada yönelik olduğu çok açık ve tümüyle gerçeğe aykırı bir haber ve yorumlar yayınlanmıştır. Müvekkil aleyhinde elle tutulur adli kanıt niteliğinde hiçbir delil bulunmadığının ortaya çıktığı bir aşamada, gelen mektuplar ve elektronik postalar oldukça manidardır. Bilindiği üzere LAW silahı PKK Terör Örgütünün elinde bulunan silahlardandır. Müvekkilin Poyrazköy'de bulunan silahlarla en ufak bir ilgisi bulunmamaktadır. Bu nedenle suça konu elektronik posta ve mektupları gönderen kişiler hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmuştur. Eşi hakim olan müvekkilin meslektaşı olan savcılara suikast düzenleyeceği iddiası ise hayal mahsulü çok ilginç bir iddiadır. Öte yandan, müvekkil Mustafa Levent Göktaş silah ve patlayıcılar konusunda uzman bir emekli subaydır. Hassas elektronik ateşleme sistemine sahip Law silahının toprağa gömüldüğünde veya nemli ortamda depolandığında çalışmayacağını bilecek kadar silahlar hakkında bilgi sahibidir. Dolayısıyla silah ve patlayıcı konusunda uzman olan müvekkilin, silahların toprağın altına gömülmesine yönelik bir talimat vermesi söz konusu olamaz. Silahların ihbar mailini gönderen ve hangi örgüte mensup olduğu bilinmeyen kimliği meçhul şahsa ait olduğu şüphesizdir. Bu nedenle ilgili makamların elektronik postayı gönderen kişiyi bir an önce yakalamalarını ümit ediyoruz. Ömrünü TÜRK MİLLETİNE ve Terörle Mücadeleye adamış bir kahraman olan müvekkil aleyhindeki kara propagandanın bundan sonrada devam edeceğini biliyoruz. Bu haberlere karşı hukuk mücadelemiz aynı kararlılıkla sürecektir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
559587
Ukrayna 4G teknolojisine geçti
Icon Private Equity Şirketi Başkanı Kirill Dmitriev CİHAN'a yaptığı açıklamada; "Çinli ortakla uğurlu olduğunu düşündüğümüz 09.09.09 tarihinde Ukrayna pazarına girdik" dedi. 4G tanıtım çadırında bilgi veren Dmitriev, FreshTel markası ile pazara girdiklerini ve ilk etapta başkent ve bölgesine ağırlık vereceklerini söyledi. Geleceğe dönük çalışmalarını anlatan Dmitriev; "İlk olarak nüfusu milyonun üzerinde olan şehirleri kapsama altına alacağız. 2010 yılının sonuna kadar Ukrayna'nın yaklaşık dörtte bir nüfusu olan 10 milyona ulaşacağız" şeklinde konuştu. Diğer yandan çadırda 4G teknolojini test edenler ise bu derece hızlı internetten etkilendiklerini söyledi. Bir üniversite öğrencisi düşüncelerini "Yurtta kalıyoruz özel kablolu internetim var ama, buradaki hız ondan çok daha fazla Çok şaşırdım." şeklinde aktardı 4G ile birlikte Ukraynalılar artık yüksek kalite videoları online izleyebilecek, canlı bağlantı kalitesinde video konferansları gibi bir çok aktivite yapabilecek. Halihazırda sadece Kiev merkezinde 40 baz istasyonu faaliyette, 2009 sonuna kadar Kiev ve bölgesine 200 yeni baz istasyonu daha kurulacak. Yatırımcılar 30 milyon dolar ile başladıkları bu projeye önümüzdeki günlerde 200 milyon dolar daha yatıracak. FreshTel 2010 sonuna kadar Ukrayna'da milyon aboneye ulaşmayı hedefliyor. Şirket 4G modemleri yaklaşık 100 dolar satarken en ucuz 4G tarifesini ise aylık 10 dolar olarak belirledi. Kiev'de yapılan testlerde reel hız ise indirmede 13.8 Mbs gönderme çıkışında ise Mps olarak kaydedildi.
558506
Erdoğan açıkladı: 31 ölü, kayıp
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''İstanbulumuz'da Silivri, Çatalca ve merkez dahil olmak üzere 26 vatandaşımızı kaybettik. Bunun yanında Tekirdağ'da vatandaşımızı kaybettik. Şu anda tane de kayıbımız var'' dedi. Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezine gelişinde yaptığı açıklamada, bir Ramazan gecesinde üzücü olayları değerlendirme toplantısı yapmanın kendileri için üzüntü verici olduğunu belirtti. Trakya bölgesi ve İstanbul'da dün ve bugün meydana gelen yoğun yağışlar sebebiyle izahı adeta mümkün olmayan büyük felaketlerle karşı karşıya kalındığını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Bu felaketlerin şöyle bir izahını isteyip araştırdığınız zaman; bu olsa olsa '100 yılda bir olur ya da daha uzun süreci kapsayan felaketlerdir' diye tanımlanır'' diye konuştu. Erdoğan, son 10 yıllara bakıldığında İstanbul'da en fazla yağışın metre kareye 64 kilogramı bulduğunu, bunlardan birinin de kendi belediye başkanlığı dönemine rastladığını belirtti. Şimdiki durumun ''vahim'' olduğunu ifade eden Erdoğan, 185 ile 225 kilogram arasında bir yağış rakamının söz konusu olduğunu dile getirdi. Bunun bambaşka bir afet olduğunu söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti: ''Bu olayın neticesinde malum üç gündür süren bu yağışlarla İstanbulumuz'da Silivri, Çatalca ve Merkez dahil olmak üzere 26 vatandaşımızı kaybettik. Bunun yanında Tekirdağ'da vatandaşımızı kaybettik. Şu anda tane de kayıbımız var. Ölenlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve milletimize sabırlar diliyoruz.
560237
YÖK "Kürtçe"ye açıldı
Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Mardin Artuklu Üniversitesi'nde "Türkiye'de Yaşayan Diller" adı altında bir enstitü kurulmasının kararlaştırıldığını belirterek, enstitüde sadece Kürtçe değil, Farsça, Arapça, Süryanice gibi programların da açılabileceğini bildirdi. Özcan, "Bu sadece Kürtçe'yi değil, diğer dilleri de kucaklayan bir çözüm oldu" dedi. Başkanı Özcan, Genel Kurulu'nun yaklaşık saat süren toplantısının ardından gazetecilere açıklama yaptı. Mardin Artuklu Üniversitesi'nin Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açılması talebi bulunduğunu anımsatan Özcan, konuyu Genel Kurul'da görüştüklerini ifade etti. Özcan, toplantıda, Mardin Artuklu Üniversitesi'nde "Türkiye'de Yaşayan Diller Enstitüsü" adı altında bir enstitü kurulması kararı alındığını belirtilerek, ", istediği taktirde bunun altını Kürtçe yüksek lisans ve doktora programıyla isterse Farsça, Arapça, Süryanice gibi programlarla doldurabilecek. Ben, biraz önce kendilerine de bunu duyurdum" dedi. Enstitüdeki programların sadece Kürtçe'yi değil diğer dilleri de kapsayacağını vurgulayan Özcan, "Bu, sadece Kürtçe'yi değil diğer dilleri de kucaklayan bir çözüm oldu. Zaten, geçen günkü toplantımızda rektörlerimizden birisinin fikriydi bu. Benim çok hoşuma gitmişti. Bugün Genel Kurulumuz da bu fikri çok iyi buldu. çerçevede yeni bir model geliştirdik. Bundan sonra bu türden, yani farklı dilleri konuşan vatandaşlarımıza hizmet edecek bölümlerin açılmasını istediklerinde başka üniversitelere de aynı şeyi yapacağız. Ona da mesela Şark Dilleri Enstitüsü diyebiliriz, Doğu Dilleri Enstitüsü diyebiliriz, ama bu modelde gerçekleştirilecek, altına sadece Kürtçe değil, diğer diller de gelebilsin diye" diye konuştu. "Geri adım atmadık" Bir gazetecinin, "Lisans programı açmaktan neden geri adım attınız?" sorusu üzerine Özcan, "Geri adım atmadık. Buradaki esas amaç önce gerekli öğretim üyesini yetiştirmekti. Bu enstitünün asıl amacı lisans öğretimi açıldığı zaman ihtiyacımız olacak öğretim üyelerini yetiştirmek. Onun için yüksek lisans ve doktorayla başlayacak" dedi. "Öğrenci sayısı belli mi?" sorusuna özcan, "Hayır. Onlar üniversitenin problemi. Biz onlara karışmıyoruz" karşılığını verdi. Özcan, soru üzerine başvuran başka bir üniversite olmadığını ifade etti. Enstitünün na zaman faaliyete geçeceğinin sorulması üzerine Özcan, "Biz birkaç güne kadar kararımızı kendilerine bildiririz. Onlardan gelen yüksek lisans ve doktor taleplerini de hemen kabul ederiz" diye konuştu. "Kuzey 'tan öğretim üyesinin gelmesi söz konusu mu?" sorusuna Özcan, "Zannediyorum Türkiye'den karşılayabilecekler" yanıtını verdi.
560184
Alex'in en çok sevdiği maç
Fenerbahçe Futbol Takımı Kaptanı Alex de Souza, Fenercell'in yeni uygulamasıyla taraftarların SMS ile gönderdiği soruları yanıtladı. Brezilyalı futbolcu, Fenerbahçe Can Bartu Tesisleri'ndeki basın odasında, tercüman Samet Güzel aracılığıyla Fenercell hatlarından kısa mesaj gönderen taraftarların sorularını, internet ortamında görüntülü olarak yanıtladı. Alex ile yapılan sohbeti, taraftarlar www.fenercell.tv adresli internet sitesinden canlı izledi. Fenerbahçe'nin kaptanı, yaklaşık bir saat süren sohbette 39 soruyu yanıtladı. SORULAR VE ALEX'İN CEVAPLARI Taraftarların sorularından bazıları ve Alex'in cevapları şöyle: Soru: Bu sene hem Türkiye'de, hem Avrupa'da şampiyon olabilir miyiz? Alex: Henüz sezonun başı, fakat Fenerbahçe gerek lige, gerek Avrupa'ya iyi başladı. Gücümüz var, bu iki kulvarda da şampiyon olabiliriz. Soru: Futbolu ne zaman nerede bırakmak istiyorsun? Alex: Ne zaman olduğu hakkında net bir yorum yapamıyorum. Bitireceğim yer Curitiba olabilir. sene Fenerbahçe ile kontratım devam ediyor. Bitince oturup, konuşuruz. Kulübüm benimle devam etmek istemezse, Fenerbahçe'ye teşekkür edip, kararımı vereceğim. Eğer kulübümüzün benimle devam etme kararı olursa, kariyerime Fenerbahçe'de son verme ihtimalim çok yüksek. ''EN SEVİNDİĞİM MAÇ 2-1'LİK BEŞİKTAŞ MAÇI'' Soru: En sevindiğin ve üzüldüğün maçlar hangileri? Alex: En üzüldüğüm maç, şampiyonluğu kaybettiğimiz sene Manisa'da, Manisaspor'a 5-3 yenildiğimiz maçtır. En fazla sevindiğim maç da Zico döneminde 2-1 Beşiktaş'a karşı deplasmanda kazandığımız galibiyetti. Soru: Türk olmayı düşünüyor musun? Alex: Bu konu hakkındaki olumlu düşüncelerimi her zaman söylemişimdir. Bu düşüncemi başkanımızla da paylaştım, fakat şu anda kanunlar nedir bilemiyorum. Böyle bir imkan olursa seve seve Türk olmayı düşünürüm. Soru: Futbolcu olmasaydın ne olmak isterdin? Alex: Küçüklüğümden beri futbolcu olmak istedim, tek hayalim futbolcu olmaktı. Aksi bir durumu hiç düşünmedim. ''ZİCO'YU ÖRNEK ALDIM'' Soru: Brezilya'da, Fenerbahçe'nin popülaritesi ne durumda? Türkiye Ligi maçlarının Brezilya'da yayınlanmasını nasıl buluyorsun? Alex: Brezilya'da Türkiye liginin maçlarının yayınlanmasını olumlu buluyorum. Türkiye'de birçok Brezilyalı futbolcu var. Brezilya'da bir kanal Türk liginin maçlarını Brezilya halkına sunmaya başladı. Brezilya'da Fenerbahçe'nin popülaritesi son yıllarda artmış durumda. Bunun nedeni, Fenerbahçe'de birbirinden kaliteli Brezilyalı futbolcuların olmasıdır. Ayrıca buraya Zico geldi. Brezilya futbolunda isim sayarsanız, Zico en başta gelecek isimlerdendir. Bunların yanında Fenerbahçe'nin kendi büyüklüğü ve elde ettiği başarılar da Brezilya'da popüler yapan nedenlerden bir tanesi. Soru: Yedek kalırsan tepkin olur mu? Alex: Tepkim, sadece çalışıp, tekrar takıma girmek olur. Soru: Frikik gollerine ara mı verdin, yoksa sakatlığın mı bunun için engel? Alex: Zico'un ilk senesinde fubis bölgemde bir sakatlığım vardı. Duran topları kullanmakta sıkıntı çekiyordum. Ondan sonra engelleyen bir sakatlık yok. En kısa zamanda frikik golleri çıkacaktır. Soru: Türkiye'de, Fenerbahçe olmasa hangi takımda oynardın? Alex: Bunu Fenerbahçe'yi tanımadan sorsaydınız, herhangi bir takım derdim. Fenerbahçe'yi gördükten sonra, Türkiye'de başka kulüpte oynamak istemiyorum. Soru: Örnek aldığın futbolcu var mı? Alex: Zico her zaman için benim aynam olmuştur. Küçüklükten beri onu izledim ve hep onu örnek aldım. Soru: Fenerbahçe'ye geldiğinden beri kulüp olarak büyük değişim yaşıyoruz. Bu değişim daha ne kadar devam eder? Alex: Fenerbahçe son zamanlarda, her zaman için daha iyiye gitme yolunda sürekli adımlar atıyor. Her geçen gün büyümeye devam ediyor. Aldığımız şampiyonluklar ve sene önce Avrupa'da aldığımız başarının, neler yapabileceğimizi gösterdiğini düşünüyorum. Soru: Brezilya Milli Takımı'na seçilmeyişini nasıl yorumluyorsun? Alex: Hocanın tercihi. ''KADROMUZ BAŞARI İÇİN YETERLİ'' Soru: Türkiye'de istediğin kariyere ulaştığını düşünüyor musun? Alex: Burada da başarılı olduğumu, bir gün gidersem saygı duyulan bir oyuncu olarak gideceğimi düşünüyorum. Soru: Futbolu bıraktıktan sonra Fenerbahçe'de görev almak ister misin? Alex: Fenerbahçe ile ilişkim ömrüm boyunca devam edecektir. Buradan ayrıldıktan sonra Fenerbahçe taraftarı olarak kulüple bağım olacak. Görev alır mıyım, almaz mıyım bilmiyorum, ama her zaman Fenerbahçe'nin içinde olacağım. Soru: Daum ile birlikte değişim yaşanıyor. Kadromuz Avrupa için yeterli mi? Alex: Avrupa'da başarı için kadromuz yeterli. Zaman geçtikçe takımımızın daha fazla oturacağını ve gerek Türkiye'de gerek Avrupa'da başarıların bizimle olacağını düşünüyorum. ''GÜİZA GOL KRALI OLUR'' Soru: Bu sene kim gol kralı olur? Alex: Güiza olur. Soru: Fenerbahçe'nin eksikleri sence neler? Alex: Eksikler elbette vardır. Önemli olan bu eksikleri gidermek için neler yaptığınızdır. Yönetim elinden geleni yapıyor. Biz de elimizden geleni yaparak, bu takımı başarıya ulaştırmalıyız. Soru: Kariyerinde toplam kaç gol attın? Alex: Net olarak söyleyemiyorum, ama 310 ile 320 arasındadır. ''SAĞ BEKE OYUNCU ALINMASI UYGUN OLURDU'' Soru: Yeni bir transfer gerekli mi, gerekliyse nereye? Alex: Bir oyuncu alınsaydı, sağ beke alınması uygun olurdu, çünkü mevkide sadece Gökhan görünüyor. Gökhan'ın olmadığı zamanda orada birinin olması iyi olurdu. Soru: Maradona mı, Pele mi iyi oyuncuydu? Alex: Pele'yi oynarken izlemedim, Maradona'yı izleme fırsatı buldum. Gerçekten fantastik bir oyuncuydu, ancak babamın, izleyenlerin anlattığı kadarıyla Pele gibi bir oyuncu daha dünyaya gelmemiş. Soru: Birikimlerini nasıl değerlendiriyorsun? Alex: Aileme yatırım yapıyorum. Ailem her zaman bize yatırım yapmıştı. Ben de bundan sonraki yaşantımda rahat olabilmem için aileme yatırım yapıyorum. Soru: Takımda en iyi geçindiğin ve sevdiğin kim? Alex: Burada çok uzun süredir oynuyorum, iyi anlaşamadığım yok gibi bir şey. Şu an en fazla yakın olduğum kişi Bilica. ''BURSASPOR MAÇINI KAZANMAK İSTİYORUZ'' Soru: Pası nasıl istediğin yere atıyorsun, mimarlık mı okudun? Alex: Futbol zor bir oyun, fakat aynı zamanda da kolay. Zor olan kısmı basit oynamak. Futbolun sırrı basit oynamak. Soru: Bursa maçıyla ilgili yorum yapar mısın? Alex: Zor bir maç. Bursaspor, oynaması en güzel takımlarından biri. Gerek stadı, gerek taraftarlarıyla mükemmel bir futbol ortamı yaratıyorlar. Elbette kazanmak istiyoruz. Soru: Fenerbahçe tarihinde merak ettiğin, tanımak istediğin oyuncu var mı? Alex: Bir gün oturup Lefter ile konuşma fırsatını yaratmak isterdim. Bu kulüp adına en büyük futbolculardan biri. Eğer böyle bir fırsat yaratıp, oturup konuşabilirsem mükemmel olur. Soru: Futbol takımı içinde grupçuluk var mı? Alex: Grupçuluk kesinlikle yok. Sadece birbiriyle iyi geçinen insanlar olabilir. ''BÜYÜK KIZIM MARIA KENDİNİ TÜRK HİSSEDİYOR'' Soru: Eşin ve çocukların da Türkiye'de olmaktan mutlu mu? Türkçe öğrenebildin mi? Bir iki kelime Türkçe konuşabilir misin? Alex: (Türkçe olarak) Teşekkürler. Eşim ve çocuklarımla Türkiye'de olmaktan çok mutluyum. Büyük kızım Maria, Türk milli marşını söylüyor, Türkçe anlıyor. Brezilyalıdan daha fazla Türk hissettiğini söyleyebilirim. Türkçeyi anlıyorum, fakat ufak tefek sıkıntılar oluyor. Soru: Roberto Carlos'un ocak ayında gideceği söyleniyor, ne diyorsun? Alex: Bana Roberto Carlos'un söylediği bir şey yok. Benim düşüncem, Fenerbahçe'de kontratını bitirir. Soru: Maçlarda hakeme itiraz edilmesini nasıl yorumluyor? Zaman zaman sen de itiraz ediyorsun. Bu normal mi? Alex: Elbette normal buluyorum. Hakemin kararından farklı düşüncedeyseniz, itiraz etmek gayet normal. ''TABATA, LİGDEKİ EN İYİ YABANCILARDAN BİRİ'' Soru: Senden başka Türkiye'de en iyi yabancı kim? Alex: Tabata, ligdeki en iyi yabancılardan biri. Soru: Aziz Yıldırım nasıl bir başkan? Alex: Takımına, camiasına aşık, her zaman takımının ve camiasının menfaatleri doğrultusunda hareket eden bir başkan. da hayallerini gerçekleştirmek için mesai harcıyor, her zaman için en iyisini istiyor. Soru: Yabancı kontenjanı serbest bırakılmalı mı? Alex: Ligi daha güçlü kılmak, aynı zamanda rekabeti arttırmak adına en azından Avrupa içindeki transferlerde bir serbestlik tanınabilir. Soru: Taraftarımız bu sezon ne yapmalı? Alex: Manisaspor ve Sion maçında gösterdikleri destek bütün sezon devam ederse, en iyi şeyi yapmış olurlar. Bu maçlarda, kötü oynadığımız zamanda bize verdikleri destekle aldığımız galibiyette büykü pay sahibi oldular.
560027
Holiganlar tutuklandı!
Haberi Ekle Holiganlar tutuklandı! 10/09/09 16:29 2010 Dünya Kupası Avrupa elemelerinde 6. Grup'ta Hırvatistan'ın, İngiltere'ye 5-1 yenilgisine sinirlenip, Mostar'da olay çıkaran bir grup Bosnalı Hırvat taraftar, ellerindeki şişelerle dükkanların camlarını kırıp, polis memurunu yaraladı. Holiganların, biber gazıyla güçlükle zaptedildiğini belirten Mostar polisi, kişinin tutuklandığını açıkladı. A.A
559684
15:03 Şehit cenazesinde 'Kürt açılımı' tepkisi
'in Eruh İlçesi'nde katıldığı ilk operasyonda şehit düşen Jandarma Komando Er Emrah Temel (20) yaklaşık bin kişinin katıldığı törenle toprağa verildi. Vatandaşlar, "Açılıma destek vatana ihanet" sloganları atarken, şehit askerin ailesi, nişanlısı ve cenazenin önünde nöbet tutan bir asker gözyaşlarına boğuldu. Önceki gün Siirt'in Eruh İlçesi'nde bölücü ile girilen çatşmada, 15 gün önce usta birliğine katılan ve katıldığı ilk operasyonda şehit düşen Emrah Temel'in cenazesi dün akşam saatlerinde 'nun Taşkesti Beldesi'ne bağlı Avdullar Köyü'ndeki evinin önüne getirildi. Bu sabah evin önünde yapılan törene Emrah Temel'in ailesi, köylüler ve askerler katıldı. Müftüsü Yaşar Yaprak dualar okurken, şehit askerin kardeşi 18 yaşındaki Raif ile 13 yaşındaki Ercan Temel ağabeylerinin fotoğrafını havaya kaldırarak, "Erkekse onu önünden vursaydılar. Kalleşçe sırtından vurdular. Biz onun intikamını alacağız. Biz dimdik ayaktayız" diye haykırdılar. Köylüler ise "Şehitler ölmez vatan bölünmez" diye slogan atarken, evin penceresinden töreni izleyen anne Hanım Temel ağlayarak kendini yerlere attı. Bayan bir astsubay Hanım Temel'i sakinleştirmeye çalıştı. Baba Ahmet Temel ise ayakta durmakta güçlük çekince astsubaylar kollarına girerek destek oldular. Emrah Temel'in usta birliğine gitmeden önce nişanlandığı Kübra Çakar ise evin penceresinde nişanlısının fotoğrafını severken görüldü. Şehit askerin cenazesi askerlerin omuzlarında cenaze aracına konulurken anne Hanım Temel oğlunun tabutuna dokunarak, "Yavrumu arkadan vurdular" diye ağladı. Törende cenaze aracının önünde nöbet tutan bir asker ise hüngür hüngür ağladı. Cenaze daha sonra köye sınır olan 'nın İlçesi'ne bağlı Dokurcun Beldesi'ne götürüldü. Belediyenin önündeki törene Sakarya Valisi Hüseyin Atak, Bolu Valisi Jandarma Asayiş Komutanı Tuğgeneral Ata Kalcan, Sakarya Garnizon Komutanı Tuğgeneral Veli Yıldırım, Bolu İl Jandarma Alay Komutanı Albay İbrahim Ertaş, Bolu Milletvekillleri Fatih Metin, Yüksel Coşkunyürek ve Metin Yılmaz ve yaklaşık bin kişi katıldı. Kalabalık, "Açılıma destek vatana ihanet", "Şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganı attılar. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından Bolu İl Jandarma Alay Komutanı Albay İbrahim Ertaş yaptığı konuşmada, ailenin acısını paylaştıklarını belirterek, "Emrah bizim kalbimizde yaşayacak. Onu hiçbir zaman unutmayacağız. her Türk evladı gibi cesurca görev yaptı" dedi. Bu sırada bir vatandaş, "Hep aynısını söylüyorsunuz. Gerçekleri konuşun bırakın bu siyaseti. 'li p..lerden bahsedin. 'dan bahsedin" diye bağırdı. Askerler vatandaşı susturmaya çalışırken, bir ise "Burası yeri değil, sus" dedi. Bir grup kalabalık ise tepki gösteren vatandaşa alkışlarla destek verdiler. Tören sırasında şehit askerin kardeşi Ercan Temel yerinden fırlayarak tabuta sarıldı. Baba Ahmet Temel ise tabutun önündeki oğlunun fotoğrafını öptü. Sinir krizleri geçiren Ercan Temel güçlükle uzaklaştırıldı. Bolu Müftüsü Yaşar Yaprak daha sonra cenaze namazını kıldırdı. Cenaze askerlerin omuzlarında taşınırken Ercan Temel ağabeyinin fotoğrafını taşıdı. Cenaze daha sonra Avdullar Köyü Mezarlığı'nda toprağa verildi.
558806
K. Irak'ta kan Ramazan'da da akıyor!
Polis yetkilileri, bir intihar bombacısı tarafından kullanıldığı sanılan aracın bölgedeki bir Kürt köyünde patlatıldığını, ölü ve yaralıların da köy halkından olduğunu bildirdiler. Ölenlerin çoğunluğunun kadın ve çocuk olduğunu belirten yetkililer, ölü sayısının artmasından endişe ettiklerini kaydettiler. POLİS İKİNCİ ATEŞLE DURDURDU Kuzey Irak'ta, bu gece çoğu kadın ve çocuk 19 kişinin ölümüne yol açan ve bomba yüklü araçla yapılan intihar saldırısının ikincisinin araca ateş açılarak durdurulduğu bildirildi. Bölge yetkilileri, Musul'un 30 kilometre doğusunda yer alan Wardek köyünde meydana gelen ilk saldırı sırasında çevredeki birçok evin tamamıyla yıkıldığını, köye gelen ve patlayıcı yüklü olduğu belirlenen ikinci aracın ise peşmergeler tarafından ateş açılarak, sürücüsünün öldürülmesiyle durdurulabildiğini kaydettiler. Saldırıyı henüz herhangi bir grup üstlenmedi, ancak ABD yetkililerine göre bu saldırı, bölgedeki Araplar ve Kürtler arasındaki toprak anlaşmazlığından kaynaklanan etnik gerilimin artmasının bir göstergesi.
558631
'Biyoteknolojiye yatırım yapmazsak ilaçta tren kaçacak'
Yeni nesil ilaçlar şimdiden toplam pazarın yüzde 15'ine ulaştı. Geçen yıl tüm dünyada 135 milyar dolarlık biyoteknoloji ilacı satıldı. Türkiye'de de söz konusu pazarın milyar dolara yaklaştığı tahmin ediliyor. Uluslararası ilaç şirketleri araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) bütçelerinin önemli bir bölümünü biyoteknolojiye ayırmaya başladı. Uzmanlara göre Türkiye'nin gelecekte ilaç sektöründe söz sahibi olabilmesi için bu alana yatırım yapılması şart. İsviçreli ilaç devi Novartis'in Trabzon'da düzenlediği 'Biyoteknoloji Konferansı'nda ilaç sektöründeki değişim masaya yatırıldı. Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü'nden Prof. Dr. Mehmet Öztürk, Türkiye'de tahminen yılda milyar dolarlık biyoteknoloji ilacı kullanılmasına rağmen bu konuda yerli üretim yapılmadığını söyledi. Öztürk, aspirin gibi ufak tefek moleküllerin üretimiyle uğraşan şirketlerin, biyoteknoloji ile çalışmaktan korktuğunu ifade etti. Ancak geleceğin, yeni teknoloji ile geliştirilen ilaçlarda olduğunu vurgulayan Mehmet Öztürk, bu sebeple vakit kaybedilmeden bu alana yatırım yapılmasını istedi. Novartis Ülke Başkanı Güldem Berkman da önümüzdeki yıllarda biyoteknolojiye yatırım yapan ülkelerin ve şirketlerin uluslararası rekabette öne çıkacağını aktardı. "İlaçta yeni trend biyoteknoloji." diyen Berkman, kendilerinin de şirket olarak bu konuya büyük önem verdiklerini bildirdi. Geçen yıl milyar doları bulan küresel Ar-Ge yatırımlarının yüzde 25'ini biyoteknolojiye ayırdıklarını dile getirirken, birkaç yıl içinde çeşitli tedavi gruplarında 11 farklı biyoteknoloji ilacını piyasaya sunmaya hazırlandıklarını kaydetti. Berkman, Türkiye'de teknik altyapısını hazırlayan üniversitelerle, biyoteknoloji konusunda ortak çalışmalar yapabileceklerini anlattı. Novartis, birkaç yıldır dünya çapında biyoteknoloji çalıştayı düzenliyor. 'Uluslararası BioCamp 2009' bu yıl Amerika'da düzenlenecek. Dünyanın dört bir yanından uzmanların katılacağı organizasyona Novartis, Türkiye'den de bu konular üzerinde çalışan iki öğrenci gönderecek. Novartis Türkiye Bilimsel Operasyonlar Direktörü Dr. Müge Mert ise biyoteknoloji ilaçlarının avantajları hakkında bilgi verdi. Buna göre bu tür ilaçlar hedefe dönük tedavi imkanı sağlıyor. Örneğin bir kanser hastasından biyopsi ile alınan tümör örneği inceleniyor ve hastaya özel ilaç hazırlanabiliyor. Böylece kanserli hücrelere 'nokta atışı yapılarak' tedavinin etkinliği artırılıyor. Yan etkiler de ortadan kaldırılıyor. Halen AIDS, kanser, alerjik astım, MS gibi hastalıkların tedavisinde biyoteknoloji ilaçlarından faydalanılıyor. Gelecekte diğer rahatsızlıklarda da bu ilaçlar devreye girecek.
558747
Futbolda güneş yükseliyor!
Eğer gözünüz sadece merkezde yani bu anlamda iktidarda, kudretlide değil de başka bir yerleri arama; çevrede, dışarıda, biraz öteleri karıştırma, alternatifleri yoklama derdinde ise, ulaşabileceğiniz kulüpler arasında onlar... Taraftarıyla, tarihiyle bir gelenek, bir duruş ve oluş hali, diğer yandan futbola ve yaşama şenlikli bir davet, var olana muhalefet, doğal kabul edilene isyan, doğru olarak belletilenlere kocaman bir reddiyenin adıdır onlar: Demirspor ve Livorno... Geçen Cuma Adana Demirspor ile Serie takımlarından Livorno arasında oynanan maç ve tribünde yaşanan güzellikler kuşaktan kuşağa aktarılacak bir efsane oldu/olacak herhalde... Ne yazık ki, çapında ses getirmesi gereken bu tarihi maçı, şanslı 15 bin biletli seyirci dışında kimse izleyemedi. Kamuoyumuzun ve kuruluşlarının ilgisizliği sayesinde futbol tarihine geçen bu güzel gösteriyi izleyemedik. ‘Demokratik ’ın gündemde olduğu şu günlerde dahi belli ki birileri yoldaş iki takımın maçını, tribündeki bayrakları ve pankartları yayınlamayı göze alamamış. Belki de başka bir futbolun varlığını göstermek istemediler yeni kuşaklara... “Güler Zere Yaşasın” pankartı açılmış bir de tribünde... İkinci yarı polis saldırısıyla kaldırılmış pankart... Şimşekler, ellerinde Che bayraklarıyla, “köşe dışarı” diye bağırmışlar, polisin müdahale ettiği yeri kastederek... Güler Zere kim? Devletin güvencesi altındaki cezaevinde yetersiz sağlık koşulları nedeniyle olan siyasi bir tutuklu... Bilmeyenler için, siyasi kelimesi biraz havada kalır, açmak gerekir: Adana DS ve Livornolularla benzer siyasi kimliğe sahip, 14 yıldır cezaevinde olan bir kadın tutsak... Devletin en başındaki kişinin insafa gelmesini ve serbest bırakılmayı bekliyor döşeğinde... Siyasi kimlikleri sayesinde yan yana gelen tribündekiler ise “Güler Zere Yaşasın” pankartı taşıyanlara destek olacaklarına dışarı davet etmiş onları... Garip... Oysa... Che bayraklarının/tişörtlerinin basit bir kumaş parçasına, endüstriyel bir ürüne dönüştürülmesine izin vermemek için hakkını vermek ve “Güler Zere Yaşasın” demek gerekir. Okurdan... Geçen haftaki ‘Halkın Takımı’ başlıklı yazımdan sonra birçok mail geldi. Hislerine olduğum için teşekkür edenlerin yanı sıra düşmanlığı ile suçlayanlar da vardı aralarında... Ne edeyim? Kaderde bu da varmış deyip esas konuya geçeyim... Maillerden birinde bir okurum tanık olduğunu iddia ettiği bir olayı yazmış... Yorumsuz yayınlıyorum... “İspatı maalesef mümkün olmadığı için sanırım Ağustos tarihinde birebir şahit olduğum bir olayı isim vermeden aktarmak zorundayım. tarihte Kemer Country golf sahasının yanındaki kafede beklerken, gölge olan tek masaya oturmak zorunda kaldım. Oturunca, yan masada bir Büyük Başkan ile genellikle ligi orta sıralarda bitiren bir Anadolu kulübü başkanının oturduğunu fark ettim. Açık alanda başka müşteri de olmadığı için çok rahat tartışıyorlardı ve ben tamamını duyabiliyordum. Hatta ‘ne kadar rahat davranıyorlar bu konuşulanları basın ile ilgili birisi duysa ses kaydı yapar ve çok zor durumda kalırlar’ diye de düşündüm. Anadolu kulübü başkanı büyük kulüp başkanına ‘çocuğa geçen seneden söz verdik, şimdi almıyorsunuz. Basına açıklama yapmakla tehdit ediyor. Basına giderse ikimiz de rezil oluruz’ diyordu. Büyük Başkan da ‘ne yapayım hoca istemiyor, sen onu oyala Ocak’ta ara transferde alacaklar de’ diye cevap veriyordu. Küçük Başkan da ‘sen Başkan değil misin Hoca’ya alınacak dersin alınır’ dedi. Bahsedilen oyuncunun adı da geçtiği için anda anlam veremedim. ‘Basına ne söyleyebilir’ diye düşündüm. Daha sonra uzun boylu genç bir oyuncunun Küçük Başkan’ın takımına kiralık gitmesi konusunu görüştüler. Büyük Başkan da istiyor ama iyi oynarsa bizi mahveder diye vermiyorum’ dedi. tarihte bu olayı arkadaşlarıma anlattım (bayağı bir şahidim vardır) ve Küçük Başkan’ın bu oyuncusunun Büyük Başkan’ın takımına gideceğini göreceksiniz dedim. Sonradan uzun boylu oyuncu işi basına da yansıdı ama oyuncu gitmedi herhalde. Daha sonra Basında çıkan haberlerden adı geçen Küçük Takım oyuncusunun geçen sene bazı maçlarda cezalı olduğunu öğrenince, basına neler söyleyebileceğini de tahmin edebildim. Bu işler 1990’larda kaldı artık olmuyordur diye düşünürken bu örneği yaşayınca, transferde bahsedilen rakamların da nerelere ödenerek nasıl döndürüldüğünü merak eder oldum. Çünkü ülkemizde bazı başkanlar aynı zamanda ortak iş de yapıyorlar gerçek ticari hayatlarında. Siz ruh falan diye yazınca, konuyla ilgisi var mıdır bilmeden bir paylaşayım dedim.” Ağustos 2009’da Kemer Country golf sahasında kimler vardı hiç araştırmadım, sadece Kaan K’nın mailini sizinle paylaşmak istedim. Hepsi bu... Sabah kafiymiş... Şansal Büyüka: Mustafa Hoca, geçen sene şampiyonluğa giderken 2,5 ay sabah olmadan bir gece uyumadı! Sabaha kadar neden uyumuyor? Şansal Büyüka: Hedefe kitlenmiş planı var. Erman Toroğlu: zaman bütün antrenörler sabaha kadar oturup 10’da uyusun. Kaça kadar uyumayınca şampiyonluk geldi? Denizli söylesin de diğerleri de şampiyon olmak için uyumasın. (Maraton - Lig TV) ’yu tanıyalımSahadaki performansı ile özel yaşamındaki davranışları arasında hiç fark yok. İkisinde de hızlı. Her hareketi bir olay. (Korkut Göze Hürriyet) ??? Erman Toroğlu: Mustafa Hoca bu kadar sinirlendiğine göre hoca haksız. Bir kadın haklıysa ağlamaz, haksızsa ağlar. Buna dikkat et! Şansal Büyüka: Kadınlarla ’nin ne alakası var? Erman Toroğlu: İkisi de insan. (Maraton - Lig TV) ’ı tanıyalım 1: Özel yaşamı pek renkli değil Mustafa’nın. Arkadaşlarını çevresinde görmek mutlu kılar onu. Boş saatlerinde dinlenmek, yatağa şöyle bir uzanıp, yorgunluk atmak hoşuna gider. Müziği sever.
559609
Kadın ve erkek hücrelerinin evrimsel savaşı
Çiftlerin yaklaşık yüzde 10'unun kısırlık sorunu yaşadığı günümüzde, çevreciler bunun nedenini kirlenmeye, psikiyatrlar stresli yaşam tarzına bağlarken, Tel Aviv Üniversitesinden Oren Hasson, doğurganlığın azalmasının kadın ve erkeğin üreme hücrelerinin birbirini bütünleyici özelliğinin sınırlandığı evrim sürecinden kaynaklanmış olabileceğini belirtti. Kadın ve erkek bedeninin üreme konusunda düşman hale geldiğini söyleyen Hasson, binlerce yıldır kadınların bedeninin spermleri daha rekabetçi, daha güçlü, daha hızlı hale gelmeye zorladığını, buna karşılık olarak erkeklerin döllenme şansını artırmak için daha "saldırgan" spermler üretmeye başladığını ifade etti. "Biological Reviews" dergisinde yayımlanan araştırma sonuçlarında Hasson, sperm ve yumurta arasındaki dengenin çok hassas olduğunu ve bu dengenin bozulduğunu, bunun da kısırlığın artmasını açıklayabileceğini vurguladı. Normalde, bir spermin yumurtayı döllediğinde diğer spermlerin yumurta ile temasının engellendiği bazı biyolojik sonuçların ortaya çıktığını, bu engellemenin gerekli olduğunu aksi halde ikinci bir spermin yumurtanın içine girerek yumurtayı yok edebileceğini belirten Dr. Hasson, spermlerin zamanla daha etkili hale geldiğini ve ikinci spermin yumurtaya girişine artık ender rastlanmadığı açıkladı. Bilim adamı, kadınların bedeninin de polispermiye (bir yumurta hücresine birden daha fazla sayıda spermin girebilmesi) karşı savunma geliştirdiğini ve kadının üreme organının sperm için artık engel teşkil ettiğine dikkati çekti. Konuya ilişkin makale Fransız "Le Nouvel Observateur" dergisinde de yer alıyor.
559921
Dikkat! Ankara'da yoğun yağış bekleniyor!
Gökçek, yarın akşamdan itibaren cumartesi daha yoğun, pazar günü azalacak bir yağış sisteminin Ankara'ya geleceğini belirterek, "Evi dere yatağında bulunan ve bodrum katında oturanlar çok dikkatli olsun. Önerimiz sele uykuda yakalanmasınlar, üst katta komşuda kalsınlar" dedi. Afetlerin dünyanın her yerinde ortaya çıktığını belirten Gökçek, "Elbette altyapı önemli ama altyapının baş edemediği afetler tüm dünyada mevcut" dedi. Durumu değerlendirdiklerini ve Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile irtibat kurduklarını bildiren Gökçek, yarın akşamdan itibaren cumartesi daha yoğun, pazar günü azalacak bir yağış sisteminin Ankara'ya geleceğini söyledi. "Yağış yoğun olacak" Meteorolojinin "son derece dikkatli olma" uyarısında bulunduğunu belirten Gökçek, "Ben kendilerine (Bu yağmur da İstanbul kadar etkili olur mu olmaz mı?) diye sordum. Bu yağış sistemi Orta Akdeniz sistemi üzerinden geliyor. Diğer yağış sisteminin yani İstanbul'da etkili olanın Balkanlar üzerinden geldiğini belirttiler. Fakat çok yoğun olacağı ifade ediliyor. İstanbul gibi bir sıkıntı arz edip etmeyeceğini sorduğumda (olabilir) dediler. Ciddi bir konuda medyamız vasıtasıyla vatandaşımızı ikaz etmek istiyoruz" dedi. Vatandaşları radyolara, gazetelere ilan vererek ve otobüslere duyurular asarak olası bir sel afetine karşı uyaracaklarını belirten Gökçek, kentte dolaşacak araçların da anonsla gerekli uyarıları yapacağını söyledi. Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak bir kriz merkezi oluşturulduğunu bildiren Gökçek, "Özellikle dere yataklarında oturanlar ve bodrum katlarında sık sık evini su basanların çok dikkatli olmaları gerekiyor. Gece yarısı aniden sağanak halinde gelebilecek yağmur çok ciddi sıkıntılar açabilir. Bodrum katında oturanların bu gün içinde çok titiz olmalarını ve tedbirlerini almalarını istirham ediyorum. Sel sularının geçeceği yerlerde bulunanlar, araçlarını dere yataklarına park etmesin, yüksek yerlere park etsinler" dedi. Bir gazetecinin "dere yatağı ve bodrum katında oturanların ne tür önlem almalarını önerdiğini" sorması üzerine Gökçek, "Yani bir kere uykuda yakalanmamaları lazım. Ayrıca da eğer gerçekten ciddi bir tehlike bekliyorlarsa bir üst katta komşuda falan kalmalarında fayda var. anlamda söylüyorum. Yani Allah korusun uykuda bir sel felaketi ile karşı karşıya kalırlarsa çok üzücü olur. açıdan ikaz etmek istiyorum" diye konuştu. "Önemli bir sel olmayacak" Melih Gökçek, İstanbul'da yaşanan tarzda bir yağmuru, dünyanın hiç bir yerindeki altyapının kaldıramayacağını söyledi. Gökçek, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı binasında düzenlediği basın toplantısında, İstanbul'da yaşanan sel felaketinin "kentsel dönüşüm projelerinin ne kadar önemli olduğunu" ortaya çıkardığını söyledi. İstanbul'a normalin üç katı yağmur yağdığını bildiren Gökçek, "Olağanüstü bir afet halinde istediğiniz kadar tedbir alın, engelleyemezsiniz. İstanbul'un da hali budur. İstanbul'da yaşanan tarzda gelen bir yağmuru, dünyanın hiçbir yerindeki alt yapı kaldırmaz" dedi. Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak gerekli önlemleri aldıklarını ve vatandaşların ALO 153'i arayabileceklerini bildiren Gökçek, "Belki de önemli bir sel olmayacak. Ama uyarıları sel felaketi yaşanacak gibi görmek ve önlem almak lazım" dedi. Gökçek, Ankara'da Mamak, Hacı Bayram ve çevresi, Bent Deresi, Gençlik Parkı ve civarı, Sincan- Harikalar Diyarı ve Keçiören-Subayevleri'nin riskli bölgeler olarak değerlendirildiğini ancak tüm bölgelerde ekip bulundurulacağını kaydetti. İstanbul'da yaşanan felaketin kentsel dönüşüm projelerinin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini ifade eden Gökçek, "Dikmen Vadisi geçmiş dönemlerde sel felaketine uğradı. Burada yaptığımız kentsel dönüşüm projesi Çankaya Belediyesi tarafından mahkeme kararları ile engellenmek istenmiştir. Bu projeler CHP tarafından engellenerek, AK Partili belediyelerin halkın gönlünde yer etmesi engellenmek isteniyor. 55 tane kentsel dönüşüm projemizin hepsine dava açıldı" dedi. Bir gazetecinin "(Mecbur kalınmazsa sokağa çıkmayın) şeklinde bir uyarısının olup olmadığını" sorması üzerine Gökçek, "Hayır. Öyle bir çağrımız yok. Çünkü yağmurun ne kadar yağıp yağmayacağını bilmiyoruz. Yağan yağmura göre herkes kendi tedbirini alacaktır. Belki iş yerini korumak için iş yerinde bulunacak. Önceden su basma ihtimali olan mallarını şöyle üste doğru kaldırmalıdırlar ki herhangi bir sıkıntı olmasın" diye konuştu. Belediyedeki tüm işçilerin 2,5 gün boyunca 24 saat, Ankara'da olası bir sel felaketine karşı görevlendireceklerini bildiren Gökçek, "Cadde ve sokaklarda arkadaşlarımızı kıyafetleri içinde göreceksiniz" dedi. Özellikle ızgaraların temizliği üzerinde çok önemle durduklarını belirten Gökçek, vatandaşların da ev ve iş yerlerinin önündeki ızgaraların tıkanmamasına dikkat etmelerini istedi. Hazırlıklar yapılıyor Belediyenin önceliği Ankaralının haberdar edilmesi; bunun için radyolar ve anons araçları devrede olacak. Kriz masası oluşturduklarını söyleyen Gökçek, yağmur sularının sele dönüşmemesi için başkentte kritik noktalardaki mazgalların temizlenmeye başlandığını belirtti. Belediyenin ulaşamadığı, fark edemediği yerler için ise Gökçek Ankaralıdan yardım istedi ve "ALO 153'ü arayıp yardım istesinler ya da kendi çabalarıyla temizlemeye çalışsınlar" dedi. Riskli bölgeler: Ulus-Opera-Sıhhiye Mamak Dikimevi Bentderesi Dışkapı Yenimahalle 2.5 gün boyunca tüm belediye işçileri de görev başında olacak. 150 kamyon ve motokom ile çok sayıda iş makinesi her an harekete geçmek üzere hazırda tutulacak.
559222
Pakistan'dan pahalı şeker seferberliği
Pakistan Başbakanı Yusuf Rıza Gilani, artan şeker fiyatları ile mücadele kampanyası çerçevesinde, aşçısından kendisine artık tatlı yapmamasını istedi. Pakistan hükümeti dün yaptığı toplantıda şeker fiyatlarındaki artışla mücadele önlemlerini belirlemek için bir komite kurdu ve komitenin 10 gün içinde önerilerini bildirmesini istedi. Ancak ramazan nedeniyle artan şeker tüketiminin de yarattığı baskıya karşı "kişisel bir örnek oluşturmak istediğini" belirten Başbakan Gilani, komitenin önerilerini beklemeden Başbakanlık aşçısına, "Artık tatlıyı kesin" talimatı verdi. Başbakanlık bürosundan bir yetkili, "Emirler bugünden itibaren uygulanıyor. Başbakan halka daha az şeker yiyerek sağlıklı bir şekilde yaşayabileceklerini söylemek istedi" dedi. Pakistan'da kişi başına yıllık şeker tüketimi 25 kg ile Hindistan, Çin ve Bangladeş'ten daha yüksek. Bundan endişe duyduğunu belirten Başbakan Gilani, "Toplumumuz buna karşı harekete geçerek tepki vermeli ve şimdi tam zamanı" dedi. Şeker tüketiminin arttığı ramazan öncesinde şeker fiyatlarının yükselmesi üzerine hükümet sübvansiyonlu fiyatlardan şeker satmaya başladı. Hükümetin şeker dükkanları önünde uzun kuyruklar oluşuyor.
558823
Maddi hasar telafi edilecek
Maddi hasar telafi edilecek İSTANBUL İçişleri Bakanı Beşir Atalay, selzedelerini tüm maddi zararlarının karşılanacağını belirterek vatandaşlardan endişe etmemelerini istedi. Atalay şöyle konuştu: “Burada bir acı yaşandı. İnsanımızın can kaybı buradaki en önemli boyut, tabii maddi hasar da var ama devletimiz bütün birimleriyle bütün kurumlarıyla bütün unsurlarıyla şu anda seferber. Vatandaşlarımız hiç bu konuda sıkıntı çekmeyecek. Maddi hasarların hepsi telafi edilir, vatandaşlarımız rahat olsunlar. İşte Bayındırlık Bakanımız da bilgi verdi. Zaten hızlı şekilde tespitler yapılıyor. Tabii bizi üzen can kayıpları. Onları geri getiremiyoruz. Bunlar maddi bedeli olmayan şeyler. Hayatlarını kaybedenlerin ailelerine de belirli ödemeler yapılacak.” UYGULAMA AFETİN ÖTESİNDE Bir gazetecinin 'bölgenin afet bölgesi ilan edilip edilmeyeceği' sorusuna Atalay, “Biz şu anda fiilen bir afeti yaşıyoruz. Afet bölgesi ilanı Bakanlar Kurulu'nun bir kararını gerektiriyor. Gerekirse da yapılır, ama şu anda bizim algılamamız afet bölgesi ilanının ötesinde bir şey” cevabını verdi.
559638
14:38 Otomobilini “temiz” kullanan ilerde kazanıyor
Otomobilini “temiz” kullanan ilerde kazanıyor Çeşitli nedenlerle bir ya da iki parçası bile değişen otomobil satılırken, aracın model ve yaşına göre ile 15 bin lira arasında daha ucuza gidiyor. AA muhabirinin yaptığı araştırmaya göre, indiriminin yerli otomobiller için uzatılması ve Ramazan ayındaki genel ekonomik nedeniyle, Ramazan ayının başından beri otomobil piyasasında işlerde belirgin bir azalma yaşanıyor. Otomobillerin fiyatında bir ay öncesine göre çok fazla oynamalar olmamasına karşın, daha önce “iyi” durumda araç bulmakta sıkıntı çekilirken, bugün galericiler, müşteriye gönül rahatlığıyla otomobil önerebiliyor. Ancak, ikinci el otomobil piyasasının ramazan bayramına bir hafta kala hareketlenmesi, fiyatların bir miktar yükselmesi bekleniyor. Bunun nedeni olarak da bayramda ailesiyle birlikte tatile ya da akraba ziyaretlerine pek çok kişinin arabasıyla gitmek istemesi gösteriliyor. Şu an yaşanan Ramazan durgunluğuna rağmen, “temiz ve iyi durumda” diye nitelendirilen görmemiş otomobillerin satışında hiç bir problem yaşanmıyor, bu otomobiller değerinde ve galeride çok fazla beklemeden hemen satılıyor. Galericiler Derneği Başkanı Adem Uzman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir ya da parçası bile değişen otomobilin satılırken, aracın fiyatına göre, aynı yaş ve aynı model hasar görmemiş otomobile göre, ile 15 bin lira arasında daha ucuza müşteri bulduğunu söyledi. “MADDİ HASARLI KAZA DEYİP GEÇMEYİN” Konya ve Anadolu’nun pek çok kentinde aracın iyi kullanılmış ve hasar görmemiş olmasının büyük önem taşıdığını ifade eden Uzman, şunları kaydetti: “ÖTV indirimiyle birlikte son dönemde sıfır otomobil satışları arttı. Bu yeni araçları kullanan kişiler, kaskoya güvenip araçlarını çok da dikkatli kullanmayabiliyorlar. Yani takip mesafesini yeteri kadar bırakmıyor, hız sınırını aşıyor ya da kırmızı ışık yandığı halde beklemesi gerekirken geçmeye çalışıyor. Bu hatalar maddi hasarlı kazalarının en önemli nedeni... Maddi hasarlı önemsiz gibi gözükse de aracın fiyatını düşürüyor. Bu nedenle, ’çarparsam nasıl olsa kasko öder’ diye düşünmek son derece yanlış. Bu şekilde düşünen araç sahipleri önemli miktarda kayba uğruyor. Sadece küçük çizikler ve örneğin taş gelmesi nedeniyle kaporta parçalarının boyanmasında aracın değeri azalmıyor. Aynı zamanda, tampon hariç, 1-2 parçası bile değişen otomobilinizi satarken çok zorlanıyorsunuz.” ..
558927
Bu kez mayın patladı: asker şehit, yaralı
Olayda asker şehit oldu, asker yaralandı. İlçenin Güllük köyü kırsalında Van 6. Hudut Alay Komutanlığı 3. Hudut Tabur Komutanlığı'na bağlı askerlerin arazi arama ve tarama faaliyeti sırasında PKK'lı teröristlerin araziye döşediği tahmin edilen mayın patladı. Patlama sonucu Astsubay Fatih Aydoğan şehit oldu. Yaralanan askerden Yüzüncü Yıl Üniversite Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan uzman çavuş Deniz Kayada müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Hastane hoparlörlerinden kan anonsu yapılırken askerlerin mesai arkadaşları hastaneye gelerek kan verdi. Van Vali Yardımcısı Ömer Özcan, 6. Hudut Alay Komutanı Albay Memduh Hakbilen, İl Jandarma Komutanı Albay Vecihi Halil İyigün, bazı askerî yetkililer Araştırma Hastanesi'ne gelerek olay ve yaralılar hakkında bilgi aldı. Öte yandan Genelkurmay, internet sitesinde Hakkâri Çukurca'daki çatışmada teröristin silahıyla birlikte etkisiz hale getirildiğini bildirdi.
560134
Tapu davası sanıkları ay sonra hakim karşısında
ISPARTA’da Tapu Sicil Müdürlüğü’nde 23 Ocak’ta polisin düzenlediği operasyonun ardından gözaltına alınan ancak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan 25 sanığın yargılanmasına ay sonra başlandı Tapu Sicil Müdürlüğü’nde 23 Ocak 2009 tarihinde, Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ekiplerince Cumhuriyet Başsavcılığının bilgisi dahilinde düzenlenen ‘rüşvet’ operasyonunun ardından Müdür E.I. da dahil olmak üzere gözaltına alınan, ancak çıkarıldıkları mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan 25 sanık, ay aradan sonra ilk kez hakim karşısına çıktı. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına 25 sanık ile 12 avukat katıldı. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Suat Yürekli’nin iddianameyi okumasının ardından sanıkların ifadeleri dinlendi. Isparta Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede; sanıkların evlerine aldıkları bilgisayarları daireye alınmış gibi gösterme, vatandaşlardan dosya parası alma, vermeyenlerin işini aksatma ve zimmete para geçirme şeklinde suçlamalar yer alıyor. Sanıklar hakkında ila 12 yıl arasında hapis cezası istemiyle Isparta Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada irtikap, rüşvet, zimmet, örgüt kurmak ve yönetmek suçlarından hakim karşısına çıkarılan eski Tapu Sicil Müdürü E.I., hakkındaki 19 maddelik suçlamalara ilişkin ifade verdi. Suçlamaları kabul etmeyen E.I, rüşvet kapsamında aldığı ileri sürülen paraların ise daire ihtiyaçları için kullanıldığını kaydetti. Hakkındaki suçlamalara tek tek yanıt veren E.I, ifadesinde daha önce dairenin giderlerini vakıf aracılığıyla karşıladıklarını hatırlattı. Bu durumdan genel müdürlüğün de bilgisi olduğunu ileri süren E.I, “Genel müdürlüğümüzün talimatıyla bilgisayar, toner, badana ve boya gibi ihtiyaçlarımızı müteahhitlere ödetiyoruz” dedi. Daireye alınan bilgisayarlar, bunların bakımları, toner giderleri, daireye boya, badana yapılması, pencere bakımları, pencerelere demir yapılması işlemlerini müteahhitlerin ödediğini belirten E.I, “Zaten müteahhitler bizim giderlerimizi biliyor. Buna göre biz istemesek de ‘yapılacak bir şey var mı, ihtiyacınız neler?’ diye soruyorlar” diye konuştu. Tüm bu bilgilerin demirbaş kayıtlarında yer aldığını, ayrıca telefon görüşmelerinde belirtilen para miktarlarının da oldukça yüksek olduğunu savunan E.I., “10 bin değil, 10 TL’dir, yanlış konuşulmuştur. Bu kadar yüksek miktarlar olamaz” dedi. E.I, iddianamede yer alan, para vermedikleri gerekçesiyle işleri aksattıkları yönündeki suçlamaya karşı, “Biz asla iş aksatmadık, gelen her işi gününde teslim etmeye özen gösterdik. Yoğunluktan dolayı gecikenler olmuş olabilir” dedi. EVE BİLGİSAYAR ALDIRTMADIM Eski Tapu Sicil Müdürü E.I., eve aldığı bilgisayarın parasını da müteahhitlere ödettirdiği yönündeki iddialara ise böyle bir durumun söz konusu olamayacağı karşılığını verdi. yıldır Isparta’da görev yaptığını, artık buradaki insanların kendisini çok iyi tanıdığını ve bundan dolayı dosyalarda oluşan eksiklikleri tamamlamaları için vatandaşları bizzat yanına çağırabileceğini belirten E.I., bunun yanlış anlaşılmaması gerektiğini savundu. SANIKLARIN SUÇLAMALARI Eski Tapu Müdürü E.I. ile birlikte duruşmaya katılan diğer sanıklardan A.O, rüşvet, zimmet, irtikap, örgüt kurmak ve yönetmek suçlarından, R.Y, R.K, İ.B, R.S.G, M.E, rüşvet, irtikap, örgüte üye olmak suçlarından, H.T, rüşvet ve örgüte üye olmak, E.U.U, A.B, A.Ü, K.E, A.B, memurun görevine aykırı olarak rüşvet vermek, almak, örgüte üye olmak, H.K, A.Y, C.A, S.S, M.A, S.Ö, M.D, D.M, T.H, S.A, A.A ve N.S. da rüşvet ve örgüte üye olmak suçundan hakim önüne çıkarak ifade verdi. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ikinci duruşma Aralık 2009 tarihinde yapılacak. Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla, 23 Ocak'ta Isparta Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Müdürlüğü ekiplerince Tapu ve Sicil Müdürlüğüne operasyon düzenlenmiş, aralarında Tapu Sicil Müdürü E.I'nın da olduğu 13 kişi gözaltına alınmış, gözaltına alınanların sayısı daha sonra 25'e yükselmişti.
559883
Uçağına yetişmek isterken sele kapılıp öldü
İl Başkanı Aziz Babuşçu’nun iş ortağı ve çocukluk arkadaşı olan İşadamı Hüsnü Birinci, İstanbul’da dün meydana gelen sel felaketinde hayatını kaybetti. Hüsnü Birinci’nin, ’daki bir iş görüşmesi için, otomobiliyle ’na gittiği sırada sele yakalandığı ifade edildi. Evli ve çocuk babası olduğu belirtilen işadamı Hüsnü Birinci (52) Malatya’daki bir iş görüşmesi için dün saat 09.30 sıralarında ’deki evinden yola çıktı. Öğle saatlerinde havalimanına yetişmeyi planlayan Hüsnü Birinci’nin kullandığı araç, bir anda sel sularına kapıldı. Metrelerce aracı ile birlikte sürüklenen işadamı Hüsnü Birincinin aracı su almaya başladı. Olay yerinde hayatını kaybeden Hüsnü Birinci’nin cesedi saatler sonra ekiplerin çalışması sonucu bulundu. Evli ve çocuklu olduğu belirtilen işadamı Hüsnü Birinci 1981 yılında mali müşavirliğe başladı. Aynı zamanda çocukluk arkadaşı da olduğu İl Başkanı Aziz Babuşçu ile Muhasebe ve Mali Müşavirlik Limited Şirketi’ni kurdu. Basında Hüsnü Birinci ve AK Parti İl Başkanı Aziz Babuşçu’nun da ortağı olduğu Marmara Muhasebe Şirketinin ’ne bağlı şirketleri denetlediği yer almıştı. İşadamı Hüsnü Birinci’nin cenazesi dün ’ndan alınarak Eyüp Sultan Camisi’ne getirildi. Birinci’nin cenaze namazına AK Parti İl Başkanı Aziz Babuşçu, oğulları Erhan ve Mehmet, kızları, kardeşi Oktay Birinci, yakınları ve AK Parti İstanbul İlçe Belediye Başkanları katıldı. Öğle namazının ardından kılınan sonrası işadamı Hüsnü Birinci’nin cenazesi Eyüp Sultan Mezarlığı’na defnedi.
559584
Netanyahu 14 saat bu yüzden ortadan kaybolmuş
Başbakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, ''Başbakan savunma sırrı olarak sınıflandırılan bir faaliyetle meşguldü. Askeri ataşesi (General Meir Kalifi) iyi niyetle yola çıkarak, bunu gizleme inisiyatifini kullandı ve kamuoyuna (doğru olmayan) bir beyanda bulundu'' ifadesi kullanıldı. Askeri ataşe, istihbarat servisi Mossad'a atıfta bulunarak, ''Güvenlikle ilgili bir tesisi ziyaret etti'' açıklamasında bulunmuştu. Ancak basın, Netanyahu'nun bu sırada Rusya'da İran'a silah satışıyla ilgili görüşmeler yaptığını yazmış, bu haber de Kremlin'den yalanlanmıştı. Öte yandan Rus Kommersant gazetesi, Netanyahu'nun Moskova'ya gizli bir ziyarette bulunduğunda ısrar etti. Gazetede, haberin Kremlin'den üst düzey bir yetkiliye doğrulatıldığı belirtildi ve ''Üst düzey Kremlin yetkilisinin de söylediği gibi, Netanyahu Moskova'ya gelmiştir'' ifadesi kullanıldı.
559737
Hırsız kamyonun üzerindeki aküleri çaldı
Edinilen bilgiye göre, İlkadım ilçesi Derebahçe Mahallesi Hekimoğlu Geçidi'nde meydana gelen olayda, kimliği belirsiz hırsız veya hırsızlar, Ö.O.'nun şoför olarak çalıştığı 55 0257 plakalı kamyonun üzerinde takılı bulunan adet aküyü yerinden sökerek çaldı. Sabah işe gitmek için aracının yanına geldiğini çalışmadığını gören Ö.O., yaptığı kontrolde akülerin çalındığını tespit etti. Ö.O., polise şikayette bulundu. Soruşturma sürdürülüyor.
560073
İkitelli'de çevre felaketi
Araçlarda yüklü bulunan, selin etkisiyle çevreye dağılan ve içinde kimyasal madde bulunan varillerden zaman zaman kötü kokular yayılıyor. Bazı yerlerde yol kenarlarına saçılan bu varillerin içindeki maddeyi almak isteyen vatandaşlara da ekipler tarafından müdahale ediliyor. Olası bir yangın ve patlama ihtimaline karşın itfaiye ekipleri de bölgede hazır bekletiliyor. Enkaz kaldırma çalışması sürüyor İstanbul'da su baskınına uğrayan yerlerden biri olan İkitelli'deki TIR parkında enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Parktaki enkaz kaldırma çalışmaları, başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere çok sayıda ekip tarafından gerçekleştiriliyor. Moloz yığınları, kepçelerle kamyonlara yüklenerek alan temizleniyor. Hurdaya çıkan TIR parçaları da hurdacılar tarafından kamyonlara yükleniyor. TIR garajı çevresine çadır kuran Kızılay da burada çalışan personele yemek dağıtıyor. Vatandaşlar da çalışmaları, güvenlik şeridinin akasından izliyor. Bu arada, araçlarda yüklü bulunan ve selin etkisiyle çevreye dağılan ve içinde kimyasal madde bulunan varillerden de zaman zaman kötü kokular yayılıyor. Öte yandan, İkitelli Organize Sanayi Bölgesi'nden Mahmutbey Taşocağı Caddesi'ne giden güzergahta çalışan ekipler, sel nedeniyle kapanan yolları açıyor. Yoğun yağmur nedeniyle taşan Ayamama Deresi de kepçe yardımıyla derinleştiriliyor. Hasar gören elektrik direkleri de teknik personel tarafından onarılıyor. TEM Otoyolu'ndaki trafik yoğunluğu da devam ediyor.
558925
[Haber Yorum] Sel suları, asfaltı kâğıt gibi yırttı
Komşu apartmanlarda da, kat farkı gözetmeksizin birçok insanın balkonda olduğunu görünce 'bu bir felaket' demeden edemedim. Sabaha kadar devam eden yağmurun gün ağarınca ortaya çıkan manzarasını, 'felaket' kelimesi dışında açıklamak mümkün değildi. Resmî bilgilere göre de, dün gece yağan yağmur dört ayda yağan yağmura eşdeğermiş. Sık sık yaşanan seller nedeniyle Türkiye'nin en meşhur deresi olma unvanına sahip olan Ayamama, bir kez daha hatırlattı kendini. Ama bu kez tek suçlu Ayamama değil. Yedi tepeli şehir olarak bilinen İstanbul'un, Avrupa yakasında her tepenin arası dereye dönüştü dün. İlginçtir, belediyenin Başakşehir'de altyapı itibarıyla büyük proje olarak lanse ettiği 'Sular Vadisi'ni bile sel aldı. Selin etkili olduğu yerlerde kollektörler patladığı için, rögarlar su tasfiye aracı olma fonksiyonunu yitirmiş, sanki yer altı su kaynağı merkezine dönmüş gibiydi. Kaybın en büyük merkezlerinden biri, TIR garajının bulunduğu yerdeydi. Oraya gelip gören herkes gibi bizim de ilk tepkimiz 'aman Allah'ım' şeklinde oldu. Yolda gördüğümüz dev TIR'lar, sanki birer oyuncak arabaya dönmüş. Her biri bir yana savrulmuş. Üstü başı su içinde kalmış şoförlerden biri, "Uyandıramadığımız arkadaşlar öldü." diyor. Uzun süre sürüklendikten sonra bir ağaca takılıp yan yatmış TIR'ı gösteriyor. Ön camı patlamış TIR'da başı arkaya doğru sıkışmış biri var. Suyun şiddeti adamı koltuğunun arkasına sanki yapıştırmış gibi. Bir süre sonra polis geliyor buraya. Ama kadar aramaya rağmen, ambulansı getirmeyi kimse başaramıyor. Daha bir gün öncesine kadar 'Bu yol çok iyi oldu. Artık Başakşehir'den TEM yoluna çıkmak daha kolay' diyenler, dere yatağında kaybolan kavşağı görünce 'buraya da yol yapılmaz ki' noktasına geldi. Evet, buraya yol yapılmayacağı gibi garaj da yapılmazdı. Çünkü yol yapılmadan önce TIR garajının bulunduğu yerde, şiddetli yağmur sele sebep oluyordu. Dere yatağını kanala çevirip sağ ve solunu yol haline getirmenin de faydası kalmadı. Çünkü TIR'lar kanalda baraj oldu. Dün kaybolan döner kavşaktan geriye sadece parçalanmış asfaltlar kaldı. Öyle ki, bir oda büyüklüğündeki asfalt, kağıt gibi yırtılıp orta refüjün üstüne yerleşmiş. Tam da TIR garajının yanında. Sanki böyle yol olmaz der gibi.
559566
"Kürtçe Bölüm"de Karar Toplantısı
"Kürtçe Bölüm"de Karar Toplantısı YÖK, Kürtçe bölüm açılması talebini değerlendirmek üzere toplandı. Özcan toplantı öncesi, bölümden çok enstitü konusunda ortak görüş olduğunu söyledi. YÖK Genel Kurulu, Mardin Artuklu Üniversitesi'nin Kürtçe bölüm talebini değerlendirmek üzere Ankara'da toplandı. Genel Kurul öncesi YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, TRT'nin Sabah Haberleri'nin konuğu oldu. Kürtçe bölümden çok enstitü konusunda ortak görüş olduğunu söyleyen Özcan, kürtçe bölüm konusundaki çalışmalara demokratik açılım sürecinden önce başladıklarını dile getirdi. "Açılmadığı Takdirde Bizim İçin Zararlı Olacağını Düşünüyorum" "Biz hükümetimiz bu çalışmalara devam etse de etmese de bu tür çalışmalara devam edeceğiz" diyen Özcan şunları söyledi: "Biz gerçekten bilimsel olarak bakıyoruz meseleye, yani halkımızın büyük bir bölümü tarafından konuşulan bir dilidir bu. Bu dile üniversitelerin uzak kalması düşünülemez. Üstelik açılmadığı takdirde bizim için zararlı olacağını düşünüyorum." Statüye İlişkin İpuçları Özcan, kürt dili ile ilgili açılacak yeni oluşumun hangi statüde olabileceğine ilişkin de ipuçları verdi: "Enstitü açtığınızda hem yüksek lisans ve doktora öğrencisi yetiştirebilirsiniz hem konuyla ilgili araştırmalar yapabilirsiniz, rektörlerle yapılan toplantıda ağırlık olarak karşımıza çıkan alternatif, bütün rektörlerin üzerinde anlaştığı konu daha çok enstitü açılması." YÖK Başkanı, üniversite rektörleri ile salı günü yaptığı görüşmede ortaya çıkan, Türkiye'de yaşayan diller bölümü açılması ve kürtçe, lazca, gürcüce gibi ülkede konuşulan dillerin bu kapsamda değerlendirilmesi önerisini de ilerde değerlendirebileceklerini söyledi. YÖK Başkanı, meslek liselerinin önündeki en büyük engel olan katsayıların kalkmasının üniversitelerde kaliteyi artıracağını da sözlerine ekledi.
559032
İspanya, Estonya'yı da 3-0 ile geçti
'yı da 3-0 ile geçti 2010 Kupası Elemeleri 5. Grup'ta yer alan kendi evinde 'yı mağlup etti. 'nin de bulunduğu grupta Dünya Kupası finallerine doğrudan katılmayı garantileyen İspanya, 8. maçından da galibiyetle ayrıldı. İspanyol ekibe galibiyeti getiren golleri 33'de Fabregas, 82'de Cazorla ve 90. dakikada Mata attı.
558849
Başörtüsü yasağına savcı karşı çıktı
aşörtüsü yasağına savcı karşı çıktı BRÜKSEL (A.A) Başörtüsü konusunda kararın okul yönetimlerine ait olduğu Belçika'da bazı ilk ve orta dereceli okulların bu konuda yasak uygulaması Danıştay'a götürüldü. Davada savcı, bu konuda okul yönetimlerinin yetkili olmadığı gerekçesiyle "başörtüsü yasağının yasa dışı olduğu" yönünde görüş bildirdi. Danıştay, savcının görüşüne uyarsa başörtüsü konusunda karar yetkisi Flaman bölge hükümetine geçecek.
559950
Zico'nun görevine son verildi
İspanyol Juande Ramos CSKA Moskova'da yeni teknik direktörlük görevine getirildi. 2007-2008 sezonunda Fenerbahçe'de teknik direktörlük yapan Brezilyalı çalıştırıcı Zico'nun görevine son verildi. CSKA'da başarısız bir dönem geçiren Zico'nun yerine İspanyol çalıştırıcı Juande Ramos getirildi. Yeni teknik direktör Ramos, kendisine ait internet sitesinde yaptığı açıklamasında, ''CSKA Moskova, Avrupa'nın tarihi bir kulübü. Avrupa'da gücünü göstermesine yardımcı olacağız. Şampiyonlar Ligi'nde iyi bir sezon geçireceğine inanıyoruz ve bu yönde çalışacağız.'' açıklamalarına yer verdi. İspanyol çalıştırıcı Ramos, geçen sezon da Real Madrid kulübünde Bernard Schuster'in yerine yarım dönem görev yapmıştı.
559726
Patron jeeple, işçiler 'tabut' minibüsle!
Türkiye'yi yasa boğan sel felaketi ile birlikte dün Halkalı'da çok acı bir olay yaşandı. Nadiye Karadeniz, Nebahat Salkım, Özlem Ünal, Bircan Karataş, Nuriye Can, Fikriye Öztürk ve Altun Yüksek isimli yedi kadının feci ölümü Türkiye'de insan hayatına verilen önemi bir kez daha gözler önünde serdi. Kendilerini, İkitelli'deki işyerlerine götüren yük taşıma aracının sel sularına kapılması sonucunda, kapalı olan arka bölümde oldukları için feci şekilde can verdi kadın... Cesetleri, bulundukları yerde yan yana dizilirken Star muhabiri Erdinç Akkoyunlu'nun objektifine de çok ilginç bir kare takıldı. Fotoğraf, işçi ile işveren arasındaki "sınıf" ve "değer" farkını açıkça ortaya koyuyor... İşçileri "birer mal gibi" kapısı penceresi olmayan, yük taşıma aracında taşınan PAMEKS'in sahibi Cevdet Karahasanoğlu olayla ilgili ifade vermeye altındaki son model jeepiyle geldi. İşte alt alta iki kare...
558955
Kanarya, Azerilerle işbirliği yapacak
Törende teknik direktör Christoph Daum, sportif direktör Aykut Kocaman ile bazı futbolcular da yer alacak. Sportif işbirliğini artırmanın ve dostluğu pekiştirmenin amaçlandığı işbirliği çerçevesinde, gelecekte Azerbaycan 15 Yaş Altı Genç Milli Takımı'nın iskeletini oluşturması planlanan futbolcuların yer aldığı bir takımın, 13 Temmuz'dan bu yana Fenerbahçe tesislerinde eğitim gördüğü, bu takımın, Sarı-Lacivertlilerin idari ve teknik şemsiyesi altında, çalışmalarına İstanbul'da devam edeceği bildirildi. Bu arada Fenerbahçe Kulübü, Siirt'in Eruh ilçesinde güvenlik güçleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada şehit olan askerler için başsağlığı mesajı yayımladı.
559449
Erzican'da kurt avı başlatıldı
Erzincan şehir merkezine bağlı Mollaköy Beldesinde kişiyi yaralayan kurt, köylüler tarafından dün vuruldu. Ancak alınan ihbarların artmasıyla bölgede bulunabilecek diğer kurtlara karşı önlemler artırıldı. Beldede kurtların bulunması için görevlendirilen jandarma ekiplerine vatandaşlar da yardımcı oluyor. Kurtlar, köpekler eşliğinde aranıyor. Kurtlara karşı köylülerin daha uyanık olması ve görüldüğünde haber verilmesi için ise belde hoparlörlerinden sık sık anonslar yapılıyor. Mollaköy Beldesi Tepecik Mahallesi Muhtarı Musa Kaya, iki günden beri belde genelinde gece yarısına kadar kurt nöbeti tutulduğunu belirterek, kurtların son saldırılarının mahalle sakinlerini son derece tedirgin ettiğini söyledi. Erzincan'da dün öğlen saatlerinde kapısı açık olan evden içeri giren bir kurt evde torunlarıyla vakit geçiren bir kişiyi yaralamıştı. Bu arada Erzincan Tarım İl Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre, ilde sadece kurt saldırılarından dolayı 2009 yılında 17 köyün karantinaya alındığı anımsatıldı. Söz konusu köylerdeki karantinaların halen devam ettiği, hayvan giriş çıkışlarının yasak olduğu kaydedildi.
558918
İstanbul sonuçları
8-6-2-5-5-3,7 4.408,78 TL Beşli Ganyan: 6-2-5-5-3,7 489,40 TL Dörtlü Ganyan: 2-5-5-3,7 34,50 TL 2.Üçlü Ganyan: 5-5-3,7 5,53 TL
559177
Obama Türklerin sadece yarısını etkileyebilmiş
Transatlantic Trends adlı araştırmaya göre, Avrupalıların yüzde 77'si Başkanı Barack Obama'ya destek verirken, bu oran Türkiye'de yüzde 50 civarında. George W. Bush döneminde yapılan araştırmada, Avrupa Birliği'nde bu oran yüzde 19 olurken Türkiye'de sadece yüzde olmuştu. üyesi 11 ülke (, Hollanda, Polonya, Portekiz, Slovakya, Bulgaristan ve Romanya) ve Türkiye'de yapılan araştırmada Türkiye birçok konuda diğer ülkelerden farklılık gösterdi. Obama'ya duyulan güven, Amerika Birleşik Devletleri'nin politikalarına verilen destek ve konusunda en düşük oranlar Türkiye'den çıktı. Aynı araştırmada Türkiye'nin üyeliğine karşı olanların Avrupalıların sayısında artış meydna geldiği buna karşın, 'ye katılmak isteyen Türklerin sayısının da arttığı belirlendi. 'ya bağımlılık Enerjide 'ya bağlı olmak konusunda ise Avrupa Birliği halkının yüzde 66'sı rahatsızlık duyduğunu söylerken, bu konuda en az rahatsızlık duyan ülke halkı yüzde 50 ile Türkler oldu. Ancak geçen yıl bu oranının yüzde 15 olması nedeniyle konusunda rahatsızlık hissedenlerin sayısındaki en çok artış da yine Türkiye'de görüldü. Obama'ya duyulan güven, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği'ne destek, ve 'nin ve politikaları konusunda Türk halkının ve halkından farklı görüşlere sahip olduğu ortaya çıktı. Avrupa Birliği'ne bakış ülkelerinde son 10 yıl içersinden Türkiye'nin birliğe üyeliğini istemeyenlerin sayısında artış görülürken, bir zamanlar 'ye karşı duyulan ilgilerinde azalma meydana gelen Türklerin bu fikre yeniden sıcak bakmaya başladıkları belirlendi. Türklerin yüzde 48'i üyeliğini istiyor. 2008 yılında bu oran yüzde 42, 2004 yılında ise yüzde 73'tü. Türklerin eninde sonunda üyeliği konsuunda ise karamsar olduğu belirlendi. Her üç Türk'ün ikisi (yüzde 65) bunun asla gerçekleşmeyeceğine inanıyor. Türklerin üyeliği konusundaki karamsarlığına karşın, ülkeleri halkı Ankara'nın eninde sonunda birliğe üye olacağını düşünüyor. ülkeleri halkının yarısı (yüzde 54) Türkiye'nin 'ye üye olacağını düşünüyor. Bu oran, 2008 yılında yüzde 60 olmuştu. Sadece halkının yarısından fazlası (yüzde 56) Türkiye'nin 'ye asla giremeyeceğine inanıyor. Türklerin çoğunluğu (yüzde 57) Obama'nın uluslararası ekonomik sorunlarla başetme konusunda yeterli donanıma sahip olmadığını düşünürken, araştırmanın yapıldığı ülkeler arasında en az Türklerin Obama'ya güven duydukları ortaya çıktı. 2009 yılında her altı Türk'den sadece biri (yüzde 22), konusunda olumlu görüşe sahip olurken, bu oranın 1999 ve 2000 yıllarında yapılan araştırmalarda yüzde 52 olmuştu. Transatlantic Trends araştırmasında Türk halkının yüzde 42'sinin konusunda olumsuz düşünceye sahip" oluğu ortaya çıkarken, nin en az sevildiği ülke de açık ara ile Türkiye oldu. Her altı Türk'den sadece biri (yüzde 16) 'nin dünya meselelerinde güçlü bir liderlik görevi üstlenmesini istiyor.
558545
Bitlis Hizan'da deprem
Boğaziçi Üniversitesi, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nün internet sitesindeki verilere göre, şiddeti 3.3 olarak ölçülen ve saat 23.01'de kaydedilen depremin merkez üssünün Hizan'ın Akşar köyü olduğu belirlendi.
558993
'IMF'sizliğin farkında mısınız?'
Önce Ağustos'un ortasına dönelim ve IMF'yi şaşırtan hadiseyi hatırlayalım. Hazine tahvillerine Temmuz'da 36 milyar TL, Ağustos'un ilk 13 gününde ise 91 milyar TL'lik teklif gelmesi üzerine IMF'nin Türkiye temsilcisi Hüseyin Samiei “Tahvillere yüksek talebin olması bize ihtiyacınızı azalttı” diyordu. 127 milyar TL'lik teklifin, epeyce bir süredir Türkiye'ye IMF ile yeni bir anlaşmayı dayatan içimizdeki kriz lobisini fena halde üzdüğünü söylemeye gerek var mı? Hazine tahvillerine nasıl oluyor da böylesine yüksek bir talep gelebiliyor? Hâlâ daha izah edemedikleri “18 milyar dolarlık” döviz girişinin ardından, cevabını veremedikleri bu soruyu da 'hesaba eklemek' gerekiyor. IMF Lobisi'ni üzen bir başka demeç, hafta başında Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'dan geldi.
560055
Hakkari'de DTP'li tutuklandı
Alınan bilgiye göre, Hakkari Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube ekiplerince, dün akşam gözaltına alınan DTP'li Hakkari Belediyesi Meclis Üyesi Hamdi Taşkın ve DTP üyesi Şükrü Kaplan, Hakkari Emniyet Müdürlüğündeki sorgularının ardından savcılığa sevk edildi. Taşkın ve Kaplan, savcılıktaki işlemlerin ardından çıkarıldıkları mahkemece, ''Terör örgütü üyesi olmak'' suçundan tutuklandı. Zanlılar, Hakkari Kapalı Cezaevi'ne gönderildi.
559795
Rizeliler Karabük Forması Giydi
Rizeliler Karabük Forması Giydi Çaykur Rizesporlu futbolcular, formaları unutunca Kardemir Karabükspor'un yedek formasıyla sahaya çıktı. A2 Futbol Ligi Kuzey Grubu'nda mücadele eden Çaykur Rizesporlu futbolcular, Karabük deplasmanına formalarını getirmeyi unutunca, maça rakip Kardemir Karabükspor'un yedek formasıyla çıkmak zorunda kaldı. Maç öncesi soyunma odasında hazırlıklarını yapan Çaykur Rizesporlu futbolcular, formalarının üstlerinin Rize'de unutulduğunu fark edince, Kardemir Karabükspor yöneticilerinden yardım istediler. Bunun üzerine Kardemir Karabükspor'un yedek formasının verildiği futbolcular, rakiplerinin formadaki amblemini bantla kapatarak sahaya çıktı. Karşılaşma, 3-3 beraberlikle sonuçlandı.
559041
Ahlat'ta büyüklüğünde deprem
Bitlis'in Ahlat ilçesinde 4.0 şiddetinde meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Araştırma Enstitüsü'nün sitesindeki verilere göre, şiddeti 4.0 olarak ölçülen ve saat 00.36'da kaydedilen depremin merkez üssünün Bitlis'in Ahlat ilçesi olduğu belirlendi. Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban, depremde can ve mal kaybının olmadığını, ancak ilçedeki vatandaşların evlerinin dışına çıktıklarını ve paniğe kapıldıklarını söyledi. Tatvan ilçesinde ve Ahlat'a yakın diğer yerleşim birimlerinde de hissedildi.
559978
11 kişiyi ısıran köpek itlaf edildi
Alınan bilgiye göre, merkez Hacıemin Mahallesi'nde bir sokak köpeği, son günde mahalle sakinlerinden Fatih Ayhan, Ünal Odabaş, İsmail Kiraz, İmdat Salantur, Belgen Kalaycı, Kezban Çilenk, Kemal Akagün, Ahmet Furkan Eskicioğlu, Ömer Mustafa Eskicioğlu, Fatih Çakıcı ve Muhammet Ali Akdemir'i çeşitli yerlerinden ısırdı. Gümüşhane Devlet Hastanesi'ne başvurarak tedavilerini yaptıran bu kişilere kuduz aşısı yapıldı. Sokak köpeği ise Gümüşhane Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü'nce yakalanarak itlaf edildi. Tarım İl Müdürü Hasan Irkın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, itlaf edilen köpeğin başının alınarak Erzurum Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü'ne gönderildiğini, enstitüden gelecek olan rapora göre hareket edeceklerini söyledi.
558701
CHP, Silivri'yi selden kurtaracak projeyi durdurmak için dava açtırmış
Tsunami bölgesini andıran Silivri'deki dere yataklarıyla ilgili çarpıcı iddialar ortaya atıldı. Eski Belediye Başkanı Hüseyin Turan, 2007 yılında özellikle taşan Boğluca deresiyle ilgili ıslah ve istimlâk kararı aldıklarını ancak bunun CHP İlçe Teşkilatı tarafından engellendiğini öne sürdü. CHP'lilerin, 2008 yılında halkla bilgilendirme toplantıları düzenleyerek, sağlıksız bilirkişi raporuyla mahkemede yürütmeyi durdurma kararı aldırdığını savunan Turan, "Dere küçük ve dardı. Burası imara 1970'li yıllarda açılmış. Eski haline getirmek istiyorduk. Ancak CHP İlçe Teşkilatı devreye girdi ve buradaki vatandaşlarla bilgilendirme toplantısı yaptı. Ev sahipleri, bilirkişi raporuyla idare mahkemesine başvurdu. İstimlâk için yürütmeyi durdurma kararı alındı. Bu yüzden bütün planımız durdu." iddiasında bulundu. Silivri Belediyesi'nde görev yapan eski bir yetkili de Turan'ın iddialarını doğruladı. CHP'lilerin halkı istimlak ettirilmemesi yönünde galeyana getirdiğini ileri süren yetkili, şunları anlattı: "Trakya'nın içinde Ergene Su Havzası var. Buraya yağan yağışın tahliye olduğu noktalardan birisi Silivri deresi yani taşan Boğluca deresi. Ergene Havzası'na ne kadar yağış yağarsa su Silivri'den çıkıyor. Tarih boyunca bu dere sürekli taşmış. Silivri Belediye Başkanı Hüseyin Turan 'Islah projesi yapalım. Derenin denize döküldüğü yeri sağlı ve sollu olarak İSKİ istimlak etsin' dedi. Ergene Su Havzası'nın bulunduğu yeri İSKİ koruma altına aldı. 2007 yılında belediye tarafından bir encümen kararı alındı. İSKİ de 'Tamam ben sağından ve solundan 10'ar metre olacak şekilde istimlak yaparım' dedi. DSİ ve İSKİ'nin bölgeyle ilgili raporları vardı. DSİ, 'Dere yatağının metreye kadar taşma riski var' derken, İSKİ bu riskin 10 metreye kadar olduğu yönünde rapor hazırladı. Mülkleri İSKİ tarafından istimlak edilecek kişiler tarafından encümen kararı dava edildi. CHP İlçe Teşkilatı da halkı galeyana getirdi. Dava açması için teşvik etti. Halk 'Bu evler bizim başımıza yıkılsın ama Turan burayı istimlak etmesin' dediler. Tamamen siyasi bir tavır gösterdiler." Dereye mahalle kuruldu, akış düzeni bozuldu Silivri Belediyesi'nde uzun süre görev yapan bir yetkili, mahkemenin DSİ'nin raporuna göre karar verdiğini belirterek, şu bilgileri verdi: "Eskiden metreye taşan dere şimdi 20 metreye taşıyor. Çünkü yatağa bina yapıldığı için yatak bozuldu. 1989-90 yıllarında Silivri vadisine kocaman bir mahalle kuruldu. Bilirkişi DSİ'nin raporunu baz aldı. Mahkeme de DSİ'nin raporunu kabul ederek, belediyenin istimlak kararını durdurdu. Avukatlar da 250 kişiden vekalet ücreti almak için bu işin peşine düştüler." Bölge sakinleri: Villalar dere yatağını işgal etti Silivri'nin 39 yıllık sakini Mustafa Boy, taşan dere yatağının sebebinin çevredeki villalar olduğunu iddia etti. 35 yıldır Silivri'de inşaat ustalığı yapan Ergün Kayalı, dere havzasının villa sahipleri tarafından sürekli küçültüldüğünü belirtirken, 10 metrelik dere yatağının buçuk metreye kadar indirildiğini söyledi. 72 yaşındaki Ziya Büyükkatırcı ise 37 yılda 12 metre olan dere boyunun metreye kadar indirildiğini ifade ederek şöyle konuştu: "Anbean şahidim. Son 10 yıldan beri bu şekilde dere havzası küçültülüyor." Uzmanlar uyarıyor Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Hidrolik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Yüksek: Sel, duyarsızlıktan kaynaklandı Halkın ve devlet kuruluşlarının duyarsızlığından sel meydana geldi. Taşkınların en büyük sebebi yerleşim birimlerinin dere yataklarına kurulması. Dere yatakları turizm açısından özellikle Karadeniz Bölgesi'nde insanlara daha cazip geliyor. Akarsu doğal mecrasını doğal akışına bırakmak gerekiyor. PROF. DR. MİTHAT KADIOĞLU Meteorolojik afetlerin ekonomiye verdiği zarar kat arttı 1960'lı yıllara oranla 2000'li yıllarda meteorolojik afetler kat arttı. Ekonomik kayıplarda ise kat artış gözleniyor. Sigorta kayıplarında da 15 kata varan artış söz konusu. Ekonomik kayıplardaki artışın sebepleri şöyle sıralanabilir: Çarpık kentleşme, yolların ve köprülerin doğru hesaplanmadan inşa edilmesi, mimarlık ve mühendislik hataları, dere yataklarına yapılacak binalara ruhsat verilmesi, ruhsat verilmeyen bölgelerde kontrollerin yetersizliği, sel yatak haritalarının çıkarılmaması, insanların muhtemel afetlere karşı bilgilendirilmemesi, erken uyarı sisteminin gelişmemesi, deniz kenarlarına yazlık inşaatına izin verilmesi. Kızılay Afet Operasyon Müdürü Zafer Karakaş: Karadeniz Bölgesi dikkatli olmalı Şu an için barınma sorunu bulunmuyor. Gerekli tedbirleri aldık. Ekip sayısını artırdık. Ankara ve Düzce'den yardım aldık. Şubelerimizden de destek sağladık. İnsanlar kamu binalarında barınıyor. Kızılay, gereken yardımı yapıyor, yeme ve içme ihtiyacını karşılıyor. Su, kumanya, battaniye, çadır, mutfak seti, adet 10 bin kişilik mobil mutfak aracı ve fırın gönderildi. Akşam Silivri'de mobil mutfakta iftar vereceğiz. Meteoroloji'den aldığımız bilgilere göre bugünden itibaren yağışlar giderek artacak. Özellikle Karadeniz Bölgesi dikkatli olmalı. Çünkü bölgede aşırı yağış bekleniyor. Meteoroloji Uzmanı Kürşat Atalay: İstanbul'a İç Anadolu'nun yıllık yağmuru yağdı Marmara'da etkili yağış hafta sonuna kadar devam edecek. İstanbul Çatalca'ya günde metrekareye 266 kg yağış düştüğünü tespit ettik. Bu gece Karadeniz Bölgesi sağanak yağışın etkisi altına girecek. İl bazında Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Artvin ve Rize'de yaşayan vatandaşlarımızı sele karşı dikkatli olmaları konusunda uyarıyoruz. Gün boyunca İstanbul'a yağan yağmur İç Anadolu Bölgesi'ne yılda yağan yağmura denk. İTÜ Meteoroloji Mühendisi Orhan Şen: Çatalca tekrar riskli hale geliyor Marmara Bölgesi'ni etkisi altına alan yağışlar Trakya'ya doğru kayıyor. Çatalca tekrar riskli hale geliyor. İlçe önceki gün gördüğü yağışı bugün de görecek. Yetkililer ve vatandaşlar dikkatli olmalı. Duruşma salonunun çökmesi inceleniyor Sel, Ergenekon duruşmalarının yapıldığı mahkeme binasında da hasara yol açtı. Dava, bu sebeple 14 Eylül'e ertelendi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, dün salonun son durumuyla ilgili bilgi verdi. Ergin, "Duruşma salonunun fuaye bölümünde asma tavandan 2,5-3 metrekarelik bölüm düşmüştür. Bunlar 60-60 tavan kaplaması plakalar şeklinde yapılmış bir döşeme. Anlaşılıyor ki teknik eksiklik var. Konuyla ilgili inceleme yapılıyor." dedi. Binanın, "henüz kesin kabulünün yapılmadığını'' belirten Ergin, yapının yüklenici firmanın sorumluluğunda olduğunu kaydetti. Adalet Bakanı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ufak tefek su sızıntıları var ama asma tavanda çökmeden dolayı ve bina komple elektronik sistemlerle döşendiği için elektronik sistemlerin zarar görmemesi ve herhangi bir kazaya meydan vermemek üzere duruşmayı yöneten mahkeme başkanımız tarafından duruşmalar ertelenmiştir. Bununla ilgili incelemeler devam etmektedir.
558971
Bülent Yıldırım ilk derbisini yönetecek
Galatasaray bu maçlarda galibiyet, beraberlik ve yenilgi alırken Beşiktaş, Yıldırım ile çıktığı 12 maçta galibiyet, beraberlik ve mağlubiyet yaşadı. Süper Lig'de 5. hafta maçlarını yönetecek diğer hakemler şöyle: Kayseri-Ankara: Abdullah Yılmaz, Denizli-Diyarbakır: Hüseyin Göçek, Manisa-Sivas: Fırat Aydınus, İstanbul B.Bld.-Trabzon: Bünyamin Gezer, Bursaspor-Fenerbahçe: Deniz Çoban, Gaziantepspor-Kasımpaşa: Aytekin Durmaz, Gençlerbirliği-Eskişehirspor: M. Kamil Abitoğlu, Antalyaspor-Ankaragücü: Cüneyt Çakır.
558844
Perakendeci bastırınca Via/Life da outlet oldu
Perakendeci bastırınca Via/Life da outlet oldu Ankara'da çocuk AVM'si olarak düşünülen Via/Life da perakendecinin talebiyle outlet olarak açıldı ŞÜKRULLAH DOLU Yılın Outlet'i olarak seçilen İstanbul'daki Via/Port'un da yatırımcısı olan Bayraktar Grup tarafından 50 milyon avroluk bir bütçeyle yapımı tamamlanan Via/Life, dün kapılarını açtı. 36 bin metrekarelik kapalı alanda 60 mağaza ile faaliyete geçen Via/Life'ı başlangıçta çocuk giyim AVM'si olarak düşündüklerini anlatan Bayraktar Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bayraktar, projenin outlete dönüşmesi konusunda kendilerini perakendecinin ikna ettiğini söyledi. Via/Life'ın işletmesini yapan ve Bayraktar Grup bünyesinde yer alan Via Development Management Co.'nun Genel Müdürü Bülent Kural ise, “Abdullah Kiğılı ile birlikte 14 marka geldi, 'Burası outlet olarak açılsın, hayırlı olsun' dediler. Anlaştık, gittiler” diyerek süreci özetledi.
558623
BÜYÜK OPERASYON
’da teröristlerin döşediği mayının infilak etmesiyle dün iki asker daha şehit oldu. Son 24 saat içinde şehit sayısı 10’a çıkarken, Çukurca ve Eruh’ta geniş çaplı operasyon başladı Çukurca ve Eruh’ta yaşanan çatışmalarda sekiz asker şehit düştü. ’da teröristlerin döşediği mayının infilak etmesi sonucu dün bir astsubay ve bir daha şehit oldu. Böylece son 24 saatte şehit sayısı 10’a çıkarken, bölgede örgütüne karşı büyük operasyon başlatıldı. ilçesine bağlı Albayrak köyü kırsalında dün öğlen saatlerinde arama tarama faaliyetlerinde bulunan Güllük Karakolu’na bağlı askerlerden biri, teröristlerin önceden döşediği mayına bastı. Mayının infilak etmesi sonucu Astsubay Fatih Aydoğan ve Uzman Çavuş Deniz Kaya şehit oldu, yedi asker de yaralandı. Yaralanan bir üsteğmen ile Uzman Çavuş Ferdi Akman, erler Cumali Kaya, Mücahit Demir, Recep Pamuk, Muzaffer Ünal ve Recep Genç helikopterle Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesi ile Asker Hastanesi’ne kaldırıldı. ile önceki gün yaşanan çatışmalardaEruh’ta 7, Çukurca’da da bir asker şehit düşmüştü. Eruh’un Çırav dağı ve Hakkâri’nin Çukurca bölgelerinde sekiz askerin şehit olmasının ardından başlatılan hava destekli operasyonlar da genişletildi. Çırav Dağı’nda dün sabah yeniden sıcak temas sağlanan teröristlerle çatışmalar sürerken, ’ın Kato Dağı’nda da yeni bir operasyon başlatıldı. Günlerdir Kato’da bulunan komandolar, ilçe merkezinden yürüyerek birliklerine döndü. Gece uçaklar vurdu Önceki gece 8. Ana Jet Üssü’nden havalanan savaş uçaklarının Çırav’da teröristlerin bulunduğu bölgeleri bombaladığı bildirildi. Bölge, Sikorsky helikopterlerle indirilen Jandarma özel harekât timleri tarafından çembere alındı. 10 şehidin 3’ü Kaman’dan ’in Kaman İlçesi, gün arayla şehit vermenin acısını yaşıyor. Önceki gün Siirt’in Eruh ilçesinde çıkan çatışmada, şehit olan Er Orhan Kılıç’ın ardından dün de Van’daki patlamasında Kaman’lı olan Astsubay Fatih Aydoğan ile Uzman Çavuş Deniz Kaya’nın şehit olmasıyla ilçe adeta yasa büründü. Astsubay Aydoğan ile Uzman çavuş Kaya’nın arkadaş oldukları ve birlikte askere girdikleri öğrenildi. Sivil hayatta da çok iyi arkadaş olan ve aynı sene içinde evlenen ikisi de kız babası olan arkadaşlar aynı patlamada şehit oldular.
558420
Kocaeli'de 12 araç birbirine girdi: Çok sayıda yaralı var
Edinilen bilgiye göre, otoyolun Ankara yönü Tavşancıl mevkisinde, otobüs, kamyon ve tır ile otomobilin karıştığı trafik kazası meydana geldi. Kazada yaralanan çok sayıda kişinin, 112 Acil Servis ekiplerince, Gebze, Darıca, Derince ve İzmit'teki hastanelere sevk edildiği öğrenildi. Kazanın ardından TEM Otoyolu'nun Ankara yönündeki trafik akışı, D-100 kara yoluna yönlendirildi. Ekiplerin, yolu trafiğe açma ve yaralı sayısını tespit etme çalışmaları devam ediyor.
559679
DTP'den şehit yorumu
Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna, demokratik açılım görüşmeleri çerçevesinde KESK Genel Başkanı Sami Evren'i ziyaret etti. KESK Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen görüşme sonrası Ayna ve Evren basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Ayna, ziyaretin İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın yaptığı görüşmelere alternatif olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurguladı. Bu süreçte tüm siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve sendikalarla görüşmeyi düşündüklerini ifade eden Ayna, CHP ve MHP'den henüz randevu talebinde bulunmadıklarını dile getirdi. Son günlerde şehit cenazelerinin açılım cenazeleri olarak değerlendirilmesinin yanlış olduğunun altını çizen Ayna, "Bu yorumlar doğru değil. Bu tip açıklamalar siyasi ve siyasi duruşla ilgili açıklamalardır. PKK uzun süredir eylemsizlik kararı açıkladı. Bir çözüm olacaksa katkıda olalım demiştir. Operasyonlar durursa ölümler biter. Açılımla birlikte operasyonların devam etmesi yanlış. Başbakan ve İçişleri Bakanı'nın atacağı ilk adım operasyonların durması olmalıdır." dedi. Basın mensuplarının son gerçekleştirilen operasyonların provokasyon olarak değerlendirildiğini ifade etmesi üzerine Ayna, "Öyle olması istenmez. Demokratik açılımdan, Kürt sorunundan söz ediliyorsa, bu tartışmalar yapılırken operasyonlar devam ediyor cenazeler geliyorsa operasyonlar süreci baltalayan provokasyonlardır." ifadesini kullandı. KESK Başkanı Sami Evren ise mevcut anayasanın bir an önce değiştirilmesi gerektiğini savunarak, Kürt halkının taleplerinin olduğunu, bunların göz önüne alınması gerektiğini, bu sorunun çözülüp anayasal sürece kazandırılması gerektiğini belirtti.
558752
Çok kötüydük kazanabilirdik
Herhangi bir eleştiri yapmak haksızlık olur. Bu oyuncular ve bu teknik heyet tanımadığımız kişiler değil. Arda’nın, Tuncay’ın, Emre’nin liderlik özelliklerini ve yeteneklerini biliyoruz. Form durumlarını da... Gökhan’ın nasıl bir canavar olduğunu vs. vs. Bu yüzden: -Savunmadan çıkarken bir pozisyonda, 2-3 saniye içinde aynı oyuncunun kez top kaptırabilmesine... -Savunmanın arasına atılan her topun pozisyona dönüşmesine... -Oyunu 60-70 metrede oynayıp savunmayla hücumun tamamen kopuşuna... -Sürekli yerde kalışımıza... -Hücumda sürekli kalabalıklar arasına tek başına dalan oyuncularımıza... -Savunmacılarımızın rakibe çok rahat top aldırıp şuta müsaade etmesine... Şok bir golle hemen öne geçip bizim şoka girmemize... Bunlara neden olan başka bir sebep olmalı. Bu takımın bu kadar sıradan bir takım karşısında bu kadar ‘kötü’ oynamasının bilmediğimiz bir nedeni olmalı. Yediklerinden içtiklerinden herhalde... Sorumlu aşçı olabilir. Belki de! Herkesin kötü günü olabilir. Ama herkesin aynı anda bu kadar kötü olabilmesi? Rakip de dahil olmak üzere! Çünkü kötü oynarken bu kadar pozisyon bulabilmemiz gerçeği var. Supiç’in maçın adamı oluşu. Öte yandan Volkan’ın maçın diğer adamı olduğu gerçeği de... Bosna’nın 3-5-1-1’nin ilk yarıda bizi orta sahada bozuşu, özellikle de Ceyhun fantezisi göz önüne alındığında savunmadan top yaparak çıkmakta zorlaması sürpriz değil herhalde. İkinci yarıda bizim de 3-5-2’ye dönmemizle bu durumun biraz olsun dengelenmesi bu gerçeğin altını çiziyor. Son 10 dakikada risk alarak savunma kanatlarını da oyuna sokunca hatalar devam etse de şansları buluşumuz bu oyunu nasıl oynamamız gerektiğini maç içinde bize anlattı. Çok kötü, ayakları titreyen bir rakibe karşı biz daha kötü oynadık. Ona rağmen kazanabilirdik. Peki neye sevinebiliriz? İkinci yarı oyuna giren iki oyuncunun yaşları 19 ve 20’ydi. Onlardan sonra daha iyiydik. Polyannacılık oynayıp gelecek için umutlu olabiliriz, belki de!
558602
Bitlis'te deprem
Bitlis'in Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nün internet sitesindeki verilere göre, şiddeti 4.0 olarak ölçülen ve saat 00.36'da kaydedilen depremin merkez üssünün Bitlis'in Ahlat ilçesi olduğu belirlendi. Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban, depremde can ve mal kaybının olmadığını, ancak ilçedeki vatandaşların evlerinin dışına çıktıklarını ve paniğe kapıldıklarını söyledi. Deprem, Tatvan ilçesinde ve Ahlat'a yakın diğer yerleşim birimlerinde de hissedildi.
558985
Sabit hatlarda numara taşımaya geri sayım
hatlarda numara taşımaya geri sayım İSTANBUL (A.A) Sabit Hatlarda Numara Taşınabilirliği uygulamasının, 10 Eylül 2009 tarihinde başlamasıyla birlikte, alternatif operatörler tüketicilere çeşitli kampanya ve hizmetlerle ulaşmayı planlıyor. Uygulama, alternatif operatörlerin pazar paylarını artırırken, telekomünikasyon sektöründe hareketliliğe yol açacak. Kasım 2008'de başlayan Mobil Numara Taşınabilirliğinde, numarasını taşıyanların oranının yüksekliğinden yola çıkıldığında, sabit numarasını taşıyanların oranının da kısa sürede oldukça yüksek olması bekleniyor. Şehir içi konuşma hizmetlerinin alternatif operatörler tarafından sağlanabilir hale gelmesinin, ilk etapta konuşma ücretlerine yansıması beklenirken, rekabetin gelişmesi, Ar-Ge ve altyapı yatırımları ile tüketiciye sunulacak hizmet çeşitliliğinin artması öngörülüyor. Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, Mobil Numara Taşınabilirliğinin rekabete olumlu etkisinin görüldüğüne işaret ederek, Sabit Numara Taşınabilirliği uygulamasının da sektöre fayda sağlayacağını, uygulamanın başlamasıyla aldığı hizmetin fiyat ve kalitesinden memnun olmayan çok sayıda sabit telefon abonesinin, numara değişikliği sıkıntısı yaşamadan yeni işletmecilere geçiş yapabileceğini söyledi. Arıak, sektörde Türk Telekom'un yanı sıra 20 yeni işletmecinin faaliyet gösterdiğini kaydederek, yeni düzenlemelerle, bu firmalardan en az 5-6 tanesinin şehir içi görüşmeler alanında ilk aşamada aktif olacağını tahmininde bulundu. Arıak, 'Bu durum hiç şüphesiz sektörde büyük hareketliliğe yol açacak. Bunun sonucunda Türk telekomünikasyon sektörünü, rekabete daha açık, hizmet çeşitliliği artmış ve en önemlisi de vatandaşların rekabetin nimetlerinden faydalanmaya başladığı sektör haline getirme yolunda önemli gelişmeler sağlanmış olacaktır' diye konuştu. Şehiriçi görüşmelerin rekabete açılmasıyla birlikte çok büyük indirimler ve ucuzluk söz konusu olmasa bile, en azından bu alanda artık zam yapılmayacağının söylenebileceğine dikkati çeken Arıak, rekabetin başlamasıyla bu alanda hizmet çeşitliliği ve yeniliklerin artacağının, fiyat/kalite oranına bağlı olarak fiyat farklılaşmasının ortaya çıkacağının altını çizdi. Arıak, sabit hatlarda numara taşınabilirliğinin, vatandaşların sabit telekom hizmetlerindeki temel haklarından olan 'Numara Taşıma Hakkına' kavuşmalarını sağlayacağını belirtti. Şehiriçi görüşmelerin ve geniş bant internet hizmetlerinin rekabete açılmasını sağlayacak uygulamaların gecikmesinin, temelde vatandaşlara zarar verdiğini vurgulayan Arıak, sabit telekom hizmetlerindeki temel vatandaş haklarını, 'işletmeci seçebilme hakkı, internete erişim hakkı, abone olmadan telefon hizmeti alma hakkı, telefon işletmecisini kolay değiştirme hakkı, numara taşıma hakkı, internet işletmecisini kolay değiştirme hakkı' şeklinde sıraladı. Arıak, AB ülkelerinde, sabit numara taşınabilirliği ve diğer uygulamalar sonucunda rekabetin geliştiği, alternatif işletmecilerin sabit telefon pazarından aldığı payın, yüzde 40'a yaklaştığı bilgisini verirken, 'Ülkemizde mobil numara taşınabilirliği çok kısa bir süre önce başlamış olmasına rağmen, numarasını taşıyanların oranı ayda yüzde seviyesine ulaştı. Bu gelişme ışığında, sabit numarasını taşıyanların oranının da kısa sürede oldukça yüksek olması bekleniyor' dedi. TURK.NET'TEN İNDİRİMLİ TARİFELER, ŞEHİR İÇİ ARAMALARDA AYRINTI BİLGİSİ TurkNet Murahhas Üyesi ve Genel Müdürü Cem Çelebiler ise seçim hakkını kazanan tüketicinin, bunu kullanarak kendine en uygun hizmeti en uygun fiyata almak isteyeceğini, işletmecilerin de tüketiciyi memnun etmek için çalışacağını, böylece hizmetlerin farklılaştırılacağını, Ar-Ge ve altyapı yatırımlarının artacağını dile getirdi. Şehiriçi hariç (şehirlerarası, GSM ve uluslararası) telefon hizmetlerinin bir kaç yıl önce rekabete açılmasıyla özel işletmecilerin 'avantajlı' tarife ve hizmet seçeneklerini sunabilmek için yarıştıklarını anlatan Çelebiler, bunun sonucunda tüketicilerin yeni ve ekonomik telefon hizmet tarifeleriyle tanıştıklarını hatırlattı. Çelebiler, TurkNet olarak ADSL ve TurkNet Telefon hizmetini bir araya getiren 'ikili oyun' paketleri hazırladıklarını belirtirken, hizmetlerine ilişkin şu bilgileri verdi: 'Artık hem bireyler hem de şirketler, telefon hizmetini ve ADSL hizmetini TurkNet'ten alacaklar ve bu iki hizmet için ödemelerini tek faturayla yapacaklar. Müşterilerimiz, şimdi almakta oldukları hizmetler için olduğu gibi her iki hizmetin de kullanım bilgilerine (mesela konuşma detayları, veya ADSL kota kullanımı) WEB sitemiz üzerinden her gün, her saat erişebilecekler. Sunduğumuz 1095 ve TurkNet A-tipi telefon hizmetleri, uzak mesafe görüşmelerde, kıyaslama tarifelerine karşı yüzde 95'e varan indirimler sağlıyor. Sabit hatlarını TurkNet'e taşıyarak abonelerimiz arasına katılan tüketiciler, uzak mesafe ve GSM aramalarında bu indirimli tarifelerden yararlanabilecek, şehir içi görüşmelerinde de önemli tasarruflar sağlayacaktır. Bunun dışında yerleşik operatörün sunmadığı bir hizmet olan yapılan şehir içi aramaların ayrıntı bilgilerini de abonelerimize sunacağız.' Tüketicilerin kendileri için fiyat ve performans açısından avantajlı alternatifleri görüp, bunu değerlendirdiğini anlatan Çelebiler, numara taşınabilirliğinin tüketiciler açısından hiçbir zorluk getirmeden alternatif işletmeciler tarafından üstlenilecek olmasının da numara taşımaya karşı tüketicilerin ilgisini artıracağını vurguladı. Çelebiler, TurkNet olarak, serbestleşmeyi sağlayan tüm koşulların yerine getirilmesi halinde, yeni işletmecilerin toplam pazarı büyüterek, pazardan önemli pay çıkaracaklarını öngörürken, süreçten geçen ülkelere bakıldığında, alternatif operatörlerin sahip olduğu toplam pazar payının yüzde 30'a yakın olduğunu ve alternatif operatörler olarak toplam pazar paylarını zaman içinde bu seviyeye çıkartmayı hedeflediklerini bildirdi. BiRi ABONELERİNE TELEFON GÖRÜŞMELERİ İNDİRİMLİ Koç.net Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca, şehir içi konuşma hizmetlerinin alternatif operatörler tarafından sağlanabilir hale gelmesinin, ilk etapta konuşma ücretlerine yansıyacağına dikkati çekerek, uygulamanın, alternatif operatörlerin pazar paylarını artırmaya olanak yaratırken, sabit hatlarda tüketici yararına bir çok yenilik getireceğini ve sağlıklı rekabet ortamı oluşturacağını düşündüklerini ifade etti. Koç.net olarak 'BiRi ADSL'le birlikte, 29 Mayıs'tan bu yana şehir içi hizmeti de verebilen 'ilk ve tek' alternatif telekom operatörü olduklarını bildiren Akarca, 'BiRi abonelerimiz, telefon hizmeti destekli modemleri sayesinde şehir içi de dahil tüm telefon görüşmelerini, hiçbir ek işleme gerek kalmadan yüzde 45'e varan indirimlerle yapabiliyorlar' dedi. Akarca, uygulamayla birlikte, Koç.net olarak tüketicilere, telefon (ses) ve internet hizmetlerinin bir arada verildiği, farklı avantajlar içeren paketler sunacaklarını belirterek, bunlara, 'Koç.net'in, BiRi ADSL ile yeni tanışan abonelerine yönelik kampanyası kapsamında, 30 Eylül'e kadar BiRi ADSL abonesi olanların, ilk ay boyunca, tüm şehirlerarası ve 1. kademe kapsamındaki ülkelere yönelik uluslararası sabit telefon görüşmelerini, zaman sınırı olmadan ve ücretsiz yapabilmeleri' örneğini verdi. Numara taşınabilirliği uygulamasıyla birlikte kampanyalarını, daha kapsamlı hale getirerek sunacaklarını vurgulayan Akarca, şu bilgileri verdi: '1 Eylül itibariyle hat nakil ücretini artık almıyoruz. 30 Eylül'e kadar geçerli tüm kampanyalarımızda, kablosuz modem, 8GB kotalı, anti-virüs/anti-spam korumalı e-posta alanı, 5GB kotalı dosya alanı, 'Aile Koruma Hizmeti'ni ücretsiz kullanıma sunuyoruz. Abonelerimiz, BiRi Güvenlik Hizmeti'ni ise ayda sadece 2,75 liraya ya da yıllık 28 liraya alabiliyorlar. Tüm abonelerimiz, telefon hizmeti destekli modemleri sayesinde şehiriçi de dahil tüm telefon görüşmelerini, hiçbir ek işleme gerek kalmadan yüzde 45'e varan indirimlerle yapabiliyorlar.' SUPERONLINE'DAN 'ÜÇLÜ OYUN' Superonline Genel Müdürü Murat Erkan da, Superonline'a numarasını taşıyan bir abonenin, yerel operatöre ödediği sabit ücreti ödemeyeceğini, tüketicinin tek operatör üzerinden tüm servisleri almasının mümkün olacağını, her iki servis için de tek fatura hizmetinden yararlanabileceğini söyledi. Uygulamayla, katma değerli servislerin Türkiye'de de uygulanabileceğini belirten Erkan, Superonline'in bu kapsamda tüketiciye sunmayı planladığı hizmet ve kampanyalara ilişkin şu bilgileri verdi: 'STH ile birlikte internet ve ses hizmetlerinin yanına WebTV hizmetini de katarak yurt dışında örneklerini gördüğümüz Üçlü Oyun'u (TriplePlay) müşterilerimize sunacağız. Bu konuda abonelerimizin internet deneyimlerini zenginleştirmek üzere yaptığımız çalışmalara devam ediyoruz. Bu anlamda Ağustos ayında http://www.superonline.com/superplay adresinden ulaşılabilen SuperPlay servisimizi devreye soktuk. SuperPlay ile fiber internet abonelerimiz, Lig TV'de yayınlanan maçları ve programları, fiber internetin hızı sayesinde yüksek görüntü kalitesi ve canlı yayın olarak izleyebiliyor. Türkiye'de Lig TV yayınının Lig TV dışında canlı olarak internet üzerinden izlenebildiği ilk uygulama olan SuperPlay'de sunulan film hizmeti ile kesintisiz film keyfini de internet üzerinden sunuyoruz.' Erkan, tüketicilerin numara taşıma konusunda bilgisinin yeterli seviyede olmadığını düşündüklerini ifade ederek, 'Regülasyonlarda son ana kadar yaşanan belirsizlikler nedeniyle alternatif operatörler tüketicileri, konuyla ilgili bilgilendirebilecekleri aktiviteleri yapmakta geç kaldılar. Dolayısıyla GSM sektöründe yaşanan numara değişikliğindeki heyecanı bizim sektörümüzde göremiyoruz' değerlendirmesinde bulundu. Müşterilerine, sabit telefon lisansları ile birlikte ses hizmetinin yanı sıra, daha gelişmiş hizmet ve ürünleri, daha hızlı ve daha uygun fiyata kullanma olanağı getirecek çözümler üzerinde çalışmalar ile altyapılarını oluşturmak üzere fiber optik alt yapı yatırımlarına devam ettiklerinin altını çizen Erkan, öncelikle numara taşıma ve tahsisle, ses pazarında şehir içi trafiğin kat artacağını söyledi. 'PAZARDA YETERİNCE BASKI YOK' Millenicom Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Cora, tüketicilerin, 10XY ve A-Tipi telefon hizmetleri konusunda giderek artan bilinçlenme sürecinde bulunduğuna dikkati çekerek, 'Halen düzenlemelerin tamamlanamamış olması nedeniyle alternatif telekom sektörü henüz arzu ettiğimiz rekabet ortamına kavuşamadı. Ama her geçen gün bir gelişme olduğunu da belirtmek gerekir' değerlendirmesinde bulundu. Cora, Türkiye sabit telefon hizmetleri pazarında henüz alternatif operatörlerin rekabet edebileceği 'adil bir rekabet ortamı' sağlanamadığı için, hizmet çeşitliliği ve pazar payının Avrupa ülkelerine göre 'çok az' olduğunu vurgulayarak, şu bilgileri verdi: 'Serbestleşme sürecinin başladığı 2004 yılından bu yana geçen yıllık süreçte alternatif telekom operatörlerinin toplam trafik içindeki payları sadece yaklaşık yüzde oranına ulaşabildi. Şu an Almanya'da alternatif operatörlerin toplam pazar payı yüzde 42 civarında bulunuyor. Dolayısıyla ülkemizde pazarın gelişmesi, yeniliklerin ve çeşitliliğin sunulabilmesi için pazarda yeterince baskı bulunmuyor.' Tuğrul Cora, sıkıntılarını şöyle özetledi: 'Alternatif operatörler olarak diğer sıkıntımız ise halen 17,5 milyon Türk Telekom abonesinin yaklaşık yarısını oluşturan HesaplıHATT tarifesi abonelerinin alternatif telekom hizmetlerinden yararlanamıyor olması. Buna ek olarak uzak mesafe aramalarında rekabete açık StandartHATT tarifesinde yer alan mevcut aboneler, Ocak 2010'a kadar hem 10XY hem de A-Tipi telefon hizmeti kullanarak şehiriçi görüşme hizmeti yapamayacak. Başka bir deyişle, toplam sabit telefon abonelerinin yaklaşık yüzde 96'sı alternatif telefon hizmetlerinden yararlanarak şehiriçi arama gerçekleştiremiyor. Sabit numara tahsisi ile ilgili olarak alternatif operatörler adına bazı sıkıntılı durumlar mevcut. İlgili kanunda tahsis edebileceğimiz numaraların başına koyulacak kodların kullanılması ve belirlenmesi konusunda olumsuzluklar söz konusu. Bu nedenlerle kullanıcıların alternatif operatörleri tercih etmesi ve bu alanda hizmet veren firmalar olarak kullanılabilirliğimiz engellenebilir.
558952
Portekizli hakem, Terim'i tribüne gönderdi
Terim, yedek kulübesinden ayrılmamak için uzun süre direndi. Bir süre yedek kulübesinin yanındaki küçük kulübede bekleyen deneyimli hoca, hakemin ısrarlı bekleyişi sonrası tribünlere gitti. Fatih Terim, saha kenarından yürüyerek protokol tribününe geçti ve maçı Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak'ın arkasında ayakta izledi. Terim'in yedek kulübesinde olmadığı bölümlerde yardımcıları Oğuz Çetin ve Metin Tekin, sahadaki oyunculara taktik verip motive etmeye çalıştılar. Öte yandan Milli Milli Takım'ımız, mücadelenin ikinci yarısına geç çıktı. Maçın hakemleri ve Bosna-Hersekli oyuncular, sahaya gelirken, Milliler dakika gecikince Boşnak taraftarlar, Ay-Yıldızlılar futbolcularımızın sahaya geç gelmesine tepki gösterdi. Benim ne yapacağımı ajanslardan öğrenirsiniz Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, kendisini tribüne gönderen Portekizli hakeme büyük tepki gösterdi: "Hakem sistematik bir şekilde bizi sinirlendirmek ve sindirmek için sahaya çıkmış." Basın toplantısında bir Boşnak gazetecinin, 'İstifa edecek misiniz?' sorusuyla karşılaşan Fatih Terim, "Gazeteci, her yerde gazeteci." derken, "Ne yapacağıma ben karar veririm. Hele bir siz Dünya Kupası'na gidin de benim ne yapacağımı ajanslardan öğrenirsiniz." ifadelerini kullandı.
559768
Kuru ortamda mantar oluşmaz
Prof. Dr. Görgülü, TÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimlik Toplantı Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, tabiatta 100 bin kadar mantar türünün bulunduğunu ve bunlardan 50 kadar türün, insanlarda çeşitli şekillerde hastalıkların meydana gelmesine sebep olduğunu belirtti. Dış etkilere karşı dirençli olan bu mantarların, her türlü kötü şartlarda hayatlarını devam ettirebildiklerini ve uygun bir yer buldukları zaman çeşitli klinik belirtiler gösterdiklerini anlatan Görgülü, şöyle devam etti: ''Mantar hastalıkları, vücutta yerleştikleri bölgelere göre belirtiler gösterir. Mantar hastalıklarının en belirgin özelliği kolay bulaşabilen olmalarıdır. Mantarlar cinslerine göre hayvanlardan, topraktan ve doğrudan doğruya hasta insandan alınabiliyor. Kişiden kişiye bulaşma ya doğrudan doğruya cilt teması veya aynı eşyanın kullanılmasıyla olur. Özellikle terlik, ayakkabı ve çorap gibi eşya, mantar bulaştırma bakımından çok elverişlidir.'' Bazı mesleklerde mantar görülme sıklığının fazla olduğunu dile getiren Görgülü, şöyle devam etti: ''Mantar bazı mesleklerde fazlaca görülüyor. Islak ve nemli ortamlarda çalışanlarda mantar sıkça görülüyor. Hamamcılarda, balıkçılarda, çamaşır yıkayıcılarda, ev hanımlarında, elleri ayakları suya maruz kalanlarda, madencilerde, futbolcuların büyük çoğunluğunda mantar görülme sıklığı fazlaca. Ayrıca bacak bacak üstüne atarak oturanlar da kasık mantarları sıkça görülür.'' -TALK PUDRASI İLAÇ DEĞİLDİR Halk arasında talk pudrasının mantarı tedavi eder inancı olduğunu, ancak talk pudrasının ilaç olmadığının altını çizen Görgülü, ''Talk pudrası ilaç değildir, tedavi etmez. Ancak kuru kalmasını sağlayarak koruyuculuk yaratır. Kuru ortamda mantar oluşmaz. Ancak mantar oluştuktan sonra talk pudrası mantarı iyileştiremez. Talk pudrası kullanılması kötü bir şey değildir'' diye konuştu.
558663
Akmerkez'den yüzde 35 kira indirimi
Açıklamada, şunlar kaydedildi: "Akmerkez'deki mevcut kiracılarımızdan, münhasıran kira bedellerini kira sözleşmelerinde öngörülen süre ve esaslar dahilinde gecikmeksizin muntazam ödeyen kiracılarımızın arasından, şirketimiz tarafından ihtiyari olarak belirlenecek olan kiracılarımıza Eylül-31 Aralık 2009 tarihleri arasındaki kira dönemleri ile sınırlı olarak uygulanmak kaydı ile; kira sözleşmelerinde öngörülen ödeme tarihindeki dolar kurları üzerinden yüzde 35 oranında (ve dolar 1,1 lira altında kalmamak ve belirlenen dolar kurunun kira bedellerinin tenzili ve/veya kira sözleşmesinin uyarlanması olarak değerlendirilmemesi kaydı ile) indirim yapılmasına karar verilmiştir.
559226
Sözleşmelilere tayin ve nakil müjdesi
Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile görüşen Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Kaçar, becayiş ve sağlık mazereti tayininden sonra 2010 Haziran ayında yapılması öngörülen eş durumu tayini başvurularının da bu ay içinde alınmasını sağladıklarını söyledi. Kaçar, sözleşmeli personeli çakılı kadro konumundan kurtaracak önemli çalışmalar da yürüttüklerini kaydetti. Kaçar, eş durumu tayini bekleyen 4/B'lilerin başvurularının Eylül ayı içinde, 4924 kapsamında çalışanların eş ve mazeret tayini başvurularının ise 2010 Ocak ayı içinde alınacağını açıkladı. Bakan Akdağ'a, Bakanlığa personel alımı öncesinde sözleşmeli personele nakil hakkı tanınması talebiyle gittiklerini belirten Kaçar, "Bu talebimiz üzerinde Sağlık Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı çalışmaktadır. Nakil hakkının önünde herhangi bir yasal engel bulunmuyor. Bakanlığın destek verdiği nakil hakkının gerçekleşmesi halinde sözleşmeli personeli çakılı kadro konumundan kurtarmaya dönük önemli bir adım atılmış olacaktır" dedi. Sağlık-Sen olarak sözleşmeli-kadrolu ayrımını ortadan kaldırma mücadelesi verdiklerinin altını çizen Kaçar, "Sözleşmeli personel sorunları toplu görüşme masasında da, hukuksal alanda da, eylemlerimizde de öncelikli konumuz olmuştur. Sözleşmeli personel mevzuatını tek çatı altında toplayan ve kadrolularla aynı hakları içeren yasa taslağı da önemsediğimiz ve yakın zamanda sonuç almayı beklediğimiz bir çalışmadır. Biz sorunlardan nemalanan değil çözüm arayan bir sendikayız. Eş ve sağlık mazereti tayin hakkı da, becayiş hakkı da nakil hakkı da bu arayışımızın yansımasıdır" diye konuştu.
559897
Eli sopalı Pamela Anderson!
savuncusu örgüt PETA için bir tanıtım filminde oynayan ünlü oyuncu Pamela Anderson, videoda uçağa kürk, deri ve yün giysi ya da akseuarla binmek isteyenleri bunu yaptıklarına pişman eden güvenlik görevlisini oynuyor. (CNNTURK.COM) -- PETA'nın başlattığı "Cruelty Doesn't Fly" (Zalimler Uçamaz) kampanyası için hazırlanan videoda şüphelendiği yolculara hesap soran deri, yün ve kürklerini zorla çıkartan Pamela Anderson başarılı bir performans sergiliyor. Seksi bir üniformayla rol alan Anderson doğal hayatlarındayken zorla ya da tuzağa düşürülerek öldürülmüş deri, yün ya da kürkleri alınmış çinçilla, tilki, tavşan gibi hayvanların çektikleri işkenceye dikkat çekiyor. Avcıların çok ucuz öldürme yöntemleriyle hayvanlara ettiğinin altını çizen kampanya dikkat çekmeyi başarıyor. Hayvanların elektroşok, gaz, zehirlenme, sopayla öldürme gibi yöntemlerle öldürülmesinin önüne geçmeye çalışan PETA bu mesajı çok çarpıcı bir biçimde veriyor. Filmde özellikle kürkü alınan bir hayvanlar, derisi alınan bir timsahın kendilerine ait olan şeyi geri alma çabasını gösteren sahneler izlenmeye değer nitelikte...
558656
Nadal’ın bileği bükülmüyor
İspanyol raket, Monfils karşısında 1-0 geriye düşmesine rağmen pes etmedi, sakatlığının ardından ilk kez eski formuna yaklaştığı maçtan 3-1 galip ayrılarak çeyrek finale yükseldi Teniste sezonun 4. ve son ’i olan Açık Turnuvası’ndaki 4. tur mücadelesinde İspanyol Rafael Fransız Gael Monfils’i 6-7(3), 6-3, 6-1 ve 6-3’lük setler sonunda 3-1 yenerek, çeyrek finale yükselmeyi başardı. Dizindeki ciddi sakatlık nedeniyle ’dan çekilmek zorunda kalan, aynı zamanda karnındaki problemle boğuşan 23 yaşındaki yıldız tenisçi, Monfils karşısındaki performansıyla bu yılki ABD Açık macerasında ilk kez bu kadar formda gözüktü. İlk seti kaybetmesine rağmen moralini bozmayan Nadal’ın, ikinci setin 8. oyununda Monfils’in servisini kırması karşılaşmanın dönüm noktası oldu. Kalan sette rakibinin sadece oyun almasına izin veren İspanyol raket, kariyerindeki 3. ABD Açık çeyrek finaline ulaşmayı başardı. Tek bayanlarda son şampiyon ise, başından beri sürdürdüğü istikrarlı çizgisini İtalyan Flavia Pennetta ile yaptığı çeyrek final mücadelesinde de devam ettirdi. ABD’li usta raket, rakibini 6-4 ve 6-3’lük setlerle 2-0 yenerek, yarı finalde Belçikalı Kim Clijsters ile eşleşti.
559022
Emekli aylıkları bayramdan önce
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, emekli, dul ve yetimlerin aylıklarının Ramazan Bayramı'ndan önce ödenmesine ilişkin hazırlıklarını tamamladıklarını söyledi. Bayram öncesinde 16-18 Eylül arasında emeklilerin aylıkların ödenebilmesi için çalışma yaptıklarını belirten Dinçer, buna göre, SSK ve Bağ-Kur kapsamındaki emeklilerin aylıklarını bayram öncesinde alabileceklerinin dile getirdi. Her ayın 17-26'sı arasında ödenen aylıkların 16-18 Eylül arasında ödenecek olmasının bankalarda nispi bir yığılmaya neden olabileceğine dikkati çeken Dinçer, ''Bu tabii bir durum. Bu yığılmaların herhangi bir şikayete sebebiyet vermeyeceğini ve emeklilerimizin bizi anlayışla karşılayacağını zannediyorum. Biz yine de elimizden gelen her türlü tedbiri almaya çalışıyoruz. Bankalarla görüşüp konuyla ilgili her türlü kolaylığı sağlayacak tedbirler için çaba sarf ediyoruz'' dedi. Ömer Dinçer, emeklilerin bayramını da kutlayarak, ''Tüm emeklilerimizin bayramlarını tebrik ediyorum. Bayramda huzurlu, mutlu bir süreç yaşamalarını diliyorum. Daha nice bayramlara hep beraber mutlulukla ulaşalım istiyorum'' dileklerinde bulundu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yaptığı çalışmaya göre, tahsis numaralarının son rakamı 3, 5, 7, olanlar aylıklarını 16 Eylül'de, 1, 6, 8, olanlar 17 Eylül'de, 0, 2, olanlar da 18 Eylül'de alabilecek. Böylece milyon 288 bin emekli, dul ve yetime, bayram öncesinde toplam milyar 352 milyon lira gelir ve aylık ödemesi yapılacak. Türkiye İşçi Emeklileri Derneği, emekli aylıklarının Ramazan Bayramı öncesinde ödenmesi için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'e birer mektup göndermişti.
558975
AHMET ÇAKIR Memlekette kaybettiğini Bosna'da bulmak zordu!
Bizdeyse yerli yersiz sinirlenmeyi temel görev sayan bir teknik adam ve onu örnek alan futbolcular bulunuyordu. Bu yüzden kendi işimizi güçleştirdik ve gereksiz sıkıntılar çektik. Rakibin şaşkın ve dengesiz olduğu dakikaları iyi değerlendiremedik. Oysa daha ne oluyor demeye kalmadan bulduğumuz golle harika bir başlangıç yapıp umutlanmıştık. Ancak sonrasında bir türlü organize olamadığımızı görüp endişelendik. Hakemin düpedüz uydurduğu serbest atış yüzünden öyle büyük korku yaşadık ki sanki gol olacağını anlamıştık. Tabii bunu söylerken Salihoviç'in nefis atışına şapka çıkarmayı da unutmayalım. Estonya maçı kadromuzdan yapılan değişiklik doğal ya da zorunluydu. Cezası biten Semih'in takıma girmesi kazanç sayılırdı. Ancak hem bu formanın acemisi hem de kendi takımlarının henüz güvenilir adamları arasında sayılamayan Önder ve Ceyhun Gülselam'ın durumu pek böyle değildi. Nitekim ilk yarıda Önder'in yok yere rakibe verdiği pozisyon herşeyin sonu olabilecek nitelikteydi. Bunun doğurduğu tedirginlik de oyunumuzu bozdu. Maç boyunca pek organize olamadık. Estonya maçının yıldızları Arda ve Tuncay'ın bu kez tutuk kalışları, Emre ile Hamit'in yükünü artırdı. Semih'in de rakip savunma arasında boğulması nedeniyle pek pozisyon üretemedik. Onların gol bulduğu yerin yakınlarından kullandığımız iki serbest atışta tehlike bile oluşturamadık. Maçın büyük bölümünü tribünden izlemek zorunda kalan Terim'in devre arasında takımı silkelemesi ve riskli bir anlayışla galibiyet kovalamamamız beklenen bir durumdu. Arda'nın oyuna ağırlığını koyuşu, Sercan'ın karıştırıcı oyunu rakip savunmanın dengesini bozdu. Oyuna egemen olup gollük pozisyonları bulduk ama vuruşlarda çok geciktik ve bitirici olamadık. Aldığımız riskin karşılığı olarak da kalemizde ciddi tehlikeler yaşadık. Ancak grubun en golcü ekibi Bosna'nın da beceriksizlik boyutunda bizden farkı yoktu. Eh, bu da üzüleceğimiz bir durum değildi. Ancak dakikalar ilerledikçe oyundan düşüp çaresiz biçimde rakibi seyredişimiz üzücüydü. Tek tük bulduğumuz pozisyonlarda hem yeterince çabuk değildik hem de pas-şut seçimlerini bir türlü doğru yapamadık. Son dakikalarda büzülen rakibin bu halinden yararlanacak gibi olduk. Arda'nın vuruşunun birkaç santim içeri gitmesi yeni bir Türk mucizesi olacaktı ama ona da direk izin vermedi. Ardından Tuncay'ın vurduğu da girmeyince kaderimize boyun eğdik. Doğrusunu isterseniz, daha önce memlekette kaybettiklerimizi Bosna'da bulmak hiç kolay iş değildi. Tamam, daha önce bu tür işler yapmıştık ama da bir yere kadar... Neyse, hâlâ bir umudumuzun olduğunu ileri sürerek birbirimizi 14 Ekim'e kadar avutabiliriz. Ondan sonra birbirimizi yemeye başlarız.
559490
İngiltere, Türkiye'ye seyehat için uyardı
Bakanlıktan yapılan açıklamada, Türkiye'nin kuzeybatısındaki kuvvetli yağışların İstanbul ve çevresinde su baskınlarına neden olduğu belirtildi. Felakette ölenler olduğu belirtilen uyarıda, "Gelecek hafta daha fazla yağış bekleniyor. Bölgeye seyahat edeceklere dikkatli olmalarını tavsiye ediyoruz." denildi.
559042
İnternetten bedava gazete okuma devri kapanabilir
şirketi, üzerinden yayımlanan gazeteleri okuyanların, gazetelere ödeme yapmasını sağlayacak bir sistem üzerinde çalışıyor. Merkezi 'nin Harvard Üniversitesi kampüsünde bulunan Nieman Journalism Lab kuruluşunun açıklamasına göre, Gazeteler Birliğinin (NAA) böyle bir ödeme sisteminin yapılabileceği konusunda bilgilendirilmesinden sonra NAA'ya planını sundu. Nieman Journalism Lab'ın sitesindeki haberde, basınla ilişkisi "hassas" olan 'ın basın kuruluşlarına böyle bir imkan sağlamak istemesi "sürpriz" olarak değerlendirildi. 'deki çok sayıda gazete, 'ın haber sitesi News'i, okuyucuları gazetelerin sitelerine yönlendirdiği ve gazetelere ödeme yapmadığı için şiddetle eleştiriyordu. Buna karşılık kullanıcılarını gazetelerini sitelerine yönlendireceği sistemi için basın kuruluşlarından ücret almayı planlamıyor. Bu arada 'deki gazete ve dergiler, hala çok azalan reklam gelirlerini nasıl artırabileceğini düşünüyor. Los Angeles Times gazetesi geçen Rupert Murdoch'un sahibi olduğu News Corp.'un aralarında New York Times'ın da bulunduğu büyük gazetelerle görüşme yaptığını ve görüşmede internetteki içeriğine ulaşımın paralı olacağı bir ortaklık kurulma ihtimalinin gündeme geldiğini duyurmuştu. NAA'ya sunduğu planında, reklamın hala basın kuruluşlarının en önemli gelir kaynağı olduğunu, ancak kullanıcılarının gazetelere ödeyeceği ücretin de "yabana atılmayacağını" belirtti.
560198
Meteoroloji Yine Uyarıyor
Meteoroloji Yine Uyarıyor Yarından itibaren yeni bir yağışlı havanın yurdu etkisi altına alacağını kaydeden Meteoroloji, "Sel riski sürüyor" dedi. İşte, il il risk bölgeleri... Son yılların ortalamalarını alt üst eden yağış, yurdun birçok bölgesini etkisi altına aldı. Trakya ve İstanbul'daki şiddetli yağışlarla ilgili tahminleri gerçekleşen Meteoroloji'ye gözler yeniden çevrilmiş durumda. Çünkü yaşanan felaketin ardından işin ciddiyeti bir kez daha ortaya çıktı. Şimdi, yeni bir sel uyarısının olup olmadığı merak ediliyor. Meteorolojik tahminlere göre, yurdun Batı kesimleri, Orta Akdeniz üzerinden gelecek yeni bir yağışlı havanın etkisi altına girecek. İşte Sel Beklenen Bölgeler Son durumla ilgili bilgi veren Meteoroloji uzmanı Ümit Turgut, "Marmara, Ege, Batı Akdeniz ile akşam ve gece saatlerinde İç Anadolu'nun batısı ve Batı Karadeniz'in iç kesimlerinde yağışlar şiddetli yağışlar görülücek. İzmir, Aydın, Muğla ve Antalya'nın ilçeleri yarın (11.09.2009) öğle saatlerinden itibaren bu kuvvetli yağışları almaya başlayacak" dedi. Bu yağışlı sistem, akşam saatlerinden itibaren Marmara Bölgesi genelinde kendini iyice hissettirecek. Önemli bir uyarıda bulunan Meteoroloji Uzmanı Turgut, "Cuma günü Marmara, Kıyı Ege ve Batı Akdeniz kesimlerinde sel ve taşkınlara dikkat çekiyoruz" diye konuştu. Yağış Cumartesi Günü Hem Etki Alanını Hem de Şiddetini Artıracak Cumartesi gününe de dikkat! Yağışlı sistem, hem etki alanını hem de şiddetini artırarak yurdun genelini etkisi altına alacak. Meteoroloji uzmanı Ümit Turgut, şöyle konuştu: "Marmara Bölgesi Cumartesi günü bir adım daha öne çıkıyor. İl bazında İstanbul ve Tekirdağ çevreleri yine ön plana çıkmakla birlikte Kocaeli, Sakarya, Balıkesir, Bursa, Bilecik ve Çanakkale çevrelerinde yoğun yağışlar bekliyoruz." Akdeniz Bölgesi'nde de şiddetli yağışlar bekleniyor. Yağışlar Pazar Günü de Sürecek Yağışlar etkisi Pazar günü de sürdürücek. Uzmanlar, bu yağışların Seyhan, Göksu nehirleri ve Manavgat Çayı'nda ani sel ve taşkınlara neden olabileceği uyarısında bulunuyor. Pazar günü yurdun diğer kesimlerinde de yağışların kendisini göstereceğini ifade eden Meteoroloji uzmanı Turgut, "Marmara'nın doğusu, Sakarya, Bursa ve Bilecik çevreleriyle Karadeniz Bölgesinin geneli, Doğu Anadolu'nun kuzeyi ile Sivas, Yozgat, Eskişehir ve Kütahya çevrelerinde yağışların kuvvetli olacağını tahmin ediyoruz" diye konuştu. Yağışlı sistem, Pazartesi günü Orta ve Doğu Karadenize de yağış bıraktıktan sonra yurdu terk edecek.
559563
Aracını temiz kullanan kazanıyor
Çeşitli nedenlerle bir ya da iki parçası bile değişen otomobil satılırken, aracın model ve yaşına göre ile 15 bin lira arasında daha ucuza gidiyor. Yapılan araştırmaya göre, ÖTV indiriminin yerli otomobiller için uzatılması ve Ramazan ayındaki genel ekonomik durgunluk nedeniyle, Ramazan ayının başından beri ikinci el otomobil piyasasında işlerde belirgin bir azalma yaşanıyor. Otomobillerin fiyatında bir ay öncesine göre çok fazla oynamalar olmamasına karşın, daha önce ''iyi'' durumda araç bulmakta sıkıntı çekilirken, bugün galericiler, müşteriye gönül rahatlığıyla otomobil önerebiliyor. Ancak, ikinci el otomobil piyasasının ramazan bayramına bir hafta kala hareketlenmesi, fiyatların bir miktar yükselmesi bekleniyor. Bunun nedeni olarak da bayramda ailesiyle birlikte tatile ya da akraba ziyaretlerine pek çok kişinin arabasıyla gitmek istemesi gösteriliyor. Şu an yaşanan Ramazan durgunluğuna rağmen, ''temiz ve iyi durumda'' diye nitelendirilen hasar görmemiş otomobillerin satışında hiç bir problem yaşanmıyor, bu otomobiller değerinde ve galeride çok fazla beklemeden hemen satılıyor. Konya Galericiler Derneği Başkanı Adem Uzman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir ya da parçası bile değişen otomobilin satılırken, aracın fiyatına göre, aynı yaş ve aynı model hasar görmemiş otomobile göre, ile 15 bin lira arasında daha ucuza müşteri bulduğunu söyledi. ''MADDİ HASARLI KAZA DEYİP GEÇMEYİN'' Konya ve Anadolu'nun pek çok kentinde aracın iyi kullanılmış ve hasar görmemiş olmasının büyük önem taşıdığını ifade eden Uzman, şunları kaydetti: ''ÖTV indirimiyle birlikte son dönemde sıfır otomobil satışları arttı. Bu yeni araçları kullanan kişiler, kaskoya güvenip araçlarını çok da dikkatli kullanmayabiliyorlar. Yani takip mesafesini yeteri kadar bırakmıyor, hız sınırını aşıyor ya da kırmızı ışık yandığı halde beklemesi gerekirken geçmeye çalışıyor. Bu hatalar maddi hasarlı trafik kazalarının en önemli nedeni... Maddi hasarlı trafik kazası önemsiz gibi gözükse de aracın fiyatını düşürüyor. Bu nedenle, 'çarparsam nasıl olsa kasko öder' diye düşünmek son derece yanlış. Bu şekilde düşünen araç sahipleri önemli miktarda kayba uğruyor. Sadece küçük çizikler ve örneğin taş gelmesi nedeniyle kaporta parçalarının boyanmasında aracın değeri azalmıyor. Aynı zamanda, tampon hariç, 1-2 parçası bile değişen otomobilinizi satarken çok zorlanıyorsunuz.
559507
Selin hasarlarının giderilmesi çalışması
Hasar tespit kesin raporlarının ilçe kaymakamlıkları başkanlığında kurulacak ekipler tarafından hazırlanacağı belirtildi. Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamada, Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden alınan bilgilere göre, İstanbul'un güne Kartal ile doğusunda kalan semtlerde gök gürültülü sağanak yağmurlu, diğer semtlerde ise parçalı çok bulutlu gökyüzü ile başlandığı belirtildi. Pazartesi sabah saatlerinde başlayan ve çarşamba gecesine kadar kuvvetli yağan yağmurun etkisini azaltarak, cuma akşam saatlerine kadar aralıklarla devam edeceği belirtilen açıklamada, ''Cuma akşamı ile Cumartesi günü son günlerde yaşadığımız yağışları aratmayacak şekilde yeni bir yağışlı havanın geleceği tahmin ediliyor'' uyarısında bulunuldu. Açıklamada, ''Selin etkili olduğu bölgelerde temizlik, hasar tespit ve kurtarma çalışmaları devam ediyor. Hasar tespit kesin raporları ilçe kaymakamlıkları başkanlığında kurulacak ekipler tarafından hazırlanacak. Olumsuz hava ve su baskınları nedeniyle günde yapılan toplam bin 815 müracaat değerlendirildi'' denildi. Yağışın dün akşam saatlerinde İkitelli, Bağcılar, Güneşli ve Başakşehir bölgelerinde etkili olduğu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının alarm düzeyinin devam ettiği belirtilen açıklamada, İtfaiye, AKOM, İSKİ, Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü, Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı ve Atık Yönetim Müdürlüğü ekiplerinin sel felaketinin olduğu bölgede kurtarma, tahliye ve temizlik çalışmalarına devam ettiği kaydedildi. Açıklamada, itfaiyenin 20 grup, 51 ekip, Yol Bakım Onarım Müdürlüğü ekiplerinin 226 personel 99 araçla sel bölgesinde çalışmalarını sürdürdüğü ve toplam 1225 personelin, 406 araç, 104 motopomp ve 34 bot ile görev yaptığı belirtildi. Sağlık ve Hıfzıssıhha Müdürlüğünce de Çatalca'da doktor, hemşire, laborant, 10 psikolog, şoför, temizlik personeli olmak üzere toplam 23 personel, sağlık TIR'ı ve minibüs tahsis ettiği, Çatalca'da okula toplanan yaklaşık 200 kişinin psikologlar tarafından yapılan değerlendirmelerinde herhangi bir problem tespit edilmediği belirtildi. -İHTİYAÇ MALZEMELERİ- Açıklamada, ekiplerin süt, mama, bebek bezi, hijyenik ped, çorap, ayakkabı, sabun, şeker ve tansiyon ilaçları gibi eksiklikler tespit ettikleri kaydedildi. Destek Hizmetleri Daire Başkanlığınca Silivri, Çatalca ve Selimpaşa bölgelerinde adet çadır kurulduğu ve 42 personelin 19 mobil ekiple bölgeye 23 bin 40 adet kumanya, bin 600 adet iftarlık, 23 bin 80 adet bardak su, 22 bin çay, 22 bin sıcak çorba, çorba, köfte ve makarnadan oluşan 400 kişilik sıcak yemek, 25 kampet, bin battaniye dağıttığı belirtildi. Sel nedeniyle zor durumda kalan vatandaşlara Haldun Alagaş Spor Kompleksi'nin tahsis edildiği bildirilen açıklamada, yağışın başladığı Eylül Pazartesi gününden bu sabah saat 08.00'da kadar metre kareye düşen yağış miktarlarına ilişkin şu bilgilere yer verildi: İSTASYON ADI 7.9.2009 8.9.2009 9.9.2009 10.9.2009 TOPLAM PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE (kg) Terkoz 64,4 75 108,9 5 253,3 Kamiloba 3,6 56 140,2 16 215,8 Çanta 1,2 35,2 72,2 17,2 125,8 İkitelli 14,4 32 182,9 32,2 261,5 Büyükada - 17 17,8 4,2 39 Hadımköy 5,4 35,2 130,2 24,8 195,6 AKOM - 33,4 59,4 22,8 115,6 Çatalca 30,2 205 2,4 - 237,6 Florya 6,4 28,8 77,6 - 112,8 Kartal - 18,8 26,6 16,4 56 Sarıyer - 67 35 - 102 Kumköy-Kilyos 41,1 25,4 66,2 1 133,7 Silivri - - 131 - 131 Çavuşbaşı 0,4 0,2 13,9 26,2 40,7 Aksaray - 0,6 19,6 3 23,2 Ömerli 1,6 3,6 9,8 22,8 37,8 Samandıra - - 16 18,4 34,4 Şile - - 13,2 - 13,2 Balmumcu 0,9 7 17 - 29,4 İstinye 3 28 26 - 57 KENTTE GÜNDE 1432 EV VE İŞ YERİNİ SU BASTI İstanbul'da son günde 1432 ev ve iş yerini su bastı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığından alınan bilgiye göre, kent genelinde etkili olan sağanak yağışın ardından bu sabah saat 08.00'e kadar itfaiyeye 1432 su baskını ihbarı yapıldı. Özellikle, Küçükçekmece, Bahçelievler Kocasinan, Gaziosmanpaşa, Silivri, Çatalca ve Pendik'te etkili olan ev ve iş yeri su baskınlarından 581'inin tahliyesi itfaiye ekiplerince gerçekleştirildi. 169 müracaat İSKİ'ye yönlendirilirken, 90 ihbara ilişkin çalışma da İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü ekiplerince yapıldı. 316 ev ve iş yerindeki suyun tahliyesini de vatandaşlar yaptı. Halen 276 ihbara ilişkin çalışma ise itfaiye ekiplerince sürdürülüyor.
559286
"Yeniden güven kazandık"
Oktay Çevik, geçen yıl elde edilen başarısız sonuçların, camiada olumsuz rüzgarlar estirdiğini belirterek, ''Bu takımla ilgili herkesin kafasında 'acaba' düşüncesi vardı. Fenerbahçe ile onadığımız hazırlık maçı ve ligin ilk üç haftasında aldığımız sonuçlarla bu olumsuz havayı sildik. Şimdi herkes 'Bu takım desteklenir' diyor. Bu, beni çok mutlu ediyor. Çaykur Rizespor, takım olarak camianın ve şehrin güvenini yeniden kazanmıştır'' dedi. Rize'nin güvenini kazanmanın, şampiyonluk kadar kıymetli olduğunu ifade eden Çevik, ''Bu güvene layık olmaya çalışacağız. Çaykur Rizespor'un, taraftarı ile bütünleştikten sonra yapamayacağı iş yok'' diye konuştu. Adanaspor karşısında 4-3 kazanmalarına rağmen, bir şeylerin eksik olduğunu dile getiren Çevik, şöyle devam etti: ''Adanaspor karşısında kez geri düşmemize rağmen kazanmamız, bir anlamda futbol mucizesiydi. Bir daha böyle bir şeyin olmayacağını biliyoruz. Bir daha bu şekilde üç kez geri düşersek, bunun bedelini çok ağır öderiz. Bu maçtan gerekli derslerimizi çıkardık. Bireysel olarak da takım olarak da gerekli konuşmaları yaptık. Bu takım, yaptığı hataların da iyi işlerin de farkında.'' Bank Asya 1. Lig'de hafife alınacak takım bulunmadığını söyleyen Çevik, ''Buna en büyük örnek, alt yapıdaki futbolcularıyla oynayan Kocaelispor. Boluspor karşısında maçın birinci dakikasında gol yemesine rağmen, ortaya koyduğu dirençle taraflı tarafsız herkesin takdirini topladı. Önümüzde Samsunspor maçı var. Samsunspor, genç bir takım. Genç takımların neler yapacağı kestirilmez. Elbette Çaykur Rizespor'da yenilecek, ancak Çaykur Rizespor için şimdi yenilme zamanı değil. Hedeflediğimiz yolda çok mesafe katetmeliyiz. Samsunspor da aşmamız gereken engellerden biri, kazanmak zorundayız'' ifadelerini kullandı.
560164
Pilotlar greve gitti, Hindistan perişan
400 pilotun hasta olduklarını belirterek üç gündür uçmaması, yurtiçi ve yurtdışı seferlerinin iptal olmasına neden oldu bin 200 seferin iptal edilmesi sonucunda 26 binden fazla yolcu mağdur oldu. Şirketin Pilotlar Sendikası'nın kurulmasına karşı çıkmasını protesto eden pilotlar 'hasta' oldukları gerekçeyle üç gündür işbaşı yapmıyor. Pilotlar, Jet Airways yönetiminin sendika kurulmasında adı geçen pilotları işten çıkartması sonucu greve başlamışlardı.
558459
Başkent Doğalgaz'dan ödeme sözü
Gündüz, Park Otel'de düzenlenen iftarda yaptığı konuşmada, Ankara'ya en iyi hizmeti vermenin gayreti içinde olduklarını söyledi. Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş'nin özelleştirme işlemlerinin sürdüğünü anımsatan Gündüz, ''Özelleştirme bizim işimiz değil, prosedür sürüyor'' dedi. BOTAŞ Genel Müdürlüğüne olan 200 milyon TL borçlarının Kasım ayı sonunda biteceğini belirten Gündüz, her ay düzenli olarak elde ettikleri gelirin yüzde 92'sinin ödendiğini ifade etti. Altyapı çalışmalarının devam ettiğini ve Ankara'nın mücavir alanlarının yüzde 80'inin doğal gaza kavuşturulduğunu bildiren Gündüz, bazı bölgelere yeni hat çekildiği gibi eski hatların da yenilendiğini kaydetti. 2008-2009 dönemi itibariyle Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş'nin toplam 110 milyon dolarlık altyapı yatırımı yaptığını dile getiren Gündüz, aralarında Elmadağ, Akyurt, Kazan, Temelli ve Gölbaşı'nın bazı bölgelerinin yer aldığı ilçelere doğal gaz götürüldüğünü belirtti. Doğal gaz satış noktalarına ilave olarak PTT Genel Müdürlüğünün 200 civarında yeni satış noktasını faaliyete geçirdiğini hatırlatan Gündüz, ''Kış döneminde doğal gaz satış noktalarında yoğunluktan kaynaklanan kuyruklar olmayacak'' dedi. Gündüz, Ankara'daki doğal gaz abone sayısının her geçen yıl arttığını belirterek, abonelere her yıl yaklaşık 90 bin kişinin eklendiğini kaydetti.
558389
Balıkesir'de 20 bin dekar alan sular altında kaldı
Balıkesir'de 20 bin dekar alan sular altında kaldı Gönen ve Bandırma'da 20 bin dekar alan sular altında kaldı. Çiftçiler binlerce lira zararları olduğunu söylediler BALIKESİR (İHA) Balıkesir'in Gönen ve Bandırma ilçelerinde detkili olan yağışlar nedeniyle yaklaşık 20 bin dekar ekili alan zarar gördü. Balıkesir Vali Yardımcısı Osman İşsen, Gönen'e bağlı Gündoğan, Dereköy, Hafızhüseyinbey Köyleri ile Sarıköy beldesinde yoğun, Tuzakçı köyünde ise kısmen ekili alanların sular altında olduğuna dikkat çekerek, "Gönen ilçesinde toplamda 15 bin dekar tarım arazisi sular altında kaldı. Bu alanların yaklaşık yüzde 20'sinin daha önceden hasatlarının yapıldığı, ancak kalan alanların tamamına yakınında çeltik ekimi yapıldığı ve selden tamamen zarar gördüğünü tespit ettik" dedi. Çeltik üreticileri de selden milyonlarca liralık zararları olduğunu söylediler. Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün, Balıkesir Vali Yardımcısı Osman İşsen, Gönen Kaymakamı Bekir Dinkırcı, İl Genel Meclisi Başkanı Akif Okur, selin vurduğu bölgeleri gezerek bilgi aldılar. Bu arada, yağışlar sonucu Çığmış ve Dereköy'e elektrik verilemediği öğrenildi. SEL, MEZARDAKİ CESETLERİ BİLE GÖTÜRDÜ Sağanak yağmur ülkenin büyük kesimini etkisi altına alırken Balıkesir'in Gönen ilçesinde 400 haneli bir köyü sel suları bastı. Hayvanlarına bakmaya giden 63 yaşındaki bir vatandaşdan 32 saattir haber alınamıyor. Sel suları köy mezarlığındaki cenazeyi sürükledi. Kurtarma ekipleri cenazeleri buldular. Şiddetli yağmurun etkisi altına aldığı Balıkesir'in bazı ilçelerinde sel baskınlarına sebep oldu. 400 kişinin ikamet ettiği Gönen'e bağlı Dereköy'e dün sabah saatlerinde başlayan yağmur sebebiyle köprü yıkıldı. Dere yatağındaki bazı evler sular altında kalırken, hayvanlarına bakmaya gittiği öğrenilen 63 yaşındaki Hasan Yılmaz sel sularına kapıldı. Yaşlı şahıstan 32 saattir haber alınamazken arama çalışmaları devam ediyor. Dere yatağındaki suyun 15 metre yüksekliğe ulaşması sebebiyle köy mezarlığındaki bazı cenazeler sel sularına kapılarak dışarıya çıktı. Bulunan cenazenin mezarlıktan geldiği tespit edildi. Sel suları sebebiyle dev çınar ağaçları yerle bir olurken bazı evlerde maddi hasar meydana geldi. Köydeki alabalık tesisi de selden zarar gördü
560105
İşte her yağmurda haber olan risk bölgeleri
İstanbul'da uzunluğu 603 kilometreyi bulan irili ufaklı tam 68 dere var. Bu derelerinin yarısının ıslahı tamamlandı. Ancak kalan yarısı kent sakinleri için özellikle de bu derelerin yataklarında oturanlar için ciddi risk oluşturuyor. İstanbul'daki derelerden 36'sı her yağmurda risk oluşturuyor. Bazıları neredeyse her yağmurda taşıyor. Bağcılar Tavukçu Deresi, Kadıköy Çamaşırcı Deresi ve Zeytinburnu Çırpıcı Deresi gibi. Bazıları ise her zaman taşmıyor ama taştığında hem ölümlere neden oluyor. Hem de ekonomiye ciddi zararlar veriyor. Ayamama Deresi ıslahı bekliyor Ayamama Deresi en önemleri arasında. Başakşehir İkitelli, Halkalı, Çobançeşme ve Ataköy yolunu İzli Dere yatağındaki ve çevresindeki fabrika ve konutların pisliğini de taşıyor. Ayamama'nın yılda 200 milyon metreküp kirli suyu Marmara'yla buluşuyor. En son 15 yıl önce de taşan Ayamama, bu kez de 24 can aldı. Milyonlarca liralık zarar neden oldu. Belediye dere ıslahı için defa ihale yaptı. Ama her seferinde ihaleler iptal edildiği gerçeği ve belediyenin ve İSKİ'nin kendi imkanlarıyla yaptığı çalışmaların yetersizliği, Eylül sabahı gözler önüne serildi. Ayamama Deresi'nin ıslah maliyetinin 300 milyon lirayı bulabileceği tahmin ediliyor. Taşması muhtemel dereler Cendere Deresi de her zaman taşmıyor. Ama onlarca büyük fabrikanın yer aldığı dere taştığında Ayaağaköyü ve çevresinde can pazarı yaşanıyor. Fabrikalardaki işçileri kurtarmak kimi zaman mümkün olmuyor. İstanbul'da bir de her an taşma riski taşıyan dereler var. Beykoz Tokatköy Deresi, yıl önce taştı. Deredeki, Akbaba, Tokatköy ve Ortaçeşme'de dere yatağındaki çok sayıda ev, okul ve fabrika sular altında kaldı. Beykoz ormanlarından gelen su her zaman büyük risk oluşturuyor. Tuzla'yı çevreleyen dere de oturanların korkulu rüyası. Kayış Dağı'ndan başlayıp, Bostancı'ya uzanan Çamaşırcı deresinin ıslahı için çalışmalar sürüyor. Şiddetli yağışlarda her zaman su basan ev ve işyerleri kayda geçiyor. Uzun zamandır sessiz duran Ümraniye'den Anadolu Hisarı'na doğru akan Göksu Deresi'de ıslah edilen ancak ciddi risk oluşturan bir dere. Özelikle iç kesimlerindeki kaçak yerleşim yerleri dikkat çekiyor. Ve sel haberlerinin vazgeçilmez deresi Alibeyköy. Islah edildikten sonra hiç taşmadı. İstanbul'u yönetenler ve ıslah çalışmaları için örnek oldu.
558481
"Arda İle Gurur Duyuyorum"
Galatasaray Kulübü Divan Kurulu'nun aylık olağan toplantısı, Galatasaray Lisesi'nde yapıldı. Tevfik Fikret Salonu'nda, İrfan Aktar başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya, kulüp yönetimi adına başkan Adnan Polat ile kimi üyeler katıldı. Adnan Polat, toplantıda yaptığı konuşmada, bu sezon çok iyi bir takım kurduklarını belirterek, şunları kaydetti: "Galatasaray'ın transferleri bu sene çok konuşuldu. Hem kalitesi çok konuşuldu, hem de 'Bu değirmenin suyu nereden geliyor?' sorusu çok soruldu. Transferi yaparken amacımız, Galatasaray'da misyonunu tamamlamış futbolcuları göndermek ve geleceğin takımını yaratmaktı. Galatasaray, bundan sonraki yıllarda en fazla ya da transferle yaşamını sürdürecek. Bundan sonra 7-8 transfer olmayacak. 29 futbolcumuz var. Dördünün de devre arasında gönderilmesi planlanmıştır. Kadromuzu 25 civarında tutacağız. Kadromuzda düşündüğümüz 25 oyuncunun tamamı, aşağı yukarı milli takım futbolcuları. milli takım kaptanı var Galatasaray'da. İyi bir takım kurduğumuzu düşünüyorum. Oynadığımız 10 resmi müsabakada galibiyet beraberlik almamıza rağmen Galatasaray daha bizim arzuladığımız seviyede değildir." Bu sezon toplam 17 milyon 900 bin Avro'luk transfer sözleşmesi yaptıklarını anlatan Polat, "Bunun ödenmesi yılı bulacak. Zaten milyon 200 bin Avro'su ödenmiş vaziyette. Önümüzdeki yıl içinde 11 milyon 700 bin Avro daha transfer ücreti ödeyeceğiz" dedi. Takımımızdan Ümitliyiz Galatasaray takımının değerinin uluslararası şirketlerce yapılan araştırmaya göre 116 milyon Avro olduğunu ifade eden Polat, "Futbol takımızdan çok ümitliyiz. Sadece ligde değil, UEFA Kupası'nda da iyi neticeler bekliyoruz. Teknik heyetimizin, dünyanın en iyi teknik heyet grubu içinde olduğunu düşünüyorum. Takımımız da FIFA'nın yaptığı değerlendirmede dünyadaki en iyi 11 takım arasında yer alıyor" diye konuştu. Yönetim kurulu olarak, kendi içlerinde bir sıkıntılarının olmadığını anlatan Polat, "Bütün yöneticiler mesailerinin büyük bir bölümünü Galatasaray'a veriyor. Yaptıkları çalışmadan dolayı onlara teşekkür ediyorum. Tabii bu süreçte sıkıntı çekiyoruz. Ciddi sıkıntılarımız var ama şikayetçi değiliz. Bu sıkıntıların üstesinden geleceğiz" dedi. Futbolcunun Beklentilerini Büyütüyorlar Adnan Polat, takımın kaptanlığına getirdikleri genç oyuncuları Arda Turan ile gurur duyduğunu söyledi. Arda'ya kaptanlığı, içlerine sinerek verdiklerini belirten Polat, yıldız oyuncu ile arasında, sözleşmesiyle ilgili geçen bir olayı şöyle anlattı: "Kulübe gelen teklifler ve kendisine el altından giden yüksek rakamlı transfer teklifleri doğal olarak futbolcunun beklentilerini de büyütüyor. Kendisinin sözleşmesinin uzatılma konusuydu. Ben sözleşmesini hazırladım, rakamları boş bıraktım ve çağırdım. 'Al bunu, git istediğin rakamı doldur getir' dedim. 10 dakika müsaade ettim. da gitti odasına, 10 dakika sonra geldi, 'Başkanım ben Galatasaray'ın kaptanıyım. Galatasaray Kulübü başkanına bir rakam söyleyemem. Siz ne uygun görüyorsanız benim kabulümdür' dedi. Kendisiyle gurur duyuyorum. Bundan sonra da Galatasaray'a ciddi katkıları olacağını düşünüyorum. Çok genç biri, zaman zaman hataları olacaktır. Kendisine yardımcı olmaya çalışacağız." Değirmenin Suyu Sponsorluklar Polat, yaptıkları transferlerde sürekli olarak kendilerine "Bu değirmenin suyu nereden geliyor?" diye sorulduğunu ifade ederek, "Sponsorluklar konusunda çok büyük mesailer veriyoruz. Bu anlamda imza altına alınan 152 milyon dolarlık bir rakam var. Doğal olarak biz bu sene ve gelecek senenin sponsorluk gelirini kullanarak bu çarkı çevirmeye çalışıyoruz. Başka türlü kaynak bulmamız mümkün değil. Ya arazi, ya da futbolcu satmamız lazım. Şu anda da onu yapmak istemiyoruz. Belki gelecekle ilgili harcamaları kullanmış oluyoruz, ama bu rakamı da ikiye katlanmış olarak kullanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu. Gelir Kaybına Uğradık Adnan Polat, yeni statları Türk Telekom Arena'nın yapımının gecikmesinden dolayı ciddi gelir kaybına uğradıklarını anlatarak, şunları kaydetti: "Bununla birlikte, oraya geçemediğimiz ve Ali Sami Yen'de kaldığımız için de hem oraya kira veriyoruz, hem de orayı futbol oynanabilir hale getirmek için giderlerimiz oluyor. Bu da kulübümüze mali açıdan zarar verdi. Bugün TOKİ, hak ediş usulü olarak ihale yapacağını söylemişti. Bugün firmanın teklifleri alındı. Ümit ederim ki söyledikleri şekilde burayı bir sene içinde bitirirler, çünkü bu stadın normal gitmesi halinde öngördüğümüz mali işler vardı. Maalesef onları askıya almak zorunda kaldık." Geçen sene yaşadıkları birçok soruna rağmen, yeni stadın loca ve VIP koltuklarını pazarlamaya çıkardıklarını hatırlatan Polat, "Oradan gelecek gelirle Futbol A.Ş. ile Sportif A.Ş'nin birleşmesini sağlayacaktık. Bunu yaptığımız zaman da Galatasaray çok ciddi bir borç yükünden kurtulacaktı, ama stat durunca bu satışlar yavaşladığı gibi, planladığımız birleşme programımız da en az 3-5 ay geriye atıldı. Yine de bu bizim moralimizi bozmuyor. İnşaat bugünlerde başlayacak. Başlattığımız projeyi bitirmek istiyoruz. İnşallah TOKİ bize verdiği sözü tutar" diye konuştu. Gayrimenkul Sorunları Çözülüyor Adnan Polat, Galatasaray Kulübü'nün 15 gayrimenkulünün olduğunu ve bunlardan 6'sı hariç diğerlerin bazı problemleri bulunduğunu belirterek, "Bu problemlerin düzeltilmesi için hukuki çözümler gerekiyor. Riva arazimizin şu anki duruma gelmesi için senedir emek veriliyor. Şu anda ruhsat alma konumuna gelinmiştir. Bunu alabilmek için 7.5 milyon liralık bir finansmana ihtiyaç var. Yeni stadımıza başlar başlamaz bununla ilgili çalışmaları yapıp, Riva arazimizi sıfır problemli hale getireceğiz" ifadelerini kullandı. Galatasaray Kulübü'nün mevcut arazilerinin problemlerinin çözülmesinin birkaç seneyi alabileceğini anlatan Polat, sözlerini şöyle sürdürdü: "Büyükçekmece'de göle çok yakın 105 bin metrekare araziyi kulübümüz 30 yıllığına, yıllığı 12 bin liradan çok cüzi bir şekilde kiraladı. Burada bizim düşüncemiz, bu arazinin büyütülmesi ve ileride tesislerimizin buraya taşınması için bir bölge oluşturulmasıdır. Daha önce 'Dünyanın hiçbir kulübü bu kadar pahalı arazinin içinde futbol antrenmanı yapmaz' demiştim Florya için. arazinin mülkiyetinin gelecekte Galatasaray tarafından kullanılması gerekiyor. Ondan sonra orada sportif faaliyetlerin dışında, Galatasaray'a ekonomik katkısı olan faaliyetler içine girmek lazım. Arazi edinme için de yoğun bir çalışma içindeyiz." Erdem Talu: TOKİ bizi Oyaladı Bu arada, toplantıda söz alan kulüp üyesi ve Türk Telekom Arena'nın ilk yüklenici firması Talu İnşaat'ın sahiplerinden Erden Talu, stat için bugüne kadar mahkemeyle yaptıkları tespite göre toplamda 134 milyon lira harcadıklarını ifade ederek, "Bunun karşılığında TOKİ, puantaja göre yüzde 25 diyor. Halbuki ihaledeki fiyatlar bundan çok daha düşük. TOKİ bizi oyaladı. Biz stadı bitirmek için elimizden geleni yaptık. Bize Ali Sami Yen Stadı'nın yerindeki arsa zamanında verilseydi, arsayı pazarlar, stada devam ederdik"dedi. Denetleme kurulunda İstifalar Öte yandan Divan Kurulu Başkanı İrfan Aktar, Denetleme Kurulu'nda yaşanan istifalarla ilgili üyelere bilgi vererek, "Yönetim kurulunun uygun gördüğü toplantılara Denetleme Kurulu üyeleri davet edilebilir. Davet etmezse tüzük olarak bir sorun ortaya çıkmaz. Sırf toplantılara katılamamaktan dolayı istifa etmeleri beni tatmin etmedi. Hepimiz bu görevlere kendi isteğimizle geldik. Birtakım zorluklarla karşılaşabiliriz, ama alınganlık yapıp, bizi seçenleri hayal kırıklığına uğratmamalıyız. Bu konu bizi üzdü" diye konuştu. Öte yandan, İstanbul'da etkili olan yağış nedeniyle toplantıya katılımın oldukça düşük olduğu gözlendi.
560057
'Emek heba edilmeden Bursa'ya kazandırılacak'
'Emek heba edilmeden Bursa'ya kazandırılacak' Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Tahsin Bulut, "Bursa'da kalıcı işlerin yapılıp, zamanın, paranın ya da ermeğin heba edilmeden Bursa'ya kazandırılmasını istiyoruz" dedi. İSMAİL HAKKI YOĞURTÇU BURSA Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Tahsin Bulut, gazetemize Kent Konseyleri'ni ve Kent Konseyi'nin faaliyetlerini anlattı. Kent Konseyleri Türkiye'de çok kısa sayılmayacak bir geçmişe sahip olduğunu ve Bursa'nın bu tarihe öncülük yaptığını ifade eden Tahsin Bulut, Kent Konseyleri'nin yerel, demokratik yönetişim sürecini geliştirmeyi hedefleyen ve bütün karar süreçlerine kent halkının katılımını sağlayan bir mekanizmalar olduğunu ifade etti. Bursa Kent Konseyi olarak, kentteki tüm dinamiklerin Bursa hakkında alınacak olan kararlara doğrudan müdahil olmalarını istediklerini vurgulayan Bulut, “Kentimiz hızla büyüyor ve bu büyümeden kaynaklanan çok büyük bir rant potansiyeli var. Belirli çıkar grupları ya da şahıslar bu ranta gözlerini dikiyorlar. Bizler bu tür kısa vadeli çıkarlarla kentimizin önünün tıkanmasını istemiyoruz. Bu tür olumsuz gelişmelerin önüne halkımızın öz denetimini gerçekleştirmek istiyoruz. Biz önümüzdeki dönemde bunu gerçekleştirip, Bursa'da kalıcı işlerin yapılıp, zamanın, paranın ya da ermeğin heba edilmeden Bursa'ya kazandırılmasını ve neticede de Bursa'nın dünya üzerinde hak ettiği yere gelmesini istiyoruz. Bursa'nın tüm potansiyellerinin farkındayız ve daha iyi yerlere getirilmesi gerektiğini biliyoruz” şeklinde konuştu. KENT KONSEYİ KURULMASI ZORUNLU Bulut, "Geçtiğimiz Hükümet döneminde artık tüm belediyelerde Kent Konseyleri'nin kurulması zorunlu hale getirildi. Eski yönetmelikte Kent Konseyleri'nin başkanlığını Belediye Başkanları'nın yaması öngörülüyordu. Yeni yönetmelikle birlikte Kent Konseyleri'nin başkanlarının Konsey'in içinden seçilmesi kararlaştırıldı. Bu yeni demokratik açılımın yanında yeni yönetmelikle birlikte artık kent hakkındaki kararların kentin tüm dinamikleriyle birlikte alındığı bir mekanizma haline geldi. Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız Recep Altepe'nin de bize olan destekleri işimizi daha da kolaylaştırmıştır” dedi.
559702
15:11 İran PJAK'a karşı operasyon başlattı
'a karşı operasyon başlattı ’nin örgütüne yönelik operasyonları aralıksız sürerken, da PKK terör örgütünün İran uzantısı olan ’a karşı operasyon başlattı. Son günlerde artan terör olayları ve verilen şehitler sonrası sınır bölgelerine askeri yığınak yaparken, PKK terör örgütüne karşı geniş çaplı operasyonlar başlatıldı. Hava destekli ve özel eğitimli komandoların katıldığı operasyonlarda sık sık PKK’lı teröristlerle sıcak temas sağlanırken, İran ordusu da sınırda PKK’nın İran kanadını oluşturan PJAK’a yönelik operasyon başlattı. İran sınırında süren operasyondan kaçan teröristlerin Türkiye’ye sızmaması için Mehmetçik sınırda alarma geçti.
559655
14:47 Mısırda üreticinin eline ton başına 490 lira geçecek
Mısırda üreticinin eline ton başına 490 lira geçecek ve Köyişleri Bakanı Mehmet bu yıl mısırda üreticinin eline ton başına 490 lira geçeceğini, kriterlerde de iyileşmeler yaptıklarını ve bunda geçen yıla göre yüzde 9,2’lik bir artışın söz konusu olduğunu bildirdi. Eker, Ticaret Üniversitesi’nde düzenlenen Uluslararası Kırsal Kalkınma Konferansı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Eker, fiyatlarına ilişkin, geçen yıl mısırın ton fiyatının 430 lira olduğunu hatırlattı. Bu yılki ton fiyatının 450 lira olduğunu, ayrıca ton başına 40 liralık bir prim ödemesi yapılacağını belirten Eker, Mısırda bu yıl üreticinin eline ton başına 490 lira geçecek” dedi. Bu yıl kriterlerde üretici lehine iyileştirme yaptıklarını kaydeden Eker, şöyle konuştu: “Haziranda hububatta da yapmıştık. Mısırda da yaptık. Orada da yüzde olan kriter yüzde 2’ye düşürüldü. Bu, üretici lehine yüzde 3’lük bir artış demektir, fiyat artışının dışında...Boşaltma ücreti alınırdı. Orada ton başına lirayken liraya düşürüldü. Oradan da üreticilerin kazancı var. Bütün bunları derlediğimizde bu yıl üretici lehine kriterlerde bir iyileşme yaptık. Burada da geçen yıla göre yüzde 9,2’lik bir artış söz konusu.” ’DAKİ SEL FELAKETİ... Mehmet Mehdi Eker, Trakya’da yaşanan sel felaketinde zarar gören tarımsal alanlara ilişkin bir soru üzerine de selin zararıyla ilgili şu anda elde bir kayıt olmadığını ifade ederek, “Orada çok büyük bir tarımsal alanın sular altında kaldığına dair bir bilgi gelmedi. Vali ile de il tarım müdürü ile de devamlı görüşüyoruz” diye konuştu. Sadece Saray’da dere yatağında yapılı bir besi çiftliğinde hayvanların telef olduğunu belirten Eker, bunun dışında bölgedeki ekili dikili alanlarla ilgili çalışmanın sürdüğünü, suların çekilip tespiti yapılmasının ardından zararın ortaya çıkacağını söyledi. ..
559402
Eş durumu nedeniyle tayin bekleyenlere müjde
Eş durumu nedeniyle tayin bekleyenlere müjdeANKA Sağlık-Sen, ile görüşerek eş durumu nedeniyle tayin bekleyen 4/B’lilerin başvurularının önümüzdeki günlerde alınmaya başlanacağını duyurdu. Konfederasyonu’na bağlı Sağlık-Sen’in Genel Başkanı Mahmut Kaçar yaptığı açıklamada, becayiş ve sağlık mazereti tayininden sonra, 2010 Haziran ayında yapılması öngörülen eş durumu tayini başvurularının da bu ay içinde alınmasını sağladıklarını bildirdi. Kaçar, sözleşmeli personeli çakılı kadro konumundan kurtaracak önemli çalışmalar da yürüttüklerini kaydetti. Kaçar, eş durumu tayini bekleyen 4/B’lilerin başvurularının Eylül ayı içinde, 4924 kapsamında çalışanların eş ve mazeret tayini başvurularının ise 2010 Ocak ayı içinde alınacağını açıkladı. -SÖZLEŞMELİ PERSONELE NAKİL HAKKINA VİZE- Kaçar, Bakan Akdağ’dan Bakanlığa personel alımı öncesinde sözleşmeli personele nakil hakkı tanınması istedi. Kaçar açıklamasında, "Bu talebimiz üzerinde ve Devlet Personel Başkanlığı çalışmaktadır. Nakil hakkının önünde herhangi bir yasal engel bulunmuyor. Bakanlığın destek verdiği nakil hakkının gerçekleşmesi halinde sözleşmeli personeli çakılı kadro konumundan kurtarmaya dönük önemli bir adım atılmış olacaktır" dedi. Sağlık-Sen olarak sözleşmeli-kadrolu ayrımını ortadan kaldırma mücadelesi verdiklerini belirten Kaçar, "Sözleşmeli personel sorunları toplu görüşme masasında da, hukuksal alanda da, eylemlerimizde de öncelikli konumuz olmuştur. Sözleşmeli personel mevzuatını tek çatı altında toplayan ve kadrolularla aynı hakları içeren yasa taslağı da önemsediğimiz ve yakın zamanda sonuç almayı beklediğimiz bir çalışmadır. Biz sorunlardan nemalanan değil çözüm arayan bir sendikayız. Eş ve sağlık mazereti tayin hakkı da, becayiş hakkı da nakil hakkı da bu arayışımızın yansımasıdır" şeklinde değerlendirmede bulundu.
558798
FIFA'dan Tuba Tosun'a görev
FIFA'dan Tuba Tosun'a görev FIFA kokartlı bayan Türk hakem Hilal Tuba Tosun Ayer, UEFA tarafından Sırbistan'ın Masinac ile Fransa'nın Olympique Lyon takımları arasında oynanacak Avrupa Bayanlar Şampiyonlar Ligi müsabakasında görevlendirildi. İki takım arasındaki maç 30 Eylül'de oynanacak.
558637
Diyarbakırspor’a derbi rakibi geldi: Amedspor
Hükümetin, Kürt açılımı çalışmaları sürerken ’ın eski adıyla spor kulübü kuruldu. “Amedspor” adı ile kurulan kulüp, tarihteki Kürt federasyonunu oluşturan 17 aşireti temsil ediyor ’da bir doktor tarafından kurulan Amedspor Derneği’nin taslağının dördüncü maddesinde, kulübün renklerinin kırmızı, yeşil ve beyaz, armasının yuvarlak güneş motifi ışınları içine işlenmiş 17 yıldızdan oluştuğu, ortasına ise meşe ağacı figürünün işlendiği belirtiliyor. Ancak logonun, ’nın bayrağında da kullanılan sarı, yeşil ve kırmızı renklerinden oluşması dikkati çekti.
560293
Sierra Leone'deki gemi kazası: 34 ölü
Polis, çoğu tatilden dönen öğrencilerden oluşan yolculardan 37'sinin kurtarılabildiğini kaydetti. Kazadan kurtulanlar, geminin güçlü bir fırtınaya yakalandığını, ardından birkaç dakikada battığını anlattı. Polis daha önce, 268 yolcunun bulunduğu gemi alabora olduğu sırada havanın rüzgarlı olduğunu belirterek, geminin aşırı kalabalık olması nedeniyle devrilmiş olabileceğine dikkati çekmişti. Gemide, yolcular dışında yük de bulunduğu belirtiliyor.
560002
Belediye sakatlara rağmen Trabzon'u gözüne kestirdi
İstanbul Büyükşehir Belediyespor Futbol Şube Sorumlusu Kamil Dizar, Trabzonspor'un lige kötü başladığını ifade ederek, ''Trabzonspor lige kötü başlamasına rağmen iyi bir takım. Rakibimiz bu karşılaşmada bir çıkış arayacak. Bu maç bizim de istikrarımızı belirleyecek bir mücadele olacak. nedenle iki takım da kazanmak için ellerinden geleni yapacak. Biz bu doğrultuda hazırlıklarımızı yapıyoruz. Önemli eksikliklerimize rağmen kazanacağımızı düşünüyorum'' diye konuştu. Dizar, sakatlıkları bulunan futbolcuları Hasagiç, Barbosa, Nsumbu, Efe ile kırmızı kart cezalısı olan Tum'un Trabzonspor karşılaşmasında forma giyemeyeceğini belirterek, ''Böylesine önemli oyuncularımızın oynamayacak olması bizim için önemli bir dezavantaj. Ancak görev yapacak arkadaşlarımızın, onların yokluğunu hissettirmeyeceğini düşünüyoruz'' dedi.
560053
Beyin tıkanıklığından tahliye olan general kumarhanede yakalandı
Çavuşesku rejiminin devrildiği 1989 olaylarında 72 sivilin ölüm emrini vermekten 15 yıla mahkum olan, ancak sağlık nedeniyle tahliye olan emekli general Victor Stanculescu, kumarhanede kumar oynarken görüntülendi. Mahkumiyeti Anayasa Mahkemesi tarafından onaylandıktan sonra cezaevine giren emekli General Victor Stanculescu, geçtiğimiz mayıs ayında 'beyin damarlarındaki tıkanıklık ve kalbinde yüksek derecede ritim bozukluğu' teşhisiyle tahliye edilmişti. Ancak Stanculescu, geçtiğimiz günlerde eşiyle Bükreş'teki bir kumarhaneye giderek içeride saat kadar kaldı. Oyun salonunda bir vatandaş tarafından gizlice görüntülendiğinin farkına varmayan Stanculescu, eğlenmeye devam etti. Kumarhane çıkışında gazetecileri karşısında görünce şaşkına dönen emekli general, olay yerinden uzaklaşmaya çalıştı. Oldukça sinirli görünen eşi ise kendilerini görüntüleyen kamerayı kırmakla tehdit etti. Basının 'suçüstü' yakaladığı General, "Kumarhanede saat oyun oynamaya dayanabiliyor musunuz?" sorusuna 'evet' cevabını verdi. General Stanculescu, işlediği katliamın hatırlatılarak, "Devrimde ölenlerin çocuklarına ne diyeceksiniz?" diye sorulması üzerine, "Onlar da kumarhanede. Git onlara sor!" dedi. Romanya Anayasa Mahkemesi, Devlet Başkanı Nikolay Çavuşesku yönetiminin devrildiği 1989 yılındaki ayaklanma sırasında 72 göstericinin ölümünden sorumlu tutulan emekli generale verilen 15 yıl hapis cezasını geçtiğimiz yıl onaylamıştı. Avukatlarının Stanculescu'nun sağlık durumunu gerekçe göstererek ısrarla istediği tahliye 12 Mayıs'ta gerçekleşmişti. Emekli General Victor Stanculescu, beyin damarlarındaki tıkanıklık ve kalbinde yüksek derecede ritim bozukluğu' teşhisiyle yıllığına tahliye edilmişti. Tahliye kararına itiraz eden askeri savcılığının başvurusu 16 Eylül'de görüşülecek. Savcının itirazı kabul edilirse, emekli General Stanculescu'ya yeniden hapis yolu gözükecek.
559231
İTO'dan sel mağduru işletmelere kredi!
İstanbul Ticaret Odası (İTO), sel nedeniyle mağdur olan iş adamlarına 20 milyon lira kredi kullandıracak. Buna göre tedbir kapsamında; ilk aşamada Oda kaynaklarından 20 milyon lira, düşük faizle ve Halk Bankası aracılığıyla sıkıntıya düşen firmalara kullandırılacak. Ayrıca bölgede mağdur olan İTO üyelerinin Oda aidatları yeniden yapılandırılacak. Ayrıca mağdur firmaların kredi ve vergi borçlarının yeniden yapılandırılması çağrısında bulunan Kurul, Kredi Garanti Fonu (KGF) benzeri fonlar devreye sokularak, sıkıntıdaki firmaların ödemelerine yardımcı olunmasını talep etti. İTO Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, konuya ilişkin değerlendirmesinde, selin vurduğu bölgede bulunan ve mağdur olan şirketlerle iş yapan firmaların anlayışlı davranmalarını istedi. Yalçıntaş, ''Millet olarak sahip olduğumuz birlik, yardımlaşma ve dayanışma hasletimizi sergileyeceğimiz bir zamanda bulunuyoruz. Felaket bölgesindeki firmalarla iş yapan diğer firmalarımızın, başta ödemeler olmak üzere her konuda göstereceği kolaylık, mağdur iş adamlarımız için hayati önem taşıyor'' ifadelerini kullandı.
559743
Barroso'dan Gül'e taziye mesajı
AB Komisyonu sözcüsü Johannes Laitenberger, Barroso'nun mesajında Türkiye'nin acısını bütünüyle paylaştıklarını ve dayanışma içinde olduklarını bildirdiğini söyledi.
558754
Her şey Bosna’nın elinde
deplasmanında güle oynaya kazanacak bir takım değil. Ama her şey onların elinde. Ne yapacaklarını bekleyip göreceğiz Çok farklı bir şey beklemiyorduk. Evet biz Bosna’dan daha iyi bir takımız ama şartlar rakibin elindeydi. Bosnalı oyuncular kariyerlerinin belki de en önemli maçını oynadı. hiç umulmadık bir şekilde sakin başladı ve golü attı. Dörtlü savunmanın önünde Ceyhun, onun önünde Emre, Hamit, Tuncay ve Arda ve ileri uçta Semih dizilişiyle başladık oyuna. Buna karşılık Bosna üçlü savunma ile mücadele etti, sürekli uzun oynayarak bizim stoperle üstünlük sağlamaya çalışan Dzeko’dan dönen topları almaya çalıştılar. Top bize geçince de sekiz kişi ile savunma yaptılar. Hakem öyle bir faul verdi ki, Salihoviç müthiş bir vuruşla beraberliği sağladı. Çözülmeye hazır Bosna tekrar maçın başına döndü. Direnç gösterdi. ikinci yarıda iyi bir hamle yaptı. Biz de üçlü savunmaya döndük. Daha ofansif İsmail sol tarafa alındı. Arkada Servet, Ceyhun oynadı. Bu düzende ’ü daha fazla kullandık. Aslında taktik doğruydu. Nitekim Gökhan ile 3-4 net pozisyon yakaladık. Bu maçta bireysel yetenekli oyunculara ihtiyacımız vardı. Ama Estonya maçının faturasını ödedik. 1-0 geriye düşmemiz, ardından rakibin 2-2’yi yakalaması ve kötü zemin şartları bizi fazlasıyla yormuştu. Nitekim bu yorgunluk dün gece çok şey beklediğimiz oyuncuları etkiledi. Tabii ki bu sonuca üzülüyoruz. Bu takım Kupası’na gitmeli çünkü. Yine de 3’e yakalandığımız kontrataklarda ikinci golü yemememiz en azından ümidimizin devam etmesini sağladı. Rakip son paslarda hata yapmasa işimiz dün biterdi. Bosna Hersek, Estonya deplasmanında güle oynaya kazanacak bir takım değil. Estonya ciddi oynadığı takdirde. ile ’a atabildiğimiz kadar gol atmalıyız. Çünkü averajımız da iyi değil. Artık her şey Bosna’nın elinde. Onların ne yapacağını bekleyeceğiz. Ama şunu da söylemek gerekir. Bu grupta şu ana kadar topladığımız 12 puan kalitemizin çok altında. Nitekim averajda. Düşünün Bosna’dan dört puan alıyoruz ancak dört puan gerisinde kalıyoruz. Belçika ve Estonya maçlarında kaybedilen puanların bedelini ödüyoruz. Hakem çok kötü bir yönetim gösterdi. Oyunun sonucuna tesir etti.
558718
Öğrenciler için İzmir rehberi
Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İESOB), kent dışından okumaya gelen öğrencilerine yönelik rehber hazırladı. Rehberi, barınma, yiyecek-içecek, dinlenme ve kültürel ihtiyaçların karşılanması için yol gösterici olacak. 20 bin adet basılan rehber, üniversitelerin kayıt bürolarında kurulan İESOB stantlarında ücretsiz dağıtıldı. İESOB Başkanı Zekeriya Mutlu, “Rehberimiz, binbir güçlükle ailesinden, alıştığı çevrelerden kopup almaya gelen gençlerin kente uyum sağlamalarını kolaylaştırıyor. Amacımız öğrencilere sahip çıkmak” diye konuştu.
559676
Sağanak yarın öğleden sonra geliyor
yarın öğleden sonra geliyor, (DHA) Bölge Müdürü Mustafa Yıldırım, yağışların yarın öğle saatlerinden itibaren gök gürültülü ve şeklinde görüleceğini belirterek, “Daha önceki yağıştan 1.5 kat fazla olacak” tahminleri için ise, “Böyle bir öngörümüz yok. Yarın geceki yağışın sel ve yaratabilecek nitelikte olacağını tahmin ediyoruz.” dedi. Yıldırım, yağışların Cumartesi günü de süreceğini, Pazar günü etkisini kaybedeceğini söyledi.
558386
Fayansları çatlayan bina boşaltıldı
Fayansları çatlayan bina boşaltıldı Kırklareli'nde apartman dairesinin fayansları çatlayınca bina boşaltıldı KIRKLARELİ (A.A) Kırklareli'nde bir apartman dairesinin fayansları çatlayınca bina boşaltıldı. Alınan bilgiye göre, Kocahıdır Mahallesi Paşa Çeşme Caddesi Ara Sokak'taki Çetin Apartmanı'nın 4. katında Fatih Durgut'a ait dairenin mutfağının zeminindeki fayanslar çatlamaya başladı. Apartmanın yıkılacağı endişesiyle apartman sakinleri panik içinde hızla binayı boşalttı. Binanın yanından uzaklaşan apartman sakinleri durumu Kırklareli Belediyesi'ne bildirdi. Kırklareli Belediye Başkanı Cavit Çağlayan, fayansları kırdırarak olay yerinde incelemelerde bulundu. Çağlayan, incelemeler sonrası herhangi korkulacak durumun olmadığını belirterek, apartman sakinlerinin evlerine girmelerini söyledi. Bir süre yağmur altında bekleyen apartman sakinleri daha sonra evlerine girdi.
559434
Felaket yağmacıları mahkemeye sevk edildi
İstanbul'daki sel sonrasında kişilik bir yağmacı grubu gelmişti Bu kişiler gözaltına alınmıştı. Gruptan kişi mahkemeye sevk edildi.
558599
İkitelli'de metrekareye 227 kilogram yağmur düştü
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, son yılların en büyük miktarda yağışını alan kentte, Eylül ayı yağış ortalaması 45 kilogramken, İkitelli bölgesine saatte 90 kilogram yağış düştü. Bazı yerlere düşen ve Eylül ayı ortalamalarının ila katını aşan toplam yağış miktarları şöyle; İstasyon Adı Toplam yağış (kilogram) ----------------. ---------------------- Terkos 227.2 Kamiloba 201.2 Çanta 117 İkitelli 227.6 Büyükada 35 Hadımköy 167.2 Çatalca 240 Florya 112 Kartal 29.2 Sarıyer 128.4 Kumköy-Kilyos 140.8 Silivri 131 Öte yandan, sel baskınlarının yaşandığı bölgelere müdahale eden İtfaiye, Zabıta, Yol Bakım, İSKİ, İBB Arama Kurtarma Birliği ekipleri tarafından mahsur kalan 1282 vatandaş kurtarıldı. Zarar gören bölgelerde ekiplerin kurtarma, tahliye ve temizlik çalışmaları devam ederken, Çatalca merkezde okula da yaklaşık 200 vatandaş toplandı.