608962
Bebeğin üstüne çaydanlık devrildi
Alınan bilgiye göre, İmdat ve Şenay Aydaş çiftinin aylık bebeği Erdoğan Aydaş'ın üzerine piknik tüpünde kaynayan su dolu çaydanlık devrildi. Selendi Devlet Hastanesine kaldırılan bebek, ilk müdahalenin ardından Salihli Devlet Hastanesine gönderildi. Vücudunda 1. derece yanık oluşan Erdoğan bebeğin İzmir'e sevkine karar veren doktorlar, Sağlık Bakanlığına ait 112 Acil Servis yetkilileriyle bağlantı kurdu. İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde konuşlu ambulans helikopter, doktor ve hemşire eşliğinde Salihli Ramiz Turan Stadyumuna inerek bebeği aldı. Bebek, İzmir'deki Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi.
609026
Bahçeli'den Habur görüntülerine sert eleştiri
Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Türk milletinin, ''tarihinde yaşamadığı bir yönetim sefaletine, güvenlik rezaletine ve ihanet tablosuna'' son günlerde yakından şahit olduğunu ileri sürdü. Devlet Bahçeli, ''Hükümetin 'yıkım projesi' yaşanan gelişmelerle birlikte saklanılamayacak boyutlarıyla açılmış ve bütün hıyanet ortaya dökülmüştür. Milli beka, milli kimlik, milli varlık ve kardeşlik için duyduğumuz kaygı verici gelişmelerin tamamı ve öngörülerimiz mlesef gerçekleşme yolunda hız kazanmıştır'' ifadelerini kullandı. ''İyi şeyler olacak'' sözünden itibaren son altı ay boyunca yaptıkları bütün ikazların şimdi yerine oturmaya ve milletin süreci daha net görmeye başladığını belirten Bahçeli, şunları kaydetti: ''Temas, diyalog, iş birliği, görüşme adı altında partimize ısrarla yapılan çağrıların hangi anlamı taşıdığı, hangi kirli niyetin ortağı yapılmak istendiği de gün ışığına çıkmıştır. Başbakan Erdoğan'ın 'açılım', İmralı canisinin 'yol haritası' adını verdiği yıkım sürecinin kurdelesi 'devlet kararı' kılıfı ile Kandil kadroları tarafından alkışlarla Habur sınır kapısında kesilmiştir. Öteden beri iddia ettiğimiz gibi AKP ve PKK iş birliği, Başbakan ve İmralı dayanışması bütün yönleriyle gün ışığına çıkmıştır. Hükümetin memurları ve güvenlik güçlerinin müşahitliğindeki karşılama komiteleri PKK'lılara özel misafir muamelesi yapmış, adalet makamları sokağa salıvermek için yarış içine girmişlerdir ve üstelik bu alçaklıklar, yıkımın taşeronu Başbakan tarafından memnuniyetle karşılanmış, hız kesmeyen rezaletlerin devamının beklendiği müjde ve ümitle açıklanmıştır.'' -''KATİLE 'SAYIN', ŞEHİDE 'KELLE' DİYENLER BULUŞTU''- Bu olaylar karşısında artık saklanacak ve örtülecek hiçbir şey kalmadığını, her şeyin ortada, milletin gözü önünde olduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti: ''Şehadet ile ihanet, ay yıldızlı bayrak ile paçavra, gazi ile terörist, alçaklık ile kahramanlık, pişmanlık ile küstahlık AKP'nin lügatinde yer değiştirmiştir. Ne sınırdan giriş yapan hainlerde bir teslimiyet, mahcubiyet ve nedamet hissi vardır; ne de bunları kucaklayan Başbakan Erdoğan'da utanma, sıkılma ve pişmanlık emareleri görülmüştür. Bu karanlık manzarada, katile 'sayın' diyen hainlerle, şehide 'kelle' diyen zihniyet temsilcisi PKK paçavraları altında sınırda buluşmuştur. Vatan uğruna şahadete ulaşmış yiğitlerimiz, gazi olmuş evlatlarımız, ömrünü vatanın ve milletin bütünlüğüne adamış on binlerce korucu kardeşimizin ve vatandaşlarımızın onurları, hatıraları ve yadigarları ayaklar altına alınmıştır. Yüreğinde vatan sevgisi, gönlünde millet sevdası, hayallerinde ay yıldızlı albayrak olan hiçbir aziz millet evladının sessiz kalamayacağı ağır bir tahrik karşımızdadır. Kendisinde milletimize bağlılığın, ecdadımıza ve mukaddesatımıza saygının ve hatta hiç olmazsa vicdanında ahlakın, adaletin ve haysiyetin kırıntısı kalmış olanlar için bu alçalış tahammül edilebilir olmaktan çıkmıştır.'' -''ŞEHİT AİLELERİNDEN ÖZÜR DİLEMEYE ÇAĞIRIYORUM''- Devlet Bahçeli, Türk milletinin sabrı ve direncinin sınanmak istendiğini, olması muhtemel daha vahim gelişmeler karşısında göstereceği tepkilerin test edilmeye çalışıldığını savundu. ''Kimsenin göz yumamayacağı bu kara tablo karşısında milletin ayağa kalktığını'' belirten Bahçeli, ''AKP zihniyeti sonunda PKK'nın yıllardır yapamadığını yapmayı başarmış, bir yanda teröristlerin ardından gözyaşı dökerken, öte yanda şahadeti ve gaziliği incitmiş, derinden yaralamış ve kamu vicdanını kanatmıştır'' ifadelerini kullandı. Şehit aileleri ve gazilerin, ''büyük bir infialle'' kendilerine verilen nişan, madalya ve beratları iade etmek üzere yurt çapında tepkiler göstermeye başladıklarını ifade eden Bahçeli, ''yüreklerinden bir kez daha vurulan ve yaraları yeniden kanatılan şehit aileleri ve gazilerin bütün eleştirilerinin'' haklı, meşru ve demokratik olduğunu belirtti. Devlet Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü: ''Onların doğal ve yerinde tepkilerini, aziz hatıralarına yakışmayacak üslup ve yöntemlerle cebren durdurmaya çalışan hükümeti ve emniyeti sağlayan kamu görevlilerini, bu ailelere ve kahramanlara saygıya, nezakete ve özür dilemeye çağırıyorum. Bu netice, büyük Türk milletinin tarihinde rastlanmayacak bir yıkımın göstergesi ve birikerek taşma noktasına gelmiş, toplumsal öfkenin artık sınıra dayandığının işaretidir. Bu öfkenin sürmesi ve sabrın zorlanması halinde, kendi mukaddesatına sahip çıkmak isteyecek olan Türk milletinin, bu uğurda neler yapacağını ve neyi göze alacağını bilmek isteyenlerin Milli mücadele yıllarının sayfalarına bakmaları hayırlarına olacaktır. Vatan ve millet uğruna evlatlarını şehit veren, bu yolda gazi olan, yıllarını bu mücadeleye adayan bütün kardeşlerimden, ailelerinden, arkadaşlarından ve vatandaşlarımdan metanetlerini korumalarını bekliyorum.'' -''AKP VE PKK İŞ BİRLİĞİNİN ACI FATURASI''- Türk milletinin, tuzağa düşmeyeceğine, birliğini ve beraberliğini bozmayacağına inandığını belirten Bahçeli, şunları kaydetti: ''Millet varlığının bin yıllık kardeşliği içindeki bu en zor günlerin, Başbakan Erdoğan'ın etnik tahriklerine ve ırkçı parçalama gayretlerine rağmen aşılacağına eminim. Her şeye rağmen, vatandaşlarımızın şahit oldukları bu olaylardan sonra gerçekleri görmüş olmaları, AKP ve PKK iş birliğinin acı faturasının yaklaşmakta olduğunu anlamış bulunmaları ön önemli tesellimizdir. Yaz ayları boyunca Cumhurbaşkanı'nın müjdesinden umutla 'iyi şeylerin olacağını' bekleyen aziz milletimiz sonunda Başbakan Erdoğan'ın götüreceği yıkımı anlamıştır. Türk milleti, alnına kara leke olarak çalınan bu zillete kendisini mahkum etmek isteyenleri şimdi çok iyi bilmek ve çok iyi tanımak zorundadır. Yarın hesap vakti geldiğinde, bugün teröristleri yararlanmaya zorladıkları yasanın pişmanlık maddesi, milletimize bu acıları yaşatanların pişmanlığına ve affına asla yetmeyecektir. Bunları yapamadığımız takdirde, bugün bu kutlu topraklar üzerinde yaşıyor olma hakkının helalliğini, aziz şehitlerimizden, gazilerimizden, kahramanlarımızdan, mağdurlarımızdan, mazlumlarımızdan istemeye de yüzümüz olamayacaktır.''
607723
'2010 yılında da tedbirleri elden bırakmayacağız'
'2010 yılında da tedbirleri elden bırakmayacağız' Oyak Otomotiv ve Çimento Şirketleri Başkanı Çağlar, '2010 yılı zorlu olacak. Bu sebeple çok dahatedbirli olmalıyız' dedi ADANA (A.A) OYAK Otomotiv ve Çimento Şirketleri Yönetim Kurulu Başkanı Celal Çağlar, çimento sektöründe fliyet gösteren şirketlerinin, aylık sonuçlara göre fliyetlerini karlılıkla sürdürdüklerini, yıl sonunda da bu durumun devam etmesini beklediklerini bildirdi. ZOR PAZARA RAĞMEN... aylık sonuçlarda iyi rakamlar elde ettiklerini belirten Çağlar, "Pazar koşullarına rağmen sektörün en başarılı şirketi olmaya devam ediyoruz' dedi. Çağlar, çimento sektöründe fliyet gösteren şirketlerinin aylık sonuçlara göre kârlılıklarına devam ettiğini belirtti. 280 BİN ARAÇ ÜRETTİK OYAK Renault'un 2009 yılında muhtemelen 280 bin araç üretimi ile yine sektöründe fliyetlerini karlı ve verimli bir şekilde devam ettirdiğini anlatan Çağlar, şöyle konuştu: "Kasım ayında yeni modelimiz Fluence'yi müşterilerimizin beğenisine bu fabrikamızdan sunuyor olacağız. OYAK Renault'un 11 yıldır sürdürdükleri liderliklerini yıl sonunda da koruyacaklarına inanıyorum.' ZORLU BİR YIL OLACAK Çağlar, dünyada yaşanan kriz nedeni ile tüm başarılı şirketlerde olduğu gibi gruplarının da bu yılki kârlılıklarının 2008 yılına göre azaldığını belirterek, şöyle konuştu: "2010 yılının da zorlu bir yıl olacağını düşünüyorum. Bu sebeple bundan sonraki süreçte çok daha dikkatli, tedbirli ve disiplinli olmalıyız. BAŞARI BİR TAKIM İŞİDİR 2010'da da tasarruf tedbirlerimizi artırmalı, iş gücü, sermaye ve ekipman verimliliğimize çok daha önem vermeli, enerji maliyetlerimizi azaltacak tedbirleri sorguluyor olmamız gerekiyor.' Başarının bir takım işi olduğunu anımsatan Çağlar, grup çalışanlarının 2010 yılında da başarılı sonuçlar alınabilmesi için ellerinden gelen tüm çabayı göstereceklerine inandıklarını bildirdi.
608612
Tarım işçilerinin çocukları bir ay sonra okula başladı
Kaymakamlığın YİBO konusundaki ikna çabaları sonuç vermeyince Özel İdare ve Milli Eğitim kaynaklarıyla açılan ihale ile bir otobüs, iki minibüs tutuldu. Bu gün itibariyle 87 öğrenci tarım arazilerinden alınıp, Tuzla İlköğretim ve Yatılı Bölge Okulu'na taşınmaya başladı. Karataş Kaymakamı Kaya Çelik, Karagöçer Köyü'nde tarım işçilerine ait öğrencilerin eğitim sorununun yapılan servis ihalesiyle çözüldüğünü ifade etti. Öğrencileri YİBO'da barındırmak için çabaladıklarını fakat ailelerin buna yaklaşmadığını vurgulayan Çelik, valiliğin desteğiyle taşımalı eğitimle meseleyi hallettiklerini söyledi. Tarımda çalışan ailelerin YİBO alternatifini değerlendirmedikleri için üzüldüklerine dikkat çeken Çelik, "Bu çocuklar akşamları yine çadırlara dönüyorlar. Elektrik, su, ders çalışma koşulları çok sınırlı. Bir masa, sandalye bulamadan yerde toz toprak içinde ödevini yapacak. Ama biz bu olumsuzluklara ailelere anlatamadık. Bir yerde yatılı önerisiyle söz konusu olumsuzlukların sorumluluğundan kurtulmuş olduk." diye konuştu. Karagöçer Köyü Muhtarı Behçet Gökçe de günlük taşımayla okullarına kavuşan öğrenciler ile ailelerin memnun kaldıklarını bildirdi. Eğitim-Sen Adana Şube Başkanı Güven Boğa ise tarım işçisi 87 çocuğun bir ay sonra okul heyecanını yaşamış olmasını sevindirici bulduklarını vurguladı. Tuzla'nın Karagöçer Köyü ve civarında taşımalı eğitim için verilen teklifi karlı bulamayan şirketler Milli Eğitim'in açtığı servis ihalesine ilgi göstermemişti. Bunun üzerine kaymakamlık, öğrencileri Yatılı Bölge İlköğretim Okulu'nda (YİBO) okutmak istemişti. Aileler de bu teklife karşı çıkınca ilköğretim düzeyindeki 87 mevsimlik tarım işçisi çocuğu ortada kalmıştı. Yeni uygulama ile çocuklar okullarına kavuşmuş oldu.
608127
Her 150 TLye Opel Astra kazanma şansı!
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla büyüyen internet alışveriş sektörü, krize rağmen ivmesini sürdürüyor. Bilgisayarın başında her türlü ürüne fiyat karşılaştırması yaparak ulaşılabilen alışveriş sitelerine tüketicilerin ilgisi her geçen gün daha da artıyor. 2004 yılı Aralık ayında fliyete başlayan pratikev.com, son dönemde yaşanan krize rağmen sürekli genişlettikleri ürün yelpazesiyle istikrarlı büyümesini sürdürüyor. Başlangıçta küçük ev aletlerinin satışını yapan pratikev.com, şimdilerde 1200 ürün grubunda yüzlerce markanın yaklaşık 75 bin adet ürünüyle müşterilerine hizmet veriyor. 2009’un ikinci yarısında Neval Grup’a katılan pratikev.com, personel ve teknik alt yapısına yaptığı yatırımlarla, uygun fiyat politikasının yanı sıra, verdiği hizmette “sıfır şikayet”i hedefliyor. Pratikev.com üyeleri, 5. yıl kutlamaları kapsamında ’a kadar yaptıkları her 150 TL’lik alışverişe bir çekiliş hakkı kazanıyor. Kazandıkları çekiliş hakkıyla, adet Opel Astra Enjoy HB 1.6i, adet 32 inç LG LCD televizyon, 10 adet Cbox ML560 notebook, 100 adet Siemens AS180 telsiz telefon kazanma şansı yakalıyor. İnternet alışveriş sektörünün yükselen yıldızı pratikev.com’un her geçen gün artan üyelerine özel indirim günleri de yolda!
607667
Anadolu'dan şampiyon çıkartacağım
"Anadolu'dan bir takım şampiyon olacak." dediğinde ona dudak bükenler, geride kalan son iki sezonda cesaretine hayran kaldı. Kimileri onun ince esprilerini farklı noktalara çekse de çoğunluk açıksözlülüğüne alkış tuttu. Lafı ağzında lokma etmedi, beyninden geçenleri de bir an olsun düşünmeden kelimelere döktü. Namı diğer 'Asker Bülent'ten söz ediyoruz. Antalyaspor maçının ardından Sivasspor'daki teknik direktörlük görevinden istifa eden genç çalıştırıcı, Yiğidolar'daki maceralı yıllarını, yeni dönem hedeflerini ve bilinmeyen birçok konuyu Zaman okurlarıyla paylaştı. Sivasspor'da neler oldu, niye istifa ettiniz? Sezon başı planlamamızda sakatlıkları göz önüne almamıştık. Kampa gittiğimizde Petkoviç, Abdurrahman, Sedat, Onur, Sezer, Erman Kılıç ve Mehmet Yıldız gibi çok önemli futbolcuların sakatlıkları takım kurgusunu etkiledi. Bilica ve Tum gibi iki önemli arkadaşımızı da kaybettik. Sivas'a gelen yabancılar türlü bahanelerle geri döndüler. Bunların neticesinde elimizde malzeme yetersizliği oldu. Sakatların düzeleceğini umarak oynadığımız hazırlık maçlarında uğradığımız mağlubiyetler, demoralize olmamıza ve yıpranmamıza yol açtı. En son Antalyaspor maçı öncesinde başkanıma, "Başkanım, bu karşılaşmada galip gelerek bırakacağım. Bundan sonra gelen hoca kazanmaya geçmiş, ivmesi yükselmeye başlayan takımla daha güzel günlere gider." dedim. Sivasspor'un önünü açmak adına Antalyaspor galibiyetinden sonra takımı bıraktım. Takımınız iki sene üst üste şampiyonluğa oynadı. Sizce zafer niye gelmedi? Şampiyon olmanızı, bütçeniz, kadronuzdaki üst seviyedeki yetenekler ve tecrübe gibi faktörler belirliyor. Bizim birçok futbolcumuzun tecrübesizliği ve sakatlıklar sonucu oluşan kaos, final maçlarında performans sergilememizi hep engelledi. Böyle olunca da şampiyonluk elimizden kaçtı. Yoksa takımımız, gerek taktiksel gerekse antrenman metotları yönünden şampiyonluğu hak edecek birçok süreci başarıyla geçmişti. Ama kadro eksikliği handikap oldu. Ligde çıtayı yüksek tuttunuz. Bu, sizin ve Sivas-spor için handikaba yol açtı mı? Bülent Uygun'un olduğu yerde hedefler hep en üsttür, en zirvedir. Allah bana başarmayı nasip ettiği sürece her daim zirveye çıkmayı amaçladım. Başarmak için var gücümle çalıştım. Hedefin yükseğe konulması, takıma ve şehre büyük ivme kazandırdı. Elbet bunun acısını çektiğimiz de oldu zaman zaman. Taraftardan yeterli desteği gördünüz mü? Sivas taraftarları inanılmaz derecede misafirperver. İki sezon önceki şampiyonluk maçında bile rakibimiz Galatasaray'ı çiçeklerle karşıladılar. Geçen yıl da Beşiktaş'la oynadığımız karşılaşmada aynı sevgiyi gösterdiler. Bize dualarıyla her zaman destek oldular, takımlarının yanında yer aldılar. Hepsi muhteşemdi. 7'den 70'e hepsine teşekkür ederim. Futbolcularınız, son Antalyaspor maçında size sarıldı. Sevgi ortamını özetler misiniz? Soyunma odasında ağlayan futbolcular, tribünde ağlayan taraftarlar vardı. Oyuncularımın yatırımlarına kadar her şeyiyle yakından ilgilendim. Ölene kadar futbolcularımla hep dost olarak kalacağız. Buruk mu ayrıldınız? Kesinlikle hayır. Sadece ayrılırken bir iki kişiye kalbim kırıldı. Dualarını ve desteklerini eksik etmediler. Bu yolda hep beraber yürüdük. Taraftarın benim gönlümde hep ayrı bir yeri olacaktır. Onları hiçbir zaman unutmayacağım. Sivasspor'da farklı dinlere mensup futbolcuları kaynaştırdınız. Onlar için ibadet yerleri yaptınız. Futbolumuza sevgi ve hoşgörü ne zaman hakim olacak? süreç yavaş yavaş işliyor. Hıristiyan bir futbolcu saha ortasında istavroz çıkartabiliyor, Yahudi bir oyuncu dinî bayramında orucunu tutup gün idman yapmayabiliyor. Yüzde 90'ı Müslüman olan ülkemizde futbolcularımızın dinî vecibelerini yerine getirdikleri için yargılanmalarını garipsiyorum. Hedefinizin Anadolu'dan bir takımı şampiyonluğa taşımak olduğunu biliyoruz. Bunun için neler yapacaksınız? Anadolu'dan bir takımı şampiyon yapmak için tüm unsurların bir araya gelmesi lazım. Sizin bindiğiniz gemide hep meltem rüzgârları essin diye beklerseniz hataya düşersiniz. Çünkü lodos, poyraz, her şeyle karşılaşacaksınız hayatınız boyunca. Gemideki dostlarınızla birlikte hedefe varabilmek için kenetlenmek zorundasınız. Yönetiminden taraftarına, futbolcusundan teknik heyetine kadar her şeyin dört dörtlük olması gerekir. Ben idman bilgilerimize, 20 yıllık futbolculuk kariyerimle sahada uygulayıcı oldum. Bir alim kadar çok okuyup, bir arifin verdiği hayat tecrübesini birleştirip Bülent Uygun'un kendi antrenman metotlarını kullandım. Başarıya baktığımda doğruları yaptığımı düşünüyorum. Bunda birçok kişinin emeği vardı. Bu düşünce tarzımda mutlaka bir gün Anadolu'dan bir takımı şampiyon yapacağım. Elbet eksikliklerim de var. Büyük kulüplerimize herhangi bir şekilde laf söylenmemesi gerektiğini daha iyi anladım. Ancak herkesin seni sevmesini bekleyemezsin. Sen öyle bir başarı elde ediyorsun ki, adam istemiyor. Anadolu'nun yüzde 70'i bizim başarımızı istese dahi bazıları istemiyor. Vedanız çok duygusal oldu. Bir gün yeniden Sivasspor'a döner misiniz? Sivasspor'un daha iyi yerlere gelebilmesi için istifa ettim. Yeniden döneceğim diye bir kaide yok. Teknik direktörler her zaman hedef tahtasındadır. Takıma zarar verdiğimizi anladığımız anda giyotini kendimiz çekebilmemiz gerekiyordu. Biz de bunu yaptık. "Eski futbolculara huzurevi", yeni tesisler gibi birçok projeye imza attınız. Camiadan destek aldınız mı? Futbol Federasyonu Başkanı'mız Sayın Mahmut Özgener, bu konuda çok hassas davrandı. Bu projelerin 2-3 yılda hayata geçirileceğini umut ediyorum. Bir diğer husus da tesisler açısından fakir olmamız. Eğer Ankaraspor'un tesisleri, Türk Milli Takımı'nın tesislerinden daha güzelse büyüklerimizin bir şeyleri düşünmesi gerekiyor. Altyapı çok önemli. Ancak yetersiz destek, gençlerimizin heba olmasına yol açıyor. Anadolu kulüplerinin en büyük sorunu maddiyat. Bu sıkıntıları aşmak için ne yapmalılar? Erzurumspor, Sakarya, Kocaeli, Yozgat, Zonguldak ve Göztepe... Hepsi yanlış yönetiliyor. Dolayısıyla Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz'ı tarih her zaman gururla anacaktır. Fatih Terim istifa etti. Sizce Milli Takım'ın yeni hocası yerli mi, yabancı mı olmalı? Öncelikle bana göre Fatih Terim'in Milli Takım'ın başına döndürülmesi gerekir. Türkiye'deki bütün güzel başarıların altında Terim'in imzası vardır. Çok köklü değişiklikler gerekiyor. 14 bin yerli teknik direktöre sahip olan bir ülkede yabancı hoca düşünüyoruz. Yılmaz Vural, Güvenç Kurtar, Erdoğan Arıca ve Giray Bulak hocalarımız hiçe sayılıyor. Hafta sonu oynanacak Fenerbahçe-Galatasaray derbisinin sonucu ne olur? Derbilerin hiçbir zaman favorisi olmadı. Ancak Kadıköy'de olduğu için Fenerbahçe bir adım önde görünüyor. Galatasaray'ın mağlubiyeti onlar için kaos olur. Bana göre tipik bir beraberlik maçı. Yeni dönemdeki hedefleriniz neler? Bugünlerde size ulaşan ciddi bir teklif var mı? İsmimiz iyi takımlarla anılıyor. Bu mutluluk verici. Şu ana kadar hiçbir kulüple görüşmedim. Başında hocası bulunan bir takımla temasa geçmem. Allah nasip ederse yönetim ve taraftarıyla uyum sağlayabileceğim, hayal ettiklerimi gerçekleştirebileceğim bir takımla anlaşırım. Olmazsa sezon sonunu bekleyip, bir ekibin başına geçeceğim. En büyük hayalim, Anadolu'dan şampiyon çıkarmak. Bir takımla Şampiyonlar Ligi kupasını kazanmak, Milli Takım'la, Avrupa ve dünya şampiyonluğu elde etmek var. Bunları başarmak için var gücümle çalışıyorum. İnşallah Allah, bana bunları gerçekleştireceğim bir takıma gitmeyi nasip etsin. Şu an İngiltere'ye gidiyorum. Onların antrenman metotlarını değerlendirip yabancı portföyümü geliştirmeyi amaçlıyorum. Bu süre zarfı içinde düşündüklerimi gerçekleştireceğim bir takım olursa anlaşma yapacağım.
609215
McDonald's kâr, N.York Times zarar açıkladı
McDonald's'ın 3. çeyrekte karı yüzde arttı. Illinois merkezli dünyaca ünlü fast-food zincirinden yapılan açıklamada, Eylül ayında sona eren ayda şirketin, 1,26 milyar dolar bir başka ifadeyle hisse başına 1,15 dolar kar elde ettiği belirtildi. Bir yıl önce aynı çeyrekte şirket 1,19 milyar dolar (hisse başına 1,05 dolar) kar etmişti. ABD'de en az bir yıl önce kurulmuş olan restoranların satışları yüzde 2,5 artarken, döviz kurundaki dalgalanma nedeniyle şirketin toplam gelirleri yüzde 3,5 azalarak 6,05 milyar dolar oldu. NEW YORK TİMES 35,6 MİLYON DOLAR ZARAR ETTİ New York Times, The Boston Globe, The International Herald-Tribune gibi 15 ayrı günlük gazetenin yayımcısı The New York Times Co ise 3. çeyrekte 35,6 milyon dolar bir başka ifadeyle hisse başına 25 sent zarar etti. Şirket, bir yıl önce aynı çeyrekte 106,3 milyon dolar (hisse başına 74 sent) zarar açıklamıştı. Şirketin reklam gelirleri söz konusu dönemde yüzde 27 düştü. Gannett ve McClatchy gibi belli başlı gazete yayımcıları da benzer şekilde reklam gelirlerinde düşüş olduğunu açıklamışlardı. Ancak bu yayımcılar işten çıkarmalar ve düşen matb maliyetleri nedeniyle hala karlılıklarını sürdürüyorlar.
608604
Davutoğlu, Aliyev tarafından kabul edildi
Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) Dışişleri Bakanları Konseyi 21. Toplantısı için Bakü'de bulunan Davutoğlu'nun Memmedyarov ile görüşmesi yaklaşık bir st sürdü. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, olumlu bir ortamda geçen görüşmede, iki ülke arasındaki tüm konular geniş bir perspektifte ele alındı, aynı zamanda Ermenistan ile imzalanan protokoller, Türk Şehitliği'ndeki Türk bayrağının indirilmesi olayı ve Minsk Grubuna ilişkin son gelişmeler de gündeme geldi. Görüşmelerin "iki kardeş ülke yetkilileri arasında nasıl geçmesi gerekiyorsa öyle geçtiği" bildirildi. Bu arada, Minsk Grubunun yarın Viyana'daki toplantısına Türkiye de üst seviyede katılıyor. Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Ünal Çeviköz'ün bu toplantılar için halen Viyana'da bulunduğu ve görüşmelere başladığı belirtiliyor.
609167
Londra'daki 'Türkiye Yatırım Zirvesi' sona erdi
Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından düzenlenen ve üç gün süren zirveye, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile çok sayıda şirketin üst düzey yöneticisi, yetkilisi ve yatırımcı katıldı. Türkiye'nin mevcut küresel ekonomik durumla nasıl mücadele ettiği, Türkiye'nin enerji ve altyapı gibi alanlardaki son yatırımları ile Türkiye'ye yatırım imkanları, zirvede ele alınan konuların başında geldi.
608819
Kendisini taciz edeni bıçaklayarak öldürdü
Konya Tren Garı'nda bir kadın, kendisine sözlü tacizde bulunduğunu iddia ettiği kişiyi, bıçaklayarak öldürdü. Edinilen bilgiye göre, Akşehir'e gitmek için Konya Tren Garı'na gelen Mezihet Ç. (43), kendisine sözlü tacizde bulunduğunu iddia ettiği Hüseyin Uluışık'ı (62) önce garın özel güvenlik görevlilerine şikayet etti. Bunun üzerine güvenlik görevlilerince gardan uzaklaştırılan Hüseyin Uluışık'ın, tekrar gara gelerek Mezihet Ç'yi sözle taciz ettiği iddia edildi. Bu sırada kadının çantasında bulunan bıçaktan birini kendisini taciz eden kişiye vererek ''Bunu al, bana ne yapacaksan yap'' dediği öğrenildi. Öfkeli kadın, başlayan tartışmada alkollü olduğu belirtilen Hüseyin Uluışık'ı göğsünden ve baldırından bıçakladı. Meram Eğitim ve Araştırma Hastanesine ağır yaralı olarak kaldırılan Uluışık, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olay yerinde gözaltına alınan Mezihet Ç'nin yaklaşık ay önce yaralama suçundan girdiği cezaevinden çıktığı, Konya Çocuk Yuvası'nda kalan çocuğunu ziyaret etmek için geldiği Konya'dan ikamet ettiği Akşehir'e dönmek için garda treni beklediği öğrenildi.
608221
Van Buyten sesleri
Galatasaray'ın Van Buyten ısrarı sürüyor. Bayern Münih ile sezon sonunda sözleşmesi bitecek olan tecrübeli oyuncu, sarı-kırmızılı takıma yeşil ışık yaktı. Yönetici Haldun Üstünel'le görüşen Van Buyten, "Bayern'den henüz bir teklif almadım. Şartlarda anlaşabilirsek Türkiye'ye gelebilirim" diye konuştu. Bayern'e bağlı Sakatlıklar nedeniyle defansta sıkıntı yaşayan sarı-kırmızılı yönetim, ocakta ayındaki ara transfer döneminde 31 yaşındaki futbolcu ile Almanya'da masaya oturacak. Anlaşma sağlanırsa resmi imzalar atılacak ve Bayern Münih de izin verirse Van Buyten devre arasında Galatasaray'a gelecek.
609330
British Time Kadıköy şubesi açıldı
1998 yılında kurulmuş olan eğitim kurumu daha geniş kitlelere hizmet verebilmek için Bakırköy şubesinden sonra şimdide KADIKÖY şubesiyle hizmete başladı. On binlerce öğrencisine ingilizce eğitimi veren British Time; günün koşul ve imkânları ve son teknoloji ürünleriyle donattığı Kadıköy binasıyla, hizmet ağına yeni bir halka daha eklemiştir. İngilizce öğrenmek günümüz koşularının olmazsa olmazları arasındadır. Ama yüksek ücretler nedeniyle bir çok kişi yıllardır bu eğitimi alamamaktadır. Yaşanan bu sıkıntıları göz önünde bulunduran British Time eğitimde fırsat eşitliği ilkesi çerçevesinde en iyi eğitimi en uygun ücretlerle kursiyerlerine sunma çabasındadır. Kaliteli, keyifli, örnek ve günün değişen koşullarına uygun bir eğitim modeliyle kursiyerlerinin ingilizce alanındaki tüm gereksinimini karşılamanın yanında, ticaret ve eğitim arasındaki hassas dengeyi oturtabilmiş yegane kurumlardan biridir. British time, ingilizce eğitim alanındaki yaratıcılığı ile tüm dünyada bir referans noktası olmayı hedeflemektedir. British TIME Oxford üniversitesinin dil öğrenim sistemini esas almıştır. Bu sisteme göre İngilizce Elementary, Pre-ıntermediate, İntermediate, Upper intermediate ve Advanced olmak üzere temel seviyeden oluşmaktadır. Genel İngilizce eğitimlerinde her seviye 128 ders stiyle tamamlanmaktadır. British TIME’ da eğitim görsel ve işitsel olmak üzere (vcd-dvd, bilgisayar) çağın gereksinimine uygun teknik donanım ile çeşitli ek materyaller de kullanılmaktadır. Normal ders programları haricinde konuşma kulüpleri, gramer kulüpleri, sinema kulüpleri ile etüt çalışmaları kursiyere ücretsiz olarak verilmektedir. Dört temel dil yeteneğinizin (konuşma anlama, okuma yazma) geliştirilmesi, İngilizce öğretiminde ve dolayısıyla da British TIME’ ta ana eğitimi oluşturmaktadır. Derslerimiz en fazla 14 ile 16 kişilik sınıflarda yapılır. British TIME ’da Programlar gramer ağırlıklı olan 1.ve 2. Seviyelerde tamamen Türk öğretmenler 3.4.5. Seviyelerde ise Türk ve Yabancı öğretmenlerimiz eşit ağırlıkla eğitim vermektedirler. Ve işte size BRITISH TIME ayrıcalığından birkaç örnek Başarı garantisi ve Ücretsiz seviye tekrarı Ücretsiz kitap seti Uzman Türk ve Yabancı öğretmen kadrosu Ücretsiz birebir telafi dersleri Yabancı öğretmenlerle konuşma kulüpleri Sınırsız gramer cluplar Sesli ve görüntülü eğitim materyalleri Cinema club aktiviteleri Eğitime istediğin an ara verme ve tekrar başlama imkanı Ücretsiz seviye tespit sınavı Ücretsiz fotokopi paketleri Maximum 16 kişilik sınıflar İhtiyaçlarınıza göre düzenlenmiş dinlenme salonlarımız. Temiz ferah ve aydınlık klimalı sınıflar Sınırsız internet bağlantılı bilgisayar laboratuarlarımız. Her seviye için 50 çeşit okuma kitabı Herkese, her yaşta, her düzeyde eğitim imkanı Kişiye özel ödeme seçenekleri
609369
Oğulları iyileşti bu kez kızları hasta
Akdeniz Üniversitesi Hastanesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Isparta'nın Gelendost ilçesinde yaşayan Öner ailesinin yaşındaki oğulları Özgür Öner, karaciğer rahatsızlığı nedeniyle yıllarca bekledikten sonra geçen mayıs ayında yapılan organ nakliyle yaşama döndürüldü. Özgür Öner'in nakille sağlığına kavuşmasının ardından ablası Özge Öner (9) de karaciğerinden rahatsızlandı. Oğulları iyileşen aile, Özge'nin de aynı hastalığa yakalanması üzerine bu kez kızları için organ beklemeye başladı. Özge Öner, Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde tedavi altına alındı. Çiftçilik yapan baba Hakan Öner (34), oğlunun Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde yapılan karaciğer nakliyle hayata döndüğünü ancak şimdi de kızının rahatsızlandığını belirtti. Özge Öner de kardeşinin iyileşmesi için sürekli dua ettiğini ifade ederek, ''Şimdi ben hasta oldum. Malesef korktuğum başıma geldi. Tek duam bir an önce ameliyat olmak ve iyileşmek'' dedi. Akdeniz Üniversitesi Eğitim, Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Çocuk Gastroenteroloji ve Hepatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aygen Yılmaz, Özge Öner'in gözetim altında tutulduğunu söyledi. Akdeniz Üniversitesinde birçok başarılı nakil yaptıklarını hatırlatan Doç. Dr. Yılmaz, ''Geçen hafta Özge'ye organ nakledilmesi kararı çıktı. Ancak verici bulunması lazım. Özge, kadavra sırasına yazıldı. Çocuğun boyutuna ve kan grubuna uygun karaciğer lazım'' diye konuştu. Yılmaz, çocuklara karaciğer naklinin sadece birkaç merkezde yapılabildiğini, Akdeniz Üniversitesi Hastanesinin bu merkezlerin arasında yer aldığını hatırlattı. Özge Öner'in kan grubunun nadir bulunan Rh pozitif olduğunu belirten ve vatandaşları kan bağışı konusunda duyarlı olmaya çağıran Yılmaz, ''Gerekirse hasta için ben de kan vereceğim. Olası nakil için kan bağışı bizim için çok önemli'' dedi.
609391
Maliye, Turkcell’den teminat istedi
Maliye, Turkcell’den teminat istedi Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş, Maliye Bakanlığınca, roaming ile ilgili toplam 258 milyon 320 bin 622 lira tutarında KDV ve ÖİV’nin aslı ve bu tutarın ödeme gününe kadar geçecek sürede işleyecek faizine karşılık olmak üzere teminat verilmesinin talep edildiğini duyurdu. Turkcell’den Kamuyu Aydınlatma Platformuna gönderilen yazıda, dün şirkete tebliğ edilen, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı Denetim Grup Müdürlüğünün Ekim 2009 tarihli Vergi İnceleme Raporlarında, abonelerin yurt dışında yapmış olduğu görüşmelerin (roaming) fatura edilmesi sırasında yurt dışındaki GSM operatörlerine ödenen bedeller üzerinden Katma Değer Vergisi (KDV) ve Özel İletişim Vergisinin (ÖİV) hesaplanarak, ayrıca abonelere yansıtılıp tahsil edilmesi gerektiği belirtildi. “Bu nedenle şirketimizden, Nisan 2005- Temmuz 2009 arası dönemi için toplam 258.320.622 lira tutarında KDV ve ÖİV’nin aslı ve bu tutarın ödeme gününe kadar geçecek sürede işleyecek faizine karşılık olmak üzere teminatın verilmesi talep edilmektedir” ifadesine yer verilen yazıda, Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü tarafından şirkete tebliğ edilen Şubat 2005 tarihli yazı uyarınca, Nisan 2005’den bugüne kadar roaming işlemlerinde yurt dışındaki GSM operatörlerine ödenen bedeller için KDV ve ÖİV’nin abonelere yansıtılmadığı belirtildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi: “Şirketimiz tüm vergi uygulamalarını Maliye Bakanlığı ve bağlı kurumlarının görüş ve talimatları çerçevesinde yürütmekte ve söz konusu KDV ve ÖİV miktarlarını müşterilerimizden toplayarak devletimize ödemektedir. Şirketimiz, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı yetkilileriyle konu ile ilgili farklılıkların giderilmesi ve konunun devletimiz ile müşterilerimiz açısından en adil şekilde çözümlenmesi için çalışacaktır. Şirketimiz talep edilen teminatı verip geçmiş döneme ilişkin vergi tarhiyatı ile ilgili yasal haklarını süresi içinde kullanacaktır.”
609028
FED: "İmalat ve konut güç veriyor"
Merkez Bankası (FED), konut ve imalat sektöründeki düzelmelerin, ekonomisinin toparlanmasının ilk safhalarına güç verdiğini bildirdi. FED'in çeşitli bölgelerden aldığı ekonomik verilere dayanarak hazırladığı "Bej adlı raporda, son altı haftada ülke çapında ekonomide birçok sektörde koşulların ya istikrara kavuştuğu ya da bir miktar da olsa düzeldiği belirtildi. Ekonomide, 1930 yılından bu yana en kötü resesyonda düzelmenin başladığı, FED'in araştırma yaptığı 12 bölgeden sadece ikisinde ekonomideki fliyetlerin zayıf olduğu kaydedilen raporda, ilk kez konut satın alacaklara verilen bin dolarlık kredinin konut sektörünü desteklediği, fabrikaların üretimi artırdığı ifade edildi. Konut ve imalat sektörünün düzelmeye katkıda bulunmayı sürdürdüğü, buna karşın düzelmede en zayıf bağlantının ticari gayrimenkul sektörü olduğu, 12 bölgede bu sektörde koşulların "ya zayıf ya da kötüleştiği" bildirilen raporda, ekonomik fliyetin yüzde 70'ini oluşturan tüketici harcamalarının zayıf kalmayı sürdürdüğüne dikkat çekildi. Fiyat ya da ücret baskılarının çok az ya da hiç olmadığı, banka kredilerine talebin zayıf ya da az olduğu ve birçok bölgede kredi kalitesinin daha fazla aşındığı belirtilen raporda, ekonomi her ne kadar ivme kazansa bile henüz bankacılık ve istihdamdaki zayıflığın üstesinden gelmediği vurgulandı. Çalışma Bakanlığı'na göre, geçen 23 eyalette oranı yükseldi. 'de eylül ayında 26 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 9,8'e tırmanan oranının, bu yıl yüzde 10'a ve gelecek yıl ortasında da yüzde 10,5'e ulaşması bekleniyor. Birçok ekonomist, ekonominin üçüncü çeyrekte en az yüzde büyüyeceğini ve şimdi büyümeye devam ettiğini söylüyor. ekonomisinin üçüncü çeyrek sonuçları gelecek hafta açıklanacak. Yılda sekiz kez hazırlanan Bej oranlarının belirlenmesine yardımcı olmada kullanılıyor. FED, yüzde 0-0,25 aralığındaki gösterge oranını değerlendirmek üzere 3-4 Kasım'da toplanacak.
609109
Doğuş'tan açıklama
Doğuş Yayın Grubu, Taraf gazetesinin "Ölüm helikopterinde 139 defa arandı" başlıklı haberine yazılı açıklamayla yanıt verdi. Doğuş Yayın Grubu tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle: "NTV, spekülasyona dayalı bir haberle itham altında bırakılmıştır. İçinde muhabirinin de bulunduğu helikopterin kaybolduğu bilgisi NTV Haber Merkezi'ne, olay henüz kamuoyuna yansımadan Merkezi tarafından haber verilmiştir. Bu andan itibaren de helikopterin akıbetini öğrenebilmek için merhumlara ait cep telefonları, Haber Merkezi editör ve muhabirleri tarafından aranmaya başlamıştır. NTV, kazanın ardından merhumların telefon kayıtlarını inceleyen adli makamlara bu bilgileri ve aramaların yapıldığı tüm haber merkezi telefon numaralarını zaten vermiştir. NTV, gazetecilik ilkelerine dayanmadan yapılan, bu nedenle kasıtlı olduğu her halinden belli bu haberin sorumluları hakkında gerekli yasal işlemlere de başvuracaktır. Kamuoyuna duyurulur."
608284
'Telekulak'a takılan sürpriz 18 ünlü isim
Aydınlık dergisinde ele geçen CD’lerde, Başbakan Erdoğan’dan KKTC Cumhurbaşkanı Talat’a, bakanlar ve belediye başkanlarından ABD’li yetkililere kadar onlarca kişiye ait konuşma kaydı var. 1999-2004 dönemine ait konuşmaları kimin kaydettiği ise henüz netleşmedi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat’la yaptığı telefon görüşmesinin kayıtlarının Aydınlık dergisinde yayımlanmasının ardından başlatılan adli soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında, dergide yapılan aramada ele geçirilen ses kayıtlarının tasnifi büyük ölçüde tamamlandı. İncelemeler sonunda, Erdoğan’ın Talat’ın yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, yakın dostu işadamı Remzi Gür ve avukat Münci İnci ile yaptığı görüşmelerin de kayda alınarak saklandığı ortaya çıktı. Başbakan olmadan öncesi de var Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların talimatı sonrasında yapılan aramalar çerçevesinde Aydınlık dergisinin merkezinde bazı telefon görüşmelerine ait ses kayıtlarının yer aldığı CD’ler ele geçirildi. İstanbul Emniyeti’nce yapılan teknik çalışmalar sonrasında, ses kayıtlarının içinde, Erdoğan, danışmanı Cüneyd Zapsu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e ait telefon görüşmeleri olduğu anlaşıldı. Kayıtlar üzerinde başlatılan detay sorgulamaları, Erdoğan’ın, başbakan olmadan önceki bazı görüşmelerinin bile kayda alındığı ortaya koydu. Kayıtlar arasında, Erdoğan’ın başbakan olmadan önce ziyaret ettiği, Özal ailesinin eski avukatı, TÜSİAD eski İstişare Konseyi üyesi ve Yeni Yüzler Partisi Genel Başkanı Münci İnci ile yaptığı görüşmenin de bulunduğu öğrenildi. 1999-2004 arasındaki dönemde yapıldığı anlaşılan telefon kayıtları arasında, Erdoğan’ın dönemin KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat’ın yanı sıra, Kadir Topbaş ve Remzi Gür’le yaptığı telefon görüşmelerinin bulunduğu tespit edildi. Erdoğan’a ait olduğu ifade edilen ses kaydının da çözülmeye çalışıldığı öğrenildi. İşte CD’lerde yer alanlar Tayyip Erdoğan Cemil Çiçek Ali Babacan Hilmi Güler Egemen Bağış Mehmet Ali Talat Kadir Topbaş Melih Gökçek Remzi Gür (İşadamı) Münci İnci (Avukat) Cüneyd Zapsu Alvaro De Soto (BM Kıbrıs?Özel Temsilcisi) John Hanford (ABD Dışişleri yetkilisi) Bülent Alirıza (CSIS Türkiye Temsilcisi) Yalçın Balcı Murat Yetkin (Gazeteci) Serdar Denktaş Hakan Aygün (Gazeteci) Ergenekon şüphesi Kaynaklar, ele geçirilen telefon görüşmelerine ait ses kayıtlarıyla Ergenekon soruşturmasında adı geçen bazı şüphelilerin bağlantısı olabileceğini kaydetti. Özellikle tutuklu sanıklardan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün üzerinde durulduğu bildirildi. Tutuklu sanıklardan Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek’in de özel dinleme ekibi kurduğu iddiaları gündeme gelmişti.
608833
AK Parti'li başkana yargı yolu açıldı
merkeze bağlı Bölme Beldesi'nin Belediye Başkanı 'li İsmail Gülperi'nin, belediyeye gelir sağlamak için usulsüz olarak, güvendiği kişi adına kurduğu kilitli parke taşı üretimi yapan şirket, başına dert açtı. iddiaları üzerine savcılığın talimatıyla ön inceleme başlatan Valilik, Başkan Gülperi hakkında soruşturma izni verdi. Bölme Belediye Başkanı İsmail Gülperi, çevre ilçe, köy ve beldelere kilitli parke taşı imal edip, satarak belediyeye gelir bağlamak amacıyla bir şirket kurmaya karar verdi. Başkan Gülperi, yasal prosüdürlerin çok uzun sürmesinin önüne geçmek için 2007 yılında Bölme Taş A.Ş.'yi (BÖLTAŞ) belde halkından güvendiği Yılmaz Karaoğlan ve Erdoğan Tetik adına kurdu. Başkan Gülperi, daha sonra Belediye kaynakları, ve Mavişehir Yapı Kooperatifi'nden sağladığı finansmanla fabrika için makineler satın alıp, adına şirket kurduğu Karaoğlan ve Tetik'e kiraladı. Gülperi, şirketin bu şekilde kurulduğuna 2009 Mart'ındaki yerel seçimlerde bastırdığı broşürlerinde de açık şekilde yer verdi. VALİLİK'TEN SORUŞTURMA İZNİ Ancak, fabrikanın fliyete geçmesinin ardından 2009 yılı Nisan ayında eski Bölme Belediye Başkanı 'li Yaşar Başer ile partisinin belediye meclis üyeleri İsmail Asar, Burhan Yücel, Hüsamettin Ketboğa ve Niyazi Toker, BÖLTAŞ'ın özel kişi adına kurulmasına rağmen belediyeye ait olduğunu ve bazı kişilerinde şirkette çalışmadıkları halde mş bağlanıp, sigortalarının yapıldığını ileri sürerek Uşak Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine savcılık, geçen Ağustos ayında Valiliğe yazı yazarak Belediye Başkanı Gülperi hakkında, soruşturma izni istedi. Savcılığın talebi üzerine Valilik, inceleme başlattı. Valilik, yaptığı ön incelemenin ardından savcılığa gönderdiği Eylül tarihli yazıyla Başkan Gülperi'nin yargılanabilmesi için 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 6. maddesine dayanarak, soruşturma izni verildi. ‘YASAL SÜRECE SAYGI DUYUYORUZ’ Belediye Başkanı İsmail Gülperi, amaçlarının suç işlemek değil, belediyeye gelir sağlamak olduğunu belirterek, Genel Müdürlüğü'nün genelgesine uyulduğunda belediye adına özel bir şirketi ancak 2010 yılında kurabilecektik. Yasal prosedürlerin zorluğu nedeniyle 2007 yılında BÖLTAŞ adında, genelgeye uymayarak şirketi iki güvenilir adamımız adına kurduk. Bu şahısları da normal gibi mşlı olarak göreve getirdik. Şirketi, bu şekilde kurmaktaki amacımız işlemlerde bürokrasiyi azaltmaktı. Anacak, soruşturma başlatıldı. Müfettişler şu an konuyla ilgili olarak incelemelerini sürdürüyor. Yasal sürece saygı duyuyoruz” dedi. Soruşturma izni VALİ Özdemir Çakacak imzalı soruşturma izninde şu ifadelere yer verildi: “Bölme Belediye Başkanı İsmail Gülperi hakkında, İller Bankasından, Mavişehir Konut Yapı Kooperatifinden ve belediye imkanlarından yararlanarak BÖLTAŞ isimli firma kurulduğu, daha sonra İller Bankasından kredi kullanmak suretiyle satın alınan beton parke makinesi ve diğer ekipmanlarının sembolik bir bedelle BÖLTAŞ isimli firmaya kiraya verildiği, bu kiralama işlemine ilişkin ise belgelerin bulunmadığı, belediye kaynaklarının bu şirkete peşkeş çekildiği, ayrıca yerel seçimlere yönelik olarak bastırılan bilgi broşüründe esasen belediye ile organik bağının bulunduğu ancak bürokratik formalitelerden kurtulabilmek için bu şekilde kurulduğu iddiaları üzerine Cumhuriyet Savcılığı'nın yazılarına istinaden yapılan ön inceleme sonucu, Belediye Başkanı İsmail Gülperi'nin ekonomik kaynak bulmak, altyapı ve sorunlarını çözebilmek amacıyla ticari fliyette bulunabilmek amacıyla, 4046 sayılı Uygulamaları Hakkında Kanunun 26., İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü'nün 21.04.2008 tarih ve 11273 sayılı genelgesi gereğince izlenmesi gereken 'ndan izin alma işlemi yerine, güvendiği kişilere BÖLTAŞ isimli şirketi kurdurarak Bölme Belediyesi ile Mavişehir Konut Yapı Kooperatifi arasında yapılan sözleşmeyi aynı şartlarda söz konusu şirkete devrettiği tesisi ilk önce 10 bin liralık aylık bedelle şirkete kiraya verdiği halde, tesisin kira bedelinin sonradan bin TL'ye düşürüldüğü, BÖLTAŞ adlı şirketin kar amacı güden ticari bir şirket gibi davranmayıp belediyeye bağlı bir şirket gibi hareket ettiği ve özünde belediyeye ait olup sahibi gibi görünen kişilerin ücretli çalışan personel olduğu, izlenmesi gereken yöntemlerin göz ardı edildiği tespit edilmiştir. Bu nedenle Bölme Belediye Başkanı İsmail Gülperi hakkında, bu suçlamadan dolayı soruşturma izni verilmesine, karardan bir örneğin adı geçene tebliğine, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 6. maddesine göre karar verildi.”
609447
Fethiye'de Sözeri devri!
Fethiye'de Sözeri devri! Fethiyespor Başkanı İsmail Öztürk, gazetecilere yaptığı açıklamada, Mustafa Ceviz'in istifasıyla boşalan teknik direktörlük görevi için Erkan Sözeri ile anlaştıklarını bildirdi. Sözeri ile yıllık anlaşma yaptıklarını belirten Öztürk, ''Yeni hocamız cuma gününden itibaren takımımızı çalıştırmaya başlayacak. Konya Şekerspor deplasmanına takımımızın başında gidecek. Yardımcılığını Gençlerbirliği takımının eski futbolcularından Mehmet Şimşek yapacak'' dedi. Bu arada, hafta sonu yapılacak Konya Şekerspor maçının hazırlıklarını sürdüren lacivert-beyazlı ekipte, sakatlıları bulunan Gökhan, Bayram, Halil ve Cihan ile kart cezalısı Murat Deniz'in bu karşılaşmada forma giyemeyeceği öğrenildi.
608398
Futbolda kara para nasıl aklanır?
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nın (OECD) karapara aklamayla mücadeleyi yürüten Mali Eylem Görev Gücü (FATF), "Futbol Sektörü Aracılığıyla Karapara Aklama" konulu raporuyla, futbolun öteki yüzünü ortaya koydu. Rapora göre, son 20 yılda sadece eğlence veren bir sektör olmaktan çıkan futbol, küresel bir endüstri haline dönüştü. Futbolun artan iktisadi önemi de, sektöre yapılan yatırımları artırdı. Ancak bu durum, suç ekonomisi aktörlerinin de futbolla ilgilenmesine yol açtı. Dünyada yaklaşık 265 milyon kişinin futbol oynadığını belirten rapora göre, bunların yüzde 8'ini kadınlar oluşturuyor. Dünyada resmi kayıtlı futbolcu sayısı 38 milyon, hakem ve diğer yetkililerin sayısı milyon, kulüp sayısı da 301 bin. En fazla kayıtlı futbolcu milyonla 'da bulunuyor. Bunu milyonla milyonla 1'er milyonla Güney Afrika, Hollanda ve 400'er binle de Kanada, Ukrayna, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Avusturya, Şili ve izliyor. Futbolda sadece Avrupa pazarının büyüklüğü 13,8 milyar liraya ulaşıyor. Avrupa'nın en büyük ligleri arasında 'de futbol gelirleri yılda milyar 273 milyon euro, 'da milyar 379 milyon euro, 'da milyar 326 milyon euro, 'da milyar 163 milyon euro, 'da da 972 milyon euro olarak belirleniyor. Futboldaki hızlı para akışının sonuçları FATF'ın Futbol Sektörü Aracılığıyla Karapara Aklama Raporu, futbol endüstrisinin büyüklüğünün önemli bir para akışına neden olduğunu, bunun da hile, vergi kaçakçılığı ve karapara aklamayı beraberinde getirdiğini ifade ediyor. Raporda, futbolun yasadışı fliyetlerde kullanımına olanak veren zayıf yönler de şöyle sıralanıyor: Futbol pazarına girmek çok kolay. Girişte engeller ya yok ya da çok az. Futbol sektöründen gelir elde edenlerin sayısının fazla olması: Uluslararası transferler ile televizyon ve sponsorluk gelirlerinin çok hızlı yükselmesi, futbolcu alım satımlarını, menejerlerin, sponsorların ve futbolla ilgilenen diğer kişilerin sayısını artırdı. Bu da para akışında hileli işlemlerin gizlenmesini kolaylaştırdı. Menejerlik kurumunun birçok ülkede hala amatörce ve deneyimsiz kişiler tarafından yapılması. Futbol kulüplerinin yasal yapısının, sınırlı sorumlu özel şirketlerden vakıflara çeşitlilik göstermesi. Kulüplerle ilgili yasal düzenlemelerin ya da denetimlerin yeterli olmaması veya hiç olmaması bu kulüplere sahip olmayı kolaylaştırıyor. Diğer taraftan stadyumların farklı işletmeler tarafından işletiliyor olması da hileli işlemlere olanak sağlayabiliyor. Büyük hacimli işlemler yapılması: Özellikle uluslararası transfer piyasasında yapılan büyük hacimli işlemler, ulusal futbol organizasyonları tarafından kontrol edilemiyor. Uluslararası transferlerdeki para akışında vergi cennetleri de kullanılabiliyor. Transfer bedellerindeki kontrolsüz artış Futbolcuların transfer bedellerinin rasyonel olmayan ve kontrolsüz şekilde artması. Özellikle uluslararası transferler, karaparanın aklanması için çeşitli fırsatlar sunuyor. Futbol kulüplerinin finansman gereksinimi: Sektörün büyümesine rağmen birçok kulübü hala finansal yönden sıkıntı çekiyor. Bu da kulüplerin şüpheli kişilerin para tekliflerini kabul etmesine neden oluyor. Futboldaki "maçı kazanan bütün pazarı kazanır" mantığı, maç kaybedince gelirlerdeki azalma, kulüpleri, kara para aklayıcılarının hedefi haline getiriyor. Finansal zorluk içindeki kulüpler de, "finansal doping"e gereksinim duyuyor. Bazı oyuncuların sosyal zayıflığı: Özellikle genç ve deneyimsiz oyuncular, yanlış yönlendirildiklerinde kolayca şüpheli işlemlere konu olabiliyor. Futbol yöneticileri inşt sektöründen Futbolun sosyal yönü: Futbol sektöründe yasadışı işlemler çoğunlukla yetkililere bildirilmiyor. Taraftarlar, paranın kaynağını önemsemiyor. İnsanlar, kulübe para sağlayan başkanlara sempatiyle yaklaşıyor. Diğer yandan futbol kulübü sahibi olmak, suç dünyasından gelseler bile patronlara önemli bir sosyal statü sağlıyor. Bu statü, yerel idarecilerle de daha iyi ilişki kurulmasına katkıda bulunuyor. Örneğin bazı ülkelerde futbol kulübü yöneticileri çoğunlukla inşt sektöründen geliyor. FUTBOLDA KARAPARA AKLAMA YÖNTEMLERİ Raporda, futbol sektöründe karapara aklama amacıyla kullanılan yöntemler hakkında da şu değerlendirmeler yapıldı: Futbol kulübü sahipliği: Karapara aklayıcıları, futbol kulüplerini mükemmel bir karapara aklama aracı olarak görüyor. Nakit paranın döndüğü her sektörde olduğu gibi, futbol da, karapara aklamaya elverişli bir ortam sunuyor. Futbol kulüpleri, bazı durumlarda sosyal ilişkiler kurarak, devletten ihale alıyor. Örneğin Meksika'da profesyonel bir futbol kulübüne sahip bir işadamı, politikacılar ve kamu görevlileriyle ilişki kurarak, rüşvet yoluyla belirli kamu ihalelerini almıştı. Yine 2006'da 'da önemli bir kulübe, karapara aklama amacıyla hisse senetlerini almak suretiyle yatırım yapılmış, ancak gazetelerde çıkan haberlerden sonra bu girişim başarısızlığa uğramıştı. Transfer pazarı ve futbolcu sahipliği: Uluslararası transfer pazarı sürekli olarak genişliyor. Örneğin 2006 Dünya Kupası'nda ulusal takımlarda oynayan futbolcuların yarısı, kendi ülkelerinin dışındaki ülke liglerinde oynuyordu. Televizyon pazarının serbestleşmesi, özel televizyon ağlarının yaygınlaşması, kulüplerinin bütçelerinin, bu da futbolcu ücretlerinin artmasına neden oldu. Uluslararası futbolcu transferleri, vergi kaçırmaya, hatta bu işlemlerin içine gizlenerek hileli işlemlerde bulunmaya ve karapara aklamaya olanak veriyor. Transfer bedelleri de olduğundan yüksek gösterilebiliyor. FIFA'ya kayıtlı binden fazla futbol acentesi olmasına rağmen, bunların fliyetleri konusunda herhangi bir sınırlama bulunmuyor. Futbolculara transferlerde ücret dışında ödeme yapılması (ev, araba v.b) da işlemlerin saydamlık dışı kalmasına neden oluyor. Bahis oyunları: Bu oyunlar için önemli bir kaynak. Ancak bahis oyunlarıyla, fliyetlerinde maç sonuçları ayarlanabiliyor, değiştirilebiliyor. Bu hem yasadışı süreçlere neden oluyor, hem de karapara aklama amacıyla kullanılıyor. Bahis oyunlarında internetin kullanılması da para aklama riskini artırıyor. Örneğin 2008 yılında Asya'da Interpol'un dahil olduğu yasadışı bir futbol bahsinde bin 300 kişi tutuklandı. Bu olayda 16 milyon nakit para ele geçirilirken, yapılan işleminin parasal boyutunun 1.5 milyar olduğu tahmin ediliyordu. İsim hakları, sponsorluk ve reklam düzenlemeleri: Dünyaca tanınan futbolcular, imaj hakları ya da marka olan isim hakları için genellikle yurtdışında kayıtlı bir işletmeye sahip oluyor. Bu da onlara vergi kaçırma, hatta bazı durumlarda karapara aklama olanağı sağlıyor. Yasadışı insan trafiği: Özellikle Afrika ve Latin Amerika ülkelerinden genç oyuncular, uluslararası transfer gibi gösterilip, futbol kulüplerince Avrupa'ya sokulabiliyor. Yolsuzluklar: Kumar gelirlerinin elde edilmesi için maç sonuçlarının organize edilmesiyle kulüplerin lig sıralaması bile değişebiliyor. Doping ilaçları: Yasak olmasına rağmen futbolcular doping ilaçları kullanabiliyor. Bu ilaçlar son dönemde internetten de kolaycı edinilebiliyor.
608525
Sarkıntılık yapan adamı öldürdü
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Sarkıntılık yapan adamı öldürdü KONYA () Konya'da kısa bir süre önce cezaevinden çıkan ve yurttaki çocuğunu ziyaretten dönen kadın, tren garında kendisine sarkıntılıkta bulunan bir şahsı öldürdü. Olay, merkez Meram ilçesi Konya Tren Garı'nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 43 yaşındaki çocuk annesi M.Ç.'nin 2007 yılında karıştığı yaralama olayından sonra cezaevine girmesi nedeniyle çocuklarından biri Çocuk Esirgeme Kurumu'na verildi. Ağustos'ta cezaevinden çıkan M.Ç., Akşehir ilçesinden Konya'ya yurttaki çocuğunu ziyarete geldi. İddiaya göre ziyaretten dönerken akşam st 21.00'de tren garına geldiği sırada karşısına çıkan 62 yaşındaki Hüseyin Uluışık, M.Ç.'ye laf atarak tacizde bulundu. M.Ç., yaşlı ve alkollü adamı uyarmasına rağmen tacizler devam edince bıçağını çıkararak sallamaya başladı. Bu sırada bıçak Hüseyin Uluışık'ın baldırına ve karnına isabet etti. Ağır yaralanan yaşlı adam ambulansla hastaneye kaldırıldı ancak kurtarılamadı. Olay yerinde polis tarafından yakalanan M.Ç., ifadesinde bıçağı kaç kez sapladığını bilmediğini söyledi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
609453
Evinden kamyon çöp çıktı
Evinden kamyon çöp çıktı Isparta'nın Kutlubey Mahallesi'nde yalnız yaşayan bir vatandaşın evinden kamyon çöp çıkartıldı. Isparta Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Hasan Parlakyıldız, yaptıı yazılı açıklamada Kutlubey Mahallesi'nde katlı bir evden çevreye ağır kokular yayıldığı yönünde ihbar geldiğini belirtti. Yasal izinle eve girdiklerini ancak çöp dolu bir ortamla karşılaştıklarını kaydeden Parlakyıldız, konuttan kamyon çöp çıkarıldığını ifade etti. Bugüne kadar çeşitli mahallelerde bu tür alışkanlıkları olan vatandaşların evinde temizlik yaptıklarını kaydeden Parlakyıldız, ancak yaşlı bir vatandaşa ait olan evdeki manzaranın kendilerini hayrete düşürdüğünü belirtti. Evin her alanının çöplerle dolu olduğunu bildiren Parlakyıldız, şunları kaydetti: ''Çöp dolu evin bazı yerlerinde hayvan leşleri bile gördük. Ev tüm hastalıkların yayılacağı bir hale dönmüş. Personelimizin yapmış olduğu çalışma neticesinde evden kamyon çöp boşalttık. Evi ilaçladık ve yıkadık. Böylece bir mikrop yuvasını daha bertaraf ettik.'' Parlakyıldız, bu tür insanların toplum tarafından uyarılması ve Temizlik İşleri Müdürlüğüne ihbar edilmelerini istedi.
609400
Etiyopya'da 6.2 milyon Afrikalı acil yardım bekliyor
Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam'ın açıklamasına göre, Etiyopya'da uzun süren kuraklık ve düzensiz yağışlar 6.2 milyon insanı acil gıda yardımına muhtaç hale getirdi. Geçimi büyük ölçüde tarıma dayanan bu Afrika ülkesi, yeterli yağış alamayınca ekinler ve otlaklar büyük zarar gördü. Kuraklık ve yüksek gıda fiyatları aynı bölgede yer alan Somali, Kenya gibi ülkelerde de ciddi gıda krizine neden oldu. Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP), Etiyopya için 85 milyon dolar ek kaynağa ihtiyaç olduğunu açıkladı. Yardım kuruluşu Oxfam, bölgede yaklaşan büyük felaketi önlemek için yeni stratejiler geliştirilmesi gerektiğini duyurdu. KURAKLIK AFRİKA'YI TEHDİT EDİYOR "Afrika Boynuzu" ve kıtanın doğu kesimlerinde iyice etkili olmaya başlayan kuraklık, özellikle mısır tarlalarına büyük zarar verdi. Ekinler güneşten kavruldu, soldu. Bölgeden gelen haberlere göre, çiftçiler bu yıl neredeyse hiç hasat yapamadı. Bazı çiftçiler kendilerini ileride çok sıkıntıya sokacağını bildikleri halde hayvanlarını satmaya başladı. Oxfam'ın raporuna göre, 25 yıl önceki kıtlıkta milyon Etiyopyalının öldüğü ülkede, açlık sorunu halen çözülemedi. Milyonlarca insanın yaşamının dışarıdan gelecek yardımlara bağlı hale geldiği bölgede devlet yetkilileri, beklenen büyük gıda krizine karşı çok çaresiz olduklarını ifade ediyor. Etiyopya'dan yeni dönen Oxfam'ın Uluslararası Direktörü Penny Lawrence, ülkede kuraklığın ileri boyutlara ulaştığı, hükümetin dış yardımlar yanında güçlü tarım politikalarıyla felakatin etkilierini azaltabileceğini ifade etti. WFP'nin verilerine göre yaklaşık 10 milyon insanın yardıma muhtaç olduğu ülkede, enaz milyon insan ciddi açlık tehlikesi ile karşı karşıya. Geçen ay Doğu Afrika için 15 milyon dolarlık acil gıda yardım kampanyası başlatan Oxfam, bölgedeki yedi ülkede toplam 23 milyon insanın çok zor durumda olduğunu açıkladı.
607985
Roman mahallesinde dertler derya olmuş
Onlar hemen hemen ülkenin her yerinde varlar, hatta dünyanın. Romanlar anahtarı bulmuş, Kafdağı'nın arkasında aramıyorlar mutluluğu. Yoksulluklarının farkındalar ama paylaşmayı bildiklerinden belki küsmüyorlar dünyaya. Talipoğlu, Romanlardan, dert etmedikleri sorunlarını dinliyor.
607630
Beşiktaş Wolfsburg'u Elinden Kaçırdı
Beşiktaş Wolfsburg'u Elinden Kaçırdı Şampiyonlar Ligi Grubu maçında deplasmana çıkan Beşiktaş, Vfl Wolsburg takımıyla golsüz berabere kaldı. Şampiyonlar Ligi Grubu karşılaşmasında Beşiktaş, deplasmanda rakibi Vfl Wolsburg'la 0-0 berabere kalarak grubundaki ilk puanına kavuştu. Gruptaki ilk iki maçını kaybeden siyah beyazlı ekip, berabere kaldığı üçüncü karşılaşma sonunda puana kavuştu ancak son sırada kalmaktan kurtulamadı. İlk Yarı 9. dakikada Wolfburg'un sol taraftan geliştirdiği atakta, ceza sahasına yapılan ortaya Dzeko kafasıyla vurdu. Top az farkla üstten dışarı çıktı. 17. dakikada İbrahim Üzülmez, Misimovic'e yaptığı faul sonrasında sarı kart gördü. 23. dakikada Nihat'ın ceza sahası dışından attığı şutta top üsten auta çıktı. 28. dakikada Bobo'nun ceza sahasına götürdüğü top, Bobo'nun açısını kapatan kaleci Benaglio'da kaldı. 29. dakikada Beşiktaş'ın sol taraftan geliştirdiği atakta Nihat'tan pas alan Tello ceza sahasından kaleye vurdu. Top, auta çıktı. 40. dakikada Misimovic, İbrahim Kaş'ın kaybettiği top ile ceza sahasına girdi ve topa vurdu. Top Rüştü'de kaldı. 42. Dakikada Beşiktaş'ın sol taraftan geliştirdiği atakta İbrahim Üzülmez'in ceza sahasına yaptığı ortada top, savunmanın arkasına düştü. Tello'ya gelen topu savunma uzaklaştırdı. İkinci Yarı 50. dakikada VfL Wolfburg'un atağında ceza sahasında gelen topu savunma uzaklaştırmayınca, penaltı noktasının yanından Gentner'in çektiği şut Sivok'a çarparak kornere çıktı. 51. dakikada ceza sahasının solunda topla buluşan Dzeko'nun ilk vuruşu Ferrari'den döndü. Dzeko'nun ikinci vuruşu yan direğe çarparak auta çıktı. 61. dakikada Beşiktaş'ın kale arkasında Beşiktaş taraftarlarının yaktığı meşaleler görüş alanını kapattı. Maç kısa bir süre durdu. 64. dakikada Ernst'in pasıyla ceza sahasında topla buluşan Nihat'ın durdurmadan vurduğu şut auta çıktı. 67. dakikada VfL Wolfsburg'da Hasebe'in yerine Dejagah oyuna girdi. 74. dakikada VfL Wolfsburg'un kazandığı korner sırasında İbrahim Kaş'ın yüzüne eliyle vuran Grafite kırmızı kart görerek oyun dışı kaldı. Ev sahibi ekip bu dakikadan sonra 10 kişi kaldı. 81. dakikada Beşiktaş'ta Tello'nun yerine Tabata oyuna girdi. 86. dakikada VfL Wolfsburg'un kazandığı serbest vuruşta, Misimovic'in yaklaşık 20 metreden vurduğu şut üstten az farkla dışarı çıktı. Serbest vuruştan sonra Beşiktaş'ta Fink'in yerine Uğur İnceman oyuna girdi. 88. dakikada bir oyuncu değişikliği daha yapan Beşiktaş'ta Bobo'nun yerine Mert Nobre oyuna dahil oldu. Karşılıklı atakların sonuç vermediği 90 dakika sonunda, grubundaki ilk puanına kavuşan Beşiktaş'ın son sıradaki yeri değişmedi. Rakibi Wolfsburg ise puanını 4'e çıkardığı grupta ikinciliğini korudu.
608372
Credit Suisse'in 3'ncü çeyrek kârı!
İsviçreli Credit Suisse, üçüncü çeyrekte 2,4 milyar dolar kar etti. Credit Suisse, ekonomik krizin yol açtığı kayıplardan sonra pozisyonunu güçlendirmeyi sürdürdüğünü ve bu yıl üçüncü çeyrekte 2,4 milyar dolar kar ettiğini açıkladı. Şirket geçen yıl aynı çeyrekte 1,08 milyar dolar zarar etmişti. Bankanın Üst Yöneticisi (CEO) Brady W. Dougan, ''bankanın üçüncü çeyrek performansının, iyi çalışma yaklaşımının devam ettiğini gösterdiğini ve sürdürülebilir, yüksek kaliteli ve düşük dalgalı karlara alt yapı sağladığını'' belirtti. W. Dougan, bankanın, riskleri azaltan müşteri odaklı iş modelinin uygulanmasını hızlandırdığını da kaydetti. Bankanın geçen yıl üçüncü çeyrekte 2,97 milyar dolar olan gelirleri ise bu yıl aynı dönemde 8,824 milyar dolara yükseldi.
608561
Barcelona Danny için pazarlıkta
Portekiz medyası, dizindeki sakatlık yüzünden bir süredir sahalardan uzak olan Danny için Barcelona'nın Zenit'e teklif yaptığını iddia etti. şampiyonunun Danny'i 2009-2010 sezonunun sonunda bonservisiyle alma opsiyonuyla kiralamak istediği belirtiliyor. Danny'nin 'nda Portekiz milli takımının formasını giymek istediği için 'dan ayrılmak istediği ifade ediliyor. 'da ligin tamamlanmasına sadece beş hafta kaldı ve Danny kulübüyle bir sigorta şirketi arasındaki anlaşma yüzünden bu maçların hiçbirinde forma giymeyecek. Zenit'in Manchester United'ı 2-1 yendiği 2008 Süper Kupa maçında galibiyet golünü atan ve maçın adamı seçilen Danny, "lig bitmeden birkaç karşılaşmada forma giymek isterdim ama bu mümkün değil. En iyisi başka ülkeye gitmek" dedi. Barcelona'nın, 2008'in Ağustos ayında 30 milyon euroya Dinamo Moskova'dan Zenit'e geçen 26 yaşındaki hücum oyuncusunu sezon sonuna kadar kiralamak için beş milyon euro teklif ettiği belirtiliyor.
608437
"PKK artık suç örgütü değildir"
"PKK artık suç örgütü değildir"Baykal: "Bu operasyonla aklandılar, kahramana dönüştüler" CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, basın toplantısı düzenledi. Baykal, 34 kişinin teslim olmasını, salıverilmesini ve sonrasında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi: "Göz göre göre siyasi bir tercihle hukuk bir yana bırakılmış. Talimat doğrultusunda işlem yapılmıştır. Bu kadar açık bir hukuk ihlali çok sık rastlanan bir durum değildir. Bildiğim kadarıyla savcılar eski Genelkurmay Başkanı Sayın Hilmi Özkök'ün ayağına gitmişlerdi ifade almaya, bu da ikinci oldu. Hukuk sistemimizdeki bu kırılma çok tartışılacaktır. Adalet Bakanı'nın kendini sıyırması mümkün değildir. Bir adliyenin, savcıların, hakimlerin bunların ayağına götürülmesi aleni bir siyasi müdahaleyi ortaya koymaktadır. Hukuk ve siyasi hayatımız ağır darbe yemiştir. PKK'lı olmanın bir suç olmadığı, hukuk sistemimizin PKK'lı olmayı engelleyici bir yanı olmadığı ortaya konmuştur. Buraya gelenler terör örgütünün parçasıyız diyerek buraya geliyorlar ve onlara hiçbir yaptırım yapılmıyor. Örgütü terketmedim demek ceza kanununun 221. maddesine nasıl sığdırılıyor? Demek ki terör örgütü PKK artık suç örgütü olmaktan çıkmıştır. PKK örgütüne üye olmak artık suç değildir. Hukuk nezdinde PKK bu operasyonla aklanmıştır. Bu çok acı bir tablodur. Buraya nasıl gelinmiştir? Bütün devlet teşkilatı, müsteşarlar, savcılar, vali vekilleri oraya nasıl gitmiştir? Bunun derin bir anlamı vardır. Siyasi bakımdan yaşanan tablo bize terörist olarak bilinenlerin kahramana dönüştüğünü göstermiştir. Teröristler kahraman olmuşlardır. Bu dönüşüm planlı bir dönüşümdür. Bu insanlar çok gösterişli biçimde kilometrelerce selamlanmış, karşılanmışlardır. Bu sevinç gösterileri öyle anlaşılıyor ki bazı çevreleri rahatsız etmiştir ve şimdi itidal çağrısı yapılmaya başlanmıştır. Bu 25 yıl savaştıktan sonra tabii ki insanlar için sevinç kaynağı olacak. Bir kahraman gibi karşılanarak, savcıları, hakimleri ayağına getirerek, salıverilerek ödüllendirilen insanlar tabii ki bir zafer duygusuna girecekler. nedenle kimse sevinç gösterilerini yapanları suçlamasın. Önemli olan sevincin onlara yaşatılmış olmasıdır. Önemli olan onlara bu zafer duygusunun verilmiş olmasıdır. Siz onlara bu zafer duygusunu vereceksiniz, sonra da sevinmeyin diyeceksiniz. Sanki İstanbul'un milli mücadele döneminde işgaline son veren beyaz at üzerindeki Refet Paşa gibi, terör örgütü üyeleri bir otobüsün üzerinde Türkiye'ye giriyor. Başbakan da buna iyi tablo diyor. Bu utanç tablosudur. Ortaya çıkan manzara teröristlerin kahraman haline dönüştüğü bir manzaradır. Ve evlatlarını şehit vermiş olan ana-babalar evlatlarının mücadele ettiği teöristlerin Türkiye'de kahraman haline dönüştüğünü acı içinde izlemektedir. Olay sadece bir teröristin ya da teröristin kahramana dönüşme olayı değildir. Türkiye'nin 25 yıllık mücadelesinin ne anlama geldiğini sorgulama olayıdır."
609164
Maganda kurbanı Damla'nın katil zanlıları adliyeye sevk edildi
Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'nde sorguları tamamlanan polis memuru Hamdullah S. (44) ile eşi Naile S. (32) mahkemeye çıkarıldı. Alınan bilgiye göre, Burçak Üngör'ün oturduğu evin karşısında bulunan apartmanın 2. katında oturan karı kocanın, düğün sırasında havaya ateş açtıkları tespit edildi. Naile S., eşi Hamdullah S.'nin balkondan ateş açtıktan sonra içeri girmesiyle, silahı alıp, sağa sola rastgele ateş açtığını itiraf ettiği belirtildi. Bu sırada Naile S'nin kullandığı silahtan çıkan kurşunun Burçak Üngör'e isabet ettiği ifade edildi. Zanlılar emniyet çıkışında gazetecilerin sorularını ise cevapsız bıraktı.
609575
28 Şubat sürecinin sahte şeyhi Kalkancı'nın, yargılanmasına başlandı
Uyuşturucuyla ilgisi olmadığını savunan Kalkancı, ismi nedeniyle mağdur edildiğini ileri sürdü. Teslim olmaya geldiği sırada Terörle Mücadele Müdürlüğü ekiplerinin gözaltına alarak emniyete götürdüğünü anlatan Kalkancı, "Ergenekon davasına dahil etmek istediler ancak başaramadılar" dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Kalkancı ile birlikte tutuklu sanıklar Abdülkadir Ekicioğlu, Veli Dönmez, Engin Demir, Şinasi İlter, Yılmaz Seyhan, Kadir Kadiroğulları, Süleyman Özdemir, Sinan Sağlar ile tutuksuz sanıklar Hüseyin Kalkancı, Mehmet Porsuk ve Orhan Sağlar katıldı. Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, uyuşturucu imal etmek ve ticaretini yapmak suçundan tutuklanan Ali Kalkancı, savunmasında adının kurbanı olduğunu savundu. Kalkancı, "Avukatımla birlikte teslim olmaya geldik. Kapıda beni Terörle Mücadele Şubesi'nde görevli polisler Ergenekon dosyasıyla ilgili ifademi almak için gözaltına aldı. Emniyete götürdüler. Daha sonra serbest bırakıldım. Bu kez Narkotik Şube Müdürlüğü'nde görevli polisler beni aldı. 'Uyuşturucu imalatıyla ilgin var' dediler. Şok oldum. Tutuklandım. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. "28 ŞUBAT SÜRECİNDE TARUMAR OLDUM" Kalkancı, savunmasında, 28 Şubat sürecinde perişan olduğunu anlattı. dönem basının kendisine çok yüklendiğini ifade eden Kalkancı, "28 Şubat sürecinde tarumar oldum. dönemde basın bana çok yüklendi. Ben de bu yüzden hassas davranıyordum. Medyatik olduğumdan dolayı böyle sıkıntılı bir işe atmam kendimi. Hala benimle uğraşıyorlar. Gündem lazımdı. Beni tutukladılar. Beni Ergenekon'a dahil etmek istediler ama başaramadılar" diye konuştu. Eşiyle boşanma davası olduğundan dolayı Kalkale Kimya Fabrikası'nı oğlunun ve Kadir Kadiroğulları'nın üzerine yaptığını belirten Kalkancı, "Veli Dönmez benim aile dostum. İmalathane ve laboratuarı Veli Dönmez'e devrettim. dönem Veli Dönmez ve ortağı kavga etmiş. Sebebini şimdi öğreniyorum. Bu haplardan dolayı kavga etmişler. Suberg fabrikasında üretilen deterjan, kozmetik gibi malzemelerle fabrikamın bir ilgisi yoktur. haplardan haberim yok. Veli Dönmez'e soruyorum. Niçin benden gizledin? Haberim olsaydı bizzat ben ihbar ederdim. Benim ahlakımı bilirler" dedi. Örgütün liderlerinden olduğu iddia edilen Abdülkadir Ekicioğlu, "Ali Kalkancı'yı Harun olarak tanıyordum. Onun fabrikasından Isparta'daki iplik fabrikamıza harman yağı alıyorduk. Ekonomik kriz nedeniyle fabrikayı satmayı düşündüğümü Ali Kalkancı'ya söyledim. da alabileceklerini söyledi.
607777
Kübalı voleybolcu Porto Riko'ya sığındı
SANLI SARIALİOĞLU ERKAN BAYAZITLI Kübalı voleybolcu Porto Riko'ya sığındı Kübalı voleybolcu Leonardo Leyva, müsabaka için gittiği Porto Riko'dan siyasi sığınma talep etti. ABD Göçmen Bürosu sözcüsü Ivan Ortiz, Leyva'nın, Porto Riko'da takımıyla kaldığı otelden kaçarak bürolarına başvurduğunu bildirdi. 20 yaşındaki sporcunun, “spor kariyerini sürdürüp, kendisi ve ailesi için daha iyi gelecek sağlamak için” sığınma isteğinde bulunduğu ifade edildi.
609054
Alman basını, Beşiktaş maçını şöyle yorumladı...
Alman basını, maçını şöyle yorumladı...İSA DEVEÇEKEN FRANKFURT Grubu 3. maçında şampiyonu Wolfsburg ile deplasmanda golsüz berabere kalan için Alman basınında, "Gruptan çıkması için fazla şansı yok" yorumu yapıldı. Karşılaşmayı naklen veren Alman 'de yorumculuk yapan 'ta her iki takımında yasak bir oyun ortaya koyduğunu söyledi. Wolfsburg'u geçen yıl şampiyon yapan ve bu sezon 'nin teknik direktörlüğünü yapan Magath' Hem Wolfsburg, hemde Beşiktaş atak futbol sergilemediler. Maçta adeta gollük bir şans bile yoktu. Seyircileri uyutma taktiği bir futbol vardı" yorumunu yaptı. "Çok yazık. Wolfsburg gruptaki önemli maçında galip gelemedi. Grafite gördü. Geçen yılın ayağı yerine elini çalıştırdı, rakibine attı." "Fink ve Ernst'in barutu yoktu. Ateşli taraftarlarıyla Wolfsburg karşısında Beşiktaş'ın iki Alman yıldızı fazla varlık gösteremedi. Takımlarını ateşleyemediler. Ernst vasat oynarken, Fink görevi sadece Wolfsburg'un oyun kurucusu Misimovic'i durdurmaktı." Spor1: fırsatı kaçırdı. İyi bir maç olmadı, sadece dramatik ön plana çıktı. Beşiktaş, kötü Wolfsburg karşısında sadece tek puan aldı. Grafite ve Dzeko'nun formsuzluğu Wolfsburg'da kendisini çok hissettirdi." SAT1: "Wolfsburg ilk kez katıldığı Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkmak için yapacağı hamleyi yapamadı. Beşiktaş ise çok defansif oynadı." "Alman futbolcuları Fink ve Ernst ile sahaya çıkan Beşiktaş karşısında Wolfsburg istediğini alamadı. Özellikle ilk yarım stte yakaladığı fırsatları cömertçe harcayan Wolfsburg, kendisi için çok önemli puanları kaçırdı." SPORT BİLD: "Wolfsburg'a acı veren sıfır sıfırlık oyun. Grafite ve puan kaçtı. Halbuki Devler Ligi'inde grupta avantaj için şans elindeydi. Wolfsburg istediği futbolu oynayamadı. Beşiktaş ise 10 kişi kalan Wolfsburg karşısında istediği hamleyi yapıp üç puanı alamadı. Denizli korkak, defansif bir futbol oynattı." (FAZ): "Maçın zevki yoktu. Wolfsburg, Beşiktaş'ı elinden kaçırdı. Devler Ligi'nde bir türlü bekleneni veremeyen Wolfsburg'da defansif bir oyun sergileyen Türk ekibi karşısında Grafite kırmızı kart gördü. Frankfurter Rundschau: "Grafite'den rakibine tokat. Wolfsburg'da golcüler iş başında değildi. 'nın son gol kralı bu kez eliyle sahneye çıktı ve attığı tokat yüzünden İtalyan hakem tarafından gösterilen haklı bir kırmızı kart gördü."
609281
New York Times 35.6 milyon dolar zarar etti
New York Times, The Boston Globe, The International Herald Tribune gibi 15 ayrı günlük gazetenin yayımcısı The New York Times Co 3. çeyrekte 35,6 milyon bir başka ifadeyle hisse başına 25 sent zarar etti. Şirket, bir yıl önce aynı çeyrekte 106,3 milyon (hisse başına 74 sent) zarar açıklamıştı. Şirketin reklam gelirleri söz konusu dönemde yüzde 27 düştü. Gannett ve McClatchy gibi belli başlı gazete yayımcıları da benzer şekilde reklam gelirlerinde düşüş olduğunu açıklamışlardı. Ancak bu yayımcılar işten çıkarmalar ve düşen matb maliyetleri nedeniyle hala karlılıklarını sürdürüyor.
607692
Araç alandan 100 lira kentsel ranttan vergi
Araç alandan 100 lira kentsel ranttan vergi metro için finansman arıyor. Metro hattında gayrimenkulü değerlenen ile araba alanlardan vergi alınması gündemde ’u 632 kilometre metro ağıyla döşemek isteyen ancak yüksek maliyetler nedeniyle finansman sıkıntısı yaşayan (İBB) yeni kaynak yaratma yolları arıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin başta vergisi olmak üzere bazı seçenekler üzerinde çalıştığı öğrenildi. Edinilen bilgilere göre, metronun geçtiğin hatlardaki gayrimenkulleri değerlenen vatandaştan, ortaya çıkan değer artışından yüzde 25 oranında kamu payı yani belediyeye rant vergisi alınması üzerinde çalışılıyor. Tüm şehri kapsaması hedeflenen İstanbul Metrosu’nun 73 kilometresi tamamlandı, 54 kilometrenin ise yapımı sürüyor. Bu çalışmaların yasal hazırlık anlamında da karşılığı bulunuyor. Eylül başında basına yansıyan haberlere göre yeni kanunu taslağı, yol, metro, köprü, park, okul, gibi kamu hizmetleri sonucunda sahibine rant sağlayan gayrimenkullerden devletin vergi almasının yolunu açıyor. Araç başına 100 lira Belediye kaynakları doğrulamasa da üzerinde çalışılan bir diğer yöntemin ise her yeni araç alımında ilave bir verginin metro vergisi altında alınması olduğu belirtiliyor. Bunun bir kanunla düzenlenebileceğine dikkat çeken yetkililer, “Dünyada örnekleri yok değil” diyor. İstanbul’da yılda ortalama 255 bin adet araç satıldığına dikkat çeken uzmanlar, “Araç başına 100 lira alınırsa buradan yaklaşık 17.46 milyon gelir elde edilebilir. 50 TL alınırsa rakam 8.73 milyon doları bulur” dedi. ’na yok Konuşulan bir diğer önlem ise Nişantaşı, Levent gibi yoğun merkezlere günün belli stlerinde arabayla girenden bir bedel alınması. Ancak özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ’ın bu öneriye şimdilik sıcak bakmadığı söyleniyor. Kadir Topbaş’ın, ağı tamamlanmadan bu yönde bir uygulamanın gündeme getirilmesini adaletli bulmadığı söyleniyor. Bu arada, dün ’da düzenlenen, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı’nın da katıldığı “Yerel yönetimlerin alternatif finansman yöntemleri” forumuna katılan İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileri yerel yönetimlerin öz gelirlerinin artırılmasına yönelik tartışmaları yakından takip etti.
608000
Aklınızın paraşütü açık mı, kapalı mı?
Metin Münir Aklınızın paraşütü açık mı, kapalı mı? 22 Ekim Perşembe 2009 Geçenlerde ’ya giderken vapurda iri yarı bir genç adamın tişörtünde şu ibareyi gördüm: “Akıl paraşüt gibidir. Ancak açık olduğu zaman işe yarar.” Açık akıl nedir? Açık akıl, yeni düşüncelere ve bilgilere açık olan akıldır. Esnektir. Eskiyi atıp yerine yeniyi koyabilir. Haksız olabilirim der. Bütün olasılıklara yer açar. Sloganlara, izm’lere, ezbere, kalıp ve klişelere yabancıdır. Sıradışı ve acayip şeyleri yadırgamaz. Aklı açık olan kişi sürekli yenilenir ve gençleşir. Akıl açık deniz gibi Aklı kapalı olan ise yerinde sayar ve aklı açık olana geçilir. Başına, Osmanlıların başına gelen gelir. Ve ’nin. Açık akıl açık deniz gibi ise kapalı akıl kurumuş kuyudur. CHP gibi. Eğer bir gün bir Kapalı Akıl Meydanı yapılacak olursa onun ortasına dikilecek heykelin tek adayı var: Aklı açık olan sadece bir kurdu ve binlerce kişinin ölümüne neden oldu” demez. “Onun böyle olmasında bizim de kabahatimiz olmuş olabilir mi?” diye düşünür. “Hem onu hem kendimizi nasıl değiştirebiliriz ki kan dursun ve bir daha akmasın?” diye sorar. Bütün yenilikler Aklı açık “Sadece benim yolum doğrudur” demez. “Bu yol benim için doğrudur” der. “Eğer Hıristiyanlar, Museviler, Aleviler başka yol seçtilerse yollar da onlar için doğrudur” der. Sorar: “Tanrı bir değil mi, bütün yollar ona çıkmıyor mu?” Aklı açık olan kişi bilir ki süreci konusunda mavi tulumlu bir işçi beyaz yakalı bir mühendis kadar katkı koyabilir. Ve herkesin konuşabileceği bir forum kurar. Bütün yenilikleri açık akıllı insanlar buldu çünkü gözleri var olan ama kimsenin görmediği şeyleri gördü. Açık aklın yolu kitap, müzik, hoşgörü, espri, tebessüm, deney, saçmalıklar, eksantriklikler ve hiç yaşlanmayan hayatlarla döşelidir. Açık akıllı bir kâinatta yaşıyoruz çünkü orada her şey mümkündür. Açık akıllı ülkeler ileri, bizimki gibi kapalılar geridir. Açık akıl alçakgönüllüdür. Açık aklın bürokrasisi yoktur. Açık akıl emekli olmaz. Sahip olmaya değer tek akıl açık akıldır. (333 yazı)
607822
Obama domuz gribi aşısı için bekleyecek
Obama domuz gribi aşısı için bekleyecek Domuz gribi salgını büyürken, Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, ABD Başkanı Barack Obama'nın mevsimsel grip aşısını olduğu, H1N1 aşısını olmak için ise "sırasını bekleyeceği" bildirildi.
608574
Henüz korsanı yok
Henüz korsanı yok Microsoft Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Münir Kundakçı, bugün piyasaya çıkacak Windows işletim sisteminin korsanını kullananların, bu kurulumun birçok özelliğinden yararlanamayacağını söyledi. Kundakçı, yaptığı açıklamada, korsana karşı kullanıcıların sağduyulu olması gerektiğini ifade ederek, ''Burada önemli olan son kullanıcının sağduyusu. Kullananın kendi riskine göre bir sağduyu göstermesi gerekiyor'' dedi. Korsan yazılım kullanımını sağlayan kişinin, muhakkak bir çıkarı olduğu için böyle davrandığını belirten Kundakçı, şunları kaydetti: ''Korsanı yapan kişi, boşu boşuna uğraşmıyordur. Kendini boşuna riske atmıyordur. Çünkü çok ciddi cezalar var. Peki niye yapıyorlar bunu? Korsan sistemi kullananlar adeta kendi sistemlerini korsana açmış oluyorlar. Burada erişim bilgileri, şifreleri, özel bilgileri olabilir. Bunların tamamı dışardan gelen bir saldırıya açılabilir.'' Korsan yazılımın güncelenemediğini vurgulayan Kundakçı, ''Yarın öbür gün herhangi bir virüs karşısındaki güncellemeleri alamıyorsunuz. Bu anlamda bir kötü niyet yoksa bile gelecekteki bir kötü niyete karşı savunmasız kalıyorsunuz. Kendi kalenizde kocaman bir delik açmış oluyorsunuz'' diye konuştu. Korsana karşı bazı önlemler aldıklarını belirten Kundakçı, şöyle devam etti: ''Kullanım açısından bazı sınırlamalar getirmeyi düşünüyoruz. Korsan bir Windows kullanan kişi, bu kurulumun bir çok özelliğinden yararlanamayacak. Bu, tamamını kullanamayacak anlamına gelmiyor ama kullanırken mutlu olmayacak. Korsan yazılım aslında üstünde değişiklik yapılan bir yazılım. Bunun için çok ağır çalışan bir yazılım oluyor. Ayrıca ücretsiz bir yazılımı Türkiye'ye getirmeyi düşünüyoruz. Bu yazılım sadece orijinal Windows 7'lerde çalışacak.'' ''TÜRKİYE'DE HENÜZ KORSAN YAZILIM YOK'' Başta Çin olmak üzere, Windows 7'nin korsanının bu kadar hızlı çıkmasının kendisi için şaşırtıcı olmadığını ifade eden Kundakçı, bunun ürünün ne kadar popüler olduğunun bir göstergesi olduğunu söyledi. Kundakçı, Türkiye'de henüz Windows 7'nin korsanının çıktığını duymadıklarını ama Türkiye'ye de gelme olasılığının bulunduğunu belirtti.
607609
Viranşehir'de kişi tutuklandı
ALİ BAYRAMOĞLU KÜRŞAT BUMİN SALİH TUNA RESUL TOSUN Viranşehir'de kişi tutuklandı Viranşehir'de terör örgütünün propagandasını yapan kişi tutuklandı VİRANŞEHİR (A.A) Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde terör örgütü PKK'nın propagandasını yapan kişi tutuklandı. Alınan bilgiye göre, 18 Ekimde DTP İlçe Teşkilatınca yapılan basın açıklamasına katılan grupta yer alan M.Y. ve M.T, yasa dışı slogan attığı gerekçesiyle gün önce gözaltına alındı. İlçe Emniyet Müdürlüğündeki işlemleri tamamlanan M.Y. ve M.T. adliyeye sevk edildi. Zanlılar, cumhuriyet savcılığındaki sorgularının ardından çıkarıldıkları mahkemece 'terör örgütü PKK'nın propagandası yapma, suçu ve suçluyu övme' suçundan tutuklandı.
607932
Anayasa Komisyonu seçimlerin yılda bir yapılması teklifini kabul etti
Komisyondan geçen teklife göre, bir önceki seçimin yapıldığı tarihten itibaren dört yılın dolmasından önceki son pazar günü sandığa gidilecek. Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak 90 günlük sürenin ilk günü, seçim sürecinin başlangıç tarihi olacak. AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu başkanlığında toplanan komisyonda, ilginç tartışmalar yaşandı. CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, 1982 Anayasası'nın siviller tarafından 'askerlere kazıklanmış bir anayasa' olduğunu savunurken, "Anayasa rezalet bir Türkçe ile yazılmış. Bunu yazan adamı ilkokuldan hangi cahil mezun etti?" ifadelerini kullandı. Komisyonda, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi tartışma konusu oldu. MHP Konya Milletvekili Faruk Bal, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin başbakan ile cumhurbaşkanı arasında yetki kavgasına sebep olacağını ileri sürerek, "Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi diktatörlüğe gidişin adımıdır." dedi.
607765
Hakim babadan ÖSS'ye dava
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Hakim babadan ÖSS'ye dava İZMİR İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Erhan Atlı, lise son sınıfta okuyan kızı için, yeni sistemin 2010 yılındaki üniversite sınavında uygulanmaması istemiyle Danıştaya başvurdu. Erhan Atlı, Danıştay'a sunulmak üzere İdare Mahkemesi Başkanlığına verdiği dava dilekçesinde, YÖK'ün 21 Temmuz 2009 tarihli kararıyla, kendi alanından bölüm seçen öğrenciler ile alan dışı tercih yapan öğrenciler arasında uygulanan katsayı farkının kaldırıldığını belirtti. KURAL DEĞİŞİKLİĞİ VAR Kızı Bornova Anadolu Lisesi öğrencisi Banu Atlı'nın, Türkçe, matematik, tarih, coğrafya ağırlıklı eğitim gördüğünü ve Türkçe-Matematik bölümünü seçtiğini belirten Atlı, dava dilekçesinde şu ifadelere yer verdi: 'Kızım, Türkçe-Matematik bölümünü seçtiği 2007-2008 yılındaki kurallara göre alan seçmiş ve geleceğine yön vermiştir. Bu yıl sınava katılacaktır. Yükseköğretim Kurulunun tespit ettiği kurallar ile başladığı yarışın son bölümünde kural değişikliğiyle karşılaşmıştır. Yeni kurallar kızımın durumunda olan öğrenciler yönünden değil, bir yıl sonra üniversite sınavına girecek, yani 2010-2011 yılında sınava girecek öğrenciler yönünden uygulanması gerekir.'
607665
Emeklilik fonları OECD’de getiri lideri
Emeklilik fonları ’de getiri lideriEKONOMİ SERVİSİ Küresel krize rağmen fonları ilk ayda 8.6 milyar liralık fon büyüklüğüne, milyon katılımcı sayısına ulaştı. Fonların getirisi de yüzde 19.2 oldu 27 Ekim 2003 tarihinde başlayan sistemin 6. yıldönümü nedeniyle düzenlenen ve 13 emeklilik şirketinin genel müdürlerinin katıldığı toplantıda konuşan Sistemi Platformu Başkanı “Krizde de sisteme olan katılım arttı. Emeklilik fonları ülkeleri içinde getiride ilk sırada. Daha sonra ve geliyor. Diğer ülkelerin fonları ekside” dedi. ayda 187 bin kişi geldi Uğurlu, 2009 yılının ilk ayında katılımcı sayısında 187 bin kişi, fon büyüklüğünde ise 2.2 milyar TL artış olduğunu, bugüne kadar ulaşılan yaklaşık milyon katılımcı ve 8.6 milyar TL fon varlığının verdiği güç ile büyümenin süreceğini söyledi. OECD ülkeleri içinde emeklilik fonlarının ’ye oranının yüzde 63.4, ’de ise yüzde 1.7 olduğunu belirten Uğurlu, “Dünyada emeklilik fonlarının büyüklüğü 25 trilyon Türkiye’nin alacağı daha çok yol var. Hedefimiz emeklilik fonlarının GSYİH’ye oranını yüzde 20’ye çıkarmak” dedi. Sistemden 1.524 kişi emekli oldu poliçelerini bireysel emekliliğe aktaran 1.524 kişi bağlı oldukları emeklilik şirketlerinden emekli oldu. Sistemin 2020 yılında 5.5 milyon katılımcıya ve 115 milyar TL fon büyüklülüğüne ulaşması öngörülüyor. Aynı yılda, sistemden emekli olmayı hak kazanacak kişi sayısının ise 380 bine ulaşması bekleniyor. Sisteme üye olanların yüzde 72’si 25-44 yaş aralığında. Katılımcıların yüzde 46’sı Marmara Bölgesi’nde, yüzde 33’ü de ’da bulunuyor. Sözleşmelerin yüzde 79’u bireysel, yüzde 21 ise gruba bağlı. Emeklilik fonlarının portföyünün yüzde 69’u kamu borçlanma senedinde, yüzde 15’i repoda, yüzde 10’u hisse senedinde bulunuyor. Yüzde 6’sı ise diğer yatırım araçlarında. Emeklilik fonların portföyünde yer alan sabit getirili menkul kıymetlerin ortalama vadesi 393 gün iken, yatırım fonlarında bu oran 96 gün.
608477
Adli tıp randevusu tecavüzcüleri kurtardı
Adli tıp randevusu tecavüzcüleri kurtardı ORUM Ağır Ceza Mahkemesi’nde, ‘küçük yaştaki kız çocuğuna cinsel tacizde bulunmak’ ve ‘zorla fuhuşa teşvik’ suçlarından haklarında 15 yıldan 75 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan tutuklu sanıklar Erol A. ve Halim Y. ile birlikte dokuz sanığın yargılanmasına dün devam edildi. Geçen ocak ayında meydana gelen olayda, polise giden F.Ş, Erol A.’nın kendisine tecavüz edip fuhuşa zorladığını iddia etmiş, Erol A. ile birlikte küçük kızla ilişkiye girdikleri ileri sürülen kişi tutuklanmıştı. SERBEST BIRAKILDILAR Geçen duruşmalarda, etin K. (41), Kenan Ş. (32), Erdal (48) ve Faruk K. (49) tutuksuz yargılamak üzere serbest bırakırken, Yusuf Ş. (49), Fatih (31) ve Halil T.’nin (41) tahliyelerine karar verildi. Tutuklu sanık Erol A., dünkü savunmasında F.Ş.’nin babası Selim Ş. ile arkadaş olduklarını söyleyerek, “Bana iftira atıyorlar” dedi. Mağdurenin ruh ve beden sağlığının bozulup bozulmadığı yönünde rapor alınması için İstanbul Adli Tıp Kurumu 6’ncı İhtisas Kurulu tarafından 12 Şubat 2010 tarihine randevu verildiğini belirten mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Erol A. ile Halim Y.’yi de serbest bırakarak, tutuksuz yargılanmalarına karar verdi.
608945
Kızıl: Gaziantepspor'un desteklemesi gerek
Gaziantep Lisesi'nde düzenlenen panele katılan Mehmet Kızıl ile teknik direktör Jose Couceiro, futbolcular Julio Cezar De Souza, Olcan, Cenk ve Soner, kendileri ve Gaziantepspor hakkında bilgiler verdikten sonra öğrencilerden gelen soruları yanıtladı. Panelin açılış konuşmasını yapan Gaziantepspor Kulübü Basın Sözcüsü Mehmet Kızıl, ilin takımının Turkcell Süper Lig'de mücadele verdiğini kaydederek, ''Gaziantepspor da bu takımlardan birisi. Gaziantepspor'a her ne şartlarda olursa olsun taraftar desteğinin verilmesi gerekiyor. Burada yaşayan, ekmeğini kazanan herkes Gaziantepspor'u desteklemeli'' dedi. Türk futboluna katkı sağlayacak gençler yetiştirmek istediklerini kaydeden Kızıl, dünyada yaşayan milyon Gaziantepli bulunduğunu söyledi. Gaziantep'te yapılan maçlarda tribünlerin bir türlü dolmadığına dikkati çeken Kızıl, ''Gaziantep'te yaşayan kime sorsanız, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş takımlarını tuttuğunu söyler. Bunun böyle olmaması lazım. Gaziantep'te yaşayanların Gaziantepspor'u desteklemesi gerekiyor'' diye konuştu. Teknik direktör Jose Couceiro da öğrencilerden Gaziantepspor'a destek vermelerini isteyerek, ''Dünyanın her yerinde olduğu gibi burada da gençlere ihtiyaç var. Verilecek desteklerle Gaziantepspor, çok daha başarılı bir konuma getirilebilir. Türk futbolu da dünyada önemli bir sırada bulunuyor. Türk futboluna katkıda bulunmak için genç yetenekler yetiştirmek gerekiyor. Ne kadar genç yetenek yetiştirilirse Türk futbolu daha da yükseklere çıkabilir'' dedi. Futbolcular Julio Cesar De Souza, Olcan, Cenk ve Soner de kendilerini tanıttıktan sonra takımlarıyla ilgili görüşlerini dile getirdiler. Panelin sona ermesinin ardından öğrenciler, futbolculardan ve teknik heyetten imza alma yarışına girdiler. Öğrencilerin hep birden imza almak istemesi üzerine kırmızı-siyahlı futbolcular zor anlar yaşadı.
607894
Denizbank 55 bin çiftçiye kredi dağıttı
Denizbank'ın açıklamasına göre 14 Mayıs-24 Eylül 2009 tarihleri arasında Tarım Bakanlığı işbirliğiyle gerçekleştirilen tarım seferberliği kapsamında 55 bin üretici cep telefonundan kısa mesaj yoluyla kart başvurusu yaptı ve 300 milyon lira finansman kullandı. Üreticilere aya varan vadelerde faizsiz alışveriş kampanyası kapsamında 200 milyon liralık girdi ve yatırım desteği sağlandı. Denizbank Finansal Hizmetler Grubu Başkanı Hakan Ateş, son yılda tarım sektöründe kredili üretici sayısını 163 kat artırarak 250 bine çıkardıklarını, sektöre tahsis ettikleri kredi tutarının da 1,1 milyar lirayı aştığını söyledi. Denizbank'ın, tarım sektörünün ihtiyaçlarına özel olarak tasarlanan şube sayısı yıl sonuna kadar 60'a ulaşacak. 215 şubede ise zirt bankacılığı hizmeti sunulacak.
609064
Yargıtay'dan DTP'ye soruşturma
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Yargıtay'dan DTP'ye soruşturma Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı DTP hakkında soruşturma başlattı YENİ ŞAFAK İNTERNET Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı DTP hakkında soruşturma başlattı
607850
Akraba Toplulukları Başkanlığı kuruluyor
Akraba Toplulukları Başkanlığı kuruluyorÖNDER YILMAZ Ankara Hükümet, lobi çalışmalarını yürütmek üzere Başbakanlığa bağlı “Dış Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı” kuruyor 18 ayrı masadan oluşacak başkanlıklardan biri ’a yönelik olacak. Devlet Bakanı “Bu başkanlık bir anlamda lobi fliyeti yürütecek” dedi. Çelik, başkanlık hakkında şunları söyledi: “Adriyatik’ten seddine kadar Türkleri kapsayacak. Bir de akraba topluluklar var. Boşnak, Azeri gibi. Bürokratik bir yapılanmayı içermeyecek.“
608791
Eksik Fenerbahçe Steaua deplasmanında
UEFA grubundaki üçüncü maçında Steaua Bükreş ile deplasmanda karşılaşacak. Sarı-lacivertlilerde önemli eksikler var. 'de sakatlıkları bulunan Alex, Güiza, Deivid ve Bekir kafilede yer almadı. Hafif sakatlıkları bulunan Fabio Bilica ve Diego Lugano ise Bükreş'e götürüldü. Son antrenmanda sakatlanan Semih Şentürk büyük olasılıkla forma giyemeyecek. Teknik direktör Christoph Daum, "amacımız iyi bir maç oynayıp, iyi bir sonuçla Bükreş'i terk etmek. Bu sezon iyi çalıştık, takımımız iyi durumda. Ben futbolcu olsam, Steaua Bükreş ve maçlarında oynayabilmek için her şeyimi ortaya koyarım" dedi. Daum, Steaua ve maçlarından sakatlıklar yaşamadan çıkmayı umduğunu belirtti. Taraftarlar ve kulübün sahibi Gigi Becali arasındaki gerilim yüzünden huzursuz zamanlar geçiren Romanya temsilcisi Steaua Bükreş grupta oynadığı iki maçta da golsüz berabere kaldı. Steaua Stadı'nda st 20.00'da başlayacak mücadeleyi İskoç hakem Douglas McDonald yönetecek. Maç Smart 42. kanal Euro Futbol'dan ve karasal yayında TNT'den naklen yayınlanacak. Muhtemel 11'ler Steaua Robinson Zapata, Pavel Golanski, Baciu, Ionut Rada, Sorin Ghionea, Banel Nicolita, Juan Toja, Eric Bicfalvi, Janos Szekely, Pantelis Kapetanos, Romeo Surdu Volkan, Gökhan, Lugano, Bilica, Roberto Carlos, Mehmet Topuz, Cristian, Özer, Emre, Andre Santos, Kazım Grubu'ndaki diğer maçta lider Twente, son sıradaki Moldova temsilcisi Sheriff'e konuk olacak.
608038
Fenerbahçe'nin Steau Bükreş onbiri
Alman hoca pazar günü oynayacakları Galatasaray maçından önce Steaua Bükreş maçını düşünmeleri gerektiğini söyledi. Fenerbahçe'nin Alman hocası, "Rakibimiz yetenekli oyunculardan kurulu. Romanya'da 23 şampiyonluğu var. Avrupa'daki başarılarını da iyi hatırlıyorum. Arkadaşım Becali Rumen futbolu için çok şeyler yaptı" dedi. TEK KORKUM SAKATLIKLAR Steaua Bükreş'i birkaç kez izlediğini vurgulayan Daum, "Köln'deyken zaman bu takımda oynayan Goyan'ı transfer etmek istemiştim ama olmamıştı. Amacımız iyi maç oynayıp iyi bir sonuçla Bükreş'ten ayrılmak. Zor bir maç bizi bekliyor. Umarım bu maçta bir sakatlık sorunu yaşamayız. Derbi maçı öncesi eksik kalmak bizi olumsuz etkiler" diye konuştu. SEMİH YİNE SAKATLANDI F.Bahçe'nin dünkü idmanının 5. dakikasında sağ ayak bileğindeki sakatlığı nükseden Semih idmanı yarım bıraktı. Golcü oyuncunun durumu bugün netlik kazanacak. Semih'in forma giymemesi halinde Kazım'ın forvete kaydırılması bekleniyor. Diğer sakatlardan Lugano ve Bilica ise dün yapılan taktik idmanında çift kalede yeraldı. Ligde G.Antep yenilgisiyle sarsılan Fenerbahçe, yaralarını UEFA Avrupa Ligi'nde sarmayı hedefliyor. Sarı-Lacivertliler, Grubu'ndaki 3. maçında Steaua Bükreş ile deplasmanda karşılaşacak. St 20.00'deki maçı İskoç hakem McDonald yönetecek. Takımların sahaya şu onbirlerle çıkması bekleniyor STEAUA BÜKREŞ: ZAPATA BACIU RADA GHIONEA GOLANSKI TOJA NICOLITA ONICAS SZEKELY PLESAN MORENO FENERBAHÇE: VOLKAN GÖKHAN LUGANO BILICA ROBERTO CARLOS CRISTIAN BORONI EMRE KAZIM MEHMET TOPUZ DOS SANTOS SEMİH (ÖZER)
607872
Asker kışlasında Diyarbakırlı meydanda
Asker kışlasında Diyarbakırlı meydandaNAMIK DURUKAN ve Mahmur’dan gelen ’lı grubun ’a gelişleri binlerce kişi tarafından sevinç gösterileriyle karşılandı. Bu sırada askerler kışlalarına, polisler ise karakollara çekildi. ’nin girişindeki güvenlik kontrol noktası da kaldırıldı ve Mahmur’dan gelen ’lı grup ’a gelişleri sırasında, yol üzerinde bekleyen binlerce kişi tarafından sevinç gösterileriyle karşılandı. Grup yol güzergâhından geçtiği sırada askerlerin kışlasına, polislerin ise karakollarına çekildiği gözlendi. Yol güzergâhında hiçbir güvenlik önleminin alınmaması dikkati çekti. ’nin girişindeki güvenlik kontrol noktasının, barış grubunu taşıyan aracın geçtiği sırada kaldırılması dikkati çekti. otobüsünde bulunan Milletvekili, DTP Eşbaşkanı barış gruplarını karşıladığı sırada göz yaşlarını tutamadı. Ayna, “Barış ve özgürlük umutlarımız bir kat daha artı. Sizin bu direnişiniz sayesinde tarihe mal olan bu anı yaşıyoruz. Direnişiniz olmasaydı bu koşullar oluşmayacaktı” diye konuştu. DTP otobüsüyle Diyarbakır’a doğru hareket eden Kandil Grubu’nda bulunan PKK’lılar hiçbir engelleme ile karşılaşmadıklarını ve bunun olumlu bir gelişme olduğunu belirtti. Grubundaki bir kadın PKK’lı da, “Bir grup geldik, halk ayağa kalktı. Dağdakilerin hepsi gelirse tüm ayağa kalkar” dedi. DTP lideri de “Türkiyeli kardeşlerim sakın korkmayın, Kürtlerin özgürleşmesi inanın ki sizin de özgürleşmenizdir” dedi. ‘Bu manzarayı bekliyorduk’ Grupta yer alan, 10 yıldır dağda bulunan Diyarbakırlı Vilayet Yakut, “Bu manzarayı bekliyorduk. Çünkü bu halk özgürlüğe susamış. Buralarda da olsalar onların gözü hep dağlarda. Bundan sonra önemli olan bu sürecin devamı ve diyaloğun önünün açılmasıdır” diye konuştu. 18 yıldır örgütte fliyet gösteren Hamiyet Dinçer de, “Halkla buluşmamız, bütünleşmemiz, içlerine girmemiz, büyük bir coşku ve moral oldu. Böyle bir gelişme sürecin önünü açacaktır. Açılımın gelişeceğine inanıyoruz” dedi. İNCELEME ’ye gelen 34 PKK’lının Cizre, ve Diyarbakır’da karşılanmasıyla ilgili başsavcılıkça inceleme başlatıldı. İncelemenin ardından suç unsuru tespit edilmesi halinde dava açılacağı bildirildi. Öte yandan, serbest bırakılan kişilerle ilgili soruşturmanın özel yetkili savcılarca sürdürüldüğü öğrenildi. Havai fişek atıldı Türkiye’ye gelen PKK’lı grup, Diyarbakır Batıkent Meydanı’nda yüz bine yakın kişi tarafından karşılandı. Gelişleri “Barış elçileri, Kürdistan’ın başkenti Amed’e hoş geldiniz” anonsuyla duyurulan grup, alana üzerinde posteri asılmış DTP otobüsüyle girdi. Sivil kıyafetli olmaları dikkat çeken grup adına konuşan Mehmet Şerif Gençdal, “Savaş yolu çözüm yolu değildir” dedi. Havai fişeklerin atıldığı karşılama sırasında PKK’yı öven türküler seslendirildi. Fotoğraflar:
608037
Galatasaray'ın Dinama Bürkreş onbiri
Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkrd, Dinamo Bükreş ile oynayacakları maça büyük önem verdiklerini söyledi. Sezon başından yana 4-3-3 sistemiyle oynadıklarını belirten Hollandalı çalıştırıcı, sistemi değiştirmeyi düşünmediklerini ifade ederek, ''Çok iyi sonuçlar aldık. Çok iyi oynanan futbol var, atılan goller var. Hiçbir şekilde eleştirilmiyorduk. 4-4-2'ye dönersek orta sahada iki kişi kalacağız ve daha çok sıkıntı olur. Onun için sistem değişmeyecek" dedi. GÖZLER YİNE ELANO'DA Galatasaray'da sezonun en fazla eleştiri alan ismi olan Elano Blumer'in bu akşam Dinamo Bükreş önünde 11'de oynaması bekleniyor. Arda'nın yerine orta alanın ortasında görev yapacak olan Brezilyalı yıldızın nasıl bir performans sergileyeceği herkes tarafından merakla bekleniyor. YILDIZLAR KULÜBEDE! Pazar derbide Fenerbahçe ile karşılaşacak Galatasaray, Avrupa Ligi'ndeki 3. maçında bu akşam Dinamo Bükreş'i konuk edecek. puanla lider olan Aslan, Rumen ekibiyle 22.05'te karşılaşacak. İsveçli Ingvarsson'un yöneteceği maçta, yıldızlar dinlenmesi için kulübede oturacak. Takımların sahaya şu onbirlerle çıkması bekleniyor GALATASARAY: LEO FRANCO SABRİ E.GÜNGÖR (GÖKHAN) SERVET UĞUR MEHMET TOPAL BARIŞ ELANO AYDIN (KEWELL) KEITA NONDA DİNAMO BÜKREŞ: DOLHA SCARLATACHE GOIAN TAMAS DIABETE TORJE D.KONE N'DOYE ALEXE ADRIAN CRISTEA NICULESCU
609608
Kızı dolandırılmamış!
Kızı dolandırılmamış! Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum'un, İstanbul'a gelen kızının bir ticari taksici tarafından dolandırıldığı haberi yalanlandı. Emniyetin araştırması sonrası; Daum'un bizzat Atatürk Havalimanı'na gelerek özel cipiyle kızını Samandıra'ya götürdüğü ortaya çıktı. Gazetenin spor sayfasında yer alan haberde; "Almanya'da yaşayan Daum'un 20 yaşındaki kızı Janine babasını ziyaret için uçakla geldiği Atatürk Havlanı'ndan Samandıra Can Bartu Tesisleri'ne gitmek için bir taksiye bindi. Daum'un kızını taksici 90 lira yerine 250 liraya götürdü" iddiasında bulunulmuştu. Konuyu inceleyen havalimanı emniyeti, 11 Ekim 2009 tarihinde gelen Janine'nin, bizzat Fenerbahçe Teknik Direktörü Christohp Daum tarafından özel bir araçla havalimanından alındığını tespit etti.
609210
Şehit ve gazi yakınlarını inciten karşılama
Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Adana Şube Başkanı Güluçar, dernek binasında gazetecilere yaptığı açıklamada, Mehmetçiğe yıllarca kurşun sıkan terör örgütü PKK üyelerinin zafer kazanmış gibi karşılanmasının şehit aileleri ve terörle mücadelede uzuvlarını kaybeden gazileri kahrettiğini söyledi. Dağdan zafer kazanmış gibi inen teröristlerin terör örgütü yandaşları tarafından çadırlar kurulup zılgıt çekilerek karşılandığını belirten Güluçar, şunları kaydetti: ''Bizler bir kere daha anladık ki terör örgütü bu süreçte üzerine düşen rolü çok iyi oynamaktadır. Pişman olan bir terör örgütü üyesinin profili dışında kendilerine örgüt tarafından verilen bir görevi tamamlamak için geldikleri her hallerinden bellidir. PKK üyelerinin bez parçalarıyla yandaşları tarafından şölen havasında karşılanması bizleri derinden üzmüştür. Bu tablo karşısında şehitlerimizin kemikleri sızlamıştır. Terör örgütünü terörist ilan etmeyip bebek katiline her fırsatta 'sayın' diyenler, kutsal TBMM çatısı altında milletimizin vergileriyle mş alanlar, terör örgütü mensuplarını bayram havasında karşılayıp propaganda malzemesine dönüştürenler şehit ve gazilerimizin kanlarında boğulacaktır.'' Güluçar, açıklama sırasında bir grup dernek üyesinin madalyalarını ve protezlerini yere atarak protestoda bulunduğunu bildirdi. -KOCAELİ- Gebze Gaziler Derneği Başkanı Gazi Emekli Jandarma Astsubay Önder Kılınçaslan, derneğe üye gaziler ve şehit yakınlarının katılımıyla dernek binasında düzenlenen basın toplantısında, Habur Sınır Kapısı'nda teslim olan teröristlerin teslim alınma biçimi, karşılanma şekli ve teröristlerin verdiği ifadeleri eleştirdi. Türkiye'nin gündeminin son günlerde ''açılım furyası'' ile meşgul edildiğini, vatandaşların açılım konusunda hala fikir sahibi olamadığını öne süren Kılınçaslan, şunları söyledi: ''Önce 'Kürt açılımı' denildi ama hala anlayamadığımız Kürtlerin neden açılıma ihtiyaç duyduğudur. Yüzlerce yıldır aynı vatanı paylaşan, yaşadıkları vatan için kardeşleri ile omuz omuza savaşan, birbirlerinden kız alıp veren iki kardeş toplum neden açılacaktır? Ya da Kürt ve Türk kardeşlerin araları açılıp eli kanlı teröristler mi sokulacaktır? Şu anki durum ise daha vahimdir. 'Açılım açılım' denildi, eli kanlı teröristler elini kolunu sallaya sallaya şehit ettikleri Mehmetçiklerin, polislerin yanından yurduma, terör ve terörist destekçilerinin alkışlarıyla yapılan törenle geldi. Ne acıdır ki vatan için evladını şehit veren analar, babalar, bizler, evladımızı şehit eden bu teröristlerin bu şekilde karşılanmasını hazmedemiyoruz.'' Şehit babası İhsan Duyar da teslim olan teröristlerin gazilere, şehit ailelerine nispet yaparak, devletle pazarlık ederek geldiğini, buna izin verenlerden davacı olduğunu söyledi. Teröristlerle girdiği çatışmada bacağını kaybeden Adem Aydın da protez bacağını havaya kaldırarak, ''Bu bacağın hesabını kim verecek? Her şey vatan için. Şehit anne ve babalarının ellerinden öpüyorum. Canımız da onlara feda olsun, biz onların evlatlarıyız'' diye konuştu. -SİVAS- Hakkari'nin Çukurca ilçesinde 1995 yılında vatani görevini yaparken Irak'ın kuzeyine yürütülen operasyonda mayına basarak sağ ayağını kaybeden, dönemden sonra protez ayakla hayatını sürdüren Sivas Şehit Aileleri ve Gazileri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Hızal, dernek binasında şehitlerin kişisel eşyalarının ve fotoğraflarının sergilendiği Şehitler Müzesi'nde, terör örgütü PKK üyelerinin teslim olması sırasında yaşanan görüntülerle ilgili olarak basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 1994 yılından beri terörle mücadele konusunda Türk Silahlı Kuvvetleriyle, emniyetiyle ve hükümetiyle her türlü gayret ve çabayı gösterdiğini ifade eden Hızal, ''30 yıldır şehit vermeye devam ettik. Hükümetin 'demokratik açılım' adı altında yürüttüğü bu tabloda dün yaşadığımız olaylar gerçekten biz şehit ailelerini ve gazilerimizi derinden yaralamıştır'' dedi. Hızal, şöyle devam etti: ''Terörün bitmesi ve bundan sonraki süreçte hiçbir zaman annelerin ağlamaması için bu mücadele devam ediyor ve bu mücadeleye tabii ki bizler gerekli platformlarda ve gerekli açılım noktalarında destek vereceğimizi de söylemiştik ama dünkü tablo bizi gerçekten çok üzdü. Bunları devletimizin gerekli yetkili organları daha farklı bir yöntemle teslim alabilirdi ve bu süreci mlesef birileri siyasi rant haline getirmiş durumda.'' Herkesi sağduyulu olmaya çağıran Hızal, ''Ama bu farklı bir sürece doğru gittiği zaman da buna hem millet olarak hem de biz şehit aileleri olarak, gaziler olarak gerektiği yerde, gereken cevabı vereceğimizi çok iyi bilmelerini istiyoruz'' diye konuştu. -OSMANİYE- Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Osmaniye Şubesi, demokratik açılıma tepki yürüyüşü düzenledi. Bazı sivil toplum kuruluşlarının ve siyasi parti temsilcilerinin de destek verdiği yürüyüş için şehit yakınları ve gaziler, Alibeyli Mahallesi'ndeki dernek binasında toplandı. Grup, Şehit Albay Halil İbrahim Karaoğlanoğlu Parkı, Atatürk Caddesi ve Dr. Sadık Ahmet Caddesi'nden geçerek, slogan atarak Cumhuriyet Meydanı'na kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında, şehit Hanifi Ataş'ın annesi Remziye Ataş fenalık geçirdi. Şehit annesine şehit yakınları ve gaziler yardım etmeye çalıştı. Van'da gazi olan İzzet Korcak, protez ayaklarını meydana fırlatarak ''Alın önce bunların hesabını verin'' dedi. Daha sonra, terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ın fotoğrafları ile sözde PKK bayrağı yakıldı. Irak'ın kuzeyindeki bir operasyonda gazi olan Mustafa Aksu, eylemciler adına yaptığı konuşmada şunları kaydetti: ''Türkiye'de 'Kürt sorunu' diye bir sorun yoktur, PKK sorunu vardır. Parlamentoda 200'e yakın Kürt kökenli milletvekili var. Bu açılım barış getirecekse bu kadar vatan evladının şehit olmasını neden beklediler. Zamanında terör örgütünün isteklerini yerine getirselerdi bu kadar ocak sönmezdi. Şehitlerimizin al bayrağa sarılı tabutları geldiği zaman şehit ailelerinin tamamı 'Vatan sağ olsun' dedi. Biz de vatan için toprağa verdiğimiz evlatlarımızı geri istiyoruz.''
608347
Hyundai'nin karı kat arttı
Güney Kore'nin en büyük otomobil üreticisi 'nin karı, geçen yılla karşılaştığında katına çıktı. Geçen yıl 3. çeyrekte 264 milyar Kore vonu kar elde eden şirket, bu yıl söz konusu çeyrekte 979,2 milyar von (827,3 milyon kar elde etti. Bir yıl önce 6,1 trilyon von olan satışlar ise bu yıl yüzde 33,8 artarak 8,1 trilyon vona ulaştı. Şirketin, küresel otomobil satışları, geçen yılla karşılaştırıldığında yüzde 41 artarak 824 bin 181 adete çıktı. Yılın ayı dikkate alındığında ise satışlar yüzde 7,5 artıp 2,23 milyon adet oldu. 'nin, 3. çeyrekte küresel piyasadan aldığı pay, geçen yılla karşılaştırıldığında yüzde 4,4'den yüzde 5,5'e çıktı. sırasında Güney Kore vonu kurunun düşük olmasından faydalanarak deniz aşırı ülkelerdeki rekabetini artırıyor. Vonun değeri bu yıl 3. çeyrekte karşısında yüzde 14 değer kaybetti.
609523
Ergani'de hastanede yolsuzluk tutuklama
Edinilen bilgiye göre, bir süre önce devlet hastanesinde diş tedavi ve protez merkezinin ihtiyaçlarının karşılanması için açılan ihalede usulsüzlük yapıldığı yönündeki iddialar üzerine sürdürülen soruşturma kapsamında eski başhekim D.Ö, müdür yardımcıları H.A. ve S.K ile firma yetkilisi İ.A gözaltına alındı. Emniyetteki sorgularının ardından kişi, sevk edildikleri mahkemece ihalelere fesat karıştırmak, görevi kötüye kullanmak ve haksız kazanç sağlamak iddiasıyla tutuklandı. Yaklaşık ay önce devlet hastanesinde, diş tedavi ve protez merkezinin ihtiyaçlarının karşılanması için açılan ihalede usulsüzlük yapıldığı yönündeki şikayetler üzerine Ergani Kaymakamlığınca idari soruşturma yapılmış, kaymakamlığın talebi üzerine Sağlık Bakanlığınca görevlendirilen müfettiş iddialarla ilgili inceleme yapmıştı. İncelemenin ardın bazı ihalelerde usulsüzlük yapıldığı belirlenmiş, bunun üzerine eski başhekim ve müdür yardımcıları açığa alınmıştı.
609398
Osmaniye'de 293 öğrenci zehirlendi
Osmaniye Vali Yardımcısı Hayrettin Çiftçi, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Adana'daki İl Kontrol Laboratuvarı'nda yapılan analizlerde, yemeklerden alınan numunelerde iki çeşit mikrop tespit edildiğini söyledi. Çiftçi, yemek firması hakkında adli ve idari soruşturma başlattıklarını, analiz raporlarını da Cumhuriyet Savcılığına sunacaklarını belirtti. Hayrettin Çiftçi, taşımalı eğitim gören öğrencilere yemekleri kumanya ile Osmaniye Öğretmenevi'nden gönderdiklerini, kısa sürede, ihtiyacın şartlara uygun ve hijyenik karşılanması amacıyla yeni bir ihale açılacağını vurguladı. Taşımalı eğitim alan 12 okuldan 293 öğrenci, 16 Ekim'de, "besin zehirlenmesi" şüphesi ile hastanelere kaldırılmış, yapılan tedavilerinin ardından taburcu edilmişti.
608449
Türkiye'de terör kavramı değişti
Türkiye’ye gelen 34 PKK’linin sorgulaması yapıldıktan sonra Türk Ceza Yasası’nın (TCY) “etkin pişmanlık” başlıklı 221. maddesine göre serbest bırakılması üzerindeki tartışmalar sürüyor. TCY’nin TBMM’deki görüşmeleri sırasında Adalet Komisyonu üyesi olan eski CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan, pişmanlık belirtisi göstermeyen PKK’lilere 221. maddenin uygulanamayacağını belirterek “Bu, kanunu zorlamak değil, bile bile uygulamamak olur” dedi. Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süheyl Batum, PKK’lilerin “pişman olmadıklarını” ifade etmelerine karşın serbest bırakılmalarının, TCY’nin 221. maddesiyle bağdaştırılamayacağını söyledi. Batum, “Bir yanda halen suçlarının ne olduğu bilmediğimiz saygın profesörlerin, akademisyerin Ergenekon davası kapsamında aylardır cezaevinde tutulduğuna şahit oluyor, diğer yandan giysileriyle, söylemleriyle çok açık bir biçimde PKK üyesi olduğunu bildiğimiz kişiler neye dayandırıldığı bilinmeden serbest bırakılıyor. Türkiye’de terör kavramının değiştirildiğine katılıyorum” diye konuştu. İstanbul Barosu’nun eski başkanlarından Turgut Kazan da “Son gelen PKK’lilere yönelik farklı uygulama”nın bir hukukçu olarak kendisini rahatsız ettiğini söyledi. 221. madde ne diyor? Türkiye’ye gelen terör örgütü PKK üyesi 34 kişinin pişmanlık göstermemelerine karşın TCY’nin 221. maddesinin nasıl uygulandığı netlik kazanmadı. TCY’nin “etkin pişmanlık” başlıklı 221. maddesi, “Örgüt üyesinin, örgütün fliyet çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz”, “Örgütün fliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde hakkında cezaya hükmolunmaz” hükümlerini düzenliyor. ‘İdari af uygulandı’ TCY’nin TBMM’deki görüşmeleri sırasında Adalet Komisyonu üyesi olan eski CHP milletvekili Eraslan, PKK’lilere 221. maddenin hiçbir şekilde uygulanamayacağını belirterek “Bir devlette en kötü kanundan daha kötü bir şey vardır, da var olan kanunun uygulanmamasıdır. Bırakın örgütün çökmesini sağlayacak bilgi vermeyi, herhangi bir pişmanlık bile göstermemişlerdir. 221. maddenin hiçbir fıkrası uygulanamaz. Çok vahim, anayasal suç işlenmektedir. İdari bir af uygulanıyor. Birtakım siyasi mülahazalarla kanun askıya alınıyor” dedi. ‘Terör kavramı değişiyor’ Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Batum, söz konusu PKK’lilerin, etkin pişmanlık başlığındaki 221. maddeye göre yargılanabilmeleri için pişman olup örgütün suçlarını açıklayarak, örgütün ele geçirilmesine yardımcı olmaları gerektiğini, ancak halihazırda “gelen” kişilerin pişman olmadıklarını, 221. maddeden yararlanmak gibi bir amaçlarının bulunmadığını ifade ettiklerine dikkat çekerek, “Söz konusu PKK’liler, tam tersine örgütün bir üyesi olarak örgüt liderinin talimatlarına uyduklarını ve açılım için geldiklerini ifade ediyorlar dedi. Yargının bu durum karşısında ne yapacağını şaşırmış bir hale geldiğine dikkat çeken Batum, “Yargı gerçekten zor durumda. PKK’lilerin serbest bıraklılmasına ilişkin ‘221. maddenin etkin pişmanlığı uygulayabilmesi ihtimalinin var olması’ gibi bir ibare kullanılıyor. Bunun hiçbir hukuki karşılığı yok” diye konuştu. Kürt açılımına karşı olmadığını ancak mevcut durumun “hukuku zorladığını” ifade eden Batum, “Şu an yaşananlar hukuk devleti açısından utanç verici” değerlendirmesinde bulunarak, özetle şunları söyledi: “Türkiye’de terör kavramının değiştiğine katılıyorum. Bir yanda halen suçlarının ne olduğu bilmediğimiz saygın profesörlerin, akademisyerin Ergenekon davası kapsamında aylardır cezaevinde tutulduğuna şahit oluyor, diğer yandan giysileriyle, söylemleriyle çok açık bir biçimde PKK üyesi olduğunu bildiğimiz kişiler neye dayandırıldığı bilinmeden serbest bırakılıyor. İktidar yandaşı liberal aydınlar da bu duruma sessiz kalıyor. Bu adaletsizlik, insanları hukuktan soğuttuğunu artık anlamamız gerekiyor. Böyle bir durum askeri darbeler döneminde dahi olmamıştır.” ‘Hukuk adına utanç verici’ Eski İstanbul Barosu Başkanı Kazan da Türkiye’de birçok kişinin PKK’ye destek vermek ya da üye olmak iddiasıyla tutuklu veya hükümlü sıfatıyla cezaevinde bulunduğunu anımsatarak, “Adalet söz konusu kişilere bunu reva görürken, ‘üniformasıyla gelen, etkin pişmanlıktan yararlanmayı reddeden insanların’ serbest bırakılması için yapılanlar bir hukukçu olarak beni utandırıyor” değerlendirmesini yaptı. AKP: Karar mahkemenin Adalet Bakanı Sadullah Ergin ise, TBMM’de gazetecilerin konuya ilişkin sorusuna, “Mahkemelerin aldığı kararların ya da savcılıkların vermiş olduğu kararların nasıl olduğunu bana soruyorsunuz. Bunlar, soruşturmalar tamamen savcılıklar tarafından yapılıyor, kararlar mahkemeler ve hâkimler tarafından alınıyor. Dolayısıyla bir bakan olarak benim bu süreçte yapılan yargılamaya şu ya da bu şekilde etki etmem mümkün değil” yanıtını verdi. Kamu vicdanı yaralandı CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bir grup PKK’linin Türkiye’ye gelişiyle ilgili olarak, “Dağdan inen PKK’liler bırakılıyor; PKK’yi övenler, yataklık edenler hapiste. Hukuk sisteminin ayaklar altına alınması kamu vicdanını yaraladı. Karşılama törenleri de kamu vicdanını yaralıyor” dedi. CHP lideri Baykal, dün Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında son gelişmeleri değerlendirdi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kendisiyle görüşme yapmak istemediğine dikkat çeken Baykal, “AKP dün hepimizin gözü önünde cereyan eden olaylarda İçişleri Bakanlığı Müsteşarı’yla, hâkimiyle, savcısıyla devleti oraya gönderdi. İstiyorlardı ki dünkü tabloda PKK’lileri karşılarken sadece AKP’liler olmasın, CHP de orada yer alsın. Biz buna müsde etmedik” görüşünü dile getirdi. Baykal, terör örgütünün çözülmesi ve silah bırakmasını memnuniyetle karşıladıklarını ancak bunun hukuk düzenin tahrip edecek şekilde yapılamaması gerektiğini anlattı. Baykal, şu görüşleri dile getirdi: “PKK çözülme sürecine girmiştir. Ama bu iktidar bunu doğru değerlendiremediği için çok güçlü görüyor PKK’yi ve ona taviz vermek zorunda hissediyor kendini. Bu kişiler hakkında hiçbir yasal işlem yapılmaması kamu vicdanını yaralıyor. Ergenekon diye bir sanal örgüt icat edildi, ona yakın, onunla ilişkisi var diye insanlar tutuklanıyor, PKK terör örgütü olmasına rağmen onun mensupları törenle karşılanıyor. Türkiye’deki hassasiyetleri hiç gözetmeden, şehit analarının, babalarının, yakınlarının duyarlılıklarını hiç dikkate almadan büyük mitingler yapılması, sloganlar atılması hepimizin gözü önünde cereyan etti. Yargıç ve savcıların yasayı istedikleri gibi uyguladıklarına dikkat çeken CHP lideri Baykal, “Böyle bir uygulama olunca yeni bir yasaya da ihtiyaç yok!.. Hukuk sistemindeki tutarsızlıklar, halkın büyük çoğunluğunu dikkate almayan tavırlar AKP’ye büyük bir bedel ödetecektir. Bu kişiler, Öcalan’ı methediyor ve talimatına uyuyor. Suç var ama suçu dikkate almadan bırakıyorsunuz” dedi. 22 Ekim 2009 SİLİVRİ'de ATATÜRKÇÜ ULUSALCI TUTUKLULARIMIZ İÇİN... Alsam elime Türk bayrağımı, giysem tam boy ATATÜRK resmi olan tişörtümü. SERBEST BIRAKIN !! diye meydana çıksam YOKSA, tek başıma kalır, manyak mı bu diye deli gömleği mi giydirilirim..Ya da coplar sırtımda kırılır en az üç ay yatalak olurum, yetmedi gaz bombasıyla komaya sokulurum... ---------- NERDESİNİZ CUMHURİYET MİTİNGLERİNDE TOPLANDIĞIMIZ MİLLET NEREDESİNİZ, İZMİR'DEN ANKARA, ORADAN İSTANBUL CANLA BAŞLA, "SAHİP ÇIKIYORUZ, NE ABD NE AB TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE, TÜRKİYE LAİKTİR LAİK KALACAK",DİYE KOŞTURDUĞUMUZ GÜNLERİ UNUTTUNUZ MU !!! (Pınar Karsayan) dost acı söyler misali,her ne kadar onaylanmasamda. şu an kürt meselesi de dincilik gibi,insana yapılan(eğitim)eksik yatırımlar neticesinde siyasilerin elindedir.fakat din faktöründe millet içiçe yaşadığından siyasi yönlendirmeler tam uygulanamamaktadır. kürt meselesinde ise karşımıza yüzde 70-80 lik gibi bir oran çıkmaktadır siyasilerin yönlendirdiği.tabii biz millet olmamızdan kaynaklanan( bana göre de doğrusu da budur) duygularla işin istediğimiz gibi gelişeceğini düşünmek istemekteyiz.(şehit kanları ile yıkanması ve bir karış toprağın verilmemesi gibi).fakat dediğim gibi karşımızda yıllardır siyasi çıkarlarla eğitimsiz bırakılan bir kitle olduğu için bizim umduğumuzdan farklı bir (kürt siyasilerin insiyatifinde)şekilde gelişmesine hazırlıklı olmak durumunda kalacağımızı tahmin ediyorum.bu duruma etki etmesi gereken anti faktör de kürt bölgeleri dışında yaşayan kürtler olması gerekir fakat artık bunlar bile (belli sebeplerle)bu etkinin dışındadır.yani dış bölgelerde yaşayan kürtler bu potada bir şekilde eriyebilir içeridekiler aynı kalmaktadır.(biraz karışık oldu ama.) (ayhan teymur)
608303
Thomas Doll'un şampiyonluk adayları
Alman teknik adam, muhabirine yaptığı değerlendirmede, şampiyonlukta Fenerbahçe'yi daha şanslı gördüğünü belirterek, ''Şampiyonluktaki favorim Fenerbahçe. Eğer bu konuda bir sıralama yapmak gerekirse, bu takımın ardından Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor'un gelebileceğini söyleyebilirim'' dedi. Doll, ligde mücadele eden Eskişehirspor ve Bursaspor'un da iyi takımlar arasında yer aldığını belirterek, ''Ondan sonrası ise orta sıraları paylaşan takımlardan oluşuyor. Bu ligde herkes herkesi yenebilir'' diye konuştu. -FATİH TERİM'E DESTEK- Alman teknik direktör Doll, bir süre önce istifa eden Fatih Terim'in hem milli takım, hem de kulüpler bazında Türk futboluna büyük katkıları olduğunu kaydetti. Fatih Terim'in neden istifa ettiğini bilmediğini, ancak Terim'in Türk futboluna yaptıklarının belli olduğunu vurgulayan Alman teknik adam, ''Fatih Terim'in uzun bir aradan sonra istifa etmesi ve arkadan gelecek birinin önünü açması onun ne kadar karakterli olduğunu gösterir. Kendisi bu kararı almadan çok düşünmüştür. İyi bir planlama yaparak bu kararı aldığını düşünüyorum. Fatih Terim senelerce milli takımı bir yerlere kadar getirmiş, hem de kulüp bazında iyi şeyler yapmış bir teknik adam. Avrupa üçüncüsü olmaları bir tesadüf değil. Bir noktaya gelince gitmesi gerektiğini, arkasından gelen yeni jenerasyona bu pozisyonu bırakması gerektiğini anlamış. Yetkili kişiler de teknik direktör konusunda neler yapılaması gerektiğini iyi biliyordur. Onlar da millete ve ulusa yararlı olacak teknik direktörü getireceklerdir'' değerlendirmesini yaptı. -TÜRK FUTBOLU VE FUTBOLCUSU- Türk futbolcusunu ''genel anlamda teknik kapasitesini almış, coşkulu, kalpten ve hırslı oynayan bir yapıda'' tanımlayan Thomas Doll, ''Taktiksel anlamda ise çok zfları olduğunu söyleyebilirim. Bu zflarını gidermeleri gerekiyor'' dedi. Turkcell Süper Lig'in (TSL) Türkiye açısından yeterli olduğunu ifade eden Doll, şöyle konuştu: ''Uluslararası arenaya baktığımızda aynı şeyi söylemem mümkün değil. Çünkü dünya futbolunu belli liglerin sürüklediğini biliyoruz. İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya. Bu ülkenin milli takımlarının ve kulüp takımlarının uluslararası arenada ne kadar başarılı olduğunu biliyoruz. Bunların ismi ve önceliği herkes tarafından biliniyor'' diye konuştu. Gençlerbirliği Teknik Direktörü Thomas Doll, TSL'de etkilendiği oyuncular bulunduğunu belirterek, ''Keita ve Arda çabukluğu, hırsı, dinamikliğiyle, Fenerbahçe'den Lugano mücadele hırsıyla, kendi takımımdan kaleci Serdar Kulbilge beni etkileyen oyuncular. Bana göre bir sonraki milli takıma çağrılması gereken kaleci olması gerekiyor'' diyerek sözlerini tamamladı.
608926
Terör gazisi madalyasını yere çarptı
gazisi madalyasını yere çarptıBünyamin YIL/ADANA, KUZEY 'tan gelen 'lıların 'de karşılanış biçimi gazilerin tepkilerine neden oluyor. 'da düzenlenen gösterisinde, yıl önce 'de mayınlı pusuda sol ayağını dizden kaybeden gazi uzman çavuş Selahattin Yağımlı, bir eliyle protezini çıkarıp havaya kaldırdı, diğer eliyle cam muhafaza içindeki Devlet Övünç madalyasını yere çarparak kırdı. Yağımlı, protezi gösterip, “Benim madalyam budur. Bu demir parçası değildir” diye tepki gösterdi. Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Adana Şubesi'ndeki protestoda terörle mücadelede çeşitli uzuvlarını kaybeden gaziler, oluşan tablonun şehitlerin kemiklerini sızlattığını söylerken, Devlet Övünç madalyalarını iade edeceklerini açıkladılar. yıl önce Tunceli'de mayınlı pusuda sol ayağını dizden kaybeden gazi uzman çavuş Selahattin Yağımlı, bir eliyle protezini çıkarıp havaya kaldırdı, diğer eliyle cam muhafaza içindeki Devlet Övünç madalyasını yere çarparak kırdı. Hıçkırıklara boğulan Selahattin Yağımlı, protezi gösterip, “Benim madalyam budur. Bu demir parçası değildir” diye tepki gösterdi. Parçalanan madalyayı Şube Başkanı Mehmet Ersin Gülaçar yerden topladı. yıl önce 'de girilen çatışmada gazi olan uzman çavuş Muhammet Çetin ise plaket içindeki Devlet Övünç madalyasını gösterip, onu artık istemediğini ilan ederken, açılıma destek olarak hükümet tarafından teröristlere ‘Devlete net Madalyası’ verilmesini istedi. ‘Devlete net Madalyası’ başlıklı yazıda, “Üstün bölücülük anlayışı içinde çalışırken, göstermiş olduğunuz, hainlik, ihanet, polis ve askeri şehit ederek, bir çok ailenin ocağına ateş düşürerek, akıttığınız masun insanların kanı ile yapmış olduğunuz başarılı çalışmalarınızın sonucu olarak, hükümetimizin ve milletvekillerinin takdiri ile ‘net Madalyası’ verilerek ödüllendirilmeniz uygun görüşmüştür” şeklinde ifadeler yer aldı. Yazıyı okuyan Çetin, “Altına DTP milletvekillerinden kim imza atarsa atsın. Hangi bakan cesaret edip, imza atabiliyorsa atsın” diye bağırdı. Cebinden kurşun kalem çıkaran Çetin, iki eliyle kalemi kırıp, “'da yapılması gereken buydu. Ama şimdi bizim kalemimizi kırmışlar, bizim” diyerek tepkilerini sürdürdü. Basın açıklamasıyla ortak tepkiyi dile getiren Şube Başkanı Mehmet Emin Gülaçar da yıllarca 'e kurşun sıkan PKK'lı bir grup teröristin zafer kazanmış gibi kahraman edasıyla karşılanmasının şehit ailelerini ve gazileri kahrettiğini söyledi. Mehmet Emin Gülaçar, şunları söyledi: “Bunların kendilerine örgüt tarafından verilen görevi tamamlamak için geldikleri her hallerinden bellidir. PKK’nın bez parçalarıyla şölen havasında yandaşları tarafından karşılanmaları ve bu ortamı bulabilmeleri bizleri derinden üzmüştür. Bu tablo karşısında şehitlerimizin kemikleri sızlamıştır. Binlerce askerimizi ve polisimizi şehit eden, bir kadarının sakat kalmasına neden olan hainlerin gelerek, ‘Biz bir şeye bulaşmadık’ deyip, serbest kalmaları milletimizle resmen alay eden bir görüntüye dönüşmüştür. Yetkili makamlara sesleniyoruz; 'ni yok etmeye çalışan bölücü örgütüne yardım ve yataklık etmeleri suç değil midir? Ellerinde şehitlerimizin kanlarıyla inen hainleri bayram havasında karşılayanları nefretle kınıyoruz. Terör örgütünü ilan etmeyin, bebek katiline her fırsatta ‘sayın’ diyenler, kutsal çatısı altında milletimizin vergileriyle mş alanlar, mensuplarını bayram havasında karşılayıp bu olayı propaganda malzemesine dönüştürenler şehitlerimizin ve gazilerimizin dökülen kanlarında boğulacaklardır.”
609336
Prize çivi sokan çocuk ağır yaralandı
Alınan bilgiye göre, Ofis Mahallesi'nde Canderlik ailesinin çocukları İsa Canderlik (4), odada kimsenin bulunmadığı sırada çiviyi prize sokarak oynamaya çalışırken, elektrik akımına kapıldı. Ağır yaralanan ve ailesi tarafından Siverek Devlet Hastanesine kaldırılan küçük çocuk, buradaki ilk müdahalenin ardından Şanlıurfa'ya sevk edildi.
608489
Türkiye'nin ilk dev akvaryumu ziyarete açıldı
Bayrampaşa'da sekiz bin metrekarelik alan üzerinde kurulan ve yapımı Yeni Zelandalı bir şirket tarafından yaklaşık altı ayda tamamlanan akvaryumda, tatlı su, tuzlu su, okyanus balıkları ve tropikal balıkların yanı sıra beş farklı köpekbalığı türü ve nesli tükenen orfoz da yer alıyor. Akvaryuma ilişkin muhabirine bilgi veren Turkuazoo Pazarlama ve İletişim Müdürü Gülnur İnkaya, akvaryumla çocuklarda denizlerdeki doğal hayatı koruma bilincini geliştirmeyi ve deniz canlılarına ilişkin bilgilendirmeyi amaçladıklarını, bu çerçevede çocuklara yönelik 35'er dakikalık atölye çalışmaları da düzenleyeceklerini aktardı. Akvaryumun Global Aquarium adlı çok uluslu bir şirketin ve onun Türkiye ayağı olan İstanbul Su Dünyası'nın 17 milyon avroluk yatırımı sonucu gerçekleştirildiğini belirten İnkaya, dev akvaryumda yedi kişilik dalgıç kadrosunun gün boyunca akvaryumdaki bölümlerin temizliğini yaptıklarını, ayrıca köpek balıklarını elle, diğer balıkları da yukarıdan yem dökme yöntemiyle beslediklerini anlattı. Köpek balıklarının sanılanın aksine tehlikeli olmadıklarını, dalgıçların rahatlıkla akvaryumun içine girerek yiyecek verdiklerini dile getiren İnkaya, akvaryumda günde yaklaşık 100 kilo yem tüketildiğini söyledi. Dev akvaryuma giriş, tam 25, öğrenci ve 65 yaş üzeri ise 18 lira olarak belirlendi. Akvaryuma 0-3 yaş grubu çocukların girişleri ise ücretsiz olacak. Turkuazoo'nun içinde yer alan akrilik su tünelleriyle balıklar ''onlarla birlikte yüzüyormuşçasına'' 270 derece açıdan izlenebiliyor. 10 binin üzerinde deniz canlısını görme imkanı sunan Turkuazoo'da, dünyanın en uzun su altı tünellerinden biri de yer alıyor. 80 metre uzunluğundaki iki duvarı ve tavanı tamamen akvaryum olan tünelde, yürüyen bant üzerinde sadece balıkları izleyerek dolaşma imkanı da bulunuyor.
608563
Etiyopya uçağında domuz gribi paniği
Etiyopya uçağında domuz gribi paniği Türk Hava Yolları'nın (THY) Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'dan dün İstanbul'a gelen TK 1147 sefer sayılı uçağında domuz gribi paniği yaşandı. Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'dan dün gece st 01.10'da İstanbul'a hareket eden uçakta, st 05.30 sıralarında bir yolcunun, ''doktor istiyorum'' diyerek bağırması üzerine, uçakta doktor olup olmadığı anons edildi. Uçakta bulunan Dr. Hayri Gözlükgiller, hasta olduğunu belirten yolcuyu muayene ettiğinde domuz gribi şüphesiyle kabin yetkililerini uyardı. Kabin yetkilileri, yolculara hemen maske ve eldiven dağıtarak, yolcunun bulunduğu koltuktan uzaklaşmalarını istedi. Yolcular, ön koltuklara geçirildi ve uçağın içi ilaçlandı. Atatürk Havalimanına 06.40'da inen uçakta, yolcular, hastanın uçaktan çıkarılmasını beklemeleri konusunda uyarıldı. Uçağa Sağlık Bakanlığı'nın doktorunun gelmesi ve domuz gribi şüphesi bulunan yolcunun uçaktan indirilmesinden sonra, yolcuların uçaktan inişine izin verildi. Görevlilerin domuz gribi şüphesi dolayısıyla bagajlara dokunmak istememesi üzerine Addis Ababa'dan İstanbul'a gelen yolcular, uzun süre bagajlarını alamadılar. Sağlık Bakanlığı ekibinin görevlileri ikna etmesinin ardından bagajların taşınması işlemi gerçekleşti ve yolcular bagajlarını aldı. Karantinaya alınan domuz gribi şüphelisi hastanın, gün önce Almanya'dan Etiyopya'ya geldiği öğrenildi. ''UÇAK PERSONELİNİN EĞİTİLMESİ GEREKİR'' Uçakta bulunan ve Ümit Hekimleri Derneği'nin davetlisi olarak Etiyopya'ya sağlık hizmeti vermek üzere giden Büyükçekmece Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Kadir Göktürk, domuz gribi şüphesi bulunan hastaya maske verilmeden yolculara maske ve eldiven dağıtılmasının yanlış olduğunu söyledi. Göktürk, uçak personelinin bu tür vakalar karşısında ne yapılması gerektiği konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıklarını ve personelin uzmanlar tarafından eğitilmesi gerektiğini kaydetti. Kendilerine maske ve eldiven dağıtılan yolcuların eldivenle tuvalete girip çıkmalarının yanlış olduğunu ifade eden Göktürk, bu tür vakalar karşısında kabin ekibinin ve yolcuların nasıl davranmaları gerektiği hususunda bilgi eksikliği yaşandığını ifade etti.
609137
Yasa Dışı Bahise Karşı Pankart
Yasa Dışı Bahise Karşı Pankart Spor Toto Teşkilatı, Turkcell Süper Lig takımlarının 10. hafta maçlarına yasadışı bahise karşı pankartla sahaya çıkılacağını belirtti. Spor Toto Teşkilatı'ndan yapılan açıklamada, Turkcell Süper Lig takımlarının 10. hafta maçlarına yasadışı bahise karşı pankartla sahaya çıkacağı belirtildi. Spor Toto Teşkilat Başkanlığı, bahis oyunu "İdd"nın marka değerini korumak ve iştirakçilerini yasadışı bahis konusunda bilinçlendirmek amacıyla Kulüpler Birliği Vakfı ile ortak bir çalışma yapacağını açıkladı. Teşkilattan yapılan açıklamaya göre, Turkcell Süper Lig'de bu hafta sonu oynanacak 10. hafta karşılaşmaları öncesi 16 takımın sahaya "Yasadışı bahise son... Türkiye Kazansın... Var mısın?" içeriğini taşıyan pankartla çıkacağını bildirdi. Yasadışı bahise karşı Spor Toto Teşkilatı'nın mücadelesinin süreceğinin kaydedildiği açıklamada, yasadışı bahis oynatarak, kulüplerin isimleri üzerinden milyar dolarları bulan kazanç elde eden çok sayıda internet sitesinin ve bahis bayisinin kapattırıldığı da ifade edildi.
609161
İSMEK kursiyerleri, dünyaca ünlü modacılarla çalışacak
İstanbul'da 23-25 Ekim 2009 tarihleri arasında gerçekleşecek Fashionable İstanbul etkinliği kapsamında, 25 Ekim Pazar günü Dolmabahçe Saray Meydanı'nda "Genç Tasarımcılar Defilesi" düzenlenecek. Defilede, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitimi Kursları (İSMEK) kursiyerleri, tasarımlarını dünyaca ünlü modacılara gösterme imkânı bulacak. Ve bu gösteride beğenilen genç tasarımcılara; etkinliğe katılan beş markanın her biri, en az bir öğrenciye Milano'da yaşama, eğitim görme ve şirketlerinde staj imkânı sunacak. 30'a yakın öğrenciye verilen bu fırsat ile Türk markaları dünyaya açılma fırsatı bulacak. İSMEK öğrencileri, "Genç Tasarımcılar Defilesi"ne çok kısa bir sürede ortaya çıkardığı 13 kıyafet ile katılıyor. 30 kıyafet arasından seçilen bu 13 kıyafet, ünlü İtalyan mankenlerin sunumuyla podyuma taşınacak. İSMEK tasarımlarını; stilistlik, modelistlik, giyim, kumaş boyama, folyo, takı tasarımı, deri hazır giyim gibi pek çok branş kullanarak gerçekleştirdi. Dolmabahçe Saray Meydanı'nda st 'da gerçekleşecek "Genç Tasarımcılar Show"una, İstanbul, nazar boncukları, kuraklık, hayvan desenleri, dilek ağacı, toprak gibi kavramsal ve somut yaklaşımlarla oluşturduğu temalar ile katılan İSMEK, modelleri trendler doğrultusunda modernize ederek, özgün bir yapı içinde tasarladı. Buna bağlı olarak ham kumaşlarda Ödemiş ipeği, ipek tül, keçe, deri, Abraham, Rize bezi gibi kumaşlar kullanılırken, tasarımlar; aksesuar ve takı çalışmaları ile zenginleştirildi.
609090
DTP’den Yargıtay soruşturmasına tepki
’den soruşturmasına tepkiFerit ASLAN/DİYARBAKIR, Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın, ve Mahmur’dan gelen 34 'lının karşılanması sırasında, posterlerinin taşınmasıyla ilgili hakkında soruştu açmasına ilk tepki DTP Grup Başkanvekili ve Milletvekili ile Diyarbakır Milletvekili ’tan geldi. Partileri hakkındaki soruşturma haberini medyadan duyduğunu söyleyen DTP Grup Başkanvekili ve Diyarbakır Milletvekili Demirtaş, “Zannedersem soruşturma, ’nde devam eden DTP’nin kapatma davasına ek delil olarak sunulacak. Soruşturmaya bir anlam veremedim. DTP’ye soruşturma açılacağına, bu süreci tıkayan ve ’ye açılsaydı daha iyi olurdu” dedi. DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk da, soruşturmalık bir konu olmadığını savunarak, ve Diyarbakır’daki kitleyi DTP organize etmemiştir. Kitle kendiliğinden gelmiştir. Bu olumlu gelişmedir. İnsanlar barışa olan özlemlerini haykırmışlardır. Soruyturmanın mantığını anlamak mümkün değil” dedi.
607931
Dönüş sürecinde bu kadar abartı olmamalı
Arınç, üniversite açılışı için geldiği Şırnak'ta Vali Ali Yerlikaya'yı makamında ziyaret etti. Sürecin gövde gösterisine dönüştürülmemesi gerektiğini vurgulayan Arınç, "Buralardan bir siyasî rant elde etmek, bunları Türkiye'nin birlik ve huzurunu zedeleyebilecek davranışlar olarak abartı olarak büyütmek doğru değil. İlk gelişlerde, karşılanışlarda abartıdan, üzüntü yaratabilecek aşırı davranışlardan kaçınmak gerekiyor." dedi.
609241
Fransa’da Müslüman mezarlığına saldırı
’da mezarlığına saldırı ’nın kuzeybatısındaki Manche bölgesinde bulunan Montjoie-Saint-Martin kasabasındaki belediye mezarlığında, Müslümanlara ayrılan bölümde mezar taşı tahrip edildi. ’na Fransız ordusundaki birliklerde katılan Faslıya ait olduğu belirtilen mezar taşlarının üzerine, ırkçı sembollerinin çizildiği bildirildi. Cumhurbaşkanı bugün yaptığı yazılı açıklamada, saldırıyı nefretle kınadığını bildirdi. Sarkozy açıklamasında, yetkililerden suçluları en yakın zamanda yakalayarak, adalete teslim etmelerini istedi. Fransa’da muhalefetteki Sosyalist Parti ve ırkçılıkla mücadele derneği de, yaptıkları açıklamalarla saldırıyı kınadı. Fransa’da son olarak 2008 yılının Aralık ayında Arras kasabasındaki askeri mezarlıkta, Müslümanlara ait çok sayıda mezar taşı, üzerine ırkçı sloganla çizilerek tahrip edilmişti.
608576
ÖSYM sınav başvuru tarihlerini belirledi
ÖSYM sınav başvuru tarihlerini belirledi Üniversiteye giriş için ilk aşama olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı'na (YGS) başvurular 11 Ocak-12 Şubat 2010, ikinci aşama Lisans Yerleştirme Sınavı'na (LYS) başvurular 3-14 Mayıs 2010 tarihleri olarak belirlendi. ÖSYM, 2010 yılı sınav takvimini ve ücretlerini belirledi. Buna göre, 11 Nisan 2010'da gerçekleştirilecek YGS'ye 11 Ocak-12 Şubat 2010 tarihleri arasında başvurular alınacak. Adaylar YGS için 35 lira ücret ödeyecek. İkinci aşama olan LYS'nin başvuruları da 3-14 mayıs 2010 tarihleri arasında yapılacak. Adaylar katılacakları her bir LYS için 20'şer lira ödeyecek. LYS-1 (Matematik-Geometri), LYS-5 (Yabancı Dil) 19 Haziran, LYS-4 (Sosyal Bilimler) 20 Haziran, LYS-3 (Edebiyat-Coğrafya) 26 Haziran, LYS-2 (Fen Bilimleri) 27 Haziran'da gerçekleştirilecek. Öğrenciler bu sınavlar için lise müdürlükleri ile ÖSYM sınav merkezi yöneticilikleri ve ÖSYM'nin internet sitesinden başvuru yapabilecekler. KPSS ÖSYM gelecek yıl lisans, ön lisans ve ortaöğretim mezunları için KPSS düzenleyecek. Lisans mezunları için 10-11 Temmuz 2010'da, ortaöğretim ve ön lisans mezunları için 26 Eylül 2010 tarihlerinde KPSS yapılacak. Lisans adayları 10-21 Mayıs 2010, ortaöğretim ve ön lisans adayları 31 Mayıs-2 Temmuz 2010 tarihleri arasında başvuru yapabilecek. Lisans mezunları 1. oturum için 35 lira, 2. oturum için 55 lira, 3. oturum için 75 lira, dördüncü oturum 95 lira ödeyecek. Ön lisans ve lise mezunları ise 35 lira sınav ücreti alınacak. DİĞER SINAVLAR ÖSYM gerçekleştireceği diğer sınavların tarihlerini ve ücretlerini de açıkladı. Buna göre, Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı'nın (KPDS) ilkbahar dönemi Mayıs 2010'da ve sonbahar dönemi Kasım 2010'da gerçekleştirilecek. Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı'nın (ÜDS) ilkbahar dönemi 21 Mart 2010, sonbahar dönemi Ekim 2010'da yapılacak. Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitime Giriş Sınavı'nın (ALES) ilkbahar dönemi Mayıs 2010, sOnbahar dönemi 21 Kasım 2010'da gerçekleştirilecek. KPDS, ÜDS ve ALES'in sınav ücretleri 40'ar lira olarak belirlendi. Tıpta Uzmanlık Sınavı'nın (TUS) ilkbahar dönemi 17-18 Nisan 2010, sonbahar dönemi ise 18-19 Eylül 2010 yapılacak. Adaylar bu sınav için 60'ar lira ödeyecek. Dikey Geçiş Sınavı 'da Temmuz 2010'da düzenlenecek. Bu sınavın ücreti de 50 lira olacak.
609301
Güler: Gerekirse okullar tatil edilebilir
İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul'da domuz gribi vakalarına ilişkin, ''Bugün alınacak tahlil sonuçlarında aynı sınıfta bir temas durumu söz konusu olduğu ortaya çıkarsa, böyle bir şey diğer öğrencilere de yansıyacak anlamına gelir ki, bunun tedbirini tatil şeklinde alırız'' dedi. İstanbul Valiliğinde basın mensuplarına domuz gribiyle ilgili açıklama yapan Güler, dün akşam itibariyle 13 okulda 16 öğrencide H1N1 virüsü saptandığını hatırlatarak, evlerinde tedavi gören öğrencilerin tedavilerinin tamamlanmak üzere olduğunu bildirdi. Domuz gribinden bugüne kadar İstanbul'da hayatını kaybeden kimse olmadığını, şu anda da bu hastalıktan dolayı kimsenin hastanede yatmadığını vurgulayan Güler, 30 Nisandan bugüne kadar 1300'e yakın vaka üzerinde çalışıldığını, bunların 270'inde H1N1 virüsüne rastlandığını söyledi. Güler, referans laboratuvarı olan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Laboratuvarında 60'a yakın örneğin tetkiklerinin sürdüğünü belirterek, tahlillerin büyük kısmının bugün sonuçlandırılacağını ve oradan alacakları sonuçlara göre de durumu yeniden değerlendireceklerini bildirdi. H1N1 virüsünün tespit edildiği öğrencilerden 4'ünün aynı okuldan olduğunu, diğer okulda 2'şer, okulda da birer öğrencide virüs görüldüğünü kaydeden Güler, sözlerine şöyle devam etti: ''Bir yayılma riski yok, ama okullardan aynı sınıflardan, temas içinde olduğunu gösterecek yeni vakalar gelirse durumu değerlendiririz. Bir okulumuzda böyle bir ihtimalden bahsediliyor. Bugün alacağımız tahlil sonuçları da bunu bize gösterecek. Gerektiğinde kapatma tedbirlerini alırız. Ama şu anda böyle tedbire ihtiyaç görmedik. Bugün alınacak tahlil sonuçlarında aynı sınıfta bir temas durumu söz konusu olduğu ortaya çıkarsa, böyle bir şey diğer öğrencilere de yansıyacak anlamına gelir ki, bunun tedbirini tatil şeklinde alırız.'' -HASTALIĞA KARŞI ALINMASI GEREKEN BASİT KURALLAR İstanbul Valisi Muammer Güler, domuz gribine karşı alınacak tedbirlerin belli olduğunu, 'bunların ellerin sık sık sabunla yıkanması, tokalaşma ve öpüşmekten kaçınılması, kapalı ortamların sürekli havalandırılması ve özellikle okullarda merdiven tırabzanlarının, elektrik düğmelerinin, muslukların, masa ve sıraların sürekli dezenfekte edilmesi olduğunu'' anımsattı. Güler, İstanbul'da artık son zamanlarda yurt dışı öyküsü olmayan vakaların da ortaya çıktığına işaret ederek, bu konunun üzerinde dikkatle durulması gerektiğini kaydetti. Sağlık Bakanlığı Pandemi İzleme Kurulunun aldığı kararına göre, ''eğer kümelenme söz konusuysa, aynı sınıfta birden fazla veya okulda belli bir sayıda virüsün bulaştığı hasta varsa ya da okullarda devamsızlık oranının artması halinde zaman kapatma tedbirinin düşünüleceğini'' dile getiren Güler, bugün yapılan 60'a yakın tahlilden çıkan sonuçlarda aynı okullarda kümelenme olup olmadığının anlaşılacağını bildirdi. Vali Güler, ''Velilere söyleyeceğim şudur, grip şüphesi olan veya grip olan çocuklarını asla okula göndermesinler'' dedi. Vatandaşların resmi olmayan haberlere itibar etmemelerini isteyen Güler, bilgileri paylaştıklarını, yeterli personel ve stokun bulunduğunu, tahlil için de hastanelerde gerekli aparatların mevcut olduğunu sözlerine ekledi.
609181
Büyükşehir'e İtalya ve Polonya'dan misafir
Büyükşehir'e İtalya ve Polonya'dan misafir Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili İlyas Şeker, 'Dünyayı Değiştiren İnsan' projesi kapsamında Kocaeli'ye gelen İtalyan ve Polonyalı gençleri makamında kabul etti. YENİ ŞAFAK KOCAELİ 'Dünyayı değiştiren İnsan' projesi kapsamında ülkelerin dil ve kültürlerini öğrenmek için ülkelerarası değişim projesi kapsamında Kartepe Hacı Salim Karslı İlköğretim Okulu'na gelen İtalya ve Polonyalı öğrenciler Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan vekili İlyas Şeker'i makamında ziyaret etti. Başkan Vekili İlyas Şeker kendisini ziyaret eden yabancı gençlere teşekkür ederek, Büyükşehir Belediyesi olarak gençlere yönelik yapılan yatırımları ve hizmetleri anlattı. MEVSİM KOCAELİ Kocaeli'nin geçmişte birçok medeniyete başkentlik yaptığını söyleyen Başkan Vekili Şeker, “Kocaeli tarihi ile doğası ile Türkiye'nin en güzel ilerinden biri. Göreve geldikten sonra çevreye daha fazla önem vermeye başladık. Yaptığımız çevre düzenlemeleri ve ağaçlandırma çalışmalarıyla Kocaeli'ni yeşil bir görünüme kavuşturduk. Cumhurbaşkanımız da bu çalışmaları takdir ederek diğer illere örnek gösterdi. Kocaeli dört mevsimin yaşandığı ender illerden. Yazın Kandıra'da sahilleriyle kışın ise Kartepe'de kayak merkeziyle Kocaelilere turizmin her mevsimini yaşatıyor”dedi.
608564
UEFA'dan övgü
UEFA'dan övgü UEFA'nın resmi internet sitesi dün akşam oynanan Wolfsburg- Beşiktaş karşılasına geniş yer ayırdı. "Beşiktaş Wolsburg baskısına dayandı" başlığıyla verdiği haberde "Beşiktaş Wolfsburg deplasmanında oynadığı mücadeleci futbolun ardından sezonun ilk Şampiyonlar Ligi puanını aldı" dedi. Erken şans Siyah-beyazlı ekibin kalecisi Rüştü Reçber'in zamanlama hatasıyla boşa çıktığı topu Ricardo Costa üstten auta gönderdi. Öncesinde savunmandan kaçan Edin Dzeko yakaladığı fırsatta daha önceki maçta Manchester United filelerini sarstığına benzer bir pozisyonda hedefi tutturamadı.
609217
Beykoz'da kişinin öldürülmesi: gözaltı
Alınan bilgiye göre, Beykoz Ortaçesme Mahallesi'nde geçen Mart ayında silahlı saldırı sonucu Nusret Ceylan ve Musa Uygun'un öldürülmesi olayına yönelik çalışmalarını sürdüren Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Dursun Ö. ve Melek S'yi Üsküdar'da gözaltına aldı. Yapılan aramada Dursun Ö'nün üzerinde cinayette kullanılan tabanca ele geçirildi. Emniyet Müdürlüğünde sorgulanan Dursun Ö'nün ifadesinde, Nusret Ceylan ve Musa Uygun ile aralarında uyuşturucu anlaşmazlığından çıkan kavga sonucu, tabanca ile öldürdüğünü itiraf ettiği belirtildi. Zanlı Dursun Ö'nün, Nisanda, kendisine para vermeyen dedesinin Beyoğlu Gümüşsuyu'nda bulunan evini kurşunladığı, Ekimde de Hüseyin D. adlı bir kişiyi silahla ayağından yaralamaktan arandığı belirtildi. Poliste işlemleri tamamlanan Dursun Ö. ile sevgilisi Melek S'nin Beykoz Adliyesine sevk edildikleri kaydedildi.
609516
Çelik yelek giyecekler!
Çelik yelek giyecekler!2010 yılında Güney 'da düzenlenecek olan 'na katılacak olan Alman milli takımı için özel koruma önlemleri alınacak Günay 'daki yüksek suç oranları nedeniyle Alman Futbol Federasyonu'nun (DFB) milli takımın kalacağı ''Velmore Grande'' otelini korumak için ek olarak 20 koruma daha götüreceği ifade edildi. Otelde 25 Ekimden sonra incelemelerde bulunacak olan DFB'nin güvenlik sorumlusu Helmut Spahn, planlanandan çok daha fazla personele ihtiyaç duyacaklarını belirtti. Oyuncuların otel dışına çok fazla çıkmayacakları, otel dışına çıktıklarında da çelik yelek giyecekleri ve kendilerine silahlı korumaların eşlik edeceği kaydedildi.
609220
Rahim kanserinde erken teşhis önemli
Rahim kanseri nasıl bir hastalıktır? Öncelikle rahim kanserini ikiye ayırmak lazım. Rahimin iç dokusundan kaynaklanan bir tür kanser türü ve rahim ağzı kanseridir. İkisinin de oluşumları, seyirleri ve tedavileri farklıdır. Halk arasında daha çok sık görülen rahim ağzı kanserinden bahsetmek istiyorum. Rahim ağzı kanseri, meme kanserinden sonra dünyada kadınlar arasında görülen ikinci kanser türüdür. Daha çok 35-55 yaş arası görünmekte. Belirtileri daha erken yaşlarda da başlayabiliyor. Rahim ağzı kanseri Homo papilloma denilen bir virüsün hücresel değişikliklerinden kaynaklanmaktadır. Dünyada yaklaşık 630 milyon kadar rahim ağzı kanseri hastası bulunduğu söylenmekte. Bu virüs öncelikle genital bölgede bir siğil olarak başlayabiliyor. Rahim ağzı kanserinde bazı öncül lezyonlar oluşturuyor. Siğil ile başlayıp hücresel değişiklik ile devam edebiliyor. Yıllar içerisinde tedavi edilmez ise bu değişikliklerin bir kısmı rahim ağzı kanserine dönüşebiliyor. Rahim kanseri ise rahmin iç tabakasından gelinen bir kanser türü. Daha çok 45 yaş üstü bayanlarda görülebiliyor. Bu kanser türünde de rahim içindeki tabakanın kalınlaşması, bölgede kanser hücrelerinin bulunması olarak görülebiliyor. Bu kanser türlerinde orta yaş ve üstü riskli gruplar olarak görülebiliyor. Rahim ağzı kanseri için tarama yöntemleriyle genç yaşlarda rahim ağzı kanserinin öncül lezyonları dediğimiz hücresel değişiklikleri saptıyoruz. Ama bu değişiklikleri kesin olarak kansere gidecek olarak algılanmaması ama önlemlerinin de alınmasını tavsiye ediyoruz. İlaç tedavisi bu kanser riskini azaltıyor mu? Her iki kanser türü için kesin olarak ilaç tedavimiz yok. Rahim azığı kanserinde yayılma durumuna göre cerrahi tedavi, eğer cerrahi tedavide sonuç vermez ise radyoterapi, kemoterapi ile tedaviyi sürdürüyoruz. Obezite ile rahim kanseri arasında herhangi bir ilişki var mı? Evet, var ancak her obez olan kişide rahim kanseri olacak diye bir durum yoktur. Ama rahim kanseri olan hastaların büyük çoğunluğu obez kişiler. Genler ile ilgili bağlantısı var mı? Rahim ağzı kanserinde çok sık rastlanmıyor ancak rahim içi kanserinde ailesel bir kökeni bulunuyor. Kişideki diğer hastalıklar kadın hastalıklarına sebebiyet verebiliyor mu? Bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklar, adet düzensizliği ve guatr gibi hormonel rahatsızlıklar enfeksiyonların oluşmasına sebebiyet verebiliyor. Miyom nasıl bir hastalıktır? Miyom düz kas dokusundan kitlelerdir. Büyük çoğunlukla iyi huylulardır. Oluşma nedenleri ise belli değil. Miyom hastalığının tedavisi cerrahidir. Miyom’un belirtileri kanama, ağrı ve kanama düzensizlikleridir. Hiçbir sorunu olmaksızın rutin kontrole gelen hastalarımızda da Miyom görülebiliyor. Miyomun yeri kötü bir yerde değil ise, hastanın bir şikayeti yoksa ultrason ile tanı koyabiliyoruz. Gebe kişilerde Miyom’a rastlandığında tedavisi ne şekilde oluyor? Gebelikte Miyom’u ilk önce seyrini takip ediyoruz. Genelde bebeğe zararı olmuyor ancak bulunduğu yere göre erken doğuma veya düşüğe sebebiyet verebiliyor. Eğer rahim ağzında ise normal doğuma engel olabiliyor. Miyom’un yerine ve boyutuna göre gebelikte risk oluşturabiliyor. Son olarak neler eklemek istersiniz? Rahim ağzı kanseri çok sık olarak rastlanıyor. Hiçbir şikâyeti yoksa bile kişiler rutin testlerini yaptırsınlar. Doktora gelmekten korkmasınlar.
608481
Domuz gribinde bu belirtilere dikkat!
Domuz gribinin normal griple aynı şekilde bulaştığını belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Yılmaz, grip virüslerinin insandan insana öksürük, hapşırma ve temas yoluyla geçtiğini ifade etti Virüslü ortam, eşya, atık veya materyalle temastan sonra, eller ağız ya da buruna götürüldüğünde de hastalık bulaşabildiğine dikkat çeken Yılmaz, "Hastalar virüsü, belirtileri başlamadan gün öncesinden belirtilerden sonra bir hafta daha bulaştırmaya devam ederler. Öksürük ve hapşırmayla çevreye yayılan damlacıklardaki virüsler, ne kadar süreyle canlı kalabileceğini etkileyen ısı, nem oranı, yüzey niteliği gibi pek çok faktör söz konusudur. Bu nedenle hasta karantinaya alınmalı temas edenlerde maske kullanmalı sık el yıkayarak hijyene dikkat edilmelidir." dedi. Domuz gribi belirtileri hakkında da bilgi veren Uzman Dr. Yılmaz, domuz gribinin belirtilerinin diğer griplerle benzerlik gösterdiğini ifade etti. Yılmaz, virüslü ortamla temasta bulunanlarda gün içinde 38 dereceyi geçen ateş, boğaz ağrısı, halsizlik, ishal, kusma, kas ağrıları gibi gribal şikâyetler görülebileceğini bildirdi. Domuz gribi şikâyetlerinin normal grip, soğuk algınlığı, bronşit veya zatürre gibi hastalıklarla benzer belirtiler gösterdiğini vurgulayan Yılmaz, bu gibi şikâyetleri olanların hemen paniğe kapılmasına gerek olmadığını kaydetti. Riskli teması olanların koruyucu ilaç tedavisi almasının faydalı olacağını aktaran Yılmaz, "Hastalık hafif belirtilerle ayakta da atlatılabilir. Çocuklarda hızlı veya zor nefes alma, huzursuzluk, vücutta solgunluk ya da morarma beslenememe, uyarılara cevapta azalma ve uykuya meyil, ateşle beraber döküntü gibi belirtilerin acil durumu gösterir." diye konuştu. DOMUZ GRİBİNDEN KORUNMA YOLLARI Domuz gribinden korunma yolları hakkında da bilgi veren Dr. Hızır Yılmaz, grip virüsünün yayılmasını önlemek için, yüzeylerin (masalar, kapı kolları, banyo yüzeyleri, mutfak tezgâhı, oyuncaklar gibi) günlük temizlikte kullanılan deterjanlarla temizlenmesinin yeterli olduğunu söyledi. Hastalıkla ilgili uyarılarda bulunan Yılmaz, gripten korunma yollarını ise şöyle sıraladı: "Öksürme ve hapşırma sırasında ağzınızı ve burnunuzu bir mendil ile kapatın. Mendilinizi kullandıktan sonra çöp sepetine atın. Öksürdükten ve hapşırdıktan sonra ellerinizi bol sabun ve suyla en az 15-20 saniye yıkayın. Su ve sabuna ulaşılamıyorsa alkol içeren el yıkama antiseptikleri de etkilidir. Kirli ellerinizle gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza dokunmayın. Domuz gribine yakalanırsanız, belirtilerin başlamasından gün sonrasına ya da belirtilerinizin tamamen geçmesinden bir gün sonrasına kadar evde istirahat edin. Hastalığın bulaşmaması için çevrenizdeki kişilerden uzak durun. Gerekirse maske takın. Bulunduğunuz mekânı sık sık havalandırın."
607905
AnadoluJet, Kıbrıs'a da uçacak
25 Ekim'de başlayacak kış tarifesi ile Ankara-Kıbrıs direkt uçuşları da hayata geçirilecek. Ayrıca Muş, Çorlu, Erzincan, Adıyaman ve Hatay'dan da Kıbrıs'a haftanın her günü sefer yapılacak. İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan Erzurum, Konya, Trabzon, Elazığ ve Diyarbakır seferleri kasım ayı içinde filoya katılacak yeni uçaklarla gerçekleştirilecek.
609165
Çin, korsanların kaçırdığı gemi için askeri operasyon düşünüyor
Pekin yönetimi, pazartesi günü Somali açıklarında kaçırılan 25 mürettebatlı De Xin Hai adlı kömür taşıyan kargo gemisini kurtarmak için askeri operasyon seçeneğinin masada olduğunu bildirdi. Çin Savunma Bakanlığı Dış İlişkiler Direktörü Tümgeneral Qian Lihua, Pekin'de düzenlenen Çin-ABD ilişkileri konferansında gazetecilere yaptığı açıklamada, söz konusu geminin kurtarılmasının çok zaman ve çaba gerektirdiğini söyledi. Qian, gelişmelere göre askeri operasyon ya da müzakere yoluna gideceklerini anlattı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ma Zhaoxu (Ma Caoşü) de bugün düzenlenen olağan basın toplantısında Çin'in söz konusu gemiyi kurtarmak için elinden geleni yapacağını dile getirdi. Çin Günlüğü gazetesi de, Çin Askeri Bilimler Akademisi uzmanı Zhao Xiaozhuo'un, Çin'in uzak denizlerde kaçırılan gemi için askeri operasyon yapma hakkına sahip olduğunu ancak geminin karaya ulaşmasının ardından bunun mümkün olmayacağı görüşüne yer verdi. Korsanların, operasyon yapılması halinde gemi mürettebatını öldürecekleri tehdidinde bulunduğu da ifade edildi. ÇİN İLE HİNDİSTAN ARASINDA ŞİMDİ DE DALAY LAMA KRİZİ Son zamanlarda sınır sorunları nedeniyle aralarında sorun yaşayan Çin ile Hindistan şimdi de Tibet'in ruhani lideri Dalay Lama'nın Hindistan'ın sınırdaki tartışmalı Arunachal Pradeş eyaletine yapacağı ziyaretle karşı karşıya geldi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ma, Çin'in bölgedeki istikrarlı tavrını hatırlattı ve ziyarete karşı olduklarını söyledi. Ma, Dalay Lama'nın "Çin karşıtı ve ayrılıkçı tutumunu bir kez daha sergileyeceğini" dile getirdi. Hindistan ile son zamanlardaki durumu görüşmek üzere Çin Dışişleri Bakanı Yang Jiechi (Yang Cieçı) gelecek hafta Hindistan'a gidecek. Pekin yönetimi, geçen hafta da Hindistan Başbakanı Manmohan Singh'in Arunachal Pradeş ziyaretine tepki göstermiş ve "ciddi hoşnutsuzluk" duyduğunu bildirmişti. Çin ve Hindistan 1962'de tartışmalı sınırlar için kısa sureli savaşmıştı.
608227
İstanbul'da Kültür Başkenti Hazırlığı
İstanbul'da Kültür Başkenti Hazırlığı "Kültür Başkenti" kapsamında Küçükçekmece'de Atıf Yılmaz'ın adını taşıyacak sinema okulu açılacak. Devlet Tiyatroları boyunca ilçede perde açacak. Gelecek yılın Avrupa Kültür Başkenti İstanbul'da hazırlıklar sürüyor. Bu çerçevede çalışmaların sürdüğü ilçelerden biri de Küçükçekmece. Bir sinema okulunun açılacağı ilçede Devlet Tiyatrolarının oyunları sahnelenecek. Ünlü sinema yönetmeni Atıf Yılmaz'ın adını taşıyacak Küçükçekmece'deki Stüdyo projesi için imzalar atıldı. Sözleşmeye göre gelecek yılın Avrupa Kültür Başkenti İstanbul, bir sinema okuluna kavuşacak. Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi'nde hizmet verecek Atıf Yılmaz Stüdyosu 11 Ocak'tan itibaren geleceğin sinemacılarını yetiştirmeye başlayacak. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın desteğiyle verilecek sinema eğitimi almak isteyen öğrencilerin 13 Aralık gününe kadar başvuruda bulunmaları gerekiyor. Küçükçekmece'de gerçekleştirilecek bu sinema projesinin açıklanmasından önce Devlet Tiyatroları oyunlarının yıl süreyle Küçükçekmece'de sahnelenmesiyle ilgili protokol de imzalandı. İstanbul Devlet Tiyatroları Müdürü Şakir Gürzumar ile protokole imza koyan Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay, Cennet Kültür ve Sanat Merkezi'ni Devlet tiyatrolarının dev kadroları ve oyunlarıyla buluşturmanın sevinci içinde olduklarını söyledi.
607970
Mehmet Şeker: İyi mi, kötü mü?
Mehmet Şeker 22 Ekim 2009 Perşembeİyi mi, kötü mü? Azerbaycan'da zaman zaman tuhaf şeyler olur. Arada bir de güzel şeyler... Bakü Şehitler Anıtı'ndaki Türk Bayrağı'nın indirilmesi hadisesi, ikisine de girmez. Ne 'tuhaf' şeylerden sayılabilir, ne 'güzel' şeylerden. Tam da çirkin işler grubuna dâhil edilecek cinsten bir olay. *** Azerbaycan'dan Batı Trakya'ya dönelim. Yaklaşık yirmi yıl önceki seçimler sırasında, bütün Batı Trakya'da olduğu gibi, Gümülcine'de yaşayan Türkler, Dr. Sadık Ahmet'i seçmek için heyecanlı bir bekleyiş içindeydiler. Gençler 1990 yılının Nisan'ını iple çekiyorlardı. Geceleri elde fırça ve boya sokağa çıkıp duvarlara ay-yıldız çiziyorlardı. Arkaları sıra dolaşan polis ekipleri de, onların çizdikleri Türk bayraklarını, başka bir boya ile kapatmakla meşguldüler. Kimi zaman merdiven kullanıyorlardı. *** gece, çok çarpıcı bir manzara ile karşılaştılar. Gökyüzünde hilal ve yıldız birbirine kadar yaklaşmıştı ki, tam da bayrak şeklini almıştı gökyüzü. Polislerin ve jandarmaların ağzı, şaşkınlıktan açık kalmıştı. Oraya uzanacak ne bir merdiven bulabilirlerdi, ne fırça. *** Azerbaycan ile Yunanistan arasında bir fark olsa gerek. *** ALKIŞLAR MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında şöyle söyledi: “Dikkat buyurunuz... Alkışlarla karşılananlar Mekke-i Mükerreme'den dönen hacı kafilesi değildir.” Doğru söyledi. Zaten hacı kafilesi hiçbir zaman alkışlarla karşılanmaz. *** ERGENEKON'UN ARSLANI Birinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı, Danıştay saldırısının tetikçisi Alparslan Arslan, çarpıcı bir laf etti: “Bizim yaptığımız kötülükler ortaya çıkarsa, insanların midesi bulanır.” Şu güne kadar öğrendiklerimizle bile midemiz bulanıyor Arslanım. *** ERGENEKON PARTİSİ Sonunda bu da oldu diye haber verdiler. Ergenekon Partisi kurulmuş... Olacağı buydu! Dağdaki adamların partisi var, hapisteki adamların niye partisi olmasın? Yaşasın Ergenekon! Hatta iktidara gelsin, şimdikileri de Silivri'ye göndersin! *** MGK Cumhurbaşkanı Gül, MGK toplantılarına Anamuhalefet liderinin de katılabileceğini söyleyince, Baykal hemen karşı çıktı. “Bizim göremimiz muhalefet” diyor da, başka bir şey demiyor. Aslında diyecek... “Kameram olmadan asla” diyecek de... Kabul edilmeyeceğinin farkında... *** BAŞSAĞLIĞI Nur içinde yatsın, Albaraka Türk Genel Müdürü Dr. Adnan Büyükdeniz'in vefatı bizleri üzdü. Allah rahmet eylesin. Yakınlarına sabır ihsan etsin... İyi bilirdik.
608504
Bosna'da Uzlaşma Sağlanamadı
Bosna'da Uzlaşma Sağlanamadı Sırplar daha fazla özerklik ve yetki istiyor... Boşnak, Hırvat ve Sırp siyasi liderler, Anayasa'nın yenilenmesi konusunda uzlaşmaya varamadı. Bosna'da Boşnak-Hırvat Federasyonu ile Sırplar arasındaki siyasi anlaşmazlıkları çözmeye yönelik görüşmeler başarısız oldu. Sırpların daha fazla özerklik ve yetki talepi, gerginliğe yol açıyor. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği'nin çağrısıyla masaya oturan Boşnak, Hırvat ve Sırp siyasi liderler, Anayasa'nın yenilenmesi konusunda uzlaşmaya varamadı. Batılı ülkeler, Bosna'yı kendini yönetebilen birleşik bir ülke olarak, NATO ve Avrupa Birliği üyeliğine hazırlamak istiyor. Bu çerçevede, ülkedeki en üst düzey uluslararası organ olan "Yüksek Temsilcilik" pozisyonunun kaldırılmasını da içeren Anayasa değişikliği gerekiyor. Son görüşmelerde, Boşnak ve Hırvatlar merkezi yönetimi daha da güçlendirecek reform paketini yetersiz buldu. Daha fazla otonomi isteyen Bosnalı Sırplar, önerilerin çok ileriye gittiğini savundu. Bosna'daki Yüksek Temsilci Valentin Inzko, gerginliğin "ciddi boyutta" olduğunu açıkladı. Bölgedeki gözlemciler ise görüş ayrılıklarının yeni bir çatışmaya yol açabileceği yorumunu yapıyor.
607641
Belediye başkanının makam aracına silahlı saldırı
Birecik'ten, Ayran beldesine gitmekte olan Kadir Çiçek'in kullandığı makam otomobiline beldenin girişinde kimliği henüz belirlenemeyen kişilerce birkaç el ateş edildi. Sol ayak bileğine isabet eden kurşunla yaralanan sürücü Çiçek, otomobili beldeye ulaştırarak jandarmadan yardım istedi. Birecik Devlet Hastanesine kaldırılan Kadir Çiçek, daha sonra Şanlıurfa'ya sevk edildi. Yaralının durumunun iyi olduğu öğrenildi. Saldırı sırasında Belediye Başkanı Alpay'ın, otomobilde olmadığı belirtildi.
607846
Davutoğlu, Aliyev ve Memmedyarov'la bir araya gelecek
Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov ile görüşecek olan Davutoğlu, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev tarafından da kabul edilecek. Davutoğlu'nun ziyareti öncesi dün Ankara, Bakü'deki Din İşleri Müşavirliği binasındaki Türk bayrağının indirilmesi konusunda Azerbaycan'dan açıklama istedi. Ankara, Din İşleri Müşavirliği'nin Viyana Konvansiyonu'na göre ataşelik statüsünde olduğu ve Türk toprağı kabul edildiğine dikkat çekerek, buradaki bayrağın indirilmesine ilişkin açıklama talep etti. Diplomatik kaynaklar açıklamanın protesto notası değil, sadece açıklama amaçlı bir talep olduğunu vurguladı. Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesini öngören protokollerin 10 Ekim'de Zürih'te imzalanmasının ardından Ankara-Bakü hattında bazı sıkıntılar yaşanıyor. İmzanın hemen ardından Bursa'da iki ülke arasında oynanacak milli maça Azerbaycan bayrağı alınmayacağı açıklanmış; bu gelişme Bakü'nün tepkisini çekmişti. Azerî yönetimi, sözlü olarak Ankara'dan açıklama istemişti. Bunun hemen ardından Bakü'deki Türk şehitliğindeki Türk bayrakları indirilmişti. Dün de Bakü'deki Türkiye Büyükelçiliği'ne ait Din Müşavirliği binası önündeki Türk bayrağının indirilmesi gerilimi yaşandı. Gelişme üzerine Ankara, Azerbaycan'dan açıklama istedi.
607738
Kriz kredi kartına küstürdü
İBRAHİM KAHVECİ MELİKŞAH UTKU Kriz kredi kartına küstürdü Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilen 'Perakende Günleri 2009'da konuşan Finansbank Perakende Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Temel Güzeloğlu, Türkiye'de son krizin de etkisiyle bir sürü kişinin kredi kartı kullanmak istememesi gibi bir dinamik geliştiğini söyledi. Kredi kartlarında perakendecilerle bankaların ortaklaşa canlı bir pazar yarattıklarını söyleyen Güzeloğlu,Türkiye'nin son 10 senede en büyük kart sistemi pazarlarından biri olduğunu ve milyona yakın bir müşteri kitleleri olduğunu belirtti. Banka kartlarını hareketlendirmek gerektiğini de sözlerine ilave eden Güzeloğlu, 'Rekabeti de burada daha aktif görmek istiyoruz' dedi.
608113
Kaldırımda yürüyen üniversiteliyi ezdi
Kaldırımda yürüyen üniversiteliyi ezdiSüleyman KAYA/İSTANBUL, 'de, asıllı Panayotis Papayuvan, aşırı hız yaptığı otomobiliyle, istasyonundan yola çıkan moktosiklete çaptı. Kontrolden çıkan otomobil daha sonra kaldırıma çıkarak, üniversite öğrencisi Nadir Alioğlu'nu (42) altına aldı. Kazada, Alioğlu olay yerinde yaşamını yitirirken, yaralanan iki kişi hastaneye kaldırıldı. Kaza, dün st 19.00 sıralarında Muallim Naci Caddesi Kuruçeşme Arena önü yönünde meydana geldi. İddialara göre, 34 FY 7596 plakalı otomobiliyle aşırı hız yapan Panayotis Papayuvan, 6X1V1 plakalı motosikletiyle benzin istasyonundan çıkan İtalyan Pado Sevetti’ye çarptı. Kontrolden çıkan otomobil daha sonra otobüs durağına çarparak, kaldırıma çıktı. Savrulan otomobil, bu sırada kaldırımda yürüyen Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi Nadir Alioğlu'na çarptı. Otomobilin altında ezilen Alioğlu olay yerinde yaşamını yitirdi. Yaralanan Pado Sevetti ve Panayotis Papayuvan ambulansla Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Tedavisi ayakta yapılan Panayotis Papayuvan gözaltına alınarak, Arnavutköy Polis Merkeszi'ne götürüldü. Tedaviye alınan Pado Sevetti'nin hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtildi. Çarpan otomobilin önünde gitarı bulunan Nadir Alioğlu'nun cesedi yapılan incelemenin ardından morguna kaldırıldı.
607756
Askeri üsse havan topu
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Askeri üsse havan topu HAKKARİ Hakkari'nin Çukurca ilçesindeki askeri üs bölgeye terör örgütü PKK üyeleri tarafından havan topu saldırısı yapıldığı belirtildi. Çukurca ilçesinde Irak sınırına yakın askerlerin görev yaptığı Dağbaşı üs bölgesine Irak sınırından teröristler tarafından 14 havan topu atışı yapıldı. Olayda ölen ve yaralanan olmadı. Güvenlik güçlerinin zamanında karşılık vermesi üzerine teröristlerin geri püskürtüldüğü açıklandı.
609110
Öcalanlı gazete 10 yıl hapis getirdi
Siirt'te terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu Kürtçe yayın yapan Azadiya Welat gazetesini havaya kaldırdığı gerekçesiyle yargılanan gazete dağıtıcısı Mehmet Altay, 10 hapis cezasına çarptırıldı. Mehmet Altay ile 'nin seçim bürosu açılışında terör örgütünü simgeleyen bez parçalarını açtığı gerekçesiyle yargılanan Fehime Ete'nin katılmadığı Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sanıkların avukatı Şakir Demir hazır bulundu. İddia makamı, hazırladığı mütalsını okuduktan sonra mahkemeye sundu. Mütalda, 29 Mart yerel seçimlerinde 'nin Siirt seçim irtibat bürosunun açılışı esnasında bir grubun, terör örgütü ve elebaşı lehine sloganlar attığı belirtildi. Sanık Altay'ın slogan atan grup ile birlikte hareket ettiği ifade edilen mütalda, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın resminin bulunduğu Azadiya Welat gazetesini her iki eliyle tutarak havaya kaldırdığı, böylece üzerine atılı suçu işlediği belirlenmiştir" denildi. Diğer sanık Fehime Ete'nin de aynı açılışta terör örgütünü simgeleyen bez parçalarını yanında bulunan kız çocuğuna verdiği ve bu bez parçalarını kendisinin de arada bir açtığı ifade edildi. Sanıkların avukatı Şakir Demir, müvekkili Mehmet Altay'ın söz konusu gazetenin dağıtıcısı olduğunu savunarak, "İki müvekkilimin de suç işleme kastı yoktur. Suçun yasal unsurlarının oluşmadığını düşünüyoruz" dedi. Mahkeme heyeti, verdiği kısa bir aranın ardından tutuksuz yargılanan sanıkları, Terörle Mücadele Kanunu'nun "Terör örgütünün propagandasını yapmak" suçunu kapsayan 7/2. maddesi uyarınca 10'ar hapis cezasına çarptırdı.
607852
Başörtülü vekile "Öncü ve Örnek Kadın Ödülü"
Bu ödülü almak için Lübnan'ın başkenti Beyrut'a giden Özdemir, Yeni Arap Kadını Forumu'nun (NAWF) düzenlediği günlük konferansa da katıldı. Özdemir, forumda yaptığı konuşmanın ardından ödülünü Lübnan Eğitim Bakanı Bahia Hariri'nin elinden alırken "böyle bir ödüle layık görüldüğünden dolayı çok mutlu olduğunu" belirtti. Özdemir hem genç olmasının hem de Türk dünyasından başörtülü birinin vekil seçilmesinin bu ödülü almasında büyük rolü olduğunu aktardı. Milletvekilliği yemin töreninin, Arap dünyasında da büyük yankı bulduğunu belirten Özdemir, kendisine gösterilen ilgiye oldukça şaşırdığını ifade etti. Özdemir, "Buraya dünyanın 30 farklı yerinden gelen insanlar var. Yemin törenimden bahsediliyor. Takdir de ediliyor." şeklinde konuştu.
609534
Şefika Kutluer'de İtalya devlet nişanı
İtalya'nın Ankara Büyükelçiliği'nde düzenlenen törende bir konuşma yapan büyükelçi Carlo Marsili, Şefika Kutluer'in, İtalyan klasik müziğinin tanıtılması ve yaygınlaştırılmasında önemli bir rol oynadığını belirterek, ünlü sanatçının aynı zamanda iki ülke kültürel ilişkilerinin gelişmesine de büyük kakıda bulunduğunu bildirdi. Şefika Kutluer de bu nişan nedeniyle duyduğu memnuniyeti dile getirerek, konservatuar eğitiminin ardından master için Roma'ya gittiğini ve dünyaya açılımının İtalya'dan olduğunu belirterek, böyle bir nişanı hayranı olduğu İtalya'dan almış olmasının ayrıca gurur vesilesi olduğunu kaydetti. Kutluer, daha sonra davetliler için birkaç eser seslendirdi. Dünyaca ünlü flüt sanatçısı Şefika Kutluer, Ankara Devlet Konservatuarı'ndan mezun olduktan sonra Roma'da dünyanın en önemli akademilerinden Santa Cecilia'da çok önemli hocalarla çalıştı. Daha sonra kariyerini Viyana'da sürdüren Kutluer, burada uluslararası flüt yarışmasında birinci oldu. 1995'de Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü ile Devlet Nişanı'nı alan ünlü sanatçıya, 1998 yılında da ''Devlet Sanatçısı'' unvanı verildi. Berlin Filarmoni Orkestrası eşliğinde kaydettiği İtalyan besteci Antonio Vivaldi'nin eserlerinden oluşan CD'siyle Kutluer, eleştirmenlerce günümüzün en iyi flütçüleri arasında en üst düzeyde gösteriliyor. Kutluer, birçok çağdaş İtalyan bestecinin eserlerinin dünyadaki ilk seslendirmesini ve CD kaydını da yaptı.
609274
Daum'un kızına taksici kazığı!
Daum'un kızına taksici kazığı!Janine, İranlı erkek arkadaşıyla birlikte 'ye geldi. Babasını görmek için tesislerine gitmek istedi. Ancak yolda öyle bir kazık yedi ki! Teknik direktör Daum'un 'da yaşayan 20 yaşındaki kızı Janine özlediği babasını ziyaret için uçakla 'ye geldi. Yanında da İranlı erkek arkadaşı vardı. Atatürk 'ndan taksiye bindi ve kendisini Can Bartu Tesisleri'ne götürmesini istedi. Minik bir turu attırdı Uyanık taksici Samandıra'yı bilmediğini söyleyerek genç kıza ve beraberindeki asıllı erkek arkadaşına minik bir İstanbul turu yaptırdı. konukları 2. köprü yolundan 'e götürdü. Bir yayaya yol sordu. köprüsü, paralı derken Samandıra'ya geldi. 90 Liralık yol 250 Lira oldu Taksimetre 250 lirayı gösteriyordu. Oysa yaklaşık 60 km olan mesafenin en fazla 90 lira tutması gerekiyordu. Jannie itiraz etti ama taksici "Otoyolda yolu kimseye soramadık. Yanlış girince de mesafe uzadı" diyerek parayı aldı.
608326
Petrol 81 doların altına indi
ABD ham petrolünün Aralık ayı vadeli varil fiyatı bugün 49 sent azalışla 80,88 dolara indi. ABD ham petrolünün varil fiyatı dün doların Ağustos 2008'den bu yana en düşük değerini görmesi yüzünden 2,25 dolar artışla 81,37 dolar olmuştu. Petrol fiyatının yükselmesinde geçen hafta 2,2 milyon varil artması beklenen ABD ham petrol stoklarının, 1,3 milyon varil artması da etkili olmuştu. Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 38 sent düşüşle 79,31 dolar oldu. Petrol fiyatlarında iki haftadır görülen yükseliş, enerji maliyetlerindeki artışın enflasyonu körükleyeceği ve teşvik paketlerinin kısıtlanması ve faiz oranlarının yükseltilmesiyle yeni toparlanan küresel ekonomik toparlanmanın zarar göreceği endişelerine yol açıyor. Action Economics şirketinin Asya direktörü David Kohen, ''Bu (petrol fiyatındaki artış) kesinlikle potansiyel bir tehdit. Petrol fiyatları yükselmeye başladığında herkes bir parça geriliyor'' dedi. Cohen, petrol ve diğer emtiaların değer kazanmayı sürdürmesi durumunda, Mart ayından bu yana yükselen borsaların kazançların kayba dönüşeceğini görebileceğini de söyledi. ABD Enerji Bakanı Enerji Bakanı Steven Chu, geçen hafta yaptığı açıklamada, ''Petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki artış zarar verici, çünkü bu resesyona yol açabilir. Petrol ve doğal gaz fiyatlarında istikrar istiyoruz'' demişti.
608359
Nestle'nin satışları yüzde 2,2 geriledi
Geçen yılın ayında 81,4 milyar frank olan şirketin satışları, bu yıl 79,5 milyar franka (78,7 milyar düştü. Şirketin en büyük pazarı kıtasında satışlar yüzde 1,7 düşerek 23,4 milyar frank, Avrupa'da yüzde 21,3 azalarak 16,5 milyar, Asya ve Afrika'da yüzde 7,9 düşerek 11,7 milyar frank oldu.
609571
'Müzik işkence olmasın'
Yüksek sesli müziği bir işkence biçimi olarak tanımlayan belgeler üzerindeki gizliliğin kaldırılması için bir şikayet dilekçesi kaleme alan müzisyenler, ayrıca ABD'nin Küba'daki üssü Guantanamo'daki tutukevinin kapatılması için başlatılan kampanyaya da destek verdi. Yapılan açıklamada, ''Müzisyenlerin, Guantanamo'da yapılan işkence eylemleriyle bağlantılı olarak müziğin kullanılmasını protesto etmektedir ve ayrıca müziğin nasıl kullanıldığını tanımlayan tüm gizli belgelerin açıklanmasını istediği'' bildirildi. Metal rap grubu Rage Against the Machine grubunun üyesi Tom Morella da, açıklamasında, ''Guantanamo, suda boğulma hissi veren uygulamalar, küçük düşürücü cinsel eylemlere zorlamak ya da 72 st yüksek sesli müzik dinletmek gibi yöntemleriyle tüm dünyada insanlara işkence edilen yerlerden biri olarak tanınıyor'' dedi. Müzisyenlerin, şikayet dilekçesini, Amerikan bilgi alma özgürlüğü kapsamında New York'ta mahkemeye sundukları belirtiliyor. 22 Ekim 2009
608325
Milan'ın ölüsü Real Madrid'i dağıttı İZLE
Sezonun formsuz ekibi Milan karşısında Dida'nın akıl almaz hatası ile Raul'un ayağından öne geçen Real Madrid ikinci yarıda yediği gollerle bu sezon sahasından ilk kez yenik ayrılırken, Milan taraftarlarını bile şoke etti... Şampiyonlar Ligi'nde haftanın maçı olarak görülen Real Madrid-Milan maçı, adı Milanla efsaneleşen Kaka'nın eski takımına karşı ilk maçı olma özelliğini de taşıyordu. Maçın 18. dakikasında Devler Ligi tarihinin en golcü ismi olan Raul, sahneye çıktı ve Dida'nın elindeki topu al at dercesine kaçırmasıyla Real'i öne geçirdi. İlk yarı bu sonuçla biterken, ikinici yarıda bambaşka Real Madrid ve Milan vardı. Milan, Pirlo'nun uzaklardan füze gibi şutu ile beraberliği yakalarken, ardından sahneye genç yetenek pato çıktı. Real adına Drenthe 77. dakikada beraberlği sağlasa da son sözü yine Pato söyledi. Golleri yazmışsınız ancak sadece Raul un golü var. Geri kalanı gözükmüyor.... Mesut TATLI dunku mac gercekten son yillarda izledgim en guzel maclardan biriydi. milanin hep yasli oyunculari oldugu elestirileri yapilir. halbuki dun bir kez daha gorduk, milan ozellikle ikinci yarida madridi sahadan sildi. oynayanlari soyliyim, seedorf, inzaghi, dida, zambrotta, nesta, pirlo, oddo bu isimlerin hepsi 30 yas ve uzeri. turkiyede olsa basin bu adamlari 30 kez emekli yapmisti. asil bizim dinazor spor basininin degismesi lazim. meraklisina not: milan kez avrupa sampiyonu olmustur... bamsi beyrek
608485
Ölüm helikopterinde sır dolu 139 arama
Muhsin Yazıcıoğlu'nun Kahramanmaraş'ta öldüğü olayın kaza mı yoksa suikast mı olduğu günlerce tartışıldı. Taraf çok önemli yeni bilgilere ulaştı. Pilot ile muhabirinin NTV santralinden toplam 150 kez arandığı biliniyordu. Aynı santralden Yazıcıoğlu, helikopterin havalanmasından kazaya kadar geçen sürede tam 139 kez, yanında bulunan BBP Sivas İl Başkanı ile yardımcısı da defalarca aranmış. HELİKOPTER DÜŞTÜ, ARAMALAR KESİLDİ Yazıcıoğlu'ndaki Çağrıların hepsinin süresi sıfır saniye olarak gözüküyor. Helikopter düştükten sonra ise aramalar kesiliyor. Taraf'ın bilgisine başvurduğu telekomünikasyon sektöründe görevli iki mühendis, manyetik alan yaratıp helikopterin düşürülmüş olabileceğini söyledi. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve yanındaki dört kişinin, kazadan önce NTV santralinden defalarca arandığı ortaya çıktı. Telefon dökümlerine göre helikopter havalanır havalanmaz başta Muhsin Yazıcıoğlu olmak üzere helikopterdeki dört kişinin telefonu NTV santralinden yüzlerce defa saniye aralıklarıyla arandı. Telefonu aranmayan tek kişi ise helikopterde olduğu bilinmeyene Murat Çetinkaya isimli BBP'li. Uzmanlar, bu aramalar nedeniyle oluşan manyetik alanın helikopterin düşmesine sebep olduğunu ileri sürüyor. NTV yetkilileri ise Taraf'a "O gün haber için aramaların yapılmadığını" söyledi... (Taraf) NTV'den Taraf'ın manşetine cevap Bu haber üzerine Yazı İşleri programında Mirgün Cabas açıklama yaptı. "O gün haber koordinatörü olarak görev yaptığım için uzun süre Muhsin Yazıcıoğlu'nu aradım. Belki belki st telefonun başında ulaşmaya çalıştım çünkü ulaşsaydım haber kaynağı ile konuşacaktım ancak bizim aramalarımız 'dan gelen kaza haberi sonrasında oldu" dedi. 'O kadar aradığımı bilmiyordum' diyen Cabas, canlı yayınlanan programda, "gazetedeki haberde haberi kaçta yayınladığımıza dair bilgi yok, haberde olmayan unsur 'akıl' şeklinde konuştu. NİYE BİZİ ARAMADINIZ? Mirgün Cabas ve Ruşen Çakır programda, haberin içinde NTV yetkililerindan alındığı belirtilen kısmı için 'böyle bir açıklama yok' derken Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı Çongar ise NTV'den üstdüzey br yetkili ile görüşme yaptıklarını belirtti. Yazı İşleri programı sunucularından Gazeteci Ruşen Çakır'ın da eleştirdiği Taraf haberini gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı Yasemin Çongar ile canlı yayındaki konuşmasında haberi tartıştı. Ruşen Çakır, telefon bağlantısı ile yayına katılan Çongar'a NTV'nin üstdüzey yetkililerini aradıklarını söylemesi üzerine 'Biz İstanbul'dayız birbirimizi tanıyoruz bizi neden aramadınız sormadınız?' diyerek eleştirdi. Çongar konuşmasında "haberdeki 139 aramanın kaza öncesi olduğu"nu vurguladı. Cabas ve Çakır olayın gerçekleştiği günlerde NTV'de sürdürdükleri görevlerinden dolayı böyle bir 'iddia' içinde isimlerinin ve NTV'nin isminin geçmesinden duydukları rahatsızlığı dile getirdiler.
609363
Talabani çağırdı, Baykal Irak'a gidiyor
hadi bakalım baykal efendi talabaninin davetinede ikili görüşme yapılırsa KAMERA olmadan gelmem de bakalım. yazık yazık, tutarsız POLİTİKAlarınnın seni nekadar basitleştirdiğini bir bilseydin,sadece siyaseti bitirmekle kalmaz, bu ÜLKEYİ TERK EDERDİN. tabi onurlu şahsiyetin varsa. harun uğur baykal acaba kameralı mı görüşecek şeffaflık ve halkın bilgi edinme hakkını bu kadar savunuyorsa talabani ile görüşmesinede kameralı olarak görüşsün. bir vatandaş olarak bunu ısrarla istiyoruz.talabani görüşmeyi kameralı olarak kabul etmesse baykal ırak gitmesin.bundan sonraki tüm görüşmelerini hatta chp gup toplantılarını kameralar karşısında yapsın. keremcan karaca bu bir tufandır hortumdur ne kadar kaçarsanız kaçın eninde sonun da bu global değişiminbir parçası olacaksınız,ha bu dengede ağırlığı olanmı olursunuz denge kolumu olursunuz orası sizin tercihiniz. anti darbeci sevinin chp liler kutlama yapmanız laqzım başkanınızı talabani çağirmış ne guzel işte herkes sevıyesını bılsın kutlamak lazım:) tekin126 Mektup la dahi anlaşamayan başbakan ve baykal arasında aracı elçi usulü talabani Kürt açılımı konusunda bakalım Tayyiple baykal arasındaki iletişimi sağlayacakmı? :) İnsansever vatan hanınlığı değilmiş dimi baykal efendu ve avanesi..aşiret lideri idi hanı ne oldu ?? yani nasıl bir anlam çıkaracak nu ılımlılar bakayım VATANDAŞ DERKİ
607705
Azerbaycan’a bayrak notası
’a bayrak notasıBAHAR BAKIR Trabzon Din İşleri Müşavirliği’ndeki Türk bayrağı da indirildi. ’de şehitlikteki Türk bayraklarının indirilmesinin ardından, ’ye ait İşleri Müşavirliği’ndeki bayraklar da indirildi. ‘Orası Türk toprağıdır. Bayrağımızı indiremezsiniz’ diyerek nota verdi ’de bulunan Türk şehitliğindeki Türk bayraklarının indirilmesinin ardından, dün de Türk Büyükelçiliği’ne ait İşleri Müşavirliği’ndeki bayrakların indirilmesi üzerine, ’a sert tepki gösterdi. Türkiye, Bakü’ye “bayrak notası” gönderdi. Notanın, Dışişleri Bakanı ’nun Bakü’ye gitmesinden bir gün önce verilmesi dikkat çekti. Notanın zamanlamasının, Cumhurbaşkanı ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı ’in ikili ilişkiler hakkında telefonla görüştüğü güne denk gelmesine de dikkat çekildi. Türk toprağı hatırlatması 14 Ekim’de ile Türkiye arasında ’da oynanan milli maça Azeri bayrağının sokulmaması ve Azeri bayraklarının çevresindeki çöplere atılması, Azerbaycan’da ciddi tepkilere neden oldu. 1918’de Bakü’yü ve Bolşe-vik işgalinden kurtarırken şehit düşen Türk askerleri için yaptırılan şehitlikte geçen hafta Türk bayraklarının indirilmesinin ardından, dün de Din İşleri Müşavirliği binasının önündeki Türk bayrakları indirildi. Türkiye’nin Bakü Büyükelçiliği, dün konuya ilişkin notayı Azerbaycan ’na iletti. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre notada, Sözleşmesi’ne göre Bakü’deki Türk Büyükelçiliği’ne bağlı Din İşleri Müşavirliği’nin Türk toprağı olduğu ve dokunulmaz bir statü taşıdığı belirtildi. Notada, Türk topraklarında bulunan Türk bayrağının indirilemeyeceği ve müdahale edilemeyeceği vurgulandı. Notanın Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Ekonomik İşbirliği dışişleri bakanları toplantısı için Bakü’ye gitmeden bir gün önce verilmesi dikkat çekti. Davutoğlu’nun bugün Bakü’de gerçekleştireceği temaslar sırasında, Bakü’deki Türk şehitliğine ve Din İşleri Müşavirliği’ne ziyarette bulunacağı öğrenildi. Türk şehitliğine karanfil bıraktılar Azerbaycan Halk Cephesi Partisi (AHCP) Genel Başkanı Ali Kerimli ve beraberindekiler, Türk Şehitliği’ni ziyaret ederek karanfil bıraktı. Türk bayraklarının indirilmesini kınadıklarını belirten Kerimli, “Azerbaycan halkının her birinin kalbinde Türk şehitlerinin abidesi vardır, bunu kimse yıpratamaz” dedi. Anıtın önünde “Yaşasın Türkiye” ve “Biz kardeşiz, bizi kimse ayıramaz” diye sloganlar atan partililer, polis tarafından şehitlikten uzaklaştırıldı. Polis, Türk Şehitliği’ne girmeye çalışan partilileri engelleyip, taşıdıkları Türk ve Azeri bayraklarını almaya çalışırken arbede yaşandı. Bazı partililer gözaltına alındı. Şehitliğin çevresinde geniş güvenlik önlemlerinin alındığı dikkati çekti.
609191
Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği'ne yeni hizmet binası
Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği'ne yeni hizmet binası Bursa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği yeni hizmet binasına kavuştu. YENİ ŞAFAK BURSA Ataevler mahallesi Belde sokak üzerinde ki yeni hizmet binasının açılışı Bursa Valisi Şahabettin Harput'un katıldığı törenle açıldı. Açılışta birlik başkanı İsmail Anıl ve birlik üyeleri ile birlikte yetiştiricilerde hazır bulundu. Bina önünde kurban kesilip dua edilerek açılış yapıldı. Birlik Başkanı İsmail Anıl, "1995 yılından bu zamana kadar belli bir mücadelenin sonunda Birlik üyelerinin tasarrufları, alın terleri ile bu alanı bizlere kazandıran yönetim kuruluna ve tüm yetiştirici arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Biz burada bize kayıtlı olan hayvanların soy kütüklerini tutuyoruz. Hayvanı doğumundan ölümüne kadar her safhada takip ediyoruz" dedi. Vali Şahabettin Harput ise, tarım ve Hayvancılığın önemini belirterek, "Türkiye de kendi alanında ilk olan bu birlik 1995 yılında kurularak, sadece diğer çiftçilere değil tüm bölgeye tarımın ve hayvancılığın daha modern yapılmasında yetiştiricinin emeğinin daha iyi sonuç vermesinde gerek et gerek süt verimi, iyi kalite hayvancılığın geliştirilmesinde bir öncü rol üstlenmiş ve bu güne kadarda fevkalade güzel hizmetler yapmıştır. Geldiğimiz noktada notlarıma baktığımda ciddi bir ilerleme, ben memnuniyet duyuyorum. Bu alanda da bir ilki başarmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Bundan sonra bu güzel mekanda daha iyi hizmetlere dileyerek bu binayı hayırlı ve uğurlu olsun" diye konuştu.
609291
İşte JİTEM itirafçısının ölüm defteri
CNN TÜRK Haber Müdürü Rıdvan Akar'a konuşan itirafçısı ve bir dönem 'de çalışan Abdülkadir Aygan, 'de çalıştığı dönemde tuttuğunu söylediği günlükleri Rıdvan Akar'a gösterdi. İşte günlükleri ya da ölüm defteri... Mş bordroları, haritalar, ölüm listeleri ve üzerinde yazılı belgeler. Abdülkadir Aygan'ın günlükleri adeta ölüm defteri gibi. Hakkında notlar tutulan; fiziki yapıları tarif edilen, evlerinin krokileri çizilen kişiler bir süre sonra öldürülüyor. Öldürülen kişinin isminin yanına ölü yazılıyor ve üstü çiziliyor! İşte bir örnek: Mehmet Şen. Bilgi notlarında yerel seçimlerde DEP'ten aday olduğu yazılı. Fiziki yapısı uzun boylu, esmer, kır saçlı olarak belirtilmiş. Ve sayfanın altına ikinci bir not düşülmüş. Tarih 30 Mart 1994. Ölü olarak bulunduğu duyumu alındı. Bir örnek daha. Adı Mehmet Şenol. Defterde adına fliyet gösterdiği, gözaltına alındığı ve serbest bırakıldığı yazılı. Bir diğer not da Mehmet Şenol'un Özgür Gündem gazetesinin Elazığ temsilcisi olduğu. Onun da isminin yanına ölü kelimesi eklenmiş. Ve 'in gizli operasyonlarına ait olduğunuı düşündürten haritalar ve krokiler. Abdülkadir Aygan'ın defterinde herşey son derece detaylı bir şekilde yazılıp çizilmiş. İşte bir örnek: Hedefte Diyarbakır'daki Çam Oteli var. Krokinin yanında birkaç kişinin ismi yazılı. Yine kişilerden birinin kullandığı arabanın markası ve rengi hatta plakası da belirtilmiş. Ve günlüklerin içinden çıkan son derece çarpıcı bir belge daha. Belgenin üzerinde Jandarma Komutanlığı mş pusulası yazıyor. Ve aynı belgede Abdülkadir Aygan'ın görev yeri olarak gözüküyor: Yıllardır varlığıyla yokluğu adeta bir bilmeceye dönen imzalı bir mş bordrosu ile Aygan'a ayda eski parayla 11 milyon lira yani 1000 ödeniyor. Abdülkadir Aygan'ın günlüklerinde ideal bir istihbaratçının sahip olması gereken özellikler de sıralanmış. Birkaçı şöyle: İyi silah kullanmak Gönüllü olmak, Fazla konuşmamak, Fiziki bakımdan dayanıklı olmak, Propoganda ve karşı propoganda fliyetlerini iyi bilmek.. Ve bir hatta iki çarpıcı belge daha. Aygan'ın, 1981 yılında adana Motor 'nden aldığı tasdiknamede adı Abdülkadir Aygan olarak gözüküyor. Ancak 'e çalışmaya başladıktan sonra aynı belgede oynama yapılıyor. Adı Aziz Turan oluyor. Gençlik fotoğrafının yerini bıyıklı. Orta yaş resmi alıyor. Abdülkadir Aygan'ın terhis kağıdındaysa mesleği yağlı boyacı gözüküyor. Aygan'ın günlükleri bir dönemin bilançosundaki cinayetleri, sorguları ve bir bölgenin travmatik yaşamını anlatıyor.
607601
Gazze'de Çay-Kahve Kıtlığı Bitiyor
Gazze'de Çay-Kahve Kıtlığı Bitiyor Filistinli yetkililerin verdiği bilgiye göre, İsrail Gazze'ye çay ve kahve girişine izin vereceğini bildirdi. İsrail, Hamas'ın 2007 Haziranında Gazze Şeridi'nde yönetime gelmesinin ardından, bölgeye tam bir abluka uygulamasına geçmiş ve yüzlerce çeşit malın girişini yasaklamıştı. İsrail, uluslararası yardım programlarınca Gazze'ye iletilen malzemeden de ancak yiyecek, ilaç ve sağlık gereçlerinin girişine izin veriyor. Gazzeli tüccarların konserve, oyuncak ve kitap ithal etmesi de yasaklanmış durumda. İnşt malzemesi, elektrikli aletler, ev aletleri, elektronik ekipmanlar, araçlar ve bunların yedek parçaları da Gazze'ye giremiyor. Gazzeliler günlük ihtiyaçlarının çoğunu, Mısır'a uzanan yeraltındaki tüneller vasıtasıyla karşılıyor.
609531
İspanya eski başbakanı İstanbul'da
THY'nin tarifeli uçağıyla Atatürk Havalimanı'na gelen Aznar, İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Ali Ulutaş ve diğer ilgililer tarafından karşılandı. Seas Capital Partners şirketinin ev sahipliğinde Çırağan'da düzenlenecek sempozyuma, 30 ülkeden 40 milyar dolarlık fonu yöneten 50 şirketin üst yöneticisi (CEO) katılacak. Yeni yatırımlar için işbirliği zemini aranacak sempozyumun açılış konuşmasını, eski İspanya Başbakanı Jose Maria Aznar'ın yapması bekleniyor. Ana teması ''Kıtalararası İşbirliği (Intercontinental Collaboraiton)'' olan toplantıda, üst yöneticiler, yapı malzemeleri, gıda, ilaç, enerji ve perakende gibi alanlarda yatırım zemini arayacak. Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin'in yanı sıra Rusya'nın petrol devi Lukoil'ın Üst Yöneticisi Gati Al-Jebouri'nin de katılacağı toplantıda Al-Jebouri, Türk şirketlerine kendi alanıyla ilgili deneyimlerini anlatacak. Birleşme ve devralma danışmanlığı alanında fliyet gösteren ve küresel bir ortaklık ağına sahip IMAP'ın (International Network of Merger and Acqusition Partners), Kuzey ve Güney Amerika, Doğu ve Batı Avrupa, Avustralya ve Asya'daki 40 ülkede toplam 55 ofisi bulunuyor.
607968
Efes, Rytas ile Avrupa'da sezonu açıyor
Grubu'ndaki Lacivert-Beyazlılar, Litvanya'nın başkenti Vilnius'a gitti. L.Rytas ile Efes arasındaki karşılaşma Siemens Arena'da st 19.45'te oynanacak. Eurolig'de günün diğer maçları şöyle: 19.00 Khimki-R.Madrid, 21.30, L.Roma-Caja Laboral, AJ Milano-Panathinaikos, 21.45 Partizan-Unicaja.
608181
Zirveye Erdoğan telekonferansla katılacak
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE Zirveye Erdoğan telekonferansla katılacak MOSKOVA Türkiye'yi enerji koridoru haline getirecek boru hatları ile ilgili görüşmeler yoğunlaştı. İtalya'nın Milano şehrinde Samsun-Ceyhan petrol boru hattına imza koyan Türkiye, Rusya ve İtalya şimdi de Güney Akım da işbirliğini geliştirmeyi planlıyor. Türkiye, Güney Akım'ın inşası için Karadeniz ekonomik bölgesinde jeolojik incelemeler yapması için gerekli resmi izinleri Rus makamlarına ulaştırdı. Orta Asya ve Hazar enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşmasını sağlayacak Nabucco doğalgaz boru hattı projesini destekleyen Türkiye, Güney Akım'a da destek veriyor. Ankara'ya göre iki proje hem tedarik hem de pazar açısından birbirinin rakibi değil. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugün Rusya'nın kuzey başkenti St. Petersburg'da bir araya gelen Rusya Başbakanı Vladimir Putin ve İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin Güney Akım zirvesine telekonferansla katılacak. Dün akşam stlerinde Berlusconi ile bir araya gelen Putin, Başbakan Erdoğan'ın da telekonferansla dahil olacağı üçlü bir enerji zirvesinin gerçekleştireceklerini açıkladı. Rusya başbakanlığından yapılan açıklamada Putin, Berlusconi'ye hitaben, "Türkiye Başbakanı Sayın Erdoğan'ın da katılımı ile Güney Akım konusunu müzakere etme fırsatı bulacağız. Şimdi sizinle müzakerelere bir giriş yapmış olduk. Yarın önemli konuları ele alacağız. Güney Akım doğalgaz boru hattı ile ilgili İtalyan Eni şirketi ile çalışıyoruz. Türk ortaklarımızla da mesele çözüldü. Şimdi ilerleme zamanı." dedi. Türkiye ile teknoloji paylaşımını örnek veren Berlusconi de, "Türkiye'de helikopter üretim tesisi kuruyoruz. Buna yüzde 50 Türk tarafı, yüzde 50 de Agusta şirketi ortak. Benzer çalışmaları Rusya ile de yapmaya hazırız." değerlendirmesinde bulundu. Rusya Başbakanı Putin'in Ağustos'da gerçekleşen Ankara ziyaretine İtalya Başbakanı Berlusconi de katılmıştı. Güney Akım doğalgaz boru hattını Rusya ile birlikte inşa edecek İtalya, Karadeniz ekonomik sahasında Türkiye'nin verdiği izinle yakından ilgileniyor.
608349
Kestiği ağacın altında kaldı, öldü
Çorum'un Oğuzlar ilçesinde yol genişletme çalışmaları sırasında kestiği ağacın altında kalan hayatını kaybetti. Orman İşletmesi tarafından Kayı köyünün Sorkun mevkisinde orman yolunun genişletilmesi için çalışma başlatıldı. Yolun genişletilmesi için ağaç kesimi yapan Orman İşletmesinde çalışan Gökçe (27), kestiği ağacın üzerine devrilmesi sonucu olay yerinde hayatını kaybetti.
607576
Belediye Başkanı'nın makam aracına silahlı saldırı
Birecik'ten, Ayran beldesine gitmekte olan Kadir Çiçek'in kullandığı makam otomobiline beldenin girişinde kimliği henüz belirlenemeyen kişilerce birkaç el ateş edildi. Sol ayak bileğine isabet eden kurşunla yaralanan sürücü Çiçek, otomobili beldeye ulaştırarak jandarmadan yardım istedi. Birecik Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Kadir Çiçek, daha sonra Şanlıurfa'ya sevk edildi. Yaralının durumunun iyi olduğu öğrenildi. Saldırı sırasında Belediye Başkanı Alpay'ın, otomobilde olmadığı belirtildi.
608090
Türk gemisi Selanik'te karaya oturdu
Yunanistan Kamu Güvenliği Bakanlığından yapılan açıklamada, dün Selanik Körfezi'ndeki (Thermaikos) "Paleomana" bölgesinde karaya oturduğu belirtilen Türk bandıralı "ROZA A" isimli yük gemisinin hasar tespit çalışmaları tamamlanıncaya kadar denize açılmasının yasaklandığı kaydedildi. Bakanlık açıklamasında, kendi çabalarıyla kurtulmaya çalışan geminin 20 kişilik mürettebatının sağlık durumunun iyi olduğu, Yunan sahil güvenliğine ait birimlerin Türk gemisinin yardım talep etmesi durumunda yanıt vermek üzere olay yerinde bulunduğu kaydedildi. Selanik'ten İstanbul'a gitmekte olan Türk gemisinin karaya oturmasının deniz kirliliğine yol açmadığı kaydedilen açıklamada, gemi kaptanının geminin su almadığını bildirdiği de belirtildi.
608601
ÖSYM Sınav Takvimini Açıkladı
ÖSYM Sınav Takvimini Açıkladı Üniversiteye giriş sınavlarının ilki için başvurular 11 Ocak-12 Şubat 2010, ikincisi için başvurular 3-14 Mayıs 2010 tarihlerinde yapılacak. ÖSYM 2010 yılı sınav başvuru takvimini belirledi. Buna göre üniversiteye giriş için ilk aşama olan Yükseköğretime Geçiş Sınavına başvurular 11 Ocak-12 Şubat 2010, ikinci aşama Lisans Yerleştirme Sınavı'na başvurular 3-14 Mayıs 2010 tarihlerinde alınacak. ÖSYM gelecek yıl lisans, ön lisans ve ortaöğretim mezunları için KPSS düzenleyecek. Lisans mezunları için 10-11 Temmuz 2010'da yapılacak KPSS'ye başvurular 10-21 Mayıs tarihlerinde Ortaöğretim ve ön lisans mezunları için 26 Eylül 2010'da yapılacak sınavlar için de başvurular 31 Mayıs-2 Temmuz tarihlerinde alınacak.
608535
'Sadakatsiz koca' tazminat ödeyecek
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN 'Sadakatsiz koca' tazminat ödeyecek ANKARA (A.A) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 'sadakatsiz davranan' kocayı ağır kusurlu sayarak, eşine 100 bin lira manevi tazminat ödemesine ilişkin yerel mahkeme kararını onadı. İstanbul'da kuyumculuk yapan kocaya, eşi, aldatıldığı iddiasıyla boşanma davası açarak, kendisi için bin 500 lira, çocukları için bin lira nafaka ve 150 bin lira maddi, 300 bin lira manevi tazminat istedi. Kadıköy 1. Aile Mahkemesi, davalı eşin 'sadakatsiz davranarak ağır kusurlu' olduğunu belirterek, davacı eşine çocukları için bin lira, 150 bin lira maddi, 100 bin lira da manevi tazminat ödemesine hükmetti. Davalı eşin kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 'daha uygun miktarda manevi tazminata' karar verilmesi gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının manevi tazminata ilişkin kısmını bozdu, diğer kısımları onadı. Yerel mahkeme, 'aldatan eşin mali durumunun Türkiye'deki normal yaşam standardının üzerinde olduğunu, bu nedenle manevi tazminatı ödeyecek durumunun bulunduğuna' işaret ederek, ilk kararında direndi. Direnme kararının temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurul tarafından görüşüldü. Kurul, Kadıköy 1. Aile Mahkemesi'nin '100 bin lira manevi tazminat ödenmesine' ilişkin direnme kararını onadı.
609553
Portekiz'de azınlık hükümeti kuruldu
230 sandalyeli mecliste 97 sandalyeye sahip olan PS, koalisyon için hiçbir partiyle anlaşamayarak azınlık hükümeti kurdu ve yeniden tek başına iktidarda olmayı tercih etti. Portekiz'de ikinci kez başbakanlık koltuğuna oturan Socrates, yeni bakanların listesini bugün açıkladı. Socrates, geçmiş hükümete oranla tarım, ulaştırma, çevre, çalışma, eğitim ve kültür bakanlarında değişiklikler yaparken, eski bakana yeni bakanlık görevi vermedi. Yeni Socrates hükümetinde, Luis Amado dışişleri bakanı, Teixera dos Santos maliye bakanı, Ruis Pereira da içişleri bakanı olarak kalmaya devam etti. 230 sandalyeli parlamentoda PS'nin 97, ana muhalefetteki mufazakar görüşlü Sosyal Demokrat Parti'nin (PDS) 81, Sosyal Demokrat Merkez-Halk Partisi ittifakının (CDS/PP) 21, Sol Bloğu (BE) partisinin 16, Yeşiller ile Komünistler'in ittifakından oluşan Demokratik Birlik Koalisyonu'nun (PCP-PEV) 15 milletvekili bulunuyor.
608213
Elano cipini gemiyle getirtti!
Elano cipini gemiyle getirtti! Dün yapılan antrenmana İngiltere’de forma giydiği dönemde kullandığı cipi ile giden yıldız futbolcu, bu davranışıyla Lincoln’ü hatırlattı. Lincoln de ilk geldiği dönemde Almanya’da forma giyerken kullandığı Hummermarka cipini İstanbul’a getirtmiş ve burada da kullanmıştı. Elano’nun cipini İngiltere’den gemi ile İstanbul’a getirttiği öğrenildi.
609451
Eşcinsellerin dini nikahına onay
Eşcinsellerin dini nikahına onay İsveç Kilisesi, bugün yapılan kilise meclisi oturumunda, ülkede Mayıs'ta kanunen evliliklerine izin verilen eşcinsellerin kilisede nikah kıymalarına onay verdi. İsveç Kilisesi'nden bir yetkili, Kasım'dan itibaren geçerli olacak kararın 250 üyeli kilise meclisinde yüzde 70'e yakın oy oranıyla kabul edildiğini belirtti. İsveç parlamentosunda geçen nisanda yasanın oylanması sırasında, 2000 yılından bu yana devletten ayrı bulunan Luteryen Kilisesi, bu reforma destek vermiş, ancak resmi onayını meclis toplantısına bırakmıştı. Eşcinsel çiftlere verilen haklar konusunda zaten önder olan İsveç, böylece eşcinsellerin kilisede evlenmelerine izin veren dünyanın ilk ülkelerinden biri oldu. İsveç halkının yaklaşık yüzde 73'ü kiliseye bağlı bulunuyor.
608450
Kandil'de sinsi çelişki
Devletleşme çabaları nedeniyle çehresi hızla değişen Erbil’de PKK’nin Irak’taki partisi PÇDK’de fliyet gösteriyor. Onlar da 34 örgüt üyesinin Türkiye’ye gönderilmesinin şaşkınlığını yaşıyor. Oysa örgüt içinde derin çelişkiler barındıran şaşırtıcı kadar şey var ki! “Kürt açılımı” tartışmaları PKK’nin tasfiyesi beklentisine dönüşürken perde arkasında gizlice yürütülen çalışmalar toplumun kafasında şu çok önemli soruları öne çıkarıyor: Kandil’in Türkiye’ye 34 kişiyi göndermesiyle başlayan manevrası ne anlama geliyor?.. PKK’nin beklediği karşı atağın odağında neler olabilir? Örgütün tüm askeri varlığı düz ovaya indirilebilecek mi. Üst düzey yöneticiler Suriye ve Norveç’e mi gönderilecek? PKK böyle bir tasfiye planına hangi “kazanım”la yanıt vermiş olacak? Devlet PKK’yi pasifize edebilirse örgüte ve Öcalan’a hangi vtler verilecek? Örgüt 30 yıla yaklaşan mücadele sürecine hangi gerekçeyle son verecek? PKK enterne edildiğinde örgütün Irak, Suriye ve İran’daki partilerinin durumu ne olacak? Daha önemlisi Öcalan ve PKK’nin geleceği açılım tartışmaları sırasında nasıl belirlenecek?.. Yanıtlanmayan sorular da gösteriyor ki, legal ve illegal Kürt siyaseti, 34 militanın Türkiye’ye gönderilmesinin coşkusunu yaşarken adına “Kürt açılımı” denilen gizli proje aslında önemli sorunlara gebe!.. Öcalan’ın devlete teslim ettiği yol haritasını bir türlü açıklamayan iktidar belli ki İmralı’nın planından yararlanarak açılıma yön vermeye çalışıyor! Zaten, “İki grup Türkiye’ye gelsin” emri hızla yaşama geçirilen Öcalan’ın, süreci başlatan asıl kişi olduğu da artık çok net görülüyor. Ancak PKK’li ile 26 Mahmur sakininin Türkiye’ye gelmesi kimi kesimlerde coşkuya yol açsa da gözden kaçan bir ayrıntı açılım projesinin ne kadar başarılı olabileceği konusunda kaygılar içeriyor! Çünkü görülüyor ki, PKK kendi askeri varlığı açısından derin ve sinsi bir çelişkiyi de bünyesinde tutmakta ısrar ediyor! Bir yandan “eylemsizlik” adı altında bekleyişe geçen, diğer yandan militanlarını “barış elçisi” adı altında Türkiye’ye gönderen örgüt bir taraftan da askeri açıdan örgütlenmeye devam ediyor! Bu gerçek, şiddeti dayatma yöntemi olarak kullanan PKK’nin gelişmelere çok ihtiyatlı ve korunaklı davrandığını ve her an eski eylemsel sürecine geri dönebileceğini de kanıtlıyor. ‘3 ayda 400 militan!..’ PKK’nin “medya savunma alanları” diye tanımladığı Kandil Dağı çevresinde “Apollon Akademiler Komutanlığı” adını verdiği eğitim merkezleri bulunuyor. Örgüt üç aylık dönemler halinde bu merkezlere getirilen gençlere askeri ve siyasi eğitim vermeye devam ediyor. Eğitim devreleri ve merkezleri genellikle güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda ölen PKK’li üst düzey militanların adlarıyla anılıyor. İşte aylardır Öcalan’ın yol haritasına sığınarak barış çağrıları yapan PKK, iddia ediliyor ki son ayda bu merkezlere 400 yeni militan aldı. Örgütün son “diploma töreni” 10 Ekim’de “Şehit Rızgar devresi” diye tanımladığı eğitim süreciyle ilgili yapıldı. Bu dönemde 34 militan, askeri eğitimini tamamlayarak çatışma bölgelerine sevk edildi. PKK’nin somut beklentisi Militanlara sertifika veren PKK’nin üst düzey yöneticilerinden Rıza Altun’un gün yaptığı şu konuşma, PKK’nin açılım çabalarından somut olarak ne beklediğini de bir kez daha ortaya koydu: “Sürece cevap verebilecek bir ‘gerilla’ düzeyine ulaşması için yoğun çabalar sarf ediyoruz. Katılımlara önem verdiğimiz kadar devrelerin mezuniyetine de önem veriyoruz. Gelişecek olan bütün tasfiye planlarına yönelik, meşru savunma temelinde doğru bir askeri çizgi, doğru bir duruş temsil edilirken diğer taraftan muhtemel gelişecek olan siyasal süreçlere de doğru bir yaklaşım içerisinde cevap verilecektir. Ve ancak bu temel üzerinde önderliğimizi (Öcalan) özgürlüğe kavuşturabiliriz.” Örgütün ikilemi PKK’nin ajansı ANF’nin, örgüte katılımlarla ilgili 10 Ekim’de yayımladığı bir haberde yer alan şu satırlar ise örgütün “barış” ve “savaş” ikileminde yaşadığı “tasfiye” ve “örgütlenme” çelişkisini de dışa vuruyordu: “Türk devletinin ‘Kürt açılımı’ adı altında başlattığı süreç çerçevesinde PKK’yi ‘tasfiye’de kararlı olduklarını söyledikleri bir dönemde örgüte katılımda büyük artış yaşandı. Yaz aylarında örgüte yüzlerce kişi katıldı.” ANF’ye göre temmuz-ağustos döneminde örgüte 271 kişi katıldı. Eylül ayında 88 kişi Kandil’deki kamplara ulaşırken ekim ayındaki 34 kişiyle birlikte PKK’nin son dönemde eğiterek çatışma bölgelerine gönderdiği militan sayısı 400’e ulaştı. Kandil’deki bu törenden iki gün önce yani Ekim’de de bir “mezuniyet” etkinliği vardı. Orada PKK’nin önemli adamından biri olan Duran Kalkan konuşmuştu. “Halk Savunma Merkezi Başkanı” olarak adlandırılan Duran Kalkan, 35 militana “diploma” verirken şöyle demişti: “Katılımlardaki artış, sürece cevap olduğu kadar, Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesinde ne kadar kararlı olduğunu gösteriyor. Bu gerçeği herkes doğru okumalı ve hesaplarını ona göre yapmalıdır.” PKK bir yandan devletten koparacağı tavizler sonunda silah bırakıp siyasal yaşama entegre olmayı hedeflerken diğer yandan niçin durmadan yeni militanları saflarına katıyor?.. Örgüt 25 yılı aşan eylemsellik ve siyaset deneyimine sığınarak “şiddet ve dayatma” stratejisiyle hedefine yürürken silahı elinden bırakmak istemiyor. Bu çelişki biraz da Öcalan’ın, “Şüphelerim var... Bu açılım mıdır, tasfiye midir, tuzak mıdır, sahtekârlık mıdır, çözüm müdür, emin olamıyorum” şeklindeki ihtiyatlı yaklaşımından kaynaklanıyor! Yani PKK, açılım ve demokratikleşme tartışmaları sürerken bir yandan “barış elçileri” göndererek Türkiye’nin ağzına bir parmak bal çalıyor, diğer yandan da askeri varlığını güçlendirmeye devam ediyor!.. Ürküten gösteri Örgütlenme ve bekleyiş... PKK, görülüyor ki, bu iki hedefe iyice kilitlenmiş. Yalnız PKK değil, Güneydoğu’ya, gönderilen 34 militanın on binlerce kişi tarafından coşkuyla karşılanması da gösteriyor ki, şiddet ve terör yorgunu olan coğrafyada yaşayanların önemli beklentileri var! Ancak yine belli ki, bu beklentiyi PKK teröründen mustarip olan geniş kitleleri endişelendirecek biçimde şova dö-nüştürmek, demokrasi ve barış adına başlatılan süreci de provoke ediyor. Yaşananlara bakılırsa, doğudaki karşılama abartısı salt batıdaki yurttaşları değil PKK’yi bile rahatsız etmeye başladı. Murat Karayılan dünkü röportajda bu gelişmeleri değerlendirirken, “Öyle görünüyor ki halkımızda da biraz aşırı beklenti oluşmuş” demişti!.. Anlaşılan PKK ve DTP yandaşlarının beklentileri Karayılan’ı bile endişelendirmişti. Bu yüzden dün ANF’ye konuşurken, “Sanki sorun artık çözüm yoluna girmiş havasına kapılmak doğru olmaz” demişti! Farklı coğrafyalardaki kitlelerin değişik kültürel beklentileri olabilir. İnsanların kendi dillerini kullanmaları, kültürel ve folklorik gerçeklerini canlı tutmaları demokrasi ve insan haklarının vazgeçilmez kurallarıdır. Ancak şu unutulmamalı ki, PKK şiddeti dayatma yöntemi olarak kullanan bir örgüttür. Kan akıttıkça, şiddet ve terör yarattıkça hedefine ulaşacağını sanan PKK, gerçekten anaların ağlamasını, çocukların yetim kalmasını istemiyorsa ve de takıyyeden arındırılmış bir “barış” peşindeyse silahları bir an önce bırakmalıdır!.. Aksine, bir yandan pasif grupları Türkiye’ye gönderip diğer yandan askeri örgütlenmeyi sürdürmek Doğu ve Güneydoğu’da “kimlik” ve “kültürel özgürlük” peşindeki kitleleri kısırdöngüye mahkûm etmekten ileri gitmeyecektir!.. CHP lideri Deniz Baykal’ın da ısrarla vurguladığı gibi “masadan silah kesinlikle kalkmalıdır...” Karayılan AKP’nin hamlesine odaklandı Murat Karayılan PKK’nin iki numaralı ismi. Örgütün “Koma Civanen Kürdistan” yani (Kürdistan Topluluklar Birliği) olarak nitelediği KCK’nin “Yürütme Konseyi Başkanı”. Aslında tam anlamıyla bugün PKK’yi askeri açıdan yöneten ve siyasi açıdan da stratejilerini belirleyen pratikteki tek adam. şimdi PKK’nin “barış elçileri” hamlesinin ardından operasyonların durmasını bekliyor! Karayılan 34 PKK’linin Türkiye’ye gönderilmesinin ardından dün ilk kez örgütün haber kaynaklarına detaylı bilgiler verdi. Ve açıkça, “Barış gruplarının tutuklanmadan Türkiye’ye girişi olumlu bir gelişme. Ancak bu, sorunun çözümü anlamına gelmiyor. Biz bu noktada üstümüze düşeni yaptık. Durup bekleyeceğiz” dedi. Karayılan bir yandan da “Türk devletinin Kürt politikasını değiştirdiğini ve yeni politikada siyasal, diplomatik fliyetlerin daha fazla ön planda olduğunu” öne sürdü! Atalay’a tepki Tıpkı Öcalan gibi Urfalı olan Karayılan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın “150 kişi daha gelecek” şeklindeki açıklamasına da, “Bu kadar tek yanlı istemi dayatmak sonuç verir mi?” diye tepki gösterdi. AKP’nin “erken bir başarı kanısı içinde olduğunu” belirten Karayılan, “Türkiye’deki hükümet çevrelerinin yaklaşımı yanlıştır. İşte bakın biz tutuklamadık, bundan sonra işte Mahmur kampındakiler, dağdakiler, Avrupa’dakiler gelebilir, önleri açıktır biçiminde yaklaşımlarla sonuç alınır tarzında erken bir başarı kanısı içindedirler” diye konuştu. Peki, 34 kişiyi Türkiye’ye gönderen PKK bekleyiş sürecine girerken devletten ne istiyor? Karayılan, her kesimin merakla beklediği yanıtı şöyle verdi: “Bundan sonra atılması gereken adımlar var. Ben açıkça söylüyorum, biz bu süreci geliştirmek istiyoruz. Ama bu süreci Apo’suz, PKK’siz çözme biçimindeki bir yaklaşıma biz asla gelemeyiz. Her şeyden önce operasyonların durması gerekiyor. Ondan sonra diyaloğun başlaması lazım. Bu sorun nasıl çözülecek konusunu tartışmak, müzakereyi başlatmak lazım. Devlet de kendi açılımını sözden çıkarıp pratiğe dönüştürmelidir. Biz onların açılımının pratiklerini görmek istiyoruz. Şimdi onu bekliyoruz.” 22 Ekim 2009 Vatandaş olarak son haftadaki gelişmelere artık isyan eder psikolojisindeyiz.başbakan halen ''CHP'ye gitmiyorum'',yok kamera olmaza giderim falan filan gündemi oyalarken teröristler gözümüzün içine baka baka şov yaptılar resmen.Tabiri caizse kahraman gibi karşılandılar.Bu nedir?başbakana soruyorum çok gitmeye meraklı olduğu abd taliban militanlarını böyle karşılarmı sizce?Soruyorum cevap versin.Terörle kararlılıkla mücadele böyle mi olacak?Yurtdışındaki pkklı teröristlere ''gelin vatanınıza dönün'' diyor sanki eve küsmüş çocuk çağırıyor.Böyle basiretsizliğe isyanım var birileri duysun sesimizi. (Ebru Yalçın) 30 AUĞUSTOS ZAFER BAYRAMI'nda ... Türkiye Cumhuriyeti devletimizin tüm SANCAK!larını Ankara'da toplatan ve birçok kişinin bunun manasını daha detaylı tüm yazan çizenlerden öğrendiğimiz.Ayrıca tören geçitlerinde bir ilk yaparak hemen tüm katılan asker sayısı ve muhimmatları ikiye katlayan..., Ve yanında kendim sıradan kaldığım, bilgisine ve makamına çok büyük saygı duyduğum, sayın GENELKURMAY BAŞKANIM İLKER BAŞBUĞ, ben son iki yıldır sivil halkımızdan tüm ümidimi kestim, Siz ve şanlı Türk ordusu Türkiye Cumhuriyeti'nin sadece koruyucu ve bekçisi olmayınız artık SAHİP ÇIKINIZ... (Pınar Karsayan)
609345
Kadına polis merkezinde dayak iddiası
Kadına polis merkezinde iddiası ’da bir kadın, haksız olarak gözaltına alındıktan sonra götürüldüğü polis merkezinde darbedildiğini iddia etti. muhabirine açıklamalarda bulunan Meltem Şahin, arkadaşlarıyla gittiği kafeden ayrıldığı sırada otomobilinin anahtarlarını unuttuğunu fark ederek geri döndüğünü söyledi. Kafeye döndüğünde kapının önünde kavga olduğunu gördüğünü, gözaltına alınarak Polis Merkezi’ne götürüldüğünü ifade eden Meltem Şahin, polise, kafe önünde yaşanan kavgayla ilgisi olmadığını söylemesine rağmen gözaltına alındığını bildirdi. İtirazı üzerine polislerin hakaretlerine maruz kaldığını savunan Şahin, polis merkezinde ifadesinin alınmasının ardından salıverileceğini düşündüğünü ancak polislerin kendisine suçlu gözüyle bakarak bırakmak istemediğini belirtti. Bunun üzerine yaşanan tartışmada polislerin sıkarak kendisini etkisiz hale getirmek istediğini ifade eden Şahin, direnmek istediği sırada çok sayıda polis tarafından darbedildiğini öne sürdü. Eşinin emekli özel polisi olduğunu ve şu anda ’da bir ülkede görevli bulunduğunu belirten Şahin, polis merkezinde gece nezarette tutulduğunu ve "polise mukavemet" suçundan adliyeye sevk edildiğini kaydetti. Nöbetçi mahkemece serbest bırakıldığını söyleyen Şahin, adli tabibin darbedildiğiyle ilgili rapor verdiğini ifade ederek, olayın takipçisi olacağını belirtti. Şahin, darbedildiği anın polis merkezinde bulunan bir kişi tarafından cep telefonuyla kaydedildiğini sözlerine ekledi. Meltem Şahin, kendisini darbeden polis memurlarından davacı olduğunu, yarın cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunacağını belirtti. Öte yandan, Antalya Emniyet Müdürlüğünden yaptığı yazılı açıklamada, yaşanan olayın üzüntü verici olduğu bildirildi. Olayla ilgili inceleme başlatıldığı kaydedilen açıklamada, görevli polislerin ve polis merkezinde yaşananları gören vatandaşların ifadelerine başvurulacağı ifade edildi.
607922
Hayvan otlatan çoban adet top mermisi buldu
Ortabahçe köyüne ait arazide hayvan otlatan çoban, bir adet menşei belirlenemeyen patlamamış mühimmat buldu. Aşkale İlçe Jandarma Komutanlığı'na konunun bildirilmesi üzerine olay yerine patlayıcı madde imha uzmanları gönderildi. Jandarmanın aynı arazide yaptığı araştırmada MKE yapımı adet daha patlamamış 90 mm çapında top mermisi bulundu. Mühimmat daha sonra bomba uzmanları tarafından patlatılarak imha edildi. Mermilerin paslı ve ila 10 yıllık oldukları belirtildi. Askerî yetkililer, söz konusu mühimmatların 2004 yılına kadar Kandilli'de konuşlu bulunan tank taburundaki birliklerin atış eğitimi ve tatbikatlarında kullanılmış olabileceğini bildirdi.
608300
"Şampiyonluktaki favorim Fenerbahçe"
Gençlerbirliği teknik direktörü Thomas Doll, 'deki şampiyonluk yarışında favorisinin olduğunu söyledi. Doll, "şampiyonluktaki favorim Bir sıralama yapmak gerekirse, bu takımın ardından ve 'un gelebileceğini söyleyebilirim" dedi. Alman teknik adam, Eskişehirspor ve 'un da iyi takımlar arasında yer aldığını belirterek, "ondan sonrası ise orta sıraları paylaşan takımlardan oluşuyor. Bu ligde herkes herkesi yenebilir" diye konuştu. Doll, bir süre önce istifa eden Fatih Terim'in hem milli takım, hem de kulüpler bazında Türk futboluna büyük katkıları olduğunu kaydetti. Terim'in neden istifa ettiğini bilmediğini, ancak Terim'in Türk futboluna yaptıklarının belli olduğunu vurgulayan Alman teknik adam, "Fatih Terim'in uzun bir aradan sonra istifa etmesi ve arkadan gelecek birinin önünü açması onun ne kadar karakterli olduğunu gösterir" dedi. Türk futbolcusunu "genel anlamda teknik kapasitesini almış, coşkulu, kalpten ve hırslı oynayan bir yapıda" tanımlayan Thomas Doll, "taktiksel anlamda ise çok zfları olduğunu söyleyebilirim. Bu zflarını gidermeleri gerekiyor" diye konuştu. Süper Lig'in Türkiye açısından yeterli olduğunu ifade eden Doll, şöyle konuştu: "Uluslararası arenaya baktığımızda aynı şeyi söylemem mümkün değil. Çünkü dünya futbolunu belli liglerin sürüklediğini biliyoruz. Bu ülkenin milli takımlarının ve kulüp takımlarının uluslararası arenada ne kadar başarılı olduğunu biliyoruz. Bunların ismi ve önceliği herkes tarafından biliniyor." Doll, Süper Lig'de etkilendiği oyuncular bulunduğunu belirterek, "Keita ve Arda çabukluğu, hırsı, dinamikliğiyle, 'den Lugano mücadele hırsıyla, kendi takımımdan kaleci Serdar Kulbilge beni etkileyen oyuncular. Bana göre bir sonraki milli takıma çağrılması gereken isim diyerek sözlerini tamamladı.
608323
İzmir'de cinsel istismar davasına devam
Mahkeme, cinsel istismar sırasında evde olan sanığın annesi hakkında, ''suça katıldığı'' iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu yargılanan E.B. (21), cinsel istismara maruz kaldığı öne sürülen A.A, annesi Asuman A. ile avukatlar katıldı. E.B, A.A. ile işlettiği internet kafede tanıştığını ve aralarında zamanla duygusal ilişki başladığını söyledi. A.A'nın bazen okuldan kaçıp kendisiyle zaman geçirdiğini belirten E.B, şöyle konuştu: ''Bir gün sinemaya gidecekken vazgeçip bizim eve gittik. 2-3 st oturduk. Televizyon izledik. Kendisine cinsel istismarda bulunmadım. A.A. daha sonra evine gitti. Okulun son günlerinde de okula gitmiyordu ve bize geliyordu. Bazen annem de evde oluyordu. Annem evde olduğunda odama geçiyorduk ama kapıyı açık bırakıyordum. Cinsel istismar suçunu işlemedim.'' ANNE ASUMAN A'NIN İFADESİ Asuman A. ise olay günü kızının ''Özür dilerim sizi üzmek istemedim'' başlıklı defter kağıdına yazılmış mektubunu bulduğunu ve evden kaçtığını öğrendiğini söyledi. Hemen yakınlarını arayıp polise başvurduğunu anlatan Asuman A, şöyle devam etti: ''Daha sonra kızımın sanıkla arkadaşlık yaptığını öğrendim. Kendisiyle bir parkta görüştük. Sanık, kızımla aralarında ilişki olmadığını, kendisinin oğlumun arkadaşı olduğunu söyledi. Akşam st 21.00'de kızım hala eve dönmemişti. Tekrar sanığın evine gittik. Kendisine tekrar sordum. 'Yok' dedi. 'Odana bakabilir miyim?' dediğimde odasını gösterdi. Odasında bira şişeleri vardı. Şüphelendim, kendisine yalvardım ama kızımın nerede olduğunu söylemedi. Eve döndüğümde, kızım beni alkollü şekilde bekliyordu. Sabah olunca neler olduğunu sordum. Bana başından geçenleri anlattı. Sanıktan şikayetçiyim.'' MAĞDUR A.A. Duruşmada, mağdur A.A'nın psikolog nezaretinde ifadesi alındı. E.B. ile evlerinde kendi rızasıyla ilişkiye girdiklerini, ancak sanığın bir süre sonra aralarındaki ilişkiyi bitirmek için bahaneler ürettiğini, kendisinin ayrılmak istemediğini söyleyen A.A, şöyle devam etti: ''Bana, Burdur'a gideceğini, bir daha dönmeyeceğini, ancak doğum günüm nedeniyle benim için hazırlık yaptığını yazan bir mektup verdi. Ertesi gün evine gittim. Annesi de evdeydi. Sanığa evden 50 lira alıp kaçtığımı söyledim. Daha sonra E.B'ye telefon geldi ve dışarı çıktı. Evden ayrılınca annesi bana ailemden izin alıp almadığımı sordu. Ben de izin aldığımı söyledim. Sanık daha sonra elinde birayla geldi. Bana da içmeyi teklif etti, bir yudum içtim. Odasında ilişkiye girdik. Bu sırada annesi salonda oturuyordu. Lavaboya yüzümü yıkamak için gittiğim sırada annem gelip gitmiş. Daha sonra polisler geldi. Polisler gelince sanık bana tuvalete girmemi söyledi. Daha sonra eve döndüm. Sanıktan şikayetçiyim.'' Psikolog ise erken yaşta babasını kaybettiği belirtilen kızın içinde bulunduğu dönemin ruhsal karmaşası içinde istismara açık konuma geldiğini, mağdurun tam teşekkülü kuruma yönlendirilmesinin uygun olacağını bildirdi. Mağdur A.A'nın avukatı Atilla Ertekin, sanık hakkında çocuğun cinsel istismarının yanı sıra aydan yıla kadar hapis cezasını gerektiren ''Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması'' suçundan dava açıldığını, ancak olayda 15 yıla kadar hapis cezasını öngören, kişiyi cinsel amaçlı hürriyetinden yoksun bırakma suçunun oluştuğunu savundu. Mahkeme heyeti, talebi yerinde bularak sanığa bu suçtan ek savunma hakkı tanıdı. ARA KARAR Duruşma sonunda mahkeme heyeti, duruşmaya tanık olarak ifade vermek üzere çağrılan sanığın annesi Sevgi B. hakkında da suça katıldığı gerekçesiyle iddianame düzenlenmesi için dosyanın Cumhuriyet Savcılığına gönderilmesine karar verdi. Sanığın ruh sağlığının olay nedeniyle bozulup bozulmadığı konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da isteyen mahkeme, duruşmayı erteledi. DAVANIN GEÇMİŞİ İzmir'in Buca ilçesinde Asuman A, polise başvurup kızının bulunmasını istemiş, kendisini polisin aradığını öğrenen A.A. evine dönmüştü. A.A'nın, bir süre önce E.B. ile duygusal ilişki yaşadıklarını, E.B'nin kendisini evine davet ettiğini, burada ilişkiye girdiklerini, polisin kendisini aradığı gün de evine kendi isteğiyle gittiği E.E. ile birlikte olduklarını söylediği bildirilmişti. Cumhuriyet Savcısı Emine Şahan Öğüş tarafından hazırlanan iddianamede, sanığın Türk Ceza Kanunun 103/1-a, 2, 6, 43/1 ve 234/3 maddelerince 27 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istemişti.
608878
Rahim nakli iki yıl içinde yapılabilir
Rahim nakli iki yıl içinde yapılabilir Britanyalı bilim adamları, iki sene içinde rahim naklinin yapılabileceğini bildirdiler. Daily Mail’in haberine göre bilim adamları, fareler üzerinde yaptıkları çalışmada, bebek taşımaya imkan verecek şekilde rahim naklinin yapılabileceğini kanıtladılar. Böylece, doğuştan rahmi bulunmayan ve veya başka hastalıklar yüzünden rahmi alınmış kadınlar bebek sahibi olma imkanına kavuşabilecek. ’da 2000 yılında bir kadına rahim nakli yapılmış, ancak rahmi bağlayan damarlar çok dar olduğu ve bazıları pıhtılarla kapandığı için organ ay sonra bozulmuştu. Hammersmith Hastanesi jinekoloji cerrahı Richard Smith, rahime uzun süre kan akışını sağlayacak bir yöntem bulduğunu söyledi. Smith’in bulduğu teknikte, belli başlı damarları birbirine bağlayan ve damarların daha önce kullanılanlardan daha geniş olduğu “vasküler yama tekniği” kullanıldı. Smith çalışmasında, verici fare ile alıcı fare kullandı ve alıcı fareler 10 ay yaşadı. Farelere yapılan otopside naklin başarılı olduğu görüldü. Halledilmesi gereken bazı teknik meselelerin olduğunu belirten Smith, bununla birlikte tam olarak damarlandırılmış başarılı bir nakilin nasıl yapılabileceğini gördüklerini söyledi. Ancak Smith, yeteri kadar araştırma fonu bulamadığı için çalışmasının sekteye uğradığını belirtti. Smith, çalışmasına devam edebilmek için gerekli 250 bin sterlini toplamak amacıyla Uterine Transplant UK adlı bir hayır kurumu kurmayı planlıyor. Smith, çalışmasını ’daki Amerikan Üreme Tıbbı Derneği’nin konferansında sundu.
609425
Bahçelievler'de toprak kayması
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Bahçelievler'de toprak kayması ArşivİSTANBUL (A.A) İstanbul'un Bahçelievler semtindeki 70. Yıl Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezinin bahçesinde yapılan kanal çalışması sırasında toprak kayması meydana geldiği ve kişinin toprak altında kaldığı öğrenildi. Alınan ilk bilgilere göre, hastane bahçesinde yapılan kanal çalışması sırasında toprak kayması meydana geldi. İşçilerden biri toprak altında kalırken, olay yerine itfaiye ve sağlık görevlileri sevk edildi.
607965
Salih Tuna: Allah da seni güldürsün
Salih Tuna 22 Ekim 2009 PerşembeAllah da seni güldürsün Adamın biri kalkıp da, teslim olan 34 PKK'lı hakkında, “Teslim olmaya değil, teslim almaya geliyorlar” derse ne yaparsınız? “Ne diyon sen babo?..” yollu tersler misiniz? türküdeki gibi “Cahilden sohbeti kestim dost dost” diyerek uzaklaşır mısınız? “Lahavle” çekip, Allah şifa versin mi dersiniz? “Kendine mi güvenin yok, yoksa bizi mi küçümsüyorsun?..” diyerek ensesine şaplak mı indirirsiniz? “Hangi çılgın bize zincir vuracakmış şaşarım” mısraını terennüm ederek heyheylenir misiniz? Peki Mezkur ifade herhangi birinden değil de ana muhalefet lideri Deniz Baykal'dan “sadır olmuşsa” ne yaparsınız? Dumura uğramış vaziyette kocaman bir “Hiiiiç!..” dediğinizi duyar gibiyim. Aynı soruyu bana soracak olursanız, işin içinde Baykal da olsa, bu kadar olmaz deyip malum “haberi” tekrar okurdum. Zaten öyle yaptım. “PKK'lılar teslim olmaya değil, teslim almaya geliyor” cümlesini ikinci kez okuyunca, ilk okumadan kaynaklanan şaşkınlığı üzerimden attım, ama, bu sefer de midem bulandı. Kendi kendime “Yok, bu böyle olmayacak!..” dedim, ve, aynı cümleyi üçüncü kez okumaya karar verdim. Sonuç: Bulantıdan eser kalmadı; acayip eğlendim. Size de tavsiye ederim: Baykal'ın böylesi tuhaf ifadelerini art arda üç kez okuyun; göreceksiniz, hiç sinirlenmeyecek, bilakis eğleneceksiniz. Fakire de dua edeceksiniz. Lakin şu lakırdıları üçüncü kez okumaya hiç lüzum yok. Okur okumaz sonuç alacaksınız. Buyurun, birlikte okuyalım: “Bu açılım tartışmasının altında ne yatıyor bunun ilk ayağı ortaya çıktı. Sürecin neden gizli götürüldüğü belli oldu. Niçin 'hazmettire hazmettire' dediklerini şimdi daha iyi anlıyoruz” (Teslim olan 34 PKK'lı hakkında CHP grup toplantısında yaptığı konuşmadan.) Şuncağızı da okuyalım da tam olsun: “Bu, halktan, sizden bizden gizli tutulmuş senaryonun uygulanmasıdır” Nasıl? Müthiş değil mi? Daha da eğlenmek, güzelleşmek istiyorsanız, “bizi teslim almaya gelen” 34 PKK'lının “mektubuna” şöyle bir göz atalım. Bi bakalım nasıl teslim alacaklarmış bizi. Üstelik Baykal' göre “bizden gizli tutulmuş senaryoyu” da öğrenmiş oluruz. “Mektup” dil, kültür ve kimlik taleplerini ihtiva eden maddeden oluşuyor. Çocuklarına Kürt adı vermek; Kürtçe eğitimle büyütmek; anadilleri Kürtçeyi her yerde özgürce konuşmak ve öğrenmek; demokratik siyaset özgürlüğüne sahip olmak “Köy, kasaba ve şehirlerinde özel harekatçı, korucu ve polisin baskı ve zulmünden uzak, güvenlik içinde yaşamak” “Kürt sorununa” barışçıl ve demokratik çözümün önünün açılması Hulasa, “Türkiye'nin demokratikleşmesini ve bunun için sivil-demokratik bir anayasanın hazırlanmasını” talep ediyorlar. İşte “Bizden gizli tutulan senaryo” bu! Yani “PKK'lılar teslim olmaya değil, bizi teslim almaya geliyor” diyen Baykal'ın kavlince, bizi teslim alacakları “senaryo” bundan ibaret. Demek ki; çocuklarına istedikleri adı vermekle, anadillerinde özgürce konuşmakla, velhasıl, Türkiye'nin demokratikleşmesini istemekle bizi teslim alacaklar! Hey dağdaki kertenkeleye çeviklik, yumurtaya can, Mehmet Yakup Yılmaz'a akıl veren Allah'ım, bunlar nasıl akıllardır?.. Ben sana ne “diyiim” Sayın Baykal? Sen bizi güldürdün Allah da seni güldürsün, mi?
609108
"Yalnız kaldık" sesleri
"Yalnız kaldık" sesleri ANKA İsrail'in son dönemde aralarında Türkiye'nin de bulunduğu birçok ülkeye takındığı tavır, ülke içinden de tepki yaratmaya başladı. Hretz gazetesinin tanınmış yazarı Gideon Levy'nin kaleme aldığı "Yalnız bir millet" başlıklı yorumda İsrail"in "uluslararası bir parya" ya dönüşmekte olduğu, artık düşmanlarının yanısıra dostlarını da vurduğuna dikkat çekildi. Yorumda "Dünyanın geri kalan kısmı suçludur. Skandinavlar bize karşıt, Türkler düşman, Fransızlar ve İngilizler İsrail'den nefret ediyor. Çinliler sadece Çinli ve Hintliler bize herhangi bir şey öğretemez" eleştirilerine de yer verildi. Hretz gazetesince Gideon Levy imzası ile yayımlanan "Yalnız bir millet" başlıklı yorumda İsrail'in son dönemde çeşitli ülkelere karşı takındığı olumsuz tutum sert dille eleştirildi. Bu çerçevede, Türkiye'ye tatil boykotu, Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'ın, İsrail'in Gazze'de suç işlediği savunulan Goldstone raporuna "evet" dediği için Çin'in Büyükelçiliği'ndeki resepsiyonuna katılmaması, Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner'in İsrail'den Gazze'ye geçmesinin veto edilmesi gibi son dönemde yaşanan çeşitli gelişmelere dikkat çekildi. İsrail'in Washington Büyükelcisi Michael Oren'in gelecek hafta ABD'deki yeni Yahudi lobi örgütü J. Street tarafından düzenlenecek konferansı da boykot edeceğine de işaret eden yorumda bunun özellikle "ciddi" bir gelişme olarak nitelendirildi. Yorumda, J.Street üyelerinin tek istediği "adil ve barışçıl" bir İsrail olduğu belirtilerek, "Bu onların günahı ve bunun cezası boykottur" ifadesi kullanıldı. Gideon Levy, dünyayı kesin bir biçimde "bizimle olanlar ile düşmanlarımız" arasında bölmenin "umutsuzluk ve yönünün tamamen kaybedildiğinin işareti" olarak değerlendirdiği yazısında İsrail'in "uluslararası parya" haline gelmekte olduğunu belirterek şöyle devam etti: "BİR TEK ABD KÖR MÜTTEFİKİMİZ OLMAYI SÜRDÜRÜYOR" "Ve bu kime borçluyuz? Dökme Kurşun (Gazze) Operasyonu, örneğin. Bir tek ABD, tüm hatalarımıza rağmen otomatik ve kör müttefikimiz olmayı sürdürüyor. Statüsünün kadar bozulduğunu gören başka bir demokrasi, ilk olarak kendisine "ne hatta yaptın?' diye sorardı. İsrail'de ise yaklaşım, bunun tam tersi: dünyanın geri kalan kısmı suçlu. Skandinavlar bize karşıt, Türkler düşman, Fransızlar ve İngilizler, İsrail'den nefret ediyor. Çinliler sadece Çinli ve Hintliler bize herhangi bir şey öğretemez."
608854
Kandil'den geldi 15 yıl sonra oğlu ve annesine kavuştu
'den geldi 15 yıl sonra oğlu ve annesine kavuştuMehmet TÜRK/ DİYARBAKIR, 'da yargılanarak ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan bölücübaşı 'ın çağrısı üzerine Kuzey 'taki 'ndan gelen 'lı arasında bulunan, 1993 yılında eşi Hülya ile birlikte örgütünün silahlı kadrosuna katılan Hüseyin İpek, 15 yıldan sonra oğlu ‘Hebat' ve annesi Mekiye İpek'e kavuştu. Hüseyin İpek, eşi Hülya İpek'in PKK'nın dağ kadrosunda olduğunu söyledi. 'ın İlçesi yakınlarındaki Habur Gümrük Kapısı'nda 'ye giriş yapan PKK ile Mahmur Kampı'ndan gelen 4’ü çocuk 26 kişinin 'a varması gün sürdü. PKK'lıları dün akşam Diyarbakır Batıkent Meydanı'nda karşılayan onbinlerce kişinin arasında, aileleri de vardı. 1993 yılında eşi Hülya ile birlikte PKK'nın dağ kadrosuna katılan Hüseyin İpek, geride bıraktıkları yaşındaki oğlu Hebat'a ise Hüseyin İpek'in annesi Mekiye İpek baktı. 16 yaşına gelen Hebat, dün ilk kez babasına sarıldı. Hebat İpek, daha önce fotoğraflardan gördüğü babasına ilk kez sarılmanın sevincini yaşadı. Platformda zaman zaman babasıyla birlikte saf tutarak ‘zafer işareti' yapan Hebat İpek, “Anne ve babamı çok özlemiştim. Şimdi babama kavuştum. İnşallah barış sağlanır da anneme de kavuşurum” dedi. Baba Hüseyin İpek ise, 15 yıl sonra özlem duyduğu topraklara ve ailesine kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. Hüseyin İpek, eşi Hülya'nın PKK'nın dağ kadrosunda kaldığını belirterek, “Önemli olan barışın sağlanması. Biz barışın sağlanması konusundaki samimiyetimizi göstermek için geldik. Benim durumumda olan onlarca insan var. Bizim kişisel düşünme, hareket etme gibi lüksümüz olamaz. Öncelikle akan kanın durması ve barışın sağlanması çabasındayız” dedi. Gözyaşları arasında oğluna sarılan anne Mekiye İpek, oğluna kavuşmanın mutluluğunu yaşadı. Anne Mekiye İpek, “Oğlum 15 yıl sonra oğluna kavuştu. Ben de 15 yıl sonra oğluma kavuştum. Aslında ikimizin de özlemi aynıydı. da ben de yavrumuza kavuştuk” dedi. Kayınvalidesi Rukiye Aslan da damadı Hüseyin İpek’e sarılarak kızı Hülya’nın durumu hakkında bilgi aldı. Rukiye Aslan, “Damadımı bağrıma bastım. Şimdi sıra kızım Hülya’da. İnşallah devlet ve PKK arasında bir barış sağlanır, akan durur ve yavruma kavuşurum” dedi. Tören sonrasında annesi Mekiye İpek, kayınvalidesi Rukiye Aslan ve oğlu Hebat ile tekrar vedalaşan Hüseyin İpek, “Daha yapılacak çok işimiz var” dedi. Diyarbakır'a gelen PKK'lıların hiçbiri evlerine gitmedi. Onlar için hazırlanan bir yerde toplu olarak geceyi geçirdi.
607597
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev, Ankara'da
Kazakistan Cumhubaşkanı Nazarbayev, Esenboğa Havlanında, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve diğer yetkililer tarafından karşılandı. Nazarbayev'in, Ankara'daki ziyaretinde ikili, bölgesel ve güncel uluslararası meseleleri ele alınması bekleniyor. Ankara ve İstanbul'da görüşmeler yapacak olan Nazarbayev, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelecek. TBMM'de konuşma yapması beklenen Nazarbayev'in, İstanbul'da düzenlenecek Türk-Kazak İş Adamları Forumuna da katılacağı bildirildi. Nazarbayev'e Türkiye ziyaretinde çok sayıda bakan ve iş adamının eşlik ettiği bildirildi.
607730
TV'lere 3G'de gizli reklam cezası
İBRAHİM KAHVECİ MELİKŞAH UTKU TV'lere 3G'de gizli reklam cezası ANKARA (ANKA) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), 3G teknolojisi tanıttığı için Kanal 24 ve CNN Türk'e ceza verdi. 3G teknolojisinin detaylarını anlatmak üzere bu iki kanalda konuk edilen Turkcell ve Vodafone Genel Müdürlerinin, kendi firmalarının reklamlarını yaptığı gerekçesiyle RTÜK tarafından uyarı cezası verildi. Oy çokluğu ile alınan karara RTÜK üyeleri Zahit Akman ve Taha Yücel karşı çıktı. Akman, “ülkemizde yeni hayata geçen, 3G teknolojisi ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan genel müdürlerin bu süreci ve söz konusu teknolojinin detaylarını anlatmasının gizli reklam olarak kabul edilemeyeceğini öne sürerken, Taha Yücel ise “Programda 3G teknolojisinin faydaları ve getireceği değişiklikler değerlendirildiğini ifade etti.
607913
HÜSEYİN GÜLERCE Açılım, makul çoğunluğun olgunluğuna emanettir...
İçişleri Bakanı, başka gelenler de olacak, diyor. DTP yöneticilerine göre de önümüzdeki pazar günü 20 kişilik bir grup da Avrupa'dan uçakla gelecek. Meselenin arka planı, tahminlerin ötesinde bir hazırlık ve projeye dayalı gibi... Ne olup bittiğini anlamanın tek şartı, Türkiye'yi ve dünyayı doğru okumaktır. İçe bakan yönünde benim okumam şöyle: Türkiye, PKK terörü ile 15 Ağustos 1984'teki Eruh Jandarma Karakolu'nun basılmasından beri uğraşıyor. Bugüne kadar irili ufaklı 25 sınır ötesi operasyon yapılmış. Adına Süpürge Operasyonu denmiş, Çelik Operasyonu, Balyoz Operasyonu, Çekiç Operasyonu denmiş.. denmiş de denmiş. Kimisinde 35 bin askerle sınırdan 60 km içeri girilmiş. ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra ise sınır ötesi harekât yapma imkânı da kalmamış. Şimdi sadece havadan, Amerika'nın da sağladığı anlık istihbarattan yararlanarak dağlar bombalanıyor. 25 yılda bu mücadele için 300 milyar dolar harcanmış, 45 bin PKK'lı öldürülmüş, bin askerimiz şehit olmuş, fakat Kürt sorunu çözülememiş. Tam tersine terör diye adlandırılan sorunun, terör boyutunu çoktan aştığı, Kürt kimliği üzerinden yürütülen siyaset, genel ve yerel seçimlerde bölge halkının yarıdan fazlasının desteğini almış. Görülmüştür ki, Kürt sorununun kuvvetle, silahla bir çözümü bulunmamaktadır. Onun için CHP ve MHP yöneticileri, hiddet ve öfke sergileseler de, çözüm adına tek bir kelime söyleyememektedirler. Çünkü önce, neden Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da, seçmenden yüzde bile oy alamadıklarını izah etmeleri gerekiyor... Meselenin içe bakan yönünde Ergenekon davasının aydınlattığı gerçeklerin okunması da var. Devletin içindeki karanlık odakların PKK terör örgütü ile irtibatı, bağlantıları sorgulanır hale gelmiştir. Ergenekon davasına bakan mahkeme, artık Genelkurmay'a, MİT'e, Emniyet'ten; "PKK'yı kim kurdurdu, Ergenekon'la bağlantısı nedir? JİTEM var mıdır?" diye sorular soruyor. Sivas katliamının, Çorum, Kahramanmaraş, İstanbul'da Gazi Mahallesi olaylarının, Cumhuriyet Gazetesi'nin bombalanmasının, Danıştay saldırısının ve 17 bin faili meçhul cinayetin, iddia olunan Ergenekon terör örgütü ile bağlantıları araştırılmaktadır. Ergenekon davasının ardında, Türkiye'nin demokrasi ufuklarına doğru yürüyüşü vardır. Demokratikleşme ise, Kürt sorunu çözülmeden gerçekleşemez. Açılımın dışa bakan yönünde ise iki temel gerçek var. Birincisi, ABD'nin Irak'tan çıkarken Türkiye'ye olan ihtiyacıdır. ABD Hazine Bakanlığı'nın PKK'nın üst düzey yöneticilerini, uyuşturucu kaçakçısı ilan etmesi tesadüf değildir. İkincisi, bölgesinde, uluslararası arenada yeni bir Türkiye doğmaktadır. Suriye ve Irak'ta ortak bakanlar kurulu toplantıları yapılmaktadır. Küresel barış adına Medeniyetler İttifakı projesi ne kadar önemliyse, ittifakta; laik, demokrat ve Müslüman kimliği ile giderek güçlenen Türkiye de kadar önemlidir. Emsalsiz bir enerji koridoru haline gelen Türkiye, artık AB üyeliğinde de stratejik değerini kabul ettirmeye başlamıştır. AB'nin yetkilileri artık, "asıl bizim Türkiye'ye ihtiyacımız var" demektedirler. Adına ister statükocu güçler, isterseniz "vesayetçi bürokrasi" deyiniz, onların temel yanlışı, içeriyi ve dışarıyı yanlış okumalarıdır. Onlar için harç bitmiş, inşta paydos deme zamanı gelmiştir. Ancak, demokrasiye doğru açılımı sabote etmek için asla vazgeçmeyeceklerdir. Millet olarak bize, DTP'nin şovlarına, terör örgütünün pozlarına, tahriklerine karşı, büyüklüğümüze yakışan bir olgunluk ve sabır gerekiyor. Yarınların Türkiye'si için en büyük teminat, makul çoğunluğun affedici asil duruşudur... Bütün oyunları, provokasyonları bozacak da bu duruştur. h.gulerce@zaman.com.tr
609099
Petrolde yüksek vergiye tepki
Petrolde yüksek vergiye tepki ANKA Akaryakıt Ana Dağıtım Şirketleri Derneği (ADER), 21 Ekim'den itibaren litresi 3.36 liraya yükselen 95 oktan kurşunsuz benzinde fiyatın, yüzde 66 vergi, yüzde 25 rafineri fiyatı, yüzde 4.5 dağıtım karı şeklinde oluştuğunu belirterek, tepkisini "Türkiye, dünyada akaryakıttan en yüksek vergiyi alan ülke" şeklinde dile getirdi. ADER'den yapılan akaryakıt fiyatlarıyla ilgili açıklamada, pompa fiyat oluşumu ayrıntılı olarak gösterilirken, benzin fiyatlarındaki vergi payı, diğer ülkelerle karşılaştırıldı. Ortaya çıkan sonuçlara göre, Türkiye'nin, dünyada akaryakıttan en yüksek vergiyi alan ülke olarak göründüğü bildirilen açıklamada, dağıtıcı ve bayi karlarında herhangi bir artış olmamasına rağmen yükselen fiyatlarda, sabit olarak uygulanan verginin yanısıra, ham petrol fiyatlarında yaşanan yükselişin de etkili olduğu kaydedildi. DÜNYADA AKARYAKITA EN YÜKSEK VERGİYİ TÜRKİYE ÖDÜYOR ADER açıklamasında, "21 Ekim 2009 tarihi itibari ile litresi 3.36 TL olan kurşunsuz benzin 95 oktan'da fiyat şu şekilde oluşuyor: Yüzde 66 vergi, yüzde 25 rafineri fiyatı, yüzed 4.5 dağıtım marjı, yüzde 4.5 bayi marjı. Buna göre; bir litrelik 95 oktan kurşunsuz benzinde 3.36 lira, 2.21 lira toplam vergi, 0.84 lira vergisiz ürün maliyeti, 0.01 lira navlun, 0.15 lira dağıtım firması ve yüzde 0.15 lira bayi marjı şeklinde oluşuyor" bilgilerine yer verildi. Buna göre, dünya ülkeleri arasında en yüksek vergi oranının Türkiye'de olduğunun bildirildiği açıklamada, kurşunsuz benzinde vergi oranının ABD'de yüzde 15, Avrupa Birliği ülkelerinden İspanya'da ise yüzde 52 oranında seyrettiği belirtildi.
609044
İstanbul'daki selin nedeni
İstanbul'da etkili olan sele neden olarak ''arazi kullanımındaki yanlışlıklar, dere yataklarının çeşitli yapılaşmalarla işgali ve daraltılması, dere kıyılarındaki doğal bitki örtüsünün kaldırılması'' gösterildi. İstanbul'un bazı yerleşim birimleri ile Tekirdağ'ın Saray ilçesinde Eylül ayında yaşanan sel olayına ilişkin İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hızal, Türkiye Ormancılar Derneği Genel Sekreteri Sezai Kaya, TMMOB Orman Mühendisleri İstanbul Şubesi Başkanı Besim Sertok'un da aralarında bulunduğu teknik bir heyet tarafından hazırlanan rapor, TMMOB Orman Mühendisleri İstanbul Şubesi'nde düzenlenen toplantıyla kamuoyuna açıklandı. Toplantıda konuşan Sezai Kaya, selin ardından yapılan açıklamalarda, ''suçun, dere yatağına, yağışın anormalliğine atılarak, bilim, teknoloji, mühendisliği değil, rantı öne çıkaran bir anlayışın bu felaketlere davetiye çıkardığını'' savundu. Kaya, Ayamama Deresi ile Çatalca havzalarında yoğunlaşan çalışmalar sonucu Çatalca'da "Hiçbir arazi sınıflaması ve toprak koruma önlemi alınmadan tarım yapılan arazilerde, toprağın su tutma kapasitesinin azalması sonucu, yüzeysel akışa geçen su miktarının çok yükseldiğini, İSKİ tarafından dere içleri ve çevresinin doğal bitki örtüsünden temizlenmesinin sel sularının akış hızının artmasına neden olduğunu''nun tespit edildiğini söyledi. Ayamama'da yapılan incelemelerde ise ''üst havzalarda toplu konut ve sanayi tesislerinin yer aldığı ve tamamen yerleşim yerlerinin ve yolların kapladığı bu beton alanların, suyun toprakla buluşmasını engellediğinin'' tespit edildiğini belirten Kaya, şöyle devam etti: ''Ayamama Deresi yatağının daraltılarak kanal haline sokulduğu, hatta kilometre uzunluğunda bir hattın üstünün kapatılarak yol haline getirildiği, Basın Ekspres Yol güzergahının dere taşkın ovasında bulunduğu ve bu durumdan çevrede bulunan tüm yapıların zarar gördüğü, havzanın yüzde 70'inin yoğun yapılaşma altında olduğu görülmüştür. Bu incelemeler sonucu, yağışların sel felaketine dönüşmesinin nedenleri olarak aşırı yağışlar, arazi kullanımındaki yanlışlıklar, dere yataklarının çeşitli yapılaşmalarla işgali ve daraltılması, dere kıyılarındaki doğal bitki örtüsünün kaldırılması belirtilebilir.'' Sezai Kaya, Türkiye'nin arazi kullanımında en küçük bir hata yapma lüksüne sahip olmadığını ifade ederek, ülkede doğal olayların afete dönüşmemesi için ülke arazisinin gelişi güzel değil, bilimsel verilerin ışığı altında planlanıp kullanılması gerektiğini kaydetti.
609524
Son dersini göremedi
Son dersini göremedi Edinilen bilgiye göre, Atatürk Lisesi'nde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak görev yapan Nihat Boyacı (46), son derse girmeyi beklediği sırada öğretmenler odasında bir anda yere yığıldı. Meslektaşlarının haber vermesi üzerine olay yerine gelen 112 Acil Servis ekipleri öğretmene ilk müdahaleyi yaptıktan sonra orum Devlet Hastanesine kaldırdılar. Yolda hayatını kaybeden Boyacı'nın kalp krizi geçirdiği ve kurtarılamadığı bildirildi. Evli ve çocuk babası Nihat Boyacı'nın öldüğünü öğrenen ailesi ve çok sayıda öğrencisi hastane geldi.
607746
Doğan Holding kendini mahkemede savunacak
İBRAHİM KAHVECİ MELİKŞAH UTKU Doğan Holding kendini mahkemede savunacak Doğan Yayın Holding, bağlı ortaklıkları tarafından vergi dairelerinin tesis etmiş olduğu ihtiyati haciz işleminin yürütmesinin durdurulması talebiyle dava açıldığını duyurdu Doğan Yayın Holding A.Ş., bağlı ortaklıkları tarafından vergi dairelerinin tesis etmiş olduğu ihtiyati haciz işleminin yürütmesinin durdurulması talebi ile dava açıldığının öğrenildiğini bildirdi. DAVA AÇILDIĞINI KENDİSİ DUYURDU Doğan Yayın Holding'in Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan özel durum açıklamasında, bazı bağlı ortaklıklarına uygulanan ihtiyati haciz işleminin yürütmesinin durdurulması talepli dava açılması ile ilgili bilgi verildi. Açıklamada, doğrudan bağlı ortaklıkları olan Doğan TV Holding A.Ş. ile dolaylı bağlı ortaklıkları Yapım Reklamcılık ve Dağıtım A.Ş ve Doğan Prodüksiyon Hizmetleri A.Ş ye ait 2005, 2006 ve 2007 hesap dönemleri Vergi İnceleme Raporlarıyla ilgili her türlü idari ve kanuni işlemin, adı geçen bağlı ortaklıklarca takip edildiği ve yerine getirilmekte olduğunun daha önce kamuya açıklandığı duyuruldu. HACİZ DEĞERLENDİRMESİ... Doğan Yayın Holding, açıklamasına şöyle devam etti: "İlgili vergi dairelerinin ihtiyaten haczettikleri hisseler ile ilgili değerlendirmeleri ise hali hazırda devam etmektedir."
608020
En büyük tehlike
Taha Akyol ObjektifLiberallere çağrıEn büyük tehlike 22 Ekim Perşembe 2009 ’ün ılımlı çağrıları, “Zafer falan yok ortada, kazanan, kaybeden yok” gibi makul konuşmaları havada kalıyor. “İlk gün heyecanı” diyebileceğimiz beşeri duyguların ötesinde, örgütlü bir “siyasi savaş” yapılıyor. Dağdan inenlerin getirdiği “mektup” bir uzlaşma ve barış arayışının değil, bir siyasi savaşın yol haritasını yansıtıyor. Tek bir örnek: Ahmet Türk, “”ın önünü açmak gibi iyi bir niyetle, “Anayasal güvence talebimizi geri çektik” diye konuşmuştu. Amacı çıtayı aşağıya çekerek uzlaşılabilir bir zeminin oluşmasına katkıda bulunmaktı. Halbuki ’lıların getirdiği “mektup”ta “Kürt kimliği temelinde anayasal güvence” vurgusu yapılıyor. Tablo şudur: Öcalan’ın şahsına kilitlenmiş bir siyasi savaş makinesi ve kitleleri karşılıklı ajite eden maksimalist talepler! Böyle bir yapıda Ahmet Türk’ün itidal çabası elbette boşa gidiyor. Totaliter yapı ve selefi olan partilere bir bakın: Öcalan daima kadro değiştiriyor, siyaset sahnesine hep yeni isimler sürüyor. Bu yüzden Kürt siyasetinde bir türlü “politik tecrübe” ve “politik olgunluk” oluşamıyor. Lenin’in totaliter “öncü parti” modelini uyguluyor: Kitlelerin katılımına dayanan demokratik bir örgütlenme değil, kitleleri savaşa sürmek için teşkilatlanmış totaliter bir cihaz, Leninist terminoloji ile, bir “aparat” yani! Siyaset sahnesine sürekli yeni “kullar” sürdüğü için partiler de şahıslar da bağımsız kişilik ve siyasi olgunluk kazanamıyor, “alet” ya da “aparat” olarak kalıyor. “Kul” sözü benim değil. Hareketi baştan beri ‘içeriden’ izleyen gazeteci Kürt aydını Eyüp Demir, Öteki Kürtler adlı son derece önemli yeni kitabında şunları yazıyor: “Bu görüntüde PKK’nin öncü parti modelinin de ciddi bir payı vardır. İktidarı, gücü ve yetkiyi elinde tutmak isteyen ve her şeyi kendine bağlayan merkeziyetçi öncü parti anlayışı, legal hareketi tıkanma ve kendini tekrar etmenin eşiğine getirmesinde rol aldı. Zaman içinde de legal hareket, giderek devlet ve toplum nezdinde marjinalleşen, zenginlik olarak görülebilecek farklı renkleri yadsıyan, tekçi bir anlayışa dönüştü. Hareketin sekter ve dar kadrocu bakışı, özgür bir kişiliğin geliştirilmesinin yerine ‘kulluk’ veya ‘uysallığı’ esas aldı.” (Sf. 217) Vakit varken... Karşımızda demokratik bir Kürt hareketi olsaydı sorun kolay çözülürdü. Çeşitli görüşler ortaya çıkardı, ortalama noktalarda çözümler geliştirilebilirdi. Halbuki şimdi, bir kenara, siyasi örgütlenmesi bile totaliter nitelikte olan bir “aparat”ın ajitasyonlarıyla, maksimalist talepleriyle, dayatmalarıyla karşı karşıyayız! halde açılım yanlış mı? Açılım yanlışsa, otuz beş bin kişinin ölmüş olması doğruydu demektir! Açılım doğrudur ama etnik milliyetçi hareketin totaliter ve ajitatif karakteri, sürecin ne kadar zor ve riskli olduğunu gösteriyor. Totaliter yapıları uzun vadede çözecek olan yine demokrasi ruhudur. Bu süreçte, özellikle açılımı heyecanla destekleyen liberal aydınların bu totaliter yapıyı, bu maksimalist talepleri, bu siyasi ajitasyonları şiddetle eleştirmesi gerekiyor. Demokrasiyi, bu totaliter yapıya karşı da aynı heyecanla savunmak gerekiyor! Hiçbirimiz unutmayalım: Önümüzdeki en büyük tehlike taşkınlıkların tırmanarak çatışmalara dönüşmesidir. Bir defa kontrolden çıkarsa, felaketi zapt etmek mümkün olmaz! (494 yazı)
607817
Film ile gerçek birbirine karıştı
Film ile gerçek birbirine karıştı Ünlü aktör Garcia, filmde Skaşvili'yi (solda) canlandırıyor. TİFLİS (A.A) Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Skaşvili'yi oynayan Andy Garcia, Güney Osetya savaşını anlatan filmin çekimleri sırasında rolü gereği binlerce kişiye seslendi. Gürcistan parlamentosu önünde kurulan sette toplanan binlerce kişi, bu kez "film icabı" Rusya'yı protesto etti, bazıları "Putin yumurta istiyor" sloganı attı.
607779
Akgül'den 2016'ya tam destek geldi
SANLI SARIALİOĞLU ERKAN BAYAZITLI Akgül'den 2016'ya tam destek geldi Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül, Türkiye'nin, 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası için diğer adaylar arasında en şanslı ülkelerden biri olduğunu, 2020 Yaz Olimpiyat Oyunları için de İstanbul'un aday olmasının düşünüldüğünü bildirdi. Akgül, 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'na adaylığın Futbol Federasyonu'nun projesi olduğunu, kendilerinin de bu konuyu sonuna kadar desteklediklerini belirtti. SPOR
608053
Ölüm böyle olmasın...
Ölüm böyle olmasın... 'nın ilçesinde fabrikasında çalışan işçi, kafasının yük asansörü ile kapı arasına sıkışması sonucu öldü. Alınan bilgiye göre, İnegöl Mobilya Sanayi Sitesi'nde mobilya fabrikasında çalışan Yaşar Karaman, yük asansörünün kapı camından, asansörün gelip gelmediğini kontrol etmek için başını uzattı. Asansörün aniden hareket etmesiyle Karaman'ın kafası ile kapı arasına sıkıştı. Olay yerinde yaşamını yitiren Karaman'ın cesedi, itfaiye ekiplerince sıkıştığı yerden çıkarılarak İnegöl Devlet Hastanesinin morguna kaldırıldı. Karaman'ın yakınları fabrikada sinir krizi geçirdi. Bursa ekipleri olay yerinde inceleme yaptı. Yaşar Karaman'ın İnegöl'ün Cerrah Belde Belediye Başkanı İsmail Karaman'ın yakını olduğu öğrenildi. Olay yerine gelen İsmail Karaman'ı İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş teskin etti.
609206
Tıpçı genç yolda beton parçasıyla yaralandı
muhabirinin aldığı bilgiye göre, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi 4. sınıf öğrencisi 22 yaşındaki Onur Şahin, kentin en işlek yerlerinden biri olan Kepenek Caddesi'ndeki katlı bir apartmanın önünden geçerken, binanın 5. katında doğal gaz borusu geçirilmesi için açılan bölümden kopan beton parçaları başına düştü. Yaralanan Şahin, yoldan geçen bir otomobille Numune Hastanesi acil servisine kaldırıldı. Burada ilk müdahalesi yapılan Şahin'in sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Şahin, yolda arkadaşıyla yürürken başına beton parçaları düştüğünü, neye uğradığını şaşırdığını belirterek, kendisini hemen yola attığını söyledi. Bu arada, binanın önü güvenlik şeridine alınarak, bölgede inceleme yapıldı. Öte yandan, 28 Haziran 2006 tarihinde aynı binanın önünde yürüyen 15 yaşındaki Muhammet Ekşi'nin de başına çatı saçağından kopan beton parçaları düşmüştü. Ağır yaralanan Ekşi, uzun süre yaşam mücadelesi vermişti.
608346
AB KKTC'ye mali yardımı da askıya aldı
Avrupa Komisyonu'nun gerekçeli kararında, Kuzey Türk Cumhuriyeti'ndeki siyasi gerginlik ile sorununun girmiş olduğu çıkmazdan dolayı, KKTC için öngörülen 42 milyon euroluk mali yardımın da askıya alınacağı bildirildi. Komisyon kaynakları, KKTC’nin ekonomik kalkınması için 2009 yılı için ayrılan 42 milyon euroluk mali yardımın adasının kuzeyinde yaşanan siyasi gerginliklerden dolayı ödenmesinin mümkün olmadığını" dile getirirken, mali yardımın bu safhada sadece dondurulduğu ifade ediliyor. Öte yandan, Avrupa Komisyonu'nun masası eski şefi olan Leopold Maurer de, sorununun çözümüne hukuki destek sağlamak amacıyla Avrupa Birliği adına 'a gönderildi. Avrupa Komisyonu'nun özel temsilcisi sıfatıyla görev alacak olan Maurer, müzakerelere doğrudan katılmasa bile, sorununa bulunacak çözümün müktesebatına uyumu konusunda destek sağlayacak. Sanatçılardan liderlere destek Bu arada, bazı Kıbrıslı Türk ve Rum sanatçılar, sorununa kapsamlı çözüm bulmak amacıyla müzakerelere devam eden KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'a pankartlı destek verdi. Liderleri çözüm yönünde cesaretlendirmeyi amaçlayan bazı sanatçılar, Lefkoşa ara bölgede müzakerelerin yapıldığı BM binasının girişinde, liderlere destek belirten pankartlar sergiledi. Pankartlarda Türkçe ve Rumca olarak, "Sadece kendi toplumum değil diğer toplumun ve 'taki tüm toplumların da geleceğini ve mutluluğunu düşünerek hareket edeceğime...", "Bütün farklılıkları kucaklayıp armoni içinde var olabilecekleri bir gelecek kurmaya çalışacağıma..." diye başlayan, yemin şeklinde ifadeler yer alıyor. Pankartlardaki yazıların birer kopyası liderlere de verildi.
608205
Caceres sesleri!
Caceres sesleri! Arjantin medyasına göre, Galatasaray Boca Juniors’ın Paraguaylı stoperi Antonio Caceres ile ilgileniyor. Boca Juniors ile yıllık daha kontratı bulunan futbolcu, sözleşmesindeki milyon dolarlık serbest kalma bedeli yerine kulübe 1.5 milyon dolar vererek boşa çıkmanın yollarını arıyor. SCHALKE DE PEŞİNDE Bocalı 30 yaşındaki savunma oyuncusuyla ilgilenen diğer bir kulüp ise Almanya’nın Schalke ekibi... Almanlar’ın da milyon doları düşürmek için Galatasaray gibi uğraştığı ayrıca Paraguay’dan Caceres için bir menajerlik şirketinin daha atakta olduğu ve futbolcuya “Bonservisini biz satın alalım, gel bizim oyuncumuz ol. Seni başka kulübe biz pazarlayalım” şeklinde teklifte bulunduğu vurgulandı. Caceres, 2002’de Güney Kore-Japonya ve 2006’da Almanya’da yapılan Dünya Kupası’nda ülkesinin milli takımında forma giymişti. Sarı-kırmızılı yönetimin, Gökhan ve Servet Çetin’in sakatlanmalarını göz önünde bulundururak bu transfere teknik direktör Frank Rijkrd’ın da isteğiyle sıcak baktığı ve işi bitirmek için çaba sarf ettiği dile getirildi. Bir de golcü Sarı-kırmızılı yönetim stoper ve forvete olmak üzere yabancı transferi için hareketlenirken, başkan Adnan Polat teknik direktör Rijkrd’la da görüşerek mutlak surette transfer yapılmasını kararlaştırdı. Polat, bu maksatla yönetici Haldun Üstünel’i görevlendirerek kaliteli ama uygun fiyata golcü bulması talimatını verdi.
609421
Azerbaycan bayrağı bizim bayrağımızdır
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Azerbaycan bayrağı bizim bayrağımızdır BAKÜ Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) Dışişleri Bakanları Toplantısı'na katılmak üzere Azerbaycan'ın başkenti Bakü' de bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov birlikte şehitliği gezdi. İki bakan burada basının karşısına geçerek son dönemlerde yaşanan bayrak krizi hakkında görüş bildirdiler. Bayrak krizine işaret eden Davutoğlu, Azerbaycan'ın bağımsızlığı için buraya gelmiş ve can vermiş şehitlerin aynı zamanda Azerbaycan'ın da şehitleri olduğunu söyledi. Kameralara konuşan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü Türkiye'nin toprak bütünlüğü gibi kutsal görüyoruz. Azerbaycan'ın bayrağını kendi bayrağımız gibi kutsal görüyoruz. Azerbaycan ve Türkiye bayrakları bizim için aynıdır. İkisi de birbirine çok beziyor, üzerlerindeki ay ve yıldız aynıdır. Bu olaylar Azerbaycan'ı rahatsız ettiği kadar Türkiye'yi de rahatsız ediyor." Dedi Ahmet Davutoğlu, her iki ülkenin ebedi kardeş olduğunu ve bayraklarının da sürekli yükseklerde olacağını ifade etti. Davutoğlu, "Bayrak meselesi hiç bir şekilde iki ülkenin ilişkilerine etki etmemelidir" dedi. Ahmet Davutoğlu, basında çıkan olayların ortamı gerdiğini ve ilişkileri bozmaya yönelik olduğunu kaydetti. Davutoğlu, Türkiye'de hiç bir zaman Azerbaycan bayrağına saygısızlık yapılmayacağının altını çizerek, Bursa'da Azerbaycan bayrağına yapılan hakaretin provokatif bir eylem olduğunu dile getirdi. Bakan, Türk şehitliğindeki bayrağın ortak dilimizin, Türklüğün bayrağı olduğunu ve en kısa zamanda tekrar Türkiye ve Azerbaycan bayraklarının dalgalanacağını ümit ettiklerini anlattı. Bu konuda söz alan Memmedyarov ise Bursa'da ki Azerbaycan bayrağına olan saygısızlığı her kesin gördüğünü suçluların cezalandırılmasını istediklerini belirtti. Memmedyarov, "Davutoğlu ile geniş bir çerçevede görüşmelerimiz oldu. Cumhurbaşkanı Aliyev ile de Davutoğlu ile birlikte görüşmede bulunduk. Bir millet iki devlet sözünde bir değişme yok. Şu an iki ülke arasında yaşanan sorunları ele aldık. Bayrak konusunda Türkiye 'de dava açılacak. Türkiye'de Azerbaycan bayrağına yapılanların sorumluları cezalandırılacak. Ben burada yine tekrarlamak istiyorum, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki dostluk, sevgi ve kardeşlik ilişkileri olduğu gibi kalacak. ifadesini kullandı.
609602
Ankara'da gitti geldi!
Ankaraspor'un küme düşmesinin ardından bu takımdan yabancı futbolcu transferi yapmayı planlayan Ankaragücü, yabancı kontenjanını açmak için oyuncuyla yollarını ayırdı. Sarı-lacivertli ekibin savunma oyuncusu Diego Padilha, orta saha oyuncusu Ian Henderson ve golcü Leonardo Iglesias ile yollarını ayırdı. Ankaragücü'nün Ankaraspor'dan ise, kaleci Stefan Senecky, orta saha oyuncusu Theo Weeks ile golcü oyuncu Roguy Meye'yi kadrosuna kattığı ifade edildi. Bu transferlerle Ankaraspor'dan bu sezon Ankaragücü'ne geçen futbolcu sayısı 14 oldu. Ankaragücü, daha önce Hürriyet Gücer, Baki Mercimek, Adem Koçak, Mehmet Çakır, Ediz Bahtiyaroğlu, Bilal Kısa, Aydın Karabulut, Muhammet Hanifi Yoldaş, Fredrik Risp, Özgür Çek ve İlhan Parlak'ı Ankaraspor'dan transfer etmişti. Öte yandan Ankaragücü'nün yabancı oyuncular Risp ve Dos Santos ile de görüştüğü ve bu futbolcularla da yolların ayrılabileceği ifade edildi. Ankarasporlu futbolculara tanınan transfer izni bu gece yarısı sona erecek. Ankaragücü'nün Risp ve Dos Santos ile de yollarını ayırması durumunda, Ankarasporlu Erich Brabec ve Neca'nın Ankaragücü'ne geçebileceği ifade ediliyor. Ankaragücü ayrıca, parasını tahsil edemediği için federasyona başvuran ve serbest kalması gündeme gelen Darius Vassell'in alacaklarını ödedi ve İngiliz golcü, Ankaragücü'nde kaldı.
607611
Hiçbir ülke müzakereleri durduramaz
FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ Hiçbir ülke müzakereleri durduramaz Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyon Başkanı Büyükelçi Marc Pierini, "Hiçbir ülke, kendi başına Türkiye ile AB arasındaki müzakereleri durdurma ya da askıya uğratma yetkisine sahip değildir" dedi. TRABZON (A.A) Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyon Başkanı Büyükelçi Marc Pierini, 'Hiçbir ülke, Türkiye ile AB arasındaki müzakereleri durdurma ya da askıya uğratma yetkisine sahip değildir' dedi. Çeşitli ziyaret ve açılışlara katılmak üzere Trabzon'a gelen Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyon Başkanı Büyükelçi Marc Pierini ile AB Dönem Başkanı İsveç'in Ankara Büyükelçisi Christer Asp'in de aralarında bulunduğu AB büyükelçileri, Karadeniz Teknik Üniversitesi'ndeki (KTÜ) öğrenci kulüpleri binasında yer alan Avrupa Birliği Kulübü'nü ziyaret etti. Burada bir süre öğrencilerle sohbet eden Pierini, üniversite öğrencisi iken AB ile ilgili bilgi edinmekte zorlandığını anlatarak, öğrencilere AB ile ilgili bilgilere ulaşıp ulaşamadıklarını sordu. Bir öğrenci de Pierini'ye, KTÜ'de AB konusunda çeşitli konferanslar düzenlendiğini anlatarak, AB konusundaki bilgilere ulaşabildiklerini söyledi. Pierini, Türkiye'nin AB'ye katılım sürecine de değinerek, 'Her yıl ilerleme raporu düzenlenir ve AB Komisyonu bunu değerlendirir. Müzakareler de bu şekilde devam eder. Türkiye'nin AB'ye üyeliği, hiçbir şekilde duygusal bir konu ya da hislere dayalı bir süreç değildir' dedi. Marc Pierini, dış politikada Türkiye'nin bazı fliyetlerinin, AB'ye girmesi için olumlu katkı yapacağını da ifade ederek, 'Ermenistan açılımından bahsedelim. Sınırların açılması, Türkiye'nin AB'ye girmesi için resmi bir koşul olmasa da Türkiye'nin AB'ye girmesinde olumlu olacaktır. Aynı şey, dış politika ile ilgili diğer meselelerde de geçerlidir' dedi. Bir öğrencinin, Yunanistan'da yayınlanan bir gazetede, Almanya, İngiltere ve Fransa'nın, Türkiye'nin AB'ye alınmaması konusunda Troyka oluşturduğu şeklinde haber yayımlandığını anımsatarak, bu konudaki düşüncesini sorması üzerine Pierini, 'AB içinde bir karar alınabilmesi için oy birliği gerekmektedir. Şu anda, hiçbir ülke, kendi başına Türkiye ile AB arasındaki müzakereleri durdurma ya da askıya uğratma yetkisine sahip değildir' yanıtını verdi.
607919
Balkonda vurulan Burçak'ın katil zanlısı bulundu
Burçak'ıın ölümüne sebep olan çekirdeğin Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde görevli sivil memur H.S.'ye ait silahtan çıktığı belirlendi. Kamera kayıtlarında yapılan incelemelerde H.S.-N.S. çiftinin havaya sırayla ateş ettiği tespit edildi. Olay önceki akşam meydana gelmişti. Burçak, annesinden 'Düğünü balkondan izleyebilir miyim?' diyerek izin almıştı. Ancak küçük kızın bedeni kısa süre sonra yere yığılmıştı. Burçak'ın kafasına mermi saplandığı anlaşıldı. Polis, düğünde yaptığı aramada tabanca ele geçirdi. Balistik incelemede Burçak'ın başına giren mermi çekirdeğinin H.S. isimli şahsa ait 7.65 çapındaki Kırıkkale marka silahtan çıktığı belirlendi.
608609
Tutukluluk yapan tabancasını kurcalarken yeğenini vurdu
Belediyede zabıta memuru olarak çalıştığı öğrenilen N.İ., kendisine ait, milimetre çapındaki ruhsatlı silahıyla havaya ateş etmek istedi. Tutukluk yapan silah, N.İ. düzeltmek için uğraştığı sırada ateş alarak, yanında bulunan yeğeni H.İ.G.'yi vurdu. Muğla Devlet Hastanesi'ne kaldırılan H.İ.G.'nin hayati tehlikesinin bulunmadığı bildirildi. İfadesinin ardından mahkemeye sevk edilen Zanlı N.İ. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
608470
Formula 1'de 2010 sezonu takvimi
Formula Dünya Şampiyonası'nda 2010 sezonu takvimi açıklandı. Dünya Motor Sporları Konseyi'nin açıklamasına göre, Kanada Grand Prix'sinin yeniden dahil edildiği yarışların takvimi, Aralık ayındaki toplantıda kesinleşecek. Yarışların henüz kesinleşmeyen takvimi şöyle: 14 Mart: Bahreyn 28 Mart: Avustralya Nisan: Malezya 18 Nisan: Çin Mayıs: İspanya 16 Mayıs: Monaco 30 Mayıs: Türkiye 13 Haziran: Kanada 27 Haziran: Avrupa 11 Temmuz: İngiltere 25 Temmuz: Almanya Ağustos: Macaristan 29 Ağustos: Belçika 12 Eylül: İtalya 26 Eylül: Singapur Ekim: Japonya 17 Ekim: Güney Kore 31 Ekim: Abu Dabi 14 Kasım: Brezilya
607929
Kanal yönetim kurulu üyeleri talimatla ifade verdi
Karaman, gazetecilerin soruları üzerine 'gizlilik kararı' sebebiyle açıklama yapamayacağını söyledi. Talimat Bürosu Savcısı Mehmet Taştan, Karaman'ın ardından Kanal Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çelik, Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı İsmail Karahan ve Mali İşler Daire Başkanı Harun Kapıyoldaş'ın ifadelerini aldı. Çelik, Karahan ve Kapıyoldaş'ın susma haklarını kullandığı bildirildi. Kanal Hukuk Müşaviri Ersan Şen, adliye önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, Alman makamlarının talep ettiği adli yardım kapsamında ifade verdiklerini belirtti. Şen, şöyle konuştu: "Susma hakkını kullandık. Aynı konuda, iki ülkede yürütülen soruşturmada iki defa ifade vermek istemiyoruz. Dolayısıyla tüm delilleri görebileceğimiz ve suçlamaları anlayabileceğimiz Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturmasına, Türk savcılarına bu konuda müvekkillerim savunma haklarını ayrıntılı şekilde kullanıp, ifade vereceklerdir. ifadeler de daha sonra Almanya'ya ulaştırılacak. Şu anda Almanya'daki meselede de soruşturma bildiğim kadarıyla sonlandırılıp, dava açılma durumuna gelmiştir. Oradaki gelişmeyi de biz de sizin gibi basın yayın organlarından ve avukat arkadaşların bize ilettiği bilgilerden takip ediyoruz. Hakkımızdaki iddiaları tam manasıyla öğrenip, savunmalarımızı sunacağız. Aynı konuda iki defa ifade vermenin bir gereği yok.'' ANKARA
608468
Gül: "Herkes kendine gelsin"
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dağdan inişlerin gövde gösterisine dönüştürülmesini eleştirerek, "Bunlar hoş görüntüler değil, provokatif görüntüler. Tasvip etmem mümkün değil. Herkesin kendisine gelmesini ve ölçüsüz tavırlardan kaçınmasını tavsiye ediyorum" dedi. -- Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ile Çankaya Köşkü'nde yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın açıklamasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gül, bir grup terör örgütü üyesinin teslim olması sırasındaki görüntüleri değerlendirirken, "Söylediğiniz görüntüler hoş görüntüler değil. Açık söyleyim; ben de bunları tasvip etmiyorum. Bunlar provokatif görüntülerdir. Bir tarafta huzur olsun, bir sürü kanlı işler bitsin diye uğraşılırken, bir taraftan bunun değerini anlamayıp, bu tip gösteriler, bu tip işin ölçüsünü kaçırıcı davranışlarda bulunmayı tasvip etmem mümkün değildir. Bunun altını açıkça çiziyorum ve bu bakımdan da herkesin şöyle bir kendine gelmesini ve yapılan bu büyük işler karşısında ölçüsüz davranışlardan kaçınmasını da buradan açıkça tavsiye ediyorum" dedi. Gül, "Bir sürü acılar çekilirken, bu acılar bitsin ve Türkiye bütün enerjisini ülkesinin kalkınmasına, bölgeleri arasındaki gelir dağılımındaki dengesizlikler gitsin ve enerjisini tüm bunlara harcasın diye uğraşırken ve iyi niyetini gösterirken, sanki bunlar kesilsin dercesine bir davranış içerisinde bulunmayı yakıştıramıyorum" ifadesini kullandı. Bakü'yle gerilim Toplantıda Azebaycan'la yaşanan gerginliği de değinen Gül, "Kafkaslar'da sorunlar biterse daha çok işbirliği olur. kardeş ülkemiz. 'Tek millet' sözünü her yerde söylüyoruz. Her yerde dayanışmamızı göstermişizdir. Bu çerçevede yanlış anlaşılmalar oluyor. Zor dönemlerden geçerken duygusallıklar olur" diye konuştu. "Aliyev'le uzun bir görüşme yaptım. Tüm bunları ele aldık" diyen Gül, "Birbirimize karşılıklı güvenimizi teyit ettik. Bilerek veya bilmeyerek kardeşliğimizi zedelemek isteyenle olabilr. bunlara karşı da dikkatli olmalıyız" ifadelerini kullandı.
607594
PKK'lı grup Ankara'ya gitmekten vazgeçti
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi Batıkent kavşağındaki mitinge katılan terör örgütü PKK'lı grup, mitingin sona ermesiyle dinlenmeye çekildi. Bu gece Diyarbakır'da aileleriyle görüşecekleri belirten grubun Ankara'ya gitmekten vazgeçtiği belirtildi. DTP Diyarbakır İl Başkanı Fırat Anlı, yaptığı açıklamada, üç günde ancak Diyarbakır'a ulaşan DTP'li ve barış grubunun çok yorulduğunu ve geceyi dinlenerek geçireceklerini söyledi. Kandil ve Mahmur'dan gelen grubun Ankara'ya gidip gitmeyeceğinin tam netlik kazanmadığını belirten Anlı, "Bu süreci herkesin katkı yapması gerekiyor. Sürecin aynı zamanda yanlış anlamalara mahal vermeyecek şekilde halkımıza anlatmamız gerekiyor. Barış grubuyla birlikte yarın Diyarbakır'da basın açıklaması yapacağız. Habur'dan Diyarbakır'a üç günde ancak gelebildiler. Halkın büyük ilgisi oldu. Yol boyunca kitleler bizi karşıladı, sevgi gösterilerinde bulundu. Ankara'ya gidip gitmeyeceklerini tam olarak net olmadığını söyleyebilirim. Bunu yarınki basın açıklamamızda ifade edeceğiz." ifadelerini kullandı.
608329
Köprü değil altın yumurtlayan tavuk!
Özelleştirmeleri gündemde bulunan İstanbul Boğaziçi köprüleri ile işletmedeki paralı otoyollardan Ocak-Eylül dönemini kapsayan aylık süre sonunda 371 milyon 943 bin 234 lira gelir elde edildi. Karayolları Genel Müdürlüğünün son verilerine göre, Eylül ayı sonu itibari ile Boğaziçi köprülerinden geçiş yapan 107 milyon 431 bin 419 araç, gişelere 113 milyon 494 bin 314 lira gelir bıraktı. Aynı sürede işletmedeki paralı otoyollar, 1. Boğaziçi ile Fatih Sultan Mehmet Köprülerinden elde edilen geliri ikiye katladı. Bu sürede paralı otoyoldan geçiş yapan 128 milyon 249 bin 745 araçtan, 248 milyon 448 bin 920 lira gelir elde edildi. Ayrıca ayda köprü ve paralı otoyollardan çift yönlü olarak geçiş yapan toplam araç sayısı ise 235 milyon 681 bin 166 olarak gerçekleşti. 2009 yılının son üç ayında yapılacak geçişler sonrasında elde edilecek toplam gelirin 500 milyon lirayı aşması bekleniyor. 2008 yılında ise toplam 309 milyon 832 bin 513 aracın geçiş yaptığı boğaz köprüleri ile paralı otoyollardan 493 milyon 554 bin 997 lira gelir elde edilmişti.
608583
Gül: Bunlar Provakatif Görüntüler
Gül: Bunlar Provakatif Görüntüler Teslim olan teröristlerin karşılanma törenleriyle ilgili konuşan Gül, "Herkes kendine gelmeli, bu görüntüleri hoş görüntüler değil" dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, teslim olan terör üyelerinin Mahmur ve Kandil dönüşünde şova dönüşen karşılama törenleri için; "Hoş görüntüler değil, tasvip etmiyorum" diyerek, yaşananları 'Provakatif görüntüler' olarak nitelendirdi. Gül, "Herkesin kendine gelmesini" isterken, "ölçüsüz davranışlarda bulunulmasını tavsiye etmem" dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Demokratik Açılım sürecinin önemli bir virajını teşkil eden terör üyelerinin teslim olmaları sırasında yapılan karşılama törenlerini, provakatif görüntüler olarak değerlendirdi. "Bu görüntüler hoş görüntüler değil, tasvip etmiyorum, provatif görüntülerdir" diyen Cumhurbaşkanı Gül, yapılan çalışmaların değerinin anlaşılamayıp, ölçünün kaçırılarak, ortaya çıkan görüntüler olduğunu söyledi. Gül, bu konuda "Herkesin kendine gelmesi lazım" diyerek, yapılan karşılama görüntülerini yakıştıramadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, ayrıca Türkiye'de barış ve huzurun gerçekleştirilmesi ve terörün bitirilmesiyle ilgili çalışmaların yapılmakta olduğunu, mevcut yasadan yararlanılması gerektiğini yineledi.
607642
Sırp belediye başkanları Beypazarı'nda
Sırbistan'ın Sancak bölgesinden gelen belediye başkanlarını, Beypazarı Belediye Başkanı Cengiz Özalp makamında ağırladı. Özalp, bugüne kadar ilçede gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları ve ilçenin tarihi hakkında, konuk belediye başkanlarına bilgi verdi. Sırp belediye başkanları da Cengiz Özalp başta olmak üzere tüm yetkililere belediyecilik anlayışı ve uygulamaları konusunda vermiş oldukları bilgilerden dolayı teşekkür etti. Konuk belediye başkanları ziyaretin ardından ilçeden ayrıldı.
608955
Nazarbayev TBMM'ye konuştu
İslam dünyasının Türkiyenin israille ilişkilerinden dolayı Türkiye ye güvensizliği var idi. Türkiyenin ermeni açılımı bütün türk dünyasını ve türkiye hakkında deneyimli olan islam dünyasını negatif yönde etkileyecektir. koksal deniz
608211
"Kredi kartıyla bedavaymış gibi alış veriş yapılmamalı''
"Kredi kartıyla bedavaymış gibi alış veriş yapılmamalı'' Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, kredi kartı mağdurları için bazı düzenlemelerin yapıldığını, ancak vatandaşların da kartla, bedavaymış gibi alış veriş yapma alışkanlığı kazanmaması gerektiğini söyledi. TBMM Genel Kurulunda, milletvekillerinin sözlü soru önergelerini yanıtlayan Çiçek, kredi kartı borcunu ödeyemeyen ve borçları icra takibine düşenler için yapılan düzenlemeleri anımsattı. Bunun dışında borçların yeniden yapılandırılması gibi bir imkan da sunulduğunu ifade eden Çiçek, ancak bunların, kart kullanıcıları için bir alışkanlık haline gelmemesi gerektiğini vurguladı. ''Nasıl olsa bir yasa daha çıkar'' diyerek rahatlığa kapılmanın yanlış olacağını kaydeden Çiçek, kredi kartıyla, bedavaymış gibi alış veriş yapılmaması gerektiğini söyledi. İş kazaları ile ilgili bir soruyu yanıtlayan Cemil Çiçek, bu kazaları en az seviyeye çekebilmek için sürekli devam eden çalışmaların olduğunu anlattı. Son yıllık istatistikler göz önüne alındığında, işçi sayısına göre, kaza sayısında yüzde 27 oranında azalma olduğunu belirten Çiçek, ''Sorunları kanunla çözmeye çalışıyoruz. Ancak, zihniyetin değişmezse, bu kanunlar da üzücü sonuçların ortadan kalkmasına yetmiyor. İş verenler, karlarını düşündüğü kadar çalışanları da düşünmesi gerekiyor'' diye konuştu. Kırmızı et tüketimine değinen Bakan Çiçek, kişi başına Türkiye'de 10, AB ülkelerinde 20, ABD'de 45 kilogram kırmızı et tüketildiğini belirtti. Kırmızı et tüketiminin ekonomik, sosyal nedenler ve beslenme alışkanlığına göre değiştiğini kaydeden Çiçek, özellikle sağlık açısından kırmızı et aleyhine yapılan propagandaların, beyaz et tüketiminde artışa neden olduğunu söyledi. Çek mağduriyetini önlemek için yapılan çalışmalardan bahseden Çiçek, bu konunun,düzenlemesi en zor yasalardan biri olduğunu ifade etti. Çiçek, çekle ilgili ''alan, veren ve banka'' üçlüsünü dengeleyecek düzenleme yapılması gerektiğini belirterek, ilgili yasanın Meclise geldiğini, Genel Kurulda da yapılacak görüşmelerle bu konuda iyi bir çözüm bulmaya çalışacaklarını bildirdi. Cemil Çiçek, şehit aileleri yardımlaşma derneklerine 2005'te 27 bin 412, 2006'da 177 bin 957, 2007'de 106 bin 268 lira yardım yapıldığını sözlerine ekledi.
609239
İsteyen, ismini robotla Mars’a gönderebilecek
İsteyen, ismini robotla ’a gönderebilecek Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) ’ı uzun dönemli keşfinin ikinci bölümü Mars Laboratory’nin (MSL) gönderilmesiyle başlayacak. Mars’a 2012’de ulaşacak ve Mars’ta eskiden ya da şimdi mikrobik yaşama uygun bir çevre bulunup bulunmadığını araştıracak biçimde tasarlanan MSL, Mars yüzeyinin bilimsel keşfinde büyük bir adım olacak. Kızıl ’in “yaşanabilirliğini” araştıracak en büyük ve en ileri bilimsel araçları taşıyacak MSL, Mars’ın jeolojisi, oluşumu, yapısı ve kimyasal kompozisyonunun kayıtlı olduğu toprak ve oyduğu kayalardan numuneleri analiz edecek. Robotun üzerindeki laboratuvarı da, Mars’ta yaşamın yapıtaşlarının kimyasallarını tespit edebilmek ve gezegenin eskiden nasıl olduğunu anlayacak şekilde kayaları, toprakları ve yerel jeolojik oluşumları inceleyecek. Plütonyum’un radyoaktif ayrışımının ısısıyla elde edilen elektrikle çalışan radyoizotop güç sistemi gibi yeni teknolojiler kullanacak MSL’nin güç sistemi, Mars yüzeyinde bir Mars yılı (687 Dünya günü) veya daha fazla süre fliyet göstermesine olanak tanıyacak. MSL’nin radyoizotop güç sistemi daha fazla hareket ve çalışma esnekliği sağlayacak. Robot, Mars’a çok daha önce gönderilenlerden daha geniş alanlarda ve irtifalarda çalışabilecek. MARS’A İSMİNİ GÖNDER ayrıca ismini Kızıl Gezegen’e göndermek isteyenleri de, bu seyahatin bir parçası olmaya davet ediyor. Robota yerleştirilecek bir mikroçipte, gönderilen isimler yer alacak. Mars’a isimlerini göndermek isteyenler, “http://marsprogram.jpl.nasa.gov/msl/participate/sendyourname/” sayfasını ziyaret edebilir.
609036
Yapı sektörü İzmir'de buluştu
Vefa Group’un galvanizli hafif çelik yapılar üreten markası STEELIFE, Yapı Endüstri Merkezi tarafından organize edilen fuarın yıldızları arasındaydı. STEELIFE, fuar süresince Egeli arsa sahiplerinin ilgi odağı oldu. 15-18 Ekim tarihleri arasında gün süren ve yapı profesyonellerini bir araya getiren Fuar, yapı malzemesi sektörünün en önemli buluşmalarından birini temsil ediyor. 2009 yılı içerisinde önce İstanbul ve Ankara, ardından da İzmir’de kapılarını açan Yapı Fuarı, toplamda 100 binin üzerinde yerli ve yabancı profesyonel ziyaretçisiyle Türk Yapı sektörüne büyük bir ticari açılım sağladı. Kültürpark Fuar alanında organize edilen Uluslararası 2009 İzmir Yapı Fuarı, etkisini Ege Bölgesi’nin yanı sıra Akdeniz Bölgesi'ne de taşıdı. Bir önceki yıla göre ilave salonla yüzde 30 büyüyen ve ürün çeşitliliğini artıran İzmir Yapı Fuarı'nın, turizm sezonunun bitmesiyle birlikte hareketlenen inşt malzemeleri piyasasına ivme kazandırması bekleniyor. STEELIFE, fuarın yıldızı oldu İstanbul, Ankara ve İzmir’de düzenlenen yapı fuarında da düzenlenen “Amacına Uygun Olarak Düzenlenmiş Stant Yarışması”nın İzmir bölümünde bu yıl STEELIFE standı “amacına uygun düzenlenmiş en iyi stant” ödülünü kazandı. Galvanizli Hafif çelik yapı sistemi STEELIFE; fuarda depreme dayanıklı olması ve inşa süresinin kısalığıyla dikkat çekti. Isı ve ses yalıtımında sağladığı avantajların yanı sıra estetik ve ekolojik olması da STEELIFE’i öne çıkaran özellikler arasında yer aldı.
608225
Türk Sinemasında Bir İlk
Türk Sinemasında Bir İlk Türkiye'deki basılan ilk dijital film olma özelliğini taşıyan "Suluboya" vizyon yolunda. Hazardağlı'nın filmi kullanılan teknik ile de dikkat çekiyor. Karikatürist-illüstratör Cihat Hazardağlı'nın Türkiye'de basılan ilk dijital film olma özelliğine sahip "The Watercolor/Suluboya" isimli çalışması 13 Kasım'da seyirciyle buluşuyor. Hazardağlı'nın yıl boyunca üzerinde çalıştığı, hem yapımcılığını hem de yönetmenliğini üstlendiği filmde, sanatçının hazırladığı maketler, çizimler ve fotoğraflar, dijital efektli sulu boya tekniği ile buluştu. Bilgisayar ortamında hazırlanan, filmde tüm mekanlar maket olarak yapıldı ve film kareleri için oyuncular tek tek fotoğraflandı. Mekanların maketlerinin yapıldığı filmde, sanatçılar özel bir teknikle boyandı, çekilen binlerce kare fotoğraf ve suluboya efektleri birleştirildi. Kimler Rol Alıyor? Haluk Bilginer, Savaş Dinçel, Cansel Elçin, Asu Emre, Altan Erkekli, Ahmet Gülhan, Tamer Karadağlı, Bedri Koraman, Fergan Mirkelam, Metin Uca, Tuba Ünsal, Ayşenur Yazıcı, Serra Yılmaz, Selçuk Yöntem ve çocuk oyuncu Sarp Alemdaroğlu'nun rol aldığı filmin müziğini Fazıl Say yaptı. Filmin çekiminden sonra hayatını kaybeden Savaş Dinçel'i ise yakın dostu Müjdat Gezen seslendirdi. Filmin Konusu Sanat temasının ele alındığı filmin konusu ise şöyle: "Resme çok yetenekli ve meraklı olan 12 yaşındaki Marco'nun hayalleri, hedefleri, babasının onu bir gün üç sokak ressamı ile tanıştırmasıyla bambaşka bir boyuta geçer. Yalnızca üç ihtiyar ressam değildir Marco'yu büyüleyen. Bir de ressamların birlikte büyüttüğü 18 yaşındaki Lorella, hayatının merkezine girer küçük Marco'nun. Bu ilişki Lorella'nın Marco'ya resim dersi vermesiyle sürer. Marco bu güzel resim öğretmenine aşık olmuş, sanatla birlikte aşkı ve cinselliği de keşfetmeye başlamıştır artık. Ama, Marco'nun aşkı karşılıksızdır. Lorella sulu boyayı küçümseyen bir sanat koleksiyoncusuna aşıktır. Marco ise geleceğin en büyük sulu boya koleksiyoncusu olmak için bulduklarını biriktirir. Marco 30'lu yaşlarında koleksiyonunun kutularını açar. Yaşlıların geçmişini araştırır. Buldukları hayatını değiştirecektir." "The Watercolor" İngilizce dublaj ve Türkçe alt yazılı olarak vizyona girecek.
607771
Her ile en az milletvekili
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Her ile en az milletvekili TBMM BÜROSU ANKARA Nüfusu azaldığı için milletvekili sayısı 1'e düşen illerin milletvekili çıkarmasını öngören yasa teklifi TBMM Anayasa Komisyonu'ndan geçti. Teklif, aynı zamanda genel seçimlerin yılda bir yapılmasını öngörüyor. AK Parti Burhan Kuzu başkanlığında toplanan Komisyonda, AK Parti Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün ile AK Parti Bayburt Milletvekilleri Ülkü Güney ve Fettani Battal'ın Milletvekili Seçimi Kanununda değişiklik yapılmasını öngören yasa teklifleri birleştirilerek görüşüldü. VEKİLLER YIL GÖREV YAPACAK Kabul edilen teklif, 2007 yılında Anayasada yapılan değişikliğe paralel olarak Milletvekili Seçim Kanunu'nda düzenleme yapılmasını içeriyor. Buna göre, milletvekili seçimleri yılda bir yapılacak. Bir önceki seçimin yapıldığı tarihten itibaren dört yılın dolmasından önceki son pazar günü oy verilecek. Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak 90 günlük sürenin ilk günü, seçimin başlangıç tarihi olacak. Teklifle, nüfusu milletvekili çıkarmaya yetmeyen illerle ilgili de düzenleme yapılıyor. Düzenlemeyle, nüfusu milletvekili çıkarmak için yeterli olmayan illere iki milletvekili çıkarma hakkı tanınıyor.
609586
Talat, YÖK heyetini kabul etti
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Talat, YÖK heyetini kabul etti KKTC Cumhurbaşkanı Talat, YÖK heyetini kabul etti LEFKOŞA (A.A) KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkan Vekili Prof. Dr. İzzet Özgenç başkanlığındaki YÖK heyetini kabul etti. Kabulde, basına görüntü alma imkanı verilirken, açıklama yapıldı. KKTC'deki üniversite yetkilileriyle, üniversiteler hakkında görüş alışverişinde bulunmak, Türkiye'den gelen öğrenci akışında herhangi bir gerileme olmamasını ve akışın artarak sürekli hale gelmesini sağlamak amacıyla dün KKTC'ye gelen Özgenç başkanlığındaki YÖK heyeti, bugün Başbakan Derviş Eroğlu tarafından da kabul edilmiş ve Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı Kemal Dürüst'ü ziyaret etmişti.
608448
"Teröristler kahraman oldu"
İşte Baykal'ın açıklamasından satırbaşları: Hakimlerin mahkemelerin, savcılarla birlikte sanıkların ayağına taşınmasının bir başka örneği yoktur. Bu tabi amaca ulaşmak için hangi bedellerin ödeneceği konusunda fevkalade aydınlatıcıdır. Türkiye’nin temel hukuk sistemini yok saymayı içine sindirerek bu konuda iktidarın projeyi uygulamakta olduğunu görüyoruz. Hukuk sistemimizdeki bu kırılma çok tartışılacaktır. Adalet Bakanı’nın ve hükümetin bundan sıyrılması mümkün değildir. 138. maddenin içeriği ortadan kaldırılmıştır. Bir adliyenin sanıkların ayağına taşınması, sanıkların helikopterle uçurularak bunların ayağına götürülmesi açık bir müdahaleyi ortaya koymaktadır. Siyaset hayatımız hukuk hayatımız ağır bir darbe yemiştir. Terörist örgütün bir hukuk ihlali içinde olmadığı, şu anda ortaya çıkan tabloyla görülmüştür. PKK’li olmanın bir suç olmadığı, PKK’li olunabileceği, hukuk sistemimizin PKK’li olmayı engelleyici bir yanı olmadığı bu tabloyla görülmüştür. “Hukuk nezdinde PKK aklanmıştır" Gelenler pişmanlık için gelmiyorlar, terör örgütünü temsil için geldik diyorlar, mektup getirdik diyorlar, örgütün parçasıyız diyorlar, onlara hiçbir şey yapılmıyor. Örgütün üyesi olmak ve örgütü reddetmemek, Ceza Kanunumuzun 221. maddesine nasıl sığdırılıyor. Bunun anlamı PKK’nin artık bu uygulamaya bakacak olursak, bir suç örgütü olarak anlaşılmadığıdır. Eğer terör örgütü suçsa, temsilcileri olarak buraya gelenlerin suçlu olmasından normal bir şey yoktur. Şimdi orada suç tespit edilmediğine göre ortaya çıkan manzara PKK örgütüne üye olmak suç olmaktan çıkmıştır. Hukuk nezdinde PKK bu operasyonla aklanmıştır. Bu bir acı tablodur. Bu tabi çok tartışılması gereken bir tablo ortaya koyuyor. Bu dönüşüm şaşırtıcı bir dönüşüm değildir, planlanmış olan bir dönüşümdür. Buraya gelenler çok gösterişli bir biçimde, binlerce insanın selamladığı karşıladığı kucakladığı bir buluşma içinde Türkiye’ye girmişlerdir. Bu merasimler, bu sevinç gösterileri, öyle anlaşılıyor ki bazı çevreleri rahatsız etmiştir. Şimdi itidal tavsiye etmişlerdir. 25 yıl sonra Türkiye’de böyle karşılanmanın, mücadeleyi vermeleri açısından sevinç doğurucu bir yanının olmayacağını mı düşünüyorsunuz? Bunun bir mutluluk vesilesi olmamasını nasıl düşünüyorsunuz? mücadeleyi vermiş örgüt, kahraman gibi karşılanarak, hakimler ayağına getirilerek, serbest bir şekilde topluma dönüyor olmalarının, bu mücadelenin yanında 25 yıllık terör mücadelesini verenleri, bir zafer duygusu yaşamadan nasıl yansıtmaları mümkün olabilirdi? nedenle kimse sevinç gösterilerini yapanları suçlamasın. Onlar kendileri açısından hak ettikleri düşündükleri bir bayramı yaşamaktadırlar. Önemli olan sevincin onlara yaşatılmış olmasıdır. zafer duygusunun verilebilmiş olmasıdır. Siz onlara zafer duygusunu vereceksiniz ama sevinmeyin diyeceksiniz. Tabi terör örgütünün kuryesi olan kişiler Türkiye sınırları içinde on binlerce insan tarafından selamlanıyorlar. Sanki İstanbul’un milli mücadele sırasında işgaline son veren beyaz at üstünde Refet Paşa’nın İstanbul’a girişi gibi, PKK’lılar lüks cipleriyle sınıra gelip, otobüslerde insanları selamlayarak Türkiye’ye zafer gösterisi yapıyorlar. Başbakan bunu sevinç tablosu diyor ama bu utanç tablosudur. Teröristlerin kahraman haline dönüştükleri bir manzaradır. Bu iktidarın, bu süreci getirdiği aşamada ortaya çıkan tablodur. Teröristler kahraman olmuşlardır. Evlatlarını şehit vermiş olan analar babalar, evlatlarının mücadele ettiği teröristlerin şimdi kahraman haline dönüşmelerini büyük bir acıyla izlemektedirler. Dün bir şehit anasının söylediklerini unutmamız mümkün değildir. Şehit anası diyor ki, “Keşke ben çocuğumu PKK’ye gönderseydim de bugün şehit olacağına bir kahraman gibi Türkiye’ye dönseydi, gelip benim elimi öpseydi” Olay sadece terör örgütü üyelerinin kahraman oluşu değildir, olay Türkiye’nin 25 yıllık terör mücadelesinin sorgulanması olayıdır. Niçin bu mücadele verilmiştir? Bunun anlamı nedir? Bu mücadelenin 25. yılında eğer böyle bir tablo ortaya çıkacaksa, bu mücadeleyi vermiş olanların ne konumda olduğu sorgulanmalıdır. Bakınız Türkiye çok büyük acılar çekti. Dağdan insanların Kandil’den inip sınıra gelmeleri, aynı gün devlet teşkilatının oraya gelişi bu planın icabıdır. Bu planın aslında hükümetin planı olduğuna, İçişleri Bakanı bizim inanmamızı istiyor. Bu planın müşterek oluşturulmuş bir plan oluşu açıktır. Bununa arkasında uluslar arası bir proje vardır. ABD’de hazırlanmış olan proje doğrultusunda bu eylem planı, bu üçlü arasında müzakere edilmiş ve sahneye konulmuştur. Peki bu eylem planının içinde, PKK’lilerin PKK’li olarak, örgüt temsilcisi olarak, şanla şerefle Türkiye’ye gelmeleri vardır, şekilde kabul edilmeleri, serbest bırakılmaları vardır. Hukukun icabı olarak değil, projenin gereği olarak. Onlar arasında müzakere edilmiş olarak. PKK’lilerin PKK’li olarak Türkiye’ye gelmeleri ve ceza kanunumuzun hâkimlerimizin onları serbest bırakılmaları ön görülmüştür. Buraya kimlikleriyle gelmişler. Bizim adliyemiz onları suç olarak kabul etmemiş, bu suç değil demiş. Hukuk sistemimiz çökmüş. Siz terör örgütü üyesini, kurye olarak gelmiş insanı suçlu saymazsanız, terör örgütünün sempatizanını nasıl suçlu olarak kabul edersiniz? Toplumun değer yargıları, toplumumuzun temel siyasi ahlaki ilkeleri derinden sarsılmıştır. proje nedir? proje buraya gelen PKK’lilerin Diyarbakır Valisi'ne teslim ettikleri projedir. proje çok açık bir biçimde bizim anayasal düzenimizin değiştirilmesini, ulusal bütünlüğümüzün ortadan kaldırılmasını, etnik bir parçalanmanın gerçekleştirilmesini ve devletin bizzat kendi olanaklarıyla bu parçalanmaya katkı verecek şekilde eğitim politikasını değiştirmesini ve yeni Kürdistan coğrafyasının artık kabul edilmesini ön görmektedir. Bu mesaj Türkiye’ye taşınmış ve devlet temsilcileri tarafından alınmıştır. Geldiğimiz aşamada şu ana kadar yaşananlar Türkiye’yi derinden sarsmıştır. Ulusal kimliğimizi tahrip etmiştir ve terör örgütünü meşrulaştırmıştır. Kürt kökenli, terörle hiçbir ilgisi olmayan, bu devletin parçası olarak yaşamaktan mutluluk duyan milyonlarca insanın önüne, devlet kendi eliyle bu terör örgütünü, sizin muhatabınız bu diye koymuştur.
608417
Domuz gribiyle ilgili bilinmesi gerekenler
nedir? (H1N1) tipi virüsten kaynaklanan, insanlarda hastalığa yol açan viral bir hastalıktır. Hastalık ilk kez Meksika ve ’de görülmüş ve daha sonra birçok ülkeye yayılmıştır. Bu yeni H1N1 virüsü neden” domuz gribi olarak adlandırılmaktadır? Bu virüse domuz gribi” denmesinin sebebi, domuzlar arasında görülen grip virüslerine çok benzediğinin gösterilmiş olmasıdır. Bu yeni virüs insan, domuz ve kuş virüslerinin bir karışımıdır. (A/H1N1) virüsü bulaşıcı mıdır? A(H1N1) virüsü bulaşıcıdır ve insandan insana geçmektedir. Domuz gribinin (A/H1N1) belirtileri nelerdir? Domuz gribinin belirtileri, insanlarda görülen grip belirtilerine benzerdir. Bunlar: Ateş, Öksürük, Boğaz ağrısı, Yaygın vücut ağrısı, Baş ağrısı, Üşüme ve Yorgunluk gibi belirtileri içermektedir. Bazı vakalarda kusma ve ishal de görülebilmektedir. (A/H1N1) nasıl bulaşmaktadır? Domuz gribinin de yine mevsimsel griple aynı şekilde yayıldığı düşünülmektedir. Grip virüsleri insandan insana öksürük ve hapşırma yoluyla bulaşmaktadır. Grip virüsü bulaşan bir yere dokunulduktan sonra, eller ağız ya da buruna götürüldüğünde de hastalık bulaşabilir. Sulardan domuz gribi (A/H1N1) virüsü bulaşabilir mi? İçme, kullanma ve havuz sularıyla bulaşma gösterilmemiştir. Domuz gribini tedavi eden ilaçlar var mıdır? Evet. Domuz gribinin tedavisi veya bu hastalıktan korunmak için doktor kontrolünde kullanılabilecek ilaçlar mevcuttur. Bu ilaçlar doktor tarafından önerilmedikçe, reçetesiz olarak kesinlikle kullanılmamalıdır. Hastalığa yakalanan kişiler ne kadar süreyle bulaştırıcıdır? Kişiler, belirtilerin başlamasından bir gün öncesi ve gün sonrasına kadar bulaştırıcıdırlar. Daha çok hangi yüzeyler bulaşma kaynağıdır? Öksürük ve hapşırma yoluyla, hasta kişinin tükürük zerrecikleri havaya yayılarak sandalye, masa gibi yüzeylere bulaşabilir. Kişi virüsün bulaştığı bir yere dokunduktan sonra ellerini ağzına, gözlerine veya burnuna sürerse virüs bulaşabilir. Bu yüzeylerde virüsün ne kadar süreyle canlı kalabileceğini etkileyen ısı, nem oranı, yüzey niteliği gibi pek çok faktör söz konusudur. Hasta kişinin temasının olduğu bu yüzeylere dokunulmamalı, herhangi bir sebeple dokunulduysa eller yıkanmalıdır. Ev ve eşyaların temizliğinde nelere dikkat etmek gerekir? Grip virüsünün yayılmasını önlemek için, yüzeylerin (masalar, kapı kolları, banyo yüzeyleri, mutfak tezgahı, oyuncaklar vb) günlük temizlikte kullanılan deterjanlarla temizlenmesi yeterlidir. Günlük kullandığımız temizlik maddeleri dışında klor, hidrojen peroksit, iyotlu antiseptikler ve alkol gibi bazı kimyasal maddeler de etkilidir. Hastalara ait çarşaf, çamaşır, havlu ve kap kacağın ayrı olarak yıkanmasına gerek yoktur. Ancak, bu eşyalar yıkanmadan başkası tarafından kullanılmamalıdır. Bu çarşaflar mümkün olduğunca elle temas edilmeden taşınmalı ve yıkanmalıdır. Hastanın çarşafları, çamaşırları değiştirildikten sonra eller mutlaka sabunlu suyla yıkanmalıdır. Hastaya ait kap kacak ya bulaşık makinesinde ya da elde deterjan kullanılarak yıkanmalıdır. Domuz gribinden kendimi nasıl koruyabilirim? Halen domuz gribinden koruyucu bir aşı bulunmamaktadır. Aşağıdaki önlemleri alarak sadece gripten değil; grip gibi solunum yoluyla bulaşan tüm hastalıklardan kendinizi koruyabilirsiniz: Öksürme ve hapşırma sırasında ağzınızı ve burnunuzu bir mendil ile kapatınız. Mendilinizi kullandıktan sonra çöp sepetine atınız. Öksürdükten ve hapşırdıktan sonra ellerinizi bol sabun ve suyla yıkayınız. Alkol içeren el yıkama antiseptikleri de etkilidir. Kirli ellerinizle gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza dokunmayınız. Domuz gribine yakalanırsanız, belirtilerin başlamasından gün sonrasına ya da belirtilerinizin tamamen geçmesinden bir gün sonrasına kadar evde istirahat ediniz. Hastalığın bulaşmaması için çevrenizdeki kişilerden uzak durunuz. Bulunduğunuz mekanı sık sık havalandırınız. Hastalıktan korunmak için ellerimi nasıl yıkamalıyım? Ellerinizi 15-20 saniye süreyle su ve sabunla yıkamalısınız. Su ve sabuna ulaşamadığınız yerlerde alkol içeren el antiseptikleri kullanabilirsiniz. Hastalanırsam ne yapmalıyım? şüpheli bir kişi ile temastan sonraki gün içinde kendinizde yukarıda sıralanan hastalık belirtileri olduğunu hissederseniz hemen bir doktora başvurmalısınız. Doktorunuz herhangi bir teste ya da tedaviye ihtiyacınızın olup olmadığına karar verecektir. Eğer hastalandıysanız veya hastalık belirtilerini gösteriyorsanız evde istirahat ediniz ve çevrenizdeki kişilerden de onlara bulaştırmamak için uzak durunuz. Erişkinlerde acil müdahale gerektiren belirtiler nelerdir? Zor nefes almak veya nefes darlığı Bilinç bulanıklığı Sık ve uzun süreli kusma Çocuklardaki acil müdahale gerektiren belirtiler nelerdir? Hızlı veya zor nefes alma Vücutta solgunluk ya da morarma Beslenememe Uyarılara cevapta azalma ve uykuya meyil Huzursuzluk Ateşle beraber döküntü görülmesi Kaynak: Sağlık Bakanlığı
608313
En büyük tehlike
Ahmet Türk’ün ılımlı çağrıları, “Zafer falan yok ortada, kazanan, kaybeden yok” gibi makul konuşmaları havada kalıyor. “İlk gün heyecanı” diyebileceğimiz beşeri duyguların ötesinde, örgütlü bir “siyasi savaş” yapılıyor.
608422
Ford'unuz bakımsız kalmasın
Ford'unuz bakımsız kalmasın Otomotiv perakendeciliği sektörünün öncü kuruluşlarından Otokoç, Ford binek ve ticari araç sahiplerine avantajlı servis paketleri sunuyor. 15 Otokoç servisinde yılsonuna kadar devam edecek kampanya süresince, 2001-2006 model Transit, 1999-2004 model Focus, 2001-2008 model Fiesta ve Fusion’a özel periyodik bakım ve yağ değişim paketleri uygun fiyatlarla sunuluyor. Otokoç servislerini tercih eden Ford sahipleri orijinal parça ve kaliteli işçiliğe uygun fiyatlarla ulaşırken, araç kontrollerini de ücretsiz yaptırabiliyorlar. Ayrıca, Otokoç servislerinde yıl sonuna kadar tüm servis işlemlerinde (bakım, mekanik onarımlar, boya kaporta işlemleri, aksesuar alımı gibi) Worldcard ile peşin fiyatına taksitle ödeme imkanı sunuluyor.
608063
Bosch 'kapatılan mescitleri' açıyor!
Ersin ÇELİK'in haberi Bursa’daki dizel fabrikasındaki, çalışanlarının namaz kılması için oluşturulan ve mescit olarak kullanılan “üç odayı” koşulları giderek olumsuzlaştığı gerekçesiyle kapatan beyaz eşya devi Bosch, uygulamasından geri adım attı. Bosch San. ve Tic. A. Ş.’den yapılan açıklamada, sendika temsilcileri ile gerçekleşen görüşmede, Bursa’daki Bosch Dizel fabrikalarında çalışanlar için ibadet amaçlı üç oda hizmete sokulacak. Türk İş Kanunu’na ve Bosch’un sağlık ve güvenlik yönetmeliklerine uygun olacak olan bu odaların Bosch Bursa Dizel fabrikası çalışanlarının daha sağlıklı ve güvenli koşullarda ibadetlerini yerine getirmelerine olanak vereceği açıklandı. DAHA "SAĞLIKLI" İBADET İMKANI Çalışanların ibadet etmeleri tahsis edilecek odalarda; daha iyi havalandırma sistemi, acil durumlar için geliştirilmiş giriş çıkış imkanı, yangın söndürücüler yer alacak. Çalışanlarına daha sağlıklı ve daha güvenlikli mekanlarda ibadet etmesini sağlayacak olan Bosch, Bursa’daki fabrikasında mescitler en geç Ekim ayı sonunda hizmete girecek. Çalışanlar bu odalarda ibadetlerini, sekiz buçuk stlik mesai süreleri içindeki, yemek ve çay molalarında yapabilecekler. Bosch ayrıca, çalışanlarının vakit namazlarını rahatça kılabilmeleri dışında 30 yılı aşkın süredir uyguladığı, Cuma ve Bayram namazları için camiye gitme olanağını sağlamaya devam edeceğini açıkladı. Ama yine de takipteyiz. Eğer haddinizi yine aşarsanız boykot kornusunu yine gündeme getiririz. Süleyman Yerebasmaz Her ne kadar sevmesemde batı tipi demokratlarda ibadete saygı vardır ancak onların yerli yöneticleri durumdan vazife çıkarıp içlerindeki DİN ve ALLAH düşmanlığına ilk fırsatta dışarı çıkarabiliyorlar,bunu başkaca örnekleride çok var.firmayı kutluyorum. erol demir Aslında açma gibi bir niyetiniz yoktu, ama tepkileri alınca çark ettiniz. Madem öyle dürüstünüz, kapatırken gerekli iyileştirmeler yapıldıktan sonra açılacak deseydiniz ya! Eğer kimseden ses çıkmasaydı ebediyyen kapatılacaktı. Kimseyi aldatamazsınız... adnan demir İnaçlara daha saygılı değerlerine sahip çıkılan ve kutsal kitabına daha yaraşır bir toplumda yaşamak bu milletin hakettiği ve yapılması en önde gelen vazifelerindendir. Hatasını layıkıyla telafi ettiği için bosch'a teşekkürler. Hüdayi Bosch'un geri adım atmasını takdirle karşıladım.Ancak bunu hazırlayan Bosch firması değil,orada çalışan yöneticileridir. Eğer Bosch firması namaza karşı olsaydı en başta mescide karşı çıkardı.Hakan Cantürk arkadaşımızın "Türk'ten yönetici olmaz"sözüne ben de katılıyorum.Mlesef yönetici geçinen ülkemizde birçok insan var.Bence insan tükürdüğünü yalamamalı. Yaptıkları,sadece tanıdıklarına iş bulmak ve saçma sapan bazı kurallar koymak.Patronlar bu yöneticilerinin ne yaptıklarını gerçekten araştırıyorlar mı? kemal gürbüz bursa'daki birçok fabrikayı dolaştım, çok büyük bölümünde personelin yararlanabileceği mescit yok, ama makinaların arasında personelin namazını kılmasını engellemek ancak islam düşmanlarına yakışacak harekettir. birlik olun müslümanlar, dinsizlere fırsat vermeyin. Sinan Eldem Herşey yolunda inşallah daha iyi olacak ben çok memnunum ama kriz çok can yakacak krizde fazla işci çıkarmadı bir yıl boyunca garanti verdi yılbaşından sonra çok işci çıkarılacağını duyduk hayırlısı ALLAH'tan Dünya genelinde Bursa bosch fabrikaları kalite yönünden işleyiş yönünden birinci seçildi başarılara doymuyor örnek oluyor öğrendğim bir şey var "TÜRK'den yönetici olmaz Hakan Cantürk hadi onlar yabancı peki türk şirketlerinin hangisinin ofislerinde, fabrikalarında, alışveriş merkezlerinde mescit var..?ben bir mühendis adayı olarak VETELDE staj yaptığım dönemde fabrikada mescidin olmasını bi tarafa bırakın cuma namazına dahi bırakmıyorlar ancak izin kağıdı alacaksın. tabi mşından para kesiliyor. rarengineer Bence yerinde bir davranış, doğrusu bekliyor muydum? Hayır. Çünkü, bunu bizzat orada çalışan kişiden duymuştum, namaz kılanları işten çıkaracaklardı, demek ki, neymiş? Boşvermeyince oluyormuş! meryem sıdıka Bu firma sahipleri bildiğiniz gibi MÜSLÜMAN değil...Belki müşterisini kaybetmekten, belkide başka sebepten geri adım attı ve namaz iznini yeniden verdi...Umarızki insan haklarında bulunan her insan dinlerini istedikleri şakilde yaşamaya ve öğretmeye özgürdür maddesine göre bu izni vermiş olsun...Şimdi ya MÜSLÜMAN işyeri sahipleri olup namaz izni vermeyen iş yeri sahipleri ne olacak..? Acaba bu firmayı örnek alıp onlarda işçilerine namaz kılma izni verecekmi..? MÜSLÜMAN Yazar Aydın Düşünür HASAN BEYAN bu firmaları anlıyamıyorum ne yapmak istiyorlar bizde gittik evimize beyaz eşyatı onlardan aldık akifaktas şahsen ben geçen haberden hemen sonra mail atmıştım ve hemen kem küm der gibi tuhaf bir açıklamalı mail gelmişti ve şimdi bu haberi okuyunca yine onlara mail gönderdim lütfen duyarlı olalım ağlamayana mama yok bilginiz olsun boşver adı Toyotasa fabrikasında çalışan odtü den mezun endüstri mühendisi bir arkadaşın oğluna namazı bırakmadığı takdirde işine son verileceği uyarısı verilmiş ve arkadaşım da istifasını basmış. Bence bu firmalar halkımız tarafından bilinmeli ve bunlara müslüman mahallesinde domuz satılamayacağı öğretilmeli. Abdullah Sadi Ceylan Mescitler kapatılır kapatılmaz bosch dizel genel merkezine gönderdiğimiz maillerden dolayı bu kararı aldıklarını sanıyorum. Yoksa ticari çıkarlarına ters düşen bir neden olmasaydı bunu yapmayabilirlerdi. İlk açıklamalarında sebeplerini söylemişlerdi, şimdi 180 derece dönüş. Bizim otomotiv sektöründe bosch'un pazarı büyüktür. Eğer müslümanlar birbirlerine destek olurlarsa bu tür sorunları çok kolay aşarlar. İş Birlikteliktedir! isim soyisim Mescitler kapanınca eleştirmiştim,bu jestten sonra takdiri hak ettiler.TÜRKİYE'de imajlarını düzelttiler.Tahminimce yeni bir TÜRK yetkili atanmıştır ve kraldan çok kralcı çok sayın yetkili klasik bürokrat zihniyeti (laikçi zihniyet) ile kaş yaparken göz çıkarmıştır. Mikail GÜNAY görende bizde ibadet etmek her yerde mümkünde sadece bosc firmasında yasakmış zanneder. yahu hiç bir kamu dairesinde mescit yok. hatta yasak "LAİK" ülkeyiz ya:)) biyere mescit açmaya kalksa birisi adamı topa koyuyorlar yobaz gerici diye devletin okuluna bile kapalı girilmiyo cami yapana okul yapta bişeye benzesin diyen boş kafalı et yığınları var bu ülkede bosc'a gelene kadar daha neler var neler ata sözü: DEVE; YILAN BOYNUN EĞRİ DER. KENDİ EĞRİSİNİ BİLMEZ selçuk mesciti camiyi açaçağına insan gibi yaşayacak mşı versin serkan yılmaz Bunu yapanın Türk olduğunu tahmin ediyoruz. Çünkü Boch böyle ufak hesaplar peşinde koşacak bir firma değil. En azından yıllarca biz temiz ortam sağladılar. Dedikleri gibi bazı kalite belgeleri ve prosüdürler için bazı önlemlerin alınması lazım. Gidilen yol yanlıştı ama sanırım bu acemilikten kaynaklanıyor. Çünkü tarihinde ilkdefa böyle kriz gördüler.Ne yapacaklarını bilemediler. Ama tekrardan açılması çok iyi oldu. Bırakın yeri izin bile vermeyen öyle çok türk fiması varki asıl onları boykot etmemiz lazım. Tolga Sarı Baktılar tepki boykut var geri adım atıyorlar yoksa müslümanları düşündüklerinden değiller harun Bosch Aş yönetimi kısa süre öncesine kadar Almanların elindeydi hiçbir zaman da mescitlerden ve işçilerinin namaz kılmasından rahatsız olmadılar. Ne zaman ki fabrikanın başına bizden birileri geldi ve ilk icrtları mescit kapatmak oldu. Nedense bizim insanlarımız işlerini geliştirmek istediğinde yada tasarruf yapmak istediklerinde ilk akla gelen işçilerden bir şeyler kısmak, şimdiye kadar bunlarla uğraşacağımıza bilimle uğraşabilseydik şimdi bu haberleri duymak zorunda kalmazdık. bilkul
608143
Hava sıcaklığı mevsim normallerinde
Hava sıcaklığı mevsim normallerinde İç ve doğu bölgelerinde geçişleri görülecek. Aynı zamanda bu bölgelerde hava sıcaklığı ila derece azalacak, ülke genelinde ise mevsim normallerinde seyredecek. Genel Müdürlüğü’nce yapılan son değerlendirmelere göre, ’nin doğu kesimlerinde kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak yağış geçişlerinin görüleceği tahmin ediliyor. Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığı, iç ve doğu bölgelerde ila derece azalacak. Türkiye genelinde mevsim normalleri civarında seyredecek. Rüzgar ise genellikle kuzey ve kuzeydoğu, kıyıları ile kesimlerde güney ve güneybatı yönlerden hafif arasıra orta kuvvette, yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek. Bölgelere göre ise şöyle: MARMARA: Az bulutlu, çevreleri sabah stlerinde sisli geçecek. Az bulutlu ve açık geçecek. AKDENİZ: Az bulutlu, doğusu parçalı ve çok bulutlu, ve çevreleri kısa süreli sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçecek. İÇ ANADOLU: Az bulutlu, kuzeydoğusu parçalı bulutlu geçecek. BATI Parçalı çok bulutlu, çevreleri aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. ORTA ve DOĞU KARADENİZ: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Az bulutlu, zamanla parçalı ve çok bulutlu, öğle stlerinden sonra kuzeyi (Erzurum, Ağrı, Tunceli) ile Muş ve çevreleri aralıklı sağanak yağışlı geçecek. Parçalı, zamanla çok bulutlu, öğle stlerinden sonra ve çevreleri kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçecek.
607955
Moralsiz Fenerbahçe Romanya'da puan peşinde
Avrupa Ligi Grubu'na Twente yenilgisiyle kötü bir başlangıç yapan Sarı-Lacivertliler, tıpkı Sheriff'i mağlup ettiği gibi bugün de Steaua'yı deplasmanda devirmek için ter dökecek. Dün sabah erken stlerde Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan özel bir uçakla Bükreş'e giden Fenerbahçe kafilesini yaklaşık 30 kişilik bir taraftar grubu karşıladı. Tezahüratlar yapanlar, zaman zaman hafta sonu Galatasaray ile oynanacak derbiye göndermede bulundu. Karşılamada Romanya Fenerbahçeliler Derneği üyeleri, Teknik Direktör Christoph Daum ve sportif direktör Aykut Kocaman'a çiçek verdi. Başkan Aziz Yıldırım Bükreş'e gitmezken, Başkan Vekili Nihat Özdemir, asbaşkanlar Mahmut Uslu, İlhan Ekşioğlu ve Mithat Yenigün takımla birlikte Romanya'ya geldi. F.Bahçe'de sakatların çokluğu Teknik Direktör Christoph Daum'u zor durumda bıraktı. 20 kişilik Bükreş kadrosunda sakatlıkları devam eden Alex, Daniel Güiza ve Deivid yer almadı. Önceki günkü idmanda sağ ayak bileğinde ağrı hisseden Semih, Steaua Stadı'nda dün gerçekleştirilen antrenmanda da aynı bölgedeki ağrı sebebiyle çalışmayı tamamlayamadı. Milli futbolcunun durumunun bugün netlik kazanacağı bildirildi. Sarı-Lacivertlilerde sakatlıkları bulunan Lugano ve Bilica ise dün akşam takımla birlikteydi. Daum, as takımda savunmada Lugano ve Bilica'yı oynatırken, Önder'e yedek takımda görev verdi. Antrenör Roland Koch'un, "Yarın bize ne lazım?" sorusuna, futbolcular 'Power (Güç)' diye cevap verdi. Galibiyetle döneceğiz Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, amaçlarının iyi futbol oynayıp, iyi bir sonuçla Bükreş'i terk etmek olduğunu söyledi. Sakatlıklarla ilgili bilgi veren Alman çalıştırıcı, Bilica'nın oynayabileceğini umduğunu, Lugano'nun durumunun bugün netlik kazanacağını kaydetti. G.Saray derbisine atıfta bulunan Daum, "Ben futbolcu olsam Steaua Bükreş ve Galatasaray maçlarında oynayabilmek için her şeyimi ortaya koyardım." dedi. Fenerbahçe'nin genç futbolcusu Gökhan Gönül de Bükreş'ten galibiyetle ayrılmak istediklerini dile getirdi.
608199
Akaryakıtta dev operasyon
Akaryakıtta dev operasyon 30 ayrı ilde eş zamanlı olarak 100'e yakın akaryakıt istasyonuna yönelik jandarma operasyonunda, kurdukları düzenekle kaçak akaryakıtı yasal olanı ile birlikte sattıkları iddia edilen çok sayıda kişi gözaltına alındı. Bazı akaryakıt istasyonlarında ''kaçak akaryakıt satıldığı'' bilgisine ulaşan Ankara İl Jandarma ekipleri, söz konusu kişilere yönelik Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla çalışma başlattı. Söz konusu kişilerin kimliklerinin tespit edilmesi ve gerekli teknik takibin yapılmasının ardından bugün sabah stlerinde harekete geçen güvenlik güçleri, Ankara başta olmak üzere 30 ilde ''By-pass'' adını verilen operasyonu başlattı. Operasyon sonucu, kaçak akaryakıt sattığı ileri sürülen istasyonların, yer altına ikinci bir depo koydukları ve bu depo içindeki akaryakıtın ayrı bir hat ile pompaya bağlandığı tespit edildi. Operasyon sonucu çok sayıda kişi gözaltına alındı. MÜŞTERİNİN DURUMUNA GÖRE AKARYAKIT Akaryakıt istasyonlarında Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK) müfettişleri ve vergi denetçileriyle birlikte inceleme yapan jandarma ekipleri, bazı istasyonlarda, içerisinde ulusal marker bulunan akaryakıt ile kaçak akaryakıtın satılmasını sağlayan elektronik düzenekler ele geçirdi. Söz konusu düzeneğiN, uzaktan kumanda cihazı ile çalıştığı ve araçlara akaryakıtı veren istasyon görevlisinin müşterinin durumuna göre elindeki kumanda cihazını kullanarak, bazen kaçak, bazen de yasal akaryakıtı verdiği tespit edildi. EPDK müfettişlerinin söz konusu akaryakıt istasyonlarında yaptığı denetimlerde, uzaktan kumanda cihazını kullanarak içerisinde ulusal marker bulunan akaryakıttan numune verildiğini belirlediler. VERGİ DE KAÇIRIYORLARMIŞ Akaryakıt kaçakçılarının aynı zamanda, yazar kasalarda elektronik yazılım kullanarak vergi kaçırdıkları da yapılan çalışmalarla tespit edildi. Yazar kasalara ''sahte mali hafıza'' monte eden şüphelilerin, akaryakıt satışı sonrasında yine uzaktan kumanda cihazı ile istedikleri zaman gerçek mali kağıtlarla yasa dışı fatura düzenledikleri bildirildi. Hazırladıkları yazılımın internet üzerinden istenildiği zaman dışarıdan da müdahaleye imkan verdiği ve zanlıların bilgisayar aracılığıyla söz konusu yazar kasa bilgilerine ulaşarak herhangi bir durumda sahte mali hafıza içerisindeki bilgileri silebildikleri tespit edildi. Bu şekilde yazar kasadan alınan ''Z Raporu''nda silinen hafızadaki bilgilerin görünmediği kaydedildi. Jandarma yetkilileri, operasyonun devam ettiğini, diğer illerden gözaltına alınan zanlıların Ankara'ya getirileceğini, ifadelerinin alınmasının ardından adliyeye sevklerinin yapılacağını bildirdiler.
609542
A.Demirspor'a saha kapama cezası
Kurul, bugün yaptığı toplantıda, 18 Ekim'deki Adana Demirspor-İskenderun Demirçelikspor maçında taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle Adana Demirspor'u cezalandırdı. Bu arada, Adana Demirsporlu futbolcu Onur Güney'e, taraftarlara yönelik sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle maç ceza verilirken, kulüp başkanı Bekir Çınar, aynı karşılaşmada müsabaka temsilcisine yönelik hakareti nedeniyle 50 gün hak mahrumiyeti ve 15 bin lira, yönetici Osman Çetinkaya da müsabaka temsilcisine ve futbolculara yönelik hakareti nedeniyle 90 gün hak mahrumiyeti ve 15 bin lira para cezası aldı. PFDK, TFF 3. Lig takımlarından Gümüşhanespor'a ise 18 Ekim'deki Sürmenespor maçında taraftarlarının ve mensuplarının neden olduğu saha olayları nedeniyle maç saha kapama cezası verdi. PFDK'nın verdiği öteki cezalar şöyle: maç: Zekeriya Denizer (Trabzon Yalıspor), Alper Mutlu Özel (Konya Şekerspor Antrenörü) maç: Ali Yılmaz (Gebzespor), İshak Çakmak (Konya Şekerspor) maç: Mehmet Akyüz (Hacettepe), Ersin Keskin (Adıyamanspor), Levent Eriş (Giresunspor Teknik Direktörü), Ayhan Alemdaroğlu (Trabzon Yalıspor Teknik Direktörü) maç: Remzi Kızılşimşek (İskenderun Demirçelikspor) 60 gün hak mahrumiyeti: Zafer Vurguncu (Giresunspor Kulübü görevlisi) 30 gün hak mahrumiyeti: Osman Önder (Konya Şekerspor yöneticisi), Vedat Ataman (Gümüşhanespor yöneticisi) 25 Bin Lira: Alper Mutlu Özel (Konya Şekerspor Antrenörü) 20 Bin Lira: Gaziantepspor, Ankaragücü 15 Bin Lira: Trabzonspor 10 Bin Lira: Galatasaray, Mersin İdmanyurdu Bin 500 Lira: Konyaspor Bin Lira: Kayserispor, Kasımpaşa, Giresunspor, Vedat Ataman (Gümüşhanespor yöneticisi) Bin Lira: Kartalspor, Küçükköyspor, Muğlaspor Bin 500 Lira: Karşıyaka Bin Lira: İzmirspor, Hatayspor 1500 Lira: Sakaryaspor, Adıyamanspor 1200 Lira: Batman Petrolspor 1000 Lira: Alibeyköyspor, Anadolu Üsküdar 1908 Spor, Gümüşhanespor
608551
GE’den 250 milyon dolarlık Healthymagination Fonu...
’den 250 milyon dolarlık Healthymagination Fonu... Electric’in (GE), sağlık teknolojisi şirketlerine yatırım yapmak amacıyla 250 milyon dolarlık “Healthymagination Fonu”nu oluşturacağı bildirildi. ’den yapılan yazılı açıklamada, yeni öz sermaye yatırım fonunun, dünya çapında GE’nin Healthymagination girişiminin stratejik amaçlarıyla uyumlu, yenilikçi tanı, IT ve yaşam bilimleri teknolojilerine sahip şirketlere yatırım yaparken, “yenilikçi ve özgün” iş modelleri ile hizmetler geliştiren sağlık şirketlerini de destekleyeceği kaydedildi. Açıklamada, GE’nin milyar dolarlık Healthymagination girişiminin bir parçası olan fonun üç geniş alanda yatırım hedefleyeceği belirtilerek, bunların geniş tabanlı tanı, sağlık ile yaşam bilimlerinden oluştuğu ifade edildi. Fonun GE Healthcare, GE ve GE Global Research kurumlarının imkanlarıyla finanse edileceği ve küresel ölçekte yatırımlar gerçekleştireceği bildirildi. GE Yönetim Kurulu Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Jeffrey Immelt, konuya ilişkin değerlendirmesinde şunları kaydetti: “GE olarak, sağlık sektöründe yaşanan en büyük sıkıntılara çözüm bulmak için çalışırken, stratejimizle uyumlu olan ve sağlık sektörünün geleceğini şekillendirme potansiyeli taşıyan, gelecek vt eden teknolojilere ya da iş modellerine sahip şirketlerin gelişimini desteklememiz hayati önem taşıyor. Buna sağlık hizmetlerine erişimi ölçülebilir oranda artıran, maliyeti düşüren ve kaliteyi yükselten daha akıllı süreçler ve teknolojiler de dahil. Healthymagination Fonu, büyümekte olan şirketlerle birlikte çalışarak gelişimlerini desteklemenin yanı sıra, söz konusu firmalara tabanımıza ve küresel yapımıza erişim olanağı sunuyor. Bu fon sayesinde girişimcilere büyüme sermayesi ve yatırım uzmanlığı sunmanın yanı sıra, doğrudan sağlık teknolojileri alanında küresel bir lider ile birlikte çalışma fırsatı veriyoruz.”
608598
Arınç'tan Baykal'a Eleştiri
Arınç'tan Baykal'a Eleştiri "Baykal, bizim söylemediğimiz aklımızdan bile geçmeyen şeyleri söylemiş veya düşünmüş gibi kabul edip bize yumruk atmaya çalışıyor." Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Deniz Baykal'ı gölge boksu yapmakla suçladı. Bülent Arınç, Baykal'ın kendilerini söylemediği ve yapmadığı şeylerle suçladığını söyledi. Bülent Arınç, "Şimdi bizde bir gölge boksu diye bir şey var. Siyasetçiler bunu çok kullanıyorlar. En çok kullanan da Sayın Baykal. Yani bizim söylemediğimiz aklımızdan bile geçmeyen şeyleri söylemiş veya düşünmüş gibi kabul edip bize yumruk atmaya çalışıyor. Bu demokratik açılımda da böyle oldu. Yani dostlar meclisinde konuşuyorum veya Baykal yerine bay-x diyeyim isterseniz. Demiş oldum da bundan sonra ne desem kar etmez. Ya ben bunu böyle söylemedim. Hayır, senin içinden geçen bu. Bu niyet okumaktır. Benim aklımda böyle bir şey yok. Ne diyeyim mesela. Üniter devlet yapısına aykırı bir şeyler yapacaklar. Yapmayacağız kardeşim. Böyle bir şey aklımıza bile gelmiyor, düşünmüyoruz, nerden çıkarıyorsun sen bunu. Ben seni bilirim aklından bunlar geçiyor. diye konuştu.
607997
ATIF KEÇECİ Beşiktaş, İstanbul'da potaya girer
Grupta oynanan diğer maçta, Manchester United'ın galip gelmesi, ikincilik yolunun açılması ihtimalini gündeme getirmiş, Siyah-Beyazlı futbolcular daha bir canla başla mücadele için sahaya çıkmıştı. Takımın ideal tertibi, rakibin etkili adamları düşünülerek tespit edilmiş ve görevlendirilmişti. Orta dörtlüde yer alan Ekrem, Ernst, Fink ve Tello, rakipten top kazanmada ve saklamada yetenekli ve bu alanda iyi işler yapabilen isimlerdi. Fink, genelde Misimoviç'i kontrolü altında tutması, takımının oyundan kopmamasını ve attığı uzun toplarla kontratağa kaldırmada başarılı bir isimdi. da aynen öyle yaptı. Fink, Misimoviç'in rahat hareket etmesini engelledi ve hocasının düşüncesinin yerinde olduğunu gösterdi. İlk 30 dakika geçildiğinde Siyah-Beyazlı takımımız oyunu dengede götürse de verimlilik açısından yeterli değildi. Bunda, oyuncuların riskten kaçma düşüncesi önemli nedendi. Top kazanıldığında futbolcular, kendilerine pas yapılmaması için adeta saklanıyordu. Oysa Beşiktaş için mutlaka puandan ziyade puanlar gerekliydi. Alman şampiyonunun sergilediği futbol hiç de bu başarısını doğrular nitelikte değildi. Bu, kenarları kullanamamalarındaki beceriksizliklerinden belliydi. İki beklerinin bindirmelerinde ise Ekrem ve Tello'nun karşılarına çıkmayışından mütevellit fazla atak görüntü sergilemesi Alman taraftarların ruhunu okşadı. Nihat'taki durgunluk, Bobo'nun forvette tek kalışı, gol yollarında sıkıntıya vesile oldu. Rakip 75'te Grafite'nin oyundan atılmasıyla 10 kişi kalınca, Mustafa Denizli'nin Tello-Tabata değişikliği ve Nihat'ı Bobo'nun yanına çıkarması maçın lehimize dönmesini sağlamadı. Dış sahada alınan bir puan, bu takımla İstanbul'da oynanacak rövanşta muhtemel bir galibiyetle Kartal'ı potaya sokacaktır. Bu arada taraftarların yaktıkları meşalelerden çıkan dumanlar, Rüştü'nün görüş alanını kapatıp gözlerini yaşarttı. Bu anlarda rakip kalemize gelseydi bir kaza golüyle sıkıntıya düşebilirdik. Özellikle gurbetçi vatandaşlarımızın, yaptıkları bu olayları sonlandırmaları gerekir. Ayrıca eleştirilmesi gereken bir diğer konu da yasak olmasına rağmen Alman rejisinin görüntüleri ekranlara taşımasıydı. Netice olarak oyunun büyük bölümü orta saha mücadelesi şeklinde geçti. Rakip kalede pozisyonlar da bulan Beşiktaş, hücum elemanlarının etkisiz vuruşları neticesi bir puanla yetinmek durumunda kaldı. Maçın İtalyan hakemi, futbolcuların iyi niyetinin etkisiyle de iyi bir maç yönetti. Hakem Roberto Rosetti, kartlarını yerinde kullandı.
607834
'İki maçta da oynardım'
'İki maçta da oynardım' 'İki maçta da oynardım' Daum, peş peşe oynayacakları Steaua ve Galatasaray maçları için, "Ben olsam ikisinde de oynamak için her şeyimi ortaya koyardım" dedi Fenerbahçe Teknik Direktörü Daum, UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda bugün yapılacak Steaua Bükreş maçı öncesi rakiplerini övdü. Bükreş'teki yoğun trafik nedeniyle Steaua Stadı'ndaki basın toplantısına 10 dakika geç kalan Alman hoca, rakiplerinin Romanya ve Avrupa kupalarındaki başarılarını bildiklerini kaydederek, "Bizi son haftalarda iyi oynayan, iyi organize olan bir ekip bekliyor. Amacımız her şeyimizi ortaya koyup Bükreş'ten galip ayrılmak" diye konuştu. Steaua Kulübü Başkanı George Becali'nin arkadaşı olduğunu söyleyen Daum, "Becali, Romanya futbolu için çok iyi şeyler yaptı. Şu anda Steaua Bükreş'in Avrupa'da ilerlemesi için her şeyi yapıyor. Arkadaşım Becali'ye burada yaptığı işlerde yarın hariç başarılar diliyorum. Maç için özel bir şey düşünmüştür" ifadesini kullandı. Daum, Galatasaray maçının kendisini ve takımı nasıl etkilediğiyle ilgili soru için de, "Bundan daha güzel ne olabilir? Ben futbolcu olsam, bu iki maçta oynayabilmek için her şeyimi ortaya koyarım. Umarım sakatlık olmadan bu maçları bitiririz" dedi. DOKTORA KUTLAMA Dün öğle stlerinde özel uçakla Bükreş'e giden Fenerbahçe kafilesini 30 taraftar karşıladı. Akşam yapılan idmanda ise takım doktoru Ertuğrul Karanlık'ın 38'inci yaş günü kutlandı. Antrenmanda motivasyon çalışmalarına devam eden antrenör Koch, takıma "Bize ne lazım" diye sorunca futbolcular güç anlamına gelen "Power" diye bağırdılar. 'İki maçta da oynardım'
609255
Erdoğan kime el salladı?
Erdoğan kime el salladı?İki devlet başkanı ile telekonferans yoluyla görüşen Başbakan Erdoğan, ilginç mesajlar verdi Başbakan Resmi Konutunda ’da bulunan Rusya Başbakanı ve İtaya Başbakanı ile telekonferans yöntemiyle görüştü. Rusya Başbakanı Putin, Başbakan Erdoğan ile görüşmekten çok memnun olduğunu ifade ederek, "Size ve Türk hükümetine almış olduğunuz karardan dolayı teşekkür etmek istiyorum. Yeni boru hattının kurulmasıyla ilgili, ’in dibinden Rusya’dan ’a ’nin münhasır ekonomik bölgesinden boru döşemeye izin verdiğiniz için..." dedi. Türkiye’den geçerek Karadeniz’den ’e uzanan Boru Hattı Projesine ilişkin anlaşmanın ’da imzalandığını anımsatan Putin, Kazakistanlı yetkililerle görüşmelerin devam ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in Türkiye’deki temaslarının sürdüğünü hatırlatan Vladimir Putin, Kazakistanlı yetkililerin ortak çalışmaya hazır olduklarını ifade ettiklerini kaydetti. Putin, bu projenin çok önemli katkılar sağlayacak uluslararası bir proje olacağını ve ’daki güvenliği açısından da büyük önem taşıdığını vurguladı. -BERLUSCONI’NİN KONUŞMASI- Putin’den sonra Berlusconi de sözlerine, "Seni selamlıyorum değerli arkadaşım. Tabii sözü aldığında artık dün akşamki ’ın ’e karşı zaferini de kutlarsınız" diye başladı. Bunun üzerine Başbakan Erdoğan da, Milan futbol takımının galibiyeti nedeniyle Berlusconi’yi kutladı. Müzakerelerin başarılı bir şekilde ilerlemesinden memnuniyet duyduğunu dile getiren Berlusconi, Samsun-Ceyhan Boru Hattına çok önem verdiklerini söyledi. Projeyle ilgilenen şirket bulunduğunu, bu şirketlerin sayısının artabileceğini ifade eden Berlusconi, Karadeniz’in dibinde yapılacak çalışmaların kısa sürede başlayacak olmasından da memnuniyet duyduklarını belirtti. Berlusconi, Başbakan Erdoğan’a hitaben, "Ayrıca, bir mutluluğum daha var. Senin ’a da ne kadar bağlı olduğunu biliyorum. Bu proje, ’ndan geçişlerin güvenliğini de ekolojik açıdan had safhada yükseltecektir" dedi. -BAŞBAKAN ERDOĞAN- Başbakan Erdoğan da, telekonferans sistemiyle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, iki lidere, "Değerli dostlar, sevgili Putin, sevgili Silvio, öncelikle sizleri Türkiye’den en samimi duygularımla selamlıyorum. Sevgili Silvio’yu da ayrıca Milan’ın galibiyeti nedeniyle de tebrik ediyorum" diye seslendi. Üç ülke arasında son dönemde enerji alanında mevcut işbirliğinin derinlik kazanması ve bu işbirliğinin dikkat çekici bir düzeye ulaşmasının, dünyada örnek anlaşmalardan, örnek buluşmalardan biri olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Sizler de takdir edersiniz ki Türkiye, çevresinde bulunan enerji zengini ülkelerle dünya pazarları arasında doğal bir köprü işlevi görüyor. Bu bağlamda, bölgedeki transit ülke konumumuzu güçlendirmek ve ülkemizi bir enerji merkezine dönüştürmek için çaba sarf ediyoruz. Tabii gerçekleştirdiğimiz veya üzerinde çalışmaları sürdürdüğümüz projelerle gerek ülkemizin, gerekse Avrupa’nın enerji güvenliğine katkıda bulunabileceğimize inanıyorum. 2000’li yıllarda işlerlik kazanan veya halen proje aşamasında bulunan Türkiye-, --Ceyhan, bunun yanında Bakü-Tiflis-, Türkiye--İtalya, Samsun-Ceyhan, Mavi Akım 2, Türkiye- gibi doğal gaz veya petrol boru hatları projeleri bu anlayışla malum geliştirilmiştir. Sevgili Putin’in Ağustos 2009 tarihinde ülkemize gerçekleştirdiği ziyaret gerçekten çok anlamlı, çok önemliydi. Bu ziyaret esnasında Sevgili Silvio’nun da aramızda bulunması, bu işe bir farklılık, bir renk katmıştır. Üçlü olarak orada attığımız yeni adımla birlikte bir yeni süreç başladı. Bildiğiniz gibi, Milano’da bakanlarımız bir araya geldi ve burada Güney Akım ile ilgili verilen sözler yerine geldiği gibi aynı anda Samsun-Ceyhan Boru Hattı ile ilgili olarak orada Kazakistan müjdesini de arkadaşlarımız aldığı gibi bana ilettiler." Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev ile bir araya geleceği çalışma yemeğinden de söz eden Başbakan Erdoğan, yemekte de bu konulara da değineceklerini ifade etti. Erdoğan, "Bu proje hayata geçtiği andan itibaren, Türkiye’nin nazar boncuğu dediğimiz İstanbul Boğazı, ekolojik bir tehditten ciddi oranda kurtulacaktır. Bu bakımdan, bunu çok önemsiyoruz" dedi. -GÖKDENİZ’İN GOLÜ- Rusya Başbakanı Putin de bunun üzerine, bu projeler ilk konuşulduğunda Başbakan Erdoğan ile Soçi’de bir araya geldiklerini hatırlatarak, Türkiye’de yapılacak bir sonraki görüşmede prensip anlaşmasına varacaklarını konuştuklarını söyledi. Türk hükümeti ile çalışmanın çok kolay olduğunu dile getiren Putin, "Silvio az önce futboldan bahsetti. Bizim de bununla ilgili söyleyecek bir şeyimiz var. Bir kaç gün önce bizim Tataristanlı Rubin takımı çok büyük başarı elde etti. Dünya tarafından çok takdir edilen bir takımı üzerinde büyük bir başarı elde etti ve zafer gölünü attı. Onlara da teşekkür etmek istiyorum" diye konuştu. Putin’in ardından söz alan Berlusconi, ile uluslararası ilişkide bulundular" dedi. Bunun üzerine Putin, "Ben özellikle söyledim bu çok saygı değer bir kulüp, Rusya’da da pek çok kişi bu takımı çok tutuyor ciddi anlamda destekliyor ama bizim Rubin takımımız bu seferlik biraz daha güçlü çıktı ve tekrar söylüyorum futbolcunun gölüyle bu başarı elde edildi" dedi. Berlusconi’nin, "İspanya Başbakanı ile ilişkileri düzeltmek gerekecek" sözleri gülüşmelere neden oldu. ülke arasında yürütülen enerji projelerinin bütün Avrupa’nın güvenliği için son derece önemli olduğuna işaret eden Berlusconi, "Geçen sene biz soğuğu hissettik, Rusya’nın verdiği gazı kesmesi dolayısıyla. Yeni hatlar, yeni imkanlar sayesinde hem hem doğal gaz çeşitlendirilmesi olacak ve daha üst güvenliğe ulaşmış olacağız" diye konuştu. Putin’in daveti üzerine Başbakan Erdoğan, en kısa zamanda ’da olacağını söyledi. Erdoğan, "Gerek Güney Akımla ilgili atılan adım, gerekse Mavi Akım ile ilgili atılacak adımların planlanması devam ediyor. Verilen sözlerin yerine gelmesi ayrı bir mutluluk" dedi. Samsun-Ceyhan Petrol Boru Hattı Projesinin dünyaya çok ciddi bir güç katacağına ve zemin oluşturacağına dikkat çeken Erdoğan, şöyle devam etti: "Rubin takımının aldığı neticede temennim dur ki sevgili üzülmemiştir. Bunlar futbolun kaderidir. Gökdeniz’in galibiyet gölünü atması beni de ayrıca mutlu etti, bir Türk futbolcunun bu gölü atması sevindiricidir. Bu futboldaki gelişmeler inanıyorum ki aramızdaki sevgi bağlarını da güçlendiriyor, dayanışmayı da güçlendiriyor." Erdoğan, yakın bir zaman sonra İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ile İtalya’da bir araya geleceklerini söyledi. Berlusconi’nin "Rus şirketlerinin önüne Güney Akım Projesi ile ilgili çok zor ödevler çıkarttığını" anlatan Putin, Berlusconi’nin Güney Akım’ın Kuzey Akım’dan çok daha çabuk yapılmasını düşündüğü için öyle talimat verdiğini söyledi.
608056
Beşiktaş'a umut puanı
10
609100
Karşılıklı sahnemiz bile yok
Karşılıklı sahnemiz bile yok GÜNAYDIN Merve Sevi 18 Aralık'ta vizyona girecek olan 'Rina' filminde sevgilisi Paşhan Yılmazel ile beraber kamera karşısına geçti. Daha önce 'Doktorlar' dizisinde de sevgilisiyle birlikte rol alan Merve Sevi, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: KARŞILIKLI SAHNEMİZ YOK "Benim, birlikte olduğum kişiyle aynı sinema filminde ya da dizide oynamam tabii ki her zaman olacak bir şey değil. Aslında bu özellikle de Türkiye koşullarında her oyuncunun kabul edeceği bir şey de değil. Herkes bizim filmde Paşhan ile birlikte rol almamız konusunda bir şeyler söylüyor ama filmde karşılıklı tek bir sahnemiz bile yok."
609613
Efes Pilsen Kötü Başladı
Efes Pilsen Kötü Başladı Lacivert-Beyazlılar, ULEB Avrupa Ligi (B) Grubu'ndaki ilk maçında Litvanya'nın BC Lietuvos Rytas Vilnius takımına 77-70 yenildi. Basketbolda ULEB Avrupa Ligi (B) Grubu'nda yer alan Efes Pilsen, bu sezonki ilk maçında, deplasmanda Litvanya'nın BC Lietuvos Rytas Vilnius'a 77-70 yenilerek, sezona yenilgiyle başladı. Karşılaşmaya iyi başlayamayan Efes Pilsen, maç boyunca bir türlü bu görüntüsünden kurtulamayınca, galibiyet parolasıyla çıktığı müsabakadan yenilgiyle ayrıldı. Oyuncu rotasyonuna karşın dış şutlarda düşük yüzdeyle oynayan, pota altında da üstünlüğü rakibine kaptıran Efes Pilsen, maç boyunca skor olarak rakibinin gerisinde kaldı. Litvanya temsilcisi, ilk periyodu 21-16, devreyi ise 38-25 önde geçti. Karşılaşmanın 3. çeyreğinin bitimine 2.18 dakika kala 60-38'lik skorla maçtaki en yüksek sayı farkına ulaşan Litvanya ekibi, bu periyodu da 62-46 önde geçti. Müsabakanın son periyodunda savunma direncini artıran Efes Pilsen, 33. dakikada 62-53'lük skorlu sayı farkını 9'a dek düşürdü. Ancak toparlanan Litvanya ekibi farkın daha da kapanmasına izin vermedi. Son bölüm karşılıklı basketlerle geçilirken, Efes Pilsen, rakibine 77-70 yenilmekten kurtulamadı.
609084
Türkiye'den kokain kaçakçılığında artış
Türkiye'den kokain kaçakçılığında artış Avrupa Birliği Türkiye'den AB'ye kokain kaçakçılığında artış görüldüğünü açıkladı. Türk uyuşturucu organize suç gruplarının etkinliklerini Orta Doğu ve Kafkaslara genişleteceği uyarısında bulunulan raporda euro sahteciliği içinde Türklere de rastlandığı kaydedildi. Avrupa Birliği'nin polis üst teşkilatı EUROPOL tarafından hazırlanan "OCTA 2009 Organize Suç Tehdit Değerlendirme Raporu" yayımlandı. Raporda Avrupa'da görülen yeni tehdit değerlendirmesi üzerinde durulurken beş suç merkezi (hub) tanımlandı. Bunların içinde yer alan güneydoğu suç merkezinde şöyle denildi: "Bu alan Asya ve Avrupa arasındaki coğrafi konumu üzerinde oluşturulmuştur. Lojistik olarak Karadeniz ve bağlantılı su yolları merkezi sınırlamakta yasal ticaret ve organize suç için fırsatlar yaratmaktadır. Afyon içeren uyuşturucular Avrupa'ya Orta Asya ve Rusya'dan Balkan rotası ve Kuzey Karadeniz Rotası boyunca ulaşmaktadır. Köstence limanının kokain trafiğindeki önemi artmaktadır ve kokainin AB'ye Türkiye ve/veya Balkanlar üzerinden giderek artan bir şekilde ulaştığı görülmektedir." Raporda, bu gelişmenin güvenlik güçlerinin bölge üzerinde daha dikkatli olmasını gerektiğini belirtilirken AB'yi etkileyen diğer suç "hub"ları Kuzey Batı, Güney Batı, Kuzey Doğu ve Güney olarak isimlendirildi. RAPORDA TÜRKİYE EUROPOL'ün organize suç raporunda Türkiye konusunda şu değerlendirmeler yer aldı: "-Güney Doğu suç merkezi (hub) Asya ve Avrupa arasındaki coğrafi konumu üzerinde oluşturulmuştur ve rolü AB'ye önemli bir çıkış yolu olmasına bağlıdır. Lojistik olarak Karadeniz ve bağlantılı su yolları merkezi sınırlamakta, yasal ticaret ve organize suç için fırsatlar yaratmaktadır. Bulgaristan'ın sentetik uyuşturucular, euro kalpazanlığı ve kredi kartı sahteciliği gibi suç piyasalarındaki merkezi rolü kesinken, Romanya AB'ye yasa dışı göçü kolaylaştıran önemli bir çıkış yolu olarak görülebilir. Güney Doğu suç merkezi hem çeşitli hammaddelerin üretimi için hem de işlek bir transit, depolama ve paketleme bölgesi olarak oldukça etkindir. Güney Doğu suç merkezi üzerinde doğrudan etkisi bulunan en az üç ana besleyici ve ilgili rota bulunmaktadır: Kuzey (Ukrayna ve Moldova), Orta (Batı Balkanlar) ve Güney (Türkiye). Köstence limanının kokain trafiğindeki önemi artmaktadır ve kokainin AB'Ye Türkiye ve/veya Balkanlar üzerinden giderek artan bir şekilde ulaştığı görülmektedir. Bu Türk ve etnik Arnavut grupların kokain dağıtım zinciriyle artan ilişkisine, fakat aynı zamanda zaten oldukça yerleşik role sahip olan Batı Afrika'nın transit bölge etkisine bağlı olabilir. TÜRK SU GRUPLARININ ETKİSİ GENİŞLEYEBİLİR -Organize Suç Değerlendirmesi: değişik piyasalarda, kokaini eroin, esrar, belirli precursorlar (uyuşturucu ve psikotrop maddelerin üretiminde kullanılan kontrollü kimyasal maddeler) ve sentetik uyuşturucularla değiştiren Türk OS (organize suç) gruplarının ana stratejik rolü büyüyecektir. Güney Doğu suç merkezi kısmen Türk bağlantısı yoluyla, etkisini Orta Doğu'ya ve Asya'nın belirli bölgelerine doğru (Örneğin Suriye, Lübnan, Suudi Arabistan, İran, Gürcistan ve Ermenistan) genişletebilir. -Uyuşturucu Kaçakçılığı: Eroin kaçakçılığı Afganistan'daki büyük ölçekteki haşhaş hasadı tarafından beslenmeye devam etmektedir. Afyon içeren uyuşturucular Avrupa'ya Orta Asya ve Rusya'dan, Balkan rotaları ve Kuzey Karadeniz rotasıyla ulaşmaktadır. Alternatif rotalar, yerleşmiş ticaret altyapıları ve kaynak ya da destinasyonun coğrafi yakınlığı eroin kaçakçılığını en fazla etkileyen ana faktörlerdir. Türk, Kürt, Pakistanlı ve İranlı organize suç gruplarının ortaya çıkan rolleri, ana kaynak ülkeye tarihi ve coğrafi yakınlıklarına bağlı bulunmaktadır -Kokain: Kokain Güney Amerika'dan And bölgesinde üretilmektedir. Batı Afrika'nın kokain nakli, saklanması ve dağıtımıyla ilgili önemi artmaktadır. Bölgenin And dağları kokain tedarikçileri ve AB'deki alıcılar arasındaki coğrafi pozisyonu, ekonomik zorluklar, yerleşik suç ağları ve geniş bir yolsuzluk ortamıyla birleşmiş ve uluslar arası uyuşturucu kaçakçıları için kati olarak kolaylaştırıcı faktörler haline gelmiştir. Güney Amerikalı organize suç grupları toptan uluslar arası kaçakçılıkta dominant konumdadır. Batı Afrika ve iç organize suç grupları AB içinde ikincil dağıtım ağını yönetmektedir. Kokain Avrupa pazarına Türkiye yoluyla da girmektedir. Orta Doğulu tüketiciler ve iç talep bu yolu genişletebilmektedir." RUSYA'DA KOKAİN SİLAH ALMAK İİN KULLANILIYOR Raporda kokainin diğer uyuşturucu ve malların değişiminde kullanıldığı, Türkiye ve İran'da kokainin eroin, İspanya'da esrar ürünleri ve Rusya'da silah almak için verildiği kaydedildi. Amfetamin üretiminin Bulgaristan ve Türkiye'de "önemli ölçüde" artmakta olduğu, aynı zamanda Orta Doğu piyasasına gittiği belirtilen raporda Türk grupların Kuzey Batı suç merkezindeki gruplar arasında bulunduğu ifade edildi. Raporda, "Türk suç gruplarının AB'de eroin kaçakçılığını kontrol etmeye devam ettiği görülmektedir. Türk etnisitesinden suçlular ya da Türk kaçakçılık gruplarıyla bağlantısı bulunanlar Hollanda'da eroin toptancılığını domine etmektedirler" denildi. "İnsan kaçakçılığı" alanında AB'de en etkin organize suç gruplarının Bulgar, Nijeryalı ve Romen olduğu belirtilen raporda, bu konuda in, Moldova, Rusya, Türkiye, Ukrayna ve Vietnam'dan grupların da zaman zaman rapor edildiği bildirildi. Rapora göre, in, Hong Kong, Hindistan, Tayland ve Türkiye'den gelen ecza ürünleri ilaç sahteciliği konusunun en alarm verici boyutlarını temsil ediyor. Raporda şu ifade yer aldı: "Balkanlar kaynaklı yüksek değerli euro banknot kupürlerinin sahtelerindeki artış ile İtalyan kaynaklı küçük kupürlerdeki kalpazanlık, euro sahteciliğinde bir artışı ortaya koymaktadır. Euro kalpazanlığına en sık Bulgar suçlular karışmakta, kısmen Türk, Kolombiyalı, İtalyan ve Litvanya kökenlilere de rastlanmaktadır." ANKA
609285
“10 yıl içinde insanların öncelikleri ve para harcadıkları yerler değişecek”
“10 yıl içinde insanların öncelikleri ve para harcadıkları yerler değişecek” La Rinascente Üst Yöneticisi (CEO) ve Beymen Mağazacılık ile Büyük Mağazacılık’ın Yönetim Kurulu Üyesi Vittorio Radice, önümüzdeki 10 yıl içinde insanların önceliklerinin ve para harcadıkları yerlerin değişeceğini belirterek, “Daha az lüks olacak ama insanlar daha fazla keyif için harcayacaklar” dedi. Günlerinde konuşan Radice, insanların dünyanın sonuna gelindiğini düşündüklerini, perakendecilerin elinde bu düşünceyi kırabilmek için bazı silahlar olduğunu belirtti. Perakendecilerin kriz döneminde her zaman yaptıkları gibi sadece yaptıklarını, karlarını düşürdüklerini ve yatırımlarını iptal ettiklerini anlatan Radice, “Bunu yaparken bunun bir bedeli var mı diye düşünmüyoruz ama bunlar durumu iyileştirmiyor ve insanlara yanlış mesaj veriyor. Çok önemli bir şeyi unutuyoruz. Dünyadaki tüketicilerin yüzde 74’ü eğlenmek için alışveriş yapmaya çıkıyor. Sadece yüzde 26’sı ihtiyaçları için alışveriş yapıyor” diye konuştu. Kişilerin ceplerinde geçmişe göre biraz daha fazla paranın olduğunu dile getiren Radice, “İnsanlar artık ellerinde kalan parayı iyi vakit geçirmek için harcıyorlar” dedi. ’da her ay kadınlar için 110 farklı moda dergisinin yayınlandığını ve her birinin de farklı mesajlar verdiğini anlatan Radice, müşterilerin artık daha bilgili olduğunu ve bu mesajları ayırt edebildiklerini söyledi. Krizden önce bir heykel sanatçısının 10 milyon avroya bir inek heykeli sattığını, kişilerin 125 avro vererek yırtık bir pantolon alabildiklerini ifade eden Radice, insanların sadece kendileri için yapılan şeylere çok para harcayabildiğini bildirdi. Krizle birlikte ise insanların harcama yapılarının değiştiğini vurgulayan Radice, şunları kaydetti: “Önümüzdeki 10 yıl içerisinde insanların öncelikleri ve para harcadıkları yerler değişecek. Daha az lüks olacak ama insanlar daha fazla keyif için harcayacaklar. Keyif derken, insanlar, çok gösterişli şeylere değil, kendisini veya bir arkadaşını mutlu edecek şeylere harcama yapacak. Artık ben diyen bir toplum olmaktan çıkıp onlar diyen bir toplum olacağız. Business Class yerine Ekonomik Class’ta seyahat edeceğiz. Daha fazla modaya, daha az hazır giyime ihtiyacımız olacak. Alışveriş merkezlerinde sadece ürünlerini görüyorum ve ne yazık ki bu mağazalar boş... Ama ürünleri satan mağazalar, yemek mağazaları dolup taşıyor.” İNDİRİMLER YERİNE PROMOSYONLAR Vittorio Radice, şık çantaların ve ayakkabıların artık eski cazibesini yitirdiğini ve insanların artık bir çantaya bin avro vermek istemediklerini söyledi. Kişilerin bin avro vererek bir çanta almadıklarını ama 50 avro vererek bir şişe alabildiklerini dile getiren Radice, “İnsanlar böylelikle kendilerini daha iyi hissediyorlar. Eve gittiklerinde yine lüks sayılabilecek bir şeyi götürebilmiş oluyorlar” dedi. Perakende sektöründeki yatırımcıların hazır giyime çok fazla odaklandığını, ancak hazır giyimden daha karlı alanlar olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: “Dünyada bir çok büyük pazar var ama insanlar bunu bilmiyor. Eğlence, gıda, seyahat, elektronik ürünler sektörleri, hazır giyim sektörünün beş katı büyüklüğünde ama sektörler tek bir ürüne kadar odaklanıyor ki buradan uzaklaşmaya korkuyor ve 20 yıldır ne yapıyorsa onu yapmaya devam ediyor. İndirim konusuna da çok dikkat etmelisiniz. Yakında indirim öyle bir hale gelecek ki; artık indirim yapmadığımız günlerin reklamını yapacağız. Konu indirim değil, doğru fiyat olmalı. İndirim yapmaya devam ederseniz kimse mağazanıza gelmeyecek.” Radice, indirimler yerine promosyonlar yapmanın daha doğru olduğunu belirterek, “Her gün indirimler yapmak yerine farklı bir şeyler yaparsak zaman başarabiliriz” dedi. Başarı için sektörün daha fazla iletişime ihtiyacı olduğunu anlatan Radice, şöyle devam etti: “Bir hazır giyim zincirinin geçen yıl çok ciddi sorunları vardı. Mağaza müdürlerinden yeni fikirler üretmelerini istediler ve müdürlerden birisi ’taki arkadaşlarına ufak bir indirim yaptı ve dedi ki; ’bu indirimi siz de arkadaşlarınıza yapın’ ve mağaza müdürünün çok kısa sürede 500 bin arkadaşı ve aynı zamanda müşterisi oldu. Farklı şeyler yaparsanız, insanlar sizi takip eder. Şu gerçeği unutmamalıyız. Evet zor zamanlar ama boğazımda kalabilir diye kimse yemek yememezlik etmez.” Radice, ’de yaşadığı ilk perakende deneyiminin de mermer sanarak 300 dolara aldığı tuzdan yapılmış bir heykel olduğunu anlattı. “PERAKENDE, EKONOMİK KRİZDEN ÇIKMAYI SAĞLAYACAKTIR”Fitch Design Yönetim Kurulu Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Rodney Fitch de kariyeri boyunca bir çok büyük perakendeciyle çalıştığını belirterek, alışverişin ve tasarımın önemine dikkati çekti. “Alışveriş, olsun veya olmasın hayatın amacıdır ve öyle kalacaktır” diyen Fitch, insanların yaratıldığı günden bu yana alışveriş yaptıklarını söyledi. Perakendedeki en önemli şeyin, müşterinin alışveriş deneyimi olduğunu vurgulayan Fitch, şunları kaydetti: “Başarılı perakende, her zaman hizmet ettiği toplumu yansıtacaktır. Dünyanın en büyük 50 perakendecisine bakarsanız, bunların arasından sadece ikisi 50 yaşın üstündedir. Piyasadaki perakendecilerin bir çoğu bundan 20-30 yıl sonra yerlerini başkalarına devredecektir. Modern alışveriş deneyiminin bazı kilit özellikleri vardır. İnsanlar ne zaman ve nasıl alışveriş yapacağını kendisinin belirlemesini ister ve tercihlerinin bol olmasını ister. Sektörde büyük bir rekabet var ve rekabet ortamında son derece önemlidir. Perakende, ekonominin lokomotifidir. Bu yüzden perakende, ekonomik krizden çıkmayı sağlayacaktır.” Fitch, kendi ülkelerinde başarılı olan perakendecilerin başka ülkelere de yatırım yapacaklarını ve ülkedeki yerel perakendecilerin ise küresel perakendeciler karşısında kendilerini korumanın en iyi yolunun marka değerlerini artırmak olduğunu söyledi.
607943
Cindoruk: Gerilla elbisesiyle barış mı olur?
Cindoruk, CHP lideri Deniz Baykal gibi, Ergenekon davasına gönderme yaparak, "Orada gösterilen özenin ben Silivri'de Ergenekon sanıklarına gösterilmesini beklerim." dedi.
608469
İsrail ve İran gizlice bir araya geldi mi?
Atom Enerjisi Komisyonu'ndan bir temsilcinin geçen İranlı önemli bir yetkiliyle Ortadoğu'da nükleer konusunu müzakere etmek üzere görüşmelerde bulunduğu bildirildi. Atom Enerjisi Kurumu (İAEK) iddiayı yalanladı. İAEK sözcüsü Ali Şirzadiyan, "Bu yalan Cenevre ve Viyana'daki görüşmelerde diplomasisinin başarısını etkilemeyi hedefleyen bir propaganda eylemidir" dedi. Atom Enerjisi Komisyonu'nun sözcüsü Yael Doron, AFP'ye yaptığı açıklamada, Atom Enerjisi Komisyonundan bir temsilcinin geçen İranlı önemli bir yetkiliyle Ortadoğu'da nükleer konusunu müzakere etmek üzere görüşmelerde bulunduğunu söylemişti. Bu görüşmelerin basına kapalı yapıldığını ve içeriğinin açıklanmayacağını belirten İsrailli yetkili, gizli görüşmeleri düzenleyen Avustralya'nın müzakerelerde ilerleme kaydedildiği değerlendirmesinde bulunduğunu sözlerine eklemişti. 'da 1979'daki İslami devrimden bu yana, ve İranlı yetkililer arasında daha önce böyle bir müzakere yapıldığı bilinmiyor. 'i tanımıyor ve düşmanı olarak kabul ediyor.
608478
Erdoğan'dan şiirsel açılım
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, teslim olan 'lıların Habur ve Diyarbakır'da karşılanmasını 'şark kurnazlığı' olarak yorumladı. Ankara'da Hak-İş'teki konuşması sırasında bir ara duygusallaşan ve gözleri dolan Başbakan, "Hiçbir masum yavrunun babası ölmesin..." dedi. (CNN TÜRK -- Başbakan Erdoğan Kürt açılımıyla ilgili, "Süreci tahrik edenleri uyarıyorum. Şark kurnazlığı ile bir yere varılmaz. Ülkenin hassasiyetlerine saygısızlık. Sürecin başarıya ulaşmasını istediğini madem söyleniyor... Diyarbakır'da, Habur'da tam tersi davranıyorlar. Bunlar samimi değil. Bu gayri resmi tavırlardan vazgeçilmeli" dedi. Ankara'da Hak-İş Mesleki Kursiyerleri Sertifika Töreni'ne katılan Başbakan Erdoğan, "Bu devlet projesi ve bunun muhatabı milletimin tamamıdır. Bu ülkede Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle hepimiz biriz. Herkes etnik unsurlara saygı duymalı. Ama bir üst kimliğimiz var, da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır" diye konuştu. Erdoğan, "Bunda bir olacağız, beraber olacağız, bütünleşeceğiz. Anlayışımız bu. Kendimize çok net bir soruyu sormamız gerekiyor. Herkesin vicdanına bu soruyu sorması gerekiyor. Dağdan inişi eleştirmek, silahların bırakılmasını eleştirmek, terörün son bulmasını eleştirmek ne kadar doğrudur. Eli silahlı insanların dağda dolaşması, ülke için, millet için, anne, babalarımız için daha iyi bir durum mudur? Hayır. Bu tabloyu daha fazla sürdüremeyiz, sürdürmemeliyiz" ifadelerini kullandı. Konuşmasında, şair Cemal Süreya'nın 'Sizin Hiç Babanız Öldü mü' şiirinden, "Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü kör oldum Yıkadılar aldılar götürdüler Babamdan ummazdım bunu kör oldum" dizelerine de yer veren Erdoğan'ın, gözleri doldu ve "Hiçbir masum yavrunun babası ölmesin, hiç kimsenin kocası, evladı ölmesin..." dedi. Başbakan Erdoğan, "Süreci mutlaka tamamına erdirmek zorundayız. Sorumluluk sahibi herkesi de bu sürece katkı vermeye davet ediyorum" şeklinde konuştu. "Şovları ölçü telakki etmeyin" Erdoğan, "Bu süreçten karlı, kazançlı çıkacak olan tüm Türkiye ile birlikte şüphesiz çalışanlarımız olacak, işsizlerimiz olacak, demokratik hak taleplerinde bulunan emekçilerimiz olacaktır. Esasen milli birlik süreci sadece terörle ilgili meseleleri değil, azınlıkların meseleleri, değişik mezhep gruplarının meseleleri, meselesi, Ermenistan ile olan süreç, tüm bunlar, yani sorun alanlarını minimize etmeyi hedefleyen bir açılımdır, bu böyle bir süreçtir. Örgütlenme gibi çalışma hayatımızı yakından ilgilendiren sorunları da kapsıyor" dedi. "Pazartesi günü 34 kişi Habur Sınır Kapısı'ndan giriş yaptı, sorgulandı. İlgili yasalarımız çerçevesinde serbest bırakıldı. Çok daha fazlasını bekliyoruz. Tamamının gelmesi için, silah bırakması için çağrımızı yineliyoruz. Ama ben burada, bu süreçten kendisine fayda devşirmeye çalışanları, süreci tahrik edenleri bir kez daha uyarmak istiyorum" diyen Erdoğan, "Aziz milletimden de rica ediyorum, lütfen bu geri dönüşleri, sorumsuz davranışlar sergileyen çeşitli şovları asla kendiniz için ölçü olarak telakki etmeyin. Biz bu yola çıktık" ifadelerini kullandı.
608503
Gazze'ye Hava Saldırısı
Gazze'ye Hava Saldırısı İsrail, Gazze'ye yönelik saldırılarına devam ediyor. İsrail savaş uçakları, Gazze-Mısır sınırındaki yeraltı tünellerine hava saldırısı düzenledi. Saldırıda, Filistinli yaralandı. İsrail, saldırıyla topraklarına düzenlenen roket saldırına karşılık verdiğini öne sürdü. Gazzeliler, günlük ihtiyaçlarının çoğunu Mısır'a uzanan yeraltındaki tüneller vasıtasıyla karşılıyor. İsrail'in geçen yıl Gazze'ye düzenlediği saldırılar uluslararası kamuoyunun büyük tepkisine sebep olmuştu. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin, saldırılarla ilgili olarak kabul ettiği Goldstone raporunda, Gazze'de kasıtlı şekilde sivilleri hedef alarak fosfor bombası kullanan İsrail'in, savaş suçu işlediği belirtiliyor.
609263
Dolar günü artışla kapattı
günü artışla kapattı serbest piyasada, kapanış stlerinde doların satış fiyatı 1,4700 liraya, avronun satış fiyatı 2,2020 liraya yükseldi. muhabirinin aldığı bilgiye göre, piyasanın kapanışı itibariyle ’da 1,4670 liradan alınan 1,4700 liradan, 2,1980 liradan alınan avro 2,2020 liradan satılıyor. Serbest piyasada önceki kapanışta 1,4630 lira olan dolar güne 1,4660 liradan, 2,1890 lira olan avro da 2,1900 liradan başlamıştı.
607617
Bükreş'te moral gecesi!
Bükreş'te moral gecesi! 0:18 Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi (H) Grubu 3. maçında Romanya deplasmanına çıkacak. Twente karşısında yaşadığı şoku Sheriff galibiyetiyle unutturan sarı-lacivertliler, Steaua Bükreş maçında hem avantajlı bir skor hem de moral için mücadele edecek. Gaziantepspor'a 2-1 yenilerek, Süper Lig'de bu sezon ilk puan kaybını yaşayan Fenerbahçe, Steaua Bükreş maçından iyi bir sonuçla ayrılıp, hafta sonunda Galatasaray ile yapacağı derbi maça moralli çıkmayı hedefliyor. Sarı-lacivertli takımda sakatlıkları bulunan Alex, Güiza ve Deivid, Romanya'daki karşılaşmada forma giyemeyecek. Teknik direktör Christoph Daum, tedavileri süren Bilica ve Lugano'yu ise kadroya dahil etti. Steaua Stadı'nda st 20.00'de başlayacak karşılaşmayı İskoç hakem Douglas McDonald yönetecek. Fenerbahçe'nin Steaua Bükreş karşısına şu 11 ile çıkması bekleniyor: "Volkan Demirel, Gökhan, Önder (Lugano), Bilica, Roberto Carlos, Kazım, Emre, Cristian, Dos Santos, Mehmet Topuz, Semih." -GRUPTA 2. SIRADA- Fenerbahçe, (H) Grubu'nda yaptığı maçta galibiyet, yenilgi aldı. Temsilcimiz puanla ikinci sırada yer alırken, Steaua Bükreş ise maçta elde ettiği puanla 3. sırada bulunuyor. (H) Grubu'nda puan durumu şöyle: Takımlar 1.Twente 2.Fenerbahçe 3.Steaua Bükreş 4.Sheriff
608139
Somali'de topçu düellosu: 17 sivil öldü
AFP muhabirinin çeşitli kaynaklardan edindiği bilgiye göre, Mogadişu'da "son zamanların en şiddetli çarpışmasında" 58 sivil de yaralandı. Militanların erken stlerde Afrika Birliği gücüne havan ateşi açmasıyla başlayan düelloda; Baraka, Holvadag ve Hodan semtlerinin isabet aldığı belirtildi.
608456
Mart ayından itibaren sanayide yükseliş başladı
Mart ayından itibaren sanayide yükseliş başladı Perşembe, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, sanayi üretiminde ve kapasite kullanım oranlarında Mart ayından itibaren çıkış sağlandığını kaydederek, ''Biz istikrarlı, yavaş ama süreçten, krizden emin adımlarla çıkan bir sanayiyi, daha ayağı yere basan bir çıkış trendi içinde görmek istiyoruz'' dedi. Ergün, Habertürk'te katıldığı bir programda, hem sanayi üretim endeksinde, hem kapasite kullanım oranlarında aşağı doğru gidişin şubata kadar devam ettiğini hatırlatarak, bu ayın en kritik zaman olduğunu, Şubat ayında dip noktanın bulunduğunu söyledi. Mart ayından itibaren dipten dönüş başladığına işaret eden Ergün, bu çıkışı istikrarlı bir şekilde sürdürmenin önemli olduğunu, dik, süratli çıkışlar istemediklerini söyledi. Ergün, ''Biz istikrarlı, yavaş ama süreçten, krizden emin adımlarla çıkan bir sanayiyi, daha ayağı yere basan bir çıkış trendi içinde görmek istiyoruz'' diye konuştu. 2010 yılı için Orta Vadeli Program'da yüzde 3,5'luk büyüme hedefinin bulunduğunu hatırlatan Ergün, dünya piyasalarındaki gelişmelere paralel olarak büyüme hızının artırılabileceğini ve 2010 yılında yüzde 3,5'dan daha fazla bir büyüme gerçekleştirebileceğini söyledi.
609536
Bahçelievlerde toprak kayması
Bahçelievler 75. Yıl Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon ve Araştırma Hastanesi bahçesinde kanalizasyon çalışması yapan toprak kayması sonucu göçük altında kaldı. İşçiler stler süren çalışma sonucu kurtarıldı. Edinilen bilgilere göre olay sularında meydana geldi. Hastanenin Bloku'na kanal bağlamak için iş makinası ile kazı yapan kayan toprağın altında kaldı. Çevredekiler, işçileri kurtaramayınca itfaiyeye haber verildi. İtfaiye ekipleri stler süren çalışmalar neticesinde işçileri kurtardı. İşçiler ambulanslar ile hastaneye kaldırıldı. Bu arada olayı haber alarak çalışmanın yapıldığı alana gelen Bahçelievler Kaymakamı Şevket Cinbir, "Olayı duyup geldim. Bir altyapı sorunu varmış. Ekipler çalışma yaparken bu olay yaşanmış. İşçilerin durumu iyi, hastanede tedavi altına alındılar" diye konuştu
608532
Helikopterdeyken 139 defa arandı!
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Helikopterdeyken 139 defa arandı! Yazıcıoğlu'nun kazası üzerindeki sır perdesi bir türlü aralanamadı. Suiast iddiaları yeniden gündeme geldi. BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin helikopter düşmeden önce NTV santralinden defalarca arandığı ortaya çıktı. NTV "bu aramaları biz yapmadık" diyor. Taraf gazetesinin haberine göre Yazıcıoğlu havadayken kaza anına kadar 139 defa aranmış.. Muhsin Yazıcıoğlu'nun Kahramanmaraş'ta öldüğü olayın kaza mı yoksa suikast mi olduğu günlerce tartışıldı. HER SANİYEDE BİR Yazıcıoğlu'nun telefonu helikopter havalanır havalanmaz NTV santralinden her saniyede bir aranmaya başlandı. St 'dan itibaren başlayan aramalar kaza anına kadar sürüyor. Yazıcıoğlu'nun telefonu tam 139 defa aranıyor. Kazadan sonra ise aynı santralden Yazıcıoğlu'nun telefonuna sadece iki arama var. Kaza sonrası st 'deki aramayı 'daki son arama takip ediyor. 33 SANİYEDE KEZ NTV santralinden kaz sonrası aranan bir başka isim olan BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ telefonu da st 'de helikopter havadayken 33 saniye içerisinde tam kez aranıyor. Kazada hayatını kaybeden muhabiri İsmail Güneş de aynı santral tarafından 113 kez aranmış. St 'te başlayan aramalar 'de bitiyor. PİLOT DAKİKADA KEZ ARANMIŞ Kazadan sonra aramalar bıçak gibi kesiliyor. Kaza anına kadar 90 kez aranan Güneş kazadan sonra 23 kez aranıyor. Helikopter pilotu Kaya İstektepe'nin telefonu ise havalandıktan sonra 37 kez aranıyor. İstektepe dakikada bazen kez aranıyor. SIFIR SANİYE Yazıcıoğlu'ndaki çağrıların hemen hepsinin sıfır saniye olarak gözüküyor. Helikopter düştükten sonra aramalar kesiliyor. MANYETİK ALAN Taraf'ın bilgisine başvurduğu telekomünikasyon sektöründe görevli iki mühendis, manyetik alan yaratılıp helikopterin düşürülmüş olabileceğini söyledi.
609513
Prof. Pasha domuz gribini anlattı
Pasha, üniversitenin Güre Yerleşkesi'nde düzenlenen ''Domuz Gribi'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, bu gribin, domuzla hiçbir ilgisi olmayan, ''influenza H1N1'' virüsü olarak adlandırılan yeni bir virüsün yapmış olduğu çok bulaşıcı bir solunum yolları hastalığı olduğunu belirtti. Meksika hükümetinin 18 Mart 2009'dan itibaren üç ayrı bölgeden insanlarda domuz influenza enfeksiyonu olduğunu açıkladığını ifade eden Pasha, ''Daha sonra vaka sayısı, insandan insana bulaşma nedeniyle çok hızla artmış ve halen artmaya devam etmektedir. Dünya Sağlık Örgütü'nce, 20 Eylül 2009 tarihi itibariyle 191 ülkeden 300 bin vaka, bin 525 ölüm bildirilmiştir. Türkiye de en son 669 vaka olduğu bilinmektedir'' dedi. Domuz gribi virüsünün sağlam kişiye ağız, burun ve göz yolu ile bulaşabildiğini belirten Prof. Dr. Pasha, şunları söyledi: ''Domuz gribi hastalığı kişiden kişiye genellikle öksürme, aksırma esnasında ortama yayılan ve virüs içeren damlacıklarla bulaşır. Bu damlacıklar, direkt solunum yolu ile alınabileceği gibi, ortamdaki kapı kolu, masa, sandalye gibi cansız yüzeylerden, eller vasıtasıyla da alınabilir. Virüs insan tokalaşması ile de bulaşabilmektedir. Virüs alındıktan 48 st sonra belirtiler başlamakta ve 4-6 gün devam etmektedir. Ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı ve vücut ağrısı, halsizlik ve yorgunluk, ishal ve kusma gibi belirtiler görülmektedir.'' -KORUNMA YOLLARI- Ellerin su ve sabun ile yıkanmasının domuz gribinden korunmanın en iyi yollarından biri olduğunu vurgulayan Pasha, şöyle devam etti: ''Yıkamanın etkili olabilmesi için su ve sabun kullanılmalı en az 15-20 saniye eller parmak aralarına sürtülerek iyice ovuşturulup yıkanmalı ve durulanmalıdır. Bunun yanı sıra bu virüsten korunmak için öksürme ve hapşırma sırasında ağzın ve burnun bir mendil ile kapatılması gerekmektedir. Mendil bir defa kullandıktan sonra çöp sepetine atılmalıdır. Öksürdükten ve hapşırdıktan sonra eller bol sabun ve suyla yıkanmalıdır. Bunda alkol içeren el yıkama antiseptikleri de etkilidir. Kirli ellerle gözlere, buruna ve ağza dokunulmamalıdır. Ayrıca domuz gribine yakalanırsanız, belirtilerin başlamasından gün sonrasına ya da belirtilerinizin tamamen geçmesinden bir gün sonrasına kadar evde istirahat ediniz. Hastalığın bulaşmaması için çevrenizdeki kişilerden uzak durunuz. Bulunduğunuz mekanı sık sık havalandırınız.'' -ÖNCELİKLİ AŞI YAPILMASI GEREKEN GRUPLAR- Prof. Dr. Pasha, domuz gribinde öncelikli aşı yapılması gereken grupların sağlık çalışanları, anaokulu ve ilkokul öğrencileri, akciğer rahatsızlığı, astım gibi kronik hastalığı olanların olduğunu belirterek, aylıktan küçük bebeklere, yumurta alerjisi olanlara 24 yaşın üstünde sağlıklı insanlara aşı yapılmaması gerektiğini kaydetti. Konferansa, Rektör Prof. Dr. Osman Metin Öztürk ve üniversitenin akademik personeli ile öğrenciler katıldı.
607795
Şehitlik önünde 'halk' protestosu
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE Şehitlik önünde 'halk' protestosu BAKÜ (A.A) Geçtiğimiz günlerde, Bakü Türk Şehitliği'ndeki Türk bayraklarının direkleriyle birlikte sökülmesinin ardından dün sabah Türkiye'nin Bakü Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşavirliği'nin önündeki Türk bayrağı da indirildi. Uygulamayı protesto etmek isteyen Azerbaycan Halk Cephesi Partisi (AHCP) yetkilileri dün Türk Şehitliği'ni ziyaret etti. Şehitliğe gelen Parti Genel Başkanı Ali Kerimli ve beraberindekiler, Şehitliğe karanfil bıraktı. Kerimli, yaptığı açıklamada, bayrakların indirilmesini kınadıklarını ifade ederek, "Azerbaycan halkının her birinin kalbinde Türk şehitlerinin abidesi vardır, bunu kimse yıpratamaz" dedi.
607842
Gül ile yumuşadı nota ile gerildi
Gül ile yumuşadı nota ile gerildi Gül ile yumuşadı nota ile gerildi Duygu GÜVENÇ Cumhurbaşkanı, dün Aliyev'le telefonda görüştü, kamuoyuna "Yanlış anlama giderildi" açıklaması yapıldı. Birkaç st sonra Türkiye, Bakü'ye bayrak notası verdi Azerbaycan ile üst üste gerginliklerin yaşanması üzerine dün Köşk devreye girrerken, Ankara Bakü'ye nota verdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dün, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'i telefonla aradı. Alınan bilgiye göre, görüşmede, Ermenistan ile imzalanan protokollerle ilgili girilen çetin süreçte yanlış anlamalardan kaynaklı sıkıntılar giderildi. Görüşmenin bir hayli uzun sürdüğü belirtildi. Görüşmeden sonra Köşk kaynakları, "yanlış anlama ve algılamaların giderildiği" bilgisini verdi. Gül'ün "iki kardeş ülke arasında bir sorun varmış gibi görüntü verilmesinin yanlışlığına" dikkat çektiğine de işaret edildi. Gül'ün ABD Başkanı Barack Obama ve Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev ile yaptığı görüşmeler hakkında Aliyev'e bilgi verdiği de belirtildi. DAVUTOĞLU BAKÜ'YE GİDİYOR Bakü'deki diplomatik kaynaklar ise Cumhurbaşkanı Gül'ün Aliyev'e Ermenistan ile ilişkilerin normalleşmesinin Dağlık Karabağ sorununa koşut olduğu mesajını verdiğini iletti. Gül'ün Aliyev ile görüştüğünün açıklanmasından kısa bir süre sonra ise Ankara, Türk şehitliğinin ardından Türkiye'nin Bakü Büyükelçiliği bünyesinde bulunan Din Hizmetleri Müşavirliği binasının önündeki bayrakların indirilmesi ile ilgili olarak dün Bakü'ye bir nota verdi. Bu arada Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bugün Bakü'de yapılacak Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) toplantısına katılmak üzere Azerbaycan'a gidecek. Davutoğlu, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Dışişleri Bakanı Memmedyarov ile bir araya gelecek. KONUŞMADA KARŞILIKLI RESTLEŞME Görüşmelerde MHP adına söz alan Grup Başkanvekili Oktay Vural'ın konuşması sırasında AKP'li bazı milletvekilleri toplu halde Genel Kurul salonundan çıktı. MHP'liler ise söz sırası AKP'ye gelince oturdukları yerden kalkarak Genel Kurul salonunu terk etti. MHP'lilere bazı CHP'li milletvekilleri de destek verdi. Gül ile yumuşadı nota ile gerildi
609221
CHP'li vekilleri kızdıran ret
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül'ün, toplantı sonrası yaptığı açıklamalar üzerine, CHP'li Özdemir ile Ersin de basın açıklaması yaptı. Özdemir, komisyonun bugünkü toplantısında bir alt komisyon kurularak, Ergenekon davasının görüldüğü Silivri ile PKK terör örgütü üyesi olduğunu inkar etmeyen 34 kişinin yargılanıp serbest bırakılması olaylarının araştırılmasını önerdiğini bildirdi. Komisyon Başkanı Üskül'ün bu öneriyi önce oylamadığını, CHP'li milletvekillerin itirazları sonucu yapılan oylamada ise alt komisyon kurulmasının oy çokluğu ile kabul edildiğini anlatan Özdemir, Üskül'ün karar yeter sayısı bulunmadığı gerekçesiyle alt komisyon kurulmasını reddettiğini kaydetti. Özdemir, şunları söyledi: ''Silivri Cezaevinde yaşanan hukuksuzluğu, hukuk yoluyla nasıl hukuksuzluk yapıldığını, davayı izlerken gördük. İstedik ki İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bir alt komisyon kurarak, burada yaşanan hukuksuzluğu, dün ve önceki gün Habur Kapısında savcının st boyunca hazır tutulup, PKK'lıların ifadesi alınırken ısrarla 'biz pişmanlıktan faydalanmak için gelmedik, Apo'nun talimatıyla barış elçisi olarak geldik' demelerine rağmen adeta onlara yalvaran savcı tarifini, tavrını görmek, Silivri'de kurulu olmayan bir örgütün üyesi olduğu gerekçesiyle aydınların, bilim adamlarının nasıl tutuklandıklarını incelemek üzere alt komisyon kurulmasını istedik. Ancak, önerimiz kabul edilmesine rağmen Başkan tarafından reddedildi. Sayın Üskül'ün yıldır uyguladığı hukuksuzluğun bir örneğini daha bugün yaşamış olduk. Her vesileyle Sayın Üskül, 'bu komisyon işi değil' diyerek topu taca atıyor. Orada yaşanan hukuksuzluğun, herkesi ilgilendirmesi gerekir.'' -''MOBİL MAHKEMEDE, ÇAKMA YARGILAMA...''- CHP İzmir Milletvekili Ersin, ''Birkaç günden beri Türkiye'de bir hukuk komedisi oynanıyor; 34 PKK üyesinin Türkiye'de karşılanışı, yargılanması ve serbest bırakılması'' dedi. Dağdan inen kişi ile Mahmur Kampından gelen 26 kişinin PKK üyesi olduklarını inkar etmediklerini, Türkiye'ye gelişlerinin sebebini de Öcalan'ın talimatına bağladıklarını anlatan Ersin, ''Bu kişilerin yargılanması için savcı sınırda hazır bekletiliyor, bir hakim gece yarısı yatağından kaldırılarak helikopterle sınıra götürülüyor. Ve bir mobil mahkeme kurularak, çakma bir yargılama yapılıyor. Adeta suç ifade edebilecek beyanlarda bulunmamaları için de bu zanlılar özendiriliyor, eğitiliyor, ne söyleyecekleri konusunda bizzat yargıç ve savcılar tarafından yönlendiriliyorlar'' diye konuştu. Bir tarafta terör örgütü üyesi olduklarını inkar etmeyenlerin serbest bırakıldığını, öte yandan 'Ergenekon' adı verilen düzmece bir örgütün, düzmece üyesi olduğu iddiasıyla toplumda saygınlık gören insanların cezaevinde tutulduğunu ifade eden Ersin, şöyle devam etti: ''Birtakım insanlar düzmece örgütün düzmece üyesi olduğu iddialarıyla toplumun saygın insanları cezaevinde tutulurken, terör örgütü üyesi olduğunu söyleyen insanlar serbest bırakılıyor; bu, insan haklarına aykırı mıdır değil midir? Bu yargılamanın, bu yargının bu kadar siyasallaşmış olması, talimatlı karar vermiş olması insan haklarına aykırı mıdır değil midir? Özellikle PKK'lıların Türkiye'ye girdikten sonra nasıl bir sürecin işleneceği İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı tarafından savcılar ve yargıç talimatlandırılarak düzmece, çakma bir yargılama süreci yapıldı. Şimdi hepsi kahraman gibi dışarıda dolaşıyor, toplumun en saygın insanları cezaevinde çürümeye terk ediliyorlar. Bu hukuk skandalını, bu çifte standardı ortaya çıkarmak için bir alt komisyon oluşturulmasını istedik ve her iki olayı da teraziye koyarak Türkiye'de yargının nasıl siyasallaştırıldığının ortaya konulmasını istedik. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, hükümetin yedek lastiği değildir, stepnesi değildir. Komisyon, nerede bir insan hakkı ihlali varsa kim tarafından yapıldığına, neden yapıldığına bakmadan olayın üzerine gitmesi gerekir. Ama malesef Komisyon, yıldan beri görevini yapmıyor. Eğer iktidara, hükümete dokunan bir yanı varsa, konunun üzerine gitmeme noktasında kesin kararlılar.'' Ersin, Komisyon Başkanı Zafer Üskül'ün istifa etmesini istedi.
609486
Karadeniz Ekonomik İşbirliği toplantısı sona erdi
KEİ dönem başkanlığını devralan Bulgaristan'ın Dışişleri Bakanı Rumiana Jeleva, Bulgar tarafı olarak örgütün Avrupa Birliği'ne yakınlaşmasına yardımcı olacaklarını belirtti. Jeleyeva, bu bakımdan KEİ'de gözlemci olarak bulunan Avusturya, Fransa, Almanya ve Çek Cumhuriyeti ile ilişkilerin daha da güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Konferansa katılan KEİ Genel Sekreteri Leonidas Krisantopulos, Bakü'de düzenlenen 21. KEİ toplantısının çok güzel geçtiğini kaydetti. "Umuyorum ki bu toplantı örgütün daha da gelişmesine yardımı olacaktır" diyen Genel Sekreter Krisantopulos, Azerbaycan'ın başkanlık yaptığı süre içerisinde çok aktif rol üstlendiğini sözlerine ekledi.
609579
Alparslan Arslan, delilik numarasını abarttı
Şengün'ün, Arslan'ın verdiği cevaplara zaman zaman kızdığı gözlendi. Arslan, sorgusunda küçükken gördüğü bir rüyayı da anlatarak "Peygamber olacağımı düşünüyordum" dedi. Alparslan Arslan, Köksal Şengün'ün soruları sırasında taşkınlık yaparak kürsüyü devirdi. Babasına, Genelkurmay Başkanı'na ağzı alınmayacak küfürler etti. Hukuk Fakültesi'nden ne zaman mezun olduğu, stajını nerede yaptığı, askerlik hizmeti ve kurduğu Yetitepe Hukuk Burosu hakkında yeniden soru yönelten Şengün, "Cübbe giydin. Birilerinin hakkını savundun. Birilerini yanına alıp sonra da tahsilata çıktın. Bu senin anlattığın dinle bağdaşıyor mu ?" diye sordu. Arslan, "Hukuki prosedürler bazen insanı çıldırtacak boyuta ulaşıyor. Osman Yıldırım ile gidip tahsilat yapıyorduk." dedi. Başkan, "Silah çekip hak arıyorsun. Bunu din boyutuyla nasıl açıklıyorsun. Bu dini boyutu sende ne zaman başladı. Seni insan öldürmeye kadar götürdü" deyince, Arslan, "Tahsilatlarda silah kullanmadım. Peygamber efendimizi 2-3 yaşındayken rüyamda gördüm. günden sonra Allah'ı aramaya başladım. 1980'den 2009'a kadar devam etti bu arayış. Peygamber olacağımı düşünüyordum" dedi. Başkan, Danıştay kakarının Kasım 2005 tarihinde verildiğini hatırlatıp, 2006 Şubat ayında haberin yayınlandığını belirterek, saldırıya gazetede çıkan haberin ardından mı karar verdiğini sordu. Arslan, "Edepli Müslüman bu haberi yazmaz bu haberi yayınlamazdı" dedi. Başkan, "Türban kararını kafana taktın. Önce bir tabanca temin ettin. Sonra diğer iki tabancayı, ardından da bombayı temin ettin. Bu kadar büyük hazırlığı bir ay gibi bir süre içinde yaptın" deyince Arslan, "İsteseydim özel harekata girebilirdim. Altyapım vardı." cevabını verdi. Başkan, "Bu hazırlık kavga boyutunu aşan bir hazırlık, neden kadar kişiyi topladın. Bu eylemi tek başına gerçekleştiremez miydin. Adamları barlardan toplamışsın. Üstelik bu adamların kafa yapısı sana uymuyor." dedi. Bunun üzerine Arslan, "Ben ordu kuracaktım. Anlattım size." diye cevap verdi. Başkan Şengün, "Lejyon ordusu yani. Ordu böyle mi kurulur Bu adamlar peşinden bedavaya gelmez" deyince Arslan, "Cami cemtine diyemezdim." dedi. Başkan Şengün'ün, "Bu adamlar senden aldıkları bombayı neden bedava bir yerlere atsınlar Arkasında başka birşey ver demek ki. Keyfe keder olur mu Bu adamlara ne teklif ettin ?" şeklindeki sorusuna Arslan, "Ben hale bakarım. 500 milyar galaksi var dedim." diye cevap verdi. Başkan Şengün, bunun üzerine, "O zaman bu adamlar uçmayı mı merak ettiler ?" diye sordu.
609467
Domuz Gribinde Son Durum
Domuz Gribinde Son Durum İstanbul Valisi Muammer Güler, okulların tatil edilmesine gerek görülmediğini söyledi. Türkiye genelinde H1N1 gripli hasta sayısı 669'a ulaştı. Domuz gribi alarmı sürüyor. Ankara'daki okulla patlak veren ve büyük illerde görülen H1N1 vakalarında artış var. Türkiye genelinde H1N1 gripli hasta sayısı 669'a ulaştı. Ankara'da Son Durum Ankara'da Mamak Ali Naili Erdem Anadolu Lisesi'nde de öğrencide domuz gribi virüsü tespit edildi. Ulusal Pandemi İzleme Kurulu'nun önerisiyle Ankara Valiliği, okulda eğitim ve öğretime hafta ara verdi. Vakaların genel durumları iyi, tedavileri evde sürüyor. Bilkent'te bir ilköğretim okulunda da öğrencide H1N1 virüsü tesbit edildi. İstanbul'da da Okullardaki Vakalar Yakından Takip Ediliyor İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul'da bugüne kadar 283 domuz gribi vakasına rastlandığını belirterek, virüs nedeniyle hastanede yatan bulunmadığını, tüm hastaların da evinde kontrol altında tutulduğunu söyledi. Muammer Güler, İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde bir kişinin domuz gribinden hayatını kaybettiği yolundaki haberlerin doğru olmadığını söyledi. Güler, şu an için okulların tatil edilmesini gerektirecek bir durumun olmadığını, olsa bile bunun lokal olacağını ve tüm İstanbul'u kapsamayacağını belirtti. Diyarbakır, Batman ve Konya'da da Tedbirler Sürüyor Diyarbakır'da il bünyesinde salgın halinde olan domuz gribine karşı tedbirler sürüyor. Ancak domuz gribi sadece bu illerle sınırlı kalmıyor. Batman'da 11, Konya'da kişiye domuz gribi teşhisi konuldu. İngiltere, Fransa, Çin, Avustralya ve ABD'de Aşılama Kampanyası İngiltere, Fransa, Japonya, Çin, Avustralya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde domuz gribine karşı aşılama kampanyasına başlandı. İngiltere'de aşılama programına sağlık çalışanları ile hamilelerden başlandı. Çin'de de ilk ve orta dereceli okullarda aşı kampanyası başlatıldı.
609387
İstanbul'da bozulmadık doğa kalmayacak
İstanbul'da bozulmadık doğa kalmayacak 1994'te "Tabiat Parkı" statüsüyle korumaya alınan Polonezköy için "Koruma Amaçlı İmar Planı" (!) hazırlandı. Beykoz Belediyesi'nin 16 Ekim'de düzenlediği "koruma planı" tanıtım toplantısında, mevcut köy yollarının genişleteceği, yeni yolların ve otoparkların yapılacağı, büfe, kafe, manej gibi yeni yapılara izin verileceği ortaya çıktı. İstanbul'un sayılı rekreasyon alanlarından olan, barındırdığı memeli hayvan ve göçmen kuş türleriyle, bitki zenginliğiyle 10 milyonluk koca metropolün ortasında bir yeşil inci olan Polonezköy, "rant zihniyeti"nin kurbanı olmak üzere. Ormanlarıyla İstanbul'un havasını da temizleyen Polonezköy'ün imara açılması, iklim değişikliği tartışmalarının küresel gündemi belirlediği bir çağda, büyük tepki çekti. WWF-Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Dr. Filiz Demirayak "Tüm dünyada megakentlerin çevresindeki yeşil alanların hem iklim değişikliğiyle mücadelede, hem de su havzalarının korunması bakımından çok büyük değer taşığı günümüzde, Polonezköy'de Koruma Amaçlı İmar Planı'nın yapılaşmanın önünü açması çelişkili bir durum yaratmaktadır" dedi. WWF-Türkiye tarafından yapılan açıklamada Polonezköy Doğal Hayatı Koruma Derneği'nin imar planına yönelik itirazlarına destek verildiği ve planlama sürecinin katılımcı, şeffaf ve amaca uygun olması gerektiği belirtildi.
609178
Yörük-Türkmen Şöleni
Yörük-Türkmen Şöleni Akdeniz Yörük Türkmen Federasyonu tarafından bu yıl 7. düzenlenen Yörük Türkmen Şöleni Sarıçam Piknik alanında gerçekleşti. Milletvekili Ali Küçükaydın, bu etkinliklerle Yörük ve Türkmen kültürünü, tarihini gelecek nesillere aktardığını söyledi. KÜBRA TÜRKAN ADANA Akdeniz Yörük Türkmen Federasyonu tarafından bu yıl 7. düzenlenen Yörük Türkmen Şöleni Sarıçam Piknik alanında gerçekleşti. Sarıçam Piknik alanını dolduran Yörük ve Türkmenler, Murat Kekilli ve mahalli sanatçıların yöreye has türkü ve şarkıları ile coştu. Adana Milletvekilleri Ali Küçükaydın, Vahit Kirişci, Necdet Ünüvar, Kürşat Atılgan ile Sarıçam Kaymakamı Ali Taşkın Balaban, Sarıçam Belediye Başkanı Ahmet Zenbilci, Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Celikcan, İmamoğlu Belediye Başkanı Kadir Altunköse ile Ceyhan, Kozan ve Çukurova Belediye Başkan vekilleri hazır bulundu. Sarıçam Belediye Başkanı Ahmet Zenbilci, bundan sonra yapılacak şölenlerin belediye tarafından yapılacak kültür parkında gerçekleştirileceğini söyledi. Bu amaçla Çevre ve Orman Bakanlığı nezdinde girişim başlattığını belirten Zenbilci, tüm sivil toplumun etkinlik yapacağını kaydetti. AK Parti Adana Milletvekili Ali Küçükaydın ise bu etkinliklerle Yörük ve Türkmen kültürünü, tarihini gelecek nesillere aktardığını söyledi. Burada akrabaların hasret giderdiğini ve tanışma fırsatı yakaladığını belirten Küçükaydın, Yörük ve Türkmen oymakları hakkında bilgi verdi. 'AĞALIĞI HAKKIYLA YERİNE GETİRECEĞİM' MHP Adana Milletvekili Kürşat Atılgan ise yaptığı konuşmada, hükümetin üzerinde çalıştığı demokratik açılımı eleştirdi. Türkiye'nin bundan önceki hükümetler döneminde Güneydoğu'da yaşanan olaylara terör sorunu olarak baktığını ancak mevcut hükümetin bu şekilde düşünmediğini belirten Atılgan, hükümetin uygulamak istediği politikanın bölücü örgütün istediği politikalar olduğunu iddia etti. AK Parti Adana Milletvekili Vahit Kirişci ise hükümetin ülkenin kuzeyi ve güneyini, doğusunu ve batısını bir gördüğüne işaret ederek, “Hükümetin akan şehit kanlarını durdurmak için uyguladığı birlik ve kardeşlik projesinden bazı çevreler rahatsız oluyor. Çünkü bu çevrelerin siyasi malzemelerinin elinden alınma endişeleri var” diye konuştu. 7. Yörük Türkmen Şölenine Yörük Ağası seçilen AK Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar da Yörük ve Türkmen ağası seçilerek üzerine büyük bir ağırlık aldığını kaydetti. Ünüvar, bundan böyle Yörük ve Türkmenlerin hizmetinde olmaya ve daha ağır bir sorumlulukla hareket edeceğini belirterek, üzerine düşen görevi hakkıyla yerine getireceğini kaydetti. Daha sonra tüm milletvekili ve belediye bakanları tek tek Yörük ve Türkmen çadırlarını ziyaret etti. Milletvekillerine ve belediye başkanlarına çadırlarda sıkma ve ayran ikram edildi.
609624
Annelere sigara dersi
608451
'Yapılan şark kurnazlığıdır, kışkırtmadır'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, DSİ Toplantı Salonu'nda düzenlenen Hak-İş Mesleki Eğitim Kursiyerleri Sertifika Töreni'ne katıldı. Törende konuşan Erdoğan, Türkiye'nin tarihi nitelikte bir sürecin içinden geçtiğini belirterek, dış ve iç politikada son derece önemli gelişmeler yaşandığını söyledi. ''Türkiye'nin gelişmesinin, kalkınmasının, ilerlemesinin, demokratik standartlarını yükseltilmesinin önündeki engelleri tek tek kaldırıyoruz'' diyen Başbakan Erdoğan, bu süreçte, sendikalara, sivil toplum örgütlerine büyük görevler düştüğünü ifade etti. ''Milli birlik sürecine ilişkin olarak'' İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın, sivil toplum örgütlerini, yüzde 1'in üzerinde oy almış siyasi partileri ziyaret ettiğini, medya mensuplarıyla, akademisyenlerle, meslek mensuplarıyla görüşmeler yaptığını anımsatan Erdoğan, sürece ilişkin değerlendirmeleri paylaştığını kaydetti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: ''Bu süreçten karlı, kazançlı çıkacak olan tüm Türkiye ile birlikte şüphesiz çalışanlarımız olacak, işsizlerimiz olacak, demokratik hak taleplerinde bulunan emekçilerimiz olacaktır. Esasen milli birlik süreci sadece terörle ilgili meseleleri değil, azınlıkların meseleleri, değişik mezhep gruplarının meseleleri, işsizlik meselesi, Ermenistan ile olan süreç, tüm bunlar, yani sorun alanlarını minimize etmeyi hedefleyen bir açılımdır, bu böyle bir süreçtir. Örgütlenme gibi çalışma hayatımızı yakından ilgilendiren sorunları da kapsıyor.'' 'Çok daha fazlasını bekliyoruz' Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin yaklaşık aydır bu meseleyi konuştuğuna işaret ederek, ''Cesaretle, özgürce, demokrasi içinde konuşuyor'' dedi. aylık sürecin, bir olgunlaşma, hazırlık süreci olduğunu, şu anda da somut neticelerin ortaya çıkmaya başladığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Pazartesi günü 34 kişi Habur Sınır Kapısı'ndan giriş yaptı, sorgulandı. İlgili yasalarımız çerçevesinde serbest bırakıldı. Çok daha fazlasını bekliyoruz. Tamamının gelmesi için, silah bırakması için çağrımızı yineliyoruz. Ama ben burada, bu süreçten kendisine fayda devşirmeye çalışanları, süreci tahrik edenleri bir kez daha uyarmak istiyorum. Şark kurnazlığı ile bir yere varılmaz. Süreci istismar etmek, süreci bir siyasi çıkar sağlama fliyetine dönüştürmek, inanın milli birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize asla yarar sağlamaz. Yapılan şark kurnazlığıdır, yapılan kışkırtmadır, tahriktir. Ülkenin hissiyatına, hassasiyetlerine saygısızlıktır. Sürecin başarıya ulaşmasını arzuladıklarını madem ki söylüyorlar, madem ki söylüyoruz, ama aynı zamanda Habur'da, Diyarbakır'da tam tersi tavır görüyoruz. Bunlar samimi tavırlar değil. Samimi davranışlar değil. Bunlardan derhal vazgeçmemiz lazım. Bu tutarsız gayri samimi tavırlardan derhal vazgeçilmesi lazım. Aziz milletimden de rica ediyorum, lütfen bu geri dönüşleri, sorumsuz davranışlar sergileyen çeşitli şovları asla kendiniz için ölçü olarak telakki etmeyin. Biz bu yola çıktık.'' 'Dağdan inişi eleştirmek ne kadar doğru' Bu sürecin devlet projesi, muhatabının da milletin tamamı olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: ''Bu ülkede, Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Gürcüsü, Romanıyla hepimiz biriz, beraberiz ve etnik unsurlara herkes saygı duymak zorundadır. Kimse sonradan Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü olmuyor, doğarken öyle doğuyor. Saygı duyacağız. Ama bir üst kimliğimiz var, da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. Bunda bir olacağız, beraber olacağız, bütünleşeceğiz. Çünkü biz birbirimizi, Yunus'un diliyle, 'Yaratılanı severiz yaratandan ötürü' anlayışıyla seviyoruz, bağrımıza basıyoruz. Anlayışımız bu. Kendimize çok net bir soruyu sormamız gerekiyor. Herkesin vicdanına bu soruyu sorması gerekiyor. Dağdan inişi eleştirmek, silahların bırakılmasını eleştirmek, terörün son bulmasını eleştirmek ne kadar doğrudur. Eli silahlı insanların dağda dolaşması, ülke için, millet için, anne, babalarımız için daha iyi bir durum mudur? Hayır. Bu tabloyu daha fazla sürdüremeyiz, sürdürmemeliyiz.'' Şair Cemal Süreyya'nın, ''Sizin hiç bananız öldü mü?'' şiirinden alıntı yapan Başbakan Erdoğan, ''Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü, kör oldum. Yıkadılar, aldılar, götürdüler. Babamdan ummazdım bunu, kör oldum...'' dörtlüğünü okuyarak, ''Hiçbir masum yavrunun babası ölmesin. Hiçbir hanım kardeşimin nişanlısı ölmesin. Hiç kimsenin kocası, yavrusu, evladı ölmesin. Arzumuz da hedefimiz de niyetimiz de budur'' dedi. Başbakan Erdoğan, bu süreci mutlaka tamamlamak zorunda olduklarını dile getirerek, ''Ülkemiz için, kardeşliğimiz için bu süreci nihayete erdirmek zorundayız. Sorumluluk sahibi herkesi bu sürece destek, katkı vermeye davet ediyorum'' diye konuştu.
608771
Türkiye'de "gizlilik ihlali" var
Trend Micro'nun yıl süren ve 700 milyon IP üzerinde yaptığı araştırmaya göre, gizliliği ihlal edilmiş IP'lerin protokol adresi) yüzde 75'i tüketici, yüzde 25'i şirket IP'si. Gizliliği ihlal edilmiş yaklaşık 100 milyon IP'yi analiz eden araştırmaya göre, virüslü IP'lerin çok büyük bir bölümü, yılı aşkın bir süredir bu durumda bulunuyor veya sürekli virüs saldırısına uğruyor. Liste başındaki ülkelerde ortalama enfeksiyon süresi 300 günü bulurken, istatistiklere göre, gizliliği ihlal edilmiş cihazların yüzde 80'i, bir aydan daha uzun süredir virüslü konumda bulunuyor. Öte yandan, gizliliği ihlal edilmiş IP'lerin yüzde 75'inin tüketici IP'si, geriye kalan yüzde 25'lik bölümün şirket IP'si olduğu tespit edildi. Bir IP adresi normal olarak bir bilgisayar ağına giden ağ geçidiyle ilişkilendirildiğinden, gizliliği ihlal edilmiş cihazların çoğu tek bir IP adresiyle bağlantılandırıldığı için, gizliliği ihlal edilmiş kurumsal cihazların payının yüzde 25'ten fazla olduğu ileri sürülüyor. Gizliliği ihlal edilmiş cihazların yaygın olduğu ilk 10 ülke ile istenmeyen e-postaların yaygın olduğu ilk 10 ülke arasında bağlantı görülüyor. "Hiçbir ülke en güvenilir değil!" Trend Micro Başkanı Dave Rand, araştırmaya dünya genelinde tüm ülkelerin dahil edildiğini kaydederek, ilk 10 istenmeyen e-posta üreticisi ile ilk 10 gizliliği ihlal edilmiş cihaz arasındaki bağlantının "neredeyse kesin" olduğunu belirtti. Hiçbir ülkenin "en güvenilir" olmadığını vurgulayan Rand, "Bir ülkenin 'ne kadar güvenilir' olduğunu ölçmek neredeyse imkansız" dedi. Rand, Türkiye'deki bilgisayarlara özel olarak gözlenen duruma ilişkin olarak, "İstenmeyen e-postaların çok önemli bir yüzdesi, önlem almadan önce Türkiye'den geliyordu. Çünkü, Türkiye'deki sistemlerin önemli bir bölümünde gizlilik ihlali söz konusu" dedi. Bireysel ve kurumsal olarak kullanıcıların bilgisayarlarını korumak için yapabileceklerini ise Rand, "sistem üreticisinin sağladığı yamalarla güncel olabilmeyi başarmak", "güvenlik duvarı ve güvenilir bir antivirüs sistemi kullanmak", "sıra dışı ağ hareketliliği için sık sık (her gün) bilgisayarı taramak" şeklinde özetledi. Rand, güvenliğin tek seferlik olmadığına işaret ederek, şu bilgileri verdi: "Maksimum sayıda bilgisayar sisteminin gizliliğini ihlal etme hedefi önemini koruyor. Ağ aktivitesinin düzenli taranması yaşamsal öneme sahip. Bilgisayarlarınızı aktif olarak kullanmıyorsanız kapatın, onları başıboş bırakmayın. Hangi programların çalıştırılması gerektiğini bilin. İnternete bağlı kalmaları gerekmediği sürece sistemlerin ağ bağlantısını kesin. Bilgisayar gibi görünmeyen cihazlara (yazıcı, tarayıcı, test ekipmanı, endüstriyel kontrol sistemleri, vb.) da virüs bulaşabilir, bunları ağ taramalarınızın dışında bırakmayın." İnternette güvenliğin, katmanlı güvenlik modelleri kullanmak gerektiği anlamına geldiğini belirten Rand, antivirüs, güvenlik duvarı, saldırı tespit, dosya ve web izleme ve değerlendirmenin, kuruma veya kişiye özel sistemler olmadığını ve tek bir tekniğin bütün saldırı yöntemlerini ortaya çıkaramayacağına dikkati çekti.
609560
Galatasaray:0 Dinamo Bükreş:0 (Maç devam ediyor)
Galatasaray:0 Dinamo Bükreş:0 (Maç devam ediyor)Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi (F) Grubu 3. maçında Romanya'nın Dinamo Bükreş takımını konuk ediyor. İLK DEVRE 1.dakika Ve mücadelede ilk düdük çaldı.... Temsilcimize Dinamo Bükreş karşısında başarılar dileriz... 2.dakika Dinamo Bükreş Alexe ile çok tehlikeli geldi... Alexe, Sabri'den sıyrıldı sert vurdu top dışarı çıktı. 3.dakika Keita'nın nefis pasında Elano'nun ortası defanstan dışarı çıktı... Ceza sahası dışına yönelen topu Kewell içeri doldurdu Mustafa Sarp ceza sahasında topu kontrol edemedi. 5.dakika Bu sefer Elano'nun arapasında Kewell topa hareketlenemedi... Dinamo Bükreş defansı topu uzaklaştırdı 7.dakika Keita, Tamas'ın darbesi ile yerde kaldı... Keita oyuna devam edebilecek... Kazanılan serbest vuruşu Elano kullandı Ayhan'ın kafa vuruşu kaleciden döndü.. Ayhan ile gole çok yaklaştı... 9.dakika Elano'nun ortasında Kewell topu önüne indirip düzeltmek istedi ancak Dinamo Bükreş savunması araya girdi ve tehlikenin doğmasını önledi... 10.dakika N’Doye'nin uzun pasında Adrian Cristea topa hareketlendi ama tehlikenin farkına varan Franco kalesini terk ederek topu uzaklaştırdı 12.dakika Kewell rakiplerinden şık çalımlarla sıyrıldı pasını Nonda'ya verdi ama Nonda boş durumda bulunan Elano'ya topu gönderemedi... 13.dakika Keita'nın sağ kanattan ortaladığı topta Ayhan ceza sahasında istediği vuruşu yapamadı... 15.dakika Alexe ceza sahasının dışından çok sert vurdu top farklı şekilde üstten dışarı çıktı 16.dakika Dinamo Bükreş, N’Doye ile kaleyi tam karşıdan gören bir noktadan serbest vuruş kullandı... Top doğrudan dışarı çıktı 17.dakika Temsilcimiz kaleyi tam karşıdan gören bir noktadan serbest vuruş kullandı... Elano'nun vuruşu çok kötü... 19.dakika Caner sol kanattan kaleye yüklenmek istedi ancak Dinamo Bükreş savunması pozisyonda başarılı 20.dakika Adrian Cristea'nın kullandığı köşe vuruşunda Alexe'nin kafa vuruşu üst ağlarda kaldı... GOLÜ BULDUK AMA... 21.dakika Elano'nun nefis arapasında Keita topla buluştu ağlara gönderdi ancak öncesinde çalan düdük var.. Keita'nın pozisyonu ofsayt... Stat: Ali Sami Yen Hakemler: Martin Ingvarsson, Magnus Sjöblom, Peter Martinsson (İsveç) Galatasaray: Franco, Elano, Keita, Mehmet Topal, Mustafa, Ayhan, Kewell, Nonda, Sabri, Servet, Caner Dinamo Bükreş: Dolha, Diabate, Rus, Andrei Cristea, Goian, Adrian Cristea, Torje, Scarlatache, N’Doye, Tamas, Alexe
609139
Havuzda Yeni Dünya Rekoru
Havuzda Yeni Dünya Rekoru Olimpiyat şampiyonu Çinli yüzücü Liu Zige, bayanlar 200 metre kelebekte yeni dünya rekorunun sahibi oldu. Pekin-2008'de Çin'e tek altın madalyayı kazandıran Liu Zige, dün Çin Ulusal Yarışları'nda bayanlar 200 metre kelebekte 2:01,81'lik derecesiyle dünya rekoru kırdı. Eski rekor, 2:03,41 ile Avustralyalı Jessicah Schipper'a aitti. Schipper, bu rekoru Temmuz ayındaki dünya şampiyonasında kırmıştı.
607776
Ronaldo kariyerini Corinthians'ta bitirecek
SANLI SARIALİOĞLU ERKAN BAYAZITLI Ronaldo kariyerini Corinthians'ta bitirecek Brezilya 1. Futbol Ligi takımlarından Corinthians'da forma giyen Ronaldo, kariyerini bu takımda sonlandırmak istediğini söyledi. Brezilyalı efsane golcü, Globoesporte gazetesine yaptığı açıklamada, çocukluğundan bu yana hayalinin Flamengo takımında oynamak olduğunu ancak yeşil sahalara Corinthians'ta veda etmek istediğini belirtti. SPOR
608136
New York borsası düşüşle kapandı
düşüşle kapandı menkul kıymetler borsası günün sonunda düşüşle kapandı. sanayi endeksi 92,12 puan düşüşle 9.949,36 puana, bileşik endeksi de 12,74 puan azalarak 2.150,73 puana geriledi.
607863
Madalyamı geri göndereceğim
Madalyamı geri göndereceğim “” olarak nitelendirilen ’lıların ’ye dönüşündeki karşılama görüntülerini kınayan Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneği Şube Başkanı Ali Kuş, “Teröristleri milli kahraman gibi karşılayanlara, karşılatanlara ve müsde edenlere bir kez daha lanet olsun diyoruz” dedi Derneğin Şubesi’nin dün düzenlediği ve gaziler ile şehit yakınlarının katıldığı toplantıda konuşan Kuş, “teröristlerin zafer kazanmış milli kahraman edasıyla karşılanmasını kınadıklarını” söyledi. Eşinin ’da şehit düştüğünü söyleyen Selma Güller, “Eşimi boşuna toprağa vermişim. Bir şehit cenazesine bile bu kadar milletvekili gelmiyor. Eğer bu süreç böyle devam ederse madalyamı geri göndereceğim” diye tepki gösterdi. ’da basın toplantısı düzenleyen Şehit Aileleri Federasyonu Başkanı Hamit Köse de, “Yaşananlar şehitlerin kemiklerini sızlattı. demokratik milli mutabakat gibi boş laflarla kapı kapı dolaşıp sözde barış çanları çalıyorlar. Şehit ailelerini bile desteklediklerini söylüyorlar. Son adalete teslim olmadan bir destek söz konusu olamaz. Karşılama hakkında suç duyurusunda bulunacağız” dedi.
608153
Rihanna'dan üstsüz klip FOTO GALERİ
Rihanna'dan üstsüz klip FOTO GALERİ ABD’li şarkıcı Rihanna, son parçası ‘Rus Ruleti’nin (Russian Roulette) klibi için kamera karşısına geçti. Genç şarkıcı, üstsüz çektiği klibinde bedenini dikenli tellerle doladı. 20 Ekim’de web sitesinden yayınladığı yeni single’ıyla büyük beğeni toplayan Rihanna, şarkının sözlerinde, hayatın bir Rus ruleti oyunu olduğunu ve sıranın kendisine geldiğini söylüyor. Her giydiği taklit edilen Rihanna’nın son klibinde bedenine doladığı telleri hayranlarının nasıl bir formülle taklit edeceği ise internet forumlarında en çok tartışılan konulardan biri. DIŞ HABERLER/
609188
Dünya Şampiyonu Tekvandocu Tanrıkulu'na görkemli karşılama
Dünya Şampiyonu Tekvandocu Tanrıkulu'na görkemli karşılama Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kağıtspor'un Milli Tekvandocusu Bahri Tanrıkulu, 87 Kiloda Dünya Şampiyonu olduğu Danimarka'nın Kopenhag kentinden dönüşte Atatürk Havalimanında coşkuyla karşılandı. Şampiyon sporcuyu Büyükşehir Kağıtspor Tekvando Antrenörü Cemal Temel ve alt yapı sporcuları yalnız bırakmadı. YENİ ŞAFAK KOCAELİ Büyükşehir Belediyesi Kağıtspor spora verdiği önem doğrultusunda yeni başarılar elde etmeye devam ediyor. Birçok dalda şampiyonluklar elde ederek önemli dereceler alan Büyükşehir Kağıtspor bu kez Danimarka'da yapılan Avrupa Şampiyonası'nda Bahri Tanrıkulu birincilik elde etti. Kocaeli Büyükşehir Kağıtsporlu Bahri Tanrıkulu 87 kiloda katıldğı Dünya Tekvando Şampiyonası'nda ilk turu bay geçti. İkinci turda Özbek Li İgor'u perişan etti. Maç sona erdiğinde 7-0'lık bir üstünlükle minderden inen Tanrıkulu, üçüncü turda Alman rakibiyle karşılaştı. Zorlu geçen bir maç sonrası Alman Vossen Robert'ı 3-1'lik skorla saf dışı bırakan Bahri Tanrıkulu, 4. Turda Macar Toth'u da 4-0 gibi üstün bir sonuçla ekarte ederek yarı final vizesi aldı. Yarı finalde bu kilonun iddialı isimlerinden olan İranlı Yousef Karami'yi 5-2'lik skorla deviren Tanrıkulu, adını finale yazdırmayı başardı. Finalde İtalyan Carlo Molfetto'yu da akıllı bir maç sonrası yenen Büyükşehri Kağıtsporlu Bahri Tanrıkulu, hem Ay-Yıldızlı bayrağımızı gönderin en tepesine çektirdi hem de üçüncü dünya şampiyonluğuna ulaşarak bu alanda kırılması güç bir rekora da imza attı.
607672
Türkiye bölgenin AVM’si olacak
bölgenin ’si olacak Grup Başkanı “Bugün baktığımızda küresel sorunların henüz giderilmediğini ama en kötü günlerin geride kaldığını görüyoruz. Yavaş yavaş da bir toparlanma sinyalleri alıyoruz” dedi Günleri 2009’da konuşan Dinçer, ’nin çazibesini sürdürdüğünü ifade ederek, yatırımcıların Türkiye’ye ilgisinin yüksek olduğunu ve yatırımın süreceğini kaydetti. Türkiye’nin bölgenin bir olma yolunda ilerlediğine işaret eden Dinçer şunları kaydetti: “Sabancı olarak perakendeyi en önemli stratejik büyüme alanlarımızdan biri olarak belirledik. 2009’da 218 mağaza açıyoruz. Gelecek yıl içerisinde 500 milyon lira daha yatırım yapacak stratejik planlarımız da hazır.”
609457
Bilge köyü davasında şok gelişme
Bilge köyü davasında şok gelişme CN TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, Bilge köyü katliamı kapsamında Mardin Jandarma Alay Komutanı'nın görevden alındığını açıkladı. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, Mardin İl Alay Jandarma Komutanı'nın Bilge köyünde 44 kişinin ölümü ile sonuçlanan katliama ilişkin soruşturma çerçevesinde, görevden alındığını bildirdi. Üskül, Bilge köyünde yaşanan katliamın ardından oluşturulan alt komisyonun olay yerinde inceleme yaptığını ve sorumlular hakkında idari soruşturma yapılması gerektiğini raporunda belirttiğini kaydetti. Jandarma Genel Komutanlığı'nın yaptığı soruşturma sonucunda, Mardin İl Jandarma Alay Komutanı'nın görevden alındığı bilgisinin komisyonlarına ulaştığını dile getiren Üskül, "Böylece alt komisyonun hazırladığı raporun gereğinin yerine getirildiğini gördük." diye konuştu. Konuya ilikin gazetecilerin sorularını da cevaplayan Üskül, Bilge köyündeki katliama ilişkin katliamda, jandarmanın, üstlerini bilgilendirme ve iletişim konusunda ihmalinin var olduğunu tespit ederek, bunun etkili bir şekilde araştırılmasını istediklerini ve yaptırımın uygulandığını gördüklerini söyledi. Mardin İl Jandarma Alay Komutanı'nın görevden alınmasının komisyonlarına ne zaman iletildiğinin sorulması üzerine ise Üskül, "Biz bu bilgileri değişik biçimlerde elde ediyoruz. Bir yandan basından yararlanıyoruz... Ama haberleri teyit etmek üzere de ilgili kişi ya da kurumlarla görüşmeler yapıyoruz. Bazen telefonla görüşüyoruz bazen de yazışma yapıyoruz. Tabi yazışma zaman alıyor. Bu konuda henüz yazışmalar sonucunda aldığımız bilgi yok, sözlü bilgiler var. Ama yazışmaların ardından da aynı bilgilerin ulaşacağını düşünüyorum. Bunun bilgisi basında da yer aldı, siz de yazdınız." cevabını verdi. Zafer Üskül, "Mardin İl Jandarma Alay Komutanı'nın görevden alınma bilgisini, basında çıkan haberlere mi dayandırıyorsunuz, yoksa komisyona bu konuyla ilgili bilgi mi geldi?" sorusunu ise şöyle cevapladı: "Biz, insan haklarıyla ilgili olarak, basınımızı çok dikkatli bir biçimde izliyoruz. Basınımızda çıkan haberleri ciddiye alıyoruz. Alt komisyonlar kurup inceleme yapıyoruz, ama basından aldığımız bilgilerle de yetinmiyoruz. Anında yetkililerden haber almak için girişimde bulunuyoruz."
607747
Krizin ayak sesleri
İBRAHİM KAHVECİ MELİKŞAH UTKU Krizin ayak sesleri Financial Times'ta Wolfgang Münchau imzasıyla yayımlanan makalede finansal piyasalarda yaşanan istikrarsızlığın yeni bir krize davetiye çıkardığı uyarısı yapılarak, şu andaki durumun piyasalarda balonların oluştuğu 2003 ve 2004 yılına benzediği belirtildi Wolfgang Münchau, dünyanın en saygın ekonomi gazetesi olan Financial Times'ta yayımlanan makalesinde finansal piyasalarda yaşanan istikrarsızlığın yeni bir krize davetiye çıkardığını uyarısını yaparak, şu andaki durumun piyasalarda balonların oluştuğu 2003 ve 2004 yılına benzediğini söyledi. KREDİ VE EMTİA TEHLİKELİ “Countdown to the next crisis is already under way” başlıklı makalesinde, küresel sermaye piyasalarının uzun bir süredir yeni bir balona sürüklendiği bilmek için, Dow Jones Sanayi Ortalaması'nın 10 bin puanı bulmasını beklemek zorunda olunmadığını söyleyen Münchau, yaşanan şeylerin bir önceki gayrimenkul, kredi, emtia ve sermaye balonlarının oluşmaya başladığı ve düşük gösterge faizleri ve enflasyon eksikliğiyle tetiklenen 2003 ve 2004 yıllarını andırdığını söyledi. BALON YAKINDA PATLAR Münchau bu seferki balon riskinde farkı ise daha kısa zamanda patlayacak olmasında gördü. Bu gelişmelerin bir balon olduğu ise borsa değerlemesinde kullanılan Cape ve adındaki iki ölçütü kullanarak bilinebileceğin söyleyen yazar, Cape ile enflasyon değerlemesine tabi tutulmuş fiyat/ kazanç oranın 10 yıllık hareketli ortalamasını ölçüldüğünü, ile ise piyasa değerinin net kaynağa bölünmüş halinin gösterildiğini ifade etti. TEMEL NEDEN DÜŞÜK FAİZ Münchau, yenilenen balonun arkasındaki tek nedenin, insanları her türlü riskli varlığa yöneltebilen, oldukça düşük seviyedeki gösterge faiz oranları olduğu söylerken, konut fiyatlarında da yeniden bir artış olduğu gözlendiğinin altını çizdi. Yükselen enflasyon beklentilerinin yeniden başlamasının ardından, merkez bankaları daha hızlı bir şekilde agresif para politikalarına yönelebileceğini kaydeden yazar, 'Kısa süreli bir enflasyon balonu yeni bir ekonomik durgunluk yaratabilir, yeni bir bankacılık krizine neden olup, deflasyona sebep olabilir' dedi. Yazar, Minsky'e göre bunların istikrarsızlığın derin sebepleri olsa da istikrasızlığın ortaya çıkış şekli aslında şimdilerde hükümetlerin krizlere cevap veriş şekli olduğuna da dikkat çekti. İşte mevcut iki senaryo Minsky haklı çıkarsa, istikrarsızlık devam edip çok daha kötü boyutlara ulaşabilir uyarısı yapan yazar, şu anki durumun iki önemli senaryoyu ortaya çıkardığını belirtti. Senaryolardan ilki, merkez bankalarının 2010'dan korkmaya başlaması ki bu riskli varlıkların fiyatlarında başka bir düşüşün yaşanmasına neden olabilir. Normal para politikalarına yaşanacak herhangi bir geri dönüşün, önüne geçilmeyecek bir şekilde ucuz mortgage kredileriyle desteklenen gayrimenkul piyasasında yine bir düşüş yaratabilir. Yazar alternatif senaryo için ise, “Merkez bankaları finansal istikrarı, fiyat istikrarına tercih edebilir. Tahvil piyasalarında yaşanacak herhangi bir çöküş, ekonomik durgunluk ve deflasyona davetiye çıkarır” dedi.
607802
Kadının nefesi Ney'e değdi
Kadının nefesi Ney'e değdi Son yıllarda ney çalmak isteyen kadınların sayısında önemli artış olduğunu söyleyen ney hocası Zinnur Kanık, “Çalması zor bir enstrüman olmasına rağmen kadınların ilgisi oldukça fazla” diyor BURSA (A.A) Tasavvuf ehlinin 'kamil insanın sembolü ve ulvi aşkı anlatan' neyi öğrenmek isteyenlerin sayısında son yıllarda ciddi bir şekilde artış var. İlgi gösterenlerin çoğunluğunu ise kadınlar oluşturuyor. 'Mercan Dede' olarak bilinen Türk müzisyen Arkın Allen'ın elektronik müzikle harmanlayarak ortaya çıkardığı yeni bir müzik akımına da ilham kaynağı olan ney, günümüzde tasavvuftan pop müziğe, halk müziğinden klasik Türk müziğine kadar birçok dalda üfleniyor. SESİNE AŞIK OLUYORLAR Bursa'daki bir ney kursunda eğitmenlik yapan Zinnur Kanık, son 9-10 yılda neye olan ilginin arttığını söyledi. Ney çalmanın oldukça zor olduğunu, öğrendikten sonra da sürekli çalışma gerektirdiği için merakla başlayanların bir kısmının daha sonra sıkılarak bıraktığını, ancak neyin büyüsüne kapılanların 3-4 yıl içinde ciddi anlamda bu enstrümanı çalmayı öğrendiğini belirten Kanık, duygusal yanı ağır basan kadınların, neyi dinledikten sonra adeta bu sese aşık olduğunu ve öğrenmek istediğini dile getirdi. Kanık, “Çalması zor bir enstrüman olmasına karşın bayanlar neye büyük ilgi gösteriyor. Şu anda bile kursiyerlerimizin önemli bir kısmı bayan' dedi.
609296
İnternetten yapılan ödevin faydası yok
Radyo 7’nin programcılarından Eda Çelebi’nin hazırlayıp sunduğu Eda’yla Gün Ortası programına Pedagog Tevfik Kara konuk oldu. Kara, günümüz eğitim sisteminde internetin çok yaygınlaştığını belirtti. Pedagog Kara, internetten kopyala yapıştır yöntemiyle yapılan ödevlerin öğrenciye hiçbir katkısı olmadığını söyledi. Öğrencilerin ders haricinde oyun oynamalarının da çok önemli olduğu söyleyen Kara, ders-oyun dengesinin iyi kurulmasını, onları sıkmadan planlı bir şekilde derslerini yapmalarını, oyun ihtiyaçlarını da karşılanmasının çok daha verimli olacağının altını çizdi. Çocuklarda meslek hedeflerinin lise çağlarında aşılanmasını, ilkokul çağlarında çocuklara hedeflerden çok dersi, okulu, eğitimi sevdirmenin öneminden bahsetti. Eda’yla Gün Ortası’nda yapılan sohbeti video bölümünden dinleyebilirsiniz.
609133
"Beyin Krizi"ne Dikkat!
"Beyin Krizi"ne Dikkat! Uzmanlar uyarıyor: "Kalp damarında tıkanıklık varsa, beyin damarlarında da olabilir" İnmenin en büyük sebeplerinden biri olan beyin-damar tıkanıklıklarında erken müdahale hayati önem taşıyor. Çoğu kişi daha çok kalp krizini bilir ama, beyin krizi de en önemli ölüm nedenlerinden biri. Aslında kalp damarındaki bir tıkanıklık beyin damarında da tıkanıklık olabileceğinin habercisi. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Kuday, bu cins hastaların pek çoğunda kalp hastalığının da beraberinde olabildiğini belirtti. Belirtileri Prof. Dr. Kuday, beyin-damarlarındaki tıkanıklık belirtilerini şöyle sıraladı: Hasta konuşurken kelimeleri bulamama başlıyor. (gelip-geçici atak) Hatırlaması zayıflar. Bir tarafı tutmayabilir, bir tarafında uyuşukluk olur. Bu belirtilerin görülmesi durumunda hiç zaman kaybetmeden doğru bir merkeze gitmek gerekiyor. Beyin inmelerinde ilk üç st içinde başvuru ve acil müdahalede, hastanın tedavisinin mümkün olduğunu belirten Prof. Kuday, tıkalı bölümün bir takım ilaçlarla, anjiyo plasti, kateterle ya da stent konularak açılabileceğini dile getirdi. Beyin Damarlarındaki Tıkanma Neden Kaynaklanıyor Yaşın ilerlemesi, Ailevi yatkınlık, Hipertansiyon, Yüksek kolesterol, Diyabet, Sigara ve doğum kontrol hapı kullanan geç insanlarda, normal insanlara göre 5-6 kat daha fazla görülebiliyor. Kalp-damar hastalıklarına karşı alınacak önlemler beyin-damar hastalıkları için de geçerli. Sigara içmemek, kiloyu kontrol altında tutmak ve egzersiz yapmak bu önlemlerin başında geliyor.
609260
40 Hadis hiç bu kadar çekici olmamıştı!
Çocuk aşkınasloganıyla bugüne kadar yerli ve yabancı200'e yakıneser yayınlayan Nar Yayınları, çocuklarahitap edenmasal, hikaye, şiir, roman ve tiyatro eserleriyle takdir toplamayı sürdürüyor. Türkçe'yien güzel şekliyle kullandığı ve çocuk dilininin yakalanmmasındaki becerinin yanı sıra, kapak ve iç tasarımlarının zerafetiyle de küçük büyük tüm okurların dikkatini çeken eserler yayınevine bir de ödül kazandırdı. Eskader'in yılın çocuk yayıncısı ödülüne layık gördüğü Nar Çocuk yayınevi, 40 Hadis serisinde de estetik ve sunum becerisini gözler önüne serdi. 40 Hadis konulu ayrı ayrı başlıklar belirlenmiş. Belirlenen konulara ait metinler titizlikle tesbit edilmiş. Sıhhat derecesinde sorun olmayan metinler titiz bir çeviriyle Türkçe’ye aktarılmış. Ve bütün bunların yanısıra her bir Hadis için anlamına uygun bir görsel (kimi zaman bir fotoğraf kimi zaman ise bir illüstrasyon) ile okuyuculara sunulmuş. Okurların, peygamberimiz Hz. Muhammed'den miras kalan Hadisleri okurken kimi zaman dudaklarınızda tatlı bir tebessüm beliriyor, kimi zaman bir şükür cümlesi dökülülüyor dudaklarından vederin bir tefekküre dalıyor. Görseller sayesinde Hadis manalarının daha kolay kavrandığı eserler özel bir ebatta kare şeklinde, ciltli kalın karton kapaklı ve kuşe sayfalara pırıl pırıl renklerle basılmıy olarak rafları süslüyor. Belki de fiyat uygunluğundan dolayı bir kendinize bir de hediye etmek istediğiniz dost ve akraba çocuklarına almayı bile düşünebilirsiniz... Seride alan kitaplarda şu başlıklar yer alıyor:
609413
"Sırp Kasabı"ndan Oyalama Taktiği
"Sırp Kasabı"ndan Oyalama Taktiği Radovan Karadzic, 26 Ekim Pazartesi günü başlayacak olan duruşmaya, "savunmasını hazırlayamadığı için" katılmayacağını açıkladı. Bosna-Hersek'te 1992-1995 yılları arasında binlerce kişinin öldürülmesinden sorumlu olduğu gerekçesiyle Lahey'deki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nde yargılanan "Sırp kasabı" Radovan Karadzic, pazartesi günü başlayacak duruşmalara katılmayacağını açıkladı. Karadzic, Başsavcı Serge Barmmertz'e gönderdiği mektupta, duruşmaya katılmama kararını, "savunmasını henüz hazırlayamadığı" gerekçesine dayandırdı. "Beni bir milyon sayfalık dosyaların altına gömdünüz. Onları daha okuyamadım" diyen Karadzic, savunmasını, ilerleyen günlerde danışmanlarıyla birlikte hazırlayacağını kaydetti. Mahkeme sözcüsü, Karadzic katılmasa da davanın görülmesine 26 Ekim'de başlanacağını söyledi. Yargı sürecini sürekli olarak engellemeye çalışan Sırp Kasabı Karadzic, bir süre önce de davaya başlanmasının 10 ay süreyle ertelenmesini istemişti.
609207
İzmir, PetShow 2009 fuarı açılıyor
Fuar Nolu Holde yapılan açılış töreninde konuşan Efor Fuarcılık Genel Müdürü Nuray Eyigele, başta İzmirliler olmak üzere Egeli doğa ve hayvanseverleri, yılda bir kez de olsa bir araya getirmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Fuara çocukların katılımının kendilerini ayrıca mutlu ettiğini ifade eden Eyigele, ''Geleceğimizin teminatı çocuklarımıza, doğa ve hayvan sevgisi kazandırmaya çalışıyoruz'' dedi. PetShow 2009'a bu yıl İzmir, İstanbul, Bursa ve Ankara'dan 60'ın üzerinde firma katılıyor. Stantlarda evcil hayvanlar, aksesuarları, beslenme, sağlık ve bakım ürünleri satılırken, bakım merkezi, klinikler, hayvan kuaförleri de çalışmalarını tanıtıyor. Fuar etkinlikleri arasında, köpek eğitim ve itt gösterileri, çocuklara yönelik tiyatro oyunları, ''en güzel kedi'', ''en yetenekli köpek'' yarışmaları, akvaryum yarışması yer alıyor.
607871
Başbakan kızdı
Başbakan kızdıAĞRI Başbakan Kuzey ’tan gelen 34 kişinin Habur’da karşılanması ve sonrasında yaşananlar konusunda ’ye şu sözlerle sert eleştiriler yöneltti: HABUR’DA YAŞANANLARA TEPKİ: Önceki gün Habur’da, umutlarımızı artıran bir gelişme yaşandı. 34 kişi geldi, sorgulandı ve yasalarımız çerçevesinde, suça karışmadıkları için serbest bırakıldı. Temenni ederim ki çok daha fazlası gelsin. İnşallah bu sorun artık ’nin gündeminden çıksın. Ama, dikkatlerinizi bir noktaya çekmek istiyorum. Habur’daki anlamlı manzarayı, sorumsuzca, kaygısızca, düşüncesizce kışkırtanları da gördünüz. Allah aşkına, bu mudur samimiyet? Sorumluluk sahibi insanlara yakışan bir manzara mıdır tavırlar? Bu ülkenin gerçekten felaha, gerçekten huzura kavuşmasını arzulayanlar, böyle bir tavır, böyle bir şovun peşine nasıl düşebilir? HANGİ YÜZLE KONUŞACAKSINIZ?: Hangi yüzle milletin karşısına çıkıp ’Biz huzur istiyoruz, biz kardeşliğin pekişmesini istiyoruz, biz birlik istiyoruz, biz sürecin başarıyla sonuçlanmasını istiyoruz’ diyeceksiniz? Hangi yüzle çıkıp da samimi olduğunuzu iddia edeceksiniz? Ülkenin bir kesimini rencide ederek, hissiyatını zedeleyerek, kışkırtarak birliği bütünlüğü savunduğunuzu hangi yüzle ifade edeceksiniz? SAĞDUYU ÇAĞRISI: Buradan, herkesi sorumlu davranmaya, sağduyulu davranmaya, samimi davranmaya davet ediyorum. Milli Birlik Süreci’ni bu tür provokatif eylemlerle, bu tür şovlarla engelleyebileceklerini zannediyorlarsa, çok büyük bir yanılgı içindedirler. Onlara rağmen biz bu süreci devam ettireceğiz. İnşallah, temennimiz odur ki sonuca kadar da koşturacağız. Onların kışkırtmalarına, tahriklerine rağmen bu süreci nihayete erdireceğiz. Onlara rağmen, onların sorumsuz tavırlarına rağmen kardeşliğimizi pekiştireceğiz.
609354
BBP'den Topçu iddialarına sert cevap
Şanverdi, eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili kurulan TBMM Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü'yü ziyaretlerinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Kahramanmaraş ve Kayseri Valileri ile dönemin Kayseri Emniyet Müdürünün komisyona bilgi verdiklerini anımsattı. Kayseri Valisinin, ''Kendisinin kazayla ilgili açıklama yapmadığını, sadece, şimdiki BBP Genel Başkanı, dönemin BBP Genel Sekreteri Yalçın Topçu'ya bilgi verdiğini'' söylediğini ifade eden Şanverdi, ''Genel Başkanımız Yalçın Topçu, hiç bir zaman, Kayseri Valisi ile ne telefonda ne de yüzyüze görüştü'' dedi. Ahmet Şanverdi, ''Sayın Topçu, kazadan sonra, Kayseri Valisinin açıklamaları basında yer alınca, Kayseri Valiliğini aratıyor, (Şu açıklamayı soralım) diyor. Kayseri Valisinin Genel Sekreteri bağlanıyor. Genel Sekreter, Valinin toplantıda olduğunu ve hemen bağlayamayacaklarını) söylüyor. Sayın Topçu da Valinin Genel Sekreterine açıklamaları soruyor ve da teyit ederek, (doğrudur) diyor'' diye konuştu. Kayseri Valisinin, açıkladığı bilgileri Kayseri Emniyet Müdüründen, onun da Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü istihbaratından aldığını söylediğini ifade eden Şanverdi, helikopterin düşmesinin ardından Kayseri Valisi ile görüşen ve bilgi alan kişilerin komisyonda dinlenmesini istediklerini söyledi.
608008
Vah kaçana!
Atilla Gökçe KritikVah kaçana! 22 Ekim Perşembe 2009 Ne de olsa şampiyonuydu. Wolfsburg aklın, paranın, gücün, projenin emekle yoğrulmasından çıkmış bir takımdı. Düşünün Dzeko, Grafite ve Misimovic’in toplam maliyeti 13.5 milyon euro. Yani ’ın bir tek ’sı bile etmiyorlar. Beşiktaş, sezon başından beri hücum ve savunma dengesini bir türlü tutturamadığı bir dönemde, haftalarca gol hasreti çektiği bir sürecin sonunda bu Alman şampiyonu ile oynadı. Ve yazıktır ki, galibiyeti kaçıran taraf Beşiktaş oldu. İlk yarıda Gentner’in soldan yaptığı tehlikeli ortalara savunmada stoperlerden önce Rüştü yetişti. Yumruklarla, blokajla Dzeko ve Grafite’nin vuruşlarına fırsat vermeden topu uzaklaştırdı. Beşiktaş, rakibin ağır baskısı altında oynamasına rağmen iki stoperi ve özellikle ’nin dirençli oyunuyla ayakta durdu. Ne var ki, Denizli’nin 4-3-3 düzeninde orta alanı oluşturan Ekrem, Fink ve Ernst verimli değildiler. Ernst göbekten sola kaymış Hasebe’nin kullanıldığı kanadı başarıyla tutuyordu. Ancak hücuma dönüşü istendiği gibi olmadı. Yine de Beşiktaş üç gol pozisyonu buldu ilk yarıda... Beşiktaş ikinci yarıda bu orta alan sorununu gideremedi. ’nun da biraz oyuna girmesiyle savunmada Ferrari’nin liderliğinde hücuma da ortak olan yeni bir anlayışla Denizli’nin takımı direnişin de üstüne çıkarak üst üste pozisyon üretmeye ve gol kovalamaya başladı. Dzeko’yu, Misimovic’i, Grafite’yi ve sonradan oyuna giren Dejagah’ı başarı ile durdurdular. Ferrari’nin, Tello’nun hücum rolleri almasıyla Ernst de biraz kendi bölgesine yaklaşıp ortadan kişilikli bir oyuna imza attılar. ’nin bugüne kadar oynadığı maçlarında tek golü yok. Dün ilk yarıda iki, ikinci yarıda da iki kez gol pozisyonuna girdi, ama atamadı. Wolfsburg’u dakikalar geçtikçe gol atamama krizine soktular. ’nin 74. dakikada Grafite’ye gösterdiği Beşiktaş’ın daha yaratıcı bir oyun sergilemesine yaradı. Denizli, ’yi biraz daha erken oyuna soksa Tello’nun yerini alan Tabata ile Fink’in yerini alan Uğur İnceman’ın da katkısıyla aradığı golü erken bulabilirdi. İkinci yarıda en az beş kez pozisyona girdi Beşiktaş... Bunları atamadı. Ve galibiyeti kaçırdı. Şampiyonlar Ligi’nde sıfır çekme korkusu için de takım için de bitti. Şimdi Beşiktaş grupta yeniden stratejik hesaplar yaparak yeni bir ivme kazanabilir. Ben bu ivmenin Süper Lig’de de biraz sıçrama yaratacağına inanıyorum. ’dan puanla dönen Beşiktaş, bize yepyeni heyecanlar sunabilir. Soğuk gecenin en sıcak mesajı bu... (188 yazı)
609111
100 metreden gol attı!
100 metreden gol attı! Portekiz'de oynanan futbol karşılaşmasında yeşil sahalarda eşine az rastlanır bir gol oldu. Ülkenin Premier Ligi'nde oynayan Rio Ave ikinci lig takımlarından Esmoriz kulüpleri arasında Portekiz Kupası'nda oyanan karşılaşma 2-1 Rio Ave takımının üstünlüğü ile sona erdi. Maçın en ilginç anı ise Rio Ave'nin 2-0 üstün olduğu ikinci yarıda Esmoriz kalecisi Rui Sa'nın önünde bulduğu topu uzun bir vuruş sonrası gole çevirmesi oldu. Kaleci başta olmak üzere bütünh oyuncuların şaşkınlık içinde izlediği gol ise Esmoriz'in kupadan elenmesini engelleyemedi.
608146
Sanatçılardan magazin şiddetine ilanlı isyan
Siyah fon üzerine verilen gazete ilanında, "Bir kısım magazin muhabirlerinin son dönemde şiddeti gittikçe artan taciz ve tahrik yoluyla haber yapma yöntemini kınıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasayla vatandaşlarına sağladığı "kişi hürriyeti ve güvenliği, özel hayatın gizliliği ve korunmasına" dair hakların bizler için de uygulanmasını istiyoruz" denildi. Magazin muhabirleriyle yaşadığı tartışma nedeniyle son dönemde gündeme gelen oyuncu Timuçin Esen'in de destek verdiği ilanda şu sanatçıların imzaları yer alıyor: Aslı Tandoğan, Bergüzar Korel, Berk Oktay, Berrak Tüzünataç, Beste Bereket, Cansu Dere, Cem Yılmaz, Ceyda Düvenci, Çağla Kubat, Dolunay Soysert, Erkan Can, Erkan Petekkaya, Erol Avcı, Ezgi Mola, Fikret Kuşkan, Gaye Boralıoğlu, Güven Kıraç, Halit Ergenç, Hatice Aslan, Kenan İmirzalıoğlu, Kıvanç Tatlıtuğ, Kudret Sabancı, Lale Mansur, Mehmet Aslantuğ, Mehmet Günsur, Melike Güner, Melisa Sözen, Meltem Cumbul, Mert Fırat, Murat Yıldırım, Nejat İşler, Neşe Şen, Nurgül Yeşilçay, Oktay Kaynarca, Olgun Şimşek, Ozan Güven, Ömür Atay, Özgü Namal, Rıza Kocaoğlu, Selçuk Yöntem, Selen Seyven, Selma Ergeç, Serkan Altun Orak, Serra Yılmaz, Sinan Tuzcu, Şebnem Bozoklu, Tardu Flordun, Tuncel Kurtiz, Türkan Derya Güven, Uğur Polat, Uğur Yücel, Umut Kurt, Yıldız Tunç ile Zeynep Beşerler.
609525
ÖSYM, 2010 sınav takvimini açıkladı
Üniversiteye giriş için ilk aşama olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı'na (YGS) başvurular 11 Ocak-12 Şubat 2010, ikinci aşama Lisans Yerleştirme Sınavı'na (LYS) başvurular 3-14 Mayıs 2010 tarihleri olarak belirlendi. Buna göre, 11 Nisan 2010'da gerçekleştirilecek YGS'ye 11 Ocak-12 Şubat 2010 tarihleri arasında başvurular alınacak. Adaylar YGS için 35 lira ücret ödeyecek. İkinci aşama olan LYS'nin başvuruları da 3-14 mayıs 2010 tarihleri arasında yapılacak. Adaylar katılacakları her bir LYS için 20'şer lira ödeyecek. LYS-1 (Matematik-Geometri), LYS-5 (Yabancı Dil) 19 Haziran, LYS-4 (Sosyal Bilimler) 20 Haziran, LYS-3 (Edebiyat-Coğrafya) 26 Haziran, LYS-2 (Fen Bilimleri) 27 Haziran'da gerçekleştirilecek. Öğrenciler bu sınavlar için lise müdürlükleri ile ÖSYM sınav merkezi yöneticilikleri ve ÖSYM'nin internet sitesinden başvuru yapabilecekler. -KPSS- ÖSYM gelecek yıl lisans, ön lisans ve ortaöğretim mezunları için KPSS düzenleyecek. Lisans mezunları için 10-11 Temmuz 2010'da, ortaöğretim ve ön lisans mezunları için 26 Eylül 2010 tarihlerinde KPSS yapılacak. Lisans adayları 10-21 Mayıs 2010, ortaöğretim ve ön lisans adayları 31 Mayıs-2 Temmuz 2010 tarihleri arasında başvuru yapabilecek. Lisans mezunları 1. oturum için 35 lira, 2. oturum için 55 lira, 3. oturum için 75 lira, dördüncü oturum 95 lira ödeyecek. Ön lisans ve lise mezunları ise 35 lira sınav ücreti alınacak. -DİĞER SINAVLAR- ÖSYM gerçekleştireceği diğer sınavların tarihlerini ve ücretlerini de açıkladı. Buna göre, Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı'nın (KPDS) ilkbahar dönemi Mayıs 2010'da ve sonbahar dönemi Kasım 2010'da gerçekleştirilecek. Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı'nın (ÜDS) ilkbahar dönemi 21 Mart 2010, sonbahar dönemi Ekim 2010'da yapılacak. Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitime Giriş Sınavı'nın (ALES) ilkbahar dönemi Mayıs 2010, sOnbahar dönemi 21 Kasım 2010'da gerçekleştirilecek. KPDS, ÜDS ve ALES'in sınav ücretleri 40'ar lira olarak belirlendi. Tıpta Uzmanlık Sınavı'nın (TUS) ilkbahar dönemi 17-18 Nisan 2010, sonbahar dönemi ise 18-19 Eylül 2010 yapılacak. Adaylar bu sınav için 60'ar lira ödeyecek. Dikey Geçiş Sınavı 'da Temmuz 2010'da düzenlenecek. Bu sınavın ücreti de 50 lira olacak. kadar fazla sınav ücreti mi olur parasısız iş yok zaten cihat değirmenci hakkaten yazık terdöküp yuzlerce para yatıran gençlrmze.bi de kadro kadro diye ayırıyorlar.aldıkları puan türü de aynı; P3 her yıl herşeyiyle aynı..o gün başına bi iş gelse iki yıl bekle. bi kere kaçırırsan,sınav açıklanıp sonra kadroya girene kadar 2.5 yılı geçer Tabi da mülakkatta elenmezsen. Bütün bakanlıklar uzman yardımcısı alırken son iki yılın kpss puanını geçerli sayıyor, öğretmenler de her yıl giriyor kimse sen KPSS-A ile başvurabilirsin demiyorlar. Ama kadroları için saçma bi sınırlama var furkan
609051
Krizden sonra ilk halka arz
Krizden sonra ilk halka arz Ran Lojistik A.Ş, sermayesinin yüzde 25,2’sini 26-27-28 Ekim tarihlerinde halka arz edecek. Sermayesini milyon 100 bin liradan 12 milyon 700 bin liraya yükselten Ran Lojistik, sermayesinin milyon 200 bin liralık nominal değerdeki bölümünü halka arz ediyor. Ran Lojistik, borsadan satış yoluyla gerçekleşecek halka arzdan elde edeceği geliri antrepo ve depo yatırımlarında kullanmayı planlıyor. Galata Menkul Değerler A.Ş’nin aracılık ettiği ve 26-27-28 Ekim tarihlerinde gerçekleşecek Ran Lojistik halka arzında, satış fiyatı 2,86 lira baz fiyattan belirlenirken, bu baz fiyattan beklenen gelir miktarı ise milyon 152 bin lira olarak belirtildi. Ran Lojistik, Reysaş’tan sonra ’da işlem gören ikinci lojistik şirketi olacak. Ran Lojistik’in danışmanlığını yapan CFK Kurumsal Finansman Danışmanlık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Öztürk, bunun ’de 18 ay aradan sonra ilk halka arz olacağını belirterek, "Bu halka arzın başarılı olmasını ve diğer halka arzların da önünü açmasını temenni ediyorum. Lojistik sektörü borsada yeterince temsil edilmiyor. Umarım başka lojistik şirketlerini de borsada görürüz" dedi. Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Öztürk, Ran Lojistik’in aslında 2008 yılında halka açılmayı planladığını ancak yaşanan finansal krizin hem dünyada hem de Türkiye’de halka arzları "bıçak" gibi kestiğini anlatarak, "2009’un ikinci yarısından itibaren halka açılmayı gündemimize alacağımızı deklare etmiştik. Her ne kadar reel sektörde kriz geçmemiş olsa da finansal sektör krizi atlattı. Biz de konjoktür olarak en uygun zaman bu zaman olduğuna inandığımız için tekrar sürecimizi başlattık. İnşallah Pazartesi günü halka arzımızı tamamlayacağız" diye konuştu. Amaçlarının şirketin bütün depo ve antrepo yatırımlarını DTC üzerinden yapıp, DTC’yi bir gayrimenkul şirketi gibi konumlandırmak olduğunu ifade eden Öztürk, depo ve antrepo yatırımının Türkiye’de en yüksek karlılığa sahip sektörlerden bir tanesi olduğunu kaydetti. Öztürk, "Körfez yatırımcılarının yatırım yapmak istediği alan da bu. Yapacağımız yatırım tutarı 11 milyon Bu yatırımın kendini 4-5 yılda amorti etmesini bekliyoruz. Biz buradan yüksek karlılık elde ederek yatırımcılarla paylaşmak istiyoruz. Depo antrepo yatırımlarının karlılık marjı yüzde 50’ler civarında" diye konuştu. Halka arzdan bekledikleri bürüt gelirin milyon 152 bin lira olduğunu söyleyen Öztürk, 11 milyon dolarlık yatırımın kalan kısmını da öz kaynaklar ve dış kaynaklardan karşılayacaklarını, yatırımı bir yıl içinde düşündüklerini belirtti. -"EN YÜKSEK ENDEKS SEVİYESİNDE YAPILAN HALKA ARZLARDAN BİRİ"- Halka arzla ilgili ’ya başvurularını 19 Haziran 2009 tarihinde yaptıklarını ve ay 20 gün gibi rekor bir sürede bunun sonuçlandırıldığını dile getiren Öztürk şunları kaydetti: "SPK ve ’deki arkadaşlara çok teşekkür ediyoruz, onlar da halka arza destek verdiler. fazla ama şu anda SPK ve İMKB başkanımız halka arzda çok istekli. İMKB ve SPK’nın aynı konuya dair incelemeleri var, bunlar sadeleştirilirse... Çok iddialı rakam ortaya atıldı. 2023’te bin şirket demek, iki haftada bir şirketin halka arzı demek." Öztürk, şirketin borsada işlem görmeye bir hafta içinde aşlayabileceğini, kesin tarihi Borsa’nın belirleyeceğini söyledi. Bir başka soruya karşılık da Öztürk, "Bu halka az, en yüksek endeks seviyesinde yapılan halka arzlardan biri olacak" dedi. Türkiye’de tüm şirketlerin yaptığı lojistik harcamaları 57 milyar dolarken sektörün büyüklüğünün 10-12 milyar dolar seviyesinde bulunduğuna işaret eden Öztürk, "Bu da şirketlerin hala lojistik harcamalarını kendilerinin yaptığını gösteriyor. Sektörün çok ciddi büyüme potansiyeli var. Yabancıların oldukça ilgi gösterdiği bir sektör" dedi. Ran Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ramiz Benli de 2008 yılında şirketin 39 milyon lira ciro elde ettiğini, 2009 yılı beklentilerinin ise 32-35 milyon lira olduğunu belirtti. Soruları da yanıtlayan Benli, reel sektörde canlanma ip uçları gördüklerini belirterek, "Stokların tükendiğini biliyoruz. Depolarda bir miktar düşüşler oldu. Stoklarda genelde bir kıpırdanma görüyoruz. Taşımalarda yüzde 80’lik kısmın geri geldiğini görüyorum. İvmenin yukarı gideceğini düşünüyorum" dedi. -"HAKLA ARZA İLGİ OLACAK, YENİ BİR KAN GETİRECEK"- Galata Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Ataer Ekener ise piyasada yeni bir aracı kuruluş olduklarını ve bine yakın müşterileri bulunduğunu ifade etti. Ekener, İMKB Birincil piyasada işlem görecek Ran Lojistik’in halka arzıyla ilgili maksimum lot miktarının 500 lot olacağını kaydetti. Körfez, ve olarak özellikle lojistik sektörüne ve Türkiye’ye çok fazla ilgi olduğunu ifade eden Ekener, "Bizim buradaki hacmin genişlemeye müsait olması sektöre ilgiyi artırıyor. Özellikle yabancıların ve lojistik sektörü üzerinde durduğunu söyleyebilirim" diye konuştu. Ekener, yurt dışında talebin oluştuğunu, insanların artık halka arzı özlediklerini ifade ederek, bunun piyasalara yeni bir kan getireceğini ve halka arza ilginin olacağını, bir kaç katı talep beklediklerini belirtti.
609113
Mahmur'dan 12 bin Kürt Türkiye'ye dönmek istiyor
Mahmur'dan 12 bin Kürt Türkiye'ye dönmek istiyor CN Türkiye'ye teslim olan terör örgütü PKK'lı 34 kişinin tutuklanmaması, Mahmur Kampı'nda yaşayan 12 bin Kürt kökenli Türkiye vatandaşı tarafından sevinçle karşılandı. Şırnak ve Hakkari bölgesindeki sınır köylerinin 1994 yılında güvenlik gerekçesiyle boşaltılmasından sonra, kaçak yollarla Irak'a giren ve Mahmur Kampı'nda yaşayan Kürtler, siyasi şartların oluşması durumunda yerlerine döneceklerini söyledi. Cihan Haber Ajansı'na konuşan kamp sakinleri, PKK tarafından yollanan Barış Grubu'nun tutuklanmamasının kendilerini ümitlendirdiğini söyledi. Mahur sakinleri, barış projesini tam desteklediklerini, hükümetin açılımı devam etmesi gerektiğini vurguladı. Son günlerde yaşanan siyasi olayları CN'a değerlendiren kamp sakinleri, bedenen Türkiye'de uzak olmalarına rağmen ruhen Türkiye ile yaşadıklarına dikkat çekiyorlar. Kamp sakinleri şimdi yaşanan olumlu sürecin kendi kaderlerinin nasıl şekilleneceğini merak ederken, onlar Ankara'dan gelecek haberleri dikkatle bekliyor. "TÜRK-KÜRT KARDEŞLİĞİ İÇİN BARIŞ GRUPLARINI GÖNDERDİK" Kampın imamı Tevfik Abdullah, Türk ve Kürt kardeşliği adına Barış Grubu'nu Türkiye'ye gönderdiklerini hatırlatarak akan kanın artık durması gerektiğini ifade etti. Bütün Müslümanların kardeş olduğuna dikkat çeken İmam Abdullah, Biz de bunun için Mahmur'dan bir grubu Türkiye'ye gönderdik. İnsanlık için, İslamiyet için, Kürt ve Türk kardeşliği için onlar gittiler." ifadesini kullandı. Kürtleri de Allah'ın yarattığına dikkat çeken Abdullah, "Kürtleri de Allah yaratmış. Allah'ın verdiğini inkar etmemek lazım. Kürtler dillerini kendileri seçmedi. Bunu onlara Allah vermiş. Biz Kürtlerin en tabii haklarını istiyoruz. Sadece adalet istiyoruz" dedi. "KARDEŞ KANI ARTIK DURSUN İSTİYORUZ" Mahmur Kampı Belediye Başkanı Abdulkerim Tunç ise Türkiye'ye giden gurupların tutuklanmamasının güzel bir adımı olduğunu dile getirdi. Tunç göre, sorunun çözümü için bu yeterli değil, daha çok çaba göstermek gerek. Türkiye'de sorunu çözme adına siyasetin tıkandığını iddia eden Belediye Başkanı Abdulkerim, Giden gruplar tutuklanmadı. Bu iyi oldu. Bu güzel bir adım, ama bize göre sorunun çözümü için yeterli değil. Devlet siyasi bir adım atmalı. 25 yıldır bir sorun yaşanıyor. Kürtlerin hiçbir şeyi tanınıp kabul edilmedi. Oysa dünyanın birçok yerinde nüfusu bir milyon olan halkların bile hakları var. Türkiye en azından bunları görmeli ve bir adım atarak tıkanan siyasetin önünü açmalı." şeklinde konuştu. Kardeş kanının durmasını istediklerini kaydeden Abdulkerim, "Kürt milletinin istediğini, Türk milleti de istedi. Yani birlikte kan dursun diyoruz. Kardeş kanı dursun. Dünyada savaştan fayda gören yoktur. Savaş araçtır, çözüm değil. Barış çözümdür." diye ekledi "Biz dilimiz için mücadele ediyoruz. Bir adım atılmasa, bu sorun devam eder. Bizim köylerimiz yakıldı. İnsanlarımız öldü. Devlet bazı şeyleri görmeli. Kürt milleti savaş istemiyor, kardeşlikten yana hep. Barıştan yana. Sayın Erdoğan gelin diyor. Biz, neye geldik neye geri döneceğiz. Erdoğan'ın gücü bazı şeyleri tek başına çözmeye yetmiyor. APO'yu bıraksın, ana dilde eğitime izin versin. Hapistekilere özgürlük versin. zaman biz, buradan Türkiye'ye yayan da gideriz. Bizim geri dönmemizin şartları var. Biz demokrasi herkes için olsun diyoruz. Bize değil sadece, herkese af olsun. Bize tek af istemiyoruz. Bizler göçe zorlandık. Ailelerimiz parçalandı. Bunların dikkate alınması gerek" iddiasında bulundu. "TÜRKİYE'NİN BARIŞ VE HUZURUNU İSTEMEYENLER BU SORUNU TETİKLİYOR" Ev hanımı Şehristan Durmaz ise Türkiye'nin daha zor duruma düşmesini isteyenlerin olduğuna dikkat çekerek, barışı ve huzur istemeyenlerin sorunu tetiklediğini belirtti. Durmaz, "Türkiye'de barış ve huzuru istemeyenlerin çocukları bu yolda mücadele edip ölmüyor. Koltuklarında oturanlar, bu sorunun devam etmesini istiyor. Buradan sesleniyorum, biz yeter artık diyoruz. Kürt ve Türkler ele ele versinler kardeşçe bu sorunu çözsünler. Kardeş kanı akmasın yeter artık. Barış istiyoruz. Biz, artık Kürt ve Türk milleti çatışmasını istemiyoruz. Türkiye'de anayasa değişmeli. Çünkü, 30 yıldır bu sorun var. Ama sonuç yok. Analar ağlamasın artık. Bu sese kulak versinler." diyor Kamp olarak sürece destek olmak istediklerini ekleyen Durmaz, "Biz kamp olarak sürece olumlu destek için barış gurubu gönderdik. Gözetim altında tutulmalarını beklemiyorduk. Ama birgün tutuldular. Keşke birkaç ste alıkonmasaydılar. Bizi temsilen gidenler, isteklerimizin yer aldığı mektupları götürdüler. Hükümetten de bir adım bekliyoruz bu yönde" dedi. "BARIŞ GRUPLARI İLE ÜMİTLERİMİZİ DE GÖNDERDİK Halime Ara isimli üniversite öğrencisi ise Türkiye'ye giden grupların tutuklanmamasını olumlu bir adım şeklinde değerlendirdi. Yapılan vtlerin gerçekleştirmesini de isteyen Ara, "Yetkililer konuşmak yerine, çözüm üretip uygulasınlar. Türkiye artık devlet ve millet olarak kanın akmasını istemiyor. Biz de çocuklar ölmesin, asker ölmesin diyoruz. Sorunlarımızın çözümü için bir adım bekliyoruz.' şeklinde konuştu. Bazı şeyleri konuşmanın çok erken olduğunu da söyleyen Ara, "Bizim ümitlerimiz vardı. Onları da Türkiye'ye giden gruplarla gönderdik. Bir yandan sorunun çözülmesi için gayretler olurken bir yandan da operasyonlar devam ediyor. Bu da bizim ümitlerimizi yıkıyor. Tabi ki Türkiye'ye gitmek istiyoruz. Ama barış içinde" "TÜRK MEDYASI SAVAŞ ÇIĞIRTKANLIĞI YAPIYOR" Nazmi Aka isimli genç ise Türk medyasının bu sorunun çözülmesine yardım etmediğini iddia etti. Aka'ya göre Türkiye medyası savaş çığırtkanlığı yapıyor. Medyanın savaş dilini bırakmasını isteyen Aka," Türkiye'de medya savaş dilini bırakmalı. Birlik dilini tutmalı. Giden grupların hepsi düşman ve terörist ilan edildi. Onlar elçi olarak gittiler. Elçiye zeval olmaz derler ya. Biz giden elçilere yapılan muameleyi gözlemleyeceğiz. Biz de Türkiye'ye gitmek istiyoruz. Doğduğumuz yer, hep hayalimizde. Ama sorunlarımızı çözerlerse gideriz." Başbakan Erdoğan'ın 'dönün çağrısını da erken bulan Aka, "Bu yönde daha resmi bir açıklama yapılmadı. Doğru bir yol çizilirse gidilir." Rubar isimli lise öğrencisi de Türkiye'de ki akrabalarını özlediğini ve Türkiye'ye gitmek istediğini belirtiyor. "TÜRKİYE'DEN MADDETEN UZAKLAŞTIK, AMA RUHEN DEĞİL" Mahmut Manak isimli kamp sakini ise sorunu çözmek adına Türkiye'ye elçiler gönderdiklerini ve topun şimdi hükümette olduğunu illeri sürdü Gidenlerin kendilerini temsil ettiğini kaydeden Makan, "Grupların tutuklanmaması tabi ki olumlu bir şey. Gönderdiğimiz elçilerle maddelik bir mektup gönderdik. İsteklerimiz kabul edilirse biz de gideriz Türkiye'ye. Hükümet bir adım atarsa bunu en iyi şekilde değerlendiririz. Şimdi top hükümette artık. Onların nasıl bir adım atacağına bakacağız" Hükümetin dönmelerine garanti vermesi durumunda Türkiye'ye gideceklerini aktaran Manak, "Biz 15 yıldır Irak'tayız. Kolumuzdaki stler bile Türkiye'ye göre ayarlı. Irak'a göre değil. Şeklen Türkiye'den uzaklaştık ama ruhen uzaklaşmadık. Uzaklaştığımız bir şey yok. Mesela benim bir çocuğum Türkiye'de kaldı. orda, ben buradayım. Onlardan koptum. Annem, bacım, kardeşlerim ve diğerleri hep orda kaldı." Gayelerinin Türkiye'yi parçalamak veya bayrağı tanımamak olmadığını kaydeden Manak, 'Biz devlete de bayrağa da saygılıyız. Herksin diline de saygılıyız. Biz kendi anadilimizin tanınmasını istiyoruz. Çok şey istemiyoruz. Biz kimlik istiyoruz. Yani Türk kimliği inkar edip, Kürt kimliğini istiyoruz. Kardeş olalım istiyoruz. Türk halkının sahip olduğu şeyleri istiyoruz. Kimliğimde Türk değil, Kürt yazılsın." Türkiye'nin, PKK tarafından kullanıldığı gerekçesiyle bir an önce kapatılmasını istediği Mahmur Kampı yılda kez yer değiştirdi. Mahmur Kampı, bugün çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu 11 bin 352 nüfuslu bir kasabaya dönüşmüş durumda.
607596
Denizli: Bekelentiler fazla olunca başarı gecikiyor
Gruptaki 3. maçında deplasmanda Almanya'nın WfL Wolfsburg takımı ile golsüz berabere kalan siyah-beyazlı ekipte teknik direktör Denizli, maçın ardından yaptığı basın toplantısında, alınan ilk puanın önemine işaret ederek, ''Bu puanın ne denli önemli olduğu tüm maçlar sonunda belli olacak. Bu puan, Beşiktaş'ın yolunu uzatan bir puan. İkinci yarıda kontrolü aldık. Son vuruşlarda yine sıkıntı yaşadık'' dedi. WfL Wolfsburg'un çok güçlü bir takım olduğunu bildiklerini ifade eden Denizli, grupta Manchester United'ın favori olarak görüldüğünü ve matematiksel olmasa da görüntü olarak grubu çıkmalarının garanti olduğunu kaydetti. Almanya'ya asgari 2-3 puanla gelebileceklerini düşündüklerini, ancak olmadığını belirten tecrübeli teknik adam, ''Bu grupta asgari puan almamız, devam etmemizi sağlayacak. Bu konuda hazırlıklı ve iddialıyız. Manchester United maçı bizim puan almayı düşünmediğimiz bir maç değil. Wolfsburg'u İstanbul'da yenip büyük moralle maça çıkarız. puan barajını, rakiplerimizin ve kendimizin gücünü bilerek söylüyorum'' diye konuştu. Denizli, ligde yaptıkları maçta bireysel yeteneklerin ön plana çıkmadığı yönünde sorulan bir soruya ise şöyle cevap verdi: ''Beşiktaş'ın başına geldiğim günden beri futbolcuların yeteneklerine inandım ve güvendim. İki kupa kazanarak başladığımız ligde beklentilerin yüksek olması, kalan ve giden futbolcuların baskı hissetmesi takımı olumsuz etkiledi. Futbolcularımızda bu akşam için (Belki kaybedersek grupta yokuz) düşüncesi etkili oldu. İkinci yarı daha rahat oldu, bu gerginliği attık. Burada alınan puan futbolcularımızın güvenini her bakımdan yerine getirmiştir.'' WFL WOLSBURG CEPHESİ WfL Wolfsburg Teknik Direktörü Armin Veh ise kendi takımının daha iyi olan taraf olduğunu savunarak, Beşiktaş'tan daha fazla gol şansı yakalamalarına rağmen bunları değerlendiremediklerini söyledi. Armin Veh, sahalarında alınan puanın yeterli olmadığını, ancak İstanbul'da üç puan almayı umduğunu dile getirdi. Alman teknik adam, Manchester United'in grubun favorisi olduğunu, diğer takımın da turu atlamak için aynı şansa sahip olduklarını sözlerine ekledi. Beşiktaş, yarın özel uçakla Eskişehir'e hareket edecek.
609317
Beşiktaş'ta korkunç kaza: ölü
İstanbul 'ta aşırı hızlı olduğu iddia edilen istasyonundan çıkan motosiklete çarptıktan sonra kontrolden çıkarak takla attı. Savrulan kaldırımda yürüyen öğrencisinin ölümüne sebep oldu. Kaza, dün akşam ortaköy muallim naci caddesi üzerinde oldu. İddialara göre, motosikletiyle istasyonundan çıkan İtalyan uyruklu Pado Sivetti'ye Rum asıllı Türk vatandaşı Panayotis Papayuvan'ın kullandığı çarptı. Görgü tanıkları otomobilin süratli olduğunu söyledi. Motosikleti yaklaşık 60 metre sürükleyen kontrolden çıkarak takla attı. Savrulan kaldırımda yürüyen Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi Nadir Alioğlu'na çarptı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri Alioğlu'nun yaşamını yitirdiğini tespit etti. Hastaneye kaldırılan yabancı uyruklu iki yaralının da hayati tehlikesinin bulunduğu belirtildi.
608115
İlaç yolsuzluğunda gözaltı
Ankara Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Mali Büro Amirliği ekipleri, bir istihbaratı değerlendirerek Balgat'ta bulunan bir klinikte çalışanların sağlık karneleri kullanılarak ilaç dolandırıcılığı yapıldığını tespit etti. Bunun üzerine başlatılan operasyon kapsamında bir doktor, iki eczacı, bir ilaç satış temsilcisi ile bir bilgi işlem görevlisi gözaltına alındı. Zanlıların sigortalı olarak çalışan bazı kişileri, ''Sizi sağlık taramasından geçireceğiz'' diye sağlık karnelerini topladıkları, karnelere pahalı ilaç yazdırdıkları belirlendi. Karneleri toplanan kişilere ise vitamin, ağrı kesici gibi ucuz ilaç dağıtıldığı bildirildi. Emniyette sorgulamaları tamamlanan zanlıların bugün adliyeye gönderildiği kaydedildi.
607695
'Bakü ile yanlış anlama ve algılamalar giderildi'
Ankara, "yanlış anlama ve algılamaların giderildiğini" açıkladı. Bakü ise Abdullah Gül'ün, "Dağlık Karabağ sorunu çözülmeden Türkiye-Ermenistan ilişkileri normalleşmez." şeklinde güvence verdiğini duyurdu. Dışişleri Bakanı Davutoğlu ise bugün Bakü'ye gidiyor. Davutoğlu, Aliyev ile bir araya gelecek. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ermenistan ile 10 Ekim tarihinde İsviçre'de imzalanan protokollerin ardından başlattığı telefon diplomasisini dün de sürdürdü. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'i telefonla aradı. Cumhurbaşkanlığı kaynakları, görüşmenin sonucunu, "Zorlu bir süreçten geçerken ortaya çıkan bazı duygusal tepkilerin yol açtığı yanlış anlama ve algılar giderildi." ifadesiyle özetledi. 'Uzun ve kapsamlı' görüşmede, Cumhurbaşkanı, cumartesi günü ABD Başkanı Barack Obama ve pazartesi günü Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev ile yaptığı görüşmeler hakkında Aliyev'e bilgi verdi. Cumhurbaşkanı Gül, her iki lidere, "Kafkaslar'da barış ve istikrarın sağlanması için AGİT Minsk grubunun çalışmalarını hızlandırın." demişti. İki cumhurbaşkanının görüşmesi sonrasında Bakü'den yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Gül'ün Aliyev'e, "Dağlık Karabağ sorunu çözülmeden Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi mümkün değil." dediği bildirildi. Ankara, Karabağ sorununun dünya liderlerinin gündemine girmesine sebep olan çabalarının ve Türkiye ile Ermenistan arasında normalleşme sürecinin Karabağ sorununun çözümüne de katkı yapacağının Bakü yönetimi tarafından görülmesini istiyor. Türkiye, protokollerin imzalanması ve 'bayrak krizleri'nin ardından "bir millet bölünüyor" görüntüsünün oluşmasından oldukça rahatsız. Bilindiği gibi, hem Ankara hem de Bakü, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki yakınlığı "bir millet iki devlet" kavramıyla özetliyor. Dünkü telefon görüşmesinde, "iki ülke arasındaki ilişkide bir zafiyet varmış gibi bir görüntünün yanlışlığı" hususunda iki liderin görüş birliği içinde olduğu bildirildi. Kulislerde, iki liderin görüşmesinde, Bakü'deki Türk Şehitliği ve Din İşleri Müşavirliği önünde Türk bayraklarının indirilmesi ile Bursa'da oynanan Türkiye-Ermenistan milli futbol takımları arasındaki maça Azeri bayraklarının sokulmasına izin verilmemesine ilişkin iki tarafın düşüncelerini birbirine aktardığı konuşuluyor. Ancak Ankara'daki kaynaklar, bu konuya ilişkin detaya girmiyor.
608848
Mafya fena korkutmuş
fena korkutmuş ’da üç ayrı davasında yargılanan iki liderini muayene edip haklarında yazacak doktor bulunamıyor. Bulgar doktorların, korktukları için, iki mafya lideri Krasimir Marinov ile Nikolay Marinov’u muayene etmemeleri ve haklarında rapor yazmamaları yüzünden davada da hiçbir ilerleme kaydedilemiyor. Savcı Roman Vasilev, son duruşmada Marinov kardeşlerden birinin kardiyoloji kontrolü istediğini, ancak böyle bir kontrolü yapacak ve rapor yazacak tek bir doktor dahi bulamadıklarını açıkladı. Savcı Vasilev, yaklaşık 25 doktorun çeşitli bahanelerle söz konusu sağlık kontrolünü yapmayı reddettiklerini belirterek, bu yüzden mahkemenin yurt dışından doktor getirmek zorunda kalacağını söyledi. Mafya liderlerini muayene etmek üzere çağrılan doktorların bazılarının kendi uzmanlığının yetersiz olduğunu söylediği, bazılarının ise sağlık raporu alarak izne çıktığı öğrenildi. Emekli Lüben Gotzev, Nikola Damyanov ve ünlü kaçakçılarından İvan Todorov cinayetlerinden yargılanan Marinov kardeşler, her duruşmaya bel fıtığından kalp damar hastalıklarına kadar çeşitli sağlık raporları getirerek davayı uzatmaya çalışıyor. Marinov kardeşlerin yanı sıra suç ortağının yargılandığı dava iki yıldır sürüyor.
607807
Tombul Kraliçe
Tombul Kraliçe Orijinal Adı: Queen Sized Yönetmen: Peter Levin Oyuncular: Nikki Blonsky, Annie Potts, Lily Holleman, Liz McGeever CINE 20.45 Maggie Baker 17 yaşında aşırı şişman ve hep zayıflamak isteyen genç bir kızdır. Maggie'nin ona göre çok zayıf olan annesi, kızının şeker hastası olmasından çok endişenlenmektedir. Maggie uzun süren sıkıntılardan sonra bir gün mezuniyet balosunda birinci seçilmış ve genç kızın tüm hayatı değişmiştir. TELEVİZYON
609589
Uyuşturucu kartelli 300 kişi tutuklandı
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE Uyuşturucu kartelli 300 kişi tutuklandı ABD, Meksika uyuşturucu kartellerine savaş açtı. 19 eyalette 300 kişi tutuklandı. Tijuana uyuşturucu karteliyle bağlantısı olanların mal varlıkları donduruldu WASHINGTON (A.A) ABD'de, Meksikalı 'La Familia' uyuşturucu karteline bağlı şebekeyi dağıtmak üzere son günde 19 eyalette yapılan operasyonlarda, yaklaşık 300 kişi tutuklandı. Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Başkanı Robert Mueller, ABD'de etkin olan Meksikalı uyuşturucu şebekesine karşı önemli bir adım atıldığını, 'La Familia' adlı bu grubun son yıllarda bir uyuşturucu kartelinden çok gelişmiş bir suç örgütüne dönüştüğünü bildirdi. ABD Adalet Bakanı Eric Holder de tutuklamaların, 'Coronado Projesi' adı verilen 44 aylık bir soruşturma sonucunda yapıldığını, bu uzun süreçte uyuşturucuyla ilgili suçlamalardan yaklaşık 1200 kişinin gözaltına alındığını, 11.7 ton da uyuşturucu ele geçirildiğini kaydetti. ABD Adalet Bakanlığı, 'La Familia'nın Meksika'nın güneybatısındaki Michoacan eyaletinde üslendiğini, Meksika'dan ABD'ye giden kimi uyuşturucu maddeler dahil Michoacan ve civarında uyuşturucu üretim ve dağıtımını kontrol ettiğini dile getirdi. Bu arada ABD Hazine Bakanlığı, Meksikalı ünlü uyuşturucu karteli 'Tijuana' ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle kişi ve şirketi kara listeye alarak, ABD'de mevcut olabilecek tüm mal varlıklarını dondurma kararı aldı. Bakanlığın bu kararı, Amerikan bankaları ve iş çevrelerinin de bu kişiler ve şirketle iş yapmasını engelliyor.
609123
Aşıdan elde edecekleri kar 49 milyar dolar
İBRAHİM KAHVECİ MELİKŞAH UTKU Aşıdan elde edecekleri kar 49 milyar dolar LONDRA/NEW YORK (A.A) İmalatçı şirketlerin, domuz gribi aşısından, yıllık 49 milyar dolarlık kar edebilecekleri belirtiliyor. Büyük ilaç şirketlerinin, şimdiye kadar 1,5 milyar dolarlık aşı sattıkları ve milyarlarca dolarlık aşı bağlantısı yaptıkları, salgınların bu miktarı misliyle artıracağı belirtiliyor. İlaç şirketlerinin, domuz gribi aşısı yanı sıra, milyar doların üstünde de, mevsimsel grip aşısı sattıkları kaydediliyor. Bu arada, grip virüsüne karşı etkili ilaçların satışlarının da, geçen yıla göre ikiye katlandığı ifade ediliyor. Öte yandan, ABD'de salgın mevsimi yaklaşırken, domuz gribi aşısının yeterince üretilip piyasaya verilemediği kaydedildi. ABD'de, yönetimin 120 milyon dozluk aşıyı piyasa vermeyi planladığı daha sonra bunu 45 milyona indirdiği, ancak henüz 13 milyon dozun piyasada olduğu ifade ediliyor. Embriyonlu (döllenmiş) yumurta ile gerçekleştirilen 'inaktivasyon test'lerinin uzun sürmesi nedeniyle, hemen piyasaya verilemediği, bu nedenle, testleri hızlandırıcı teknikler üzerinde çalışılması gerektiği vurgulanıyor. Uzmanlar, yetişkinlerde tek dozun, ancak 10 yaş altındaki çocuklarda iki dozun gerekli olacağını ve aşı hesabının da buna göre yapılması gerektiğine dikkati çekiyorlar.
609686
Sarkozy'nin oğlu geri adım attı
Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy'nin 23 yaşındaki oğlu, "kayırma" tartışmaları nedeniyle 'nın önde gelen iş merkezinin üst düzey yönetimini üstlenme düşüncesinden vazgeçti. Jean Sarkozy, Paris'in en büyük iş merkezi olan "La Defense" bölgesinden sorumlu EPAD'ın yönetim kuruluna aday olacağını, ancak bu konudaki tartışmalar nedeniyle başkanlığı üstlenmemeye karar verdiğini söyledi. 'da basın ve muhalefet, ünlü iş merkezinin yönetiminin Sarkozy'nin oğluna verilmesine "hanedanlık" suçlaması getirmiş ve sert bir biçimde eleştirmişti. Jean, son yerel seçimlerde de, iktidar partisinden Paris'in Hauts-de-Seine Belediyesi'nin yönetimine seçilmişti.
609223
Merkez'in enflasyonu ay önceden şaştı
Merkez Bankasının anketine göre, 2009 yılı sonu enflasyon beklentisi, Ekim ayının son anketinde yüzde 5,40 oldu. Buna göre, Ekim ayının ilk anketinde yüzde 5,41 olan yıl sonu enflasyon beklentisi, son anketinde yüzde 5,40'a indi. Cari yıl sonu yıllık gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) büyüme beklentisi eksi yüzde 5,5 oldu. Büyüme beklentisi Ekim ayının ilk döneminde eksi yüzde 5,6 idi. Merkez Bankasının, mali ve reel sektörde karar alıcı ve uzman kişiler ile profesyonellerin beklentilerini saptamaya yönelik her ay iki kez düzenlediği Beklenti Anketinin Ekim ayının son dönem sonuçları açıklandı. Buna göre, Ekim ayının ilk dönem anketinde yüzde 1,10 olan cari ayın tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) beklentisi son anketinde yüzde 1,20'ye çıktı. Ekim ayının ilk anketinde yüzde 0,83 olan gelecek ayın TÜFE beklentisi son anketinde yüzde 0,81'e, iki ay sonrasının TÜFE beklentisi ise yüzde 0,53'den yüzde 0,52'ye indi. Ekim ayının ilk dönemde yüzde 5,41 olarak belirlenen yıl sonu yıllık TÜFE beklentisi son anketinde yüzde 5,40'a gerilerken, 12 ay sonrasının yıllık yüzde 6,23 olan TÜFE beklentisi yüzde 6,29'a, 24 ay sonrasının yıllık TÜFE beklentisi yüzde 6,18'den yüzde 6,19'a çıktı. Ekim ayının ilk döneminde yüzde 7,76 olan gelecek 3. ayın altı aylık Hazine Bonosu ihalesi yıllık bileşik faiz oranı beklentisi de yüzde 7,70 oldu. Gelecek 12. ayın altı aylık Hazine Bonosu ihalesi yıllık bileşik faiz oranı beklentisi ise yüzde 8,69'dan yüzde 8,66'ya indi. Gelecek 3. ayın yıl vadeli, ayda bir sabit kupon ödemeli TL cinsi Devlet Tahvili ihalesi yıllık bileşik faiz oranı beklentisi yüzde 10,14'den yüzde 9,92'ye düştü. Gelecek 12. ayın yıl vadeli, ayda bir sabit kupon ödemeli TL cinsi Devlet Tahvili ihalesi yıllık bileşik faiz oranı beklentisi ise yüzde 11,39'dan yüzde 11,20'ye geriledi. CARİ AÇIK BEKLENTİSİ 10,9 MİLYAR DOLAR Cari ay dolar kuru beklentisi 1,4842'den 1,4682'ye indi. Yıl sonu dolar kuru beklentisi de 1,5271'dan 1,5052'ye geriledi. Gelecek 12 ay sonundaki dolar kuru beklentisi de 1,5756'dan 1,5650'ye düştü. Yıl sonu cari işlemler dengesinde meydana gelecek açık beklentisi 10 milyar 921,1 milyon dolar oldu. Ekim ayının ilk döneminde beklenti 10 milyar 966,9 milyon dolar idi. Ekim ayının ilk anketinde eksi yüzde 5,6 olan cari yıl sonu yıllık gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) büyüme beklentisi son anketinde eksi yüzde 5,5'e indi. Gelecek yıl sonu yıllık GSYH büyüme beklentisi yüzde 3'den yüzde 3,1'e çıktı.
609619
Altay, taktik değiştirecek
609118
DTP'ye Soruşturma
DTP'ye Soruşturma PKK üyelerinin sınırdan girişinde DTP'lilerce karşılanması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca ek iddianame hazırlanıyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı DTP hakkında soruşturma başlattı. DTP ile ilgili kapatma dava dosyası Anayasa Mahkemesi'nde bulunuyor. Yüksek Mahkeme henüz davayı görüşmedi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya ise parti ile ilgili ek bir iddianame hazırlıyor. İddianamenin konusunun PKK üyelerinin sınırdan girişinde DTP'lilerce karşılanması olduğu bildirildi.
609406
Teslim olmak mı gerek?
Dernek Genel Merkezi'nde bir basın açıklaması yapan Şencan Bayramoğlu, ''demokratik açılım sürecinin terör örgütünün gövde gösterisine dönüştüğünü'' söyledi. Terör örgütü üyelerinin ellerindeki bez parçalarıyla zafer kazanmış gibi Türkiye'ye giriş yaptığını ifade eden Bayramoğlu, bu kişiler için özel mahkemeler kurulduğunu iddia etti. Bu durumu protesto etmek için siyah kurdele kampanyası başlattıklarını söyleyen Bayramoğlu, ''Yargı erki, hukuk devleti ağır yara almıştır. Terörü bitirmek için teröre teslim olmak mı gerek? Bu kişiler Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına karşı çıktıklarını kabul ettiler. Serbest bırakıldılar. Eyleme katılmadıkları nasıl tespit edildi?'' dedi. Bayramoğlu, terör örgütünün isteklerinin kabul edilemez olduğunu belirterek, şehitlere karşı vefa gösterilmesi gerektiğini söyledi.
608367
Sivasspor'un golcüsü Ersen Martin umutlu konuştu
'un golcüsü umutlu konuştuHİLAL YÜKSEL SİVAS 'un sezon başında 'nın Huelva takımından transfer ettiği golcü oyuncu başarılı günlerinin yakında olduğunu ifade ederek, halkı ve taraftarlardan destek beklediklerini söyledi. Kulübün resmi internet sitesine açıklamalarda bulunan Ersen Martin, 12 yılı aşkın süreden beri 'de top oynadığını bu sezon uyum sürecinin biraz uzaması nedeniyle sıkıntı çektiğini bununda oyuna yansımasıyla beklenilen başarılı ortaya koyamadığını söyledi. Martin, "Kişilik olarak duygusal bir yapıya sahibim. Her gittiğim takımda adaptasyon süreci uzun sürdü. Ama şunu biliyorum ki, hiçbir zaman bana güvenenlerin güvenlerini sarsmadım. Çok duygusalım, kesinlikle başarısızlığı hazmedemiyorum. Gittiğim yerlerde aldığım parayı son kuruşuna kader hak ettim. Sivasspor'da da böyle olacak diye konuştu. Sivasspor'un Süper Lig'de tarih yazdığını ve yazmaya da devam edeceğini dile getiren Martin, "Her takımda olduğu gibi Sivassporumuz'da da kötü günler yaşanıyor. Ama bu kötü günler asla ve asla kalıcı olmayacak. Bize düşen görevi bizler yerine getireceğiz. Taraftarlarımızın ve Sivaslıların desteği ile başarılı günlere kucak açacağız. Camiamızı layık olduğu yere taşıyacağız. Geçmişte olduğu gibi bundan sonrada herkes Sivasspor'un başarılı ile gurur duyacak" dedi. Türkiye'de futbol oynadığı kulüplerde kişisellik yerine futbolunun ön plana çıktığını ve futbolu ile gittiği takımda başarılı olmanın mutluluğunu yaşadığını da dile getiren Martin, kendisi ile ilgili olarak medyada çıkan haberlere çok üzüldüğünü de dile getirerek, "Benimle ilgili hiçbir şey bilmeden, yanımdaki kız arkadaşım hakkında bilgi sahibi olmadan yazılanlar ve görüntüler beni çok üzüyor. İzin sürem içerisinde kız arkadaşımla birlikte yemek yemem gayet doğal. Ben bekar bir insanım. Kimseyle ilgim yok ve kimseyi de aldatmıyorum. Ama yemek çıkışı çekilen görüntülerle verilen haberler sanki benim sabahlara kadar barlarda, eğlence mekanlarında dolaştığım yolunda. Ben kendimi ve temsil ettiğim kurumu bilen bir insanım. Normal yemeğin boyutunun değiştirilmesi hiç hoş olmadı. Bu tür haberleri gündeme getirenlere en güzel dersi sahada başarılı futbolum ile vereceğim." dedi. MAÇI DÖNÜM MAÇIMIZ Sivasspor için hafta sonunda yapacağı Gaziantepspor maçının çok önemli olduğunu dile getiren Ersen Martin, "Bizim için kötü günler geride kalacak.Gaziantepspor maçında alacağımız galibiyet bizi motive edecek ve çıkışımızı sürdürecektir. Gaziantepspor maçında başarımıza destek olmak amacıyla tüm taraftarlarımızı stadyuma davet ediyoruz. Taraftarlarımızla birlikte başarılı günlere yelken açacağız. Bundan sonra herkes susacak sadece Sivasspor konuşacak" diye konuştu.
608291
Bilim adamları beyne fiber optik ile bağlandı
Bilim adamları insan beynin gizemlerini halen tam olarak çözebilmiş değiller. Fakat bu onları demekten alıkoymuyor. Bir grup bilim adamı beyni ve beyin aktivitelerini daha yakından inceleyebilmek için ilginç bir deney yaptılar. Bir farenin kafatasında ufak bir delik açarak, beynine fiber optik kablolar bağladılar. Daha sonra bu fiber optik kablolardan farenin beynine mavi bir ışık huzmesi gönderdiler. ana kadar gayet sakin olan fare bir anda tüm gücüyle st yönünün tersi istikametine daireler çizerek koşmaya başladı. Farede hiçbir sağlık sorunu meydana gelmemiş olması, bilim adamları için deneyin önemli bir başarısıydı. Bilim adamları beyne sadece ışık göndererek farklı tepkiler elde edebildikleri keşfettikten sonra çalışmalarını sürdürdüler. Fakat beynin son derece karmaşık yapısı, beyne gönderilecek ışık ile tam olarak arzu edilen tepkinin alınmasını oldukça zor hale getiriyor. Buna rağmen fareler üzerinde yapılan deneylerde Parkinson hastalığı benzeri durumların, bu yöntem ile belli bir oranda tedavi edilebildiğini tespit ettiler. Bu konuda fiber optik kabloların alternatifi olan elektro şok tedavilerinin aksine, herhangi bir hafıza kaybı durumuna rastlanmamış olması, bu yöntemin geliştirilerek yan etkileri en aza indirilmiş tedavi yöntemlerinin geliştirilmesinin mümkün olduğunu ortaya koyuyor.
607950
Fehmi Koru: Acıyı bal eylemek
Fehmi Koru PerşembeAcıyı bal eylemek Yıllarca elde tüfek dağlarda gezen militanların törenle sınırdan geçip elini kolunu sallayarak kalabalığa karışması içinizi acıttı mı? Ne yalan söyleyeyim, benim acıttı. Her gelen kafileyle acımın daha artacağına da eminim. Sizlerin durumunun da benden pek farklı olmadığını sanıyorum... Acımı azaltan tek bir teselli var: Dağdan inişler bitip etraf sakinleştiğinde terörden azat olmuş bir ülkeye dönüşeceğiz. Çocuklarımızı askere gönderirken hangi hain kurşuna hedef olacağı endişesini yaşamayacağız; askerdeki çocuğumuzla her görüştüğümüzde bunun son telefon görüşmemiz olabilme ihtimali beynimizi kemirmeyecek. Her taşından 'şüheda' fışkıran ülkemin topraklarına yeni şehitler vermeyeceğiz. Değerli kaynaklarımızı terörle mücadeleye değil ülke kalkınmasına ayırabilecek, refahtan hissemize düşenden hepimiz yararlanacağız. Bunları bildiğim ve daha nicelerini umduğum için duyduğum derin acıya dayanabiliyorum. Yine de herkes için zor bir dönemden geçiyoruz. Bir kadar da potansiyel tehlikelerle dolu bir dönem bu. İlk kafile gelene kadar her şey bir söylemden ibaretti; sayıları önümüzdeki dönemde artacak yeni kafilelerle birlikte artık farklı bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Bazılarımız için hazmı zor bir gerçeklik bu: Şehit aileleri, gaziler, askerlik görevi sırasında yaşadıklarının etkisini üzerinden atmamışlar, mesleki kariyerini 'terörle mücadele' konusunda yapmışlar, kelle koltukta mücadele vermişler... Son 25 yıl boyunca zihinlere yerleşen 'dost-düşman' algılamasının hepimiz üzerindeki etkisini de hesaba katarsanız, şu sıralarda yaşananların travmatik yönünü kısmen idrak edebilirsiniz. Terörle mücadeleyi 'barışçı' yöntemlerle başarmış başka ülkelerde silâhların susmasını sağlamak ve militanları topluma kazandırmak hayli uzun bir süre almıştı; onların yıllar sonra vardığı noktaya bizde çok daha kısa bir sürede erişileceği anlaşılıyor. Bu da duyulan acıyı zamana yayarak hafifletme kolaylığını ortadan kaldıran, 'yas' süresini çok kısaltan bir olumsuzluk olarak karşımıza çıkıyor. Hepimiz için 'travmatik' bir durum söz konusu... Böyle olduğu için de, hükümetin, bütün derinliği ve genişliğiyle toplumu olan-bitenler hakkında sürekli bilgilendirmesi gerekiyor. Yaşananlardan rahatsız olan, endişe ve kaygı duyan, sürece itiraz eden, eleştiriler yönelten herkesi 'tarafgir' olarak görmeyip söylenenleri ciddiye alan kapsamlı bir ikna fliyeti sürdürmekte yarar var. Şimdi içinden geçtiğimize benzer ortamlar siyasi manipülasyona ve kışkırtıcı eylemlere imkân sağlar; süreci yönlendirenlerin bu konularda da uyanık davranmaları şarttır. 'Muhalefet her şeye karşı', tamam ama yine de muhalif siyasi grupların sürece zarar verme güçleri var. CHP ile MHP'yi suçlayıcı bir dille dışlamak yerine, muhalefet partilerini dışarıda kalamayacakları bir zemin üzerinde tutma politik becerisini gösterebilirse hükümet, bundan demokrasimiz kârlı çıkacaktır. Liderleri ve sözcüleri ne derlerse desinler, partilerin ülkenin daha iyiye gitmesini isteyen bir tabanları olduğu akıldan çıkarılmamalı. Psikolojik açıdan en zayıf ve dış etkenlere en açık olduğumuz bir dönemdeyiz; bu durumumuzu görmezden gelemez, ya da yapay şartlandırmalarla acı duymamış gibi yapamaz, sıkıntıları yaşanmamış sayamayız. Durumumuzu kabulle işe başlamalıyız. Acıyı azaltmanın, travmanın yıkıcı etkisini geride bırakmanın tek yolu duyulan hisleri inkâr etmemektir. Acı duyuyoruz, ama bu durumun üstesinden geleceğiz. 'Acıyı bal eylemek' buna deniyor olsa gerek...
609393
Piyasalarda bugün
Piyasalarda bugün Menkul Kıymetler Borsasında (İMKB) işlem gören hisse senetleri, bugün ortalama yüzde 0,54 oranında değer kaybetti. Ulusal-100 Endeksi, birinci seansta 256,79 puan düşerek 51.038,40 puana geriledi. İkinci seansta 21,56 puan düşen endeks 51.016,84 puandan kapandı. Endeks ikinci seansa 26,67 puan düşerek 51.011,73 puandan başladı. Seansın ilk yarısını 51.041,46 puandan geçen endeks, seans içinde en düşük 50.705,87 puana gerilerken, en yüksek 51.199,77 puana çıktı. Birinci seanstaki 256,79 puanlık düşüş dikkate alındığında, endeks günlük bazda 278,35 puan geriledi. Hisse senetleri günlük ortalama 0,54 değer yitirdi. İkinci seans kapanışında, mali endeks 24,13 puan artarak 77.645,13 puana, sanayi endeksi 1,27 puan artarak 37.394,08 puana yükselirken, hizmetler endeksi 110,87 puan azalarak 34.214,90 puana düştü. Böylece ilk seansa göre mali grup hisseler ortalama yüzde 0,03 oranında değer kazanır, sanayi grubu hisselerde dikkate değer bir değişim yaşanmazken, hizmetler grubu hisseleri ortalama yüzde 0,32 oranında değer kaybetti. İkinci seansta işlem gören toplam 320 hisse senedinden 108’i değer kazandı, 124’ü değer yitirdi, 88 hisse senedinin fiyatında değişiklik olmadı. İkinci seansta, milyar 353 milyon 613 bin 72 liralık işlem hacmi kaydedildi. Günlük işlem hacmi milyar 615 milyon 39 bin 249 lira olarak hesaplandı. İkinci seansta, İş Bankası ©, Teletaş, Türk ve en çok işlem gören hisseler oldu. -AVRO Serbest piyasada önceki kapanışta 1,4630 lira olan dolar güne 1,4660 liradan, 2,1890 lira olan avro 2,1900 liradan başladı. Doların bugünkü kapanıştaki satış fiyatı 1,4700 lira, avronun satış fiyatı 2,2020 lira oldu. doların bugünkü efektif kurunu alışta 1,4615 lira, satışta 1,4718 lira olarak açıkladı. Merkez Bankası, önceki efektif kurunu alışta 1,4559 lira, satışta 1,4661 lira olarak belirlemişti. FAİZ--- İMKB Tahvil ve Bono Piyasası Kesin Alım Satım Pazarında işlem gören Ağustos 2011 vadeli tahvilin bugün valörlü işlemlerinin basit getirisi yüzde 8,37’ye, bileşik getirisi ise yüzde 8,11’e yükseldi. Bu tahvilin, aynı gün valörlü işlemlerinin önceki kapanışında basit getirisi yüzde 8,27, bileşik getirisi yüzde 8,02 olmuştu. İMKB Tahvil ve Bono Piyasası Kesin Alım Satım Pazarında işlem hacmi milyar 426 milyon 102 bin 746,18 lira olarak belirlendi. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Tahvil ve Bono Piyasası Repo-Ters Repo Pazarında, toplam 12 milyar 727 milyon 14 bin liralık işlem hacmi kaydedildi. Repo-Ters Repo Pazarında gecelik işlemlerde faiz, en düşük yüzde 5,25, en yüksek yüzde 6,80 ve ortalama yüzde 6,75’ten gerçekleşti. Uluslararası piyasalarda, st 18.20 itibariyle avro-dolar paritesi 1,4988, -dolar paritesi, 1,6570, yen-dolar paritesi ise 91,54 düzeyinde seyrediyor.
608178
"Hayaller Sığmayan Minyatür Odalar" Başkent'te
Ünlü minyatür sanatçısı Henry Kupjack'in tarihsel mekanların minyatür biçimlerini sanatseverlerle buluşturduğu "Hayallere Sığmayan Minyatür Odalar" Sergisi Başkent'te açıldı. Çengel Han Rahmi Koç Müzesi'ndeki serginin açılışına Kültür ve Bakanı Ertuğrul Günay, Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, Türkiye Partisi Genel Başkanı Sanatçı Henry Kupjack ile çok sayıda davetli katıldı. Açılış öncesinde konuşan Rahmi Koç, sergiye gösterdikleri ilgiden dolayı davetlilere teşekkür etti. Serginin dünyaca ünlü bir olduğuna dikkati çeken Koç, davetlilere sergideki eserleri çok dikkatli incelemeleri tavsiyesinde bulundu. Sanatçı Henry Kupjack da Türkçe "Hoşgeldiniz" diyerek başladığı konuşmasında, "Serginin bu harika, tarihi ve çağlar boyu birçok kültürün kesişim noktası olan Ankara'da Rahmi Koç Müzesinde gerçekleşen açılışında beni varlığınızla onurlandırdığınız için teşekkür ederim" dedi. Kupjack, serginin ortaya çıkma sürecinde karşılaştığı cana yakınlıktan ve kendisine sağlanan kolaylıklardan çok etkilendiğini söyledi. Kupjack, eserlerinin sergide yer almasına olanak sağlayan koleksiyoncu kişi ve kuruluşlara da teşekkür etti. Konuşmaların ardından, serginin açılışını Bakan Günay, Rahmi Koç ve Henry Kupjack birlikte yaptı. Sergi Minyatür sanatının günümüzdeki tek aktif temsilcisi sayılan Kupjack'in sergisinde, 18. yüzyıl Osmanlı kahvehanesinden Büyük İskender'in kuşatma çadırına 21 tarihsel mekanın minyatürleri yer alıyor. Sanatçının ölçü aletlerini kullanmadan tamamen el becerisiyle gerçekleştirdiği eserlerde, kendi döneminin mimari özellikleri ve yaşam tarzı yansıtılıyor. Dünyanın belli başlı müze ve galerilerinde sürekli sergilenen eserler, 14 Şubat 2010'a kadar Başkentli sanatseverlerin beğenisine sunulacak.
608954
Japonya'nın dış ticaretindeki düşüş yavaşlıyor
'nın dış ticaretindeki düşüş hızı yavaşlama işareti gösteriyor. 'nın eylül ayı ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30,7 oranında azalarak 56 milyar dolara geriledi. Eylül ayı ihracatındaki azalmaya rağmen, ihracattaki düşüş oranının, geçen yıl kasım ayından bu yanaki en düşük oran olduğu vurgulandı. 'nın ihracatındaki azalmada, sektörü birinci sırada yer alıyor. Otomotivi, çelik ve makine ekipmanları izliyor.
608370
Evi yılanlar bastı
Evi yılanlar bastıVan 'ın İlçesi'nde yılanların istilasına uğrayan aile evi terk etti. Yılanların korkusundan eve giremeyen ailenin küçük fertleri yakınlarını yanına, diğerleri de geceyi minibüste geçiriyor. Her geçen gün artan yılan sayısı karşısında şaşkına dönen ev halkı, yılanları öldürmekle başedemiyor. Evin her yerinden yılan çıktığını belirten Sunullah Kalabalık, yılanların korkusundan eve giremediklerini, gerekirse çadırda kalacaklarını söyledi. Yavuzselim Mahallesinde yaşayan 15 nüfuslu Kalabalık ailesinin oturduğu evi yılanlar bastı, Evin taban ve tavındaki boşluklardan gelen uzunluğu metrenin üzerinde olan yılanlar, evde yaşayan ev halkına korkulu anlar yaşatıyor. Sunullah Kalabalık, yaşadığı yılan şoku yüzünden çocuklarını yakınlarının yanına göndermek zorunda kaldı. Akrabaları ile birlikte yılan avına çıktıklarını belirten Sunullah Kalabalık, yılanları öldürmekle başedemediklerini söyledi. Ellerinde sopalarla bir yandan evin tavanından ve tabanından gelen yılanları öldürmeye çalışan Kalabalık ailesi diğer taraftan da yatakların altında, eşyaların içinde yılan arıyor. Yatak ve ev eşyalarını dışarı çıkardıklarını belirten Sunullah Kalabalık, şöyle konuştu: "Çocuklar korkudan eve giremiyorlar, bu nedenle çocukları köydeki akrabalarımızın yanına, büyüklerde evi yanlız bırakmamak için komşunun minibüsünde geceyi geçiriyoruz. Böyle giderse evin önüne çadır kurup, orada kalacağız. Durumu yetkililere bildirip, çözüm isteyeceğiz. Korku içerisindeyiz, evin her tarafından yılanlar geliyor. Bu yılanlardan nasıl kurtulacağız, çocuklarımızla birlikte dışarıda perişan kaldık."
608304
SPK'dan, Doğan için suç duyurusu
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Aydın Doğan, kızı Hanzade Vasfiye Doğan Boyner, İmre Barmanbek ile Ali Rıza Temuroğlu hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Yurt dışındaki vergi cenneti ülkelerde tabela şirketler üzerinden yüksek fiyatla kağıt ithalatı yaparak küçük yatırımcıları zarara uğrattığı iddia edilen Aydın Doğan ve kızı Hanzade Vasfiye Doğan Boyner ile şirketin iki yöneticisi hakkında SPK tarafından suç duyurusunda bulunuldu. SPK avukatlarınca dün soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Sadi Yoldaş'a sunulan dilekçede Aydın Doğan ve diğer şüphelilerin Sermaye Piyasası Kanunu'na muhalefet suçundan cezalandırılması istendi. KARAR GEÇEN AY ALINDI SPK suç duyurusunda bulunulması kararıyla ilgili geçen ay sitesine koyduğu bültende, Hürriyet Gazetecilik ve Matbcılık A.Ş. ve Milliyet Gazetecilik A.Ş.'nin (Yeni unvanı Doğan Gazetecilik A.Ş.) ihtiyacı olan gazete kağıdı ve baskı malzemelerinin doğrudan üretici/satıcı firmalar yerine, gazete kâğıdı ve baskı malzemesi tedarik işlemlerine fiili olarak herhangi bir katkısı bulunmayan ve Doğan ailesine ait Sortal Trading Company Limited ve Shawcliff Trading Limited unvanlı şirketler üzerinden üretici/satıcı birim fiyatlarından daha yüksek bedellerle ithal edildiği kaydedilmişti. Bültende, bunun sonucunda hisse senetleri İMKB'de işlem gören Hürriyet ve Milliyet'in gazete kağıdı ve baskı malzemesi birim maliyetlerinin makul bir karşı edim olmaksızın yükseltilerek Hürriyet ve Milliyet'in karının ve dolayısıyla mal varlığının faiz hariç toplam 33 milyon 117 bin 914 lira azaltılmasında sorumluluğu bulunan Aydın Doğan, İmre Barmanbek, Hanzade Vasfiye Doğan Boyner, Ali Rıza Temuroğlu ve savcılık makamınca yapılacak soruşturma sırasında bu kişilerin fiillerine iştirak ettiği tespit edilen diğer şahıslar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği açıklanmıştı. SPK konuyla ilgili ilk şikayetini Üsküdar Başsavcılığı'na yaptı. Üsküdar Savcılığı, Aydın Doğan ve diğer şüpheliler hakkında 2499 sayılı kanuna muhalefet ve güveni kötüye kullanmak suçlarından soruşturma başlattı. Evrakın yasal gereğinin takdir ve ifası için yetkili ve görevli İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da verdiği yetkisizlik kararında, 2499 sayılı kanunun 49/1'inci maddesine göre aynı yasanın 47'nci maddesindeki suçlar nedeniyle soruşturma yapılabilmesi ancak SPK'nın başvurusu ile mümkün olduğunu belirtmiş, kurulun bu yolda bir başvurusunun bulunmadığı gibi, eylemi vasıflandırmada güveni kötüye kullanmak suçunda ısrar ettiğini ifade etmişti. Savcılık bu nedenlerle dosyayı Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığı'na göndermişti. Üsküdar Başsavcılığı da güveni kötüye kullanmak suçundan takipsizlik kararı verirken, SPK suçu bakımından dosyayı yetkili ve görevli olan İstanbul Adliyesi'ne gönderdi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Sadi Yoldaş da bu suçun yasada belirtildiği şekilde şikayete bağlı suç olduğunu belirterek SPK'nın bu suçtan suç duyurusunda bulunması gerektiğini bildirdi. İHTİYATİ HACİZİ DURDURMAK İÇİN DAVA Doğan Yayın Holding, bağlı ortaklıkları tarafından vergi dairelerinin tesis etmiş olduğu ihtiyati haciz işleminin yürütmesinin durdurulması talebiyle dava açıldığının öğrenildiğini belirterek, ilgili vergi dairelerinin ihtiyaten haczettikleri hisselerle ilgili değerlendirmelerinin ise sürdüğünü açıkladı. KAP'ta yayımlanan özel durum açıklamasında, "Vergi dairelerinin tesis etmiş olduğu ihtiyati haciz işleminin yürütmesinin durdurulması talebi ile dava açıldığı öğrenilmiş bulunmaktadır'' denildi. Holding ayrıca bağlı ortaklıklarına tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnamelerinin terkini amacıyla gerekli davaların açıldığını açıkladı. Sabah Adamın tüm yaptıkları yavaş yavaş çıkıyor.Her yerde bi usulsüzlüğü çıkıyor.Böyle birinin yaptığı haberler ne kadar güvenilir olur. ali kemal adamlara katirliyonluk ceza verildi ama onların yanında bu ceaz hiç değeri yok sanki bu adam bir gazetecilik ile mi bu kadar zengin oldu ..! cem uzan ülkeyi nasıl soyduysa bu aynen onun yolunda inş sonuda cem uzan gibi olur..ülkeyi yönetmeye kalkar ,hükümtleri devirir,medya aracılığıya ihale kazanır onu bunu susturur.,ergenekonun avukatı gibi onları savunur,hele star ve kanal haber vermek değil de insanları yönlendirmeye çalışan akhormen denen kişiler artık dönem eskisi gib ideğil...sonunuz yakındır.. mehmet maras Mustafa Kahraman malum şahsı hiç sevmem ama gördüğüm kadarıyla bitirilme çabasına girişilmiş. halbuki diğer taraftan söğüşlenen trt var. ben hala anlamıs degılım neden trt ıhalesız boyle bır işe kalkıştı ve bunun altında akp lı bırı cıkıyor. necati
607945
İstanbul'da ormanda yanmış kadın cesedi bulundu
Bir ihbarı değerlendirerek Aydos Ormanı'na giden Pendik İlçe Jandarma ekipleri, burada yanmış bir kadın cesedi buldu. Cesetten, kimlik belirlemeye yarayacak herhangi bir belge çıkmadı. Jandarma ekipleri, cesedin bulunduğu ormanlık alanda başka ceset olabileceği ihtimali üzerine bölgede arama yaptı. Cesedin, Aydos Ormanı'nın Sultanbeyli ilçe sınırında kalan bölümünde bulunması nedeniyle soruşturma Sultanbeyli İlçe Emniyet Müdürlüğüne devredildi.
607604
İsrail, Gazze'ye kahve ve çay yasağını kaldırdı
İBRAHİM KARAGÜL HAKAN ALBAYRAK İsrail, Gazze'ye kahve ve çay yasağını kaldırdı Kahve çaya gazze yasağı kalkıyor. Filistinli yetkili, "İsrail, yarından başlayarak Gazze'ye kahve ve çay girmesine izin veriyor" dedi. TEL AVİV (A.A) İsrail'in ablukası altındaki Gazze Şeridi'ne girmesi yasak olan maddeler listesinden kahve ve çay siliniyor. Gazze'deki Ekonomi Bakanlığı yetkilisi Nasır Es Sarrac, İsrail'in bu yolda bir uygulama değişikliğine gidip, kahve ve çayın, bölgeye girmesi yasaklı maddeler listesinden çıkarılacağının söylendiğini bildirdi. Es-Sarrac'ın verdiği bilgiye göre, uygulama yarından itibaren başlıyor. İsrail, Hamas'ın 2007 Haziranında Gazze Şeridi'nde yönetime el koymasından sonra, bölgeye tam bir abluka uygulamasına geçmiş ve yüzlerce çeşit malın girişine yasak uygulamaya başlamıştı. İsrail, uluslararası yardım programlarınca Gazze'ye iletilen yardım malzemelerinde de ancak yiyecek maddeleri, ilaçlar, sağlık gereçleri, deterjanlar gibi mal ve ürünlerin girişine izin veriyor. Filistinli tüccarlar ve insan hakları eylemcilerine göre, İsrailli asker Gilad Şalit'in kaçırıldığı 2006 yılı haziran ayından önce, Gazze'ye 4000 bin dolayında mal ve ürün çeşidi girebiliyordu. Konserve yiyecekler, oyuncaklar, kitapların, BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı ve diğer uluslararası örgütlerin kendi ihtiyaçları için bölgeye girmesine izin verilirken, Gazzeli tüccarların bunları getirmesi yasak kapsamında bulunuyor. Yasaklı maddeler arasında inşt malzemeleri başta geliyor. Ancak İsrail, geçtiğimiz ay, Gazze'de belirli bir kaç proje için çimento ve bazı inşt malzemelerinin girişine onay vermişti. İsrail, inşt malzemelerinin Hamas tarafından, patlayıcı madde ve silahların yapımında kullanıldığını öne sürüyor. Ayrıca, elektrikli aletler, ev aletleri, elektronik ekipmanlar, araçlar ve bunların yedek parçaları da Gazze'ye girişi de yasaklar listesinde yer alıyor. Gazze'nin tek elektrik santralında kullanılan fuel Oil'in bir bölümü ile araçlarda kullanılan benzin ve evlerinde kullanılan mutfak tüpleri de İsrail'den geliyor. Ancak, Hamas'ın Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki tünelleri, kentteki eksik mal ve ürünlerin karşılanması amacıyla tümüyle yasal bir konuma kavuşturması, Gazze'de eksikliği çekilen bir çok maddenin yer altı tünel sektöründen Gazze'ye girişine imkan sağlıyor. Tünellerden en son Gazze'ye araba girişi bile parçalar halinde yapılmıştı. Gazze Şeridi'nden İsrail tarafına mal satımı ise tümüyle yasak kapsamında bulunuyor.
608351
Bu sütyen uçuruyor!
Bu sütyen uçuruyor!Dünyaca ünlü markası Victoria's Secret'ın son harikası, inanılmaz fiyatıyla dudak uçuklatıyor. Satış fiyatı tam tamına milyon dolar… Peki bu sütyeni bu kadar pahalı yapan özellik ne? Çünkü bu sütyen, bin 300 beyaz, şampanya ve konyak elmastan hazırlandı. Ayrıca 16 karatlık kalp şeklinde, sarı ve kahverengi elmas süsü de var. Toplam ağırlığı 150 karata denk gelen bu süper lüks iç çamaşırının yapımı ise 800 st sürdü.
608924
Garipoğlu’nun şoförünün ek ifadesi alındı
Garipoğlu’nun şoförünün ek ifadesi alındıÖzden ATİK İSTANBUL ’de kafası kesilmiş halde cesedi bulunan ’u öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Cem G.’nin babası ’nun şoförü Ahmet Batur’un, ek ifadesi alındı. nedeniyle bir aydır cezaevinde tutuklu bulanan Ahmet Batur’un, olay günü patronu Mehmet Nida Garipoğlu ile beraber yaptıkları yolculuklar nedeniyle sorgulandığı belirtildi. Suçluyu kayırma suçundan tutuklu bulunduğu ’nden Adliyesi’ne getirilen Ahmet Batur, soruşturmayı yürüten Savcılar Faruk Erşen Yılmaz ve Mustafa Öztürk tarafından sorgulandı. Batur’un ifadesinde, olay günü patronu Mehmet Nida Garipoğlu’nu Lüleburgaz’daki fabrikalara götürdüğünü, daha sonra da ’a ofise bıraktığını anlattığı belirtildi. Batur’un, bu arada hiçbir yere uğramadan şirkete döndüklerini söylediği öğrenildi.
608023
Emeklilik Rehberi
Necati Çetiner Emeklilik RehberiEmeklilik Rehberi AYŞE MERAL ÇINAR: ’dan kısmi aylığından yararlanabilmeniz için sigortalılık sürenizin toplamını bin 400 güne tamamlamakla birlikte 55 yaşınızı da doldurmanız gerekecektir. Ancak ’dan daha fazla alarak emekli olmak istiyorsanız, Bağ-Kur kaydınızı sona erdirdikten sonra başlayacak zorunlu SSK’lılık sürenizi bin 261 güne tamamlamanız gerekecektir. ZEYNEP DUMLU: SSK’dan normal şartlarda emekli olabilmeniz için prim ödeme gün sayınızın toplamını bine tamamlamanız ve 58 yaşınızı da doldurmanız gerekmektedir. Ancak 4 bin 500 gün toplam sigortalılık primi ödeyerek, sigortalılık başlangıç tarihiniz itibariyle de 25 yılınızı ve 58 yaşınızı doldurmanız halinde SSK’dan kısmi yaşlılık aylığından yararlanabileceksiniz. (579 yazı)
608502
First Lady'den Sağlıklı Beslenme Dersi
First Lady'den Sağlıklı Beslenme Dersi First Lady Michelle Obama, çocuklarda sağlıklı beslenmeye dikkat çekmek için düzenlediği partide belinde halka çevirdi. Amerika'nın First Lady'si Michelle Obama, özellikle çocuklara yönelik sosyal fliyetleriyle kamuoyuna örnek oluyor. Çocuklara doğa sevgisi aşılamak için, Beyaz Saray'ın bahçesinde onlarla birlikte çiçek dikti. Michelle Obama'nın son sosyal fliyeti yine çocuklarla ilgili oldu. Çocuk sağlığına dikkat çekmek için Beyaz Saray bahçesinde velileriyle birlikte 100 çocuğu ağırladı. Partide, sağlıklı beslenme konusunda çocuklara bilgiler verdi. Beyaz Saray aşçıları da sağlıklı sandviç yapma yollarını gösterdi. Çocuklarla oyun oynayan First Lady, belinde halka çevirdi, çocuklarla koştu, ip atladı. Michelle Obama, böylece iyi beslenme ve egzersiz yapmanın çocuk sağlığındaki önemini vurguladı.
608035
Bill Gates 'in büyük hayali
Bill Gates, tarihin en pahalı malikanesini satın almak istiyor... Kral Fahd, 'Beyaz Saray'ı çok beğendiği için 1997 yılında İspanya'nın Marbella kentinde 250 bin metrekare üzerine müthiş bir yapı (Beyaz Saray) inşa ettirmişti. 2005 yılında vefatına kadar her yıl gittiği kentte muhteşem yapıda dinlenen Fahd, günde milyon euro harcayarak kentin ekonomisini ayakta tutuyordu. Emlak uzmanları, 120 odası, golf sahası, sineması, havuzu, parkı, koşu pisti, oksijen odası bulunan bu özel yapıya değer biçemiyorlardı. 800 görevli çalışıyor Dünyanın en zengin adamı Bill Gates, bu eşsiz yapı için müthiş bir teklifte bulundu. Microsoft'un sahibi Gates, 800 kişinin görev yaptığı sarayı satın almak için 200 milyon doları gözden çıkarttı. Suudi Kraliyet Ailesi ise bu teklife sıcak bakmıyor. Kral Fahd'ın hayranlıkla yaptırdığı ve onun için çok özel olan bu yapının satılma ihtimalinin olmadığını belirten Kraliyet Ailesi üyelerine göre, Marbella'nın simgesi haline gelen saraya hala paha biçilemiyor. Gates'in bu eşsiz mimarisi olan sarayı neden bu kadar istediği ise bilinmiyor. Takvim
609687
Rijkrd'dan rotasyonlu kadro
Hollandalı çalıştırıcı, Arda ve Baros'u yedeğe çekip dinlendirirken, Panathinaikos ve SK Sturm Graz maçlarında ilk 11'de oynattığı Elano'yu yine ilk 11'de sahaya sürdü. Hollandalı çalıştırıcı, Nonda'yı da ilk 11'de oynattı. Yorgun ve hafif sakatlıkları bulunan Gökhan ve Hakan'ı maç kadrosuna almayan Rijkrd, savunmanın ortasında Servet'in yanında Mehmet Topal'a, savunmanın solunda ise Caner'e şans verdi. -ESKİ DOST TAMAS RAKİP OLDU- 2003-2004 sezonunda kısa bir süre Galatasaray formasını giyen Gabriel Tamas, eski takımına rakip oldu. Dinamo Bükreş'te savunmanın ortasında oynayan Tamas, Galatasaray ataklarında kalesini savunmaya çalıştı. -KAPTAN ARDA'YA SEVGİ SELİ- Galatasaraylı taraftarlar, kaptan Arda Turan'a maç öncesinde sevgi gösterilerinde bulundu. Taraftarlar, tribüne çağırdıkları genç oyuncuya ''Büyük kaptan Arda'', diye tezahüratta bulunurlarken, Arda'dan, Fenerbahçe'yi yenmelerini istedi. Tribünleri dolduran taraftarlar, daha sonra tüm futbolcuları teker teker tribünlere çağırıp, yumruk şov yaptırdı. Taraftarlar, maç öncesinde Fenerbahçe aleyhine tezahüratta da bulundu. -DİNAMO BÜKREŞ TARAFTARLARI TRİBÜNDE- Dinamo Bükreş taraftarları da Ali Sami Yen Stadı'nda yerlerini alarak takımlarını destekledi. Konuk taraftarlar, ''Dinamo, Dinamo'' diye zaman zaman tempo tutarlarken, Romanya'den gelen 35 Rumen gazeteci de maçta görev yaptı. -KÜÇÜK LUCESCU TRİBÜNDE- Romanya Milli Takımı Teknik Direktörü Razvan Lucescu da karşılaşmayı izledi. Galatasaray'ın eski teknik direktörlerinden Mircea Lucescu'nun oğlu olan ve Romanya Milli Takımı'nda teknik direktör olarak görev yapan Razvan Lucescu, Dinamo Bürkeş'in Rumen oyuncularını maçta mercek altına aldı. Galatasaraylı futbolcu Servet'in kız arkadaşı Alessandro Alaros de tribünde yer alarak maçı izledi.
607714
Blair’e karşı AP’de imza kampanyası başlatıldı
Blair’e karşı ’de başlatıldıGÜVEN ÖZALP Brüksel ’nın yürürlüğe girmesi halinde oluşturulacak olan (AB) Başkanı” makamı için en çok adı geçen eski Başbakanı ’e karşı ‘daha Avrupalı’ birisinin seçilmesi amacıyla ’nda (AP) başlatıldı Lüksemburglu Sosyalist Parlamenter Robert Goebbels’in başlattığı kampanyanın yasal ağırlığa sahip olabilmesi için 318 sayısının bulunması gerekiyor. Goebbels, bu koltukta tek para birimi kullanan, sınır kontrolü olmaksızın dolaşımı sağlayan Schengen sistemine dahil olan ve Temel Haklar Şartı’nı uygulayan bir ülkenin adayının oturması gerektiğini savunuyor.
608537
Senatoda yeni 'Ermeni Tasarısı'
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE Senatoda yeni 'Ermeni Tasarısı' ABD Kongresinin üst kanadı Senatoya, Amerikan yönetiminin 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarının tanımasını isteyen bir tasarı sunuldu. WASHINGTON (A.A) Ermeni lobisinin en önemli destekçilerinden Demokrat Parti New Jersey Senatörü Robert Menendez ile Cumhuriyetçi Parti Nevada Senatörü John Ensign tarafından sunulan tasarıda, Başkan Barack Obama'ya, "ABD dış politikasının, 'Ermeni soykırımı'yla ilgili Amerikan arşivlerinde belgelenen, insan hakları, etnik temizlik ve soykırıma ilişkin konularda uygun anlayış ve hassasiyeti yansıtmasını sağlama" çağrısında bulunuluyor. Senato Dış İlişkiler Komitesine sevk edilmek üzere sunulan tasarının, burada görüşülüp kabul edilmesi halinde Senatonun gündemine getirilmesi söz konusu olacak. Ancak karar tasarısının, kabul edilse bile bağlayıcı özelliği bulunmuyor. Buna benzer bir tasarı, bu yılın mart ayında da Kongrenin alt kanadı Temsilciler Meclisine sunulmuştu. Tasarı, Ermeni lobisinin en kıdemli isimleri olan Demokrat milletvekilleri Adam Schiff ve Frank Pallone ile Cumhuriyetçi milletvekilleri George Radanovich ve Mark Kirk tarafından hazırlanmıştı.
608003
Kürt açılımı sınırı geçiyor
Serpil Yılmaz SobeSaran spor salonu yaptıKürt açılımı sınırı geçiyor 22 Ekim Perşembe 2009 Ağrı Saran Holding Yönetim Kurulu Başkanı , uçağına biner binmez yolcular arasında bir dalgalanma oluyor; kimisi yanına kadar gelip imza alıyor, kimisi resim çektiriyor. Nefes almanın bile mücadele alanı olduğu bu topraklara ünlü biri geliyorsa, gün memlekette tören var demektir. Yanılmıyorlar; Doğubayazıt’ta müteahhit Erol Üçer’in Milliyet’in “Baba Beni Okula Gönder” kampanyası çerçevesinde yaptırdığı Ali Lütfullah Kız Öğrenci Yurdu’nun yanına, Saran da “sarı-lacivert“ bir spor salonunu yaptırdı. Saran, küçük kızı Lal ve İcra Kurulu Başkanı ile birlikte açılışa gidiyoruz. Spordan sorumlu Devlet Bakanı Saran’ı yalnız bırakmıyor. Dün aynı yolu İbrahim ’in Ağrı’daki üniversitesinin açılışı için Başbakan Erdoğan yaptı. yavruların eli! Van’dan Doğubayazıt’a giden stlik yol boyunca; içinde kavruk yüzlü, mühür gözlü bebelerin yaşadığı toprak rengi köylerden geçiyoruz. İsmini coğrafyasından alan Serpmetaş köyü bekliyor bizi. Serpmetaş İlköğretim Okulu’ndaki tek derslik, olmağından ancak dün öğrenime başlayabildi. Yıllar önce bir Alman vakfının desteği ile yapılan üç derslik okul, bina özelliğini çoktan yitirmiş; tabanı çökmüş, duvarları dökülüyor. Serpmetaş devletin yanında yer almış bir köyü. Her eve devletin mşı giriyor. Okula giden çocuğa şartlı nakit veriliyor. Bir emniyet yetkilisi ile konuşuyorum, “Bu bölgede insanların parası var!” diyor. Okulu geziyoruz, kilitli odada gönderilen bilgisayarlar hurdaları bir kenarda duruyor. Mlesef dün Erdoğan’ın söylediği gibi “O yavruların eli” henüz tuşlara basamadı! Köyde kendisini ağırlayan komutan, emniyet görevlileri ve muhtarın isteği üzerine Saran, “Okulu Yapalım” diyor. Hazır yolu düşmüşken adını bile bilmediği Ağrı’nın Patnos ilçesine de bir spor salonu yapmaya söz veriyor. Baba memeleketi Kırıklakale’ye okul yaptıran Saran, ’da da spor salonlarının sayısını 10’a tamamlamak istiyor. Saran, “2006-2008 arasında üye olduğu ’dan ayrılma gerekçesini açıklarken, “Yalnızca konuşmakla olmaz, buraya gelip el uzatmaları gerekir eleştirisi getiriyor. ’den master’lı polis Önümüzden geçen bir düğün konvoyunda minibüslerden çıkardıkları minik elleriyle barış işareti yapan çocukları da konuşuyoruz aynı emniyet görevlisiyle. ’da master dahil yıllık yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra bölgeye atanan müdür, “Sosyal çalışmalara yöneldik, kadınlara, gençlere ve çocuklarla ulaşmaya çalışıyoruz diyerek çalışmalarından örnekler veriyor. (221 yazı)
609399
Hastanesi bahçesinde kanalizasyon çalışması göçüğe yol açtı: işçi göçük altında
Alınan bilgilere göre olay st sularında meydana geldi. Hastanenin Bloku'na kanal bağlamak için iş makinası ile kazı yapan işçi kayan toprağın altında kaldı. Çevredekiler, işçileri kurtaramayınca itfaiyeye haber verildi. Bakırköy itfaiye ekipleri olay yerine geldikten sonra hemen çalışma başlatıldı. İki işçinin toprak altında çıkarılma çalışmaları devam ediyor.
609031
Nazarbayev TBMM'de..
Şahin, Nazarbayev'i kapıda karşıladı, Şahin ile Nazarbayev, gazetecilere tokalaşarak poz verdiler. Divan Salonundaki görüşmede Şahin, ''dost ve kardeş ülke'' Kazakistan'ın, bölgesinin lideri haline gelmesinden duyduğu mutluluğu dile getirdi. Mehmet Ali Şahin, Kazakistan'ın başarısının altında Nazarbayev'in ''dirayetli ve ileri görüşlü'' liderliğinin büyük önem taşıdığını belirtti. İki ülke arasındaki ilişkilerin, bugün imzalanan Stratejik Ortaklık Antlaşması ile yeni bir düzeye kavuştuğuna işaret eden Şahin, ikili ilişkilerin bu sayede daha da gelişeceğini söyledi. Ülkeler arasındaki ilişkilerin gelişmesinde, parlamentolar arasındaki ilişkilerin önemine işaret eden Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bizim halklarımız aynı kökü, tarihi, dili, dini, gelenekleri ve kültürü paylaşmaktadır. Halklarımızı temsil eden parlamentolarımız da bu ortak değerlerimizin bir yansımasıdır. Stratejik Ortaklık Antlaşması ile meclislerimiz arasındaki ilişkiler, inanıyorum ki daha da artacak ve gelişecektir. Kazak parlamenterler ile dostluk gruplarımız yakın temas halindedir. Bu işbirliği, dostluk gruplarıyla sınırlı kalmamalı, ihtisas ve uluslararası komisyonlar düzeyinde de devam etmelidir.'' -''İKİ KITA ARASINDA KORİDOR''- Mehmet Ali Şahin, Kazakistan Hükümetinin, aldığı bir kararla başkent Astana'da Atatürk heykeli inşa ettiğini, Nazarbayev'in de Ekimde bunun açılışını yaptığını anımsatarak, bundan çok büyük bir memnuniyet duyduklarını belirtti. Şahin, Kazak Hükümeti ve Nazarbayev'e teşekkür etti. Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenterler Asamblesinin, geçen ay Bakü'de ilk genel kurulunu yaptığını, kurumsal yapısını tamamladığını hatırlatan Şahin, bu asamblenin kurulmasının fikir babasının Nazarbayev olduğunu kaydetti. Şahin, Nazarbayev'in, Antalya'da 2006'da yapılan Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesinde bu konuyu dile getirdiğini, 2008'de de İstanbul'da kuruluşunun gerçekleştiğini anlattı. Şahin, bu birlikteliğe Özbek ve Türkmenlerin de bir an önce katılmasını arzuladıklarını, bu konudaki çalışmaları devam ettirdiklerini dile getirdi. Şahin, ''Ülkelerimiz iki kıta arasındaki bir koridor üzerinde bulunmaktadır. Bu Avrasya bölgesinde refahın tesisi, kalkınma hareketlerinin güçlenmesi için önemli bir avantaj ve imkandır. Her iki ülke de bu misyonlarının farkındadır'' diye konuştu. -''ATATÜRK'ÜN VASİYETİNİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ''- Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Stratejik İşbirliği Antlaşması imzaladıklarını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüklerini anlatarak, birlik ve beraberlik içinde olduklarını, iyi bir diyaloğun geliştiğini belirtti. Nazarbayev, İstanbul'da yarın iki ülke işadamlarının katılacağı iş formu ve Almatı kültür günleri düzenleneceğini, bunların, ilişkileri geliştireceğini söyledi. Nahçivan'da buluştuklarında bazı konuların gündeme geldiğini dile getiren Nazarbayev, ''Mesela Türk kurulunun kurulması, Türk dili konuşan ülkeler akademisi kurulması... Onlar, Türk tarihi, kültürünü, dilini araştıracaklar. Bunların, bizim ortak zenginliklerimizi, atalarımızın mirasını, bütün dünyaya yaymaya yarayacağını sanıyorum. Böylece Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyetini gerçekleştiriyoruz diye düşünüyorum. Onun tarihi ile benim tarihim benzer olduğundan onun anıtını yaptık'' diye konuştu.
607801
Her beyin tümöründen korkmayın
Her beyin tümöründen korkmayın Prof. Dr. Cengiz KudayİSTANBUL () Prof. Dr. Cengiz Kuday, günümüz teknolojisi ile her beyin tümörünün ameliyat edilebildiğini belirterek, "Tümörleri ne olursa olsun ameliyat ederiz. Ameliyat sonucu, en kötü tümörde bile kişiden kişiye değişir" dedi. Kuday, “Türkiye'de her yıl yaklaşık 12 bin kişide beyin tümörü görülüyor. Bunun yarısı ise vücudun başka bir yerindeki tümörün beyne sıçraması (metastatik) sonucu, diğer yarısı ise beynin kendi hücresel yapısından kaynaklanıyor. Her kanserli hastanın birinde beyin tümörü görülme ihtimali var. Her beyin tümörü ise kötü huylu değil. Beyin tümörleri en çok korkulan tümörler arasında başı çekiyor. Günümüzde tıp teknolojisinin gelişmesi ile her hastalığın olduğu gibi, beyin tümörünün tedavisinde de önemli gelişmeler kaydediliyor” dedi.
609069
15 gün içinde 108 bina yıkılacak
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN 15 gün içinde 108 bina yıkılacak Ayamama Deresi üzerindeki riskli yapıların yıkımı başlıyor. Belediye, tespit ettiği 108 yapının sahiplerine yıkım tebligatlarını gönderdi. Firmalar bu yapıları 15 gün içinde yıkmazsa belediye ekipleri devreye girecek.Yıkım bedeli de bina sahiplerinden alınacak. Zaman Gazetesi'nin haberine göre, İstanbul'da sel felaketinin yaşandığı Ayamama Deresi üzerindeki 40 firmaya ait 108 yapı için yıkım tebligatı gönderildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, sel sonrası dere üzerindeki kaçak yapıları tek tek tespit etmişti. Başbakan Tayyip Recep Erdoğan ve Belediye Başkanı Kadir Topbaş, yaptıkları açıklamalarda, bu yapıların mutlaka yıkılacağını belirtmişti. Belediye zabıta ekipleri dere üzerinde kulübe, antrepo, otopark ve betonarme gibi 53 kaçak yapısı bulunan 25 firmaya gerekli tebligatları iletti. Bu hafta sonuna kadar gönderilecek tebligatlarla birlikte derede tespit edilen imara aykırı 108 yapının yıkımına başlanacak. Tebligatlarda yıkım için 15 gün süre verildi. Aksi halde binaları İBB yıkacak ve bedeli bina sahiplerinden tahsil edilecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı Zabıta Tedbir Müdürlüğü, bir firmaya yapılan tebellüğ ilmühaberinde Ayamama Deresi istikametinde kalan adet halı sahanın bir kısmı, adet depo, adet oto yıkıma ve diğer işgallerin tebliğ tarihinden itibaren gün içerisinden yıkılarak kaldırılmasını istedi. Ekiplerin diğer bir firmaya gönderdiği yazıda ise Ayamama istikametinde Basın Ekspres yolunda dere işgalinde bulunan betonarme yapının yaklaşık 50 metrekarelik kısmının tebliğ tarihinden itibaren gün içinde yıkılması gerektiği kaydedildi. İŞTE YIKILACAK BİNALARIN LİSTESİ Ayamama Deresi'nin 42 km uzunluğundaki kolu bulunuyor. Dere, Başakşehir'den itibaren sırası ile Bağcılar, Küçükçekmece ve Bahçelievler'den geçerek Bakırköy sınırları içerisinden Marmara Denizi'ne bağlanıyor. Derenin 8,5 kilometresi TEM ile E-5 Karayolu arasında kalıyor. Yapılaşmanın yüzde 61'i TEM ile E-5 Karayolu arasında, yüzde 39'u ise TEM'in kuzeyinde yer alıyor. Bu yol üzerindeki; kısmen, tamamen, tamamen yeşil alana, kısmen yeşil alana işgalli ve duvar işgalleri olan kuruluşlar şöyle: Mars Nakliyat, Sağlık Transport, Gür Transport, Ceynak AŞ, Enco İnşt, Holiday Inn, Interglobal-Cargotürk, Yurtiçi Kargo, Evkur, Intergum Gıda San, Kamer TIR Parkı, Betinoks Çelik, EAE Elektrik, İnan Makine, Mas Büro Mobilyaları, Emek İş Blok, Confeti, Aydın Tekstil, İstanbul Mensucat, Kadifeteks, Galvanoteknik, Çobançeşme Fidanlık, Arslan Ulus Nakliyat, İmaj Matbcılık, Havaş, Kiralama Depo Ofis, Sedef TIR Garajı, Osnak TIR Garajı, Mrgatrans TIR Garajı, Deva Holding, İş Bankası, Sabri Özel, Sancak Spor Tesisleri, Vakıfbank, Ulubaşlar, Orta Anadolu Otomotiv, Karaca Züccaciye, Sancaklar Petrol Ürünleri Pazarlama.
609040
Piyasalar Yönünü Aşağıya Çevirdi
Piyasalar Yönünü Aşağıya Çevirdi İMKB ilk sensta 50 geriledi. Asya borsalarında aşağı yönlü hareketler görülürken, Avrupa borsalarında ila 2'lik değer kayıpları yaşanıyor. Küresel piyasalar yönünü aşağıya çevirdi. İstanbul Borsası Ulusal-100 Endeksi birinci seansı 256 puan azalarak, 51 bin 38 puandan tamamladı. Dünya borsalarında kar satışları hakim. Piyasalar makro ekonomik verilerle, şirket haberlerini takip ediyor. New York Borsası'nda dün Dow Jones Sanayi Endeksi yüzde 0,91, teknoloji göstergesi Nasdaq ise yüzde 0,58'lik düşüş kaydetti. Asya borsalarında bugün aşağı yönlü hareketler sözkonusu. Avrupa borsalarında da yüzde ila 2'lik değer kayıpları yaşanıyor. Yurt içinde dış piyasalardaki gelişmeler yakından izleniyor. İstanbul Borsası'nda hisse senetleri günün ilk yarısında ortalama yüzde 0,50 değer yitirdi. Serbest piyasada Amerikan Doları lira 47 kuruş, Avro ise lira 20 kuruştan işlem görüyor.
607915
Denizli: Çok Önemli Bir Puan
Denizli: Çok Önemli Bir Puan Beşiktaş Teknik Direktörü Denizli, Wolfsburg deplasmanından alınan puanın değerinin tüm maçlar sonunda belli olacağını kaydetti. Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli, Şampiyonlar Ligi Grubunda aldıkları ilk puanın kendileri için çok önemli olduğunu söyledi. Gruptaki 3. maçında deplasmanda Almanya'nın WfL Wolfsburg takımı ile golsüz berabere kalan siyah-beyazlı ekipte teknik direktör Denizli, maçın ardından yaptığı basın toplantısında, "İkinci yarıda maçın kontrolü aldık. Ancak son vuruşlarda yine sıkıntı yaşadık" dedi. "Bu Puan Beşiktaş'ın Yolunu Uzattı" Denizli, alınan ilk puanın önemine işaret ederek, "Bu puanın ne denli önemli olduğu tüm maçlar sonunda belli olacak. Bu puan, Beşiktaş'ın yolunu uzatan bir puan" diye konuştu. WfL Wolfsburg'un çok güçlü bir takım olduğunu bildiklerini ifade eden Denizli, grupta Manchester United'ın favori olarak görüldüğünü ve matematiksel olmasa da görüntü olarak grubu çıkmalarının garanti olduğunu kaydetti. "İddialıyız" Almanya'ya asgari 2-3 puanla gelebileceklerini düşündüklerini, ancak olmadığını belirten tecrübeli teknik adam, "Bu grupta asgari puan almamız, devam etmemizi sağlayacak. Bu konuda hazırlıklı ve iddialıyız. Manchester United maçı bizim puan almayı düşünmediğimiz bir maç değil. Wolfsburg'u İstanbul'da yenip büyük moralle maça çıkarız. puan barajını, rakiplerimizin ve kendimizin gücünü bilerek söylüyorum" diye konuştu. "Futbolcularımının Güveni Yerine Geldi" Denizli, ligde yaptıkları maçta bireysel yeteneklerin ön plana çıkmadığı yönünde sorulan bir soruya ise şöyle cevap verdi: "Beşiktaş'ın başına geldiğim günden beri futbolcuların yeteneklerine inandım ve güvendim. İki kupa kazanarak başladığımız ligde beklentilerin yüksek olması, kalan ve giden futbolcuların baskı hissetmesi takımı olumsuz etkiledi. Futbolcularımızda bu akşam için (Belki kaybedersek grupta yokuz) düşüncesi etkili oldu. İkinci yarı daha rahat oldu, bu gerginliği attık. Burada alınan puan futbolcularımızın güvenini her bakımdan yerine getirmiştir." Armin Veh: "İyi Olan Taraf Bizdik" WfL Wolfsburg Teknik Direktörü Armin Veh ise kendi takımının daha iyi olan taraf olduğunu savunarak, Beşiktaş'tan daha fazla gol şansı yakalamalarına rağmen bunları değerlendiremediklerini söyledi. Sahalarında alınan puanın yeterli olmadığını ifade eden Armin Veh, İstanbul'daki maçta üç puan almayı umduğunu dile getirdi. Alman teknik adam, Manchester United'in grubun favorisi olduğunu, diğer takımın da turu atlamak için aynı şansa sahip olduklarını sözlerine ekledi.
607828
Figüranları görüp galeyana geldiler
Figüranları görüp galeyana geldiler Gürcistan'la Rusya arasında geçen yıl çıkan savaşı anlatan filmin çekimlerinde binlerce figüranı gören halk, yeni bir gösteri yapılıyor sandı Osetya yüzünden geçen yıl ağustos ayında Gürcistan'la Rusya arasında çıkan savaşı konu alan filmin çekimleri, Tiflis'te sürüyor. ABD'li ünlü aktör Andy Garcia'nın Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Skaşvili'yi canlandırdığı film için önceki gün, Tiflis'teki parlamento önünde kurulan sette binlerce kişi toplanıp, film icabı Rusya'yı protesto etti. Ancak, 12 Ağustos 2008'de düzenlenen büyük gösterinin canlandırıldığı çekimleri gerçek sanıp, günleri tekrar hatırlayarak galeyana gelenler oldu. YUMURTA ATMAK İSTEDİ Yüzlerce polisin de görev yaptığı çekimler sırasında, kalabalığa karışan ve sahneye yaklaşan yaşlı bir "protestocu" polisler tarafından "devlet başkanlarının" olduğu sahneden uzaklaştırıldı. "Putin yumurta istiyor" diye bağıran yaşlı adamın elindeki yumurtalara, "Bunları atarsan, bizi rezil edersin" diye kızan güvenlik görevlileri el koydu.
608556
Nazarbayev Çankaya'da
Nazarbayev Çankaya'da AJANSLAR Resmi ziyaret için Ankara'ya gelen Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'i Cumhurbaşkanı Abdullah Gül askeri törenle karşıladı. İki ülkenin milli marşları çalınırken, 21 pare top atışı yapıldı. Askerleri Türkçe selamlayan Nazarbayev ve Cumhurbaşkanı Gül, el ele yürüdüler. Çankaya Köşkü'nün giriş kapısında hatıra fotoğrafı çektirdiler. Daha sonra Gül konuğuna Köşk'ün balkonundan Ankara'yı anlattı. "KAFKASLARDA İŞBİRLİĞİ SAĞLANMALI" Cumhurbaşkanı Gül, Nazarbayev'le görüşmesinin ardından, yapılan ortak basın açıklamasında soruları yanıtladı. Cumhurbaşkanı Gül, Azerbaycan'la olan gerilime ilişkin olarak, Kafkaslarda huzuru, güvenliği ve işbirliğini çok önemsediklerinin altını çizdi ve Türk-Ermenistan ilişkiler normalleşmesi gerektiğini vurguladı. Gül, Kafkaslarda istikrarın sağlandığı taktirde kan ve gözyaşının biteceğini ve işbirliğinin sağlanacağını savunarak, şöyle dedi: "Bunu zaten herkes takip ediyor. Kafkaslarda başka sorunlar da var. Ermenistan, Azerbaycan arasındaki ilişkiler, Gürcistan meseleleri... Çalışmalar zaten bu yöndedir Azerbaycan tabi ki Türkiye'nin kardeş ülkesidir. Bizler tek milletiz. Türk dünyası içinde farklı farklı devletler var. Bunlardan biri Türkiye biri de Azerbaycan'dır. Her yerde dayanışmamızı göstermişizdir. Bu, sadece Devlet Başkanları değil halktan halka olan gerçektir. Bu çerçeve içerisinde yanlış anlamalara kaçılmamalıdır. Bu zor dönemlerden geçilirken duygusallıklar oluyor, yanlış anlamalar oluyor. Sayın Aliyev ile uzun bir telefon görüşmesi yaptım. Bu konuları detaylı şekilde ele aldık. Birbirimize olan güven teyit edildi. Bugünde Dışişleri Bakanımız da görüşecek. Kendisine bilgi aktaracak. Geçtiğimiz haftalarda Nahcivan'daydık. Nazarbayev de oradaydı. Konuları, hem çok taraflı olarak hem de tek taraflı görüştük. Herkesi bu konuda dikkatli olamaya çağırıyoruz. Çeşitli sebeplerden dolayı bilerek ya da bilmeyerek, kasıtlı bir şeklide kardeşliğimiz zedelemek isteyenler olabilir. Bulara dikkat edilmelidir."
609388
Kazak lider Nazarbey Meclis'e seslendi
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, TBMM Genel Kurulu'na hitap etti. Nazarbayev, Türkiye'nin 'ye üye olmasını desteklediklerini söyledi. Nazarbayev, daha sonra CHP Gnel Başkanı Deniz Baykal ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile görüştü. Türk dünyasının iki büyük ülkesi olan Kazakistan ve Türkiye'nin birlikte yapacağı çok şeyin olduğunu belirten Nazarbayev, "İkili ilişkilerimizi geliştirmek yolunda yapacak daha çok işimiz var" dedi. Genel Kurul'a gelişinde milletvekillerinin ayakta alkışladığı Nazarbayev, milletvekillerine hitap etmekten duyduğu onuru dile getirdi. Nazarbayev, "Çünkü, Mustafa Kemal 1920'li yıllarda, yeni Türkiye'nin bağımsızlığı için yürüttüğü milli mücadeleyi ülkenin yeni başkenti Ankara'daki bu Büyük Meclis'ten yönetmiş ve onu 'benim en büyük eserim' olarak ifade etmişti. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, dahi şahsiyet daha zamanlarda bile, diğer Türk devletlerinin günün birinde bağımsızlıklarına kavuşacağını büyük bir öngörüyle ifade etmişti" dedi. "Türkiye Cumhuriyeti, tüm Türk halkıyla bizi destekledi. Biz bundan dolayı müteşekkiriz" diyen Kazak lider, "Türkiye'ye ziyaretinden önce Başkent Astana'nın en güzide mekanlarının birinde Mustafa Kemal 'ün büyük bir heykelini açtıklarını kaydeden Nazarbayev, "Bu heykeli Kazak halkının sizlere olan kardeşlik duygularının bir tezahürü olarak kabul ediniz. Bu sebeple, bugün hepinize, Ankaralılara, tüm kardeş Türk halkına Astana'mızın sıcak selamını, tüm Kazak halkının samimi duygularını beraberimde getirmiş bulunuyorum" diye konuştu. Ülkesinin sağladığı gelişmeleri anlatan Nazarbayev, "Devamlı olarak kardeş Türkiye'ye güvendik ve desteklerinizi gördük" dedi. Nazarbayev, Türkiye'nin başarılarına sevindiklerini, son yıllarda Türkiye ekonomisinin dünyada 17, Avrupa'da ise 6. sıraya yükselen, sanayisi hızla gelişen bir ülke haline geldiğini anlattı. "Yüzünüzü doğuya da çevirin" Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev, "Türkiye küresel siyasette de özel bir konumu ve kendi bölgesinde de büyük bir gücü olan ülkeye dönüştü. Ortadoğu sorunu, İran, Kafkasya'daki çatışmaların çözümünde Türkiye'nin rolünün daha da devam edeceği muhakkaktır. Biz, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olmasını destekliyoruz. Bununla beraber, akraba olarak 'yüzünüzü doğuya da çevirmeniz yerinde olurdu' diye düşünüyoruz. ile stratejik ortaklık geliştirilmesi, ile dengeli bir siyaset yürütmesi Türkiye'nin itibarını yükseltecektir. Bu çerçevede Ankara'nın Türk dilini konuşan akrabalarıyla yakın ilişki siyasetini takip etmesi bizi özellikle memnun etmektedir" dedi. Nazarbayev, "Kazakistan'ın inisiyatifi ile geçen yıl çalışmasına başlayan Türkçe konuşan devletlerin Parlamenterler Asamblesi ve Aksakallar Konseyi'nin devamı olarak, bizler yakın zamanda Nahçıvan'da gerçekleşen zirvede Türk Dili Konuşan Devletler İşbirliği Konseyi'ni, kısaca Türk Konseyinin kurulmasıyla İlgili anlaşmayı imzaladık. Netice itibarıyla, yüce 'ün asil ülküsü, Turar Riskulov ve Mustafa Şokay gibi Türklerin birliğini sağlamaya hayatlarını adayan bütün aydınlarımızın idealleri gerçekleşme yolundadır. Bizim ulu ecdatlarımız Altaylar'dan Akdeniz'e kadar geniş bozkırlara hükmetti. İlk defa dünyaya örnek olan ortak kubbe keçe evi, bundan başka demiri, pantolonu, ok ve yayı, ayakkabı ve topuğunu, üzengiyi ettiler. Bize unutulmaz kahramanlık destanları ve birçok manevi hazineler bırakmışlardır. Tüm bunları dünyaya anlatma zamanının artık geldiğini düşünüyorum" dedi. "Yurtta sulh, cihanda sulh" 'ün "yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesinin günümüzde önemini kaybetmediğini ifade eden Nazarbayev, nükleer silahlanmadan duyduğu endişeyi de dile getirdi. Nazarbayev, ", Kafkasya'daki çatışmalara çözüm üretme çalışmalarını aktif bir şekilde katkıda bulanacağız" dedi. Ülkesinin bin genci yurt dışına eğitime gönderdiğini anlatan Nazarbayev, Turgut Özal ve Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde başlatılan Türkiye'ye de öğrenci gönderme sürecinin sürdüğünü anlattı. Nazarbayev, "Türk dünyasının iki büyük ülkesi Kazakistan ve Türkiye'nin birlikte yapacağı çok iş var. İki veya çok taraflı olsun eldeki imkanları tam olarak kullanamıyoruz. Ticaret, yatırım, ekonomi, ulaştırma gibi birçok alanda kapsamlı ortak projeleri gerçekleştirmek için yeterli potansiyele sahibiz. Bağımsızlığımızın ilk yıllarında yabancı yatırımlara muhtaçtık. Türkiye'den gelen yatırımların ve kredilerin bize katkısı büyük olmuştur. Bu sayede güçlendik ve artık biz de dışarıya yatırım yapan bir ülke konumuna geldik. Son rakamlara göre, Kazakistan-Türkiye ticaret hacmi milyar dolara ulaştı. Ancak bu durum kardeş ülkeler arasındaki ilişki seviyesine hala layık değildir. Çünkü, Türkiye'nin jeo ekonomik ve jeo siyasi ağırlığına uygun ve ekonomisine önemli bir katkı sağlayacak ve gaz boru hatları projelerinin var olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye'nin dünya yakıt koridoru olmaya her türlü imkanları mevcut ise Kazakistan'ın da bu projelere katkısı büyük olabilir. Bu yüzden zamanın Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattını nasıl desteklediysek, aynı şekilde Samsun-Ceyhan boru hattı projesine ile birlikte katılmaya hazırız" dedi. İşadamlarını çağırdı Nazarbayev, yaşanan küresel ekonomik krizi kendi kaynaklarıyla yönettiklerini anlatarak, Türk işadamlarını yürüttükleri önemli projelere katkı yapmaya çağırdı. "İkili ilişkilerimizi geliştirmek yolunda yapacak daha çok işimiz var" diyen Nazarbayev, özel sektör ve sivil toplum kurumlarının kollarını sıvamasını istedi. Nazarbayev, "İkili ilişkilerimizi geliştirme hususunda halkın seçtiği milletvekillerimizin yapacağı katkıların büyük olacağı düşüncesindeyim" dedi. Nazarbayev, "Hepinizi tüm kardeş ve akraba Türk halkını, önümüzdeki milli bayram, Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla en içten dileklerimle, yürekten kutluyorum. Birlik, beraberlik ve başarılar diliyorum. Kazakların bilge şairi Abay, bir şiirinde 'Huzurdan daha iyi bir dost bulamadım' demektedir. Öyleyse halklarımızın arasındaki dostluk ebedi olsun. Yaşasın Kazakistan, yaşasın Türkiye" dedi. Nazarbayev, konuşmasının ardından milletvekilleri tarafından ayakta alkışlandı. Konuk Cumhurbaşkanı'na, makam aracına kadar TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan eşlik etti. Baykal ve Bahçeli ile görüştü Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı kabul etti. Swissotel'de basına kapalı gerçekleşen görüşme öncesinde, basın mensuplarının bir süre görüntü almasına izin verildi. Baykal, otelden ayrılırken gazetecilerin sorusu üzerine, Nazarbayev'e nezaket ziyaretinde bulunduğunu söyledi. Kazakistan'ın Hazar, Kafkasya ve Orta Asya bölgesinin en önemli devleti olduğunu belirten Baykal, sadece toprak genişliği ve doğal kaynaklarının zenginliğiyle değil istikrarlı yönetimiyle de Kazakistan'ın dikkat çektiğini ifade etti. Kazakistan'ın, deneyimli bir devlet başkanı, güçlü bir yönetim ve bunun sonucunda da son dönemde çok etkileyici bir biçimde ekonomik ve sosyal düzeyini kat kat artırmayı başarmış bir ülke olduğunu kaydeden Baykal, "Bu çok etkileyici bir olay. Nazarbayev, bölgede bulunan Türk devletleri arasındaki ilişkiyi geliştirme konusuna da büyük önem veriyor. Bu konuda çok ciddi çabaları var. 'ü sadece Türkiye'nin değil, dünyadaki diğer Türk devletlerinin de babası olarak niteliyor. Sayın Nazarbayev bütün bu yönleriyle çok önemli bir konuğumuz. Kazakistan çok önemli bir dost ve kardeş ülke. Bu ziyaret Kazakistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesine umarım yardımcı olacaktır. Biz, bu ilişkileri yürekten destekliyoruz" diye konuştu. Nazarbayev ile ilk kez bir araya geldiğini söyleyen Baykal, "Çok güzel bir buluşma oldu" dedi. Nursultan Nazarbayev daha sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi kabul etti. Swissotel'de basına kapalı gerçekleşen görüşme öncesinde, basın mensuplarının bir süre görüntü almasına izin verildi. Demirel ile görüşme Nazarbayev daha sonra Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile bir araya geldi. Swissotel'deki görüşme, basına kapalı gerçekleşti. Demirel, otelden ayrılırken gazetecilerin sorusu üzerine, dost ve kardeş ülke Kazakistan'ın Cumhurbaşkanı Nazarbayev'in büyük bir heyetle Türkiye'yi ziyaret etmiş olmasını çok önemsediğini söyledi. Bu ziyaretten mutluluk duyduğunu kaydeden Demirel, "İki sebepten dolayı mutluyum; Kazakistan Devleti 17 sene evvel kurulmuş ve 17 senedir çok büyük başarılar elde etmiş, bugün bir dünya devleti haline gelmiştir ve Türkiye ile olan münasebetleri mükemmeldir. Bu münasebetlerin daha iyi olması temenni edilir. Türkiye ve Kazakistan, Türk dünyasında çok önemli rolü olan devletlerdir. Nazarbayev ile benim şahsi dostluğum vardır. Kendisini görmekten ve sohbet etmekten ayrıca memnun oldum. Umuyorum her şey hem bizim ülkemizde hem Kazakistan'da halklarımızın istediği istikamette gelişir. Sağlık, mutluluk, sükun, huzur, kalkınma olur" dedi.
608960
Sevilay Yükselir'den A. Hakan'a suçlama
Sabah Gazetesi yazarı Sevilay Yükselir 24’te Günün Manşeti’ne konuk oldu. Sevilay Yükselir, Seda Selek ile birlikte gündemdeki konuları değerlendirdi. Seda Selek, Sevilay Yükselir’e, Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan ile aralarında yaşanan polemiklerin sebebini sordu. Yükselir; “Ahmet Hakan’ı 1718 yıl önce stajyerken bir kez gördüm. Kesinlikle kendisini tanımıyorum ve kendisiyle bir husumetim yok” dedi. Yükselir, Günün Manşeti programında polemiklerle ilgili şunları söyledi; “Öncelikle bunlar polemik değil, ben gazetecilik yapıyorum. Bugüne kadar yazdıklarıma hiç cevap vermedi. Keşke cevap verse. Bana köşeyi veren insanlar gazetecilik yap dediler, bende gazetecilik yapıyorum. Aylar önce ben “Dalak” mevzusunu gündeme getirdim. Bana adamın özel hayatına giriyorsun dediler. Bu nasıl özel hayat olur. Bir terör sorunu yaşanıyor. İnsanlar bedel ödüyor, Mehmetçiğimiz bedel ödüyor. Yaşananlara insanlar çare arıyor. Ahmet Hakan çareyi yıllar önce bulmuş. Askerlikten yırtmak için, gitmiş dalağını aldırmış. Bu inanılmaz bir şey. İlk duyduğumda olmaz böyle bir şey, fantastik bir öykü dedim. Fakat işin içine girince GATA’daki bilgi ve belgelere ulaşınca somut olarak; Ahmet Hakan’ın 28 Şubat döneminde dönemin komutanı Çevik Bir’in baskısıyla askerden kaçabilmek için en son çare dalağını aldırmak zorunda olduğunun ispatını ortaya koydum. Kaldı ki mahkemeye suç duyurusunda bulundu. Mahkeme belgeleri inceleyince takipsizlik kararı verdi. TRT konusunda ise; Ahmet Hakan’ın kardeşleri var, hepimizin var. Altını çizeyim tabii ki iş yapacaklar, ticaret yapacaklar. Her kişi kendinden sorumludur. Suç, düşünce, ticaret bireyseldir. Fakat Ahmet Hakan nereden köşesini ticari bir köşe gibi kullanıyor. Vurduğu yerlerle kardeşlerinin önünü açıyor. AKP’ye vuruyor, oradan kardeşleri besleniyor. TRT’ye vuruyor kardeşleri iş yapıyor. Kâh belediyelerin kaldırım taşlarını ovalıyor, kardeşleri iş alıyor.”
608389
Armutta ilaç kalıntısı iddiası
Armutta ilaç kalıntısı iddiası Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Salih Çalı, armutta ilaç kalıntısı iddiasıyla ilgili olarak, “Tüm tarımsal ilaç uygulamalarında tek düzen olmalıdır. için ayrı, iç için ayrı ilaç önerilmemelidir” dedi. Salih Çalı, yazılı açıklamasında, ilaç kalıntıları sorununun, meyve ve sebze ihracatındaki diğer tüm sorunların önüne geçtiğini, bu nedenle birlik olarak ilgili her ortamda bu sorunu dile getirdiklerini belirtti. Armuttaki zararlıya karşı kullanılabilecek 10 kadar etkili maddeli ilaç olduğu halde, ısrarla yasaklanan ilacı kullananlar bulunduğuna dikkati çeken Çalı, “Bunun önüne ancak denetimlerle geçilebilir. Tüm tarımsal ilaç uygulamalarında tek düzen olmalıdır. Yani, ihracat için ayrı, iç tüketim için ayrı ilaç önerilmemelidir” görüşünü ifade etti. Çalı, ilacı kalıntısı sorunu hakkında paneller düzenlediklerini, afiş, broşür ve öncelikli ürünler için “İlaçlama Programları” hazırladıklarını belirterek, sorunun çözümüne yönelik fliyetlerinin artarak devam edeceğini bildirdi. Salih Çalı, kalıntı problemi çıktığında mevcut yönetmelikler çerçevesinde ilk anda “Kalıntı sorununa konu olan ilaca ait reçete var mıdır?”, “Yasaklanan ya da istenmeyen ilaç nereden temin edilmiştir?” ve “Sistem ve yönetmelikler doğru ise yanlış nerededir?” gibi soruların akla geldiğini kaydetti.
609353
DirectX 11'e geçiş nasıl olacak?
Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net'in haberine göre, insanların Windows kadar merakla bekledikleri bir diğer şey de Yeni DirectX ile önceki nesle göre çok daha gerçekçi ve etkileyici grafiklere kavuşmamız mümkün olacak. Elbette bu yeni teknolojiye kavuşmak için yeni nesil ekran kartlarına sahip olmanız gerekiyor. Bildiğiniz gibi AMD'nin DX 11 destekli ve serisi kartları bir süredir piyasada, 'nın ise henüz piyasaya sürdüğü bir ürün yok. HD 5800 serisinden sonra piyasaya çıkan HD 5700 serisi fiyat performans dengesiyle dikkat çekiyor Ancak demin dediğimiz gibi konusunda herkes çok da hevesli değil. Bunun sebebi ise DX10 ve Vista döneminde yaşananlar. DX10'un sadece Vista'da çalışması ve DX10 oyunlarının DX9'lardan çok farklı gözükmemesine rağmen daha yavaş çalışmaları hem Vista'nın, hem de DX10'un çok başarılı olamamasına yol açmıştı. Ancak Microsoft, DirectX 11 ile önceden yaptığı hataları tekrarlamayacak gibi gözüküyor. Tesselation sayesinde çok daha fazla sayıda poligon görebileceğiz. Microsoft'un bu konuda attığı en önemli adımlardan biri DirectX 11'in hem 7, hem de Vista'da çalışacağını açıklaması. Vista kullanıcıları yakın bir zamanda yayınlanacak bir güncelleme ile DirectX 11 desteğine kavuşacaklar. Öte yandan grafik anlamında da bu sefer büyük gelişmelerin önü açılacak. Ancak Tesselation ve onun gibi teknolojilerin oyunlara uygulanması biraz zaman alabilir. Buna rağmen kullanıcılar çok sayıda çok fazla beklemeden kavuşabilecekler. DX 10 döneminde bu API'yi destekleyen oyunların yaygınlaşması zaman almıştı. En önemli konulardan biri olan performansın ise DX 11'in sayesinde daha iyi ayarlanacağı söyleniyor. :: Yazan: SDN
607936
Ergin: Yargılamaya müdahale yok
TBMM'de gazetecilerin sorularını cevaplayan Ergin, "Mahkemelerin aldığı kararların ya da savcılıkların vermiş olduğu kararların nasıl olduğunu bana soruyorsanız bugüne kadar, gene sorun. Bunlar, soruşturmalar tamamen savcılıklar tarafından yapılıyor, kararlar mahkemeler ve hakimler tarafından alınıyor. Müdahale etmem, değerlendirme yapmam doğru olmaz." diye konuştu. İmralı'ya yeni mahkumların ne zaman gideceği sorusuna, "Çalışılıyor. Belli olduğunda sizinle paylaşılır zaten." diye cevap veren Adalet Bakanı, bir başka soru üzerine de Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 'etkin pişmanlık' maddesinde değişiklik yapılmasının söz konusu olmadığını kaydetti.
609669
DTP lideri Türk: 'Şov değil, barış coşkusu'
DTP lideri Türk: 'Şov değil, barış coşkusu' Türkiye'ye dönen PKK'lıların coşkuyla karşılanmasının ardından eleştirilerin hedefi olan Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk, şova ihtiyaçlarının olmadığını söyledi. Türk, "Şov değildi, bir halkın coşkusudur. Herkes iyi anlamalı." dedi. DTP Diyarbakır il örgütünde açıklama yapan Türk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet yetkililerinin "Şov yapıyorlar" açıklamalarına tepki gösterdi. "Ne şova ihtiyacımız var ne de siyasi hesaplar içindeyiz" diyen Türk, PKK'lıların karşılanmasını "barış coşkusu" olarak değerlendirdi. Dönenlerin barış sürecine katkı için geldiklerini aktaran Türk, "Bu coşkuya tüm Türkiye'nin ortak olması gerekiyor. Bu coşku hepimizindir. Barış tüm Türkiye içindir. Biz DTP olarak ne şova ihtiyacımız var ne de siyasi hesaplar içindeyiz. Yaşanan bu coşku, barış coşkusudur. Bundan sonra da Türkiye halkıyla siyasi partileriyle sürecin götürülmesi için çalışmalar yürüteceğiz. Bizim tek isteğimiz barıştır. Bütün katkımızı bu şekilde yapacağız." diye konuştu. Ahmet Türk, Kandil ve Mahmur'dan gelenlerin Türkiye Barış Meclisi yapılanması içerisinde çalışacaklarını sözlerine ekledi. DEMİRTAŞ: DAHA DİKKATLİ OLACAĞIZ DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş da Türkiye'ye gelen ve serbest bırakılan 34 PKK'lı için yapılan karşılamanın kendiliğinden gelişen doğal bir sevinç gösterisi olduğunu söyledi. Demirtaş, "Bugünkü sevinç, bugünkü coşku, barışa, huzura duyulan özlemin coşkusudur. Kimseye karşı yapılmış bir gövde gösterisi değildir. Herhangi bir zafer algılaması, yenme yenilme duygusu değildir" dedi. DTP'nin Türkiye'ye teslim olan ve serbest bırakılan terör örgütü PKK üyelerine yönelik düzenlediği karşılama töreni sert tepkilere neden olurken, tepkilere DTP'den cevap geldi. Meclis'te gazetecilerin sorularını cevaplayan DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın da karşılama töreninden dolayı DTP'yi eleştiren açıklamalar yaptıklarının hatırlatılması üzerine, "Cumhurbaşkanı hepimizin Cumhurbaşkanıdır. Eleştirilerini, önerilerini dikkate almak herkesin boynunun borcudur. Ama sayın Başbakan, sayın Bahçeli ve sayın Baykal'ın söyledikleri yenilir yutur cinsten değil" diye konuştu. 25 yıldır bölgede büyük acılar yaşandığına işaret eden Demirtaş, bu acılar Türkiye'nin tamamında duyulmasın diye özel tedbirler alındığını, şimdi de oradaki sevinç duyulmasın istendiğini öne sürdü. Bunu anlamakta zorlandıklarını dile getiren Demirtaş, "Türkiye'nin bu tarafı orada yaşananı anlayamıyor, bunun farkındayız. ünkü 25 yıldır bölgede yaşananları bilmiyor. Bugünkü sevinç, bugünkü coşku, barışa, huzura duyulan özlemin coşkusudur. Kimseye karşı yapılmış bir gövde gösterisi değil. Herhangi bir zafer algılaması, yenme yenilme duygusu değil. Bunun anlaşılması lazım. Başbakan'ın bunu biliyor olmasına rağmen çıkıp bunu bir şovmuş, bir gövde gösterisiymiş gibi tanıtmasını biz asla kabul etmiyoruz. DTP'nin böyle bir çabası, böyle bir organizasyonu olmadı. Kendiliğinden gelişmiş ve iki güne yayılmış doğal bir sevinç gösterisi bu. Türkiye'nin vatandaşları sevinmesin mi? 25 yıldır kan ağlıyordu, niye ağlıyorsunuz diyorlardı. Bugün bölge halkı ilk defa barış gelecek diye seviniyor, 'niye seviniyorsunuz' diyorlar. Bu manzara sanki utanç tablosuymuş gibi gösteriliyor. Bugün Türkiye'nin tamamının sevinmesi lazım. Eğer bu kan duracaksa Türkiye'nin tamamının sevinmesi lazım" şeklinde konuştu. Bu yaşanan sevincin, barışa duyulan hasretin bir sevinci olduğunun anlaşılması gerektiğini belirten Demirtaş, bu savaştan bugüne kadar kazananın sadece savaş rantçıları, silah pazarlamacıları olduğunu, kaybedenlerin de sadece onlar olacağını ifade etti. Demirtaş şöyle konuştu: "Bu savaşın kaybedenleri savaştan beslenenler olacak. Kazanan barış olacak, Türkiye halkının, toplumun tamamı olacak. Kürt sorununun çözümü zafer, mağlubiyet üzerine kurulamaz. Süreci tıkamak için yapılan provokatif çağrılara halkın kulak asmaması lazım. Türk halkının hassasiyeti DTP'nin de hassasiyetidir. Bundan sonra biz de derdimizi daha iyi anlatabilmek için bu hassasiyetimizi daha fazla dikkate alacağız. Sevinmek rahatsız edici bir duygu olmamalıdır." "TÜRKİYE KAMUOYU ORADAKİ İNSANLARIN SEVİNCİNİ OK GÖRMESİN" 'PKK'lıların Meclis'e getirilmesi yönünde bir girişiminiz olacak mı?' sorusu üzerine Demirtaş, DTP'nin böyle bir programı, çalışması veya hazırlığı bulunmadığını açıkladı. Bu konuda özel bir çalışma yapmayacaklarını belirten Demirtaş, "İlle de Meclis'te grup toplantısına katılmalarını sağlama gibi bir hazırlığımız yok" diye konuştu. Türkiye'nin tamamının hassasiyetinin önemli olduğunu dile getiren Demirtaş, "Benim bir DTP milletvekili olarak Türkiye kamuoyundan özel ricam, oradaki insanların sevincini çok görmesinler. bir nispet değildir. bir gösteriş ya da şov da değildir" dedi. Demirtaş, yurt dışından İstanbul'a gelecek örgüt üyelerinin de aynı şekilde karşılanıp karşılanmayacağı sorusu üzerine heyetin bu şekilde karşılanacağını sanmadığını bildirdi. Bir karşılama olabileceğini, avukatlardan ve siyasilerden oluşan bir grubun karşılayabileceğini ifade eden Demirtaş, heyetin geleceği gün Kazlıçeşme'de bir barış mitingi programı yapıldığını ama heyetin geliş zamanı ile çakışıp çakışmayacağını bilmediğini belirtti. Demirtaş, "Bölgede yaşanan sevinç ve coşkunun iki gün boyunca sürmesinin en büyük nedeni, bölge halkı bu sıcaklığı yakından yaşamıştı. Bu nedenle doğal bir sevinç gösterisine dönüştü. Bunun batı metropollerine, İstanbul'a ve benzeri şehirlere yansıyabileceğini çok düşünmüyorum" değerlendirmesinde bulundu. "ŞEHİT AİLELERİNİN HASSASİYETİ OK ÖNEMLİ" Demirtaş, 'Şehit ailelerine de bir mesajınız olacak mı?' sorusuna şu karşılığı verdi: "Bu süreçte hassasiyetleri dikkate alınması gereken kesimler varsa öncelikle hayatını kaybetmiş insanların aileleridir. En büyük acıyı onlar yaşadı. Hiçbirimiz onların yaşadığı acıyı yaşamadı. Onların hassasiyeti son derece önemlidir. Fakat onların içinin rahat olması lazım. Bu, şehit ailelerine, evlatlarını yitirmiş annelere, babalara karşı yapılmış bir hareket değil. Onların acılarını kaşıyan bir tutum değil. Biz bundan sonra evlatlar ölmeyecek diye seviniyoruz, ölmesin diye bu süreci sahipleniyoruz. Yoksa orada hayatını kaybetmiş her kişi bizim ortak acımızdır. Bunu kimse görmezden gelemez."
608455
ÖSYM sınav başvuru tarihleri belli oldu
Üniversiteye giriş için ilk aşama olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı'na (YGS) başvurular 11 Ocak-12 Şubat 2010, ikinci aşama Lisans Yerleştirme Sınavı'na (LYS) başvurular 3-14 Mayıs 2010 tarihleri olarak belirlendi. 11 Nisan 2010'da gerçekleştirilecek YGS'ye 11 Ocak-12 Şubat 2010 tarihleri arasında başvurular alınacak. Adaylar YGS için 35 lira ücret ödeyecek. İkinci aşama olan LYS'nin başvuruları da 3-14 mayıs 2010 tarihleri arasında yapılacak. Adaylar katılacakları her bir LYS için 20'şer lira ödeyecek. LYS-1 (Matematik-Geometri), LYS-5 (Yabancı Dil) 19 Haziran, LYS-4 (Sosyal Bilimler) 20 Haziran, LYS-3 (Edebiyat-Coğrafya) 26 Haziran, LYS-2 (Fen Bilimleri) 27 Haziran'da gerçekleştirilecek. Öğrenciler bu sınavlar için lise müdürlükleri ile ÖSYM sınav merkezi yöneticilikleri ve ÖSYM'nin internet sitesinden başvuru yapabilecekler. KPSS ÖSYM gelecek yıl lisans, ön lisans ve ortaöğretim mezunları için KPSS düzenleyecek. Lisans mezunları için 10-11 Temmuz 2010'da, ortaöğretim ve ön lisans mezunları için 26 Eylül 2010 tarihlerinde KPSS yapılacak. Lisans adayları 10-21 Mayıs 2010, ortaöğretim ve ön lisans adayları 31 Mayıs-2 Temmuz 2010 tarihleri arasında başvuru yapabilecek. Lisans mezunları 1. oturum için 35 lira, 2. oturum için 55 lira, 3. oturum için 75 lira, dördüncü oturum 95 lira ödeyecek. Ön lisans ve lise mezunları ise 35 lira sınav ücreti alınacak. Diğer sınavlar ÖSYM gerçekleştireceği diğer sınavların tarihlerini ve ücretlerini de açıkladı. Buna göre, Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı'nın (KPDS) ilkbahar dönemi Mayıs 2010'da ve sonbahar dönemi Kasım 2010'da gerçekleştirilecek. Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı'nın (ÜDS) ilkbahar dönemi 21 Mart 2010, sonbahar dönemi Ekim 2010'da yapılacak. Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitime Giriş Sınavı'nın (ALES) ilkbahar dönemi Mayıs 2010, sonbahar dönemi 21 Kasım 2010'da gerçekleştirilecek. KPDS, ÜDS ve ALES'in sınav ücretleri 40'ar lira olarak belirlendi. Tıpta Uzmanlık Sınavı'nın (TUS) ilkbahar dönemi 17-18 Nisan 2010, sonbahar dönemi ise 18-19 Eylül 2010 yapılacak. Adaylar bu sınav için 60'ar lira ödeyecek. Dikey Geçiş Sınavı 'da Temmuz 2010'da düzenlenecek. Bu sınavın ücreti de 50 lira olacak.
608988
Kumluca'da 69 kaçak yakalandı
muhabirinin aldığı bilgiye göre, Kumluca Jandarma Komutanlığı ile Mavikent Jandarma Komutanlığınca bir istihbaratın değerlendirilmesi sonucu Mavikent beldesinde, aralarında Türk vatandaşlarının da bulunduğu, Srilanka, Filistin, Burma, İran ve Pakistan uyruklu 69 kişiyle, bu kişileri yurt dışına çıkartmaya çalıştıkları iddia edilen kişi yakalandı. Yakalananların 7'sinin Srilanka, 6'sının Pakistan, 5'inin İran, 4'ünün Filistin, 2'sinin Burma ve 45'nin Türk oldukları belirlendi. Yakalanan kaçakların yurt dışına çıkmak için önce İstanbul'da bir araya geldikleri, ardından da kara yoluyla Antalya'nın Kumluca ilçesine bağlı Mavikent beldesine ulaştıkları, kaçakların buradan da deniz yoluyla İtalya'ya gidecekleri öğrenildi. Öte yandan, kaçakları yurt dışına götürecekleri iddia edilen Fatih Rüştü Y. (44), Serdar B. (23) ve İbrahim S. (22) Kumluca Adliyesine gönderildi. Yakalanan kaçaklara, Kumluca Kaymakamlığınca hazırlatılan kumanyalar askerler tarafından dağıtılırken, kaçaklar ifadelerinin tamamlanmasının ardından savcılığa sevk edildi.
609053
İstanbul'da okullar tatil edilecek mi?
İstanbul'da okullar tatil edilecek mi? İstanbul Valisi Muammer Güler, domuz gribi tespit edilen 19 öğrenci ile yakın temasta bulunan 60 öğrenciye test yapıldığını ve bugün akşam stlerinde çıkacak sonuca göre okulların tatil edilebileceğini açıkladı. Güler, "Eğer domuz gribi ile ilgili bir kapatma yaparsak, bu bütün okulları kapsayacaktır" dedi. Cağaloğlu'ndaki Valilik binasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Vali Muammer Güler, bir kişinin domuz gribinden öldüğü yönündeki iddialara açıklık getirdi. "Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde domuz gribinden vefat eden herhangi bir hastamız olmamıştır" diyen Güler, bu haberlerin bir spekülasyondan ibaret olduğunu söyledi. Güler, "Göztepe Hastanemiz bir koordinasyon hastane, Anadolu yakasında domuz gribiyle ilgili olarak görevlendirilmiş bir hastanedir. Temmuz ayından beri de bu görevi yürütüyor. Temmuz ayından bu yana Göztepe Hastanesi'ne 170'e yakın bir müract olmuştur. Bunlardan 50'sinde domuz gribi görülmüştür ama bunlarında tedavisi bitirilmiştir. Bir günde 50 tane oldu, ya da son iki günde 50 kişi domuz gribinden müract etmiştir şeklinde yansımaktadır. Bu yanlıştır. 30 Nisan'dan bu yana bin 300'e yakın vaka üzerinde çalışılmıştır. Bunların 270'inde H1N1 virüsüne rastlanmıştır, tedavisi yapılmıştır. Bu süre içerisinde bir ölüm vakası olmamıştır" şeklinde konuştu. Şuanda hiçbir hastanede domuz gribinden yatan kimse olmadığına değinen Güler, 13 okulda 19 öğrencide görülen domuz gribi vakasında da öğrencilerin kendi evlerinde tedavi altına alındıklarını açıkladı. Bu öğrencilerle yakın temas içinde olanlarda da önlem alındığını anlatan Güler, şuanda İstanbul Üniversitesi apa Tıp Fakültesi Hastanesi laboratuarında 60'â yakın öğrencinin testlerinin yapıldığını söyledi. Güler, virüs tespit edilen 19 öğrenci ile temasta bulundukları belirtilen bu öğrencilerin test sonuçlarına göre durumu yeniden değerlendireceklerini söyledi. Şuanda virüsün yayıldığına dair bir işaret olmadığını anlatan Güler, "Öğrencilerimizin her biri farklı okul ve sınıflardandır. Temasın arttığını görürsek, gerekli tedbiri alacağız. Bir okulumuzda ise böyle bir ihtimalden bahsediliyor. Bugün alacağımız tahlil sonuçları ne yapmamız gerektiğini söyleyecek. Olası bir durumda hemen kapatma tedbirimizi alacağız. Eğer domuz gribi ile ilgili bir kapatma yaparsak, bu bütün okulları kapsayacaktır" dedi. Vali Güler, aşılarımız geldiğini hatırlatarak, "Şuan tetkikleri yapılıyor. Aşılama çalışmaları da önümüzdeki aylarda yapılacak. Bugün 16 ile 18 stleri arasında öğrencilerin tahlil sonuçları bildirilecek. Eğer bir temas ortaya çıkarsa bunun tedbirini hemen tatil şeklinde alacağız. Bunu kamuoyu ile paylaşacağız" şeklinde konuştu.
608592
UFO alarmı: Uzaylılar koşarak kaçtı!
’nin Wiltshire bölgesinde üç uzaylıyı bir ekindeki yeni yapıldığı belli olan halka şekilleri incelerken gören polis memuru İngiliz uzmanlarını aradı. (Metin Güneş CNN TÜRK Londra) -- Adı açıklanmayan komiser muavini Silbury Hill bölgesindeki bir tarlada bazı garip tipler gördü ve incelemek için aracını durdurdu. Ancak her biri 1.90 m’den daha uzun boylu ve sarışın olan “adamlara” yaklaşırken birden “statik elektrik sesi” duydu ve “üç adam daha önce bir insanda görülmemiş bir hızla kaçarak uzaklaştı.” Polis memuru daha sonra evine dönerek normal ötesi olaylar konusunda uzman olan kişileri arayarak bir gördüğünü söyledi. Wiltshire Polisi olay hakkında herhangi bir açıklama yapmazken, olayın polis memurunun “kişsel bir meselesi” olduğunu söyledi. Polis memurunun gördüğü bu garip olayı soruşturan ekin daireleri araştırmacısı Andrew Russel, polis memurunun gördüklerini şu sözlerle anlattı: “Önce, beyaz tulumlar giyidikleri için onları forensik memurları sanmış. Arabasını durdurup tarlaya doğru yürümüş. Garip tiplerin boyları 1.90 m’den uzun olup üçü de sarışınmış. Ekini inceliyorlarmış gibi bir izlenim vermişler. tarlanın kenarına geldiğinde statik elektrik sesinden pek de farklı olmayan bir ses duymuş. Bu çatırdama gibi ses tarlada ilerlidikçe sesin geldiği yerdeki ekin de yavaşça hareket ediyormuş. Garip tipli adamlara bağırmış ama ilk önce ne kulak asmışlar ne de ona doğru bakmışlar. Tarlaya girmeyi deneyince de tipler başlarını çevirip bakmış sonra da kaçmışlar.” Olayı araştıran ekin dairesi uzmanı Colin Andrews ise polis memurunun hikayesini “inandırıcı” bulduğunu söyledi.
609012
PKK'lılar DTP grubuna gelecek mi?
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Mahmur'dan gelen 'lıların Meclis'teki grup toplantısına katılmaları yönünde bir planlama olmadığını açıkladı. Bu açıklamadan kısa bir süre sonra lideri Ahmet Türk'ten, "Ne yapacaklarına kendileri karar verirler" değerlendirmesi geldi. Genel Başkanı Yardımcısı Emine Ayna da, "Eğer gelmek isterlerse gelebilirler. Çünkü biz bundan sonrasına karışmıyoruz. Ankara konusunu onlarla oturup doğru düzgün zaten konuşmadık" açıklamasında bulundu. 'lilerin Meclis'e gelmesi konusunda planlama olmadığını söyleyen 'li Kaplan ise, Türkiye'nin hassas bir süreçten geçtiğini ifade ederek, herkesin söz konusu hassasiyetleri göz önüne alarak hareket etmesi gerektiğini kaydetmişti. CHP'liler de kutladı iddiası DSİ'deki bir törene katılan Kaplan, gazetecilerin soruları üzerine, "7'den 70'e Şırnak vilayetinde iddia ediyorum AK Partililer, CHP'liler dahil diğer partililer bir halk barışa susamış, yollara, sokaklara çıkıp bunu kutluyorsa, bu halka bunu kimse çok görmemeli. Bunu da kimse tahrik olarak değerlendirmemeli. Hepimiz duyguları bir tarafa bırakıp daha soğukkanlı, daha sorumlu davranmalıyız. Sayın Başbakan'dan rica ediyorum biraz kendisi de duygularını bir tarafa bıraksın. Şark kurnazlığı bizim kitabımızda, Kürt halkının da defterinde yoktur. Çok açık söylüyorum barış coşkusunu İzmir'de de İstanbul'da da kutlanmasını beklemek hakkımız. Hepimiz sevinmeliyiz" ifadesini kullandı. Tüm partilerin kardeşliğin siyasetini yapmasını gerektiğini dile getiren Kaplan, "Bu ülkede barış olmayacaksa benim bu Mecliste oturmamın hiçbir anlamı yok. Kimse parti, seçim hesaplarıyla bu Türkiye'nin değil dünyanın önünü açacak fotoğrafı karalamaya kalkmasın. Bu fotoğraf bin yıllık Türkiye'de kardeşliğin ve cesaretin fotoğrafıdır" diye konuştu. Avrupa'dan gelecek grup "Avrupa'dan bir grup daha geliyor, onun çalışmaları var" diyen Kaplan, "Bir hafta önce Avrupa'daydım. Her ülkeden 1-2 temsilci, elçi düzeyinde gelenler. Avrupa'dan İstanbul'a gelecekler. Sayı 15-20 arasında değişebilir. Belki içlerinde sizin meslektaşlarınız da olabilir. Bilmiyorum açıklama yapılır ama tarihini tam bilmiyorum" dedi. Kaplan, gelecek kişilerin İstanbul'da aralarında bazı sanatçıların da bulunacağı kalabalık bir grup tarafından karşılanacağını söyledi. Baykal'a çağrı "Buradan ana muhalefet lideri Baykal'a seslenmek istiyorum. Kendisinin bir açıklaması oldu. Kandil'den gelen gerillanın da bir açıklaması oldu. maddelik açıklama sundular. 1989'da yazdıkları raporu okusunlar. Sonradan yine CHP tarafından yazdıkları bir rapor var. Sonra ellerini vicdanlarına koysunlar ve istemlerle raporları karşılaştırsınlar sonra da konuşsunlar" diyen Kaplan, "Demokratik siyasetin konusu olan bu konuda herkesin elini vicdanına koyarak konuşması lazım. Benim en büyük sevincim bugün itibarıyla demokratik siyasetin Türkiye'de güçlenmiş olması ve önünün açılmış olmasıdır. Bu açıdan demokratik siyasetin, silahın hak arama aracı olmasının önüne hızla geçtiğini gördüm bundan ülkem adına gurur duyuyorum" dedi.
609007
ABD'de işsizlik mşı verileri açıklandı
ABD'de işsizlik mşı verileri açıklandı Perşembe, alışma Bakanlığı, geçen hafta işsizlik mşı başvurularının 531 bin arttığını açıkladı. İşsizlik mşı başvuruları son altı haftanın beşinde düştükten sonra geçen hafta artarken, geçen hafta işsizlik mşı başvurularının 515 bin olması bekleniyordu. Önceki hafta işsizlik mşı başvuruları ise 520 bin olarak revize edildi. Ekonomi düzelme işaretleri verse de iş verenlerin istihdam konusunda istekli olduğuna dair işaretlerin çok az olduğu belirtildi. Önceki hafta milyonun biraz üzerinde olan işsizlik mşı almaya devam edenlerin sayısı ise beşinci haftada da düşüşünü sürdürerek, 5,9 milyon oldu.
607843
'Cinayeti ben mi işledim'
'Cinayeti ben mi işledim' 'Cinayeti ben mi işledim' Orhan YURTSEVER SABAH Cem'in babası Nida Garipoğlu'nun sevgilisi olduğu öne sürülen ve cinayetin ardından evi temizletmekle suçlanan Gülşah K., "O gün Nida Bey'le iş için görüşmüştük" dedi Münevver Karabulut'un günlüğünde Cem'in babası Mehmet Nida Garipoğlu'nun sevgilisi olduğu öne sürülen ve Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir'in, cinayetin ardından evi temizletmekle suçladığı Gülşah K. savcılığa ifade verdi. Silivri'deki evinden dün sabah stlerinde Cinayet Büro Amirliği ekiplerince alınan Gülşah K., st 11.00 sıralarında İstanbul Adliyesi'ne getirildi. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcıları Faruk Erşen Yılmaz ve Mustafa Öztürk'ün yaklaşık st sorguladığı Gülşah K., çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtsız bıraktı. Gazetecilerin ısrarlı soruları üzerine "Cinayeti ben mi işledim" diyerek tepki gösteren Gülşah K., hızla kendisini bekleyen cipe binerek adliyeden uzaklaştı. 'VİLLAYA HİÇ GİTMEDİM' Gülşah K.'nin ifadesinde cinayetin işlendiği dönemde geçirdiği bir ameliyat nedeniyle 10 günlük rapor aldığını ve olay günü de raporlu olarak evinde bulunduğunu söyledi. Gülşah K., cinayet günü Mehmet Nida Garipoğlu ile st 20.30'da tespit edilen telefon görüşmesi ile ilgili de "Burgaz Rakı'da müfettiş olarak görev yapıyorum. Mali açıdan önemli bir görevde olduğum için Nida Bey ile iki günde bir kez görüşüyorduk. gün de bana ne zaman işe geleceğimi sormuştu" dedi. Cinayetin ardından evi temizlettiği ve Cem'in kaçmasına yardım ettiği yolundaki iddiaları reddeden Gülşah K., olayın meydana geldiği eve bugüne kadar hiç gitmediğini, Cem ve ağabeyi Levent'i de sadece şirkette gördüğünü söyledi. 'Cinayeti ben mi işledim'
609550
CHP, Tunceli teşkilatını görevden aldı
Özarslan, muhabirine yaptığı açıklamada, CHP Genel Merkezi tarafından Nazımiye İlçe Başkanı Kandil ve 11 yöneticiyle ''gerekçe gösterilmeden'' görevden alındıklarını söyledi. Görevden alınmalarının nedenini bilmediklerini belirten Özarslan, şunları kaydetti: ''En son yapılan seçimlerde partimizin oyunu bin 100'den bin 100'e yükselterek Tunceli teşkilatını toparlama sürecine almışken, Genel Merkez tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden görevden alınmamıza anlam veremedim. Bu olay antidemokratik bir uygulamadır.'' ''Demokratik Açılım'' ve ''Kürt Meselesi'' konusunda görüşlerini her fırsatta beyan ettikleri için Parti Genel Merkezi ile ''ters düşmüş'' olabileceklerini ifade eden Özarslan, şöyle konuştu: ''Partimiz, 1989 yılında Doğu ve Güneydoğu sorununun çözümü içi rapor hazırlattı. Bu rapor ülkenin en önemli sorunlarından biri olan Kürt sorununun çözüm önerilerini de içinde barındırıyordu, ama nedendir bilmiyorum, bir türlü bu raporun arkası gelmedi. Biz sol ve demokratik bir partiyiz. Partimizin programı, ülkenin bir çok sorununu çözebilecek bir yapıya sahip, ama gelişmeleri anlamıyorum. Örneğin Kürt meselesini ve Kürt halkını unuttuğumuz için doğu ve güneydoğuda Milliyetçi Hareket Partisi'nin gerisinde oy alıyoruz. Partimiz burada tabanını kaybetti. Bu çok üzücü bir durum. Parti Genel Merkezime şunu da söylemek istiyorum; bizler makam ve koltuk için bu göreve talip olmadık ve öyle davranmadık. Görevden alınmış olsam bile bizim partimizle gönül bağımız ve çalışmalarımız devam edecektir. Biz pazara kadar değil mezara kadar partiliyiz.''
607902
55 bin çiftçi finans desteği aldı
14 Mayıs-24 Eylül 2009 tarihleri arasında Tarım Bakanlığı işbirliğiyle gerçekleştirilen tarım seferberliği kapsamında 55 bin üretici cep telefonundan kısa mesaj yoluyla kart başvurusu yaptı ve 300 milyon lira finansman kullandı. Üreticilere aya varan vadelerde faizsiz alışveriş kampanyası kapsamında 200 milyon liralık girdi ve yatırım desteği sağlandı.
609237
Hristofyas: İki taraf da mülkiyet tezlerinde ısrarlı
Hristofyas: İki taraf da mülkiyet tezlerinde ısrarlı lideri Kıbrıs müzakerelerinde, iki tarafın da “mülkiyet” konusuna ilişkin tezlerinde ısrarlı olduğunu söyledi. Hristofyas, Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde Cumhurbaşkanı ’la bugünkü görüşmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, Kıbrıs Rum tarafının, mülkiyet hakkının tanınmasına ilişkin tezinde sabit kalmayı sürdürdüğünü, Kıbrıs Türk tarafının ise bunun aksine kullanıcı hakkında ısrarlı olduğunu belirtti. Hristofyas, gelecek hafta yapacakları görüşmede, “merkezi hükümetin ve oluşturucu devletçiklerin yetkilerinin ele alınacağını ve daha sonra mülkiyet konusuna geri dönüleceğini” kaydetti.
608879
"Fatih Terim'in istifasını beklemiyorduk"
Arıboğan, Radyospor'a yaptığı açıklamada, "Fatih Terim'in istifasını beklemiyorduk" ifadesini kullanarak, "dolayısıyla teknik direktör arayışları konusunda bir ön hazırlığımız bulunmuyor" dedi. Milli takım teknik direktörlüğü konusunda çok sayıda ismin yazıldığını dile getiren Arıboğan şunları söyledi: "Bir kısmıyla görüşülmüş gibi, bir kısmıyla da görüşülecek gibi haberler yapılıyor. Özellikle şunu belirtmek istiyorum. Bizim bir ön hazırlığımız yoktu. Çünkü Fatih Terim'in istifa etmesini beklemiyorduk. Biz istikrardan yanaydık. Fatih Terim'in ayrılmak konusunda tercihi olmasaydı, 2012'ye kadar devam edecektik" Yeni dönem için çalışmaların olacağını kaydeden başkan vekili Arıboğan, "teknik direktörün kim olacağı konusunda kesin bir tarih koyamazsınız. Bunu özellikle belirtmek istiyorum" diyerek sözlerini tamamladı.
608107
Kriz bitti Maliye borçluların peşine düştü
Hüseyin Özay'ın haberi Türk ekonomisindeki toparlanma işaretlerinin gelmesi üzerine, Maliye Bakanlığı da küresel kriz nedeniyle askıya aldığı, vergi tahsilatlarına hız verdi. Maliye Bakanlığı’nın ‘vergi borçlarını tahsil edin’ talimatı üzerine, Türkiye genelindeki vergi idareleri, borçlarını ödenmeyen tüm mükelleflere ‘ödeme emri’ göndermeye başladı. Ödeme emirlerinde ise, ‘vergi borcunun yedi gün içinde ödenmemesi halinde, haciz başlatılacağı’ uyarısına yer verildi. Bu uyarı, binlerce mükellefin korkulu anlar yaşamasına neden oldu. TAHSİLAT İÇİN DÜĞMEYE BASTI Kriz nedeniyle birçok mükellef, vergi ve SSK borçlarını ödeyemez hale geldi. Hatta Vergi Barışı Projesi’nden yararlanmak için başvuruda bulunan mükelleflerin yaklaşık yüzde 90’ı krizi gerekçe göstererek, taksitlerini ödemediği belirtildi. Ekonomideki toparlanmayla birlikte ise Maliye Bakanlığı, vergi tahsilat çalışmaları konusunda adeta seferberlik başlattı. Bunun için de ilk olarak vergisini ödemeyen mükelleflere “ödeme emri” gönderildi. Vergi idarelerinin ödeme emri gönderdiği mükellefler arasında bir ayrım gözetilmedi. 100 TL’lik vergi borcu bulunan mükellef için bile ödeme emri çıkarıldı. Hapis cezası uyarısı Vergi idarelerinin, borçlarını ödemeyen mükelleflere gönderdiği ödeme emirlerinin bazılarına star ulaştı. Ödeme emirlerinde, gün içinde vergi borcunun ödenmesi veya mal bildiriminde bulunulması isteniyor. Borcun ödenmediği veya mal bildiriminde bulunulmadığı takdirde mükellefin başına gelecekler ise şöyle sıralanıyor: Borcunuz, menkul ve gayrimenkul mallarınızla her türlü hak ve alacaklarınız haczedilerek paraya çevrilmek suretiyle tahsil edilecektir. Mal bildiriminde bulununcaya kadar ayı geçmemek üzere hapis cezası ile cezalandırılacaksınız. Mal bildirimini gerçeğe aykırı olarak yaparsanız aydan yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırsınız. İkinci aşamada banka hesapları bloke olacak Vergi idareleri tarafından mükelleflere gönderilen söz konusu ödeme emirlerine ilişkin mektupların, tahsilat planının ilk aşaması olduğu bildirildi. Maliye Bakanlığı, ilk aşamada söz konusu ödeme mektupları ile tahsilatların büyük kısmını gerçekleştirmeyi öngörüyor. Ancak, bu ödeme emirlerine rağmen, vergi borçlarını ödemeyen mükelleflerle ilgili olarak da, tahsilat planının ikinci aşamasına geçilecek. Bu sistemde, öncelikle mükellefin tüm banka hesapları kontrol edilerek, hesabı bulunan mükelleflerin paralarına ‘vergisi kadar olan’ kısmının bloke edilmesi söz konusu olacak. Bankalarda hesabı bulunmayan mükelleflerle ilgili de ayrı bir çalışma yapılacak. Bu kapsamdaki mükelleflerin tapu ve araç kayıtları tespit edilerek, gayrimenkullerinin üzerinde haciz uygulaması başlatılacak.
608363
2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri
Kayseri'deki Kültepe-Kaniş Höyüğü'nde 60 yıldır yapılan kazılarda gün ışığına çıkartılan arkeolojik ve filolojik malzemelerden oluşan eserler, ''Asurlular İstanbul'da'' adlı sergiyle 2010 yılının mart ve mayıs ayları arasında teşhir edilecek. Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi ve Kültepe-Kaniş Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, muhabirine yaptığı açıklamada, ''İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti'' etkinlikleri kapsamında düzenlenecek serginin, 2010 yılı martmayıs aylarında ay süreyle İstanbul Arkeoloji Müzeleri Sergi Salonu'nda açılacağını söyledi. Serginin, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, İstanbul Valiliği, Kayseri Valiliği ve Kayseri Büyükşehir Belediyesinin destekleriyle, kendileri tarafından hazırlanacağını ifade eden Kulakoğlu, şöyle devam etti: ''Bilimsel araştırmalar, Anadolu'nun tarihi devirlere ilk kez Kültepe'de girdiğini göstermektedir. Bir başka deyişle, Anadolu tarihi Kültepe'de başlamaktadır. Günümüzden bin yıl önce, ticaret amacıyla Anadolu'ya gelmiş olan ve merkez olarak Kültepe'yi seçen Asurlu tüccarlar, gerçekleştirdikleri her türlü ticari işlemi, özel ve tarihi olayları çivi yazısıyla kil tabletlere kaydetmişler ve bunları arşivlerinde saklamışlardır. Merkezi Kültepe olan bu ticaret sayesinde Anadolu halkı ilk kez yazıyla karşılaşmıştır. Asurlu tüccarlar Anadolu halkına sadece okuma-yazma öğretmekle kalmamış, aynı zamanda, devlet kurma geleneğini, hukuk sistemini, sanat ve dini inanç geleneklerini de aktarmışlardır.'' Anadolu'da tarihi başlatan Kültepe-Kaniş'in, Hititlerin ilk başkenti olmasının yanı sıra, en eski uzak mesafeli organize ticaretin de koloni merkezi olduğunu belirten Kulakoğlu, dünya ticaret merkezi olma yolunda ilerleyen İstanbul'un ve ortaklık geliştirme gayretinde olan AB'nin günümüzden binlerce yıl önce bu ilk uluslararası ticaret merkezinden bilgilenecekleri pek çok örneğin bu sergide yer alacağını vurguladı. Kulakoğlu, günümüzden binlerce yıl önceki bu ticaret reformunda, devletin tekelinin kaldırılarak ticaretin aile fertlerinin kuracağı firmalar tarafından sürdürüldüğünü ve kolektif ticaret esasına dayanan bir sistem geliştirildiğini dile getirerek, bu sistemin, sergide yazılı belgelerle de ziyaretçilere gösterileceğini söyledi. MAKET-ANİMASYON VE CANLANDIRMALAR YAPILACAK Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, sergide ziyaretçilere, maket, animasyon ve canlandırmalar aracılığıyla MÖ 2000'deki Anadolu kültüründen kesitleri anlatmayı hedeflediklerini belirterek, şu bilgileri verdi: ''Bu sayede, M.Ö. 2000'de Mezopotamya'dan Kültepe'ye (Kayseri) ticaret amacıyla gelen Asurlu tüccarların, eski Anadolu kültürüne katkıları ve özellikle Anadolu-İstanbul ve Avrupa arasındaki etkileşimleri yansıtılacaktır. Anadolu'nun Doğu ve Batı arasında bir köprü olduğu, Anadolu'nun Avrupa kültürlerinin oluşmasındaki katkısı ve etkisi, bu sergi ile arkeolojik ve filolojik verilerle gösterilecektir. Sadece konunun uzmanlarına değil, toplumun tüm kesimlerine hitap etmesi planlanan sergide, Kültepe'de keşfedilmiş kültürel, sanatsal, dinsel ve ekonomik ilişkiler açısından önemli objeler ve çivi yazılı belgeler öncelikli olarak ön plana çıkarılacaktır. Eserlerin dönemde nasıl kullanılıyorsa olduğu gibi sergilenmesi hedeflenmektedir. Örneğin sergi alanında yapılacak gerçek boyutlardaki bir Asurlu tüccar evi veya madenci atölyesi maketi, içindeki tüm müştemilatıyla canlandırılacaktır. Sergide kullanılacak mankenler de orijinal Kültepe insanları olacaktır. Kazılarda bulunmuş bir veya birkaç Asurlu tüccarın iskeleti, yapılacak etlendirme çalışmaları sonucunda, dönemin giysi ve aksesuarları ile birlikte, ya tüccar evinde ya da maden atölyesinde sergilenecektir. Etlendirilen Asurlu tüccarlar, elde edilen gerçek boyutlu çizimler aracılığıyla anime ettirilecek ve hazırlanacak boyutlu animasyon filmine de katılacaktır.'' BOYUTLU FİLM HAZIRLANACAK Prof. Dr. Kulakoğlu, proje çerçevesinde hazırlanması düşünülen uzun metrajlı boyutlu filmde, günümüzden bin yıl önceki ticaret sistemi hakkında genel bir bilgi verildikten sonra, ticaretin esas unsurları hakkında izleyiciye belgesel tadında sunulacağını belirterek, çocukların ilgisini çekebilecek canlandırmalar da yapılacağını söyledi. Animasyon filmden alınacak çıktılarla hazırlanacak çocuk kitaplarının, toplumun en önemli dinamiği olan çocuklara ve öğrencilere, kültürel mirasın sevdirilmesinde önemli bir rol oynayacağını dile getiren Kulakoğlu, ayrıca sergi sırasında görevlendirilecek bir eğitimci aracılığıyla tablet yazımı gibi etkinliklerle Anadolu'nun ilk yazı sistemi hakkında bilgi verileceğini sözlerine ekledi.
607988
Hilal için zor günler
Tansel ise durumunu Aysel'e nasıl söyleyeceğini düşünmektedir. Çareyi telefonunu kapatmakta bulur. Ertesi sabah Ahmet kararı annesine zevkle iletir. Aysel'in tansiyonu fırlar. Ahmet, nikâh hazırlıklarını hemen başlatmak için Hilal'den nüfus kâğıdını ister. atv 20.00
608158
30 ilde eşzamanlı operasyon: 100 gözaltı
muhabirinin aldığı bilgiye göre, bazı akaryakıt istasyonlarında ''kaçak akaryakıt satıldığı'' bilgisine ulaşan Ankara İl Jandarma ekipleri, söz konusu kişilere yönelik Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla çalışma başlattı. Söz konusu kişilerin kimliklerinin tespit edilmesi ve gerekli teknik takibin yapılmasının ardından bugün sabah stlerinde harekete geçen güvenlik güçleri, Ankara başta olmak üzere 30 ilde ''By-pass'' adını verilen operasyonu başlattı. Operasyon sonucu, kaçak akaryakıt sattığı ileri sürülen istasyonların, yer altına ikinci bir depo koydukları ve bu depo içindeki akaryakıtın ayrı bir hat ile pompaya bağlandığı tespit edildi. Operasyon sonucu çok sayıda kişi gözaltına alındı. -MÜŞTERİNİN DURUMUNA GÖRE AKARYAKIT- Akaryakıt istasyonlarında Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK) müfettişleri ve vergi denetçileriyle birlikte inceleme yapan jandarma ekipleri, bazı istasyonlarda, içerisinde ulusal marker bulunan akaryakıt ile kaçak akaryakıtın satılmasını sağlayan elektronik düzenekler ele geçirdi. Söz konusu düzeneğiN, uzaktan kumanda cihazı ile çalıştığı ve araçlara akaryakıtı veren istasyon görevlisinin müşterinin durumuna göre elindeki kumanda cihazını kullanarak, bazen kaçak, bazen de yasal akaryakıtı verdiği tespit edildi. EPDK müfettişlerinin söz konusu akaryakıt istasyonlarında yaptığı denetimlerde, uzaktan kumanda cihazını kullanarak içerisinde ulusal marker bulunan akaryakıttan numune verildiğini belirlediler. -VERGİ DE KAÇIRIYORLARMIŞ Akaryakıt kaçakçılarının aynı zamanda, yazar kasalarda elektronik yazılım kullanarak vergi kaçırdıkları da yapılan çalışmalarla tespit edildi. Yazar kasalara ''sahte mali hafıza'' monte eden şüphelilerin, akaryakıt satışı sonrasında yine uzaktan kumanda cihazı ile istedikleri zaman gerçek mali kağıtlarla yasa dışı fatura düzenledikleri bildirildi. Hazırladıkları yazılımın internet üzerinden istenildiği zaman dışarıdan da müdahaleye imkan verdiği ve zanlıların bilgisayar aracılığıyla söz konusu yazar kasa bilgilerine ulaşarak herhangi bir durumda sahte mali hafıza içerisindeki bilgileri silebildikleri tespit edildi. Bu şekilde yazar kasadan alınan ''Z Raporu''nda silinen hafızadaki bilgilerin görünmediği kaydedildi. Jandarma yetkilileri, operasyonun devam ettiğini, diğer illerden gözaltına alınan zanlıların Ankara'ya getirileceğini, ifadelerinin alınmasının ardından adliyeye sevklerinin yapılacağını bildirdiler.
609547
Korsan cenneti Rusya taklitten şikayetçi
Rusya devlet silah şirketi üreticisi Rosoboronexport Genel Müdürü Anatoliy Isaykin, yaptığı açıklamada, Kalaşnikov silahlarının tescil hakkını korumak için Rusya'nın gerekli önlemleri alacağını söyledi. Kalaşnikov silahlarının yurtdışında kaçak üretiminin, mali kaybın yanısıra kalitesiz üretimden dolayı marka değerinin zarar gördüğünü belirten Isaykin, ''Bunların kalitesi Rusya'da üretilenlerle kıyaslanamaz bile'' dedi. Isaykin, Rosoboronexport'un, Kalaşnikov'ların ve diğer Rus silahlarının tescil hakkının korunması için yabancı ülkelerle anlaşma taslağı hazırladığını belirterek, ''Şu anda Kalaşnikov üreten yaklaşık 30 yabancı şirket var. Bu konuda bir düzen sağlayabilmek için devletin diğer ilgili kurumlarıyla birlikte hazırlık yapıyoruz'' diye konuştu. Dünya genelinde 60 yılda 100 milyon civarında Kalaşnikov otomatik silah üretilirken, bunların yalnızca yarısının Rusya'da üretilen orijinalleri olduğu belirtiliyor. Tescil hakkına fazla önem vermeyen eski SSCB, müttefiki olan kimi Doğu Avrupa ülkelerine de bunların üretimi için izin vermiş, SSCB'nin yıkılmasına, soğuk savaş döneminin sona ermesine karşın bu ülkeler Kalaşnikov silahlarının üretimini sürdürmüşlerdi. Eski SSCB döneminde kötü ilişkilere sahip olan Pekin ve Moskova, 1990'lardan sonra ilişkileri düzeltirlerken, Çin, Rusya'dan en fazla silah alan ülkelerden biri durumuna gelmişti. Rusya'dan milyarlarca dolar değerinde savaş uçağı, füze ve denizaltı gibi silahlar satın alan Çin'in, Rus silahlarına yönelik talebinde son yıllarda Moskova'dan satın aldığı silahların birebir kopyasını üretmesi nedeniyle düşüş meydana gelmişti.
607578
Beşiktaş için ilklerin gecesi
Wolfsburg beraberliği ile bu sezon grubunda ilk puanını alırken, Avrupa kupalarında bir Alman takımına ilk kez boyun eğmedi. Türkiye'nin 'ndeki temsilcisi Grubu'ndaki üçüncü maçında Wolfsburg ile 0-0 berabere kalarak ilk iki iddiasını devam ettirdi. Siyah-beyazlı takım bu beraberlikle grupta ilk puanını almış oldu. Daha önce Avrupa kupalarında Alman takımlarıyla oynadığı beş maçı da kaybeden bu alanda da kendi açısından bir ilke imza attı. 'nin başında çıktığı altı ve 'ın başında çıktığı iki grup maçını da kaybeden Mustafa Denizli, ilk kez çalıştırdığı bir takımla bu büyük organizasyonda puan sevincini yaşadı. Wolfsburg maçına kadar 'nde deplasmanda oynadığı 13 maçtan 11'ini kaybeden ikinci kez bir dış saha mücadelesinden puan çıkardı. Siyah-beyazlılar, daha önce deplasmandaki tek puanını 2003-2004 sezonunda Roma'da Lazio ile 1-1 berabere kalarak almıştı. yine 2003-2004 sezonunda Chelsea'yi Londra'da 2-0 yendiği grup maçından bu yana ilk kez gruplarda oynadığı bir deplasman maçında kalesinde gol görmedi.
608606
Uykusuzluğun yol açtığı hafıza sorunları giderilebiliyor
Pensilvanya Üniversitesinden Ted Abel ve ekibinin fareler üzerinde yaptığı araştırma, uykudan mahrum kalmanın beynin hafıza ve öğrenmede rol oynayan bölümündeki önemli bir yolu etkilediğini gösterdi. Uykusuz bırakılan farelerde PDE4 enziminin yüksek, öğrenme sırasında sinir hücreleri arasında yeni bağlantılar kurulmasında önemli rol oynayan AMPc enziminin ise normalden az olduğu belirlendi. Nature dergisinde yayımlanan araştırmada, bu farelerde PDE4 enzimini engelleyen bilim adamları, AMPc enziminin düzeyini dengeledi. Bu da uykusuzluğun yol açtığı hafıza ve öğrenme sorunlarını azalttı. Fransız Le Nouvel Observateur dergisinin internet sitesinde de yer alan makalede bilim adamları, bu sonuçların uykusuzlukla boğuşan kişilerin hafıza ve öğrenme sorunlarının tedavisine ışık tutabileceğini vurguladı. Dünyada milyonlarca kişi uyku sorunu çekiyor. Uykusuzluk, kişinin sosyal ilişkilerinin yanı sıra öğrenme becerisi ve hafızasını etkiliyor.
607740
TOBB bu kez, 'aman harcamayın' dedi
İBRAHİM KAHVECİ MELİKŞAH UTKU TOBB bu kez, "aman harcamayın" dedi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, krizin etkisini azaltmak için hükümetin kamu harcamalarını artırma politikasının umulan faydayı sağlamadığını savundu. Geçmişte krizin göstergeleri borsa, döviz ve faiz iken bu krizin GSMH ve işsizlik kriterlerine göre ölçüldüğünü ifade eden Rifat Hisarcıklıoğlu, “Aman harcamayın! Çünkü devlet harcadığı zaman onu yine bizden alıyor. Harcama artınca vergileri yükseltmek istiyorlar. Vergiler yükselince de kayıtdışına yöneliniyor” diye konuştu. Türkiye'de milyon 300 bin işsiz insanın olduğu bilgisini veren Hisarcıklıoğlu, işsizliği çözüm olacak büyüme için Türkiye'nin iç tüketimi artıracak tedbirler alması gerektiğini vurguladı.
607687
Bosch yanlışından vazgeçti kapatılan mescitler açıldı
Beyaz eşya üreticisi Bosch firmasının Bursa'da fliyet gösteren Dizel Fabrikaları'nda kapatılan mescit yeniden açıldı. İnsan haklarına aykırı uygulamadan geri adım atan Bosch yönetimi, dün akşam itibarıyla çalışanlarına mescitlerin açıldığını duyurdu. Bursa'da 1971 yılında fliyete geçen Dizel Fabrikala'rındaki mescit ekim ayı başında çalışanlara hiçbir bilgi verilmeden kapatılmıştı. Kapısına ise 'Mescitler kapatıldı. Yönetim' şeklinde bir not asılmıştı. Olayın Zaman'da yayınlanmasının ardından çok sayıda sivil toplum kuruluşu ve vatandaş, telefon ve e-postalarla Bosch yönetimine tepkilerini bildirdi. Bosch'ta çalışanların bağlı bulunduğu Türk Metal-Sen yönetimi de pazartesi günü fabrika yöneticileriyle bir araya geldi. Görüşmelerden, kapatılan her üç mescidin tadilat yapılarak yeniden açılması kararı çıktı. Bosch'tan konuya ilişkin olarak dün akşam stlerinde yazılı bir açıklama yapıldı. Mescitlerin yeniden açılışı, "Bosch ile sendika temsilcileri, gerçekleştirilen toplantı sonucunda karşılıklı uygun bir yerel çözüm konusunda anlaştı." ifadesiyle duyuruldu. Açıklamada, fabrika çalışanları için ibadet amaçlı üç odanın hizmete sokulacağı bildirildi. Sağlık ve güvenlik yönetmeliklerine uygun olarak düzenlenecek odalarda çalışanlara daha sağlıklı ve güvenli koşullarda ibadet imkanı sağlanacağına dikkat çekilen açıklamada şöyle denildi: "Bu odalarda, daha iyi bir havalandırma sistemi, acil durumlar için geliştirilmiş giriş ve çıkış imkanı ve yangın söndürücüler olacak. Yenileme çalışmalarının tamamlanması ile bu odalar en geç ekim sonunda hizmete sokulacak. Çalışanlar, yemek ve çay molaları esnasında bu odaları kullanabilecekler." Fabrika yönetiminin imzasını taşıyan açıklamada, isteyen çalışanlara cuma ve bayram namazlarına gitme imkanı sağlanmaya da devam edileceğinin altı çizildi. Türk Metal-Sen Bursa No'lu Şube Başkanı Seçkin Kişisel, fabrika yönetiminin kendilerine haber vermeden kapattığı mescitlerin karşılıklı görüşmeler sonucu yeniden açılacak olmasını 'sevindirici bir gelişme' olarak değerlendirdi. Seçkin Kişisel, "Çalışanlarla görüştük. Taleplerini dinleyip yönetime aktardık. Yönetim de yaptığı hatadan dönüp mescitleri yeniden açtı." dedi.
609227
En etkili virüs öldürücü 'Ozon'
Topoğlu, Varise neden olan faktörler, varis tedavisi, domuz gribinden korunma yolları ve iğnesiz lazer tedavisinin yararları hakkında bilgiler verdi. Varis nedir? Varis uzun süreli ayakta kalma meslek gruplarında çok görülüyor. Bunların başına uzun süreli ev işleri ile uğraşan ev kadınları geliyor. Bir insan ayakta iken vücudunun eklemlerine binen basınç 100 ise yürürken 25’e iniyor. Ayakta sürekli sabit durmak, kilo alıp vermek, sigaranın damarlarda oluşturduğu hasarlar varislerin oluşmasında büyük bir etken olarak görülüyor. Varis olmadan önce neler yapmak gerekiyor? Sigara içiyorsak sigarayı bırakmak, sürekli sabit ayakta çalışıyorsak bacaklarımızı yürüyüş yapar gibi oynatmak küçük egzersizler yapmak varisin oluşmasına engel olacaktır. Çünkü varis demek toplardamarın genişlemesi demek. Toplardamarlar ise bacaklardaki pis kanı toplayarak kalbe ileten damarlardır. Varis bu damarların genişlemesiyle oluşur. Tedavi nasıl oluyor? Varisini tedavisi için köpük tedavisini uyguluyoruz. Köpük tedavisi enjeksiyon şeklinde yapılıyor. Özel bir ışık sistemiyle varisli olan damarı görüyoruz. Varisli olan damarlara girerek köpüklü ilacı sıkıyoruz ve varisi siliyoruz. Bu tedavinin başarı oranı %100 dür. Daha ileriki yıllarda başka damarlarda varis çıkabilir ama aynı damarlardan çıkmaz. Domuz gribinden bahseder misiniz? Domuz gribi gribal bir enfeksiyondur. Bakteriler hücrelerin aralarında yaşarken virüsler ise hücrenin içinde barınıyorlar. Virüslerin daha tehlikeli bir durum alması bundan kaynaklanmaktadır. Bu tür virüsler mutasyon dediğimiz değişikliklere uğruyor. Bu sene yaptırdığımız aşıda bir sene önceki virüs grubu için aşımızı oluyoruz. Bu virüsler bir sene içerisinde bölünmelerle kendini değiştiriyor. Bizim olduğumuz aşı ise virüsün bölünmeden önceki hali için vurulan aşı olduğu için bizi korumuyor. Ozon tedavisi nasıl yapılıyor? Ozon tedavisi vücuda karşı en güzel direnç mekanizmasını sağlayan tedavi sistemidir. Ozon tedavisi beyaz kan hücreleri dediğimiz alyuvarın sayısını arttırıyor. Ozon vücudumuzdaki interferon dediğimiz maddenin artışını sağlıyor. İnterferon özellikle bağışıklık sisteminde vücudumuzdaki en önemli proteindir. Bu proteinin üretimini yüzde 400 oranında arttırmaktadır. Bu artış vücudumuzdaki toksin ve virüslü maddelere karşı emniyet sağlıyor. Ozon en iyi virüs öldürücüdür. Hijyen koşullarına uymak, meyve ve sebzeleri yıkayarak tüketmekte çok büyük yarar vardır. İğnesiz lazer hakkında bilgi verebilir misiniz? Akupunktur tedavisi zayıflama, sigarayı bırakma gibi durumlarda kullanılmaktadır. Akupunkturun hastaya çok fazla bir acı vermiyor, fakat acıya duyarlı hastalarımız için lazerle akupunktur daha da geliştirildi. Fiber optik dediğimizi saç kılı inceliğindeki kabloyu akupunktur yapılan yere yapıştırıyoruz. Bu ince kablolara belirli frekansta lazer ışınları uygulayarak tedaviyi gerçekleştiriyoruz. Özellikle migren ağrılarında ve astımlı çocuklarda bu tedaviyi kullanıyoruz. Bebeklikten itibaren iğnesiz lazer uygulanabilir. Sağlıklı beslenmeden diyete, şifalı bitkilerin gizemli dünyasından hayatı yaşanılır kılan pratik bilgilere ve yemek tariflerinden çocuk gelişimine pek çok konu Eda'yla Gün Ortası'nda. Alanında uzman konuklarıyla Eda'yla Gün Ortası hafta içi her gün st 12.00' de Radyo 7'de Haber
607767
Aden mi bir daha asla
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Aden mi bir daha asla Aden Körfezi'nde kaçırıldıktan 89 gün sonra korsanlarla yapılan anlaşma sonucu fidye ödenerek serbest bırakılan Horizon gemisinin 17 mürettebatı uçakla İstanbul'a geldi. Geminin tek bayan mürettebatı olan 4. Kaptan Aysun Akbay, “Mesleğimi yapacağım ama bir daha Aden Körfezi'ne adım atmayı düşünmüyorum” dedi YASİN YILMAZ İSTANBUL Aden Körfezi'nde korsanlar tarafından kaçırılan Horizon gemisinin 17 mürettebatı 89 gün sonra İstanbul'a geldi. Aysun Kaptan'ın anne hasreti 89 gün sonra nihayet biterken, “Horizon 1” gemisinin 17 mürettebatı İstanbul'da aileleri tarafından karşılandı. ZOR GÜNLER GEÇİRDİK Geminin 4. Kaptanı Aysun Akbay, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “İlk başta çok korktuk. Aklımızın ucundan bile geçmezdi, böyle bir şey yaşayacağımız. Kumanya, su gibi şeylerde sıkıntı oldu. Onun dışında çok şükür bir sıkıntı yaşamadık” dedi. Aden Körfezi'nde çok zor günler geçirdiklerini belirten Akbay, “Çok yorgunum, dinlenmeye ihtiyacım var. Aileme 'çok iyiyim, iyiyim' dedim ama anlatamadım. Çok korktular, inanmadılar. Ama iyiydim çok şükür sağ salim geldik. Kısaca anlatmam gerekirse sadece çok zor diyebilirim” diye konuştu. KAPTANLIĞA DEVAM Bir gazetecinin geminin tek bayan mürettebatı olarak “korsanların size yaklaşımı nasıldı?” şeklindeki sorusu üzerine Aysun Akbay, çok farklı bir yaklaşımın söz konusu olmadığını, sıkıntı yaşamadığını söyledi. “Çalışmaya devam edip etmeyeceği” sorusu üzerine Akbay, “Aden Körfezi'ne kesinlikle tekrar gitmeyi düşünmüyorum. Fakat tekrar gemide çalışacağım” dedi. ÇOK SEVİNÇLİYİZ Aysun Akbay'ın babası Özcan Akbay da ilk defa böyle bir olay yaşadıklarını, bu nedenle sonucunu bilemediklerini belirterek, “İyiyim, dese de korkuyorduk. Kelimelerle anlatmak zor ama kavuştuk. Çok sevinçliyiz, sağ salim döndükleri için mutluyuz” diye konuştu. “Horizon 1” gemisindeki 23 mürettebattan 17'si bugün İstanbul'a gelirken, kişinin gümrük işlemlerindeki sıkıntılar nedeniyle Ürdün'de kaldığı, kişinin ise gemiyle daha sonra geleceği bildirildi. En çok özgürlüğü özledim Aysun Akbay, 'En çok neyi özlediniz?' sorusuna, 'Özgürlük' yanıtını verdi. 'Korsanlarla nasıl anlaşmaya varıldığı, ne kadar fidye verildiğine' yönelik sorular üzerine Akbay, fidye hakkında yorum yapamayacağını söyledi. aylık oğlunu ilk kez kucakladı Aden Körfezi'nde kaçırıldıktan 89 gün sonra korsanlarla yapılan anlaşma sonucu serbest bırakılan 'Horizon 1' gemisinin makine görevlisi Mustafa Şenkal, Mersin'in Tarsus ilçesindeki ailesine kavuştu. Evine gelişinde eşi Zeynep Şenkal, aylık oğlu Aydeniz, annesi Lütfiye, babası Mahmut, kardeşi Barış tarafından karşılanan Mustafa Şenkal, ailesine yeniden kavuştuğu için çok mutlu olduğunu anlattı. Mustafa Şenkal'ın eşi Zeynep Şenkal ise yaşadığı mutluluğunun tarifsiz ifade ederek, '13 yıl sonra bebek sahibi olmuştuk. Nihayet oğlum babasını gördü. Eşime sağlıklı şekilde kavuştuğum için çok sevinçliyim' dedi. Türk askerlerinden her zaman destek gördüklerini belirten Şenkal, 'Askerlerimiz denizin dalgalı olduğu anlarda, zor şartlara rağmen bizim gemimizi kendi gemilerine bağlayarak yakıt, su, kumanya verdi" dedi.
609626
Hedef, üst lig
607799
Ninni bebeği hayata hazırlıyor
Ninni bebeği hayata hazırlıyor ORDU () Prof. Dr. Necati Demir, Türk kültüründe yer alan, bugün ise pek rağbet edilmeyen 'ninni geleneğinin' aslında içinde bebeği hayata hazırlayan bir eğitim sistemini barındırdığını söyledi. Demir, "Batı temeline dayanan günümüz modern eğitim sisteminin kılı kırk yararak geldiği noktayı, Türk milleti binlerce yıl önce yakalamıştır" dedi. Ninnilerin bebekleri uyutmanın yanında, bebekleri eğlendirmek, onları sevmek, iletişim kurmak için söylendiğini, Türk milletinin bebek ve küçük çocuklarıyla ninniler vasıtasıyla iletişim kurduğunu kaydeden Prof. Dr. Necati Demir, ninnilerin bebek ve çocuğun hayata atılmadan önce ilk eğitim aşaması olduğuna dikkat çekti. SAĞLIK
609014
"PetShow 2009" İzmir'de başladı
İzmir Uluslararası Fuar Alanı'nda bu yıl 12. kez düzenlenen Evcil Hayvan Fuarı "PetShow 2009", gün çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapacak. Fuar Nolu Holde yapılan açılış töreninde konuşan Efor Fuarcılık Genel Müdürü Nuray Eyigele, başta İzmirliler olmak üzere Egeli doğa ve hayvanseverleri, yılda bir kez de olsa bir araya getirmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Fuara çocukların katılımının kendilerini ayrıca mutlu ettiğini ifade eden Eyigele, "Geleceğimizin teminatı çocuklarımıza, doğa ve hayvan sevgisi kazandırmaya çalışıyoruz" dedi. PetShow 2009'a bu yıl İzmir, İstanbul, Bursa ve Ankara'dan 60'ın üzerinde firma katılıyor. Stantlarda evcil hayvanlar, aksesuarları, sağlık ve bakım ürünleri satılırken, bakım merkezi, klinikler, hayvan kuaförleri de çalışmalarını tanıtıyor. Fuar etkinlikleri arasında, köpek ve itt gösterileri, çocuklara yönelik oyunları, "en güzel kedi", "en yetenekli köpek" yarışmaları, akvaryum yarışması yer alıyor.
608327
At ve eşek eti test edilerek anlaşılıyor
Adana Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Üzeyir Can, muhabirine yaptığı açıklamada, at ve eşek etlerinin bütün olarak değil, parça et veya kıyma olarak satıldığını, bu nedenle çıplak gözle etin niteliğinin anlaşılmasının mümkün olmadığını söyledi. Bu tür kesim yapanların genellikle etleri otel, lokanta gibi işyerlerine sattıklarını anlatan Can, buralarda etlerin yemeklerde baharat gibi katkı maddeleriyle kullanılması nedeniyle fark edilmesinin güçleştiğini kaydetti. At ve eşek etinin kesin ayrımının ancak laboratuvar testlerinden sonra belli olabileceğini anlatan Can, ''Üzerinde sürekli su oluşan, zor pişen ve pembemsi etler at ve eşek eti olabilir. At ve eşek eti dana etinden farklı olarak tatlımsı bir tada sahiptir, rengi de pempemsidir'' dedi. İlgili yasada da belirtildiği gibi kesimlerin mutlaka veteriner hekim kontrolünde olması gerektiğinin altını çizen Can, şöyle konuştu: ''Çok sayıda ilgili kanun var, ancak tüm önlemlere rağmen kaçak kesim yapılıyor. Bunların hem kesim öncesi hem de kesim sonrası veteriner hekim tarafından kontrolünün yapılması gerek. Çünkü hayvanlardan insanlara geçen çok sayıda ölümcül hastalık mevcut. Özellikle bruselloz (peynir hastalığı), verem, şarbon hastalığı etlerden insanlara geçebilir ve bu ölümlere kadar gidecek sonuçlar doğurur.'' At ve eşek eti kesimlerinin yasak olmadığını anımsatan Can, ancak bunların denetim altında ve veteriner hekim kontrolünde yapılması gerektiğini söyledi. Kaçak kesimlerin önlenmesinde müeyyidelerin etkili olamadığını belirten Can, ''Bu kadar halk sağlığını tehdit eden bir konuda, yakalananlar 60-70 TL gibi ceza ödeyerek serbest bırakılıyor'' dedi. KIYMAYA DİKKAT Adana Kasaplar, Tavukçular ve Balıkçılar Odası Başkanı Murat Yağmur da ayrımının çok zor olduğunu belirttiği at ve eşek etlerinin midede ekşime ve yanmaya neden olacağını, mangalda yapıldığında ise etin zor pişeceğini, üzerindeki sularının ise ateşi söndüreceğini söyledi. Yağsız olan bu etlerin hastalıklı olması durumunda ise istenilmeyen sonuçlar doğuracağını belirten Yağmur, vatandaşların özellikle kıyma alırken dikkatli olmalarını istedi. Genellikle büyük marketlerde kıymaların daha önceden çekildiğini ve ne eti olduğunun bilinmediğini belirten Yağmur, ''Tüketiciler bilmediği, tanımadığı yerden et almamalı. Özellikle marketlerdeki hazır kıymalardan uzak durmalı. Kıyma alacaksa da aldığı etten çektirmeli'' dedi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi diyetisyenlerinden Özgen Arı da denetimsiz kesimlerin önemli sağlık problemleri doğuracağını söyledi. Arı, belirli koşullar altında yapılması durumunda bu tür etlerin de tüketilebileceğini vurgulayarak, ''Nasıl ki büyük ve küçük baş hayvanlar veteriner hekim kontrolünde kesiliyorsa, bunlar da mutlaka kontrol altında kesilmeli'' dedi.
607749
ABD kriz önlemlerini çekmeye başladı
İBRAHİM KAHVECİ MELİKŞAH UTKU ABD kriz önlemlerini çekmeye başladı WASHINGTON ABD Hükümeti, ekonominin iyileşmeye başlaması üzerine bazı kriz önlemlerini geri çekmeye hazırlanıyor. ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, kısaca "TARP" olarak bilinen 700 milyar dolarlık Sorunlu Varlıkları Kurtarma Programı'nın bir kısmını sona erdireceklerini söyledi. ABD olarak, kriz önlemlerinin bir bölümünü geri çekebilecek aşamaya geldiklerini belirten Geithner, yine de ekonomik iyileşmeyi destekleme odaklanmayı sürdüreceklerini ifade etti. Öte yandan İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mervyn King, büyük bankaları finansal sistem için risk oluşturdukları gerekçesiyle parçalara ayırma çağrısında bulundu. King, bankaların batmasına izin verilmeyecek kadar büyük hale gelmesine izin verilmemesi gerektiğini ifade etti.
608989
THY uçağında domuz gribi paniği
Alınan bilgiye göre, Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'dan dün sabah st 06.40'da İstanbul Atatürk Havalimanı'na inen TK-1147 sefer sayılı THY uçağında, bir kadın yolcunun ateşinin yükselmesi üzerine domuz gribi şüphesiyle uçakta önlem alındı. Uçakta yolcu olan Dr. Hayri Gözlükgiller tarafından muayene edilen kadın yolcunun ateşinin yüksek olduğu görülünce, diğer yolculardan ayrılarak ayrı bir yere oturtuldu ve yolculara maske dağıtıldı. Uçak, Atatürk Havalimanı'na inince, Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü Atatürk Havalimanı Denetleme Merkezi sağlık ekipleri tarafından karantinaya alınan kadın yolcu, burada ayrıntılı muayeneden geçirildi. Yapılan muayene sonucunda, yolcunun ateşinin 37,3 derece olduğu ve akut faranjit enfeksiyonu geçirdiği tespit edildi ve domuz gribi şüphesi görülmemesi üzerine evine gönderildi.
608132
Okan Bayülgen'den mesajı olan bir gişe filmi
Okan Bayülgen'in yeni filmi "Kanal-İ-zasyon"'un İstinye Park Sineması'nda gerçekleştirilen galasına yoğun ilgi vardı. Bir Televizyon kanalı olan Kanal-İ'de geçen olayların ve komik televizyon programlarının yer aldığı film, saf Anadolu çocuğu İmdat'ın cam siliciliğinden televizyon kanalı genel üdürlüğü'ne ve Türkiye'nin rating rekortmeni bir yapımcıya dönüşmesini, rating rekorları kıran birbirinden ilginç ve absürd televizyon şov ve programlarını anlatıyor. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Okan Bayülgen, "Bir gişe filmi. Yani sanat filmi değil ama sadece gişe filmi olması dolayısıyla suluzıplak bir komedi filmi de değil. Sert mesajı olan bir film. İmdat isimli bir işçinin olarak girdiği yerde televizyon yöneticiliğine kadar giden hikayesi var. Dramatik bir hikaye ile komedi birlikte yürüyor. Aslında bir özeleştiri bu film. Aslında biz de suç ortağıyız ama biz bu suçun ne kadar ortağıyız, başkaları ne kadar" dedi. filmi çekmenin çok sıkıntılı olduğunu söyleyen Bayülgen, fakat bunun yanında çekerken eğlendiklerini belirtti. Film 23 Ekim Cuma günü vizyona giriyor.
608123
liraya satılan keçi etine 1100 TL ceza!
Fatih'te, ihbar üzerine bir kasap dükkanına gelen Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yetkilileri, dükkanın bodrum katında sağlıksız koşullarda kesilmek üzere bekletilen 30 keçiye el koydu. Ekipler, etin kilosunu liradan sattığı öğrenilen iş yeri sahibine 1100 TL para cezası kesti. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Eyüp İlçe Müdürlüğü'ne gelen kaçak hayvan kesimi ihbarı yetkilileri harekete geçirdi. Fatih Zeyrek Mahallesi Çinliodalar Sokak'ta bulunan bir kasap dükkanının önüne gelen ekipler, bodrum kattan keçi sesi duydu. İş yeri sahibini uzun süre bekleyen ekipler, hayvanların kesildiği ve saklandığı bodrum katı açtırdı. Gördükleri manzara karşısında hayrete düşen yetkililer, sağlıksız koşullarda bekletilen 30 keçiye rastladı. Bu arada, hayvanların yanında gizlenmeye çalışan kişinin bulunması da dikkat çekti. Bodrum katta ayrıca, kesim için hazırlanmış özel bölmeler de ortaya çıktı. Etin kilosunu TL'den satan dükkan sahibi, kameraların kendisini görüntülemek istemesine de karşı çıktı. İş yeri sahibi, uzun süre yetkilileri bir daha kaçak et kesmeyeceği ve bu kez ceza uygulanmamaları için ikna etmeye çalışsa da başarılı olamadı. "Bana yarım st verin tüm hayvanları boşaltayım." diyen şahıs, gazetecilerin de görüntü almalarına engel olmak istedi. Eyüp Tarım İlçe Müdürlüğü yetkilileri, gerekli tutanakları hazırladıktan sonra iş yeri sahibine kaçak hayvan kesiminden dolayı 1100 TL para cezası kesti. Ayrıca, bodrumda bulunan keçiler de zabıta ekipleri tarafından alınarak kesilmek üzere mezbahaneye gönderildi. Operasyonun başında bulunan Eyüp Tarım İlçe Müdürü Rahim Gezer, "Tarım Bakanlığı olarak bizler gıdanın olduğu her noktada bu denetimleri yapıyoruz. Bir vatandaşın ihbarı üzerine biz buraya gittik ve gördük ki İstanbul'un merkezinde çok sağlıksız koşullarda bodrum katta kesim yapıyorlar. Gördük ki adreste yaklaşık 30 civarında keçi vardı. Bir yerde keçi besliyorlar bir yerde kesim yapıyorlar. Son derece sağlıksız koşullarda kesim yapıp yukarda satış yapıyorlar. Vatandaş ihbarı da apartmanın bodrumunda keçi beslendiği şeklindeydi." diye konuştu. İş yerinde gördükleri karşısında çok şaşırdıklarını ifade eden Gezer, "Son derece sağlıksız bir ortam, birçok hayvansal hastalıklar bu tip mekanlar dolayısıyla insanlara bulaşıyor. Bundan sonra da tüm gıda ile ilgili işyerlerinde olması gereken denetimleri yapmaya devam edeceğiz." dedi. Öte yandan ekipler, Aksaray'da da kaçak ve sahte içki operasyonu düzenledi. Birçok noktada denetim yapan ekipler, 140 şişe kaçak, 27 şişe sahte içki ele geçirdi. Sahte içkilerin büyük bir çoğunluğunun rakı olması dikkat çekti. Ekipler, 'kaçak ve sahte içki' bulundurmaktan dolayı bir iş yeri sahibine 52 bin TL para cezası kesti. Ayrıca, ekipler içkilerin temini konusunun araştırılması için iş yerinin savcılık tarafından soruşturulmasını istedi.
608059
ETİ Çocuk Tiyatrosu İstanbul'da
Tiyatro, 24-25 Ekim, 31 Ekim-1 Kasım ve 7-8 Kasım tarihlerinde Akatlar Terakki Vakfı Kültür Merkezi'nde sahneye çıkacak. 9. yılında Pinokyo oyunu ile perdelerini açan tiyatroda, 2001 yılından bu yana Bisküvi Adam, Kakaolu Olsun, Alddin'in Sihirli Lambası, Alice Harikalar Diyarında ve Pinokyo oyunları sergilendi. Proje kapsamında sekiz sezon boyunca Türkiye'de 81 ili kez dolaşıp, milyondan fazla çocuğu ücretsiz olarak tiyatro ile buluşturan ETİ Çocuk Tiyatrosu'nun bu seneki hedefi ise 120 bin çocuk. İlki 24 Ekim'de yapılacak gösterimler Akatlar Terakki Vakfı Kültür Merkezi'nde st 12.30 ve 15.00 seanslarında gerçekleşecek. (www.etietieti.com) KÜLTÜR
609017
Yapay ışıkta uyumak depresyonu artırıyor
Columbus kentindeki Ohio Devlet Üniversitesi araştırmacıları, ayrı gruba ayırdıkları fareler üzerinde yaptıkları araştırmalar sonucunda, 24 st boyunca yapay ışıkta tutulan farelerde depresyon semptomlarının görüldüğünü tespit etti. Chicago kentinde düzenlenen bir bilimsel toplantıda Laura Fonken yönetimindeki araştırmacı grubu tarafından sonuçları açıklanan araştırmaya göre, geceleri uzun süre yapay ışığa maruz kalan insanların sağlık durumu ciddi bir şekilde zarar görebiliyor. Söz konusu araştırma çerçevesinde iki grup farenin 24 st süreyle yapay ışıkta bırakıldığı, bir grup farenin karanlık bir borunun içine çekilme imkanına sahip olduğu, diğer iki grup farenin de 16 st ışıkta, st süreyle de karanlıkta bırakıldığı belirtildi. Sonuçta sürekli bir şekilde ışık altında tutulan ve karanlık boruya kaçma imkanı bulunmayan farelerde diğerlerine göre belirgin şekilde depresyon semptomları görülürken, buna örnek olarak da farelerin en çok sevdiği şekerli sudan fazla içmemeleri gösterildi. Sürekli ışıkta bırakılan farelerde korku hormonlarının az salgılanmasının ise şaşırtıcı olduğunu, insanlarda depresyon ve korkunun birlikte ortaya çıktığını belirten araştırmacılar, gece vardiyalarında çalışan veya herhangi bir şekilde gece gündüz uyku düzeni bozulan insanların sağlık durumunun ciddi şekilde tehdit altında olduğuna vurgu yaptı.
608204
Cinsel isteksizliğin nedenleri H2
Cinsel isteksizliğin nedenleri H2
608607
NTV'den 'Muhsin Yazıcıoğlu' açıklaması
Doğuş Yayın Grubu tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle: "NTV, spekülasyona dayalı bir haberle itham altında bırakılmıştır. İçinde muhabirinin de bulunduğu helikopterin kaybolduğu bilgisi NTV Haber Merkezi'ne, olay henüz kamuoyuna yansımadan Merkezi tarafından haber verilmiştir. Haberin devamı vreklam Bu andan itibaren de helikopterin akıbetini öğrenebilmek için merhumlara ait cep telefonları, Haber Merkezi editör ve muhabirleri tarafından aranmaya başlamıştır. NTV, kazanın ardından merhumların telefon kayıtlarını inceleyen adli makamlara bu bilgileri ve aramaların yapıldığı tüm haber merkezi telefon numaralarını zaten vermiştir. NTV, gazetecilik ilkelerine dayanmadan yapılan, bu nedenle kasıtlı olduğu her halinden belli bu haberin sorumluları hakkında gerekli yasal işlemlere de başvuracaktır.
609093
PKK'lı engelli kadın eylem öncesi yakalandı
'lı kadın eylem öncesi yakalandıElvan EZBER/İSTANBUL, 'da 1999 yılında girdiği çatışmada sakat kalan ve Mahmur Kampı'ndaki tedaviye rağmen iyileşmeyen bölücü üyesi Rojda kod adlı Halime D, eylem için geldiği 'da yakalandı. Halime D'nin polise “Tedavi için buraya geldim” dediği öğrenildi. Şube Müdürlüğü ekipleri, Rojda kod adlı Halime D, isimli örgütü üyesi bir kadının İstanbul'a geldiği bilgisine ulaştı. İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerinin de verdiği bilgiler doğrultusunda tespit edilen adreslere operasyonlar yapıldı. Yapılan baskında 13 Ekim'de 'ye giriş yaptığı belirlenen Halime D, gözaltına alındı. Yapılan sorgulamada Halime D'nin 1999'da girdiği çatışmada yaralandığı ve Mahmur Kampı'nda tedavi gördüğünü söylediği öğrenildi. Zanlı D, kamptaki tedavisi iyi yapılmadığı için sakat kaldığını belirtti. D'nin polise “Tedavi için buraya geldim” dediği bildirildi. Ancak, zanlı Halime D.'nin İstanbul'da yakın zamanda bir eylem planı hazırlığında olduğu öne sürüldü. Öte yandan yapılan araştırmada Halime D'nin ailesinden kişinin daha örgütte fliyet gösterdiği ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre Halime D. il beraber ağabeyi, ablası, kardeşi ve iki kuzeni de 1997, 1998 ve 1999 tarihlerinde örgüte girdi. Çatışmalarda ağabeyi ve ablasını kaybeden Halime D, de bacağından yaralanmıştı. Halime D.'nin Vatan Caddesi'nde bulunan İstanbul 'ndeki sorgusu devam ediyor.
609273
Sultanbeyli'de yanmış ceset bulundu
Alınan bilgiye göre, Aydost Ormanı'nda dün akşam stlerinde ihbar sonucu bulunan yanmış erkek cesedi, kesin kimlik tespitinin yapılabilmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Cesedin, ailesinin bu sabah polise kayıp müractı yaptığı, evli ve iki çocuklu Selahattin Şenli'ye (28) ait olup olmadığının, aile üyelerinden alınacak kan örneklerinin karşılaştırılması sonucu ortaya çıkacağı belirtildi. Daha önce devrettiği markette servis sürücüsü olarak çalışan Şenli'nin dün 16.00 sıralarında marketten araçla ayrıldığı, yaklaşık iki st sonra da ormanlık alanda yanmış bir erkek cesedi bulunduğu öğrenildi. Olay yeri yakınında, Şenli'nin kullandığı minibüsün de bulunduğu belirtildi. Öte yandan, olayla ilgili polisin başlattığı soruşturma sürüyor. Asayiş Şube Müdürlüğü ile Sultanbeyli Emniyet Müdürlüğü ekiplerince sürdürülen ortak çalışmalar sonucu, Şenli ailesinin bazı üyelerinin de bulunduğu kişinin ifadesine başvuruldu.
608888
Arıboğan: Terim'in istifasını beklemiyorduk
Arıboğan, Radyospor'a yaptığı açıklamada, ''Fatih Terim'in istifasını beklemiyorduk'' ifadesini kullanarak, ''Dolayısıyla teknik direktör arayışları konusunda bir ön hazırlığımız bulunmuyor. Yeni teknik direktörümüzün hangi tarihte belli olacağı konusunda tarih veremem'' dedi. Milli takım teknik direktörlüğü konusunda çok sayıda ismin yazıldığını dile getiren Lutfi Arıboğan, ''Bir kısmıyla görüşülmüş gibi, bir kısmıyla da görüşülecek gibi haberler yapılıyor. Özellikle şunu belirtmek istiyorum. Bizim bir ön hazırlığımız yoktu. Çünkü Fatih Terim'in istifa etmesini beklemiyorduk. Biz istikrardan yanaydık. Fatih Terim'in ayrılmak konusunda tercihi olmasaydı, 2012'ye kadar devam edecektik'' diye konuştu. Yeni dönem için çalışmaların olacağını kaydeden başkan vekili Arıboğan, ''Teknik direktörün kim olacağı konusunda kesin bir tarih koyamazsınız. Bunu özellikle belirtmek istiyorum'' diyerek sözlerini tamamladı.
607610
Tahriklere aldanıp PKK'nın ekmeğine yağ sürmeyelim
FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ Tahriklere aldanıp PKK'nın ekmeğine yağ sürmeyelim Başbakan Erdoğan, "Habur sınır kapısında sergilenen kışkırtıcı tavırlara eğer aldanacak olursak, siyasi partilerin son dönemde artan bu tahrik edici söylemlerine aldanırsak, açık söylüyorum; bölücü terör örgütünün ekmeğine yağ sürmüş, onu hedefine ulaştırmış oluruz" dedi. ERZURUM (A.A) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Milliyetçilik slogan atmak değildir. Milliyetçilik, tahrik etmek, kışkırtmak değildir. Milliyetçilik, kabadayı ağzıyla, seviyesiz bir üslupla, çocukları korkutacak bir bağrışla, çağrışla ortalığı velveleye vermek de değildir' dedi. Erdoğan, 'Habur sınır kapısında sergilenen kışkırtıcı tavırlara eğer aldanacak olursak, siyasi partilerin son dönemde artan bu tahrik edici söylemlerine aldanırsak, açık söylüyorum; bölücü terör örgütünün ekmeğine yağ sürmüş, onu hedefine ulaştırmış oluruz' diye konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Üniversitesi'nin 2009-2010 Akademik Yılı Açılış Töreni'ne katılarak bir konuşma yaptı. Atatürk Üniversitesi'nin derleyerek bu yıl yayımladığı ve Kurtuluş Savaşı yıllarında çıkan Albayrak Gazetesi'nin 30 Ekim 1919 tarihinde çıkan nüshasından alıntı yapan Erdoğan, şunları söyledi: 'Samsun'dan çıkış başlamış ve hassas dönemler içinde... Bu nüshasın baş yazısında şu ifadeler kullanılıyor; deftle, bu sütunlarda izah ettiğimiz vechiyle, esasen Şarki Anadolu Türkü ile Kürdü kadar karışmış ki derece girift olmuştur ki bir Kürt, aynı zamanda bir Türkün dedesi, dayısı, yeğeni olduğu gibi, bir Türk de Kürdün eniştesi, dayısı, yeğeni vesairedir. Bu suretle bir aile teşkil eden Kürt ile Türkü tefrike, yani ayırmaya çalışmak, onlara konumlar belirlemeyi düşünmek, çok ağır bir ifade koymuş, mukaddesata tecavüz etmektir. Bakın bunlar bugün yazılmadı. Tam 90 yıl önce yazıldı. İşgal ettikleri ülkeyi bölmeyi, parçalamayı arzulayan düşmanlara bir cevap olarak yazıldı. Gazetenin bir çok yerinde göreceksiniz. Türk ile Kürdün tarih boyunca nasıl birbirine kardeş olduğu da anlatılır. Erzurum başta olmak üzere doğu illerimizin nasıl birlikte istiklaline kavuşturulduğu da günün haber ve makaleleriyle anlatılır.' 'KIŞKIRTICI SÖYLEMLER' Erzurum'un tarihinin, bir kardeşlik, dayanışma tarihi olduğunu dile getiren Erdoğan, 'Onun için Erzurum, işte bugün de kardeşliğimizi yeniden tesis etmek için, yeniden pekiştirmek için başlattığımız milli birlik sürecinde çok önemli, çok anlamlı bir yerdedir' dedi. 'Etnik köken temelinde siyaset yapan partiler, özellikle son dönemde kışkırtıcı söylemlerine hız verdiler' diye konuşan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Şuraya bir parantez açayım, herkes doğarken bir etnik kökenle doğar, sonradan bir etnik kökene mensup olmaz. Kürttür, Türktür, Lazdır, Araptır, Gürcüdür, Pomaktır, Romandır vesaire vesaire, sonradan olunmaz bunlar, ama bunların hepsi birer zenginliktir, bir birimizle gayet iyi tanışmaya bunlar birer vesiledir. işte az önce söylendiği gibi ben Rizeliyim, ama benim eşim Siirtlidir, ama birbirimizle evlendik bugün Ağrı'da da söyledim; biz platonik bir aşk yaşamadık, gerçek bir aşk yaşadık, ama bütün bunların üstünde bir bilincimizin oluşması lazım da nedir? da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında hep beraber ne yapacağız, orada buluşacağız. Biz, Yunus'un diliyle... Çünkü biz farklı bir medeniyetin varisleriyiz, Yunus'un diliyle insanlara bakacağız, yaradılanı yaradandan ötürü seveceğiz asıl anlayış bu. Hangi siyasi parti olursa olsun benim özellikle üzerinde durmak istediğim konu şu; hepimiz bugün varız yarın yokuz. Baki'nin ifade ettiği gibi 'Baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş meğer, hayırla yad edilirsin ya da Allah bilmem nesini versin diye anılırsın.' Biz hayırla yad edilmek isteniyoruz hiç kimse bu millete efendilik taslamasın. Biz milletimize efendi olmaya gelmedik biz bu milletin hizmetkarı olmaya geldik. Bizim düşüncemiz bu. Habur'dan biliyorsunuz Pazartesi bir süreci başlattık. Türkiye'de bu demokratik açılımın içinde başlıklar var. Tabii ki en önemlisi bir terör sorunu var ülkemizde, 'yok' diyemeyiz, bir etnik unsurlar sorunu var azınlıklar sorunu var. Ülkemizde bir inanç gruplarının sorunları var, işsizlik sorunu var, ekonomik sorunlar var. Biz bütün bu sorunlar yumağını veyahut da bu sorunları asgariye indirmenin gayreti içerisinde olacağız ve sorun alanlarını minimize edeceğiz. Bunu başarırsak ne mutlu bize, ama bunu sadece Tayyip Erdoğan'ın başında bulunduğu hükümet başarmayacak, biz milletle beraber başaracağız. Çünkü bu bir devlet projesidir ve bunun muhatabı da millettir. Şu veya bu kişi, grup değil, millettir. Ve bunu hiç bir siyasi emel için yapamazsınız. Yaparsanız kendinize de bu tuzak olur, bu ülkeye de tuzak olur, ama bunu bu tür düşünceler istikametinde kullananlar yok değil, var. Tabii bizler bunun tamamen dışında kalıp, ben diyorum ki Kürt kardeşlerimin, bu istismarı yapanların hiç biri asla ve asla topyekun temsilcisi değildir ve olamazlar da ve bu kışkırtmalara aldanan, bu kışkırtmaları bir siyasi ranta devşirmek isteyen siyasi partilerin de Doğuda, Güneydoğu'da, alınan neticelerle ne denli başarılı oldukları ortadadır.' 'TÜRKİYE FARKLI BİR ÜLKE OLACAK' Türkiye'nin bugün sahip olduğu bir siyasi tablonun çok iyi okunması gerektiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: 'Erzurum'daki, diğer illerimizdeki özellikle Doğu ve Güneydoğu dışındaki bölgelerimizin vatandaşlarımın bu kışkırtmalara aldanmamalarını, bu tahriklere gelmelerini rica ediyorum. Bütün bunları söylerken ben kalkıp da tabii şu ne olmuş, bu ne olmuş, şu ne kadar almış, bu ne kadar almış, bunların üzerinde duracak değilim, ancak Habur sınır kapısında sergilenen kışkırtıcı tavırlara eğer aldanacak olursak siyasi partilerin son dönemde artan bu tahrik edici söylemlerine aldanırsak, açık söylüyorum; bölücü terör örgütünün ekmeğine yağ sürmüş, onu hedefine ulaştırmış oluruz. Biz 'Hayır' diyoruz. 'Bu manzara, bu eylemler, bu söylemler topyekün, Doğu ve Güneydoğu'nun manzarası değil' diyoruz. İşte onun için büyük bir umutlu milli birlik sürecini kararlılıkla sürdürüyoruz. Vazgeçersek ülke kaybeder, onun için vazgeçmeyecek, sabırla, soğukkanlılıkla bu süreci tamama erdireceğiz. Ve göreceksiniz Türkiye çok farklı bir ülke olacak. Türkiye enerjisini, kaynaklarını, artık teröre değil, eğitime, sağlığa, yollara harcayacak. Sadece buradaki üniversite olimpiyatları için harcadığımız, harcayacağımız rakam 500 trilyonu buluyor. Düşünebilir musunuz? Yani şu eserler tam manasıyla meydana çıksın, Erzurum'u değişmiş olarak göreceksiniz. Ve buraya gelen yerli ve yabancı turist sayısında bir patlamanın olduğunu göreceksiniz. Ve aynı zamanda Erzurum kongre merkezi haline gelecek. 'MİLLİYETÇİLİK' Başbakan Erdoğan, bir hususu daha paylaşmak istediğini belirterek, sözlerini şunları ekledi: 'Milliyetçilik bir slogan atmak değildir. Milliyetçilik, tahrik etmek, kışkırtmak değildir. Bunu bir kardeşiniz olarak söylüyorum, sorumluluk mevkiinde olan bir insan olarak söylüyorum; milliyetçilik, kabadayı ağzıyla, seviyesiz bir üslupla, çocukları korkutacak bir bağrışla, çağrışla ortalığı velveleye vermek de değildir. Milliyetçilik ülkesini sevmek, milletini sevmek, ülke ve millet için hizmet üretmektir. Milliyetçilik, ülkesini ve milletini birlik içinde bütünlük içinde, ortak idealler çerçevesinde bir arada tutmak, kardeşliği muhafaza etmek demektir. Milliyetçilik, Moğolistan'daki Türklerden kalma en eski tarihi Orhun Anıtları'na sahip çıkmak demektir. Biz bunu yaptık, Orayı müze yaptık, Karakurum'dan abidelere 42 kilometrelik asfalt yolu yaptık... Makedonya'daki camilere, Kosova'daki türbelere, Bosna'daki köprülere, Kırım'daki Türklere, Kudüs'teki Osmanlı eserlerine, Konya, Kayseri, Bitlis'te, Erzurum'daki Selçuklu ve Osmanlı eserlerine sahip çıkmaktır. Milliyetçilik ekonomiyi büyütmektir, sofradaki ekmeği büyütmektir, insanı ve devleti yüceltmektir, ülkenin itibarını yükseltmektir. Biz yeni nesillerimizi de bu şuurla, bu anlayışla, bu bakış açısıyla yetiştirmek zorundayız. Bugün tüm dünyada, artık öyle slogan atma vesaire filan, bu devirler geride kaldı. Yeni yeni bir şeyler söylemek, yeni bir şeyler üretmek durumundayız. Ve somut adımlar atma zamanı gelmiştir. Bu adımları atmayanlar, atmak isteyenlerin önüne engel olanları da tarih affetmeyecektir. Ben ülkemiz adına bütün olanlara rağmen son derece umutluyum. Geleceğimiz adına umutluyum. Böyle üniversitelerimizin, böyle hocalarımızın, böyle öğrencilerimizin olması beni daha da umutlandırıyor. Türkiye'yi güzel günler bekliyor. Ve engelleri, sorunları tek tek aşarak güzel günlere hep birlikte ulaşacağız.' Sıkıntılarımız yok mu? Var. dünyada sıkıntısı olmayan bir ülke gösterebilir misiniz?Durumumuzu, konumumuz çok iyi bilelim, çığırtkanlar çok, olayı basitleştirenler çok bunlara şunu sorun; 'Yahu sen ne yapacaksın. ne yapacağını bir söyle.' Biz de bunun cevabını alamadığımız için üzgünüz.' "PROBLEMLERE TAKILIP, DÜNYADAN UZAK YAŞAYAMAYIZ' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Başkalarının bizimle problemleri olabilir, varsın olsun, ama biz bu problemlere takılıp, vaktimizi, enerjimizi bu problemlere ayırıp, kalkınmadan, istikrardan refahtan, dünyanın geri kalanından uzakta yaşayamayacağız' dedi. Başbakan Erdoğan, Atatürk Üniversitesinin 2009–2010 eğitim–öğretim yılına başlaması dolayısıyla Üniversite Oditoryumu'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, 'bütün illere üniversite' dediklerinde, herkesin eleştirdiğini, ancak verdikleri sözü tutarak, 81 il'e üniversite kurulması çalışmalarını tamamladıklarını anlattı. Başbakan Erdoğan, 'Bir şeye istikamet vermek çok önemli, tohumu atarsanız orada fidan görürsünüz, tohumu ekmediğiniz sürece fidan göremezsiniz, ağacı göremezsiniz. Biz şu anda bu fidanları bu arazilere ektik inşallah meyvelerini de toplamaya başladık, başlıyoruz' dedi. Erzurum'un, yakın tarihte maruz kaldığı çok büyük acılarla yoğrulduğunu, çok büyük badireler atlattığını ifade eden Erdoğan, 'Büyük zaferlere özellikle de Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş aşamalarına şahit olmuş bir şehrimizdir Erzurum; hiç abartmıyorum tıpkı İstanbul gibi bu ülkenin özetidir, çekirdeğidir, nüvesidir, aynasıdır' diye konuştu. Atatürk Üniversitesi tarafından, Erzurum Kongresi'nin 90. yıl dönümü dolayısıyla basılan kitaplardan bir kaçının kendisine gönderildiğini belirten Başbakan Erdoğan, bu kitaplardan 1919, 1921 tarihleri arasında Erzurum'da yayımlanan Albayrak Gazetesi'nin aynısının basımında emeği geçenlere teşekkür etti. Tüm öğrencilerden, bu eseri okumalarını rica eden Başbakan Erdoğan, 'Oradaki haberleri, makaleleri okuyun, eminim ki Kurtuluş Savaşı'nı yaşıyor gibi, atmosferin içindeymiş gibi tarihimize dalıp gideceksiniz.' Erdoğan, bu gazeteden bölümler de okuyarak, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Bir nüshada, günümüzle de ilgili olduğu için çok önemli; Ermenistan'la, sulh edildi. Bu haber yer alıyor. Erzurum Valisi Hamid Bey, Ankara'ya bir müjde telgrafı çekiyor, diyor ki 'Erzurum'un Valisi sıfatıyla bu kıymetli anlaşmaya imza koymak şerefini idrak ettiğimizden dolayı kazandığımız şeref ve sdetin, dini şükranını ödemekten aciziz, keyfiyetini bütün hemşehrilerime müjdeleriz.' Erzurum, çektiği bütün sıkıntılar, bütün mezalimin ardından işte bu tarihte nihayet zafere imzasını atıyor. işgalcileri Türkiye lehine bir anlaşmaya mecbur ediyor. gazete nüshalarını incelerseniz, tarihte Türkiye topraklarını büyük kısmı işgal altında. Her cephede bağımsızlık mücadelesi veriliyor. Anadolu'nun, Trakya'nın her ilinden sevindirici haberler geliyor. dönemde düvel ile mücadelemiz var. Bir çok farklı ülke bu topraklarda işgalci duruyor, ama nihayetinde tüm cephelerde kahramanca savaş veriliyor, tüm işgalciler geldikleri gibi gidiyorlar. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale'de olsun, Libya'da olsun, Yıldırım Orduları Komutanı sıfatıyla olsun, bir çok cephede dünyanın bir çok ülkesine karşı savaş verdi. Ancak burası çok önemli, aynı Mustafa Kemal, Cumhuriyetimizin hemen ilanından sonra, bu ülkelerle diplomatik ilişkileri başlattı, ilerletti ve yeni bir sayfa, yeni bir safha açtı. O, düşmanları bu topraklardan kovarak, zafere imzasını atarak, gereken cevabı zaten verdi. zaferlerden sonra ise burası önemli, kin gütmedi, çağının gereği olan diplomatik ilişkileri derhal gerçekleştirdi...' 'TÜRKİYE ÇOK BÜYÜK BİR DEVLET' Fransa'nı Strasbourg kentinin, döneminde Almanya ile Fransa arasında sorun olduğunu, ancak daha sonra bu kentin Fransa topraklarında kaldığını anlatan Başbakan Erdoğan, bugün 'belediye otobüsüne binerek, herhangi bir engel olmadan her iki ülkeye geçilebildiğini' anlattı. Başbakan Erdoğan, 'Dünya bir dönüşüm, böyle bir diplomatik anlayış içindeyken, bizim tarihe takılıp kalmamız, kin tutmamız, etrafımıza duvarlar örmemiz, sınırlarımızı, her şeye ve herkese kapatmamız asla söz konusu olamaz. Nitekim Gazi Mustafa Kemal de bunu görmüş, tüm savaştığı ülkelerle sulh yaparak bugünün Türkiye'sinin temellerini atmıştır' dedi. Erdoğan, şöyle devam etti: 'Benim tüm vatandaşlarım, özellikle tüm öğrencilerimiz, özellikle yeni nesillerimiz, tam bir özgüven içinde olacak, Türkiye çok büyük bir devlet, küçük meselelerden korkmayacak, küçük meselelere takılmayacak kadar büyük bir devletiz. Başkalarının bizimle problemleri olabilir, varsın olsun, ama biz bu problemlere takılıp vaktimizi, enerjimizi bu problemlere ayırıp, kalkınmadan, istikrardan, refahtan, dünyanın geri kalanından uzakta yaşayamayacağız. Elbette tarihi unutmayacağız, elbette yaşanan acıları unutmayacağız, Erzurum'un çektiği çileleri, yaşadığı acıları elbette silip atmayacağız, ama geleceğe bakarken büyük bir devletin vatandaşları olarak bakmak, büyük bir devlet vizyonu ile bakmak durumundayız. Onun için diyorum ki düşüncenize güveniyorsanız, düşünce hürriyetinden korkmayınız. İnancınıza güveniyorsanız, inanç hürriyetinden korkmayınız. Güveniyor muyuz? Güveniyoruz. Mesele yok zaman yola devam.' Başbakan Erdoğan konuşmasının sonunda gençlere şöyle seslendi: 'Sevgili gençler, sizler dünyanın yıl önce 26. ekonomisiyken, bugün 17. ekonomisi olan Türkiye'nin vatandaşlarısınız. Bu yıl sonu 16. olacağız. Sizler, BM Güvenlik Konseyi'nin üyesi olmuş bir ülkenin vatandaşlarısınız. Medeniyetler İttifakı gibi yüzyılın projesine öncülük eden iki ülkeden biri, Türkiye'nin mensuplarısınız. Sizler adaleti, eşitliği savunan, küresel refahı ve küresel barışı savunan, bunun için de var gücüyle çalışan bir Türkiye'nin insanlarısınız. Sizler son dönemle ilgiyle izlenen, yıldızı parlayan bir ülkenin mensuplarısınız. Yani sizler büyük bir ülkenin, güçlü, itibarlı bir ülkenin gençlerisiniz. Bunu için de büyük, hem de çok büyük düşünmek zorundasınız. Size yakışan budur, Erzurum'a yakışan budur...'
609682
Gül ile Nazarbeyev'den ortak çağrı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''Türkiye, Kazakistan'ın petrol ve doğal gazının küresel pazarlara ihracatına, kendisinin de içinde yer aldığı projelerle destek verme arzusu taşımaktadır'' dedi. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev onuruna Çankaya Köşkü'nde akşam yemeği verdi. Gül ve Nazarbayev, davetlileri Büyük Resepsiyon Salonu'nun girişinde karşıladı. Nazarbayev'in, Cumhurbaşkanı Gül'ün bugün kendisine takdim ettiği ''Devlet Nişanı''nı taktığı görüldü. Yemeğe, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Devlet Bakanı Faruk Çelik, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, aralarında Bekir Okan, Ahmet Çalık ve Fettah Tamince'nin de bulunduğu çok sayıda Türk ve Kazak iş adamı, diplomatlar ve davetliler katıldı. Cumhurbaşkanı Gül, yemekte yaptığı konuşmaya, Nazarbayev ve beraberindekileri Türkiye'de ağırlamaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek başladı. Türkler'in Kazakistan'ı her zaman ''ata yurt'' olarak gördüğünü söyleyen Gül, Kazakların da Türkiye'yi kendi evleri olarak görmelerinden memnuniyet duyduğunu ifade etti. ''Türkiye, Kazakistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olmaktan gurur duyuyor. Ülkelerimiz arasındaki mesafeye rağmen, gönüllerimiz daima bir olmuştur'' diyen Cumhurbaşkanı Gül, artan işbirliği sayesinde ülkeler arasında her alanda yakınlaşma yaşandığını vurguladı. Türk-Kazak dostluğunu daha da pekiştirecek önemli adımlar atma konusunda her iki ülkede de büyük bir istek ve irade gördüğünü kaydeden Gül, Nazarbayev'in Türk-Kazak işbirliğinin ilerletilmesi konusundaki kişisel çabalarını için teşekkür etti. Kazakistan'a son iki yılda yaptığı iki ziyarette de başkent Astana'da kısa zamanda kaydedilen önemli gelişmelere tanık olduğunu dile getiren Gül, şöyle devam etti: ''Bu vesileyle, Astana'da Atatürk Anıtı'nın zat-ı devletleri tarafından geçtiğimiz günlerde bizzat açılmasının ülkemizi onurlandırdığını vurgulamak isterim. Bu anıtın Orta Asya'da benzeri yoktur. Türk halkı, Kazakistan'ın ve Zat-ı Devletlerinin bu dostluk jestini hiçbir zaman unutmayacaktır. Kazakistan'ın izlediği çok yönlü, aktif dış politika ve küresel barışın tesis edilmesine yönelik değerli çabalar uluslararası toplum tarafından takdirle karşılanmakta ve tarafımızdan da desteklenmektedir. Zat-ı Devletlerinin Aksakal olarak Türk dünyasının kaynaşması ve birlik olması yönünde gösterdiği değerli çabalar sadece günümüzde değil, gelecek kuşaklar tarafından da saygı ve takdirle anılacaktır. Burada bir Kazak atasözünü anımsamakta fayda görüyorum; 'Birlik olmadan, dirlik olmaz'. Ülkelerimiz arasındaki birlik, Türk dünyasının refahına ve huzuruna hizmet edecektir. Bu bağlamda son dönemde Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi'nin ve Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi'nin kuruluşunu büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz. Ayrıca, bu sürece henüz katılmayan dost ülkelerin de daha sonra dahil olmaları en büyük arzumuzdur.'' -''TÜRKİYE VE KAZAKİSTAN AVRASYA'DA STRATEJİK KONUMDA''- Türkiye ve Kazakistan'ın uluslararası kuruluşlarda karşılıklı olarak yapıcı bir işbirliği sergilediğine işaret eden Gül, Türkiye'nin Kazakistan'ın AGİT 2010 Dönem Başkanlığına ve İslam Konferansı Örgütü 2011 yılı Dönem Başkanlığına destek verdiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Gül, ''Türkiye, Kazakistan'ın uluslararası toplumun saygın ve karar verici ülkeleri arasında yer aldığına inanmaktadır'' dedi. Cumhurbaşkanı Gül, şöyle konuştu: ''Türkiye ve Kazakistan Avrasya'da stratejik konumda bulunmaktadırlar. Kazakistan son yıllarda gerçekleştirdiği siyasi ve ekonomik atılımlarla bu önemini pekiştirmiştir. Asya'da Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı (CICA) başta olmak üzere gerek bölgesel ve uluslararası platformlarda gösterdiğimiz dayanışma, yakın ikili ilişkilerimize olduğu kadar, bölgesel işbirliğine ve istikrara da büyük katkı sağlamaktadır. Bu kapsamda ülkemizin 2010-2012 yıllarında CICA Dönem Başkanlığını üstlenmesinde Kazakistan'ın vermiş olduğu destekten ötürü müteşekkiriz. Türkiye, Kazakistan'ın ekonomik başarısına her zaman büyük önem atfetmiştir. Kazakistan'ın küresel ekonomik krize karşı erken ve etkin tedbirler alarak bu krizi başarıyla atlatabildiğini görmek bizim için memnuniyet vericidir. Bu dönemde ikili ticaretimiz kısa bir süre etkilenmiş olmakla birlikte, son aylarda toparlanmaya başlamış ve artış eğilimini yakalamıştır.'' -''ENERJİ ALANINDA İLİŞKİLERİ GELİŞTİRME GAYRETİ''- Kazakistan'da enerji dışı sektörlerde fliyet gösteren şirketler arasında Türk şirketlerinin Nazarbayev'in desteği sayesinde birinci sırada yer aldığını kaydeden Gül, Türk müteşebbislerinin iki ülke arasındaki işbirliğinin arttırılmasına doğrudan katkı sağladığını belirtti. Gül, şöyle konuştu: ''Kazakistan ile enerji alanında da ilişkilerimizi geliştirme gayreti içindeyiz. Bu bağlamda, Kazakistan'ın Ekim 2008'de Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı üzerinden petrol sevkıyatına başlaması Türkiye için de memnuniyet verici bir gelişme olmuştur. Ayrıca, Kazakistan Hazar Ulaştırma Sistemi projesinin başarısı ülkemiz açısından da büyük önem arz etmektedir. Türkiye, Kazakistan'ın petrol ve doğal gazının küresel pazarlara ihracatına, kendisinin de içinde yer aldığı projelerle de destek verme arzusu taşımaktadır. Kazak petrolünün Samsun-Ceyhan güzergahından dünya pazarlarına ulaştırılması ve Ceyhan'da ortak petrol rafinerisi kurulması için işbirliği yapmaya önem veriyoruz.'' Eğitim alanında da iki ülke arasındaki işbirliğinin en üst düzeyde olduğuna dikkati çeken Gül, Kazak ve Türk gençlerin ülkeler arasında köprü oluşturduğunu kaydetti. ''Kazakistan bizim için Orta Asya'da ve dünyada vazgeçilmez bir dost ve kardeş ülkedir'' diyen Gül, iki ülke arasında imzalanan stratejik ortaklık anlaşmasının işbirliğinin mükemmel seviyeye ulaştığını gösterdiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini, ''Türkiye ve Kazakistan'ın tek millet, iki kardeş ve dost devlet olarak varlıklarını ilelebet sürdüreceklerine olan inancım tamdır'' diyerek bitirdi. -NAZARBAYEV'İN KONUŞMASI- Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev de konuşmasına, ziyareti sırasında kendisine ve heyetine gösterilen misafirperverlik için teşekkür ederek başladı. Kazakistan'ın iki ay sonra bağımsızlığının 18'inci yıl dönümünü kutlayacağını belirten Nazarbayev, ülkenin gençlik çağından yetişkin çağa geçtiğini söyledi. İç siyasi dönüşümlerdeki başarılar, refahın artması ve Kazakistan'ın uluslararası sahnedeki yerinin ülkenin başarılı gelişiminin göstergeleri olduğunu vurgulayan Nazarbayev, ''Bağımsızlığımızın ilk yıllarında kardeş Türk halkının göstermiş olduğu dostane desteği olmasaydı bu başarılara ulaşmamız zor olacaktı. Kazakistan'ın bağımsızlığını dünyada ilk tanıyan devletin Türkiye olduğunu hep hatıramızda tutacağız'' diye konuştu. Ekonominin güçlenmesinde Türkiye'den gelen kredi finansmanı ve yatırımların büyük yardımı olduğunu belirten Nazarbayev, Türk iş adamlarının yeni başkent Astana'nın gelişmesine sağladığı katkıyı anlattı. Ülkeler arasındaki işbirliğinin gelişmesine ve genişletilmesine verilen önemin bugünkü görüşmelerde bir kez daha görüldüğünü belirten Nazarbayev, ''Bizler iki taraflı ilişkilerimizin temel yönlerinin gelişimini, aramızdaki avantajlı işbirliğini geliştirecek ve halklarımıza fayda getirecek plan ve projeleri belirledik'' dedi. -''STRATEJİK ORTAKLIK''- İkili ilişkilerin ''stratejik ortaklık'' düzeyine ulaştığını söyleyen Nazarbayev, Astana'da kısa süre önce açılışını yaptığı Mustafa Kemal Atatürk heykelinin de yakın kardeşlik ilişkilerinin bir örneği olduğunu ifade etti. Nazarbayev, Türkiye'de Kazak büyüklerinin, Kazakistan'da da Türk büyüklerinin heykellerinin bulunmasının, tarihi şahsiyetlerin isimlerinin caddelere verilmesinin güzel bir geleneğe dönüştüğünü söyledi. ''Kazakistan ve Türkiye önemli bölgesel entegrasyon yapılarının mimarlarıdır'' diyen Nazarbayev, bunun somut örneği olarak Türk Dili Konuşan Devletler İşbirliği Konseyi'nin kurulmasını gösterdi. Nazarbayev, ortak Türk kültürel miraslarını dünyaya tanıtmak için kurulmasını önerdiği Türk Akademisi'nin önemine de vurgu yaparak, bu akademinin etkin fliyette bulunması için destek gerektiğini vurguladı. Nazarbayev, konuşmasını yaklaşan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutlayarak bitirdi.
608458
Demirören, Fenerbahçe maçını izleyecek..
Demirören, maçını izleyecek..ÖVÜNÇ ÖZDEM WOLFSBURG Kulübü Başkanı Fenerbahçeli olan işadamı 'in, dün oynanan Wolfsburg maçını siyah beyaz atkı takarak izlemesine, 'nin ile oynayacağı karşılaşmayı Şahenk'le birlikte tribünden izleyerek karşılık verecek. Demirören siyah beyazlı takımın 'nın Wolfsburg takımıyla oynadığı maçını kendisiyle birlikte izleyen ve Fenerbahçeli olmasına rağmen Beşiktaş atkısı takan ünlü işadamının bu jestine bugün karşılık verecek. Beşiktaş başkanı, Feriht Şahenk'le birlikte Bükreş'e giderek, Fenerbahçe'nin Rumen ekibi Steaua Bükreş ile deplasmanda oynayacağı maçını tribünden izleyeceği öğrenildi. Maçın ardından Demirören ve Şahenk birlikte 'a dönecek.
608621
Sivassporlu Ersen: Bu kötü günler asla kalıcı olmayacak
Ersen Martin, kulübün resmi internet sitesine yaptığı açıklamada, Sivasspor'un başarılı günlerinin yakında olduğunu, başarı için önemli olan desteği Sivas halkı ve taraftarlardan beklediklerini söyledi. Türkiye'de 12 yılı aşkın süreden beri futbol oynadığını, Ankaraspor, Trabzonspor ve Denizlispor'da forma giydiğini ve başarılara imza attıklarını belirten Ersen Martin, uyum sürecinin biraz uzun olması nedeniyle sıkıntı çektiğini, bunun da oyuna yansımasıyla beklenilen başarıyı ortaya koyamadığını belirtti. Kişilik olarak duygusal bir yapıya sahip olduğunu kaydeden Ersen Martin, şöyle konuştu: ''Her gittiğim takımda adaptasyon süreci uzun sürdü. Ancak şunu biliyorum ki, hiçbir zaman bana güvenenlerin güvenlerini sarsmadım. Çok duygusalım, kesinlikle başarısızlığı hazmedemiyorum. Aldığım parayı son kuruşuna kadar hak ettim. Takım olarak da istenilen başarıları elde ettik, Sivasspor'da da böyle olacak.'' Anadolu'dan çıkan Sivasspor'un Turkcell Süper Lig'de tarih yazdığını ve yazmaya devam edeceğini bildiren Ersen Martin, ''Her takımda olduğu gibi Sivassporumuz'da da kötü günler yaşanıyor. Ama bu kötü günler asla ve asla kalıcı olmayacak. Bize düşen görevi bizler yerine getireceğiz. Taraftarlarımızın ve Sivaslıların desteği ile başarılı günlere kucak açacağız. Camiamızı layık olduğu yere taşıyacağız. Geçmişte olduğu gibi bundan sonra da herkes Sivasspor'un başarılarıyla gurur duyacak'' diye konuştu. -''FUTBOLUM ÖN PLANDA OLMALI''- Türkiye'de futbol oynadığı kulüplerde kişisellik yerine futbolunun ön plana çıktığını ve futbolu ile gittiği takımda başarılı olmanın mutluluğunu yaşadığını anlatan Ersen Martin, kendisiyle ilgili olarak medyada çıkan haberlere çok üzüldüğünü belirtti. Yapı olarak çok duygusal olduğunu yineleyen Ersen Martin, şöyle devam etti: ''Benimle ilgili hiçbir şey bilmeden, yanımdaki kız arkadaşım hakkında bilgi sahibi olmadan yazılanlar ve görüntüler beni çok üzüyor. İzin sürem içerisinde kız arkadaşımla birlikte yemek yemem gayet doğal. Ben bekar bir insanım. Kimseyle ilgim yok ve kimseyi de aldatmıyorum. Fakat yemek çıkışı çekilen görüntülerle verilen haberler sanki benim sabahlara kadar barlarda, eğlence mekanlarında dolaştığım yolunda. Ben kendimi ve temsil ettiğim kurumu bilen bir insanım. Normal yemeğin boyutunun değiştirilmesi hiç hoş olmadı. Bu tür haberleri gündeme getirenlere en güzel dersi sahada başarılı futbolumla vereceğim.'' -GAZİANTEPSPOR MAÇI- Sivasspor için hafta sonunda yapılacak Gaziantepspor maçının çok önemli olduğunu da söyleyen Ersen Martin, şu ifadeleri kullandı: ''Bizim için kötü günler geride kalacak. Gaziantepspor maçında alacağımız galibiyet bizi motive edecek ve çıkışımızı sürdürecektir. Gaziantepspor maçında başarımıza destek olmak amacıyla tüm taraftarlarımızı stadyuma davet ediyoruz. Taraftarlarımızla birlikte başarılı günlere yelken açacağız. Bundan sonra herkes susacak, sadece Sivasspor konuşacak.''
609458
Gönüllü elçi oldular
Gönüllü elçi oldular Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, sanatçılar Sertab Erener ile Demir Demirkan'ın Avrupa Birliği Genel Sekreterliğinin AB İletişim Stratejisinin gönüllü elçileri olmayı kabul ettiklerini belirterek, ''Kendilerinin diğer sanatçılarımıza, Avrupa ve dünya çapında çalışmalar yapan bütün sanatçılarımıza ilham kaynağı olacaklarını ümit ediyorum'' dedi. Bağış, 2003 Eurovision Şarkı Yarışması birincisi Sertap Erener ve besteci müzisyen Demir Demirkan'ı makamında kabul etti. Erener ve Demirkan ile uzun yıllara dayanan bir arkadaşlıkları olduğunu ifade eden Bağış, ''Sertap, aynı zamanda benim gibi Siirtli ve İstanbullu, hemşehrim, arkadaşım. Demir de sevdiğimiz bir arkadaşımız, sanatçımız. Ama bu özelliklerinin dışında onların burada olmalarını anlamlı kılan özellikleri var'' diye konuştu. Erener ve Demirkan'ın Türkiye'nin Avrupalı kimliğini tartışmaya çalışanlara en güzel cevabı verdiklerini vurgulayan Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Onlar, Avrupa'nın en önemli sanat etkinliklerinden, yarışmalarından biri olan Eurovision'da ülkemizi temsil ettiler ve Türkiye'nin Avrupa standardında birinciliğini teyit etiler. Sertab, performansı ile Demir de kararlılığıyla el ele verdiler. Türkiye'nin Avrupalı kimliğinin ispatı haline geldiler. Bugün yaptığımız görüşmelerde de AB Genel Sekreterliğinin yeni bir AB İletişim Stratejisi var biliyorsunuz, onu değerlendirdik. Erener ve Demirkan, AB İletişim Stratejisinin gönüllü elçileri olmayı kabul ettiler. Kendilerinin diğer sanatçılarımıza Avrupa ve dünya çapında çalışmalar yapan bütün sanatçılarımıza ilham kaynağı olacaklarını ümit ediyorum.'' Projenin herkesin ortak projesi olduğunu dile getiren Bağış, ''Türkiye'nin AB süreci, işçisiyle, emeklisiyle, memuruyla, sanatçısıyla, iş vereniyle, doğulusuyla, batılısıyla, Ermenisiyle, Müslümanıyla gencisiyle, yaşlısıyla hepimizin ortak projesidir. Türkiye'nin AB'deki iletişimini hep beraber koordine etmek ve Türkiye'nin hak ettiği doğru imajla tanıtılmasını sağlamak için el ele vermemiz gerekir diye düşünüyorum'' dedi. ''Diğer Eurovision temsilcilerine de proje için teklif gidecek mi?'' sorusuna Bağış, şu yanıtı verdi: ''Türkiye'nin AB hedefine destek vermek isteyen herkese açık bir iletişim stratejimiz var. Burada sizler aracılığıyla bu teklifimizi yapmış olalım. Tabi ki Eurovison birincisi bir sanatçımızla başlamak ayrı bir anlam ifade ediyor. Ama Türkiye'nin Avrupalı kimliğine, AB üyesi olması hedefine destek vermek isteyen katkıda bulunmak isteyen, gönlüyle, emeğiyle, düşüncesiyle, sesiyle, sanatıyla, bu sürece katkıda bulunmak isteyen herkesin katkısına açık bir stratejimiz var.'' ''KALİTELİ MÜZİĞİ TÜRKİYE'DEN AVRUPA'YA TAŞIYACAĞIZ'' Sertap Erener de yıl önce Bakan Bağış'ın destek verdiği büyük bir dünya projesine başladıklarını, hafta önce gruplarının yeni albümünün Türkiye'de çıktığını ifade ederek, ''Çalışmalarımız sürüyor. Vereceğimiz konserlerde böyle bir sorumluluğu alıp biz Avrupalıyız demek için iyi bir fırsat olacak. Elimizden geleni yapacağız'' diye konuştu. Besteci müzisyen Demir Demirkan da Bağış'ın kendilerine verdiği desteğe teşekkür ederek, şunları söyledi: ''Böylesine güzel sözleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir bakanından duymak insanın koltuklarını kabartıyor. 'Kör göze parmak' demeden vereceğimiz mesajlarda, 'biz zaten Avrupalıyızı vurgulayacağız. 'Biz de Avrupalıyız bizi de alın diye bir süreç değil bu', biz zaten öyleyiz diyecek mesajları vermek için doğru işleri yapıp, iyi ve kaliteli müziği Türkiye'den Avrupa'ya taşımak yapılabilecek en iyi elçilik görevlerinden biridir.''
608350
General Electric'ten 250 milyon dolarlık fon
GE'den yapılan yazılı açıklamada, yeni öz sermaye yatırım fonunun, dünya çapında GE'nin Healthymagination girişiminin stratejik amaçlarıyla uyumlu, yenilikçi tanı, IT ve yaşam bilimleri teknolojilerine sahip şirketlere yatırım yaparken, ''yenilikçi ve özgün'' iş modelleri ile hizmetler geliştiren sağlık şirketlerini de destekleyeceği kaydedildi. Açıklamada, GE'nin milyar dolarlık Healthymagination girişiminin bir parçası olan fonun üç geniş alanda yatırım hedefleyeceği belirtilerek, bunların geniş tabanlı tanı, sağlık bilişim teknolojisi ile yaşam bilimlerinden oluştuğu ifade edildi. Fonun GE Healthcare, GE Capital ve GE Global Research kurumlarının imkanlarıyla finanse edileceği ve küresel ölçekte yatırımlar gerçekleştireceği bildirildi. GE Yönetim Kurulu Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Jeffrey Immelt, konuya ilişkin değerlendirmesinde şunları kaydetti: ''GE olarak, sağlık sektöründe yaşanan en büyük sıkıntılara çözüm bulmak için çalışırken, stratejimizle uyumlu olan ve sağlık sektörünün geleceğini şekillendirme potansiyeli taşıyan, gelecek vt eden teknolojilere ya da iş modellerine sahip şirketlerin gelişimini desteklememiz hayati önem taşıyor. Buna sağlık hizmetlerine erişimi ölçülebilir oranda artıran, maliyeti düşüren ve kaliteyi yükselten daha akıllı süreçler ve teknolojiler de dahil. Healthymagination Fonu, büyümekte olan şirketlerle birlikte çalışarak gelişimlerini desteklemenin yanı sıra, söz konusu firmalara teknoloji tabanımıza ve küresel yapımıza erişim olanağı sunuyor. Bu fon sayesinde girişimcilere büyüme sermayesi ve yatırım uzmanlığı sunmanın yanı sıra, doğrudan sağlık teknolojileri alanında küresel bir lider ile birlikte çalışma fırsatı veriyoruz.''
607996
ALİ AYDIN Rosetti'nin kararları yerindeydi
Bazı faulleri yanlış yorumlasa da genelde sonuca etki edecek kararlar vermedi. Ancak İbrahim Üzülmez'e gösterdiği sarı kart gereksizdi. 39. dakikada İbrahim Kaş'ın eline çarpan topta penaltı yoktu. Bu pozisyonda İbrahim Kaş, elini toptan kaçırıyordu. 42. dakikada Tello'nun penaltı beklentisinde de 'devam' kararı yerindeydi. 48. dakikada Nihat Kahveci'nin pozisyonunda da penaltı yoktu. Bu dakikada Nihat, rakibine çarptı. Brezilyalı Grafite'nin gördüğü kırmızı kartta haklıydı. Ancak 86. dakikada Beşiktaş aleyhine verdiği faulde Nihat'a çalmadığı pozisyonu inkar etti. Çünkü Nihat'ınki görsellik olarak daha ağır gibiydi. Yardımcı hakemler, 86. dakikaya kadar ofsayt pozisyonlarında başarılıydı. Ancak bu dakikalardan sonra ve uzatmalarda Beşiktaş ataklarında kaldırdıkları iki bayrak var ki devam ettirilmesi daha doğru yorumdu. Her ne şekilde olursa olsun Beşiktaş'ın bu maçla birlikte kendine ve taraftarlarına özgüveni geldi. Bu inanç emin olun ki hem sportif başarıda hem de tribünlerde birleşmeyi ve yükselişi beraberinde getirecek. Sezon başından bu yana çok eleştirilen ancak arkasında durulan Mustafa Denizli, hem güven hem de puan kazandı.?
608355
İlhan Erşahin'le "caz" yaptık
Caz Festivali hız kesmeden devam ediyor. Bu sene de yerli ve yabancı birçok isme ev sahipliği yapan Caz Festivali’nin konuklarından biri de İlhan Erşahin’s İstanbul Sessions grubu… Can Barış Çevik Basgitarda Alp Ersönmez, bateride Turgut Alp Bekoğlu, perküsyonda İzzet Kızıl ve saksafonda İlhan Erşahin’den oluşan İstanbul Sessions üniversitelerde konser verip seyircilerle söyleşiyor. Albümü piyasaya yeni çıkan grup, 19.30’da sahne aldı. Öncelikle, İlhan Erşahin grubun kısa hikâyesini ve grup elemanlarıyla nasıl tanıştığını anlattı. Bas gitarist Ersönmez’in ile çaldığını, Turgut Alp Bekoğlu’nun ’nun bateristi olduğunu ve İzzet Kızıl’ın önceki grubunda İlhan Erşahin ve Hüsnü Şenlendirici ile çaldığından bahsetti. Türkiye’de yaşamayan Erşahin, Türkçe’yi iyi konuşamadığı için seyircilerden defalarca özür diledi. Bunu fırsat bilen Alp Ersönmez ise ünlü saksafoncunun taklidini yaparak seyircileri kahkahalara boğdu. Grubun kısa hikâyesinin anlatılmasından sonra seyirciler İstanbul Sessions’a sorular sordu. Erşahin’in müziğe bakışı, yurtdışındaki konser programları, yeni albümleri ve Norah Jones’un Wax Poetic (İlhan Erşahin’in New York’taki grubu) ile çalışmasının hikâyesi üzerine konuşuldu. İlhan Erşahin: “Biz caz yapmıyoruz, müzik yapıyoruz. Caz duruş olarak çok güzel bir müzik ama insanların kafasında 1950’lerden kalma bir şey izlenimi uyandırıyor” şeklinde İstanbul Sessions’un yaptığını özetledi. İlhan Erşahin’s İstanbul Sessions’ın bize göre yaptığı şeyse İstanbul’un seslerini yansıtmak. Söyleşiden sonraysa İlhan Erşahin saksafonunu eline aldı ve dâhiyane müziğini icra etmeye başladı. Seyirciler sahnenin neresine bakacağını şaşırdı; kimi Ersönmez’in groovy bassında yarattıklarına şaşırırken kimi İzzet Kızıl ve Turgut Alp Bekoğlu’nun enstrümanlarıyla atışmalarını izledi. İlhan Erşahin ise çağlayan gibi gürleyen saksafonuyla harikalar yarattı. Demin de dediğimiz gibi İstanbul’da duyduğunuz her ses İlhan Erşahin’s İstanbul Sessions’ta vardı; kimi zaman bir geminin boğazdan geçişi kimi zaman sokak kedilerinin miyavlayışları kimi zamansa aşkın çığlıkları… Bir buçuk ste yakın süren konserin son parçasında Ersönmez, Nirvana’nın "Come As You Are" parçasının giriş bölümünü çalarak seyircileri selamladı! 19. Caz Festivali 25 Ekim tarihine kadar devam ediyor. İlhan Erşahin’s İstanbul Sessions grubu da 22 Ekim Bahçeşehir Üniversitesi’nde ve 23 Ekim'de Beykent Üniversitesi’nde sahne alacak. Kaçırmamanızı tavsiye ederiz.
608012
Asimetrik savaş Asimetrik hukuk Asimetrik psikoloji
Güneri Cıvaoğlu BugünAsimetrik savaş Asimetrik hukuk Asimetrik psikoloji 22 Ekim Perşembe 2009 ile silahlı mücadele için “asimetrik savaş” deniyordu. Şimdi... Demokratik sürecinde “asimetrik hukuk” söylemi gündeme geldi. Birincisinden başlayalım... Bir tarafta dünyanın en güçlüleri arasında yer alan ve 100 binin üzerinde polis, öte yanda “vurkaç eylemleri koyan” ve sayıları 10 bini bile bulmayan “silahlı PKK...” Yani... Küresel deyimle “asimetrik savaş.” Habur’da çizilen hukuk resmi ise bu kez “asimetrik hukuk” sorununu düşündürüyor. ’nin büyük çoğunluğu için uygulanan hukuk süreci, Habur’dan giriş yapan PKK’lı için işliyor mu? Sınıra kurulan mahkeme -bir bakıma- “özel” mi? Örgüt üyelerinin sorgulanma sonrası birkaç st içinde serbest bırakılmalarına karşılık günlerce uykusuz sorgulanan ve ne ile suçlandıklarını bile bilmeden ya da örgüt üyesi oldukları iddia edilerek hapishanede yatanlar arasında “eşitlik” var mı? “Asimetrik hukuk” mu desek? Düzdekiler ve dağdakiler DÜZE inen PKK’lılar, “özel hukuk kapısı mı?” sorusunu düşündüren noktadan geçip, özel bir otobüsün üstünde etrafa çiçekler atarak ve uzun bir araç kortejiyle desteklenerek mobil mitinglerle ’a ilerliyor. Keşke “bu dağdan inenlerin son kafilesi olsa” dedirten bir manzara... Yani... Hani mesela kardeş kanı durmuş... Demokrasi herkes için tüm kurum ve kurallarıyla işlemekte... Daha önce binlerce PKK’lı silahı bırakarak dönüş yapmış ve işte bu son 8’i de süreci noktalıyor... Elbette şenlik olmalı. Ne yazık ki, durum bu değil. PKK’lı, sadece test girişi yapmıştır. Devamının gelip gelmeyeceği onların akıbetine bağlı. Ve... Üstelik PKK’lı sarı-kırmızı-yeşil renklerle donatılmış otobüsün üstünde, çiçekler atarak ilerlerken 3-5 km ötedeki dağlarda parmakları tetikte binlerce PKK’lı var. Ve... Onların izini süren jandarma komando birlikleri, polisin özel timleri... Ya bugünlere kadar “vatan sağolsun” diyen milyonlarca Türkiye insanının büyük çoğunluğu? Burada da “asimetrik toplum psikolojisi” var. Tekrar edeyim... Gene de açılım sürecini destekliyorum ama iyi yönetildiğini söyleyemem. Yargıya ve Habur’daki hukuk uygulamasına saygılıyım ama “asimetrik” kalmamalı. ERDOĞAN ve BAYKAL GÖRÜŞSELERDİ... BAŞBAKAN Erdoğan’ın görüşme isteğine Baykal “TV kameraları kaydetsin, birer kopyası taraflarda kalsın, bu koşulla EVET” cevabını vermişti. Erdoğan kabul etmedi. Baş başa görüşme gündemden kalktı. Başbakan Erdoğan “kameralar önünde görüşmenin siyaset geleneklerinde olmadığı” gerekçesini öne sürmüştü. “Küresel siyaset gelenekleri” ölçütünde haklıdır ama ya “Türkiye siyaset pratiğinde?” Bu coğrafyada herkes dinlenebiliyor. İşte en son örnek... 2004’te Başbakan Erdoğan ile dönemin Başbakanı arasındaki telefon görüşmesi dinlenmiş, kelimesi kelimesine kaydedilmiş. Aydınlık dergisinde yayımlandı. Daha önce de ile dönemin Başkanı Doğan Güreş arasındaki telefon konuşması dinlenmiş, kaydedilmiş ve yayına servis edilmişti. Daha eskilere uzanalım... 12 Mart 1970 Askeri Muhtırası’ndan sonra dönemin Dışişleri Bakanı merhum İhsan Sabri Çağlayangil şöyle yakınıyordu: “Biz ’nda konuşuyoruz. Neler konuştuğumuzu akşamına Amerikan Büyükelçiliği’ndeki kokteylde bana söylüyorlar. Adamlar altımızı oymuşlar, içimize girmişler...” Başbakan Erdoğan ile Genel Başkanı Baykal baş başa konuşsalardı onların da dinlenmeyeceğinin, seslerinin kaydedilmeyeceğinin, zamanı gelince yayım için servis edilmeyeceğinin inanılır bir güvencesi var mı? halde Baykal’ın “kaydedelim” koşulu kadar, Erdoğan’ın “siyaset geleneğinde yoktur” cevabı da Türkiye pratiğinde havada kalıyor. Aslında bu pratik, gazeteler, dergiler, TV’ler arasında “haksız rekabet(!!)” nedeni oluyor. Seçilmiş gazetelere, TV’lere servis yapılması yerine, kocakulaklar bir “internet sitesi” açsalar ve dileyen herkes istediği “gizli dinleme kayıtlarına” ulaşsa ve yayımlasa!!. Yasal ve ulusal güvenlik gereği dinlemelerin kimse karşısında olamaz ama bu “internet sitesi kursalar” karamizahını “demokrasinin kirli kulaklardan temizlenmesi gereğinin” altını çizerek noktalayalım. (466 yazı)
608137
Suç ve Ceza çizgi roman olarak çıktı
Üstelik bu türün ilk örneklerinden biri. Yalnızca yapabildiğini kanıtlamak için yaşlı, pinti bir tefeciyi acımasızca öldüren meteliksiz öğrenci Raskolnikov’un, sıcaktan kavrulan Petersburg’un dayanılmayacak kadar sıkıntılı yazında geçen hikâyesi. Büyük usta Dostoyevski’nin bu romanı, çoğu zaman kendine özgü bir deliliğin ve bireysel kefaret ödemenin öyküsü olarak yorumlanır. BİR TOPLUMUN SIRA DIŞI PORTRESİ İnanılmaz ölçüdeki zenginlikle aşırı yoksulluk arasında Raskolnikov’un baltası kadar keskin bir ayrımın olduğu dünyada, deliliğin konumunu kim belirleyebilir? St. Petersburg sokaklarından Çar’ın bürokrat güruhunun kapalı kapılar ardında rüşvete, yolsuzluğa battığı; sıradan halkınsa kimsenin umurunda olmadığı bir toplumun portresi. Ailesine ve arkadaşlarına yabancılaşmış, yozlaşmış toplumdan ‘makasla kesilip çıkarılmışçasına’ kopmuş, daha sonra polisle kedi-fare oyunu karabasanına dönüşecek olan bir ‘Büyük Düşünce’nin acısını çeken, dışlanmış, entelektüel bir katilin çılgın zihnine ve dünyasına gireceksiniz. TERSİNE KURGULU BİR POLİSİYE David Zane Mairowitz tarafından uyarlanan, Alain Korkos tarafından çizilen bu tersine kurgulu katil-kim polisiyesi; kendisinden kuşkulanılmayan katilin kendini ihbar etmesiyle sona erer. NTV Yayınları’nın Çizgi Roman Dünya Klasikleri serisinin dördüncü kitabı olan ‘Suç ve Ceza’yı Türkçe’ye Toros Öztürk çevirdi. Bugün
609476
Cikcilli'de kurtarma tatbikatı
Ambulans ve sağlık ekiplerinin de hazır bulunduğu tatbikatta, itfaiye erleri yanan binanın 11. katında mahsur kalan yabancı bir vatandaşı kurtarmak için büyük çaba sarf etti. Gerçeği aratmayan tatbikatta, yangın merdiveni ile 11. kata çıkmayı başaran ekipler, yabancı vatandaşı bulunduğu yerden başarıyla aşağıya indirdi. Kurtarılan yabancı, başarılı operasyonlarından dolayı itfaiye ekiplerine teşekkür etti. Alanya Belediyesi İtfaiye Müdürü Mehmet Oral, tatbikatı yabancı vatandaşların isteği üzerine gerçekleştirdiklerini söyledi. Tatbikatın başarılı bir şekilde tamamlandığını anlatan Oral, bu tür çalışmaların halkın bilinçlenmesi açısından büyük önem taşıdığını dile getirdi. Vatandaşlardan gelen taleplere büyük önem verdiklerini aktaran Oral, 11.kattan kurtarılan vatandaşın başarılarından dolayı kendilerini tebrik ettiğini sözlerine ekledi.
608508
Dünyanın en büyük tüketici elektroniği perakendecisi Türkiye’ye geliyor
Dünyanın en büyük tüketici elektroniği perakendecisi ’ye geliyor ’nin 45 milyar dolarlık cirosuyla dünyanın en büyük tüketici elektroniği perakendecisi Best Buy, ’deki ilk mağazasını Kasım ayının ikinci yarısında ’de açmaya hazırlanıyor. Best Buy Türkiye Ülke Başkanı Ruşen Kopmaz muhabirine yaptığı açıklamada, 13 ülkede fliyet gösteren şirketin, Türkiye’deki sloganının “müşteri odaklılık” olacağını söyledi. Türkiye’de tüketici elektroniği piyasasını değerlendiren Kopmaz, sektörün geçtiğimiz dönemde krizden etkilendiğini belirterek, “İki sebebi vardı. Birincisi, bütün dünyada tüketici ürün fiyatlarında bir düşüş meydana geldi. Mesela fiyatları yüzde 30’a yakın düştü. Adet olarak aynı satışları yapsanız bile toplam ciroda bir azalma oldu. İkinci olarak da kurdaki dalgalanmadan dolayı geçtiğimiz dönemde yüzde 20-30 azalma meydana geldi” dedi. Bu süreci geçici olarak gördüklerini ifade eden Kopmaz, Türkiye’nin hala ’nın en çekici tüketici elektroniği pazarlarından biri konumunda bulunduğunu, bunun temel sebebinin ise, Avrupa’da olmayan, Türkiye’deki genç nüfus olduğunu söyledi. Kopmaz, Türkiye’deki genç nüfusun teknolojiyi takip etmeyi sevdiğini ve gençlerin birbiriyle iletişiminin yüksek olduğunu kaydederek, “Bu yüzden de harcamalarında ’over-indeks’ dediğimiz kendi satın alma gücünün üstünde harcamalar da yapabiliyor. Tüketici elektroniğinin temel lokomotifi teknolojiyi yakından takip eden bir genç nüfus var” diye konuştu. Piyasada çok sayıda “oyuncu”nun bulunması nedeniyle pazarın doyma noktasına geldiği yönündeki yorumların hatırlatılması üzerine Ruşen Kopmaz şu karşılığı verdi: “Türkiye pazarı, bizim de gelişimizle bütün önemli oyuncuların bulunduğu bir yer olacak. (Pazar) sadece fiyat olarak değil, iyi bir alışveriş deneyimi yaşatmaya giderse, bundan en çok müşteriler karlı çıkacak. Üç dört önemli oyuncunun Türkiye’de olması rekabeti artırır. Önümüzdeki dönemde mutlaka konsolidasyonlar olur. Bunu hipermarketlerde yaşadık. Bu çerçeveden bakıldığında, pazar kadar çekici ki, genç dinamik nüfusumuz kadar alıp götürüyor ki, buna Türkiye ekonomisinin geçtiğimiz dönemdeki büyüme potansiyeli, ülkenin coğrafi olarak lokasyonu gibi etkenler de eklendiğinde, uluslararası firmaların dünyada gidebileceği bu kadar çekici çok fazla ülke yok. bakımdan pazarın doymuş olduğuna inanmıyoruz. Yeni uluslararası oyuncular geldi. Assolist olarak en sonunda biz geliyoruz.” Kopmaz, şimdiye kadar gelen yabancı oyuncuların pazarı geliştirdiğini, büyük katkılar yaptığını belirterek, “Ama Türkiye’deki tüketiciyi, sadece ve sadece bütün her şeyin fiyatla olduğu gibi bir yanılgıya da itti. Sadece fiyatların, promosyonların üzerine gitmeleri tüketiciyi kısıtladı. Biz, Türkiye’deki tüketicilerin çok daha iyilerine layık olduğunu, sadece fiyat sarmalında bu işin kaybolmaması gerektiğini, bunun dışında da farklı beklentilerinin olduğu inancındayız. Önümüzdeki dönemde de sektörün fiyat, sarmalından kurtulacağını düşünüyoruz. ’Paranın gerçek karşılığı’ olgusunun mutlaka ’çok ucuz’ olması anlamına gelmediği anlayışı hakim olacak.” dedi. “MÜŞTERİ ODAKLILIK”Ruşen Kopmaz, “Best Buy nasıl bir farklılık getirecek?” şeklindeki soruya, “Sektörde fiyatla farklılaşamazsınız. Fiyat zaten pazarın belirlediği, kendiliğinden olan bir şey. zaten olmazsa olmaz. Biz bunun yanına ’müşteri odaklılığı’, ’müşteri tecrübesini’ getiriyoruz” karşılığını verdi. İki yıldır Türkiye’deki tüketici elektroniği piyasasını araştırdıklarını, müşterinin beklentileri, karşılanamayan beklentileri neler, bunları tespit ettiklerini dile getiren Kopmaz, mağaza dizaynını ve ürün gamını araştırmalar sonucunda belirlediklerini söyledi. Kopmaz, “Ürünler kutuların arkasında olmayacak, olacak, ürünlere dokunabileceksiniz, alışveriş yaparken rahat olacak, eğlenebileceksiniz. Müşteri özellikle teknolojik ürünler alırken doğru karar verdiğine inanmak istiyor, bunu sağlayacağız. Hiçbir yerde satılmayan, yeni, farklı teknoloji ürünleriyle müşterilerimizin ufkunu açmak, teknoloji alışverişlerine renk ve yenilik getirmek istiyoruz” diye konuştu. İLK MAĞAZA İZMİR’DE Kasım ayının ikinci yarısında İzmir’de açılacak mağazada 119 kişiyi edeceklerini kaydeden Kopmaz, “Takım arkadaşlarımızı oluştururken iş fuarı düzenledik. Binlerce insan başvurdu, onlara teker teker kendimizi anlattık. Mülakatlar, oyunlarla, rol çalışmalarıyla ekibimizi seçtik” dedi. Kopmaz, yurt içi ve dışında 300 stten fazla eğitimden geçirdikleri ekibin yaş ortalamasının 26 olduğunu belirterek, “Çok genç, dinamik bir ekip ile İzmirlileri karşılayacağız. Hedefimiz, Best Buy’ı herkesin çalışmak için can atacağı bir şirket ve gezmekten, alışveriş yapmaktan haz duyulan, eğlenceli bir mağazalar zinciri haline getirmek” diye konuştu. Balçova Park Alışveriş Merkezinde bin 200 metre karelik bir mağazada hizmet vereceklerini anlatan Kopmaz, burada 70’den fazla tedarikçi firmanın yer alacağını ve 15 bine yakın ürünün sunulacağını söyledi. Ruşen Kopmaz, İzmir’in ardından sırada ve ’nın bulunduğunu, 2010’un ikinci yarısında da ’da mağaza açacaklarını duyurdu. MÜŞTERİ “” ORTAMINDA ALIŞVERİŞ YAPMAK İSTEMİYOR” Son dönemdeki mağaza açılışlarında sıkça yaşanan “izdiham” görüntülerinin hatırlatılması üzerine Ruşen Kopmaz, şu yanıtı verdi: “Müşteri izdihama yol açan ortamda alışveriş yapmak istemiyor, güzel bir ortamda alışveriş yapmak istiyor. Ama mlesef bu tür açılışlarla da müşterilerde bir ucuz imajı yaratılıyor. Bu bilinçli olarak yapılıyor. Biz üç-beş günlük geçici promosyon ve fiyatlar ile değil, sürdürülebilir, kalıcı fiyat stratejimiz ile müşterilerimizin güvenini kazanacağız. Fiyatları pazardaki rekabet belirleyecek, rekabet fiyatlarının kesinlikle üstünde olmayacağız, pahalı olmayacağız.” DÜNYADA BEST BUY Best Buy’ın dünyadaki fliyetlerine ilişkin de bilgi veren Ruşen Kopmaz, firmanın 43 yıllık geçmişinin bulunduğunu, geçen sene 45 milyar dolarlık ciro gerçekleştirdiğini, bu rakamın 2009’da 50 milyar dolara çıkmasını beklediklerini bildirdi. Kopmaz, 13 ülkede yaklaşık bin mağazası ve 155 bin çalışanı bulunan şirketin kendine ait farklı markası olduğunu dile getirdi. Best Buy’ın, ABD’deki operasyonlarından sonra, sırasıyla ve ’da operasyonlarını kurduğunu ifade eden Kopmaz, “Best Buy, müşterilerinin ihtiyaçlarını ve beklentilerini iş yapış modelinin ve stratejisinin odağına koyarak büyümeye devam ediyor” dedi.
609042
"Alay komutanı görevden alındı"
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, düzenlediği basın toplantısında, yeni dönemin ilk buluşmasında ele alınan konular hakkında bilgi verdi. Komisyonun Ağustos ayında yaptığı toplantıda, başkanlığın bazı olaylarla ilgili araştırma yapmasının istendiğini belirten Üskül, bu araştırmalarla ilgili komisyon üyelerini bilgilendirdiğini kaydetti. Zafer Üskül, Güler Zere'nin durumuyla ilgili bilgi almak için, Ağustos'ta Zere'nin tedavi gördüğü hastanede yaptığı incelemeler hakkında komisyona bilgi verdiğini bildirdi. Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili bilgi almak için 11 Ağustos'ta İstanbul Emniyet Müdürü ile yaptığı görüşme hakkında da komisyon üyelerini bilgilendirdiğini ifade eden Üskül, 21 Ağustos tarihinde ise Pozantı Çocuk Islahevinde işlenen cinayet hakkındaki incelemesini de komisyon üyelerinin bilgisine sunduğunu belirtti. Güler Zere'nin durumu Zere'nin ameliyatıyla ilgili bilgilerin Adli Tıp Kurumu'nda olduğunu dile getiren Üskül, ''5 Kasım'da Adli Tıp 3. İhtisas Komisyonu toplanacak ve bu konuda bir karar verecek. Eğer orada Cumhurbaşkanının bu hükümlüyü affetmesi olanağını yaratacak bir karar çıkmaz ise muhtemelen konu itiraz üzerine Genel Kurula gelecek ve orada görüşülecek'' dedi. Üskül, Adli Tıp Genel Kurulu'nun bugün verdiği önemli bir karar hakkında bilgi verdi. Manisa Tipi Kapalı Cezaevinde Hükümlü olarak bulunan ve 5. omurdan aşağısı tutmayan bir hastalığa yakalanan Selim Koşapınar'ın affedilmesine esas oluşturacak bir kararın Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'ndan olumlu olarak çıktığını belirten Üskül, ''Orada bazı ilkeler belirlendi. Artık bu ilkeler 3. ihtisas komisyonunu da bağlayıcı ilkeler olarak başka olaylarda dikkate alınacaktır'' diye konuştu. Komisyonlarının, ağır hasta ve cezaevinde tedavisi mümkün olmayan tutuklu ve hükümlülerin yaşam haklarının dikkate alınarak karar verilmesini istediğini dile getiren Üskül, bu konuda komisyon olarak, Adli Tıp Kurumuna herhangi bir talimat vermelerinin mümkün olmadığını söyledi. Bilge Köyü'ndeki katliam Zafer Üskül, Bilge Köyü'nde yaşanan katliamın ardından oluşturulan alt komisyonun olay yerinde inceleme yaptığını ve jandarma hakkında idari soruşturma yapılması gerektiğini raporunda belirttiğini kaydetti. Jandarma Genel Komutanlığı'nın yaptığı soruşturma sonucunda, Mardin İl Jandarma Alay Komutanı'nın görevden alındığı bilgisinin komisyonlarına ulaştığını dile getiren Üskül, ''Böylece alt komisyonun hazırladığı raporun gereğinin yerine getirildiğini gördük'' dedi. TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Üskül, Diyarbakır'da Ceylan Önkol'un ölümünün ardından bir çok iddianın ortaya atıldığını söyledi. Komisyonlarının da bu konuda araştırma yaptığını dile getiren Üskül, takip ettikleri bu olay hakkında ilgili kurumlar hakkında etkin bir soruşturmanın başlatıldığını bildirdi. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Zafer Üskül, Bilge Köyündeki katliama ilişkin bir soru üzerine, katliamda, jandarmanın, üstlerini bilgilendirme ve iletişim konusunda ihmalinin varolduğunu tespit ederek, bunun etkili bir şekilde araştırılmasını istediklerini ve yaptırımın uygulandığını gördüklerini söyledi. Mardin İl Jandarma Alay Komutanının görevden alınmasının komisyonlarına ne zaman iletildiğinin sorulması üzerine Üskül, şöyle konuştu: ''Biz bu bilgileri değişik biçimlerde elde ediyoruz. Bir yandan basından yararlanıyoruz... Ama haberleri teyit etmek üzere de ilgili kişi ya da kurumlarla görüşmeler yapıyoruz. Bazen telefonla görüşüyoruz bazen de yazışma yapıyoruz. Tabi yazışma zaman alıyor. Bu konuda henüz yazışmalar sonucunda aldığımız bilgi yok, sözlü bilgiler var. Ama yazışmaların ardından da aynı bilgilerin ulaşacağını düşünüyorum. Bunun bilgisi basında da yer aldı, siz de yazdınız.'' Zafer Üskül, ''Mardin İl Jandarma Alay Komutanının görevden alınma bilgisini, basında çıkan haberlere mi dayandırıyorsunuz, yoksa komisyona bu konuyla ilgili bilgi mi geldi?'' sorusuna, ''Biz, insan haklarıyla ilgili olarak, basınımızı çok dikkatli bir biçimde izliyoruz. Basınımızda çıkan haberleri ciddiye alıyoruz. Alt komisyonlar kurup inceleme yapıyoruz ama basından aldığımız bilgilerle de yetinmiyoruz. Anında yetkililerden haber almak için girişimde bulunuyoruz'' yanıtını verdi. Toplantıda tartışma Zafer Üskül, ''Silivri'deki davayı izlemek üzere alt komisyon kurulması önerisi olmuştu. Bu, komisyonda tartışma konusu mu oldu?'' sorusu üzerine, komisyon üyesi, CHP Sıvas Milletvekili Malik Ecder Özdemir'in, bu konuyu toplantıda dile getirdiğini söyledi. Üskül, şunları kaydetti: ''Komisyonun baştan beri sürdürdüğü sakin, saygılı, düzenli çalışma ortamı bir anda ortadan kalktı. Ben kendisine istediği her an söz verdim ve sözünü hiç kesmedim. Ama ben konuşmaya başladıktan sonra, Malik bey de konuşmaya başladı. Kendisini susturmam mümkün olamadı. Toplantıya 15 dakika ara vermek zorunda kaldım. Toplantıyı yeniden açtığımda bütün üyelerden şunu rica ettim: İnsan Hakları İnceleme Komisyonunun bütün üyelerin her birinin diğerlerinin kişilik haklarına saygılı olması gerekir. Biz kendi arkadaşlarımızın haklarına saygı duymazsak, başkalarının haklarını nasıl savunabileceğiz. Daha sonra Malik bey salondan ayrıldı, görüşmeler devam etti. Malik bey tekrar toplantıya katıldı ve biz oylamalarımızı bitirmişken ve toplantıyı kapatmışken, (Benim bir önerim vardı, oylamadınız) dedi. Tekrar açtık ve öneriyi oyladık. Önerinin kabul edilebilmesi için gereken, toplantıda bulunan üyelerin salt çoğunluğunun oyu elde edilemedi. Eğer mahkemeler gizlilik kararı vermemişse, duruşmalar herkese açıktır; milletvekilleri de bu komisyonun üyeleri de duruşmaları izleyebilir. Bağımsız yargı organı bir mahkemenin duruşmasına, komisyonumuzun kuracağı alt komisyonla, orada yaşandığı iddia edilen insan haklarını incelemek üzere gitmenin yargıya müdahale olacağı ve inceleme sonucunda hazırlanacak raporun muhatabının mahkeme olacağı dikkate alındığında, komisyonumuzun, yargı alanına müdahale yasağına aykırı bir işlem yapmış olacağını düşündüğümden, böyle bir şeyin mümkün olamayacağını ifade ettim. Oylama yapıldı ve alt komisyonun kurulması için gerekli çoğunluğa ulaşmadı. Bugüne kadar, yargıya müdahale etmeme konusunda çok titiz davrandık ve bundan sonra da öyle davranacağız. Hiç kimse beni yargıya müdahale edecek bir eylemde, işlemde bulunmaya bu yönde karar aldırmaya mecbur tutamayacaktır.'' Toplantı salonunda bulunan komisyon üyeleri, CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ile Sıvas Milletvekili Malik Ecder Özdemir, Üskül'ün bu sözlerine tepki gösterdi. Üskül, ''Çetin Soysal gidiyor siz de gidin'' demesi üzerine Özdemir, ''Siz de gelin, Silivri'ye gelin, buyrun. Oradaki hak ihlallerini görün'' diye konuştu. Zafer Üskül, bir gazetecinin, ''Demoktik açılım adımları çerçevesinde ülkeye gelen bazı PKK'lıların Meclise gelmeleri sözkonusu olabilecek'' sözleri üzerine, bu konuyu komisyon toplantısında ele almadıklarını söyledi.
607690
Tarifede azami sınırı aştın, aboneye iade et
Tarifede azami sınırı aştın, aboneye iade etEKONOMİ SERVİSİ Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (BTK), ’in abonelerine kurumun belirlediği azami fiyat sınırlarının üzerinde uyguladığını tespit etti söz konusu uygulamadan dolayı abonelerden fazladan alınan konuşma tutarlarının, iade edilmesine ve şirkete soruşturma açılmasına karar verildiğini bildirdi. BTK cep operatörlerinin tarifelerinde kullanacağı tavan fiyatları belirliyor ve şirketlerin de bu sınırı aşmaması gerekiyor. Kurum ve şirketler arasındaki bu bilgilere göre tarifeler belirleniyor. Aboneyle mahsuplaşacak BTK’ya bu konuda gelen şikayet üzerine inceleme başlatan kurul, şikayete konu tarifelerde sınırın aşıldığını saptadı. Bu nedenlede ’in tüm tarifelerini incelemeye aldı. Bu tarifelerde sınırın aşılıp aşılmadığı tespit edilecek. BTK, bunun için bir hafta içinde komisyon kuracak. Soruşturma sonucunda ihlalin boyutu, süresi, abonelik türleri, elde edilen haksız kazanç, etkilenen abone sayısı konuları açığa çıkacak. Böylece fazla alınan tutarın kaç aboneyi etkilediği, hangi süreyle sınırların üstünde uygulandığı ve bunun parasal büyüklüğü belirlenecek. Ardından da iade süreci mahsuplaşma şeklinde uygulamaya konulacak. Analistler 36 milyonun üzerindeki abone rakamıyla pazarın lider operatörü olan Turkcell’in geri ödeyeceği tutarın milyonlarca lirayı bulabileceğini belirtiyor. Şirketin bazı tarifelerinde abone sayısı 10 milyonu geçerken, bazı tarifelerinde birkaç milyonla sınırlı. Tarife ihlalinin yüksek aboneli tarifelerde gerçekleşmiş olması halinde iade edilecek miktar da artacak. BTK, operatörlere şirketin cirosunun (8.1 milyar lira) binde 3’ü kadar (24 milyon lira) ceza kesebiliyor. Turkcell’e böyle bir ceza kesilip kesilmeyeceği de araştıma sonucunda belli olacak. Bir ay içinde iade şartı Söz konusu uygulamadan dolayı abonelerden fazladan alınan konuşma tutarlarının kurul kararının ilgili işletmeciye tebliğinden itibaren en geç ay içerisinde abonelere iade edilmesi gerekiyor. Turkcell, konuyla ilgili inceleme başlatıldığını, konunun incelendiğini belirtti.
608263
Kriz "cadı"ları da vurdu! (Foto Haber)
'nin meşhur Cadılar Bayramı da ekonomik kriz kurbanı... Cadılar Bayramı kostümleri satan mağazalar geçen yıla göre daha düşük bir kar beklentisiyle sezonu açtı. Hatta, indirimler başladı bile...
607782
Yeni projeleriyle döndü
SANLI SARIALİOĞLU ERKAN BAYAZITLI Yeni projeleriyle döndü ENGİN ALBAYRAK İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'ne yeniden Tamer Taşpınar'ın getirilmesi spor camiasında memnuniyetle karşılandı. ay önce Bursa'ya tayin edilen Taşpınar'ın yeniden İstanbul'da görevlendirilmesi kulüp ve federasyon yöneticileri ile sivil toplum örgütleri tarafından 'doğru karar' olarak değerlendirildi. Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Özak'ın onayıyla yeniden İstanbul'a atanan Taşpınar, “Yarım kalan projeleri yeniden tamamlayacağım için mutluyum” dedi. Göreve geldiği 2003'ün Mart ayından beri 50'den fazla projeyi Türk sporuna kazandıran Taşpınar, yeni projelerini de açıkladı. Taşpınar, “İlk olarak Ataköy'deki yüzme havuzunu yeniden yaparak komple yüzme merkezi haline getireceğiz. Burada olimpik ve yarı olimpik yüzme havuzu. Test havuzu ve kapalı atlama havuzu olacak. Ayrıca Burhan Felek Spor Kompleksi'ne yepyeni bir atletizm pisti yapacağız" müjdesini verdi. Taşpınar, 6.5 yıllık ilk döneminde sporu tabana yayma projesi ile yüz binlerce genç taramadan geçirilirken, Gençlik ve Spor Kulübü kurarak 23 branşta fliyet gösterilmesini sağladı. Akademisyenlerden oluşan Bilim Kurulu ile İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü proje üreten yapıya kavuştu ve TSE Kalite Belgesi aldı. 26 bin lisanslı sporcu sayısı 130 bin gibi rekor bir sayıya ulaşırken İstanbul'daki sahalar sentetik çimle kaplandı. SPOR
608105
Doğan, kendini mahkemede savunacak
Doğan Yayın Holding A.Ş., bağlı ortaklıkları tarafından vergi dairelerinin tesis etmiş olduğu ihtiyati haciz işleminin yürütmesinin durdurulması talebi ile dava açıldığının öğrenildiğini bildirdi. DAVA AÇILDIĞINI KENDİSİ DUYURDU Doğan Yayın Holding'in Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan özel durum açıklamasında, bazı bağlı ortaklıklarına uygulanan ihtiyati haciz işleminin yürütmesinin durdurulması talepli dava açılması ile ilgili bilgi verildi. Açıklamada, doğrudan bağlı ortaklıkları olan Doğan TV Holding A.Ş. ile dolaylı bağlı ortaklıkları Yapım Reklamcılık ve Dağıtım A.Ş ve Doğan Prodüksiyon Hizmetleri A.Ş ye ait 2005, 2006 ve 2007 hesap dönemleri Vergi İnceleme Raporlarıyla ilgili her türlü idari ve kanuni işlemin, adı geçen bağlı ortaklıklarca takip edildiği ve yerine getirilmekte olduğunun daha önce kamuya açıklandığı duyuruldu. HACİZ DEĞERLENDİRMESİ... Doğan Yayın Holding, açıklamasına şöyle devam etti: "İlgili vergi dairelerinin ihtiyaten haczettikleri hisseler ile ilgili değerlendirmeleri ise hali hazırda devam etmektedir." Yeni Şafak
609177
Adını kaybeden coğrafya yeniden 'özünü' arıyor
Adını kaybeden coğrafya yeniden 'özünü' arıyor Araştırmacı-yazar İbrahim Sediyani'nin kaleme aldığı “Adını Arayan Coğrafya” adlı kitap, Özedönüş Yayınları'ndan çıktı. YENİ ŞAFAK İSTANBUL Yıllar süren araştırmalar ve gözlemler sonucunda hazırlanan kitapta, Anadolu'daki mekân isimleri eski ve yenileriyle birlikte veriliyor. Belli dönemlerde uygulanan “asimilasyon politikaları”nın sebep ve sonuçlarına dikkat çeken yazar, “İsimler, temsil ettikleri manaları dile, yazıya ve hayata taş ıyan simgelerdir. Bazı isimler ise ortak hafızanın ve tasavvurun seslerden ve harflerden örülmüş anlam katarlarıdır” diyor. ADLA BİRLİKTE ÖZ DE DEĞİŞİYOR Titiz bir çalışmanın ürünü olan “Adını Arayan Coğrafya”da, adların değiştirilmesinin ardındaki gerçeğe dikkat çekiliyor. “İsmi değiştirilenin, özünün de değişeceğine olan inançla hedef alınmış isimler, kelimeler ve diller” diyen yazar Sediyani, beldelerin isminin değiştirilmesiyle birlikte zihinlerin ve haliyle duyarlılıkların da anlam kaymalarına uğradıklarını vurguluyor. ASİMİLASYON, KÜLTÜREL ETKİLEŞİM DEĞİLDİR Binlerce coğrafi ismi verirken, zaman zaman anlamlarına da işaret eden yazar, mekânlarla hiç ilgisi olmayan isimlerin verilmesiyle yaşanan kültürel kaosun ve değişimin doğal olmadığını belirtiyor. Asimilasyonun, kültürel etkileşimle izah edilemeyeceğinin altını çizerek, şöyle diyor: “Asimilasyon politikaları özgür iradeyi ve seçme hürriyetini değil, cebir ve zorlamayı esas alır. İnsanlığın üretimine saygısı olanlar insanlığın ürettiği maruf olan her şeye sahip çıkmak durumundadır. Bir tarihi esere sahip çıkıldığı gibi tarihten gelen isimlere de saygıyla bakıp sahip çıkmak insanlığın üretimine saygı duymanın ve insan olmanın gereğidir. Tarihe ve tarihi olana kastetmenin adı barbarlıktır.” Kitapta dünyada ismi değiştirilen coğrafyaların yanı sıra Türkiye'deki 40 il, 368 ilçe ve 7526 köyün de maruz kaldığı asimilasyona dair bilgiler yer alıyor. “Adını Arayan Coğrafya” 320 sayfadan oluşuyor. (Geniş bilgi için: 0212 597 21 64).
608175
Türk Bandıralı Gemi Karaya Oturdu
Türk Bandıralı Gemi Karaya Oturdu Selanik açıklarında, Türk bandıralı bir yük gemisi karaya oturdu. Gemi, kendi çabalarıyla kurtulmaya çalışıyor. Yunanistan'ın Selanik kenti açıklarında, Türk bandıralı bir yük gemisinin karaya oturduğu bildirildi. Yunanistan Kamu Güvenliği Bakanlığından yapılan açıklamada, Selanik Körfezi'nde karaya oturduğu belirtilen Türk bandıralı "ROZA A" isimli yük gemisinin hasar tespit çalışmaları tamamlanıncaya kadar denize açılmasının yasaklandığı kaydedildi. Açıklamada, kendi çabalarıyla kurtulmaya çalışan geminin 20 kişilik mürettebatının sağlık durumunun iyi olduğu, Yunan sahil güvenliğine ait birimlerin Türk gemisinin yardım talep etmesi durumunda yanıt vermek üzere olay yerinde bulunduğu kaydedildi.
608022
Başkanlara ‘çok özel’ not...
Hamdi Türkmen Perde ArkasıBaşkanlara ‘çok özel’ not... 22 Ekim Perşembe 2009 PERŞEMBE-cuma-cumartesi-pazar ve pazartesi... ’den uzak, ülkemizin en yeşil illeri olan ve ’deydik. Buna bir de ben salı-çarşamba “kafadan tatil” ekleyince, telefonlarım susmak bilmedi. “Ne oldu?”, “Yazıları bıraktın mı?”, “Kaza mı geçirdin?”, “Hastalandın mı?” Yok canım, “Domuz gibiyim” diyeceğim ama, millet kalkıp, mzallah, domuzla gribi birleştiriverir; ne me lazım; “Turp gibiyim” deyip geçelim. Özel bir gezi değil; Kıyı Belediyeler ve Ege Belediyeler Birliği’nin düzenlediği “eğitim semineri” için ’e gittik. Belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ve bürokratlar.. Toplam 130 kişi... Belediye Başkanı Abdül Batur, Kıyı Ege Belediyeler Birliği Başkanı olarak ev sahipliği yaptı. Trabzon’daki “dört günlük kampa”; Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, Belediye Başkanı Muhittin Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm, Belediye Başkanı Cevat Durak, Tire Belediye Başkanı Tayfun Çiçek, Belediye Başkanı Tahir Şahin, Söke Belediye Başkanı Necdet Özekmekçi, Belediye Başkanı Esat Altungün, Belediye Başkanı Selman Arslan, Aydın-Tepecik Belediye Başkanı Tuncay Olgun, Aydın-Çeştepe Belediye Başkanı Hakkı Gümüş, İncirliova Belediye Başkanı Fadime Orbay katıldılar. Büyükşehir’i, ’nun danışmanı Bilgin Erünal temsil etti. Şüphesiz bu kadar belediye başkanı, meclis üyesi bir arada olunca, dedikodu da, yazılacak-çizilecek malzeme de bol oluyor. Yazacağız... Hepsini sizlerle süreç içinde paylaşacağım. * * Sabah ve öğleden sonra, pazar da dahil eğitim seminerinden geriye bir akşamları ve bir de tam gün pazartesi boş kaldı. Yukarıda saydığım belediye başkanlarını benim gibi siz de yakından tanıyorsunuz. Ama bu kez hepsini eşleriyle birlikte izleme, tanıma fırsatı buldum. Eğitim semineri, belediyecilik açısından son derece teknikti. Yani biz hizmet alanlar için değil, daha çok bürokratlar için uygulamada yapılacak işlemleri kapsıyordu. Bu nedenle, gezi boyunca boş vakitlerinde başkanların eşleriyle ilişkilerinde yaşadıkları esprili tespitleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Gezinin en “cool erkeği”, Kocaoğlu’nun danışmanı Bilgin Erünal seçildi. Nedeni de Erünal, ne kahvaltıda, ne yemekte, ne de valizlerin hazırlanıp indirilmesinde ünlü Kızılderili Şefi “Oturan Boğa” gibi yerinden hiç kalkmadı, hep hanım koşturdu. Bunun bir nedeni de “sıkıntılı oluşuydu.” Sıkıntısının nedeni de ’nin ’e yenilişi, ’ın Trabzon karşısında galip gelişiydi. Bir Fener fanatiği olan Erünal ile Karabağlar Belediye Başkanı Kürüm pazar gecesi “”lık oldular. Erünal, aynı zamanda girdiği tüm iddiaları kaybetti. Allah ‘kese’sinin yardımcısı olsun. Eşlerini, bir an olsun dizlerinden dibinden ayırmayan belediye başkanları sıralamasında ilk sıraları Çeşme Faik Tütüncüoğlu, Tire Tayfun Çiçek, Kuşadası Esat Altıngün, Karşıyaka Cevat Durak paylaşırken, adeta ikinci balayı yaşayan iki belediye başkanı vardı; Muhittin Dalgıç ve Selman Arslan. Muhittin Dalgıç’ı kelimelerle anlatmak mümkün değil. Kumrular gibiydiler. Trabzon’da çarşıyı bile, el ele, kol kola gezebilmek için herkesi ekip, “aşıklar gibi” dolmuşa binerek indiler. Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, organizasyondan sorumlu olmasına karşın, tüm konukları memnun ettiği gibi eşi Ferah Hanım’ı da hiç ihmal etmedi. Adeta el üstünde tuttu diyebilirim. Sanırım yenge hanımdan 10 üzerinden 10 aldı. Yani “diploması” pekiyi... Tek eksiği, Ferah Hanım’a çok istediği halde bir fırsat yaratıp, Trabzon’un özel “şeker” kurufasulyesinden alamamasıydı. Ama dönüş yolunda uçakta öğrendik ki, Abdül Başkan ne yapıp etmiş, Ferah Hanım’ın istediği “kuru asulye” siparişini vermiş. Kargoyla göndereceklermiş. Bunu duyan belediye başkanı arkadaşları Abdül Batur’un notunu hemen “yıldızlı 10’a” yükselttiler. Tabi, diploması da “yıldızlı pekiyi” oldu. Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm, da Abdül Batur gibi eşine gösterdiği özel ilgi nedeniyle “tam puan” alan erkek seçildi. Diplomasına “tam puan 10” yazıldı. Torununa özel olarak satın aldığı “Karadeniz Bebeği”, kendisine ayrıca bir de “en iyi dede” kategorisinde de birincilik getirdi. Söke Belediye Başkanı Necdet Özekmekçi, en iyi “Harmandalı oynayan” erkek seçildi. Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin ile Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak ise “en iyi ekip adamı” unvanına layık görüldüler. Alaçatı Belediye Meclis Üyesi Zafer Kandemir ise gezinin “atom karıncası” ödülüne layık görüldü. Askerliğinde sınıfı “levazım” mıydı bilmiyorum ama, tüm ikmal işleri çok büyük bir başarıyla, “bekletmeden jet hızıyla” yerine getirdi. Bugünlük bu kadar... Devamı önümüzdeki günlerde... (216 yazı)
609309
İsrailli Bakan yardımcısı: Ankara ile kriz yok
İsrailli Bakan yardımcısı: ile kriz yok ile arasındaki ilişkilerde patlak veren gerginlikler üzerine ’nda (Knesset) sorunu değerlendirmek üzere bir oturum düzenlendi. Oturumda söz alan Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon, ’te ile ilişkilerde kriz yaşanmadığını belirtti. Tepkileri yatıştırmak amacıyla “duygusal davranılmaması” gereğine de işaret eden Ayalon, Türkiye ile “Tüm bağlar, diplomatik ve askeri dahil, işlemeyi sürdürüyor” şeklinde konuştu. Knesset’te Türkiye ile ilişkilerin elea alındığı oturumda konuşan Ayalon, Ankara ile kriz yaşanmadığını, ikili bağların hala “güçlü” olduğunu vurgularken duygusal değil, mantıklı davranılması gereğinin altını çizdi. Ayalon, “Tüm bağlar, diplomatik ve askeri dahil, işlemeyi sürdürüyor” ifadesini kullandı. Ayalon şunları söyledi: “Duyduğumuz her şeyi beğenmiyoruz ama duygusal davranmamalıyız ve her şeyden korkmamalıyız. Sorunlarımızı çözmek için kanallarımız var ve şimdi bile onları kullanıyoruz. Bölgede istikrarın korunması önemlidir ve Türkiye, bunun için ve gelecekteki barış girişimleri için bir ortaktır.” “TÜRKİYE ’IN ANTİTEZİDİR” Ankara ile ilişkilerin, İsrail açısından sadece Türkiye’nin üyeliği nedeniyle değil, aynı zamanda “İran’ın antitezi” ve İran’ın aksine bir anayasası olan hoşgörülü bir demokrasisi olduğu için önem taşıdığını vurgulayan Ayalon, İsrail’in, Türkiye’nin AB’ye katılma çabalarını desteklediğini söyledi. “ANKARA’DAN İLE ARABULUCULUK YAPMASINI İSTEMEK CİDDİ HATTA” Bu arada, Ayalon, Türkiye’den, Suriye ile İsrail arasında “arabuluculuk” yapmasını isteyen eski Başbakanı ’i de eleştirdi. Ayalon, Olmert hükümetinin Ankara’dan ile arasındaki barış görüşmelerinde arabuluculuk yapmasını talep etmesini “ciddi bir hatta” olarak nitelerken Suriye’nin, hiçbir zaman gerçek bir angajmanı istemediğini savundu. ÜYESİNDEN TÜRKİYE’DEKİ YAHUDİLERE “ÜLKEYİ TERK EDİN” ÇAĞRISI Öte yandan, ’un bu konudaki haberine göre, Knesset’teki oturumda konuşan muhalefetteki Kadima üyesi Ruhama Avraham ise, Türkiye’deki Yahudileri İsrail’e göç etme çağrısında bulunacak “Orada yapacak herhangi bir şeylerinin kalmadığı”nı iddia etti. Avraham, İsrail’in 10 yıl önceki yıkıcı depremin ardından Türkiye’ye kurtarma ekiplerini gönderdiğini anımsatırken İsrail Silahlı Kuvvetlerinin “çok tecrübeli” elemanlarını taşıyan üç Hercules ucağını gönderdiğini belirterek, “10 yıl sonra Türk insanlarını kurtaran aynı askerleri, Türk devlet televizyonunda çocuk katilleri olarak tasvir ediliyor” şeklinde konuştu.
609469
Sertap Erener Gönüllü AB Elçisi
Sertap Erener Gönüllü AB Elçisi Türkiye'ye Eurovision Şarkı Yarışması'nda birincilik getiren Sertab Erener ve Demir Demirkan, Avrupa Birliği sürecinde de gönüllü elçi oldu. Sanatçı Sertab Erener ve Demir Demirkan, elçiliğe, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ı ziyaret ederek başladı. Bağış; Erener ve Demirkan'ın, Türkiye'nin Avrupalı kimliğini tartışmaya kalkanlara en güzel cevabı verdiğini söyledi. Hadise gibi Eurovision Şarkı Yarışması'ndaki diğer temsilcilerimize de teklif götürüp götürülmediği sorusuna karşılık Bağış, "Türkiye'nin Avrupa Birliği hedefine destek veren herkese açığız" yanıtını verdi.
608087
Michelle Obama çocuklarla hulahup çevirdi...
First Lady'si Michelle Obama Beyaz Saray'da çocuklar için "sağlıklı günü düzenledi. Dışarı çıkıp egzersiz yapmanın öneminden bahseden Michelle Obama, çocuklara örnek olmak için hulahup çevirdi...
608409
Van'da bir evi yılan bastı!
Alınan bilgiye göre, Yavuz Selim Mahallesi'nde 15 nüfuslu Kalabalık ailesi, son bir haftadır görülmeye başlanan ve gece çoğalan yılanlar nedeniyle evlerini boşaltmak zorunda kaldı. Eşyalarını da dışarı çıkaran aileden çocuk, geceyi yakınlarının evinde geçirdi. Büyükler ise komşularına ait minibüste sabahladı. Aile reisi Sunullah Kalabalık, son günlerde çok sayıda yılanla karşılaştıklarını ve bulduklarını öldürdüklerini söyledi. Gece yılan sayısının artması üzerine çocuklarını yataklarından kaldırıp yakınlarının yanına götürdüğünü belirten Kalabalık, şunları kaydetti: ''Evin tavan ve tabanında gördüğümüz yılanları sopalarla öldürdük. Yatakların altına girmiş olabilecekleri endişesiyle eşyalarımızı da dışarı çıkarmak zorunda kaldık. Yatakların altında bile yılan bulduk. Adeta yılan istilasına uğradık. Çözüm bulununcaya kadar çocuklarımızı köydeki yakınlarımızın yanına gönderip, bizler de burada kalarak nöbet tutacağız. Komşumuz minibüsünü bize tahsis etti. Geceleri minibüste kalmaya devam edeceğiz.''
608096
AB'nin 13 yıllık kazığının nedeni!
Hazal Ateş-Şah Tanyeri'nin haberi Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın serbest ticaret anlaşmaları (STA) ile ilgili Cezayir'de yaptığı açıklama, Avrupa Birliği (AB) ile 13 yıldır devam eden Gümrük Birliği (GB) tartışmasını yeniden ateşledi. Çağlayan açıklamasında, STA'lar konusunda dönemin hükümetinin önemli bir unutkanlık yaptığını iddia etti. Çağlayan'a göre, 1996 yılında Çiller hükümeti döneminde gerçekleştirilen GB anlaşmasında AB'nin her yerde serbest ticaret anlaşması yapma hakkı varken, Türk tarafı bu maddeyi anlaşmaya koydurmayı unuttu. AB uzmanları bu görüşe katılmasa da, biraz araştırıldığında, konunun çok daha derin ve Türkiye'nin yıllardır bu konuda mağdur olduğunu ortaya koyuyor. Çağlayan'ın iddiası şöyle: "Aslında AB'nin STA yaptığı her yerde Türkiye'nin de STA yapma hakkı doğdu. Ancak mlesef 1996'da yapılan GB anlaşmasında bizim Türk tarafı bir madde koymayı unutmuş, atlanmış. Yani böyle adım atlama değil çok yüksek bir atlama bu. Şimdi biz de bu ülkelerle AB'den haksız rekabetten etkilenmemek için çalışmalar yapıyoruz. Türkiye'nin AB ile haksız rekabete kaldığı serbest ticaret anlaşmasının neler getirip götüreceğine yönelik çalışma yapalım." ŞARTLAR DİKKATE ALINMALI Gümrük Birliği'ne imza atan koalisyon hükümetinin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın, eleştirileri yanıtladı. Anlaşma yapıldığı dönemin şartlarının gözönünde bulundurulması gerektiğini ifade eden Karayalçın, "1995 yılının şartlarında bir sorun yoktu. Ancak, doğrudur... Bugün bir sorun yaşanıyor. Bu sorun 2000 yılından bu yana yaşanmaktadır" dedi. Karayalçın, Gümrük Birliği anlaşmasının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurgularken, "Son yılda bu sorunlar var. zaman ben de şunu söylüyorum: Hükümet senedir neden bu konuları müzakere etmiyor değerlendirmesinde bulundu. 'Unutulmuş' iddiasına Bilgi Üniversitesi Avrupa Etüdleri Direktörü Emre Gönen'den itiraz geldi. Güney Kıbrıs Rum kesimi hassasiyeti nedeniyle Türkiye'nin daha kısa bir listeyi önerdiğini ve AB'nin kabul ettiğini belirten Gönen, daha sonra STA'lar yapılmak istendiğinde ise, AB'nin müdahil olmayarak Türkiye'yi ortada bıraktığını söyledi. TPAO, CEZAYİR'DE YENİ BİR OFİS AÇIYOR Çağlayan, Türkiye-Cezayir İş Forumu'na katılmak ve temaslarda bulunmak amacıyla 150 işadamıyla geldiği dünyanın 4'üncü büyük doğalgaz ihracatçısı Cezayir'de, Ticaret Bakanı El Hachemi Djboub ile görüştüi. Çağlayan, "Ekonomik alışveriş değil, stratejik ortaklık için buradayız. Irak ziyaretinde 48 mutabakat zaptı imzaladık. Bunu Cezayir ile de devam ettirmek istiyoruz" dedi. Çağlayan, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın(TPAO) Cezayir'de yeni bir ofis açacağını söyledi. Cezayirli Bakan da, "Cezayir'e sadece pazar olarak bakmayın. Beraber kazanıp, beraber kaybedelim" dedi. AB'NİN STA ANLAŞMASI YAPTIĞI ÜLKELER EFTA (İsviçre, Norveç, Liechtenstein, İzlanda) Makedonya Hırvatistan Filistin Tunus Fas İsrail Ürdün Lübnan Mısır Cezayir Meksika Şili Güney Afrika Gümrük Birliği (G.Afrika, Botswana, Angola, Lesotpo, Namibya, Swaziland) ANDEAN Bolivya, Kolombiya, Ekvator, Peru, Venezuella) Kosta Rika El Salvador Guatemala Honduras Nikaragua Panama Sırbistan Karadağ Bosna Brezilya Arjantin Paraguay Uruguay NOT: Türkiye'nin, Lübnan, Ürdün Cezayir, Meksika ve G.Afrika ile henüz STA nlaşması bulunmuyor. GÖRÜŞLER İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Haluk Kablioğlu AB'NİN STA'LARDA TÜRKİYE MADDESİ BAĞLAYICI DEĞİL Çözüm yolu, müzakereleri yürüten AB'deki 27 ülkenin bakanlar komitesinde yer almaktır. Onlar, 'Üye değilsiniz, yer alamazsınız' diyor. zaman, örneğin AB Güney Kore ile STA müzakerelerine başladığında Türkiye de başlamalı. Evet Andorra gibi 30 bin nüfuslu ülkelerde sorun olmayabilir ama 700 milyonluk ülkede sıkıntı yaşanır. 'Anlaşmalara Türkiye maddesi ekletiyoruz' diyorlar. Ama bağlayıcılığı yok. Öyle hüküm olmalı ki, Türkiye ile anlaşma olmadan AB ile imzalanan STA yürürlüğe girmemeli." PİRE LİMANINDAN GELEN MALI TÜRKİYE, VERGİSİNİ AB ALIYOR Kablioğlu bir başka çarpıklığı daha ortaya koyuyor. Kabalioğlu, "AB ülkelerine giren mallar, hangi limandan girdiyse vergileri limanda ödeniyor. Örneğin Türkiye'ye gelecek ABD malı Rotterdam'dan giriyor, vergisi de orada ödeniyor. Şimdi daha çok Pire, Köstence, Varna'dan giriyor. Gümrüklerde tahsil edilen bu vergileri AB ülkeleri paylaşıyor. Tam üye olmadığımız için biz yararlanamıyoruz" dedi. Bilgi Üniversitesi Avrupa Etüdleri Direk. Emre Gönen: 'UNUTMA DOĞRU DEĞİL, RUMLAR YÜZÜNDEN LİSTE KISALDI' GB kararının eklerinde, Türkiye'nin STA yapması gereken ülkeler vardır. Ancak Türkiye, kontr deklarasyon yayınlayarak, öncelik arz eden ülkeler kısa listesi çıkardı. AB de bunu kabul etti. G.Kıbrıs Rum kesimi hassasiyeti nedeniyle bu yapıldı. Daha sonra yapılmak istendiğinde bu kez ülkeler yanaşmadı. aşamada AB müdahil olmadı, çekildi aradan, 'Dral Dedenin Düdüğü' gibi bizi ortada bıraktı. Ama 2009'da 'unutmuşlar' demenin kolaylığını kimseye yakıştıramıyorum. 1995'de GB için adamlara yalvar yakar olduk. Çok çabuk unutuluyor." Sabah
609629
Osmanlı’dan günümüze kıyafetler
609034
Beykoz cinayetine tutuklama
cinayetine tutuklama ’da kişiyi öldürdükleri öne sürülen 1’i kadın kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Alınan bilgiye göre, Beykoz Ortaçesme Mahallesi’nde geçen Mart ayında silahlı sonucu Nusret Ceylan ve Musa Uygun’un öldürülmesi olayına yönelik çalışmalarını sürdüren Asayiş Şube Müdürlüğü Büro Amirliği ekipleri, Dursun Ö. ve Melek S’yi ’da gözaltına aldı. Yapılan aramada Dursun Ö’nün üzerinde cinayette kullanılan tabanca ele geçirildi. Emniyet Müdürlüğünde sorgulanan Dursun Ö’nün ifadesinde, Nusret Ceylan ve Musa Uygun ile aralarında anlaşmazlığından çıkan kavga sonucu, tabanca ile öldürdüğünü itiraf ettiği belirtildi. Zanlı Dursun Ö’nün, Nisanda, kendisine para vermeyen dedesinin Gümüşsuyu’nda bulunan evini kurşunladığı, Ekimde de Hüseyin D. adlı bir kişiyi silahla ayağından yaralamaktan arandığı belirtildi. Poliste işlemleri tamamlanan Dursun Ö. ile sevgilisi Melek S’nin Beykoz Adliyesine sevk edildikleri kaydedildi.
608582
Çek mağdurları Ankara'da eylem yaptı
"Suçlu değil, borçluyuz", "Özgürlüğümüz teminat değildir", "Cezaevinde ıslah edilecek ne yaptık" yazılı dövizler taşıyan çek mağdurları, Sıhhiye Abdi İpekçi Parkı'nda toplandı. Hükümlü ve Hükümlü Yakınları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (HÜ-DER) Genel Başkanı Şafak Soy, burada yaptığı basın açıklamasında, çek mağdurlarının, ülkedeki çetin ekonomik şartların, krizlerin zarara uğrattığı kişiler olduğunu ifade etti. Çeklerini ödeyemeyen birçok kişinin hapis cezasıyla karşı karşıya kaldığını anlatan Soy, "Özgürlüğümüzün, bir borcun teminatı olarak verildiği bir borç ödeme aracı ve sistemi duydunuz mu?" diye sordu. Soy, "Karşılıksız çekte adli para ve hapis cezasını ortadan kaldıran" yeni çek yasasının bir an önce çıkarılmasını istediklerini söyledi.
608841
'PKK'lıların teslim sürecinde ihlaller oldu'
İstanbul Barosu Başkanlığı adına yapılan yazılı açıklamada, ulusu oluşturan insanların bir arada, eşit biçimde, kardeşlik duygularıyla, huzurlu ve güvenli bir ortamda yaşamlarını sürdürmelerinin en büyük dilekleri olduğu vurgulandı. Bunun sağlanması için ulus bütünlüğünü bozmayacak biçimde adımlar atılmasının son derece önemli olduğu ifade edilen açıklamada, ''Ancak yıllardır ülkemizde terörist fliyetlerde bulunan örgüt üyelerinin ve yandaşlarının, otobüs üzerinden halkı selamlamaya dek varan davranışlarının onaylanması mümkün değildir. Anayasasında 'hukuk devleti' olduğu yazılan bir ülkede, hiç kimse terör örgütüne ve yandaşlarına kahraman muamelesi yapamaz, yapmamalıdır'' denildi. Açıklamada, şu görüşlere yer verildi: ''Burada eleştirilmesi gereken en önemli nokta, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı ilkelerinin ihlal edilmiş olmasıdır. Bu teslim olmateslim alma şovunda yaşananlar en başta hukuk devleti kurum ve kurallarını içine sindirmiş ve ona göre yaşam biçimini sürdüren vatandaşlarımıza saygısızlık, kanunlara aykırılık oluşturmuştur. Unutulmamalıdır ki sınırdan giriş yapan kişiler, yine bu ülkeye, bu hukuk devletine ve bu ülkenin ceza yasasında yer alan 'etkin pişmanlık' düzenlemelerine güvenerek, sınırı geçmişlerdir. Gelen 34 kişinin sorgulanması sürecinde de açıkça hukuka aykırılıklar ve yargı bağımsızlığı ilkelerine gölge düşürecek davranışlar yaşandığı gözlemlenmektedir. Şüphelilerin sınırdan alınıp görevli Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmeleri gerekirken, Vali Yardımcısı tarafından karşılanıp 'Hoş geldiniz' denmesi, kendileri için ayrı bir mahkeme kurulması, talimatla savcı ve hakim görevlendirilmesi, hakim ve savcıların helikopterlerle 'çadır mahkemelere' taşınması ve sorguların burada yapılması, bu savcı ve hakimlerin şüphelilerin suç teşkil eden bazı beyanlarını tutanağa geçirmeyerek ya da bu beyanların kullanılmaması konusunda savunma avukatlarından 'ricacı' olmaları, normal bir hukuk devletinde yaşanabilecek olay ve olgular değildir.'' Açıklamada, salt duvara yazı yazdığı için yıllarca yargılanıp cezaevlerinde tutulan çocuklar gerçeği gözönünde dururken, pişman olduklarını beyan etmedikleri halde bu kişilerin TCK'nın 221. maddesinden yararlandırılıp serbest bırakılmalarının hukuk devleti ve adil yargılanma ilkeleriyle bağdaştırılamayacağı ifade edildi. Bu durumun ''doğal hakim ilkesi''ne de açıkça aykırı olduğu ileri sürülen açıklamada, şöyle denildi: ''Yaşanan süreç, yargının bağımsızlığını yitirerek, Anayasa'nın 138. maddesinde yer alan hiç kimsenin mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez hükmüne karşın, yargı yürütmenin denetimindeymiş gibi bir izlenim doğmasına neden olmuştur. Daha iş yargıya intikal etmeden siyasi iktidar temsilcilerinin, gelenlerin serbest bırakılacağı yönünde sözler vermesi, adalet üzerindeki yürütmenin açık izlerini göstermektedir. Yargı kurumlarının, görevlerini tam ve bağımsız bir şekilde yerine getirmeleri bir zorunluluktur. Bu zorunluluk yalnızca herkesin kanun önünde eşit olduğunun yazıldığı Anayasa gereği değil, aynı zamanda demokrasiye ve yargıya olan güven ilkesinin de önemli bir koşuludur.''
609341
Louvre'a Türkiye çıkarması
Louvre'a Türkiye çıkarması Fransa'da devam eden ''Türkiye Mevsimi'' etkinlikleri çerçevesinde başkent Paris'in dünyaca ünlü Louvre müzesinde üç sergi açılacak. Sergiler, 19 Ocak 2010 tarihine kadar açık kalacak. İlk sergide, Topkapı Sarayı'ndan getirilen Osmanlı padişahlarının kaftanları ve giysileri sergilenecek. Sergide, 1299 ve 1922 yılları arasındaki giysilerden örnekler olacak. ''İzmir'den, Antik İzmir'e'' isimli sergide de özellikle Kadifekale'deki kazılarda çıkan arkeolojik eserler ve yine Louvre müzesinin kendi koleksiyonundaki değerli parçalar sergilenecek. Üçüncü sergide ise Alacahöyük'teki kazılarda bulunan tarihi parçalar olacak. Fransa'da devam eden ''Türkiye Mevsimi'' etkinliklerinde, 70'ten fazla kentte 400'ü aşkın sanatsal, kültürel ve ekonomi alanında düzenlenen fliyetle dün, bugün ve yarının Türkiyesi tanıtılıyor.
608541
Fenerbahçe'de Semih'in durumu maç stinde belli olacak
'de Semih'in durumu maç stinde belli olacakUĞUR DEMİRKIRDI BÜKREŞ Grubu 3. hafta maçında, bugün st 20.00'de deplasmanda 'le karşı karşıya gelecek olan Bükreş'te konakladığı JW Marriott Bucharest Grand Oteli'nin spor salonunda, bugün sabah stlerinde bir ter idmanı yaptı. Teknik direktör Daum, Tumani Hoca ve Koch gözetiminde, kültür-fizik ve esneme hareketlerinden oluşan çalışma 20 dakika sürdü. Bu çalışma bir anlamda Semih'in de durumunu görmek açısından bir işaret oldu. Önceki gün yapılan antrenmanı sakatlanarak yarıda bırakan Semih, dünkü son çalışmaya ise kendisini iyi hissedince takım arkadaşları ile başlayıp, çift kale maç başlarken ağrısı artınca çalışmayı yarıda bırakmıştı. ve Deivid'in sakatlığı nedeniyle elde kalan tek forvet olan Semih'e yoğun bir tedavi uygulanıyor. Maça stlik bir süre kalana kadar son durumuna bakılacak olan golcü oyuncu için stada hareket etmeden önce karar verilecek. Semih'in olmaması durumunda dünkü habarlerimizde de sldirdiğimiz gibi forvette Kazım yer alacak. Daum'un bu şartlar altında orta alanı Özer ile beşleyip, pozisyon gereği M.Topuz, Emre, Santos gibi oyuncularla da Kazım'a destek verdirmesi bekleniyor. 2. tercih ise Selçuk olabilir. Cristian ile birlikte Selçuk ön liberoda görev alırsa Emre biraz daha öne çıkarak forvet arkasında oynayabilir. Sarı laciverti takımın Semih'li ve Semih'siz muhteme 11'i şöyle; Volkan, Gökhan--Bilica-R.Carlos, M.Topuz-Cristian-Emre-Santos, Kazım-Semih Volkan, Gökhan-Lugano-Bilica-R.Carlos, M.Topuz-Cristian-Özer(Selçuk)-Emre-Santos, Kazım
608214
ABD'den ard arda PKK açıklaması
ABD'den ard arda PKK açıklaması CN ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ian Kelly, Türkiye'nin silah bırakan PKK'lı teröristin yeniden topluma entegre olmasına izin vermesinden memnuniyet duyduklarını ifade etti. Kelly, günlük basın toplantısında bir soru üzerine PKK'lı bir grup teröristin teslim olmasını değerlendirdi. Kelly, "Türkiye'nin son zamanlarda Kürt nüfus ve Türkiye arasındaki farklılıkları bir uzlaşıya kavuşturmak için attığı adımları memnuniyetle karşılıyoruz. Türkiye'nin bu Kürtleri veya eski PKK üyelerinin silah bırakıp yeniden entegre olmasına izin vermesini de, memnuniyetle karşıladığımız adımlar arasında görüyoruz" dedi. Amerika'nın her zaman Türkiye'nin Kürt nüfusu ile bir dilayog başlatmasını desteklediğini kaydeden Kelly, "Kürt nüfusa daha fazla kültürel ve dilsel hak verilmesi dahil bu doğrultuda Türk hükümetinin attığı bazı adımları da memnuniyetle karşıladık. Türk hükümetinin böylesine somut adımlar attığını görmekten memnuniyet duyuyoruz. Biliyorsunuz, PKK'yı biz terörist örgüt olarak görüyoruz. İster Kuzey Irak ister Türkiye'de olsun bu sorun ile başedebilmek için atılan her adımı elbette ki memnuniyetle karşılarız" diye konuştu.
609134
Uykusuzluk Kaynaklı Sorunlara Son
Uykusuzluk Kaynaklı Sorunlara Son Uykusuzluğun yol açtığı hafıza ve öğrenmeyle ilgili sorunların, beynin hipokampus bölgesinde bir enzimin birikimini azaltarak giderilebileceği bildirildi. Pensilvanya Üniversitesinden Ted Abel ve ekibinin fareler üzerinde yaptığı araştırma, uykudan mahrum kalmanın beynin hafıza ve öğrenmede rol oynayan bölümündeki önemli bir yolu etkilediğini gösterdi. Uykusuz bırakılan farelerde PDE4 enziminin yüksek, öğrenme sırasında sinir hücreleri arasında yeni bağlantılar kurulmasında önemli rol oynayan AMPc enziminin ise normalden az olduğu belirlendi. Nature dergisinde yayımlanan araştırmada, bu farelerde PDE4 enzimini engelleyen bilim adamları, AMPc enziminin düzeyini dengeledi. Bu da uykusuzluğun yol açtığı hafıza ve öğrenme sorunlarını azalttı. Fransız Le Nouvel Observateur dergisinin internet sitesinde de yer alan makalede bilim adamları, bu sonuçların uykusuzlukla boğuşan kişilerin hafıza ve öğrenme sorunlarının tedavisine ışık tutabileceğini vurguladı. Dünyada milyonlarca kişi uyku sorunu çekiyor. Uykusuzluk, kişinin sosyal ilişkilerinin yanı sıra öğrenme becerisi ve hafızasını etkiliyor.
607823
Kırmızı ışıkta facia
Kırmızı ışıkta facia YENİ DELHİ (A.A) Hindistan'ın kuzeyinde iki trenin çarpıştığı kazada 21 kişinin öldüğü bildirildi. Yetkililer, kırmızı ışıkta duran bir yolcu trenine bir başka trenin çarptığı kazada 17 kişinin de yaralandığını belirtti. st süren kurtarma operasyonunda 19 kişinin cesedi çıkarılırken, kişi ise hastanede öldü. Ezilen vagonda kadınlar ile fiziksel engelli insanların da bulunduğu bildirildi.
609145
PEN'den Türkiye'ye sert eleştiri
Uluslararası yazarlar örgütü PEN Kulübü üyesi "Cezaevindeki Yazarlar Komitesi", dünyada 600'den fazla yazar ve gazetecinin baskı altında olduğunu ve bunların 200'den fazlasının en zor koşullarda cezaevinde bulunduğunu bildirdi. Kulüp Türkiye'yi de bu ülkelerin arasında saydı. 1960'ta kurulan komiteden yapılan açıklamada, Avusturya'nın Linz kentinde toplanan 75. Dünya PEN Kulübü kongresinde, özellikle, Eritre, Vietnam ve Türkiye'de cezaevindeki kadın ve erkek yazarların durumunu gözler önüne sermek için katılımcıların oy birliğiyle kabul ettikleri kararların benimsendiği kaydedildi. 15 Kasım'daki Dünya Cezaevindeki Gazetecileri anma günü perspektifinde, kongre, ifade özgürlüğünün sürekli tehdit altında bulunduğu Küba, Nikaragua, Meksika ve Kolombiya'nın yer aldığı Latin Amerika'daki durumla ilgili endişeleri dile getirdi. Cezaevindeki Yazarlar Komitesi Avusturya yetkilisi Helmuth Niederle, "Söz özgürlüğü satın alınamaz" diyerek, muhaliflere yönelik baskıdan entelektüellerin de genel anlamda etkilendiği Gine örneğini verdi ve ifade özgürlüğünü savunmanın öneminin altını çizdi.
608342
Türkiye'nin borç stoku arttı
Hazine Müsteşarlığı tarafından yayımlanan Merkezi Yönetim Brüt Borç Stoku verilerinden yapılan değerlendirmeye göre, borç stokunun 320,6 milyar lirası iç borçtan, 110,5 milyar lirası da dış borçtan oluştu. Geçen yılla karşılaştırıldığında iç borç yüzde 16,6'lık artışla 274,8 milyar liradan 320,6 milyar liraya, dış borç tutarı ise yüzde 4,8 artarak 105,4 milyar liradan 110,5 milyar liraya ulaştı. Bu yıl eylül ayı itibarıyla iç borcun 253,4 milyar lirası piyasadan, 67,3 milyar lirası da kamu kesiminden yapılan borçlanmadan meydana geldi. Dış borç stokunun ise 49,6 milyar lirası krediden 60,9 milyar lirası da tahvilden oluştu. Kredilerin 32,2 milyar lirasını uluslararası kuruluşlar, 11,9 milyar lirasını kredisi, 2,2 milyar lirasını SDR tahsilatı, 8,4 milyar lirasını hükümet kuruluşları ve milyar lirasını da diğer kaynaklar oluşturuyor. Borç stokunun yaklaşık 301,6 milyar lirası TL cinsinden 129,4 milyar lirası da döviz cinsinden bulunuyor. Türkiye'nin geçen yılki 380,3 milyar liralık borç stokunun ise 251,8 milyar lirası TL cinsinden 128,4 milyar lirası da döviz cinsindendi. Borç stokunun döviz kompozisyonu Türkiye'nin 320,6 milyar liralık iç borç stokunun 301,6 milyar lirası TL, 12,7 milyar lirası 6,1 milyar lirası da euro cinsinden bulunuyor. 110,5 milyar lira tutarındaki dış borcun ise 59,1 milyar lirası 4,7 milyar lirası Japon Yeni, 31,6 milyar lirası euro, 14,1 milyar lirası SDR ve 837 milyon lirası da diğer para birimlerinden oluşuyor.
609548
Fatih Tekke gibi olsam Real'de oynardım
gibi olsam Real'de oynardım'nın takımında forma giyen 'nin eski oyuncusu golcü Mateja Rus futbolunun Türk futboluna benzediğini söyledi. Radyo 'e yaptığı açıklamada yeni takımı Zenit'te çok mutlu olduğunu belirterek, Rus futbolu ve takım arkadaşı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. 'da oynan futbolun 'da ki gibi taktik ağırlıklı olmadığını belirten oyuncu "Rus futbolu aynı ve 'de olduğu gibi teknik gücü çok yüksek. Rus Milli Takımı 'nın en güçlü 5–6 takımı arasında" dedi. Takım arkadaşı Fatih Tekke hakkında da açıklamalarda bulunan Kezman şöyle konuştu: "Tekke ile farklı tarzda hücum oyuncusu olmamız çok iyi. çok yetenekli birisi ve eğer ben onun gibi yetenekli olsaydım uzun yıllardan bu yana Real'de oynuyor olurdum. pırlanta gibi, antrenmanlarda çok fazla çalışıp çok iyi şeyler yapıyor. Bizim çok iyi bir ilişkimiz var, çok iyi ve açık yürekli birisi. Doğrusu ülkesini çok özlüyor. Ben çok az biliyorum ve onunla Türkçe konuşmaya çalışınca çok mutlu oluyor."
609066
Hakim, Arslan'a sordu: Rol mü yapıyorsun?
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Hakim, Arslan'a sordu: Rol mü yapıyorsun? İSTANBUL (A.A) Birinci 'Ergenekon' davasının tutuklu sanığı Alparslan Arslan, üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun, 'Sizinle ilgili düzenlenen raporlara göre, ceza ehliyetine sahip olduğunuz, kendinizi akıl hastası gibi göstermeye çalıştığınız belirtiliyor' sözleri üzerine, 'Doktorlara sormak lazım. 10 gün yaşadım hastanede. Gördüğümde ürperdim. Manevi problemler yaşamamak için uğraş içindeyim' dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada çapraz sorgusuna devam edilen Arslan, üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun 'diğer tutuklu sanık Osman Yıldırım'a, evine yakın olmamasına rağmen neden Ataşehir'de el bombalarını verdiği' yönündeki sorusuna, burada hava teneffüsünün rahat yapılabildiğini söyledi. Arslan, caddelerin açık olduğunu, ağaçların bulunduğunu, Sincan Cezaevi gibi bir yer olmadığını ifade ederek, 'Recep Özkan ile üniversitedeki arkadaşlar vasıtasıyla tanıştık. Trabzonlu, Laz kökenli olduğu için sempatim arttı. Özkan'ın evi burada. Onun evine dinlenmek için gidiyordum. Öyle bir güne denk geldi. Özellikle Ataşehir'de buluşalım diye bir şey olmadı' dedi. Osman Yıldırım ile Recep Özkan'ın evine gitmediklerini anlatan Arslan, Yıldırım ile Ataşehir'de herhangi bir evde de buluşmadıklarını kaydetti. Özkan'ın evine yalnız gittiğini, diğer arkadaşları Orhan Kadı'nın da evde olduğunu belirten Arslan, kendisinin ayrı bir odaya çekildiğini söyledi. Haşıloğlu'nun, 15. 16 ve 17 Mayıs 2006 tarihli telefon kayıtlarına ilişkin yönelttiği sorulara da Arslan, Danıştay saldırısından bir gün önce, rahat konuşabildiği bir insan olduğu ve 'hal icabı' Süleyman Esen'i aradığını ifade etti. AİLESİYLE İLGİLİ PROBLEMLER Arslan, Haşıloğlu'nun 'Süleyman Esen'e önce liderim dediniz, sonra da bombaları ondan aldım dedeniz? Farklı beyanlarınızın sebebi nedir?' şeklindeki sorusuna, 'İnsanın hareket, hal ve davranışlarıyla yaşamını bir sisteme oturtması lazım. Ben yaşamımı İslam'a oturtmaya çalışıyorum. Emniyet ifademde şahadet eksik. Süleyman ile Aykut Mete Şükre'nin ismini sevdiğim iki insan olduğu için, korumak amacıyla emniyetteki ifademde söylemedim' diye konuştu. Haşıloğlu'nun 'Şimdi niye verdiniz?' sorusuna da Arslan, 'Şimdi Allah'ın huzurundayım. Her zaman Allah'ın huzurunda olunamaz. zaman Allah'ın huzurunda değildim' şeklinde cevap verdi. Hakim Haşıloğlu, Arslan'a 'Duruşma sırasında babanız ve annenizle ilgili hakaretler içeren beyanlarda bulundunuz. 5-6 yıllık telefon dökümlerinize bakıldığında yakın zamana kadar birçok kez görüşme yapıyorsunuz, beyanlarınızla çelişen bir diyaloğunuz var. Anneniz ve babanıza öfkeniz ne zaman başladı?' sorusunu yöneltti. Arslan da cezaevine girdikten sonra ailesiyle ilişkisinin bozulduğunu ifade ederek, 'Babalık müessesesi, evladını hapsetmek değildir. Babam suyu taşırdı. Ben Müslümanım. Karşımdaki insanı Müslüman gibi görmek isterim' dedi. Haşıloğlu'nun da 'Saygı sınırlarını aşacak beyanlarda bulundunuz ailenizle ilgili' demesi üzerine Arslan, 'Allah'a karşı saygısızlık yapanları parçalarım' diye konuştu. Sanık Alparslan Arslan, 'İdris Arslan'ı bu şekilde bilmiyordum. Ortaokuldan sonra baskıdan dolayı evden koptum. İstanbul'a geldim. İletişimim, sadece İslami çerçevede onlara gösterdiğim saygıdan ibarettir. Annem namazını kılmaya çalışırdı. Büyük kız kardeşim kapalıydı. Küçüğü de sonradan kapandı. Müslüman aileye mensuptuk' dedi. Arslan, soru üzerine, Ankara Mamak'ta askerliğini yaptığını ve askeri mühimmat konusunda eğitim almadığını kaydetti. Danıştay Başkanı Mustafa Birden'i kısa ve tombul bir insan olarak tanıdığını ifade eden Arslan, Danıştay saldırısından bir gün önce binaya gittiğini, Birden'in odasını tespit ettiğini hatırlattı. Danıştayda, Şemdinli iddianamesini hazırlayan eski savcı Ferhat Sarıkaya'ya benzeyen bir kişiyi de gördüğünü anlatan Arslan, 'İkinci gün Danıştay binasına gittim. Birden'in odası kapalıydı. Kapıyı zorladım. Çayçı geldi. 2-3 metre ötedeki odaya girdi. Ben de yürüyerek tarafa gittim. İçeri girdim. Birden'i tespit ettim. Bismillahirahmanirahim diyerek ateş ettim' dedi. Arslan, sorular üzerine, 'Ergenekon' iddianamesinde yer alan miting, gösteri, toplantı ve patrikhanedeki etkinliklere katılmadığını anlattı.
608185
Ankara'da bir okulda daha domuz gribi tatili
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Ankara'da bir okulda daha domuz gribi tatili ANKARA () Başkentte domuz gribi görülmesi nedeniyle Ali Nail Erdem Anadolu Lisesi'nde eğitime bir hafta ara verildi. Mamak Şahap Gürler Mahallesi'nde bulunan Ali Nail Erdem Anadolu Lisesi'nde öğrencide domuz gribi vakasına rastlanıldı. Bunun üzerine Ankara Valiliği'nden yapılan açıklamada okulunun bir hafta tatil edildiği bildirildi. Okula sadece öğretmenler gelirken bazı veliler de bilgi almak için geldi. Öte yandan Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi'ne çok sayıda vatandaşın domuz gribi şüphesiyle başvurduğu öğrenildi.
608202
Barça 'Karadeniz'lilerden çekiyor!
Barça 'Karadeniz'lilerden çekiyor! 1990-91 sezonunda Kupa Galipleri Kupası 1. Turu'nda Barcelona’yla eşleşen Trabzonspor, dev rakibini Avni Aker’de Hamdi Aslan’ın golüyle 1-0 mağlup etmişti. Karşılaşmanın rövanşında bordo-mavilileri 7-2 yenen Barça, finale dek yürümüştü. Önceki gece Nou Camp filelerini havalandırarak Barcelona’yı yıkan isim olan Gökdeniz, Karadenizliler'in 19 yıllık rövanşını alan isim olarak tarihe geçti.
609153
'Yazıcıoğlu'nun telefon kayıtlarıyla ilgili dosya savcılıkta mevcut'
Köylü, Muhsin Yazıcıoğlu'nun cep telefonunun, kaza meydana gelmeden önce ulusal bir televizyon kanalının santralinden çok sayıda arandığına yönelik haberle ilgili, Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığı ile irtibat kurduğunu söyledi. Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığının, cep telefonu kayıtlarıyla ilgili daha önce gerekli soruşturmayı yaptığını belirten Köylü, söz konusu arama kayıtlarının savcılık raporunda mevcut olduğunu kaydetti. Kazayla ilgili, kaza kırım raporunun henüz gelmediğini ifade eden Köylü, gerekli araştırmalar tamamlanmadan, kazanın meydana geliş nedeniyle ilgili bir şey söylenemeyeceğini belirtti. Öte yandan, BBP yöneticilerinin kendini ziyaret ettiğini kaydeden Köylü, yöneticilerin, komisyonun kazayla ilgili dosyasını talep ettiklerini ve partilerinden bazı kişilerin komisyon tarafından dinlenmesini istediklerini söyledi.
607890
Benzin fiyatı rekor kırdı, esnaf 'tavan fiyat'ı geri istiyor
Yapılan artışla benzin bu yılın en yüksek seviyesine çıkmış oldu. Benzin fiyatı son olarak Ağustos 2009 tarihinde 3,34 liraya kadar yükselmişti. Motorinin litresi 2,70, kırsal motorinin litresi ise 2,60 liradan satılıyor. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken, akaryakıt sektöründe tavan fiyat uygulamasının geri gelmesini istedi. Benzinin fiyatının 3,36 lirayla rekor kırdığını kaydeden Palandöken, "Dünyada akaryakıtı en yüksek fiyatla satan ülke olduğumuzun delilidir." dedi. Petrol fiyatları düştüğü zaman akaryakıt fiyatlarını düşürmeyenlerin fiyatlar serbest kalınca jet hızıyla istedikleri gibi zam yaptıklarını belirten Palandöken, "Akaryakıt fiyatlarının rekor kırması üreticiyi, nakliyeciyi perişan etmiştir. Uygulamadan kalkan tavan fiyat uygulamasının tekrar geri gelmesi lazım. Yoksa bu zamlar artarak devam edecek." diye konuştu. BİR DEPO 200 LİRAYA DOĞRU GİDİYOR Pompadaki fahiş zammı eleştiren Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya ise, benzin fiyatlarının dünyada döviz kurlarının artışıyla yükseldiğini ancak Türkiye'de tersine işlediğini kaydetti. Petrol fiyatlarındaki artışın gerekçe gösterilerek zam yapıldığını ifade eden Kaya, dolar düşmesine rağmen akaryakıta sürekli zam geldiğini belirtti. Dağıtım şirketlerinin zam yapmasında vergi yüklerinin etkili olduğunu söyleyen Kaya, "Hükümet de firmalar da akaryakıt pompalarını vatandaşın cebinden çekmeli. 14 Temmuz'da benzinden alınan vergilere 20 kuruş zam geldi. 14 Temmuz'dan bu yana akaryakıta sürekli zam yapılıyor. Tüketiciler olarak büyük eylemlerle tepkilerimizi göstereceğiz. Dolaylı verginin kaldırılmasını istiyoruz." dedi. Kaya, bir depoyu doldurmanın maliyetinin 200 liraya doğru gittiğini söyledi. Kaya firmaların, petrol fiyatlarındaki düşüşlere çok dikkat etmediğini ancak en küçük artışı hemen pompaya yansıtığına dikkat çekti.
608343
THY uçağında domuz gribi paniği
Türk Hava Yolları'nın Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'dan dün İstanbul'a gelen TK 1147 sefer sayılı uçağında paniği yaşandı. Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'dan dün gece st 01.10'da İstanbul'a hareket eden uçakta, st 05.30 sıralarında bir yolcunun, "Doktor istiyorum" diyerek bağırması üzerine, uçakta doktor olup olmadığı anons edildi. Uçakta bulunan Dr. Hayri Gözlükgiller, hasta olduğunu belirten yolcuyu muayene ettiğinde şüphesiyle kabin yetkililerini uyardı. Kabin yetkilileri, yolculara hemen maske ve eldiven dağıtarak, yolcunun bulunduğu koltuktan uzaklaşmalarını istedi. Yolcular, ön koltuklara geçirildi ve uçağın içi ilaçlandı. Havalimanına 06.40'da inen uçakta, yolcular, hastanın uçaktan çıkarılmasını beklemeleri konusunda uyarıldı. Uçağa Sağlık Bakanlığı'nın doktorunun gelmesi ve şüphesi bulunan yolcunun uçaktan indirilmesinden sonra, yolcuların uçaktan inişine izin verildi. Görevlilerin şüphesi dolayısıyla bagajlara dokunmak istememesi üzerine Addis Ababa'dan İstanbul'a gelen yolcular, uzun süre bagajlarını alamadılar. Sağlık Bakanlığı ekibinin görevlileri ikna etmesinin ardından bagajların taşınması işlemi gerçekleşti ve yolcular bagajlarını aldı. Karantinaya alınan şüphelisi hastanın, gün önce 'dan Etiyopya'ya geldiği öğrenildi. "Personelin eğitilmesi gerek" Uçakta bulunan ve Ümit Hekimleri Derneği'nin davetlisi olarak Etiyopya'ya sağlık hizmeti vermek üzere giden Büyükçekmece Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Kadir Göktürk, şüphesi bulunan hastaya maske verilmeden yolculara maske ve eldiven dağıtılmasının yanlış olduğunu söyledi. Göktürk, uçak personelinin bu tür vakalar karşısında ne yapılması gerektiği konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıklarını ve personelin uzmanlar tarafından eğitilmesi gerektiğini kaydetti. Kendilerine maske ve eldiven dağıtılan yolcuların eldivenle tuvalete girip çıkmalarının yanlış olduğunu ifade eden Göktürk, bu tür vakalar karşısında kabin ekibinin ve yolcuların nasıl davranmaları gerektiği hususunda bilgi eksikliği yaşandığını ifade etti.
607606
Barış dilini egemen kılmaya çalışıyoruz
FEHMİ KORU TAHA KIVANÇ Barış dilini egemen kılmaya çalışıyoruz Serbest bırakılan 34 kişi DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ile Diyarbakır'a geldi. DTP Genel Başkanı Türk, "Barış dilini Türkiye'de egemen kılmaya çalışıyoruz. Demokratik bir Türkiye'de Kürt ve Türk halkı sevgiyle kucaklaşacaktır" dedi DİYARBAKIR (A.A) Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk, 'barış dilini Türkiye'de egemen kılmaya çalıştıklarını' söyledi. Türk, Bağlar ilçesindeki Batıkent meydanında toplanan topluluğa önce Kürtçe başladığı konuşmasına Türkçe devam etti. Türk, 'barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesini bugünlere taşımak için yolda olduklarını, halkla birlikte bunun için çaba gösterdiklerini' söyledi. Türk, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Heyecanınızı, coşkunuzu anlıyorum. Bu coşku barış, özgürlük ve özgür yarınların coşkusudur. Aynı duyguları taşıyoruz. Aynı duygularla bugün karşınızdayız, ama şunu da görmemiz gerekiyor; biz artık bu süreçte duygularımızla hareket edemeyiz. Ortak aklın ortaya çıkması için çaba göstereceğiz. Bugün barışı kalıcı hale getirmek için mücadele ediyoruz. Çünkü mücadeleye başladığımız günden beri dilimiz barış dilidir. Barış için çabalıyoruz. Bugün barışçıl bir sürecin gelişmesi konusunda belki de bu ilk adımdır. Ancak şunu söylemek istiyorum; barış güzeldir, kutsaldır, ama kendimizi de kandırmayalım. Burada mücadelemiz kahramanlık için değil, gerçek bir barışı sağlamak içindir. Bu mücadelede yenilmek de yok, bu mücadelede barış var. Birilerinin söylediği gibi, CHP Genel Başkanı'nın söylediği gibi bizim mücadelemizde ne teslim olma var, ne de teslim alma var. Çünkü bu barış dilini Türkiye'de egemen kılmaya çalışıyoruz.İnadına bu barışı gerçekleştireceğiz. Irkçı, milliyetçi kesimler bu ülkede barışın kalıcı hale gelmesini istemiyorlar. Bakınız barışçıl sürecin tartışıldığı günden bugüne kadar büyük çabalar gösterdik, ama bizi görmemezlikten geldiler. Barışı anlamadılar, barışın önünü tıkamaya başladılar, bunu gören Sayın Öcalan demokratik siyasetin önünü açmak için önemli tarihi bir hamle yaptı. Biz hamlenin barış için çok önemli olduğunu biliyoruz, DTP olarak demokratik siyasetin gelişmesi için daha fazla çabanın içerisinde olacağız. Bu çabayı güçlü bir hale getireceğiz. Çünkü bizim mücadelemiz özgür bir Türkiye mücadelesidir.' Türk, 'Kürtlerin özgürleşmesinin Türk halkının da özgürleşmesini beraberinde getireceği' görüşünü dile getirdiği konuşmasına şöyle devam etti: 'Buradan Türkiye halkına, Türkiyeli kardeşlerime seslenmek istiyorum; Sakın korkmayın, korkuların esiri olmayın. Kürtlerin özgürleşmesi inanın ki sizin de özgürleşmenizdir. Yine Kürtlerin bu mücadelesi demokratik bir Türkiye yaratmaktır. Şuna inanıyoruz; demokratik bir Türkiye'de Kürt ve Türk halkı sevgiyle kucaklaşacaktır. Birileri halkı korkutarak, senaryolarını ortaya koyarak mesajlar vermesin. Bin yıldır birlikte yaşıyoruz, ama bugün ne diyoruz; özgür, eşit, kardeşçe yaşamayı esas alıyoruz. Bizim istediğimiz özgürlüktür, ama birileri bugün de farklı, farklı senaryoları gündeme getiriyorlar. 'Türkiye bölünecek' diyorlar, hayır arkadaşlar, özgürlük olduğu zaman Türkiye bölünmez. Türkiye daha saygın, daha demokratik bir ülke olur. Eğer Türkiye Kürt halkı ile barışır, özgürce, kardeşçe bir yaşamayı ele alırsa Türkiye sadece demokrasisini kurmaz Orta Doğu'da demokrasinin gelişmesine önemli katkılar sunar, bunu herkesin görmesi lazım. Biz burada güçlü, saygın, demokratik bir anlayışın gelişmesini istiyoruz. Türk ve Kürt halkının kardeşliğini savunuyoruz. 'Gelin bu halkı tanıyın, gelin bu halkın duruşunu iyi anlayın' diyoruz. Eğer karşı asimilasyonlu bir politika ile yaklaşırsanız Türkiye kaybeder, hepimiz kaybederiz. Onun için 'çağdaş demokratik değerleri esas alınız' diyoruz. Bizim dilimiz barış dilidir. Yarın da dilimiz barış dili olacak. Barışı kalıcı hale getirmek için elbette büyük çabalar göstereceğiz, ama Kürt sorununun tarafıyız, ama sorunu yaratan biz değiliz. Sorunun çözümünü esas alıyoruz. Kendi yurttaşının kimliğiyle farklılıklarıyla özgür talepleri dile getirmediğiniz için bu farklığı halen kabul edemediğiniz için bugün kanlar akıyor, acılar yaşanıyor. Bu ülkede hep birlikte bu acıların sona ermesi için çaba gösterelim. Kürtler barış için çaba gösteriyor. Saygıdeğer Türk halkı kardeşlerimiz lütfen, bu ırkçı milliyetçi anlayışların peşine düşmeyin. Kardeşleriniz sizi kucaklamak istiyor. Barışseverlere sesleniyorum;gelin bu tarihi fırsatı onurlandıralım. Bu tarihi fırsatın kaçmasına izin vermeyelim.' EMİNE AYNA'NIN KONUŞMASI DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna da bugün önemli bir anı yaşadıklarını söyleyerek Türkiye'ye gelenleri Habur Sınır Kapısı'ndan Diyarbakır'a kadar karşılayanlara teşekkür etti. Ayna, şöyle konuştu: 'Biz barış elimizi uzatıyoruz dediler. Biz çözüme katkı sunmaya geldik diyorlar. Hangi koşullarda geldiler, ne zaman geldiler çok iyi bakmak lazım. Geldikleri zaman ve geldikleri koşullar Kürt halkına karşı hem askeri hem de siyasi operasyonların yapıldığı bir dönemdir. Yine geldikleri zaman ve geldikleri koşullar demokratik açılım, Kürt açılımının çözüm diye tartışıldığı bir dönemde olmazların üzerinde politikaların üretildiği bir zamandır. Ve en önemlisi çok uzun süredir operasyonlara rağmen eylemsizlik kararlarını sürdürüyorlardı. En önemlisi en son TBMM'den askeri operasyon kararının çıktığı bir zamandır. Çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Böyle bir zamanda bir yandan Hükümet'in demokratik açılıma Kürt açılımı dediği, diğer yandan da bir türlü çözüm tartışmalarını Hükümet açısından nelerin yapılacağını söylemeyemediği, diğer cepheden ırkçı kesimleri de kışkırttığı bir dönemde, yani siyasetin tıkandığı bir dönemde, eyvah savaş devam ediyor dediğimiz bir dönemde Sayın Öcalan yine tıkanıklığı açmak için bir öneri geliştirdi. Barış grupları gelebilir diye bir öneri geliştirdi. İşte böyle bir zamanda geldi barış grupları. Umutlarımızı oldukça artıran bir gelişme oldu. Barış grupları sınırdan geçti ve serbest bırakıldı. Bu durumun yaşanmasına neden olan, bu durumun yaşanmasını sağlayan bu konuda çaba harcayan herkese de teşekkür etmek istiyorum. Önemliydi. Çok önemliydi. Kritik bir eşikti. Çünkü bu barış gruplarına yaklaşım devletin Kürt sorununa yaklaşımı konusunda belirleyici olacaktır. Hem de önümüzdeki gelişmelerin nasıl yaşanacağının göstergesi olacaktır. Umudumuz arttı. Bugün her zamankinden daha çok Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözüm yollarını Türkiye'de Kürtlerle ve Türklerle birlikte çözüleceğine dair umudumuz arttı. Barışın geleceğine dair umudumuz arttı. Kürt sorunu bir çok eşiği barındırıyor. eşikleri aşabileceğimize dair inancımız ve irademiz olduğu da ortaya çıktı. Bundan sonrası için muhtemel gelişmeler yaşanabilir. Böylesi büyük adamdan sonra bu operasyonlar durur, savaş biter ölümler durur. Bundan sonra ne bir Türk genci ne de bir Kürt genci ölür.' Daha sonra serbest bırakılanlardan Mehmet Şerif Gençdağ ile Nurettin Turgut, Kürtçe birer konuşma yaptı. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir de gelenlere çiçek verdi.
609587
Otomobil bariyere çarptı: ölü
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Otomobil bariyere çarptı: ölü EREĞLİ (A.A) Zonguldak'ın Ereğli ilçesi Göktepe köyünde, otomobilin beton bariyere çarpması sonucu kişi öldü, kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, G.K. yönetimindeki plakası öğrenilemeyen otomobil, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu Kilisecik mevkisinde yolun kenarındaki beton bariyere çarptı. Kazada araçta bulunan İ.K (13) yaşamını yitirdi, yaralanan sürücü Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldı.
607973
Yasin Doğan: Muhalefet, ulusalcı cepheye dönüştü
Yasin Doğan PerşembeMuhalefet, ulusalcı cepheye dönüştü Dağdan iniş sürecinin başlaması karşısında muhalefetin takındığı tavır, kaba bir milliyetçiliği yansıtıyor. Kendi ideolojik kimliklerinin evrensel zeminini zaten kaybetmiş olan MHP ve CHP, ulusalcılığın derin sularına açılmış, statükocu ve dışlayıcı milliyetçi tavırda buluşmuş görünüyor. Bu iki partinin sarıldığı iki kavram statükoculuk ve ayrıştırıcı milliyetçiliktir. Sorunu bu hale getiren tam da bu kavramlardır. Yok sayan, görmezden gelen, dışlayan, ayrıştıran siyasal yaklaşımların tutucu bir şekilde sürdürülmek istenmesi, bugün yaşanan acıların önemli sebebidir. CHP ve MHP hükümetin yeni arayışlarını taşa tutarak, bu siyasal zihniyeti yeniden hortlatmak istiyor. Baykal ve Bahçeli'nin son grup konuşmaları Ermeni meselesinden demokratik açılıma kadar her konuda bu çizginin radikal temsilcileri olduklarını ortaya koydu. Böylece Türkiye siyasetinin yeni yelpazesi de belirginleşmiş oluyor. Bir yanda statükoculuk ve kaba milliyetçilikle yoğrulan bir siyasal zihniyet olarak ulusalcılık, diğer yanda evrensel değerler ve demokratikleşmeyle yoğrulan değişimcilik Birinciler içe kapanmayı, değişime direnmeyi, tutuculuğu temsil ediyor; ikinciler dünyaya açılmayı, AB ile bütünleşmeyi, reform ve ilerlemeyi CHP ve MHP'nin yeni politik tutumu aynı zamanda yeni bir siyasal üslup ortaya koyuyor. Bu tarz ise demokratik anlayıştan oldukça uzakta duruyor. Demokrasinin en temel kavramlarından birisi diyalog ve müzakeredir. CHP ve MHP'nin diyaloğa kapıları kapatan reddiyeci tavrı siyasetin demokratik zeminini sorunlu hale getiriyor. Bahçeli'nin görüşmeyi ilk günden reddeden sert tutumuyla Baykal'ın görüşmeyi yokuşa sürerek imkansız hale getiren ikircikli tutumu çok da birbirinden farklı değil. Her iki tavır da demokrasiyi özümseyememenin tezahürü Çünkü demokrasinin bir gereği de farklılıklara tahammül gösterebilmektir. CHP ve MHP AK Parti politikalarına karşı tam bir tahammülsüzlük içinde. Rasyonel zeminde meseleyi takdim etmek, eleştiri getirmek, yanlışları söylemek yerine, topyekün suçlamak, hakaret etmek, aşağılamak bu tahammülsüzlüğü yansıtıyor. Daha hazin olan iki liderin üslup olarak da demokratik nezaketten uzaklaşmaya başlamasıdır. Bahçeli'nin Salı günkü grup konuşmasında bir cümle içinde şu kelimeleri görmek mümkün: “Alçaklık, ihanet, melanet, rezalet” Bahçeli'nin öne çıkardığı siyasal üslup, siyasal yöntem ve siyasal yaklaşımlar ancak çok marjinal, çok radikal partilerde, yüzde birin altında kalan partimsi örgütlerde görülebilir. Yüzde 16'larda oy alan bir partinin demokrasinin en temel yaklaşımlarından bu kadar uzak olarak, toplumun önünde durması, Türk siyaseti açısından ciddi şekilde düşünülmesi gereken bir durumdur. DTP'nin tutum ve davranışları da kaba milliyetçiliğin karşı versiyonu olarak süreci germeye devam ediyor. MHP ve DTP'nin siyaset tarzı, siyasal üslubu ve kriz üretmeye odaklanan tavırları, başlı başına bir siyasal sorun olarak önümüzde duruyor.
608859
Ferrari, performansı ile göz dolduruyor...
performansı ile göz dolduruyor... ’ta İtalyan Matteo gösterdiği performansla göz dolduruyor. Sezon başında siyah-beyazlı takıma transfer olan ve ilk resmi maçından itibaren görevini en iyi şekilde yapmaya çalışan Ferrari, özellikle ’nde deplasmandaki mücadelesindeki futboluyla büyük beğeni topladı. Beşiktaş Teknik Direktörü ’nin en güvendiği oyunculardan olan ve bütün resmi maçlarda görev yapan İtalyan oyuncu, performansıyla camianın da takdirini kazandı. ’de takımının yaptığı bütün maçlarda ilk 11’de sahaya çıkan yıldız oyuncu, UEFA Şampiyonlar Ligi’nde de tüm karşılaşmalarda görev aldı. TFF Süper Kupa’da karşısında yine 90 dakika forma giyen Ferrari, siyah-beyazlı formayla başarılı performanslar sergiledi. -VFL WOLFSBURG MAÇINDA RAKİPLERE GÖZ AÇTIRMADI- Ferrari, özellikle takımının UEFA Şampiyonlar Ligi’nde ’nın VfL Wolfsburg ile yaptığı ve 0-0 berabere kaldığı karşılaşmadaki performansıyla futbol kamuoyunun beğenisini kazandı. Sahada 90 dakika kalan ve geçen sezon toplamda 54 gol atan rakip forvetler Grafite ve Dzeko karşısında hatasız oynayan İtalyan oyuncu, futboluyla takımının ilk puanını almasında büyük katkı yaptı. MAÇINDA YOK- Beşiktaş, başarılı futbolcusunun yokluğunu ise Turkcell Süper Lig’deki Eskişehirspor maçında hissedecek. ile 9. haftada oynanan karşılaşmada 87. dakikada penaltıya sebebiyet veren ve kırmızı kartla oyun dışı kalan Ferrari, Eskişehirspor ile deplasmanda oynanacak zorlu maçta forma giyemeyecek.
607971
Akif Emre: Bosna'ya yeni “Dayton” dayatılmadan
Akif Emre PerşembeBosna'ya yeni “Dayton” dayatılmadan Bugünlerde siyasetçisinden gazetecisine kadar hemen herkesin gözü ister istemez dışarıda doğu komşularımıza, içeride de Güneydoğuya çevrildiği için Balkanlarda yaşananlarla fazla ilgilenilmiyor. Hafıza sorunu olan bir toplum olma özelliğimiz de göz önüne alındığında yadırganacak bir durum da yok sayılır. Bosna, taraflar arasında içten içe kızışan bir gerilimin tehlikeli boyutlara tırmanmasıyla bir müddettir alarm veriyor. Zaten belli bir gerilimin var olduğu Bosna Hersek'te bu sefer savaş öncesi durumu çağrıştıran gelişmeler yaşanıyor. Tam bu süreçte, dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu'nun zamanlaması çok iyi planlanmış Saraybosna gezisi bile yeterince ele alınmadı. Türk dışişleri bakanı olarak Davutoğlu'nun Bosna gezisine ilgi gösterenler de olayın nostaljik boyutunu öne çıkarmayı tercih ettiler. Oysa bu gezi Bosna devlet yapısının yeniden şekilleneceği görüşmeler sırasında bir tür müdahale niteliğindeydi. Bosna savaşını bitiren ve bugünkü Bosna devletini kuran Dayton Anlaşmasının artık iyice işlemez hale geldiği, bizzat bu anlaşmayı dayatan güçler tarafından da itiraf edilir olmuştu. Sonuçta 1995 yılında imzalanan Dayton, adeta katilleri ödüllendiren bir anlaşmaydı. Boşnaklara soykırım uygulayan Sırplar nüfus oranlarından çok fazla toprak ve Bosna devleti içinde ayrı bir siyasi yapılanma imkanı alarak ödüllendirilmişlerdi. Müslüman Boşnaklar açısından tek kazanç akan kanın durdurulmuş olmasıydı. Bu anlaşmanın, pratikte ateşkes hükmünde olduğu, imzalandığı andan itibaren aklı başında olan herkes tarafından biliniyor, dillendiriliyordu. Bosna Hersek devletini kuran anlaşma Sırplar ve Boşnak-Hırvatlardan oluşan iki ayrı siyasi yapı kurdu. Devlet başkanlığı da bu üç grubun temsilcilerinin sekizer aylık dönemlerle görev yaptıkları bir temsil makamı haline getirildi. Böylece önemli kararların bu üç tarafın mutabakatıyla alınması öngörülmüştü. Bu durumun devletin işlerliğini engelleyen, tarafların birbirini frenlediği bir sisteme dönüşmesi kaçınılmazdı. Dahası şu anda kantonlara ayrılan yönetim modeli 13 ayrı anayasa, 13 başbakan, 13 hükümet ve sayısız bakanın oluşturduğu bir yapı anlamına geliyor. Böylesine karmaşık bir yapının taraflarından birinin diğerini soykırıma tabi tuttuğu bir ortak yapıda sağlıklı bir şekilde yürümeyeceği açıktı. Sırpların sürekli olarak ayrılıp, Sırbistan'a katılma tehditleri açık bir şantaja dönüştü. Aslında, bu eğilim zaman zaman Hırvatlarda da ortaya çıkıyor. Sırp ve Hırvatların birleşecekleri komşu devletleri var: Sırbistan ve Hırvatistan. Çok kültürlü ve çok etnik yapılı birleşik Bosna, Boşnakların tek şansı. Bu üç grup bir arada yaşama iradesi gösterdiği sürece Bosna devleti ayakta kalabilir. Savaş sırasında olduğu gibi Dayton sonrası dönemde de AB'nin kışkırtıcı tutumu devam etti. Söz gelimi Hırvat ve Sırplara çifte vatandaşlık bahanesiyle Avrupa birliğinde vizesiz giriş hakkı tanınırken ülkenin en büyük nüfusuna sahip Boşnakların bunun dışında tutulması adeta parçalanmayı desteklemek anlamına geliyor. 2010 seçimlerinden önce Dayton'un yenilenmesi, yeni bir anayasa hazırlanıp devletin işler hale gelmesi hatta sınırların yeniden ele alınması gündemde. Bu süreçte AB temsilciliğinin Müslüman Boşnaklara ikinci bir Dayton mağduriyeti yaşatacak şartları dayatma riski bulunuyor. Bu ay başlayan görüşmelerde Sırp tarafı, beklendiği üzere, yeni anayasayı referanduma götürerek Sırbistan'la birleşme şantajına başvurdu. Bosna'nın dağılması pahasına da olsa, Dayton'da elde ettikleri maksimum avantajı kaybetmek istemiyorlar. Boşnaklar ise devlet işleyişini kilitleyen, bağımsız bir devlet olma özelliğini kaybettiren, Boşnakları her anlamda mağdur eden maddelerin haklı olarak düzeltilmesini istiyorlar. Tarafların kendi başlarına bu sorunu çözemeyecekleri açık. Avrupa Birliği de hala Müslümanlara karşı geleneksel önyargılarıyla hareket etmeyi sürdürüyor. Amerika ise taraflara imzalattığı Dayton'daki haksızlıkları bu sefer düzeltip düzeltememe sınavından geçiyor. AB'nin coğrafi yakınlığından çok Amerika'nın askeri varlığının bölgede belirleyici olduğunu söylemeye gerek yok. Obama'nın Bosna konusunda, Filistin'de olduğu gibi İsrail ipoteğine mahkum olmaması barış söyleminde ne kadar samimi olduğunu gösterecek. Ayrıca Türkiye de önemli bir sınav verecek. Bir şekilde denkleme dahil olup süreci etkilemesi gerekiyor. Bu açıdan dışişleri bakanının bu dönemde Bosna'da verdiği mesajın süreci olumlu etkilemesini umuyoruz.
609154
Rusya, Türkiye'den getirilen 25,6 ton mandalinayı geri gönderdi
Rus yetkili açıklamasında, "Rusya Bitki Koruma Servisi Krosnodar Bölgesi ve Adıge Cumhuriyeti yetkilileri Soçi limanında Türkiye'den getirilen 25,6 ton mandalinada Akdeniz sineği tespit etti. Bunun üzerine mandalinaların Rusya Federasyonu'na getirilmesine izin verilmeyerek geri gönderildi." dedi. Türkiye'den gönderilen domates, patlıcan, limon, üzüm ve patateste sağlıksız madde tespit eden Rus makamları geçen yıl, geçici olarak tüm ihracatı durdurmuştu. Haziran ayında başlayan ve bir ay süren yasak nedeniyle Türk ihracatçı firmalar büyük zarar görmüştü.
607780
Halk Bankası'na 'Piyango' vurdu
SANLI SARIALİOĞLU ERKAN BAYAZITLI Halk Bankası'na 'Piyango' vurdu Voleybol Erkekler 1. Ligi 3. hafta mücadelesinde Halk Bankası Maliye Milli Piyango'yu 3-0 mağlup etti. Çekişmeli geçen ilk seti 25-23 alan Halk Bankası, ikinci seti 25-17, son seti de 25-21 önde tamamlayarak 74 dakika süren mücadele sonunda 3-0 galip geldi. Halk Bankası'nda Min Moon, Wilcox ve Sinan etkili performanslarıyla galibiyette önemli rol oynadı. Maliye'de ise göze batan oyuncular Roge ve Renato'ydu.
609645
Gül: Kazakistan'la ülkemiz arasındaki birlik, Türk dünyasının refahına hizmet edecek
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev onuruna Çankaya Köşkü'nde akşam yemeği verdi. Gül ve Nazarbayev, davetlileri Büyük Resepsiyon Salonu'nun girişinde karşıladı. Nazarbayev'in, Cumhurbaşkanı Gül'ün bugün kendisine takdim ettiği ''Devlet Nişanı''nı taktığı görüldü. Yemeğe, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Devlet Bakanı Faruk Çelik, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, aralarında Bekir Okan, Ahmet Çalık ve Fettah Tamince'nin de bulunduğu çok sayıda Türk ve Kazak iş adamı, diplomatlar ve davetliler katıldı. Cumhurbaşkanı Gül, yemekte yaptığı konuşmaya, Nazarbayev ve beraberindekileri Türkiye'de ağırlamaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek başladı. Türkler'in Kazakistan'ı her zaman ''ata yurt'' olarak gördüğünü söyleyen Gül, Kazakların da Türkiye'yi kendi evleri olarak görmelerinden memnuniyet duyduğunu ifade etti. ''Türkiye, Kazakistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olmaktan gurur duyuyor. Ülkelerimiz arasındaki mesafeye rağmen, gönüllerimiz daima bir olmuştur'' diyen Cumhurbaşkanı Gül, artan işbirliği sayesinde ülkeler arasında her alanda yakınlaşma yaşandığını vurguladı. Türk-Kazak dostluğunu daha da pekiştirecek önemli adımlar atma konusunda her iki ülkede de büyük bir istek ve irade gördüğünü kaydeden Gül, Nazarbayev'in Türk-Kazak işbirliğinin ilerletilmesi konusundaki kişisel çabalarını için teşekkür etti. Kazakistan'a son iki yılda yaptığı iki ziyarette de başkent Astana'da kısa zamanda kaydedilen önemli gelişmelere tanık olduğunu dile getiren Gül, şöyle devam etti: ''Bu vesileyle, Astana'da Atatürk Anıtı'nın zat-ı devletleri tarafından geçtiğimiz günlerde bizzat açılmasının ülkemizi onurlandırdığını vurgulamak isterim. Bu anıtın Orta Asya'da benzeri yoktur. Türk halkı, Kazakistan'ın ve Zat-ı Devletlerinin bu dostluk jestini hiçbir zaman unutmayacaktır. Kazakistan'ın izlediği çok yönlü, aktif dış politika ve küresel barışın tesis edilmesine yönelik değerli çabalar uluslararası toplum tarafından takdirle karşılanmakta ve tarafımızdan da desteklenmektedir. Zat-ı Devletlerinin Aksakal olarak Türk dünyasının kaynaşması ve birlik olması yönünde gösterdiği değerli çabalar sadece günümüzde değil, gelecek kuşaklar tarafından da saygı ve takdirle anılacaktır. Burada bir Kazak atasözünü anımsamakta fayda görüyorum; 'Birlik olmadan, dirlik olmaz'.
608441
Sümela'da ayin açılımı
Sümela'da ayin açılımı Kenan TAŞKIN/ TRABZON Yunanistan ve Rusya'dan gemi ve uçaklarla gelerek Sümela Manastırı'nda ayin yapmak isteyen bin 500 Ortodoks turistin girişimleri 15 Ağustos tarihinde manastır görevlilerince engellenmiş ve büyük tartışmalar yaşanmıştı. Yaşanan bu gelişmeler bardağı taşıran son damla olmuş ve tarihi manastırın ibadete açılması gündeme gelmişti. Trabzon Valisi Recep Kızılcık, yaşanan bu gelişmenin ardından manastırın ibadete açılması için gerekli girişimlere başlamış, bu konuyla ilgili olarak hazırladığı bir dosyayı da Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'a vermişti. Tarihi manastırın provokasyonlar ile gündeme gelmemesi ve ibadete açılması için atılan adımı son derece olumlu bulduklarını belirten Maçka Belediye Başkanı Ertuğrul Genç, "Türkiye'nin bir çok yerinde yabancı turistler gezip gördükleri ören yerlerindeki manastırlarda ibadetlerini yapıyorlar. Bunda bir kötülük olduğunu sanmıyorum. Yaptığımız görüşmeler sonucunda Sümela manastırındaki sorunun yılbaşına kadar ortadan kalkacağını öğrendik. Bu karar, bölgemizde turizmin gelişmesine çok büyük yararlar sağlayacaktır" diye konuştu. TURİZM PATLAMASI OLUR Sümela manastırının ayine açılmasıyla yörede turizm patlamasının yaşanacağına inandığını belirten Belediye Başkanı Genç, "Bu kararın çıkmasından sonra yörede tesisleşme büyük oranda artacaktır. En önemlisi insanımızın kendine olan özgüveni artacaktır. Gelen insanlardan kuşku duymamak gerek. Güvenlik güçlerimiz art niyetli insanlarla ilgili gerekeni yapıyor. Onlara bu konuda güveniyoruz. Bu karar ilçemiz ve bölgemizin gelişimi açısından da önemli olacaktır" dedi. VALİ DOSYA VERDİ Trabzon Valisi Recep Kızılcık, Sümela Manastırı'nda son dönemlerde görevliler ile yabancı turistler arasında ayin yüzünden yaşanan tartışmaların son bulması gerektiğini ifade ederek, "Yaşanan durumun düzeltilmesi ve bu gibi tatsızlıklara son verilmesi için bir takım çalışmalar yaptım ve bu konuyla ilgili bir dosya hazırladım. Dosyayı da AB ile ilgili bir toplantı için Trabzon'a gelen heyette bulunan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'a verdim. Dosyanın içeriği hakkında bilgi vermek istemiyorum. Devletin yetkili kurulları zamanı gelince zaten açıklar. Ben yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çeken, Sümela Manastırı'nın bu gibi görüntü ve haberlerle gündeme gelmesini istemiyorum. Bu nedenle ilin mülki amiri olarak yapmam gerekeni yapmaya çalışıyorum" dedi. TOPLANTI DA ELE ALINDI Sümela Manastırı'nın, Türkiye'nin çeşitli illerinde ibadete açık 17 ören yeri arasına girmesi için Trabzon Valiliği'nde düzenlenen toplantıda AB müzakere sürecinde Sümela Manastırı'nın inanç turizmi açısından bir engel gibi görüldüğü bu nedenle bu durumun düzeltilmesinin gerektiği görüşü savunuldu. Yapılan toplantılardan olumlu sonuç çıkınca Sümela Manastırı'nın ibadete açılması için çalışmalara başlatıldı. İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Sümela Manastırı'yla ilgili yönetmelik değişikliğine gideceği belirtildi.
607759
Avrupa'dakiler sıraya girdi
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Avrupa'dakiler sıraya girdi Kandil ve Mahmur'dan 34 kişilik bir grubun Habur'da teslim olmasının ardından gözler Avrupa'dan gelecek PKK'lılara çevrildi. Dün beklenen 16 kişilik grubun gelişi hafta sonuna kaldı. Gecikme başvuru sayısının fazla olmasından kaynaklandı. 16 kişilik kontenjan için Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden yüzlerce başvuru olduğu belirtiliyor. İSTANBUL Avrupa'dan Türkiye'ye dönmek isteyen PKK'lıların çokluğu dönüşü geciktirdi. Kandil ve Mahmur'dan 34 kişilik bir grubun gelmesinin ardından gözler Avrupa'dan gelecek gruba çevrilmişti. Ancak 16 kişilik grubun ancak haftasonu gelebileceği belirtiliyor. PKK'ya yakınlığıyla bilinen ANF'nin haberine göre Avrupa ve İskandinav ülkelerinden dönüş için yüzlerce başvuru var. YÜZLERCE BAŞVURU Habere göre dönüş işlemleriyle uğraşan hazırlık komitesine başta Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika, İtalya, Avusturya ve İsviçre olmak üzere her taraftan yüzlerce başvuru geldi. Grupta 15-16 kişinin yer alması bekleniyor. Başvuruların çok fazla olması ve farklı ülkelerdeki bürokratik işlemler dönüşü geciktirdi. Grubun ne zaman geleceği henüz netleşmedi ancak hafta sonuna kadar İstanbul'da olması bekleniyor. Grubun hangi ülkeden hareket edeceği de henüz belli değil. Grubun gelmeden bir gün önce basın toplantısı yapması bekleniyor. DTP İSTANBUL'DA KARŞILAYACAK DTP İstanbul teşkilatı ise Avrupa'dan gelecek PKK'lılara karşılama töreni hazırlayacağını açıkladı. DTP'nin de aralarında bulunduğu bir grup bulunduğu STK, Makina Mühendisleri Odası'nda basın toplantısı düzenledi. “Barışın elçilerini selamlıyoruz” yazılı büyük bir pankart önünde hazırlanan ortak metni okuyan Havali Mengi, PKK'lıları Türkiye'ye girişlerinde Barış ve Demokratik Çözüm Platformu olarak karşılayacaklarını söyledi. ŞOV YAPMIYORUZ DTP İstanbul İl Eş Başkanı Mustafa Avcı da, Silopi'deki karşılamayla ilgili eleştirileri cevapladı: “DTP şov yapmıyor. Bunu kimse yanlış okumasın, anlamasın. Bunun hiç kimseye faydası yok. Türkiye toplumunun geleceği ve selameti için gelen barış elçileri şahsında biz bir şeyler vermeye çalışıyoruz, katkı sunmaya çalışıyoruz. Silaha artık dur demeye silahlı çözüm yöntemine dur demeye, kanın akmasına dur demek için bu halk, bu coşkuyu açığa çıkarıyorsa bunun doğru okunması gerekir. Küçük hesaplarla olmaz.”
608585
Dışişleri Bakanı Davutoğlu Bakü'de
Dışişleri Bakanı Davutoğlu Bakü'de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü Türkiye'nin toprak bütünlüğü olarak gördüklerini belirterek, "Hiçbir şey Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü kadar önemli değildir" dedi. Karadeniz Ekonomik İşbirliği toplantısı için Azerbaycan'da bulunan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Memedyarov ile görüşmesinin ardından Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme süreciyle ilgili sorular üzerine, "Azerbaycanlı kardeşlerimizin endişesi olmasın. Gelişmeler ne olursa olsun Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü kendi toprak bütünlüğümüz olarak görüyoruz. Hiçbirşey Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü ve istikrarı kadar önemli değildir" dedi. Son aylarda Karabağ sorununu tüm dünyanın gündemine getirdiklerini belirten Ahmet Davutoğlu, Ankara-Erivan hattındaki ilişkilerin normalleşmesinin, sorunun çözümüne katkı yapacağını vurguladı. Bayrak Sıkıntısı ve Bursa'daki Olaylar Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bayrak sıkıntısı ve Bursa'daki olaylara ilişkin olarak ise, "Azeri bayrağına saygısızlık beni de rahatsız eder. Bunun tahkikatını yaptırıyoruz. Provakasyon ya da ihmal... Ama biz provokasyon üzerinde duruyoruz. Sorumlulara en şiddetli ceza verilecek" dedi. "Azerbaycan Bayrağı, Türkiye'nin Her Yerinde Dalgalanır." Davutoğlu, Bakü'deki Türk şehitliğindeki Türk bayrağının indirilmesine ilişkin olarak da, "Türk şehitliğini ve şehitlikteki camiyi biz Azerbaycan'a emanet ettik. Bu şehitler artık bizim değil sizindir dedik" ifadesini kullandı. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Azerbaycan bayrağı, Türkiye'nin her yerinde dalgalanır." dedi. Davutoğlu, Bakü'de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile de görüştü.
608017
Hem Araplar, hem İsrail
Doğan Heper NotHem Araplar, hem İsrail 22 Ekim Perşembe 2009 Dostluk yok, menft var. Bu söz devletler arası ilişkileri izah eden en veciz cümledir. Siyaset adamları duruma göre, yani memleketin çıkarına, menftine göre hareket etmesini bilecek kişilerdir. Onlar için “dostluk”, “çıkar”ın arkasından gelir. İşte Yahudilerle, yani ’le de ilişkiler bu açıdan dikkate alınmalıdır. Araplarla da ilişkilerde öncelik menfte verilmelidir. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Halkımız istedi, İsrail aleyhine sayılan kararı aldık” cümlesi yakışıksızdır. Çünkü,”Peki açılımını halk mı istedi?” diye adama sormazlar mı? Üstelik dış politikada yön tayin edenin halk olmadığı bilinen bir gerçektir. ’nun büyük devleti olduğu halde sözüne uyulan devlet değildir. Yani lider değildir. Hatta bazı Araplar tarafından sevilmediği de söylenebilir. Ama Türkiye bugün Ortadoğu’da lider olma isteğini hareketleriyle ortaya koymuştur. Türkiye zor da olsa, gerçekleşme ihtimali az da olsa, bugün liderliğe oynamaktadır. ’ı stratejik ortak ilan etmiştir. Vizeyi kaldırmıştır. Oysa daha düne kadar ’nin tankları Türkiye’de nereye kadar ilerleyebilir hesapları yapılmaktaydı. Apo’yu yıllarca ülkesinde barındıran da Şam yönetimiydi. ’la daha geçen gün 48 mutabakat zaptı imzalandı. Tayyip Erdoğan bakanla Irak çıkarması yaptı. Oysa düne kadar Irak lideri Saddam’ın füzeleri Türkiye’de nereleri vurabilir hesapları yapılmaktaydı. Bunlar olumlu gelişmelerdir ama bölgenin lider ülkesi olmak için eksiktir. Türkiye, bir süre önce Suriye ile İsrail arasında arabuluculuğa soyunmuştu, buna ne pahasına olursa olsun devam etmelidir. Ne pahasına olursa olsun, diyoruz, çünkü önceki gün İsrail Başbakanı Netanyahu haddini aştı ve “Türkiye dürüst arabulucu olamaz” dedi. Bunu kızgınlık ifadesi sayıp, Ankara bölgedeki barış çabalarına devam etmelidir, diyoruz. Çünkü, İsrail’in insanlık dışı hareketlerine karşı çıkmak başka şey, İsrail’i dışlamak başka şeydir. Türkiye bölgenin lideri olmak istiyorsa Araplarla beraber İsrail’i de yanına çekmelidir. İsrail’i ihmal etmemelidir. Denge böyle sağlanır. Bu kolay mı? Lider olmak zoru başarmayı gerektirir. Tekrar edelim, Türkiye bölgesinde lider olmak istiyorsa dengesini kurmak zorundadır. ÖLÇÜ KAÇMASIN Çoğunluk barış istiyor. Barış ise tahrikle olmaz, tahrikle sağlanamaz. ’lıların sınıra gelip teslim olması aşırıya kaçan “şov”larla karşılandı. Apo posterleri, PKK bayrakları gösterilerde vardı, zafer havası içinde bölücü sloganlar da atıldı. Bu davranışlar kardeşliği canlandırma yoluna konan engeldir. Karşı tepkilere davetiyedir. Dikkatli olmak, ölçüyü kaçırmamak şarttır... Dış iyi, içte iş yok Şu saptamalar doğru değil mi? Türkiye’nin dışta önemi artıyor ama içte buna paralellik yok. Bazı temel kararlar üretilemiyor. Yurtta iktisadi kriz var, konuşulmuyor. davası var, iki tarafı da etkiliyor. Güven problemi var. İktidar ve muhalefet birbirine hiç güvenmiyor. Türkiye’nin içinin “arapsaçı” olduğunu göstermek için bunlar yetmez mi? Bazılarına göre bu kargaşayı ancak yeni bir seçim çözebilir. GELDİLER PKK af istiyor mu? Bazı PKK’lılar Türkiye’ye geldi. Türkiye’ye gelme günü başkanı sınırda konuştu. Adeta ’a, PKK’ya vekâlet etti, tercümanlık yaptı, sözcülük etti... Ne yazık ki, konuşmasında tehdit de vardı, tahrik de... Teslim olanların serbest bırakılmasını istedi, operasyonların durdurulmasını talep etti. “Bu, Kürt sorununun çözümünde ilk adımdır” dedi. Bu hareket PKK’nın silah bırakması sonucunu geç de olsa doğuracaksa, geç de olsa terörü bitirecekse sevinmek gerek. Biz bu durumda, üstü kapalı bir af uygulanma niyeti seziyoruz. Ama bir kısım PKK’lı silahı bırakıp teslim olurken, bir kısmı silahını bırakmıyorsa bu af gerçekleşemez. ’nin isteği de olmaz. Biz af taraftarıyız. Dağdaki, kamplardaki PKK’lıların silahı bırakıp yurda dönmesini, teslim olmasını bekliyoruz. Onlar teslim olsun ki gençlerimizin ölümleri son bulsun. bitsin, barış gelsin ve artık kardeşçe yaşamanın tadı çıkarılsın. GÜL’DEN Muhalefet açılımı Gül’ün bir sözü çok konuşuldu. Cumhurbaşkanı ’deki programda (Milli Güvenlik Kurulu) toplantılarında “Ana muhalefet partisi lideri de bulunmalı” dedi. Gül, “MGK toplantılarından sonra, muhalefet liderleri ve Meclis Başkanı’yla konuşmak istediğini de” söyledi. Özellikle Cumhurbaşkanı’nın birinci önerisi çok tartışılacaktır, tartışılmaktadır da. Çünkü bazısı MGK’nın anayasal bir müessese olduğunu, orada muhalefetin yerinin olmadığını öne sürmektedir. Bazısı da “Muhalefet partisi lideri bu toplantılara katılırsa, onun muhalif kaldığı konularda muhalefet şerhinin de açıklanması gerektiğini“ söylemektedir. veya bu, Gül’ün teklifi bir aşamadır ve memleket için iyi olacağı düşünülerek yapılmıştır. Üzerinde durulmalı ve münakaşa edilmelidir. Edilmektedir de... Gül’ün muhalefet partisi liderleri ve Meclis Başkanı’yla MGK toplantısından sonra görüşmesi, alınan kararlar ve görüşülen konular hakkında onları bilgilendirmesi de yararlı olacaktır. Ama bunlar için gereklidir. Tabii akla şu soru da geliyor: Gül’ün bu önerilerinden Başbakan Erdoğan’ın haberi var mıydı? Vardı veya yoktu, zaten bu önerilere ’nin sıcak bakmadığı anlaşıldı. Gül de “Benim önerilerim yanlış anlaşıldı” dedi. Başta dediğimiz gibi, bunları Gül TRT 1’deki “politik programında söyledi. Bu programın bir başka yanı da vardı. Politik açılım programını yapan kişi kusura bakmasın her toplantıya yaka paça açık gelirken, Gül’ün toplantısına kravat takıp gelmişlerdi. Bu, Gül’e saygı göstergesiyse, programı yapanların diğer günlerdeki politik açılımlarda seyircilere saygısı ne olacak? Unutulmasın ki saygı karşılıklıdır. (85 yazı)
607713
Hâkim babadan ÖSS davası
Hâkim babadan davasıİZMİR Erhan Atlı: “Veli olarak kızımın hakkını koruyorum” 29. Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi Erhan Atlı, bu yıl üniversite sınavına girecek kızı Banu’nun yeni katsayı uygulamasıyla mağdur olacağını savunarak kızı adına katsayı uygulamasının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle ’a dava açtı Hâkim Erhan Atlı, ’a sunulmak üzere İdare Mahkemesi Başkanlığı’na verdiği dava dilekçesinde, ’ün 21 Temmuz 2009 tarihli kararıyla, kendi alanından bölüm seçen öğrenciler ile alan dışı tercih yapan öğrenciler arasında uygulanan katsayı farkının kaldırıldığını hatırlattı. Bornova öğrencisi olan kızı Banu Atlı adına dilekçe veren Erhan Atlı, neden mağduriyet yaşayacaklarını şöyle anlattı: “Hem kızım hem de oğlum ikisi de hukukçu olmak istiyor ve bu nedenle de Matematik alanında okuyorlar. Ancak YÖK, geçen temmuzda tüm alanlar arasında katsayı farkını kaldırdı. Bu farkın kaldırılması fen-matematik alanında okuyan öğrencilere hukuk, siyasal bilgiler fakültelerinin de kapılarını açıyor. Çünkü iki aşamalı gerçekleşecek sınavda fen- matematik (sayısal) bölümünde okuyan öğrenciler fizik- kimya, soruları da çözerek diğer alan öğrencilerinden fazla puan yapma şansını elde edecek. Bu puan farkının ikinci sınava yansıması da diğerlerine göre yüksek olacak. Böylece fen- matematik alanı mezunları için bu fakülteleri de kazanmak zor olmayacak. ‘Son etapta kurallar değişti’ Çocuklarım 2007- 2008 öğretim yılında belirledikleri hedefe uygun alan seçmişti. Maratona günkü kurallarla başlamışlardı. Ama maratonun son etabında kurallar değişti. Kamu kurum ve kuruluşları yaptıkları işlemlerde, hukuk devleti, eşitlik, güvenilirlik ilkelerini zedelememelidir. Öğrenciler daha önce koyulan kurallara göre hazırlık yaparken, son anda yapılan kural değişikliği ile bir kısım öğrencilere avantaj sağlanması ‘hukuka uygunluk’ prensibi ile bağdaşmamaktadır. Yeni kurallar 2011’de yapılacak üniversite sınavında geçerli olmalı, yıl sınava girecek adayları kapsamalıdır.” Atlı, 2010 üniversite sınavında eskisi gibi kendi alanından tercih kullanan adaylar için 0.8, alan dışı tercihler için de 0.3’lük katsayı uygulamasının bu yıl da sürmesini istedi.
608322
Arwey, Fransa'dan görücüye çıkıyor
Fransa’nın ardından; İspanya, İtalya, Hollanda’nın aralarında bulunduğu Avrupa ülkelerden yoğun sipariş gelmeye başladı. Eyfel, Champs-Élysées caddeleri gibi 250 noktada satışa sunulacak olan Türk markası ARWEY fonksiyonel defterleri, tasarımı ve şıklığı ile dünyanın defter markasından biri olarak gösteriliyor. Acar Group’un, 2008 yılında yaklaşık 500 bin dolar ar-ge bütçesi ayırarak, bu yılın başında dünya piyasasına çıkardığı ‘Arwey’; fonksiyonelliği ve şık tasarımı ile butik defter modasına yön veriyor. 2010 yılı sonunda, bin satış noktası hedefledik Bu yılın başında piyasaya çıkan Arwey’in, renkleri, şıklığı ve fonksiyonelliği ile yurtiçi ve yurtdışından yoğun talep aldığını anlatan Acar Group Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Acar, “Şu an, yurtiçi ve yurtdışında, 550’ye yakın satış noktasına ulaştık. 2010 yılı sonunda, Avrupa ülkeleri ve Amerika başta olmak üzere, dünya genelinde en az 1000 satış noktası hedefledik. Türkiye’den dünyaya, bir defter markası ‘Arwey fonksiyonel’ doğdu” dedi. Sorbonne Üniversitesi başta olmak üzere, özellikle gençler tarafından yoğun ilgi görmelerinin ardından, Fransa’nın en tanınmış ajanda, takvim ve kırtasiye ürünleri üreticilerinden bir firmayla, geçtiğimiz günlerde yapılan işbirliğinin ile tüm Fransa’da, Ocak ayından itibaren Arwey butik defterlerinin kendi standında satışa sunulacağını söyleyen Zekeriya Acar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kendi markamız olan Arwey fonksiyonel defterlerimiz, Fransa’da topladığı büyük beğeninin ardından, Avrupa’ya açılıyor. Aynı zamanda, bu yılın Fransa’da ‘Türk mevsimi’ ilan edilmesi, Türk markası Arwey markalı defterlerimizin de Fransa’yı donatacak olması, bizlere ayrı bir gurur ve mutluluk veriyor” Hedeflerimizin üzerinde, başarılı bir yıl geçiriyoruz 30 yıllık bilgi birikimi ve tecrübe ile 35’e yakın ülkeye ihracat yaptıklarını ifade eden Zekeriya Acar, global krize rağmen, bu yıl hedeflerinin üzerinde başarılı bir yıl geçirdiklerini anlatarak şunları söyledi: “Çok başarılı bir yıl geçiriyoruz. İhracatta büyük başarılar elde ettik ve bu yıl kapasitemizin yüzde 70’ini ihraç edeceğiz. Dünya pazarlarında yakaladığımız başarımızın altında; çok çalışmak, pazar araştırmaları yapmak, ar-ge’ye verdiğimiz önemle sektörümüzde yeniliklerin öncüsü olmak ve kendi markalarımız ile dünya pazarına çıkmamızın büyük rolü var. Ülkemizin, her sektörde, dünya markaları çıkarıyor olması çok önemlidir. Acar Group olarak, ‘Arwey’ markası ile butik defterde bir dünya markası oluşturmayı başardık. Şu an, önümüzdeki aylarda, piyasaya çıkaracağımız yeni modeller üzerinde çalışıyoruz” Haber
607831
Defansı gördü, espri yaptı!..
Defansı gördü, espri yaptı!.. Galatasaray'ın Trabzon maçını izleyen Dinamo Bükreş'in hocası Marin İon, "Çok güçlü ve hızlı bir ekip. Ama defansları çok zayıf" dedi, ardından şaka yaptığını söyledi UEFA Avrupa Ligi Grubu'nda bugün Galatasaray ile karşılaşacak Dinamo Bükreş'in teknik direktörü Marin Ion dün ilginç açıklamalar yaptı. Ali Sami Yen Stadı'nda gazetecilerin karşısına çıkan Ion, "Grubun en iyi takımıyla karşılaşacağız. Bana göre Galatasaray grubun favorisidir" diye sözlerine başladıktan sonra şakayla karışık Galatasaray'ın defansını taşladı. Galatasaray'ın pahalı bir takım olduğunu söyleyen Ion, "Çok güçlü bir ekip. Atakları çok hızlı. Çok teknikler. Ama çok zayıf bir defansları var" dedi. Ion, bu sözünün 'espri' olduğunu, Galatasaray'ın defans oyuncularının milli takımın defansında görev yaptığını söylese de sarı-kırmızılıların, özellikle Trabzon maçını dikkatle izlediği anlaşıldı. Galatasaray'dan çekinmediklerini söyleyen Ion, beraberliğin iyi sonuç olacağını, kazanırlarsa gruptan çıkabileceklerini belirtip, "Panathinaikos değil Sturm Graz maçındaki Galatasaray'ı görmek istiyoruz" dedi. TAMAS: EVİMDE GİBİYİM 2003 yılında Galatasaray forması giyen ve basın toplantısına katılan Gabriel Tamas ise, "Kendimi evimde hissediyorum. Çok iyi bir takımla karşılaşacağız. İyi bir maç olacağını ve puanlarla ayrılacağımıza inanıyoruz" diye konuştu.
607719
ETA’ya kadın lider
’ya kadın lider Iratxe Sorzabal Diaz’dan ETA’nın “ideolojik yapısının en önemli üyesi” diye söz ediliyor. Bask’ın bağımsızlığı için mücadele eden örgütün siyasi kanat liderliğine çocuk annesi Sorzabal Diaz’ın getirilmesi, örgütte erkek egemenliğinin son bulduğu şeklinde yorumlandı ’nın kuzeyindeki Bask bölgesinin bağımsızlığı için mücadele eden ’nın siyasi liderlerinin son aylarda düzenlenen operasyonlarla bir bir yakalanmasının ardından bu görevi bir çocuk annesi Iratxe Sorzabal Diaz isimli kadın üstlendi. İngiliz Times gazetesinin haberine göre, İspanyol polisi, ETA’nın yeni siyasi liderinin Sorzabal olduğunu düşünüyor. İspanyol polisinin bir raporunda, Sorzabal’dan ETA’nın “ideolojik yapısının en önemli üyesi” diye söz ediliyor. Sorzabal Diaz’ın bu göreve geldiğinin doğrulanması halinde, bu, “maço” bir örgüt olarak bilinen ETA içinde kadınların iktidarı erkeklerin elinden almakta olduğu anlamına gelecek. Sorzabal Diaz 20 düzenleyen bir ETA komandosuyla bağlantısı yüzünden ’da 1997 yılından itibaren yıl hapis yatmış, 2001’de de örgütün liderlerinden biriyle olan ilişkisi yüzünden de tutuklanmıştı. Sorzabal Diaz’ın yüzlerce ölümden sorumlu tutulan ETA içinde, hem annelik hem de militanlık yapan tek kadın olmadığı belirtiliyor. ETA’nın en güçlü kadın üyelerinden biri olarak görülen ve 14 cinayetten sorumlu tutulan Soledad Iparraguirre Guenechea da 2004 yılında tutuklanmıştı. Iparraguirre’nin de bir oğlu bulunuyordu. ETA’nın “1 numaralı adamı” olarak gösterilen “Thierry” lakaplı siyasi lider Francisco Javier Lopez Pena’nın 2008’in Mayıs ayında yakalanmasının ardından, “Txeroki” lakaplı Garikoitz Azpiazu örgütün liderliğine geçmiş, onun da geçen yıl aralık ayında yakalanmasından sonra yeni sorumlu Aitor Elizaran Aguilar olmuştu. Aguilar da geçen pazartesi günü Fransa’da yakalanmıştı. Saldırılarında 1968’den beri 820 kişi öldü 1959’da kurulan ETA (Euzkadi Ta Askatasuna Bask Anayurdu ve Özgürlüğü) Örgütü ilk ölümlü saldırısını 1968’de gerçekleştirdi. 41 yıl içinde ETA saldırılarında ölenlerin sayısı 820’yi aştı. İspanyol hükümetiyle yürütülen barış görüşmelerinin çıkmaza girmesinin ardından örgüt 2007’nin ortalarında 15 aylık ilan etti. Ancak bu tarihten sonra İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez ETA’yla barış müzakerelerine dönmeyeceğini bildirdi; İspanyol ve Fransız güvenlik güçlerinin operasyonlarıyla örgütün lider kadrosuna ağır darbe indirildi.
607880
BDDK: Kart borcunuzu ucuza kapatalım diyenlere kanmayın
Bankaların kredi kartına yıllık yüzde 50'ye varan oranlarda faiz uygulamasının da etkisiyle bu durum yasal olmayan kredi pazarlamasının önünü açtı. Finans kuruluşlarının uyguladıkları yüksek faizi kullanan birçok kişi, "Kredi kartı borcunuzu kolayca taksitlendirmek ister misiniz?" şeklindeki el ilanı ve elektronik posta aracılığı ile mevcut borcunu daha ucuza taksitlendireceği iddiasında bulunuyor. Herhangi bir şekilde kefil, senet, sözleşme, evrak ve imza gerektirmeden borcun tamamını kapatmayı thhüt edenlerin sayısındaki artış Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nu (BDDK) da harekete geçirdi. Bu tarz ilanları mercek altına alan BDDK yetkilileri, bu işi yapanların suç işlediğine dikkat çekiyor. Yapılan hareketin tefecilik olduğunu kaydeden yetkililer, denetimlerin ardından bu şekilde hareket edenlere ağır cezai yaptırımlar uygulanacağını ifade ediyor. BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, banka ve katılım bankaları dışında herhangi bir kuruluşun kredi veremeyeceğine dikkat çekiyor. Bilgin'e göre vatandaşlar, bu tarz girişimlere itibar etmemeli. Bankalararası Kart Merkezi'nin verilerine göre, Haziran 2009 itibarıyla toplam kredi kartı sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde artarak 44 milyona yükseldi. Toplam banka kartı sayısı ise yüzde artarak 61,2 milyona yükseldi. Elektronik posta ve el ilanları ile kredi kartı borcunu bankalardan daha ucuza kapattığını belirtenler 10 bin TL'lik borç için yıllık bin 500 lira daha avantajlı ödeme planı sunduklarını iddia ediyor. KREDİ KARTINDA BORÇLU SAYISI AZALIYOR Aynı miktarda borç için bankaların bir yıl içerisinde bin TL'lik gecikme faizi aldığını ifade ederek kendi sistemlerine müract edilmesi halinde 12 aylık süre sonunda vatandaşın cebinden bin 500 lira çıkacağını vurguluyor. Kredi kartı borcunu ödemeyenlerin sayısı Ağustos 2009'da yüzde 18,1 azalarak 52 bin 358'e indi. Aynı ay, ferdi kredi borcunu ödemeyenlerin sayısı ise yüzde 1,5 yükselerek, 97 bin 900'den 99 bin 352'ye çıktı. Kredi kartı borcunu ödemeyenler ile gecikmeli ödeyenleri gösteren negatif nitelikli ferdi kredi ve kredi kartları sisteminde yer alan kişi sayısı, ağustos ayında, bir önceki aya göre yüzde 6,2 oranında azalarak 161 bin 831'den 151 bin 710'a geriledi. Verilere göre, bu yılın ilk sekiz ayında ferdi kredi ve kredi kartları borçlarını ödememiş kişilerin sayısı milyon 20 bin 216 olarak belirlenirken, bunun 632 bin 880'i kredi kartı borcunu ödememiş kişilerden, 387 bin 336'sı da ferdi kredi borcunu ödememiş kişilerden oluştu. 2004 yılından bu yana ferdi kredi ve kredi kartları borçlarını ödememiş kişilerin sayısı milyon 818 bin 47 oldu.
608914
Dershanelerin Halk Bankası fırsatçılığı
Halk Bankası'nın internet sitesinde, yapılacak mülakat sonucunda, banka uygulamaları çerçevesinde müfettiş yardımcısı, uzman yardımcısı, servis görevlisi ve banko görevlisi ünvanlarında toplam bin 250 kişinin alınacağı duyurur duyurmaz; Bunun üzerine Türkiye'nin 81 ilindeki banka şubelerinin önü iş bulmak için müract etmek isteyen üniversite ve lise mezunlarıyla doldu. Müractların başlamasının üzerinden 11 gün geçmesine rağmen ülke genelinde yaklaşık 300 bin kişinin başvuru yaptığı bildirildi. Bankanın eleman alımı sınavı için uzatılan, sınav giriş ücreti yatırma süresi ise 16 Ekim 2009 cuma st 17.00'de doldu. Sınav için harç parasını yatıran adayların yapması gerekenler Başvuru evraklarının Anadolu Üniversitesi’ne gönderilmesi, Form doldurulduktan sonra yazıcıdan pdf formatında alınacak beyan formu imzalanacak ve imzalanan bu formla birlikte, adet vesikalık fotoğraf, nüfus cüzdanı fotokopisi ve katkı bedelinin ödendiğine dair banka dekontu, “Anadolu Üniversitesi BAUM Sınav Hizmetleri Yunus Emre Kampusü 26470 Eskişehir” adresine tarihine kadar gönderenler bu sınava girmeye hak kazanacaklar. Noksan belgelerle yapılan başvurular değerlendirmeye alınmayacak, bu hususun ilgiliye bildirilmesi ve noksan gönderilen belgelerin iade edilmesi yazılı sınav sonrasında yapılacaktır. Postadaki gecikmeler ise kabul edilmeyecektir. EKOTRENT
608089
Ahmet Davutoğlu Azerbaycan'da
Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nu Haydar Aliyev havlanında Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Hulusi Kılıç ve Azeri yetkililer karşıladı. Davutoğlu'nun, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov ile de görüşmesi öngörülüyor.
608439
Derbide milletvekillerinin favorisi FB
Milletvekilerinin çoğu tuttuğu takımın kazanmasını isterken, en çok tahmin edilen skor ise Fenerbahçe'nin maçı 2-1 kazanacağı yönünde. muhabirinin derlediği bilgiye göre, koyu bir Galatasaraylı olarak bilinen Bağımsız Rize Milletvekili ve eski başbakanlardan Mesut Yılmaz, maçın centilmence geçmesini dilerken, Galatasaray'ın Fenerbahçe'yi 2-1 yeneceği yönünde bir tahminde bulundu. Fanatik Fenerbahçeli olan CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay ise Fenerbahçe'nin asli işinin Galatasaray'ı yenmek olduğunu iddia ederek, ''Bu durum, bir Fenerbahçe klasiğidir. Skorun önemi yok. Önemli olan Fenerbahçe'nin kazanması'' ifadelerini kullandı. Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı ve MHP Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan ise Fenerbahçe'nin Galatasary'ı 6-0 yendiği maç öncesi yaşadığı bir anıyı paylaştı. Bakan olduğu sırada, tarihi maçtan 25 gün önce, Olimpiyat Stadı'na giriş çıkışların kolaylaştırılması için bir çalışma başlattıklarını, bu çalışmanın sonucunda da stada giriş çıkışların rahatladığını anlattı. Sorunun çözülmesi üzerine dönemin Galatasaray Kulübü Başkanı Özhan Canaydın'ın teşekkür için Ankara'ya geldiğini ifade eden Akcan, şunları söyledi: ''Hem Canaydın, hem de Fenerbahçe Yönetim Kuluru üyesi olan Nihat Özdemir, beni maça davet etti. Maça gitmeyi düşünmüyordum. Benim için özel uçak gönderdiler ve maça kısa bir süre kala stada ulaştım. Protokolde bir tarafımda Özhan Canaydın, diğer tarafımda da Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım oturuyordu. Canaydın'a, 'Seni çok seviyorum ama bu maçı Fenerbahçe alır' dedim. Bana skor sorulduğunda da 'sağ ayağımla 3, sol ayağımla olmak üzere Fenerbahçe gol atar' dedim. Sonuç benim dediğim gibi oldu. Hafta sonu oynanacak maç ile skor tahmini yapmıyorum ama bu kez maçı Galatasaray kazanacak.'' Fenerbahçeli olan MHP Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş ise uluslararası temsil niteliği olan Türkiye'nin iki güzide takımının karşı karşıya geleceğine dikkati çekerek, ''Futbolculardan ve seyircilerden beklentim, centilmence bir maç olmasıdır. Skor tahmini yapmayacağım ama Fener maçı alır''iddiasında bulundu. Galatasaray taraftarı olan MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı da iki takımın rekabetine yakışan bir maç olmasını diledi. Kalaycı, Galatasaray'ın Fenerbahçe'yi 2-1 yeneceği iddiasında bulundu. Hem Manisaspor hem de Beşiktaş taraftarı olan MHP'li Erkan Akçay ise kahvesini söyleyip keyifle maçı izleyeceğini belirterek, maçın berabere bitmesini temmenni etti. Bağımsız İstanbul Milletvekili Ufuk Uras ise Fenerbahçeli olarak gönlünden geçenin, 2-0 takımının kazanması yönünde olduğunu söyledi. Uras, ''Ama iyi oynayan kazansın. Skordan çok kaliteli futbol önemli. Çünkü, siyasette de 'kim kimin kalesine gol atacağım' diye uğraşıyor. Öncelikle centilmence bir maç olsun'' diye konuştu. Galatasaraylı olan TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı, AK Parti Adana Milletvekili Vahit Kirişçi, Galatasarayın derbilerin takımı olduğunu savunarak, ''Rijkrd ile Galatasaray'ın bu sene derbilerin hiçbirini kaybedeceğini düşünmüyorum. Kesin Galatasaray alır. Maçın sonucu da 2-1 olur'' dedi. Beşiktaşlı DSP Adana Milletvekili Mustafa Vural ise görüşlerini, ''Ben maçın berabere biteceğini düşünüyorum. Ancak bu beraberlik golsüz olmaz, gollü bir beraberlik bekliyorum' cümleleriyle dile getirdi. -MİLLETVEKİLLERİNE GÖRE MAÇ GOLSÜZ BİTMEZ- AK Parti milletvekillerinde ise çoğunluk Fenerbahçe'nin derbiyi kazanacağını düşünüyor. AK Parti milletvekillerinin Fenerbahçe-Galatasaray derbisine ilişkin tahminleri şöyle: TBMM Başkanvekili Sadık Yakut: FB:3 GS:1 Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı: Skor tahminim yok ama ben Fenerbahçeliyim, maçı kazanacağız. Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: FB:2 GS: Bursa Milletvekili Mehmet Ocaktan: GS:2 FB:1 İstanbul Milletvekili Mehmet Doma-GS:1 İstanbul Milletvekili Fuat Bol: FB:2 GS: Nevşehir Milletvekili Ahmet Erdal Feralan: GS:2 -FB:1 Batman Milletvekili Mehmet Emin Ekmen: FB:2 GS:1
608889
Bankaların övündüğü kriz başarısı
Demiray, Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından düzenlenen ''Finans Krizine Cevap'' adlı toplantıda yaptığı konuşmada, krizin ekonomiye ve ticari finansman üzerindeki etkisine ilişkin bilgi verdi. İş yapmayı sürdürmenin krizden çıkışın tek yolu olduğunu belirten Demiray, finansal kurumların, 2007-2009 yılları arasında kurumsal müşterilerini desteklediğini kaydetti. Demiray, Türkiye'deki bankaların krizden, dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi etkilenmediğini vurgulayarak, dünyadaki yavaşlamaya rağmen 2009'da Türkiye'de bankaların büyümeye devam ettiklerini söyledi. EBRD Türkiye Direktörü Mike Davey, Türkiye'deki bankacılık sisteminin iyi performansına ve bankaların sendikasyonlar konusundaki çalışmalarına işaret etti. Davey, EBRD olarak Türkiye'deki bankalara, enerji verimliliğinin finansmanı konusunda yardım ettiklerini anlattı. Fortis Bank Nakit ve Ticaret Yönetimi, Sendikasyonlar Başkan Yardımcısı Ahmet Peçen, krizin, bankaların risk algılamasını değiştirdiğini belirtti. Banka olarak ticari finansmanın Türkiye'de büyüyeceğine inandıklarını ifade eden Peçen, ticari finansman ürünleri geliştirmek gerektiğine dikkati çekti.
607628
Bayrak Gerginliğinde Tansiyon Düştü
Bayrak Gerginliğinde Tansiyon Düştü Bakü'de Din Hizmetleri Müşavirliği'ndeki Türk Bayrağı'nın indirilmesi Azerbaycan'a nota olarak döndü. Ancak Gül-Aliyev görüşmesi tansiyonu düşürdü. Ermenistan'la imzalanan protokoller ve Bursa'da Azerbaycan bayrağının FİFA kararıyla stada alınmaması, Bakü'yle ilişkilerin beklenmedik bir şekilde gerildiği bir süreci beraberinde getirdi. Türkiye'ye yönelik haksız tepkinin, en kıymetli varlğımız Türk Bayrağı'nı indirerek gösterilmek istenmesi Bakü'ye "Nota" olarak döndü. Ancak, gün içerisinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün mevkidaşı İlham Aliyev'le yaptığı telefon görüşmesi tansiyonu biraz olsun düşürdü. Stada Azeri Bayrağı Alınmaması İlişkileri Gerdi Bursa'da Türkiye-Ermenistan milli maçında Azerbaycan bayrağının FİFA kararıyla stada alınmamasıyla başlayan süreç, Bakü'nün uygulamalarıyla farklı bir boyut kazandı ve iki ülke ilişkilerini gerdi. Azerbaycan yönetiminin diplomatik teamüllerle ve kardeşlikle bağdaşmayan ölçüsüz tepkisi Başkent Bakü'deki 1918 şehitlerinin yattığı Şehitler Hıyabanı'nda yer alan bayraklarla Din Hizmetleri Müşavirliğindeki Türk Bayrağı'nın indirilmesine kadar uzandı. Milli Meclis'ten Sevindirici Karar Çıktı Ama... Şehitlikteki Türk bayrağının indirilmesi, muhalefet partileri, gazeteler ve halk tarafından protesto edildi. Konuyu görüşen Milli Meclis, Türk Bayrağı'nın yeniden göndere çekilmesini kararlaştırdı. Ancak, "İki devlet tek millet" olan Anadolu ve Azerbaycan'daki bütün Türklerin kalbinde derin yara açan uygulama bir kez daha tekrarlandı. Ankara'dan Bakü'ye Nota Bunun üzerine Türkiye, Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı'na, Müşavirliğin Türkiye Büyükelçiliğinin bir parçası olduğunu belirterek nota verdi. Gül-Aliyev Görüşmesi Tansiyonu Düşürdü İki ülke arasında yükselen tansiyon Cumhurbaşkanlarının telefon konuşmasıyla düştü. Görüşmede, zorlu bir süreçten geçilirken iki ülke arasında sıkıntı varmış gibi bir görüntü verilmesinin yanlışlığı konusunda fikir birliğine varıldığı ve yanlış anlaşılmaların giderildiği bildirildi. Davutoğlu Bugün Bakü'ye Gidiyor Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Bakü'de bugün () yapılacak Karadeniz Ekonomik İşbirliği toplantısına katılacağı bilgisi ise ilişkilerin normalleşmesi bakımından önemli bir gelişme olarak görülüyor. Davutoğlu'nun Cumhurbaşkanı İlham Aliyevle de görüşerek zihinlerdeki endişeleri orktadan kaldırması bekleniyor.
608112
Özerk Keşmir yönetiminin yeni başkanı
Keşmir İslam Birliğinin adayı Raja Faruk Haydar, 48 üyeli meclisten 29 oy alarak Özerk Keşmir Yönetiminin başbakanı oldu. Mecliste grubu bulunan parti liderinin ortak aday gösterdiği Serdar Yakup Han ise 19 oy aldı. Seçimlerin tamamlanmasının ardından, Keşmir İslam Birliği Başkanı Serdar Ahmed Said, yeni dönem çalışmalarının başlaması için meclisin açılması talebinde bulundu. Ancak bu talep, meclis başkanı tarafından kabul edilmedi ve meclisin açılışı ertelendi.
608613
Hamsiye büyük rağbet
Balıkçılar, hamsi sezonunun erken başlamasının kendilerini sevindirdiğini, ancak hamsi dışındaki balıkların fiyatlarının yüksek olduğunu dile getirdi. Balıkçılar, havaların soğumasıyla birlikte hamsinin bollaşacağını belirtti.
609697
İstanbul'da 24 Ekim'de su kesintisi
İSKİ'den yapılan açıklamaya göre, 24 Ekim Cumartesi günü 08.00-18.00 stleri arasında; Kağıthane, Şişli, Gaziosmanpaşa ve Eyüp ilçelerinin tamamına, Beyoğlu'nda Taksim ve Kasımpaşa, Bayrampaşa'da Yıldırım ve Terazidere mahalleleri, Beşiktaş'ta Etiler, Yeni Levent, Maçka ve Harp Akademileri, Sarıyer'de İstinye, Tarabya, Büyükdere, Maden ve Rumelikavağı, Fatih'te Edirnekapı, Topkapı, Fındıkzade, Çapa ve Fatih Camisi civarı ile Esenler'de Atışalanı'na su verilemeyecek.
609089
DTP’den Yargıtay soruşturmasına tepki
DTP’den Yargıtay soruşturmasına tepkiFerit ASLAN/DİYARBAKIR, YARGITAY Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın, Kandil ve Mahmur’dan gelen 34 PKK'lının karşılanması sırasında, Abdullah Öcalan posterlerinin taşınmasıyla ilgili DTP hakkında soruştu açmasına ilk tepki DTP Grup Başkanvekili ve Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ile Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk’tan geldi. Partileri hakkındaki soruşturma haberini medyadan duyduğunu söyleyen DTP Grup Başkanvekili ve Diyarbakır Milletvekili Demirtaş, “Zannedersem soruşturma, Anayasa Mahkemesi’nde devam eden DTP’nin kapatma davasına ek delil olarak sunulacak. Soruşturmaya bir anlam veremedim. DTP’ye soruşturma açılacağına, bu süreci tıkayan MHP ve CHP’ye açılsaydı daha iyi olurdu” dedi. DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk da, soruşturmalık bir konu olmadığını savunarak, “Silopi ve Diyarbakır’daki kitleyi DTP organize etmemiştir. Kitle kendiliğinden gelmiştir. Bu olumlu gelişmedir. İnsanlar barışa olan özlemlerini haykırmışlardır. Soruyturmanın mantığını anlamak mümkün değil” dedi.
608401
Hretz sonunda isyan etti: Herkesi vurup boykot ederek tek başına kaldık
sonunda isyan etti: Herkesi vurup boykot ederek tek başına kaldık ’in son dönemde aralarında ’nin de bulunduğu birçok ülkeye takındığı tavır, ülke içinden de tepki yaratmaya başladı. gazetesinin tanınmış yazarı Gideon Levy’nin kaleme aldığı “Yalnız bir millet” başlıklı yorumda İsrail”in “uluslararası bir parya” ya dönüşmekte olduğu, artık düşmanlarının yanısıra dostlarını da vurduğuna dikkat çekildi. Yorumda “Dünyanın geri kalan kısmı suçludur. Skandinavlar bize karşıt, Türkler düşman, Fransızlar ve İngilizler İsrail’den nefret ediyor. Çinliler sadece ve Hintliler bize herhangi bir şey öğretemez” eleştirilerine de yer verildi. Hretz gazetesince Gideon Levy imzası ile yayımlanan “Yalnız bir millet” başlıklı yorumda İsrail’in son dönemde çeşitli ülkelere karşı takındığı olumsuz tutum sert dille eleştirildi. Bu çerçevede, Türkiye’ye tatil boykotu, Dışişleri Bakanı ’ın, İsrail’in ’de suç işlediği savunulan Goldstone raporuna “evet” dediği için ’in Büyükelçiliği’ndeki resepsiyonuna katılmaması, Dışişleri Bakanı Bernard ’in İsrail’den Gazze’ye geçmesinin veto edilmesi gibi son dönemde yaşanan çeşitli gelişmelere dikkat çekildi. İsrail’in Büyükelcisi Michael Oren’in gelecek hafta ’deki yeni lobi örgütü J. Street tarafından düzenlenecek konferansı da boykot edeceğine de işaret eden yorumda bunun özellikle “ciddi” bir gelişme olarak nitelendirildi. Yorumda, J.Street üyelerinin tek istediği “adil ve barışçıl” bir İsrail olduğu belirtilerek, “Bu onların günahı ve bunun cezası boykottur” ifadesi kullanıldı. Gideon Levy, dünyayı kesin bir biçimde “bizimle olanlar ile düşmanlarımız” arasında bölmenin “umutsuzluk ve yönünün tamamen kaybedildiğinin işareti” olarak değerlendirdiği yazısında İsrail’in “uluslararası parya” haline gelmekte olduğunu belirterek şöyle devam etti: “BİR TEK ABD KÖR MÜTTEFİKİMİZ OLMAYI SÜRDÜRÜYOR”“Ve bu kime borçluyuz? Dökme Kurşun (Gazze) Operasyonu, örneğin. Bir tek ABD, tüm hatalarımıza rağmen otomatik ve kör müttefikimiz olmayı sürdürüyor. Statüsünün kadar bozulduğunu gören başka bir demokrasi, ilk olarak kendisine ‘ne hatta yaptın?’ diye sorardı. İsrail’de ise yaklaşım, bunun tam tersi: dünyanın geri kalan kısmı suçlu. Skandinavlar bize karşıt, Türkler düşman, Fransızlar ve İngilizler, İsrail’den nefret ediyor. Çinliler sadece Çinli ve Hintliler bize herhangi bir şey öğretemez.”
607731
Turkcell'e azami fiyat soruşturması
İBRAHİM KAHVECİ MELİKŞAH UTKU Turkcell'e azami fiyat soruşturması Turkcell, abonelerden fazladan aldığı konuşma tutarlarını en geç ay içinde iade edecek Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Turkcell ile ilgili kurum tarafından belirlenen azami fiyat sınırları üzerinde tarife uygulaması nedeniyle soruşturma açılmasına karar verdiğini duyurdu. BTK'dan konu ile ilgili yapılan açıklamada, Turkcell'in BTK tarafından belirlenen azami fiyat sınırlarının üzerinde tarife uyguladığı gerekçesiyle BTK ile imzaladığı sözleşmenin hükümlerini ihlal ettiği tespit edildiği belirtildi. Söz konusu uygulamadan dolayı abonelerden fazladan alınan konuşma tutarlarının en geç bir ay içerisinde abonelere iade edilmesine ve ayrıca soruşturma açılmasına karar verildiği bildirildi. Açıklamada soruşturmayı yürütmek üzere ilgili birim olarak Tarifeler Dairesi Başkanlığı'nın görevlendirildiği belirtildi. TURKCELL KARARI İNCELİYOR Konuya ilişkin yapılan açıklamada “Azami fiyat sınırlarının üzerinde tarife uygulandığı iddiası ile alınan bu kararın ayrıntıları tarafımıza iletilince incelenecektir. İddianın gerekçeleri ile ilgili detaylı bilgi incelendikten sonra gerekli görülen aksiyon şirketimizce alınacaktır” denildi.
609480
Milli futbolcular çelik yelek giyecek
Günay Afrika'daki yüksek suç oranları nedeniyle Alman Futbol Federasyonu'nun (DFB) milli takımın kalacağı ''Velmore Grande'' otelini korumak için ek olarak 20 koruma daha götüreceği ifade edildi. Otelde 25 Ekimden sonra incelemelerde bulunacak olan DFB'nin güvenlik sorumlusu Helmut Spahn, planlanandan çok daha fazla personele ihtiyaç duyacaklarını belirtti. Oyuncuların otel dışına çok fazla çıkmayacakları, otel dışına çıktıklarında da çelik yelek giyecekleri ve kendilerine silahlı korumaların eşlik edeceği kaydedildi.
608407
Domuz gribinden korunma yolları
Domuz gribinden korunma yolları ocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hızır Yılmaz, hızlı veya zor nefes alma, huzursuzluk, vücutta solgunluk ya da morarma, beslenememe ve uykuya meyilin domuz gribinin belirtileri olabileceğini söyledi. Yılmaz, ateşle beraber döküntü gibi belirtilerinin olmasının ise durumun aciliyetini gösterdiğini dile getirdi. Domuz gribinin normal griple aynı şekilde bulaştığını belirten Dr. Yılmaz, grip virüslerinin insandan insana öksürük, hapşırma ve temas yoluyla geçtiğini ifade etti. Virüslü ortam, eşya, atık veya materyalle temastan sonra, eller ağız ya da buruna götürüldüğünde de hastalık bulaşabildiğine dikkat çeken Yılmaz, "Hastalar virüsü, belirtileri başlamadan gün öncesinden belirtilerden sonra bir hafta daha bulaştırmaya devam ederler. Öksürük ve hapşırmayla çevreye yayılan damlacıklardaki virüsler, ne kadar süreyle canlı kalabileceğini etkileyen ısı, nem oranı, yüzey niteliği gibi pek çok faktör söz konusudur. Bu nedenle hasta karantinaya alınmalı temas edenlerde maske kullanmalı sık el yıkayarak hijyene dikkat edilmelidir." dedi. Domuz gribi belirtileri hakkında da bilgi veren Uzman Dr. Yılmaz, domuz gribinin belirtilerinin diğer griplerle benzerlik gösterdiğini ifade etti. Yılmaz, virüslü ortamla temasta bulunanlarda gün içinde 38 dereceyi geçen ateş, boğaz ağrısı, halsizlik, ishal, kusma, kas ağrıları gibi gribal şikâyetler görülebileceğini bildirdi. Domuz gribi şikâyetlerinin normal grip, soğuk algınlığı, bronşit veya zatürre gibi hastalıklarla benzer belirtiler gösterdiğini vurgulayan Yılmaz, bu gibi şikâyetleri olanların hemen paniğe kapılmasına gerek olmadığını kaydetti. Riskli teması olanların koruyucu ilaç tedavisi almasının faydalı olacağını aktaran Yılmaz, "Hastalık hafif belirtilerle ayakta da atlatılabilir. ocuklarda hızlı veya zor nefes alma, huzursuzluk, vücutta solgunluk ya da morarma beslenememe, uyarılara cevapta azalma ve uykuya meyil, ateşle beraber döküntü gibi belirtilerin acil durumu gösterir." diye konuştu. DOMUZ GRİBİNDEN KORUNMA YOLLARI Domuz gribinden korunma yolları hakkında da bilgi veren Dr. Hızır Yılmaz, grip virüsünün yayılmasını önlemek için, yüzeylerin (masalar, kapı kolları, banyo yüzeyleri, mutfak tezgâhı, oyuncaklar gibi) günlük temizlikte kullanılan deterjanlarla temizlenmesinin yeterli olduğunu söyledi. Hastalıkla ilgili uyarılarda bulunan Yılmaz, gripten korunma yollarını ise şöyle sıraladı: "Öksürme ve hapşırma sırasında ağzınızı ve burnunuzu bir mendil ile kapatın. Mendilinizi kullandıktan sonra çöp sepetine atın. Öksürdükten ve hapşırdıktan sonra ellerinizi bol sabun ve suyla en az 15-20 saniye yıkayın. Su ve sabuna ulaşılamıyorsa alkol içeren el yıkama antiseptikleri de etkilidir. Kirli ellerinizle gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza dokunmayın. Domuz gribine yakalanırsanız, belirtilerin başlamasından gün sonrasına ya da belirtilerinizin tamamen geçmesinden bir gün sonrasına kadar evde istirahat edin. Hastalığın bulaşmaması için çevrenizdeki kişilerden uzak durun. Gerekirse maske takın. Bulunduğunuz mekânı sık sık havalandırın."
609578
ABD'de İran'a yeni yaptırım hazırlığı
'a yeni yaptırımlar öngören bir yasa tasarısı, Temsilciler Meclisi'ne sunuldu. Nükleer fliyetleri nedeniyle 'a yönelik politikasını sertleştirmeyi amaçlayan birçok başka metinden sonra meclise sunulan bu tasarı, hükümetiyle iş yapan özel şirketlerin 'da ya da hassas sektöründe bir bağlantısı bulunmadığını kanıtlar bir sertifika ibraz etmelerini öngörüyor. Bu sektörün metne dahil edilmesinin hükümetinin, haziran ayında seçim sonrası gösteriler sırasında yaptığı gibi "'da bağımsız bilgi akışını kısıtlamasını" engellemeye yönelik olduğu bildirildi. Tasarının hazırlanmasına katkıda bulunan Amerikan bağımsız kuruluşu United Against Nuclear Iran (UANI) da bu maddenin çok uluslu ve 'i de kapsayabileceğini kaydetti. Şirketlerin sahte bir sertifika ibraz etmesi durumunda ise bir daha hükümetiyle iş yapma olanaklarının ortadan kalkacağına dikkat çekildi. Tasarının hazırlayıcılarından Cumhuriyetçi Parti'den John Mica ile Demokrat Parti'den Ron Klein de yazılı açıklamalarında, ya da hükümetiyle iş yapmak. Bir tercih yapma zamanı gelmiştir" dedi.
607999
Bu ceket törene uymadı
Melis Alphan Dikiz aynasıBu ceket törene uymadı 22 Ekim Perşembe 2009 Kıyafet biraz da cesaret işi. Kıyafette cesur olanlar renkten ve desenden kaçmaz. Galatasaraylı da renkli seçimleri ve birbirinden farklı şapkalarıyla bize bu konuda cesur olduğunu gösteriyor bir süredir. Bunun arkasında biraz ’ın yıldızı, kaptanı, son dönemde kahramanı olmasının verdiği özgüven de var. Ve en önemlisi tektip giyimin hâkim olduğu futbol dünyasına ait olsa da sürüden olmadığını gösterme kaygısı... Fakat anlaşılan sınırları biraz zorladı ki ’tan “Bu ne biçim kıyafet?” fırçasını yedi. Öyle fırça dediysem, tam da değil, tatlı tatlı okşama daha çok: “Önüne gelen her şeyi giymişsin, rengârenk. Beğenmedim. Gardırop uzakta galiba.” Bu laflamanın ortamdaki diğer herkesin takım elbiseyle (çoğunluğun da kravatla) katıldığı Galatasaray Futbol Akademisi Hizmet Binası’nın açılış töreninde gerçekleştiği düşünülürse Polat’a hak vermek gerek. Arda’nın yeşilli mavili iri ekoseli Gucci blazer’ı, jean’i, Tom markalı büyük koyu camlı güneş gözlükleri ve devasa “LV” (Louis Vuitton) logolu ayakkabıları tipik bir kıyafeti aslında. Ama törene katılan değil de, pazar günü Victoria’yla çocukları gezdirmeye çıkan bir David kıyafeti mesela... Arda bu kıyafetiyle ’taki Masa’da çok yakışıklı durabilir mesela. Ama ne yalan söyleyeyim, törendeki toplu fotoğrafta epey sırıtıyor. Bu yerine göre yanlış giyinme faciası üzerine Arda’ya ulaştık. Arda’nın gerekçesi şöyle... St 12.00’de törende olması gerekirken 12.10’da uyanmış. Haliyle iki ayağı bir pabuca girince böyle olmuş. Genelde futbolcular hep beyaz spor ayakkabı giydiği için de Arda loafer’larını tercih etmiş. Bir dahaki sefere Arda’ya tören günlerinde alarmını kurmayı unutmamasını tavsiye edelim. Ve bu seferlik bunu hafızamızdan silelim. (236 yazı)
608904
Soyguncular para ile birlikte teslim oldu
Alınan bilgiye göre, Eylülde, Fevzipaşa Caddesi'ndeki bir banka şubesinden 23 bin 300 avro ile bin 300 dolar çalan kişiden L.Ö'nün Ankara'da yakalanmasının ardından arkadaşlarından N.K (11) ve M.U (16) da Erzincan Adliyesi'ne gelerek çocuk suçları savcısı Halil İbrahim Çiftçi'ye teslim oldu. Zanlıların, savcı Çiftçi'ye bankadan çaldıkları paradan 20 bin 300 avro ve bin doları da iade ettiği öğrenildi. Savcı Çiftçi'nin, zanlıların kesin olarak kaç yaşında olduğunun belirlenmesi için kemik taraması yapılmasını istediği belirtildi. Erzincan'da, Eylülde, Fevzipaşa Caddesi üzerinde bulunan bir bankanın Şubesi'nde vezneden 23 bin avro ile bin 300 dolar para çalınmış ve güvenlik kamerasından alınan görüntülerle kimlikleri belirlenen zanlıların yakalanması için çalışma başlatılmıştı.
608821
Uçakta domuz gribi paniği
Uçakta paniğiFaik KAPTAN/İSTANBUL Yolcunun ateşi boğaz enfeksiyonundan... (THY)’nın dün sabah Addis Ababa seferini yapan uçağında hasta bir kadın yolcu için şüphesiyle panik yaşandı. asıllı yolcunun sadece düşük bir ateşle boğaz enfeksiyonu geçirdiği bildirildi. Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’dan dün sabah st 06.40’da İstanbul ’na inen ’nin TK- 1147 sefer sayılı uçağında bir kadın yolcu da domuz gribi şüphesiyle uçağın içinde önlem alındığı bildirildi. Bunun üzerinde uçakta yolcu olan Dr. Hayri Gözlükgiller tarafından muayene edilen Etiyopya asıllı kadın yolcunun ateşinin biraz yüksek olduğu görülünce, ayrı bir yere oturtuldu. Diğer yolculara da maske dağıtıldı. Atatürk Havalimanı'nda uçaktan inen domuz gribinden şüphelenilen yolcu, Atatürk Havalimanı ekipleri tarafından karantinaya alındı. Kadının yapılan muayenesi sonucunda 37,5 derece ateşli bir boğaz enfeksiyonu geçirdiği tespit edildi. Sağlık Bakanlığı yetkilileri yaptıkları açıklamada, Addis Ababa İstanbul seferini yapan THY uçağında hasta olduğu bildirilen yolcunun evine gönderildiğini, başkaca bir işlem yapılmadığını belirttiler.
609180
Eskihisar'ın çehresi değişecek
Eskihisar'ın çehresi değişecek Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, yapımı devam eden Gebze Eskihisar Kentsel Tasarım ve Peyzaj Projesi'ni yerinde inceledi. YENİ ŞAFAK KOCAELİ Başkan Karaosmanoğlu, Gebze Eskihisar'da yapımı hızla devam eden çalışmaları AK Parti Gebze İlçe Başkanı Yılmaz Bayram, Fen İşleri Daire Başkan Yardımcıları Ali Alp Arslan ve Cihat Yücel ile beraber denetledi. Tarihi Eskihisar Kalesi'ni de içine alan, kıyı şeridinin yeni ve çağdaş bir şekilde düzenlenmesini içeren projeye büyük önem veren Başkan Karaosmanoğlu, Gebze'ye her gidişinde inştla ilgili bilgi alıyor. Projenin hızla ilerlediğini vurgulayan Başkan Karaosmanoğlu, yürüyüş yolları, bisiklet yolları, çocuk oyun alanları ve aydınlatma sistemleriyle Eskihisar'ın artık yeni ve modern bir yüze kavuşacağını ifade etti. Öte yandan büfe, kafeterya ve tuvalet gibi halkın kullanımına açık yapıların yapımı ile birlikte toplam bin 876 metrekare yeşil alan düzenlemesi, bin 41 metrekare ahşap döşeme, 35 bin 21 metrekare bazalt ve granit döşeme gerçekleştirilecek olan projede çalışmalar hızla ilerliyor. Eskihisar'ın tarihi ve turistik değerlerinin halkın kullanımına sunulmasının hedeflendiği, Eskihisar esnafı ve halkınca da desteklenen proje çerçevesinde, aynı anda birden fazla alanda altyapı deplaseleri(transfer) ve kolektör bağlantılarının yanı sıra taş dolgu imalatı da yapılıyor. Çalışmaların önemli ölçüde tamamlandığı alanda renkli beton dökümü, yangın hidrantı tesisatı ve ahşap iskele için kazık çakımı ise yoğun şekilde devam ediyor.
609143
Trabzon Kötü Gidişi Durdurmak İstiyor
Trabzon Kötü Gidişi Durdurmak İstiyor Turkcell Süper Lig'de, sahasında Kayserispor ile karşılaşacak olan Trabzonspor, güçlü rakibini yenerek kötü gidişatına son vermek istiyor. Ligin 7. haftasında Gençlerbirliği ile deplasmanda 2-2, 8. haftada sahasında Gaziantepspor ile 0-0 berabere kalan ve geçen haftada deplasmanda Galatasaray'a 4-3 yenilen bordo-mavililer, Kayserispor'u yenerek hafta sonra galip gelmeyi amaçlıyor. İki takım arasında bugüne dek yapılan 26 maçta, bordo-mavililerin galibiyetlerde 17-4 üstünlüğü bulunuyor. karşılaşmada ise taraflar sahadan beraberlikle ayrıldı. Trabzonspor, 49 kez rakip fileleri havalandırırken, kalesinde 25 gol gördü. Trabzonspor Sahasında Yenilmedi Trabzonspor, Kayserispor ile Hüseyin Avni Aker Stadı'nda yaptığı lig maçlarının hiçbirinde yenilgi yüzü görmedi. Bordo-mavililer, sahasında rakibiyle oynadığı 13 maçta, 11 galibiyet alırken, kez de berabere kaldı. Karadeniz ekibi, 1992-1993 ve 2006-2007 sezonunda 0-0'lık beraberlikle sahadan ayrılmıştı. Trabzonspor, söz konusu maçlarda 31 gol atarken, kalesinde 10 gole engel olamadı.
609365
Trafik kazalarında bugün bilançosu ölü 34 yaralı
İstanbul-Beşiktaş'ta meydana gelen trafik kazasında, 34 FY 7595 plakalı otomobilin sürücüsü Panayotis Papayuvan (52), Ortaköy Muallim Naci Caddesi üzerinde bir benzin istasyonundan 6X1V1 plakalı motosikletiyle çıkan İtalyan Pado Giovetti'ye (43) çarptı. Araç, takla atarak kaldırımda yürüyen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencisi Nadir Alioğlu'na (42) vurdu. Alioğlu, olay yerinde hayatını kaybetti. Kazada Papayuvan ve Giovetti ise yaralandı. Zonguldak'ta, merkeze bağlı İslamköy köyünde A.Y. (51) yönetimindeki plakası henüz belirlenemeyen otomobil, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu köprüden dereye düştü. Kazada, sürücü A.Y. hayatını kaybetti, yaralanan Y.G. (50) ve H.B. (45) Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Giresun'un Eynesil ilçesinde, Serkan Türk (28) yönetimindeki 28 RF 037 plakalı otomobil, Kemaliye köyünde tarlaya devrildi. Kazada, sürücü Türk hayatını kaybederken yanındaki Hasan Kuru yaralandı. Isparta'nın Gelendost ilçesinde, Yaka beldesi Atatürk Caddesi'ndeki kazada, Mehmet Selman'ın kullandığı 32 KD 777 plakalı otomobil, Mehmet Olcay yönetimindeki 32 KA 380 plakalı traktör ile çarpıştı. Kazada, otomobilde bulunan Süleyman Aydemir (56) öldü, sürücü Mehmet Selman yaralandı. Ordu'nun Gölköy ilçesindeki trafik kazasında, Direkli beldesinde, Selçuk Ortatepe yönetimindeki 52 DR 261 plakalı otomobil, Fatsa'ya giderken şarampole yuvarlandı.Sürücü Selçuk Ortatepe kaza yerinde öldü, yanında bulunan Dursun Yuvarlak yaralandı. Hatay'ın Dörtyol ilçesinde, Dörtyol'dan İskenderun'a giden Hüseyin Ç. yönetimindeki 06 BR 4183 plakalı otomobil, Payas beldesi Karşı Mahalle D-817 kara yolunda, yolun karşısına geçmek isteyen Seranay Bağay'a (8) çarptı. Bağay, olay yerinde hayatını kaybetti. Konya'da, Halil Yavuz idaresindeki 42 NS 987 plakalı otomobil, Konya-Antalya kara yolunun 45. kilometresi Kızılören mevkisinde yolun sağında durdu. Hasan Ayyıldız (32) yönetimindeki 34 NBM 86 plakalı otomobil, Halil Yavuz ve Uğur Yavuz'un (48) bulunduğu park halindeki otomobile arkadan çarptı. Kazada, sürücü Hasan Ayyıldız, ve otomobildeki kişi yaralandı. İzmir'in Bayraklı ilçesinde, Lütfü Akgün'ün kullandığı 35 RN 994 plakalı otomobil, İzmir-Çanakkale yolunun 1. tünel çıkışında tünelin duvarlarına ve bariyerlere çarptıktan sonra şarampole yuvarlandı. Kazada, Akgün ile Etem Özdöger ve Muzaffer Özkan yaralandı. Çanakkale'nin Bayramiç ilçesinde, Esin Şener'in (20) kullandığı plakasız motosiklet, Çan yolunda Abdullah Özkan (27) idaresindeki 17 YD 527 plakalı otomobille çarpıştı. Yaralanan motosiklet sürücüsü Şener ile beraberindeki kişi yaralandı. Çorum'da, Hüseyin Karataş (39) idaresindeki 19 LK 312 plakalı otomobil, Gülabibey Mahallesi Yenidoğan Sokak'ta, Seyit Ünaldı (29) yönetimindeki 19 KS 993 plakalı otomobille çarpıştı. Otomobillerde bulunan Mühüde Karataş (41) ve Ayşegül Ünaldı (17) yaralandı. Çanakkale'nin Ezine'de, M.K.G (15), idaresindeki 17 SP 279 plakalı motosikletle, Camikebir Mahallesi'nde yolda yürüyen Tayfun (30) ve Hasan (4) Fidan'a çarpıp kaçtı. Yaralanan kişi, Ezine Devlet Hastanesine kaldırıldı. Ankara'nın Keçiören ilçesinde, Murat Karagöz'ün kullandığı 06 AG 9420 plakalı otomobil, Subayevleri Kavacık Kavşağı'nda, Bayram Sertak'ın idaresindeki 06 VEZ 95 plakalı otomobille çarpıştı. Kazada Murat Karagöz ve Bayram Sertak yaralandı. Aydın'ın Buharkent ilçesi yakınlarında, Denizli'den Nazilli yönüne giden Yüksel Erbay (45) yönetimindeki 20 UO 926 plakalı otomobil, köprüdeki bariyere çarptı. Otomobile sıkışarak yaralanan sürücü Yüksel Erbay ile yanındaki Nazife Oral (47), Nazilli Devlet Hastanesine kaldırıldı. Başkentte, Necatibey Caddesi'nden İnönü Bulvarı istikametine gitmekte olan Hakan Y'nin kullandığı 35 CPU 03 plakalı otomobil, Elgün Sokağı kavşağında, yolun karşısına geçmek isteyen Nilay Parlak (25) ve kızı Esmanur'a (5) çarptı. Yaralanan anne ve kız hastaneye kaldırıldı. Ankara Kayaş'ta, Haydar Kaya'nın kullandığı 34 BN 7503 plakalı çöp kamyonu, Samsun Yolu Kayaş Kavşağı'nda devrildi. Yaralanan Kaya, Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındı. Bursa'da, İbrahim T'nin (33) kullandığı 16 0938 plakalı otomobil, Kuruçeşme Mahallesi Altıparmak Caddesi'nde yolun karşısına geçmeye çalışan Fatma Onbaşı'ya (61) çarptı. Yaralanan Onbaşı, Bursa Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Bayat ilçesinde, Ahmet Maraz'ın (40) kullandığı plakası öğrenilemeyen otomobil, Bayat-Çankırı kara yolu Kula köyü yakınlarında yol yapımında kullanılan kamyona çarptı. Ağır yaralanan Maraz, Çorum Devlet Hastanesine kaldırıldı. Eceabat'ta Oğuzhan Dutkuner (33) idaresindeki 17 FE 614 plakalı otomobil İsmetpaşa Mahallesi'nde devrildi. Yaralanan Dutkuner, Eceabat Sağlık Ocağında tedavi edildi.
607592
Denizli: "Bu puan önümüzü açacak"
teknik direktörü Mustafa Denizli, Wolfsburg beraberliğinin kendi önlerini açacağını ve rakiplerinin önünü kapatacağını söyledi. Denizli, 0-0'lık sonuçla ilk puanlarını aldıkları Grubu üçüncü hafta maçından sonra yaptığı açıklamada, şampiyonundan alınan bir puanın önemini grup maçları bittiğinde göreceğiz" dedi. Wolfsburg beraberliğinin Avrupa'da önlerini açacağını savunan Denizli, "aldığımız bir puan rakiplerimizin de önünü kapatacak. bu rakiplerini İstanbul’da yenip yoluna devam edecek" diye konuştu. CSKA Moskova’yı üç golle yenen ve Manchester United’ı deplasmanda zorlayan bir ekiple karşılaştıklarını vurgulayan Denizli, "bunlar zor maçlar, burada aldığımız puan bizim için çok önemli bir avantaj" ifadelerini kullandı. Wolfsburg gibi güçlü bir takım karşısında ikinci yarıda kazanacak bir görüntü verdiklerini belirten deneyimli teknik adam, gol kralı Grafite’nin 74. dakikada atılmasının oyunu etkilediğini dile getirdi. Gruptan çıkmak için asgari yedi puan düşündüklerini ifade eden Denizli, "sadece İstanbul’da oynayacağımız maçlara bakmıyoruz, ’yi de puan kazanılacak bir deplasman olarak görüyoruz" şeklinde konuştu.
607804
Hava sıcaklığı düşüyor
Hava sıcaklığı düşüyor ANKARA Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığı, kuzey ve iç bölgeler ile Akdeniz'de ila derece azalacak.Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nce yapılan son değerlendirmelere göre; Marmara'nın doğusu (İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Bursa, Yalova, Bilecik), Batı ve Orta Karadeniz ile Adana, Osmaniye, Giresun, Yozgat, Sivas, Çankırı ve Eskişehir çevrelerinde yağış geçişlerinin görüleceği tahmin ediliyor. Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığı, kuzey ve iç bölgeler ile Akdeniz'de ila derece azalarak, Türkiye genelinde mevsim normalleri civarında seyredecek. Rüzgar ise yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek.
608568
'Obama soykırımı tanı'
'Obama soykırımı tanı' ABD Kongresinin üst kanadı Senatoya, Amerikan yönetiminin 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarının tanımasını isteyen bir tasarı sunuldu. Ermeni lobisinin en önemli destekçilerinden Demokrat Parti New Jersey Senatörü Robert Menendez ile Cumhuriyetçi Parti Nevada Senatörü John Ensign tarafından sunulan tasarıda, Başkan Barack Obama'ya, "ABD dış politikasının, 'Ermeni soykırımı'yla ilgili Amerikan arşivlerinde belgelenen, insan hakları, etnik temizlik ve soykırıma ilişkin konularda uygun anlayış ve hassasiyeti yansıtmasını sağlama" çağrısında bulunuluyor. Senato Dış İlişkiler Komitesine sevk edilmek üzere sunulan tasarının, burada görüşülüp kabul edilmesi halinde Senatonun gündemine getirilmesi söz konusu olacak. Ancak karar tasarısının, kabul edilse bile bağlayıcı özelliği bulunmuyor. Buna benzer bir tasarı, bu yılın mart ayında da Kongrenin alt kanadı Temsilciler Meclisine sunulmuştu. Tasarı, Ermeni lobisinin en kıdemli isimleri olan Demokrat milletvekilleri Adam Schiff ve Frank Pallone ile Cumhuriyetçi milletvekilleri George Radanovich ve Mark Kirk tarafından hazırlanmıştı.
607619
İstanbul-Kahire uçağı kaçırılmak istendi
İstanbul-Kahire uçağı kaçırılmak istendi Mısır Havayolları'nın İstanbul-Kahire seferini yapan uçağının kaçırılmasının güvenlik görevlileri tarafından engellendiği bildirildi. Hava yollarının bir güvenlik yetkilisi, uçaktaki yemek servisinde dağıtılan bıçakla mürettebatı tehdit ederek, uçağın Kudüs'e yönlendirilmesini isteyen Sudanlı bir kişinin, uçaktaki güvenlik görevlileri tarafından etkisiz hale getirilerek gözaltına alındığını belirtti. Adı açıklanmayan yetkili, söz konusu kişinin etkisiz hale getirilmesinden sonra uçağın güvenli şekilde Kahire Havlanı'na indiğini ve uçakta yaralanan olmadığını kaydetti.
608507
Almanya'da Dil Sorunu
Almanya'da Dil Sorunu Almanya'da yaşayan 20 yaş altındaki Türk gençleri, Türkçe'yi düzgün konuşup yazamıyor. Sivil toplum örgütleri Türkçe'yi yaşatmak için çabalıyor. Almanya'da 20 yaş altındaki Türk gençlerinin çoğu Türkçeyi düzgün konuşup yazamıyor. Türk sivil toplum örgütleri, Türk dilinin Almanya'da ders müfredatına alınması ve Türkçenin yaşatılmasına yönelik çalışmalar yapıyor. Yaklaşık 600 bin Türk öğrencinin eğitim gördüğü Almanya'da Türkçe dersleri Alman eğitim müfredatında yer almıyor. Oysa İspanyolca, İtalyanca ve Yunanca gibi diller, yabancı dil olarak okutuluyor. Türk öğrenciler ise müfredat dışında verilen Türkçe dersleriyle yetinmek zorunda. Üstelik bu dersler not ortalamasını da etkilemiyor. Türk sivil toplum örgütleri de düzenledikleri imza kampanyalarıyla soruna dikkat çekmeye çalışıyor.
608517
Dev akvaryum Turkuazoo ziyarete açıldı
Dev akvaryum Turkuazoo ziyarete açıldı bin metrekarelik alana kurulu akvaryumda, tatlı su, tuzlu su, okyanus balıkları, tropikal balıkların yanı sıra farklı köpekbalığı türü ve nesli tükenen orfoz da yer alıyor İSTANBUL (A.A) Türkiye'nin ilk dev akvaryumu Turkuazoo, ziyarete açıldı. Bayrampaşa'da sekiz bin metrekarelik alan üzerinde kurulan ve yapımı Yeni Zelandalı bir şirket tarafından yaklaşık altı ayda tamamlanan akvaryumda, tatlı su, tuzlu su, okyanus balıkları ve tropikal balıkların yanı sıra beş farklı köpekbalığı türü ve nesli tükenen orfoz da yer alıyor. Akvaryuma ilişkin Turkuazoo Pazarlama ve İletişim Müdürü Gülnur İnkaya, akvaryumla çocuklarda denizlerdeki doğal hayatı koruma bilincini geliştirmeyi ve deniz canlılarına ilişkin bilgilendirmeyi amaçladıklarını, bu çerçevede çocuklara yönelik 35'er dakikalık atölye çalışmaları da düzenleyeceklerini aktardı. Akvaryumun Global Aquarium adlı çok uluslu bir şirketin ve onun Türkiye ayağı olan İstanbul Su Dünyası'nın 17 milyon avroluk yatırımı sonucu gerçekleştirildiğini belirten İnkaya, dev akvaryumda yedi kişilik dalgıç kadrosunun gün boyunca akvaryumdaki bölümlerin temizliğini yaptıklarını, ayrıca köpek balıklarını elle, diğer balıkları da yukarıdan yem dökme yöntemiyle beslediklerini anlattı. Köpek balıklarının sanılanın aksine tehlikeli olmadıklarını, dalgıçların rahatlıkla akvaryumun içine girerek yiyecek verdiklerini dile getiren İnkaya, akvaryumda günde yaklaşık 100 kilo yem tüketildiğini söyledi. Dev akvaryuma giriş, tam 25, öğrenci ve 65 yaş üzeri ise 18 lira olarak belirlendi. Akvaryuma 0-3 yaş grubu çocukların girişleri ise ücretsiz olacak. Turkuazoo'nun içinde yer alan akrilik su tünelleriyle balıklar 'onlarla birlikte yüzüyormuşçasına' 270 derece açıdan izlenebiliyor. 10 binin üzerinde deniz canlısını görme imkanı sunan Turkuazoo'da, dünyanın en uzun su altı tünellerinden biri de yer alıyor. 80 metre uzunluğundaki iki duvarı ve tavanı tamamen akvaryum olan tünelde, yürüyen bant üzerinde sadece balıkları izleyerek dolaşma imkanı da bulunuyor.
608824
'Afganistan konusunda sabredilmeli'
Rasmussen, Slovakya'nın başkenti Bratislava'da düzenlenen bir güvenlik toplantısında yaptığı açıklamada, Afganistan'ın, NATO'nun şimdiye kadar karşılaştığı en karmaşık mücadele alanı olduğunu belirterek, bu ülkenin, El Kaide'nin eğitim sahasına dönüşmesini engellemek için bu mücadeleye bağlı kalınması gerektiğini söyledi. Afganistan'da yıl süren savaşın bedelinin çok yüklü olmaya başladığı eleştirilerini hatırlatan Rasmussen, "eylemsizliğin maliyetinin bundan çok daha fazla olacağını" kaydetti. NATO Genel Sekreteri ayrıca, NATO'nun Afganistan ve füze savunma sistemi konularında Rusya ile işbirliğini geliştirmek istediğini bildirdi. Rasmussen, NATO ve Rusya'nın 21. yüzyılın güvenlik mücadelelerini gözden geçirmelerini arzu ettiğini belirterek, gelecek haftalarda bu ülkeye yapacağı gezide bunu Rus liderlerle görüşeceğini söyledi. Amerikan ve NATO güçlerinin komutanı General Stanley McChrystal, Afganistan'la ilgili yeni strateji hazırlayan ABD Başkanı Barack Obama'ya sunduğu raporunda, acilen 40 bin takviye asker konuşlandırılmasına ihtiyaç duyulduğunu belirtmiş, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen de, Afganistan'da zamanın aleyhlerine çalıştığı uyarısında bulunarak, McChrystal'ın bu talebinin karşılanmasını istemişti.
609449
Başkentte elektrik kesintisi
Başkentte elektrik kesintisi Yıllık periyodik işletme, hat bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle 25 Ekimde Ankara'nın bazı yerlerine elektrik verilemeyecek. Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş'den yapılan açıklamaya göre, 25 Ekim Pazar günü elektrik alamayacak yerler ve stleri şöyle: Çankaya'da, 09.00-14.00 stleri arasında; Balgat Ziyabey, Barış Manço caddeleri ve civarı. 11.00-12.30 stleri arasında; İstanbul yolu Yeni Sanayi, Parlement Otel, Çevik Kuvvet Müdürlüğü ve civarı, Hipodrom Caddesi, Damla Petrol, Sağlık Bakanlığı Sosyal Tesisleri ve civarı. Kazan'da, 10.00-12.00 stleri arasında; Erişsan Aydın Şantiyesi, Mim Mühendislik, Çimşit Mahallesi Emirgazi Mahallesi, Kınık, İne, Çakmak, Örencik, Aşağıada, Kırkırca, Turnalı, Akçaören, Tahtalar köyleri, M.Sıtkı Aybas kümesleri, baz istasyonları ve civarı, Şereflikoçhisar'da, aynı stler arasında; TOKİ Konutları, Devekovan Kasabası, Çalören Kasabası, Cıngıl, Fadıllı, Kadıobası, Bağobası, Cat Cat, Çayırönü, Üzengilik, Eley, Yalnızpınar, Yeşilyurt, Karandere, Aliuşağı, Baltalı, Seymenli, Eskitorunobası, İbrahimbeyli, Değirmenyolu, Deliler, Haydarlı, Kadıncık, Karabük, Musular, Palazobası, Sadıklı, Şeyhli köyleri.
607990
ŞAHİN ALPAY İç barış ve huzura doğru büyük adım
Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek bile, İspanya ve İngiltere'nin terörle nasıl mücadele ettiklerini inceliyoruz, dedi. İnsan yaşadıkça umudunu yitirmiyor. Acaba Ankara daha fazla gecikmeden, 30 bin insan daha ölmeden, Cemil Çiçek'e göre trilyon dolar daha harcamadan Kürt sorununun çözümü için artık inisiyatif alacak mı?" (4 Kasım 2008) Geçen ağustos başında çıkan yazımda da, çözüm yolunda gelişen adımları kaydettikten sonra, şöyle diyordum: "Türkiye barışa hazırlanıyor... Bunu gerçekleştirmek elbette kolay olmayacak, zira direnecek olanlar hâlâ az değil... Ama belki ilk kez Kürt sorununa çözümden yana olanlar ağır basıyor. Neden?.. İki tarafın militaristleri, Kürt sorununa askerî çözüm olamayacağını; Ankara, kimlik politikalarının sürdürülemez olduğunu; Iraklı Kürtler, Türkiye'ye olan ihtiyaçlarını; ABD ve AB dâhil ilgili bütün taraflar bölgede istikrarın ekonomilerin geleceği açısından hayati önemini görüyor." (1 Ağustos 2009) Dün bütün dünya, Türkiye'nin iç barış ve huzurunu sağlama yönünde attığı büyük adıma tanık oldu. Kuzey Irak'taki Kandil dağından silahlarını bırakıp gelen PKK militanı ile 16 yıl önce sığınmak zorunda kaldıkları Mahmur kampından gelen kadınlı çocuklu 34 Kürt yurttaşımız ülkeye döndü. 29'u hemen; yasadışı örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilen 5'i ise, (istemeseler de) TCK'nın 221. maddesinden yararlandırılarak serbest bırakıldı. Başbakan Tayyip Erdoğan, AKP grubunda yaptığı konuşmada, bunu "son derece olumlu ve sevindirici bir gelişme" olarak gördüğünü söyledi. "Gerek dağdakilere, gerek Mahmur kampında, gerekse Avrupa'da olanlara, hepsine" çağrıda bulundu: "Vakit yitirmeden ülkenize dönün!" Dönenler en az 50 bin yurttaş tarafından sevgi gösterileriyle karşılandılar. Bu gösterilere başka bir anlam yüklemenin hiçbir anlamı yoktur: Türkiye Kürtleri silahların susması, akan kanın durmasını kutluyor. Çatışmadan az çekmediler... Ölen binlerce kişinin ezici çoğunluğu, güvenlik kuvvetleri mensuplarının da büyük bölümü bölgenin insanları; yakılıp yıkılan onların bölgesi oldu... Kimse onlara bu kutlamayı çok görmemeli. Bu kutlamanın Kandil'de, Mahmur'da ve Avrupa'daki yakınlarına silahlardan arınmış, normal, insanca bir yaşam için yurtlarına dönmeleri için yaptıkları çağrıdan başka bir anlamı yoktur. Daha derinde bu kutlamalar, Türkiye'nin "insan" vasfına sahip bütün yurttaşlarının silahların susması, kardeş kanının akmaması, ülkenin bütün enerjisini özgürleşmeye ve zenginleşmeye harcaması umuduyla duyduğu sevincin ifadesidir. 20 Ekim 2009 günü Türkiye, iç barış ve huzura doğru büyük bir adım attı. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, gün Ankara'da yaptığı basın toplantısında, "eve dönüş"ün sürecin bir parçası olduğunu söyledi: "Çoğu uygulamayla görülecek bazı hazırlıklarımız var. İdari tasarruflarla olabilecekler var. Meclis tasarrufuyla olacaklar var. İnce ince dokumak gerekiyor. Yöntem, üslup çok önemli. Hassasiyetleri koruyarak yürüyeceğiz... Türkiye Cumhuriyeti olarak terörü bitirmek istiyoruz. Devletin bütün unsurları bu konuda kararlıdır. İnşallah önümüzdeki günlerde daha iyi haberler duyacağız..." Türkiye, iç barış ve huzurunu tesis ederek Büyük Türkiye olmaya doğru büyük bir adım attı. Başta gelen iki muhalefet partisi liderinin bu adımı (biri "İmralı muhatap alınmıştır..." öteki "AKP, PKK'ya teslim olmuştur..." diyerek) baltalamaya çalışmaları, boşa çıkacak oy hesaplarıyla çatışma körüklemekten başka bir şey bilmemeleri, sadece tarihin çöp sepetine atılmaları zamanı çoktan gelip geçen, acınası birer politikacı olduklarını gösteriyor.
608877
Ziya Doğan: Seyircimize ihtiyaç var
Teknik Direktör Doğan, Sportif Direktör Mehmet Budakın ile kulüp binasında düzenlediği basın toplantısında, lige iyi başlangıç yaptıklarını, ancak sonra bazı nedenlerden dolayı düşüş olduğunu ifade etti. Ligin haftasında seyirci avantajını yeterli düzeyde kullanamadıklarını, bunun da takımının başarısını olumsuz etkilediğini kaydeden Doğan, şöyle konuştu: ''Sadece Ankaragücü maçında seyirci desteğini kullandık. Ancak zaman da takım hazır değildi. Fenerbahçe maçında olaylar olduğu için faydalanamamıştık. Ardından sahamız kapandı. Aradan geçen zamanın ardından seyircimizle Gençlerbirliği maçında yeniden buluşacağız. Bu nedenle Gençlerbirliği maçında seyirci desteğine büyük ihtiyacımız var. Seyircimizin rakiple uğraşmadan kendi oyuncusunu harekete geçirmesini istiyorum. Maçlarda yapılan taşkınlıkların bize verdiği zararı gördük. Sahamızda rakibe centilmence davranmalıyız. Takımını destekleyen, oyuncusunu coşturan seyirciye ihtiyacımız var. Gençlerbirliği maçıyla çıkış yakalamak istiyoruz. Gençlerbirliği ligin en iyi takımlarından birisidir. Gençlerbirliği ligin en disiplinli ve sistemli oynayan ekiplerinin başında geliyor. Bunun için taraftarımıza çok ihtiyacımız var. Bu maç bizim için çok önemlidir.'' -''KARAMSARLIĞA GEREK YOK'' Doğan, son haftalarda aldıkları başarısız sonuçlar nedeniyle seyircilerde karamsarlık ve panik hissettiğini belirterek, ''Karamsarlığa gerek yok. Biz başarılı bir takımız, başarılı olmaya da devam edeceğiz. Ligin daha başında sayılırız. Ligde yukarıların hesabını yapıyoruz. Diyarbakırspor bu ligde başarı olacaktır'' dedi. -KALECİ ESİPNOZA HASTALANDI- Teknik direktör Doğan, sakatlığı sona eren Tazemeta ile Şener'in idman eksikliği nedeniyle tam olarak hazır olmadığını, kaleci Espinoza'nın hastalandığını bildirerek, şu bilgilire verdi: ''Tazemeta iyileşti, ama idman eksikliği var. Antalyaspor maçında 45 dakika oynattık. İdmanlarda çalışıyor, ama fizik olarak tam hazır değil. Şener 21 gün idman yapamadı. da eksik. Espinoza ishal oldu, hastanede. Ayman kart cezalısı, maçta yer almayacak. İbrahim Ege konusunda bir zfımız var. Belinde fıtık teşhisi kondu, ameliyat oldu. Geçen ayın 24'ünde kulübün ona ihtarname çektiğini biliyorum. Bekliyorduk, ama gelmedi. Mustafa Özkan, Almanya'da Alman Milli Takımı doktoruna tedavi oluyor. Yan bağlarında esnemesi nedeniyle kendi imkanlarıyla orada tedavi oluyor.'' -YALAN HABERE SİTEM- Diyarbakırspor'da görev yaptığı günden bu yana haftada bir kez, bazen ise iki kez basın toplantısı düzenlediğini, bunun dışında demeç vermemeye özen gösterdiğini vurgulayan Doğan, ''Ancak her gün demeç vermiş gibi haberler okuyorum. Üstelik bunların bazıları benim kişiliğime uygun değil. Her gün konuşan bir teknik adam olmak istemiyorum. Buna özen göstermenizi rica ediyorum'' şeklinde konuştu. -2 FUTBOLCUYA PARA CEZASI- Öte yandan, izinden geç döndükleri için idmanlara katılmayan kaleci Espinoza ile Diallo'ya 5'er bin dolar para cezası verildiği öğrenildi.
608497
Erdoğan'dan DTP'ye uyarı: Şark kurnazlığını bırakın
Hak-İş Mesleki Eğitim Kursiyerlerine Sertifika Töreni'nde yaptığı konuşmada DTP'lilere "Şark kurnazlığını bir kenara bırakın." dedi. DTP'lilerin derhal bu tavırlardan geçmesini isteyen Başbakan Erdoğan, halka da "Lütfen bu davranışlardan etkilenmeyin." çağrısında bulundu. Erdoğan, ''demokratik açılım sürecini'' istismar etmenin, süreci bir siyasi çıkar sağlama fliyetine dönüştürmenin, milli birlik, beraberlik ve kardeşliğe fayda sağlamayacağını belirterek, ''Yapılan şark kurnazlığıdır, kışkırtmadır, tahriktir. Ülkenin hissiyatına, hassasiyetlerine saygısızlıktır'' dedi. Erdoğan, Türkiye'nin tarihi nitelikte bir sürecin içinden geçtiğini belirterek, dış ve iç politikada son derece önemli gelişmeler yaşandığını söyledi. ''Türkiye'nin gelişmesinin, kalkınmasının, ilerlemesinin, demokratik standartlarını yükseltilmesinin önündeki engelleri tek tek kaldırıyoruz'' diyen Başbakan Erdoğan, bu süreçte, sendikalara, sivil toplum örgütlerine büyük görevler düştüğünü ifade etti. ''Mili birlik sürecine ilişkin olarak'' İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın, sivil toplum örgütlerini, yüzde 1'in üzerinde oy almış siyasi partileri ziyaret ettiğini, medya mensuplarıyla, akademisyenlerle, meslek mensuplarıyla görüşmeler yaptığını anımsatan Erdoğan, sürece ilişkin değerlendirmeleri paylaştığını kaydetti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: ''Bu süreçten karlı, kazançlı çıkacak olan tüm Türkiye ile birlikte şüphesiz çalışanlarımız olacak, işsizlerimiz olacak, demokratik hak taleplerinde bulunan emekçilerimiz olacaktır. Esasen milli birlik süreci sadece terörle ilgili meseleleri değil, azınlıkların meseleleri, değişik mezhep gruplarının meseleleri, işsizlik meselesi, Ermenistan ile olan süreç, tüm bunlar, yani sorun alanlarını minimize etmeyi hedefleyen bir açılımdır, bu böyle bir süreçtir. Örgütlenme gibi çalışma hayatımızı yakından ilgilendiren sorunları da kapsıyor.'' -''ÇOK DAHA FAZLASINI BEKLİYORUZ''- Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin yaklaşık aydır bu meseleyi konuştuğuna işaret ederek, ''Cesaretle, özgürce, demokrasi içinde konuşuyor'' dedi. aylık sürecin, bir olgunlaşma, hazırlık süreci olduğunu, şu anda da somut neticelerin ortaya çıkmaya başladığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Pazartesi günü 34 kişi Habur Sınır Kapısı'ndan giriş yaptı, sorgulandı. İlgili yasalarımız çerçevesinde serbest bırakıldı. Çok daha fazlasını bekliyoruz. Tamamının gelmesi için, silah bırakması için çağrımızı yineliyoruz. Ama ben burada, bu süreçten kendisine fayda devşirmeye çalışanları, süreci tahrik edenleri bir kez daha uyarmak istiyorum. Şark kurnazlığı ile bir yere varılmaz. Süreci istismar etmek, süreci bir siyasi çıkar sağlama fliyetine dönüştürmek, inanın milli birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize asla yarar sağlamaz. Yapılan şark kurnazlığıdır, yapılan kışkırtmadır, tahriktir. Ülkenin hissiyatına, hassasiyetlerine saygısızlıktır. Sürecin başarıya ulaşmasını arzuladıklarını madem ki söylüyorlar, madem ki söylüyoruz, ama aynı zamanda Habur'da, Diyarbakır'da tam tersi tavır görüyoruz. Bunlar samimi tavırlar değil. Samimi davranışlar değil. Bunlardan derhal vazgeçmemiz lazım. Bu tutarsız gayri samimi tavırlardan derhal vazgeçilmesi lazım. Aziz milletimden de rica ediyorum, lütfen bu geri dönüşleri, sorumsuz davranışlar sergileyen çeşitli şovları asla kendiniz için ölçü olarak telakki etmeyin. Biz bu yola çıktık.'' -''DAĞDAN İNİŞİ ELEŞTİRMEK NE KADAR DOĞRU''- Bu sürecin devlet projesi, muhatabının da milletin tamamı olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: ''Bu ülkede, Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Gürcüsü, Romanıyla hepimiz biriz, beraberiz ve etnik unsurlara herkes saygı duymak zorundadır. Kimse sonradan Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü olmuyor, doğarken öyle doğuyor. Saygı duyacağız. Ama bir üst kimliğimiz var, da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. Bunda bir olacağız, beraber olacağız, bütünleşeceğiz. Çünkü biz birbirimizi, Yunus'un diliyle, 'Yaratılanı severiz yaratandan ötürü' anlayışıyla seviyoruz, bağrımıza basıyoruz. Anlayışımız bu. Kendimize çok net bir soruyu sormamız gerekiyor. Herkesin vicdanına bu soruyu sorması gerekiyor. Dağdan inişi eleştirmek, silahların bırakılmasını eleştirmek, terörün son bulmasını eleştirmek ne kadar doğrudur. Eli silahlı insanların dağda dolaşması, ülke için, millet için, anne, babalarımız için daha iyi bir durum mudur? Hayır. Bu tabloyu daha fazla sürdüremeyiz, sürdürmemeliyiz.'' Şair Cemal Süreyya'nın, ''Sizin hiç bananız öldü mü?'' şiirinden alıntı yapan Başbakan Erdoğan, ''Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü, kör oldum. Yıkadılar, aldılar, götürdüler. Babamdan ummazdım bunu, kör oldum...'' dörtlüğünü okuyarak, ''Hiçbir masum yavrunun babası ölmesin. Hiçbir hanım kardeşimin nişanlısı ölmesin. Hiç kimsenin kocası, yavrusu, evladı ölmesin. Arzumuz da hedefimiz de niyetimiz de budur'' dedi. Başbakan Erdoğan, bu süreci mutlaka tamamlamak zorunda olduklarını dile getirerek, ''Ülkemiz için, kardeşliğimiz için bu süreci nihayete erdirmek zorundayız. Sorumluluk sahibi herkesi bu sürece destek, katkı vermeye davet ediyorum'' diye konuştu. DTP'li Kaplan: Kutlamalar çok görülmesin DTP Milletvekili Hasip Kaplan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Hak-İş'in 'Mesleki Eğitim Kursiyerlerine Sertifika Töreni'nde yaptığı konuşma sırasında söylediği 'DTP'liler şark kurnazlığını bıraksın' sözlerine cevap verdi. Kaplan, aynı törende yaptığı konuşmada, "Halk barışa susamış. Halkın bu barış kutlamaları çok görülmesin. Bizim kitabımızda şark kurnazlığı yoktur." dedi. Bir gazetecinin 'Avrupa'dan gelecek 16 kişilik PKK'lı grup için de yine aynı şekilde karşılama yapacak mısınız?' sorusu üzerine Kaplan, "Bir tiyo vereyim, Avrupa'dan geleceklerin beraberinde gazeteci meslektaşlarınız da olabilir." diye cevap verdi. Kaplan, bu grubun 24-25 Ekim gibi gelebileceğini söyledi.
609076
Baykal açılıma hala tepkili
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Baykal açılıma hala tepkili ANKARA (A.A) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, terör örgütü PKK üyelerinin teslim olma sürecini değerlendirirken, 'Bu uygulamaya bakacak olursak PKK artık bir suç örgütü olarak algılanmamaktadır. Ortaya çıkan manzara PKK örgütüne üye olmak artık suç değildir. Hukuk nezdinde PKK bu operasyonla aklanmıştır' dedi. Baykal, Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, teslim olan terör örgütü üyelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bu son tablonun hukuk ve siyaset yaşamında çok temel bir kırılmayı temsil ettiğini ifade eden Baykal, Türkiye'nin hukuk düzeninin ağır bir darbe aldığını savundu. Yaşananların hukuk sisteminde, ceza sisteminde hiçbir suç kapsamı içine sokulamadığını ifade eden Baykal, bunun ibret alınacak bir manzara olduğunu söyledi. 'Savcıların ve hakimlerin, terör sanıklarının, suçluların ayağına taşınmış olmasının örneği görülmez bir tabloyu yaşattığını' ifade eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Savcılarımızın ve yargıçlarımızın onurları zedelenmiştir. Hukuk sistemimiz katledilmiştir. Göz göre göre siyasi bir talimatla, siyasi bir kararla, siyasi bir tercihle hukuk bur yana bırakılmış, talimat doğrultusunda işlem yapılmıştır. Hukuk, siyasi talimatın emrine sokulmuştur. Böyle bir manzara, bu kadar açık bir hukuk ihlali çok sık rastlanan bir tablo değildir. Bildiğim kadarıyla Savcılar eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkük'ün ayağına giderek onun ifadelerini almıştı. Şimdi bir de PKK teröristlerinin ifadesini almak için onların ayağına gitmiştir. Olayın hukuki boyutu çok açıktır. Hakimlerin, mahkemenin, savcıların, bu savcılarla birlikte sanıkların ayağına taşınmasının bir başka örneği de yoktur. Bu tabii kararlaştırılan amaca ulaşmak için hangi bedellerin ödeneceği, nelerin göze alındığı konusunda fevkalade aydınlatıcıdır. Türkiye'nin temel hukuk sistemini dahi yok saymayı içine sindirerek bu konuda iktidarın kararlaştırdığı projeyi uygulamakta olduğunu görüyoruz. Ayrıca hukuk sistemimizdeki bu kırılma çok tartışılacaktır ve bunun sorumluluğundan Adalet Bakanının ve Hükümetin 'yargılama sürecine bizim karışmamız doğru olmaz, Anayasamızın 138. maddesi diyerek sıyrılması mümkün değildir. Tam tersine 138. maddenin içeriği ortadan kaldırılmıştır. Bu bir siyasi talimat olmadan gerçekleştirilebilecek bir tablo değildir. Bir adliyenin sanıkların ayağına taşınması, savcıların hakimlerin helikopterle uçurularak onların ayağına götürülmesi bir açık, aleni siyasi müdahaleyi ortaya koymaktadır. Hukuk hayatımız ağır darbe yemiştir. Siyaset hayatımız da ağır bir darbe yemiştir.' Terörist örgütün bir hukuk ihlali içinde olmadığının ortaya çıkan tabloyla görüldüğünü iddia eden Baykal, 'Yani PKK'lı olmanın bir suç olmadığı, PKK'lı olunabileceği, hukuk sistemimizin PKK'lı olmayı engelleyici bir yanı olmadığı bu tabloyla görülmüştür' dedi. Gelenlerin 'pişmanlık ilan etmek, terör örgütünü terk ettik' diye gelmediklerini ifade eden Baykal, şunları kaydetti: '(Terör örgütünü temsille geldik, kurye olarak geldik. Mektup getirdik biz örgütün parçasıyız) diyorlar ve onlara hiçbir şey yapılmıyor. Yani terör örgütünün üyesi olmak ve örgütü terk etmemek, reddetmemek, örgütün mücadelesini bıraktığını söylememek Ceza Kanunumuzun 221. maddesine nasıl sığdırılıyor. Bunun anlamı bu uygulamaya bakacak olursak PKK artık bir suç örgütü olarak algılanmamaktadır. Eğer terör örgütü suçsa, örgütün temsilcisi olarak buraya gelenlerin suçlu olması kadar doğal bir şey yoktur. örgütün kuryeliğini yapanların bir suç fliyeti içinde olduğu tartışma götürmez bir gerçektir. Şimdi orada suç tespit edilmediğine göre ortaya çıkan manzara; PKK örgütüne üye olmak artık suç değildir. Hukuk nezdinde PKK bu operasyonla aklanmıştır. Bu bir acı tablodur. Bu tabii çok tartışılması gereken bir manzara ortaya koyuyor. Buraya nasıl gelinmiştir? Nasıl bütün devlet teşkilatı, müsteşarlar, genel müdürler, savcılar, vali oraya nasıl gitmişlerdir ve orada bu tablo onların gözü önünde ve onların katkısıyla nasıl gerçekleşmiştir bunun derin bir anlamı vardır. Siyasi bakımdan yaşanan tablo bize terörist olarak bilinenlerin siyasal bakımdan kahraman haline dönüşmekte olduğunu göstermiştir. Bu son operasyonla teröristler kahraman olmuşlardır. Bu dönüşüm şaşırtıcı bir dönüşüm değildir, planlanmış olan, öngörülmüş olan bir dönüşümdür. Buraya gelenler çok gösterişli bir biçimde on binlerce insanın, kilometrelerce selamladığı, karşıladığı, kucakladığı bir buluşma içinde Türkiye'ye girmişlerdir. Bu merasimler, sevinç gösterileri öyle anlaşılıyor ki bazı çevreleri rahatsız etmiştir ve şimdi itidal tavsiye etmektedirler. 25 yıl dağda kendi davası için mücadele edip de 25 yıl sonra Türkiye'de böyle karşılanmanın mücadeleyi verenler açısından sevinç doğurucu bir yanının olmayacağını mı düşünüyorsunuz. Bunun bir bir büyük mutluluk vesilesi olmamasını nasıl düşünebiliyorsunuz. 25 yıl mücadeleyi vermiş bir örgüt şimdi Türkiye sınırları içine bir kahraman gibi karşılanarak, savcıları, hakimleri ayağına getirerek, suçlu olmadıkları kararını çıkararak, serbest bir şekilde topluma dönüyor olmalarının, bunun sağlanmış olmasını, bu mücadelenin arkasında 25 yıllık terör mücadelesinin yattığı gerçeğini mücadeleye katkı vermiş olanların bir zafer duygusu yaşamadan nasıl yansıtmaları mümkün olabilir? nedenle kimse sevinç gösterilerini yapanları suçlamasın, onlar kendileri açısından hak ettiklerini düşündükleri bir sevinci, bayramı yaşamaktadırlar. Önemli olan sevincin onlara yaşatılmış olmasıdır. Önemli olan onlara bu zafer duygusunun verilebilmiş olmasıdır. Siz onlara bu zafer duygusunu vereceksiniz ama 'sevinmeyin' diyeceksiniz. Bunun inandırıcı bir tarafı yoktur. Çok acı bir manzara. Tabii terör örgütünün kuryesi, temsilcisi olan kişiler Türkiye sınırları içinde on binlerce insan tarafından selamlanıyor, alkışlanıyor, büyük bir gösteriyle Türkiye'ye dönüyorlar. Sanki İstanbul'un milli mücadele sırasındaki işgaline son veren, beyaz at üstünde Refet Paşa'nın İstanbul'a girişi gibi şimdi PKK'lılar lüks cipleriyle sınıra gelip, otobüslerin üzerinde insanları selamlayarak Türkiye'ye bir zafer dönüşü yapıyorlar. Başbakan da bunu bir sevinç tablosu olarak nitelendiriyor bu aslında bir utanç tablosudur.' Siyasi açıdan bakıldığında, ortaya çıkan manzaranın teröristlerin kahraman haline dönüştürüldüğü bir manzara olduğunu ifade eden Baykal, bunu 'iktidarın bu süreci getirdiği aşamada ortaya çıkan bir tablo' olarak nitelendirdi. 'Teröristler kahraman olmuşlardır' diyen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Evlatlarını şehit vermiş olan analar babalar, evlatlarının mücadele ettiği teröristlerin şimdi Türkiye'de bir kahraman haline dönüşmekte oluşunu büyük bir acıyla izlemektedirler. Dün bir şehit anasının söylediklerini hiçbirimizin unutması mümkün değildir. Şehit anası diyor ki; (keşke ben çocuğumuz dağa PKK'ya gönderseydim de bugün şehit olacağına bir kahraman gibi Türkiye'ye dönseydi ve gelip benim elimi öpseydi) Olay sadece bir teröristin ya da 4-8 teröristin kahramana dönüşmesi olayı değildir. Türkiye'nin 25 yıllık terörle mücadelesinin ne anlama geldiğinin sorgulanması olayıdır. 25 yıl Türkiye niçin bu mücadeleyi vermiştir? Niçin bu acılar yaşanmıştır, bunun anlamı nedir? Mücadelenin 25. yılında eğer böyle bir tablo ortaya çıkacaksa bu mücadeleyi vermiş olanların ne konumda olduğu elbette sorgulanmalıdır.'
608560
Evlerini yılanlar bastı
Evlerini yılanlar bastı Van'ın Muradiye ilçesinde gece evlerini yılanlar basan bir aile, eşyalarını dışarı taşıyıp komşunun minibüsünde sabahladı. İlçenin Yavuzselim Mahallesi'nde yaşayan 7'si çocuk 15 kişilik Kalabalık ailesi, yılan korkusu nedeniyle evlerine giremiyor. Baba Sunullah Kalabalık, daha önce de birkaç defa evlerinde 1-2 yılan gördüklerini, dışarıdan geldiğini tahmin ettikleri için tedbir alıp konuyu pek önemsemediklerini anlattı. Ancak dün gece yılanların sayısının artması üzerine endişeye kapılarak evi terk ettiklerini anlatan Kalabalık, "Çocukların yataklarından, kaldırdığımız evin her eşyasının altından yılanlar çıkmaya başladı. Sadece dün gece tane, sabah da tane yılan öldürdük" dedi. Ellerinde sopalarla bir yandan evin tavanından ve tabanından gelen yılanları öldürmeye çalışan Kalabalık ailesi, diğer taraftan da yatakların altında, eşyaların içinde yılan aradı. Yatak ve ev eşyalarını dışarı çıkaran aile, çocukların yataklarının içine kadar giren yılanlarla başlarının dertte olduğunu, yılan istilasına uğrayan evde kalmaya korktuklarını belirterek, "Çocuklar korkudan eve girmedikleri için köydeki akrabalarımızın yanına göndereceğiz. Kendimiz de evi yalnız bırakmamak için dışarıda kalacağız. Komşumuzun minibüsü var, bize verdiler, geceyi minibüsün içinde geçireceğiz. Çadır bulabilirsek evin önüne çadır kuracağız. Gidecek başka yerimiz yoktur. Sabah yetkililere durumu bildireceğiz. Korku içerisindeyiz, evin her tarafından yılanlar geliyor. Bu yılanlardan nasıl kurtulacağız? Çoluk çocuk dışarıda perişan kaldık" dedi.
607750
Türk Telekom yatırımla yükseldi
İBRAHİM KAHVECİ MELİKŞAH UTKU Türk Telekom yatırımla yükseldi EKONOMİ SERVİSİ Türk Telekom'un (TT) borsada işlem gören hisselerinde, düşen kara rağmen yükseliş yaşandı. 2009 yılı üçüncü çeyrek sonuçlarını açıklayan TT karının, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16 düşerek 547 milyon TL'ye gerilediği açıkladı. Şirketin ilk aylık net karı ise yüzde 18.5'lik düşüşle milyar 369 milyon TL olarak gerçekleşti. Türk Telekom'dan yapılan açıklamada ilk aydaki yatırım harcamalarının, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 80 artışla 970 milyon TL'den 1.7 milyar TL'ye çıktığı belirtildi. Ayrıca şirket kardaki düşüşte Avea'nın borçlarının etkili olduğunu belirterek, “2008'in ilk ayına göre düşük düzeyde gerçekleşen net karın ana nedenleri mobilde zayıf fliyet performansı ve Avea'nın borçlarına ilişkin net türev zararıdır” denildi. AVEA'NIN BORCUNU ÖDEDİ TT hisselerindeki yatırımcıların karlarda yaşanan gerilemeye aldırış etmediği görülüyor. TT, dün günü yüzde 1.73'lük yükselişle kapatarak yatırımcısının yüzünü güldürmeye devam ediyor. Yılbaşında 3.13 TL olan hisseler dün yaşanan yükselişlin ardından 4.70 TL'den kapanarak yatırımcısına yıl başından bugüne yüzde 50'lik getiri sağladı. Karlarda yaşanan düşüşlerin Avea'nın borcunun ödenmesinden ve yatırım harcamalarındaki yüzde 80 artıştan kaynaklandığını belirten uzmanlar, bu nedenlerden dolayı hisselerin karlardaki geri çekilmeden etkilenmediğini belirtiyorlar.
608406
Üst yöneticilerin gelirleri azaltılacak
Üst yöneticilerin gelirleri azaltılacak Perşembe, ABD'de finansal kriz döneminde devletten milyarlarca dolar alan şirketlerin üst yöneticilerine yapılan ödemelerin büyük oranda azaltılması planlanıyor. Konuya yakın kaynaklara göre, ABD Hazinesi'nden en fazla yardımı alan şirketin 25 üst yöneticisine yapılan ödemeler yüzde 90'a kadar azaltılacak. Hazine Bakanlığının birkaç gün içinde bu planı açıklayacağı belirtildi. Bu plandan Bank of America, American International Group (AIG), Citigroup, General Motors, GMAC, Chrysler ve Chrysler Financial şirketlerinin etkileneceği, bu şirkette en fazla kazanan 25 kişinin toplam ücretinin ortalama yüzde 50'ye kadar azalacağı kaydedildi. ABD yönetiminin 700 milyar dolarlık Sorunlu Varlıkları Kurtarma Planı (TARP) kapsamında ücretlerle ilgili işlerden sorumlu Hazine yetkilisi Kenneth Feinberg, her bir şirketteki ödemelerle ilgili görüşmeleri yürütecek. Şirketlerin uzun dönemde sağlıklı finans yapısı için ödemelerin biçiminde değişiklik yapılması öngörülen plana göre, üst yöneticilerin ücretleri ortalama yüzde 90'a kadar azaltılacak, ayrıca ücretin geri kalanı yıllarca satılamayacak hisse senedi olarak verilecek. Ayrıca, üst yöneticilerin, kulüb üyeliği ve şirketin araçlarının kullanımını kapsayan ve her yıl 25 bin doları aşan yan ödemeleri kullanabilmeleri izne bağlı olacak. Kurtarma planından aldıkları yardımı ödeyen Goldman Sachs ve JPMorgan Case ile küçük şirketler bu plan kapsamına alınmayacak. Bu plana göre, kurtarma planından 180 milyar dolardan fazla yardım alan AIG'de hiç bir üst yönetici 200 bin dolardan fazla gelir elde edemeyecek. ABD Başkanı Barack Obama, küresel finansal kriz sırasında ülkenin büyük bölümü halen sıkıntı çekerken, prim ödemelerini eleştirmiş, bu ortamda AIG'in yöneticilerine 165 milyon dolar prim ödenmesini ''rezalet'' olarak nitelemişti.
609439
Yetiştirme yurdundaki çocuk kayıp
Yetiştirme yurdundaki çocuk kayıpSAMSUN, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne bağlı Erkek 'da kalan 15 yaşındaki üç çocuk, kayıplara karıştı. Yurttan ayrılarak dönmeyen çocuklar polis tarafından aranmaya başlandı Olay dün 'un Atakum İlçesi'ndeki Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne bağlı Erkek 'nda meydana geldi. Hüseyin Y. ile aynı yaştaki Emre K. ve Emin E. dün akşam izinsiz olarak yurttan ayrıldı. Arkadaşlarının yurt yetkililerine bildirmesi sonucu kayıp oldukları anlaşılan kişi için Sosyal Hizmet İl Müdürlüğü tarafından Atakum İlçe 'ne kayıp olarak bildirildi. İhbar üzerine polis, harekete geçerek kayıp olan çocukları aramaya başladı. Sosyal Hizmetler İl Müdür Yardımcısı Necmettin Aygün, “Bu çocuklarımızdan biri sürekli yurttan kaçıyor. Geçen hafta içerisinde de Hüseyin Y. yine kaçmıştı. Birkaç gün sonra kendiliğinden geldi. Dün de yanına arkadaşını alarak kayıplara karıştı. Bizde konuyu polise bildirdi. Polisin arama çalışmaları sürüyor” dedi. Soruşturma sürüyor.
609023
SGK kemer sıkıyor, 18 yaş altına yeniden aileleri bakacak
Tarihi rekorlar kıran bütçe açığının oluşmasında 'önemli' paya sahip sosyal güvenlik giderleri, bu alandaki tedbirleri yeniden gündeme getirdi. Kemer sıkmaya başlayan Sosyal Güvenlik Kurumu, her türlü giderini kısmak için harekete geçti. Tedavide katılım payları artırılırken, ilaç yazdırmak 'paralı' hale geldi. Kurum, giderlerini azaltacak son adımı, 18 yaşına kadar çocuklara sigorta şartı aranmadan bakılması uygulamasında attı. Sistemde kayıtlı 18 yaş altındaki 24 milyonluk nüfus aileleriyle eşleşti. milyon 'genç' açıkta kaldı. Dolayısıyla artık kurum, sadece bu gençlerin 'bakımı'nı üstlenecek ve bu alandaki giderlerinde önemli tasarruf sağlamış olacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Sigortalı olsun olmasın 18 yaş altındaki çocukların sağlık giderlerini devlet karşılayacak." sözüyle başlayan uygulama fiilen sona erdi. Üzerinde 'bütçe açığı' baskısı hisseden SGK, birkaç aydır sürdürdüğü 'gençleri yeniden aileleriyle eşleştirme' işlemini tamamladı. 17 milyon genç, SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı sigortalısı ebeveyni üzerinden tedavi hizmeti almaya başladı. Emekli Sandığı ve yeşil kartlıların masrafları da yeniden Maliye Bakanlığı karşılamaya başladı. Geriye kalan milyonluk 18 yaş altı nüfusun sigortasız olmasına rağmen faydalandığı sağlık hizmetlerinin faturasını SGK karşılayacak. Ancak Genel Sağlık Sigortası'nın yürürlüğe girmesinin ardından başlayan sağlık primi ödeme uygulaması söz konusu milyon genci yakından ilgilendiriyor. Ekim 2008'den sonra muayene için hastaneye başvurulduğunda sigorta tescili yapılıyor. Vatandaşlara aile gelir formu dolduruluyor. Formdaki rakamlarla gelir testi yapılarak İstatistik Kurumu verileriyle karşılaştırılıyor. Eğer tutar, asgari ücretin 3'te 1'inden az ise primini devlet yatırıyor. Fazla ise gelir durumuna göre vatandaşın sağlık primi yatırması gerekiyor. Ankara'da şu ana kadar 400 kişi hastanelerde tescil edildi ve sağlık primi ödüyor. 10 Ekim 2010 yılından itibaren sağlık primi yatırmak zorunlu hale gelecek. TEKNİK BİR DEĞİŞİKLİK Yetkililerden edinilen bilgiye göre değişiklik SGK'nın prim toplamadığı kişilerin sağlık giderlerinin karşılaması ve açığının artmasından kaynaklandı. Üst düzey bir yetkili, bu durumu şöyle açıkladı: "18 yaş altı çocuklar annesi babası eşleştirilmediği için 'medula'da 18 yaş altından provizyon alıyordu. Babası sigortalıyım derse ancak zaman devreye ebeveynin sigortası giriyordu. Aksi durumda 18 yaş altı durumundan biz karşılıyorduk. Bu düzenleme sağlık harcamalarını arttırmadı. SSK, Bağ Kur zaten bizim kapsamımızda. Onu zaten ödedik. Emekli Sandığı'nın ödemelerini de Maliye yerine yine biz ödedik. Devletin bir cebinden çıkıp öbür cebine girdi. Şimdi Emekli Sandığı yeniden Maliye'ye devredilerek, aslında SGK'nın olmayan bir gider, gerçek sahibine devrediliyor." Bilgisayar yazılımının ay önce değiştirildiğini söyleyen aynı yetkili, bu çerçevde 24 milyon çocuğun Emekli Sandığı, Bağ-Kur, SSK verileri ile eşleştirildiğini söyledi. Uygulamanın yapılma sebebini ise, "Yeşil kartlılar, eski memurlar bize devredilmediği için primini toplamadığımız kişilerin tedavi, ameliyat ve ilaç paralarını biz ödüyorduk. Buna son verildi ve Maliye ödesin dedik. yüzden eşleştirme yapıldı." sözleriyle açıkladı. milyon gencin ise hastanelere gittiğinde tescillerinin yapıldığını söyledi.
608324
İki yaşındaki çocuğu ezip kaçtı!
Kaza, Çamlıca Mahallesi 2426 Sokak'ta meydana geldi. Evinin önünde oyun oynayan M.K.'ya, sürücüsü ve plakası öğrenilemeyen pikap tipi oto çarptı. Çarpma sonucu M.K olay yerinde yaşamını yitirirken, araç sürücüsü olay yerinden kaçtı. Hastaneye kaldırılırken yolda yaşamını yitiren M.K.'nın cenazesi otopsi yapılmak üzere Batman Bölge Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Polis araç sürücüsünü yakalamak için çalışmalara başladı.
609302
Isparta'da çöp evden hayvan leşi çıktı
Isparta Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Hasan Parlakyıldız, yaptığı yazılı açıklamada Kutlubey Mahallesi'nde katlı bir evden çevreye ağır kokular yayıldığı yönünde ihbar geldiğini belirtti. Yasal izinle eve girdiklerini ancak çöp dolu bir ortamla karşılaştıklarını kaydeden Parlakyıldız, konuttan kamyon çöp çıkarıldığını ifade etti. Bugüne kadar çeşitli mahallelerde bu tür alışkanlıkları olan vatandaşların evinde temizlik yaptıklarını kaydeden Parlakyıldız, ancak yaşlı bir vatandaşa ait olan evdeki manzaranın kendilerini hayrete düşürdüğünü belirtti. Evin her alanının çöplerle dolu olduğunu bildiren Parlakyıldız, şunları kaydetti: ''Çöp dolu evin bazı yerlerinde hayvan leşleri bile gördük. Ev tüm hastalıkların yayılacağı bir hale dönmüş. Personelimizin yapmış olduğu çalışma neticesinde evden kamyon çöp boşalttık. Evi ilaçladık ve yıkadık. Böylece bir mikrop yuvasını daha bertaraf ettik.'' Parlakyıldız, bu tür insanların toplum tarafından uyarılması ve Temizlik İşleri Müdürlüğüne ihbar edilmelerini istedi.
608024
Anlamıyorlar
Feyzi Hepşenkal ArayışAnlamıyorlar 22 Ekim Perşembe 2009 EYLÜL ayının başıydı. Ama 2002 yılının Eylül ayı. ’a sordu lar: “Gittiğiniz yerlerde neler görüyor, neler dinliyorsunuz? Aldığınız mektuplarda neler yazıyor?” AKP Genel Başkanı “Üç kelime ile özetlememi ister misiniz? dedi: “Kin, nefret, öfke...” üç kelimenin ortak paydası ise şuydu Erdoğan’a göre: “Önce ... İşsizlik öylesine büyük sorun ki, anlatamam size.” Ve bugün, işsizliğin 2002 yılındakinden çok daha beter bir sorun olduğunu, Recep Tayyip Erdoğan’a anlatamıyor hiç kimse! * * Derler ya, tok açın halinden anlamaz. Aynen öyle. Açız, aç. Ne dersen de... Ne kadar söylersen söyle... Anlamıyorlar işte. * * Yine derler ya, ekmek aslanın ağzında. Yok. Eskiden ağzındaymış, artık midesinde bile değil. Kalın bağırsağında! Ne yapsak... Elimizi aslanın k.çına mı soksak? * * Ona da razıyız aslında, pazarda limon satmaya da. Ama anlamıyorlar. En acısı da, dürüst olmayı, düzgün olmayı. Kusur sayıyorlar Ciddiyim. Geçenlerde biri aynen şöyle söyledi: “Kardeşim, sen de fazla düzgünsün.” Düzgün olmanın kusur sayıldığı yerde, fazlasını kaldırmaya daha ne kadar güç yeter? Bilmiyorum. Özgürlük mü, geçiniz! Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün sıralamasında, ’nin 175 ülke arasında 123’üncü olması, şaşırtıcı mı? Şaşıran varsa eğer... Ben asıl ona şaşarım! Yine de şaşırmak isteyenler, şu ülkelerin Türkiye’nin üzerinde yer almasına şaşırsın... , Burkina Faso Botsvana Liberya Togo Benin Nikaragua El Orta Cumhuriyeti Yeter mi? Yetmezse... “, Zambiya, Gine, Moritanya, diye devam edeyim! Ve nihayet... “Bengaldeş’in bile altında kalmış bir Türkiye” sizi şaşırtmıyorsa, ben daha ne diyeyim? Tek karelik duman (217 yazı)
609179
'Sakarca' adlı tiyatroyu izledi
"Sakarca" adlı tiyatroyu izledi Gonca Anaokulu öğrencileri, tiyatroya gitti. Okul, sosyal etkinlikler çerçevesinde Devlet Tiyatrosu Onat Kutlar Kültür Merkezi'nde “Sakarca” adlı tiyatroyu izledi. KADİR AKKURT GAZİANTEP Etkinliğe 145 öğrenci ve öğretmenleri katıldı. Haksızlığa karşı mücadele etmenin ve hakkın nasıl savunman gerektiğinin işlendiği tiyatroyu, öğrenciler büyük bir dikkatle izledi. Tiyatro sonunda sahneye çıkıp sanatçılarla sohbet eden öğrenciler, sohbet sonunda hatıra fotoğrafı çektirdi. Gonca Anaokulu Kurucu Müdürü Erol Özdem, öğrencilerinin bu tür etkinliklere katılmalarını teşvik ettiklerini belirterek, sosyal bir ortamda grup olarak hareket etmeyi özendirdiklerini ifade etti. Özdem, öğrencilere, tiyatro izleme bilinci ve eğlenceli vakit geçirmeyi aşılamak istediklerini dile getirdi. Özdem, Gaziantep'te gerçekleştirilen tiyatro ve kültürel etkinliklere öğrencileri ile birlikte katılmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.
608552
Ericsson’un karı yüzde 71,5 düştü
Ericsson’un karı yüzde 71,5 düştü Güney ’nin en büyük otomobil üreticisi ’nin karı, geçen yılla karşılaştığında katına çıktı. Geçen yıl 3. çeyrekte 264 milyar Kore vonu kar elde eden şirket, bu yıl söz konusu çeyrekte 979,2 milyar von (827,3 milyon dolar) kar elde etti. Bir yıl önce 6,1 trilyon von olan satışlar ise bu yıl yüzde 33,8 artarak 8,1 trilyon vona ulaştı. Şirketin, küresel otomobil satışları, geçen yılla karşılaştırıldığında yüzde 41 artarak 824 bin 181 adete çıktı. Yılın ayı dikkate alındığında ise satışlar yüzde 7,5 artıp 2,23 milyon adet oldu. Hyundai’nin, 3. çeyrekte küresel piyasadan aldığı pay, geçen yılla karşılaştırıldığında yüzde 4,4’den yüzde 5,5’e çıktı. Hyundai, sırasında Güney Kore vonu kurunun düşük olmasından faydalanarak deniz aşırı ülkelerdeki rekabetini artırıyor. Vonun değeri bu yıl 3. çeyrekte karşısında yüzde 14 değer kaybetti. ERİCSSON’UN KARI YÜZDE 71,5 DÜŞTÜ İsveçli kablosuz ekipman üreticisi LM Ericsson’un karı ise 3. çeyrekte yüzde 71,5 düştü. Geçen yıl temmuz-eylül döneminde 2,84 milyar kronu kar elde eden şirket, bu yıl aynı dönemde 810 milyon kron (117,6 milyon dolar) kar etti. Söz konusu dönemde satışlar da 49,2 milyon krondan yüzde 5,6 düşerek 46,4 milyar krona geriledi. İlk açıklamalarında küresel resesyonun etkilerini sınırlı olarak gören şirket, şu anda mobil iletişim piyasasının krizden ciddi şekilde etkilendiğini ve talebin sıkılaştığını belirtti. NOVARTİS’İN KARI YÜZDE ARTTI İlaç üreticisi Novartis’in karı yüzde arttı. Geçen yıl 3. çeyrekte milyar dolar kar elde eden şirket, bu yıl söz konusu çeyrekte 2,1 milyar dolar kar etti. Novartis, yüksel finansal maliyetlerin ve artan vergi oranlarının şirketin büyümesini gölgelediğini kaydetti. Bir önceki yılla karşılaştırıldığında net gelirler de yüzde artarak 10,7 milyar dolardan 11,1 milyar dolara çıktı. ’NİN SATIŞLARI YÜZDE 2,2 GERİLEDİDünyanın en büyük gıda ve içecek şirketi Nestle’nin satışları, yılın ayında yüzde 2,2 geriledi. Geçen yılın ayında 81,4 milyar frank olan şirketin satışları, bu yıl 79,5 milyar franka (78,7 milyar dolar) düştü. Şirketin en büyük pazarı kıtasında satışlar yüzde 1,7 düşerek 23,4 milyar frank, ’da yüzde 21,3 azalarak 16,5 milyar, ve ’da yüzde 7,9 düşerek 11,7 milyar frank oldu.
609008
SunExpress yeni hatlarla büyüyor
SunExpress yeni hatlarla büyüyor Perşembe, Türk Hava Yolları ve Lufthansa’nın ortak kuruluşu SunExpress, 25 Ekim 2009 tarihinden itibaren geçerli olacak kış tarifesiyle birlikte, İstanbul Sabiha Gökçen’den dış hatlarda Zürih, Hamburg, Nürnberg, Düsseldorf ve Dortmund’a; iç hatlarda ise Hatay ve Mardin’e karşılıklı seferler düzenlemeye başlayacak. Uçuş ağını sürekli genişleten SunExpress yeni hatlarına ek olarak İzmir, İstanbul Sabiha Gökçen ve Antalya’dan gerçekleştirdiği uçuşların sayısını da artırıyor. SunExpress’in İstanbul Sabiha Gökçen’den Hatay ve Mardin uçuşları perşembe ve pazar günleri; Zürih uçuşları pazartesi ve cuma, Hamburg uçuşları salı ve cumartesi; Nürnberg uçuşları çarşamba ve cumartesi, Düsseldorf uçuşları pazartesi, çarşamba, cuma ve pazar, Dortmund uçuşları ise perşembe günleri gerçekleştirilecek. Ocak-Eylül 2009’un arasındaki operasyonel rakamlarını da açıklayan havayolu taşıdığı yolcu sayısını geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 29 artırarak milyonun üzerine çıkardı. SunExpress, gelirlerini yüzde 5.9 artışla 329 milyon Euro’ya, uçuş sayısını da yüzde 26.8 artışla 28.246’ya yükseltti. Aynı dönemde doluluk oranını yüzde 79.4’e yükselten SunExpress, yıl sonu itibarıyla 5.5 milyonun üzerinde yolcu taşımayı hedefliyor. Havayolu en ciddi büyüme rakamlarını, 2008’in Nisan ayında başlayan İstanbul Sabiha Gökçen merkezli uçuşlarıyla elde etti. Sabiha Gökçen’de uçuşlara başladığı ilk günden bu yana, 1.7 milyonun üzerinde yolcu taşıdı. SunExpress’in Genel Müdürü Paul Schwaiger, “2009 yılında havacılık sektörü çeşitli zorluklar karşısında oldukça temkinli hareket ederken, SunExpress olarak aylık süreçte büyümeye devam ettik. Bu yıl turizm sektöründe bir miktar daralma yaşansa da, dış hatlardaki başarılı performansımızı sürdürüyoruz. İç hatlarda ise kayda değer bir büyüme yakaladık. 2010 yılı içinde teslim edilmek üzere satın aldığımız adet yeni Boeing 737-800 uçağıyla birlikte, 25 uçaklık bir filoya ulaşacağız. Böylece, operasyonumuzu yürüttüğümüz üç merkezimizde de pazar liderliği için pozisyonumuzu güçlendireceğiz” şeklinde konuştu.
603393
Citroën, 10 yeni modeliyle Eyfel Kulesi'nden canlı yayın yapacak
Eyfel Kulesi, tarihinde st 'den itibaren üç ay boyunca her akşam onikişer dakikalık ışık gösterileri sunacak. Citroën ise Paris'in sembolik yerlerinde Eyfel Kulesi'ne yöneltilmiş şekilde sergilenecek on adet Yeni C3 visiodrive'a gösterinin internette naklen yayınlanmasını sağlayacak bir kamera yerleştirilecek. Araçlardaki kamera, kuledeki ışık şovunu dünyanın her yanına canlı olarak Citroën'in web sitesi www.citroën.com, www.citroën.fr ve www.youtube.fr üzerinden yayınlayacak. Youtube bu sıra dışı şova özel olarak yayın formatını değiştirerek, yatay sayfa yapısını dikeye çevirecek. Fransız otomotiv şirketi, adını Eyfel'in üzerine yazdırmış ve bu yazı 1925 ila 1934 yılları arasında kule üzerinde kalmıştı.
607616
Şampiyonlar Ligi'nde toplu sonuçlar
Şampiyonlar Ligi'nde toplu sonuçlar Futbolda, Avrupa Şampiyonlar Ligi'nin 3. haftası (A), (B), (C) ve (D) gruplarında bugün yapılan maçla tamamlanırken, Beşiktaş, (B) Grubu müsabakasında deplasmanda WfL Wolfsburg ile 0-0 berabere kaldı. Türkiye'den tek takım olarak sadece Beşiktaş'ın mücadele ettiği ''Devler Ligi''nin 3. hafta karşılaşmaları bu akşam yapılan maçla tamamlandı. Avrupa Şampiyonlar Ligi (B) Grubu'nda Beşiktaş, deplasmanda Alman WfL Wolfsburg ile golsüz berabere kaldı. Siyah-beyazlı ekip böylece gruptaki ilk puanını bu beraberlik ile elde etmiş oldu. Beşiktaş'ın, puan ile 4. sıradaki yeri değişmedi. Beşiktaş'ın grubundaki bir diğer karşılaşmada CSKA Moskova sahasında, Manchester United ile karşılaştı. TSİ 19.30'da başlayan karşılaşma konuk ekip Manchester United'ın 1-0'lık üstünlüğüyle sonuçlandı. Böylece Manchester United, grupta puanını 9'a yükselterek liderliğini sürdürdü. Ligde bu akşam oynanan karşılaşmaların sonuçları ile Beşiktaş'ın yer aldığı (B) Grubunda puan durumu şöyle: (A) GRUBU Girondins Bordeaux-Bayern Münih........................(2 1) Juventus-Maccabi Haifa.................................(1 0) (B) GRUBU CSKA Moskova-Manchester United.........................(0 1) Vfl Wolfsburg-BEŞİKTAŞ.................................(0 0) (C) GRUBU Real Madrid-AC Milan...................................(2 3) Zürih-Olympique Marsilya...............................(0 1) (D) GRUBU Porto-APOEL............................................(2 1) Chelsea-Atletico Madrid................................(4 0) (B) GRUBU PUAN DURUMU TAKIMLAR: ----------------------------------------------------------------------- 1-Manchester United 2-VFL Wolfsburg 3-CSKA Moskova 4-Beşiktaş
608515
Abdullah Gül: Herkes kendine gelsin
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Abdullah Gül: Herkes kendine gelsin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bir grup terör örgütü üyesinin teslim olması sırasındaki görüntüleri değerlendirirken, 'Bu görüntüler hoş değil. Ben de bunları tasvip etmiyorum. Bunlar provokatif görüntüler. Herkesin şöyle bir kendine gelmesini ve yapılan bu işler karşısında ölçüsüz davranışlardan kaçınmasını tavsiye ediyorum' dedi. AJANSLAR Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, terör örgütü üyelerinin teslimi sırasında yaşanan görüntülerin 'provokatif' görüntüler olduğunu belirterek, 'Bir tarafta huzur olsun, bir sürü kanlı işler bitsin diye uğraşılırken, bir taraftan bunun değerini anlamayıp, bu tip gösteriler, bu tip işin ölçüsünü kaçırıcı davranışlarda bulunmayı tasvip etmem mümkün değildir' dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ile Çankaya Köşkü'nde yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın açıklamasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Terör örgütü üyelerinin teslimi sırasında sergilenen görüntülere ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi: 'Söylediğiniz görüntüler hoş görüntüler değil. Açık söyleyim; ben de bunları tasvip etmiyorum. Bunlar provokatif görüntülerdir. Bir tarafta huzur olsun, bir sürü kanlı işler bitsin diye uğraşılırken, bir taraftan bunun değerini anlamayıp, bu tip gösteriler, bu tip işin ölçüsünü kaçırıcı davranışlarda bulunmayı tasvip etmem mümkün değildir. Bunun altını açıkça çiziyorum ve bu bakımdan da herkesin şöyle bir kendine gelmesini ve yapılan bu büyük işler karşısında ölçüsüz davranışlardan kaçınmasını da buradan açıkça tavsiye ediyorum. Bir sürü acılar çekilirken, bu acılar bitsin ve Türkiye bütün enerjisini ülkesinin kalkınmasına, bölgeleri arasındaki gelir dağılımındaki dengesizlikler gitsin ve enerjisini tüm bunlara harcasın diye uğraşırken ve iyi niyetini gösterirken, sanki bunlar kesilsin dercesine bir davranış içerisinde bulunmayı yakıştıramıyorum.'
608856
Windows oyunlarda ne vadediyor?
Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net'in haberine göre, ufak bir zaman yolculuğu yapıp 2006'ya dönersek Microsoft oyuncuları sevindiren bazı açıklamalarda bulunmuştu. Firma ilk önce Windows olarak bu sektördeki liderliğini kaybettiği için özür diledi daha sonra ise Vista ve Windows Live sistemiyle birlikte yeni bir çağ açacaklarını iddia etmişti. Bu olayın üzerinden neredeyse yıl geçti ve şirkettin vtleri bir türlü gerçekleşemedi. 2006 yılında ne umutlarımız vardı Üstelik Vista'nın beklenen başarıyı bir türlü yakalayamaması ve Microsoft'un tüm yatırımını Windows 7'ye yönlendirmesi de akıldaki soru işaretlerini artırdı. Vista sahipleri ellerindeki ürünün geleceğini merak ediyorlar. Öte yandan büyük bir hevesle Win alanlar da sistemin getirecekleri konusunda endişeli. Microsoft Başkan Yardımcısı Matthew Murray'ın yaptığı açıklamalar iki sistemin kullanıcılarını da tam sevindirmeyecek. Bu sistem oyuncular için çare mi yoksa sorun mu? Murray, Windows 7'nin oyunları biraz daha hızlı ve performanslı çalıştıracağını ancak şimdilik Vista'ya kıyasla büyük bir özelliğinin olmayacağını söyledi. Peki, Win 7'nin hiç mi artısı yok? Çiçeği burnundaki işletim sistemin en büyük üstünlüğü artık Windows Live'in tam olarak kullanılabilmesinde olacak. Games For Windows sloganı taşıyan bu sistemle birlikte, aileler oyunların özelliklerini değiştirip çocuklarını koruyabilecekler. Vista'da bulunan ve bilgisayarın performansını gösteren not sistemi oyunlara da uyarlanacak. Artık yeni ürünler satın almadan önce donanımınızın yeterli olup olmadığını test edebileceksiniz. Bu yenilik birçok oyuncunun cebini rahatlatacak. Ayrıca 'Oyun Araştırmacıs'ı özelliği sayesinde adından anlaşıldığı gibi bilgisayarda bulunan tüm oyunlara tek bir pencereden erişilebilecek. Tüm özellikleri çalışacak Buradan makinenizde yüklü oyunlar hakkında bilgi edinebileceksiniz eğer içlerinden birine yama geldiyse, Windows'un yaptığı gibi sistem onu arka planda kendiliğinden indirecek. Ayrıca bu araştırmacı oyunlarınız hakkında istatistik tutup, onlarla ne kadar zaman geçirdiğinizi ve hangisinde daha iyi olduğunuzu size rapor edecek. Bir de madalyonun öteki yüzü var, Steam gibi online sistemlerden ürünlerinizi indirdiğiniz zaman Win onları tanımayacak. Solda PC'de oynayan sağda Xbox360'ı tercih eden Böylece orijinal oyun sahipleri sırf kutusuz versiyonu seçtiği için bir nevi cezalandırılıyor. Bununla ilgili bir kehanette bulunmak gerekirse firma Steam ve EA Store benzeri yeni bir oyun satış sistemi üzerinde çalışıyor olmalı. Anlaşılan Microsoft, yeni dönümde de oyun konusunda yine Xbox360 konsolunu ön planda tutacak. Firmanın stratejisi değişmediği sürece PC'de oyun severler daha çok hayal kırıklığına uğrayacak gibi duruyor. :: Yazan: SDN
607809
Çocuk Yıldız
Çocuk Yıldız Orijinal Adı: Childstar Yönetmen: Don Mckellar Oyuncular: Don Mckellar, Jennifer Jason Leigh, Mark Rendall CNBC-e 22.00 Kendisi de Kanada bağımsız sinemasının yıldızlarından olan Don McKellar, yönetmen olarak ikinci filminde Hollywood'da dikiş tutturmaya çalışan on iki yaşında bir çocuk yıldızın hikâyesiyle, gösteri dünyasının bir eleştirisini sunuyor. McKellar, filmin ilk yarım stinde bize bu çocuk yıldızı ve film endüstrisini tanıtıyor.
608395
Turist, otel odasında ölü bulundu
Jandarma yetkilileri, Torba Mahallesi'ndeki bir otelde kalan Hollanda uyruklu J.V.S.'nin (61) ölü bulunduğunu açıkladı. Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan incelemeden sonra turistin cenazesi, kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için İzmir Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
609312
Kamudan 10.1 milyar dolarlık dış borç ödemesi
Kamudan 10.1 milyar dolarlık ödemesi Kamunun yılbaşından 21 Ekim’e kadar olan dönemdeki ödemesi 10 milyar 104.2 milyon dolara ulaştı. Kamu, 1-21 Ekim tarihleri arasında ise toplam 553.1 milyon dolarlık dış borç ödemesi yaptı. ’nın verilerine göre, yılbaşından bu yana gerçekleştirilen toplam dış borç geri ödemesinin milyar 835 milyon dolarını Hazine, 326.5 milyon dolarını Merkez Bankası yaptı. Diğer kamu kesimi milyar 119.4 milyon dolarlık dış borç ödemesinde bulunurken, ’ye 823.3 milyon dolarlık ödeme yapıldı. Kamu, Ocak ayında 999.74 milyon Şubat’ta 984.90 milyon dolar, Mart ayında milyar 330 milyon dolar, Nisan ayında 802 milyon dolar, Mayıs ayında 367.4 milyon dolar, Haziran ayında milyar 989 milyon dolar, Temmuz ayında ise 542.9 milyon dolar, Ağustos ayında 588 milyon dolar, Eylül ayında ise milyar 947.1 milyon dolarlık dış borç ödemesi gerçekleştirdi. Kamu, 1-21 Ekim tarihleri arasında ise toplam 553.1 milyon dolarlık dış borç ödemesi yaptı. Kamu, geçen yılın tamamında 15 milyar 727.5 milyon dolarlık dış borç ödemesinde bulunmuştu.
607739
İpek Yolu'na AVM açılıyor
İBRAHİM KAHVECİ MELİKŞAH UTKU İpek Yolu'na AVM açılıyor AVM'lerde doluluk oranının 2010'da tekrar yüzde 90'ı geçeceğini anlatan Sabancı Holding Perakende Grubu Başkanı Haluk Dinçer, şöyle devam etti: “Perakendeciler, alışveriş merkezlerindeki rekabetleri de düşünerek, AVM'lerde şimdiden yerlerini ayırtsınlar. Krizin başka bir avantajı da hep beraber nerede imkan oluşturabiliriz, nerede iş yapabiliriz araştırmasını gerçekleştirmekti. Biz de Doğu'ya; Libya'ya, Azerbaycan ve İran'a gittik ve Türk perakende sektörünün büyük olduğunu, Avrupa'da 7'nci, dünyada ise 10'uncu olduğunu anlattık. Şimdi bu ülkelerde alışveriş merkezleri geliştirmeye başladık. Hedefimiz İran'dan Çine'e kadar Türk perakendecisine İpek Yolu'nu açmak.”
607629
Domuz Gribi Vakaları Artıyor
Domuz Gribi Vakaları Artıyor Bugüne kadar tespit edilen vaka sayısı 669... Ankara'nın dışında İstanbul, Diyarbakır, Konya ve Batman'da da virüse rastlandı. Ankara Mamak'taki Ali Naili Erdem Anadolu Lisesi'nde öğrencide domuz gribi virüsü tespit edildi. Valilik öğretime bir hafta ara verildiğini açıkladı. Domuz gribi vakaları yurt genelinde artıyor. Ankara'nın dışında İstanbul, Diyarbakır, Konya ve Batman'da da virüse rastlandı. Bugüne kadar Türkiye'de tespit edilen domuz gribi vaka sayısı 669... İstanbul'da 19, Ankara'da 15 Öğrencide Virüse Rastlandı İstanbul'da 10 ayrı okulda 19 öğrencide virüse rastlandı. Salgının daha da büyümemesi için önlemler alınıyor. Ankara'da ise domuz gribi rastlanan okul sayısı, Mamak'taki Ali Naili Erdem Anadolu Lisesi'nde görülen vaka ile birlikte 15'e yükseldi. Ankara Valiliği, sözkonusu okulda öğretime bir hafta ara verildiğini bildirdi. Güler: Panik Yok, Okul Tatili Söz Konusu Değil" İstanbul'daki vakaların tedavilerinin evlerinde sürdürüldüğünü açıklayan İstanbul Valisi Muammer Güler, "Panik yok ve okulların tatil edilmesi söz konusu değil" dedi. Domuz gribi nedeniyle bir hafta tatil edilen Ankara Özel Bilkent Laboratuvar İlköretim Okulu'nda ise eğitime başlandı. Okul müdürü, 26 öğrencinin de iyileştiğini açıkladı. Diyarbakır'da Vaka Sayısı 23'e Çıktı Diyarbakır'daki domuz gribi vaka sayısı da 23'e yükseldi. Bu arada Batman'da 11, Konya'da da kişiye domuz gribi teşhisi konuldu. Bakanlık: Vücut Direncini Yüksek Tutun Sağlık Bakanlığı domuz gribinin öldürücü olmaktan çok, kolay bulaştığı için salgın durumuna geçtiğine dikkat çekiyor. "Vücut direncini yüksek tutun" mesajını veren Bakanlık, "Tokalaşmayı ve öpüşmeyi erteleyin, su ve sabunla ellerinizi sık sık yıkayın" uyarısı yapıyor.
607947
New York Borsası geriledi
Dow Jones sanayi endeksi 92,12 puan düşüşle 9.949,36 puana, Nasdaq bileşik endeksi de 12,74 puan azalarak 2.150,73 puana geriledi.
608862
Baykal 34 PKK’lının serbest bırakılmasını şöyle değerlendirdi
Baykal 34 ’lının serbest bırakılmasını şöyle değerlendirdiANKA Genel Başkanı Mahmur ve ’den dönen 34 ’lının serbest bırakılmasını "PKK örgütüne üye olmak artık suç değildir. Hukuk nezdinde PKK bu operasyonla aklanmıştır. Bu bir acı tablodur" sözleriyle değerlendirdi. Baykal, CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında Mahmur ve Kandil’den dönen 34 PKK’lının serbest bırakılmasını ve ardından yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. PKK’lıların serbest bırakılmasıyla PKK’lı olmanın bir suç olmadığı, PKK’lı olunabileceği, Türk hukuk sisteminin PKK’lı olmayı engelleyici bir yanı olmadığının bu tabloyla görüldüğünü dile getiren Baykal, "Buraya gelenler pişmanlık ifade etmek için buraya gelmiyorlar. örgütünü terk ettik diyerek buraya gelmiyorlar. Terör örgütünü temsil ederek geldik diyorlar, olarak geldik diyorlar. Biz örgütün parçasıyız diyorlar. Ve onlara hiçbir şey yapılmıyor. Terör örgütünün üyesi olmak ve örgütü reddetmemek, örgütün mücadelesini bıraktığını söylememek ceza kanununun 221. maddesine nasıl sığdırılıyor?" diye konuştu. Bu uygulamaya bakılacak olursa PKK’nın artık bir suç örgütü olarak anlaşılmadığını ifade eden Baykal, şöyle konuştu: "Eğer suçsa bu örgütün temsilcisi olarak buraya gelenlerin suçlu olması kadar doğal bir şey yok. örgütü temsil edenlerin, örgütün kuryeliğini yapanların bir suç fliyeti içinde olduğu tartışma götürmez bir gerçektir. Orada suç tespit edilmediğine göre ortaya çıkan manzara; PKK örgütüne üye olmak artık suç değildir. Hukuk nezdinde PKK bu operasyonla aklanmıştır. Bu bir acı tablodur." -"ORTAYA ÇIKAN MANZARA UTANÇ TABLOSUDUR"- PKK’lıların serbest bırakılmalarının ardından yapılan kutlamalara ilişkin ise Baykal şunları söyledi: "25 yıl dağda kendi davası için mücadele edip de 25 yıl sonra ’de böyle karşılananların mücadeleyi verenler açısından sevinç doğurucu bir yanının olmayacağını mı düşünüyorsunuz? Bunun bir büyük mutluluk vesilesi olmamasını nasıl düşünebiliriz? Kimse sevinç gösterilerini yapanları suçlamasın. Onlar kendileri açısından hak ettiklerini düşündükleri bir sevinci yaşamaktadırlar, bir bayram yaşamaktadırlar. Önemli olan; sevincin onlara yaşatılmış olmasıdır. Önemli olan onlara bu zafer duygusunun verilebilmiş olmasıdır. Siz onlara bu zafer duygusunu verecesiniz ve onlara sevinmeyin diyeceksiniz. Bunun inandırıcı bir tarafı yok. Çok acı bir manzara. Terör örgütünün kuryesi olan, temsilcisi olan kişiler Türkiye sınırları içinde on binlerce insan tarafından selamlanıyor, alkışlanıyor, büyük bir gösteriyle Türkiye’ye dönüyorlar. Sanki ’un milli Mücadele sırasındaki işgaline son veren beyaz at üstündeki Refet Paşa’nın İstanbul’a girişi gibi PKK’lılar lüks cipleriyle sınıra gelip otobüslerin üzerinde insanları selamlayarak Türkiye’ye bir zafer dönüşü yapıyorlar. Başbakan da bunu bir ‘sevinç tablosu’ olarak niteliyor, bu aslında bir utanç tablosudur. Çünkü siyasi açıdan bakıldığında şu görülmüştür ki; ortaya çıkan manzara teröristlerin kahraman haline dönüştükleri bir manzaradır. Bu, iktidarın bu süreci getirdiği aşamada ortaya çıkan tablodur. Teröristler kahraman olmuşlardır. Ve evlatlarını şehit vermiş olan analar, babalar evlatlarının mücadele ettiği teröristlerin şimdi Türkiye’de bir kahraman haline dönüşmekte oluşunu büyük bir acıyla izlemektedirler."
608219
Beşiktaş'ta feci kaza: ölü
Beşiktaş'ta feci kaza: ölü Beşiktaş'ta meydana gelen trafik kazasında kişi öldü, kişi yaralandı. 34 FY 7595 plakalı otomobilin sürücüsü Panayotis Papayuvan (52), Ortaköy Muallim Naci Caddesi üzerinde bir benzin istasyonundan 6X1V1 plakalı motosikletiyle çıkan İtalyan Pado Giovetti'ye (43) çarptı. Motosikleti yaklaşık 60 metre sürükleyen otomobil, takla atarak kaldırımda yürüyen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencisi Nadir Alioğlu'na (42) vurdu. Alioğlu, olay yerinde hayatını kaybetti. Kazada yaralanan Papayuvan ve Giovetti, olay yerindeki ilk müdahalenin ardından ambulansla Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Giovetti, hastanedeki müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Alioğlu'nun cesedi, gerekli incelemelerin ardından Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı.
608084
Avrupa'dan da 16 PKK'lı geliyor
'dan da 16 'lı geliyor İSTANBUL NUSAYBİN(Mardin), Kuzey ’tan gelen 34 ’lıdan sonra ’dan 16 örgüt üyesi daha 'ye gelerek teslim olacak. 'da çoşkulu bir karşılama için hazırlıklara başladı ve Mahmur Kampı’ndan 34 kişi Türkiye'ye gelmişti. Bu kişiler serbest bırakılmıştı. İçişleri Bakanı 100-150 örgüt üyesinin daha gelmesinin beklendiğini açıklamıştı. Bu açıklamanın ardından, PKK'nın Avrupa kanadından 16 kişinin de Türkiye'ye gelerek teslim olacağı öğrenildi. Söz konusu PKK'lıların gün içinde İstanbul’a geleceği belirtildi. BASIN TOPLANTISIYLA DUYURDULAR Demokratik Toplum Partisi (DTP) İstanbul Eş Başkanları Mustafa Avcı ve Hevali Mengi, bazı sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle birlikte 'nda basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasını okuyan Hevali Mengi, "Mahmur'dan Kandil'den sonra şimdide Avrupa'dan Kürt meselesini demokratik çözümü ve barış talebiyle gelecek olan Kürt halkının temsilcilerini Türkiye'ye girişlerinde Barış ve Demokratik Çözüm Platformu olarak karşılayacağız" dedi. Eş Başkan Mustafa Avcı da halkı gibi biz de Avrupa'dan gelecekleri görkemli bir biçimde karşılayacağız. Halkla buluşturana kadarda oradan ayrılmayacağız" diye konuştu. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Avcı, Avrupa'dan gelmesi beklenen PKK'lıların geliş tarihini kendilerinin de bilmediklerini ancak iki gün öncesinden haberdar olacaklarını belirtti. Avcı, Avrupa'dan gelecekleri İstanbul'da coşkulu bir şekilde karşılayacaklarını söyledi. Avcı, "Bunu kimse yanlış okumasın, anlamasın. Bunun hiç kimseye faydası yok." dedi.
609572
Ali Kalkancı'dan Ergenekon açıklaması
28 Şubat sürecinde 'sahte şeyh' olarak adlandırılan Ali Kalkancı'nın imal etmek ve ticaretini yapmak" suçundan yargılanmasına başlandı. Uyuşturucuyla ilgisi olmadığını savunan Kalkancı, ismi nedeniyle mağdur edildiğini ileri sürdü. Teslim olmaya geldiği sırada Terörle Mücadele Müdürlüğü ekiplerinin gözaltına alarak emniyete götürdüğünü anlatan Kalkancı, davasına dahil etmek istediler; ancak başaramadılar." dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya; Kalkancı ile birlikte tutuklu sanıklar Abdülkadir Ekicioğlu, Veli Dönmez, Engin Demir, Şinasi İlter, Yılmaz Seyhan, Kadir Kadiroğulları, Süleyman Özdemir, Sinan Sağlar ile tutuksuz sanıklar Hüseyin Kalkancı, Mehmet Porsuk ve Orhan Sağlar katıldı. "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, imal etmek ve ticaretini yapmak" suçundan tutuklanan Ali Kalkancı, savunmasında adının kurbanı olduğunu savundu. Kalkancı, "Avukatımla birlikte teslim olmaya geldik. Kapıda beni Terörle Mücadele Şubesi'nde görevli polisler dosyasıyla ilgili ifademi almak için gözaltına aldı. Emniyete götürdüler. Daha sonra serbest bırakıldım. Bu kez Narkotik Şube Müdürlüğü'nde görevli polisler beni aldı. 'Uyuşturucu imalatıyla ilgin var' dediler. Şok oldum. Tutuklandım. Suçlamaları kabul etmiyorum." dedi. Ali Kalkancı, savunmasında, 28 Şubat sürecinde perişan olduğunu anlattı. dönem basının kendisine çok yüklendiğini ifade eden Kalkancı, "28 Şubat sürecinde tarumar oldum. dönemde basın bana çok yüklendi. Ben de bu yüzden hassas davranıyordum. Medyatik olduğumdan dolayı böyle sıkıntılı bir işe atmam kendimi. Hala benimle uğraşıyorlar. Gündem lazımdı. Beni tutukladılar. Beni 'a dahil etmek istediler; ama başaramadılar" diye konuştu. Örgütün liderlerinden olduğu iddia edilen Abdülkadir Ekicioğlu ile Kimya Mühendisi sanık Veli Dönmez de, iddiaları reddetti. İki sanık da, avukatları olmadığı için savunma yapamazken, diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmediler. Savunmaların ardından talepler alındı. Sanıklar ve avukatları tahliye talebinde bulundu. Duruşma savcısı da sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi. Mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdi. Aranın ardından kararlarını açıklayan mahkeme heyeti, tahliye taleplerini reddetti. Duruşma, 25 Şubat 2010 tarihine ertelendi.
609252
Müslüman mezarlığına ırkçı saldırı
İkinci Dünya Savaşı'na Fransız ordusundaki birliklerde katılan Faslıya ait olduğu belirtilen mezar taşlarının üzerine, ırkçı Nazi sembollerinin çizildiği bildirildi. Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, bugün yaptığı yazılı açıklamada, saldırıyı nefretle kınadığını bildirdi. Sarkozy açıklamasında, yetkililerden suçluları en yakın zamanda yakalayarak, adalete teslim etmelerini istedi. Fransa'da muhalefetteki Sosyalist Parti ve ırkçılıkla mücadele derneği de, yaptıkları açıklamalarla saldırıyı kınadı. Fransa'da son olarak 2008 yılının Aralık ayında Arras kasabasındaki askeri mezarlıkta, Müslümanlara ait çok sayıda mezar taşı, üzerine ırkçı sloganla çizilerek tahrip edilmişti.
608099
Kahve içmek Hepatit C'yi yavaşlatabilir
Günde birkaç fincan kahvenin, Hepatit gibi karaciğer hastalıklarının ilerlemesini yavaşlattığı anlaşıldı. Amerikalı araştırmacılara göre, günde en az fincan kahve içen hastaların ileri safhadaki müzmin Hepatit ve diğer karaciğer rahatsızlıklarının ilerleme ihtimali, kahve içmeyenlere nazaran yüzde 53 azalıyor. ABD Ulusal Kanser Enstitüsü uzmanlarının araştırması, 766 karaciğer hastası arasında üç aylık kontrollerle yaklaşık dört yıl boyunca yürütüldü. Kahvenin sütlü veya sade olup olmadığının belirtilmediği araştırma sonuçları, Hepatology dergisinin kasım sayısında yayınlanacak. Araştırmacılar, kahvenin genellikle sarılık hastalığından ileri gelen ikinci tip şeker hastalığı riskini de azalttığını düşünüyor. Dünya Sağlık Örgütüne göre, dünyada her sene 3-4 milyon kişi Hepatit C'ye yakalanıyor. Vakaların yüzde 70'inde hastalık müzminleşip siroz ya da karaciğer kanserine çevirebiliyor.
609404
"Karabağ bizim meselemiz"
Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) Dışişleri Bakanları Konseyi 21'ci Toplantısına katılmak için Bakü'de bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, gazetecilere açıklamalarda bulundu. Karabağ sorunu çözülmeden Türk-Ermeni sınırının açılıp açılmayacağı yönündeki bir soru üzerine Davutoğlu, hem Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, hem de kendisi tarafından bu konudaki ''ilkesel pozisyonlarının çok açık bir şekilde ifade edildiğini'' belirterek, ''Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü, Türkiye'nin toprak bütünlüğü kadar azizdir ve bizim açımızdan stratejik önceliğe sahiptir'' diye konuştu. Davutoğlu, ''Hiçbir şey Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünden, Azerbaycan'ın refahından, Azerbaycan'ın istikrarından ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinden daha önemli değildir. Bunun çok açık bilinmesini istiyorum'' dedi. Azerbaycan topraklarının 17 yıldan fazladır işgal altında bulunduğunu hatırlatan Davutoğlu, ''17 yıldır bu işgalin sona ermesi için bütün çabamızı Türkiye olarak her dönem gösterdik'' diye konuştu. Davutoğlu, Azerbaycan'ın bağımsızlığının tanındığı günden bu yana Türkiye'nin her zaman Azerbaycan'ın yanında olduğunu ve ebediyete kadar yanında olacağını ifade ederek, ''Hiçbir şey, yer gök yere inse dahi, Türkiye'nin Azerbaycan'ın yanında olması gerçeğini, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü ve Azerbaycan'ın işgal altındaki toprakları konusunda Türkiye'nin pozisyonunu değiştiremez'' ifadelerini kullandı. Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin normalleşmesine dair imzalanan protokollerle ilgili olarak Davutoğlu, ''Bu protokollerin, Azerbaycan-Ermenistan ihtilafının çözümüne de ivme katacağını düşünüyoruz'' dedi. Davutoğlu, bu normalleşmenin ''ancak ve ancak bölgede kapsamlı normalleşme olursa'' sağlıklı olabileceğini ifade ederek, ''Kapsamlı anlayıştan kastımız, Azerbaycan-Ermenistan ihtilafının çözülmesidir'' şeklinde konuştu. ''Karabağ konusunda ne gelişme olursa olsun Türkiye'nin her türlü çabayı göstermeye devam edeceğini'' ifade eden Davutoğlu, ''Çünkü işgal altındaki Azerbaycan topraklarını kendi topraklarımız gibi görüyoruz ve bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz'' dedi. Davutoğlu, Karabağ sorununun çözümüyle ilgili görüşmelerde bir dinamizmin oluştuğunu, Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin ay içinde kez bir araya geldiğini ve ilk defa Laçin koridoruna teknik inceleme yapmak üzere bir uluslararası heyetin gittiğini kaydetti. ''Bunları sağlayan şey nedir, dünyada ne değişti ve Karabağ meselesi bu kadar gündeme geldi?'' diye soran Davutoğlu, kendi sorusunu şöyle yanıtladı: ''Değişen en önemli şey Kafkaslar konusunda Türkiye'nin takip ettiği aktif politikadır. Şu ana kadar gittiğimiz hiçbir uluslararası toplantı yok ki, hiçbir ikili toplantı yok ki Türkiye'nin ilk gündem maddesi Karabağ olmasın. Türkiye bundan sonra da her zeminde, Azerbaycan gündeme getirmese dahi Karabağ'ı ve Azeri-Ermeni ihtilafının çözümünü gündeme getirecek. Bu bizim milli meselelerimizden biridir, çünkü biz Azerbaycan toprağıyla bizim toprağımız, Azerbaycan bayrağıyla bizim bayrağımız arasında bir ayrım yapmayız, hiçbirini yabancı görmeyiz.''
608307
Japonlar Windows 7'yi yedi!
Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net'in haberine göre, bugün itibariyle Windows piyasaya çıkıyor. Microsoft artık tüm hazırlıklarını tamamladı ve reklam kampanyalarına hız verdi. Bu reklam kampanyaları kapsamında, Japonya'da gerçekleştirilen bir kampanya, görenleri şaşkına çeviriyor. Bir kadar da ağzını sulandırıyor. Popüler fast food zinciri Burger King'in Japonya şubesi, Microsoft ile yaptığı anlaşma gereği Whooper Burger'larının Windows versiyonunu satışa sundu!
609140
Beşiktaş'ta "Ferrari" Rüzgarı
Beşiktaş'ta "Ferrari" Rüzgarı Sezon başında siyah-beyazlı takıma transfer olan ve ilk resmi maçından itibaren görevini en iyi şekilde yapmaya çalışan İtalyan futbolcu Matteo Ferrari, özellikle UEFA Şampiyonlar Ligi'nde deplasmandaki Wolfsburg mücadelesindeki futboluyla büyük beğeni topladı. Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli'nin en güvendiği oyunculardan olan ve bütün resmi maçlarda görev yapan İtalyan oyuncu, performansıyla camianın da takdirini kazandı. Turkcell Süper Lig'de takımının yaptığı bütün maçlarda ilk 11'de sahaya çıkan yıldız oyuncu, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde de tüm karşılaşmalarda görev aldı. TFF Süper Kupa'da Fenerbahçe karşısında yine 90 dakika forma giyen Ferrari, siyah-beyazlı formayla başarılı performanslar sergiledi. Wolfsburg Maçında Rakiplere Göz Açtırmadı Ferrari, özellikle takımının UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Almanya'nın VfL Wolfsburg ile yaptığı ve 0-0 berabere kaldığı karşılaşmadaki performansıyla futbol kamuoyunun beğenisini kazandı. Sahada 90 dakika kalan ve geçen sezon toplamda 54 gol atan rakip forvetler Grafite ve Dzeko karşısında hatasız oynayan İtalyan oyuncu, futboluyla takımının ilk puanını almasında büyük katkı yaptı. Eskişehirspor Maçında Yok Beşiktaş, başarılı futbolcusunun yokluğunu ise Turkcell Süper Lig'deki Eskişehirspor maçında hissedecek. Kasımpaşa ile 9. haftada oynanan karşılaşmada 87. dakikada penaltıya sebebiyet veren ve kırmızı kartla oyun dışı kalan Ferrari, Eskişehirspor ile deplasmanda oynanacak zorlu maçta forma giyemeyecek.
609112
Cimbom'a ABD'li takviye!
Cimbom'a ABD'li takviye! Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, Türkiye Bayanlar Basketbol Ligi'nin (TBBL) başlamasına çok kısa bir süre kala sürpriz bir transfer gerçekleştirildiği belirtilerek, ''Geçen sezon WNBA takımlarından Indiana Fever ile final oynayan Katie Douglas, Galatasaray'da'' denildi. Açıklamada ayrıca, 2006 yılında WNBA All Star maçının ''En Değerli Oyuncu''su (MVP) seçilen Douglas'ın, Avrupa Birliği pasaportuna da sahip olduğunu ifade edildi.
608523
BM binasında şüpheli ölüm
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE BM binasında şüpheli ölüm İran'ın nükleer programı ile ilgili görüşmelerin sürdüğü Viyana'daki BM binasında şok bir ölüm yaşandı. İran'ın nükleer programı ile ilgili görüşmelerin sürdüğü Viyana'daki BM binasında şok bir ölüm yaşandı. Bir İngiliz nükleer uzman binanın 17. katından düşerek can verdi. Adı açıklanmayan 47 yaşındaki uzmanın 36 metreden fazla bir yükseklikten düşerek yaşamını yitirdiği kaydedildi. Gazeteport'un haberine göre, yasadışı nükleer denemeleri ortaya çıkarmakla sorumlu bir kurum olan Kapsamlı Nükleer Deneme Yasağı Anlaşması Örgütü için çalıştığı kaydedilen uzmanın ölümü şok etkisi yarattı. Viyana'daki bir BM sözcüsü uzmanın ölümünde 'şüpheli bir durum' olmadığını belirtirken, polis sözcüsü olayla ilgili başka herhangi birinin ilgisinin olmadığını söyledi. Ancak, herhangi bir intihar notu bulunamadı. Olay, ABD, Fransa, Rusya ve İran'ın Tahran'ın nükleer programı konusunda görüşmelerinin sürdürdüğü sırada salı günü meydana geldi. Olayı soruşturan polisler, uzmanla ilgili fazla bir ayrıntı vermedi, ancak otopsi yapılacağını doğruladı. Binanın bir çalışanına göre, dört ay önce yine İngiliz olduğu sanılan bir başka BM çalışanı da aynı binada benzer bir yükseklikten düşerek öldü.
607992
BEŞİR AYVAZOĞLU Ergun ağabey
Ayaküzeri bir yığın tavsiyede bulunmuştu: Çok okumalıydım, çok yönlü okumalıydım, eski harfleri ve bir yabancı dili mutlaka öğrenmeliydim. Yıllar sonra Cağaloğlu'ndaki avukatlık bürosunda da birkaç defa ziyaretine gittiğim Ergun ağabeye gazeteciliğe başladıktan sonra daha sık uğramaya başlamıştım. Hergün gazetesinde çalışıyordum, fakat hayalim, devrin iki büyük gazetesinden biri olan Tercüman'a geçmekti. 12 Eylül arefesiydi ve tarihte bu mümkün olmamıştı. Hayalim 1985 yılında gerçekleşti, fakat ne yazık ki "sağ"ın büyük gazetesi artık inkıraz dönemini yaşıyordu. Bu acıklı inkırazı durdurmak için çareler arayan rahmetli Kemal Ilıcak, Taha Akyol'u genel yayın müdürü olarak gazetesinin başına geçirmişti. Güvenebileceği bir ekip kurmak isteyen Taha Bey -kendisiyle Hergün'den tanışıyorduk- beni de çağırdı. Ve 1985 yılının Aralık ayında Tercüman'da Kültür-Sanat Servisi'nin şefi olarak göreve başladım. Aileye katılmış olmam Ergun ağabeyi çok memnun etmişti; ziyaretine gittiğimde beni Taha Bey'den önce Kemal Bey'e kendisinin tavsiye ettiğini söyledi. Bunu Yaşasın Hatıralar adlı kitabında da tekrarlıyor. Tercüman'da ilk üç yıl çok büyük bir zevkle çalışmışımdır. 1989 sonlarına doğru gazete büyük bir mali sıkıntının içine girdi. Gidişin gidiş olmadığını hissedenler birer birer ayrılıyorlardı. Ben sonuna kadar direnenlerden biriydim. Doğrusu, büyük bir gazetenin batışını yaşamak çok hüzün vericiydi. Hiç yıkılmayacak gibi görünen dev bir kuruluş gürül gürül çöküyor, "bir zamanlar kral" olan güçlü bir patron acz içinde kıvranıyor, solun gemi azıya aldığı bir dönemde tarihî bir misyonu üstlenen bir gazete -yani Tercüman, ki Türk basınında başlı başına bir okuldur- büyük bir hızla tiraj kaybediyordu. Yaşasın Hatıralar'ı okurken, günleri yeniden yaşıyormuş gibi heyecanlandım. Tercüman'ın en kıdemli yazarlarından olan ve elbette Kemal Ilıcak'ı ve ailesini çok yakından tanıyan Ergun ağabey, neler olup bittiğini daha iyi biliyordu. Esasen Yaşasın Hatıralar'da daha çok Tercüman'ı anlatmış, tam 170 sayfa... 1931 yılında Sivas'ta başlayan hayatının Babıali'de Sabah gazetesinde genel yayın müdürü olarak göreve başladığı 1965 yılına kadarki otuz dört yılı ve Babıali'de Sabah'ı yönettiği yılları hızlı hızlı geçen Ergun ağabey, Tercüman'a ayırdığı bölümde Kemal Ilıcak'la nasıl tanıştığını, gazetesinde yazmaya nasıl başladığını, yazdığı sürece yaşadıklarını, iç çekişmeleri, 12 Mart ve 12 Eylül'ün öncesini ve sonrasını, yönetim değişikliklerini, polemiklerini, kavgalarını, batış yıllarını, Ilıcak'ın hatalarını ve gazeteyi kurtarmak için denediği yolları vb. uzun uzadıya hikâye etmiş. Aynı zamanda İstanbul Barosu'na kayıtlı bir avukat olan Ergun ağabey, kısa bir bölümde de avukat olarak yaşadıklarını (mesela ve İstanbul Barosu ve Barış Derneği'yle mücadelelerini) anlatmayı da ihmal etmemiş. Daha sonra Tercüman gazetesinin de rol oynadığı Milliyetçi Cephe hükümetleri, yani iç politika... Ergun ağabey, daha sonra Türkiye gazetesiyle ilişkisinden, kısa bir süre yaşadığı Günaydın macerasından ve Tercüman'ın çöküşünden (yani 'son perde'den) söz etmiş. Ve "Portreler"... Bu bölümde yakından tanıdığı bazı politikacı, işadamı, sanatçı ve ilim adamlarının portrelerini çizen Ergun ağabeyin Yaşasın Hatıralar'ı, bana sorarsanız, sadece basın tarihimiz değil, siyasî tarihimiz açısından da büyük önem taşımaktadır. İşlek bir kalem ve ancak sürekli yazan tecrübeli yazarların sahip olabileceği akıcı üslûp, Yaşasın Hatıralar'ı daha da değerli kılıyor. Şu hususu kaydetmeyi bir vazife olarak görüyorum: Ergun ağabey, muhafazakâr basında köşe sahibi olan yazarlar içinde ilgi alanı en geniş olandı. Çok iyi Fransızca bilir, musiki ve edebiyatla yakından ilgilenirdi. Son yıllarında yakın çevresinde yer aldığı Peyami Safa'nın unutulmaması onun yazıları ve kitapları sayesindedir. Peyami Safa, Necip Fazıl ve Cemil Meriç'i anlattığı Üç Büyük Muzdarip adlı kitabını da okuyucularıma hatırlatmak isterim. Cezayir'in en önemli düşünürlerinden biri olan Malik bin Nebi'yi onun Türkçesinden okuduk. Yanlış hatırlamıyorsam, Réne Guenon'dan Türkiye'de ilk söz eden de Ergun ağabeydir. İlerlemiş yaşına rağmen çalışmayı bir an bile bırakmamıştı; Boğaziçi Yayınları'nı idare ediyor ve tercümeler yapıyordu. Son tercümelerinden biri Michel Winock'un Aydınlar Yüzyılı, diğeri Arthur Conte'un Diktatörler Yüzyılı'dır. Merkezefendi'deki muhteşem cenaze töreni, Ergun ağabeyin ne kadar sevildiğini ve hiç unutulmadığını gösteriyordu. Kendisine Allah'tan rahmet, yakınlarına ve dostlarına başsağlığı diliyorum. b.ayvazoglu@zaman.com.tr
607874
Krize karşı kalıcı tedbirler bekliyoruz
Koç Topluluğu tarafından düzenlenen 'Anadolu Buluşmaları'nın 16'ncısı, Konya'da gerçekleştirildi. Buluşmalar kapsamında organize edilen toplantıda Mustafa Koç, dünya ve Türkiye konjonktürü, topluluğun hedefleriyle ilgili görüş ve değerlendirmelerini paylaştı. Türkiye ve dünya ekonomisinin yaşadığı büyük sarsıntının ardından gelinen noktayı, son aylarda peş peşe yaşanan sel felaketlerinin ardından yaşananlara benzeten Koç, yaşanan her gelişmenin anlık tepkilere yol açtığını, ardından gündemin değiştiğini belirtti. Koç, her şey eskisi gibi devam ederken, kısır döngünün kırılamadığını kaydederek, şöyle konuştu: "Oysa insan, yıllardır tekrarlanan bu tür felaketlerden ders çıkarılmasını ve kalıcı önlemler alınmasını bekliyor. Küresel planda yaşanan ekonomik krizle ilgili olarak da aynı şeyleri söylemek mümkün. Yıkıcı etkileri olan böylesine geniş kapsamlı bir krizden sonra hepimiz, küresel çapta bazı kalıcı önlemlerin gelmesini bekledik, ama ne yazık ki şimdilik geçici düzeltme girişimleri ile yetinmek zorunda kaldık." Üzerinde mutabık kalınmış kalıcı adımların henüz atılmadığına işaret eden Koç, "Yeni krizleri engelleyecek sistematik önlemlerin devreye sokulmasını hâlâ bekliyoruz. Toparlanma sırasında para ve maliye politikalarında hata yapmamak hayatidir. Dolayısıyla gelişmelerin seyrini izlerken ihtiyatı elden bırakmamalıyız." dedi. Koç Topluluğu olarak, 2009 yılının zor bir yıl olacağını öngörerek, bu doğrultuda tedbirlerini aldıklarını anlatan Koç, 2008 Haziran ayından itibaren şirketlere almaları gereken tasarruf tedbirlerini ve uymaları gereken asgari risk yönetim hedeflerini bildirdiklerinin altını çizdi. Son yıllarda izledikleri odaklanma stratejisinin de isabetli olduğunu yaşayarak gördüklerini ifade eden Koç, iştirak portföylerindeki gerekli değişiklikleri zamanında yaparak, topluluğun mali yapısını güçlendirdiklerini belirtti. Koç, böylece ekonomi tarihindeki en büyük daralma dönemlerinden birinde kârlılıklarını korumayı başarabildiklerini kaydetti. Koç, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın önce gelen şirketlerinden biri olma hedefinde başarıyla ilerlediklerini belirterek, şunları söyledi: "Gururla ifade etmek isterim ki, bugün dünyanın en büyük 172. şirketi konumundayız. Küresel boyutta bir şirket olmak ve küresel kriterlerde rekabet etmek zor ve emek isteyen bir yoldur. Bu yolda ilerlerken, standartlarımızla, hizmetlerimizle, ürünlerimizle ve iş yapış şeklimizle fark oluşturmaya ve değer katmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde yapacağımız yeni yatırımlarda da kârlılık, verimlilik, şirket değeri artışı ve büyüme prensiplerine bağlı kalarak, odaklandığımız sektörlerde yurtiçi ve yurtdışındaki satın alma fırsatlarını takip edecek ve küresel bir oyuncu olma yönünde yeni adımlar atacağız." Koç Holding Üst Yöneticisi (CEO) Bülent Bulgurlu ise topluluk olarak krizin etkilerini asgari düzeyde tutarak, güçlü mali sonuçlar elde ettiklerini, 2008 yılı cirosunu yüzde 19, fliyet kârını yüzde 40 yükselttiklerini anlattı. 2008 yılında milyar lira net kâr elde ettiklerini ifade eden Bulgurlu, "Bütün bunların neticesi olarak, ülke ölçeğinde, topluluğumuzun kombine cirosu, milli gelirin yüzde 9'una eşdeğerdir. Ülke toplam ihracatının yüzde 11'ini, vergi ödemelerinin yüzde 13'ünü gerçekleştiriyoruz." dedi. Bulgurlu, yürüttükleri stratejinin daha az sektörde, daha büyük yatırımlar yapma ve bu sektörlerde derinlik kazanarak, kârlılığı artırma imkânı verdiğinin altını çizerek, son yılda 20 milyar liralık satın alma ve idame yatırımı yaptıklarını, kombine cironun kattan fazla artarak, 82 milyar liraya ulaştığını bildirdi. Bülent Bulgurlu, "Bazı şirketlerimizi kriz öncesinde varlık fiyatları zirvede iken sattık. Böylece krize, Koç Holding olarak milyar dolarlık güçlü bir nakit pozisyonu ile girdik." diye konuştu. EKONOMİ SERVİSİ
608197
ABD'de Efe gecelerde!
ABD'de Efe gecelerde! Yüksel Yavuz Efe Önbilgin'den hamile kaldıktan sonra, çocuğunu doğurmaya karar veren Deniz Akkaya, doğum yapmak için yedi aylık hamileyken ABD'ye gitti. Akkaya'nın ardından Önbilgin ise, İstanbul gecelerinde boy göstermeye başladı. Önceki gece, Osman Merzeci'nin Nişantaşı Biber Bar'daki yaşgünü partisine katılan Önbilgin, doğum hakkında ser verip sır vermedi. Bebeğinin stresten uzak bir ortamda doğup büyümesi için Deniz Akkaya'yı ABD'ye gönderen ve Miami'de özel ev tutan Önbilgin, Akkaya'yı haftada bir kez ziyaret edecek.
609072
Alay komutanı görevden alındı
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Alay komutanı görevden alındı Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, Bilge Köyü katliamı sırasında bölgede görev yapan alay komutanının görevden alındığını açıkladı. ANKARA TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, Mardin'in Mazıdağı İlçesi Bilge Köyünde yaşanan katliama ilişkin soruşturma çerçevesinde, Mardin İl Alay Jandarma Komutanının görevden alındığını bildirdi. Üskül, bugünkü komisyon toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, Mardin İl Alay Jandarma Komutanının görevden alındığı bilgisinin komisyonlarına geldiğini söyledi.
607898
Volkswagen Porsche'u alıyor
Avrupa'nın en büyük otomotiv şirketi Volkswagen, 2010 yılına kadar Porsche'un yüzde 49,9'unu alacağını, bunun için 3,9 milyar Euro ödeme yapacağını açıkladı. Açıklamada, Volkswagen ve Porsche'un birleşmesinin planlandığı gibi 2011'de olacağı belirtildi. Volkswagen, daha önce ağustos ayında bu yıl sonuna kadar 3,3 milyar Euro karşılığında yüzde 42 Porsche hissesini satın alacağını bildirmişti. Geçen yıl VW'nin yüzde 51 hissesini alan Porsche'un, bu oranı yüzde 75'e çıkararak VW'nin tek hakimi olma planları ekonomik krizle birlikte zora girmiş ve şirketin borcu milyar Euro'yu bulmuştu. Porsche'un VW'yi alma operasyonunun başarısız olması, Porsche Üst Yöneticisi (CEO) Wendelin Wiedeking ve Mali İşler Müdürü Holger Haerter'ın görevlerini bırakmasına sebep olmuştu. Porsche, çatısı altında Seat, Skoda, Audi, VW ve Scania ile lüks markalar Lamborghini ve Bentley gibi markaları bulunduran VW'in 10. otomobil markası olacak. Porsche 10 bin kişiye, VW ise 370 bin kişiye istihdam sağlıyor. FRANKFURT
609556
Denizli'deki cezaevinde işkence iddiası
Denizli Tipi Kapalı Cezaevi'nde, iki önce cezaevi doktoru ve gardiyan tarafından dövüldüğü ve işkenceye maruz kaldığı iddia edilen tutuklu Yunus Kalkan'ın babası Kemal Kalkan, oğlunun hayatından endişe ettiğini, olaya karışan kişiler ile oğlunun aynı ceza evinde kalmasının yanlış olduğunu söyledi. iddialarını ortaya atan baba Kemal Kalkan, muhabirine yaptığı açıklamada, olayın üzerinden iki geçtiğini, soruşturmanın çok yönlü olarak sürdüğünü, ancak oğlunun hayatından endişe ettiğini söyledi. Oğlunun cezaevi yönetimi tarafından bir hafta önce hücreye atıldığını ve kendisiyle görüşmesine izin verilmediğini iddia eden Kemal Kalkan, şunları kaydetti: "Oğlum üç yıl önce işlenen bir cinayete adı karıştığı gerekçesiyle yargılandı ve ceza aldı. İzmir'deki Buca Cezaevi'nden 18 önce Denizli Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. 14 Ağustos günü cezaevi doktoru Ş.G'nin odasına tedavi olmak için giden oğlum Yunus Kalkan çıkan tartışma sonucu ceza evi doktoru ve sekiz gardiyan tarafından bir st süreyle dövüldü. Ertesi gün ceza evine ziyarete gittiğimde oğlum ayakta duramayacak kadar bitkindi ve yüzü tanınmaz haldeydi. Durumu Denizli Cumhuriyet Savcılığı'na ilettim. Savcı Bey olaya el koydu ve oğlumU Denizli Devlet Hastanesi'ne getirterek muayene ettirdi. Doktor raporunda oğlumun kafasında, vücudunun büyük bölümünde darp izleri olduğu belirtildi. Oğlumun fotoğrafları çekildi ve olay kayıtlara geçirildi. Cumhuriyet Savcısı cezaevi güvenlik kameralarını alarak oğlumun dayak yediği anı tespit etti. Bunun üzerine soruşturma başlatıldı. Adalet Bakanlığı'nın soruşturması halen sürüyor." Olayın bir an önce aydınlatılması gerektiğini ifade eden Kalkan, "Oğlumun başka bir ceza evine nakledilmesini istiyorum. Olaya karışanlar ile aynı ortamda bulunması yok yanlış. Oğlumun hayatından endişe ediyorum" dedi. Denizli Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu Yunus Kalkan'ın (24) ceza evi doktoru ile sekiz gardiyan tarafından dövüldüğü iddiası üzerine Adalet Bakanlığının başlattığı soruşturmanın sürdüğü öğrenildi.
608864
Egonuzun kölesi misiniz, efendisi mi?
Seher Kadıoğlu'nun röportajı Kişisel Gelişim Uzmanı Dr. Zülfikar Özkan, hayatın her yönü ile zenginleştirilmesine, başka bir ifadeyle, bedenin, beynin ve kalbin dengelenmesine, bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmakta olduğunu savunuyor. Kişinin her yönü ile gelişmesi için toplumda takdir görmesi ve güçlü yönlerinin ortaya çıkarılması gerektiği vurgulayan Dr. Zülfikar Özkan, bunun ancak takdir ve güçlü yönleri ortaya çıkarma işi, ancak iletişim sırlarını çok iyi bilen insanlarla başarılabileceğini belirtiyor. Hayat Yayınlarından neşredilen “” adlı eserinde insanlarla dostane ilişki kurmanın esaslarını sunduğunu belirten, Özkan,eserinamacı, iletişimin sırlarını öğrenmeye yardımı olacak fikir, yöntem ve teknikleri okuyucuyla paylaşmak olanak özetliyor. İnsanların gönüllerine girmek isteyenler için dokuz yöntem sunulan eserde,bilge insanlar her zaman, sunulan şu dokuz yolun takipçisi olduğu vurgulanıyor: Hayatın anlamı ve amacı Uyum sağlamak İlk izlenimin gücü Takdir etmenin sırrı Kalbini insanlara açmak Dinleyerek değer verme Bilinçaltının dilini anlamak Ego köleliğinden ego efendiliğine geçiş Bolluk ve kıtlık bilinci. Peki nasıl başarılabilir bunlar ve kitabı en verimli nasıl ukllanailir okuyucular. İşte bu konularda eserin neden önemli olduğu üzerine Zülfikar Özkan’lasöyleştik. Zülfikar bey, kitabınızı okuduktan sonra “Yetişkinlere Pollyanna dersleri” diye bir not almışım.Umarım buifadeye kızmadınız? Hayır kızmadım. Pollyanna iyimserlik pompalayan çocuklar için kaleme alınmış bir roman. Belki Pollyanna’ daki pozitif ve iyimser bakış açısı, İletişimde Kalp Köprüsü’nde de karşınıza çıkmış olabilir. İyimserlik insanın davası, sağlığı diğer insanlarla iletişimi açısından önemli bir güçtür. İyimser insanlar kötümserlere göre daha başarılıdır. Bir iyimserin yaptığı işi ancak dört iyimser yapabiliyor. Kitabımızın arkasında yer alan kaynaklardan da göreceğiniz gibi İletişimde Kalp Köprüsü, bilimsel bazlı bilgiler içeren, geniş hacimli, yetişkinlere yönelik bir çalışma. Birçok bilimsel araştırmanın sonucundan faydalanılarak hazırlanan kitap, insanın, verimi nasıl arttırılabilir? Enerjisinin boşa gitmemesi nasıl sağlanılabilir? İletişimin, huzurun sırları nedir? sorularının cevabını veriyor. Kitabınızın başında, Hayatın amacı ve anlamı belirlenmeden başarı kapılarını çalmanın boş çabalar olduğunu söylüyorsunuz .Amaç ve anlam belirlemek bu kadar mı önemli? Evet bir insanın hedefi ve amacımutlaka olmalı hayatınızın anlamını bilmiyorsanız yaptığınız bütün çalışmalar boşa gider. Bu sadece insan için değil; dünyaya baktığımızda bir hücreliden başlayarak, bütün canlıların bir var oluş sebebi vardır. halde gençlere öncelikle amaç ve anlam belirlemelerini önermeliyiz Evet gereksiz bir varlık bu dünyada olmaz. Eğer burada var oluyorsak, bilinmeli ki bir sebebi vardır. Dünyada var olan her şeyin bir var oluş sebebi vardır. Benim varoluş sebebim nedir? Bu dünyaya niçin geldim? Hayatın amacı nedir? Sorularını genç kendine sormalı. Bilge Kişilikli İnsanlar Mutluluğun Sırrına Ermişlerdir İletişimde Kalp Köprüsü adlı eserinizin amacı nedir? Bilimsel bir amacıvar ve bilgeliğin yollarınısunuyor. Bilgelik nedir? Bilmek sahip olduğun bilgidir. Bilgelik de onunla ne yaptığındır. Bilgi gerçeklerin bir birikimidir; bilgelik ise neyin önemli neyin önemsiz olduğunu ayırt edebilme becerisidir.Bilge kişilikli insanlar mutluluğun sırrına ermişlerdir. Sanatçılar dertten beslenir diye bir algı vardır ya halde sanatçı bilge kişilikli olamaz? Sanatçı da bilge olabilir. Sanat bilgeliğe ulaşmanın en kestirme yoludur. Gerçek sanatçı, mutlu olmanın sırrına ermiştir. Gerçek sanatçı değilse güzelliklerin farkına varamaz. En büyük güzellik, en büyük sanat insanın vücududur. Yaradılıştaki bu sırları, uyumu, inceliği anlama yeteneği olan; duyduğu hayranlığı sanatına yansıtır. Gerçek sanatçı akış yaşantısına geçer bu bakımdan mutludur. Mutsuzluktan beslenmiş, karamsar, saçı sakalına karışmış, acayip görünümlüleri sanatçı olarak kabul edemeyiz. Çünkü küfür ediyorlar; şiirleri bile küfürlü. Tabiattaki güzellikleri görmekten acizler. Gerçek sanatçı ise bilgeliğe yönelmiş mutluluğun sırrına ermiş bir insandır. Acılar sofrasındayken de mutluluk oyunu mu oynayacağız? Nietzsche ’in bir sözü var: “Beni öldürmeyen şey beni güçlendiriyor” Üzüntüyle karşılaşınca şu soruları soracağız: “Bu olayın benim için iyi tarafı nedir?. Beni nasıl güçlendirecek? Karşılaştığım bu sorundan ne öğrenebilirim? Zararı kâra nasıl dönüştürebilirim?” Bakın, en sevimsiz görünen hadisede bile hayır arayabiliriz. Kuran-ı Kerim’de Bakara Suresi’nin 216.Ayetinde ne diyor? “Sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır vardır. Siz bilemezsiniz Allah bilir.” Kısa vadede acı veren, uzun vadede bizim için hayırlı olabilir. Çocuklara problem veririz ki, çözsünler gelişsinler; problemleri çözdükçe daha zor problem veririz; hayatta da böyle; problemler karşımıza çıkar, bu bizim tekamülümüz içindir; zarar, kaybediş olarak alımlamamalı; aksine ders alınabilecek bir ibret levhası olarak görülmelidir. Kalbe Doğan İlk Bakış “Benzer insanlar birbirini çeker” demişsiniz. Oysa zıt kutuplar birbirini çekmez mi İletişim kurup kurmamaya ilgilerimizin ilk ışığıyla karar veriyoruz; daha sonra da hep ilk izlenimlerle ilk bilgilerle değerlendiriyoruz. Yaklaşık on saniye gibi bir sürede oluşan ilk izlenim, senelerce silinmiyor. Bu çekim yasası; bir yasa. Çekim yasasına göre benzer benzeri çeker. Halk arasında bir söz vardır. “Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş” Eğer kapak tencerenin değilse uymaz; ayni şekilde evlilik kurumunda da eşler, eğitim, zihniyet, karakter, yaş olarak birbirlerine benzedikleri takdirde birbirlerini çekerler. Zıtların birbirini çektiğini iddia eden kaynaklar olsa da evlilik, karşılıklı anlaşma, uyum beklenen bir yapılanmadır. Evlenmeden önce birbirlerini cazip bulanlar, çekenler; ortak payda bulmakta sıkıntı yaşıyorlarsa yıllarca aynı yolda yürüyebilirler mi? Çekim yasasına göre benzer benzeri çeker; sanıldığı gibi aykırılar değil. Gönül bağımızı kuran ilk izlenim gücü mü yani ilk bakışımız mı? İlk izlenimin yüzde doksan beşi görseldir ilk bilgi, ilk intiba bu yüzden önemlidir. İletişim kurup kurmamaya ilgilerimizin ilk ışığıyla karar veriyoruz; daha sonra da hep ilk izlenimlerle ilk bilgilerle değerlendiriyoruz. Yaklaşık on saniye gibi bir sürede oluşan ilk izlenim, senelerce silinmiyor. Eğer bir insan hakkında ilk bilgi olumluysa, mesela ilk bakışımızda “Sıcak sevimli bir insan” dediysek, ondan sonra insan kötülülük yapsa bile affedici oluyoruz; bilmeden yapmıştır diyoruz; hep ilk büyülü anın, ışığı altında değerlendiriyoruz. Bu bağlamda, ilk tanıştığımız birinin yanında çok şikayet edersek, anti sosyal ve sıkıcı olarak damgalanabiliriz. İlk görüşmelerde olumlu özelliklerimizi öne çıkarırsak, hakkımızda olumlu kantler edinilir. Zihin İnsan Düşüncelerinden İbaret “Enerji ve ilgi gösterdiğimiz her şey büyür” diyorsunuz. halde çocuk yetiştirirken bunun önemini geçemeyiz.. Zihin neye yoğunlaşıyorsa onu besliyor. Çocuğun başarısına yoğunlaşırsak çocuğu beslemiş oluruz. Neye odaklanırsak onu büyütüyoruz. “Zihin insan düşüncelerinden ibaret” diyor Mevlâna. Çocuklarımızın başarısını istiyorsak, onların güçlü yönlerini, yeteneklerini geliştirmesini sağlamalıyız. Başarılarını övün, ödüllendirin; ödüllendirilen davranış tekrarlanır. Rahibe Teresa Etkisi Merhameti bir savunma yöntemi olarak görmüşsünüz. Bununla ilgili bir çok araştırma yapıldı. merhamet gösterilen insanın bağışıklık sistemi kuvvetleniyor; daha sağlıklı oluyor; insanlara daha verimli oluyor. Rahibe Teresa’nın filmlerini öğrencilere gösteriyorlar. Filmleri seyretmeden önceki ve filmleri seyrettikten sonraki kanları inceliyorlar. Kanlarında immunglobulin artıyor; bu da soğuk algınlığına karşı vücudu koruyor; bağışıklık sistemini güçlendiriyor; şefkatli insan başkasına iyilik yapmakla kalmıyor kendi bağışıklık sistemini de güçlendiriyor. Dinleyerek hangi mesajı veririz? Kitabınızın dinleyerek değer verme bölümünü okurken ne çok söz kestiğimin ve ne çok sözümün kesildiğini anımsadım. Neden dinlemeyi beceremiyoruz? Dinlemediğimiz insana “Sen nesin ki sözün ne ola ne değersiz insansın” mesajı veriyoruz. Dinleyerek karşımızdakinin zehrini alırız; endorfin salgısını arttırırız; onu rahatlatırız İnsanları dinleyerek var ederiz; okullarda en çok konuşma eğitimi veriliyor. Dinleme eğitimi önemsenmiyor. Dinlemek alışkanlıktır. Toplum olarak konuşmayı seviyoruz. Konuşma alışkanlığımız yerinde; dinleme alışkanlığımız yok. İnsanları etkili dinlediğimiz zaman göz teması kurarak karşımızdakilere “Sen benim için varsın, önemlisin, sevilmeye layıksın, senin yerin doldurulamaz” gibi mesajlar veriyoruz. Dolayısı ile dinlediğimiz insan mutlu oluyor; dinlemediğimiz insana “Sen nesin ki sözün ne ola ne değersiz insansın” mesajı veriyoruz. Dinleyerek karşımızdakinin zehrini alırız; endorfin salgısını arttırırız; onu rahatlatırız. Diğeri tarafından dinlenmek psikologların önerdiği prozak etkisi yapar. Bilinçaltı Ekilen Tarla mıdır? “Kararlarımızın yüzde doksanı duygulara dayanır” diyorsunuz. Karar verirken mantığımız yerine duygularımızı mı çalıştırıyoruz? Şimdi bizim bir bilincimiz, bir de bilinçaltımız var; yani farkında olduklarımız. Mesela ben şu anda sizin farkınızdayım; bilinç alanım içindesiniz ama şu anda bir sürü olay bilinç alanım dışında; kalbim çalışıyor, soluk alıyorum, bunları fark edemiyorum. Biz etrafımızdaki olayların yüzde onunun bilincindeyiz yüzde doksanı bilinçaltı düzeyde gerçekleşiyor. Bilinçaltı ekilen bir tarla gibidir ne ekersen onu biçersin Bilinçaltıduygu alanı mı oluyor? Duyguların alışkanlıkların hatıraların ikâmetgahı merkezi bilinçaltıdır, bu yönüyle de kararlarımızın yüzde doksanı duygulara, alışkanlıklara dayanır. -Ben yine de karar aşamasında duygularımdan sıyrıldığımı düşünüyorum İnsan her ne kadar “Düşünerek karar verdim” diyorsa da bu yüzde ondur. Çünkü insan duygusal bir varlık. Ego ve Denge -Egomuzun kölesi miyiz efendisi miyiz? Nasıl anlayacağız? Stresin kaynağı kişinin egonun emrine girmesidir. Eğer sürekli daha çok kazanmak istiyorsak zaman da egonun emrine girmişizdir demektir. Daha çok şeye sahip oldukça ego güçlenir. Birçok insan egosunun esiri oluyor, nefsinin peşine düşüyor, birtakım insanlara kızıyor, öfkeleniyor. Bu tablo ego köleliğidir. Egonun kölesi olduğumuz zaman enerjimiz ve paramız boşuna akıp gidiyor dolayısıyla da hayat boşa akıp gidiyor Bütün bilge insanlar egosunun efendisidir. Okumamış yazmamış insan da egosunun kölesidir. Bir insan sürekli stres, öfke yaşıyorsa, insan egonun emrine girmiştir. Stresin kaynağı kişinin egonun emrine girmesidir. Eğer sürekli daha çok kazanmak istiyorsak zaman da egonun emrine girmişizdir demektir. Daha çok şeye sahip oldukça ego güçlenir. Stresin panzehiri şükretmektir. Ego şükretmeye yanaşmaz. Egonun efendisi olan insan öncelikle başkalarına güzel söz söyler. Kuran-ı Kerim Bakara suresinin 83 ayetinde İnsanlara güzel söz söyleyin.” diyor. İnsan güzel söz söyleyemiyorsa direkt egosunun emrine girmiştir. Bir de demişiniz ki: “Değerlerimize ne kadar sahip olursak kadar iç huzurlu ve uyumlu oluruz” Mutluluğun temeli uyumlu olmak tabii. Dengeyi bulmak lazım. Egosunun emrine giren insan dengeyi kaybeder; beslenmesi, konuşması, para kazanması dengesizdir. Egoyu seven bencil insandır, dünyayı kazansa gene doymaz, daha çok ister. Yunus Emre diyor ki “Beni sana vereyim, Sensiz ben nideyim, Ben senin huzuruna bensiz varayım Mevlâm”. Demek istiyor ki egoya ait ne varsa hepsini bırakayım. Mevlâna diyor ki İyiyle kötünün ötesinde bir alan var seninle orada buluşacağım” Mutlu insan başkalarına el uzatan insandır. Ego karşılaştırma ile beslenir hep kendini başkalarıyla karşılaştırır. (Devam edecek)
607656
Fener favori
Fener favoriDevler Ligi’nde mücadele eden futbolun unutulmaz şöhretleri de derbiyi masaya yatırdılar Futbolda haftası olmasına karşın ’nin havasına girdiği derbisi, eski yıldızların da gündemine geldi. ’de yayınlanan “Devler Ligi”nde boy gösteren eski yıldızlar, MİLLİYET’in sorularını yanıtlarlarken, eski günlere de dönmeden edemediler. Galatasaraylı ve Ergün Penbe, makus talihin bu kez değişebileceği inancında. Her iki takımda da oynamış bir isim olan Tanju daha temkinli. Fenerbahçeli Hooijdonk böyle maçlarda futbolcuların özel motivasyona ihtiyaçları olmadığını belirtirken, Boliç, Fenerbahçe’nin avantajlı olduğunu söyledi. Baliç ise kısır bir maç beklediğini söyleyerek şaşırttı. belki de son yılın fotoğrafını şu sözlerle ortaya koydu: “Galatasaray sinirlerini yenebilirse, ’den bu kez kazanarak çıkabilir”. İşte görüşler: ERGÜN PENBE Üstünlük biter Kadıköy’de Fenerbahçe’nin üstünlüğü var. Ben önümüzdeki maçla beraber bunun kırılacağına inanıyorum. Fenerbahçe belki lige iyi başlangıç yapmış olabilir, ama maçı dışında izleyenlere keyif veren bir futbol ortaya koyamadılar. Galatasaraylı futbolcular da kazanarak hem Kadıköy fobisine son vermek istiyorlar hem de bir ilki yaşatmak arzusundular. Tabii yıllarca bu derbileri oynayan biri olarak, ne kadar bu baskıyı az hissetsem de, günlerce bu derbinin basında işlenmesi, stada adım attığınızda 50 bin kişinin sizi karşılaması, futbolcuları strese ve gerilime sokuyor. ELVİR BOLİÇ Ev sahibi güven veriyor Bu tür maçların havası değişik oluyor. Favoriler kolay kazanamıyor. İki takım da iyi başladı lige. Fenerbahçe sahasında oynadığı için favorim. Ancak böyle büyük maçlarda değişik skorlar da olabiliyor. Fenerbahçe formasını giyerken, Galatasaray maçlarını çok seviyordum. Galatasaray’ın ofansta yıldızları daha fazla gibi dursa da, takım olarak Fenerbahçe güven veriyor. Alex avantaj olur Fenerbahçe, özellikle Alex olursa avantajlı gibi duruyor. Üstelik seyirci baskısını da unutmamak gerekir. Galatasaray’da defans kurgusu iyi işlemiyor. Son iki maçta yenilen gol bunun göstergesi. Bunun yanı sıra Ayhan ile ’ın ön liberoda uyumlu olmadığını da unutmayalım. Keita, Baros, Alex, Emre bana göre kader adamları. Galatasaray’da üst düzey oyuncular var ve atmosfer onları ateşleyebilir. Keita kendi için değil de takım için oynadığında hayat veriyor. ’ın ise son haftalarda büyük form düşüklüğü içinde olduğunu görüyoruz. Fenerbahçe takım oyunu oynuyor. Futbolcuların motivasyonu ve morali karşılaşmaya etki eder. Skor veremiyorum, çünkü falcı değilim. PİERRE HOOIJDONK Yıldızlar belirler Bu tür maçların favorisi olmaz. Galatasaray özellikle forvet bölgesinde yetenekli oyunculara sahip. Bu oyuncular çok iyi performans gösterirse, skoru lehlerine çevirebilirler. Fenerbahçe ise takım olarak daha uyum içinde. Herkes oyuna ve skora katkı yapmak istiyor. Bu da onların avantajı. Bu tür özel maçlar büyük oyuncularla kazanılır. Hangi takımın yetenekli oyuncuları formda olursa takım bir adım öndedir. Bu tür maçları çok oynadım. Bu nedenle ekstra motivasyona ihtiyaç yok. HASAN ŞAŞ Rijkrd çözer Şu anki son form durumlarına göre kolay yorum yapılmaz. Fenerbahçe ligin ilk haftasından bu yana bazı maçlarda kötü oynayıp kazandı ya da son dakikalarda neticeyi yakaladı. Galatasaray ise son iki maçta gol yedi. İki formda olmayan büyük takımın maçı. Bu derbinin düğümünü Rijkrd çözer. forvet özellikli oyuncuyla çıkarsa Saraçoğlu’na, bu olur. gibi kaleye gelmekte güçlük çeken bir takımdan gol yediler. Orta sahada daha dikkatli kadro yapısı şart. Kadıköy’de 10 yıl önce kazanmıştık. Oraya gidildiğinde değişik hazırlanıyorduk. Ancak 55 bin kişi üzerinize geliyor. Bu ev sahibi için itici bir güç. Galatasaray’ın sahasında da Fenerbahçe son yıllarda zor kazanıyor. ELVİR BALIÇ Kısır olabilir İki takımın da yorgun çıkacak olması, beklentilerin aksine ortaya kısır bir maç çıkarabilir. Orta alanda ayakta kalan, basan takım sonucu kendi lehine çevirebilir. ACUN ILICALI Tadını çıkaralım Dünyada ev zevk aldığım derbiler; Boca Juniors-River Plate, ve Fenerbahçe-Galatasaray. Bu maçların atmosferi farklı oluyor. Futbol şöleni olarak bakmak lazım. Tadını çıkarmaya bakalım. Kader adamları Fenerbahçe adına Emre ve Alex tartışmasız. Ayrıca Volkan da hata yapmamalı. Galatasaray ise Kadıköy’de sinirlerine hakim olamıyor. Eğer bunu başarabilirlerse, zaman kazanmak için şansları artar. Son yıllarda çok daha iyi kadrolarla karşı yakaya gelmelerine karşın, atmosfer ve sinirlerine hakim olamadıkları için hep kaybettiler. Arda, Galatasaray’ın en önemli silahı. OKTAY DERELİOĞLU F.Bahçe favorim Fenerbahçe’yi son maçındaki eleştirilerin aksine kötü bulmadım. Galatasaray ise Trabzon’u yendi. İki 90 dakikaya bakarsak Galatasaray moralli, Fenerbahçe moralsiz. Ancak takım olgusu olarak Fenerbahçe daha iyi. Takım savunması ve ekip organizasyonunu daha çok yansıtan Fenerbahçe benim favorim. F.Bahçe kazanır Fenerbahçe’de serinin bozulması, daha da hırslanacağına işaret. Eğer bu maça 10’da 10 yapma düşüncesiyle çıkılsaydı, psikolojik olarak daha fazla zorlanırdı. Galatasaray’ın senedir kazanamamasından kaynaklanan bir ezikliği var. Korkarak geliyor Kadıköy’e. Bu sene de, Fenerbahçe’nin kazanacağına inanıyorum. stat, Galatasaray için soğuk bir stattı yıllar öncesi. Şimdi ise iyi bir arena. Korkmaları değil, zevk almaya bakmaları gerekir. ANILAR Tanju Çolak Galatasaray’da iken 3-0 öne geçip, 4-3 kaybettiğimiz maç aklımdan çıkmıyor. BOLİÇ Ali Sami Yen’de, Fenerbahçe’nin 4-0 kazandığı karşılaşmayı unutamam. HASAN ŞAŞ ’da, Ali Sami Yen’de 4-4’lük maçını unutamıyorum. Benim kaçırdığım müsabakaydı ve elenmiştik. ERGÜN PENBE 6-0 yenildiğimiz ve hiç ceza sahamıza gelemeden kazandıkları maçları kâbus gibi hatırlıyorum.
607682
Fiat, Avrupa’nın en çevreci oto markası
’nın en oto markası ’ın, üst üste yıl “en otomobil üreticisi seçilmesinin ardından, 2009 yılının ilk yarı sonuçlarında da bunu korumaya devam ettiği bildirildi ’tan yapılan yazılı açıklamada, 2008 sonuçlarına göre kilometrede 133.7 gramla ’nın “en düşük” ortalama emisyon değerini sunan Fiat’ın, 2009’un ilk yarısında ise bu değeri kilometrede 129 grama düşüren “tek marka” olduğu kaydedildi. Fiat CEO’su Lorenzo Sistino, “Amacımız, yeni motorlar, yeni teknolojiler ve uygulamalar aracılığıyla, emisyon azaltımındaki Avrupa rekorumuzu gerçekten daha da pekiştirmek” dedi.
607703
TRT ‘Ayrılık’ı yumuşattı
‘Ayrılık’ı yumuşattıMAGAZİN SERVİSİ Sivil Filistinlilerin İsrail askerleri tarafından kurşuna dizildiği bu sahne de çıkarıldı. İlk bölümü ile krize neden olan “Ayrılık” dizisinin önceki akşam yayımlanan ikinci bölümünde İsrail askerlerinin sivilleri kurşuna dizdiği sahne gibi bazı sahnelerin makaslandığı ortaya çıktı Geçen hafta ekrana gelen ilk bölümü ile krize neden olan -1’in “Ayrılık-Aşkta ve Savaşta dizisinin ikinci bölümü önceki akşam yayımlandı. Ancak ikinci bölümde bazı sahnelerin makaslandığı ortaya çıktı. İlk bölümünde İsrail askerlerinin masum çocukları bile acımasızca öldürdüğü sahneler nedeniyle nefrete teşvik ettiği yönünde eleştiriler alan dizinin yapımcısı Çağla Prodüksiyon’un sahibi Selçuk Çobanoğlu, ikinci bölümde bazı sahnelerin çıkarıldığını açıkladı. TRT de doğruladı TRT yetkilileri de, dizinin daha fazla gerginliği tırmandırmaması için yumuşatıldığını doğruladı. Dizinin yapımcısı Selçuk Çobanoğlu, ilk üç bölümü 20 gün önce TRT’ye teslim ettiklerini belirterek, “Her kanalın kendi kuralları var. Birinci bölümden de çıkarılan sahneler vardı, ikinci bölümden de olması da gayet normaldir. Biz bu duruma muhalefet değiliz. Bu TRT’nin elinde ve tasarrufunda olan bir durumdur. Biz nefreti tırmandırmak için bir dizi çekmedik. Biz ilk üç bölümü çektiğimizde de Ayrılık’ın aşk dizisi olduğunu söylemiştik. Şimdi ilerleyen bölümlerde bu durum daha da iyi ortaya çıkacak” dedi. Çobanoğlu çıkarılan sahneler arasında İsrail askerlerinin gözü bağlı Filistinli sivilleri kurşuna dizdiği sahnenin de olduğunu söyledi. Geçen hafta ekrana gelen ve büyük kriz yaratan dizinin ilk bölümü 0.8 reyting ve 1.42 izlenme oranıyla 74. sırada yer almıştı. Dizinin koparttığı gürültünün ardından ekrana gelecek olan ikinci bölümünün izlenme oranı ise büyük merak konusu oldu. Bu hafta reytingde 44. Önceki gün yayımlanan ikinci bölümünün sadece 1.49 reyting ve 3.86 izlenme oranına ulaşarak sadece 44. olması ise şaşırttı. Yapımcı Çobanoğlu, TRT Genel Müdürü ’in geçen yıl yaptığı “Reytingler gerçeği yansıtmıyor” şeklindeki açıklamasını hatırlatarak “0.9 reyting, reyting ailesine denk gelir. Son gelişmelerden sonra bizi sadece ailenin izlemesi mümkün mü?” dedi. Belediye Başkanı da oynadı Gaziantep Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey’in de bir bölümünde rol aldığı dizide İsrailli acımasız komutan Eytan (Emir Benderlioğlu ile Filistinli örgüt üyesi Kevser’in (Tuvana Türkay) aşkı anlatılıyor. Dizinin ikinci bölümünde gayriresmi saldırılar düzenleyip kadın ve çocuk dinlemeden öldüren Arz-ı Mev’ud isimli örgütün başındaki Eytan’ın yolu, zorla evlendirilmek istendiği için evinden kaçan Kevser’le kesişiyor.
608345
Parekendede cirolar hareketlendi
Organize perakendede Eylül ayında cironun Ağustos ayına göre yüzde arttığı, yıllık ciro artışının ise yüzde düzeyinde gerçekleştiği bildirildi. Eylül ayı ciroları Ağustos ayına göre yüzde artarken, 2008 yılının Eylül ayı ile karşılaştırıldığında yıllık bazda ciro yüzde oranında arttı. 2009 yılının aylık dönemi, 2008 yılının aynı dönemiyle kıyaslandığında ise organize perakende cirosu yüzde büyüdü. Alt sektörler bazında cirolar incelendiğinde, gıda perakendesi cirosunda önceki aya göre yüzde seviyesinde bir düşüş yaşanırken, gıda dışında aylık ciro değişimi yüzde 39 artış olarak gerçekleşti. Hazır giyim sektörü cirosu ise yüzde 64 arttı. Aylık bazda geçen yılın Eylül ayıyla kıyaslandığında, gıda perakendesi ciroları değişmezken, gıda dışı perakende ve hazır giyim ciroları yüzde 16 büyüdü. Yıllık bazda değerlendirildiğinde gıda ciroları yüzde 1, gıda dışı cirolar yüzde 6, aylık dönemler dikkate alındığında ise gıda ciroları yüzde 3, gıda dışı yüzde 8, hazır giyim yüzde 11 oranında büyüme gösterdi. AYDA METREKARE YÜZDE BÜYÜDÜ Metrekare endeksine bakıldığında, yıllık bazda yüzde 12'lik artış gözlenirken, Aralık 2008 sonuna kıyasla 2009 yılının aylık döneminde metrekare yüzde büyüdü. Mağaza sayıları açısından da yıllık yüzde 11 artış yaşanırken, 2008'deki yıllık yüzde 25'lük artış dikkate alındığında yıllık büyüme hız kesti. Eylül 2009'da yıllık metrekare artışı gıdada yüzde 14, gıda dışında yüzde 11 seviyesinde gerçekleşirken, hazır giyimde yüzde 14 oranında artış yaşandı. Aralık 2008 sonuna göre aylık büyümeye bakıldığında en yoğun metrekare artışı yüzde 10 ile gıda perakendesinde görülürken, gıda dışında yüzde 7'lik, hazır giyim sektöründe ise 8'lik büyüme gerçekleşti. GIDADA MAĞAZA SAYISI YÜZDE 20 ARTTI AMPD Perakende Endeksi by Nielsen Eylül 2009 sonuçlarına göre, geçen yılın Eylül ayına göre yıllık mağaza sayıları gelişiminde gıdada yüzde 20 artış olurken, gıda dışında yüzde oranında artış görüldü. Hazır giyim sektöründe mağaza sayısı ise yüzde oranında arttı. Metrekare başına cirolara bakıldığında Eylül 2009'da metrekare başına ciro endeksi Ağustos ayına göre yüzde arttı, 2008 Eylül ayına göre aylık bazda yüzde düştü. Alt sektörler bazında ise gıdada Ağustos ayına göre yüzde 5, 2008 yılı aynı dönemine göre yüzde düşüş gerçekleşti. Gıda dışında ise aylık yüzde 37 artış olurken, Eylül 2008'e göre yüzde 10 yükselme kaydedildi. HAZIR GİYİMDE METREKARE CİROLARI YÜZDE 58 ARTTI Hazır giyim sektöründe metrekare başına cirolarda Eylül ayında önceki aya göre yüzde 58 artış gerçekleşti. Endekse göre, cirolardaki aylık yükselişlerin metrekare gelişiminin üstüne çıkması, metrekare başına ciroların aylık ve yıllık bazda artmasını sağladı. Sektör istihdamı ise aylık bazda aynı kalırken, yıllık bazda yüzde azaldı. Toplam çalışan sayısında Aralık 2008'den bu yana yüzde düşüş yaşandı. Alt sektörlere bakıldığında, 2008'deki istihdam artışının hız kestiği dikkat çekerken, gıdada yıllık bazda yüzde istihdam düşüşü, gıda dışında yüzde artış yaşandı. Hazır giyimde ise yüzde 2'lik istihdam büyümesi gözlendi. Eylül ayında Ağustos ayına göre organize perakendede fiş sayıları yüzde azalırken, 2008 Eylül ayına kıyasla aylık artış yüzde 14 seviyesinde gerçekleşti.
607926
Hayrünnisa Gül, kitap kurdu köylü kadınlarla buluştu
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül, Türkiye Okuyor Kampanyası kapsamında okuma yazma öğrendikten sonra Cumhurbaşkanı'na mektup gönderen Vanlı kadınlarla bir araya geldi. Köy meydanında düzenlenen törende yaklaşık 50 kadını dinleyen Gül, "Bu tablo beni gururlandırdı." dedi. Hayrünnisa Gül, Van temasları sırasında önce şehirdeki 22 okula cep telefonundan bağlanarak teknoloji sınıflarını hizmete açtı. Ardından 'Okuyan Gevaş' kampanyasına destek vermek için ilçeye bağlı Yuva köyüne gitti. Gül, köy girişinde Hayrünnisa Hakan isimli yaşındaki kız çocuğu tarafından çiçekle karşılandı. Köy meydanında kadınlarla bir araya gelen Gül, köylerde en fazla kitap okuyan kadınlar ve kızlarla sohbet etti. Törende konuşan köy muhtarının eşi Nezaket Hakan, Hayrünnisa Hanım'ı Kürtçe selamlayarak, "Hoş geldiniz. Başımızın gözümüzün üstüne geldiniz. İnşallah sizleri bir daha aramızda görürüz." dedi. Daha sonra programa katılan kadınlar, tek tek söz alarak duygu ve düşüncelerini dile getirdi. Hayrünnisa Gül de gördüğü tablonun kendisini memnun ettiğini söyledi. Gül, şunları kaydetti: "Okuma kampanyasına katılan kadınlara destek veren ağabeylerini ve eşlerini gördüm. Bu tablo beni gururlandırdı. Bütün Türkiye'ye örnek oluyorsunuz. Okumanın faydası sadece kendinize değil, çocuklarınıza da olacaktır. Okumamış olanlar için hiçbir şey geç değil. İster çocuk olsun ister çocuk olsun. Bunlar engel değil. Bizler de bunu zamanında yaptık. Ne mutlu ki burada sizlere destek veren eşler, ağabeyler, anne ve babalar var. Onlara da teşekkür ediyorum."
608369
Polis emlakçı katilini iz sürerek yakaladı
Alınan bilgiye göre, soruşturmayı yürüten İzmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Mayıs ayında Kadifekale semtindeki evinin önünde tabancayla öldürülen emlakçı Felemez Aksöz'ün (41) katil zanlısını bulmak için iş ve özel yaşamını inceledi. Polisin yaptığı çalışma sonucunda, Aksöz'ün, öldürülmeden önce komşusu A.T'nin birahanede garson olarak çalışan eşi S.T. ile sık sık telefonla görüştüğü ve çalıştığı yere gittiği belirlendi. Komşulardan ve birahane çalışanlarından bazılarının, S.T. ile Aksöz'ün ilişkilerinin bulunduğunu iddia ettikleri bildirildi. A.T. ile eşi S.T'nin, cinayetten birkaç gün sonra Antalya'ya taşındıkları tespit edildi. Antalya'ya giden İzmir polisi, A.T. (26) ile aylık hamile eşi S.T'yi (26) gözaltına aldı. İzmir'e getirilen A.T'nin cinayeti itiraf ettiği, ancak avukat nezaretinde alınan resmi ifadesinde ''susma'' hakkını kullandığı öğrenildi. Eşi S.T'nin de ''susma'' hakkını kullandığı bildirildi. Emniyette işlemleri tamamlanan A.T. ''adam öldürmek'', S.T. ise ''cinayeti bilerek saklamak'' suçlarından adliyeye sevk edildi. A.T. çıkarıldığı mahkemece tutuklandı, S.T. serbest bırakıldı. İzmir'in Kadifekale semtinde 20 Mayısta Felemez Aksöz (41) evinin önünde başından tabancayla vurulmuş, zanlı olay yerinden kaçmıştı. Emlakçılık yapan çocuk babası Aksöz, kaldırıldığı Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hayatını kaybetmişti.
608166
Gazetelerde Bugün
CUMHURİYET Türkiye’de terör kavramı değişti CHP lideri Baykal: Silahların bırakılması memnuniyet verici ancak hukuk sistemi ayaklar altına alındı. Pişman olmadığını söyleyenler serbest kaldı. HÜRRİYET Bu sözlere kulak verin DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, DTP'lilere seslendi: 'Eğer Türkiye kamuoyunda oluşan tepkileri önemsemezsek sürecin önünü tıkarız. Omuzlarımızdaki yük ağır ama başarabiliriz.' MİLLİYET Ölçü kaçmasın K. Irak'tan gelen PKK'lıların karşılanması ve Diyarbakır'a gidişlerinde yaşanan görüntülere Başbakan Erdoğan tepki gösterdi: "Huzur isteyenler böyle bir şovun peşine nasıl düşebilir?" RADİKAL Dağdakilerin hepsi gelsin Başbakan: Habur'dan gelenler suç işlemediği için serbest bırakıldı. İnşallah daha fazlasını bekliyoruz.. Son derece sevindirici bir gelişmeyi ayrıştırıcı şova dönüştürmek sorumsuzluk. AKŞAM Çelikelçi Kritik dönemlerde Şam, Bağdat, Atina gibi merkezlerde Türk diplomasisi adına başarıyla sınav veren Büyükelçi Oğuz Çelikkol, yine bir yüksek gerilim hattında görevde. POSTA Skandal 13 yaşındaki kız tecavüze uğradı. Mahkeme kızın beden ve ruh sağlığının bozulup bozulmadığına dair İstanbul Adli Tıp'tan rapor istedi. Adli Tıp kızı muayene etmek için 12 Şubat 2010'a randevu verdi. Bunun üzerine mahkeme tutuklu sanığı tahliye etti. VATAN Emniyetten garip firar Sosyeteye uyuşturucu sağlayan şebekenin iki adamı İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün kameralarla, alarm sistemleriyle olağanüstü korunan nezarethanesinden kaçtı. HABER TÜRK Durak vurgunu Metrobüs yolsuzluğundan görevden alınıp, yıl hapsi istenen eski İETT Müdürü'ne şimdi de 1.5 milyar dolarlık dava geldi. BİR GÜN 'Eve dönüş için düzenleme şart' 34 kişi Kandil ve Mahmur'dan Türkiye'ye geldi. Hukuki bir sorun yaşanmadı. Ancak bundan sonra sürecin sağlıklı işleyebilmesi için yeni hukuki düzenlemeler gerekli. SABAH 'Haydi sıra sizde' PKK'lı iki oğlu için Kandil'den inip teslim olan Elif Uludağ: Onların eve dönmesi için çalışacağım. TERCÜMAN DTP'ye rezilliği bırakın uyarısı Erdoğan, teslim olan PKK'lılarla gösteri yapan DTP'lilere, "Milli birlik sürecini şovla provakatif eylemlerle bozamazsınız" dedi. YENİ ŞAFAK Nerede samimiyet Başbakan Erdoğan, Habur'da ifadeleri alınıp serbest bırakılan 34 PKK'lının teslim oluşunu şova dönüştüren DTP'yi uyardı: Gerçekten barışı arzulayanlar böyle bir şovu nasıl yapar. ZAMAN Provokasyona gelmeyeceğiz geri adım atmayacağız Başbakan Erdoğan, PKK'lıların teslim olma sürecini değerlendirirken, kararlılık mesajı verdi. DTP'ye "Habur'daki manzarayı sorumsuzca kışkırtıyorlar." Sözleriyle tepki gösteren Erdoğan, provokasyonlar ve şovlarla süreci engellemeye çalışanlara ise çağrı yaptı: "Boşuna uğraşmayın, taviz vermeyiz, geri dönmeyiz."
607935
Diyarbakır'a akşam vakti ulaşabilen grup üyeleri: Barış için dağdan indik
Serbest bırakılan PKK'lı grubu parti otobüsüyle Habur'dan çıkaran DTP konvoyu, yol boyunca yapılan gösteriler sonucu Diyarbakır'a yaklaşık 24 stte ulaştı. Yüzlerce araçlık konvoy, geçtiği bölgelerdeki kutlamalara katıldı. Batıkent'e zılgıtlar eşliğinde giren PKK'lılar, DTP otobüsünün üstünden kalabalığı selamladı. 7. Kolordu Komutanlığı'nın hemen önünde bulunan alanda Türkçe ve Kürtçe konuşmalar yapıldı. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, "Heyecan ve coşkunuzu anlıyorum. Bu coşku, barış coşkusudur. Ama şunu görmek gerekiyor. Artık duygularımızla hareket etmemeliyiz. Mücadelemiz kahramanlık için değil, gerçek bir barış sağlamak içindir." dedi. Teslim olan grup adına konuşan Mehmet Şerif Özkan da, "Çözüm yolunun açılması için geldik" diye konuştu. 'MAHKEME SAFAHATI FARKLI OLUR' Bu arada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan PKK'lı, 314. madde yani 'terör örgütü üyesi olmak' suçundan yargılanacak. Adli kaynaklardan alınan bilgilere göre, mahkeme safahatında sorgu Habur'daki gibi olmayacak. Etkin Pişmanlık Yasası olarak bilinen 221. maddeden yargılanmak isteyip istemedikleri sorulacak. AZİZ İSTEGÜN, MELİK DUVAKLI, mehmet gökçe, MEHMET DOĞAN, CASIM BİLTEKİN, ADNAN KOÇHAN DİYARBAKIR, MARDİN ZAMAN
608130
Tecavüzle suçladılar cinsel organını kestiler!
Tecavüzle suçladılar cinsel organını kestiler!"Yaklaşanı vururuz. Olay namus meselesidir. Kimse karışmasın" Maltepe Büyükbakkalköy'de, kişi tarafından ormanlık alana götürülen Yiğit G. isimli şahıs, cinsel organı kesildikten sonra karnından bıçaklandı. İhbar üzerine olay yerine gelen polis, ağır yaralanan Yigit G.'yi hastaneye gönderdikten sonra kesilen parçayı bulmak için uzun süre ormanlık alanda arama yaptı. Yiğit G.'nin, zanlılar tarafından tecavüzle suçlandıkları öne sürüldü. Büyükbakkalköy Orman Yolu'nda meydana gelen olayda, yol üzerindeki ormanlık alanda bıçaklı kavga ihbarına giden polis, Yiğit G. (43) isimli şahsın penisinin kesildikten sonra karnından bıçaklandığını belirledi. Görgü tanıklarının ifadeleri üzerine Yiğit G.'nin cinsel organını kestikleri iddia edilen zanlılardan Hulusi A.'yı (27) olay yerinde yakalayan polis, kaçarak izini kaybettiren Hulusi A.'nin kayınbiraderi İlyas K.'yı (24) yakalamak için ise çalışma başlattı. Ağır yaralanan Yiğit G., olay yerine gelen ambulansla Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi kaldırıldı. Ameliyata alınan Yiğit G.'nin hayati tehlikeyi atlatamadığı öğrenildi. Bu arada, olay yerine gelen çok sayıdaki polis, ormanlık alana atılan Yiğit G.'nin cinsel organını bulmak için büyük çaba gösterdi. Yaklaşık st çevrede arama yapan ekiplerin çabaları sonuçsuz kaldı. Hulusi A. ve İlyas K.'nın ormanlık alana gelmek için bindikleri 34 6108 plakalı minibüse ise el konuldu. Öte yandan olaya şahit olan görgü tanığı, "İki kişinin, birini dövdüğünü gördük. Kurtarmak için yanlarına gittiğimizde, bize tabanca çekerek, 'yaklaşanı vururuz. Bu olay namus meselesidir. Kimse karışmasın.' diyerek tehdit ettiler. Kavgaya müdahale edemeyince durumu polise bildirdik." şeklinde anlattı. Gözaltına alınan zanlılardan Hulisi A., sorgulanmak üzere Maltepe Asayiş Büro Amirliği'ne götürüldü. Burada ifadesi alınan zanlının gün önce Malatya'dan İstanbul'a geldiği öğrenildi. İddialara göre Yiğit G., daha önce tanıştığı S.A ile buluşmak için ay önce Malatya'ya gitti. Burada S.A ile birlikte olan Yiğit G., daha sonra İstanbul'a döndü. 18 gün önce Hulisi A. ile evlenen S.A., eşine, Yiğit G.'nin kendisine zorla tecavüz ettiğini söyledi. Tecavüzü duyan Hulisi A. ise Maltepe'deki kayınbiraderi İlyas K.'ya durumu anlattı. Birlikte plan yapan zanlılar, adresini belirledikleri Yiğit G.'yi ormanlık alana götürüp cinsel organını kesti. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldı.
609243
Afganistan’da askeri helikopter düştü
’da askeri düştü ’ın kuzeyinde bir askeri helikopterin düştüğü bildirildi. Baglan vilayeti istihbarat şefi Mecid, helikopterin, Hindukuş Dağları’nın kuzeyinde düştüğünü, olayda ölen ve yaralananlar olduğunu söyledi. Mecid, yabancı güçlere mi yoksa ordusuna mı ait olduğu henüz bilinmeyen helikopterin vurulmadığını kaydetti. Başkent ’deki güvenlik yetkilileri ise konuyla ilgili açıklama yapmadılar.
608184
Bakan Davutoğlu Bakü'ye gitti
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE Bakan Davutoğlu Bakü'ye gitti Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye gitti. ANKARA (A.A) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) Dışişleri Bakanları Toplantısı'na katılmak üzere Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye gitti. Davutoğlu'nun, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov ile de görüşmesi öngörülüyor.
607571
Ayrılık'ta bazı sahneler makaslandı mı?
Ayrılık Dizisi'nin Genel Koordinatörü Bülent Erdinç, "Biz dizimizi senaryoya göre çekeriz, denetimden geçirir ve TRT'ye teslim ederiz. Gerisi TRT yetkililerinin tasarrufundadır" dedi. Dizi çekimlerine gün ara verdiklerini ve verilen aranın ardından çekimlerin Gaziantep ve Gazze'de devam edeceğini kaydeden Erdinç, "İnternette yayınlanan fotoğraflar olsun, görüntüler olsun bunları reel biçimde dramatik bir ortama taşıdık ve dizi yaptık. Birinci bölüm ses getirdi. Dün akşam da 2. bölüm yayınlandı. Yayınlanan 2. bölümle ilgili çeşitli sorular var. Örneğin, ikinci bölüm birinci bölüme göre neden zayıf diye. Ben zayıf olduğunu düşünmüyorum" dedi. Erdinç, izleyicilerden dizinin takip eden bölümlerini izledikten sonra yorumda bulunmalarını isteyerek, "Bu kadar tepki yersizdir. Biz bir aşkı işliyoruz, dramayı işliyoruz. İki bayan arasındaki kuma ilişkilerini işliyoruz. Dizide oynama yapıldı mı? Bunu biz şöyle açıklarız. Biz dizimizi senaryoya göre çekeriz, denetimden geçiririz ve TRT'ye teslim ederiz. Gerisi TRT yetkililerinin tasarrufundadır. Buna biz müdahale edemeyiz. Yapacak bir şey yok. Biz kendi senaryomuzu çekmeye devam ediyoruz. Hiç bir sıkıntımız yok. Gelen tepkiler bize göre olumlu, yolumuza devam ediyoruz" diye konuştu. Türkiye-İsrail ilişkilerini zedeleyici hiç bir şey yapmadıklarını ifade eden Erdinç, "Dizide gösterilenler İsrail askerleri değil, belli bir gruptur. İsrail'in içindeki Ergenekon oluşumudur. Her ülkede olduğu gibi orda da vardır, biz de bunu işlemişizdir. Hiç kimseyi zan altında bırakmadık, bırakmayız da. Bizim böyle bir amacımız da yoktur. Devletleri birbirine düşürmek bizi aşar. Zaten büyüklerimiz gerekli açıklamaları yaptı. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan da, gerekli açıklamaları yapmıştır. Doğrudur, Türkiye ile İsrail ilişkileri zayıflamaktadır. Bana göre bu bir tesadüftür. Bu ilişkilerin diziyle hiç bir ilgisi yoktur" şeklinde konuştu.
609584
Kaçak mazota 13 gözaltı
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Kaçak mazota 13 gözaltı Jandarmanın akaryakıt istasyonlarına yönelik düzenlediği operasyonda Aksaray'da 13 kişi gözaltına alındı AKSARAY (A.A) Jandarmanın kaçak ve hileli ürün sattığı öne sürülen akaryakıt istasyonlarına yönelik yürüttüğü operasyonda Aksaray'da 13 kişi gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre, Ankara merkezli 30 ilde gerçekleştirilen akaryakıt istasyonlarına yönelik operasyonda Aksaray'da da akaryakıt istasyonunda arama yapıldı. İstasyonlarda kaçak mazot satışı yapıldığı yazar kasalara sahte yazılımlar yüklendiği, müşterilere verilen fişlerin ise sahte olduğu belirtildi. Jandarma 13 kişiyi gözaltına aldı.
609068
Lape Hastanesi kitap oldu
Lape Hastanesi kitap oldu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. yayınlarına bir yenisini daha ekledi. 1858 yılında kurulan Lape Hastanesi geçtiğimiz yıl 150. yaşını kutladı. Bu hoşgörü abidesinin kuruluş yıldönümü nedeniyle, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. tarafından yayımlanan “Osmanlı Hoşgörüsünün Tanığı Lape Hastanesi” adlı kitap Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu Basın Sözcüsü ve Kültür Ateşesi Rinaldo Marmara tarafından kaleme alındı. Hastanenin 150 yıllık tarihini görsel dokümanlar eşliğinde anlatan Marmara, İstanbul'un sinesinde hayat bulan engin hoşgörüyü tarihin kuytusunda kaybolmaktan kurtarıyor. 1858 yılında kurulan hastane, iki dinin mensuplarının arasındaki hoşgörünün canlı tanığı olarak bu günlere gelebilmiş. Kırım Harbi sırasında rahibelerin Osmanlı Ordusuna canları pahasına yardım etmeleri; Sultan Abdülmecit'in bu yardımı karşılıksız bırakmaması, Lape Hastanesi'nin kuruluş hikâyesinin de başlangıcı oluyor. 1854-1856 yılları arasında gerçekleşen Kırım Harbi sırasında İstanbul'da bulunan Filles de la Charite rahibeleri, yaralı askerlerin tedavisi konusunda eşsiz bir hizmet sunmuş, büyük fedakârlıklar göstermişlerdi. Hastalar arasında yaygın olan bulaşıcı hastalıklar, çok sayıda hemşirenin de ölümüne yol açmıştı. Yüzden fazla rahibe tifüse yenik düşmüş, kalanlar yine de hastalarla ilgilenmeye devam etmişlerdi. Kitap, Lape Hastanesi'nin tarihi, rahibelerin Türkiye'ye gelişi, Kırım Harbi, diğer askeri hastaneler, Lape Hastanesi'nin psikiyatrik bölümleri, Taksim'deki Fransız Hastanesi'nin Şişli'ye taşınması, Lape Hastanesi'nin askeri mezarlığı, Osmanlı Ordusu'nda I. Dünya Savaşı'nda şehit olan sağlık subaylarının listesi ve Lape Hastanesi'nin bugününden oluşuyor. Eserde ayrıca, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi doktorlarından ve aynı zamanda tıp tarihçisi olan Şahap Erkoç'un da iki makalesi bulunuyor. Türk tıp tarihinin ilgi çekici isimlerinden Mazhar Osman Usman'ın da bir dönem başhekimliğini yaptığı Lape Hastanesi, Türk halkının baştan beri milliyetleri ve dinleri farklı olsa bile, bu topraklarda yaşayan bütün insanlara gösterdiği hoşgörü ve konukseverliğin bir nişanesi. İstanbul'un 2010 Avrupa Kültür Başkentliği sürecinde Avrupa'nın vitrinine sıkça çıkacağını düşünüldüğünde, tüm dünyanın bu mekânın hikâyesinden alınacak çok dersler var.
608176
Pakistan'da Güvenlik Aracına Saldırı
Pakistan'da Güvenlik Aracına Saldırı Bir güvenlik aracına açılan ateş sonucu albay ile aracın sürücüsü öldü, koruma görevlisi yaralandı. Polis yetkilileri albayın askeri araçla işe gittiği sırada motosikletli kişinin silahlı saldırısına uğradığını bildirdi. Albay ile askeri araç sürücüsünün öldüğü, bir koruma görevlisinin de yaralandığı saldırıyı henüz kimse üstlenmezken Taliban militanlarından şüpheleniliyor. Taliban militanlarının geçen üç hafta içerisinde düzenledikleri saldırılarda 170 kişi hayatını kaybetmişti.
609101
Balata değil balta!
Balata değil balta! GÜNAYDIN Özge Uzun, programında konuk ettiği Cemal Hünal’a “Sizin balata koleksiyonunuz varmış” diyerek, fren balatası hediye etti. Şoke olan Hünal, şaşkınlık içinde konuştu: “Balata mı? balta olmasın!” GÜNAYDIN'ın köşe yazarlarından Yüksel Aytuğ, bugünkü yazısında Özge Uzun'un Cemal Hünal'ı davet ettiği programında yapmış olduğu gafı yazdı. İşte Yüksel Aytuğ'un bugünkü yazısı: Balatayı sıyırmak Olay, Habetürk'ün yeni programı "Özge Uzun'la Uzun Geceler"de yaşanıyor. Program sırasında Özge Uzun, konuğu Cemal Hünal'a "Bugün doğum gününüzmüş" diyor. Ve sonra devam ediyor: "Öğrendik ki sizin çok ilginç koleksiyonlarınız varmış, bizim de size bir sürprizimiz var." Cemal Hünal meraklı bakışlarla dinliyor. Özge Uzun, sağ eline bir eldiven geçiriyor ve masanın altına doğru uzanıyor. Bir yandan da konuşmaya devam ediyor: "İlginç koleksiyonlar yaptığınızı öğrendik. Duyduğumuza göre mızrak ve BALATA koleksiyonu yapıyormuşsunuz!" Cemal Hünal "BALATA" lafını duyunca şaşırıp kalıyor. Özge Uzun ise uzandığı yerden kocaman bir FREN BALATASI çıkarıyor ve "Koleksiyonunu yapmak için ne kadar ilginç bir seçim?" gibi laflar ediyor. Karşısındaki Cemal Hünal ise şoke olmuş vaziyette öylece donup, kalıyor. Özge Uzun, "BALATA"nın faziletlerinden söz ededursun, Cemal Hünal duruma açıklık getirmek zorunda kalıyor: "BALATA mı? BALTA olmasın?" Belli ki bir "istihbarat hatası" söz konusu. Özge Uzun mahcup bir vaziyette "Valla biz başkasının yalancısıyız" diyor. Cemal Hünal "Arkadaşlarınız sizi fena kandırmış" diyerek, olayın üzerine tuz biber ekiyor. Cemal Hünal yağ içindeki fren balatasından oluşan "özel hediyesini" büyük bir ihtimamla alıp, sehpanın üzerine bırakırken, Özge Uzun dert yanmaya devam ediyor: "Biz de bu balatayı ne zor bulduk bir bilseniz?" Canlı yayın sunucuları her zaman "çam devirme" riskiyle karşı karşıyadır. Ben de çok kere ekranda pot kırdım. Ama sevgili Özge'ninki "balatayı sıyırtacak" cinsten. Allah cümlemizi daha beterinden korusun. Amin!..
608275
Kocanın korkunç intikamı!
Malatya'da 18 gün önce evlendiği eşinin önce tecavüze uğradığını öğrenen koca dehşet saçtı. İstanbul'a gelen H.A., eşine tecavüz ettiği iddia edilen Y.G.'yi buldu ve cinsel organını kesti. -- İstanbul'a kayınbiraderiyle birlikte gelen H.A. eşine tecavüz ettiği iddia edilen Y.G.'yi ormanlık bir alana götürerek dövdü, ardından cinsel organını kesti. Olay, vatandaşların dün Maltepe'deki bir ormanlık arazide iki kişinin bir şahsı dövdüğü ihbarı üzerine ortaya çıktı. Olay yerine gelen polis, 27 yaşındaki H.A.'ı gözaltına alırken, kayınbiraderi İ.K. (23) kaçmayı başardı. Dövülen Y.G. (43), ise Dr. Lütfi Kırdar ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Polis kesilen organ için arama yaptı Y.G.'nin hastaneye kaldırılmadan önce polislere cinsel organının kesildiğini söylemesi üzerine, polis ormanlık alanda yarım st arama yaptı. Hastanede tedavi altına alınan Y.G. ise yoğun bakıma alındı, kesilen bölgeye dikiş atıldı. Maltepe polis merkezinde gözaltında tutulan H.A. ilk ifadesinde, evlendikleri gece eşinin bakire olmadığını öğrendiğini, bunun üzerine onu zorla konuşturduğunu ve yaklaşık önce kendisine gelen telefonla Y.G. ile tanıştığını öğrendiğini söyledi. H.A., "Y.G., telefon ile aradığı eşimden Malatya'da olduğunu öğrenmiş ve otobüse atlayıp gelmiş. Eşimi bulmuş ve tecavüz etmiş. Bunlar düğünün hemen öncesi oluyor. Ben bu olayı duyduktan sonra İstanbul'a geldim. Kayınbiraderim ile buluştum ve Y.G.'e haddini bildirdim" dedi.
608403
Dünyanın en büyük fosil katmanı
Halkın Günlüğü gazetesinin haberine göre, Çin Bilim Akademisi araştırmacılarından oluşan bir grup ve yabancı araştırmacılar, 500 metre uzunluğunda ve 26 metre genişliğinde olan katmanda, binden fazla dinozor fosili bulunduğunu ve alanın şimdiye kadar bulunmuş en büyük ve en zengin fosil katmanı olduğunu onayladı. Bulunan dinozor fosillerinin arasında ördek gagalı ve boynuzlu dinozor gibi spesifik türlerin yanı sıra "tyrannosaurus", "ankylosaur" ve "coekurosaur"un bu bölgede yaşadığı belirlendi. Kazılarda, araştırmacılar 15 binden fazla fosil keşfederken, dünyanın en büyük ördek gagalı dinozor fosilinin yanında şimdiye kadar daha önce örneğine rastlanmamış boynuzlu fosil örneklerini de ortaya çıkardı.
609683
Fenerbahçe Steaua'yı Kazım ile geçti
UEFA Grubu'ndaki üçüncü maçında Steaua Bükreş'i deplasmanda 1-0 yendi ve liderliğe yükseldi. Grup mücadelesine İstanbul'da Twente yenilgisiyle başlayan üst üste ikinci deplasman maçından da galibiyetle ayrıldı. Steaua Bükreş deplasmanında en büyük hücum silahları Alex, Semih ve Güiza'dan yoksun mücadele eden sarı-lacivertli takım, Kazım'ın ikinci yarıda attığı golle 1-0 kazandı. Hafta sonundaki derbisi öncesi büyük moral bulan puanını altı yaparak grupta liderliğe yükseldi, Steaua ise iki puanda kaldı. Grubu'ndaki diğer maçta Sheriff evinde Twente'yi 2-0 mağlup etti. Böylece haftaya zirvede giren Twente dört puanda kalarak yerini 'ye bıraktı, Sheriff de puanını dörde yükseltti. 9. dakikada Bilica'nın orta sahada kaptırdığı topta Kapetanos hızla ceza sahasına girdi, çaprazdan şutunda meşin yuvarlak yan ağlarda kaldı. 25. dakikada mutlak bir fırsatı harcadı. Sağdan ceza sahasına giren Kazım'ın şutunda Zapata gole izin vermedi, dönen topa Özer'in vuruşunda Zapata yine başarılıydı, devam eden tehlikede Andre Santos boş kale yerine topu üstten auta vurdu. 33. dakikada Kazım'ın sol çaprazdan sert şutunda kaleci Zapata topu sektirdi, defansın uzaklaştıramadığı topu Santos tamamlamak istedi ama hedefi bulamadı. 51. dakikada defansın arkasına atılan uzun pasta Surdu kaleci Volkan ile karşı karşıya kaldı, Gökhan son anda ayak koyarak topu kornere yolladı. 56. dakikada sağdan defansın arkasına atılan pasta Surdu'nun sert şutunu kaleci Volkan kornere çeldi. 59. dakikada öne geçti. Özer'in güzel pasında Roberto Carlos topu ceza sahasında boş bekleyen Kazım'a aktardı, Kazım da fileleri havalandırdı: 0-1. 65. dakikada Toja'nın sağdan ortasına Surdu'nun kafa vuruşu üst direkten döndü, top Volkan'da kaldı. 69. dakikada Moreno'nun soldan yaptığı ortaya Nicolita arka direkte dokunamadı. Steaua Bükreş: Zapata, Golanski, Rada, Baciu, Ghionea, Nicoliţa, Szekely (66 Dayro Moreno), Bicfalvi (43 Ochirosii), Toja, Kapetanos, Surdu : Volkan Demirel, Lugano, Bilica, Gökhan, Roberto Carlos, Emre, Cristian, Özer (71 Vederson), Andre Santos (90 Ali Bilgin), Mehmet Topuz, Kazım (85 Selçuk) Gol: 59 Kazım Sarı kartlar: Golanski, Lugano, Bicfalvi, Kazım, Emre Belözoğlu, Toja, Gökhan Gönül Hakem: Douglas McDonald (İskoçya) Stat: Ghencea
608295
Sigara yasağını böyle deliyorlar!
Yeliz Macar'ın haberi Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun'un yürürlüğe girmesiyle bazı işletmecilerin, sigara tiryakisi müşterilerini kaybetmemek amacıyla türlü yöntemler geliştirerek yasayı delmeye çalıştıkları öğrenildi. Bar, kafeterya, restoran ve kahvehane işleten bazı işletmecilerin, denetim ekiplerine yakalanmamak için kül tablalarını gizlemek amacıyla masaların altına özel çekmeceler yaptırdığı, zorunlu hallerde izmaritin atılması için masalara teneke meşrubat kutusu koydukları, denetim ekiplerini gözetlemek amacıyla kapıda bir kişiyi görevlendirdikleri bildirildi. Kocaeli Sağlık Müdürlüğü Ruh Sağlığı ve Sosyal Hastalıklar Şube Müdürü, İl Tütün Kontrol Kurulu Denetim Ekibi Sorumlusu Dr. Pınar Özkır Sönmez, muhabirine yaptığı açıklamada, sigara yasağına ilişkin kanunun 19 Temmuzda yürürlüğe girmesiyle kurulan denetim ekiplerinde, çevre sağlık teknisyeni, polis, jandarma ve zabıta memurlarının görev yaptığını belirtti. İşletmecilerin yasağa alışmaya başladığını öne süren Sönmez, Kocaeli'nde denetimlerin her gün st 23.00'e kadar sürdürüldüğünü söyledi. -''KOMŞULARINI İHBAR EDİYORLAR''- İhbar için ''155 polis imdat'', ''153 alo zabıta'', ''156 alo jandarma'' veya Kocaeli İl Sağlık Müdürlüğünün 24 st hizmet veren Dumansız Hava Sahası İrtibat Merkezi'nin ''322 95 18'' numaralı telefonlarının aranabileceğini bildiren Sönmez, ihbarların anında değerlendirilerek denetim ekiplerinin yönlendirildiğini, ihbarda bulunan kişilerin kimlik bilgilerinin gizli tutulduğunu vurguladı. Bazı işletme sahiplerinin ihbar hatlarını arayarak komşularını ihbar ettiklerini dile getiren Dr. Sönmez, şöyle devam etti: ''Vatandaşlardan sigara yasağına uyulmadığı gerekçesiyle çok sayıda ihbar geliyor. Yapılan bir ihbarlardan en ilginç olanı aynı st içerisinde aynı sokakta ayrı işletmenin kapalı alanlarda sigara yasağına uyulmadığı gerekçesiyle komşuları tarafından ihbar edilmesiydi. İhbar etmedeki amaç komşuyu zarara uğratmak değil. Yasağa uyan işletme sahipleri komşusunun da yasak çerçevesinde hareket etmesini istiyor.'' -YASAYI DELME ÇABALARI- Denetimler sırasında bazı bar, kafeterya, restoran ve kahvehane işletmecilerinin sigara tiryakisi müşterilerini kaybetmeme adına ilginç yöntemler geliştirerek yasayı delmeye çalıştığını ifade eden Sönmez, bazı işletmecilerin kül tablalarını gizlemek amacıyla masaların altına özel çekmeceler yaptırdığını, zorunlu hallerde izmaritin atılması amacıyla masalara teneke meşrubat kutusu koyduğunu tespit ettiklerini belirtti. Sönmez, bazı işletmecilerin ise denetim ekiplerini gözetlemek için iş yerlerinin kapısında bir kişiyi görevlendirdiğini öğrendiklerini kaydetti. -DEVLET HASTANELERİNE SİGARAYI BIRAKMA POLİKLİNİĞİ GELİYOR- Kanser Erken Teşhis ve Tarama Merkezi (KETEM) ile Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde ücretsiz hizmet veren sigara bırakma poliklinikleri bulunduğunu hatırlatan Sönmez, ''Bu poliklinikleri tüm devlet hastaneleri ve verem savaş dispanserlerine yaygınlaştırmayı planlıyoruz. Yaklaşık bir ay içinde tüm devlet hastanelerinde randevulu sistemle çalışılan, göğüs hastalıkları uzmanının görev yapacağı sigara bırakma poliklinikleri kurulacak'' diye konuştu. Kocaeli'de ''Sigarayı sende bırakabilirsin'' sloganıyla kampanya başlatıldığını da vurgulayan Sönmez, kampanyaya ilişkin protokolün, İzmit Belediyesi, İl Sağlık Müdürlüğü ve KOÜ işbirliğiyle imzalandığını bildirdi. Dr. Pınar Özkır Sönmez, protokolle sigara içenlerin sayısının azaltılmasının hedeflendiğine işaret etti. sigara alkol kullanmıyorum ama otobüste hastanede okulda resmi kurumlarda kimse içmiyor ama kahvehanede cafede vb yerlerde neden yasaklanır ki içen orda içiyor zaten içen içsin onunda içme hakkı var böyle yasaklamakla hiçbirşey elde edilmez eğitim şarttır eğitilen kendi rızasıyla içemeyecektir ama böyle olmaz hani demokrasi hani haklara karşı saygı onunda içme hakkı var mert vidinli arkadaşım bu koruma benim gibi içmeyenedir senin gibiler sokakta karatren gibi tüttürünce bile arkasından yürüyemiyorum veya işyerime sigara içenin kokusundan metre yaklaşamıyorum içen kendi başına başkasına zarar vermeyecek şekilde bayılıncaya kadar içsin beni ilgilendirmez ama bir dostumun içtiğini görünce kurtulması için uyarıyorum boşver adı siga içilen ve içilmeyen eskiden babam kahveye gider sigarasını içer gelirdi akşamları şimdi evde içiyor VATANDAŞ DERKİ adm kendine zarar verse iyi. hiçbirşey demem. ama benim sağlığımla oynayamaz. şükürler olsun şu dumanaltı olma illetinden kurtulduk. eskiden otobüslerde seyehat edince leş gibi kokardık. şu yasağı çıkaranlardan, uygulayanlardan allah razı olsun abdullah nezih kaleli yahu ne uğraşıyorsunuz milletin sigarası ile esnafın ekmeği ile ne oynuyorsunuz...neymiş yılda milyon kişi sigaradan ölüyormuş...yalan bu araştırın bakın adamlar kan kanseri ve beyin tümörü ölümlerini dahi sigaraya bağlamışlar...şu dünyada ne kadar gereksiz işlerle uğraşılıyor...sen trafik canavarına ve diğer önemli hastalıklar ile mücadele et bulamadınmı yasak koyacak başka şey...içenlerin hiçmi demokratik hakkı yok...içmeyenlerin ne işi var kahvede...yasak koyacaksan alkole yasak koy... ahmet mete adam kendine zarar veriyor ne karışıyosunuz ki 30 bin kişiyi öldüren serbest kendini öldürmeye çalışana ceza ver olurmu öyle. benzin nekadar olmuş onu kimse tantana etmiyor adamın içtiği sigaraya karışıyosunuz gündeme bak habere bak. orhun can bizim sokakda kahvahane var eskiden erkekler içeride otururdu şimdi dışarıda sigara içiyorlar ve binalarda bulunan karı kızlara bakıyorlar erkekler millet balkona çıkamaz oldu VATANDAŞ DERKİ ayıp keliemsine koyarsan kayıp olur babam yasaha zaten uyuyorum kafeye gelmeyin ozaman ne işin var senin nargile salonunda ziya? omer Ben sigara içmeyen birisiyim. Kahveleri oldum olası sevmemişimdir ve bir kere dahi gidip çay içmişliğim yoktur. Lokantalarda ve toplumun her bireyini bir araya getiren alanlarda sigara içilmemesi çok güzel ama kahvehanelerde ve barlarda niye böyle bir yasak var bunu anlayamıyorum. Kahvehane demek zaten duman altı demek buraya giden bir kişi bunu göz önüne almış demektir bu uygulamanın kahvehaneleri kapsaması gerçekten çok saçma. Yavuz Sert tek kelime ile ayıp. izmariti gizlemek benim sağlığımı koruyormu. sigara içenler bu yasağa eninde sonunda uyacaklar abdullah nezih kaleli
608921
Domuz gribi aşısında yıllık rant dudak uçuklatıyor
İmalatçı şirketlerin, domuz gribi aşısından, yıllık 49 milyar dolarlık kar edebilecekleri belirtiliyor. Büyük ilaç şirketlerinin, şimdiye kadar 1,5 milyar dolarlık aşı sattıkları ve milyarlarca dolarlık aşı bağlantısı yaptıkları, salgınların bu miktarı misliyle artıracağı belirtiliyor. İlaç şirketlerinin, domuz gribi aşısı yanı sıra, milyar doların üstünde de, mevsimsel grip aşısı sattıkları kaydediliyor. Bu arada, grip virüsüne karşı etkili ilaçların satışlarının da, geçen yıla göre ikiye katlandığı ifade ediliyor. Öte yandan, ABD'de salgın mevsimi yaklaşırken, domuz gribi aşısının yeterince üretilip piyasaya verilemediği kaydedildi. ABD'de, yönetimin 120 milyon dozluk aşıyı piyasa vermeyi planladığı daha sonra bunu 45 milyona indirdiği, ancak henüz 13 milyon dozun piyasada olduğu ifade ediliyor. Embriyonlu (döllenmiş) yumurta ile gerçekleştirilen ''inaktivasyon test''lerinin uzun sürmesi nedeniyle, hemen piyasaya verilemediği, bu nedenle, testleri hızlandırıcı teknikler üzerinde çalışılması gerektiği vurgulanıyor. Uzmanlar, yetişkinlerde tek dozun, ancak 10 yaş altındaki çocuklarda iki dozun gerekli olacağını ve aşı hesabının da buna göre yapılması gerektiğine dikkati çekiyorlar.
608414
Talat ile Hristofyas 47. kez buluştu
Dün yapılan görüşmede "dış ilişkiler" konusunu ele alan ve bu konudaki karşılıklı önerileri konuşan liderler, bugün "mülkiyet" konusuna geçecek. Görüşmeye, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer ile BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilci Taye Brook Zerihoun da katılıyor. Talat, dünkü görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, "dış ilişkiler" konusunu ele aldıklarını ve karşılıklı birbirlerinin endişelerine cevap veren önerileri konuştuklarını ifade ederek, Rum tarafıyla "dış ilişkiler" konusunda, "eski önerilere kıyasla daha yakın bir noktada olduklarını" belirtmişti.
608762
Mucize kurtuluş: Ölümden kurtaran adım
'nın Perm kentinde genç bir adam inanılması güç bir olay sonucu belki de salise farkıyla ölümden kurtuldu. Karşıdan karşıya geçmekte olan genç kontrolünü kaybeden otobüsün ve çarptığı otomobilin altında kalmaktan son anda attığı adım sayesinde kurtulabildi... İşte görüntüler
608826
Yolda yürürken başına beton düştü!
Sivas'ta caddede yürürken başına katlı bir apartmandan borusu geçirilmesi için açılan bölümden kopan beton parçaları düşen tıp fakültesi öğrencisi yaralandı. Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi 4. sınıf öğrencisi 22 yaşındaki Onur Şahin, kentin en işlek yerlerinden biri olan Kepenek caddesindeki katlı bir apartmanın önünden geçerken, binanın 5. katında borusu geçirilmesi için açılan bölümden kopan beton parçaları başına düştü. Yaralanan Şahin, yoldan geçen bir otomobille Numune Hastanesi acil servisine kaldırıldı. Burada ilk müdahalesi yapılan Şahin'in sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Şahin, yolda arkadaşıyla yürürken başına beton parçaları düştüğünü, neye uğradığını şaşırdığını belirterek, kendisini hemen yola attığını söyledi. Bu arada, binanın önü güvenlik şeridine alınarak, bölgede inceleme yapıldı. Öte yandan, 28 Haziran 2006 tarihinde aynı binanın önünde yürüyen 15 yaşındaki Muhammet Ekşi'nin de başına çatı saçağından kopan beton parçaları düşmüştü. Ağır yaralanan Ekşi, uzun süre yaşam mücadelesi vermişti.
607615
'Dinamo' da olsa farketmez!
Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi (F) Grubu 3. maçında Romanya temsilcisi Dinamo Bükreş'i konuk edecek. Ali Sami Yen Stadı'nda st 22.05'te başlayacak karşılaşmayı İsveç Futbol Federasyonu'ndan Martin Ingvarsson yönetecek. Ingvarsson'un yardımcılıklarını Magnus Sjöblom ile Peter Martinsson yapacak. Sarı-kırmızılı takımda sakatlığı devam eden Emre Aşık dışında eksik bulunmuyor. -PUAN DURUMU- Avrupa Ligi (F) Grubu'nda oynadığı maçta galibiyet, beraberlik alan Galatasaray, puanla liderlik koltuğunda oturuyor. Bir galibiyeti, mağlubiyeti bulunan Dinamo Bükreş ise puan ve averajla Panathinaikos'un ardından 3. sırada yer alıyor. Grubun tek yenilgisiz takımı olan sarı-kırmızılılar, ilk maçta deplasmanda Yunanistan'ın Panathinaikos takımını 3-1 mağlup ederken, ikinci maçında İstanbul'da Avusturya'nın Sturm Graz ekibiyle 1-1 berabere kaldı. Dinamo Bükreş ise deplasmanda Sturm Graz'ı 1-0 mağlup ederken, evinde oynadığı maçta Panathinaikos'a 1-0 yenildi. Galatasaray'ın yer aldığı (F) Grubu'nda son puan durumu şöyle: Takım 1.Galatasaray 2.Panathinaikos 3.Dinamo Bükreş 4.Sturm Graz
608118
Piyasalar yeni güne böyle başladı
İMKB Bileşik Endeksi birinci seansta, dünkü ikinci seans kapanışına göre 418,01 puan düşerek 50.877,18 puan seviyesinde açıldı. Hisse senetleri, bu seviyede ortalama yüzde 0,81 oranında değer yitirdi. DÖVİZ İstanbul serbest piyasada dolar 1,4660, avro 2,1900 liradan güne başladı. Kapalıçarşı'da 1,4610 liradan alınan dolar 1,4660 liradan satılıyor. 2,1850 liradan alınan avronun satış fiyatı ise 2,1900 lira olarak belirlendi.Serbest piyasada dün kapanışta doların satış fiyatı 1,4630 lira, avronun satış fiyatı ise 2,1890 lira olmuştu. Bankalararası piyasada satişta dolar kotasyonları en düşük 1,4660 lira, en yüksek 1,4670 lira seviyesinde bulunuyor. Dolar kotasyonları st 09.05 itibarıyla alışta en düşük 1,4590 lira, en yüksek 1,4620 lira, satışta en düşük 1,4660 lira, en yüksek 1,4670 lira seviyesinde işlem görüyor. İstanbul ve Ankara'da dolar, avro ve sterlinin alış-satış fiyatları, st 09.30 itibariyle şöyle: İSTANBUL ALIŞ SATIŞ ABD Doları 1,4630 1,4680 Avro 2,1880 2,1940 Sterlin 2,4200 2,4400 ANKARA ABD Doları 1,4580 1,4680 Avro 2,1840 2,2000 Sterlin 2,4030 2,4460
608427
"Herkes kendine gelsin!"
"Herkes kendine gelsin!"Cumhurbaşkanı Gül'den "dağdan inme" kutlamalarına eleştiri Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev ile birlikte düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin ülke gündemiyle ilgili sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Gül, Habur Sınır Kapısı'nda teslim olan 34 kişi için yapılan tören ve kutlamalarla ilgili görüşünün sorulması üzerine şu yanıtı verdi: "Görüntüler hoş görüntüler değil. Tasvip etmiyorum. Bunlar provakatif görüntülerdir. Bir taraftan huzur olsun denirken, bir taraftan bu gösterişlerle işin ölçüsünü kaçırmak tasvip eidlemez. Herkesin kendine gelmesini ve yapılan büyük işler karşısında ölçüsüz davranmaktan kaçınmasını tavsiye ediyorum. Devlet iyi niyetini gösterirken sanki "Bunlar kesilsin" dercesine davranışlar içine girmeyi doğru bulmuyorum." Gül, Azerbaycan ile yaşanan bayrak kriziyle ilgili ise şunları söyledi: "Kafkaslar'da birtakım sorunlar var. Burada istikrar ve huzur olursa, kan ve gözyaşı biterse daha çok refah olur. Ermenistan konusunda yapılan çalışmalar bu yöndedir. Azerbaycan Türkiye ile kardeş bir ülkedir. Bizler tek milletiz. Her zaman her yerde dayanışmamızı göstermişiz. Bunu herkes biliyor. Bu çerçeve içerisinde yanlış anlamalara kimsenin kaçmaması gerekir. Bu zor dönemlerden geçerken bazen duygusallıklar, yanlış anlamalar oluyor. Sayın Aliyev'le telefonda görüşerek konuyu görüştük ve karşılıklı güven duygularımızı birbirimize ilettik. Ben herkesi bu konuda dikkatli olmaya davet ediyorum. Bu kardeşliği zedeleyecek tavırlardan herkes kaçınmalı."
607989
Yavuz Seçkin, Pal FM'de
Bugüne kadar yaptığı radyo programlarıyla adından en çok söz ettiren radyoculardan olan Seçkin, skeçleri, konuları ve farklı program akışıyla dinleyiciyi drive time stinde eğlendirmeye devam edecek. 'Yavuz'un Minibüsü' hafta içi her gün 18.00'de mikrofona gelecek.
609559
Galatasaray:0 Dinamo Bükreş:0 (Maç devam ediyor)
Galatasaray:0 Dinamo Bükreş:0 (Maç devam ediyor)Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi (F) Grubu 3. maçında Romanya'nın Dinamo Bükreş takımını konuk ediyor. İLK DEVRE 1.dakika Ve mücadelede ilk düdük çaldı.... Temsilcimize Dinamo Bükreş karşısında başarılar dileriz... 2.dakika Dinamo Bükreş Alexe ile çok tehlikeli geldi... Alexe, Sabri'den sıyrıldı sert vurdu top dışarı çıktı. 3.dakika Keita'nın nefis pasında Elano'nun ortası defanstan dışarı çıktı... Ceza sahası dışına yönelen topu Kewell içeri doldurdu Mustafa Sarp ceza sahasında topu kontrol edemedi. 5.dakika Bu sefer Elano'nun arapasında Kewell topa hareketlenemedi... Dinamo Bükreş defansı topu uzaklaştırdı 7.dakika Keita, Tamas'ın darbesi ile yerde kaldı... Keita oyuna devam edebilecek... Kazanılan serbest vuruşu Elano kullandı Ayhan'ın kafa vuruşu kaleciden döndü.. Ayhan ile gole çok yaklaştı... 9.dakika Elano'nun ortasında Kewell topu önüne indirip düzeltmek istedi ancak Dinamo Bükreş savunması araya girdi ve tehlikenin doğmasını önledi... 10.dakika N’Doye'nin uzun pasında Adrian Cristea topa hareketlendi ama tehlikenin farkına varan Franco kalesini terk ederek topu uzaklaştırdı 12.dakika Kewell rakiplerinden şık çalımlarla sıyrıldı pasını Nonda'ya verdi ama Nonda boş durumda bulunan Elano'ya topu gönderemedi... 13.dakika Keita'nın sağ kanattan ortaladığı topta Ayhan ceza sahasında istediği vuruşu yapamadı... Stat: Ali Sami Yen Hakemler: Martin Ingvarsson, Magnus Sjöblom, Peter Martinsson (İsveç) Galatasaray: Franco, Elano, Keita, Mehmet Topal, Mustafa, Ayhan, Kewell, Nonda, Sabri, Servet, Caner Dinamo Bükreş: Dolha, Diabate, Rus, Andrei Cristea, Goian, Adrian Cristea, Torje, Scarlatache, N’Doye, Tamas, Alexe
608898
Yeşilde geç, sarıda dur, kırmızıda bekle...
Emniyet Genel Müdürlüğünce Kasım-18 Aralık 2009 tarihleri arasında, "Kırmızı ışık ihlallerinin önlenmesi" konusunda gerçekleştirilecek kampanya kapsamında hazırlanan spot film, haber ajanslarına dağıtıldı. "Yol kullanıcılarının trafikteki tutum ve davranışlarının olumlu yönde etkilenmesi, toplumun trafik kural ve riskleriyle ilgili bilgilendirilmesi ve kamuoyunun trafiğe olan ilgisinin canlı tutulması" amacıyla gerçekleştirilen kampanya için çekilen filmde, Metin Akpınar ve Oktay Kaynarca, izleyicilere trafik ışıklarına ve kurallara uyulması konusunda öğüt veriyor. Filmde, Adanalı Yavuz (Oktay Kaynarca), otomobiliyle bir kavşakta sola dönüş yapacağı sırada kırmızı ışık yanması üzerine duruyor. Bu sırada arkasından gelen başka bir onu geçip kırmızı ışıkta sola dönünce, karşı yönden gelen başka bir otomobille çarpışıyor. Filmde Kaynarca, izleyicilere, "Trafik kuralları uzun araştırmalar ve deneyimler sonucu belirlenmiştir. Lütfen bilinen şeyleri deneyerek öğrenmeye kalkmayın. Yeşil ışıkta güvenli geçmek istiyorsanız sarıda durun, kırmızı da bekleyin. Unutmayın, trafik ışıkları kavşak süsleri değildir" uyarısında bulunuyor. Metin Akpınar ise izleyicilere, "Trafikte önce siz örnek olun, diğerlerinin değiştiğini de göreceksiniz" şeklinde öğüt veriyor.
608429
Wolfsburglu futbolcular umutsuzluğa kapıldı
Wolfsburglu futbolcular umutsuzluğa kapıldıGökhan HEBEPÇİ İSTANBUL 'un orta saha oyuncusu Christian Gentner, kendi sahalarında ile golsüz berabere kalarak, önemli bir fırsatı kaçırdıklarını söyledi. Grubu 3. karşılaşmasında temsilcimiz Beşiktaş ile dün akşam oynadıkları maçın ardından 'ya açıklamalarda bulunan Christian Gentner, kendi seyircileri önünde alınan bir puana üzüldüklerini ifade etti. UEFA'nın resmi internet sitesinde yer alan açıklamada, karşılaşma öncesinde Beşiktaş'tan puan almayı hedeflediklerini belirten Gentner'in, "Gruptan çıkma hesaplarımızın içinde Beşiktaş'tan puan almayı hedeflemiştik. Şu an için bir puanı aldık. Gelecek maçta da puan için sahaya çıkacağız. Galibiyet için elimizden geleni yapacağız" dediği öğrenildi. İkinci yarıda Beşiktaş'ın daha baskın bir oyun sergilediğini vurgulayan Wolfsburg'lu Gentner, "İlk yarıda öne geçmek için bir çok pozisyon yakaladık ama değerlendiremedik. İkinci yarıda ise oyundan düştüğümüz bölümler oldu. Bu dakikalarda da Beşiktaş daha baskın bir oyun sergiledi" diye konuştu.
608971
Yapay ışıkta uyuma depresyonu artırıyor
ABD'de yapılan bir araştırma, yapay ışıkta uyumanın depresyonu artırdığını ortaya koydu. Columbus kentindeki Ohio Devlet Üniversitesi araştırmacıları, ayrı gruba ayırdıkları fareler üzerinde yaptıkları araştırmalar sonucunda, 24 st boyunca yapay ışıkta tutulan farelerde depresyon semptomlarının görüldüğünü tespit etti. Chicago kentinde düzenlenen bir bilimsel toplantıda Laura Fonken yönetimindeki araştırmacı grubu tarafından sonuçları açıklanan araştırmaya göre, geceleri uzun süre yapay ışığa maruz kalan insanların sağlık durumu ciddi bir şekilde zarar görebiliyor. Söz konusu araştırma çerçevesinde iki grup farenin 24 st süreyle yapay ışıkta bırakıldığı, bir grup farenin karanlık bir borunun içine çekilme imkanına sahip olduğu, diğer iki grup farenin de 16 st ışıkta, st süreyle de karanlıkta bırakıldığı belirtildi. Sonuçta sürekli bir şekilde ışık altında tutulan ve karanlık boruya kaçma imkanı bulunmayan farelerde diğerlerine göre belirgin şekilde depresyon semptomları görülürken, buna örnek olarak da farelerin en çok sevdiği şekerli sudan fazla içmemeleri gösterildi. Sürekli ışıkta bırakılan farelerde korku hormonlarının az salgılanmasının ise şaşırtıcı olduğunu, insanlarda depresyon ve korkunun birlikte ortaya çıktığını belirten araştırmacılar, gece vardiyalarında çalışan veya herhangi bir şekilde gece gündüz uyku düzeni bozulan insanların sağlık durumunun ciddi şekilde tehdit altında olduğuna vurgu yaptı.
609295
Cumhuriyet gazetesine Ergenekon soruşturması
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, "" soruşturmasını yürüten emniyet görevlileri ve savcılar ile davaya bakan hakimlerin, geçen yıl ayında emniyet tarafından düzenlenen iftar yemeğinde çekildiği iddia edilen fotoğraflarını yayınlayan Cumhuriyet gazetesi ve Oda TV hakkında soruşturma başlattı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 'taki CMK 250. maddeyle yetkili olan birimi, üzerinden yayın yapan Oda TV adlı haber sitesinde Ekim'de, "Bu fotoğraflar olay yaratacak" başlığıyla yayımlanan haberde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili, Cumhuriyet savcıları, ağır ceza mahkemeleri başkan ve üyeleri ile terörle mücadeleden sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı ve İstihbarat Şube Müdürünün isim ve fotoğraflarına yer verildiğini tespit etti. Başsavcılık, bu isim ve fotoğrafları kullanarak 7-9 Ekim tarihleri arasında haber yapan Cumhuriyet gazetesi ile Oda TV hakkında, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 6/1'inci maddesi uyarınca, "Terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin kimliklerini açıklamak, yayınlamak ve bu yolla kişileri hedef göstermek" suçundan soruşturma başlattı. Bu kapsamda, Oda TV sitesi haber müdürü ile Cumhuriyet gazetesi yazı işleri müdürü ifadeye çağrıldı.
609615
Ankaragücü'nde Yol Ayrımı
Ankaragücü'nde Yol Ayrımı Ankaragücü, kadrosunda bulunan yabancı oyuncu Iglesias, Risp ve Handerson ile yollarını ayırdı. Sarı-lacivertlilerin, Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu tarafından bir alt lige düşürülen Ankaraspor'dan transfer etmeyi düşündüğü yabancı oyunculara kontenjan açmabilmek için bu yolu seçtiği öğrenildi. Ankaraspor'dan daha önce Baki Mercimek, Adem Koçak, Hürriyet Gücer, Mehmet Çakır, Risp, Ediz Bahtiyaroğlu, Bilal Kısa, Aydın Karabulut, Özgür Çek, Muhammed Hanifi ve İlhan Parlak olmak üzere toplam 11 futbolcuyu kadrosuna katan Ankaragücü'nün, yine aynı takımdan Senecky, Meye ve Teo'yu renklerine bağlayacağı bildirildi. Ankaragücü'nün, ayrıca Dos Santos ve Padilha'nın da takımda kalıp kalmayacağına henüz karar vermediği kaydedildi.
609065
Mahmur'daki herkes vatana dönmek istiyor
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER YASİN DOĞAN Mahmur'daki herkes vatana dönmek istiyor MAHMUR Türkiye'ye teslim olan terör örgütü PKK'lı 34 kişinin tutuklanmaması, Mahmur Kampı'nda yaşayan 12 bin Kürt kökenli Türkiye vatandaşı tarafından sevinçle karşılandı. Şırnak ve Hakkari bölgesindeki sınır köylerinin 1994 yılında güvenlik gerekçesiyle boşaltılmasından sonra, kaçak yollarla Irak'a giren ve Mahmur Kampı'nda yaşayan Kürtler, siyasi şartların oluşması durumunda yerlerine döneceklerini söyledi. Cihan Haber Ajansı'na konuşan kamp sakinleri, PKK tarafından yollanan Barış Grubu'nun tutuklanmamasının kendilerini ümitlendirdiğini söyledi. Mahur sakinleri, barış projesini tam desteklediklerini, hükümetin açılımı devam etmesi gerektiğini vurguladı. Son günlerde yaşanan siyasi olayları CN'a değerlendiren kamp sakinleri, bedenen Türkiye'de uzak olmalarına rağmen ruhen Türkiye ile yaşadıklarına dikkat çekiyorlar. Kamp sakinleri şimdi yaşanan olumlu sürecin kendi kaderlerinin nasıl şekilleneceğini merak ederken, onlar Ankara'dan gelecek haberleri dikkatle bekliyor. "TÜRK-KÜRT KARDEŞLİĞİ İÇİN BARIŞ GRUPLARINI GÖNDERDİK" Kampın imamı Tevfik Abdullah, Türk ve Kürt kardeşliği adına Barış Grubu'nu Türkiye'ye gönderdiklerini hatırlatarak akan kanın artık durması gerektiğini ifade etti. Bütün Müslümanların kardeş olduğuna dikkat çeken İmam Abdullah, Biz de bunun için Mahmur'dan bir grubu Türkiye'ye gönderdik. İnsanlık için, İslamiyet için, Kürt ve Türk kardeşliği için onlar gittiler." ifadesini kullandı. Kürtleri de Allah'ın yarattığına dikkat çeken Abdullah, "Kürtleri de Allah yaratmış. Allah'ın verdiğini inkar etmemek lazım. Kürtler dillerini kendileri seçmedi. Bunu onlara Allah vermiş. Biz Kürtlerin en tabii haklarını istiyoruz. Sadece adalet istiyoruz" dedi. "KARDEŞ KANI ARTIK DURSUN İSTİYORUZ" Mahmur Kampı Belediye Başkanı Abdulkerim Tunç ise Türkiye'ye giden gurupların tutuklanmamasının güzel bir adımı olduğunu dile getirdi. Tunç göre, sorunun çözümü için bu yeterli değil, daha çok çaba göstermek gerek. Türkiye'de sorunu çözme adına siyasetin tıkandığını iddia eden Belediye Başkanı Abdulkerim, "Giden gruplar tutuklanmadı. Bu iyi oldu. Bu güzel bir adım, ama bize göre sorunun çözümü için yeterli değil. Devlet siyasi bir adım atmalı. 25 yıldır bir sorun yaşanıyor. Kürtlerin hiçbir şeyi tanınıp kabul edilmedi. Oysa dünyanın birçok yerinde nüfusu bir milyon olan halkların bile hakları var. Türkiye en azından bunları görmeli ve bir adım atarak tıkanan siyasetin önünü açmalı." şeklinde konuştu. Kardeş kanının durmasını istediklerini kaydeden Abdulkerim, "Kürt milletinin istediğini, Türk milleti de istedi. Yani birlikte kan dursun diyoruz. Kardeş kanı dursun. Dünyada savaştan fayda gören yoktur. Savaş araçtır, çözüm değil. Barış çözümdür." diye ekledi "Biz dilimiz için mücadele ediyoruz. Bir adım atılmasa, bu sorun devam eder. Bizim köylerimiz yakıldı. İnsanlarımız öldü. Devlet bazı şeyleri görmeli. Kürt milleti savaş istemiyor, kardeşlikten yana hep. Barıştan yana. Sayın Erdoğan gelin diyor. Biz, neye geldik neye geri döneceğiz. Erdoğan'ın gücü bazı şeyleri tek başına çözmeye yetmiyor. APO'yu bıraksın, ana dilde eğitime izin versin. Hapistekilere özgürlük versin. zaman biz, buradan Türkiye'ye yayan da gideriz. Bizim geri dönmemizin şartları var. Biz demokrasi herkes için olsun diyoruz. Bize değil sadece, herkese af olsun. Bize tek af istemiyoruz. Bizler göçe zorlandık. Ailelerimiz parçalandı. Bunların dikkate alınması gerek" iddiasında bulundu. "TÜRKİYE'NİN BARIŞ VE HUZURUNU İSTEMEYENLER BU SORUNU TETİKLİYOR" Ev hanımı Şehristan Durmaz ise Türkiye'nin daha zor duruma düşmesini isteyenlerin olduğuna dikkat çekerek, barışı ve huzur istemeyenlerin sorunu tetiklediğini belirtti. Durmaz, "Türkiye'de barış ve huzuru istemeyenlerin çocukları bu yolda mücadele edip ölmüyor. Koltuklarında oturanlar, bu sorunun devam etmesini istiyor. Buradan sesleniyorum, biz yeter artık diyoruz. Kürt ve Türkler ele ele versinler kardeşçe bu sorunu çözsünler. Kardeş kanı akmasın yeter artık. Barış istiyoruz. Biz, artık Kürt ve Türk milleti çatışmasını istemiyoruz. Türkiye'de anayasa değişmeli. Çünkü, 30 yıldır bu sorun var. Ama sonuç yok. Analar ağlamasın artık. Bu sese kulak versinler." diyor Kamp olarak sürece destek olmak istediklerini ekleyen Durmaz, "Biz kamp olarak sürece olumlu destek için barış gurubu gönderdik. Gözetim altında tutulmalarını beklemiyorduk. Ama birgün tutuldular. Keşke birkaç ste alıkonmasaydılar. Bizi temsilen gidenler, isteklerimizin yer aldığı mektupları götürdüler. Hükümetten de bir adım bekliyoruz bu yönde" dedi. "BARIŞ GRUPLARI İLE ÜMİTLERİMİZİ DE GÖNDERDİK Halime Ara isimli üniversite öğrencisi ise Türkiye'ye giden grupların tutuklanmamasını olumlu bir adım şeklinde değerlendirdi. Yapılan vtlerin gerçekleştirmesini de isteyen Ara, "Yetkililer konuşmak yerine, çözüm üretip uygulasınlar. Türkiye artık devlet ve millet olarak kanın akmasını istemiyor. Biz de çocuklar ölmesin, asker ölmesin diyoruz. Sorunlarımızın çözümü için bir adım bekliyoruz.' şeklinde konuştu. Bazı şeyleri konuşmanın çok erken olduğunu da söyleyen Ara, "Bizim ümitlerimiz vardı. Onları da Türkiye'ye giden gruplarla gönderdik. Bir yandan sorunun çözülmesi için gayretler olurken bir yandan da operasyonlar devam ediyor. Bu da bizim ümitlerimizi yıkıyor. Tabi ki Türkiye'ye gitmek istiyoruz. Ama barış içinde" "TÜRK MEDYASI SAVAŞ ÇIĞIRTKANLIĞI YAPIYOR" Nazmi Aka isimli genç ise Türk medyasının bu sorunun çözülmesine yardım etmediğini iddia etti. Aka'ya göre Türkiye medyası savaş çığırtkanlığı yapıyor. Medyanın savaş dilini bırakmasını isteyen Aka," Türkiye'de medya savaş dilini bırakmalı. Birlik dilini tutmalı. Giden grupların hepsi düşman ve terörist ilan edildi. Onlar elçi olarak gittiler. Elçiye zeval olmaz derler ya. Biz giden elçilere yapılan muameleyi gözlemleyeceğiz. Biz de Türkiye'ye gitmek istiyoruz. Doğduğumuz yer, hep hayalimizde. Ama sorunlarımızı çözerlerse gideriz." Başbakan Erdoğan'ın 'dönün çağrısını da erken bulan Aka, "Bu yönde daha resmi bir açıklama yapılmadı. Doğru bir yol çizilirse gidilir." Rubar isimli lise öğrencisi de Türkiye'de ki akrabalarını özlediğini ve Türkiye'ye gitmek istediğini belirtiyor. "TÜRKİYE'DEN MADDETEN UZAKLAŞTIK, AMA RUHEN DEĞİL" Mahmut Manak isimli kamp sakini ise sorunu çözmek adına Türkiye'ye elçiler gönderdiklerini ve topun şimdi hükümette olduğunu illeri sürdü Gidenlerin kendilerini temsil ettiğini kaydeden Makan, "Grupların tutuklanmaması tabi ki olumlu bir şey. Gönderdiğimiz elçilerle maddelik bir mektup gönderdik. İsteklerimiz kabul edilirse biz de gideriz Türkiye'ye. Hükümet bir adım atarsa bunu en iyi şekilde değerlendiririz. Şimdi top hükümette artık. Onların nasıl bir adım atacağına bakacağız" Hükümetin dönmelerine garanti vermesi durumunda Türkiye'ye gideceklerini aktaran Manak, "Biz 15 yıldır Irak'tayız. Kolumuzdaki stler bile Türkiye'ye göre ayarlı. Irak'a göre değil. Şeklen Türkiye'den uzaklaştık ama ruhen uzaklaşmadık. Uzaklaştığımız bir şey yok. Mesela benim bir çocuğum Türkiye'de kaldı. orda, ben buradayım. Onlardan koptum. Annem, bacım, kardeşlerim ve diğerleri hep orda kaldı." Gayelerinin Türkiye'yi parçalamak veya bayrağı tanımamak olmadığını kaydeden Manak, 'Biz devlete de bayrağa da saygılıyız. Herksin diline de saygılıyız. Biz kendi anadilimizin tanınmasını istiyoruz. Çok şey istemiyoruz. Biz kimlik istiyoruz. Yani Türk kimliği inkar edip, Kürt kimliğini istiyoruz. Kardeş olalım istiyoruz. Türk halkının sahip olduğu şeyleri istiyoruz. Kimliğimde Türk değil, Kürt yazılsın." Türkiye'nin, PKK tarafından kullanıldığı gerekçesiyle bir an önce kapatılmasını istediği Mahmur Kampı yılda kez yer değiştirdi. Mahmur Kampı, bugün çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu 11 bin 352 nüfuslu bir kasabaya dönüşmüş durumda.
609218
FED'in Bej Kitabı'nda iyimser işaretler
ABD Merkez Bankası (Fed), konut ve imalat sektöründeki düzelmelerin, ABD ekonomisinin toparlanmasının ilk safhalarına güç verdiğini bildirdi. Fed'in çeşitli bölgelerden aldığı ekonomik verilere dayanarak hazırladığı ''Bej Kitap'' adlı raporda, son altı haftada ülke çapında ekonomide birçok sektörde koşulların ya istikrara kavuştuğu ya da bir miktar da olsa düzeldiği belirtildi. Ekonomide, 1930 yılından bu yana en kötü resesyonda düzelmenin başladığı, Fed'in araştırma yaptığı 12 bölgeden sadece ikisinde ekonomideki fliyetlerin zayıf olduğu kaydedilen raporda, ilk kez konut satın alacaklara verilen bin dolarlık kredinin konut sektörünü desteklediği, fabrikaların üretimi artırdığı ifade edildi. Konut ve imalat sektörünün düzelmeye katkıda bulunmayı sürdürdüğü, buna karşın düzelmede en zayıf bağlantının ticari gayrimenkul sektörü olduğu, 12 bölgede bu sektörde koşulların ''ya zayıf ya da kötüleştiği'' bildirilen raporda, ekonomik fliyetin yüzde 70'ini oluşturan tüketici harcamalarının zayıf kalmayı sürdürdüğüne dikkat çekildi. Fiyat ya da ücret baskılarının çok az ya da hiç olmadığı, banka kredilerine talebin zayıf ya da az olduğu ve birçok bölgede kredi kalitesinin daha fazla aşındığı belirtilen raporda, ekonomi her ne kadar ivme kazansa bile henüz bankacılık ve istihdamdaki zayıflığın üstesinden gelmediği vurgulandı. Çalışma Bakanlığına göre, geçen ay 23 eyalette işsizlik oranı yükseldi. ABD'de Eylül ayında 26 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 9,8'e tırmanan işsizlik oranının, bu yıl yüzde 10'a ve gelecek yıl ortasında da yüzde 10,5'e ulaşması bekleniyor. Birçok ekonomist, ekonominin üçüncü çeyrekte en az yüzde büyüyeceğini ve şimdi büyümeye devam ettiğini söylüyorlar. ABD ekonomisinin üçüncü çeyrek sonuçları gelecek hafta açıklanacak. Yılda sekiz kez hazırlanan Bej Kitap, faiz oranlarının belirlenmesine yardımcı olmada kullanılıyor. FED, yüzde 0-0,25 aralığındaki gösterge faiz oranını değerlendirmek üzere 3-4 Kasım'da toplanacak.
609440
Otobüsün bagajındaki poşette 21 kilo esrar çıktı
Otobüsün bagajındaki poşette 21 kilo çıktıAli Can ZERAY/EDİRNE, 'dan 'ye yolcu taşıyan otobüsün bagajında ihbar üzerine harekete geçen polislerce yapılan aramada bir poşetin içinde 21 kilo ele geçirildi. Olayla ilgili kişi gözaltına alındı Bir ihbarı değirlendiren ve Organize Suçlarla Müdacele Şube Müdürlüğü ekipleri, 'dan Edirne'ye yolcu taşıyan ve plakası açıklanmayan otobüsü durdurdu. İhbarda adı geçen G.S. (20), B.G. (21) ve B.S. (39) yapılan tespiti ile belirleyen ekipler, bu kişilerin üzerlerinde yaptığı aramada bulamadı. Ancak otobüsün bagajında yapılan aramada bir poşet içinde 21 kilo çıktı. Ancak esrarların kime ait olduğu belirlenemedi. Ancak ekipler ihbarda adı geçen G.S., B.G. ve B.S.'yi gözaltına aldı. Polisteki sorgularının ardından Adliye'ye sevk edilen kişi ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Esrarın kime ait olduğu araştırılıyor.
607824
Buzlar arasında kayak keyfi
Buzlar arasında kayak keyfi DIŞ HABERLER Adrenalin tutkusu sınır tanımıyor. Amerika'da Luke Spencer isimli genç, 22 metre yükseklikteki şelaleden dondurucu sulara kayağıyla birlikte atladı. Buzulların kapladığı şelale, hava sıcaklığının biraz artmasıyla birlikte çözülmeye başlayınca Spencer da bu fırsatı kaçırmadı. 22 metreden kayığıyla birlikte suya düşen Spencer, tehlikeli gösteriyi hafif sıyrıklarla atlattı.
608005
Tobin vergisi (ülkeye giren dövize vergi)
Güngör Uras Olayların içindenTobin vergisi (ülkeye giren dövize vergi) 22 Ekim Perşembe 2009 ’ya borsaya yatırım yapmak veya satın almak için döviz getirecek yabancılar, getirecekleri dövizin yüzde 2’si kadar vergi ödeyecekler. Dövizin ülkeler arasında spekülatif olarak gezinmesini caydırmak için, bir ülkeye girerken vergilendirilmesi fikrini ilk kez 1972 yılında Princeton Üniversitesi’ndeki bir konuşmasında Prof. James Tobin tartışmaya açtı. 1978 yılında ise bu görüşünü bir öneri haline getirdi. Onun içindir ki, ülkeler arasında gezinen sermayeden alınacak vergiye “Tobin vergisi” deniliyor. Tobin diyor ki, döviz hareketi serbestleşti. İsteyen istediği ülkeye istediği kadar döviz sokuyor, çıkarıyor. Bu dövizler bir gün için, üç gün için bir ülkeye giriyor çıkıyor. Veya daha uzun vadeli yatırımlar için giriyor. Uzun vadeli yatırımlar için bir ülkeye giren döviz ülkeye genelde iyilik getiriyor. Ama kısa süreli döviz giriş çıkışları ülke ekonomisinde sarsıntı yaratabiliyor. Dövizler yüzüyor, geziyor Ülkeler için olduğu kadar dünya ekonomisi için de kısa süreli döviz hareketlerinin olumsuz etkileri oluyor. Spekülatif amaçlarla bırakınız her günü, her dakika dövizler bir ülkeye, bir bu ülkeye yöneltiliyor. Hele günümüzde paranın bir tuşuna basılarak ülkeden ülkeye gezdirilmesi sorunun boyutunu daha da artırdı. Eğer her türlü para hareketine (uluslararası finansal işlemlere) genelinde yüzde 0.25 gibi bir vergi uygulansa, paranın spekülatif hareketi bir ölçüde frenlenir. Çünkü bu vergi yükünü dikkate alan oyuncular, düşük getirilere özenerek parayı gezdirirken daha dikkatli olurlar. Ülkelere giren dövizlere de yüzde gibi bir vergi uygulanırsa, bu vergi uzun dönemli yatırım için döviz getirenleri üzmez. Caydırmaz. Ama “sıcak para” diye adlandırılan döviz girişini kontrol altına alır. Kısa sürede çıkmayı düşünenler bu vergi nedeniyle elenmiş olur. Çünkü ülke ekonomileri en hassas dönemlerde sıcak paranın ülkeden çıkışıyla büyük sarsıntılar geçirebilmektedir. Biz vergi koyamayız Son spekülatif para hareketlerinin ülkeleri nasıl güç duruma düşürdüğünü gösterdi. toplantılarının ilkinde Sarkozy, kuruluşlarının cesur ve fakat riskli yayılmalarını kontrol altına almak için “Tobin vergisi” fikrini ortaya attı. Onu destekledi ama, bir süre sonra bu konu gündemden kalktı. Tobin vergisi uygulamaya karar veren Brezilya’nın özel durumu var. Dövize ihtiyacı yok. Dünyada gidecek adres arayan döviz son günlerde Brezilya’ya akmaya başladı. Bu nedenle Brezilya parası hem hem euro karşısında değer kazandı. Brezilya borsası çıldırdı. Brezilya borsaya, bono ve tahvile gelecek dövize vergi koyarak olası bir “balon”u önlemeye çalışıyor. Bizim durumumuz farklı. Sermaye hareketi hesabına göre, ocak-ağustos döneminde borsaya, tahvile ve bonoya yatırım için net döviz girişi sadece 1.8 milyar dolar. Kredi girişi yok. 5.9 milyar dolar net kredi çıkışı var. için giren-çıkan dövizin hesabını bilemiyoruz. kazandırıyor ama, tahvil ve bononun faizleri cazibesini kaybetti. Kriz öncesi dönemde reel faizler yüksekken Tobin vergisinin yararı tartışılabilirdi ama, bugün Tobin vergisini koyabilecek durumda ve rahatlıkta (mlesef) değiliz. (559 yazı)
609385
MHP'liler MHP toplantısını bastı!
MHP Genel Başkanlığı için aday olduğunu açıklayan Hakkı Şafak Ses, partinin Ege Bölgesi'ndeki temsilcileri ile yapacağı toplantı için İzmir'e geldi. Balçova Termal Tesisleri Kardelen Salonu'nda öğle stlerinde başlayan toplantıda kürsüye gelen Ses, konuşmasına başlar başlamaz, partinin gençlik kolları üyesi oldukları belirtilen yaklaşık 30 kişi, salonun değişik yerlerinden kürsüye doğru yürümeye başladı. 'Devletin başına Devlet gelecek', 'Alpaslan Türkeş'in askerleriyiz' sloganları atan gençler kürsüyü devirdi, Ses'i tartaklayanlar oldu. Ses'in yakınındakiler ile salonun dışında bekleyen polis ekipleri içeri girerek gençlere müdahale etti. Hakkı Şafak Ses güvenliği için salondan çıkarılıp, başka bir odaya götürülürken, öfkeli gençlerle polis arasında kısa süreli arbede yaşandı. Polisin müdahalesi ile salon dışına çıkartılan MHP'nin İzmir gençlik kolları ve Ülkü Ocakları üyesi olduğu belirtilen gençler, Hakkı Şafak Ses'e protestolarını sürdürdü. Gençler, toplantı iptal edilene kadar bölgeden ayrılmayacaklarını söyledi. İzmir Emniyeti Güvenlik Şube Müdürü Hadi Öztekin, gruptan bir temsilci ile görüşüp ikna etmeye çalıştı. Gençler, yaklaşık 15 dakika daha süren protestonun ardından dağıldı. Kürsünün tekrar hazırlanıp, devrilen sandalyelerin düzenlenmesiyle MHP Genel Başkan Adayı Hakkı Şafak Ses konuşmasını yaptı. Başkanlık yürüyüşüne neden Ege ve İzmir'den başladığını anlatan Ses, "Türkiye'de 'kurtuluş' dendiğinde akla ilk gelen il İzmir'dir. İzmir, Ege, milli mücadeledeki dik duruşu ile örnek bir bölgedir. Karşımıza hangi zorluk çıkarsa çıksın, yürüyüşümüze devam edeceğiz" dedi. Toplantı sonunda basın mensuplarının, protesto ile ilgili sorularını yanıtlayan Ses, "Bu tür olaylar her partide yaşanabilir. Bir partinin üyesi olmakla, taraftar olmayı ayırt etmeliyiz. Bu tatsız olaya karışan gençlerimiz de bu ülkeye hizmet edecek pırıl pırıl gençlerdir. Hoş görmek lazım. Bundan sonra da MHP'nin birlik ve bütünlüğünü bozmak isteyen dış gruplar toplantılarımıza girip bizi ayırmak isteyebilirler, dikkat etmiliyiz" diye konuştu. Ses, eylemi gerçekleştiren grubun kimlikleri hakkında bilgi sahibi olmadığını söyledi. Bozkurt işaretini kastedderek, "Yaptıkları işaret bizim hepimizin ortak işaretidir" diye konuştu.
609460
Michael Skibbe, 40 Avro için mahkemeye çıktı
Michael Skibbe, 40 Avro için mahkemeye çıktıBERLİN (A.A) Almanya Birinci Futbol Ligi takımlarından Eintracht Frankfurt’un teknik direktörü Michael Skibbe, aracını sürerken telefonla görüştüğü için kendisine kesilen 40 Avro para cezasından dolayı hakim karşısına çıktı Express gazetesinde yayınlanan haberde, Skibbe’yi aracında telefonla yakalayan polislerin mahkemeye gelmedikleri için davanın ertelendiği ifade edildi. Skibbe, mahkemede verdiği ifadede, aracını sürerken kulaklık takarak telefonla görüştüğünü, ancak bir ara kulaklığı telefona tam oturmadığı için yeniden taktığını, bunu polislerin yanlış anlamış olabileceklerini belirtti. Michael Skibbe ayrıca, mahkemeye sadece 40 Avro ödememek için değil, Flensburg’da bulunan Trafik Sicil Dairesi’nde bir puanın yazılmaması için çıktığını belirtti. Daha önce aracından telefonu çalınan Skibbe, hırsızlar tarafından telefonundaki özel fotoğraflar ile şantaja uğramış ve bu konuda mahkemeye çıkmıştı.
608942
Baba Garipoğlu'nun şöförünün ek ifadesi alındı
Baba Garipoğlu'nun şöförünün ek ifadesi alındı cinayeti soruşturması kapsamında Cem Garipoğlunun babası Nida Garipoğlu'nun şoförü Ahmet Batur'un ek ifadesi alındı. Ahmet Batur, 'nden jandarma eşliğinde 'te bulunan Adliyesi'ne getirildi. Ahmet Batur, soruşturmayı başından beri yürüten Faruk Erşen Yılmaz ve Çocuk Mahkemeleri Savcısı Mustafa Öztürk'e yaklaşık bir st ifade verdi. Ahmet Batur'a olay günü şirkete kimlerin gidip geldiği ve olay günü Nida Garipoğlu'yla, beraber yapmış oldukları yolculurın ayrıntılarının sorulduğu ifade edildi. Ahmet Batur iş gereği ilk önce Lüleburgaz'da bulunan iş yerinde gittiklerini daha sonra 'da bulunan ofise geldiklerini ayrınlarıyla anlattığı öğrenildi. Ahmet Batur, Nida Garipoğlu ile birlikte Avcılarda'ki ofise giderken yolda hiçbir yere uğramadığını söylediği öne sürüldü. Ahmet Batur'un eski ifadelerini tekrar ettiği öğrenildi. Ahmet Batur "suçluyu kayırmak" suçundan tutuklanmıştı.
607794
One minute kızına İsrail engeli
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE One minute kızına İsrail engeli İHH farklı coğrafyalardan onlarca yetim çocuğu İstanbul'da buluşturdu. Başbakan Erdoğan'ın One minute çıkışını yaptığı toplantıda Peres'e ismini hatırlattığı Gazzeli Hüda İsrail engeliyle karşılaştı OKTAY MEHMET İSTANBUL İHH İnsani Yardım Vakfı tarafından düzenlenen '4. Uluslararası Yetim Buluşması'na Gazze'den gelmesi beklenen çocuk ile İsrail saldırılarında anne babasını kaybeden Hüda Galya katılamadı. Hüda, Başbakan Erdoğan'ın "One minute" çıkışını yaptığı toplantıda Şimon Peres'e ismini hatırlattığı kız olarak biliniyor. Refah Sınır Kapısı kapalı olduğu için Türkiye'ye gelemeyen Gazzeli çocuklar selam ve teşekkürleriyle birlikte İsrail'in harabe haline getirdiği evlerinin önünde çektirdikleri fotoğrafları Türkiye'ye gönderdiler. Hüda Galya, ailesiyle sahilde piknik yaparken İsrail askerlerinin saldırılarına maruz kalmış ve bu saldırılarda anne ve babasını kaybetmişti. Başbakan Tayyip Erdoğan, "one minute" çıkışını yaptığı Davos zirvesinde İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e, Hüda'yı hatırlatarak, "Sahilde piknik yapan çocukları ve ailelerini nasıl öldürdüğünüzü çok iyi biliyorum" demişti.
607709
Münevver’in günlüğündeki Gülşah K. ifade verdi
Münevver’in günlüğündeki Gülşah K. ifade verdiÖZDEN ATİK İstanbul ’de kafası kesilmiş halde cesedi bulunan ’un günlüğünde Cem G.’nin babası ’nun sevgilisi olduğu ileri sürülen Gülşah K.’nın şüpheli sıfatıyla ifadesi alındı ’de kafası kesilmiş halde cesedi bulunan ’un günlüğünde ’nun babası ’nun sevgilisi olduğu ileri sürülen Gülşah K.’nın şüpheli sıfatıyla ifadesi alındı. Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir’in talebinin savcılıkça uygun görülmesi üzerine dün ’deki evinden sabah stlerinde Büro Amirliği ekiplerince alınan Gülşah K., st 11.00 sıralarında Adliyesi’ne getirildi. ‘Cinayeti ben mi işledim?’ Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcıları Faruk Erşen Yılmaz ve Mustafa Öztürk tarafından yaklaşık st süreyle sorgulanan Gülşah K., gazetecilerin ısrarlı soruları üzerine “Cinayeti ben mi işledim?” diyerek tepki gösterdi. Gülşah K. ifadesinde, geçirdiği bir nedeniyle 10 günlük rapor aldığını ve olay günü de raporlu olarak evinde bulunduğunu söyledi. Gülşah K. cinayet günü Mehmet Nida Garipoğlu ile yaptığı telefon görüşmelerinin sorulması üzerine de, “O gün st 20.30’da beni aradı. Bana ne zaman işe geleceğimi sormuştu” dediği belirtildi. ‘Önemli belgelere ulaştım’ Bu arada, Münevver Karabulut’un ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, dün ’teki İstanbul Adliyesi’nde cinayet soruşturmasını yürüten Faruk Erşen Yılmaz ile görüştü. Çıkışta açıklama yapan Epözdemir, ’da Cem Garipoğlu’nun doğum kaydıyla ilgili çalışma yaptığını belirterek, “Adana’da üç gün kaldım. Önemli birtakım belgelere de ulaştım. Bu belgeleri soruşturma dosyasına sunduk” dedi.
609500
Bursa için logo bulunamıyor
Bursa Valiliği tarafından, şehrin tarihi, kültürel ve turizm değerlerini önplana çıkartacak ve Bursa'yı tarihi ve kültürel yönden en iyi şekilde tanıtacak yeni bir projeyi daha hayata geçirmek için düzenlenen ve herkesin katılabildiği yarışma sonuçlandı. Eylül 2009'da başlatılan yarışma, Ekim 2009 tarihinde tamamlandı. Oluşturulan kurul tarafından yarışmaya katılan logo tasarım ve sloganları arasında bir değerlendirme yapıldı. Buna göre, Bursa'nın tarih, kültür ve turizm değerlerini en iyi ifade edebilecek ve Bursa'yı bütünüyle en iyi şekilde temsil edebilecek yeterlilikte bir logo tasarımı ve sloganı oluşturulamadığına kant getirildi. Ancak; yarışmacılardan 'Forum Tanıtım' tarafından yapılan, rumuzu 'Forum 1' olan logo tasarım ve sloganın Bursa Valiliği tarafından kurulan Bursa Kültür, Turizm ve Tanıtma Birliği kurumsal kimliğinde kullanılmasının uygun olacağı ve ödüle değer bulunduğuna oy birliği ile karar verildi.