604343
Türkiye'yi teslim almaya geldiler!..
Manzaraları gördünüz... PKK öncüleri muzaffer askerler olarak, güllerle karşılandı!.. Türkiye’nin hali, 15 Mayıs 1915 günleridir... PKK işgali zaten çoktan başlamıştı!.. Sahiller, araziler, Doğu-Güneydoğu belediyeleri derken... Hapisten çıkarıp TBMM’ye gönderdiği militanlar.. Türk Milletine bu durumlar “hazmettirildi” ve..! Sıra asker çıkarmaya geldi!.. Apo, bunu da becerdi!.. Buyurun afiyet olsun!.. Kim ne derse desin, olan bitenin izahı bu!.. “Gelenler” hiç öyle “açılım” çağrısından istifade için gelen “pişman olmuşlar” falan değil.. Özel olarak seçilmiş PKK öncü birliğidir gelenler..
604093
Moğol Pinponu
Moğol Pinponu Orijinal Adı: Lu Cao Di Yönetmen: Hao Ning Oyuncular: Hurichabilike, Dawa, Geliban, Yidexinnaribu, Badema 24 21.00 Bilike, Çin'in bir köyündeki bir merada bir çadırın içerisinde yaşamaktadır. Bir gün bulduğu bir pinpon top hayatını değiştirir. Önce kimse bu topun ne olduğunu anlamaz. Dawa'nın babası onun bir pinpon topu olduğunu öğrenir. Çocuklar Çin'de bunun milli bir oyun olduğunu duyunca Pekin'e doğru yola çıkar.
605395
Diyarbakır'da televizyondan eğitim başladı
nedeniyle eğitime bir hafta ara verilen Diyarbakır'da yerel bir kanaldan ders yayınına başlandı. Bu arada Diyarbakır Valiliği, domuz gribine yakalananların sayısının 23 olduğunu belirtti. nedeniyle kentte ve öğretime bir hafta ara verilmesi nedeniyle günlük sürede öğrencilerin eğitimden geri kalmasını engellemek amacıyla yerel televizyon kanalı ART'den yayını bugün saat 15.00 itibariyle başladı. Mili Eğitim Bakanlığınca hazırlanan CD'lerden yayınının bugün 19.00'a kadar süreceği öğrenildi. ART Televizyonu Genel Müdürü Halim Durucu, AA muhabirine, Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerinin teklifi üzerine yayınına başladıklarını belirtti. Durucu, "Bugün ilköğretim okulları için Hayat Bilgisi, Türkçe, Matematik, Sosyal Bilgiler, Fen ve Bilimleri dersleriyle ilgili CD'leri saat yayınlayacağız. Yarın ilköğretim kademesi için Milli Eğitim Bakanlığı'mızca hazırlanan paket programlar, orta öğretim kademesi için programı ise görevli öğretmenler tarafından anlatılacaktır. Dersler 25 dakika süreli olacak. 25 dakikalık ders sonunda 10 dakika ara verilecek. Dersler yarın da saat 08.00 ile 15.00 saatleri arasında ekrandan yayınlanacak" dedi. Ekran başında ilk kez alan öğrenciler, yayından memnun olduklarını belirtti. Evde televizyondan yayınını izleyen öğrenciler, okulların olması nedeniyle hem derslerinden hem de arkadaşlarından uzak kaldıklarını ifade ederek, "Bugün televizyondan dersleri izledik. Bu sayede derslerimizi yapacağız" dediler. Öte yandan, okulların yanı sıra kentteki dershane, kreş ve özel kurumlarında da bugünden itibaren bir hafta süreyle eğitime ara verildiği belirtildi. Vaka sayısı 23 Bu arada Diyarbakır Valiliği, domuz gribine yakalananların sayısının 23 olduğunu belirtti. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, 5'i öğrenci vatandaşta görülen H1N1 gribi vaka sayısının 20 Ekim 2009 tarihi itibariyle 17'si öğrenci, 6'sı da yetişkin olmak üzere 23'e yükseldiğini bildirildi. Açıklamada, 23 vatandaşın genel durumunun iyi olduğu ve evlerinde takiplerinin devam ettiği kaydedildi.
604230
Melikşah Utku: Bir dostun elimdeki son fotoğrafı
Melikşah Utku Bir dostun elimdeki son fotoğrafı Bir fotoğraf karesi… Çürük, tapan bir deniz taşıtının pruvasındaki kasaranın iki yanındaki küpeşteye ayaklarıyla vurduğu payandadan destek alarak çökmüş takım elbiseli bir adam. Sol dirseği motorun omurgasının uzantısı kısa cıvadranın üzerine mıhlanmış bir halde, serbest kalan elleriyle tuttuğu fotoğraf makinesinin vizöründen dalgaların arasından istediği açıyı yakalamaya çalışan bir adam. İki tarafı Dubai'nin yüksek, şatafatlı binaları yükselen nehrin ortasında yakaladığı enstantaneyi gösteriyor bana. Bir fotoğraf karesi… Zenginliğin çöl kumu üzerine yükseldiği bir kıyıdan, bakımlı ama suni bir peyzaj ile yeşillenmiş bir golf sahasının yerleştiği diğer kıyıya geçmek için, Hindistan'daki şehirlerarası otobüslerdeki gibi istiflenmiş Hintlileri taşıyan bir başka çürük, tapan deniz aracının resmini sunuyor bana. Güneşten korunmak için motorun iki küçük direk arasına çatılmış branda reklâm kokuyor: “Enjoy the sun… Perfectly protected.” O, yükselen Dubai ekonomisinin üzerinde yükseldiği kalabalıkları yakalamış; ben de onu, bu dünyaya bakış açışını şekillendirirken. O, Adnan Büyükdeniz… Ekonomi bilimi, karamsar bilim olarak tanınır. Söz konusu karamsarlık, sadece iktisatçıların kanına işlemiş olan eleştirel yaklaşımdan veya kuramsal düzlemde ideal olarak nitelenen bir modelden uzak düşen gerçek dünya politikalarının “eksikliklerinden” kaynaklanmıyor. Sınırsız addedilen insani heveslerini bu dünyanın sınırlı kaynakları ile tatmin edebilmek gibi hiçbir zaman başarıya ulaşmayacak bir gayesi olduğu için de karamsardır ekonomi bilimi. Ekonomi biliminin içine işlemiş olan bu karamsarlığı, insanı sadece modellemek yerine, onu anlamaya çalışarak yenebilen nadir iktisatçılardandı Adnan Ağabey. Belki bu yüzden ekonominin soğuk formüllerinden oldukça farklı bir alanda, fotoğrafçılıkta, da yürümek hoşuna gitmişti onun. Farklı bir açı yakalamak, gerçeği dondurmak, donmuş suretlerden yaşayan hisler, hisseler çıkarmak. O, bu gayretin bir iktisatçı olarak kendisini geliştirdiğini düşünürdü ve muhabir bankalarla görüşmelerden arta kalan her zamanda olduğu gibi, orada, dalgalı ortamda, fotoğrafçı güdülerinin harekete geçtiğini görürdünüz. Ekonomiyi, fotoğrafçı kimliğiyle, kimi zaman alenen, kimi zaman kaçamak bir şekilde görmek, yakalamak ve kayda geçirmek için okurdu. Adnan Ağabey'i dün kaybettik. Selametle ayrıldı aramızdan. Hatıraları dışında yazı ve fotoğraflarını da miras bıraktı bizlere. Bir daha okuyalım, bir daha bakalım, olur ya belki kendisinin yakalamış olduğu bir karede farklı bir an yeniden dirilir, taze bir bakış açısı sağlar diye. Adnan Büyükdeniz iktisadi ömrünü doldurarak sıyrıldı bu dünyadan. artık ne bir üretici, ne de bir tüketici. Bırakınız fayda temin süreçlerinde verili kısıtlar içinde faydayı azamileştirmek gibi kaygıları, temel ihtiyaçları bile kalmadı artık. Ahiret inancının eksikliği ile bu dünyadan yok oluş korkusu ve bu korkudan hareketle hayatta iken faydayı azamileştirme çabası arasında tabii bir ilişki var. Oysa ahirete göre düzenlenmiş olan insanoğlunun manevi boyutu, bu dünyanın kısıtlı imkânları ile tatmin edilemiyor. İnananın nezdinde bir vuslat, bir gurbetin sona erişidir ölüm. Bir son değil, belki bir teneffüs. Sözü Adnan Ağabey'in Dünya Gazetesi için kaleme aldığı “Ekonominin Renkleri” başlıklı yazısının girişiyle bitirelim: “Bir çiçeğin tohum saçan göbeğinden, bir kelebek kanadının renk taşıyan damarlarından veya on dört yaşına sessiz sedasız girmiş kaportacı çırağının yağlı ellerinden boşalır, taşar hayat. Emekli kuyruğunda bekleşen güngörmüş babalarımızın acı tebessümünde hayata bağlanış yatar. Kapalıçarşı'nın Mahmutpaşa kapısı civarında öbeklenmiş dövizcilerin ahizelerinden çıkan sesler ayaklı borsanın pazarlıkçı gürültüsüne karıştıkça insan yaşar. İnsan yaşar, çünkü Harem'den vinçlerle yüklenir gemilere “dış ticarete konu mallar.” Pazarda domatesin fiyatı yükseldiği halde yaşar insan ve yaşar insan bir iş bulduğunda ya da işsiz kaldığında. Geniş açı ufukta doğan güneşi resmederken, yakın plan çekimler hayatı işler. Hayatın bir parçasıdır ekonomi.” Aynı karede bir kez daha görüntülenmek umuduyla, yolun açık olsun Adnan Ağabey
603946
Baradai'den 'ateş topu' uyarısı
Avusturya'nın Die Presse gazetesine verdiği mülakatta İran'daki nükleer tesislerden İsrail-Iran ilişkilerine, Obama'nın Nobel Barış ödülünü almasından gelecekteki planlarına kadar birçok konuyla alakalı açıklamalarda bulundu. Kısa bir süre önce İran'ı ziyaret ettiğini ifade eden El Baradei, gizli servislerin İran'ın nükleer tesislerini iki yıldır takip etmelerine rağmen kendilerine bilgi vermediğini söyledi. İran'ın kurallar gereği tesis hakkında kendilerine bilgi vermesi gerektiğini ifade eden El Baradei, İran'ın tesislerin bombalanması korkusundan dolayı kendilerine bilgi vermediğini söyledi. El Baradei, ancak böyle de olsa Tahran'ın 'haksız' olduğunu söyledi. Ziyareti sırasında nükleer bir çatışmayla alakalı bir izlenim alıp almadığına yönelik soruya Baradei, "İyimser olmak için birçok neden var. ABD ve İran'ın tüm sorunlarının çözümüne yönelik ön şartsız masaya oturmalıdır."şeklinde cevap verdi. İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini bombalamasının bir çözüm olmayacağını ve bunun bölgeyi bir ateş topuna çevireceğini vurgulayan El Baradei, "Arap liderler de İsrail'in atom bombasına sahip olmasından rahatsız. Bölgenin gelecekte nükleer silahlardan arındırılması gerekiyor."ifadelerini kullandı. Nobel Barış ödülüne layık görülen Barack Obama'ya da değinen Baradie, Obama'nın nükleer silahlardan arınmış bir dünya vizyonuna sahip olduğu için ödülü aldığına inandığını söyledi. Obama'nın Guantanamo kararının bile bu ödülü almak için yeteceğini düşündüğünü belirten Muhammed El Baradei, "Gelecekte dünyada nükleer teknolojinin yanlış ellerde olmaması için elimden geleni yapacağım."dedi.
605425
Kriz yaratan haritaya, düzeltme ve özür
Kriz yaratan haritaya, düzeltme ve özürAli Can ZERAY/EDİRNE, (DHA) 'de düzenlenen Sınır Ötesi İşbirliği Programı tanıtım toplantısında katılımcılara dağıtılan kitapçıktaki haritadaki eyalet krizine, düzeltme yapıldı. Kalkınma ve Bayındırlık bakanlığında Proje Müdürü olarak görevli Daniyel Rudenkova yapılan yanlıştan dolayı Türk katılımcılardan özür dileyerek, “Hata tercümeden kaynaklanıyor. Biz Bulgaristan'da illere eyalet diyoruz. Hata bizi çok üzdü. Umarım bir daha böyle hataya düşmeyiz” dedi. Edirne Devecihan Kongre ve Toplantı Salonu'nda düzenlenen AB Sınır Ötesi İşbirliği Programı'nın tanıtım için Bulgaristan Kalkınma ve Bayındırlık Bakanlığı yetkilileri tarafından hazırlanan kitapçıkta, Edirne ve 'nin eyalet olarak gösterilmesine Türk heyetinin tepki göstermesinin ardından ikinci gün düzeltme yapıldı. Toplantının bugün yapılan bölümünde kitapçıktaki haritada, Edirne ve Kırklareli'yi eyalet gösteren yazılar, Bulgarca Edirne ve Kırklareli illeri olarak düzeltildi. Bulgaristan Kalkınma ve Bayındırlık bakanlığında Proje Müdürü olarak görevli Daniyel Rudenkova açılış konuşmasında dün haritada yapılan yanlıştan dolayı Türk katılımcılardan özür dileyerek, “Hata kitapçığın hazırlanmasındaki tercümeden kaynaklanıyor. Biz Bulgaristan'da illere eyalet diyoruz. Haritayı hazırlayan arkadaşlar Edirne ve Kırklareli illerini eyalet olarak yazmışlar. Şunun altını çizerek söylemek istiyorum; haritada yapılan eyalet hatası bizi çok üzdü. Umarım bir daha böyle hataya düşmeyiz” dedi. Edirne Valisi ise toplantı sonunda gazetecilere yaptığı açıklamada, “Kitapçıktaki haritanın bir tercüme hatası olduğunu söyleyip bizden özür dilediler. Biz de kendilerini daha dikkatli olmaları konusunda uyardık, böyle hatalar yapmamalarını istedik” dedi. Edirne Devecihan Kongre ve Toplantı Salonu'nda dün başlayan ile Bulgaristan'ın ortak yürüteceği Edirne ve Kırklareli illerini kapsayan Sınır Ötesi İşbirliği Programı Bilgilendirme toplantısında Bulgaristan heyeti tarafından hazırlanıp katılımcılara dağıtılan kitapçığın 2'nci sayfasında yer alan harita krize neden olmuştu. Bulgaristan heyetinin hazırladığı kitapçıklarda Edirne ve Kırklareli illeri haritada eyalet olarak yazılmıştı.
605011
İP aramaları protesto etti
Partililer (İP), "" soruşturması kapsamında Aydınlık Dergisi ve Ulusal Kanal'da dün gerçekleştirilen aramaları protesto etti. Ulusal Kanal'ın Ankara Temsilciliğinin bulunduğu İP Genel Merkezi önünde, ellerinde Aydınlık Dergisi'yle toplanan partililer, "Aydınlık susmadı, susmayacak", "Ulusal Kanal'ı susturamazlar", "Ne ne tam bağımsız Türkiye" sloganları attı. İP Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Karanlık, protestocu grup önünde yaptığı açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "" savcılarını harekete geçirdiğini iddia ederek, mahkeme kararı olmaksızın Aydınlık Dergisi ve Ulusal Kanal bürolarının polislerce basıldığını ileri sürdü. Karanlık, bunun nedeninin Aydınlık Dergisi ve Ulusal Kanal'ın Başbakan Erdoğan'ın 2004 yılında Mehmet Ali Talat'la yaptığı görüşmeyi yayımlamasından kaynaklandığı görüşünü savundu. İP Genel Başkan Yardımcıları Ceyhan Mumcu, Bülent Esinoğlu, İP Ankara İl Başkanı Sefa Koçoğlu, Aydınlık Dergisi Ankara Temsilcisi Özcan Güven ve Ulusal Kanal Ankara Temsilcisi Fikret Akfırat'ın da aralarında bulunduğu grup, açıklamanın ardından dağıldı.
604113
'Korkutmamalı ama uyarmalıyız'
'Korkutmamalı ama uyarmalıyız' Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, 'A gribi' konusunda endişeye kapılacak bir durum olmadığını, söyledi Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, domuz gribi nedeniyle korku ve panik havası yayılmamasını ancak toplumun uyarılmasını istedi. Çubukçu, bu aşamada sınav tarihlerini değiştirmeyi düşünmediklerini söyledi. Gazete ve televizyonların temsilcileriyle dün akşam yemeğinde biraraya gelen Çubukçu, domuz gribi vakaları nedeniyle toplumda yaratılan olumsuz havanın özellikle çocuk psikolojisi üzerinde kalıcı etkiler bıraktığını belirtti. Endişeye kapılacak bir durum olmadığını belirten Çubukçu, sorulara şu yanıtları verdi: Bu tür durumlarda toplumun bilinçlendirilmesi için kontrollü panik de öneriliyor. Korkutma ve paniğin eğitici etkisi yok. Korkutmamalı, ama uyarmalıyız. Tedbir alınması konusu yayınlarda eğitici olarak işlenirse daha yüksek oranda korunuruz. Temel önleyici konu hijyen. Korkunç, öldürücü hastalık vurgusu erişkinlere göre çocuklarda daha farklı davranışa yol açıyor. Tatil edilen okullardaki öğrenciler dershaneye gidiyor. Önlem düşünüyor musunuz? Tedavi süresinde çocukların dışarıya çıkmamasına aileler özen göstermeli. Toplu yerlere göndermek doğru değil. Sınav tarihlerini değiştirmeyi de düşünüyor musunuz? Değiştiremeyiz. Sınav tarihini değiştirmek veya ertelemek zor iş. Hangi şartlarda okulları tatil edip, TV aracılığıyla eğitime başlayabilirsiniz? Bir ay ve üstünde tatili gerektiren süreyi telafi edemeyiz. Açığı kapatabilmek için bu süre ayın altında olmalı. OKULLARDA ALINACAK ÖNLEMLER Bakan Çubukçu, okullarda alınması gereken önlemlere ilişkin valiliklere genelge gönderdi. Genelgede bazı önlemler şöyle sıralandı: uEğitim kurumlarının merdiven tırabzanları, kapı kolları, musluk başları, elektrik düğmeleri ve masalar ile sıraların yüzeylerinin, dezenfektan maddeleri ile sık sık temizlenmesi. Sınıf ve diğer odaların pencerelerinin açılarak kapalı alanların havalandırılması. Tuvaletlerde sıvı sabun bulundurulması, usulüne uygun olarak ellerin sabunlu su ile yıkanması ve bu konunun nöbetçi öğretmenlerce takibinin yapılması. Eğitim kurumlarında yapılacak araştırma sonucunda hastalık sebebiyle devamsızlığın artması durumunda il sağlık müdürlüklerinin bilgilendirilmesi. Öksürük ve hapşırık sırasında ağız ve burnun tek kullanımlık kağıt mendille kapatılması ve mendilin çöp kutusuna atılması. İL SAĞLIK MÜDÜRÜNÜN KIZI DA HASTA Diyarbakır'da 5'i öğrenci kişide gribi olarak bilinen H1N1 virüsü tespit edilmesiyle kentte yaşanan panik sürüyor. Bu kez Diyarbakır İl Sağlık Müdürü Namık Kemal Kubat'ın kızının da gribine yakalananlar arasında olduğu ortaya çıktı. Kızının test sonucunun pozitif çıktığını belirten Kubat, "Bu grip mevsimlik gripten daha kolay atlatılıyor" dedi. AŞILAR GELDİ Öte yandan Sağlık Bakanlığı'nın beklediği 500 bin doz aşı dün gece önce İstanbul'a ardından da Ankara'ya getirilip görevlilere teslim edildi. TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ ALARMDA Türk Silahlı Kuvvetleri kamuoyunda domuz gribi olarak bilinen gribine karşı geniş bir çalışma başlattı. Kışlalarda, Mehmetçiğe tabip subaylar tarafından hijyen dersleri veriliyor. Kasım'da da GATA'da karargahlarda görevli tüm hekim subayların da katılacağı bir panel düzenlenecek. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi Büyükşehirlerdeki kışlalarda görev yapan Mehmetçiklere, gruplar halinde domuz gribinin ne olduğu, nasıl bulaştığı ve korunma yolları hakkında brifing verilecek. GATA'nın internet sitesinde de geniş bir bilgi notu konuldu.
605396
Uzan hakkında gıyabi tutuklama kararı
Alınan bilgiye göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının başvurusunu değerlendiren İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi, ''hileli iflas'' suçundan yargılanan Uzan hakkında gıyabi tutuklama kararı aldı. Genç Parti Genel Başkanı ve iş adamı Cem Uzan hakkında ''özel banka parasını zimmete geçirmek'', ''cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak'', ''resmi evrakta sahtecilik'', ''özel evrakta sahtecilik'', ''Bankalar Kanunu'na muhalefet'' ve ''kamu kurumunu dolandırmak'' suçlarından, davanın görüldüğü İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesince gıyabi tutuklama kararı ile ''özel banka parasını zimmete geçirmek'' suçundan yargılandığı İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesince de yakalama kararları çıkartılmış, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinin yakalama kararı uyarınca Uzan'ın kırmızı bültenle aranmasına başlanmıştı.
605467
Barzani: ‘Giden gruplar, barışa katkı sağlayacak’
Barzani: ‘Giden gruplar, barışa katkı sağlayacak’ eski milletvekili ve Belediyesi eski Başkanı Haşim Haşimi, Kuzey 'ta Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı ile görüştü. Barzani, görüşme sırasında 'ye giden 'lı grupların ‘Barışa katkıda bulunacağına inandığını’ söyledi. Barzani'nin lideri olduğu Irak Demokrat Partisi'ne bağlı ‘Zagros TV'nin haberine göre, Kürt lider bugün Haşim Haşimi'yi Selahaddin kasabasında bulunan Başkanlık Sarayı'nda kabul etti. Türkiye'deki son gelişmeler ve Kürt sorununun ele alındığı belirtilen görüşmede, 'da ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan bölücübaşı 'ın çağrısı üzerine Kuzey Irak'tan giden PKK'lı grup ile Mahmur Kampı'ndaki 26 kişinin serbest bırakılması da gündeme geldi. Kürt lider Barzani, Türkiye'nin gelen PKK'lı grupları serbest bırakmasının önemli bir gelişme olduğunu belirterek, “Bu grupların Türkiye'deki sorunun çözümüne önemli katkı sağlayacağına inanıyorum. Öteden bu yana sorunun silahla çözülemeyeceğini ve barışçı yöntemlere yönelinmesi gerektiğini söylüyorduk. Bu konuda her zaman üzerimize düşeni yapmaya hazırız” dediği belirtildi.
604155
Yalova’da sığınakta cephanelik
’da sığınakta cephanelik ’nın Çınarcık ilçesinde jandarma tarafından 400 metrekarelik bir sığınak ortaya çıkarıldı. Sığınakta adet tabanca, 10 adet yapımı 1400 adet mermisinin yanı sıra çok sayıda askeri kıyafet, yiyecek ve yaşam malzemesi ele geçirildi. Kimler tarafından kullanıldığı konusunda resmi bir açıklama yapılmayan sığınağın ’ye ait olduğu belirtiliyor. Jandarmanın, bu sığınaktan önce 500 metre batısında 12 Ekim’de bir sığınak daha buldukları öğrenildi. Valisi Yusuf Erbay, şimdilik bir açıklama yapmayacağını bildirdi.
604047
İsveçli ırkçı lidere başbakan freni
İsveçli ırkçı lidere başbakan freni İsveç'te ırkçı tutumuyla tanınan İsveç Demokrat Partisi'nin lideri Aokesson, İslam'ı hedef aldı. İktidara geldiklerinde Müslümanları ülkeden kovacaklarını belirten ırkçı lidere cevap ise Başbakan Reinfeldt'den geldi: İsveç meclisinde hiçbir parti size destek vermez Türkiye'yi AB üyeliği konusunda destekleyen açıklamalarda bulunan İsveç başbakanı Reinfeldt geçtiğimiz aylarda Türkiye'ye gelmişti.STOCKHOLM (A.A-CİHAN) Yabancı karşıtı ve ırkçı tutumuyla tanınan İsveç Demokrat Partisi'nin Genel Başkanı Jimmy Aokesson'un, İslam'ı, "İsveç için en büyük dış tehlike" olarak göstermesi ve iktidara geldiklerinde Müslümanları ülkeden kovacaklarını belirttiği açıklamaları ülkede büyük tepkiye yol açtı. Aftonbladet gazetesine konuşan İsveçli Demokratlar lideri Åokesson, Müslümanların ikinci dünya savaşı sonrası İsveç'in en büyük yabancı tehdidi olduğunu belirterek, "Müslümanlar en büyük tehdidimiz. Önümüzdeki seçimlerde bu trendi durdurmak, onları buradan göndermek için elimden gelen her şeyi yapacağıma söz veriyorum." ifadelerini kullandı. Irkçı ve yabancı düşmanı partinin lideri, İsveç'te on kadar 'Müslüman terör örgütü' olduğunu iddia etti. HİTLER'İN GÖRÜŞLERİ GİBİ! İsveç'te büyük yankı bulan makaleye karşı çok fazla sayıda tepki yazısı geldiği bildirilirken, Başbakan Fredrik Reinfeldt de yaptığı açıklamada, gazetede yayımlanan makaledeki görüşlerin yabancı düşmanı ırkçı partinin temel fikirleri olduğuna işaret ederek, "Ancak İsveç meclisinde hiçbir partinin İsveç Demokrat Partisi'ne destek vereceğini düşünmüyorum" dedi. İsveç'in çok kültürlü bir toplum olduğunu belirten Reinfeldt, Müslüman, Hristiyan, inanan ya da inanmayanların ülkede birbirlerine saygı içinde yan yana yaşayabildiklerini söyledi. NASIL OLDUĞUNU GÖSTERDİK Bu arada Aftonbladet'im yayın yönetmeni Jan Helin, Jimmie Åkesson'un nasıl biri olduğunun anlaşılması için böyle bir yayın yaptıklarını açıkladı. Gazete, daha önce de diğer siyasi partileri, meclise girmesi halinde ırkçı liderle koalisyon ortaklığı yapmamaları konusunda uyarmıştı. İsveç'te Eylül 2010'da yapılacak genel ve yerel seçimlerde, İsveç Demokrat Partisi'nin ilk kez, yüzde olan ülke barajını aşarak meclise girmesi bekleniyor.
605517
AB Dönem Başkanlığı Pahalıya Geldi
AB Dönem Başkanlığı Pahalıya Geldi Geçen yıl Avrupa Birliği Dönem Başkanı olan Fransa'ya bu görev pahalıya patladı. Fransızların, ortalama maliyetin katı harcama yaptığı bildirildi. Geçen yılki aylık dönem başkanlığı, Fransa'ya 151 milyon Avro'ya mal oldu. Fransa Senatosu Mali Komite Başkanı Jean Arthuis, bundan Cumhurbaşkanı Sarkozy ve yönetimini sorumlu tuttu. Bu rakam, 70 milyon Avro civarındaki Avrupa Birliği ortalamasının iki katından fazla... Arthuis, Fransa'nın dönem başkanlığı süresince düzenlenen yaklaşık 500 etkinlikten bazılarının gereksiz olduğunu ve ülke başarısına katkı sağlamadığını savundu. Mali Komite Başkanı Arthuis, harcamaların şeffaf yapılmadığını da öne sürdü.
604870
Powell, şiddete şimdi 'hayır' diyor
Powell, şiddete şimdi 'hayır' diyor ABD eski Dışişleri Bakanı Colin Powell, "her türlü şiddete hayır" sloganını içeren bir konferansa katılmak üzere Türkiye'ye geldi. Powell, Türkiye İş Kadınları Derneği'nin (TİKAD) "kan, gözyaşı ve acı istemiyoruz, çözüm bekliyoruz, her türlü şiddete son" mesajı çerçevesinde küresel bir çağrı yapmak için düzenlediği konferansa katılmak üzere İstanbul'a geldi. Atatürk Havalimanı'nda basın mensuplarının soruları üzerine kısa bir açıklama yapan Colin Powell, "Konferans için geldim. Dünyada şiddete karşı önemli bir konferans. Özellikle kadın ve çocuklara karşı şiddetle ilgili. Bir askerin böyle bir konuda konuşması alışılmadık bir şey ama bu konuda bilgim var. Amerika'da çocuklarla çalıştım" dedi.
604223
Akif Emre: Kürt halkının temsil sorunu?
Akif Emre Kürt halkının temsil sorunu? Dün Habur'dan giren PKK'lılar neyi temsil ediyor? Bu sorunun Türkiye'deki yönetim açısından bir anlamı, karşılığı olabilir. Ancak sorunun muhatabı olarak Türkiye'de yaşayan herkes olduğu kadar, özellikle Kürtler için daha farklı anlamlara işaret ediyor. "PKK Kürtler için ne anlam ifade ediyor, PKK kimleri temsil ediyor?" Bu sorunun doğru cevabını almak için daha doğrudan sormak gerekir: PKK Kürtlerin temsilcisi midir? Ya da, PKK hangi Kürtleri temsil ediyor? Misak-ı Milli sınırları tayin edilirken kullanılan ölçü, "Müslüman ahalinin yaşadığı bölgeler" tanımı esas alınmıştı. Her ne kadar resmi tarih söylemi bunu Türklerin yaşadığı Anadolu toprağı olarak değiştirse de tarihi belgeleri çok açık biçimde etnik bir ayrıma yer vermeyen, dini bir tanımlama esas alındığını gösterir. Zaman zaman yaşanan "Kürt ayaklanması" olarak bilinen olaylar da bugünkü anlamda bir etnik kalkışma, ya da Kürt ulus bilinciyle ortaya çıkan ayrılıkçı hareketler değildi. Buğün gelinen noktaya hangi kültürel, siyasi şartların neden olduğu, tartışması uzun bir mesele; buna girecek değilim. Türkiye'nin önünü kilitleyen, bunca kanın akmasıyla sonuçlanana PKK çıkışının bir dönüm noktasına geldiğine kuşku yok. Bu hareketi doğuran uluslararası şartlar bugün için fazlasıyla değişmiş görünüyor. Böylesine devasa bir örgütün lojistik desteği, finansmanı, silah donanımından eleman eğitimine kadar bir varlık haline gelmesinin sadece Türkiye'nin iç şartlarıyla izah edilemeyeceği açık. Türkiye'deki siyasal yapı buna uygun şartları oluşturmasaydı uluslararası aktörlerin istismar edemeyeceği, memleketin yumuşak karnı haline getirilemeyeceği de başka bir gerçek. Ancak gelinen noktada hem Türkiye'ye hem PKK'ya birilerinin "artık bu işi bitirin" telkininde bulunduğu rahatlıkla söylenebilir. Başka açıdan, uluslararası konjönktürün elverişli olması hatta istemiş olması bu "açılım"ın mutlaka olumsuz olduğu anlamına gelmez. Bunu fırsat bilerek bu topraklarda yaşayanlar adına olumlu bir gelişmeye dönüştürülebilir. Zaten Türkiye'de çoğu yapısal değişimler genelde iç dinamiklerden çok dış dinamiklerin etkisiyle gerçekleştiği de bir vakıa. Ne yazık ki, yaklaşık 200 yıldır bu ülkenin kaderini belirleyen önemli kararlarda dış dinamikler belirleyici oldu. Zaman zaman yaşanan Kürt ayaklanmalarının çoğunun Kürt ulusçuluğunun eseri olmadığını hatırlatmamız bu süreçte önemli. Dağa taşa "ne mutlu Türküm diyene" yazarak Kürtlerin "asimile edilmeleri"nin mümkün olduğunu varsayanlara karşı ortaya konan tepki sadece silahlı bir ayaklanmayı ortaya çıkarmadı. PKK'nın ortaya çıkışını bu slogana indirgemek de çok yüzeysel yaklaşım olur. Zira ulusçuluk Kürtlerde Türklerden daha geç gelişen, Türklerden daha az taban bulan bir siyasi akım. Bunu "Kürtlerin ulus bilincinin yeterince gelişmemişliğine, Türk devletinin asimilasyon politikalarına" bağlayan Kürt milliyetçisi yorumlarla da açıklayamayız. Kürtler Misak-ı Milli'ye sahip çıkarken en az Türkler kadar bunun etnik bir dava olmadığının farkındaydılar. Türklerle ve diğer Müslüman unsurlarla birarada olmalarını anlamlandıran ruh Müslümanlık kaygısından başka bir şey değildi. Zaman zaman Kürtçülük akımları öne çıkmış görünse bile bu hiçbir zaman geniş taban bulamayacak, Müslüman Kürtlerin kimliklerini ifade eden bir ortak ideolojiye dönüşmeyecektir. PKK bunca kan dökülmesinden sonra ideolojik uzantısı olarak mecliste siyasi parti olarak Kürtlerin hakları adına konuşma statüsüne gelirse Kürt milliyetçiliği açısından tarihi bir dönemece gelinmiş olur. Türk devleti, Türk milliyetçiliğini meşruiyet tabanı olarak seçmekle tek taraflı olarak Misak-ı Milli'deki ruhu terk ederken, seküler elit devletin ve milletin kaderini belirleyici konuma geçmiş oldu. Ne var ki, yok sayılan Kürtlerin temsilleri söz konusu edilmediği için seküler ve milliyetçi kadroların önderliği ve sözcülükleri ve tayin edici konumları muhal görünüyordu. Türk milliyetçilerine tepki gösterenler geniş Kürt tabanı ise Misak-ı Milli'deki tanıma sadık kalmış ya da kaldıkları var sayılmıştı. PKK'nın dönüşü Kürt sorunu adı altında Müslüman Kürt halkının temsiliyetinin tümüyle ve resmi olarak Kürt milliyetçilerine ve onların dünya görüşü çerçevesinde şekillenecek Kürt ulus tanımına ve taleplerine meşruiyet kazandıracak demektir. Müslümanlığı besleyen tüm eğitim kurumları, önderlikler, semboller irtica gerekçesiyle ortadan kaldırılınca boşluğu Kürt milliyetçiliğinin doldurmasını beklemek gerekirdi. İç ve dış faktörlerin çerçevesini çizdiği "demokratik dönüşüm" le Kürtlere batıcı, seküler bir milliyetçilik hediye edilmiş oldu... Batıcı seküler Türk milliyetçileri eserleriyle ne kadar övünseler azdır. Durumun vehameti şu ki: Müslümanlığın bu topraklara üflediği ruhtan beslenmeyen her çözümün sahte ve yeni sorunlara gebe olduğunu Müslüman aydınlar bile hatırlamakta zorlanıyor.
604697
Köyde ev tamamen yandı
Alınan bilgiye göre, bugün sabah saatlerinde Abdullah Keleş'in evinde yangın çıktı. Yangını kendi imkanlarıyla söndürmeye çalışan Abdullah Keleş'in (54) ayakları yanarken eşi Gülizar Keleş (55) dumandan zehirlendi. Kısa sürede büyüyen yangın etrafta bulunan Şaban Koşmaz (68) ve Mehmet Ali Toy'a (67) ait evlere de sıçradı. Üç ev tamamen yandı. Yangına, Çankırı, Ilgaz, Korgun ve Kurşunlu itfaiye ekipleri müdahale ederek alevlerin diğer evlere sıçramasını önledi. Çankırı Valisi Şemsettin Uzun, Vali Yardımcısı ve Korgun Kaymakam Vekili Haldun Aksalman, olay yerinde incelemelerde bulundu. Evi yanan vatandaşlarla bir süre konuşan Vali Uzun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, devletin imkanları çerçevesinde gerekenlerin yapılacağını belirtti. Yangında yaralanan Abdullah Keleş ile eşi Gülizar Keleş Çankırı Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
604235
Türkiye Kupası kuraları çekildi
Eşleşmeler şöyle: Tokat-Ankara, A.Gücü-Karşıyaka, Kayseri-Manisa, Mersin İ.Y.-Antalya, Güngören Bld.-Bursa, İstanbul Bş. Bld.-G.Birliği, G.Saray-Buca, Diyarbakır-Tarsus İ.Y., K.Paşa-K. Erciyes, Denizli Bld.-Kastamonu, Denizli-Gaziantep, K.Şeker-Adana, Ordu-B.Van, Giresun-Ç.Rize, Altay-Samsun, Yalova-Eskişehir.
604043
Komşu'dan skandal harita
Komşu'dan skandal harita EDİRNE Edirne'de düzenlenen AB Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı Sınır Ötesi İş Birliği Programı bilgilendirme toplantısında harita skandalı yaşandı. Bulgaristan tarafından hazırlanan ve katılımcılar ile basın mensuplarına dağıtılan broşürdeki haritalarda Edirne ve Kırklareli'nin 'eyalet' olarak gösterilmesine Türk heyeti tepki gösterdi. Bilgilendirmenin ardından söz isteyen Edirne Vali Yardımcısı Ali Deniz Sürmen, proje tanıtımı konusunda Bulgaristan tarafından bastırılan broşürde büyük bir hata olduğunu savundu. Sürmen, Türkiye'nin idari birimlerinin arasında eyaletler bulunmamasına rağmen broşürde bu konuda yanlışlar olduğunu belirterek, “Dostlarımızın öyle düşünmediğini biliyoruz fakat yanlış anlamalara neden olunmaması için açıklama bekliyoruz.' dedi. TİKA Başkan Yardımcısı Şahin ise Bulgar heyetinin açıklamasını şu şekilde aktardı: 'Kötü niyet olmadığını belirtiyorlar. Vilayet ile eyalet kelimelerinin tercümesi sırasında kaynaklanan bir hata.”
604442
MHP'de tilki kavgası
MHP'de tilki kavgası MHP Genel Başkan adayı Ahmet Reyiz Yılmaz, Bahçeli'nin kendisine yaptığı tilki benzetmesine tepkili. İSTANBUL (İHA) Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan adayı Ahmet Reyiz Yılmaz, Devlet Bahçeli'nin İstanbul il kongresindeki konuşmasında yaptığı tilki benzetmesine tepkisini sürdürüyor. Tilkiliğin doğru değerlendirilmesi gerektiğini belirten Yılmaz, "Tilkilik Erciyes'e çıkamamak, ülkücüye katil dedirtmek, başbakanlığı eliyle birilerine teslim edip, Öcalan'ı serbest kalacağı bugünlere getirmektir. Tilkilik Ahmet Türk'ün dediği gibi DTP için MHP'nin başında bulunuşunuzun büyük şans olmasıdır. Tilkilik MHP çatısı altında Türkü sindirmek Müslüman'ı kovmaktır" dedi. Reyiz Yılmaz, Öcalan'ın meclise taşınacağı iddiasında bulunarak, "Böylece, Bahçeli'nin MHP başındaki görevi Öcalan'ı meclise taşınması ile sona erecek. En büyük bölücülük, milliyetçi muhafazakar oyları DTP seviyesinde tutmaktır. İhaneti sabırla dantel gibi hazmettirerek işlediniz bu millete. Kendilerinin hiçbir zaman iktidar olamayacak küçük makam sevdasına sizi orada tutan anlayışı da kınıyorum. Siz orda durdukça Müslüman Türk Milliyetçileri hiçbir zaman kendi ülkelerini yönetiyor olamayacaklar. Ülkemiz insanını kucaklayan bir sosyal portre çizemediniz" diye konuştu.
605267
Söğüt, kıymetini bilmeye çağırıyor
Tarihçi Halil İnalcık'ın İş Bankası yayınlarınca Neşredilen adlı eserinde "Osmanlı 1302'de ve Yalova'da kuruldu" tezi ve bu tez için sempozyum düzenlenmesi ile birlikte kızan ve Osmanlı Devleti'ninin kendi topraklarından yeşerdiğini anlatmak için harekete geçen Söğüt, kendi tarihini yazdı. Ötüken Yayınlarından neşredilen adlı eseriyle tanınan Bilecik Üniversitesi Söğüt Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Rahmi Akbaş'ın hazırladığı ''Geçmişten Geleceğe Söğüt'' adlı eser, "400 çadırla Söğüt'e gelip yerleşen atamız Ertuğrul Gazi ile 'O sultan ise ben de Gök Alp'in torunuyum' diyerek, bu topraklarda Osmanlı Sancağını kaldıran ve Osmanlı Devletini kuran Osman bey Söğüt'ün kıymetini bilmiştir" diyerek, okurları söğütün kıymetini bilmeye çağırıyor. İlk çağlardan itibaren Avrupa, Asya ve Ortadoğu arasında bir köprü konumunda olan Söğüt'ün Anadolu'nun bir parçası olarak her dönemli hareketliliğini sürdürdüğüne dikkat çekiliyor. M.Ö. 700'lerden itibaren yerleşim yeri olarak kullanılan merkezin kökeni Friglere dayanıyor. Bebriykler ve Asya Thraklarına dayanan Bithylerin yerlerşim merkei olan Söğüt, Pers, Roma ve Pontus devletlerinin de önemli merkezlerinden. İstanbul'un Türkler tarafından alınmasından sonra Mekke'ye gidişler buradan yapıldığı için Hacılar Yolu olarak ünlenen şehir, İpek Yolu'nun da önemli bir durağı. Kitabın kapak kanatlarını iki anlamlı vasiyet süslüyor. Ön kapakta Ertuğrul Gazi'nin Osman Gazi'ye vasiyeti olan, "Bak Oğul; beni kır, Şeyh Edebali'yi kırma! O bizin boyumuzun ışığıdır, terazisi dirhem şaşmaz. Bana karşı gel, ona karşı gelme! Bana karşı gelirsen, kırılır, incinirim, ona karşı gelirsen, gözlerim sana bakmaz; baksa da gömez olur. Sözümüz Edebali için değil, senceğiz içindir, Bu dediklerimi vasiyet say", arka kapakta ise Şeyh Edebali'nin Osman Gazi'ye vasiyetinden "Ey oğul! Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana... Güceniklik bize; gönül almak sana.. Suçlamak bize; katlanmak sana.. Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana.. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana.. Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana... Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana.. Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana.. Ey oğul! Sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz. Şunu da unutma! İnsanı yaşat ki devlet yaşasın! Ey oğul, yükün ağıt, işin çetin, gücün kıla bağlı! Allah (c) yardımcın olsun!" sözleri yer alıyor. Kitap çalışmasına yıl önce başladığını belirten Rahmit Akbaş, Söğüt ile ilgili fotoğrafları ve belgeleri topladıktan sonra, Ertuğrul Gaziyi Anma ve Söğüt Şenlikleri Vakfı'nın girişimleri ve Başbakanlık Tanıtma Fonu'nun maddi desteği sayesinde kitabı tamamladığını söylüyor. Amacının Söğüt'ü ve tarihini gelecek kuşaklara aktarmak olduğunu ifade eden Akbaş kitabın özelliklerini şöyle anlatıyor: ''152 sayfalık eserde 600 fotoğraftan oluşan Söğüt fotoğraf arşivi var. Kitap bölümden oluşmakta: Birinci bölümde, Dünden Bugüne Söğüt'ü anlattık. İkinci bölümde, Söğüt'te bulunan tarihi eserleri, yapılış dönemleriyle ele aldık. Üçüncü bölümde, Ertuğrul Gazi'yi tekrar gün yüzüne çıkarttık. bu yıl 728'incisi yapılan bu törenlerin ne zaman ve nasıl kutlandığı, ne zaman ara verildiği ve ne zaman resmi hale dönüştüğünü belgeledik. Dördüncü bölümde Söğüt'te yaşamı anlattık. Turgut Özal'ın çocukluk resimleri, Arap doktorun kim olduğunu, at arabaları ile yapılan taşımacılığı ve Atatürk ile Söğütlüler arasındaki ilişkiyi ortaya koyduk. Beşinci bölümde, milli mücadelede Söğüt ve Söğütlülerin kahramanlıklarını anlattık. Altıncı bölümde Abdülhamid Han'ın Söğüt Maiyet Bölüğünü ve sultanın Söğüt'e bakışını yazdık. Yedinci bölümde ise Osmanlı belgeleri ışığında Söğüt ve çevresinde bulunan oymak, aşiret ve cemaatleri ve bu aşiretlerin ülkeye dağılmış akrabalarını belgelendirdik.'' Dağıtımı Ertuğrul Gazi Vakfınca yapılan eser, Söğüt'ü ziyarete gelen misafirlere hediye ediliyor...
605210
16:31 'Babasıyla evli gibiydim'
'Babasıyla evli gibiydim'Musa Aytun ile 2006'da 'da evlenen eşinden boşanmak istemesinin sebeplerini açıkladı 'DÖVMEDİ,ALDATMADI' 2004’te evlendiği Musa Aytun’dan boşanmak üzere. Seren Serengil’in “Musa’nın kötü bir huyu var. Bu huy eşime babası Dahmi Aytun’dan geçmiş. Aslında her erkekte bulunuyor. Ama bunu açıklamam” sözleri akılları karıştırdı. Seren Serengil dün POSTA’ya özel açıklama yaptı ve “Musa iddia edildiği gibi ne beni dövdü, ne aldattı. da asla kullanmadı. Beni hep el üstünde tuttu. Ama babası, bizim özelimize sürekli müdahale etti. Her şeyimize karıştı. Sanki onunla evli gibiydim. Kayınpederimin yanında korkudan nefes bile alamaz, bacak bacak üstüne atamazdım” dedi. 'E-MAİL İLE GÖRÜŞÜYORUZ' “Musa Aytun’un sorunu kumar mı?” sorusuna net yanıt vermeyen Seren Serengil konuşmasına şöyle devam etti: yıl aynı yastığa baş koyduğum eşime laf söyletmem. Zaten henüz dava açmadım. Musa’ya cuma gününe kadar süre verdim. Değişeceğine ve psikolojik destek alacağına söz verirse, evliliğimiz yürür. Yoksa boşanmak zorunda kalacağız. Zaten annem de boşanmama sıcak bakıyor. Musa şu anda ayrı bir evde yaşıyor. Birbirimize e-mail atıyor ve mesaj gönderiyoruz. Umarım her şey yoluna girer”.
604734
Domuz gribi vaka sayısı 582'ye çıktı
Sağlık Bakanlığı, bugün itibariyle Türkiye'de tespit edilen pandemik H1N1 gripli hasta sayısı toplamının 582 olduğunu bildirdi. Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, bugün saat 12.00 itibariyle Türkiye'de tespit edilen pandemik H1N1 gripli hasta sayısının toplam 582 olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi: ''Tüm vakaların genel durumları iyi olup tedavileri devam etmektedir. Pandemik H1N1 aşısının 500 bin dozluk ilk teslimatı 20 Ekim 2009 tarihinde Bakanlığımız Ana Deposu'na yapılmıştır. Gerekli incelemelerin yapılması için rastgele örnekleme metodu ile alınan numuneler, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı laboratuvarlarına teslim edilmiş olup analizlerine başlanmıştır. Sonuçlar kamuoyu ile paylaşılacaktır.''
604574
Teksas, Gül'ün ricasını emir kabul etmiş
Türkiye'nin Ermenistan ile 14 Ekim'de Bursa Atatürk Stadı'nda yaptığı maçta spekülasyonlara sebep olabilecek davranışlardan kaçınan Türkiye'nin en fazla tartışılan taraftar grubu ''Teksas'' grubu, bir anda Türkiye'nin gündemine oturdu. Maç sonrası Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başta olmak üzere, UEFA Başkanı Michell Platini, TFF Başkanı Mahmut Özgener, Milli Takımlar Teknik Direktörlüğü'nden istifa eden Fatih Terim ve diğer üst düzey yetkililerin övgülerini alan grup, büyük bir sorumluluğun altından kalkmaktan büyük gurur duyuyor. ''Teksas'' tribünü liderlerinden Selim Kurtulan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tüm Türkiye'nin yakından takip ettiği, Ermenistan maçından bir hafta önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün İstanbul'da kabul ederek, ''Ermenistan'da alkışlarla çok iyi ağırlandım. Sizden de bu maçta böyle tavır bekliyorum. Türkiye'yi zor durumda bırakacak bir davranışta bulunmayacağınıza inanıyorum'' dediğini söyledi. Kurtulan, Cumhurbaşkanı Gül'ün bu isteğini ''Emir'' kabul edip, ona göre organize olduklarını söyledi. Kurtulan, kendileri için Bursaspor ve Türkiye'nin her şeyden önce geldiğine işaret ederek, ''Birçok kişi bizim bu maçta hata yapmamızı bekledi. 'Teksas', gerçek taraftarın nasıl olacağını gösterdi'' dedi. 14-15 yaşından itibaren aktif olarak Bursaspor tribünlerinde yer almaya başladığını, 20 yılı aşkın süredir de tribün liderliği yaptığını anlatan Kurtulan, ''Teksas, Türkiye'nin en iyi tribünü. Bunu Ermenistan maçında taraflı tarafsız herkes gördü'' diye konuştu. Kurtulan, Beşiktaş ile Bursaspor taraftarları arasındaki gerginliğin anımsatılması üzerine, bunun medya tarafından körüklendiğini, ''Teksas'' olarak böyle bir düşünceye sahip olmadıklarını, ilk yarının son haftasında İstanbul'da yapılacak Beşiktaş maçına gitmek istediklerini, bunun engellenmesi halinde haklarını hukuki zeminde arayacaklarını sözlerine ekledi. ''Teksas''ın kurucularından Rıfat Kıvandıran da Bursaspor'u çok yakından takip ettiğini dile getirerek, ''Bir maçta öyle çok bağırmışım ki ciğerlerim zarar gördü. ay hastanede yattım'' dedi. Kıvandıran, 40 yıl önce Fuat yurtsever, Hüsen Kara, merhum Yaşar Genç ve Amigo Emin ile birlikte tribünleri coşturduklarını ifade ederek, eski dönemde kale arkasında darbuka, zurna, tef ve diğer müzik aletlerinin eşliğinde tezahürat yaptıklarını anlattı. ''Teksas''ın, adını kendi koymayan tek taraftar grubu olduğunu anlatan Kıvandıran, ''Bir gün Zonguldak deplasmanına gidiyoruz. Yıl 1967 veya 1968. Otobüslerle, özel arabalarla yola çıktık. Zonguldak halkı Bursapor taraftarlarını böyle görünce, (Şunlara bak, teksaslılar gibi gelmişler) dediler. gün bu gündür tribünün adı 'Teksas'... 40 yıl önce oluşturduğumuz tribünün bugün Türkiye'nin gözbebeği olması bizi gururlandırıyor'' diye konuştu.
605180
Özel diyaliz merkezlerinde kapanma riski
Özel diyaliz merkezlerinde kapanma riski Diyaliz merkezleri, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) beş yıldır 138 liralık aynı tedavi ücretini ödemesi nedeniyle kapanma tehlikesi yaşıyor. Sayıları 400’ü bulan merkezlerinin 17’si kapandı. Özel Diyaliz Merkezleri Derneği (DİADER) Başkanı Mustafa Işık, önlem alınmazsa kapanan merkezlerin sayısının artacağını, 40 bin hastanın ölüm riskiyle karşı karşıya kalacağını söyledi. Diyaliz makinelerinin en önemli maliyet kalemi elektrik fiyatları yüzde 66 artarak 2005 yılında kilovatı 15.19 kuruştan 2009’da 25.02 kuruşa çıkarken, devletin diyalizde seans başına ödediği 138 liralık tedavi ücreti yerinde saydı. Işık, “Geçtiğimiz yıl iflaslar başladı. 2008’e kadar hep bir umut vardı. Ama beşinci yıla girdiğimiz aynı fiyat uygulaması, umutları ortadan kaldırdı. Fiyatlar artmazsa merkezler daha hızlı kapanmaya başlayacak” dedi. Merrill Lynch de iki şube kapattı Türkiye’de şu anda 15 diyaliz merkezleri olduğunu dile getiren Merrill Lynch’in sahibi olduğu IDC Uluslararası Diyaliz Merkezleri’nin Türkiye Başkanı Emir Aslan Özler, İnegöl ve Sultançiftliği’ndeki iki şubelerini kapatmak zorunda kaldıklarını ifade etti. Günde en az 2-3 diyaliz merkezinin batmanın eşiğine geldiğini dile getiren Özler, şöyle devam etti: “Şu anda maliyetlerimiz, fiyatın en azından 190 liraya çıkmasını öngörüyor. Ama bu bile yeterli değil. Avrupa’nın en ucuz diyaliz merkezleri Türkiye’de. Fiyatlar Avrupa’da 170-300 Euro arasında değişiyor; Saraybosna’da bile 100 Euro. Diyaliz merkezlerinin tatili, bayramı yok. Her seans için 130 litre civarında saf su harcıyoruz ve bunun için de su arıtma tesisi kullanıyoruz. Elektrik, su fiyatları bu kadar artarken, çalışanların ücretlerine zam yapılırken bize ödenen ücretlerle ayakta kalma imkânımız yok.” ‘YABANCI GELMEK İSTEMİYOR’ Merrill Lynch’in 15 ülkede faaliyet gösterdiğini, en kötü durumda olan ülkenin ise Türkiye olduğunu vurgulayan Emir Aslan Özler, bankanın Türkiye’deki merkezleri elinden çıkarabileceğini kaydetti. Sağlık sektöründe yabancı yatırımların durma noktasına geldiğini belirten Özler, “Devletin bir maliyet çalışması yapmasını istiyoruz. Biz bağımsız kuruluşlara yaptırdık, kabul etmediler. Son beş yıllık enflasyon oranında yani yüzde 41 civarında bir artış istiyoruz.” ‘HASTALARIN SİGORTASI BULUNUYOR’ Diyaliz merkezlerinin maliyet kalemleri arasında en önemli kısmı elektrik ve su giderlerinin oluşturduğunu dile getiren Özel Kozyatağı Diyaliz Merkezi’nin sahibi Fuat Karslı, böbrekleri yüzde 10-15’in altında çalışan hastaların diyaliz merkezlerine gitmek zorunda olduklarını söyledi. HAFTADA SEANS Her hastanın haftada ortalama üç kez diyaliz makinesine girmesi gerektiğini ifade eden Karslı, şöyle konuştu: “Milyarder ya da yeşil kartlı fark etmiyor, bizim tüm hastalarımız SGK’lı. Türkiye’de sistem böyle işliyor, zaten kronik bir tedavi olduğu için aksi de mümkün değil. Biz de böyle olmasını hastalarla ilişkilerimiz açısından daha uygun buluyoruz
604190
Dünyanın çocuk tiyatroları Bursa'da
Dünyanın farklı ülkelerinden tiyatrocuları Bursa'da buluşturacak olan festivale Türkiye'den ve yabancı ülkelerden topluluklar katılacak. Oyunlar, Çocuk Sanat Evi, Tayyare Kültür Merkezi, Konak Kültür Evi, Uğur Mumcu Sahnesi, Adile Naşit Sahnesi ve Barış Manço Kültür Merkezi ile Kent Müzesi Amfi Tiyatrosu'nda 24 Ekim'e kadar ücretsiz olarak izlenebilecek. Festival kapsamında ilköğretim seviyesindeki öğrencilere ve profesyonel tiyatro sanatçılarına yönelik atölye çalışmaları da yapılacak.
604938
Türk: Türkiye çözmek zorunda
Türk: çözmek zorunda Habur Sınır Kapsı'nda dün 'ta 'ye giriş yapan 4'ü çocuk 34 kişilik gurup hakkında gümrük sahasına giren Lideri gazetecilerin sorusu üzerine, kişinin tutuklanması istemiyle ilgili fazla bilgi sahibi olmadığını belirterek, "Rahatsızdım. Şimdi bilgi almak için gidiyorum. Türkiye çözmek zorunda, biz çözmek zorundayız. Bu sürecin devamı için çok önemli tarihi bir adımdır. Umarım çözülür" diye konuştu. yakınlarındaki TIR parkında dün toplanan on binlerce DTP' li sayısında bugün azalma olduğu gözlendi. DTP'li Milletvekillerin bir kısmı Silopi'deki otelde beklerken, bir kısmı ise 43 avukatla birlikte sorgulamanın yapıldığı Habur Gümrük alanında gelişmeleri takip ediyor.
605099
Stresli çocukluk geçirenler hastalıklara daha yatkın (Zaman Online)
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC)'nin 1995 ve 1997 yılları arasında, çocukluk deneyimleri ve sağlık arasındaki ilişkiyi saptamak için 17 bin 337 kadın ve erkek üzerinde yaptığı araştırmada, çocukluğu stresli geçenlerin kalp hastalığı, akciğer ve karaciğer ile diğer birçok hastalığa yakalandıkları görüldü. Katılımcılara, çocukluk dönemlerine ilişkin yöneltilen sorular arasında şunlar yer alıyor; Çocukluğunuzda sık sık hakarete uğradınız mı, hiç dövüldünüz mü, akıl hastası ve bunalımlı biriyle uzun zaman bir arada bulundunuz mu, anneniz gözünüzün önünde dövüldü mü, anneniz ve babınız ayrı mı yaşıyor ya da boşandılar mı? Sorulan sorudan dördüne olumlu yanıt verenlerin, çocukluklarını normal geçirenlere oranla hastalıklara daha yatkın oldukları görüldü. Çocuklukları stresli geçenlerin sigara içme oranı da normal çocukluk geçirenlerin dört katıyken, kalp hastası olanların da çocuklukları normal geçenlerin iki katı olduğu belirlendi. Araştırmacılar, gençlikteki bu deneyimlerin ölüm oranını ne kadar etkilediği görmek için 2006 yılına kadarki kayıtlara baktıklarında katılımcılardan bin 539 kişinin öldüğünü söylediler.
605595
Blatter 2011'de de Aday
Blatter 2011'de de Aday Blatter, dünyada futbolun geliştirilmesi için yeni projeleri bulunduğunu, bunları devam ettirmek için başkanlığa devam etmesi gerektiğini ifade eetti. Yayına Giriş: 20.10.2009 16:49:53 Güncelleme: 20.10.2009 16:49:53 Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) Başkanı Sepp Blatter, 2011 seçimlerine de adaylığını koyacağını açıkladı. Tüm dünyada futbolun geliştirilmesi için yeni projeleri bulunduğunu, bunları devam ettirmek için de başkanlığa devam etmesi gerektiğini ifade eden Blatter, "Futbolda misyonumu tamamlamadım. Biraz daha zamana ihtiyacım var. 2011 FIFA Kongresi'nin bir kez daha benden yana olacağını umuyorum. Aksi taktirde köyüme döneceğim" ifadelerini kullandı. 1998 yılından bu yana FIFA Başkanlığını yürüten 73 yaşındaki İsviçreli Blatter, 2002 ve 2007 yıllarında da yeniden başkanlığa seçilmişti.
604552
Bu semazen nerede hata yapıyor?
Çünkü semazenlerin duruşu hatalıydı. Peki semazendeki hatayı siz farkettiniz mi? İyi bakın... HATA: Semazenin iki eli de yere bakıyor. DOĞRUSU: Oysa semazenlerin sağ eli göğe, sol eli yere bakar. Bunun anlamı sağ eli Hak 'tan alır, yere dönük sol elle halka verir. Başka bir yoruma göre de topraktan geldik, hakka yürüyoruz...
604485
Ve sistem değişiyor
Ve sistem değişiyor Rijkaard her maçta uyguladığı ofansif 4-3-3 sistemi inadından vazgeçiyor. Hollandalı hoca bugüne kadar oynanan her maçta sistemden ödün vermezken ilk olarak Trabzonspor maçında skor 2-2 olduktan sonra bu sistemi terk ederek daha defansif bir oyun anlayışına döndü. Forvette oynayan Kewell'ı çıkarıp yerine Barış'ı alan Hollandalı hoca böylece orta sahada üstünlük sağlayarak sonuca gitmeyi başardı. SİSTEMİ EZBERLETİYOR Trabzon maçında 2-2'den sonra yaptığı değişikliğin yaranını gören Rijkaard, Fenerbahçe ile oynanacak dev derbide de aynı taktiği uygulamayı planlıyor. Maçın başından itibaren yeni sistemi tatbik edecek Hollandalı hoca Fenerbahçe'yi böylece vurmayı planlıyor. Sarı-Lacivertli takımı yıllardır Kadıköy'de yenemediklerini öğrenen Rijkaard orta sahayı kalabalık tutarak F.Bahçe karşısında üstünlük kurmayı düşünüyor. İdmanlarda da takımı bu taktikle çalıştırıyor.
605676
Ege'nin en büyüğü olacak besihanede yangın çıktı
'nin en büyüğü olacak besihanede çıktı'nın Selendi İlçesi'nde bulunan, Bölgesi'nin en büyük besihanesi olması amaçlanan Selendi Kooperatifi Besihanesi'de çıktı. Yangında büyükbaş hayvanların kışın yemesi için depolanan yemler yanarken 150 ile 200 bin TL arasında maddi zararın meydana geldiği belirtildi. Selendi Tarım Kooperatifi tarafından yapılan Ege Bölgesi'nin en büyük besihanesi olması planlanan ve inşaatı devam eden Selendi Tarım Kooperatifi Besihanesi'de bugün akşam saatlerinde yangın çıktı. Besihanede inşaatı devam eden binalarda çalışan işçilerin alevleri farketmesi üzerine durum itfaiye ekiplerine bildirildi. Manisa Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri ve çalışanlarının da çalışması sonucu söndürülen yangında büyükbaş hayvanların kışın yemesi için depolanan yemler yandı. Besihanenin, inşaatı devam eden binalarında, yapılan kaynak esnasında sıçrayan kıvılcımlardan dolayı çıktığı belirtilen yangında, kaba, yonca ve sılaj olarak tabir edilen yemler yandı. Kooperatif Ticaret İşleri Müdürü Metin Ekin, kooperatif üyelerinin bütün maddi birikimlerini bu girişime yatırdığını belirterek, “Mevcutta olan 300 büyükbaş hayvan sayımız çok yakın zamanda artacak. Bu sebepten dolayı çok miktarda yem alıp depolamıştık. 150 ile 200 bin TL arasında maddi zararımız var” dedi.
604039
Japon usülü selam verelim
Japon usülü selam verelim Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Doğramacı, Bilkent BUPS İlköğretim Okulu'nda görülen domuz gribiyle ilgili olarak öğrencilerin hepsinin iyileştiğini bildirdi. ANKARA Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Doğramacı, Bilkent BUPS İlköğretim Okulu'nda görülen domuz gribiyle ilgili olarak öğrencilerin hepsinin iyileştiğini bildirdi. Okulun hafta tatil edildiğini anımsatan Doğramacı, 'Okulun açılışı valiliğe bağlıdır. Onun haberini yarın (bugün) öğleden sonra alacağımızı düşünüyoruz' dedi.Sağlık Bakanlığı'nın domuz gribi konusunda aldığı tedbirlerin Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından da takdirle karşılandığını dile getiren Doğramacı, “Sanıyorum ki bu grip bir yerden başlayacaktı, bir yerden başladı. Piyangoda biz varmışız. Ama bu yayılacak. El sıkma yerine Japon usülü selam versek iyi olacak. Bu, Türkiye'ye geliyor. Onun için hepimize bulaşabilir' dedi. Öte yandan, Bilkent İlköğretim Okulu'nda öğrenciler dün de dersbaşı yapamadı. Son günde 41 kişide H1N1 virüsünün görüldüğü okulun, yarın açılması bekleniyor. Sabah saatlerinde okula gelen öğretmenler, sessiz bir şekilde okula giriş yaptı. Okul, öğrencilerin yokluğunda sessizliğini korumaya devam etti.
604388
Masumiyet müzesi Amerikan basınında
Masumiyet müzesi Amerikan basınında ’un "Masumiyet Müzesi" adlı romanı, gazetesinde tanıtıldı. Marie Arana imzalı yazıda, "bir kadına hayatını adayan talihsiz aşık" tiplemesini içinde barındıran senaryolardan, Scott Fitzgerald’ın "Muhteşem Gatsby’si, William Styron’un "Sophie’nin Seçimi" ve Gabriel Garcia Marquez’in Zamanında Aşk" gibi önemli edebi yapıtların çıktığına işaret edilerek, "Bu mükemmel yapıtlara şimdi de Orhan Pamuk’un büyüleyici yeni romanı ekleniyor" denildi. Nobel ödüllü yazarın, kitabında, "bir aşığın en iyi umudunun sabır ve inatçılık" olduğunu kanıtladığını belirten Arana, "Yazarken olduğu gibi, severken de, bir kuyuyu iğneyle kazarsınız" ifadesini kullandı. Arana, "Masumiyet Müzesi"nde anlatılan hikayenin "merak uyandırıcı, hiç beklenmeyen" unsurlar barındığını, "Ferhat’ın Şirin’e ulaşmak için dağları delmesi gibi", Pamuk’un romanının ana kahramanı Kemal’in de Füsun’a ulaşabilmek için katettiği yolda önüne çıkan hiçbir engelden gözünün korkmadığını kaydetti. "Pamuk’un romanının dehası, basit bir aşk romanı olarak okunabilse dahi, kurnazca ve anlaşılması güç katmanları içinde barındıran karmaşık bir çalışma olması" diyen Arana, Kemal’in Füsun’un aşkını kazanabilme serüveninde yol alırken, ’deki hayat hakkında da birçok şeyin öğrenildiğine işaret ederek, özetle şunları kaydetti: "Tüm bu mükemmel romanda canlı bir şekilde yer alıyor. Boğaziçi’nin kara sularından yükselen sisten, kıyılarındaki eski ve harap evlere, lüks apartmanlardaki tüccarlardan, sefil barlardaki aylak sanatçılara, otobüs şoförlerinin ikram ettiği sert kolonyalardan, körfezdeki kötü kokuya kadar, şehir ve insanları, kitabın sayfalarında adeta nefes alıyor. Kitap, tamamen aşka ve aşkı anlamaya olan ihtiyacımıza odaklanıyor. Kemal’in Füsun’un eşyalarını çalma içgüdüsü gibi, insanoğlu da sanki elle tutulabilen bir şey gibi, aşka uzanabilmeyi arzular. Nietzche’nin, ’Her aşkta her zaman bir damla çılgınlık vardır, ama her çılgınlıkta da bir damla mantık vardır" sözünde olduğu gibi, Kemal’in aşkı da onu bir anlık mantıksızlıklara sürüklüyor, ancak da bu küçücük çalma eylemine bağlı oluyor. Masumiyet Müzesi, derin bir insani roman. Ustaca tercümesi, büyüleyici anlatımıyla, Orhan Pamuk’un, kendi neslinin en iyi yazarlarından biri olduğunun sağlam bir kanıtı. Pamuk, bu kitabıyla aşkı tam anlamıyla ellerimize yerleştiriyor."
604609
Trabzonspor'un en verimli yabancısı
Geçen sezon bordo-mavili takıma gelen ve 33 maçta bin 694 dakika forma giyen Arjantinli orta saha oyuncusu, bu sezon ilk haftanın tamamında forma giyerken, gol yönünden de başarılı bir sezon da yaşıyor. Arjantinli oyuncu, yediği hatalı gollerle eleştirilen Sylva'nın ardından maçta 751 dakika sahada görev yaparak bordo-mavili takımda, en fazla sahada kalan ikinci oyuncu oldu. -9 HAFTADA AYNI GOL SAYISINA ULAŞTI- Trabzonspor'da geçen sezonu golle tamamlayan Gustavo Colman, bu sezon ilk haftada aynı gol sayısına ulaştı. Colman, bu sezon ilk haftada Bursaspor, Antalyaspor, Gençlerbirliği ve Galatasaray (2) maçlarında rakip fileleri havalandırarak gol kaydetmeyi başardı. Trabzonspor'da, yabancı oyuncu içerisinde Colman'ın haricinde tek gol atan oyuncu ise gol ile Drago Gabriç oldu. -ASİSTLERİ, GEÇTİ- Arjantinli oyuncu asistlerde de geçen sezona oranla çok daha başarılı bir dönem yaşayarak takımına önemli katkı sağladı. Geçen sezonu toplam asist ile tamamlayan Colman, bu sezon ilk haftada gol asisti yaparak önceki döneminden daha başarılı bir performans ortaya koydu. -EN AZ YATTARA- Trabzonspor, bu sezon yabancı oyuncuları içerisinde en az verimi ise Gineli oyuncusu İbrahima Yattara'dan aldı. Sezon öncesi Standard Liege ile yapılan hazırlık maçında ayak bileğinden sakatlanan daha sonra sakatlığı geçmesine karşın özgüven problemi yaşayan Gineli oyuncu, Gençlerbirliği maçında 5, Gaziantepspor maçında da 45 dakika olmak üzere 50 dakika forma giydi. -8 YABANCI OYUNCU- Trabzonspor'da forma giyen yabancı oyuncunun oynama süreleri ve attıkları goller şöyle:
605177
Ergenekon Partisi kuruluyor
Ergenekon Partisi kuruluyor İzmir Barosu avukatlarından Tarcan Ülük, kısa adı ER Parti olan Ergenekon Partisi'ni kurmak için çalışmalara başladıklarını bildirdi. Ülük, düzenlediği basın toplantısında partinin çalışmaları hakkında bilgi verdi. ''Ergenekon, 'Ne mutlu Türk'üm' diyen herkesin övünç duyduğu değerler manzumesinin simge adıdır'' diyen Ülük, partinin kuruluş işlemlerini 29 Ekim'e yetiştirmeyi hedeflediklerini söyledi. Kuracakları partinin diğer partilerden temel farklılıkları bulunduğunu anlatan Ülük, ''ER Parti'nin manevi lideri Mustafa Kemal Atatürk olarak kabul edilmiştir. ER parti bu nedenle lidere dayanan bir parti olmayacaktır. Zira bir lidere ihtiyaç duymamaktadır. Manevi liderin izinden gidecek kadrolara ihtiyaç duymaktadır sadece'' dedi. Ülük, ER Parti logosunun neslinin tükendiği sanılan yeniden Anadolu'da görülen özgürlüğü simgeleyen ''Anadolu Parsı'' olarak belirlendiğini bildirdi.
604224
'Aziz Yıldırım, çizmeyi aşmıştır'
Tuncay Özilhan, Aziz Yıldırım'ın "Efes'in küme düşürülmesi gerek." çıkışına sert cevap verdi: "Aziz Yıldırım, çizmeyi aşmıştır, kendisini aklı selime davet ediyorum." Beko Basketbol Ligi'nde geçen sezonun final serisinde Efes ile Fenerbahçe Ülker arasında yaşanan gerginlik devam ediyor. Dün basının karşısına geçen Lacivert-Beyazlı kulübün başkanı Tuncay Özilhan, hukuki sürecin devam etmesinden dolayı bugüne kadar ayrıntılı bir açıklama yapmadıklarını ifade ederek şöyle konuştu: "Efes, kurumsal yapısı ve etik anlayışı ile tanınmış bir kulüptür. Organize işlerin içinde hiçbir zaman olmamıştır. Asla olmayacaktır. Kerem Gönlüm'de çıkan 'cathine' maddesinin hangi yolla alındığı konusunda bir bilgimiz yok, araştırıyoruz. Ne olduğunu, nasıl olduğunu araştırıyoruz. Bulduğumuzda da gereğini yapacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Buna karşılık Aziz Yıldırım, önce kulübünün basketbol, voleybol, yüzme ve kürek gibi branşlardaki doping sabıkalarına baksın. Hatırlamakta zorluk çekerse, internette yapacağı kısa bir gezinti, anılarını tazelemesini sağlayacaktır.'' F.Bahçe, her mağlubiyetten sonra Başbakan'a mı gidecek? Aziz Yıldırım'ın, konuyu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a şikayet edeceği şeklindeki sözlerini hayretle karşıladığını dile getiren Tuncay Özilhan, "Fenerbahçe takımının her yenilgisinden sonra, rakip takımın küme düşürülmesi istenecekse ve Başbakan'a gidilecekse, Türkiye'nin çekeceği var demektir. Başbakan'a ne konuda şikayette bulunacağını merak ediyorum." diye konuştu. Yıldırım'ın söylediği ileri sürülen, "Bir salon bile yapmadılar." sözlerine de değinen Özilhan, "Keşke sadece salon yaparak spora katkı yapılabilseydi. Evet, Fenerbahçe salon yapıyor, ama biliyor musunuz ki, salon aslında yapılması planlanan alışveriş merkezinin yan unsuru. Yani yapılacak alışveriş merkezinden jenere edilecek para ile yapılacak bir yatırım. Arsası da hediye ve tahsisli. Aynı şartlarla biz de bir salon yapmaya hazırız." cümleleriyle cevap verdi. Bu arada Avrupa Basketbol Ligi'nin resmi sponsoru olan Efes, sponsorluk sözleşmesini Eurolig Basketbol CEO'su Jordi Bertomeu'nun katıldığı imza töreniyle üç yıl uzattı.
604616
Obama'ya "Nobel", Erdoğan'a "Noel"
Karabulut, yaptığı yazılı açıklamada, 2010 yılı Noel Baba Barış Ödülü adayları arasında Başbakan Erdoğan'ın da yer aldığını belirterek, konseyin 'li bir üyesi tarafından Erdoğan'a önerilen ödül gerekçesinde, Ermenistan ile olan ilişkilerin gösterildiğini kaydetti. Açıklamasında, Türkiye'de 1995'ten itibaren her yıl aralık ayında, barışı, erdemliliği ve iyi ahlakı yaşatmak isteyen tüm insanlar adına bir kişiye, bir kuruma veya bir topluluğa Noel Baba Barış Ödülü verildiğini hatırlatan Karabulut, 2010 adaylarının, Süleyman Demirel (Türkiye Cumhuriyeti'nin 9. Cumhurbaşkanı), Recep Tayyip Erdoğan (Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı), Hugo Chavez Devlet Başkanı), Hayrettin Karaca (TEMA Vakfı Onursal Başkanı), Armando Narcıso Babbo Natale; Noel Baba) ve Muazzez İlmiye Çığ (Sümerolog) olduğunu bildirdi. Karabulut, 2010 yılı aday tespit süresinin 29 Aralık 2009'da sona ereceğini ve konsey üyeleri arasında en çok oyu alan kişiye Noel Baba Barış Ödülü'nün 31 Aralık 2010'da verileceğini belirtti.
605052
Buca'dan G.Saray'a: "İzmir'de oynayalım"
Türkiye Kupası play-off kurasında ile eşleşen Bank Asya 1. Lig ekiplerinden Bucaspor, maçın İzmir'de oynanması için 'a öneride bulundu. Bucaspor Profesyonel Şube Başkanı ve Basın Sözcüsü Mehmet Bektur, 28 Ekim'deki maçın İzmir'de oynanması için sarı-kırmızılı kulübe teklif götürdüklerini söyledi. Türkiye Kupası play-off'unda Galatarasay ile eşleşmenin heyecanını yaşadıklarını belirten Bektur, Kulübü Yönetim Kurulu Başkanlığı'na maçın İzmir'de oynanması önerilerini içeren bir faks gönderdiklerini bildirdi. İzmir'in 'de 2002-2003 sezonundan bu yana temsilcisinin bulunmadığını vurgulan Bektur şöyle konuştu: "Bundan ve 'ın uzun süredir İzmir'deki taraftarıyla buluşamaması gerçeğinden hareketle karşılaşmanın, İzmir'de oynanmasının iki kulübün de sosyal misyonu ve vizyonuyla örtüşeceğine inanıyoruz. "Eğer kabul edilirse tüm masrafların bizim tarafımızdan karşılanması kaydıyla 'ı İzmir'de ağırlamaktan şeref duyarız. İstanbul'da Bucaspor'u özleyen ne kadar taraftar var, İzmir'de 'ı özleyen ne kadar taraftar var? Birçok İzmirlinin forması var, ama giyip maça gidemiyorlar. taraftarlarına bu şans vermeli." İki kulübün tüm liglerin en çok gol atan takımları olduğuna dikkati çeken Bektur, "keyifli bir maç olacağını" söyledi. Bektur, maçından sonra gruba kalmaları halinde futbolculara 150 bin lira prim vereceklerini kaydetti. Samsunspor maçında taraftarların bazı kulüp yöneticilerinin istifasını istemesine de değinen Bektur, "şampiyonluk uzun bir takvim. Bu süreçte futbolcular, yönetim, kulüp çalışanları, taraftarlar tüm birimler buna inanmalı. Arada bir çatlak ses çıkarsa, biri hedeften sapıp kendi içinde savaşa dönüştürürse şampiyonluk elden gider" diye konuştu. "Bir sürpriz yapabiliriz" Oyuncu Mehmet Batdal, maçının güzel bir maç olacağını ifade ederek, "bir sürpriz yapabiliriz. Sanıldığı kadar uçurum yok aramızda" dedi. 'da Keita'nın çok etkili olduğunu kaydeden Mehmet Batdal, gol krallığı şeklinde bir hedefi olmadığını, atabildiği kadar gol atmak istediğini, transferle ilgili de şu an bir şey düşünmediğini söyledi. Yılmaz Özlem ise maçının özellikle genç oyuncular için bulunmaz bir fırsat olduğunu belirterek "tarih yazabiliriz. Bu futbol. Futbol şansı yanımızda olsun yeter, başka bir şey istemiyoruz" dedi. Yaklaşık 19 yıldır liglerde oynadığını anlatan Yılmaz Özlem, her kulüpte zaman zaman para sıkıntıları yaşandığını, amaçlarının sezonu iyi bitirmek olduğunu kaydetti. Bucasporlu oyuncu, ligde hedeflerinin ilk altı içinde kalmak olduğunu ifade ederek, takımda mutlu olduğunu söyledi.
605454
Balkanlarda krizler bir bir çözülüyor
Kosova Polis Hizmetleri'nden (KPH) yapılan açıklamada, çeşitli kaçakçılık olaylarına karıştıkları ileri sürülen polislerin görevlerini kötüye kullanmakla da suçlandıkları belirtildi. Tutuklanan polislerin arasında Sırp polisinin de bulunduğu kaydedildi. -SIRBİSTAN VE RUSYA, MAYINLARI TEMİZLEYECEK- Öte yandan NATO'nun 1999'da Sırbistan'a düzenlediği hava harekatından kalma mayın ve bombaların temizlenmesi için Sırbistan ve Rusya'nın ortak çalışacakları bildirildi. Sırp basını, bu amaçla kurulacak ortak mayın temizleme ekibinin gelecek yıl mart ayında çalışmaya başlayabileceğini kaydetti. -SARAYBOSNA İLE BELGRAD ARASINDA YENİDEN TREN ULAŞIMI- Bu arada Sırbistan ile Bosna-Hersek demiryolları yönetimlerinin, 18 yıl aradan sonra ülke arasında yeniden demiryolu ulaşımının sağlanması konusunda anlaştıkları bildirildi. Sırp medyasında, her iki ülkenin demiryolları yetkililerinin, Belgrad ile Saraybosna arasında doğrudan trenle ulaşımın 13 Aralık'tan itibaren yeniden başlaması konusunda uzlaştıkları kaydedildi. Belgrad-Saraybosna tren ulaşım süresi 8.5 saat olarak öngörülürken, tek yön bilet fiyatının 25 Avro olacağı da açıklandı.
605183
Eryılmaz kaza yaptı
Eryılmaz kaza yaptı AK Parti Ağrı Milletvekili Yaşar Eryılmaz'ın içinde bulunduğu araç Erzurum'un Pasinler ilçesi yakınlarında kaza yaptı. Alınan bilgiye göre, Erzurum'dan Ağrı'ya Yaşar Eryılmaz'ı getiren Kasım Bulan yönetimindeki otomobil, Erzurum'un Pasinler ilçesinde bir araçla çarpıştı. Kazada açılan hava yastıkları nedeniyle Eryılmaz'ın yüzünden yaralandığı öğrenildi. Eryılmaz'ın kazadan sonra Pasinler Devlet Hastanesindeki tedavisinin ardından taburcu edildiği ve Ağrı Şeker Fabrikası misafirhanesinde doktor kontrolünde dinlendiği bildirildi.
604469
Ege'de çetelere darbe
Ege'de çetelere darbe İzmir, Manisa, Balıkesir, Muğla, Aydın, Kütahya, Denizli, Uşak ve Afyonkarahisar'da 2008 Ekim 2009 Ekim arasında düzenlenen operasyonlarda 50'den fazla suç şebekesi çökertildi, yaklaşık bin 100 kişi gözaltına alındı. İl ve ilçe emniyet müdürlükleri kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele birimleri tarafından düzenlenen operasyonlar arasında, Türkiye gündemini meşgul eden 'Anafor' ve 'Şafak' gibi çok ses getirenler de yeralıyor. Ege Bölgesi'ndeki polis ve jandarma sorumluluk alanlarındaki operasyonların çoğu çek senet tahsilatı, kaçakçılık, ihaleye fesat karıştırma gibi suçlara karışan çetelere yönelik oldu. Ege Bölgesi'nde son bir yıldaki operasyonların en çok ses getireni, A.T.K.'nin elebaşılığını yaptığı ileri sürülen ve Ergenekon davasıyla birleştirilmesi istenen 'Anafor' oldu. Özel yetkili savcılığın talimatıyla harekete geçen polis ekipleri, 1,5 yıl süren takibin ardından Temmuz 2008'de İzmir, İstanbul, Ankara, Aydın, Kuşadası, Muğla, Balıkesir, Samsun, Mersin, Kayseri, Zonguldak ve Antalya'da eşzamanlı operasyon düzenleyerek 75 kişiyi gözaltına aldı. A.T.K.'nin çiftliğine Skorsky helikopterle baskın yapıldı. Türkiye gündemini meşgul eden diğer bir operasyon ise 'Şafak' oldu. İzmir'in Buca ilçesi Kaynaklar beldesinde 400 jandarmanın katıldığı operasyonla 600 milyon liralık yolsuzluk ortaya çıkarıldı. Sabah saatlerinde yüzlerce jandarmayı karşılarında gören belde sakinleri, darbe olduğunu düşündü. Bu haber, ülke gündemini bir süre meşgul etti. Operasyon sonucu aralarında Kaynaklar Belediye Başkanı, İlçe Jandarma Komutanı ve Tapu Müdürü'nün de bulunduğu 19 kişi tutuklandı. EGE BÖLGESİ'NDE SON BİR YILDA DÜZENLENEN BAZI OPERASYONLAR 13 Ekim 2008'de İzmir polisi, Suriye'de kopyalanan CD ve DVD'leri Türkiye'de piyasaya sürdükleri iddia edilen organize suç örgütünün 16 elemanını İzmir, Ankara, Adana ve Hatay'da düzenlenen operasyon sonucu yakaladı. 19 Ekim 2008'de Balıkesir polisinin 19 ildeki eşzamanlı operasyonunda 24 kişi gözaltına alındı, 159 ton kaçak mazot ele geçirildi. 31 Ekim 2008'de Manisa'nın Ahmetli ilçesinde faaliyet gösteren bir işyeri vasıtasıyla çeşitli kimyevi maddelerden elde edilen karışımları akaryakıt olarak sattığı belirlenen şebekenin elemanı, üç ilde düzenlenen eşzamanlı operasyonla yakalandı. 26 Kasım 2008'de Uşak'ın Banaz ilçesinde suç örgütü kurarak tehdit, yağma ve zorla çek senet tahsilatı olaylarına karıştıkları iddiasıyla 15 kişi gözaltına alındı. 20 Kasım 2008'de Aydın'ın Didim ilçesinde, internetten sattıkları ürünleri göndermeyerek dolandırıcılık yaptıkları ileri sürülen gruba yönelik operasyonda biri kadın 10 kişi gözaltına alındı. 25 Kasım 2008'de İzmir'de düzenlenen operasyonda, Karşıyaka Devlet Hastanesi'ndeki bazı doktorlardan tehditle para aldıkları iddiasıyla hastaneni cankurtaran şoförü ve emekli güvenlik görevlilerinin de aralarında bulunduğu kişi yakalandı. 25 Aralık 2008'de Manisa polisi tarafından, cürüm işlemek amacıyla suç örgütü kurdukları öne sürülen gruba yönelik operasyon kapsamında aralarında polis, doktor ve sağlık görevlilerinin de bulunduğu kişi gözaltına alındı. 21 Ocak 2009'da Balıkesir ve Ayvalık Emniyet müdürlüklerince Ayvalık, İzmir ve Diyarbakır'da organize suç örgütüne yönelik operasyonda 30 kişi gözaltına alındı. Şubat 2009'da İzmir'deki "Yengeç" operasyonunda, tefeci ve organize suç örgütü elebaşı olduğu iddiasıyla yargılanan V.O.Ç.'nin serbest bırakılmasıyla ilgili olarak Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı A.K. ile avukatın da aralarında bulunduğu 16 kişi gözaltına alındı. 26 Şubat 2009'da İzmir'deki operasyonda, Rusya'daki bilgisayar korsanlarından banka hesap bilgilerini elde ettiği kişiler adına sahte kimlik hazırladıkları, bankalardaki paraları internet aracılığıyla bu hesaplara aktardıkları ileri sürülen şebekenin 18 elemanı yakalandı. Mart 2009'da İzmir'in Alsancak semtinde, suç örgütü kurarak haraç aldıkları, işyerlerini zorla ele geçirdikleri, çek ve senet tahsilatı yaptıkları ileri sürülen gruba yönelik operasyonda, dokuzu kardeş 21 kişi gözaltına alındı. Mayıs 2009'da Turgutlu'da düzenlenen operasyonda, suç örgütü üyesi oldukları iddia edilen 21 kişi gözaltına alındı. Mayıs 2009'da Manisa'nın Salihli ilçesinde engelli ve işsizlerin nüfus cüzdanlarına kendi fotoğraflarını yapıştırarak kurdukları 20'ye yakın paravan şirket adına bankalardan aldıkları çekleri diğer paravan şirketler üzerinden kullandıkları ve piyasayı dolandırdıkları iddia edilen kişi yakalandı. 11 Mayıs 2009'da Afyonkarahisar'da bir suç örgütüne yönelik operasyonda 11 kişi gözaltına alındı. Temmuz 2009'da Balıkesir'in Edremit ilçesi merkezli toplam ilde organize suç örgütüne yönelik eşzamanlı operasyonda 53 kişi gözaltına alındı. 10 Temmuz 2009'da Manisa'nın Soma ilçesinde suç örgütüne yönelik operasyonda kişi gözaltına alındı. 30 Eylül 2009'da İzmir polisinin 12 ilde düzenlediği "Karantina-2" operasyonunda, ihaleye fesat karıştırdıkları iddiasıyla 55 kişi gözaltına alındı. 30 Eylül 2009'da Denizli'de çeşitli hırsızlıklara karıştıkları belirlenen suç örgütünün 13 üyesi gözaltına alındı.
604828
Rusya'da domuz gribi hızla artıyor
Rusya'da domuz gribi hızla artıyor Rusya'nın Sibirya bölgesindeki Çita kentinde, domuz gribi nedeniyle tüm okullar 20 Ekim'den itibaren iki haftalığına kapatıldı. Karantinaya alınan okullarda uzmanlar, hijyenik çalışmaları yapıyor. Rusya Sağlık Bakanlığı uzmanları, kentte domuz gribi salgının ekim ayının ilk iki haftası içinde yüzde 11,2 oranında arttığına dikkat çektiler. Kentte domuz gribi vakasının 100'e ulaştığı kaydedildi. Ekim ayı başlarında da grip nedeniyle kentte iki kolej, bir teknik yüksek okulu, üç okul ve ayrıca öğrenci yurtları kapatılmıştı. Çita'ya yakın Krosnoyarsk kentinde de domuz gribi vaka sayısı yüzde 20 artarak 71 kişiye ulaştı. Moskova'nın Halklar Dostluğu Üniversitesi'nde de yedi domuz gribi vakasına rastlandı. Gribe yakalanan öğrenciler arasında; Özbekistan, Hindistan, Pakistan ve Bangladeş uyruklu vatandaşların da olduğu belirtildi. Rusya Halk Sağlığı Dairesi yetkilileri, domuz gribi belirtilerinin normal grip belirtilerine çok benzediğini, ama A/H1N1 virüsünün daha agresif olduğunu kaydetti. Rusya genelinde ise A/H1N1 virüsüne yakalanan vaka sayısı bine yaklaşıyor. Rusya Vesti kanalının haberine göre, ülkenin Barnaul, St.Petersburg, Yujno-Sahalinsk, Yakutsk, Habarovsk ve Kaliningrad kentlerinde de domuz gribi vakasına rastlandı. Başkent Moskova'da ise bazı okullar sağlık karantinası nedeniyle kapatıldı. Rusya Halk Sağlığı Dairesi'nden yapılan açıklamada, ülkede domuz gribi vaka sayısının 927 olduğu kaydedildi. Gribe yakalananların çoğunun yurtdışından gelenler olduğu ifade edildi. Hastalığa özellikle İngiltere, Bulgaristan, Türkiye ve İspanya'dan gelenler yakalandı. KAZAKİSTAN, RUSYA SINIRINDAKİ ÖNLEMLERİNİ ARTIRDI Kazakistan, domuz gribinin Rusya'da yaygın olarak görülmesi nedeniyle Rusya sınırındaki önlemleri artırdı. Kazakistan Sağlık Bakanlığı yetkilileri, Rusya'da Ekim ayında domuz gribi vakalarının hızla arttığını belirterek, bu ülkedeki vaka sayısının 11 Ekimde 709 iken, bugün 927'ye çıktığına dikkati çekti. Yetkililer, Kazakistan'da Ağustos ayında 17 vaka tespit edildiğini hatırlatarak, virüsün ülkeye girişini engellemek amacıyla sınır bölgesindeki yerleşim yerlerinde önlemleri artırdıklarını kaydetti.
604824
Derbiyi izleyecek kişi sayısı
F.Bahçe-G.Saray maçı İspanya, Almanya ve Brezilya'da naklen yayınlanacak. Azerbaycan, Çek Cum. ile Japonya'da da Lig TV'ye başvuru hazırlığı olduğu ve derbiyi 300 milyon kişinin izleyeceği öğrenildi Türkiye'nin haftalar öncesinden sonucunu merakla beklediği Fenerbahçe-Galatasaray derbisi bu pazar Şükrü Saracoğlu'nda oynanacak. Fakat dev buluşma sadece ülkemizde değil tüm dünyada büyük ilgi uyandırıyor.
605544
Dağdan inen PKK'lının annesi konuştu
Dağdan inen PKK'lının annesi konuştu DİYARBAKIR (CİHAN) Dağdan inen 34 PKK'lıdan Vilayet'in annesi Vesile Yakut, yıldır evlat hasretiyle yanıp tutuştuğunu belirterek, "Kızımı sadece bir kez görmek için yıllarca ağladım. Görür görmez bağrıma basacağım." dedi. Yakut ailesinin, 1990 yılına kadar Diyarbakır'ın Lice İlçesi'ne bağlı Kıyı köyünün Kulboğa (Derîk) mezrasında yaşadığı huzurlu hayatları, bu tarihte mezrayı PKK'nın basması ile bozulmuş. Bu üzücü olayın ardından Kulboğa'da yaşayanlar, Güneydoğu'da yüzlerce kez tekrarlanan dramın mağdurları oldu. Mezrada yaşayanlar göç etti. yaşındaki Vilayet'in yengesi de yanan mezranın alevleri arasında can verdi. Yaşanan acı olayların ardından Yakut ailesi, Diyarbakır'a yerleşti. Vilayet burada okula başladı. Liseye kadar okudu, ardından 2000 yılında ansızın ortalıktan kayboldu. Almanya'ya iltica ettiğini duydu ailesi. günden beri kızını görmeyen acılı anne, hasretiyle yanıp tutuştuğu evladını görme hayaliyle ağladı. İltica başvurusu kabul edilmeyen Vilayet, çevresindekilerin telkiniyle terör örgütü PKK'ya katıldı. Kandil'deki kamplara 2003 yılında gitti. Bugün, 'barış grubu' adı altında gönderilen 34 kişilik PKK'lı grubun arasında yeniden Türkiye'ye döndü. Vesile Yakut, kızının da gelen grup arasında olduğunu duyunca büyük sevinç yaşadı. Çünkü yıldır yüzünü göremediği, sesini duyamadığı kızına kavuşma ihtimali doğmuştu. Anne, şimdi kızını bir an önce görmek için sabırsızlanıyor. "Öpeceğim, seveceğim, bağrıma basacağım" diyerek, kızını göreceği anı iple çekiyor. Kızını bir kez görüp sonra ölmeye razı. çocuk annesi Vesile Yakut, Vilayet'in evlenip çoluk çocuğa karışmasını istiyor. Binlerce ebeveynin yüreğinin yandığını söyleyen Vesile Yakut, şu çağrıda bulunuyor: "Artık ölümler olmasın, gözyaşı ve kan akmasın. Kızım barış için geldi, hainlik için değil. Tutuklanmasını istemiyorum. Bu meseleyi çözsünler. Hükümetin attığı adımlar olumlu hava doğurdu. Aynı acıların tekrarlanmaması için herkes çalışmalı."
605459
F.Bahçe, Steaua Bükreş'e hazırlanıyor
Teknik direktör Christoph Daum yönetiminde, Can Bartu Tesisleri'nde gerçekleştirilen akşam antrenmanında sarı-lacivertliler, koşu ve koordinasyon çalışmalarının ardından dar alanda çift kale maç yaptı. Koşunun ardından Gökhan, Önder, Deniz, Roberto Carlos, Kazım, Cristian, Emre, Dos Santos ve Semih'ten oluşan beyaz takım, Mehmet Topuz, Bekir, Ali, Vederson, Abdülkadir, Selçuk, Özer, Uğur ve Furkan'dan oluşan mavi takıma karşı mücadele etti. Bu arada, antrenman öncesinde teknik heyetin futbolcularla yaptığı toplantıda, Daum'un, ''Herkes birbirine yardımcı olsun, yeniden galibiyet havasına dönelim'' biçiminde ifadeler kullandığı, futbolcuların da aynı anda ''Herkes birbirine yardımcı olsun'' biçiminde bağırdıkları kaydedildi. Takımın, Steaua Bükreş maçına yönelik motivasyon olarak ''Geldim, gördüm, yendim'' dediği ifade edildi. -ÖZER TAMAMLAYAMADI, EMRE KORKUTTU- Çift kale maçta sağ ayak bileğinden sakatlanan Özer, saha kenarında yapılan buz tedavisinin ardından antrenmanı yarıda bıraktı. Özer'in sakatlığının ardından çift kalede bu kez Emre'nin belini tutarak yerde kalması teknik heyeti korkuttu. Yaptığı ters bir hareketin ardından yerde kalan, belinde ağrı oluşan Emre, kulüp doktorunun saha kenarında yaptırdığı egzersizlerin ardından yeniden maça döndü. Maç içinde sağ ayak bileğinde sorun yaşayan Semih de çalışma sonunda bileğine buz sardırarak tesislere girdi. -ALEX TOPLA ÇALIŞTI- Sakatlığı nedeniyle geçen haftadan bu yana takımdan ayrı kalan kaptan Alex, bireysel futbolcu antrenörü Dolu Arslan yönetiminde topla çalışmalar yaptı. Bir süre koşan Brezilyalı futbolcu, daha sonra topla çalıştı. -SAKATLARIN DURUMU- Gaziantepspor maçında sol ön baldırında darbeye bağlı sakatlık oluşan Bilica, antrenmana katılmadı. Tedavisi süren Bilica'nın durumunun ciddi olmadığı öğrenildi. Uruguay Milli Takımı'ndan sakat dönen Lugano'nun yanısıra Güiza ve Deivid'in, takım antrenmanından önce koşu yapıp tesislerde tedavi oldukları bildirildi. Steaua Bükreş maçı için yarın Romanya'ya gidecek kadroda Alex, Lugano, Güiza ve Deivid'in yer almaması bekleniyor. Teknik direktör Daum, sakatlıkları bulunan futbolcuların durumuna göre Romanya kadrosunu belirleyecek. Sarı-lacivertliler, yarın saat 11.00'de Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan kalkacak özel uçakla Bükreş'e gidecek.
604505
Daum'dan Beşiktaş uyarısı!
teknik direktörü Christoph Daum, Wolfsburg'u, 'ı kesinlikle hafife almaması gerektiği konusunda uyardı. Daum, 'nde Wolfsburg ile karşılaşacak olan eski takımı 'ı Alman medyasına değerlendirdi. 'ın sezona kötü başladığını ancak yavaş yavaş düzelmeye başladığını belirten Daum, "her maç daha iyi oynuyorlar" dedi. Takımın birbirine çok yakın oynadığını, çok koştuğunu ve mücadele ettiğini belirten Alman teknik adam, "orta sahada Fabian Ernst takımın kalbi. Defansta Matteo ile Tomas Sivok sağlam ve organize. Onları geçmek oldukça zor" diye konuştu. Daum, 'ın zayıf sayılabileceği konunun, rakibin ani ataklarını karşılamak olduğunu söyledi: "Buna en güzel örnek Manchester United ile İstanbul'da oynadıkları maçtır. Sürekli hücum eden taraf 'tı ama bir kontrada golü yiyerek maçı kaybettiler. Yine de güçlü olduklarını gösterdiler." Mustafa Denizli'nin Türk futbolundaki en saygın isimlerden biri olduğunu dile getiren Daum, "üç İstanbul takımını da şampiyon yaptı, milli takımı çalıştırdı. kadar çok şey başardı ki..." ifadelerini kullandı. Nihat Kahveci'yi takımın yıldızı olarak gösteren Daum, "ancak sezon öncesi yetersiz bir hazırlık döneminden geçti. Eğer ritmini bulursa takımın en iyi oyuncusu, ancak yeni yeni forma giriyor" dedi. Daum, Wolfsburg'u galibiyete daha yakın gördüğünü ancak 'ın büyük bir hırsla oynadığını vurgulayarak, "onları asla hafife alamazsınız" diye konuştu.
605138
Minik Damla'ya maganda kurşunu
Minik Damla'ya maganda kurşunu ANKARA (CİHAN) Ankara Pursaklar'da evlerinin karşısındaki düğünü izlemek için balkona çıkan 3,5 yaşındaki Burçak Damla Üngör, maganda kurşununun kurbanı oldu. Annesi tarafından farkedilen ve polis aracıyla hastaneye kaldırılan küçük kız, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Küçük Burçak'tan geriye ailesine sadece evde bulunan oyuncakları ile amcasının düğününde çekilmiş görüntüleri kaldı. Pursaklar Fatih Mahallesi Turgut Reis Sokak Lale Apartmanı 5. katta meydana gelen olayda; anne Nuray Üngör, kızı Burçak Üngör için mutfakta yemek hazırladı. Bu sırada mutfağa gelen küçük kız, annesine, "Anne düğünü izleyebilir miyim ?" dedi. Annesinden izin alan küçük Burçak, daha sonra balkona çıktı. Demirleri çuval ile kapatılmış balkondan düğüne bakmak isteyen Burçak, bu sırada açılan maganda kurşunuyla yere yığıldı. Gürültü ile balkona fırlayan anne Üngör, kızının kanlar içinde yerde yattığını gördü. Küçük kızı kucaklayan anne Üngör, feryatlar arasında kızını aşağı indirdi. Bu esnada sokaktan geçmekte olan bir polis olaya hemen müdahale etti. Polis memuru, Burçak'ı ekip otosuyla en yakında bulunan hastaneye götürdü. Ancak, küçük Burçak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kızının cenazesini Adli Tıp Kurumu'ndan almaya gelen baba Hasan Üngör olaya tepki gösterdi. Gözyaşları arasında kızının resmini öpüp resmi göğsüne bastıran baba Üngör, "Birinin düğünü olurken, birinin acısı oluyor. Biri bir yere giderken, diğeri başka bir yere gidiyor. Şuna bak 3,5 yaşında bu. Canım, aşkım, meleğim, herşeyim. Bu tür şeyler yaşanmasın başka canlar yanmasın artık." dedi. Küçük Burçak'ın, düğünü izlemek için balkona çıktığını söyleyen baba Üngör, "Düğün var diye kimse kapıya pencereye çıkmasın mı Düğün var diye kapıyı pencereyi kapatıp, kurşun geçirmez cam mı taktıralım." diyerek tepkisini dile getirdi. Üngör ailesinin, olayın ardından evi boşaltarak yakınlarının yanına gittiği öğrenildi. Küçük Burçak'tan geriye ise evde ailesiyle çekilen resimleri, oyuncakları ve amcasının düğününde çekilmiş görüntüleri kaldı. Aile yakını Yusuf Tiryaki ise küçük kızın balkondaki kan izlerini gösterirken, karşı apartmanın önündeki düğünden açılan ateş sonucu küçük kızın hayatını kaybettiğini kaydetti. Gözyaşlarını tutmakta zorlanan Tiryaki, "Binanın önünde kadar insan var. İnsanlar bilinçsizce, çocuklarının, eşlerinin eline silah verip, küçücük çocuğun hayatına son veriyor. Mutlu bir aileyi yıkıyorlar." diye konuştu. Polis ekiplerinin evde yaptığı incelemede, balkonun tavanında kurşun izlerine rastlerken, olay yerinden çok sayıda kovan toplandığı öğrenildi. Burçak Üngör'ün cenazesi toprağa verilmek üzere memleketi Kastamonu'ya görüldü. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
604908
Kameralı görüşelim önerisine nokta İZLE
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ak Parti Meclis grup toplantısında partili milletvekillerine seslendi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokratik açılımla ilgili olarak CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile görüşmek istediğini ancak Baykal'ın, ''kameraları çok arzu ettiğini'' söyledi. Erdoğan, bu durum karşısında konuyu TBMM gündemine getireceklerini, çok sayıda kameranın burada olacağını, Baykal'ın çıkıp konuşması halinde kendisinin de konuşacağını bildirerek, ''Burada her şey şeffaf olacak. Bu vesileyle 'sağ olasın belki bir çayını içerdik. çayından mahrum olduk. Teşekkür ederim' deyip, kesinlikle ben de oraya gitmiyorum'' dedi. AZERBAYCAN'A BAYRAK İNDİRME SİTEMİ: ''HERKES ŞUNDAN EMİN OLSUN; BİZ AZERİ BAYRAĞINI TÜRK BAYRAĞI GİBİ, AZERİ TOPRAKLARINI TÜRKİYE TOPRAKLARI GİBİ AZİZ VE KUTSAL BİLDİK, YİNE ÖYLE BİLİRİZ'' AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hükümetin ve şahsının, Azerbaycan Milli Meclisinde yaptığı konuşmanın arkasında olduğunu vurgulayarak, ''Herkes şundan emin olsun; biz Azeri bayrağını Türk bayrağı gibi, Azeri topraklarını, Türkiye toprakları gibi aziz ve kutsal bildik, yine öyle biliriz. Bakü'de yatan şehitlerimiz, bunun şanlı şahitleridir'' dedi. Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, AB Türkiye İlerleme Raporunu, ''Oldukça olumlu, son derece dengeli, reformlarımızı teyit eden bir rapor'' şeklinde değerlendirdi. Rapordan memnuniyet duyduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Son dönemde attığımız yüksek siyaset adımları, Türkiye'nin rotasının, değişim ve dönüşüm çizgisinde olduğunu, Hükümetimizin kararlı bir şekilde reformları ve açılımları sürdürdüğünü ortaya koydu'' diye konuştu. Azerbaycan ile ilişkilere de değinen Erdoğan, Azerbaycan milletvekilleriyle görüştüğünü ve başta Ermenistan ile imzalanan protokoller olmak üzere gelişmeleri değerlendirdiklerini anlattı. Erdoğan, şunları söyledi: ''Orada kendilerine bir kere daha ifade ettim; Hükümetim ve şahsım, Azerbaycan Milli Meclisinde yaptığım konuşmanın arkasındadır. Bizim Azeri kardeşlerimizin aleyhine olacak hiç bir adımı atmamız asla söz konusu değildir. Ancak, Türkiye ile Azerbaycan arasına nifak sokmak amacıyla fitne odaklarının da gayret içinde olduklarını, dedikodularla iftiralarla kamuoyunu yanıltmaya çalıştıklarına şahit oluyoruz. Benim vatandaşlarım da Azeri kardeşlerimiz de bu nifak girişimlerine prim vermesinler. Aslı olmayan bu dedikodulara, iftiralara lütfen kulak asmasınlar. Herkes şundan emin olsun; biz Azeri bayrağını Türk bayrağı gibi, Azeri topraklarını Türkiye toprakları gibi aziz ve kutsal bildik, yine öyle biliriz. Bu hitabım ağırlıklı olarak Azerbaycan halkınadır. Bakü'de yatan şehitlerimiz, bunun şanlı şahitleridir. Azerbaycan'ın çıkarlarını, Türkiye'nin çıkarlarından geride tutmayız, tutmadık. Azerbaycan'ın üzüntüsünü, aynen Türkiye'nin üzüntüsü biliriz. Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimizdir ve sevincimizi artırır. Kimse, Türkiye'nin iyi niyetli duruşunu, samimi çabalarını başka yerlere çekmesin, Türkiye'yi de test etmeye kalkmasın. Son zamanlarda, özellikle bu konu üzerinde fitne fesat odakları, çok iyi çalışıyor. Çok gayretli. Tabii bu Türkiye'nin içinden de besleniyor. Bunu da açıkça söylemem lazım. Türkiye'nin içinden bunu besleyen odaklar da belli. Sürekli olarak orayla paslaşmak suretiyle böyle bir süreci tahrik ediyorlar.'' Erdoğan, yıllık iktidarları döneminde Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin nereden nereye geldiğinin ortada olduğunu belirterek, ''Ancak, sadece Türkiye-Ermenistan milli maçı sebebiyle FİFA'nın da almış olduğu bir karar ki, son anda gelen bir karar malumunuz. Bu kararı uygulamaya çalışan arkadaşlarımız bunun da açıklamasını yaptılar. Bu milli maçı provoke etmeye çalışan odakları da zaten halkımız gayet iyi tanıdı, gayet iyi biliyor'' dedi. -''BİZİ ASIL YARALAYAN ŞEY...''- Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bundan sonra Türkiye'de süper ligde asılan Azerbaycan bayrağını 'İstanbul'da böyle Bursa'da böyle' diye gösterme gafletine düşecek kadar şecaat arz ederken sirkatini söyleyen zavallılar bunlar. noktada zaten herhangi bir şey söz konusu değil. Ama hassasiyetin olduğu bir Türkiye-Ermenistan süreciyle alakalı olarak böyle bir şeyi tahrik etmekten başka bir şey olarak değerlendirmek de mümkün değil. Bunu bizzat malum siyasi partinin kendi kongrelerinde adeta (hah şimdi biz siyasi rantı yakaladık) deyip bunun üstüne atlamasının da ne anlama geldiği bellidir. Biz yıllık iktidarımızda yapılması gereken neyse hepsini yaptık. Kendilerinin 3,5 yıllık koalisyon ortaklıklarında neler yaptıkları da bellidir. Türk dünyasıyla ilgili ne yaptıkları da bellidir. Bizim ne yaptığımız da bellidir. Her şey eserleriyle ortadır. Tabii halkımızın bunu asla kabul etmeyeceğini, asla bu tür iftiralara prim vermeyeceğini çok iyi biliyorum. Ama Azerbaycan halkının da Azerbaycanlı kardeşlerimin de bu tür oyuna prim vermemelerini özellikle hatırlatmak istiyorum. Asıl bizi yaralayan şey de şudur; onu da söylemem lazım. Azerbaycan şehitliğindeki Şehitlik Camisidir. Azerbaycan'daki şehitlik anıtının yanında Türk bayrağı ile Azerbaycan bayrağının kaldırılmasıdır ki, bunun ne anlama geldiğini, neler ifade ettiğini, inanıyorum ki Azerbaycanlı kardeşlerim de iyi değerlendirecektir.'' BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN BAYKAL'A CEVAP: ''BİRİ BİZİ GÖZETİYOR MANTIĞI İÇERİSİNDE KAMERALARIN KURULMASINI ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL'' AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile görüşmeye gitmeyeceğini söyledi. Erdoğan, Baykal'ın tavrıyla ilgili olarak, ''Biri bizi gözetiyor mantığı içerisinde kameraların kurulmasını anlamak mümkün değil. Televizyona şov programı yapıyor gibi, 3-5 kameranın önünde görüşmek, baş başa görüşmede olmaz, ikili görüşmede olmaz. Ama açık söylüyorum; bu tavır, işi yokuşa sürmektir, kapıları kapatmaktır, bin dereden su getirmek, bahane üretmek, ipe un sermektir'' dedi. Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a yazdığı mektup ve buna verilen yanıtı değerlendirdi. Demokraside siyasi partilerin diyalog ve istişare içinde olmasının önemine işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu: ''Ki ben oraya bu sürecin koordinatörü olan İçişleri Bakanımı yanımda getirmeyi planladım. Yanımızda not tutucu da olur. Gerekiyorsa, eğer çok ısrarcılarsa birer tane de oraya ses kaydı da konulabilir. Mutabakatta bu da olur. Ama biri bizi gözetiyor mantığı içerisinde kameraların kurulmasını anlamak mümkün değil. Böyle bir yaklaşım olur mu? Televizyona şov programı yapıyor gibi, 3-5 kameranın önünde görüşmek, baş başa görüşmede olmaz, ikili görüşmede olmaz. Ama açık söylüyorum; bu tavır, işi yokuşa sürmektir, kapıları kapatmaktır, bin dereden su getirmek, bahane üretmek, ipe un sermektir. Biz oraya gidip, Sayın Baykal'ın beynini yıkayacak değiliz, öyle bir kabiliyetimiz de yok. Sayın Baykal'ı hipnotize edecek de değiliz, öyle de bir kabiliyetimiz de yok. Büyü ya da sihir yapacak hiç değiliz, öyle bir kabiliyetimiz de yok. Hatta biz görüşmenin sonrasında tam bir mutabakatın oluşmasını, her konuda uzlaşmayı da beklemiyoruz. Çünkü, önyargılar, kabuller çok açık net ortada. Ama biz demokrasinin gereğini yapalım. Tabiatı neyi gerektiriyorsa bunu yapalım istedik. İktidar ile muhalefet her konuda bire bir düşünmek durumunda da değildir. önemli olan müzakereye açık olmaktır.'' Baykal'ı daha önce genel merkezinde ziyaret ettiğini hatırlatan Erdoğan, ''Bu ikinci ziyaretim olacaktı. Çünkü bakanımın ziyaretini diğer partiler kabul ederken, beyefendi kabul etmedi. Onu yapmaya hazırlanırken bu cevapla karşı karşıya geldim'' dedi. -''BAYKAL'I HAKLI BULDUĞUNU SÖYLEYENİ BİLMİYORUM''- Mutlak manada mutabakat aramadığını, bunun mümkün de olmadığını belirten Erdoğan, bunun demokrasinin bir şartı da olmadığını söyledi. Demokraside mutabakatın olmazsa olmaz şart olmadığını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Biz geliriz, görüşlerimizi anlatırız, sizi dinleriz, istişare ederiz ve makul olana biraz daha yaklaşmak, mutabakata biraz daha yaklaşmak için bir adım atmış oluruz. Ama bakıyorsunuz bırakın süreci konuşmayı; konuşmanın içeriği, usul üzerinden bile, görüşmenin metodu üzerinden bile, Sayın Baykal'ın mutabakattan kaçtığını görüyorsunuz. Sanki gizli şeyler görüşülecek, sanki milletten bir şeyler kaçırılacak. Bu güvensizlik fikrini vermek, bu propaganda ile siyaset yapmak, Allah aşkına kime ne yarar sağlar? Sayın Baykal acaba bugüne kadar kimseyle ikili görüşme yapmadı mı? Bütün görüşmelerini kameralar önünde mi yaptı, yapıyor? Sayın Baykal, bütün bunların yanında, birebir görüşmelerinin dışında görüşmeler yapmadı mı? Şu ifadeye bak; 'kapalı kapılar artında görüşme yapamayız.' Sizin kapılarınız hep açık mı duruyor Sayın Baykal? Böyle çarpık bir anlayış olur mu? Günlerdir köşe yazarları yazıyor, akademisyenler, sivil toplum temsilcileri, düşünürler konuşuyor. Valla ben Baykal'ı haklı bulduğunu söyleyeni bilmiyorum, siz biliyor musunuz, siz duydunuz mu?.'' -''BEN DE GİTMİYORUM''- ''Kamuoyunun hissiyatını, tepkisini dikkate almadan siyaset yapılamaz. Her meseleyi krize dönüştüren bir anlayışla nasıl müzakere yapılır? ''diyen Başbakan, CHP lideri Baykal'a ''Madem bu kadar televizyon, kamera meraklısı, odasını 24 saat canlı yayına açsın, partilileri de kamuoyu da oturup sayın genel başkanı 24 saat izlesin'' dedi. Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti: Biz bu süreçte tamamen şeffaf bir şekilde her şeyi konuşarak, istişare ederek, milletimize danışarak yürüttük. Bütün siyasi partilere bizzat koordinatör bakanım gitti. Yüzde birin üzerinde oy almış, parlamento içi, parlamento dışı hepsine gitti. Sivil toplum örgütleriyle, akademisyenlerle, medya temsilcileriyle biraraya geldi, görüştü. Bu konuda söz olan kimse, bunlarla görüştü, kabul etti, ayaklarına gitti, görüştü. Bu süreç bu şekilde çalıştı, çalışıyor. Zaman zaman süreçle ilgili medyayı bilgilendirdi. Biz, hiçbir şeyi milletimizden gizlemedik, saklamadık, böyle bir şeyi de asla düşünmüyoruz. Sayın Baykal'a gidip gizli kapaklı şeyler de konuşacak değildik. Ancak görüyoruz ki buna Sayın Baykal ne hazır, ne de açık. Şimdi Sayın Baykal'a, bu mektubuyla ilgili cevabı buradan veriyorum; Sayın Baykal, madem ki sen kameraları çok arzu ediyorsun, zaten biz bunu Meclise getiriyoruz. Mecliste 1, 2, tane kamera karşısında değil, tüm yerli, yabancı kameralar karşısında zaten bu konuyu görüşeceğiz. Eğer sen, orada çıkar konuşursan, ben de çıkıp konuşacağım. Ama sen çıkar konuşmazsan, ilgili arkadaşlarım bu konuda bilgilendirmeyi milletimin vekilleri karşısında -zaten her şey açık seçik- yapacaklar. Orada her şey şeffaf olacak. Bu vesileyle sağolasın, belki bir çayını içerdik, çayından mahrum olduk. (Teşekkür ederim) deyip, kesinlikle ben de oraya gitmiyorum.'' -''BİLDİĞİNİZ GİBİ 34 KİŞİ SINIRI GEÇTİ VE SABAH SAATLERİNDE 29'U İLGİLİ YASALARIMIZ ÇERÇEVESİNDE BIRAKILDI. BUNU SON DERECE OLUMLU VE SEVİNDİRİCİ BİR GELİŞME OLARAK GÖRDÜĞÜMÜ İFADE ETMEK İSTİYORUM'' Erdoğan, ''Burada ben gerek dağdakilere, gerek Mahmur kampında olanlara, gerek Avrupa'da olanlara hepsine çağrımı yineliyorum; vakit yitirmeden ülkelerine dönmelerini tavsiye ediyorum'' diye konuştu. Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, yedi yılda Türkiye'de çok güzel şeyler olduğunu, yedi yıldır Türkiye'nin tarihinde hiç tecrübe etmediği seviyelere ulaştığını söyledi. Son üç aydır toplumun her kesiminin büyük bir heyecan içerisinde, çözüme yönelik artık çok daha güçlü bir umut içinde olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: ''Dün Habur Sınır Kapısında yaşanan manzara karşısında umutlanmamak mümkün mü? Bu bir umuttur. Türkiye'de bir şeyler oluyor, iyi, güzel şeyler oluyor. Umut verici gelişmeler oluyor. Tabii nereden baktığınız ve bakacağınız da çok önemli. Bu işe çok farklı pencereden bakanlar da var. Bu da bir gerçek. Ama birileri bunun dışında kalıyor. Her şey zamanla çok daha güzel olacak derken aklıselimle, sabırla, kararlılıkla, adım adım sorunları çözüme kavuşturmanın gayreti içindeyiz ve kavuşturacağız da. Ancak tecrübelerimiz bize şunu gösteriyor; özellikle terörle mücadele ne zaman olumlu bir adım atılsa, ne zaman milli mutabakat, ne zaman kardeşlik gündeme gelse bunun için anlamlı bir adım atılsa terörden nemalanan bazı karanlık odaklar, bazı karanlık çevreler zaman tutuşuyorlar. Ve bu mihraklar hemen provokasyon tezgahlamaya çalışıyorlar. Bunu geçmişten bu yana özellikle son 30 yıl içerisinde çok yaşadık, çok gördük. Bunlar rant ve istismarı kendileri için amaç edinirler ama istikrarı asla. Bunu da böylece bilmemiz lazım. Bunlar kargaşadan, kaostan, terörden nemalanırlar. Bunu da çok iyi görmemiz lazım. Bugün yine maalesef üzülerek dinledim, hala bu sürece gölge düşürme veya bunun altında bir şeyler arama gayreti içerisinde olan bir anlayış var. Neden bu coşkuyu, bu umudu milletle paylaşmıyorsunuz? 1989, 1992'de raporları hazırladınız. Bugünkünden çok daha ileri çözüm önerileri getirdiniz. 2008'de programınızda Doğu ve Güney Doğu sorunlarına yer verdiniz. Peki bugün sizi sürecin dışında kalmaya sevk eden, geçmişinizle tam tersi bir yöne sevk eden nedir? Biz, tek başımıza da kalsak inşallah bu süreci sona erdirmeye çalışacağız. Tek başımızı da kalsak milletimizin desteği, milletimizin hayır duası arkamızda olduğu sürece sonuna kadar gideceğiz. Bu partiler herhalde bu işi partiler üstü bir mesele olarak görmüyor. Ama biz, bu işi partiler üstü bir mesele olarak görüyoruz. Annelerin gözyaşı, babaların hıçkırığı, yetimlerin masumiyeti, gençlerimizin kanı, her türlü parti çıkarının üzerindedir. Yeter ki ülkemiz kazansın. Yeter ki Türkiye kazansın, yeter ki milletimiz kazansın. Umuyorum ki CHP Genel Başkanı bahaneler üretmekten, işi yokuşa sürmekten, kapıları kapalı tutmaktan inşallah vazgeçer. Bu sadece bizim için değil, başkaları için de geçerli.'' -''BU, KARDEŞLİK PROJESİNİN GEREĞİ...''- ''Dün Habur Sınır kapasında yaşanan anlamlı gelişmeye değinerek'' sözlerine son vermek istediğini belirten Erdoğan, ''Bildiğiniz gibi 34 kişi sınırı geçti. Ve sabah saatlerinde 29'u ilgili yasalarımız çerçevesinde bırakıldı. Bunu son derece olumlu ve sevindirici bir gelişme olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum'' dedi. Yargının diğer kişi ile ilgili çalışmalarını sürdürdüğünü dile getiren Erdoğan, ''Şunu açık, net söylüyorum; bazı medya grupları bu sürecin İmralı'dan yönetildiği mahiyetinde ifadeler kullanıyorlar. Ben medya mensuplarını buradan bir şeyi hatırlatarak uyarmak istiyorum; adama sorarlar, acaba 11-12 yıldır orada değil miydi? Niçin böyle bir adım atılmadı? Şu anda bu bir milli birlik sürecinin, bir demokratik açılım sürecinin, bir kardeşlik projesinin gereği olarak atılmış bir adımdır'' diye konuştu. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Biz, hep şunu söylemedik mi, söylemiyor muyuz; biz bu ülkede 'Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Yörüğüyle, Pomağıyla, Romanıyla biriz, beraberiz. Ayrılık asla kabul etmiyoruz' demedik mi, demiyoruz mu? Yaradılanı yaradandan ötürü sevdiğimizi her zaman her yerde söylemedik mi? Bunun gereğini yerine getiriyoruz. Biz, 72 milyonla tek millet olduğumuzu söylemedik mi? 780 milyon metre kareyle tek vatan olduğumuzu söylemedik mi ve ay yıldızlı bayrağımızla tek bayrak olduğumuzu söylemedik mi? Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle de tek devlet olduğumuzu söylemedik mi? Bu konuda problemi olmayanlarla zaten 'beraber yürüdük biz bu yollarda' diyeceğiz. Burada ben gerek dağdakilere gerek Mahmur kampında olanlara gerek Avrupa'da olanlara, hepsine çağrımı yineliyorum; vakit yitirmeden ülkelerine dönmelerini tavsiye ediyorum. Ve bu güzel manzarayı yine siyasi bir şova döndürmek isteyenlere de lütfen sorumlu davranınız diyorum. Burada bir siyasi şova ihtiyaç yok. Devletin yetkili kurumları orada gerekli şekilde kendilerini karşılar gerekli muameleler yapılır ve sonra serbest bırakılanlar serbest bırakılır ve bu süreç başarılı bir şekilde devam eder. Ama gerginlikle, tahrikle, sorumsuzca yapılan açıklamalarla bu sürece katkı sağlanmaz tam tersine sürece zarar verirler. Çünkü, bu işi arzu edenler olduğu gibi arzu etmeyenlerin de olduğunu bilmelidirler. Yaşanan gelişmeleri tahrik edici açıklamalarla gölgelemek, popülist şovlarla başka yerlere çekmek, sürece zarar vermekten çözümü zorlaştırmaktan başka hiç bir amaca hizmet etmez. Açık söylüyorum; legal bir örgütün temsilcisinin başkanı, illegal bir örgüt adına konuşmamalıdır, konuşamaz. Bizim legal olan bir örgütle, bu siyasi parti olabilir bir dernek, vakıf olabilir, onlarla görüşmeye kapımız her zaman açıktır ama illegal örgütle konuşmaya asla. Bunu böyle bilmeleri gerekir. Bunu başından beri söyledik ve bundan sonraki süreçte de söylemeye devam edeceğiz. Bu yaklaşımımızın karşılık bulmasını temenni ederim.'' ''SEN BU İFADELERİNLE HEM BÖLGESEL HEM ETNİK MİLLİYETÇİLİK YAPIYORSUN. BENİM ARKADAŞLARIMA BU SAYGISIZLIĞIN DANİSKASINI ORTAYA KOYUYORSUN ARKADAŞLARIMIN NE KARAKTERİNİ NE CİBİLLİYETİNİ SENİNLE HİÇBİR ZAMAN ÖLÇMEM'' AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye, ''Sayın Bahçeli, benim Güneydoğulu, Doğulu milletvekili arkadaşlarıma siyasi ahlaktan uzak, siyasi nezaketten tamamıyla uzak bir yakıştırmayla bana sesleniyor. Sen bu ifadelerinle hem bölgesel hem etnik milliyetçilik yapıyorsun. Benim arkadaşlarıma bu saygısızlığın daniskasını ortaya koyuyorsun'' dedi. Erdoğan, Kırşehir'de Ahilik Haftası kutlamalarına katıldığını hatırlatarak, ''Hoca Ahmet Yesevi'ye, Hacı Bektaş Veli'ye, Şeyh Edebali'ye kulak vermeyen bir Türkiye ruhsuz kalır, köksüz kalır, maneviyatsız kalır demiştim. Onun için geçmişimizle övünmekle yetinmeyecek, geleceği de onların rehberliğinde yeniden inşa edeceğiz'' diye konuştu. Ahi Evran'ın Ahilik müessesinin ilkesi ve öğütleri bulunduğunu, özellikle iki öğüde dikkati çekmek istediğini belirten Erdoğan, şunları söyledi: ''Bunlardan biri, gönlünü açık tut, elini açık tut, sofranı açık tut ve kapını açık tut. Tabii buradan bir yere geleceğim. Ahiler diyor ki 'sana gelmeyene sen gideceksin.' Hani hep diyoruz ya bu parti milletin partisidir, bu partiyi millet kurmuştur, bu partinin hamurunu millet yoğurmuştur. Biz, Türkiye'nin sesine kulağımızı tıkayamayız, rotamızı da atacağımız adımları da milletimiz belirler. Kişisel hesaplarla, kaprislerle, nazla, niyazla asla hareket etmeyiz. Partimizi kurduğumuz andan itibaren bu milleti millet yapan değerlere sımsıkı sahip çıkıyor, rotamızı da onların ışığında rehberini çiziyoruz.'' MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin hafta sonu bir kongrede yaptığı konuşmaya de cevap veren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Sayın Bahçeli, benim Güneydoğulu, Doğulu milletvekili arkadaşlarıma siyasi ahlaktan uzak, siyasi nezaketten tamamıyla uzak bir yakıştırmayla bana sesleniyor. Arkadaşlarıma aslında ciddi manada saygısızlık ötesinde, hakaret ediyor. Sayın Bahçeli, sizin yaklaşım tarzınızı kabul etmemiz zaten mümkün değil. Sizin dilinizle size cevap vermeyi asla düşünmüyorum. Bu yola çıkarken bir şey söyledik, 'biz bölgesel milliyetçilik, etnik milliyetçilik yapmayacağız.' Ama sen bu ifadelerinle hem bölgesel hem etnik milliyetçilik yapıyorsun. Benim arkadaşlarıma bu saygısızlığın daniskasını ortaya koyuyorsun. Arkadaşlarımın ne karakterini ne cibilliyetini seninle hiçbir zaman ölçmem. Ne demek? Bunun testini yapmak sana ne zamandan beri düştü, böyle bir hakkı kendinde nasıl buluyorsun? Bu ülkenin insanlarını bölme hakkını nereden buluyorsun? İşte senin Doğu ve Güneydoğu'ya niçin gidemediğin belli. Niçin oralarda sıralamaya giremediğin belli. Gidene gelinir, gitmeyene gelinmez. Kapısını açık tutanın kapısından girilir, açık tutmayanın kapısından girilmez. İkram etmeyene ikram olunmaz, ikram edene ikram olunur. Yolculuk edeceksin, oturacaksın, ikram edeceksin, alış veriş edeceksin. Bunlar bizim için çok önemli.'' -BAYKAL'IN MEKTUBU- Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a Ekim'de mektup yazdığını hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bir sayfalık mektupta, mili birlik süreci adı altında yeni bir demokratik açılım sürecini başlattığımızı, hedefimizin sadece ve sadece ülkemizde huzuru istikrarı, birlik ve bütünlüğü pekiştirmek, anayasal düzenimizi daha da yüceltmek olduğunu ifade ettim. Yine mektubumda ülkemiz adına son derece önemli olan geleceğimizi şekillendirecek böyle bir sürecin geniş bir toplumsal mutabakata asgari diyalog zeminine dayanması gerektiğini söyledim. CHP ve Genel Başkanı'nın bu sürece ilişkin görüş öneri talep ve eleştirilerini almak, birikimlerinden istifade etmek istediğimizi, kendisine süreçle ilgili aktarma fırsatının olacağını ifade ettim. Nezaket kuralları içinde bir mektup yazdım, çok hassas yazdım, burada incitir miyim diye çok dikkat ettim. Kamuoyu da mektubumun son derece nazik, samimi dille yazıldığı kanaatinde. Mektubu kendilerine kuryeyle gönderdim. Benim mektubunun kendilerinden ulaşmasından gün sonra cevabi bir mektubu bana ilettiler. Üzülerek ifade etmeliyim ki bizim son derece sade ve randevu almaya matuf mektubuma karşı, kimi zaman incitici, kırıcı, haksız ithamları çok yakışıksız uslupla peş peşe sıralayan, nezaket kurallarının dışında bir cevabi mektupla karşılaştım. Sayın Baykal, uzun uzun süreci eleştiriyor. Bir şey görüşmedik ama süreci eleştiriyor. Eleştirilerini tamamen dedikodulara, asılsız iddialara dayandırıyor. Hızını alamayıp, 'açılım politikasında hiçbir şekilde sizinle birlikte olmayacağımız çok açıktır' diye kestirip atıyor. Ne kaldı? Tüm bunları da sineye çekip, bu iddiaların asılsız olduğunu kendilerine izah ediriz düşüncesiyle mektubu okumaya devam ettim.'' -''SİYASİ, DİPLOMATİK AHLAKA AYKIRI''- Ancak, mektubun son paragrafında, bütün siyasi geleneklere, devlet geleneklerine, parlamenter demokrasi teamüllerine aykırı şekilde televizyon kameraları tarafından kayda geçirilmesi şartının olduğunu gördüklerini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Sayın Baykal, bir taraftan 'baş başa ikili bir görüşme hazırım' diyor, bir taraftan kamera şartını ortaya koyuyor. Bakınız ne bizde ne dünyanın herhangi bir ülkesinde liderlerin bir araya gelmesi, baş başa görüşmesi ilk kez yaşanmıyor. Ama kamerayla bir görüşmeyi tespit ahlaksızlık olarak siyasi ahlaka, diplomatik ahlaka aykırı olarak nitelendirilir. Biz, bir basın toplantısı yapmıyoruz, basın toplantısını yaptığımız zaman çıkarız ekranların karşısına, bütün kameramanların karşısına, orada bunu yaparız. İhtiyaç hasıl olduğu zaman siyasiler bir araya gelirler, baş başa görüşme istenirse öyle olur, yanında tercüman gerekirse onlar gelir, yanında ikinci bir bakan gerekirse onu alır, not tutucu gerekirse olur. Sayın Baykal bunları bilir, Dışişleri Bakanlığı da yaptı? Unutmuş mu acaba? Bu görüşmeleri çok yaptı.''
605528
İran'da polis öldürüldü
İran'da polis öldürüldü İran'da, Devrim Muhafızları'na saldırıyla ilgili kişi yakalandı. Aynı eyalette bugün polis öldürüldü TAHRAN (A.A) İran'da, önceki gün Devrim Muhafızları'nı hedef alan saldırıyla ilgili zanlının yakalandığı bildirildi. Belucistan yargı yetkililerinin verdiği bilgiye göre, 42 kişinin ölümü ve en az 20 kişinin yaralanmasına neden olan saldırıyla bağlantılı olduğu sanılan İran uyruklu zanlı ele geçirildi. Yakalanan kişilerin kimlikleri açıklanmadı. Bu arada, saldırının yapıldığı Sistan-Belucistan eyaletinde bugün de polis öldürüldü. Yarı resmi Mehr Ajansı'nın haberine göre, yerel polis yetkilisi Muhammed Arab, eyaletin İranşehr kentindeki ayrı saldırıda polisin öldürüldüğünü söyledi.
604982
Lokantadaki 93 kg et, at etiymiş
Selçuklu Belediyesi yetkilileri, bir lokantada ele geçirilen 93 kilogram etin tahlillerinin yapıldığını belirtti. Yetkililer, ele geçirilen etin at eti olduğunun tespit edildiğini, bu konudaki denetimlerin devam edeceğini kaydetti. Merkez Karatay ilçesi Akabe mahallesindeki bir evde at kesildiği yönünde ihbar alan polis ekiplerince, 10 Ekim Cumartesi günü Yusuf A.'ya ait eve düzenlenen operasyonda, daha önce kesilmiş bir ata ait iç organlar ile at ve şüphelinin lokantasında da "bir büyükbaş hayvana ait" 93 kilogram et ele geçirilmişti.
605451
Danıştay'a saldırı gerekçesini hatırlayamadı
Duruşmada bu kez üye hakim Sedat Sami Haşiloğlu tarafından çapraz sorguya alınan Alparslan Arslan'a, Danıştay baskınından önceki telefon mesajları soruldu. Arslan, telefon mesajlarında geçen ''malzemeler''in nasıl kullanılacağı yönündeki soruya, ''Malzemelerle Doğan Medya Center, ATV, bankalar, özellikle Yapı Kredi Bankası ve Rahmi Koç'u vurmak isterdim'' diye cevap verdi. ''Türkiye Cumhuriyeti'ni sırf Atatürk yüzünden yıkmak istediğini'' söyleyen Arslan, Ahmet Baydar'a yazdığı, ''Para hazır olsun, ona göre'' mesajının da ''Silah, roket, bomba, keleş almak için para ihtiyacından kaynaklandığını'' ve Ahmet Baydar'ın yapacağı baskından haberinin olmadığını dile getirdi. -''HASTAYIM, BEYİNSEL PROBLEMLERİM VAR''- Salih Kurter'in, Süleyman Esen ile kendisine muska yaptığını ve muskaları boyunlarında taşıdıklarını söyleyen Arslan, bir soru üzerine, Orhan Kadı'dan ihtiyaç üzerine Danıştay baskınından 4-5 ay önce Browning marka silahı aldığını ve bunun sebebinin de kalabalık olan İstanbul'daki problemler olduğunu ifade etti. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün ''zaman konusunda çelişkiye düştüğü'' yönünde uyarısı üzerine Arslan, ''Hastayım, beyinsel problemlerim var'' dedi. ''Browning marka silah almışken ve bununla baskını yapabilecekken neden Glock silah da alma ihtiyacı hissettiniz?'' sorusunu yanıtlayan Arslan, silahların kendisine lazım olduğunu, sadece kirli işlerde kullanmak için değil başka işleri için de gerekli olduğunu, daha önce hiç görmediği Glock marka silahları x-ray cihazından geçebilmeleri ve Danıştay binasına rahatlıkla girmesini sağlayacağı için aldığını söyledi. -''DANIŞTAY BASKINI, ZAN ÜZERİNE Mİ?''- Danıştay binasına tek başına girdiğini ve kimselerin yardımını almadığını anlatan Arslan, ''Silahları temin ettiği bin TL'yi nereden bulduğu'' yönündeki soruya, ''İş yapıyoruz. Şükürler olsun ki para gelirdi elime. Aç değildim, açıkta değildim'' diye yanıt verdi. Danıştay baskını ve Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılmasıyla ilgili kimseden talimat almadığını belirten Arslan, hakim Haşıloğlu'nun sorduğu, ''Danıştay'ın verdiği kararı tam olarak bilip bilmediği'' yönündeki soruya, ''(Başörtülü biri, başörtülü giremedi) diye zannediyorum'' şeklinde yanıt verince, Haşıloğlu bu kez, ''Zan üzerine mi eyleme girdiniz?'' diye sordu. Arslan, söz konusu olayda anaokulu öğretmeninin başını açmaması durumunda Danıştay'ın bu kararının ortaya çıkmayacağını, anaokulu öğretmeninin başörtüsünü açmasına veya kapamasına saygı duyduğunu, herkesin buna hakkı olduğunu anlattı. Arslan, ''Seni etkileyen olay Cumhuriyet Gazetesi'nde çıkan ''başörtülü domuz'' karikatürü mü, yoksa Danıştay'ın başörtüsüyle ilgili verdiği karar mı?'' sorusunu da ''Danıştay kararı. Edepli olmak lazım'' diye cevapladı. Ankara'da bulunduğu sırada Tarkan Toper ile görüşmesinin nedeni sorulan Arslan, Toper ile Armegeddon ve kutsal savaş üzerine konuştuklarını, yorgunluğu halinden belli olan Toper'in kendisi gibi bir hayat silsilesine sahip biri olduğunu, avukatlığın belli boyutlarını yaşadığını, dengesizleştiğini ve Toper ile Kocatepe'de de görüştüklerini dile getirdi. Daha önce, Ahmet Baydar'a, ''Kuzey Irak'a gidecektim'' dediği hatırlatılan Arslan, Kuzey Irak'a gitmek için İlnur Çevik'i İsmail Paker ile görüştürdüklerini, fakat İsmail Paker ile Ankara'da görüşmediğini, Kuzey Irak'a da direnişçilere katılmak için gitmek istediğini, problem çıktığı için gidemediğini ve çantasında pasaport bulunmasının da Kuzey Irak'a gitmek istediğini gösterdiğini ifade etti. Arslan'a, hakim Haşiloğlu tarafından bazı telefon numaralarının sorulması üzerine araya giren Arslan'ın avukatı Oğuz Kayıran, müvekkiline bu soruların sorulmasının gereksiz olduğunu savundu. Haşiloğlu da ''Arslan'ın telefonları hatırladığına'' dikkat çekti. Alparslan Arslan, hakim Haşiloğlu'nun sorduğu bazı sorulara, gülerek cevap verirken, ''Kusura bakmayın, hastayım yani. Cezaevinde varlık problemleri, gelgitler yaşadım. Şu an kontrollüyüm'' dedi. Duruşmada saatin 17.00 olması nedeniyle, tutuklu sanık Alparslan Arslan'ın çapraz sorgusuna ara verilirken, sanıkların taleplerine geçildi.
605376
TFF servet önerdi, Hiddink reddetti!
Fatih Terim'in görevi bırakacağı andan itibaren ismi Türk milli takımı için geçmeye başlayan Hiddink, TFF'nin astronomik teklifini reddetti. Hollanda'nın önde gelen futbol dergisi Voetbol International, halen Rus milli takımının başında bulunan Hiddink'in yıllık sekiz milyon euroluk teklif kabul etmediğini bildirdi. Hollanda, Avustralya ve Güney Kore milli takımlarının eski çalıştırıcısı Hiddink TFF'nin teklifini kabul etseydi, dünyanın en çok kazanan milli takım hocası olacaktı. Hiddink yönetimindeki finallerine gidebilmek için 14 ve 18 Kasım'da Slovenya ile baraj maçları oynayacak.
604703
Karadeniz'de dere yatakları SOS veriyor
Karadeniz'de dere yatakları SOS veriyor İstanbul'da yaşanan sel felaketinden sonra gündeme gelen dere yatakları Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü tarafından mercek altına alındı. Tüm Türkiye'deki dere yatakları ve vadiler DSİ'nin 57 mühendisi tarafından taranıyor. Sel felaketinin en çok etkilediği yerlerin başında gelen Karadeniz Bölgesi'nde de 57 mühendis bu çalışmayı yapıyor. Araştırması yapılan 480 vadi ve dere yatağının 320'si can ve mal güvenliği açısından büyük risk oluşturuyor. Meydana gelebilecek felaketlerin baş rolünde, devletin dere yatakları ve vadilerde yapmış olduğu plansız programsız yatırımlar ve çalışmalar geliyor. Karayolları tarafından yapılan yollar, Köy Hizmetleri tarafından köprü, menfez ve istinat duvarlarınını gelişi güzel yapılması sel, taşkın ve heyelan olayının göz ardı edilerek bilinçsiz bir şekilde yapılması, felaketlerde can ve mal kaybının artmasında en etkin rolü oynuyor. DSİ'ye bağlı mühendislerin, Trabzon, Giresun, Rize ve Gümüşhane sınırları içerisinde bulunan 80 ana vadide çalışma yaptıklarını belirten DSİ 22. Bölge Müdür Yardımcısı Mustafa Duru, "Bu 80 ana vadinin binden fazla kolu var buralarda araştırılıyor. 57 mühendis arkadaşımız yaklaşık bir aydan beri bu vadi ve dere yataklarında inceleme yapıyor. Şu ana kadar 480 kritik bölge gezildi ve rapor tutuldu, Bu yerlerden 320'sine olumsuz raporu verildi. Bu şu demek oluyor Karadeniz saatli bomba gibi" dedi DEVLETİN İHMALİ Bölgede son 30 yılda sel ve heyelana 230 kişinin hayatını kaybettiğini ifade eden Duru, yaşanan felaketlerin başlıca nedeninin kurumlar arasındaki koordinasyon eksikliğinden kaynaklandığını belirterek, "Bu sorun yılların sorunu, özellikle Karadeniz Bölgesi'nde yapılan yol, su, köprü, menfez, duvar gibi çalışmalar hep gelişi güzel yapılmış. Yanı Karayolları, istediği yerden yol yapmış, Köy Hizmetleri istediği alandan köprü geçişi sağlamış. Belediyede durumuna, yerine bakmadan vatandaşa ev ve işyeri ruhsatı vermiş. Malesef devletin kurumlarının birbirinden kopuk çalışması bu durumu ortaya çıkarmış" diye konuştu. 2010 TAŞKINLARLA HAMLE YILI Önümüzdeki yılın taşkınlarla mücadelede "Hamle Yılı" olarak ilan edildiğini belirten Duru, "Yapılan araştırma sonucunda Karadeniz Bölgesi'nde insanların can ve mal güvenliğini tehdit eden vadi ve dere yataklarında çok sayıda ev var. Bunların kesinlikle yıkılması gerekiyor. Biz bu konudaki raporumuzu gerekli yerlere vereceğiz. Valilikler, kaymakamlıklar, belediyeler bu konuda üzerlerine düşeni yapmak durumundalar. Bu işin şakası yok. Herkes sorumluluğunu bilmeli ve ona göre hareket etmelidir" dedi. Can ve mal güvenliliğini tehdit eden durumların ortadan kaldırılması için devletin her kurumunun üzerine düşeni yapacağını belirten Duru, Karadeniz Bölgesi'nde çok evin yıkılması gerektiğni ide söyledi.
605318
Cristiano Ronaldo, Altın Top ödülüne Messi'yi yakıştırıyor
Cristiano Altın Top ödülüne Messi'yi yakıştırıyor Birinci Futbol Ligi (La Liga) takımlarından ’in kanat oyuncusu Cristiano "Altın Top (Ballon d’Or)" ödülünü, ’dan ’ye yakıştırdığını söyledi. Ronaldo, France Football Magazine’e yaptığı açıklamada, her yıl bu derginin organizatörlüğünde dünya çapında 100’e yakın spor yazarının oylarıyla belirlenen "Altın Top" ödülünü, bu yıl Messi’nin alması gerektiğini savundu. Ödülü bu yıl Barcelona oyuncularının hak ettiğini ifade eden Ronaldo, "Böyle bir ödülü almak için lig şampiyonluğu, gibi bir dizi kupa almak gerek. Bu yüzden Barcelonalı oyuncular bu ödülü kazanabilir" dedi. Barcelona, bu yıl şampiyonu olmuş ve Avrupa Şampiyonlar Ligi ile İspanya ’nı müzesine götürmüştü. ADAY FUTBOLCULAR Altın Top ödülüne bu yıl aday gösterilen 30 ve takımları şöyle: Andrey (Arsenal), Karim Benzema (Real Madrid), Iker (Real Madrid), Cristiano Ronaldo (Real Madrid), Diego (Juventus), Didier (Chelsea), Edin Dzeko (Wolfsburg), Samuel ’o (Inter), (Arsenal), Fernando Torres (Liverpool), Diego Forlan (Atletico Madrid), Steven (Liverpool), Ryan (Manchester United), Yoann (Bordeaux), (Barcelona), Zlatan İbrahimoviç (Barcelona), Andres Iniesta (Barcelona), Julio (Inter), Kaka (Real Madrid), Frank Lampard (Chelsea), Maicon (Inter), Lionel Messi (Barcelona), Luis Fabiano (Sevilla), Franck (Bayern Münih), (Manchester United), John Terry (Chelsea), Nemanja Vidic (Manchester United), (Valencia), (Barcelona), Yaya Toure (Barcelona).
604048
Resepsiyon İsrail'i böldü
Resepsiyon İsrail'i böldü İsrailli Yedioth Ahronoth gazetesi, yaklaşan 29 Ekim kutlamaları nedeniyle Türk Büyükelçiliği'nde yapılacak olan resepsiyonun krize dönüşebileceğini yazdı. Gazete, İsrailli bakanların resepsiyonu boykot edeceklerini iddia etti KUDÜS (ANKA) İsrailli bakanların, ülkede “Türkiye'nin tutumundan duyulan rahatsızlığı” yansıtmak amacıyla 29 Ekim'de Türk Büyükelçiliği'nde düzenlenecek resepsiyonu “boykot” etmeyi düşündüğü bildirildi. İsrailli basın, 29 Ekim de Türk Büyükelçiliğince düzenlenecek resepsiyonuna ilişkin olarak “Bu ayın sonlarına doğru Türk Büyükelçisinin konutuna davet edilen birçok bakanın, Kudüs ile Ankara arasındaki son gerginliklerin nedeniyle etkinliği boykot etmeyi planladığı”nı yazdı. Yedioth Ahronoth'un yayınladığı haberde, kimileri “Atmosferi ısıtmamalıyız, ateşe benzin dökmemeliyiz” dese de, “Etkinlikte hükümeti temsil etmesi planlanan İçişleri Bakanı Eli Yishai, boykot etmeye yada alternatifi olarak katılarak sert bir konuşma yapma eğiliminde” olduğu kaydedildi. Haberde Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'ın resepsiyona katılmasının beklenmediği belirtilirken, "Savunma Bakanı Ehud Barak ise, henüz bir karar vermedi. Cumhurbaşkanı Şimon Peres ise, Türk Büyükelçiliğinin davetini kabul edip etmeyeceğini söylemeye yanaşmadı” denildi. TÜRKİYE'DEN SU ALMAK İSTİYOR Öte yandan, Türkiye ile İsrail arasında yaşanan gerginliklere karşın İsrail'in, ülkenin yaşadığı su krizini çözmek amacıyla Türkiye'den su ithal etme olasılığını değerlendirmeye başladığını, bu çerçevede Türk şirketleriyle görüşmeler yaptığı ve olumlu cevap aldığı bildirildi.
604440
İki üniversite öğrencisi bıçaklandı
İki üniversite öğrencisi bıçaklandı İzmir'in Karşıyaka ilçesinde, kimliği belirsiz üç kişi tarafìndan bıçaklanan iki genç yaralandı. Yaralılar, cankurtaranla hastaneye kaldırıldı. Sabaha karşı saat 04.20 sıralarında Bostanlı Vapur İskelesi'nde meydana gelen olayda; Ozan Uzunlar (23) ve Erdal Pala (23), henüz belirlenemeyen bir sebeple üç kişi tarafìndan bıçaklandı. Zanlılar kaçarken yaralılar, Karşıyaka Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Hayati tehlikelerinin bulunmadığı öğrenilen yaralılardan Uzunlar'ın karnından, Pala'nın ise kalçasından bıçaklandığı öğrenildi. Uzunlar'ın Dokuz Eylül Üniversitesi Makine Mühendisliği, Pala'nın ise Salihli Meslek Yüsekokulu Pazarlama öğrencisi olduğu bildirildi.
603961
Lavabo için bile izin alıyorduk
Lavabo için bile izin alıyorduk Somalili korsanlar tarafından yaklaşık 3.5 ay esir tutulan Horizon-1 gemisinin mürettebatı arasında bulunan kadın kaptan Aysun Akbay, denizciliğe kesinlikle devam edeceğini söyledi Gemideki tek kadın olan 4. Kaptan Akbay, “Gemide bayağı bir yasak söz konusuydu. Güverteye çıkmak yasak, lavaboya bile giderken izin alıyorduk. Bu şekilde her şey onların kontrolündeydi. Her gün silahlarını test ediyorlar” dedi. Horizon-1 gemisi, fidyenin ödenmesinin ardından ’ün Akabe Limanı’na demirledi. Gemiye giden ekibine konuşan Aysun Akbay geçen 89 günün kötü bir tecrübe olduğunu söyledi.
608653
KEY için yeni yasa çıkarılacak
Konut Edindirme Yardımı () hesaplarının ödenmesinde, itirazlara ilişkin değerlendirmeler sonucunda hazırlanan ve yasal süre olan 28 Haziran'dan sonra gönderilen listelerin kabul edilebilmesi için yeni yasa çıkarılması gerekiyor. Hazine Müsteşarlığı, yeni yasanın hazırlanması için ilgili kurumlardan görüş istedi. İlgili kurumlardan bu konuda en kısa sürede görüş bildirmesi istenirken, daha sonra hazırlanan taslak, Bakanlar Kurulu'na sunulacak. Taslak, Bakanlar Kurulu'nda uygun bulunursa TBMM'ye gönderilecek. Konut Edindirme Yardımı () hesaplarının tasfiyesine ilişkin kanun uyarınca, ilgili kurumların, ödeme listelerine itirazlara ilişkin değerlendirmeler sonucunda hazırlanan yeni listeleri 28 Haziran'a kadar Tasfiye Halindeki Emlak Bankası'nın Birimi'ne iletilmesi gerekiyordu. Ancak, SGK bu listeyi 30 Temmuz'da iletti. Bazı kurumlarda 28 Haziran'dan sonra bu listeleri göndermeye devam etti. Yasal süre sonunda çok sayıda kişiyi içeren listeler gelmesi üzerine, birimi, bu listelerin kabul edilip edilmemesi yönünde tereddüt yaşadı. Bu listelerin kabul edilmemesi halinde, sağlıklı listeler hazırlanması da mümkün olmadığı için, yapılan toplantılar sonucunda, listelerin kabulünü sağlamak için, listelerin teslim süresinin uzatılmasına yönelik yeni yasa çıkarılmasına karar verildi. Hazine, yasanın içeriğine ilişkin başta SGK olmak üzere ilgili kurumlardan görüş istedi. Hazine Müsteşarlığı yetkilileri, yasada süre uzatımı yanında, listelerinin hazırlanmasında ve ödenmesinde yaşanan bazı operasyonel sorunların çözümüne ilişkin düzenlemeler olabileceğini belirtti. Yetkililer, ödemelerin gecikmesi nedeniyle herhangi bir ödenmesinin mümkün olmadığını vurgularken, listelerin hazırlanmasından sonra, sadece Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı'nın 2008'e ilişkin temettü dağıtımı nedeniyle, ödeme tutarında çok küçük tutarlarda değişiklik olabileceğini belirtti. Yasanın hazırlanması ve yeni ödeme zamanı konusunda zaman vermenin mümkün olmadığı vurgulanıyor. Diğer taraftan birimi, elindeki listeler çerçevesinde hak sahiplerinin belirlenmesi ve ödeme listelerinin oluşturulmasına ilişkin çalışmaları sürdürüyor. ödemeleri sırasında, 1,2 milyondan fazla kişi SGK'ya itirazda bulunmuştu.
605122
DTP'nin Diyarbakır mitingi iptal
DTP'nin Diyarbakır mitingi iptal Hükümetin "dağdan iniş şova dönüştürülmesin' uyarısını dikkate alan Demokratik Toplum Partisi (DTP), Diyarbakır'daki karşılama mitingini iptal etti. DTP Diyarbakır İl Başkanı Fırat Anlı, programlarını sürece olumlu katkı sunacak bir biçimde şekillendirdiklerini söyledi. DTP, "Barış grubu" olarak nitelendirdiği 26 kişinin Mahmur Kampı'ndan, PKK'lının da Kandil Dağı'ndan gelişiyle ilgili birçok ilde 'karşılama' mitingleri düzenleme kararı almıştı. Birçok şehirde teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın posterleri ve PKK flamalarının açıldığı mitingler, adeta şova dönüştürülmüştü. Kamuoyunda rahatsızlık baş gösterince hükümet yetkilileri, "Dağdan iniş şova dönüştürülmesin" uyarısı yaptı. Uyarıyı dikkate alan DTP, en fazla kalabalığın toplandığı Diyarbakır'daki 'karşılama' mitingini sona erdirdi. Bağlar ilçesi'ndeki Batıkent Kavşağı'nda toplanan grup, DTP'li yöneticilerin, "Lütfen olaysız bir şekilde evlerimize gidelim." uyarısından sonra dağıldı. DTP Diyarbakır İl Başkanı Fırat Anlı, dün gerçekleştirdikleri etkinlikte olumsuz bir durumun yaşanmadığını hatırlattı. Gelişmelere göre mitingi sona erdirmeyi uygun gördüklerini söyleyen Anlı, "Habur'da gelecek grubu Çınar'da karşılayıp, Ankara'ya göndereceğiz. Zaten grubun mesajı da Ankara'ya dönüktür. Programını yaparken de gelişmeleri dikkate alıyoruz tabii ki. Sürecin olumlu ilerlemesi için katkı yapıyoruz. Katkımız sürecektir." diye konuştu.
605390
Kahvehaneye silahlı saldırı: ölü
Kahvehaneye silahlı ölü ’nın ilçesinde bir kahvehanedeki silahlı saldırıda kişi öldü, kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, Tımarlı köyünden Mustafa Ünlü, Kızılırmak ilçesindeki bir kahvehanede arkadaşlarıyla sohbet etmeye başladı. Bu sırada aynı köyden M.E. (70), kahvehaneye gelerek aralarında alacak meselesi nedeniyle husumet bulunduğu öğrenilen Mustafa Ünlü’yü ruhsatsız tabancasıyla kafasından vurdu. İki el ateş eden M.E’nin silahından çıkan kurşunlardan biri, kahvehanede oturan Mustafa Karaboğa’nın koluna isabet etti. Mustafa Ünlü, kaldırıldığı Kızılırmak Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Yaralı Karaboğa ise Çankırı Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Zanlının gözaltına alındığı bildirildi.
604955
Çin, ilk kez yılda 10 milyon araç üretti
ilk kez yılda 10 milyon araç üretti ’in yıllık araç üretimi ilk kez 10 milyon adeti geçti. Daha önce ve ’da yılda 10 milyondan fazla araç üretilmişti. Şinhua haber ajansı, ülkenin kuzeydoğusundaki Jilin eyaletinin merkezi Çangçung’da bulunan devlete ait no’lu Fabrikasında Jiefang (Kurtuluş) marka 10.000.000 seri nolu kamyonun bandına girmesi dolayısıyla bir tören düzenlendiğini bildirdi. 1953 yılında açılan söz konusu fabrikada Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra Rus tasarımıyla ilk yerli kamyon üretilmişti. Çin’in araç üretimi bu yılın Ocak-Eylül döneminde milyon 660 bini geçerek, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34 arttı. Çin’in araç üretiminin yıl sonunda 12 milyonu bulması bekleniyor. Çin’de araç üretimi geçen Eylül ayında milyon 360 bini bularak, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 78,85 artmıştı. Uzmanlar bu artışın vergi indirimleri ve hükümetin hazırladığı ekonomiyi canlandırma paketinden kaynaklandığını ileri sürdü.
604036
Protokol Karabağ sorununu da çözer
Protokol Karabağ sorununu da çözer ANKARA Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, aralarıında çok sayıda bakan ve işadamanının bulunduğu 200 kişilik bir heyetle Türkiye'ye geliyor. 21-24 Ekim arasında gerçekleşecek ziyaret sırasında iki ülke arasında ekonomi, tarım ve turizm gibi alanlarda anlaşmalar imzalanacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Süleyman Demirel ile görüşecek Nazarbayev, siyasi parti lideriyle de bir araya gelecek. Ziyareti öncesi CNN Türk'e konuşan Nazarbayev, Türkiye ile ermenistan arasında imzalanan protokole destek verdi. Nazarbayev, "Türkiye Ermenistan ilişkilerinin düzelmesini destekliyoruz. İlişkiler düzelirse Karabağ sorunu daha da kolay çözülür. Bakü-Ceyhan boru hattının yıl sonra Kazak petrolüne ihtiyacı olacak. Ceyhan'da kurulacak rafinerinin yapımında rol almak istiyoruz" dedi.
604089
Sarı Zeybek ABD'de ayakta alkışlandı
Sarı Zeybek ABD'de ayakta alkışlandı Kurtuluş Savaşından Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına kadar verilen mücadeleyi danslarla anlatan “Sarı Zeybek” gösterisi, New York'ta Broadway'de ilk kez sahnelendi ve büyük beğeni topladı. Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) tarafından 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı öncesinde New York'ta “Manhattan Center” tiyatrosunda düzenlenen etkinlikte, Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Türk Halk Oyunları Bölümü, “Sarı Zeybek” dans tiyatrosunu sergiledi. Programa, başta New York'takiler olmak üzere, ABD'de yaşayan Türk toplumu çok büyük ilgi gösterdi. Pek çok ödülü bulunan “Sarı Zeybek” gösterisinde, ilk yarıda Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı, Mustafa Kemal Atatürk ve daha sonra Cumhuriyet'in kurulması, epik ve yer yer duygusal bir anlatımla sahnelendi. Çanakkale Savaşının anlatıldığı ve Çanakkale türküsünün söylendiği anlarda gözyaşlarını tutamayan izleyiciler, tüm gösteri boyunca dansçıları coşkuyla alkışladı. Gösteride Mustafa Kemal Atatürk'ü canlandıran bir dansçının Cumhuriyet'in kuruluşunun ardından verilen bir davette “Zeybek” oynaması ve “Onuncu Yıl Marşı” da izleyenlerden çok büyük alkış aldı.
604896
Ege'de pamuk üretiminde gerileme
İzmir Ticaret Borsası koordinatörlüğünde Ege İhracatçı Birlikleri, İzmir Ticaret Odası, Söke Ticaret Borsası ve Nazilli Pamuk Araştırma Enstitüsü'nün katılımıyla düzenlenen ve uzaktan algılama yöntemine göre yapılan tahmin çalışması raporu, borsada düzenlenen toplantıda açıklandı. Açıklanan rapora göre, Ege Bölgesi'nde 2009-2010 sezonunda 52 bin 686 hektar ekili alandan dekar başına 366 kilogram verimle 193 bin 79 ton kütlü pamuk üretilecek, bundan da yüzde 38 randımanla 73 bin 370 ton mahlıç pamuk elde edilecek. Rakamı değerlendiren Borsa Başkan Yarımcısı Barış Kocagöz, geçen yıl 74 bin 482 hektarlık alanda ekim yapıldığı dikkate alındığında, ekim alanlarında yüzde 29'luk bir daralmanın yaşandığını, en büyük daralmanın yüzde 48 ile İzmir ve yüzde 45 ile Manisa'da gerçekleştiğini söyledi. Kocagöz, üretimin ise geçen yıla göre yüzde 22 oranında gerileyeceğini ifade etti. Üreticinin mısır ve buğdaya yöneldiğini, ancak bu ürünlerde de arzın fazla olmasının fiyatı düşürdüğünü ifade eden Kocagöz, bu yıl pamukta verimin normalin üzerinde olması nedeniyle üretimin kritik noktaya inmediğini dile getirdi. Kocagöz, şunları söyledi: ''Pamuk ekim alanlarında 2001 yılında başlayan daralma tüm hızıyla devam ediyor. Hükümetten bazı temsilciler bize 'Sürekli ağlıyorsunuz' eleştirisinde bulunuyor. Onlara pamuk üretim alanları ve miktarındaki düşüşü anlatan grafikleri göstermek istiyoruz. 2001'de 721 bin ton olan kütlü üretim bugün 193 bine düştü. Üretici ağlıyor, çünkü haklı bir gerekçesi var. Bu yıl da üreticinin çok fazla borçlu olması nedeniyle tarladan topladığı ürünü hemen sattığını görüyoruz. Satmazsa batacak durumda olduğu için Kasım-Aralık aylarında arz fazlası oluşuyor, bunun fiyatlara olumsuz yansımaları oluyor. Bu yıl dünya pamuk piyasası daha heyecanlı. Stokların daha az olduğunu görüyoruz. Krizden çıkışta tüm tekstil üreticisi ülkelerde talep artışı gözleniyor. TARİŞ'in alım yapmamasına rağmen piyasa tutunuyor. Dünya ülkelerinden de Ege pamuğuna ilginin olduğunu görüyoruz. Bu yıl pamukta dip noktayı yaşadığımızı ümit ediyoruz. Bu yıl iyi bir piyasa oluşması halinde, gelecek yıl ekili alanlarda artışın olacağını düşünüyoruz.'' -GDO'SUZ ETİKETİ- Kocagöz, dünya pamuk üretiminin yüzde 60'ının genetik değişikliğe uğrayarak üretildiğini, bu konuda Türk pamuğunun doğal yapısıyla özel bir ürün haline geldiğini belirterek, Türk pamuğu kullanan tekstil ve konfeksiyon sanayisiyle işbirliği yaparak etiketlere ''GDO'suz pamuk kullanılmıştır'' ibaresinin yazılması için çalışma başlattıklarını dile getirdi. Dünyada Ege pamuğu gibi ürünlerden elde edilen kaliteli elyaf üretiminin azalmaya başladığına da dikkati çeken Kocagöz, Ege pamuğunun katma değerini artırmak için çaba gösterdiklerini dile getirdi. Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Sabri Ünlütürk ise tekstil ve konfeksiyonda Türkiye'nin rekabetçi gücünü pamuk-iplik ve kumaş sanayisi entegrasyonundan aldığını, talebin tamamı ülke üretiminden karşılanamasa da önemli bir miktarın yerli üretimden alınmasının önemli olduğuna işaret etti. Ünlütürk, prim sisteminde kaliteli pamuğa ödül verecek bir yapılanmaya gidilmesinin de şart olduğunu ifade etti.
605195
Meclis Komisyonu Azerbaycan'a gidiyor
Türkiye'nin Ermeni açılımıyla birlikte 'la gergin bir döneme girildi. Konuyla ilgili olarak Meclis Komisyonu harekete geçti; üyeler Bakü'ye gidiyor. (CNN TÜRK) -- Ancak CHP'li vekiller, AK Parti ve MHP'li vekillerden ayrı olarak ziyaret gerçekleştirecek.
605516
Kırgızistan'da Hükümet Düştü
Kırgızistan'da Hükümet Düştü Hükümet yetkilileri, Chudinov'un görevinden istifasını doğruladı. Igor Chudinov'un görevinden kendi isteğiyle istifa ettiği belirtildi. Chudinov'un istifası, hükümetin de düşmesine neden oldu.
605493
Mahmur'dan gelişler BM'yi kızdırdı
Mahmur Kampı'ndan gelenler için Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Ankara'yı uyardı. "Geri dönüş uluslararası kurallara uygun yapılmalı" dedi. Ancak Ankara şimdilik bir adım atmayı planlamıyor. CNN TÜRK muhabiri Gülşen Coşkun'un haberine göre Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği Dışişleri Bakanlığı'nı yazılı bir not gönderdi. Uyarıda, Mahmur Kampı'ndan Türkiye'ye girenlerin mülteci statüsüne dikkat çekildi. Açıklamada "Bu kişiler bizim korumamız altında, uluslararası kurallara göre 'tan çıkış ve Türkiye'ye giriş yapmaları gerekiyor" denildi. CNN TÜRK yayınına bağlanan BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Sözcüsü Metin Çorabatır "25 kişinin gelişi bir insiyatiftir, bu insiyatifi kim alırsa alsın. Ama kitle halindeki dönüş Birleşmiş Milletler'e verilecek görevle gerçekleşmelidir" diye konuştu. Dışişleri Bakanlığı ise gelen notu inceledi. Ancak şimdilik bir adım atılması planlanmıyor. Dışişleri kaynakları "BM ile işbirliğine kapalı değiliz ama böyle bir adıma gerek duymuyoruz" dedi.
605442
Azerbaycan'dan Baykal'a teşekkür
CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, Rüstemhanlı'nın CHP Lideri Baykal'ın bugün Grup toplantısında yaptığı konuşmada Azerbaycan'a yönelik sözleri dolayısıyla kendisini telefonla aradığını söyledi. Rüstemhanlı'nın Baykal'a teşekkür ettiğini belirten Arıtman, Azerbaycan Şehitliği'ndeki Türk bayraklarının göndere çekildiğini söylediğini aktardı.
605022
Erdoğan Azerileri böyle uyardı VİDEO
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hükümetin ve şahsının, Azerbaycan Milli Meclisinde yaptığı konuşmanın arkasında olduğunu vurgulayarak, ''Herkes şundan emin olsun; biz Azeri bayrağını Türk bayrağı gibi, Azeri topraklarını, Türkiye toprakları gibi aziz ve kutsal bildik, yine öyle biliriz. Bakü'de yatan şehitlerimiz, bunun şanlı şahitleridir'' dedi. Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, AB Türkiye İlerleme Raporunu, ''Oldukça olumlu, son derece dengeli, reformlarımızı teyit eden bir rapor'' şeklinde değerlendirdi. Rapordan memnuniyet duyduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Son dönemde attığımız yüksek siyaset adımları, Türkiye'nin rotasının, değişim ve dönüşüm çizgisinde olduğunu, Hükümetimizin kararlı bir şekilde reformları ve açılımları sürdürdüğünü ortaya koydu'' diye konuştu. Azerbaycan ile ilişkilere de değinen Erdoğan, Azerbaycan milletvekilleriyle görüştüğünü ve başta Ermenistan ile imzalanan protokoller olmak üzere gelişmeleri değerlendirdiklerini anlattı. Erdoğan, şunları söyledi: ''Orada kendilerine bir kere daha ifade ettim; Hükümetim ve şahsım, Azerbaycan Milli Meclisinde yaptığım konuşmanın arkasındadır. Bizim Azeri kardeşlerimizin aleyhine olacak hiç bir adımı atmamız asla söz konusu değildir. Ancak, Türkiye ile Azerbaycan arasına nifak sokmak amacıyla fitne odaklarının da gayret içinde olduklarını, dedikodularla iftiralarla kamuoyunu yanıltmaya çalıştıklarına şahit oluyoruz. Benim vatandaşlarım da Azeri kardeşlerimiz de bu nifak girişimlerine prim vermesinler. Aslı olmayan bu dedikodulara, iftiralara lütfen kulak asmasınlar. Herkes şundan emin olsun; biz Azeri bayrağını Türk bayrağı gibi, Azeri topraklarını Türkiye toprakları gibi aziz ve kutsal bildik, yine öyle biliriz. Bu hitabım ağırlıklı olarak Azerbaycan halkınadır. Bakü'de yatan şehitlerimiz, bunun şanlı şahitleridir. Azerbaycan'ın çıkarlarını, Türkiye'nin çıkarlarından geride tutmayız, tutmadık. Azerbaycan'ın üzüntüsünü, aynen Türkiye'nin üzüntüsü biliriz. Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimizdir ve sevincimizi artırır. Kimse, Türkiye'nin iyi niyetli duruşunu, samimi çabalarını başka yerlere çekmesin, Türkiye'yi de test etmeye kalkmasın. Son zamanlarda, özellikle bu konu üzerinde fitne fesat odakları, çok iyi çalışıyor. Çok gayretli. Tabii bu Türkiye'nin içinden de besleniyor. Bunu da açıkça söylemem lazım. Türkiye'nin içinden bunu besleyen odaklar da belli. Sürekli olarak orayla paslaşmak suretiyle böyle bir süreci tahrik ediyorlar.'' Erdoğan, yıllık iktidarları döneminde Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin nereden nereye geldiğinin ortada olduğunu belirterek, ''Ancak, sadece Türkiye-Ermenistan milli maçı sebebiyle FİFA'nın da almış olduğu bir karar ki, son anda gelen bir karar malumunuz. Bu kararı uygulamaya çalışan arkadaşlarımız bunun da açıklamasını yaptılar. Bu milli maçı provoke etmeye çalışan odakları da zaten halkımız gayet iyi tanıdı, gayet iyi biliyor'' dedi. ''BİZİ ASIL YARALAYAN ŞEY...'' Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bundan sonra Türkiye'de süper ligde asılan Azerbaycan bayrağını 'İstanbul'da böyle Bursa'da böyle' diye gösterme gafletine düşecek kadar şecaat arz ederken sirkatini söyleyen zavallılar bunlar. noktada zaten herhangi bir şey söz konusu değil. Ama hassasiyetin olduğu bir Türkiye-Ermenistan süreciyle alakalı olarak böyle bir şeyi tahrik etmekten başka bir şey olarak değerlendirmek de mümkün değil. Bunu bizzat malum siyasi partinin kendi kongrelerinde adeta (hah şimdi biz siyasi rantı yakaladık) deyip bunun üstüne atlamasının da ne anlama geldiği bellidir. Biz yıllık iktidarımızda yapılması gereken neyse hepsini yaptık. Kendilerinin 3,5 yıllık koalisyon ortaklıklarında neler yaptıkları da bellidir. Türk dünyasıyla ilgili ne yaptıkları da bellidir. Bizim ne yaptığımız da bellidir. Her şey eserleriyle ortadır. Tabii halkımızın bunu asla kabul etmeyeceğini, asla bu tür iftiralara prim vermeyeceğini çok iyi biliyorum. Ama Azerbaycan halkının da Azerbaycanlı kardeşlerimin de bu tür oyuna prim vermemelerini özellikle hatırlatmak istiyorum. Asıl bizi yaralayan şey de şudur; onu da söylemem lazım. Azerbaycan şehitliğindeki Şehitlik Camisidir. Azerbaycan'daki şehitlik anıtının yanında Türk bayrağı ile Azerbaycan bayrağının kaldırılmasıdır ki, bunun ne anlama geldiğini, neler ifade ettiğini, inanıyorum ki Azerbaycanlı kardeşlerim de iyi değerlendirecektir.''
604843
Adana Demirspor, sahip çıkılmayı bekliyor!
Adana Demirspor, sahip çıkılmayı bekliyor! Adana Demirspor Başkanı Bekir Çınar, "Genel Kurul'da yönetim olarak liste hazırlamamız söz konusu değil." 20/10/09 12:35 TFF 2. Lig 4. Grup takımlarından Adana Demirspor'un kulüp başkanı Bekir Çınar, 26 Ekimde yapılacak olağanüstü genel kurulda yönetim kurulu olarak liste hazırlamalarının söz konusu olmadığını belirterek, ''Ama mutlaka birileri kulübe sahip çıkacaktır'' dedi. Çınar, sportif direktör Ercan Aslankeser ve ikinci başkan Metin Türk ile düzenlediği basın toplantısında, geçen hafta sahalarında İskenderun Demirçelikspor karşısında talihsiz bir yenilgi aldıklarını, ancak ligin henüz bitmediğini söyledi. Yönetim kurulu olarak 26 Ekimde olağanüstü genel kurul kararı aldıklarını anımsatan Çınar, ''Kulübün yaşaması lazım. Biz gidene kadar yapmamız gereken ne varsa onu yapacağız. Son dakikaya kadar görevimizin başındayız'' diye konuştu. Genel kurulda, yönetim kurulu olarak liste hazırlamalarının söz konusu olmadığını belirten Çınar, ''Ama birileri kulübe sahip çıkacaktır. Çünkü, Adana Demirspor büyük bir camiadır'' dedi. Çınar, futbol takımının ve kulübün ihtiyacı olduğu için eski futbolcuları Ercan Aslankeser'i sportif direktörlük görevine atadıklarını ifade ederek, şunları kaydetti: ''Uzun yıllar camiamıza hizmet eden Aslankeser'i zor günlerde takıma ağabeylik yapması için bu göreve getirdik. Aslankeser, ateşten bir gömlek giydi. Kendisinden mucize beklemiyoruz. Ancak, neler yapabileceğini de biliyoruz. Aslankeser, kendisine bu teklifi götürdüğümüzde para-pul düşünmeden teklifimizi kabul etti.'' Aslankeser de kulübün zor bir dönemde olduğunu, futbol oynadığı yıllarda da bu tür zorlukları yaşadığını anlatarak, şöyle konuştu: ''Şimdi bize futbolculuğumuzda yaptıklarımızı idari anlamda yapmamız teklif edildi. Bu görevi elimden gelenin fazlasıyla yapacağıma inanıyorum. Aslında kulüpte söylendiği gibi çok gergin bir ortam yok. Görevi seve seve kabul ettim.'' Aslankeser, takımın bir an önce ayağa kalkması gerektiğini ve bu nedenle teknik direktörlük için iki kişiyle görüştüğünü ifade etti.
604118
Servet iyi, Balta çok zor
Servet iyi, Balta çok zor Servet iyi, Balta çok zor Boynundan sakatlanan Servet Çetin'in durumunun iyiye gittiği, Hakan Balta'nın ise D.Bükreş maçında forma giymesinin zor olduğu öğrenildi Galatasaray'ın Trabzonspor ile oynadığı Süper Lig mücadelesinin ilk yarısında oldukça kötü düşen Servet Çetin'in boynunda oluşan kas spazmının tedavisine dün devam edildi. Milli savunmacının durumunun iyi olması sebebiyle MR'ının çekilmesine gerek görülmedi. Ancak diz kapsülüne darbe alan Hakan Balta'nın ağrılarının devam ettiği, bu nedenle perşembe günü oynanacak Dinamo Bükreş mücadelesinde forma giymesinin zor olduğu bildirildi. Hakan Balta Fenerbahçe maçına yetiştirilmeye çalışılıyor.
605410
Ş.Urfa'da kaza: ağır yaralı
Edinilen bilgiye göre, Viranşehir-Ceylanpınar karayolunun 40. kilometresinde Veysi Basık (32) yönetimindeki plakası belirlenemeyen otomobil, lastiğinin patlaması sonucu yoldan çıkarak yol kenarında bulunan ağaçlara çarparak durabildi. Kazada sürücü Veysi Basık ile otomobildeki Mehmet Çalduz (16), Burhan Bayram (16), Ramazan Akyol (24) ve Recep Basık (26) yaralandı. Olay yerine gelen ambulanslarla Ceylanpınar Devlet Hastanesi'ne kaldırılan yaralılar yapılan ilk müdahalelerinin ardından Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Burada tedavi altına alınan yaralıların durumlarının ciddiyetini koruduğu öğrenildi. Öte yandan yaralıların inşaat işçisi olduğu öğrenilirken, kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
605276
Yılmaz: IMF ile anlaşmanın bir sonunun olması lazım
Yılmaz: ile anlaşmanın bir sonunun olması lazım Başkanı “İster ile olsun ister IMF’siz, ’ye sermaye girişlerindeki artışın döviz kurlarında bir etkisi olacak, bu inkar edilemez” dedi. Yılmaz, Sanayi Odası (ESO) ve Dünya gazetesi işbirliğiyle Eskişehir Anemon Otel’de düzenlenen etkinlikte verdiği “Para Politikaları” konulu konferansta, katılımcıların sorularını da yanıtladı. “Krizin önceki günlerine ne zaman dönebiliriz. Bir tarih verebilir misiniz?” sorusuna karşılık Yılmaz, şunları söyledi: “Tarih vermek son derece riskli. Merkez Bankası Başkanı ihtiyatlı olmak durumunda ama görevimiz piyasaya da yön vermek. Böyle bir sorumluluğumuz var. İçerdeki gelişmeler, dışardaki gelişmelerle çok yakından ilgili. Şu ana kadar dışarda çok önemli kararlar alındı. Piyasalar likiditeye boğuldu, ancak bütün bunlara rağmen özellikle bankaların istenilen ölçüde sermayelendirilemediği, sıhhat ve sağlığa kavuşturulamadığı ortada. Dolayısıyla kredi piyasalarında sıkılık devam ediyor. Dış talepteki gelişmeler son derece önemli. İçerde bir ekonomik canlanmanın işaretlerini alıyoruz, ancak bunun kademeli ve zayıf olacağını düşünüyoruz. Dışarıdan ikinci bir darbe gelmezse 2010’un ortalarına doğru bugünkü bulunduğumuz noktadan daha iyi olacağımızı söyleyebilirim.” IMF İLE İLİŞKİLER Bir katılımcının “Merkez Bankası olarak IMF ile ilişkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu da yanıtlayan Yılmaz, şunları söyledi: “Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı (benden ve Hazine Müsteşarımdan bir şey duymadığınız sürece duyduklarınızın spekülasyon olduğunu kabul edin) dedi. Bunun üzerine (acaba Merkez Bankası bu işin dışında mı tutuluyor) diye yorumlar yapıldı. Hayır, biz bu işin dışında tutulmuyoruz. Herhangi bir anlaşma yapılıyorsa altına imza koyanlardan biri de biziz, ancak iletişim açısından Sayın Bakan böyle bir yol tercih etti. Biz bu işin dışında değiliz olmamız da mümkün değil.” Yılmaz, küresel krize karşın bugün Türkiye’de bir bankacılık krizinin yaşanmadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Bunu 2001’den sonra aldığımız kararlara ve uygulamaya koyduğumuz tedbirlere borçluyuz. Bunu yaparken de zor olan birtakım kararlar alındı. Biz bu karaları neden 2001 sonrasında aldık da 2001 öncesinde alamadık? 2001’de yaşanan kriz bize bir ders verdi, oradan bir ders çıkardık. Önceden alamadığımız kararları kriz sonrası alabilir hale geldik. Bunu yaparken de (IMF’nin bu karaları almamızda faydası olmadı) diyemem. Ancak, sorulması gereken soru şu; (Biz toplum olarak kendi iç dinamiklerimizle, aklımızın söylediği, başkalarının da söylediği doğruları kendi kendimize yapamaz mıyız?) Yapabiliriz ve yapmamız gerekir. Dolayısıyla biz sürekli IMF ile birlikte çalışıp sistemimize, ekonomimize yön vermemeliyiz, veremeyiz. nedenle, olandan, bitenden dersimizi alarak kendi iç dinamiklerimizle yapmamız gereken, almamız gereken tedbirleri almaya kesintisiz olarak devam etmeliyiz. Çünkü bunun bir sonunun olması lazım. Bir anlaşma yaptınız, bir anlaşma daha, bir anlaşma daha... Bunun sonu nerede bitecek? Bir yerde bunun artık bitmesi lazım. Buradan mezun olmamız lazım. kendi ayaklarımızın üzerinde dikiliyor olmamız lazım. Şu ana kadar geçirdiğimiz badireler de bize yeterli bilgi birikimini verdi. Artık kendi kendimize, doğru ve rasyonel kararlar almayı becerelim.” “ÜLKEYE GİREN DÖVİZ, KURLAR ÜZERİNDE DEĞERLEME BASKISI YAPACAK”Yılmaz, “IMF ile anlaşma olursa ’nın değer kazanacağı ve döviz fiyatının aşağı düşeceği yönünde spekülasyon var, buna katılıyor musunuz?” sorusuna da şöyle cevap verdi: “İster IMF ile olsun ister IMF’siz, Türkiye’ye sermaye girişlerindeki artışın döviz kurlarında bir etkisi olacak, bu inkar edilemez. Ancak, bunun yönetilmesi gerekiyor, böyle bir şey olacak olursa. Hazine Müsteşarlığıyla yakın temas halindeyiz. Bizim elimizde de birtakım araçlar var. Bunlarla bunu, mümkün olduğu kadar ekonominin menfaati için yönetmeye çalışıyoruz. Ülkeye giren döviz, kurlar üzerinde değerleme baskısı yapacak.” “O GÜNDEN BERİ ’LIYIM” Konuşmaların ardından ESO Başkanı Savaş Özaydemir, Merkez Bankası Başkanı Yılmaz’a üzerinde isminin yazılı olduğu bir forması hediye etti. Bu sırada konuşan Yılmaz, “Ben bir itirafta bulunmak durumundayım. Futbol konusunda son derece cahilim. Çok fazla zevk almıyorum. Belki futbolseverleri kızdırmış olabilirim. Ancak fiili olarak Galatasaray’lıyım. Niçin Galatasaray’lıyım onu da söyleyeyim” dedi. Bu sırada söze giren etkinliğin yöneticisi Dünya gazetesi Başyazarı Osman Arolat, tebessüm ederek “Orada da Başbakan ile ayrılıyorsunuz” dedi. Yeniden konuşan Durmuş Yılmaz, 2007 Mayısta Uluslararası Ödemeler Bankası’nın toplantısına katıldığını anımsatarak, şunları söyledi: “Öğle yemeğiydi. Bir boş masa gördüm. ve Merkez Bankalarının Başkanlarının bulunduğu masaya oturdum. günlerde İngiltere’de uluslararası turnuvası vardı. Başkanı iyi bir tenis oyuncusu aynı zamanda da bir futbol takımının da yöneticisi. Tenisten ve futboldan iyi anlıyor yani. Bana tenisle ilgilenip ilgilenmediğimi sordu. Ben de ilgilenmediğimi ve oynamadığımı söyledim. Tekrar bana dönerek sporun hangi dalıyla ilgilendiğimi sordu. Zor bir soruydu. Yalan söyledim ve (futbol) dedim. Aslında ilgilenmiyorum. Arkasından (Hangi takımı tutuyorsunuz) diye sordu. (Eyvah) dedim. Aklıma gelen ilk takım Galatasaray oldu. Üçüncü bir soru sorsaydı ve (takım oyuncularından üçünün ismini söyle) deseydi tıkanıp kalacaktım. Dolayısıyla günden beri Galatasaray’lıyım.”
604292
Kıbrıs Rum yönetimden müthiş itiraf
Hristofyas, dün Rum Kesimi’ni ziyaret eden Yunanistan Başbakanı Yorgos Papandreu ile görüşmesininin ardından Kıbrıs sorununa değinirken “İster Rum ister Türk biz Kıbrıslılar da güvercinler gibi masum değiliz. Aramızda milliyetçi ve şoven çevrelerden yönlendirilen güçler de vardı. Bu güçler de yabancıların gayretlerine katkıda bulundu” dedi. Rum lider, Kıbrıs sorusu çözülmeden Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğinin söz konusu olmayacağını yinelerken “Türkiye’nin tam üyeliğini destekliyoruz. Umarım bu mesajımız hem Türkiye hem Kıbrıs Türk yönetimine ulaşır. Ancak mazoşist de değiliz. Kıbrıs sorununun çözümü şart” diye konuştu. Hristofyas ve Papandreu, Türkiye’nin değerlendirileceği aralıktaki AB zirvesindeki kararlarını andaki mevcut şartlara göre vermekte anlaştı. Ekim’deki erken seçimi kazandıktan sonra ‘Yunan başbakanları ilk dış ziyaretini Kıbrıs’a yapma’ geleneğini bozup geçen hafta İstanbul’a giden ve Başbakan Tayyip Erdoğan’la görüşen Papandreu, AB zirvesi için Hristofyas’tan farklı ve esnek bir tutum sergiledi. Papandreu Türkiye için yeni bir ‘yol haritası’ndan söz ederek uzun bir süreçten bahsederken, Hristofyas Türkiye’nin Türk limanlarının Rumlara açan protokolleri uygulamaması halinde AB yaptırımından yana tavır sergiledi. Rum lider “Türkiye yükümlülüklerini yerine getirmezse AB yolunda engelsiz ilerleyemez” dedi. İki lider de önceki beyanlarının aksine ‘veto’yu anmadı. Bu şartlarda Rumların tek kozunun ‘müzakere başlıklarının açılmasını engellemek’ olduğu belirtiliyor. ‘Çözülürse birleştirecek’ Hristofyas, Kıbrıs müzakerelerinde çözümsüzlüğün sorumlusu olarak da peşinen Türk tarafını ilan ederken Papandreu Türkiye ve Yuninstan’ı kastederek “Kıbrıs sorunu çözülürse bizi birleştirecek, çözülmezse ayrı tutacak” dedi.
604132
Anish Kapoor'un Sergisi Londra'da
Anish Kapoor'un Sergisi Londra'da "Royal Academy of Arts"da 26 Eylül'de başlayan Kapoor sergisi 11 Aralık'a kadar sanatseverlerle buluşacak. Yayına Giriş: 20.10.2009 02:02:14 Güncelleme: 20.10.2009 02:02:14 Dünyaca ünlü Hint asıllı İngiliz sanatçı ve heykeltraş Anish Kapoor'un daha önce görülmemiş yeni eserlerinin de yer aldığı sergisi, Londra'daki sanatseverlerle buluşuyor. 26 Eylül'de başlayan ve 11 Aralık'a kadar sürecek serginin yapıldığı "Royal Academy of Arts"ın tarihi binasının avlusunda uzun kuyruklar oluşturan sanatseverler, daha sergiye girmeden eserlerle karşılaşıyor. Sergi alanının dışında avluya yerleştiren paslanmaz çelik ve aynalar kullanılarak yapılmış, büyük kürelerin birleşiminden oluşan "Uzun ağaç ve Göz/Tall Tree and the Eye" isimli devasa heykel, sanatçıyı tanımayanlara sergiyi gezmeden önce ipucu veriyor. 1970'li yılların ikinci yarısından itibaren boyut, renk ve boşluk kavramı konusundaki cesur denemeleri sayesinde çağdaş heykel sanatının en tanınan isimlerinden biri olan Kapoor'un, bu denemelerini sergideki diğer eserleriyle de devam ettirdiği ortaya çıkıyor. Kapoor'un "Hive/Kovan" (2009) ve "Shooting into the Corner/Köşeye ateş etmek" (2009) isimli daha önce sergilenmemiş eserleri, sanatçının büyük ölçekli, belirli bir mekan için yaratılmış heykellerinin yeni örneklerini gözler önüne seriyor. Modern sanat dalında verilen en önemli ödüllerden biri olan "Turner ödülünün" 1991 yılındaki sahibi 55 yaşındaki Anish Kapoor, hayatını 1973 yılından beri Londra'da sürdürüyor.
604299
Münevver Karabulut cinayeti soruşturmasında en kritik gün...
cinayeti soruşturmasında en kritik gün... 'un katil zanlısı 'na bu sabah cinayetin işlendiği 'deki villada yaptırılacak. Mart'ta başı kesilerek öldürüldükten sonra cesedi bir çöp konteynerinde bulunan Münevver Karabulut'un ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, cinayete ilişkin soruşturmayı yürüten ’na bir dizi talebi içeren bir dilekçe sunmuştu. Dilekçede, mahallinde keşif yapılması, zanlı Cem Garipoğlu testereyi aldıktan sonra eve nasıl girdiğini ve cinayetin işlendiği iddia edilen mutfakta yaşananları uygulamalı olarak göstermesini talep etmişti. Talebi değerlendiren Savcı Faruk Erşen Yılmaz, Cem Garipoğlu'na olay yerinde keşif yaptırılmasına karar verdi. Zanlı Cem Garipoğlu'na yarın sabah Bahçeşehir'deki villada keşif yaptırılacak. Keşif yapılırken olay yerinde Cem Garipoğlu'nun yaşı nedeniyle bir psikologun da hazır olacağı öğrendildi. BABA GARİPOĞLU'NUN TAHLİYE TALEBİ REDDEDİLDİ Bu arada Münevver Karabulut cinayetinin katil zanlısı Cem Garipoğlu`nun babası 'nun avukatlarının yaptığı tahliye talebi nöbetçi mahkeme tarafından reddedildi
604832
İstikrar yerlilerden yana
İstikrar yerlilerden yana Avrupa futbolunun en önemli organizasyonları arasında yer alan Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde başarı yerli teknik direktörlerle geliyor. 1955'ten 1992 yılına kadar ''Şampiyon Kulüpler Kupası'' olan ligde geride kalan 18 sezonda 11 farklı takım şampiyon oldu. Takımlarda yerli antrenörlerin kazandığı başarının daha fazla olması ise dikkati çekiyor. Ligde yerli antrenör kendi ülkelerinin takımlarıyla 11 kez şampiyonluk sevinci yaşarken, yabancı antrenör kez şampiyon olmayı başardı. AC MILAN'IN YÜZÜ İTALYAN TEKNİK ADAMLARLA GÜLDÜ Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde kez büyük mutluluğa ulaşan AC Milan, bu şampiyonluğu da İtalyan teknik direktörlerle yaşadı. Ünlü İtalyan kulübe, 1994 yılındaki ilk şampiyonluğunu yaşatan isim Fabio Capello oldu. Capellolu Milan, Barcelona'yı Yunanistan'ın başkenti Atina'nın Spiros Louis Stadı'nda oynanan karşılaşmada 4-0 yenerek şampiyon olmuştu. Kırmızı-beyazlılar ligdeki ikinci şampiyonluğunu ise yine İtalyan bir teknik direktörlükle yaşadı. Carlo Ancelotti, İtalyan kulübüne ikinci şampiyonluğunu 2003 yılında yaşatırken, Milan, Old Trafford Stadı'nda Juventus ile oynanan ve normal süresi 0-0 biten maçı, penaltılarla 3-2 kazanmayı başardı. İtalyan kulübe ligdeki 3. şampiyonluğunu da yine Ancelotti yaşattı. İtalyan teknik adamın yönetimindeki Milan, Atina Olimpiyat Stadı'ndaki 2007 finalinde Liverpool'u 2-1 yendi. İSPANYOL DEL BOSGUE'NİN REAL MADRİD BAŞARISI Avrupa futbolunun önde gelen takımlarından Real Madrid ise ligde üç kez şampiyon olurken, bu şampiyonluklardan 2'sini bir zamanlar Beşiktaş'ta da görev alan İspanyol Vicente Del Bosque ile yaşadı. Mor-beyazlılarda 1999-2003 yıllarında görev alan tecrübeli teknik adam, bu yılar arasında takımıyla 2000 ve 2002 yıllarında Avrupa Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmuştu. Del Bosque, ''Beyaz şimşekler'' ile yaşadığı ilk şampiyonluk sevincini Valencia karşısında aldı. İki İspanyol takımını karşı karşıya getiren finalde Real Madrid Valencia'yı 3-0 yendi. Şu anda İspanya Milli Takımı'nın başında olan Del Bosque, Real Madrid ile ligdeki ikinci şampiyonluğunu Bayern Leverkusen'i 2-1 yenerek aldı. ALMAN TAKIMLARIN BAŞARISI ALMAN TEKNİK ADAMLA GELDİ Alman teknik direktör Ottmar Hitzfeld, Almanya'nın iki farklı takımını Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde şampiyon yapma başarısını gösterdi. Tecrübeli teknik adam, bu önemli başarıyı, Borissia Dortmund ve Bayern Münih takımlarıyla yaşadı. Hitzfeld'in yönetimindeki Borissia Dortmund, 1997 yılında Juventus ile oynadığı final karşılaşmanı 3-1 yenerek, lig tarihindeki tek şampiyonluğunu yaşadı. Bayern Münih ise ligdeki tek şampiyonluğunu 2001 yılında kazandı. Alman ekibi finalde normal süresi 1-1 biten Valencia maçını penaltılarla 5-4 yenmeyi başardı. BARÇA SON KUPAYI İSPANYOL TEKNİK DİREKTÖRLE KAZANDI Ligin son şampiyonu Barcelona ise İspanyol teknik adam Josep Guardiola ile bu mutluluğu yaşarken, Katalan kulübü 1992 ve 2006 yıllarındaki şampiyonluklarını yabancı teknik adamlarla elde etti. Katalanlar, 1992 yılındaki şampiyonluğunu Hollandalı teknik adam Johan Cruyff ile yaşadı. Bordo-mavililer 2006 yılındaki başarısını da şu anda Galatasaray'ı çalıştıran Hollandalı Frank Rijkaard ile aldı. LİGDEKİ TEK ŞAMPİYONLUKLARINI YERLİ TEKNİK DİREKTÖRLERLE KAZANANLAR Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde bir kez en üst basamakta yer almayı başarmış kulüplerin, bu başarıyı yerli teknik direktörlerle yaşamaları dikkati çekiyor. Portekiz'in Porto ekibi, ligdeki tek şampiyonluğunu kendi ülkesinin teknik direktörüyle kazanan takımlar arasında yer alıyor. Jose Morinho ile bu büyük başarıyı 2004 yılında kazanan Mavi-beyazlılar, Shalke Arena Stadı'nda Monaco ile oynadığı final maçını 3-0 yenerek kupanın sahibi oldu. İtalyan'ın Juventus kulübü ise, Şampiyonlar Ligi'ndeki tek başarısını Marcello Lippi ile yaşadı. Siyah-Beyazlılar, 1996 yılında oynanan finalde Ajax'ı normal süresi 1-1 biten mücadelede penaltılarla 4-2 yendi. Hollanda'nın uluslararası futbol sahnesindeki önemli temsilcilerinden Ajax ise ligdeki tek şampiyonluğunu Lous Van Gall ile yaşadı. Hollandalı teknik adam yönetimindeki Ajax, 1995 yılında Avusturya'nın Ernst Happel Stadı'nda oynanan karşılaşmada Milan'ı 2-1 yenerek şampiyonluğa ulaştı.
604221
Fatma K. Barbarosoğlu: “Kutsal Emanetler İstanbul'da”
Fatma K. Barbarosoğlu “Kutsal Emanetler İstanbul'da” İHH müminleri yetimlere ana-baba kardeş olmaya çağırırken. Kutsal emanetler İstanbul'da diyor. Onlar kadar kutsal ki biz onları görürsek insan olabileceğiz, elimiz başlarına değerse el olmaktan yad yaban durmaktan kurtulabileceğiz. “Kutsal Emanetler” in sayısı her geçen gün artıyor. Yukarıdaki cümleleri kurana kadar iki çocuk daha yetim kaldı. Kalbi kararmış dünyamızın 143 milyon yetimi var. Teknolojiyi insanlar için değil insanlığı teknoloji için kullanan “medeniyetimiz” in savunmasız bıraktığı 400 milyon çocuk var. Bu çocukları doyurmaya insan gibi yaşatmaya talip olmuyor da insanlığından soyunmuş büyükler, organlarını çalmaya talip oluyor!!! Savaşların, yokluğun babasız bıraktığı çocukları, organ mafyası organsız bırakıyor. Bir lokmayı bir hırkayı esirgediğimiz çocukların başında uyuşturucu çeteleri, organ mafyaları eğleşiyor. Bunca kötülük yetmiyor da; ellerinden geleni esirgememek için Batı'nın büyük ilaç firmaları, Afrika'nın kara derili kuru çocuklarını denek olarak kullanıyor. Fare hakları kadar hak bahşediliyor denek çocuklara. Biz kendi çocuklarımızı azdıralım. Oturdukları, yattıkları, ayak bastıkları yere para döktükçe birlerini bin ettikçe ana baba sanalım kendimizi. Açlık sebebi ile beş milyon çocuğun beş yaşın altında öldüğü bilgisini hiç kayıtlara almayalım. Kalbimize sokmayalım. Konforumuzu bozmayalım. Şımarıklıkta sınır tanımayan nefsimizi, şımartmalara doyamadığımız çocuklarımızla azdıralım. Kişi başına beş psikolog düşsün zengin hanelerin doyumsuz çocuklarına, gençlerine! Beş bin çocuğa beş ekmeğin düşmediği zamanlarda yaşıyor olmanın tanıklığını yok sayalım. II- İHH Başkanı Bülent Yıldırım Asya'da 85, Afrika'da 43, Latin Amerika'da 12,4 milyon yetim bulunduğunu, yetimlerin hepsi bir ülkede toplansa dünyanın en kalabalık 8. ülkesi” olacağını söylüyor. Dünya nereye gidiyor? Karanlık ve rutubetli bir iklime gidiyor. Dünden ve yarından kopmuş, kesintisiz bir “şimdi” içinde her geçen gün insanlığımızı unutuyoruz. Bir kalp taşıdığımızı unutuyoruz. Ölümlü olduğumuzu unutuyoruz. Hesap gününü unutuyoruz. Hatırlamanın tek yolu Efendimizin sünnetine sıkı sıkı sarılmaktan geçiyor. Bir yetimin başını okşamaktan, bir yetimin istikbalinden kendimizi mesul tutmamızdan geçiyor. Ben ne yapabilirim demeyin. İHH size bir sürü seçenek sunuyor. Parası olan parasından, olmayan emeğinden ikram edebilir.Başak Şehir'de açılmış olan merkeze giderek emeğinizi yetimlere ikram edebilirsiniz.Kadın emeği ile şıkır şıkır işleyen merkeze gittiğinizde kiminin biçtiğini kiminin diktiğini göreceksiniz.Bir grup kadın en alasından çeyiz işi yaparken bir grup kadının baklava açıp dolma sardığını göreceksiniz. Sadece kendi çocuklarımıza değil; düşkün, yoksul, yaralı ve yetim çocuklara sahip çıktığımız zaman adımız sahiden anne olacak. Sadece çocuklarımıza kol kanat gererek anne olamayacağımızı bilmek zorundayız. Kutsal Emanetler İstanbul'da, biz sahiden İstanbul'da mıyız?
605294
KEY hesapları için yeni yasa çıkarılıyor
Konut Edindirme Yardımı (KEY) hesaplarının ödenmesinde, itirazlara ilişkin değerlendirmeler sonucunda hazırlanan ve yasal süre olan 28 Haziran'dan sonra gönderilen listelerin kabul edilebilmesi için yeni yasa çıkarılması gerekiyor. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Hazine Müsteşarlığı, yeni yasanın hazırlanması için ilgili kurumlardan görüş istedi. İlgili kurumlardan bu konuda en kısa sürede görüş bildirmesi istenirken, daha sonra hazırlanan taslak, Bakanlar Kurulu'na sunulacak. Taslak, Bakanlar Kurulu'nda uygun bulunursa TBMM'ye gönderilecek. Konut Edindirme Yardımı (KEY) hesaplarının tasfiyesine ilişkin kanun uyarınca, ilgili kurumların, ödeme listelerine itirazlara ilişkin değerlendirmeler sonucunda hazırlanan yeni listeleri 28 Haziran'a kadar Tasfiye Halindeki Emlak Bankası'nın KEY Birimi'ne iletilmesi gerekiyordu. Ancak, SGK bu listeyi 30 Temmuz'da iletti. Bazı kurumlarda 28 Haziran'dan sonra bu listeleri göndermeye devam etti. Yasal süre sonunda çok sayıda kişiyi içeren listeler gelmesi üzerine, KEY Birimi, bu listelerin kabul edilip edilmemesi yönünde tereddüt yaşadı. Bu listelerin kabul edilmemesi halinde, sağlıklı listeler hazırlanması da mümkün olmadığı için, yapılan toplantılar sonucunda, listelerin kabulünü sağlamak için, listelerin teslim süresinin uzatılmasına yönelik yeni yasa çıkarılmasına karar verildi. Hazine, yasanın içeriğine ilişkin başta SGK olmak üzere ilgili kurumlardan görüş istedi. Hazine Müsteşarlığı yetkilileri, yasada süre uzatımı yanında, KEY listelerinin hazırlanmasında ve ödenmesinde yaşanan bazı operasyonel sorunların çözümüne ilişkin düzenlemeler olabileceğini belirtti. Yetkililer, ödemelerin gecikmesi nedeniyle herhangi bir faiz ödenmesinin mümkün olmadığını vurgularken, listelerin hazırlanmasından sonra, sadece Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı'nın 2008'e ilişkin temettü dağıtımı nedeniyle, ödeme tutarında çok küçük tutarlarda değişiklik olabileceğini belirtti. Yasanın hazırlanması ve yeni ödeme zamanı konusunda zaman vermenin mümkün olmadığı vurgulanıyor. Diğer taraftan KEY Birimi, elindeki listeler çerçevesinde hak sahiplerinin belirlenmesi ve ödeme listelerinin oluşturulmasına ilişkin çalışmaları sürdürüyor. KEY ödemeleri sırasında, 1,2 milyondan fazla kişi SGK'ya itirazda bulunmuştu.
604661
Turizmciden İsrail isyanı
Turizmciden isyanıAli GÜNDOĞAN/MARMARİS (Muğla), (DHA) ile arasında yaşanan restleşmeye ’nın İlçesi’ndeki turizmcilerden tepki geldi. Güney Turistik ve Otelciler Birliği (GETOB) Başkanı İlhan Açıkgöz, “Ülkeler arasında politik krizler yaşanır, önemli olan halkların birliğidir” derken, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Marmaris Yürütme Kurulu Başkanı İsmail Özbozdağ da “Devletler, bir an önce iki halk arasında bir kavganın olmadığını beyan etmelidir” görüşünü dile getirdi. Türkiye ile İsrail hükümeti arasında tırmanan gerginlik Marmarisli turizmcileri rahatsız etti. GETOB Başkanı İlhan Açıkgöz, “Dünyada birbirine karşı savaş yapmayan iki kavim Musevilerle Türkler'dir. Biz İsrail halkını ve Yahudileri seviyoruz. Onların ülkelerine gittiğimizde veya onlar bizlere geldiğinde sevgi ve saygı ile birbirimizi karşılıyoruz. Ülkeler arasında her zaman politik krizler yaşanabilir ama önemli olan halklar arasında kriz çıkmasın. Bu krizin ilerleyen günlerde tatlıya bağlanacağına inanıyorum” dedi. Marmaris Yürütme Kurulu Başkanı İsmail Özbozdağ da zamanında Kürt ve İsrailli, hep birlikte mücadele verdi. Tarihimizde Osmanlı döneminden bu yana iki ülke insanları hep birlik ve beraberlik içinde yaşamıştır. Hükümetler, iki ülke halkları arasında kavganın olmadığını beyan etmek zorundadır. yıldır yaşanan politik kriz nedeniyle geçen seneye göre Muğla Bölgesi'ne İsrailli ve Yahudi turist sayısında yüzde 50 gerileme yaşanmıştır. Bunun doğuracağı kötü sonuçların hesabını kimse veremez” diye konuştu. Muğla Valiliği verilerine göre, geçen yıl deniz, kara ve uçak yoluyla Muğla Bölgesi'ne 540 bin İsrailli turist geldi. 2009 Ocak ile Ekim arasındaki 10 aylık dönemde ise israilli turist sayısı 270 bine kadar düştü.
604803
Borsa güne alıcılı başladı
Borsa güne alıcılı başladı İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Ulusal 100 Endeksi, güne alıcılı başladı. Bileşik Endeks, ilk seansın başlarında 589,81 puan artarak 50876,70 puan seviyesinde başladı. Hisse senetleri ortalama yüzde 1,17 oranında değer kazandı.
604708
DOMUZ GRİBİ YAYILIYOR
DOMUZ GRİBİ YAYILIYORSağlık Bakanlığı: "Virüs tespit edilen kişi sayısı 582 oldu" Sağlık Bakanlığı, bugün itibariyle Türkiye'de tespit edilen pandemik H1N1 gripli hasta sayısı toplamının 582 olduğunu bildirdi. Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, bugün saat 12.00 itibariyle Türkiye'de tespit edilen pandemik H1N1 gripli hasta sayısının toplam 582 olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi: ''Tüm vakaların genel durumları iyi olup tedavileri devam etmektedir. Pandemik H1N1 aşısının 500 bin dozluk ilk teslimatı 20 Ekim 2009 tarihinde Bakanlığımız Ana Deposu'na yapılmıştır. Gerekli incelemelerin yapılması için rastgele örnekleme metodu ile alınan numuneler, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı laboratuvarlarına teslim edilmiş olup analizlerine başlanmıştır. Sonuçlar kamuoyu ile paylaşılacaktır.''
604344
Türbanlı genç kıza mektup
Sen başını örtüyorsun diye; birileri hayattaki bütün mana ve fonksiyonunu türbana indirgemek isteyecek; seni alkışlayacak... Sen başını örtüyorsun diye; birileri hayattaki bütün mana ve fonksiyonunu türbana indirgemek isteyecek; seni yuhalayacak... Aldırma bunlara... Aşklarını, hayallerini, hedeflerini, işini, kalbini, imanını konuşmayıp; türbanını konuşanlara öteki de olsalar beriki de olsalar; aldırma. Bu kör gözleri, bu sağır kulakları, bu mühürlü kalpleri dinlersen eğer; sen de ablaların gibi bu çıldırtan diyalektiğin esiri olup; kendini yalnızca türbanla anlamlandırmaya mahkum olacaksın.... Zor biliyorum ama bin bir engelle üniversiteye gidiyorsun... Zor biliyorum ama bin bir engelle iş buluyorsun... Türbanını niçin bağlıyorsan bağla ama muhakkak başına bağla. Her iki kesimin de gelip türbanı gözüne bağlamasına izin verme.
604304
Yağışlar devam ediyor
Yağışlar devam ediyor Yapılan son değerlendirmelere göre; Trakya kesimi (Edirne, Kırklareli, Tekirdağ) ile öğle saatlerinden sonra Marmara'nın doğusu (Kocaeli, Sakarya, Bilecik, İstanbul'un Anadolu Yakası), Kuzey Ege'nin iç kesimleri (Kütahya, Afyonkarahisar, Uşak ve Denizli'nin doğu çevreleri), Göller Yöresi (Isparta, Burdur), İç Anadolu'nun kuzeybatısı (Eskişehir, Ankara, Çankırı), Batı Karadeniz ile Çanakkale çevreleri kısa süreli ve yerel olmak üzere aralıklarla yağış geçişlerinin görüleceği tahmin ediliyor. HAVA SICAKLIĞI :Batı bölgelerimizde ila derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Ülke genelinde hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyretmeye devam edecek. RÜZGAR :Genel olarak güney ve güneybatı, zamanla Batı Karadeniz kıyılarında kuzey ve kuzeybatı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek.
605031
Theo Walcott 3-4 hafta yok
Arsenal Teknik Direktörü Arsene Wenger, Cumartesi günü Birmingham ile yapılan maçta dizinden sakatlanan Walcott'un yaklaşık ay forma giyemeyeceğini açıkladı. 20 yaşındaki kanat oyuncusu, sezonun ilk ayında maçlara çıkamamış, sırtındaki sakatlıktan kurtulduktan sonra da sadece maçta oynayabilmişti.
605037
Windows çıktı çıkacak
'un merakla beklenen yeni işletim sistemi Windows 7, 22 Ekim'de piyasaya sunulacak. 'tan yapılan yazılı açıklamaya göre, Türkiye'de bilişim perakende zincirlerinde ve bilgisayar mağazalarında yerini almaya hazırlanan Windows 7, 'un "günümüze kadar en fazla ilgi gören işletim sistemi" olarak kayıtlara geçti. Arama motoru Bing'in bulgularına göre "Windows 7" sorgusu, internette 370 milyondan fazla sonuç üretti. Windows 7, kullanıcıların bilgisayarlarını kendi kullanım alışkanlıklarına göre çalışma şeklini değiştirmelerine izin verirken, bilgisayar, ağ ve ortamında arama işlemlerini yüzde 38 oranında daha iyi sonuçlandırıyor ve uygun şekilde gruplayarak kullanıcıya sunuyor. Sistem ile kullanıcılar, cep telefonu, MP3-çalar, kamera ve yazıcılar gibi PC dışında kullandıkları cihazlara Device Stage (Cihaz Platformu) adını taşıyan arayüzle bağlanabilecek.
603859
Erdoğan'ın ABD gezisi ertelendi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 29 Ekim'de ABD'ye yapması planlanan gezi, Cumhuriyet Bayramı'na denk gelmesi sebebiyle ertelendi. ABD'den yeni bir tarih belirlenmesinin isteneceği belirtildi. Edinilen bilgiye göre, Başbakan Erdoğan'ın 29 Ekim'deki ABD seyehatinin Cumhuriyet Bayramı'na denk gelmesi nedeniyle ertelendiği ve Amerika'dan başka bir randevu tarihi belirlenmesi için istekte bulunulduğu öğrenildi. Bu arada Başbakan Erdoğan'ın yarın yapacağı grup toplantısında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın mektubuna cevap vereceği, Silopi'de teslim olan teröristlerle ilgili değerlendirme yapması bekleniyor...
604720
Aksaray'da gölette genç kız cesedi bulundu
Edinilen bilgiye göre, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi öğrencisi Ayşe Çal (21) ile bir dershanede öğretmenlik yapan Gülten Ceylan (23), gündüz çıktıkları ilçe merkezindeki evlerine dönmeyince yakınları merak etti. Çevrede yapılan araştırmalarda Çal'ın cesedi, Yüksek Kilise civarındaki Güzelyurt Göleti'nde bulundu. Durumun jandarma ve Sivil Savunma Müdürlüğü'ne bildirilmesi üzerine dalgıçların başlattığı aramada bir süre sonra Ceylan'ın cesedi de gölette bulundu. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
604227
Cim Bom terleyerek kazandı
Maç boyunca iyi savunma yapıp rakibini top kayıplarına zorlayan Sarı-Kırmızılılar hücumda istikrarlı olamayınca son çeyrekte zorlandı. Alan savunmasına karşı hücum edemeyen Sarı-Kırmızılılar karşısında Yücel Platin'in oyuncuları Ahmet'in çaldığı toplarla Heytvelt'in basketleriyle farkı sayıya kadar indirdi. (66-61) Ancak son bölümde Bursa ekibi fırsatları kaçırınca Galatasaray maçı 68-63 kazandı ve ilk galibiyetini elde etti. Bu arada Beşiktaş ColaTurka, Eurocup ön eleme turundaki ilk maçında Avusturya'nın Wels takımıyla karşılaşacak. Bugün oynanacak müsabaka saat 21.00'de başlayacak. Bayanlar FIBA Eurocup'da ise geçen sezonun şampiyonu Galatasaray ise Süper Kupa maçında Eurolig şampiyonu Rusya'nın S. Moskova takımı ile oynayacak. Rusya'da oynanacak maç saat 16.45'te başlayacak. Basketbolseverler bu karşılaşmayı GS TV'den naklen takip edebilecek.
604211
Fehmi Koru: Dağdakiler inerken...
Fehmi Koru Dağdakiler inerken... Günlerdir, hacı yolu bekler gibi, sınırın öbür tarafından gelecekleri bekliyoruz. Irak'ın kuzeyindeki Mahmur Kampı'nda yerleşik Türkiyeli Kürt mültecilerden çocuklu-kadınlı 34 kişi dün sınırı geçti. Bu ilk grubu Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yerleşik PKK-sempatizanlarının dönüşü izleyecek. Bu iki grubu da Kandil'de mevzilenmiş başkalarının izlemesi bekleniyor. 'Hacı yolu bekler gibi' benzetmesi boşuna değil; bu dönüş çok uzun yıllardır arzu edilen bir şey. Kazasız-belâsız gerçekleşmesi halinde, dağları mekân tutan birkaç bin militanın ellerindeki silâhları bırakarak ülkelerine geri dönmesi sağlanmış olacak. 'Dağdakileri indirmek' diye sözü edilen olay bu. Türkiye son 25 yıl boyunca 'ayrılıkçı' ve 'bölücü' özellikler gösteren bir teröre muhatap; PKK örgütünün eylemleri sırasında ve teröre karşı mücadelede yaklaşık 40 bin kişinin hayatını kaybettiği biliniyor. Aynı süre içerisinde 100 binlerce dolarlık maddi kayıptan da söz ediliyor. Terörün varlığı yüzünden ülkenin doğusu ve güneydoğusu kalkınma hamlesinden payına düşeni alamadığı gibi, 'istikrarsızlık' ülkenin diğer taraflarının da yeterince kalkınmasını engelledi. 'Demokratik açılım' ülkenin birlik ve düzenini yeniden inşa edecek bir proje ve projenin en önemli ayağı da dağdaki militanların tetikten ellerini çekmesi. Teröre bulaşmamış unsurlar yapılan çağrılara cevap olarak dünden itibaren dönüşe geçtiler. Bu yolla birkaç bin genç kazanılabilecek. Terörün çıkmaz yol olduğunu geç anlayanların biraz daha uzun bir yol katetmeleri gerekebilir; amaçlanan, Türkiye'yi tehdit eden bütün silâhlı unsurların belli bir zaman içerisinde etkisizleştirilmesi... 'PKK' diye adlandırılan örgüt yalnızca Türkiye'den beslenmiyor insan unsuru olarak; Irak'tan, Suriye'den ve İran'dan elemanları da içinde barındırıyor. Bu bakımdan Irak, İran ve Suriye'nin de Türkiye ile benzer tavırlar takınması gerekiyordu; birkaç aydır bu yüzden bu ülkelerle aynı çizgide buluşma çabaları sarf edildi. Dün gelen ilk grup yorucu çabaların sonucu. 'Kan' insanların gözünü bürüyünce sağlıklı kararlara varılamıyor. Yıllardır sonuç alınamamasının altında 'gözleri kan bürümesi' önemli bir etkendi. Bu süre içerisinde kaçan fırsatların haddi hesabı yok. Bu defa sonuca gidileceği umudunun doğması Türkiye içerisindeki demokratik ortamın canlılığıyla yakından ilintili. Herkesin kendini en çarpıcı biçimde ifade edebildiği bir ülkede sonuç almak için silâha başvurulmasını anlatması çok güçleşti terör örgütünün... Bazılarımız olan-biteni doğru değerlendirmede hâlâ zorlanıyor. Oysa Türkiye son yıllarda kazandığı kendine güvenle hareket ediyor bugün; istikrarı amaçlıyor ve bu yolda devlet kurumları arasında uyumu sağlayabilen güçlü bir hükümet işbaşında. Karar verildiğinde bunu gözünü kırpmadan uygulama iradesi sonuç alabilmenin yolunu açtı. Terör örgütü Türkiye'deki bu değişimi önüne çıkartılan engellerden anlıyor. Daha önce örgüte müsamahayla yaklaşan, zaman zaman destek çıkan odaklar, giderek arkasından çekiliyor. Bugünün dünyası şiddetin dilini ayıplayan bir dünya ve Türkiye bu anlamda dünyanın yükselen yıldızı. 'Terörist' tanımı icabı maceracıdır, ancak bugünün ortamında Türkiye karşıtı terörün faturası hayli yüksek ve terörist de olsa hiç kimse kadar da maceracı değil. Dün başlayan eve dönüşü kolaylaştırıp hızlandırmak bizim elimizde. Teröre mâruz kalınan dönemlerin yaralarını taşıdığı halde bugünleri gerçekleştirmeyi başaran toplumumuz, terörden arınmış bir ülkede çok daha büyük atılımlar gerçekleştirebilecektir. Bırakalım gelsinler, dinamik bir toplumun parçası haline dönüşmeye çalışsınlar.
604222
Özlem Albayrak: Aynen kızarmış, aynen hormonlu!
Özlem Albayrak Aynen kızarmış, aynen hormonlu! Geçtiğimiz haftasonu yazdığım "Kızarmış, Hormonlu Domatesler" başlıklı yazım, "TV ekranlarının benlik üzerindeki hormon etkisi" içerikli teması nedeniyle olumlu eleştiriler alırken, kimi Osman Pamukoğlu hassasiyeti taşıyan okur tarafından da "sert" ithamıyla karşılaştı. "Osman Pamukoğlu'na sert diyorsunuz, ama sizin yazınız çok mu yumuşaktı?" yollu arkadaşlara öncelik vererek söylemek isterim ki, Osman Pamukoğlu'nun karşısındaki gazeteciye "dilini yakarım" ifadesindeki sertlik dozaşımıyla, bir gazetecinin "ekran insanların kendilerini olduğundan ve olması gerektiğinden fazla zannetmesine sebep oluyor" mealine gelen laflar etmesindeki misil oranı aynı değildir. Kaldı ki, siyasetçinin medyaya karşı sertliğiyle, bir medya mensubunun siyasetçiyi eleştirme biçimini ne zaman kıyaslar olduk, kıyaslasak bile genellikle nalıncı keserini kimden yana vurduk, bilenler bilir. Bilmeyenler yakın dönem medya tarihine baksın, öğrensin. "Sözkonusu emekli bir Paşa'nın cümleleriyse, demokrasi teferruat mı olmalıdır?"; "Söyleyen bir eski ordu mensubuysa, 'Atatürk'e şirk koşulmaz?' cümlesi mazur mu görülmelidir?", "İmtiyaz vanalarımız, neden hep bir kesim için dönmelidir?" soruları bir yana, yazıda Paşa'ya yönelik olarak sarfedilen "sabık" sıfatını hakaret olarak algılayanlar bile çıktı ki, pes artıktır ve noktadır. Oysa ayaklı halk kütüphanesi olmaya lüzum yoktu, bir sözlük açıp bakmak yeterliydi. Neyse. Bendenizi ikinci bir yazıya kışkırtan, bir önceki makalede adı geçen Yaşar Nuri Öztürk, Zekeriya Beyaz ve Erdal Sarızeybek'in mazhar olamadığı cansiperane savunuya Osman Pamukoğlu'nun nail olabilmesiydi. Sehven yazılmış "Hak ve Adalet Partisi" ifadesini "Hak ve Eşitlik olacak o!" diye başlayan parmak sallamalı düzeltmelerden tutun, "AKP de şunları, bunları yaptı" yerinmelerine kadar... Oysa yazıda birkez bile AK Parti ifadesi geçmedi; bırakın onu Osman Pamukoğlu'nun kurduğu parti hakkında olumlu-olumsuz bir değerlendirme de mevcut değildi; "sabık" kelimesinde, emekli olduğu imlemesi dışında Paşa'ya hakaret yoktu; "Kürtçülük ve İslamcılık"la ilgili ne bir ima, ne bir söz… Mesele de bu zaten… Şu ülkenin kısacık tarihinde bilmem kaç kez darbe yapmış, bilmem kaç kez de darbeye teşebbüs etmiş, onbinlerce vatandaşını işkenceye tabi tutmuş, ondan çok fazlasının bir şekilde canını yakmış, canını yaktıklarından çok çok fazlasının da geleceğini karartmış bir kuruma anket sonuçlarında görülebileceği üzere hala "en güvenilir kurum" şeklinde tanınan hoşgörü istihkakının aynının, hiç de demokratik olmayan sözler safretse de sabık Paşa'ya tanınanla aynı kaynaktan doğması… Siyasete talip olmuş, siyasete talip olmakla; sivil-asker, azınlık-asli unsur gibi bir ayrım gözetmeden bu ülkede yaşayanların tamamına eşit haklar ve iyi bir gelecek vaat etme konumunu tercih etmiş izlenimi veren/vermesi gereken Osman Pamukoğlu'na, asker libasını üzerinden atamamış bir cezalandırıcı gibi konuştuğunda bile delice bir hüsnüniyet, çılgın bir korumacılık gösterilmesi… Ulusalcılığı; emperyalizmin iştahlı ağzına kıtır olmamak bağlamında, kanla çizilmiş sınırları ölmeyi göze almacasına korumak kontekstinde anlarım. Nitekim bunlar kimsenin itiraz ettiği duyarlılıklar değil. İtiraz etmek bir yana; vatan ve bayrak aşkı, milli-manevi değerler tutkusu, Anadolululuk sevdası Cumhuriyet rejiminin tokmağını 80 küsur yıldır tepesine yemekten beyin sektesine uğrayayazan "İslamcı" kesimi, "Bi Dakka ya, ne oluyoruz kardeşler ayıp oluyor ama" deyip kazan kaldırmaktan meneden en büyük etkendir. Kaldı ki, herhangi bir "sivil" vatandaşın siyasi parti kurup ülkenin yönetimine talip olmasını engelleyen bir madde de yok anayasa kitapçığında. Ama yani el insaf, bir parça vicdan, azıcık kemalat ve dahi minicik bir şuur yahu… "Çanakkale'de savaşan Kürtler yüzde 2'dir" diyerek zaten için için tütmekte olan etnik milliyetçiliğin üstüne körükle ve bilumum yanıcı maddeyle gidebilen; önce yapay türban-başörtüsü kalıbını tekrarlayan, sonra da bu suni gerekçe üzerinden türbanlılar okullara girmesin diyerek ayrımcılığa bir de cinsiyetçilik kalemini ekleyebilen, azınlıklar ifadesine kopkoyu nasyonel düşmanlık tohumlarıyla mukabele ederek tahkirin de tezyifin de üstüne tüy diken–Pamukoğlu paratonerleri kusuruma bakmasın – bir sözümona siyasetçiyi de, müsadeniz olursa hoşgörmeyelim, hoşgörmeyeceğim. Hoşgörmek, destek olmak bir yana çünkü; susmak, itiraz etmemek bile masum değildir… Hatırlatmaya gerek var mı? Almanların, Alman nazizmine ortaklığı da böyle başlamıştı...
604927
Bahçeli: Gelenler Hacı değil, hain! VİDEO
TBMM'deki grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün başlayan "dağdan iniş süreci" hakkında ağır ifadeler kullandı. Devlet Bahçeli Dün Kandil Dağı ve Mahmur Kampı'ndan gelere güvenlik güçlerine teslim olan PKK mensuplarının alkışlara ve törenle karşılanmasını, "Dikkat buyurunuz, alkışlarla karşılananlar Mekke-i Mükerreme'den dönen hacı kafilesi değildir." sözleriyle eleştirdi. MHP lideri AK Parti Hükümeti'ne yönelik eleştirilerinde "PKK Türkiye'ye değil AK Parti PKK'ya teslim olmuştur" ifadelerini kullandı. "REZALET BÜTÜN ÇIPLAKLIĞIYLA ORTAYA ÇIKTI" MHP lideri Devlet Bahçeli, dün PKK'lıların teslim olması hakkında şöyle konuştu:''Ne var ki, dün kortejler halinde ülkemize sınırdan giren üniformalı terör temsilcilerinin; güvenlik kuvvetlerince teslime zorlanmış, teslim olmaya mecbur kalmış çaresiz ve aldatılmış kişiler olduklarını söylemek mümkün değildir. 1999 yılında da PKK teröristleri Türkiye'ye dönüş yaşamış, teslim olanlar doğruca adalete verilerek mahkûmiyetleri sağlanmıştı. Oysa bugün Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Kandil kadrolarıyla girdiği pazarlığın verdiği cüret ve küstahlık, bu rezalette bütün çıplaklığı ile ortaya çıkmıştır. Kalabalık karşılama komitelerinin çadır kurarak, sözde marşlarla ve sevinç çığlıkları altında yapılanlar AKP zihniyetinin eseri ve sonucudur.'' GELENLER HACI, GURBETÇİ VE MEHMETÇİK DEĞİL Dönenlerin bir hac kafilesi olmadığını belirten Bahçeli, ''Dikkat buyurunuz, alkışlarla karşılananlar Mekke-i Mükerreme'den dönen hacı kafilesi değildir. Ya da alın terleriyle ekmeklerini kazanmak için gittikleri yabancı ellerden kesin dönüş yapan gurbetçiler değildir. Bunlar, elinde bebeklerin, anaların, kadınların, şehitlerin kanı olan, silahlarına masum binlerce vatandaşımızın kanı bulaşmış hain teröristlerdir. Teslim olmak için değil de İmralı Canisi'nin talimatıyla Türkiye'ye dönenlere baktığınızda, AKP kadrolarının analarının namı hesabına arkalarından gözyaşı döktükleri kandırılmış çocuklara benzerlikleri var mıdır?'' şeklinde konuştu. Bahçeli yaşanan süreçle ilgili şu soruları yöneltti: ''Son ihanet tablosunda, silahı kimin bıraktığını anlayanınız var mıdır? Gelenlerde bir teslimiyet ve pişmanlık, bir suçluluk duygusu ve milletten utanma ve mahcubiyet var mıdır? Dün yaptıkları katliamları yarın yapmayacaklarına dair bir terbiye hali, ıslah işareti var mıdır? Bu alçaklık tablosu, Başbakan Erdoğan'ın eseri ve sözde açılımın tipik sonucudur. Hazmettirilmek istenen seri alçaklıkların birincisi budur. Bu, PKK'nın teslim alınmasını değil, AKP'nin ülkemiz sınırlarında teslim alındığını gösteren tarihi bir rezalet, ihanet ve melanet tablosudur. PKK Türkiye'ye değil, AKP PKK'ya teslim olmuştur. Durum bundan ibarettir.''
605093
AB'nin sanayi politikası bir Türk'e emanet
Yürürlüğe girmesi için Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi'nde onaylanması gereken tebliğde, AB'nin ve üye ülkelerin, gelecek 10 yılda küresel sanayinin yapısı ve potansiyelinde yaşanacak büyük dönüşümde etkili olabilmek için nanoteknoloji, yarı iletkenler dahil mikro ve nano elektronik, fotonik, gelişmiş malzemeler ve biyoteknolojiye öncelik vermesi isteniyor. Onay sürecinin ardından AB üyesi ülkelerde bağlayıcılık kazanacağı için önem taşıyan tebliğde, "Bu teknolojilerin potansiyeli büyük ölçüde keşfedilmeyi bekliyor. Yüksek hızlı iletişim, gıda arzının güvence altına alınması, çevrenin koruması, ulaşımda uygun çözümler bulunması, yaşlanan nüfusa üst düzeyde sağlık hizmeti güvencesi, hizmet sektöründe gerçek potansiyelin ortaya çıkarılması, iç ve dış güvenliğin güvence altına alınması ve enerji sorununun çözümü gibi toplumu ilgilendiren büyük tehditlere daha temel çözümler geliştirilmelidir" denilerek, kilit teknolojilerin bu amaca hizmet edebileceği belirtiliyor. AB'nin "bazı kilit teknolojilerde çok iyi araştırma ve geliştirme kapasitesine sahip olmasına rağmen bunları ürün ve hizmet olarak pazara sürmede aynı başarıyı gösteremediği" anlatılan tebliğde, bunun için AB üyesi ülkelerin daha stratejik yaklaşımla eşgüdüm içinde hareket etmesi gerektiği vurgulanıyor. Tebliğde AB'nin kilit teknolojileri arasında sayılan nanoteknolojiyle enerji, sağlık ve çevre sektörleriyle üretimde akıllı nano ve mikro cihazlar geliştirileceği, yarı iletkenler ve nano elektroniğin otomotiv, ulaşım, havacılık ve uzay sektörlerinde verimlilik ve kontrol açısından hayati rol oynayacağı, fotoniğin yenilenebilir enerjide ve birçok elektronik cihazın üretiminde teknolojik temel oluşturacağı, gelişmiş malzemelerin ham madde fakiri Avrupa'da enerji talebinin düşürülmesine katkı sağlayacağı ve biyoteknoloji sayesinde sanayide ve tarımda daha çevreci ve sürdürülebilir alternatifler oluşturulacağı ifade ediliyor. Üye ülkelerin de desteklediği tebliğde, üye ülkelere ve AB'ye ar-ge başarılarının Avrupa'da ticarileştirilmesi, kilit teknolojilere daha stratejik yaklaşım ve daha fazla mali destek ve yetişmiş insan gücü ihtiyacının karşılanması için eğitimde kilit teknolojiler odaklı reform çağrısı yapılıyor. AB'nin çerçeve programlarına dahil olan Türkiye'nin de kilit teknolojiler tebliğine uyum için özellikle rekabet avantajına sahip olduğu gelişmiş malzemeler, mikro ve nano elektroniği ve fotonikte kısa vadede ticaret politikasını gözden geçirerek ve kamu desteğini artırmak yanında hızlı iletişim altyapısı, eğitim sisteminin gözden geçirilmesi, sanayi-üniversite ve kamu-özel sektör işbirliğinin güçlendirilmesi gibi uzun vadede ar-ge kapasitesini geliştirecek politikalara yönelmesi gerekiyor. -HASAN ALKAŞ- AB Komisyonu'nun işletmeler ve sanayi politikasından sorumlu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen'in davetiyle baş ekonomist olarak yıldır burada görev yapan Dr. Hasan Alkas'ın, iletişim, bilişim, enerji ve yüksek teknoloji sektörlerinde mevzuat, yatırım ve fiyatlandırma konularında uzmanlığı ve uluslararası yayınları bulunuyor. Alkas, AB Komisyonu'ndaki görevinden önce Almanya'da İletişim Hizmetleri Bilimsel Enstitüsünde ve Deutsche Telekom'da kıdemli ekonomist olarak çalışmıştı. Türk ve Alman vatandaşlığı bulunan ve Alkaş, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'a da danışmanlık yapıyor. AB bürokratlarının kariyerlerinde zirve olarak kabul edilen tebliğ yazımı için üye ülkelerin talebi ve güçlü kurumsal destek gerekiyor.
604219
Hakan Albayrak: Gelenleri pişman etmeyelim
Hakan Albayrak Gelenleri pişman etmeyelim 4'ü çocuk 9'u kadın 26 kişilik sivil bir grup, Irak Kürdistanı'ndaki Mahmur kampından çıkıp Habur Sınır Kapısı'na doğru hareket ediyor… Yıllar önce Türkiye'den göç etmek mecburiyetinde kalan (veya kendilerini buna mecbur hissetmiş olan) Kürt kardeşlerimiz… Bir araç konvoyuyla memleketlerine geri dönüyorlar… Yolda onlara dağdan inen PKK'lı da katılacak… PKK'lılar daha katılmadan kaza geçiriyorlar… kişi ölüyor, birçok kişi yaralanıyor… Çok itibarlı bir internet haber sitemizin manşeti: “Teslim olacak teröristler kaza geçirdi”. İlgili haberden kaza geçirenlerin sivil olduğu anlaşılıyor, ama başlık böyle işte. Bir okuyucu isyan ediyor ve haberin altına şu notu düşüyor: “Herkese terörist demekten bıkın artık! Teslim olacak teröristler kaza yaptı diye başlık atmışsınız. Altta, gelenlerin 9'u kadın ve 4'ü çocuk diyorsunuz. Bunlara nasıl terörist dersiniz? Kürtler bu zihniyetler yüzünden dağlara çıkıp devletiyle çarpışıyor. Sizden ricamız böyle ayırıcı, bölücü, Kürtleri rencide edecek başlıklar atmamanız. Ayıp yani. Adamlar devletlerine gelmek istiyor yolda kaza geçirmişler. Üzüleceğinize attığınız başlığa bakın. Bunu dile getirdiğimiz zaman da bize bölücü, terörist vs diyorsunuz. Olmuyor böyle.” Gerçekten olmuyor böyle. “Dağdan iniyorum, teslim oluyorum” diyen PKK'lıyı bile terörist diye anmamak lazım. Hatta, bu barış sürecinde, dağdaki PKK'lılar hakkında konuşurken/yazarken bile daha dikkatli bir dil kullanmak lazım. Barış istemiyor muyuz? Yeni bir sayfa açmak istemiyor muyuz? İstiyorsak, bunu belli edelim. Gelenleri geldiklerine pişman etmeyelim. Gelmeyi düşünenleri gelmekten vazgeçirmeyelim. Bugünlerde Türkiye yine büyük bir imtihandan geçiyor. Bu imtihanı hep beraber başarıyla verebilirsek, dağlarda güller açacak inşaallah. Mahmur kampından gelen vatandaşlarımıza ve barışa bir şans tanımak için dağdan inip teslim olma ferasetini, basiretini, cesaretini gösteren PKK'lılara “Hoş geldiniz” diyorum. Yakınlarının, akrabalarının gözü aydın.
605484
Hamas'ın askeri kanadından Mısır'a sert tepki
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları, Mısır tarafından hazırlanan uzlaşma anlaşmasının, belirli bir güvenlik gücü dışında diğer grupların silahsızlandırılmasını öngören maddesine sert tepki göstererek, "Filistin yönetimini lağvetmek, İzzeddin El Kassam Tugayları'nın feshinden çok daha kolaydır" dedi. İzzeddin El Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyda, grubun sitesinde yayımlanan açıklamasında, Kassam Tugayları'nı ya da bir başka direniş grubunu feshetme rüyasının hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini belirterek, Mısır'ın sunduğu metinde bulunan bu konudaki maddenin açıklanmaya ihtiyacı bulunduğunu dile getirdi. Ebu Ubeyda, "Kassam Tugayları'nın veya bir başka direniş grubunun feshedilmesini Ramallah yönetiminin feshedilmesiyle kıyasladığımızda, Ramallah yönetimini feshetmenin kesinlikle daha kolay olduğunu söyleyebiliriz. Direnişin gayrimeşru bir güç olarak tanımlanması ise asla kabul edilemez" diye konuştu. Ebu Ubeyda, anlaşma taslağı konusunda da, "Filistin halkının direniş hakkını yok sayan, Filistin halkını boyun eğmeye zorlayan belgelerin uygulanabilirliği yoktur" dedi. Edinilen bilgiye göre, Mısır'ın ortaya koyduğu son metin, Gazze Şeridi'nde güvenlik personelinin yeniden yapılandırılarak, ulusal güvenlik, sivil savunma ve polis olarak çalışmak üzere başlangıçta ancak bin yeni atamanın yapılmasını öngörüyor. Bu yeni güvenlik güçleri ise Mısır ve Arap ülkelerinin gözetimi altında çalışacak. Hamas yönetimi altında çalışan güvenlik güçlerinin sayısının ise 10 bin civarında olduğu sanılıyor. Anlaşmada, halihazırda bu alanda çalışan diğer silahlı personelin de silahlarını bırakarak, kamu kuruluşlarında olarak işlerini sürdürmeleri öngörülüyor. Bu madde ise İzzeddin El Kassam Tugayları ve İslami Cihad başta olmak üzere, Gazze'deki diğer silahlı grupların bir anlamda tasfiyesi anlamına geliyor. Bu nedenle gerek Hamas ve gerekse İslami Cihad, Mısır'ın sunduğu anlaşma metninin imzalanmasına karşı çıkıyorlar. Gazze Şeridi'ndeki Hamas iktidarında çalışan pek çok silahlı güvenlik gücü mensubunun aynı zamanda silahlı grupların elemanları olduğu da biliniyor. El Fetih hareketi, Mısır'ın sunduğu uzlaşma metnini geçen hafta tek taraflı olarak imzalamıştı. Hamas ise buna karşı çıkmış ve anlaşmayla ilgili yeni önerilerini ilerleyen günlerde Mısır'a yeniden ileteceklerini bildirmişti. Hamas'ın Gazze'deki önde gelen isimlerinden Halil El Haya ise Gazze'de yayımlanan Filistin gazetesine yaptığı açıklamada, hareketin yeni ek maddeler eklenmeden önce üzerinde uzlaşılan Filistin içi barış anlaşmasını imzalamaya hazır olduğunu bildirdi.
604522
Çin, ilk kez yılda 10 milyon araç üretti
Şinhua haber ajansı, ülkenin kuzeydoğusundaki Jilin eyaletinin merkezi Çangçung'da bulunan devlete ait no'lu Otomotiv Fabrikasında Jiefang (Kurtuluş) marka 10.000.000 seri nolu kamyonun üretim bandına girmesi dolayısıyla bir tören düzenlendiğini bildirdi. 1953 yılında açılan söz konusu fabrikada Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra Rus tasarımıyla ilk yerli kamyon üretilmişti. Çin'in araç üretimi bu yılın Ocak-Eylül döneminde milyon 660 bini geçerek, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34 arttı. Çin'in araç üretiminin yıl sonunda 12 milyonu bulması bekleniyor. Çin'de araç üretimi geçen Eylül ayında milyon 360 bini bularak, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 78,85 artmıştı. Uzmanlar bu artışın vergi indirimleri ve hükümetin hazırladığı ekonomiyi canlandırma paketinden kaynaklandığını ileri sürdü.
605583
"El sıkışmayın, öpüşmeyin"
"El sıkışmayın, öpüşmeyin" Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sesin Kocagöz, ''A gribi'' riskine karşı çocukların korunması için önerilerde bulundu. Kocagöz, ''Hapşırırken ve öksürürken çocuğunuzun ağzını ve burnunu tek kullanımlık mendillerle kapatması ve kullanılmış mendilleri çöpe atması konusunda eğitin. Özellikle hapşırdıktan veya öksürdükten sonra, ellerini iyice yıkamasını sağlayın. Yıkayamayacağı durumlarda kullanması için çantasında alkol bazlı el temizleyici bulundurmasını ve kullanmasını sağlayın. El sıkışmayın, öpüşmeyin'' dedi. Prof. Dr. Kocagöz yaptığı yazılı açıklamada, Meksika'da başlayarak diğer ülkelere yayılım gösteren ve ''domuz gribi'' olarak da adlandırılan ''Influenza H1N1'' grip salgınına neden olan virüsün, hem ''domuz tipi'', hem mevsimsel grip oluşturan ''insan tipi'', hem de ''kuş gribi tipi'' ile karışmış melez bir virüs olduğunun saptandığını anımsattı. Okulların açılmasıyla birlikte ''A gribi'' ile mevsimsel grip salgınına karşı velilerin ve okulların hazırlıklı olmaları ve işbirliği yapmaları gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Kocagöz, hastalığın yayılmasının önlenmesinde temizliğin büyük rol oynadığını, ayrıca kalabalık ve havasız ortamlardan uzak durulması ve kapalı alanların sıkça havalandırılması gerektiğinin altını çizdi. Sesin Kocagöz, çocukların sağlık kuruluşuna götürülmesini gerektirecek belirtileri, ''yakınmalarının artması, hızlı veya zor nefes alma, vücutta solgunluk ya da morarma, beslenememe, uyarılara cevapta azalma ve uykuya meyil, huzursuzluk, ateşle beraber döküntü görülmesi'' şeklinde sıraladı. KORUNMAK İÇİN NELER YAPILMALI Prof. Dr. Sesin Kocagöz, ailelerin alabileceği önlemler hakkında şu bilgileri verdi: ''Çocuğunuzun okulunda H1N1 virüsü çıktıysa, okul yönetiminin önerileri doğrultusunda hareket edin. Hapşırırken ve öksürürken çocuğunuzun ağzını ve burnunu tek kullanımlık mendillerle kapatması ve kullanılmış mendilleri çöpe atması konusunda eğitin. Özellikle hapşırdıktan veya öksürdükten sonra, ellerini iyice yıkamasını sağlayın. Yıkayamayacağı durumlarda kullanması için çantasında alkol bazlı el temizleyici bulundurmasını ve kullanmasını sağlayın. El sıkışmayın, öpüşmeyin.'' Gribin bulaşma riskini azaltmada ''ellerin sabun ve suyla yıkamanın önemini'' vurgulayan Prof. Dr. Kocagöz, ayrıca masalar, kapı kolları, banyo yüzeyleri, mutfak tezgahı gibi yüzeyler ile oyuncakların günlük temizlikte kullanılan deterjanlarla temizlenmesi gerektiğini vurguladı.
604794
Domuz gribi aşıları geldi
Domuz gribi aşıları geldi Sağlık Bakanlığı, 35 koli içinde bin 200 kilo ağırlığında 500 bin dozluk ilk partisini Türkiye'ye getirdi. Yetkililer, ilk aşı örneğinin pazar günü değil bu gece ülkemize getirildiğini hatırlatarak, yanlış bilgiyi düzeltti. THY'nin 1864 sefer sayılı 'Hasankeyf' adlı uçağıyla saat 23.50'de Roma'dan Atatürk Havalimanı'na ulaştırılan aşı paketleri, görevliler tarafından kargo bölümünden dikkatlice indirildi. Dört ayrı konteynır içerisindeki 35 koli aşı sabah Ankara'ya gönderilmek üzere THY kargo terminaline götürüldü. AŞI SAĞLIK KURULUŞLARINA DAĞITILACAK Yetkililer, domuz gribi aşılarının sabah 07.00 uçağıyla Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi'ne teslim edilmek üzere Ankara'ya gönderileceğini belirtti. Bakanlık, 35 40 milyon doz olarak belirlediği domuz gribi aşısından, anlaşmalı üç ilaç firması aracılığıyla önümüzdeki günlerde de getirme planı yaptı. Paketlerden rastgele seçilen numunelere yapılacak testlerin olumlu sonuç vermesi halinde aşı, Türkiye'ye genelindeki sağlık kuruluşlarına dağıtacak. İlk olarak sağlık personeli ile hacı adaylarına tatbik edilecek grip aşısı, ay ile yaş arası bebek ve çocuklara iki doz, yetişkinlere ise tek doz halinde ücretsiz olarak uygulanacak.
605380
U2 konseri YouTube'dan canlı yayınlanacak
İrlandalı müzik grubu U2'nun California'daki Pasadena Rose Bowl stadında bu pazar günü vereceği konser 'dan canlı olarak yayınlanacak. U2 konseri, 'un tarihinde canlı yayınlanan en büyük konser olacak. 96 bin biletli seyircinin çıplak gözle izleyeceği konseri milyonlarca kişinin de 'dan ücretsiz olarak online izlemesi bekleniyor. Grubun menajeri Paul MCGuinness, U2'nun böyle bir organizasyonu çok istediğini belirterek konserin ayrıca filme çekileceğini de duyurdu. 360 Derece turu kapsamında verilecek konser, 'dan sadece 16 ülke canlı olarak seyredebilecek. Avustralya, Kanada gibi ülkelerin arasında Türkiye yok.
605047
Sülükteki kan yıllık soygunu aydınlattı
Hobart Mercury gazetesinin haberine göre, Tazmanya'nın kırsal kesiminde bir çiftlikte yıl önce iki kişi tarafından soyulan yaşlı bir adamın evine gelen polisler, adli tıp incelemesi sonunda tek kanıt olarak buldukları sülüğü alıp gittiler. Soyulan evin ahalisi ve polislerde sülük ısırığı olmadığından soyguncuları yakalamak için sülükteki kanın analizinin tek çare olduğunu düşünen polislerin haklılığı yıl sonra ortaya çıktı. Sülükteki kanın, bağlantılı bir suçtan tutuklanan Peter Alec Cannon adlı bir zanlının kanıyla uyuşmasının ardından 54 yaşındaki Cannon mahkemede 2001'deki silahlı soygunu itiraf etti.
604401
Gazetelerde Bugün
‘Bombalama türban için’ Birleştirilen Ergenekon davası duruşmasında konuşan Alparslan Arslan, “emri Allah’tan aldığını” söyledi. Danıştay baskınını “başörtüsü yasağına kızdığı için gerçekleştirdiğini” belirten Arslan, “Emir gelmişti. Yukarıdan gelmişti” diye konuştu. HÜRRİYET Test dönüşü Terör örgütü elebaşısı Öcalan'ın çağrısıyla Kandil'den PKK'lı, Mahmur'dan 26 mülteci dün Habur'dan giriş yaptı. Sorguları 02.00'de sınır kapısında tamamlandı. MİLLİYET Erdoğan'ı bile dinlemişler Ergenekon savcılarının talimatıyla Aydınlık dergisine yapılan baskıda Erdoğan ve Cüneyd Zapsu'ya ait telefon görüşmelerinin de ses kaydı bulundu. RADİKAL Kritik başlangıç İlk PKK'lı grubu binlerce kişi kapıda bekledi, işlemleriyle özel yetkili dört savcı ilgilendi. Avukatlar da hazır tutuldu. AKŞAM Düz ovaya indiler Mehmet Ağar, PKK'lılar için 'Dağda gezeceklerine düz ovaya inip siyaset yapsınlar' demiş kıyamet kopmuştu. Bundan yıl sonra eve dönüşün ilk adımı atıldı. Kandil'den inen PKK'lı grup, Habur'da güvenlik güçlerine teslim oldu... POSTA 'Açılım' sınırdan girdi Bölücübaşı Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla 'Demokratik Açılım'a katkıda bulunmak amacıyla Türkiye'ye gelmeye karar veren PKK'lı barış gruplarından ikisi dün Habur Sınır Kapısı'ndan girip teslim oldu. 34 kişilik grupta KAndil Dağı'ndan gelen militan da vardı. VATAN Nereden nereye 1999'da dağdan inen PKK'lılar saat yürüyerek askere teslim olmuştu. Van'a götürülüp tutuklandılar. 12-15 yıl ceza aldılar, 3'ü halen cezaevinde yatıyor. Dünkü grup ise lüks ciplerle Habur'a geldi. savcı, vali ve binlerce DTP'li karşıladı. Televizyonlar canlı yayın yaptı. Sorgulama 01.15'te bitti, serbest bırakılmaları bekleniyor. HABERTÜRK 150 bin dolarlık ciple indiler K.IRak'taki KAndil ve Mahmur kamplarından gelen 34 PKK'lı sınıra son model ciplerle taşındı. BİRGÜN Sıra hükümette 'Barış grupları' dün Habur'dan giriş yaptı. PKK, pişmanlık yasasından yararlanmaya karşıyken hükümetin bu konuda yeni çalışması yok. UZmanlar ise affın tartışılmasından yana. SABAH Dağdan eve Mahmur Kampı ve Kandil'den dün gelen ilk PKK'lı grubu Habır'dan girerek teslim oldu. 34 kişiyi özel yetkili savcı sorguladı. TERCÜMAN Devletin büyüklüğü Türk askerine kurşun sıkmak için dağa çıkan teröristlere, devlet şefkatli kollarını açtı ve vatana dönmelerine izin verdi. 34 kişilik grup, dün Habur'dan Türkiye'ye giriş yaptı. YENİ ŞAFAK Habır'da barış için ilk adım Aralarından kadın ve çocukların da bulunduğu 34 PKK'lı dün yürüyerek Irak sınırını geçip Habur'da jandarmaya teslim oldu. ZAMAN Mahmur ve Kandil'den gelen PKK'lı gruplar teslim oldu Terörö örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın talimatıyla ilk grup, Habur'da güvenlik güçlerine teslim oldu. Tabur komutanlığına götürülen 34 kişi, burada özel beş savcı tarafından sorgulanıyor. Mahmur'dan gelen 26 kişi 'Pasaport Kanunu'na muhalefetten' sorgulanırken, PKK üyesinin 'Etkin Pişmanlık Yasası'ndan faydalanmak istemediği öğrenildi.
605148
Bakan Akdağ: Yılbaşına kadar bütün aşılar bitecek
Bakan Akdağ: Yılbaşına kadar bütün aşılar bitecekANKA ülkelerini tehdit eden ile ilgili alınan önlemler, riskler hakkında AKP’li milletvekillerine bilgilendirdi. Akdağ, nedeniyle en üst düzeyde önlemlerin alındığını ve yılbaşına kadar aşıların yapılacağını kaydetti. Akdağ, Meclis’te AKP Grup toplantısının kapalı bölümünde, domuz gribi riskleri, alınacak önlemler hakkında milletvekillerini bilgilendirdi. Akdağ, milletvekillerine en üst düzeyde önlemlerin alındığını, Avrupa ülkelerinin yanı sıra ’nin de risk altında olduğunu anlattığı kaydedildi. Domuz grubu salgını nedeniyle ve ’da kapatılan okullar ile ilgili bilgi de veren Akdağ, her türlü önlemin alındığını tespit edilmesi durumunda da okulların eğitime ara vereceğine ancak şu ana kadar kapatılan okulların dışında salgına rastlanan okul olmadığını söyledi. Aşılamanın yıl başına kadar tamamlanacağını da anlatan Akdağ, ilk önce çocuklara halkla daha fazla temasta olan grup ya da kişilere öncelik verileceğini anlattığı belirtildi. Meclis’te ise milletvekillerine, bürokratlara ve güvenlik görevlilerine yapılacak aşılamada öncelik verileceğini söylediği, ve istemeyenlerden ise imzalı belge alınacağını dile getirdiği ifade edildi.
604758
Azerbaycan'da "Bayrak" Gündemde
Azerbaycan'da "Bayrak" Gündemde Türkiye ve Azerbaycan bayraklarının Türk şehitliğinden kaldırılması, Azerbaycan Milli Meclisi'nin de gündemindeydi. Yayına Giriş: 20.10.2009 12:04:01 Güncelleme: 20.10.2009 12:08:35 Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de, Türkiye ve Azerbaycan bayraklarının Türk şehitliğinden kaldırılması Azerbaycan Milli Meclisi'nin de gündemindeydi. Azerbaycan Milli Meclisi'nin güz dönemi görüşmeleri sırasında Azerbaycan-Türkiye ilişkileri de gündeme geldi. Milletvekili İkram İsrafil, iki ülke ilişkilerini germemek için Bakü'nün düşman işgalinden kurtuluş günü 15 Eylül'ü, Türkiye-Azerbaycan dostluk günü ilan etmeyi önerdi. Milletvekili İgbal Agazade de, Türkiye'nin bayrağının Azerbaycan'da en yüksek yere asılmasını teklif ederek, "Türkiye bayraklarının kaldırılması, düşmanın işine yarar" dedi. Milli Meclis Başkan Yardımcısı Ziyafet Esgerov ise "Biz Türkiye, Azerbaycan'ın milli çıkarlarını dikkate alsın istiyoruz" dedi.
605066
Evinizi hızlı kiraya vermenin kolay yolu!
Emlak sektöründe yeni bir akım başlıyor mobilyalı kiralık konut dönemi. İlk başlarda kendini elit semtlerde gösteren mobilyalı kiralık daire modeli yavaş yavaş tüm semtlere yayılıyor. Ev sahipleri bu modeli elit semtlerde ev taşıma işlemleri olmasın ve kısa vadeli verip normal fiyatının üstünde vermek için geliştirmişlerdi şimdileri ise krizden dolayı boş kalan kiralık dairelerin daha hızlı bir şekilde kiraya verilmesini sağlamak için yapıyorlar. İlk başlarda mobilyalı kiralık daire modeli en çok üniversite öğrencileri ile yurt içi ve yurt dışından büyük kentlere iş için gelenlerin ilgisini çekiyordu, şimdilerde ise artık ev eşyası almak istemeyenler ve taşınma derdinden sıkılanların tercihini oluşturuyor. Mobilyalı kiralık daireler de beyaz eşyasından, mobilyalarına, mutfak araç gereçlerinden,iğne ipliğine varıncaya kadar her türlü ev eşyası alternatifi bulunuyor. Bazı ev sahipleri ise boş olan dairelerine kiracı adayı bulup kiracı adayının istediği eşyalar ile var olan daireyi eşyalı konuma getiriyor.
604725
Zeytinburnu'nda bina çöktü
Çırpıcı mahallesindeki iki katlı binanın balkon bölümünün çökmesi sonucu yaralandı. Enkaz altında kalan işçiler itfaiye ve çevredekilerin çalışması ile kurtarıldı. Durumlarının iye olduğu belirtilen işçiler ambulansla hastaneye gönderildi.
604789
İstanbul'da uyuşturucu operasyonu
İstanbul'da uyuşturucu operasyonu İSTANBUL (A.A) İstanbul'da düzenlenen iki ayrı uyuşturucu operasyonunda, 146 kilo esrar ve kilo kokain ele geçirilirken kişi gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Müdürlüğü ekipleri, Suriye'den yurda sokulan uyuşturucuyu İstanbul'a getireceği tespit edilen bir grubu izlemeye başladı. Yürütülen operasyon kapsamında Tuzla'da bir otomobili durdurarak arama yapan narkotik polisleri, 146 kilo esrar ele geçirdi. Söz konusu otomobilde bulunan Mustafa P, Küçer M, Serkan G, Nihat G. ve Nesip İ. gözaltına alındı. Şüphelilerin daha önce bölücü terör örgütü üyesi olmak, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik ve insan kaçakçılığı suçlarına karıştıkları tespit edildi. Şüpheliler, emniyette tamamlanan işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. KOKAİN KURYESİ KADIN Öte yandan narkotik polisleri, Atatürk Havalimanı'nda düzenledikleri operasyonda Brezilya'dan aktarmalı uçuşla Türkiye'ye gelen ve valizindeki gizli bölmede kokain taşıyan bir kadını gözaltına aldı. Atatürk Havalimanı'nda görev yapan Narkotik Şube Müdürlüğüne bağlı profil takip uzmanlarının tespit ettiği Şili uyruklu kurye Maria Elvira F'nin valizinde gizli bölmelere yerleştirilmiş kilo ağırlığında kokain ele geçirildi. Şüphelinin, Brezilya'dan Portekiz'in başkenti Lizbon'dan aktarmalı uçuşla İstanbul'a geldiği, taşıdığı kokain için yaklaşık bin dolar para aldığı bildirildi. Emniyette işlemleri tamamlanan Maria Elvira F, tutuklanması talebiyle Bakırköy Adliyesine sevk edildi.
604890
Taksicilerden havaalanında hanutçulara baskın
Taksicilerle terminal içinde yolcu alan hanutçular arasında uzun süredir devam eden gerilim dün akşam iyice arttı. Taksici kahyası Özcan Aydın, kapıdan çıkıp taksiye binecek yolcuları kendi ofislerine yönlendirdikleri iddiasıyla terminalin içinde bekleyen hanutçularla sözlü münakaşaya başladı. Küfürleşmelerin ardından kısa süren bir arbede yaşandı. Olayı öğrenen havalimanında çalışan yaklaşık 20 taksici, arkadaşlarının yanına gelerek tartışmaya katıldı. Ofis elemanlarıyla tekme yumruk kavgaya tutuşan taksiciler Mete Can ve Mehmet Şahin isimli kişinin yaralanmasına sebep oldu. Kaçanların ofislerine girmeye çalışan taksiciler, polisin bir süre sonra olay yerine gelmesiyle engellendi. Yüzlerinden yaralanan kişi Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ayakta tedavi edildi. Yerli ve yabancı yolcuların gözleri önünde gerçekleşen kavga sonrası yere akan kan, yine ofis çalışanları tarafından silindi. Göz altına alınıp karakola götürülen taraflar ifadeleri alındıktan sonra birbirlerinden şikayetçi olmayınca serbest bırakıldı. Atatürk Havalimanı'nda hanutçuluk yapmadıklarını söyleyen rent car ve otel rezervasyon ofislerinde çalışanlar, yaşananları anlatarak, taksicilerin terminali sahiplenmek istediklerini iddia etti. Hanutçularla ilk münakaşaya tutuşan taksici kahyası Özcan Aydın, dış hatlar geliş katındaki şirketlerin rent car adı altında fahiş fiyatlarla yolcu taşıyıp, kendi ekmekleriyle oynadıklarını öne sürdü. SORUNU TEDAVİ ETSİNLER Havalimanında 12 yıldır taksi şoförlüğü yapan Mehmet Şahin de, son yıldır rent car acentelerinin kendi işlerini alarak haksız kazanç elde etmeye başladığını iddia etti. Yetkili mercilere sorunun çözümü için seslenen Şahin, ''Biz 20 dolara Aksaray, Taksim'e yolcu götürürken bu adamlar çok yüksek fahiş fiyatlarla taşımacılığı nasıl yapıyorlar? Acente sahipleri hanutçulara komisyon veriyor ve 'Havalimanına yayılın, bulduğunuzu getirin biz minibüslere doldurup götürelim' diyor. Bu sorunu artık tedavi etsinler. Buraya her gelen kişi bizim yolcumuz değil. İsteyen Havaş'ı, metroyu kullanabilir. Ama bunlar havalimanın her tarafından müşteri buluyor. Kapı önünde müşteri avı yapıyorlar.'' dedi. Öte yandan Atatürk Havalimanı Mülki İdare Amirliği ve Emniyet Şube Müdürlüğü'nün çabalarına rağmen terminal için ve dışında uzun zamandır devam eden yolcu kapma sorunu hala çözüme kavuşturulamadı.
604136
Okulda bedava dağıtılırsa süt karaborsaya düşer, peyniri kuyumcu vitrininde alırız
Süt ve et piyasasının dengesi son yıllarda bozuldu. Hammadde olarak süt ve tereyağının yerini ithal yağların alması ve kuraklık gibi sebeplerden ötürü et ve süt üretimi azalırken fiyatlar iki kat arttı. En son Ulusal Süt Konseyi, öğrenciler ve Mehmetçik'e bedava süt kampanyası başlattı. Önde gelen peynir üreticilerinden Muratbey Gıda'nın yönetim kurulu başkanı Necmi Erol ise şu an süt sıkıntısı yaşandığını belirterek şu uyarıyı yaptı: "Günlük 6-7 milyon litre açık var. Bunun üzerine kışlada, okulda dağıtılırsa süt karaborsaya düşer, peyniri kuyumcu vitrininde alırız." Sektördeki suistimalleri anlatan Erol'un verdiği bilgiye göre, eskiden 8,5 kilo sütten kilogram peynir üretilirken kültürlü peynirden sonra süt miktarı litreye indi. Peynire tadını veren iki aylık bekleme süresi de kalktı. Peynirin hammaddesi; süt proteini ve yağ. Tereyağının kilosu lira iken bitkisel yağ lira. Bazı büyük şirketler yurtdışından palm yağı getirdi. Kilosu 2-2,5 lira olan yağdan yılda 650 milyon litre ithal ediliyor. Kötü bir yağ değil ancak beslenmede hayvansal yağ kadar faydası yok. Palm, yoğurt ve peynirde yoğun kullanılıyor. Market raflarını, palmdan imal edilen ürünler doldurdu. Bunu yapmayan firmaların battığını dile getiren Erol, ayakta kalabilenlere de palm ithal eden devlerin danışmanlık yaptığını kaydetti. Devlet yetkililerinin konuyu geç fark ettiklerini ifade eden Erol, palm yağının hayvancılığı tehdit eder hale geldiğini vurguladı. "Tutunabilmek için ya aynı şeyi yapacaksın ya da üreticinin gırtlağına çökeceksin." diyen Erol, firmaların ayakta kalabilmek için süt fiyatlarını düşürdüğünü belirtti. Birkaç hayvanla geçinen köylüler de bunun altından kalkamadı. Kuraklıktan dolayı yem fiyatları yükseldi, süt taban yaptı. Damızlıklar kesildi. Bolluk oluşunca et fiyatları düştü. Hayvan ve süt azalınca fiyatlar artışa geçti. Et fiyatları ikiye katlandı. Üretici, sütten 63 kuruş kazanıyor. Ulusal market zincirlerinin üretici firmaları mağdur ettiğini kaydeden Erol, şirketlerin 120-130 günde parasını alabildiğini ve haksız uygulamalar yüzünden firmaların çıkarılan maliyeti fiyatlara yansıtmak zorunda kaldıklarını vurguladı. Tüketicilerin markette gönüllü olarak kazıklandığını öne süren Erol, "Marketler düzene sokulsun, halkın alım gücü yüzde 30 artar." dedi. Taze kaşarda pazar lideri olan Muratbey, Uşak'taki tesislerinde üretim yapıyor. Gıdada 50 yıllık tecrübesi bulunan şirket, günlük 300 ton süt işliyor ve 30 ton peynir üretiyor. 14 çeşit peyniri bini aşkın noktada tüketiciye sunuyor. Geçen yıl 100 milyon lira ciro elde eden şirket, bu yılı krizden dolayı 85-90 milyon lira ciroyla kapatmaya hazırlanıyor. 300 kişiye istihdam sağlayan firma, Irak, Katar, S. Arabistan ve ABD'ye ihracat yapıyor. ET-SÜTTE TARIM BAKANLIĞI NE YAPMALI? Necmi Erol'a göre, acil olarak düve, buzağı ve süt hayvanı kesiminin önüne geçilmeli. Uygun miktarda fon konularak kesik et ithalatının önü açılmalı. Köylünün kooperatiflere kredi borcu ertelenmeli. Yoksa hayvan kesimlerinin önü alınamaz. Maliyeti düşürmeye yönelik hileli süt ürünleri konusunda başlatılan mücadele etkin olarak sürdürülmeli. Cezalar, daha da artırılmalı.
604669
‘Hastaneye gidiyorum’ diye çıktı, dönmedi
‘Hastaneye gidiyorum’ diye çıktı, dönmediMehmet KAYMAK/ADANA, (DHA) ’da ‘Hastaneye gidiyorum’ diyerek evinden çıkan çocuk annesi 19 yaşındaki Emine Ceylan’dan gündür haber alınamıyor. Akıncılar Mahallesi 3928 Sokak’ta oturan Emine Ceylan, 15 Ekim günü hastaneye gideceğini söyleyerek evinden ayrıldıktan sonra ortadan kayboldu. Eşinin daha önce kez evi terk ettiğini belirten 34 yaşındaki Muhittin Ceylan, “Eşim ile aramızda ailesinden kaynaklanan problemler vardı. Hayatından endişe ediyorum. Ortaya çıkarsa boşanmak için mahkemeye da başvuracağım. Gören ve yerini bilenlerin polise haber vermesini istiyorum” dedi.
605663
Ruslara Antalya'yı böyle anlatacaklar
Rus turizmciler, Moskova, St. Petersburg ve Bağımsız Devletler Topluluğu(BDT)'nda 2010 turizm sezonu tanıtım çalışmaları için Side Antik Kent'te fotoğraf çekimi yaptı. Rus Mobaly Tour Turizm Seyahat Acentesi Sahibi Andrey Baranov, yeni turizm sezonu tanıtımlarında Antalya bölgesinde Side'yi ve Türk pop müzik sanatçısı Serdar Ortaç'la ön plana çıkaracaklarını ifade etti. Manavgat'ın Side, Evrenseki Çolaklı beldeleri ile Kızılağaç Turizm Bölgesi(KTB)'nde 15 süren pazar araştırmasını tamamladıklarını belirten Andrey Baranov, Antalya'ya gelen Rus turistlerin 2010 yılı gözde tatil mekanının KTB ile Side destinasyonu olacağını kaydetti. Rusya'da tanıtım için Side'de gün süren tanıtım katalogu ve afiş çekimini tamamladıklarını belirten Baranov, dünyaca ünlü turizm beldesinin Rusça tanıtımın fotoğraflarında Apollon Tapınağı'nda gün batımında çektikleri fotoğrafları kullanacaklarını söyledi. Baranov, Apollon Tapınağı'nda gün batımı fotoğraflarının çekimlerini Rus Of Roof(Muzika Krysc) Grubu'nun solisti ve görsel sanat danışmanı Svetlana Vedrashko'nun yaptığını ifade etti. Baranov, "Yeni turizm sezonunda Rus turistleri KTB ve Side destinasyonunda yoğunlaştırmayı hedefliyoruz. Alanya, KTB, Çolaklı, Ilıca, Evrenseki ve Side beldelerinde tekstil, perdelik eşya, hediyelik eşya ve bazı ev eşya satıcıları Rus turistlerin alış veriş yapmasından çok memnun. 2010 yılında Antalya'ya ve Side'ye gelen Rus turist sayısının Almanları geçeceğine inanıyorum. Side'nin Rus turistler için yıllık mazisi var. Serdar Ortaç'ında Apollon Tapınağı önünde şarkı söylerken fotoğrafını çekeceğimizi umuyorum. Bundan sonra Ruslar Side'yi Apollon Tapınağı gün batımı resimleriyle tanıyacak." diye konuştu. Baranov, kültür, tarih ve arkeoloji turizmi için ise tarihi mekanlarda özel 30 katalog ve afiş fotoğrafı hazırladıklarını söyledi. Side Belediye Başkanı Abdulkadir Uçar, Side'nin dünyada tanınmasında Side Antik Tiyatro ve Apollon Tapınağı'nın büyük katkısı olduğunu ifade etti. Uçar, beldelerinin Orta Avrupa, Baltık, Balkan, Rusya, İngiltere ve İskandinav ülkelerinde tanıtımı için farklı dilde Apollon Tapınağı'nda gün batımı katalog ve afişi hazırladıklarını belirtti. Antalya'ya gelen Rus turistlerin Kemer, Belek, Alanya ve Kaş Kalkan'dan sonra yeni gözde tatil yerinin Manavgat Side olduğunu belirten Moskova Lipetsk Puglishing Gazetesi turizm muhabiri Olga Beliakova, Rus arkeoloji turizmi tutkunu turistleri İspanya ve Mısır'dan sonra tercih ettikleri ülkenin Türkiye olduğunu kaydetti. Beliakova, deniz, kum ve güneş turizminde Rus turistlerin tercih ettiği tek öncelikli şehrin ise Antalya olduğunu kaydetti. 2008 yılında Antalya'ya gelen milyon turistin yüzde 27,64'ünü Rus, yüzde 24,24'ünü Alman, yüzde 6'sını Ukrayna, yüzde 5'ini Hollanda, yüzde 3,61'ini İsrail, yüzde 3,17'sini İngiltere, yüzde 2,7 İsveç, yüzde 2,67 Avusturya, yüzde 2,55 Belçika, yüzde 2,42 Fransa, yüzde 2,13'nü Norveç ve yüzde 16'sını ise diğer milletler oluşturuyor.
605116
Palyaçolar Mexico City'de
Palyaçolar Mexico City'de Kimi amatör, kimi profesyonel ama hepsinin amacı insanları biraz eğlendirmek olan palyaçolar Mexico City'de buluştu. Kocaman kırmızı burunları, rengarenk giysileri, parlak ayakkabıları, yaşamı farklı yorumlayarak büyük-küçük herkesin dudaklarında tebessüm bırakan palyaçolar geleneksel konferansta biraraya geldi. Dünyanın dört bir yanından bin kadar palyaço bir tür okul işlevi gören konferansta sorunlarını gündeme getirdi. Bu arada da hem kendileri güldü hem de izleyicileri güldürdüler. Meksika'daki toplantıya katılanların ortak görüşü, dünyanın en zor işi olan güldürmeyi amaçlayan palyaçoluğa gereken önemin verilmemesi oldu. Palyaçolar bir çok sorunun hafifletilmesine yardımcı olan güldürme işlerinin giderek güçleştiğini vurguluyor. Dünya genelinde krizlerin birbirini takip etmesi de insanların gülümsemekte zorlanmasının sebeplerinden biri olarak gösteriliyor.
605384
C.Cola, Pfizer, Caterpillar'ın 3. çeyrek kârları
Coca-Cola şirketinin üçüncü çeyrek karı, geçen yıl aynı döneme göre yüzde 1'den az artarak, 1,9 milyar dolar oldu. Dünyanın en büyük meşrubat üreticisi Coca Cola, üçüncü çeyrekte 1,92 milyar dolar (hisse başına 81 sent) kar ettiğini açıkladı. Şirket, geçen yıl aynı dönemde de 1,92 milyar dolar kar etmişti. Atlanta merkezli şirket, gelirinin ise aynı çeyrekte yüzde azalarak, 8,04 milyar dolar olduğunu bildirdi. Şirketin, geçen yıl aynı dönemde geliri 8,39 milyar dolardı. Coca Cola'nın hisse başına 81 sent kar etmesi ve gelirinin ise 8,11 milyar dolar olması bekleniyordu. Kuzey Amerika'da satışları yüzde düşen şirketin, satışları, Brezilya'nın yanı sıra Hindistan'da yüzde 37, Çin'de yüzde 15 olmak üzere gelişmekte olan ülkelerde yükseldi. Bu arada Pfizer, üçüncü çeyrekte karını geçen yıl aynı çeyreğe göre yüzde 26 artırarak, 2,88 milyar dolara çıkardı. Şirketin geçen yıl aynı çeyrekte karı 2,28 milyar dolardı. Dünyanın en büyük ilaç fabrikası Pfizer'in, geçen yıl üçüncü çeyrekte 11,97 milyar dolar olan gelirleri ise bu yıl aynı dönemde yüzde düşüşle 11,62 milyar dolar oldu. New York merkezli Pfizer, 68 milyar dolara satın aldığı rakibi Wyeth ile birleşme faaliyetlerini tamamladı. Şirketin, birleşme çalışmalarının tamamlanmasıyla 20 bin kadar çalışanı işten çıkarması bekleniyor. Öte yandan Caterpillar şirketi üçüncü çeyrekte beklentilerin üzerinde kar açıkladı. Dünyanın en büyük inşaat ve madencilik sektörü ekipmanları üreticisi Caterpillar, üçüncü çeyrekte 404 milyon dolar kar ettiğini, ancak karının geçen yıl aynı döneme göre yüzde 54 azaldığını bildirdi. Şirket, geçen yıl aynı çeyrekte 868 milyon dolar kar etmişti. Gelirleri ise aynı çeyrekte yüzde 44 düşerek 7,3 milyar dolar olan şirket, gelecek yıl gelirlerinin yüzde 10-25 artmasını bekliyor. Caterpillar'ın Başkanı ve Üst Yöneticisi Jim Owens, üçüncü çeyreğin, 1930 yılından bu yana görülen en kötü resesyon döneminde şirketin satışları ve kazançları bakımından en düşük noktayı gösterdiğine inandıklarını söyledi. Owens, ''Düzelmenin olduğuna işaret eden cesaret verici emareler görüyoruz. Ancak küresel ekonomi halen önemli güçlüklerle karşı karşıya bulunuyor. Düzelmenin zamanı ve gücü konusunda belirsizlik var'' dedi. Caterpillar, geçen yıl küresel ekonomik krizin şirketin ekipmanlarına olan talebi düşürmesi yüzünden küresel çapta 34 bin çalışanın işine son vermişti.
604978
Askeri konvoy geçerken mayın patladı
Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan bölücü terör örgütüyle mücadeleye ilişkin duyuruya göre, Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde, dün saat 00.15'te, bölücü terör örgütü tarafından yerleştirilen el yapımı mayının, güvenlik güçlerine ait bir konvoyun geçişi esnasında patladığı, olayda herhangi bir zayiatın meydana gelmediği belirtildi. Duyuruya göre ayrıca, Siirt'in Eruh ilçesi dağlık arazi kesiminde, güvenlik güçlerince önceki gün saat 06.00'da icra edilen faaliyet esnasında, bölücü terör örgütü tarafından arazide gizlenmiş 160 kilogram gıda maddesi bulundu.
604503
10:49 Mustafa Denizli Devler Ligi'nde siftah peşinde
Devler Ligi'nde siftah peşinde ’nde (B) Grubu’ndaki 3. sınavını yarın ’nın Wolfsburg takımı karşısında verecek ’ın "Devler Ligi"ndeki maçları, teknik direktör için ayrı bir anlam taşıyor. ’de görev yaptığı 2001-2002 sezonunda "Devler Ligi"de "sıfır’ çeken, Beşiktaş’ın başında çıktığı ilk maçta da ’ın 1-0, ikinci karşılaşmada ise CSKA ’nın 2-1’lik galibiyetlerine engel olamayan deneyimli teknik adam, ilk puan veya puanlarını Almanya deplasmanında almaya çalışacak. Siyah-beyazlıların Wolfsburg karşısında alacağı puan veya puanlarla deneyimli teknik adam da "Devler Ligi"nde kariyerindeki ilklere imza atacak. Mustafa Denizli yönetimindeki Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi’nde 2001-2002 sezonunda (F) Grubu’nda yaptığı maçı da yitirerek, hiç puan alamadı. Grup maçlarını gol atıp, 12 gol yiyerek son sırada tamamlayan Denizli yönetimindeki Fenerbahçe, aynı zamanda şimdiye kadar "Devler Ligi"nde mücadele eden Türk takımları içindeki en kötü performansı sergiledi.
604953
Basketbolda Bayanlar Cumhurbaşkanlığı Kupası basın toplantısı yapıldı
Basketbolda Bayanlar Cumhurbaşkanlığı Kupası basın toplantısı yapıldı Basketbolda, 17. Bayanlar Cumhurbaşkanlığı Kupası’nın basın toplantısı, ’da yapıldı. Toplantıya, Federasyonu (TBF) Asbaşkanı ve Merkez Hakem Komitesi Başkanı Metin Şahin, TBF Erkekler Ligler Koordinatörü Ayhan Gümüş, Antrenörü Haydar Fenerbahçe Antrenörü Ceyhun Yıldızoğlu ve Mersin Büyükşehir Belediyesi Takım Kaptanı Şaziye İvegin katıldı. Toplantıda ilk olarak söz alan TBF Asbaşkanı ve Merkez Hakem Komitesi Başkanı Metin Şahin, Ankara’nın bir hafta arayla üst düzeyde iki final izleme şansı yakaladığını belirterek, "Geçmişte çok kıymetli takımlar, bu kupayı alabilmek için çok çekişmeli maçlar yaptı. Eminim yarın da takımlar, seyircilere seyir zevki yüksek bir karşılaşma izletecek" dedi. Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı genelde takımlarının kazandığına dikkati çeken Şahin, "Bu sene değişik bir durum söz konusu. bayan basketboluna önemli yatırım yapıyor. Yarın yapılacak maç kolay bir maç olmayacak. Her iki takım da kadrolarını takviye ettiler. Bu maçı, favorisinin olmadığı bir maç olarak görüyorum" diye konuştu. Fenerbahçe Antrenörü Haydar Kemal Ateş ise Ankara’ya kupayı almak için geldiklerini ve takımına güvendiğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanlığı Kupası’nın öneminin farkındayız. Sezonun ilk resmi maçı olması da ayrı bir önem taşıyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi, gücünü ortaya koymuş bir takım. Bizden bir adım avantajlılar çünkü tam kadro çalışma imkanı buldular. Biz, yabancı oyuncularımızla yeni biraraya gelebildik. Oyuncularımın kalitesi nedeniyle bunun çok da fazla dezavantaj olacağını düşünmüyorum. Yarınki karşılaşma, üst düzey bir maç olacaktır. Takımıma güveniyorum ve kupayı kazanmak istiyoruz." İlk kez Cumhurbaşkanlığı kupası finaline çıkacak Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde, Ceyhun Yıldızoğlu, Fenerbahçe’nin maçın favorisi olarak göründüğünü, ancak kendilerinin de iddialı olduğunu vurgulayarak, "Bu maçı, geçen senenin serisinin devamı olarak görüyoruz. Play-off’larda istenilen oyunu sahaya yansıtamamıştık. Bu sene maçın hakkını vermek istiyoruz" dedi. Geçen sezon kadrolarında bulunan yabancı oyuncuları takımda tutmak istediklerini ama bunda başarılı olamadıklarının altını çizen Yıldızoğlu, "Ancak arzulanan oyunu oynayacak oyuncuları seçme şansımız oldu. Oyuncularımın sahada göstereceği fedakarlık, maçın sonucuna tesir edecektir. Rakibimiz, ile kupayı kazanma sayısını eşitlemek için karşılaşmaya çok konsantre çıkacaktır. Ama bu bizi korkutmuyor" diye konuştu. TAKIM KAPTANLARI Fenerbahçe Takım Kaptanı Nevriye Yılmaz, her iki takımın da maçın öneminin farkında olduğunu kaydederek, "İyi olan ve ruhunu sahaya en çok koyan takım, gülen taraf olacaktır" dedi. Mersin Büyükşehir Belediyesi Takım Kaptanı Şaziye İvegin de takımların karşılaşmaya hem fiziksel, hem de mental olarak hazır olduğunu vurgulayarak, "Her iki takımın da üst düzey oyuncuları var. Bu nedenle karşılaşmanın da üst düzeyde geçeceğini düşünüyorum. En çok isteyen ve en az hatayla oynayan, kupayı kazanacak" diye konuştu. Bu arada yarın saat 19.00’da başlayacak ve ekranlarından canlı olarak yayınlanacak karşılaşmayı, Serkan Emlek, Zafer Yılmaz ve Özlem Yalman hakem üçlüsü yönetecek.
604588
Şampiyonlar Ligi 3. hafta programı
'nde grup mücadelesi 3. hafta maçlarıyla devam edecek. Program ve puan durumları şöyle: Grubu Debrecen-Fiorentina Liverpool-Olympique Lyon Puan durumu: Lyon 6, Fiorentina 3, Liverpool 3, Debrecen F Grubu Barcelona-Rubin Kazan Inter Milan-Dinamo Kiev Puan durumu: Barcelona 4, Dinamo Kiev 3, Inter Milan 2, Rubin Kazan G Grubu Rangers-Unirea Urziceni Stuttgart-Sevilla Puan durumu: Sevilla 6, Stuttgart 2, Unirea Urziceni 1, Rangers H Grubu AZ Alkmaar-Arsenal Olympiakos-Standard Liege Puan durumu: Arsenal 6, Olympiakos 3, Standard 1, AZ Alkmaar 21 Ekim Çarşamba Grubu Bordeaux-Bayern Münih Juventus-Maccabi Hayfa Puan durumu: Bayern 4, Bordeaux 4, Juventus 2, Maccabi Hayfa Grubu CSKA Moskova-Manchester United Wolfsburg- Puan durumu: Manchester United 6, Wolfsburg 3, CSKA Moskova 3, Grubu Real Madrid-AC Milan Zürih-Olympique Marsilya Puan durumu: Real Madrid 6, Zürih 3, Milan 3, Marsilya Grubu Porto-APOEL Chelsea-Atletico Madrid Puan durumu: Chelsea 6, Porto 3, APOEL 1, Atletico Madrid
605568
İlhan Parlak Ankaragücü'nde
İlhan Parlak Ankaragücü'nde Sarı-lacivertliler, 22 yaşındaki golcü oyuncu İlhan Parlak ile sezon sonuna kadar anlaşmaya vardı. İlhan Parlak, bugün tesislere gelerek yeni takımının antrenmanını izledi. Kısa süre önce küçük bir ameliyat geçiren İlhan Parlak'ın bir süre daha antrenmanlara çıkamayacağı ifade edildi. Ankaragücü, Ankaraspor'dan daha önce Baki Mercimek, Adem Koçak, Hürriyet Gücer, Mehmet Çakır, Risp, Ediz Bahtiyaroğlu, Bilal Kısa, Aydın Karabulut, Özgür Çek ve Muhammed Hanifi'yi kadrosuna katmıştı. -TÜRK TELEKOM İLE HAZIRLIK MAÇI- Turkcell Süper Lig fikstüründe 10. haftada Ankaraspor ile eşleşmesi nedeniyle bu haftayı maç yapmadan geçirecek Ankaragücü, 11. haftada Beşiktaş ile yapacağı maçın hazırlıklarını da sürdürüyor. Sarı-lacivertliler, çarşamba günü Beştepe Cemal Aydın Spor Kompleksi'nde, TFF 2. Lig 1. Grup takımlarından Türk Telekom ile hazırlık maçı yapacak. Karşılaşma, saat 15.30'da başlayacak.
605563
Spartak Moskova 92 Galatasaray 59
Spartak Moskova 92 Galatasaray 59 Basketbolda Bayanlar Avrupa Süper Kupası maçında Galatasaray, deplasmanda Rusya'nın Spartak Moskova Region takımına 92-59 yenildi. FIBA tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen Avrupa Süper Kupası mücadelesinde FIBA Bayanlar Avrupa Kupası'nda geçen sezonun şampiyonu olan Galatasaray ile FIBA Bayanlar Avrupa Ligi Şampiyonu Rus temsilcisi Spartak Moskova Region karşılaştı. Vidnoje kentinde yapılan maça istediği gibi başlayamayan Galatasaray, sayı üretmekte zorlanınca ilk periyotu 23-9, devreyi de 50-23 geride tamamladı. Kötü oyununu ikinci yarıda da sürdüren sarı kırmızılılar, 3. periyotu 67-38 geride tamamlarken, güçlü rakibi önünde maçı da 92-59 yitirdi ve kupanın ilk şampiyonluğuna Spartak Moskova Region ulaştı. PERİYOTLAR 1P: 23-9 2P: 27-14 (50-23) 3P: 67-38 4P: 92-59 Spartak Moskova Mc Carville Karpunina Petrovic Jekabsone Korstin Lawson Vieru Osipova Anderson Pavlova Miller Cherepanova Galatasaray Ivana Vecerová Yasemen Saylar Nilay Yiğit Bahar Çağlar Işıl Alben Gizem Başaran Yasemin Horasan Melis Kaya Jia Dorene Perkins Sophia Young Esra Şencebe
605468
Habur’da, ‘Kürt Halk Önderi’ ve ‘Sayın Öcalan’ krizi
Habur’da, ‘Kürt Halk Önderi’ ve ‘Sayın Öcalan’ kriziFerit ASLAN/ ŞIRNAK, (DHA) HABUR ’ndan dün ’ye giriş yapan, 4'ü çocuk 34 kişilik ’lı gruptan 5’nin, savcılıkta verdikleri ifadelerinde ‘Kürt halk Önderi’ ve ‘Sayın ifadelerini kullanmakta ısrar etmeleri üzerine, tutuklanma istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildikleri ortaya çıktı. Nöbetçi mahkemede de, bu kriz uzun süre aşılamadı. Daha sonra ‘Abdullah Öcalan’ ismi ile kriz giderilerek, kişi tahliye edildi. İddiaya göre, Habur Sınır Kapısı’nda, özel yetkili cumhuriyet savcılarına ifade veren PKK’lılar ilk önce ifade tutanaklarına ‘Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan’ ibaresinin geçirilmesini istediler. Aksi takdirde tutanakları imzalamayacaklarını söylediler. İfade alan savcılar tutanağa bu sözleri geçiremeyeceklerini söylemesi üzerine bu kez ‘Sayın Öcalan’ formülü tartışıldı. Ancak savcılar, bunu da kabul etmeyince 3’ü ’ndan 2’si Mahmur Kampı’ndan gelen PKK’lının ‘Kürt Halk Önderi’ ve ‘Sayın Öcalan’ ısrarı krize neden oldu. Bunun üzerine sabah saatlerinde 29 kişi serbest bırakılırken, söz konusu kişi tutuklanma talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. kişi hakkında tutuklanma talebi üzerine ortaya çıkan gerginliğe milletvekilleri de müdahale ederek, çözüm bulunması için sık sık avukatlar ve yetkililerle görüştü. Saat 14.00 sıralarında nöbetçi hakimliğe çıkarılan PKK’lı, tutanaklara ‘Abdullah Öcalan’ yazılmasıyla krizin aşılmasının ardından serbest bırakıldı.
604174
Ünsal Oskay son yolculuğuna uğurlandı
Oskay için, uzun süre iletişim fakültesi dekanlığı yaptığı Marmara Üniversitesi'nde tören düzenlendi. Törende konuşan Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necla Pur, üniversitenin, çok değerli bir mensubunu, herkesin çok sevdiği bir hocasını kaybettiğini belirterek, bilim dünyasına ve Oskay'ın öğrencilerine başsağlığı diledi. Prof. Dr. Oskay'ın cenazesi Teşvikiye Camii'ne götürüldü. Törende, kızları Dalya ve Defne ile oğlu Çınar Oskay taziyeleri kabul etti. Öğleyin kılınan cenaze namazının ardından alkışlar eşliğinde camiden çıkartılan Oskay'ın naaşı, Yeniköy Mezarlığı'nda toprağa verildi.
604802
Taksim'de broker'a silahlı saldırı
Taksim'de broker'a silahlı saldırı İSTANBUL (CİHAN) Beyoğlu'nda, broker olduğu öğrenilen bir kişi, silahlı saldırıya uğradı. Kimliği belirsiz saldırgan olayın ardından kayıplara karıştı. Yaralı broker hastaneye kaldırıldı. Olay, Taksim Ülker Sokak girişinde meydana geldi. İddialara göre, broker olduğu öğrenilen Ali Sunay Yetiş (24), Ülker Sokak girişindeki merdivenlerde kimliği belirsiz bir kişinin silahlı saldırısına uğradı. Bacaklarına ve beline kurşun isabet eden Yetiş, yere yığıldı. Saldırgan kaçarak kayıplara karıştı. Olayı gören vatandaşlar, durumu hemen polise ve 112 ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, ilk müdahalenin ardından ambulansa koydukları Ali Sunay Yetiş'i Özel Alman Hastanesi'ne götürdü. Hastanede yapılan müdahalede Yetiş'in bacaklarına 3, beline de kurşun isabet ettiği belirlendi. Yetiş, ameliyata alındı. Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı.
604094
Herkes Onu İster
Herkes Onu İster Orijinal Adı: Get Over It Yönetmen: Tommy O'haver Oyn: Kirsten Dunst, Ben Foster, Melissa Sagemiller CNBC-e 22.00 Bir müzikal-gençlik filmi olan Herkes Onu İster, uzun zamandır aynı kızla çıkan okulun en popüler basketbol oyuncusu Berke'nin terk edildikten sonra sevgilisini geri kazanma uğraşı etrafında dönüyor. Ne var ki bu işte kendisine yardımcı olan en iyi arkadaşının güzel kızkardeşi Kelly hiç beklenmedik bir şekilde kalbini çalınca, ortalık iyice karışıyor.
604073
Yeni bir dönem için Türk-Arap birliği
En Çok Yeni bir dönem için Türk-Arap birliği TURAB Başkanı Narin, Türkiye'nin, Arap ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri ile yeni bir dönem başlatması gerektiğini belirtti MERSİN (CİHAN) Merkezi Mersin'de bulunan Türk Arap Ülkeleri İşadamları Derneği'nin (TURAB) Genel Başkanı Doğan Narin, Türkiye'nin, Arap ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri ile sermayesini ve gücünü birleştirerek yeni bir dönem başlatması gerektiğini belirtti. Geçen hafta Mersin'de yapılan “Türkiye-Suriye İş Konseyi 5. Ortak Toplantısı'nı değerlendiren Doğan Narin, Suriye, Türkiye dış ticaretindeki olumlu gelişmenin, Ortadoğu için de olumlu sonuçlar doğuracağını belirtti. AKRABA OLAN TOPLUMLARIZ “Suriye ile Türkiye arasında atılacak olumlu adımlar birlik ve beraberliği arttıracaktır” diyen Narin, akraba olan ve yüzyıllarca birlikte yaşamış iki toplumun kucaklaşmasının bu vesileyle sonsuza kadar gideceğine işaret etti. Türkiye ile Suriye'nin milyar 754 milyon dolar seviyesine kadar yükselen ticaret hacminin 2012'de milyar dolar seviyesine ulaşacağına inandıklarını vurgulayan Narin şöyle devam etti: “İçinde bulunduğumuz yüzyıl emek, sermaye ve bireylerin sınır ötesi ile geliştiği ve güçlendiği bir dönem. Avrupa Birliği (AB) bunun bir örneği. Bu nedenle Türkiye, Arap ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri ile sermayesini ve gücünü birleştirerek yeni bir sayfa, yeni bir dönem başlatmalı. Türkiye, Arap ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri kendi aralarında, Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi ekonomik güç birliği ve vizesiz seyahat etme özgürlüğüne sahip olmalı.” Feribot ve tren seferleri başlayabilir TURAB Başkanı Doğan Narin, “Toplantıda her iki taraf yetkililerinin de Mersin-Lazkiye arasındaki feribot ve Mersin-Halep arasındaki tren seferlerinin yeniden başlaması konularını gündeme getirmesi, vizenin kaldırılmasının en önemli etkileridir. Bu ortamda iki ülkenin birbirlerine yönelik seyahatlerini kısıtlamamalıyız. Bu konuya iki tarafın da daha ciddi destek vermesini sağlamalıyız” diye konuştu. Mersin Valisi Hüseyin Aksoy'un komşular ile ticari ilişkileri daha üst noktalara taşımanın öncelikli hedefleri arasında yer aldığını açıklamasının Türkiye ve bölge adına sevindirici olduğunu ifade eden Narin, gelişmelerin umut verici olduğunu kaydetti.
604808
13:15 KKKA'dan ölüm daha
'dan ölüm dahaSAMSUN, (DHA) ORDU'nun Aybastı İlçesi'nde yüksek ateş şikayeti ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Hastanesi'ne kaldırılan yaşındaki Soner Çalışır, ısırığından bulaştığı bilinen Kongo Kanamalı Ateşi' (KKKA) şüphesiyle hayatını kaybetti. İlköğretim öğrencisi Çalışır yüksek ateş ve kusma şikayeti ile Samsun OMÜ Tıp Fakültesi'ne sevk edildi. Ancak, tüm müdahalere rağmen dün akşam kurtarılamadı. Yapılan ilk incelemelere göre Soner Çalışır'ın 'dan öldüğü anlaşıldı. Alınan kan örnekleri Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı'na gönderildi. Kesin ölüm nedeninin yapılacak laboratuvar incelemeleri ardından belirleneceği kaydedildi. Çalışır'ın cenazesi dün gece ailesi tarafından alınarak Ordu'nun Aybastı İlçesi’ne götürüldü. Burada Sağlık İl Müdürlüğü yetkilileri gözetiminde toprağa verildi.
605192
En iyi caz gitaristi seçildi
En iyi caz gitaristi seçildi Nardis Jazz Kulüp, yıldır sürdürdüğü Genç Caz Vokalisti yarışmasının ardından 19 Ekim Pazartesi akşamı, genç gitaristleri ilgilendiren, ödülü Sa2200 Yamaha caz gitar olan bir yarışma düzenledi. Yamaha, Senkop ve Dore Müzik'in de işbirliğiyle organize edilen yarışmaya ülkemizde yetişmiş en iyi genç gitaristleri katıldı. Alişah Deniz, Alper Yakın, Bilal Karaman, Cansun Küçüktürk, Fatih Özpolat, Kadir Evre, Onur Aymergen, Onur Mülayim, Uluç Büyükbeşe, Yurdal Çağlar isimli yarışmacılar ikişer parça çalarak gitar konusundaki hünerlerini sergilediler. Sarp Maden, Kamil Özler, Neşet Ruacan, Önder Focan, Okan Ersan, Sedat Ergin, Serdar Karabatı, Hakan Tüfekçi, Ünsal Dinçer ve Bülent Denli'den oluşan jüri tarafından performansı beğenilerek birincilik ödülüne layık görülen gitarist, Bilal Karaman oldu. İkincilik, üçüncülük ve dördüncülük ödülleri ise sırayla Kadir Evre, Onur Aymergen ve Onur Mülayim'e verildi. Yayın tarihi:
604750
Magandanın son kurbanı 3,5 yaşındaki Damla oldu!
Annesi tarafından farkedilen ve polis aracıyla hastaneye kaldırılan küçük kız, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Küçük Burçak'tan geriye ailesine sadece evde bulunan oyuncakları ile amcasının düğününde çekilmiş görüntüleri kaldı. Alınan bilgiye göre, Pursaklar Fatih Mahallesi Turgut Reis Sokak Lale Apartmanı 5. katta meydana gelen olayda; anne Nuray Üngör, kızı Burçak Üngör için mutfakta yemek hazırladı. Bu sırada mutfağa gelen küçük kız, annesine, "Anne düğünü izleyebilir miyim ?" dedi. Annesinden izin alan küçük Burçak, daha sonra balkona çıktı. Demirleri çuval ile kapatılmış balkondan düğüne bakmak isteyen Burçak, bu sırada açılan maganda kurşunuyla yere yığıldı. Gürültü ile balkona fırlayan anne Üngör, kızının kanlar içinde yerde yattığını gördü. Küçük kızı kucaklayan anne Üngör, feryatlar arasında kızını aşağı indirdi. Bu esnada sokaktan geçmekte olan bir polis olaya hemen müdahale etti. Polis memuru, Burçak'ı ekip otosuyla en yakında bulunan hastaneye götürdü. Ancak, küçük Burçak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kızının cenazesini Adli Tıp Kurumu'ndan almaya gelen baba Hasan Üngör olaya tepki gösterdi. Gözyaşları arasında kızının resmini öpüp resmi göğsüne bastıran baba Üngör, "Birinin düğünü olurken, birinin acısı oluyor. Biri bir yere giderken, diğeri başka bir yere gidiyor. Şuna bak 3,5 yaşında bu. Canım, aşkım, meleğim, herşeyim. Bu tür şeyler yaşanmasın başka canlar yanmasın artık." dedi. Küçük Burçak'ın, düğünü izlemek için balkona çıktığını söyleyen baba Üngör, "Düğün var diye kimse kapıya pencereye çıkmasın mı Düğün var diye kapıyı pencereyi kapatıp, kurşun geçirmez cam mı taktıralım." diyerek tepkisini dile getirdi. Üngör ailesinin, olayın ardından evi boşaltarak yakınlarının yanına gittiği öğrenildi. Küçük Burçak'tan geriye ise evde ailesiyle çekilen resimleri, oyuncakları ve amcasının düğününde çekilmiş görüntüleri kaldı. Aile yakını Yusuf Tiryaki ise küçük kızın balkondaki kan izlerini gösterirken, karşı apartmanın önündeki düğünden açılan ateş sonucu küçük kızın hayatını kaybettiğini kaydetti. Gözyaşlarını tutmakta zorlanan Tiryaki, "Binanın önünde kadar insan var. İnsanlar bilinçsizce, çocuklarının, eşlerinin eline silah verip, küçücük çocuğun hayatına son veriyor. Mutlu bir aileyi yıkıyorlar." diye konuştu. Polis ekiplerinin evde yaptığı incelemede, balkonun tavanında kurşun izlerine rastlerken, olay yerinden çok sayıda kovan toplandığı öğrenildi. Burçak Üngör'ün cenazesi toprağa verilmek üzere memleketi Kastamonu'ya görüldü. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
604162
Çikolata kaplı çubuk kraker
Ülker'in Biskrem markası, 'Bi'stik'i 'Çikolatası dışarı taştı, lezzeti boyunu aştı' sloganı ile tüketicilerle buluşturuyor. Yeni ürün, çikolatalı ve fındıklı olarak iki farklı lezzet çeşidiyle tüketicinin beğenisine sunuldu.
604066
Krizi düşük kâr ile aştı, Rusya'ya ek yatırım yapacak
Krizi düşük kâr ile aştı, Rusya'ya ek yatırım yapacak Farklı pazar arayışlarına yönelen Merinos Halı, düşük kar marjına ve yeniliğe ağırlık vererek krizi aştı. Krize rağmen halıda hedefleri büyüten firma, yüzde 10-15 büyüme hedefliyor GAZİANTEP (A.A) Dünyada makine halı üretiminde en büyük üçüncü firma olan Merinos Halı, kıtada, aralarında Avusturya, Japonya, Meksika, Kanada ve ABD'nin de bulunduğu 55 ülkeye yıl sonunda 85 milyon dolara yakın ihracat hedefliyor. Rusya'nın Rostov kentinde 50 milyon dolara halı fabrikası kuran şirket, bölgenin halı talebini karşılayacak önemli bir üs konumunda. Merinos Halı Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Erdemoğlu, dünyada geçen yıl başlayan ekonomik krizin üretim yapan bütün ülkeler gibi Türkiye'yi ve halıcılık sektörünü de etkilediğini belirterek, kapasitelerini artırmaya yönelik değişik pazar politikalarını piyasaya uygulayarak, daha düşük kar marjına, daha fazla ar-ge ve yeniliğe ağırlık vererek krizi aştıklarını söyledi. Şu anda halıda yüzde 95, mobilyada yüzde 80 kapasite ile çalıştıklarını dile getiren Erdemoğlu, kriz olmadığı zamanlarda, belirledikleri büyüme hedeflerini sürekli geçtiklerini belirterek, bu yıl ise büyüme planlarını revize ettiklerini bildirdi. Erdemoğlu, 'Büyüme hedefimiz yüzde 25-30 aralığındaydı, onu piyasa koşullarına göre revize ettik. Ama, halıda yüzde 10-15 arasında bir büyümeyi yine gerçekleştireceğiz' dedi. Erdemoğlu, 2010 yılında mevcut pazarlarındaki satış performanslarını artırmayı düşündüklerini ifade etti. Zenginler listesinde 88. sırada Türkiye'nin en zenginleri listesine 88. sıradan girdi. Türkiye'nin en büyük, dünyanın üçüncü büyük makine halısı üreticisi Merinos, Ekonomist dergisinin Türkiye'nin en zengin 100 kişi veya ailesi sıralamasına giren ikinci Gaziantepli firma oldu. Ekonomist dergisinin Türkiye'nin en zenginleri araştırmasında önceki yıllarda Gaziantep'ten yalnızca Konukoğlu ailesi yer aldı.
604678
Wolfsburg, kaleci Benaglio ile sözleşme yeniledi
Wolfsburg, kaleci Benaglio ile yeniledi ’ın ’ndeki rakiplerinden Wolfsburg, İsviçreli kaleci Diego Benaglio ile yeniledi. takımı Wolfsburg’un teknik direktörü Armin Veh, 26 yaşındaki file bekçisinin sözleşmesinin yıl uzatıldığını belirtirken, Benaglio’nun, 2013 yılına kadar takımda kalacağını bildirdi. Veh, "Takımın en önemli parçası" dediği Diego Benaglio ile sözleşme yenilemekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Milli Takımı’nın da formasını giyen Benaglio, Grasshoppers, VfB Stuttgart II ve Nacional takımlarının ağlarını korudu.
604032
Baykal'a randevu MGK'dan sonra
Baykal'a randevu MGK'dan sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "Ana muhalefet partisi liderinin MGK'ya katılması konusunu Baykal ile görüşeceğim" açıklaması, Ankara'daki randevu açılımına yeni bir boyut kazandırdı. Merak edilen ise görüşme talebi gelirse Baykal'ın kamera isteyip estemeyeceği. ABDÜLKADİR SELVİ ANKARA KULİSİ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, anamuhalefet liderinin MGK toplantılarına katılması yönündeki sözleri ve MGK'dan önce ya da sonra anamuhalefet liderini bilgilendirme isteğine ilişkin beyanları Ankara'da bir dalgalanmaya yolaçtı. Bütün gün Cumhurbaşkanı Gül'ün CHP lideri Baykal'ı arayıp aramadığı konusunu netleştirmeye çalıştık. Hem CHP hem de Çankaya cephesinden yaptığımız görüşmelerde MGK öncesinde Baykal'ın aranmadığı sonucuna ulaştık. Ancak bugün yapılacak olan MGK toplantısından sonra Baykal'ın Çankaya Köşküne davet edilmesi ihtimali gündemde. Cumhurbaşkanı Gül'ün MGK üyelerinin de görüşünü aldıktan sonra anamuhalefet liderini bilgilendirme yoluna gideceği yönünde bir kanaat mevcut. Bir süredir, "Mobese"li muhalefet uygulayan CHP Lideri Cumhurbaşkanı'nın davetine de kamera şartı koymazsa, bu görüşme gerçekleşecek. Çarşamba gününe dikkat. Devletin doruklarında kısa bir tur atınca, "Pes yani" sözünü sıkça duyuyorsunuz. Azerbaycan'ın tavrıyla ilgili bu sitem. Kıbrıs'ta Annan Planıyla ilgili oylama sırasında ünlü olmuştu, "Yes be annem!" sözü. Şimdi Ankara'daki havayı ise,"Pes yani" ile aktarmak mümkün. Cumhurbaşkanı Gül son ay içerisinde önemli görüşme yaptı. ABD Başkanı Obama, Frnsa Cumhurbaşkanı Sarkozy, Rusya Devlet Başkanı Medvedev ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile yaptığı görüşmelerde hep Yukarı Karabağ sorunu dile getirildi. Ayrıca Türk Dışişleri Ermenistan'la görüşmelerin her aşamasında Azerbaycan'ı bilgilendiriyor. Hem de açık ve gizli kanallardan. Kendisi kısa sürede Sarkisyan ile görüşme yapan Aliyev'in Türkiye'ye yönelik bu tavrı Ankara'da ciddi rahatsızlığa yol açtı. Medvedev'e telefon Cumhurbaşkanı Gül, Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev'i dün telefonla arayarak bir süre görüştü. Gül ile Medvedev'in, özellikle Kafkasya'nın istikrarı ve bu bölgede barışın hakim olması için kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdiği belirtildi. Gül görüşmede, Rusya'nın bölgedeki en belirleyici aktör olduğunu ifade etti. Medvedev de, Rusya'nın barış doğrultusundaki çaba ve katkılarının devam edeceğini bildirdi. Görüşmede, Türkiye ile Rusya arasında enerji alanındaki işbirliği de gündeme geldi. Köşk'ün teklifi tartışmaya değer Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ana muhalefet partisinin MGK'da yer alması önerisinin, üzerinde önemle durulması gereken bir konu olduğunu belirterek, "Ancak bir anayasa değişikliğine ihtiyaç olduğu da ortadadır. Ama bu değişiklik de bugünden yarına hemen gözükmüyor' dedi. TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ise Anayasa değişikliğine Meclis'teki çoğunluğun karar vereceğini belirterek, 'Önerinin etraflıca düşünülmesi gerekir' diye konuştu.
604425
İlk Hac kafilesi yola çıktı
İlk Hac kafilesi yola çıktıİlk hac adayı kafilesi, İstanbul Dış Hatlar Terminali'nden sabah saatlerinde dualarla ve gözyaşları içinde uğurlandı. Dış Hatlar Terminali'nde hac vazifelerini tamalamak üzere kutsal topraklara giden hacı adaylarıyla doldu. Havayolları uçağı ile bugün saat 08:00'da 'dan Medine'ye giden 439 kişilik ilk hacı kafilesi ve onları uğurlamaya gelen yakınları nedeniyle terminal giriş kapıları ve biniş bankosunda uzun kuyruklar oluştu. Hac vazifelerini yerine getirmekten mutluluk duyduklarını belirten hacı adayları ile ilgili olarak henüz bilgilendirilmediklerini söylerken 'den ayrılan hacı adayları ile yakınları arasında duygusal anlar yaşandı. Hacı adayları yakınları tarafından gözyaşları içinde uğurlandı. DOMUZ GRİBİ KORKUSU Domuz gribi korkusu nedeniyle bazı hacı adaylarının maske taktığı gözlendi. Domuz gribi aşısının Türkiye'ye yeni gelmesi nedeniyle hacı adayları aşı olmadan Suudi Arabistan'a hareket etti. Hacı adayları, kutsal topraklara gitmenin mutluluğunu ve heyecanını yaşadıklarını söylediler.
605647
Belgrad-Saraybosna arasında tren seferleri başlıyor
Sırp medyasında, her iki ülkenin demiryolları yetkililerinin, Belgrad ile Saraybosna arasında doğrudan trenle ulaşımın 13 Aralık'tan itibaren yeniden başlaması konusunda uzlaştıkları kaydedildi. Belgrad-Saraybosna tren ulaşım süresi 8.5 saat olarak öngörülürken, tek yön bilet fiyatının 25 Avro olacağı da açıklandı.
605639
Davutoğlu Meclis'i Bilgilendirecek
Davutoğlu Meclis'i Bilgilendirecek Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, yarın (21.10.2009) Türkiye Ermenistan ilişkileri konusunda Meclis'i bilgilendirecek. Ahmet Davutoğlu'nun Meclis Genel Kurulu'nu bilgilendirmesinin ardından görüşme açılacak. Siyasi parti grupları da görüşlerini açıklayacak. Türkiye-Ermenistan protokolü, 10 Ekim'de Zürih'te iki ülke dışişleri bakanları tarafından imzalanmıştı. Türkiye, protokolün yürürlüğe girmesinden önce Yukarı Karabağ sorununun çözüme kavuşturulmasını istiyor.
604357
09:24 Çin'de 2.domuz gribi salgını
'de 2. salgını 'de ikinci bir salgının başladığı bildirildi. Çin Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi'nin baş epidemiyoloji uzmanı Zeng Guan, son salgının öncekinden daha geniş alanı kapsadığını ve daha hızlı yayıldığını belirtti. Zeng, China Daily gazetesine verdiği demeçte, mevsimin değişmesiyle birlikte tipi gribi salgınının kuzey yarımkürede, güneye göre daha hızlı yayıldığını söyleyerek, şu anda bir günde tespit edilen vaka sayısının geçen ayın 10 günlük rakamına eşit olduğuna dikkati çekti. Çin'de şu ana kadar 26 bin 300'den fazla domuz gribi vakası tespit edildi. Yetkililer bunların yüzde 86'sının iyileştiğini açıkladı. Sadece geçen eylül ayında tespit edilen vaka sayısı 17 bini aştı. Zeng, bu vakaların genellikle ülkenin orta ve batı kesimindeki küçük ve orta büyüklükteki şehirlerde görüldüğüne işaret ederek, vakaların artması durumunda bu şehirlerdeki hastanelerin yeterli olamayacağı uyarısında bulundu. yetkili domuz gribiyle mücadelede ağırlığın yurt dışından gelebilecek vakaların önlenmesi yerine, az gelişmiş yerlerdeki imkanların genişletilmesine kaydırılması gerektiğini savundu. ÖĞRENCİLERİN TAMAMI AŞILANIYOR Çin'de şu ana kadar 300 binden fazla kişiye domuz gribi aşısı yapıldı ve bunlardan 150'sinde kabartı, ateş, ağrı, kusma ve bitkinlik gibi tepkiler görüldü. Başkent 'de bugünden itibaren bütün ilk ve ortaokul öğrencilerine ücretsiz aşı yapılacak. Devlet Gıda ve İlaç İdaresi geçen cuma günü 17 milyon 600 bin doz aşının kullanıma girmesine izin verdi. Söz konusu birim tarafından yerel firmaya aşı üretimi için lisans verildi. Çin'de domuz gribinden şu ana kadar biri Ekimde Tibet'te 18 yaşında bir kadın, geçen cuma günü de Çinghay'da 43 yaşında bir kadın olmak üzere kişi öldü.
604084
Robot eliyle hayata dokundu
Robot eliyle hayata dokundu İtalyan ve İsveçli bilim insanlarından oluşan bir ekip, dünyanın ilk hissedebilen yapay elini geliştirmeyi başardı. Yapay el, kanser nedeniyle elini kaybetmiş 22 yaşındaki Robin af Ekenstam isimli bir hastaya takıldı. Araştırmacılar, yapay elin sinir uçlarına küçük elektronik sensörlerle bağlanarak çalıştığını belirtiyor. Yapay el, sadece gerçek insan eli hareketlerini taklit etmekle kalmıyor, aynı zamanda kullanıcıya dokunma hissini de veriyor.
603996
ETA’ya siyasi lider dayanmıyor!
’ya siyasi lider dayanmıyor! Aitor Elizaran Aguilar ’nın kuzeyindeki Bask bölgesinin bağımsızlığı için mücadele eden ve AB örgütleri listesinde bulunan ’nın siyasi kolunun sorumlusu olarak gösterilen Aitor Elizaran Aguilar’ın, ’nın güneyinde dün yakalandığı bildirildi Çalıntı bir araçla seyir halindeyken durdurulan Aguilar’ın, beraberindeki üyesi Ohiana San Vicente ile birlikte silahlı olarak yakalandığı belirtildi. ETA’nın “1 numaralı adamı” olarak gösterilen “Thierry” lakaplı Francisco Javier Lopez Pena’nın 2008’in mayıs ayında yakalanmasının ardından, “Txeroki” adlı Garikoitz Azpiazu’nun örgütün liderliğine geçtiği, “onun da 2008 aralık ayında yakalanmasından sonra yeni sorumlunun Aguilar olduğu ifade edildi.
604255
DTP tahrikten sakınmalı
Taha Akyol ObjektifDTP tahrikten sakınmalı tabanının duygularını anlamak mümkün. Onlar her “” denildiğinde dağdaki çocuklarının hayat endişesini yaşıyorlar. Dağdan inme tamamen gerçekleşirse bu endişeler gidecek, ana babalar çocuklarına kavuşacak. Sevinç gösterileri bu açıdan normaldir. Bunun siyasi ajitasyona dönüştürülmesi ise, “barış”ın ifadesi olmaz, yeni bir siyasi husumetin tahrik edilmesi olur! Silahlı ajitasyon olmadı; al sana siyasi ajitasyon! Bu kafayla hareket edilirse barışa değil, ’ün deyimiyle, “kitlelerin birbirini boğazlaması”na hizmet edilir! Bu ülkede yaşayan hiç kimse unutmasın ki, 1908’de “” ilan edildiğinde de dağdan inen çeteler çok daha büyük sevinç gösterileriyle karşılanmış, herkes birbiriyle kucaklaşmış ama çok geçmeden kan gövdeyi götürmüştü. çıkmaza girdi Önce şunu görmek lazımdır: Öcalan durup dururken barış havarisi olmadı. Öcalan’ın 31 Temmuz’da avukatlarına yaptığı açıklamalarda bırakın dağdan inme anlamında bir şeyler söylemeyi, önerdiği “yol haritası”nı kabul etmesi için ’yi tehdit ediyordu: 40 milyon Kürdün ayağa kalkacağını, Fransız İhtilali’nde olduğundan daha çok kan akacağını söylüyor, “Ordu kendine güvenmesin, ordu da ortada kalmaz, dağılır gider” diye konuşuyordu! (Milliyet, 17 Ağustos 2009) Ondan sonra hükümet hiçbir şekilde PKK’nın muhatap alınmayacağını açıkladı. 18 Eylül’de sınır ötesi operasyon için Meclis’ten yetki verilmesini istedi, Meclis Ekim’de sınır ötesi operasyon tezkeresini kabul etti. Öcalan’ın çağrısı” Genelkurmay’ın sınır ötesi yetki talebinden bir ay, Meclis’in tezkereyi kabulünden iki hafta sonradır. Öcalan’ı bu girişime iten, silahlı mücadelenin çıkmaza girmesidir. PKK etrafındaki çember gittikçe daralmaktadır. ve ’la Türkiye’nin geliştirdiği ilişkiler, ’nin yeni politikası, ’da PKK’ya karşı operasyonlar “silahlı ajitasyon” siyasetinin nasıl çıkmaza girdiğini gösteren birkaç örnektir. Bugünkü dünya silah dünyası değildir; güvenlik, demokrasi, ticaret dünyasıdır! Hapisteki ’ya veren Avrupa, artık DTP’ye “PKK’dan uzak durun!” diyor. Siyasi ajitasyon Elinde silahla çıkmaz sokakta sıkışan PKK insanların heyecanını “siyasi ajitasyon”a dönüştürerek bunu siyasi zafer gibi göstermek istiyor. PKK’nın siyasi partisi DTP buna alet oluyor. DTP’liler bu tahriklere uzun süre alet olursa, dağdan inenleri veya Mahmur’dan gelenleri bir şehirden öbür şehre, bu mitingden mitinge taşıyarak “siyasi ajitasyon”larla ortamı daha fazla gererlerse, bundan herkes büyük zarar görür. Öyle bir husumet zemininde demokrasiyi, kardeşliği geliştirmek, ‘’ı yürütmek mümkün olmaz. Hiçbir demokratik hükümet bir politikayı halka rağmen uzun süre yürütemez. Türkiye’nin büyük çoğunluğunu “ajite” ederek barış da olmaz, açılım da... Sağduyu ve itidal; kan istemeyen herkese lazımdır. DÜZELTME: Dünkü yazımda ’da terörle ilişkisinden dolayı kapatılan partinin adını sehven Sin Fein yazmışım; doğrusu, birçok defalar yazdığım gibi, Herri Batasuna‘dır. de 30 Haziran 2009 günlü kararıyla bu partiyi ’nın terör stratejisinin aleti” (instruments of ETA’s terrorist strategy) olarak nitelemiş ve kapatma kararını haklı bulmuştur.
605181
Sülük yıllık soygunu aydınlattı
Sülük yıllık soygunu aydınlattı Avustralya'da polis, suç mahallinde bulduğu sülükteki kan sayesinde yıl önce yapılan soygunu çözdü. Hobart Mercury gazetesinin haberine göre, Tazmanya'nın kırsal kesiminde bir çiftlikte yıl önce iki kişi tarafından soyulan yaşlı bir adamın evine gelen polisler, adli tıp incelemesi sonunda tek kanıt olarak buldukları sülüğü alıp gittiler. Soyulan evin ahalisi ve polislerde sülük ısırığı olmadığından soyguncuları yakalamak için sülükteki kanın DNA analizinin tek çare olduğunu düşünen polislerin haklılığı yıl sonra ortaya çıktı. Sülükteki kanın, uyuşturucu bağlantılı bir suçtan tutuklanan Peter Alec Cannon adlı bir zanlının kanıyla uyuşmasının ardından 54 yaşındaki Cannon mahkemede 2001'deki silahlı soygunu itiraf etti.
604112
"MGK'ya katılmalılar" önerisine CHP soğuk
"MGK'ya katılmalılar" önerisine CHP soğuk "MGK'ya katılmalılar" önerisine CHP soğuk 20.10.2009 Cumhurbaşkanı'nın "MGK'ya ana muhalefet partisi de girsin" önerisi, CHP'yi memnun etmedi. Baykal konuyu grupta değerlendireceklerini belirtirken, CHP'li Onur Öymen "Öneriye sıcak bakmıyoruz" dedi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün TRT'de katıldığı programda 'ana muhalefetin de MGK'da temsil edilmesi önerisi sieyasette yeni bir tartışma yarattı. Ana muhalefet partisi CHP'den gelen ilk sinyaller ise, öneriye sıcak bakılmadığı yönünde. CHP lideri Deniz Baykal dün Antalya'dan ayrılışı sırasında gazetecilerin konuya ilişkin sorularını yanıtlarken, konuyu bugünkü CHP grubunda değerlendireceklerini söyledi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ise MGK'nın hükümetin ve askerlerin katıldığı, devlet hakkında gizli konuların görüşüldüğü, görüşmelerin içeriği hakkında bir açıklama yapılamayan bir kurum olduğunu belirtirken, muhalefetin görevinin her şeyi en açık şekilde duyurmak olduğuna dikkat çekerek "Muhalefetin gizli görüşmeler yapan bir kurumun parçası haline getirilmesine sıcak bakmıyoruz" dedi. Öymen, devlet hakkında gizli konuların ele alındığı MGK görüşmelerinin şeffaf hale getirilmesinin de mümkün olmadığını vurgulayarak "Bu durumda orada görüşülen konular, alınan kararlar muhalefet tarafından da benimsenmiş gibi olacak" diye konuştu. MGK'da görüşülen konuların dışarıya anlatılmasının da suç olduğunu vurgulayan Öymen, Cumhurbaşkanı Gül'ün CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a MGK'da görüşülen konular hakkında bilgi vermesinin de yasal olarak mümkün olmadığını kaydetti. Öymen, bu önerinin Başbakan Erdoğan'ın "açılım' konusunda Baykal ile yapacağı görüşmenin kayda alınması isteği yüzünden gerçekleşmemesi durumunda buna bir alternatif olarak düşünülmüş olabileceğini dile getirdi. CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü ise MGK'nın statüsü değiştirilmeden içeride muhalefet liderlerinin bulunmasının bir şey değiştirmeyeceğine dikkat çekerek şunları söyledi: "İçeride muhalefet şerhi konamayacaksa bu demokrasinin ruhuna aykırıdır. Bana çok romantik geldi. Herhangi bir sorunu çözmez." BAKAN BİLGİ VEREBİLİR CHP'li Şahin Mengü, MGK kararlarıyla ilgili ana muhalefet partisine bilgi verilecekse bunu ya yetkili bir bakanın veya MGK Genel Sekreteri'nin yapabileceğini belirtti. AK Parti İzmir Milletvekili İbrahim Hasgür, CHP lideri Baykal'ı geçmişte sergilediği tutum ve davranışlarından dolayı MGK'ya layık bir lider olarak görmediğini belirtirken AK Parti İstanbul milletvekili Mehmet Domaç Anayasa'nın buna uygun olmadığına işaret ederek, Türkiye'de muhalefet partilerinin düşüncelerini çok kolayca açıklayabilecekleri bir ortam bulunduğunu söyledi. İLİŞKİLİ HABERLER "MGK'ya katılmalılar" önerisine CHP soğuk
605421
Tansiyon ilaçlarıyla ilgili düzenleme
Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (Saydan, yaptığı yazılı açıklamada, 12 Ekimde yayımlanan ve dün uygulanmaya başlayan genelgenin, tüm yurtta ilaç ve eczacılık hizmetinin sunumunda krize neden olduğunu belirtti. Özellikle, raporları olsa dahi tansiyon hastalarının 100'ü aşkın ilacının sadece kardiyolog, nefrolog ve endokrin uzmanları tarafından yazılması şartının ''vatandaş ve eczacıları çileden çıkardığını'' iddia eden Saydan, SGK'nın, vatandaşların ve eczacıların tepkisi karşısında genelgenin bazı maddelerini erteleme kararı aldığını ifade etti. ''SGK'nın genelge yayımlarken sonuçlarını düşünmeden düzenlemelere gittiğini'' kaydeden Saydan, tansiyon ilaçlarıyla ilgili uyarıda bulunmalarına rağmen zamanında geri adım atılmadığı için dün ilaç yazdırmak isteyen vatandaşlarla eczacıların karşı karşıya bırakıldığını savundu. Saydan, ''İlaçlarını alamayan ve hastane hastane gezerek ilgili uzman hekimleri arayan vatandaşlarımız tepkilerini Sosyal Güvenlik Kurumuna da bildirmiş, gerek eczacılarımızın gerekse vatandaşlarımızın tepkisiyle genelgenin ilgili maddesi ertelenmiştir'' ifadesini kullandı. Söz konusu genelgeyle ayrıca 10 Kasımda uygulamaya geçecek, SGK'nın bütün ilaçlarda kimyasal ve bioeşdeğer olanını değil, tedavi grubuna göre benzer etkide olan herhangi bir ilacı verebileceğine ilişkin maddenin de ertelendiğini bildiren Saydan, ''Ancak bu ertelemeler, aynı sorunun ileri bir tarihte yeniden yaşanacağını göstermektedir. Hiçbir şekilde çözüm değildir'' dedi. Saydan, SGK'nın ivedilikle bu düzenlemeden vazgeçmesi gerektiğini savundu.
605043
Rijkaard: "Altyapıdan Arda çıkarmak zor"
teknik direktörü Frank Rijkaard, altyapıdan Arda Turan gibi oyuncular çıkarmanın çok zor olduğunu söyledi. Galatasaraylı Yönetici ve İşadamları Derneği (GSYİAD) tarafından Florya Metin Oktay tesisleri içinde yaptırılan Futbol Akademisi hizmet binası törenle açıldı. Törene kulüp başkanı Adnan Polat, futbol şubesi sorumlularından Haldun Üstünel, teknik direktör Frank Rijkaard, takım kaptanı Arda Turan ve 1905 GSYİAD Başkanı M.İsmail Sarıkaya'nın yanı sıra altyapı oyuncuları ile antrenörleri katıldı. Florya Metin Oktay tesislerinde bulunan tüm branşların faydalanabileceği binanın açılışında konuşan Polat, "A takım çok önemli, ama altyapıdan takıma oyuncu vermek çok daha önemli. bunun liderliğini yapıyor" dedi. Polat, "altyapıdan şu anda takıma çıkan altı oyuncumuz var. Öyle bir yapıya gelmeliyiz ki, 'daki tüm Türk oyuncuları altyapıdan yetiştirmemiz lazım. Bunun en güzel örneği Barcelona. Onlar da bu düşünce yapısına sahipler" diye konuştu. Teknik direktör Frank Rijkaard, bugün için takımın çok önemli olduğunu ancak altyapıların da büyük önem taşıdığını belirtti. Hollandalı çalıştırıcı, "onların zinde olması, en iyi şekilde takıma gelmeleri için bu tesisler çok önemli. Ekonomik olarak da, taraftarlar için de altyapıdan takıma çıkması önemli. Bunun en güzel örneğini Arda olarak verebiliriz. Kendisi çok büyük bir futbolcu. GSYİAD'a çok teşekkür ediyorum" dedi. Rijkaard, "en büyük dileğim, Arda gibi oyuncuların altyapıdan yetişmesi. Bu biraz zor ama umarım yetişecektir" şeklinde konuştu. altyapısından yetişen bir futbolcu olarak GSYİAD'a teşekkür eden kaptan Arda Turan da, "bu tesis, uzun yıllar buradan yetenekli futbolcular çıkmasında etkili olacaktır. Kulübümüzün değerli, duyarlı taraftarlara ihtiyacı var" dedi. Binanın yapımını üstlenen derneğin başkanı Sarıkaya ise beş önce bu projeyi yapmayı tasarladıklarını ve bugün bitirdiklerini anlatarak, tesisin Florya'da yapan bütün sporcuların hizmetinde olduğunu bildirdi.
604177
Lüks otomobil fiyatına Arap tayı
Veliefendi Hipodromu'nda satışa çıkartılan taylardan en çok ilgiyi gören 'Uçanok' isimli Arap tayı 150 bin liraya alıcı buldu. Ramazan Kaya adlı bir işadamının aldığı tay yaklaşık bir yıllık eğitiminden sonra yarışlara katılacak. Taylara ilginin beklediklerinden az olduğunu söyleyen yetkililer, 100 bin liranın üzerinde bekledikleri ortalamanın 80 bin TL'de kaldığını belirtti.
605075
"İstanbul'da 235 domuz gribi vakası var"
"'da 235 vakası var" 'da televizyondan eğitim verilecek İlk hac kafilesi aşısı olmadan gitti 'de ikinci domuz gribi dalgası başladı Valisi "İstanbul'da 235 domuz gribi vakası var" açıklamasında bulundu. İstanbul de, kentteki herhangi bir okulda domuz gribi salgını veya hastalığın yayılmasının söz konusu olmadığını bildirdi. Müdürlükten yapılan yazılı açıklamada, İstanbul'da "İnfluenza (H1N1)" pozitif vakalarının 30 Nisan-20 Ekim arasında 245 kişide tespit edildiği belirtildi. Açıklamada, 18 yaş altı grupta da zaman zaman pozitif vakalara rastlandığına dikkat çekilerek, herhangi yayılma olasılığına karşı İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile iş birliği yapıldığı ve gerekli tedbirlerin alındığı vurgulandı. Tespit edilen vakaların genel durumlarının iyi olduğu, yakından takip edildikleri ve tedavilerinin yapıldığı ifade edilen açıklamada, bugün itibari ile İstanbul'da hastanede takip edilen vakanın bulunmadığı kaydedildi. Açıklamada, "Herhangi bir okulda durumu ve hastalık yayılması söz konusu değildir" denildi
604830
Megan Fox hayranlarını üzdü GALERİ
Megan Fox hayranlarını üzdü Megan Fox bir çok kişi için şu an dünyanın en seksi ve güzel kadını. angelina Jolie'yi bile anketlerde geçertek numaray oturan Fox, onu hep seksi ve gösterişli görmeye alışmış olan hayranlarını üzdü. Scream Awards ödül türenine katılan ve Trnasformers filmindeki rolüyle bir de ödül alan Megan Fox, hanımhanımcık tavırları, sade elbisesi ve toplu saçlarıyla herkesi şaşırttı.
604358
Almanya'daki Azeriler, "Ermenistan açılımından" kaygılı..
'daki Azeriler, açılımından" kaygılı.. 'da faaliyet gösteren üç Türk ve Kafkas derneği Dağlık 'daki işgale son vermeden protokolün 'den geçmesi tamiri zor yaralar açar” dedi. 'nin Ermenistan ile ilişkilerin normalleşmesi yönünde protokol imzalaması 'da yaşayan Azerileri de tedirgin etti. Hamburg'da faaliyet gösteren Medeniyetler Derneği Başkanı Azer Rövşan, Almanya-Azerbaycan Kültür Derneği Başkanı Halil Mehmetov, Kültür Derneği Başkanı Kırgız Soysever ve Almanya Atatürk Kültür Merkezi Başkanı Selçuk Han düzenledikleri ortak basın toplantısında, “Türkiye'nin Azerilere verdiği sözü tutmasını bekliyoruz. Ermenistan Dağlık Karabağ'daki işgale son vermeden protokolün TBMM'den geçmesi tamiri zor yaralar açar” dediler. “İÇİŞLERİNE KARIŞMIYOR, HASSASİYETİMİZİ DİLE GETİRİYORUZ” Rövşan, “Türkiye'nin içişlerine karışmak gibi bir gayemiz yok. Sadece hassasiyetimizi dile getiriyoruz. Bizlerde kendimizi Türk olarak görüyoruz. Bu nedenle hep Türkiye ve Azerbaycan için 'bir millet, iki devlet' diyoruz. Ermenistan ile yapılan protokol öncesi ve sonrası Başbakan Erdoğan, protokolün yürürlüğe girmesinin Ermenistan işgal güçlerinin Karabağ'dan çekilmesine bağlı olduğunu söyledi. Bu söz mutlaka tutulmalı. Hiç kimse Hocalı katliamını unutmamalı” dedi. Selçuk Han, Türkiye'nin ve AB'nin baskısıyla protokolü imzaladığını ileri sürerek, “Türk halkının büyük çoğunluğu ve Azeri soydaşlarımızın bu protokole endişe ile bakıyor. Ön şart Ermenistan'ın Karabağ'dan çekilmesi olmalıydı” diye konuştu.
604092
Yılın Başkanı
Yılın Başkanı Orijinal Adı: Man of The Year Yön: Barry Levinson Oyuncular: Robin Williams, Christopher Walken, TV 20.15 Politika programının huysuz sunucusu Tom Dobbs kariyerini, talk şovlarında politikacıları taşlayarak yapmıştır. Şamata için başkanlığa adaylığını koymaya karar verir. Araştırmacı-gazeteci bilgisayar oylama hatasının Dobbs'a zaferi kazandırdığı haberini ele geçirir. Başkanın göreve başlayış konuşması yaklaşmaktadır.
604385
Toyota Raikkonen'den cevap bekliyor
gelecek sezon için teklif yaptığı Fin pilot Kimi Raikkonen'den cevap bekliyor. -- 'nın motorsporları başkanı John Howett, Raikkonen'e gelecek sezon için teklif yaptıklarını ancak Fin pilotun menajerlerinin daha yüksek bir para istediğini söyledi. Howett, Grand Prix'sinden sonra yaptığı açıklamada, "oyun oynayacak durumda değiliz. Teklifimizi net olarak masaya koyduk ve bizce hiç de fena bir teklif değil" dedi. Howett, 2007 dünya şampiyonu Raikkonen ile iyi bir ekip olabileceklerini belirterek, "ona hızlı ve rekabet edebilecek bir araç verebiliriz" diye konuştu. 2002'de Formula 1'e giren harcadığı büyük paralara rağmen şu ana kadar yarış kazanamadı. Gelecek yıl başa oynayacak bir yakımda takımda mücadele etmek istediğini açıklayan Raikkonen, Abu Dabi'deki 2008'in son yarışından sonra 'deki yerini Fernando Alonso'ya bırakacak.
605304
İran ile Batı arasındaki uranyum görüşmeleri ertelendi
ile Batı arasındaki görüşmeleri ertelendi ’ın, yakıt (zenginleştirilmiş uranyum) ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak ve (UAEK) ile yürüttüğü görüşmeler, bugün yapılan bir saatlik toplantının ardından süre belirtilmeden ertelendi. Görüşmelere ev sahipliği yapan ’nın ’daki merkezinde bir araya gelen taraflar, basına kapalı yaptıkları bir saatlik toplantının ardından, herhangi bir açıklama yapmadan salonu terk etti. UAEK yetkilileri, tarafların hükümetleriyle istişarelerde bulunmak üzere görüşmelere ara verildiğini belirtmekle yetindi. Yetkililer, İran, ABD, Rusya, Fransa ve UAEK arasında dün öğleden sonra başlayan görüşmelere bugün devam edilebileceğini de söyledi. İRAN’IN YAKIT İHTİYACI İran’ın Natanz nükleer tesislerinde yüzde oranında zenginleştirebildiği 1.200 kg uranyumu yüzde 20 oranında zenginleştirmek üzere Rusya’ya vermek istemesiyle başlayan sürece ABD ve Fransa’nın da müdahil olması üzerine tarafların Viyana’da bir araya gelmesi kararlaştırılmıştı. İran kaynakları, Rusya’da zenginleştirilecek uranyumun Fransa tarafından nükleer yakıta dönüştürüldükten sonra Tahran’daki araştırma reaktöründe kullanılmak üzere İran’a iade edileceğini belirtiyor. Görüşmelerin dünkü ilk oturumunun ardından ev sahibi UAEK’nın başkanı Muhammed El Baradei’nin, “Olumlu bir başlangıç oldu ve yarın görüşmelere devam edilecek” şeklindeki kısa açıklaması dışında taraflar herhangi bir açıklama yapmadı. Tarafların bugün bir araya gelip gelmeyeceği kesin olarak bilinmiyor. UAEK kaynakları görüşmelerin yarın da devam etmesinin öngörüldüğünü bildirdi.
604811
13:20 Ergenekon partisi kuruluyor
partisi kuruluyor Barosu avukatlarından Tarcan Ülük, kısa adı ER Parti olan Partisi’ni kurmak için çalışmalara başladıklarını bildirdi. Ülük, düzenlediği basın toplantısında partinin çalışmaları hakkında bilgi verdi. "Ergenekon, ’Ne mutlu Türk’üm’ diyen herkesin övünç duyduğu değerler manzumesinin simge adıdır" diyen Ülük, partinin kuruluş işlemlerini 29 Ekim’e yetiştirmeyi hedeflediklerini söyledi. Kuracakları partinin diğer partilerden temel farklılıkları bulunduğunu anlatan Ülük, "ER Parti’nin manevi lideri olarak kabul edilmiştir. ER parti bu nedenle lidere dayanan bir parti olmayacaktır. Zira bir lidere ihtiyaç duymamaktadır. Manevi liderin izinden gidecek kadrolara ihtiyaç duymaktadır sadece" dedi. Ülük, ER Parti logosunun neslinin tükendiği sanılan yeniden Anadolu’da görülen özgürlüğü simgeleyen "Anadolu Parsı" olarak belirlendiğini bildirdi.
604111
Ankara'da 'gönül alma' buluşması
Ankara'da 'gönül alma' buluşması Şenol ATEŞ CHP lideri Baykal, Erdoğan'ın, Türkiye'nin birliğinden söz ederken adını saydığı Sabahat Akkiraz ile telefon görüşmesinin ardından Ankara buluşmasına hazırlanıyor. Sanatçı Akkiraz, Ankara'da Anadolu Gösteri Merkezi'nde vereceği konser için Cumartesi günü Ankara'da olacak. CHP lideri Baykal, sitemini aldıktan sonra telefonda özür dilediği sanatçı ile yüz yüze görüşmek ve gönlünü almak için konsere gidecek. Baykal, konser sonrası kulise giderek sanatçıya olan sevgi ve saygısını sunacak. Baykal'ın telefonda dile getirdiği özürü, Akkiraz'ın yüzüne de söylemesi bekleniyor. Baykal, sanatçı Sabahat Akkiraz'ın, "CHP'ye görüş olarak daha yakınım. Ama Deniz Baykal benim ismimi hiç zikretmedi" değerlendirmelerini öğrenir öğrenmez şu değerlendirmeyi yapmıştı: "Sabahat Akkiraz benim çok değer verdiğim ve çok zevkle dinlediğim bir sanatçı, sade bir yorumcu değil. değerlendirmesini görünce itiraf edeyim hem şaşırdım hem üzüldüm, hem memnun oldum. Telefonda kendisine de bu duygularımı açtım. Çok onur duyduğumu, kendisini bizlere yakın hissettiği için çok mutluluk duyduğumu söyledim ve teşekkür ettim."
605334
Alanya'lı gazetecilerin Bakü ziyareti ertelendi
AGC Başkanı Mehmet Ali Dim, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce kardeşlik protokolü imzaladıkları Bakü Parlamento Muhabirleri Derneği yöneticilerinin AGC yönetiminden kişiyi Azerbaycan'a davet ettiğini ancak gezinin gerçekleşmesine bir hafta kala ziyareti ertelemelerinin istendiğini söyledi. Bakü Parlamento Muhabirleri Derneği Başkan Yardımcısı Hatayi Azizov'un kendisini telefonla aradığını belirten Dim, Azizov'un son dönemde yaşanan gelişmeleri hatırlatarak, yaşanabilecek olumsuzluklara karşı gezinin ertelenmesinin uygun olacağını söylediğini ifade etti. Dim, ''Biz de bu uyarıyı dikkate alarak ziyaretimizi erteledik'' dedi. Azerbaycan ve Azerbaycanlılarla ilgili olumlu düşüncelerinin hiçbir zaman değişmeyeceğini kaydeden Dim, ''İnanıyorum ki Azeri halkı ve gazetecileri de bizimle aynı duygular içerisindeler. Geçici bir sıkıntı yaşanıyor ve bu sıkıntıların aşılarak ilişkilerimizin eski günlerine döneceğine inancım tamdır'' diye konuştu. Dim, Azerbaycan'a ziyaretin ne zaman gerçekleşeceğini bilmediğini, karşı taraftan gelecek istek sonucunda belli olacağını sözlerine ekledi.
605562
Ankara'da elektrik kesintisi
Ankara'da elektrik kesintisi Yıllık periyodik işletme, bakım, onarım ve tesis çalışmaları nedeniyle 23 Ekim Cuma günü Ankara'nın bazı yerlerinde elektrik kesintisi uygulanacak. Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş'den yapılan açıklamaya göre, 23 Ekimde, Çankaya'da Çetin Emeç Bulvarı Çevre Yolu Sitesi eski 2, 4. sokaklar ve civarı, Gölbaşı'nda Taşpınar Mahallesi Atakent Sitesi TR bölgesi, Polatlı'da Sazılar, Ömerler, Yeniköseler, Karacaahmet, Gençali, Beylikköprü köyleri, Yörükler, Çağlayık mahalleleri ve KNAF Madencilik, Polimteks Madencilik, Yüksel Kardeşler Madencilik ile 3. şahıs tarımsal sulama aboneleri 09.00-14.00 saatleri arasında elektrik alamayacak. Mamak'ta Şahintepe Mahallesi 5. Cadde, 85, 96, 4. sokaklar, Misket Mahallesi 4. Cadde 16, 15, 17 ve 39. sokaklar ve civarına 10.00-15.00 saatleri arasında elektrik verilemeyecek.
604042
Akman talimatla ifade verdi
Akman talimatla ifade verdi HABER MERKEZİ Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Zahid Akman, Almanya'daki Deniz Feneri e.V. Derneği soruşturmasını yürüten Frankfurt Bölge Mahkemesi Savcılığı'nın talebi doğrultusunda, dün talimatla ifade verdi. Avukatı ile akşam saatlerinde Ankara Adalet Sarayı'na gelen Akman'ın ifadesi, Savcı Mehmet Taştan ve Savcı Harun Kodalak tarafından alındı. Akman'ın, Alman makamlarının sorulmasını istediği yaklaşık 40 soruya cevap verdiği öğrenildi. Bu arada adli yardımlaşma çerçevesinde, Frankfurt Savcılığının talebi doğrultusunda bugüne kadar yurt genelinde 60 kişinin ifadesine başvurulduğu öğrenildi.
604478
"Bacaklarınız titreyebilir"
"Bacaklarınız titreyebilir" Rumen Dinamovisti.ro sitesine konuşan Gica Mihali, “Galatasaray’da birçok uluslararası yıldız var. Elano’nun bile yedek oturmasına rağmen takımın neler yapabildiğini gördüm. Her yönden atak yaptılar ve birçok pozisyon buldular” diye konuştu. Ali Sami Yen Stadı’nın atmosferinden oldukça etkilendiğini ifade eden Rumen antrenör, şöyle devam etti: "Taraftarlar rakip üzerinde çok büyük baskı kuruyor ve oyunu etkileyebiliyor. Eğer bu atmosfere hazırlıklı ve güçlü değilseniz, sahada bacaklarınız titreyebilir." Mihali ayrıca teknik direktör Ion Marin için G.Saray’ın zayıf yanlarını da not aldığını ifade etti.
605306
Sülük yıl önceki soygunu aydınlattı
Sülük yıl önceki soygunu aydınlattı ’da polis, suç mahallinde bulduğu sülükteki kan sayesinde yıl önce yapılan soygunu çözdü. Hobart Mercury gazetesinin haberine göre, ’nın kırsal kesiminde bir çiftlikte yıl önce iki kişi tarafından soyulan yaşlı bir adamın evine gelen polisler, adli tıp incelemesi sonunda tek kanıt olarak buldukları sülüğü alıp gittiler. Soyulan evin ahalisi ve polislerde sülük ısırığı olmadığından soyguncuları yakalamak için sülükteki kanın DNA analizinin tek çare olduğunu düşünen polislerin haklılığı yıl sonra ortaya çıktı. Sülükteki kanın, bağlantılı bir suçtan tutuklanan Peter Alec Cannon adlı bir zanlının kanıyla uyuşmasının ardından 54 yaşındaki Cannon mahkemede 2001’deki silahlı soygunu itiraf etti.
605270
Alt ve orta gelir grubu evleri arasında fark yok
Toplu Konut İdaresi Başkanı Erdoğan Bayraktar, alt gelir grubuna yönelik konutlarda kalitenin düşük olduğu eleştirilerine ilişkin ''En alt gelir grubuna yaptığımız konutlar ile orta gelir grubuna yaptığımız konutlar arasında kalite açısından en ufak bir fark yok'' dedi. Bayraktar, NTV canlı yayınında soruları cevapladı. TOKİ Başkanı, sözkonusu eleştiriler hakkında soruyu yanıtlarken, bu yöndeki eleştirilere kesinlikle katılmadığını belirtti. Bayraktar, ''Bizim en alt gelir grubuna yaptığımız konutlar ile orta gelir grubuna yaptığımız konutlar arasında kalite açısından en ufak bir fark yok'' dedi. Bayraktar, maddi durumu iyi olmayan kesime yapılan konutların metrekaresinin düşük olduğunu, bu nedenle mimari fark bulunduğunu, ancak aynı kalitenin korunduğunu anlattı. Emlak piyasasına yönelik 2010 yılı öngörüsünün sorulmasına karşılık da Bayraktar, ''Biraz pik yapar duruma gelir ama çok fazla da düzeleceğini öngörmüyorum. Hafif, biraz canlanacak'' dedi. Seyrantepe Projesiyle ilgili bir soru üzerine, ihaleyi alan firmanın şantiyeleri kurduğunu, bir kaç gün içinde inşaatın başlayacağını belirterek, ''İnşallah 11 ay içinde bitecek'' diye konuştu. Bayraktar başka bir soruyu yanıtlarken de TOKİ'nin şu an 400 bin konuta yaklaştığını, 2011 yılı sonuna kadar 100 bin konut daha yapıp, 500 bin konut hedefini yakalayacaklarını söyledi. Bayraktar, önümüzdeki dönemde kentsel dönüşüm çalışmalarına da ağırlık vereceklerini kaydetti.
603977
Üniversitelilere PKK operasyonu: 23 gözaltı
Üniversitelilere operasyonu: 23 gözaltı Üniversitesi’ne giren yeni öğrencileri ’nın gençlik yapılanması” olarak nitelendirilen “Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi”ne (YDGM) kazandırmaya çalışanlara yönelik yapılan operasyonda dördü kız, 23 öğrenci yakalandı Polis, ihbar üzerine 16 Ekim’de 10’dan fazla adrese eşzamanlı operasyon düzenledi. ile İstihbarat Şubesi ekiplerinin koordinesinde sabah 05.00’te öğrenci evleri ile Kredi Yurtlar Kurumu’na ait kız erkek öğrenci yurtlarında da arama yapıldı. İsimleri önceden tespit edilen dördü kız 23 kişi, gözaltına alındı. Çok sayıda örgütsel dokümanın da ele geçirildiği operasyonda yakalananlar dün sağlık muayenesinin ardından ’daki 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
605293
Diyarbakırspor yönetimi hakemlere tepkili
Kulüp yönetimi yaptığı yazılı açıklamada, Bursaspor maçında teknik direktör Ziya Doğan'a iftira raporla maç ceza verildiği öne sürdü. Antalyaspor-Fenerbahçe maçında çıkan tüm olayların yazılı ve görsel medyada yer almasına rağmen Antalyaspor'a gerekli cezanın verilmediği iddia edilen açıklamada, şöyle denildi: ''Fenerbahçe malzemecisi tribünden kafasına gelen madde nedeniyle 24 saat müşahede altında tutuldu. Antalyaspor'un maçının seyircisiz oynanması bekleniyordu. Ama rakip Diyarbakırspor olunca bu olmadı. Antalyaspor maçında öncelikle sayın Deniz Baykal'ın Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı, Antalyaspor yönetimi ve taraftarının misafirperverliğine ve içtenliğine teşekkür ediyoruz. Aynı teşekkürü MHK'ye yapamadığımız için üzgünüz. Maçın 3. dakikasında uydurma faul ve Tolga'yı tahrik edecek şekilde kart ve gelen golü herkes gördü. Kazandığımız penaltıda Abdullah'a yapılan kasti hareket penaltı net ama kırmızı kart beklenirken sarı kart bile yok. Maç 2-1 olduktan sonra takımımız üstünlüğü ele alarak 2. yarıya başladı. Hakem, faulün bile olmadığını net şekilde gördüğü bir pozisyonda Ayman'ı attı. Bu, maçı kopardı ve maçın kırılma noktası oldu. Biz tüm bunları özellikle taraftarımızı tahrik etmek için söylemiyoruz. Tepkimizi en doğru ve en olgun şekilde vereceğiz. Son maçta oynadığımız kötü oyunu saklamak için de söylemiyoruz. Tüm futbol kamuoyunu oynanan oyunu görmesini istiyoruz. Yetkilileri ve sorumluları önlem almaya ve görevlerini yapmaya çağırıyoruz. Bizi hiçbir şekilde yıldıramazlar.''
604798
Baykal'ın talebini "ahlaksız" buldu ve...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kürt açılımı konusundaki randevu talebine "kamera şartıyla evet" diyen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a, "Bu ahlaksızlıktır" yanıtını verdi ve teklifini geri çekti. Başbakan, 'lıların dönüşü ve serbest bırakılmalarını da "umut verici" ve "sevindirici" buldu. (CNNTURK.COM AA) -- CHP İLE MEKTUP KRİZİ: Parti grup toplantısında Baykal'a cevap veren Erdoğan, "Gerekirse not tutucu da olur ama biri bizi gözetliyor mantığı içinde kameraların kurulmasını anlamak mümkün değil. Bu bahane üretmek, ipe un sermek. Gidip Sayın Baykal'ın beynini yıkayacak değiliz, hipnotize edecek değiliz, büyü, sihir yapacak değiliz, öyle bir kabiliyetimiz de yok zaten. Her konuda anlaşmayı beklemiyoruz zaten; önkabuller ortada. Ama biz demokrasinin gereğini yapalım istedik" dedi. Erdoğan, "Baykal madem bu kadar kamera meraklısı, odasını açsın, 24 saat kameralar çeksin" dedi. Başbakan, "Sayın Baykal acaba bugüne kadar tüm ikili görüşmelerini kameralar önünde mi yapıyordu? Sayın Baykal acaba bu birebir görüşmelerinin dışında görüşmeler yapmadı mı?" diye sordu. Başbakan, "Şu ifadeye bak: Kapalı kapılar ardından görüşme yapamayız. Sizin kapılarınız hep açık mı duruyor Sayın Baykal" dedi. Erdoğan, "Sayın Baykal madem ki kameraları çok arzu ediyorsun, biz bunu Meclis'e getiriyoruz. Orada 3-4 kamera var. Eğer sen çıkar orada konuşursan ben de çıkar orada konuşurum. Ama sen konuşmazsan, ilgili milletvekili arkadaşlarım milletimin karşısında açık seçik yapacak. Bu vesileyle 'sağ olasın belki bir çayını içerdik. çayından mahrum olduk. Teşekkür ederim' deyip, kesinlikle ben de oraya gitmiyorum" dedi. "İki defa karşılık beklemeden genel merkezlerini ziyaret ettim. Mutlak manada uzlaşma aramıyorum zaten ben" diyen Başbakan, "Demokraside olmazsa olmaz şart değildir mutabakat. Biz geliriz görüşlerimizi anlatırız, sizi dinleriz istişare ederiz, mutabakata biraz daha yaklaşmış olmak için çalışırız. Ancak usul üzerinde bile Sayın Baykal ın kaçtığını görüyorsunuz" ifadesini kullandı. Erdoğan, Baykal'a ayrıca, "Sanki milletten birşeyler kaçırılıyor hissini vermek, bu propaganda ile siyaset yapmak kime ne fayda sağlar?" sorusunu yöneltti. "Biz hiçbirşeyi milletimizden gizlemedik, saklamadık, böyle birşeyi de düşünmüyoruz" diyen Erdoğan, "Ama görüyoruz ki Sayın Baykal böyle birşeye açık değil" şeklinde konuştu. AÇILIM SÜRECİ VE 'LILARIN GELİŞİ: Erdoğan, Mahmur ve Kandil'deki 34 'lının geri dönüşüyle ilgili olarak da, "Umutlanmamak mümkün mü?" dedi. Erdoğan, bazılarının serbest bırakılmasını da olumlu ve sevindirici bulduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan demokratik açılım süreciyle birlikte son aydır herkesin çözüme yönelik beklenti içine girdiğini vurguladı, "Habur'daki gelişmeler bir umuttur. Türkiye'de iyi şeyler oluyor. Umut verici gelişmeler oluyor. Tabii nereden baktığınız ve bakacağınız da önemli. Ama birileri bunun dışında kalıyor" dedi. "Aklıselimle, sabırla, kararlılıkla adım adım sorunları çözüme kavuşturmanın gayreti içindeyiz" diyen Başbakan "Ancak tecrübelerimiz bize şunu gösteriyor. Özellikle terörle mücadelede ne zaman olumlu bir adım atılsa, ne zaman milli mutabakat gündeme gelse bunun için anlamlı bir adım atılsa, bundan nemalanan bazı karanlık çevreler zaman tutuşuyor ve bu mihrtaklar hemen bir provokasyon tezgahlamaya çalışıyor" şeklinde konuştu. Başbakan sözlerine şöyle devam etti: "Bunu özellilkle son 30 yıl içerisinde çok yaşadık, çok gördük. Bunlar rantı kendileri için benimserler ama istikrarı asla. Bunlar kargaşadan, kaostan, terörden nemalanırlar. Hala bu sürece gölge düşürme ve bunun altında birşeyler arama gayreti içinde olanlar var.Neden bu coşkuyu, umudu milletle paylaşmıyorsunuz?" Başbakan konuşmasında isim vermeden anamuhalefet CHP'ye de şu sözlerle seslendi: "1989 da 1991'de raporları hazırladınız. Bugüne oranla çok daha ileri öneriler getirdiniz. Peki bugün sizi sürecin dışında kalmaya sevk eden, geçmişinizle tam tersi bir yöne sevk eden nedir? Biz tek başımıza da kalsak inşallah bu süreci sona erdirmeye çalışacağız. Tek başımıza da kalsak milletimizin desteği arkamızda olduğu sürece sonuna kadar gideceğiz. Herhalde bu partiler bu işi partilerüstü bir mesele olarak görmüyor. Ancak biz bu işi partilerüstü bir mesele olarak görüyoruz. Yeter ki ülkemiz kazansın, yeter ki milletimiz kazansın. Umuyorum ki CHP Genel Başkanı bahaneer üretmekten, kapıları kapalı tutmaktan vazgeçer" "Süreç İmralı'dan yönetilmiyor" Erdoğan, "Bildiğiniz gibi dün 34 kişi sınırı geçti ve sabah saatlerinde 29u ilgili yasalarımız çerçevesince bırakıldı. Bunu son derece olumlu ve sevindirici bir gelişme olarak görüyoruz. Şu anda yargı diğer 5'iyle ilgili çalışmalarını sürdürüyor" dedi. Başbakan, bazı gruplarının bu sürecin İmralı'ndan yönetildiği mahiyetinde ifadekler kullandıklarına dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben tabi mensuplarını uyarmak istiyorum. Adama sorarlar acaba 11-12 yıldır orada değil miydi? Niçin böyle bir adım atılmadı? Bu bir demokratik açılım süreci olarak atılmış bir adımdır. Bu bir kardeşlik projesinin gereği olarak atılmış bir adımdır. Biz bu ülkede Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle biriz, beraberiz. Biz tek millet olduğumuzu söylemedik mi ve ayyıldızlı bayrağımızla tek bayrak olduğumuzu söylemedik mi? Bu konuda problemi olmayanlarla zaten beraber yürüdük biz bu yollarda diyeceğiz. Ben gerek dağdakilere gerek Mahmur'da olanlara gerek Avrupa'da olanlara çağrımızı yineliyorum: Vakit yitirmeden ülkelerine dönmelerine tavsiye ederim. Bu olayı siyasi şova dönüştürenlere de lütfen sorumlu davranın diyorum. Ama gerginlikle, tahrikle, sorumsuz açıklamarla bu sürece katkı sağlanmaz, sürece zarar verilir. Bu işi arzu edenler olduğu gibi arzu etmeyenlerin olduğunu da bilmelidirler. Popülist şovlarla başka yerlere çekmek çözümü zorlaştırmaktan başka birşeye hizmet etmez" 'yi eleştirdi Başbakan konuşmasında isim vermeden 'yi de şu sözlerle eleştirdi: "Legal bir örgütün yöneticisi illegal bir örgütün yöneticisi adına konuşmamalıdır, konuşamaz. Biz legal örgütle konuşmaya hazırız ancak illegal bir örgütle görüşmeye asla. Bunu hep söyledik. Bu yaklaşımımızın karşılık bulmasını temenni ederim" MHP LİDERİ BAHÇELİ'YE SERT YANIT: Erdoğan'ın konuşmasında eleştirilerden payını alan bir diğer isim de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli oldu. Erdoğan Bahçeli'yi konuşmasında şu sözlerle eleştirdi: "Sayın Bahçeli hafta sonunda yaptığı konuşmada benim Doğu-Güneydoğu milletvekili arkadaşlarıma siyasi ahlaktan tamamıyle uzak bir yakıştırma ile sesleniyor ve arkadaşlarıma ve aslında bana da saygısızlığın ötesinde hakaret ediyor. Sayın Bahçeli sizin yaklaşım tarzınızı kabul etmemiz, benimsememiz zaten mümkün değil. Sizin dilinizle size cevap vermeyi de asla düşünmüyorum ama biz bu yola çıkarken birşey söyledik: Biz bölgesel milliyetçilik yapmayacağız, etnik milliyetçilik yapmayacağız dedik. Ama sen bu ifadelerinde hem bölgesel hem etnik miliyetçilik yapıyorsun. Ama sen bu sözlerinle benim arkadaşlarıma saygısızlığın daniskasını yapıyorsun. Arkadaşlarımın ne karakterini ne de cibiliyetini seninle hiçbir zaman ölçmem. Ne demek onlara güvenip güvenmemek? Böyle bir görev ne zamandan beri size düştü? Böyle bir hakkı sen nasıl kendinde buluyorsun? Bu ülkenin halkını sen nasıl böyle bölüyorsun? Senin Güneydoğu'ya, Doğu'ya niçin gidemediğin, niçin sıralamaya giremediğin belli. Çünkü gidene gelinir, gitmeyene gelinmez. Kapısını açık tutanın kapısından girilir, kapısını açık tutmayanın kapısından girilmez." TÜRKİYE- İLİŞKİLERİ: Erdoğan konuşmasında son dönemde gerilen Azerbaycan ile ilişkilere de değindi. Başbakan, hükümetin ve şahsının, Azerbaycan Milli Meclisi'nde yaptığı konuşmanın arkasında olduğunu vurgulayarak, "Herkes şundan emin olsun; biz Azeri bayrağını Türk bayrağı gibi, Azeri topraklarını, Türkiye toprakları gibi aziz ve kutsal bildik, yine öyle biliriz. Bakü'de yatan şehitlerimiz, bunun şanlı şahitleridir" dedi. Erdoğan, Azerbaycan milletvekilleriyle görüştüğünü ve başta Ermenistan ile imzalanan protokoller olmak üzere gelişmeleri değerlendirdiklerini anlattı. Erdoğan, şunları söyledi: "Orada kendilerine bir kere daha ifade ettim; Hükümetim ve şahsım, Azerbaycan Milli Meclisinde yaptığım konuşmanın arkasındadır. Bizim Azeri kardeşlerimizin aleyhine olacak hiç bir adımı atmamız asla söz konusu değildir. Ancak, Türkiye ile Azerbaycan arasına nifak sokmak amacıyla fitne odaklarının da gayret içinde olduklarını, dedikodularla iftiralarla kamuoyunu yanıltmaya çalıştıklarına şahit oluyoruz. Benim vatandaşlarım da Azeri kardeşlerimiz de bu nifak girişimlerine prim vermesinler. Aslı olmayan bu dedikodulara, iftiralara lütfen kulak asmasınlar. Herkes şundan emin olsun; biz Azeri bayrağını Türk bayrağı gibi, Azeri topraklarını Türkiye toprakları gibi aziz ve kutsal bildik, yine öyle biliriz. Bu hitabım ağırlıklı olarak Azerbaycan halkınadır. Bakü'de yatan şehitlerimiz, bunun şanlı şahitleridir. Azerbaycan'ın çıkarlarını, Türkiye'nin çıkarlarından geride tutmayız, tutmadık. Azerbaycan'ın üzüntüsünü, aynen Türkiye'nin üzüntüsü biliriz. Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimizdir ve sevincimizi artırır. Kimse, Türkiye'nin iyi niyetli duruşunu, samimi çabalarını başka yerlere çekmesin, Türkiye'yi de test etmeye kalkmasın. Son zamanlarda, özellikle bu konu üzerinde fitne fesat odakları, çok iyi çalışıyor. Çok gayretli. Tabii bu Türkiye'nin içinden de besleniyor. Bunu da açıkça söylemem lazım. Türkiye'nin içinden bunu besleyen odaklar da belli. Sürekli olarak orayla paslaşmak suretiyle böyle bir süreci tahrik ediyorlar." Erdoğan, yıllık iktidarları döneminde Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin nereden nereye geldiğinin ortada olduğunu belirterek, "Ancak, sadece milli maçı sebebiyle FİFA'nın da almış olduğu bir karar ki, son anda gelen bir karar malumunuz. Bu kararı uygulamaya çalışan arkadaşlarımız bunun da açıklamasını yaptılar. Bu milli maçı provoke etmeye çalışan odakları da zaten halkımız gayet iyi tanıdı, gayet iyi biliyor" dedi. "Bizi asıl yaralayan şey..." Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bundan sonra Türkiye'de süper ligde asılan Azerbaycan bayrağını 'İstanbul'da böyle Bursa'da böyle' diye gösterme gafletine düşecek kadar şecaat arz ederken sirkatini söyleyen zavallılar bunlar. noktada zaten herhangi bir şey söz konusu değil. Ama hassasiyetin olduğu bir süreciyle alakalı olarak böyle bir şeyi tahrik etmekten başka bir şey olarak değerlendirmek de mümkün değil. Bunu bizzat malum siyasi partinin kendi kongrelerinde adeta (hah şimdi biz siyasi rantı yakaladık) deyip bunun üstüne atlamasının da ne anlama geldiği bellidir. Biz yıllık iktidarımızda yapılması gereken neyse hepsini yaptık. Kendilerinin 3,5 yıllık koalisyon ortaklıklarında neler yaptıkları da bellidir. Türk dünyasıyla ilgili ne yaptıkları da bellidir. Bizim ne yaptığımız da bellidir. Her şey eserleriyle ortadır. Tabii halkımızın bunu asla kabul etmeyeceğini, asla bu tür iftiralara prim vermeyeceğini çok iyi biliyorum. Ama Azerbaycan halkının da Azerbaycanlı kardeşlerimin de bu tür oyuna prim vermemelerini özellikle hatırlatmak istiyorum. Asıl bizi yaralayan şey de şudur; onu da söylemem lazım. Azerbaycan şehitliğindeki Şehitlik Camisi'dir. Azerbaycan'daki şehitlik anıtının yanında Türk bayrağı ile Azerbaycan bayrağının kaldırılmasıdır ki, bunun ne anlama geldiğini, neler ifade ettiğini, inanıyorum ki Azerbaycanlı kardeşlerim de iyi değerlendirecektir."
605577
Sylva'nın yerine Onur!
Sylva'nın yerine Onur! Turkcell Süper Lig'de 23 Ekim cuma günü sahasında Kayserispor ile karşılaşacak olan Trabzonspor, yaptığı çift antrenmanla hazırlıklarını sürdürdü. Teknik direktör Hugo Broos yönetiminde, Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde yapılan akşam antrenmanına ameliyat olan Zafer katılmazken, hafif sakatlığı bulunan Tolga ve Colman doktor kontrolünde koşu yaptı. Bordo-mavili futbolcular, antrenmanda ısınma hareketlerinin ardından çift kale maç oynadılar. Çift kale maçta teknik direktör Broos, yediği hatalı goller ile son dönemlerde eleştirilen kaleci Sylva'nın yerine genç kaleci Onur'u as takımda oynattı. Trabzonspor, çarşamba günü ve 22 Ekim Perşembe günü basına kapalı yapacağı antrenmanlarla hazırlıklarını tamamlayacak.
604845
"Birlikten kuvvet doğar ama..."
"Birlikten kuvvet doğar ama..." Ban Asya 1. Lig'in ilk haftasında aldığı sonuçlarla iyi bir konuma yükselen, ancak 6. haftada konuk ettiği Gaziantep Büyükşehir Belediyespor ile 0-0 berabere kalarak puan kaybeden kırmızı-laciverli ekip, puan kayıplarını sürdürüyor. Art arda aldığı mağlubiyetle puan cetvelinden puan daha kaybeden takım, 10 puanla ligin 10. sırasına kadar geriledi. Kulüp Başkanı Ali Kahramanlı, ligde iyi bir grafik yakalamayı başardıklarını, ancak, son haftalarda 11 puan kaybedip, gerilediklerini söyledi. Geçen hafta sonu Konyaspor ile yapılan ve 2-0'lık mağlubiyetle sonuçlanan maçın ardından teknik heyet ve yönetimin bir araya gelip, yaşananların nedenlerini araştırmaya başladıklarını anlatan Kahramanlı, yapılan değerlendirmeler neticesinde hafta sonu yapılacak Kartalspor maçı hazırlıklarına başlandığını vurguladı. Hazırlıkların verimli şekilde sürdüğüne işaret eden Kahramanlı, ''kötü gidişe dur'' demek istediklerini vurgulayarak, ''Artık puan cetvelindeki hanemize puan yazdırmaya başlamak istiyoruz'' dedi. Kadro ve teknik heyette değişikliğe gidileceği yönündeki iddialara değinen Kahramanlı, böyle bir durumun söz konusu olmadığını bildirdi. -''BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR, AMA...''- Kahramanlı, ligin başladığı günden itibaren kentin her kesiminin başarı beklentisine girdiğini, ancak herhangi bir destek göremediklerini bildirdi. Bugüne kadar yapılan her çalışmaya yöneticilerin kişisel destekleri sayesinde imza atıldığını vurgulayan Kahramanlı, şunları kaydetti: ''Birlikten kuvvet doğar. Ama, henüz böyle bir kuvvet göremedik. Herkes başarı istiyor, bunun için taşın altına elini koymak istemiyor. Buna rağmen, bir yandan maddi sıkıntıları çözmeye çalışırken, öte yandan da başarılı tablo oluşturmaya çalışıyoruz. nedenle çok ağır bir yükün altındayız. Artık herkesin imkanları doğrultusunda yükü sırtlaması gerekir.'' Sporun kentin tanımına ciddi katkılar sağladığına işaret eden Kahramanlı, ''Takım, Bank Asya 1. Lig'e yükseldiğinden beri, her maçın ardından kentimizin adı, televizyon ve gazetelerde yer alıyor. Dolayısıyla Mersin, kötü olaylarla değil, sporuyla anılıyor. Sorunların giderilmesine destek verilmesi halinde Mersin sporunun başarıyla anılan bir konuma yükseleceği inancındayım'' diye konuştu.
604712
Yalova'da mühimmat dolu sığınak araması
Yalova Valisi Yusuf Erbay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sığınağın Çınarcık'ın dağlık bölgesinde yer aldığını söyledi. Bölgeye ulaşımın son derece zor olduğunu dile getiren Erbay, ''Söz konusu bölge, yılda bir ağaç kesiminin yapıldığı alan. Ormancı köylüleri de ağaç kesmek için bölgede bulundukları sırada sığınağı fark etmişler. İhbar üzerine harekete geçen güvenlik güçleri, içi silah ve mühimmat dolu sığınağı ortaya çıkardı'' dedi. Vali Erbay, güvenlik güçlerinin sığınağın bulunduğu alanda arama çalışmalarını sürdürdüğünü belirterek, ''Benzer bir sığınağın olup olmadığı araştırılıyor. Güvenlik güçlerinin başlattığı soruşturma devam ediyor. Şimdilik olayla ilgili gözaltına alınan yok'' diye konuştu. Bölgede bulunan sığınakta, çok sayıda mühimmat ve bazı silahlar ile yaşam malzemeleri ele geçirilmişti.
605573
Antep taraftarı Yıldırım'a tepkili
Antep taraftarı Yıldırım'a tepkili Gaziantepspor Taraftarlar Derneği, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'a tepki gösterdi. Taraftarlar Derneği Başkanı İrfan Karakuzulu, yaptığı açıklamada, Gaziantepspor-Fenerbahçe maçında Vali Süleyman Kamçı ile Aziz Yıldırım arasında yaşanan ve basına yansıyan diyalog üzerine açıklama yapma gereği hissettiklerini belirtti. Vali Süleyman Kamçı'nın yalnızca çalışmalarıyla değil kişiliği ve beyefendi duruşuyla da tüm Gaziantep halkının sevgisini kazanan bir insan olduğunu ifade eden Karakuzulu, ''Vali Kamçı, bütün Gaziantep halkını temsil etmektedir, Türkiye'ye ve Gaziantep'e hizmet etmektedir. Aziz Yıldırım ise Fenerbahçe Kulübü başkanıdır. Kendisinin ve kulübünün çıkarlarına hizmet etmektedir. Agresif yapısı ve açıklamaları tüm ülke tarafından bilinmektedir. Gaziantepspor ile olan özel gerginliği de yine herkesin malumudur'' görüşünü savundu. Gaziantep'te büyüklerle oynanan maçlarda, pek çok kez civar illerden ve İstanbul'dan gelen bürokratları, atanmış ve seçilmiş yöneticileri, milletvekillerini ve bakanları ağırlayan bir takım olduklarını anlatan Karakuzulu, şöyle devam etti: ''Biz bu tribünlerde kentimize misafir gelen ama Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş gol attı diye sevinen, şov yapan ne isimler, ne makam sahipleri gördük. Hiçbirini kınamadık, uyarmadık, saygısızlık yapmadık. Sayın Kamçı bu kentin valisidir. Kentin takımının attığı golü alkışlaması ve sevinmesi kadar doğal bir şey olamaz. Kaldı ki sözü edilen olayda Sayın Valimiz etrafındaki Gaziantepli yöneticileri 'Aman abartmadan sevinin. Sakin olun' diyerek uyarmıştır. Soruyoruz; Fenerbahçe'ye; gittiği hangi deplasmanda Kamil Ocak'ta bizim verdiğimiz yer kadar yer verilmiştir? Hangi deplasmanları Gaziantep kadar olaysız ve iyi ağırlanarak geçmiştir? Gaziantep bu ligin fair-play şampiyonudur. Yaşanan bu olayda Aziz Yıldırım'ın tavrını ve sözlerini doğru bulmuyoruz, yakışıksız buluyoruz. Sayın Valimize sahip çıkıyoruz. Her sözünü ve hareketini onaylıyor, benimsiyoruz. Gördüğü misafirperverliği, yenilginin üzüntüsü ile her gelişinde suiistimal eden Aziz Yıldırım'ı kınıyoruz. Bu kendisinin Gaziantep'e, Gazianteplilere ve Gaziantepspor'a yaptığı ne ilk, ne de son saygısızlıktır. Fenerbahçe gibi dev bir camiayı temsil ettiği ve misafir olduğu için gördüğü konukseverliği ve hoşgörüyü her gelişinde suiistimal eden Aziz Yıldırım'ı, kendilerini iyi temsil edemediğini düşündüğümüz Fenerbahçe taraftarına, Türk spor kamuoyuna ve Gaziantepspor camiasına şikayet ediyoruz.''
604317
Tarihi tren garında Türkiye günleri
Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) tarafından 20-23 Ekim tarihleri arasında düzenlenen program çerçevesinde günde yaklaşık milyon New Yorklunun alışveriş ve ulaşım amacıyla uğradığı tarihi Grand Central tren garında, Ege Üniversitesi Türk Halk Oyunları grubunun dans ve Olgunlaşma Enstitüsünün moda gösterilerinin yanı sıra Amerikalılara Türk müziği, kahvesi, tatlıları ve zeytinyağlıları da tanıtılacak. TADF Başkanı Kaya Boztepe, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, New York'un Grand Central tren garında bu hafta gerçekleştirecekleri etkinliklerle Türkiye'nin modern ve laik yüzünü Amerikalılara en güzel şekilde tanıtacaklarını söylemişti. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı öncesinde TADF tarafından New York'ta dün düzenlenen başka bir etkinlikte de Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Türk Halk Oyunları Bölümü ''Sarı Zeybek'' dans tiyatrosunu sahnelemiş ve büyük beğeni toplamıştı.
605511
El Kaide'den gözaltına alınan 10 kişiden 7'si tutuklandı
İstanbul ve Van merkezli olarak yürütülen operasyon kapsamında terör örgütü El Kaide'nin alt kolu durumundaki 'İslami Cihat Birliği'ne üye oldukları iddiasıyla Sakarya'da gözaltına alınan B.C.(40), S.C.(30), C.Y..(40), E.Y.(40), B.K.(35), H.Ş.(40), A.K.(35), S.Ç.(30), Y.Ö.(30) ve S.Y.(30) adlı zanlıların Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki sorguları tamamlandı. İstanbul Beşiktaş'taki Ağır Ceza Mahkemesi'ne çıkartılan zanlılardan Y.Ö., H.Ş. ve A.K. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken diğer zanlı tutuklandı. NATO tesisleri, ABD ve İsrail büyükelçiliklerine eylem hazırlığında olduğu belirlenen El Kaide mensuplarına yönelik polisin İstanbul, Konya, Sakarya, Batman, Adana, Erzurum Hatay, Bursa ve Van'da eşzamanlı düzenlediği operasyonda 50 civarında kişi gözaltına alınmıştı. Sakarya'daki operasyonda gözaltına alınan zanlıların ev ve iş yerlerinde yapılan aramada adet ruhsatsız tabanca, 1adet şarjör ile örgütsel propaganda içeren CD, kitap ve yayınlar ele geçirilmişti. Zanlıların, El Kaide'nin alt kolu durumundaki 'İslami Cihat Birliği'ne üye oldukları ileri sürülmüştü.
603865
Öcalan'ın Ergenekon üyeliği MİT, Emniyet ve Genel Kurmay'a sorulacak
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, mahkeme heyeti tarafından alınan 63 maddelik ara kararlar, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün tarafından açıklandı. Buna göre, mahkeme heyeti, tutuklu sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'ün talebi doğrultusunda, PKK terör örgütünün MİT tarafından kurulduğu yönündeki iddiaların ve terörist başı Abdullah Öcalan'ın ''Ergenekon Terör Örgütü üyesi'' olup olmadığının Genelkurmay Başkanlığı, MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulmasını kararlaştırdı. Öcalan'la ilgili dava dosyasının, tetkik ve iade edilmek üzere Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nden istenmesini karara bağlayan mahkeme heyeti, duruşmayı yarın saat 09.30'a erteledi.
605226
Dağdan inen PKK'lının annesi: Kızımı görmek için yıllarca ağladım
Yakut ailesinin, 1990 yılına kadar Diyarbakır'ın Lice İlçesi'ne bağlı Kıyı köyünün Kulboğa (Derîk) mezrasında yaşadığı huzurlu hayatları, bu tarihte mezrayı PKK'nın basması ile bozulmuş. Bu üzücü olayın ardından Kulboğa'da yaşayanlar, Güneydoğu'da yüzlerce kez tekrarlanan dramın mağdurları oldu. Mezrada yaşayanlar göç etti. yaşındaki Vilayet'in yengesi de yanan mezranın alevleri arasında can verdi. Yaşanan acı olayların ardından Yakut ailesi, Diyarbakır'a yerleşti. Vilayet burada okula başladı. Liseye kadar okudu, ardından 2000 yılında ansızın ortalıktan kayboldu. Almanya'ya iltica ettiğini duydu ailesi. günden beri kızını görmeyen acılı anne, hasretiyle yanıp tutuştuğu evladını görme hayaliyle ağladı. İltica başvurusu kabul edilmeyen Vilayet, çevresindekilerin telkiniyle terör örgütü PKK'ya katıldı. Kandil'deki kamplara 2003 yılında gitti. Bugün, 'barış grubu' adı altında gönderilen 34 kişilik PKK'lı grubun arasında yeniden Türkiye'ye döndü. Vesile Yakut, kızının da gelen grup arasında olduğunu duyunca büyük sevinç yaşadı. Çünkü yıldır yüzünü göremediği, sesini duyamadığı kızına kavuşma ihtimali doğmuştu. Anne, şimdi kızını bir an önce görmek için sabırsızlanıyor. "Öpeceğim, seveceğim, bağrıma basacağım" diyerek, kızını göreceği anı iple çekiyor. Kızını bir kez görüp sonra ölmeye razı. çocuk annesi Vesile Yakut, Vilayet'in evlenip çoluk çocuğa karışmasını istiyor. Binlerce ebeveynin yüreğinin yandığını söyleyen Vesile Yakut, şu çağrıda bulunuyor: "Artık ölümler olmasın, gözyaşı ve kan akmasın. Kızım barış için geldi, hainlik için değil. Tutuklanmasını istemiyorum. Bu meseleyi çözsünler. Hükümetin attığı adımlar olumlu hava doğurdu. Aynı acıların tekrarlanmaması için herkes çalışmalı."
604916
ABD için Şimşek'ten tavsiye istediler
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ''Önümüzdeki dönemde tekrar Türkiye'yi yüksek büyüme patikasına oturtacağız İnşallah'' dedi. Şimşek, Çırağan Sarayı'nda katıldığı University of Chicago tarafından basına kapalı olarak düzenlenen panelin ardından, toplantıya ilişkin sorularını yanıtladı. Panelde Chicago Üniversitesi bünyesinde kamu diplomasisi alanında uzmanlaşan bir grubun yer aldığını belirten Şimşek, ''Onlara kriz döneminde Türkiye'nin deneyimini, krizden çıkışta Türkiye'nin neden güçlü bir temele sahip olduğunu ve bu güçlü temelin Türkiye'nin büyümesine bundan sonraki dönemde yapacağı katkıyı, Türkiye'deki değişimi dönüşümü, AB müzakereleri çerçeveleri içerisinde Türkiye'nin vardığı nokta gibi çok yönlü bir sunuş yaptım'' diye konuştu. ''ABD'YE NE TAVSİYELERİNİZ OLABİLİR?'' SORUSU Katılımcıların sorularına da cevap verdiğini anlatan Şimşek, şunları kaydetti: ''Soruların arasında, 'Sizin deneyiminizi dinledik, bayağı başarılı deneyim, sizin Amerika'ya ne tür tavsiyeleriniz olabilir?' dediler. Son birkaç yıldaki değişim, özellikle bankacılık sektörüne ilişkin düzenlemeler, onun dışında Türkiye'deki değişimin siyasi boyutunun ne kadar önemli olduğuna dair sorular oldu.'' Konukların Türkiye'ye gelen yabancı yatırımlara ilişkin görüşleri hakkındaki bir soru üzerine de Bakan Şimşek, ''Küresel krizin getirdiği bir etki. Geçici bir etki, orta-uzun vadede...'' karşılığını verdi. Mehmet Şimşek, toplantıya katılanların, ''Türkiye'nin görünümünün ne kadar olumlu olduğunu, Türkiye'nin çok muazzam pozitif enerjiye sahip bulunduğunu'' söylediklerini belirterek, konukların, ''Biz İstanbul'a geleli bir iki gün oldu ama etrafa baktığımız zaman bunu görebiliyoruz, hissedebiliyoruz'' dediklerini ifade etti. Bakan Şimşek, şunları kaydetti: ''Ben her zaman söyledim; Türkiye'nin geleceği çok parlak, çünkü çok genç bir nüfusumuz var. Bu nüfusumuzu iyi eğitiyoruz, Ar-Ge'ye yatırım yapıyoruz. Türkiye'de muazzam bir girişimcilik ruhu var onun için perspektiften bakmak lazım. Baktığınız zaman, Türkiye'nin büyük bir potansiyele sahip olduğunu ve önümüzdeki dönemde bundan birkaç yıl öncesinde gösterdiğimiz gibi tekrar Türkiye'yi yüksek büyüme patikasına oturtacağız inşallah.'' Bakan Şimşek, toplantıda Orta Vadeli Program'dan da bahsettiğini sözlerine ekledi.
605404
Zavendikli hocayı onbinler uğurladı
Rize'de bir süredir akciğer rahatsızlığı tedavisi gören ve geçen gün vefat eden İrşat Vakfı kurucusu Zavendikli Mustafa Hoca lakaplı Mustafa Yıldız için bugün Rize Şeyh Camii'nde cenaze namazı kılındı. Namaz öncesi caminin bulunduğu Cumhuriyet Meydanı'na giden yollar araç ulaşımına kapandı. Polis tarafından çevrede geniş güvenlik önlemi alındı. Zavendikli Mustafa Hoca'nın yakınlarına başsağlığı dileğinde bulunmak isteyenler yüzlerce metre uzunluğunda kuyruk oluşturdu. Öğle namazının ardından cenaze namazına katılmak isteyen binlerce kişi Cumhuriyet Meydanı'na akın etti. Cenaze namazına katılanlar arasında İsmailağa Cemaati'nin lideri olan Mahmut Ustaosmanoğlu, cemaatin önde gelen isimlerinden Cübbeli Ahmet Hoca lakaplı Ahmet Mahmut Ünlü, eski Rize Milletvekili Şevki Yılmaz gibi isimler dikkat çekti. İsmailağa Cemaati'nin lideri olan Mahmut Ustaosmanoğlu camiye tekerlekli sandalye ile geldi. Bir ara korumaları ve talebeleri Ustaosmanoğlu'nu tekerlekli sandalyesiyle birlikte omuzlara alarak taşımak zorunda kaldı. Ustaosmanoğlu'nu görmek isteyen cemaat mensupları izdihama neden oldu. Ustaosmanoğlu bir ara ezilme tehlikesi yaşadı. İzdiham cenaze namazının başlamasıyla durdu. Namaz sonrası, Zavendikli Mustafa Hoca'nın tabutunu taşımak isteyenler başka bir izdihama neden oldu. Cenaze Güneysu ilçesi Zavendik köyündeki aile mezarlığında toprağa verildi. Cenaze namazı sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından aileye gönderilen baş sağlığı mesajı okundu.
604226
Mehmet Şeker: Geceyi bölen sesler
Mehmet Şeker Geceyi bölen sesler Gece yarısı denen vakit, hangi saate tekabül eder, on iki midir, bir mi, iki mi? Şudur diyebilmek için lügate danışalım. "Güneşin batması ile doğması arasındaki sürenin ortası" ve "Gecenin ilerlemiş saatleri" olarak tanımlanmış orada. Güneş her gün farklı zamanda doğup battığına göre, gece yarısı da ilk tanıma göre günden güne değişmekte. Kesin şu saat, şu dakikadır demek imkânsız. İkinci tanım ise daha makul. *** Gecenin iki buçuk ile üçü civarında bir horoz sesi. Fazla uzakta sayılmaz. Önce hoş geliyor. Nostaljik. İster istemez köy hayatını akla getiriyor. Fakat aralıksız ötmeye devam ettiği için, adım adım yaklaşıyormuş gibi hissediyor insan. Kimindir horoz, nerededir, bilmiyoruz. Tek bildiğimiz, durmadan ötmesi. Horozun görevi sabah olduğunu haber vermek değil mi? Gece yarısı bu ne ötüşü? Demekki bulunduğu yerde aşırı bir ışık var. Garibim ışığı görünce sabah oldu sanıyor. *** Onu duyan martılar, rahatsız olduklarını hemen belli ediyorlar. Tünedikleri çatılardan uçuşa geçerek, çığlık çığlığa bağırarak. Bizim mahallede bu kadar çok martı bulunduğuna şaşmamak imkânsız. Koroya kargalar da karışıyor. Zavallı horozun sesi arada kayboldu kaybolacak. Pek cılız kalıyor diğerleri yanında. Martılar çok kavgacı. Sesleri de pek kalın. *** Bremen mızıkacılarına benzemesi için kadronun genişlemesi gerek ya... Sanki onları bekliyormuş gibi, yan bahçedeki iri köpek başlıyor havlamaya. Gırtlaktan değil sanki karnından geliyor sesi. Tek başına beş köpeklik ses çıkarıyor. Derken etrafta bulunan diğer köpekler. Ev içinde beslenen süs köpekleri hev hev yaparken, bahçelerde bulunanlar, sokakta dolaşanlar, hiç biri noksan kalmıyor. Bütün bunlar, vakitsiz öten horoz yüzünden. Bu curcunayı başlatan o. *** Martıların bet sesinden ürküyor muhtemelen, köpeklerden korkuyor fakat yine de ötmeye devam. Tepesindeki ışığa aldanıp da bir horoz öttü diye, güneşin erken doğacağı yok şüphesiz. Ama her gece yarısı, aralıksız yırtınıyor. Bakalım sahibi atasözlerinin önemini ne zaman kavrayacak, bu iş nereye kadar gidecek; sabırla beklemedeyiz. Not: Bu yazıda semboller kullanılmamıştır. Horoz horozdur, köpekse köpek... Martı dediğimiz gerçek martıdır, karga karga, güneş de güneş.
604813
Pakistan'da üniversiteye iki ayrı saldırı
'ın başkenti İsmababad'daki Uluslararası İslam Üniversitesi'nde iki ayrı saldırı düzenlendi, kişi öldü. Yetkililer, bir dakika arayla iki patlamanın olduğunu, patlamalarda erkek ve kadının öldüğünü, 40 kişinin yaralandığını belirtti. Patlamalardan birinin İslam Üniversitesi'nin bir sınıfında meydana geldiği kaydedildi. Yaralananlardan birinin profesör olduğu belirtiliyor. Patlamaların nedeninin intihar saldırısı olduğunu belirten polis, cesetler üzerinde incelemeler yapıyor. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı bölgeye ambulanslar geliyor. İçişleri Bakanlığı, okullara saldırı düzenlenme ihtimaline karşı önlem olarak ilk ve orta dereceli okulları etmişti. gündür ilk ve orta dereceli okullarda ve öğretime ara verilirken üniversiteler açıktı. Bu arada Peşaver'de saat önce de üzerinde bomba bulunan kişi, kız kolejinde yakalandı.
605174
Blatter yine aday!
Blatter yine aday! Blatter, yaptığı açıklamada, 2011 yılındaki başkanlık seçimlerinde yeniden aday olacağını belirtti. Tüm dünyada futbolun geliştirilmesi için yeni projeleri bulunduğunu, bunları devam ettirmek için de başkanlığa devam etmesi gerektiğini ifade eden Blatter, ''Futbolda misyonumu tamamlamadım. Biraz daha zamana ihtiyacım var. 2011 FIFA Kongresi'nin bir kez daha benden yana olacağını umuyorum. Aksi taktirde köyüme döneceğim'' ifadelerini kullandı. 1998 yılından bu yana FIFA Başkanlığını yürüten 73 yaşındaki İsviçreli Blatter, 2002 ve 2007 yıllarında da yeniden başkanlığa seçilmişti.
604928
Şifo'nun hedefi Diyarbakır'ı yenmek
Manisaspor maçının hazırlıklarını kendi tesislerinde sürdüren Antalyaspor'un teknik direktörü Mehmet Özdilek, antrenman öncesi basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Geçen hafta futbol adına güzel bir hafta sonu yaşadıklarını belirten Özdilek, ''Diyarbakırspor maçında iyi şeyler yapan ve muhakkak kazanmak isteyen bir Antalyaspor vardı. Sonuç daha farklı olabilirdi. Oyuncular çok arzulu ve istekliydi. Artık son vuruşlarda biraz daha dikkatliyiz. Diyarbakırspor karşısında önemli bir galibiyet aldık. Geleceğimiz adına önemli bir galibiyet'' dedi. Önlerinde çok zorlu bir Manisaspor deplasmanı olduğunu kaydeden Özdilek, Ege takımının içeride ve dışarıda iyi oynayan, iyi mücadele eden bir takım olduğunu bildirdi. Özdilek, ''Dışarda biraz daha dirençli puan toplayan bir takım. Diyarbakırspor maçındaki hava ve moral ile Manisaspor deplasmanından puan veya puanlarla dönmek istiyoruz'' diye konuştu. Türkiye kupası hakkında da konuşan Özdilek, maçın Antalya'da olmasını istediğini, ama gerçekleşmediğini, Mersin İdmanyurdu'nun Bank Asya'nın önemli takımları arasında yer aldığını, ancak amaçlarının kupada da bir üst tura yükselmek olduğunu belirtti. Basın mensuplarının, Veysel'in Diyarbakırspor maçında çok gol kaçırdığını ve tepki gördüğünü belirtmesi üzerine Özdilek, şunları söyledi: ''Veysel önemli oyuncularımızdan biri. Forvet oyuncusu... Tabii ki gol kaçıracak. Herkes kaçırıyor. Antalya kamuoyu bu konuda ön yargılı. Bunu anlamış değilim. Geçen yıl aynı süreçte Serge için bu durumu yaşamıştık. Ama bizim elimizdeki kadro bu. Bunu en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. Zaman zaman birileri oturup birileri oynayacak. Bizde as yedek oyuncu yok. Herkesten en iyi verimi almaya çalışıyoruz. Veysel bizim için önemli oyuncudur. 34 haftalık periyotta da takıma çok büyük katkı sağlayacaktır. Bunu basa basa söylüyorum. Takımda sakatlıklar var. Fatih'in sakatlığı sürüyor. Batak, milli takımdan arka adalesinde yırtıkla döndü. Kerim bu hafta oynayacak gibi. Ali ise gribal enfeksiyon. Sorunlar devam ediyor, ama biz bahanelere sığınan teknik adam olmadık. 11 kişi çıkıp mücadele edeceğiz.'' Bir gazetecinin ''Basında 'Antalyaspor deplasmanda kazanamıyor' yorumları var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz'' sorusunu Özdilek, şu yanıtı verdi: ''Futbolda hiçbir şey kolay değil. Oynamadan kazanmak mümkün değil. Dört deplasman oynadık. Trabzon, Beşiktaş, Eskişehirspor ve Sivasspor maçları. Buralarda oyunsal anlamda güzel oyunlar oynadık. Puanlar alabilirdik, ama maalesef bunu başaramadık. Biz içeride ve dışarıda kazanmak için oynayan bir takımız. Manisaspor karşısına da kazanmak için çıkacağız. Kaybettiğimiz maçları bireysel hatalardan kaybettik. Şimdi denge unsuru takımlarla oynayacağız. Diyarbakır, Manisa, Denizli, Büyükşehir gibi. Buralardan kayıpsız geçmek istiyoruz. İyi bir çizgimiz var, devam ettirmek istiyoruz. Dışarda kazanmadık demek ucuz sözlerdir. Biz gücümüzü biliyoruz.''
604677
Tansiyon ilaçlarıyla ilgili düzenleme ertelendi
ilaçlarıyla ilgili düzenleme ertelendi Tüm İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, Kurumunun (SGK) ilaçlarıyla ilgili düzenlemesinin, "ilaçlarını alamayan ve hastane gezerek ilgili uzman hekimleri arayan vatandaşlarla eczacıların tepkisi sonucu" yayımlanan genelgeyle ertelendiğini kaydetti. Saydan, yaptığı yazılı açıklamada, 12 Ekimde yayımlanan ve dün uygulanmaya başlayan genelgenin, tüm yurtta ilaç ve eczacılık hizmetinin sunumunda krize neden olduğunu belirtti. Özellikle, raporları olsa dahi tansiyon hastalarının 100’ü aşkın ilacının sadece kardiyolog, nefrolog ve endokrin uzmanları tarafından yazılması şartının "vatandaş ve eczacıları çileden çıkardığını" iddia eden Saydan, ’nın, vatandaşların ve eczacıların tepkisi karşısında genelgenin bazı maddelerini erteleme kararı aldığını ifade etti. "SGK’nın genelge yayımlarken sonuçlarını düşünmeden düzenlemelere gittiğini" kaydeden Saydan, tansiyon ilaçlarıyla ilgili uyarıda bulunmalarına rağmen zamanında geri adım atılmadığı için dün ilaç yazdırmak isteyen vatandaşlarla eczacıların karşı karşıya bırakıldığını savundu. Saydan, "İlaçlarını alamayan ve hastane hastane gezerek ilgili uzman hekimleri arayan vatandaşlarımız tepkilerini Sosyal Güvenlik Kurumuna da bildirmiş, gerek eczacılarımızın gerekse vatandaşlarımızın tepkisiyle genelgenin ilgili maddesi ertelenmiştir" ifadesini kullandı. Söz konusu genelgeyle ayrıca 10 Kasımda uygulamaya geçecek, SGK’nın bütün ilaçlarda kimyasal ve bioeşdeğer olanını değil, tedavi grubuna göre benzer etkide olan herhangi bir ilacı verebileceğine ilişkin maddenin de ertelendiğini bildiren Saydan, "Ancak bu ertelemeler, aynı sorunun ileri bir tarihte yeniden yaşanacağını göstermektedir. Hiçbir şekilde çözüm değildir" dedi. Saydan, SGK’nın ivedilikle bu düzenlemeden vazgeçmesi gerektiğini savundu.
605671
Yazıcıoğlu komisyonu valiyi dinledi
Eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili olarak kurulan TBMM Araştırma Komisyonu, Kahramanmaraş Valisi Mehmet Niyazi Tanılır, Kayseri Valisi Mevlüt Bilici ve kazanın meydana geldiği dönemde Kayseri Emniyet Müdürü olan Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir'i dinledi. Sivas Milletvekili ve Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve Kişinin Hayatını Kaybettiği Helikopter Kazası ve Kurtarma Çalışmalarının Tüm Yönleriyle Araştırılarak Benzer Durumların Yaşanmaması İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü başkanlığında toplandı. Toplantı, görüntü alınmasının ardından basına kapalı olarak devam etti. Komisyon Başkanı Köylü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, komisyonun bu toplantısında, özellikle kurtarma çalışmalarının seyri ve kazayla ilgili istihbarat çalışmalarının ele alındığını bildirdi. Köylü, komisyonun daha sonra Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru ve kaza kırım raporunun gelmesinin ardından da teknik elemanları dinleyebileceğini belirtti.
604960
ABD eski Dışişleri Bakanı Colın Powell İstanbul'da
eski Dışişleri Bakanı Colın Powell 'daFaik KAPTAN/ISTANBUL, (DHA) eski Dışişleri Bakanı Colin Powell, İş Kadınları Derneği (TIKAD) tarafından düzenlenen “Anneler Teröre Karşı” konulu konferansa katılmak için Türkiye’ye geldi. Lufthansa Alman Havayollarına ait bir uçakla Münih üzerinden ’a gelen Colin Powell’ı VİP salonunda, İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Ali Ulutaş ve TIKAD Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Neşe Kavak karşıladı. Colin Powell, VİP çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, “Daha önce birçok kez Türkiye’ye geldim. Tekrar bulunmaktan çok mutluyum. TİKAD'ın (Türkiye İş Kadınları Derneği) dünyadaki özellikle kadınlara ve çocuklara karşı uygulanan şiddete yönelik konuları içeren düzenlediği konferansa katılacağım. Çocukları korumak için adeta gönüllü bir ordu kurduk” dedi. Prof. Dr. Neşe Kavak ise Colin Powell’ın onur konukları olduğunu söyledi. Bu arada Powell, Atatürk Havalimanı VİP salonu çıkışında İşleri Başkanlığının davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Dünya Müslümanlar Birliği Halkla İlişkiler Direktörü Muhammad Saeed ile karşılaştı ve ayaküstü kısa bir sohbet yaptı.
605438
Ankaragücü, İlhan Parlak'ı kadrosuna kattı
İlhan Parlak'ı kadrosuna kattı Türkiye tarafından bir alt lige düşürülen ’dan 11. transferini yaptı Sarı-lacivertliler, 22 yaşındaki golcü oyuncu İlhan Parlak ile sezon sonuna kadar anlaşmaya vardı. İlhan Parlak, bugün tesislere gelerek yeni takımının antrenmanını izledi. Kısa süre önce küçük bir geçiren İlhan Parlak’ın bir süre daha antrenmanlara çıkamayacağı ifade edildi. ’dan daha önce Baki Mercimek, Adem Koçak, Gücer, Risp, Ediz Bahtiyaroğlu, Bilal Kısa, Özgür Çek ve Muhammed Hanifi’yi kadrosuna katmıştı. TÜRK İLE HAZIRLIK MAÇI fikstüründe 10. haftada Ankaraspor ile eşleşmesi nedeniyle bu haftayı maç yapmadan geçirecek Ankaragücü, 11. haftada ile yapacağı maçın hazırlıklarını da sürdürüyor. Sarı-lacivertliler, yarın Beştepe Spor Kompleksi’nde, TFF 2. Lig 1. Grup takımlarından Türk Telekom ile hazırlık maçı yapacak. Karşılaşma, saat 15.30’da başlayacak.
604123
AB üyeliğine tam destek
AB üyeliğine tam destek Stelyo BERBERAKİS GÜNEY KIBRIS Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, hükümetinin güven oyu almasının ardından ilk resmi yurt dışı ziyaretini Kıbrıs Rum kesimine yaptı. Papandreu, iki günlük temaslarda bulunmak için, beraberinde bir heyetle Kıbrıs Rum Kesimi'ne gitti. Kıbrıs Rum Kesimi Başbakanı Dimitris Hıristofyas ile yaklaşık saat görüşen Papandreu, Kıbrıs sorunundaki son gelişmeleri ve Türkiye'nin AB ilişkilerini gözden geçirdi. Düzenledikleri basın toplantısında her ikisi de Türkiye'nin AB'ne tam üyeliğine tam destek verdiklerini vurguladı. Hıristofyas, Kıbrıs'ta Türklerin ve Rumların geçmiş yıllarda birbirlerine karşı "güvercinler kadar masum davranmadıklarını", tarafların kendi suçlarını kabul etmeleri gerektiğini belirtti.
604404
Yağışlar yine devam edecek
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nce yapılan son değerlendirmelere göre; Trakya kesimi (Edirne, Kırklareli, Tekirdağ) ile öğle saatlerinden sonra Marmara'nın doğusu (Kocaeli, Sakarya, Bilecik, İstanbul'un Anadolu Yakası), Kuzey Ege'nin iç kesimleri (Kütahya, Afyonkarahisar, Uşak ve Denizli'nin doğu çevreleri), Göller Yöresi (Isparta, Burdur), İç Anadolu'nun kuzeybatısı (Eskişehir, Ankara, Çankırı), Batı Karadeniz ile Çanakkale çevreleri kısa süreli ve yerel olmak üzere aralıklarla yağış geçişlerinin görüleceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığı ise Batı bölgelerinde ila derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Türkiye genelinde hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyretmeye devam edecek. Rüzgar ise genel olarak güney ve güneybatı, zamanla Batı Karadeniz kıyılarında kuzey ve kuzeybatı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek. Bölgelere göre hava durumu Bölgelere göre hava durumu şöyle tahmin ediliyor: Marmara: Parçalı ve çok bulutlu, akşam saatlerinde kadar Edirne, Kırklareli, Tekirdağ ve Çanakkale çevreleri ile öğle saatlerinden sonra bölgenin doğusu (Kocaeli, Sakarya, Bilecik ve İstanbul'un Anadolu Yakası) kısa süreli ve yerel olmak üzere aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Ege: Parçalı ve çok bulutlu, sabah saatlerinde Denizli çevereleri ile öğle saatlerinden sonra Afyonkarahisar, Kütahya ve Uşak çevreleri kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Akdeniz: Batısı ile zamanla bölge geneli parçalı ve çok bulutlu, sabah saatleri ile öğleden sonra Isparta ve Burdur çevreleri kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. İç Anadolu: Kuzeybatısı ile zamanla bölge geneli parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra Ankara, Eskişehir ve Çankırı çevreleri kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Batı Karadeniz: Parçalı çok bulutlu, öğle saatlerinden itibaren bölgenin iç kesimleri (Bolu, Düzce, Karabük, Kastamonu) ile Zonguldak ve Bartın çevreleri kısa süreli ve yerel olmak üzere aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Orta ve Doğu Karadeniz: Bölgenin batısı parçalı bulutlu, doğusu az bulutlu ve açık geçecek. Doğu anadolu: Az bulutlu ve açık geçecek. Güneydoğu Anadolu: Az bulutlu ve açık geçecek.
604179
32 yeni gezegen keşfedildi
Güney Avrupa Gözlemevi teleskoplarını kullanan bilim adamları, gezegenlerin hiçbirinin Dünya kadar büyük olmadığını söyledi. Keşfin kâinatta Dünya'ya benzer gezegenlerin bulunma ihtimalini daha da güçlendirdiğini ifade etti. Son açıklamalarla güneş sisteminin dışında bulunan gezegenlerin sayısı 400'ü aştı.
605136
Eşi cinayeti planladı, polis memuru tetiği çekti
Eşi cinayeti planladı, polis memuru tetiği çekti İSTANBUL (CİHAN) Şişli'de, milyon liralık gasp olayında silahla vurularak öldürülen Emekli Başkomiser Dursun Körkoca cinayetiyle ilgili kişi gözaltına alındı. 24 Eylül'de işlenen cinayete ilişkin Körkoca'nın şoförlüğünü yapan Tolga Y.'nin çelişkili ifade vermesi üzerine polis, araştırmayı derinleştirdi. Kağıthane'de görevliyken 2001 yılında hayatını kaybeden bir başkomiserin eşi Havva D. ile firardaki oğlu Tuncay D.'nin soygunu planladıkları, tetiği Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Halil İbrahim C.'nin çektiği iddia edildi. Asayiş Şube Müdürlüğü'ne getirilerek sorgulaması yapılan Tolga Y., soygun olayının içinde olduğunu itiraf etti. Tolga Y.'nin ifadesi doğrultusunda Şişli ve Kağıthane'de 16 ayrı adrese eş zamanlı operasyonlar düzenlendi. Geniş kapsamlı soruşturma yürüten ekipler operasyonlarda, soygunu oğlu ile birlikte planladığı ileri sürülen yedek parça dükkanı bulunan Havva D. ve Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli yıllık polis memuru Halil İbrahim C.'nin de aralarında bulunduğu kişi daha gözaltına alındı. Zanlıların olaydan sonra aralarında paylaştıkları milyon TL'lik soygun parasının 650 bin TL'si ele geçirildi. Ayrıca zanlılardan Tolga Y.'nin üzerinden adet ruhsatsız tabanca elde edildi. Yapılan sorgulamada, Kağıthane'de görevliyken 2001 yılında hayatını kaybeden bir başkomiserin eşi Havva D. ile firardaki oğlu Tuncay D.'nin soygunu planladıkları belirlendi. Olaydan önce bir araya gelen zanlıların soygun planına son halini belirledikleri ifade edildi. Plan gereği öldürülen Dursun Körkoca'nın şoförü Tolga Y.'nin gittikleri güzergahı haber vermesiyle motosikletli ve otomobille gelen diğer zanlıların soygunu gerçekleştirdikleri anlaşıldı. Emekli Başkomiser Körkoca'yı Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Halil İbrahim C.'nin silahla vurarak öldürdüğü ve diğer zanlıların çantadaki parayı otomobille kaçırarak ortadan kaybolduğu öne sürüldü. Zanlıların olaydan sonra parayı aralarında paylaşarak dağıldıkları ve paranın yarısının Havva D. ile oğlu Tuncay D.'ye düştüğü iddia edildi. GASP EDİLEN MİLYON LİRANIN 650 BİN'İ ELE GEÇİRİLDİ Zanlıların evlerine yapılan aramalarda, paranın 650 bin TL'si ele geçirildi. Çalınan paranın büyük kısmı soygunun planlayıcısı olduğu belirlenen Havva D.'nin evinde, çamaşır makinesi ile bulaşık makinelerinin vidaları sökülerek içine yerleştirilmiş halde bulunduğu öğrenildi. Olayla ilgili sürdürülen soruşturma da, soygundan sonra firar eden Havva D.'nin oğlu Tuncay D. polis tarafından aranıyor. Asayiş Şube Müdürlüğü'nde sürdürülen soruşturma da suçlarını itiraf eden zanlılardan şirket çalışanı Tolga Y.'nin ifadesinde, "Havva abla ile her şey planlandı. Ben her zaman bankaya gitmiyordum. Olay günü bankaya gideceğim söylendi. Bende telefonla bizimkilere haber verdim. Bankaya gidiyoruz yüklü miktarda para çekeceğiz dedim. Bundan sonra bizimkiler harekete geçmiş. Ben onlara hangi yoldan gideceğimi söyledim. Bankadan parayı çektikten sonra gideceği yöndeki istikamette öndeki aracın kendilerine çarptığını belirten zanlı Tolga Y. Bizimkilerin önümü kestiğini gördüm. Silahı polis arkadaşım Halil İbrahim çekti. Bize çantayı vermemizi istediler. Bende numaradan üzerime düşen görevimi yapıyordum. Tuncay bizim şirketin korumalarından olan emekli başkomisere sprey sıktı. Ancak Dursun ağabey silah çekti. Bunun üzerine polis memuru olan Halil İbrahim ona ateş etti. Çantayı alıp kaçtıklarında ben ve diğer arkadaşım Dursun ağabeyi hastaneye yetiştirmeye çalıştık." dediği öğrenildi. Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemleri tamamlanan 2'si kadın 10 kişi Şişli Adliyesi'ne sevk edildi.
604580
Kartal Avrupa kupalarında 133. sınavda
BEŞİKTAŞ, AVRUPA KUPALARINDA 133. MAÇINA ÇIKIYOR Siyah-beyazlılar, bugüne dek Avrupa kupalarında yaptığı toplam 132 maçtan 43'ünü kazanıp, 27'sinde berabere kalırken, 62 müsabakada ise rakiplerine yenildi. Avrupa arenasında bugüne dek rakip fileleri toplam 154 kez havalandıran ''Kara Kartallar'', kalesinde ise 202 gol gördü. Beşiktaş, 1959 yılında başlayan Avrupa kupaları serüveninde Türkiye'yi 15 kez Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası ve UEFA Şampiyonlar Ligi, kez Avrupa Kupa Galipleri Kupası, 10 kez de UEFA Kupası'nda temsil etti. -AVRUPA MESAİSİ- Beşiktaş'ın, Avrupa kupalarında yaptığı maçların performans tablosu şöyle: Organizasyon K O G B M A Şampiyon Kulüpler Kupası ve Şampiyonlar Ligi 15 60 19 11 30 57 96 Kupa Galipleri Kupası 7 20 4 4 12 21 38 UEFA Kupası 10 52 20 12 20 76 68 Toplam 32 132 43 27 62 154 202 -HÜKMEN GALİBİYETLER- Beşiktaş'ın, haberde değerlendirmeye alınmayan, Avrupa kupalarında hükmen galibiyetleri de bulunuyor. Siyah-beyazlılar, Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda 1958-1959 sezonunda Yunanistan'ın Olympiakos, 1986-1987 sezonunda da Kıbrıs Rum kesiminin APOEL takımlarının sahaya çıkmamaları üzerine hükmen galip ilan edilerek, tur atlamıştı. -EN FARKLI SKORLU GALİBİYETİ SARAYBOSNA'YA KARŞI- Beşiktaş, Avrupa kupalarındaki en farklı skorlu galibiyetini Bosna-Hersek takımı Saraybosna karşısında elde etti. Siyah-beyazlılar, 2002-2003 sezonunda UEFA Kupası 1. tur rövanş maçında deplasmanda Bosna-Hersek'in Saraybosna takımını 5-0 yenerek, Avrupa kupaları tarihindeki 132 maç içinde en farklı skorlu galibiyetine imza attı. -EN FARKLI SKORLU YENİLGİ LIVERPOOL'DAN- Beşiktaş, Avrupa kupaları tarihinde en farklı skorlu yenilgiyi ise İngilizlerin dünyaca ünlü takımı Liverpool'dan aldı. Siyah-beyazlılar, 2007-2008 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi (A) Grubu maçında deplasmanda Liverpool'a 8-0'lık skorla yenildi. Bu sonuç, hem Beşiktaş, hem de UEFA Şampiyonlar Ligi tarihinin en farklı skorlu mağlubiyeti olarak kayıtlara geçti. Beşiktaş, daha önceki en farklı skorlu yenilgisini yine bir İngiliz ekibine karşı, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde yaşamıştı. Siyah-beyazlılar, 2000-2001 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi (H) Grubu'nda deplasmanda Leeds United'a 6-0 yenilmişti. -EN GOLCÜ FUTBOLCUSU OKTAY DERELİOĞLU- Beşiktaş'ın Avrupa kupalarındaki en golcü futbolcusu Oktay Derelioğlu. Siyah-beyazlı formayı giydiği dönemlerde, Avrupa arenasında takımına toplam 14 gol kazandıran Oktay'ı, golle Daniel Gabriel Pancu, 7'şer golle Mehmet Özdilek ve Bobo, 6'şar golle de Feyyaz Uçar ve Metin Tekin izliyor. BEŞİKTAŞ, ''DEVLER LİGİ''NDE DEPLASMANDA KAYIP UEFA Şampiyonlar Ligi (B) Grubu 3. maçında yarın Almanya'da Wolfsburg takımıyla karşılaşacak Beşiktaş, deplasmanlarda başarısız bir grafik çizdi. Siyah-beyazlılar, futbolda Avrupa'nın kulüpler bazında en büyük organizasyonu olan UEFA Şampiyonlar Ligi'nde deplasmanlarda oynadığı 13 maçtan sadece 1'ini kazanırken, 11 kez yenildi, kez ise sahadan beraberlikle ayrıldı. Deplasmanlarda kalesinde toplam 38 gol gören ''Kara Kartallar'', rakip filelere ise sadece gol atabildi. -TEK GALİBİYET CHELSEA'YE KARŞI- Beşiktaş, UEFA Şampiyonlar Ligi grup maçlarında deplasmanlardaki tek galibiyetini Londra'da Chelsea'ye karşı aldı. İngiliz takımını 2003-2004 sezonunda Sergen Yalçın'ın golleriyle 2-0 mağlup etmeyi başaran siyah-beyazlılar, ''Devler Ligi''nde bunun dışında galibiyet alamadı. Siyah-beyazlılar, ayrıca aynı sezonda İtalya'nın Lazio takımıyla Roma'da 1-1 kalarak tek beraberliğini de elde etmiş oldu. Siyah-beyazlılar, diğer maçların tamamında ise sahadan yenik ayrıldı. -EN FARKLI SKORLU YENİLGİLER- ''Kara Kartallar'', Avrupa kupaları tarihinde en farklı skorlu yenilgilerini de deplasmanlardaki UEFA Şampiyonlar Ligi grup maçlarında aldı. 2007-2008 sezonunda İngiltere'nin Liverpool takımına deplasmanda 8-0 yenilen Beşiktaş, hem kendi tarihinin, hem de Şampiyonlar Ligi tarihinin en farklı yenilgisini de almış oldu. Siyah-beyazlılar ayrıca, deplasmanda 2000-2001 sezonunda İngiltere'nin Leeds United takımına 6-0, İspanya'nın Barcelona ekibine de 5-0 yenilmekten kurtulamadı. -DEPLASMANDAKİ MAÇLAR- Beşiktaş'ın, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde deplasmanda yaptığı maçlarda aldığı sonuçlar şöyle: 1997-98 Sezonu: Bayern Münih (Almanya) Beşiktaş.......: Göteborg (İsveç) Beşiktaş.............: Paris Saint Germain (Fransa) Beşiktaş.: 2000-2001 Sezonu: Milan (İtalya) Beşiktaş...............: Leeds United (İngiltere) Beşiktaş.....: Barcelona (İspanya) Beşiktaş..........: 2003-2004 Sezonu: Chelsea (İngiltere) Beşiktaş..........: Sparta Prag (Çek Cumhuriyeti) Beşiktaş: Lazio (İtalya) Beşiktaş...............: 2007-2008 Sezonu: Olympique Marsilya (Fransa) Beşiktaş..: Liverpool (İngiltere) Beşiktaş........: Porto (Portekiz) Beşiktaş.............: 2008-2009 Sezonu: CSKA Moskova (Rusya) Beşiktaş.........: -BEŞİKTAŞ'IN ALMAN TAKIMLARINA ŞANSI TUTMUYOR UEFA Şampiyonlar Ligi (B) Grubu 3. maçında yarın Almanya'nın Wolfsburg takımıyla karşılaşacak Beşiktaş'ın, Alman takımlarına karşı şansı tutmuyor. Siyah-beyazlılar, Avrupa kupalarında bugüne dek Alman takımları ile maç yaparken, bunların hepsini kaybetti. 1989-90 sezonunda Kupa Galipleri Kupası'nda Borussia Dortmund takımıyla karşılaşan Beşiktaş, İstanbul'da 1-0, Almanya'da ise 2-1 kaybederek kupanın dışında kaldı. UEFA Şampiyonlar Ligi'nde 1997-98 sezonunda Bayern Münih takımıyla aynı grupta yer alan ''Kara Kartallar'', karşılaşmayı da 2-0 kaybetti. Son olarak 2006-07 sezonunda Almanya'nın Bayer Leverkusen takımıyla UEFA Kupası'nda aynı grupta yer alan siyah-beyazlılar, deplasmanda oynadıkları karşılaşmayı da 2-1 yitirip, Almanlara karşı galip gelemedi. Yitirdikleri maçta sadece gol atarken, kalesinde ise toplam gol gören siyah-beyazlıların yarınki rakibi Wolfsburg ise Avrupa kupaları tarihinde ilk kez Türk takımıyla karşı karşıya gelecek.
605413
Maceracı gençler kurtarılmayı bekliyor
Rize'nin Ardeşen ilçesinde yaşayan amca çocukları Arif Kaya (23) ve Muhammet Kaya (22) ile arkadaşları Osman Osmanoğlu, 13 Ekimde, Sarp Sınır Kapısı'na gezmeye gittiler. Pasaportu olan Osmanoğlu, aracına mazot almak için kapıdan geçiş yaparak Gürcistan'a giderken, Arif ve Muhammet Kaya, sınır kapısında kaldı. Osmanoğlu'nun Gürcistan'a gitmesinin ardından denize giren Arif ve Muhammet Kaya, iddiaya göre, açıktan yüzerek Gürcistan tarafına geçti. Burada Gürcistan güvenlik güçlerinin kendilerini fark etmesi üzerine gözaltına alınan Arif ve Muhammet Kaya, daha sonra çıkarıldıkları mahkemece ''sınır ihlali'' suçundan tutuklanıp cezaevine konuldu. Arif Kaya'nın babası Halim Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlu ile yeğeninin arkadaşları ile Sarp'a gittiklerini belirterek, ''Arkadaşları Gürcistan tarafına geçmiş. Oğlum ve yeğenim de söylendiğine göre denizden yüzerek Gürcistan tarafına geçmişler'' dedi. -''YAPILAN AKIL İŞİ DEĞİL AMA BİR KEZ OLDU''- Oğlunun arkadaşının durumu kendilerine haber vermesi üzerine Ardeşen Belediye Başkanı ve Kaymakam ile görüşüp yardım istediklerini anlatan Kaya, şunları söyledi: ''Belediye Başkanımız ve Kaymakamımız bize ellerinden geldiğince yardımcı oldu. Daha sonra Arhavi Kaymakamı ile görüştük. Arhavi Kaymakamı, Gürcistan makamları ile görüşüp bilgi aldı. Oğlum ve yeğenim elbiselerini bir poşete koyup kollarına bağlayıp Gürcistan tarafına geçmişler. Başka bir suç işlemediler. Sadece sınır ihlali yapmışlar. Bir cahillik yaptılar. Herhalde hobi olsun diye Gürcistan tarafına geçmek istediler.'' Gürcistan makamlarının, oğlu ve yeğeninin serbest kalması için 10 bin lira kefalet istediğini öğrendiklerini ifade eden Kaya, ''Hurda, demir satarak geçimimizi sağlıyoruz. İki çocuk babası oğlum da, yeğenim de işsiz. Yapılan akıl işi değil ama bir kez oldu. Büyüklerimizden bize yardımı olmalarını bekliyoruz. Bu parayı ödeyecek maddi gücümüz yok'' diye konuştu. Muhammet Kaya'nın annesi Gülhanım Kaya ise mağdur durumda olduklarını belirterek, ''Bizden 10 bin lira kefalet istiyorlar. Ancak bunu ödeyecek maddi gücümüz yok. Bir çare arıyoruz. Yetkililerden bize yardımcı olmalarını istiyoruz'' dedi. -BAŞKONSOLOSLUK DEVREDE- Arkadaşları tutuklanan Osmanoğlu ise, kendisinin Gürcistan'a gitmesinin ardından arkadaşlarının yüzerek Gürcistan tarafına geçtiklerini anlatarak, ''Gözaltına alınmalarının ardından Gürcistan'a gidip arkadaşlarımla görüştüm. Mahkemeye çıkarken cep telefon ile görüntülerini kaydettim. Bu görüntüyü, ailelerine de izlettim. Konuyu konsolosluğa da bildirdim'' diye konuştu. Arhavi Kaymakamı Bülent Bayraktar da, Gürcistan makamlarından aldıkları bilgiye göre gençlerin yüzerek Gürcistan tarafına geçtiklerini, daha sonra da gözaltına alınıp çıkarıldıkları mahkemece tutuklandıklarını söyledi. Ailelerinin kendilerine başvurması üzerine ilgili makamlarla görüştüklerini anlatan Bayraktar, ''Konuyu Gürcistan'da Türk Başkonsolosluğu takip ediyor. Gerekenler yapılıyor. Kendilerine avukat tutulmuş'' dedi.
604773
Başbakanlık otobüsü Erzurum'da
Başbakanlık otobüsü Erzurum'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın Erzurum'da gerçekleştireceği program öncesi Başbakanlık Otobüsü, kente geldi. Dün akşam saatlerinde Erzurum'a getirilen Başbakanlık Otobüsü, çevre yolunda Erzurum Emniyet Müdürlüğü trafik ekipleri tarafından karşılandı. Koruma ekibi nezaretinde il merkezine getirilen otobüs, Emniyet Müdürlüğü otoparkına çekildi. Başbakan Erdoğan'ın, Çarşamba günü Erzurum yapacağı gezide toplu açılışlarda bulunacağı, aynı gün Ağrı'da İbrahim Çeçen Üniversitesi'nin açılışına katılacağı öğrenildi.
605546
İstanbul'da 235 kişide domuz gribi tespit edildi
İstanbul'da 235 kişide domuz gribi tespit edildi İstanbul Valisi Muammer Güler, il genelinde hastanelere müracaat eden 1169 kişiden 235'inde domuz gribi tespit edildiğini söyledi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden ayrılışı sırasında basın mensuplarının sorularını cevaplayan Vali Güler, İstanbul genelinde 1169 kişinin domuz gribi şüphesiyle hastanelere müracaat ettiğini belirtti. Güler, bu kişilerden 235'inde domuz gribi tespit edildiğini açıkladı. Yazılı açıklama yapan İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü de, 30 Nisan-20 Ekim tarihleri arasında 245 kişide domuz gribi tespit edildiğini ifade etmişti. Açıklamada, "Herhangi bir yayılma olasılığına karşı İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliği yapılmakta ve gerekli tedbirler alınmakta. Tespit edilen vakaların genel durumları ili olup yakından takip edilmekte ve tedavileri yapılmaktadır. Bugün itibari ile ilimizde hastanede takip edilen vaka bulunmamaktadır. Herhangi bir okulda salgın durumu ve hastalık yayılması söz konusu değildir." ifadelerine yer verilmişti.
604693
İslam Üniversitesi'nde şiddetli patlama
2010 bütçesinde yüzde 31,6 artış öngörülen Özel Tüketim Vergisi, sigara ve benzinde yüksek oranlı zamlara işaret ediyor. ÖTV de yükselişin temel kaynakları sigara, akaryakıtın yanı sıra bu yıl ÖTV indirimi yapılan motorlu taşıtlar ile beyaz eşya olacak.
605100
Dolmabahçe Sarayı’nda "Cumhuriyet resepsiyonu" verilecek
’nda "Cumhuriyet resepsiyonu" verilecek Cumhuriyetin 86. yılı kutlamaları çerçevesinde ’da ses ve ışık ile havai fişek gösterileri yapılacak ve ’nda "Cumhuriyet resepsiyonu" verilecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle kentin ana arterleri, meydanları, sokakları, kamu binaları ve gökdelenleri bayraklarla süslenmeye başlandı. Cadde ve meydanlara 60 bin Türk bayrağı, bin elektrik direğine Cumhuriyet flaması ve 50 üst geçide de duyurular asıldı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda boğazda deniz üzerine kurulan bir platformda ses ve ışık ile havai fişek gösterileri yapılacak. ile arasındaki alanda deniz üzerinde gerçekleştirilecek ve saat 19.00’da başlayacak gösteriler, uydu yayınıyla tüm dünyaya iletilecek. Kutlamalar kapsamında İstanbul Valisi 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Dolmabahçe Sarayı’nda "Cumhuriyet resepsiyonu" verecek. 16 ayrı noktadan 48 bin aşkın havai fişek atışı yapılacak ve 150 skyracer kullanılacak. En büyük havai fişeğin ağırlığı 10 kilogramın üzerinde. Bu fişek atıldığı zaman yaklaşık 250 metre yükselecek. Boğaziçi Köprüsü üzerinde 42 ateşleme sistemi ile 800 metre ateş şelalesi oluşturulacak. 15 dakikalık gösteri müziği, Fahir Atakoğlu tarafından organizasyona özel olarak bestelendi. Gösteriler, Power FM 100 frekansından yayınlanacak olan organizasyon müziği eşliğinde seyredilecek. Gösteri koreografisi de bu besteye göre yapıldı. ve sahiline ses sistemi kurulacak. Böylece vatandaşlar hem havai fişek gösterilerini izleyecek hem de ses aktivitelerini dinleyebilecekler. -GÖSTERİLERİN SEYİR NOKTALARI- 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, Anadolu yakasında Kuzguncuk parkı, Paşalimanı parkı, iskele ve Salacak sahili, yakasında ise Ortaköy, Beşiktaş ve Dolmabahçe sahillerinden izlenebilecek.
603982
Yalova'da silah ve mühimmat dolu sığınak bulundu
Alınan bilgiye göre, Ortaburun köyü sakinlerinden Mecit Dinç, ormanda kestikleri odun parçasının düştüğü yerden çıkardığı sesle cephaneliğin ortaya çıktığını kaydetti. Yaklaşık bir hafta önce ortaya çıkan mühimmatların bulunmasıyla ilgili Mecit Dinç, şöyle konuştu: "Kesilen ağaç boşluğa düştü. Biraz araştırınca üzeri muşamba ile kaplı tüneli fark ettik. Sonra aşağı indiğimizde geniş bir tünel gördük. Tünelin içinde adet varil vardı. Varillerin içine baktığımızda yiyecek ve silah olduğunu gördük. Durumu hemen jandarmaya haber verdik." dedi. Olay yerine gelen Çınarcık İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri Ortaburun köyü Samanlı Dağları Yedi Pınar mevkiinde bulunan tünelde şu mühimmatları ele geçirdi: adet Mat marka 1949 yapımı makineli tabanca, bu tabancaya ait şarjör, 10 adet MKE yapımı kafile savunma tipi el bombası, 10 adet savunma tipi el bombası tapası, bin 400 adet Kalaşnikof piyade tüfeği fişeği, 19 adet G-3 piyade tüfeği fişeği, 20 adet 7.9 milimetre fişek, 167 adet Bixi fişeği, 68 adet milimetre fişek, 13 adet Kalaşnikof şarşörü, 17 adet kitap, adet 50x70 santimetre ebadında siyah zemin üzerine beyaz işlemeli Arapça yazılı bez kumaş, 137 adet Kalaşnikof piyade tüfeği hücum yeleği, 68 adet G-3 piyade tüfeği hücum yeleği, 166 adet kamuflaj pantolon, 58 takım kamuflaj elbise, 48 adet eldiven, 110 adet matara kılıfı, adet uyku tulumu, 111 adet palaska, adet avcı bıçağı, adet kama, adet el dürbünü, adet radyo, 45 adet el feneri, 600 adet atlet, 35 adet 20, 30 ve 50 kilogramlık bidon, 51 su matarası, adet gaz lambası, yüzlerce iç çamaşırı, adet eski tip haki askerî üst elbisesi, takım eski tip haki askerî elbise, adet bayan iç çamaşırı, 22 çift bot, adet askerî parka, 110 adet haki renkli mendil, bol miktarda yiyecek ve yaşam malzemesi. Güllük köyünde yaşayan Yüksel Öztürk, bölgenin oldukça dağlık olduğunu belirterek, "Burayı herkes bulamaz. Sadece çevreyi bilen kişiler buraya gelebilir. Son birkaç gündür burada hareketlilik var. Sürekli jandarma arabaları geçiyor." dedi. Öte yandan köylülerin verdiği bilgiye göre, kendilerini orman görevlisi diye tanıtan iki kişinin jandarma tarafından gözaltına alındığını, ancak iki kişinin savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldığı belirtildi.
605422
U.Ü eski Rektörü Prof.Dr. Yurtkuran: Sayıştay'ın dava açtığı iddiaları asılsız
U.Ü eski Rektörü Prof.Dr. Yurtkuran: 'ın dava açtığı iddiaları asılsız Operasyonu' kapsamında 74 gün tutuklu kaldıktan sonra rahatsızlığı nedeniyle 25 Haziran'da tahliye olan eski Rektörü ve Genel Başkan Vekili Prof.Dr. Mustafa Yurtkuran, 'ın kendi dönemiyle ilgili mahkeme iddialarını yalanlayarak, “Sayıştay, her yıl denetleme yapar. Bu normal bir prosedür. Bu konudaki haberleri tekzip ettik. Sayıştay'ın mahkeme talebi yok” dedi. Prof Dr. Mustafa Yurtkuran, Ergenekon Operasyonu'nun 12'inci dalgası kapsamında geçen nisan ayında gözaltına alındı. gün sorgulandıktan sonra tutuklanan Prof.Dr. Mustafa Yurtkuran, 74 gün tutuklu kaldıktan sonra rahatsızlığı nedeniyle tahliye edildi. Uludağ Üniversitesi eski Dekanı Prof.Dr. Müfit Parlak ve Gemlik Üniversitesi Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Hasan Başaran ile birlikte Gemlik Belediye Başkanı Fatih Mehmet Güler'i makamında ziyaret eden eski rektör Prof.Dr. Mustafa Yurtkuran, kendi dönemiyle ilgili Sayıştay denetlemesi ve Gemlik Üniversitesi konusunda da soruları yanıtladı. Sayıştay'ın her yıl denetleme yaptığını ve bunun normal prosedür olduğunu anlatan Prof.Dr. Yurtkuran, “Söz konusu denetlemede aylık süreç benim, aylık süreç de yeni yönetimindir. Bizlere soru sorarlar, yanıtlarız. Mahkeme olayı yok, zaten bu konudaki haberleri tekzip ettik. Sayıştay’ın mahkeme talebi falan yok” dedi. Görevinin ardından üniversiteye borç bırakmadığını anlatan Prof.Dr. Mustafa Yurtkuran, “200 milyon TL'lik bütçede, 14 milyonluk alacak- verecek hesabı bulunuyor. Borç bıraktığım iddiaları asılsızdır” dedi. Haftada bir radyoterapi ile tedavi gördüğünü ve bunun kasım ayı sonuna kadar devam edeceğini anlatan Prof.Dr. Yurtkuran, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili sorulara ilişkin, “Yine aynı şeyi söylüyorum. Şeriatın kestiği parmak acımaz. Bizimki kısıtlamasız bir tahliye. Zaten tedavisi görüyorum. İnanıyorum ki sonunda tabii ki beraat kararı çıkacaktır” dedi. 'ya kurulacak olan ikinci üniversite için en uygun yerin Gemlik Yerleşkesi olduğunu savunan Prof.Dr. Yurtkuran, “Yüksek okulları, Hukuk Fakültesi, Denizcilik Meslek Yüksekokulu ve alt yapısı ile buna en hazır yer Gemlik'tir. Zaten hep bunun için çalışmalar yapmıştık. 16 AA 002 plaka inşallah Gemlik'e nasip olur. Atatürk'ten kalan arazide Gemlik ’ni inşallah bende ölmeden görebilirim” diye konuştu.
604004
Boksörlerden madalya yağmuru
Boksörlerden madalya yağmuru Rusya'da yapılan 1. Avrupa Öğrenciler Arası Boks Şampiyonası'nda 57 kiloda Kerem Gürgen ile 91 kiloda Bahram Muzaffer, Avrupa şampiyonu oldu. Öğrenciler Avrupa Şampiyonaya 11 sporcu ile katılan milli takım, topladığı 17 puanla Rusya'nın ardından takım halinde ikinciliği elde etti. Türkiye, altının yanı sıra, gümüş, de bronz madalya kazandı.
605569
Fener'i korkutan idman!
Fener'i korkutan idman! Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi (H) Grubu'nda 22 Ekim Perşembe günü deplasmanda Romanya'nın Steaua Bükreş takımıyla yapacağı maçın hazırlıklarını, bugün tek antrenmanla sürdürdü. Teknik direktör Christoph Daum yönetiminde, Can Bartu Tesisleri'nde gerçekleştirilen akşam antrenmanında sarı-lacivertliler, koşu ve koordinasyon çalışmalarının ardından dar alanda çift kale maç yaptı. Koşunun ardından Gökhan, Önder, Deniz, Roberto Carlos, Kazım, Cristian, Emre, Dos Santos ve Semih'ten oluşan beyaz takım, Mehmet Topuz, Bekir, Ali, Vederson, Abdülkadir, Selçuk, Özer, Uğur ve Furkan'dan oluşan mavi takıma karşı mücadele etti. Bu arada, antrenman öncesinde teknik heyetin futbolcularla yaptığı toplantıda, Daum'un, ''Herkes birbirine yardımcı olsun, yeniden galibiyet havasına dönelim'' biçiminde ifadeler kullandığı, futbolcuların da aynı anda ''Herkes birbirine yardımcı olsun'' biçiminde bağırdıkları kaydedildi. Takımın, Steaua Bükreş maçına yönelik motivasyon olarak ''Geldim, gördüm, yendim'' dediği ifade edildi. -ÖZER TAMAMLAYAMADI, EMRE KORKUTTU- Çift kale maçta sağ ayak bileğinden sakatlanan Özer, saha kenarında yapılan buz tedavisinin ardından antrenmanı yarıda bıraktı. Özer'in sakatlığının ardından çift kalede bu kez Emre'nin belini tutarak yerde kalması teknik heyeti korkuttu. Yaptığı ters bir hareketin ardından yerde kalan, belinde ağrı oluşan Emre, kulüp doktorunun saha kenarında yaptırdığı egzersizlerin ardından yeniden maça döndü. Maç içinde sağ ayak bileğinde sorun yaşayan Semih de çalışma sonunda bileğine buz sardırarak tesislere girdi. -ALEX TOPLA ÇALIŞTI- Sakatlığı nedeniyle geçen haftadan bu yana takımdan ayrı kalan kaptan Alex, bireysel futbolcu antrenörü Dolu Arslan yönetiminde topla çalışmalar yaptı. Bir süre koşan Brezilyalı futbolcu, daha sonra topla çalıştı. -SAKATLARIN DURUMU- Gaziantepspor maçında sol ön baldırında darbeye bağlı sakatlık oluşan Bilica, antrenmana katılmadı. Tedavisi süren Bilica'nın durumunun ciddi olmadığı öğrenildi. Uruguay Milli Takımı'ndan sakat dönen Lugano'nun yanısıra Güiza ve Deivid'in, takım antrenmanından önce koşu yapıp tesislerde tedavi oldukları bildirildi. Steaua Bükreş maçı için yarın Romanya'ya gidecek kadroda Alex, Lugano, Güiza ve Deivid'in yer almaması bekleniyor. Teknik direktör Daum, sakatlıkları bulunan futbolcuların durumuna göre Romanya kadrosunu belirleyecek. Sarı-lacivertliler, yarın saat 11.00'de Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan kalkacak özel uçakla Bükreş'e gidecek.
604062
Azerbaycan'dan ucuz gaz aldığımız doğru değil!
Azerbaycan'dan ucuz gaz aldığımız doğru değil! Türkiye'nin Azerbaycan'dan ucuz gazı yıllardır almadığını belirten Enerji Bakanı Yıdız, 'Sayın Aliyev yanlış bilgilendirilmiş' dedi Taner Yıldız Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, İtalya ve Rusya ile Samsun-Ceyhan Petrol Boru Hattı'na ilişkin mutabakat metninin imzalanması sırasında düzenlenen basın toplantısında, Azerbaycan-Türkiye ilişkileri konusunda da değerlendirmelerde bulundu. Yıldız, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in "Azerbaycan'ın yıllardır Türkiye'ye dünyadaki fiyatların üçte birine doğal gaz sattığı" şeklindeki sözlerinin, büyük ihtimalle yanlış bilgilenmeden kaynaklandığını savunarak, "Türkiye'nin Azerbaycan'dan doğal gazı yıllarca çok ucuz fiyata alması asla söz konusu değil. Türkiye'nin Azerbaycan'la imzaladığı anlaşmanın yürürlüğe giriş tarihi 2007'dir. Dolayısıyla, bizim eski fiyattan gaz almamız sadece 10 aylık bir dönemle ilgilidir. Nitekim 10 aylık sürenin ardından 2008'in nisan ayında fiyat revizyonuyla alakalı teklifimize de vermiş durumdayız. Azerbaycan'dan aldığımız doğal gazın eski fiyatta kalmaması gerektiği konusundaki düşüncemizi de muhafaza ediyoruz" diye konuştu.
605119
Piyasalarda İyimserlik Hakim
Piyasalarda İyimserlik Hakim Küresel piyasalarda temkinli iyimserlik hakim. İstanbul Borsası Ulusal-100 Endeksi birinci seansı 408 puan artarak 50 bin 695 puandan tamamladı. Dünya borsaları makro ekonomik göstergeler ile şirket haberlerine duyarlı. New York Borsası'nda dün(19.10.2009) Dow Jones Sanayi Endeksi yüzde 0,96 teknoloji göstergesi Nasdaq ise yüzde 0,90'lık yükseliş kaydetti. Karışık bir tablo çizen Asya borsalarında bugün yukarı yönlü hareketler ön planda. Dünkü yükselişlerin ardından güne iyimser başlayan Avrupa borsaları daha sonra hafif gevşeyerek yatay seyre geçti. Yurt içinde dış piyasalardaki gelişmeler yakından izleniyor. İstanbul Borsası'nda hisse senetleri günün ilk yarısında ortalama yüzde 0,81 değer kazandı. Serbest piyasada Amerikan Doları lira 45 kuruş, Avro ise lira 18 kuruştan işlem görüyor.
605053
Bakan Ergün, iş dünyasından talebi
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'de nitelikli işgücüne ihtiyaç olduğunu belirterek, bunun için meslek liselerinin, öğrencilerin ve ailelerinin zorunlu olarak değil, bilinçli olarak tercih ettiği okullar haline gelmesi gerektiğini söyledi. Bakan Ergün, Mesleki Yeterlilik Kurumu'nun Bilkent Otelde düzenlenen 4. Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, ülkede işsizlik sorununu tetikleyen en önemli etkenlerin, nitelikli iş gücü ihtiyacı ve iş piyasasındaki ara eleman yetersizliği olduğunu ifade etti. Mesleki eğitimin Türk sanayisinin güvencesi olduğunu belirten Ergün, uluslararası rekabette Türkiye'nin ön plana çıkabilmesi için tek çözümün, iyi yetişmiş insan gücü olduğunu dile getirdi. Bu çerçevede, mesleki eğitim düzeyini gelişmiş ülkelerdeki seviyeye çıkarmanın, zorunluluğun da ötesine geçtiğini vurgulayan Ergün, bunun için hükümetten sivil toplum kuruluşlarına, medyadan meslek kuruluşlarına, iş adamlarından işçi örgütlerine ve çocuklarının geleceğinden endişe duyan anne ve babalara kadar her kesimin elini taşın altına koyması ve üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini ifade etti. ''İŞ DÜNYASI STAJ İÇİN GELEN ÖĞRENCİLERE KAPISINI SONUNA KADAR AÇSIN' Bugün gelinen noktada, öncelikle meslek liselerine yönelik önyargıların bir kenara bırakılması gerektiğini belirten Ergün, şöyle devam etti: ''Meslek liseleri, öğrencilerimizin ve ailelerinin zorunlu olarak değil, bilinçli olarak tercih ettiği okullar haline gelmelidir. Bu çocuklarımız, (genel kültür konularında veya yetenek derslerinde başarılı olmadıkları için bu okullara gitmek zorunda kalan öğrenci) psikolojisinden kurtarılmalıdırlar. Toplumdaki bu yaygın anlayış, meslek liselerine yönelik bir duvar oluşturmuştur. Bu duvarı yıkmanın tam zamanıdır. Birinci sınıf öğrenci olarak, üzerlerine giydikleri iş elbisesinin aslında onların omuzlarına önemli bir misyonu da yüklediği bilincini yaygınlaştırmalıyız.'' Hükümetin bu okullara büyük önem atfettiğini kaydeden Ergün, ülkeye ve gençliğe karşı sorumluluk hisseden her kurum ve kuruluşun, örgüt ve organizasyonun da bu stratejiye, madden ve manen destek olması gerektiğini söyledi. Kamuoyunun ve iş dünyasının da bu bakış açısını içselleştirmesi gerektiğine vurgu yapan Ergün, iş dünyasından işyerlerine staj için pratik ve uygulama için gelen öğrencilere kapılarını sonuna kadar açmalarını istedi. HERKES BEYAZ YAKALI OLURSA... Türkiye'de işsizlik sorunu bulunduğunu ancak, bundan daha da önemlisinin mesleksizlik olduğunu belirten Ergün, ''Ülkemizde artık (ne iş olsa yaparım) anlayışını lügatten çıkarmalıyız. Herkesin özellikle uzmanlaştığı bir alan ve en iyi yaptığı bir işi olmalı'' diye konuştu. Herkesin, ''ben üniversite bitireyim, masa başında oturayım, beyaz yakalı olayım'' dediği bir ortamda işlerin yürümeyeceğini ifade eden Ergün, her mesleğin meşru, her işin saygıdeğer ve kutsal olduğunu söyledi. Her birey, yeteneklerine ve toplumsal ihtiyaçlara göre eğitime kanalize edilemezse ülkede çarkları döndürecek bir el bulunamayacağını kaydeden Ergün, şöyle dedi: ''Herkesin müdür olmak istediği bir düzende, işi yapacak eleman bulunmazsa sorunlar başedilemez bir hale gelir. Türkiye'de çok sayıda işsiz bulunmasına rağmen sanayicilerimiz, aradıkları kaynakçı, mobilyacı, elektrik, elektronik teknisyeni gibi ara eleman istihdamında zorlanmaktadır. Bu nedenle zihniyetimizi, sadece devlet memuru yetiştirme sistematiğinden kurtarmak durumundayız.'' Sanayi Bakanı, küreselleşme sürecinde, rekabet gücünü artırabilmek için mesleki eğitimin geliştirilmesinin ''olmazsa olmaz'' olduğunu, bunun için de iş piyasasının istediği elemanların yetiştirilmesi, gerekli tüm tedbirlerin alınması ve rehberlik hizmetlerinin yeterli seviyeye çıkarılması, hayat boyu öğrenme için imkanların artırılmasının öncelikli hedefleri olduğunu bildirdi.
604829
Düğünü izlemek istedi ama...
Düğünü izlemek istedi ama... Ankara Pursaklar'da evlerinin karşısındaki düğünü izlemek için balkona çıkan 3,5 yaşındaki Burçak Damla Üngör, maganda kurşununun kurbanı oldu. Annesi tarafından farkedilen ve polis aracıyla hastaneye kaldırılan küçük kız, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Küçük Burçak'tan geriye ailesine sadece evde bulunan oyuncakları ile amcasının düğününde çekilmiş görüntüleri kaldı. Alınan bilgiye göre, Pursaklar Fatih Mahallesi Turgut Reis Sokak Lale Apartmanı 5. katta meydana gelen olayda; anne Nuray Üngör, kızı Burçak Üngör için mutfakta yemek hazırladı. Bu sırada mutfağa gelen küçük kız, annesine, "Anne düğünü izleyebilir miyim ?" dedi. Annesinden izin alan küçük Burçak, daha sonra balkona çıktı. Demirleri çuval ile kapatılmış balkondan düğüne bakmak isteyen Burçak, bu sırada açılan maganda kurşunuyla yere yığıldı. Gürültü ile balkona fırlayan anne Üngör, kızının kanlar içinde yerde yattığını gördü. Küçük kızı kucaklayan anne Üngör, feryatlar arasında kızını aşağı indirdi. Bu esnada sokaktan geçmekte olan bir polis olaya hemen müdahale etti. Polis memuru, Burçak'ı ekip otosuyla en yakında bulunan hastaneye götürdü. Ancak, küçük Burçak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kızının cenazesini Adli Tıp Kurumu'ndan almaya gelen baba Hasan Üngör olaya tepki gösterdi. Gözyaşları arasında kızının resmini öpüp resmi göğsüne bastıran baba Üngör, "Birinin düğünü olurken, birinin acısı oluyor. Biri bir yere giderken, diğeri başka bir yere gidiyor. Şuna bak 3,5 yaşında bu. Canım, aşkım, meleğim, herşeyim. Bu tür şeyler yaşanmasın başka canlar yanmasın artık." dedi. Küçük Burçak'ın, düğünü izlemek için balkona çıktığını söyleyen baba Üngör, "Düğün var diye kimse kapıya pencereye çıkmasın mı Düğün var diye kapıyı pencereyi kapatıp, kurşun geçirmez cam mı taktıralım." diyerek tepkisini dile getirdi. Üngör ailesinin, olayın ardından evi boşaltarak yakınlarının yanına gittiği öğrenildi. Küçük Burçak'tan geriye ise evde ailesiyle çekilen resimleri, oyuncakları ve amcasının düğününde çekilmiş görüntüleri kaldı. Aile yakını Yusuf Tiryaki ise küçük kızın balkondaki kan izlerini gösterirken, karşı apartmanın önündeki düğünden açılan ateş sonucu küçük kızın hayatını kaybettiğini kaydetti. Gözyaşlarını tutmakta zorlanan Tiryaki, "Binanın önünde kadar insan var. İnsanlar bilinçsizce, çocuklarının, eşlerinin eline silah verip, küçücük çocuğun hayatına son veriyor. Mutlu bir aileyi yıkıyorlar." diye konuştu. Polis ekiplerinin evde yaptığı incelemede, balkonun tavanında kurşun izlerine rastlerken, olay yerinden çok sayıda kovan toplandığı öğrenildi. Burçak Üngör'ün cenazesi toprağa verilmek üzere memleketi Kastamonu'ya görüldü. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
604316
Karzai yasalara uyacağına söz verdi
BM Sözcüsü Michelle Montas, Genel Sekreter Ban'ın Karzai ile telefonda görüştüğünü belirterek Karzai'nin Genel Sekretere, ikinci bir seçim durumunda bile ülkesindeki anayasal sürece tamamen uyacağını söylediğini açıkladı. Genel Sekreter Ban'ın, Karzai'den ülkedeki anayasal seçim sürecine saygı göstermesini istediğini belirten Montas, Ban'ın Karzai'nin kendisine bu yönde güvence vermesinden dolayı büyük memnuniyet duyduğunu söyledi. Telefon görüşmesinin Afganistan'da 20 Ağustosta yapılan devlet başkanlığı seçimlerinde hile ve usulsüzlük yapıldığının BM desteğindeki Seçim Şikayet Komisyonunun yayımladığı raporla kesinleşmesinden ve Karzai'nin oylarının düşmesinin ardından yapıldığı bildirildi. Karzai ile rakibi Abdullah Abdullah'ın yarışacağı, devlet başkanlığı seçiminin ikinci turunun yapılması bekleniyor.
604059
Emekli maaşları yılbaşına bitmeli
Emekli maaşları yılbaşına bitmeli Ömer DinçerDÜZCE (A.A) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, emeklilerin içinde bulunduğu mağduriyetleri gidermeye çalıştıklarını belirtti. Özellikle sistem içerisindeki bir takım dengesizlikler, adaletsizlikler varsa, bunun için ne yapılabileceğine dair araştırma yaptıklarını kaydetti. Bakan Dinçer, bu çalışmaların yıl başından önce tamamlanması gerektiğini söyledi. Bakan Dinçer, emeklilerin gerçekçi olmayan beklentilere sürüklenmesini de doğru bulmadığını ifade ederek, "Biz bir çalışma yapıyoruz, bu çalışmada sorunlarımızı göreceğiz, gerçekçi bir şekilde hesap yapacağız ve bu konuda popülist davranmayacağız" açıklamasında bulundu. HERKES MASA BAŞI İŞ İSTİYOR Bakan Dinçer, işsizlikle ilgili en büyük sorunun mesleksizlik olduğunu belirterek, Türk insanının hemen hemen hiçbirinin belirli bir mesleği iyi bilmek üzerine eğitilmediğini söyledi. Dinçer, meslek yüksek okulundan mezun olanların bile, meslek liselerinden mezun olanların dahi aslında masa başı iş istediklerini vurguladı. Bakan Dinçer, "Hiç kimse iyi bir kaynakçı ustası olmayı, iyi bir duvar ustası olmayı, seramikçi olmayı, sıhhi tesisat ustası olmayı hayal etmiyor” dedi.
604537
ATO'dan 'varlık barışı' çağrısı
Devletin vatandaşına barış elini uzattığı belirtilen ilanda, bir zamanlar güven, siyasi ve ekonomik istikrarın bulunmadığı, vergi yükünün ağır olduğu, enflasyonun tüm birikimleri kar gibi erittiği, paranın da ya yurt dışına göçtüğü, ya döviz ve altın olarak yastık altına gittiği ya da ev, arsa olup atıl beklediği vurgulandı. Bu yüzden ekonominin geri, işletmelerin küçük kaldığına işaret edilen ilanda, ''Bu olumsuz tabloya yol açan nedenler artık yok. Yurt dışındaki serveti yurda getirip milli ekonomiye kazandırmanın, yurt içinde bulunan ve işletmelerin kayıtlarında olmayan varlıkları da sermaye olarak işletmeye koyup, yatırıma dönüştürmenin zamanı geldi'' görüşüne yer verildi. Varlık barışı uygulaması hakkında da bilgi verilen ilanda, devletin bildirim veya beyana konu edilen varlıklar nedeniyle bildirim ya da beyandan hareketle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapmamayı taahhüt ettiğine dikkati çekildi. Kanun kapsamında bildirilen veya beyan edilen taşınmazlar dışındaki yurt dışı varlıkların, bildirim-beyan tarihinden itibaren ay içinde Türkiye'ye getirilmesi ya da Türkiye'deki banka ve aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi gerektiği hatırlatılan ilanda, yurt dışı varlıkların değeri üzerinden yüzde 2, yurt içi varlıkların değeri üzerinden de yüzde oranında vergi ödeneceği ifade edildi. İlanda, herhangi bir nedenle 19 Haziran 2009 tarihinden sonra, Ocak 2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemesi yapılması ve inceleme sonucu gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden matrah tespit edilmesi halinde, Kanun kapsamında bildirilen veya beyan edilen tutarların bulunan matrah farkından mahsup edileceği de kaydedildi. ATO ilanının son bölümünde, ''Borçla değil, öz kaynağımızla büyümek için varlığımızla barışalım'' denildi.
604308
ABD: Domuz Gribi Aşısı Güvenilir
ABD: Domuz Gribi Aşısı Güvenilir Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü Müdürü Francis Collins,aşıdan korkulacak birşey olmadığını açıkladı. Japonya da sağlık personelini aşılamaya başladı. Yayına Giriş: 20.10.2009 04:39:31 Güncelleme: 20.10.2009 04:39:31 Domuz gribi aşısıyla ilgili tartışmalar devam ederken, Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü aşının güvenilir olduğunu açıkladı. Japonya da sağlık personelini aşılama kampanyasına başladı. Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü Müdürü Francis Collins, aşıdan korkulacak birşey olmadığını açıkladı. Chicago'da bilimsel bir toplantıya katılan Collins, domuz gribi aşısı hakkındaki kaygıların yersiz olduğunu savunarak, "bu güvenli ve etkin bir aşı. Ölçebildiğimiz kadarıyla riski de sıfıra yakın" dedi. Collins, aşının normal grip aşısı metoduyla ve normal grip aşısı üreten şirketlerce üretildiğini anımsattı. Öte yandan Japonya, domuz gribi aşılama programına başladı. Bu aşamada ilk olarak bir milyonu aşkın sağlık çalışanının, Japonya tarafından üretilen aşıyla aşılanması planlanıyor. Japon yetkililer, daha sonra çocuk ve hamilelere öncelik vereceklerini bildirdi. Yetkililer, bununla birlikte halkı toplu olarak aşılamak için acele etmeyeceklerini, önce aşının yan etkileri üzerinde daha fazla veri toplamaya çalışacaklarını belirtti. Japon uzmanlar, dünyada her üç kişiden birinin yani iki milyar kişinin domuz gribine yakalanacağını tahmin ediyor. Dünya Sağlık Örgütü de, insanların çok büyük bir bölümünün domuz gribini hafif atlattığnı, ancak bazılarında ölümcül olabildiğini belirterek, diğer griplerden farklı olarak daha çok genç insanları, beklenmedik kadar kısa bir sürede ölüme sürüklediğini kaydediyor.
605320
“Afganistan kökenli bütün medrese imamları Pakistan’ı terk etsin”
kökenli bütün medrese imamları ’ı terk etsin” İçişleri Bakanı Rahman Malik, Uluslararası Üniversitesine düzenlenen saldırısının ardından yaptığı açıklamada, Pakistan’da bulunan kökenli bütün medrese imamlarının en kısa zamanda Pakistan’ı terk etmesini istedi. Malik, Pakistan’ın durumu yaşadığını ve teröristlerin hedeflerine ulaşmaması için bütün güçleriyle savaşacaklarını söyledi. Rahman Malik, Pakistan’da sayıları 40 bin kadar olduğu tahmin edilen, medreselerde eğitim gören Afganistan kökenli öğrencilerin de medreselerden kendi istekleriyle ayrılmasını istedi. Pakistan’da İslam Üniversitesine yapılan saldırının ardından, ülkenin güneyinde bulunan Sind eyaleti eğitim bakanlığı, sınırları içinde bulunan bütün eğitim kurumlarının gün tatil edildiğini ilan etti. Uluslararası İslam Üniversitesi yaptığı açıklamada, öğrenci yurtlarının bugünden itibaren boşaltılacağını duyurdu. Pakistan Devlet Başkanı Asıf Ali ve Başbakan Yusuf Ziya Gilani yayımladıkları mesajda saldırıyı kınadı.
605008
Türkiye haftasonu "Nefes"i izlemeye koştu
Geçtiğimiz haftasonu sinemaseverlerin ilgisini en çok çeken film "Nefes" oldu. Daha ilk haftasında 608 sinemada birden vizyona giren Nefes'i Up ve Zaman Yolcusunun Karısı takip etti. Türkiye 15-18 Ekim 2009 hasılat bilgisi 1- Nefes: 334 bin 215 2- Up: 75 bin 715 3- Zaman Yolcusunun Karısı: 16 bin 622 4- Kara Büyü: 15 bin 273 5- Karanlıktakiler: 11 bin 478
605480
Powell: Açılım tüm dünyayı etkiler
Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) tarafından düzenlenen ''Anneler Teröre Karşı'' konferansında bir konuşma yapan Powell, bir soru üzerine Türkiye'nin terörle mücadelesi ve yürütülen ''Demokratik Açılım'' sürecinin bölge açısından sonuçlarına ilişkin görüşlerini de aktardı. Türkiye'nin bu konuda yıllardır yanında, PKK gibi terörist organizasyonların karşısında olduklarını ifade eden Powell, ''Hükümet'in yapmış olduğu şeyi destekliyorum. Sadece 'sert güç' kullanarak değil diğer yöntemleri, 'soft power' dediğimiz ılımlı yumuşak gücü de kullanarak bir yaklaşım belirledikleri için yanındayım'' dedi. Bunun uzun zaman alacağını dile getiren Powell, Türk Hükümetine ve sürece katılan herkese destek verdiğini vurguladı. Powell, ''Doğru araç kombinasyonları kullanılırsa başarılı olacağını düşünüyorum. Eğer başarılı olursa sadece dünyanın bu kısmına değil tamamına etki edecektir. Dünya çapında ekonomik durumu olumlu etkileyecektir. Kaynak dağılımı da bu şekilde etkilenecektir. Bu işin tarihi boyutu da var. Umalım ki başarılı olsun'' değerlendirmesinde bulundu. Colin Powell, ''2003 yılında BM Güvenlik Konseyi toplantısında 'Irak'ta kitle imha silahları var' dediği'' hatırlatılarak yöneltilen bir soruyu cevaplandırırken toplantıdan ay önce istihbarat birimlerinin İngiltere ve diğer ülkelerden aldığı istihbaratla kendilerine Saddam Hüseyin'in kitle imha silahlarına sahip olduğundan kesinlikle emin olduklarını bildirdiklerini anlattı. ''Sonuçlarından emin olmadığı bu çatışmadan kaçınmayı çok istediğini'' ifade eden Powell, bunun akabinde düzenlenen kongrede Başkan ve diğer yetkililerle bu endişeyi paylaştıklarını dile getirdi. Powell, ''Ama aslında istihbarat birimlerinin yanıldığını öğrendik. Kandırılmıştık ya da kendimizi kandırmıştık. Silahlar orada değildi. Bu sonuçtan her zaman pişmanlık duyuyorum. Bu bilgi yanlıştı, orada silah yoktu. Ve oradaki üs çatışma amaçlı değildi, ama bize söylenen bu şekilde. Böyle inanarak, istihbarat birimlerinin bize verdiği doğrultuda hareket ettik'' diye konuştu. Colin Powell'ın konuşmasını AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdulkadir Aksu da dinledi. Aksu, Powell'ın ''Demokratik Açılım''a ilişkin değerlendirmesiyle ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, ''Bu çok önemli. 'Doğru' diyorum. Çünkü gerçekten Demokratik Açılım sürecimiz Türkiye için önemli bir olay, umuyorum ki başarıya da ulaşacağız'' dedi.</font></p> Eski ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, ''Savaştan ve şiddetin her türünden nefret ediyorum'' dedi. Powell, Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) tarafından düzenlenen ''Anneler Teröre Karşı'' konferansında yaptığı konuşmada, Türkiye ile güçlü ilişkilere sahip olduklarını, NATO'daki görevi dolayısıyla Türk halkını yakından tanıma fırsatı bulduğunu anlattı. Colin Powell, Türkiye ile ''Soğuk Savaş''ın ilk yıllarından itibaren kurdukları ilişkiler ve Sovyetler Birliği'nin yıkılmasıyla Avrasya bölgesinde hakimiyetin desteklenmesini sağladıklarını dile getirdi. Türkiye ile Kore Savaşı'nda ve NATO'da beraber çalışıldığını söyleyen Powell, ''Müttefikiz ve aynı çabalar içinde çalışıyoruz'' şeklinde konuştu. ''Demir Perde''nin kalkmasına rağmen ülkelerin hala NATO'ya üye olmasının sebeplerine değinen Powell, NATO'nun gelecek garantisi ve daha demokratik bir dünyada yaşama garantisi verdiğini dile getirdi. Türkiye ile anlaşmazlıkların da yaşandığını, 2003'te Irak Savaşı başladığında yaşanan uyuşmazlık ile Türkiye'nin demokrasinin egemen ve kendi tercihlerini yapan bir ülke olduğunu gördüğünü ifade eden Powell, ''Tüm hayal kırıklıklarına rağmen Türkiye ile ABD'yi bir arada tutan bağlar çok güçlüydü, dost kalacağımızı garanti ediyordu. Bütün hayal kırıklığına rağmen Türkiye ile dostluğumuz bozulmayacaktı'' diye konuştu. ABD Başkanı Obama ve Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın Türkiye'nin aslında AB'ye dahil edilmesi gerektiğini düşündüğünü belirten Powell, ''Bir şekilde bunun gerçekleşeceğini umuyoruz'' dedi. Powell, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokolle bölgede son yıllarda yaşanan çatışmaların da çözüleceğini düşündüğünü ifad etti. -SAVAŞTAN NEFRET EDİYORUM- Asker kökenli birinin şiddet konusunda yorum yapmasının ilginç olabileceğini söyleyen Powell, asker olarak bir çok savaşa katıldığını ve yönettiğini, sonuçlarına ve toplumların nasıl zarar gördüğüne tanık olduğunu anlattı. Powell, ''Bu sebeple savaştan ve şiddetin her türünden nefret ediyorum. Ben aslında savaşa karşı isteksiz bir generaldim, adım böyle anılmaya başlamıştı. Bu da hoşuma gitmişti'' dedi. Kendisine 2003'te Davos'ta bir konferansta, Irak'ta beklenen krizde politik güç ve diplomasi kullanılmasının daha iyi olup olmadığının sorulduğunu anlatan Powell, savaşmak yerine yumuşak güç yani politika yoluyla sorunların çözülmesini tercih edeceğini söylediğini anlattı. Powell, ''Ama her zaman ılımlı güç kullanmak mümkün değil. Geçmişe baktığımızda ABD ve Türkiye'nin de bağımsızlığını kazandıran aslında birebir savaş oldu. Yani sert güç kullanıldı. Avrupa'nın liberasyonunda da buna rastlandı. Hitler örneğinde de buna rastlandı'' ifadelerini kullandı. ABD'nin Irak'a müdahalesinin ardından barışı getirmeyi amaçladığını ve ülkede barışı kurmaya, demokrasiyi getirmeye çalıştığını dile getiren Powell, bu ülkelerde egemenlik iddiasında olmadığını söyledi. -''SAVAŞ SONUÇTA CEHENNEM DEMEKTİR''- Savaş zamanlarında askerlerin de cinsel istismar, tecavüz, taciz gibi suçları işlediklerini anlatan Powell, ''Savaş sonuçta cehennem demektir'' değerlendirmesinde bulundu. Şiddetin sadece terör ve savaşın ürünü olmadığını belirten Powell, ABD'de de yıllardır demokrasiyle yönetilmesine rağmen kadına yönelik şiddet vakalarının görüldüğünü anlattı. Kadınların desteklenmesi ve öncelikle aileleri tarafından bu istismarlardan korunması, eğitim ve ekonomik düzeylerinin yükseltilmesi gerektiğini kaydeden Powell, ''Biz aslında kadınlara değil, bütün insanlara yapılan şiddete karşıyız'' dedi. ''Bütün çocuklar eşit doğar önemli olan çocukların nasıl yetiştirildiğidir'' diye konuşan Powell, çocukların yetişkinlere ihtiyaç duyduğunu, bunu bulamadıkları takdirde bu yetişkini sokakta bulacaklarına dikkati çekti. Baba ve annenin bir arada olarak bu soruna çözüm üretmesi gerektiğini dile getiren Powell, şiddetin sadece savaşların ve terörün sonucu olmadığını, toplumu oluşturan insanların mevcut kurallara uymamasından kaynaklandığını söyledi. Powell'a, konuşmasının ardından TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut tarafından çini porselen tabak hediye edildi.
604395
09:54 Asya borsaları yükseldi
borsaları yükseldi ’nin önemli şirketlerinin karlarının beklentilerin üzerinde açıklanmasının küresel ekonomiye güveni artırması borsalarının değer kazanmasına yol açtı. ’nda dün Endeksi’nin yüzde (96,28 puan) artarak, 10.092,19 puanla yılın en yüksek seviyesinden kapanmasından sonra bugün Asya borsaları da değer kazandı. Günü yükselişle kapatan ’nın temel göstergesi Nikkei 225 Endeksi yüzde 0,98 (100,33 puan) yükselerek, 10.336,84 puan oldu. Asya’da ayrıca, Borsası yüzde 0,8, Şanghay Borsası yüzde 0,6, Güney Borsası yüzde 0,4, Borsası yüzde 1,1 ve Borsası yüzde 0,5 yükseldi. 80 DOLARIN ÜZERİNİ GÖRDÜ Bu arada, uluslararası piyasalarda petrol fiyatı 80 doların üzerine çıktı. Dün 1,08 yükselerek 79,61 dolar olan ABD ham petrolünün fiyatı, Kasım ayı teslimi bugün bir ara 80,05 dolara kadar çıktı. Petrol daha sonra ise 79,81 dolardan işlem görmeye başladı. Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 31 sent artışla 78,08 dolar oldu.
604420
Yardımsever hackerler
Adını büyük çaplı hacker saldırıları ile duyuran, Türkiye'nin en büyük bilişim ve teknolojileri platformu olan Cyber-Warrior.Org, yardım kampanyası ile ihtiyacı olan okullara yardım topluyor. Eksikleri olan okulların eksiklerin bir nebze olsa giderilmesi amacı ile başlatılan kampanya sonuç vermeye başladı bile. Kampanya'nın ilk olmasına rağmen kampanya kapsamında yapılan yardımlar üyeler tarafından seçilen bir ilköğretim okuluna verildi. Okulun eksiklerin giderilmesi amacı ile Üyelerin kendi imkanları ile topladıkları, yazıcı için toner, İnternet dağıtıcısı olan swich, SBS eğitim yazılımları dokümanları yeni müfredata uygun kaynaklar, denemeler, konu anlatımlı ve test kitapları, öğrenciler ve okul için kırtasiye malzemeleri, tam Donanımlı bilgisayar, yaka mikrofonları, -14 yaş arası öğrenciler için giysi ayakkabı, yazıcı, sıvı sabun, öğrenciler için kişisel temizlik malzemeleri (Fırça macun), boş CD, DVD, projeksiyon, -14 yaş grubu için kütüphaneye gerekli kitaplar, ana sınıfı öğrencileri için oyuncaklar ve çeşitli eğitim materyalleri, idare için çeşitli büro malzemeleri, telsiz telefon ve törenler için kablosuz mikrofonlar okul yönetimine kargo ile gönderilerek teslim edildi. Cyber-Warrior.Org yöneticileri, bu tür yardım kampanyalarının devamının geleceğini belirterek, "Yardım kampanyasının diğer kişilere ve sanalda büyük sitelere örnek olmasını temenni ederiz. Örnek davranışları için Cyber-Warrior.Org üyelerini canı gönülden tebrik ederiz' dedi.
604370
İsrail'den bu kez de 29 Ekim boykotu
İsrailli bakanlar, Anadolu Kartalı Tatbikatı'nın uluslararası bölümünün iptal edilerek İsrail'in dışlanması, TRT'de yayınlanan 'Ayrılık' dizisi ve BM'de Türkiye'nin 'Evet' dediği Goldstein raporundan duyulan rahatsızlığı yansıtmak için Türk Büyükelçiliği'nde düzenlenecek 29 Ekim resepsiyonunu 'boykot' etmeyi planlıyor. Yediot Ahranot gazetesinin haberine göre, Türk Büyükelçisi'nin konutuna davet edilen birçok bakan, Kudüs ile Ankara arasındaki son gerginlikler nedeniyle etkinliği boykot edecek. Etkinlikte hükümeti temsil etmesi planlanan İsrail İçişleri Bakanı Eli Yishai'nin, davete katılmama ya da katılarak sert bir konuşma yapma eğiliminde olduğu belirtilirken, aralarında Binyamin Ben-Eliezer'in de bulunduğu bir grup bakan da 'Atmosferi ısıtmamalıyız, ateşe benzin dökmemeliyiz' diyerek katılma eğiliminde olduğu kaydedildi. Sanayi, Ticaret ve Çalışma Bakanı Ben-Eliezer gazeteye yaptığı açıklamada, Türkiye ile ilişkilerin stratejik önemi olduğunu belirtirken, 'Davet edildim ve şüphesiz katılacağım' dedi. Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'ın katılmasının beklenmediği belirtilirken, 'Savunma Bakanı Ehud Barak ise henüz karar vermedi. Cumhurbaşkanı Şimon Peres ise, Türk Büyükelçiliği'nin davetini kabul edip etmeyeceğini söylemeye yanaşmadı' denildi. YÜZÜMÜZE TÜKÜRÜLÜYOR Enformasyon ve Diasporadan Sorumlu Bakan Yuli Edelstein, davete katılmama kararı aldığını belirtirken, 'Türkler yüzümüze tükürürken, bizim 'Yağmur, yağmur' dememiz düşünülemez' diyerek tepkisini gösterdi. Kendisinin gitmeyeceğini ve diğer bakanların da aynı tepkiyi göstermesi gerektiğini söyleyen Edelstein, 'Türkler ateşi düşürmeye çalışıyorsa bunun yolu bu değil. Türkler Goldstein raporunun aleyhinde oy kullanabilirdi. Ama yapmadılar' dedi. Eğer Türkler Avrupa Birliği'ne girmek istiyorsa, Zimbabwe ve Gabon (BM'de raporun geçmesi için oy veren iki ülke) ile İsrail'in sırtında dans etmemeleri gerektiğini anlamalı diyen Edelstein, 'Türk Büyükelçisi'nin İsrail askerlerinin çocukları ve bebekleri vurduğu diziyi kınadıklarını görmedim' diyerek Ankara'dan beklentisini dile getirdi.
605640
Adli Tıp Kapılarını TRT'ye Açtı
Adli Tıp Kapılarını TRT'ye Açtı Üzmez raporuyla başlayan, Karabulut ve İsmailağa cinayeti raporları ile alevlenen tartışmalar nedeniyle yıpranan kurumun başında yeni bir isim var. Yayına Giriş: 20.10.2009 17:04:30 Güncelleme: 20.10.2009 17:04:30 Peş peşe gelen skandallar Adli Tıp Kurumu'nu tartışmalı hale getirdi. Hüseyin Üzmez raporuyla başyayan, Münevver Karabulut ve İsmailağa cinayeti raporları ile alevlenen tartışmalar kurumu daha da yıprattı. Şimdi kurumun başkanlık koltuğunda yeni bir isim oturuyor. Başkan Haluk İnce, yenilen Adli Tıp Kurumu'nun kapılarını ilk kez TRT Haber kameralarına açtı. Tartışmalar Üzmez Raporuyla Başladı Adli Tıp ile ilgili tartışmalar Hüseyin Üzmez davasıyla başladı. Kurum hazırladığı raporda, Üzmez'in tacizine uğrayan kıza "ruh sağlığı bozulmamıştır" dedi. Bu tespitle fırtınalar koptu. Yeni iddiaların önü ise bir türlü alınamadı. Ardından gelen iddialar Münevver Karabulut cinayetine ilişkindi. Çünkü, cinayeti çözecek en önemli bulgulardan biri olan sperm sonucu başka sperm sonuçlarıyla karıştırılmıştı. Son olarak, İsmailağa Camii'ndeki cinayet ile ilgili bir skandal ortaya çıktı. Çünkü öldürülen imamın kanı yerine bir başkasının kanı incelenip, rapor edildi. Yeni Başkan Sıkıntıları TRT'ye Anlattı Tüm bu tartışmaların arasında Adli Tıp Kurumu'nun başkanı değişti. Artık koltukta yeni bir isim oturuyor. Kurumun yeni başkanı Haluk İnce, Adli Tıbbı ve yaşanan sıkıntıları TRT Haber'e anlattı. İnce, "Adli Tıp Kurumu'nun yönetmelikle bellidir. Bir raporun kaç günde çıkması gerektiği bununla ilgili bir ölçeğimiz yok" diye konuştu. Adli Tıp'ta dosyaların incelemesinin uzun sürmesi ve dosyaların daha incelemeye girmeden beklemeye alınması eleştiriliyor. Bu durumun en büyük nedeni ise savcı ve polis arasındaki iletişimdeki kopukluk... "Bekleme Süresi Ortadan Kaldırıldı" Haluk İnce bu konuyla ilgili olarak ise, "Dosyaların emanette bekleme sürelerini ortadan kaldırdık. Bir hata varsa bu hata Cumhuriyet Savcılığına iletiliyor. Hızlı bir şekilde giderilip dosya işleme koyuluyor" dedi. Asıl amacının, kurumu bilimsel bir işleyişe kavuşturmak olduğunu ifade eden İnce, "Biraz daha akademik yönetim anlaşıyışı sergilemek. Daha önceki varolan bilimsel katkıyı artırmak hedefliyorum" şeklinde konuştu. Kurumda yeniden yapılandırma çerçevesinde üniversitelerle ortak projeler yürütülmeye başlandı. Yeni yönetim çarpıcı bir uygulamayı daha hayata geçirdi. Uygulamayla kurumdaki tüm uzmanlar bilimsel kitapları takip etmek zorunluluğu getirildi. "Bilirkişi Sistemini Tek Çatıda Toplamak İstiyorum" Başkan'ın bir başka isteği ise uzmanların incelemeleri ışığında makale yazmaları. İnce'nin en büyük hayali ise tek merkezde toplanmış bir bilirkişi sistemi oluşturmak.
604775
ABD uçağı İstanbul'a zorunlu indi
ABD uçağı İstanbul'a zorunlu indi İspanya'dan Irak'a seyir halindeyken camı çatlayan ABD'ye ait C-17 Globemaster tipi dev askeri kargo uçağı Atatürk Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. İSTANBUL (CİHAN) İspanya'dan Irak'a seyir halindeyken camı çatlayan ABD'ye ait C-17 Globemaster tipi dev askeri kargo uçağı Atatürk Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. Uçağın kaptan pilotu, çatlayan cam büyük bir tehlike oluşturmasa da uçuş kontrol kulesiyle irtibata geçerek saat 02.00 sularında İstanbul'a indi. Apronda uygun bir noktaya park eden uçağın camı değiştirildi. ABD uçağı daha sonra seferine kaldığı yerden devam etti.
604087
Güneş sistemi dışında 32 yeni gezegen bulundu
Güneş sistemi dışında 32 yeni gezegen bulundu Gökbilimciler, güneş sisteminin dışında 32 yeni gezegen keşfetti. Böylece Güneş sisteminin dışında bulunan gezegenlerin sayısı 400'ü aştı. Bilim adamları, keşfedilen gezegenlerden hiçbirinin Dünya kadar büyük ve yaşanabilir olmadığını bildirdi.
605576
Cimbom S.O.S veriyor!
Cimbom S.O.S veriyor! ORTA SAHAYI İŞARET ETMİŞTİ Servet Çetin, Trabzonspor maçı sonrası orta sahadan gerekli yardımı almadıklarını belirtmiş ve “Olmayan pozisyonlardan goller yiyiyoruz. Dünyanın en iyi savunması olsan ne olur. Orta sahadan gerekli yardımı alamazsan olacağı budur” diyerek sitemde bulunmuştu. Gelinen noktada G.Saray’ın yediği gollere bakılınca Servet Çetin’in haklı tespitleri olduğu ortaya çıkıyor. Son maçta Trabzonspor, 12 şuttan 3’ünde isabet sağlarken, bunların 3’ü de gol olarak tabelaya yazıldı. RAKİPLERE İKRAMLAR ARTTI Cimbom, son maçlarda S.O.S vermeye başladı. Daha önce eksiklere bağlanan bu sorunun Gökhan Zan’ın takıma dönmesine rağmen sürmesi kafalarda soru işaretleri yarattı. Şimdi başta kaleci Leo Franco olmak üzere, savunma ve ön liberolar Ayhan, Mustafa Sarp ile Mehmet Topal’ın performansları tartışmaya açıldı. G.Saray, bu sezon lig, Avrupa Ligi maçı olmak üzere oynadığı son resmi karşılaşmada da gol yedi. Aslan, ligde ilk sıra içinde kalesinde 12 gol gören tek ekip.
604971
Gaziantep Valisi'nden Aziz Yıldırım'a yanıt...
Valisi'nden 'a yanıt... Valisi Süleyman Kamçı, ile arasında oynanan karşılaşmanın uzatma dakikalarında gelen galibiyet golüne sevinmesi ile ilgili, "Bir kentin valisinin gole sevinmemesi diye bir şey olduğunu sanmıyorum" dedi. Kamçı, Başkanı ’ın, uzatma dakikalarında gelen golden sonra, kendisine yönelik olarak söylediği iddia edilen, "Sana yakışıyor mu? Devletin valisi olduğunu unutma, böyle sevinemezsin" sözleri ile ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, olayın fazla büyütülecek bir tarafı olmadığını söyledi. Fenerbahçe’nin uzatma dakikalarında gelen golle sahadan 2-1 yenik ayrıldığını, kulüp başkanı Aziz Yıldırım’ın gelen golün ardından şeref tribününü terk ettiğini anlatan Kamçı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Fenerbahçe büyük bir kulüp, kaliteli bir takıma sahip. Bu deplasmana gelene kadar galibiyet elde etmişler. Gaziantepspor da alt sıralarda mücadele eden bir ekip. Tabii ki büyük bir kulübün takımının son anlarda yediği golle sahadan yenik ayrılması, Fenerbahçe camiasını çok üzdü. Sayın Aziz Yıldırım’ın tepkisini iyi anlıyorum." "TABİİ Kİ KENTİMİN TAKIMININ ATTIĞI GOLE SEVİNECEĞİM" Gaziantepspor’un golünden sonra şeref tribününde herkesin büyük bir sevinç yaşadığını ve Gaziantepspor Kulübü Başkanı ’ın kendisine sarılarak sevincine ortak ettiğini anlatan Süleyman Kamçı, şöyle konuştu: "Böyle anlarda her şey olabiliyor. Sanırım Aziz bey görüntüden alınmıştır. Ama bir valinin gole sevinmemesi diye bir şey olduğunu sanmıyorum. Ben Gaziantep’in valisiyim, tabii ki kentimin takımının attığı gole sevineceğim. Ayrıca, Aziz Yıldırım’ın bana sarf ettiği iddia edilen sözleri ben duymadım, bana böyle bir şey söylemedi. Bu olayın büyütülecek bir yanı olduğunu da sanmıyorum."
605331
Domuz gribi aşısının testleri başladı
aşısının testleri başladı Sağlık Bakanlığının, sağlık personeliyle belirli grupları domuz gribine karşı aşılamak üzere aldığı "A (H1N1)" aşıları Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi (RSHM) Başkanlığı’nda incelenmeye başlandı. Aşılar 14 gün sürmesi beklenen analizler sonunda uygun bulunursa illere dağıtılacak. Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanı Doç. Dr. Mustafa Ertek, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ’ye getirilerek bakanlığın depolarına konulan 490 bin doz pandemik influenza aşısından rastgele seçilen 35 örneğin merkezin "Biyolojik Kontrol ve Araştırma Laboratuvarına" teslim edildiğini söyledi. Ertek, buradaki analiz sonuçlarının olumlu çıkması halinde aşıların uygulanmak üzere illere dağıtılacağını bildirdi. "Aşıların ne tür analizlere tabi tutulacağı" sorusu üzerine Ertek, analizlerin Farmakopesi tarafından belirlendiğini, dolayısıyla hangi aşıda hangi testlerin yapılması gerektiğinin belli olduğunu kaydetti. Ertek, bu aşılarda influenzaya özgü testler de yapılacağını ifade ederek, bunlardan birinin "zararsızlık testi" olduğunu vurguladı. Bu testte ve farelerin kullanıldığı hayvan deneyi yapıldığını, aşının enjekte edildiği hayvanların hafta süreyle izlendiğini, zaman zaman kan alındığını belirten Ertek, hafta sonra da kobaylarda "toksit etki olup olmadığına bakıldığını" söyledi. Embriyonlu (döllenmiş) yumurtada da "inaktivasyon testi" yapıldığını dile getiren Ertek, bu testle inaktive bir virüs aşısı olan aşısıyla aktivasyon gerçekleşip gerçekleşmediğine bakıldığını anlattı. Mustafa Ertek, aşıda bulunan antijenin enjekte edilen embriyonlu yumurtanın hafta sonunda yapılan test sonucunda aktive olup olmadığına bakıldığını belirterek, "İnaktive dediğimiz, ölü virüs aşısıdır. Antijendeki bu virüsün tamamının ölü olması gerekir. Embriyonlu yumurtada bu test yapılıyor" dedi. Bir başka testle aşının içerisinde uygun miktarda antijen bulunup bulunmadığına, yeterince sağlayacak antijen olup olmadığına bakılacağını ifade eden Ertek, bunun dışında fiziko-kimyasal diğer testler de yapılacağını bildirdi. Doç. Dr. Ertek, göz muayenesiyle aşıda herhangi bir partikül olup olmadığına bakılacağını kaydederek, sterilite testiyle de aşıya bir mikrop bulaşıp bulaşmadığının inceleneceğini söyledi. Ertek, "En uzun süren testimiz budur. 14 gün sürüyor. Diğerleri haftada bitiyor. Yani hafta sonra testlerimizin yüzde 90’ına yakını bitmiş olacak. Sadece bu sterilite için hafta daha beklemek gerekiyor. Ama biz hafta sonra aşı konusunda yüzde 90 oranında bilgi sahibi oluyoruz" diye konuştu. -AŞIYLA İLGİLİ TARTIŞMALAR- Doç. Dr. Mustafa Ertek, "Aşı konusunda özellikle civa içermesiyle ilgili tartışmalar yapıldığı"nın hatırlatılması üzerine, aşının, içindeki adjuvan ve civayla bir bütün olarak değerlendirildiğini söyledi. Adjuvanın bir çok aşıda bulunduğunu, daha önce uygulanan aşıların da bu maddeyi içerdiğini belirten Ertek, "Tiomersel dediğimiz bir maddede ki civa bileşiği içerisinde vardır. Bu da bir çok aşıda koruyucu madde olarak zaten bulunmaktadır. Bu hem FDA’nın, hem Dünya Sağlık Örgütünün önerdiği miktarlarda bulunabilir. Bu da mikrogramdan 50 mikrograma kadar değişebiliyor. Şu anki aşılarda civa oranı hem FDA’nın, hem de ’nün önerdiği miktarlarda" dedi. Ertek, "Skualen" isimli maddenin ise uzun yıllardır diğer aşılarda da kullanıldığını ve çalışmalar yapıldığını ifade ederek, bu maddelerde ciddi bir yan etki ortaya çıkması halinde aşılarda kullanımına izin verilmeyeceğine dikkati çekti. Tüm ilaç ve aşıların birtakım yan etkileri olduğunu, ama bu aşıda kamuoyunda tartışıldığı gibi bir yan etkinin söz konusu olmadığını vurgulayan Ertek, adjuvandan dolayı aşının yapıldığı yerde kızarıklık ve şişliğin diğer aşılara göre daha fazla olabileceğini bildirdi. İnfluenza aşıları uygulandıktan hafta sonra benzeri baş ağrısı, halsizlik, kırgınlık gibi belirtiler olabileceğini belirten Ertek, ancak bunların tolere edilebileceğini kaydetti. Yan etki takibinin süreç içinde hem Türkiye’de, hem de diğer ülkelerde yapılmaya devam edileceğini anlatan Ertek, ama şu anda bir risk görülmediğini vurguladı. -AŞIDA ÖNCELİKLİ GRUPLAR- Aşının öncelikle sağlık personeline yapılacağını anımsatan Doç. Dr. Ertek, hacı adaylarının da ’a gitmeden önce aşılanacağını belirtti. Domuz gribine daha çok 12-17 yaş grubundakiler yakalandığı için ay ile 24 yaş arasındakilerin de aşılanacağını kaydeden Ertek, kronik hastalığı bulunanlara da risk grubunda olduğu için aşı yapılacağını söyledi. Mustafa Ertek, kolluk kuvvetleri, mensupları, hizmeti verenler gibi stratejik alanlarda görev yapanların da aşılanacağını dile getirerek, Türkiye’nin temin edebildiği aşı miktarının belli olduğunu, toplumun aşağı yukarı yarısına aşı yapılacağını vurguladı. Aşı yapılanlar bağışıklık kazanacağı için virüs dolaşımda olduğu sürece aşının her yıl tekrarlanmasına gerek olmadığına işaret eden Ertek, "Virüs bir mutasyona uğrarsa, bu aşı etkili olmaz. zaman mutasyona uğrayan aşı, mevsimsel influenza aşısının içine konulacak. Bu şekilde mevsimsel influenza aşısı olarak uygulanacak" dedi. "Domuz gribi aşısı olmayı reddedenlerle ilgili ne gibi bir uygulamaya gidileceği?" sorusu üzerine de Ertek, "Aşı tamamen gönüllülük esasına göre yapılan bir aşıdır. Birisi kendisine ya da çocuğuna aşı yaptırmak istemezse yapılamaz. Ama bunun doğuracağı sorumluluklar da aşıyı yaptırmayan kişiye ait olacaktır" diye konuştu. Bir başka soru üzerine 2. partiyle milyon dozun üzerinde aşı geleceğini belirten Ertek, risk gruplarının tamamına aynı anda aşı yapmanın mümkün olmayacağını, hastalığın yaygın olduğu illere öncelik verilebileceğini söyledi. Ertek, aşının yetişmediği hacı adaylarının Suudi Arabistan’da aşılanacağını bildirdi.
604083
Kralın saçı 15 bin dolar
Kralın saçı 15 bin dolar Rock'n Roll'un kralı Elvis Presley'e ait olduğu sanılan bir bukle saç, 15 bin dolara satıldı. ABD'nin Chicago kentinde düzenlenen bir müzayedede satılan saçın, Presley 1958'de orduya katılırken kesilen saçından bir parça olduğu düşünülüyor.
603974
DTP’liler karşıladı jandarma teslim aldı
’liler karşıladı jandarma teslim aldı Grup, Halil İbrahim Sınır Kapısı ile Habur arasındaki köprüyü yürüyerek geçti. Gelenler için gümrük sahasının dış kapısında askerler ve çevik kuvvet önlem aldı. AAhaberi paylaşHABERİN ETİKETLERİ Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda Kuzey ’taki peşmerge kontrolünde bulunan Halil İbrahim ile Habur arasındaki köprüyü yürüyerek geçen 34 kişilik grup için gümrük sahasının dış kapısında askerler ve ekipleri önlem alırken, gümrük sahası ile ’lilerin beklediği TIR parkının arasına da güvenlik bariyeri yerleştirildi Gelecek grubun sorgu ve yargılaması için Cumhuriyet Başsavcılığı’nın görevlendirdiği özel yetkili dört savcı da helikopterle gümrük alanına ulaştı. Genel Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı ile bazı DTP’li milletvekilleri ise, sınır kapısına kilometre uzaklıkta kurulan çadırlarda yaklaşık 50 bin kişiyle birlikte grubun gelmesini bekledi. Kimliksiz geldiler Gruptakiler, saat 15.45’te Türk tarafına geldiğinde jandarmaya teslim oldu. Kimliksiz gelen grup soruşturmalar için Habur içindeki tabur komutanlığına götürüldü. Aralarında DTP’lilerin de bulunduğu bir grup da aynı dakikalarda sınır kapısına geldi. Gruba önce “örgüt üyeliği”nden işlem yapılacağı, ifadelere göre suç vasfının değişebileceği belirtildi. “Örgüt üyeliği’ işleminin ’den gelenlerin yanı sıra Mahmur’dan gelenlere de uygulanacağı bildirildi. Savcılık yetkilileri, sonunda tutuklama talebi olması halinde, bu talebin Adliyesi’nde değerlendirileceğini dile getirdi. Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar “Mahmur’dan gelenler için sadece Yasası’nı ihlal’den işlem yapılmasını bekliyoruz” dedi. üyeleri arasında silahlı eyleme katılanların bulunmadığı, sadece beş kişi hakkında önceden propagandası yapma” ve “örgüt üyesi olma” suçlarından işlem yapıldığı bildirildi.
604259
Pazar’ın gelişi Perşembe’den belli olur!
Ercan Güven Ters KöşePazar’ın gelişi Perşembe’den belli olur! Süper Lig’in dokuzuncu haftasına bakıp, onuncu haftadaki derbisi için fikir yürütenler, büyük bir olasılıkla yanılacaklar. Sonucu tutturabilirler... Alt tarafı 33... Ama argümanları yanlış olacak; kesin. Bir kere, dokuzuncu haftaya objektif bakamıyoruz ki... Bir tarafta Antep’te attığı golün üstüne yatmaya çalışıp beceremeyen ve yenilen Fenerbahçe... Diğerinde Ali Sami Yen’de yediğinden bir fazlasını atarak kazanan Galatasaray. İkisi de yerin dibine sokuluyorlar. Aynı oranda. Aynı şehvetle. Yahu Fenerbahçe’yi eleştirmeyi anlarım!.. Planlarını dura/yürüye oynayan Alex’in kurtarıcılığı üzerine kurmuş ötesi” bir takım... Yetenekler maç kazanırken rekorlardan bahseden, gözünün önünde maç giderken kılını kıpırdatmayıp “yenilgiden ders almaktan” söz eden bir hoca. Ve... Üç yıl üst üste şampiyonluk sözü. Fenerbahçe galibiyeti korumaya niyetleniyor ve bunu bile beceremiyorsa eleştirilecek elbet. Peki Galatasaray’ı aynı oranda yermek ne demek? Bir kere göz zevkimize hakaret. Futbola para veren her vatandaş tuhaf fanatikler dışında- bu işin temaşasında. Seyredecek zevk alacak. Zevk alıyorsa forma da alacak, kombine de. Galatasaray- maçından daha zevkli bir mücadele nerede? Adama ne, geri dönüşte geciken orta saha ve forvetten. “Akıllı bir takım çıkar perişan edermiş Galatasaray’ı”!.. Ne yapalım?.. Yedi gollü maçın tadını çıkarmayalım mı zaman? Yediğinden fazlasını atmaya çalışan takım, “bir gün yediğinden fazlasını atamaz” diye yas mı tutalım? Futbolun marka değerinden bahsedenler var ya... Marka değerini düşüren en büyük unsur budur işte: Arabesk... Sürekli mutsuzluk hali. Futbolun “zevk zirvesi” gollerden yedi tanesi tespih gibi dizilirken bile tespihle “şükür” değil “tövbe” çekmek. Ve bunu her yaştaki, her cinsiyetteki ve her kıvamdaki futbol seyircisine empoze etmek. Bir “Pazar”ı yanlış değerlendirenlerin futbol tekniği açısından belki doğru ama futbol keyfi ve futbolun geleceği açısından yanlış bir sonraki “Pazar” hakkındaki fikirleri ve tahminleri, ne kadar yerli yerine oturur, oturursa ne kadar iyi olur siz karar verin. yüzden, bugünden hesap kitap yapmayın. Pazar’ın gelişi, Perşembe’den belli olacak unutmayın. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın Bükreş takımlarına karşı performansı, Derbi’nin de yol haritası olacak. Nasıl mı? Fenerbahçe yenilirse, Derbi’nin kesin favorisidir. Fenerbahçe galip, Galatasaray mağlup ise derbi ortadadır. Umarım bol hatalı ve çok gollü bir derbi olur.
604163
Ran Lojistik, halk arz ediliyor
Şirket milyon 100 bin lira olan sermayesini 12 milyon 700 bin liraya yükselterek, sermayesinin milyon 200 bin liralık nominal değerdeki bölümünü 26-27-28 Ekim tarihleri arasında halka arz edecek. hissenin satış fiyatı 2,86 lira baz fiyattan belirlendi.
605571
"Beşiktaş bedava şampiyon olmadı"
UEFA Şampiyonlar Ligi (B) Grubu'nda çarşamba günü Beşiktaş ile karşılaşacak Wolfsburg takımının Teknik Direktörü Armin Veh, Beşiktaş'ın geçen yıl ligde bedavadan şampiyon olmadığını ve çarşamba günki maçta dikkatli olmaları gerektiğini söyledi. Wolfsburg Arena Stadı'nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Armin Veh, her takımda olduğu gibi Beşiktaş'ın da zayıf tarafları olduğunu ifade ederek, ''Bizim olduğumuz gibi Beşiktaş'ın da zayıf tarafları var. Ama şimdi bunlardan bahsetmek istemiyorum. Benim kendi takımımın zayıf taraflarını burada anlatmam herhalde aptallık olur'' dedi. Beşiktaş'ın son günlerde taraftarı ile problemler yaşadığı yönünde sorulan bir soruyu Veh, ''Bundan haberim yok. Ama şu anda bunun önemi olduğunu da düşünmüyorum. Çünkü İstanbul'da oynamıyoruz. Bizim buradaki tek avantajımız kendi sahamız ve taraftarımız olacak'' diye cevapladı. Beşiktaş'ın son zamanlarda çıkışta olan bir takım olduğunu vurgulayan Alman teknik adam, ''Beşiktaş, son zamanlarda başarılı maçlar oynuyor ve çıkışta olan bir takım. Dış açıklardan iyi oynuyorlar. Biz de öyleyiz ve kendi sahamızda kazanmak istiyoruz'' diye konuştu. Basın toplantısına katılan Wolfsburg kalecisi Diego Benaglio ise çarşamba günki maçın zor bir karşılaşma olacağını ve ileride oynanacak maçlar için anahtar rolünde olduğunu kaydetti. Beşiktaş'ın bedavadan şampiyon olmadığını dile getiren tecrübeli kaleci, ''Zor maç olacak. Beşiktaş ofansif bölgede güçlü bir takım. Savunmada başarılı ve tecrübeli futbolcuları var. Biz yenmek için herşeyi yapacağız'' dedi. Benaglio, Türkiye'de kaleci Rüştü dışında Fenerbahçeli Volkan'ı tanıdığını ve ikisininde çok başarılı kaleciler olduğunu vurguladı.
603998
Afganistan’da 2. tur şoku
’da 2. tur şoku ’da 20 Ağustos’ta yapılan devlet başkanlığı seçimlerinde hile ve yapıldığının kesinleşmesi üzerine, Devlet Başkanı ’nin oy oranının yüzde 48’e düştüğü ve ikinci tur seçimlerin zorunlu hale geldiği belirtildi Seçimleri izleyen “Democracy International” adlı kuruluşu tarafından dün yapılan açıklamada, seçimlerdeki usulsüzlüğün belirlenmesiyle, Karzai’nin oy oranının ilk turda galibiyet için gerekli yüzde 50 barajının altında kaldığı ve bunun da ile ikinci durumdaki aday Abdullah Abdullah arasında ikinci turun yapılmasının zorunlu hale geldiği ifade edildi. desteğindeki Seçim Şikâyet Komisyonu’nun yayımladığı raporun, seçimlerde kullanılan oyların yaklaşık 1.3 milyonunun geçersiz olduğunu gösterdiğini belirten Democracy International, hesaplamalarına göre, yüzde 54.6 oranında oy aldığı açıklanan Karzai’nin oy oranının yüzde 48.29’a düştüğünü, yüzde 27.8 oranında oy aldığı açıklanan Abdullah’ın oy oranının da yüzde 32’ye yükseldiğini kaydetti. Komisyon, 210 seçim merkezindeki oyları geçersiz saymıştı.
604907
Türkiye'nin başarısı notuna yansıtılmıyor
Yılmaz, Eskişehir Sanayi Odası (ESO) ve Dünya gazetesi işbirliğiyle Eskişehir Anemon Otel'de düzenlenen etkinlikte verdiği ''Para Politikaları'' konulu konferansta, her ayda bir Ankara'nın dışına çıkarak şubelerinin bulunduğu yerlerde, Ankara'dan göremedikleri veya duymadıkları konuları bu tür toplantılarda görüp alacakları kararların içine koymaya çalıştıklarını kaydetti. Küresel krizin finans kesimde ortaya çıktığını, oradan reel ekonomiye, ardından da emek piyasasına sıçradığını anımsatan Yılmaz, ''Dünyada işsizlik oranları toplam talepte olumsuz baskı yapıyor. Bu da ekonomik canlanmayı geciktiriyor. Emek piyasasındaki iyileşmelerin toplam talebi oluşturması ve bunun olumlu sonuçlarıyla krizden çıkılacağını düşünüyorum'' dedi. Yılmaz, dünyada, risk algılaması ve likidite anlamında bir rahatlamanın söz konusu olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu ''Dünyadaki büyümeye bakıldığında, sanayi üretimi gibi göstergeler küresel ekonominin hala zayıf olduğuna işaret ediyor. Küçülme eğiliminin azalmaya başlamasına karşın ciddi toparlanmadan söz etmek için erken diye düşünüyoruz. Endekslere bakıldığında Türkiye ekonomisi Çin ve Hindistan gibi durgunluktan erken çıkan ülkeler arasında yer aldı. Küresel risk algılamalarındaki toparlanmanın Türkiye'deki piyasalara da olumlu yansıdığını görüyoruz. Bu gelişmeyi döviz ve reel faiz oranlarında, Türk Lirası'nın dolar karşısındaki değerinde görebiliyoruz.'' Finansal istikrar açısından bakıldığında geçen sürede yapılan düzenlemeler sonucu Türkiye'nin, yaşanan oynaklıklardan az etkilenen ülkeler arasında yer aldığını anlatan Yılmaz, ''Kredi notlarına bakıldığında, Türkiye'de kredi notlarının hala yatırım yapılabilir özelliği taşımamasıdır. Küresel dalgalanmalara karşı finansal duyarlılığı kalmadığı halde bunun hala Türkiye'nin kredi notlarına yansımadığını görüyoruz. Düzelmesi gereken bu durumun yanlışlığını uluslararası tüm platformlarda dikkatlere sunuyoruz'' diye konuştu. Yılmaz, finansal istikrar açısından kurlara bakıldığında Türk Lirası'nın yeniden değerlenmeye başladığının görüldüğünü ifade ederek, şunları söyledi: ''İhracatçılarımızda Türk Lirası'nın değerli olması nedeniyle bazı tedirginlikler söz konusu. Şu anda yaşanan husus tamamen dolar-avro paritesindeki değişkenliklerden kaynaklanıyor. Türkiye'de risk algılanması olumluya doğru gidiyor. Yatırım açısından da olumlu görünüyor. Bu paritedeki değişkenlerde dolar aşağı giderken avro ve TL neredeyse aynı gidiyor. Bu, dolar avro paritesinden kaynaklanan olgu. Türk Lirası'nda bir miktar değerlenme söz konusu, ancak bizden daha fazla parası değerlenen ülkeler var.'' Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, ''Mali disiplinle ilgili olarak yapılanları şu andaki kararlarımızın içine yerleştirmiş durumdayız. Dolayısıyla ortaya konulan orta vadeli program kendi içinde tutarlı ve gerçekçi bir program'' dedi. Yılmaz, Eskişehir Sanayi Odası (ESO) ve Dünya gazetesi işbirliğiyle Eskişehir Anemon Otel'de düzenlenen etkinlikte verdiği ''Para Politikaları'' konulu konferansta, soruları da yanıtladı. ''Hükümet 2010 bütçe tasarısını Meclise sundu. Bunu krizden çıkış bütçesi olarak ilan etti. Merkez Bankası olarak aynı görüşü paylaşıyor musunuz? Bütçedeki hedef ve rakamları yeniden mali disiplini sağlamaya yeterli görüyor musunuz?'' yönündeki soruya karşılık Yılmaz, şöyle konuştu: ''Sunumumda kamu maliyesiyle ilgili bölüm yoktu, bilmem farkına vardınız mı? Buradan acaba (Merkez Bankasının kamu maliyesiyle ilgili söyleyecek sözü mü yok, yoksa Merkez Bankasının kamu maliyesinde her şey düzeldi artık her şey yolunda mı gidiyor, nedenle bu konuda bir şey söylemedi) diye düşünülebilir. Bu konuda yeni bir şey söz konusu değil. Mali disiplinle ilgili olarak yapılanları şu andaki kararlarımızın içine yerleştirmiş durumdayız. Dolayısıyla ortaya konulan orta vadeli program kendi içinde tutarlı ve gerçekçi bir program. Artık 2010 ve ilerisi için hükümetin, sadece bizim değil tüm dünyadaki hükümetlerin bunu söylemesi lazım. Mali disipline tekrar nasıl dönüleceğini göstermeleri lazım. Bununla ilgili olarak da orta vadeli programda bir patika çizildi. Bundan sonrası bunun nasıl yapılacağı, içinin nasıl doldurulacağıyla ilgili. Eğer bugün söylenenlerin ağır, kademeli de olsa içi doldurulduğu sürece para politikasının duruşunda çok fazla değişiklik olmayabilir. Eğer bunun içi doldurulmazsa para politikası duruşunu yeniden gözden geçirecektir. nedenle sorunun cevabı şu; biz bundan sonra söylenenlere değil söylenenlerin altının, içinin nasıl doldurulacağına bakıyoruz. Onlar gerçekleştirebildiği müddetçe, para politikası açısından bir şey görmüyoruz. Ancak, bu belirlenen patikaya dönülmesi ve ortaya konulan rakamların tutturulması gerekir. Bu nedenle mali disiplin, maliye politikası her zaman olduğu gibi önemini koruyor ve korumaya da devam ediyor. Bizim ne yapacağımız konusuyla da çok yakından ilgili.'' MERKEZ BANKASININ BAĞIMSIZLIĞI Yılmaz, etkinliği yöneten gazeteci Osman Arolat'ın yönelttiği ''Başbakan'ın Merkez Bankası'nın bağımsızlığına yönelik olarak getirdiği eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz?'' sorusunu da şöyle yanıtladı: ''Merkez Bankasının bağımsızlığı TBMM tarafından kanunla verildi ve bugüne kadar da uygulandı. Artık bu noktadan sonra bunu tartışmanın ya da tartışmaya açmanın bir faydası olduğunu düşünmüyorum. Bundan sonra Merkez Bankasının bağımsız olup olmaması Merkez Bankasını yönetenlerin tavrına ve Merkez Bankasının yaptıklarıyla, kendisinden bekleneni verip verememesine bağlı. Merkez Bankası kendisine verilen finansal fiyat istikrarını ve bununla çelişmemek üzere hükümetin ekonomi politikalarını destekler ve kendisinden istenileni ortaya koyabilirse toplumsal destek kendiliğinden gelecektir. Bu dışarıdan ziyade bizim ne yaptığımıza ve ne yapacağımıza bağlı. Bunun sorumluluğu bize ait. Biz işimizi doğru düzgün yaptığımız sürece Merkez Bankasının bağımsızlığıyla ilgili bir şey görmüyorum.'' Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, ''Açıklanan son veriler sanayi istihdamında hafif de olsa bir toparlanmaya işaret etmektedir'' dedi. Yılmaz, Eskişehir Sanayi Odası (ESO) ve Dünya gazetesi işbirliğiyle Eskişehir Anemon Otel'de düzenlenen etkinlikte verdiği ''Para Politikaları'' konulu konferansta, Türkiye ekonomisinin 2009 yılının ikinci çeyreğinde hızlı bir toparlanma gösterdiğini kaydetti. Bu toparlanmanın büyük ölçüde vergi teşviklerinin uyarıcı etkisiyle iç tüketim kaynaklı olarak ve iç talebin öne çekilmesiyle gerçekleştiğini ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu: ''Özel yatırım talebinde gerileme devam etmektedir. Sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranı 2009 yılının ikinci çeyreğinden itibaren istikrar kazanmakla birlikte iç ve dış talep yetersizliği firmaların üretimlerini kısıtlamaya devam etmektedir. Tüketim talebinin ikinci çeyrekte sergilediği kayda değer yükselişten sonra vergi indirimlerinin sona ermesiyle birlikte yılın ikinci yarısında daha zayıf bir seyir izlemesi beklenmektedir. 2008 yılının son çeyreğinden itibaren başlayan stok eritme süreci tüketim talebinde son dönemde görülen artışın geçici olduğu beklentisiyle sürmektedir. Yatırım göstergeleri önümüzdeki dönemde yatırım talebinde belirgin bir canlanmaya vurgu yapmaktadır.'' Yılmaz, reel ihracatın son dönemde istikrarlı bir eğilim sergilediğine de değinerek, ''Dış talebe ilişkin sipariş beklentilerinde bir miktar toparlanma gözlendi. Küresel ekonomideki büyüme beklentilerine paralel olarak ihracattaki toparlanmanın da yavaş yavaş ve kademeli gerçekleşmesi beklenmektedir'' dedi. ''VERİLER SANAYİ İSTİHDAMINDA TOPARLANMAYA İŞARET ETMEKTEDİR'' Ürün pazarlarının çeşitliliğinin artmasının ihracatta daha yüksek bir gerileme yaşanmasını engellediğini belirten Yılmaz, şöyle devam etti: ''Geleceğe dönük beklentiler yakın dönemde iktisadi faaliyette kısmi bir toparlanma yaşanabileceğine işaret etmektedir. İş gücü piyasasında son dönemde sınırlı bir iyileşme gözlenmektedir. Ancak, toplam talebe ilişkin belirsizliklerin devam etmesi ve atıl kapasite fazlalığı yatırımlarla birlikte istihdam kararlarını da olumsuz yönde etkilemeye devam etmektedir. Tarım dışı istihdamda yıllık bazda gözlenen gerileme, büyük ölçüde sanayi sektöründeki istihdam kaybından kaynaklanmıştır. Ancak, açıklanan son veriler sanayi istihdamında hafif de olsa bir toparlanmaya işaret etmektedir. Bankalara olan kredi borcunu ödemeyip temerrüte düşen firmaların sayısı son bir yıl içinde belirgin bir artış göstermiştir. Takipteki bireysel kredilerdeki artış, teminat kalitesinin yüksek olduğu konut kredilerinde sınırlı kalırken kredi yaşlanmasının görüldüğü taşıt kredilerinde daha belirgindir.'' Yılmaz, gerçekleştirilen faiz indirimine karşın finansal koşullardaki ek sıklığın kısmen sürdüğünü anlatarak, parasal gevşeme sürecinin uzun vadeli repo imkanı ve politika faizlerinin orta vadeli seyrine ilişkin verilen mesajların, bankaların fonlama maliyetleri üzerindeki baskıyı hafiflettiğini, benzer görünümün daha sınırlı olmakla birlikte kredi faizlerinde de görüldüğünü bildirdi. Karşılıksız çıkan banka çekleri ve yeni kurulan şirket sayısındaki olumsuz görünümün son dönemde azalmaya devam ettiğine işaret eden Yılmaz, ''Cari dengedeki göreceli iyileşme, finansman ihtiyacını belirgin bir biçimde azaltarak küresel krizin olumsuz etkilerini sınırlayıcı rol oynamıştır'' diye konuştu. ''EKİM ENFLASYONUNUN BİRAZ FAZLA ÇIKACAĞINI TAHMİN EDİYORUZ'' Enflasyon gerçekleşmelerinin öngörüleriyle uyumlu gerçekleşmesinin beklentileri olumlu etkilediğini anlatan Yılmaz, enflasyonun orta vadeli görünümünün iyileşmesine destek verdiğini bildirdi. Yılmaz, bu yıl sonu itibariyle yıllık enflasyonun belirsizlik aralığı alt sınırına yakın gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini belirterek, şöyle konuştu: ''2010 yılının ilk yarısında baz etkisi nedeniyle yıllık enflasyonda dalgalanmalar gözlenebilecektir. Enflasyon rakamlarını Türkiye İstatistik Kurumu açıklıyor. Merkez Bankası olarak biz de bu yönde çalışmalar yapıyoruz. yaptığımız çalışmalarda ekim ayı enflasyonunun biraz fazla çıkacağını tahmin ediyoruz. Ancak, bunun yıllık beklentide bir sapmaya neden olacağını düşünmüyoruz.'' GENEL GÖRÜNÜM Küresel finansal piyasalarda iyimserliğin devam ettiğini, küresel ekonomide toparlanma sinyallerinin görüldüğünü anlatan Yılmaz, ''Ancak, parasal ve mali tedbirlerin etkisinin azalacağı 2010 yılına ilişkin belirsizlikler önemini korumaktadır'' dedi. Yılmaz, son dönemde açıklanan verilerin Türkiye'de iktisadi faaliyette toparlanmanın başladığını teyit ettiğini vurgulayarak, şunları söyledi: ''Bankaların kredi verme iştahında kayda değer bir artış gözlenmekte, finansal koşullardaki sıkılık azalmaya devam etmekte, iş gücü piyasasında sınırlı ölçüde iyileşme işaretleri alınmaktadır. 2008 yılı Kasım ayından bu yana sürdürülen faiz indirimlerinin etkisi ve küresel risk algılamalarındaki iyileşmenin desteğiyle önümüzdeki dönemde kredi kanalının toplam talebe olan desteğinin artacağı değerlendirilmektedir. Bununla birlikte iktisadi faaliyetteki toparlanmanın yavaş ve kademeli olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Özel tüketim talebinde belirgin bir artış büyük ölçüde dönemsel teşviklerden kaynaklanan kısmi bir canlanmayı yansıtmaktadır. Dış talep ve yurt içi yatırım talebi zayıf seyrini sürdürmektedir. Özel tüketim harcamalarının ikinci çeyrekte sergilediği kayda değer yükselişten sonra daha zayıf bir seyir izlemesi beklenmektedir. Ekonomideki kaynak kullanımının uzunca bir süre potansiyel düzeyinin altında seyredeceği ve enflasyonun düşük seyrini koruyacağı tahmin edilmektedir. Sonuç olarak para politikalarının aşağı yönlü esnekliğini uzun bir süre koruyacağı bir çerçeve öngörülmektedir.''
604767
Türkiye'deki toplam domuz gribi vakası
Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, bugün saat 12.00 itibariyle Türkiye'de tespit edilen pandemik H1N1 gripli hasta sayısının toplam 582 olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi: ''Tüm vakaların genel durumları iyi olup tedavileri devam etmektedir. Pandemik H1N1 aşısının 500 bin dozluk ilk teslimatı 20 Ekim 2009 tarihinde Bakanlığımız Ana Deposu'na yapılmıştır. Gerekli incelemelerin yapılması için rastgele örnekleme metodu ile alınan numuneler, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı laboratuvarlarına teslim edilmiş olup analizlerine başlanmıştır. Sonuçlar kamuoyu ile paylaşılacaktır.''
604335
İlk hacı kafilesi İstanbul'dan uğurlandı
Hac vazifesini yerine getirmek için kutsal topraklara gidecek olan ilk hacı kafilesi, İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan yola çıktı. Sabahın ilk saatlerinden itibaren Atatürk Havalimanı'nda hac kafilesi yoğunluğu yaşandı. Hacı adaylarını kutsal topraklara uğurlamak isteyen çok sayıdaki yakınları da havalimanına akın etti. Hacı adayları, kutsal topraklara gidecek olmalarından dolayı duydukları mutluluğu dile getirdi. Pasaport işlemlerinin ardından yakınlarıyla vedalaşan hacı adayları ve yakınlarının gözyaşlarını tutamadıkları görüldü. Atatürk Havalimanı'nda senedir imamlık yapan Mustafa Coşkun da, anne ve babasının kutsal topraklara gönderenler arasında yer aldı. Coşkun, kendisinin görevli olarak defa gittiği hacca bu defa anne ve babasını gönderdiğini belirtti. Hacı adayı anne ve baba da uzun zamandan beri bu anı beklediklerini ve çok mutlu olduklarını söyledi. Hacı adaylarının birçoğu kutsal topraklara ilk defa gittiğini belirtti. Heyecanları yüzlerinden okunan hacı adayları, yakınlarıyla hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedi. Domuz gribine karşı maske Domuz gribine karşı bazı hacı adaylarının havalimanında maske ile dolaşması dikkat çekti. Hacı adaylarının büyük bölümü domuz gribinden dolayı herhangi bir tedirginlik yaşamadıklarını ifade etti. Hacı adaylarının domuz gribi aşısı konusunda da kafalarının karışık olduğu görüldü. Atatürk Havalimanı imamı Mustafa Coşkun da, domuz gribine karşı, adayların aşı olduğunu ve tedirginlik yaşanmadığını söyledi. İlk hac kafilesi, saat 08.10'da Suudi Arabistan Havayolları'na ait SVA 5611 sefer sayılı uçakla kutsal topraklara hareket etti.
604788
Mardin'deki beton binalar yıkılıyor
Mardin'deki beton binalar yıkılıyor Tarihi taş evleriyle ünlü Mardin, şehri çirkinleştiren beton binalardan kurtuluyor. MARDİN (CİHAN) Kentsel rehabilitasyon kapsamında Avrupa Birliği Kalkınma Fonu'na sunulan proje onaylandı. Fondan sağlanacak milyon Euro ile bin 500 beton bina yıkılacak. Şehirdeki kamuya ait binaları tasfiye etmeye başlayan valilik ve belediye, önümüzdeki yıl cadde üzerindeki yapıları ıslah edecek. İlk etapta tespit edilen 500 beton bina yıkılacak. Yılda ortalama 900 bin turistin ziyaret ettiği Mardin'in eski dokusunu yeniden gün ışığına çıkarmak istediklerini belirten Mardin Valisi Hasan Duruer, Avrupa Birliği'nden sağlanan hibe ile şehri tarihi kimliğine kavuşturacaklarını söyledi. Yıkıma kamu binalarından başladıklarını anlatan Duruer, "Vatandaşlarımızı mağdur etmeden bu binaları yıkacağız. Vatandaşlarımıza TOKİ tarafından bin 500 konut yaptırılacak. Evlerini boşaltanlar yeni evlerine taşınacak." dedi YILDA MİLYON TURİST HEDEFLİYORUZ Mardin'deki otel sayısını artırmak için de harekete geçtiklerini vurgulayan Vali Duruer, şehirde son yılda otel açıldığını kaydetti. Hilton Oteli inşaatının da başladığını ifade eden Duruer, "Turizm alanında yatırım yapacak bütün girişimcilere her türlü kolaylığı sağlayacağız. Yılda milyon turist çekmeyi hedefliyoruz. Venedik ve Kudüs'ten sonra dünyanın üçüncü büyük sit alanı içinde yer alan Mardin'i dünya turizm merkezi haline getireceğiz." şeklinde konuştu.
604544
Azeriler gaza geldi, korkusu bizi sardı
Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme sürecinin yazılı hale getirilmesinin ardından, Azeri tarafı doğalgaz kartını açıkça oynamaya başladı. Bakü yönetimi, yaklaşık 1.5 yıldır sürdürülen doğalgaz fiyatı konusundaki pazarlıklarda, daha önce sürdürdüğü politikadan daha sert bir tutum takınarak, pazarlıklar başarıya ulaşmazsa Türkiyesiz rotaları deneyeceğini en yetkili ağızdan açıkladı. Azerbaycan, Türkiye'nin halihazırda 1000 metreküpünü 120 dolardan aldığı doğalgazın birim fiyatını en az 240 dolar seviyesine çekmek istiyor. Azeriler gerekçe olarak ise, fiyatlardaki anormal yükselişi gösteriyor. Ankara'nın Azerbaycan'ın doğalgaza yapacağı yüzde 100'lük zammı kabul etmesi durumunda ise, artan fiyatın yurttaşa zam olarak dönmesine kaçınılmaz olarak bakılıyor. Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme süreci, Azerbaycan'da hoş karşılanmazken, Bakü yönetimi uzun zamandır sessiz diplomasi ile yürütülen doğalgaz pazarlığı kartını da masaya yatırdı. Buna göre, Bakü yönetimi, Türkiye'ye 90'ların ikinci yarısından bu yana, 120 dolardan sattığı doğalgazın birim fiyatını 240 dolara çekmek istiyor. Bu ise Türkiye'nin özellikle doğalgaz fiyatları konusundaki gelecek planlamalarıyla doğrudan çelişiyor. Türkiye, Azerbaycan'dan yıllık milyar metreküp gaz alıyor. RİSK İSTEMİYORUZ Ankara ise, Ukrayna ile Rusya arasında bir krizin yaşanmasına kesin gözüyle bakılan bu kış döneminde, Azerbaycan'dan gelecek gazı riske etmek istemiyor. Bunun yanı sıra, fiyatta artışa da yanaşmıyor. İki ülke arasındaki doğalgaz sözleşmesi gereği, Azerbaycan Türkiye kabul etmediği sürece doğalgaz fiyatında bir değişiklik yapamıyor. Ancak Bakü yönetiminin fiyatı uluslararası Tahkim Kurulu'na götürme hakkı var. Fiyatın tahkime götürülmesi durumunda ise, Azerbaycan'ın günümüz fiyatları bakımından kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor. Türkiye halihazırda, Rusya'dan yılda 16 milyar metreküpün üzerindeki doğalgazı birim fiyatı 450-500 dolar, İran'dan yaklaşık 8-10 milyar metreküp doğalgazı birim fiyatı 320 dolardan satın alıyor. Alınan milyar metreküp üzerindeki sıvılaştırılmış doğalgazın fiyatı ise 500 ila 1000 dolar arasında değişiyor. 'ZARAR ETTİK' Aliyev geçtiğimiz günlerde doğalgaz fiyatı ile yaptığı açıklamada, 'Bu konuyu takip edenler 2008 yılında Türkiye'nin Rusya'dan 400 dolara, bazen 500 dolara doğalgaz aldığını bilirler. Cezayir'den 300 dolara ve daha fazlasına gaz aldığını bilirler. Bu bilgi sır değil. Geçen yıl Azerbaycan'dan ise 120 dolara alırken doğalgazın piyasa fiyatı 400-500 dolar seviyesindeydi. Bu durumda Şahdeniz konsorsiyumunun bu yüzden ne kadar büyük zarar ettiğini hesaplayabilirsiniz' ifadelerini kullanmıştı. 240 DOLARDAN AŞAĞI İNMİYOR Azerbaycan'dan gelen doğalgaza zam yapılması, tüketicinin kullandığı gaz fiyatına da ciddi etkide bulunacak. Bu nedenle daha havalar soğumadan 'Gaza zam mı gelecek' sorusunu soran vatandaşlar, bu haberler nedeniyle diken üstünde bulunuyorlar. Konuyla yakından ilgilenen diplomatik kaynaklar ise, Türkiye ile Azerbaycan'ın uzlaşıya yakın konumda olduğunu ve doğalgaz fiyatında belli düzeltmelere gidileceğini belirtiyorlar. Ancak aynı kaynaklar, Türkiye'nin Ermenistan'la imzaladığı protokolün ardından gerileyen Türkiye Azerbaycan ilişkilerini hatırlatarak, bu konudaki çekincelerini de vurguluyorlar. Edinilen bilgilere göre, yürütülen pazarlıkta Türkiye en fazla 180 dolara kadar çıkmayı planlıyor. Azerbaycan ise 240 dolardan aşağıya inmiyor.
604025
Ve ilk grup Türkiye'de
Ve ilk grup Türkiye'de Abdullah Öcalan'ın çağrısına uyan 34 PKK'lı dün Habur Sınır Kapısı'nda güvenlik güçlerine teslim oldu. Mahmur'dan davul zurnalarla uğurlanan 26 PKK'lıya, yolda düzenlenen törenle Kandil'den inen kişi daha katıldı. Saat 10'da Türkiye'ye gelmesi beklenen grup Irak'ta kaza yaptığı için birkaç saat gecikti. DTP'liler Güneydoğu'da birçok kutlama yaptı. HABUR ŞIRNAK Demokratik açılımda ilk somut adım dün atıldı. 8'i Kandil ve 26'sı ise Mahmur'dan gelen 34 kişilik PKK'lı grup Habur Gümrük Kapısı'ndan girerek teslim oldu. Herhangi bir silahlı eylemleri bulunmayan gruptakileri özel yetkili savcı, Habur Sınır Kapısı'ndaki tabur komutanlığında sorguladı. Habur'daki hareketlilik dün sabahın erken saatlerinde başladı. Gümrük sahasında özel yetkili savcı, hakim ve 30 avukatın bulunabileceği bir salon hazırlandı. Şırnak Valisi Ali Yerlikaya çalışmalarla bizzat ilgilendi. DTP lideri Ahmet Türk'ün aralarında bulunduğu 10 DTP'li vekil de Silopi'ye geldi. DTP'li belediyelerce sınır kapısına kilometre uzaklıktaki TIR parkında çok sayıda çadır ve seyyar tuvalet kuruldu. KONVOYDAKİ KAZA GECİKTİRDİ Bu sırada Irak'taki Mahmur Kampı'ndan Türkiye'ye dönecek 4'ü çocuk, 9'u kadın 26 kişi binlerce kişinin katıldığı davullu, zurnalı, sloganlı törenlerle Türkiye'ye yolcu edildi. Grubun saat 10'da Türkiye'de olması planlanıyordu. Ancak konvoyda meydana gelen ve kişinin hayatını kaybettiği kaza aksamalara neden oldu. KANDİL'DE TÖRENLİ UĞURLAMA Kandil'den gelen 4'ü kadın 4'ü erkek kişilik silahlı grup da Erbil-Musul kara yolunda Mahmur'dan gelen gruba katıldı. Kandil'deki grubun katılımı sırasında PKK'lılar tarafından tören yaptı. DTP'lilerin 'Barış Grubu' olarak nitelendirdiği PKK üyeleri öğleden sonra Irak'ın Zaho kenti yakınlarındaki İbrahim Halil Gümrük Kapısı'na geldi. Burada bir süre işlemleri yapılmak üzere bekletilen ve peşmergelerle kısa süreli bir arbede yaşayan grup, daha sonra Habur Sınır Kapısı'na geldi. TALEPLERİYLE GELDİLER Türkiye ile Irak arasındaki köprüyü yürüyerek gelen grup jandarmaya teslim oldu. Herhangi bir silahlı eyleme katılmadıkları öğrenilen PKK'lıları sorgulamak üzere helikopterle Silopi'ye gelen Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na bağlı özel yetkili savcı gruptakilerin ifadelerini Habur'ndaki tabur komutanlığında aldı. PKK'lı grubun beraberlerinde Cumhurbaşkanı Gül ve Meclis'ten bazı talepler içeren bir de mektup getirdiği öğrenildi. Bu arada Diyarbakır, Mardin, Van ve Şırnak barolarına kayıtlı 45 avukat Habur'a geldi. Diyarbakır Baro Başkanı M. Emin Aktar, 34 kişiyi savunmak üzere geldiklerini açıkladı. Şırnak'a gelen İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Güneş ise teslim olan PKK'lıların avukatları ile bir görüşme gerçekleştirdi. Girişimin iyi niyetli olmasını diliyorum TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, K.Irak'tan gelen ilk gruba ilişkin değerlendirmesinde “Girişimin iyi niyetli olmasını, terörün sona ermesine yol açıcı bir teşebbüs olmasını diliyorum” dedi. Şahin, “Randevu isterlerse görüşür müsünüz?” şeklindeki soru üzerine ise “Böyle bir talep ulaşırsa içeriği öğrendikten sonra değerlendirmemizi yaparız” cevabını verdi. Milletvekillerinin görüşleri ise şu şekilde: AK Partili Vahit Erdem: “İnşallah hepsi gelir. Meclis'e de gelsinler ancak propaganda vasıtası olmasın.” AK Partili İrfan Gündüz: “Daha güzel gelişmeleri göreceğiz.” MHP'li Nevzat Korkmaz: “Suç işlemişler mi, işlememişler mi bilinmeden bir yorum yapamayız.” CHP'li Şahin Mengü: “Eğer, şova dönüştürülmüyorsa iyi bir şey.” AK Partili İbrahim Hasgür: “Pişmanlık yasasından yararlanıp salıverileceklerse Meclis'e de gelebilirler” CHP'li Hüseyin Ünsal: “Bu geliş bir pazarlıksa, doğru bir yaklaşım değil.” Mahmur konvoyu 26 kişilik Mahmur grubu büyük bir konvoy eşliğinde Habur Sınır Kapısı'na geldi. Konvoya Erbil-Musul karayolunda Kandil'den gelen PKK'lı katıldı. Grup, Habur Sınır Kapısı'nda güvenlik güçlerine teslim olduktan sonra konvoy yavaş yavaş Mahmur'a geri döndü. PKK'dan maddelik talep listesi Habur Kapısı'na gelen 34 kişilik PKK'lı grup ayrıcalıklı muamele talep ederek yaklaşık saat boyunca teslim olmadı. Yanlarında getirdikleri maddelik bir talep mektubunu başta Cumhurbaşkanı olmak üzere yetkililere iletmek için serbest bırakılmalarını isteyen grup bu istekleri kabul edilmeyince teslim oldu. Grubun yanında getirdiği talep mektubunda, PKK elebaşısı Öcalan'ın hazırladığı yol haritasının muhataplarına verilmesi ve kamuoyuna açıklanması, askeri operasyonların durdurulması, Kürt kimliği için anayasal güvence ve Kürtçe'nin her platformda serbest bırakılması istendi. Kürtçe isim ve eğitim hakkı istenilen mektupta ayrıca, Kürt sanat ve edebiyatının geliştirilmesi imkanı, Kürt kimlikli siyaset, güvenlik güvencesi ve sivil anayasa hazırlanması talepleri de yer aldı. Habur Sınır Kapısı, PKK'lı grup nedeniyle sebebiyle sabah saatlerinde giriş çıkışlara kapatıldı. Askerler ve çevik kuvvet ekibinin yoğun güvenlik önlemi aldığı kapıda basın mensuplarının da belli bir noktadan daha ileri gitmesine izin verilmedi DTP'den davullu zurnalı karşılama Karşılama için günlerdir Güneydoğu'da hazırlık yapan ve vatandaşlara davetiye dağıtan DTP'liler, Nevruz'daki gibi şenlikler düzenledi. Habur Sınır Kapısı'nda 50 bin kadar DTP'li bir araya geldi. DTP'li belediyeler sınırda çok sayıda çadır ve seyyar tuvalet kurdu. Diyarbakır'da Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in katılımıyla büyük bir miting yapıldı. Mitinge DTP flamaları ile katılan çok sayıda kişi müzik eşliğinde halaylar çekti. Kandil ve Mahmur'dan gelen grupları selamlama adına İstanbul, Adana, İzmir, Batman, Hakkari, Van'da birçok gösteri yapıldı. Gösterilerde Öcalan'ın lehine sloganlar atıldı. 19 yıl sonra kızını gördü Güvenlik güçlerine teslim olanlar arasında yer alan PKK'lı Hamiyet Dinçer'in anne ve babası yıllar sonra kızlarını televizyonda gördükleri için mutlu olduklarını söylediler. Teröristin anne ve babası, sorunun çözülüp kanın durmasını da istediler. Anne Mahiye Aşar, “Bu demokratik açılım sürecinden hepimiz çok umutluyuz. İnşallah artık ne bir asker, ne de PKK'lı cenazesi görmeyiz” dedi. PKK barış konusunda samimiyetini gösterdi DTP lideri Ahmet Türk, teslim olan grubu karşılamak için geldiği Silopi'deki açıklamasında PKK'nın barış konusundaki samimiyetini gösterdiğini söyledi. Türk şöyle konuştu: “Sayın Öcalan barış umutlarının yeniden yeşermesi için grubun Türkiye'ye gelmesine öncülük etmiş, PKK da barış konusunda samimiyetini göstermiştir. Burada Öcalan'ın rolü iyi görülmelidir. Barışa katkı sunmak için bir çaba içinde olduğunu da herkesin görmesi gerekir. Bugün eğer istersek burada ölümlerin duracağı, barışın filizleneceği bir süreci başlatabiliriz. PKK bunun ilk adımını yine attı.” Türk, “Devlet bir adım atarsa PKK on adım atacak” diyerek PKK'ya ilginç bir şekilde kefil oldu.
604119
Taşlar yerine oturdu
Taşlar yerine oturdu Taşlar yerine oturdu YAŞAR YALÇIN 20.10.2009 Galatasaray Başkanı Adnan Polat, Fenerbahçe'nin kaybettiği haftada kazanmanın ayrı bir moral olduğunu belirterek "Taşlar yerine oturdu. Sakatlar iyileştikçe biz de rahatlıyoruz" diye konuştu Galatasaray Başkanı Adnan Polat, Trabzonspor maçı sonrasında VIP Salonu'nda SABAH'a özel demeçler verdi. Polat, evlerinde oynadıkları Trabzonspor maçının beklediği gibi çok zor geçtiğini belirterek "Biz üst üste puan kaybettik. Ama Trabzon açısından da bu maç son derece kritikti. Bu nedenle onlarda tüm güçlerini sahaya yansıttılar. Ancak ne olursa olsun kazanmamız şarttı. Fenerbahçe'nin puan kaybettiği bir haftada bizim önemli bir rakibimizden puan almamız ayrı bir moral oldu. Artık takım içinde taşlar yavaş yavaş yerine oturuyor. Takımda sakatlar iyileştikçe biz de rahatlıyoruz" dedi. DİNAMO DERBİ KADAR ÖNEMLİ Şu anda Fenerbahçe derbisinden çok Dinamo Bükreş karşılaşmasını düşündüklerini ifade eden Galatasaray Başkanı, "Avrupa Ligi'nde oynayacağımız maç, bizim için en az derbi kadar önemli. Bizim hedefimiz hiçbir zaman Türkiye içinde başarılar olmadı. Biz bu yüzden dünya markası bir takımız. Perşembe günü, Avrupa'daki önemli hedeflerimiz için Dinamo Bükreş'i mutlaka yenmeliyiz" diye konuştu. Polat, şampiyonluk için konuşmanın çok erken olduğunun da altını çizerek "Önümüzde oynanmamış 25 maç var. Bunların sonuçlarını görmeden, tahminde bulunmak kahinlikten öteye gitmez. Ama tabii ki bizim hedefimiz zirvede olmak. Bunun için her maçı final olarak görüp, ona göre konsantre olmalıyız" sözlerini sarf etti.
604508
Çin, ilk kez yılda 10 milyon araç üretti
'in yıllık araç üretimi ilk kez 10 milyon adeti geçti. Daha önce ve 'da yılda 10 milyondan fazla araç üretilmişti. Şinhua haber ajansı, ülkenin kuzeydoğusundaki Jilin eyaletinin merkezi Çangçung'da bulunan devlete ait no'lu fabrikasında Jiefang (Kurtuluş) marka 10.000.000 seri nolu kamyonun üretim bandına girmesi dolayısıyla bir tören düzenlendiğini bildirdi. 1953 yılında açılan söz konusu fabrikada Halk Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra Rus tasarımıyla ilk yerli kamyon üretilmişti. 'in araç üretimi bu yılın Ocak-Eylül döneminde milyon 660 bini geçerek, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34 arttı. 'in araç üretiminin yıl sonunda 12 milyonu bulması bekleniyor. 'de araç üretimi geçen eylül ayında milyon 360 bini bularak, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 78,85 artmıştı. Uzmanlar bu artışın vergi indirimleri ve hükümetin hazırladığı ekonomiyi canlandırma paketinden kaynaklandığını ileri sürdü.
604568
Diyarbakır'da eğitime TRT formülü
Diyarbakır'da görülen domuz gribi nedeniyle okullarda verilen bir haftalık eğitimin telafi edilmesi için yerel televizyonlar ile TRT kanalıyla ders verilmesi planlanıyor. AA muhabirinin yetkililerinden edinilen bilgiye göre, dün okulda domuz gribi vakası nedeniyle Diyarbakır İl Hıfzıssıhha Kurulunun dün aldığı kararla il merkezindeki tüm okullarda bugünden itibaren eğitim ve öğretime hafta ara verilmesinin ardından Milli Eğitim Müdürlüğü, eğitimin telafisi için arayış başlattı. Bir haftalık tatil nedeniyle müfredat eksikliğinin giderilmesi amacıyla Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, televizyon üzerinden öğrencilere ulaşarak eğitim desteği verilmesi için kentteki yerel televizyonlar ile TRT Diyarbakır Bölge Müdürlüğü ile temasa geçti. Bir süre önce Milli Eğitim Bakanlığının olası tatiller için televizyonlardan yayınlanmak üzere eğitim CD'leri gönderdiğini belirten yetkililer, şöyle konuştu: ''Öğrencilerimizin eksik müfredatının giderilmesi için yerel televizyonlar ile TRT ile görüştük. İlköğretim için Milli Eğitim Bakanlığından eğitim CD'leri gönderilmişti. Bunun için bakanlıktan bugün bir uzman bir ekip gelecek. Ortaöğretim ve lise için de mevcut öğretmenlerimizden yararlanmayı planlıyoruz. Televizyon üzerinden çocukların görmeleri gereken dersleri vermeyi düşünüyoruz. İlk kez uygulanacak program da tam gün yayını planlanıyoruz. '' Öte yandan, okulların yanı sıra kentteki dershane, kreş ve özel eğitim kurumlarında da bugünden itibaren bir hafta süreyle eğitime ara verildiği belirtildi.
604489
Hangi Alex?
Hangi Alex? Galatasaray'da UEFA Kupası, de Süper Kupa kazanan Hagi, kendisinin Alex ile kıyaslanmasına ise ilginç bir cevap verdi. Soruya önce şakayla karışık "Hangi Alex?" şeklinde yanıt veren Rumen yıldız, sonra da "Beni onla mı kıyaslıyorlar!" diyerek güldü ve bu soruya yorum yapmaktan kaçındı. Hagi, Galatasaray'ın perşembe günü Sami Yen'de oynayacağı Dinamo Bükreş maçını izledikten sonra Romanya'ya dönecek.
605323
Sendikalar Kanunu taslağı hazırlandı
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, bakanlık, yarınki Üçlü Danışma Kurulu toplantısı öncesinde Sendikalar Kanunu'na ilişkin taslağı Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve TİSK'e ulaştırdı. Taslakta, kanunun amacı yeniden düzenleniyor ve ''sendikal hak ve özgürlükler gözetilmesi'' vurgusu yapılıyor. Taslak, ''iş kolu'', ''iş yeri'', ''meslek'' sendikaları kurulmasını, ''federasyon'' ve ''konfederasyon'' tipi örgütlenmeleri içeriyor. Böylece ''iş yeri'' ve ''meslek'' sendikası kurulması yasakları kalkıyor. Buna göre, ''bir iş kolunda faaliyette bulunmak üzere'' iş kolu sendikaları, ''bir iş yerinde faaliyette bulunmak üzere'' iş yeri sendikaları, ''bir meslekte faaliyette bulunmak üzere'' meslek sendikaları kurulabilecek. ''Aynı iş kolunda veya aynı meslekte kurulu en az iki sendikanın bir araya gelmesiyle'' federasyon, ''değişik iş kollarında veya meslekte kurulu olması koşuluyla en az sendikanın veya federasyonun bir araya gelmesiyle'' konfederasyon oluşturulabilecek. İşçi ve işveren kuruluşları, kuruluş usul ve esaslarına uyarak önceden izin alınmaksızın iş kolu, iş yeri veya meslek esasına göre serbestçe sendika kurabilecek. YENİ İŞ KOLLARI Taslak, halen 28 olan iş kolu sayısını bazı iş kollarını birleştirerek 17'ye çekiyor. Yeni iş kolları şöyle düzenleniyor: -Gıda, avcılık ve balıkçılık, tarım ve ormancılık, -Madencilik ve taş ocakları, -Petrol, kimya, lastik, plastik ve ilaç, -Dokuma, hazır giyim ve deri, -Ağaç ve kağıt, -İletişim, basın-yayın ve gazetecilik, -Banka, finans ve sigorta, -Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar, -Çimento, toprak ve cam, -Metal ve gemi yapımı, -İnşaat, -Enerji, -Taşımacılık, ardiye ve antrepoculuk, -Sağlık ve sosyal hizmetler, -Konaklama ve eğlence işleri, -Savunma, -Genel işler. Bir iş yerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de asıl işin dahil olduğu iş kolundan sayılacak. ''TÜRK VATANDAŞI'' ŞARTI KALKIYOR Taslağa göre, sendika kurucusu olmak için artık Türk vatandaşı olma şartı aranmayacak. Sendikaların kuruluş aşamasındaki işlemler kolaylaştırılıp, sadeleştirilecek. Genel kurulların kaç delegeyle toplanacağına ilişkin şartlar kaldırılarak bu hususlar sendikaların kendi tüzüklerine bırakılacak. Olağan genel kurulların en geç yılda bir toplanmasına ilişkin süre yıla çekilecek. Sendikaya üyelikteki yaş sınırı 16'dan 15'e düşecek. 15 yaşını dolduran ve işçi sayılanlar, işçi sendikalarına üye olabilecek. 15 yaşını doldurmamış olanların üyeliği kanuni temsilcilerin yazılı iznine bağlı olacak. Sendika üyeliğinde noter şartı da kalkacak. Buna göre, nüsha olarak doldurulup imzalanan üye kayıt formunun sendikaya verilmesi ve sendika tüzüğünde belirlenen yetkili organın kabulü ile sendika üyeliği kazanılacak. Üye kayıt formunun noterden onayı istenmeyecek. Her üye, sendikaya yazılı beyanda bulunarak üyelikten çekilebilecek. Üye, çekildiğini iş günü içinde bakanlığa posta ile veya elektronik ortamda bildirecek Sendika da çekilme beyanının kendisine ulaştığı tarihten itibaren üç iş günü içinde bakanlığa elektronik ortamda bildirimde bulunacak ve çekilme bildiriminin bir örneğini posta ile gönderecek. Halen bir günlük çıplak ücretle sınırlı olan üyelik aidatının miktarı, sendikaların tüzükleriyle belirlenecek. Sendika üyesinin kesintisiz bir yılı geçmemek üzere işsiz kalması üyeliğini etkilemeyecek. Sendika ve üst kuruluşları, dış temsilcilik açabilecek. Uluslararası işçi ve işveren kuruluşları da Dışişleri Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle İçişleri Bakanlığının izniyle Türkiye'de temsilcilik kurabilecek ve üst kuruluşlara üye olabilecek. SENDİKACILARIN GÜVENCESİ GENİŞLİYOR İşçi kuruluşu ve şubesi yönetim kurulunda görev aldığı için çalıştığı iş yerinden ayrılan yöneticinin iş sözleşmesi askıda kalacak. Yönetici dilerse işten ayrıldığı tarihte iş sözleşmesini bildirim süresine uymaksızın veya sözleşme süresi bitimini beklemeksizin feshedecek ve kıdem tazminatına hak kazanacak. İş sözleşmesi askıya alınan yönetici, görevinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, sona erme tarihinden itibaren ay içinde ayrıldığı iş yerinde işe başlatılmak üzere işverene başvurabilecek. İşveren, talep tarihinden itibaren ay içinde bu kişileri andaki koşullarla eski işlerine veya eski işlerine uygun bir diğer işe başlatmak zorunda olacak. Bu kişiler süresi içinde işe başlatılmadığı takdirde, iş sözleşmeleri işverence feshedilmiş sayılacak. Ödenecek tazminatların hesabında, iş yerinde çalışılmış süreler göz önünde bulundurulacak ve fesih anında emsalleri için geçerli olan ücret ve diğer hakları esas alınacak. İşveren, iş yeri sendika temsilcilerinin iş sözleşmelerini haklı bir neden olmadıkça ve nedenini yazılı olarak açık ve kesin şekilde belirtmedikçe feshedemeyecek. Fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren ay içinde temsilci veya üyesi bulunduğu sendika, iş davalarına bakmakla görevli mahalli mahkemede dava açabilecek. Temsilcinin işe iadesine karar verilirse, fesih geçersiz sayılarak fesih tarihi ile kararın kesinleşme tarihi arasındaki ücret ve diğer hakları ödenecek. Kararın kesinleşmesinden itibaren 10 iş günü içinde temsilcinin işe başvurması koşuluyla on iş günü içinde işe başlatılmaması halinde, iş ilişkisinin devam ettiği kabul edilerek ücreti ve diğer hakları ödenmeye devam edilecek. 10 iş günü içinde işe başvurmadığı takdirde sözleşme bu sürenin sonunda temsilci tarafından feshedilmiş sayılacak. İşveren, yazılı rızası olmadıkça iş yeri temsilcisinin çalıştığı iş yerini değiştiremeyecek veya işinde esaslı bir tarzda değişiklik yapamayacak. Aksi halde değişiklik geçersiz sayılacak. Temsilcilik sıfatı sona erenler, sona erme tarihinden itibaren ay süreyle sağlanan güvencelerden yararlanmaya devam edecek. Bu hükümlerden işverenle iş ilişkisi devam eden kuruluş ve şube yöneticileri de yararlanacak. SENDİKACI ÜCRETLERİNE SINIRLAMA Sendika ve üst kuruluşları, tüzük ve çalışma programlarında yer alan konularda serbestçe faaliyette bulunacak. Yetkili sendikanın bulunmadığı iş yerlerinde, en çok üyeye sahip sendika iş yeri sendika temsilcisi atayabilecek. Sendika, üst kuruluş ve şube yöneticilerine ay içinde ödenecek olan ücret, yolluk ve diğer ödemelerin toplamı en yüksek devlet memuru maaşının katını geçemeyecek. Sendikaların denetimi, denetleme kurulları veya denetçiler tarafından yapılacak. Denetimde, yönetim ve işleyişin, gelir ve giderlerin, bunlarla ilgili işlemlerin kanun, tüzük ve genel kurul kararlarına uygun olup olmadığı incelenecek. Sendika ile üst kuruluşlarının gelir ve giderlerine ilişkin yıllık ve genel kurul dönemine ilişkin mali denetimi, yeminli mali müşavirlerce yapılacak. Bu denetimin yapılması, denetim kurulunun yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacak. Denetim esasları, işçi ve işveren konfederasyonlarının görüşleri alınarak hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenecek. RADYO VE TELEVİZYON KURABİLECEKLER Sendikaların kapatılması da zorlaştırılacak. Anayasa'da belirtilen Cumhuriyet'in niteliklerine ve demokratik esaslara aykırı faaliyetlerde bulunan sendika ve üst kuruluş, merkezlerinin bulunduğu yer cumhuriyet başsavcısının istemi üzerine iş davalarına bakmakla görevli mahalli mahkeme kararı ile kapatılacak. Görevli mahkemeler yargılamanın her safhasında talep üzerine veya resen kuruluşun faaliyetlerinin durdurulmasına ve yöneticilerinin geçici olarak görevden alınmasına karar verebilecek. Cumhuriyetin niteliklerine ve demokratik esaslara aykırı davranış bireysel olarak yöneticiler tarafından gerçekleştirildiği takdirde, mahkemece sadece yöneticilerin görevlerine son verilmesine karar verilecek. Sendika ve üst kuruluşları radyo ve televizyon kurabilecek. 1963'TEN BERİ UYGULANAN ''CHECK OFF'' TASLAKTA YOK Taslakta, işçilerin sendikalara üyelik aidatlarını ödemesinde halen uygulanan ''check off'' sistemine yer verilmiyor. Bunun yerine üyelik aidatlarının bizzat işçi tarafından sendikaya ödenmesi planlanıyor. ''Check off'' sistemi, üyelik aidatının işçinin ücretinden, işverence kesilerek sendikaya yatırılmasını içeriyor. Bu sistem, işçi sendikalarına üyelik aidatlarının toplanması konusunda kolaylık sağlıyor ve sendikaların mali bakımdan güçlenmelerine olanak veriyor. ''Check off'' sisteminin en önemli yararı, kolay ve sürekli gelir sağlayarak güçlenen sendikaların üyelerine daha iyi hizmet götürebilmesi, işveren karşısında üyelerinin haklarını daha etkin bir biçimde savunabilmesi olarak gösteriliyor. Sistemi eleştirenler ise aidat verme yükümlülüğünün, işçi ile sendika arasında bir sorun olduğunu, ortada işvereni ilgilendiren bir konu olmadığını savunuyor. Ödentilerin toplanmasında işvereni devreye sokmanın, işveren için haksız bir yük olduğu gibi, sendikal özgürlükler açısından da sakıncalı olduğu ileri sürülüyor. ''Check off'' sistemi Türkiye'de 1963 yılında bu yana uygulanıyor.
604057
İtalya'da tarihi mutabakat imzalandı
İtalya'da tarihi mutabakat imzalandı Bu yılın Ağustos ayında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ankara'da temellerini attığı Samsun-Adana Ceyhan Boru Hattı Projesi'nin mutabakat metninin İtalya'nın Milano kentinde imzalandığı bildirildi. Çalık Holding'den yapılan açıklamada, Milano Valisi Gian Valerio'nun ev sahipliğinde, Valilik Sarayı'nda yapılan imza törenine, Türkiye adına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Rusya'nın Enerjiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Igor Ivanovich Sechin ve Enerji Bakanı Sergey Shmatko ile İtalya'nın Ekonomik Gelişmeler Bakanı Claudio Scajola'nın yanı sıra projeyi geliştiren Çalık Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık, Rus Rosneft ile Transneft ve İtalyan ENI'den yetkililerin katıldığı belirtildi. Açıklamada şöyle denildi: “Boğazların güvenliğine çözüm olacak ve 2.5 milyar dolara mal olacak proje bittiğinde hattın kapasitesi günde 1,5 milyon varil petrol olacak .”
604396
Piyanist Gülsin Onay, Madrid'de konser verdi
Dünyaca ünlü Türk piyanist Gülsin Onay, 'nın başkenti Madrid'de dün akşam bir konser verdi. Madrid'deki tarihi Borghetto Sarayı'nda verilen konsere Türkiye'nin Madrid Büyükelçisi Ender Arat ve eşi Ayşe Arat'ın yanı sıra Romanya gibi bazı ülkelerin Madrid büyükelçileri, Madrid özerk yönetiminden üst düzeyde siyasetçiler ve seçkin konuklar katıldı. Türkiye'nin Madrid Büyükelçiliği ile Müzik, Müze ve Saray Dostları Derneği tarafından organize edilen konserde Onay, Beethoven, Chopin, Ravel ve Ahmed Adnan Saygun'un eserlerini yorumladı. 'da ilk kez sahne alan ve "günümüzün en büyük piyanistlerinden biri" olarak takdim edilen Onay, dinleyicilerden büyük alkış aldı. Onay, Ekim başında Arjantin ve Uruguay'da konserler vermişti.
605418
Elektrikte son teklifler verildi
Çoruh, Osmangazi ve Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş.'deki Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.'ye (TEDAŞ) ait yüzde 100 oranındaki hisselerin ihaleleri için teklif veren firmalar belli oldu. İdaresi Başkanlığı'ndan (ÖİB) yapılan yazılı açıklamaya göre, Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş ile Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş. ihalelerine 12'şer teklif gelirken, Çoruh Elektrik Dağıtım A.Ş için firma ve firma gurubu teklif verdi. Teklif süresi bugün saat 16.00'da sona erdi. Çoruh Elektrik Dağıtım A.Ş. ihalesine teklif veren firma ve firma grupları: 1- Aksa Elektrik Perakende Satış A.Ş. 2- Cengiz Elektrik Toptan Satış A.Ş. 3- Aydem Elektrik dağıtım A.Ş. 4- Çalık Sanayi ve Ticaret A.Ş. 5- Akenerji Elektrik Üretim A.Ş.-CEZ a.s.-Akkök Sanayi Yatırım ve Geliştirme A.Ş. O.G.G. Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş.ihalesine teklif veren firma ve firma gruplar: 1- Limak İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. 2- KCETAŞ-Ayen O.G.G. 3- Cengiz Elektrik Toptan Satış A.Ş. 4- Aksa Elektrik Perakende Satış A.Ş. 5- Sarar Giyim Tekstil Sanayi Ticaret A.Ş. 6- Park Holding A.Ş. 7- Aydem Elektrik dağıtım A.Ş. 8- Eti Gümüş A.Ş. 9- SII ve Üretim Ltd. Şti. 10- Çalık Sanayi ve Ticaret A.Ş. 11- Kolin İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. 12- Akenerji Elektrik Üretim A.Ş.-CEZ a.s.-Akkök Sanayi Yatırım ve Geliştirme A.Ş. O.G.G. Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş.ihalesine teklif veren firma ve firma gruplar: 1- Limak İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. 2- Anadolu Dağıtım A.Ş. 3- Cengiz Elektrik Toptan Satış A.Ş. 4- Çorum Elektrik ve Ticaret A.Ş. 5- KCETAŞ-Ayen O.G.G. 6- Park Holding A.Ş. 7- Özaltın İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş. 8- Aydem Elektrik dağıtım A.Ş. 9- SII ve Üretim Ltd. Şti. 10- Çalık Sanayi ve Ticaret A.Ş. 11- Kolin İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. 12- Akenerji Elektrik Üretim A.Ş.-CEZ a.s.-Akkök Sanayi Yatırım ve Geliştirme A.Ş. O.G.G. Çoruh Elektrik Çoruh Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin abone sayısı 986 bin 600, Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin milyon 277 bin 300, Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin milyon 466 bin 700 olmak üzere, toplam milyon 733 bin 600. Çoruh Elektrik Dağıtım'ın tüketimi 2.267,7 Gwh (gigavatsaat), Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin 5.041,7 Gwh, Yeşilırmak Elektrik Dağıtım'ın ise 4.062.7 Gwh. Kayıp kaçak oranlarına bakıldığında ise Çoruh Elektrik Dağıtım'ın yüzde 10,7, Osmangazi Elektrik Dağıtım'ın yüzde 5.2 ve Yeşilırmak Elektrik Dağıtımın ise yüzde 9.1. 2008 sonu elektrik tüketim rakamları baz alındığında, özel sektörün (Aydem, Kcetaş, Başkent ve Sakarya) payı yüzde 20 iken, bu şirketlere devir aşamasında olan şirketler ile (Meram ve Aras) ihalede olan şirketler de eklendiğinde (Yeşilırmak, Osmangazi ve Çoruh) söz konusu pay yüzde 36'lara çıkacak. İhalesi gerçekleştirilen elektrik dağıtım bölgesi ve ihale sürecinde bulunan elektrik dağıtım bölgesi hariç, özelleştirme kapsamında bulunan diğer 13 dağıtım bölgesinin özelleştirme işlemlerinin de 2010 yılı sonuna kadar, büyük oranda tamamlanması öngörülüyor. Bu arada, Çoruh Elektrik Dağıtım A.Ş Artvin, Giresun, Gümüşhane, Rize, Trabzon illerini, Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş. Afyonkarahisar, Bilecik, Eskişehir, Kütahya, Uşak ve Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş. Samsun, Amasya, Çorum, Ordu ve Sinop illerini kapsıyor. Kimler ön yeterlilik almıştı? Çoruh Elektrik Dağıtım A.Ş. özelleştirme ihalesine "Çalık JSC İnter Rao Ues, Akenerji Elektrik Üretim, SII ve Üretim Limited Şirketi, Diler Elektrik Üretim A.Ş. OGG, Aydem Elektrik, Aksa Elektrik, Cengiz Elektrik Toptan Satış A.Ş., MGB Ortak Girişim Grubu, Güriş İnşaat ve Mühendislik A.Ş., TES Elektrik Enerjisi Toptan Satış A.Ş.-Doğuş Holding A.Ş.-Anadolu Endüstri Holding A.Ş.-Doğan Yatırımları Sanayi Ticaret A.Ş.-Unit Investment N.V OGG, Zorlu Holding A.Ş., EWE A.Ş." ön yeterlilik başvurusunda bulunmuştu. Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş. ihalesine de "Çalık Park Holding A.Ş., RWE Holding A.Ş., SII ve Üretim Limited Şirketi, Akenerji Elektrik Üretim A.Ş., Fina Eti Gümüş A.Ş., Güler Elektrik Üretim A.Ş. OGG, KCETAŞ-Ayen OGG, Aydem Elektrik Dağıtım A.Ş., FSP ve Yatırım A.Ş., Sarar Giyim Tekstil Sanayi Ticaret A.Ş.-Sarar Büyük Mağazacılık Ticaret A.Ş. OGG, Cengiz Elektrik Toptan Satış A.Ş., Limak İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş., Adularya Elektrik Üretim ve Madencilik A.Ş., Zorlu Holding, Akfen Dağıtım ve Ticaret A.Ş., Kolin İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş., Barmek Holding A.Ş., Aksa Elektrik, ENBW Holding A.Ş., EWE A.Ş." ön yeterlilik başvurusu yapmıştı. Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş. ihalesine ön yeterlilik başvurusu yapanlar ise "Çalık Park Holding A.Ş., SII ve Üretim Limited Şirketi, Akenerji Elektrik Üretim A.Ş., Fina Holding A.Ş., Çorum Elektrik ve Ticaret A.Ş., Diler Elektrik Üretim A.Ş. OGG, KCETAŞ-Ayen OGG, Cengiz Elektrik Toptan Satış A.Ş., Aydem Elektrik Dağıtım A.Ş., Özaltın İnşaat, Ticaret ve Sanayi, Limak İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş., Çelikler Taahüt İnşaat ve Sanayi A.Ş., TES Elektrik Enerjisi Toptan Satış A.Ş.-Doğuş Holding A.Ş.-Anadolu Endüstri Holding A.Ş.-Doğan Yatırımları Sanayi, Ticaret A.Ş.-Unit Investment N.V OGG, Kolin İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş., Anadolu Dağıtım A.Ş., EWE A.Ş." olmuştu. Özelleştirilmesi gerçekleştirilen bölgeler Bu arada, Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş. ve Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş.'deki yüzde 100 oranındaki hisse blok olarak satış yöntemiyle özelleştirildi. Temmuz 2008'de yapılan nihai pazarlık görüşmeleri sonucunda Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş. için gelen en yüksek teklif milyar 225 bin Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş. için gelen en yüksek teklif ise 600 milyon olarak gerçekleşti. Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin devri 28 Ocak 2009 tarihinde, Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin devri ise 11 Şubat 2009 tarihinde imzalanan Hisse Satış Sözleşmeleri ile gerçekleştirildi. İkinci aşamada ise Meram Elektrik Dağıtım A.Ş. ve Aras Elektrik Dağıtım A.Ş.'deki yüzde 100 oranındaki hissenin blok olarak satış yöntemiyle özelleştirilmesi amacıyla ihaleye çıkıldı. Eylül 2008'de yapılan nihai pazarlık görüşmeleri sonucunda Meram Elektrik Dağıtım A.Ş. için en yüksek teklif 440 milyon Aras Elektrik Dağıtım A.Ş. için en yüksek teklif 128 milyon 500 bin olarak gerçekleşti. Meram Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin devir süreci devam ederken, Aras Elektrik Dağıtım A.Ş. ihalesi için Danıştay 13. Dairesi'nin 20 Mart 2009 tarihli kararıyla yürütmenin durdurulmasına karar verildi ve şu anda nihai karar bekleniyor. Özel sektörün payı yüzde 36'ya çıkacak 2008 sonu elektrik tüketim rakamları baz alındığında, özel sektörün (Aydem, Kcetaş, Başkent ve Sakarya) elektrik teminindeki payı yüzde 20 iken, bu şirketlere devir aşamasında olan şirketler ile (Meram ve Aras) ihalede olan şirketler de eklendiğinde (Yeşilırmak, Osmangazi ve Çoruh) söz konusu pay yüzde 36'lara çıkacak.
604732
Galaksilerin sırrını çözecek cihaz
Galaksilerin meydana geldiği uzay-zamana dek inecek ve yıldızların doğumunu izleyebilecek Avrupa Uzay Ajansı (ESA) yapımı bir gözlem cihazı, 2014'te uzaya gönderilecek James Webb teleskobuna takılmak üzere yakında Amerikan Havacılık ve Uzay İdaresi'ne () teslim edilecek. 25 Avrupa şirketinin yıl süren uzun ve hassas çalışmaları sayesinde üretilen ve uzaya gönderilecek NIRSpec spektrometresinin bir başka benzeri geçen hafta Münih'in banliyösü Ottobrunn'daki EADS-Astrium şirketinde tarafından teslim alındı. James Webb Space Telescope'a (JWST) yerleştirildikten ve rasat koşullarının mükemmel olduğu Dünya'dan 1,5 milyon km uzaktaki Lagrange noktasında yörüngeye oturtulduktan sonra NIRSpec, 0,6 ve mikron (milimetrenin binde biri) kızılötesi spektrumunda 100 kadar galaksiyi gözlemleyebilecek. Bu son derece kısa dalga boyu sayesinde en uzaktaki uzay-zamana inilebilecek. Bunun, görülebilir evrenin sınırları içindeki galaksilerden gelen 13 milyar yıldan daha öncesine ait ışığı yakalayabilen ve geçen Mayısta uzaya gönderilen Herschel gözlem aracından çok daha geriye inme olanağı sağlayacağını belirten bilim adamları, NIRSpec'in Herscel'in cihazlarından çok daha kısa dalga boyuna sahip ve böylece çok daha hassas olduğunun altını çizdiler.
604164
20 kamyon korsan kitap!
20 kamyon korsan kitap! polisi, hafta sonu düzenlediği operasyonlarda 10 milyon TL değerinde milyon adet korsan kitap ele geçirdi. Kaçak kitapların taşındığı 20 kamyonet ve kamyon, ’nin bahçesine park edilince adım atacak yer kalmadı. Başta ve olmak üzere tespit edilen matbaa görünümündeki yerlere akşam saatlerinde baskın yapıldı. ’ye hazırlık, İngilizce dil eğitimi kitapları, Osmanlıca- sözlükler ve ünlü yazarların yeni eserlerinin de aralarında bulunduğu kitapların piyasa değerinin 10 milyon TL’yi bulduğu belirtildi. Korsan kitaplar kiralanan kamyonet ve kamyonlarla İstanbul ’ne taşındı. Korsan kitap yüklü 20 kamyonet ve kamyon yüzünden bahçede adım atacak yer kalmadı.
604859
Okullarda "Domuz Gribi" Önlemleri
Okullarda "Domuz Gribi" Önlemleri Ankara'da bütün okul müdürleri domuz gribi konusunda bilgilendirildi. MEB ise valiliklere genelge gönderdi. Yayına Giriş: 20.10.2009 12:41:14 Güncelleme: 20.10.2009 13:42:22 Tüm Türkiye'de domuz gribi ile ilgili önlemler alınmaya devam ediyor. Ankara'da bugün (20.10.2009) Milli Eğitim Müdürlüğü ve Sağlık Müdürlüğü'nün eş güdümlü çalışmasıyla tüm okul müdürleri domuz gribi konusunda bilgilendirildi. Mili Eğitim Bakanlığı da domuz gribine karşı okullarda alınması gereken önlemlere ilişkin valiliklere genelge gönderdi. Buna göre okullarda öğrencilerin sık kullandığı önemli bölgeler dezenfektan maddeleri ile sık sık temizlenecek. Pencereler belli aralıklarla açılarak kapalı alanlar havalandırılacak. Tuvaletlerde sıvı sabun bulundurulacak. Öte yandan YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan da konuya ilişkin soruları cevapladı. Özcan "Şayet böyle bir vaka bir, iki üniversitede görülürse derhal aşılamaya başlayacağız'' diye konuştu
604031
Ortadoğu'dan elinizi çekin
Ortadoğu'dan elinizi çekin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Forum'un açılış toplantısında konuştu. Türkiye'nin dünyanın önemli aktörlerinden olduğunu belirten Erdoğan, 'dış ülkelerin müdahaleleri ile Ortadoğu'da barış tesis edilemez' dedi. MÜSLMÜM BAYBURS ERHAN SEVEN İSTANBUL ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan, çağımızın küresel sorunlarının, küresel ölçekte çözümleri zorunlu kıldığını belirterek, 'Sorunların çözümü için yeni bir anlayışa, yeni bir yaklaşıma, yeni bir küresel düzene ihtiyacımız vardır. Bu küresel düzen, herkesi kucaklayan, adil, paylaşımcı, farklılıkları zenginlik olarak gören bir düzen olmalıdır' dedi. Başbakan Erdoğan, Stratejik İletişim Merkezi, Alman Marshall Fonu ve Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfının, Four Season Hotel Bosphorus'ta ortaklaşa düzenlediği 'Dünya Siyasetinde Orta Doğu-Sorunlu Bölgede Güvenlik Arayışı' konulu 'İstanbul Forumu'nun açılışında konuştu. Erdoğan, 'İstanbul dünya barışı için, medeniyetlerin ittifakı için hoşgörü, uzlaşma, birbirini anlama çabası için, ön yargıları gidermek için büyük bir imkandır, büyük bir fırsattır' diye konuştu. KÜRESEL KRİZ DERS VERDİ Erdoğan, krizin dünya ülkelerinin neredeyse tamamını az ya da çok etkilediğine işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti: 'Öyle zannediyoruz ki şu anda da bir gerileme seyrine girdi. Ancak gerekli dersleri çıkaramazsak, gerekli mesajları alamazsak, mesajı doğru okuyamazsak, bir sonraki aşamanın çok daha tahripkar olması da kaçınılmaz olacaktır. Küreselleşme ekonomik anlamda, siyasi anlamda birçok fırsatı da beraberinde getirmiştir. Ama sermaye küreselleşirken, refahın küreselleşmemesi bu krizde göstermiştir ki, asla sürdürülebilir değil. Yeni küresel düzenin, siyasi anlamda, ekonomik anlamda, kültürel ve hukuki anlamında yeniden imarı ve yeniden inşası üzerinde çok daha fazla düşünmemiz gerekiyor." ORTADOĞU MESAJI Erdoğan, Orta Doğu'nun, bugün, hiç hak etmediği halde sorunlarla ve krizlerle anıldığını, felaket senaryolarına konu edildiğini ve basma kalıp nitelemelerle tanındığını söyledi. Erdoğan, bu ülkelerin kendi hallerine bırakılmaları durumunda sıçrama yapabileceklerini, ancak kendi hallerine bırakılmayıp önlerinin kesildiğini dile getirerek, dışarıdan, başkalarının müdahale ederek sorunları çözmeye çalışması yerine, bölge ülkelerinin kendi meselelerini kendilerinin çözmeleri ve kendi kaderlerine sahip çıkmalarının önemli olduğunu vurguladı. Erdoğan, dışarıdan müdahalenin destek anlamında olursa elbette takdir edileceğini ama buralarda zaafiyete yol açacaksa buna da 'eyvallah' demenin doğru olmayacağını söyledi. Öte yandan, Erdoğan'ın 29 Ekim'de ABD'ye yapması planlanan gezi, Cumhuriyet Bayramı'na denk gelmesi sebebiyle ertelendi. MGK öncesi mini zirve Başbakan Erdoğan dün Merkez Yürütme Kurulu toplantısını iptal ederek bugün yapılacak olan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı öncesinde kurul üyesi bakanlarla bir araya geldi. Erdoğan, mini zirve öncesi de MİT Müsteşarı Emre Taner'i kabul etti. Erdoğan'ın bu görüşmelerde MGK gündemini ele almasının yanısıra, özellikle Güneydoğu ve Kuzey Irak'tan gelen günlük haberleri değerlendirdiği öğrenildi. Bir grup PKK'lının teslim olmasıyla ilgili son durum hakkında İçişleri Bakanı'ndan bilgi alan Erdoğan'ın sürecin yakından takip edilmesini istediği kaydedildi. Kamera cevabı bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokratik açılım konusunda CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile sürdürdüğü mektup diplomasisine bugün de devam edecek. Her iki tarafın da birer kez gönderdiği mektup trafiğinde Başbakan Erdoğan, farklı bir yöntem izleyerek kamuoyu önünde Baykal'ın mektubuna cevap verecek. Başbakan Erdoğan, bugün yapılacak Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısından önce TBMM'de partisinin grup toplantısını yapacak. Erdoğan, bu toplantıda Baykal'ın mektubunda dile getirdiği açılım konusundaki beklentilerine ve toplantının kameralı olarak yapılması yönündeki taleplere cevap verecek. Anamuhalefet lideriyle bu konuda mutlaka görüşmek isteyen ve süreçte katkılarını almak isteyen Başbakan Erdoğan'ın, kamera nedeniyle görüşmeye mesafeli durduğu da öğrenildi.
604171
Son kullanma tarihi geçen ilaçlar eczanelerde toplanacak
Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, ev ve hastanelerdeki atık ilaçların eczanelerde toplanmasını öngören bir sistem geliştirdi. Çalışma kapsamında bir ay içinde sistemin işleyişini belirleyecek bir yönetmelik taslağı hazırlanacak. Uygulamaya 2010 yılı içinde geçilecek. Düzenleme ile evlerde kullanılan, son kullanma tarihi geçmiş ya da kullanılmayan ilaçlar eczanelere verilecek. Eczanelerde toplanan atık ilaçlar, kayda alındıktan sonra bertaraf tesisine gönderilecek. Böylece hem Türkiye'de hangi ilaçlardan ne kadar kullanıldığı kesin olarak ortaya çıkacak hem de atık ilaçların insan ve çevre sağlığına olumsuz etkileri ortadan kaldırılacak. Çalışma kapsamında, hastaneler başta olmak üzere ilaç kullanımı bulunan kuruluşlarda da atık ilaç toplama işlemi gerçekleştirilecek.
604366
Bari mezarları da yıkın!..
18 Ekim Azerbaycan'ın bağımsızlığının yıldönümüydü. ÖSYM den edindiğimiz bilgilere göre, kasım ayının ilk haftası yaklaşık olarak 6000 personel alımı ilanı yapacak. Bununla ilgili çalışmalar tamamlanmak üzere. Nelere dikkat edileceğini iyice kontrol edin.
605593
İlhan Parlak da Ankaragücü'nde
İlhan Parlak da Ankaragücü'nde Ankaraspor'dan transferlerini sürdüren başkent ekibi son olarak golcü İlhan Parlak'ın da Ankaragücü forması giymesine karar verdi. Yayına Giriş: 20.10.2009 22:18:54 Güncelleme: 20.10.2009 22:18:54 Ankaragücü, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu tarafından bir alt lige düşürülen Ankaraspor'dan 11. transferini yaptı. Sarı-lacivertliler, 22 yaşındaki golcü oyuncu İlhan Parlak ile sezon sonuna kadar anlaşmaya vardı. İlhan Parlak, tesislere gelerek yeni takımının antrenmanını izledi. Kısa süre önce küçük bir ameliyat geçiren İlhan Parlak'ın bir süre daha antrenmanlara çıkamayacağı ifade edildi. Ankaragücü, Ankaraspor'dan daha önce Baki Mercimek, Adem Koçak, Hürriyet Gücer, Mehmet Çakır, Risp, Ediz Bahtiyaroğlu, Bilal Kısa, Aydın Karabulut, Özgür Çek ve Muhammed Hanifi'yi kadrosuna katmıştı. Turkcell Süper Lig fikstüründe 10. haftada Ankaraspor ile eşleşmesi nedeniyle bu haftayı maç yapmadan geçirecek Ankaragücü, 11. haftada Beşiktaş ile yapacağı maçın hazırlıklarını da sürdürüyor.
605382
AB'den Türkiye'ye 653.7 milyon euro
"Katılım önceyi yardım enstrümanı" aracılığıyla aday ve potansiyel aday ülkelere mali destek sağlayan Avrupa Birliği, bu yıl 566,4 milyon euro düzeyinde bulunan Türkiye'ye ayırdığı kaynağı gelecek yıl 653,7 milyon euro'ya yükseltme kararı aldı. Komisyonu'nun onay için üye ülkelere ve Avrupa Parlamentosu'na gönderdiği katılım öncesi yardım tebliğinde, Türkiye'ye 2011 yılında 781,9 milyon euro, 2012'de 899,5 milyon euro ve 2013'te 935,5 milyon euro tahsis edildi. 'nin 2010 yılı bütçesinden Türkiye'ye ayrılan 653,7 milyon euro'nun 211,3 milyon euro'su geçiş yardımı ve kurumsal yapılanma, 9,6 milyon euro'su sınırötesi işbirliği, 238 milyon euro'su bölgesel kalkınma, 63,4 milyon euro'su insan kaynaklarını geliştirme ve 131,3 milyon euro'su kırsal kalkınma için kullanılacak. İlerleyen yıllarda 'nin Türkiye'ye yapacağı mali yardımdaki artış en fazla bölgesel kalkınma ve kırsal kalkınma kalemlerine yansıtılacak. Komisyonu, gelecek yıl diğer aday ülkelerden Hırvatistan'a 153,6 milyon euro ve Makedonya'ya 91,7 milyon euro ayırırken potansiyel aday ülkelerden Arnavutluk'a 92,7 milyon euro, Bosna Hersek'e 105,4 milyon euro, Karadağ'a 33,5 milyon euro, Sırbistan'a 198 milyon euro ve 'ya 67,3 milyon euro tahsis etti.
604137
‘Ukrayna genelev değil’
değil Kadın Hareketi (FEMEN) adlı örgütün üyeleri seks turizmini başkent ’de düzenledikleri bir gösteriyle etti. Eyleme katılan kadınlar değil” yazılı pankartlar açtı.
605591
İzmir'i "360 Derece" İzleyebilirsiniz
İzmir'i "360 Derece" İzleyebilirsiniz Dünyanın en büyük sanal kent rehberlerinden biri İzmir için hazırlandı. Rehbere internette www.izmirfx.com adresinden ulaşmak mümkün. Yayına Giriş: 20.10.2009 16:50:19 Güncelleme: 20.10.2009 16:50:19 Dünyanın en büyük sanal kent rehberlerinden biri İzmir için hazırlandı. İldeki bütün tarihi ve kültürel mekanları içeren rehber şimdilik internette. Agora, Efes, Bergama... Dünyanın sayılı tarihi ve kültürel mekanlarına sahip İzmir, artık internet tabanlı sanal şehir projesiyle tanıtılacak. Proje yürütücüsü Metin Yıldırım, "Şu anda bin noktadan çekim yapıldı. İzmir'e ait bütün antik kentler ve müzeler çekildi. İlçeler bazında bütün görüntüler alındı. Üçüncü etapta bu rakamın 10 bin olması bekleniyor. 10 bin noktada bir bilgisayar oyununda gezer gibi, her tarafa 360 derece girip çıkabiliyorsunuz." dedi. 360 derecelik panoromik fotoğraf tekniğiyle hazırlanan rehber, şimdilik sadece internet ortamında. Yıldırım, "Oklar aracılığıyla şu anda antik tiyatroya girmiş bulunuyoruz. Burada istediğimiz bir noktaya zoom yapabilme ya da farklı bir yere geçebilme bu işlemler söz konusu." dedi. Rehberdeki müzeler, sonraki aşamalarda, daha önce kaydedilen rehber anlatımıyla gezilebilecek. Rehbere internette www.izmirfx.com adresinden ulaşmak mümkün. Rehbere ulaşılması için, kentin çeşitli noktalarına dokunmatik ekranlı bilgisayarlar da yerleştirilecek.
604208
İlk parti domuz gribi aşısı Türkiye'de
THY'nin 1864 sefer sayılı 'Hasankeyf' adlı uçağıyla saat 23.50'de Roma'dan Atatürk Havalimanı'na ulaştırılan aşı paketleri, görevliler tarafından kargo bölümünden dikkatlice indirildi. Dört ayrı konteynır içerisindeki 35 koli aşı sabah Ankara'ya gönderilmek üzere THY kargo terminaline götürüldü. Yetkililer, domuz gribi aşılarının sabah 07.00 uçağıyla Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi'ne teslim edilmek üzere Ankara'ya gönderileceğini belirtti. Bakanlık, 35 40 milyon doz olarak belirlediği domuz gribi aşısından, anlaşmalı üç ilaç firması aracılığıyla önümüzdeki günlerde de getirme planı yaptı. Paketlerden rastgele seçilen numunelere yapılacak testlerin olumlu sonuç vermesi halinde aşı, Türkiye'ye genelindeki sağlık kuruluşlarına dağıtacak. İlk olarak sağlık personeli ile hacı adaylarına tatbik edilecek grip aşısı, ay ile yaş arası bebek ve çocuklara iki doz, yetişkinlere ise tek doz halinde ücretsiz olarak uygulanacak.
604500
TÜSİAD Başkanı yıl için seçilecek
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mustafa Koç, yaptığı yazılı açıklamada, "Yönetim organlarının mevcut uygulamanın devamı olarak iki yıllığına göreve seçilmelerine yönelik bir eğilim belirlenmiştir" dedi. Koç imzalı açıklamada, "TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın üç yıllık görevini tamamlayarak ayrılma kararı değerlendirildi ve Arzuhan Doğan Yalçındağ'a yönetim kurulu başkanlığı süresince sürdürdüğü başarılı çalışmalarından dolayı teşekkür edildi" denildi. Toplantıda ayrıca Başkanlar Konseyi yapısının tüzük kapsamına alınması değerlendirildi. Konunun 2010 Ocak ayında gerçekleştirilecek TÜSİAD Genel Kurul toplantısı gündemine getirilmesi yönünde bir karar alındı.
604331
İstenmeyen koca tüfekle ev bastı
İstenmeyen koca tüfekle ev bastı ’da oturan Neşet Önal (30), önceki akşam ’e gelerek davaları süren eşi Aslı Önal’ın (29) kaldığı baba evine gitti. Neşet Önal, eşine “Boşanmakdan vazgeç” dedi. Aslı Önal’ın, davadan vazgeçmeyeceğini ve adına kayıtlı evi de sattığını söylemesi üzerine ikili arasında tartışma çıktı. Neşet Önal otomobilinden aldığı av tüfeğiyle eve girip sağa sola ateş etti. Duvardan seken saçmalarla kendi elinden yaralanan öfkeli adam, daha sonra kendi otomobilinin camına ateş etti. Neşet Önal, arkadaşı Nihat Karapınar (38) tarafından hastaneye götürüldü. Önal’ın yakınları ile kız tarafının yakınları hastanede kavgaya tutuştu. Nihat Karapınar, tüfekle havaya el ateş etti. Neşet Önal ile Karapınar gözaltına alındı.
604457
Bir evde 2500 kolonya şişesi
Bir evde 2500 kolonya şişesi Samsun'un Alaçam ilçesinde bir kişi, kolonya şişelerine olan ilgisinden dolayı 40 yıldır biriktirdiği bin 500'ün üzerinde kolonya şişesini evinde sergiliyor. Alaçam'ın Fatih Mahallesi'nde oturan ve geçimini çiftçilikle sağlayan çocuk babası Necmi Hopaç(67), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 40 yıl önce hobi olarak başladığı kolonya şişesi biriktirme alışkanlığını bugün de sürdürdüğünü söyledi. Bir yakının kendisine getirdiği kolonya şişesini çok beğendiğini, günden sonra da kolonya şişesi biriktirmeye başladığını belirten Hopaç, çeşitli model ve ebatta bin 500'ün üzerinde kolonya şişesi biriktirdiğini ifade etti. Biriktirdiği kolonya şişelerini evinde sergilemeye başladığını belirten Hopaç, şöyle konuştu: ''40 yıl önce hediye edilen bir kolonya şişesini beğenince böyle bir hobi oluştu. Bir yakınımın hediye getirdiği bir şişe kolonya nedeniyle koleksiyon yapmaya başladım. Zaman içinde insanlar benim kolonyalara olan merakımdan dolayı kimisi boş şişe getirdi, kimisi de hediye olarak çeşitli kolonyalar getirdi. Ancak çoğunu da ben çeşitli illerden satın aldım. Bu gün bin 500'ün üzerinde kolonya şişesi var. Bunları evimin bir odasında sergiliyorum.'' Hopaç, gittiği yerden mutlaka bir şişe kolonya aldığını, yurt dışından veya il dışından gelen konuklarının da bu alışkanlığını bildikleri için kolonya getirdiklerini söyledi. Evinde eşinin kolonya biriktirmesini ilk zamanlar istemediğini belirten Zennure Hopaç (56) ise zamanla kendisinin de eşine destek olduğunu ve ona yardımcı olmaya çalıştığını kaydetti.
605247
Adnan Büyükdeniz toprağa verildi
Büyükdeniz için Bağlarbaşı'ndaki Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camisi'nde düzenlenen cenaze töreninde, oğulları Cüneyt ve Tarık Büyükdeniz taziyeleri kabul etti. Adnan Büyükdeniz'in cenazesi, öğle namazının ardından kılınan cenaze namazından sonra Yeni Çekmeköy Mezarlığı'na defnedildi. Cenaze törenine, aralarında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu'nun da bulunduğu bankacılık, siyaset ve iş dünyasından isimler katıldı. Törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de çelenk gönderdi.
604214
Bosna, Afrika yolunda Portekiz'le eşleşti
Milli Takım'ımızın grubundan çıkan Bosna-Hersek, play-off eşleşmesinde Cristiano Ronaldo'lu Portekiz'in rakibi oldu. FIFA'nın Zürih'teki merkezinde gerçekleştirilen kura çekimine 16 Ekim tarihinde açıklanan FIFA sıralamasına göre ilk 4'te yer alan Fransa (9), Portekiz (10), Rusya (12) ve Yunanistan (16) seri başı olarak katıldı. Ukrayna (22), İrlanda Cumhuriyeti (34), Bosna Hersek (42) ve Slovenya (49)'nın seri başı olmayarak katıldığı kura çekiminde eşleşmeler belirlendi. Ülkelerini temsil etmek adına milli takım teknik direktörü Carlos Queiroz (Portekiz), Matjaz Kek (Slovenya), Miroslav Blazevic (Bosna Hersek) and Alexei Mikhailichenko (Ukrayna) ve Fransa Milli Takımı eski çalıştırıcısı ve Fransa Futbol Federasyonu Teknik Sorumlusu Gerard Houllier'in de hazır bulunduğu kura çekiminde eşleşmeler şöyle oluştu: İrlanda Cumhuri-yeti-Fransa, Portekiz-Bosna Hersek, Yunanistan-Ukrayna, Rusya-Slovenya. İlk maçlar 14 Kasım tarihinde eşleşme sırasında ilk sırada bulunan ülkelerin sahasında, rövanşlar ise 18 Kasım'da eşleşme sırasında ikinci sırada yer alan takımların sahasında oynanacak. Çift maçlı eliminasyon sistemine göre oynanacak maçlarda 180 dakika sonunda toplamda daha fazla gol atan takım rakibini eleyecek ve Güney Afrika'da düzenlenecek olan 2010 Dünya Kupası'na katılma hakkı kazanacak.
605067
Kansere karşı bu besinleri tüketin
Kansere karşı bu besinleri tüketin Memorial Hastanesi Dahiliye Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Yavuz Baykal, kanserin Türkiye'de son yıllarda giderek artan ve ölüme neden olan hastalıklar arasında kalp damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer aldığını söyledi. Baykal, "Türkiye'de bir yıl içinde 135 bin kişi kanser oluyor." dedi. Bazı meyve ve sebzelerin kanserin oluşmasını engellediğine işaret eden Yavuz Baykal, özellikle balık, fındık, ceviz, brokoli tüketilmesi tavsiyesinde bulundu. Birçok insan kanser hastalığını kötü bir talih olarak nitelendirmekte ve çevresel nedenlerle geliştiğini düşünmekte. Ancak bireylerin yaşam biçimiyle ilgili özellikleri ve alışkanlıkları çok büyük önem taşımakta. Yanlış beslenme alışkanlıkları, yetersiz fiziksel aktivite ve hareketsiz yaşam, sigara ve alkol kullanımı, güneş ışınlarına yoğun olarak maruz kalınması ve stres gibi etmenler kanserin oluşmasına neden olan başlıca faktörler. Bu faktörlerden beslenme ile ilgili olan etmenler ortalama yüzde 35 oranında, sigara alışkanlığı ise yüzde 30 oranında kansere yol açmakta. Hatalı ve dengesiz beslenme alışkanlıkları ile besinleri yanlış hazırlama ve pişirme yöntemlerinin, kanser oluşumunda rolünün büyük olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yavuz Baykal, kanserin oluşumunda etkili olan faktörlerin, kalıtım, beslenme ve çevre faktörleri olduğuna dikkat çekti. BROKOLİ KANSERİ ÖNLEYİCİ ETKİYE SAHİP Kanser oluşumunda genetik faktörlerin yanında çevresel faktörlerin önemli rol oynadığını söyleyen Yavuz Baykal, "Çevresel faktörler bazı proteinler üzerinden etkili olur. Bazı besinler ve dengeli beslenme bu proteinlerin zararlı etkilerini azaltarak kanserin önlenmesi açısından yararlı olmaktadır. Kişiler arasında bu enzimlerin aktivitesi ve dağılımları açısından genetik farklılıklar vardır. İnsanlarda ortaya çıkan kanser yapıcı maddeler ilk olarak DNA'ya bağlanır ve mutasyona neden olur. Ortaya çıkan bu mutasyon kanser geliştirici genleri uyarırken, kanser önleyici genleri ise baskılamaktadır. Gen besin ilişkisi en iyi olarak kalın barsak kanserlerinde gösterilmiştir. Brokoli gibi sebzelerdeki bazı ürünler P450 gibi enzimleri etkilerini önleyerek kanser gelişimi üzerine önleyici etki gösterebilmektedirler." şeklinde konuştu. MENOPOZLA BİRLİKTE KANSER RİSKİ KAT ARTIYOR Beslenme durumunun yaşa bağlı kanser gelişimini etkilediğini, şişmanlıkla kanser arasında da bir ilişki olduğunu anlatan Baykal, "Şişmanlık ile meme, prostat, kalın barsak, rahim, böbrek, mesane ve pankreas kanseri arasında bir ilişkini varlığı gösterilmiştir. Yapılan çalışmalarda şişmanlığın rahim kanseri riskini artırdığına dair ciddi kanıtlar bulunmaktadır. Menopoz öncesinde boylarına göre ağırlıkları fazla olan kadınlarda meme kanseri riski normal kilolu kadınlara göre daha düşük olmaktadır. Şişmanlık menopoz sonrası kadınlarda meme kanseri riskini önemli düzeyde artırmaktadır. Kadının menapoz öncesi ve menopoz dönemi arasında kilo artışı 10 kilogramı aştığında menopoz sonrası kanser riski kat artmaktadır." açıklamasını yaptı. SİGARAYI ACİLEN BIRAKIN Kadınlarda sigara içiminin artmasıyla birlikte akciğer kanser sıklığında büyük bir artış ortaya çıktığına dikkat çeken Yavuz Baykal, "Meme kanseri olayları ise tedavi tanıdaki ilerlemelere rağmen durağan kalmıştır. Erkeklerde akciğer kanseri en sık görülen kanser olmaya devam etmekte ve prostat kanserinde ise bir artış söz konusudur." dedi. BALIK, CEVİZ, FINDIK KORUYUCU KALKAN GÖREVİ GÖRÜR Kansere karşı brokoli gibi bazı besinlerin önleyici etkiye sahip olduğuna işaret eden Baykal şunları söyledi: "Omega yağ asitleri kanser oluşum riskini azaltmalarının yanı sıra; birçok kanser türünün büyümesini de yavaşlatır. Tümör taşıyan farelerle yapılan deneylerde, diyetin EPA ve DHA ile desteklenmesi ile akciğer, kolon, meme ve prostat dahil çeşitli kanserlerin büyümesinin yavaşladığı gösterilmiştir. Ayrıca omega yağ asitleri ilaç ve ışın gibi kanser tedavi metotlarının etkinliğini de artırmaktadır. Omega yağ asitlerinin bir diğer olası yararı da kanser hastalığında görülen zayıflama, kas kaybı ve kaşeksiyi azaltması ve önlemesidir. Bu koruyucu ve tedavi edici etkileri nedeniyle diyette omega yağ asitlerine daha çok yer verilmesi önerilmektedir. Bu amaçla haftada 2-3 kez ızgara veya buğulama olarak balık tüketilmesi, günde 2-3 adet ceviz içi veya 5-6 adet fındık tüketilmesi, yemeklerin pişirilmesinde soya veya kanola yağının da kullanılması, bol sebze ve meyve tüketilmesi ve kurubaklagiller ve kepekli ekmeğe mutlaka günlük beslenme planında yer verilmesi uygun olacaktır." TAVSİYE EDİLEN MEYVE VE SEBZELER Kanserin önlenmesinde rol oynadığı düşünülen maddelerin sarı-yeşil ve turuncu sebze ve meyvelerde, soya proteininde, brokolide, zeytin ve turunçgillerin kabuklarında bulunduğunu söyleyen Yavuz Baykal, sarımsak, soğan, pırasa, lahana, brokoli, turp, fesleğen, nane, dereotu, rezene, kereviz, maydonoz, roka, tere, havuç, kayısı, domates, bal kabağı, portakal, greyfurt, kara üzüm, kiraz, ahududu, böğürtlen, elma, erik, çilek, beyaz üzüm, turunçgiller, şeftali, bezelye, soya fasulyesi ve patates tüketilmesini tavsiye etti.
604586
Otomotivde Japonya'nın çöküşü
Otomotivde 'nın çöküşü Şanghay'a akın eden devleri, 45 yıldır düzenlenen ünlü Otomobil Fuarını öksüz bıraktı. Küresel durgunluğun etkisiyle otomotiv pazarı son 30 yılın en kötü performansını gösterirken, 23 Ekim'de açılacak Tokyo otomobil fuarına sadece yabancı otomotiv şirketinin katılacağı açıklandı. İki yıl önce düzenlenen bir önceki fuara ise 26 yabancı otomobil üreticisi katılmıştı. Buna karşın, geçen Mart ayında düzenlenen Şanghay otomobil fuarına 26 ülkeden 1500 katılımcı iştirak etti. Bloomberg'e konuşan Japon fon yöneticisi Yuuki Sakurai, Şanghay'a akın eden otomotiv üreticilerine dikkat çekerek, otomotiv devlerinin Tokyo'yu "hor gördüğünü" söyledi. Tokyo fuarının yabancı katılımcılarını İngiliz şirketleri Lotus ve Caterham ile Alman Alpina Bukard oluştururken; ve gibi devler Şanghay otomobil fuarında en üst düzey yöneticileriyle boy göstermişti. 'in hızla büyüyen otomobil pazarı, 2006 yılında 'nınkini geride bıraktı. Sektör analistleri, Japonya'da bu yıl otomobil satışlarının yüzde azalarak 4,2 milyon seviyelerine ineceğini öngörüyor. Çin'de ise pazar büyüklüğünün bu yıl 12 milyon otomobile ulaşması bekleniyor. Diğer taraftan, Mart ayında düzenlenen Şanghay oto fuarında 170 bin metrekarelik sergi alanı kullanılırken, 23 Ekim'de başlayacak Tokyo fuarında ise sadece 21 bin metrekarelik sergi alanı ayrıldı. Japon sanayisinin temel taşlarından Isuzu Motor bile 45 yıldır ilk kez sergiye katılmayacağını duyururken, şirketin sözcüsü Yoshihiro Udagawa, piyasa koşullarından ötürü bu karara vardıklarını açıkladı. Japon ekonomisinin bu yıl yüzde 5,7 daralması öngörülürken, yüzde büyümesi beklenen Çin ekonomisinin Japonya'yı geçerek dünyanın en büyük ikinci ekonomisi konumuna yükselmesi bekleniyor.
604286
Macaristan da Nabucco'yu onayladı
Türkiye, Bulgaristan, Romanya ve Macaristan üzerinden Avusturya'ya doğal gaz taşıyacak boru hattı olan Nabucco Projesi'nin 334 evet oyu ve çekimser oy ile Macaristan Parlamentosu'ndan geçtiği açıklandı. Oylama ile ilgili açıklama yapan Macaristan Dışişleri Bakanlığı Devlet Sekreteri Vilmos Szabo, parlamentoda yapılan oylamada projenin kabul edilmesini memnunlukla karşılandığını, bu projeye Türkiye ile birlikte en fazla inanan ülke olduklarını söyledi.
604305
İran Pakistan'a Heyet Gönderiyor
İran Pakistan'a Heyet Gönderiyor Heyet, 42 kişinin öldüğü intihar saldırısının arkasında Pakistanlı, İngiliz ve Amerikalı ajanların olduğunu gösteren kanıtlar sunacak. Yayına Giriş: 20.10.2009 04:29:58 Güncelleme: 20.10.2009 06:57:34 İran, Devrim Muhafızlarını hedef alan, 42 kişinin öldüğü intihar saldırısının ardından, Pakistan'a bir heyet gönderiyor. Tahran yönetimi ayrıca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden saldırıyı kınamasını istedi. Heyetin, Pakistanlı yetkililere, saldırının arkasında Pakistanlı, İngiliz ve Amerikalı ajanların olduğunu gösteren kanıtlar sunacağı bildirildi. İran Devrim Muhafızları, saldırıyı düzenleyen ve Pakistan'ın Belucistan bölgesinde üslenen Cundullah örgütünün lideri Abdülmelik Rigi'nin kendilerine iadesini isteyeceklerini duyurdu. İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad da Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari'yi arayarak, teröristlerin Pakistan'da üslenmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. İran'ın Birleşmiş Milletler nezdindeki büyükelçisi de, Güvenlik Konseyi başkanına mektup yazarak, Konseyin saldırıyı şiddetle kınamasını ve komşu ülkelerden uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmesini istedi. İngiltere ile Amerika Birleşik Devletleri ise, saldırıyla ilgileri bulunmadığını savunuyor. Beluci bölgesinde İran Devrim Muhafızlarını hedef alan intihar saldırısında, altısı komuta düzeyinde 42 kişi ölmüştü.
604608
Köprü ve otoyollara zam geliyor!
2010 bütçesine göre ücretlerin yüzde 50 arttırılması düşünülüyor Bu yılın ilk dokuz ayında köprü ve otoyol geçişlerinden 390 milyon lira elde edilirken, söz konusu rakamın yılsonunda 520 milyon liraya ulaşacağı hesaplandı. Ancak 2010 bütçe tasarısında otoyol ve köprü gelirlerinin 868 milyon lira olacağı tahmin edildi. Uzmanlar, büyüme tahmininin yüzde 3,5; enflasyonun yüzde 5,3 olduğu bir yılda; taşıt sayısındaki artış ve ekonomik canlanma da dikkate alındığında yüzde 18’lik artışın normal olduğuna dikkat çektiler. YÜZDE 50 ARTACAK Bu durumda köprü ve otoyol gelirlerindeki yüzde 68’lik artıştan 18 puanlık normal artış düşüldüğünde, gelecek yıl köprü ve otoyol geçişlerinin en az yüzde 50 oranında zamlanacağı hesaplandı.
603942
Diyarbakır'da domuz gribi vakası 20'nin üzerinde
Bir televizyon programına katılan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Diyarbakır'dan gelen tahlillerin incelenmesi neticesinde H1N1 gripli hasta sayısının 20'nin üzerinde olduğunu söyledi. Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada ise Diyarbakır'daki vakaların genel durumları iyi olduğu takiplerinin evlerinde devam ettiği belirtildi. Hastalığın yayılımını engellemek için grip belirtileri olan çocukların evlerinde istirahat etmeleri, zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamaları, kalabalık ortamlardan uzak durmaları istendi. Açıklamada özetle şöyle denildi: "Ellerin sık sık su ve sabunla yıkanması hastalığın bulaşmasını önlemede en önemli tedbirlerden biridir. Öksürük veya hapşırık esnasında ağız ve burun tek kullanımlık kâğıt mendil ile kapatılmalı ve mendil çöp kutusuna atılmalıdır. Evler ve diğer kapalı mekânlar sık sık havalandırılmalı, özellikle sık dokunulan eşyalar ve yüzeyler temizlenmelidir."
604278
Öcalan, gerçek patron olduğunu gösterdi...
Mehmet Ali Birand Öcalan, gerçek patron olduğunu gösterdi... Öcalan, nın gerçek patronunun kim olduğunu bir defa daha gösterdi. “PKK benden sorulur ve benim dediğim olur. Son sözü ben söylerim” demiş oldu. konuşulurken kendilerinin değil asıl muhatap olarak ’ın alınması gerektiğini söylerken herkes tarafında eleştirilmişti. Öcalan da sanki partinin bu yaklaşımının çok doğru olduğunu göstermek ister gibi davrandı. Bir mesajıyla Kürt açılımına önemli bir destek vermiş oldu...Bilene bilmeyene de kimin kim olduğunu net şekilde anlattı. Kürt açılımının tek hedefinin, PKK’yı dağdan indirmek olduğunu biliyoruz. İşte bu çerçevede ’ye gönderilen PKK’lıların getirdikleri mesaj son derece önemli. Eğer geldiklerine pişman edilmezlerse, zaman diğerleri de cesaretlenecekler. Bu durum Başbakan’ın elini güçlendirecek.Başlattığı yaklaşımın bir yere doğru ilerlediği ve sonuç alınabileceği izlenimini arttıracak, muhalefetin, özellikle de ’nin Kürt açılımına karşı tepkilerini de havada bırakacak nitelikte. Doğrusunu söylemek gerekirse, ne MHP’nin akıl almaz sertliğini, ne de ’nin kamera ısrarını anlayabilmek güç. Bütün bunların, şimdiden seçim yatırımı olarak yapıldığının farkındayız. MHP, Kürt konusunda duyarlı olan herkesi kendine çekebilmek için elinden geleni ardına bırakmıyor. Ne kadar sertlik yaparsa, kadar fazla oy toplayacağına inanıyor. CHP’de sahayı tümüyle MHP’ye bırakmak istemiyor. Aslında CHP’nin kalbi hakkında AKP’den yana çarpıyor. CHP’liler Kürt sorunu konusunda son derece duyarlılar.Baykal’ın son aşamaya gelindiğinde yardımcı olacağından da kimsenin kuşkusu olmamalı. Ancak bu açılımın AKP’ye oy kazandırmaması için elinden geleni yapıyor. Kamuoyu ise, gelişmeleri başka açıdan izliyor. Büyük çoğumluk, terörün bitmesi için atılan her adımı destekliyor Kürt Açılımı en önemli sürecine girmiş gibi görünüyor. Açılacak olan paketin içeriği herşeyi belirleyecek. Azeriler neden kızıyor, anlamadık Azeri dostlarımız neden bu kadar kızgınlar anlayabilmiş değiliz. Hele ikide bir “Biz Türklere ucuz satıyoruz.” diye gönderme yapmaları veya gözdağı vermek için “Gazımızı Türkiye üzerinden satmak yerine, Ruslarla paylaşalım” demelerini bir türlü anlayamıyoruz. Bu kadar fazla tehdit dolu yaklaşımda bulunmak Türk kamu oyundaki Azeri duyarlığına çok ters yansıyor. Bazı laflar vardır ki, çok sık söylendiğinde insanları bıktırır ve günün birinde “Verme zaman kardeşim” dedirtiverir. Ayrıca bu abartılı duyarlığın nedenini anlamakta çok güç. Zira Türkiye, ’ın kırılmaması için gerçekten de elinden geleni yapıyor. Başbakan bizzat ’ye kadar gidip güvence verdi. Defalarca da tekrarladı. Zürih’teki İmza törenindeki yaklaşımı bunun açık bir simgesiydi. Niyeti olsa Azerbaycan’ın duyarlığını görmezden gelir ve ve kimse de birşey diyemezdi. Başbakan defalarca, kamuoyunun önünde Aliyev’in duyarlığını dikkate alıp, kendini bağlayacak şekilde güvence verdi. ile Milli maçtaki bayrak krizinin de Türkiye ile hiçbir ilgisi yok. Bayrak yasağını getiren Buna karşı çıkmak da söz konusu değil. zaman nedir bu hiddet Neden bu kadar tehdit dolu konuşmalar yapılıyor Doğrusu, hiç yakışmıyor. Ayrıca unutmayalım ki, Türkiye’nin Azebaycan’a ihtiyacı olduğu kadar, Azerbaycan’ın da Türkiye’ye ihtiyacı var. Karşılıklı olarak, kimin kime daha fazla ihtiyacı olduğu yarışına çıkılırsa, işin ucu kaçar. Başbakana haddimiz olmayarak naciz bir tavsiye! Haddimiz değil, ancak Başbakanın sürekli şekilde kullandığı bir cümle var ki, ya alışkanlıktan veya kimseler uyarma cesaretini gösteremediğinden dolayı sürekli kullanıyor. Ermenistan ile sınır kapısının ancak sorunu çözüldükten sonra açılacağını söylüyor. Oysa, Karabağ sorununun hiçbir zaman çözülemeyeceğini hepimiz biliyoruz. Azeriler de biliyorlar ve beklentileri de Karabağın çözümü değil, Ermenilerin işgal ettikleri bölgenin hiç değilse inden çekilmeleri. Oysa Başbakan gereksiz şekilde kendini bağlıyor. Zaten baksanıza, ne yapsak Azerbaycan’a yaranamıyoruz.
604200
Kılıç: Bahçeli'nin sözleri ölçüsüz bölücülüktür
Kılıç, "MHP Genel Başkanı'nın bu cümlesi, çok açık sorumsuz ve ölçüsüz bir bölücülüktür. Türkiye'yi ve Türkiye'nin seçilmiş milletvekillerini, bölgelere ayrıştırmak, Sayın Bahçeli'nin hakkı da değildir, haddine de değildir." dedi.
604918
İstanbul'da elektrik kesintisi
Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş'den yapılan açıklamaya göre, yapılacak çalışmalar nedeniyle 22 Ekimde saat 10.00-13.00 arasında Büyükçekmece'de 19 Mayıs Mahallesi, Gölboyu Ceddesi, Nilüfer Sokak, Stat yolu üzeri mezarlık kısmında, 09.00-16.00 saatleri arasında da Pınartepe Mahallesi, Yavuz Selim Bulvarı, Arka İnşaat ve Ginza Recidence Evlerinde, 09.00-15.00 satleri arasında ise Bahçelievler'de Yenibosna Fevzi Çakmak Mahallesi, Gençlik, Hayrat, Bağdat, Bahadır, Saadet, Gülen, Oğuzhan, Mihriban, Ahmet Haşim, Kınalı, Orkide, Gülibrişim, Umman, Kocatepe, Sukunet, Güvercin ve Millet sokaklarında, 09.00-12.00 saatleri arasında Bakırköy'de Ataköy 7-8-9-10. Kısım Mahallesi, Hanımeli Sokağın bir kısmı ve civarında, 14.00-17.00 saatleri arasında Ataköy 7-8-9-10. Kısım Mahallesi, Orkide ve Nilüfer sokaklarının bir kısmı ve civarında kesinti yapılacak. Bakırköy ilçesinde de 23 Ekimde 09.00-12.00 ile 14.00-17.00 saatleri arasında Ataköy 7-8-9-10. Kısım Mahallesi, Hanımeli Sokağın bir kısmı ve civarına elektrik verilemeyecek.
605536
AİHM Türkiye'yi suçlu buldu
AİHM Türkiye'yi suçlu buldu STRASBOURG (A.A) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye aleyhinde açılan bir davayı bugün karara bağladı. AİHM, terör örgütü PKK propagandası yaptıkları gerekçesiyle basım ve dağıtımları durdurulan gazetenin açtığı davada, Türkiye'yi haksız buldu. Gündem, Ülkede Özgür Gündem, Güncel ve Gerçek Demokrasi gazetelerinin basım ve dağıtımları, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, 2006'nın Kasım ve 2007'nin Ekim ayları arasında 15 günden aya kadar sürelerle durdurulmuştu. Bu gazetelerin sahipleri, genel müdürleri, editörleri, haber servisi müdürleri ve muhabirlerinden oluşan 26 kişi AİHM'de Türkiye aleyhinde dava açmıştı. AİHM, bu gazetelerin basım ve dağıtımının durdurulmasıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ifade ve haber özgürlüğüyle ilgili 10. maddesinin ihlal edildiğine hükmetti. Türkiye'nin davacılara bin ila 40 bin avro maddi tazminat ödemesine karar veren mahkeme, her davacıya 1800 avro da manevi tazminat ödenmesini kararlaştırdı.
604416
Cem Garipoğlu, 290 gün sonra katliam villasında
Münevver Karabulut'un vahşi bir şekilde öldülmesi ile ilgili olarak tutuklanan Cem Garipoğlu'nun Öğle saatlerinde 'O villa'ya getirilmesi bekleniyor.
604081
Kadınlara Pembe Taksi uygulaması
Kadınlara Pembe Taksi uygulaması Meksika'da, sadece kadınların kullandığı, erkek yolcu almayan pembe taksiler kadınların hizmetine sunuluyor. Puebla'da trafiğe çıkan 35 otomobillik filodan, erkek taksicilerin “kötü niyetli bakışlarından” bıkan kadınlar yararlanabilecek. GPS sistemi ve bir alarm düğmesi bulunan taksiler, erkeklere durmayacak.Ancak kadın hakları savunucuları, bunun kadının taciz edilmesi sorununun köküne inmediğini belirterek pembe taksi sistemini eleştiriyor.
605419
Para vermeyen anneannesini döve döve öldürdü, kardeşiyle birlikte gömdü
Para vermeyen anneannesini döve döve öldürdü, kardeşiyle birlikte gömdü DENİZLİ'de mermer ustası 26 yaşındaki Hasan Yörük, para vermeyen anneannesi 76 yaşındaki Ayşe Yörük'ü, cüzdanındaki 100 TL'sini zorla aldıktan sonra döve döve öldürdü Hasan Yörük, daha sonra cesedi taşımak için demirci çırağı kardeşi 18 yaşındaki Hakan Yörük'ten yardım istedi. Halının içine sardıkları anneannelerinin cesetlerini ormanlık alana götürüp gömen kardeşler, polisteki sorgularında herşeyi itiraf etti. Tüyler ürperten dün saat 17.00 sıralarında meydana geldi. Kirişhane Mahallesi, 2231 Sokak, No: 6'daki evde tek başına yaşayan annesi Ayşe Yörük'ü ziyarete giden Süleyman Yörük, zile basmasına rağmen kapının açılmaması üzerine yedek anahtarıyla içeri girdi. Annesinin evde olmadığını, oturma odasındaki halının yerinden kaldırıldığını ve yerde kan izleri bulunduğunu fark eden Süleyman Yörük, durumu polise haber verdi. Evde inceleme yapan cinayet bürosu ekipleri, kayıp yaşlı kadının yakınlarını da takibe aldı. Ayşe Yörük'ün en son mermer ustası torunu Hasan Yörük ile görüldüğü tespit edildi. Gözaltına alınan Hasan Yörük ve beraberindeki kardeşi Hakan Yörük, çapraz sorgularında işledikleri cinayeti itiraf etti. Anneannesini para isteğine olumsuz yanıt verdiği için döve döve öldürdüğünü, cüzdanındaki 100 TL'yi zorla aldığını anlatan Hasan Yörük, cesedi ortadan kaldırmak için de kardeşi Hakan Yörük'ten yardım istediğini söyledi. Cesedi gece yarısı halıya sararak evden çıkardıklarını ve Eskihisar Köyü yakınlarındaki ormanlık alana gömdüklerini anlatan kardeşler, yer gösterme sırasında da soğukkanlılıklarıyla dikkati çekti. Polis, iki kardeşin gösterdiği ormanlık alanda yaptıkları kazıyla Ayşe Yörük'ün tanınmaz haldeki cesedine ulaştı. Çukurdan çıkarılan savcı ve polisin olay yeri incelemesi sonrası için Üniversitesi Hastanesi Morgu'na kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma sürerken, sorguları tamamlanan Hasan ve Hakan Yörük kardeşler de Adliye'ye sevk edildi.
604861
"Kireçlenme" Ameliyatlarına Dikkat
"Kireçlenme" Ameliyatlarına Dikkat Hastalığın tedavisinde başvurulacak ameliyatlarda başarı sağlanabilmesi için mükemmel bir teknik uygulanması gerektiği bildirildi. Yayına Giriş: 20.10.2009 11:12:37 Güncelleme: 20.10.2009 11:38:31 Halk arasında kireçlenme olarak bilinen "osteoartrit" eklemlerde ağrı ve hareketlerinde tutukluk, sonraki dönemlerde ise şekil bozukluklarına yol açan bir yıpranma hastalığı... Kadınlarda biraz daha fazla rastlanan bu hastalık özellikle yük altında kalan eklemlerde daha sık görülüyor. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Bülent Erdemli, halk arasında "kireçlenme" olarak bilinen hastalığın tedavisinde başvurulacak ameliyatlarda başarı sağlanabilmesi için mükemmel bir teknik uygulanması gerektiğini söyledi. Erdemli, Türkiye'nin giderek yaşlanan bir topluma sahip olduğunu, 30-40 yıl sonra 65 yaşın üzerindeki nüfusta büyük artış olmasının beklendiğini belirtti. Türkiye'de doğuştan kalça çıkığının da çok yaygın olduğunu, bu kişilerde kireçlenmenin diğer kişilere oranla daha erken yaşlarda ortaya çıktığını anlatan Erdemli, böylesine geniş bir kesimi ilgilendiren hastalığın tedavisinde uygun yöntemlerin benimsenmesinin büyük önem taşıdığına dikkati çekti. Erdemli, "Ameliyatlar iyi planlanmadığı takdirde, yüzde 90-95 oranında başarı elde edilebilecek bir operasyon, hasta açısından son derece sıkıntılı bir durum yaratabiliyor" dedi. Erdemli, bu nedenle kireçlenme hastalığının tedavisinde uygulanacak ameliyatlarla ilgili bilgi paylaşımı ve iyi bir planla yapılmasının büyük önem taşıdığını söyledi.
605645
Sarımsak deyip geçmeyin, kalbinize iyi gelir
Yeni yapılan bir araştırmada, taze sarımsağın anti-oksidan özelliğinden kaynaklanın şifasından çok, hidrojen sülfür oluşumuyla kalp sağlığı için faydalı olduğunu gösterdi. BBC Focus dergisindeki habere göre, taze sarımsağın kesilmesi ya da ezilmesi sonucu açığa çıkan hidrojen sülfid oluşumun, kan damarlarında bir rahatlamaya yol açarak daha fazla kanın geçişini sağladığı belirtiliyor. Ancak sarımsağın işlenmesi ve pişirilmesi halinde hidrojen sülfid salgılama etkisini kaybettiği açıklandı.
605486
Denizli: "Puan almak için geldik"
Futbolda Avrupa (B) Grubu'nda yarın 'nın Wolfsburg takımıyla deplasmanda karşılaşacak olan 'ta, teknik direktör Mustafa Denizli, puan almak için 'ya geldiklerini söyledi. Mustafa Denizli, 'ın Avrupa'da varolduğunu mutlaka göstereceklerini ve ilk etap olarak bunu yarın yapacaklarını bildirdi. Maçın yapılacağı Wolfsburg Arena Stadı'nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Denizli, "Hiçbir teknik adam bu tür hesapları yapar mı bilemiyorum ama ben yapmam. olarak içeride ve dışarıda her maç anlayışımız puan üzerinedir. Daha önceki maçlarda aynı düşünceyi taşıdık" dedi. Ligi Şampiyonu ile Türkiye Ligi Şampiyonu'nun yapacağı maçın sonucunun tamamıyla ortada olduğunu belirten deneyimli teknik adam, şöyle konuştu: "Biz düşündüklerimizi sahaya yansıttığımız CSKA Moskova ve Manchester United maçlarında gol sıkıntısı çektik. Pozisyon sıkıntısı yaşamadık ve yarın da bu pozisyonları yaratacağımızı düşünüyorum. Özellikle Wolfsburg maçı bizim düşündüğümüz puan barajını yakalamak için son derece önemli. Ekibimin bu düşünceyi gerçekleştiren bir maç yapacağı ve bunu başaracağına tüm kalbimle inanıyorum. Kısacası buraya puanlar veya en kötü şartlarda puan almak için geldik ve bunu başaracağız." Bir gazetecinin, bu maçın "tamam mı veya devam mı" niteliğinde olup olmadığını sorması üzerine Denizli, "Bunu söylemek için maçın sonuçlanması lazım. Grubun peşin favorisiyle içeride bizim gibi olan rakibiyle dışarıda oynadık, diğerini yarın oynayacağız. Bu maçların İstanbul ayağını oynamadan tamam veya devam diyemeyiz. Bizim düşüncemiz yola devam etmek, bunu yapmak içinde herşeyi yapacağız" dedi. Deneyimli teknik adam, futbolcularıyla ilgili değerlendirmeyi yapmasının mümkün dolmadığını, tüm futbolcuların görev yapacak düzeyde olduklarını kaydetti. Denizli, "Benim için önemli olan rakibin profiline göre kullanabileceğim oyuncuları çıkarabilmektir. Zaman gelecektir Türk futbolcu sayısı takımda fazla olacaktır, zaman gelecek diğer futbolcuların sayısı fazla olacaktır" diye konuştu. VFL Wolfsburg'un, 'ın yaşadığı sıkıntıların belli bölümlerini yaşayan bir takım olduğuna işaret eden Denizli, sezonu şampiyon kapatan takımların yaşadığı bir sendromun oluştuğunu ve kendilerinin bunu değiştirmeye çalıştıklarını dile getirdi. 'ın Alman futbolcusu Fabien Ernst ve Michael Fink'in kadrolarında görmek istedikleri oyuncular olduklarının altını çizen Denizli, Fabian'ın çok kısa sürede hem takıma hem kente uyum sağlamasına karşın Fink'in uyum süresinin daha uzun süre aldığını, ancak bunların öneminin pek bulunmadığını söyledi. Avrupa 'nin zorlu bir yol olduğunu vurgulayan Denizli, grupta başlangıçta 7-8 puan hedeflediğini, alınacak puanın dahi ligi sürdürmelerini sağlayabileceğine dikkati çekti. Denizli, VFL Wolfsburglu futbolculardan çekindiği bir isim olmadığını ancak hangi maçta hangi futbolcunun performansının yüksek olduğunu kestirebilmenin zor olduğunu belirterek, rakipte Simoviç, Graffite ve Dzeko'nun, Ligi şampiyonluğunda çok önemli rol oynadıklarını hatırlattı.
604434
Kızının düğün davetiyelerini dağıtırken öldü
Kızının düğün davetiyelerini dağıtırken öldü ’de kızının düğün davetiyelerini dağıtmak için yola çıkan baba, otomobilin çarpması sonucu yaşamını yitirdi. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, kızının Çanakkale’de yapılacak düğünü için ’nın ilçesinden kente gelen Muharrem Sezgin’e, Caddesi’nde düğün davetiyelerini dağıttığı sırada N.S’nin (39) kullandığı 17 ER 794 plakalı otomobil çarptı. Sezgin, olay yerine hayatını kaybetti. Kazanın ardından kaçan sürücü N.S, polisler tarafından yakalandı. Gözaltına alınan N.S’nin yapılan muayenesinde 118 promil alkollü olduğu, daha önce de alkollü araç kullanmaktan ehliyetine el konduğu belirlendi.
605515
İran'dan Erdoğan'ın Ziyareti Yorumu
İran'dan Erdoğan'ın Ziyareti Yorumu İran Dışişleri Bakanı Mutteki, Türkiye'nin ülkesinin nükleer programı konusunda arabuluculuğunun sözkonusu olmadığını açıkladı. Mutteki, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İran'a yapacağı ziyarete ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye ile İran arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkilerin son yılda gözle görülür oranda arttığını kaydeden Mutteki, bunun iki ülkenin sahip olduğu potansiyelin bir göstergesi olduğunu da vurguladı. İran Dışişleri Bakanı Mutteki Başbakan Erdoğan'ın ziyareti sırasında Türkiye'nin nükleer konuda arabuluculuğunun gündeme gelip gelmeyeceğine ilişkin sorulara ise, "Nükleer konuda arabuluculuk söz konusu değil. Erdoğan'ın ziyaretinde, İran ve Türkiye'nin ilgi duyduğu çeşitli konular ele alınacak ve bu konularda fikir teatisinde bulunulacak" cevabını verdi. İranlı bakan ülkesinin nükleer faaliyetlerinin "yasal ve doğal süreci" içinde devam edeceğini de tekrarladı.
604184
Polis, hem oğlunu hem Özge'yi vurdu
Olay 17 Ekim'de Barağı köyünde meydana geldi. İddiaya göre, arkadaşının düğününde havaya ateş etmek isteyen Acar'ın silahı tutukluk yaptı. Tutukluğunu gidermeye çalıştığı silahın ateş alması sonucu Özge Keyikçi'nin (14) vücuduna gelen kurşun, sekerek Acar'ın oğlu Tunahan'a (5) isabet etti. Hastaneye kaldırılan Özge kurtarılamazken küçük çocuğun hayati tehlikeyi atlattığı belirtildi. Afyonkarahisar'da görev yaptığı öğrenilen Enver Acar tutuklandı.
604707
Gül'den CHP'ye 'MGK'da temsil' tepkisi
Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu'ndan yapılan yazılı açıklamada, "Sayın Cumhurbaşkanımız, 18 Ekim 2009 tarihinde katıldıkları bir televizyon programında, kendisine yöneltilen bir soru üzerine; yoluyla MGK'nın yapısının değiştirilmesi halinde, Ana Muhalefet Partisi Liderinin de Milli Güvenlik Kurulu toplantılarına katılmasında fayda gördüğünü ifade etmişlerdir" denildi. Açıklamada, "Sayın Cumhurbaşkanımızın bu beyanına, Ana Muhalefet Partisi Lideri ve sözcüleri tarafından "Sanki bugün yapılacak Milli Güvenlik Kurulu toplantısına davet edilmesi düşünülüyormuş" gibi farklı anlamlar yüklenmesi, böyle yapıcı ve demokratik bir önerinin ve son derece ciddi bir konunun günlük siyasi çekişmelere alet edilmesi üzüntüyle karşılanmış ve ciddiyetten uzak bir yaklaşım olarak değerlendirilmiştir" ifadelerine yer verildi.
604735
Atlantis'in fırlatılışı ötelendi
Uluslararası Uzay İstasyonu'na (UUİ) astronotu götürecek Atlantis uzay mekiğinin fırlatılmasını 16 Kasım'a erteledi. mekiğin fırlatılması için olanakların iyileştirilmesi ve yıl sonundan önce Ares 1-X füzesinin ilk deneme uçuşunun yapılabilmesi amacıyla alınan erteleme kararının bugün yetkililerin yapacağı toplantıyla resmileştirileceğini açıkladı. Florida Cape Canaveral'daki Kennedy Uzay Merkezi'nde, Atlantis ve Ares 1-X'in fırlatılması ve bu yöndeki hazırlıkların yapılmasından aynı ekip sorumlu bulunuyor. Uzay mekiklerinin 2015'ten sonra yerini alacak Orion kapsülünü taşıyacak Ares 1-X füzesinin ilk fırlatma işleminin 27 Ekim'de yapılması planlanıyor.
604015
Kartal Almanya'da
Kartal Almanya'da Şampiyonlar Ligi'nde yarın deplasmanda Wolfsburg ile karşılaşacak Beşiktaş, Almanya'ya gitti. Dün akşam ilk çalışmasını yapan siyah-beyazlılarda teknik direktör Mustafa Denizli bugünkü çalışma öncesi toplantı düzenleyecek. Hannover Beşiktaşlılar Derneği, bu akşam şampiyonluk balosu düzenleyecek.
605253
ABD'de Eylül'de üretici fiyatları düştü
Çalışma Bakanlığının açıkladığı verilere göre, düşen enerji maliyetleri nedeniyle Eylül ayında üretici fiyatları yüzde 0,6 geriledi. Geçen ay benzin fiyatları yüzde 5,4, kalorifer yakıtının fiyatı yüzde 9,8 düştü. ABD'de Ağustos ayında üretici fiyatları beklentilerin üzerinde yüzde 1,7 yükselmişti. Eylül ayında biten 12 aylık süreçte ise üretici fiyatları endeksi yüzde 4,8 düştü. Gıda ve enerji fiyatları dışarıda tutularak hesaplanan çekirdek üretici fiyatları ise Eylül ayında yüzde 0,1 geriledi. Eylül ayında biten yıllık dönemde ise çekirdek üretici fiyatları yüzde 1,8 arttı. Birçok ekonomist, ABD ekonomisinin yılın geri kalan yarısında yüzde büyümesini beklese de toparlanmanın bir süre daha enflasyonda yükselişe neden olması beklenmiyor. İşsizliğin hala yüksek olduğu bir ortamda perakende sektörü kapasitenin altında çalışıyor. ABD'de tüketici fiyatları ve çekirdek tüketici fiyatları Eylül ayında yüzde 0,2 artış göstermişti. Öte yandan, Ticaret Bakanlığının açıkladığı verilere göre, yeni konut inşaatları Eylül ayında yüzde 0,5 arttı. Buna karşılık gelecekteki faaliyetlerin işareti olarak görülen inşaat izinleri için başvurular, yüzde 1,2 geriledi. Böylece, son ayın en büyük düşüşü kaydedilmiş oldu.
604359
İşte Ay vurulduktan sonra ilk görüntü
İşte Ay vurulduktan sonra ilk görüntü'nın su bulma umuduyla Ay'ı bombalamasının ardından yakalanan görüntüler yayınlandı. Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) su bulma umuduyla Ay'ı 'bombalamasının' ardından yakalanan ilk görüntü yayınlandı. Hem dünyadaki hem de Hubble Uzay Teleskopu'ndaki gözlemciler roketin Ay yüzeyine çarpmasıyla ortaya çıkan ve toz bulutuna dair bir görüntü yakalayamamıştı. Çarpma sonucu maddelerin 10 kilometre kadar yükselmesi bekleniyordu. Dünyadan yapılan gözlemlerin iki kilometreden az bir sıçramayı gözlemleme şansı yoktu. Çarpma sonrasında da sonuç beklendiği gibi olmadı. Çarpma sonucunda fazla enkaz ve toz bulutunun yükselmemesi Ay'ın yüzey yapısına bağlanıyor. Ancak roketin arkasında bulunan ve dört dakika sonra Ay'a çarpan bir kilometre kadar uzaya yükselen yükselen maddelerin görüntüsünü yakalamayı başardı. uzmanları, şimdi, çarpma sonucunda ne kadar maddenin püskürdüğünü ve bunların muhtevasını anlamak için bu görüntüleri inceliyor. Daha önceki araştırmalar sırasında Ay yüzeyinin üstteki 70 santimetresinde hidrojene rastlanmıştı. Bu da su bulunabileceği ihtimalini güçlendirmişti. Araştırmacılar kasım ortasına kadar "Lunar Crater Observation and Sensing Satellite" (LCROSS) misyonuyla elde edilen materyalleri analiz etmeyi umuyor. Bunun ardından Ay'da gerçekten su bulunup bulunmadığı bilinecek. LCROSS uzay aracı Ekim'de ikiye ayrılarak, birkaç dakika arayla Ay'a çarpmıştı. Uzay aracının ilk önce üst katının güney kutbundaki Cabeus kraterine çarparak, Ay'dan 15 km öteye enkaz ve toz bulutu çıkmasına yol açması bekleniyordu. Ardından enkaz bulutunun üzerinde uçacak LCROSS'un geriye kalan parçası, bunları toplayıp analiz edecek ve saatte bin km hızla Ay'a çarpmadan önce su izlerini araştıracaktı.
605130
Çayı senden esirgeyecek değiliz gel bekliyorum
Çayı senden esirgeyecek değiliz gel bekliyorum CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, kendisiyle görüşmeyi reddeden ve bunu da "Belki bir çayını içerdik. çayından mahrum olduk" diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a cevap verdi. Baykal, "Çayı senden esirgeyecek değiliz" dedi. CHP lideri Deniz Baykal, Türkiye'nin ekonomide her geçen gün daha da kötüye gittiğini iddia etti. Bunun altında hükümetin kötü yönetiminin yattığını ileri süren Baykal, "Hükümet küresel ekonomik krizle bütçesiz olarak mücadele etti. Bunun altında yatan hükümetin ekonomideki yetersizliğidir. Türkiye ağır bir tahribatın altında kalmıştır." dedi. Partisinin grup toplantısında konuşan Baykal, ekonomik krizi değerlendirdi. Baykal, Türkiye'de yüzde 4'lük bir büyüme hedeflendiğini, ancak yüzde oranında küçüldüğünü öne sürerken, IMF'nin ise bunu yüzde 6,5 olarak öngördüğünü söyledi. Hükümetin gerçekçi olmayan bir bütçe sunduğunu belirten Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Resmi açıklamalarda bütçe açığı var. Başlangıçtaki hedef 10.4 milyar dolardı, bu rakam 63 milyar dolara çıktı. Bunu her seferinde söylemeye çalıştık. Ama dinlemediler. Şimdi açık olarak bu açık ortaya çıktı. Bütçe tartışmalarında bu hedeflerin gerçekçi olmadığını söyledik. Ne kadar tutarlı olduğumuz ortaya çıktı. Küresel ekonomi ile Türkiye bütçesiz olarak mücadele etti. Çünkü gerçekçi değildi. Bu başarılamadı. Bunun altında yatan neden hükümetin ekonomideki yetersizliğidir. Türkiye ağır bir tahribatın altında kalmıştır. Yüzde büyüyeceğiz diyorlardı, ama yüzde küçüldüklerini söylüyorlar. Türkiye, yüzde 6'lık bir daralmayı hiç yaşamamıştır. Bu hükümet görev başına geldiğinde, ülkemiz gelişmekte olan ilk 49 ülke içinde 29'ncu sırada arasında yer alırken, daha sonra ekonomi hızla gerilemiş ve bu sefer gelişmekte olan 140 ülke içinde 136'ncı olmuştur. G-20 diye bilinen ülkeler arasında ise 17. sıraya gerilemiştir. Tartışmalı bir bütçe ile karşımıza çıkmıştır. Hiçbir vergi koymayacağız denilirken, öngörülen vergi geliri artışı şaşırtmıştır. Memura yönelik artış yüzde 2.5 olarak planlanırken, enflasyon altında bir artış öngörülmüştür." diye konuştu. Baykal, hükümetin sağlık politikasını da eleştirdi. Baykal, "Sağlık alanında kötü bir gidiş var. Önce herkes kendi doktorunu seçecek dendi. Daha sonra katkı payları ile çalışan bir sistem getirildi. Eczaneler hükümetin tahsildarı oldu. Bu tablo ülkede insanların daha da sıkıntılarla karşı karşıya kalacağını gösteriyor." dedi.
604699
Hürriyet İsrail adına TRT’ye yüklendi
Aydın Doğan, İsrail’e vefasını mı gösteriyor, yoksa arkasındaki karanlık güçlere mesaj mı veriyor diye düşünmeden edemedim. TRT’nin Ayrılık dizisi, Türk medyasının büyük oranda dışa bağımlı olduğunu gözler önüne serdi. Ayrılık dizisi, sadece İsrail’i değil, medyanın da önemli bir kısmını kızdırdı çünkü. Hürriyet gazetesi Ayrılık dizisine tepkisiyle dikkat çekti... Ülke içinde İsrail’in sözcülüğüne soyunan gazete, dizide anlatılanların gerçekte yaşandığını nedense görmezden geldi. HÜRRİYET’İN İSRAİL’İ SAVUNMASI Hürriyet, iki gün üst üste Ayrılık manşeti attı. Hürriyet, Cuma günkü “İsrail’le Ayrılık” manşetİ, yorumsuz bir şekilde İsrail tepkisini veriyordu. Ancak haberde, böyle bir tepkinin ne kadar “olumsuz” olduğu, satır aralarında hissediliyordu. “İsrail’le Ayrılık” diyen gazete, “Anadolu Kartalı Tatbikatı” krizinin hemen üzerine “dizi krizi” geldi” diyerek korkusunu belli etti. Aynı gün, kendisini “saf bir vatandaş” ilan ederek tepkisini dile getiren genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök, çok gülünçtü. Çünkü ülkenin en çok satılan ve en etkili gazetelerinden birinin tepesindeki adamdı. Bilinen ifadeyle “amiral gemisinin kaptanı”ydı o. Kendi gerçeğini görmezden gelen Özkök, “saf bir vatandaş” olarak şunları yazdı: “Dizinin bölümünü seyrettim. Bana göre çok şematik, ağır propaganda kokan, hamasi bir film. Ancak çok meraklısını etkileyebilir. Böyle bir film, herhangi bir özel kanalda yayınlansa kimsenin diyeceği olamaz. Ama, bunun devlet kanalında yayınlanmasını doğru bulmuyorum. Devletlerin, hele hele kendi iç meseleleri dünyada tartışılan devletlerin böyle işlere girmesini akıllıca bulmam. Hele hele başından ‘Geceyarısı Ekspresi’ geçmiş devletlerin yoğurdu üfleyerek yemesinde yarar olduğunu düşünüyorum. Türk devletine yakışan tavrın; tepkisini, böyle propaganda kokan vuruşlar yerine, diplomasiye ve eski dostluklara yakışır şekilde, açık ve adil yollardan göstermesidir.” DOĞAN GRUBU KİME İMADA BULUNUYOR? Ertuğrul Özkök, “Özel bir kanalda yayınlansa kimsenin diyeceği olma”yan bir dizinin neden devlet kanalında yayınlanmasının sorun olduğunu belirtmedi ve bu çelişkinin üstünde durmadı. “Kendi iç meseleleri dünyada tartışılan devletlerin böyle işlere girmesi” cümlesiyle ne demek istediğini de açıkça söylemeyen Özkök, bir “misilleme” olabileceği imasında bulundu. Hürriyet gazetesinin Cumartesi günkü sayısının manşetinde de aynı konu vardı. Yine eleştirel bir tutum takınan Hürriyet, “Reyting 0.8 kriz yüzde 100” diyerek kendince bir çelişkiye dikkat çekiyordu. Hürriyet, İsrail adına, Ayrılık dizisi haberini manşete çekerek iki gün üst üste TRT’ye yüklendi. Aydın Doğan, İsrail’e vefasını mı gösteriyor, yoksa arkasındaki karanlık güçlere mesaj mı veriyor diye düşünmeden edemedim. “Özel bir kanalda yayınlansa kimsenin diyeceği olma”yacağını söyleyen Ertuğrul Özkök, Aydın Doğan adına, Ayrılık’ı kendi kanallarında yayınlama iması mı yaptı acaba diye de düşünmeden edemedim..
604986
Montpelliler film festivaline Türk jürisi
Uluslararası İstanbul Film Festivali Direktörü Azize Tan, 'nın önemli festivallerinden "31. Montpellier Akdeniz Filmleri Festivali" jürisine davet edildi. İstanbul Kültür Sanat Vakfından yapılan açıklamaya göre, bu yıl 23 Ekim-1 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek "31. Montpellier Akdeniz Filmleri Festivali Antigone Yarışma Jürisi" belli oldu. Türkiye'yi temsilen Uluslararası İstanbul Film Festivali Direktörü Azize Tan'ın çağrıldığı jüride, yönetmen ve yazar Rachida Krim, yapımcı ve yönetmen Djamel Bensalah, oyuncu Sana Alaoui ve jürinin başkanı olarak ödüllü Fransız senarist ve oyuncu Ariane Ascaride yer alacak. Çeşitli ülkelerden 12 filmin katılacağı Antigone Yarışması'nda Türkiye'yi Aslı Özge'nin "Köprüdekiler" filmi temsil edecek. Festival, 'da Türk Mevsimi kapsamında çağdaş Türk sinemasına geniş yer ayıracak. "Türkiye: Türk Sinemasının Rönesansı" başlığı altında yeni Türk sinemasına yön yeren yönetmenlerden Kazım Öz, Derviş Zaim, Reha Erdem, Tayfun Pirselimoğlu, Yeşim Ustaoğlu ve Zeki Demirkubuz'un üçer filmi gösterilecek. Festivalde ayrıca Selim Evci'nin "İki Çizgi", Hakkı Kurtuluş ve Melik Saraçoğlu'nun yönettiği "Orada" ile Mehmet Bahadır Er ve Marina Gorbach'tan "Kara Köpekler Havlarken" filmleri de izleyiciyle buluşacak. Montpellier Film Festivali kapsamında ayrıca Ara Güler'in bir fotoğraf sergisi de açılacak.
603891
Kayseri'de kazanan yok!
Kayseri'de kazanan yok! Öte yandan, maç öncesi Kocaelisporlu eski bir futbolcunun alacağına karşılık kulübe ait spor malzemelerini haczetmek için stada gelen Avukat Ahmet Polat, soyunma odasında kulüp yöneticileri ile bir süre görüştü. Polat, maçın başlamasına 15 dakika kala, haciz memurları ile birlikte stattan ayrıldı. Kocaelispor Kulübü'nden konu ile ilgili olarak açıklama yapılmadı. Stat: Kadir Has Hakemler: Tolga Özkafa xx, Alper Ulusoy xx, Birol Güldane xxx Kayseri Erciyesspor: Ali Üçkulak, Kamil, Kemal, Kemal Samet, Fatih (Dk. 57 Tayfun), Turan, Ümit, Mehmet Türk, Erhan Yılmaz (Dk. 46 Emre), Mehmet Al, Halim (Dk. 70 İsmail) Kocaelispor: Metin, Cem, Bilal, Onur, Emirhan, Ensar, Serdar, Yunus (Dk.90 Berkay ?), Uğur Hamza (Dk. 87 Samet), Mutlu (Dk. 76 Anıl) Sarı kartlar: Dk. 33 Kemal Samet, Dk. 52 Fatih, Dk. 90 Ümit (Kayseri Erciyesspor), Dk. 34 Yunus, Dk. 62 Serdar (Kocaelispor) Goller: Dk. Fatih, Dk. 72 Tayfun (Kayseri Erciyesspor), Dk. 12 Uğur, Dk. 21 Serdar Kocaelispor)
605060
Adnan Polat: Kimse kendini şampiyon ilan etmesin
Kimse kendini şampiyon ilan etmesin Kulübü Başkanı şu an için hiçbir takımın kendisini şampiyon ilan etmemesi gerektiğini, daha önlerinde zorlu bir 25 hafta bulunduğunu söyledi. Adnan Polat, Lig TV’nin canlı yayınında yaptığı açıklamada, ligin geçen sezonlara göre kalite bakımından daha yukarılarda olduğunu ifade ederek, "Şu an kimse kendini şampiyon ilan etmesin, önümüzdeki 25 hafta çok zorlu geçecek" dedi. Ligdeki takımları değerlendiren Polat, iyi bir performans çiziyor. ’dan daha büyük bir çıkış bekliyordum ama biraz ligin başında bocaladılar. ’dan düşüş bekliyordum ama böylesini beklemiyordum. ’u iyi bir takım olarak görüyorum. Onlar da biraz şanssızlık yaşıyorlar. Sadri başkan üstüne düşeni fazlasıyla yaptı. ’a biraz haksızlık ediliyor. Üç ay önce şampiyon oldu bu takım. Hemen hemen her takım bu durumları yaşayabiliyor" diye konuştu. "ÖNCE MAÇI SONRA Adnan Polat, Fenerbahçe ile hafta sonunda oynayacakları derbi maçla ilgili bir soruya da şöyle yanıt verdi: "Bizim için en önemli maç oynayacağımız maç. Biz şu anda Dinamo Bükreş maçını düşünüyoruz, başka da bir şey düşünmek istemiyoruz. maç bitsin Fenerbahçe maçını düşünecek çok zamanımız olacak. Dinamo Bükreş maçı bizim için çok önemli. maçı kazanıp gruptan lider olarak çıkmak istiyoruz. Hem Galatasaray’ın puanları, hem kazanacağımız ekonomik imkanlar, hem taraftarın, takımın, teknik heyetin morali önemli. Dinamo Bükreş’e konsantre olmaya çalışıyoruz, Fenerbahçe maçını konuşmak istemiyorum." RIJKAARD KONUSU Alınan kötü sonuçların ardından teknik direktör ’ın eleştirildiğinin hatırlatılması ve Hollandalı teknik adamın bu durumdan etkilenip etkilenmediğinin sorulması üzerine başkan Polat, şunları söyledi: "Rijkaard’ın gazete okuduğunu ve televizyon seyrettiğini düşünmüyorum. Biri saçıyla, biri kıyafetiyle uğraşıyor. Bunları bırakalım. Rijkaard, 9. lig haftasını oynadı. Bir yabancının ’ye gelip adapte olması çok kolay değil. Uyum sağladı ama daha Türkiye ile ilgili öğrenmesi gereken, bilmesi gereken çok şey var. En azından Türkiye Ligi’ni tam olarak tanıyabilmesi için yarım sezon herkesle maç yapması lazım. Seyirciyi, hakemleri, medyayı tanıması lazım. Bizleri bile daha yeni tanıyor, yani biraz insaf." Polat, futbolla yöneticiler Murat Yalçındağ, Frank Rijkaard ve Neeskens’in ilgilendiğini, kendisinin ayda bir kez toplantı yaptığını söyledi. "ELANO’DAN MEMNUNUM" Adnan Polat, Elano ile ilgili bir soruyu da "Elano takımla çok fazla çalışma imkanı bulamadı. Elano’dan çalışması, disiplini, arkadaşlarıyla ilişkisi bakımından çok memnunum, son derece iyi bir profesyonel. Sahaya bunu üst düzeyde yansıtacağına inanıyorum. Onun da zamana ihtiyacı var" diye yanıt verdi. "BUNDAN SONRA YUKARI TRİBÜN" Bir soru üzerine, tribünde maç izlerken oturduğu yerden nefret ettiğini dile getiren Polat, şunları kaydetti: "Çünkü karşınızda bir kamera var. Sevincinizi, üzüntünüzü gösteremiyorsunuz. Gol atıyorsunuz, yanınızda rakip takımın başkanı oluyor, sevincinizi gösteremiyorsunuz. Ciddi olarak bundan sonra yukarı tribüne çıkıp maçı izlemeyi düşünüyorum." "YARDIMCI HAKEMLERDEN SIKINTI YAŞIYORUM" Trabzonspor maçının hakemi Mustafa ’na bordo-mavili yöneticilerin tepki gösterdiğinin hatırlatılması üzerine Adnan Polat, şunları söyledi: "Hakemin maçın neticesine etki ettiğini düşünmüyorum. Ben bu sezon yardımcı hakemlerden sıkıntı yaşıyorum. Yeterince orta hakemlere yardımcı olamıyorlar gibi geliyorlar bana. Daha aktif, efektif olmaları lazım. Orta hakemin doğru karar vermesine katkıda bulunmaları için üst düzey performans göstermeleri gerekiyor."
605003
Denizli: Tabata transferi bilgim dahilindeydi
Denizli, siyah-beyazlı kulübün internet sitesi aracılığıyla yaptığı açıklamada, ''Haberde yer alan futbolcumuz Rodrigo Tabata'nın transferi için başkanımız Yıldırım Demirören'e, 'Evet ben iyi futbolcu diyordum, ama hiçbir zaman alın demedim' şeklinde bir beyanda asla bulunmadım. Transferlerin tamamı bilgim ve onayım doğrultusunda yapılmıştır. Söz konusu haberdeki iddiaların tamamı asılsızdır'' ifadelerini kullandı. Mustafa Denizli, yarın oynayacakları Wolfsburg maçını da hatırlatarak, ''Şampiyonlar Ligi'nde Wolfsburg ile oynayacağımız bu kadar önemli bir maçın öncesinde böyle bir haberin yapılmış olması maksatlı ve manidardır'' dedi.
604504
10:50 Fenerbahçe Romanya yolcusu
yolcusu (H) Grubu’ndaki 3. maçında 22 Ekim Perşembe günü deplasmanda ile karşılaşacak yarın ’ya gidecek. Hazırlıklarını bu akşam Can Bartu Tesisleri’nde gerçekleştireceği antrenmanla sürdürecek sarı-lacivertliler, saat 11.00’de ’ndan kalkacak özel uçakla Bükreş’e hareket edecek. Fenerbahçe hazırlıklarını, yarın saat 18.30’da Steaua Stadı’nda yapacağı, ilk 15 dakikası basın mensuplarına açık tutulacak antrenmanla tamamlayacak. Teknik direktör antrenman öncesi maçla ilgili basın toplantısı düzenleyecek. İkinci maçların ardından grupta puanla 2. sırada yer alan Fenerbahçe, puanla 3. durumda bulunan Rumen rakibi karşısında puan arayacak.
604188
Kent ve Sanat Projesi'nin meyveleri Tophane'de
Mart'ta Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde Avrupalı ve Türk sanat akademisyenleri ile öğrencilerinin bir araya geldiği forumla başlayan Kent ve Sanat Projesi'ne İstanbul, Mersin, Malmö, Londra ve Viyana'da gerçekleştirilen atölye çalışmalarına üniversiteden 120 genç sanatçı katıldı. Atölye çalışmalarındaki projeler arasından seçilen 34 çalışma, 15 Kasım'a kadar Tophane-i Amire'de sanatseverlerle buluşacak. Kent ve Sanat Projesi, Türkiye Dışişleri Bakanlığı ve Avrupa Birliği tarafından destekleniyor.
603888
Mahkeme Öcalan'ın dava dosyasını istedi
Mahkeme Öcalan'ın dava dosyasını istedi Birinci 'Ergenekon' davasında mahkeme heyeti, terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan'ın, iddia olunan 'Ergenekon terör örgütü' üyesi olup olmadığının Genelkurmay Başkanlığı, MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğünden sorulmasını kararlaştırdı İSTANBUL (A.A) Birinci 'Ergenekon' Davası'na bakan mahkeme heyeti, terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan'ın, iddia olunan 'Ergenekon Terör Örgütü' üyesi olup olmadığının Genelkurmay Başkanlığı, MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğünden sorulmasını kararlaştırdı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, mahkeme heyeti tarafından alınan 63 maddelik ara kararlar, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün tarafından açıklandı. Buna göre, mahkeme heyeti, tutuklu sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'ün talebi doğrultusunda, PKK terör örgütünün MİT tarafından kurulduğu yönündeki iddiaların ve terörist başı Abdullah Öcalan'ın 'Ergenekon Terör Örgütü üyesi' olup olmadığının Genelkurmay Başkanlığı, MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulmasını kararlaştırdı. Öcalan'la ilgili dava dosyasının, tetkik ve iade edilmek üzere Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nden istenmesini karara bağlayan mahkeme heyeti, duruşmayı yarın saat 09.30'a erteledi.
605000
Kazakistan 2011 yılında İKT dönem başkanlığını üstlenecek
2011 yılında dönem başkanlığını üstlenecek ’ın 2011 yılında (İKT) dönem başkanlığını üstleneceği bildirildi. Kazakistan Senatosu Başkanı Kasım Cömert Tokayev, başkent Astana’da “Kazak Eli” anıtının açılışında, Kazakistan’ın tüm dünyanın ilgisini çeken, bölgenin güçlü bir ülkesi haline geldiğini söyledi. Kazakistan’ın dünya liderleri tarafından bölgede istikrar ve güvenin teminatı olarak görüldüğünü anlatan Tokayev, “Kazakistan, Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) 2010 dönem başkanlığına adaydır. Bizi bu konuda dünyanın en gelişmiş ülkeleri desteklemektedir. Bunu açıkça dile getirmektedirler” dedi. Kazakistan’ın, ülkeler nazarında da ilgi gördüğünü anlatan Tokayev, dönem başkanlığının 2011 yılında Kazakistan’a verileceğini, bunun ülkeye duyulan güvenden kaynaklandığını kaydetti. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in derin bilgi ve iradesi ile dünya liderlerinin saygısını kazandığını ifade eden Tokayev, “Bizim liderimizin bilgisi, iradesi, iyimserliği ve her türlü olumsuzluğun üzerinden gelme gücü, ülkemizin saygınlığına da katkı yapmaktadır” diye konuştu.
605295
Alex-Lugano bilmecesi
Alex- bilmecesi 'de Steau Bükreş ve maçları öncesi Alex ve bilmecesi devam ediyor. Ligtv'nin internet sitesinin haberine göre; Takımdan ayrı çalışmalarını sürdüren iki futbolcudan Alex'in dizindeki şişliğin henüz inmediği, Lugano'nun da adale ağrılarının devam ettiği öğrenildi. Dünden itibaren saha çalışmalarına başlayan Alex'e buz tedavisi uygulandığı belirtilirkten, yıldız futbolcunun derbi maça yetişme olasılığının yüksek olduğu ifade edildi. Alex'in bugünkü çalışmadan sonra da Teknik Direktör Daum'a "Kendimi her geçen gün daha iyi hissediyorum. Hafta sonuna kadar tamamen iyileşeceğimi sanıyorum" dediği öğrenildi. Lugano'nun ise bu sabah yapılan kontrollerinde herhangi bir ödem ya da yırtığa rastlanmaması sevinçle karşılanırken, Uruguaylı Futbolcunun ağrılarının devam etmesinden şikayetçi olduğu bildirildi. İki futbolcunun da Steau Bükreş ile 'da oynanacak karşılaşmada kadroya alınmayacakları ileri sürülürken, sağlık heyetinin Alex ve Lugano'yu derbi maça yetiştirmek için yoğun çaba harcadıkları belirlendi. Sarı-Lacivertlilerde maçında sol ön baldırına darbe alan Bilica ile kasık ağrısı bulunan Vederson'un tedavilerinin de sürdüğü açıklandı. Ayak bileğindeki çivileri aldıran Deivid ise düz koşulara başladı. Brezilyalı Futbolcunun hafta içerisinde sahalara dönebileceği açıklandı.
604150
Afrodizyak çarşaf açılımı
Afrodizyak çarşaf açılımı ’DA düzenlenen 9. icatlar fuarında, aralarında afrodizyak etkisi yapan çarşaf ve taşınabilir fitness salonunun da bulunduğu icatlar sergilendi. Yetkililer, fuarda, “acayip” icatların yanı sıra devrim yaratacak nitelikte icatların yer aldığını ifade etti. Fuarda, İspanyol Pep Torres’in, aralarında duvara çengel gerekmeksizin asılabilen manyetik temizlik bezi, kumaşında afrodizyak maddeler içeren çarşafları yer aldı. Yetkililer, fuarın en eşsiz ödülünün, kırılan kemiğe edilen kalsiyum fosfat karışımı bir çimentonun mucidi Malezyalı Chew Kean Khoon’a verildiğini söyledi.
605315
KEY için yeni yasa çıkarılacak
Hazine Müsteşarlığı, yeni yasanın hazırlanması için ilgili kurumlardan görüş istedi. İlgili kurumlardan bu konuda en kısa sürede görüş bildirmesi istenirken, daha sonra hazırlanan taslak, Bakanlar Kurulu'na sunulacak. Taslak, Bakanlar Kurulu'nda uygun bulunursa TBMM'ye gönderilecek. Konut Edindirme Yardımı (KEY) hesaplarının tasfiyesine ilişkin kanun uyarınca, ilgili kurumların, ödeme listelerine itirazlara ilişkin değerlendirmeler sonucunda hazırlanan yeni listeleri 28 Haziran'a kadar Tasfiye Halindeki Emlak Bankası'nın KEY Birimi'ne iletilmesi gerekiyordu. Ancak, SGK bu listeyi 30 Temmuz'da iletti. Bazı kurumlarda 28 Haziran'dan sonra bu listeleri göndermeye devam etti. Yasal süre sonunda çok sayıda kişiyi içeren listeler gelmesi üzerine, KEY birimi, bu listelerin kabul edilip edilmemesi yönünde tereddüt yaşadı. Bu listelerin kabul edilmemesi halinde, sağlıklı listeler hazırlanması da mümkün olmadığı için, yapılan toplantılar sonucunda, listelerin kabulünü sağlamak için, listelerin teslim süresinin uzatılmasına yönelik yeni yasa çıkarılmasına karar verildi. Hazine, yasanın içeriğine ilişkin başta SGK olmak üzere ilgili kurumlardan görüş istedi. Hazine Müsteşarlığı yetkilileri, yasada süre uzatımı yanında, KEY listelerinin hazırlanmasında ve ödenmesinde yaşanan bazı operasyonel sorunların çözümüne ilişkin düzenlemeler olabileceğini belirtti. Yetkililer, ödemelerin gecikmesi nedeniyle herhangi bir ödenmesinin mümkün olmadığını vurgularken, listelerin hazırlanmasından sonra, sadece Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı'nın 2008'e ilişkin temettü dağıtımı nedeniyle, ödeme tutarında çok küçük tutarlarda değişiklik olabileceğini belirtti. Yasanın hazırlanması ve yeni ödeme zamanı konusunda zaman vermenin mümkün olmadığı vurgulanıyor. Diğer taraftan KEY birimi, elindeki listeler çerçevesinde hak sahiplerinin belirlenmesi ve ödeme listelerinin oluşturulmasına ilişkin çalışmaları sürdürüyor. KEY ödemeleri sırasında, 1,2 milyondan fazla kişi SGK'ya itirazda bulunmuştu.
605097
RTÜK'ten Doğan Grubu'na ay süre
RTÜK'den yapılan yazılı açıklamada, kurulun 13 Ekim 2009 tarihinde yaptığı toplantıda, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığından 18 Eylülde gönderilen rapora ilişkin RTÜK uzmanlarının hazırladığı inceleme raporunun görüşüldüğü belirtildi. RTÜK uzmanlarının, Gelir İdaresi Başkanlığı raporuna ilişkin yaptıkları incelemenin tamamlandığı hatırlatılan açıklamada, ''Uzmanlarımızca da yapılan tespitler neticesinde Doğan Medya Grubu içinde yer alan yayıncı kuruluşların sahiplik yapılarında 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun'un 29. maddesinin (h) ve (ı) bentlerindeki düzenlemelere aykırı durumun oluştuğu görülmüştür'' denildi. Üst Kurul, inceleme raporundaki öneriler doğrultusunda, Doğan Medya Grubu içindeki yayın kuruluşlarına durumlarını 29. maddenin söz konusu bentlerine uydurmaları için ay süre verilmesini kararlaştırdı. ''Üst Kurula lisans ve izin için müracaat etmiş ancak henüz işlemleri tekemmül etmemiş kuruluşların, ortaklık yapılarının söz konusu yasanın 29. maddesinin (h) ve (ı) bentlerine uygun hale getirerek Üst Kurula yeniden müracaat etmelerine, aksi halde taleplerin Üst Kurulca değerlendirmeye alınmasının mümkün olmadığının bildirilmesine'' karar verildi. RTÜK ayrıca Türkiye'deki özel radyo ve televizyon kuruluşlarının, ''şirket sermaye yapılarındaki doğrudan veya dolaylı yabancı sermaye oranlarının sorulmasına ve gelecek bilgi ve belgelere göre işlem yapılmasına'' karar verdi.
604248
Ergenekon davası ne olacak?
Programda "AB'nin ilerleme raporu ne ifade ediyor? Türkiye, sürece hız verecek mi? Ergenekon davası nasıl devam edecek?" sorularına cevap aranıyor. MEHTAP TV 21.00
604819
"Art niyet görüyorum"
"Art niyet görüyorum" Antalyaspor-Diyarbakırspor maçında atılan gol sonrasında Veysel'in Necati Ateş ile gol sevincine ilişkin internet sitelerinde ve bazı basın yayın organlarında yer alan haberler ve görüntüler, Antalyasporlu futbolcular ve teknik direktör Mehmet Özdilek'in tepkisine yol açtı. Antalyaspor'un golcü futbolcusu Necati Ateş, antrenman öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, Veysel Cihan'ın attığı golden sonra sevincini kendisiyle paylaştığını ama her hangi bir temasın yaşanmadığını belirterek, ''Bir temas olsaydı hissederdim. Veysel 15 yıldır futbol oynuyor. Herkes onu tanıyor. Gazetede farklı bir haber çıkmış. İnsanları lekelemek adına art niyetli, terbiyesizce yazılmış bir haber. Gazete, televizyonlardaki görüntüleri almış, dondurmuş ve fotoğrafını çekmiş. İstediği gibi de kullanmış. Veysel bugün zaten dava açacak'' dedi. Veysel Cihan da Antalya'da hafta sonu Diyarbakırspor maçında futbol adına, oyun adına her şeyin çok güzel olduğuna dikkati çekti. Buna karşın gol sevinci adı altında yer alan görüntülerin art niyetli olduğuna işaret eden Cihan, şunları söyledi: ''Fotoğraftaki görüntüyü hatırlamıyorum. Görüntülere bakıldığında her yöne yorumlanabilir. Bu haberin yayınlanması benim açıdan çok kötü. Bu olayı fazla büyütüp gündeme getirmemek gerekli. Haberi yapan kişinin kendi kişiliğine veriyorum bu olayı. Artık önümüze bakacağız. Benim için kayda değil ama insanları karalamak bu kadar kolay olmamalı. Yazılan bu haberde art niyet görüyorum. Bu konu ile ilgili avukatıma gereken şeyleri yapmasını söyledim. Ben haberi yazanı arayıp (Bu haber bizim açıdan çirkin bir yazı, kaldırırsan sevinirim) dedim ama (Yaptığım bir şey yok. Bir şey hatırlamıyorum) yazmış. Bunlar çirkin şeyler. Kınıyorum. Ailem de üzüldü ama güldü geçti. Yazılan haberde niyetin iyi olmadığını herkes biliyor. Futbolda bu tip şeyler olabilir. Ben yıllardır futbol oynuyorum.'' -TEKNİK DİREKTÖR MEHMET ÖZDİLEK- Veysel olayını çok detaylı bilmediğini belirten Antalyaspor Teknik Direktörü Mehmet Özdilek de şöyle konuştu: ''Hafta sonu özetleri seyrederken olay dikkatimi çekmedi. Bu olay insanların dikkatini çekseydi yorum yaparlardı. Hafta sonu herkesin takdirle karşıladığı, futbol adına güzelliklerin olduğu bir maç geçirdik. Biz olayın bu tarafına bakıyoruz. Olaya bakacağım ama Veysel'in karakterini biliyoruz. Onu başka taraflara çekmek veya başka yönlere yönlendirmek yanlış. Bu haberi yapanların iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum. Bizim galibiyetimizi başka taraflara çekip hem bizleri üzmesinler hem de aldığımız bu önemli galibiyeti gölgelemesinler.''
604363
Adnan Oktar: Mehdi'nin adı Adnan olabilir! VİDEO
'dan Gülüzar Sönmez'in haberine göre, uzun zamandır Mehdinin alametleri konusunda açıklamalar yapan "Mehdinin alametlerini taşıyorum ama ben Mehdi değilim" diyen Adnan Oktar, Mehdinin adının "Adnan" olacağını söyledi. Hadislerden alıntılar yaparak Mehdi`nin adının Peygamberimizin adı ile aynı olacağını söyleyen Adnan Oktar, peygamberimizin soyadının "Adnan" olduğunu belirterek Mehdi`nin de isminin "Adnan" olabileceğini söyledi. Hazreti Muhammed'in soyadının Adnan olduğunu ve şu vakit yaşasaydı insanların ona "Adnan" diye hitap edeceğini öne süren, Adnan Oktar Başbakan Erdoğan ve Eski Cumhurbaşkanı Demirel örneklerini veriyor.
605359
Medvedev, Sırplara milyar dolar kredi ile gidiyor
Ziyaret, Sırbistan'a ilk kez bir Rus devlet başkanının gelmesi açısından da önem taşıyor. Medvedev'in bir günlük ziyareti sırasında imzalanacak kredi anlaşması, Rusya'nın Sırbistan'daki etkinliğini artıracak. Rusya'nın Belgrat Büyükelçisi Aleksander Konuzin, Sırbistan'dan temmuz ayında gelen kredi isteğinin onaylandığını belirtti. Belgrat, kredinin 350 milyon avroluk kısmını, 2010 bütçe açığını Avrupa Birliği'nin gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 3,5'unda tutma kriteri için kullanmak istiyor. Geri kalanının ise altyapı yatırımları için harcanması planlanıyor. Rusya ve Sırbistan ortak Ortodoks Hristiyan ve Slav mirası paylaşsa da 2003'den bu yana 12 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye çeken Sırbistan'da, sıralamada Rusyalı yatırımcılar sadece 19. konumda bulunuyor. Geçen yıl Rusya ile Sırbistan arasındaki ticaret hacmi 4,04 milyar dolar düzeyindeydi. Rusya verilerine göre, bu yılın ayında karşılıklı ticarette yüzde 47 düşüş yaşandı. İkili ticaretin yüzde 86'sını Rusya'nın ihracatı oluşturuyor. Geçen yıl devlet kontrolündeki Gazprom, Sırbistan'ın belli başlı petrol ve doğal gaz varlıklarını satın aldı. Gazprom, Sırbistan'ın petrol şirketi NIS'in yüzde 51 hissesini de satın alarak 2011'e kadar ülkedeki petrol ve doğal gazın satışının tekelini de eline geçirmiş oldu. Rus doğal gazını Karadeniz üzerinden Avrupa'ya taşıyacak, Nabucco'ya alternatif Güney Akım Projesi'nde Sırbistan da yer alıyor.
605127
Emniyet'te 'Korsan Kitap Fuarı'
Emniyet'te 'Korsan Kitap Fuarı' İstanbul Valisi Muammer Güler, 1,5 milyon korsan kitabın ele geçirildiği operasyona ilişkin 'Bu resmen fikir ve emek hırsızlığıdır' dedi. İstanbul Emniyet Müdürlüğünün Vatan Caddesi'ndeki yerleşkesinde, son günde ele geçirilen korsan kitaplarla ilgili basın açıklaması yapıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı İsmet Yılmaz ve İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın da hazır bulunduğu toplantıda konuşan Vali Güler, 'Son günde yapılan operasyonlarda 2009 yılında ele geçirilen toplam kitap sayısı kadar korsan kitap bir seferde ele geçirildi. Korsan kitapların piyasa değeri 10 milyon TL'ye eşit. Bunların gerçeklerinin değeri 100 milyon TL'ye eşit. Bu resmen fikir ve emek hırsızlığıdır' dedi.
605044
Tekirdağ'da katlı uyuşturucu fabrikası
'da katlı fabrikası Balkanların en büyük baronu Slovenyalı Brane D. 'de sınırdan çıkarken yakalandı. Edinilen bilgiye göre Narkotik polisleri balkanların en büyük kaçakçısı olarak bilinen Slovenyalı Brane D. ile Makedonyalı Ekrem V. İle Baki M.'in 'de olduğu bilgisini alınca harekete geçti. Araştırma sonucu şüphelilerin yurtiçi ve yurtdışında satılması planlanan uyuşturucunun hammaddesini Türkiye'ye getirerek depoladığı tespit edildi. Teknik takip başlatan polis ekipleri şüphelilerin 'da Yulaflı köyünde katlı bir binayı kiraladığını belirledi. BALKANLARIN EN BÜYÜK UYUŞTURUCU BARONU katlı binaya önceki gün yapılan operasyona 450 polis ve 200 jandarma katıldı. Operasyona özel timleri de destek verdi. Baskında Refik Ş. Mehmet K., Zeki D., Velit T. Veysel S., Dursun S., Sadık S., ve Hasan Ö. gözaltına alındı. Bu kişilerin sorgusu sonucu harekete geçen ekipler balkanların en büyük uyuşturucu kaçakçısı olduğu belirtilen ve 'da uyuşturucu üreten bir fabrikası olduğu iddia edilen Slovenyalı Brane D. ile Makedonyalı Ekrem ile Bakı M.'yi 'de sınır kapısından çıkmak üzereyken yakalandı. ÜRETİMİ BULGARİSTAN'DA YAPIYORLARDI Fabrikada gözaltına alınan Zeki D.'nin doktor lakaplı olduğu ve uyuşturucu yapmakta pratik bilgi sahibi olduğu belirtildi. Operasyon da ton asit anhidrit maddesi adet ruhsatsız tabanca 20 adet fişek ve adet sahte sürücü belgesi ele geçirildi. Şüphelilerin yurtdışından gelen uyuşturucu hammaddesini ayrıştırdıktan sonra depoladığı daha sonra uyuşturucuya dönüştürme işlemleri için Bulgaristan'a gönderdiği ifade edildi. Baskında asit anhidriti dönüştürme işlemlerin de kullanılan makinelere de el konuldu.Emniyette sorguları tamamlanan 11 kişi adliyeye sevk edildi.
604056
TOKİ parayı İstanbul'dan kazandı
TOKİ parayı İstanbul'dan kazandı İSTANBUL (A.A) Toplu Konut İdaresi Başkanı Erdoğan Bayraktar, bugüne kadar 30 milyar tutarında bin 500 ihale yaptıklarını ve tüm Türkiye'de ödedikleri hak ediş rakamının 20 milyar lira olduğunu belirterek, 'Bu paranın yüzde 90'ını İstanbul'dan kazandık' dedi. İstanbul'u Türkiye ile beraber düşünmek gerektiğini vurgulayan Bayraktar, Diyarbakır, Gaziantep, Kayseri, Denizli gibi illeri kalkındırmadan İstanbul'u kurtarmanın mümkün olmadığını söyledi. Hazineden pay almadıklarını, aldıkları arsaları geliştirdiklerini anlatan Bayraktar, şunları kaydetti: 'Bunlardan kazandığımız paralarla bugün ulaştığımız 400 bin konut rakamının 300 bini sosyal konuttur. Evine taşındıktan sonra 100 lira ile 250 lira arasında adeta aidat öder gibi ev sahibi olmaya çalışan insanlarımızındır. Ama çok iş yaptık, çok eleştiri aldık, eleştiri de almamız lazım. Yaptığımız işin bilimsel olması lazım.'
604201
CHP, 'anamuhalefetin MGK'da temsili' önerisine mesafeli
Genel Başkan Deniz Baykal, konuya ilişkin değerlendirmelerini bugünkü TBMM grup toplantısında dile getireceğini söyledi. Antalya'da gazetecilerin ısrarlı sorularına rağmen bu konuda açıklama yapmaktan kaçındı. Ancak kurmayları, Cumhurbaşkanı'nın çağrısına sıcak yaklaşmıyor. Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, MGK'da devlet hakkında gizli konuların görüşüldüğü ve görüşmelerin içeriği hakkında açıklama yapılamadığına dikkat çekerek, "Muhalefetin gizli görüşmeler yapan bir kurumun parçası haline getirilmesine sıcak bakmıyoruz." dedi. Anamuhalefet partisinin bu toplantılara katılmasının, içeride konuşulan her şeyi kabullenmiş anlamına geleceğini belirten Öymen, Başbakan Tayyip Erdoğan ile CHP lideri Baykal arasında yüz yüze görüşmenin gerçekleşmemesi nedeniyle böyle bir alternatif teklifin gündeme gelmiş olabileceğini kaydetti. CHP Genel Saymanı ve parti sözcüsü Mustafa Özyürek de anamuhalefetin MGK toplantılarına katılması durumunda bazı kararlara muhalefet şerhi koyma ve bu kararları kamuoyuna açıklama hakkının da verilmesi gerektiğini savundu. Özyürek, bu hakların verilmemesi durumunda toplantıya katılan muhalefet liderinin her şeyi kabul etmiş sayılacağına dikkat çekti.
604921
Trabzonspor, Kayserspor'a hazırlanıyor
Teknik direktör Hugo Broos yönetiminde, Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde yapılan antrenmana ameliyat olan Zafer katılmazken, hafif sakatlığı bulunan Tolga ve Colman doktor kontrolünde koşu yaptı. Bordo-mavili futbolcular, antrenmanda ısınma hareketlerinin ardından kanat organizasyonlarına yönelik bir çalışma gerçekleştirdi.
604340
Kritik bir eşik aşıldı
Bu satırları kaleme aldığım dün öğle saatlerinde Türkiye’ye giriş yapan 34 PKK militanı ve sempatizanının durumları netleşmemişti. Bununla birlikte, çok olağanüstü olumsuz bir gelişme olmaması halinde Türkiye’nin Kürt sorununun ve buna bağlı olarak PKK sorununun çözümünde çok kritik bir eşiği aşmış olduğunu, bugünden itibaren PKK’nın silahsızlanması sürecinin bütün hızıyla süreceğini pekala düşünebiliriz. İyimserliğimin temelinde, çok ciddi bir potansiyel bulunmasına rağmen günboyu herhangi bir provokasyon, dolayısıyla tatsızlığın yaşanmaması yatıyor. Bu noktada hem devlet ve güvenlik güçlerinin, hem de DTP’lilerin öncülüğündeki binlerce karşılayıcının sağduyulu tutumlarının altını çizmek şart. Demek ki taraflar bir sorunun çözümünde asgari bir müşterekte birleşiyorsa, çözümsüzlük taraftarlarının heveslerini kolaylıkla kursaklarında bırakabiliyorlarmış. Dün Silopi civarında yaşananları televizyondan izlerken bu “çözümde birleşme” atmosferini gözlemlememek mümkün değildi. Yani, bazılarının iddia ettiği gibi PKK ve Abdullah Öcalan’ın, açılım konusunda adım atması konusunda devleti kışkırtmak için başvurdukları bir oldubitti söz konusu değil; tam tersine devletin, büyük ölçüde istihbarat servisleri aracılığıyla dahil olduğu, onayladığı ve zeminini hazırladığı, (hatta daha ileri giderek “sipariş ettiği” de diyebiliriz) bir olayla karşı karşıyayız.
604559
Kanatlı sektörü AB'ye Türkiye'den önce girdi
Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği (BESD-BİR) Genel Sekreteri Yüce Canoler, ısıl işlem görmüş kanatlı ürünler için AB'ye ihracatın önünün açıldığını belirterek, Keskinoğlu ve Şeker Piliç'in ihracata başladığını, Pınar Hindi'nin numune gönderdiğini, Banvit ve Beypiliç'in ihracat için hazırlık yaptığını bildirdi. Canoler, yaptığı açıklamada, AB'nin teknik olarak en az 70 derecede ısıl işlem görmüş ürünleri kabul ettiğini, bunun şartlı izin olduğunu belirtti. Türk Gıda Kodeksi'nde, ''İleri İşlenmiş Ürünler'' olarak anılan ürünler için 72 derecelik ısıl işlem öngörüldüğüne dikkati çeken Canoler, bu ürünlerin burger, nuget, döner ve köfte gibi ürünleri kapsadığını ifade etti. Canoler, sektör olarak asıl hedeflerinin çiğ piliç eti ihracatı olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: ''Teknik olarak kesimhaneler üzerlerine düşenleri yerine getirdi diyebiliriz. Ancak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın da gıda laboratuvarlarında bazı düzenlemeler yapması gerekiyor. Ayrıca bazı hayvan hastalıklarıyla ilgili, yalancı tavuk vebası konusunda mevzuatın tamamlanması gerekiyordu. Bazı noksanlıklar vardı, onlar tamamlandı. Fakat şimdi AB bunun uygulanıp uygulanmadığını görmek istiyor.'' AB'DEN UZMAN HEYET GELİYOR Bu amaçla AB'den yeni bir uzman heyetinin incelemelerde bulunmak üzere kasım ayı ortalarında Türkiye'ye geleceğini bildiren Canoler, bu heyetin hafta süreyle hem laboratuvarlarda hem bakanlığın il müdürlüklerinde hem canlı üretim kümeslerinde incelemelerde bulunacağını kaydetti. Canoler, izin sürecinin biraz da AB'nin ihtiyaçlarıyla yakından ilgili olduğuna değinerek, ''Biz biliyoruz ki AB bunlara şiddetle ihtiyaç duyuyorsa, toleranslı davranabiliyor. İhtiyacı yoksa daha detaycı oluyor'' görüşünü dile getirdi. AB'YE İHRACAT BAŞLADI AB'nin ilgili kuruluşlarının Banvit, Şeker Piliç, Beypiliç, Erpiliç, Şenpiliç, Keskinoğlu ve Pınar Hindi'ye ön ihracat izin belgesi verdiğini anımsatan Canoler, bu firmalara CP firmasının da ilave edildiğini bildirdi. Canoler, AB'nin şartlı izniyle birlikte ihracatın başladığını belirterek, şunları kaydetti: ''Isıl işlem görmüş kanatlı ürünler için AB'ye ihracatın önü açıldı. Keskinoğlu ve Şeker Piliç ihracata başladı, Pınar Hindi numune gönderdi, Banvit ihracat için hazırlık yapıyor. Bandırma'daki sel felaketi, Banvit'in ihracatını biraz geciktirdi. Bunlar başlangıçta, çok yüksek miktarlı olmaz. Ürünlerimizi tanıtmamız lazım.'' Bu süreçte, Fransa, Hollanda ve İngiltere gibi ülkelerden ayrıca özel ticari heyetlerin Türkiye'ye geldiğini anlatan Canoler, kanatlı ithalatı gerçekleştirecekleri firmalarda incelemeler yapan heyetlerin, hem kalite hem de fiyatlar konusunda değerlendirmelerde bulunduklarını belirtti. Canoler, Türkiye'nin karşısında çok ucuz fiyat ve büyük miktarlarda ihracat rakamlarına sahip Brezilya ve Tayland'ın bulunduğuna dikkati çekerek, Türk firmaların AB'ye yakınlığını kullanarak hızlı tedarik sayesinde avantajlı konuma geçebileceğini vurguladı. Yüce Canoler, Türk firmaların kalite konusunda hiçbir sorununun bulunmadığını, gezdirdikleri her yabancı heyetin gördükleri tesisler karşısında hayranlıklarını dile getirdiklerini belirterek, hayvan hastalıklarıyla ilgili çekinceleri aşmaya çalıştıklarını, bunun halledilmesi durumunda işlenmemiş beyaz et ihracatının da uzak olmadığını sözlerine ekledi.
604817
Broos sevindi!
Turkcell Süper Lig'de 23 Ekim Cuma günü sahasında Kayserispor ile karşılaşacak Trabzonspor, bu maçın hazırlıklarını sürdürdü. Teknik direktör Hugo Broos yönetiminde, Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde yapılan antrenmana ameliyat olan Zafer katılmazken, hafif sakatlığı bulunan Tolga ve Colman doktor kontrolünde koşu yaptı. Bordo-mavili futbolcular, antrenmanda ısınma hareketlerinin ardından kanat organizasyonlarına yönelik bir çalışma gerçekleştirdi. -BROOS'UN YÜZÜ GÜLDÜ- Son haftalarda alınan sonuçlar nedeniyle eleştirilen teknik direktör Kanatlardan gönderilen ortalara gol vuruşu yapan Gökhan Ünal ve Umut Bulut gibi oyuncular yüksek bir gol yüzdesi ile çalışmayı tamamladılar. Broos, bu futbolcuların attığı gollere sevinerek tepki verdi. İdmanın son bölümünde ise tüm futbolcular, Tony Sylva ve Onur Recep Kıvrak'ın bulunduğu kaleye şut çalışması yaptılar. Kaleci antrenörü Jack Munaron, Broos'la 'toplam gol atamazsınız' diye iddiaya girdi. Bu iddia üzerine her futbolcunun bir atış kullandığı suç çalışmasında bir kez futbolcular kazanırken, bir kez de kaleciler kazandı. Broos, futbolcuların kazandığı çalışma sonrası Jack Munaron'a dönerek, gol sevinci yaptı. Munaron da kazandıkları şut çalışması sonrası kalecileri Sylva ve Onur'u tebrik etti. Serbest vuruş çalışması sırasında Ceyhun, Tayfun ve Gökhan, kullandıkları iki atışı da golle sonuçlandıran oyuncular oldular. -''HOCA İSTERSE YATTARA OYNAYABİLİR''- Antrenmana, sezon öncesi ayak bileğindeki sakatlığı nedeniyle bir türlü verimli çalışamayan Gineli oyuncu İbrahima Yattara da katıldı. Yattara'nın önceki antrenmanlara göre herhangi bir sorun yaşamadığı gözlendi. Kulüp futbol şube sorumlusu İhsan Alioğlu, Yattara'nın oynamasına tıbbi bir engel bulunmadığını belirterek, ''Yattara'nın öz güven eksikliği var. Hoca ondan tam verim almadan sahaya sürmek istemiyor. Çalışmaları iyi gidiyor. Hoca isterse Yattara Kayserispor maçında oynayabilir'' dedi. Bu arada Trabzonspor'un, Kayserispor ile yapacağı maçın biletleri Sadri Şener Sosyal Tesisleri ve www.biletix.com.tr adresinden satışa sunuldu.
603849
Ergenekon'da isim için tahliye kararı
Birinci ''Ergenekon'' Davası'nda tutuklu sanıklar Erol Ölmez, Kahraman Şahin ve Ümit Oğuztan'ın tahliyesine karar verildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, verilen aranın ardından, ve Ekim tarihlerindeki duruşmalarda yapılan taleplere ilişkin aldıkları kararları açıkladı. Başkan Şengün, dosya kapsamı, tutuklulukta geçirilen süre, delil durumu dikkate alınarak sanıklardan Erol Ölmez, Kahraman Şahin ve Ümit Oğuztan'ın tahliyelerine karar verdiklerini belirtti. Şengün, bu sanıklar hakkında yurt dışı çıkış yasağı konulduğunu bildirdi.
605561
Süper Kupa'nın ilk sahibi İstanbul!
Süper Kupa'nın ilk sahibi İstanbul! Aroma Erkekler Voleybol Birinci Ligi'ni geçen sezon şampiyon olarak tamamlayan İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile Türkiye Kupası'nı müzesine götüren Arkasspor, Ankara'da Süper Kupa mücadelesine çıktılar. Rakibini 3-1 yenmeyi başaran İstanbul ekibi ilk Süper Kupayı müzesine götürmeyi başardı. İstanbul Büyükşehir Belediyespor, kupasını Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak'ın elinden aldı. Maçı Özak'ın yanısıra Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül ile Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık da izledi. -İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESPOR: ARKASSPOR: 1- Salon: Selim Sırrı Tarcan Hakemler: Aziz Yener, Çetin Ok İstanbul Büyükşehir Belediyespor: Touzinsky, Stoykov, Erhan, Ulaş, Trommel, Hakan Fertelli (Barış, Hakan Alışık, Umut, Volkan, Muhammed) Arkasspor: Duerden, Kadir, Emin, Hüseyin, Kike, Ahmet (Nuri, Burutay, Bülent) Setler: 26-24, 16-25, 25-22, 25-21 Süre: 101 Dakika (27, 23, 25, 26)
605657
"Gitmeyeceğim"
"Gitmeyeceğim"Erdoğan Baykal'ın 'Kameralı görüşelim' önerisini reddetti: "Belki bir çayını içerdik. çayından da mahrum olduk" Partisinin Meclis Grup toplantısında konuşan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Deniz Baykal'ın kameralı görüşme talebini geri çevirdiğini açıkladı. "Bu görüşmeye Baykal ne hazır ne de açık. Baykal'a bu mektubuyla ilgili yanıtını veriyoruz. Kameraları söylüyorsun. Benim de önerim şu: Meclis'te kameralar var. Yerli ve yabancı basının tüm kameraları karşısında bu konuyu görüşeceğiz. Sen de orada çıkıp konuşursan ben de çıkıp konuşacağım. Sen konuşmazsan arkadaşlarım orada çıkıp bilgilendirmeyi yapacak. Orada herşey şeffaf, açık olacak. Genel merkezine gelecektik, herşeyi, süreci anlatacaktık. Belki bir çayını içerdik çayından da mahrum olduk. Benim yanıtım ben de ona gitmeyeceğim"
605168
"İstanbul'da 245 domuz gribi vakası var"
İstanbul Sağlık Müdürlüğü, 245 vakası olduğunu açıkladı. İstanbul Sağlık Müdürlüğü, kentteki herhangi bir okulda salgını veya hastalığın yayılmasının söz konusu olmadığını bildirdi. Müdürlükten yapılan yazılı açıklamada, İstanbul'da "İnfluenza (H1N1)" pozitif vakalarının 30 Nisan-20 Ekim arasında 245 kişide tespit edildiği belirtildi. Açıklamada, 18 yaş altı grupta da zaman zaman pozitif vakalara rastlandığına dikkat çekilerek, herhangi yayılma olasılığına karşı İl Milli Müdürlüğü ile iş birliği yapıldığı ve gerekli tedbirlerin alındığı vurgulandı. Tespit edilen vakaların genel durumlarının iyi olduğu, yakından takip edildikleri ve tedavilerinin yapıldığı ifade edilen açıklamada, bugün itibari ile İstanbul'da hastanede takip edilen vakanın bulunmadığı kaydedildi. Açıklamada, "Herhangi bir okulda salgın durumu ve hastalık yayılması söz konusu değildir" denildi.
604546
Öcalan, gerçek patron olduğunu gösterdi...
Öcalan, PKK’ nın gerçek patronunun kim olduğunu bir defa daha gösterdi. “PKK benden sorulur ve benim dediğim olur. Son sözü ben söylerim” demiş oldu. DTP, Kürt açılımı konuşulurken kendilerinin değil asıl muhatap olarak Abdullah Öcalan’ın alınması gerektiğini söylerken herkes tarafında eleştirilmişti. Öcalan da sanki partinin bu yaklaşımının çok doğru olduğunu göstermek ister gibi davrandı. Bir mesajıyla Kürt açılımına önemli bir destek vermiş oldu...Bilene bilmeyene de kimin kim olduğunu net şekilde anlattı. Kürt açılımının tek hedefinin, PKK’yı dağdan indirmek olduğunu biliyoruz. İşte bu çerçevede Türkiye’ye gönderilen PKK’lıların getirdikleri mesaj son derece önemli. Eğer geldiklerine pişman edilmezlerse, zaman diğerleri de cesaretlenecekler.
604172
Bakanlar önünde Kürtçe gülbanklarla semah
Kültür Bakanlığı ile Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri ile Alevi Enstitüsü'nün ortaklaşa düzenlediği sempozyumun açılış töreninde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Hacı Bektaş-ı Veli'de kendisini en çok etkileyen özelliğin 'ahlak öğreticisi' yönü olduğunu söyledi. Hacı Bektaş'ın, "Eline, beline, diline hakim ol." sözünü hatırlatan Günay, bu ifadenin binlerce sayfalık sözlerin yerine geçebileceğini söyledi. Mevlânâ ile Hacı Bektaş-ı Veli'yi kıyaslayan Günay, Mevlânâ'nın çok daha uzun sayfaları dolduran dizeler, Hacı Bektaş'ın ise birkaç sözcükten oluşan cümleler kurduğunu dile getirdi. Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nde gerçekleştirilen ve gün sürecek olan törende Günay'a Azeri sazı hediye edildi, Kürtçe gülbanklar (hep bir ağızdan ve makamla yapılan dua) eşliğinde semah dönüldü. ÇELİK: İSTİKBAL BEKLENTİSİ TAŞIMIYORUZ Törene katılan Devlet Bakanı Faruk Çelik de hükümet tarafından yürütülen Alevi çalıştaylarının aralık ayına kadar süreceğini ve sonuncu oturumda 'Alevi açılımı' konusunun şekilleneceğini ifade etti. Çelik, geçmişte istismar edilen Alevilik konusunu çözmek istediklerini ancak hiçbir 'istikbal beklentisi' taşımadıklarını belirtti. Sempozyumun açılışında Adıyaman'dan gelen Garip Dede isimli Alevi dedesi ile semah dönen Alevi vatandaşlar da yer aldı. Garip Dede, bakanların da bulunduğu protokolün önünde hem Türkçe hem de Kürtçe duvaz (on iki imamı öven nefes) ve gülbanklar okuyarak semahı yönetti. Azerbaycan Devlet Ekonomi Üniversitesi'nden Metanet Azizgizi Aliyeva, Bakan Ertuğrul Günay'a Azeri sazı hediye etti.
604157
Canını polis kurşunu aldı
Canını polis kurşunu aldı 13 yaşındaki Özge Keyikci, hafta sonu bir düğünde polis memuru Enver Acar’ın tabancasından çıkan kaza kurşunuyla can verdi ’nın Çavdarhisar ilçesinde bir yakınının düğününe giden polis memuru Enver Acar’ın belinden çıkarıp elinde tuttuğu tabanca, iddiaya göre kazayla ateş aldı. Tabancadan çıkan tek kurşun, polis memurunun 10 yaşındaki oğlu Tunahan Acar’ın kolunu sıyırıp 13 yaşındaki Özge Keyikci’nin göğsüne saplandı. Keyikci olay yerinde öldü. ’nde görevli Acar, ailesiyle birlikte cumartesi akşamı yakınları Özgür Yıldırım’ın Barağ köyündeki düğününe katıldı. Köy meydanında yapılan düğünde iddialara göre Acar tabancasını belinden çıkarıp eline aldı. Acar’ın elindeki tabanca kaza sonucunda patladı. Tabancadan çıkan kurşun Acar’ın oğlu Tunahan Acar’ın kolunu sıyırıp Keyikci’nin göğsüne saplandı. Çavdarhisar 100. Yıl İlköğretim Okulu 8-C sınıfı öğrencisi Keyikci olay yerinde öldü. Yaralanan Tunahan Acar da Kütahya Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Ölen Keyikci’nin, annesi Sıdıka ve babası Selim’le birlikte Demirokul köyünden düğüne geldikleri belirtildi. Jandarma ekipleri olaydan sonra Acar’ı gözaltına aldı. Afyonkarahisar Emniyet Müdürlüğü Ruhsat İşleri Şube Müdürlü-ğü’nde görevli polis memuru Enver Acar tutuklandı.
604671
Camı çatlayan uçak İstanbul'a indi
Uçağın kaptan pilotu, çatlayan cam büyük bir tehlike oluşturmasa da uçuş kontrol kulesiyle irtibata geçerek saat 02.00 sularında İstanbul'a indi. Apronda uygun bir noktaya park eden uçağın camı değiştirildi. ABD uçağı daha sonra seferine kaldığı yerden devam etti.
604797
Dağdan inen 29 kişi serbest bırakıldı
Dağdan inen 29 kişi serbest bırakıldı PKK'nın cezaevinde bulunan Abdullah Öcalan'ın Ekim'de avukatları aracılığıyla yaptığı çağrı üzerine Kandil Dağı'ndan ve Mahmur Kampı'ndan ayrılarak Türkiye'ye giren toplam 34 kişilik grubun sorgulaması tamamlandı. 29 kişi sorgularının ardından serbest bırakıldı. Dört saat süren sorgulamadan sonra gruptan beş kişi için ise tutuklama isteminde bulunuldu. Kandil ve Mahmur'dan gelen 34 kişilik gruptan beş kişi için savcılar tutuklama istedi. Kararı, Habur'a gelen Silopi Sulh Ceza Hakimi verecek. Beş kişiden üçünün Kandil'den, ikisi Mahmur mülteci kampından olduğu haberleri geldi. Sorgulama sonuçlarının gün içerisinde netleşmesi bekleniyor.
604656
Rizeli maceracı gençler kurtulmayı bekliyor
Sarp Sınır Kapısı'na birlikte gezmeye gittikleri arkadaşları mazot almak amacıyla Gürcistan'a geçerken, pasaportları olmadığı için açıktan yüzerek bu ülkeye girdikleri gerekçesiyle tutuklanan Rizeli genç, gündür kurtarılmayı bekliyor. Rize'nin Ardeşen ilçesinde yaşayan amca çocukları Arif Kaya (23) ve Muhammet Kaya (22) ile arkadaşları Osman Osmanoğlu, 13 Ekimde, Sarp Sınır Kapısı'na gezmeye gittiler. Pasaportu olan Osmanoğlu, aracına mazot almak için kapıdan geçiş yaparak Gürcistan'a giderken, Arif ve Muhammet Kaya, sınır kapısında kaldı. Osmanoğlu'nun Gürcistan'a gitmesinin ardından denize giren Arif ve Muhammet Kaya, iddiaya göre, açıktan yüzerek Gürcistan tarafına geçti. Burada Gürcistan güvenlik güçlerinin kendilerini fark etmesi üzerine gözaltına alınan Arif ve Muhammet Kaya, daha sonra çıkarıldıkları mahkemece ''sınır ihlali'' suçundan tutuklanıp cezaevine konuldu. Arif Kaya'nın babası Halim Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlu ile yeğeninin arkadaşları ile Sarp'a gittiklerini belirterek, ''Arkadaşları Gürcistan tarafına geçmiş. Oğlum ve yeğenim de söylendiğine göre denizden yüzerek Gürcistan tarafına geçmişler'' dedi. ''YAPILAN AKIL İŞİ DEĞİL AMA BİR KEZ OLDU'' Oğlunun arkadaşının durumu kendilerine haber vermesi üzerine Ardeşen Belediye Başkanı ve Kaymakam ile görüşüp yardım istediklerini anlatan Kaya, şunları söyledi: ''Belediye Başkanımız ve Kaymakamımız bize ellerinden geldiğince yardımcı oldu. Daha sonra Arhavi Kaymakamı ile görüştük. Arhavi Kaymakamı, Gürcistan makamları ile görüşüp bilgi aldı. Oğlum ve yeğenim elbiselerini bir poşete koyup kollarına bağlayıp Gürcistan tarafına geçmişler. Başka bir suç işlemediler. Sadece sınır ihlali yapmışlar. Bir cahillik yaptılar. Herhalde hobi olsun diye Gürcistan tarafına geçmek istediler.'' Gürcistan makamlarının, oğlu ve yeğeninin serbest kalması için 10 bin lira kefalet istediğini öğrendiklerini ifade eden Kaya, ''Hurda, demir satarak geçimimizi sağlıyoruz. İki çocuk babası oğlum da, yeğenim de işsiz. Yapılan akıl işi değil ama bir kez oldu. Büyüklerimizden bize yardımı olmalarını bekliyoruz. Bu parayı ödeyecek maddi gücümüz yok'' diye konuştu. Muhammet Kaya'nın annesi Gülhanım Kaya ise mağdur durumda olduklarını belirterek, ''Bizden 10 bin lira kefalet istiyorlar. Ancak bunu ödeyecek maddi gücümüz yok. Bir çare arıyoruz. Yetkililerden bize yardımcı olmalarını istiyoruz'' dedi. BAŞKONSOLOSLUK DEVREDE Arkadaşları tutuklanan Osmanoğlu ise, kendisinin Gürcistan'a gitmesinin ardından arkadaşlarının yüzerek Gürcistan tarafına geçtiklerini anlatarak, ''Gözaltına alınmalarının ardından Gürcistan'a gidip arkadaşlarımla görüştüm. Mahkemeye çıkarken cep telefon ile görüntülerini kaydettim. Bu görüntüyü, ailelerine de izlettim. Konuyu konsolosluğa da bildirdim'' diye konuştu. Arhavi Kaymakamı Bülent Bayraktar da, Gürcistan makamlarından aldıkları bilgiye göre gençlerin yüzerek Gürcistan tarafına geçtiklerini, daha sonra da gözaltına alınıp çıkarıldıkları mahkemece tutuklandıklarını söyledi. Ailelerinin kendilerine başvurması üzerine ilgili makamlarla görüştüklerini anlatan Bayraktar, ''Konuyu Gürcistan'da Türk Başkonsolosluğu takip ediyor. Gerekenler yapılıyor. Kendilerine avukat tutulmuş'' dedi.
604364
Erdoğan'ın ABD gezisi ertelendi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 29 Ekim'de Başkanı Barack Obama ile yapacağı görüşme ve bu ülkeye yapacağı seyahat ertelendi. İki liderin buluşması için yeni tarih üzerinde çalışmalar sürüyor. Edinilen bilgilere göre, Ankara, Beyaz Saray'dan Cumhuriyet Bayramı olan 29 ekim için verilen randevu yerine yeni bir tarih istedi. İstenen yeni tarihe göre Başbakan Erdoğan ziyaretini gerçekleştirecek. Ziyaretin çok ileri bir tarihe ertelenmeyeceği, kasım ya da aralık ayı içerisinde yapılabileceği de öğrenildi. Başkanı Obama, Erdoğan'ı 29 Ekim tarihinde çalışma ziyareti için 'ye davet etmişti. İki lider son olarak Pitsburg'da düzenlenen zirvesinde bir araya gelmişti.
605416
Merkezi yönetim brüt borç stoku 431.1 milyar TL’ye çıktı
Merkezi yönetim brüt borç stoku 431.1 milyar TL’ye çıktı Merkezi yönetim brüt borç stoku Eylül sonu itibariyle 431.1 milyar TL’ye çıktı. Ağustos ayına göre 6.3 milyar TL artan merkezi yönetim borç stoku, aylık dönemde 50.8 milyar TL’lik artış gösterdi. 30 Eylül itibariyle merkezi yönetim brüt borç stoku verilerini açıkladı. Ağustos sonunda 424.7 milyar TL olan merkezi yönetim brüt borç stoku, Eylül sonunda 431.1 milyar TL’ye çıktı. Eylül ayında borç stokunun 301.7 milyar TL tutarındaki kısmı cinsinden, 129.1 milyar TL tutarındaki kısmı döviz cinsinden ve geriye kalan 0.4 milyar TL tutarındaki kısmı ise dövize endeksli borçlardan oluştu. BORCUN YÜZDE 58.8’İ İÇ PİYASAYA Brüt borç stokunun yüzde 58.8’i iç piyasaya, yüzde 15.6’sı kamu kesimine olan iç borçlardan oluştu. İç borç stoku yıl sonuna göre 45.8 milyar TL artarak 320.6 milyar TL’ye çıktı. Bunun 253.4 milyarı piyasaya, 67.3 milyar TL’si kamu kesimine olan borçlardan meydana geldi. stoku Eylül sonunda yıl sonuna kıyasla milyar TL artarak 110.5 milyar TL oldu. Bunun 60.9 milyar TL’si borçlarından oluştu. 49.6 milyar TL’lik dış kredi borçlarının 11.9 milyar TL’si ’ye olan borçlardan meydana geldi. bazında bakıldığında merkezi yönetim brüt borç stoku 290.9 milyar dolar, iç borç stoku 216.3 milyar dolar, dış borç stoku 74.6 milyar dolar oldu. (ANKA)
605464
İsrail'in Türkiye tavrı değişti mi?
ve Türkiye arasında tansiyon hala yüksek. Peki, Ankara ve Telaviv arasında gerginlik sokaklarına nasıl yansıdı? yönetimi, olayların üstüste geldiği görüşünde. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yigal Palmor, "bunları kriz olarak niteleyebilir miyiz bilmiyorum" diyor. halkının da kafası karışık. (Elif Ural CNN TÜRK Kudüs) -- Önce one minute, sonra tatbikat ardından da dizi krizi. ve Türkiye arasında tansiyon düşüyor derken, ardarda patlak veren krizler ilişkileri bir çıkmaza mı sürüklüyor? Hem yönetimi hem de halkı bu konuda kararsız. Dışişlleri Bürokrasisisi Netanyahu Yönetimi kadar kesin dille konuşmuyor. Hatta krizin tansiyonunu aşağıya çekme eğiliminde. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yigal Palmor'a göre kesin tespitler yapmak için erken. Palmor, "Yaşananları kriz olarak niteleyebilirmiyiz, bilmiyorum. Anadolu Kartalı Tatbikatı'nın iptali, Ayrılık dizisinin yayınlanması, Türk siyasetçilerinin yaptığı bir dizi açıklamalar; bunlar tabi ki kümülatif bir etki yarattı. Bu da İsrailli politikacılar ve halktan tepki aldı. Bu bir kriz mi? Evet. Başka bir şeylere etkisi olur mu, bunun için derin analizler yapmak için daha erken" dedi. Aslında 'de en büyük tepki TRT 1'de yayınlanan diziye. Dışişleri Bakanı Sözcüsü Palmor, diziyi skandal olarak niteliyor. Palmor, "Dizinin içeriğinde skandal vari rahatsız edici görüntülerin olması ki düşündüğümde bile ürperiyorum. Bunun yanında da bu dizinin bir marjınal televızyon kanalında filan değil devletin televizyonunda yayınlanması bizi gerçekten şok etti. Eğer devlet kanalında yayınlanıyorsa devlet bundan bir şekilde sorumlu demektır" diye konuştu. Ve arasındaki görüşmeler. Türkiye'yi arabulucu olarak istiyor mu istemiyor mu? Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yigal Palmor, Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun "Türkiye arabulucu olmaz" sözlerinin henüz teyit edilmediğini söylüyor. Palmor, "Sanırım şu anda bu güveni kaybettik demek veya gelecekte olası bır arabuluculuk pozisyonu olup olmayacagı konusunda başka bır yorum yapmak için erken olur. Şu aşamada bu onemlı de değil, önemli olan biz ili yüzyüze görüşmek istiyoruz. Direk görüşmeler yapmak istiyoruz. Bu en başından bu yana talebimizdi, sadece direk görüşmeler ıle barış anlaşmaları yapılabilinir" dedi. halkının kafası karışık kimi Türkiye'yi suçluyor kimisi de "buraya gelin bizi tanıyın biz sizi seviyoruz" diyor. 'de yaşayan Türkiye kökenli Yahudiler de durumdan memnun değil medyayı suçluyor.
604139
Türkiye'nin en şanslı emeklileri
Türk-İş'in eylül ayı açlık sınırı 749,81 lira, yoksulluk sınırı ise bin 442 TL. milyon 202 bin 477 işçi emeklisinden milyon 255 bin 352'si (yüzde 81) açlık sınırının altında aylık alıyor. 'Yoksulluk sınırını' geçebilen emekli sayısı ise sadece 25. Bağ-Kur emeklilerinin durumu ise daha da kötü. Toplam milyon 16 bin 806 Bağ-Kur emeklisinden 'açlık sınırının' altında aylık alanların sayısı milyon 999 bin 64'ü (yüzde 99) buluyor. Sadece bir Bağ-Kur emeklisi 'yoksulluk sınırının' üzerinde aylık alıyor. Memur emeklileri, emekli gruplarındaki en iyi kesimi oluşturuyor. 'Açlık sınırının' altında aylık alan memur emeklisi sayısı 538 bin 714. Bu kişilerin tüm memur emeklileri arasındaki oranı yüzde 29,20'de kalıyor. 'Yoksulluk sınırının' üzerinde aylık alan emekli memur sayısı ise 29 bin 473'ü buluyor. Bu kişiler, milletvekilleri, Anayasa Mahkemesi başkanları, Başbakanlık ve bakanlık müsteşarları, Diyanet İşleri başkanları, Anayasa Mahkemesi üyeleri, Yargıtay Cumhuriyet başsavcıları, Yüksek Öğretim Yürütme ve Denetleme Kurulu üyeleri, Yargıtay ve Danıştay üyeleri, tümgeneraller, tümamiraller, valiler, emniyet genel müdürleri, büyükelçiler, tuğgeneral ve tuğamiraller, genel müdürler, rektörler, Devlet Planlama Teşkilatı genel sekreterleri ile profesörlerden oluşuyor.
605346
Filistinli adamdan Blair'in yüzüne; Teröristsin
El Halil'de tarihi bir camiyi ziyaret eden eski İngiltere Başbakanı Tony Blair, Filistinli bir kişinin sözlü saldırısına maruz kaldı. Blair'e "teröristsin" diyen protestocu, AB temsilcisinin korumaları tarafından konuşması engellenmek istenmesine rağmen, "Filistin topraklarına hoş gelmedin" demeyi de başardı. Blair, tepkiyi tebessümle karşıladı. 56 yaşındaki Blair, 2003 yılında Irak'ın işgaline destek verdiği, 2006 yılında İsrail'in Hizbullah'a açtığı savaşta İsrail aleyhine konuşmayı reddettiği ve başbakanlığı döneminde İsrail yanlısı davrandığı gerekçeleriyle bazı Arapların tepkisini çekmişti.
604600
Ran Lojistik'in halka arz tarihleri
İMKB Yönetim Kurulu, 11 Eylül 2009 tarihli kararı uyarınca Ran Lojistik Hizmetleri'nin halka arz satış işlemlerinin 26-28 Ekim 2009 tarihlerinde üç gün süre ile İMKB Birincil Piyasası'nda gerçekleştirileceğini bildirdi. İMKB 'den yapılan duyuruda, şirketin sermaye artırımı yoluyla halka arz edilecek milyon 200 bin lira nominal değerli hisse senetlerinin, lira nominal değere tekabül eden beher hisse için, satışın ilk gününde 2,86 lira fiyat baz alınarak, izleyen günlerde ise bir önceki işlem tarihindeki ağırlıklı ortalama fiyatın yüzde 10 altında ve üstündeki sınırlar içinde kalmak ve liranın altına düşmemek kaydıyla satışa sunulacağı kaydedildi. Duyuruda şöyle denildi: ''Birincil piyasada satışın devam ettiği süre içerisinde ikincil piyasa işlemlerine başlanmayacak olup, birincil piyasa satış süresinin sona ermesini veya satışın tamamlanmasını takiben, halka arz sonuçları da dikkate alınarak Borsa Yönetim Kurulunca verilecek işlem görme kararından sonra şirketin hisse senetleri Borsamız İkinci Ulusal Pazarı'nda işlem görmeye başlayacaktır. Şirketin işlem sırasına gönderilecek emirlerde maksimum lot miktarı 500 adet olarak uygulanacaktır.''
605083
Gözaltındaki bütün PKK'lılar serbest!
Şırnak'ın Silopi ilçesi yakınlarındaki Habur Sınır Kapısı'nda teslim olan ve tutuklanma talebiyle nöbetçi mahkemeye çıkarılan terör örgütü üyesi de serbest bırakıldı. Edinilen bilgiye göre, Irak'taki Kandil ve Mahmur bölgelerinden gelen ve özel yetkili savcı tarafından ifadeleri alınan 34 kişilik grupta yer alan terör örgütü üyesi, nöbetçi mahkemeye çıkarıldı. Burada ifadeleri alınan Hüseyin İpek, Nurettin Turgut, Musa Tomak, Vilayet Yakut ve Elif Uludağ serbest bırakıldı. Irak'ın kuzeyinden dün Habur Sınır Kapısı'na gelen 34 kişiden 29'u serbest bırakılmıştı. Böylelikle, gelenlerin tamamı serbest bırakılmış oldu. Serbest bırakılan 34 kişi Habur Sınır Kapısı'ndan Silopi Merkez'e gitmek üzere DTP'nin otobüsü ile ayrıldı. 2009-10-20 15:17:51 Bu teröristleri madem bırakacaksız ne diye askere nöbet tutturuyorsunuz sınırda... devleti yönetmek bu kadar basit mi? Teslim olanlara birde plaket versin değerli hükümetimiz... haram olsun size verilen oylar... Kenan Karahan 2009-10-20 15:16:48 Dün ironik tarzda bir yorum yaparak teröristlerin pişman olmadıklarını üstüne basa basa söyledikleri halde kitabına uydurularak etkin pişmanlık yasası kapmasında serbest bırakılacaklarını yazmıştım. Nedense yayınlanmadı. Biraz önce haberlerde yaptığım yorumun doğrulandığını öğrendim. Her ne kadar pişman olmasalar da bilmem kaçıncı maddenin bilmem kaçın bendine göre pişman oldukları için(!) serbest bırakılmışlar. Serbest bırakılan PKK'lılar bunu gururlarına yediremeyip geri dönerler mi acaba?
604698
Yüzücülerimiz,madalyaya doymadı
Mallorca kentinde yapılan ''2009 Özel Olimpiyatlar Avrupa Yüzme Yarışları''na Özel Sporcular Derneği'ni temsilen katılan Denizli Çamlık İlköğretim ve İş Okulu'nun sporcuları, Arzu Bahtiyar, Betül Uzakgider, Zeynep Buse Gürdal, Eren Islıkaye, Özhan Baştanoğlu, Halit Özdere ve Osman Erdede'den oluşan Türk ekibi, yarışlarda altın, gümüş, bronz madalyanın yanı sıra, bir de beşincilik elde etti. Avrupa-Avrasya Bölgesi'ne bağlı 33 ülkenin katıldığı yarışlara Özel Olimpiyatlar Türkiye Ulusal Direktörü Melih Gürel başkanlığında, antrenör Birgül Dilmen, idareciler Nurettin Uçak, Mehtap Karaman ve sporcudan oluşan bir kadro ile katılan Türkiye Özel Sporcular Derneği kafilesini, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda Özel Sporcular Derneği Başkanı Nurettin Aydın, yönetim kurulu üyeleri ve sporcu aileleri çiçeklerle karşıladı. SPORCULAR VE MADALYA KAZANDIĞI KATEGORİLER Özel Olimpiyatlar Avrupa Yüzme Yarışları'nda madalya kazanan sporcular ve kategorileri şöyle: 100 metre Serbest Bayrak: Özhan Baştanoğlu, Arzu Bahtiyar, Zeynep Buse Gürdal, Osman Erdede (Altın) 25 metre Sırtüstü: Özhan Baştanoğlu (Altın) 25 metre Serbest: Halit Özdere (Altın) 25 metre Serbest: Zeynep Buse Gürdal, Arzu Bahtiyar (Gümüş) 25 metre Serbest: Betül Uzakgider, Eren Islıkaye (Bronz) 25 metre Sırtüstü: Betül Baştanoğlu (Bronz) 25 metre Sırtüstü: Arzu Bahtiyar (Bronz) 25 metre Serbest: Özhan Baştanoğlu
605403
Cem Uzan'a üçüncü tutuklama kararı
'ya kaçtığı için hakkında İstanbul 8. ve 7. Ağır Ceza Mahkemelerince gıyabi tutuklama kararı çıkarılan hakkında, hileli iflas davasından yargılandığı İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce de gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı. Bu arada, Fransız Le Figaro gazetesi Uzan'ı 'Türk olarak niteledi. İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 'ya siyasi sığınma talebinde bulunan hakkında çeşitli suçlardan gıyabi tutuklama kararı verdi. Alınan bilgiye göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının başvurusunu değerlendiren İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi, "hileli iflas" suçundan yargılanan Uzan hakkında gıyabi tutuklama kararı aldı. Genç Parti Genel Başkanı ve iş adamı hakkında "özel banka parasını zimmete geçirmek", "cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak", "resmi evrakta sahtecilik", "özel evrakta sahtecilik", "Bankalar Kanunu'na muhalefet" ve "kamu kurumunu dolandırmak" suçlarından, davanın görüldüğü İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesince gıyabi tutuklama kararı ile "özel banka parasını zimmete geçirmek" suçundan yargılandığı İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesince de yakalama kararları çıkartılmış, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinin yakalama kararı uyarınca Uzan'ın kırmızı bültenle aranmasına başlanmıştı. Le Figaro: "Türk 'dan sığınma hakkı isteyen Fransız Le Figaro gazetesine de konu oldu. Gazete, Türkiye'de aranan 'ın 'dan siyasi sığınma hakkı istediğini, bu durumun iki ülke arasında zaten iyi olmayan ilişkileri daha da gerebileceğini yazdı.
604657
El Cezire’yi Yahudiler alıyor
’yi Yahudiler alıyor aleminin ’i İsrailli devine satılıyor. ülkelerinin yanı sıra, Kuzey ’dan Cezayir, Fas ve Tunus’a da yayın yapacak. Mısırda yayınlanan bir gazetenin iddiasına göre geçtiğimiz günlerde İsrailli imparatoru Haim Saban, El Cezire’nin sahibi Emiri ile hisselerin yarısını almak için pazarlık masasına oturdu. İki grup arasında pazarlık sürüyor. 1944 yılında Mısır’da doğan Haim Saban’ın 1956 yılında ’e göç etti. milyar dolara yakın bir serveti olan Saban ayrıca ve İsrail vatandaşı.
604575
Atletico Madrid'e Laudrup sesleri...
'e Laudrup sesleri... 1. Futbol Ligi’nin güçlü takımlarından olan, ancak lige kötü bir başlangıç yapan ’de teknik direktör Gomez’in görevine son verilmesi halinde yerine getirilecek adaylar İspanyol basınında yer alırken, Danimarkalı Michael Laudrup’un ismi öne çıkıyor. İspanyol basınında çıkan haberlerde, Laudrup’un İspanyol ligini çok iyi tanıdığı ve sezon önce ile başarı yakaladığı hatırlatılırken, Danimarkalı teknik adamın menajeri ’nun da Atletico Madridli yöneticilerle iyi ilişkilerde bulunduğu bildirildi. Laudrup, geçen Nisan ayında Spartak ’daki görevinden alınmasından bu yana boşta bulunuyor. Spor basını, Atletico Madrid Kulübü Başkanı Enrique Cerezo’nun yenilgilerin devam etmesi halinde, Abel’in yerine düşündüğü diğer bir ismin de İspanyol teknik adam Quique Flores olduğunu yazdı. Madrid kulübünde yeni teknik direktör arayışlarında Bernd ya da Türk basını kaynak gösterilerek isimleri de yer alıyor. Fatih Terim, dünkü basın toplantısında Atletico Madrid’den bir teklif almadığını kesin bir dille açıklamasına karşın As gazetesi "yabancı teknik direktör adayı" olarak tanıttığı Fatih Terim için "Uluslararası prestiji çok yüksek bir teknik adam. ile ’nı kazandı. Ülkesinin dışında ve ’da çalıştı. Karar alma özelliğine ve maçı soyunma odasından başlayarak kazanma yeteneğine sahip" değerlendirmesinde bulundu. İspanyollar, ’nde yarın oynanacak -Atletico Madrid maçının sonucunun teknik direktör değişikliğine sebep olmayacağını, Abel’in hafta sonu ’da yapılacak maçına kadar rahat olabileceğini savunuyor.
604850
Köşk: MGK Önerisine Tepkiler Üzücü
Köşk: MGK Önerisine Tepkiler Üzücü Köşk'ten yapılan açıklamada, "Gül'ün 'MGK'da ana muhalefet de bulunsun' önerisinin günlük siyasete alet edilmesi üzüntüyle karşılandı" denildi. Yayına Giriş: 20.10.2009 12:49:29 Güncelleme: 20.10.2009 12:49:29 Cumhurbaşkanı Abdullah Gül TRT'nin canlı yayınında Milli Güvenlik Kurulu toplantılarına ana muhalefet liderinin de katılmasının faydalı olacağını söylemişti. Ancak bu açıklamanın ardından ana muhalefetten gelen açıklamalar üzerine Çankaya Köşkü'nden yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklama şöyle: "Sayın Cumhurbaşkanımız, 18 Ekim 2009 tarihinde katıldıkları bir televizyon programında, kendisine yöneltilen bir soru üzerine; Anayasa değişikliği yoluyla MGK'nın yapısının değiştirilmesi halinde, Ana Muhalefet Partisi Liderinin de Milli Güvenlik Kurulu toplantılarına katılmasında fayda gördüğünü ifade etmişlerdir. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu beyanına, Ana Muhalefet Partisi Lideri ve sözcüleri tarafından 'Sanki bugün yapılacak Milli Güvenlik Kurulu toplantısına davet edilmesi düşünülüyormuş' gibi farklı anlamlar yüklenmesi, böyle yapıcı ve demokratik bir önerinin ve son derece ciddi bir konunun günlük siyasi çekişmelere alet edilmesi üzüntüyle karşılanmış ve ciddiyetten uzak bir yaklaşım olarak değerlendirilmiştir."
604085
Gülümseyin
Gülümseyin Hem kendi gülüyor, hem bakanı güldürüyor! İngiltere'de doğa fotoğrafçısı Michael Hutchinson, 222 kilo ağırlığındaki sevimli foku işte böyle görüntüledi. Ancak uzmanlar fokların gülmediğini, görüntünün olsa olsa dev hayvanın esneme anına denk geldiğini söylüyor.
604772
Asadov: Provokasyon var
Azerbaycan Milli Meclis Başkanı Oktay Asadov, meclisin bugünkü toplantısında, Türkiye Azerbaycan ilişkileri konusunda konuştu. Asadov, "Bakü'de, Azerbaycan Rusya milli maçında Türkiye bayrağı en yüksek yere asılmıştı. Ben daha önce de söylemiştim, iktidarlar gelip gider, halkların kardeşliği bitmez. Türkiye ile Azerbaycan arasında provokasyon yapanlar var. Bu tür insanlar Ermenilerden de kötüdür. Türkiye'de Azerbaycan bayrağına hakaret edildiğinde gururumuz sarsıldı, Azerbaycan bayraklarını alıp başka yerlere koyabilirlerdi" dedi.
605471
Powell: Kendimizi kandırdık, silahlar orada değildi
Powell: Kendimizi kandırdık, silahlar orada değildiSerkan AKKOÇ DHA İSTANBUL Eski Dışişleri Bakanı Colin Powell, ’ı işgal nedeni olarak öne sürülen kitle imna silahları iddiası hakkında “İstihbarat birimlerimiz yanıldı. Kendimizi kandırmış olduk. Silahlar orada değildi. Bu sonuçtan her zaman pişmanlık duyuyorum" dedi. Powell, İş Kadınları Derneği (TİKAD) tarafından Four Seasons Hotel Bosphorus’ta düzenlenen “Anneler Şiddete Karşı” konferansında yaptığı konuşmanın ardından soruları yanıtladı. Bir gazeteci, Powell’a “5 Şubat 2003’te BM toplantısında daha sonra doğru olmadığı ortaya çıkan uydu fotoğraflarıyla Irak’ta kitle imha silahları var demiştiniz. Sonuçta Irak işgal edildi. Şimdi de şiddet karşıtı bir toplantıda konuşma yapıyorsunuz. Sizce bu bir tür ikiyüzlülük değil midir? Rahat uyuyup uyumadığınızı merak ediyorum ?” diye bir soru yöneltti. Powell, soru üzerine BM toplantısından ay önce ABD, ve diğer ülkelerin istihbarat birimlerinin topladığı bilgilerin ’in kitle imha silahlarına sahip olduğunu gösterdiğini belirterek, “İşin sonunda istihbarat birimlerinin yanıldığını öğrendik. Kandırılmıştık ya da kendimizi kandırmıştık. Silahlar orada değildi. Bu sonuçtan her zaman pişmanlık duyuyorum. Bu bilgi yanlıştı, orada silah yoktu. Ama bize söylenen bu şekildeydi. Böyle inanarak, istihbarat birimlerinin bize verdiği bilgi doğrultusunda hareket ettik” diye konuştu. Powell, bir soru üzerine Türkiye’nin terörle mücadelesi ve demokratik süreciyle ilgili olarak da Türkiye’nin bu konuda yıllardır yanında olduklarını ifade ederek, gibi organizasyonların karşısında durduk. Hükümetin yapmış olduğu açılımı destekliyorum. Sadece ‘sert güç’ kullanarak değil diğer yöntemleri ‘soft power’ dediğimiz ılımlı yumuşak gücü de kullanan bir yaklaşım belirledikleri için yanındayım. Bu uzun zaman alacaktır. Doğru araç kombinasyonları kullanılırsa başarılı olacağını düşünüyorum. Eğer başarılı olursa sadece dünyanın bu kısmına değil tamamına etki edecektir. Dünya çapında ekonomik durumu ve kaynak dağılımını da olumlu etkileyecektir. Umalım ki başarılı olsun” dedi.
604628
Diyarbakır'da televizyondan eğitim verilecek
Diyarbakır'da görülen nedeniyle okullarda verilen bir haftalık eğitimin telafi edilmesi için yerel televizyonlar ile TRT kanalıyla ders verilmesi planlanıyor. Dün okulda vakası nedeniyle Diyarbakır İl Hıfzıssıhha Kurulu'nun dün aldığı kararla il merkezindeki tüm okullarda bugünden itibaren ve öğretime hafta ara verilmesinin ardından Milli Eğitim Müdürlüğü, eğitimin telafisi için arayış başlattı. Bir haftalık nedeniyle müfredat eksikliğinin giderilmesi amacıyla Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, televizyon üzerinden öğrencilere ulaşarak desteği verilmesi için kentteki yerel televizyonlar ile TRT Diyarbakır Bölge Müdürlüğü ile temasa geçti. Bir süre önce Milli Eğitim Bakanlığının olası tatiller için televizyonlardan yayınlanmak üzere CD'leri gönderdiğini belirten yetkililer, "Öğrencilerimizin eksik müfredatının giderilmesi için yerel televizyonlar ile TRT ile görüştük. İlköğretim için Milli Eğitim Bakanlığından CD'leri gönderilmişti. Bunun için bakanlıktan bugün bir uzman bir ekip gelecek. Ortaöğretim ve lise için de mevcut öğretmenlerimizden yararlanmayı planlıyoruz. Televizyon üzerinden çocukların görmeleri gereken dersleri vermeyi düşünüyoruz. İlk kez uygulanacak program da tam gün yayını planlanıyoruz" dedi. Öte yandan, okulların yanı sıra kentteki dershane, kreş ve özel kurumlarında da bugünden itibaren bir hafta süreyle eğitime ara verildiği belirtildi.
604569
Zimbabve'de kolera salgını: ölü
Sağlık Bakanlığından bir yetkili, yaptığı açıklamada, kolera salgınında Manicaland, Batı Maşonaland ve Midlands vilayetlerinde kişinin öldüğünü, 117 kişinin bu hastalığa yakalandığını açıkladı. Güney Afrika ülkesi Zimbabve'de geçen yıl ortaya çıkan kolera salgınında binden fazla kişi hayatını kaybetmişti.
604545
TÜSİAD'da başkanlık süresi iki yılda kaldı
Sen de etiket ekle!milliyet.com.tr hep yanınızda 'da başkanlık süresi iki yılda kaldı Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı bugün düzenlenen Başkanlar Konseyi toplantısının ardından toplantı gündemine yönelik bir açıklama yaptı. Mustafa Koç açıklamasında, TÜSİAD Başkanlar Konseyi’nde, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı ’ın görev süresini tamamlayarak ayrılma kararının değerlendirildiğini ve Arzuhan Doğan Yalçındağ’a Yönetim Kurulu Başkanlığı süresince sürdürdüğü başarılı çalışmalarından dolayı teşekkür edildiğini bildirdi. Mustafa Koç, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Toplantıda, TÜSİAD Yönetim Kurulu organlarının görev süresinin üç yıla çıkarılması konusu ele alınmıştır. Konuyla ilgili değerlendirmelerin sonunda, TÜSİAD bünyesinde yer alan yönetim organlarının, mevcut uygulamanın devamı olarak, iki yıllığına göreve seçilmelerine yönelik bir eğilim belirlenmiştir. Toplantıda ayrıca, Başkanlar Konseyi yapısının kapsamına alınması değerlendirilmiştir. Konunun, 2010 yılının Ocak ayında gerçekleştirilecek TÜSİAD Genel Kurul toplantısı gündemine getirilmesi yönünde bir karar alınmıştır.”
604947
Mustafa Denizli'den transfer açıklaması
'den transfer açıklaması Teknik Direktörü bugün bir gazetede Rodrigo ’nın transferi konusunda yer alan haberin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Denizli, siyah-beyazlı kulübün internet sitesi aracılığıyla yaptığı açıklamada, "Haberde yer alan futbolcumuz Rodrigo Tabata’nın transferi için başkanımız ’e, ’Evet ben iyi diyordum, ama hiçbir zaman alın demedim’ şeklinde bir beyanda asla bulunmadım. Transferlerin tamamı bilgim ve onayım doğrultusunda yapılmıştır. Söz konusu haberdeki iddiaların tamamı asılsızdır" ifadelerini kullandı. Mustafa Denizli, yarın oynayacakları Wolfsburg maçını da hatırlatarak, "’nde Wolfsburg ile oynayacağımız bu kadar önemli bir maçın öncesinde böyle bir haberin yapılmış olması maksatlı ve manidardır" dedi.
604589
Ekonomik planlarını kozalağa göre yapıyorlar
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, 16 milyon fıstık çamının bulunduğu 17 köyden oluşan Kozak Yaylası'nda yaşayan halkın büyük bir kısmı geçimini çam fıstığından elde ettiği gelirle sağlıyor. Kazandırdığı gelirin yanı sıra bünyesindeki vitaminlerle sağlık dostu olan çam fıstığı, bölgenin vazgeçilmez tarım ürünü olma özelliğini koruyor. Ürünün değerli olması ve yüksek talep görmesi üzerine Kozaklılar, bir araya gelerek kurdukları Kozak Çam Fıstığı Kalkınma Kooperatifi ile bu ürünü pazarlıyor. Bölgenin ülke ekonomisine katkısının 50 milyon dolar civarında olduğu ifade ediliyor. Kozaklı sakinleri, ağaçların üzerindeki çam fıstığı kozalaklarını takip ederek, üç yıllık planlarını rahatlıkla yapıp, gelecek yıllarda kaç para kazanacaklarını bile tahmin edebiliyor. Çam kozalaklarının kasım ayı itibarıyla başlanan toplama işlemi Nisan-Mayıs ayları sonunda tamamlanıyor. Oldukça zahmetli olan çam fıstığı kozalaklarını toplama işlerinde çalışanlar, ''Kiye'' adı verilen uzunca bir sopanın ucundaki kancaları fıstık çamı ağaçlarının dallarına geçirerek kendilerini yukarı çekiyor. Oldukça çevik hareket eden çalışanlar, günde ortalama 1,5-2 ton arasında ürün topluyor. Babasından öğrendiği çam fıstığı toplama işiyle geçimini sürdüren Ramiz Yavaş, mesleğinin bazı püf noktaları bulunduğunu, geçerli olan kurallara uymayanların iş kazası geçirerek sakat kalabileceklerini belirterek, ''Ağaçtan düştüğü zaman kişinin yaralanıp, sakat kalma ihtimali çok yüksek. Bu iş uzmanlık gerektiriyor. Bu meslek babadan oğula geçiyor'' dedi. ÇAM FISTIĞI YILDA BİR YETİŞİYOR Çam fıstığı işleme tesisi sahibi olan Mehmet Çakıcı da bu ürünün üç yılda bir yetiştiğini dile getirerek, şunları kaydetti: ''Üç senede meydana geldiği için üç yıllık ürünü görebiliyoruz. Yani 1999 yılında doğan bir ürün 2002 yılında toplanacak. Bütün kazancımız bu. İnsanların ekonomik gücü bununla sınırlı. Kozaklılar, üç yıl sonraki gelire göre ekonomik geleceklerini planlıyorlar. Bölgemizdeki vatandaş üç yıl sonra düğün yapacaksa bunun hesabını yapıyor. Bir şeyler alacaksa ağaçtaki çam fıstığına göre hareket ediyor.'' Çakıcı, çam fıstığının kalp ve damar hastalıklarına faydalı olduğunun bilindiğini belirterek, ''Doymamış yağ içerdiği için sağlık açısından çok yararlı bir ürün. Avrupa ülkelerinde tüketimi çok yaygın'' dedi.
605445
Tarım Bakanlığı armut işine el koydu
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından, AB Sağlık ve Tüketicinin Korunması Genel Müdürlüğü tarafından gıda ve yemde hızlı alarm sistemi kapsamında Bakanlığa ulaşan bildirimlerde, Alman makamları tarafından 640 ve 550 kg olmak üzere iki farklı partide toplam bin 190 kg armutta amitraz kalıntısı tespit edildiğinin iletildiği bildirerek, bu konuda üreticilerin uyarılmaya başlandığı açıklandı. Açıklamada, Avrupa Birliği (AB) Sağlık ve Tüketicinin Korunması Genel Müdürlüğü (DG-SANCO) tarafından Gıda ve Yemde Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) kapsamında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na ulaşan bildirimlerde, Alman makamları tarafından 640 ve 550 kilo olmak üzere iki farklı partide toplam bin 190 kilo armutta amitraz kalıntısı tespit edildiğinin iletildiği kaydedildi. -BAKANLIK TARAFINDAN SIKI TEDBİRLER GETİRİLDİ- AB'ye bu ürünleri ihraç eden ihracatçı firmalar ile bu ürünleri üreten üreticilerin takibe alınarak, yurt içi tüketime sunacakları veya ihracata gönderecekleri ürünler için Bakanlık tarafından sıkı tedbirler getirildiği belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi: ''Bu ürünleri üreten üreticilerin hasat etmek üzere oldukları ürünlerden numuneler alınarak analize gönderilmiştir. Ayrıca, armut üretiminin yoğun olarak yapıldığı yerlerde toplantılar düzenlenerek üreticiler konu hakkında uyarılmaya başlanmıştır. Bitkisel ürünlerde pestisit kalıntısı ile ilgili hata kaynağının önlenmesine yönelik olarak üreticilerin kayıt altına alınması, reçeteli ilaç satışı ile ilgili yeni mevzuat yürürlüğe girmiş ve bu konuda uygulama çalışmaları devam etmektedir. Bunlara ilave olarak eğitim almış, belgeli ve ehliyetli kişiler tarafından ve doğru tarım aletleri kullanılarak ilaç uygulaması yapılması konusunda hazırlanan yeni Yönetmelik taslağı yayımlanmak üzeredir.'' -BAZI AKTİF MADDELERİN İTHALATI VE İMALATI DURDURULDU- Açıklamada, sadece AB veya diğer ülkelere ihracat ürünlerinde değil aynı zamanda Türk vatandaşlarına güvenilir ürün sağlanması, tarımsal ürünlerde pestisit kalıntılarının önlenmesi, kimyasalların güvenli kullanımı ve çevrenin korunmasına yönelik Bakanlıkca Risk Bazlı Bitki Koruma Ürünlerinin Yasaklanması kapsamında 31 Aralık 2008 tarihinden itibaren (amitraz dahil) 75 adet, 31 Ağustos 2009 tarihinden itibaren 49 adet aktif maddenin ithalatı ve imalatının durdurulduğu kaydedildi. Ayrıca, 31 Aralık 2009 tarihinden itibaren adet, 31 Aralık 2010 tarihinde de yine adet aktif maddenin ithalatının durdurularak imalatının yasaklanması kararı alındığı ifade edilen açıklamada, şöyle denildi. ''2007-2008 yıllarında armutta amitraz ile ilgili gelen bildirimlere bakıldığında 2009 yılında diğer yıllara göre Bakanlığımızın yapmış olduğu etkin çalışmalar neticesinde sayısal bir düşüş yaşandığı görülmektedir. 2007 yılında 8, 2008 yılında 25 adet bildirim alınmışken 2009 yılının sonuna yaklaştığımız bu dönemde sadece adet bildirim alınmıştır. 2005-2008 döneminde Almanya Kuzey Ren Westfalye Doğa, Çevre Koruma, Tarım ve Tüketicileri Koruma Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen pestisit denetim sonuçlarına göre, Türkiye orijinli ürünlerin kalıntı sonuçlarının diğer ülkelere göre daha olumlu olduğu rapor edilmiştir.'' Türkiye tarafından riskli ürün grupları kapsamında hazırlanan Bakanlık Yıllık Pestisit Denetim Programı çerçevesinde 2008 yılında yapılan 54 adet armut numunesinden 7'sinin, 2009 yılında alınan 30 adet armut numunesinden tanesinin Türk Gıda Kodeksine aykırı bulunduğu belirtilen açıklamada, sorumlular hakkında gerekli yasal işlemlerin yapıldığı belirtildi.
605239
Çorbasında kıl çıkan 'Alo 174 Gıda Hattı'nı arıyor
Tarım İl Müdür Vekili Taner Gökdoğan, Isparta'dan yapılan 98 ihbardan 96'sını sonuçlandırarak ihbar sahiplerine bilgi verdiklerini, 15 işletmeye de 20 bin TL para cezası kesildiğini söyledi. Gıda hattının hizmete girmesinin ardından aylık süreçte yoğun bir tanıtım ve reklam çalışmasına girdiklerini ifade eden Gökdoğan, bu süreçte vatandaşların kafasında bir 'gıda güvenliği' kavramı oluştuğunu kaydetti. Gökdoğan, vatandaşların, sağlıklarını tehlikeye düşürecek durumlarda bu hattı aradıklarına değinerek, "İletilen şikayetler direk Tarım Bakanlığı'na düşüyor, oradan da bize ulaşıyor. Ekiplerimiz söz konusu yere giderek işyerinden; örneğin dönerden, salatadan, etten numuneler alarak laboratuvarda incelemeye tabi tutuluyor. Hijyenle ilgili bir durum varsa bone, eldiven, önlük takıp takmadığı kontrol ediliyor." dedi. Gökdoğan, yapılan denetimlerde işletmelerin puanlamaya tabi tutulduğunu, eksikliklerini 20 gün içerisinde gidermeyenlere para ve kapatma cezaları verildiğini anlattı. Gökdoğan, vatandaşların ürün bozukluğu ya da yabancı cisimle karşılaşmaları halinde 'Alo 174' hattına ihbarda bulunduktan sonra, aldıkları ürünü, fiş ve faturasıyla beraber kendilerine ulaştırmalarını istedi. Gökdoğan, "Ürünün işyerinden alındığı ispat edilmesi gerekiyor. Elimizde bir delil yoksa işyerini suçlayamayız. Bazen bu tür kasıtlı ihbarlar da olabiliyor." diye konuştu. Gökdoğan, gıda kontrol ekiplerinin, gıda üreten ve satan işyerlerinde öncelikle buradaki gıdaların Türk Gıda Kodeksi'ne uygunluğunu denetlediğini, aynı zamanda bu işyerlerinin ruhsat, asgari teknik ve hijyenik şartlar bakımından gerekli şartlarının devam edip etmediğini de kontrol ettiklerini kaydetti. Gökdoğan, Isparta merkezde 2006 yılında işletmeye bin 544 TL, 2007 yılında 15 işletmeye 23 bin 663TL, 2008 yılında 16 işletmeye 62 bin TL ceza uygulandığını ifade etti. Eylül 2009 itibariyle 15 işletmeye 20 bin160 TL idari para cezası uygulandığına değinen Gökdoğan, aynı süre içersinde toplam132 satış yeri, 176 toplu tüketim yeri denetlenerek işyerine kapatma cezası verildiği anlattı. Gökdoğan, ruhsatsız ve uygunsuz durumda olan toplam 26 işyeri hakkında belediyeye de ihbarda bulunulduğunu belirtti.
605216
Çocuklarda "A Gribi" Tehlikesi
Çocuklarda "A Gribi" Tehlikesi "A gribi"nin yayılmasının önlemesinde temizlik büyük önem taşıyor. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sesin Kocagöz, "A gribi" ile mevsimsel gribin yayılmasının önlenmesinde temizliğin büyük rol oynadığını, ayrıca kalabalık ve havasız ortamlardan uzak durulması ve kapalı alanların sıkça havalandırılması gerektiğinin altını çizdi. Prof. Dr. Kocagöz, Meksika'da başlayarak diğer ülkelere yayılım gösteren ve "domuz gribi" olarak da adlandırılan "Influenza H1N1" grip salgınına neden olan virüsün, hem "domuz tipi", hem mevsimsel grip oluşturan "insan tipi", hem de "kuş gribi tipi" ile karışmış melez bir virüs olduğunun saptandığını vurguladı. Özellikle çocukların sağlık kuruluşuna götürülmesini gerektirecek belirtileri Prof. Dr. Kocagöz şöyle sıraladı: "Yakınmalarının artması, hızlı veya zor nefes alma, vücutta solgunluk ya da morarma, beslenememe, uyarılara cevapta azalma ve uykuya meyil, huzursuzluk, ateşle beraber döküntü görülmesi" Korunmak İçin Neler Yapılmalı? Prof. Dr. Sesin Kocagöz, "A gribi" riskine karşı çocukların korunması için önerilerde bulundu: Çocuğunuzun okulunda H1N1 virüsü çıktıysa, okul yönetiminin önerileri doğrultusunda hareket edin. Hapşırırken ve öksürürken çocuğunuzun ağzını ve burnunu tek kullanımlık mendillerle kapatması ve kullanılmış mendilleri çöpe atması konusunda eğitin. Özellikle hapşırdıktan veya öksürdükten sonra, ellerini iyice yıkamasını sağlayın. Yıkayamayacağı durumlarda kullanması için çantasında alkol bazlı el temizleyici bulundurmasını ve kullanmasını sağlayın. Masalar, kapı kolları, banyo yüzeyleri, mutfak tezgahı gibi yüzeyler ile oyuncakların günlük temizlikte kullanılan deterjanlarla temizlenmesi gerekiyor. El sıkışmayın, öpüşmeyin.
604383
ABD-İsrail casusu bilimadamı tutuklandı
'de Savunma Bakanlığı başta olmak üzere çeşitli devlet kurumlarında çalışan bir bilimadamı, için casusuluk yaptığı gerekçesiyle tutuklandı. Adalet Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, 52 yaşındaki David Nozette gizli bilgiler elde ederek, haberalma görevlisi olduğuna inanılan birine vermeye çalışmakla suçlanıyor. Amerikan Federal Araştırma Bürosu FBI ajanları tarafından yakalanan Nozette ile ilgili ilk duruşmanın bugün Washington'daki federal mahkemede yapılması bekleniyor. Casusluğu kendi inisiyatifiyle yaptığı düşünülen Nozette ile ilgili soruşturma ve dava, 'e veya başka bir üçüncü taraf aleyhine soruşturma açılmasına temel teşkil etmiyor.
604647
Zetinburnu'nda bir binanın yan duvarı çöktü
Zetinburnu'nda bir binanın yan duvarı çöktü 'nda katlı bir binanın yan duvarı çöktü, göçük altında kalan kişi kurtarıldı kişinin kurtarılmasına çalışılıyor
605518
Blair'e Terörist Suçlaması
Blair'e Terörist Suçlaması Bir Filistinli, başbakanlığı döneminde İsrail yanlısı tutum sergileyen Blair'e, "Sen teröristsin" dedi. Yayına Giriş: 20.10.2009 21:12:44 Güncelleme: 20.10.2009 21:21:33 Avrupa Birliği'nin Ortadoğu temsilcisi eski İngiltere Başbakanı Tony Blair, Filistin'de sözlü tacize uğradı. El Halil'de tarihi bir camiyi ziyaret eden Tony Blair bir Filistinlinin sözlü saldırısına maruz kaldı. Blair'e "teröristsin" diyen protestocu, korumaların müdahelesine rağmen, "Filistin topraklarına hoş gelmedin" demeyi de başardı. İngiltere eski Başbakanı ve Avrupa Birliği Ortadoğu Temsilcisi Blair, tepkiyi tebessümle karşıladı. Irak'ın işgaline tam destek veren, 2006'da İsrail'in bölgedeki harekatlarında bu ülke aleyhinde konuşmayan Blair zaman zaman Arapların tepkisini çekmişti.
605112
Fransa'da PKK Operasyonu
Fransa'da PKK Operasyonu Terör örgütü PKK'ya bir darbe de Fransa'dan geldi. Fransız Polisi, örgütün Paris'teki merkezine baskın düzenledi. Örgüte zorla para toplayan kişi yakalandı. Sanıkların haraç ve uyuşturucudan elde ettiği yüklü miktarda paraya el konuldu. Terör örgütünün merkezi olarak faaliyet gösteren Paris'teki Kültür Merkezini basan polis, bazı evraklara el koydu, bazı kişileri gözaltına aldı. Le Luc ve Vidauban kentlerinde de, işyeri sahiplerinin şikayeti üzerine, örgüte zorla para toplayan kişi yakalandı. Yakalanan PKK'lılar, "terör örgütüne üye olmak" ve "örgüte haraç toplamak" suçlarından mahkemeye çıkarılacak. Fransa'da Haziran'dan bu yana yakalanan terör örgütü mensubu sayısı 40'a çıktı. Bu arada, terör örgütü PKK'nın Avrupa'daki "gizli kasası" olarak bilinen Nedim Seven'in, Türkiye'ye iadesi ile ilgili duruşma yarın (21.10.2009) yapılacak. Seven, geçen yıl sahte pasaportla Ermenistan'a kaçarken, İtalya'da yakalanarak, Fransa'ya iade edilmişti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Paris'e iki hafta önce yaptığı ziyaret sırasında görüştüğü Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, terör örgütünün Fransa'daki faaliyetlerini daha fazla kontrol altına alma sözü vermişti.
604762
Şeker Pancarı Alımları Başladı
Şeker Pancarı Alımları Başladı Çarşamba şeker fabrikasında bu yıl 100 bin ton civarında pancar işlenmesi, bundan da 11 bin ton kristal şeker üretilmesi planlanıyor. Yayına Giriş: 20.10.2009 11:56:58 Güncelleme: 20.10.2009 11:56:58 Samsun yöresinde şeker pancarı alımları başladı. Çarşamba şeker fabrikasında bu yıl 100 bin ton pancar işlenecek. Çarşamba ovasının bereketli topraklarında hemen her türlü ürün yetişiyor. Yörede şeker pancarı tarımıyla uğraşan çiftçiler, bir süre önce tamamladıkları hasadın ardından, ürünlerini şimdi de fabrikaya teslim etmeye başladı. Çarşamba şeker fabrikasında bu yıl 100 bin ton civarında pancar işlenmesi, bundan da 11 bin ton kristal şeker üretilmesi planlanıyor. Kuruluş, kampanya süresince çiftçiye, yaklaşık 10 milyon lira ürün bedeli ödeyecek.
605147
AK Parti Milletvekili Eryılmaz kazada yaralandı
Milletvekili Eryılmaz kazada yaralandı Ağrı Milletvekili ve Sağlık eski Bakanı Yaşar Eryılmaz, seçim bölgesi Ağrı'ya giderken ’un Pasinler İlçesi girişinde geçirdiği trafik kazasında yaralandı. Başbakan Recep Tayyiep Erdoğan'ın yarın Ağrı'da yapacağı gezi nedeniyle 'nin uçağı ile dün Erzurum'a gelen Ağrı Milletvekili Yaşar Eryılmaz'ı Ağrı eski İl Başkanı Kasım Bulan havalimanında karşıladı. Kasım Bulan yönetimindeki 06 BF 1584 plakalı otomobil Erzurum'dan Ağrı'ya giderken Pasinler İlçesi girişinde kırmızı ışık ihlali yapınca, bir başka otomobille çarpıştı. Kazada otomobilin hava yastığının açılması sonucu Eryılmaz hafif yaralandı. Yüzünde kesikler olduğu bildirilen Milletvekili Eryılmaz ile Kasım Bulan Pasinler Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada yapılan tedavinin ardından Eryılmaz ve Bulan başka otomobille Ağrı'ya gitti.
605261
Çocuklar oyun oynarken otomobil yaktı
İddiaya göre göre, Mahmudiye Mahallesi Gözde Sokak'ta, ahşaptan yapılan ve içinde Mehmet Çolak'a ait 16 9786 plakalı otomobilin bulunduğu sundurmanın yanında ateşle oynayan çocuklar, yangına neden oldu. Kısa sürede büyüyen yangın, sundurmanın altına park edilen otomobile de sıçradı. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yangını söndürdü. Otomobilin kullanılamaz hale geldiği yangınla ilgili soruşturma sürdürülüyor.
604560
Türkiye'den aşı üretimi ile ilgili dev adım
AA muhabirinin Sağlık Bakanlığı yetkililerinden aldığı bilgiye göre, bakanlığın aşı takvimindeki difteri, boğmaca, tetanoz, çocuk felci ve menenjite karşı 5'li aşının etiketlenmesi, paketlenmesi ve dolumu artık Türkiye'de yapılacak. Gelecek yıldan itibaren miniklere bu aşıların uygulanacağını bildiren bakanlık yetkilileri, bunun aşı üretimi konusunda Türkiye'ye bilgi transferi sağlanması açısından önemine işaret etti. Paketleme ve dolumun ardından, aşı üretiminde büyük önem taşıyan, etkenin toz halinde kurutulup sulandırıldığı ''diofilizasyon'' ve laboratuvarlarda uygun koşullarda birleştirilerek küçük şişelere dağıtıldığı ''bulk'' aşamalarına geçilebileceğini ifade eden yetkililer, ancak bunun uzun bir süreç gerektirdiğine işaret etti. Yetkililer, ''5'li aşıların paketleme ve dolumunun Türkiye'de yapılması aşı üretimine doğru önemli bir adım'' şeklinde konuştular. Türkiye'de halen aşı üretimi yapılmıyor. Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezinde sadece akrep, difteri ve tetanoza karşı antiserumlar üretiliyor.
605010
Mutteki: Erdoğan arabulucu değil
Mutteki, Dışişleri Bakanlığında düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Erdoğan'ın İran ziyaretine ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. Bakan Mutteki, "Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iki ülkenin üst düzey yetkilileri arasındaki görüşmeler ve önceden planlanmış bir program çerçevesinde İran'a gelecek" dedi. İran ve Türkiye arasında son dört yılda çeşitli alanlardaki ilişkilerin gözle görülür oranda arttığını kaydeden Mutteki, ekonomik ve siyasi alanlarda artan işbirliğinin, iki ülkenin sahip olduğu potansiyelin göstergesi olduğunu söyledi. İki ülke yetkililerinin mevcut ilişkileri daha da geliştirmekte kararlı olduklarını ifade eden Mutteki, "İran ve Türkiye görüşmelerinde ikili çeşitli konular ile bölgesel ve uluslararası konuların ele alınması doğaldır" dedi. Mutteki, Başbakan Erdoğan'ın ziyaretinde nükleer konuda arabuluculuğun gündeme gelip gelmeyeceğine ilişkin olarak da "Nükleer konuda arabuluculuk söz konusu değil. Erdoğan'ın ziyaretinde, İran ve Türkiye'nin ilgi duyduğu çeşitli konular ele alınacak ve bu konularda fikir teatisinde bulunulacak" diye konuştu. İranlı Bakan, Başbakan Erdoğan'ın ziyaretinin konusu ve buna ilişkin haberlerin basın aracılığıyla kamuoyuna duyurulacağını söyledi. Mutteki, İran'ın nükleer enerji faaliyetlerinin yasal ve doğal süreci içinde devam edeceğini de ifade etti.
604140
Ödemiş’e tayyare
Ödemiş’e tayyare ’İN Ödemiş ilçesinde 1927-1934 arasında devlete uçak hediye edilmesine ilham olan Tayyare Parkı’na konulmak üzere, Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Hasan Aksay’ın talimatıyla ilçeye eski model uçak gönderildi. Türk hava savunmasında kullanılan uçağın Ödemişlilerin devlete hediye ettiği uçaktan birisi olduğu öğrenildi. Ödemiş Belediye Başkanı Bekir Keskin, “Ödemişli olan Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay’dan yardım istedik. Uçak, Ödemişlilerin 1927-1935 arasında aldığı uçaktan birisi” dedi.
604718
Pakistan'da üniversitede patlama
'ın başkenti İsmababad'daki Uluslararası İslam Üniversitesi'nde güçlü bir patlama oldu. Polisin verdiği bilgiye göre üniversitenin kampüsünde iki patlama meydana geldi. Ölü veya yaralılar konusunda henüz bir açıklamada bulunulmadı. Üniversiteye çok sayıda ambulans sevk edilirken, çevrede helikopterlerin havalandığı görüldü.
605594
Armin Veh: Dikkatli Olmalıyız
Armin Veh: Dikkatli Olmalıyız Wolfsburg Teknik Direktörü, Beşiktaş'ın bedavadan şampiyon olmadığını bu yüzden dikkat etmeleri gerektiğini söyledi. Yayına Giriş: 20.10.2009 22:01:23 Güncelleme: 20.10.2009 22:02:18 UEFA Şampiyonlar Ligi Grubu'nda yarın (21.10.2009) Beşiktaş ile karşılaşacak Wolfsburg takımının Teknik Direktörü Armin Veh, Beşiktaş'ın geçen yıl ligde bedavadan şampiyon olmadığını ve yarınki maçta dikkatli olmaları gerektiğini söyledi. Wolfsburg Arena Stadı'nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Armin Veh, her takımda olduğu gibi Beşiktaş'ın da zayıf tarafları olduğunu ifade ederek, "Bizim olduğumuz gibi Beşiktaş'ın da zayıf tarafları var. Ama şimdi bunlardan bahsetmek istemiyorum. Benim kendi takımımın zayıf taraflarını burada anlatmam herhalde aptallık olur" dedi. Beşiktaş'ın son günlerde taraftarı ile problemler yaşadığı yönünde sorulan bir soruyu Veh, "Bundan haberim yok. Ama şu anda bunun önemi olduğunu da düşünmüyorum. Çünkü İstanbul'da oynamıyoruz. Bizim buradaki tek avantajımız kendi sahamız ve taraftarımız olacak" diye cevapladı. Beşiktaş'ın son zamanlarda çıkışta olan bir takım olduğunu vurgulayan Alman teknik adam, "Beşiktaş, son zamanlarda başarılı maçlar oynuyor ve çıkışta olan bir takım. Dış açıklardan iyi oynuyorlar. Biz de öyleyiz ve kendi sahamızda kazanmak istiyoruz" diye konuştu. Basın toplantısına katılan Wolfsburg kalecisi Diego Benaglio ise maçın zor bir karşılaşma olacağını ve ileride oynanacak maçlar için anahtar rolünde olduğunu kaydetti. Beşiktaş'ın bedavadan şampiyon olmadığını dile getiren tecrübeli kaleci, "Zor maç olacak. Beşiktaş ofansif bölgede güçlü bir takım. Savunmada başarılı ve tecrübeli futbolcuları var. Biz yenmek için herşeyi yapacağız" dedi. Benaglio, Türkiye'de kaleci Rüştü dışında Fenerbahçeli Volkan'ı tanıdığını ve ikisininde çok başarılı kaleciler olduğunu vurguladı.
605328
Dışişleri Komisyonu üyeleri Azerbaycan'a gidiyor
Dışişleri Komisyonu üyeleri 'a gidiyor Dışişleri Komisyonu üyesi AKP ve ’lilerden oluşan 10 kişilik grup ’a gidiyor. ile arasında imzalanan protokol ile gerilen, Azerbaycan Türkiye ilişkilerini yeniden canlandırmak amacıyla çıkarması yapan Meclis, ardından da Azerbaycan Dostluk grubu üyeleri bir gezi düzenleyecek. BOYKOTU- Bu arada, AKP’nin izlediği Azerbaycan politikasına tepki gösteren, CHP’li Dışişleri Komisyonu üyeleri komisyona dahil olmadıklarını bildirdiler. CHP’li komisyon üyeleri başka bir tarihte, CHP grubu olarak gideceklerini bildirdiler. Azerbaycan gezisine AKP ve MHP’li komisyon üyeleri katılacak.
604428
Karnaval kentinde 21 ölüm
Karnaval kentinde 21 ölüm Brezilya'nın 2016 Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yapmak için hak kazanmasından iki hafta sonra başkent Rio Da Janeiro'da çıkan çatışmalarda ölenlerin sayısı 14'ten 21'e çıktı. Haftasonu boyunca polisle uyuşturucu kaçakçıları arasında çıkan çatışmalarda, çatışmaya katılanlardan yeni cesetlere ulaşılmasıyla ölü sayısının yükseldiği açıklandı. Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva gangsterleri Brezilya'dan silinceye kadar mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
605137
G.Saray'ı sevindiren benzerlik
G.Saray'ı sevindiren benzerlik 1987-1988 sezonu... Türkiye Birinci Futbol Ligi'nde Galatasaray, deplasmanda Ankaragücü ile karşılaştıktan sonra evinde Trabzonspor'u konuk etti. Tıpkı bu sezon olduğu gibi. Taraftarı önünde Karadeniz ekibini deviren sarı-kırmızılılar, bir sonraki hafta oynayacağı Fenerbahçe derbisi öncesi moral buldu. Tıpkı bu sezon olduğu gibi. Gazete HaberTürk'ün haberine göre, Fenerbahçe Stadı'nın yeniden hizmete girdiği 1982 yılından itibaren G.Saray ile F.Bahçe, Kadıköy'de 25 lig maçı oynadı ancak yukarıdaki tablo sadece bir kez yaşandı. 1987-88'in 26. haftasında A.Gücü deplasmanından 2-2'lik beraberlikle dönen Aslan, 27. hafta evinde Trabzonspor'u 2-1'le geçti. Ve tarih: 19 Mart 1988 Cumartesi... 28. hafta Kadıköy'ün ev sahipliği yaptığı derbide Cimbom, Uğur ve Prekazi'nin golleriyle 2-1 kazandı. Böylece şampiyonluk yolunda büyük bir engeli aşarak, sezon sonunda mutlu sona ulaştı. Bu sonuç, G.Saray'ın son 27 yılda Kadıköy deplasmanında elde ettiği galibiyetten biri oldu. 1982'den sonra F.Bahçe'nin sahasında oynanan 25 FB-GS mücadelesinin 18'inde ev sahibi gülerken, maçta ise eşitlik bozulmadı. Süper Lig'in 10. haftasındaki dev derbi, 25 Ekim Pazar günü saat 20:00'de oynanacak. Şükrü Saracoğlu Stadı'nda 10 yıldır kazanayan G.Saray, Kadıköy'de son galibiyetini 22 Aralık 1999'da aldı. Ezeli rakibinin sahasındaki etkisizliğine son vermeyi hedefleyen Rijkaard'lı Cimbom, 1987-1988 sezonundaki tabloyu tekrarlamak istiyor.
604823
MEB'den domuz gribi uyarısı
MEB'den domuz gribi uyarısı Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, halk arasında "domuz gribi" olarak bilinen (H1N1) virüsüne karşı okullarda alınması gereken önlemlere ilişkin valiliklere genelge gönderdi. Hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla, Milli Eğitim ve Sağlık bakanlıkları arasında yürütülen çalışmalar kapsamında, 12-16 Ekim 2009 tarihleri arasında Yalova Hizmetiçi Eğitim Enstitüsünde 81 il'den 105 öğretmenin "il eğitimcisi" olarak görevlendirildiği kaydedilen genelgede, ihtiyaç duyulması halinde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı sağlık meslek liseleri meslek dersleri öğretmenleri ile il sağlık müdürlüğü personelinden de yararlanılacağı bildirildi. Çubukçu'nun imzasıyla yayımlanan genelgede alınacak önlemler şöyle sıralandı: İl sağlık müdürlükleri ile koordineli bir şekilde iş birliği yapılarak eğitim ağırlıklı çalışma planı hazırlanarak yürürlüğe konulması, İl ve ilçelerde eğitim çalışmalarının yürütülmesinden sorumlu koordinatörlerin görevlendirilmesi, İl eğitimcilerinin, eğitimci olarak katıldığı seminerlerde, örgün ve yaygın eğitim kurumlarından birer yönetici veya öğretmeni konu hakkında bilgilendirmesi, Bu eğitimi alan yönetici ve öğretmenlerin kendi okullarındaki yönetici, öğretmen, personel ve gerektiğinde velilere eğitim vermesi, İl eğitimcilerinin yapacağı programa bağlı olarak öğretmenlerin kendi sınıflarındaki öğrencileri bilgilendirmesi, Eğitim kurumlarının merdiven tırabzanları, kapı kolları, musluk başları, elektrik düğmeleri ve masalar ile sıraların yüzeylerinin, il sağlık müdürlüklerinin tavsiye edeceği dezenfektan maddeleri ile sık sık temizlenmesi, Sınıf ve diğer odaların pencerelerinin belli aralıklarla açılarak kapalı alanların havalandırılması, Tuvaletlerde sıvı sabun bulundurulması, usulüne uygun olarak ellerin sabunlu su ile yıkanması ve bu konunun nöbetçi öğretmenlerce takibinin yapılması, Bakanlıkça görevlendirilen il eğitimcileri ile il sağlık müdürlüğü personelinin yapacağı uyarılar doğrultusunda gerekli ek önlemlerin alınması, Eğitim kurumlarında yapılacak araştırma sonucunda hastalık sebebiyle devamsızlığın artması durumunda il sağlık müdürlüklerinin bilgilendirilmesi, Bulaşmayı önlemek amacıyla, hastalık belirtisi olan öğrencilerin en kısa sürede muayenelerinin sağlanarak grip belirtileri olan öğrencilerin bu belirtiler geçinceye kadar eğitim kurumlarına gönderilip gönderilmeyeceği hususunun il sağlık müdürlüklerince tespit edilmesinin sağlanması, Öksürük ve hapşırık sırasında ağız ve burnun tek kullanımlık kağıt mendille kapatılması ve mendilin çöp kutusuna atılması, Yapılan çalışmaların amacına ulaşması için alınacak önlemlerin öncelikle yatılı ve pansiyonlu eğitim kurumları ile resmi ve özel pansiyonlar ve öğrenci yurtları olmak üzere Bakanlığa bağlı her kademedeki eğitim kurumlarında titizlikle uygulanması.
603973
Yurtdışındaki Türklere müjde: Hac için 16 bin ek kontenjan veriliyor
Mukaddes beldelere gidecek hacı adaylarının heyecanı günbegün artarken hac ibadetini yerine getirmek için sıra bekleyen Türk vatandaşlarına Devlet Bakanı Faruk Çelik'ten sevindirici haber geldi. Uzun süredir Türkiye'ye verilen hac kontenjanının artırılması için Suudi Arabistanlı yetkililerle görüşmeler yaptıklarını belirten Bakan Çelik, dün kendisini arayan Prens Talal Bin Abdul Aziz Saud'un 'yurtdışındaki Türk vatandaşları için 16 bin ek kontenjana sıcak bakıldığını' söylediğini açıkladı. Devlet Bakanı Faruk Çelik, bu yıl 755 bin kişinin hacca gitmek için başvurduğunu ancak kontenjanlar kapsamında 74 bin kişinin hacı adayı olabildiğini ifade etti. Her geçen yıl daha fazla sayıda kişinin hacı olmak için müracaat ettiğini hatırlatan Bakan Çelik, talepleri karşılamak için kontenjanları artırmaya yönelik çabalarının sürdüğünü dile getirdi. Hem ek kontenjan hem de Türkiye'ye verilen hacı sayısının yükseltilmesi amacıyla Suudi Arabistanlı yetkililerle çeşitli düzeylerde görüşmeler yaptıklarını anlatan Çelik, "Bizim, vatandaşlarımız için yaklaşık 55 bin civarında bir ek kontenjan talebimiz olmuştu. Suudi yetkililer, ilk etapta 16 bin civarında ek kontenjan vereceklerini söylediler." dedi. İLK KAFİLE BUGÜN YOLA ÇIKIYOR Hac ibadetini yerine getirmek için kura sonucu belirlenen hacı adayları, Suudi Arabistan'a gitmek için bu sabah erken saatlerden itibaren havalimanından yola çıkacak. İlk kafilelerde yer alan hacı adayları, İstanbul Sabiha Gökçen ve Atatürk, Ankara Esenboğa, Bursa Yenişehir, Adana ve Konya'dan uçaklarla kutsal topraklara gidecek. 14 kafileden oluşan adaylar gün Medine'de kaldıktan sonra 28 Ekim'de Mekke'ye geçecek.
605220
AB'nin sanayi politikası bir Türk'e emanet
AB'nin sanayi politikası bir Türk'e emanet BRÜKSEL (A.A) Avrupa Birliği'nin sanayi politikasını şekillendirecek "Geleceğe hazırlık: AB'de kilit teknolojiler için ortak strateji geliştirmek" başlıklı tebliğ AB Komisyonu İşletmeler ve Sanayi Genel Müdürlüğü Baş Ekonomisti Hasan Alkaş başkanlığındaki bir heyet tarafından yazıldı. Yürürlüğe girmesi için Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi'nde onaylanması gereken tebliğde, AB'nin ve üye ülkelerin, gelecek 10 yılda küresel sanayinin yapısı ve potansiyelinde yaşanacak büyük dönüşümde etkili olabilmek için nanoteknoloji, yarı iletkenler dahil mikro ve nano elektronik, fotonik, gelişmiş malzemeler ve biyoteknolojiye öncelik vermesi isteniyor. Onay sürecinin ardından AB üyesi ülkelerde bağlayıcılık kazanacağı için önem taşıyan tebliğde, "Bu teknolojilerin potansiyeli büyük ölçüde keşfedilmeyi bekliyor. Yüksek hızlı iletişim, gıda arzının güvence altına alınması, çevrenin koruması, ulaşımda uygun çözümler bulunması, yaşlanan nüfusa üst düzeyde sağlık hizmeti güvencesi, hizmet sektöründe gerçek potansiyelin ortaya çıkarılması, iç ve dış güvenliğin güvence altına alınması ve enerji sorununun çözümü gibi toplumu ilgilendiren büyük tehditlere daha temel çözümler geliştirilmelidir" denilerek, kilit teknolojilerin bu amaca hizmet edebileceği belirtiliyor. AB'nin "bazı kilit teknolojilerde çok iyi araştırma ve geliştirme kapasitesine sahip olmasına rağmen bunları ürün ve hizmet olarak pazara sürmede aynı başarıyı gösteremediği" anlatılan tebliğde, bunun için AB üyesi ülkelerin daha stratejik yaklaşımla eşgüdüm içinde hareket etmesi gerektiği vurgulanıyor. Tebliğde AB'nin kilit teknolojileri arasında sayılan nanoteknolojiyle enerji, sağlık ve çevre sektörleriyle üretimde akıllı nano ve mikro cihazlar geliştirileceği, yarı iletkenler ve nano elektroniğin otomotiv, ulaşım, havacılık ve uzay sektörlerinde verimlilik ve kontrol açısından hayati rol oynayacağı, fotoniğin yenilenebilir enerjide ve birçok elektronik cihazın üretiminde teknolojik temel oluşturacağı, gelişmiş malzemelerin ham madde fakiri Avrupa'da enerji talebinin düşürülmesine katkı sağlayacağı ve biyoteknoloji sayesinde sanayide ve tarımda daha çevreci ve sürdürülebilir alternatifler oluşturulacağı ifade ediliyor. Üye ülkelerin de desteklediği tebliğde, üye ülkelere ve AB'ye ar-ge başarılarının Avrupa'da ticarileştirilmesi, kilit teknolojilere daha stratejik yaklaşım ve daha fazla mali destek ve yetişmiş insan gücü ihtiyacının karşılanması için eğitimde kilit teknolojiler odaklı reform çağrısı yapılıyor. AB'nin çerçeve programlarına dahil olan Türkiye'nin de kilit teknolojiler tebliğine uyum için özellikle rekabet avantajına sahip olduğu gelişmiş malzemeler, mikro ve nano elektroniği ve fotonikte kısa vadede ticaret politikasını gözden geçirerek ve kamu desteğini artırmak yanında hızlı iletişim altyapısı, eğitim sisteminin gözden geçirilmesi, sanayi-üniversite ve kamu-özel sektör işbirliğinin güçlendirilmesi gibi uzun vadede ar-ge kapasitesini geliştirecek politikalara yönelmesi gerekiyor. HASAN ALKAŞ AB Komisyonu'nun işletmeler ve sanayi politikasından sorumlu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen'in davetiyle baş ekonomist olarak yıldır burada görev yapan Dr. Hasan Alkas'ın, iletişim, bilişim, enerji ve yüksek teknoloji sektörlerinde mevzuat, yatırım ve fiyatlandırma konularında uzmanlığı ve uluslararası yayınları bulunuyor. Alkas, AB Komisyonu'ndaki görevinden önce Almanya'da İletişim Hizmetleri Bilimsel Enstitüsünde ve Deutsche Telekom'da kıdemli ekonomist olarak çalışmıştı. Türk ve Alman vatandaşlığı bulunan ve Alkaş, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'a da danışmanlık yapıyor. AB bürokratlarının kariyerlerinde zirve olarak kabul edilen tebliğ yazımı için üye ülkelerin talebi ve güçlü kurumsal destek gerekiyor.
604256
‘Bizim çocuklar da dağdan iner mi?’
KıyıdanİZLENİM‘Bizim çocuklar da dağdan iner mi?’ “Senin adın da Beritan” olsun. ’de attığı taş yüzünden gündür ‘içeride’ olan, dün ‘dışarı’ çıkan Apo, sırf beni sevdiğinden ayaküstü, toza bulanmış tören alanında böyle bağırıyor arkamdan. Beritan kim? “Gerilla lideri abla! Sen de güzel kızsın yüzden!” ’deki, ’daki, ’daki birine zor anlatırsınız, 14 yaşındaki Apo’nun “sırf sevdiğinden” bana Beritan ismini taktığını. Kendi ismini söylerken nasıl her şeyi anlatan bir slogan atmış gibi baktığını... Tören alanı hep Apo gibi şimdi, herkesi sevmeye, her şeyi hiç olmadığı kadar açık söylemeye hazır. “Gerilla geri geliyor diye” bir sevinç binlerce insanda. Sanırsınız mesele topyekûn çözüldü. Hatta sanıyorlar ki bu iş bugün biter. Onur ve teslimiyet Habur ve kamplarından gelecekleri karşılayacak ’li heyet, Grand Hotel’in lobisinde gergin oysa... “Büyük bir beklenti var insanlarda” diyor DTP lideri “Sanıyorlar ki iş bitti. Bana telefonlar geliyor yurtdışından ‘Hepsi geliyormuş, doğru mu?’ diye. İnsanlar ‘Bizim çocuklar da geliyor mu?’ diye soruyorlar. Öcalan’ın bırakılacağını zanneden bile var.” Ahmet Türk, ‘Ankara’nın gerginleştiğini’ anlatıyor. Ankara’daki gerginlikle Habur’daki sevinç arasında sıkıştırılan DTP’liler, sürekli görüşmeler yapıyorlar hem askerle hem sivillerle. Öte taraftan gelenler Ankara için ‘teslim alınacak teröristler’, buradakiler için ise ‘onurlu barış elçileri’. ’ye gelirken yollara asılmış pankartlardaki kodlar, Batı’dakiler için gizli gizli, Doğu’dakiler için ise apaçık bunu anlatıyor: “Demokratik onurlu barış elçilerini selamlıyoruz!” “Onurlu halkımızı barış grubunu karşılamaya davet ediyoruz” Perspektif ne ola? “Yaşasın önderliğimizin barış perspektifi!” “Onurlu barışa evet!” İdil’den gelen köylü kadınlar ellerinde bu pankartları taşıyorlar. Soruyorum “Onursuz barış var mıdır?” diye. Onlar ben bilmememe rağmen neyden bahsettiğimizi son derece iyi anlıyoruz karşılıklı. Kadınlardan biri Türkçe olarak söylüyor: “Öcalan’sız barış olmaz!” Çeşitli sloganvâri konuşmalardan geçildikten sonra kalplerindekini söylüyorlar. Çevirmenlerim 12 yaşındaki Harun ve İsmail, son derece düzgün bir Türkçeyle sloganlardan sonra bu konuşmaları çeviriyor: “Halk-gerilla ayrımı yapılmasın. Bize ikinci sınıf insan muamelesi yapılmasın. Biz, eşit ve özgür olmak istiyoruz.” Kadınlar arasında dağda çocuğu olanlar var. “Gelenler arasında tanıdık, akraba var mı?” diye soruyorum, mıh gibi geliyor cevap: “Hepsi bizim çocuklarımızdır!” Pankarta yazılmış ‘perspektif’ lafı ne demek peki? Başörtüsüyle ağzını kapatıyor kadınlar, hep birlikte gülüyoruz. Sabah 6’dan beri de bekliyorlar. Yorulmadılar mı? Hatun hanım, sadece ölü vermiş kadınlarda olan gözlerle, çelik bir sesle söylüyor Kürtçe: “Gerilla benden daha mı iyi! Ben onlar ne çekerse çekerim!” Saddam ‘hatırlatması’ Orta yaşlı erkeklerle konuşunca derhal reel siyasete geçiliyor. Ne diyorlar AKP’nin tavrına: “Biz artık çok güvenmiyoruz AKP’ye. Tayyip Bey şöyle bilsin. Eğer ki barış tavrını sürdürürse biz birlikte yaşarız. Bak bu kitleye hepsi benim gibi düşünür. Kürtleri kim öldürdü kitlesel olarak? Saddam! Eğer barış sürmezse Tayyip’in sonu da Saddam gibi olur. Ama barışa destek verirse gül gibi geçinir gideriz. Tansu, Demirel, diğerlerinin hepsini kim gönderdi?” Kendilerini gösteriyorlar: “Tayyip Bey’i de göndeririz!” Bugün kitlenin özgüveni tam! Botan’ın asi çocukları Hava enteresan. 1999’da ‘’ olarak gelen ’lıların karşılanması böyle olmamıştı çünkü. Bu seferki daha büyük, daha başka bir dönemin habercisi gibi. En azından alanda karşılama için toplanan Kürt halkı buna inanmış durumda. Bir hayal kırıklığı daha yaşamak onları şimdiki sevinçleri kadar büyük bir öfkeye sürükleyecek. Bu, açıkça görülüyor. Tören alanından ayrılırken “Hoş geldiniz Botan’ın asi çocukları!” yazan pankartın altından 6-7 yaşlarında bir oğlan çocuğu çıkıyor. Gönüllü çevirmenlerimden Harun’a diyorum ki “Asi çocuk, kaybolacaksın, çok kalabalık burası”. Elini havaya kaldırıyor, bir büyük adam: “Ne kaybolacam ya! Ben tatlı satıyorum burda. Günde lira kazanıyorum.” “Botan’ın asi çocukları” böyle büyüyor işte, şimdi onurlu barışını arayan binlerce kişinin doldurduğu alanda, kimse onlara bakmadığı zamanlarda, okuldan sonra saatlerce çalışıp lira kazanarak, hayata öfkelendikçe adını bağırdıklarında bütün öfkelerini anlatacak liderlerin isimlerini ezberleyerek... Onlar, bu kalabalığa yıllardır çekilmiş acının sonucu olarak bakıyor ve Ankara’nın bu resmin sonrasından ne kadar tedirgin olduğunu umursamıyor.
604267
Açılım bayramı!
Melih Aşık Açık PencereAçılım bayramı! Apo’nun talimatı üzerine bir grup ’lı dün Habur Kapısı’ndan geçerek güvenlik güçlerine teslim oldu. Teslim olan teröristlerin zafer kazanmış kahramanlar gibi karşılanmalarını izlerken neler hissettiniz... Kimileri gibi, “Görüntünün ne önemi var ki, önemli olan teslim olmaları” mı dediniz... Yoksa “Asıl teslim olan onlar değil, galiba biziz” diye mi düşündünüz, bilmiyoruz. Bu bir şovdu. Hükümet ve yandaş basın bu şovu olumlu sonuçlarını veriyor” diye tercüme etti. Olayın daha doğru tercümesi ise şudur: lideri Apo muhatap alınmış, kendisine umut bağlanmıştır. “Hükümet benim yol haritamı uyguluyor” diyen Apo’ya prim ve cesaret verilmiştir. Yandaş öylesine iyimser ki, neredeyse “PKK, dolayısıyla terör sorunu bitti” diyecek.... İyi de teslim olanlar kim? Kimi çoluk çocuğa karışmış ’taki üç beş PKK’lı. Ya topraklarındaki PKK’lılar? Onların böyle topluca teslim olması diye bir şey söz konusu mu? Yakında olacaklarına dair herhangi bir açıklama, vaat var mı? Hayır. Peki, dağlarımızda silahlı teröristler kol gezerken terör sorunu bitti diye bayram havası estirmek ne oluyor? Kim kimi, kimin adına kandırmaya çalışıyor? Son söz; Teröre bunca kurban vermiş bir ülke bu sorunu ezilip büzülerek suçluluk psikolojisine girerek çözmeye kalkarsa sonuç yine hüsran olur. Türkiye’ye sattığı gaza yapacakmış. ’la imzaladığımız protokolün faydası henüz belli değil, ama zararı hemen ortaya çıktı... Haldun Ertem ’da “döner”in yıllık cirosu 12.7 milyar euro’ya ulaşmış. Bizim medyadaki “döner”lerin yıllık cirosu neye ulaştı acaba? Fahrettin Fidan gazetesi “Ermenistan’ın sınırlarını Sevr Antlaşması’na göre gösteren” harita yayımlamış. Hadi hayırlısı! Açılımla beraber Sevr haritaları da “açılmaya” başladı. Yurtdışından gruplar halinde geliyor... Yıllardır beklenen patlaması” yerine sonunda “terörizm patlaması” yaşıyor... Akif Kökçe İpekçi’ye ayıp... Başbakan’ın damadının yönetimindeki bir süredir ’e kesilen vergi cezaları hakkında yargı sürecini etkileyici yayın yapıyor... yaptığı açıklamada diyor ki: Bilgi ve belgeler grubumuza tebliğ edilmeden önce Sabah gazetesine ulaşıyor. Sadece grubumuza tebliğ edilen resmi yazıların, Sabah gazetesinde aynen yer alması da manidardır. Sabah 17 Ekim’de ‘Doğan ’ın bir haftası kaldı’ diye bize ömür bile biçti... Bu gazetenin Genel Yayın Yönetmeni göreve başlarken bir gazeteci için en büyük tehlikenin iktidarın parçası olmak olduğunu yazmıştı. Ara sıra da ’yi örnek almaktan söz eder... Düştüğü acıklı duruma hiç değilse Abdi İpekçi’nin adını alet etmese.. İyi olmaz mı? Beyaz miting Pazar günü ’de dev bir mitinge tesadüf ettik... Yüzlerce hatta binlerce doktor, hemşire ve sağlık çalışanı yürüdü, iskele meydanında toplanıp isteklerini haykırdı... Sağlık çalışanları otobüslerle ’den ’dan, ’dan, yurdun dört bir yanından gelmişlerdi. Miting otobüsünün üzerinden önce muzip bir teşekkür dile getirildi: ’na teşekkür ederiz, yanlış politikalarıyla hepimizi bir araya getirdiği için... Bir de tehdit: Yakında bütün yurdu beyaza boyayacağız... Sağlık çalışanları beyaz giysileriyle meydandaydılar... Bir eczacı grubuyla konuştuk... Bin bir dertlerinden birini anlattılar: Biliyorsunuz muayeneler artık ücretli. Aile hekimine muayene oldunuz. TL’yi hekim kesmiyor, ilaçların alındığı eczane kesiyor. Üniversite hastanesinde muayene bedeli TL... Bunun lirası aylıktan kesiliyor, lirasını eczane kesiyor. Özel hastanede muayene 15 lira... 12 lirasını lirasını eczane kesiyor. Biz ilgisiz yere tahsildarlık yapıyoruz. Hasta isterse fiş kesip vergisini de cebimizden ödüyoruz. Neden muayene bedelinin tümünü hastane veya hekim kesmiyor? Bir bilsek... Bütün sağlık çalışanlarının benzer dertleri var. Kadıköy İskele Meydanı’nda hepsini sırayla dile getirdiler... Ne var ki kendileri söylediler kendileri dinlediler. Ne akşam televizyonlarda ne ertesi gün gazetelerde mitingle ilgili geniş bir habere rastladık... Medyamızın bu konulara ilgisi malum ancak beyazlı çalışanlar da miting öncesi medyayla daha iyi bir temas kurabilirlerdi. Dergiye baskın! Aydınlık dergisi ve Ulusal Kanal, dün sabah Şubesi'ne bağlı ekipler tarafından sabahın erken saatlerinden itibaren arandı... Bazı bilgisayarlara el konuldu. Sebep, derginin son sayısında Tayyip Erdoğan'ın 2004 yılında ile yaptığı telefon görüşmesini yayınlanması... Bu konuşmanın örgütü tarafından saptanıp dergisi sızdırıldığı iddiası. Bugüne dek medya organları sayısız kez gizlice kaydedilmiş özel görüşme yayımladı. İlk kez böyle bir duyarlık gösteriliyor. Gönül ister ki, bu duyarlık diğer benzer vakalarda da gösterilsin. Tabii ihlal edilmeden, yasalar zedelenmeden... her insanın eşit hakkıdır...
604630
Atalay: "Gelen grup planın bir parçası"
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, açılım çalışmalarında gelinen son noktayı bugün gazetecilere anlattı. "Eve dönüş"ün, demokratik açılım sürecinin bir safhası, planın bir parçası olduğunu söyleyen Bakan Atalay, "İlk gelen grubun 100-150'ye tamamlanmasını bekliyoruz. Avrupa'dan da eve dönüş olabilir. Daha iyi haberler duyabiliriz" dedi. İçişleri Bakanı Atalay, Rixos Otel'de basın yayın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle kahvaltıda bir araya geldi. "Demokratik açılım" paketi ve "eve dönüş" süreciyle ilgili bilgiler veren Atalay, bu süreçte toplumun her kesiminden destek gördüklerini belirtti. Bakan Atalay, gelinen noktayı "Hepimizin ortak başarısıdır" diye niteledi. Atalay, "Avukatlar ve 'lilerden daha fazla sorumluluk bekliyoruz. Önümüzdeki günlerde daha iyi şeyler duyabiliriz" dedi. Kuzey 'ın artık 'nın rahat edeceği bir yer olmaktan çıktığını belirten Atalay, "İlk gelen grubun 100-150'ye tamamlanmasını bekliyoruz. İyi bir planla sonuca doğru ilerliyoruz. En kısa zamanda iki bakan Erbil ve Musul'a gidecek" dedi. "Büyük hassasiyetler gerekiyor" 'ın kuzeyinden dün başlayan "eve dönüş" sürecinin ilk uygulama olduğu için anlamlı olduğunu vurgulayan Beşir Atalay, devlet olarak idare, güvenlik, yargı ve sağlık boyutuyla her türlü tedbirin alındığını bildirdi. Bu uygulamanın alt yapısının TCK'nın 221. maddesine göre gerçekleştirildiğini kaydeden Atalay, 29 kişinin işlemlerinin tamamlandığını, kişinin işlemlerinin ise halen sürdüğünü anımsattı. Atalay, "Büyük hassasiyetler gerekiyor. Bu herhangi bir konu değil. Sabırla sonuçlar alınacak. 'nin, vatandaşların hassasiyetleri gerekiyor. Süreç içinde yanlışlıklar olmaması için herkesin daha sorumlu davranması gerekiyor. İlk grupta bazı şeyler daha çabuk olabilirdi. Bazı gecikmeler yaşandı" dedi. Gerekli hassasiyetlerin gösterilmesi halinde sürecin daha sağlıklı işleyebileceğini vurgulayan Atalay, "Bunun devamını bekliyoruz. Açıkça şunu ifade edeyim, dağdaki insan da bunun bir çıkmaz sokak olduğunu görüyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak terörü bitirmek istiyoruz. Devletin bütün unsurları bu konuda kararlıdır. İnşallah önümüzdeki günlerde daha iyi haberler duyacağız" diye konuştu. Beklenmedik şeylerin olmaması için önceden özellikle açıklama yapmadıklarını kaydeden İçişleri Bakanı Atalay, basın mensuplarından gelenlerle ilgili haberlerde daha titiz davranmaları isteğinde bulundu. Teyit edilmemiş haberlerin yazılmamasını talep eden Atalay, tereddüt halinde kendilerinden doğru bilgi alınabileceğini belirtti. Atalay, "Ben bu sürecin her safhasında destek veren basın mensuplarına çok teşekkür ediyorum. Alacağımız sonuç, geleceğe bırakacağımız önemli bir miras olur. Türkiye'nin terörsüz, huzurlu, refah içinde büyümesi hepimizin ortak arzusudur" dedi. "Bazı hazırlıklarımız var..." Kesinleşmeden süreçle ilgili erken değerlendirmeler yapmaktan özellikle kaçındığını vurgulayan İçişleri Bakanı Atalay, "eve dönüş" süreciyle ilgili önceden açıklama yapılmamasının da alınan tedbirlerin bir parçası olduğunu söyledi. Atalay, "Çoğu uygulamayla görülecek bazı hazırlıklarımız var. İdari tasarruflarla olabilecekler var. Meclis tasarrufuyla olacaklar var. İnce ince dokumak gerekiyor. Yöntem, üslup çok önemli. Hassasiyetleri koruyarak yürüyeceğiz" dedi. Bu süreç çerçevesinde dış temasların da önemli olduğuna işaret eden Atalay, Dışişleri Bakanı'nın ve kendisinin bir dizi temaslarda bulunduğunu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da 'ta önemli görüşmeler yaptığını hatırlattı. Kendisinin ve 'da önemli temaslarda bulunduğunu belirten Atalay, "Şartları olgunlaştırarak adım adım gidiyoruz" ifadesini kullandı.
604939
Colin Powell İstanbul'a geldi
Atatürk Havalimanı VIP Salonu'na saat 13.00'de gelen Colin Powell'ı, Mülki İdare Amiri Mehmet Ali Ulutaş ve TİKAD yetkilileri karşıladı. Powell, Four Seasons Otel'de bugün düzenlenen konferansta bir konuşma yapacak.
604134
İstanbul Bir Tuval Olursa?
İstanbul Bir Tuval Olursa? Kültürün ve sanatın merkezi İstanbul yine sıradışı bir etkinliğe sahne oldu.. Dünyaca ünlü Türk sanatçılar İstanbul için buluştu.Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilen etkinliğin sanat yönetmenliğini Belçikalı ressam Tom de Graeve yaptı. Topkapı Sarayı, Atatürk Kültür Merkezi, Mısır Çarşısı gibi İstanbul'un simgesi binalar, adeta sanatçıların tuvaline dönüştü.. Ressam Mehmet Güleryüz, "Tabi çok heyecan verici birşey, hiç bir zaman aklıma Topkapı Sarayı'nın duvarına resim yapacağım gelmezdi" dedi. Ressam Bedri Baykam, "İstanbul'un böyle heyecanlı gecelere ihtiyacı var" derken Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği Başkanı ve Ressam Meral Topsakal da şehir için yeni keyifli ve eğlenceli bir etkinlik olduğunu belirtti. Lazer ve ışık kullanılarak gerçekleştirilen etkinlikte fotoğraflar ve dans gösterileri de binalara yansıtıldı. Balet Tan Sağtürk ise "Bir kere bu kadar çok sanatçının birarada olması çok özel birşey, İstanbul'da pek olmayan birşeydi bu" şeklinde konuştu. İstanbul'u adeta bir sanat galerisine dönüştüren etkinlik izleyenlere de keyifli anlar yaşattı.
604867
"Kara Kartal" Deplasmanda Kayıp
"Kara Kartal" Deplasmanda UEFA Şampiyonlar Ligi (B) Grubu 3. maçında Almanya'da Wolfsburg takımıyla karşılaşacak Beşiktaş, deplasmanlarda başarısız bir grafik çizdi. Siyah-beyazlılar, futbolda Avrupa'nın kulüpler bazında en büyük organizasyonu olan UEFA Şampiyonlar Ligi'nde deplasmanlarda oynadığı 13 maçtan sadece 1'ini kazanırken, 11 kez yenildi, kez ise sahadan beraberlikle ayrıldı. Deplasmanlarda kalesinde toplam 38 gol gören "Kara Kartallar", rakip filelere ise sadece gol atabildi. Tek Galibiyet Chelsea'ye Karşı Beşiktaş, UEFA Şampiyonlar Ligi grup maçlarında deplasmanlardaki tek galibiyetini Londra'da Chelsea'ye karşı aldı. İngiliz takımını 2003-2004 sezonunda Sergen Yalçın'ın golleriyle 2-0 mağlup etmeyi başaran siyah-beyazlılar, "Devler Ligi"nde bunun dışında galibiyet alamadı. Siyah-beyazlılar, ayrıca aynı sezonda İtalya'nın Lazio takımıyla Roma'da 1-1 kalarak tek beraberliğini de elde etmiş oldu. Siyah-beyazlılar, diğer maçların tamamında ise sahadan yenik ayrıldı. En Farklı Skorlu Yenilgiler "Kara Kartallar", Avrupa kupaları tarihinde en farklı skorlu yenilgilerini de deplasmanlardaki UEFA Şampiyonlar Ligi grup maçlarında aldı. 2007-2008 sezonunda İngiltere'nin Liverpool takımına deplasmanda 8-0 yenilen Beşiktaş, hem kendi tarihinin, hem de Şampiyonlar Ligi tarihinin en farklı yenilgisini de almış oldu. Siyah-beyazlılar ayrıca, deplasmanda 2000-2001 sezonunda İngiltere'nin Leeds United takımına 6-0, İspanya'nın Barcelona ekibine de 5-0 yenilmekten kurtulamadı.
603975
Sanatçılardan açılıma şarkılı şiirli destek
Sanatçılardan açılıma şarkılı şiirli destek ‘Demokratik ’a destek amacıyla Barış için Girişimi İnsiyatifi’ni kuran sanatçılar, ilk toplantılarında barışa, şarkı ve şiirlerle destek verdi Şair, müzisyen, yazar, ressam, oyuncu, tiyatrocu ve sinemacıların kurduğu Barış için Girişimi İnsiyatifi üyeleri dün Cezayir Restoran’da bir araya geldi. İnsiyatif mensupları adına açıklama yapan sanatçısı Övül Avkıran, sanatı yaşamının bir parçası yapanların, her zaman barışa destek verdiklerini belirtti. Şarkılar ve şiirlerin okunduğu toplantıda, üyeler Rumca, Gürcüce ve barış isteklerini dile getirdiler.
604458
"Gazetelere destek verin"
"Gazetelere destek verin" ABD'nin en saygın okullarından Columbia Üniversitesi Gazetecilik Okulu tarafından hazırlanan bir raporda, hükümete, üniversitelere ve sivil toplum kuruluşlarına "gazetelere destek verin" çağrısı yapıldı. Öğretim üyeleri Leonard Downie ve Michael Schudson tarafından kaleme alınan "Amerikan Gazeteciliğinin Yeniden Yapılandırılması" başlıklı raporda, mali sıkıntı içinde olan gazetelere destek verilmesinin önemine dikkat çekildi. Raporda, gazeteler için yeni bir vergi düzenlemesi yapılması, özel bağışçı ve vakıfların yerel gazetelere mali yardımda bulunması, üniversitelerin de yerel medyaya kaynak ve denetim sağlama konusunda yardımcı olması öneriliyor.
604002
K.Erciyes-Kocaeli yenişemedi: 2-2
K.Erciyes-Kocaeli yenişemedi: 2-2 Bank Asya 1. Lig'de, Kayseri Erciyesspor ile Kocaelispor 2-2 berabere kaldı. 2. dakikada Fatih, Erciyes'i öne geçirdi, Kocaelispor'un cevabı 12'de Uğur ile geldi. 21'de Serdar ile üstünlüğü sağlayan konuk ekip, 72'de Tayfun'un golüne engel olamadı: 2-2. STAT: Kadir Has HAKEMLER: Tolga Özkafa, Alper Ulusoy, Birol Güldane K.ERCİYES: Ali Üçkulak H, Kamil HH, Kemal H, Kemal Samet HH, Fatih (Dk. 57 Tayfun HH), Turan H, Ümit H, Mehmet Türk H, Erhan Yılmaz (Dk. 46 Emre H), Mehmet Al HH, Halim (Dk. 70 İsmail H) KOCAELİ: Metin H, Cem H, Bilal H, Onur HH, Emirhan H, Ensar H, Serdar HHH, Yunus (Dk.90 Berkay ?), Uğur HH, Hamza (Dk. 87 Samet H), Mutlu (Dk. 76 Anıl H) GOLLER: Dk. Fatih, Dk. 72 Tayfun-Dk. 12 Uğur, Dk. 21 Serdar SARI KARTLAR: Kemal Samet, Fatih, Ümit-Yunus, Serdar
604160
Cildi geren kahve!
Cildi geren kahve! Nescafe yüz gerdirme operasyonlarında kullanılan ve deriyi sıkılaştırarak kırışıklıkları yok eden kolajen içeren yeni bir ürünü piyasaya sürdü. Özellikle kadın kahve tiryakilerini hedef alan yeni ürünün içeriğinde kahve, yağsız süt ve 200 mg kolajen bulunuyor. Nescafe bu yeni ürününü deneme amacıyla ’da poşetler halinde piyasaya verdi. Ancak sağlık uzmanları içilerek alınan kolajenin derideki kırışıklıkları nasıl yok edeceğinin bilinmediğini kaydettiler. Uzmanlar, kolajenin içildiğinde bağırsaklardaki sindirim sürecinde parçalanacağını belirttiler. Kolajen, deriye şekliğini veren esnek bir materyal. ameliyatlarında kolajen deri altındaki boşlukları doldurmak amacıyla dolgu malzemesi olarak kullanılıyor. Kırışık giderici kremler de kolajen içeriyor.
605661
Yazıcıoğlu kazasında istihbarat skandalı
BBP Genel Başkanı ve Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki kişinin ölümüyle sonuçlanan helikopter kazasını araştırmak üzere kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, Kayseri Valisi Mevlüt Bilici, Kahramanmaraş Valisi Mehmet Niyazi Tanılır ile Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir’i dinledi. Kayseri Valisi Bilici, dönemin Kayseri Emniyet Müdürü Orhan Özdemir ve Kahramanmaraş Valisi Tanılır’ın kazaya ilişkin verdiği bilgiler, kazanın ardından iki valinin irtibata geçmediğini ortaya koydu. Komisyona verilen bilgiler, kazaya ilişkin kamuoyuna da yansıyan ilk istihbarat konusunda da karmaşa yaşandığını gösterdi. Kahramanmaraş Emniyet’inin istihbaratı, Kahramanmaraş Valisinden önce Kayseri Emniyet’ine ulaştı. Kahramanmaraş Valisi Tanılır, kazayla ilgili ilk istihbaratı veren Emniyet Amiri Dursun Özmen’in verdiği istihbarattan, Komisyonun Maraş’ta yaptığı incelemeler sırasında haberdar olduğunu belirtirken, Özmen hakkında soruşturma başlattığını ve görev yerini değiştirdiğini bildirdi. Yaklaşık 3.5 saat süren komisyon toplantısında Kayseri Valisi Mevlüt Bilici, kaza sırasında Kayseri Emniyet Müdürü olan Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir ve Kahramanmaraş Valisi Mehmet Niyazı Tanılır milletvekillerinin kazaya ilişkin sorularını yanıtladı. -KAZAYA İLİŞKİN YANLIŞ İSTİHBARAT YAZILI OLARAK ALINMIŞ- Edinilen bilgilere göre komisyonda, Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, helikopter kazasının olduğu gün saat 17.40 sıralarında, Kahramanmaraş Emniyeti’nden ‘helikopter enkazına ulaşıldığı, ölü olmadığı, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ayağının kırık olduğu, diğerlerinin de yaralı olduğu, Göksun Devlet Hastanesi’ne kaldırıldıkları”na ilişkin aldığı sözlü bilgiyi yazılı halde teyit ettirdiğini bildirdi. Özdemir, yazılı bilgiyi komisyon üyelerine de gösterdi. Özdemir, kazaya ilişkin istihbaratı sözlü olarak Kayseri Valisi Bilici’ye ilettiğini ve daha sonra da Maraş emniyetinden yazılı olarak teyit ettiğini belirtirken, kazanın hemen ardından yaptığı açıklamayı daha sonra yalanlayan Kayseri Valisi Bilici, aldığı istihbarata ilişkin resmi açıklama yapmadığını, ilk bilgileri sadece BBP’lilerle ve kendisini arayanlarla paylaştığını söyledi. -VALİLER VE EMNİYET MÜDÜRLERİNE SORUŞTURMA YOK- Komisyonun CHP’li üyeleri Valilere ve Emniyet Müdürü’ne, kazanın hemen ardından yapılan açıklamalar nedeniyle haklarında İçişleri Bakanlığınca açılmış bir soruşturma olup olmadığı sorusunu yöneltirken, Valiler ve Emniyet Müdürü’nden “Soruşturma açılmadığı, konuyla ilgili ifadelerinin bile istenmediği” yanıtını aldılar. -“YANLIŞ İSTİHBARATI” VEREN ÖZMEN’İN GÖREV YERİ DEĞİŞTİRİLDİ- Komisyon toplantısında, Kahramanmaraş Valisi Tanılır, Kayseri Emniyeti aracılığıyla Vali’ye ulaştırılan ve kaza yerine ulaşıldığı, Yazıcıoğlu’nun ayağının kırık olduğu yönündeki istihbaratın kendisine verilmediğini söyledi. Vali Tanılır, ‘yanlış istihbaratı’ veren kişinin Dursun Özmen isimli Emniyet Amiri olduğunu belirtirken, Kayseri Emniyet’ine ulaştırılan kazayla ilgili ilk istihbarattan ise Komisyon üyelerinin Kahramanmaraş’ta yaptığı incelemeler sırasında haberdar olduğunu kaydetti. Vali Tanılır komisyonun CHP’li üyelerinin “Emniyet Amirinin bilgilerini dikkate almadınız mı?” sorusuna “Olmayan bilgiyi değerlendiremem” yanıtını verdi. Tanılır, kendisine ulaşılamadığı ve bu nedenle istihbaratın Kayseri Emniyet’ine iletildiği yönündeki sorulara ise “Bana her zaman ulaşılabiliyordu” karşılığını verdi. Tanılır, istihbaratla ilgili Emniyet müdürü’ne yönelttiği soruya her seferinde böyle bir istihbaratın olmadığı yanıtını aldığını belirtirken, Emniyet Amiri Dursun Özmen hakkında soruşturma başlattığını ve görev yerini değiştirdiğini kaydetti. -“YANLIŞ İSTİHBARATTAKİ MEVKİ ENKAZA DAHA YAKINDI”- Kazaya ilişkin ‘yanlış istihbarat’ta geçen Timurağa Köyü Kazmadere Mevkii’nin de, helikopter enkazına, arama kurtarma çalışmalarının yapıldığı mevkiden daha yakın olduğu ortaya çıktı. Komisyonun MHP’li üyesi Kürşat Atılgan valilere, "arama kurtarma yönetmeliğinden haberli misiniz?”sorusunu yöneltirken her iki vali de yönetmelik hakkında bilgisinin olmadığını söyledi. Kahramanmaraş Valisi “Haberli değilim ama sonra basında okuduktan sonra yaptığımız işin yönetmeliğe uygun olduğunu gördüm” dedi. -“VALİLER HABERLEŞMEMİŞ”- Komisyonda sorulan sorulara valilerin verdiği yanıtlar, kazanın hemen ardından Kahramanmaraş ve Kayseri Valilerinin haberleşmediğini de ortaya koydu. Valiler bu yöndeki sorulara “birbirlerini arama gereği duymadıkları”yanıtını verdiler. CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir’in “Komisyon üyelerini neden insanları dolandıran Yimpaş’ın otelinde ağırladınız, Ankara’dan gelenleri bu otelde mi ağırlıyorsunuz?” sorusuna ise, Kahramanmaraş Valisi Tanılır yanıt vermedi. Komisyon önümüzdeki günlerde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Sivil Havacılık Genel Müdürü ile GSM operatörlerinin yetkililerini dinleyecek.
604790
Irak'ta kadınlara özel banka
Irak'ta kadınlara özel banka Irak'ın kutsal Necef kentinde sadece kadın çalışanların sadece kadın müşterilere hizmet vereceği ilk banka açıldı. Babil Bankası'nın Necef'teki kadınlara özel şubesinin pazar günkü açılışında konuşan grup başkanı Abdurrezzak Mansur yüzünde bir gülümsemeyle "Ben bile giremem" derken, şube müdürü Amerika İsa, bankanın Necef'te farklı sektörlerdeki iş kadınlarından gelen talep üzerine, kadınların ekonomik yaşamdaki bütün haklarını garanti almak amacıyla açıldığını kaydetti. Mansur da, müşterilere iyi bir ortam sunmak için bankanın bütün çalışanlarının güzel kadınlar olduğunu belirterek, "Çalışanlar yoğun bir eğitim aldı" ifadesini kullandı. Şubede müdür dahil 25 kişi çalışıyor. Sadece kapıdaki 3-4 güvenlik görevlisi erkek. Mansur, ülke genelinde kadınlara özel başka şubeler açmak istediklerini sözlerine ekledi.
605006
Y. Murat Demirel'in tutuklanması istendi
Egebank'ın usulsüz işlemlerle zarara uğratıldığı iddiası ile Yahya Murat Demirel'in de aralarında bulunduğu sanıkların yargılanmasına, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. Duruşmada, bazı sanıkların vekillerinin yanı sıra Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) vekili Ahmet Barut ve Meltem Oflaz ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) vekili Ahmet Erişen ve Ayşegül Demirbaş hazır bulundu. Bilirkişilerin, dosyanın kapsamlı olması nedeniyle aylık ek süre talep etmelerine ilişkin dilekçe okunarak dosyaya kondu. Söz alan TMSF vekilleri de sanık Yahya Murat Demirel hakkında tutuklama kararı verilmesini talep ederek, konuya ilişkin bir dilekçeyi mahkemeye sundu. Bilirkişilerin aylık ek süre talebini yerinde bulan Mahkeme Heyeti, bilirkişi raporunun beklenmesi ve Yahya Murat Demirel hakkında verilen dilekçenin incelenmesi amacıyla duruşmayı erteledi. -TMSF AVUKATLARININ DİLEKÇESİ- Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu vekillerince mahkemeye sunulan dilekçede, CMK'nın ''Adli kontrol hükümlerini isteyerek yerine getirmeyen şüpheli veya sanıklar hakkında, hükmedilebilecek hapis cezası süresi ne olursa olsun, yetkili yargı merci hemen tutuklama kararı verebilir'' şeklindeki 112. maddesine atıfta bulunularak şöyle denildi: ''Sanık Yahya Murat Demirel aleyhinde yürütülmekte olan cezai kovuşturmalarla ilgili adli kontrol koruma tedbiri kapsamında yurt dışına çıkış yasağı yükümlülüğü getirilmiş, ancak sanık Yahya Murat Demirel bu yükümlülüğüne aykırı hareket etmiştir. Nitekim bu durum Beykoz Sulh Ceza Mahkemesinin 2005/458 E, 2008/441 sayılı kararı ile sübuta ermiştir. Anılan davada, sanık, yurt dışı çıkış yasağına rağmen, buna muhalefet etmiş olması nedeniyle mahkum olmuş, sanık tarafından ileri sürülen temyiz talebi de reddedilerek karar kesinleşmiştir. Öte yandan, huzurdaki davada sanığa atfedilen suçların çokluğu ve ağırlığı, özellikle zimmet suçunun CMK'nın 100. madde kapsamında tutuklamayı gerektirmesi, sanığın duruşmalara katılmaktan imtina etmesi, delillerin henüz toplanmamış olması da nazara alındığında sanığın tutuklanmasının gerekliliği bu yönler itibarıyla da sabit olmaktadır. Açıklanan nedenlerle sanık Yahya Murat Demirel aleyhine hemen tutuklama kararı verilmesini arz ve talep ederiz.'' -İDDİANAMEDEN- Kaldırılan İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 615 müşteki olduğu dikkate alınarak, suç tarihinde Egebank AŞ ve Egebank Off-Shore Limited Şirketinin sahibi olan Yahya Murat Demirel'in 1890 ile bin 727 yıl, bankanın yönetim kurulu üyesi Ali Süha Paya, bütçe ve mali kontrolden sorumlu müdür yardımcısı Sevtap Arslan, Egebank Off-Shore'un kurucusu Kevin Hood, off-shore şirketin genel müdürü Aykut Karabulut ve aynı şirketin ortağı Hüsnü Barbaros Olcay'ın 1846 ile bin 615'er yıl, Demirel'in yakın arkadaşı Gökalp Baştürk'ün 1863 ile bin 653 yıl, Demirel'in firmalarında yönetici olan yakın arkadaşı Şaban Ayhan Tatlıgil'in de 1857 ile bin 638 yıl arasında ağır hapis cezalarına çarptırılmaları isteniyor. İddianamede, aralarında iş adamı Cavit Çağlar, Egebank Yönetim Kurulu üyesi Neslihan Demirel, Cenajans Grey'in sahibi Nail Keçili ve Akdeniz Turizm A.Ş'nin yöneticisi Ayşenur Esenler Demirel'in de bulunduğu diğer sanıkların ise ile 78 yıl arasında değişen çeşitli hapis cezalarına çarptırılmaları talep ediliyor.
604556
Otobüs ile otomobil çarpıştı: ölü
Alınan bilgiye göre, Ekmel Göral idaresindeki 51 EY 429 plakalı otomobil, Afyonkarahisar İzmir karayolu 6. kilometresinde Serkan Bahtiyar yönetimindeki 06 VB 630 plakalı yolcu otobüsüyle çarpıştı. Çarpmanın etkisiyle yolcu otobüsünün altında yaklaşık 50 metre sürüklenen otomobilin sürücüsü Ekmel Göral ile İbrahim Özmutlu araç içinde sıkıştı. Sıkışan kişiler Afyonkarahisar Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birliği ekiplerince araçtan çıkarıldı. Kazada, otomobil sürücüsü Ekmel Göral (43) öldü. Yaralanan İbrahim Özmutlu (27) Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
604287
Trabzonspor, hakemi TFF'ye şikayet etti
Bordo-mavili kulübün resmi internet sitesinde yer alan ''Abitoğlu'nu şikayet ettik'' başlıklı açıklamada, Abitoğlu'nun Galatasaray maçında sergilediği kötü yönetimle 4-3'lük mağlubiyette önemli pay sahibi olduğu belirtildi. Konuyla ilgili olarak TFF ile MHK'ya yazılı bir başvuru yapıldığı kaydedilen açıklamada, Abitoğlu'nun geçen sezon oynanan Bursaspor maçındaki yönetimine de dikkat çekildiği ifade edildi. ''ABİTOĞLU OLUMSUZ YÖNDE ETKİLER'' TFF ile MHK'ya yapılan yazılı başvurudan bir alıntı yapılan açıklamada, hakem Abitoğlu'nun, Trabzonspor'un bundan sonra yapacağı maçlarda görevlendirilecek olmasının, futbolcu ve taraftarları olumsuz yönde etkileyeceği öne sürüldü. Açıklamada, ''Trabzonspor Kulübü olarak her zaman Türk hakemlerinin yanında olduğumuzu bir kez daha ifade ederken, Mustafa Kamil Abitoğlu'nun bundan böyle müsabakalarımızda görevlendirilmesinin hem futbolcularımızın, hem de taraftarlarımızın motivasyonunu olumsuz yönde etkileyeceğinin altını çizmek istiyoruz'' ifadesi kullanıldı.
604667
Tamamlanan yeni cezaevine önce Öcalan alınacak
Tamamlanan yeni cezaevine önce Öcalan alınacak Öcalan’ın 10 yıl kaldığı idare binası olacak Adası'nda ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan bölücübaşı 'ın yanına getirilecek mahkumlar için yaptırılan tamamlandı. Özel olarak donatılan cezaevinde Abdullah Öcalan da kalacak. Cezaevine Öcalan'ın alınmasından sonra nakil ile gelecek mahkumların kabul edileceği bildirildi. Öcalan cezaevinin ‘hobi odasında' günde en az saat haftada en fazla 10 saat diğer mahkumlarla görüşebilecek. 'da 1999 yılında yakalandıktan sonra konulduğu İmralı Adası'nda yargılanarak ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Öcalan ile aynı cezaevinde tutulacak mahkumların önümüzdeki günlerde nakledileceği öğrenildi. Çevresi metre boyundaki duvarlar bulunan cezaevin yaklaşık yılda milyon dolara mal olduğu belirtildi. Cezaevinde 7'şer metrekareden oluşan toplam bölümün birinde Öcalan'ın da kalacağını belirtildi. İmralı Adası'nda 1000 metrekarelik alanı kaplayan yeni cezaevi Öcalan'ın halen kaldığı cezaevinin hemen önünde inşa edildi. Bölücübaşı Abdullah Öcalan'ın bu cezaevine nakledilmesi nedeniyle kullandığı eski cezaevinin idare binası olarak kullanılacağı belirtildi. Cezaevine buradan girişin sağlanacağını belirten yetkililer, şu bilgileri verdi: “Cezaevinde Öcalan ile toplam kişi kalacak. Bunların bulunduğu bölümlerin larının önünde havalandırma bulunuyor. Günün belirli saatlerinde modern olarak inşa edilen cezaevindeki mahkumlar ‘Hobi odası’ denilen el işleri yapabilecekleri odada bir araya gelebilecek. Cezaevi çok özel yapıldı. Çok sayıda kamera ile donatıldı. Öcalan ve diğer mahkumların avukatlarıyla açık görüşmesi, aileleriyle cam bölüm arısında konuşması için oda bulunuyor. Ayrıca her koğuşun önünde havalandırma bölümü var.”
604301
İşte Bosna'nın rakibi
İşte Bosna'nın rakibi Dünya Kupası elemesinde kuralar çekildi. ’nin bulunduğu gruptan ikinci çıkan ’le eşleşti. Elemeleri'nde 2. olan takımlar arasında gelecek yaz Güney 'ya gidecek son takımı belirleyecek maçların kura çekimi yapıldı. Milli Takımımız'ın da bulunduğu gruptan ikinci olarak çıkan Bosna Hersek, Cristiano 'lu Portekiz'in rakibi oldu. Kura çekiminde torbalar, seri başı olan ve olmayan takımlar olarak ayrılırken, eşleşmeler şu şekilde oluştu; Portekiz Bosna Hersek Play-off’ta ilk maçlar 14 Kasım, rövanşları ise 18 Kasım’da oynanacak ve Avrupa'dan Güney Afrika'ya gidecek takım daha belli olacak.
604979
Hagi'den Trabzonspor iddialarına yanıt...
Hagi'den iddialarına yanıt... 'ın efsane futbolcusu Gheorghe Hagi, 'ye için geldiği iddialarını yalanladı. 'de yayınlanan Spor Aşkı programı bu hafta ünlü bir konuğu ağırladı. Galatasaray'ın efsane ismi Gheorghe Hagi, NTV'nin davetlisi olarak geldiği 'da, Spor Aşkı programına katıldı ve özel açıklamalarda bulundu. Galatasaray Trabzonspor maçını tribünden izleyen efsane İstanbul'a NTV'nin davetlisi olarak geldiğini belirtti ve Trabzonspor ile görüştüğü iddialarını yalanladı. Hagi, Türkiye'de çalışmayı ise her zaman istediğinin altını çizdi. 'daki görevine veda eden 'in durumunu da değerlendiren Hagi, Terim'in kariyerine ulaşmak için çok çalıştığını söyledi. Perşembe günü oynanacak maçları öncesi, Galatasaray ve 'nin Bükreş takımlarına karşı dikkatli olması gerektiğini savunan Gheorghe Hagi iki maçın da zor geçeceğini ifade etti. Pazar günkü Fenerbahçe-Galatasaray derbisiyle ilgili açıklamalarda bulunan Hagi, maçı detayların kazandıracağını söyledi.
604866
F.Bahçe Ülker'in Avrupa Mesaisi Başlıyor
F.Bahçe Ülker'in Avrupa Mesaisi Başlıyor Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımı, ULEB Avrupa Ligi (A) Grubu'ndaki ilk maçında yarın (21.10.2009) İstanbul'da, İspanya'nın Regal FC Barcelona ekibini konuk edecek. Abdi İpekçi Spor Salonu'nda yapılacak karşılaşma saat 19.45'te başlayacak. Sarı-lacivertli ekip, güçlü İspanyol temsilcisi karşısında seyircisinin desteğini de arkasına alıp kazanarak, lige iyi bir başlangıç yapmayı hedefliyor. İspanyol ekip, geçen sezon dörtlü finalde mücadele ettiği ULEB Avrupa Ligi'ni 3. olarak tamamlamıştı.
604993
Hollanda'da bir Türk işadamı kaçırıldı
Polisten yapılan açıklamada, 45 yaşındaki iş adamının 13 Ekimde Arnhem'de özel aracıyla işinden evine giderken, Albert van Dalsumstraat caddesinde iki ayrı araç tarafından sıkıştırılarak durdurulduğu ve silah zoruyla kaçırıldığı belirtildi. Saldırganların iş adamının siyah renkli Mercedes marka aracını da beraberinde götürdükleri ifade edildi. Polis, kaçırılan iş adamının can güvenliğinden kaygı duyulduğu için olayın kamuoyuna hemen duyurulmadığını ve açıklamanın bugüne bırakıldığını bildirdi. Olayı çözebilmek ve kaçırılan iş adamını bulabilmek amacıyla 25 kişilik özel ekip oluşturulduğu kaydedildi.
603962
Devlet, 2010'da 32 bin memur alacak
Türkiye'nin krizden çıkış bütçesi işsizlerin de yüzünü güldürecek. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklanan ve Meclis'e sunulan 2010 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Tasarısı'na göre, yeni yılda kamuya açıktan atama yoluyla 32 bin yeni memur alınacak. Serbest memur kadrolarına emeklilik, ölüm, istifa veya nakil sonucu ayrılan memur sayısının yüzde 25'ini geçmeyecek şekilde açıktan ya da nakil suretiyle atama yapılabilecek. Böylece 2009 bütçesinde yüzde 25'e düşürülen atama ve nakil limiti, yeni yılda da aynen geçerli olacak. Memur ihtiyacını karşılayamayan idare, kurum ve kuruluşlardan yükseköğretim kurumları için ilave bin, diğerleri için de ilave 21 bin atama izni verilecek. Ayrıca 5'i belediye olmak üzere, 11 kamu kuruluşunun 126 engelli personel alımı için sınav açacağı dün Resmî Gazete'de yayımlandı. 2010 bütçesinde üniversitelere yeni yılda bin memurun yanı sıra bin de akademik personel alma hakkı tanınıyor. Hükümet, 2009 yılı bütçesinde ilave ataması yapılacak akademik personel sayısını bin olarak belirlemişti. Tasarıya göre, yükseköğretim kurumları, öğretim üyesi dışındaki boş öğretim elemanı kadrolarına, bu yıl emeklilik, ölüm, istifa, nakil, eğitimin tamamlanması veya başarısızlık sonucu kurumlarından ayrılan öğretim elemanı sayısının yüzde 25'ini (araştırma görevlisi kadroları için yüzde 100'ünü) geçmeyecek şekilde açıktan veya diğer kuruluşlardan naklen atama yapabilecek. Bu sınırlar içinde öğretim elemanı ihtiyacını karşılayamayacak yükseköğretim kurumları için ilave bin adet atama izni verilecek. Bu arada hakimlik ve savcılık meslekleri ile bu meslekten sayılan görevlere ve Tıpta Uzmanlık Tüzüğü uyarınca asistan kadrolarına yapılacak atamalar, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu kapsamında veya diğer ilgili mevzuata göre gerçekleştirilecek askerî personel atamaları, emniyet hizmetleri sınıfında bulunan kadrolara yapılacak atamalar, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu uyarınca yapılacak atamalar ile Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun uyarınca gerçekleştirilecek personel nakilleri, emeklilik, ölüm, istifa veya nakil sonucu ayrılanlara ilişkin yüzde 25'lik sınıra tabi olmayacak. Öte yandan Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı'nın Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yer alan ilanına göre 5'i belediye olmak üzere, 11 kamu kuruluşu 126 engelli personel alımı için sınav açıyor. İlana göre Milli Eğitim Bakanlığı 60, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 10, Jandarma Genel Komutanlığı 17, Adnan Menderes, Harran ve Amasya Üniversitesi Rektörlüğü 5'er engelli personel istihdam edecek. Ayrıca Bursa Büyükşehir 18, Burdur Belediyesi 3, Ordu ve Kayseri-Develi ile Hatay-Altınözü Belediyesi de 1'er engelli personel alacak. Başvurular, 26 Ekim ve Kasım 2009 tarihleri arasında mesai saati bitimine kadar ilgili kuruluşlara yapılacak.
605081
Bakan Günay'dan Demokrasi Müzesi önerisi
Bakan Günay'dan Demokrasi Müzesi önerisi Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye'nin demokrasi ve fotoğraf müzelerine ihtiyacı bulunduğunu söyledi. Genç kuşakların demokratik süreçte yaşananları görmesi için bir ''demokrasi müzesi'' kurmak gerektiğini ifade eden Günay, fotoğraf müzesi kurmak için de yer aradıklarını bildirdi. Günay, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği Başkanı Rıza Özel ve derneğin yönetim kurulu üyelerini makamında kabul etti. Derneğin çalışmalarına ilişkin bilgi alan Günay, fotoğrafların geleceğe bugünden bırakılan kanıtlar olduğunu bu nedenle fotoğraf çalışmalarına çok önem verdiklerini söyledi. Fotoğrafların ve fotoğraf makineleri ile tüm görsel materyallerin bir müze çatısı altında toplanması gerektiğini ifade eden Günay, şöyle konuştu: ''Aslında Ankara'nın da Türkiye'nin de bir fotoğraf müzesine ihtiyacı bulunuyor. Özellikle Ankara'nın... Burası Cumhuriyet'in kuruluşuna ve onun öncesinde nice olaylara tanıklık etmiş. Bir anlamda fotoğraf sanatının en fazla konu bulduğu iki yerden birisi Ankara ve İstanbul'dur. Ben de yer arıyorum ki yer bulalım da bir fotoğraf müzesi yapalım diye... Hem bu işin geçirdiği teknolojik aşamalar hem de ilk fotoğrafçılardan bugüne kadar elimizde ne varsa bu müthiş bir belge çalışması olacak. Ancak uygun bir mekan ne yazık ki bulabilmiş değiliz. Türkiye'nin bir de tabii buna paralel olarak bir demokrasi müzesine ihtiyacı var. 1908'den başlarsak 100 yılını dolduran, inişli, çıkışlı, çok partili uğraşımız var. 1946'dan bu yana da daha belirgin, bir çok partili sistemimiz var. Tabii çok farklı renklerle dolu, bol miktarda araya kırmızı girmiş, kesintiler var. Darbeler olmuş, hatta işte ölümler olmuş, bütün bunların genç kuşakların biz buraya kolay gelmedik, badireler atlatarak geldik, bilmesi lazım.'' Türkiye'de çok uzak olmayan bir zamanda hem fotoğraf hem de demokrasi müzesinin açılacağını belirten Günay, dernek üyelerinden müzeler için şimdiden görsel materyal toplamaya başlamalarını istedi. ''TÜRKİYE'NİN YÜZÜ'' PROJESİ Türkiye Foto Muhabirleri Derneği Başkanı Rıza Özel de her yıl ''Yılın Basın Fotoğrafları'' isimli bir yarışma düzenlediklerini, bu yıl yarışmaya çok özel bir kategori daha eklemeyi düşündüklerini kaydetti. ''Türkiye'nin Yüzü'' adlı bu kategoride ülke tanıtımına katkı sağlayabilecek Türkiye'nin tüm renkleri ve farklı yönlerinin işleneceği fotoğrafların yarışacağını aktaran Özel, bu kategorideki fotoğraf çalışmalarının da yurt dışında sergilenmesini düşündüklerini ifade etti. Ayrıca bu fotoğrafların yer alacağı katalogların uluslararası turizm fuarlarında da dağıtılabileceğini dile getiren Özel, bu çalışmanın bakanlığın da işbirliğiyle en iyi biçimde gerçekleştirileceğini söyledi. Bakan Günay da Türkiye'nin farklı yönlerinin ve modern yüzünün de fotoğraf çalışmalarında gözler önüne serilmesi gerektiğini belirterek, haber fotoğraflarında insan unsurunun da önemli olduğuna dikkati çekti. İstanbul'da havaalanından şehre dönerken kırmızı ışıkta bekleyen, biri başörtülü, diğeri askılı kıyafetli iki genç kızın bir çocuğun elinden tuttuğunu gördüğünü anlatan Günay, ''Bu birliktelik hoş bir şeydir. Orada bir an fotoğrafçı olmadığıma çok üzüldüm, ama bunu hafızama nakşettim'' diye konuştu. Kabulde Bakan Günay'a, kendi fotoğraflarından oluşan bir albüm ile derneğin yönetim kurulu üyelerinden Uğur Kavas'ın ''Türkiye'de Basın Fotoğrafçılığının Görsel Tarihi'' adlı kitabı armağan edildi. Kitabı inceleyen Günay, Vietnam Savaşı'nda bir gencin vurulmasına ilişkin ünlü fotoğrafla ilgili, ''Vietnam Savaşı'nı bütün dünyada mahkum eden fotoğrafçılardır. Orada savaş, işte bu çocuklar, bu fotoğraf, bütün dünya bilir. Bu konuda kitap yazmaktan bu çok daha etkileyici'' yorumunu yaptı.
605589
34 Kişinin Hepsi Serbest
34 Kişinin Hepsi Serbest Kuzey Irak'tan gelerek, Habur sınır kapısından Türkiye'ye giren 34 kişinin 34'ü de serbest bırakıldı. Gelenler arasında bulunan çocuğa sadece kimlik tespiti yapılırken, özel yetkili savcılar diğer kişilerin ifadesini aldı. Evrakları eksik olduğu için bekletilen kişi, işlemlerin tamamlanmasının ardından, mahkemeye sevk edildi. Hakim karşısına çıkan kişi tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldı. Eve dönüşle ilgili sabah saatlerinde medya mensuplarını bilgilendiren İçişleri Bakanı Beşir Atalay hassas olunması gerektiğini söyledi ve DTP'yi bu konuda uyardı. Atalay'dan DTP'ye Uyarı Bakan Atalay, "Büyük hassasiyetler gerekiyor. Bu herhangi bir konu değil. Sabırla sonuçlar alınacak. DTP'nin, vatandaşların hassasiyetleri gerekiyor. Süreç içinde yanlışlıklar olmaması için herkesin daha sorumlu davranması gerekiyor." diye konuştu. Atalay gelişlerin planlı olduğuna ve önümüzdeki günlerde de devam edeceğine dikkati çekerek, "Bunun devamını bekliyoruz. Kuzey Irak terör örgütünün rahat edeceği yer olmaktan çıkıyor, onlar da onu biliyor. İlk planda küçük gruplar halinde 100 kişinin veya 150 kişinin dönüşünü bekliyoruz." şeklinde konuştu. Erdoğan: Bu Son Derece Sevindirici Başbakan Erdoğan, "Bunu son derece olumlu ve sevindirici bir gelişme olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum... Şu anda bu bir milli birlik sürecinin, demokratik açılım sürecinin gereği olarak atılmış bir adımdır" dedi. Erdoğan, "Ben gerek dağdakilere, gerek Mahmur kampında olanlara, gerek Avrupa'da olanlara hepsine çağrımı yineliyorum. Vakit yitirmeden ülkelerine dönmelerini tavsiye ediyorum" diye konuştu. Baykal'dan Eleştiri CHP lideri Deniz Baykal da, Kuzey Irak'tan gelip teslim olanlarla ilgili şunları söyledi: Baykal, "Buraya niçin geldiler, biz yorulduk, bizi topluma taşıyın, intibak ettirin mi diyorlar? Silahlı mücadele bitti, hepimiz geleceğiz mi diyorlar. Silahlı mücadele edenler bir noktada amaçlarına ulaşabileceklerini düşünmüşlerdir... Gelenler teslim olmaya değil, teslim almaya geliyor." dedi. Bahçeli'den Tepki "Alkışlarla karşılananlar Mekke-i Mükerreme'den dönen hacı kafilesi değildir" şeklinde konuşan MHP Lideri Devlet Bahçeli ise konuyla ilgili şunları kaydetti: "Gelenler, milletini yabancı coğrafyalarda şerefle temsil etmiş Mehmetçik birlikleri hiç değildir. Bunlar, ellerinde bebeklerin, anaların, kadınların, şehitlerin kanı olan, silahlarına masum binlerce vatandaşımızın kanı bulanmış hain teröristlerdir. Gelenlerde bir teslimiyet ve pişmanlık, bir suçluluk duygusu ve milletten utanma ve mahcubiyet var mıdır?"
605238
'Zehirli sularla tarla sulandı' iddiası
Güney, Bursa Mühendis ve Mimar İşadamları Derneği'nin (BUMİAD) Yönetim Kurulu üyelerine tesisin işleyişi hakkında bilgi verdi. 16 milyon dolara mal olan tesisin günlük 55 bin metreküp atık suyu arıttığını belirten Güney, günlük 10 bin metreküp evsel, 45 bin metreküp sanayi atık suyunu arıttıklarını kaydetti. Güney, arıtılan suların tarımda kullanılması için 10 milyon euroluk ilave tuzdan arıtma yatırımının yapılması gerektiğinin altını çizdi. Bölgedeki bazı çiftçilerin tesise gelen boruların rögar kapaklarını kırarak pompa yardımı ile pis suları çektiğini ileri süren Güney şöyle konuştu: "Bu sular ile tarlalarını sulayan çiftçilerin ürettikleri ürünlerin sağlıklı olma ihtimali yok. Defalarca Çevre Müdürlüğü'nü arayarak ihbar ettik. Ancak çiftçiler bu işi gece de olsa yapmaya devam ediyorlar. Gece tesislerde kalarak çiftçilerin pompa ile suyu çekmesini önlemeye çalışıyoruz. Kanallardan gelen zehirli suların tarla sulamasında kullanılması son derece tehlikeli. Kolektör hatlarındaki hava bacalarından çekilen su ile meyve ve sebze tarlalarını sulamaya kalkışan çiftçilere bu işin çok tehlikeli olduğunun anlatılması ve bunu yapanların engellenmesi gerekiyor."
605355
Cem G. liseyi dışarıdan bitirecek
Cem G. liseyi dışarıdan bitirecekÖzden ATİK/İSTANBUL, (DHA) 'de kafası kesilmiş halde cesedi bulunan 'u öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Cem.G.'nin, liseyi dışarıdan bitirmek için başvuruda bulunduğu, talebinin de kabul edildiği öğrenildi. Cezaevine girdiği ilk günden itibaren okulunu bitirme isteğini sık sık dile getirdiği belirtilen Cem G., lise ve 4. sınıfları bitirmek için, önümüzdeki hafta kitaplarını alacak. Bu arada, Cem G. alınan bilgilere göre, bugün evinde yapılan sırasında, “Çıkarın beni bu evden. Bir daha gelmek istemiyorum” dedi. Kendisine yöneltilen sorulara da Cem G., “Konuşmak istemiyorum. Bu benim hakkım değil mi?” diye yanıt verdi.
604730
Felluce'de bombalı saldırı
Irak'ta saldırılar durmuyor. Bağdat'ın kuzeyinde bir minibüse yerleştirilen bombayla düzenlenen saldırıda ilk bilgilere göre sivil yaralandı. Yol kenarına yerleştirilen bombalarla düzenlenen saldırılarda da Bağdat'ın kuzeyinde sivil, doğusunda kişi yaralandı. Polis açıklamalarında saldırılarla ilgili başka bilgi verilmedi.
604394
Asya borsaları yükseldi
Asya borsaları yükseldi ABD’nin önemli şirketlerinin karlarının beklentilerin üzerinde açıklanmasının küresel ekonomiye güveni artırması Asya borsalarının değer kazanmasına yol açtı. New York Borsası’nda dün Dow Jones Endeksi’nin yüzde (96,28 puan) artarak, 10.092,19 puanla yılın en yüksek seviyesinden kapanmasından sonra bugün Asya borsaları da değer kazandı. Günü yükselişle kapatan Tokyo Borsası’nın temel göstergesi Nikkei 225 Endeksi yüzde 0,98 (100,33 puan) yükselerek, 10.336,84 puan oldu. Asya’da ayrıca, Hong Kong Borsası yüzde 0,8, Şanghay Borsası yüzde 0,6, Güney Kore Borsası yüzde 0,4, Avustralya Borsası yüzde 1,1 ve Tayland Borsası yüzde 0,5 yükseldi. PETROL, 80 DOLARIN ÜZERİNİ GÖRDÜ Bu arada, uluslararası piyasalarda petrol fiyatı 80 doların üzerine çıktı. Dün 1,08 dolar yükselerek 79,61 dolar olan ABD ham petrolünün varil fiyatı, Kasım ayı teslimi bugün bir ara 80,05 dolara kadar çıktı. Petrol daha sonra ise 79,81 dolardan işlem görmeye başladı. Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 31 sent artışla 78,08 dolar oldu.
604800
Mahmut Abbas Kahire'de
Mahmut Abbas Kahire'de KAHİRE (İHA) Filistin yönetimi başkanı Mahmut Abbas, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ile bu gün görüşmek üzere Mısır'ın başkenti Kahire'ye geldi. Filistin yönetimi resmi sözcüsü Nebil Ebu Rine Kahire Havaalanında yaptığı açıklamada, Abbas ve Mübarek arasındaki görüşmenin gündemini Hamas'ın Kahire'ye heyet göndermemesi sebebiyle çıkmaza giren, Filistinli gruplar arasındaki uzlaşma konusunun oluşturduğunu ifade etti. Abbas ise Kahire'ye hareketinden önce yapmış olduğu açıklamada, uzlaşmanın sağlanması konusundaki inancını dile getirerek, 'Yılmayacağız vatani uzlaşmayı sağlamak için çalışacağız. Mübarek ile görüşmemin en önemli maddesi uzlaşma' şeklinde konuştu. Mısır yönetimi Hamas'ın tutumunu sert bir dille eleştirdi. Mısır Dışişleri Bakanlığı resmi sözcüsü Hüsam Zeki, Mısır yönetiminin Filistin'de uzlaşma sağlanması konusunda sonsuza kadar sabretmeyeceğini söyledi. Filistinli taraflar arasındaki uzlaşma görüşmelerini gerçekleştiren ve uzlaşma için arabulucuk yapan Mısır İstihabarat Şefi Ömer Süleyman ise bu konuda yaptığı açıklamada, 'Mısır bir kabile değil devlettir' diyerek uzlaşma görüşmelerinin ciddiye alınmasının gerekliliğine işaret etti.
604045
Hafızların Mustafa Hocası vefat etti
Hafızların Mustafa Hocası vefat etti Başbakan Erdoğan'ın hocası olan ve ömrünü ilme adayarak çok sayıda din adamı yetiştiren Rizeli Mustafa Yıldız Hocaefendi vefat etti. Mustafa YıldızÖMER KETENCİ Rize Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım ünitesinde tedavi gören Rize'nin yetiştirdiği din alimlerinden Mustafa Yıldız Hocaefendi(78) önceki gece vefat etti. Yüzlerce öğrenci yetiştiren İrşat Vakfı'nın da kurucusu Zavendikli Mustafa Hocanın öğrencileri arasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da bulunuyor. Erdoğan'ın Rize gezilerinde Hocaefendi'yi ziyaret ettiği ve Hocaefendi'nin sağlık sorunları nedeniyle Trabzon'da bir ambülas hazır bekletildiği öğrenildi.12 gündür tedavi gördüğü hastanede vefat eden Hocaefendinin cenazesi Rize Sahil Camii morguna kaldırdı ve cami halkın akınına uğradı. Mustafa Yıldız Hocaefendi bugün Rize Şeyh Camisi'nde öğle namazının ardından kılınacak cenaze namazından sonra Güneysu İlçesi'nde ebedi yolculuğa uğurlanacak.
604681
Gölette iki genç kız cesedi
Gölette iki genç kız cesediAksaray DHA 'ın Güzelyurt İlçesi'nde Devlet Su İşleri'ne ait gölette iki genç kızın cesedi bulundu. Sabah Dershanesi'nde Coğrafya öğretmeni Gülten Ceylan (23) ile Fakültesi İşletme Bölümü öğrencisi Ayşe Çal 'ın (21) cesedi dalgıçlar tarafından çıkartıldı. Aksaray kent merekezinde yaşayan Ayşe Çal, Güzelyurt ilçesindeki arkadaşı Gülten Ceylan'ı ziyaret gitti. İki arkadaş, dün saat 16.00 sıralarında DSİ'e ait gölete giderek, göletin kenarına oturup serinlemek için ayaklarını suya soktu. Oturduğu sırada kayan Ayşe Çal, suya düştü. Gülten Ceylan, arkadaşını kurtarmak isterden suya düştü. İki genc kız suda boğuldu. Olay, Gülten Ceylan'ın akşam eve gelmemesi üzerine ev arkadaşlarının durumu polise bildirmesi ile ortaya çıktı. Polis ve vatandaşlar bugün sabah saatlerinden gölet kenarında arama yaptığı sırada, Gülten Ceylan ile Ayşe Çal'ın çantasını, ayakkabı ve çoraplarını buldu. Bunun üzerine Aksaray Sivil Savunma Müdürlüğü'ne haber verildi. Olay yerine gelen iki genç kızın yakınları ve arkadaşları sinir krizi geçirdi. Sivil Savunma Müdürlüğü'ne bağlı su altı arama ekibi dalgıçları, önce Gülten Ceylan'ın cesedine, ardından yaklaşık metre uzakta da Ayşe Çal'ın cesedine ulaştı. İki genç kızın cesedi otopsi yapılmak üzere Aksaray Devlet Hastanesi Morgu'na kaldırıldı. Olay ile ilgili soruşturma sürüyor.
604021
Yattara çileden çıkardı
Yattara çileden çıkardı Sağlık heyetinin, “Fiziksel olarak bir sakatlığı kalmadı. Psikolojik olarak hazır olması lazım” dediği Gineli oyuncu, G.Saray maçı öncesi “Ağrılarım var, oynayamam” diyerek Broos'u zor durumda bıraktı. Yattara'nın yönetime tepki olarak oynamadığı iddia edildi. KAMİL ANAHAR Trabzonspor'un Gineli futbolcusu Ibrahima Yattara, Galatasaray maçı öncesi teknik heyeti ve yönetimi çileden çıkardı. Maç öncesi Broos'a, 'Ağrılarım var, oynayamam' diyen Yattara'nın yönetime olan kırgınlığı nedeniyle oynamadığı iddia ediliyor. Hollanda kampında sakatlanan ve bu sezon sadece 8. haftadaki Gaziantepspor maçında 10 dakika forma giyen Yattara, G.Saray maçının 18 kişilik kadrosuna giremeyince taraftarlar, “Bu adam hiçbir büyük maçta oynamıyor. Artık sabrımız kalmadı” diyerek çileden çıktı. Teknik Direktör Broos'un G.Saray maçının sabahı Yattara'ya, 'Seni oynatmayı düşünüyorum. Hazır mısın?' diye sorduğu, yıldız futbolcunun da, 'Ağrılarım devam ediyor. Oynayamam' diye cevap verdiği öğrenildi. Bunun üzerine 20 kişilik kadroyla birlikte İstanbul'a getirdiği Yattara'yı tribüne yollayan Belçikalı çalıştırıcı, maç sonunda ise, “Ben Yattara'yı oynatmak istiyordum. Ancak oynayamayacağını söyleyince kadroya almadım” dedi. Bordo-mavili kulübün sağlık heyetinin üç kez, “Fiziksel olarak bir sakatlığı kalmadı. Psikolojik olarak hazır olması lazım” şeklinde açıklama yaptığı Gineli futbolcunun sezon başında kendisini göndermeye çalışan yönetime tepki olarak oynamadığı iddia ediliyor. Tecrübeli oyuncunun sakatlığının bu hafta da geçmemesi durumunda ameliyat olması gündeme alınacak. Ben buradayım Hagi nerede? Trabzonspor, Kayseri-spor hazırlıklarına başlarken teknik direktör Hugo Broos idman bitiminde basın mensuplarına takıldı. Soyunma odasına giderken gazetecilerin yanından geçen Belçikalı çalıştırıcı, bordo-mavili kulübün teknik direktör Hagi ile anlaşacağı yönünde çıkan haber için İngilizce olarak, 'Hagi'nin geleceğini yazdınız. Ben buradayım, Hagi nerede' esprisini yaptı.
604581
Cem Uzan için ikinci tutuklama kararı
Alınan bilgiye göre, İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesine başvuran Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) avukatları, 2005/123 E. sayılı dosyada sanık olarak yargılanan Cem Uzan hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkartılmasını istedi. Bunun üzerine İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi de Türkiye İmar Bankası T.A.Ş. hakim ortak ve yöneticileri ile banka hakim ortakları ve yöneticileri adına hareket eden kişiler hakkında ''cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak'', ''resmi evrakta sahtecilik'', ''özel evrakta sahtecilik'', ''Bankalar Kanunu'na muhalefet'' ve ''kamu kurumunu dolandırmak'' suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında Genç Parti Genel Başkanı ve iş adamı Cem Uzan hakkında gıyabi tutuklama kararı aldı. Uzan hakkında daha önce de ''özel banka parasını zimmete geçirmek'' suçlamasıyla yargılandığı İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi de yakalama kararı çıkartmıştı.
604585
Atletico'nun adayı Terim değil Laudrup
İspanyol basını, Laudrup'un iki sezon önce Getafe ile önemli başarılar yakaladığını, Danimarkalı teknik adamın menajeri Bayram Tutumlu'nun da Atletico Madrid yöneticileriyle iyi ilişkiler içinde olduğunu vurguladı. 2008-2009 sezonun başında 'ın da talip olduğu Laudrup, Nisan ayında Spartak Moskova'dan gönderilmesinden bu yana boşta bulunuyor. basını, Atletico Madrid başkanı Enrique Cerezo'nun, yenilgilerin devamı halinde, Resino'nun yerine düşündüğü bir diğer bir ismin Quique Sanchez Flores olduğunu yazdı. Madrid kulübünde yeni teknik direktör arayışlarında Bernd Schuster ve Türk basını kaynak gösterilerek Fatih Terim isimleri de yer alıyor. Terim, Atletico'dan teklif almadığını kesin bir dille açıklamasına karşın AS gazetesi "yabancı teknik direktör adayı" olarak tanıttığı Terim için "uluslararası prestiji çok yüksek bir teknik adam. ile UEFA Kupası'nı kazandı. Fiorentina ve Milan'da çalıştı. Karar alma özelliğine ve maçı soyunma odasından başlayarak kazanma yeteneğine sahip" değerlendirmesinde bulundu. İspanyol medyası, 'ndeki Chelsea-Atletico Madrid maçının sonucunun teknik direktör değişikliğine sebep olmayacağını, Resino'nun hafta sonu ligdeki Mallorca maçına kadar rahat olabileceğini savunuyor. Sezon başında Real Madrid ve Barcelona'yı zorlayacak adaylar arasında gösterilen Atletico Madrid, 'da yedi maçtan sadece birini kazandı ve altı puanla 15. sırada bulunuyor.
604220
Milan'a da frikikten çok güzel bir gol atmıştım
Brezilyalı futbolcu, "Bu goller şansla olmuyor ve çok çalışmayla meydana geliyor. Yunanistan'da AEK'da oynarken Şampiyonlar Ligi'nde Milan'a frikikten çok güzel bir gol atmıştım, golü de unutamam." diye konuştu. Fenerbahçe maçına iyi hazırlandıklarını, galibiyeti hak ettiklerine inandığını dile getiren De Souza, "Performans olarak şu an yüzde yüzle oynuyorum, diyemem. Performans olarak her geçen gün üstüne koyacağımdan kimsenin şüphesi olmasın. Özelliğim ve güçlü tarafımın şutlarım olduğunu düşünüyorum. Diğer üst düzey oyuncuları takip ediyorum, ne tip vuruşlar yaptıklarına bakıyorum, onları deniyorum." şeklinde konuştu. De Souza, ailesi ve arkadaşlarının kendisini 'Julinho' diye çağırdığını, bunun da sebebinin Portekizcede -inho ekinin küçültme eki olduğunu ifade ederek, "Bir insanın minik olduğunu belirtmek amacıyla kullanılır." dedi. Bu arada Julio Cesar De Souza, bu sezon ligde takımı adına gol atarak Gaziantepspor'un en golcü oyuncusu oldu.
604433
Türkiye İsrail'den uzaklaşıyor mu?
Türkiye ve arasındaki stratejik bağlar tarih mi oluyor? Sorunun yanıtı, Amerikan Kongresi Türk Dostluk Grubu Başkanı Robert Wexler'e göre hayır. Ancak Wexler'a göre, 'in barış için risk alması, komşu ülkelerle ilişkilerine duyduğu güvene bağlı. Amerikan Kongresi'nin demokrat üyesi Wexler, CNN TÜRK'e Türkiye'de devam eden açılım süreçlerini de değerlendirdi, Avrupa Birliği'ne de mesaj gönderdi. (Begüm Dönmez CNN TÜRK) -- Önce "One minute", sonra tatbikat ve ardından da dizi krizi... Bir dönem ve arasındaki dolaylı görüşmelerde arabulucu olacak kadar tarafların güvenine haiz olan Türkiye, 'den uzaklaşıyor mu? "Ton değişikliği..." Amerikan Kongresi'nde Türk Dostluk Grubu'nun demokrat Başkanı Robert Wexler'a göre, ilişkiler doğası itibariyle hala stratejik, ama bir ton değişikliğinin olduğu aşikar: "Türkiye ve arasındaki ittifak askeri, ekonomik ve kültürel düzeyde önemli. Ama ilişkilerin tonu değişti. Müttefiklerin atılan adımlar konusunda birbirinden izahat beklemesi olağan. Ama barışı sekteye uğratacak adımlar atılması süreci zorlaştırır. Gerilimi artıran devlet televizyonundaki bir dizide askerlerinin, masum Filistinli kadın ve çocukları soğukkanlı bir şekilde öldüren askerler olarak gösterilmesi... İfade özgürlüğüne bir yandan saygı gösterirken, diğer yandan da barışa çok da katkı sağlamayan bu gibi adımların neden gerilime yol açtığının Türkiye tarafından sorgulanması gerekir." Wexler, Ankara ve Tel-Aviv hattındaki gerilimin, 'in barış için risk alma isteğini azaltacağı görüşünde. Zira Wexler'a göre, 'in barış için vereceği olası tavizler ve alacağı riskler, bölge ülkeleri, yani bir anlamda Türkiye ile olan ilişkilerinde hissedeceği güvene bağlı. Ermenistan ile ilişkiler Ve Ermenistan ile ilişkilerin normalleşmesi yönünde atılan adımlar. Amerikan Kongre üyesi Wexler, süreci övdü; gelinen noktayı "Çıkarlar algıların önüne geçti" ifadesiyle yorumladı. Wexler, Ermeni tasarısının Kongre'nin önüne bir kez daha gelme ihtimali konusunda, üstü kapalı da olsa Washington'dan süreci tehlikeye atacak bir adımın gelmeyeceği mesajını verdi. Wexler'ın demokratik açılım konusunda sözleri netti. Hatta Wexler'ın Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine şüpheyle bakanlara da bir mesajı vardı: "Türk hükümeti barış için risk alıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu çok önemli rol oynadı. Demokratikleşme yolunda atılan her adımı sadece Amerika değil, Avrupa da bütünüyle desteklemeli. Avrupa Birliği içinde Türkiye'yi istemeyenler yapılan reformlara bir bakmalı."
604787
İşe göre adam yetiştirmeli
İşe göre adam yetiştirmeli Türkiye'de işsizlikten çok mesleksizlik bulunduğunu söyleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, eğitimle iş dünyası arasındaki makas açıldıkça diplomalı işsizler arttığına işaret etti. Bunu önlemek için 326 meslekte 441 meslek standardı protokol imzalanacağını dile getiren Dinçer, yıl sonuna kadar 110 meslek standardının hazırlanması için çalışma yaptıklarını dile getirdi. Mesleki Yeterlilik Kurumu 4. Genel kurulu Bilkent Otel'de yapıldı. Toplantıda konuşan Dinçer, mesleklerin sertifikalanmasının önemine değindi. Plastik kaynakta ilk ulusal mesleki yeterliliğin ortaya konulduğunu vurgulayan Dinçer, "İstihdam kapasitesinin artmasında ulusal meslek standartlarını belirlenmesi önemli misyon ifa edecektir. İşsizliği en aza indirecek olan yol iş kapısı açmaktır. Ama adama göre iş değil, işe göre işin kriterlerine göre adam bulmaktır." diye konuştu. "SERBEST DOLAŞIM BAŞIBOŞ DOLAŞIM DEĞİL" Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği kapsamında işçilere tanınacak serbest dolaşım hakkına değinen Bakan Dinçer, "Serbest dolaşım hakkını takip edeceğiz. Ancak serbest dolaşım başıboş dolaşmak değildir. Formasyonsuz kapı çalmak değil. Çalacağımız kapıların ne olacağını iyi bilip ona göre gençlerimizi yetiştirmeliyiz. Öğretmen öğrenci, usta bu hayatta hangi işi en iyi yaparsa onun sorusunu sormalı ona göre beceri kazanmalıdır. Mesleksizlik ve vasıfsızlıktan kurtulmalıyız. İnsan gücü kaynaklarımızı vasıflandırmak durumundayız." değerlendirmesini yaptı.
604598
'Gelen grup planın parçası'
'Gelen grup planın parçası'İçişleri Bakanı ilk gelen grubun 100 150 kişiye tamamlanmasının beklendiğini söyledi. İçişleri Bakanı 34 'lının teslim olmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu: "Dün gelen grup planın bir parçası. İlk gelen grubun 100-150'ye tamamlanmasını bekliyoruz. 'dan da eve dönüş olabilir." İçişleri Bakanı Beşir Atalay, basın kuruluşlarının temsilcileri ile görüştü. Bakan Atalay, "Avukatlar ve 'lilerden daha fazla sorumluluk bekliyoruz. Önümüzdeki günlerde daha iyi şeyler duyabiliriz" dedi. Kuzey 'ın artık PKK'nın rahat edeceği bir yer olmaktan çıktığını belirten Atalay, "İlk gelen grubun 100-150'ye tamamlanmasını bekliyoruz. İyi bir planla sonuca doğru ilerliyoruz. En kısa zamanda iki bakan Erbil ve Musul'a gidecek" dedi.
605550
Devecik'te yolsuz tek hane kalmayacak
Devecik'te yolsuz tek hane kalmayacak İkizce Devecik Belediye Başkanı Mahir Çoban, "Beldemde yolu olmayan tek hane kalmayacak" dedi. M. KEMAL YENİ ÜNYE Devecik Beldesi'nde yapılan yol çalışmalarını gezen ve yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Belediye Başkanı Mahir Çoban, "Bölgemizin en büyük sorunu yol. Beldem içerisinde yolsuz ev ve hane kalmayacak. En son olarak Diyek Mahallesi tokmakyanı mevkiine 2,5 km ham yol yardık. Şu an bu yol ham şekilde. Araç inebiliyor fakat zamnla yol oturacak ve alt,üst yapı olarak tamamlanmış olacak' dedi. Tokmak yanı mevkiinde oturan mahalle sakinleri de, "Yıllardır biz 2,5 km olan bu yolda tüm yüklerimizi sırtımızda ve yük hayvanlarıyla taşıyorduk. Sağolsun başkanımızın sayesinde artık aracımızı kapımıza kadar çekebildik. Bu yolumuz yedi hanemize hizmet verecek" diyerek duygularını ifade ettiler.
604161
Vodafone yönetimine yeni isim
GSM devinin Türkiye İcra Kurulu'na katılan üç yeni yöneticiden Patel, ürün ve servislerden sorumlu genel müdür yardımcısı görevine getirilirken, Öğüt pazarlamadan sorumlu genel müdür yardımcısı, Süel de regülasyon ve kurumsal ilişkilerden sorumlu genel müdür yardımcısı olarak görev aldı.
604437
'Birleşmiş Milletler' gibi okul
'Birleşmiş Milletler' gibi okul Denizli'nin Honaz ilçesindeki Cumhuriyet İlköğretim Okulu, çeşitli ülkelerden göç eden Ahıska Türkleri, Yunanistan ve Bulgaristan'dan göç eden ailelerin çocuklarının eğitim gördüğü bir okul olarak dikkati çekiyor. Rusya, Azerbaycan, Gürcistan, Ukrayna ve Özbekistan'da doğan çocukların okuduğu okul, Honaz'da 'Birleşmiş Milletler gibi okul' diye anılıyor. Okul Müdürü Ramazan Tatarca, AA muhabirine yaptığı açıklamada Honaz ilçesinin aldığı göçler nedeniyle birçok devletten çocukların okullarında eğitim gördüğünü belirterek, 650 öğrenciden 150'sinin başka ülkelerde doğduktan sonra Honaz'a geldiğini belirtti. Öğrencilerin okula çabuk uyum sağladığını dile getiren Tatarca, şöyle dedi: 'Okulumuzda, Yunanistan ve Bulgaristan'dan göç eden muhacir ailelerin çocuklarıyla, Rusya, Ukrayna, Azerbaycan, Özbekistan ve Gürcistan'dan göç edenlerin çocukları okuyor. Uzun yıllar önce Ahıska Türkleri Türkiye'ye göç edince Honaz'a gönderilmişler. Şimdi onların akrabaları da Honaz'a geliyor. Biz bu durumdan memnunuz. Çocuklar arasında hiçbir sorun yaşanmıyor. Cumhuriyet'in ilk yıllarında Bulgaristan ve Yunanistan'dan Türkiye'ye göç ederek Honaz'a yerleşen ailelerin torunları da okulumuzda eğitim görüyor.' Honaz'a yerleşen Ahıska Türklerinin eğitime büyük önem verdiğini belirten Tatarca, öğrencilerin de bu bilinçle hareket ettiklerini ve okulda çok başarılı olduklarını ifade etti. Tatarca, çocukların spor, müzik ve diğer sosyal alanlarda başarılı olduğunu, Rusça'yı ve İngilizce'yi bildiklerini, okuldaki diğer çocuklara bu konuda önderlik yaptıklarını dile getirdi. Bu öğrencilerin yaz aylarında Pamukkale'de Rusya'dan gelen turistlere tercümanlık yaptığına işaret eden Tatarca, çocukların okula kolay uyum sağladıklarını kaydetti. Ailesiyle 2001'de Gürcistan'dan göç eden Fatma Ahidov, Türkiye'de ve Honaz'da olmaktan dolayı mutlu olduğunu, okula başladığında arkadaşlarından hep yardım gördüğünü, güzel arkadaşlıklar edindiğini söyledi. Azerbaycan'dan göç eden Abdullah Deverov, 2006'da Honaz'a geldiklerini belirterek, 'Burada akrabalarımız olduğu için annem babam göç etti. Okulumu çok seviyorum. Bazen Azerbaycan'ı özlüyorum ama, burada olmaktan dolayı mutluyum' dedi. Ukraynalı Safiye Ayyıldız, geldiklerinde kendilerine çok iyi davranıldığını, bundan dolayı Türkiye'yi çok sevdiğini belirterek, bu sevgisini dile getiren şiirler yazdığını ifade etti.
604602
Bahçeli: "Onlar Mekke'den gelmiyordu"
Bahçeli: "Onlar 'den gelmiyordu" Lideri partisinin grup toplantısında partililere seslenerek, ’nin ’ı kazanmak uğruna ’ı karşısına almasını eleştirdi. Bahçeli, Azerbaycan yönetimini de, ’deki şehitlikteki Türk bayraklarının kaldırılması konusunda eleştirerek, bu hatadan derhal dönülmesi çağrısında bulundu. İşte Bahçeli’nin konuşmasından satır başları: AKP hükümetinin imzaladığı protokollerden sonra yaşananlar, kaygılarımızı haklı çıkarmıştır. Ermenistan’ın sözde soykırımdan geri adım atacaklarına dair en küçük bir işaret yoktur. Bu konuda onlara baskı yapılacağına, Meclis’e imza konusunda baskı yapılacağı anlaşılmıştır. Azerbaycan küstürülmüştür ve bu konudaki kaygılarımız sıcaklığını korumaktadır. Hükümetin protokol konusunda halkı ikna edemediği ve Azerbaycanı da kandırmaya çalıştığı ortadadır. Ermenistan’ı kazanmak için Azerbaycan’ı kaybetmeyi göze almıştır. Geçtiğimiz haftaki maçta Azeri bayrağının yasaklanması, Azeri kardeşlerimizin haklı tepkisini çekmişti. Bakü’deki şehitlikteki bizi yaralamıştır. Hükümetin Ermenistan’la yakınlaşmasındaki üslüp ve yöntem sizleri de öfkelendirmiş olabilir. Bu konudaki tepkilerin mukaddesata saygı içinde kalması şarttır. Bu tepki aramızı açmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürecektir. ve Türk kamuoyu AKP zihniyetinden ibaret değildir. Bu kadro belki de yarın olmayacaktır. Onların yanlışları milletimizin gelecekteki dostluğunu bozmamalıdır. Türkiye, Azerbaycan’ın yanındadır. bayrakları oraya diken AKP değildir. Bu konudaki haklı öfke diplomatik yöntemlerle dile getirileceğine, kutsal değerlere yönelmemelidir. Tüm yetkililerden bu vahim hatayı derhal telafi etmelerini bekliyorum. AK Parti tarafından kurucumuz Türkeş’in girişimleri bizlere hatırlatılmak istenmiştir. Bu duruma cevap, Tuğrul Türkeş tarafından verilmiştir. zamanki görüşmelerde amaç, esir Azeri askerlerin kurtulması içindir. Bugünkü girişimlerle zamanki girişimlerin amaçlarının çok farklı olduğu, şahitler tarafından da dile getirilmiştir. Bugünkü teslimiyetçi anlayışa göz yummamız mümkün değildir. Başbakan’ın merhum Türkeş’i örnek alması sevindiricidir. Erdoğan’ın Türkeş Bey’i izlemesinde sonsuz fayda vardır. TESLİM OLAN ’LILAR 25 yıldır Türkiye üzerinde emelleri olan ülkeler tarafından kullanılıyor. PKK bir amaç değil araçtır. Teröristlerin imhası, yıllardır üst seviyede bir çabayla sürdürülmüştür. Yıllardır süren kanlı eylemleri analiz etmeden geşliştirilecek politikalar hepimizi yanlış sonuçlara götürür. Türkiye PKK ve arkasındaki destekçilerini bilmesine rağmen, sızlanmakla yetinmiştir. Devletimizn arşivleri, PKK ve arasındaki ilişkileri kanıtlayacak belgelerle doludur. Her yıl yayınlanan terör listelerinde PKK’nın da adını yer almasıyla yetindik. Geçen hafta liderlerinin ABD tarafından kaçakçısı’ ilan edilmesi bir terfi midir. ABD, bu uyuşturucu gerçeğini yeni mi farketmiştir? K. ’taki Kürt devleti ve Başbakan’ın planındaki yeri iyi analiz edildiğinde, içine girdiğimiz sürecin tam bir yıkım süreci olduğu ortaya çıkacaktır. Ancak bu durumdan sadece AKP’yi sorumlu tutmak da doğru değildir. Türkiye’nin çizdiği kırmızı çizgiler tamamen silinmiş, hükümet başlarını çizdiği kırmızı çizgilere uymaya başlamıştır. Alkışlarla karşılananlar ’den dönen hacı kafilesi ya da yabancı ellerden dönüş yapan gurbetçiler de değildir. Yabancı topraklarda Türkiye’yi temsil etmiş hiç değildir. Bunlar silahlarına masum binlerce halkın kanı bulaşmış hain teröristlerdir. Başbakan'ın ürkiye'yi bölmek için PKK'ya ihtiyacı kalmamıştır. Artıkfarklı bir oyun ve aktörler vardır. Başbakan, 29 Ekim'de baş aktörle görüşmeye gidecektir.
604743
Erdoğan'dan Obama açıklaması
Başbakan Erdoğan, 29 Ekim'deki ABD gezisi hakkında; ''29 Ekim dışında alternatif bir tarih verilmezse tarihte gideceğiz.'' diye konuştu. Demokratik açılım konusunda muhalefetin yaptığı karşı açıklamaların halkın duygu ve düşüncesini yansıttığına inanmadığını belirten Başbakan, ''Açılımla ilgili parti yöneticilerinin halkımızın muhalefeti olarak görmüyorum.'' ifadelerini kullandı.
604178
UNESCO, Evliya Çelebi'yi unutmadı
Örgüt, 35. genel konferansında 40 yılı aşkın bir süre Osmanlı topraklarını gezen ve gördüklerini Seyahatname adlı kitapta toplayan gezginin 400. doğum yıldönümünü benimsenen günler arasına aldı. İstanbul Arkeoloji Müzesi kurucusu arkeolog ve ressam Osman Hamdi Bey'in 100. ölüm yıldönümü de UNESCO ile irtibatlı kutlama günlerine eklendi.
604418
İPZ 2009, canlı yayınlarla üniversitelere giriyor
MMI Türkiye ve Marketing Türkiye'nin düzenlediği İnteraktif Pazarlama Zirvesi (İPZ 2009), bu yıl üniversiteye taşınıyor. İnteraktif pazarlama kavramlarının yerli ve yabancı konuşmacılarla A'dan Z'ye irdeleneceği zirvenin ana oturumları Anadolu Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi'nde canlı olarak yayınlanıyor. Canlı yayınlanacak oturumlar sayesinde üniversite öğrencileri de zirveyi okullarından takip edebilecek. Ayrıca İPZ2009, bu yıl katılımcılara birbirinden değerli hediyeleri kazanma şansı da sunuyor. Zirvede Turkcell Mobil Pazarlama ve Reklam Bölüm Müdürü Melis Türkmen'in gerçekleştiriceği "Dijital Medyanın Parlayan Yıldızı Mobil Pazarlamanın Bugünü ve Yarını" konulu oturumda çekilişle adet iPhone 3G hediye edilecek. Koç Sistem Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Can Barış Öztok'un gerçekleştireceği "HD Kalitesi'nde İnteraktif Pazarlama ile Tanışın" başlıklı oturumda ise katılımcılar, çekilişle adet LCD kazanma şansı yakalayacak. Doğan Gazetecilik'ten Dijital Kanallar İş Geliştirme Direktörü Çiğdem Toraman ile Pazarlama, Satış, İş Geliştirme Grup Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Tijen Mergen'in gerçekleştireceği "Dijital Dünyada Yeni Açılımlar" başlıklı oturumda ise çekilişle adet Apple MacBook hediye edilecek. Bu yılki İPZ'de katılımcılar dünyanın en büyük teknoloji ve internet şirketlerinden Google'ın eğlenceli bir uygulası olan "Mindball" oyunuyla keyifli anlar da geçirecek. Mindball ile IPZ 2009 katılımcıları, beyin dalgalarını kullanarak bir masanın üzerindeki topu hareket ettirebilecek. MedyaNet'in ana sponsor olarak katıldığı İPZ 2009'da, Digiturk, Ericsson, Google, KoçSistem, Turkcell gibi bilişim dünyasının dev firmaları da resmi sponsor olarak yer alıyor. Ayrıca, AFM Sinemaları, Kahve Dünyası, Şölen, IAB Türkiye, beZoone, Böcek Yapım, Fida Film, Potikare, Project House ve Mese İletişim gibi firmalar da zirvenin diğer destekçileri arasında yer alıyor. İnteraktif pazarlama profesyonelleri, marka yöneticileri ve akademisyenler için geniş ölçüde interaktif yönlendirme fırsatı sunarak iş yaşamında başarı sağlamayı amaçlayan İPZ, son üç yıldır trendleri belirleyen, sektörü doğru yönlendiren ve kazandıran bir organizasyon olma niteliğiyle büyük ilgi görüyor. Pazarlama profesyonellerine interaktif araçlarla ilgili net ve uygulanabilir bir reçete sunan İPZ, bu yıl da her zaman olduğu gibi en kapsamlı ve bilgi verici oturumlarla, sektörün buluşmasını sağlayacak. Yerli ve yabancı konuşmacılarla her dakikası dolu dolu geçecek zirvenin açılışında; ünlü füturist, girişimci, strateji danışmanı ve kitapları en çok satanlar listesinde olan yazar Ross Dawson, "Dijital Pazarlama'nın Geleceği" konulu bir konuşma yapacak. Zirvede reçete yazacak diğer konuşmacılar arasında Hürriyet İnternet Grubu Pazarlama Grup Müdürü Elif Bakiler, Türk Telekom İnteraktif Pazarlama Müdürü Özleyiş Pamir, Vodafone Mobil Pazarlama Kıdemli Müdürü Emre Kanaat, Ericsson Türkiye Pazarlama Müdürü Cenk Kırbaş, Samsung Electronics Digital Pazarlama Müdürü Ömer Süner, Gemius SA Uluslararası İş Geliştirme Direktörü Monika Lasota, Eyeblaster İş Geliştirme Müdürü Ori Shenkar gibi isimler yer alıyor. Firmalarla birlikte bireysel katılımcılara da açık olan İPZ 2009 hakkında ayrıntılı bilgi almak ve kayıt için www.ipz2009.com adresi ziyaret edilebilir.
604345
Kazadan sonra ters yöne giren şoför linçten kurtuldu
Kazadan sonra ters yöne giren şoför linçten kurtuldu Bir yağ firmasına ait 34 ED 735 plakalı Cemil Kaya (51) yönetimindeki kamyon, saat 01.00 sıralarında, E-5 Karayolu Topkapı yönü Hacı Şerif mevkiinde, nedeniyle kayganlaşan yolda kayarak, yolun iki tarafında bulunan bariyerlere çarptı. Yan yatan kamyon sürüklendikten sonra durdu. Kamyonda bulunan çok sayıda sıvı yağ ve margarinler yola saçıldı. Kamyon sürücüsü Cemil Kaya, kırılan camdan yol ortasına fırlamasıyla hayatını kaybetti. Yol temizlenmek üzere trafiğe kapatıldı SÜRÜCÜ EDİLMEKTEN SON ANDA KURTULDU Kazadan hemen sonra polis ekipleri kaza tutanaklarını hazırladıkları sırada 34 LBU 57 plakalı marka otomobil kaza nedeniyle kapatılan -Topkapı E-5 karayoluna süratle daldı. Yere dökülen yağlar nedeniyle kayan otomobil Kaya'nın cesedine yaklaşık metre kala durabildi. Otomobilden kadın ile birlikte inen sürücü, alkollü olduğu iddiasıyla çevredeki vatandaşların hışmına uğradı. Öfkeli kalabalığın salırdığı sürücü polis tarafından kurtarılarak karakola götürüldü. Kaza nedeniyle E-5 yaklaşık saat trafige kapalı kaldı. İlerleyen saatlerde olay yerine gelen savcının gerekli incelemeleri yapmasının ardından Kaya'nın cesedi morguna kaldırıldı.
604805
13:09 Cem Garipoğlu cinayet işlediği eve girmek istemedi
işlediği eve girmek istemedi cinayetinin katil zanlısı C.G, olayın gerçekleştiği ’deki villa yaptırılan ve yaklaşık saat 15 dakika süren keşfin ardından yeniden cezaevine gönderildi. Tutuklu bulunduğu Cezaevinden güvenlik nedeniyle ring aracı ve çelik yelek giydirilerek Bahçeşehir 2. Etap Villaları’ndaki eve getirilen C.G, burada yaklaşık saat 15 dakika kaldı. sırasında soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcıları Faruk Erşen Yılmaz ile Mustafa Öztürk’ün C.G’ye cinayetle ilgili sorular sorduğu, ancak zanlının soruları yanıtsız bırakarak, susma hakkını kullandığı öğrenildi. Savcının talimatıyla villanın önünden uzaklaştırılan basın mensupları ise evin bulunduğu sokağın dışından ve çevredeki binalardan görüntü almaya çalıştı. İşlemlerin tamamlanmasının ardından yeniden ring aracına bindirilen C.G, tutuklu bulunduğu Maltepe Cezaevine gönderildi. Zanlının avukatı Aytekin Kaya, gazetecilere yaptığı açıklamada, yasalara göre bütün soruşturmaların gizli olduğunu, dolayısıyla soruşturmanın ayrıntısıyla ilgili bilgi veremeyeceğini söyledi. Müvekkiline soruşturmayı yürüten savcılar tarafından çeşitli sorular yöneltildiğini ifade eden Kaya, "Bu karma bir uygulamaydı. Hem yer gösterimi yapıldı, hem de çeşitli sorular soruldu. Müvekkilim susma hakkını kullandı. Ne sorulması gerekiyorsa soruldu. İçeride yaşananlarla birlikte müvekkilimin haleti ruhiyesi de tutanaklara geçirildi" dedi. Kaya, müvekkilinin olay gününü hatırlamamak için eve girmek istemediğini de bildirdi.
603860
ilde eşzamanlı uyuşturucu operasyonu
Manisa İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, Turgutlu, Salihli İlçe Emniyet Müdürlükleriyle Manisa İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinin katılımıyla gerçekleşen operasyonda gözaltına alınan 15 zanlı adliyeye gönderildi. Zanlılardan, 10'u tutuklanarak, ceza evine gönderildi. A.A, N.İ, R.E, E.Z. ve Y.İ, ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Turgutlu ilçe merkezli olmak üzere Salihli, Bursa, İzmir ve Diyarbakır illerinde eş zamanlı düzenlenen operasyonda Turgutlu'da 22 kişi gözaltına alınmış, kişi emniyetteki ifadelerinin ardından serbest bırakılmıştı. Zanlıların ev ve iş yerleri ile eklentilerinde yapılan aramalarda, kilo gram esrar maddesi, kök kenevir bitkisi, satışa hazır halde fişek tabir edilen 67 adet esrar maddesi, adet ruhsatsız tabanca ve buna ait şarjör ile adet sentetik hap ele geçirilmişti.
604125
Barış için bize düşen görevi yaparız
İsrail Başbakanı Netanyahu'nun, ülkesinin 'Anadolu Kartalı' tatbikatından dışlanması ve 'Ayrılık' dizisi tartışmalarının ardından Türkiye'nin Suriye ile görüşmelerde tarafsız arabulucu olamayacağını söylemesine Ankara'dan tepki geldi. Başbakan Erdoğan, durumdan vazife çıkarma peşinde olmadıklarını belirterek, "Barış için görev düşerse yapmaya hazırız" dedi. Türkiye ile İsrail arasında askeri tatbikat ile başlayan, televizyon dizisi ile devam eden gerginlik, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun sözleri ile son aşamasına geldi. Netanyahu'nun, Suriye ile sürdürdükleri barış görüşmelerinde Türkiye'nin tarafsızlığını kaybettiği için artık arabulucu olamayacağı yönündeki ifadelerine cevap veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bizler durumdan vazife çıkarmayı hiçbir zaman arzulamadık. Bundan sonra da böyle bir niyetimiz yok." dedi. "Dünya Siyasetinde Ortadoğu: Sorunlu Bölgede Güvenlik Arayışı" başlıklı İstanbul Forum toplantısının açılışına katılan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada önemli mesajlar verdi. Erdoğan, Stratejik İletişim Merkezi, Alman Marshall Fonu (GMF) ve Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, bölgedeki sorunların küresel sonuçları olan ve herkesi ilgilendiren sorunlar olduğunu söyledi. Bölgenin istikrarını etkileyen sorunlarla ilelebet yaşamak istemediklerini belirten Erdoğan, "Çatışmaların değil barışın, korkunun değil güvenin, terör ve şiddetin değil huzurun, açlığın değil refahın hakim olacağı bir Ortadoğu inşa etmeyi hedefliyoruz." dedi. dünya, gazze sözünü yerine getirmeli Konuşmasında Filistin'in Ortadoğu'daki sorunların merkezinde yer aldığını ve bu mesele çözülmeden Ortadoğu'da kalıcı barışın tesis edilemeyeceğini kaydeden Erdoğan, Gazze'ye yönelik operasyonların üzerinden ay geçtiği halde yaşanan trajedinin yaralarının sarılmadığını söyledi. Erdoğan, Gazze Şeridi üzerindeki ablukanın kaldırılması ve uluslararası toplumun bu yöndeki taahhütlerini yerine getirmesi çağrısında bulundu. Bölgedeki ülkelerin ortak paydalarından birinin Türkiye'ye duydukları güven olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "Bunlar içinde Türkiye'ye güvenmeyen olabilir mi? Olabilir. Bunları da biz saygıyla karşılarız. Herkesin bize güven duyma mecburiyeti yok." dedi. İsrail'e yönelik bu sözlerin arkasından ise bölgede güven ortamını tesis etmek için ellerinden geleni yapacaklarını kaydeden Başbakan, Türkiye'nin son yıldaki dış politikasını buna örnek gösterdi. Suriye ile İsrail arasındaki arabuluculuk görevinin de bu şekilde sürdürüldüğüne dikkat çeken Erdoğan, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun sözlerine cevap verdi. "Bizler durumdan vazife çıkarmayı hiçbir zaman arzulamadık. Bundan sonra da böyle bir niyetimiz yok." diyen Erdoğan ancak bölge barışı için bir görev düşmesi halinde bu görevi seve seve yerine getireceklerini bildirdi. İran, Nükleere dair endişeleri gidermeli İran'ın da bölgenin önemli bir ülkesi olduğuna dikkat çeken Başbakan Erdoğan, "İran'ın nükleer programı konusunda uluslararası kamuoyunda mevcut olan endişenin giderilmesi gerektiğine kesinlikle inanıyoruz." dedi. Bununla birlikte İran'ın barışçıl amaçlarla nükleer enerjiden faydalanma hakkının da tartışma konusu yapılamayacağının altını çizen Erdoğan, şunları söyledi: "Nükleer silahlar konusunda bizim Türkiye olarak tavrımız son derece nettir. Biz nükleer silahlardan tamamen arındırılmış bir bölgede yaşamak istiyoruz. Biz bölgemizde nükleer silah da kitle imha silahı da istemiyoruz." Türkiye'nin son dönemlerde izlediği barışçı politikaların bu yüzden yalnızca bölgesel barışa değil küresel barışa da hizmet ettiğinin altını çizen Başbakan, "Türkiye'nin (AB) üyeliğine karşı çıkan, tartışma konusu yapanlar, medeniyetler, kültürler, bölgeler arasındaki işbirliğine de karşı çıkarlar. Küresel barışa karşı çıkarlar." diye konuştu. Pakistan'ın en büyük devlet nişanı Erdoğan'a verilecek Pakistan Devlet Başkanı Asıf Ali Zerdari, Başbakan Erdoğan'a Pakistan devletinin en büyük ödülü olarak kabul edilen devlet onur nişanını verecek. Pakistan Devlet Başkanlığı, Erdoğan'ın 25-26 Ekim tarihlerinde yapacağı ziyarete ilişkin dün yaptığı açıklamada, "Pakistan ile Türkiye arasındaki politik ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine katkıda bulunmasının yanı sıra Pakistan'ın uluslararası platformda destekçisi ve savunucusu olması sebebiyle bu ödüle layık görüldüğünü" belirtti. Erdoğan'a ödülü Zerdari verecek. Cumhurbaşkanlığı sarayında düzenlenecek olan törene üst düzey isimler de katılacak. Erdoğan'ın ziyaretinde Pakistan Başbakanı Yusuf Rıza Gilani ile iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla bir dizi anlaşmanın yapılması bekleniyor. Ayrıca, Başbakan Erdoğan, Pakistan gezisi kapsamında 2005 yılındaki depremde büyük hasar gören Keşmir Özerk Yönetimi'nin başkenti Muzafferabad'ı ziyaret edecek. Erdoğan'ın Muzafferabad'da, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Türk Kızılayı tarafından yapılan çalışmaları yerinde incelemesi planlanıyor. İSLAMABAD AA 29 Ekim resepsiyonuna İsrail'de 'boykot' hazırlığı Türkiye ile İsrail arasında 'Anadolu Kartalı' tatbikatının iptali ve 'Ayrılık' dizisi sonrası oluşan gerginlik nedeniyle bazı İsrailli bakanların, "Türkiye'nin tutumundan duyulan rahatsızlığı" yansıtmak amacıyla 29 Ekim resepsiyonunu "boykot" etmeyi düşündüğü bildirildi. İsrail'in Yedioth Ahronoth adlı gazetesinin internet sitesinde yayımlanan haberde, bazı bakanların "Atmosferi ısıtmamalıyız, ateşe benzin dökmemeliyiz" dese de, "Etkinlikte hükümeti temsil etmesi planlanan İçişleri Bakanı Eli Yishai, boykot etmeye ya da alternatifi olarak katılarak sert bir konuşma yapma eğiliminde" olduğu kaydedildi. Haberde, Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'ın katılmasının beklenmediği, Savunma Bakanı Ehud Barak'ın ise henüz karar vermediği bildirildi. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in resepsiyona gidip gitmeyeceğini söylemeye yanaşmadığı kaydedildi.
603995
Erdoğan’a en yüksek devlet nişanı verilecek
Erdoğan’a en yüksek verilecek Başbakan Erdoğan Devlet Başkanı Asıf Ali Başbakan ’a Pakistan Devleti’nin en büyük ödülü olarak kabul edilen devlet onur nişanını verecek Devlet Başkanlığı’nın, Başbakan Erdoğan’ın 25-26 Ekim tarihlerinde yapacağı resmi ziyaretle ilgili açıklamasında, Başbakanı Pakistan ile Türkiye arasındaki politik ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine katkıda bulunmasının yanı sıra, Pakistan’ın uluslararası platformda destekçisi ve savunucusu olması sebebiyle bu ödüle layık görülmüştür” denildi. cumhurbaşkanlığı sarayında düzenlenecek olan törenle, Devlet Başkanı Asıf Ali tarafından Erdoğan’a verilecek. Bu arada, Başbakan Erdoğan, Başkanı ’nın 29 Ekim’de çalışma ziyareti için kendisini ABD’ye davet ettiğini söylemesinin ardından, kaynakları, gezinin 29 Ekim yerine daha ileri bir tarihte gerçekleştirileceğini söyledi.
605219
"Kimse Kendini Şampiyon İlan Etmesin"
"Kimse Kendini Şampiyon İlan Etmesin" Adnan Polat, "Dinamo Bükreş maçını düşünüyoruz, başka da bir şey düşünmek istemiyoruz. maç bitsin Fenerbahçe maçını düşünecek çok zamanım olacak" Yayına Giriş: 20.10.2009 15:56:37 Güncelleme: 20.10.2009 15:56:37 Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, ligin geçen sezonlara göre kalite bakımından daha yukarılarda olduğunu ifade ederek, "Şu an kimse kendini şampiyon ilan etmesin, önümüzdeki 25 hafta çok zorlu geçecek" dedi. Ligdeki takımları değerlendiren Polat, "Bursaspor iyi bir performans çiziyor. Gaziantepspor'dan daha büyük bir çıkış bekliyordum ama biraz ligin başında bocaladılar. Sivasspor'dan düşüş bekliyordum ama böylesini beklemiyordum. Trabzonspor'u iyi bir takım olarak görüyorum. Onlar da biraz şanssızlık yaşıyorlar. Sadri başkan üstüne düşeni fazlasıyla yaptı. Beşiktaş'a biraz haksızlık ediliyor. Üç ay önce şampiyon oldu bu takım. Hemen hemen her takım bu durumları yaşayabiliyor" diye konuştu. Önce Bükreş, Sonra Fenerbahçe Adnan Polat, Fenerbahçe ile hafta sonunda oynayacakları derbi maçla ilgili bir soruya da şöyle yanıt verdi: "Bizim için en önemli maç oynayacağımız maç. Biz şu anda Dinamo Bükreş maçını düşünüyoruz, başka da bir şey düşünmek istemiyoruz. maç bitsin Fenerbahçe maçını düşünecek çok zamanımız olacak. Dinamo Bükreş maçı bizim için çok önemli. maçı kazanıp gruptan lider olarak çıkmak istiyoruz. Hem Galatasaray'ın puanları, hem kazanacağımız ekonomik imkanlar, hem taraftarın, takımın, teknik heyetin morali önemli. Dinamo Bükreş'e konsantre olmaya çalışıyoruz, Fenerbahçe maçını konuşmak istemiyorum." Rijkaard, 9. Lig Haftasını Oynadı Alınan kötü sonuçların ardından teknik direktör Frank Rijkaard'ın eleştirildiğinin hatırlatılması ve Hollandalı teknik adamın bu durumdan etkilenip etkilenmediğinin sorulması üzerine başkan Polat, şunları söyledi: "Rijkaard'ın gazete okuduğunu ve televizyon seyrettiğini düşünmüyorum. Biri saçıyla, biri kıyafetiyle uğraşıyor. Bunları bırakalım. Rijkaard, 9. lig haftasını oynadı. Bir yabancının Türkiye'ye gelip adapte olması çok kolay değil. Uyum sağladı ama daha Türkiye ile ilgili öğrenmesi gereken, bilmesi gereken çok şey var. En azından Türkiye Ligi'ni tam olarak tanıyabilmesi için yarım sezon herkesle maç yapması lazım. Seyirciyi, hakemleri, medyayı tanıması lazım. Bizleri bile daha yeni tanıyor, yani biraz insaf." Polat, futbolla yöneticiler Haldun Üstünel, Murat Yalçındağ, Adnan Sezgin, Frank Rijkaard ve Neeskens'in ilgilendiğini, kendisinin ayda bir kez toplantı yaptığını söyledi. Elano'danMemnunum Adnan Polat, Elano ile ilgili bir soruyu da "Elano takımla çok fazla çalışma imkanı bulamadı. Elano'dan çalışması, disiplini, arkadaşlarıyla ilişkisi bakımından çok memnunum, son derece iyi bir profesyonel. Sahaya bunu üst düzeyde yansıtacağına inanıyorum. Onun da zamana ihtiyacı var" diye yanıt verdi. bundan Sonra yukarı Tribün Bir soru üzerine, tribünde maç izlerken oturduğu yerden nefret ettiğini dile getiren Polat, şunları kaydetti: "Çünkü karşınızda bir kamera var. Sevincinizi, üzüntünüzü gösteremiyorsunuz. Gol atıyorsunuz, yanınızda rakip takımın başkanı oluyor, sevincinizi gösteremiyorsunuz. Ciddi olarak bundan sonra yukarı tribüne çıkıp maçı izlemeyi düşünüyorum." Yardımcı Hakemlerde Sıkıntı Yaşıyorum Trabzonspor maçının hakemi Mustafa Kamil Abitoğlu'na bordo-mavili yöneticilerin tepki gösterdiğinin hatırlatılması üzerine Adnan Polat, şunları söyledi: "Hakemin maçın neticesine etki ettiğini düşünmüyorum. Ben bu sezon yardımcı hakemlerden sıkıntı yaşıyorum. Yeterince orta hakemlere yardımcı olamıyorlar gibi geliyorlar bana. Daha aktif, efektif olmaları lazım. Orta hakemin doğru karar vermesine katkıda bulunmaları için üst düzey performans göstermeleri gerekiyor."
604726
Emekli polisin katili polisi bile şok etti
Emekli polisin katili polisi bile şok etti Paralar çamaşır makinesinden çıktı ’de bir şirketine para transferinde olarak çalışan emekli başkomser Dursun Körkoca’yı bankadan çektiği milyon TL parayı gasp etmek için öldüren şüphelilerin elebaşı Havva D.'nin 2001 yılında ölen emekli bir başkomserin eşi olduğu ortaya çıktı. Havva D.’nin oğlu Tuncay D. de soyguna katıldı. Emekli başkomseri ateş edip öldürenin ise polis memuru Halil İbralim C. olduğu anlaşıldı. Gasp edilen paranın 650 bin TL’si Havva D.’nin evindeki çamaşır makinesinin içinde bulundu. Bomonti’de 24 Eylül 2009 tarihinde meydana gelen olayda Faktoring şirketinde para transferlerinde kurye olarak çalışan emekli başkomser 63 yaşındaki Dursun Körkoca’nın öldürüldüğü gasp olayında soruşturma tamamlandı.Yapılan çalışmalar sonucu milyon TL parayı gasp ederek soygunu gerçekleştiren zanlıların soruşturmasında tüm ayrıntılar ortaya çıktı. SOYGUNU PLANLAYAN EMEKLİ BAŞKOMİSER EŞİ ÇIKTI Polis şebeke içinde olan şoför Tolga Y.’nin olaydan sonra verdiği çelişkili ifadeler vermesi üzerine polis tarafından takibe almasıyla tüm şebekenin ortaya çıkarıldığı öğrenildi. Operasyonda gözaltına alınan Havva D., Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru Halil İbrahim C., Tolga Y., Faruk D., Serdar C.’ın aralarında bulunduğu 10 kişinin ifadesi tamamlandı. Yapılan incelemede, şebekenin elebaşının Havva D. olduğu belirtildi. ’de oto parçası dükkanı işlettiği öğrenilen Havva D.’nin, eşinin yıl önce ölen emekli bir başkomser olduğu ortaya çıktı. Havva D.’nin işleri kötü gittiği için faktoring şirketinde şoför olarak çalışan Tolga Y., oğlu Tuncay D. ve Beyoğlu İlçe ’nde görevli polis memuru Halil İbrahim C. ile birlikte planı yaptıkları öğrenildi. Soygundan bir ay önce planlanan gasp olayında şebekenin şirket çalışanı Tolga Y.’den aldığı bilgiler doğrultusunda daha önce olay yerinde yaptıkları öğrenildi. Hazırlanan plan gereği olayda motosiklet kullanmasını bilen kişiler kullanmayı düşünen şebekenin bu nedenle Faruk D. ile Serdar C.’de dahil edildiği belirtildi. “HAVVA PLANLADI BİZ UYGULADIK “ Asayiş Şube Müdürlüğü’nde sürdürülen soruşturma da suçlarını itiraf eden zanlılardan şirket çalışanı Tolga Y. "Havva abla ile her şey planlandı. Ben her zaman bankaya gitmiyordum.Olay günü bankaya gideceğim söylendi. Bende telefonla bizimkilere haber verdim.Bankaya gidiyoruz yüklü miktarda para çekeceğiz dedim.Bundan sonra bizimkiler harekete geçmiş. Ben onlara hangi yoldan gideceğimi söyledim." dedi Bankadan parayı çektikten sonra gideceği yöndeki istikamette öndeki aracın kendilerini çarptığını belirten zanlı Tolga Y. Bizimkilerin önümü kestiğini gördüm. Silahı polis olduğunu bildiğim Halil İbrahim çekti. Bize çantayı vermemizi istediler. Bende numaradan üzerime düşen görevimi yapıyordum. Tuncay bizim şirketin korumalarına emekli başkomser dursun ağabeye sprey sıktı. Ancak Dursun ağabey silah çekti. Bunun üzerine Halil İbrahim ona ateş etti. Çantayı alıp kaçtıklarında ben ve diğer arkadaşımla Dursun ağabeyi hastaneye yetiştirmeye çalıştık" dedi. ÇAMAŞIR MAKİNESİNİN İÇİNDEN 650 BİN TL ÇIKTI Polisin operasyonlar sırasında gasp edilen paranın büyük bölümüne ulaştı. Şebeke lideri olan Havva D.’in evinde yapılan aramada çamaşır makinesinin içine gizlenmiş bir torba içinde 650 bin TL bulundu. Yetkililer Havva D.’nin oğlu Tuncay D.’nin halen firarda olduğunu yakalanması için operasyonların aralıksız sürdüğünü belirttiler.
604192
Ergün Teslim Olan PKK'lılara Değindi
Ergün Teslim Olan PKK'lılara Değindi Sanayi ve Ticaret Bakanı, TRT 2'de yayınlanan 'İşin Doğrusu' programında "Terör örgütü terörün cazibesinin kalmadığını gördü" dedi. Yayına Giriş: 20.10.2009 02:46:38 Güncelleme: 20.10.2009 02:46:38 Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, "Terör örgütü artık terörle bir noktaya varılamayacağını görmüş ve terörden vazgeçme eğilimi içerisine girmişse, bu onun bir göstergesiyse, onun göstergesi olan bir şeyi hepimiz müsbet karşılarız" dedi. Bakan Ergün, teslim olan PKK'lılardan suç işlemiş olanlarla ilgili yasal prosedürün işleyeceğini de söyledi. Nihat Ergün, TRT 2'de yayınlanan 'İşin Doğrusu' programında, devletin sorunların kaynağı değil, çözümün adresi olması gerektiğinin de altını çizdi ve sorunların çözümü için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini ifade etti. Etnik kimlik sorunların biriktiğini ve bunun da suistimal edildiğine vurgu yapan Ergün, "Terör dediğimiz hadise de bu sorunun istismarından ortaya çıkan hadise. Sonra başkalarının el attığı bir mesele" şeklinde konuştu. Bakan Ergün, "Gelenler, eğer suça bulaşmamış iseler ister Kandil, ister Mahmur Kampı'ndan isterse, Avrupa'dan gelsinler zaman zaten 221'inci madde kapsamında değerlendirildiklerinden savcılar kendileri hakkında bir inceleme yapacak, suça bulaşmamış olanlar zaten bırakılmış olacak. Ama suça bulaşan varsa suçla ilgili yasal prosedür ne ise yasal prosedür takip edilecek" şeklinde konuştu. Sanayi Bakanı, terör örgütü üyelerine seslenerek, "Terör örgütü üyeleri, elemanları artık terörün bir cazibesinin kalmadığını, kendileri için de bir cazibesi olmadığını, yaşanabilir, sürdürülebilir bir şey olmadığını gördüler ve bu işten vazgeçiyorlarsa gelsin hayata katılsınlar" dedi.
604053
Borsa'da bedava para var ister misin?
Borsa'da bedava para var ister misin? Halka arz seferberliği kapsamında konuşan TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, “Ben şimdi Kayserili olarak anlatıyorum; 'bedava para var, ister misin?' 'isterim'. Para burada bedava, sıfır maliyet” dedi İSTANBUL İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), Türkiye ekonomisinin dinamiğini oluşturan reel sektör şirketlerinin sermaye piyasalarından faydalanması için, 'Halka Arz Seferberliği' projesini hayata geçiriyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), İMKB ve Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB) arasında Ağustos 2008 tarihinde, şirketleri sermaye piyasasına kazandırmak amacıyla imzalanmış olan dörtlü protokolün hayata geçirilmesi çerçevesinde ilk adım, dün düzenlenen 'Halka arz seferberliği Toplantısı' ile atıldı. İMKB'de, muhtelif illerden, sermaye piyasası imkanlarından yararlanma potansiyeli yüksek şirketlerin kayıtlı olduğu 33 sanayi ve ticaret odasından başkan ve temsilcilerinin katıldığı toplantıda konuşan TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, kayıt dışılığı bitirmek için halka arzın en büyük mekanizma olduğunu söyledi. PARA BURADA BEDAVA Ortaklığı her platformda teşvik ettiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, '(Ne var?) deyince başkanlar açıkladılar 'bedava para var'. Ben şimdi Kayserili olarak anlatıyorum; 'bedava para var, ister misin?' 'isterim'. Para burada bedava para, sıfır maliyet. İşini büyütebilmek için elinde bir imkan. Şirketlerin en büyük sıkıntısı şu anda sermaye. Burada ortak olabilmek için elimizde bir fırsat var. Bunun en güzel mekanizmalarından biri İMKB. Bunu kullanıyor olmamız lazım' şeklinde konuştu. BANKAYA GİTSEN NAZ ÇEKİYORSUN Hisarcıklıoğlu, 'Bedava para, bunu kullanın. Sıfır maliyet. Bankaya gitsen kırk tane nazını çekiyorsun. Ödeme günü geldiğinde 'ben bunu nasıl ödeyeceğim?' diye düşünmeye başlıyorsun' dedi. Şirketlerin halka arzını hep birlikte teşvik etmek istediklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu, geleceğin büyük şirketlerinin buradan çıkacağını, piyasanın bu sayede kurallara ve standartlara kavuşmuş olacağını vurguladı. BİN SAYFA MEVZUAT TEŞVİK ETMEZ Halka açılma sürecinde bürokratik işlemlerin basitleştirilmesi gerektiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, 'Maalesef burada da şikayetimiz var. Aynı dosyayı SPK inceliyor, sanki yetersizmiş gibi bir de İMKB inceliyor. Çift dikiş gidiyoruz. SPK bu işi yeterince yapamıyorsa ona göre sistemi kurgulamamız lazım, ama bir yerin yapıyor olması lazım. Bununla ilgili çalışma yapıldığını biliyorum. Bir an önce sonuçlanmasını bekliyorum' dedi. Halka açılan bir şirket için bin sayfa mevzuatı da basitleştirmek gerektiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, '3 bin sayfa mevzuat hiçbirimizi teşvik etmez, tam tersine uzaklaştırır. Basitleştirilmiş ama muhakkak denetimleri de içerecek' şeklinde konuştu. Başarının ölçüsünün halka arz sayısından geçtiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, 'Hedefi koyduk, 2023'te 10 bin şirketin halka arzı' dedi. SPK artık 'öcü' olmayacak Halka Arz seferberliği toplantısında konuşan SPK Başkanı Vedat Akgiray, SPK'nın artık öcü olmayacağını belirterek, '(Maliyetlere ilişkin olarak) Biz de biraz işi sıkıyoruz, azaltacağız. Çoğu da gereksiz, eskiden gerekliymiş, artık değil ve bunu samimi söylüyorum' dedi. Banka kredisiyle büyümenin sürdürülebilir olmadığını ifade eden Akgiray, halka açık bir şirket olmanın, kişisel serveti artırmanın bir aracı olduğunu da belirtti. SPK Başkanı Akgiray, 'Piyasalarda geçer akçe olan bir menkul kıymetin sahibiyseniz, 'Benim Borsadaki değerim bu' diyebilmek imkanı güzel' ifadesini dile getirerek, olanağı olan bir şirketin halka arz yoluyla finansman bulmasının akıllıca, karlı ve bugünün dünya gerçekleri içinde rasyonel bir yöntem olduğunu kaydetti. Halka arzın dezavantajlarına da değinen Akgiray, halka arz yapıldığında bir kereye mahsus olmak üzere aracı kurum maliyeti oluştuğunu, arzdan sonra yasal yükümlülükler geldiğini, bunların bir firmaya yıllık maliyetinin 20-30 bin lira olduğunu söyledi. Türkiye'nin bugünkü konumu ve finansal kriz düşünüldüğünde halka arzın zamanlamasının 'tam zamanı gibi' olduğunu belirten Akgiray, 'Bin tane, on bin tane şirket... Hepsi olur. Hedefi büyütmekte fayda var' dedi. Zihniyet revizyonu peşinde olduklarını vurgulayan Akgiray, şunları söyledi: 'Eskiden düzenleme ve denetleme kurumu, şirketlerin veya vatandaşların verdiği beyanı acaba doğru mu diye incelemek ihtiyacı hissetmiş. Öyle bir mantalite var. Yanlış bulma hevesi var. Biz şimdi demeye çalışıyoruz ki; 'Biz beyanı doğru kabul edelim'. Firmaların beyanlarına güveniyoruz diye bir yaklaşım değişikliği peşindeyiz.' Yemi ver balığı yakala Devletin kayıt dışılıkla mücadele projesi olduğuna da değinen Rıfat Hisarcıklıoğlu şunları kaydetti: 'En kolay mekanizma da bu, yemi ver balığı yakala. 'Vay denetim', 'şöyle böyle yapacağım', 'adil miydi değil miydi?'... hepimizin kafasında soru işareti. Al sana kayıt dışılıktan şikayetçiysen, halka arz en büyük mekanizma kayıt dışılığı bitirmek için. Bugün maalesef demokrasimizin kalitesinden de şikayetçiyiz. Kayıt dışını bitirmeden Türkiye'de demokrasinin kalitesinden bahsedebilmek mümkün değil. Hadi bakalım hanginiz babayiğitseniz gelin bugün hesap sorun bakalım oy verdiklerinizden. Hesap veremeyen hesap soramaz. Ben hesabımı verebileceğim ki hesap sorabileceğim. Bu fırsatı iyi değerlendirelim.' İMKB'nin gözü Türkiyenin ilk bin şirketinde İMKB Başkanı Hüseyin Erkan ise, şu anda dünyada ve Türkiye'de likidite bolluğu bulunduğunu belirterek, 'Konjonktür halka arzlara çok uygun' dedi. Hızlı bir çalışmayla birçok şirketi sermaye piyasasına getirebileceklerini ifade eden Erkan, “Burada yeterince ilgi görmez gibi bir korkumuz yok. Şu anda likidite dünyada çok ucuz ve çok bol. Rahatlıkla yatırım yapabilecek durumdalar. Halka arzların teşvik edilmesi hatta özelleştirilecek şirketler konusunda da çekinmesinler. Likidite var, dünya sermayesi ilgi gösterecektir' dedi. Piyasa değeri açısından İMKB'nin gelişmekte olan ülkeler arasında 10-12. sıralara gerilediğini söyleyen Erkan, işlem gören şirket adedi açısından da 16. sırada bulunduğunu, bunların Türkiye'nin hak etmediği yerler olduğunu kaydetti. Önceliklerinin Türkiye'nin ilk bin şirketi içinde yer alan şirketleri sermaye piyasasına kazandırmak olduğunu söyleyen Erkan, 'Türkiye'nin ilk 500 büyük sanayi kuruluşundan 403 şirket, ikinci 500 büyük sanayi kuruluşundan 469 şirket, toplamda 872 şirket borsamızda şu anda işlem görmüyor. Ülkemizde önde gelen finans, ticaret, hizmet ve kamu şirketleri de borsamızda yok. Çok sayıda şirketimiz henüz daha gelmemiş. Bu aslında çok büyük potansiyel. Türkiye sermaye piyasasının büyüme potansiyelinin burada yattığı gözüküyor' dedi.
604166
KADİR DİKBAŞ Vizeler kalktı, sınırda hava değişti
Son olarak, ülkeler arasındaki vize engeli de kalktı. Geçen hafta, iki ülkenin bakanları Halep'te yaptıkları toplantının ardından, aradaki sembolik bariyerleri beraberce kaldırıp sınırı yürüyerek geçti. Suriye'ye komşu altı ilimiz var. Hatay, Gaziantep, Kilis, Mardin, Şanlıurfa ve Şırnak. Aynı zamanda Akdeniz'e de kıyısı olan Hatay, bunlar arasında Suriye ile en uzun sınıra sahip ilimiz. Ve üç sınır kapısı bulunuyor: Cilvegözü, İslahiye ve Yayladağı. Aradaki bariyerlerin kalkmasının hemen ertesinde, Garanti Bankası'nın "Anadolu Sohbetleri" kapsamında Hatay'da idik. Vize kararı sonrasında, ilde büyük bir heyecan, canlılık göze çarpıyor. Cadde ve sokaklarda, Suriyeli turist kafilelerine, Suriye plakalı tur otobüslerine ve özel araçlara sıkça rastlıyorsunuz. Yeni açılan beş yıldızlı otellerden Ottoman Palace ve Dedeman Oteli'nin müşterileri genelde Suriyeli. Alışveriş merkezleri, esnaf ve hemen herkes vizenin kalkmasından son derece memnun ve gelecekten umutlu. Kentte farklı bir hava var. Sınırın öte tarafını görmedik ama oradaki heyecanın da, buradakinden farklı olmadığını tahmin etmek zor değil. Kaldı ki, anlatılanlar, yapılan haberler bu yönde. "Anadolu Sohbetleri" buluşmasındaki sunumlar ve konuşmalar da, gündem gereği sınır kapılarından vizesiz geçişe ve bunun gelecekteki ilişkileri nasıl şekillendireceğine odaklandı. Hatay Valisi M. Celalettin Lekesiz'in verdiği bilgiye göre, Hatay ekonomisinin yüzde 66'sını hizmet sektörü oluşturuyor. Bunda da öne çıkan, ticaret ve taşımacılık. İstanbul'dan sonra en büyük TIR filosu, Hatay'da. Sayı bini aşıyor. Hataylılar Ortadoğu'dan Rusya'ya kadar güçlü bir nakliye ağı kurmuşlar. Akdeniz Yaş Sebze-Meyve İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Kavak'ın anlattığına göre, Hatay firmaları Türkiye yaş sebze ve meyve ihracatının yüzde 25'ini gerçekleştiriyor. Ve ihraç ettikleri ürünün yüzde 90'ını da Hatay dışındaki illerden temin ediyorlar. Kavak, 1980'li yıllarda başlayan Ortadoğu'ya ihracat sebebiyle Arap ülkelerine yerleşmiş, orada ticaret yapan binlerce Hataylı olduğunu anlatıyor. Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, Suriye ile ilişkilerde yeni bir döneme girildiği günümüzde Hatay'ın kendini ileriye taşıyacak çok önemli değerlere sahip olduğunun altını çizerken, "Hatay, hem Türkiye'nin önemli limanlarına hem de Ortadoğu pazarına çok yakın bir konumda bulunuyor. Bu konumunu, yeni bir modelle 'lojistik liderliğe' dönüştürebilmeli." diyor. Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin, ambargo sebebiyle Suriye'nin yeni uçak alamadığını belirterek, "THY'nin Hatay seferlerine başlaması ve vizenin kalkması Suriyeliler için de büyük bir açılım oldu. Hatay, onların da dünyaya açılma noktası olacak." diyor. Çinçin, Hatay'a 80 km mesafede milyon Suriye vatandaşının yaşadığını ve bu bölgenin diğer bölgelere nazaran daha yüksek gelire sahip olduğunu da hatırlatıyor. Retur Genel Müdürü İskender Çayla, inşaatı süren yeni havaalanının, Avrupa'daki Basel-Mulhouse örneğinde olduğu gibi bölgesel bir havalimanı rolü oynayabileceğine işaret ediyor. Neden olmasın? Türkiye'nin Halep Başkonsolosu Adnan Keçeci, iki ülke arasında 2007'de yürürlüğe giren serbest ticaret anlaşmasının, bu yıl imzalanan stratejik işbirliği mutabakatının ve en son alınan vizelerin kaldırılması kararının iki ülke ilişkilerine ivme kazandırdığını ve gelecekte de ilişkilerin daha iyi olacağına inandığını söylüyor. Gerçekten de, son iki yılki dış ticaret rakamlarında çarpıcı bir yükseliş söz konusu. Suriye, krizde ihracatımızı artırdığımız nadir ülkeler arasında. Görünen ki, vize engelinin kalkması, ticaretle birlikte diğer ilişkileri de daha ötelere taşıyacak. Bundan en fazla yararı da iki ülkenin sınır illeri sağlayacak. Bu süreçte, bazı sıkıntıların olması muhtemel. Çünkü Suriye, henüz Türkiye'dekine benzer liberal bir ekonomik yapıya sahip değil. Bazı şeylerin aşılması zamanla olacak. Ama iki ülke yönetimlerinin gösterdiği irade, çıkabilecek sorunları çözmenin zor olmayacağını gösteriyor.
605519
Pakistan'da İntihar Saldırısı: Ölü
Pakistan'da İntihar Saldırısı: Ölü Pakistan'da bir üniversite kampüsünde gerçekleştirilen saldırı, kişinin ölümüne neden oldu. Polis yetkilileri, İslamabad'daki bir üniversitede iki ayrı noktada intihar saldırısı düzenlendiğini belirtti. Saldırılarda kişi hayatını kaybetti. Pakistan ordusunun Taliban'a yönelik geniş çaplı bir operasyon başlatmasından bu yana, militanlar da ülkedeki sivil ve askeri hedeflere saldırı düzenliyor. Son iki hafta içindeki saldırılarda, 150'den fazla kişi hayatını kaybetti.
603957
En riskli yer Marmara bölgesi çıktı
En riskli yer Marmara bölgesi çıktı ’deki insan kaçırma suçları üzerine yapılan araştırmaya göre, insan kaçırma suçu nedeniyle en çok dava Marmara’da açıldı En az riskli bölge ise Ağırlığını “kız kaçırma” vakalarının oluşturduğu tahmin edilen 12-18 yaş arası insan kaçırma olaylarında ise başı bölgesi çekiyor. Yrd. Doç. Sadık Toprak, ağır cezalarda görülen 65573 insan kaçırma davasını inceledi. Kaçırılanların neredeyse tamamı 18 yaşından küçük yani “kız kaçırma” vakaları. 12-18 yaş arasında insanların en çok kaçırıldığı bölge Karadeniz. Karadeniz’i Marmara ve takip ediyor. En az kaçırma ise Güneydoğu Anadolu.
604643
Kameralı görüşelim önerisine nokta
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ak Parti Meclis grup toplantısında partili milletvekillerine seslendi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokratik açılımla ilgili olarak CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile görüşmek istediğini ancak Baykal'ın, ''kameraları çok arzu ettiğini'' söyledi. Erdoğan, bu durum karşısında konuyu TBMM gündemine getireceklerini, çok sayıda kameranın burada olacağını, Baykal'ın çıkıp konuşması halinde kendisinin de konuşacağını bildirerek, ''Burada her şey şeffaf olacak. Bu vesileyle 'sağ olasın belki bir çayını içerdik. çayından mahrum olduk. Teşekkür ederim' deyip, kesinlikle ben de oraya gitmiyorum'' dedi. AZERBAYCAN'A BAYRAK İNDİRME SİTEMİ Erdoğan'ın açıklamaları şöyleydi: Gündemi çok yoğun bir haftayı geride bıraktık. Çarşamba günü Azeri milletvekillerini kabul ettik. Çok samimi bir ortamda geçen bu görüşmede, Azerbaycan Meclis'inde sarfettiğimiz sözlerimizi kendilerine yineledik. Biz Azeri kardeşlerimizi rahatsız edecek hiç bir adım atmayız. Bundan emin olsunlar. Biz Azeri bayrağını Türk bayrağı Azeri toprağını Türk toprağını aziz ve kutsal biliriz. Bakü'de yatan şehitlerimiz bunun canlı şahitleridir. Kimse Türkiye'nin samimiyetini test etmeye kalkmasın. Şu sıralar nifak odakları çok iyi çalışıyor. Türkiye'den paslaşanlar da işini çok iyi yapıyor. Bunları çok iyi biliyoruz. Malum parti yine baş rolde... Tahriklere gelmemek lazım. Azeri kardeşlerim bu tür olaylara prim vermemeli. Şehitlikteki Türk bayrağının kalkması ne anlama geliyor bunu Azeri kardeşlerimiz çok iyi değerlendirecektir. IRAK ZİYARETİ Seçimlerden sonra Irak'ta yeni bir süreç başlayacak. Bu anlamda ziyaretimiz büyük önem taşıyor. Rusya ile de benzer anlaşmalar imzalamayı planlıyoruz. AHİLİK HAFTASI Geçtiğimiz hafta Ahi Evran'ın temellerini attığı Ahilik haftasını kutladık. Sana gelmeyene sen gideceksin der Ahilik felsefesinde. Bu partinin hamurunu millet yoğurdu. Biz Türkiye'nin sesine kulak kapatamayız. Biz kşisel ihtiras ve kaprislerle naz yapamayız. Bu partinin rotasını millet çizer. BAHÇELİ'YE HAKARET CEVABI Sayın Bahçeli benim doğulu milletvekili arkadaşlarıma siyasi ahlaktan uzak bir yakıştırmada bulunduç Sizin dilinizle size yanıt vermeyeceğim. Ama rakadaşlarımın cibilliyetini ve karakterini sizinle ölçmem. Biz bölgesel ve etnik milliyetçilik yapmayayacağız. Bu ülkenin insanını bölme hakkını nerede buluyorsun. Niçin Güneydoğu'yu iyi izlemediğini niye oralarda sıralamaya giremediğin belli.. Gitmeyene gelinmez. Kapısını kapatanın kapasına gidilmez. İkram etmeyene ikram edilmez. Ölçüler burada... CHP'YE GÖNDERİLEN AÇILIM MEKTUBU CHP lideri Sayın Deniz Baykal'a demokratik açılım çalışmaları ile ilgili bir görüşme talebi içeren bir mektup gönderdim. Kendisinin fikirlerini almak ve süreçle ilgili gelinen nokta konusunda bilgi vermek istedim. Tamamne nezaket kuralları içerisinde bir mektup kaleme aldım. gün sonra mektubumuza cevap aldık. Tamamen randevu alma talebi içeren mektubumuza altı sayfalık cevap geldi. İçeriği incitici, yer yer kırıcı imaların ve söylentilerden ibaret iddialarla kaleme alınmış bir mektup. Görüşürüz umudu ile okumaya devam ettiğimiz mektupta sizinle aynı noktada bulunmamız imkansızdır diye bitiriliyor ne kaldı. Mektubun sonlarına bir bakıyoruz, görüşmeye kamera şartı koyulmuş. Liderlerin başa başa görüşmesi siyasette yeni değil. Kamera şartı dayatmanın dünyada bir örneği yok. Bu ahlaksız bir öneridir. Siyasi etik kurallarını hiçe sayan ve kayıtlara geçecek bir tekliftir. BBG mantığı içerisinde kameraların kurulmasının anlamı yok. Televizyonlara şov programı hazırlıyor gibi bir yaklaşım başbaşa görüşme olmaz. Biz oraya gidip Sayın Baykal'ın beynini yıkayacak değiliz. Hipnoz, büyü ya da sihir yapacak da değiliz. Böyle kaabiliyetlerimiz yok. Mutabakat demokrasinin olmazsa olmaz şartı değil. Bu anlayışla siyaset yapmak kime ne fayda sağlar. Baykal bunca yıllık siyasetçi. Bugüne kadar ki görüşmelerini kameralar önünde mi yaptı. Şu ifadeye bak "kapalı kapılar ardında görüşme yapamayız." Sayın Baykal, sizin kapılarınız hep açık mı duruyor. Madem bu kadar televizyon ve kamera meraklısı odasını kameralarla donatıp 24 saat canlı yayın yapsın. Partilileri de izlesin. Biz hiç bir konuyu milletimizden gizlemedik. Görüşmede not tutucu olabilir. Kayıt cihazı olabilir. Sayın Baykal'a cevabımı buradan veriyorum. Biz bu konuyu zaten Meclis'e getiriyoruz. Orada kendileri konuşursa ben de çıkıp konuşurum. kadar kameraya meraklıysa orada yeterince kamera olacak. Çıkar konuşur. Bir çayını içerdik ondan da mahrum olduk. Görüşmeye kesinlikle gitmeyeceğim. TESLİM OLAN PKK'LILAR tabloyu görüp umutlanmamak mümkün mü? Ne zaman anlamlı adımlar atılsa terörden nemalanan karanlık odaklar bir provokasyon hazırlığına girişiyor. Türkiye'de iyi şeyler oluyor. Bu süreçte tek başımıza da kalsak bunun tamamlamak için mücadele edeceğiz. Anaların gözyaşı şehitlerin kanı her türlü siyasi çıkarın üzerindedir. Yatarki millet, yeterki Türkiye kazansın. Umarım Baykal, işi yokuşa sürmekten vazgeçer. Sürece gölge düşürme anlayışı içinde olanlar var. Neden sürece destek vermiyorsunuz. "SÜREÇ İMRALI'DAN YÖNETİLİYOR" İDDİASI Bazı medya organları bu sürecin İmralı'da yönetildiğini iddia ediyor. Adama sorarlar. 11-12 yıldır böyle bir adım atılmadı. Bu kardeşlik projesinin gereği olarak atılmış bir adımır. Biz bu ülkede biriz ve beraberiz ayrılık kabul etmiyoruz. Dağdakilere ve Avrupa'dakilere bir an önce ülkenize dönün diyorum. Olayı siyasi şova dönüştürmek isteyenler sorumlu davranmalıdır. Sorumsuz açıklamalar sürece katkı sağlamaz. Legal bir örgütün temsilcisi illegal bir örgüt adına konuşmamalı.
604801
Baykal MGK'ya nasıl gider?
Baykal MGK'ya nasıl gider? Sabah Gazetesi Karikatüristi Salih Memecan, bugünkü çiziminde Deniz Baykal'ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün önerdiği gibi MGK'ya katılması durumunda olabilecekleri ele almış. Memecan'ın karikatüründe Baykal, MGK'ya da kameralar ile giriyor.
604514
Dinamo Bükreş ekibi, yarın İstanbul'a gelecek
Özel uçakla saat 12.20'de Sabiha Gökçen Havalimanı'na gelecek Rumen ekibi, Ali Sami Yen Stadı'nda saat 19.00'da yapacağı antrenmanla karşılaşmanın hazırlıklarını tamamlayacak. Dinamo Bükreş teknik heyeti, aynı gün saat 18.35'de Ali Sami Yen Stadı Basın Odası'nda maçla ilgili basın toplantısı düzenleyecek. Günü izinli geçiren Galatasaray ise Dinamo Bükreş ile oynayacağı karşılaşmanın hazırlıklarını yarın saat 10.30'da yapacağı, ilk 15 dakikası basına açık antrenmanla tamamlayacak. Teknik direktör Frank Rijkaard'ın basın toplantısı ise bu antrenmandan önce, saat 10.15'te Florya Metin Oktay Tesisleri'ndeki Turgay Vardar Basın Odası'nda gerçekleştirilecek. Galatasaray ile Dinamo Bükreş, 22 Ekim Perşembe günü Ali Sami Yen Stadı'nda saat 22.05'te karşı karşıya gelecek.
604124
Çiğköfte yoğuran AB elçileri bu defa 'kolbastı' diyarında
Geziye Türkiye'de görev yapan AB ülkelerinden 10'dan fazla büyükelçi ve 10 kadar maslahatgüzar katılacak. Büyükelçiler AB fonlarıyla yapılan projeleri ziyaret ederek Birlik'in Türkiye'ye kazandırdıklarına dikkat çekecek. Yerel yönetim ve sivil toplum örgütü temsilcileriyle bir araya gelecek olan AB büyükelçileri, kültürel programlara da katılacak. Mayıs sonunda Şanlıurfa'ya ilk kez bu kadar kapsamlı ve geniş katılımlı bir program düzenleyen ve geziden memnun kalan AB Türkiye Komisyonu Temsilcisi Büyükelçi Marc Pierini AB büyükelçilerini bu kez Trabzon'a götürecek. Gezinin ilk günü Trabzon'da toplantılarla geçecek. İkinci gün ise AB büyükelçileri merkeze 40 km uzaklıktaki Hamsiköy'ü ziyaret edecek. Köy kahvesinde köylülerle sohbet edecek büyükelçiler, Hamsiköy'ün meşhur sütlacını tadacak. Programda henüz 'kolbastı' yok. Ancak Trabzon'daki yerel yöneticilerin son dönemde öne çıkan bu dans türüyle ilgili AB büyükelçilerine bir gösteri düzenlemesi planlanıyor. Yerel etkinliklere katılmaya büyük önem veren AB büyükelçilerinin çiğköfte yoğurmanın ardından bu kez kolbastı oynaması bekleniyor. Büyükelçiler ayrıca Sanayi ve Ticaret Odası'nın verdiği yemekte bölge işadamlarının, Avrupa Birliği'nden beklentilerini ve sorunlarını dinleyecek. Ziyaret esnasında Trabzon Sanayi ve Ticaret Odası'nda ABİGEM açılacak. AB büyükelçilerinin programında Türk ve Avrupalı sanatçılar tarafından verilecek bir konser de var. Programda 'AB Kitap Otobüsü' de yer alıyor.
604138
HAVAŞ, 180 milyon Euro'ya satılıyor
Yolcu ve uçaklara yer hizmeti sunan HAVAŞ'ın, TAV Havalimanları Holding, TAV İşletme Hizmetleri, TAV Bilişim Hizmetleri, HSBC Investment Bank Holdings plc ve İş Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı'nın ortaklaşa kuracağı şirkete 180 milyon Euro'ya satılması için taraflar arasında mutabakat sağlandı. Satın alma işlemi, gerekli onay ve izinler alındıktan sonra tamamlanacak. Nihai ortaklık yapısında TAV yüzde 65, İş Girişim yüzde 6,7, HSBC Principal Investments yüzde 28,3 paya sahip olacak. TAV İcra Kurulu Başkanı M. Sani Şener, 18 havalimanı/havaalanında hizmet veren Türkiye'nin ilk ve en büyük yer hizmetleri kuruluşu HAVAŞ'ın, yüzde 35 oranındaki hisse satışını İş Girişim ve HSBC Principal Investments gibi iki ortağa gerçekleştirmekten büyük bir gurur duyduklarını söyledi. Ekonomik krizin bitip bitmediği konusunda tartışmaların uluslararası boyutta sürdüğü bu dönemde gerçekleştirilen ortaklığın, sektöre ve markalarına duyulan güveni yansıttığına dikkat çeken Şener, "Hisse satışındaki amacımız TAV seviyesinde borçluluğu azaltmak ve ek kaynak oluşturulmasıdır. HAVAŞ'ın küresel kriz sebebiyle ertelenen halka arzının da önümüzdeki orta vadede sermaye piyasalarının düzelmesi ile gerçekleşebileceğini düşünüyoruz." dedi. HSBC Principal Investments'a bu satış işleminde danışmanlık hizmeti veren HSBC Portföy Yönetim'in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Erelçin de Türkiye'nin bölgesel bir ulaşım merkezi olma yolunda gün geçtikçe önem kazandığını aktardı. Türk havacılık sektörünün son dönemde yaşadığı güçlü büyümenin, yatırım kararında etkili olduğuna dikkat çeken Erelçin, "HAVAŞ'ı heyecan verici bir yatırım fırsatı olarak değerlendiriyoruz. Hayata geçirdiğimiz güçbirliğinin her iki taraf için de olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyoruz." şeklinde konuştu.
603856
Kılıçdaroğlu'ndan emeklilere sert sözler
Kılıçdaroğlu'ndan emeklilere sert sözler Grup Başkan Vekili emeklilere sert çıktı ve "Hem ağlıyorlar, hem de AKP'ye oy veriyorlar" ifadelerini kullandı. Aydın Belediyesi Meclis Salonu'nda gerçekleştirilen toplantıda, CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu, gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "Türkiye’de milyon emekli var. Aileleri ile birlikte sayılarının 15-16 milyona ulaşıyor. İsteseler bir partiyi tek başına iktidar yaparlar. milyon emekli hem ağlıyor hem de seçim zamanı gelince koşa koşa oyunu AKP’ye veriyor. Ben bu akıl tutulmasını hala çözmüş değilim. Bu demokrasi değildir. Kendi hakkına sahip çıkamayan, ülkesine sahip çıkamaz" diyen Kılıçdaroğlu, önümüzdeki seçimlerde iki elinin emeklilerin yakasında olacağını kaydetti. Vergi elemanları tetikçi oldu 'na Cumhuriyet tarihinin en büyük cezasının kesildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, hiçbir zaman mükellefin özel olmamak kaydıyla yılının incelenemeyeceğini vurguladı. “Mükellefi yaşatmak gerekiyor” diyen Kılıçdaroğlu, “Vergi elemanları, iktidar partisinin tetikçisi konumuna gelemezler. Eğer gelirlerse orada demokrasiden söz edilemez” dedi. patronlarının kamu hizmeti yaptıklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Medya patronları sadece kendileri için değil, aynı zamanda kamu için de çalışırlar. Halkın doğru ve objektif bilgi edinmesi için emek ve çaba harcarlar. Medya halkın sesi ve kulağıdır. Şimdi medyaya baktığımız zaman, AKP iktidarı iktidara gelmeden önce yandaş medya diye bir kavram yoktu. Şimdi yandaş medya diye bir kavram var. Neden yandaş medya? Çünkü, Başbakan ne derse, doğrudur demeye koşullanmış bir grup medyamız var. Ne yaparsa yapsın. Her şeyde, başbakan haklıdır. Yandaş medya, Başbakanı koşulsuz destekliyor” diye konuştu.
605542
Bakü'de Türk bayrağı yine dalgalanıyor
Bakü'de Türk bayrağı yine dalgalanıyor Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de bulunan Türk Şehitliği Abidesi'nde indirilen Türk bayrakları bugün tekrar göndere çekildi. CNN Türk'ün haberine göre, Azerbaycan'da Bakü Şehitliği'nde indirilen Türk bayrakları yine çekildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Azerbaycan ile bayrak krizine değinmiş; hükümetin ve şahsının, Azerbaycan Milli Meclisi'nde yaptığı konuşmanın arkasında olduğunu vurgulamıştı. Erdoğan, "Herkes şundan emin olsun; biz Azeri bayrağını Türk bayrağı gibi, Azeri topraklarını, Türkiye toprakları gibi aziz ve kutsal bildik, yine öyle biliriz. Bakü'de yatan şehitlerimiz, bunun şanlı şahitleridir" demişti. Erdoğan, “Azerbaycan'ın çıkarlarını, Türkiye'nin çıkarlarından geride tutmayız, tutmadık. Azerbaycan'ın üzüntüsünü, aynen Türkiye'nin üzüntüsü biliriz. Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimizdir ve sevincimizi artırır. Kimse, Türkiye'nin iyi niyetli duruşunu, samimi çabalarını başka yerlere çekmesin, Türkiye'yi de test etmeye kalkmasın" ifadelerini kullanmıştı. Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de bulunan Türk Şehitliği Abidesi'nin etrafından Türk bayraklarının 15 Ekim'de gönderden indirilerek kaldırıldığı belirtilmişti. Anıttaki Türk bayraklarının yanı sıra Azerbaycan bayrakları da indirilmişti. Anıt 1918 yılında Bakü'yü Ermeni-Bolşevik işgalinden kurtarırken şehit düşen Türk İslam ordusu askerlerinin anısına dikilmişti.
604020
Son gülen iyi güler
Son gülen iyi güler F.Bahçe Teknik Direktörü dünkü idman öncesinde Gaziantep'te maç sonra yenilen futbolcularını teselli etti. Alman çalıştırıcı futbolcularına önemli olanın lig sonu olduğunu hatırlattığı konuşmasını “Son güler iyi güler” sözüyle bitirdi. Gaziantepspor'a 2-1 yenilerek Turkcell Süper Lig'deki namağlup unvanını yitiren F.Bahçe'de gözler UEFA Avrupa Ligi'ne çevrildi. Sarı-lacivertliler, Romanya'nın Steaua Bükreş takımıyla Perşembe günü deplasmanda oynayacakları maçın hazırlıklarına izin yapmadan başladı. Can Bartu Tesisleri'nde saat 10.00'da toplanan sarı-lacivertliler, konferans salonunda 30 dakikalık bir toplantı yaptı.Oyuncular ve teknik heyet bu toplantının ardından alt sahada mini bir toplantı daha gerçekleştirdi. Sarı-lacivertlilerin resmi sitesinden yapılan açıklamada, teknik direktör Daum'un, yaptığı konuşmada, maçlarda zaman zaman mağlubiyetlerin veya beraberliklerin olabileceğini belirtip, konuşmasını, “Son gülen iyi güler” diye bitirdiği bildirildi. Daum'un ardından söz alan antrenör Roland Koch'un ise Türkiye'nin en iyi takımının hala F.Bahçe olduğunu ifade ederek, arada bir mağlubiyet olacağını, bunun normal olduğunu söylediği kaydedildi.
605204
Gözler MGK Toplantısında
Gözler MGK Toplantısında MGK'nın gündeminde "Demokratik Açılım"ın yanı sıra Ermenistan protokolü, Kıbrıs ve Afganistan da var. Yayına Giriş: 20.10.2009 15:12:24 Güncelleme: 20.10.2009 15:12:24 Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başkanlığında Çankaya Köşkü'nde toplandı. İçerik ve zamanlamanın yanı sıra ele alınan önemli konuların sayısı bakımından kritik olarak değerlendirilen toplantı, "Demokratik Açılım" sürecinde ilk PKK'lı grupların Türkiye'ye gelip teslim olmaya başlamasının ardından yapılması bakımından büyük önem taşıyor. Kurul toplantısının gündem maddeleri arasında Irak ve Kıbrıs'taki son gelişmelerin yanı sıra Ermenistan ve "Demokratik Açılım"ı konuları bulunuyor. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, hükümetin Milli Mutabakat Açılımı çerçevesinde kurul üyelerine bilgi verecek. Toplantıda görev süresi daha önceden kez uzatılan ancak yaş haddinden emekliye sevk edilmesi beklenen MİT Müsteşarı Emre Taner'in yerine yapılacak atamanın da gündeme gelmesi bekleniyor. Ayrıca, Kasım'da Afganistan'daki Kabil Bölge Komutanlığı'nın Türkiye'ye geçmesi nedeniyle bölgedeki son durum ve alınacak tedbirlerin de masaya yatırılması bekleniyor.
605179
Aksaray'da gölette iki genç kız cesedi
Aksaray'da gölette iki genç kız cesedi Aksaray'ın Güzelyurt ilçesindeki gölette biri öğretmen iki genç kızın cesedi bulundu. Edinilen bilgiye göre, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi öğrencisi Ayşe Çal (21) ile bir dershanede öğretmenlik yapan Gülten Ceylan (23), gündüz çıktıkları ilçe merkezindeki evlerine dönmeyince yakınları merak etti. Çevrede yapılan araştırmalarda Çal'ın cesedi, Yüksek Kilise civarındaki Güzelyurt Göleti'nde bulundu. Durumun jandarma ve Sivil Savunma Müdürlüğü'ne bildirilmesi üzerine dalgıçların başlattığı aramada bir süre sonra Ceylan'ın cesedi de gölette bulundu. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
604875
Vatikan'a kadın Papa!
Yönetmen Sönke Wortmann, “filmin büyük sıkıntılara göğüs germek zorunda kalan bir kadının olağanüstü hikâyesini anlattığını” söyledi. Wortmann, daha önce de “Bern mucizesi” ve “-Bir Kış Masalı” isimli filmleriyle ses getirmişti. Kadın papayı canlandıran Johanna Wokalek, kadın papanın gerçekten yaşayıp yaşamadığının kendisi için önemli olmadığını söyledi. Wokalek, “Efsanenin en güzel yanı, doğruları hiçbir zaman tam olarak öğrenemeyecek olmamız” dedi. Amerikalı yazar Donna Woolfolk Cross'un aynı isimli romanından uyarlanan “Kadın Papa” ve Fas'ta çevrildi. Filmde oynayan ve “The Big Lebowski” dizisiyle ün kazanan aktörü John Goodman, başrolü oynayan Johanna Wokalek'i övdü. Goodman, “Film ekibi olağanüstüydü. Müthiş bir deneyim oldu” diye konuştu. Katolik Kilisesi'nin eleştirisi: "Film, Asteriks seviyesinde..." Kadın Papa, Katolik Kilisesi'nin yalanladığı bir söylentidir. Buna göre IV. Leo 17 Temmuz 855'te Roma'da öldükten sonra yerine bir rahibin kızı olan Yohanna geçmiştir. Kiliseye göre böyle bir papa asla varlık göstermemiştir. Vatikan'a göre Yohanna'nın papalık yaptığı 855-858 yılları arasında III. Benedikt Katolik aleminin manevi liderliğini üstlenmiştir. Filmle ilgili Katolik Haber Ajansı'nın (KNA) geçtiği bir yorumda, film “saçmalık” olarak nitelendirildi ve film “tarihi gerçeklik düzeyi Asteriks çizgi romanlarının seviyesinde” sözleriyle eleştirildi.
605024
İran: "Ankara nükleer arabulucu değil"
Dışişleri Bakanı Menuçehr Mutteki, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaretinde, ikili, bölgesel ve uluslararası konuların ele alınacağını, ancak nükleer konuda arabuluculuğun söz konusu olmadığını söyledi. Mutteki, Dışişleri Bakanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Erdoğan'ın ziyaretine ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. Bakan Mutteki, "Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iki ülkenin üst düzey yetkilileri arasındaki görüşmeler ve önceden planlanmış bir program çerçevesinde 'a gelecek" dedi. ve Türkiye arasında son dört yılda çeşitli alanlardaki ilişkilerin gözle görülür oranda arttığını kaydeden Mutteki, ekonomik ve siyasi alanlarda artan işbirliğinin, iki ülkenin sahip olduğu potansiyelin göstergesi olduğunu söyledi. İki ülke yetkililerinin mevcut ilişkileri daha da geliştirmekte kararlı olduklarını ifade eden Mutteki, ve Türkiye görüşmelerinde ikili çeşitli konular ile bölgesel ve uluslararası konuların ele alınması doğaldır" dedi. Mutteki, Başbakan Erdoğan'ın ziyaretinde nükleer konuda arabuluculuğun gündeme gelip gelmeyeceğine ilişkin olarak da "Nükleer konuda arabuluculuk söz konusu değil. Erdoğan'ın ziyaretinde, ve Türkiye'nin ilgi duyduğu çeşitli konular ele alınacak ve bu konularda fikir teatisinde bulunulacak" diye konuştu. İranlı Bakan, Başbakan Erdoğan'ın ziyaretinin konusu ve buna ilişkin haberlerin basın aracılığıyla kamuoyuna duyurulacağını söyledi. Mutteki, 'ın nükleer faaliyetlerinin yasal ve doğal süreci içinde devam edeceğini de ifade etti.
606170
Victoria's Secret'ın yeni reklamları GALERİ
Victoria's Secret'ın yeni reklamları Ünlü iç çamaşırı ve bikini, mayo markası Victoria's Secret Noel için hazırlıklara başladı. "Hediye önerileri" konusunun işlendiği reklam kampanyası için Adriana Lima modellik yaptı. Tüm meleklerinin farklı konu başlığıyla yer alacağı yeni reklam kampanyasının da öncekiler gibi çok ses getirmesi bekleniyor. Adriana Lima'nın poz verdiği "Hediye Önerileri" kampanyasındaki iyi önerinin Adriana mı yoksa üzerindekiler mi olduğu şimdiden yabancı basında espriyle karışık tartışma konusu olmuş durumda İzleyici Hattı: (0212) 313 77 11 (22 veya 33)
604014
'Üzerimden büyük bir yük kalktı'
'Üzerimden büyük bir yük kalktı' Beşiktaş formasıyla Kasımpaşa'ya karşı ilk golünü atam Nihat, “Golü atınca insanın kendine güveni geliyor. Şimdi üzerimden çok büyük bir yük kalktı. Wolfsburg maçında da gol atmak istiyorum. Ancak gol atamasam da takımımın galip gelmesini çok istiyorum” dedi. Nihat, grupta henüz puan alamadıklarını belirterek, “Bu kez puan veya puanlar almak istiyoruz. Deplasmanda oynanacak her maç zordur. Rakibimiz zorlu bir takım ve evinde iyi oynuyor. Ligde çıkışa geçtik. Şampiyonlar Ligi'nde de çıkışa geçmek istiyoruz” diye konuştu.
604869
Rabia Kadir Çin'de
Rabia Kadir Çin'de Çin'de azınlıkların ve kadınların yaşam koşulları hakkında konferanslar vermek amacıyla Japonya'da bulunan Dünya Uygur Kongresi Başkanı Rabia Kadir, Çin'de insan haklarının düzelmesi için Tokyo'yu Çin makamlarına baskı yapmaya çağırdı. Başkent Tokyo'da açıklama yapan Kadir, "Dilerim Japon hükümeti, azınlıklara karşı yürütüğü politikasını değiştirmesi Çin hükümetine baskı yapar" diye konuştu. Kadir, Çin makamlarının Uygurlara "kendi kaderini tayin etme" hakkını tanımasını ve Uygur Özerk Bölgesi'nde Temmuzda meydana gelen olaylara karıştıkları gerekçesiyle hala tutuklu bulunan bütün Uygurları serbest bırakmasını istedi. Resmi makamlara göre, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi Urumçi'de Temmuzda Uygur Türkleri ile Çinli Hanlar arasında meydana gelen şiddet olaylarında 197 kişi ölmüş, bin 700'den fazla kişi yaralanmıştı. Pekin, olayları Rabia Kadir'in kışkırtığını iddia ediyor ve Kadir'i bölücülükle suçluyor. Kadir ise suçlamaları reddediyor. Japon akademisyenler tarafından davet edilen Kadir'in Japonya ziyareti 10 gün sürecek. Japon makamları, Pekin'e Kadir'in Japonya'da hiçbir siyasi faaliyete bulunmayacağı konusunda güvence verdiler. Çin, Kadir'in Japonya ziyaretini kınayıp, Tokyo'ya bu ziyaretten dolayı "son derece hoşnutsuz" olduğunu iletti. ABD'de sürgünde yaşayan Kadir, 2005 yılında Çin makamları tarafından serbest bırakılmıştı.
605313
Her Amerikalıdan biri yoksul
Her Amerikalıdan biri yoksul ’deki yoksulluğun bilinenden daha yaygın olduğu bildirildi. Yeni bir hesaplama yöntemine göre, geçen sene 47,4 milyon Amerikalı içinde yaşadı. Bu, hükümetin resmi verilerinden milyon daha fazla. Farklılığın, Dairesi ile Milli Bilimler Akademisinin (NAS) yoksulluk oranını hesaplamada kullandıkları formüllerin farklılığından kaynaklandığı belirtildi. NAS’ın hesaplamasına göre, ülkede yoksulluk oranı yüzde 15,8, yani her Amerikalıdan biri yoksul. 65 yaş ve üzerindeki Amerikalıların yüzde 18,7’si, 18-64 yaş arasındaki Amerikalıların yüzde 14,3’ü yoksulluk içinde yaşıyor. Çocuk yoksulluğunun oranı ise yüzde 17,9. 1955’te geliştirilen eski ölçüm tekniğinin artan tıbbi bakım, çocuk bakımı ve coğrafi koşullara göre değişen yaşam maliyetini dikkate almadığı, sonuç olarak da milyonlarca yoksulu göz ardı edebildiği belirtildi.
605030
Papandreu Rum Meclisi'nde konuştu
Başbakanı Yorgo Papandreu, sorununa çöüm bulmayı amaçlayan müzakere sürecini desteklediklerini, bu süreçte seyirci kalmayacaklarını söyledi. Rum yönetimi meclisinde konuşan Papandreu, 'ın dış politikasının temel hedefinin, ileri sürdükleri "işgalin olumsuz sonuçlarını" ortadan kaldırmak olduğunu belirterek, "İşgal ve istilayı unutmadık, kimseye de unutturmadık" dedi. Konuşmasında genel hatlarıyla sorunu ile Türkiye'nin sürecine değinen ve Güney 'a destek veren Papandreu, sorununun çözümünün "Kıbrıslıların sorumluluğu" olduğunu söyledi. Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas ile KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat arasında sürdürülen müzakereleri desteklediğini bildiren Papandreu, bu çabada sadece seyirci olarak kalmayacaklarını, müzakerelerin kesintiye uğramadan devam etmesi için Hristofyas ile koordinasyon içerisinde girişimler üstleneceklerini belirtti. sorununun çözümünün 'nin ve Türkiye'nin çıkarına olduğunu kaydeden Papandreu, 'nin yanı sıra Türkiye'ye yönelik girişimlerde bulunacaklarını söyledi. Papandreu, ancak bu girişimi, uluslararası bir sorun olan sorununu Türkiye ile müzakere etme çerçevesinde değil, Türkiye'nin "karşılıklı, faydalı bir çözüm için müzakere etmesi konusunda Talat'a izin vermesi ve cesaretlendirmesi" çerçevesinde yapacaklarını ifade etti. Yunan Başbakanı, sorununun çözümünün temel koşulunun, ''ın egemenliğinin ve bağımsızlığının Türkiye tarafından tanınması ve kabul edilmesi" olduğunu savundu. Türkiye'nin 'ye tam üyeliğini desteklediklerini ve "imtiyazlı ortaklığa" karşı olduklarını yineleyen Papandreu, "imtiyazlı ortaklığın" Yunan ve Rum çıkarlarına çok ciddi etkileri olabileceğini ifade etti. Papandreu, Türkiye'nin ileri sürdükleri Güney karşısındaki yükümlülüklerini yerine getirmesinin sürecinde büyük kolaylık sağlayacağını ve sorununun çözümüne de olumlu katkı yapacağını söyledi. sorununun çözümünün, yeni yapay takvimlerin ve hakemliğin empoze edilmesine değil, siyasi iradeye bağlı olduğunu söyleyen Papandreu, adanın yeniden birleşmesinin dışında başka bir çözüm olamayacağını, taksimi kabul etmelerinin söz konusu olmadığını sözlerine ekledi. Papandreu, temaslarını tamamlamasının ardından Güney 'tan ayrıldı.
605212
Blatter 2011'de de FIFA'ya aday
Blatter, La Gazzetta dello Sport'a yaptığı açıklamada, 2011 yılındaki başkanlık seçimlerinde yeniden aday olacağını belirtti. Futbolun geliştirilmesi için yeni projeleri bulunduğunu, bunları devam ettirmek için başkanlığa devam etmesi gerektiğini ifade eden Blatter, "misyonumu tamamlamadım. Biraz daha zamana ihtiyacım var. 2011 FIFA Kongresi'nin bir kez daha benden yana olacağını umuyorum. Aksi takdirde köyüme döneceğim" dedi. 1998 yılından bu yana FIFA Başkanlığını yürüten 73 yaşındaki İsviçreli Blatter, 2002 ve 2007 yıllarında da yeniden başkanlığa seçilmişti.
604268
Dönüş
Derya Sazak Siyaset GünlüğüDönüş Öcalan’ın çağrısıyla dün ’den giriş yapan ’lı gruplar, Kürt sorununun barışçı çözümüne yönelik umutları yükseltiyor. PKK’nın dağlardaki silahlı gücünün 4-5 bin kişi olduğu gerçeği karşısında 34 kişinin sınırdan girmesi “sembolik” görülse bile çok anlamlıdır. Taraflar, bu girişimin arkasında dururlarsa bu küçük adımın ardından büyük adımlar gelebilir. PKK’nın silahları tümüyle bırakacağı, ’in boşaltılacağı bir sürecin önü açılabilir. Aylardır yazıyoruz: ya da demokratik denilen süreç kaçınılmaz olarak, PKK’nın silah bırakmasına zemin hazırlayacak yasal ve psikolojik şartları dayatıyor. Artık insanlar, siyasi bir sorun nedeniyle “kan dökülmesini” istemiyor. 1984’ten bu yana çeyrek asırdır, 40 bin insanımızı kaybettik. Sınırın iki yanında hâlâ gençlerimiz ölüyor. PKK’nın silahla bir yere varamayacağını Barzani ve de söylüyor. Kuzey ’ta şartlar değişti. Obama, Bush’tan farklı arayışlar içinde. Irak’tan çekilirken, bölgede istikrar arıyor, güvenilir müttefik olarak ’yi görüyor. Cumhurbaşkanı pazar günü ’de yaptığımız söyleşide, bu bölgelerin “Türkiye’ye emanet edildiğini” vurguladı. 1990’larda Körfez Savaşı çıktığında, Kuzey Irak’ta doğan “boşluk” terörü de patlatmıştı. PKK’nın “ayrılıkçı” silahlı mücadelesi ülkeyi iç savaşın eşiğine getirdi. 1999’da ’ın “savaş tehdit”iyle ’den çıkartılması ve ABD desteğiyle ’da yakalanarak ’ya konulması üzerine Türkiye’nin iç güvenliğini, toprak bütünlüğünü tehdit eden bu örgütle mücadelenin askeri boyutu kazanıldı. Ancak, siyasal anlamda sonuca gidilemedi. Oysa 1999’da PKK, silahlı güçlerinin bir kısmını sınır ötesine çekerken, bir kısmının teslim olmasına fırsat tanırken demokratik eksende bütünüyle çözülebilirdi. 10 yıl sonra Türkiye bir kez daha sorunu çözme şansı yakaladı. Dış dinamikler, PKK’yı da silah bırakmaya zorluyor. 2009 Türkiyesi’nde demokratik haklar açısından on yıl önceye göre büyük farklar var. Meclis’te temsil ediliyor, başta yerel yönetimlerde Kürtlerin ağırlığı var; Kürtlerin varlığı, ve siyasal hakları tanınıyor. Daha ileri hakları savunmak da mümkün. Ana dilde eğitim gibi... gibi. Ancak bunları savunmanın ve elde etmenin yolu artık silahlı mücadele olmamalı. ’da, ’da olduğu gibi, hareketin “siyasi kanadı” her türlü şiddeti reddederek, mücadelesini zemininde vermeli. DTP bu sorumluluğu üstlenirken, iktidar ve muhalefet partileri de sürecin kesintiye uğramaması yönünde üzerlerine düşeni yapmalıdırlar. lideri Baykal’ın, dağdan inişi “normal yaşama geçiş” için iyi bir gelişme olarak nitelemesi önemlidir. PKK silahları bırakırsa “” da gündeme gelecektir. Yeter ki “eve dönüş” kazasız belasız tamamlansın.
605427
Kızılay'dan, çadır yerine ‘Mevlana Evi’
'dan, çadır yerine Evi TÜRK Kızılayı, afetzedelerin barınma ihtiyacını karşılamak amacıyla çadır yerine kişilik prefabrike baraka olan Evi’ uygulamasına geçti. Bölge Afet Müdahale ve Lojistik Merkezi'nde düzenlenen tanıtım toplantısında kişilik Kızılay görevlisi, Mevlana Evi'ni dakikada kurup, kullanıma hazır hale getirdi. Yangına dayanıklı malzemelerden imal edilen ve içinde kişinin yatabileceği ranzalarla, aydınlatma ve havalandırması bulunan Mevlana Evi'nde incelemelerde bulunan Valisi İlhan Atış, prefabrike barakaların çadırlara kıyasla daha kullanışlı olduğunu belirtip, “Kızılay'ın Adana'daki merkezine 300 Mevlana Evi gönderildi. Ancak bu sayıyı 1000'e çıkarmamız gerekiyor. Çünkü Adana birinci derecede bölgesi. Yüce Mevlam inşallah bunları kullandırtmaz” dedi. Kızılay Adana Şube Başkanı Mehmet Sağlam da Kızılay'ın dil, ırk ayrımı gözetmeksizin zorda kalan herkesin yardımına koştuğunu belirterek, Mevlana düşüncesi ve hoşgörüsünden hareketle evlere, ‘Mevlana Evleri’ adını verdiklerini vurguladı. Sağlam, tanesi bin liraya mal olan Mevlana Evi'nin çadırların yerini alacağını ifade edip, “İnşallah bu evleri kullanma ihtiyacı duyacak afetler yaşamayız” diye konuştu. Kızılay Akdeniz Bölge Afet Müdahale ve Lojistik Merkezi'nin sorumluluk bölgesinde il bulunduğunu kaydeden Sağlam, 300 Mevlana Evi'nin yanı sıra depolarda bin 36 çadırın hazır tutulduğunu sözlerine ekledi.
604873
Saba Tümer kaza anını anlattı
Saba Tümer kaza anını anlattı CNNTÜRK'te program yapan Saba Tümer, yaşadığı kazayı izleyenleriyle paylaştı. Programının konukları ise kaza esnasında arabasını kullanan ulaştırma sorumlusu Metin Yıldız, yoldan çevirdiği taksinin müşterisi Özlem Küçük ve Trafikten Sorumlu İl Emn. Md. Yard. Oktay Bulduk idi. Televizyon Gazetesi'nin habeirne göre, şoförünün kullandığı arabanın arka kısmında oturan Saba Tümer, emniyet kemerinin takılı olmaması halinde arabadan fırlama ihtimalini anlatarak izleyenlerine iyi olduğunu ve sadece bir omzunda ve boynunda bir ağrı olduğunu, onun dışında bir sorunu olmadığını ifade etti. SÖYLENECEK LAF MI! "Emniyet kemeri olmasaydı, ben size söyleyeyim, camdan çıkıp öbür şeride geçmiştim" diyen Saba Tümer, internetteki bazı yorumlarda "Bu kadar gülerse olacağı budur" şeklinde bazı sözlerin yer aldığını ifade ederek "Kendinize gelin Allahaşkına! şimdi daha çok güleceğim. Herşey bir an meselesi" dedi. KAZA ANINDA NELER YAŞANDI? Kaza anını anlatan Saba Tümer, "Sesi duydum, bir sesler geliyordu. Kafamı çevirmemle, zaten kendimi öbür koltuğun orada buldum" dedi. Kaza anını anlatan ulaşım sorumlusu Metin Yıldız da anda Saba Tümer'in yaşadığı korkuyu aktararak "Bir ses gelmeye başladı. Sağ aynadan baktığımda bir gümbürtü kopmaya başladı. Hemen kendimi sola doğru atmaya çalıştım. Bize vurur vurmaz biz dönmeye başladık" dedi. NE YAPTIĞINI TAM HATIRLAMIYOR Kazanın şokuyla anı hatırlamayan Saba Tümer Yıldız'a "Ben bağırdım mı?" diye sordu. Metin Yıldız, "Siz anda zaten koltuktan fırlayıp benim yanıma gelip gittiniz ama siz farkında değildiniz" ifadesini kullandı. Tankerin çarptığı 3. veya 4. araç olduklarını ifade eden Metin Yıldız "İlk vurduğu araçlar devrildi zaten" diyerek kendi arabalarına gelene kadar tankerin hızının kesildiğini ifade etti. Daha sonra bariyerlere vurduklarını ve tekrar geri gittiklerini ifade eden Metin Yıldız, alttan krikonun çıkıp Saba Tümer'in oturduğu koltuğu deldiğini söyledi. ADAM TELEFONUNU VERMEMİŞ Saba Tümer, zar zor kendisini arabadan aşağı attığını belirterek oradaki bir kişiden telefonunu istediğini ancak "Kontürüm yok" yanıtıyla karşılaştığını anlattı. En son, konuğu olan Özlem Küçük'ün içinde olduğu taksiyi durdurduğunu ve Özlem Hanım'ın kendisini araca aldığını ifade eden Saba Tümer, "Onun şoförü de müşterim var dedi. Size döndüm, 'Beni hastaneye götürür müsünüz?' dedim. 'Evet' dedi. Atladım hemen" diye konuştu. Hemen kardeşini aramak istediğini belirten Saba Tümer'in sözleri üzerine Özlem Küçük, telefonu çevirmek için kendisinden yardım istediğini çünkü Tümer'in kazanın şoku nedeniyle ellerinin titrediğini belirtti. Daha sonra Saba Tümer'in "Yüzümde bir şey var mı?" diye sorduğunu ve arabanın ışığını açıp baktıklarını, kafasını kontrol ettiğini anlatan Özlem Küçük, sonra da Amerikan Hastanesi'ne gittiklerini belirtti. Hamile olan Özlem Küçük'e "Kardeşim gelene kadar bekler misiniz?" dediğini ifade eden Saba Tümer, konuğunun bu jestine de teşekkür etti. Kaza sırasında Saba Tümer'i tanıdığını ve şokta olduğunu farkettiğini söyleyen Özlem Küçük, "Siz çok mantıklı konuşuyordunuz. Hatırlamıyorsunuz belki ama" deyince Saba Tümer, "Normalde ben hiç soğukkanlı değilimdir. Düşünce bayılırım falan ama Allah bir güç veriyor demek ki" ifadesini kullandı. Saba Tümer, "Gerçekten verilmiş sadakamız varmış. Çok ucuz bir şekilde atlattık. Metin'e de hiç bir şey olmadı. Bir gece ikimiz de müşahade altında kaldık hastanede. Ondan sonra da çıktık ufak tefek ağrılarla sızılarla" diyerek izleyenlerini ferahlattı.
604103
DTP ve PKK Öcalan'ın gerisinde
DTP ve PKK Öcalan'ın gerisinde Mahmur ve Kandil'den gelenlerin Türkiye'ye teslim olması Kürt sorununun çözülmesi için tarihi anlardan biridir. Tabi, bu süreçte her fırsatta siyaseten muhatap olmaktan kaçan DTP'nin bu teslimleri tek başına sahiplenmesi ne kadar doğrudur bu tartışılır. MURAT AKSOY Türkiye gerçekten tarihi bir dönemden geçiyor. Son iki haftaya sığan gelişmeleri tek tek göz önünde aldığınızda kat edilen mesafenin büyüklüğünü kavrayabilirsiniz. Bu süreç sadece dış politikada değil, iç politikada da böyledir. Bu yılın başında Cumhurbaşkanı Gül'ün “iyi şeyler olacak” sözü ile başlayan sürecin, hükümet tarfından sahiplenilmesi ve ete kemiğe büründürülmesi başlı başına önemlidir. Ağustos başındaki toplantıyla gündeme gelen ve farklı adlandırmalar alsa da özünde Türkiye'nin demokratik standartlarını yükseltmeyi hedefleyen “açılım”da dün neredeyse ilk somut adım atılmış oldu. Şimdi top Türkiye'de. Mahmur ve Kandil'den gelerek Türkiye'ye giriş yapanlara karşı Türkiye'nin uygulayacağı politiklar bu sürecin sağlıklı ilerlemesinde çok büyük önem teşkil edecektir. Bu süreç, ya silahların bırakılmasını hızlandıracak ya da tersi bir işleve sahip olacaktır. HAVAYI DEĞİŞTİREN NE? Ancak hemen şunu ifade etmek gerekir ki, bu teslimler devlet katında belki geç kalmış ama kamuoyu için sürpriz olmuştur. Konuştuğumuz yetkililer, teslimleri bu ayın başından itibaren her an olabileceği şeklinde bir beklenti içindeydiler. Bu sürecin içinde olanların beklediği bu gelişmeye kaşın, kamuoyunda bu süreci okuyanlar için aynı derecede iyimserlik ima etmiyordu. Çünkü; son iki hafta boyunca PKK'ya yakın haber siteleri izlediğinizde, PKK'nin önümüzdeki dönemde “açılım” sürecine rağmen, yeni bir çatışma evresinin başlayacağın sezmeniz mümkündü. Açıklamalar, haberler bu yönde idi. Sonra Öcalan'ın tartışılmakta olan çözüm sürecinin tıkandığını ve bu sürecin gelişebilmesi için “barış grupları”nın Türkiye'ye gelmesi önünde çağrısı geldi. Ve hava birden değişti. Ki daha iki hafta önceki DTP Kongresin'de muhatap olarak Öcalan'ı işaret eden DTP bir anda teslim olacakları karşılamak üzere seferber oldu. Yeni çatışma sürecine hazırlanan PKK bu çağrıya hemen olumlu cevap verdi. Peki 'iki hafta içinde', 'birkaç gün içinde' ne değişti? Aslında değişen hiç bir şey yok. Olan sadece; “bu süreci kimin daha iyi okuduğu?” sorusunun cevabının ortaya çıkmasıdır. Ve bu süreci Abdullah Öcalan, hem DTP'den hem de PKK'dan daha iyi okumuştur. Üstelik Öcalan'ın bu hamlesi açılım sürecinde “muhatap” kaygısı olmadan en güçlü aktör olduğunu göstermiştir. Bu durum Öcalan'ın hâlâ PKK üzerindeki gücünün göstermesi açısından önemlidir. Ve daha önemlisi, bu güç Türkiye'nin elindedir. Açıktır ki, Öcalan'ın bu gücü ve bu gücün Türkiye'nin elinde olması bir şanstır. Aksi durumda yani, birden fazla gücün PKK üzerinde etkili olması Türkiye için sorunun çözülmesi konusunda daha ağır bir fotograf çıkaracaktı karşımıza. DTP VE CHP'NİN SİYASETSİZLİĞİ DTP, bu süreçteki siyasal gücünü Öcalan'a endeksleyerek, PKK'yı muhatap kılmaya harcarken kendisi bu süreçte siyaseten rol almayı sürekli öteledi. Bu belki, nasıl bir siyaset izleyeceğini bilememesi olabilir ki, bu anlaşılabilir ama kabul edilemez. Ancak DTP şunu da görmelidir; Mahmur ve Kandil'den gelecekleri sınırda karşılamak “insani”dir ama tek başına “siyaset” değildir. Şunun için; Türkiye'de oy aldığı milyonların sorunlarının siyaseten kamusallaştıramayan DTP'nin teslim olacak 30-35 kişiye sahip çıkması tek başına ne kadar siyasi olabilir ki? Bu arada bir kaç sözde CHP başta olmak üzere muhalafete söylemek gerekiyor. Hep şunu söylemediler mi; "açıklasınlarda görelim şu paketi". Oysa gelinen nokta ve aldığımız bilgiler bu sürecin uzun bir süredir sürdüğünü ve paketin aynı zamanda uygulandığını söylüyorlar bize. Yani bizzat yaşadıklarımız sürecin kendisi. MHP 'ye söylenecek bir şey yok ama CHP'ye var: Bu kadar şey açık açık tartışılır ve yaşanırken; hâlâ Başbakan Erdoğan ile görüşmeyi "BBG evi"ne çevirme talebi neyin nesi? Görüşmek istemiyorum dersin, olur biter. Bu kadar zor mu bu? Sen görmüyorsun ama toplum senin Başbakanla görüşmek istemediğini çoktan anladı zaten.
604249
İHSAN DAĞI Ergenekon mu, demokrasi mi?
Kırılgan Türk demokrasisini, açılım siyaseti güçlendiriyor. Güçlendiriyor çünkü, siyasetin alanı açılıyor ve demokrasi kurumsallaşıyor. Bunu mümkün kılan ise devlet içindeki derin yapılanmanın, yani Ergenekon örgütlenmesinin üzerine gidilmesi. Devletin 'derin devlet'ten temizlenmesi demokratikleşme sürecinin selametle ilerlemesinin, toplumsal barışın ve de devletin meşruiyetinin yeniden inşaının şartı. AB üyeliği hedefinin gerçekleşmesi de bağrında bir Ergenekon taşıyan toplum ve devletle mümkün değil. Devlet adına hukuk dışı işler yapan, siyaseti tanzim etmeye, yurttaşları susturmaya çalışan bir yapının varlığıyla ne demokrasi ne AB üyeliği olabilir. Biliyoruz ki bu yapılar artık korunmuyorlar. Birkaç hafta önce Cumhurbaşkanı Gül'ün net konuşması hatırlardadır: 'Devletin bir yüzeyde görünen bir de derin ve görünmeyen yüzü olmaz. Devletin tek yüzü hukuktur'. Devletin tepesine böyle bir duruş hakim şimdi. Ama çok geçmedi daha, 'devlet gerektiğinde rutin dışına çıkabilir' diyen, 'derin devlet vardır ve devletin sigortasıdır' açıklamalarında bulunan bir zatın Çankaya'da oturduğu günlerin üzerinden... Bu iki devlet başkanı profilini karşılaştırarak derin devlete karşı 'devlet politikası'nın nasıl bir kırılma yaşadığını anlamak mümkün. Artık yalnızlar, korunmuyorlar. Bu tür hukuk dışı derin yapılara dışarıdan da hiç sempati yok. AB'nin ilerleme raporunda, tüm karşı lobi girişimlerine rağmen, Ergenekon davasına ilişkin değerlendirme bunun bir örneği. 'İlk defa bir darbe girişiminin soruşturulduğu dava, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne güveni artırmak için bir fırsat' diyor AB. Bu değerlendirme, nedensiz değil. Türkiye'deki gelişmelere ne AB, ne ABD ne de bölgesel ülkeler duyarsız kalabiliyor. Sebebi basit; Türkiye'nin kim tarafından ve nasıl yönetildiği bölgesel ve küresel barış için bir fırsat da sunabiliyor, risk de. Çünkü demokratik bir Türkiye ile otoriter bir Türkiye'nin bölgesel ve küresel politikaları aynı olmaz, biliyorlar bunu. Halkına ve uluslararası topluma hesap verme sorumluluğu duymayan bir liderin veya grubun iktidar olduğu Türkiye'de sadece halk değil, bütün dünya ciddi sorunlar yaşar... Çok net; bölgede barışı kurmanın, istikrarı güçlendirmenin yolu Türkiye'de demokrasinin muhafazasından ve kurumsallaşmasından geçiyor. Demokratik olmayan bir Türkiye rejimi bölgeye sorun ihraç eder; herkes için bir tehdide dönüşür. Bunu artık bilmeyen, anlamayan kalmadı. Ergenekon sultasında bir Türkiye tam da bu anlama geliyor. İçerideki otoriter, baskıcı ve hukuksuz rejime az da olsa toplumsal destek bulmak için çevresinde saldırganca politikalar izleyecek bir rejimdir bu... Kürt açılımı yerine Türk'üyle, Kürt'üyle herkesi ezen, Kuzey Irak'ı her an işgale hazır, Kıbrıs'ta çözümsüzlük, Ermenistan'da gerginlik peşinde olan bir Türkiye... Balkanlar'da, Kafkasya'da her ülkenin içini karıştırmaya yeltenen, NATO'ya, AB'ye, herkese savaş açan irrasyonel bir Türkiye. Kimse bunu istemez. AB ilerleme raporunda Ergenekon'un gündeme getirilmesinin nedeni bu; demokrasinin alternatifinin bir 'Ergenekon Devleti' olduğunu biliyorlar. Bizim kadar onları da yakacak bir devlet bu... Türkiye'nin bölgesinde barış önemliyse, değerliyse bu ülkenin demokrasiden sapmaması, saptırılmaması şart. Bunun için Ergenekon davası devam etmeli. Şeffaflığın ve hukukun olmadığı bir asırlık 'paralel devlet' geleneği bitmeden, bitirilmeden bu ülkede demokrasinin yerleşmesi imkânsız. Çünkü bu gelenektir ki, bırakın demokrasiyi ve hukuku, bu ülkede devleti bile gayri meşru hale getiriyor, zayıflatıp yok ediyor. Kısaca Ergenekon'a dokunmadan ne demokrasi kökleşir ne de AB süreci tam üyelikle sonuçlanır.
605335
Küresel ısınma 1950 yılında başlamış
'nin Colorado eyaletindeki Boulder üniversitesinde görevli buzul bilimci Yarrow Axford, Kanada'nın kuzeyinde bulunan ve bu ülkenin en büyük gölü Baffin'den alınan tortularda yapılan tahlillerin, Kuzey Kutbuna yakın olan gölde, iklimin ısınması sonucu biyolojik ve kimyasal değişikliklerin 1950 yılına doğru başladığını gösterdiğini belirtti. Araştırmayı kaleme alan bilim adamları, 200 bin yıldır süren doğal soğuma devrinin, insanların faaliyetleri sonucu atmosfere salıverilen sera gazları sonucu sona erdiğini, küresel ısınmanın başladığını ve gölde biyolojik ve kimyasal değişikliklerin meydana geldiğini kaydetti. Tortularda, aralarında yosun ve sinek fosillerinin de bulunduğu değişik jeokimyasal izleri tahlil eden bilim adamları, 1950'lerden itibaren, en düşük sıcaklıklarda yaşayabilen türden iki küçük sinek neslinin gölün bulunduğu bölgede yok olduğunun altını çizdi. Bilim adamları ayrıca, gölde 20. asırdan önce çok nadir görülen tek hücreli Diatome adlı yosunun 1950'den itibaren çoğaldığını saptadıklarını bildirdi. Araştırmacılara göre, bu gelişmelerin, ısınma sonucu göldeki buzların erimesinden dolayı meydana geldiğini kaydettiler. Baffin gölü hakkındaki araştırma, Bilimler Akademisinin (PNAS) 19 Ekim tarihli araştırmalar yıllığında yer alıyor.
603955
03:59 Derbiyi kim kazanır?
Derbiyi kim kazanır?Türk futbolunun iki devi, bu hafta sonu zirve yarışında karşı karşıya gelecek... ile 'in 10. haftasında Şükrü Saracoğlu Statı'nda karşı karşıya gelecek... Her iki takımda da tek hedef galibiyet. Fenerbahçe, liderlikteki yerini korumak, Galatasaray ise liderliği ele geçirmek istiyor... siz okurlarına bu derbide kimin güleceğini soruyor...
605363
Samsun'da kene virüsü şüphesi
'da virüsü şüphesi Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Hastanesine Ordu’dan sevk edilen ve Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı şüphesi bulunan yaşındaki bir çocuğun öldüğü bildirildi. Edinilen bilgiye göre, Ordu’nun Aybastı ilçesinde oturduğu bildirilen yaşındaki S.Ç. götürüldüğü Aybastı Devlet Hastanesinden, hastalığı şüphesi" gerekçesiyle ’daki OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edildi. Burada Çocuk Servisinde tedavi altına alınan S.Ç. müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Yetkililer, S.Ç.’den alınan örneklerin Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsüne gönderildiğini ve test sonuçlarının henüz netlik kazanmadığını bildirdi.
604597
Kartal'ın muhtemel 11'i
UEFA Şampiyonlar Ligi (B) Grubu'nda oynadığı karşılaşmayı da yitiren Beşiktaş, grubun 3. maçında yarın deplasmanda Almanya'nın Wolfsburg takımıyla karşılaşacak. VfL Wolfsburg Arena'da TSİ 21.45'te başlayacak karşılaşmayı İtalyan hakem Roberto Rosetti yönetecek. Karşılaşmada Rosetti'nin yardımcılıklarını Stefano Ayroldi ve Paolo Calcagno yapacak. Karşılaşmanın dördüncü hakemi ise Antonio Damato. (B) Grubu'nda henüz puanı bulunmayan siyah-beyazlılar, Almanya deplasmanından en az bir puanla ayrılmanın hesaplarını yapıyor. Beşiktaş'ta sakatlığı bulunan Filip Holosko, Wolfsburg karşısında forma giyemeyecek. Beşiktaş'ın, Wolfsburg karşısına şu 11 ile çıkması bekleniyor: Rüştü, Ekrem, Sivok, Ferrari, İsmail, Nihat, Ernst, Fink, Tello, Tabata, Nobre. Siyah-beyazlıların UEFA Şampiyonlar Ligi'nde oynadığı maçta da sarı kart gören Çek futbolcu Sivok, yarın da sarı kart görmesi halinde İstanbul'da oynanacak Wolfsburg karşılaşmasında forma giyemeyecek. Grubun diğer maçında ise lider Manchester United, yarın deplasmanda üçüncü sırada yer alan CSKA Moskova ile karşılaşacak. PUAN DURUMU UEFA Şampiyonlar Ligi (B) Grubu'nda Wolfsburg puan ve averajla 2. sırada yer alırken, puansız Beşiktaş son sırada bulunuyor. (B) Grubu'nda geride kalan maç sonunda puan durumu şöyle: Takımlar ------------------------------------------------- 1.Manchester United 2.Wolfsburg 3.CSKA Moskova 4.Beşiktaş WOLFSBURG'UN EN GOLCÜSÜ GRAFITE UEFA Şampiyonlar Ligi (B) Grubu'nda oynadığı maçta gol atan Beşiktaş'ın rakibi Wolfsburg, grubun en golcü takımı olarak dikkati çekiyor. Brezilyalı forvet Grafite attığı golle takımının en golcüsü olurken, diğer gol ise Bosna-Hersek Milli Takımı oyuncusu Edin Dzeko'dan geldi. Wolfsburg, gruptaki ilk maçında CSKA Moskova'yı evinde 3-1 yenerken, ikinci maçında ise deplasmanda Manchester United'a 2-1 yenildi. ROSETTI İLE TÜRK TAKIMLARI SADECE MAÇ KAYBETTİ Wolfsburg-Beşiktaş maçının İtalyan hakemi Roberto Rosetti, bugüne dek milli takımlar ve kulüpler bazında kez Türk takımlarının maçlarını yönetti. Türk takımları bu karşılaşmaların sadece 1'ini (Ankaragücü-Deportivo Alaves: 1-2) kaybederken, maçı kazandı (Türkiye-Portekiz U-21: 4-2, Türkiye-Makedonya: 3-2), karşılaşma ise berabere sonuçlandı (Galatasaray-Bordeaux: 0-0, Arsenal-Fenerbahçe: 0-0, Gençlerbirliği-Ageleo: 1-1, Hırvatistan-Türkiye: 1-1).
604942
Ahmet Türk: Sorunu Türkiye çözmeli
Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk, Habur Sınır Kapısı'nda güvenlik güçlerine teslim olan PKK'lı gruptan 5'inin tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk edilmesini değerlendirdi. "Bu sorunu Türkiye çözmeli, biz de çözmeliyiz" diyen Türk, sorunun aşılacağını ümit ettiklerini belirtti. Habur Sınır Kapısı'na girişinde açıklama yapan Türk, kendisinin rahatsız olduğunu, bu nedenle olay hakkında çok da bilgi sahibi olmadığını belirtti.
604715
Enerji Bakanı: "Aliyev yanlış bigilendirildi"
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Türkiye'nin 'dan ucuza aldığı" açıklamasını yapan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in yanlış bilgilendirildiği kanaatinde olduğunu söyledi. Yıldız, AK Parti grup toplantısı öncesinde gazetecilerin, Türkiye'nin 'dan aldığı doğalgaza ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, doğalgazı çok ucuza veriyormuş" sözleri üzerine Yıldız, 'in yanlış bilgilendirildiği kanaatinde olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi: "2001'de yapılan bir anlaşma var, gazın akışı 2007'nin Temmuz ayında oluyor. Bu arada, oradaki kuyuların açılmasından tutun da boru hattının yapılmasına kadar böyle bir süre var. zaman, 120 dendiğinde, 'dan 45 dolara gaz alınıyor. 'ın aldığı bir gaz var. Petrolün varili 21-22 ama 2007'ye geldiğinizde 95 Gazın akışı 2007 yılının Temmuzunda başlıyor. Ne zaman fiyat revizyon hakkı doğuyor? 2008'in Nisan ayında, yani 10 sonra. Yani biz, gaz aldıktan 10 sonra revizyon hakkı doğuyor. Yıllardan beri doğalgazı ucuza almamız fiziken de mümkün değil. Başlama tarihi 2007 yılının Temmuzu, fiyat revizyon hakkı 2008'in Nisan ayı... Yani 10 aylık bir süre. yüzden ben yanlış bilgilendirildiği kanaatindeyim. Tabi ki insan üzülmüyor değil. Gerçekler bu kadar çıplak ve açıkken, dost ve kardeş ülke 'dan yanlış bilgilendirme sonucu açıklama var. Yapılan bu açıklamaya üzüldüm." Bakan Yıldız, tarafından yapılan bu açıklamanın protokolle ilgisi olabilir mi?" sorusu üzerine, enerjinin, globalleşen dünyada daha hızlı globalleşen ve ortak paydalara alınan bir kavram olduğunu belirtti. "Ortak paydada bu kadar önemli bir kavram varken, ben siyasetin daha ötesinde olduğunu belirtmek istiyorum" diyen Yıldız, 7-8 müzakereye bizzat kendisinin katıldığını kaydetti. Bakan Yıldız, şu anda da müzakerelerin devam ettiğini ifade ederek, "Eğer müzakere devam etmiyorsa, ben bileyim. Ona göre de her ülkenin farklı alternatifleri var. Bu, dost ve kardeş için de geçerli, Türkiye için de geçerli. Bu açıdan, bir işin olacağını bilmek kadar olmayacağını bilmek de önemli. Bize böyle bir cevap gelmedi" diye konuştu. 'da katıldığı bir toplantıda da konunun gündeme geldiğini dile getiren Yıldız, üzerinden 'ya gidecek gazla ilgili Azeri gazı görüşüldü. da kaynaklardan bir tanesi. Biz, görüşmelere kendilerinin de devam edebileceğini, bizim de zaten müzakerelere devam ettiğimizi beyan ettim" dedi. Transit geçiş ücretleri ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, transit geçiş ücretleriyle ilgili yanlış bilgilendirme olduğunu da söyledi. Hem -Ukrayna arasındaki hem de 'dan Avusturya'ya 'ya giden hatlarda uluslararası bir tarife olduğunu dile getiren Yıldız, "Yani 100 kilometrelik bedeli, bin metreküp gazı kaç paraya taşırsınız diye. Bu uluslararası fiyattır. Biz fiyatların altında fiyat verdik. Hal böyle iken... Sayın Aliyev'e verilen yanlış bir bilgidir. Bu kadar açık ve net konuşuyorum" dedi. Bakan Yıldız, müzakerelerin devam edeceği ve bu konuda sıkıntı yaşanmayacağı kanaatinde olduğunu belirterek, müzakerelerin sonuna gelindiğini söyledi. En fazla ya da toplantı yaptıktan sonra müzakerelerin sonuçlanacağını ifade eden Yıldız, bu süreçten, hem Türkiye'nin hem de 'ın kazançlı çıkacağını bildirdi. Taner Yıldız, "İki ülke kazançlı çıkmazsa başka ülke kazançlı çıkar demektir" diye konuştu. Başka bir soru üzerine Yıldız, "Şu anda bunun kabul edilmesi halinde biz, geriye dönük fiyat farkını nakit olarak vereceğiz, bunu söyledik" dedi. İki ülke arasında karşılıklı teklifler olduğunu ifade eden Yıldız, dost ve kardeş olmanın yanısıra, her iki ülkenin kendi çıkarlarını toplantılarda konuşmak zorunda olduğunu kaydetti. "Gazla ilgili bir sıkıntımız yok" Bakan Yıldız, "Anlaşma olmazsa doğalgaza zam olur mu?" sorusuna, "Mevcut Şah Deniz-1'den gaz akışıyla ilgili herhangi bir sıkıntı olmadığını belirtti. Yıldız, "Gaz kalır mı, eksik olur mu' diye soruluyor. Öyle bir şey söz konusu değil. Her iki ülke taahhütlerine sadık. açıdan gazla ilgili bir sıkıntımız yok" yanıtını verdi.
604935
Baykal'dan hükümete ağır eleştiri
Yine bugün yoğun bir gündemimiz var. Öcelikli gündemimiz ekonomidir. 2. Dünya savaşından bu yana en büyük daralmayı yaşıyoruz. yıl önce kalkınmada 29. ülkeydik, şimdi 136. sıradayız. G20 ülkeleri arasında 17 sıraya indik. Bu arada 2010 bütçesini gördük. Beklenmedik vergiler ve zam gündeme gelmiştir. Hiçbir vergi konulmayacak denmesine rağmen izah edilen vergi yükünü ifade etmek güçtür. Daha önce emeklilerle ilgili faize şahit olmuştukç Şimdi memura da gördük 2,5+2,5 yani değil ortalaması 3,78'dir. Elektrik, su ve ihtiyaç maddelerine ciddi bir zam yapılmıştı. Yani yapılan memur zammı bütün bunların altındadır. Bütün bunlar bir yıl boyunca enflasyon darbesini yiyenler memur tablosunu ortaya koyacaktır.... Önce herkes doktorunu hastasını seçecek diye yola çıkıldı. Artık gelinen noktada katılım payı ile hastaya yansıtıldı. Tabii burada ilginç bir nokta var bu direk vatandaştan istenmiyor bu tahsilatı eczaneler yapıyor. İlaç satılırken tl de eczaneler tahsil ediyor. Eczaneler tahsil birimine dönüştü. Eczacıların bir de makbuz olayı çıkmıştır. Bu hükümetin siyasi kırılma yaşadığını göstermektedir. Bu tablo özlenen Türkiye olmaktan uzaktır. Halkın daha çok sıkıntı çekeceği bir tablodur. Türkiye safi sermeye yatırımında son sıralarda. Biz sabit sermayeyi ayakta tutarak kalkınmayı destekleyebiliriz ama bu gündemden düşmüştür. Ekonomik sorunlar gündemimizde bunları kapsamlı şekilde konuşacağız... Biz öenm taşıdığı için KEY ödemeleri ile ilgili konuya dikkat etmek istiyoruz. Gerçekçi bir ödemeyle milyonlarca vatandaş KEY ödemelerini alamamışlardır. KEY mağdurlarının sorunlarına sahip çıkılması için yasal düzenlemeyi gerçekleştireceğiz. Ücretlilerin vergileri ile ilgili bir düzenleme vardı onu Anayasa Mahkemesine götürdük. Buradan vatandaşın lehine karar çıktı. Yabancı yatırımcıların elde ettikleri fazilerden sıfır kesinti yapılırken, yerli yatırımcılardan yapılacak kesintileri ile ilgili kararı iptal etmiş bulunuyoruz. AZERBAYCAN BAYRAKLARI Azerbaycan ile ilişkilerimizde bir nezaket bir üslup sorunu olmanın ötesine geçmeye başladığını ve bu konunun ciddi önemli bir konu olduğuna dönüştüğünü görüyoruz. Bu konuda kim haklı kim haksız bunu görüyorum. Türkiye Ermenistan sınır kapısını açma sürecini yanlış yönetmiş çok daha ağır bir sorunla karşı karşıya bırakmıştır.Birilerini mutlu edeceğiz diye çok ciddi sıkıntılar ortaya çıktı. Çoktan diyorduk sakın Azerbeycanı küstürecek bir şey yapmayın diyorduk. Birileri Azerbaycan'ı görmese de bütün dünya görmese de sen Türkiye olarak göreceksin. Öğreniyoruz ki meclise de bakanca imzalanan protokol gönderiliyor. Bu konuda daha önce ortak protokol tecrübemiz vardı zaman da yapmayın dedik. Ama dikkatinizi çekerim meşhur 2004 protokolü Brüksel'de imzalanan protokol meclise gelmedi. protokolü sevk etmediniz de neden Azerbaycan'ı göz göre göre meclise sevk ediyorsunuz... Bunlar sıradan olaylar değil Azerbaycan ile ilişkilerini sağlam tutacaksın. Nabucco projesine en büyük darbeyi bu hükümet yapmıştır. Ağır sonuçları oalcaktır. Ermenistan Türkiye futbol maçı oynandı. Protokol yetmezmiş gibi bir de bayrak krizi çıktı. Biz valiliğe giderek biz napıyorsunuz siz dedik. Ama dinlenmedi. TESLİM OLAN PKK'LILAR Daha dün binlerce PKK'lı güvenlik güçlerinin gözlerine baka baka PKK bayrakları ile gösteriler yapıyorlar, hepsi içinize siniyor Azerbaycan bayrağını mı sindiremiyorsun. Ermenistan devlet başkanını özel koltuklarda ağırlıyorsunuz, binlerce azeri çadırlarda kalıyor... Hangi Gül doğru söylüyor. Galiba diyecek ki Çankaya'ya çıkınca böyle gözüküyor diyecek herhalde. Hükümetler yanlış yapabilir, yanlış politikalar izleyebilir ama milletler iki kardeş ülkenin dostluğunu bozamazlar... Bu konuda yanlışların neler olduğunu biliyoruz. Biz Türk- Azeri dostluğunu buna kurban etmeyeceğiz... Dün son derece önemli tablo ile karşı karşıya kaldık. Uzun suredir konuşulanın ne olduğu yavaş yavaş anlaşılmaya başlandı. Varsa yoksa açılım diyorlar, süreç diyorlar, ucu açık diyorlar. Böyle bir faaliyetin ardından neyin çıkmakta olduğunu gördük. AÇILIMIN ARDINDA İMRALI PLANI Dünkü tablo son derece açıklayıcıdır. Bu açılım tartışmasının içerisinde ne yatıyor ilk ayağı ortaya çıktı. Süreç neden gizli götürüldü anlaşıldı. şimdi neden ucu açık dendiğini anlıyoruz. Şimdi daha iyi anlıyoruz. Niçin DTP'nin İmralı'yı muhatap alın dediğini şimdi anlıyoruz. Değerli arkadaşların dün resmen görüldü ki İmralı yol haritası uygulamaya konuldu.Zamanlamaya bakın birileri organize bir şekilde Mahmur ve Kandil'de iki grup aynı anda karar alıyor. Aynı anda yola çıkıyor. Orada özel savcılar, MİT, Emniyet orada, devlet tam kadro orada birilerini karşılıyor. Bu tablo bir senaryodur. Birileri bu senaryoyu yazdı. Yol haritası ne, yol haritası bunu öngörüyor. Bu tablo İmralı'nın yol haritasını uygulamaya başladı. İmralı muhatap alınmıştır... Onlara bu talimatı kim verdi niçin indiler kendileri mi karar verdiler? Birileri inin dediler. Siz de tüm devlet teşkilatı orada onları karşıladınız tam kadro. Tamam olabilir, onlar buraya ne için geldiler, artık silahlı mücadele yok, bizi topluma aktarın diye geldik mi diyorlar? Hepimiz sıradayız geleceğiz mi, diyorlar... Biz buraya elçi olarak geldik, elçi... Birileri soruyor sana şu yasayı uygulayalım mı? da cevap veriyor, hayır ben pişman değilim diyor... Biz pişman değiliz diyorlar... Size şartlar taşımak üzere geldik gereğini yapın yapmnazsanız görürsünüz diyorlar... AÇILIMDA CHP NEDEN İSTENİYOR? AKP neden bizim ısrarla görüşmemeizi istiyordu. Orada bizim de olmamızı istiyordu. Sen tam kadro gittin. içişleri bakanı, Başbakan çıktı dedi ki, Açılım masada dedi. Yani İmralı'nın taleplerini şartlara müzakereler bağlı kabul edebiliriz demektir. Gelenler talep kabul ettirmek için geldi. Sizinle müzakereleri bir görelim dediler... Ne istiyorlar, etnik bütünlüğü etnik temelde ayrıştırmak. Geleceği bu şekilde uygulamaların kapısını açmayı sağlamak. Sen etnik kesim demeden ağzını açmıyorsun diyorlar, Türk Milleti sözünü ağzına almıyorsun diyorlar... Bölgede siyasi ağırlık kazanıldı. Bölgede halbuki bu durumdan şikayetçi, Türkiye'de eşi vatandaş olarak hak sahibi olmak istiyor. Orada Türkiye'den ayrılmak isteyen yok orada... Sen dağdaki ile muhatapsın... Bunlar niçin geldi nedeni ne? Bu bir AKP PKK DTP projesidir Türkiye'nin ayrışması üzerine bir ödeme yapıldı da bunlar avans ödemesi mi?Bunlar müzakereye geliyor. Teslim olmaya değil, teslim almaya geliyor. CHP bu işin içerisine girmedik. Bu süreçteki gerçekleri ortaya koyduk. Biz bu süreçte Türkiye'nin karşısına ne geleek göreceğiz! En etkili muhalefeti oluşturmaya devam edeceğiz... Bu bir Türkiye projesi değildir. Bu bir AKP PKK DTP projesidir... GÖRÜŞME TALEBİ Biz dedik ki bunu kamuoyunun gerçekleri göreceği şekilde kayda alalım dedik. Türkiye'nin geleceği ile ilgili bu tarihi ortamda ne söylediğimiz tarihe geçmelidir dedik. Biz bunu mektupla bildirdik. Başbakan teşekkür etti, kabul etti beklemeye başladık. Bugün çıktı görüşmeyeceğim diyor. Görüşmek isteyen sensin vazgeçen sensin... Böyle bir görüşmeyi ahlaksızlık olarak niteliyor. Her kim ahlak namusuz der durumu ortadır. kadar sık söylenir... Herkes yarası olan gocunur. Bütün bu açılım süreci uluslararası raporda var dediğimizde iddia eden namussuz dedin.İşte ortada... Mektubu aldığında ahlaksız değildi de şimdi mi oldu... Bizim kapımız açık sizin de açık olsun diyor. Ben de diyorum kapım sana da millete de açık. İçeceğin çay olsun. Ne istersen emrine amade ama senin yanlışlarını paylaşmayız, işbirliği yapmana müsade etmeyiz. Başbakanın derdi düşüncelerim mi? Bunu zaten biliyor. Hayır ben senle görüşeceğim diye ısrar ediyor. Ama düşüncelerim ortada... Senin derdin kendi yanlış yolunu paylaşıyor izlenimi vermek. 70 milyona kapım açık gel görüşelim. Ama yok millet bilmesin tenhada buluşalım yok böyle... Erdoğan ağzından çıkan laflara dikkat etsin... Anamuhalefetin Genel Başkanı da MGK'ya girsin. Devletin en temel konularında CHP ne düşünüyor bunu öğrenmek istemelerine saygı duyuyorum. Ama MGK'nın bir Anayasal çerçevesi var. Orada oylama yok, Cumhurbaşkanı oradaki kararları da duyuruyor. Değerli arkadaşlar organları dejenere etmeyelim. Bu ayrı bir iş biz siyasetçiyiz. Biz bunun ne yarar getireceğini anlamaya çalışıyorum. Ama CHP'nin en tepede temsilinin normal meşru yollarına bakalım. Belki de AKP'li yöneticiler bir ayağımız muhaleetteyken de orada olsun diye böyle bir yola başvuruyorlar...
604169
MÜMTAZ'ER TÜRKÖNE 'Tanrı parçacığı'
Fizik kütleyi bu parçacığın meydana getirdiğini varsayıyor. Aslında mesele, bilimin maddenin içine yaptığı çok uzun yolculuğun bir kırılmaya doğru yaklaşması. 20. yüzyılın başına kadar maddenin en küçük parçası olarak atomu biliyorduk. Atomun içinde bir çekirdek var. Çekirdeğin içinde de proton ve nötron. Sonra bu çekirdeğin çevresinde güneşin etrafında dönen gezegenler gibi elektronlar var. Sonra protonları meydana getiren kuarklar keşfedildi. 1964 yılında Peter Higgs "Maddenin niye bir kütlesi var?" sorusuna bir cevap getirdi. Bu soruyu "Her maddenin kütlesinin farklı olmasının sebebi nedir?" şeklinde de sorabilirsiniz. Sonunda maddeye kütleyi veren nesnenin, atomun içinde bizim henüz bilmediğimiz bir parçacık olduğu varsayımını ortaya attı. Varsayılan bu parçacıklara kuark ve onu taşıyanlara glukon adı veriliyor. Bunlar çekirdek içine hapsolmuş olduklarından serbest olarak gözlenemiyor. Bu parçacığın bir alanı var ve bu alanda başka parçacıklar ile etkileşime giriyor. Bu etkileşimle madde bir kütle kazanmış oluyor. Etkileşim çok şiddetli ise madde ağır bir kütleye, ne kadar az ise hafif bir kütleye sahip oluyor. Geçen yıl Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'nde(CERN) işte bu atom altı parçacıkların çarpıştırılmasıyla, maddenin nasıl oluştuğunu açıklayacak ve bu varsayımı kanıtlayacak bir deney planlandı. CERN bu deneyi yapabilmek için İsviçre-Fransa sınırında yerin yüz metre altına 27 kilometre çapında bir tünel yapmıştı. milyar dolar para harcandı. Bu deneyle süreç tersinden izlenecek ve maddeyi meydana getiren parçacıklar ayrıştırılacaktı. 10-15 metre çaplı bir küre içinde küçük parçacıklar ayrışacak, sonra saniyenin milyonda biri kadar bir süre içinde yoğunlaşma ile proton ve nötronun oluşumu takip edilecekti. Böylece maddenin nasıl kütle edindiği kanıtlanmış olacaktı. Eylül 2008'de başlayan deney, bir arıza nedeniyle durduruldu. Önceki hafta iki tanınmış fizikçi New York Times'ta yayımlanan makaleler ile bu deneyin gelecekten gelen birileri tarafından sabote edildiği iddiasını ortaya attılar. Hikâye şöyle: Bu deney, evreni meydana getirdiği varsayılan Big Bang (Büyük Patlama) teorisinin, küçük bir ortamda tekrarlanması anlamına geliyor. Küçücük atomun içindeki parçacıkların çarpıştırılmasının bir kara delik oluşturacağına ve bu kara deliğin dünyanın sonunu getireceğine inananlar var. "Tanrı parçacığı"nın ortaya çıkartılmasına gelecekten gelenlerin müdahale ettiği iddiası, bu parçacığın ayrışmasının aynı zamanda bir zaman tüneli ortaya çıkartacağı iddiasına dayanıyor. Bilim kurgu filmlerindeki gibi, dedesinin çocukken geçireceği trafik kazasını, gelecekten gelip engelleyen torun gibi. Bilim evrenin "nasıl" oluştuğunu araştırıyor, "niye" oluştuğunu ise ilgi alanının dışında tutuyor. Cevabını veremeyeceği sorunun peşinden gitmiyor. Bugün sorduğu soruların cevabını sonsuz gibi görünen evrenin içinde değil, gözle görünmeyen atomun içindeki, varlığı varsayım olan parçacıklarda arıyor. Ben iki fizikçinin ürettiği komplo teorisini ciddiye almıyorum. Ama bilimin en küçüğün küçüğüne yönelen merakının toplum için de bir anlamı olması gerekir. İnsana dair kafamızdaki "nasıl"ların cevabı toplumsal birimlerde, büyük organizasyonlarda ve iri kavramlarda değil yine insanın kendisinde. Aradığımız cevapları şu koskoca kainatın ortasında, sayısız atomların ve "tanrı parçacıkları"nın üzerinde oturan insanda bulabiliriz. Bizim de maddenin en küçük parçacıklarına yolculuk yapan fizikçiler gibi insanın içine doğru bir yolculuk yapmamız lâzım. Geleceğe gelince... Gelecekten kimse bizim yardımımıza gelemez. Gelebilseydi gelecekle bugün arasındaki zaman farkı ortadan kalkar ve geçmiş sürekli değişen bir oyun alanına dönerdi. İnsan haddini bilmeli: "Zaman"ın tek Efendisi var.
604577
Türkiye'nin başarısı kredi notuna yansıtılmıyor
Yılmaz, Eskişehir Sanayi Odası (ESO) ve Dünya gazetesi işbirliğiyle Eskişehir Anemon Otel'de düzenlenen etkinlikte verdiği ''Para Politikaları'' konulu konferansta, her ayda bir Ankara'nın dışına çıkarak şubelerinin bulunduğu yerlerde, Ankara'dan göremedikleri veya duymadıkları konuları bu tür toplantılarda görüp alacakları kararların içine koymaya çalıştıklarını kaydetti. Küresel krizin finans kesimde ortaya çıktığını, oradan reel ekonomiye, ardından da emek piyasasına sıçradığını anımsatan Yılmaz, ''Dünyada işsizlik oranları toplam talepte olumsuz baskı yapıyor. Bu da ekonomik canlanmayı geciktiriyor. Emek piyasasındaki iyileşmelerin toplam talebi oluşturması ve bunun olumlu sonuçlarıyla krizden çıkılacağını düşünüyorum'' dedi. Yılmaz, dünyada, risk algılaması ve likidite anlamında bir rahatlamanın söz konusu olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu ''Dünyadaki büyümeye bakıldığında, sanayi üretimi gibi göstergeler küresel ekonominin hala zayıf olduğuna işaret ediyor. Küçülme eğiliminin azalmaya başlamasına karşın ciddi toparlanmadan söz etmek için erken diye düşünüyoruz. Endekslere bakıldığında Türkiye ekonomisi Çin ve Hindistan gibi durgunluktan erken çıkan ülkeler arasında yer aldı. Küresel risk algılamalarındaki toparlanmanın Türkiye'deki piyasalara da olumlu yansıdığını görüyoruz. Bu gelişmeyi döviz ve reel faiz oranlarında, Türk Lirası'nın dolar karşısındaki değerinde görebiliyoruz.'' Finansal istikrar açısından bakıldığında geçen sürede yapılan düzenlemeler sonucu Türkiye'nin, yaşanan oynaklıklardan az etkilenen ülkeler arasında yer aldığını anlatan Yılmaz, ''Kredi notlarına bakıldığında, Türkiye'de kredi notlarının hala yatırım yapılabilir özelliği taşımamasıdır. Küresel dalgalanmalara karşı finansal duyarlılığı kalmadığı halde bunun hala Türkiye'nin kredi notlarına yansımadığını görüyoruz. Düzelmesi gereken bu durumun yanlışlığını uluslararası tüm platformlarda dikkatlere sunuyoruz'' diye konuştu. Yılmaz, finansal istikrar açısından kurlara bakıldığında Türk Lirası'nın yeniden değerlenmeye başladığının görüldüğünü ifade ederek, şunları söyledi: ''İhracatçılarımızda Türk Lirası'nın değerli olması nedeniyle bazı tedirginlikler söz konusu. Şu anda yaşanan husus tamamen dolar-avro paritesindeki değişkenliklerden kaynaklanıyor. Türkiye'de risk algılanması olumluya doğru gidiyor. Yatırım açısından da olumlu görünüyor. Bu paritedeki değişkenlerde dolar aşağı giderken avro ve TL neredeyse aynı gidiyor. Bu, dolar avro paritesinden kaynaklanan olgu. Türk Lirası'nda bir miktar değerlenme söz konusu, ancak bizden daha fazla parası değerlenen ülkeler var.''
604779
Zeytinburnu'nda bina çöktü
Zeytinburnu'nda bina çöktü Fotoğraf: ArşivAJANSLAR Zeytinburnu'nda bir binanın yıkımı sırasında balkon bölümünde göçük meydana geldi. Enkaz altında kalan işçi itfaiye ekipleri tarafından kurtarıldı. Alınan bilgiye göre; Zeytinburnu Çırpıcı Mahallesi Moda Bağ Sokak'ta bulunan bir binanın yıkımı sırasında göçük meydana geldi. Göçük sırasında işçi enkaz altında kaldı. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yaralıları kurtarmak için çalışma başlattı. Bir kişi kısa sürede kurtarılırken, beline kadar enkaz altında kalan diğer şahsı kurtarmak için yoğun çaba harcandı. Çalışmalar sonucunda enkaz altında kalan diğer işçi de kurtarıldı. Yaralılar, bekleyen ambulanslarla hastaneye kaldırıldı.
604154
Uyku hapı verilen bebek öldü
hapı verilen bebek öldü Sancaktepe’de polise elektronik posta yoluyla yaklaşık yıl önce ölen aylık oğluna ilacı verdiğini itiraf eden anne gözaltına alındı. 17 yaşındaki S.K. geçtiğimiz yıl imam nikahlı eşi K.A. askerdeyken aylık çocuğu Arda’ya uyuması için ilacı verdi. İlacın etkisiyle fenalaşan bebek, yaşamını yitirdi. Askerden geldiğinde oğlu Arda’nın ölüm nedenine ilişkin soruları nedeniyle eşiyle tartışan S.K., vicdan azabına daha fazla dayanamayarak önceki gün polise e-mail yoluyla itirafta bulundu.S.K., savcılık tarafından serbest bırakıldı.
605290
Bayraktar: Emlak piyasası 2010’da biraz canlanacak
Bayraktar: piyasası 2010’da biraz canlanacak Toplu İdaresi Başkanı alt gelir grubuna yönelik konutlarda kalitenin düşük olduğu eleştirilerine ilişkin “En alt gelir grubuna yaptığımız konutlar ile orta gelir grubuna yaptığımız konutlar arasında kalite açısından en ufak bir fark yok” dedi. Bayraktar, canlı yayınında soruları cevapladı. Başkanı, sözkonusu eleştiriler hakkında soruyu yanıtlarken, bu yöndeki eleştirilere kesinlikle katılmadığını belirtti. Bayraktar, “Bizim en alt gelir grubuna yaptığımız konutlar ile orta gelir grubuna yaptığımız konutlar arasında kalite açısından en ufak bir fark yok” dedi. Bayraktar, maddi durumu iyi olmayan kesime yapılan konutların metrekaresinin düşük olduğunu, bu nedenle mimari fark bulunduğunu, ancak aynı kalitenin korunduğunu anlattı. piyasasına yönelik 2010 yılı öngörüsünün sorulmasına karşılık da Bayraktar, “Biraz pik yapar duruma gelir ama çok fazla da düzeleceğini öngörmüyorum. Hafif, biraz canlanacak” dedi. Seyrantepe Projesiyle ilgili bir soru üzerine, ihaleyi alan firmanın şantiyeleri kurduğunu, bir kaç gün içinde inşaatın başlayacağını belirterek, “İnşallah 11 ay içinde bitecek” diye konuştu. Bayraktar başka bir soruyu yanıtlarken de TOKİ’nin şu an 400 bin konuta yaklaştığını, 2011 yılı sonuna kadar 100 bin konut daha yapıp, 500 bin konut hedefini yakalayacaklarını söyledi. Bayraktar, önümüzdeki dönemde kentsel çalışmalarına da ağırlık vereceklerini kaydetti.
604733
Saidou: Arda sayemizde yıldız oldu
Sporx'e konuşan ve "Tek eksiğimiz taraftar desteği" diyen başarılı oyuncu taraftarlara da kendilerine destek vermeleri için çağrıda bulundu. sezondur Kayserispor forması giyen Kamerunlu orta saha oyuncusu Saidou, Kayseri'de çok mutlu olduğunu, huzurlu bir ortamda başarılar elde ettiklerini söyledi. Kayserispor'un taraftar desteği hariç her şeyi olduğunu savunan Saidou, "Bazı Anadolu kulüpleri ve büyüklerin taraftarı bizde olsun havamız daha ayrı olur. Başarının yarısı taraftar desteğinden geçer. Ancak Kayseri'de taraftar eksiğimiz var. Eğer taraftarlarımız stadı doldursa inanın bambaşka bir Kayserispor olur kimse bizi tanıyamaz." diye konuştu. Türkiye'nin en modern statlarından birine sahip olduklarını ifade eden Alioum Saidou taraftarlara seslenerek, "Kayserispor'u seven, Kayserispor'un başarısını isteyenler her maçta stada gelmeli. Ben Kadir Has Stadı'nda sadece Fenerbahçe maçında tribünlerin tıklım tıklım olduğuna şahit oldum ancak bu maçtan sonra yine tribünler boş kalıyor. Bu stada, bu başarıya mutlaka taraftar desteği gerekir. Gelin birlik-beraberlik olun. Bizler gelip geçiciyiz ama takım Kayseri'nin takımı." diye konuştu. ARDA BİZİM SAYEMİZDE YILDIZ OLDU Bir dönem Galatasaray'da da forma giyen Saidou, Galatasaray'ın genç oyuncusu Arda hakkında da ilginç açıklamalar yaptı. Galatasaray'da oynadığı dönemlerde Arda'nın PAF takımında oynadığını ve kendisinin kadro dışı kalmasından sonra bu oyuncunun zorunlu olarak Galatasaray'a alındığını vurgulayan Saidou, "Ben ve benim gibi bazı takım arkadaşlarımız bazı sorunlar nedeniyle kadro dışı bırakılarak PAF takımına gönderilmiştik. Burada Arda dahil bir çok genç oyuncu vardı. Bu oyuncular takımına alındı ve biranda yıldız oluverdiler. Yani Hiç yıldız olamayacak bu isimler şuan yıldız oldular. Kayserispor'da da bu yetenekte çok oyuncu var. Yani Abdullah, Furkan gibi isimler rahatlıkla büyük takımlarda oynar ve yıldız denilen oyuncuları ikiye katlar." dedi.
604277
Müzede sonuca doğru...
Ali Nail Kubalı BakışMüzede sonuca doğru... DEĞERLİ okuyucularım, yıllarda İl Başkanı olan Alaattin Yüksel, 28 Mart 2004 seçimlerine hazırlık olmak üzere partili ve partisiz gönüllülerden çeşitli konularda komisyonlar oluşturmuştu. Ben de “kent ekonomisi” komisyonu başkanı idim. Çalışmalar esnasında, bir kültür projesi olmasına karşın, İzmir ekonomisi üzerinde “marş motoru” rolü olacağını da düşündüğüm için bir müze projesini de ortaya atmıştım. Bu fikrime yaşamımın bir bölümünü geçirdiğim ’deki, Saint Louis Gateway Arch adlı “Amerikan Tarihi Müzesi ve Anıtı” ile yıllarda açılan Bilbao Guggenheim Müzesi’nin kentlerinin gelişmesi için yarattıkları büyük sinerji etkili olmuştu. Konu zaman içinde üyesi olduğum İzmir Enstitüsü gibi değerli kurum ve kişilerin gönüllü çabaları ile Büyükşehir Belediyesi, İl Genel Meclisi ve Valilik tarafından benimsendi. Geçtiğimiz pazar sabahı ’nun daveti ile toplanan İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu’nda, Kültür ve Bakanı da konunun bakanlığı tarafından da benimsenmiş olduğunu net bir biçimde açıkladı. Eğer bu müzeden ülkemiz ve kentimiz için ciddi ve etkili sonuçlar almak istiyorsak, onu doğru bir vizyona oturtmamız gerekir. Müzeyi sadece sergileme olanağı bulamadığımız binlerce eseri sergilemek için bir mekân olarak düşünürsek, çok büyük bir fırsatı heba etmiş oluruz. Nasıl bir müze hedeflemeliyiz? 1. Bu müze, bütün dünyaya ’nin üzerinde oturduğu ve Batı Medeniyeti’nin temeli sayılan tarih hazinesini kendi tarihi olarak benimsemiş olduğunu, mimari görkemi ile kanıtlamalıdır. Müze uluslararası medyanın “ıskalayamayacağı” dünya çapında üne sahip bir mimarın elinden çıkacak anıt nitelikli bir eser olmalıdır. Türkiye’nin kültürü ve tarihi ile bir ülkesi olduğunu “bağırmalıdır”. Böyle bir iddiası olmadan, Türkiye’nin düşünülebilir mi? 2. Müze sadece bir sergileme alanı değil, restorasyonu ve araştırmaları konularında dünyaya öncülük yapabilecek bir bilim merkezi olarak da hizmet etmelidir. Türkiye bu müze ile, üzerinde yeraldığı tarihi zenginliğe uygun olarak, dünyanın en ileri tarih ve arkeoloji bilimleri merkezi olma iddiasını ortaya koymalıdır. 3. Müzenin yönetimi Türkiye’de arkeolojik kazılar yürüten, Türk ve yabancı üniversitelerin önde gelen bilim adamlarının ağırlıklı bir biçimde yer alacağı ve dünyada yankı uyandıracak bir mütevelli heyetine bırakılmalıdır. 4. Müzeyi projelendirecek mimarın seçimi ile birlikte çok etkili, uluslararası üne sahip bir halkla ilişkiler şirketi kanalı ile dünya çapında bir tanıtım ve duyuru faaliyeti de başlatılmalıdır. Müze projesi ancak doğru bir vizyon ile uygulanırsa beklenen büyük ekonomik, kültürel ve sosyal sinerjiyi uyandırabilecektir. Aksi takdirde İzmir bir üçüncü arkeoloji müzesine sahip olur, kadar.
604411
10:00 Yok böyle bir tesadüf!
Yok böyle bir tesadüf! F.Bahçe derbisi öncesi G.Saray'ı sevindiren benzerlik. Habertürk'ün haberine göre; 1987-1988 sezonu... Birinci Futbol Ligi'nde deplasmanda ile karşılaştıktan sonra evinde 'u konuk etti. Tıpkı bu sezon olduğu gibi. Taraftarı önünde ekibini deviren sarı-kırmızılılar, bir sonraki hafta oynayacağı derbisi öncesi moral buldu. Tıpkı bu sezon olduğu gibi... Fenerbahçe Stadı'nın yeniden hizmete girdiği 1982 yılından itibaren G.Saray ile F.Bahçe, 'de 25 lig maçı oynadı ancak yukarıdaki tablo sadece bir kez yaşandı... 1987-88'in 26. haftasında A.Gücü deplasmanından 2-2'lik beraberlikle dönen Aslan, 27. hafta evinde Trabzonspor'u 2-1'le geçti. Ve tarih: 19 Mart 1988 Cumartesi... 28. hafta Kadıköy'ün ev sahipliği yaptığı derbide Cimbom, Uğur ve Prekazi'nin golleriyle 2-1 kazandı. Böylece şampiyonluk yolunda büyük bir engeli aşarak, sezon sonunda mutlu sona ulaştı. Bu sonuç, G.Saray'ın son 27 yılda Kadıköy deplasmanında elde ettiği galibiyetten biri oldu. 1982'den sonra F.Bahçe'nin sahasında oynanan 25 FB-GS mücadelesinin 18'inde ev sahibi gülerken, maçta ise eşitlik bozulmadı. Süper Lig'in 10. haftasındaki dev derbi, 25 Ekim Pazar günü saat 20:00'de oynanacak. 'nda 10 yıldır kazanayan G.Saray, Kadıköy'de son galibiyetini 22 Aralık 1999'da aldı. Ezeli rakibinin sahasındaki etkisizliğine son vermeyi hedefleyen Rijkaard'lı Cimbom, 1987-1988 sezonundaki tabloyu tekrarlamak istiyor
604883
Ergenekon'da 117. Duruşma Yapılıyor
Ergenekon'da 117. Duruşma Yapılıyor Birinci Ergenekon Davası'nın görülmesine devam ediliyor. Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılmasına ilişkin davaların da birleştirildiği Birinci Ergenekon Davası'nda 117'inci duruşma yapılıyor. Duruşmada, Alparslan Arslan'ın sorgusuna kaldığı yerden devam ediliyor. Mahkeme, dünkü (19.10.2009) duruşmada, tutuklu sanıklar Erol Ölmez, Kahraman Şahin ve Ümit Oğuztan'ın tahliyesine karar verdi. Böylece Birinci Ergenekon Davası'nda tutuklu sanık sayısı 27'ye düştü. Sanıklardan Zekeriya Öztürk'ün talebini de değerlendiren Mahkeme, PKK terör örgütünün MİT tarafından kurulduğu yönündeki iddiaların ve terörist başı Abdullah Öcalan'ın "İddia Olunan Ergenekon Terör Örgütü üyesi" olup olmadığının Genelkurmay Başkanlığı, MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nden ayrı ayrı sorulmasını kararlaştırdı. Mahkeme ayrıca, Abdullah Öcalan'la ilgili dava dosyasının, incelenmek ve iade edilmek üzere Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nden istenmesine de karar verdi.
604510
Bahçeli'nin Protokol Tepkisi Sürüyor
Bahçeli'nin Protokol Tepkisi Sürüyor MHP lideri, "Ermenistan'ı kazanmak uğruna Azerbaycan'ı kaybetmeyi göze aldılar" diye konuştu. Yayına Giriş: 20.10.2009 10:51:44 Güncelleme: 20.10.2009 10:51:44 MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ermenistan'la imzalanan protokol ile ilgili tepkisini sürdürüyor. Parti Meclis Grubuna hitap eden Bahçeli, "Ermenistan'ı kazanmak uğruna Azerbaycan'ı kaybetmeyi göze aldılar" diye konuştu.
604202
'Öneri değerlendirilmeli'
'Uluslararası Yetim Buluşması etkinliği kapsamında Türkiye'de bulunan 10 ülkeden 70 yetimi temsilen bir grubu kabul eden Şahin, sorular üzerine, "MGK'nın oluşumu Anayasa'nın 118. maddesinde düzenlenmiştir. Bu, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın iyi niyetli bir değerlendirmesidir diye düşünüyorum. Ancak böyle bir anayasa değişikliğine karar verecek olan TBMM'dir." dedi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ise anamuhalefet partisinin MGK'da yer alması önerisinin, üzerinde önemle durulması gereken bir konu olduğunu belirtti.
605586
İstanbul'da dev uyuşturucu operasyonu
İstanbul'da dev uyuşturucu operasyonu Çorlu'da eski bir fabrikaya düzenlenen operasyonda, eroin yapımında kullanılan ton asit anhidrit ele geçirilirken, aralarında yabancı uyruklu kişilerin de bulunduğu 11 zanlı yakalandı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, yaptıkları istihbarat çalışmaları sonucu Tekirdağ'ın Çorlu ilçesine bağlı Yulaflı köyünde eski bir fabrikayı kiralayan grubun, eroin yapımında kullanılan asit anhidrit üretimi yaptığı bilgisine ulaştı. İstanbul ve Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin, özel harekat polislerinin desteği ile fabrikaya yaptığı operasyonda, kilo asit anhidrit ele geçirildi. Operasyonda Refik Ş, Mehmet K, Zeki D, Velit T, Veysel S, Dursun S, Sadık S. ve Hasan fabrikada, Balkan ülkeleri ile Türkiye arasındaki uyuşturucu trafiğini yönettiği öne sürülen Slovenya uyruklu Brane D, Makedonya uyruklu Ekrem V. ile Bakı M. ise Edirne İpsala Sınır Kapısı'ndan çıkış yaparken gözaltına alındı. Şüphelilerin eskiden yoğurt üretimi yapılan fabrikayı, ''Tüy dökücü krem üreteceğiz'' diye kiraladıklarını belirten emniyet yetkilileri, ton asit anhidritten ton eroin üretilebileceğine dikkati çektiler. Emniyette işlemleri tamamlanan zanlılar, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine sevk edildi.
605488
MGK'da saat 40 dakikalık gündem
Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başkanlığında Çankaya Köşkü'nde yapılan toplantı saat 40 dakika sürdü. Toplantıya, Ağustos ayında göreve başlayan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay ilk kez katıldı. Toplantıda ana gündem gündem maddesi terörle mücadele oldu. Yapılan kısa açıklama şöyle: MGK toplantısı sonrasında yayınlanan bildiride, toplantıda Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokoller ışığında başta Yukarı Karabağ olmak üzere Güney Kafkasya'daki ihtilafların çözümüne yönelik çabaların ve sürecin ele alındığı belirtilerek, bu sürecin Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunların çözümüne de yardımcı olacağının bir daha teyit edildiği kaydedildi. Toplantıda, Türkiye'nin bölgesel barış, istikrar, işbirliği ve güvenin tesisi konularındaki çalışmalarını bundan böyle de aktif bir şekilde devam ettireceğinin dile getirildiği bildirildi.. Toplantının ardından Erdoğan MGK üyesi bakanlarla Resmi Konut'a geçti.
604683
Gül, Baykal'ı ciddiyetten uzak buldu
Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu'ndan yapılan yazılı açıklamada, MGK'da ana muhalefet partisinin de temsil edilmesi önerisinden bahsediliyor ve önerinin, 'günlük siyasi çekişmelere' alet edilmesinin üzüntüyle karşılandığı belirtilidi. Çankaya Köşkü'nden yapılan basın açıklamasında şunlar kaydedildi: Sayın Cumhurbaşkanımız, 18 Ekim 2009 tarihinde katıldıkları bir televizyon programında, kendisine yöneltilen bir soru üzerine; Anayasa değişikliği yoluyla MGK'nın yapısının değiştirilmesi halinde, Ana Muhalefet Partisi Liderinin de Milli Güvenlik Kurulu toplantılarına katılmasında fayda gördüğünü ifade etmişlerdir. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu beyanına, Ana Muhalefet Partisi Lideri ve sözcüleri tarafından "Sanki bugün yapılacak Milli Güvenlik Kurulu toplantısına davet edilmesi düşünülüyormuş" gibi farklı anlamlar yüklenmesi, böyle yapıcı ve demokratik bir önerinin ve son derece ciddi bir konunun günlük siyasi çekişmelere alet edilmesi üzüntüyle karşılanmış ve ciddiyetten uzak bir yaklaşım olarak değerlendirilmiştir.
603980
Bakü'ye teminat: Gök yere inse Türkiye'nin duruşu değişmez
Davutoğlu, "Gök yere inse Türkiye'nin pozisyonu değişmez." diyerek Azerbaycan halkına mesaj yolladı. Bakan Davutoğlu, iki ülke arasına nifak sokma çalışmalarına asla izin vermeyeceklerini de vurguladı. Ahmet Davutoğlu, resmi ziyaret için Ankara'ya gelen Çek Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Jan Kohout ile görüştükten sonra basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Davutoğlu'na Bakü'deki Türk şehitliğindeki bayrakların kaldırılması soruldu. Bakan Davutoğlu bu soruya gayet kararlı bir tonla, "Türkiye için Azerbaycan bayrağı ve Türkiye bayrağı aynı ölçüde azizdir. Azerbaycan toprakları bizim için kutsaldır. Onların işgalden kurtarılması bizim için en temel milli meselemizin başında gelir. Gök yere inse Türkiye'nin bu pozisyonu değişmez." diye cevapladı. Azerbaycan'ın bağımsızlığı için Anadolu'nun her bir köşesinden, Balkanlar'dan, Ortadoğu'dan bu ülkeye gidip şehit düşenler olduğunu hatırlatan Bakan, "Şehitlerimizin ve bu şehitlerimizin üzerinde onların gölgesinde uyuduğu bayrağımız, şehitler için Fatiha okunan Şehitlik Camii'miz her şeyden önce Azerbaycan halkının izzetine, onuruna emanet edilmiştir. Bu izzet, onura saygı gösterileceğini bekliyoruz, gösterileceğinden de eminiz." şeklinde konuştu. Şehitlikteki bayraklarının geçici bir düzenleme için kaldırıldığı bilgisinin kendilerine söylendiğini aktaran Bakan, iki ülke arasına nifak sokma çalışmalarına hiçbir zaman izin vermeyeceklerine dikkat çekerek, "Azerbaycanlı kaderdaşlarımız ve soydaşlarımız en doğru cevabı verecektir." dedi. Bakan Davutoğlu'nun bu konudaki sorulara cevap verirken birkaç defa "Azerbaycan halkı" vurgusunda bulunması dikkat çekti. Diplomatik kaynaklar buna özel bir anlam yüklenmemesini isteyerek, Davutoğlu'nun bu ifadelerle yönetimi, muhalefeti ve tüm halkı kastettiğini ifade etti. Hepimiz ilk Karabağ'ı görüşüyoruz Dışişleri Bakanı Davutoğlu, son dönemde uluslararası alanda Türkiye'nin ilk gündem maddesinin Ermeni işgali altındaki Karabağ olduğunu da söyledi. Davutoğlu, Başbakan Erdoğan'ın BM'deki görüşmelerinde önceliği Karabağ'a verdiği; yine ABD Başkanı Barack Obama ile G-20 zirvesi sonunda yaptığı görüşmenin tamamında işgal altındaki Azeri topraklarını görüştüğünü anlattı. Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Barack Obama'yı aradığında konunun yine işgal altındaki Azeri toprakları olduğunu; Zürih'te ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile görüşmesinde de gündemin Ermenistan'la imzalanan protokoller değil, Karabağ meselesinin olduğunu bildirdi. Bakan Davutoğlu, gaz konusunda ise hâlâ müzakerelerin sürdüğünü naklederek, olumlu netice beklediğini kaydetti.
604422
10:03 Kadınlara pembe taksi uygulaması
Kadınlara pembe taksi uygulaması ’da, sadece kadınların kullandığı, erkek yolcu almayan pembe taksiler kadınların hizmetine sunuluyor. Puebla kentinde trafiğe çıkan 35 otomobilden oluşan filodan, erkek taksicilerin “kötü niyetli bakışlarından” bıkıp usanan kadınlar yararlanabilecek. GPS sistemi ve bir alarm düğmesi bulunan taksiler, erkeklere durmayacak. Pembe taksi sürücülerinden Aida Santos, bazı erkek taksicilerin çizgiyi aşarak kadınlara uygunsuz davrandıklarını hatırlatarak, “Pembe taksilerde bu güvensizlik hissine kapılmayacak, kendilerini daha rahat hissedecekler” dedi. Ancak savunucuları, bunun kadının taciz edilmesi sorununun köküne inmediğini belirterek pembe taksi sistemini eleştiriyor. Pembe taksicilik başarılı olursa, diğer kentlerde de uygulamaya konulacak.
604387
"Masumiyet Müzesi" Washington Post'ta
'un "Masumiyet Müzesi" adlı romanı, Washington Post gazetesinde tanıtıldı. Marie Arana imzalı yazıda, "bir kadına hayatını adayan talihsiz aşık" tiplemesini içinde barındıran senaryolardan, Scott Fitzgerald'ın "Muhteşem Gatsby'si, William Styron'un "Sophie'nin Seçimi" ve Gabriel Garcia Marquez'in "Kolera Zamanında Aşk" gibi önemli edebi yapıtların çıktığına işaret edilerek, "Bu mükemmel yapıtlara şimdi de 'un büyüleyici yeni romanı ekleniyor" denildi. ödüllü yazarın, kitabında, "bir aşığın en iyi umudunun sabır ve inatçılık" olduğunu kanıtladığını belirten Arana, "Yazarken olduğu gibi, severken de, bir kuyuyu iğneyle kazarsınız" ifadesini kullandı. Arana, "Masumiyet Müzesi"nde anlatılan hikayenin "merak uyandırıcı, hiç beklenmeyen" unsurlar barındığını, "Ferhat'ın Şirin'e ulaşmak için dağları delmesi gibi", Pamuk'un romanının ana kahramanı Kemal'in de Füsun'a ulaşabilmek için katettiği yolda önüne çıkan hiçbir engelden gözünün korkmadığını kaydetti. "Pamuk'un romanının dehası, basit bir aşk romanı olarak okunabilse dahi, kurnazca ve anlaşılması güç katmanları içinde barındıran karmaşık bir çalışma olması" diyen Arana, Kemal'in Füsun'un aşkını kazanabilme serüveninde yol alırken, Türkiye'deki hayat hakkında da birçok şeyin öğrenildiğine işaret ederek, özetle şunları kaydetti: "Tüm İstanbul, bu mükemmel romanda canlı bir şekilde yer alıyor. Boğaziçi'nin kara sularından yükselen sisten, kıyılarındaki eski ve harap evlere, lüks apartmanlardaki tüccarlardan, sefil barlardaki aylak sanatçılara, otobüs şoförlerinin ikram ettiği sert kolonyalardan, körfezdeki kötü kokuya kadar, şehir ve insanları, kitabın sayfalarında adeta nefes alıyor. tamamen aşka ve aşkı anlamaya olan ihtiyacımıza odaklanıyor. Kemal'in Füsun'un eşyalarını çalma içgüdüsü gibi, insanoğlu da sanki elle tutulabilen bir şey gibi, aşka uzanabilmeyi arzular. Nietzche'nin, 'Her aşkta her zaman bir damla çılgınlık vardır, ama her çılgınlıkta da bir damla mantık vardır" sözünde olduğu gibi, Kemal'in aşkı da onu bir anlık mantıksızlıklara sürüklüyor, ancak akıl sağlığı da bu küçücük çalma eylemine bağlı oluyor. Masumiyet Müzesi, derin bir insani roman. Ustaca tercümesi, büyüleyici anlatımıyla, 'un, kendi neslinin en iyi yazarlarından biri olduğunun sağlam bir kanıtı. Pamuk, bu kitabıyla aşkı tam anlamıyla ellerimize yerleştiriyor."
605317
Hayatın her anını kaydeden fotoğraf makinesi
tarafından tasarlanan ve bir Britanya firması tarafından geliştirilen fotoğraf makinası, hayatın her anını ölümsüzleştirecek. Gelecek yıl piyasaya çıkması beklenen ve aslında hastaları için tasarlanan fotoğraf makinası kordonuyla boyuna takılıyor. Her 30 saniyede bir fotoğraf çekmesinin yanı sıra akselerometresi, ışık ve kızılötesi sensörü sayesinde çevreye yeni biri girdiğinde veya önünde birisi durduğunda da görüntü alan fotoğraf makinası, hayatıyla ilgili arşiv yapmak isteyenler için ideal bir kayıt aracı olarak değerlendiriliyor. gigabite kapasiteli hafızasına 30 bin fotoğraf sığdırabilen fotoğraf makinasının 800 civarında satışa sunulması bekleniyor.
604354
Kapalıçarşı'da döviz...
'da döviz... serbest piyasada 1,4530, avro 2,1760 liradan güne başladı. 'da 1,4480 liradan alınan dolar 1,4530 liradan satılıyor. 2,1700 liradan alınan avronun satış fiyatı ise 2,1760 lira olarak belirlendi. Serbest piyasada dün kapanışta doların satış fiyatı 1,4600 lira, avronun satış fiyatı ise 2,1750 lira olmuştu.
604672
Kendine bakan oğlunu baltayla öldürdü
Kendine bakan oğlunu baltayla öldürdü Başkentte, koltuk değnekleriyle yürüyen bir kişi, kendisine bakan oğlunu baltayla öldürdü. Alınan bilgiye göre, ilçesinde yaklaşık ay önce karısıyla tartışan İsmail A. (56), oğlu Aslan A’nın (32) da karıştığı tartışma sonrası balkondan atlayınca iki bacağı da kırıldı. Karısının kendisini terk etmesi üzerine, bacaklarında sorun olan İsmail A’ya oğlu Aslan A. ve eşi bakmaya başladı. Aslan A, eşinin de çocuğuyla evi terk etmesi üzerine, Mamak çöplüğü yakınındaki gecekondusunda, koltuk değnekleriyle yürüyebilen babası İsmail A’nın bakımını üstlendi. Psikolojik sorunları olduğu öne sürülen baba İsmail A, gece geç saatlerde oğlu Aslan A’ya uyuduğu sırada baltayla saldırdı. Daha sonra Mamak çöplüğünün girişine giden İsmail A, buradaki özel güvenlik görevlilerine oğlunu öldürdüğünü söyledi. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, İsmail A’yı gözaltına aldı. Yapılan incelemede, Aslan A’nın yaklaşık 15 balta darbesiyle öldürüldüğü belirlendi.
604548
Dikkat Dikkat!.. Provokasyonlara karşı uyanık olalım
Çok kritik bir süreçten geçiyoruz... Devletin ilgili birimlerinin, uzun hazırlık çalışmalarından sonra başlatılan açılım sürecinin, sonuçları görülmeye başlandı. Lakin bu sürecin rayından çıkması için birçok şer mihrakının hummalı çalışma içinde olduğunu da unutmayalım!.. Kandil Dağından inen kişilik PKK’lı grup ile, yine Kuzey Irak’taki Mahmur Kampından gelen; 26 kişilik kaçak vatandaşın Türkiye’ye girişi, gereğinden fazla tantanalı oldu. Oysa daha önce bölücü terör örgütüne katılmış 14 kişilik bir grup kendiliğinden gelip güvenlik güçlerine teslim olmuş, bunlardan 12 tanesi ifadelerinin ardından serbest bırakılmış, yalnızca ikisi tutuklanmıştı. Bu defa öyle olmadı. Açılım sürecinin bir biçimde içinde yer almak isteyen bölücü örgütbaşı Abdullah Öcalan’ın çağrısı ile Türkiye’ye gelen bu grubu karşılamak üzere, bazı DTP milletvekilleri; Diyarbakır, Şırnak ve Van barolarına üye 45 avukat ve Silopi’de toplanan on binlerce vatandaşın katıldığı karşılama gösterisi, dün bütün gün gelişmeleri yakından izleyen onlarca televizyon kanalının yayınları ile olay tam bir şova dönüştü. Doğrusunu söylemek gerekirse PKK ve elebaşının da istediği buydu!..
605683
ABD'den PKK açıklaması
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ian Kelly, Türkiye'nin, terör örgütü sorunuyla başa çıkmada gösterdiği çabaları desteklediklerini söyledi. Kelly, Dışişleri Bakanlığı'nda düzenlenen günlük basın toplantısında, bir grup 'lının Türkiye'ye gelip teslim olmasıyla ilgili bir soru üzerine, 'yı terörist örgüt olarak gördüklerini yineleyerek, "Türk müttefiklerimizin, sorunuyla başa çıkmada gösterdiği çabaları destekliyoruz" dedi. Türkiye'nin toprak bütünlüğüne verdikleri desteğin de altını çizen Kelly, "Türkiye'ye, ülkedeki Kürt nüfusla, onlara daha fazla kültürel ve dilsel hak tanınmasına olanak veren bir diyalog başlatması çağrısında bulunduklarını" da hatırlatarak, "Türk hükümeti de bunu yapıyor" diye konuştu. Kelly, "Türkiye ile ülkedeki Kürtçe konuşan nüfus arasındaki kimi farklılıklarda nihai uzlaşıyı sağlayacak her adımı memnuniyetle karşılarız. Söylediğim gibi, Türkiye'nin ile başa çıkmadaki çabalarını destekliyoruz" dedi. Öte yandan, terör örgütü konusunda bir açıklama da 'ın kuzeyindeki çok uluslu tümenin komutan yardımcısı Tuğgeneral Robert Brown'dan geldi. Savunma Bakanlığı'nda (Pentagon) düzenlenen bir telekonferansa 'tan bağlanarak soruları yanıtlayan Brown, bir soru üzerine, 'nın 'ın kuzeyindeki faaliyetlerinde büyük bir düşüş olduğunu söyledi. Brown, "Yalnızca yıl öncesinde bile, ('nın) daha fazla faaliyeti vardı. Bunu birkaç yıl öncesinde olduğu gibi 'ın kuzeyindeki bir sorun olarak görmüyoruz" diye konuştu.
604159
Heybeliada’nın simgesi yandı
’nın simgesi yandı Atatürk’ün emriyle kurulan Sanatoryumu’nun bir bölümü önceki akşam yandı Atatürk’ün emriyle 1924’te kurulan Sanatoryumu’nun bir bölümü önceki akşam çıkan yangınla yandı. Farklı bölümlerden oluşan sanatoryumun yanan kısmının üst katlarından kısmen çökmeler oldu. Diğer bölümlere ve ormana sıçramadan kontrol edilen yangının çıkış nedeni araştırılıyor. Heybeliada Sanatoryumu, ’nin ilk hastanesi olarak, 12 Haziran 1924’te açıldı. ’deki bir sanatoryum model alınarak inşa edilen bu hastanenin imkânları 1940’lı yıllarda yeni ek bina ve lojmanlarla genişletildi. 2005’te kapandı 1980 sonrasında devlet desteği kesilince sanatoryum çökmeye başladı. Ödenek ayrılmadı, bakım yapılamadı. 17 Ağustos 1999 depreminde de büyük hasar meydana geldi. Hastanenin 2005’te kapatılarak şehir içine nakledileceği bildirildi. Gerekçe olarak deniz yoluyla ulaşımın zorluğu ve yeterli hasta bulunmaması gösterildi. Ağustos 2005’te Heybeliada Sanatoryumu Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Süreyyapaşa Göğüs Kalp ve Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kadro ve tıbbi donanımıyla nakledilmesi kararı verildi. 100’ü doktor ve hemşire olmak üzere 250 personeli ve 660 yatak kapasitesi olan 30 Eylül 2005’te bir daha açılmamak üzere kapılarını kapattı. Önceki akşam meydana gelen bu ise sanatoryuma büyük bir darbe oldu. Ünlülere hizmet verdi Çam ormanları içinde temiz bir hava ve kuvvetli bir gıda bakımı, dönemin en iyi tedavi şekliydi. Hastalar için sanatoryumun balkonunda da birer yatak vardı. Gıda olarak hastalara günde 4 öğün yemeğin yanında et, süt ve bal veriliyordu. Tıp eğitimi de veren sanatoryum, Prof. Dr. Siyami Ersek başta olmak üzere birçok yerli ve yabancı doktoru da yetiştirdi. Bu sebeple, tarafından veremde eğitim ve araştırma hastanesi olarak kabul edilen sanatoryum, Rıfat Ilgaz, Ece Ayhan gibi isimlere de hizmet verdi.
604498
Çin'de İkinci Domuz Gribi Salgını
Çin'de İkinci Domuz Gribi Salgını Çin'de ikinci domuz gribi salgını başladı. Yetkililere göre, bu salgın ilkinden daha geniş alana ve daha hızlı yayılıyor. Mevsimin değişmesiyle birlikte tipi H1N1 gribi salgınının kuzey yarımkürede, güneye göre daha hızlı yayıldığı belirtiliyor. Yetkililer, bir günde tespit edilen vaka sayısının geçen ayın 10 günlük rakamına eşit olduğuna dikkat çekiyor. Çin'de 26 bin 300'den fazla domuz gribi vakası bulunuyor.
605564
Sendikalar kanunu değişiyor
Sendikalar kanunu değişiyor Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, işçi ve işveren konfederasyonlarına Sendikalar Kanunu'nda değişiklikler öngören yeni bir taslak gönderdi. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, bakanlık, yarınki Üçlü Danışma Kurulu toplantısı öncesinde Sendikalar Kanunu'na ilişkin taslağı Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve TİSK'e ulaştırdı. Taslakta, kanunun amacı yeniden düzenleniyor ve ''sendikal hak ve özgürlükler gözetilmesi'' vurgusu yapılıyor. Taslak, ''iş kolu'', ''iş yeri'', ''meslek'' sendikaları kurulmasını, ''federasyon'' ve ''konfederasyon'' tipi örgütlenmeleri içeriyor. Böylece ''iş yeri'' ve ''meslek'' sendikası kurulması yasakları kalkıyor. Buna göre, ''bir iş kolunda faaliyette bulunmak üzere'' iş kolu sendikaları, ''bir iş yerinde faaliyette bulunmak üzere'' iş yeri sendikaları, ''bir meslekte faaliyette bulunmak üzere'' meslek sendikaları kurulabilecek. ''Aynı iş kolunda veya aynı meslekte kurulu en az iki sendikanın bir araya gelmesiyle'' federasyon, ''değişik iş kollarında veya meslekte kurulu olması koşuluyla en az sendikanın veya federasyonun bir araya gelmesiyle'' konfederasyon oluşturulabilecek. İşçi ve işveren kuruluşları, kuruluş usul ve esaslarına uyarak önceden izin alınmaksızın iş kolu, iş yeri veya meslek esasına göre serbestçe sendika kurabilecek. YENİ İŞ KOLLARI Taslak, halen 28 olan iş kolu sayısını bazı iş kollarını birleştirerek 17'ye çekiyor. Yeni iş kolları şöyle düzenleniyor: -Gıda, avcılık ve balıkçılık, tarım ve ormancılık, -Madencilik ve taş ocakları, -Petrol, kimya, lastik, plastik ve ilaç, -Dokuma, hazır giyim ve deri, -Ağaç ve kağıt, -İletişim, basın-yayın ve gazetecilik, -Banka, finans ve sigorta, -Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar, -Çimento, toprak ve cam, -Metal ve gemi yapımı, -İnşaat, -Enerji, -Taşımacılık, ardiye ve antrepoculuk, -Sağlık ve sosyal hizmetler, -Konaklama ve eğlence işleri, -Savunma, -Genel işler. Bir iş yerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de asıl işin dahil olduğu iş kolundan sayılacak. ''TÜRK VATANDAŞI'' ŞARTI KALKIYOR Taslağa göre, sendika kurucusu olmak için artık Türk vatandaşı olma şartı aranmayacak. Sendikaların kuruluş aşamasındaki işlemler kolaylaştırılıp, sadeleştirilecek. Genel kurulların kaç delegeyle toplanacağına ilişkin şartlar kaldırılarak bu hususlar sendikaların kendi tüzüklerine bırakılacak. Olağan genel kurulların en geç yılda bir toplanmasına ilişkin süre yıla çekilecek. Sendikaya üyelikteki yaş sınırı 16'dan 15'e düşecek. 15 yaşını dolduran ve işçi sayılanlar, işçi sendikalarına üye olabilecek. 15 yaşını doldurmamış olanların üyeliği kanuni temsilcilerin yazılı iznine bağlı olacak. Sendika üyeliğinde noter şartı da kalkacak. Buna göre, nüsha olarak doldurulup imzalanan üye kayıt formunun sendikaya verilmesi ve sendika tüzüğünde belirlenen yetkili organın kabulü ile sendika üyeliği kazanılacak. Üye kayıt formunun noterden onayı istenmeyecek. Her üye, sendikaya yazılı beyanda bulunarak üyelikten çekilebilecek. Üye, çekildiğini iş günü içinde bakanlığa posta ile veya elektronik ortamda bildirecek Sendika da çekilme beyanının kendisine ulaştığı tarihten itibaren üç iş günü içinde bakanlığa elektronik ortamda bildirimde bulunacak ve çekilme bildiriminin bir örneğini posta ile gönderecek. Halen bir günlük çıplak ücretle sınırlı olan üyelik aidatının miktarı, sendikaların tüzükleriyle belirlenecek. Sendika üyesinin kesintisiz bir yılı geçmemek üzere işsiz kalması üyeliğini etkilemeyecek. Sendika ve üst kuruluşları, dış temsilcilik açabilecek. Uluslararası işçi ve işveren kuruluşları da Dışişleri Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle İçişleri Bakanlığının izniyle Türkiye'de temsilcilik kurabilecek ve üst kuruluşlara üye olabilecek. SENDİKACILARIN GÜVENCESİ GENİŞLİYOR İşçi kuruluşu ve şubesi yönetim kurulunda görev aldığı için çalıştığı iş yerinden ayrılan yöneticinin iş sözleşmesi askıda kalacak. Yönetici dilerse işten ayrıldığı tarihte iş sözleşmesini bildirim süresine uymaksızın veya sözleşme süresi bitimini beklemeksizin feshedecek ve kıdem tazminatına hak kazanacak. İş sözleşmesi askıya alınan yönetici, görevinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, sona erme tarihinden itibaren ay içinde ayrıldığı iş yerinde işe başlatılmak üzere işverene başvurabilecek. İşveren, talep tarihinden itibaren ay içinde bu kişileri andaki koşullarla eski işlerine veya eski işlerine uygun bir diğer işe başlatmak zorunda olacak. Bu kişiler süresi içinde işe başlatılmadığı takdirde, iş sözleşmeleri işverence feshedilmiş sayılacak. Ödenecek tazminatların hesabında, iş yerinde çalışılmış süreler göz önünde bulundurulacak ve fesih anında emsalleri için geçerli olan ücret ve diğer hakları esas alınacak. İşveren, iş yeri sendika temsilcilerinin iş sözleşmelerini haklı bir neden olmadıkça ve nedenini yazılı olarak açık ve kesin şekilde belirtmedikçe feshedemeyecek. Fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren ay içinde temsilci veya üyesi bulunduğu sendika, iş davalarına bakmakla görevli mahalli mahkemede dava açabilecek. Temsilcinin işe iadesine karar verilirse, fesih geçersiz sayılarak fesih tarihi ile kararın kesinleşme tarihi arasındaki ücret ve diğer hakları ödenecek. Kararın kesinleşmesinden itibaren 10 iş günü içinde temsilcinin işe başvurması koşuluyla on iş günü içinde işe başlatılmaması halinde, iş ilişkisinin devam ettiği kabul edilerek ücreti ve diğer hakları ödenmeye devam edilecek. 10 iş günü içinde işe başvurmadığı takdirde sözleşme bu sürenin sonunda temsilci tarafından feshedilmiş sayılacak. İşveren, yazılı rızası olmadıkça iş yeri temsilcisinin çalıştığı iş yerini değiştiremeyecek veya işinde esaslı bir tarzda değişiklik yapamayacak. Aksi halde değişiklik geçersiz sayılacak. Temsilcilik sıfatı sona erenler, sona erme tarihinden itibaren ay süreyle sağlanan güvencelerden yararlanmaya devam edecek. Bu hükümlerden işverenle iş ilişkisi devam eden kuruluş ve şube yöneticileri de yararlanacak. SENDİKACI ÜCRETLERİNE SINIRLAMA Sendika ve üst kuruluşları, tüzük ve çalışma programlarında yer alan konularda serbestçe faaliyette bulunacak. Yetkili sendikanın bulunmadığı iş yerlerinde, en çok üyeye sahip sendika iş yeri sendika temsilcisi atayabilecek. Sendika, üst kuruluş ve şube yöneticilerine ay içinde ödenecek olan ücret, yolluk ve diğer ödemelerin toplamı en yüksek devlet memuru maaşının katını geçemeyecek. Sendikaların denetimi, denetleme kurulları veya denetçiler tarafından yapılacak. Denetimde, yönetim ve işleyişin, gelir ve giderlerin, bunlarla ilgili işlemlerin kanun, tüzük ve genel kurul kararlarına uygun olup olmadığı incelenecek. Sendika ile üst kuruluşlarının gelir ve giderlerine ilişkin yıllık ve genel kurul dönemine ilişkin mali denetimi, yeminli mali müşavirlerce yapılacak. Bu denetimin yapılması, denetim kurulunun yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacak. Denetim esasları, işçi ve işveren konfederasyonlarının görüşleri alınarak hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenecek. RADYO VE TELEVİZYON KURABİLECEKLER Sendikaların kapatılması da zorlaştırılacak. Anayasa'da belirtilen Cumhuriyet'in niteliklerine ve demokratik esaslara aykırı faaliyetlerde bulunan sendika ve üst kuruluş, merkezlerinin bulunduğu yer cumhuriyet başsavcısının istemi üzerine iş davalarına bakmakla görevli mahalli mahkeme kararı ile kapatılacak. Görevli mahkemeler yargılamanın her safhasında talep üzerine veya resen kuruluşun faaliyetlerinin durdurulmasına ve yöneticilerinin geçici olarak görevden alınmasına karar verebilecek. Cumhuriyetin niteliklerine ve demokratik esaslara aykırı davranış bireysel olarak yöneticiler tarafından gerçekleştirildiği takdirde, mahkemece sadece yöneticilerin görevlerine son verilmesine karar verilecek. Sendika ve üst kuruluşları radyo ve televizyon kurabilecek. 1963'TEN BERİ UYGULANAN ''CHECK OFF'' TASLAKTA YOK Taslakta, işçilerin sendikalara üyelik aidatlarını ödemesinde halen uygulanan ''check off'' sistemine yer verilmiyor. Bunun yerine üyelik aidatlarının bizzat işçi tarafından sendikaya ödenmesi planlanıyor. ''Check off'' sistemi, üyelik aidatının işçinin ücretinden, işverence kesilerek sendikaya yatırılmasını içeriyor. Bu sistem, işçi sendikalarına üyelik aidatlarının toplanması konusunda kolaylık sağlıyor ve sendikaların mali bakımdan güçlenmelerine olanak veriyor. ''Check off'' sisteminin en önemli yararı, kolay ve sürekli gelir sağlayarak güçlenen sendikaların üyelerine daha iyi hizmet götürebilmesi, işveren karşısında üyelerinin haklarını daha etkin bir biçimde savunabilmesi olarak gösteriliyor. Sistemi eleştirenler ise aidat verme yükümlülüğünün, işçi ile sendika arasında bir sorun olduğunu, ortada işvereni ilgilendiren bir konu olmadığını savunuyor. Ödentilerin toplanmasında işvereni devreye sokmanın, işveren için haksız bir yük olduğu gibi, sendikal özgürlükler açısından da sakıncalı olduğu ileri sürülüyor. ''Check off'' sistemi Türkiye'de 1963 yılında bu yana uygulanıyor.
605548
Organik patatesin hasat şenliği yapıldı
Organik patatesin hasat şenliği yapıldı İl Genel Meclis Başkanı Ali Selvi, "160 Dekar alanda üretimi yaptırılan organik geçiş sertifikalı patateslerin dekar başına 2,5 ton verimle toplam ürünün 400 ton civarında olacağını tahmin ediyoruz" dedi. İSMAİL POÇAN KONYA Konya Özel İdaresinin 'Tarladan Sofraya Gıda Güvenliği Projesi' kapsamında düzenlenen 'Güneydere ve Evliyatekke Köyü Organik Patates Hasat Şenliği' yapıldı. Konya Valisi Aydın Nezih Doğan, Güneydere köyünde düzenlenen törende, tarımsal üretimi dünya ölçeğinde düşünmek gerektiğini belirterek, dünyadaki örneklerden faydalanarak talebi karşılamak gerektiğini ifade etti. Doğan, tarımda dünyada iki modelin öne çıktığını dile getirerek, 'Bu modellerden biri, birim alandan daha çok ürün almayı hedefler. Artan dünya nüfusunun üretimini karşılamayı amaçlar. Bir diğeri de üst gelir grubunun sağlıklı gıda tüketmesini sağlamak amacıyla uygulanan organik tarımdır. Organik tarım, alt gelir gurubundaki vatandaşların, nispeten daha varlıklı vatandaşların sofralarına sağlıklı gıda yetiştirme çabasıdır. Dünya bu iki tip tarımı da bir arada götürmek zorundadır' dedi. Konya İl Genel Meclisi Başkanı Ali Selvi, Köydes projesiyle köylere alt yapı desteği sağlandığını belirterek, köylerden kente göçü azaltmayı hedeflediklerini ifade etti. Selvi, insanların köylerinde hayatlarına devam etmeleri için projeler hazırladıklarını dile getirerek, dağlık alanlardaki gelir seviyesi düşük yaklaşık 30 köyde, damlama sulamalı çilek üretimi gibi projeler yürüttüklerini söyledi. EKİMDEN ÖNCE EĞİTİM VERİLDİ Meram Ziraat Odası, Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi işbirliğiyle Güneydere ve Evliyatekke köylerinde damlama sulamalı organik patates yetiştirilmesi projesinin hayata geçirildiğini ifade eden Selvi, şunları kaydetti: 'Damlama sulama alt yapıları hazır olan Güneydere köyünden 44, Evliyatekke köyünden 17 çiftçiyle sertifikalı organik köy patatesi üretimi projesi başlatıldı. Toplam 52 ton patates tohumu için İl Özel İdaresi kaynaklarından 28 bin 886 lira kaynak kullanıldı. Organik patates ekimi öncesi ve yetiştirilmesi sırasında İl Özel İdaresi ve Tarım İl Müdürlüğü ekipleri tarafından eğitim verildi. 160 dekar alanda üretimi yaptırılan organik geçiş sertifikalı patateslerden dekar başına 2,5 ton verimle toplam rekoltenin 400 ton civarında olacağını tahmin ediyoruz" Meram Ziraat Odası Başkanı Ali Ataiyibiner, bölgede organik ürünlerin yaygınlaştırılması ve bölge halkının kalkındırılmasını amaçladıklarını belirtti. Konuşmaların ardından patates üreticileri adına köy muhtarlarına yarım altın hediye edildi. Daha sonra davetliler ve çiftçiler, kurdele keserek patates hasadını başlattılar. Meram Güneydere ve Evliyatekke köylerinde yetiştirilen organik patateslerin Konya'da Muhacir ve Melikşah pazarlarında satışa sunulacağı belirtildi.
605194
Okullara domuz gribi uyarıları
Okullara domuz gribi uyarıları Ankara Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan, bu hafta sonuna kadar Ankara'daki 862 bin öğrenciye domuz gribinden korunmanın yollarının öğretileceğini bildirdi. Okula gelmeyen öğrencilerin her gün düzenli olarak takip edileceğini ve rapor isteneceğini belirten Aydoğan, okullardan, öğretmenlerin gözetiminde öğrencilere lavabolarda el yıkamayı uygulamalı olarak öğretmelerini istedi. Aydoğan, Ankara'daki liselerin müdürleri ile dershanelerin yöneticilerinin katıldığı ''2009-2010 Eğitim-Öğretim Yılı Başı ve H1N1 Virüsü'' konulu bilgilendirme toplantısı düzenledi. Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu'nda düzenlenen toplantıda konuşan Aydoğan, halk arasında ''domuz gribi'' olarak bilinen H1N1 virüsü ile ilgili alınması gereken önlemler konusunda Milli Eğitim Bakanlığının genelge yayımladığını, kendilerinin de okullara yazı gönderdiğini ifade etti. ''PANİK YOK'' Yönetimin genel ilkeleri bulunduğunu söyleyen Aydoğan, ''Birincisi panik yok. Her durumda panik yok. Bu, sadece bugün için değil her durumda geçerli. Bu, kurumu yöneten ve yönlendiren insanlar için geçerli bir kural. Kaldı ki benim bu süreçte edindiğim izlenim, uzmanlarımızdan dinlediğim kadarıyla zaten panikleyecek hiçbir şey yok. Normal bir grip vakasıyla karşı karşıyayız ama hızlı yayılma özelliği olduğu için birtakım önlemleri hep beraber almamız gerekiyor'' dedi. Alınacak önlemlerin aslında sağlıklı bir yaşam için ömür boyu alınması gereken önlemler olduğuna işaret eden Aydoğan, domuz gribinin yayılmasını önlemek için çok fazla sayıda insanın girip çıktığı mekanlarda, okullarda temizlik konusuna dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. ''SAĞLIK BİLGİSİ ÖĞRETMENLERİ SÜREKLİ BİLGİLENDİRECEK'' Okul idarecilerinden, kurum yöneticilerinden bu konuda çocukların doğru bilgilendirmesine ilişkin çalışmalar yapmasını istediklerini ifade eden Aydoğan, Sağlık Bilgisi dersi öğretmenlerinin, öğrencileri ve diğer öğretmenleri bu konuda sürekli bilgilendirmekle görevli olacaklarını kaydetti. Sağlık Bilgisi dersi olmayan okullara da bu dersin okutulduğu okullardaki öğretmenlerin giderek bilgilendirme yapacağını belirten Aydoğan, ''Bu hafta sonuna kadar Ankara'daki 862 bin öğrencimiz domuz gribi olarak bilinen virüsten korunmanın yollarını öğrenmiş olacak'' dedi. Özellikle okul öncesi eğitim gören çocuklarda virüsün yayılmamasına dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Aydoğan, bu çocuklara temizliğin bir oyun gibi öğretilmesini istediklerini dile getirdi. Aydoğan, ''Bilhassa küçük yaş gruplarını oluşturan çocuklarımıza öğretmenin nezaretinde lavabolara gitmek suretiyle doğru el yıkamayı uygulamalı olarak öğretmeyi, biz okullarımıza öneriyoruz'' diye konuştu. ''SEVİYORSANIZ KUCAKLAŞMAYIN'' Aydoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Okullarda ellerin çok sık değdiği merdiven başlıklarının, elektrik düğmelerinin sürekli olarak sabunlu bezle temizlenmesini istiyoruz. Sınıfların havalandırılması, çocukların birbirleriyle temaslarının aza indirilmesini istiyoruz. Mesela bizde çok yaygın birşey var, kucaklaşma. Bu iş artık şu hale geldi, birisiyle karşılaştığınızda eğer kucaklamamış, öpmemişseniz 'herhalde bana mesafeli davrandı' gibi algılanıyor. Artık bu, 'seni seviyorum, öpmüyorum' sloganına dönüşmeli. Seviyorsa kucaklamaması gerekiyor. Bu konularda çocuklarımızı, birbirimizi sürekli duyarlı tutmak durumundayız.'' OKULLARDAKİ DEVAMSIZLIK Öğrencilerin okullara devamsızlık durumunun da takip edilerek, bu konuda ilçe milli eğitim müdürlüklerine bilgi verilmesi talimatında bulunan Aydoğan, şunları kaydetti: ''Bu çok önemli. Okullara devamsızlık durumu hangi düzeyde seyrediyor biz bunu bilmek zorundayız. Sağlık Müdürlüğü ile bu konuda sürekli irtibat halindeyiz. İlçe milli eğitim müdürlüklerimiz her gün düzenli olarak öğleyin saat 12.00'ye kadar sabah gelmeyenlerin, öğleden sonra 14.30'a kadar kadar öğleden sonraki gruplardan gelmeyenlerin sayısını bildirecekler. Sağlıklı karar vermek için bunu bilmek zorundayız. Çocukların okula niye gelmediklerini de okul müdürlükleri takip edecek. Gelmeyen çocuklardan rapor isteyeceğiz. Gerçekten mazereti olduğu için mi gelmemiş, sağlıklı olduğu halde başka bir nedenle mi gelmemiş bu öğrenilecek. Bunu çocuklara duyurmamız, zaten keyfi gelmemelerin önüne geçecektir. Bizde çocuklarda sürekli bir tatil heyecanı, beklentisi hep var. bakımdan bu beklentiyi de önlemek durumundayız.'' Domuz gribini birçok kişinin ayakta geçirdiğine işaret eden Aydoğan, ''Korkulacak, 'ölümcül sonuçları var bunun eyvah' denilecek bir durumla karşı karşıya olmadığımız kesin. Sadece hızlı yayılan bir virüsü önlemeye yönelik eğitim tedbirleri almalıyız. Bizim yaptığımız bu. Hayatı kesintiye uğratacak bir yaklaşım içinde olunmaması gerektiğini düşünüyorum'' dedi. Aydoğan, yapılan çalışmanın sadece domuz gribini değil, normal mevsimsel gribin önlenmesine yönelik tedbirleri de içerdiğini belirtti. ''OKUL AİLE BİRLİKLERİ TEMİZLİK MALZEMESİ ALSIN'' Okul aile birliklerinin kaynaklarını temizlik malzemesi alımına ayırmalarını isteyen Aydoğan, bu konuda zorlanacak okulların ilçe milli eğitim müdürlüklerinden yardım talebinde bulunabileceklerini bildirdi. Aydoğan, ''Tuvaletlerde mutlaka sıvı sabun ve kağıt havlu bulundurulması gerekiyor. Bunların yüksek maliyeti yok. Okullarımızın bir çoğu bunu karşılayabilecek durumda. Karşılayamayan kurumlara da il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin desteği olacak'' dedi.
605124
'Bayrağımıza saygı gösterilmeli'
'Bayrağımıza saygı gösterilmeli' MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türk milletinin tamamının iradesini ve duygularını yansıtmaz. Türk milleti, eşsiz sağduyusu ile Azerbaycan Türklüğünün yanındadır. Karabağ meselesini savunmuş, Azerbaycan bayrağını bağrına basmış ve dalgalandırmıştır. Bu itibarla, ecdadımızın yadigarı olan al bayrağımızın hatıralarına saygı gösterilmesi hepimizin dileği ve mecburiyetidir" dedi. ANKARA (İHA) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Azerbaycan'daki şehitlikte Türk bayraklarının kaldırılmasının, boyutunu aşan bir öfkenin Azerbaycan yönetimine hakim olduğunu gösterdiğini belirterek, "Türkiye'nin Ermenistan'la imzaladığı protokollerin keyfiyeti bugün iktidarı elinde tutan AK Parti'ye aittir. Türk milletinin tamamının iradesini ve duygularını yansıtmaz. Türk milleti, eşsiz sağduyusu ile Azerbaycan Türklüğünün yanındadır. Karabağ meselesini savunmuş, Azerbaycan bayrağını bağrına basmış ve dalgalandırmıştır. Bu itibarla, ecdadımızın yadigarı olan al bayrağımızın hatıralarına saygı gösterilmesi hepimizin dileği ve mecburiyetidir" dedi. MHP Grup Toplantısı'nda bir konuşma yapan MHP Genel Başkanı Bahçeli, AK Parti hükümetinin önceki hafta Ermenistan'la imzaladığı protokollerden sonra yaşanan gelişmelerin, MHP'nin kaygılarını haklı çıkaracak bir seyir izlemeye başladığını kaydetti. Sözde Ermeni soykırım iddialarından geri adım atacaklarına dair en küçük bir işaretin henüz alınmadığını kaydeden Bahçeli, bu konuda yeni bir dayatma ve telkin kampanyası başlayacağına, protokollerin Meclis'te onaylanması için baskıların geleceğine dair güçlü emareler görüldüğünü ifade etti. AK Parti'nin Ermenistan'la imzaladığı protokollerin ilk ve en hızlı vahim sonucunun, Azerbaycan'ın küstürülmesiyle yaşanmaya başlandığını belirten Bahçeli, Ermenistan'ı kazanmak uğruna Azerbaycan'ı kaybetmeyi göze alan AK Parti zihniyetinin, bu kardeş ülke ile olan ilişkileri çok tehlikeli bir yola soktuğunu öne sürdü. Protokollerin imzasıyla yaşanan gerilime, geçen hafta yapılan Türkiye-Ermenistan futbol müsabakasında, Azerbaycan bayrağının AK Parti zihniyetince yasaklanması da eklenince Azerilerin tepkilerinin had safhaya ulaştığına işaret eden Bahçeli, Türk milletinin ve MHP'nin bayrak konusundaki hassasiyeti ortadayken, haklı ve meşru tepkilerin boyutunu aşan bir öfkenin Azerbaycan yönetimine hakim olduğunun görüldüğünü söyledi. Özellikle medyaya yansıyan şekliyle Bakü'de Şehitler Hıyabanı'nda bulunan Türk şehitliğindeki Türk bayraklarının kaldırıldığına dair haberlerin Anadolu Türklüğünü derinden üzdüğünü ve incittiğini vurgulayan Bahçeli şöyle konuştu: "Buradan Azerbaycanlı kardeşlerimize seslenmek istiyorum. Hükümetin Ermenistan'la yakınlaşmasındaki üslup, seviye ve yöntem hepimizi olduğu gibi sizleri de öfkelendirmiş olabilir. Bu konuda yapacağınız eleştirilerin ve göstereceğiniz tepkilerin, mensubu olduğumuz Türk milletinin mukaddesatına saygıyı esas alması şarttır. Üstelik bu tür bir tepki şekli ve milli hassasiyetleri aşan itici tavır iki kardeşin arasını açmak isteyenlerin de ekmeğine yağ sürecektir. Türkiye'nin Ermenistan'la imzaladığı protokollerin keyfiyeti bugün iktidarı elinde tutan Adalet ve Kalkınma Partisi'ne aittir. Türk milletinin tamamının iradesini ve duygularını yansıtmaz. Türkiye ve Türk kamuoyu AK Parti zihniyeti ve kadrolarından ibaret değildir. Bu hükümet ve ilkesiz kadrolar bugün belki vardır, ama yarın olmayacaktır. Onların yapacakları yanlışlar, milletimizin gelecekteki ilişkilerini ve dostluğunu bozmamalıdır. Türk milleti, eşsiz sağduyusu ile Azerbaycan Türklüğünün yanındadır. Karabağ meselesini savunmuş, Azerbaycan bayrağını bağrına basmış ve dalgalandırmıştır. Bu itibarla, ecdadımızın yadigarı olan al bayrağımızın hatıralarına saygı gösterilmesi hepimizin dileği ve mecburiyetidir. ay yıldızları şehitliğe diken AK Parti zihniyeti değildir ki, AK Parti'nin yaptığı hata, düştüğü zillet, ay yıldızımıza mal edilsin ve bir nezaketsizliğin vasıtası olsun. Bu konuda yaşanan haklı öfkenin, diplomatik alana yöneleceğine, bizleri 'bir millet' yapan değerleri incitmekten uzak durulacağına inanıyorum. Hıyaban Şehitliği bir tarafta 91 yıl önce Azerbaycan'ın bağımsızlığı için savaşan Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu'nun, diğer tarafta ise Hocalı'da 1918'de, Karabağ'da 1990'da katledilen Azerbaycan Türklerinin şehitlerini kucaklamaktadır ve bizim için çok önemlidir. Azerbaycan Türklüğünden, başta Sayın Cumhurbaşkanı Aliyev olmak üzere bütün siyasi partilerden ve yetkililerden bu vahim hatayı derhal telafi etmelerini bekliyorum. Ay yıldızlı al bayrağımız ile mavi kırmızı ve yeşil Azerbaycan bayrağı aynı gönderde sonsuza kadar dalgalanmalıdır. Unutmasınlar ki, Türklüğün müşterek sorunları tam bir dayanışma ile Milliyetçi Hareketin iktidarında çözülecek ve geride kalan bütün yanlışlar mutlaka telafi edilecektir. Ve böylesi bir yönetim gücü ile muazzam bir coğrafyaya yayılmış muhteşem kudret hak ettiği mevkiiye yükselecektir."
604855
Muhalefetin tavrı ciddiyetten uzak
Muhalefetin tavrı ciddiyetten uzak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, anamuhalefet partisinin Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantılarına katılmasının faydalı olacağı yönündeki önerisinin, anamuhalefet lideri ve sözcüleri tarafından 'günlük siyasi çekişmelere alet edilmesinin üzüntüyle karşılandığı ve ciddiyetten uzak bir yaklaşım olarak değerlendirildiği' bildirildi. Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde yer alan basın açıklamasında, Cumhurbaşkanı Gül'ün, 18 Ekim 2009'da katıldığı bir televizyon programında, kendisine yöneltilen bir soru üzerine, 'Anayasa değişikliği yoluyla MGK'nın yapısının değiştirilmesi halinde, anamuhalefet partisi liderinin de Milli Güvenlik Kurulu toplantılarına katılmasında fayda gördüğünü' ifade ettiği hatırlatıldı. Açıklamada, şunlar kaydedildi: 'Sayın Cumhurbaşkanımızın bu beyanına, Anamuhalefet Partisi Lideri ve sözcüleri tarafından 'sanki bugün yapılacak Milli Güvenlik Kurulu toplantısına davet edilmesi düşünülüyormuş' gibi farklı anlamlar yüklenmesi, böyle yapıcı ve demokratik bir önerinin ve son derece ciddi bir konunun günlük siyasi çekişmelere alet edilmesi üzüntüyle karşılanmış ve ciddiyetten uzak bir yaklaşım olarak değerlendirilmiştir.'